You are on page 1of 231

Blent Diken, Carsten

B.Laustsen

Filmlerle
Sosyoloji
Filmler asla "sadece film" ya da
bizleri elendirmeyi ve dolay
syla dikkatimizi datarak bizi
toplumsal gerekliimizle ilgili
asl sorunlardan ve mcadeleler
den uzaklatrmay amalayan
hafif kurgular deildir. Filmler
yalan sylerken bile toplumsal
yapmzn can evindeki yalan
sylerler. Bu nedenle, elinizdeki
kitab yanlzca filmlerin toplum
sal gerei nasl yanstt ya da
merulatrdyla ilgilenenler
deil, toplumlarmzn nasl olup
da kendilerini ancak filmler ara
clyla yeniden rettii konu
sunda fikir sahibi olmak isteyen
ler de okumal. Uzun lafn ksas,
tam da bu sebepten dolay Film
lerle Sosyoloji'yi hemen hemen
herkes okumal.
Slavoj Zizek

Tarih Toplum Felsefe ISBN-13: 978-975-342-762-3


Metis Yaynlar www.metlskltap.com

Blent Diken ve
Carsten Bagge Laustsen
Filmlerle Sosyoloji
Blent Diken 1964 doumlu. niversite renimini Dani
marka'da kent planlamas dalnda tamamlad. Halen Lancas
ter niversitesi Sosyoloji Blmnde retim yesi. Aratr
ma alanlar sosyal teori, siyaset felsefesi, sinema, kentleme
ve gmenlik zerinde younlayor. Balca kitaplar Stran
gers, Ambivalence and Social Theory (Yabanclar, Mphem
lik ve Sosyal Teori, Ashgate, 1998), The Culture of Excep
tion (stisna Kltr, Routledge, 2005, Carsten B. Laustsen
ile birlikte) ve Nihilism'dir (Nihilizm, Routledge, 2009). u
sralar zerinde alt kitabn konusu Revolt, Revolution,
Critique - The Paradox of Society" (syan, Devrim, Eletiri Toplum Paradoksu, Routledge, 2011).
Carsten B. Laustsen 1968 doumlu. niversite renimini
Aarhus niversitesi'nde siyasetbilimde yapt. Halen ayn ni
versitenin Siyasetbilim Blmnde retim yesi olarak sos
yoloji dersleri veriyor. Aratrma alanlar siyaset teorisi, sos
yoloji teorisi, psikanaliz ve sinema zerinde younlayor.
Balca kitaplar Subjektologi (znebilim, Aarhus Universitetsforlag, 2007) ve The Culture of Exception (Routledge,
2005, B. Diken ile birlikte). u sralar B. Diken ile birlikte te
rrizm konulu bir kitap projesi zerinde almaktadr.

Metis Yaynlar
pek Sokak 5, 34433 Beyolu, stanbul
Tel: 212 2454696 Faks: 212 2454519
e-posta: info@metiskitap.com
www.metiskitap.com
Filmlerle Sosyoloji
Blent Diken, Carsten Bagge Laustsen
ngilizce Basm:
Sociology through the Projector
Routledge, 2007
Blent Diken ve Carsten Bagge Laustsen, 2007
Metis Yaynlar, 2008
Taylor & Francis Group yesi Routledge tarafndan
yaymlanm ngilizce basmn lisansl evirisidir.
lk Basm: Haziran 2010
kinci Basm: Mart 2011
Yayma Hazrlayan: zge elik
Kapak Fotoraf: Dv Kulb filminden bir sahne
(David Fincher, 1999).
Kapak Tasarm: Emine Bora
Dizgi ve Bask ncesi Hazrlk: Metis Yaynclk Ltd.
Bask ve Cilt: Yaylack Matbaaclk Ltd.
Fatih Sanayi Sitesi No. 12/197-203
Topkap, stanbul Tel: 212 5678003

ISBN-13: 978-975-342-762-3

Blent Diken
Carsten Bagge Laustsen

Filmlerle Sosyoloji
eviren:

Sona Ertekin

metis

NDEKLER

Teekkr 9
Sunu: Toplumsaln Kalbindeki Film
Slavoj Zizek 11

1 Giri: Sinema ve Toplumsal Teori 17


2

Hamam: ark'n Posta Ekonomileri 41

Sineklerin Tanrs: Kin Sosyolojisi 71

Tanr Kent: Toplumsal liki(sizlik)


olarak Kamplatrma 99

Dv Kulb: A Toplumunda iddet 121

Brazil: Hatadan Terre 149

Hayat Gzeldir: Auschwitz'in Hayaleti 179

8 Sonsz: Post-Politikaya Kar Estetik 203


Kaynaka 211
Dizin 223

TEEKKR

UFUK AICI tartmalar iin Niels Albertsen, Alison Armstrong, h


san Metin Erdoan, Poul Fletcher, Leon Gurevitch, Civan Grel,
Mark Lacy, Nayanika Mookherjee, Jackie Stacey, Majid Yar, Ro
danthi Tzanelli ve skandinav Yaz Okulu ile Sosyologlar Forumu
katlmclarna mteekkiriz. Kitabn farkl blmlerinde, yaptkla
r yorumlardan ok faydalandk. Ayrca, bu projeye verdii destek
ten dolay Jens Blom Hansen'e ok teekkr ederiz.
Helle Bundgaard, Marianne Hoffmeister, Else L0vdal Nielsen
ve Mette Ahlers Marino bizden teknik desteini hi esirgemedi. Bu
yzden hepsine ayr ayr teekkr borluyuz.
Kitabn baz blmleri daha nce Alternatives 31(4): 431-52
(2006), City 9(3): 307-20 (2005), Journal for Cultural Research 4
(4): 349-68 (2002) ve 9(1): 69-86 (2005), Millennium 30(3): 76184 (2001 )'de yaymlanmt. Bu denemelerin yeniden yaymlanma
sna izin verdikleri iin teekkr ederiz.
Blent Diken ve Carsten Bagge Laustsen
Aralk 2006

SUNU
Toplumsaln Kalbindeki Film

BLENT DKEN ve Carsten Bagge Laustsen'in Filmlerle Sosyoloji


balkl almasnn teorik ve politik duruunu aklamann en iyi
yolu belki de 11 Eyll'n beinci yldnm vesilesiyle gsterime
giren iki Hollywood prodksiyonuna odaklanmaktan geiyor: Paul
Greengrass'n Uu 93 / United 93 adl filmi ve Oliver Stone'un y
nettii Dnya Ticaret Merkezi / World Trade Center. Burada ilk g
ze arpan ey, her ikisinin de mmkn olduunca Hollywood kar
t bir duru sergilemeye almas: her ikisi de sradan insanlarn ce
saretine odaklanyor; gz alc yldzlar, zel efektler, kahramanlk
gsterileri yok; yalnzca sradan insanlarn srad artlar altnda
basit ve gereki bir tasviri sz konusu. Kukusuz bu filmlerin sa
hici bir taraf da var - filmlerin sansasyon yaratma merakndan ka
nmasn, gsterisiz ve sade slubunu eletirmenlerin byk o
unluunun nasl da azbirlii yapm gibi vdn hatrlayn.
te bizim phelenmemizi gerektiren ey de bu sahiciliin ta ken
disi: Kendimize acilen bunun hangi ideolojik amalara hizmet etti
ini sormamz gerekiyor.
Burada eyi belirtmek gerekiyor. Birincisi, her iki filmin de
birer istisnaya odaklanm olduu: Uu 93 karlan drt uaktan
sadece biri, terristlerin hedefi vuramad tek uak hakknda. Dn
ya Ticaret Merkezi ise enkazdan kurtarlan yirmi kiiden ikisinin
yksn anlatyor. Bylelikle, zellikle de Uu 93'te, felaketin
kendisi bir eit zafer haline getiriliyor; yolcular, kesin bir lmle
kar karya olduklar bir durumda ne yapacaklar sorusuyla yz
letiriliyor. Onlarn verdii kahramanca karar u: Eer kendimizi
kurtaramayacaksak, en azndan bakalarnn hayatn kurtarmaya

12

FLMLERLE SOSYOLOJ

alalm - bu nedenle, ua hava korsanlarnn belirledii hedefi


vurmadan nce yere indirmek zere pilot kabinine hcum ediyorlar
(yolcularn kiz Kuleler'i vuran iki uaktan zaten haberi var). Peki
byle bir istisnann yksn anlatmak neye yaryor?
Spielbergn Schindler'in Listesi / Schindler's List filmiyle bir
karlatrmaya gitmek bu noktada faydal olabilir: Filmin sanatsal
ve siyasal anlamda baarszl ortada olsa da, kahraman olarak
Schindler'in tercih edilmesi doru bir seimdi; zira Yahudilere yar
dm etmek iin bir eyler YAPMI bir Alman'n resmedilmesi, asln
da hem bir eyler yapmann mmkn olduunu kantlyor, hem de
bir ey yapmann imknsz olduunu ne srerek hibir ey yapma
m olanlar etkili bir ekilde knamay mmkn klyor. Uu 93' n
ise bunun aksine isyana odaklanmas, bizi asl sorular sormaktan
alkoyuyor. Aklmzdan basit bir deney yapalm ve iki filmi de ba
ka trl hayal edelim: Diyelim ki Uu 93, American Airlines'n 11
sefer sayl uuunu (veya hedefini vuran baka bir ua) ve bu
yolcularn yksn anlatsn; DTM de kiz Kuleler'in enkaz altnda
uzun sre strap ekip len iki polis ya da itfaiyecinin yks ola
rak yeniden ekilsin. Bu versiyonlar iledikten sonra, bu korkun
suu bir biimde merulatrmak ya da "anlayla" karlamaktan
ziyade, durumun asl dehetiyle yz yze gelir ve dnmeye, ken
dimize byle bir eyin nasl olabildiine ve ne anlama geldiine da
ir ciddi sorular sormaya mecbur kalrdk.
kincisi, her iki filmde de belirgin biimsel aykrlklar var: Bu
anlar, filmlerin esasen sade ve gsterisiz slubuna da uymuyor.
Uu 93 bir otel odasnda dua edip hazrlanan hava korsanlaryla
balyor. Sert grnyorlar, hepsi birer lm meleini andryor jeneriin hemen ardndan gelen sahne de bu izlenimi destekliyor:
Manhattan' gece, tepeden grdmz panoramik ekim eliinde,
hava korsanlarnn dualar duyuluyor; korsanlar adeta hasat kaldr
mak zere dnyaya inmeye hazrlanyorlar. Benzer ekilde DTM'de
de kulelere arpan uaklarn dorudan bir grnts yer almyor;
tek grdmz ey, felaketten saniyeler nce polislerden biri kala
balk bir sokaktayken, kalabaln zerinden hzla geen meum bir
glge - ilk uan glgesi. (stne stlk, polis-kahramanlar enkaz
altnda kaldktan sonra, kamera Hitchcockvari bir hareketle uzakla
yor ve gkyznden btn New York'un "tanrsal" bir manzaras-

SUNU: TOPLUMSALIN KALBNDEK FLM

13

n gzler nne seriyor.) Gereki gndelik yaamdan, dnyay te


peden gsteren bu bak asna dorudan gei her iki filme de
-sanki saldrlar tanrsal bir mdahalenin eseriymi gibi- tuhaf bir
dinsel arm yklyor. Peki bunun anlam nedir? Jerry Falwell
ve Pat Robertson'n 11 Eyll saldrlarna verdikleri ilk tepkiyi ha
trlayn: Onlara gre Amerikallarn gnahkr yaamlarndan dola
y tanr koruyucu elini ABD'nin zerinden ekmiti; hedonist mater
yalizmi, liberalizmi ve yoldan km cinsellii suluyor, Amerika'
nn hak ettiini bulduunu iddia ediyorlard. Amerika'nn "liberalli
ine" yneltilen sulamann, Mslman teki'nin yan sra tam da
Amerikan tarasnn kalbinden gelmesi elbette dndrc.
Uu 93 ve DTM gizliden gizliye bunun tam tersini yapyor ve
11 Eyll' felaket klnda bir nimet, bizleri yaadmz ahlaki
kntden kurtarp iimizdeki iyilii ortaya karacak tanrsal bir
mdahale olarak okuma eilimi gsteriyor. DTM kadraj d konu
malarla, kiz Kuleler felaketi gibi korkun olaylarn insanlarn iin
deki ktl VE iyilii -cesareti, dayanmay, topluluk iin feda
krlkta bulunmay- ortaya kard mesajyla sona eriyor. nsan
lara yapabileceklerini hayal bile edemeyecekleri eyleri gerekle
tirebileceklerini gsteriyor. Felaket filmlerine duyduumuz hay
ranln alttan alta srmesinin sebeplerinden biri de bu topik bak
as: Neredeyse toplumsal dayanma ruhunu canlandrmak iin
byk bir afete ihtiyacmz varm diyeceiz.
Bu da bizi son ve asl can alc noktaya getiriyor: ki film de sa
dece olaylara dair politik bir tavr sergilemekten deil, olay daha
geni bir siyasi balamda ele almaktan bile kanyor. Uu 93teki
yolcularn ve DTM'deki polislerin byk resim hakknda bir fikirle
ri yok - birdenbire kendilerini dehet verici bir durumun ortasnda
buluyor ve ellerinden geleni yapmak zorunda kalyorlar. Bu "bili
sel haritalama" eksiklii hayati nem tayor: Filmlerin ikisi de Tarih'in ortada grnmeyen Neden, actan grnmez Gerek olarak
acmaszca hayatlarna dalmasndan mustarip sradan insanlar an
latyor. Filmde yalnzca felaketin feci sonularn gryoruz. An
cak felaketin sebebi yle soyut ki DTM'yi izlerken insan kolaylkla
kiz Kuleler'in kuvvetli bir deprem yznden ykldn dnebi
lir. Hatta biraz daha ileri gidip, ayn filmin 1944 ylnda mttefikle
rin her taraf yakp ykan bombal saldrsnn ardndan Almanya

14

FLMLERLE SOSYOLOJ

nn byk ehirlerinden birinde getiini dnebiliriz. (O dnem


le ilgili bir televizyon belgeselinde, 1944 ylnda Almanya'nn elin
de kalan birka askeri uakla ehirleri savunan ve hayatta olan kimi
Alman pilotlar, Nazi rejimiyle alakalar olmadn, politikadan ta
mamen uzak durduklarn, sadece cesurca lkelerini savunduklar
n iddia ediyorlard.)
Ya da ayn filmin gney Beyrut'ta bombalanan ok katl bir bi
nada getiini varsayalm. En nemlisi de bu zaten: Olay orada GE
EMEZ. Byle bir film "ustalkla terr propagandas yapan Hizbul
lah yanls bir film" diye bir kenara itilirdi (ayn Almanya'da geti
ini hayal ettiimiz film gibi). Bu da iki filmin ideolojik ve politik
mesajnn, aslnda politik bir mesaj vermekten kanmalarnda giz
li olduunu gsteriyor; bu kanma hali ise insann kendi hkme
tine kar iten ie duyduu GVENLE destekleniyor - "dman
saldrdnda, zerine deni yapmalsn". te bu gizli gven duy
gusu, Uu 93 ve DTM'yi, Stanley Kubrick'in ynettii Zafer Yolla
r / Paths of Glory gibi ac ve lmle kar karya gelen sradan in
sanlar (askerleri) anlatan pasifist filmlerden tamamen ayryor. n
sanlarn duyduklar ac, burada dpedz belirsiz ve maniple edil
mi bir Neden uruna anlamszca kendini feda etmek olarak gste
riliyor. Sherlock Holmes'un Arthur Conan Doyle'un "Gm im
ek" kitabndaki mehur hazrcevaplnda olduu gibi:
"Burada dikkatimi ekmek istediiniz herhangi bir husus var m?"
"Var, geceleyin gerekleen tuhaf kpek hadisesi."
"Kpek gece boyunca hibir ey yapmad ki. "
"te tuhaf hadise de buydu," dedi Sherlock Holmes.
nsan DTM ile ilgili ancak unlar syleyebilir: "Hani filmde tuhaf
bir terrist saldr olay vard ya!" "Ama bir terrist saldr grme
dik ki." "te tuhaf olan olay da oydu zaten." Bu da bizi balad
mz yere, sade ve gereki bir tavrla sradan insanlar anlatan iki
filmin "somut" karakterine gtryor. Felsefeyle ilgilenen hemen
herkes, Hegel'in "soyut" ve "somut" kartln sezgisellikten uzak
bir biimde nasl ele aldn bilir: Gndelik dilde genel kavramlar
"soyut" olarak adlandrlr, buna karlk gerekte var olan mnferit
nesne ve olaylar "somut" saylr. Hegel de ise tam tersi sz konusu
dur; "soyut" olan dolaysz gerekliktir ve bu gereklii "somut" ha-

SUNU: TOPLUMSALIN KALBNDEK FLM

15

le getirmek, ona anlam kazandran karmak evrensel balama ba


vurmak anlamna gelir. te bu iki filmin asl sorunu da burada ya
tyor: tam da "somut" olduklar noktada "SOYUT"lar. Yaam mca
delesi veren somut bireylerin gereki anlatm, yalnzca ucuz tica
ri bir gsteriden kanma deil, olayn tarihsel balamn yok etme
ilevi de gryor. Ve be yl sonra geldiimiz nokta ite bu: 11 Ey
ll' geni bir anlat iinde konumlandrmaktan, bu olayn "bilisel
haritasn" karmaktan ciziz hl.
Bu ksa tahlilden karlacak ders, Diken ve Laustsen'in takdire
ayan kitabnda derinlemesine ele alnm: Bir film asla "yalnzca
bir film" ya da bizi elendirmeyi ve dolaysyla dikkatimizi data
rak bizi asl sorunlardan ve toplumsal gerekliimiz iindeki mca
delelerimizden uzaklatrmay amalayan hafif bir kurgu deildir.
Filmler yalan sylerken bile toplumsal yapmzn canevindeki yala
n anlatrlar. Bu nedenle de bu kitab yalnzca filmlerin toplumsal
gerei nasl yanstt ya da merulatrdyla ilgilenenler deil,
toplumlarmzn nasl olup da kendilerini ancak filmler araclyla
yeniden rettii hakknda fikir sahibi olmak isteyenler de okumal.
Uzun lafn ksas, tam da bu sebepten dolay Filmlerle Sosyoloji'yi
hemen hemen herkes okumal.
Hatrlarsanz Matrix'n o unutulmaz sahnesinde Neo krmz
hap ile mavi hap arasnda seim yapmak zorundayd: Ya Geree
doru travmatik bir uyan gze alacak ya da Matrix'in kontroln
deki yanlsamay yaamaya devam edecekti. Neo, Hakikati seti.
Buna karlk filmdeki en aalk karakter, isyanclarn arasndaki
muhbir, Matrix ajan Smith'le bir konumas srasnda atalyla bif
teinden lezzetli gzel bir paray kaldrp yle diyordu: "Biliyo
rum bu sadece sanal bir yanlsama, ama tad gerek gibi olduu s
rece umurumda bile deil." Bu kitab okumak ya da okumamak,
krmz ve mavi hap arasndaki tercihin ta kendisi.
Slavoj iek

1
GR
Sinema ve Toplumsal Teori

Bu kitap en az farkl ekilde okunabilir. Birincisi,


toplumsal teori yaparken filmleri analiz etme yo
lunda bir aba olarak... kincisi, toplumsal teori
kapsamndaki bir dizi nemli alan ve kavramla bir
yzleme olarak... ncs de filmlerin analiz
aralar olarak kullanld bir sosyal tehis giriimi
olarak.

Hem sihirli hem de gereki bir taraf olan, tm byleyici-etkileyici geli


meleri bnyesinde barndran sinema, embriyogenetik potansiyelinde dn
yann tm imgelerini barndran muazzam bir arketipik rahmi andryor
(Morin 2005: 169).

ON DOKUZUNCU yzyln sonuna doru, neredeyse ayn anda iki


yeni makine gn na kt: Lumire kardelerin sinematograf
ve uaklar (bkz. Morin 2005). Her iki teknoloji de hareket olana
salyordu, farkl meknlar arasnda hareketi mmkn klyordu.
Uak insann en eski ryasn, kanat takp umay gerekletirirken,
sinematografn katks grntleri olabildiince gereki bir ekil
de yanstmakla snrlyd. Ne var ki ok gemeden roller deiti.
Uak kullanl bir seyahat, ticaret ve sava arac haline gelirken,
gndelik yaamdan kamay mmkn klan sinema gitgide ryalar
reten bir kaynaa dnt (a.g.y. 5-6).
Dolaysyla gnmzde sinema ou zaman ryalarla kyasla
nyor, Hollywood bir "rya fabrikas"na benzetiliyor. stelik rya
grdmz srada fiziksel olarak hareketsiz kalrken, duygusal ve
grsel anlamda yaratc ya da aktif oluruz. Benzer ekilde sinemada
da fiziksel olarak hareketsiz, ancak duygusal olarak hareketli bir
"psikolojik bedensel farkndalk" iindeyizdir (a.g.y. 97). te sine
maya zg en can alc deneyim de burada yatar: Sinema, insann
kendisinden ayrlp bir bakas olmasn mmkn klar. Olduu yer
de gebeye dnmesine olanak salar. Toplumsal tahayyl de
rinletirir, hatta kimi durumlarda toplumsal gerekliin bir adm
ilerisinde olmay, henz atlmam admlarn sonularn tasavvur

20

FLMLERLE SOSYOLOJ

etmeyi mmkn klar. Dier bir deyile sinema sanal olann, gele
cek bir toplumun gstergesi olabilir. Bu nedenle de toplumsal ger
eklik kimi zaman sinemann sanallnn bir rn gibi grnebi
lir, sinemann gereklii deil de gerekliin sinemay yansttna
dair tekinsiz bir izlenim yaratr.
Bu izlenim Eyll 2001 'de, tketim toplumunun sosyal "gerekdlna" kar iddetli bir tepkinin (bakahramanlarn, arkalarn
da binalarn havaya utuu feci bir ykm orjisi srasnda el ele y
rd) "romantik" bir final sahnesinde dorua ulat Dv Ku
lb / Fight Club filmi zerine bir makaleyi tamamladktan sonra
iyice hissedilir oldu. Makaleyi tamamlayp bir dergiye gnderdik;
bundan yalnzca birka hafta sonra, 11 Eyll'de film tabiri caizse
zihnimizde sinsice kol gezmeye balad. Sanki Dv Kulbnde
ki iddet fantazisi, yani gerek bir olaya dayanmayan iddet imgesi
ile tam kart olan gerek terr, yani hayal edilemeyen yce bir
olay, imgesi olmayan bir iddet kesime noktasna gelmiti. Kt
lk dosdoru perdeden gelmiti adeta. Filmin yalnzca bir gerekli
in imgesi, toplumsal bir olgunun glgesi ya da grnts olmad
, bunun tam tersinin gerekletii hissiyle ba baa kaldk: Ger
ekliin kendisi bir grntnn grnts, bir glgenin glgesi ha
line gelmiti.
nsan byle bir glge oyunundan nasl bir anlam karabilir?
Belki de bu anlamda ilk giriim, Platon'un insanl bir maarada
zincirlenmi, kendi cehaleti yznden kapana kslm ve bunun
tesinde bir leme ulama olanandan bihaber olarak tasvir ettii
maara alegorisiydi. Burada maara, gerekler lemi ve simulakra
nn ardndaki Biimler karsnda bir imgeler dnyasn, simulak
rum ya da gerekdlk dnyasn temsil eder. Platona gre zneler
bu Biimlerin bilgisine sahip olmadklar srece, bir atein glgele
rinin zerine dt maara duvarndan baka hibir ey greme
yen zincirli esirler gibidirler. Esir/zne, gerek nesneleri glgeler
den ayrt edemedii iin yalnzca yansmalar grmeye ve yankla
r duymaya mahkmdur. Brians'n (1998) Baudry'nin klasik maka
lesinin (1974) izinden giderek belirttii gibi, "Platon gnmzde
yaasayd, atein yerine projektr, glgesi duvara yansyan nesne
lerin yerine film eridini, maara duvarndaki glgelerin yerine per
dede gsterilen filmi, yansma ve yanknn yerine de perdenin ar

GR: SNEMA VE TOPLUMSAL TEOR

21

dndaki hoparlrleri koyarak hantal diyebileceimiz maara meta


forunu bir sinema salonu metaforuyla deitirirdi belki de."
nnde sonunda sinema gerekliin kendisinden ziyade yalnz
ca belli belirsiz bir temsili deil midir? Asl mesele, bu sorunun iki
tr varlk -edimsel (gereklik, toplum) ve sanal (kopya, sinematog
rafik imge)- olduunu varsaymas ve ilkine, yani edimsel olana as
li bir nitelik isnat etmesidir. nce gereklik ve ardndan da kopya
s/temsili. Toplumsal teori ou zaman bu hiyerariye kanyor ve
nitekim sinemay toplumsaln aynas gibi gryor. Buna karlk
biz bu almada, toplumsal teoriye sinema asndan bakarken
"popler sosyolojik" diyebileceimiz bir yaklam benimsiyoruz.
Bunu yaparken de sinema/gereklik ya da imge/beden gibi ayrm
lar bir yana brakyoruz. Diyalektik adan bakarsak, sinema ha
yattr ve hayat da sinemadr, ikisi de birbirinin hakikatini anlatr.
Platon'un meselesi aslnda temsilin kendisi deil de arptlm
ve saptrlm temsildir. Dier bir deyile burada sz konusu olan
sadece z ve grnt, orijinal ve kopya arasnda bir kartlk deil
dir; bu mesele gereklik ve temsil ya da "toplumsal olgu" ve sine
masal imge arasndaki ayrmdan ibaret deildir. Platon esasen iki
imge arasnda ayrm yapar: kopya ve simlakra. Kopya saf Biim
lerin, dealarn benzerlik temelinde doru bir temsiliyken, simlak
ra saf Biimlerden bir ayrlma ya da sapmaya iaret eden sahte ya
da uygun olmayan grlerden baka bir ey deildir (Deleuze
1989: 256).
Kopya, benzerlik tayan bir imge, simulakrum ise benzerlik tamayan
bir imgedir. Bu kavrama, byk lde Platonculuktan ilham alan ilmihal
ler araclyla aina olduk. Tanr insan kendi suretinde ve kendine benze
yecek ekilde yaratt. Ne var ki insan gnah ileyerek bu benzerlikten mah
rum oldu, fakat sureti ayn kald. Bizler simlakra olduk (a.g.y. 257).

Dier bir deyile, asl kartlk temsil (benzerlik ya da zdelik fik


rine dayanan iyi imgeler) ile simlakra (farkllk fikrine dayanan
lar) arasnda. te yandan biz bu kitapta sinemaya temsiliyeti ol
mayan bir bak asyla yaklayoruz: Sinema yalnzca toplumsal
yanstmakla kalmaz, ayn zamanda izleyicileri makinemsi (machi
nic), manevi bir karlk vermeye sevk ederek toplumsaln Sanal'a
almasn salar. Edimsel ile sanaln diyalektiini elzem klan da

22

FLMLERLE SOSYOLOJ

budur zaten. Genel olarak hayat ve zel olarak da toplumsal hayat


hibir zaman tmyle gereklemez. Var olan, edimsel toplumsal
lk ile sanal toplumsal "olaylar", yani cisimsiz etkiler ya da edimsel
deilse de gerek olan "kendilikler" bir arada bulunur (a.g.y. 4).
Toplumsal toplumsal yapan yalnzca edimsellemi yaplar, kat
manlamalar ve blmleri deil, edimsellemeden de nem ta
yan sanal potansiyelleridir.
Dolaysyla nemli olan, toplumsal gereklik ile sinema arasn
daki etkileimli yzeydir; burada sanal younluklar tn bulur, sine
mann yzey etkileri toplumsal dnyay tekrar kovar. Deleuze'un
ortaya koyduu zere, edimsel ile sanal hem birletiren hem de
ayran bu yzey, duyunun da kaynadr. Ancak duyu anlamla ka
rtrlmamaldr. zne ve yaplara dayanan anlamn aksine, duyu
gayriahsi, kendini srekli yeniden reten makinemsi srelerle il
gilidir. "Bedensel durumlardan kaynaklanan, "cisimsiz bir olay
dr" duyu (a.g.y. 187). Dier bir deyile gsterenin yasas dnda
kalr ya da "kavramddr". Yani gstermez (asignifying) ve dola
ysyla genel bir duruma, belli imge ve inanlara ve genel kavram
lara indirgenemez. Duyu "ne sz ne de cisimdir, ne sezilen ne de
akl yoluyla kavranan bir temsildir" (a.g.y. 19). Burada nerme ile
durum arasnda, znelerle nesneler arasnda bir ayrmn olmad
paradoksal bir alan sz konusudur. "D-mahrem", yani hem ner
meye hem de temsil ettii eye hem dsal hem de yakn olan duyu,
her ikisinde de "ayakta kald" gibi ikisinden de syrlr.
Toplumsalla ilikisi balamnda sinema sanal, gelecek bir top
luma iaret eder; bu toplum mevcut deildir ama fiili toplumla el
ele gider. Filmlerdeki kiiler ya da durumlarn var olduklarn sy
leyemeyiz, bunlar daha ziyade cisimsiz kendilikler olarak ayakta
kalr veya "bulunurlar" (a.g.y. 5). Dolaysyla biz, sinema ve top
lumsal teori arasndaki ilikiyi ele almak yerine, filmleri edimsel
lememi ama gerek fenomenler, "toplumsal olgular" olarak ince
lemekle ilgileniyoruz. Sinema ile toplumsalln ilikisini sanalla
trmaya (toplumsala dair imgeler retmeye) ya da edimselletirme-
ye (imgenin "toplumsallatrlmasna", simgesel unsurun ya da im
genin "gereklie" dahil edilmesine) dayal ift ynl bir iliki ola
rak grmek gerekir. Bu anlamda sinema bize toplumsaln akn bir
zmlemesini sunar. Yalnzca edimsel "toplumsal olgularla" deil,

GR: SNEMA VE TOPLUMSAL TEOR

23

ampirik alan aan sanal kendiliklerle de ilgilenen bir zmleme


dir bu. Bu bakmdan sinema, toplumsal tehise deerli bir katkda
bulunur, bulunabilir. Buna bal olarak toplumsal teori de (toplum
sal) dnyay farkl, daha duygulanmsal ve daha youn bir ekilde
kaydetmenin bir yolu olarak sinema araclyla Sanal ile iliki kur
ma olanana sahiptir.
Sosyoloji ve Mtekabiliyet Meselesi

Sosyoloji bilimi, gerek sinemayla karlamadan nce gerek kar


latktan sonra, her daim temsil sorunuyla, temsil ile gereklik ara
sndaki ilikinin nasl kurulaca meselesiyle megul olmak duru
munda kalmtr. ou zaman bu meseleyi mtekabiliyet asndan
ele almtr: Temsil, temsil edilen gereklie aa be yukar te
kabl ediyorsa, ama mmkn olduunca tam temsiller ina etmek
olmal. Bu bak asna gre sinema toplumsal yaam ancak do
layl, sanatsal bir ekilde yanstr.
Biz sosyologlar, filmler zerine daha sosyolojik bir katman ekleyerek
sinemaclarn yanltc grlerini "yeniden yazmay" belki de kendimize
grev saymalyz. Eer karakterler kendi bireysel yaamlarndan daha ge
ni, daha dolu ve daha kkl toplumsal alanlara dahil olduklarn gstere
cek ekilde davransalard, filmler de daha zengin ve daha gereki olurdu.
Bunu yapmak iin, ynetmenin yaratt kurgusal dnyann snrlar dna
kmamz gerekiyor (Dowd 1999: 329).

Demek ki sinema sosyolojik adan aydnlatlmay bekleyen ikincil


bir megaledir. Bu adan bakldnda sinemac ile sosyolog rekabet
iindedir, zira ikisi de toplumsal yaamn temsillerini ortaya koyarbereket versin ki bu sosyologun kolaylkla kazanaca bir oyundur,
ya da en azndan yle grnr. Ne olursa olsun, sinemaclar toplum
sal yaamn profesyonel gzlemcileri deildir! Dolaysyla, byle
basmakalp bir yaklam sinemay ya sosyolojinin bir alt dalna, bir
"sinema sosyolojisine" ya da retmeyi ve renmeyi tetikleyen bir
eitim aracna indirger (Demerath III 1981; Burton 1988).
Hi phesiz, sinema bugn toplumsal farkllklara dair bilgile
rin yaylmas asndan en nemli alanlardan biri. Deleuze'un sy
ledii gibi "kitlelerin ada sanat" olan (1989: 157-62), birok in
san tarafndan izlenen ve hararetle tartlan sinema muazzam bir

24

FLMLERLE SOSYOLOJ

denkletirici. Gerekten de filmler toplumsal konulara popler bir


giri haline geldike ve grsellik kadar iirsellik asndan da cesa
ret gsterdike, toplumsal teori de sinema ile eletirel bir iliki kur
maktan kanamaz. Sinema ada toplumsal iliki(sizlik)leri ve
bununla beraber bireylerin en mahrem veya en aleni arzularn ve
korkularn ekillendirme asndan belirgin bir gce sahiptir. Bir
bakma sinema, bir tr toplumsal bilind ilevi grr: Toplumsal
incelemenin nesnesini yorumlar, tretir, yerinden eder ve eip b
ker. Sinema yalnzca toplum zerine bir fikir sunmaz, resmettii
toplumun ayrlmaz bir parasdr. Gelgelelim sinema yalnzca bir
d gereklii yanstmaz/eip bkmez, ayn zamanda toplumsal
yaamn nne muazzam bir olanaklar evreni serer. Bu bakmdan
sinema ou zaman, deien toplumsal biimlerle yaplan bir deney
nitelii tar.
Yaadmz toplum gstergeler, imgeler ve gsterge sistemle
riyle daha da ilgilenir hale gelen, gitgide "sinemalatrlan" bir top
lum. Dolaysyla gereklik gitgide daha ok sahneleniyor, toplumsal
retim ve gndelik deneyimler de sahnelenen sinemasal emsallerine
gre deerlendiriliyor (bkz. Denzin 1995: 32). Morin'in iddia ettii
zere, insan bir "homo sinematografikus" haline geliyor (2005: 3).
Toplumsallamak, bugn byk lde imgeler oluturmak ve t
ketmek demek. Sinemann birincil gizemi de bu: aikrl. "art
c olan, [sinemann] bizi artmamas. Aikr olan 'gzmzn ii
ne bakyor', kelimenin tam anlamyla 'bizi kr ediyor'" (a.g.y.). Bizi
kr ederek toplumun sinemalat gereini grmemizi engelliyor.
Burada sz konusu olan yalnzca gerek olann gereklii deil, sine
mann gereklii. Disneyland'e benziyor biraz: Bugn elence parklar ha
yatn tamamyla disneyletirildiini maskeleyen bir mazeret sadece. Sine
ma iin de ayn ey geerli: Bugn yaplan filmler, her eyi -toplumsal ve
siyasi yaam, genel manzara, sava, vb-ele geiren sinema biiminin gz
le grlr alegorilerinden baka bir ey deil, sadece sinema perdesi iin
senaryolatrlan koca bir yaam biimi. Sinemann yok olmasnn sebebi
de phesiz bu: gerekliin iine girmi durumda. Gereklik sinemann, si
nema da gerekliin avularnda kayboluyor. Her ikisinin de kendi zgl
ln yitirdii lmcl bir aktarm bu (Baudrillard 2005: 124-5).

Biz bu kitapta sosyoloji ile sinema arasndaki yzeyde iz srerek


ikisi arasnda bir titreim bulmaya alyor, sosyolojik kavramlar

GR: SNEMA VE TOPLUMSAL TEOR

25

ile sinematografik imgeler arasnda gidip geliyoruz. Bu iki faaliyet


arasnda ayrmda birlik ve birlikte ayrm mmkn klan ey yarat
clk, anlam yaratmak. Ve biz de sosyolojik bir slupla anlam yarat
mak istiyoruz. Yani sosyolojik bilgileri sinemaya uygulamyoruz,
sinemay sosyolojik amalar iin kullanarak sosyoloji yapyoruz
(bkz. Tomlinson ve Galeta 1989: xv). Yeni film almalar ya da si
nema teorileri retmek amacnda deiliz, bizim projemiz sosyolo
jik bir proje. Bununla beraber sinemann sosyolojiye indirgenebile
ceine ya da yalnzca sosyoloji araclyla aratrlabileceine ina
nyor da deiliz. Ayn zamanda sinemay sinemasal olarak aratr
makla da ilgileniyor, sosyolojinin sinemayla yzleerek nasl dei
ebilecei sorusu zerinde de duruyoruz.
Dardan bir okumayla, kltrel bir rn olan filmin bir belirle
yici toplumsal etkenler "a" iinde konumlandrlabilecei ve bu
gibi sosyolojik aratrmalara konu olabilecei sylenebilir. Ancak
ieriden bir okuma, sanatsal bir rn olan filmin byle bir aa indir
genemeyecei fikrinden yana olacaktr. Bir sanat eseri olarak her
film, kendi toplumsal an, retim ve almlama koullarn aan
belli bir fazlala, younlua sahiptir. Zaten sinemay sanat yapan
da bu youn fazlal, anlam yaratma kapasitesidir. Bu yzden, si
nemann sanatsal yannn hakkn veren ustalkl yorumlar getire
medikleri srece, analitik sosyoloji kavramlar da bu fazlay tam
olarak yakalayamazlar. Dolaysyla biz sinema ile sosyal bilimler,
yani sanat eseri ile sz konusu a arasndaki belirsiz alanda, ya da
sinemaya ieriden ve dardan yaklamlar arasndaki belirsiz su
larda seyretmek istiyoruz.
Bir taraftan, filme daha kapsaml bir alanda yer alan bir eser ola
rak; ekonomik, toplumsal, siyasi, vb. iliki iinde bulunan sanat ala
nndaki toplumsal yaplarn ve mcadelelerin "gerektirdii" (Bour
dieu 1992) bir ey olarak yaklayoruz. Kurmaca ise zaten bal ba
na tarihsel ve toplumsal koullara bal bir rn (Morin 2005:
168). "Gerektirmek" filmin ve yaratcsnn sz konusu alandaki ko
numu tarafndan belirlenen bir filmin gerekliliini gstermeyi ifade
ediyor. Bir eserin mstesnal, konumun mstesnal kadar, daha
geni bir sosyal a iinde kendini konumlandran kiinin mstesna
lndan da kaynaklanyor. Bu adan bakldnda, film ve hakkn
daki eletiriler bir an paralar. Bu balamda sosyolojinin grevi,

26

FLMLERLE SOSYOLOJ

sanat eserinin toplumsal koullarn aydnlatmak, onu sanat alann


da ska rastlanan yanl tanma ve "sahte aknlklardan" kurtar
mak (Bourdieu 1982: 56). Sinema dier sanat dallarndan, tiyatro,
mzik, fotoraf ve dierlerinden dn alan bir sanat dal (Badiou
2005: 84). "Katk" bir dal. Sinema ile "toplumsal gereklik" ara
sndaki ilikide, yani sinemasal a ile toplumsal alan arasnda da
benzer bir katklk kendini gsteriyor. "Sinema, sanat ile sanat ol
mayan arasnda ayrm yapamadmz bir alan." Doruyu sylemek
gerekirse, hibir film batan sona sanatsal dnceyle yrtlm
yor. Sanatsal faaliyet filmde ancak ikin sanat-d niteliini arn
drma sreci olarak belli ediyor kendini (Badiou 2005: 84). Sinema
gerekli, ama ayn zamanda zerklik ve arnma abas iinde.
Nitekim dier taraftan da sosyolojizmden kanmak istiyoruz,
yani sz konusu an sinemaya zemin oluturabileceini sylemi
yoruz. Sosyoloji toplumsal yaam katmanlatrma ve eyletirme
eilimindedir. Dzenliliklere, tekrarlanan pratiklere, sistemlere,
yaplara ve tiplere odaklanr. Oysa "sinemasal gz" edimsel top
lumsalln sanalla, Ak olanla ilikilendirilebilmesi bakmndan
zgrletirici olabilir. Sanatsal "arnma" olana, ya da en azndan
bu ynde bir adm sz konusu. Bir sanat eseri -Schlegel'in szleriy
le- kendine yeten bir para, bir "kirpi" gibi (1967). Eer zerk de
ilse sanat olmaktan kyor. Elbette hibir sanat eserinin gerekten
de o olmad, yani zerk olmad sylenerek Schlegel'e kar
klabilir; gelgelelim sanatn belirleyici zellii zerklik aray,
arnma abasdr. Aslnda ayn ey toplumsal teori iin de sylene
bilir; toplumsal teori de ampirik olan tarafndan, gzlemledii top
lum tarafndan belirlenir ve ona baldr. Ama ayn zamanda ba
mszlk ve zerklik abas iindedir ki bu da kendi konusuna kar
eletirel bir tutum gelitirmesini salar. Sosyal teori toplumsala
kar bir meydan okumadr.

Sosyo-Kurmaca

Sanat/sinema ile toplumsal arasndaki iliki bir katklama ve in


dirgenemezlik ilikisidir. Sinemasal ile toplumsal, birlikteliklerin
de ayrlan ve ayrlklarnda birleen ikizlere benzer. Sosyal teori

GR: SNEMA VE TOPLUMSAL TEOR

27

(sert, ciddi ve bilimsel) ile sinema (oyuncu, sanatsal ve kurmaca)


arasndaki ilikiye ynelik hiyerarik yaklamlara kar koymak da
bu nedenle gerekli. Aslnda Goffman uzun zaman nce (1959) top
lumsal yaam rol yapma, kurmaca ve toplumsall da sahne n
ve arkasyla oyundan bir blm olarak yorumlad. Sosyolojinin
"rol" ve "aktr" gibi kimi temel kavramlarn tiyatrodan almasna
amamak gerek.
Gelgelelim dramaturjik yaklam tiyatroyla ve daha sonra da si
nemayla metaforik bir dzeyde "iletiim kurar": Toplumsal gerek
lik tiyatroyu andrr, filmi andrr, vs. Bu haliyle kimi filmlerin an
lat ieriine ve sanatsal boyutlarna ilgisiz kalr. Biz bundan kan
mak iin diyalektik bir yaklam tercih ediyoruz ve filmi hem top
lumsaln alegorisi hem de toplumsal teoriyi ieren bir konu olarak
ele alyoruz. Sosyal teori ve film arasndaki iliki, kurmaca ile kur
maca olmayan, temsil ile gereklik arasndaki iliki kadar belirsiz;
her iki taraf da iki katna karmak gerekiyor. Sinemasal yalnzca
bir metafor olarak ele alnamaz. Bu nedenle filmleri sorgulayarak,
toplumsal gereklik ile kurmaca arasndaki ikili kartln tesine
gemeye alan ve bylelikle konusunu bir "sosyo-kurmaca" ola
rak (yeniden) kavramsallatran sinemasal bir toplumsal teori uy
gulamak istiyoruz.
Kurmaca ve fantazi daima "gerekliin" iinden geer. Fantazi
gereklikten kamaya yarayan hayali bir yanlsama deildir, top
lumsal yaamn asl temelidir (Zizek 1989: 45). Dier bir deyile
gereklik ve kurmaca iki zt alan deildir. in dorusu "insan uya
nkken bile etraf bir imgeler bulutuyla evrilidir" (Morin 2005:
210). Fantaziler zihinlerimizde yer alr, ama ayn zamanda bireysel
davranlara indirgenemeyecek toplumsal pratiklerde de kendisini
gsterir. Dolaysyla fantazi "nesnel znelin" tuhaf alanna aittir.
yleyse fantazi en temel haliyle nedir? Fantazinin Ontolojik paradok
su, hatta skandali, standart "znel" ve "nesnel" kartln altst etmesinde
yatar: Elbette fantazi tanm itibariyle (znenin alglarndan bamsz olarak
var olan bir ey anlamnda) nesnel deildir. Ne var ki (znenin bilinli ola
rak deneyimledii sezgilerine ait, hayallerinin rn anlamnda) znel de
saylmaz. Fantazi daha ziyade "o tuhaf nesnel olarak znel" kategorisine
aittir-burada "eylerin size fiilen, nesnel olarak grndkleri biimleri sz
konusudur, siz onlar bu biimde grmeseniz bile" (Zizek 2006a).

28

FLMLERLE SOSYOLOJ

Bu iki alan, yani znel ve nesnel daima bulanktr ve her zaman


glkle ayrt edilebilecek bir etkileim iindedir. Biz daima "nes
nel olarak znelin" iinde yer alrz. Dolaysyla, bir fantazi maki
nesi olan sinema esasen, tehis koyan toplumsal analiz iin bir kay
nak tekil eder. zdelemeyi ve toplumsal kontrol mmkn klan
bir ayna sunarak toplumsal bilindn gzler nne serer. Dolay
syla ideoloji ile sinema arasnda yakn bir iliki var. Althusser
(1984) bir defasnda en nemli ideolojik aygtlarn okul ve kilise ol
duunu iddia etmiti. Bugn bu listeye sinemay da eklemek gerek
tiini syleyebiliriz. Fakat sinemann ayrcalkl bir aratrma ko
nusu olmasnn bir nedeni daha var: Bugn toplumsal gerekliin
kendisinin sinemasal olduu, yani bir kurmacaya, zorunsuz ve d
nmsel bir eye dayal olduu (her ey baka trl olabilir) ek
linde yaygn bir anlay var. Toplum hibir zaman "olduu gibi"
mevcut deildir, sadece bir bak araclyla arptld ekliyle
"grlr". Dolaysyla gereklik ile kurmaca arasndaki ayrm ters
yz etmek mmkndr:
[F]ilm sanatnn en byk baars, gereklii kurmaca anlat iinde
yeniden yaratmas, aklmz elerek kurmacay gerek gibi alglamamz
salamas deil; aksine, gerekliin kendisinin kurmaca yann fark etme
mizi, gerekliin kendisini bir kurmaca gibi deneyimlememizi salamas
dr (Zizek 2001a: 77).

Sinema hem temsil eder hem de gsterir. "Gerei, gerek d


olan, bugn, gerek yaam, hafzay ve ryay ayn mterek zi
hinsel dzeyde" yeniden birletirir (Morin 2005: 202). Morine g
re sinema insan ruhuna paraleldir. Hepimizin kafasnn iinde bir
para sinema var (a.g.y. 203). Sinemann imge kapasitesi, imgeler
retmesi insan zihninin imge potansiyeline paraleldir. Sinema, ba
kalarnn yaamlarna katlmay ve onlarla zdelemeyi mmkn
klar, bylelikle tutucu bir ev kadn film araclyla bir fahieyle
empati kurabilir (a.g.y. 104-5). Dier bir deyile sinema, insanla
yaad dnya arasnda etkileim kapasitesini artrr. "Sinema tam
da bu ortakyaarlktr. zleyiciyi filmin akyla btnletirme eili
mi gsteren bir sistemdir. Filmin akn izleyicinin zihinsel aky
la btnletirme eiliminde bir sistemdir (a.g.y. 102).
Ancak bu iliki ayn zamanda aksi ynde de iler. Dolaysyla
zihnin anlama yetisine giden muhteem bir yol ilevi grenin sine

GR: SNEMA VE TOPLUMSAL TEOR

29

ma olmad, tam tersine kendini toplumsal gereklikte ortaya ko


yann zihin ya da bilind olduu sylenebilir. Bilind gerek
ten de dardadr. "Bilind kavram tam da simgesel olann insa
na gre dsalldr" (Lacan 1966: 469). Morin "bilindn insan
zihninin imge kapasitesinin toplumsal gerekliin dna tamas
olarak deerlendirirken, gen Lacan'a gre bilind simgesel d
zen iinde yer alr. Lacan'a gre bilind "dil gibi yaplandrlr"
(1993: 167). Malzemesi gsterenlerdir ve yer deitirme (dzdei
mece) ve younlama (metafor) araclyla iler. Lacan daha sonra
imgesel ve simgesele yeni bir kavramn, gerek kavramnn eklen
mesi gerektiini ne srmtr. Simgesel olan (dil, yasa ya da sos
yolojinin kurallar ve normlar olarak adlandrd ey) kendine ye
ten bir e deildir. Kendimizi yansttmz kendilik, byk teki
(millet, sa, Tanr, vs.) ancak bir ayna yansmas olarak var olabilir,
yalnzca imgesel bir btnle sahip olabilir. "Btn o temellendi
rici gcne ramen, znel bir nvarsaym statsne sahip olmas
bakmndan, byk teki krlgan, zayf, hatta dpedz sanaldr"
(Zizek 2006a, italikler eklenmitir). Bilindnn bir film gibi yap
landn ne srmemizi mmkn klan da byk teki'nin (toplu
mun?) bu kurmaca niteliidir.
Sinemasal Aygtlar

Lacan'n, sinema aratrmalar alannda son derece etkili olan ayna


evresi almalar, sinema ile onu evreleyen toplum arasndaki
ilikiyi zmlemek iin bir yntem sunmas asndan bu noktada
bizim de ilgimizi ekiyor. Lacan ve Althusser'den faydalanan film
teorisi, zihnin/ruhun ileyii ile sinemasal aygtlar arasndaki ben
zerlikleri aratrmaya balamtr. Lacan "zne-Ben'in levini Olu
turan Ayna Evresi" balkl almasnda (Lacan 1966 iinde), o
cuun ilk 6 aydan 18 aya kadar kendini zerk ve kendine yeten bir
varlk olarak grdn savunur. Aynadaki imgesiyle karlatn
da u varsayma dayanarak tepki verir: Aynadaki imge tpk benim
gibi grnyor, zerk bir varlk. ocuk daha sonra kendini anne ve
babasnn ilgisinde, dil, toplum, vb.'de yanstr. Bu nedenle "ayna"
ayn zamanda toplumsaln metaforu olarak da kullanlabilir. Lacan
ayna imgesinin evrilmesinin, znenin olgunlamas iin bir nkoul

30

FLMLERLE SOSYOLOJ

olduunu ne srer. Henz olgunlamam olan ocuk anneye/ba


baya/topluma/dile baml durumdadr.
Althusser bu zneleme modelini ideolojiye balar. deolojiler
ierik asndan farkldr, ama biim olarak (genel anlamda ideolo
ji) daima toplumsal gerekliin ayrlmaz bir parasdr (Althusser
1984: 33 vd.). nk ideolojiler "bireylerin gerek varolu koulla
ryla kurduklar imgesel ilikinin temsilleridir" (a.g.y. 36). Tpk o
cuun annenin bakmna bamlln yanl alglamasnda oldu
u gibi, topluma ynelik bu imgesel bak da znenin gzlerini top
lumsal faktrlerin oynad ekillendirici role kar krletirir. La
can'n izinden giden Althusser, zerklik fikrinin znenin ideolojik
mesajlarla ykml hissetmesini salayan gerekli bir yanlsama ol
duunu ne srer. Demek ki imgesel ile simgesel arasnda daima
bir diyalektik sz konusudur: "Btn ideolojileri tekil eden zne
kategorisidir; fakat derhal eklemek isterim ki btn ideolojilerin
zne kategorisinden mteekkil olmasn salayan, btn ideoloji
lerin somut bireyleri zneler olarak 'tekil etme ilevine sahip ol
masdr" (a.g.y. 45). Althusser'in "celbetme" kavram bu ikili teek
kl aklar. nceden tekil edilen "Ben" yanlsamas, kiinin ken
dini bir arnn, rnein birine hitap eden bir otoritenin muhatab
olarak grmesiyle ortaya kar. zne bu arya zerk bir varlk
olarak cevap verdiini dnr, oysa bu znellik aslnda ar yo
luyla retilir. deolojik ieriin daima gerekli ve doal grnmesi
nin sebebi de budur (a.g.y. 48-9). Celbetme edimi zneyi kr ede
rek ideolojik mesajn bir szceleyeni olduunu grmesini engeller.
Bu dnce, sinemann burjuva ideolojisini yeniden retmeye
nasl hizmet ettii konusunda bir dizi aratrmaya nayak olmutur.
Bu balamda filmler ille de egemen ideolojileri merulatrmazlar;
daha ziyade zneleri sisteme kafa tutmaktan alkoyan bir hava deli
i ilevi grrler. Bu durumda, ideolojik imgelerin asl ierii daha
az nem tar. Badiounun listesine gre (2005: 89-91) Hollywood
ideolojisinin temel unsurlar erojen plaklk, ar iddet ve acma
szlk, nostalji, Binylc motifler ve kk burjuva komedisidir. Di
er bir deyile baat ideoloji muhakkak egemen snfn ideolojisi
deildir.
Bir dier karklk da sinemann ideolojik doasnn ieriiyle
kstlanamamasndan kaynaklanr; bu ayn zamanda sinemasal bi

GR: SNEMA VE TOPLUMSAL TEOR

31

im iinde de kendini belli eder. zne asl ideolojik ierikten ziya


de sinema gsterisinin sahneleniiyle zdelik kurar. Baudry'ye g
re (1985: 540) izleyici sinemasal bakn simgesel olarak konum
landrldn fark edemez. Yani film sanki reticisi olmayan bir
rn gibi deneyimlenir. Dolaysyla deneyimlenenler hakikat gibi
deneyimlenir. Bu anlamda sinema bir "ideoloji vantrilou" saylabi
lir (Dayan 1976:451). Nasl Althusser'in gznde ideolojinin dn
da kalan bir ey yoksa, sinemann dnda kalan bir ey de yoktur
sinema, kendi kendine yeten bir btn olarak ortaya kar. "Film
kendini kendine sergileyen, kendi kendine konuan, kendi hakkn
dakileri renen bir ideolojidir" (Comolli ve Narboni 1980: 34).
Sinema, izleyiciyi anlamn aktif merkezi ve reticisi olarak or
taya koyar. Bylelikle sinemasal imgeler ve kurmaca gereklikleri
imgesel bir uzamda sabit bir noktadan deneyimlenir (Lapsley ve
Westlake 2006: 79, 83). Film, tam da Oudart'n "ideolojik diki"
kavramnn iaret ettii gibi, izleyicinin katksz alglama edimiyle
zdelemesini salamak zere retilir. A/kar a gibi teknikler
izleyicinin oyuncunun bakyla zdelemesini ve onu kendine
mal etmesini salar. Bylece ortama dair tm maddesellik iaretle
ri silinmi olur. Fakat ayn zamanda, izleyicinin zgrln ekil
lendiren de tamamen sinemasal kurgudur.
Karartlan salon ve taziye mektubu gibi siyah bantlarla erevelenen
perde elbette insanlar etkileyen zel koullar sunar - hibir alveri, do
lam, daryla hibir iletiim yoktur. Projeksiyon ve yansma kapal bir
meknda gerekleir ve orada bulunanlar bilseler de bilmeseler de (ki bil
mezler) kendilerini zincirlenmi, yakalanm, tutsak edilmi bulurlar... Si
nemasal ayna-perdenin paradoksu hi kukusuz "gereklii" deil imgele
ri yanstmasdr. Her halkrda bu "gereklik" izleyicinin bann arkasn
dan gelmektedir; izleyici dosdoru buraya baksa, st kapatlm bir k
kaynandan kan hareketli k demetlerinden baka bir ey grmeyecek
tir (Baudry 1974: 44-5).

lgintir ki Baudry bu zeminden hareketle sinemay Platon'un ma


aras ve Lacan'n ayna evresiyle karlatrarak devam eder. Ger
ekten de Lacan'n imgesel olann oluumuna dair ortaya koyduu
iki koul, "olgunlamam hareket gc ve grsel dzenlemenin er
ken olgunlamas", ayn zamanda sinema iin de geerlidir (a.g.y.
45). Yine de, izlediimizin kurmaca olduunu, bir "maarada" tut

32

FLMLERLE SOSYOLOJ

sak olduumuzu bilsek bile film izlemekten zevk alrz. Dier bir
deyile, sinemada imgesel bir kuruntu ve onun "simgesel" gsteri
minden daha fazlas vardr. Bertoluccinin deyiiyle film, yanstc
bilinten syrlan hayvans bir edimdir (Davis 2005: 73-4). Doru
dan duygularmz, arzularmz etkiler. Tam da byle, yanstc bi
lincin tesine bakabilen bir anlam yaratma makinesi olarak sinema,
sosyoloji iin son derece ilgi ekicidir.
Bir film izlerken filmin aknda yer alan varlklarn, nesnelerin
ve eylemlerin btnselliine biz de katlrz (Morin 2005: 105-6).
Sinemaya "aygt" olarak yaklamann zayf noktas da ite buras
dr: Sinema yalnzca imgelerin almlanabilirlii meselesinden, izle
yicinin "zincirlenmi, yakalanm, tutsak" olmasndan ibaret deil
dir. Sinema, "maarann" panoptik duvarlarndan kurtulan imgeleri
de ierir. Bu bakmdan imgesel, yaratma ve olmayla da ilgilidir.
Celbetmenin ileyebilmesi iin znenin anlama, deerlendirme,
yorumlama, vb. beceri ve yetilere sahip olmas gerekir. Kukusuz
bu yetiler, ideolojik imgelerin zneye dayatlmasn mmkn klar,
ama ayn zamanda zneye bu imgelere direnmesini salayan kay
naklar da sunar (Lapsley ve Westlake 2006: 15). Ksacas celbetme
baarszla urayabilir (bkz. McGowan ve Kunkle 2004: xvi). Di
er bir deyile, retim ve almlama hem aktif hem de yaratc sre
lerdir; dolaysyla her zaman imgesel ve simgesel diyalektiinin d
nda kalan bir eyler vardr. Simgesel ve imgesel diyalektiine da
hil edilemeyen sinemasal "gerek", temsiliyet alann oulcu bir
okumaya aar; yaratc film analizlerini mmkn klan da ontolojik
yapdaki bu atlaktr.

ifte Okumalar
Film anlatlar ve imgeleri okuma pratikleri araclyla iyi kt
ideolojik bir alana aktarlabilir ve bu ekilde ilevi dntrlerek
eletirel bir amaca hizmet eder hale gelebilir (Lapsley ve Westlake
2006: 51). Benzer ekilde Sitasyonist Asger Jorn, kendi deyiiyle
"modifikasyonlar" araclyla sahip olduklar topik potansiyeli
ortaya karmak zere ki resimlerin zerlerine resim yapmtr
(Jay 1993: 424). Kitle kltr araclyla kontrol altna alnp yn
lendirilen protopolitik itkiler bu yolla canlandrlabilir (Jameson

GR: SNEMA VE TOPLUMSAL TEOR

33

1981: 287). Ne var ki sitasyonistlerin ontolojik varsaymlar bize


sorunlu grnyor. Sitasyonistler burjuva sanatn (ya da kitle kl
trn) gerici buluyor ve ona sahip olduu anlamn yerini alacak
bir eyler eklemeyi kendilerine grev sayyorlard. Dolaysyla iki
ontolojik katman sz konusuydu: ideolojik resim ve onun avangard
modifikasyonlar. Bu blmn banda karikatrize edilen sosyo
log gibi, sitasyonistler de zaten deerini yitirmi bir mecraya bir
eyler eklemeye alyorlard. Nasl Dowd iin sinema meslekten
olmayan birinin sosyoloji yapmasna benziyorsa, sitasyonistler
iin de burjuva sanat kiti.
Sitasyonistler yeni sanatsal biimlerle deneyler yapmann ey
lemi imgenin gcn kracan umuyorlard. eylemi imgeyle
savamann yollarndan biri, reticisinin varln aka belli eden
sanat eserleri yaratmakt. rnein Lematre'in Syncinema's, oyun
cularn izleyicilerin arasna karm halde ortaya kmalarn sa
layarak izleyici-gsteri ayrmn bozmay hedefliyordu. Sanaty
film anlatsna yeniden dahil etmek amacyla da Brechtvari teknik
ler, epik kesmeler, vb. uygulanyordu. Debord ise benzer ekilde
eitli ulumalar* araclyla ses ve imgeler arasnda ayrlk yarata
rak izleyiciyi "maaradan" dar kmaya zorluyordu. Uzun lafn
ksas, ykler artk olmayan bir yerden anlatlmyor ve bu da izle
yiciyi "gerek" zerine, sinema ortamnn maddesellii zerine d
nmeye zorluyordu.
deolojik ve avangard metinler arasndaki ayrm zerine birok
eitleme mevcut. rnein hatr saylr bir sinema dergisi olan Ca
hiers, yedi blmden oluan bir film snflandrma sistemi gelitir
di: A kategorisinde, egemen ideolojiyi "saf ve katksz biimiyle"
yeniden reten filmler; B kategorisinde ise hem tarz/biim hem de
anlatlaryla egemen ideolojiye saldran filmler yer alyor. Geri ka
lan be kategoride de ikisi arasnda eitli konumlarda bulunanlar
var (Lapsley ve Westlake 2006: 9). Biz ise gerici ve ilerici sinema
clk fikrine her iki cephede de saldrmak istiyoruz.
ncelikle, Derrida'nn denetlenemeyen yaylma ya da Lacan'n
gerek kavramlarndan yola klarak tm metinlerin tutarsz oldu
* Debord'un 1952 tarihli Hurlements en Faveur de Sade (Sade in Ulumalar)
adl filmine bir gnderme, -.n.

34

FLMLERLE SOSYOLOJ

u sylenebilir. Anlamnn deitirilebilmesini mmkn klan da


metnin bu tutarszldr. Dolaysyla biz de film imge ve anlatlar
n analoji ve semboller olarak kullanmyoruz; zira bu, sinemasal ile
toplumsaln birbirine daha uygun olmasn, yani gereki bir onto
loji gerektirirdi. Ayrca filmlere anlamlarn deitirecek bir eyler
eklemeye de almyoruz. Bunun yerine filmleri alegorik olarak,
mulaklk zerinde durarak okuyoruz. Bylelikle mevcudiyet, kim
lik ve aknlk zerindeki vurgunun yerini alegorinin kimliksizlik,
kopma, ayrlma, mesafe ve paralanma gibi zellikler zerindeki
vurgusu alyor (Day 1999: 106).
kincisi, film anlats okuma balamna gre hep deiiyor. Bir
balamda avangard grnen film, bir dierinde tutucu olarak deer
lendirilebiliyor. Ayn ekilde, tutucu bir film daha sonra erevelen
dii balama isyan edebiliyor; bir zamanlar avangard grnen, da
ha sonra ana akma dahil olabiliyor ya da tam tersi. Mesajlarnn i
levinin dntrlmesi, kenarlarnn bilenmesi esasen sanat eseri
nin ie yaramasn salayan faktrlerden biridir. Biz de bu kitapta
bu gibi dnmleri sinema balamnda ele almakla ilgileniyoruz;
ayn zamanda toplumsal teoriyi canlandrma, kavramlarn keskin
letirme ya da deitirme aray iindeyiz.
Sinemaya dtan ve iten yaklamlar arasnda gidip gelirken, si
nema figrleri bize bire bir, sinemasal anlamlarndan ayr sosyolo
jik anlamlar sunuyor. Yani filmleri alegorik olarak okuyoruz. "Top
lumsal olgular" soyut teori araclyla incelemek yerine, toplum
sal olgular olarak filmleri alegori araclyla inceliyoruz.
Bu bakmdan Benjamin'in, dncelerin resimler ve alegori ara
clyla aktarld Barok amblemlerinden yola karak ortaya koy
duu diyalektik imge kavramn faydal buluyoruz. Dier bir deyi
le, filmlerdeki temalar, kiileri ve nesneleri, karlkl etkileimle
riyle toplumsal teoriyle ilgili anlamlar reten amblemler olarak ele
alyoruz. Filmlerden alman bu gibi paralar toplumsal teori alanna
yerletirildiinde sosyolojik hayal gcn kamlayabilir. Ne var
ki, daha da nemlisi, diyalektik imge ya da alegoriler geici olarak
hareketi durdurabilir - Benjamin bunu "duraklayan diyalektik" ola
rak adlandrr. Bu gibi teknikler kullanabilmesi itibariyle sinema
ayrcalkl bir karlama alandr:

GR: SNEMA VE TOPLUMSAL TEOR

35

klarn baklar, felaketler, arpmalar, patlamalar ve dier grkem


li anlar zaman durduracak gibidir. Buna karlk bo anlar, ikincil olaylar
yle bir sktrlmtr ki her an buharlaacak gibi grnr. Hzlandrmay
la ilgili kimi zel efektler zamann uup gittiini tam anlamyla gsterir:
Takvim yapraklar uuur, akrep ve yelkovan dner durur (Morin 2006:
57).

Alegori, sinemaya bakmz ekillendirdii gibi, birbirine bal


bir dizi ifte okuma yrtmemizi de salar (edimselletirme/sanal
latrma, gemi/bugn, toplum/sinema). Dolaysyla filmden bah
sederken toplumdan, toplumdan bahsederken de filmden bahsede
riz. Alegorinin sinema anlats iinde yapsal bir gereklik olduu
nu varsayarak filmin karmak, ou zaman mulak, oklu ve de
iken anlamlarn kodlamaya, film araclyla toplumsal anlama
ya alrz. Peki neden analoji deil de alegori? nk daha nce
de belirttiimiz gibi anlam kadar algya, sosyolojik akl yrtme
kadar sosyolojik hayal gcne de bavurmak istiyoruz. Bu balam
da sosyolojiyi harekete, eyleme geirmek bizim asl hedefimiz.
Sosyoloji kendi hayal gcn nasl harekete geirebilir, temsili do
laymlarn tesine nasl geebilir? Bu elbette Deleuzevari bir "dra
matizasyon" meselesi.
eserin iinde, btn temsillerden ayr bir noktada, zihni etkileme gcne
sahip bir hareket oluturma meselesi bu; araya baka bir ey girmeksizin
hareketin kendisini bir eser haline getirme meselesi; dolayl temsillerin ye
rine dorudan iaretler koyma, dorudan zihne dokunan titreimler, dn
ler, girdaplar, ekilmeler, sramalar yaratma meselesi. Bir tiyatro insan
nn dncesi bu... (Deleuze 1994: 8)

Filmler araclyla dramatizasyon, kendini temsillerle kstlamak


szn hayal gcne ve duyuya, yaratcla bavurmas asndan,
sosyoloji iin kullanl bir ara. Byle bir giriim ou zaman ana
litik olarak kavramsallatrlamayan veya ampirik olarak zmle
nemeyen younluklarn, duygulanmlarn deneyimlenmesini mm
kn klyor. Aslna baklrsa dramatizasyon toplumsal teori retme
srecinin en yaratc noktalardan biri, sosyoloun sinemayla kar
lamas araclyla dnm yaad bir an haline gelebilir. Sine
ma tam da bu balamda, dramatizasyon kapasitesi ve belli duyum
larla ilgili sosyolojik fikirlerin bir bakma "edimselletirilmesi" a
sndan sosyoloji iin ilgi ekici.

36

FLMLERLE SOSYOLOJ

Son olarak da estetik ve politik/etik bir ikili okuma yapmakla il


gileniyoruz. Bylelikle bir toplumsal tehiste bulunmay hedefli
yor, ada toplumu ilgilendiren konular ele alyoruz. Bu nedenle
de, rnek vermek gerekirse, bugn srmekte olan terre kar sava
sorgulamadan gememiz sz konusu deil. Barbarlk sylemleri
(Hamam), partizan sava ve ikence (Brazil), kin duygusu ve lin
(Sineklerin Tanrs / Lord of the Flies), direni alar ve stratejileri
(Dv Kulb), su ve kamplar (Tanr Kent / Cidade de Deus) ve
yas tutma (Hayat Gzeldir!La vita e bella) terre kar sava ba
lamnda gze arpan gncel meseleler. Filmlerin alegori olarak yo
rumlanaca balam da bu.

Kitabn ierii
Bu kitap en azndan farkl ekilde okunabilir. Birincisi, toplum
sal teori yaparken filmleri analiz etme yolunda bir aba olarak: Tm
blmler aka gereklik ile kurmaca, sinema ile toplumsal teori
arasndaki ilikiyi ele alyor ve bunu gnmzn eletiri olanakla
rn farkl alardan tartarak yapyor. kincisi, toplumsal teori kap
samndaki bir dizi nemli alan ve kavramla bir yzleme olarak:
2. Blmde toplumsal cinsiyet, kimlik ve teki, 3. Blmde terr,
korku ve gvenlik, 4. Blmde kapitalizm ve direni, 5. Blmde
eitli kitle biimleri, 6. Blmde kamplar ve yoksulluk, ve son ola
rak 7. Blmde etik ve tank olma. ncs de bu kitap filmlerin
analiz aralar olarak kullanld bir sosyal tehis giriimi olarak
okunabilir.
2.
Blm Ferzan zpetek'in filmi Hamam'n analizi zerine ku
rulu. Yapsalc ve post-yapsalc etkiler btnyle zmsendiin
den dolay, eylerin "ilikiselliine" arlk vermek artk toplumsal
teori iinde alldk bir yaklam haline geldi. ou aratrmac
Dou'ya bakn Avrupa kimliinin inasnda belirgin bir rol oyna
dnda hemfikir olacaktr. Gelgelelim biz, Lacan psikanalizinden
aldmz tartmalar araclyla, ben ve tekinin biimlenmesinin
ncelikle simgesel bir uzamda farkllklarn inasna bal olmad
n ileri sryoruz. ark daha ok toplumsal ve dilsel farkllklarn
ncesine ait bir fantazi evreni olarak ilev gryor. Ve bu balamda
belirgin bir ekilsizlik sergiliyor: ark yalnzca teki deil, ayn za

GR: SNEMA VE TOPLUMSAL TEOR

37

manda da hiperbolik. Bu erevede Hamam'da cinsel sapknlk, be


densel zevk, cinsiyet (zellikle ecinsellik ve heteroseksellik) ve
despotizm fantazilerinin farkl arzu ekonomileri araclyla nasl
srdrldn ve istikrarl hale getirildiini gsteriyoruz. Bu b
lm Hamam' Montesquieu'nri Acem Mektuplar gibi dier ark
temsilleriyle ilikilendirerek ilerliyor ve Dou'ya dair fantazilerin
ideolojik arka plan zerinde duruyor. Bu balamda iki farkl oku
ma ortaya kyor: birincisi Foucaltcu ve yapbozumcu yntem ve
kincisi de Lacanc psikanaliz. Kimlik ve toplumsal cinsiyet/cinsi
yetle ilgili nemli sorularn tartld blm ayn zamanda okuyu
cuyu postyapsalc toplumsal teori alanyla tantrmay amalyor.
3.
Blm Harry Hook'un, Golding'in kinci Dnya Sava'na da
ir ters-topyac bir yorum niteliindeki romanndan uyarlad Si
neklerin Tanrs ile tartmaya giriyor. Bu savan gereklii, Gol
ding iin medeniyetin aydnlanm ilerlemesinde kk bir aksak
lktan ok daha fazlasyd. Dolaysyla bu istisnai durum ya da Si
neklerin Tanrsnda acmasz bir dorulukla betimlenen ada yaa
m, toplum ncesi biimlere bir geri dn deil, kendi toplumsal
sistemimizde hep var olan bir olaslk. Adann srasyla Ralph ve
Jack tarafndan ynetilen iki "klan"/kitleye dayanan alldk yo
rumlarla kat bir kartlk oluturacak ekilde, ayn toplumsal ban
iki tarafn gzler nne seriyor. "Yukar" taraf, kurallarla ynetilen
ve kurumsallam bir toplum ve kanunlara bal vatandalar imge
sinden ibaret. Gelgelelim "aa" tarafta ykc ihlal fantazileri, pot
la ve sapknlkla karlayoruz: Ralph'in demokratik topyaclna kar Jack'in faist sava etii. Ralph srekli olarak manta ve
dzene (ailesine yapt atflarla sembolize edilir) bavururken,
Jack sylen asndan konumunu "canavar"a yapt gndermelerle
glendirmeye alr. Ralph'in hatas (ve genel anlamda demokra
sinin kusuru) Bataillein "heterojenlik" dedii eyi, yani harcama
nn, oyunun, savan ve dzensizliin nemini yadsmas. te yan
dan Jack'in kestiremedii ve fark edemedii ey ise dzensiz ka
hatlarnn kolaylkla iddetli ve kindar bir cinayet orjisine dne
bilecei. lgintir ki ocuklar kurtarldklar srada, kurtarclarnn
aday neden yaktklar sorusuna "sadece oyun oynuyorduk" diye
cevap verirler; btn bunlar sadece istisnadan ibarettir! Gnmz
toplumunda hayati nem tayan soru, bunun hl geerli bir yant

38

FLMLERLE SOSYOLOJ

olup olmad. Bugnk istisnai durum sadece bir istisna m, gei


ci bir fenomen mi, yoksa zaten srekli bir istisna durumu iinde mi
yayoruz?
4. Blm bizi Femando Meirelles'in, Rio de Janeiro'nun mutlak
bir dlanmlk meknn ya da insan atklarn dkld bir p
l andran nam salm favela's* hakkndaki Tanr Kent filmine
gtryor. Bu blm favela halknn durumunu homo sacer (kutsal
insan), yani hayat kltrel ve siyasi biimlerden mahrum brakl
m nihai biyopolitik zne rnei olarak ele alyor. Odak noktasn
da, insanlarn srekli bir istisna durumu iinde yaadklar favelay
hareketsiz klan toplumsal-meknsal mekanizmalar var. Bu hare
ketsizletirmenin sistematik bir aklamasn sunmak iin istisna ve
kamp kavramlar zerinde duruyoruz. Bunu yaparken de favela ya
am birbirini izleyen dnem halinde ele alnyor. lki, kanunun
buhran iinde olmakla beraber hl iler durumda bulunduu "ma
sumiyet a. kincisinde su ve sapknlk artyor ama topluluk ba
lar var olmaya devam ediyor. Egemen durumdaki ete zaten ken
dinden beklendii zere bir dzen kuruyor. stisna kurala dnt
nde Tanr Kent nc evresine girmi oluyor. Artk hibir gn
dergesi kalmayan iddet saf, plak bir iddet halini alyor; herkes
homo sacer'e dnyor. Bu blm Tanr Kent filminin, favelada
"kamp" olduu ya da olabilecei yanlsamasn ve favelann dn
da bir "ehir" olduu yanlsamasn nasl yarattna dair bir tart
mayla bitiriyoruz. Bu balamda kamp mantnn nasl genellendi
ini, etraf duvarlarla evrili yerleim yerleri ve benzerlerinde nasl
daha olumlu biimlere brnebildiini aklyoruz. yleyse para
lanmakta olan bu topluma nasl kar koyacaz, onu nasl eletire
ceiz?
5. Blm byk etki yaratan gie filmi Dv Kulbnden yola
kyor. Mazoizmi bir ba kurma/koparma biimi olarak ele al
yor. Burada mikrofaizmin, toplum tarafndan inkr edilmekle be
raber a toplumunda nasl srp gittii sorusuna odaklanyoruz.
Her toplumsal dzenin kendi olabilirliinin olumlu bir koulu ola
rak ileyen mstehcen bir eklentisi olduunu; bugn gitgide artan
dnmsellie, (yeniden) ortaya kan, simgesel olmayan otorite
* Brezilya'nn varolar, -.n.

GR: SNEMA VE TOPLUMSAL TEOR

39

biimlerinin elik ettiini ileri sryoruz. Blm, iddet sorusunu


bu balamda ele alyor ve bunu ada toplumlardaki eletiri, ka
ve edim/eylem sorunsallaryla ilikilendiriyor. Mikrofaizmi top
lumsal ba asndan bir ka hatt olarak deerlendirdiimizden,
iktidarn kendisi gebe hale geldiinde ya da ihlal dncesi "ka
pitalizmin yeni ruhu" tarafndan istenir hale geldiinde dzeni yk
ma projesine ne olacan sorguluyoruz. Hareketli ve duraan ara
sndaki ayrm, ahlaki grameri farkl hareketlilik ve ihlal biimlerine
gzelce uydurulmu olan gnmz tketim kltrnde bir eletiri
arac olabilir mi? hlal dncesini ele alrken, ihlalin paradoksal
bir ekilde gnmzn kanunu haline gelmesi meselesini tartyo
ruz. hlal ile kanun (istisna ile kaide) arasndaki ayrm yok olduun
da, kapitalizm kendisini hareketlilik/ihlal/sapknlk erevesinde
aklamaya balyor. Bu blm, analizini ada toplumun balca iki
vehesini ele alarak ekillendiriyor: retim ekli (kapitalizm) ve
"denetim toplumu"ndaki disipliner dispozitifin zlmesi. Byle
bir toplumda direniin nasl olup da tahayyl edilebileceine odak
lanan blm, terr, terre kar koyma stratejileri ve bu kar strate
jilerin kendilerinin terre dnme tehlikesinin aka ele alnd
6. Blme bir yol ayor.
6.
Blm Terry Gilliam'n ynettii Brazil'in ters-topya lemi
ne uruyor. stihbarat Bakanl'na giren bir bcein, elektronik
daktiloda dman bir terristin, Bay Tuttle'n adnn yanl yazlma
sna sebep olmasyla balyor her ey. Bu hatayla Bay Tuttle oluyor
size Bay Buttle, yani sradan bir hayat yaayan bir aile babas. Bir
yn istihbarat raporu dorultusunda vahice tutuklanan bahtsz
Bay Buttle "bilgi alma", yani ikence iin bakanla getiriliyor. Bil
dii ya da anlatabilecei hibir ey yok, ki bu ona daha da tehlikeli
bir hava veriyor. Brazil'de karmza kan toplumda her ey gze
tim ve istihbarattan ibaret. Terr tehdidi her yere yle bir sinmi ki
insanlar artk saldrlarn farkna varmyorlar bile. Ksacas Brazil'
de gerici bir istisna durumuyla kar karyayz. Gelinen bu duruma
meydan okuyan yegne kii ise stihbarat Bakanl'nda alan ve
bu hatadan sorumlu tutulan bir grevli. Ne var ki sistemi her eyin
bir hatadan kaynaklandna ikna etme abalar baarsz oluyor,
nk hata yapma fikri yetkililer iin akl almaz bir ey. Bir de "iyi"
anlamda bir terre hizmet eden, yani insanlar bu Orwellvari du

40

FLMLERLE SOSYOLOJ

rumdan kurtarmaya alan Bay Tuttle var. Dolaysyla Brazil bizi


terr kavramn eletirel bir gzle analiz etmeye, bunu tek varolu
nedeni terrizm haline gelmi bir toplum fikriyle ilikilendirmeye
zorluyor.
Son blm olan 7. Blm, etik ve zellikle de kamptan sonra etik
meselesi zerinde durarak kitab noktalyor. Auschwitz balamn
da tanklk "muammasna" odaklanyor. Bir yanda "deneyime" da
yanmann tesine geme abas, dier yanda Yahudi soykrmn
"nemsizletirme" tehlikesi sz konusuyken, Yahudi soykrmna
bu iki yaklam arasnda bir arac konum gelitirmek, Muselmann'
n* plak bedeninden yola kan bir etik olanan tartmak istiyo
ruz. Bu balamda "tarifsiz olan" anlatmann imkn(szlk)larn g
rnr klmak amacyla Auschwitz den Artakalanlar' okuyoruz. Hem
seici hafzadan, hem de istemli unutmadan syrlan Yahudi soyk
rmnn "gereki" bir belgelemeye direndiini ne sryoruz. y
leyse szler ile plak bir yaam, travma geirmi bir tanklk ile se
ici bir unutkanlk arasndaki gerilimi, kmaz nasl canl tutacaz?
Gemi ile gelecek arasnda nasl "araclk" edeceiz? Deheti tas
vir etmenin imknszl nasl anlatlabilir? Yahudi soykrmn b
tn dehetiyle anlatmann imknsz olduunu, nk bunun esasen
tam da tankl imknsz klmasndan ibaret olduunu ne sryo
ruz. Kampn deheti ancak dolayl olarak tarif edilebilir. "Ausch
witz Ruhu" gaz odalarnda lenlerde ya da kurtulanlarda deil, iki
si arasnda var olan bada cisimleir. Hepimiz Auschwitz neslinden
geliyoruz, ve hepimiz tanklk etmekle ykmlyz.

* Toplama kamplarnda tutulanlarn lm snrna iyice yaklam olanlar iin


kullanlan bir terim, -.n.

2
HAMAM
ark'n Posta Ekonomileri

Fantaziden k yoktur, baka bir mekn yoktur, zi


ra fantazinin tesindeki her ey bir boluktan iba
rettir. Kimlik dediimiz ey de aslnda fantazi ara
clyla bu boluu rtmek, gizlemektir; bu ne
denle fantazinin zlmesi, fantazinin srdrd
simgesel yapnn (dolaysyla kimliin) zlmesi
ni de beraberinde getirir.

stanbul tam da arayp durduum eymi. Geleli sadece bir hafta oldu, ama
imdiden nefesimi kesiyor, uykularm karyor. Buraya gelene kadar ne
ok zaman kaybetmiim! Ben yorucu, beyhude bir hayatn peinde koar
ken, sanki o sessizce beni bekliyormu. Burada her ey ok daha yava ve
yumuak bir ekilde akyor, bu hafif esinti insann skntlarn datyor,
bedenini rpertiyor.

YUKARIDAK alnt Hamam filmindeki kurmaca karakterlerden biri


olan Madam Anita'nn ark'tan yazd bir mektubundan. Madam,
kinci Dnya Sava'nn hemen ardndan Roma'dan stanbul'a do
ru yola kar ve bir daha geri dnmez. Roma'ya yazd mektuplar
da stanbul'daki yaamn "upuzun bir tatil" diye tarif eder: ve bo
zaman arasndaki snr ihlal eden yaam tasasz ve nee doludur.
stanbul'daki birok kahvehanenin sahibi olan bir iadamyla evle
nir, ne var ki bu evlilik ancak birka ay srer. Madam, boanmadan
sonra eline geen nafakayla ykk dkk bir hamam satn alr. Ha
mam tadilattan geirir ve hamamlar stanbul'da gzden dene dek
uzun yllar boyunca iletir.
Hamam filminde bizzat Madamla karlamayz. Film onun l
myle balar, yaamna dair bilgileri yalnzca Roma'daki kz karde
ine yazd mektuplardan reniriz. Madam vefat ettiinde miras
hayatta olan tek talyan akrabasna, yeeni Francesco'ya kalr. Fran
cesco'nun Roma'da kars Maria ve ortaklar Paolo ile beraber baa
ryla yrtt bir ii (i mimarlk brosu) vardr. Bu insanlarn hi
biri filmde sevimli, scakkanl insanlar olarak izilmemitir; stresli,
grnn n planda olduu, kariyer merkezli bir yaamlar vardr.

44

FLMLERLE SOSYOLOJ

Filmin talyan karakterleri, arkiyat bir souk ve rasyonel Batl


imgesine dair ne varsa hepsine sahiptir. Ve elbette Roma'yla tam bir
kartlk oluturan stanbul, ark'n kadim, batan karc erotik e
kiciliini, tatl tembelliini temsil eder. Film stanbul'un eski, bir la
birenti andran, darack, mahrem sokaklarnn; snnet dnlerinin,
hamamn ehvani atmosferinin ve arllklarda gezen dier tensel
zevklerinin srlarn aa karma aray iindedir. Hamamn ken
disi bir sefa ve sknet yuvas olarak resmedilmitir ve aka Av
rupa'nn "teki"sini sembolize eder.
Hamam elbette her eyi kesin izgilerle ayrd, ikilikler eklin
de sunduu gerekesiyle eletirilebilir: Dou'ya kar Bat, stan
bul'a kar Roma, Madam Anita ve mahallesindeki Trklere kar
Francesco ve Marta. Ancak ben ve tekiyi yan yana getirmeye odak
lanan byle bir eletiri, arkiyatla dair nemli bir unsuru es ge
mek anlamna geliyor. ki kutup arasnda araclk eden bir ey olma
l - ikameleri ve bakalamlar mmkn klan mektuplar, kiiler ve
nesneler gibi. Hamam ayn zamanda Bat ile Dou arasnda kpr
kuran araclarla ilgili bir film, seyahat anlatlarnda tuhaf ve egzotik
olarak geen eyle ilgili bir dolaymlama hakknda bir film. Bu ba
kmdan Montesquieu'nn Acem Mektuplar'nn 1968 sonras bir ver
siyonu olarak grlebilir (bkz. Montesquieu 1973). Montesquieu'
nn almasnda olduu gibi Hamam da Bat ve Dou'yu ahlaki
dersler karlacak bir bak asyla karlatrmay mmkn kl
yor. Her iki eser de mektuplar evresinde ekillendirilmi. Fakat
filmdeki mektuplar, Montesquieu'nn mektuplar gibi onu bilgi,
rasyonalite ve akl dnyasyla tantrmak niyetiyle ark'a hitap et
miyor; daha ziyade, stres dolu yaantlarndan kamay dleyen
Avrupal seyyahlara hitap ediyor. Dier bir deyile arkiyat ikilik
aynen kalrken, deerli grlen taraf deiir; geveme ve keyif,
mantk ve zenginlii alt eder.
imdi sorumuzu biraz daha aalm: Bu posta ekonomilerini na
sl okuyacaz? Montesquieu'nn Acem Mektuplar ve Madam Ani
ta'nn mektuplarn yalnzca ayn temann (arkiyatlk) eitleme
leri olarak m deerlendireceiz? Buna gre Bat ile Dou, Avrupa
ile ark arasndaki ayrm nasl okuyacaz? Eer sz konusu olan
ayn posta ekonomisi ise, Hamam'dakilerle Montesquieu'nn mek
tuplar arasndaki belirgin benzerlii nasl aklayabiliriz? Ve son

HAMAM: ARK'IN POSTA EKONOMLER

45

olarak, okumamz ben ve tekinin yan yana getirilme biimini nasl


aydnlatabilir? Bu sorulara cevap bulmak iin ie Montesquieu'nn
Acem Mektuplar ve Hamam' sorgulamakla balyoruz. Ardndan
genel hatlaryla arkiyatln dokusunu ele alyoruz. Daha sonra
iki farkl eletirel arkiyatlk okumasn -ikili ayrmlarn inasna
dayal bir sylem analizi okumas ile ark'n bir fantazi mekn ola
rak inasna odaklanan psikanalitik bir okumay- karlkl deer
lendirerek kincinin avantajlar zerinde durmak istiyoruz. Anlat
lar (Hamam ve Acem Mektuplar iinde), temay (arkiyatlk) ve
metodolojiyi (psikanalize kar sylem analizi ve yapbozum) ele
aldktan sonra, eletiri meselesiyle ilgili deerlendirmelerimizle
blm tamamlyoruz: ark' okumann etik ya da hakikaten eleti
rel bir yolu var m? Bu balamda Hamam'n final sahnesi iin, La
can'n imgesel, simgesel ve gerek ayrmlarna gre dzenlenmi
farkl okuma sunuyoruz.

Hamam
Hamam'da hangi imge ve anlatlara yer verilmi? Bunlarn arki
yatl temsil ettiini dnebilir miyiz? ncelikle bu imge ve an
latlar Bat ile Dou, erkek ile kadn ya da normal ile sapkn arasn
da, ounlukla da ilk terimi stn tutan bir ayrmn unsurlar olarak
yorumlayalm. Bylelikle arkiyatl Kltr Teorisi'nin oun
lukla yapt gibi okumu oluruz: ben ve tekinin inasna dayana
rak ve bunun beraberinde getirdii, ve tekiyi stereotipletirme, de
erini ve niteliklerini azaltma stratejilerine odaklanarak (Neumann
1999: 1-38).
Hamam'daki ilk mektup Francesco'ya Madam Anita'nn lm
n bildirir. Madamn ldn rendiimiz giri sahnesinin ardn
dan izlediimiz filmin bu en uzun sekans, mektubun yolculuu
zerine kuruludur. Mektubun stanbuldan postaya verildiini, Tr
kiye'deki eitli devlet dairelerinde damgalandn, sraya koyul
duunu ve nihayet Roma'da Francesco'ya ulatrldn grrz.
Bu yalnzca giri niteliinde bir sahne olarak grlebilir. Ne var ki
film ilerledike, Hamamn aslnda bu mektup alveriinin ta ken
disi etrafnda ekillendii ortaya kar, zaten giri sahnesini byle
sine nemli klan da budur. Filmdeki karakterler bu mektuplar o

46

FLMLERLE SOSYOLOJ

u zaman iki ktay birletiren/ayran Boazdan geerken okurlar.


Posta ekonomilerinin Hamam asndan nemi de burada yatar: Et
kili bir biimde, Bat ile Dou arasnda araclk ederler.
Mektupta Francesco'ya, sonradan hamam olduunu renecei
emlaki satmas salk verilir. Ancak sat srekli ertelenir: ark dn
yasnda her ey ar ekimde ilerler. Nihayet agzl bir vurgun
cuyla sat mukavelesini imzalamak iin her ey hazrdr. Fakat bu
sefer de Francesco imzalamay reddeder, nk irketin otoparklar,
oteller, tenis sahalar ina etmek iin blgeyi ykmak istediini
renir. Francesco fakir mahalleliyi irketin planlarna kar uyarr.
Souk ve hesap Bat modernitesinden haberdar olan mahalleli
onu rnek alp evlerini satmay reddeder. Bilindik arkiyat imge
si burada bir kez daha su yzne kar: Batda insanlar komularn
bile tanmazlar; ark'ta ise sk fk bir sohbete dalmak iin pence
renizi amanz yeterlidir, herkes herkesi tanr, haberler tez duyulur.
Hamam stanbul'un belli bir alanna odaklanr ve bu alan kent ya
amnn Bat'da yok etmi olduu her eye sahip, moderniteden na
sibini almam byk bir ky olarak gsterir.
Modernite tepeden inme olduu zaman ark'ta tuhaf sonular
ortaya kar, hal byle olunca da Bat'nn daha fazla mdahalesine
ihtiya duyulur. Bylece Avrupal kahraman Francesco, ark'n il
kel ve geri znelerini kendilerinden (bu rnekte vurguncudan) kur
tarr. Zarif bir edayla gitgide bir harabeye dnen stanbul nce Ma
dam, ardndan Francesco ve nihayet Marta gibi Avrupal giriimci
ruhlar tarafndan kurtarlmay bekler. Birok kltr barndran ha
mam, Bat sayesinde gzel ve egzotik bir mekn olarak varln
srdrr (kar. Zizek 1999: 215-21; 2001d: 69).
Ne var ki ark' aydnlatmak ve kltrel mirasn kurtarmak bu
karlamann vehelerinden yalnzca biridir. Francesco'nun kendi
si de deiir. stanbul'da uzun uzadya kalmasnn sebeplerinden bi
ri de ayn mahallede, besbelli Madamn en yakn komularndan bi
ri olan ailesiyle yaayan bir Trk olan Mehmet ile yaad ecinsel
ilikidir. ark ve bilhassa Hamam bir gnah yuvas olarak tasvir
edildii iin, ecinsellik burada nemli bir unsurdur (Shohat 1997).
Bat kat kurallar ve kemiklemi gelenekler arasnda skp kal
mken, ark'ta arzu su gibi doal bir ak iindedir: "insann bede
nini rperten hafif bir esinti gibi." Mehmet ve Francesco'nun ecin

HAMAM: ARK'IN POSTA EKONOMLER

47

sellii, Batnn ecinsellik normunu ihlal etmesi bakmndan bir


sapknlktr. Bu sapknlk Francesco, Mehmet ve Madam'n hama
mn atsndan plak bedenleri gzetleme alkanlyla vurgula
nr. Gzetleme, yasak bir erotizmi srdrmesinden dolay deil;
tpk Sultan'n yalnzca kadn bedeninin deil de haremdeki kadn
kalabalnn keyfini srmesi gibi, bilhassa kalabalktan keyif alma
anlamnda sapkndr (Grosrichard 1998: 141-6).
Francesco'nun uzakta kalna dair mazeretlerinden phelenen
Marta harekete geer ve onu grmek zere stanbul'a gelir. Burada
ki ilk gecesinde, hamamda tutkuyla seviirken grd iki erkein
arasndaki ilikiyi kefeder. arkn arzu serasna bu bak Harem
dncesinin gncel bir versiyonudur: snrsz ve hararetli bir zevk
lemi. Su, buhar ve scaklk, rahatlamann ve engelsizce hareket et
menin birer semboldr. Hzl ritimleriyle etkileyici bir etnik m
zik bu tensel arzu atmosferine zemin oluturur.
Ertesi gn Marta ve Francesco boanma fikrinde uzlarlar ve
Marta stanbuldan ayrlmaya karar verir. Ayn gn mafya Frances
co'yu ldrr, inaat irketi onu ldrtmek iin bir tetiki ayarla
mtr. Trk mafyas burada (tpk hamamn hareme atfta bulunma
s gibi) zorba gcn gncel bir versiyonu olarak bulunur. Zorba ile
mafyann ortak noktas, insan hayatn btnyle hie sayan, her e
ye kadir bir gce sahip olmasdr. imdi mutlak efendi Mafya'dr:
Sultan korkusu iindeki arkl zne gibi mahalleli de dehet iinde
dir (a.g.y. 36-40). Zorbann iradesine kar koyulmaz. Bu bakmdan
Francesco hl bir Avrupaldr; yle inatdr ki, cesaret ve bireysel
iradeden ziyade korkuyla harekete geen efemine bir arkl zne
nin asla yapmayaca eyi yapar, oyunun kurallarna kar gelir. Bu
inatl iin deyecei bedel hayatn kendisidir.
Francesco'nun lmnn ardndan Marta stanbul'a dner. Kar
s olarak Francesco'nun evlilik yzn teslim alr (kocasnn iha
netini kefettikten sonra kendininkini fakir bir kadna vermitir). Fi
nal sahnesinde Marta hamam kendi iletmeye karar verdiinden bu
anlaml bir barmadr. Gelgelelim bart yalnzca Francesco de
il, ayn zamanda kendi kiiliinin bastrlm "doululam" yan
dr. yle ki Marta final sahnesinde Madam'n azlyla sigara ier
ken grlr; bu srada anlatc onun, besbelli Madam Anita'nnkile
ri andran mektubunu okumaktadr. Francesconun lmnn ardn

48

FLMLERLE SOSYOLOJ

dan stanbul'u terk eden Mehmet'e hamamn artk tamamen onarl


dn yazar.
Kimi zaman gnbatmnda bir hzn bastryor, fakat anszn serin bir
rzgr alp gtryor hepsini. Daha nce hissettiklerime hi benzemeyen,
acayip bir rzgr bu. Hafif bir meltem, seviyor beni.

Madam Anita'nn mektuplarnn hedefine ulat, mektuplarn asl


muhatabnn Marta olduu, Marta'nn konumunu almasn ve gizli
"arkiyatlnn" farkna varmasn salad sylenebilir. Yeni
Madam artk Marta'dr ve Francesco kaybolan bir aracya dnr.
Bu balamda mektuplar da belirgin bir rol oynar: Karakterlerin ba
kalamlarn tamamlamalarn ve "kaderlerinin" gereklemesini
salar. "Kayp" mektuplar balangta geri gnderilseler de sonun
da asl alclarna ularlar.
Acem Mektuplar Yazmak

Hem muhtemelen en tannm arkiyat eser olan Montesquieu'nn


Acem Mektuplar'nn hem de zpetek'in Hamam'nn posta ekono
mileri biiminde olmas tesadf deildir. Mektuplarn araclk ile
vi grd, yurtiiyle yurtdn birbirine balad ortadadr. ste
lik Montesquieu Acem Mektuplar'n yazarken bu biimi zellikle
semitir. Kanunlarn Ruhu zerine (Montesquieu 1989) akln man
tna gre ilerleyen bir inceleme eklindeyken, Acem Mektuplar
kasten ar bir tarzda yazlmtr. stelik Acem Mektuplar yalnz
ca ark hakknda deildir, ayn zamanda "arkl" bir slupla yazl
mtr (McAlpin 2000: 55): Kompozisyon asndan belli bir man
t yoktur ve yky dorusal bir anlat eklinde aktarmaz, aksine
bir okseslilie biim verir (a.g.y. 45). Anlat ya da konu bir deil,
birden fazladr. Mektuplar nemli siyasi meselelerden giyim kuam
hakknda dncelere kadar ok farkl konulara uzanr. Bazlarnn
ahlak bir havas vardr, baz mektuplarsa bilhassa gln olsun
diye yazlmtr. Buradaki en nemli ey, mektuplarn seilme bii
midir: Bazlarnn kayp mektuplar olduu izlenimine kaplrz, ba
zlarnn ise alcs yoktur ya da ieriinin bir ksm eksiktir. Kimi
zaman mektup iinde bilinmeyen bir mektup gizli gibidir. Benzer
ekilde Hamam'da, Madam Anita'nn geri dnen mektuplar, daha

HAMAM: ARK'IN POSTA EKONOMLER

49

sonra Francesco ve Marta'nn anlatlarnda yer alr. yleyse neden


bu biim? Ve ark' biimden yoksun bir nitelikle betimleme yolun
da bu srekli aba neden?
Bu soruyu cevaplamak iin Derrida'nn The Post Card: From
Socrates to Freud and Beyond (Kartpostal: Sokrates'ten Freud'a ve
tesine, 1987) adl kitabna ksaca dnmek yararl olacaktr. Derri
da'nn kitab, daha pek ok eyin yan sra, Jacques Lacan'n birok
kavramnn teleolojik zeminine ynelik ironik bir eletiri niteliin
dedir. Derrida, ne kadar muamma dolu olursa olsun, anlamn Lacan
iin daima yoruma ak olduunu ne srer: Lacan'a gre her ey
psikanalik ema iinde bir yere yerletirilebilir. Lacan vaktiyle, Ed
gar Allan Poe'nun alnan Mektup'u hakkndaki bir yorumunda,
mektubun daima hedefine ulatm ne srmtr (bu konuya da
ha sonra dneceiz, bkz. Lacan 1988). Bylelikle performatif hedef
amasnn nemi, kayp mektuplar ekonomisi araclyla aklan
m olur. Derrida daha sonra Lacan'n tm kavramlarnda mevcut
olan bu teleolojik yapnn son derece kusurlu olduunu ne srer.
Bu nedenle de Lacan'n teleolojisini ykmak zere tamamlanmam
ve gnderilmemi kartpostallar yazmtr.
Derrida iin Lacan, Bat geleneinin "szmerkezcilie" tutsak
dmesinin bir temsilcisidir. Szmerkezcilik kendini eitli ekil
lerde ortaya koyar: yaznn szden, teleolojinin yaylmadan, erkekli
in kadnlktan, Batnn Dou'dan stn tutulmas gibi. arpc a
lmalaryla bu gelenekte "teki" olan (konuma, kadn, hiperbolik,
vs.) aa karan Derrida hari herkes byle bir szmerkezcilie
tutsak der. Bu durum Derrida'nn son derece zor denilebilecek ki
tab Glas'da (Matem an) tam anlamyla grlebilir (1986). Glas'
da tm sayfalar ikiye ayrlmtr. Sayfann sol taraf Bat'nn m
kemmel szmerkezci filozofu Hegel'den alntlarla doludur, sa ta
rafta ise Fransz yazar Jean Genet'ye gndermeler yer alr. Genet
toplumun snrlarnda yaayan bir ecinseldir; Derrida onun dn
celerini, Hegel'in metnini ykan sahici bir teki olarak alr. The Post
Card "arkl" tarzda yazlm bir metin olarak deerlendirilebilir,
Glas'daki iki stunun ise "Batl" ve Doulu" yaz ve varolu biim
lerine gnderme yapt dnlebilir. Bat szmerkezci, rasyonel,
dzenli ve teleolojik; Dou ise sapknlk derecesinde hiperboliktir.
Genetnin kendisi de ark gibi ykc ve sapkndr.

50

FLMLERLE SOSYOLOJ

Burada asl sorulacak soru Derrida'nn projesinin gerekte ne ka


dar eletirel olduudur. Szn ve hiperboln byle yan yana koyul
mas arkiyatln ta kendisi deil inidir? Akl ve rasyonalitenin
bu "teki"si daima, en azndan moderniteden bu yana, arkiyat
fantazilerin bir paras deil midir? Derrida Batl szmerkezciliin
Platon'dan beri hayatmzda olduunu ve ayn eyin bu gelenein
"teki"si, yani "arkiyatlk" iin de geerli olduunu savunmu
tur. Bu teki sesin varln vurgulamann ykc bir yan yoktur; bu
nu yapmak esasen Batl bir bak pekitirmek anlamna gelir. Bu
dier sesin mevcudiyeti olan ark, Bat szmerkezcilii iin ideo
lojik bir eklentiden baka bir ey deildir: bir fantazidir. Bu arkl
lam ses "teki", marjinal ya da bastrlm deildir. Onu aa
karmak iin bir yapbozumcu abaya girmek gerekmez (Montesqu
ieu'nn posta ekonomilerine odaklanan yapbozumcu bir okumas
iin bkz. Bennigton 1884:240-58). Bu noktaya aklk kazandrmak
iin Montesquieu'nn Acem Mektuplar'na dnelim.
Montesquieu'nn bu popler kitab bir yl iinde on bask yap
mt (Betts 1973: 19). Resmi olarak onaylanmama riski tayan
eserlerde sklkla yapld zere Hollanda'da baslmt (a.g.y. 18).
Kitabn Vatikann yasakl kitaplar listesine dahil edilmesi de ar
tc deildi (a.g.y. 18). Montesquieu'nn ngilizce evirmeni J. C.
Bett kitab erken dnem 18. yzyln balca dzen kart alma
larndan biri olarak nitelendiriyordu. Ancak kitap bugn de arki
yat sylemin klasik rneklerinden biri olarak anlmaktadr. Gel
gelelim Acem Mektuplar mnferit bir baar da saylmazd: Mon
tesquieu'nn zamannda yazlan kitaplarn yaklak yzde otuzu
ark' konu alyordu (Kaiser 2000: 16).
Acem Mektuplar'ndaki en belirgin ses daha da zenginlemek
iin Avrupa'ya giden zengin bir adama, zbek'e aittir. Haremini ha
dmaasna emanet edip oradan ayrlr. Kitapta ayrca Rika adl bir
ranl gezginle de tanrz. Bu iki adam ou zaman Montesquieu'
nn kendi kiiliinin iki yan olarak yorumlanr: zbek aydnlanma
peinde merakl bir adamdr, geleneksel bak alaryla kstlanm
olan Rika ise arkllam bir figrdr (McAlpin 2000: 50). kisinin
anlats birlikte ele alndnda gncel meselelere dair ok ynl,
Montesquieu'nn Bat'yla Dou'yu karlatrmasna olanak sala
yan bir eletiri kar ortaya.

HAMAM: ARK'IN POSTA EKONOMLER

51

Acem Mektuplar ynetimden cinsellie kadar her konuda uy


gulanabilecek bir altn kural vaaz etmesi bakmndan son derece ah
lakdr. Gerek szde Dou'ya mahsus olan zgrln tamamyla
yadsnmas, gerek Thomas Hobbes'un felsefesinin ncl olan s
nrsz zgrlk aray, acmasz bir saldr altndadr. Haremdeki
kadnlar ve hadmaalar cinselliklerini doal olmayan, son derece
kstlanm bir ekilde ortaya koyarlar (Montesquieu 1973: 114.
mektup). Bat'da uyguland ekliyle evlilik, erkek ve kadn bir
araya getirmenin ok daha iyi bir yoludur. te yandan Montesqu
ieu, manastr yaamn ve Katolik Kilisesini ok sert olmakla ele
tirir, okurlarna hayatn her alannda doru dengeyi yakalamalarn
nerir (a.g.y. 116. ve 117. mektuplar: 209-13). Bu ift tarafl
zmleme Montesquieu'nn ele ald tm meselelerde kendini bel
li eder. Mektuplar hem "Acem" hem "Parizyen"dir (Trumpener
1987: 180). Odak noktasnda ark'n eletirisi yer alr: zbek akl
sayesinde bilgi, rasyonalite ve zgrln kymetini bilmeyi re
nir. Gelgelelim burada, Fransa'da ayrcalklarn ktye kullanm
da st kapal bir biimde eletirilmektedir. Fransa'da imparatorun
yetkisini ktye kullanmasnn ark despotizmini yanstt iddia
edilir (Betts 1973: 26-7; Grosrichard 1998: 26-7). arkiyatlk Sa
idin sklkla syledii gibi sadece ark' bastrmak iin bir aratan
ibaret deildir, iki taraf da keskin bir kltr ve daima yle olmu
tur (Kaiser 2000).
Bu arkiyat sylemde ne kan tema -din, cinsiyet ve si
yaset- slam ve Hristiyanlk, sapknlk ve heteroseksellik, despo
tizm ve cumhuriyetilik arasndaki ayrm belirler (Grosrichard
1998). slam, isel inan eksiklii zerine kurulu sahte bir dindir.
Muhammed anlamsz ayinlere dayal bir din yaratm bir sahtekr
dr (a.g.y. 85-119; Joubin 2000). Cinsellik imgesi hadmaas, ha
rem ve gizli zevk fantazileriyle ilgilidir; lezbiyen ilikiler (Montes
quieu 1973: 4. ve 20. mektuplar), hadmlarn karlanmayan cinsel
arzular, vs. (a.g.y. 79. ve 96. mektuplar) zerinedir. Sultan, yaad
yeri bir ehvet ve haz yuvasna, kadnlarn (ve erkeklerin) Sul
tan'a zevk vermek iin getirildii bir geneleve eviren bir sapktr.
Ve son olarak ark kuvvetler ayrl olmayan bir mekn olarak ta
rif edilmitir. Her ey Sultan iin vardr ve ona aittir; hibir ey ba
msz bir biimde var olamaz (Grosrichard 1998).

52

FLMLERLE SOSYOLOJ

250 yl akn bir sreden sonra, bu anlatlarn Hamam gibi film


lerde tekrar ortaya ktna ahit oluruz. Mafya'nn Sultan'n (insan
hayatn btnyle hie say, korku politikas) ve hamamn da ha
remin (eitlilikten alnan keyif, bedensel zevkler, gizli bir bakn
verdii yasak haz) yerine getiini zaten belirtmitik. Hamam ayn
zamanda, Montesquieu'nn Mektuplar' gibi mphem bir anlatdr.
Basmakalp bir geri kalm Dou imgesinin yan sra ada Bat
toplumunun bir eletirisini de ierir. Sahte tanrlar artk Batldr (ta
sarm, para ya da ar materyalizm). stelik Montesquieu'nn anla
tsnda olduu gibi Hamam da Bat ve Dou'nun metamorfozuyla
ilgilidir; dolaysyla mektuplar iki anlatda da nem kazanr.
Bu balamda, arkiyatln hi deimediini savunmann
cezbedici bir taraf vardr. Aslnda Said'in arkiyatlk'ta (Said
1978) vard sonu da bu gibi grnyor. Kltr teorisi kapsamn
da bir dizi analiz bu dnceden yola karak Bat'nn batl olma
yan dnyay da ina etme yntemlerinin bir haritasn kard. Bu
analizler bize ok ey kazandrdysa da bir ey hep eksik kald:
Aratrmaclar arkiyat sylemin mphemliine dikkat gstermi
yorlard (Bhabha 1972). ark ne yakn ne de uzaktr, fakat ayn an
da hem yakn hem de uzaktr. Muhakkak olumlu ya da olumsuz de
er yklenmi bir toplumsal topoloji deil, ayn anda hem bir top
ya hem de ters-topyadr.
Bu mphemlik Montesquieu'nn Acem Mektuplar'nn mehur
biti mektubunda (161.) aka grlr. zbek'in sk denetimi ol
maynca haremi yava yava, ancak kanlmaz bir ekilde dal
maya balar. Haremdeki kadnlar arasnda lezbiyen ilikiler yaan
dna dair iaretler vardr ve g hiyerarisi tepetaklak olmutur
(g, hadmlardan karc harem kadnlarna gemitir). Daha 156.
Mektupta zbek'in ilk kars ona olanlar bildirir: Hareme dehet,
karanlk ve korku hkim, feci bir feryat sard her yan; her an bir
kaplann o kontrol edilemeyen gazabna maruz (a.g.y. 156. mektup:
276-7). Daha sonra Roxane'in zbeke intiharnn sebeplerini ak
lad 161. mektupta olaylar daha anlalr bir hal alr:
Evet, sana ihanet ettim. Hadmlarn kkrttm, senin kskanln alt
ettim ve haremini tatl zevklerle dolu bir yer haline getirmeyi baardm...
Nasl oldu da bana, bu dnyaya senin kaprislerine sayg duymak iin gel
diimi dnecek kadar gvendin? Sana her ey mbahken beni tm arzu

HAMAM: ARK IN POSTA EKONOMLER

53

larmdan mahrum brakmaya hakkn olduunu mu zannettin? Senin ka


nunlarnn yerine tabiat kanunlarn koydum ben, ve zihnim daima bam
sz kald (a.g.y. 161. mektup).

Montesquieu'nn kitabnn tamam gibi bu mphem mektup da iki


ekilde okunabilir. lk okuma daha ok corafya ve jeofizikle ilgili
unsurlar zerinde durur. Montesquieu'nn iklim teorisine gre ark'
taki tm g inalar daimi bir ekilde yozlamtr. Gelgelelim ark
sistemi, yani despotizm ayrca insan zgrln hie saymasn
dan dolay doal deildir. yleyse ark sisteminin devamll na
sl aklanabilir? Grlyor ki cevaplamas zor bir soru bu, ama
Montesquieu iklimin insanlar tembelletirdiini ve tahakkm ka
bul etmeye meyilli hale getirdiini syleyerek iin iinden kyor:
Fiziksel doa insan doasn yozlatrr. Dolaysyla zgrlk ve
zerklik gibi Bat ideallerini ark'a retmek de mmkn deildir.
retildii takdirde olumsuz etkilere yol aabilir. zbek'in, efendi
nin yokluunda ortaya kt zere, ark'ta tam bir zgrlk sz
konusu olamaz.
Farkl bir feminist okumaya gre, kadnn keyfi ya da sesi, Zor
ba'nn eriemeyecei bir noktada var olmaktadr. Onun gc asla
btn deildir. Dolaysyla despotik g imgesinin arkiyatln
ta kendisi olduu iddia edilir. Kadnlar (yani Montesquieu'nn an
lats iinde Roxane) btnyle kontrol altnda deildir, hayatlarn
kendi ellerine alma ve saltanat ynlendirme olanaklar her daim
vardr. lk okuma tam bir tahakkm ihtiyac ve olana olduunu,
dolaysyla zbek'in yokluunda Harem'in keceini varsayar
ken, bu ikinci okuma efendi-kle diyalektii zerinde durur. Belki
de sultan kendi rolne tutsaktr, aslnda ynetenler kadnlardr. Bel
ki de kadnlarn gizli keyifleri ve gizli bir dili vardr.
Bu blmde yaptmz ekilde arkiyat anlatnn ieriine
odaklanldnda, arkiyat temalarn hem srekli hem de mp
hem olduu sonucuna varlabilir. Yukardaki tartmay sylemimi
zi Dou ile Bat arasndaki ayrmlara gre dzenleyerek balattk
ve ardndan daha karmak bir tablo izerek devam ettik. Ancak iki
li kartlklarn eyletirici mantna gre dzenlenmi bu metinsel
evrende nemli bir ey eksik kald. Bu nedenle de bir sonraki b
lmde zmlememizi Lacan kkenli teorik bir emaya gre yeni
den ina etmeyi hedefliyoruz.

54

FLMLERLE SOSYOLOJ

Bir Sfr-Kurum Olarak ark

Avrupa'nn kimlii "tekisiyle", ounlukla da ark'la ilikisi do


rultusunda tanmlanr; kltr incelemelerinde ounlukla tartlan
da budur. Kimlik nesnelerin, meknlarn ya da kiilerin ikin zel
liklerine yaplan gndermelerle deil, farkllklar zerine kurulu
ilikisel bir a araclyla verilir. Buna gre ark da Avrupa'nn ne
olmadna younlar: Normallik ve sapknlk, kanun ve despo
tizm, zihin ve beden, akl ve arzu arasndaki kart farklar mant
araclyla ileyen bir fotoraf negatifi gibidir (Neumann ve Welsh
1991: 329, 331, 334). Dolaysyla bu tr ark imgeleri -bir arzu se
ras ve despotik gcn beii gibi- bize daha ok bizatihi Avrupa
kimliini anlatr. Bunlar Batl bir bak karsnda alan imgeler
dir. ktidar ve bilginin kesiiminde, ark Batl klieler iinde sabit
lenir.
yleyse Montesquieu'nn ve Hamam'n mektuplarn ayn do
rultuda ancak bilinen bir yknn fakl versiyonlar olarak m oku
yacaz? Biz bu fikrin batan karclna direnmek istiyoruz.
1978 ylnda baslm olmasndan dolay, Said'in arkiyatlk' bu
konuya standart bir yaklam haline gelmitir. Ne var ki bundan bir
yl sonra Fransa'da ark zerine, bir o kadar ilgi ekici, fakat ok
daha az bilinen bir kitap ortaya kmtr: Sultan'n Saray: Avrupa
llarn Dou Fantazileri (Grosrichard 1998). Grosrichard'n balca
ilham kaynann Foucault deil de Lacan olmas nemli bir fark
yaratr.
ncelikle, Bat ile ark arasndaki ilikinin sadece ayn uzam
daki iki unsur arasndaki ayrma dayal bir ilikiden ibaret olmad
n ne sryoruz. ark daha ziyade ayrmdan nce gelene iaret
eder. Dier bir deyile ayrm erkek ile kadn arasnda deil, (cinsel)
ayrm ile ayrmszlk arasndadr. Dolaysyla ark'n amblemi ka
dn deil hadmdr (a.g.y.; Trumpener 1987). Benzer biimde des
potizm yalnzca monari, tiranlk ve demokrasi gibi bir siyasi bi
imden ziyade apolitik bir "biimsizliktir"; zaten ark da byle bir
biimsizlikle tanmlanr (Grosrichard 1998; Boer 1996: 46). Top
lumsal ile siyasi arasndaki ayrmn geerli olmad bir uzamdr.
Nitekim cinsiyet ve iktidar sylemleri i ie gemi durumdadr:

HAMAM: ARK'IN POSTA EKONOMLER

55

ark simgesel dzene ait deildir; simgesel olann ncesinde ya da


tesinde bir anlatdr.
Lacanc bir bak asna gre ark, "toplumsal" hem koulla
yan hem de ondan kaan bir fantazi uzam tekil eder. Fantaziler ar
zu nesneleri retir ama bu nesneler eriilmez gibi alglanr. Kanun,
yani eitli eylemlerin yasaklanmas kstlamalar ama arzusu ya
ratr. ark byle bir ihlal arzusunun rndr. Bu bakmdan tatmin
edilmi bir arzu sanrs deil, bir sorunun cevabdr: Neden bu arzu?
Kanun araclyla, kanunun tesi (ve kanun karsnda) fantazisi
mmkn hale getirilir. Fantazi her eyden nce semantik mdaha
leler deil de ruhsal enerjiler, arzular ve drtlerin yatrm aracl
yla srdrlr. Fantazi arzuyu sahneler, sabit rntler halinde
dondurur ve bylelikle keyfi uzak tutarak zneyi korur. Arzu nesne
si baka bir uzama aktarlr, "arkllar"; bylece yceltilmi, yani
eriilmez kalmas salanr. Aslnda, daha sonra ele alacamz ze
re, fantaziyi gerekletirmek ounlukla ona son vermekle birdir.
Bununla beraber, toplumsal ban iki cephesi vardr (Zi2ek
2001b: 93). Kanunlarn etki alanndaki yaam, yani iktidarn (siya
si ve ailevi, kadn ve erkek, vb.) ayrlmasyla dzenlenen yaam ih
lal fantazileriyle srdrlebilir. Bu gibi fantaziler sosyal ban "aa
" tarafn oluturur ve st tarafn gcn garanti altna alr. Bu a
dan Bat rasyonalitesi, akl ve ahlak (st taraf) ile onun karanlk,
"arkllam" aa taraf ayn ekonominin paralardr (Grosric
hard 1998: 137-8). Gelgelelim aa tarafn, ilevini srdrebilme
si iin reddedilmesi, "arkllam" olarak kalmas gerekir.
Buna dayanarak, Said Foucault tarz ve Grosrichard da Lacan
tarz farkl bir eletiri biimi gelitirmitir. Bunlarn ilki syleme
dayaldr ve ideolojik metnin "bulgusal" bir okumasna odaklanr.
Metnin bir dizi heterojen "deiken gsteren"i birtakm "dm
noktalar" etrafnda dzenlediini, bu srada dier gsterenleri de
ersizletirerek snra ittiini ve bylece bir alan ina ettiini gste
rerek, metnin anlamn "yapbozuma" uratr. Dolaysyla toplum
sal ban st tarafna, Bat ve Dou arasndaki ikili kartlklarn in
asna ve klasik metinlerin snrlarnda okuma yaparken bu inala
rn izlerinin nasl ortaya karlabileceine odaklanr. imdiye ka
dar arkiyatl da bu ekilde zmledik. Buna karlk ikinci
zmleme yntemi "keyfin ekirdeini karmay, bir ideolojinin

56

FLMLERLE SOSYOLOJ

fantazide yaplandrlan ideoloji-ncesi bir keyfi -anlam alannn


tesinde ama ayn zamanda iinde- nasl antrdn, ynlendirdi
ini, rettiini ifade etmeyi amalar" (Zizek 1989: 125). Biz de bu
ekilde ilerlemek istiyoruz.
Bu ikinci okumada ark'a nasl bir stat verilir? Bu soruyu ce
vaplamak iin ncelikle, Slavoj Zizek tarafndan ele alnd bii
miyle (1994:25-6; 2000a) Claude Levi-Strauss'un Yapsal Antropo
loji'sine odaklanalm. Lvi-Strauss burada Winnebago kabilesinin
davranlarn anlatr. Bu kabile iki alt gruba (moiety) ayrlmtr.
Bir antropolog kuma kasabalarnn meknsal bir temsilini izmele
rini istediinde, iki grup farkl resimler izer. Bir grup kenti ortasn
da bir ev bulunan bir halka eklinde alglar, dier grup ise iki para
ya bler, Zizek bu iki grubu muhafazakr korporatistler ve devrim
ci kartlar olarak snflandrr. Aslnda bu iki taraf benzer biimde
sol ve sa, erkek ve kadn diye de snflandrlabilir. Burada kar
konulacak eilim, dorudan Bat ve arkn, Roma ve stanbul'un
kabilenin iki alt grubu gibi, ayn simgesel uzamdaki konumlar ol
duunu iddia etmektir. Bilkis bu iki konum, son derece nemli bir
amaz ele almann iki farkl yolunu ifade eder. Bunlar travmatik
bir ekirdei sembolize etme abalar, dier bir deyile balang
tan beri olan travmatik bir eksiklii rtmenin iki farkl yoludur.
Levi-Strauss'un zerinde durduu nokta, bu rnein bizi hibir ekilde,
toplumsal uzam algsnn gzlemcinin grup yeliine bal olduu bir kl
trel grecelie yneltmemesi gerektiidir: ki "grece" algya blnme,
bir sabite -yani binalarn nesnel, "edimsel" eilimine deil de travmatik bir
ekirdee; ky sakinlerinin simgeletiremedii, aklayamad, "iselle
tiremedii", hesaplaamad temel bir kartla- topluluun kendisini
uyumlu bir btn olarak istikrarl hale getirmesini engelleyen toplumsal
ilikilerdeki bir dengesizlie gizli bir gndermeyi ifade eder. Zemin plan
na dair iki alg, bu travmatik kartlkla ba etme, at yaray dengeli bir
simgesel yapy dayatarak iyiletirme yolunda karlkl olarak birbirini
dlar (Zizek 2000a: 112-3).

Peki iki kabile nasl bir araya getirildi? Levi-Strauss'un deyimiyle


"sfr-kurum" sayesinde. Sfr-kurum "yalnzca byle bir anlamn
kendi mevcudiyetini gsterdiine gre mehur mana'nn, belirli bir
anlam olmayan bo gsterenin kurumsal bir muadilidir" (a.g.y.
113). Simgesel olann oluturulmasn ve ayrmlarn temsil edilme

HAMAM: ARK IN POSTA EKONOMLER

57

sini salayan bir kurumdur. Ayrmn yokluuyla kendini belli eden


bir sfr-kurum grevi yapan ark toplumsal ncesine, ayrmdan
nceki duruma dair bir fantazidir.
Burada Levi-Strauss'un sfr-kurum kavramn kelime anlamy
la almakta fayda var. Nesnel bir muadili olmamas bakmndan
ark da sfr says gibi iler. Ancak bir eksikle, bir kara delikle, bir
lle temsil edilebilir (a.g.y.). Ne var ki bu haliyle, tm saylarn
(tm ayrm dizilerinin: kadna kar erkek, hkmedilene kar hk
meden, vb.) temelini oluturur. Sfr, gerekten orada olmasa bile
tm say dizilerinde yer alr. ark da siyasi dzenin sfr derecesidir.
"Despotizm Montesquieu'nn dzenleme sisteminde sfr derecesi
ilevi grr" (Boer 1996: 47).
Yine de bu "kanunun tesindeki", ayrmdan nce gelen travma
tik "Gerek" ancak simgesel olanla temsil edilebilir. Dolaysyla bir
sfr-kurum haline gelir. Mektup kavram burada da faydaldr. Mek
tuplar teyi, hibir kstlamann hissedilmedii o teki uzam tem
sil eder ve onunla bir kpr kurar. Onlar birer kurmaca ya da imgesel
simlakradr: Nitekim Hamam'n fantazi mekn ampirik bir stan
bul deil, daha ziyade Madam Anita'nn mektuplaryla ina edilen
bir mekndr. Fakat mektubun malzemesi kelimenin tam anlamyla
harfler, gsterenlerdir; mektup ayrm gsterenler araclyla yara
tr ve bu bakmdan simgesel dzene aittir (Lacan 1977:146-78). So
nu olarak fantazinin ikili, tayf gibi bir yaps vardr (Zizek 1994).
Burada Lacan'n fantazi kavram ile bildik ideoloji anlay ara
sndaki fark belirtmek gerekir. Daha nce de bahsettiimiz gibi
fantazi arzunun sahnelenmesi asndan son derece nemlidir. Ar
dnda kefedilecek hibir ey, hibir hakikat yoktur (a.g.y.). Yalnz
ca travmatik bir dipsiz kuyuyu gizler. Batl bakn yakalad
ark'n gerisinde gerek bir ark yoktur. Said'in arkiyatlk' Av
rupal bakn arptt gerek bir ark olduunu ima eder. Oysa
Lacanc bir baka gre ark her yerde olabilir, her ey "arkllaa
bilir". Yalnzca arkiyat fantazilerin gerek olup olmad sorgu
landnda, ideolojik fantazileri yaatann hakikat deil de arzu ol
duu unutulur. Dolaysyla sfr-kurumun tek ilevi udur:
toplumsal kurumun namevcudiyeti ya da toplumsal ncesi kaosa kar ku
rumun varlna ve edimselliine iaret etmek gibi negatif bir ileve sahip

58

FLMLERLE SOSYOLOJ

tir. Tm kabile yelerinin ayn kabilenin yeleri olduklarn hissederek ya


amalarn salayan byle bir sfr-kurum referansdr. yleyse bu sfr-ku
rum en saf haliyle ideolojinin kendisi deil midir; yani iinde toplumsal
kartln yok edildii, toplumun btn yelerinin kendisini tand taraf
sz ve kapsaml bir uzam salama eklindeki ideolojik ilevin dorudan te
cessm deil midir? (Zizek 2000a: 113).

Fantazi ve ideolojiler gsterenlerin sabit olduu sylem pratiklerin


deki gibi zmlenmelidir. Yukarda bahsedilen ilk, Foucaultcu
zmleme tarz da budur. Fakat bu gibi ilemler sadece daha temel bir
dzeye referansla mmkndr. Fantazi ve ideolojiler arzu yoluyla
srdrlr. imdi buradan hareketle arzu ve toplumsal snflandr
malarn bu etkileimini tanmlamak istiyoruz. ncelikle filmin final
sahnesinden yola kyor ve filmi arzu, keyif, drt ve bunlarn top
lumsal ortamlaryla ilgili bir stanlat olarak ele alyoruz. Ardndan
drt kadn kahramann (Marta, Antigone, Roxane ve Leydi Monta
gu) etik tavrnda dorua ulaan bir fantazi inceleme yolu ortaya ko
yuyoruz.
adeli Taahhtl

Marta'nn Hamam'n final sahnesindeki konumunu yorumlamak


izgisel ve kronolojik olmayan bir okumay mmkn klmas a
sndan son derece nemlidir. Filmi sondan baa okurken, her kiisel
yky asl sonucuna ulatrann Hegelci bir akl numaras olduu
ortaya kar. Film bir antik Yunan tragedyasnn ada versiyonu
olarak okunursa, bu balamda ana kavram kader olur. Marta Fran
cesco'nun dolaymlama faaliyetleri neticesinde kendi kaderini ger
ekletirir: Francesco araclyla, Madama dnmesi mmkn
hale gelir. Francesco, Marta'nn iki defa stanbul'a gelmesini salar
ve Madam'n mektuplarn okumasn olanakl klar. En sonunda bir
alcdan bir gnderene dnr (daha nce de belirttiimiz gibi fil
min son mektubunu gnderen Marta'dr).
Hamam'da ncelikle Francesco'nun yaptklarn izleriz, bundan
dolay da ana karakter oymu gibi grnr. Ne var ki final sahnesin
de, Francesco'nun yalnzca Marta'nn hem toplumsal hem de fizik
sel olarak Madam'n yerine gemesini salamaya hizmet eden ikin
cil bir karakter olduu ortaya kar. Francesco, Frederick Jameson'

HAMAM: ARK'IN POSTA EKONOMLER

59

n deyiiyle kaybolan aracdr (Jameson 1988). Mektuplarn yerine


ulamasn salayan odur: O bir "postacdr". Filmin balangcnda,
Madamn Roma'ya gnderdii mektuplarn geri dndn re
niriz. Ancak filmdeki karakterlere baklarak mektuplarn sonunda
hedefe ulat, Francesco ve Marta'nn nihayetinde ortak kaderle
rini gerekletirdikleri sylenebilir. Peki nedir bu kader? Lacan'n
"mektup daima yerine ular" eklindeki iddiasndan yola karak
ve mektuplarn Francesco ve Marta'nn dnmn nasl salad
n aklayarak balayalm.
Mektubun daima alcsna ulamasnn sebebi ncelikle, imge
sele bir referansla, herkesin kendini bir alc olarak deneyimlemesi
dir (Zizek 1992). iedeki mesaj bunun paradigmatik bir rneidir.
Louis Althusser'in celbetme kavram bu imgesel cazibeyi aklar
(1984). "Hey sen" diye baran bir polis tarafndan celbedilen kii,
polise dnp kendini bu arnn alcs olarak tanmlad iin cel
bedilmitir. O tarafa dnen bu "Ben" ar yoluyla yaratlmtr,
celbetme srecinin bir rndr. yleyse dnp bakan, polisi bir
otorite olarak kabul eden herkes alc saylr. Madamn mektuplar
hedefine ular, nk onlar tesadf eseri okuyan kiiler celbedilir
ler. Dahas, filmi seyredenler de Madam'n mektuplarnn alcsdr.
Polis tarafndan celbedilen kii gibi, izleyici kendiliinden o yana
dner, sradan ark fantazilerini tasdik eder. Film bize "simgesel"
kastrasyonumuzu amamza yardmc olduu lde kabul edece
imiz bir fantazi yaps sunar.
"Mektup daima yerine ular, nk nereye ularsa yeri oras
dr" (Johnson 1988). Bu adan bakarsak, mektubun baarsn, bi
ze fantazilerimizi yanstacamz bir perde sunmasyla aklamak
gerekir. Edgar Alan Poe'nun hikyesinde (1988) polis sulunun mek
tubunu asla bulamaz, nk bir sulunun mektubunun neye benze
yeceine dair yerleik bir imgeye sahiptir zaten. Aslnda mektup
hemen gznn nndedir, ama zerinde emniyet amirinin mhr
vardr. Mektubun daima yerine ulamas, "simgesel" olana refe
ransla, mektubun dpedz bir gsteren olduunu, alcnn fantazi
lerine gre yorumlandn ifade eder. Poe'nun yksnde polis
memurunun mektubu bulmasn engelleyen, memurun bir sulunun
nasl dndne dair imgesidir. Benzer biimde film de yorum
lanmaya hazr bir gsterenler zinciridir. Ecinseller filmi ecinsel

60

FLMLERLE SOSYOLOJ

lerin zgrlemesi balamnda okurlar (bu durumda filmin mesaj


hibir cinsel pratiin hastalk ya da sapknlk olarak grlemeyece
idir: herkes kendine uygun bir cinsellie sahiptir). Komniterler,
Bat'da kltrel ve toplumsal kn bir anlats olarak okurlar.
Baz Trkler, Dounun hogrszlne dair Bat imgelerinin ak
sine, Trkiye'nin cinsel ve kltrel eitlilii -henz teslim edilme
mi olsa da- sessizce kabul etmesinin kutlamas olarak grrler;
baz Trkler ise ecinsel grntler, arkiyatlk ve benzeri sebep
lerle filmden holanmazlar. yleyse hangi okumay tercih edece
iz? ark'n bir fantazi mekn olduu ve filmin tm izleyicilerin
fantazilerine oynad (bunlar dorulayabilecei) kabul ediliyorsa,
bu yanl bir sorudur.
imdi Hamam'daki mektuplarn yerine ulamas sayesinde ana
karakterlerin deimesini inceleyelim. Fimin ayr okumasn su
nuyoruz. lk iki okuma, ark'n bir fantazi mekn olarak Bat tara
fndan ina edildiini doruluyor; ncs ise fantaziyi yakndan
incelemeyi, bysn ve cezbetme gcn bozmay hedefliyor.

Simgeselden mgesele
Sigara imek filmde nemli bir keyif gsterenidir. rnein final
sahnesinde Marta artk sahibi olduu hamamn atsnda sigara ier.
Bu, kendini iinde bulduu srecin dorua ulamasdr: toplumsal
ilikiler tarafndan dolaymlanan bir arzudan (Roma) keyfe (stan
bul), Marta'dan Madam'a doru ilerler. Sahnenin saduyulu bir oku
mas bu ynde olacaktr. Marta, tpk kendinden nce Francesco ve
Madam'n da yapt gibi, aradn bulmutur. Roma'da sahnelenen
sahte ve bo arzularn aksine ark'n yaam tarz arzulamaya, hatta
keyfini karmaya deer. stanbul'a tannca Marta da Francesco da
bu Batl yaam tarznn sahte ve konformist olduunu fark eder:
hakikat ve inanca dayal Doulu benlikle karlatrldnda, Avru
pal benlik yzeysel bir benlik, bir maskedir. Bu okumaya gre film,
maskenin ardnda gizlenen benlii bulmakla ilgilidir.
Gelgelelim burada Roma simgesel olanla bir bakmdan daha
ilikilidir. Lacan cinsel ilikinin imknsz olduunu ve partnerlerin
birbirlerinin arzular iin ksmi nesneler rol oynamaya zorlandk
larn yazar (Lacan 1975: 58). Btnlk olarak ak fikri bir gizem

HAMAM: ARK'IN POSTA EKONOMLER

61

liletirmedir (a.g.y.). Roma'daki yaam da bu imknszln tam bir


tezahrdr. Byk bir ak araynda, Marta da Francesco da ay
n ihanet oyununa tutsak olur. Yce ak arzusu yalnzca mutsuzluk
yaratr, nk ideal partner daima bir bakasdr; arzu daima teki'
nin arzusudur. Oysa stanbul'da arzu nesnesine dorudan yaklar
lar ve toplumsal ilikiler tarafndan dolaymlanan byk ak fanta
zisinin beyhude olduunu kabul ederler. Francesco gerek mutlulu
u aalanan akn sonuna dek yaayarak bulur; fantazilerini so
nuna dek yaar, sapkn konumunu kabullenir, heteroseksel norm
lara uymaz, stanbul onun iin toplumsal snflandrmalardan ka
mann bir yoludur.
Gelgelelim bu okumay ya reddetmek ya da daha iyisi ideolojik
temellerini aa karmak gerekir. Bu okumay ideolojik yapan,
tm kimliklerin zerine kurulu olduu boluu gizleme abasdr.
"zne-ben'in levinin Oluturucusu Olarak Ayna Evresi"nde Lacan
ocuun, btnln yanl yorumladn savunur (Lacan 1977:
1 -7). ocuk aynadaki yansmasyla karlatnda, onu ebeveynin
den bamsz olarak var olan zerk bir ben olarak alglar. ocuun
bu yanl alglamas nemli lde ailesine ve ailenin ocua gs
terdii zene baldr. Daha sonra Althusser, zerklik ve zgrlk
kavramlaryla tanmlanan burjuva znenin btnlk ve bamsz
lktan yoksun oluunu yanl algladn ne srerek, Lacan'n d
ncesine toplumsal bir boyut kazandrr (Althusser 1984). Lacan
da ayn ekilde "kadn yoktur" der (Lacan 1973: 60). Buradaki te
mel dnce Althusser'in ideoloji konusundaki makalesindekiyle
birdir: dii cinse mensup kiiler elbette vardr, ancak esas itibariyle
kadn cinsel ayrm oyununun dnda bamsz bir varlk olarak bu
lunmaz. Uzun lafn ksas bu okuma, Zizek'e gre ada biimi
"Bat Budizmi" olan ego psikolojisinin tuzana der.
Taoizm ya da Budizm'e ynelmek bu durumdan kurtulmak iin are
sizce eski geleneklere snmaktan kesinlikle daha ie yarar bir yol sunar:
teknolojik gelimenin ve toplumsal deiimin gitgide hzlanan ritmiyle ba
a kmaya uramak yerine, bu gidiat kontrol altnda tutma abasn terk
etmek, onu modern tahakkm mantnn bir ifadesi olarak grp reddet
mek gerekir - onun yerine, "kendini koyvermelidir" insan. Bir yandan akp
gitmeli, bir yandan da bu hzlanmakta olan srecin lgn dansna kar
i mesafesini ve kaytszln korumaldr. Tm bu toplumsal ve teknolo

62

FLMLERLE SOSYOLOJ

jik deiikliklerin eninde sonunda, varlmzn en iteki ekirdeini asln


da pek de ilgilendirmeyen suretlerin mhim olmayan artndan ibaret ol
duu anlayna dayal bir mesafeyi koruyarak akp gitmelidir (Zizek
2001d: 12-3).

Bu adan bakldnda Hamam Bat Budizmi ile benzerlik iinde


dir. Gerek benliini bul, kendini sahip olduun metalarla, kariyer
ve itibarnla ifade etme arzusundan kurtul, kendini arkn tatl mel
teminde erimeye brak. Byle bir Bat Budizmi, insann asl kast
rasyonunu ya da eksiini gizlemeye yarayan bir fantazidir.
mgeselden Simgesel Olana

Roma'daki aldatc yaamn aksine stanbul'u huzur, rahatlama, sos


yal ve fiziksel yaknlk nitelendirir. Modernliin ve kapitalizmin el
demedii devasa bir ky eklinde tasvir edilen bu yerde herkes
birbirini tanr. Keyif Roma'daki gibi bireysel isteklere bal deil
dir, daha ok topluluk iinde bir yere sahip olma meselesidir. Birey
ve toplum arasnda atma yaanmaz, snf ayrmlar yoktur. zne
yi idi eden ve kstlayan bir kanun anlamnda deil de topluluun
tm mensuplar tarafndan paylalan bir maneviyat olarak simge
sel dzen iinde yer alrz. lk okumada odak noktas kendini bul
makken, burada topluluk iindeki yerini bulmaktr. Dolaysyla Ha
mam'daki snnet sahnesi nemlidir: Dou'da insanlar resmen "idi
edilirler" ve sz konusu toplulua katlmlar bu ekilde resmen
damgalanr ve gvence altna alnr. Bu anlamda film Bat bireyci
liinin ve materyalizminin bir eletirisidir, topluluk yaamna bir
vg nitelii tar.
Francesco ve Marta'nn ilikisinde de ayn yap tekrarlanr.
Francesco'nun lmnn ardndan barrlar ve birbirlerinin fanta
zilerini kabullenmeleriyle aklar dorua ular. Bu barma, Marta
nn Francesco'nun lmnden sonra kendisine takdim edilen evlilik
yzn kabul etmesiyle kendini belli eder. Francesco ve Marta
deyim yerindeyse ikinci kez "evlenirler", aralarndaki simgesel ba
yeniden kurar ve bylelikle fark atklarn gsterirler. Burada
sz konusu olan saf akn, iki kiinin bir btn oluunun bir imge
sidir; tpk topluluk yelerinin kartlklarn aarak bir btn olma
lar gibi.

HAMAM: ARK'IN POSTA EKONOMLER

63

Ne var ki bu okumaya da eletirel bir gzle bakmamz gerekir.


Ernesto Laclau "toplum yoktur" demitir (Zizek 1990). Bu elbette
Thatcher'n "toplum diye bir ey yoktur" derken hakl olduu anla
mna gelmez (Woman's Own'dan alntlanmtr, 31 Ekim 1987). An
cak kartl olmayan bir kendilik, yani daha nce grd bir a
maz srekli tekrarlayan byk bir birey olarak "toplum" fikri alda
tc bir dncedir; nk "toplumsal" zaten her zaman antagonis
tiktir. Topluluk iindeki yerini bulmas, kiinin kendini bulmasn
dan daha kolay deildir (Dolar 1993). Komniter cennet melankolik
bir inadr, yitirilmi ve ardndan yas tutulan bir eydir (Shohat
1997: 25-6). Hamam Bat'da can vermi olan Gemeinschaftn (top
luluk) ardndan yas tutmaktadr. Zizekin. Batl anlat iinde, Tibet'
in (Hamam1 daki stanbul gibi) nasl bir ilevi olduu konusundaki
tartmas bu melankoliyi aydnlatmak asndan faydal olacaktr
(melankoli ve fantazi zerine bir tartma iin bkz. 2izek 2001c).
Buna karlk Avrupa medeniyetini tanmlayan tam da dmerkezli ni
teliidir - bizim Bat'da uzun yllar nce ihanet ettiimiz Bilgeliin nihai
direi, gizemli agalma, manevi hazine, arzunun kayp nesne-nedeninin, o
yasak egzotik lkede hayata dndrlebilecei dncesidir. Smrgele
tirme hibir zaman sadece Batl deerlerin dayatlmasndan, arkl olann
ve dier tekilerin Avrupa'nn Aynlna uydurulmasndan ibaret olma
mtr; ayn zamanda KEND medeniyetimizin kayp manevi masumiyeti
nin aranmas olmutur (a.g.y. 67-8).

Bir kez daha ideolojinin topraklarnda buluruz kendimizi. ark, ister


stanbul ister Tibet olsun, "toplumun" antagonistik karakterini gizle
yen bir fantazi evreni ilevi grr. Fantazi kayp bir cennetin yasn
tutan melankolik bir tavra olanak salar. Benzer biimde Marta ve
Francesco'nun ilikisi de Francesco lene kadar bir baarszlktan
ibarettir. Film, iftin tam sevdii lmek zereyken bart o eski
Hollywood kliesini tekrarlar (Zizek 2000b: 223; 2001e). Marta'nn
aklarn atmalardan, aldatmalardan ve sapkn fantazilerden uzak,
saf haliyle grmesi iin Francesco'yu kaybetmesi gerekir.
mgesel ve simgesel kategorileri erevesinde dzenlenmi iki
okumay gsterdiimize gre, imdi de gerek kavramna odakla
narak nc bir okuma gelitirebiliriz. Burada asl soru udur:
Acem Mektuplar ve Hamam'n arkiyat fantazileri gerekten de
ayn mdr? Hem evet hem hayr. Evet ayndr, ama farkl ekillerde

64

FLMLERLE SOSYOLOJ

iler. Montesquieu'nn fantazisi rtktr, sansrlenmitir ve bu ha


liyle Montesquieu'nn blnm kiiliini yanstr. ada arki
yat fantazi ise aksine ne-rtktr, ne de sansrlenmitir. hlal edi
lecek hibir ey yoktur, her ey zaten grlm ve onaylanmtr.
Bugn artk bizi talepleri ve kurallaryla topa tutan kat bir stben
le deil, daha ziyade Bat Budizmi eletirisinde sz edildii gibi bir
keyif alma buyruuyla kar karyayz.
Ancak paradoksal bir biimde, sansrn olmamas fantazinin
hkmn artrmaktan ziyade azaltr. Fantazinin bana gelebilecek
en korkun ey gerekletirilmesidir. Bir fantaziyi gerekletirir
ken, nceden yce grnen ey tam bir sprntye dnr. Ha
mam, fantazmatik bir ereve olarak ark' yitirme kaygsn da yan
stan nostaljik bir tavr sergiler. Filmdeki bir sahne bu anlamda ak
laycdr. Farkl vesilelerle hem Francesco'nun hem de Marta'nn yo
lu eski stanbul'daki ykk dkk bir eve der. lgin olan, stan
bul'un kayp paralarnn "boluu" grnr klmasdr. Bu sahneye
baklarak filmin can alc tarafnn, ark fantazisinin ardnda yalnz
ca bir boluk yattn gstermesi olduu sylenebilir. imdi La
can'n "gerek" kavramndan yararlanarak bu boluu ele alalm.
Drt Kadn Kahraman

Grld zere, Francesconun lm simgesel evlilik bann bir


nkouludur. Nihayetinde Marta kaybetmi olduunu sevmeye ba
lar. Gelgelelim Hamam melankolik olduundan ok daha youn bir
ekilde trajiktir. Aslnda her trl arzunun tesine gemi grnme
si itibariyle Marta'y klasik Yunan kahraman Antigone'ye benzet
mek mmkndr. Francesco Trk ailenin "olu gibi" olur, buna kar
lk Marta bir yabanc olarak kalr. Madam'n yerine geer ve final
sahnesinde de bu nedenle hamamn atsnda tek bana durur. ki
sigara ime sahnesini karlatrdmzda Francesco ve Marta ara
sndaki ayrm ortaya kar. Francesco ve Mehmet birlikte sigara
ierler, Marta ise yalnz. Marta atda durup ark manzarasn izler,
Francesco ve Mehmet ise hamamda seviirler. Yeni Madam'a d
nmesinin ardndan Marta aseksel bir varlk haline gelir, bir ya
banc gibi tek bana yaar, toplumsal ilikiler tarafndan dolaym
lanan arzunun tesindeki asosyal bir drty cisimletirir.

HAMAM: ARK'IN POSTA EKONOMLER

65

Marta Francesco'nun projesini tamamlamak iin kendini feda


eder. Burada iki tr fedakrl birbirinden ayrmamz gerekiyor. l
ki, kiinin simgeselin iindeki konumunu salamlatrmay hedef
ler: nsan bir topluluun iyilii iin kendini feda eder ve bunun kar
lnda topluluk iinde bir yer edinir. kincisi ise tam tersine sem
boliin iindeki bu yeri feda etmeyi hedefler. Bu haliyle fedakrl
n kendisini feda etme, cemaat tarafndan knanmay ve dlanma
y kabullenme meselesidir. Bu noktada Antigone iyi bir rnektir.
Antigone kentin dman olarak dlanan ve bu nedenle de gml
mesine izin verilmeyen aabeyi Polyneikesi gmerek lgn bir in
tihar eylemine giriir. Aabeyini gmmesi, Kreon'u onu yalnzca
hayatta kalmasna yetecek kadar yiyecekle bir maaraya hapsede
rek cezandrmaya zorlar. Bu ekilde Antigone ne l ne diri biri ko
numuna yerleir. Peki Marta modern bir Antigone midir? Kocasn
gmmek iin Roma'daki yaamn feda eder ve onun kahramanl
n anlamak iin stanbul'da kalr, Marta'nn fedakrl da budur. Ne
Antigone'nin ne de Marta'nn konumu, Hegel'de semboliin iinde
halihazrda bulunmaz; onlarnki "aile etii"nin yeri deildir, daha
ziyade bir "yok-yer"i, yani gerein yerini igal ederler.
Hegel'de atma toplumsal-simgesel dzene isel bir ey olarak, etik
tzn trajik blnmesi olarak ele alnr... Dier yandan Lacan Antigone'nin
-aile ban temsil etmek yle dursun- tam da simgesel dzenin kurucu
jestinin, simgeletirmenin o imknsz sfr seviyesinin limit konumunu ve
bu nedenle de lm drtsn temsil ettiini vurgular. Daha hayattayken
simgesel dzene gre oktan lm, toplumsal-simgesel koordinatlardan
karlmtr. (Zizek 2001b: 101. talikler eklenmitir.)

Drt kavram bu balamda, arzunun -arzunun dzdeimecesini


belirli koordinatlarda sabitleyen- fantazi erevesinden kurtulma
sn salamas asndan son derece nemlidir. Nitekim drt yk
cdr. Freud ve Lacan'n balca rnei lm drtsdr; Lacan, z
nenin radikal bir deiim geirdii tek edim olmasndan dolay inti
harn baarya ulaan tek edim olduunu ne srer. Burada intihar
kelime anlamyla almak gerekmez. lm drts znenin kendini
yeniden tanmlamasn, baka biri olarak yeniden domasn sala
yan gtr. Tpk Marta'nn syledii gibi: "Nihayet yeniden bala
yabileceimi hissediyorum." "ntihar" sadece (simgesel bir uzamn
koullad) bir eylem deil, (bu uzam ve onu srdren fantaziyi y

66

FLMLERLE SOSYOLOJ

kan) bir edimdir. Buna gre Hamam'n final sahnesi de arzu ya da


keyifle deil, drtyle ilgilidir. Lacan'n deyimiyle "fantaziyi kate
der". lk iki okumada gsterildii gibi, simgeselden imgesele ya da
imgeselden sembolie deil, geree doru bir geitir. Marta da
Antigone'nin yaptn yapar: denecek bir borcu vardr ve bu bor
cu "hayatyla" der. Simgesel olanla ban keser ve znel bir mah
rumiyet srecini kabullenir. Fantazinin ardndaki uzam bir yok-yer,
bir lm mekndr. Marta bu denli imknsz bir konuma ular. Bi
z izleyicileri, fantazilerimizi katederek onun yaptklarn tekrarla
maya davet eder. Nitekim final sahnesinde kamera ilk kez Marta'nn
bakyla zdeleir ve izleyiciyi de bu bakla zdelemeye a
rr. Bu okuma Hamam'n anlatsn bir Yunan tragedyasna dnt
rr: ark'n fantazi meknn iinde eritmek iin onu eski Yunan'a
yerletirmekten daha iyi bir yol dnlebilir mi?
Ne var ki "fantaziyi katetmeyi" tarif ederken net olmamz gere
kir. Bu bakmdan hayati nem tayan asl nemli adm, gsterenleri
yeniden dzenlemek deil de arkllam imgelerin altnda yatan
arzu ve keyif ekonomilerini ortaya karmaktr. Fantaziden k
yoktur, baka bir mekn yoktur, zira fantazinin tesindeki her ey bir
boluktan ibarettir. Kimlik dediimiz ey de aslnda fantazi aracl
yla bu boluu rtmek, gizlemektir; bu nedenle fantazinin zl
mesi, fantazinin srdrd simgesel yapnn (dolaysyla kimliin)
zlmesini de beraberinde getirir. Bu ayn zamanda Avrupa'nn her
zaman bir "ark" olacak demektir. Bu ark herhangi bir yerde ola
bilir. Dolaysyla fantazinin ve ideolojinin eletirisi sonsuz bir sre
tir; bitmek bilmez bir i olduunu bildiimiz halde bu negatifle oya
lanmamz gerekir. Gene de bu konuda srarc olmamz gerekir.
Her ne kadar ideoloji "gereklik"olarak deneyimlediimiz her eyde za
ten i banda olsa da, ideoloji eletirisini canl tutan gerilimi korumamz
gerekir. Kant'n yolundan giderek, bu amaza belki de "eletirel-ideolojik
akln atks" diyebilirdik: her ey ideolojiden ibaret deildir: onunla belli
bir mesafeyi koruyabileceimiz bir yer dnebiliriz, ancak ideolojiyi red

dedebildiimiz bu yer bo kalmaldr, olumlu bir biimde belirlenmi hibir


gereklik bulunamaz burada - bu durumun batan karclna boyun e
diimiz anda, kendimizi tekrar ideolojinin iinde buluruz (izek 1994: 17).

Final sahnesinde Marta'nn bulunduu yer de bu imknsz yer mi


dir? Marta simgesel erevenin tesine mi geer yoksa final sahne

HAMAM: ARK'IN POSTA EKONOMLER

67

si sadece onun bu ereveye yerletiini mi ispatlar? Gerein o


imknsz meknna yerleen Marta veya anlatc mdr? arkiyat
sylemi eletirel bir gzle okumak iin, toplumsal ilikiler tara
fndan dolaymlanan arzunun tesinde -ister Marta'ya ister anlat
cya ait olsun- "dii" bir drt olduunda srar etmek gerekir. n
k yeni, eletirel bir yknn geliebilecei, Avrupa'nn tekilerine
dair klieleri zebilecei yer burasdr. Onlar daha "doru" kim
likleriyle deitirmek deil, fantazmatik statlerini vurgulamak ge
rekir. Eletirel bir tasary bir mektup ekonomisi araclyla, yani
simgesel dzenin iinden ortaya koymak ancak bu ekilde mmkn
olabilir.
Hamam' bir Yunan tragedyas gibi okuyacak okursak, Montesquieu'nn mektuplarndaki Roxane de benzer biimde fantazinin
bysn bozan bir kadn kahraman olarak grlebilir. Byle bir
okuma, kadna ses verme niyetiyle ve erkek egemen g ilikileri
ni ykma konusundaki sraryla kendini belli eder. Erkekler simge
sel uzam ve mektup ekonomisini kurar ve kontrol eder, kadn kah
ramansa bu tekele kar koyar (Grosrichard 1998: 63-7). Katie
Trumpener "[h]aremdeki kadnlar leurs paroles les plus secretes'in*
alkonmasyla, mecburi bir sessizlikle, birbirleriyle konuma ya da
birbirlerine mektup yazma haklarnn ellerinden alnmasyla ceza
landrlr ve denetim altnda tutulurlar" diye yazar (Trumpener 1987:
184). "zbek'in emir ve talimat mektuplar alkonur veya kaybolur,
ya da hareme ulasa bile aylar boyunca almadan bir kenarda du
rur"; bu esnada eleri de "d dnyayla mektuplamaya devam et
meye balamtr: Hadmaann ne yazarn ne de planlanan alcs
n tahmin edemedii gizemli bir mektup haremde el altndan dola
maktadr" (a.g.y. 185).
Bat ve Dou arasndaki baat mektup ekonomisini eletirirken
yeni bir ekonomi arayna girmek gerekir. Bu yeni bir ekonomi
olacaktr, nk simgesel dzenden kamann yolu yoktur; yalnz
ca bir lm, fedakrlk ve devrim nnda bundan sz edilebilir. In
ge E. Boer, Grosrichard' arkiyat her eye kadir sultan ve efemi
ne tebas fantazisini tekrarlad gerekesiyle eletirir ve haremin
iinden ykselen bir baka ses arar (1996: 51-5). Grosrichard'n a
* Onlarn en gizli szleri, -.n.

68

FLMLERLE SOSYOLOJ

lmas bir yandan da zorbann bak asndan yazlmtr (a.g.y.


53). Buna diyecek bir ey yoktur, ancak Boer Grosrichard'n kitab
nn sonunda tebann gcn, gizli dilini ve asl hkmdar, yani
Sultan'n annesini anlatt can alc blmden habersiz gibidir.
Boer, Leydi Mary Wortley Montagu'nn Trkiye Mektuplar'n
(1717-18) haremin iinden bir kadn anlatsna rnek gsterir. Ley
di kadnlarn pee takmalarnn onlar bakalar tarafndan yarglan
maktan koruduunu, klk deitirme zgrl ve hareket serbest
lii saladn vurgular (a.g.y. 56). Onun mektuplarndan biriyle
bu blm kapatalm:
Hangi snftan olursa olsun hibir kadn, biri gzleri hari btn yz
n, dieri de tm kyafetini gizleyen iki para kuma olmakszn sokaa b
raklmasa dahi, bizden daha ok hrriyete sahip olduklar kolayca anlal
yor... Bunun onlar nasl da gizlediini, asil bir hanmefendiyle klesini
ayrt etmenin mmkn olmadn, en kskan kocann bile karsyla kar
latnda onu tanmasnn imknsz olduunu ve hibir erkein yolda gr
d bir kadna dokunmaya veya onu takip etmeye yeltenemeyeceini tah
min edersiniz... bu srekli tebdili kyafet onlara, kimseler farkna varma
dan istediklerini yapma konusunda sonsuz bir zgrlk salyor (Monta
gu, aktaran Halsband 1965: 96-7).

Erkekler tarafndan igal edilmesi mmkn olmayan ve kadnlarn


Bat'dakine gre daha fazla ayrcaln keyfini srd kimi kadn
meknlar mevcuttur (Boer 1996: 57). Harem "yalnzca arkiyat
bir dikizcinin hayali kadn cinsellii zerine fantazisinden ibaret
deildir; ayn zamanda iinde hibir erkein olmad erotik bir ev
ren olana, sosyal ve cinsel pratiklerin fallus ya da merkezi bir er
kek otoritesi etrafnda dzenlenmedii bir alandr" (Lowe 1991:
48). Boer, Zorba'nn bakna kar koymann bir yolu olarak sala
rn rlmesinden bahseder. Salarn rlmesi, kadnlara zg gizli
bir iletiim biimi ve keyiftir (a.g.y. 61; Miles 2000). Erkekler iin
bir tartma, bilgi alverii ve erkek erkee iliki kurma ortam olan
kahvehanenin karkurumu olarak yer alr (Boer 1996: 64). Ne var
ki Roxanne'n yksnde olduu gibi, bu pratikler ayn zamanda
bir lm ferman tar. Yalnzca negatif bir biimde ifade edilebilen
bir eletiri odadr.
Bizim balammzda nemli olan, ark fantazisinin, yalnzca
dile getirmenin olumsalln ortaya koyan eletiri yoluyla zl-

HAMAM: ARK IN POSTA EKONOMLER

69

memesidir. ark imgesinin bir suretten ibaret olduunu herkes bilir,


gene de herkes bundan zevk alr. Dier bir deyile arkiyat pratik
lerde bir sinizm sz konusudur. Aksi takdirde Said'in mdahalesi
nin ortalama baars nasl aklanabilir? ark imgesi arzunun p
rzsz bir meknda oalmasn olanakl klan bir sfr-kurum ile
vi grr. Dolaysyla ben ve teki sylemi, ark hayranlna ks
lp kalmtr; bundan kanmann tek yolu fantazileri katetmektir.
Ben ile teki, Bat ile Dou arasndaki ayrm yersiz yurtsuzlatr
may gerekli klan da budur. Ancak bunu yaparken sz konusu ay
rmn ayn simgesel meknda bulunan iki kutup arasnda deil, bir
toplumsal ban iki cephesi arasnda olduunu da unutmamak gere
kir. Simgesel olan daima olumsuz bir tarafla, ihlal ve snrsz keyif
fantazileriyle desteklenir. Mektuplarn dolamndan, arzularn i
eklenmesinden, keyfin fantazilerde sahnelenmesinden ka yok
tur. Ancak, eskileri kadar iddetli olmayan bir mektup ekonomisi
oluturmaya almak anlamnda bir sorumluluk sz konusudur.

3
SNEKLERN TANRISI
Kin Sosyolojisi

Korku/terr ile ticari giriimlerin -tpk ayr yumurta


ikizleri gibi- ayrc bir sentez yoluyla tek bir dispo
zitif oluturmak zere birlikte alt bir toplumdur
denetim toplumu. Dolaysyla gnmz toplumun
da kinin postpolitik bir strateji olarak ortaya kma
s tesadf deildir...
Kt olan aslnda biziz. Ktle kar sava baka
larna kafa tutmak deil, kendimizle ve kendi arzu
muzla yzlemektir. Bu bakmdan Sineklerin Tanrs
hepimizin iinde rtk bir biimde bulunan faizmin
yksdr.

Sineklerin Tanrs geniletiyor Reich'n


Bu hazineler, bu ltuf kabartyor kudretini...
Kahrolsun, kahrolsun ondan phe duyan be kii!
- Stefan George,* 1907

BR GRUP ERKEK OCUUN ssz bir adadaki yaamn anlatan Si


neklerin Tanrs sava zerine ters-topyac bir yorum nitelii ta
yor. Ancak Adorno ve Horkheimer gibi adalar gibi Golding de
sava medeniyet tarihinde kara bir leke, bir anormallik olarak gr
myordu. Aslna baklrsa filmde betimlenen yaam kendi sistemi
mizde daima mevcut bir olaslk: istisnai bir durum. Bu dorultuda
bakldnda, adadaki sosyal yaam srekli iki kutup arasnda gidip
geliyor: Bir yanda kurallarla ynetilen, kanunlara bal vatandala
r olan bir toplum imgesi var; dier yandan "aa tarafta" ihlal fan
tazileri, potla ve sapknlkla karlayoruz. Demokratik topyac
la kar faist iddet, topluma kar sr. ki topoloji bir arada var
oluyor; toplumsal ban daima bu iki eilim arasndaki krlgan bir
dengeye dayal olmasnn sebebi de bu zaten.
Sineklerin Tanrs'nda dramatize edilen ey de otoritenin bu k
rlganl, bu blnm karakteri. Ralph srekli akl ve dzene ba
vururken, Jack sylemsel konumunu bir dmana, tepedeki "cana
vara yapt gndermelerle glendirmeye alyor. Ralph'in ha
* Etkili bir Alman airi olan Stefan George siyasetten uzak durmay tercih et
tiyse de eserleri Nazilere ilham vermi ve bu hareketin simgesel dilinin kurulu
unda yararlanlan temel unsurlardan biri olmutur, -.n.

74

FLMLERLE SOSYOLOJ

tas ve genel anlamda demokrasinin kusuru Bataille'n "heterojen


lik" dedii eyi; yani harcamann, oyunun, savan ve dzensizliin
toplumsal yaamdaki nemini yadsmas. te yandan Jack'in kesti
remedii ve alglayamad ey ise kendi dzen bozucu uu hatla
rnn bir iddet orjisine ve sonunda korkun bir cinayete dnme
potansiyeline sahip olduu.
Oyun

Film bir kazayla balar, kinci Dnya Sava srasnda askeriye


rencilerini ngiltere'den tahliye eden bir uak Pasifik Okyanusu'na
aklr. Kazadan yalnzca yalar bele on arasnda deien bir
grup erkek ocuk sa kar. ocuklar tropik bir ssz adaya kar ve
burada hemen medeniyeti yeniden kurmaya karar verirler. Aslnda
yk bu bakmdan yaamn ssz bir adada yeniden kurulduu Ro
binson Crusoe'yu akla getirir. Nitekim filmin balca karakterleri
olan Ralph ve Domuzcuk tanr tanmaz dier ocuklar bulmaya
alr ve toplumsal dzeni yeniden tesis etmeye balarlar.
Kumsalda bulduklar denizkabuu bu balamda nemli bir nes
nedir. Bir medeniyet sembol olan denizkabuu (zira toplanma a
rs iin kullanlr) ocuklar bir arada tutar; kabuk kimin elindeyse
konuma hakk da ona aittir, vs. Dolaysyla denizkabuu bir nevi
demokratik ynetim ve meruiyet arac, agoray korumak ve idde
ti uzak tutmak iin gerekli bir simgedir. Bu noktada, filmde anti-de
mokratik eilimi temsil eden Jack bile, seimde liderlii Ralpha'a
kaptrd halde kendi srsnn, yani "avclarn" liderliini sr
drmekten memnundur. Genele vurulduunda iddet dncesi
karsnda tedirgindir; bu nedenle de ormandaki sarmaklara tak
lp kalm bir domuz bulduklarnda tereddt eder, dier ocuklar gi
bi o da domuzu ldremez. ocuklar domuzun kendini kurtarp ka
masn izler. Ne var ki Robinsonun adasyla olan benzerlikler bura
da son bulur. nk Robinson Crusoe'da:
Her ey gemiden alnr. Hibir icat yaplmaz. Ne varsa hepsi adada
zahmetli bir abayla kullanlr. Zaman, almann kts olarak fayda re
tecek sermaye iin gerekli olan zamandan baka bir ey deildir. Tanrnn
ilahi ilevi bunun bir getirisi olacan garanti etmektir. Tanr kullarn ta
nr; gzel mlklerinde yaayan alkan, drst tipler ve bakmsz kalm,

SNEKLERN TANRISI: KN SOSYOLOJS

75

dkk evlerindeki gnahkrlardr bunlar. Robinson'un hayat orta Havva


deil, uysal uysal alan, bir kle olmaktan memun, yamyamlktan kolay
lkla vazgeen Cuma'dr. Her salkl okur onu Robinson'u yerken grme
yi dleyecektir elbette (Deleuze 2004: 12).

Bu anti-Priten rya, icatlar ve yaratclkla dolu, "alma ahlak


nn" ie yaramad, Tanrnn kullarn kolayca terk ettii ve ktl
n ocuklarn gitgide kabaran korkusunda byyp serpildii Si
neklerin Tanrs'nda bir bakma gerek olur. Bylece filmin daha ba
larnda iler deiir; ocuklar dzenden/medeniyetten kopmaya ba
larlar. Filmin sonuna doru grup medeniyetten iyice uzaklar, de
nizkabuu bile ekiciliini yitirir ve denizkabuunun "mucidi" olan
Domuzcuku da ldren sadist ocuk Roger tarafndan paralanr.
Her ey ocuklarn yalnz olduklarn fark etmeleriyle balar.
Adada bir izgi romandaki gibi, hibir yetikinin olmad bir ya
am sreceklerini dnrler: "Bykler bizi almaya gelene kadar
eleneceiz" (Golding 1954: 33). Ne var ki otorite figrlerinin kay
bolmas ve elence midi korkuyu da cisimletirir; uzun sre bo
yunca adada kalma ihtimali ocuklar korkutur ve bu korku daha
sonra "canavarla" iyice artacaktr. Korkuya kaplan ocuklar kurta
rlmay mit ederler; zeki bir ocuk olan Domuzcuk'un da yard
myla, geen gemilerin dikkatini ekmek iin bir iaret atei yak
maya karar verirler.
Filmdeki en anlaml metaforlardan biri olan bu ate medeniyet
le bir ban, medeniyet (ve ona dn) arzusunun iaretidir; bu ate
yandka kurtulma umutlan da canl kalacaktr. Ne var ki daha iin
banda, atein olumlu olduu kadar olumsuz sonulara da gebe bir
ey olduu anlalr. ocuklarn yakt ilk ate kontrolden kar ve
bir aa tutuur. Kurtulu vaat eden ey ykm da getirebilir. lerle
yen sahnelerde ocuklar gitgide vahileirlerken, iaret ateine olan
ilgilerini btnyle yitirirler. En sonunda ate tamamen sndn
de medeniyetten ayrlma sreleri de tamamlanmtr. Bu noktadan
sonra ocuklar doal duruma geri dnerler.
lk bata ate ocuklarn "elence" aray yznden yanllkla
sner. Hep birlikte hayatta kalmalarn salamak iin gruptaki her
kes almak zorundadr. Yaplacak ok i vardr: kulbeler ina et
mek, yiyecek meyva bulmak, artk daha fazla kbus grmesinler
diye daha da kk olanlarn gnln ho tutmak, vs. Ralph ib

76

FLMLERLE SOSYOLOJ

lmnden yanadr. Ancak Jack ve grubu avcl asl ilerden ka


mak iin bahane olarak kullanr. Ralph ve Jack gitgide birbirlerine
dman olurken, filmin tematik atmas (medeniyete kar iddet,
kulbe ina etmeye kar avlanma, alann belirlemeye kar yersiz
yurtsuzlama) szl tartmalar biiminde aktarlr. Ralph kamu
menfaatini savunur, Jack ise iktidar saplants iindedir. Nitekim
Ralph'in grubunu bir arada tutan akldr, Jack'inkini ise karizmatik
bir liderle zdeleme. Fakat bu noktada, Jack ksmen de olsa hl,
avlanma meselesini kamu menfaatine gre merulatrmak duru
mundadr: "ocuklar et istiyor."
Genel olarak hayat normal bir ak iindedir: ocuklar gndelik
bir ritme gre yaarlar; sabahlar oyun vaktidir, tropik le scan
da uyurlar, akamlar birbirlerine "canavar"la ilgili korku hikyele
ri anlatrlar, meyve yerler, ishale yakalanrlar ve her ey byle srp
gider. Gelgelelim iddet ve normallikten sapma emareleri sz konu
sudur. Nitekim yaa byk ocuklarn dierlerine kabadaylk et
tiklerini grrz. Fakat ilk balarda bu iddet normallikle ilgili, ka
ideyi kantlayan bir istisna gibi grnmektedir.
Bir gn Ralph ve Domuzcuk anszn ufukta bir gemi grrler.
Tam da o anda iaret ateinin sndn fark ederler! O gn iaret
ateinin avclarn sorumluluunda olduu ortaya knca, Ralph ve
Domuzcuk Jack'e fena halde fkelenirler. Ne var ki Jack ve takm
kafay avlanmakla bozmulardr ve gemiden haberleri bile yoktur.
Ralph ve Domuzcuk ormandan dnte onlara rastladklarnda st
leri balar kan iindedir, ldrdkleri bir domuzu tamaktadrlar.
Bu balamda Jack'in ilk defa domuz ldrmesi egemenlik duygu
sunu, yaamla lm arasnda seim yapma gcn ilk kez tatmas
dr: "Canl bir varl kurnazlkla alt etmi, iradelerini ona dayat
m, kana kana su ier gibi onun cann alm olmann bilgisidir bu"
(a.g.y. 74).
Bu noktada Ralph ve Jack arasndaki ilk ciddi karlamaya ve
vahim bir iddetin patlak vereceinin ilk iaretlerine ahit oluruz:
"Ralph ileri doru bir adm att ve Jack Domuzcuk'un kafasna bir
tokat patlatt. Domuzcuk'un gzlkleri havaya frlad ve kayalkla
rn zerinde tngrdad. Domuzcuk dehet iinde bard: 'Gzlk
lerim!'" (a.g.y. 75). Kana susamln cokusuna kaplan Jack ve
takm, Ralph ve Domuzcuk'un tenkitlerine aldrmazlar. Jack ilk

SNEKLERN TANRISI: KN SOSYOLOJS

77

kez bu sahnede Domuzcuk'un konuma hakkn bariz biimde elin


den alr ve gzlklerini krd iin ondan zr dilemeyi reddeder.
Bir sonraki sahnede Jack'in avclar domuzu kzartmak iin bir ate
yakarlar ve lgn bir ayin iinde dans etmeye balarlar, avn vahe
tini tekrar canlandrrlar: "Domuzu ldr. Grtlan kes. Kann
dk" (a.g.y. 79).
Filmin balangcnda, yani daha "normal" artlar altnda, Jack
kadar dzeni temsil eden bir ocuk daha yoktur. Kk bir ocuk
korosunun liderliini yapar; koro yeleri onun komutasnda seve
seve ark syleyip uygun adm yrrler. Ne var ki yeni yeni belir
mekte olan bu istisnai durumda, Jack kargaann asl kayna hali
ne gelir. Medenilikten yava yava vahilie geilir. ocuk korosu
bir avc srsne dnr. Nitekim ocuklar arasnda plakln
gitgide arttna, kabadaylk ve kabaln trmandna, temizliin
belirgin bir biimde ortadan kalktna ve gndelik davranlarnda
yozlamann dier iaretlerine ahit oluruz. Bu balamda "elence"
belirleyici bir rol oynar. Tavrlar yetikinleri andran Ralph'in ve
Domuzcuk'un aksine, ocuklarn ou "doru davranmay" (iste
mezler) brakrlar. "Elence" bilhassa en savunmasz kurbanlara,
yani en kk olanlara kar, sadiste bir zorbalk ve iddeti gitgi
de daha ok ieren, kurallar olmayan bir oyundur artk.
Kurtulma ansn kardktan sonra Ralph ocuklar toplantya
arr ve herkesi ciddiyete davet eder: "Bu toplantnn bir elence
deil, i olmas gerekiyor" (a.g.y. 81). Ancak bunun iin ok ge ka
lnmtr, "elence"nin kaidenin kendisi olduunu ve sapknln
bal bana bir kanun haline geldiini abucak fark ederiz. ocuk
lar tam da bu noktada Jack tarafndan ynetilen ve maniple edilen
bir sr gibi davranmaya balarlar, kendilerine ait bir perspektifleri
yoktur. "ocuk gibiler! Bir grup ocuk gibi davranyorlar!" (Domuz
cuk, a.g.y. 37). "Elence" ssz aday, ocuklarn cezalandrlma kor
kusu olmakszn birbirleri zerinde snrszca iddet uygulayabile
cekleri biyopolitik bir mekna dntrr. Filmde anlatlan oidipal
sonras iddetin ve snrsz, karnavalesk keyfin nemi bu dnm
de yatar. Ortaya kan toplumsal durum Bataillen "enlik"ine, ya
ni kurban etme, yasal su ve egemenliin en saf haliyle ortaya k
t istisnai bir duruma ok benzer (Bataille 1993: 124). Hepsinden
te enlik bir tr potla, plak olma frsat, yani kimlik belirtele

78

FLMLERLE SOSYOLOJ

rinden ya da "medeni" davranlardan syrlma frsat nitelii tar.


Bedenler plak olduklarnda, "gizli kanallardan geerek, bize ms
tehcenlik duygusu veren bir tr sreklilik durumuna alrlar" (Ba
taille 2001: 17-8). Yani insanlar enlik kitlesi iinde "mstehcenlik
duygusundan" syrlabilir ve dokunma korkusu yaamakszn te
kileri kucaklayabilir hale gelirler (bkz. Canetti 1962: 15).
Bataillen verdii rneklerden birinde, Hawaii adalarnda kra
ln lmyle tm yasaklar ortadan kalkar: "Olay duyulur duyulmaz
drt bir yandan adamlar ortala t; eytan alt etmek iin, ku
durmu gibi karlarna kan her eyi ldryor, gasp ve talan edi
yorlard" (Bataille 1993: 89). enlik bu ekliyle, yerleik iktidara
ynelik bir tehditten ziyade, gerici bir istisnai durum nitelii tar.
Dier bir deyile, oyunun kurallarn deitirmek yerine onun dene
timini glendirme ve merulatrmaya ynelik bir giriimdir en
lik. Dolaysyla "kraln lm enlii"ne, dzenli olarak kendini as
kya alan kanunun kendisi msaade eder (a.g.y :129).
Benzer biimde Sineklerin Tanrs'nda da bu istisnai durum,
Ralph tarafndan, zaman ve meknla snrl bir enlik olarak tasav
vur ediliyor: "Bykler bizi almaya gelene kadar eleneceiz." Bu
gibi istisnai, geici bir durum olarak enlik, kaideyi ortadan kaldr
mayan ama askya alan bir ihlale iaret eder (Bataille 2001: 36). h
lal, kaideyi aarak onu tamamlar (a.g.y. 63). Ne var ki srarla kurtul
malarnn pek mmkn olmadn ifade eden Jack iin -"Sekiz
milyon tane ada var, bizi asla bulamayacaklar"- enlik kalc hale
gelir, ihlale dayal paradoksal bir dzenin doumunu simgeler. Ve
beklendii zere, filmin ileri bir safhasnda ssz ada (istisna mek
n), (kalc) bir eve dnr: "Buray seviyoruz. Baylyoruz bura
ya. Sonunda bir yuvamz oldu. Evden ok uzakta bir evimiz." Bu
paradoksal "yuva", Agamben'in "kamp" adn verdii bu kalc is
tisnai mekn; dzen ile kargaa, ierisi ile dars, politika ile biyo
politika, ksacas istisna ile kaidenin ayrt edilemez hale geldii bir
yerdir (Agamben 1998). Biyopolitika unsuru filmde gayet belirgin
dir; trmanan iddetle birlikte ocuklar soyunmu plak bedenlere,
"hayvanlara" dnrler. Ne var ki,
insann doaya dnm gibi grnmesine kanmamalyz. Bu kukusuz by
le bir dntr, ancak sadece bir bakma... []nsanlar gndelik yaamda red

SNEKLERN TANRISI: KN SOSYOLOJS

79

dettikleri itkileri enlik srasnda serbest brakyorlarsa, bu itkilerin insan


dnyas balamnda bir anlam olmal: Sz konusu itkiler sadece bu ba
lamda anlamldr. Ne olursa olsun bu itkileri hayvanlarnkiyle kartrma
mak gerekir (Bataille 1993: 90).

yleyse Sineklerin Tanrs'nda, ocuklarn ortaya koyduu bu


tuhaf arzuyu nasl yorumlayacaz? nsan "kanunlar"yla dolaym
lanyorsa, "hayvanlama'y kavramak nasl mmkn olabilir? o
cuklar ayn anda iki duygunun etkisi altndadr; doa karsnda
hem hayranlk hem de dehet iindedirler. "Tabu ve ihlal elien bu
iki itkiyi yanstr. Tabu ihlali yasaklayacaktr, oysa hayranlk onu
mecburi klar" (Bataille 2001: 68). Sineklerin Tanrs'nn temel mat
risi de arzu ile irenmenin, nesne ile zilletin (abject)*, ihlal ile onay
lamann bu tuhaf ikili ekonomisidir. ocuklar iki kutup arasndaki
salnmlaryla "hayvanlara" dnrler. Kitlenin oluumu meselesi
bu balamda son derece nemlidir.

Kitle
Le Bon (2002: 2), "rgtl bir kitlenin" "onu oluturan bireylerin
kinden son derece farkl zellikler" sergilediini yazar. Kitle iinde
tm duygu ve dnceler "tek ve ayn dorultuya ynelir", bilinli
kiilikler kaybolur. Kitledeki her zne srekli bir "beklenti iinde
dikkat kesilmitir", ki bu da onu iddialarn etkisi altnda kalmaya
ak hale getirir. Birey kitleye katlr katlmaz "operatrn", mesela
liderin, tm iddialarn kabul etmeye balar ve kendi karakterine
aykr biimde davranabilir (a.g.y. 14, 7). Bu bakmdan Sineklerin
Tanrs canavar korkusunun bata bir iddia olarak ortaya kp daha
sonra gitgide ocuklarn esas endiesi haline gelmesiyle, kitlenin
oluumunun mkemmel bir rneini ortaya koyar. Aslnda Sinekle
rin Tanrs korku iinde bir toplumun, gvenlii varlk nedeni ola
rak gren bir toplumun alegorisidir.
Filmin nispeten balarnda, Jack elence olsun diye korku hik
yeleri anlatrken baz ocuklar, zellikle de ufak olanlar korkarlar.
* Aalk, iren, zillet anlamna gelen abject kavram Julia Kristeva'nn ele
ald ekliyle simgesel dzenin dnda yer alr, ayn anda hem tiksinti verir hem
de cezbeder. -.n.

80

FLMLERLE SOSYOLOJ

Jack ocuklarn saflndan zevk alr, Ralph ise onlar sakinletir


meye alr. ocuklar genel olarak korkuyu balarndan savmay
denerler, onun ykc potansiyelinin farknda gibidirler. "Burada
olumlu insanlara ihtiyacmz var. nsanlar korkutmaya alanlara
deil!" Ne var ki canavar iddias bulac bir hal alr ve yaratt
korku bir virs gibi ilerler, zaten korku iindeki kitleyi dehete d
rr ve en sonunda da kaosa srkler.
Bu balamda, "canavar"n var olmadn bildii halde, Jackin
bir noktada eer bir canavar varsa avclarnn onu ldreceini sy
lemesi ilgintir. Yalnzca bir iddiaya dayanarak topluluun gven
sizliini kendi konumunu glendirmek iin kullanmaya balar.
Bunun bilincinde olan Ralph aresizce onlar canavarn var olmad
na ikna etmeye alr: "Bu korku hakknda konumalyz ve bu
nun tamamen bo bir ey olduunu anlamalyz" (Golding 1954:
88). Ne var ki Ralph'in akla bavurma ars gzard edilir. Sonra
lar canavar korkusunun ne kadar ie yarar bir ey olduu ortaya
ktka, Jack aka bir canavar olduunu iddia eder. "Kitle" ne ka
dar korkarsa Jack'in szn de o kadar dinlemektedir ve onu dinle
dike daha da korkak bir hale gelir. ddia ile Jack'in buyruklar ara
snda mkemmel bir ittifak doar. Filmin geri kalan, liderler tara
fndan tetiklenen korkunun kitleyi nasl bir dehete srklediinin
hikyesidir.
Sineklerin Tanrs'nda, trmanan bir korkunun kamlad g
venlik aray sadece daha ok iddet ve dolaysyla daha ok korku
getirir. Jack bu korkuyu maniple ederek ocuklar kolayca bir s
r gibi hareket ettirir. Canavar inanc ksa srede demokrasinin kar
t haline gelir. Canavarn gereklii arttka denizkabuu da anla
mn yitirir. Canavarn varlyla ilgili pheler azaldka Ralph ve
Domuzcuk'la ilgili pheler artar. Jack, Ralph'in lider olmasn so
run yapar. Ralph oylama sonucunda liderlii kaptrmaz aslnda,
ama Jack fke iinde topluluktan ayrlr ve isteyenlerin kendine ka
tlabileceini syler. Ralph hsrana uramtr, Domuzcukla birlik
te "kitleyi" iaret ateini yeniden yakmaya ikna etmeye alr. Ne
var ki dier ocuklar, domuz etinin cazibesinin de etkisiyle, Jack'e
katlmak zere onun grubundan ayrlrlar.
zetlemek gerekirse, "neden korkulacan belirleme" mcade
lesi Jack'in egemenliiyle, onun dman tanmyla sonulanr: D

SNEKLERN TANRISI: KN SOSYOLOJS

81

man Ralph iin kargaa, Jack iinse canavardr. Ralph ve Jack ara
sndaki g dengesi kkl bir biimde deiince, Jack Ralph ve Do
muzcuk'u dlar ve uzaklatrr. ocuklarn ounluu, hatta -Ralph,
Domuzcuk ve Simon hari- hemen hemen hibiri kurallarla cann
skmak istemez. Canavar ahlak, dzen ve medeniyeti gitgide ker
tirken kuralszlk tek kural haline gelir. Ralph bile maniplasyona
maruz kalr ve simgesel konumunu korumak iin mantkszca hare
ket etmeye mecbur olur, av toplantlarna katlmaya balamasnn
nedeni de budur.
Byle bir canavar avlama gezisi srasnda ocuklar domuz pis
liklerine rastlarlar ve canavar aramaktansa domuz avlamaya karar
verirler. Domuz kaar, ama ocuklar lgna dnmtr. Ayn gn
leden sonra "avc srs" kendini "daha fazlas olma arzusu" ile
belli eden bir "art srsne" dntrr (Canetti 1962: 107), hay
vanlar dahil topluluun evresindeki her eye ynlendirilebilen bir
arzudur bu. Dolaysyla ocuklar tam bir ayin havas iinde, av
kendi aralarnda yeniden canlandrrlar; ilerinden biri de (Robert)
domuz rolne soyunur. Avc srsnn art srsne dnmn
de bir birlik ortaya kar (bkz. a.g.y. 114). ocuklar dans edip ark
sylerken bir yandan da domuz/olan mzraklaryla drterler. Ne
var ki bir noktada oyun gerek olur; Robert' dvmeye balarlar, ne
redeyse ldreceklerdir. Korkudan d kopan Robert bir dahaki se
fer gerek bir domuz kullanmalarn nerir: "Hl arkasn ovalar
ken 'Size gerek bir domuz lazm,' der Robert, 'nk onu ldrme
niz gerekiyor'." Tam da bu noktada, kitapta yer alan ancak filme da
hil edilmeyen nemli bir ayrnt sz konusudur; Jack onun yerine
kk ocuklardan birini kullanmay teklif eder. "Ve herkes buna
gld" diye anlatlr kitapta (Golding 1954: 126). Kitle bu birlik
duygusunu terk etme fikrini neeyle karlar.
Daha sonra, Jack'in kabilesini toplayp kendini ef ilan etmesi
nin ardndan, Jack'in avclar dii bir domuz ldrmeyi baarr. Ba
riz cinsel armlar ieren bir sahnede, ocuklardan biri (Roger)
mzran domuzun ansne saplar. ocuklar dii domuzun ban
canavara kurban olarak sunmak zere mzran zerinde brakr.
Bylelikle domuz ocuklarn totem hayvan olur, yani babann ye
rine geer (Freud 1960: 141). ok gemeden rmekte olan ban,
Tanrlarnn etrafna sinekler r, ki bu da yerle bir olan medeni

82

FLMLERLE SOSYOLOJ

yetin bir alegorisidir. Jack sineklerin tanrsn, kitle de (ocuklar) si


nekleri temsil eder. Sinekler gerekten de Canettinin syledii gibi
kitlenin en gl sembollerinden biridir (1962: 23, 42, 46).
Totem hayvanlarn ldren, ama yine de yasn tutan ocuklar
elikili, nevrotik duygular iindedir: bir yandan zgrlk, g ve
cinsel arzularn engelledii iin canavardan (ilksel babalarndan)
nefret ederler; ancak dier yandan da Sineklerin Tanrs'na hayran
lk duyar, onu severler (Freud 1960: 141-6). Bu ekilde totem sos
yo-simgesel dzenin kaynana dnr. Canavar/Tanr anlaml bir
ekilde keyif almay buyurur: "Bu adada eleneceiz. Anlald m?
Bu adada eleneceiz!" (Golding 1954: 158). Aslna baklrsa film
otoritenin ya da kanunun terk edilmesinin, imgesel idealler/korku
larla desteklenen sper ego figrlerine dayal ok daha baskc oto
riter yaplara yol atn gsterir. Sper egonun filmde Sineklerin
Tanrs ile temsil edilen zellii itaati art komamas, bununla be
raber elenceyi buyurmasdr. Dier bir deyile ihlali bir kanun, is
tisnay bir norm haline getirmek ister.
Sineklerin Tanrs'nda toplumsal dzenin kskanlk zerine ku
rulu olmas bu balamda nemlidir. rnein filmin balangcndaki
"seim sahnesinde", gruptaki en byk ocuk Jack olsa da Ralph'in
kazanmas bunu anlatr. Ralph "kimin bata olduu fark etmez," der;
Ralph'in iktidarm, Domuzcuk'un zeksn ve hepsinden te onlarn
ilikisini kskanan Jack iinse kimin bata olduu nemli bir mese
ledir - ve bu durum da ocuk arasndaki homoerotik geni ay
dnlatr. Domuzcuk merkezi bir rol oynar: Hem bir zillet nitelii ta
r ve dolaysyla da bir ismi yoktur, hem de kadnlatrlm bir fi
gr, bir arzu nesnesidir. Bu iki kategori, yani nesne ve zillet onda
btnyle rtr. Jack'in kskanl/nefreti de bu rtmeyle ak
lanabilir. Nitekim Jack kskanlk iindedir, yani "adalet ister":
adalet talebi nihayetinde, teki'den alnan ar keyfin azaltlmasn ve
bylelikle herkesin jouissance'a (keyif) eriiminin eit olmasn talep et
mektir. Bu talebin kanlmaz sonucu ise elbette ileciliktir: Zira herkese
eit bir biimde jouissance vermek mmkn deildir, herkese eit olarak
verilebilecek tek ey yasaktr. Ancak unutmamak gerekir ki bugn iinde
yaadmz, son derece hogrl olduu iddia edilen toplumda, bu ile
cilik tam da kartnn biimine, stbenin genelletirilmi "Keyif al!" emri
ne brnr (izek 2005).

SNEKLERN TANRISI: KN SOSYOLOJS

83

Beklenecei zere, keyif vaadi -yetikinlerin eksiklii- buyrulan


bir keyfe dntnde balangtaki istisna durumu normalleir ve
demokrasi de yozlaarak bir lin srsnn hezeyanna dnr.
Dolaysyla ocuklar (Ralph ve Domuzcuk'un da heyecana kapld
) vahi av dansnn cokusuyla "Domuzu ldr. Grtlan kes.
Kann dk" diye ark sylerlerken, ormandan sessizce yaklaan
Simon'n belli belirsiz siluetini fark edip onu canavar zannederler.
ocua vahice saldrp onu parampara ederler. ronik bir biimde,
Simon'n geli sebebi de onlara canavar diye bir ey olmadn, ca
navar sandklar eyin l bir parat olduunu sylemektir "byklerin dnyasndan ... bir iaret bu" (Golding 1954: 103). G
nah keisi Simon'n lmyle Jack tam egemenlie sahip olur ve
bunu keyfi bir biimde kullanmaya balar.
Aslna baklrsa Sineklerin Tanrs'nda gnah keisi ve egemen
g simetrik figrler olarak ortaya kar. Mantk d bir vahete he
def olan gnah keisi normlarn ve kurallarn dnda braklr, onu
ldrenler cezalandrlmaz. Lin, ounluun tek bir birey zerin
de egemenlik kurmasdr. Gnah keisinin nemi de burada yatar.
Gnah keisi hibir arzu nesnesinin yapamad bir eye muktedir
dir: Ona duyulan nefret bireysel deil, ortak bir nefrettir. Bir ete
iinde kiiler birbirlerinin nefretini taklit edebilirler, ki iddette do
rua ulaan da budur. Bir nefret mimesisi yoluyla atma ve farkl
lk meselesi bir kenara atlr, topluluk btnleir ve dzen tesis edi
lir. Gerekte gnah keisi "topluluun tamamn kendi iddetinden"
korumak, topluluun dalmasna engel olmak iin lin edilir (Gi
rard 1977: 8). Bu bakmdan, birini gnah keisi ilan etmek toplu
mun temelini oluturur. Hobbes'un bahsettii doal durumda oldu
u gibi, Girard'a gre kltrn kkeni kskanlk ve dmanla da
yanr. Hobbes'da atma dzenli bir devletin, Leviathan'n kurul
masyla alrken, Girard'da bu grevi yerine getiren bir lin srs
dr. Dahas, gnah keisi pratiiyle (yani lin hukuku, sr kanu
nuyla) Schmitt'in istisna durumu arasnda yakn bir ba vardr:
Bunlara ek olarak, gnmze kadar kalm utanmazcasna ilkel bir s
r daha, lin hukuku ad altnda ileyen bir sr vardr. Szck, iin kendi
si kadar utanmaz bir nitelik tar; nk yaplanlar aslnda bir hukukun red
didir. Kurbann hukuka layk olduu dnlmez; insanlar arasndaki al
lm biimlerin hibirine uymakszn, bir hayvan gibi yok edilir.*

84

FLMLERLE SOSYOLOJ

Gerek lin hukuku gerekse istisnai durum, hukuk alanndaki yasa


lara aykr bir boluk olarak ortaya kar. kisinde de "yaam bii
mi" salt yaamn biyopolitikasna indirgenmitir (bkz. Agamben
2000). kisinde de istisna ve kaidenin ilikisi n plandadr ve karar
(gnah keisi/dmann belirlenmesi) toplumun temelini oluturur.
Egemen istisnann kanunun merkezinde yer almas gibi, kltr bir
arada tutan da gnah keisidir (Palaver 1992). Bu aamada ikence
normalleir. Nitekim vahi bir sahnede, ocuklardan birinin bala
np dvldn grrz. Bu durum bir baka balamn ortaya
kyla, Jack'in ktle sava ap Ralph'in grubunu eytan gibi
gstermesiyle de uyumludur - bunlar yalnzca souk sava para
noyasn deil, gnmzn "terre kar sava"m da andrr.
Toplumsal teori geleneksel olarak toplumu norm sayar ve kitle
yi bir istisna ya da toplumdan bir sapma olarak kavramsallatrr.
Ne var ki ada toplumsallk artk sr imgesinde ekillenmi gibi
grnyor. Bir bakma istisna kaide olmu durumda. Toplum ve bi
rey gibi ayrt edici modern kategorilerin kayboluuna ve bir kitle
nin, "ayrmlar o kadar belli olmayan bir kalabaln" ortaya k
na ahit oluyoruz (Maffesoli 1996: 64). Birey ve toplum modern
znenin iki farkl versiyonuydu; imdi ise onlarn yerini kitle alyor.
Ne var ki kitle olmak ucu ak bir sre. Bunun rizomatik bir feno
men, bir intermezzo ya da ara-varlk olarak kalmas mmkn. Gel
gelelim Sineklerin Tanrs'nda Jack'in liderliindeki ykc eteye
olduu gibi, yeniden katmanlanan paranoyak bir tekilata da dn
ebilir. Hatta kitle daha da ileri giderek bir zykm ve kin aracna
dnebilir (bkz. Deleuze ve Guattari 1987: 229-30).

Kin
Jack
iin
iin
lar.
iin

ve avclar topluluktan ayrlr ayrlmaz avlarn piirebilmek


ate gerektiini fark ederler. Bu nedenle de ate yakabilmek
Ralph'in topluluuna saldrp Domuzcuk'n gzlklerini alar
Ralph'in balca teknolojik dayanan yitiren kk topluluu
artk hayatta kalmann hibir yolu yoktur. zellikle de gzlk

*Elias Canetti, Kitle ve ktidar, ev. Glat Aygen, stanbul: Ayrnt, 1998,
s. 116.

SNEKLERN TANRISI: KN SOSYOLOJS

85

sz yapamayan Domuzcuk mahvolur. Hava souktur ama ate ya


kamazlar; daha da kts artk iaret atei yoktur, yani umut da kal
mamtr. Bu noktada, alayan Domuzcuk'tan ideolojik yan ar ba
san bir yorum gelir: "Her eyi byklerin yapaca gibi yaptk. y
leyse neden ie yaramad? Neden?"
aresiz kalan Ralp ve Domuzcuk, Jack'in grubuyla konuup on
lar tekrar akla davet etmenin tek seenek olduunu hissederler. Ne
var ki Jack'in iaret ateini artk hibir ekilde umursamayan toplu
luu onlara vahice saldrr. Domuzcuk tekrar alamaya balar ve
denizkabuuna sarlp var gcyle sesini duyurmaya alr: "Han
gisi daha iyi - kurallar koyup anlamak m yoksa avlanp ldrmek
mi?... Hangisi daha iyi, yasa ve kurtulu mu yoksa avlanmak ve her
eyi yerle bir etmek mi?" (Golding 1954: 200). Tam bu noktada,
filmdeki en sadist karakter olan Roger'n tepeden aa yuvarlad
byk bir kaya, hikyenin en rasyonel karakterini, Domuzcuku l
drr. Denizkabuunu da parampara eder. Demokrasinin son izle
ri de bylece yok olur ve Ralph ormana snr. Jack'in grubundaki
ler onu tpk domuzlar avladklar gibi avlarlar. Artk "ormanda",
homo sacer'e uygun bir yerde saklanan/yaayan Ralph btn mi
dini kaybeder. Jack'in takm ortal dumana boarak onu dar
karmak iin btn orman atee verir. Balangta umudun, d dn
yayla temasn sembol olan ate, mitsizliin ve paranoid kapan
mn bir sembolne dnr. Ate ve kitle arasnda bir rtme sz
konusudur:
Btn yok etme aralarnn en etkileyicisi atetir. ok uzaktan grle
bilir ve daha da ok insan kendine eker. Geri dnsz bir biimde yok
eder; ateten sonra hibir ey eskisi gibi olamaz. Bir eyi atee veren kitle
kendisini kar konulamaz hisseder; ate yayld srece herkes kitleye ka
tlacaktr ve ona dman olan her ey yok edilecektir. leride de anlatlaca
zere, kitle sembollerinin en gls atetir. Ykm sona erdikten sonra,
ate de kitle gibi snecektir.
Kitleyle mcadele eden bir insan iin, kitlenin, yangn niteliklerini ne
denli gl bir biimde edindiini gzlemlemek ok tuhaftr... Yangnn
yaylp giderek, bir insan tamamen sarp sarmalayana kadar ilerlemesi o
insan her ynden tehdit eden kitleye ok benzer.*

* Kitle ve ktidar, s. 21 ve 27.

86

FLMLERLE SOSYOLOJ

Ancak bu sahnenin nemini anlamak iin olaya Jack'in topluluu


nun bak asndan da bakmamz gerekir. Atee verdikleri orman
onlar besleyen orman deil midir? Ralphe saldrarak ayn zaman
da kendilerine de zarar vermi olmazlar m? Kin, yani kendine zarar
vermek pahasna bakalarn mahvetmeye gnll olmak kitlenin
davran biimini anlamak iin nemli bir ipucudur. Le Bon'un ak
ve kesin biimde ifade ettii gibi kiisel menfaatin "kitlelerde g
l bir harekete geirici kuvvet olarak iledii nadiren grlr"
(2002: 28). Kitle ister kahramanca ister korkaka hareket etsin, "ken
dini koruma kaygs bile ona galip gelmeyecektir" (a.g.y. 11). Kitle
kendini seve seve feda eder, kendi tekisinin lm uruna kendi
lmn arzular. Sineklerin Tanrs her eyden nce bir kin alegori
sidir. Yalnzca evresel felaketler ve dier insan icad tehditler de
il, ayn zamanda "ktye kar sava" araclyla da kendini mah
vetmeye hazr bir toplumun alegorisidir. Bu noktada filmde tarif
edilen ktln asl nitelii zerinde biraz durmak gerekir.
ki ocuk (Sam ve Eric) l paratnn ekli bozulmu bede
nini canavar sandnda grdklerini anlatmak iin hemen grubun
yanna koar. Herkes korkmu ve dehete kaplmtr, bir acil du
rum toplants yaplr. ocuklar canavar aramak zere silahl bir
keif gezisi dzenlerler. Canavar ararken kk maaralarn bu
lunduu bir tepeye uzanan dar bir patika kefederler. Jack zirvede
canavar "grr" ve Ralph ile Roger' arr. Onlar da grmek iin
yukar trmanrlar: Rzgr estike ses karan byk, karanlk bir
eydir bu. Dehet iindeki ocuk gruba katlmak iin tepeden
aa koar. Jack'in ktye kar savan meru ve olmayan cana
var da nemli klan, onun canavar "kefetmi" olmasdr.
Sineklerin Tanrs (var olmayan) bir ktye kar srdrlen bir
sava anlatr. Filmdeki kt, ortaadaki eytan andran, var ol
masa da ynetimin nemli bir dispozitifini tekil eden sanal bir
oyuncudur. Bu adan, tpk Stalin'in despotluunu meru klmak
iin Troki'yi eytanlatrd ya da Bush'un ortaya kan denetim
toplumunu hakl gstermek iin Bin Ladin'i kulland gibi, Jack de
"canavar"dan faydalanr. Bu balamda, filmdeki ilk kurbann etii
simgeleyen Simon olmas manidardr. Peki bunun sebebi nedir?
Filmde etikle ilgili iki kart gr ortaya kar. ncelikle, o
cuklar "canavara" kar savalarnda etii bir konformist kurallar

SNEKLERN TANRISI: KN SOSYOLOJS

87

dizisine, bireylerst bir toplumsal kodekse indirger. Byle bir etik


"oyunun" kurallarna uymaktan, kanuna boyun emekten baka bir
ey deildir (Bauman 1993: 8). Dolaysyla "toplum" ya da "mede
niyet" ocuklar zerindeki etkisini yitirdiinde, sahip olduklar
"etik" de bir anda yok olur gider. te yandan Simon etik konusun
da farkl bir yaklam temsil eder: Etii, neyin iyi neyin kt oldu
una dair heteronom tanmlara dayal bir kurallar dizisine pasif bir
ekilde uymaya indirgemek yerine, ktln gzlerinin iine ba
kar ve aktif ve zerk bir ahlak aktr olarak seim yapar. Simon'n
etii bir itkiyi korur; Simon evresindeki toplumdan dolay deil,
bu topluma ramen etikten yanadr. Ona gre "ahlak, btnlk ve
onun tehlikelerine dair soyut bir dnce zerindeki ikincil bir kat
man deildir, bamsz ve balang niteliinde bir kapsam vardr.
lk felsefe etiin kendisidir" (Levinas 1985: 77).
Hakikati bulmak iin dan tepesindeki maaraya trmanann
(hac yolculuu?) Simon olmas artc deildir. Hepsinden nem
lisi, Ralph ile Jack arasndaki iktidar mcadelesinin dnda kalma
y filmin bandan sonuna kadar beceren tek karakter de odur. Edim
sel olan ile sanal olann, toplum ile etiin tam ortasna yerletirilmi
bir snr-figrdr: Nitekim, zellikle de kitapta canavarla iletiim
kurabilen tek figrdr.
Simon figryle birlikte, ada bir bakma Deleuze'n iki katl
"barok ev"ine benzer bir hal alr. Burada ruhun kvrmlar (sanal) ka
ranlk ikinci kata (bilind) yerlemitir, makul madde (edimsel)
ise d dnyaya alan kaplar ve pencereleriyle birinci katta yaar.
Bu evin en ilgi ekici yan elbette merdivenleri, yani sanal ile edim
sel arasndaki balantdr; buras ayn zamanda, sanaln hibir za
man tam olarak edimsellemedii "olay"n (sanallatrma ve edimselletirmenin) alandr (Deleuze 1993; Frichot 2005). Bu gzle ba
kldnda, Simon'n dadaki maaraya trmanmas nemli sonula
r olan "nemsiz" bir olaydr. Canavar korkusu kitlenin maniplas
yonu asndan her geen gn biraz daha etkili hale gelirken, Simon
canavarn kendilerinin yaratt bir ey olduunu grebilmektedir:
"Yani... belki de sadece biziz" (Golding 1954: 95-6).

88

FLMLERLE SOSYOLOJ

Ktlk
Kt olan aslnda biziz. Ktle kar sava bakalarna kafa tut
mak deil, kendimizle ve kendi arzumuzla yzlemektir. Bu bakm
dan Sineklerin Tanrs hepimizin iinde rtk bir biimde bulunan
faizmin yksdr. Bir "etik kitabna" yazd nszde, Focault
unlar syler: "asl dman, stratejik dman faizmdir... Burada
sz konusu olan yalnzca tarihsel bir faizm, yani sadece Hitler'in
veya Mussolini'nin faizmi deildir... ayn zamanda iktidar sevme
mize, tam da bizi hkimiyet altna alan ve smren eyi arzulama
mza neden olan iimizdeki faizmdir" (Foucault 1983: xi-xiv, aln
t xiii'ten yaplmtr). Simon'n "Sineklerin Tanrs"ndan u szleri
iitmesinin sebebi de budur zaten:
Canavar avlayabileceinizi veya ldrebileceinizi dnmek mi!...
Bandan beri biliyordunuz, deil mi? Benim sizin bir paranz olduumu?
Evet, evet, yaklatn! Hibir eyin yrmemesinin sebebi ben miyim? Her
ey neden byle? (Golding 1954: 158)

Bu olduka ironiktir, nk Sineklerin Tanrs'ndaki ocuklar asln


da Hitler'in faizminden kam (kinci Dnya Sava srasnda tah
liye edilmi) ama kendi faizmlerine yakalanmlardr. Filmdeki
"canavar" ocuklar kt eyler yapmaya, "elenmeye" kkrtan bi
lind bir iktidar arzusundan baka bir ey deildir. Bu arzu -Si
mn hari, Ralph da dahil olmak zere- tm ocuklar etkiler. "Ralph
da yaklamaya abalyor, kahverengi, savunmasz etten bir para da
o istiyordu. Ezme ve incitme arzusu baskn kyordu" (Golding
1954: 125). O da avn tadyla comu ve kendi iktidar arzusuna ya
kalanmtr. Ancak bu yzden sknt duyar. Nitekim "bu yalnzca
bir oyun" derken "huzursuzdur" (a.g.y. 126). Demek ki ktlk, sa
nal bir kendilik olarak, toplumsal bilind olarak varln srdr
mektedir. Dolaysyla ocuklar canavar ne kadar ok "grrlerse"
eylemleri de o kadar ktleir: Ktln paradoksudur bu. yley
se ktlk filmde nasl maddileir?
Birincisi, filmde ktlk Arendt'in ortaya koyduu anlamda s
radandr. ocuklar filmin banda artc derecede normaldir. Ku
rallara uymak rutin haline geldike ktleirler. Bir kitlenin arkas

SNEKLERN TANRISI: KN SOSYOLOJS

89

na saklanabildikleri srece kendi vicdanlarndan kamalar da


mmkn olur. Nitekim Ralph ve Domuzcuk ikizlerle Simon'n lin
edilmesi hakknda konumaya alrken, ikizler mahcup grnr
ve ancak unlar syler: "Yorgunduk. Erken ayrldk." Oysa sanki
alelade bir eymi gibi onlar da bu olaya katlmtr. Kitlenin ano
nimliinde, "bireyleri hep kontrol altnda tutan sorumluluk duygu
su tamamen yok olur" (Le Bon 2002: 6). in ilgin taraf, ikizlerin
kesinlikle patolojik bir durumda olmamasdr. "Sradanlklar" gru
ba, elence yasasna uymalarndan ve bunu "kr krne", yani
etik bir sorgulamaya girmeden yapmalarndan kaynaklanr (Arendt
1978). Sradanlk bu adan kitlenin kaytszlyla ilgilidir. Ahlaki
kaytszln ve toplumsalln askya alnmasnn bir sembol ola
rak filmdeki maskn can alc ilevi de burada yatmaktadr.
Roger ve Jack'in sadiste edimlerine (siyasetin "askya alnma
s" ya da istisna durumuna) ne zaman gzle grlr bir tepki gelse
("siyaset"), tepki gsterenler baaryla susturulur; ancak ounluk
umursamazlk belirtileri gstermeye baladnda, Jack ve Roger'n
edimleri ahlaki adan deerlendirilmez olduunda, ktlk adada
iyiden iyiye kk salar. Jack'in liderliinde ocuklar artk "canavar"
dehetinden "korunmaktadr", ancak bu noktada baka bir soru akla
gelir: Sessiz kalan bu su ortaklarn kendilerinden kim koruyacak
tr? Ktln gereklemesi iin ille de kt insanlara gerek yok
tur ne de olsa.
kincisi, teknolojinin rolnn (gzlk, mzraklar, ate) ve avc
larn rgtlenmesinin (ordu) filmdeki ykmn boyutlar asndan
belirleyici olduu dnlrse, ktlk rasyoneldir. Filmde iki tr
nesne i bandadr: teknolojik nesneler ve feti nesneleri (bak ve
gzlk ile deniz kabuu). Bu nesneler olmadan, olaylarn ayn yn
de gelieceklerini dnmek pek mmkn deildir. Teknolojiyi gz
nnde bulundurarak dnmeye en yatkn (ve dolaysyla Ralph
iin en vazgeilmez) kii Domuzcuk'tur. Bir sahnede o da Simon'n
lin ediliinden bir kaza gibi sz eder: "Hayr, o kadar da kt de
iller. Bir kazayd" (Golding 1954: 204). Domuzcuk'un ktl
Arendtin szn ettii anlamda sradandr, ancak filmde her eyden
nce mzrak yapmyla megul olan Jack ve Roger iin ktlk ay
n zamanda rasyoneldir. Sonu olarak, adada "iyi bir toplum" olma
y ortak menfaat sayan ve "kurtarlmay" ortak bir sorumluluk ola

90

FLMLERLE SOSYOLOJ

rak gren demokratik siyaseti tehdit eden ey mzraklardr.


ncs, ktlk radikaldir. Bir insann tam da insanln he
def alarak onu bir hayvana ya da homo sacer'e indirger ve onu radi
kal yapan da budur (Arendt 1973). Bylesi bir ktl kavramak
gtr. Felsefe gelenei ve Hristiyanlk ktl hep bir eksiklik
ten kaynaklanan, bertaraf edilebilecek ikincil bir fenomen gibi gr
mtr (a.g.y. 459). Buna karlk Sineklerin Tanrs'nn gzler n
ne serdii kt irade o kadar barizdir ki bunu baka trl anlamam
za imkn yoktur. Film bu bakmdan tm faydac doktrinlerden ve
her insann bnyevi bir deeri olduu fikrinden tamamen ayrlr.
Ate ya da cehenneme dnen cennet adas bu radikal ktln
simgesidir.
Filmdeki ate metaforuna gelince, sava kaybetmeye yakn, Na
zilerin Yahudilerin kkn kazmaya daha da hz verdiklerini, dola
ysyla savata kullanlabilecekleri nemli kaynaklar boa harca
dklarn hatrlamak arpcdr. Dier bir deyile, kin duygusu her
eyden daha nemlidir adeta. Sineklerin Tanrs'ndaki radikal kt
l, znelikten karma ya da terk etme jestinde grrz. Bu ba
lamda Simon'n lmn tekrar ele almak gerekir; kesinlikle kendi
ni kurban etme olarak grlecek bir lm deildir bu, zira byle bir
lm onu sa gibi bir dini figre dntrrd. Simon daha ziyade
inanlarndan dolay ldrlmemi (kurban edilemi) ama terk edil
mi, hayvana indirgenmi bir homo sacer'dir. Jack'in topluluunun
Simon "canavar zannederek" lin etmesi bu bakmdan son derece
manidardr.
Roger, keza Jack, egoistin teki midir? Pek saylmaz. "Kt bir in
san egoist deildir", nk gerekten egoist olan biri yalnzca ken
dini gzetir (Zizek 2005). Finaldeki kin dolu yangn sahnesinde, mi
metik arzusu, haset ve egoizmi toplumu tekil eden bir lin srs
deildir sz konusu olan. Aksine, bu rnekte mimetik arzu Girard'n
dncesindeki gibi toplumu tekil etmez, onu yok eder. Burada
yalnzca gnah keisi deil de herkes ykm tehdidiyle, herkesin
herkese kar savayla kar karyadr. Kin, kendini koruma arzu
suna ramen iler.

SNEKLERN TANRISI: KN SOSYOLOJS

91

istisna

Paradoksal bir biimde, Sineklerin Tanrs'nn sonundaki kin dolu


yangn sayesinde adaya bir gemi yaklar. Yangn iaret ateinin ya
pamadn yapar ve ocuklar kendilerinden kurtarr. Bir btn
olarak ele aldmzda, filmin merkezinde -ayn zamanda kitlenin
de mphemlii olan- bu mphemlik yer alr. Nitekim ate bir yan
dan da yemek yapmak gibi medeni ilevlere sahiptir. Nihayetinde
iaret atei ocuklarn medeniyetle arasndaki en nemli badr. Di
er yandan kart amalara da hizmet eder; ocuklar hayvanlatrr,
ilkel igdlerini ve kindar arzularn uyandrr. Bu ikili doalar,
atei ve kitleyi "iyinin ve ktnn tesine"* tar. Bu bakmdan ate/
sr Yunancadaki pharmakon'u andrr, ayn anda hem zehir hem
de devadr.
Gelgelelim burada asl nemli olan, byle bir mphemliin kar
snda tekiye gsterilen hogrnn siyasi bir zemin oluturmaya
tek bana yetmemesidir. Ralph ve Domuzcuk'un eksii tekiye
sayg duyma deil de ona kar durma kabiliyeti, tekiyle atma
yetisidir. Dier bir deyile eksikleri sayg deil, Connolly'nin (2005)
"tartmac sayg" dedii eydir. Connolly bu kavramla, hogr ile
atma ve tartma olanan birletirir. Tartmac sayg bir bak
ma atmadaki hogr ya da hogrdeki atmadr ve bunun
iin savamak gerekir. Bir habitusta, dilde ya da baka bir temelde
kk salmad iin, tartmac saygnn yaratlmas gerekir. Siyase
tin kendisini bir zemine oturtmasyla ilgili bir meselesidir. Ancak
mphemlik tartmac sayg iinde de siyasi bir jest olarak da boy
gsterir. Yani kolaylkla saf atmacla, fundamentalizme dn
ebilir.
Ralph ormanda sakland srada Sineklerin Tanrs'na, yani l
domuzun kafasna rastlar ve onu paralar; deniz kabuunun para
lanmasn andran bir intikam edimidir bu. Sz konusu olayn filme
dahil edilmemesi anlamldr; k yolu olarak, elimizde yalnzca
diyaloa dayal bir etik anlayna duyulan bir zlemin kalmasnn
*

Friedrich Nitezsche'nin ilk kez 1886 ylnda yaymlanan yinin ve Ktnn

tesinde adl kitabna bir gnderme, -.n.

92

FLMLERLE SOSYOLOJ

nedeni de bu eksiltmedir. Filmin bize sylediine gre demokrasi


harikadr, ama bir o kadar da acizdir. Harekete geirme gcnden
ve radikal edim yetisinden yoksundur. Ralph'n ktln gznn
iine bakma cesaretini gsterdii bu olay saymazsak, entelektel
Domuzcuk da, demokrat Ralph de bu beceriden yoksundur. Ne var
ki radikal edim zaman gemitir. Ralph yeni dman ilan edildik
ten sonra artk bir totem hayvana gerek kalmaz. Dolaysyla Ralph'
nki beyhude bir edimdir. Yine de bu tr edim olanaklarn darda
brakmamak gerekir, onlarn da bir zaman vardr. stelik bu edim
ler en ok deer verdiimiz nesneyi yok etme eilimi asndan ra
dikaldir. Eer ktlk "iimizdeyse", etik edim "kendini yok etmek"tir, bizi "biz" yapan eyi baltalayan bir edimdir.
Bu bakmdan, Schmitt'in istisna kavramn blp ondan bir ka
lnt yaratan ilk kiinin Benjamin olmas anlamldr. Schmitt'e gre
istisna, "normal" durumu zemin alan bir snr-kavramdr. stisnai
durum bu normallii olaand yollardan korumay amalar. Dier
bir deyile, Schmitt'in tasars istisnai durumu merulatrmak ya da
istisnai olan normalletirmektir. Benzer biimde adadaki istisnai
durumun gerici olduunu, baka bir deyile iddetin rasyonel oldu
unu ileri srebiliriz. Genelletirilmi istisna, yani enlik Jack'in
kendi iktidarn glendirme yntemidir. Bu ekilde her ey ak
kan hale gelir, tm hiyerariler tepetaklak olur, ancak deimeyen
bir tek ey vardr: Jack'in liderlii.

Dilsizlik
Tm orman alevler iindedir. Avclar Ralph'in peindedir. Btn
midini yitiren Ralph bu iddetten kaacak bir yer bulamaz. Deli gi
bi koarken sahile varr ama yere kapaklanr. Bitkin ve nefes nefe
se, hemen ardndaki yrtc hayvanlara teslim olmak zeredir. Fakat
mucizevi bir ekilde, tam da o anda gzlerini dikmi ona bakan de
niz subayn fark eder. Belli ki ate bir geminin dikkatini ekmitir.
Canna kasteden yangn sayesinde kurtulmutur. Hemen ardndan
boyanm vcutlar, sivriltilmi mzraklaryla dier ocuklar gelir.
Subay grdklerinde irkilirler, subay ise arm grnr. Bu sah
ne ile film de sona erer. Ancak bunun balanamaz bir taraf oldu

SNEKLERN TANRISI: KN SOSYOLOJS

93

unu dnyoruz, zira kitaptaki can alc bir diyalog filme dahil
edilmemitir. Kitapta deniz subay masklar takm plak ocuklar
ve silahlarn grnce onlarn oyun oynadklarn, kendilerini "oyu
na ve elenceye" verdiklerini zanneder ve olay son derece yanl
yorumlar: "ahane bir gsteri. Tpk Mercan Adas gibi" (Golding
1954: 223-4).
19. Yzylda R. M. Ballantyne tarafndan kaleme alnan ocuk
roman Mercan Adas'nda Britanyal ocuk tropik bir adada "me
deniyeti" korsanlara, yamyamlara ve vahi hayvanlara kar baa
ryla "mdafaa eder". Dier bir deyile bu eser Sineklerin Tanrs'
nn naif bir versiyonudur. lk canl "yetikin figr bu noktada orta
ya kt iin, bu diyalog zaten can alcdr. arpc bir biimde, bu
figr de sava bir oyun olarak gren, "Mercan Adas"na benzeten
ocuklam bir yetikin kar. stne stlk filmdeki ocuklar,
yalnzca baka bir savaa, daha genel bir istisnai duruma gtrl
mek zere "kurtarlrlar". Yani bir bakma filmde resmedilen dnya
dars olmayan bir dnyadr. "Dars" da ocuklarn adas kadar
vahi ve ocuklamtr.
Bu nemli noktay atlamak suretiyle, film aslnda adann dn
da her eyin "normal" olduu, darda bir medeniyet olduu yanl
samas yaratr. Halbuki burada ironik olan ocuklarn zaten bir sa
va yznden adada olmalardr. Tabiri caizse, daha byk bir sava
iinde baka bir sava aarlar. "Yetikinlerin" bu "resmi" sava -da
ha stn teknolojisi, daha geni kitleleri ve daha kudretli sadistle
riyle- adada olup biten her eyden ok daha vahidir. Bu iki dnya
sreklilik arz eder (Deleuze 2004: 13).
Filmin erkek ocuklarla ilgili olmasnn anlam da burada yat
maktadr. Neden olanlar? Belki de Golding'e gre yar-tamamlan
m varlklar olarak olanlar, medeniyet ile barbarlk arasndaki asl
atmaya son derece uygun bir sembol olduklar iin. Nitekim film
deki ocuklar toplum ile doa arasnda ayrm yapamadmz bir yer
igal ederler. Peki filmdeki tek yetikin neden ocuk gibi grnmek
tedir? Bu durum Sineklerin Tanrs'nn bir ocuklama alegorisi ol
masndan kaynaklanr.
Neticede doal durum toplumun "ocukluk" evresidir. "Top
lum"dan sonra gelen "doa" istisnai durum, her "yurttan" srnn
bir yesi haline geldii bir durumdur. Dolaysyla ilk bakta ocuk

94

FLMLERLE SOSYOLOJ

sulamada tersine bir evrim sz konusudur: ocuktan yetikine de


il de yetikinden ocua, insandan maymuna, toplumdan (bios)
doaya (zoe) doru. stisnai durum, maymunlarn insanlardan tre
dii bir dnyadr. nsann maymunlamas, ada kltrn bilhas
sa tketim ve terre kar sava balamnda gitgide ocuklamasn
bir bakma aklar.
Modernite ncesi zamanlarda "ocuk" diye bir ey olmad,
yani ocuun ayr bir varlk tekil etmedii gayet iyi bilinir. Resim
lerde ocuklarn kk yetikinler, ocuk-insanlar olarak resmedil
mesini buna rnek gsterebiliriz (Aries 1962). Modernitenin ortaya
kna kadar ocukluk, bireyin kronolojisinde istisnai bir dnem
olarak ele alnmamtr; ocuk normalletirilecek, disipline edile
cek bir zne olarak ortaya kmtr: ocuk-insan sosyallememi
bir varlk olarak tanmlanr. Dolaysyla modernitenin en nemli
panoptik* kurumlarndan bazlar, rnein kre ve okul, ocukla in
san arasndaki ayrm ortaya koyar. Dzgn bir "insan" olmak iin
nce dzgn bir "ocuk" olmak, yani kapatlm bir meknda disip
line edilmek ve normalletirilmek gerekir. Bunun ardndan, kii di
er kurumlara, fabrikalara, niversitelere, evlilie ve en sonunda da
yal bakm evlerine ilerleyebilir; hepsi bir ieri-dar ayrmyla
belirlenen, "hepsi ayr kanunlara sahip bir kapal alandan dierine"
hareket ederek bir yaam srer (Deleuze 1995: 177). Ne var ki pa
noptik snrlarn yklmasyla kendini belli eden bugnn "denetim
toplumlarnda" bu durum deimektedir:
Disipliner toplumlarda (okuldan klaya, kladan fabrikaya srkle
nirken) srekli bir eylere en batan balanrd, oysa denetim toplumlarn
da hibir ey sona ermez - i, eitim ve askerlik tek bir modlasyonun, bir
tr evrensel dnmn birlikte bulunan yar-kararl durumlardr. (a.g.y.

179)
Belki de bugn, kree zel olan disiplin de panoptik duvarlarn te
sine geiyor; bunun sonucu olarak da insan-ocuk bir kez daha her
yere, her alana yaylyor. ocukluun "asla sona ermemesi" krein
tm topluma yayld, bir bakma istisnann kaide olduu anlam
na gelir. Bu adan ocuklama "darnn sonu", ocuk ile yetikin

* Ing. Her eyin tek bir noktadan grlebildii, her eyi kapsayan, -.n.

SNEKLERN TANRISI: KN SOSYOLOJS

95

arasndaki ayrmn sonu demektir. Ortaya kan bu "przsz" bi


yografik alanda, ocuk ile yetikin arasndaki ayrm ancak fantazi
dzeyinde yaratlabilir; bu durum ise krein dnn da aslnda bir
kreten, insan-ocuun ocuklam dnyasndan ibaret olduu
gereini gizler.
Aksi takdirde, bu fantazi erevesinin dnda, ocuk (istisna)
ile yetikini (kaide) ayrt etmek imknszdr; dolaysyla yetikin ya
amn yneten buyruklar ile krei ynetenler ayndr: oyun, ren
me, korunma. "Kapitalizmin yeni ruhu"nda oyun oynamak, yani
gebe olmak, deneyimlere ak ve yaratc olmak mecburiyetten
saylyor (Boltanski ve Chiapello 1999). Bizimkisi oyunun tketim,
tketimin oyun olduu bir toplum. deal durumda, tketici dn
meden alveri yapan bir ocuktur; bu ocuun arzusu uyandrlr,
bir yere sevk edilir ve maniple edilir. kincisi, renmenin "sona
ermedii", bilgiye dayal bir toplumda yayoruz. Bu da "srekli
deerlendirme"yi elzem klyor (Deleuze 1995: 179). Son olarak,
bizimkisi bir korku toplumu, korku ticareti yaplan bir toplum; biri
leri bize srekli korunmaya ihtiyacmz olduunu sylyor. Gven
lik uruna demokrasiyi bile feda etmemiz salk veriliyor. Zaten in
fant (ocuk) szc konumayan anlamna geliyor. ocuklann bir
agoraya ihtiyac yok, zaten bir agoralar olsayd Sineklerin Tanr
s'ndaki deniz kabuu gibi onu da yok ederlerdi.
Eer bir gen youn bir keder, fke veya baka bir duyguya kaplrsa,
bunu iinde tutmas mmkn deildir, "da vurmaya" mecbur kalr. Sinir
lenmi bir ocuk duyduu rahatszl iselletirmekten ya da szl olarak
ifade etmekten acizdir. Kendini bu dayanlmaz gerilimden bir edimle kur
tarr, mesela ayan yere vurarak... Alamak, ban saa sola savurmak,
lklar atmak ya da fke nbetlerinde verilen dier tepkiler ocuun red
dedilen bir dilei yerine getirtme yollardr. (Jonas ve Klein 1970: 162)

Bugn siyasi ocuklamann, iyi ile kt arasndaki ("ya bizdensin


ya da bize kar") sert bir kutuplamay yannda getirmesi; bunun
da gereklii peri masallarna, daha dorusu bir "yanllklar (terr)
komedyasna" indirgemesi artc deildir: Tek bir kitle imha sila
h bile bulunamad, Bin Ladin yakalanamad, Afganistan her za
mankinden daha da beter bir halde, demokrasi Irak'a ulaamad, vb.
ama her ey byle devam edip gidiyor. Bunun iinde, "izleyici" de

96

FLMLERLE SOSYOLOJ

ocuklam bir sr muamelesi gryor. Bu anlamda ocuklam


gvenlik znesi ile korkmu terr znesi, yani rehine arasndaki pa
ralellik son derece arpcdr. Rehine anonim bir figr, plak, ekil
siz ve kesinlikle deitirilebilen bir bedendir: herhangi biri, hatta
herkes rehine olabilir (Baudrillard 1990: 34-5). Benzer biimde g
venlik siyaseti de vatanda korku iinde bir zne, korunmaya muh
ta bir ocuk olarak yeniden tanmlar. Herhangi biri, hatta herkes
korunmaldr. Bunun sonucunda hem dman hem de dost znelik
ten karlr; "dman" yasad bir sava ya da fundamentaliste
dnrken, gvenlik znesi olan "dost" da ocuklar.
Bu balamda Sineklerin Tanrs biyopolitik, daha dorusu postpolitik bir toplum alegorisi olarak karmza kar; "gvenlii" -ka
lc bir istisnai durum eklinde- rgtlenmenin en kutsal ilkesi ola
rak yceltir ve tketicilikle birletirmeye alr (bunun sonucunda,
tketebilmek iin gvenlie ve gvende hissetmek iin de tketme
ye ihtiya duyarz). Neticede Sineklerin Tanrs'ndaki iddet sadece
istisnai bir durumdur, ocuklar "yalnzca oyun oynamaktadr"! Bu
noktada asl soru bunun gnmz toplumunda geerli bir cevap
olup olmaddr: stisna yalnzca bir istisna mdr yoksa genelleti
rilmi midir? yleyse ktnn, Sineklerin Tanrs'nn yerine kimi
koyacaz? Ve ktlkle nasl savalr?
Denetim toplumu, korku/terr ile ticari giriimlerin -tpk ayr
yumurta ikizleri gibi- ayrc bir sentez yoluyla tek bir dispozitif
oluturmak zere birlikte alt bir toplumdur. Dolaysyla gn
mz toplumunda kinin postpolitik bir strateji olarak ortaya kmas
tesadf deildir. Zizek bu dorultuda, Fransz banliylerinde yakn
zamanda gerekleen protesto/yangnlarla ilgili olarak u soruyu
sorar:
Yalnzca kurallara gre oynamak ile (z)ykc iddet arasnda seim
yapabiliyorsak, seim zgrlnden bahsedilebilir mi? stelik neredeyse
yalnzca insann kendisine ynelik bir iddet bu - yaklan arabalar, atee
verilen okullar zengin mahallelerde deildi, protestocularn geldii top
lumsal katmanlarn glkle elde ettii kazancn bir parasyd. (Zizek

2005)
ada postpolitik toplumda "agora" beklendii gibi ilemiyor:
iddeti siyasi bir dile tercme etmek mmkn deildir, dolaysyla

SNEKLERN TANRISI: KN SOSYOLOJS

97

iddet ancak uygunsuz, irrasyonel bir taknlk biiminde var olabi


lir. Bylesine aciz bir iddet olsa olsa kendini kurban eder ve bunu
da herkese duyurur. Kin duygusunun ta kendisidir bu. Sineklerin
Tanrs'nn kurtarcl da bu kadardr ite.

4
TANRI KENT
Toplumsal liki (sizlik) olarak Kamplatrma

Tanr Kent favelay doal bir durum eklinde suna


rak "zorbalk meselesini" bu fantazi meknna yan
str; favelann dnda bunun artk bir sorun olmak
tan kt, favelann ("kampn) dnda bir "ehir"
olduu yanlsamas yaratr... Yalnzca bir gereklii
gstermek ya da maskelemek, veya bir yokluu giz
lemekle kalmaz, gerekliin (kamp) bir kurmaca
iinde eridii bir ayrmszlk alan retir.

TANRI KENT filmi karnavalesk bir hava iinde alr, samba mzik
eliinde kamera grntden grntye geer; baklar bilenir, ta
vuklar boazlanp kzartlr, muazzam miktarlarda esrar ve kokain
tketilir... Sonra anszn tavuun biri bu "parti"den kamay baarr.
Bunun zerine btn millet lgnlar gibi zavall kaak tavuun pe
ine der, bylece kovalamacann kendisi sapkn bir elenceye d
nr. Acaba tavuk boazlanmaktan kurtulabilecek midir?
Dakikalar sayl bu bahtsz tavuk, Femando Meirellesin -Rio
de Janeiro'nun mutlak bir dlama meknn andran en nam salm
favelasn anlatt- Tanr Kent filminde resmedilen yaam sava/
kann bir alegorisidir. Tanr Kent'in "kartpostallardaki Rio'yla
alakas yoktur". Gitgide artan uyuturucu trafiiyle 80'lerde oktan
Rio'nun en tehlikeli yerlerinden biri haline gelmi, 60'lar tarz bir
toplu konut projesidir. Tanr'nn ve adaletin terk ettii, polisin hemen
hemen hi uramad ve ortalama yaam sresinin yirmileri zor
bulduu bir yerdir buras. Fiziki konumu asndan Rio de Janeiro'
ya yakn saylr, aralar sadece 24 kilometredir. Ne var ki toplumsal
adan ok uzaktr, neredeyse "bamsz bir lke" (Karten 2003) ya
da kmekte olan bir sivil toplum ve elimsiz bir "medenileme s
reciyle" kendini belli eden bir "vahi blge"dir (bkz. Lash ve Urry
1994: 324). Dolaysyla filmin kendisi de buradan firar etmi olan
anlatcs Tanr Kent'i bir plk olarak tantr: "Politikaclarn p
lerini dktkleri yerdir buras." Bu haliyle Tanr Kent, toplumun ay
n zamanda muazzam miktarlarda insan atk, yani homo sacer ret

102

FLMLERLE SOSYOLOJ

mesine neden olan dzen kurma srelerinin ve iktisadi kalknma


nn kanlmaz bir neticesidir (bkz. Bauman 2003: 123-6). yle ki
burada insan yaamnn bir deeri yoktur, Tanr Kent'te. yalnzca
gangsterler deil polisler de ceza korkusu olmadan cinayet iler. Bu
na bal olarak kanun ile kanunsuzluk arasndaki snrlar deiken
dir ve yarg sistemi de meru olmaktan kmtr (bkz. Caldeira
2000: 157). Dolaysyla Aziz Augustinus antrmas, Tanr Kent
hem ironik bir biimde "tanrnn olmad bir kent" olduu iin hem
de hakikaten "kutsal" bir yer olduu iin dikkat ekicidir (bu nok
tada "kutsal" szcnn esasen "bir terk edilmilik hali, kanun ve
etik sorumluluk alanndan muaf tutulma durumu" anlamna geldii
ni hatrlamakta fayda var [Agamben 1998]). Dier bir deyile Tanr
Kent ayn zamanda "yurttalar olmayan bir ehirdir".
Tanr Kent bir labirent, k olmayan bir blgedir. Tpk kaak
tavuun durumunda olduu gibi, "kaarsanz lrsnz, kamazsa
nz zaten lrsnz". Kamaya yeltenenler baarsz olur (ve tpk
Hairy gibi ldrlr). Ayn ekilde, melezleme stratejileri aracl
yla ieri-dar ayrmnda dolaanlar da yaatlmaz (ve filmdeki
en karizmatik karakter olan Bene gibi onlar da ldrlr). Yine de,
bu paranoid kapanmn bir istisnas vardr: sanatsal bir pratik olarak
foto muhabirlii yapmaya baladktan sonra hayat mucizevi bir bi
imde deien, dar arayn simgeleyen, daha st bir toplumsal
tabakaya ykselen (ad da bu ykselii anlatr) Rocket (roket). Hem
ieride hem de darda olan (mahalleli ve kaak, anlatc ve ba
kahraman) Rocket kaideyi kantlayan bir istisnadr: sz gelimi Mic
hael Jordan ya da Eddie Murphy deilseniz, dars diye bir ey sz
konusu olamaz.

Sefalet lemi
"Tanr Kent'in yks lm ls'nn yksyle balar": Tanr
Kent'te "elektrik, yol ve otobs diye bir eyin olmad" 60'l yllar
da gaz kamyonlarn soyup mahalleliye gaz datan kiilik bir
etedir bu (ilerinden biri de Rocket'n aabeyidir). Onlarnki daha
ileri bir safhada Tanr Kent'in ayrt edici zellii haline gelen iddet
amal iddetten farkldr (polisler favelaya geldiinde hemen fut
bol oynayan bir grup ocuun arasna dalp nee iinde gzden kay

TANRI KENT: KAMPLATIRMA

103

bolurlar). Bu dnem Tanr Kent'in masumiyet adr; bu nedenle


rahat bir tempo, scak yuvalar ve mutlu ocuklarla dolu sokaklar,
altn tonlarnda renkler ve bolca kla resmedilir. Kanun ve dier
baba figrleri otoritelerini tam olarak ortaya koyamazlar, ancak ya
anan krize ramen sayg grrler. Ayn ey polis iin de geerlidir;
rnein yalca bir polis (kendinden bir hayli gen olan) baka bir
polisin uygunsuz bir teklifini reddeder.
kinci safhada renkler daha karanlktr. lm ls'nn dzen
ledii byk apl bir motel/genelev soygunu ilerin seyrini dei
tirir. Her ey ters gider ve ileride Ze adyla karmza kacak olan
gangster zentisi "Ufaklk" gidiat kanl bir yola sokar. Mahallede
ki daha byk olanlarn kendisini daha ciddiye almasn salamak
amacyla, ayrca zevk iin, lnn motelde bal brakt herkesi
vurur. Ancak kimse Ufaklktan phelenmez. Bunun yerine l,
olayn ardndan Tanr Kent'e yaplan basknda polisin hedefi haline
gelir. Polis katliamdan sorumlu tuttuu ly yakalar ve iddetle
ortadan kaldrr. Onlarn sonu, Ze'nin uyuturucu sat ve soyguna
dayal gangster ynetiminin balangc olur.
kinci safha boyunca su ve sapknlk trmansa da toplumsal
balar varln srdrmeye devam eder. Bunda Ze'nin belirgin bir
pay vardr. Sapkn ve despotik bir ynetimdir bu, ama Tanr Kent'i
"gettonun kurallarna sayg gstermeyen" ve yerel dkkanlar so
yan ocuk etelerinden koruyarak birlii salar. Ze sayesinde Tanr
Kent bir efendiye kavumutur. Ne var ki, Rocket'n aksine Ze fave
lann dn grmezden gelir, o labirentin hem efendisi hem de k
lesidir. Yani bir bakma, Tanr Kent'in ierisi ile dars arasndaki
snr izer. Egemen olarak, kendini darda brakan bir dzen ku
rar, iktidar kepazeliini tekrar canlandran bir i birlik yaratr: "Bi
zatihi kanun bnyevi ilhaline dayaldr" (Ziek 1997: 77). Dolay
syla bu ikinci safha, yani 70'ler, gri tonlarla ifade edilen bir istisnai
durumu anlatr. Bunun ardndan, "iyi ile ktnn bulanklamas"
gitgide artacaktr (Schwarz 2001: 105). Favela kanun ile anari, e
hir ile doa, bar ile sava arasnda ayrm yaplamayan bir alana
dnr: "Rio de Janeiro'da hem savatayz hem de deiliz... Saray
bosna'nn kuatma altnda olduu drt ylda, Rioda Saraybosna'dakinden daha ok insan ld" (Joo Moreira Salles, aktaran Jaguari
be 2003: 23).

104

FLMLERLE SOSYOLOJ

Carl Schmitt'in de ortaya koyduu gibi kanun ancak istisnann


aratrlmasyla anlalabilir. stisnai durumda kanunun ihlali ile
uygulamas arasndaki ayrm belirsizleir (Agamben 1998:57). Bu
na bal olarak kanun ile doa, dars ile ierisi, iddet ile kanun
arasnda bir belirsizlik alan ortaya kar. Ne var ki istisna kendini
kaideden karmaz, kendini askya alarak istisnaya mahal veren ka
idenin kendisidir. Kanun kendine has "gcn", bir dsallkla ili
kili olarak varln srdrme kapasitesinden alr (a.g.y. 18). Sch
mitt "yeryznn yasasn", lokalizasyon ile dzen arasndaki ba
n oluturduunu ne srer. Bu ba araclyla biyolojik (zoe) ile
toplumsal/siyasi (bios), doa ile polis birbirinden ayrlr ve salt ya
am (biyolojik varla indirgenmi yaam) polisin dnda braklr.
Bu balamda istisna kavram bir mulakla iaret eder: stisnai du
rumda bu ba kopmaktadr. Dahas, yerelletirilemeyen eyin ken
disi, yani istisna, lokalizasyonu kalc bir biimde gerekletirdi
inde "kamp" ortaya kar. Kamp kanun ile kaosun, ierisi ile da
rsnn birbirinden ayrt edilemez hale geldii bir belirsizlik alan
dr: "Lokalizasyonun olmad bir dzene (kanunun askya alnd
istisnai duruma) karlk artk dzenden yoksun bir lokalizasyon
(daimi bir istisnai durum olarak kamp) sz konusudur" (a.g.y. 175).
Tanr Kent'i bir kampa dntren, onun aslnda "bamsz bir l
ke" olup olmad konusunda karklk yaratan ey tam da kanun
suzluun bu yerinden edici konumudur.
stisna kaide haline geldiinde Tanr Kent nc safhasna gi
rer. Artk tm renkler griye dner ve hibir gndergesi kalmayan
iddet saf, plak bir iddete dnr; herkes homo sacer haline ge
lir - egemenlii tebay polisten uzaklatrma pratii olarak gren
klasik anlaytan yola kan bir kavramdr bu. Egemenlik tebay
terk etme, onlar salt yaama indirgeme edimiyle iler. Homo sacer
ve egemen iki simetrik figrdr: "egemene gre btn insanlar po
tansiyel olarak homo sacer'dir, homo sacer'e gre ise btn insanlar
egemen gibi davranr" (a.g.y. 84). Homo sacer, insanlarn, Tanrla
rn ve hayvanlarn paylat doal yaam (zoe) ile insanlara uygun
olan yaam (bios) arasndaki bir belirsizlik alanna yazlmtr
(a.g.y. 1).
Tanr Kent'te nc safhann ortaya kmasn tetikleyen ey,
civardaki iki ete arasndaki iddetli bir uyuturucu sava olur. Ze

TANRI KENT: KAMPLATIRMA

105

bu savata sokak ocuklarn dier eteye kar silahlandrr. Bu iki


ete birbirini byk lde yok eder ve polis ete liderlerini yaka
lar. Ne var ki Ze polise rvet verip kurtulur. Ama polisten paay
syran Ze ocuklardan kurtulmay baaramaz. Sonunda Ze kendisi
nin silahlandrd ocuklar tarafndan vahice ldrlr (tpk Ma
bitu'yu darbeyle deviren Zaire diktatr Kabila'nn kendi ocuk as
kerlerinden biri tarafndan ldrlmesi gibi). Tanr Kentteki son
"baba" da ldrldkten sonra ocuklar barrlar: "Burann hkimi
biziz!" Onlarn bu iddet dolu ihlali plak bir iddeti de beraberin
de getirir. dipal sonras bir esriklik iinde istisna kaideye dnr
ve Tanr Kent doal duruma geri dner. Favela yaam ehrin dn
da bir yaama, medeniyete, normallie dnr; ayrt edici zellik
leri kanunsuzluk, irrasyonel iddet, sapknlk ve despotizm olan bir
yaamdr bu.
Bu adan bakldnda Tanr Kent arkllatrlmtr. Favela
labirente benzeyen Arap kasbah'larn (i ehir) ve Ze de itaatkr,
kitlelemi tebasn kesinlikle insan yerine koymayan ark zorbas
n andrr. Bir sahnede polis memurlarndan biri "brak birbirlerini
ldrsnler," der; bir dierinde Ze mutlak iktidara sahip olmasna
yardm etmesi iin bir bycye gider; bir baka sahnede anal seks
ve muzlardan bahseden kadnlar gettonun Kamasutras'n ortaya
koyarlar, vb. Arlkl olarak siyah karakterlerin yer ald bu sah
nelerin ortak noktas, Brezilya favelasnn Afrikal boyutuna yap
lan bir gndermedir. arkiyat bir dn araclyla favela snrsz
bir keyif, ihlal ve sapknlk meknna dnr; yani ehrin arkl
latrlm "tekisi" haline gelir. Brezilya halknn gznde favela
nn sradan sakinleri/yurttalar deil, "aslnda ehirden olmayan...
marjinal insanlar" barndran bir "eik mekn" olmas artc de
ildir (Caldeira 2000: 78-9).
Karanlk imgesi bu bakmdan zel bir nem tar. Aslna baklr
sa Bat metafiziinin temelinde -Derrida'nn deyiiyle- fotolojik,
yani aydnla ve karanla dayal bir metafor vardr: "Dou'da yk
selen duyularn gnei, yolculuunun akamnda, Batl'nn gzleri
ne ve kalbine ulatnda artk iselletirilmitir. nsann zn zet
leyen, benimseyen ve gerekletiren Batl 'hakiki kla aydnla
nr'" (Derrida 1986: 213). te yandan "Dou"/favela gitgide karan
la gmlmektedir.

106

FLMLERLE SOSYOLOJ

Bu dorultuda, Tanr Kent ikili kartlklara bavurduu iin


eletirilebilir: "eik" favelaya kar "ehir", ete iddetine kar me
deniyet, Ze'ye kar Rocket ve son olarak da insan ldrmeye kar
fotoraf ekmek. Ancak ikili kartlklar yapbozuma uratmaya
ynelik byle bir arkiyatlk kart eletiri, 2. Blmde grld
zere, iki kart kutup arasnda araclk eden, bakalam imkn
salayan nemli bir unsuru gz ard eder. Tanr Kent ayn zamanda
ehir ile favela, medeniyet ile doa arasnda kpr kuran araclar
hakkndadr. Dolaysyla Rocket'n fotoraflar gibi hareketli arac
lar, favela/ark' rasyonalite ve akln d dnyasna tantmalar ba
kmndan belirleyici bir rol oynarlar.
Tanr Kent'in zamanda kasten ileri geri hareket etmesi ve olay
lar ekran ikiye blerek anlatmak suretiyle anlaty merkezsizle
tirmesi bu bakmdan nemlidir. Kendisi de blnm tek bir anlat
c olmasna ramen, onun anlataca pek ok yk vardr; anlatnn
oda altyapdan cinsel keyifle ilgili dncelere kayar, ahlak hava
sn ironiyle birletirir, vb. Faveladaki iddeti eletirirken Brezilya'
daki kurumlarn da (demokrasi, polis tekilat) bir eletirisini sunar.
Dini unsurlar (tlsmlar), cinsel semboller (muz) ve siyasi niteleme
ler (sapk/zorba olarak Ze) favelay bir ihlal mekn olarak resme
der. Dahas, Tanr Kent ehrin ve ormann bakalamn anlatr.
ark/favela ne ieride ne dardadr, hem ieride hem dardadr,
ayrmn kalmad bir alanda bulunur, ayn anda hem topya hem
de ters-topyadr. zetle favela hareketlilik ve aracln belirleyici
uraklaryla nitelendirilir.
Bu bakmdan, Tanr Kent'in esasen akc bir taraf vardr: Plan
lama, kodlama ve disipline etmeye ynelik onca abaya ramen bir
ak gibi, insan ve ey ak gibi hareket eder. Heterojen ve mp
hemdir - ayn anda hem heyecan verici hem de endie uyandrc
olmasnn, her eyden ok snrlar ihlal eden ve saf olduuna inan
lan eyleri "kirleten" gebe bir hareketi simgelemesinin sebebi de
budur zaten.
Mphemlik asndan bakldnda, "favelay planlama" fikri
ou zaman arzu edilen ve edilmeyen aklar birbirinden ayrmaya
ynelik bir giriim, istenmeyen aklara kar bir savatr. Planlama
aklar "ehliletirmeyi" ve arzu edilen dorultulara ynlendirmeyi
salayan kesin snrlarla ilgilidir. Mphem olan ntrletirme istei

TANRI KENT: KAMPLATIRMA

107

ne ramen, meknsal dzen krlgan kalr. Kat temsillerin dnda


braklanlar anomali olarak geri dner. Dzenin arzu edil(mey)en
aklar dzenleyerek rettii mphemlik kendi fazlaldr, buna
karlk daima kanun koyucunun baklarndan kaan bir artk var
dr. Deleuze ve Guattari'nin de (1987:207) sklkla vurgulad ze
re, hibir g ilikisi tamamen istikrarl olamaz, her zaman bundan
syrlan bir eyler vardr. Dolaysyla g odaklarn (ve ehirleri)
ncelikle onlardan syrlan eylerle tanmlamak gerekir.
ktidar bir mekn az ok istikrarl kesimlerden oluan bir kme
eklinde blgeletirmeye alr, buna karlk her zaman sz konu
su kesimleri ihlal eden ve istikrarszlatran yersiz yurtsuzlatrl
m aklar vardr. Toplumsal teorinin arlkl olarak blge sakinle
rinin yaam biimlerine odaklanm olmas bu bakmdan ilgintir.
Aslna baklrsa toplumsal teorinin iki nemli kavram, Gesellschaft
(toplum) ve Gemeinschaft (cemaat), yerleik yaam biimlerini ifa
de eder. Dolaysyla gebe, yani hareket halinde olann sistematik
bir biimde "toplum" ve "cemaat" anlatlar dnda braklm olma
s artc deildir. "Toplumsal"n kuruluunu niteleyen bu temel
kartlk sabit blgelere kar gebe hareket, kanuna kar ihlal, s
nrlara kar ak biimindedir. Baka bir deyile toplumun "teki
si" "cemaat" deil, gebedir. "Eksik olan ey bir Gebebilimdir"
(Deleuze ve Guattari 1987: 23).
Bu balamda, Bauman'n kresellemeyi "gebelerin intika
m" eklinde tanmlamas Tanr Kent asndan zellikle ilgintir
(Bauman 2000: 12). Bugn modernitede yeni bir safhay, "akkan
modernite"yi yayoruz; yeniden yerletirme olmadan yerinden
karma, blgeselletirme olmadan yersiz yurtsuzlatrma mantna
gre ileyen bir moderniteyi:
Modern an kat evresi boyunca gerliin alkanlklar pek rabet
grmedi. Yurttalk yerleiklikle yakn bir iliki iindeydi, "sabit bir adre
se" ya da "uyrua" sahip olmamak dlanmak anlamna geliyordu... Bu du
rum evsizler iin ve eski usul panoptik denetim tekniklerine (halkn byk
bir ksmn btnletirme ve disipline etmenin balca arac olan, ama b
yk lde terk edilen tekniklere) hl tabi tutulan ve sk sk yer deitiren
"alt snf iin hl geerli olsa da, yerleikliin gerlik karsndaki ko
ulsuz stnl ve yerleik olanlarn hareket halindekiler zerindeki ta
hakkm hzla azalarak durma noktasna geliyor. Gerliin yersellik ilke

108

FLMLERLE SOSYOLOJ

si ve yerleimden intikam alna ahit oluyoruz. Modernitenin akkan ev


resinde yerleik ounluk, gebe ve blged elitler tarafndan ynetili
yor. (a.g.y. 13)

Gebelerin hkim olduu bir toplumda asl tehdit topraa bal


kalmaktr. "Kat" modernitede panoptikon bir iliki sembolyse,
gnmz toplumunda gebe iktidar ilikiyi, yani disiplin zorunlu
unu ortadan kaldrr. Medeni toplumun kurumlarnn duvarlar y
klrken, uuculuk, akkanlk, hz gibi aralar iktidara ksa srede
hareket etme zgrl salar. likisizlik g ilikilerinin d sn
r deildir artk, ve belirsizlik atmaya yol amaz. kisi de etkili
bir iktidar stratejisi haline gelmitir. atma ilikiyi gerektirir, an
cak karlkl (panoptik) ilikinin taraflarndan biri vazgemitir.
Daha da kts, varlktan ziyade yokluk zerine oynayan blged
bir gce saldramazsnz. Dolaysyla bu yeni tahakkm oyunu
daha byk olanla daha yava olan arasnda deil, daha hzl olanla
daha yava olan arasndadr (a.g.y. 188).
Akkan modernitede, insanlarn itaat etmesini salayan "vurka" mantdr; hareket halindeki elitlerin gvenliini, hareketsiz
kalan ya da hareketsiz hale gelenlerin gvensizliini artran bir
mantktr bu. rnek olarak favelann iine ve dna yaplan polis
basknlarn ele alalm. Gettoda yaayanlar hareketsiz hale getiril
mitir, favelann dna kamaz; buna karlk polis basit bir vurka hareketiyle mdahale edebilir. Ksacas iktidar ortadan kaybo
labilme gcdr: agoradan, parlamentodan uzaklara yelken aabi
len; yurttalarn demokratik denetiminin tesinde, elektronik an
ierisinde kayplara karabilen bir iktidardr sz konusu olan
(a.g.y. 40). Hem insanlarn hem de nesnelerin gitgide artan hareket
liliiyle nitelendirilen kresellemi bir dnyada, hareketlilik "top
lumsal katmanlamann ve tahakkm hiyerarisinin balca faktr
lerinden biri, hatta en nemlisidir" (a.g.y. 150-1).
Bu balamda favelay ilgin klan, her eyden ok kreselleme
konusundaki mphemliidir. Favelada yaayanlarn durumu kre
sellemenin bak asndan kat ve sabit gibi grnse de, ulusal po
litikalar ya da ehir politikalar asndan ounlukla gebe olarak
alglanrlar. Bu balamda, szmona istikrarl toplumu "aklary
la istikrarszlatran hareketli ktlkleri temsil ederler. Onlar, ya

TANRI KENT: KAMPLATIRMA

109

ni "gebeler" arlk lsnde "denetimsiz" biimlerde keyif alr


lar; keyiflerinin kayna elbette bizim keyfimizdir, bizden almaya
altklar zenginliimizdir:
teki neden teki olarak kalr? Ona olan nefretimizin sebebi nedir?...
teki'nin ald keyfe duyulan nefrettir bu. Bugn ahit olduumuz mo
dern rkln en genel forml bu olsa gerek: teki'nin kendine has keyif
alma biimine... esasen benim keyfimi alan teki'ye duyulan bir nefret.
(Jacques-Alain Miller, aktaran Zizek 1993: 203)

yleyse favela tabiri caizse iki cephede savamaktadr: bir yanda


gebe elitler ve aklara kar, dier yanda da yerleik halka ve
"kat" snrlara kar savar. Faveladan kamaya abalarlar - ama
bundan daha zor bir ey yoktur.

Bir Fantazi Mekn Olarak Tanr Kent

yleyse bu balamda "favela" ve "ehir" hakknda neler sylenebi


lir? Daha ncede belirtildii zere, ehir tarihsel olarak kapsama ve
dlama snrlarn belirleyen "duvarlarla" evrili kapal bir mekn
olarak tahayyl edilmitir (bkz. Virilio 1997). Kapanm polis ile do
a (doal durum) arasnda bir ayrm ortaya koyar. Ancak doadan
(gerek) polise (simgesel) gei net deildir ve ehir gerekliini
devam ettiren fantazilerin ideolojiden nceki ekirdeini burada
aramamz gerekir: "heyulay barndrmayan bir gereklik olamaz,
gereklik halkas ancak heyula benzeri tekinsiz bir eklentiyle ta
mamlanabilir" (Zizek 1994: 21). ehir gereklii bir kendinde ey
deildir, daima simgesel meknizmalar araclyla ekillenir; an
cak bu simgeletirme eninde sonunda baarsz olduundan, ger
ekliin bir ksmn simgeletirmeden braktndan, simgeletiril
meyenler "heyula klnda geri dner" (a.g.y. 21). ehir gereklii
kendini baarsz simgeselliiyle ortaya koyar ve asla bir Btn ola
maz. "ehirli" olann iindeki bu delik/btn ehir fantazileri yo
luyla engellenir, simgeletirilmeyen kalntlar da ite bu fantaziler
araclyla bir zillet (abject) ya da arzu nesnesi olarak geri dner,
bylece ehir "gerekliindeki" (simgesel dzendeki) eksikliin
doldurulabildii ve ehrin sabit koordinatlara sahip hayali bir btn
olarak deneyimlenebildii bir ema ortaya kar.

110

FLMLERLE SOSYOLOJ

Bu bakmdan fantazi mant da ister istemez nostaljik bir man


tktr ve ehrin btnlnden genellikle yitirilmi, yklm ya da
alnm bir ey gibi szedilir. Bunun en iyi rnekleri "orijinal" eh
re odaklanan sylemlerdir. rnein Neoklasisizm ve "Yeni ehirci
lik" "kayp" bir ehrin istikrarnn ve dzeninin peindedir: ada
ehir modernizmin yok ettii bir eyden yoksundur ve o yce "ey"
de -yitirilmemi olsa- ehre kimliini kazandraca dnlen
eydir. Elbette burada asl mesele modernlik ncesi ehrin gerek
ten de bu farz edilen dzene sahip olup olmaddr. Gelin grn ki
gemie dnk bu mekanizma farkl biimlerde olmakla beraber
modernlik ncesi ehirde de geerliydi. rnein Sennett'e gre, Ve
nedik 11. yzylda krize girdiinde politikaclar bir gnah keisi
yaratt; bu fantazmatik kimlik, yani Yahudi, szmona ehrin ahla
kn bozuyor, toplumsal ve ekonomik krizlere sebep oluyordu. Ya
ratlan fantaziye gre, eer (simgesel dzende Yahudi olarak ete ke
mie brnen) bu delik olmasa, Venedik btn bir ehir olacakt.
Gettonun oluumu Venedik asndan hayati bir anda gerekleti. eh
rin liderleri ticari anlamda nemli bir avantaj yitirmi ve birka sene nce
ezici bir askeri yenilgiye uramlard. Bu kayplarn kabahatini byk l
de ehrin ahlaki durumuna yklediler... ehirde bir reform gerekletir
meye ynelik bu ahlak mcadelesiyle birlikte getto plan ortaya kt. Fark
l olanlar ayrdklarnda, bir daha onlarla temas kurmak veya onlar gr
mek zorunda kalmadklarnda, ehrin yneticileri huzur ve haysiyetin e
hirlerine geri dnmesini umuyorlard. (Sennett 1994: 216)

Baka bir deyile semptom, yani gnah keisi Venedik'i bir arada
tutmutu; Yahudiler ve Yahudi gettosu sayesinde, Venedikliler e
hirlerini husumetin olmad bir birlik olarak tahayyl edebilecek
lerdi. Ayn ekilde bir fantazi mekn olarak favela da planlamann
tesinde olan, ehir normalliinin tekisini simgeler. Nitekim fa
vela kaotik bir mekn imgesi, "bizim" zaman ve meknmzn te
sinde, dolaysyla sorumluluumuzun tesinde arkaik bir doal du
rum ilevi grr: Gizli bir keyif mekn (putlatrlm iletiim a
lar, cinsel sapknlklar, vb.) ya da kanunsuzluk (su, bask, vb.)
mekndr. Bu adan favelann stats, 2. Blmde ele aldmz
"sfr kurum"un statsne benzer.
Dolaysyla favela bir antitezdir, ehrin ne olmadna dair bir
fantazidir ve tam da bu nedenle ehir gerekliini hem sekteye u

TANRI KENT: KAMPLATIRMA

111

ratr hem de bu gerekliin inasnda etkin bir rol oynar. Kartlk


larn olmad, kaostan uzak, ahenk iinde bir ehir dlememizi
mmkn klar: Bir fantazi evreni olarak favela ehre bir kimlik ka
zandrr. Bu adan bakldnda paradoksal bir inadr: favelada
yaayan biri, alsa "iimizi elimizden almaya" yeltenmi olur, a
lmasa "tembel" demektir; baka rktan biriyle evlense "kadnlar
mz elimizden almaya yeltenmi olur, evlenmese "entegrasyona"
direniyor demektir, vb. Meknsal dlamann fantaziyle ilgili bu ta
raf, favelann neredeyse sapknla varan bir biimde sulu ve g
nah keisi ilan edilmesini aklayabilir belki de. "Kat olan her e
yin buharlat" bir kreselleme anda favela, dzenin tahsis
edildii saf bir ehir/kimlik yanlsamas uruna savaabileceimiz
son cephelerden biridir.
Favela tartmasndaki radikal konumlardan biri de favelann
aslnda var olmadn iddia etmektir: Her eyden nce ehir daima
antagonistiktir, ehir ancak fantazi yoluyla birletirilebilen bir anta
gonizmadr. ehrin koyutlanan kimliinin semptomudur favela.
Eer bu semptom ortadan kaybolursa, ehrin hayali btnl sr
drlemez. ehir zaten her zaman antagonistiktir. Ancak fantazi
yoluyla grmezden gelinebilecek bir antagonizmadr ehir.

Kapsayc Dlama
Luhmann'a gre (1994: 4) "bu toplumun asl sorunu" "kaytszlk
ya da ihmaldir": "Grne gre gelecek yzylda, insanlarn ilev
sel sistemler iinde herhangi bir ama dorultusunda kulland
paralar olarak bedenlerden ziyade, tek bana bir biimde hayatta
kalmaya alan bedenlerden oluan koca bir kitleyle karlaaca
z." Bu srecin en arpc sonularndan birinin kant da "yurtta
larn" zerk ilevsel sistemlerden dland ve homo sacer'e, "be
denlere" indirgendii favelada grlr. phesiz favela "kapsama"
(inclusion) ile "dlama" (exclusion) arasndaki farkn asla nihai
olarak belirlenemedii farkllam bir toplumda ortaya kar: Bu
rada insanlar ayn anda farkl sistemlere mensup olabilir ve toplum
sal melezler olarak kimi sistemlerden dlanrken kimilerine dahil
olabilirler. Gelgelelim "hastalk nlemi olarak ocuklar favelalarda
bile alansa" da (Luhmann 2002: 136), favelay "ekstrem" bir vaka

112

FLMLERLE SOSYOLOJ

yapan ayn anda pek ok ilevsel sistemden dlanmasdr. Dolay


syla Luhmann'm "kaytszlk" metaforu, ilevsel sistemlerin fave
lay ne kadar dikkate aldna (yani almadna) iaret eder.
Dier ada toplumsal teoriler de bu hepten dlama grn
paylar. rnein Castells (1996) ada toplumda birbiriyle elien
iki ayr topoloji grr: "aklar uzam" ve "meknlar uzam". Bunlar
"birbiriyle yaar ancak birbiriyle ilikili deildir" (Castells 1996:
476). Yani favela meknlar uzamna aittir ve aklar uzamyla "ili
kisi yoktur". Gelgelelim favelay eitsiz mbadeleler ya da aklarla
toplumun geri kalanna balayan kimi araclar ve "temas alanlar"
mevcuttur (bkz. Jaguaribe 2003: 4, 5, 11). Favela hem aka izgi
izgi bir corafi uzama ("meknlar uzamnda") dahildir, hem de
"aklar uzam"na katlr. "Aklar uzam"na katlmn salayan,
arac ilevi gren nesneler ve kiilerdir: uyuturucu, silah ve haber
(fotoraflar) gibi dier metalar ve Rocket gibi zneler. Byle arac
lar, yani hareket edebilen ama hareket ederken kimliini koruyabi
len "sabit hareketliler", favelay ebekelemi bir mekn olarak ku
rar (bkz. Latour 1990: 27, 32). Bunu yaparken de farkl dnemlerle
farkl a ilikilerine girerler.
Hepten dlama dncesine dair bir dier ciddi sorun da ege
menlikle ilgilidir. Yukarda belirtildii zere, "bedene" indirgeme
nin ilevsel sistemlerin dnda deil de iinde gerekleen bir sre
olmas bu balamda nemlidir. Aslna baklrsa en temel egemenlik
jesti de budur. ktidar toplumsal ban deil, bir zlmenin ifadesi
olarak ortaya kar; toplumsal ba istisna biimindedir (Agamben
1998: 90). Egemenlik ba, toplumsal sistemlere dahil etme ya da
bu sistemlerden dlamadan daha nceliklidir. Dolaysyla favela ne
zaman dlanm bir alan, bir "vahi blge" olarak tasvir edilse, bu
nun arkasndan gelen, "biz" ile "onlar" arasndaki toplumsal ban
ayrlmaz bir paras olan kapsayc jesti gzlemek gerekir. Zira
zlme salt yaam hem dars olarak dlar hem de yasalar alann
da tutar, egemenlik ba ise ierisi ile dars arasnda ayrm yap
maz (a.g.y. 19). Favela kapsama ve dlamann birbirinden ayrt edi
lemez kategorilere dnt, yalnzca kapsayc dlama ve dla
yc kapsamalarn sz konusu olduu ayrmszlk alanna verilen bir
baka isimdir. yleyse dlamaya dair "yatay" yaklamlarn soru
nu dikey boyutun (iktidar) ortadan kalkmasdr, ki bu da favelann

TANRI KENT: KAMPLATIRMA

113

postpolitik bir tasviriyle sonulanr.


Bu kayp halkadan sz ederken, tahakkm ilikilerinin dlama
retimindeki rolne ve "dikey" toplumsal uzam teorilerine bavur
mak faydal olabilir. Sz gelimi Bourdieu'nn yaklamnda da "top
lum" birbirinden ayrlm sahalardan, her biri kendi deerlerini be
lirleyen ve kendi dzenleme prensiplerine sahip "oyun alanlar"n
dan oluur. Tanr Kent bu anlamda yaayanlarn birbiriyle yar ha
linde olduu, en azndan nc safhaya kadar net kurallar ("getto
kanunlar") olan bir "oyun" oynad bir saha tekil eder. Ne var ki,
bu sahalarn grece zerkliine ramen, muhtelif alanlarda bir dizi
ilevsel ve yapsal homoloji grlebilir. "Farkllk iindeki benzer
lik" olarak tanmlanan bu homolojiler nedeniyle, belli bir alanda
srmekte olan mcadelelerin daima iktidar alan tarafndan "stbe
lirlenimi" sz konusudur (Bourdieu ve Wacquant 1992: 106). Dola
ysyla iktidar alan toplumsal uzamn genel yapsn niteleyen bir
"meta alan" olarak dnlebilir (Wacquant 1992: 18).
Tanr Kent de iktidar alan olarak hiyerarik bir biimde konum
landrlr. Dolaysyla o blgedeki zorba Ze, Tanr Kent'in dn
simgeleyen ve "dlamaya" dikeylik getiren silah tacirleri karsn
da ok acizdir. Bu durum Tanr Kent'i daha geni bir balama, yani
kapitalist ekonomiye dahil eder. Ayn ey medya iin de sylenebi
lir (rnein gangsterlerin manet olma yar). Sorulmas gereken
soru udur: Uyuturucusu, silah, medya imaj, vb. olmayan bir fa
vela nedir? Hepten dlamaya ilikin bir argman ortaya koyma ni
yetinin aksine, Tanr Kent'in meta biiminin iyice iine iledii bir
dnyay, insan kanyla parann bir sayld bir dnyay tasvir etti
ini ileri srme fikri son derece ekicidir. Toplumun "gerekten"
sermaye altnda "snflandrlmasyla", ierisi-dars diyalektii
nin sona erdii bir dnyadr bu (Hardt ve Negri 2000: 188-9). Tan
r Kent'te dier tm baba figrleri daldktan sonra etkinliini sr
drmeye devam eden tek otorite figr sermayenin heyula benzeri
mevcudiyetidir ve dier figrlerin dalmasna sebep olan da asln
da budur (bkz. Zizek 1999: 354).
Hepsi bu kadar da deil: Oyuncular sermayelerini, oyun filerinin sa
ysn artrmak ya da muhafaza etmek amacyla, oyunun kurallarna ve
oyun ile bahislerin ortaya kmas iin gerekli nkoullara gre oynayabi

114

FLMLERLE SOSYOLOJ

lirler; ama oyunun ikin kurallarn ksmen ya da tamamen deitirmek


amacyla da oyuna girebilirler. rnein rakiplerinin gcnn dayand ser
maye biimini gzden drmeyi amalayan stratejiler araclyla, farkl
renklerdeki filerin nispi deerini, farkl sermaye trlerinin kurunu dei
tirmeye... ve sahip olmay tercih ettikleri sermaye trnn fiyatn belirle
meye alabilirler... ktidar alanndaki mcadelelerin byk bir ksm bu
trdendir... (Bourdieu ve Wacquant 1992: 99)

Alan dediimiz ey kastl bir eylemin rn olmasa da, oyuncular


bir szleme olmakszn anlasalar da, srf oynuyor olmalar ve ba
hisler konusunda ortak bir inana (doxa) sahip olmalar nedeniyle,
oyunun kurallarndan kaabilir ve/ya kurallar deitirebilirler.
Tanr Kent'te toplumsal konumunu deitirebilen tek kii Rocket'
tr; bunu kltrel ve simgesel sermayesi temelinde, iktidar alann
daki dier kiiler karsndaki en nemli varl haline gelen foto
raflaryla gerekletirir. Filmin Rocket' favelann alldk ataletin
den kanabilen yaratc bir insan olarak sunmas bu balamda an
lamldr. nsanlar vurmak yerine fotoraflarn ekerek kurtuluu
sanatta bulur ve babalarn olmad bir toplumda kendi babas/ya
ratcs haline gelir (sz konusu "erkek fantazisi" iin bkz. Thewe
leit 1989). Grne gre Tanr Kent'te yalnzca (rnein babay
ldrerek) kendisini yaratan erkekler baarya ular. Kadnlar asla
merkezi konumlarda yer almaz, yalnzca erkekler iin bir mbade
le fii olarak ilev grr. Bu adan tek istisna ve hayatta kalan tek
lm ls yesi olan Snatcher'n sonunda rahip gibi bir dini fi
gr haline gelmesi de bir o kadar anlamldr. Rocket'n sanat saye
sinde kurtulmas gibi o da Tanr sayesinde kurtulur. Tanr = Sanat.
Rocket'n Tanr Kent'inde tek k yolu sanattr; burada sz ko
nusu olan klasik sanat anlay, nceden belirlenmi snrlar ihlal
edebilen akn bir ilham olarak sanattr. Aslnda bu bakmdan Tanr
Kent ile Augustinus'un De Civitate Dei'si (Tanr Devleti) arasnda
dorudan bir iliki olduu sylenebilir. kincisi estetik bir gereke
lendirme tarz sunar; burada azamet d bir kaynakla, Tanr'nn (bah
ettii) ltfuyla dolaysz bir ilikidir ve bedene ilham edilen kutsal
lk, sanat anlay, yaratclk ve otantiklik gibi tezahrlerle ifade
edilir (Boltanski ve Thevenot 1999). Ne zaman gerekelendirme ba
kalarnn grlerine ramen geerli bir zaruri an olarak ele alnsa
bu "ilham rejimine" bavurulur (a.g.y. 370).

TANRI KENT: KAMPLATIRMA

115

Bu bakmdan filmin belki de en nemli metaforu tlsm ile ka


merann yan yana getirilmesidir. Rocket ektii fotoraflar sayesin
de Tanr Kent'ten kurtulur ve kadnlara eriir. Ze byl tlsm saye
sinde Tanr Kent'e sahip olur ama kadnlardan uzak durmak zorun
dadr. Fotoraf makinesinin bys sanatsal yaratclk ve topluma
dahil olmadr. Tlsmn bys ise gettonun efendilii ve Faustvari
bir dlanmadr. Fotoraf makinesi (Rocket'a) hayat verir, tlsm
(Ze'yi) lme gnderir. Uzun lafn ksas, fotoraf makinesi ve tl
sm ayn fotorafn pozitifi ve negatifi gibidir.

Gerein Dn
"Tm fotoraflar lmn simgesidir. Fotoraf ekmek baka biri
nin (ya da bir eyin) faniliine, incinebilirliine, deikenliine i
tirak etmektir" (Sontag 1977: 15). Tanr Kent'te fotoraf makinesi
bir lm envanteri gibidir. Rocket, lm ls yelerinden biri
olan Harry'nin polis tarafndan ldrld gn kalabaln iinde
bir fotoraf makinesi grdnde fotoraf olmaya karar verir. O
andan itibaren fotoraf makinesi bir lm simgesine dnr. r
nein Rocket fotoraf makinesine ancak Bene'nin lmyle kavu
ur (Ze, Bene'nin fotoraf makinesini ona verir). Daha sonra Ze'yi
vurulurken fotoraflaynca foto muhabiri olur. Fotoraf makinesi
kurban isteyen (Harry, Bene, Ze) geici bir feti nesnesi ilevi gs
terir. Dolaysyla Rocket bakalarnn lmyle beslenmesi bak
mndan bir parazittir. Fotoraf makinesinin silahla kar karya
geldii arpc bir sahnede, Ze'nin etesi tam Rocket fotoraflarm
ekmek zereyken dier ete tarafndan vurulur. Fotoraf makine
sinin eteyi sabitletirdii/zapt ettii bu anda fotoraf ekme ve in
sanlar vurma edimleri btnyle rtr. "Nasl fotoraf makinesi
silahn yceltimiyse, birinin fotorafn ekmek de yceltilmi bir
cinayettir" (a.g.y. 14-5).
Yceltmenin etkili olabilmesi (yani sradan bir nesnenin ey
statsne ykselebilmesi) iin, kk teki nesnesi ile ey arasnda
ki boluun korunmas gerekir. Eer bu boluk korunamazsa, sos
yo-simgesel dzen bozulur ve teki korkun ey ile kesiir (Zizek
2000c: 165). rnein iddet zorba lider (Ze) sfatnda artk yceltil
medii noktada, korkun bir ktle, ocuklarn etesi ve onlarn

116

FLMLERLE SOSYOLOJ

anlamsz iddetiyle simgelenen ey'in ta kendisine dnr. Baka


bir deyile, simgesel otoritelerin sonu (babann d) ve ycelt
menin tersine evrilmesi paralel srelerdir (bkz. Zizek 1999: 32234). Nitekim daha ikinci safhasnda Tanr Kent'te baba diye bir ey
kalmaz, yanlzca bir simulakrum vardr: simgesel hiyerarileri ol
mayan przsz bir mekn. plak iddetin kayna da burasdr:
simgesel yasann sonu "acmasz stben figrlerinin tekrar ortaya
kmasyla tamamlanr (2izek 1999: 368, 373).
Dolaysyla karmzda iki otorite figr vardr: simgesel dzen
(Yasa) olarak otorite ve ihlal ya da gerek (ey) olarak otorite. Bi
rinci otorite itaat etmeyi emrederken kincinin buyruu Yasann ih
lal edilmesi, dolaysyla keyiftir. Tanr Kent'teki iddet, ihlalin bir
sonucu olarak ortaya kar. ey (das Ding) potansiyel olarak Yasa'
nn tesi deildir artk: "nihai dehet, dorudan yasa koyan' gerek
ey'in dehetidir" (Zizek 2000c: 132). iddetin Gerek'i ihlalin (is
tisnann) kaide olduu noktada ortaya kar. Joo Moreira Salles'in
Saraybosna ile Rio arasnda kurduu paralellik de asl anlamn bu
noktada bulur. Miloevi'in bakanlarndan biri olan Aleksandar Ti
jani unlar sylemitir:
Miloevi hkmeti srasnda Srplar alma saatlerini feshettiler.
Kimse bir ey yapmyordu. Miloevi karaborsann ve kaakln geli
mesine msaade etti. Devlet televizyonuna kan biri Blaire, Clintona ya
da dier "dnya liderlerine" hakaret edebiliyordu... Dahas Miloevi bize
silah tama hakk verdi. Tm sorunlarmz silahla zme hakk tand bi
ze. alnt araba kullanma hakk da tand... Miloevi Srplarn gndelik
yaamn muazzam bir tatile evirdi. (Zizek 2000c: 133)

Yceltme ile (fotoraf makinesi araclyla) grme/grnme ara


sndaki iliki Tanr Kent'te bir baka adan da nemli bir rol oynar.
Simgesel iktidar mcadelesinde ortaya koyulan toplumsal gerekli
i "ina eden" imgelerdir (Bourdieu 1990: 134). Ne var ki simgesel
sermaye "yalnzca bakalarnn gznde var olur" (C. Joppke, akta
ran alar 1995: 311). Bu balamda fotorafik imge percipi*, gr
lyor-olmaktr ve olumlu ya da olumsuz simgesel sermaye ilevi
grr (Bourdieu 1994: 191). Favela iktidar alannda hkmedilen bir
* Alglanma. Lat. "esse est percipi" deyii var olmak alglanmaktr anlamna
gelir, -.n.

TANRI KENT: KAMPLATIRMA

117

konumda bulunduundan dolay kategorize edilir (kelimenin eti


molojik kkeni olan kategorein "alenen sulamak" anlamna gelir;
Bourdieu 1990: 34). Tanr Kent'teki insanlarn kapatmas zor bir
simgesel iktidar a vardr, simgesel sermaye mcadelesinin zel
likle favela iindeki yerel yollardan gemesi bu durumu vurgular.
yleyse Tanr Kent hakkndaki bilgileri yalnzca Rocket'tan, bir ka
aktan renmemiz artc deildir.
Cidade de Deus (Tanr Kent, 1997) romannn yazar Pauolo
Lins eskiden favelada yayordu ve favelalar, iddet ve uyuturucu
ticareti konusunda uzmanlam nemli bir antropolog olan Alba
Zaluar'n asistanyd. Bu aratrmac/ierideki adam sfat olduka
gl bir gereklik etkisi yaratt ve bu etki 2002 ylnda filmle be
raber daha da younlat. Bu nedenle ou eletirmen Tanr Kent'i
memnuniyetle karlad, "gerek varo ocuklar" oynad iin de
filmi "gereki" buldu (Mourao 2003). Ne de olsa "ancak gerek
bir yk Ucuz Roman / Pulp Fiction kadar vahi olabilirdi" (Karten
2003). Jaguaribe'nin daha geni bir balamda ortaya koyduu ze
re (2003: 1), Brezilya 1990'larda "gerein dehetini" retmenin
yollarn arayan ve Brezilya'y tek bir millet olarak temsil etmenin
imknsz olduunun iaretlerini veren bir dizi gereki favela tem
siliyle "gerein dn"ne sahne oldu. Baudrillard'n deyiiyle,
"amzn karakteristik histerisine, yani gerein retilmesi ve ye
niden retilmesine" (Baudrillard 1994: 23).
Gelgelelim filmin yalnzca derin bir gereklii yeniden sundu
unu ileri srmek saflk olur. Tanr Kent'e bir gerekilik isnat et
mek, "nesnellik temsiline sadk bir favela imgesi gerekten de nes
neldir" (Bourdieu 1990: 77) eklindeki totolojik bir kanyla, bir pers
pektifi dorulamaktan ibarettir. Bu rnekte sz konusu perspektif,
baarl siyahi kaan arkllatran orta snf perspektifidir. Fave
lay bir kurgu haline getirmek kimi gereklikleri (rnein temas
blgeleri, aklar, vb.) ister istemez bir kenara itmeyi ya da gizleme
yi de beraberinde getirir. Peki ya favela temsilleri sadece bir ger
eklii deil, ayn zamanda da bir yokluu gizliyorsa?
Aslnda Tanr Kent'in srrn anlamak ancak, odak noktas bir
eylerin gizlenmesinden (rnein "favelann bir kurgu haline geti
rilmesi" yoluyla) bir yokluun gizlenmesine kaydrld takdirde
mmkn olabilir. Baudrillard'n da ortaya koyduu zere imge ile

118

FLMLERLE SOSYOLOJ

gereklik arasndaki ilikiye dair drt farkl sylem vardr: Bir im


ge bir gereklii yanstabilir, bir gereklii maskeleyebilir, bu ger
ekliin yokluunu gizleyebilir ve son olarak da bir simulakruma
dnerek gereklikle btn ilikisini kesebilir (Baudrillard 1994:
6). Tanr Kent favelay doal bir durum eklinde sunarak "zorbalk
meselesini" bu fantazi meknna yanstr; favelann dnda bunun
artk bir sorun olmaktan kt, favelann ("kamp"n) dnda bir
"ehir" olduu yanlsamas yaratr.
Bu balamda favelann aslnda srf ada toplumun, "gerek"
Brezilya'nn tamamnn bir favela olduu gereini gizlemek iin
bulunduunu ileri srme fikri son derece ekicidir (kar. a.g.y. 12).
Bir bakma, favela diye bir ey yoktur artk; zira ada ehir uza
mnn tamam favela mantyla dzenlenmi durumdadr. Bu du
rum Tanr Kent'in ne harika bir film olduunu aklamaya yaraya
bilir: Zira en azndan "bat dnyasnda, iinde yaadmz ortamla
rn kymetini bilmemizi salar" (Sheila 2003). En azndan hl e
hirde yaadmz fantazisini srdrmemizi salar.
Aslna baklrsa, "gereki" bir film olarak Tanr Kent'in tele
vizyondaki Biri Bizi Gzetliyor gibi realite programlaryla paylat
en nemli zellik de budur. "Toplum" ve "toplumsal olgular" bir
zamanlar kendilerine isnat edilen arl bugnn "akkan moder
nite"si iinde yitirdiinde, yani "toplum" bireyleri bask altnda tu
tamayacak ya da onlara kurtulu vadedemeyecek hale geldiinde,
toplum artk ancak bir gsteri olarak sahnelenebilir; "toplumun"
yok olmasyla ve siyasetin zelletirilmesiyle ortaya kan kaygla
r maskeleyerek var olan bir "toplum" simulakrumu haline gelir
(bkz. Bauman 2002). Biri Bizi Gzetliyor programnn bu kadar po
pler olmas son derece anlamldr. Zira Biri Bizi Gzetliyor'un bu
yeni versiyonu "Bentham ve Orwelln, herkesin (potansiyel olarak)
'srekli izlendii' panoptikon toplum kavramnn trajikomik bir e
kilde ters yz edilmesinden ibarettir ...: grne gre bugn te
ki'nin bakna srekli maruz kalamama olasl kayg yaratyor"
(Zizek 2001c: 249-51). Biri Bizi Gzetliyor, kampn genelletii bir
dnyada byk teki'yi ("toplumu" ya da "ehri") sahneler.
"Gerein Dn"ne gelince, yalnzca kurmacann gerekle
kartrlmasna (rnein Tanr Kent gereklii kurgu haline getire
rek arptr) deil, ayn zamanda gerekliin kurmacayla kartrl

TANRI KENT: KAMPLATIRMA

119

mas (rnein "sadece bir film" olarak kamp) meselesine de eil


mek gerekir. Bu da bizi "geri dnen" gerein doasna gtrr. "Ge
ri dnen gerek baka bir (teki) suret konumundadr: Tam da ger
ek olduu iin, yani travmatik/ar bir nitelik tad iin, onu
kendi gerekliimiz (olarak deneyimlediimiz ey) ile birletire
meyiz ve bu nedenle de kbuslardan frlam bir hayalet gibi tecr
be etmeye mecbur kalrz" (Zizek 2002: 19). Bir bakma Tanr Kent'
in, kurmacann gerek gibi algland bir "gereklik etkisi"nden zi
yade, gerein kendisinin (kamp, favela) berbat bir hayalet, bir fan
tazi mekn olarak algland bir tr "gerekdlk etkisi" yaratt
sylenebilir. Tanr Kent'te imgeler favelay sanal bir kendilie, bir
simulakruma dntrr. Buradaki paradoks, sz konusu "fantazifavela"nn heyula benzeri varlnn temsil edilmesi mmkn ol
mayan yce ey olarak ilev grmeye balamasdr. Bundan kar
lacak ders ise yledir:
Gereklii kurmacayla kartrmamak gerekiyor - kurmaca olarak de
neyimlediimiz eyin iinde, Gerek'in ancak kurgu haline getirerek sr
drebildiimiz sert ekirdeini ayrt edebilmeliyiz. Uzun lafn ksas, ger
ekliin hangi parasnn fantazi araclyla "ilevtesi" (transfunctional)
hale getirildiini ve bylelikle gerekliin bir paras olduu halde kurma
ca gibi alglandn grebilmemiz gerekir. Gerekliin (ya da gereklik
gibi grnen eyin) kurmaca olduunu gzler nne sermekten ok daha
g bir ey varsa, o da "gerek" gerekliin kurmaca tarafn fark etmektir.
(a.g.y. 19)

Tanr Kent, kurmaca olan hakikat gibi sunarak deil de hakiki ola
n (kamp) kurmaca olarak sunarak aldatr bizi. Bylelikle kamp/
favela bir fantazi meknna yanstlan bir heyula olarak alglanma
ya balar. Bu noktada, Tanr Kent'in en byk aldatmacas da yal
nzca kendi simulakrumundan ibaret olmasdr. Yalnzca bir ger
eklii gstermek ya da maskelemek, veya bir yokluu gizlemekle
kalmaz, gerekliin (kamp) bir kurmaca iinde eridii bir ayrmsz
lk alan retir ve bunu yeniden retir (bkz. Baudrillard 1994: 31).

5
DV KULB
A Toplumunda iddet

Belki de aslnda "bugnn neo-Faizmi giderek


'postmodern', medeni, oyuncu bir hal alyor, ken
dinle arana ironik bir mesafe koyman gerektiri
yor... Ama btn bunlar onu daha az faist yapm
yor... ada toplumun geliimi, eletirinin peri
feriye ait bir faaliyet olmadn, daha ziyade ele
tiriyi asimile eden kapitalist yeniliklere katkda bu
lunduunu ve bu nedenle de srekli olarak ilevini
yitirme tehlikesiyle kar karya bulunduunu
dorulamaktadr.

Bugn kendimi incittim


Hl hissedebiliyor muyum, greyim diye
Acya odaklanyorum
Gerek olan tek eye
(Trent Renzor'un The Downward Spiral albmnde
yer alan "Hurt" adl paradan)

DAVID FINCHERIN haslat rekorlar kran filmi Dv Kulb,


"mikrofaizme" dair nemli sorular gndeme getirir: siyasetbilim
ve toplumsal teorinin -toplum tarafndan inkr edilse de- cinsiyet
ilik, rklk, holiganlk, terrizm, fundamentalizm ve benzeri "tut
kulu ballklar" biiminde varln srdren heterojen, yeraltnda
ki "teki"siyle ilgili sorular. Filmin al sahnesinde Dv Kul
b'nn bakahraman Jack'i grrz, aznda bir tabancayla sandal
yede oturmaktadr. Kendisini bu noktaya getiren olaylar dnr;
pencereden izlemekte olduu gkdelenlerin yklmasnn sebebi de
bunlardr zaten. Jack'in gemie dnleri bizi son birka aya gt
rr. Yaad Amerikan ehrinin ad verilmez, bir sigorta irketinde
yksek maal bir risk uzman olarak alr; grevi, hatal retilmi
arabalar geri toplatma masraflar ile davay kaybetmeleri halinde
ortaya kacak masraflar karlatrmaktr. Balardaki bir sahnede,
kazazedelerin yanm tenlerinin koltuklara yapt bir arabay in
celerken izleriz onu. Filmin ana temalarndan biriyle de bylece kar
lam oluruz: Kapitalizmde her ey metalamtr; her eyin, hat
ta insan yaamnn bile bir fiyat vardr. Bu balamda meta fetiiz
mi havas da sezeriz; kamera Jack'in dairesi zerinde tpk bir IKEA

124

FLMLERLE SOSYOLOJ

katalouna gz gezdirir gibi pan yaparak dolar.


Herkes gibi ben de bir IKEA evi kurma igdsnn klesi olmutum.
Yin-yang eklinde kahve sehpas gibi gzel bir ey grdysem, o benim ol
malyd. Mesela o Strinne yeili izgileri olan Johanneshov koltuk... Ya da
aartlmam, evre dostu kttan Rislampa abajurlar. Hatta Klipsk raf
nitesi stnde duran, galvanizli Vild duvar saati. Kataloglara gz gezdirip
dnyordum, "Kiiliimi hangi yemek takm yanstr acaba?" Eskiden
porno okurduk. Ama artk Horchow Koleksiyonu vard... Hayatm sevi
yordum. Apartman dairemi seviyordum. Mobilyalarn hepsini tek tek sevi
yordum. Btn hayatm bundan ibaretti. Lambalar, iskemleler, kilimler
hepsi bendim. Tabaklar bendim. Bitkiler bendim. Televizyon bendim.

Jack hareketlidir: Bir kariyeri vardr, aklar uzamnda dolar ve


tketicilie tam anlamyla ama refleks olarak katlr. Srekli hare
ket halindedir, ancak evresine kar her eyden usanm, bezgin bir
tavr iindedir. Kendi yaamnn bir izleyicisi olarak, paradoksal bir
biimde, mobil a toplumunda atalet iinde yaar. Jack ayrca a
toplumunun tipik bir patolojisi olan uyku kaybndan mustariptir.
Ancak ektii acy nemsiz bulan doktoru ona uyku ilac yazmak
istemez: "Ac m grmek istiyorsun? Sal gecesi Meyer Lisesi'ne
bir ura da testis kanseri olan adamlar gr." Jack doktorun dedii
ni yapar ve hasta olmasa da testis kanseri terapi grubuna katlr.
Bu Jack'in filmdeki ilk duygusal tecrbesidir. Onlarn "acsn"
paylaarak lmcl hastalar arasndaki ban bir paras olmaya
alr. Bu tecrbeden duyduu heyecanla amnezi grubunu ziyaret
eder, arkasndan prostat kanseri grubu derken tekrar uyuyabilir ha
le gelir. Ancak bir baka "turist", yani Marla Singer ortaya knca
iler deiir. Marla'nn terapi gruplarna katlmasnn nedeni sine
madan daha ucuz olmas ve stne bir de bedava kahve ikram edil
mesidir. Onun varl, Jack'in gruplara katlmak iin syledii ya
lanlarla yzlemesine neden olur. Bylece Jack tekrar uyuyamama
ya balar.
Daha sonra Jack, zenginlere ok zel bir sabun satarak geinen
karizmatik Tyler Durden ile tanr. Bu karlama Jack'in duygusal
ve bedensel durumunda deiikliklere yol aar. Jack'in apartman
dairesi gizemli bir ekilde havaya uurulduktan sonra (ki daha son
ra bunu Jack'in kendisinin yaptn reniriz) Tyler ona harabe ha
lindeki kendi meknna tanmasn teklif eder. Ancak Tyler'n bu

DV KULB: A TOPLUMUNDA DDET

125

konukseverliinin baz artlar vardr: Jack'in Tyler'a tm gcyle


vurmas gereklidir. Bunun zerine, anlamay yaptklar barn d
nda dvmeye balarlar. Jack beklediinin aksine bu iten hola
nr, hatta dvmeye baml hale gelir. Jack ve Tyler niversiteler
deki kardelik demeklerini andran, gizli, rizomatik* ve yalnzca er
keklerin katlabildii bir grup kurarlar: Erkeklerin otantik, gerek
bir deneyim yaamak adna mahzenlerde birbirlerini pestillerini
karana kadar dvdkleri Dv Kulb'dr bu.
Jack Dv kulb sayesinde bir kez daha uykusuzluktan kurtu
lur. ini, maln mlkn, statsn; hatta yerinden frlam dileri
ni, yaral kalarn ve aryan eklemlerini bile dert etmez artk. Bun
lar daha ok varoluunun birer kant olarak grr. O sralarda Mar
ia tekrar ortaya kar. An dozda ila aldktan sonra Jack'i arar, fa
kat o konumaya pek yanamaz. Gelgelelim Tyler konuur ve Mar
la'nn evine gider, sabaha kadar sevierek onu kurtarr. Maria artk
Tyler'n kz arkada olmutur. Jack Marla'dan holanmaz ama Ty
ler'a duyduu hayranlk ar basar ve bylece birlikte kalrlar.
Jack kendini Tyler'n tketim toplumu eletirisine kaptrmtr.
ncelikle, kulbn dier yeleriyle beraber eitli protesto biim
leri denerler: Zenginlerin arabalarna pislesinler diye mahalledeki
gvercinlere mshil ilac yedirirler, arabalarn hava yastklarn i
irirler, reklamlarn zerlerine sloganlar yazarlar, uaklardaki g
venlik brorlerinin yerine insanlarn alevler iinde resmedildii
brorler koyarlar, vs. Esas olarak kertmek istedikleri ey, kapi
talizmin olanak verdii ve ayn zamanda beslendii bir taknt, in
sanlarn kendilerinden gemi bir ekilde srdrdkleri konfor ta
kntsdr. Bu balamda, nispeten incelikli "ykc eylemlerden" bi
ri de Tyler'n bir estetik cerrahi kliniinden yrtt insan yala
rndan sabun retmesidir. Bu yalar, patlayc bir madde olan gli
serin retmek iin kullanrlar.
Birdenbire her yerde dv kulpleri patlak vermeye balayn
ca durum farkl bir anlam kazanr ve "Kargaa Projesi" adl yeni bir

* Gilles Deleuze ve Felix Guattari'nin Kapitalizm ve izofreni adl almala


rnda ortaya koyduu "rizom" ya da "kk-sap" kavram birbiriyle iliki iinde an
cak bir dzen ve btnl olmayan, belli bir yapya bal olmayan okluklar
ifade eder. -.n.

126

FLMLERLE SOSYOLOJ

projenin ortaya kmasyla planlar deiir: Dv Kulb bundan


sonra vandall strateji olarak kullanan "devrimci" bir rgt haline
gelir. Artk ehirdeki yedi gkdeleni, yani tm iktisadi merkezleri
havaya uurmak iin ev yapm patlayclar zerinde allmakta
dr. Bylece tm mteri hesap bilgileri silinecek, herkes yeni bir
balang yapabilecektir. Grubun yapsnda da deiiklikler olur:
Tyler kaytsz artsz liderdir, kiisel isimler yasaktr, tm grup ye
leri (yeni adlaryla "uzay maymunlar") birrnek siyah sava ni
formalar giyerler. Bir sre sonra yelerden biri olan Bob'un bir
Kargaa Projesi eylemi yznden lmesiyle, Jack Dv Kulb'
nn zgrletirici potansiyelinin yerini kr bir yok etme arzusuna
braktn kanlmaz olarak fark eder. Birilerinin Tyler' durdurma
zaman gelmitir, ancak Tyler ortalarda yoktur.
Tyler'n peine den Jack lkedeki btn dv kulplerine gi
der. Ancak ne zaman Tyler' aradn sylese, Dv Kulb ye
leri aknlk iinde kalrlar. Burada filmin en gl krlma nokta
syla karlarz; Jack'in aslnda bir izofren olduunu, Tyler'n yal
nzca Jack'in kendi fantazilerinin ve bilind isteklerinin bir rn
olduunu anlarz. izofrenisinin farkna varan Jack, yedi gkdelene
yaplacak terrist saldrlar engellemeye alr. Kapan sahnesin
de yedi gkdelenden altsnn ykldn grrz. Jack ve Marla'nn
en st katnda olduklar yedinci de sallanmaya balar ve bu gkde
lenin de yklp yklmayaca muallakta kalr.
Yklan binalar Dv Kulb'nn baarszln simgeler. Zira
Dv Kulb, sapknlk ve ihlal araclyla bir kapitalizm eleti
risi olarak ortaya ksa da, sonunda faist bir rgte dnr. iddet
darya ynelir ve organize terrle dorua ular. Ykc eylemler
sonunda baskc bir hal alr. Bu noktada karmza kan soru, ykm
dncesine dayanan bu kapitalizm eletirisinin a toplumu iinde
hl geerli olup olmad ve geerliyse de ne alardan geerli ol
duudur. Peki mikrofaizmin kendisi ykc bir ka hatt tekil
ederse neler olur? Bu Bataille ve Deleuze' de megul eden bir so
ruydu. ktidarn kendisi gebe hale gelince, ykm dncesi/pro
jesinin akbeti ne olacaktr? Ykm dncesi, ilham ve yaratcla
dayanan "kapitalizmin yeni ruhuyla" uyumlu bir hale mi gelmitir?
(Boltanski ve Chiapello 1999). Sapknlk oktan ticarete dklm
ken, "Daha ok sapknlk!" demek hl mmkn mdr? (Deleuze

DV KULB: A TOPLUMUNDA DDET

127

ve Guattari 1983: 321). Dv Kulb, ada toplumda eletiri ola


na zerine bir filmdir.

Sermaye ve Yeraltndaki tekisi


"Dv Kulb'nn birinci kural: Dv Kulb hakknda konu
mayacaksnz. Dv Kulb'nn ikinci kural: Dv Kulb hak
knda ko-nu-ma-ya-cak-s-nz!" Ne var ki yasak koymak, kural
ihlale davetiye karr: Koun, Dv Kulb'n herkese anlatn;
ama bu bilgiyi "bizi", yani yeminli kardeler cemaatini birletiren
mstehcen bir sr gibi dnn. Dv Kulb gizlilik olamadan
var olamayacann farkndadr, ihlal fazla ortada olduunda eki
ciliini kaybedeceini gayet iyi bilir. Daha nce de belirtmi oldu
umuz gibi, mstehcen bir eklentisi olmayan hibir toplumsal d
zen ve karanlk, grnmez bir olumsuz taraf olmayan hibir top
lumsal ba yoktur. Heterojen eklenti belli bir dzeni olumsuzla
maz, ancak -Dv Kulb'nn de ortaya koyduu zere- sz ko
nusu dzenin olabilirliinin olumlu art olarak i grr. Dv Ku
lb balamnda, Tyler Durden'sz bir Jack olamaz! Normalletiril
mi, yasalara saygl zneye onun hayalet ikizi musallat olmutur;
sapkn keyifte yasay ihlal etme istemi bu ikiz araclyla maddile
ecektir. Nitekim Tyler, Jack'in hayalet ikizi ona yle syler: "Ha
yatn deitirmenin bir yolunu aryordun. Bunu tek bana yapa
mazdn... Ben senin grnmek istediin gibi grnyorum. Senin
dzmek istediin gibi dzyorum. Hem anasnn gzym hem
de becerikliyim, hepsinden nemlisi senin hi olmadn kadar z
grm." Eer zne toplumsal normlar Freud'un ne srd gibi
bir stben araclyla iselletiriyorsa, buna stbenin kendisinin
birbirinden farkl ama balantl iki yasa figrne blndn, iki
baba figrne ayrldn da eklemek gerekir. Bunlardan birincisi
yasann, simgesel dzenin babasdr; zneyi yasa ve dil yoluyla ha
dm eder. kincisi ise ihlal ve keyfi buyuran mstehcen babadr. Bi
rinci otorite aka yasaklar koyar, "Yapma!" diye uyarrken kinci
si "Yapabilirsin!" der (Zizek 2000c: 132). hlalcinin ihlal edecek bir
yasaya ihtiyac olduundan ve ihlal edimi yasay yok etmek yerine
doruladndan, bu iki ilevi dengeleme yolundaki her giriim k
rlganla mahkmdur. ster yersiz yurtsuzlatrlm aklardan olu

128

FLMLERLE SOSYOLOJ

an "a toplumu" (Castells 1996), ister geleneksizletirilmi, d


nmsel "risk toplumu" olsun (Beck 1993), ada toplumun nem
li bir eilimi de bu nazik dengeyi altst etmektir.
Bugn simgesel dzenin kne, babann dne ahit olu
yoruz (Zizek 1999: 322-34). Toplumun rettii risklerin nelere yol
aabilecei kestirilemiyor; zira karmakl azaltacak bir efendi
yok, toplumsal evreler "dnmsellik araclyla gitgide 'smr
geletiriliyor'" (a.g.y. 336). Meseleler, "gerekten de bilgi sahibi olan"
ve seim yapmann ykn srtlanabilecek simgesel bir otorite ol
makszn karara balanmak durumunda. Dolaysyla zneler de Ty
ler gibi yaknyor: "Kadnlar tarafndan yetitirilmi bir erkek nesli
yiz." Tyler "babasn hi tanmam"tr (Palahniuk 1997:49). Dv
Kulbnn ortaya kt toplumsal uzamda baba yoktur, simgesel
hiyerarilerin olmad przsz bir uzam deneyimi sz konusudur
yalnzca. nsan, bir gelenei takip etmek veya bir habitusun salam
lna bel balamak yerine, toplumsal uzamdaki yerini semek du
rumundadr. Dolaysyla da aresizce hakiki kimliini arar durur,
varlyla ilikili bir ama bulmaya abalar.
Bu ak, przsz alanda, kaygnn kayna zgrlkten yoksun
olmak deil, aksine ok fazla sahte zgrle (rnein tketme z
grlne) sahip olmaktr. "Risk toplumunun yaratt kayg, stbene dair bir kaygdr: stbenin ayrt edici zellii tam da "doru
drst bir lsnn" olmaydr - insan onun emirlerine gerein
den az veya ok itaat eder, ancak ne yaparsa yapsn sonucu yanl
tr ve kii suludur. stbenin sorunu, asla olumlu bir kurala terc
me edilemeyiidir" (Zizek 1999: 394). Postmodern bireyselliin pa
radoksu da budur: Kendin ol, yaratc potansiyelini kefet emri bu
nun tam tersiyle, mesela tm edimlerin sahicilikten uzak olduu
duygusuyla sonulanr. Hibir edim, hibir meta gerekte o deil
dir. Ayrca insann "i varl" bu yolla ifade edilmez (a.g.y. 22-3).
Ar bireyselliin tam zddna dnmesi, znenin deneyimini ke
sinlikten ve bir yzden yoksun brakr; maskeden maskeye deiir,
maskenin ardndaki boluu kapamaya alr (a.g.y. 373).
ada kapitalizmin bu przsz, "srtnmesiz" uzamnda gz
den karlan ey udur: Burada fantaziler yasak olduu iin deil,
aslnda yasak olmad iin ihlal edilir. Sermayenin fantazileri h
kimiyeti altna almas, ar ve sapkn kitlelere ynelik bir pazarn

DV KULB: A TOPLUMUNDA DDET

129

bymesini salar. inde yaadmz bu oidipal-sonras devirde,


paradigmatik znellik tarz artk idi edilerek simgesel dzenin bir
paras haline getirilen oidipal zne deil, keyif buyruuna uyan
"okbiimli sapkn zne"dir (a.g.y. 248). Dolaysyla znenin stan
dart durumu tersine evrilmitir:
Artk zgrletirici ihlalin gizli edimleriyle ykacamz, hiyerari,
bask ve kat dzenlemelere dayanan bir kamu Dzenine sahip deiliz ...
tam tersine, zgr ve eit bireyler arasndaki toplumsal ilikiler var elimiz
de. Burada, sert biimde dzenlenen tahakkmn ve boyun emenin ar
bir biimine duyulan "tutkulu ballk", libidinal doyumun gizli ihlalci kay
na, zgrlk ve eitliin kamusal alannn mstehcen eklentisi haline ge
liyor. (a.g.y. 345)
Kapitalizmi niteleyen ey artk insanlar belli zne konumlarna
ulamaya zorlayan panoptik, meknla snrl bir disiplin deil; z
nenin mtemadiyen olu iinde bulunduu srekli bir hareket. Fo
ucault'nun disipliner toplumu, "znesi olmayan stratejiler" yoluyla
iktidarn yeniden retilmesiyle ilgiliydi. Bugn bunun tam tersi bir
durumla, yani etkileimlerini dzenleyecek bir efendinin yoklu
unda eylemlerinin sonularna saplanp kalan znelerle kar kar
yayz (a.g.y. 340). Kapitalizmin evreni ikin, snrsz ve sonsuz.
Dv Kulb'nn syledii gibi, burada yaamak "IBM Yldz Sis
temi'nde, Philip Morris Galaksisi'nde, Starbucks Gezegeni'nde" ya
amak gibi bir ey. Disiplin toplumlarnn yerini denetim toplumla
r alm durumda. Deleuze "denetim iin, "ksa vadeli ve hzla yer
deitiriyor, ama ayn zamanda srekli ve limitsiz; oysa disiplin
uzun vadeli, snrsz ve sreksizdi," diyor (Deleuze 1995: 181). Di
siplinin corafyas sabit noktalar ve konumlarla ilerdi, denetim ise
hareketlilik, hz, esneklik, anonimlik ve olumsal kimlikler zerin
den, yani "ne olursa" onun zerinden iliyor (Hardt 1998: 32). De
netim toplumunda znellik "ayn anda pek ok kurum tarafndan
farkl kombinasyonlarla ve dozlarda retiliyor", dolaysyla top
lumsal alan genellikle snrn yitiriyor: nsan ayn anda "fabrikann
dnda fabrika iisi, okulun dnda renci, hapishanenin dnda
tutuklu, akl hastanesinin dnda deli" oluyor. Hem bu kimliklerin
hibirine ait deil hem de hepsine ait - kurumlarn dnda ama ku
rumlarn disipliner mantklar tarafndan daha fazla ynetiliyor
(Hardt ve Negri 2000: 331-2).

130

FLMLERLE SOSYOLOJ

Uykusuzluk/Hareketsizlik
Dv Kulb hareketlilik ve harekete geme zerine bir filmdir.
Ne var ki hareketlilii paradoksal bir mesele olarak ele alr. "Air
Harbour International'da uyanrsn ... O'Hare'de uyanrsn. LaGuar
dia'da uyanrsn, Logan'da uyanrsn ... uyannca birilerine nerede
olduunu sorman gerekir... Uyannca kendini hibiryerde bulur
sun" (Palahniuk 1997: 25, 33). Jack'in corafi adan ar hareket
lilii, Virilionun teorisindekine benzer bir "atalete" yol aar (2000).
Ancak Dv Kulbnn gerlii (yalnzca) corafi bir hareketli
lik deildir. Daha ziyade Deleuze'un kulland anlamda bir ger
liktir; sabitleme ve dorusal hareketten ok, ne kadar yava olursa
olsun, sapmayla ilgilidir (Deleuze ve Guattari 1987: 371). Gebe
fiziksel hareketle deil, esasen toplumsallamayarak ve sapma yo
luyla kendi uzamn yaratr. yleyse Dv Kulb'nn gerlii
ayn zamanda manevidir: "Devam et, sakn durma, hareketsiz seya
hat insan zne olmaktan karr" (a.g.y. 159). 01(u)acak yeni ola
naklar araynda, bu bir nevi metafizik hareketlilik, izofrenik bir
balantclktr. "nceldii yerden kopsun" der Dv Kulb.
Jack'in yaamna, kat bir biimde blnm ada topluma bir
gz atalm: Jack X jenerasyonunun beyaz, erkek, orta snftan bir
yesidir; "Bir IKEA evi kurma igdsnn klesi"dir. l ak
ve nettir: "Yaamm fazlasyla tamamlanm grnyor... sve mo
bilyalarndan kurtar beni. Gzel sanattan kurtar... Asla memnun ol
mayaym. Asla tamamlanm olmayaym. Asla mkemmel olmaya
ym. Kurtar beni" (Palahniuk 1997:46,52). Grne gre hareketli
liin paradoksal sonularndan biri de hareketsizliktir. Bu paradoks,
oturmann/ataletin hareketlilik-ncesinden ziyade hareketlilik-son
ras bir fenomen olduu a toplumuna damgasn vurur. "Mutlak hz
nndaki yerleiklik. Bu artk hareketsizlikle ilgili bir oturma hali
deil, bunun tam tersidir" (Lotringer ve Virilio 1997: 68).
Jack'in uykusuzluu, hareket etmeyle srekli oturmann bu tu
haf karmnn bir rneidir. Uyku kaybnda insann tam olarak
dinlenmesi mmkn deildir; ama gerekte bir ey de olmaz, insan
dnyayla "balant" kuramaz. Jack balangta terapi gruplarnn
buna are olacan dnr. Ancak, aada tartacamz zere,

DV KULB: A TOPLUMUNDA DDET

131

bu sahici bir zm saylmaz; uykusuzluk insann kendiyle kurduu


ilikiye bal bir sorun deildir. Bu balamda, Jack'in bir "risk top
lumunda" risk uzman olarak grev yapmas anlamldr. Hatal re
tilmi arabalar toplatlmal mdr, yoksa hibir ey yapmayp olay
mahkemeye intikal ettiinde tazminat demeyi kabullenmek mi ge
rekir? Hesap kolayca yaplr: hatal retilmi bir arabann masraf,
eksi trafik kazas kurbanlar ya da yaknlarna denecek tazminatn
miktar. Eer denecek tazminat bir araba modelini toplatmaktan
daha azsa, hatalar bir sr olarak kalr ve hibir ey yaplmaz.
Risk -yaam tehdit eden bir risk, mteri piyangosundaki siyah top gi
bi gizlenen bir risk- ayn zamanda kresel kapitalizmin amansz, belki de
nihayetinde lmcl bir yan rndr... ve Modernite'nin kkten yeni bir
safhasnn balangcna iaret eder. Endstriyel kapitalizmde toplumun
karlat glk "iyiliklerin" paylamyla ilgilidir, ge kapitalizmi e
killendirense giderek "ktlklerin" paylam meselesi haline gelmekte
dir. Bu ktlkler (zellikle de sznt yapan, gzle grnmeyen, etkisi bel
li bir alanla snrl olmayan toksik riskler) bizatihi arzunun temelini, yani
bedeni tehdit ederek koca bir meta sistemini de tehdit eder. Risk, insanlar
avutan deiim mantndan syrlr; insanlar riski ancak farknda olma
dan, Jack gibi byk irketlerde alan risk uzmanlarnn olaslk hesapla
rnn dayatmasyla satn alr. Risk, satcnn dayatt grnmez bir ey, is
tenmeyen bir yan rndr. Satc yalnzca paranz deil, hayatnz da eli
nizden alp svnca, alveriin bys bozulur (Brigham 1999).

Risk toplumunun "ktlklerinin" nemi, maliyetin bireyselleti


rilmesi ve tketimi canl tutmak iin risklerin gizli tutulmasdr. Bir
trafik kazas gerekleirse, bunun sebebi sz konusu araba modeli
ne dair bir sistem hatas deil de tehlikeli ara kullanma olacaktr.
Benzer biimde Dv Kulbnde karlatmz terapi gruplar
da aslnda toplumsal kkenli olan riskleri zelletirir. Bylelikle
hastalk, bireysel yaam tarzyla ilgili bir meseleye ve kiinin kendi
zafiyetiyle yaamasn kolaylatran bir avuntuya dnr. rnein
Jack'in uykusuzluu kapitalist bir toplumda ar hareketli bir hayat
yaamasndan kaynaklanr, ama Jack areyi terapi gruplarnda arar.
Bu konuda baarsz olmas ve Marla'nn kolaylkla "her eyi mah
vetmesi" artc deildir. Dolaysyla Dv Kulb terapi grupla
rn basit bir numara olarak resmeder; bu gruplar gerek kolektivi
teler deildir, kara dayal bir szlemeyle birbirine balanan bi

132

FLMLERLE SOSYOLOJ

reylerden ibarettir: Sen benim acm hafifletirsen ben de seninkini


hafifletirim (Brigham 1999). Bu gibi gruplar ikyet kltrnn bi
rer kant olarak kalrlar; insanlar ektikleri aclardan ikyet eder
ve aclarnn dindirilmesini talep ederler, ama bunu srf bireysel ola
rak ya da grup halinde belli ihtiyalarn karlamak iin yaparlar.
Dv Kulb bu bakmdan, kolektif eylemlerin imknszlna bir
cevap nitelii tar ve toplumsal dnm ve eletiri temelinde bir
"are" olana sunar.

Aclarn Efendisi

Uyku kayb nedeniyle, Jack hibir eyin gerek olmadn hisse


der. Her ey "bir kopyann kopyasnn kopyas" gibidir. Jack ger
eklikle temas kuramaz. Bir kariyerin peinden gitmesi ve ie yara
mayan metalarn peinde komas, onun "gerek" deneyimden yok
sun olduunun iaretleridir. Ortada olup biten pek ok ey vardr,
ancak asla gerek bir edim sz konusu deildir. Hayat akp gider.
"Hepimiz bakireyiz. Hibirimiz bir kere bile yumruk yemedik," der
Jack. Dv Kulbnn salad da budur: yumruk yemek ve ger
eklikle temas kurmak. Dv Kulb yalnzca fiziksel acyla ilgi
li bir ey deildir, fiziksel acdan olumlayc bir keyif elde edilir.
Burada ama acya kar bir duyarszlk gelitirmek deil, acyla
baa kmay renmektir. Yumruk yemek ve ac hissetmek hayat
yeniden fethetmenin, yaadn hissetmenin bir yoludur. Jack tam
da bu nedenle "tek bir yara izi bile olmadan lp gitmek" istemez.
Bu bakmdan, Dv Kulb yelerinin eylemleri saldrganlk ve
zykm edimleri deil, gerekliin iinde tutunacak bir yer bulma
ve bir tr normallik tesis etme abalardr (bkz. Zizek 2002: 19).
Dvmek, gerek bir deneyime imkn tanmayan bir toplum kar
snda bir tr savunma edimidir.
nk modern insann sradan bir gnnde deneyime dnebilecek
hibir ey yoktur. Ne yaamyla uzaktan yakndan ilgisi olmayan bir sr
haberle dolu gazetesini okumak, ne de skk trafikte direksiyon banda
dakikalarca oturmak. Ne metro cehennemindeki yolculuk, ne de aniden
yolu tkayan gsteri yry. Ne ehir merkezindeki binalar arasnda ya
vaa dalan gz yaartc gaz bulutu, ne arka arkaya patlayan kayna be

DV KULB: A TOPLUMUNDA DDET

133

lirsiz silah sesleri, ne kuyrua girmek, ne spermarkette Bolluk lkesi'ni*


ziyaret etmek, ne de birbirini tanmayan insanlarn asansrlerde ve otobs
lerde nne gelenle cinsel ilikiye girdii sessiz ve sonsuz anlar. Modern
insan akamlar karmakark bir sr olay karsnda bitkin dm bir
halde evinin yolunu tutar; ancak ne kadar elenceli ya da usandrc, ola
and ya da sradan, asap bozucu ya da zevkli olsalar da, bu olaylarn hi
biri deneyime dnmeyecektir. (Agamben 1993: 13-4)

Peki bedensel deneyimler zerindeki bu vurgunun sebebi ne? Ne


den yara izleri? nk beden esiz olan ve "bir kopyann kopyas
nn kopyas" olmayan tek varlktr (Palahniuk 1997: 20-1). Bu be
nim bedenimdir. Gelgelelim bedeni bir "heykel" gibi ele alan bu
yaklamn arka plannda kapitalizmin olduuna da dikkat ekmek
gerekiyor. Eer kapitalizm bir birikim mantyla ve daha fazla mal
ve konfor retmeyle veriliyorsa, eletirisi de potla, ykm ve ama
sz bir ac biiminde olmaldr. "Kendini gelitirmek mastrbasyon
dur. Asl zm kendini yok etmektir" (a.g.y. 49). Yalnzca faydac
kayglarla ynetilen tek boyutlu bir toplumda zm budur.
"Ancak her eyi kaybettikten sonra... her eyi yapabilecek kadar
zgr olur insan... Hayatlarmzdan daha iyi bir ey karmak iin
her eyi ykmamz gerek" {a.g.y. 70, 52). Dv Kulb "Organsz
bir Beden"e, simgesel ayrmn sfr derecesine; yz, imtiyazl alan
lar ve biimleri olmayan aynlam bir bedene ulamaya alr:
"tm farkllklar, tm ifadeleri ortadan kaldracak kadar mkem
mel, saf ve tamamlanm bir kaosa. Farkllklarn silindii gerek
lik, saf kaosun kendisi" (Callinicos 1982: 95). Btnyle katman
szlama. Bataille iin bunun ilkesi "harcama"dr; Deleuze ve Guat
tari iinse mbadele ve retimle bir arada var olan evrensel bir ei
lim, yani "anti-retim". Bataille 1936 tarihli Program"nda ve fa
izm analizinde, Sol'un faizmin rgtsel biimlerinden renebile
cei ok ey olduu sonucuna varr (Bataille 1997a; 1997b). "Y
km ve paralama ilevini stlen... Var olan dnyann ykmna ka
tl... Tm topluluklarn... paralanmas iin sava..." (Bataille 1997:
121). Nitekim Dv Kulb de "vaktinden nce balayan bir ka

* Her trl lks ve zevkle dolu, sradan insanlarn yaadklar glklerin hi


birinin bulunmad bir hayal lkesi, bir ortaa miti olan Bolluk lkesi (Land of
Cockayne) dnemin sanatnda sklkla ilenen bir unsurdu, -.n.

134

FLMLERLE SOSYOLOJ

ranlk a... Medeniyetin btnyle ve hemen yok edilmesi" yolun


da bir aray iindedir (Palahniuk 1997: 125). Bataille "iddetin
deerini" onaylamak ve "sapknlk ve suu stlenmek" gerektiini
ne srmtr (a.g.y. 121), Dv Kulb de bu laneti bir kez daha
kaldrr: "Evet, birini ldrmen gerekecek... Bahane de yalan da
yok... Sen de herkes gibi ryen, organik bir maddesin" (Palahniuk
1997: 125, 134). Dv Kulb tm dnyann "dibe vurmasn" is
ter (a.g.y. 123).
Dv Kulb ayn zamanda kapitalist mbadelenin dnda t
ketimci olmayan bir alan arar ve tam bir anti-retime, potlaa do
ru ilerler. Jack'in mkemmel bir ekilde denmi apartman daire
sinin yanp kl olmas, Tyler'n bir zehirli atk plnn kysn
daki harap konana tanmas, gda endstrisini terrize etmesi ve
kredi kart toplumunu sabote etmek iin finans binalarn havaya
uurmas, vb. Bu eylemlerin nihai amac kapitalizmi yok etmektir.
Kapitalizm, metalar ycelterek ve birer arzu nesnesine dntre
rek yaamn srdrr; Dv Kulb'nde ise meta biiminin cazi
besinden kurtulma arzusu bir saplantya dnr.
Peki bu anti-retim arzusu tam da kapitalist fantazinin dier y
z deil midir? Meta fetiizminin tam tersi atktr: Feti deerinden,
meta zelliinden ve ycelikten btnyle yoksun nesne, JacquesAlain Miller'ye gre ada kapitalizmin balca retimidir. Dv
Kulb'n postmodern klan ey, tm tketim rnlerinin daha kul
lanlp atk haline gelmeden eskiyeceini, dolaysyla dnyay dev
bir ple evireceini ve bunun da kapitalist drtnn kalc bir
zellii olduunu fark etmesidir (bkz. Zizek 2000c: 40-1).
yleyse bu stratejiler gerekte ne kadar eletireldir? Bu soruyu
"Ykm Projesi" adl almas Tate Modern'de sergilenen ngiliz
performans sanats Michael Landy'ye deinerek cevaplayalm.
Projenin z, Landy'nin sahip olduu her eyi yok etmesine daya
lyd. Landy Oxford Caddesi'nde bir dkkn kiralad ve dkkn
kk bir ileme tesisine evirdi. Kendisi ve ekibi burada mavi i
tulumlar giyip Landy'nin sahip olduu eyleri sistematik olarak
yok ettiler: porselenleri, pasaportu, plaklar, eski Saab marka araba
s, vesaire. Landy'nin dkkn vitrininde ironik bir biimde "Her ey
gitmeli" yazyordu. Kapitalizm yalnzca nesneler retmez, ayn za
manda p de retir. Londra'nn merkezinde p reten bir fabrika

DV KULB: A TOPLUMUNDA DDET

135

kurmak da Landy'nin kapitalizm mantna ksa devre yaptrmak


amacyla gerekletirdii ironik bir hareketti.
Peki Landy bize zaten bildiimiz bir eyi mi anlatyor? Zaten
p kutularmz dzenli olarak ple doldurmuyor muyuz? Meta
larn kullanm deeri zerinde durmak daha radikal bir yaklam ol
maz myd? Daha da kts Landy'nin sanat, eletirdii toplumsal
dzen kadar znelci ve bireyci deil mi? Landy potlacn zaten sa
hip olduu her eyden vazgemeye hazr olduunu gsterme aba
s olarak aklyor. Peki bunu yaparak ayn zamanda bir sanat eseri,
avangard bir sanat kimlii retmi olmuyor mu? Sahip olduu
eyleri kaybediyor ama kltrel ve simgesel sermaye kazanm olu
yor. Ykm beraberinde daha ok birikim getiriyor. Sanat eserini sa
tarak kazand parayla kaybettiinden ok daha fazlasn alabile
cek hale geliyor. Bu nedenle Robbie Sibthorpe, Landynin gerek
ten sonuca ulamasnn tek yolunun, yardmcsnn kk paralara
blerek Landy'yi de pe dntrmesi olduunu ileri sryordu
(aktaran Olsen 2001). Bu durumda Jack ve Tyler da ayn eletirinin
tuzana dm olmuyorlar m?
Jack ve Tyler'n sabun ve patlayc retmek iin bir estetik cer
rahi kliniinden ya aldklar sahneye dnelim. Metinleraras refe
ranslar bu noktada son derece kuvvetlidir. nsan yandan sabun
retme fikri Nazi toplama kamplarn aklmza getirir. Tpk Tyler'
n dedii gibi: "Uygarln mihenkta - sabun yapp satyorum."
Ya ayn zamanda agzllk ve yararsz tketime bir gnderme
dir: "Zengin kadnlara kendi yalarn satyoruz." Fakat Dv Ku
lb ayn zamanda bedenin biimlendirilmesiyle, kendini bir sanat
eseri olarak yaratmayla ilgili deil midir? yleyse Dv Kulb
belki de alay ettii mant tekrar ettii iin eletirilebilir. Kapitalist
dzeni her eyi imgesel bir dzene indirgemekle eletirir, ama ken
di de ayn dzene saplanr. Bu da bizi bedendeki geleneksel ve postmodern yara izi ya da kesik arasndaki ayrma gtrr:
Geleneksel kesik Gerek'ten Simgesel olana uzanrken, postmodern ke
sik tam tersi ynde, yani Simgeselden Geree uzanr. Geleneksel kesik
simgesel biimi i ete kazmay, i eti "mutenalatrmay", byk teki'
ye dahil oluunu, ona tabi oluunu gstermeyi hedefler; postmodern sadomazoist bedensel tahrifat pratikleri ise bunun tam tersine "varolu acsn"
simgesel simulakra evrenindeki asgari bedensel Gereklii salama alma

136

FLMLERLE SOSYOLOJ

y, buna eriimi salamay hedefler. Dier bir deyile, gnmzde beden


de alan "postmodern" kesiin ilevi simgesel bir idi edilmeye iaret et
mek deil, bilakis bedenin sosyo-simgesel Yasaya boyun emeyi reddedi
ini ortaya koymaktr (Zizek 1999: 372).

Dv Kulb'ndeki (postmodern) kesik mazoizmle yakndan il


gilidir. Salecl'in (1998: 141-68) yazd gibi, mazoist kendi yasas
nn infazcsdr. Hadm edilme kesiine zlem duyan kiidir. Yasa
nn basksn hissetmeyi ister ve bu nedenle de yasay kendi tesis et
meye alr. Mazoist iin idi edilme tamamlanmamtr, yani
Simgesel dzen tam olarak iler halde deildir. Dolaysyla mazo
ist, ikence ritellerinde idi edilmeyi sahneleyerek simgesel d
zeyde ilemeyen yasay imgesel bir dzeyde iletmeye alr.
Bununla birlikte, filmdeki tm yaralar byle pratiklerle ilgili de
ildir aslnda. Tyler bir gn evde sabun yaparken Jack'in elini per
ve stne bir miktar kl suyu dker. Kl suyu ile su kimyasal bir re
aksiyona girer ve bunun sonucunda madde iki yz dereceye kadar
snr. Bu tr bir yank elbette korkun bir acya yol aar ve bir iz b
rakr. Ne var ki bu hareketin zerine Jack'in yznde herhangi bir
zevk ifadesi belirmedii gibi, sz konusu olay mazoism ya da sa
dizmle ilikilendirmeyi gerektirecek bir durum da sz konusu deil
dir. Bu baka bir kesik trdr. Filmin devamnda. Kargaa Projesi'
nde tm yelerin sa elinde Jack'in elindeki gibi bir yank izi oldu
unu reniriz. Her yenin hatrlad bu yara, bir toplulua mensup
olmann simgesidir ve yeni bir duruma gei ritelinden getiine
iaret eder. mgesel dzene kaznm kesikten toplumsal bir ba olu
turan dzene, yani simgesel dzene kaznan kesie gei, Dv
Kulb'nn yapsnda da bir deiime iaret eder: Daha nce rizo
matik bir yap iindeyken imdi katmanlam ve paralara ayrlm
bir yapya dnmtr. Dv Kulb Canetti'nin "kitle" (1962)
adn verdii farkllamam bir kalabal andrr, Kargaa Proje
si ise Freudun "kitle"si gibi (1985) isel olarak katmanlamtr.
Freud'un teroisinde kitle bir aile gibi dzenlenmitir; bir babas, ya
ni lideri ya da efendisi vardr ve yelerin mevcudiyeti bu babayla
zdeleme yoluyla gerekleir. Kurallar sr tutma buyruundan ita
at emrine kaydnda, Jack/Tyler faist bir lider olarak bir arzu ve
zdeleme nesnesi haline geldiinde, Dv Kulb'nde de benzer
bir i farkllama ortaya kar.

DV KULB: A TOPLUMUNDA DDET

137

Mikrofaizm
"Her bakmdan ve her ynden paralanyoruz... Evde, darda, do
larken, alrken, oyun oynarken: yaamn kendisi meknsal ve
toplumsal olarak paralara ayrlm durumda" (Deleuze ve Guattari
1987: 209). "Toplumsal" ayn anda iki farkl biimde paralanyor:
biri molar/sert, dieri ise molekler/esnek. Kitleler ya da aklar
(mutasyon, yersiz yurtsuzlama, balantlar ve ivmelere dayal) mo
lekler bir paralla sahip olmalar asndan, sert bir paralla
sahip (ikili kartla dayal dzenleme, rezonans, ar kodlama) s
nflardan ya da katilardan farkldrlar. Sert bir yapya kar rizoma
tik ak, noktalara/konumlara kar dorular, makropolitikaya kar
mikropolitika: Yani "toplum" (makro) ile birey ya da kitle fenomeni
(mikro) arasnda deil de molar ve molekler altkesitler arasnda ni
teliksel bir ayrm sz konusudur. Molar ve molekler hem "toplum
sal" hem de "bireyseli" kateder.
Bu iki ayr parallk "birbirinden ayrlamaz, birbiriyle rt
m ve karm haldedir... Dolaysyla her toplum, her birey ayn
anda iki parallk tarafndan da altkesitlere ayrlr ... her politika
ayn anda hem makropolitika hem de mikropolitikadr" (a.g.y. 213).
Gelgelelim her zaman ak halinde olan, toplumsal paralanmadan
syrlan bir eyler vardr. Toplumdaki her yaratc potansiyel ve her
derinlikli hareket, sert altkesitler arasndaki kartlklar ya da eli
kilerden deil, "ka"tan kaynaklanr (a.g.y. 220). "nemli olan
duvar ykp gemektir" (a.g.y. 277).
Bataille "Program"nda (1997: 121) "Hayvan dnyasndaki iro
ninin... farkna var" diye devam eder. Terapi gruplarndan birinde
katlmclardan kendilerini bir hayvan olarak dnmeleri istenir.
Jack kurduu hayalde bir maarann giriine doru yrr ve maa
radan bir penguen kverir. "Kay," der glmseyerek. "Hi zorlan
madan tnellerde kaydk" (Palahniuk 1997: 20). Jackin/penguenin
iinde "kayd" toplumsal meknn przsz bir mekn olmas te
sadf deildir. Toplumsal ba yitirmek zgrlk demektir; Dv
Kulb bu adan Deleuzevari bir "sava makinesi", baskc top
lumsal mekanizmalarn dna doru bir ka hattna ynelen z
gr bir toplamadr. izgilerle ayrlm, sert bir biimde altkesitle

138

FLMLERLE SOSYOLOJ

re ayrlm toplumsal uzama dahil edilemeyen eydir; aklardan


(hz) oluur, przsz bir uzamda iler ve okluktaki (kitle fenome
ni) toplumsal balar (kodlar) zer. Bu bakmdan "sava" ya da
"dv" toplumsal rgtlenmeye kar en kesin mekanizmadr: "tp
k Hobbes'un Devlet'in savaa kar, dolaysyla savan da Devlet'e
kar olduunu ve onu imknsz kldn aka grd gibi" (De
leuze ve Guattari 1987: 357).
Bu balamda Deleuze ve Guattari'nin bir sava makinesini, ama
c bizatihi sava olmayan -sava, sava makinesinin sadece "eklen
tisidir"- yaratc bir ka hatt, przsz bir uzam oluturmay he
def alan bir toplama olarak grmeleri nemlidir. Sava yalnzca
"Devlet'e kar koyan toplumsal bir durumdur" (a.g.y. 417). Bu ba
kmdan iddet Dv Kulb'nn ille de amac deil, eklentisidir.
Hepsinden nemlisi, Dv Kulb "toplumu" nleyen toplumsal
bir durumdur. Dv Kulb blgeleri, merkezleri, altkesitleri ol
mayan gebe bir toplumsal uzamda oalr, daha dorusu byle
bir uzam ina eder: Dzletirilmi, insann balantlarda "kayabile
cei" bir alandr bu: "ve... ve... ve..." Noktalar yerine dorular, bir
leme yerine balanma sz konusudur. Dv Kulb sabit bir
uzamsalla, bir adrese sahip deildir, bir rizom gibi byr. Ve za
mansal olarak "yalnzca dv kulbnn balad ve bittii saat
ler arasnda var olur" (Palahniuk 1997: 48).
Deleuze ve Guattari'ye gre uu hatlar kendi iinde ne iyidir ne
de kt, ak ulu srelerdir bunlar. izofreni ve paranoya, rizom
ve aa, katmanlar ve ka hatlar arasnda ikili bir kartlk sz ko
nusu deildir. Katmanlara kar olmak, katmanlara (rgtlenmeye)
ve ka hatlarna kar kmak (organsz bir bedene dnmek) ye
terli deildir. Ka hatlarnn kendilerine zg tehlikeleri vardr ve
bunlar da Dv Kulb asndan ilgi ekicidir.
lk tehlike ka yolunun tekrar katmanlamasdr: Btnyle
katmanszlama korkusu iinde kat bir paralanma ve ayrmclk
ekici grnebilir. Bir ka hatt ne zaman bir kurulu, kurum, yo
rum, karadelik, vs. tarafndan durdurulsa, "yeniden blgeselleme"
meydana gelir. Dv Kulb balangta "gvenlik yanlsamasy
la" alay etse de, ka hattn izleyen yeniden blgeselleme olur.
Bir projeye, Kargaa Projesi'ne evrilir. Bir "anari brokrasisi"ne
dnen (a.g.y. 119) Kargaa Projesi, Dv Kulb'nn "bireyin

DV KULB: A TOPLUMUNDA DDET

139

grupla, grubun liderle ve liderin grupla tm zdelemeleriyle kit


lesel znenin paranoid konumu" olarak tekrar blgeselletii nok
tadr (Deleuze ve Guattari 1987: 34). Dv Kulb'ne nazaran,
Kargaa Projesi daha ziyade oklu ka hatlarnn ouna bir rezo
nans veren Jack/Tyler merkezinde toplanr. Yntemler de deiir:
"Bu insanlar kleletirerek onlara zgrln ne olduunu gster
meli, onlar korkutarak cesaretin ne olduunu retmeliyiz" (a.g.y.
149). Yeni kurallar yledir: "soru sormak yok", "Tyler'a gvenmek
zorundasnz", vb. (a.g.y. 125). Dv Kulb bir eteyken, Karga
a Projesi daha ok bir orduyu andrr. Dv Kulb sertliin duy
gulanlarnn bir mikrokozmunu yaratr: yersiz yurtsuzlatrr ve
kitleletirir, ancak bunu yalnzca yersiz yurtsuzlamann nne ge
ip yeni blgesellemeler yaratmak amacyla yapar.
Ka yolunun kendini pek belli etmeyen ancak daha ilgin ikin
ci tehlikesi ise "aklk"tr. "Toplumsal"n molekler dokusunu al
glayabilir hale geldiinizde, bu dokudaki boluklar ortaya ktn
da "aklk" ortaya kar. nceden kompakt ve bir btn halinde
grnen ey imdi sznt yapar gibidir; farkszlamalara, rtme
lere, glere, melezlemelere geit veren bir dokudur bu. Dv
Kulb'nn Kargaa Projesi'ne dnmesiyle aklk ortaya kar.
"Her ey hibir eydir, ve aydnlanmak acayip haval bir eydir"
(Palahniuk 1997: 64). Dv Kulb'nn yelerini kendine hayran
brakmasnn sebebi de aklktr. Bu bakmdan Dv Kulb sert
liin tehlikelerini minyatr bir lekte yeniden retmekle kalmaz,
ayn zamanda mikrofaizmdir. "O mthi paranoid korkunun yeri
ne binlerce kk saplant, bariz hakikatler ve aklklara saplanp
kaldk. Bu aklklar her karadelikten fkryor, artk bir sistem te
kil etmiyor; gmbrt ve uultudan ibaret; herkese yarglk, adalet
datcl, polislik ya da mahalle SS'lii misyonu ykleyen krle
tirici klardan ibaret" (Deleuze ve Guattari 1987: 228).
nc tehlike ise udur: Bir ka yolu, yaratc potansiyelini
yitirerek bir lm hattna dnebilir. Dv Kulbnde gerekle
en tam da budur: Ka yolu duvar aar, kara deliklerden kurtulur;
ancak dier hatlarla balant kurup her defasnda deerliini artr
mak yerine ykma, tam da ilgaya, ilga tutkusuna dnr" (a.g.y.
229). Aslna baklrsa faizm lm hatt haline gelen iddetli bir ka
hattnn sonucudur; bu ka hatt zykm ve "tekilerin lm

140

FLMLERLE SOSYOLOJ

araclyla lm" arzular (a.g.y. 230), kendi basksn arzular. Ka


n lm hatt haline geldii yer savan (ykmn) sava makine
sinin eki olmaktan kp asl amac haline geldii noktadr.
Kargaa Projesi'ne dnen Dv Kulb saf bir iddet, ykm
ve tam bir katmanszlatrma arac, amac sava olan bir sava ma
kinesi haline gelir. Dier bir deyile, farksz olana ya da tam bir r
gtszlemeye geri dnmek de aknlk ya da rgtlenme kadar teh
likelidir. Dv Kulb nn ekici, karizmatik, pervasz sapkn
Tyler da toplum kadar tehlikelidir. Eer iki tehlike, katmanlar ve b
tnyle katmanszlatrma, yani intihar varsa, Dv Kulb bun
lardan yalnzca ilkiyle savar. Dolaysyla mikrofaistlerin bu ko
nuda asla sormad soru, asgari dzeyde bir katmanlamay, asga
ri dzeyde biimler ve ilevleri; malzeme, duygulanm ve topla
may salayabilecek minimal bir zneyi korumann gerekli olup ol
maddr" (a.g.y. 270). Arzuyu snamann yolu sahte arzular ifa
etmek deil; katmanlara, tam bir katmanszlamaya zg olan ile
ka yoluna zg olan ayrt etmektir - Dv Kulb bu imtihan
geemez (a.g.y. 165).
Farkl iddet biimleri ve bunlarn ortaya kma koullan, uygulanma
biimleri ve sonular arasnda bir ayrmn olmamas ve bunun yan sra
iddetin insanlarda yaratt strap karsnda ahlaki adan kaytsz kaln
mas, Dv Kulb'n ahlaki knt iinde ve siyasi anlamda gerici bir
film olarak konumlandrr. Dv Kulbndeki iddet, erkeklik ve toplum
sal cinsiyet temsilleri -nefret sularndan ar san paramiliter ve protofaist altkltrleri gklere karmasna kadar- Amerikann genel manzara
sn veren bireysel patolojiyi ve kurumsal iddeti yanstmaya fazlasyla he
vesli gibidir (Giroux 2000: 37).

Buraya kadar filmin sunduu farkl eletiriyi sorguladk; ancak


filmin bir meta olarak statsne deil, yalnzca anlatsna odaklan
dk. Dolaysyla imdi filmin anlatsn bir yana brakp retildii
balam sorgulamaya gemek istiyoruz.

DV KULB: A TOPLUMUNDA DDET

141

Eletiri Olarak Dv Kulb

Dv Kulb batan sona srekli izofrenik bir mantktan faydala


nr. rnein film boyunca tekrarlanan "ayrtrma" motifi postyap
salc Fransz Felsefesine ve Maymunlar Cehennemi / Planet of the
Apes ve 12 Maymun /12 Monkeys tarz post apokaliptik ilkelcilie
bir ifte gnderme nitelii tar. Hem ticari adan tam bir baar
hem de tketim toplumunun bir eletirisidir. Hem modernist teknik
ler (rnein geriye dnler iinde geriye dnler, anlatcnn dra
matik yanlsamalar ykarak dorudan izleyiciye hitap ettii Brecht
vari epik kesmeler, vb.) hem de pop-art bir yaklam sergiler. Ayn
anda hem sa motifleriyle (rnein maaralarda yaplan ilk Hristi
yanlk toplantlar gibi, kavgalar da otoparklarda, depolarda gerek
leir) hem de Nietzsche'yi antran deccal motifleriyle doludur.
Hem Frankfurt tarz bir karamsarlk/sekincilie (asla memnun ol
mayaym, kurtar beni...) hem de kitle hareketine (faizme) atfta bu
lunur. Dv Kulb hem bir iddet filmi hem de bir komedidir, hem
popler kltr hem avangard sanattr, ayn izofrenik paket iinde
ayn anda hem felsefe hem de popler felsefedir. Bir yorumcunun
syledii gibi, "btn o devrimci, her eyin-iine-edeyim cengver
liine ramen, Dv Kulb'nn asl srr dnemin en baarl ko
medilerinden biri olmasdr. Kan, patlamalar, Nietzschevari szl
atmalar, o tuhaf cinsiyet mutasyonunu bir kenara brakrsanz...
bu basbaya komik, ykc bir eydir" (Savlov 1999).
Palahniuk "kurum kart bir yazar" olarak tannr (bkz. Spear
2001: 37). lk bakta, Dv Kulb Hollywood'un dnyasna pek
oturmaz. Hatta yaynclar kitabn ilk versiyonunu fazla karanlk,
saldrgan ve riskli olduu gerekesiyle geri evirmitir. Fakat Plah
niuk bu durum karsnda iddeti yumuatmak yerine daha da ar
ya tar: "Daha da karanlk, riskli ve saldrgan hale getirdim; isteme
dikleri ne varsa hepsini yaptm... Sonu ne oldu? Tam bir bomba,
hepsi bayldlar" (aktaran Tomlinson 1999). Peki neden? Neden "da
ha da" ar olan daha ok satyor? Dv Kulb'nn buyurduu
estetik kapitalizm eletirisi, gnmz dnyasnda gerekten de "ku
rum kart" ya da ykc mdr? Kapitalizme ve iktidara estetik ele
tiriyle en belirgin ekilde kar kanlar postyapsalc Fransz filo

142

FLMLERLE SOSYOLOJ

zoflar olmutur: iktidarn ataletine, paranoyaya ve yasaya kar ya


ratclk, sapknlk ve ihlal. Yerleiklie kar gerlik, gsteri top
lumuna kar sitasyonizm. Ne var ki Dv Kulb, eletiriden
kan ka hatlarnn ak ulu olduunun ve bugn kendisi de ge
beleen bir iktidara uygun olabileceinin altn ironik bir biimde
bir kez daha izer.
Kendini ihlal etme dncesiyle ilgili bir estetik yaratclk, en
dstriyel verimlilik ve piyasann ihtiam ve risk alma konusundaki
isteklilii artk birbirini dlayan dnyalar deildir. Boltanski ve
Chiapello bu yeni uzlamaya "proje rejimi adn verirler. A hare
ketliliine uyan bu yeni hakl gsterme ve eletiri rejiminin ihtiam
balantclndan gelir; srekli yeni projelere, yeni fikirlere yelken
amasndan, ayn anda ve arka arkaya birok projeye atld bir ha
yat srmesinden gelir. nceden kurulmu bir habitusun tercih edil
medii bu balantc, a biimindeki dnyada, insan "fiziksel ve d
nsel anlamda hareketli olmal" ve "hareket halinde bir dnyann"
arsna cevap verebilmelidir: "Byk insan hareketlidir. Hibir
ey onun yer deitirmesini aksatmamaldr" (Boltanski ve Chiapel
lo 1999: 168, 183).
ada toplumun geliimi, eletirinin periferiye ait bir faaliyet
olmadn, daha ziyade eletiriyi asimile eden kapitalist yenilikle
re katkda bulunduunu ve bu nedenle de srekli olarak ilevini yi
tirme tehlikesiyle kar karya olduunu dorulamaktadr. 70'lere
kadar, kapitalizm yalnzca iki eletiri biimiyle karlamtr:
Marksist kampn toplumsal eletirisi (smr) ve yeni Fransz fel
sefesinin estetik eletirisi (gerlik). 70'lerden bu yana, kapitalizm
sanatsal eletiride yeni meruluk biimleri buldu ve bu da sol radi
kalizmin yeterliliklerinin iletme alanna aktarlmasyla sonuland
(Boltanski ve Chiapello, aktaran Guilhot 2000: 360). Bunun sonu
cunda, estetik eletiri post-Fordist normatif bir hakl gsterme reji
mi iinde kayboldu, yaratclk kavram esneklik asndan yeniden
kodland ve farkllk ticarete dkld. Dv Kulb'nn estetik bir
meta olarak retim sreci muhtemelen bunun en grnr rnekle
rinden biridir: "David [Fincher] bana yle dedi, "Senin de bildiin
gibi Chuck, sattmz ey sadece Dv Kulb filmi deil. Dv
kulpleri fikrini satyoruz" (Palahniuk, aktaran Sult 1999).
Tpk yaratclk, sapknlk ya da ihlalin gnmzde mutlak su

DV KULB: A TOPLUMUNDA DDET

143

retle zgrletirici olmad gibi, Dv Kulbn de ada kapi


talizme yneltilmi "kurum kart" bir yant olarak grmek pek
mmkn deildir. ktidar Dv Kulb'nn hcum ettii kaleyi
oktan tahliye etmitir ve filmin yerleiklie saldrsn kolaylkla
destekleyebilir. Palahniuk unlar syler: "Aslnda kendi kimlikle
rimizi yaratma zgrlne sahip deiliz, nk ne isteyeceimiz
retildi. Varoluumuzun tamamn oluturan kltrel eitime ra
men isyan etmek ve bir nebze olsun zgrlk salamak iin daha ne
olmasn bekliyoruz? Bunun yolu tamamen yasaklanm eyleri, bi
ze yapmay istemememizin retildii eyleri yapmaktan geiyor"
(aktaran Jenkins 1999). Palahniuk'un burada grd ey tam da
sz konusu stratejilerin, ancak iktidar sadece zclk ve deimez
ikili ayrmlar araclyla bir hiyerari salad srece zgrletiri
ci olabileceidir. Ama Palahniuk'un Dv Kulb'nn romantik
letirdii kavramlarn ou bugn a kapitalizmi ve onun estetik
merkezi Hollywood'da bir karlk buluyor.
Deleuze ve Guattari'nin tekrar tekrar altn izdii gibi, przsz
uzam ve gerlik kar konulmaz devrimci bir ar nitelii ta
maz, ama balama gre anlam btnyle deitirir (bkz. 1987:
387). Ne hareketlilik ne de hareketsizlik kendi bana zgrletirici
dir. Ykm ya da zgrleme ancak hareketlilik ve statis* retiminin
kontroln ele almakla ilgili olabilir (Hardt ve Negri 2000:156). Bu
bakmdan Dv Kulb'nn estetik eletirisi kulaa alayc deil de
safa gelir. CNN tarafndan gerekletirilen bir rportajda Palahni
uk kendisine Hollywood'un milyonlarca dolar harcayarak tketim
kartl hakknda iddetli bir film yapmaya karar vermi olmasn
gln bulup bulmad sorulduunda, "Bundan daha absrd bir a
ka olamaz herhalde. Bu durum bir bakma filmin kendisinden bile
daha komik," diye cevap verir (CNN 1999). Evet bu doru, ancak
gstermeye altmz gibi bunun birtakm nedenleri var.
Palahniuk da Dv Kulbnn toplumsal eletirisinin altn i
zer. "Sistem bizim iddetimizden ok tketim kart mesajmzdan
korkuyor. iddet bizi ykmak iin bir bahane sadece" (a.g.y.). Bu
doru. Dv Kulb toplumsal eletiri stratejilerine de alenen kar
*Yun. Tm kart glerin eit olmasndan kaynaklanan bir hareketsizlik du
rumu. -.n.

144

FLMLERLE SOSYOLOJ

kar ve ada toplumun aka ifade edilmi bir eletirisini or


taya koyar. Marx'n kendisi balca akademik evrelerin ou tara
fndan yok saylrken, felsefesi bir Hollywood markas olarak tek
rar ortaya km gibi grnyor. Dv Kulb kimi eletirmenler
tarafndan "yeni balayanlar iin nihilizm" diye adlandrldysa da,
filmi "yeni balayanlar iin Marksizm" eklinde nitelemek daha uy
gun grnyor.
Dv Kulb'nn eletirisi iki hamle yapar: Birincisi, meta fe
tiizmine bir alternatif olarak iddeti (estetik adan) yceltmeyi de
ner; ikinci olarak da deiim sistemini ykmay, meta mantnn
ekiciliinden kurtulmay hedefleyen (toplumsal) bir potla ar
snda bulunur. Bu iki yaklamn ortak noktas elbette bir dar, ka
pitalizmin dnda olan bir ey araydr. Ancak dars diye bir ey
yoksa, etik ve politik bir edim nasl mmkn olabilir ki? Bu ba
lamda Dv Kulb'nn anlatcs Jack/Tyler'n imknsz bir ko
numdan, lnn konumu diyebileceimiz bir yerden seslenmesi
yerindedir. Fantazmatik bir dardan seslenerek kendini simgesel
dzenin dnda konumlandrr. Dv Kulb bu anlamda kendini
somut tarihsel balamdan ayrr ve politikayla fiilen iliki iine gir
mekten kanr. Politik bir edimden ziyade trans gibi bir znel de
neyimi, gndelik yaamn aknn yalnzca geici olarak askya
alnd gya Bakhtinci bir karnaval faaliyetini savunur. "fke bir
yolunu bulup dar kar. Dv kulb gibi rzaya dayal bir dene
tim ortam, bu fkeye dar kmak iin bir yol salayabilir. Ben
bunu bir ilerleme olarak gryorum" (Palahniuk, aktaran Tomlin
son 1999).
Dv Kulb'nn somut bir ekonomik analiz iermemesi, top
lumsal ve snfsal eitsizlikleri btnyle gz ard etmesi bu ba
lamda dikkat ekicidir. Orta snflar ve alt snflar yalnzca eril ener
jilerini boaltmann bir yolunu arayan kiiler olarak tasvir edilmi
tir (Giroux 2000: 34). Ekonomik sorunlar cinsel sorunlar haline ge
tirilmi ve kiinin arzularyla nasl iliki kuracana dair bir mesele
olarak yeni bir ereveye yerletirilmitir. Tyler'n silahn ekip bir
dkknda alan Raymond' dizleri zerine kmeye zorlad,
ona leceini syledii ve "son bir jest" olarak hayatta en byk di
leinin ne olduunu sorduu sahne olduka anlamldr. Raymond'n
cevab her zaman bir veteriner olmay istedii, ancak eitim mas

DV KULB: A TOPLUMUNDA DDET

145

raflarn karlayamad iin vazgemek zorunda kald eklinde


dir. Tyler eer alt hafta iinde eitimine tekrar balamazsa Ray
mond' ldreceini syler. Jack'e bunun Raymond'n hayatndaki
en mutlu gn olacan ve bu gn kendi kaderinin sorumluluunu
almay rendii gn olarak hatrlayacan anlatr. Ne var ki D
v Kulb dalga getii eyi kendi de tekrarlar:
Eylemlilik ve politikann bu zelletirilmi versiyonu, Tyler'n karak
terinin tam da sulu grd piyasa glerinin bir amblemi olduunu anla
mak asndan son derece nemlidir. Tyler iin baar, insann srekli ken
disiyle didiip durmay brakarak ileri doru yol almasdr; bireysel giriim
ve irade gc kurumsal engelleri byl bir biimde etkisiz hale getirir.
Baat ezme ilikilerinin vahametine dair eletiriler ise ya kt niyetli edim
ler ya da kabul edilemez maduriyet nameleri sayldndan reddedilir.
Tyler tketicilikten nefret eder, ama Nike firmasnn ve Reagan dnemi ide
olojisinin pazarlama stratejicilerinden gelen bir "Sadece YAP" (Just Do IT)
ideolojisine deer verir. (Giroux 2000: 34)

Sadece Bir aka m?


Daha nce deindiimiz hayali szceleme platformunu daha olum
lu bir ekilde de yorumlayabiliriz. Ekonomik zmlemeden top
lumsal deiime, rnein finans merkezlerini havaya uurma plan
na kayarsak byle bir okuma yapabiliriz. Burada asl soru bu edimin
Jack/Tyler'n intiharna paralel olup olmaddr? Bu noktada edim
ile eylem arasndaki ayrma geri dnebiliriz. Edim, faili kkl bir
biimde deitirmesi bakmndan eylemden ayrlr. ntiharn en m
kemmel edim olmasnn sebebi de budur. Edimde "zne ortadan
kaldrlr ve ardndan yeniden doar (ya da domaz); yani edim z
nenin bir tr geici tutulma, bir afaniz* yaamasn da ierir. Bu is
me layk her edimin kkten anlalmazlk bakmndan 'delice' olma
snn nedeni de budur: Bu edim araclyla kendim ve simgesel
kimliim de dahil olmak zere her eyi tehlikeye atm olurum; do
laysyla edim daima bir 'su', yani ait olduum simgesel topluluun
snrlarnn 'ihlal'idir" (Zizek 1992:44). Benzer biimde, Palahniuk'
a gre karakterin gemiin yk altnda ezilmeyen daha gl bir
eye dnmesini salayan ey ykmdr (Palahniuk 1999: 3).
* Cinzel haz ve arzunun yitirilmesi, -.n.

146

FLMLERLE SOSYOLOJ

Jack devrimci bir edimin yalnzca kamusal kurallar ve kimlikle


re odaklanamayacan, bu dzenin olumsuz tarafna, mstehcen
fantazilerine saldrmas gerektiini anlar. Bu noktada Jack'in patro
nunu faaliyetlerini finanse etmeye zorlad sahneye dnlebilir.
Jack geleneksel yntemlere bavurmaz. Kendini cam masann ze
rine, kitaplk raflarna, oradan oraya atar, sonra da barp yardm
ister. Korumalar ofise daldnda dizlerinin zerine km, daha
fazla cann yakmamas iin patronuna yalvarmaktadr. Patronu mah
kemeye kp Jack'e tazminat demekten korkar, dolaysyla Jack
bir daha asla ofise gelmemesi artyla amacna ular. Burada dikkat
edilecek iki unsur vardr: Birincisi, Jack kelimenin tam anlamyla
"Organsz bir Beden" haline gelmitir. Sol eli idareyi ele alr ve tam
bir znelikten kma edimi iinde Jack'in iradesinden bamsz ha
reket eder. kincisi, bu edim patronun inkr ettii fantazisini, yani
onu eek sudan gelinceye kadar dvme arzusunu gerekletirdii
iin etkili olmutur (Zizek 2003a: 112-7).
Bu sahne Jack'in Tyler' ldrd final sahnesine bir hazrlk
olarak da grlebilir. Tyler Jack'in olmay diledii kii, arzu nesne
sidir. Sz konusu edim de fantazi alanna, bu defa Jack'in fantazile
rine yneltilmi bir edimdir. Marla'nn filmdeki rol bu bakmdan
can alcdr. Jack'in huzur bulmasn engelleyen, yani arzusunu can
l tutan tek kii odur; terapi gruplarnda yalanlarn ortaya karr;
Jack ile Tyler'n arasnda durur ve aralarndaki homoerotik ilikinin
adamakll ilerlemesine engel olur; ve filmin sonunda, Marla'ya
olan ak Jack'i Kargaa Projesi'ni durdurmaya zorlar. Jack sonunda
d engellerin (Marla) kendi arzusuyla yzlemekten kanma a
basndan baka bir ey olmadn, arzu nesnelerinin yanlzca bir
boluun maddelemi hali olduunu kabullenir.
Jack filmin banda biyolojik adan hayatta olsa da, bir bakma
zaten ldr ve dlanmtr (bir ofis alanna, bir tketiciye indir
genmi haldedir). "lme yaklaan insanlar ne kadar da canllar,"
der. Bu dorudur: Arzularyla yzletii ve gerekten yaad an
final sahnesinde karmza kar. Yine de bu nihilizmden phe et
memiz gerekir. Bir edim hem "gereklik ilkesinin", yani belli bir
sosyo-simgesel dzenin tesindedir, hem de toplumsal dzenin ko
ordinatlarn yeniden belirlemesi gerekir (Zizek 2001c: 167). D
v Kulb egemen arzu ekonomisini eletirir, ancak bunun yerine

DV KULB: A TOPLUMUNDA DDET

147

yeni bir arzu ekonomisi tanmlamaya ya da kurmaya girimez. Bir


edim ancak yapc bir taraf varsa devrimci olabilir. Jack/Tyler'n
sahip olmad ey de ite byle bir projedir.
Tyler yalnz, gz pek anti-kahramann cazibesini temsil eder; aka
ifade edilmi, demokratik bir siyasi reform kavramna dayanmasndan zi
yade albenili bir klt-ahsiyet olmasndan dolay herkesin houna gider.
Tyler'a gre siyaset dnmekle deil, yapmakla ilgilidir. Otoriter erkeklik
ve hiper-bireycilik timsali olan Tyler'n demokratik hareketlerle balantl
bir siyaseti hayal etmesi bile mmkn deildir. Dolaysyla gelecek biny
ln vizyon ve liderlik simgesinden ziyade 20. yzyln bandan kalma bir
faizmin simgesidir. (Giroux 2000: 33)

Dv Kulb'nde bolca eylem vardr, edim pek grlmez. "T


keticilik ktdr... o zaman ne iyidir?" sorusuna Palahniuk'un sade
ce ironiyle cevap verebilmi olmas bu bakmdan dndrcdr:
"Ha ha. Bu soruyu gemek istiyorum. Cidden, kitabm satn aln...
hatta daha da iyisi... bana uvalla para gnderin. Ltfen beni o ya
lanm entelektel domuzla bir daha gretirmeyin" (CNN: 1999).
Dv Kulb ile ilgili sorun filmin sorunsaln, yani iddeti kinik
bir mesafeden sunma tuzana dmesidir. Filmin kendisi elbette
son derece refleksif ve ironiktir. Hatta bu filmin faizm zerine bir
ironi olduu bile sylenebilir. Dolaysyla dz anlamyla ele aln
mamas gerekir. Zaten Dv Kulb kendi varln bile reddet
mez mi?
yleyse imdi alt gkdelenin imha ediliine dnelim. Yedinci
si de yklacak mdr? Jack bombay etkisiz hale getirmeyi baarm
mdr, yoksa akn zaferiyle (Jack ve Marla el ele dururken) biten
klasik bir Hollywood finali midir bu? Yoksa yedinci kule de ykla
cak ve herkesin yeni bir balang yapmas mmkn hale mi gele
cektir? Bu belirsizlik, final sahnesinde bir an iin beliren bir fallus
grntsyle daha da artar. Tyler'n eskiden bir sinemada alt
n, szgelimi ocuk filmlerinin arasna pornografik grntler yer
letirdiini ve tketim toplumunun kaytszlna byle de saldrd
n oktan renmiizdir. Tekinsiz bir feti nesnesinin, yani fallu
sun alakasz bir balama sktrlmasnn, bizatihi sinemasal ayg
tn fallus ya da fallusun yokluu gibi ilev grebileceini gsterdi
i ne srlebilir (bkz. Metz 1979: 11). Ancak fallusun Dv Ku
lb'nde bu ekilde grnmesi Dv Kulb'ndeki eletirinin do

148

FLMLERLE SOSYOLOJ

asna dair bir dizi soru da uyandrr. Fallus yalnzca bir aka, a
da toplumda eletirinin imknszlna dair ironik bir yorum mu
dur? Fincher sadece elendirmenin dnda bir eyler daha yapma
y m ister? Yoksa "ironik" bir ekilde Dv Kulb'nn tketim
kartln bir meta haline getirdiini, tketicilere kendi yalarn
sabun ve kendi eletirilerini de kurumsallam bir norm olarak sat
tn m kabul etmektedir?
Sonra bir dergi editr, baka bir dergi editr beni aryor; tepesi at
m, car car konuuyor, nk bulunduu yerdeki yeralt dv kulbne
bir yazar gndermek istiyor. "Rahat ol dostum," diyor bana New York'tan,
"Bana nerede olduunu syleyebilirsin. Yerini ifa etmeyeceiz". yle bir
yer yok, diyorum. Milletin birbirini yumruklayp bo hayatndan, anlamsz
kariyerinden, namevcut babasndan yaknd kulplerden oluan gizli bir
topluluk yok. Dv kulpleri hayal rn. Oraya gidemezsin. Hepsini
ben uydurdum. (Palahniuk 1999)

Belki de aslnda "bugnn neo-Faizmi giderek 'postmodern', me


deni, oyuncu bir hal alyor, kendinle arana ironik bir mesafe koy
man gerektiriyor... ama btn bunlar onu daha az Faist yapmyor"
(Zizek 1997: 64).

BRAZIL
Hatadan Terre

Tm tutuklular ikence iin bakanla gtrlr.


Resmi ama bilgi almaktr, ancak insanlar korku
tarak kendi kabuuna ekilmeye itme ve ilerlii
kantlama "ihtiyac" da bir o kadar nemlidir...
Peki birok insan sorgulanp lmne ikence g
rrken nasl olur da zgr bir toplumdan sz edile
bilir? Belki de bu kk ktlkler daha byk bir
ktlk haline gelmitir. Belki de bakanln yn
temleri toplum iin terristlerden daha byk bir
tehdit oluturmaktadr.

SOUK SAVAI savunan Georg Kennan vaktiyle totalitarizm kavra


mnn, yani tebas zerinde -muazzam bir brokratik aygt ve plan
l ekonomi araclyla- tam bir denetim uygulayan bir devlet imge
sinin, dev bir polis tekilat ve ok sayda muhbir araclyla disip
line edilen bir toplum imgesinin bir fantazmadan ibaret olduunu
ne srmt. Levi-Strauss'un totemcilik kavram gibi bu da fiilen,
hatta tarihsel adan var olmayan bir toplumsal kuruma iaret eder;
"aratrmaclarn kendi ahlak evrenlerine yabanc saymay tercih
ettikleri, dolaysyla aratrmaclarn bu evrene balln koruma
y salayan... kimi insani fenomenlerin" snrlarn belirler (Pietz
1988: 56).
lgin bir biimde bu kavram hem Sol'un hem de Sa'n kendi
ne gre fantaziler kurmasna olanak salad. Sa bu kavram/fan
tazmay, Levi-Strauss'un totemciliini andracak ekilde, kendi
toplumlarnn aksaklklarndan hayal kurarak uzaklamak iin kul
land; Sol iin, Marcuse gibi toplum teorisyenleri iin ise bu kav
ram tketicilik ve onun rettii "tek boyutlu insan"n sorunlu taraf
larn yanstan bir ayna ilevi grd. Kennan sa kanadn sylemin
deki d almasn vurgulayarak unlar syler:
Totalitarizmi genel bir fenomen olarak zihnimde canlandrmaya al
tmda, bizzat ahit olduum Sovyetler ya da Nazi manzarasndan ziyade
Orwell, Kafka, Koestler ya da erken dnem Sovyet hicivcileri gibilerin ya
ratt kurgusal ve simgesel imgeler aklma geliyor. Dier bir deyile, bu
fenomenin fiziksel gerekliiyle deil de bir d veya kbus olarak gcy
le ifade edilebildiini dnyorum, (aktaran Pietz 1988: 57)

152

FLMLERLE SOSYOLOJ

Kennan'a gre Orwell'in 1984' bir jenerasyonun kbusunu szlere


ve imgelere dkmt (Gleason 1984: 145). Ve bu haliyle de ksa
srede Sol ile Sa arasndaki mcadele iin bir sava alanna d
nmt. Bu ters-topya en ok neyi andryordu: ABD'yi mi yok
sa SSCB'yi mi? Dnce kontrol, TV gzlem sistemleri, maniple
edilen kitleler ve teknobilimden g alan kapitalizmin zirvesi mi,
yoksa "halkn suratsz balarnda polis miferleri tayan yarsnn,
halkn dier yarsnn pasif bedenlerini ineyip getii, grilerin en
donuu" olan Stalinizm mi? (Glass 1986: 22) Orwell phesiz Sta
lin(izm)'i dnerek yazmtr, yine de eserini muazzam klan ey
zamand olmasdr. Orwell'in resmettii ters-topya yamulmu
bir kapitalist ya da sosyalist toplum olarak alglanabilir.
Orwell bayaptn 1948'de yazm, hiperbolik bir biimde ta
sarlam ve 1984 ylnda geen bir bilimkurgu olarak sunmutur.
Kitap 1949 ylnda, bir yl gecikmeyle baslr; tpk Terry Gilliam'n
Orwell'in klasik romanna ok ey borlu olan filmi Brazil gibi.
1984' bir ylla karan bu film 1985'te gsterime girer. Anlaty
balamndan koparmak iin Orwell gibi Gilliam da elinden geleni
yapar, nitekim Brazil yle balar: "20:49, 20. yzylda bir yer."
Gilliam'n eitli filmlere gndermeleri, ani anlat deiiklikleri ve
zellikle arpc mzik kullanm bu zamandl destekleyerek
ezici bir gereklikle aramza mesafe koymamz ve bylece onun
zerine dnmemizi salar.
Kukusuz bizim kbuslarmzla Orwell, Arendt, Koestler ve
Aron'un kbuslar tpatp ayn deil; ne de olsa artk Dou ile Bat
arasnda bir souk sava yok, Stalinizm gemite kald, vb. Yine de
Gilliam'n filmi bize ok canl geliyor. Peki neden? Belki de Brazil
ada bir kbusu resmettii iin: 21. yzyln totaliter devletinin
deheti. Brazil ilk bakta ok tuhaf bir komedidir, mbalaa konu
sunda iyice arya kamas bakmndan Monty Pythonn Uan Sir
ki'ni andrr. Gelgelelim daha yakndan bakldnda, gnmzdeki
terre kar savala ilgili bir yorum olduu grlr. Gilliam'n deyi
iyle Brazil izleyiciyi adeta oyuna getirir: "Bir cevap vermiyoruz.
Yalnzca zaten aikr olan eylerin altn iziyoruz, aikr olsa da
insanlarn neredeyse hi dikkate almad eylerin" (Gilliam, akta
ran Noblejas 2004). Gndelik gereklie boazmza kadar battk
a, aslnda aikr olan eyleri gremez hale geliriz. Aikr olann

BRAZIL: HATADAN TERRE

153

grnebilmesi iin bir kurgu kisvesi altnda "sakl" olmas gerekir.


Orwell bunu Souk Sava kbusuna uygulamtr, Gilliam da ayn
eyi bizim kbusumuzu kurguya evirerek gerekletirir.
Yukarda aktardmz (Brzezinski, Orwell, Arendt ve Aron gibi
dnrlerden kaynaklanan) tanmn aksine, totalitarizm Gilliam
iin dpedz kendini sorgulayamayan bir topluma iaret eder. Bu
anlay dounun eski totaliter toplumu ile ada Bat toplumunu
tekinsiz bir biimde ilikilendirir: Piyasa ideal koullar iinde her
zaman hakldr, ekonominin demir kurallarna -uluslararas reka
bet, vb.- itaat etmek zorunda olan iktidar partileri de yle. Stalinist
ler de tarihin demir kurallarndan bunu anlamam myd? Gilliam'
in Brazil'i arada pek de fark olmadn gsterir.
Brazil'de btn anlatnn basit bir hatayla atelenmesi artc
deildir. Kendini sorgulayamayan bir sistemde bir hata kolaylkla
terre dnebilir. Filmde olanlarn balang noktas, Enformas
yon Bakanl'na giren bir bcein elektrikli daktiloda bir yazm ha
tasna, szmona terrist dman Bay Buttle'n adnn yanllkla
Bay Tuttle diye yazlmasna yol amasdr. Bu hata yznden Bay
Tuttle, Bay Buttle olur; yani geinmek iin ayakkab tamir eden, ka
lan vaktini de ailesiyle geiren sradan bir adam. Bir yn istihbarat
raporuna dayanarak vahice tutuklanan bahtsz Bay Buttle "bilgi al
mak", yani ikence iin bakanla gtrlr. Bildii ya da anlatabi
lecei hibir ey yoktur, ne var ki bu ona daha da tehlikeli bir hava
verir. Bunun zerine lmne ikenceye urar. Brazil'de karmza
kan toplumda, gzetleme ve istihbarat yaamn her alann istila
etmi, her zaman her yerde bulunan terr tehdidi halk saldrlarn
ya da kurbanlarn artk neredeyse farkna bile varmayan zelletiril
mi bireyler haline getirmitir. Bu da Buttlen talihsizliidir.
stihbarat Bakanl'nda alan Sam Lowly de bu zelletiril
mi ve kaytsz bireylerden biridir. Bu yaplamayacak hatann so
rumluluunu stlenmesi byk bir talihsizliktir. nce, bakanln
hatalarla ilgili prosedrlerini uygular; ancak zaman getike, ona
"ahlak yolunu" reten "ryalarnn kz" Jill'in de etkisiyle, bunu
ahlaki bir mesele olarak grmeye balar. Sam hatay dzeltmeye
altka daha ok glkle karlar. Terslikler birbirini izler ve
sonunda Sam de bir devlet dman olup kar. Bir sistem hatasn
dan kaynaklanan Buttle/Tuttle meselesinden, Sam'in de iinde yer

154

FLMLERLE SOSYOLOJ

ald daha byk bir terr komplosunun bir paras olarak sz edil
meye balar. Bunun zerine Sam tutuklanr ve bilgi vermesi iin ba
kanla getirilir. Bundan syrlmay bir lde baarr, ancak dedi
i bedel ardr: hayal dnyasna ekilir ve akln karr. Filme ad
n veren rahatlatc bir Latin paras olan Brazil burada topya mi
di zerine ironik bir yorum ii grr. Hayaller kurarak halihazrda
ki gereklerden kamak bir zm deildir. Sol ve Sa fantaziler
arasnda bir seim yapmak durumunda olan Gilliam Soldan yana
olmay tercih eder. D (ve topya) almasn kolektif eylemle bir
letirmek ister.
Gilliam Brazil'i bir phecilik ve iyimserlik paralaks olarak g
rr. Sistemin her zaman kazanmas bakmndan pheci bir filmdir
bu: Sisteme kar koymaya kalkan herkes acmaszca ezilir. Fakat
farkl direni biimleri denemesi asndan da iyimserdir. Polisin
avcundan kurtulmaya alan Sam, pheci bir tavr taknan ("Sam
sen hi terrist grdn m?") ve terrist saldrlarn kurbanlar iin
kayglanan Jill ve son olarak da Buttle'n yerine tutuklanm olma
s gereken Tuttle. Tuttle serbest bir tamirci olarak alr, (altyap,
snma, su, elektrik, vb.'den sorumlu) Merkezi Servis'in bozduu
eyleri onarr. Hkmet evraklarn ve brokratik prosedrleri atla
yarak yalnzca bozuk eyleri alr hale getirir.
Bu karakter, yani kahramanlar ayn anda iki uzamda konum
landrlmtr: Hem (ampirik) gereklik alannda hem de bir kurgu/
hayal alannda bulunurlar. Sam, iyinin ktye at muazzam bir
savata sisteme lmcl bir darbe indirme hayalleri kurar. Jill, hem
Buttles'n komusu olan gerek bir insandr (Bay Buttlen tutuklan
masna ahit olur ve onun serbest braklmas iin urar), hem de
Sam'in "ryalarnn kz"dr. Tuttle ise oturduu daireyi tamir ede
rek Sam'e yardm eden "ampirik" bir insandr - Sam'in dlerinde
ki kahraman, onu bakanln elinden kurtaracak kiidir.
Burada karmza kan soru udur: Fantazi mutlakiyeti bir
devletten kamann bir yolu mudur, yoksa insanlar fantaziler arac
lyla m bask altnda tutulur? Fantazi eylemin n koulu mudur
-daha iyi bir ey hayal edemiyorsak neden direnelim yoksa acla
rmza katlanmay mmkn klan bir gereklerden kama biimi
midir? Al sahnesinde ve Sam'in koca bir ku gibi utuu baz r
ya sekanslarnda incelikle sorulan bir sorudur bu. Gkyz elbet

BRAZIL: HATADAN TERRE

155

te bir ka yolunun ifadesidir. Fakat filmdeki bu tr sahneler Leni


Riefenstahl'n ektii, Nazi sinemasnn bayapt saylan radenin
Zaferi / Triumph des Willens'deki baz sahneleri de akla getirir.
Brazil'de gereklik ve kurgu iki ekilde i ie geer: film (kur
gu) ile gereklik (terre kar sava, yani bamzdaki bela) arasn
daki alegorik iliki, ve filmin anlats iinde tasvir edilen gereklik
ve hayal alanlar arasndaki iliki. Bu blmde her iki taraf da ve
zellikle insann birinden dierine nasl kayverdiini ele alyoruz.
Bunu admda gerekletiriyoruz. ncelikle Brazil'deki totaliter
gvenlik devleti vizyonunu ana hatlaryla ortaya koyuyor ve daha
sonra bunu kendi terre kar savamzla karlatryoruz. kinci
si, kurgu/ideolojinin klfetli bir gereklii hangi yollarla rtebile
ceim inceliyoruz. nsanlar gvenlik aygt karsnda kendilerini
nasl konumlandrr? ncs, direniin nasl tasvir edildiini ele
alyoruz. Sonu ksmnda ise meseleye daha geni bir perspektiften
bakyor, Brazil'in biimi ve gsterime girmesi konusunda Gilliam
ile yapm irketi arasnda ortaya kan anlamazl belirli bir ba
lama yerletiriyoruz. Yapm irketinin filmi yaynlama konusunda
ki isteksizlii, kurgunun Gilliam'n dndnden daha byk bir
potansiyele sahip olduunu mu gsterir?

(Anti)-terr
Brazil terrn gndelik gerekliin paras olduu bir toplumu tas
vir eder: al sekansnda TV satlan bir maaza bombalanr, ardn
dan ayn ey bir restoranda gerekleir, daha sonra bir alveri mer
kezi havaya uurulur, stihbarat Bakanl bakan yardmcs Bay
Helpmann bir terr saldrsnda bacaklarn kaybetmitir, Sam son
ryasnda Tuttlen bakanl havaya uurduunu grr, sokaktaki
ocuklar pheli terristleri tutuklama oyunu oynar, vb. Ne var ki
bu gereklik en plak biimiyle restoran sahnesinde ortaya kar.
Sam, annesi Ida, annesinin arkada Bayan Terrain ve Bayan Terra
in'in kz Shirley hep birlikte bir restoranda yemek yerken anszn
bir bomba patlar. Yaral mteriler ve garsonlar yerde inlerken sz
konusu drt konuk bu durumdan pek etkilenmemi gibidir. Gven
lik kuvvetlerinin tutuklanmad birka garson bu dehet verici

156

FLMLERLE SOSYOLOJ

manzaray kapatmak iin masann etrafna bir paravan yerletirir.


Paravan grnty kapatr, ama aclar iindeki kurbanlarn sesleri
ne bir etkisi yoktur. stisnai bir edim gibi grnen ey normal vazi
yet gibi deneyimlenir ve kaytszlkla ele alnr. Anti-terr kuvvetle
ri patlamadan yalnzca birka saniye sonra restoranda boy gsterin
ce, btn bu kk patlamalar insanlar sindirmek amacyla bizati
hi devletin dzenlediinden phe ederiz ister istemez. Gilliam bu
konuda unlar syler:
Bu tartmalarda srekli gndeme gelen dier soru da uydu: Terrist
ler gerek mi? ou zaman buna cevap olarak bilmediimi sylerdim;
nk bu dev tekilatn her ne pahasna olursa olsun hayatta kalmas, dola
ysyla da gerekte terr diye bir ey yoksa bile devletin kendini idame et
tirmek iin terristler icat etmesi gerekiyordu - tekilatlar bunu yapar. Bu
ou zaman onlar artyordu ve cevap istiyorlard: Restorandaki patlama
bir terr saldrs myd? Yine bilmediimi syledim, her zaman olduu gi
bi yalnzca sistemin patlayan bir paras olabilirdi. Ancak bu teknolojinin
ilediini varsayacak olursak, bunun patlamas birinin onu havaya uurdu
u anlamna gelir: Benim Brazil'de ortaya koymaya altm ey de ite
buydu. (Gilliam 1999: 131-2)

Bu pheci tavr bir adm daha ileri gtrecek olursak, sregelen sal
drlarn, insanlara terrn glgesinde yaamay retmenin ve do
laysyla hkmeti ve onun acmasz politikalarn merulatrma
nn bir yolu olduu sylenebilir. Gilliam'n Brazil'i ekerken kar
lat en byk glk, birok zel efekt kullanlrken oyuncularn
hibir ey olmam gibi davranmalarn salamak olmu (1986).
Yalnzca hnerli oyuncular bu denli "profesyonelce" davranabilir.
Ayn ekilde, bu drt karakterin (Sam, Ida, Bayan Terrain ve Shir
ley) byle davranmas ancak ok fazla "pratik"ten sonra mmkn
dr - olay byle karlamalarnn sebebi, artk altklar terr sal
drlarn yalnzca sinir bozucu bir rahatszlk gibi alglamalardr.
Kamu Gvenlik Tekilat'nn ikaz ve teskin karm marazi tav
r da ayn ekilde, insanlar bir sonraki saldrya hazr olmalar ara
clyla celbetmenin bir yolu olarak yorumlanabilir mi? Nihai fela
ket kapda olsa bile gndelik ilerinize devam etmeli ve gerisini h
kmete brakmalsnz (Zizek 2003b: 98-9). Tehdit barometresiyle
celbedilenler, hibir tehdidin sz konusu olmad bir durum ile (ki
aslnda bu barometrede bulunmayan bir kategoridir) toptan ykm

BRAZIL: HATADAN TERRE

157

arasnda bir yerde bulunur. Bu iki nokta arasnda ise bir dizi olas
kk saldr ve buna uygun genelletirilmi bir istisna hali vardr.
Bir yandan, bu kk iddet patlamalar bize nihai felaketin gerek
bir tehdit olduunu ve bunu nlemek iin ar nlemler alnmas
gerektiini hatrlatr (bylece bir hkmetin aklndan geen her ey
merulatrlm olur); dier yandan da barn ancak tehdit uzak
lat takdirde mmkn olacan ifade etme gereksinimi vardr
(bu da hkmet nlemlerinin neden snrl nlemler olarak sunul
duunu, neden bunlara sona erme hkm gibi yasal snrlamalar ge
tirildiini aklar).
Sam ve Jill bir fabrikada zerinde "Bugn g, yarn zevk" yazan
bir postere rastlarlar: Zorluk ("g") dnyalarn en gzeli ("zevk")
yolunda geici ve mecburi bir nlemdir. Kayt Dairesi'ndeki bir hey
kelin zerinde de "Hakikat zgrletirir" yazldr: "zgrlk"
ufukta bizi beklemektedir, ama nce "hakikati" kurtarmak iin ne
gerekiyorsa yapmamz, yani bakanln yntemlerine raz olmamz
gerekir. zgrlklere getirilen kstlamalar endie verici bir sorunla
mcadele etmek iin gerekli geici tedbirlerdir; Michael Ignatieff'in
(2005) szlerini baka trl ifade edecek olursak, bu tedbirler byk
bir iyilik yolunda kk bir ktlkten ibarettir.
Peki birok insan sorgulanp lmne ikence grrken nasl
olur da zgr bir toplumdan sz edilebilir? Belki de bu kk kt
lkler daha byk bir ktlk haline gelmitir. Belki de bakanln
yntemleri toplum iin terristlerden daha byk bir tehdit olutur
maktadr. Baka bir deyile, belki de zehirli olan bizatihi "devadr":
Bugn iinde yaadmz durum, "terre kar sava", sonsuza dek as
kya alnm bir terr tehdidinden ibaret: Felaketin (yeni bir terr saldrs
nn) meydana gelecei sorgusuz sualsiz kabul ediliyor, ancak felaket son
suza dek erteleniyor. Bundan byle bamza ne gelirse gelsin, 11 Eyll
saldrsndan ok daha dehet verici olsa bile, "o" beklenen saldr olmaya
cak. Bu noktada ''akn bir dn yapmay baarmamz byk nem ta
yor: Asl felaket, zaten srekli bir felaket tehdidinin glgesinde yaad
mz bu hayatn ta kendisi. (iek 2003b: 165)

Bakanla ilk ziyaretimizde, bir yazcdan tutuklama emirlerinin


ktn grrz: Tonsted, Simon; Topper, Martin F.; Trollope, Ben
jamin G.; Turb, Wiliam K.; Turner, John D.... ve ardndan da Archi

158

FLMLERLE SOSYOLOJ

bald Tuttle - olduka tannm, tehlikeli bir terrist. Bildiimiz gibi,


bir bcek yznden artk Archibald Buttle olmutur. Makine devam
eder: Tutwood, Thomas T.; Tuzczlow, Peter... Ve bunlar yalnzca o
gn iinde ilenen, yalnzca soyad T harfiyle balayanlarn tutukla
ma emirleridir. Sam terfi edip bakanlkta yeni bir greve getirildi
inde olan biteni daha yakndan grrz. Sam'in yeni patronu Bay
Warren, sonu gelmez koridorlarda alanlarnn soru bombardma
n altnda ilerler; bu sorulardan biri hl "muallakta" olan on be
pheli konusunda ne yaplacayla ilgilidir. Warren "yarsn ter
rist yarsn da kurban diye yazn," der. Filmde grdmz tutukla
malarda ayn ekilde rasgele gerekletirilir: havaya uurulan resto
randa garsonlarn neredeyse yars tutuklanr, saldrya urayan i
amar blmndeki mteri ve alanlara da ayn ekilde mu
amele edilir.
Tm tutuklular ikence iin bakanla gtrlr. Resmi ama
bilgi almaktr, ancak insanlar korkutarak kendi kabuuna ekilme
ye itme ve ilerlii kantlama "ihtiyac" da bir o kadar nemlidir.
Bay Helpmann televizyonda yaynlanan bir rportajda "zgr bir
toplumda asl mesele istihbarattr," der; stihbarat Bakanlndaki
pek ok tabela ve posterde bu szlerin yanklarn grmek mm
kndr. Bunlardan birinde u szler yazldr: "stihbarat - Refahn
Anahtar." Terre kar savata istihbaratn anahtar saylmas artk
sradan bir durum haline gelmitir. Terr birok adan sradan bir
savatan farkldr: En nemli fark, terristlerin ve gerilla savala
rnn dzenli bir orduyla ak bir savaa girmekten kanmasdr.
Bu nedenle de sradan yntemlerle alt edilmeleri mmkn deildir.
Yaplacak ey gelecek saldrlar nlemektir. Telefon grmeleri
ni, pheli e-postalar, para transferlerini takip etmek, vb. uygula
malar gizli yaplar ve terrist rgtlerin planlarn ortaya karmak
asndan hayati nem tar.
Vatanseverlik Yasas'nn gerekesi de bu deil midir? Biz yle
olduunu dnyoruz. Kaytlar, banka bilgileri, seyahat bilgileri,
vb.ye eriim terrle savamann yolu gibi alglanyor. Brazil'de
olanlarla bir baka ve belki de daha ilgi ekici benzerlik de Afganis
tan ve Irak'a kar "sava"taki istihbarat edinme yntemiyle ilgili.
Amerikan Gulag'nda - yani Guantanamo deniz ssnde, Ebu Ga
rib'de ve Irak'taki dier hapishanelerde, Afganistan'n eitli yerle

BRAZIL: HATADAN TERRE

159

rinde ve baka yerlerdeki gizli hapishanelerde- bulunan tutuklula


rn yzde yetmi ila sekseninin masum olduu iddia ediliyor (Dan
ner 2004: 3). Bu "gayrimeru mcahitlerin" ou sadece yanl za
manda yanl yerdeydi - tpk restorandaki garsonlar ya da i ama
r blmnde alanlar ya da alveri yapanlar gibi. Bu tutukla
malar terrist hcreler hakknda bilgi edinme amal mitsiz ve
zensiz giriimler olarak grlebilir: Yeterli sayda insan tutukla
nrsa, inallah bir eyler bilen biri kp bir eyler anlatacaktr.
Ebu Garib'deki tutuklulardan dzenli olarak "bilgi alnyordu".
Burada kullanlan aralar Brazil'de grdklerimize pek benzemi
yordu: Brazil'deki fiziksel acya sebep olan "klasik" ikenceye kar
lk Ebu Garib'de cinsel aalama ve slam'a hakarete dayal psi
kolojik bir ikence sz konusuydu. Ne var ki ikisinin de amac ayn
gibi grnyor: insanlar zayf drmek ve konuturmak. 1949
Cenevre szlemeleriyle ikence yasaklanmt; ikenceyi savu
nanlar, daha byk bir iyilii koruma yolunda kk bir ktlk ol
duunu iddia ederek gerekelendiriyordu ikenceyi. Bakan Yar
dmcs Dick Cheney 11 Eyll'n ardndan verdii ilk rportajda
"Elimizin altndaki her yola bavurmak, amacmza ulamamz a
sndan hayati bir nem tayacak," diyordu. Bush 11 Eyll saldr
larnn "karlk vermede yeni bir paradigma", "sava kanunlarna
dair yeni bir dnce biimi" gerektirdiini vurguluyordu (Strauss
2004: 6). "Sadece unu sylemek istiyorum: Artk yalnzca 11 Ey
ll'den ncesi ve sonras var" - CIA terr kart nlemler mdr
Cofer Black konuyu byle aklyordu, ama ounluk da bu gr
paylayor (Brown 2005: 978).
Ebu Garib'deki ikence "hafif ikence", ikencesiz ikence ola
rak alglanyordu. nsanlar kalc bir zarara uramayacakt, psikolo
jik ikencenin fiziksel ikence kadar zararl olmad dnlyor
du ve ne kadar ileri gidilebileceine dair belli kurallar vard: James
Bybee o utan verici notlarnda, en fazla bir organn zarar grd
noktaya kadar ileri gitmeyi neriyordu. Ebu Garib'de olup bitenleri
"teknik olarak ikenceden farkl" (Sontag 2004) diye niteleyen
Rumsfelde rahatlkla Brazil'de bir rol teklif edilebilirdi. Brazil'de
grdmz ikence de "hafif ikence"dir. Kurbanlara ikence eden
doktor Jack'in iddia ettii gibi, tutuklularn lmelerine mani olmak
amacyla kesin parametreler belirlenmitir. Dolaysyla Buttle'n

160

FLMLERLE SOSYOLOJ

lm nceden planlanm bir ey deildir, Jack'in kaytlarn kar


mas nedeniyle Buttle'n elektro-hafza terapisinde yanl paramet
releri kullanmasndan kaynaklanmtr.
kence zgr bir toplumda, bir demokraside nasl merulatr
lr? Ke yazar Robert Jackson milli gvenliin tehdit altnda ol
duu durumlarda ikencenin kabul edilebileceini ne srmtr.
Jackson'a ve dier yeni muhafazakrlara gre anayasa bir intihar
anlamas deildir: "Mahkeme onayl psikolojik sorgulama yn
temleri gibi birtakm terrle mcadele yntemleri konusunda ak
fikirli olmalyz. Ve her ne kadar ikiyzl bir davran olsa da, baz
phelilerimizi bu konuda daha az hassas olan mttefiklerimize ha
vale etme meselesini dnmeliyiz. Bunun sevimsiz bir i olaca
n herkes zaten biliyordu" (Jackson, aktaran Macmaster 2004: 3).
Akademik evreden Michael Ignatieff (2005) ve Alan Deshowitz
de (2002) benzer argmanlar sunar. Sava kanunlar, Cenevre sz
lemeleri postmodern sava halinin yeni gereklerine gre yeniden
dzenlenmelidir. Patlamaya hazr bomba gibi senaryolarda ikence
kanlmaz olabilir. Snrl kullanm ve "hafif niteliinin yan sra,
ikencenin bir hkim tarafndan onaylanmas gerekir. Deshowitz'in
nerdii gibi, durumdan duruma deien kimi zel izinler de sz
konusu olabilir: "Ben ikenceden yana deilim, ama ille de yapla
caksa mahkeme onay zorunlu olmal; 'iyi' ve gereki nc bir
alternatif yok. Tipik bir 'ktnn iyisi' durumu..." (aktaran Cohen
2005: 27). Deshowitz insanlarn trnaklarnn altna ine batrlabi
leceini ya da sakinletirici bile verilmeksizin dilerinin oyulabile
ceini hesaba katmalyd (Macmaster 2004: 4).
imdi Brazil't geri dnelim. Burada tutuklular ya terrist ol
duklarn itiraf ederler ya da sulamay reddedip daha fazla iken
ceye maruz kalrlar. Yalnzca iki seenek vardr: ya hemen ya da i
kenceden sonra itiraf etmek. Dolaysyla tutuklular ne olursa olsun
sulu saylr. Rumsfeldin Guantanamo'daki tutuklular patlamaya
hazr bombalar olarak grmesi bu argman tekrarlar. Terre kar
sava devam ettii srece tutuklularn burada kalmalar gerekiyor
du (ki bu da on yllarca srebilirdi) nk aksi takdirde bomba gibi
patlayabilirlerdi. Onlar sadece doru hareketi bekleyen potansiyel
intihar bombaclaryd. Nitekim yapm olduklar bir ey yznden
deil, gelecekte yapabilecekleri bir eyle sulanyorlard. Dine ba

BRAZIL: HATADAN TERRE

161

llklar ve Amerikan kart deerleri benimsemeleri onlarn "pat


lamaya hazr" olduklarn kantlamaya yeterdi. Rumsfeld iin yal
nzca terristler ve potansiyel terristler vard, ve elbette her iki
grubun da hapsedilmesi gerekiyordu.
Bu argman ortaada cadlarn hakkndan gelmek iin yaplan
su testini akla getiriyor. Cad olduu iddia edilen kadnlar elleri ve
ayaklar bal, yani hareket edemeyecek/yzemeyecek bir halde
gle atlrd. Eer kadn su zerinde kalrsa, bu onun cad olduu
nun (doast gleri olduunun, vb.) kant saylrd. Batmas ise
masum olduu anlamna geliyordu, ama zaten boulmu olacan
dan bunun pek bir kymeti yoktu. Gilliam ikence iin deme yap
ma fikrini cad davalaryla ilgili ortaa belgelerinden edinmiti.
lme mahkm edilenlerin ate iin kullanlacak odunun parasn
demeleri gerekiyordu (Gilliam 1999: 132). Ayn ekilde Sam'e de
hem kendinin hem de vergi mkelleflerinin parasn boa harcama
mak, en azndan kendi bilgi alm masraflarn belli bir seviyede tu
tabilmek iin sulamalarn bir ksmn kabul etmesi tavsiye edili
yordu.
Bedelini deyecei ey elbette ikence deil de "terapi", "hiz
met" ya da "yardm"dr. Dolaysyla tutuklular hem mahkm hem
de mteri muamelesi grr (Cowen 1998). Bir taraftan, gardiyan
lar mahkmlardan "devlet mal" diye sz eder ve mahkmlar "depo"ya gtrlr; Agamben'in (1998) deyiiyle onlar homini sacri'
dir: hem devletin iktidarna tabi hem de hukuk alannn dnda in
sanlardr. Tutuklanmalarnn ardndan, kelimenin tam anlamyla bir
et torbas gibi grnrler: kafalarndan bellerine kadar torba gibi bir
kuma geirilmitir, boyunlarnda metal bir kelepe vardr ve torba
larn arkasnda kelepelendikleri metal bir boru uzanr. Bu "torba
lar" kesilmi domuzlar gibi nakliye edilir: Torbaya benzeyen dze
nek tayclarn tavanndaki bir kancaya tutturulur ve ara ilerle
dike "torbalar" sallanp durur. te burada gerek dnya gleriyle
bir baka paralellik daha kendini gsterir: Hepsi i nl ya da tu
lum giydirilmi, altna bez balanm, askeri nakil aralarnn zemi
nine kayla tutturulmu halde Afganistan'dan Guantanamo Krfe
zi'ne gtrlen mahkmlar da benzer bir ey yaamyor mu? Mah
kmlarn Guantanamo'nun "kamusal" alanlarnda giydikleri kya
fetlere ne demeli? Turuncu tulumlar giymeye mecbur ediliyorlar;

162

FLMLERLE SOSYOLOJ

karartlm gzlklerle grmeleri, ameliyat maskeleri ve kulak t


kalaryla da konumalar ve duymalar engelleniyor.
Dier yandan, Buttle gibi insanlar soruturma talebiyle, stihba
rat Bakanl'na yardmc olmaya davet edilir. Jack Sam'e megul
olduunu, nk uramas gereken bir sr mteri bulunduunu
syler. Sam hapsedildiinde, daha iyi hizmet salamak amacyla
yaplan bir ankete katkda bulunmas istenir: "Memur: Sizce siste
min durumu nedir? a. etkili, b. etkisiz. Memur: Bir vergi mkellefi
olarak a. etkilendiniz, b. etkilenmediniz?" Ve bylece srp gider.
Burada can alc soru ise udur: Buttle'n ve dier tutuklananlarn
bana gelenler, bir piyasa ekonomisinde edimde bulunduunda in
sann bana gelenlerle karlatrlabilir mi?
Metann Saltanat

Gilliam'n filmi iki tespitte bulunur. Saldrnn bir kanad besbelli


totaliter gvenlik devletidir. Ne var ki dieri de tketim toplumu
dur. Bu ezamanl iki eletiri hatt biz izleyicileri, devlet ve piyasa
nn znellik retme biimleri arasndaki benzerlikler zerine d
nmeye yneltir. lk bakta bu iki alan birbirinden ok farkl gibi
dir. Totaliter bir devlette brokrasi zgrlkleri indirger: ifade z
grln kstlar, seme zgrl alann snrlandrr, bilinci fel
ce uratr (Orwell'n yenikonu'u, iftkonu), vb. Panoptik devlet
hareketi ve davranlar kstlamak iin disiplin aracna bavurur.
Buna karlk, bir piyasa ekonomisi bireysel farkllklar tevik ed
er, talep olduu srece farkllatrlm rnler retilir, herkesin bir
giriimde bulunma hakk vardr, vb.
Bu dnceler elbette, Marksist jenerasyonlarn da ortaya koy
duu zere, znde ideolojiktir: yalnzca buna paras yetenlerin
seme zgrl vardr; insanlar zerk aktrler deildir, kapitalist
lerin heveslerine meyillidir; talepler kendiliinden ortaya kmaz,
reklamlar araclyla retilir. Tpk Orwell'n syledii gibi:
Byle bir kapitalizmde insani bir ilikiye yer yoktur, daima kr etmek
haricinde bir kanun yoktur. Bundan daha bir yzyl nce alt yanda ocuk
lar madenlerde ve pamuk fabrikalarnda byyor ve lmne, bugn bir
eei ie kotuumuzdan ok daha acmaszca altrlyordu. spanyol en
gizisyonundan daha insafsz deildi bu belki ama daha insanlk dyd; zi

BRAZIL: HATADAN TERRE

163

ra spanyol engizisyonu ocuklar can olarak gryordu, ocuklar lm


ne altranlarsa yalnzca emek birimi olarak, (aktaran Kellner 2006: 10)

Kapitalizm insan emee, bir metaya indirger. Agamben'e gre ho


mo sacer'i niteleyen eylerden biri de onu ldrenin ceza almamas
dr. Ayn ekilde kapitalist bir ekonomideki ii de hi vicdan azab
ekmeden iten atabileceiniz biridir. Her iki durumda da ahlak sis
teme yabanc bir ey gibi alglanr. Baka bir deyile, ahlak her iki
durumda da eletirel dnceye yn veren bir ey olmaktan kar.
Brazil'de karlatmz iiler de ayn ekilde bir nesne mu
amelesi grr. er ple, dkntlerle ve eskimi mobilyalarla do
lu harabe evlerde yaarlar. Sradan iiler fakirdir ve karnlarn an
ca doyurur. Bir btn olarak kapitalist ekonomi ardnda yalnzca
p brakan dev bir makine olarak tasvir edilir. Sam ve Jill arabay
la fabrikaya giderken, sanayi blgesini kubak grrz: p y
nlar stste birikmitir; ne aa ne imen, hibir ey yoktur. Fa
kat arabayla geip giden insanlar yalnzca yolun iki yanna yerleti
rilmi reklamlar grrler.
Marksist dnce hep ikiye ayrlmtr. Biri daha ziyade retime
odaklanr, dieri ise tketime: yani siyasal iktisat ve kltr kuram.
Az nce yukarda ana hatlaryla ortaya koyduumuz trden bir ele
tiri ilkine aittir: emein retim srecindeki rol ve kapitalist mek
nizmann akldl. kincisi ise ne retildiinden ziyade nasl ta
lep yaratldna odaklanr. Tketiciler piyasann onlara arzulamay
rettii eyleri arzularlar. Bu bakmdan ihtiya ile arzu arasndaki
ayrm son derece nemlidir. nsanlarn kyafete, yemee, barnacak
yere ihtiyalar vardr ve ekonomi nasl dzenlenmi olursa olsun
bunlar hep talep ederler. Ancak arzunun, mallarn ekiciliinin, bu
taleplerin karlanmasyla pek de ilgisi yoktur. Bir eyi ona fiilen ih
tiya duyduumuzda deil, ona dair bir ihtiya olduunu kefettii
mizde satn alrz.
Hatta alveri ayinleri bile vardr, herhalde bu ayinlerin en
nemlisi de Noel'dir. Beklenecei zere Brazil'de Noel zamandr
ve herkes talep icat etmekle meguldr. Zaten her eye sahip bir ar
kadaa ya da akrabaya ne hediye edilebilir ki? Bilmedikleri bir ihti
yalar var mdr? Brazil'de Noel alveri bahanesinden baka bir
ey deil gibidir. Dini bir beyana en ok yaklatmz an, alveri

164

FLMLERLE SOSYOLOJ

merkezinde "sa'nn Yolundaki Tketiciler" yazl bir pankart ta


yan bir grubu grdmz andr. Noel zaman hediyeler alnp ve
rilir, Brazil'de de durum byledir. Ancak kimse bu hediye alma ya
da verme iinden keyif alyor gibi grnmez. Hediye vermek anla
mn yitirmi bir alkanlk haline gelmitir (Wheeler 2005: 101).
Alnp verilen hediyelerin hepsi ayn metadan ibarettir: yneticile
re rasgele "evetler" ve "hayrlar" salayan bir oyuncak verilir. Bu
hediye bir meta olarak kiiyi ayn anda hem kitleletirir hem de bi
reyletirir. nsanlar sadece kendileri iin retilmi bir hediye alrlar.
Gelgelelim ayn hediyeyi alan onlarca tketiciden yalnzca biri ola
rak belirsiz bir grubun yeliine, belli bir tipe indirgenmi olurlar.
Bu alegorik meta, pek ok adan toplumsal yapya dair bir yo
rumdur. Oyuncak ncelikle totaliter devlet aygtlarnn nasl alt
n (rnein insanlarn rastgele kurban ya da terrist kategorisine
sokulduunu) gsterir. Dolaysyla totaliter devlet aygt ile kapita
list ekonominin olas ortakyaarlna iaret eder. kinci olarak ka
pitalist ekonominin ahlakd niteliini antrr. Bir evet"ten de bir
"hayr" kadar honut kalr. Aksiyomatik doasnn istedii zel bir
ey yoktur ve bu nedenle de sahibi tarafndan talep edilen neyse onu
retir. Ve nc olarak da metann talep edilmediini, yalnzca ar
zulandn aka ortaya koyar.
Ne var ki kapitalist ekonomi konformist bir biimde ilemez,
herkesin ayn nesneleri arzulamasn salamaz. Farkl metalar ret
me konusunda bir derdi yoktur, hatta esasen farkllktan beslenir
(rnein bu yln modasyla geen ylnki arasndaki farkllk; gen,
orta yal ve yal tketici gruplar arasndaki farkllk; maceraclar,
gelenekiler, zppeler gibi kltrel gruplar arasndaki farkllk).
Gilliam'n izdii kapitalist ekonomi portresi de ayn ekilde yanl
ve demodedir. Gilliam mallarn talep edilmeyip arzulandn orta
ya koymak iin abartya bavurma gerei duymu olabilir. Eer
filmdeki karakterler farkl mallar alsayd, anlatm daha zayf bir et
ki yaratabilirdi. Herkes ayn nesneye ihtiya duymaz. Gelgelelim
yneticilikle uzaktan yakndan ilgisi olmayan kapc bile bu oyun
caklardan birine sahiptir. Kapitalist ekonomi "ihtiyalarn kar ev
releri tarafndan maniple edilmesi" bakmndan totaliterdir (Mar
cuse 1964: 3). rnler:

BRAZIL: HATADAN TERRE

165

beyin ykar ve maniple eder, kendi sahteliine duyarsz bir yanl bilinci
tevik eder. Ve bu kazanl rnler daha fazla toplumsal snftan daha faz
la birey iin elde edilebilir hale geldike, beyin ykarken kullandklar me
saj aleni olmaktan kar, bir yaam biimi haline gelir. Gzel bir yaam bi
imidir bu, eskisinden ok daha gzeldir ve gzel bir yaam biimi olarak
niteliksel deiimin aleyhine iler. (a.g.y. 12)

Yneticilere zel bu oyuncan gerek bir ilevi olmadn da sy


lememiz gerekir. Bu da Gilliam'n alegorisinde vurgulanan drdn
c unsura iaret eder. Oyuncak zel malzemelerden retilmitir ve
zirvedekiler iin, kararlar veren en nemli insanlar iin mkemmel
bir hediye olarak sunulur. Bu haliyle meta kimlik ina srecinin bir
paras haline gelir. Sahibine aktarlabilen sihirli bir auras vardr;
Marx'n kavramn kullanacak olursak, bir fetitir. Beincisi, rekla
mn gcn ortaya koyar; hediyeyi verenler bunun yneticilere
zel bir oyuncak olduunu syleyerek aslnda slogan yaym olur
lar. Baka bir deyile mteriler ifade satn almaktadr. Metann
gsterge deeri, kullanm deerinin nne geer.
Gsterge deerinin nemi filmde karlalan dier iki metayla,
yani restoranda servis edilen yemekle ve Ida ile Bayan Terrain'in es
tetik ameliyatlaryla daha da vurgulanr. Restoran sahnesinde, drt
konuumuz yemeklerin renkli fotoraflaryla sslenmi menye
gz atarken, garson da uydurma bir Fransz aksanyla mterilerine
ne sipari edecekleri konusunda zel tavsiyelerde bulunur: "Ma
dam, aramzda kalsn ama bugn iki numaray denemelisiniz." G
rne gre bu son derece zel ve st snflara gre bir mekndr. Ne
var ki btn yemekler nihayetinde birbirinin aynsdr: her konua,
zerine mendeki drt farkl fotoraftan biri ilitirilmi, drt top
kahverengi bulama verilir. Burada kapitalist ekonominin simlas
yon evresiyle karlarz.
Kapitalist ekonomi her eyi metaya, btn metalar da gsterge
ye dntrr. Estetik ameliyat bu nihai zaferin bir kantdr. Hem
Ida hem de Bayan Terrain her seferinde d grnlerini byk l
de deitiren birok estetik ameliyat geirirler. Her ikisi de bir
yzeye ve surete indirgenir. Srekli nasl grndklerinden bahse
derler, Noel'de "tbbi hediye ekleri" denen hediyelerden alma veya
verme fikri onlar mthi heyecanlandrr. Ida da Bayan Terrain de
mehur bir doktorun kliniinde tedavi grr. Ida kendisini giderek

166

FLMLERLE SOSYOLOJ

daha gen gsteren klasik bir "kes-yaptr" tedavisi grr. Bayan


Terrain ise "gz kamatrc incelikte bir fark" yaratacak ve kendi
sine "bir Rembrandt gravrndeki gibi zarif nanslar" kazandra
cak bir asit tedavisine girer. Ne yazk ki baz "miniminnack komp
likasyonlar" ortaya kar: Ida iyice genleirken Bayan Terrain da
ha da yalanr, sonunda da bu komplikasyonlardan dolay hayatn
kaybeder. Sam yanllkla tabutunu devirince, Bayan Terrain'den
geriye yapkan bir madde ve birka kemik paras kald anlalr.
Simle edilen bir ekonomiye ynelme filme "totaliter" bir d
n kazandryor ve terre kar savan nasl kavrand ve yrtl
d meselesiyle balant kuruyor. Kullanm deeri referans kay
bolduka (Baudrillard 1994: 22), fiili ve gerek terr saldrlar da
ortadan kalkyor; bunlar devlet (ve dolaysyla da daha nce szn
ettiimiz alarm kod sistemi) tarafndan simle edilebilir hale geli
yor. Daha pek ok paralellikten sz edilebilir: Piyasann buyruu ve
aman vermeyen reklamlar tketicileri "terrize etmez mi"? Estetik
ameliyat bir ikence biimi olarak grlemez mi? Gelin, bunlar
yorumlamak yerine, znelerin kendilerini kapitalist ekonomi ve g
venlik devleti karsnda nasl konumlandrdklarn inceleyelim.

Kinik

Sam kimdir? ncelikle bir brokrattr, Bay Kurtzmann'n en deer


li alandr. Ayn zamanda iyi ve saygn bir insandr. Hatta belki de
fazla iyidir, Bay Kurtzmann'a yardmc olmaya hevesi yznden ni
hayetinde btn usulszlklerin sorumlusu olup kar. Bay Kurtz
mann durup dururken kolunun krk olduunu iddia ettiinde onun
imzasn taklit eder. Suu bakasnn stne atma konusunda kimse
Kurtzman'n eline su dkemez. Sam ise tam aksine kurallara uygun
bir ekilde alr ve sistemi iler tutan kt uygulamalara hi bu
lamaz (szgelimi i arkadalar Bay Kurtzmann ofisindeyken ek
ranlarndan Kazablanka'y izlerler, ama ofisten ktnda megul
grnrler). Terfiyle ya da prestijle ilgilenmez, sistemle arasna
mesafe koymak ister. Kendi iine bakar, sorumluluklardan holan
maz ve kontrol edemedii koullara uyum salar. Sistemin pene
sinden kurtulmak ister. Ne var ki biraz daha yakndan bakldnda,

BRAZIL: HATADAN TERRE

167

Sam'in ideolojik bir tuzaa dm olabilecei de sylenebilir. D


nsel adan gereklikten uzaklamas bir ideoloji biimi gibi iler.
Bu fikri Arendt ve Havel ile gelitirebiliriz.
Lojistikten sorumlu olan Adolf Eichmann milyonlarca Yahudiyi
toplama kamplarna gndermitir. Arendt, Eichmann'n eylemleri
nin asl etkisinin farkna varmadn ne srer. Eichmann sradan
dr: Davranlarn ahlak erevesinde deerlendirmemitir (Arendt
1992: 287-8). Sam de bu bakmdan bayadr. kisi de ktln
baka yerde olduuna, dolaysyla kendisine bulamadna inanr.
kisi de insanlara (Yahudiler, pheli terristler) gnderilecek mal
muamelesi yapar, bu dnce izgisinden her sapma kiisel ilgiye
veya sevgiye baldr. Eichmann Auschwitz'e getirilen Yahudiler
den Storfer'e yardm etmeye alr, nk onu kendi arkada ve
Yahudi meselesini zmek iin ok uram biri gibi grr (a.g.y.
50-1). Sam Jill'e yardm etmeye alr, nk Jill ryalarnn kz
dr. Storfer ve Jill kaideyi, yani geri kalanlarn hak ettiklerini bul
duklarn kantlamaya yarayan temel istisnalardr.
Eichmann ve Sam sahip olduklar tm ahlak yaptklar greve,
verilen emirleri belirli bir mesafeden kesinlikle yerine getirmeye
balam profesyonellerdir. Nitekim Sam Bayan Buttle'n kocas
nn lmyle ilgili sorusuna ancak resmi bir dille cevap verebilir:
"Bayan Buttle sizi temin ederim ki bakanlk hatalar aratrma ve
ortadan kaldrma konusunda her zaman son derece titiz davranr.
ikayette bulunmay arzularsanz, size gerekli formlar gndermek
ten byk bir memnuniyet duyarm." Dahas btn bunlar donup
kalm, gzyalar iinde, hi de hkmet formlar doldurmakla u
raacak hali varm gibi grnmeyen bir kadna syler. Byle bir
inkr, tekinden byle bir habersizlik nasl mmkn olabilir? Eich
mann toplama kamplarna gnderdiklerinin kargo deil de Yahudi
ler olduunu, Sam de Bay Buttle'n ldn biliyordu elbette. Gel
gelelim Orwell'n yenikonu dili araclyla malumat baka trl
ifade etmek ve aktarmak suretiyle olayla ahlaki bir iliki kurmaktan
kanmasn da biliyorlard.
Arendt imha, tasfiye ve ldrmenin nasl "nihai zm", "tahli
ye" ve "zel muamele" haline geldiine dikkat eker. Snrd edil
me "ikamet deiiklii" olmutur, vb. (a.g.y. 85). Kurtzmann Arc
hibald'n hafza terapisi iin gereinden fazla fatura edilen Buttle

168

FLMLERLE SOSYOLOJ

ailesinin zararn tazmin etmeye alrken, Bay Buttlen Nfus ka


ytlarnda "pasif, Ortak Hazine Merkezi kaytlarnda "silinmi",
Bilgi Alm kaytlarnda "etkisiz" ve Gvenlik kaytlarnda ise "ta
mamlanm" eklinde getiini grr. Yenikonu terre kar sava
ta da nemli bir rol oynar, savan gereklikleriyle aramza mesafe
koymamz salar. Nitekim dman tarafn kayplar "tali hasar" ha
line gelir, faaliyetleri "yasad arpmalar" olarak adlandrlnca
sava sulular Cenevre Szlemesi artlarna uymayan bir muame
le grr, sava "insani mdahale" olur, dmanlar bir "er ekseni"
oluturur, saldrlar "nokta at"na dnr.
kinci bavuru kayna da Havel. Havel The Power of the Po
werless (Gszn Gc) adl kitabnda bir esnaftan bahseder. Bu
adam iyi bir komnist olduunu gstermek iin vitrinini parti slo
ganlar ve bayraklaryla donatmtr. Ne var ki zel odasna ekildi
inde sistemin aptallyla dalga geer (Zizek 2001c: 90). Sam'in
kimlii de benzer bir biimde blnmtr. Restorandaki saldrdan
sonra Bayan Terrain Sami bu terristlerle ilgili bir eyler yapmas
konusunda yreklendirir, ancak Sam yant olarak le tatilinde ol
duunu syler. Restorandaki olayla Sam'in mesleini ilikilendiren
Bayan Terrain ile Sam'in terfi etmeyi toplumsal prestij kazanmann
bir yolu olarak gren annesi zel ve kamusal benlii birbirinden ay
rlmaz grrler. Ne var ki Sam byle bir balant kurmaz. Bu da tar
tma iin neden ortak bir zemin oluturulamadn aklar. stelik
bu blnm kiilie bal dilsel bir strateji de sz konusudur. iftdn:
... insann elien iki dnceyi ayn anda aklnda tutabilme ve ikisini
de kabul etme gcdr... insann kasten yalanlar syleyip bunlara sahiden
inanmas, uygunsuz hale gelen her gerei unutmas ve tekrar gerekli hale
geldiinde bir gerei yalnzca ihtiya duyulduu sre iin nisyandan e
kip karmas, nesnel gerekliin varln inkr etmesi ve btn bunlar
yaparken de reddettii gereklii hesaba katmasdr. (Orwell, aktaran Pietz

1988:62)
Sam "etkisiz" olan kiinin aslnda ldnden haberdardr, ancak
sz konusu rtmeceli dil bu grevle baa kmasn kolaylatrr.
Kurtzmann'n karsndayken Buttle'n lm konusunda ak ak
konuur, ancak Bayan Buttle'n karsnda byle konuamaz. Birini
zel, dierini de kamusal alanda kulland iki farkl sz daarc

BRAZIL: HATADAN TERRE

169

vardr. Bu sz daarcklar, sadece Jill rneindeki gibi iki alan st


ste bindiinde atr.
Uzun lafn ksas. Sam aydnlanm yanl bilinten mustariptir.
deolojik kavramlarn yanl olduunu, bir eyler gizlediini bilir,
ancak bunlar doruymu gibi hareket etmekte srarldr. Sistemin
sorunsuz ilemesini salayan ey tam da onun bu dnsel mesafe
yi korumasdr. deolojinin ilemesini salayan tam da kendini kar
t gibi gsterebilmesidir. "deoloji katlanamadmz gereklikten
kamak iin ina ettiimiz rya gibi bir yanlsama deildir, temelde
bizatihi bizim "gerekliimizi" destekleyen bir fantazi inasdr; et
kili, gerek toplumsal ilikilerimizi biimlendiren bir "yanlsama
dr" (Zizek 1989: 45). Pragmatik bir meseledir bu: Baka, daha adil
bir toplumu tercih etsek bile, gereklik bizden rolmz oynama
mz talep eder. Siyasi ortamlar ekillendiren nesnel meknizmala
ra katlrz ama gerekten dahil olmayz, zira amacmz verili top
lumsal ve siyasi dzenin neden olduu gerek etkiyi bilinsizce
desteklemek deildir. Adaletsiz, evre asndan tam bir felaket
olan, baskc bir sistemde didinir dururuz; ama aslnda bu kadar u
raan biz deilizdir, maskelerimizdir. Eve geldiimizde maskeleri
mizi bir kenara koyup ailemizle beraber zel hayatmzn tadn
karrz. Ne var ki bu asl benlii gizleyen maske fikri yanltr:
Bir maskede, ardnda gizli olandan daha ok hakikat vardr: Bir mas
keye "sadece bir maske ite" deyip geemeyiz, zira zneleraras simgesel
a iinde fiilen kapladmz yeri belirler. Fiilen yanl ve geersiz olan, bi
zim taktmz maske (oynadmz "toplumsal rol") ile aramzdaki "isel
mesafe", maskenin altndaki "asl benliimizdir"... Buradaki edimsel bo
yut maskenin simgesel etkisinden ibarettir: Aslna baklrsa maske takmak
bizi yleymiiz gibi yaptmz ey yapar. (Zizek 1992: 34)

Brazil'de, blnm kiilik fikri Jack rneinde olduundan daha


da belirgindir. Jack bilgi alma denen pis ii yaparken gerekten de
bir maske takar. Sam ilk defa ofisine gittiinde, Jack'in stnde bir
takm elbise vardr, ocuu yerde oyuncaklarla oynamaktadr, oda
nn scak bir grn vardr, ortama teklifsiz ve dosta bir hava h
kimdir. kinci ve son karlamalar ise Jack'in brosunun yannda
ki odada, dev bir ambar olan ikence odasnda gerekleir. Bu defa
Jack'in stnde doktor nl, yznde de bir oyuncak bebek mas
kesi vardr. Jack'in iki benlii, iki yz vardr. Sam'in "mterisi"

170

FLMLERLE SOSYOLOJ

olarak karsna kt gne kadar her ey en ince ayrntsna kadar


dzenlenmitir:
Sam: Jack?
Sam: Jack?... Jack?
Jack: Kes sesini!
Sam: Jack, ben masumum! Bana yardm et.
Jack: Alak herif!!!
Sam: Korkun bir hata yapyorsun. Jack, ltfen kar u maskeyi.
Jack. Seni gerizekl!
Sam: Ne?
Jack: Bunu bana nasl yapabildin?
Sam: Yardm et, Jack! Korkuyorum!
Jack: Peki ben nasl hissediyorum sence? Hepsi senin bok yemen!
Sam: Jack...
Jack: Kes sesini! Profesyonel bir iliki bu!
Sam: Jack!!... Yapamazsn... Hayr, yapma!

zel benlik ile kamusal benlik arasndaki ince ayrm ksa devre ya
par. Fakat Jack maskesini takarak etiin sesine direnir. Jack maske
sini karp takma konusunda gayet beceriklidir.
Tam da bu noktada kanlmaz bir soru ortaya kar: Bu karna
val kimin iin sahnelenmektedir? Bunun Lacanc cevab Byk
teki'dir. Byk teki ilahi bir otorite, byk bir zihin, bir gerek
eler listesi, bir komplocu, vb.'dir. Tm straplarmzn suunu ze
rine attmz, itaat etmek istemediimiz tm buyruklardan sorum
lu olduuna inandmz eydir. Gerekte var olmayan Byk te
ki zihnin bir rndr. Gene de ie yarar ve yaadmz dnyay
dzenler. Brazil'de Byk teki roln oynayan kimdir? Ida rne
inde bu Sam'in biyolojik babas olan Jeremiah'dr ve Ida Sam'i ba
basn gururlandrmas iin tevik eder. Bay Helpmann'n eski bir
arkada olan Jeremiah onun da baba figrdr. Jeremiah her za
man onun evresindedir adeta, onunla konuur gibidir; hatta Bay
Helpmann onu "makinedeki hayalet" diye tarif eder.
Peki Sam'in Byk tekisi kimdir? Hi kimse. Sam'in hsran
belki de bir baba figrnn yokluundan kaynaklanr. Tepedeki
adam arar durur ama asla bulamaz. Gerek babas Jeremiah lm
tr, film boyunca onun yerine geecek bir baba arayp durur: Kurtz
mann, Helpmann, hatta belki de samuray. Bay Helpmann'n bro

BRAZIL: HATADAN TERRE

171

suna girdiinde, tutuklama emirlerini ileyen bir makineden baka


bir ey grmez. Daha sonra. Bay Helpmann bilgi almndan nce
Sam'i hcresinde ziyaret ettiinde, oyunun kurallarnn belli oldu
unu, kendisinin bile hibir ey yapamayacan syler! te Byk
teki tam da budur: insan iradesinden bamsz olarak ileyen ano
nim bir makine. Bu da Orwell'n Byk Birader'ini ya da Kafka'nn
yklerinde K.'nn arayp da bulamad otoriteyi akla getirir.
Byk teki hayali bir baba figrdr. Helpman'n Sam'i Noel
Baba klnda ziyaret etmesi de buna cuk oturur. Noel Baba var ol
madn bildiimiz, ama gndelik yaammz etkilemeye mukte
dir bir babadr. Yani bizimki kinik bir tavrdr. Ya da Jack'in syle
dii gibi: "Tesadf diye bir ey yoktur, Sam. Batan sona her ey
birbiriyle balantldr. Sebep ve sonu. in gzel yan da bu zaten.
Bizim grevimiz balantlarn izini srp onlar aa karmak."
Bu nceden tesis edilmi devasa neden-sonu rnts sistemdir,
Byk teki'dir. ehrin drt bir yanndaki kanallar da bir Byk
teki metaforu olarak dnlebilir. Sistem grnrde kimsenin
denetlemedii veya kapsamn kestiremedii mehul bir g tara
fndan rlmtr (Gilliam 1999: 130). Bizzat Gilliam'n Byk
teki'nin yokluu zerine yorumu yledir:
Bunun 1984'teki ya da Cesur Yeni Dnyadaki gibi totaliter bir sistem
olmasn istemedim. Bay Helpmann bile tepedeki adam deil, vekil. Her
kes sorumluluu zerinden attna gre muhtemelen tepede kimse yok,
ama mesuliyet hep bir stteki adama kalyor. ounlukla totaliter bir dn
ya olarak tarif edilse de ben yle olduunu dnmyorum, nk para
lar topladnzda totaliter bir sistemde grdmz total ortaya kmyor.
(a.g.y. 144)

Sam kendi cennetine girmesini engelleyen kt glerle, sistemle,


Byk teki ile arprken dev bir samuray savas grnm
alr. Canavar yendikten sonra miferini karr ve kendi yz orta
ya kar. Sistem Sam'dir! Onun gibi sradan insanlardan ibarettir.
Byk teki diye bir ey yok - sistem biziz! Samuray ile bir keli
me oyunu yaplr. Kelimenin okunuu kulaa "Sam ve Ben" (Sam
and I) ya da "Sam, sen bensin" (Sam, you are I) gibi de gelebilir.
Gilliam bir sohbet programnda bunu yle aklar:

172

FLMLERLE SOSYOLOJ

Brazil'deki korkularn kayna, dnyann sistem yznden kontrolden


kmasndan ziyade sistemin bizden ibaret olmasdr. Brazil aslnda siste
min byk liderlerden, her eyi kontrol eden byk dzenbazlardan olu
madn anlatr. Bu eyin iinde kk bir dili olarak grevini yapan her
kestir sistem. (Gilliam 1991)

Direni

Sam sisteme fantazi dnyasna ekilerek direnir. Ne var ki tm ha


yalleri iine gmld gereklii yanstr gibidir, dolaysyla bun
larn zgrletirme potansiyeli snrldr. Gndelik yaamndaki de
neyimleri bu hayallerde younlar: tand kiiler, dorudan yz
lemeyi reddettii ezici toplumsal yaplarla arasndaki psikolojik
iliki (Glass 1986:22-3). Bunlar "sorunu zebilecek ya da en azn
dan zmleyebilecek bir hayal gc muadili" sunar (a.g.y. 26).
Glass burada hayal gc ile fantazi arasnda faydal bir ayrm, ha
yallerin baskc ve topik ilevlerini en azndan teorik dzeyde
ayrmamz salayan bir ayrm nerir.
Hayal gc bir eyi olduundan baka bir ey olarak yanstma, byle
ce imgeyi gereklik iinde gerekletirme becerisi olarak tanmlanabilir.
Toplumsal basknn harici basncna verilen umutlu bir tepki, sunulan bir
alternatiftir. Nispeten daha zayf olan ikinci seenek, yani fantazi ise bou
lan hayal gcnn hayaletidir; fantazide hissedilen bask ie ynelir ve te
selli aresizce basknn ekillendirdii imgelerde aranr, (a.g.y. 25)

Glass, Sam'in hayallerinin asl balamnn annesi ve merhum baba


s ile arasndaki halledemedii iliki olduunu ikna edici bir biim
de ortaya koyar. Hayalleri kiisel balamyla snrldr ve bu haliy
le de daha geni apl bir siyasi ilikiye girmesine izin vermez. Sam
bahtsz Bayan Terrain'in gmlecei kiliseye dalarak karanln
glerinden katnda, artk yirmi ya daha gen, neredeyse Jill ile
yat gibi grnen annesiyle karlar. Aslnda iki karakter de ayn
oyuncu tarafndan canlandrlmtr. Baka bir deyile hayallerinin
ardndaki dzenleyici ilke bir karus ryasdr.
Yine de Sam'in fantazilerini daha iyimser bir bakla okumak da
mmkndr. Birincisi, stihbarat Bakanl'n havaya uurma fikri
vardr. Salondaki sahne Potemkin Zrhls / Bronyenosyets Potyom

BRAZIL: HATADAN TERRE

173

kin filmindeki mehur sahneyi yanstr, dolaysyla Sovyet devrimi


ne bir vg olarak okunabilir. Muhafzlarn yryleri ve tfekle
rini indirmeleri tpk Potemkin Zrhls'ndaki gibidir. Gelgelelim
vurulunca skca kavrad bebek arabas elinden kayp giden anne
nin Brazil'deki karl, ayn ekilde vurulunca yer cilalama maki
nesi elinden kaan bir temizliki kadndr (Cowen 1998). Belki de
burada topik bir hayal sz konusu deildir, edim bir ey iin deil
de sisteme kar bir edimdir. te yandan, aka ifade edilmi bir
gelecek toplum grs talebi kolaylkla antaja dnr: Madem
gereki bir alternatif hayal edemiyorsun, o zaman kes sesini!
Sam'in isyancsnn yalnzca hayallerinin bir rn olduu da tam
olarak doru deildir. Brosundaki boruya ksa devre yaptrnca ba
sn artar ve sonunda boru sistemi bir volkan gibi patlar, btn ka
tlar koridorlara ve sokaklara dalr - nc Reich'n dn
anmsatan bir sahnedir bu.
Sam'in hayallerinde bile topyac bir gr bulabiliriz. Sam'in
Jill ile birlikte bir hayat hayali, bask, kirlilik ve istismarn olmad
bir komnist toplumu andrr. Hayalinde, Sam ve Jill kamyonla
rn nefis bir vadiye park etmitir. Evin nndeki bahede bitkiler,
bir inek ve birka tavuk vardr. Sabah vaktidir, Jill Sam'e iyi uyuyup
uyumadn sorar. Sam yant olarak iyi uyuduunu ve artk rya
grmediini syler. topyann gereklemesidir bu - artk rya gr
meye (gereklerden kamaya) gerek yoktur. Filmin balarnda Jill
Same onun "kahrolas ryalarndan" ne kadar bktn sylemitir.
Jill harekete gemeyi tercih eder (alveri merkezindeki patlama
nn kurbanlarna yardm eden de odur). ki karakter final sahnesin
de birbirine karr: Sam'in daha iyi bir ey hayali ve Jill'in gerek
ilii, eylemi tercih etmesi. Aslna baklrsa bu sentez bir dei
im/devrime zemin hazrlayabilir.
Yukarda sz edilen antaja gelince, burada bizim hl devam
eden terre kar savamzla tekinsiz bir paralellik sz konusu de
il midir? Hkmeti eletiriyorsan terristlerin tarafn tutuyorsun
demektir. Ya biz ya onlar! Fakat hem terrizmi hem de onunla sa
vama biimimizi eletirmek mmkn olmal. Terre kar sava
tm siyasi reform giriimlerini yasad klabilir. Bu terristler as
lnda kimler peki? Dedikleri gibi, kiminin terristi dierinin zgr
lk savas olabilir. Brazil'deki Tuttle bunun bir kantdr. Orta

174

FLMLERLE SOSYOLOJ

yal, kalorifer tesisatl yapan, ksa boylu, gl kuvvetli, koyu


renk kyafetler giyen, beresi ve silah olan, "hrsz ile basknc gece
komandosu krmas" bir karakterdir. Bakanlk onu topluma garezi
olan "bamsz bir blc" olarak grr. Tuttle'n aklamas, bu ii
macera olsun diye ve devlet brokrasisinden bkt iin yapt
eklindedir.
Sam'in dairesindeki kalorifer bozulduunda servis merkezi ce
vap vermez ama neyse ki Tuttle yetiir ve sorunu halleder. Tuttle'n
tek suu budur. nisiyatif: Kulaa ok nemli gibi gelmeyebilir, an
cak totaliter bir sistemde bu idamlk bir sutur. Nitekim Merkezi
Servis elemanlar nihayet bulunup geldiinde, bu "sabotaj" hafife
almaz. Ceza olarak Sam'in dairesini iyice krp dkerler. Demek ki
burada iki tr terr sz konusudur: partizan faaliyetler ve devlet te
rr, yani iyi ve kt terr. Gilliam besbelli Tuttle'n tarafndadr.
Ona gre terr kartl bizatihi terr haline gelebilir.
Irak'taki Amerikal bir danmann -General Lefevre'inkileri ha
trlatan- szleri yledir: "Ortada partizanlar varsa partizan gibi sa
vamanz gerekir" (aktaran Schmitt 2004: 18). "Kazanmamzn tek
yolu her zamankinden farkl yollara bavurmak. Oyunu onlar gibi
oynamamz gerekecek. Gerillaya kar gerilla. Terrizme kar te
rrizm. Irakllar korkutup onlara boyun edirmeliyiz" (Moreias
2005: 10). Gilliam her grdmz terrist sanmamz konusunda
bizi uyarr ve kimleri terrist olarak tanmladmza dikkat etmeye
arr. Bu tanm ounlukla belirsiz ve son derece zneldir, yasal
bir tanmdan ziyade siyasidir. Terristler ou zaman mevcut eko
nomik ve toplumsal dzeni sarsmay hedefleyenler eklinde tanm
lanr. Bunun sonularndan biri de protesto hareketlerinin su kap
samnda ele alnmasdr (Paye 2004: 172-4).
Terristler devlet tarafndan bu ekilde tanmlanan kiilerdir.
Dzenli bir orduya mensup olmayan silahl kiilerdir. Dzenli aske
ri birlikleri tanmlayan drt koul vardr: sorumlu subaylarn olma
s, belirli ve ak semboller, silahlarn gsterilmesi, kurallara riayet
ve sava kanunlarn tatbik edilmesi (Schmitt 2004: 26). Dier par
tizanlar gibi Tuttle da bu kriterlerin hibirine uymaz. Bir stn yn
lendirmesi olmakszn tek bana alr, silahlarn gstermez, ka
ranlkta bir kara kedi gibi giyinir, velhasl devletin koyduu kural
lara uymaz. Bir gerilla savas olarak yalnzca geceleri harekete

BRAZIL: HATADAN TERRE

175

geer, gndzleri ormandadr (a.g.y. 27). Ya da filmin banda tele


vizyonda yaynlanan roprtajda Helpmann'n syledii gibi:
Muhabir: Sayn Vekilim, sizce bombal terrist saldrlarn son dnem
lerde bu kadar artmasnn ardnda yatan ey nedir?
Helpmann: Sportmenlie smayan hareketler. nsanlara aman verme
yen birka kendini bilmez eskiden kalma kimi deerleri unutmua benzi
yor. Dier tarafn kazandn grmeye gelemiyorlar. Bu insanlar ta izgi
sinde tezahrat yapacaklarna sadece oyun oynamaya baksalarMuhabir: Yani insanlar ldreceklerine oyuna baksalar Helpmann: -Evet, insan ldreceklerine bunu yapsalar - hayattan ok
daha fazlasn alrlard.

Sportmenlie smayan hareketler, dzensiz sava, terr! Partizan


ierisi ile dars, sava ile bar, muharipler ile gayri muharipler,
dmanlar ile adi sulular arasndaki keskin ayrmlara, yani devleti
ayakta tutan tm ayrmlara meydan okur (a.g.y. 16). Partizan z
itibaryla byle bir politik figrdr. Dmandan ne kanun ne de
merhamet bekler (a.g.y. 17). Hayatn riske atar, ama kendi iin de
il. "Partizan" szc "taraf' (party) szcnden tretilmitir partizan bir taraf iin savar, taraflardan birinin yzde yz yann
dadr (Schmitt ve Schickel 1995: 631). Ayn durum Tuttle iin de
geerlidir: zenginlikte gz yoktur, sradan bir sulu deildir. Bas
kc bir sistemin sindirdii sradan insanlar iin savar. Samin ak
sine, tarafn ayn anda hem karsnda (szlerde ve fantazilerde),
hem de yannda (pratikte) olma arasndaki kinik blnmeye direnir.
Dolaysyla Gilliam'n kard olumlu sonu bu tr bir eylem ve
bu tr bir varlk gibi alternatiflerin hl mmkn olduudur. Ayrca
bu sonuca, sz konusu alternatiflere daha nce hi olmad kadar
ihtiya duyulduunu da ekleyebiliriz.

phecilik ve yimserlik Paralaks


Peki Brazil iyimser bir film midir yoksa ktmser mi? Sonunda
Sam akln karr ve kendi hayal dnyasna ekilir. Sistemden kur
tulur, ancak bunun bedelini bir sebzeye dnerek der. yleyse
cevap hem evet hem de hayrdr: evet, nk direni bir olanaktr,
daha iyisini dleyebiliriz, direni edimleri vardr, vb.; hayr, nk
tm bu direni yollar unufak olmutur. Hatta belki de yanl olan

176

FLMLERLE SOSYOLOJ

"iyimserlik" ile "ktmserlik" arasndaki kartln ta kendisidir.


Ktmser dnceler insanlar baskya kar harekete geirebilir
(Kellner 2006: 23). Bunun en iyi rnei belki de sa'nn ilesinin hi
kyesidir. Burada nihai yenilgi nihai zafere dnr. kence sahne
sinde Sam'in avularnda bir an iin grdmz yaralar Stigmata
mdr? Veya Jack Sam'i ilesinden kurtarp baka bir dnyaya, Bra
zil'e/cennete gndermek iin ona lobotomi uygulayan bir Yahuda
mdr (Jackin elinde grlen alet frontal lobotomi ameliyatlarnda
kullanlan bir alettir, Cowen 1998)? Yenilgi mi yoksa zafer mi?
nemli olan yknn kendisi deil, nasl devam ettiidir? Gilliam'
m yapt ey iinde bulunduumuz zor durumu zmlemektir.
Gerisi bize kalmtr. Filmlerinin kinik havasyla ilgili bir soruyu
cevaplarken syledii gibi:
Kinik demeniz ilgin, nk daha nce de bunu syleyenler oldu. Ki
nik olduumu dnmyorum. Ben pheciyim, olaylara kinik yaklat
m kansnda deilim. in en kt taraf, genelde korkun derecede iyim
serim. Brazil'le ilgili bir teorim var: Bence ktmser birinin ok zor, iyim
ser birininse rahatlkla izleyebilecei bir film bu. nk ktmser birinin
en byk korkularn doruluyor, ama iyimser biri filmin sonunda bir e
kilde bir umut gryor. Kinizmi kayg verici buluyorum nk kinizm
bir anlamda yenilgiyi kabul etmek demek, oysa phecilik gayet salkl
bir ey ve deiimin mmkn olduunu gsteriyor. (Gilliam 1986)

Bir deiim olana vardr. Eletiri etkili bile olabilir. Brazil'in gs


terime girmi olmas bunun bir kantdr. Gilliam'n stdyoyla m
cadelesi, totaliter sistem ile tahayyln gc arasnda bir baka sa
va olarak grlebilir. Bunun en nemli taraf elbette bu sava Gil
liam'n kazanm olmasdr. Gilliam'dan teslim aldnda, Sidney
Sheinberg filmi gsterime sokmay reddeder. Filmin ticari potansi
yeli olmad kansndadr. Bu nedenle filmi yeniden kurgular; fil
min karanlk finalini, brokrasinin insan insanlktan karma gc
n gsteren sahneleri, keza o zekice hazrlanm karanlk partisyo
nun byk bir ksmn kesip karr. Genleri cezbetmek iin bu
sahnelerin yerine rock mzik koymay nerir. ykden geriye yal
nzca Samin ryalarnn kznn peinde komas ve esprili sahne
lerin byk bir ksm kalmtr. Sonu, standart Hollywood ideolo
jisine uygun biimde tasarlanm, duygusal gerilimlerin mutlu bir
sonla zme kavutuu, toplumsal eletirinin oyuncunun ruhsal

BRAZIL: HATADAN TERRE

177

sorunlar biiminde iselletirildii bambaka, daha ksa bir film


dir. Ne var ki Gilliam bu deiiklikleri kabul etmez ve i iyice ylan
hikyesine dner. Bu olay Gilliam'n dostlarnn filmin orijinal ver
siyonunu kendi evlerinde kurgulamasyla zmlenir. Brazil yln
en iyi filmi semelerinde dl kazanr, Universal'in byk filmi
Benim Afrikam / Out of Africa ise tek bir dl bile almaz. Nitekim
stdyo filmi gstermeye mecbur kalr (a.g.y.). Dolaysyla Brazil'in
sonunda gerekleen bir rya olduunu sylersek yle beylik bir laf
etmi saylmayz.

7
HAYAT GZELDR
Auschwitz'in Hayaleti

Kampn deheti ancak dolayl olarak tarif edilebilir.


"Auschwitz Ruhu gaz odalarnda lenlerde ya da
kurtulanlarda deil, ikisi arasnda var olan bada
cisimleir. Hepimiz Aushwitz neslinden geliyoruz,
ve hepimiz tanklk etmekle ykmlyz.

Natasha imdi avludan geldi, odama bol bol hava girsin diye pencereyi da
ha da at. Duvarn altndan parlak yeil imenlii grebiliyorum, duvarn
zerinden de aydnlk mavi gkyzn ve her yerdeki gn n. Hayat
gzel. Brakalm gelecek nesiller onu btn ktcl basklardan ve iddet
ten arndrsn ve doyasya yaasn. (Troki 1940, Stalin tarafndan ldrl
meden az nce; aktaran Viano 1999: 47)
"ASIL" TANIKLARI gaz odalarnda ldne gre kim Auschwitz'e

tanklk edebilir ki (Lyotard 1988: 3)? Revizyonistlerin en ciddi ko


zu da zaten burada yatyor: Hi kimsenin burada ldn kantla
mas mmkn deil. Ama sa kalanlarmz, tanklklarmz, mze
lerimiz ve Yahudi soykrm zerine tonla kaynamz yok mu? y
leyse tanklk ve revizyonizm meselelerini neden ciddiye alalm ki?
Bunun sebebi, daha temel bir soruna iaret ediyor olmas: Yahudi
soykrmnn esiz ve canl bir an olarak kalmasn salamak iin ne
yapmal? Tarih kitaplarna dierleri gibi bir blm olarak m gee
cek, yoksa havsalaya smayan mstesna ve travmatik bir olay ola
rak m yorumlanacak?
Yahudi soykrmnn ansn canl tutma istenci ncelikle tank
lklara dayanr. Gaz odalarnn "yalnzca" ikinci elden tanklar ol
salar da, sa kalanlarn kamplarn dehetini tasvir etme yolundaki
baarsz giriimleri tam da bu kavranamazln kantdr. Ne var ki
bu "priten" strateji Yahudi soykrm jenerasyonunun ok uzun s
re bizle olmayaca, ok yaknda canl hafzann yokluunda tarih
le idare etmek zorunda kalacamz gereinden mustariptir. Bu du
rumda, Yahudi soykrmyla ilgili kltrel retimin gitgide artmas

182

FLMLERLE SOSYOLOJ

nn sebebi, Yahudi soykrm inkrnn yeniden canlanmas olabilir.


Yahudi soykrm bugn tarihsel olarak inkr edilip bir kenara anl
yorsa, bunun sebebi aslnda fazla tehir edilmi bir konu olmasdr.
Burada ikisi de birbirinden kifayetsiz iki alternatifle kar kar
yayz. Birincisi Yahudi soykrmnn, sa kalanlarn deneyimlerine
dayal olmas nedeniyle, asla temsil edilemeyen nihai bir gizem ol
duunu kabul etmek anlamna geliyor. Dolaysyla gizemini aydn
latma yolundaki saysz giriim de felaketin esiz tarafnn olum
suzlanmas biiminde alglanyor ve bu da Yahudi soykrmna ele
tirel bir gzle bakmay gletiriyor (2i2ek 2001c: 66-7). Dahas,
olaylarn (ya da sa kalanlarn) kendini anlatmasna izin verme za
rureti ile nc Reich'n gayriahsiletirici susturma politikas
arasnda sorunlu bir benzerlik sz konusu (Trezise 2001:51). Dier
alternatif ise Yahudi soykrmn tarihin ellerine brakmak, pek ok
soykrm vakasndan biri gibi grmek. Ne var ki Yahudi soykrm
n bu ekilde aklamak onu normalletirmek anlamna gelir; yani
Yahudi soykrmnn, Bat'nn eletirel bir zbilin ve ktle di
renmek iin ahlaki ve siyasi bir irade gelitirmesini salam oldu
unu grmezden gelmek demektir.
Agamben bu iki stratejiyi de reddederek Yahudi soykrmnn ne
temsil edilemeyen bir gizem mertebesine yceltildii, ne de iyice
anlayarak tketilebilen bir nesneye indirgendii nc bir olanak
zerine gider (1999: 13). Auschwitz, tarihsel bilginin kmazn
maddiletirir: yani olgular ile hakikatin, dorulama ile anlamann
asla rtememesini (a.g.y. 12). "kmaz" szc etik, hafza ve
politiin varlnn olmazsa olmaz bir gerilimi ifade eder; Yahudi
soykrmnn kmaz, tank olmann mmkn olmad bir eye ta
nk olmaktan ibarettir. Hatrlamak hem imknsz hem de zaruridir
(a.g.y. 13).
Agamben'in Auschwitz zerine almas Auschwitz'den Arta
kalanlar, Yahudi soykrm konusundaki felsefi tartmaya entere
san bir mdahaledir. Ayn lde ilgin olan bir baka ey de Benig
ni ve Cerami'nin Hayat Gzeldir (1999) adl filmindeki daha pop
ler Yahudi soykrm tartmasdr. Biz burada sz konusu iki tart
ma arasnda, her iki taraf iin de verimli olacam umduumuz bir
diyalog kurmaya alyoruz. Bu durum, iki sylem iin de ortaya
srlen eyleri artryor. Dolaysyla Auschwitz'den Artakalanlar'n

HAYAT GZELDR: AUSCHWTZ'N HAYALET

183

etik sorunsal Hayat Gzeldir e dair enteresan bir yorum alan aar
ken, bu yorum da kendi etik kuvvetini snayan bir imtihana dn
yor. Aslna baklrsa Hayat Gzeldir hatrlama meselesini daha ra
dikal bir biimde ortaya koyuyor; "yalnzca" sa kalanlarn tank
lklarna deil, sava sonras jenerasyonun hatrlama sonras pratik
lerine de odaklanyor. imdi filmin ksa bir zetiyle balyor ve ar
dndan bir bellek olarak Yahudi soykrmnn nitelii zerine daha
soyut bir dnceye geiyoruz. Bunu yaparken de, sava sonras je
nerasyonlar olarak bizim, kamplarn ansyla etik adan nasl bir
iliki kuracamz sorusunu ele alyoruz. Uzun lafn ksas, hatrla
ma sonras nasl mmkn olabilir, diye soruyoruz.

Kaza
Film (bizzat Benigninin canlandrd) Guidonun giriiyle paldr
kldr balar. Guido, arkada Ferrucio ile beraber arabasndadr;
birlikte bir Toscana kyne doru gitmektedirler. Yoku aa gi
derken frenlerin tutmadn fark ederler. Kral gelecek diye reng
renk sslenmi kasabaya son hzla yaklarlar. Frenler tutmad
iin hzla yanndan geip Kral' geride brakrlar. enlikli toplulua
yaklatklarnda, Guido kalabal uyarmak iin elini kolunu sallar.
Bu hareketi yanl anlayan kalabalk Guido'yu aslnda Kral iin ha
zrlanan cokun bir Nazi selamyla karlar. Bylece filmin letifmo
tifi ortaya koyulmu olur: Yahudi Guido kanlmaz bir felakete
doru srklenir. Kukusuz Guido nndeki engelleri atlatabilir,
ancak (nihai zme doru) gidiat deitirmek mmkn deildir.
Naziler onun kaderi olacaktr.
Al sahnesi kasabann dnda, Dora adl dilberin sanki cen
netten gnderilmiesine Guido'nun kollarna dt bir iftlikte
olduka ho bir biimde kapanr. Guido bu andan itibaren onun kal
bini kazanmay taknt haline getirir. Komik numaralara bavurur.
Oyunlarnn mant Schopenhauer'in istemi zerine kuruludur.
Schopenhauer'den ilk olarak, Guido ve Ferucio kasabaya vardktan
ve amcalar onlara iki kiilik bir yatak verdikten sonra, tam sakin
lemeye balarlarken sz edilir. Bu kadar abuk uykuya dalmann
nasl bir ey olduu sorulduunda, Guido cevabn Schopenhauer
olduunu syler: "Ben, olmak istediim eyim." Hipnotize eder gi

184

FLMLERLE SOSYOLOJ

bi, Ferucio'yu uyutmaya alr: "uyu, uyu, uyu ..." diye fsldarken,
bir yandan da Ferucionun ba zerinde parmaklarn oynatr. Feru
cio iyi geceler deyip uykuya dalar, Guido tekniini son bir kez da
ha dener: "uyan, uyan, uyan ...", ve Ferrucio uyanr. Guido numara
snn etkisi karsnda aknlk iindedir.
Guido espri anlayna ve Schopenhauervari numaralarna muh
tatr; zira Dora'nn setii kii yle byle biri deildir, kasabann
Parti bakamdir. Guido ans eseri Dora'nn niannda hizmetkr olur.
Masada sren "neeli" sohbet ocuklarn hesap yapma yetenekle
riyle ilgilidir (Dora kasabann ilkokulunda retmendir). Baret
men bir eitim materyalinde karlat bir sorudan sz eder: Zi
hinsel engelli bir insann gnlk ortalama maliyeti drt marktr, sa
kat bir insann maliyeti drt buuk ve bir sara hastasnnki de bu
uk marktr. Ortalama gnlk maliyet drt buuk marksa ve 300 bin
hasta varsa, devlet bu insanlar yok ederek ne kadar tasarruf edebi
lir? Yedi yandaki ocuklara bu kadar zor bir soru sorulamaz, der
baretmen! Ne de olsa bunlar Alman ocuklar deildir. Dora'nn
mstakbel kocas hesabn zor olmad kansndadr ve hzla 300
bini drtle arpar. Dora ise hem mstakbel kocasnn hem de dier
konuklarn durumun vahameti karsndaki kaytszln grnce
sarslr. Bylece bir frsatn yakaladnda Guido ile temas kurma
ya alr ve ondan kendisini alp gtrmesini ister. Guido onu al
maya amcasnn beyaz at zerinde gelir ama o beyaz at artk yeile
boyaldr ve zeri kurukafalar, kfrler ve bir Yahudi'ye ait olduu
nu gsteren eitli iaretlerle kapldr. Ancak Guido ou zaman
yapt gibi faistlerin tacizini kendi lehine evirir ve iki k amca
nn at zerinde uzaklarlar. Guido ve Dora mutludur. Oullar Gi
osue dnyaya gelir.
Giosue'nin byme sreci, bir yanda ailesinin salad koruma
ve dier yanda da faizmle resmedilir. Guido onu faizmden koru
mak iin pek ok ey yapar. rnein Giosue bir dkknda zerinde
"kpekler ve Yahudiler" giremez yazan bir tabela grr ve babasna
sorar: "Baba neden kpekleri ve Yahudileri dkkna almyorlar?"
Guido yle cevap verir: "nk Yahudileri ve kpekleri sevmiyor
lar. Mesela hrdavat da spanyollar ve atlar dkknnda istemi
yor, eczac inlileri ve kangurular sevmiyor." "Ama baba, bizim
dkknda herkese giri serbest." Babas "Haklsn," diye cevap verir

HAYAT GZELDR: AUSCHWTZ'N HAYALET

185

ve Guisue'ye neyden holanmadn sorar. "rmcekler," der Gui


sue. Guido kendisinin de Vizigotlardan holanmadn ekler. By
lece ertesi sabah dkkn atklarnda Vizigotlar ve rmceklerin
girmesini yasaklayan bir tabela asmaya karar verirler.
Filmde 1945 ylna geldiimizde hikye beklenmedik bir yn
alr. Giosue'nin doum gnnde Dora evlerini mahvedilmi bir hal
de bulur. Kocas, olu ve Guido'nun amcas kayptr. Ksa bir sre
sonra onlar kasabann tren istasyonunda bulur; buradan sr va
gonlaryla bir toplama kampna gnderileceklerdir. aresizce yetki
lileri bir yanllk olduuna ikna etmeye alr, ancak ona rk ka
nunlarna gre kocasnn da olunun da Yahudi olduu sylenir. Or
tada bir yanllk yoktur. Serbest kalmalarn salayamaynca, yet
kililere onlarla beraber trene binip binemeyeceini sorar; ksa bir te
reddtten sonra izin verilir. Filmin kalan ismi belirtilmemi bir top
lama kampnda geer. Yahudiler vardktan sonra snflandrlrlar.
Guido'nun amcas yal olduu iin dorudan gaz odasna, Dora ka
dnlar klasna, Guido ve Giosue de erkekler klasna gnderilir.
Guido yine olunu Nazi gerekliinden korumaya abalar. Bu
amala bir hikye uydurup Giosue'ye kamp yaamn dier ocuk
larla beraber katld, kazanann bin puan ve tank kazanaca bir
yarma olarak tantr. Guido tpk kendisi alt yama girdiinde
kendi babasnn onun iin yapt gibi her eyi ayarlamtr. Giosue
bu duruma pheyle yaklatka, Guido da bu yanlsamay srdr
mek iin elinden geleni yapar ve byk riskler alr. rnein Guido,
bir askerin klada tutulanlara okuduu kamp kurallarn tercme
etmeye gnll olur. Kampn en nemli kuralna gre kimse
kamaya yeltenmeyecek, tm emirlere sorgusuz sualsiz itaat ede
cek ve isyan ederse idamla cezalandrlacaktr. Guido'nun evirisin
de ise bu kurala gre alayanlar, annem nerede diye soranlar ve
ya abur cubur isteyenler btn puanlarn kaybederler.
Guido durumun ciddiyetinin farkndadr ve kampta tutulan tm
dier insanlar gibi o da kamay arzular. Kamp kumandannn ye
mek davetlerinde hizmetkr olarak almas istendiinde, frsat bu
frsat diye dnr. Burada eski bir tandkla, Dr. Lessing'le karla
r. Dr. Lessing'le filmde ilk kez alt yl nce, Guido'nun amcasnn
otelinde tanrz. Guido'nun alt bu otele dzenli olarak yemek
yemeye gelen Lessing, bir arkadayla beraber bilmecelere kafa yo

186

FLMLERLE SOSYOLOJ

rar. ou zaman Guido'dan yardm ister. Zeki ve esprili olan Guido


Dr. Lessing'i o kadar cezbeder ki filmde ikisi arasnda neredeyse bir
arkadalk olduu sezilir. kinci kez karlamamzda Dr. Lessing
kampta doktor olarak grevlidir; yani ii kampa yeni getirilenleri
denetlemek ve ounlukla gayet hzl bir ekilde "yle bir gz gez
direrek" snflandrmaktr. Guido Dr. Lessing'in kendisini gzden
geirdii o ksack anda, restorandaki Guido olduunu fark etmesi
ni salamaya alr. Doktor ilk bata onu hatrlamaz, fakat Guido
bir bilmece sylediinde hemen karr. Bylece dulardan kurtu
lur. Bundan sonra artk onun Lessing'in "favori Yahudisi" olduu
nu; SS subaynn ardnda bir insan, rkln ardnda da en azndan
eski dostlara ve tandklara kar empatinin sakl olduunu dn
meye balarz.
Lessing ve Guido'nun nc ve son karlamasnn gerekli
art budur. Guido imdi resmi yemek davetlerinde hizmet etmekte
dir. Yemek davetine "katln" dorudan Lessing'in onun kamas
na yardm giriimi olarak grr. Dolaysyla Giosue'yi, Alman su
baylarn bitiik odada tatl yemekte olan ocuklar arasna saklar.
Lessing sonunda kimseye grnmeden Guido'yla konumay baa
rr. Ne var ki tek derdinin ok zor bir bilmeceyi zmek iin Guido'
dan yardm istemek olduu ortaya kar. Asl onun Guido'nun yar
dmna ihtiyac vardr! Guido donup kalmtr. Guido barakasna
dnerken siste kaybolup bir ceset ynna arptnda, iki yaam
dnyas arasndaki kartlk iyice vurgulanr. Burada onun espri an
laynn ve Schopenhauervari isteminin snrlarn grrz. imdi
gereklik tm deheti ve plaklyla ortadadr.
Filmin final sahnesi kurtulu nn gsterir. Kamp yava yava
boaltlmaktadr. Kamyonlar kamptakileri gtrr ve bo dner.
Kampta tutulanlarn konumalarndan, Almanlarn orada kalan her
kesi yok etmekte olduunu anlarz. Byle olunca Guido da Giosue'
yi saklar ve kadn klna girerek Dora'y aramak iin kadnlar ba
rakasna gider. Ne var ki Dora orada deildir. Geri dnerken Nazi'
lere yakalanr ve ldrlr. Ksa sre sonra btn kampn boaltl
dn grrz. Kalan birka kiiyle beraber Giosue de sakland
yerden kar. Gitgide kuvvetlenen bir gmbrt duyarz ve sonun
da bir Amerikan tank kampn iine dalar. Giosue tankn kazanm
tr. Birlikte kamp terk ederler. Giosue kta, bir kamyonun ze

HAYAT GZELDR: AUSCHWTZ'N HAYALET

187

rinde annesini grr ve film onlarn yeniden bir araya gelmesiyle


sona erer. Epilog blmnde film anlatcsnn Giosue, filmin de
onu kurtarmak iin kendini feda eden babasna ilikin bir tanklk
olduunu reniriz.
Bir Komedi Olarak Yahudi Soykrm

Hayat Gzeldir Yahudi soykrmnn temsiline dair pek ok rtk


kural iner. Gerekten de zamanla Yahudi soykrmna dair sert
bir gerekilii, belli belirsiz bir sanatsal duygulanm ve derin bir
ciddiyeti emreden zel bir adabmuaeret kural olumu gibidir.
"Bir Yahudi soykrm konformizminin yan sra bir Yahudi soykr
m duygusall, Yahudi soykrm edebiyat, Yahudi soykrm ta
bularndan oluan btn bir sistem ve buna uygun bir tren sylemi
ortaya kt; Yahudi soykrm tketicileri iin Yahudi soykrm
rnleri retildi" (Kertesz 2001: 269). Nitekim Yahudi soykrmn
Hayat Gzeldir'in yapt gibi bir ak hikyesinin ats olarak kul
lanmak ve bu yky komedi biiminde srdrmek ou kimseye
gre affedilmez bir hatayd. Ne zaman bir adabmuaeret kural ih
lal edilse, bu elbette kamusal bir tepkiyle karlanr. Hayat Gzel
dir'e kar eletiriler de ana noktada toplanabilir. ncelikle kamp
yaamn yanl tantt iin eletirilir; kincisi tr, yani komedi
uygunsuz bulunur; ncs de olay rgsnn gerekilikten ve
inandrclktan uzak, hatta imknsz olduu sylenir, yani kamp
yaamn olabildiince gereki ve eksiksiz biimde temsil etmesi
gerektii ima edilir (Siporin 2002: 346). imdi bu nokta zerin
de duralm.
Kimi yorumculara gre Benigni'nin filmi sakin bir kamp tasvi
ri sunar. rnein Art Spiegelman filmin Yahudi soykrmn sra
danlatrdn dnr (Celli 2000: 1). phesiz filmde iddete faz
la yer verilmemi ve katliamlar dorudan anlatlmamtr (Tatara
1998). Pek ok eletirmen ocuklarn Auschwitz'e varr varmaz gaz
la ldrldn ve bu kaderden kurtulanlarn da srekli aalan
dn vurgular. Kamplar sistematik aalama, ikence ve a brak
mayla nitelendirilir (Flanzbaum 2001: 282). Nitekim Hayat Gzel
dir'i inceleyen Teachout'a gre, "filmde gerekleen hibir eyin ger
ek hayatta cereyan etmesinin mmkn olmadn ve filmin birbi

188

FLMLERLE SOSYOLOJ

ri ardna tarihi arptmalardan ibaret olduunu sylemek abart sa


ylmaz" (a.g.y. 281). Ayn ekilde Shickel de Benigni'nin kamplarn
can alc nitelii olan dehet konusundaki anlayszlnn, Yahudi
soykrmnn inkr yolundaki ilk adm olduundan ikyet eder
(a.g.y. 282). Gelecek jenerasyonlar Benigni'nin kurmaca kampnn
kamp yaamn aslnda olduu gibi tasvir ettiini dneceklerdir
(Celli 2000). Hatta Schickel Benigni'yi faizmle sulayacak kadar
ileri gider:
Yahudi soykrm ahitlerinin -onun yaayan kurbanlarnn- says ka
nlmaz olarak her yl azald. Soykrmn zaten gereklemediini iddia
edenler, rahatsz edici seslerini hl ykseltiyor. Byle bir iklimde, bu yz
yln dehetinin kck bir kesini bile ho bir gsteriye dntrmek
irentir. Ar duygusallk da bir nevi faizmdir, (aktaran Flanzbaum 2001:
281)

Bu tahmin edilebilir eletirilere hazrlk olarak, Benigni Milan'daki


Yahudi dokmantasyon merkezinden Marcello Pezzetti'yi tarih da
nman olarak ie almt; ayrca film prmiyerden nce Yahudi
soykrmndan sa kurtulmu bir grup talyan Yahudisine gsteril
miti (Ben-Ghiat 2001: 254). stelik Perzetti, kamplarda kalan Ya
hudiler zgrlklerine kavutuktan sonra kamplarda gerekten de
baz ocuklarn bulunduunu; kimileri gazla ldrlmek zere, ki
milerinin de tbbi deneylerde kullanlmak zere tutulduunu iddia
ediyordu (Celli 2000). Haskins'in yapt gibi (2001), filmin asln
da kamp yaamnn gereki bir tasviri olduunu iddia etmek de
mmknd. Benigni'nin filmi bu deheti yanstamazd, buna phe
yoktu. Zaten bunu kim yapabilirdi ki? Gelgelelim Benigni kamp
yaamnn bir baka cephesini, yani kamp gerekliine kar koru
yucu bir kalkan oluturma biimindeki hayatta kalma gdsn an
latmay baarr. Kamptan sa kurtulmak iin "Yahudi soykrm in
krnn iyi huylu bir biimi" gereklidir (a.g.y. 380).
Peki bu "oyun" buluu esasen Auschwitz'in yaanan gerekliine teka
bl etmez mi? Yanmakta olan insan etinin o berbat kokusunu duysanz bi
le btn bunlarn gerek olabileceine inanmak istemezsiniz. Hayatta kal
may istemenizi salayacak bir ey bulmay tercih edersiniz. "Gerek bir
tank" bir ocuk iin tam da bu trden, kar konulmaz bir vaattir. (Kertesz
2001:271)

HAYAT GZELDR: AUSCHVVTZ'N HAYALET

189

Benigni kendini filminin gereki olduunu syleyerek savunmaz.


Bunun yerine, kampn dehetinin hi kimsenin o haliyle tasvir ede
meyecei kadar kavranamaz olduunu syler. Dolaysyla en sa
duyulu zm, onu alegori ya da komedi araclyla dolayl yoldan
ortaya koymaktr (Viano 1999: 53). ektii "film" sekiz buuk saat
sren belgesel materyal ve rportajlardan oluan Lanzmann, belki
de gereki bir yaklam sergileyen en radikal kiidir. Eer bu stra
teji Yahudi soykrm inkrna malzeme salama tehlikesine daya
nlarak savunuluyorsa, buna kar koymak iin en iyi silahn tam da
Yahudi soykrmna ilikin bilgiyi daha kapsaml ele almak olup ol
madn da sormak gerekir. Neticede Benigni'ninki gibi bir film,
hi film olmamasndan ya da kimsenin izlemek istemedii filmler
den daha iyi deil midir (Flanzbaum 2001: 282-3; Kertesz 2001:
267)? phesiz Lanzmann'n Shoah's* gibi filmler kitleleri kendi
ne ekmez. stelik sanat tam da Yahudi soykrmn tasvir eden sa
nattr, kendinde ey deildir (Flanzbaum 2001: 275; Trezise 2001:
47). Yeterince tankla ve "kalnt"ya sahibiz; ihtiyacmz olan ey,
Yahudi soykrmn aktif bir hatrlama olarak biimlendirecek pe
dagojik ve deneysel stratejiler (Hartman 1996: 152).
Hayat Gzeldir'e ynelik dier eletirilerden biri de biimini
hedef alr. Yahudi soykrm bir trajedidir; dolaysyla telafi edici
kahkahalaryla komedi, Bir biim olarak hem uygunsuz hem de
yanltr. Soykrm telafi edilemez (Celli 2000: 3). Burada Perzetti'
nin, Giosue'nin lmden kurtulmas fikrine kar olduunu; ancak
Benigni'nin bunun filme trajik bir hava vereceini dndn
hatrlamak gerekir (a.g.y.). Belki de Benigni'nin tr seimine ynel
tilecek en ciddi eletiri, biim olarak komediyi tercih etmesi deil
de Yahudi soykrmn bir ak yksnn ats olarak kullanmas
dr. Benigni'nin asl istedii Yahudi soykrm zerine bir film yap
mak deildi, kendi olay rgs iin radikal ve iddial bir ereve
yaratmakt (Viano 1999: 51).
Perzetti Hayat Gzeldir'i, komedi unsurlarnn filmin ilk yar
syla snrl kaldn, ikinci yarda Benigni'nin hrmetle trajedi bi
imine yol verdiini syleyerek savunmutur (Celli 2000). Kahka
* Yahudi soykrmna Yahudilerin verdii ad olan Shoah, branice felaket an
lamna gelir, -.r.

190

FLMLERLE SOSYOLOJ

ha yerini gzyalarna, iyimserlik de korkuya brakr. lk yarda mi


zaha bavurarak final blmn "saf bir hale getirmek", dolaysy
la da trajik etkiyi kuvvetlendirmek amalanr (Viano 1999: 55). Ko
medi trajik bir mesaj aktarabilir (2izek 2001c: 72). Perzetti'ye gre
Hayat Gzeldir Yahudi soykrmna glmez, kahkahann gcn
felaketin ykc etkisine yneltir (Viano 1999: 63). Komedi ve kah
kaha kampn dmanlardr. Burada mesele, kamp yaamnn hangi
cephesini tasvir etmek istediinizdir: Nazilerin kurbanlar insanlk
tan karma abas ya da kurbanlarn insanlklarn koruma veya yal
nzca hayatta kalma abas. Buradan hareketle mizahn mahkmla
rn cellatlarna kar silah olduu sylenebilir. nsanlklarn koru
malarna yardmc olmutur (Frankl 1984: 63; Appelfeld 1988: 85).
Ayrca komedi, Soykrm'n ardndan insani bir evreni yeniden tesis
etme yolunda bir aba olarak da grlebilir (Ezrahi 2001: 287). Bu
adan bakldnda Benigni bizi yalnzca kahkahann kurtarabile
cei dncesini ifade etmitir (Viano 1999: 51).
nc olarak da Hayat Gzeldir'in izleyiciyi Giosue'nin bak
asyla zdelemeye tevik ettii iddia edilir. Tpk Guido'nun Gi
osueyi kamptan korumaya almas gibi, film de ayn eyi izleyici
iin yapar (bkz. Celli 2000: 3). Final sahnesinde bir tankla kurtarl
dnda, Giosuenin hayali dnyas bozulmam olur.
Hayat Gzeldir sakinletirici ve teskin edicidir - umut dolu bir kurtu
lu masaldr. Ayn zamanda da bugne kadar yaplm filmler iinde inan
drclktan en yoksun olanlardan, kendini en ok tebrik edenlerden biri
dir... Sonunda Benigni izleyicisini, tpk Guido'nun olunu koruduu gibi
korur; izleyiciler olarak ocuk muamelesi grrz... Hayat Gzeldir Yahu
di soykrm inkrnn iyi huylu bir biimidir. zleyici sinema salonundan
rahatlam ve mutlu bir ekilde ayrlr ve byle bir finali, kamay mmkn
kld iin Benigni'yi dllendirir (Denby, aktaran Haskins 2001: 375).

Burada Bruno Bettelheim'in, Des Pres'in tartmal almas The


Survivor'a (Sa Kalan, 1980) tepkisini hatrlamak yerinde olur. "Ha
yat ekinmeden kucaklayacak kadar ... gl, olgun, farknda" ol
duklarn duymak, sa kalan ou kimse iin endie verici bir haber
olacaktr; zira Alman kamplarna girenlerden sadece bir avu insan
hayatta kalmtr. Peki ya yok olan milyonlar? Onlar da gaz odala
rna srklenirken "hayat ekinmeden kucaklayacak kadar ... far
knda" mydlar her eyin (aktaran Agamben 1999: 93)? Bu dorul

HAYAT GZELDR: AUSCHWTZ'N HAYALET

191

tuda Hayat Gzeldir'in zayf noktas da sa kalmay bu kadar vur


gulamas ya da sa kalmann yetenek ve becerilere bal olduu
varsaymdr.
Aslna baklrsa Guido'nun hayali dnyasnn paralanmad
doru deildir. Subaylarn yemek davetinden barakasna dnerken,
sisin iinde mrldanr: "Ya hepsi bir ryaysa?" Hemen arkasndan
cesetlerle karlar. Sis gibi grnen eyin krematoryumdan ykse
len duman olduu ortaya kar (Viano 1999: 57). Hlyalar bile onun
kampn gerekliinden syrlmasn salamaz. Aslnda bu balamda
Guido'nun kurmaca evreninin niteliini ele almak yerinde olur. Da
ha nce de szn ettiimiz gibi Guido, "ben olmak istediim e
yim" dsturunu bellemitir. Ne var ki ayn ey Naziler iin de sy
lenebilir. Benigni'nin meziyeti, hayal gcnn hem iyilie hem de
ktle hizmet etmeye kadir olduunu gstermesidir (Ben-Ghiat
2001: 254). Guido'nun Schopenhauer'i tersyz etmesi bu balamda
ilgi ekicidir. Schopenhauer, Nietzsche ile birlikte, Nazilerin en
gzde filozoflarndan biriydi. Guido'nun Schopenhauer'i elbette ba
sitletirilmi ve naifti; ama hakikatten ne kadar uzak olduu soru
lursa, byk lde deitirilmi ve bayalatrlm Nazi versiyo
nundan aa kalr yan yoktu - bir arptmaya kar bir dieri!
Guido'nun Schopenhauer'i kullanmas, kampn dehetini inkr
ettii anlamna gelmez. nsann kim olmak isterse ylece o insan ola
mayacann gayet farkndadr. stelik Guido kendi iinde komik
bir insan deildir, mizah ve hayal gcn stratejik olarak kullanan
biridir. Bunun koulu ciddiyet ve bir gereklik duygusudur. Nitekim
Guido Schopenhauervari bir numaraya drdnc defa bavurdu
unda, Nazilerin kpeklerinin Giosue'nin kokusunu aldklar lm
cl derecede ciddi bir durum iindedir. Burada dnyasn istekleri
ne gre biimlendirebileceini dnen bir adamla deil, bir muci
zeden medet uman aresiz bir adamla karlarz. Belki de bu kur
maca haline getirme kabiliyeti deil de inanma kabiliyeti zerine
bir filmdir. Leslie Epstein, Benigni'nin filminin gsterildii Boston
Yahudi film festivalinin program iin unlar yazmtr:
Yahudilere kar sava pek ok ynden hayal gcne (ve aslnda Yahu
dilerin tanr anlayna) kar alm bir savat: Yahudilerin aclarna dair
bir simgesel temsili inkr ederek o hayal gcnn ileyiini bastrmak - bu
sava Hitler'in kazand bir sava yapacakt (Viano 1999: 53).

192

FLMLERLE SOSYOLOJ

Tarifsiz Olan
Hayat Gzeldir hakkndaki tartma, etik ve temsil konusundaki
felsefi tartmalardan elbette ciddi biimde etkilenmitir. Trezise
"tarifsiz olan"n anlamndan sz eder, ki bu da Yahudi soykrm
nn emsalsizliiyle ilgili tartmalar zetler. Birincisi, tarifsiz olan
azdan kmayan, anlalamayan ve dolaysyla da temsil edileme
yendir. Yahudi soykrm sahip olduumuz kategorileri aar ve bu
nedenle de hibir tarif onu tam olarak ortaya koyamaz. Tarifsiz ola
nn ikinci anlam, kt bir edimin, rnein Nazizmin "tarifsiz kt
lnn" boyutlar ve nitelikleri asndan ortaya kar. Son olarak
da dile getirme ya da anlatma yasa biimini alan nc bir anla
m vardr. Tarifsiz olan bu anlamyla kutsal olan bir eyi ya da bir
tabuyu ifade eder (Trezise 2001: 39).
Adorno'nun o mehur" Auschwitz'in ardndan iir dzmek barbar
cadr", "insan Auschwitz'den sonra iir yazamaz" ve hatta "Auschwitz'den sonra, kanlmaz eletirisi de dahil olmak zere kltrn
tamam samalktan ibarettir" (1973:367) szleri ou zaman Yahu
di soykrmnn temsiliyle ilgili tartmalarn etrafnda dnd bir
eksen olarak kullanlr (Trezise 2001:43). Adorno "Ballk" balk
l bir denemesinde asl slubuna sadk kalmak istediini vurgular ve
bunun balca iki anlam olduunu aklar: Birincisi, plak iddetin
her sanatsal temsili, bununla yzleme arzusunu kabul etme olana
n da iinde barndrr. kincisi, her temsil, anlam olmayana anlam
ykleyecektir. Dolaysyla korkunun hafifledii zgrletirici bir
mesafe vardr (a.g.y. 44). "Ac ilkesinden rol alan arzu ilkesi" (Ez
rahi 2001:297). Bu nedenle Lanzmann, kuvvetli duygulanmsal tep
kilerin (mesela glmenin ve alamann) katarsis gibi bir etkisi oldu
unu ne srer. Bunlardan kanmak ve Yahudi soykrmyla "kuru
gzlerle" yzlemek gerekir (Flanzbaum 2001: 227). Bizim bak
amza gre burada nemli olan mesafe meselesidir. deal, mevcu
diyettir. Felaket her daim varln srdren ve akldan kmayan bir
travma olarak hatrlanmaldr. Kii buna bir eyler eklediinde isten
meyen bir mesafe ortaya kar (Trezise 2001:48-9).
Gelgelelim Agamben Yahudi soykrmnn tarifsiz olduunu
ne srerken, bunu estetie deil de Arendt ve Levi'nin Yahudi soy

HAYAT GZELDR: AUSCHWTZ'N HAYALET

193

krm anlayna dayanarak yapar; yani bu soykrm gemiteki


tm ktlklerin snrlarn yerle bir eden bir olay olarak ele alr
(1999: 31-2). Arendt'i dehete dren ey cesetlerin seri retimi
dir. Naziler Yahudileri ldrmemi, imha etmitir. Kamplar biyopo
litikann radikal bir tezahr olmutur. Sradan biyopolitika-bir tr
"yaam politikas olarak- halkn saln hedef alrken, Nazi bi
yopolitikas bunun tam tersini hedefler. Naziler yalnzca Ari rktan
olanlara bir Lebensraum (yaam alan) amay deil, ayn zamanda
Yahudiler ve dierleri iin de bir Todesraum (lm alan) amay
istemilerdir.
Goebbels'in deyiiyle kamplar, esasen imknsz mmkn kl
ma sanat olan Nazi politikasn dorulamtr (a.g.y. 77). Tanrnn
dnyay yoktan yaratmas gibi, Naziler de kendi glerinin suretin
den bir dnya yaratmtr. Rosenberg ve Hitler'in tekrar tekrar vur
gulad zere, Ari rkn znde yaratc gleri yatyordu. Varlkla
rn kimseye borlu deildiler. Kamplar bu zgnderimsel egemen
lik imgesini dorulamtr. Kiisel kar anlaynn bu arpk bii
mi Yahudileri ldrme arzusunu aklayabilirdi belki, ancak siste
matik aalama ve ikenceyi aklayamazd. Nazileri Kamboya
ya da Hiroima gibi dier u rneklerden farkl klan ey, arpk ol
sun olmasn bireysel kardan sz edilememesiydi (a.g.y. 31-2).
Radikal ktl radikal klan tam da bir kusur ya da eksikliin so
nucu olarak aklanamay, kt bir irade olarak maddilemesidir.
Kamplara dair tm rasyonel aklamalarn ister istemez hatal ol
masnn nedeni de burada yatar. Rasyonel olarak grmek, onlar ba
ka bir eyin arac olarak aklamak anlamna gelecekti. Oysa kamp
lar bal bana amat, tarifsiz bir ktlk olarak maddileti (Seeskin 1988: 110).
Yahudi soykrm Agamben iin de boyutlar ve nitelii itibariy
le benzersizdir (tarifsiz olann ikinci anlam). Benzer biimde, Ya
hudi soykrm dilin ve dile getirilebilenin snrdr (tarifsiz olann
birinci anlam). rnein Agamben Yahudi soykrm teriminin, an
lam olmayan bir eye nafile yere anlam verme abas olduunu ile
ri srer (1999: 31). Gelgelelim Yahudi soykrmnn kutsal bir h
leyle sarl mistik bir olay olduunu da kabul etmez (tarifsiz olann
nc anlam) (a.g.y. 31-3). Bunu sylemek, Nazilerin oyununu
oynamak olurdu. Peki tarifsiz olann ilk iki anlamndan ncye

194

FLMLERLE SOSYOLOJ

giden adm atmaktan nasl kanlabilir? zm, tankln bir k


maza benzeyen niteliini vurgulamaktr. Anlatlamaz olan anlatma
mecburiyeti hissederiz.
Bugn Auschwitz'in tarif edilemez olduunu ileri srenlerin ifadele
rinde daha da dikkatli olmalarn gerektiren de budur. Auschwitz'in, tann
azndan kan her kelimeyi bir biimde konumann imknszlyla sna
maya mecbur kald benzersiz bir olay olduunu kastediyorlarsa, hakllar.
Ancak benzersizlii tarif edilemezlikle birletirip, Auschwitz'i dilden bt
nyle kopmu bir gereklie dntryorlarsa, Muselmann iin tankl
oluturan konumann imknszl ve mmknat arasndaki ba kopar
yorlarsa, onlar da farknda olmadan Nazilerin yaptklarn yapm, Arca
num imperii (devlet srr) ile gizli bir dayanma iine girmi olurlar. (a.g.y.

157)
Burada Muselmann'n tanklna odaklanmadan nce Adorno'nun
dncesiyle bir paralellik kuralm. Adorno'nun szlerinin ve daha
genel anlamda da negatif diyalektiinin merkezindeki ey, estetik
ile etik arasndaki diyalektik gerilimdir. Bu gerilim kurtulua frsat
vermez. Edebiyat bir taraftan ie yaramazdr, palavradr, keyif ve
ahlaki esenlik getiren bir eydir ve ite bu nedenle de edebiyat Ya
hudi soykrm sonras bir evrenle birletirmek imknszdr. Dier
taraftan, kendisinin yasaklad sanatn srekli varlm gereksinen
ey tam da sa kalanlarn acsdr (Trezise 2001: 50). Yahudi soyk
rmnn kmaz, yasaklad sanat gerensinmesidir - ki bu da p
lak yaam ile tanklk hafzas arasndaki ilikiye yklenebilecek
bir sorunsaldr. Burada da benzer bir kmaz ekillenir.
Muselmann

Muselmann ounlukla iyiyle kty, soylu olanla baya olan


ayrt edemeyen deersiz bir varlk olarak tarif edilir. Bu durum her
eyden nce fiziksel olarak, Muselmann' sadece bedensel bir varo
lua indirgeyen yetersiz beslenme, stres ve souun bir sonucu ola
rak tanmlanyordu (Agamben 1999: 42-3). Nitekim Muselmann'n
sadece bir amac vard: hayatta kalmak. Daha da kts, gardiyann
fiziksel iddetini bile alglamyor ve kendini nadiren koruyordu.
Muselmann'n bir benlik anlay yoktu, otistik bir ocuk gibi kendi
hezeyanna ve fantazi dnyasna ekiliyordu (a.g.y. 46). Musel

HAYAT GZELDR: AUSCHWTZ'N HAYALET

195

mann her eyden te yryen bir cesedi aklmza getirir (a.g.y. 41).
Bu terim Auschwitz'de ortaya kmtr ve namaz srasnda rka
duran Mslmanlar antrr {a.g.y.). Majdanek'te kullanlan terim
"eekler", Dachau'da "geri zekllar", Stutthofta "sakatlar", Maut
hausen'de "yzcler", Neuengamme'de "develer" ve Buchenwald'
da "yorgun eyhler"dir (a.g.y. 44). Ayrca burada Primo Levi'nin ar
pc terimi boulanlar" da hatrlatmak yerinde olur.
Muselmann mutlak iktidarn bir rnyd. Hegel'in efendi-kle
diyalektiinden de bilindii zere, iktidarn snr lmdr. Kle l
dnde efendinin onun zerindeki iktidar da kaybolur. Ne var ki
Naziler kamplarda tutulan Yahudileri birer Muselmann'a indirgeye
rek yaam ve lm arasnda bir meknn snrlarn izdiler ve by
lelikle lmde bile Yahudiler zerinde iktidar kurmay srdrdler.
Muselmann' lmnden yoksun braktlar (a.g.y. 48). Dolaysyla
kamplar bir bakma insanlktan karmann ta kendisiydi. Naziler
mahkmlar isimleriyle armyorlard, vcutlarna bir say dv
mesi yapyorlard (Appelfeld 1988: 83). Bu ar insanlktan kar
ma Yahudilerin ldrlmelerinde zirveye ulayordu. Kamplarda
hi kimse kendi adyla lmedi (Agamben 1999: 104). Kimse bir bi
rey olarak lmedi, hepsi yalnzca endstriyel bir ceset retiminin
paralar olarak ld. Dier bir deyile, bir say olarak ld.
Auschwitz'e zel bir stat kazandran ve dehetinin niteliini ta
nmlayan da bu cephesidir (a.g.y. 72). lm her zaman bir snr ola
rak; sonlu olana, yaamn kendisine anlam veren bir hilik figr
olarak dnlmtr. Naziler sonsuzu sonu olana indirgeyerek, di
er bir deile istisnay kaideye evirerek bu snr i ettiler. lm
artk uzakta, d bir snr deil, Muselmann'n iinde yaad bir
durumdu. Btn bunlar gz nnde bulundurarak, toplama kamp
larnda tutulanlarn neden Muselmann'larla aralarna mesafe koy
duklarn da anlayabiliriz. Muselmann'lardan uzak durmalarnn ne
deni, onlarn baklarnda kendi lmlerinin yaklatn grmeleri
dir (a.g.y. 45, 52).
Nasl tarif edilirse edilirsin, Muselmann'n kendiyle arasna bir
mesafe koymas olanakszdr. Kendini ldrmek iin kesinlikle bir
benlik gereklidir, ki Muselmannn yoksun olduu ey de zaten bu
dur. zerklik, kendi kaderini tayin hakk ve zgrlk kiinin ken
diyle arasna dnmsel bir mesafe koymasn gerektirir. Ayn e

196

FLMLERLE SOSYOLOJ

kilde vicdan da insann kendisine bir bakasym gibi yaklaabil


mesine baldr. Agamben bu ilikiyi aklamak iin utan kavra
mn kullanr. Burada nemli olan utancn znesi deil, nesnesidir.
Utan duyduumuz ey nedir? Bunun cevab udur: plaklmz.
Aramza hi mesafe koyamadmz edimlerden utanrz.
nsann utand ey sahip klamayan bir eydir ve bu ey de
znenin plakldr. Utan insann kendisini uzak tutmaya alt
, bir eksiin bilincinde olmaktan kaynaklanmaz. nsan kendinden
kamay baaramamasndan utanr. Daha teknik bir deyile utan,
zne kendisini znelikten karmann znesi gibi edimde bulundu
unda retilir. Burada Sophie'nin Seimi/Sophie's Choice'daki So
phie akla gelebilir. Kamp muhafzlar Sophie'yi iki ocuu arasnda
seim yapmaya zorlar; bir ocuk hayatta kalacak, dieri de gaz oda
larna gnderilecektir. Sophie seim yapmaya zorlanr. Bu seim
zorunlu olsa da, Sophie etkin bir ekilde edimde bulunduu iin
utan reten bir seimdir. Dolaysyla utan bir duygu deil bir var
lk kouludur (a.g.y. 104-6). nsan utan iinde yaayabilir, ve p
hesiz kamptaki herkes byle yaamtr. Dibe vurmayanlar bu ka
derden kampta tutulan dier insanlardan alarak, Sonderkomman
do'da* grev alarak ya da kamplarda asayii salama iini stlene
rek kanmt (a.g.y. 24). nsann haysiyetini korumas olanakszd
(a.g.y. 60). Daha nce kimsenin kendi adna lmediinden bahset
mitik. Buna kimsenin kendi adna kurtulmadn da eklemek ge
rekir. Onlar dierleri kendilerinin yerine ld iin hayatta kal
mlard (a.g.y. 104).
Ne var ki utancn hem etkin hem de salt alc bir kutbu vardr.
Bunlardan ilki Muselmann'da vcut bulur, kincisi ise tanklk eden
kiide (a.g.y. 111). nemli olan bu iki kutup arasndaki ilikidir. Sa
hip klamayan bir eye sahip kma anlamnda tanklk tam da bu
trden bir ilikidir. Agamben bu ilikiyi oto-duygulan, ikinlik ve
gramatik "ben"in varl gibi bir dizi kavramla tanmlamaya alr.
Bu "ben" kendi bana bir tze sahip deildir. Yalnzca bir dizi sz
ce arasndaki balantdan ibarettir. Gramatik "ben" bu biimiyle
Muselmann'da vcut bulan plakl ifade eder (a.g.y. 116). Gra
* Alm. zel birim. Kamplarda cesetlerin yok edilmesi gibi en kirli ileri ger
ekletiren ve ounlukla kamplarda tutulan Yahudilerden oluturulan ekip. -.n.

HAYAT GZELDR: AUSCHWTZ'N HAYALET

197

matik "ben" tm varlklarn koulu olan bir namevcudiyete iaret


eder. Muselmann'n plaklndan yola kp imdi de bu plakl
n her konuan znenin temeli olduu sonucuna varyoruz. Tank
lk dilsizin konuan zneye bir ses verdii noktada balar ve konu
an zne de insann kendi sesiyle konumasnn olanakszlna (an
latlamayan ve temsil edilemeyene) tank olur (a.g.y. 120). Musel
mann'a tanklk edebilmemizin tek nedeni onun plakln payla
mamz, insan yaamnn istikrarsz ve savunmasz olmasdr. nsan
lktan kann "tank" olarak hayatta kalmas, insann Muselmann
olarak hayatta kalmasnn bir ilevidir. Sonsuza dek yok edilebilen,
sonsuza dek hayatta kalabilendir" (a.g.y. 151).
Levi hayatta kalanlarn gerek tanklar olmadklarn tekrar tek
rar vurgulamtr. Muselmann gerek bir tank olabilirdi. Ancak
Gorgon'u grenler geri dnmediler, dndlerse de tanklk etme ye
tisinden yoksundular artk. Sa kalan kaideyi bastran bir istisnadr
(a.g.y. 33). Dolaysyla anlaml hatrlama znenin temel plakl
yla ba kurmaldr ve nitekim salahiyet araclyla gerekleir.
lk bakta insan, sa kalan, insanlktan kana, Muselmann'a tanklk
ediyor gibi grnr. Ancak eer sa kalan Muselmann iin -yani Musel
mann "adna" ya da ona "vekleten" ("onlarn yerine, vekleten konuu
ruz,")- tanklk ediyorsa, hukuki esaslara gre vekilin edimleri vekaleti ve
rene isnat edildiinden, tanklk eden bir biimde Muselmann'dr. (a.g.y.
120)

Tanklk verili bir szcenin olgusal adan doruluunu garantile


mez ve dolaysyla da kesin bir tarihsel arivleme olana salamaz.
Yahudi soykrm arivlenmeye direnendir, zira hem sahiplenen ha
fzadan hem de kastl unutmadan syrlr (a.g.y. 158). yleyse k
maz, konuma ile plak yaam, travmaya uram tanklk ile sa
hiplenen unutma arasndaki gerilimi nasl canl tutabiliriz ve ge
mi ile bugn arasnda nasl "araclk" edebiliriz? Deheti betimle
menin olanakszl nasl gsterilebilir?

198

FLMLERLE SOSYOLOJ

Yahudi Soykrm Bilmecesi

Daha nce de deindiimiz gibi, ou eletirmen Benigni'nin ko


mik hrslar uruna Yahudi soykrmn istismar ettiini dnr.
Ancak filmin, betimlemelerini glendiren bir dizi bilmeceye iaret
ettiini ve bylelikle de ancak dolayl yoldan betimlenebilen dehet
verici bir gereklii ortaya koyduunu gzden karr. sterseniz
imdi filmde karmza kan drt alegorik bilmeceyi tartalm.
Birinci bilmece yledir: "Ne kadar byrse, o kadar grnmez
hale gelir." Cevap "karanlk"tr. Karanlk burada faizmin ve Naziz
min, keza kinizm ve nefretin bir metaforudur (Siporin 2002: 349).
nsan ne kadar nefret ederse, artk mstesna ve savunmasz bir var
lk gibi grnmeyen tekiyi o kadar deneyimleyemez hale gelir. Fa
izm ve Nazizm kendisini destekleyenlerin ruhlarna karanlk getir
mi ve onlar kr etmitir. Guido'ya bilmeceyi soran Lessing'dir, bil
mece her eyden ok onun kiiliini anlamann anahtardr. Kampta
Guido ile karlatnda, Lessing ahlaki adan krdr, Guido'nun
nasl bir durumda olduunu grmez. Benigniye gre Nazizmin k
tl Lessing'de vcut bulur.
Aslna baklrsa Arendt'in (1992) Adolf Eichmann tartmasna
baklarak Lessing'in ktln sradanln simgeledii sylenebi
lir. Gerek Eichmann gerekse Lessing faaliyetlerini normal bir iin
bir paras olarak grr. ki vakada da cellat ile kurban arasndaki
iliki ters yz olmutur. Lessing'in bilmeceler yznden azap ek
mesi gibi Eichmann da terfi edememekten ve alma evkini kay
betmekten yaknr. Tpk Eichmann gibi Lessing de kendini dnya
dan soyutlam ve dolaysyla da kendisini insanlktan karmtr.
kisi iin de zel alan ile kamusal alan arasnda keskin bir ayrm
vardr, zel alann dnda empati kuramazlar. zel alanda dost olan,
kamusal alanda belirdiinde ideolojik bir stereotipe indirgenir: bir
Yahudiye, zorla kampta tutulan bir insana ya da insandan aa bir
varla. Dr. Lessing tpk Eichmann gibi sradandr. kisi de dn
mez, yani eylemlerini ahlaki adan deerlendirmez. nsann kt
le hizmet etmek iin ille de psikopat olmas gerekmez. Dn
memek ve vurdumduymazlk yeterlidir. Birinci bilmece bu korkun
mesaj zetler.

HAYAT GZELDR: AUSCHV/TZ'N HAYALET

199

kincisi Guido'nun sorduu tek bilmecedir, Lessing'in bilmece


lerinin karanl tarafndan kuatlmamtr. "Pamuk Prenses cce
lerin arasnda. z bu bilmeceyi sperzek, cevabn sana verdii za
manda (yedi saniyede; yedi ufaklk arasnda)". Cevap zaten bilme
cenin iinde verilmitir. talyanca "saniye" szc birden ok an
lam tar ve ayn zamanda hem saniye (zaman birimi) hem de ufak
(ccelerin boyuna bir gnderme) anlamna gelir. Burada nemli
olan bilmecenin gizil ierii deildir, zaten byle bir ierii yoktur.
Bunu tam da olduu gibi, masum bir ocuk oyununun paras olarak
almak gerekir. Yaama sevinci ve iyimserliin bir ifadesidir (Sipo
rin 2002: 350). Benigni iin kamp dehetinin ortasnda umuda, mi
zaha ve kurtulua yer olmas nemlidir. Daha da nemlisi, ocuk
oyunlaryla simgelenen bu yetilere Yahudi soykrmndan sonra yer
almasdr.
nc bilmeceyi Lessing, restoranda kendisine servis yapar
ken Guido'ya sorar: "Adm sylersen, yok olurum birden. Burada
yokum imdi, syle kimim ben?" Cevap "sessizlik"tir. Yahudi soyk
rm zamannda birine Yahudi demek onu yok etmektir (a.g.y. 351).
Siporin bunu daha makul bir biimde yorumlar. Sessizlik Yahudile
rin snrd edilmesine kar kmann ya da direniin eksikliine de
iaret eder ki bu da dnemin talyan halknn ayrt edici bir zellii
dir. Guido seme ilemi srasnda Dr. Lessing ile temas kurmaya a
lrken bu bilmeceyi tekrarlar. Lessing onlarn beden yaplarn, el
lerini, ayaklarn ve gzlerini inceler. Her ey ok hzl gerekleir,
Guido'nun muayenesi neredeyse daha o baladn bile anlamadan
bitmitir. Lessing her muayenenin ardndan kararn bir hemireye
fsldar, hemire de sz konusu kiinin gazla ldrlp ldrlme
yeceini not eder. Lessing Guido'yu tanmamtr, Guido Lessing'in
bilmecesini bu nedenle tekrarlar. Hemire hi tereddt etmeden
"sessizlik!" diye barr ve bylece farknda olmadan bilmeceyi ce
vaplar. Burada bilmece yok edilmeyle aka balantldr. Lessing'
in hkm muayene ettii kiinin lehine olmadnda lm cezas an
lamna gelir. Nihai zm'den geri kalan koca bir sessizliktir.
Drdnc bilmece belki de en ilgin olandr: "iman m i
man, irkin mi irkin. Aslnda sapsar, bilesin. Neredesin diye so
rarsan, 'ku vak vak vak!" derim. Yrrken altma ederim. Syle ba
na, ben kimim." nceki bilmecelerin aksine bunun belli bir cevab

200

FLMLERLE SOSYOLOJ

yoktur. Daha dorusu Lessing cevabn rdek olmadn aklar.


Bilmecenin bir cevab yoktur. Lessing bu bilmeyeceyi Guido'ya su
baylarn kamptaki yemek daveti srasnda sorar ve eer bu bilmece
yi zerse Lessing'in Guido'ya yardm edecei sezdirilir. Benigni'
ye gre bu bilmece tam bir samalktr, Guido'nun Lessing'den man
tkl ve gl bir edim bekledii srada ortaya kan bir samalk
(Celli 2000). Bilmece Guido'nun kann nn keser. Lessing'in
Guido'yu olduu gibi, yani yardma muhta bir insan olarak grme
sine "engel olur". Cevab lm kalm meselesi olan bir "hkm bil
mecesidir" bu. Belki de en iyi rnekleri Kutsal Kitap'taki imon ve
Tolkien'in Hobbit'indeki bilmece dvdr. Guido Lessing'in bil
mecesini zemez ve vurularak lr (Siporin 2002: 357). Falassi ve
Ben-Amosun kulland bir kavrama bavuracak olursak bir "antibilmece", nesnel bir doru cevap olana barndrmayan bir bilme
cedir bu. Ya bilmecelerin tek bir doru cevab olmas gerektii ku
ral inenmi ya da doru cevap onaylanmamtr (rnein yukar
da belirtilen "rdek"). Siporin bunu medeniyetin yok olduu bir du
rumun mecazi ifadesi olarak grr. Naziler tm normlar ihlal et
mitir. Oyunu kurallara uygun oynamamtr. Yahudi soykrm an
lamann ve kavrayn tesinde bir bilmecedir (a.g.y. 357). Levi'nin
Yahudi soykrm hakknda syledii gibi: "Bilmeceye bir cevap
bulamyorum. Aryorum ama bulamyorum" (aktaran a.g.y. 345).
Hatrlama Sonras

Benigninin filmine yneltilebilecek eitli eletirilere deindik ve


bunlarn hepsinin esasen ana temann eitlemeleri olduundan, ya
ni Yahudi soykrmn yanl sunma etrafnda toplandndan bah
settik. Gelgelelim zaten varsaymlarnda yanlan bu eletirinin te
sine geebiliriz. Yahudi soykrm tm dehetiyle ve zyle temsil
edilemez, zira bu z tam da tankl olanaksz klmasndan ibaret
tir. Buradan hareketle denebilir ki filmin bandaki ve sonundaki sis
(ve aradaki benzer sis sahnesi) Yahudi soykrm karsnda savun
ma amal bir mesafenin deil, kampn dehetinin ancak dolayl
yoldan betimlenebileceini kabul etmenin bir ifadesidir. Hayat G
zeldir Yahudi soykrmn temsil etmenin olanakszln temsil et
me aray iindedir.

HAYAT GZELDR: AUSCHWTZ'N HAYALET

201

Bu yap filmin anlatsna da yansr. Tpk sisin temsiliyetin ola


nakszln temsil etmesi gibi final sahnesi de filmin anlatcsnn
Giosue olduunu ve Giosuenin anlatsnn da onun iin kendini fe
da eden babasn hatrlama giriimi olduunu ortaya karr (BenGhiat 2001: 255). Benigni filmin bir lde otobiyografik olduu
nu syler. Benigni'nin babas Luigi Benigni, Almanya-talya ittifa
k sona erdikten sonra iki yln bir Alman alma kampnda geir
mitir. Savatan sonra ocuklarna kamp anlatrken, her zaman on
lar kampn gerek dehetinden korumaya almtr. Babasnn
anlattklar zc kamp hikyeleri deil de komik, fkra gibi hik
yelerdir (a.g.y, 255). Hayat Gzeldir de onun bu jestini tekrarlar.
Dahas bu film, Benigni'nin babasnn kamp hikyelerinde sez
dii boluklar doldurma giriimidir. Nasl Benigni babasnn kade
ri zerine dnyorsa, Giosue de kendi babasnn yaam zerine
dnr. Tankln sahici olduunu iddia etmeyen byle bir hatr
lama eletiriye aktr. Ancak Kertesz "Filmin yaratcs olan Be
nigni 1952'de domu. Yani Auschwitz'in hayaleti ile cebelleen je
nerasyonun bir temsilcisi ve bu hazin mirasa sahip kma cesareti
ne (ve gcne) sahip bir insan" diye yazarken son derece hakldr
(2001: 272, italikler bize ait). Benigni ile Auschwitz arasnda mis
tik ve grnmez bir ba vardr adeta. Agamben Auschwitz'den "ar
takalanlar" derken tam da byle bir ban peindedir. "Artakalan"
yok edilemeyeni, gemiin yok olmay reddeden bir kalntsn ifa
de eden mesihi bir kavramdr. Kertesz'in deyiiyle "Auschwitz'in
hayaleti"dir. Kalnt szc Kutsal Kitapta da geer; Yeaya shear
yisrael (srail'in ruhunun taycs) olarak ve Amos da sherit Yousef
(Yusuf un ruhunun taycs) olarak anlatlr (Agamben 1999: 162).
Dolaysyla Muselmann ile sa kalan, boulan ile kurtulan arasn
daki ilikiyle bariz bir paralellik vardr.
Artakalan kavramnda, tankln kmaz mesihiliin kmazyla ke
siir. Tpk srail'den artakalann halkn btnnden veya bir parasndan
ziyade btnle parann kesimesine iaret etmesi gibi, tpk mesihi za
mann tarihsel zaman veya sonsuzluktan ziyade bu ikisi arasndaki kopu
olmas gibi, Auschwitz'den artakalanlar, yani tanklar da lenler veya sa
kalanlar, boulanlar veya kurtulanlardan ziyade bunlarn arasnda kalan
lardr. (a.g.y. 163-4)

202

FLMLERLE SOSYOLOJ

Nitekim "Auschwitz'in hayaleti" gaz odalarnda lenler veya


sa kalanlardan ziyade bunlar arasndaki bada vcut bulur. Bu ba
lamda Guido'nun adnn talyanca guidare'den, yani klavuzluk et
mekten gelmesi nemlidir. Guido kamptan k yolunda Giosue'ye
klavuzluk eder, ona kurtulu yolunu gsterir. Bylelikle Giosue
"Auschwitz'in hayaletinin taycs" olur. Babas Guido'nun edim
lerine tanklk eder. Kutsal metinler balamnda, Giosue Vadedilmi
Topraklar yolunda Yahudilere klavuzluk eden kiidir. stelik Gio
sue'nin takma ad Yeu, Kutsal Kitap'ta Yahudilere lde klavuzluk
ederek onlar yok olmaktan kurtaran lidere bir gndermedir (Viano
1999: 60). Ancak ne Benigni ne de Agamben noktay burada koy
maz. Onlara gre hepimiz Auschwitz soyundan geliyoruz. Ve hepi
miz tanklk etmek zorundayz.

8
SONSZ
Post-Politikaya Kar Estetik

Eer gerekleirse, ballk genellikle u iki biimde


karmza kar: knama (rnein dehetin faillerini
sulayarak fkelenme) ya da duygusallk. Ama bir
de insann knama ve duygusalln avantajlarna
bel balamadan, talihsiz insanlara ve ktle do
rudan bakma cesaretini gsterdii nc bir bal
lk biimi vardr. Konumann gcne duyulan g
venle ilikili olan bu ballk biimi, ahlaktan besle
nen bir siyasi eylemin tek gereki zeminidir.

DAVIS ilgi ekici bir makalesinde "sfr noktas" teriminin 11 Eyll'


den ok daha nce, ilk atom bombasnn gcn ve etkilerini deer
lendirirken merkez noktas iin kullanlmaya baladn anlatr
(2003:127). yleyse Hiroima ve 11 Eyll arasnda etik bir ba kur
mak da kesinlikle mmkndr - neticede kincisi Amerikan ruhun
da bastrlm olann tekinsiz dnne iaret etmez mi? Baka bir
deyile "sfr noktas" kkten etik bir farkndala zemin hazrlaya
bilirdi, nk -Derrida'nn szleriyle anlatacak olursak- kurbanlara
duyduumuz koulsuz merhamet 11 Eyll meselesinde kimsenin si
yasi adan masum olmadn kabul etmemizi engellemez, engelle
memelidir de (Derrida 2001). 11 Eyll amzn Yahudi soykrm
haline mi geldi yleyse, dnme ve eletirinin tesinde kutsal ve
yce bir olay mertebesine mi ykseldi? Eer yleyse, sinema d
nme uzamnn yeniden almasnda bir rol oynayabilir mi?
Hiroima ve Amerikan ruhu derken, k noktasn su ve gna
h kabul etmek olarak alan; kesinlik ve mutlaklardan ziyade -Kier
kegaard'n terimleriyle- korku ve titreme olarak alan bir nevi din
darla iaret ediyoruz. Neden byle bir tavr gelimedi, bu kapa
nm ve etik dnce eksiklii neden? Hiroima sz konusu oldu
unda unlar sylenebilir:
her zamanki gibi bu sefer de papaan gibi tekrarladmz, artk milli bir
dogma haline gelen ey: Hiroima ve Nagazaki bombardmanlar meru,
hatta neredeyse idealist edimlerdi; byle olmasn kim isterdi ki, seilen ol
sa olsa "ktnn iyisiydi"; ama neticede sava sona erdirmenin tek yolu
buydu, bylece belki de milyonlarca kiinin hayat kurtulacakt. Bu akla
ma ilk olarak yardmcs McGeorge Bundy tarafndan Devlet Bakan Hen
ry Stimson adna yazlan bir makalede dile getirildi. Gzel bir hikyeydi,
tek sorun Bundynin lmnden hemen nce yaynlanan bir kitapta her e

206

FLMLERLE SOSYOLOJ

yin bir uydurmaca, bombay atmamzn asl nedenini gizlemek iin kas
ten, zenle ina edilmi bir efsane olduunu itiraf etmesiydi. Asl ama (1)
Pearl Harbor'n cn almak, (2) bombann gelitirilmesi iin bu kadar pa
ra harcamay merulatrmak, (3) bilimsel, tbbi ve askeri personelimizin
bombann etkilerini aratrabilecekleri laboratuvarlar kurmak, ve (4) So
uk Sava'ta Ruslar ve dnyann geri kalann bu al salvosuyla etkile
mekti. (Davis 2002: 128)

Bu hikye mkemmel bir klft. nk saflk, masumiyet ve iyi ni


yeti sa salim bizim tarafmza yerletiren, garantiye alnm ve g
ya kutsal bir manta yakn duruyordu. nclk fikri ve herkese g
re kymetli bir iyilik uruna byk bir bedel demeye gnll olma
fikri de burada, elimizin altndayd - milyonlarca insann hayat ile
karlatrldnda, iki Japon ehrindeki birka masum kurbann la
f m olur? stelik de bu radikal edimin ne yazk ki son are olduu
nu dnyorsak. Bu kadar korkun bir edimi gerekletirmeye g
nll olmamz bile inancmzn gcnn bir kant zaten. Gerek
idealistler, uruna savatklar dava iin haysiyetlerini ve ahlaki de
erlerini ikinci plana atabilenlerdir. Ancak btn bu senaryolar, sz
konusu dnceleri aksi takdirde ahlaki sulamalara hedef olabile
cek edimleri desteklemek iin kullanan kinik bir strateji olarak da
grlebilir. 11 Eyll sonras Amerikan d politikasnn senaryosu
da bu olabilir mi acaba? Afganistan ve Irak'a alan savalar da Hi
roima ve Nagazaki'ye den bombalarn ardndakiler kadar phe
li saikleri gizliyor olmasn? u kadarn vurgulayabiliriz ki gn
mzn bir fundamentalizmler atmasyla nitelendirilen siyasi ik
liminde byle bir phe yorumbilgisini uygulamak gitgide daha
zorlayor: bir yanda kktendincilik, dier yanda da Bushun ken
dinden emin retorii. ki fundamentalizm de kendinden phe etme
ve zeletiri kltrn savunanlar susturuyor (bkz. Bemstein 2005).
Peki bizim toplumumuz neden kendini sorgulamayan bir toplum
haline geldi?
Boltanski'nin Distant Suffering'i (Uzaktaki Ac, 1999) ahlak ile
ac arasndaki ilikinin siyasi bir mesele, bir eylem meselesi oldu
unu vurgular. Batllar Afganistan ve Irak'taki acy izlerken donup
kalr, ama bunun bir sonucu olmas gerekmez, izleyici yine de ba
ll reddedebilir. nsanlarn bir defada belli bir lde dehet tke
tebildikleri ve uzaktaki tekilere kar kaytszln "savata" kolay

SONSZ

207

bir seenek olduu dnlrse, uzaktan ballk ok dk bir ih


timaldir (bkz. a.g.y. 10). Yine de gerekleirse, ballk genellikle
u iki biimde karmza kar: knama (rnein dehetin faillerini
sulayarak fkelenme) ya da duygusallk (a.g.y. 132). Ama bir de
insann knama ve duygusalln avantajlarna bel balamadan, ta
lihsiz insanlara ve ktle dorudan bakma cesaretini gsterdii
nc bir ballk biimi vardr. Konumann gcne duyulan g
venle ilikili olan bu ballk biimi ahlaktan beslenen bir siyasi ey
lemin tek gereki zeminidir. Acma ancak taahht araclyla si
yasi bir mesele olabilir (a.g.y. 186). Bu nedenle, fundamentalizmle
rin glgesindeki ada acma krizi:
te, Hiroima'nn asl anlam budur. Sfr noktas bundan sululuk
duyduumuz iin deil, duymadmz iin bamza musallat oluyor. Ne
zaman bir travma geirsek, 08.06.1945'te aslnda neler olduunu iselle
tirmeyi reddettiimiz iin geri dndrme konusunda aresiz kaldmz
ilerlemeci bir kendini eyletirme iinde, Hiroima'da kusursuzlatrd
mz o psikolojik mdahaleyi tekrarlyoruz. (Davis, 2003: 130)

Bu balamda film analizine dnmek iin birok sebep var. Weber


"filmler zerine dnmeksizin" bu trden bir deheti dnmenin
"neredeyse imknsz" olduunu ne srer (2006: 3). 11 Eyll'in he
men ardndan Hollywood ve Pentagon arasnda kurulan stratejik it
tifak bu bakmdan anlamldr. Bylece Hollywood yapmclar ge
lecekteki terr senaryolar konusunda kafa patlatmaya ve vatanper
ver filmler yapmaya tevik edilmitir (Zizek 2002:16). Gelgelelim
biz 11 Eylle ya da onunla ilgili filmlere dair kitaplara bir yenisini
eklemek istemedik. Aslnda analizlerimiz 11 Eyll'den nce gste
rime girmi filmleri kullanmamz sayesinde tnsn buldu, bu film
lerin ada olmamas alegorik bir okuma olana salad. Gn
mzn siyasi ikliminde alegori, eletirel sosyoloji yapmak iin en
etkili aralardan biri. nsann iinde bulunduu kt durumla aras
na mesafe koymasna ve bylece bu durum zerine dnmesine
olanak salyor.
stelik sanat ve siyasal olan, her eyin eletiriye tabi tutulduu
ama eletirinin artk bir sonuca yol amad mevcut postpolitik or
tama kar harekete geirilebilir. Bu kitapta, eletiri kavramnn oda
nda esasen bu var. Bauman'n formlasyonuyla, siyaset "devam

208

FLMLERLE SOSYOLOJ

eden bir gereklik eletirisi"dir (Bauman 2002:56). Siyaset siyasal


latrmadr. Ne var ki siyasetin gitgide zorlat postpolitik bir a
da yayoruz. Mulak bir kavram olan post-politika siyasetin iini
boaltmann siyasi bir yoluna iaret eder ve bu bakmdan ilgin bir
biimde Althusser'n ideoloji kavramn andrr. Post-politika top
lumdaki temel antagonizmalar gizleyen depolitize olmu bir siya
settir. Esasen iki biimde karmza kar: Ya zorlama bir tercihi, r
nein fundamentalizm ile gvenlik politikalar arasnda bir tercihi
dayatan ideolojik bir antaj biimindedir (ayrca bkz. Zizek 2002:
3) ya da "eletiriyle aklk" ile yakndan ilikilidir. Eletiri kabul
edilir ancak sonucu olmayan, yalnzca pragmatik mzakerelere ve
stratejik uzlamalara varan bir eye indirgenir. Her iki durumda da
toplumsaln radikal biimde sorgulanmas anlamnda siyaset orta
dan kaybolur.
Postpolitik durumda, estetik olan ile siyasi olann ortak zellii,
insanlarn dnyay nasl algladklarn etkileme meraklar, eletiri
yoluyla mmkn olan dntrc bir kapasiteye sahip olmalardr.
Bu bakmdan sinemasal aygt nemli bir ideolojik mcadele alan
dr. Bugn avangard sanat eletirel niteliini ve ok etme zelliini
byk lde yitirmitir, ounluk tarafndan tketilen anaakm
filmler ise giderek bir eletiri alanna dnmektedir.
Siyasi ifadeler ve edebi deyimler gerekte birtakm etkiler yaratr. Ko
numa veya eylem modellerinin yan sra makul younluk rejimlerini ta
nmlarlar. Grnenin, grnen ile sylenebilen arasndaki yollarn ve var
olma, syleme ve yapma tarzlar arasndaki ilikilerin haritalarn izerler.
Makul younluk, alglama ve bedensel yeti eitlemelerini tanmlarlar.
Bylelikle belirsiz insan topluluklarn etki altna alr, boluklar geniletir,
sapmalar iin yer aarlar; hzlar, yollar ve insan topluluklarnn bir duru
ma bal kalma, durumlara tepki verme, imgelerini fark etme biimlerini
deitirirler. (Ranciere 2004: 39)

Sinema bir gerekliin yansmalarndan ok daha fazlasdr. Bu


dnyada var olmann, toplumsal deiime amann, dnmleri
nin koullarn ve hzn deitirmenin alternatif yollarn sunar. Si
nema bir Olay'dr. Daha dorusu eletirel potansiyelini serbest bra
kan eletirel bir okumayla bu hale gelebilir.
sterseniz bu blm bitirirken anaakm bir filme, Roland Em
merich'in desteklemekte olduumuz etik ve eletirel tavr aka or

SONSZ

209

taya koyduunu syleyebileceimiz Kurtulu Gn / Independence


Day'ine bir gz atalm. Kurtulu Gn her eyden nce 11 Eyll
zerine bir filmdir. Dnya uzaydan gelen dman glerin saldrs
altndadr. Dnyaya yaklamakta olan devasa uzay gemisi, kaynak
larn smrmek iin gezegen gezegen dolaan uzayllarn/gebe
lerin yaad bir ktlk imparatorluudur. Amalarn gerekle
tirmek iin insanlar yok etmeye hazrdrlar. Saldr bir dizi byk
ehirde balatlr, bunun zerine Amerikan ordusu da hzl ve karar
l bir biimde uzay gemisine kar saldrya geer. Ne var ki elekt
romanyetik bir kalkanla korunan uzay gemisinin bu ekilde yok
edilemeyecei ortaya kar. Filmdeki kurtarc (David), uzay gemi
sinden tuhaf bir sinyal yayldn kefeden bir bilimadamdr. Bu
nun bir gerisaym meknizmas olduu anlalr. Saldr vakti gelir,
hedef Washington'dir. Beyaz Saray sakinleri askeri bir snaa nak
ledilir. Bu smakta bir uzay aratrma merkezi olduu ortaya kar.
Merkezde Amerika'da bir le aklm bir UFO da vardr. Uzayl
lar gelene kadar btn bunlar doal olarak ok gizli tutulmutur.
Btn bunlar olup biterken, kaynpederi David'i yerde otururken
grnce, teceksin diye uyaracak olur. Tabii ki bu da kurtulua
gtren dnceyi tetikler: virs. David uzay gemilerinin koruyucu
kalkan iine szabilecek bir virs gelitirir. Eer bu ie yararsa, ya
ni koruyucu kalkan yok edilirse, uzayllara konvansiyonel silahlar
la da saldrmak mmkn hale gelecektir. Plan uzayllarn ama vi
rs bulatrmaktr. Baka seenei olmayan bakan plan kabul ed
er ve dier lkelerle temasa geer, dmana kar hi tereddtsz
"birleirler".
Film, Amerikallarn 11 Eyll'e verecei tepkiyi nceden sezmi
gibidir. Kt uzay gleri Tanr'nn evine saldrrlar, bu yaptklar
nn hibir aklamas yoktur. Film uzayllara igr, yeti, saik ya da
duygu biiminde bir derinlik isnat etmez. Dahas uzayllar yenil
mezdir, a tabanl silahlar dnyadaki mevcut silahlardan kat kat s
tndr. Tek bir seenek sz konusudur: ya onlar ya biz, ya yilik ya
Ktlk. ABD insanln ete kemie brnm en yce hali olarak
dmana kar savata tm dnyay kapsayan bir ittifak oluturur.
Ne var ki byle bir okuma biraz skcdr, daha da fenas eyletiri
cidir. Filmin temel varsaymn, yani olaylarn Amerikallarn bak
asndan anlatlmas meselesini kurcalamak ok daha ilgi ekici

210

FLMLERLE SOSYOLOJ

olacaktr. Peki ya bu dman uzay gemisini, yerel yaam biimleri


ni tketicilie ve kaytszla boan kresel bir Amerikan impara
torluunun metaforik bir tasviri olarak dnrsek? Neyin yi neyin
Kt olduuna karar vermek yine bu kadar kolay olacak m?
Olay rgsn anlatrken bir noktay kasten atladk. Uzay gemi
sinin koruyucu kalkan aldktan sonra, Amerikan sava uaklar
ile uzayllar arasnda iddetli bir sava yaanr. Filmin sonlarna
doru ne kadar Amerikan sava ua varsa hepsi vurulur, biri ha
ri. Tam son sava ua da fzelerini atelemek zereyken, fzele
rin infilak etmeyecei ortaya kar. Bunun zerine pilot sava ua
n hedefe yneltir, bylece uak bir fzeye ve pilot da bir intihar
saldrs pilotuna dnm olur. Peki ya 11 Eyll pilotlar yaptk
larn ktlk imparatorluunu yok etmeyi hedefleyen kahramanca
bir jest olarak grdyse? Film bu bakmdan terristlerin kendilerini
nasl grdklerini zetler.
Byle bir diyalektik dnn amac phesiz terrizmi mazur
gstermek deildir. Terrizm sadece iddet deildir, ayn zamanda
demokrasinin dmandr. Dolaysyla Bat geleneinin bir demok
rasi ve eletiri gelenei olduunda srar etmek son derece nemli
dir. Terre kar savata altn oymak yerine demokrasiyi destekle
memiz, Bush'un vatanperverlik ve ulusun birlii ad altndaki ulus
lararas politikalarn eletirmekten imtina etmek yerine bunlar
acmaszca eletirmemiz gerekir (bkz. Kellner 2002: 154-5). "Ba
mszlk" esasen klasik Kant anlamyla "selbstdenken'e, yani ba
msz dnce anlamna da gelebilir.

KAYNAKA

Adorno, Theodor W., Negative Dialectics, New York: Continuum, 1973.


Agamben, Giorgio, Infancy & History: Essays on the Destruction of Experience,
Londra: Verso, 1993.
Homo Sacer: Sovereign Power and Bare Life, Stanford: Stanford University
Press, 1998; Trkesi: Kutsal insan: Egemen ktidar ve plak Hayat, ev. s
mail Trkmen ve Daniel Heller, stanbul: Ayrnt, 2001.
Remnants of Auschwitz: The Witness and the Archive, New York: Zone Books,
1999; Trkesi: Auschwitz'den Artakalanlar: Tank ve Ariv, ev. Ali hsan
Bagl, stanbul: Kitle, 2004.
Means Without End: Notes on Politics, Minneapolis: University of Minneso
ta Press, 2000.
"The State of Exception", Lettre Internationale (1): 31-3, 2003; Trkesi:
Olaanst Hal, ev. Kemal Atakay, stanbul: Otonom, 2006.
Althusser, Louis, Essays on Ideology, Londra: Verso, 1984.
Appelfeld, Aharon, "After the Holocaust", Writing and the Holocaust iinde, Berel Lang (haz.), New York: Holmes & Meier, s. 83-92, 1988.
Arendt, Hannah, The Origins of Totalitarianism, New York: Harcourt Brace &
Company, 1973; Trkesi: Totalitarizmin Kaynaklar, 2 cilt, ev. Bahadr Si
na ener, stanbul: letiim, 1997 ve 1998.
The Life of the Mind, San Diego: Harcourt Brace, 1978.
Eichmann in Jerusalem - A Report on the Banality of Evil, Londra: Penguin
Books, 1992; Trkesi: Ktln Sradanl: Eichmann Kuds'te, ev. z
ge elik, stanbul: Metis, 2009.
Aries, Philippe, Centuries of Childhood: A Social History of Family Life, New
York: Vintage, 1962.
Badiou, Alain, Infinite Thought, Londra: Continuum, 2005; Trkesi: Sonsuz D
nce, ev. Tuncay Birkan ve Ik Ergden, stanbul: Metis, 2006.
Barthes, Roland, Camera Lucidia, New York: Hill and Wang, 1981; Trkesi:
Camera Lucida: Fotoraf zerine Dnceler, ev. Reha Akakaya, stanbul:
Altkrkbe, 1992.
Bataille, Georges, The Accursed Share, II & III, New York: Zone Books, 1993;
Trkesi: Lanetli Pay, ev. Mukadder Yakupolu, stanbul: Mor, 1999.
"Programme (Relative to Acphale)", The Bataille Reader iinde, Fred Bot
ting ve Scott Wilson (haz.), Londra: Blackwell, 1997, s. 121-2.
"The Psychological Structure of Fascism", The Bataille Reader iinde, Fred
Botting ve Scott Wilson (haz.), Londra: Blackwell, 1997, s. 122-46.

212

FLMLERLE SOSYOLOJ

Eroticism, Londra: Penguin, 2001 ; Trkesi: Erotizm, ev. Mehmet Mukadder


Yakupolu, stanbul: Onur, 1993.
Baudrillard, Jean, Fatal Strategies, Paris: Semiotext(e)/Pluto, 1990; Trkesi:
aresiz Stratejiler, ev. Ouz Adanr, stanbul: Boazii niversitesi Yayne
vi, 2002.
- Simulacra and Simulation, Ann Arbor: The University of Michigan Press,
1994; Trkesi: Simlakrlar ve Simlasyon, ev. Ouz Adanr, stanbul: Do
u Bat, 2003.
The Intelligence of Evil or the Lucidity Pact, Oxford: Berg, 2005.
Baudry, Jean-Louis, "Ideological Effects of the Basic Cinematic Apparatus",
Film Quarterly, 28(2), 1974, s. 39-47.
Bauman, Zygmunt, Postmodern Ethics, Oxford: Blackwell, 1993; Trkesi:
Postmodern Etik, ev. Alev Trker, stanbul: Ayrnt, 1998.
Liquid Modernity, Cambridge: Polity Press, 2000.
Society Under Siege, Cambridge: Polity Press, 2002.
Liquid Love, Cambridge: Polity Press, 2003; Trkesi: Akkan Ak, ev. Ik
Ergden, stanbul: Versus, 2009.
Beck, Ulrich, Risk Society, Londra: Sage, 1993.
Ben-Ghiat, Ruth, "The Secret Histories of Roberto Benigni's Life is Beautiful",
The Yale Journal of Criticism 14(1), 2001, s. 253-66.
Benigni, Roberto, Life is Beautiful, Buena Vista Home Entertainment, 1999.
ve Vincenzo Cerami, Life is Beautiful, Londra: Faber & Faber, 1999.
Benjamin, Walter, Illuminations, Fulham: Fontana Press, 1992; Trkesi: Parlt
lar, ev. Ylmaz ner, stanbul: Belge, 1990.
Bennigton, Geoffrey, Legislations: The Politics of Deconstruction, Londra: Ver
so, 1994.
Betts, Christopher J., "Introduction", Charles de Secondt Montesquieu, Persian
Letters, Londra: Penguin, 1973, s. 17-33.
Bhabha, Homi, "The Other Question", Screen 24(6), 1972, s. 18-36.
Boer, Inge E., "Despotism from Under the Veil: Masculine and Feminine Rea
dings of the Despot and the Harem", Cultural Critique 32(1), 1996, s. 43-73.
Boltanski, Luc, Distant Suffering: Morality, Media and Politics, Londra: Camb
ridge University Press, 1999.
ve ve Chiapello, Le Nouvel Esprit du Capitalisme, Paris: Gallimard, 1999.
ve Laurent Thvenot, "The Sociology of Critical Capacity", European Journal
of Social Theory 2(3), 1999, s. 359-77.
Bourdieu, Pierre, Leon sur la leon, Paris: Les ditions de Minuit, 1982.
In Other Words: Essays Towards a Reflexive Sociology, California: Stanford
University Press, 1990.
Les rgles de l'art: Gense et structure du champ littraire, Paris: ditions du
Seuil, 1992; Trkesi: Sanatn Kurallar: Yaznsal Alann Oluumu ve Yaps,
ev. Necmettin Kamil Sevil, stanbul: YKY, 1999.
Raisons Pratiques. Sur la Thorie de l'Action, Paris: ditions du Seuil, 1994;
Trkesi: Pratik Nedenler: Eylem Kuram zerine, ev. Hlya Tufan, stan
bul: Kesit, 1995.
Bourdieu, Pierre ve Loc J. D. Wacquant, "The Purpose of Reflexive Sociology",

KAYNAKA

213

An Invitation to Reflexive Sociology iinde, Pierre Bourdieu ve Loic J. D.


Wacquant (haz.), Cambridge: Polity Press, 1992, s. 61-216.
ve di., Photography, Londra: Polity Press, 1990.
ve di., The Weight of the World: Social Suffering in Contemporary Society,
Londra: Polity Press, 1999.
Brians, Paul, "Plato: The Allegory of the Cave, from The Republic", www.wsu.
edu:8080/~wldciv/world_civ_reader/world_civ_reader_l/plato.html, 1998.
Brigham, Linda, "Taking it is Dishing it Out: The Late Modern Logic of Fight
Club, ebr, http://www.altx.com/ebr/reviews/revlO/rlObri.htm, 1999.
Brown, Michelle, "Setting the Conditions for Abu Ghraib: The Prison Nation
Abroad", American Quarterly 53(3), 2005, s. 973-97.
Burton, C. Emory, "Sociology and the Feature Film", Teaching Sociology, 16,
1988, s. 263-71.
Butler, Judith, Antigone's Claim: Kinship Between Life & Death, New York: Co
lumbia University Press, 2000; Trkesi: Yaam ile lmn Akrabal: Antigone'nin ddias, ev. Ahmet Ergen, stanbul: Kabalc, 2008.
alar, Aye, "German Turks in Berlin: Social Exclusion and Strategies for Soci
al Mobility", New Community 21(3), 1995, s. 309-23.
Caldeira, Teresa P. R., City of Walls: Crime, Segregation, and Citizenship in Sao
Paulo, Londra: Routledge, 2000.
Callinicos, Alex, Is There a Future for Marxism?, Londra: The Macmillan Press,
1982.
Canetti, Elias, Crowds and Power, Londra: Phoenix, 1962; Trkesi: Kitle ve ik
tidar, ev. Glat Aygen, stanbul: Ayrnt, 1998.
Cartwright, Justin, "Prophet of Doom", The Guardian, 13 Ocak 2006.
Castells, Manuel, The Information Age, Vol. I: The Rise of Network Society, Ox
ford: Blackwell, 1996; Trkesi: Enformasyon a: Ekonomi, Toplum ve
Kltr 1 - A Toplumunun Ykselii, ev. Ebru Kl, stanbul: stanbul Bilgi
niversitesi Yaynlar, 2005.
Celli, Carlo, "The Representation of Evil in Roberto Benigni's Life is Beautiful",
Journal of Popular Film and Television 28(2), 2000, s. 74-9.
CNN, "CNN Chat Transcript Fight Club' Author Chuck Palahniuk", http:// www.
joblo.com/fightclubchat.htm, 1999.
Cohen, Stanley, "Post-Moral Torture: From Guantanamo to Abu Ghraib, Index
on Censorship 1, 2005, s. 24-30.
Comolli, Jean-Louis ve Jean Narboni, "Cinema/ideology/criticism", Screen Re
ader I: Cinema/Ideology!Politics iinde, John Ellis (haz.), Londra: Society
for Education in Film and Television, 1980, s. 477-88.
Conolly, William E., Pluralism, North Carolina: Duke University Press, 2005.
Cowen, David S., "Frequently Asked Questions", http://www.trond.com/brazil/
b_faq00.html, 1998.
Danner, Mark, Torture and Truth: America, Abu Ghraib, and the War on Terror,
Londra: Granta Books, 2004.
Davis, Walter A., "Death's Dream Kingdom: The American Psyche After 9-11",
JPCS: Journal for the Psychoanalysis of Culture & Society, 8 (1), 2003, s.
128-32.

214

FLMLERLE SOSYOLOJ

"Passion of the Christ in Abu Ghraib: Toward a new Theory of Ideology", So


cialism and Democracy 19(1), 2005, s. 67-93.
Day, Gall, "Allegory: Between Deconstruction and Dialectics", Oxford Art Jour
nal, 22(1), 1999, s. 103-18.
Dayan, Daniel, "The Tutor-Code of Classical Cinema", Movies and Methods 1
iinde, Bill Nichols (haz.), 1976, s. 438-51.
Deleuze, Gilles, Cinema 2: The Time-Image, Londra: The Athlone Press, 1989.
The Fold: Leibniz and the Baroque, Minneapolis: University of Minnesota
Press, 1993; Trkesi: Kvrm: Leibniz ve Barok, ev. Hakan Ycefer, stan
bul: Balam, 2006.
Difference & Repetition, Londra: The Athlone Press, 1994.
Negotiations, New York: Columbia University Press, 1995.
"Desert Islands", Desert Islands and Other Texts 1953-1974, Los Angeles: Semiotex(e), 2004, s. 9-14; Trkesi: ssz Ada ve Dier Metinler, ev. Hakan
Ycefer ve Ferhat Taylan, stanbul: Balam, 2009.
ve Felix Guattari, Anti-Oedipus: Capitalism and Schizophrenia I, Minneapo
lis ve Londra: University of Minnesota Press, 1983; Trkesi: Kapitalizm ve
izofreni 1: Gebebilimi incelemesi - Sava Makinas, ev. Ali Akay, stan
bul: Balam, 1990.
------- A Thousand Plateaus: Capitalism and Schizophrenia II, Minneapolis ve
Londra: University of Minnesota Press, 1987; Trkesi: Kapitalizm ve izof
reni II: Kapma Aygt, ev. Ali Akay, stanbul: Balam,1993.
Demerath III, N. J., "Through a Double-Crossed Eye: Sociology and the Movi
es", Teaching Sociology 9(1), 1981, s. 69-82.
Denby, David, "In the Eye of the Beholder: Another look at Roberto Benigni's
Holocaust fantasy", The New Yorker 15, 1999, s. 96-9.
Denzin, Norman K., The Cinematic Society: The Voyeur's Gaze, Londra: Sage,
1995.
Derrida, Jacques, Glas, Lincoln, NB: University of Nebraska Press, 1986.
Margins of Philosophy, Chicago: The University of Chicago Press ve Harves
ter Press, 1986.
The Post Card: From Socrates to Freud and Beyond, Chicago: University of
Chicago Press, 1987.
"Niemand ist unschuldig", http://www.hydra.umn.edu/derrida/unschuldig.html, 2001.
Des Pres, Terrence, The Survivor: An Anatomy of Life in the Death Camps, Ox
ford: Oxford University Press, 1980.
Deshowitz, Allan M., Why Terrorism Works: Understanding the Threat, Respon
ding to the Challenge, New Haven: Yale University Press, 2002.
Diken, Blent ve Carsten Bagge Laustsen, The Culture of Exception: Sociology
Facing the Camp, Londra ve New York: Routledge, 2005.
Dolar, Mladen, "Beyond Interpellation", Qui Parle 6(2), 1993, s. 75-96.
Dowd, James J., "Waiting for Louis Prima: On the Possibility of a sociology of
Film, Teaching Sociology, 26, 1999, s. 324-42.
Emmerich, Roland, Independence Day, Twentieth Century Fox Film Corpora
tion.

KAYNAKA

215

Ezrahi, Sidra DeKoven, "After Such Knowledge, What Laughter?", The Yale
Journal of Criticism 14(1), 2001, s. 287-313.
Fincher, David, Fight Club, 21th Century Fox Home Entertainment, 1999.
Flanzbaum, Hilen, "But Wasn't it Terrific?: A Defense of Liking Life is Beauti
ful", The Yale Journal of Criticism 14(1), 2001, s. 273-86.
Foucault, Michel, "Preface", Gilles Deleuze ve Felix Guattari, Anti-Oedipus: Ca
pitalism and Schizophrenia, Minneapolis: University of Minnesota Press,
1983, s. xi-xiv.
Frankl, Victor E., Man's Search for Meaning, New York: Washington Square,
1984; Trkesi: nsann Anlam Aray, ev. Seluk Budak, stanbul: teki,
1992.
Freud, Sigmund, Totem and Taboo, Londra: Routledge & Kegan Paul, 1960;
Trkesi: Totem ve Tahu, ev. K. Sahir Sel, stanbul: Sosyal, 1984.
"Group Psychology and the Analysis of the Ego", Civilization, Society and Re

ligion, Group Psychology, Civilization and its Discontents and Other Works
iinde (The Pelican Freud Library, c. 12), Londra: Penguin, 1985, s. 91-178;
Trkesi: Uygarlk, Din ve Toplum, Grup Psikolojisi, Bir Yanlsamann Gele
cei, Uygarlk ve Honutsuzluklar ve Dier almalar, ev. Seluk Budak,
Ankara: teki, 1995.
Frichot, Helene, "Stealing into Deleuze's Baroque House", Deleuze and Space
iinde, Ian Buchanan ve Gregg Lambert (haz.), Edinburgh: Edinburgh Uni
versity Press, 2005, s. 61-79.
Gilliam, Terry, Brazil, 20th Century Fox Home Entertainment, 1985.
"The Saga of Brazil: Terry Gilliam discusses the making and near unmaking
of his dystopian fantasy", http://members.aol.com/morgandsl/closeup/text/
brazil.htm, 1986.
Interview on the South Bank Show, 1991.
"1984 1/2 becomes Brazil, with the aid of ducts and De Niro; and what happe
ned next, Gilliam on Gilliam iinde, Ian Christie (haz.), Londra: Faber, 1999,
s. 111-51.
Girard, Ren, Violence and the Sacred, Londra: Continium, 1977; Trkesi: id
det ve Kutsal, ev. Necmiye Alpay, stanbul: Kanat, 2003.
Giroux, Henry A., "Brutalised Bodies and Emasculated Politics: Fight Club, Con
sumerism, and Masculine Violence", Third Text, 4, 2000, s. 31-41.
Glass, Fred, "Brazil", Film Quarterly 34, 1986, s. 22-8.
Gleason, Abbott, "'Totalitarianism' in 1984", The Russian Review 43(2), 1984, s.
145-59.
Goffman, Erving, The Presentation of Self in Everyday Life, New York: Ancher
Books, 1959; Trkesi: Gnlk Yaamda Benliin Sunumu, ev. Bar Cezar,
stanbul: Metis, 2009.
Golding, William, Lord of the Flies, Londra: Faber and Faber, 1954; Trkesi: Si
neklerin Tanrs, ev. Mina Urgan, stanbul: Trkiye Bankas Kltr Yayn
lar, 2001.
Grosrichard, Alain, The Sultan's Court, Londra: Verso, 1998; Trkesi: Sultan'n
Saray: AvrupalIlarn Dou Fantazileri, ev. Ali akrolu, stanbul: Aykr,
2004.

216

FLMLERLE SOSYOLOJ

Guilhot, Nicolas, "Review of Luc Boltanski & Eve Chiapello's Le Nouvel Esprit
du Capitalisme", European Journal of Social Theory 3(3), 2000, s. 355-64.
Halsband, Robert (haz.), The Complete Letters of Lady Mary Wortley Montagu, c.
1, Londra: Oxford University Press, 1965.
Hardt, Michael, "The Withering Civil Society", Deleuze and Guattari: New Map
pings in Politics, Philosophy, and Culture iinde, Eleanor Kaufman ve Kevin
Jon Heller (haz.), Minneapolis: University of Minnesota Press, 1998, s. 23-39.
ve Antonio Negri, Empire, Londra: Cambridge, 2000; Trkesi: mparatorluk,
ev. Abdullah Ylmaz, Istanbul: Ayrnt, 2001.
Hartman, Geoffrey H., The Longest Shadow: In the Aftermath of Holocaust, Blo
omington: Indiana University Press, 1996.
Haskins, Casey, "Art, Morality, and the Holocaust: The Aesthetic Riddle of Benigni's Life is Beautiful", The Journal of Aesthetics and Art Criticism 59(4),
2001, s. 373-84.
Havel, Vaclav, Power of the Powerless: The Citizens Against the State in Central
Eastern Europe, New York: ME Sharpe, 1985.
Hook, Harry, Lord of The Flies, MGM Home Entertainment Ltd., 1990.
Ignatieff, Michael, The Lesser Evil: Political Ethics in an Age of Terror, Edin
burgh: University of Edinburgh Press, 2005.
Jaguaribe, Beatriz, "Favelas and the Aesthetics of Realism: Representations in
Film and Literature", yaymlanmam makale, 2003.
Jameson, Fredric, The Political Unconscious: Narrative as a Socially Symbolic
Act, Londra: Routledge, 1981.
The Ideologies of Theory: Essays 1971-1986, Syntax of History, c. 2, Minne
apolis, MN: University of Minnesota Press, 1988.
Jay, Martin, Downcast Eyes: The Denigration of Vision in Twentieth-Century
French Thought, Berkley: University of California Press, 1993.
Jenkins, Emily, "Extreme Sport: An Interview With Thrill-Seeking Novelist
Chuck Palahniuk", villagevoice.com/issues/9941/jenkins. php, 1999.
Johnson, Barbara, "The Frame of Reference: Poe, Lacan, and Derrida", The Pur
loined Poe: Lacan, Derrida & Psychoanalytic Reading iinde, John P. Muller
ve William J. Richardson (haz.), Baltimore, MA: The Johns Hopkins Univer
sity Press, 1988, s. 213-51.
Jonas, David ve Doris Klein, Man-Child: A Study of the Infantilization of Man,
New York: McGraw-Hill, 1970.
Joubin, Rebecca, "Islam and Arabs through the Eyes of the Encyclopdie: The
Other as a Case of French Cultural Self-Criticism", International Journal of
Middle East Studies 32(2), 2000, s. 197-217.
Kaiser, Thomas, "The Evil Empire? The Debate on Turkish Despotism in Eighteenth-Century French Political Culture", The Journal of Modern History 72,
2000, s. 6-34.
Karten, Harvey, "City of God", http://www.all-reviews.com/videos-5/city-ofgod.htm, 2003.
Kellner, Douglas, "September 11, Social Theory and Democratic Politics", The
ory, Culture & Society, 19 (4), 2002, s. 147-59.
"From 1984 to One-Dimentional Man: Critical reflections on Orwell and Mar

KAYNAKA

217

cuse", http://www.uta.edu/huma/illuminations/kelll3.htm, 2006.


Kertsz, Imre, "Who Owns Auschwitz?", The Yale Journal of Criticism 14 (1),
2001, s. 267-72.
Lacan, Jacques, Ecrits, Paris: Seuil, 1966.
Tlvision, Paris: Seuil, 1973.
Le Sminaire: livre XX, Encore, 1972-73, Paris: Seuil, 1975.
crits: A Selection, Londra: Routledge, 1977.
"Seminar on 'The Purloined Letter'", The Purloined Poe iinde, John Muller
ve William J. Richardson (haz.), Baltimore, MD: Johns Hopkins University
Press, 1988, s. 28-54.
The Seminar, Book I I I : The Ego in Freud's Theory and in the Technique of
Psychoanalysis 1954-55, New York: Norton, 1993.
Lapsley, Robert ve Michael Westlake, Film Theory: An Introduction, Manches
ter: Manchester University Press, 2. bask, 2006.
Lash, Scott ve John Urry, Economies of Signs and Space, Londra: Sage, 1994.
Latour, Bruno, "Drawing Things Together", Representation in Scientific Practice
iinde, Michael Lynch ve Steve Woolgar (haz.), Cambridge, Mass: MIT Press,
1990, s. 19-68.
Le Bon, Gustave, The Crowd: A Study of the Popular Mind, New York: Dover,
2002; Trkesi: Kitleler Psikolojisi, ev. Selahattin Demirkan, stanbul: Ya
mur, 2005.
Levinas, Emmanuel, Ethics and Infinity, Pittsburgh: Duquesne University Press,
1985.
Lotringer, Sylvia ve Paul Virilio, Pure War, New York: Columbia University
Press, 1997.
Lowe, Lisa, Critical Terrains: French and British Orientalisms, Ithaca, NY : Cor
nell University Press, 1991.
Luhmann, Niklas, "The Idea of Unity in a Differentiated Society", XIII. Dnya
Sosyoloji Kongresi "Contested Boundaries and Shifting Solidarities"de su
nulmu makale, Bielefeld, Germany, 1994.
"Inklusion og eksklusion", Distinktion 4, 2002, s. 121-39.
Lund, Ktia ve Fernando Meirelles, City of God, Buena Vista Home Entertain
ment, 2003.
Lyotard, Jean-Franois, The Differend: Phrases in Dispute, Manchester: Manches
ter University Press, 1988.
Macmaster, Niel, "Torture: from Algiers to Abu Ghraib", Race & Class 46 (2),
2004, s. 1-21.
Maffesoli, Michel, The Time of the Tribes: The Decline of Individualism in Mass
Society, Londra: Sage, 1996.
Marcuse, Herbert, One Dimensional Man. Boston: Beacon, 1964; Trkesi: Tek
Boyutlu nsan, ev. Aziz Yardml, stanbul: dea, 1986.
McAlpin, Mary, "Between Men for All Eternity: Feminocentrism in Montesqu
ieu's Lettres Persanes", Eighteenth-Century Life 4(1), 2000, s. 45-61.
McGowan, Todd ve Sheila Kunkle, "Introduction: Lacanian Psychoanalysis in
Film Theory", Lacan and Contemporary Film iinde, New York: Other Press,
2004, s. xi-xxix.

218

FLMLERLE SOSYOLOJ

Metz, Christian, "The Cinematic Apparatus as Social Institution - An Interview


with Christian Metz, Discourse 1(3), 1979, s. 7-37.
Miles, M., "Signing in the Seraglio: Mutes, Dwarfs and Gestures at the Ottoman
Court 1500-1700", Disability and Society 15(1), 2000, s. 115-34.
Montesquieu, Charles de Secondt, Persian Letters, Londra: Penguin, 1973;
Trkesi: Acem Mektuplar, ev. Ahmet Tarcan ve Uur Ynten, stanbul:
Ark, 2004.
The Spirit of the Laws, Cambridge: Cambridge University Press, 1989; Trk
esi: Kanunlarn Ruhu zerine, ev. Fehmi Balda, stanbul: Se, 2004.
Moreias, Alberto, "Preemptive Manhunt: A New Partisanship", Positions 13(1),
2005, s. 9-30.
Morgenthau, Hans J., Politics Among Nations, New York: Alfred A. Knopf, 1948.
Morin, Edgar, The Cinema or the Imaginary Man, Minneapolis: University of
Minnesota Press, 2005.
Mourao, Koki, "City of God", Film Eletirisi, http://www.hollywood.com/movies/review/id/1704573, 2003.
Neumann, iver B., Uses of the Other: "The East" in European Identity Formati
on, Minneapolis, MN: University of Minnesota Press, 1999.
ve Jennifer M. Welsh, "The Other in European Self-Definition: An Addendum
to the Literature on International Society", Review of International Studies
17(4), 1991, s. 327-48.
Noblejas, Juan J. G., "Personal Identity and Dystopian Film Worlds", Virtual Ma
trialits konferansnda sunulmu makale, Syracuse, 19-25 Mays 2004.
Olsen, Nils, "Alt skal vk, Politiken, 15/2, 2. Blm, 2001, s. 1.
Oudart, Jean-Pierre, "Cinema and Suture", Screen 18(4), 1977, s. 33-47.
zpetek, Ferzan, Hamam: The Turkish Bath, Parasol Peccadillo Releasing Ltd.,
1977.
Palahniuk, Chuck, Fight Club, Londra: Vintage, 1997.
"I Made Most of It Up, Honest", LA Times Memoir, http://www.chuckpalahniuk.net/essays/latimes.htm, 1999.
Palaver, Wolfgang, "A Girardian Reading of Schmitts' Political Theology", Telos
94(3), 1992, s. 43-68.
Paye, Jean-Claude, "Antiterrorist measures, a Constituent Act", Telos 127(2),
2004, s. 171-82.
Pietz, William, "The 'Post-Colonialism' of Cold War Discourse", Social Text
(19/20), 1988, s. 55-75.
Poe, Edgar Allan , "The Purloined Letter", The Purloined Poe: Lacan, Derrida &
Psychoanalytic Reading iinde, John P. Muller ve William J. Richardson
(haz.), Baltimore, MA: The Johns Hopkins University Press, 1988, s. 3-27.
Rancire, Jacques, The Politics of Aesthetics, Londra: Continuum, 2006.
Renzor, Trent, "Hurt", Nine Inch Nails: The Downward Spiral albmnden, Is
land Records, 1994.
Richard J. Bernstein, The Abuse of Evil: The Corruption of Politics and Religion
since 9/11, Londra: Polity Press, 2005.
Said, Edward, arkiyatlk: Bat'nn ark Anlaylar, ev. Berna lner, stanbul:
Metis, 1999.

KAYNAKA

219

Salecl, Renata, (Per)versions of Love and Hate, Londra: Verso, 1998.


Savlov, M., "Fight Club", Fight Club zerine bir deerlendirme, www. auschron.
com/film/pages/raovies/9207.html, 1999.
Schlegel, Friedrich, Kritische Ausgabe seiner Werke, Zweiter Band, Paderborn:
Verlag Ferdinand Schningh, 1967.
Schmitt, Carl, "Theory of the Partisan: Intermediate Commentary on the Concept
of the Political (1963)", Telos 127, 2004, s. 11-78.
ve Joachim Schickel, "Gesprch ber den Partisanen", Staat, Grossraum, No
mos iinde, Gnther Maschke (haz.), Berlin: Duncker & Humbolt, 1995, s.
619-42.
Schwarz, Roberto, "City of God", New Left Review 12, 2001, s. 103-12.
Seeskin, Kenneth, "Coming to Terms with Failure: A Philosophical Dilemma",
Writing and the Holocaust iinde, Berel Lang (haz.), New York: Holmes &
Meier, 1988, s. 110-21.
Sennett, Richard, Flesh and Stone, Londra: Faber and Faber, 1994; Trkesi: Ten
ve Ta: Bat Uygarlnda Beden ve ehir, ev. Tuncay Birkan, stanbul: Me
tis, 2002.
Sheila, "Review of City of God", http://www.girlposse.com/reviews/movies/
city_of_god.html, 2003.
Shohat, Ella, "Gender and Culture of Empire: Toward a Feminist Ethnography of
Cinema", Visions of the East: Orientalism in Film iinde, Matthew Bernstein
ve Gaylyn Studlaw (haz.). New Brunswick: Rutgers University Press, 1997, s.
19-68.
Siporin, Steve, "Life is Beautiful, four riddles, three answers", Journal of Modern
Italian Studies 7(3), 2002, s. 345-63.
Solondz, Todd, Storytelling, Entertainment in Video, 2001.
Sontag, Susan, On Photography, Londra: Penguin, 1977; Trkesi: Fotoraf
zerine, ev. Osman Akmhay, stanbul: Agora, 2008.
"Regarding the torture of others", New York Times, 23/5, mailer.fsu.edu/~
jgm8530/Terror/Regarding%20the%20Torture%20of%200thers. pdf, 2004.
Spear, Ryan, "Chuck Palahniuk: Ben Aslinda Tatil Kitabi Yazmak istiyordum",
Varlk 69(1127), 2001, s. 36-9.
Strauss, Marcy, "The lesson of Abu Ghraib", Legal Studies Paper, 18 Eyll 2004,
http://ssm.com/abstract=597061.
Suit, E., "To Get Famous, Punch Somebody: Fight Club Rains Down on Chuck
Palahniuk", http://192.245.12.37/1999-10-21.bookguide5.html, 1999.
Tatara, Paul, "Unbelievable optimism in "Life is Beautiful'", CNN.com/ show
biz/movies/9811110/review.lifeisbeautiful, 1998.
Theweleit, Klaus, Male Fantasies: Male Bodies: Psychoanalyzing the White Ter
ror, Minneapolis: University of Minnesota Press, 1989.
Tomlinson, Hugh ve Robert Galeta, '"Translators' Introduction", Gilles Deleuze,
Cinema 2: The Time-Image, Londra: The Athlone Press, 1989, s. xv-xviii.
Tomlinson, Sarah, "Is It Fistfighting, or Just Multi-Tasking?, http://www.salon.com/ent/movies/int/1999/10/13/palahniuk/index.html, 1999.
Trezise, Thomas, "Unspeakable", The Yale Journal of Criticism 14(1), 2001, s.
39-66.

220

FLMLERLE SOSYOLOJ

Trumpener, Katie, "Rewriting Roxane: Orientalism and Intertextuality in Montes


quieu's Lettres Persanes and Defoe's The Fortunate Mistress", Stanford French
Review 11(2), 1987, s. 177-91.
Viano, Maurizio, "Life is Beautiful: Reception, Allegory, and Holocaust Laugh
ter", Jewish Social Studies 5(3), 1999, s. 47-66.
Virilio, Paul, "The Overexposed City", Rethinking Architecture: A Reader in Cul
tural Theory iinde, Neil Leach (haz.), Londra: Routledge, 1997, s. 381-9.
The Information Bomb, Londra: Verso, 2000; Trkesi: Enformasyon Bomba
s, ev. Kaya ahin, stanbul: Metis, 2003.
Wacquant, Loc J. D., "Towards a Social Praxeology: The Structure and Logic of
Bourdieu's Socilogy, Pierre Bourdieu ve Loc J.D. Wacquant, An Invitation
to Reflexive Sociology, Cambridge: Polity Press, 1992, s. 1-60.
Weber, Cynthia, Imagining America at War: Morality, Politics, Film, Londra: Ro
utledge, 2006.
Wheeler, Ben, "Reality is What You Can Get Away With: Fantastic Imaginings,
Rebellion and Control in Terry Gilliam's Brazil", Critical Survey 17(1), 2005,
s. 95-108.
Woman's Own, 31 Ekim 1987.
Zizek, Slavoj, The Sublime Object of Ideology, Londra: Verso, 1989; Trkesi:
ideolojinin Yce Nesnesi, ev. Tuncay Birkan, stanbul: Metis, 2002.
"Beyond Discourse-Analysis", New Reflections on the Revolution of Our Ti
me iinde, Ernesto Laclau (haz.), Londra: Verso, 1990, s. 249-60.
Enjoy Your Symptom: Jacques Lacan in Hollywood and Out, Londra: Rout
ledge. 1992.
Tarrying With the Negative: Kant, Hegel, and the Critique of Ideology, Dur
ham: Duke University Press, 1993.
"Introduction. The Spectre of Ideology", Mapping Ideology iinde, Slavoj Zi
zek (haz.), Londra: Verso, 1994, s. 1-33; Trkesi: "deoloji Hayaleti", Krl
gan Temas iinde, T. Birkan ve B. Somay (haz.), stanbul: Metis, 2002.
The Plague of Fantasies, Londra: Verso, 1997.
The Ticklish Subject: The Empty Center of Political Ontology, Londra: Verso,
1999; Trkesi: Gdklanan zne: Politik Ontolojinin Yok Merkezi, ev. amil
Can, stanbul: Epos, 2005.
"Class Struggle or Postmodernism? Yes Please!", Judith Butler, Ernesto Lac
lau ve Slavoj Zizek, Contingency, Hegemony, Universality: Contemporary
Dialogues on the Left, Londra: Verso, 2000, s. 90-135.
"The Thing from Inner Space", Sexuation, c. 3 iinde, Renata Salecl (haz.),
Durham, NC: Duke University Press, 2000.
The Fragile Absolute, Londra: Verso, 2000; Trkesi: Krlgan Mutlak, ev.
Mehmet znur, stanbul: Encore, 2003.
The Fright of Real Tears, Krzysztof Kieslowski Between Theory and Post-Theory, Londra: British Film Institute, 2001; Trkesi: Kieslowski ya da Madde
ci Teoloji, ev. Sabri Grses, Istanbul: Encore, 2008.
"The Feminine Excess: Can Women Who Hear Divine Voices Find a New So
cial Link?", Millennium: Journal of International Studies 30(1 ), 2001, s. 93109.

KAYNAKA

221

Did Somebody Say Totalitarianism? Five Interventions in the (Mis)use of a


Notion, Londra: Verso, 2001; Trkesi: Biri Totalitarizm mi Dedi?, ev. Halil
Nalaolu, stanbul: Epos, 2006.
On Belief, Londra: Routledge, 2001.
"Hallucination as Ideology in Cinema", Politologiske Studier 4(3), 2001, s.
17-25.
Welcome to the Desert of the Real, Londra: Verso, 2002.
"The Ambiguity of the Masochist Social Link", Perversion and the Social ela
tion c. 4 iinde, Molly A. Rothenberg, Dennis A. Foster ve Slavoj Zizek (haz.),
Durham: Duke, 2003, s. 112-25.
The Puppet and the Dwarf: The Perverse Core of Christianity, Cambridge:
The MIT Press, 2003.
"Some Politically Incorrect Reflections on Violence in France & Related Mat
ters", http://www.lacan.com/zizfrance.htm, 2005.
How to Read Lacan, Londra: Granta Press, 2006.
The Parallax View, Minneapolis: University of Minnesota Press, 2006; Trk
esi: Paralaks, ev. Sabri Grses, stanbul: Encore, 2008.

DZN

11 Eyll 2001 saldrlar, 11-5, 159,


205-10
Adorno, Theodor W., 73, 192, 194
Afganistan, 95, 158, 161,206
Agamben, Giorgio, 78, 132-3, 161,
163, 182, 192-6, 201-2
alegori, 34-6
Althusser, Louis, 28, 30-1, 59, 61, 208
anlam yaratma, 25
Arendt, Hannah, 88-90,167,192-3,
198
Auschwitz, 40, 167, 179, 181-2, 1878, 192, 194-5,201-2
Auschwitz'den Artakalanlar, 40, 182,
201

ayna evresi, 29,31, 61


Aziz Augustinus, 102, 114
Badiou, Alain, 26, 30
Ballantyne, R. M., 93
Bataille, Georges, 37,74,77-9, 126,
133-4, 137
Baudrillard, Jean, 24, 117
Baudry, Jean-Louis, 20, 31
Bauman, Zygmunt, 107-8, 207
Beck, Ulrich, 128
Benigni, Luigi, 201
Benigni, Roberto, 182, 183, 187-91,
198-202
Benim Afrikam, 177
Benjamin, Walter, 34, 92
Bertolucci, Bernardo, 32
Bettelheim, Bruno, 190
Betts, C. J., 51
bilisel haritalama, 13
Bin Ladin, Usame, 86, 95

Biri Bizi Gzetliyor, 118


Black, Cofer, 159
Boer, Inge E., 67-8
Boltanski, Luc, 142, 206
Bourdieu, Pierre, 25, 26, 113-4
Brazil, 36, 39-40, 149-177
Brechtvari teknikler, 33
Brians, Paul, 20
Brigham, Linda, 131
Budizm, 61-2, 64
Bundy, McGeorge, 205
Bush, George W 86, 159, 206, 210
Bybee, James, 159

Cahiers, 33
Caldeira, Teresa P. R., 105
Callinicos, Alex, 133
Canetti, Elias, 81-5, 136
Castells, Manuel, 112, 128
celbetme (Althusser), 30, 32, 59, 156
Cenevre Szlemesi, 159, 160, 168
Cerami, Vincenzo, 182
Cheney, Dick, 159
Chiapello, Eve, 142
Comolli, Jean-Louis, 31
Connolly, William E., 91
Davis, Walter, 205-7
Dayan, Daniel, 31
Deleuze, Gilles, 21, 35, 74-5, 87, 130,
133, 137-8
Derrida, Jacques, 33, 49-50, 105
Des Pres, Terrence, 190
Deshowitz, Alan, 160
Distant Suffering, 206-7
Dowd, James J., 23, 33

224

FLMLERLE SOSYOLOJ

Doyle, Arthur Conan, 14

Dv Kulb, 20, 38, 121-48


Dnya Ticaret Merkezi, 11-5
Ebu Garib. 158-9
edimselletirme, 22, 87
elence parklar, 24
Eichmann, Adolf, 167, 198
Emmerich, Roland, 208
Epstein, Leslie, 191
etik, 40
Ezrahi, Sidra DeKoven, 190, 192
Falwell, Jerry, 13
fantazi 27-8, 36-7, 50-1, 55-69,
109-11, 118-9, 146, 154, 172
faizm, 88, 147-8
favela, 38, 101-19
film snflandrma sistemi, 33
Fincher, David, 123, 142, 148
Foucault, Michel, 54,55, 58, 88, 129
Freud, Sigmund, 65, 127, 136
fundamentalizm, 206-8

Hegel, G. W. F., 14,49, 65, 195


Hiroima, 193, 205-7
Hitler, Adolf, 88, 191, 193
Hobbes, Thomas, 51, 83, 138
Hollywood filmleri, 19, 30,63, 141,
143-4, 176, 207
Hook, Harry, 37
Horkheimer, Max, 73
Hristiyanlk, 90
Ignatieff, Michael, 157, 160
Irak, 95, 158, 174, 206
ideoloji, 30-1

iradenin Zaferi, 155


slam, 51
ikencenin kullanmlar, 159-61
Jackson, Robert, 160
Jaguaribe, Beatriz, 112, 117
Jameson, Frederick, 32, 58-9
Jonas, David, 95
Jom, Asger, 32
jouissance, 82

Genet, Jean, 49

Gesellschaft ve Gemeinschaft, 107


Gilliam, Terry, 39, 152-6, 161, 164-5,
171-2, 174-7
Girard, Ren, 83, 90
Giroux, Henry, A. 140, 145, 147
Glass, Fred, 172
Goebbels, Joseph. 193
Goffman, Erving, 27
Golding, William, 37, 73, 80-9,93
Greengrass, Paul, 11
Grosrichard, Alain, 54-5, 67-8
Guantanamo, 158, 160-1
Guattari, Felix, 107,133, 137-8, 143
gnah keisi, 83-4, 90, 110-1

Kabila, Laurent-Desire, 105


Kafka, Franz, 151, 171
Kant, Immanuel, 66, 210
kapitalizm, 36, 39, 126, 128-9, 131,
133-5, 141-4, 162-6
Karten, Harvey, 101, 117
Kennan, Georg, 151-2
Kertesz, Imre, 187-9,201
Kierkegaard, S0ren, 205
kin, 84-7, 90-1
kitle davran, 79-92
Klein, Doris, 95
Koestler, Arthur, 151, 152
Kurtulu Gn, 209
kreselleme, 107-8

Hamam, 36-7, 41-69


Hardt, Michael, 113, 129, 143
Haskins, Casey, 188, 190
Havel, Vaclav, 167, 168
Hayat Gzeldir, 179-202

Lacan, Jacques, 29-31,33, 36-7,45,


49, 54-5,57, 60-1,64-6, 170
Laclau, Ernesto, 63
Landy, Michael, 134-5

DZN

Latour, Bruno, 112


Le Bon, Gustave, 79, 86, 89
Lvi, Primo, 192, 195, 197, 200
Levinas, Emmanuel, 87
Lvi-Strauss, Claude, 56-7, 151
Lins, Pauolo, 117
Lotringer, Sylvia, 130
Luhmann, Niklas, 111-12
Lumire kardeler, 19

225

Potemkin Zrhls, 172-3


Rancire, Jacques, 208
Riefenstahl, Leni, 155
risk toplumu, 128, 131
Robertson, Pat, 13
Rumsfeld, Donald, 159-61

Orwell, George, 118, 151-3, 162, 1678, 171


Oudart, Jean-Pirre, 31

Said, Edward, 51-2, 54-5, 57, 69


Salecl, Renata, 136
Salles, Joo Moreita, 103, 116
sanallatrma, 22, 35, 87
Savlov, M., 141
Schindler'in Listesi, 12
Schlegel, Friedrich, 26
Schmitt, Carl, 83,92, 104
Schopenhauer, Arthur, 183-4, 191
Sennett, Richard, 110
Sheinberg, Sidney, 176
Shoah,189
Sibthorpe, Robbie, 135
sfr-kurum, 54-8,69
Sineklerin Tanrs, 37, 71-97
sinemann doas, 19-35, 208
sinemasal aygt, 29-32
Siporin, Steve, 198-200
sitasyonizm, 32-3
Souk Sava, 84, 152-3, 206
Sophie'nin Seimi, 196
sosyo-kurmaca, 26-9
sosyolojizm, 26
Spiegelman, Art, 187
Stalin, Joseph, 86
Stalinizm, 152-3
Stimson, Henry, 205
Stone, Oliver, 11

zpetek, Ferzan, 36, 48

arkiyatlk, 44-69, 105

Palahniuk, Chuck, 130, 133-4, 137-9,


141-8
Pezzetti, Marcello, 188
Pietz, William, 151
Platon, 20-1, 31
Poe, Edgar Allan, 49, 59

Tanr Kent, 36, 38, 99-119


Taoizm, 61
tartmac sayg (Connolly), 91
terrizm ve terre kar sava, 36, 39,
94, 152, 155-60, 166, 168, 173-4,

Maffesoli, Michel, 84
Marcuse, Herbert, 151, 164
Marksizm, 162-3
Marx, Karl, 144, 165
Matrix, 15
Meirelles, Fernando, 38, 101
mikrofaizm, 39, 123, 126, 137-40
Miller, Jacques-Alain, 109, 134
Miloevi, Slobodan, 116
Montagu, Leydi Mary Wortley, 58, 68
Montesquieu, Baron de, 37,44-5,48,
50-3, 57, 64,67
Monty Python'n Uan Sirki, 152
Morin, Edgar, 19, 24,28-9, 35
Mourao, Koki, 117
Muselmann, 40, 194-7, 201
Mussolini, Benito, 88
Nagasaki, 205-6
Narboni, Jean, 31
Negri, Antonio, 113, 129, 143
Nietzsche, Friedrich, 141, 191

210

226

FLMLERLE SOSYOLOJ

Thatcher, Margaret, 63

The Power of the Powerless, 168


Tijani, Alexandar, 116
Tolkien, J. R. R., 200
toplumsal teori, 21-4, 26-7, 34-7, 84,
107, 112, 123
Trezise, Thomas, 192-4
Troki, Lev, 86, 181
Trumpener, Katie, 67

Venedik, 110
Virilio, Paul, 130
Wacquant, Loc J. D., 113-4
Weber, Max, 207
Yahudi soykrm, 40, 181-3, 187-90,
192-4, 197-200; inkr 182, 187-8
yer deitirme, 29

Zafer Yollar, 14
Uu 93, 11-5
utan, 196
Vatanseverlik Yasas, 158

Zaluar, Alba, 117


Zizek, Slavoj 11-5, 27-9, 56-9, 61-3,
65-6, 82,96, 109, 116, 118-9, 1356, 148, 157, 169

METS YAYINLARI

Stanley Cavell

MUTLULUUN PENDE
Hollywood'un Yeniden Evlilik Komedisi

evirenler: Belma Ba, Berke Gl, Deniz Ko


Mutluluun Peinde, Stanley Cavell'n 1934-49 yapm ye
di Hollywood komedisine ilikin deneyimlerine dayanyor.
"yi yazarlardan, bir nesneyle ilgilenmenin o nesneyle ilgi
li deneyimimizle ilgilenmek anlamna geldiini reniriz";
dolaysyla Cavell'n bu filmlere duyduu ilgiyi incelemesi
ve savunmas da, hayatnn onlarla geen dnemindeki de
neyimlerine ilgisini, yani diyaloun doal bir uzants ola
rak eletiriyi incelemesi ve savunmas anlamna geliyor.
Yazar, diyaloa ilikin fikirlerden ibaret olduunu dn
d bu filmlerin, "yeniden evlilik komedileri" olarak ad
landrd zel bir tr oluturduunu ve bu trn de Sha
kespeare tarz romantik komedi geleneinin mirass oldu
unu ne sryor.
Freud'un "Bir eyi bulmak, aslnda onu yeniden bulmak
tr" dsturunu benimseyen Cavell, bu filmleri evlilikte sev
ginin kaybedilmesi ve yeniden kazanlmas asndan ele
alyor. Bir iftin birlikte ne yaptndan ziyade bir eyi bir
likte yapmasnn, birlikte nasl zaman geireceini bilmesi
nin, hatta birlikte zaman harcamasnn nemli olduunu,
birlikte geirdikleri zamann asla boa harcanm olmaya
can sylyor.
Cavell'n felsefeyle sinemay bir araya getirmeye yne
lik bu cesur giriimi bizleri de kendi deneyimlerimizle ilgi
lenmeye anyor. Dolaysyla, tpk yeniden izlenmeyi ta
lep eden filmler gibi tekrar tekrar okunmay hak ediyor.

METS YAYINLARI

Pascal Bonitzer

KR ALAN
VE DEKADRAJLAR
eviren: izzet Yasar
Pascal Bonitzer'in "Kr Alan" ve "Dekadrajlar" balklarn
tayan iki kitabn bu Metis edisyonunda bir araya getirdik.
Sinemann gereklik ile ilikisini sorgulayan "Kr Alan"da,
doruklar temsil eden kimi isimlerle karlayoruz: Lumire,
Griffith, Ayzentayn, Bazin, Rossellini, Hitchcock, Godard.
Bu doruklar, kimi zaman gerekliin montaj ve sinematogra
fik planlarn mdahalesiyle paralanmas, kimi zaman da
gereklie duyulan pheli bir sayg biiminde ortaya k
yor. Hitchcock'a zg suspense'in sinema tarihi iindeki be
lirleyici nemi, video yzeyinin sinemadan farklar, yakn
plan, alan derinlii ve alan-dnn zel ilevleri -gereklikle
ilikide bu ilevlerin anlam- ve modern sinemann giderek
mutlak anlamda bir gereki-olmama zellii kazan konu
ediliyor.
ereve ve erevelemenin hem sinemada hem resim sa
natndaki ilevlerini ve kullanmn inceleyen "Dekadrajlar"
ise, sinema ve resim arasndaki rtk, fazla irdelenmemi
ilikiyi sorguluyor. Kitapta snanan iki saptama var: lki, res
min, modernliin onu molekler elere, lekeye, izgiye,
renge, biime indirgemek yolunda yapt her ey bir yana,
dram sanat ile, sahneye koyma ile ban hl koparmam
olduu, yani resmin dramatik bir sanat olduu. kincisi, Go
dard ve Antonioni'de belirginletii gibi, sinemann, sanayi
nin onu mahkm etmeye alt anlatsal dramatik kaderi
ama ynnde, resmin en son molekler bileenlerine, soyut
lamalarna ulama ynnde gl bir arzu duyduu.
Kr Alan ve Dekadrajlar, arka plannda srekli temel ba
z felsefi problemlerin varln hissettirdii bir kitap. Sine
ma ve resme, sanatsal biim vermenin sorunlarna ve grme'ye ilgi duyan okurlarmzn kitab ilgiyle karlayacakla
rn umuyoruz.

METS YAYINLARI

Slavoj Zizek

DEOLOJNN
YCE NESNES
eviren: Tuncay Birkan
Kant' Sade'la, Hegel'i Lacan'la, Marx' Freud'la, Lacan
Hitchcock'la: Zizek, deolojinin Yce Nesnesi ile balayan
eserlerinin btnnde, "metinleraras" okumann devrim
ci, altst edici gcn sergiliyor. Hegel'in diyalektii icat
eden ama idealist bir filozof olmann tesine gidemeyen,
"modas gemi" bir dnr olmadn onu byle Lacan
ile birlikte okuduumuzda anlyoruz. Marx'n eserinin po
litik iktisattan ibaret olmadn, psikanalize k tutan,
hatta onu var klan "semptom" kavramn Marx'in icat et
mi olduunu da gene Lacan'dan reniyoruz. "Anlal
mazlyla", dil oyunlarna gmlmlyle nl Lacan'
"popler" Hollywood filmleriyle bir arada okuduumuz
da, esrar perdesi kalkyor birden. "Ahlak" Kant, sapkn
ln dnr Sade ile birlikte yeni bir anlam kazanyor.
Freud Marx'a k tutuyor, Amerikan karton filmleri de Sa
de'a. Ve hepsi birden iinde yaadmz a biraz da olsa
anlamlandrmamza yarayabilecek, neyi, nasl, niin de
itirebileceimize dair ipular veriyorlar elimize.

METS YAYINLARI

Slavoj Zizek

YAMUK BAKMAK
Popler Kltrden Jacques Lacan'a Giri

eviren: Tuncay Birkan


Hitchcock filmleri, Stephen King, korku, bilimkurgu ve
dedektif ykleri, popler romantik romanlar, gnmz
kitle kltr, Stalinist pornografi. Biimsel Demokrasi, son
ra Lacan, Hegel, Kant, Sade ve dierleri... Hepsi bir arada,
yan yana.
inde hep rahat edegeldiimiz dnme ve aklama
erevelerinin otomatikliinin sekteye urad anlarda
hissettiimiz, sezdiimiz, ama en derinlerdeki mantna
bir trl nfuz edemediimiz iin sze dklmeden kalan
eyler vardr... Son dnemde Avrupa'nn "evresi"nde yk
selen yeni sosyal hareketlerin iinden gelen Slavoj Zizek,
belki tam da bu mesafesi sayesinde, bu tr eyleri sze
dkmeyi baarabiliyor. Bunu ilk elde bir arada dneme
yeceimiz tema ve kiileri birlikte okuyarak yapyor: Zi
zek'e zg bu "yamuk bak" sayesinde, dik, cepheden bir
bakla asla grlemeyecek yepyeni dnce katmanlar
seriliyor gzlerimizin nne, Zizek bir tatan dierine se
ker gibi yazd halde, anlaty asla datmadan, olaans
t bir akclkla, yaadmz an kltrel ifadelerini
boydan boya katedebiliyor.
Hangi alana yerleiyor bu kitap? Felsefe mi, psikanaliz
mi? Film ya da edebiyat eletirisi mi? Yoksa sosyoloji ya
da siyaset mi? Bizce hepsine ve hibirine. Sadece u sy
lenebilir: Byle bir metin ancak Zizek tarafndan yazlabi
lirdi. Zevkle okuyacanz dnyoruz.

Filmlerle Sosyoloji - Blent_Diken-Carsten_B.Lausten


pdf
http://www.mediafire.com/?nsz5gfgfx3yfcwf
epub
http://www.mediafire.com/?9jcwhdhjfrrh43b

You might also like