You are on page 1of 307

THAK - ADA DNYA EDEBYATI

Bret Easton Ellis


7 Mart 1964 tarihinde, Los Angeles'ta, zengin bir emlak olan Robert Manin Ellis ve ev
hanm Dale Ellis'in tek ocuklar olarak dnyaya geldi. The Buckley School'dan vasat bir
renci olarak mezun olan Ellis, mzik eitimi almak zere Vermont'taki Bennington
College'a devam etti. 801i yllarda The Parents gibi ufak tefek gruplarda mzik yaptktan
sonra halen bir renciyken ilk roman, Less Than Zero (Sfrdan Az) yaymland. Los
Angeles'ta yaayan bir grup zengin ama asi gencin hikayesini anlatan roman eletirmenler
tarafndan ok beenildi ve yaynland ilk senede 50.000 gibi, bir ilk roman iin byk
saylabilecek bir sat rakamna ulat. 1987 ylnda ikinci romann yazmak zere New
York'a tand.
U seviyede iddet unsurlar tad iin oka tanlan roman Amerikan Sap 24 dile
evrildi. Bakarakter Patrick Bateman'n materyalist ve yuppie bir seri katil olarak izildii bu
roman kimileri transgresyonel sanatn nemli bir rnei addeder. Bunun tesinde Amerikan
Sap, yaynland gnlerde kimsenin tahmin etmedii byklkte bir klt statye ulam
ve yzyln en nemli yz kitabndan biri seilmitir.

Bret Easton Ellis


AMERKAN SAPII
eviren: Fatih zgven

Bruce Taylor iin

Hem bu Notlarn yazar hem de Notlarn kendileri, elbette ki, uydurmadr. Gene de, bu
Notlarn yazar gibi kiiler, toplumumuzun hangi artlar altnda olutuu gz nne
alndnda, toplumumuzda sadece var olmakla kalmamakta, var olmalar gerekmektedir de.
Okurun gzleri nne, allandan daha belirgin bir biimde, yakn gemiimizin
karakterlerinden birini getirmeyi diledim. O, Hl aramzda gn doldurmakta olan bir kuan
temsilcisidir. Yeralt... balkl parada bu kii kendini ve grlerini ve abalarn
anlatmakta ve deyim yerindeyse, nasl olup da aramzdan ktnn, kmak zorunda
kaldnn nedenlerini aklamaktadr. Aadaki para onun hayatndaki belli olaylara dair
gerek notlardan oluacaktr.
FYODOR DOSTOYEVSKI
Yeraltndan Notlar
nsanlarn yapt byk hatalardan biri, grg kurallarnn sadece mutlu fikirlerin ifadesi
olduunu sanmaktr. Adab- muaerete uygun biimde dile getirilebilecek gayet geni bir
davran yelpazesi vardr. Uygarlk dediimiz de bundan baka bir ey deildir -bu
davranlar dmanca deil, grg kurallarna uygun bir biimde yerine getirmektir. Hata
yaptmz yerlerden biri, herkesin neden aklmzdan geenleri syleyivermeyelim?
dedikleri 60'l yllarn doalc, Rousseau'cu hareketleridir. Uygarlkta her zaman baz
kstlamalar olmak zorundadr. Her igdnn peinden gitsek, u anda birbirimizi
boazlyor olurduk.
BAYAN ADAB-I MUAERET (JUDITH MARTIN)
Ve her ey zvanadan karken
Hi kimse fazla aldr etmedi
TALKING HEADS

1 Nisan Alklar
TERK ET BTN UMUDU EY SEN BURAYA GREN diye karalamlar Onbirinci Sokak'la
Birinci Cadde'nin kesinin yaknlarndaki Chemical Bank'n yan duvarna kan krmzs
harflerle ve harfler Wall Street'ten dar doru akan trafikte ne doru sarslan taksinin
arka koltuundan grlecek kadar byk. Timothy Price tam yazy fark ettii anda taksinin
yanna bir otobs yanayor, otobsn zerindeki Sefiller mzikalinin afii grn
engelliyor, ama Pierce & Pierce'da alan ve yirmi alt yanda olan Price anlalan buna
aldrmyor ki, ofre radyonun sesini aarsa be dolar vereceini sylyor. WYNN'de Be
My Baby almakta ve Amerikal olmayan ofr denileni yapyor.
Becerikliyim, demekte Price. Yaratcym, gencim, engel tanmyorum, motivasyonum
yksek, nitelikliyim. Ksacas, unu demek istiyorum, toplum beni kesinlikle gzden
karamaz. Ben bir ky-me-tim. Price yatyor, taksinin kirli penceresinden dar bakmay
srdryor, byk olaslkla da Drdnc'yle Yedincinin kesindeki bir McDonalds'n yan
duvarna krmz sprey boyayla yazlm yazdaki KORKU szcne. Yani u var, kimse
yapt ii iplemiyor, herkes iinden nefret ediyor, ben iimden nefret ediyorum, sen syledin
iinden nefret ettiini. Peki ne yapyorum? Los Angeles'a geri mi dnyorum? Alternatif
deil UCLA'dan Stanford'a bunun iin transfer yapmadm ben. Demek istediim, yeterince
kazanmadn dnen bir tek ben miyim? Tpk bir filmdeymi gibi bir baka otobs daha
grntye giriyor, bir baka Sefiller afii szcn yerini alyor -deminki otobs deil- nk
Eponine'in yznn zerine birileri LEZBO yazm. Tim patlyor. Burada kk bir dairem
var. Hamp-tonlar'da benim asl yerim yahu, allah allah.
Annenle babann yeri, ahbap, annenle babann.
Satn alacam onlardan. Aacak msn u siktiim eyin sesini? diye hrlyor ofre,
ama yarm azla, The Crystals radyodan bangr bangr barmakta.
Bundan ok almaz bu, diyor belki ofr.
Timothy ona aldr etmiyor ve gckla devam ediyor. Bu ehirde yaamaya bir artla
devam ederdim, btn taksilere Blaupunkt radyo koyacaklar. Belki de ODM III ya da ORCII
dinamik kanal arama sistemli, ha? Sesinin perdesi alalyor burada. Birinden biri. ok in
dostum, ok in.
Pahal grnl walkman'i boynundan karyor, hl ikayet etmekte. ikayet etmekten
nefret ediyorum -hakkaten,-pislikten, pten, bulac hastalklardan, bu ehir gerekten de
ne kadar le gibi diye ikayet etmekten, sen de biliyorsun, ben de biliyorum ki buras bir
domuz ahr... D.F. Sanders'den ald yeni Tumi dana derisi evrak antasn aarken
konumaya devam ediyor. Walkman i, Panasonic portatif katlanabilir Easa telefonun
(bundan nce NEC 9000 Porta's vard) yanna, klfna yerletiriyor ve bugnk gazeteyi
karyor. u gazeteye -bir tek gazeteye- bakalm bir... Boularak ldrlen mankenler,
damdan atlan bebekler, metroda ldrlen ocuklar, bir komnist mitingi, bir mafya patronu
ortadan kaldrlm, Naziler -heyecanl heyecanl sayfalar eviriyor- AIDSIi beysbol
oyuncular, baka mafya bokluklar, trafik tkankl, evsizler, eit eit manyaklar,
sokaklarda sinek gibi lp giden ibneler, kiralk anneler, iptal edilen bir pembe dizi, hayvanat

bahesine zorla girip eitli hayvanlar canl canl ikence ederek yakan veletler, gene
Naziler... en matra, iin esprisi de u, hepsi bu ehirde olup bitiyor, -baka yerde deil,
burackta, iflah olmaz bu ehir... oha, gene Naziler, trafik tkankl, trafik tkankl,
bebek tccarlar, karaborsa bebekler, AIDS'li bebekler, canl bebekler, bir bebein zerine
bina km, manyak bebek, trafik tkankl, kpr yklm Sesi kesiliyor, bir soluk
alyor, sonra gzlerini ikinciyle Beinci sokaklarn kesindeki bir dilenciye dikerek, tane
tane, Bu, bugn grdm yirmi drdnc. Saydm, diyor. Sonra yanna dnp bakmadan
Ne diye denizci mavisi worsted blazer'nla gri pantolonunu giymedin? diye soruyor. Price'in
zerinde ynl ipekli karm, kruvaze ceketli Ermenegildo Zegna bir takm var, manetli
pamuklu gmlek Ike Behar'dan, ipek kravat Ralph Lauren'dan, zeri zmbal iskarprler
Fratelli Rossetti. Aaya, Post gazetesine doru kaydrma. Gazetede, yan nl bir New
Yorklu sosyete kadnnn yalndaki parti srasnda, yat Manhattan adasnn evresinde
dolanrken oradan kaybolan iki kii hakknda orta ilginlikte bir haber var. Eldeki ipular
gverteye yaylm kan lekesi kalnts ve tuzla buz olmu ampanya kadehinden ibaret.
Cinayetten kukulanlyor ve polis katilin silahnn bir eit pala olduunu sanyor, nk
gvertede baz oyuk ve deliklere rastlanm. Ortada ceset yok. Zanl yok. Price mavraya
bugn le yemeinde balad, daha sonra squash ma srasnda devam etti ve Harry's'de
ierken de srdrd, oysa bata, sulu J&B'sini yudumlarken, Paul Owen'in elindeki
Fisher hesab gibi daha ilgin bir konudan sz etmiti. Price'n enesini kapamaya niyeti yok.
Bulac hastalklar! diye haykryor, yz acyla gerili. imdi u teoriyi attlar ortaya,
ADS virsn, virs tayan biriyle seks yapmak yoluyla kapabiliyor sanm, o zaman her
hastal da kapabilirmisin, kendisi virtik bir hastalk olsun ya da olmasn -Alzheimer
hastal, kas erimesi, hemofili, lsemi, anoreksi, diyabet, kanser, multipl sklerozis, sistik
fibroz, beyin felci, disleksi bile, canna yandmn, disleksi kapyorsun, ondan, iyi mi?-
Emin deilim ahbap, ama sanmyorum disleksinin virtik olduunu.
Nereden biliyorsun yahu? Onlar bilemiyorlar. spat et.
Darda, kaldrmda, bir Gray's Papaya'nn nnde siyah, imi gvercinler sosisli
sandvi krntlar iin dvyorlar, travestiler tembel tembel onlar seyrediyor, bir devriye
arabas tek ynl bir sokakta ters ynden gelerek volta atyor, gk iyice yere yaklam,
kuruni ve skan trafikte, bu taksinin yanndaki srada durmu bir taksiden Luis
Carruthers'a ok benzeyen bir tip Timothy'ye el sallyor, Timothy onun el sallamasna
karlk vermeyince de tip -briyantinle yaptrlm sal, pantolon askl, baa ereveli
gzlkl,- onun sand kii olmadn anlyor ve yeniden elindeki USA Tocfa'ya dnyor.
Aaya kaldrma doru kaydrma, irkin, ihtiyar, yannda torbalaryla gezen evsiz bir
kadn, elinde bir krba, gvercinlere doru aklatyor. Ama gvercinler oral deil, sosisli
sandvi artklarn gagalamaya ve agzllkle dvmeye devam ediyorlar ve polis
arabas da yerin altndaki otoparklardan birine dalp gzden kayboluyor.
Ama ite tam o noktaya geldiinde, yani artk yaadmz gnlere duyduun tepki mutlak
ve dpedz bir kabulleni olup ktnda, vcudun bir biimde bu cinnetle ayn dalga
boyuna geldiinde ve her eyi artk manal bulduun bir noktaya vardnda, yani olay
kafana tk ettiinde, bir bakyorsun, tk, siktiimin evsiz bir zenci kars kyor, aka

deil bu -beni dinle, Bateman,- aka deil bu, ille de bu sokaklarda yaayacam diye
tutturuyor, bu sokaklarda, buralarda, nah, buralarda- eliyle gsteriyor- -ve de yle bir
belediye bakanmz var ki, ona kulak asmyor, orospuyu brakmyor istediini yapsn, -yce
tanrm- brak siktiimin orospusu donsun gebersin souktan, kurtulsun kendi marifeti olan bu
allahn belas sefaletten, ve de bir bakyorsun baladn yere geri dnmsn, kafan
karm, beynin sikilmi... Evelyn'de kimler olacak? Dur, ben tahmin edeyim. Kusursuz
manikrl elini havaya kaldryor. Ashley, Courtney, Muldvyn, Marina, Charles -buraya
kadar tamam, deil mi? Belki Evelyn'in 'sanat' dostlarndan biri, o ay-aman-aman 'East'
Village'dan... hani o tiplerden, Evelyn'e 'iyi kalite sek beyaz chardonnay var m' diye
soranlardan... Elini alnna vuruyor, gzlerini yumuyor ve kenetli dilerinin arasndan
mrldanyor. Benden bu kadar. Meredith'in pasaportunu veriyorum ben. Kadn, ben ondan
holanmayaym diye elinden geleni ardna komuyor. Gittim ben. Neden bu kadar uzun
zamann ald ki bunu anlamak, ondaki ahsiyet ancak bir talk-show'cudaki kadar... Yirmi
alt, yirmi yedi... Yani bak, sana ne diyorum, ben duyarl biriyim. Challenger olaynda dm
bokuma kart diyorum- daha ne diyeyim yahu? Etik tarafm var, hogrlym, yani
hayatmdan son derece honudum, gelecekten umutluyum -sen deil misin yani? Tabii,
ama...
Ondan sonra kalkm azma syor... Yirmi sekiz, yirmi dokuz, hassiktir bunlar allahn
belas bir serseri ordusu yahu. Diyorum sana Yorulmu gibi birden duruyor, baka bir
Sefiller afiinden teye eviriyor ban, aklna nemli bir ey geliyor, soruyor, TVdeki o
yarma sunucusunu okudun mu gazetede? Ergenlik anda iki olan ldrm ha? Sapk
ibne. Matrak, hakkaten matrak. Price bir tepki bekliyor. Tepki gelmiyor. Birden: Bat
Yakas'nn yukars.
ofre Seksenbirinci Sokakla Riverside'n kesinde durmasn sylyor, nk saa
sapmak yasak.
Dnmek iin zahmet etme- diye lafa giriyor Price.
Peki teki taraftan dolasam, diyor taksici.
Zahmet etme. Sonra pek de yle duyurmamaya filan almayarak, di gcrts
eliinde, glmsemeden filan: Siktiimin beyinsizi.
ofr taksiyi durduruyor. Bu taksinin arkasndan gelen iki taksi kornalarn bartyor,
sonra yollarna devam ediyor.
iek alsa mydk?
Yok. Ona atlayan sensin yahu Bateman. Ne diye biz iek alyormuuz Evelyn'e? Boz u
ellilii, karmam, diye uyaryor ofr, gzlerini ksarak taksimetredeki krmz saylara
bakyor. Allah belasn versin. Steroidler. Bugn gerginim, kusura bakma.
Artk almyorsun sanyordum.
Dorusu, evet, bacaklarmda ve kollarmda sivilceler karyordum ve de ultraviyole
banyosu bunlara iyi gelmedi, ben de onun yerine solaryum salonuna gittim, getiler. Allah,
Bateman bir grsen karnm elik gibi oldu. O kaslarn grn! Deri byle yeni dvlm
gibi, diye anlatyor uzak, garip bir sesle, ofrn para st vermesini beklerken. elik gibi

Bahii ksyor, ama ofr gene de memnun. Hoakal, beceriksiz kat, diyor, gz
krpyor Price.
Bela, bela, allahn belalar, diyor Price taksinin kapsn aarken. Taksiden karken
gzne sokakta bir dilenci iliiyor- Tombala: otuz- adamn zerinde garip, zevksiz, le gibi
pis, yeil renkli tulum gibi bir ey var, tra uzam, kirli salar yala geriye yatrlm,
Price akacktan taksinin kapsn onun iin ak tutuyor. Serserinin akl karyor, bir eyler
homurdanyor, gzleri utanla yere, yaya kaldrmna evriliyor, hemen geri ekiliverecekmi
gibi uzatt elindeki bo strafor barda bize doru tutuyor.
Galiba taksi istemiyor, diyor Price. Ks ks glyor, kapy arparak kapyor. Sor
bakalm, American Express kart alyor muymu?
AmEx alyor musun?
Serseri bayla onaylyor ve ar ar ayak sryerek uzaklayor.
Nisan ayna gre hava souk, Price enerjik admlarla, elindeki Tumi evrak antasn ileri
geri sallayarak, yoku aa, Evelyn'in oturduu eski, kahverengi kesme tatan New York
apartmanna doru yryor, bir yandan da slkla Ah Bir Zengin Olsam' alyor, azndan
kan s sigara duman gibi bir duman bulutuna dnyor. Uzaktan, briyantinle geriye
yatrlm sal, baa ereveli gzlkl birisi geliyor, zerinde bej, kruvaze, ynl
gabardinden Cerutti 1881 takm, elinde Price'nkinin ayns, D.F. Sanders'dan alnma Tumi
evrak antas. Timothy yksek sesle soruyor, Victor Powell m u? Olamaz!
Adam bir sokak lambasnn sorgulayan floresan bak altndan, yznde skntl bir
ifadeyle geiyor, bu ifade bir an iin dudaklarn kvrp belli belirsiz bir glmseme biimine
sokmasna yol ayor ve Price'a handiyse tanyorlarm gibi bakyor, ama gene hemen o
an Price' tanmadn anlyor, Price da onun Victor Powell olmadn, ve adam yryp
gidiyor.
Tanrya kr, diye mrldanyor Price, Evelyn'in evine yaklarlarken.
Ona ok benziyordu.
Powell art Evelyn'de yemek ha? al deseniyle ekose kadar uyar birbirine ancak. Price
durup dnyor. Yok, beyaz orapla gri pantolon kadar.
Ar ar zincirleme, Price Evelyn'in babasnn ona satn ald evin d merdivenlerini
koarak kyor, dn gece Video Cennetimden ald kasetleri geri gtrmeyi unuttuu iin
kendi kendine homurdanarak. Zili alyor. Evelyn'inkine komu ev' den bir kadn -yksek
keler, nefis bir k- sokaa kyor, kapsn kilitlemeden. Price onu baklaryla izliyor,
ieriden koridordan bize doru yaklamakta olan ayak seslerini duyduunda nne dnyor,
Versace kravatn dzeltiyor, gelen her kimse onunla yzlemeye hazr. Kapy Courtney
ayor, krem rengi Krizia bluz, pas rengi tvit etek de Krizia, ipek-saten d'Orsay modeli
topuklu pabular Manolo Blahnik'den.
yle bir titriyor ve siyah ynlden Giorgio Armani paltomu ona veriyorum, o da alyor, sa
yanam yerine havay pyor dikkatle, sonra ayn hareketleri onun Armani paltosunu
alrken Price'a da uyguluyor aynen. Oturma odasnda Talking Heads'in yeni CD'si almakta

usuldan.
Biraz ge kalmadk m ocuklar? diye soruyor Courtney, hnzr hnzr glmseyerek.
Kifayetsiz Haitili taksi ofr, diye mrldanyor Price. O da Courtney'in yana yerine
havay pyor cevaben. Bir yerde yer ayrtld m, ama ltfen saat dokuzda Pastels'da
deme bana.
Courtney glmsyor, paltolar antredeki dolaba asyor. Bu gece evde yiyoruz canlarm.
zgnm, biliyorum, biliyorum, Evelyn'i vazgeirmeye altm ama... sui yiyeceiz.
Tim onu geip antreden mutfaa doru ilerliyor. Evelyn? Neredesin Evelyn? diye
sesleniyor akr gibi. Mutlaka konumamz lazm.
Seni grmek ok gzel, diyorum Courtney'ye. Bu gece ok gzel grnyorsun.
Yznde bir... tertazelik var.
Hanmlarn ban dndrmeyi gerekten biliyorsun, Bateman. Courtney'in sesinde alay
yok. Evelyn'e bu dediini syleyeyim mi? diyor cilveleerek.
Hayr, diyorum. Ama can atyorsundur eminim.
Hadi gel, diyor. Ellerimi belinden ayryor ve kendi ellerini omuzlarma koyup beni
koridordan mutfaa doru iteliyor. Evelyn'i kurtarmamz gerek. Bir saattir suiye biim
vermeye urayor. Senin isminin ba harflerini yapmaya alyor sarkuyruklardan P, ton
balndan B- ama ton balnn rengi ok soluk kayormu- Ne romantik
-stelik B'ye yetecek kadar da sarkuyruk yokmu elinde, -soluklanyor - ite galiba bu
yzden seninkinin yerine Tim'in adnn ba harflerini yazacak, kirazn var m? diye soruyor,
pek aldrd yok. Courtney, Luis Carruthers'in kt kz.
Feci kskandm, Evelyn'le konusam iyi olur, diyorum. Kendimi Courtney'in ellerine
brakyorum, beni yavaa mutfaa doru itiyor.
Evelyn, zerinde krem rengi ipek Krizia bluz, pas rengi tvit Krizia etek ve ayaklarnda
Courtney'nin ayaklarndakilerin ayns ipek-saten d'Orsay modeli topuklu pabular, sar
ahap bir tezgahn banda duruyor. Uzun sar salar olduka sk bir topuz halinde
ensesine toplanm, zerinde suiye gzelce biim verdii oval Wilton paslanmaz elik
servis tabandan ban kaldrmadan odaya girdiimi anladn belli ediyor. Oh hayatm,
zgnm. Dou yakasnn aasndaki yeni alan o ok sevimli El Salvador bistrosuna
gidelim istemitim-
Price duyulur biimde inliyor.
-ama rezervasyonlar doluymu. nleme, Timothy. Bir sarkuyruk parasn alyor ve
dikkatle taban tepesine yakn bir yere yerletiriyor, bylece T'ye benzeyen bir eyi
tamamlam oluyor. Geriye ekiliyor ve tepsiyi inceliyor. Bilmem ki. Ay, karar
veremiyorum.
Ben sana bu evde Fin-landia bulunur demedim mi? diye mrldanyor Tim, barn orada iki
ielerini gzden geirirken -ou bir buuk litrelik. Hi Fin-landia yoktur bu evde, diyor
ortaya, hepimize.

Hey tanrm, Timothy. Absolut'u kaldramyor musun sen? diye soruyor Evelyn. Sonra
dnceli bir sesle Courtney'ye soruyor, Kaliforniya dolmalar taban kenarn epeevre
sarmal, deil mi?
Bateman. ki? Price i geiriyor.
Buzlu J&B, diyorum. Birden, Meredith'in arl olmamasn garipsiyorum.
Tanrm. Bu bulama oldu, diyor Evelyn soluk alamyormu gibi. Yemin ediyorum
alayacam.
Suinin grn harika; diyorum yattrmaya alarak.
Oh, iren bir bulama oldu, diye feryat ediyor o, bulama oldu.
Hayr, hayr, suinin grn harika; diyorum. Mmkn olduunca avutmaya alarak,
bir para alp azma atyorum, aldm zevkten inliyorum ve Evelyn'i arkadan kavryorum;
azm hl dolu, ama 'ok lezzetli' demeyi beceriyorum.
Bana akacktan bir aplak indiriyor, belli ki tepkim houna gitti, nihayet, dikkatle yanama
dokunup havay pyor, sonra yeniden Courtney ye dnyor. Price bana bir iki veriyor,
oturma odasna doru yrrken blazer'nn stnden grnmez bir iplii almaya alyor.
Evelyn, yumuak kll bir fran var m?
Beysbol ma seyretmeyi ya da spor salonuna gidip arlk almay ya da hakknda biri
New York dergisinde dieri Times'da, olduka iyi iki yaz kan o El Salvador lokantasn
denemeyi burada yemek yemeye tercih ederdim, ama Evelyn'de yemek yemenin de iyi yan
var: Evime yakn.
Soya sosu tam oda scaklnda olmasa ok fark eder mi? diye sormakta Courtney.
Galiba kaplardan birinde buz var.
Evelyn soluk turuncu renkli zencefil eritlerini dikkatle soya sosu dolu kk porselen
kasenin yan bana bir tepe halinde yyor. Evet, fark eder. Hadi Patrick, cici ocuk ol da
buzdolabndaki Kirin'i kar, tamam m? Derken, anlalan zencefillerden sklyor ki, hepsini
birden tepsiye yveriyor. Oh, bover. Ben yaparm.
Gene de buzdolabna doru yryorum. Price kt kt bakarak yeniden giriyor mutfaa
ve Kim be bu oturma odasndakiler? diyor.
Evelyn bilmezden geliyor. Aa, birisi mi var?
Courtney uyaryor. Evelyn. Syledin onlara, umarm.
Kim? diyorum. Birden korkuya kaplyorum. Victor Powell m?
Hayr, Victor Powell deil, Patrick, diyor Evelyn istifini bozmadan, Benim sanat bir
arkadam, Stash. Ve Vanden, onun kz arkada.
Ha demek o ierideki kzm diyor Price. Git bir bak, Bateman, diye stne gidiyor.
Dur tahmin edeyim bakaym. East Village'dan m?
Oh, Price, diyor Evelyn cilveleerek. Bir yandan da bira ielerini amakta. Deil ite.
Vanden, Camden'a gidiyor, Stash de SoHo'da oturuyor, ta-mam-m.

Mutfaktan kyor, yemek odasnn nnden geiyorum, orada sofra kurulmu, Zona'dan
alnma mumlar yaklp gm Fortunoff amdanlara oturtulmu, oturma odasna geiyorum.
Stash'in ne giydiini anlayamyorum nk batan aa siyah. Vanden'in sanda yeil
meler var. Gzlerini dikmi MTV'deki bir heavy metal klibine bakyor, bir yandan da sigara
iiyor.
h-h. ksryorum.
Vanden saknarak dnp bakyor, byk olaslkla kafas iyi. Stash yerinden kprdamyor.
Selam. Pat Bateman, diyorum. Elimi uzatyorum, ayn anda da duvardaki aynada kendimi
gryorum -ne kadar yakklym- glmsyorum.
Kz elimi eline alyor, bir ey sylemiyor. Olan parmaklarn kokluyor.
Ani gei, ve yeniden mutfaktaym.
Hemen def et o kz buradan. Price kprmekte. MTV'yle kafay yemi, bense u lanet
olas Mac Neil/Lehrer dosyasn seyretmek istiyorum.
Evelyn hl koca koca ithal bira ielerini amakta, dalgn dalgn, Bunlar hemen
yemeliyiz, yoksa hepimiz zehirleneceiz, diyor.
Sanda yeil me var, diyorum onlara. Ve de sigara iiyor. Bateman, diyor Tim.
Evelyn'e hl ate saan gzlerle bakmakta.
Evet? diyorum. Evet, Timothy? ' Sen gabisin.
Oh, Patrick'i rahat brak, diyor Evelyn. O komunun olu. Patrick komunun olu. Gabi
deilsin, deil mi hayatm?
Evelyn umu durumda, ben de kendime bir iki daha hazrlamak iin bara doru
gidiyorum.
Komunun oluymu. Tim azn bzp ban sallyor, sonra yz ifadesini eski haline
getiriyor ve dostane olmayan bir sesle Evelyn'e yumuak kll bir fras bulunup
bulunmadn soruyor.
Evelyn Japon biras ielerini amay bitiriyor ve Courtney'ye Stash ile Vanden
armasn sylyor. Bunu hemen yememiz lazm, yoksa hepimiz zehirleneceiz, diye
mrldanyor. Ar ar ban sallyor, bir ey unuttu mu diye mutfaa yle bir gz
gezdiriyor,
Eer onlar Megadeth'in son klibinden ekip alabilirsem, diye syleniyor Courtney,
kmadan nce. Seninle konumam gerek, diyor Evelyn. Ne hakknda? Yanna
gidiyorum. Hayr, diyor Evelyn, sonra Timi iaret ediyor, Price'la. Tim ona hl ate
saan gzlerle bakmakta. Bir ey sylemiyorum, gzm dikip Tim'in ikisine bakyorum.
Canmn ii, diyor bana Evelyn, u suiyi masaya koyuversen. Tempura mikro dalga
frnda, sakenin de kaynamas bitti gibi bir ey... Price' alp mutfaktan karken sesi
gitgide uzaklayor.
Evelyn suiyi nereden alm merak ediyorum -ton bal, sarkuyruk, uskumru, karides,
ylan bal, hatt bonito, hepsi nasl da taze grnyorlar, Wilton servis tabann

evresinde de uygun yerlere yerletirilmi, tepeleme wasabi ve ynla zencefil var, -ama
bilmemem, hibir zaman bilmeyecek, hibir zaman sormayacak olmam fikri de houma
gidiyor. Sui orada, Evelyn'in babasnn lambadan kan bir cin gibi ona Zona'dan satn alp
getiriverdii cam masann onasnda durup duracak. Servis taban masaya koyarken
masann yzeyinde kendi yansmam gzme iliiyor. Mum nda tenim daha esmer
grnyor ve geen aramba Gio's'da kestirdiim san ne kadar iyi durduunu
dnyorum. Kendime bir iki daha hazrlyorum. Soya sosundaki sodyum oran beni
endielendiriyor.
Drdmz masann evresine oturmu, Evelyn'le Timothy'nin, Price'a yumuak kll bir fra
bulup geri dnmelerini bekliyoruz. Ben masann bakesine kurulmu, J&B'yi koca koca
yudumlarla gtryorum. Vanden br uta oturmu pek de ilgilenmeden hanet adnda bir
East Village dergisi okumakta, derginin kapanda koca harflerle KENT MERKEZ LD
yazyor. Stash yemek ubuunu tabann onasnda tek bana duran bir sarkuyruk
parasna saplam, sarkuyruk ilenmi parlak bir bcek gibi, ubuk dimdik duruyor. Stash
ara ara, sui paralarn ubukla tabanda itmekte, ama bunu yaparken ban kaldrp ne
bana ne Vanden'a ne de benim yanmda oturmu ampanya kadehinden erik arab
yudumlayan Courtney'ye bakmakta.
Evelyn'le Timothy biz sofraya oturduktan yirmi dakika kadar sonra dnyorlar, Evelyn'in
yz az biraz pembelemi gibi. Tim yanmdaki iskemleye otururken gzlerinden ateler
saarak bana bakyor, elinde tazeledii ikisi, bana doru eiliyor, bir ey sylemek ya da
itiraf etmek zere. Tam o an Evelyn araya giriyor, Oraya deil, Timothy, diyerek, sonra
duyulur-duyulmaz bir fsltyla, kadn-erkek, kadn-erkek diye sayyor. Eliyle Vanden'n
yanndaki bo iskemleyi gsteriyor. Timothy gzlerini Evelyn'e kaydryor ve duraksayarak
Vanden'n yanndaki iskemleye geiyor, Vanden esniyor ve dergisinden bir sayfa eviriyor.
Evet, millet, diyor Evelyn, glmsyor, hazrlad yemekten honut, yumulun. Sonra
Stash'in iledii sui parasn grnce -Stash tabaa eilmi, o paraya bir eyler
fsldamakta,- kendine gveni sarslyor, fakat cesurca glmsyor ve akyan sesiyle
soruyor: Erik arab isteyen?
Gzlerini Stash'in tabana dikmi bakan Courtney kadehini rkeke kaldrp,
glmsemeye alarak, Harika... olmu Evelyn, deyinceye kadar kimse bir ey
sylemiyor.
Stash konumuyor. Byk ihtimalle masada bizlerle oturmaktan rahatsz, nk odadaki
dier erkeklerle hibir benzerlii yok -sa briyantinle yaptrlmam, ask takmam, baa
ereveli gzlkleri yok, elbiseleri siyah ve zerine pek iyi oturmam, puro yakmak ve
ucunu aznda emmek gibi bir alkanl yok, byk olaslkla Camol'da bir masa
ayrtabilecek durumda deil, kazand parayla zar zor geiniyor,- gene de bu davran
olacak ey deil, sanki o parldayan sui paras tarafndan ipnotize edilmi gibi km
oturduu yerde, ve tam masadakiler onu yok saymak, baka tarafa bakmak ve yemee
balamak zerelerken, oturduu yerde doruluyor, parman tabana doru itham
edercesine sallayarak, yksek sesle Kprdad! diyor.
Timothy ona, o ate saan baklarnda yle mutlak bir horgryle bakyor ki, Timothy'ye

yetiememekle birlikte, hi deilse yaklaabilmek iin ben de olanca enerjimi topluyorum.


Vanden elenmi grnyor, ne yazk ki Courtney de. Sanyorum Courtney bu ebei ekici
buluyor. Luis Carruthers'le kyor olsam, ben de bulurdum herhalde. Evelyn iyi niyetli bir
kahkaha atarak, Oh, Stash, alemsin. diyor, sonra kaygl sesiyle, Tempura isteyen? diye
soruyor. Evelyn bir mali hizmetler irketinde ynetici, FYl'da.
Ben alrm, diyorum, ortadaki tabaktan bir
yemeyeceim, nk yada kzarm.

para patlcan alyorum,

aslnda

Masadakiler kendileri servis yapmaya balyorlar, Stash' yok saymay baaryorlar.


Yemeini iner ve yutarken Courtney'ye bakyorum. Evelyn, uzun, dnceli bir sessizlikten
sonra sohbeti balatmak zere olacak, konuuyor, Vanden, Camden'a gidiyor.
Ah, yle mi? diyor Timothy buz gibi bir sesle. Nerede bu?
Vermont'da, cevabn veriyor Vanden ban okuduundan kaldrmadan.
Dnp Stash'e bakyorum, Vanden'n syledii apak yalan onu honut etti mi diye, o ise
dinlemiyor grnyor, sanki baka bir odada ya da kentin brnde bir yerde bir punk rock
kulbnde, ama masadakilerin geri kalan da onun gibi davranyor, buna taklyorum, nk
neredeyse kesinkes eminim ki, hepimiz orann New Hampshire'da olduunu biliyoruz.
Sen nereye gittin? diyor Vanden iini ekerek. Nihayet hi kimsenin Camden'la
ilgilenmediini anlad.
Syle, ben Le Rosay'e gittim de, diye sze giriyor Evelyn, sonra da svire'de iletme
okudum.
Ben de svirede iletme renimini sa salim atlatmlardanm, diyor Courtney. Ama
ben Cenevre'deydim. Evelyn, Lozan'dayd.
Vanden, hanet dergisini Timothy'nin yanna doru atyor ve bkkn havalarda, llk llk
glmsyor, Evelyn'in Vanden'n o tepeden bakan hallerini alp suratna frlatmamasna
canm skld, ama J&B stresimi yle bir giderdi ki, ank cevap verip vermemek umurumda
deil. Evelyn herhalde Vanden' eker, korunmaya muhta, akn buluyordur, sanat ya.
Price yemek yemiyor, Evelyn de; kokainden pheleniyorum, ama belli olmaz. Timothy
ikisinden byk bir yudum alarak hanet'i havaya kaldryor ve kendi kendine kkrdyor.
Kent Merkezi ld, diyor. Bal oluturan harfleri teker teker parmayla gsteriyor.
Sann gt kadar umurumda!
Strash'in otomatikman ban tabaktan kaldrmasn bekliyorum, ama hl kendi kendine
glmseyip ban sallayarak o, bir tek sui parasna bakmakta.
Hey, diyor Vanden, hakarete uram gibi. Bizi etkiliyor o dediin.
Vay-vay-vay! Tim'in sesinde bir uyar gizli. Bizi etkiliyor ha? Sri Lanka'daki kymlara ne
dersin hayatm? O da bizi etkilemiyor mu? Sri Lanka ya ne diyorsun?
Ha, o Village'da cool bir kulp, deyip omuzlarn silkiyor Vanden. Hu, o da etkiliyor bizi.
Birden Stash ban kaldrmadan sze giriyor. Orann ad The Tonka Kzm gibi, ama
sesi dzgn ve ses tonu alak, gzler hl suide. The Tonka orann ad, Sri Lanka deil.

Anladn? The Tonka.


Vanden gzlerini indiriyor, sonra uysal bir sesle, Haa, diyor.
Yani bana Sri Lanka hakknda bir ey bilmediini mi sylemek istiyorsun? Sililerin orada
tonlarca srailli ldrdn? Timothy kzn stne stne gidiyor. Bu bizi etkilemez mi?
Kappamaki dolmas isteyen? Evelyn neeli bir sesle araya giriyor, taba uzatyor.
Aman bover Price, diyorum. Sri Lanka'dan daha ciddi konular var dert edilecek. Tabii ki
d politikamz nemli, ama daha nemli konular var ilk elde.
Ne gibi? diye soruyor Price baklarn Vanden'dan ayrmadan. Bu arada, soya
sosumda bu buz kp ne aryor?
Hayr, diye balyorum biraz duraksayarak. Bak, nce apartheid'i sona erdirmemiz
lazm. Nkleer silahlanma yarn yavalatmak, terrizme ve dnyadaki ala bir son
vermeliyiz. Gl bir ulusal savunmay garantilemeli, komnizmin Orta Amerika'da yayln
nlemeli, Ortadou'da bir bar anlamas iin almal, denizar lkelerdeki ABD askeri
mdahalesini nlemeliyiz. Amerika'y sayg duyulan bir sper g haline getirmeliyiz. imdi,
tabii, bunu i sorunlarmz hafife almak iin sylemiyorum, onlar da ayn derecede nemli,
hatt belki daha bile nemli. Yallar iin daha iyi ve daha ekonomik uzun vadeli bakm,
ADS salgnn denetlemek ve tedavisini bulmak, zehirli atklar ve kirlenmeden ileri gelen
evre kirlenmesini zmlemek, ilk ve orta eitimin niteliini ykseltmek, sulular ve yasad
uyuturucularla ilgili yasalar glendirmek gibi. niversite eitiminin orta snflar iin de
ulalabilir bir ey olmasn salamalyz, yallar iin Sosyal Sigortay korumal, art doal
kaynaklar ve bakir alanlar yaatmak ve politik eylem gruplarnn etkisini azaltmalyz.
Masadakiler bana gzlerini dikmi garip garip bakyorlar, Stash bile, ama kendimi
kaptrdm bir kere.
Gene de ekonomik olarak hl bataktayz. Enflasyonu aa ekmenin ve bte an
azaltmann bir yolunu bulmalyz. sizler iin eitim ve i olanaklar salamal, ayn zamanda
Amerika'da var olan i olanaklarn yabanclarn haksz rekabetinden korumalyz.
Amerika'y yeni teknolojilerde lider konumuna getirmeliyiz. Bu arada, ekonomik bymeyi ve
ticari faaliyetteki genilemeyi tevik etmeli ve gelir vergisindeki art trendine kar kmal,
kk iletmelere olanaklar salarken faiz oranlarn indirmeli, irket birlemelerini ve byk
irketlerin kkleri ele geirmelerini denetlemeliyiz.
Bu sonuncusundan sonra, Price az kald ikisini dkyordu. Gene de hepsiyle tek tek gz
gze gelmeye alyorum, zellikle Vanden'la, yeil meinden ve derilerden vazgese, biraz
renk-lense -belki bir aerobik kursuna katlsa, zerine bir bluz, Laura Ashley'den bir eyler
geirse - gzel olabilir. Peki ama neden Stash'le yatyor? Stash, yal ve soluk benizli, ve
salar yoluk yoluk kesilmi ve en az on be kilo zayflamas lazm; siyah tirtnn altnda
adale namna bir ey grnmyor.
Ama toplumsal gereksinimlerimizi de gz ard edemeyiz. nsanlarn isizlik sigortasn
smrmesine dur demeliyiz. Evsizler iin yiyecek ve barnak salamal, insan haklarm
desteklerken bir yandan da kadn haklarn desteklemeli, ama krtaj yasasn yaama
hakkn koruyacak biimde deitirmeli, gene de bir biimde kadnlarn seme zgrln

ellerinde tutmalarn salamalyz. Yasal olmayan gmen akn da denetlemeliyiz.


Geleneksel ahlaki deerlere dn desteklemeli ve TV'deki, sinemadaki, pop mziindeki,
her alandaki an seks ve iddeti dizginlemeliyiz. En nemlisi de genlerde sosyal
meselelere ilginin artmas, maddiyatln azalmasn salamalyz. ikimi bitiriyorum.
Masadakiler, yzleri bana dnk, hi ses karmadan oturuyorlar. Courtney glmsyor,
honut kalma benziyor. Timothy neye uradn arm, olup bitenlere inanamadan
ban sallamakla yetiniyor. Evelyn konumann ald ynden hibir ey anlamam, ayaa
kalkyor ve kendinden pek de emin olmayan bir sesle tatl isteyen olup olmadn soruyor.
ey var... sorbe, diyor uykuda gibi. Kivi, karambola, erimoya, kakts meyvesi... ve
ey... neydi onun ad Zombi pozisyonunu bozuyor ve son eniyi hatrlamaya alyor.
A, evet Japon armudu.
Herkes susmay srdryor. Tim bana bir bak frlatyor. Courtney'e bakyorum, sonra
gene Tim'e, sonra Evelyn'e. Evelyn benim bakma karlk veriyor, sonra kaygl bir
ifadeyle dnp Tim'e bakyor. Ben de dnp Tim'e bakyorum, sonra Courtney'ye, sonra
gene Tim'e. Tim bana bir kere daha baktktan sonra ar ar, biraz kendine gvensiz bir
sesle, Kakts armudu, diyor.
Kakts meyvesi diye dzeltiyor Evelyn.
Kukulu gzlerle Courtney'ye bakyorum ve o 'erimoya' dedikten sonra, ben 'kivi' diyorum
ve sonra Vanden 'kivi' diyor, ve Stash de alak sesle, tane tane 'ikolatal,' diyor.
Bunu duyduu anda Evelyn'in yznde uuuveren kaygnn yerini hemen glmseyen ve
dikkat ekecek kadar iyi niyetli bir maske alyor ve A, Stash biliyorsun ki ikolatal yok,
geri evet, sorbe iin yeterince egzotik bir eni o da ama, dediim gibi erimoya, kakts
armudu, karambola, ey yani kakts meyvesi- diyor.
Biliyorum. Duydum, duydum, diyor Stash. Eliyle Evelyn'i kklyor. Bana bir srpriz
yap.
Tamam, diyor Evelyn. Courtney, yardm eder misin?
Tabii. Courtney ayaa kalkyor ve onun topuklarn tkrdatarak mutfaa yollann
izliyorum.
Puro yasak ocuklar, diye sesleniyor Evelyn.
Aklmdan bile gemedi, diyor Price, kard puroyu cebine geri sokarak.
Stash beni rahatsz eden youn bir dikkatle hl gzlerini dikmi suiye bakmakta,
sesimdeki alay yakalayacan umarak sormaktan kendimi alamyorum, Kprdand filan m
gene, h?
Vanden tabana doldurduu btn Kaliforniya dolmalarndan glmseyen bir yz yapt,
bunu incelemesi iin Stash e doru uzatyor ve soruyor, Rex?
Cool diye homurdanyor Stash.
Evelyn, Odeon margarita kadehlerinde sorbeler ve almam bir Glenfiddich iesiyle geri
geliyor, ie biz sorbeleri yerken almadan bekliyor.

Courtney, Tmarhane adl yeni bir kulpte verilmekte olan irket partisinde Luis'yle
bulumak zere erkenden ayrlmak zorunda. Stash'le Vanden'in da SoHo'da bir yerden bir
ey 'almalar' gerekiyormu, biraz sonra onlar da kalkyorlar. Stash m tabandan bir para
sui alp zeytin yeili deri montunun cebine attn gren bir tek benim. Evelyn bulak
makinesini doldururken ona bundan bahsettiimde bana yle nefret dolu baklar atyor ki,
gecenin ilerleyen saatlerinde seviip sevimeyeceimizden pheye dyorum. Ama gene
de gitmeyip kalyorum. Price da kalyor. u anda Evelyn'in odasnn zeminine, ge on
sekizinci yzyl ii bir Aubusson halsnn zerine uzanm, bir Ceralene kahve fincanndan
espresso iiyor. Bense Evelyn'in yatana uzanmm, elimde Jenny B. Goode bir goblen
yast tutuyorum, bir yandan da ar ar kzlck ve Absolut kokteylimi imekteyim. Evelyn
tuvalet masasnn bana oturmu salarn taryor, ok gzel bir vcut Ralph Lauren'in yeil
beyaz izgili ipek ev elbisesine sarp sarmalanm, makyaj aynasndaki grntsne
bakyor.
Stash'in tabandaki sui lokmasna bir- ksryorum, sonra devam ediyorum, -bir evcil
hayvan muamelesi yapt gereini tek fark eden ben miyim?
Ltfen, 'sanat' dostlarn yemee davet etmekten vazge, diyor Tim yorgun bir sesle.
Sofrada bir uzaylyla irtibat kurmam tek kii olmaktan bkknlk geldi.
O sadece, bir kereye mahsustu, diyor Evelyn. Dudan inceliyor, kendi dingin gzelliine
dalm gitmi.
Ve de Odeon'da, stne stlk, diyor aznn iinde geveleyerek Price.
Belli belirsiz, neden Odeon'daki sanatlar yemeine davet edilmediimi merak ediyorum.
Hesab Evelyn mi ekmitir acaba? Herhalde. Ve birden glmseyen bir Evelyn geliyor
gzmn nne, iten ie bkkn, Stash'in arkadalaryla dolu bir masann bakesinde
oturuyor -masadakilerin hepsi kzarm patateslerinden kk da evleri ina etmekte ya da
zgara somonlarnn canl olduunu farz ederek balk paralarn masada oradan oraya
dolatrmaktlar, balklar birbirleriyle 'sanat ortam', yeni galeriler hakknda konumaktalar;
hatt belki de balklar kzarm patatesten yaplm kulbenin iine sokulmaya allmakta.
Hafzan yoklayacak olursan, ben de uzayl grmeyenlerdenim, diyor Evelyn.
Evet, ama sen Bateman'la kyorsun, saylmaz! Price kh kh glyor, yast ona
frlatyorum. Yast yakalyor ve bana geri frlatyor.
lime Patrick'e. O komunun olu, diyor Evelyn ve yzne basura bastra krem sryor.
Sen uzayl deilsin, deil mi hayatm?
Bu soruyu bir cevapla ereflendirmeli miyim acaba? diyerek i geiriyorum.
Oh, bebeim. Aynaya bakp somurtuyor, aynadaki aksinden bana bakyor. Ben
biliyorum senin uzayl olmadn.
Aman, iime su serpildi, diye mrldanyorum kendi kendime.
Hayr, ama Stash o gece Odeon'dayd, diye szn srdryor Price, sonra dnp bana
bakarak, Odeon'da. Dinliyor musun Bateman?
Hayr, yoktu diyor Evelyn.

Oo, evet vard, ama son grdmzde ad Stash deildi. Nal ya da Mknats ya da Lego
ya da bunun gibi ayn derecede yetikin bir eydi, diyor alayla srtarak Price. Unuttum
imdi.
Timothy, ne konuup duruyorsun sen allasen? diye soruyor Evelyn bkkn bir sesle. Seni
duymuyorum bile. Bir pamuk parasn slatp bununla alnn siliyor.
Hayr, Odeondaydk. Price biraz zorlanarak dorulup oturuyor. Ve bana nedenini sorma
ama, onun cappuccino'lu ton smarladn ak seik hatrlyorum.
Carpaccio diye dzeltiyor Evelyn.
Hayr, Evelyn canm, hayatmn ak. Onun cappuccino'lu ton smarladn ak seik
hatrlyorum, diyor Price. Gzlerini dikip tavana bakyor.
Carpaccio dedi, diye steliyor Evelyn. Pamuk parasn gzkapaklarnn zerinden
geiriyor.
Cappuccino diye srar ediyor Price. Sen onu dzeltene kadar yle dedi.
Sen onu gecenin banda hatrlamadn bile, diyor Evelyn.
Yoo, hatrlyorum, diyor Price bana dnerek. Evelyn onu bana 'halim selim vcut
gelitirmen diye anlatmt. Onu bana byle tantrd. Yemin ederim.
Aah, kapa eneni, diyor Evelyn, kzd. Ama aynadan Timothy'ye bakyor ve cilveli cilveli
glmsyor.
Demem u ki, Stash'in Wnin sosyete sayfalarna getiinden pheliyim, halbuki sen
arkadalarn buna gre seersin sanrdm, diyor Price. Gzlerini dikip onun baklarna
cevap veriyor, ylk ylk, kurt kurt srtyor. Ben elimde tuttuum Absolut ve kzlck
kokteyline konsantre oluyorum ve iki, gzme iinde buz ve limon dilimi bulunan bir bardak
sulandrlm kan gibi grnyor.
Courtney'yle Luis arasnda neler olup bitiyor? diye soruyorum, aralarndaki bak
koparmay umarak.
Oh tanrm, diye inliyor Evelyn. Aynadaki kendine geri dnyor. Courtney'nin bana
gelen en feci ey Luis'den artk holanmyor olmas deil ki. En fecisi-
Bergdorfs'daki kredisini iptal etmeleri mi? diye soruyor Price. Glyorum. ak yapyoruz.
Hayr, diye szn srdryor Evelyn, onun da houna gitti. En fecisi emlak
komisyoncusuna k olmas, gerekten... u Blbl Yuvalar denen yerde alan be para
etmez bir kk zirzop.
Courtney'nin sorunlar olabilir, diyor Tim. Yeni yaptrd manikrn gzden geiriyor.
Ama, yahu... nedir o... Vanden?
Ay bunu hi ama, diye szlanyor Evelyn ve san fralamaya koyuluyor.
Vanden... The Limited'le... kullanlm Benetton aras bir ey, diyor Price. Gzlerini
yumarak ellerini havaya kaldryor.
Hayr. Kendimi konumaya dahil etmeye alarak glmsyorum. Kullanlm Fiorucci.

Hu, diyor Tim. Herhlde. Gzlerini at imdi, dorudan Evelyn'e nlyor baklarn.
Timothy, uzattn ama, diyor Evelyn. O bir Camden kz. Ne bekliyordun?
Aman tanrm, diye homurdanyor Timothy. Camden kzlarnn sorunlarn dinlemekten
bkknlk geldi. Ay erkek arkadam, ben onu seviyorum ama o baka birini seviyor, ay onu
ne kadar da arzuluyordum fakat o beni grmezden geliyor falan da filan da falan da filan -ne
skc. niversiteli yeniyetmeler. nemli bir sosyal yara, biliyor musun? Ackl, yle deil mi
Bateman?
Evet. nemli. Ackl.
Grdn m, Bateman de benimle ayn fikirde, diyor Price pikin pikin.
Hayr, deil. Evelyn, yzne srd her neyse, onu bir Kleenex'le siliyor. Patrick sinik
deildir, Timothy. O komunun olu, yle deil misin hayatm?
Hayr, deilim, diye fsldyorum alak sesle. Siktiimin kt ruhlu psikopatnn tekiyim
ben.
Aman n'apalm, diye i geiriyor Evelyn. Yeryznn en zeki kz deil ite.
Hh! Asrn en iyimser gr! diye baryor Price. Ama Stash de en zeki olan deil.
Kusursuz ift. Ak Gemisi'nde falan m tanmlar?
Rahat brak unlar, diyor Evelyn. Stash yetenekli bir adam, Canden'a gelince, eminim
ona da hakszlk ediyoruz.
yle bir kz ki... Price bana dnyor. Bak Bateman, yle bir kz ki -Evelyn anlatt bunu
bana,- videocudan Ykseklik Korkusu filmini-, yutkunuyor, marihuana yetitirenlerle ilgili bir
film sanarak alm!
imdi dank etti, diyorum, Peki, anlayabildik mi u Stash'in -bir soyad vardr herhalde
ama syleme, bilmek istemiyorum, Evelyn,- neyle itigal ettiini?
Her eyden nce son derece edepli ve efendi, diyor Evelyn savunma olarak.
Adam ikolatal sorbe istedi be, diye bir yaygara koparyor Price, kulaklarna
inanamayarak. Sen neden bahsediyorsun"
Evelyn duymazdan geliyor, Tina Chow kpelerini ekip karyor. Aksi aksi, O bir
heykeltra, diyor.
Hadi yaa, diyor Timothy, ben onunla Odeon'da konutuumu hatrlyorum.
Yeniden bana dnyor. O zaman da cappuccino'lu ton smarlamt, kendi haline braksan
stl kahveli ton da smarlard allah bilir, bana da parti veririm demiti, yani aslnda bilmiyorum, yanlsam dzelt beni Evelyn,- bu herif garson demek ki. Garson bu ocuk!
diye bir lk atyor Price. Siktiimin heykeltra filan deil!
Sakin ol canm, diyor Evelyn yzne daha da krem srerek.
Bu senin air olduunu sylemek gibi bir ey. Timothy sarho ve ne zaman toz olacan
merak etmeye balyorum.
E, aslnda, diye lafa balyor Evelyn, bo zamanlarmda iir de-

Sen dzken bir kelime ilemcisisin! diye patlyor Tim. Evelyn'in yanna gidiyor ve iki
bklm aynada kendisine bakyor.
Kilo mu alyorsun sen, Tim? diye soruyor Evelyn dnceli dnceli. Aynada Tim'in
kafasn inceliyor ve, Yzn... yuvarlaklam sanki, diyor.
Timothy, misilleme olarak, Evelyn'in ensesini kokluyor ve Nedir bu byleyici... koku?
diyor.
Obsession. Evelyn cilveli cilveli glmsyor, Timothy'i hafife itiyor. Obsession. Patrick,
ek arkadan stmden...
Hayr, hayr, dur, diyor Timothy, grltyle kokluyor. Obsession deil bu. Bu... bu...
sonra yz gya dehetle arplarak, bu... aman tanrm, bu Q.T. Instatan, bronzlatrc
krem.
Evelyn duruyor ve silahlarna bir gz atyor. Price'n ban bir daha inceliyor. Senin san
m dklyor?
Evelyn, diyor Tim. Konuyu deitirme, fakat... Ve sonra gerekten kayglanarak, imdi
sen syleyince baktm da... ok mu jle srmm acaba? Kaygyla elini salarnn
zerinden geiriyor,
Belki de, diyor Evelyn. imdi bir ie yara da otur artk. Eh, en azndan sam yeil
deil ya da tereya bayla kesmeye almyorum, diyor Tim. Vanden'n meiyle
Stash'in gerekten de ucuz, kt su kesimini kastediyor. Ucuz olduu iin kt sa
kesimini.
Kilo mu alyorsun sen? diye soruyor Evelyn, bu defa daha ciddi.
Tanrm, diyor Tim, yzn te yana dndrmek zere artk, gcendi. Hayr, Evelyn.
Yzn kesinlikle... daha yuvarlak grnyor, diyor Evelyn. Daha az... heykel gibi.
Kulaklarma inanamyorum. Tim gene.
Tim aynaya uzun uzun bakyor. Evelyn san fralamaya devam ediyor, ama fra
darbeleri daha kararsz artk, nk Tim'e bakmakta. Tim bunu fark ediyor, derken Evelyn'in
ensesini kokluyor ve sanyorum abucak bir yalyor ve srtyor.
Q.T. deil mi bu? diye soruyor. Hadi hadi, bana syleyebilirsin. Kokusunu aldm.
Hayr, diyor Evelyn, glmsemiyor ank. Onu sen kullanrsn.
Hayr. Kullanmyorum, gerek bu. Ben solaryum salonuna gidiyorum. Bu konuda son
derece drstm, diyor Tim. Q.T.'yi sen kullanrsn.
Beni de kendin gibi sanyorsun, diyor Evelyn yarm azla.
Syledim sana, diyor Tim. Ben solaryuma gidiyorum. Yani evet biliyorum, pahal ama...
Price benzi atm gibi yapyor. Gene de, Q.T. kullanmak... bilmem ki?
Oh ne kadar yrekli bir itiraf, solaryuma gidiyormu diyor Evelyn.
Q.T., ha! Price kkrdyor.

Neden sz ettiini bilmiyorum bile, diyor Evelyn san taramaya devam ederek. Patrick,
arkada m darya kadar geirir misin?
imdi Price dizlerinin zerine kyor, Evelyn'in plak bacaklarn kokluyor ve glyor.
Ben gerginleiyorum.
Oh, tanrm diye inliyor Evelyn yksek sesle. Defol git.
Turuncusun Price glyor, hl dizleri zerinde, kafas Evelyn'in kucanda. Rengin
turuncu
Hayr, deilim, diyor Evelyn, artk sesi gitgide uzayan bir ac, haz inlemesi halinde
kyor. Sapk.
Yatan zerinden ikisini seyrediyorum. Timothy, Evelyn'in bacaklarnn arasnda, ban
onun Ralph Lauren'inin iine sokmaya alyor. Evelyn ban zevkten geriye atm onu
itmeye alyor ama akacktan, bir yandan da Jan Hove frasyla hafife srtna vuruyor.
Timothy ile Evelyn'in bir macera yaadklarndan neredeyse eminim. Timothy tandm tek
ilgin kiidir.
Artk gitmelisin, diyor Evelyn nefes nefese. Onunla mcadele etmekten vazgeti.
Timothy ban kaldrp ona bakyor, btn dilerini gstererek haval haval srtyor.
Hanmefendi nasl arzu ederlerse.
Teekkr ederim, diyor Evelyn, bana kalrsa sesinde bir para d krkl var.
Timothy ayaa kalkyor. Akam yemei? Yarn akam?
Erkek arkadama sormam gerek, diyor Evelyn, aynadan bana glmsyor.
O seksi siyah Anne Klein elbiseni giyer misin? diye soruyor Timothy. Elleri Evelyn'in
omuzlarnda, kulana fsldyor bunu, bir yandan da kulan kokluyor. Ama Bateman
davetli deil.
Onu kapya kadar geirmek zere yataktan kalkarken iyi niyetli bir kahkaha atyorum.
Dur! Espressom! diye sesleniyor.
Evelyn glyor, sonra sanki Timothy'nin odadan kmaktaki gnlszlnden ok
holanm gibi ellerini rpyor.
Hadi ahbap, diyorum onu serte odadan dar iterken. Yatma vakti.
Ben onu srkleyip karrken, gene de Evelyn'e bir pck yollamay beceriyor.
Apartmandan karken kesiliyor sesi. O gittikten sonra, kendime doldurduum brendiyi
talyan mal damal bir bardaktan iiyorum, odaya dndmde Evelyn'i yataa yatm
'Evinizden Alveri Kulb'n seyrederken buluyorum. Yanna uzanyor ve Armani kravatm
gevetiyorum. Nihayet, ona bakmadan soruyorum. Neden gtrmyorsun Price'?
Ay, tanrm, Patrick, diyor Evelyn, gzlerini yumarak. Neden Price? Price ha? yle
sylyor ki bunu, syleyiinden Price'la sevitii sonucunu karyorum.
Zengin, diyorum.
Herkes zengin, diyor, dikkatini TV ekranna vererek.

Yakkl, diyorum ona.


Herkes yakkl, Patrick, diyor ilgisizce.
Vcudu harika, diyorum.
Herkesin vcudu harika artk, diyor.
Barda komodinin zerine koyuyorum, dnp stne kyorum. Ben boynunu per ve
yalarken donuk gzlerle geni ekran, uzaktan kumandal Panasonic televizyona bakyor,
televizyonun sesini ksyor. Armani gmleimi syryorum, elini alp vcudumun zerine
koyuyorum, karnmn nasl ta gibi, nasl boum boum kas olduunu grsn diye kaslar
iiriyorum, karnmn nasl biimli ve bronzlam olduunu grebilecei iin odann
aydnlna krediyorum.
Biliyor musun, diyor tane tane, Stashin ADS test sonucu pozitif kt. Ve... Duruyor,
ekrandaki bir ey dikkatini ekti; sesi biraz ykseltiyor, sonra gene ksyor. Ve... sanyorum
bu gece Vanden'la yatacaklar.
iyi, diyorum, hafife boynunu sryorum, bir elim diri, souk memesinin zerinde.
Kt ruhlusun sen, diyor. Biraz tahrik oldu, ellerini geni, sen omzumun zerinden
geiriyor.
Hayr, diyorum. Sadece senin nianlnm.
On be dakika kadar onunla seks yapmaya altktan sonra, denemekten vazgemeye
karar veriyorum.
Diyor ki, Biliyor musun, daha formda olman her zaman iin mmkn?
Brendi bardana uzanyorum, iip bitiriyorum. Evelyn, Parnate bamls, anti-depresan bir
hap. Yannda, yattm yerden 'Evinizden Alveri Kulb'n seyrediyorum -cam bebeklere,
nakl kk yastklara, futbol topu biiminde lambalara, Lady Zirconia marka yalanc
elmaslara bakyorum- televizyonun sesi kapal. Evelyn kayp gitmeye balyor.
Minoxidil mi kullanyorsun? diye soruyor, uzun bir sessizlikten sonra.
Hayr, kullanmyorum, diyorum. Neden kullanacakmm ki?
Alnn alyor gibi de, diye mrldanyor.
Almyor, diyen kendi sesimi duyuyorum. Ama bilinmez. Sam ok kaln telli, dklp
dklmediini bilemiyorum. Dkldn sanmyorum, gerekten.
Kendi daireme yryerek dnyorum, tanmadm (herhangi birisi olabilir) kapcya iyi
geceler diyorum. Oradan kente ta tepeden bakan oturma odama gei, oturma odasnn
kesinde duran Wurlitzer 1015 mzik kutusunun (Wurlitzer 850 ayarnda deil, onlar zor
bulunuyor) kl panelinden The Lion Sleeps Tanghit'i syleyen Tokens'in sesleri.
Mastrbasyon yapyorum, nce Evelyn'i, sonra Courtney'i, sonra Vanden', sonra gene
Evelyn'i, ama tam boalmadan nce -clz bir orgazm- bugn bir Calvin Klein reklamnda
grdm bstiyerli, yan plak mankeni dnerek.

Sabah

Bir mays afann ilk klarnda oturma odam yle grnyor: Beyaz mermer ve
granitten, yalanc odunlu minenin zerinde orijinal bir David Onica. iki metreye bir buuk
boyutlarnda bir plak kadn portresi bu, genelde yumuak gri ve nefti tonlar hakim, kadn
bir ezlonga uzanm MTV seyretmekte, fonda bir Merih manzaras, urasna burasna
barsaklar dar frlam l balklar serpitirilmi parlak, morla ingene pembesi aras bir
l, kadnn sar kafas zerinde krk tabaklar gz alc bir gne huzmesi gibi
ykselmekte, tablo siyah alminyum ereveli. Tablonun tam karsna den yerde uzun,
beyaz, ku ty minderli bir kanepe ve 70 ekran bir Toshiba televizyon var; yksek
kontrastl en gelimi modellerden biri, art NEC'in hi-tech tp kombinasyonlu, resmin iine
resim gmmeyi salayan dijital efekt sistemli (kareyi dondurma zelliine sahip), drt ke
bir video eklentisi var; audio sisteminin kendisinden MTS'si ve 2x5 watt'lk amfisi var.
Televizyonun altnda, bir cam kutunun iinde Toshiba VideoCamCorder duruyor; bu, superhing-band bir Beta ve bu Video Cam Corder'n sekiz sayfalk bellei olan bir karakter
reticisi ieren montaj dzenei, high-band kayt ve playback sistemi ve haftalna, ayn
anda sekiz deiik biimde programlanabilen bir timer' bulunuyor. Oturma odasnn her
kesinde gemici feneri modeli birer halojen lamba var. Sekizi de tavandan yere kadar cam
sekiz pencereyi ince ubuklu beyaz jaluziler rtyor. Divann nnde mee ayakl, st cam
bir Turchin sehpa, sehpann zerinde pahal kristal Fortunoff kllklerin -geri ben sigara
imiyorum- evresine stratejik noktalara yerletirilmi Steuben cam hayvan biblolar.
Wurlitzer mzik kutusunun hemen yannda mobilyas siyah abanoz bir Baldwin kuyruklu
piyano. Apartman dairesinin zemini batan aa cilal beyaz mee parkeden. Odann teki
ucunda, Gio Ponti yaz masasyla dergi asklnn hemen yannda komple Sansui mzik seti
(CD player', kasetalar, radyosu, amfisi), yannda Brezilya gl aacndan ikier metre
boyunda Duntech Sovereign 2001 kolonlar ykseliyor. Yatak odasnn tam ortasnda mee
kasas iinde ku ty bir ilte. Bir duvarn nnde 75 ekran Panasonic televizyon, video
kameradan annda grnt verebiliyor, stereo, bunun altndaki bir cam kutuda da Toshiba
Video Cam Corder duruyor. Sony dijital alar, saatin doruluundan kukuluyum, onun iin
yatakta dorulmak ve VideoCamCorder'in zerinde yanp snen saate bakmak, sonra
yatan yanndaki elik ve cam karm sehpann zerinde duran tulu Ettore Sottsass
telefonu alp saat ayan veren numaray aramak zorundaym. Odann bir kesinde Eric
Marcus dizayn krem rengi deri, elik ve ahap karm bir iskemle, teki kesinde
bklerek biimlendirilmi formika bir iskemle. Bej ve beyaz kark, siyah puantiye Maud
Sienna hals hemen hemen tm zemini rtyor. Aartlm maundan ekmeceleri olan ok
byk drt dolap bir duvar kaplyor. Yatakta Ralph Lauren ipek pijama giyiyorum, yataktan
kalktmda zerime klasik al desenli bir robdambr geiriyor ve banyoya doru
yryorum. Tuvaletin zerine asl beysbol posterinin de yansd aynadaki grntmde i
suratm semeye alarak iiyorum. Ralph Lauren'n ba harfleri ili boxer ortumu, Fair
sle sveterini giyip ayaklanma puantiye, ipek Enrico Hidolin terliklerimi geirdikten sonra,
yzme ii buz dolu bir plastik torba balyor ve bu sabahki geveme egzersizlerime
balyorum. Daha sonra kromajl akrilik Washmobile lavabonun -sabunluu, bardak koyacak
yeri, kenarnda havlu askl vazifesi gren ubuklar var, Finlandiya'ya smarladm
mermer lavabolar kumlanrken geici olarak kullanmak zere Hastings Fayans'dan aldm
bunu- nnde duruyor ve yzmde hl buz torbasyla aynadaki yansmama bakyorum.

Paslanmaz elikten bir bardaa biraz sv Plax anti-tartar dkyor ve otuz saniye kadar
azm alkalyorum. Sonra sap boynuz taklidi di frama biraz Rembrandt skyorum ve
dilerimi fralyorum (di ipliiyle doru drst temizleyemeyecek kadar akamdan
kalmaym, acaba dn gece yatmadan nce temizlemi miyimdir?), sonra Listerine'le
alkalyorum azm. Sonra ellerime gz atyorum ve trnak frasn alyorum. Buz torbasn
karyorum, gzenekleri derinlemesine temizleyen bir losyon sryorum, ardndan nane
bazl bir ot maskesi uyguluyorum, bunu on dakika yzmde brakyorum, o arada ayak
trnaklarm gzden geiriyorum. Sonra, Probright di cilalaycsn kullanyorum, peinden
Interplak di cilalaycsn (di frasna ilaveten), bu ikincisi dakikada 4200 dnl ve
saniyede krk alt kere yn deitiriyor; uzun kllar dilerin arasn temizleyip di etlerine
masaj yaparken ksa olanlar di yzeylerini temizliyor. Yeniden alkalyorum azm, bu kez,
Cepacol'la. Naneli bir yz temizleme kremiyle maskeyi ykayarak karyorum. Duun 75
derecelik dikey bir ayla her yne dnebilen bir bal var. Balk sarsiyah Avustralya
pirincinden ve beyaz emaye kaplama. Duta nce suyla kan bir temizleme jeli
kullanyorum, sonra bal-badem karm bir vcut ampuan, yzm l derileri temizleyen
bir jelle ovuyorum. Vidal Sassoon ampuan, sa arlatrp kafa derisine yaptrarak
insan olduundan yal gsterebilen kurumu ter tabakalarndan, tuzlardan, yalardan,
havadan gelen kirli maddelerden ve tozdan arndrmakta birebir. Sa kremi de iyi -silikon
teknolojisi, kremin sa arlatrp insan yal gstermeden ilevini yerine getirmesini
salyor. Hafta sonlar ya da biriyle bulumadan nce Greune Natural canlandrc
ampuan, bu sa kremini ve Nutrient Complex besleyici kullanmay yeliyorum. Bunlar, bir
vitamin B kompleksi olan D pantenol, kafa derisini temizleyen polisorbat 80, ayrca doal
bitkiler ieren formller. Hafta sonu Bloomingdale's ya da Bergdorfs'a gidip Evelyn'in
tavsiyesi zerine Foltene'in Avrupa mal besleyicisi ve ampuann alacam. Bunlardaki
kompleks karbonhidratlar sa tellerine nfuz edip san gcn ve parlakln artryorlar.
Bir de Vivagen'in sa zenginletiren bakm kremini alacam, o da mineral kayplarn
nleyip san yaamn uzatan, Redken'in yeni bir rn. Luis Carruthers, Aramis Nutriplexx
sistemini tavsiye etti, kan dolamn hzlandran bir besleyici kompleks. Dutan kp da
havluyla iyice kurulandktan sonra, gene Ralph Lauren boxer ortumu giyiyorum, yzme
Pour Hommes'un tra kremi Mousse a Raiser' srmeden nce, sert sakal kllarm
yumuatmak iin scak bir havluyu iki dakika kadar yzme bastryorum. Sonra her zaman
olduu gibi bir nemlendirici (tercihim, Clinique) sryor ve cildimi bir dakika kadar bunu
emmeye brakyorum. Kremi suyla temizlemek mmkn, temizlemeseniz de olur, stne
tra kpn uygulayabilirsiniz -tercihen frayla, fra sakal yumuatt gibi kllar da
kabartr - benim tecrbeme gre, bu ikincisi sakaln kesilmesini kolaylatryor. Ayrca,
suyun buharlamasn da nlyor ve cildinizle tra ba arasndaki srtnmeyi azaltyor.
Tratan nce her zaman ba scak suyla slatnz ve kln kt yne doru tra ediniz,
bu arada cildi hafife ekiniz. Favorilerle eneyi en sona brakmal, nk buradaki kllar
daha sert olup yumuamalar daha fazla zaman alr. Tra bam suyun altnda
temizleyiniz ve yeniden balamadan nce ban zerinde su kalmsa silkerek gideriniz.
Tratan sonra kpk kalmamas iin yznz bol souk suyla ykaynz. Aftershave'iniz
ok az alkoll ya da alkolsz olmal. Yznze hibir zaman kolonya srmeyiniz, nk
kolonyadaki yksek alkol oran cildinizi iyice kurutur ve yal grnmenize yol aar. Yzn

ya ve su dengesini yerine getirmek iin nemli bir pamukla alkolsz bir anti bakteriyel tonik
kullanlmal. Son aama nemlendirici tatbik etmektir. Yznz suyla slattktan sonra cildi
yumuatmak ve nemi korumak iin yumuatc bir losyon srnz. Daha sonra gene Pour
Hommes serisinden kusursuz, ferahlatc bir cilt losyonu Gel Appaisant' srnz. Cilt kuru
ve pul pulsa -ki bu mat ve yal grnmesine yol aar- l derileri gideren ve salkl deriyi
ortaya karan bir temizleme losyonu kullannz (bu, gneten yanmsanz teninizin daha
esmer grnmesini de salar). Sonra, gz evresindeki krklar nleyici krem (Baume des
Yeux) srnz, bir de son nemlendirici olarak 'koruyucu' losyon. Samn nemini havluyla
aldktan sonra kafa derisi iin de bir losyon kullanyorum. Sam kurutma makinesiyle
hafife kurutuyorum ki, kabark grnsn ve elastikiyeti artsn (fakat yap yap olmasn),
sonra biraz daha losyon ekliyor ve doal kll Kent framla biim veriyor ve en son olarak
da byk dili bir tarakla arkaya doru tarayarak yatryorum. zerime yeniden Fair sle
sveterimi geiriyor, ayaklarm yeniden puantiye ipek terliklerime sokuyorum, sonra oturma
odasna yollanp CD player'a Talking Heads'in yeni CD'sini koyuyorum fakat alet atlamaya
balyor, bu yzden diski karp yerine kafa temizleyici diski takyorum. Kafa ok hassas,
toz ya da kir ya da duman ya da hava kirliliine yol aan maddeler ya da nemden
etkilenebiliyor, kafa kirlendi mi de diskin hatal alnmasna yol aabiliyor, alet yanl yerden
balayabiliyor, baz blmler duyulmayabiliyor, dijital atlama, devir deiiklikleri ve genel
bozukluklar meydana geliyor; kafa temizleyicinin otomatikman kafayla ayn hizaya gelen bir
temizleme fras var, disk dnmeye balyor ve bylece kalnt ve paracklar temizleniyor.
Talking Heads'in CD'sini yeniden alete yerletirdiimde bu kez hatasz alyor. Koridorda
kapmn nnde duran USA Today'i alyor ve mutfaa geliyorum, mutfakta iki Advil, bir
multivitamin ve potasyum tabletini bir byk ie Evian suyuyla yutuyorum. ieyle, nk
yal bir Cinli kadn olan hizmetim dn evden karken bulak makinesini altrmay
unutmu, bu yzden de greyfurt-limon suyunu Baccarat'dan aldm bir St. Remy arap
bardandan imek zorunda kalyorum. Aceleye getirmeden kahvaltm yapmaya yetecek
vaktim olup olmadn grmek iin buzdolabnn zerindeki neon kl saate bir gz
atyorum. Mutfak masasnn banda ayakta durarak, bir kivi ve birer Japon elmasyla
Japon armudunu (Gristede's'de tanesi drt dolar bunlarn) Bat Alman dizayn alminyum
ambalajlarndan yiyorum. Mutfan hemen hemen btn bir duvarn kaplayan caml
dolaplardan bir kepekli rek, kafeini alnm bir poet ot ay ve yulaf-kepek kark bir
kutu kahvalt gevreini karyorum; dolaplarn paslanmaz elikten raflar, ileri telli
kumlanm camlar ve metalik koyu gri mavi ereveleri var, Mikrodalga frna sokup
kardm ve zerine hafife elmal tereya gezdirdiim rein yansn yiyorum.
Arkasndan bir kase soya stl yulaf-ekmek gevrei, bir ie daha Evian suyu ve ondan
sonra da kk fincanda kafeini alnm kahve. Panasonic ekmek kzartcsyla Salton
kahve makinesinin yan banda som gm bir Cremina espresso makinesi var
(beklenmedik biimde hl scak), Hammacher Schlemmer'den aldm (kahveyi scak tutan
paslanmaz elik espresso fincan, taba ve ka eviyenin yanndalar, bulaa
girecekler), kepekli rein teki yansn stmak iin de Sharp'n dner tablal R-1810A
Carousel II Modeli mikrodalga frnn kullanyorum. Salton Sonata tost makinesinin,
Cuisinart Kk stat sebze ezicisinin, Acme Supreme meyve suyu skcsnn ve Her
Zaman Emrinizde iki kartrcsnn yannda, paslanmaz elik ay suyu stcs duruyor,

ddnden, su kaynaynca Tea For Two melodisi alyor, bundan aldm suyla bir kk
fincan elmal-tarnl ay hazrlyorum. Uzunca saylabilecek bir sre eviyenin hemen
yannda tezgahn zerinde duran duvardaki fie takl Black & Decker mutfak bana
bakyorum; dorayan/soyan bir model, eitli aksesuarlar var: Testere dili, tarak dili
baklar ve arj edilebilir sap. Bugn zerimdeki Alan Flussef den bir takm. 30'larn bol bir
modelinin 80'lere uyarlanm, ipek kravatm Valentino'nun puantiye bir modeli. Rabet
gren versiyonun dlara doru uzayan omuzlar var, gs geni, srt ortadan kesikli.
Yumuak yakalarn st taranan drt in geniliinde olmal, ular omuzlarla aradaki
mesafenin drtte kadarn kaplamal. Kruvaze ceketlerde doru kullanldnda, sivri
yakalar kesik yakalardan daha k kabul edilir. Alak ceplerde kapakl, ift tarafl bir desen
bulunuyor. Her iki tarafta da kapan zerinde aplike edilmi kumala yaplm bir kesik var.
Drt adet dme alak bir dikdrtgen oluturuyor; yukarda, aa yukar yakalarn
kavutuu noktada iki dme daha var. Pantolon derin plili ve geni omuzlu ceketin suyuna
uysun diye bol kesimli. Bel nde hafife yksek biilmi. Pantolon asklarnn tutturulduu
yerler asknn srtn tam ortasna oturmasn salyor. Ayaklarmda A. Testoni krokodil
loafer'lar var. Giyinirken bir yandan da TV'de Patty Winters ov'u seyrediyorum. Gnn
konuklar birden fazla kiilikli kadnlar. zelliksiz, yalca, ar iman bir kadn var ekranda
ve Patty'nin yle sorduu duyuluyor: Eee, izofreni mi yani bu, ne i? Anlat.
Yoo, aa yoo. Birden fazla kiilikli insanlar izofrenik deildir, diyor kadn kafasn
sallayarak. Bizler kesinlikle tehlikesiziz.
Peki, diye lafa giriyor Patty. Elinde mikrofon, seyircilerin ortasnda ayakta durmakta.
Geen ay kimdin?
Geen ay oklukla Polly idim sanki, diyor kadn.
Kameradan seyircilere zum -bir ev kadnnn kaygl yz;
kadn monitrde kendi yznn farkna varmadan, gene birden fazla kiilikli kadna
dnyoruz.
Peki, diye srdryor Patty, imdi kimsin?
eey... diye lafa balyor kadn yorgun bir sesle. Bu sorunun sorulmasndan bkm
usanm, sanki bu soruyu defalarca cevaplandrm ama hl kimseyi inandramyormu
gibi. ey, bu ay... Kuzu pirzolasym. okluk... Kuzu pirzolas.
Uzun bir suskunluk. Kamera, ban sallayan afallam bir ev kadnnn yzne yakn plan
alyor, baka bir ev kadn onun kulana bir eyler fsldyor.
Ayaklarmda A. Testoni krokodil loafer'lar var.
Holdeki dolaptan uzanp yamurluumu alrken, elime Burberry bir kakol ve zerine balina
resmi ilenmi ona uygun bir palto geliyor (kk bir ocuun giyecei cinsten). stne
erimi ikolata gibi bir ey dklm, nne apraz izgiler halinde sram, yakalar
kararm. Asansrle aaya, lobiye iniyorum, bileimi hafife sallayarak Rolex'imi
kuruyorum. Kapcya gnaydn diyorum, sokaa kyorum, bir taksi aryorum, ehir
merkezine, Wall Street'e yollanyorum.

Harry's
Price'la ben, alaca karanln en karanlk dakikalarnda Hanover Soka'ndan aa doru
yryoruz ve bir radar tarafndan ynlendirilmi gibi sessizce Harry's'e yollanyoruz. P &
P'den ktmzdan beri Timothy tek kelime etmedi. Stone Sokann berisinde bir
Dumpster'n yanna melmi oturan irkin serseri hakknda bile yorum yapmyor. Ama
Water Sokag'na doru yryen bir kadna -koca memeler, sarn, sk bir k, yksek
keler- sk bir zampara sl yollamay beceriyor. Price sinirli ve diken stnde gibi, ona
'neyin var' diye sormaya
niyetim yok. stnde Canali Milano'dan keten bir takm, ke Behar'dan pamuklu gmlek,
Bili Blass tan ipek kravat, ayanda Brooks Brothers'dan burnu deiik renkte, backl deri
ayakkablar. Benim zerimde pantolonu pilili ince keten bir takm, pamuklu gmlek, puantiye
bir kravat var, hepsi Valentino Couture'den, ayrca Allen-Edmonds'n burnu deiik renkte
zmbal deri ayakkablar. Harry's'e girer girmez nlerde bir masada David Van Patten'la
Craig McDermott' gryoruz. Van Patten'n zerinde ynl-ipekli karm kruvaze spor
ceket, Mario Valentino'dan gizli pilili, nden dmeli, ynl-ipekli karm pantolon, Gitman
Brothers'dan pamuklu gmlek, boynunda puantiye Bili Blass kravat ve ayaklarnda Brooks
Brothers'dan deri ayakkablar var. McDermott ise pantolonu pilili keten takm, yakas
dmeli, pamuklu-keten karm Basile gmlek, Joseph Abboud'dan bir ipek kravat ve
Susan Bennis Warren Edwards'dan deve kuu derisi ayakkablar giymi. ikisi masann
zerine abanm, kat peetelerin arkalarna bir eyler yazyorlar, birinin nnde Sko,
tekinin nnde Martini duruyor. Bize el ediyorlar. Price, Tumi antasn bo bir iskemleye
frlatyor ve doru bara gidiyor. Arkasndan Bana buzlu J&B, diye baryorum, sonra Van
Patten'la McDermott'un yanna oturuyorum.
Baksana Bateman, diyor Craig. Sesinden, ilk Martini'si olmad anlalyor. te giyilen
takm elbiseyle pskll loafer giyilir mi? Aklm karmm gibi bakma bana yle.
Hastir yaa, Bateman'a sorma; diye inliyor Van Patten. Altn Cross dolmakalemini yznn
nnde iki yana sallayarak, akl baka yerlerde Martinisinden yudumlar alyor.
Van Patten? diye soruyor Craig.
H?
McDermott duralyor, sonra dmdz bir sesle, Sen kes sesini, diyor.
ki zrdeli, nedir derdiniz sizin? Luis Carruthers'n, barda Price'n yannda durduunu
gryorum, Price onu kesinlikle grmezden geliyor. Carruthers iyi giyinmemi: ynl
kumatan kruvaze takm, Chaps'dan galiba, izgili pamuklu gmlek, ipek papyon ve baa
ereveli Oliver Peoples gzlk.
Bateman, u sorular GQ dergisine yollayacaz da, diye lafa giriyor Van Patten.
Luis beni fark ediyor, yarm yamalak glmsyor, sonra yanlmyorsam kzaryor ve bara
dnyor. Nedense barmenler Luis'yi hep grmezden gelir.
ddiaya girdik, 'Okur Mektuplar' stununda hangimizin mektubu ilk yaynlanacak diye, ite
bu yzden cevabn istiyorum. Ee, ne diyorsun? diye soruyor McDermott srarla.

Ne hakknda? diyorum fkeli bir sesle.


Pskll loafer'lar, salak, diyor.
Bakn arkadalar... Kelimeleri dikkatle seiyorum. Pskll loafer geleneksel olarak
spor bir ayakkabdr... Arkama dnp Price'a bakyorum, o ikiye mthi ihtiyacm var.
Price dnerken Luis'ye deiyor, Luis ona elini uzatyor. Price glmsyor, bir eyler
syleyip yrmeye devam ediyor, masamza dnyor. Luis bir kere daha barmenin gzn
yakalamaya alyor ve bir kere daha baaramyor.
Ama ok popler olduu iin yaygn kabul grd, yle mi? diye atlyor Craig.
Hu. Bam sallyorum. Siyah ya da derisi ok yumuak ve doal olduu srece,
sakncas yok.
Ya kahverengi olursa? diye soruyor Van Patten kukuyla.
Biraz dnyorum, te giyilecek takm elbiseye ok spor kaar, diyorum.
Ne konuuyorsunuz byle, sizi gidi ibneler? diye soruyor Price. Bana ikimi verip
oturuyor, bacak bacak stne atyor.
Tamam, tamam, tamam, diyor Van Patten. Benim sorum da u; iki ksmdan oluuyor...
Dramatik bir susu. Yuvarlak yakalar ok mu spordur, ok mu abiye? iki, bunlarla hangi
kravat dm iyi gider?
Price dalgn dalgn, sesi gergin olmakla birlikte Harry's'i saran uultuda gayet ak
duyulacak biimde hemen cevabn veriyor. Bu ok deiken bir look'tur ve hem takm
elbiselerle hem de spor ceketlerle gider. Abiye okazyonlarda gmlek kolalanmaldr,
zellikle resmi durumlarda ise, bir de yaka inesi taklmaldr. Duruyor, iini ekiyor; birini
grd anlalan. Price devam ediyor. Blazer ile giyildii takdirde yaka kolasz olmaldr,
ine kullanlabilir de, kullanlmayabilir de. Geleneksel, okullu bir look olduu iin de, kravatn
nispeten kk dmlenmesi uygun der. Martinisini yudumluyor, ters ynde bacak
bacak stne atyor. Baka soru?
Adama bir iki smarlayn, diyor McDermott, etkilendii meydanda.
Price? diyor Van Patten.
Efendim? Price gzleriyle oday taramakta.
Helal sana.
Bana bakn, diyorum, yemei nerede yiyoruz?
Emektar Mr. Zagat' getirdim. Van Patten kzl renkli, uzun kitap cebinden karp
Timothy ye doru sallyor.
Yaa, diyor Price ters ters.
Ne yemek istiyoruz? Ben.
Koca memeli sarn bi'ey. Price.
u El Salvador bistrosuna ne dersiniz? McDermott.

Baksanza, yemekten sonra Tunnel'a urayacaz, onun yaknlarnda bir yer olsun. Van
Patten,
Hastiir, diye lafa balyor McDermott. Tunnel'a mi gideceiz? Geende u Vassarl pilici
gtrdm oradan-
Haydaa, balama gene. Van Patten homurdanyor.
Sana bir giren kan m var? diye hrlyor McDermott.
Ben de oradaydm... Bu hikayeyi bir daha dinlemek istemiyorum diyor Van Patten.
Ama sana sonra neler olduunu anlatmadm hi, diyor McDermott, kalarn havaya
kaldryor.
Heey, arkadalar, ne zaman gittiniz ki oraya? diye soruyorum. Ben niye davet
edilmedim?
O siktiimin yatyla yolculua m ne kmtn da ondan. imdi kapa eneni de dinle. te
neyse, o Vassarl pilici Tunnel'dan kaldrmm -ateli mi ateli, koca memeler, nefis
bacaklar, ta gibi- ite, ona bir-iki kadeh ampanya smarlamm, bahar ya, hava almaya
inmi ehre, neredeyse daha oradan kmadan azna alacak, gtryorum benim eve-
Yuh, dur bi dakka- Szn kesiyorum. Sorabilir miyim, btn bunlar olurken Pamela
nerelerde?
Craig yzn buruturuyor. Hastir sen de. Birisi azna alsn benimkini istiyorum, Bateman
yavrum. Bir pili olsa da imdi benimkini-
Duymak istemiyorum, diyor Van Patten, elleriyle kulaklarn rterek. imdi iren bir ey
syleyecek.
Ahlak kumkumas, sen de. McDermott alayl alayl srtyor. Dinle, ortak gayrimenkul
alacak ya da jetle Saint Bart'a gidecek deiliz. Ben sadece yarm saat, krk dakikalna
yzne oturabileceim bir pili istiyorum.
Kokteyl pipetimi ona doru atyorum.
Neyse, geldik benim eve -burasn iyi dinleyin imdi. Masaya yaklayor. Bir gergedan
bile sarho edecek kadar ampanya imiti imesine ama, dinleyin imdi-
Sana prezervatifsiz mi yaptrtt kendini yoksa? diye soru
yor iimizden biri.
McDermott gzlerini devirip yukar bakyor. Bu kz Vassar'da okuyor. Queens'de
oturmuyor.
Price omzuma vuruyor eliyle. Bu ne demek imdi?
Neyse dinleyin, diyor McDermott. Yapt... hazr msnz? Dramatik bir susu.
Yapt... beni sadece eliyle getirdi... ama, burasna dikkat edin, eldivenini karmadan.
skemlesinde geriye kayklp oturuyor ve kendinden memnun, kstah bir havada ikisini
yudumluyor.
Bizler hepimiz bunu son derece arballkla karlyoruz. Hi kimse McDermott'n itirafyla

ya da pilice daha saldrgan davranmamasna matrak gemiyor. Hi kimse bir ey


sylemiyor fakat hepimizin aklnda ayn dnce; kesinlikle Vassarl kz gtrmeyeceksin.
Sana Camdenl bir kz lazm, diyor Van Patten. McDermott'n laflarnn etkisini zerinden
anca att.
Ooo, harika diyorum. yle erkek kardeiyle dzmeye okey diyecek bir pili.
Hu, ama ADS'in yeni bir ngiliz pop grubu olduunu zanneder onlar, diye uyaryor Price.
Nerede yiyoruz? diye soruyor Van Patten. Dalgn dalgn peetesinin zerine karalad
soruyu inceliyor. Hangi allahn belas lokantaya gidiyoruz?
Kzlarn bizim gibi erkeklerin bu taraklarda bezi olduunu dnmeleri garip yani, bulac
hastalk filan, diyor Van Patten. Ban iki yana sallyor.
Prezervatif filan takmayacam ben, diye bildiriyor McDermott.
Bir yaz okudum, fotokopisini de ektim hatt, diyor Van Patten. Orada deniyor ki, bunun
bize bulamas sfr sfr sfr sfr sfr nokta yarm filan gibi bir eymi, stelik de nasl bir
rfnt, sprnt, srtkle yatarsak yatalm.
Erkeklere bulamyor, o kadar
Yani beyaz erkeklere.
Kz eldivenini karmad ha? diye soruyor Price. Hl okta. Eldiven, ha? Hay allah ya,
sen ne diye kendi kendini getirmedin ki o zaman?
Dinle, sik de kalkar, diyor Van Patten. Faulkner sylemi.
Sen hangi okula gittin? diye soruyor Price. Denize Nazr Diploma Hazr niversitesine
mi?
Beyler, baknz kim geliyor, diye araya giriyorum.
Kim? Price ban evirip bakmayacak bile. pucu, diyorum, Drexel Burnham
Lambert'daki en byk akal.
Price tahmin yrtyor: Connolly mi?
Merhaba, Preston. Prestonla tokalayorum.
Beyler. Preston masann yannda ayakta durup herkesi bayla selamlyor. Bu akam
sizlerle yemee kamayacam iin ok zgnm. Prestonun zerinde Alexander Julian
kruvaze ceketli ynl takm, pamuklu gmlek ve ipek bir Perry Ellis kravat var. Bir elini
benim sandalyemin arkasna koyup dengesini bularak masaya eiliyor. ptal etmek
gerekten houma gitmiyor, ama verilmi szler, biliyorsunuz.
Price bana sulayc bir bak yolluyor ve aznn iinde, O davetli miydi? diye
mrldanyor.
Omuzlarm silkip kalan J&B'yi bitiriyorum.
Ne yaptn dn gece? diyor soruyor McDermott, sonra da Faan yerinde, diyor.
Kimi yapt dn gece? diye dzeltiyor Van Patten.

Yoo, yoo, diyor Preston. ok saygn, mazbut bir geceydi. Yavrular yok, yamuk yok,
yanl yok. Alexandra ve anne-babasyla Russian Tea Room'a gittik. Babasn -valla billaBilly diye aryor. Ama mthi yorgunum, stelik de sadece tek Stoli itim. Gzlklerini
karyor (Oliver Peoples, tabii), esniyor, Armani bir mendille siliyor. Emin deilim ama, bize
bakan sapk suratl garson sebze orbasna LSD att galiba. yle feci yorgunum ki.
Bizimle gelmeyip ne yapacaksn peki? diye soruyor Price, umurunda olmad ak.
Videokasetleri geri vereceim, Alexandra'yla Vietnam lokantas, mzikal, Broadway'de,
ngiliz bi'ey diyor Preston. Gzleriyle oday taramakta.
Baksana, Preston, diyor Van Patten. GQ'ya soru yollayacaz. Var m bir soracan?
Ha ya, var bir tane diyor Preston. Su, smokin giyerken gmleinin nnn habire yukar
kalkmasn nasl nlersin?
Van Patten ve MCDermott bir dakika kadar hi ses karmadan oturuyorlar, derken Craig
kaygl bir sesle, aln dnceden kr kr, Bu esasl ite, diyor. '
Hey, Price, diyor Preston. Senin sorun var m?
H, diye iini ekiyor Price. Btn arkadalarn geri zekalysa, otuzsekizlik magnumu
ekip hepsinin siktiimin beyinlerini datacak olursan bu cinayete mi girer, hafif sua m,
yoksa sevap m saylr?
GQ'luk soru deil, diyor MCDermott. Soldier of Furtune dergisini dene.
Ya da Vanity Fairi. Van Patten.
u kim? diye soruyor Price, ban gzden geirerek. Reed Robinson mu yoksa? Hem
ayrca, Preston, tek yapman gereken u: Ucu ilikli bir brit diktireceksin gmleinin nne,
sonra bunu bir dmeyle pantolonuna tutturacaksn; ayrca gmlein sen, krmal nnn
pantolonunun lastiinden daha aada olmamasna dikkat edeceksin ki, oturdun mu yukar
kalkmasn, sylesenize, u gerzek Reed Robinson mu? Ona mthi benziyor da.
Preston, Price'n sylediklerinden sersemlemi halde, kn geri vermi, ar ar arkasna
dnyor, gzlklerini gzne takp gzlerini krptrarak bar gzden geiriyor. Hayr, o
Nigel Morrison.
Haa, u eyde staj yapan ngiliz ibnelerinden biri, eyde diye baryor Price.
Nereden biliyorsun ibne olduunu? diye soruyorum.
Hepsi ibnedir, diye omuz silkiyor Price. ngilizlerin.
Sen nereden biliyorsun, Timothy? Van Patten srtyor.
Morgan Stanley'i erkekler tuvaletinde Bateman'a atlarken grdm de oradan, diyor Price.
Bir i ekip Preston'a, Morrison nerede staj yapyor? diye soruyorum.
Unuttum, diyor Preston, kafasn kayor, Lazard'da myd? Nerede? diye bastryor
McDermott. First Boston mu? Goldman m?
Kesin bilmiyorum, diyor Preston. Drexel mi acaba? Bak, adam sadece mali mavir
asistan ve o irkin, kara dili kz arkada da ucuza irket kapatan kuruluk bir san

deliinde alyor.
Nerede yemek yiyoruz? diye soruyorum. Sabrmn snrlarn zorluyorum artk. Yer
ayrtmamz lazm. Allann belas bir barda ayakta duracak deilim.
Ne giymi Morrison yahu? diye soruyor Preston kendi kendine. Yanl m gryorum,
ekose takmn iindeki gerekten damal gmlek mi?
O Morrison deil, diyor Price.
Kim peki? Preston yeniden gzlklerini karyor.
Paul Owen, diyor Price.
Paul Owen deil, diyorum. Paul Owen barn teki ucunda. urada.
Owen, zerinde kruvaze ceketli ynl bir takm elbise, barda ayakta duruyor.
Fisher hesabna o bakyor.
ansl orospu ocuu, diye mrldanyor biri.
ansl Yahudi orospu ocuu, diyor Preston.
Oh, sa akna, Preston, diyorum. Ne alaka imdi yani?
Dinle, gzmle grdm, orospu ocuu brosunda oturmu irket patronlaryla telefonla
konuuyor, bir yandan da menorah evirip duruyordu. O orospu ocuu geen aralkta da
Hanukka iin broya aa getirmiti, diyor Preston. Kan birden tepesine srad.
O evrilen ey dreidel, Preston, diyorum sakin bir sesle. Menorah deil evrilen. Dreidel
evrilir.
yi be Bateman, bara gidip Freddy'ye sana Yahudi usul patates gzlemesi yapmasn da
syleyeyim bari, ister misin? diyor Preston, gerekten skntl kyor sesi. Biraz... latte,
ister misin ha?
Hayr, diyorum. Yahudi dman yorumlarda bulunmay kes, yeter..
Saduyunun sesi. Price ne doru eilip srtm pat patlyor. Komu ocuk.
Evet, sana bakacak olursak, ngiliz bir stajyer mali mavir yardmcsna domalan bir
komu ocuk, diyorum alayl alayl.
Saduyunun sesi olduunu syledim, diyor Price. Homoseksel olmadn sylemedim
ki.
Ya da isiz olduunu, diye ekliyor Preston.
Ha ya, diyorum, Pricen gzlerinin iine bakarak. Homoseksel miyim deil miyim, sor
da Meredith versin cevabn. Yani eer, benimkini azndan karp da cevap vermeye frsat
bulabilirse.
Meredith ibne seven kadnlardand r, diye izahatta bulunuyor Price, hi bozulmad.
Bunun iin silkeliyorum onu ya.
A durun beyler, aklma bir fkra geldi. Preston avularn birbirine srtyor.

Preston, diyor Price. Fkra sen kendinsin. Yemee davetli falan olmadn biliyordun.
Sras gelmiken, ceketin gzel; pantolonuna uymam ama pek de barmyor.
Price, orospu ocuusun sen, iine ettiimin, yle hain herifsin ki, canimi actyorsun,
diyor Preston, glerek. Neyse, JFK ile zenci arkc Pearl Bailey bir partide tanyorlar ve
seks yapmak iin Oval Ofis'e gidiyorlar, yapyorlar filan, derken JFK uyuyor... Preston
duruyor. Hay allah, sonra ne oluyordu... ha ey, Pearl Bailey diyor ki, Bay Bakan sizinle
yeniden dzmek istiyorum ve o da ben uyuyacam imdi diyor ve... otuz-yok, dur
Preston yeniden duruyor, kartrd. Bakaym... hayr, altm dakika... hayr, evet, otuz
dakika sonra uyanacam, o zaman yeniden yaparz diyor, fakat bir elin sikimde bir elin
taaklarmda olsun diyor, kadn diyor ki, peki ama neden bir elim orada... teki orada...
olacakm ki... diyor... Van Patten'n bir peetenin arkasna tembel tembel bir eyler
karaladn fark ediyor. Hey Van Patten, dinliyor musun beni?
Dinliyorum diyor Van Patten, ama rahatsz. Devam et. Bitir. Bir elin sikimde, bir elin
taaklarmda- devam et.
Luis Carruthers hl barda iki beklemekte. Bakyorum, ipek papyonu Agnes B. galiba.
Belli de olmuyor ki.
Ben dinlemiyorum, diyor Price.
O da diyor ki nk... Preston yeniden ucunu karyor. Uzun bir sessizlik. Preston bana
bakyor.
Bana bakma, diyorum. Fkra benim deil. O da diyor ki... Unuttum yaa.
Fkrann komik yeri buras m, 'unuttum yaa? diye soruyor McDermott.
O da diyor ki, mu, nk... Preston bir eliyle gzlerini kapatp dnyor. Hay allah
yahu, inanamyorum bunu unuttuuma.
Muhteemsin, Preston, diye i geiriyor Price. Komiklikten nasibini almam bir orospu
ocuu varsa o da sensin.
'Unuttum yaa m? diye bana soruyor Craig. Ben anlamadm.
Haa tamam-tamaam-tamaaam, diyor Preston. Dinleyin, hatrladm. 'nk son
dzdm zenci czdanm ald da, ondan... Annda kkrdamaya balyor. Ksa bir
sessizlikten sonra masadakiler de yerlere yatyorlar, ben hari.
Bu ite, komik yeri burasyd, diyor Preston gururla, ferahlad.
Van Patten'la ak yapyorlar. Price bile glyor. Hey yarabbi, diyorum. Feci. Neden?
diyor Preston. Komik. Mizah ite. Ha ya, Bateman, diyor McDermott. Glsene. Haa,
unuttum. Bateman American Civil Liberties Union'dan bir kzla kyor da, diyor Price. Sana
neresi batt ki fkrann? Komik deil, diyorum. Irk.
Bateman, sen kasvet kumkumas orospu ocuunun tekisin, diyor Price. Okuduun
kitaplar deitir. Preston ayaa kalkp Rolex'ine bir gz atyor. Evet beyler, ben
kayorum. Yarn grrz.
H, Bat-man kanalnda, Bat-man programnda yeniden bulumak zere esen kalnz,

diyor Van Patten, bana bir dirsek atyor.


Preston ayrlmadan nce bana doru eiliyor, 'nk son dzdm zenci czdanm
ald da, ondan... Anladm. Anladm, diyorum, onu itekleyerek.
unu unutmayn ocuklar: Hayatta en hakiki mrit bir Kenwood'dur. kyor.
Yabba-dabba-du, diyor Van Patten. Hey, aranzda maara adamlarnn bizden daha
fazla lifli besin aldn bilen var myd? diye soruyor McDermott.

Pastels
Pastels'a vardmzda alayacak haldeyim, nk yer bulamayacamzdan eminim. Ama
masamz iyi, yle rahatlyorum ki, bunun ferahl iime sanki dalga dalga yaylyor.
McDermott, Pastelsin ba garsonunu tanyor, rezervasyonu birka dakika nce bindiimiz
taksiden yaptrmamza ramen, hemen kalabalk bardan geirilip pembe, aydnlk ana
yemek salonuna alnyor, nlerde drt kiilik bir blmeye oturtuluyoruz. Pastels'da yer
bulmak imkansz saylr, Van Patten, ben, hatt Price bile McDermott'n masa ayrtmaktaki
becerikliliinden etkilendik, hatt kskandk. Water Soka'nda taksiye dolutuktan sonra,
hi kimsenin bir yerlerde rezervasyon yaptrmadn fark ettik ve Dou Yakasnn
yukarsndaki yeni bir Kalifoniya-Sicilya bistrosunun erdemlerini tartrken -yle
paniklemitim ki, neredeyse Zagat rehberini paralyordum- kararmz vermi gibiydik. Bir
tek Price itiraz edecek oldu, ama sonunda o da omuzlarn silkerek Umurumda deil, dedi,
onun Portaphone cep telefonunu kullanarak rezervasyonu yaptrdk. Kulaklarna walkmanini
geirdi ve sesini yle bir at ki, yan ak pencerelerden ieri giren kent trafiinin
grltsne ramen, Vivaldi'nin mziini duymak mmknd. Van Patten'la McDermott,
Tim'in aletinin bykl hakknda kaba akalar yaptlar, ben de katldm. Tim de Pastels'n
kapsnda, Van Patten'in GQ'ya yollayaca soruya en son halini verip zerine karalad
peeteyi lokantann dnda, elinde zerine geliigzel AIM EVSZM LTFEN YARDIM
EDN yazlm kartonu tutmaya alan, soukta bzlm duran dilenciye frlatt.
ler yolunda gibi. ef garson messesenin ikram olarak drt Bellini yollad, ama bizler de
iki smarlyoruz. The Ronettes grubu Then He Kissed Me'yi sylyor, bize bakan garson
kk bir mcevher gibi, buradan nefret etmesine ramen, Price bile gevemi grnyor.
Art, karmzdaki masada drt kadn oturuyor, hepsi de harika grnl -sarn, byk
memeliler; biri Calvin Klein'n ynl kumatan bir elbisesini giymi, biri Geoffrey Beene'in
rme ynden bir elbisesini, dme ve ilik yerleri ipek-fay karm, biri krmal tlden
simetrik bir etek ve de galiba Christian Lacroix'dan st ili bir bstiyer, bir de Sidonie
Larizzi'den yksek topuklu iskarprler, sonuncusu ise Bili Blass'n ynl krepten bir tayyr
ceketinin altna siyah, asksz, payetli bir gece elbisesi giymi. u anda hoparlrlerden The
Shirelles'in sesi ykselmekte, Dancing in the Streeti sylyorlar. Lokantann tavan yksek
olduu iin, ses dzeniyle akustik bir arada o kadar byk bir grltye yol ayor ki, ta
gibi bir yavru olan garsonumuza sipari verirken haykrmak zorunda kalyoruz. Kzn
zerinde ynl kumatan iki renkli bir elbise, kenarlarna Myrone de Prmonville boncuklar
geirilmi, ayak bileklerine kadar ykselen kadife botlar var ve de benimle cilveletiinden
hemen hemen emin gibiyim; itah ac olarak keler, kalamar ve ayrca krmz havyar

smarlarken seksi bir kahkaha atyor, yeil tomatillo soslu mlek brei smarladmda ise
bana yle buulu, yle ie ileyen bir bak yolluyor ki, ok fazla ilgilendiimi sanmasn diye
ciddi, kaygl bir yz ifadesi taknp baklarm karmak ve gzlerimi flt kadehteki pembe
Bellini'ye dikmek zorunda kalyorum. Price tapa pidesi sylyor, yourt soslu geyik eti, bir
de mango dilimli erelti otu kk.
McDermott kei peynirli saimi smarlyor, ardndan andivli ve akaaga soslu fme rdek.
Van Patten tarak sosisi, ahududu sirkeli ve guakomol soslu somon zgara yiyecek.
Lokantann havalandrmas son srat alyor ve kendimi kt hissetmeye balyorum.
Geen hafta Bergdorfs'dan aldm yeni Versace kazam almamm. stmdeki takmla
iyi giderdi.
Ltfen unlar nmzden kaldrr msnz? diyor Price komiye. Eliyle Bellini'leri
gsteriyor.
Dur, Tim, diyor Van Patten. Sakin ol. Ben ieceim.
Avrupa bozuntusu sprnt, David, diye aklamada buluyor Price. Avrupai sprnt.
Benimkini de iebilirsin, Van Patten, diyorum.
Dur, diyor McDermott, komiyi geri aryor. Ben de benimkini ieceim.
Neden? diye soruyor Price. Bana oradaki Ermeni pilici mi ayarlamaya alyorsun?
Hangi Ermeni pilici? Van Patten birden kafay o yana eviriyor, ilgilendi.
Hepsini al gtr, diyor Price, iyice kprd.
Komi kadehleri saygl bir tavrla alp gtryor, ortaya bayla bir selam veriyor.
Kim seni patron ilan etti? diye vzldyor McDermott.
Bakn, beyler. Bakn u anda kim girdi ieri. Van Patten bir slk alyor. Aman tanrm.
Yoo olamaz, allahn cezas Preston mu yoksa? Price bir of ekiyor.
Hayr. Yoo, haayr, diyor Van Patten, sesinde bir uursuzluk var. Bizi grmedi henz.
Victor Powell m? Paul Owen m? diyorum, bende birden afak att.
Ya yirmi dn ve de, yle syleyeyim, iren derecede zengin, diye ipucu veriyor Van
Patten, srtyor. Anlalan szn ettii kii de onu grd ki, az kulaklarnda bir tebessm
yolluyor. Para gerekten de bok gibi kendilerinde.
Kafam oraya doru uzatyorum, ama neler olup bittiini gremiyorum.
Scott Montgomery, diyor Price. Deil mi? Scott Montgomery,
Olabilir. Van Patten'in derdi gdaklamak.
u Scott Montgomery ccesi, diyor Price.
Price, diyor Van Patten. Helal sana.
Bakn, ok sevinmi numaram seyredin imdi, diyor Price, dnyor. Yani, Georgial
birini grnce ne kadar sevinebilir-sem, o kadar.

, diyor McDermott. Giyiniiyle de fark atmaya kararl bu! )


Oo, diyor Price. ok ey ettim, etkilendim yani.
Vauvv, diyorum, Montgomeryyi fark edince. Zarif havac mavileri.
Hafif ekoseler, diye fsldyor Van Patten.
Bolca bejler, diyor Price. Bilindii zere.
te geliyor, diyorum, kendimi hazrlayarak.
Scott Montgomery oturduumuz blmeye doru geliyor. zerinde yalanc baa dmeli
havac mavisi kruvaze bir ceket, krmz dikili, ykanm, buruuk pamukludan izgili bir
gmlek, Hugo Boss'dan krmz, beyaz ve mavi havai fiek desenli ipek bir kravat, Lazo'dan
ykanm ynlden, drder pilili, gizli cepli bir pantolon. Elindeki ampanya kadehini
beraberindeki kza veriyor -kesinlikle manken tipi, sska, idare eder memeler, k yok,
yksek keli ayakkablar-. Kzn zerinde ynl-krep karm bir etek, ynl ve kamir
karm kadife ceket, kolundaysa ayn kumatan bir manto, hepsi Louis Dell'Olio'dan.
Yksek keli ayakkablar Susan Bennis Warren Edwards'dan. Gne gzlkleri Alain Mikli.
Deri anta Hermes.
Ooo, beyler. Nassnz yaa? Montgomery adal bir Georgia aksanyla konuuyor. Bu
Nicki. Nicki, bunlar McDonald, Van Buren, Bateman -iyi yanmsn- ve Mr. Price. Sadece
Timothy'yle tokalayor, sonra ampanya kadehini Nicki'nin elinden alyor. Nicki, kibarca,
robot gibi glmsyor, belki de ngilizce bilmiyor.
Montgomery, diyor Price iyi niyetli, sohbet erbab sesiyle, gzleri Nicki ye dikili. ler
nasl gidiyor bakalm?
yi iyi, beyler, diyor Montgomery. Bakyorum en iyi masay kapmsnz haa. Hesap
geldi mi peki? aka aka.
Dinle Montgomery, diyor Price. Baklar hl Nicki'ye dikili, bizim evreden olduunu
sanmadm birine kar da imdiye kadar grmediim derecede hogrl. Squash'a ne
dersin?
Ara beni, diyor Montgomery. Akl baka yerlerde, salonu gzden geirmekte. Tyson m
u? Al, kartm.
ok iyi, diyor Price, kart cebine atyor. Perembeye ne dersin?
Yok. Yarn Dallas'a gidiyorum fakat... Montgomery masann yanndan uzaklamaya
balad bile, grd birine doru seirtiyor, parmaklarn aklatarak Nicki'yi aryor.
Eee, gelecek hafta.
Nicki bana glmsyor, sonra yere bakyor -gen desenler halinde denmi pembe,
mavi, limon kf, yeil karolar birbirini kesip durmakta- niye Montgomery'yle birlikte
olduunun cevab, bu konuda bir ipucu, akla manta uygun bir aklama orada yerde
yazlym gibi. Nicki'nin Montgomery'den byk olup olmadn, sonra da acaba bana cilve
yapp yapmadn soruyorum kendi kendime.
Grrz, diyor Price.

Grrz, beyler... Montgomery salonun yansn katetti bile. Nicki szlerek peinden
gidiyor. Yanlmm: K varm.
Sekiz yz milyon ha. McDermott slk alyor, kafasn sallyor.
Hangi niversite? diye soruyorum.
Havagaz, diye kestirip atyor Price.
Rollins mi? Bir tahminde bulunuyorum.
Kafana iyi sok unu, diyor McDermott. Hampden-Sydney.
Asalan, be para etmez herifin, akaln teki, sonucuna varyor Van Patten.
Ama sekiz yz milyon ediyor, diye tekrarlyor McDermott zerine basa basa.
Madem yle, git de azna al o cceninkini -enen o zaman kapanacak m? diyor Price.
Yani nasl bu kadar ayran budalas olabiliyorsun McDermott?
Neyse, diyorum ylesine. Gzel yavru.
Kz mthi, diye onaylyor McDermott.
Olumlu. Price ban sallyor, ama isteksizce.
Aa, yahu, diyor Van Patten, endieli. Ben tanyorum bu pilici.
Hastiir, diye homurdanyoruz hep bir azdan. Bir tahminde bulunaym, diyorum.
Tunnel'dan kaldrdn onu, yle mi?
Hayr, diyor, ikisinden bir yudum aldktan sonra, Manken bu kz. Sska, alkolik, frijit bir
kar, Yzde yz Fransz.
Amma desteksiz atyorsun, diyorum, yalan syleyip sylemediinden emin deilim.
ddiaya var msn?
N'olmu? McDermott omuz silkiyor. Gene de atlardm ona.
Gnde bir litre Stoli iiyor, sonra bunu kusuyor, sonra tekrar iiyor, McDermott, diye
aklamada bulunuyor Van Patten.
Sper ayya.
Sper ucuz alkolik, diye mrldanyor Price.
Umurumda deil, diyor McDermott diklenerek. Kz gzel. Onu dzmek istiyorum. Onunla
evlenmek istiyorum. ocuklarm doursun istiyorum.
Hay allah yahu, diyor Van Patten, glmekten boulacak neredeyse. Dourduunda, bir
srahi votkayla kzlck urubu kokteyli dnyaya getirecek bir pilile kim evlenmek ister ki?
Bak, haksz saylmaz, diyorum.
Ha ya. Ayn zamanda bardaki Ermeni pilile de oynamak istiyor. Price srtyor. O ne
douracak -bir ie Korbel'le yarm litre eftali suyu mu?
Hangi Ermeni pili bu yahu? diye soruyor McDermott, iyice serseme dnd, iyice afallad,
gene boynunu oraya doru uzatp bakyor.

Of yaa. Siktirin gidin, ibneler. Van Patten bir i geiriyor.


ef garson McDermott'un hatrn sormak zere masamza geliyor, sonra messesenin
ikram Bellini'lerin nmzde olmadn grnce, daha biz onu durduramadan rzgar gibi
masamzdan ayrlyor. McDermott Alain'i nereden bu kadar iyi tanyor ki -Cecilia dolaysyla
m acaba?- buna biraz canm sklyor ama ste kmak iin herkese yeni kartvizitimi
gstermeye karar veriyorum. Kart ceylan derisi czdanmdan (Barney's'den, 850 dolar)
karyorum ve ak diye masann zerine koyuyorum, tepki gstermelerini bekliyorum.
Ne bu, bir gram kokain mi? diyor Price, ama ilgilenmedi deil.
Yeni kart. nemsemiyormu gibi davranmaya alyorum, ama gururla glmsyorum.
Ne diyorsunuz?
, diyor McDermott, kart kaldrp elliyor, gerekten etkilendi. ok gzel, sen de
bak. Kart Van Patten'a geiriyor.
Matbaadan daha dn aldm, diyorum.
Renk dzeni cool" diyor Van Patten, karta daha yakndan bakyor.
Bu kemik rengi, diye izah ediyorum. Harf karakterleri de Silian Rail denen bir ey.
Silian Rail mi? diye soruyor McDermott. Hu. Fena deil, deil mi?
ook cool Bateman, diyor Van Patten, kskan pi, ama bunun yannda hi kalr...
Kendi czdann karyor ve kartn klln yanma ak diye indiriyor. Bakn hele.
Hepimiz eilip David m kartn inceliyoruz ve Price tane tane, Bu gerekten gzel, diyor.
Rengin ve haval harf karakterinin zariflii karsnda iimden kk bir kskanlk spazm
gelip geiyor. Ben yumruumu skarken, Van Patten gck gck, Yumurta kr, harf
karakteri Romalian... diyor. Bana dnyor. Ne diyorsun?
Gzel, diyorum, sesim atlyor. Ancak komi ocuk yeni Bellini'leri getirdiinde bam
sallamay beceriyorum.
Allah allah, diyor Price. Kart kaldrp a tutuyor, tazelenen ikileri grmezden geliyor.
Hakikaten ok iyi. Senin gibi bir yarm akll nasl da bu kadar zevkli olabiliyor?
Bir Van Patten'n kartna bakyorum, bir de benimkine ve Price'n gerekten Van
Patten'nkini daha ok beenmesine inanamyorum. Bam dnyor, nce ikimden bir
yudum alyorum, sonra da derin bir soluk.
Ama durun, diyor Price. Daha hibir ey grmediniz... Paltosunun i cebinden
kendisininkini karyor ve incelememiz iin bize doru tutuyor; Benimkini.
Ben bile itiraf etmek zorundaym ki, muhteem.
Birden lokanta ayaklarmn altndan kayyor, sesler kesiliyor, uzaklayor, anlamsz bir
uultu haline geliyor bu kartn yannda! Price'n szlerini duyuyorum: Kabartma harfler, ak
bulut beyaz...
Hastiir, diye baryor Van Patten. Hi bylesini grmemitim...
Gzel, ok gzel, diye itiraf etmek zorunda kalyorum. Ama durun. Bir de

Montgomery'ninkini grelim.
Price kart geri alyor; aldrmyormu havalarnda, ama kartn ok zarif krk beyaz rengini,
ince zevk belirtisi olan gramajn grmezden geldiine inanmyorum. Btn bu olay ben
balattm, onun iin keyfim kak.
Pizza. Bir pizza syleyelim, diyor McDermott. Pizza paylamak isteyen yok mu?
Levrekli, ha? Mmmmmm. Bateman baylr. Avularn itahl itahl birbirine srtyor.
Montgomery'nin kartn elime alyorum ve mahsustan parmaklarm srtyorum zerine,
srf parmak ularmda o temas hissedebilmek iin.
Gzel, deil mi? Ses tonu kskandm fark ettiini ima ediyor.
Hu, diyorum yarm azla, sikimde deilmi gibi Price'a geri veriyorum kart, ama
boazma bir yumru gelip tkand.
Levrekli pizza, diye hatrlatyor McDermott. Alktan lyorum be.
Pizza olmasn, diye mrldanyorum. Montgomery'nin kart ortadan kaldrp yerine,
Timothy'nin cebine geri konulduunda rahat bir nefes alyorum.
Yapma yaa, diye mzldanyor McDermott. Levrekli pizza syleyelim.
Kes, Craig. Van Patten baka bir blmenin sipariini alan garson kz kesmekte. Ama u
ta gibi yavruyu ar hele. Ama bize bakan o deil ki, diyor McDermott. Oradan geen
bir kominin elinden ekip ald mnyle oynayp duruyor.
Sen gene de ar onu, diye srar ediyor Van Patten. Su iste, Corona ya da puro iste,
ne bileyim bir ey iste.
Neden o? yle ortaya soruyorum. Kartm masann zerinde, mavi cam vazodaki
orkidenin yannda unutulmu duruyor. Onu yavaa oradan alyor, ikiye katlayarak
czdanma geri koyuyorum.
Bloomingdalein Georgette Klinger parfm seksiyonunda alan bir kz var, tpatp ona
benziyor, diyor Van Patten. arsana.
Pizza isteyen var m yok mu? McDermott'un sabr tamakta. Peki sen nereden
biliyorsun? diye soruyorum Van Patten'a. Kate'e oradan parfm alyorum, diyor. Price'n
el kol hareketleri masay hizaya getiriyor. Montgemery'nin cce olduunu sylemi miydim
herkese? Kate kim? diyorum.
Kate, Van Patten'n krt pili, diye izah ediyor Price. Yeniden gzlerini dikip
Montgomery'nin masasna bakyor. Miss Kittridge'e ne oldu?"
He ya, diye glmsyor Price. Amanda'ya ne oldu? Off, yahu, ocuklar, bu kadar ciddi
taklmayn. Sadakat. Konu bu mu?
Hastalk kapmaktan korkmuyor musun? diye soruyor Price.
Kimden, Amanda'dan m, Kate'den mi? diye soruyorum.
Bize hastalk bulamad konusunda anlamtk sanyorum. Van Patten'n sesi
ykseliyor. Yaa... bok kafal. Sesini kes.

Sana demedim mi...


Drt Bellini daha geliyor. u anda masann zerinde sekiz Bellini var.
Aman tanrm, diye inliyor Price. Komiyi, masadan ayrlmadan nce, kuyruundan
yakalamaya alyor, ama bouna.
Levrekli pizza... levrekli pizza... McDermott bu geceki mantrasn buldu.
Yaknda abazan iranl pililere yem olacaz, diye inliyor Price.
Yzde sfr sfr sfr bir ey, biliyorsun -dinliyor musun? diye soruyor Van Patten.
...levrekli pizza... levrekli pizza... Sonra McDermott elini masann zerine vuruyor, masa
sarslyor. Allah belanz versin, kimse beni dinlemiyor mu?
Hl Montgomery'nin kartna umu vaziyetteyim -rengin kl, kartonun kalnl, harf
karakteri, basm- ve birden Craig'e indirecekmiim gibi yumruumu havaya kaldryorum ve
grlyorum, ...siktiimin levrekli pizzasn isteyen yok! Pizza taze olmal, pizza biraz ekmek
tadnda olmal ve zeri kaln peynirli bir tabakayla kapl olmal! Buradaki pizzalarn zerleri
ok ince, nk burann bok kafal as her eyi ok fazla piiriyor! Pizza kuruyor ve fazla
gevrek oluyor! Kpkrmz bir yzle Bellini'mi masann zerine indiriyorum, kafam kaldrp
baktmda itah aclarn geldiini gryorum. Ta gibi garson kzlardan biri yanmda
durmu, garip, donuk gzlerle szyor beni. Elimle yzmdeki teri siliyor, kafam kaldrp
ona glmsyorum. Orada durmu bana bir tr canavarmm gibi bakyor, gerekten
korkmu grnyor. Sonra dnp Price'a bakyorum -ne iin? Akl versin diye mi?- 'puro
szcn yuvarlyor aznda ve ceketinin ceplerini pat patlyor.
McDermott sakin bir sesle, Ben fazla gevrek olduklarn dnmyorum, diyor.
Yavrum,- diyorum kza McDermott duymazdan gelerek, onu kolundan tutup kendime
doru ekiyorum. Bir irkiliyor, fakat glmsyorum, sesini karmyor. imdi hepimiz gzel,
kocaman bir yemek yiyeceiz- diye aklamaya balyorum.
Ama ben bunu smarlamadm ki, diyor Van Patten tabana bakarak. Ben midye sosisi
istedim.
Kes sesini. Ona bir bak frlatyorum, sonra gayet sakin ta-bebee dnyorum, bir
budala gibi, ama yakkl bir budala gibi srtyorum. Dinle bak, biz burann iyi
mterileriyiz, kimbilir, belki iyi bir brendi, konyak filan smarlarz, yani gevemek ve keyfini
karmak istiyoruz... -kolumla evreyi gsteriyorum-...bu atmosferin. imdi- teki elimle
ceylan derisi czdanm karyorum- mteakiben iyi cins bir-iki tane de puro ieceiz ve de
rahatsz edilmek istemiyoruz baz gerzek kafal-
Gerzek kafal. McDermott, Van Patten'la Price a bayla iaret ederek tekrarlyor.
Gerzek kafal ya da dncesiz mteriler tarafndan, ki bunlar aresiz, zararsz kk
alkanlmzdan dolay ikayet edeceklerdir... ite bu yzden- kk kemikli eline ellilik
olduunu umduum bir banknot sktryorum, bizim rahatsz edilmememizi salarsan, can
gnlden memnun olacaz. Eli okuyorum, elliliin zerine kapatp bir yumruk yapyorum.
ikayet eden olursa da, eh... Duruyorum, sonra tehditkar bir sesle, vurun kna tekmeyi.

Kz sessizce ban sallyor, yznde akn, afallam bir ifadeyle ekiliyor.


Ve de, diye ekliyor Price, glmseyerek, bu masann yirmi metre kadar yaknna bir
Bellini servisi daha yaplacak olursa, ef garsonun kn tututuracaz. Evet, anlyorsun
deil mi, uyar onu.
Uzun bir sessizlik oluyor, itah aclarmza bakarak dncelere dalyoruz, sonra Van
Patten konuuyor. Bateman?
Evet? Bir lokma keler alp biraz havyara buluyorum, sonra atalm taban kenarna
brakyorum.
Tam zengin liseli piisin sen, diye mrlyor.
Price, ilerinde pembemsi bir sv bulunan drt flt ampanya kadehiyle yaklaan bir
garson kz daha gryor ve, canna yandmn, ivisi kt ama bu iin... diyor. Ne var ki
kz ikileri yanmzdaki masaya, yavrulara brakyor.
Esasl, diyor Van Patten, tarak sosisini unutarak.
Ta gibi. McDermott katldn belirtmek iin ban sallyor. Kesinlikle.
Ben pek baylmadm. Price burun kvryor. Dizlerine bakn.
Tabebek yan masadayken onu bir gzden geiriyoruz ve dizlerin uzun, gneten yanm
bacaklara destek saladn itiraf etmekle beraber, bir dizinin, hakikaten, tekinden iri
olduunu fark etmeden edemiyorum. Sol diz daha yamru yumru, tekine oranla belli belirsiz
de olsa i ve bu gze batmayan kusur birden o kadar gzmzde byyor ki, hepimizin
ilgisi tavsyor. Van Patten tabandaki yiyecee bakyor, afallyor, sonra McDermott'a bakp
yle diyor: Bu da senin smarladn deil zaten. Bu sui, saimi deil.
Aman yahu, diye inliyor McDermott. Yemek iin geliniyorsun ki zaten buraya.
Tpk Christopher Lauder'a benzeyen bir tip masamza geliyor ve srtm pat patlayarak
Hey, Hamilton, gzel yanmsn, diyerek erkekler tuvaletine yollanyor.
Gzel yanmmsn. Price adamn taklidini yapyor ve ekmek tabama tapa paralar
frlatyor.
Hay allah, diyorum. nallah yzm kzarmamtr yav.
Hakkaten, nereye gidiyorsun Bateman,
Bronzlamak iin yani.

sylesene?

diye soruyor

Van Patten.

Ha ya, Bateman. Nereye gidiyorsun? McDermott konuyla gerekten ilgili grnyor.


Bilin bakalm, diyorum, Solaryuma, sonra biraz rahatsz olarak ekliyorum, Herkes gibi.
Benim- diyor Van Patten, etkiyi anrmak iin susuyor, gne yatam var... evde. Tarak
sosisinden byk bir lokma sryor. Hasstiir, diyorum, iimden bir rperti geiyor.
Doru, diye onaylyor McDermott, dolu azyla. Gzmle grdm.
ok mthi yaa, diyorum.
Neresi 'ok mthi yaaym bu iin? diye soruyor Price. atalnn ucuna batrd

tapalarla taban syrmakta.


Siktiimin solaryum salonuna yelik ne kadar pahal, biliyor musun sen? diye soruyor Van
Patten. Bir yllk yelik?
Manyak, diye mrldanyorum.
Beyler, bakn, diyor Van Patten. Bateman kzd.
Birden masamza bir komi yanayor ve bitirip bitirmediimizi sormadan ou yenmemi
itah aclar alp gtryor. Hibirimiz sesimizi karmyoruz, bir tek McDermott
mezelerimizi mi ald? diye soruyor ve olan biteni kavrayamadndan glyor. Fakat baka
hibirimizin glmediini grnce susuyor.
Porsiyonlar o kadar kk ki, bitirdik sanp almtr, diyor Price bkkn bir sesle.
u senin gne yata ii manyaklk, diyorum Van Patten a. Oysa bunun ok in bir konfor
olacan, fakat fazla odam olmadn aklmdan geiriyorum. Onun zerinde
gnelenmekten baka iler de yaplabilir.
Paul Owen'n yanndaki kim? McDermott, Price a soruyor.
Kicker Peabody'den bir akal, diyor Price dalgn dalgn. Owen, McCoy'u tanrd.
O halde neden bu Drexel'li gerzeklerle birlikte? diye soruyor McDermott. u, Spencer
Wynn mi?
Senin kafan iyi falan m? diyor Price. O Spencer Wynn deil.
Dnp, bir blmede yannda kiiyle oturan Paul Owen'a bakyorum. Bunlardan biri Jeff
Duvall olabilir, pantolon askl, briyantinle yaptrlm sal, baga ereveli gzlkl, hepsi
de ampanya iiyor. Owen, Fisher hesabn nasl ele geirdi acaba diye ylesine aklmdan
geiriyorum. Konu itahm amyor, ama itah aclarmz gtrldkten hemen sonra
yemeklerimiz geliyor ve yemeye koyuluyoruz. McDermott pantolon asklarn zyor. Price
ona klksz, diyor. Ben fel olmu gibiyim, fakat Owen'dan kendimi alp dnmeyi
baaryorum ve gzlerimi dikip tabama bakyorum (brek sar bir sekizgen, evresini fme
somon eritleri saryor, yemein tmnn evresini de gayet artistik bezelye yeili tomatillo
sosu fkrtlan sarm), sonra dnp masa bekleyen kalabala bakyorum. Dman gibiler,
belki de messesenin ikram Bellini'lerden sarholar, rezervasyonlar olmasna ramen, ak
mutfan yaknndaki boktan masalarn boalmasn beklemekten yorgun dmler. Van
Patten ataln tabaa indirip iskemlesini geri iterek masamzdaki sessizlii bozuyor.
Ne oldu? Bam tabamdan kaldrp bakyorum, atalm havada, ama elim aa
inmiyor; elim, sanki taban dekorasyonuna ok hayran kalm da kendiliinden bu dekoru
bozmay reddetmi gibi. geirip atal indiriyorum, aresiz.
Siktir. Mandy iin kablolu televizyondaki bir filmi videoya ekecektim. Peeteye azn
siliyor, ayaa kalkyor. imdi dnerim.
Brak kendisi yapsn salak, diyor Price. Akln m oynattn ne?
Boston'a gitti, diisini grecek, diye omuz silkiyor Van Patten klbk klbk.
Peki nasl yapacaksn allasen? Sesim titriyor. Hl Van Patten'n kartn dnmekteyim.

Telefonla Video Kayt Servisi'ni mi arayacaksn?


Hayr, diyor. Hammer Schlemmer'den satn aldm Videonics video programlaycsn
programlamaya programl bir tulu telefonum var. Pantolon asklarn yukar doru ekerek
basp gidiyor.
Ne kadar in, diyorum ifadesiz bir sesle.
Hey, tatl olarak ne yiyeceksin? diye sesleniyor McDermott.
ikolatal ve unsuz bir ey, diye baryor Van Patten.
Van Patten vcut gelitirmeyi brakt m? diye soruyorum. Biraz gevemi.
Durum onu gsteriyorsa, yledir, diyor Price. Vertical Club'a ye deil miydi? diye
soruyorum.
Bilmiyorum, diye mrldanyor Price. Taban inceliyor, sonra iskemlesinde dorulup
taba itiyor ve garson kza iaret ederek bir tane daha buzlu Fin-landia istiyor.
Bir baka tabebek rkeke yanayor masamza, bir ie ampanya daha getiriyor.
Perrier-Jouet, rekolte d, bunu Scott Montgomery'nin gnderdiini sylyor.
Rekolte d ha, akala bak, diye tslyor Price. Ban eerek baklaryla Scott
Montgomery'nin masasn aryor. Bitik ii bunun. Onun olduu yere doru baparman
havaya kaldrarak bir iaret akyor. Siktiimin herifi o kadar bodur ki gremiyorum. areti
Conrad'a aktm galiba. Emin olamyorum.
Conrad nerede? diye soruyorum. Ona merhaba demeliyim.
Sana Hamilton diyen herifti, diyor Price. O Conrad deildi, diyorum.
Emin misin? Mthi benziyordu ona yaa, diyor. Beni dinledii yok. Gizlemeye filan gerek
duymadan tabebee, kz ienin mantarn amak iin ne doru eildiinde ortaya kan
gslerine bakyor.
Hayr. O Conrad deildi, diyorum. Pricen i arkadalarn tanmaktaki yeteneksizliine
ayorum. Herifin sa kesimi daha iyiydi,
Tabebek kadehlerimizi doldururken hi ses karmadan oturuyoruz. O gider gitmez
McDermott yemekleri beenip beenmediimizi soruyor. Brek fena deil, ama yeterince
tornatillo sosu yoktu, diyorum. McDermott bayla onaylyor, ben de zaten yle
duymutum, diyor.
Van Patten homurdana homurdana dnyor. Tuvaletleri koka ekmeye msait deil,
diyor.
Tatl isteyen? nerisinde bulunuyor McDermott.
Bellini sorbe varsa yerim, diyor Price esneyerek.
Sadece hesab istesek, diyor Van Patten.
Keklik avna kma zaman, beyler, diyorum.
Tabebek hesab getiriyor. 475 dolar, beklediimizden ok daha az. Blyoruz, ama

bana nakit lazm, onun iin platin AmEx'imle dyorum ve tekilerin paralarn topluyorum,
okluk yepyeni ellilikler. Tarak sosisi yalnzca on alt dolar olduu iin McDermott on dolar
geri istiyor. Montgomery'nin ampanyas iilmeden masada kalyor. Pastels'in nnde
baka bir serseri oturuyor ktmzda, nndeki kartonda anlalmas imkansz kargack
burgack bir eyler yazyor. Yumuak bir sesle bozukluk istiyor, sonra da ansn
zorlayarak, yiyecek.
Herifin cilt bakm yaptrmaya fena halde ihtiyac var, diyorum.
Hey, McDermott. Price kesik kesik glyor. Kravatn at ona.
Hastir. Ne iine yarayacak ki onun? diye soruyorum serseriye bakarak.
Karlnda baz lokantalardan meze artklar bulabilir.
Van Patten glyor. ak yapyoruz.
Salak, diyor McDermott. Kravatn inceliyor. Aka alnd.
-A, affedersin... taksi! Price bir taksiye el ediyor, ...ha bir bardak da iecek
Tunnel'a ek, diyor McDermott taksi ofrne.
ok gzel, McDermott, diyor Price. On koltua geiyor. Gerekten cotun bakyorum.
Senin gibi pili bitik, yoz bir ibne deilsem n'olmu yani, diyor McDermott. Benden nce
dalyor taksiye.
Maara adamlarnn bizden daha fazla lifli besin aldn biliyor muydun? diye soruyor
Price taksi ofrne.
Ya, ben de duymutum bunu, diyor McDermott.
Van Patten, diyorum. Montgomery'nin yollad uyduruk ampanyay grdn m?
Gerekten mi? diye soruyor Van Patten, McDermott'un zerinden eilerek. Brak tahmin
edeyim. Perrier-Jouet?
Tombala," diyor Price. Rekolte d.
Siktiimin akal, diyor Van Patten.

Tunnel
Bu gece Tunnel'in nndeki btn erkekler nedense smokin giymi, sadece bir p
konteynrnn dibine km oturan orta yal evsiz berdu hari. Lokalin giriini sokaktan
ayran kordonun ancak bir-iki metre uzanda oturuyor, belki birinin dikkatini eker midiyle
strafor bir bardak uzatm, bozukluk dileniyor. Price bizi kalabaln etrafndan dolatrarak
kordonun nne kadar gtrp kapclardan birine el ederken, Van Patten evsiz serserinin
yzne doru gcr gcr bir bir dolarlk sallyor, yz bir an aydnlanyor, bunun zerine Van
Patten dolar cebine sokuyor. Bu arada elimize bir dzine iki fii ve iki VIP Bodrum gei
kart tututurularak alelacele kulbe alnyoruz. eri girdiimizde frakl iki kapc -uzun yn
paltolu, atkuyruklular, muhtemelen Almanlar- bizi hafife tartaklayacak gibi oluyorlar, neden
smokin giymemiiz diye sorguya ekiyorlar. Price, nasl beceriyorsa, durumu gayet k

biimde hallediyor, yarmalara bahi vererek ya da nemli tandklar olduundan sz


ederek (birincisi, muhtemelen). Ben karmyorum ve srtm ona dnk olarak McDermott'in
Van Patten'a ettii ikayetleri dinlemeye alyorum, Pastels'n pizzalarn beenmemem
akla manta sacak ey miymi, ama Belinda Carlislen Feel Free yorumu hoparlrlerde
gmbrderken bir ey duymak mmkn deil. Valentino ceketimin cebinde az trtkl bir
bak var, McDermott'n barsaklarn orackta, girite demek geliyor iimden, suratn
dilim dilim doramak, omurgasn ikiye ayrmak; ama Price sonunda eliyle iaret ederek
ieri aryor bizi, ve McDermott' ldrme isteimin yerini o garip elenme istei alyor,
ampanya imek, ta gibi bir yavruyla krtrmak, birinin azna vermek, hatt belki kimi
eski arklarla ya da u sevdiim yeni Janet Jackson arksyla dans etmek.
Aalara, asl girie doru ilerledike grlt azalyor, bu arada yavrunun yanndan
geiyoruz. Birinin zerinde siyah, yandan dmeli, entik yakal ynl bir ceket, ynl-krep
karm pantolon ve vcudunu saran kamir bir boazl kazak var, hepsi Oscar de la
Renta'dan; yanndakinin zerinde yn, moher ve naylon karm kruvaze bir tvit ceket,
buna uygun jean tarz pantolon ve pamuklu erkek gmlei var, hepsi Stephen Sprouse; en
gzellerinin zerinde damal ynl ceket, beli yukarda ynl etek var, bunlar Barney's'den,
bir de Andrea Gabrielle'den ipek bluz. Bizimle ilgilendikleri kesin, biz de dnp bakarak
iltifata karlk veriyoruz, bir tek Price hari, o onlar grmezden gelerek kaba kaba birtakm
laflar ediyor.
Amman yahu, yzn glsn be Price, diye mzldanyor McDermott. Derdin ne? O kzlar
ok iyiydi.
Evet, eer Farsa biliyorsan, diyor Price. McDermott' yattrmak ister gibi eline bir-iki
tane iki fii tututuruyor.
Ne? diyor Van Patten. Bana spanyolmu gibi gelmediler.
Biliyor musun Price, birilerini yataa atmak istiyorsan tavrn deitirmen gerek, diyor
MCDermott.
Bana birilerini yataa atmaktan bahseden sen misin? diye soruyor Price, Craig'e. Sen,
daha geen gece elle getirilmeye eyvallah diyen sen?
Zaviyen yanl, Price, diyor Craig.
Bana bak, canm yark ektiinde sizlerin yannda davrandm gibi davrandm
sanmyorsun herhalde? diye meydan okuyor Price.
Evet, sanyorum diyorlar McDermott'la Van Patten ayn anda.
Biliyor musunuz, diyorum, seks yaparken insann o anda hissettiinden ok daha- farkl
davranmas mmkn, beyler. Umarm, bununla masumiyetine bir kere daha halel
getirmiyorumdur, McDermott. Admlarm hzlandryorum, Tim'e yetimek iin.
Getirmiyorsun, fakat bu Tim'in davranndaki muhteem gtl aklamaya yetmiyor,
diyor McDermott. O da bana yetimeye alyor.
Karlarn umurunda sanki de, diye homurdanyor Price. Onlara yllk gelirimi syleyince,
inan bana, davranm vz geliyor.

Peki bu kk bilgi krntsn nasl aktaryorsun acaba? diye soruyor Van Patten. ite
sana bir Corona, ha aklma gelmiken, yllk gelirim yz seksen bin dolar, peki burcun ne mi
diyorsun?
Yz doksan, diye dzeltiyor Price, sonra da, Aynen yle diyorum. Kzlarn peinde
olduklar ey nezaket deil.
Peki neymi kzlarn peinde olduklar, Sen Ey Bilge Kii? diye soruyor McDermott.
Yrrken bir reverans yapyor.
Van Patten glyor ve yrrken ak yapyorlar.
Hey, diyorum glerek, bilsen, sormazdn
Kendilerini haftada iki kere Le Cirque'e gtrecek, dzenli olarak Nell's'e devam etmelerini
salayacak zmba gibi bir herif isterler. Ya da belki Donald Trump'la yakn ilikisi olan birini,
diyor Price ifadesiz bir sesle.
Biletlerimizi, zerinde ynl-melton karm kumatan bir kaban ve Herms imzal bir ipek
earp olan, idare eder tipli bir kza veriyoruz. Kz bizi ieri sokarken, Price ona gz krpyor,
McDermott ise, Daha buraya girerken bulac hastalk korkusu geliyor bana. Buradaki
yavrular berbat. Hissedebiliyorum bunu, diyor.
Sana syledim ya sersem, diyor Van Patten. Sonra sabrla bu konudaki gerekleri
tekrarlyor. Bulamaz bize. Sfr sfr sfr nokta bilemedin bir gibi bir ey-
Neyse ki INXS'in New Sensation'nn uzun versiyonunun grltsnde sesi bouluyor.
Mzii yle amlar ki, konumak ancak haykrarak mmkn. Kulp tk tk dolu;
klandrma adna sadece dans pistinde yanp snerek ortal aydnlatan spot var. Herkes
smokin giymi. Herkes ampanya iiyor. Sadece iki tane VIP Bodrum gei kartmz olduu
iin Price bunlar frlatr gibi McDermott'la Van Patten'a uzatyor, onlar da biletleri
merdivenin banda bekleyen herife doru heyecanla sallyorlar. Onlar ieri sokan herifin
zerinde kruvaze, ynl bir smokin, Cerutti 1881 pamuklu bir gmlek ve Martin Dingman'dan
siyah beyaz kareli bir papyon var.
Price'a sesleniyorum. Heey, neden biz kullanmadk onlar?
nk, diye haykryor bastrarak, bizim biraz Sihirli Bolivya Tozu'na ihtiyacmz
olacak... Yakama yapyor.
Dans pistine paralel dar koridordan koarak inen Pricen arkasndan gidiyorum. Bara
gidiyor, derken Avizeli Oda'ya giriyor, buras Drexel'den, Lehman'dan, Kidder Peabody'den,
First Boston'dan, Morgan Stanley den, Rothschild'dan, Goldman'dan, hatt Citibank'den bile
yahu, tiplerle dolu; hepsi de smokin giymi, ellerinde flt ampanya kadehleri. Ve mzik,
adeta ikisi ayn paraymasna New Sensacion'dan The Devil insidea geiyor. Price,
odann dibinde bir trabzana dayanm duran Ted Madison' fark ediyor. zerinde kruvaze,
ynl kumatan bir smokin, Paul Smith pamuklu gmlek, Rainbow bir papyon ve kuak,
Trianon'dan elmasl kol dmeleri, Ferragamo'dan deri ve grogren kark ayakkablar ve
Saks'tan bir antika Hamilton saat; Madison'n arkasnda dekorun paras olan o ikiz tren
raylar var, bugn yeilli pembeli i renklerle aydnlatlmlar, Price birden duruyor,

baklar Ted'den telere gidiyor. Ted onu grnce hnzr hnzr glmsyor, Price'n gzleri
raylara zlemle, sanki bir tr zgrlk arsymlar, arad kan simge-siymiler gibi
dalp gidiyor. Ama ben heey, bak Teddy burada, diye baryorum. Bu onun seyrini
blyor, dald dncelerden kurtulmak istercesine ban sallyor, baklarn yeniden
Madison'n zerinde younlatryor. Kararl bir sesle, Yok, Madison deil o yahu, Turnball
o, diye haykryor, Madison olduunu sandm herifi smokinli baka iki herif selamlyor ve
Madison bize srtn dnyor ve Ebersol birden Pricen arkasna geip Timothy'ye bir el
ense ekiyor, glerek onu boarm gibi yapyor, Price onun kolunu itip kurtuluyor,
Ebersol'le el skyor ve N'aber, Madison, diyor.
Benim Ebersol sandm Madisonn zerinde Bergdorf Goodman'dan Hackett of London'n
muhteem bir kruvaze beyaz keten ceketi var. Bir elinde yaklmam bir puro, tekisinde yan
dolu bir ampanya kadehi.
Mr. Price, diye baryor Madison. Sizi grmek ne kadar gzel efendim.
Madison, diye haykrarak cevap veriyor Price. Hizmetlerine ihtiyacmz var.
Bela m aryorsunuz? Madison glmsyor.
ok daha acil bir ey, diye baryor Price.
Elbette, diye baryor Madison. Sonra, nedense bana doru haval haval ban sallyor
ve yanl duymadysam, Bateman, diye baryor, kyak yanmsn!
Madison'n arkasnda Ted Dreyer'a epeyce benzeyen bir herif duruyor, zerinde kruvaze,
al yaka bir smokin, pamuklu gmlek, ekose desenli ipek papyon var ve bunlarn hepsinin de
Ralph Lauren Polo olduuna hemen hemen emin gibiyim. Madison olduu yerde oyalanyor,
kalabal yararak gelip geen insanlara bayla selamlar yolluyor.
Sonunda Price'n sabr tayor. Dinle. Keyif verici maddelere ihtiyacmz var diye
bardn duyuyorum galiba.
Sabret, Price, sabret, diye baryor Madison. Ricardo'yla konuacam.
Oysa oyalanmay srdryor, bizi iterek samzdan solumuzdan geenlere bayla
selamlar yolluyor.
Bir an nce konusan, ha? diye haykryor Price.
Neden smokinsizsin sen? diyor Madison bararak.
Ne kadar istiyoruz? diye bana soruyor Price. Umutsuz grnyor.
Bir gram iyidir, diye baryorum. Yarn sabah ie erken gideceim.
Nakit var m?
Yalan syleyemiyorum, bamla onaylyorum, ona krk dolar uzatyorum.
Bir gram, diye baryor Price, Ted'e.
Hey- Madison bize arkadan tantryor. Bu Uy.
Bir gram. Price, Madisonn avucuna paray sktryor. Uy mu? Ne dedin?

O herif ve Madison, ikisi de glmsyorlar, Ted ban sallyor ve duyamadm bir isim
haykryor.
Hayr, diye baryor Madison. Hugh. Sanyorum.
Heey. Seninle tantma sevindim Hugh. Price bileini kaldryor ve iaret parmayla
altn Rolex'ini tklatyor.
Hemen dnerim, diye baryor Madison. Arkadam ho tutun. ki kuponlarnz
kullann. Ortadan kayboluyor. Uy mu, Hugh mu, her kimse kalabala karyor. Price m
peinden trabzanlarn oraya gidiyorum.
Puromu yakmak istiyorum, fakat kibritim yok; gene de srf elimde tutmak, aromasn iime
ekerken keyif vericilerin de yolda olduunu bilmek beni rahatlatyor, Price'dan iki iki
kuponu alp ona buzlu bir Fin-landia getirmek istiyorum, ama Fin-landia yokmu, barn
arkasndaki yavru edepsiz edepsiz aklama yapyor, ama yle mthi bir vcudu ve yle
ateli bir hali var ki, srf bu yzden ona ykl bir bahi brakacam. Price iin Absoluta
karar klyorum, kendime ise buzlu bir J&B smarlyorum. Time grgr olsun diye bir Bellini
alacaktm neredeyse ama, bu gece aka kaldramayacak kadar sinirli, bu yzden kalabal
yara yara onun durduu yere dnyorum, Absolut'unu veriyorum, teekkr etmeden alyor,
bir dikite iiyor, bardaa bakp yzn buruturuyor, sulayan gzlerle bana bakyor. Ne
yapaym, der gibi omuz silkiyorum. Sanki bylenmi gibi, gzlerini dikip kl tren raylarna
bakmay srdryor. Bu gece Tunnel'da pili yok.
Baksana, yarn akam Courtney'le kyorum, diye haykryorum.
Courtney'le mi? diye haykryor cevaben, gzleri hl raylara dikili. Harika. O grltde
bile sesindeki alay yakalayabiliyorum.
Yani, neden olmasn? Carruthers burada deil nasl olsa. Eskort servisinden birini de
kiralasan olurdu, diye baryor mstehzi bir sesle, ta gediine koymu oldu. Neden?
diye baryorum.
Ondan i almak sana ok daha pahalya patlayacak da ondan.
Havasn alr, diye haykryorum.
Bana bak, o kadarna ben de katlanyorum, diye baryor Price. Bardan hafife
sallyor. Buzlar grltyle ngrdyor, aryorum. Meredith de ayn. Kendisine para
harcanmasn istiyor. Hepsi ister.
Price? Skoumdan byk bir yudum alyorum. Senin gibisi yok...
Eliyle arkasn gsteriyor. Bu raylar nereye gidiyor? Lazer yanp snmeye balyor.
Bilmem. Soruyla cevap arasnda bir sre geiyor, bilmiyorum ne kadar.
Price' seyrederken sklyorum, ne yerinden kprdyor ne de konuuyor. Ara sra
Madison'a ya da Ricardo'ya bakmak iin baklarn tren raylarndan teye eviriyor.
Grnrde hi kadn yok, sadece fraklar iinde Wall Streetle profesyoneller. Gzmze
kestirdiimiz tek dii bir kede kendi bana dans ediyor,
Love Triangle olduunu sandm bir parayla. zeri payet ili, ince askl bir tirt giymi,

Ronaldus Shamask'dan galiba. lgimizi onun zerinde younlatrmaya alyorum, ama


tam kokain ncesi, sinirlerim ayakta, sinirli sinirli bir iki kuponunun ucunu iniyorum, Boris
Cunningham'a benzeyen Wall Streetli bir herif de grm engelliyor. Tam bara
yollanacam sra Madison dnp geliyor -yirmi dakika oldu,- grltyle burnunu ekiyor, ter
iinde, gergin bir haldeki Price'la el skrken yzne kocaman bir srtma yaptryor.
Price yanndan yle bir hzla ayrlyor ki, Ted onun omzuna dosta bir aplak indirmeye
kalktnda sadece havay aplamayabiliyor.
Price'la bana, dans pistinin yanndan, zemin kattan, yukar kattan geiyoruz. Bu gece
kulpte hemen hemen hi kadn olmad dnlrse, kadnlar tuvaletinin nndeki uzun
kuyruk garip. te erkekler tuvaletindeyiz, buras bo, Price'la kapal kabinlerden birine
dalyoruz, kapy srglyor.
Titriyorum, diyor Price. Kk zarf bana uzatyor, Sen a.
Zarf ondan alyorum, minik beyaz paketin ularn dikkatle ayorum, malum bir gram daha az grnyor gzme- erkekler tuvaletinin lgn floresan nn altnda beliriyor.
Canna yandmn. Price'n sesi beklenmedik lde yumuak. yle aman aman bir ey
de deil, di mi? ncelemek zere ne doru eiliyor.
Belki ktandr, diye lafa giriyorum.
Bu siktiimin Ricardo'su kanyor mu ne? Az bir kar ak, kokaine bakyor.
, diye fsldyorum, platin American Express kartm karyorum. ekelim gitsin.
Price, Siktiimin herifi bunu miligramla m satyor? diye soruyor. Kendi platin American
Express kartn toza daldryor, burnuna ekmek iin kart burnuna kaldryor. Bir an hi sesi
. kmyor, sonra alak, hrltl bir sesle Aman allah, diyor.
Ne? diyorum.
Bu siktiimin miligram... toz sakarin diyor boulurcasna.
Biraz ekiyorum ve ayn sonuca varyorum. Zayf olduu kesin, ama yeterince ekersek
keyfimiz yerine- Ama Price kprm vaziyette, surat pancar gibi olmu, ter iinde; sanki
su bendeymi, Madison'dan bu bir gram satn almak benim fikrimmi gibi bana barp
aryor.
Ben bununla umak istiyorum, Bateman, diyor Price tane tane, sesi ykselmekte.
Kahvaltda, siktiimin kornfleksinin zerine serpmek deil!
Stl kahvene koyabilirsin pekala. Yan blmeden kadns bir ses ykseliyor.
Price duyduuna inanamamaktan tr iri iri alan gzlerini dikip bana bakyor, sonra
kudurmu gibi dnp blmenin duvarna bir yumruk indiriyor.
Sakinle, diyorum. Bover, ekelim.
Price yeniden bana dnyor, elini jleyle geriye yatrlm kaskat salarndan geiriyor,
yola gelir gibi oluyor. Haklsn galiba. Sonra sesini ykselterek, Yani eer yandaki ibne
msaade buyurursa.

Bir karlk gelmesini bekliyoruz, sonunda yan blmeden gelen krk ses, Bana gre hava
hooo..., diyor.
Siktir git! diye kkryor Price.
Sen siktir! diyor ses papaan gibi.
Hayr sen siktir Price haykrarak alminyum blme duvarna trmanmaya alyor, bota
kalan elimle onu tutup aa ekiyorum. Yan blmede tuvaletin sifonu ekiliyor, hi istifini
bozmad anlalan mehul ahs ayaklarn srye srye erkekler tuvaletinden kyor.
Price srtn bizim blmenin kapsna yaslayarak bana umutsuz gzlerle bakyor. Titreyen
elini hl kpkrmz yznn zerinden geiriyor, gzlerini smsk yumuyor, dudaklarnn
kan ekildi, burun deliinin altnda hl biraz kokain art var, sakin bir sesle, gzlerini
amadan, Tamam, ekelim, diyor.
Ha yle, diyorum. Kartlarmz zarfa daldrp daldrp karyoruz, sonunda artk kartlarla
alnamayacak hale geldiinde parmak ularmz daldrp aldmz kadarn ya burnumuza
ekiyor, ya yalyor ya da ovalayarak dietlerimize sryoruz. Ayaklarmn yerden kesildii
filan yok, ama bir J&B daha isem, ne kadar zayf olursa olsun, kokainin kanmda dolat
yolunda sahte bir his uyanabilir vcudumda.
Blmeden kp ellerimizi ykyoruz, aynada kendimizi inceliyoruz, memnun kaldktan sonra
gerisin geriye Avizeli Oda'ya . yollanyoruz. Paltomu (Armani) alp ksam diye
dnyorum, ama Price ne derse desin ayaklarm yerden kesilir gibi oluyor ve dakikalar
sonra bardaki yavrunun dikkatini celbetmeye urarken zaten artk umursamyorum da.
Daha elimde bir sr iki fii olduu halde, belki beni fark eder umuduyla, tezgahn zerine
bir yirmilik brakyorum. Sonu alyorum. ki filerinden faydalanarak, iki duble, buzlu Stoli
smarlyorum. nmde hazrlyor ikileri.
Artk kendimi iyi hissediyorum, Hey, sen New York niversitesi'ne gitmiyor musun? diye
sesleniyorum.
Ban hayr anlamnda sallyor, glmsemeden.
Hunter'a? diye haykryorum.
Gene ban sallyor. Hunter'a da gitmiyor.
Columbia? diye haykryorum -geri, tabii skar biraz.
Dikkatini Stoli iesi zerinde younlatrmay srdryor. Sohbeti kesmeye karar
veriyorum, bardaklar nme koyduunda iki filerini tezgaha yaptryorum. Ama ban
hayr anlamnda sallayarak, Saat on biri geiyor, bunlar artk gemiyor. Nakit alyoruz.
Yirmi be dolar ltfen, diyor. Hi sesimi karmadan, son derece serinkanl, ceylan derisi
czdanm karp ona bir ellilik uzatyorum. Ellilii alyor, ve yemin ederim, kmseyen
gzlerle inceliyor, sonra i geiriyor ve kasaya dnerek paray bozuyor, gzlerimi ona
dikiyorum ve tane tane, Pump Up The Volume parasnn ve kalabaln kard
grltnn arasndan, Siktiimin irkin orospusunun tekisin, seni baklaya baklaya
gebertmek, kann saa sola srmek isterdim, diyorum, ama bir yandan da glmsyorum.
Amca bahi brakmyorum, trabzanlarn orada elleri elik boruyu smsk kavram, surat

bir kar bekleyen Price' buluyorum. Fisher hesabna bakan Paul Owen, zerinde kruvaze
bir frak, Pricen yan banda durmu, CM PCde yz tane deiik skonto edilmi nakit
ak analizi yaptm, irketin arabasyla Smith and Wollensky's'e gittim, diye anlatp
duruyor, Owen'a kafa sallarken Price'a ikisini uzatyorum. Price hibir ey sylemiyor,
teekkr bile etmiyor. Sadece, elinde ikisi, abus abus raylara bakyor, sonra gzlerini
ksarak, baklarn bardana doru indiriyor, klar yanp snmeye balaynca olduu
yerde dorulup, kendi kendine bir eyler mrldanyor.
Kafan iyi, deil mi? diye soruyorum.
Owen, Sen naslsn? diye haykryor.
ok mutlu, diyorum.
Mzik baka, ayr ayr arklara ulanan uzun, bitimsiz bir arkdan ibaret, hepsini birbirine
balayan yavan bir dum dum dum ritmi, btn bunlar konumay imkansz klyor ki, bu da
Owen gibi bir akalla konuurken iime geliyor. u anda Avize-li Oda'ya yeni kzlar da
gelmeye balad gibi, bunlardan biriyle gz gze gelmeye alyorum -koca memeli manken
tipli bir kz. Price bir dirsek atyor, ona doru eilip bir gram daha m istiyor diye soruyorum.
Owen, Neden frakl deilsin? diye soruyor arkamdan.
Brakyorum, diye baryor Price. ekip gidiyorum.
Neyi brakyorsun? diye baryorum cevap olarak, anlayamadm.
Bunu diye baryor, emin deilim ama elindeki duble Stoli'yi kastediyor galiba.
Yapma, diyorum. Ben ierim.
Bana bak, Patrick. Haykryor. Terk ediyorum Nereye? Hakikaten anlamadm.
Ricardo'yu mu bulmam istiyorsun?
Terk ediyorum. Haykryor. Terk... edi...yo...rum! Glmeye balyorum, ne kastettiini
anlamadan. Eee, peki nereye gideceksin? "Grltye!
Dur tahmin edeyim. Ben de haykrarak konuuyorum. Yatrm bankacl m?
Hayr, Bateman. Ciddiyim ben, seni budala orospu ocuu. Terk ediyorum. Yok
oluyorum.
Nereye? Hl glyorum, hl anlayamadm, hl haykryorum. Morgan Stanleye mi?
Ense mi yapacaksn? Ne?
Yzn benden teye eviriyor, cevap vermiyor, raylara dalm bakyor, raylarn nerede
sona erdiini, karanln gerisinde ne olduunu grmeye alyor. Can skt, ama Owen
ondan da fena, bense akalla gz gze gelmi bulundum.
'Don't worry be happy, de ona! diye baryor Owen.
Fisher'in hesab hl sende mi? Ne konuaym ki baka onunla?
Ne? diyor Owen. Dur. Conrad m u?
zerinde hepsi Pierre Cardn al yaka frak, pamuklu gmlek, papyon olan bir adam iaret
ediyor. Adam barda, tam avizenin altnda durmu, elinde bir ampanya kadehi, trnaklarn

inceliyor. Owen bir puro karyor, ate istiyor. Canm skld iin hibir ey sylemeden
yanlarndan ayrlyorum, doramak arzusu duyduum yavruya gidip kibrit isteyeceim. Avize
Odas tklm tk dolu ve herkes tandk grnyor, herkes birbirine benziyor. Puro duman
bolua asl ar bir n gibi, mzik ise gene 1NXS, deminkinden de yksek, ama neden
bu trman? Yanllkla akama dokunuyorum, parmaklann slak.
Bardan kibrit alyorum. Kalabal yararak dnerken McDermott'la Van Patten'a
rasgeliyorum, benden iki fii dileniyorlar. Geersiz olduklarn bildiim halde geri kalan
fileri onlara veriyorum. Odann ortasnda kalabalk tarafndan sktrlm vaziyetteyiz, iki
fileri hemen bara yollanmalarna yetmiyor.
Pililer bir tuhaf, diyor Van Patten. Aman dikkat. Yavru yok.
McDermott, Bodrum da be para etmez diye baryor.
Van Patten, Keyif verici buldunuz mu? diye baryor. Ricardo'yu grdk.
Hayr, diye baryorum. Negatif. Madison bize bir ey bulamad.
Arkamdan biri, Garson, hay allah be, garson, diye baryor. Yaran yok, diye
baryorum. Hibir ey duymuyorum. Nee? Van Patten baryor. Hibir ey
duymuyorum. McDermott birden koluma yapyor. Ne yapyor bu Price be? Bak.
Bir filmde gibi, zorlukla arkama dnyorum, parmak ularmda ykselerek bakyorum.
Price trabzana tnemi, dengesini bulmaya alyor, bir elinde bir ampanya kadehi, ya
sarho ya uuta, kollarn iki yana am, gzlerini kapam, sanki kalabal kutsamakta.
Arkasndaki k yanp snmeye, yanp snmeye devam ediyor, duman makinesi manyak
gibi alyor, bek bek klrengi duman iip kabaryor, onu iine alyor. Bararak bir
eyler sylyor, ama dediini duyamyorum, oda tklm tklm dolu, Eddie Murphy'nin Party
All the Time'yla iadamlarnn kesintisiz drltsndan oluan kulak paralayc bir grlt,
kendime yol aarak ilerliyorum, gzlerim Price'a ivilenmi vaziyette, Madison', Hugh'u,
Turnball'u, Cunningham' ve daha birka kiiyi gemeyi baaryorum. Ama kalabalk o kadar
youn ki denemek bile bouna. Sadece birka kiinin yz hl trabzann zerinde
dengesini bulmaya alan, gzleri yan kapal, bir eyler haykran Tim'e dikili. Utanyorum,
birden kalabaln iinde skp kaldma, ona ulaamadma, onu u mutlak rezillikten
kurtaramadma seviniyorum, ve zamanlamas ok yerinde bir sessizlik annda Pricen
Elveda! diye haykrdn duyuyorum. Sonra nihayet btn milletler dnp ona baktnda
da, Dalyaraklar! Zarif bir hareketle kvrlarak korkuluun te yannda, raylarn zerine
atlyor ve komaya balyor, elinde tutmakta olduu ampanya kadehi karanlkta hoplayp
zplamakta. Bir kere, iki kere tkezliyor, k ar ekimde gibi yanp yanp snmekte nk,
ama karanla dalp kaybolmadan nce yeniden dengesini buluyor. Price tnele dalp
gzden kaybolurken trabzann yannda oturmakta olan gvenlik grevlisi hi istifini
bozmuyor. Sadece ban sallyor, galiba.
Price! Geri gel! diye haykryorum, ama gerekte kalabalk gsterisini alklamakta.
Price! diye baryorum bir kere daha, alklar bastrmaya alarak. Ama gitti ite, zaten
bardm duysa bile beni dinler miydi, belli deil. Madison yanmda durmu, bir eyi tebrik
etmek istermi gibi elini uzatyor. Bu herif alem yahu.

McDermott arkamda belirip omzumdan ekitiriyor. Price bizim bilmediimiz bir VIP salonu
mu biliyor? Yz ifadesi endieli.
Tunnel'n dndayz imdi, uuyorum ama gerekten yorgunum ve alacak ey ama,
azmda NutraSweet tad var, itiklerimin stne iki Stoli ve yarm bardak J&B imi
olmama ramen. Saat on iki otuz ve sola, Bat Yakas Otoyolu'na dnen limuzinleri
seyrediyoruz. mz, Van Patten, McDermott ve ben, Nekenieh adndaki u yeni kulb
bulma ihtimalini tartyoruz. Gerekten umuyorum, yalnzca sarho gibiyim.
le yemeine ne dersiniz? diye soruyorum, esneyerek.
Yarn?
Olamaz, diyor McDermott. Pierre'de sa kestireceim. Peki ya kahvalt? diye
neriyorum. Hayr, diyor Van Patten. Gio's. Manikr. yi syledin, diyorum, elime
bakyorum. Benim de yaptrmam lazm.
Akam yemeine ne dersin? diye soruyor McDermott. Kzla buluacam, diyorum.
Hay aksi. Ya sen? McDermott, Van Patten'a soruyor. Maalesef, diyor Van Patten.
Sunmakers'a gitmem lazm. Sonra da zel beden eitimi vaziyetleri.

Bro
Asansrde Frederick Dibble bana 'Sayfa Alt' ya da ona benzer bir dedikodu stunundaki
Ivana Trump'la ilgili haberden sz ediyor, sonra da Dou Yakas'nn yukarsndaki u yeni
talyan-Tayland lokantasndan; dn gece Emily Hamilton'la gitmiler, harika fusilli itake
yapyorlarm, gklere karyor. Lokantann adn adres defterime yazmak zere altn
Cross dolmakalemimi kardm. Dibble, Canali Milano'dan kendinden izgili ynl kumatan
kruvaze ceketli bir takm giymi, pamuklu gmlei Bili Blass, minik desenli rme kravat da
Bili Blass, kolunda Missoni Uomo bir trenkot. Sa kesimi ok gzel ve pahal grnl,
gzlerimi dikip hayranlkla bakyorum, o ise bizim irket binasnn btn asansrlerinde
alan radyo istasyonuna elik ederek -alan galiba Sympathy for the Devilin bir
dzenlemesi- mrldanyor. Dibble'a tam bu sabahki Patty Winters ovu -konu otizmdi seyredip seyretmediini soracaktm ki, benden nceki katta asansr duruyor, o lokantann
adn tekrarlyor, Thaidialano, sonra da Grrz Marcus, diyerek asansrden iniyor.
Kaplar kapanyor. Minik balksrt desenli ynl kumatan, pilili pantolonlu Hugo Boss bir
takm var zerimde, ipek kravat, o da Hugo Boss, ince pamukludan Joseph Abboud gmlek,
ayaklarmda Brooks Brothers ayakkablar. Bu sabah di ipliiyle fazlaca sert temizledim
dilerimi, azmn gerisinde hl yuttuum kann bakrs tad var. Sonra da Listerine
kullandm, azm alev alev yanyor sanki, ama asansrden inerken ylesine, ortaya bir
glck yollamay baaryorum, Bottega Veneta'dan aldm yeni evrak antam sallayarak
akamdan kalm gibi duran Wittenborn'un yanndan geip gidiyorum.
Bana k olan ve sonunda herhalde karm olacak olan sekreterim Jean masasnda
oturmakta, bu sabah da her zamanki gibi ilgimi ekmek zere akl almayacak kadar pahal
ve son derece yersiz bir eyler giymi: kamir Chanel ceket, kamir sveter, kamir atk,
yalanc inci kpeler, Barney'den ynl-krep bir pantolon. Masasna yaklarken walkman'imi

boynumdan ekip karyorum. Ban kaldrp bana bakyor ve ekingenlikle glmsyor.


Ge kaldn? diyor.
zel aerobik dersi. Ksa ve kesin konuuyorum. zgnm. Arayan?
Ricky Hendricks bugn iptal etmek zorundaym. Neyi iptal ettiini ya da neden iptal
ettiini sylemedi.
Bazen boks ma yapyoruz da Ricky'yle Harvard Club'da, diye aklyorum. Baka?
Spencer da... seninle Fluties'de bir iki imek zere bulumak istiyor, diyor,
glmseyerek.
Kata?
Altdan sonra?
Negatif, diyorum broma doru yrrken, iptal et. Masasndan kalkp arkamdan
geliyor. yle demek? Ne diyeyim peki? diye soruyor, houna gitti.
Sadece... hayr...de, diyorum. Armani paltomu karyor, Bloomingdale'den aldm Alex
Loeb paltolua asyorum.
Sadece... hayr... yle mi? diye tekrarlyor. Bu sabahki Patty Winters ov'u seyrettin
mi? diye soruyorum, Otizm hak-kndakini?
Hayr. Patty Winters ov tiryakiliimi nedense pek irin buluyormu gibi glmsyor.
Nasld?
Bugnn Wall Street Journal gazetesini alp n sayfaya hzla bir gz gezdiriyorum,
anlamsz bir matbaa mrekkebi ve harf bulamac. Seyrederken halsinasyon geiriyordum
galiba. Bilmiyorum. Kesin bir ey syleyemeyeceim. Hatrlamyorum, diyorum. Journal'i
brakp Financial Times' alyorum. Gerekten bilmiyorum. Orada durmu direktiflerimi
bekliyor. geiriyorum, ellerimi kavuturup her iki yannda halojen lambalar yanmakta olan
st caml Palazzetti masama oturuyorum. Evet, Jean, diye sze balyorum. 12:30 iin
Camols'da kiilik yer istiyorum, oras olmazsa Crayons'u dene. Tamam m?
Evet efendim, diyor akac bir ses tonuyla. kmak zere arkasna dnyor.
Haa, dur, diyorum, aklma bir ey geliyor. Bu gece sekize Arcadia'da iki kiilik yer
ayrtman istiyorum.
Bana dnyor, yz hafife asld, ama hl glmsemekte. A, romantik... bir olay m?
Hayr, kk budala. Neyse, bover, diyorum, Ben ayrtrm. Teekkrler.
Ayrtrm ben, diyor.
Yok, yok, diyorum. Elimle kmasn iaret ediyorum. Cici kz ol da bana bir Perrier getir
sen, tamam m? ok hosun bugn, diyor odadan kmadan. Hakl, ama ona cevap
vermiyorum, sadece kar duvarda asl olan George Stubbs tablosuna gzm dikip
bakmakla yetiniyorum, acaba yerini mi deitirsem diye dnyorum, bronun renklerine
uysun diye her biri gece mavisi renginde seilmi Aiwa AM/FM stereo radyoya, ift gzl
kasetalara, yan otomatik pikaba, grafik ekolayzere, kitaplk raf ebadnda ift hoparlre

ok mu yakn acaba? Stubbs'n tablosunu herhalde kede duran gerek boyutlardaki


Doberman biblosunun (Trump Tower'daki Beauty and the Beast maazasndan, 700 dolar)
zerine amalym, ya da belki Doberman'n bitiiindeki Pacrizinni antika masann zerinde
daha iyi durur. Kalkp Funchies, Bunkers, Gaks and Gleeks'den -tanesi krk dolar,- satn
aldm btn o spor dergilerini kenara itiyorum, Stubbs' alp masann zerinde
dengeliyorum, sonra yeniden yaz masama oturup, Mantiques'den aldm Alman bira
kupasna yerletirdiim kurun kalemlerle oynuyorum. Stubbs her iki yerde de iyi duruyor.
Dier bir kede orijinalinden kopya bir Black Forest emsiyelik (Hubert des Forges den,
675 dolar), iinde emsiye yok, birden farkna varyorum.
Kasetalara bir Paul Butterfield kaseti koyuyorum, yeniden yaz masama oturup geen
haftasnn Sports Illustrated dergisini kartryorum, fakat konsantre olamyorum. Aklmda
Van Patten'da olan u allahn belas gnelenme ezlongu var, telefonu kaldrp Jean'i
tulamaktan kendimi alamyorum.
Evet? diyor.
Jean. Bak dinle, aklnda olsun, bir gnelenme ezlongu aryorum, tamam m?
Ne? diye soruyor. Eminim kulaklarna inanamad, ama hl glmsyor olmal.
Biliyorsun ite. Gnelenme ezlongu, diye tekrarlyorum sakin bir sesle. Gnelenmek
iin.
Tamam... diyor duraksayarak. Baka?
Ve de -of hay aksi, evet. Unutturma, dn gece kiraladm videokasetleri dkkana geri
vereceim. Telefonun yan banda duran gm puro makasn ap kapamaya
koyuluyorum.
Baka? diye soruyor, sonra da, cilveli cilveli, Perrier istemitin?
Ha. Evet, iyi olur. ey Jean?
Evet, diyor, ve de sabr karsnda rahatlyorum.
Aklm kardm dnmyorsun, deil mi? diye soruyorum. Yani, gnelenme
ezlongu istedim diye?
Bir an cevap gelmiyor, sonra, E, biraz allmadk bir istek, diye itiraf ediyor.
Szcklerini ok dikkatle setiini seziyorum. Ama yok hayr, deil tabii. Yani o eytani
derecede ho bronz tenini nasl koruyacaksn baka trl?
Cici kz, diyorum telefonu kapamadan nce. Harika bir sekreterim var.
Be dakika sonra Perrier, bir dilim yeil limon ve Ransom dosyasyla birlikte broya
giriyor. Ondan dosyay getirmesini istememitim oysa, bana olan kesin balln dokunakl
buluyorum. Elimde olmakszn gururum okanyor.
Saat 12:30da Camols'da masan hazr, diyor. Perrier yi cam bir srahiye boaltyor.
Sigara iilmeyen yerden.
Bu kl giyme bir daha, diyorum, onu yle bir batan aa szerek. Ransom dosyas

iin teekkrler.
Hu... Perrier'yi bana vermek zereyken donakalyor. Ne? Duyamadm dediini?
Barda masaya koyuyor.
Dedim ki, -sakin bir sesle dediimi tekrarlyorum, srtarak- bu kl giyme bir daha.
Elbise giy. Etek filan gibi bir ey.
Biraz sersemlemi halde kalakalyor olduu yerde. zerindekilere bir gz attktan sonra,
geri zekallar gibi glmsyor. Beenmedin anlalan, diyor boynunu bkerek.
Hadi canm, diyorum, Perrier'imi yudumlayarak. u halinden daha gzelsin aslnda sen.
Teekkrler Patrick, diyor alayl bir sesle. Ama bahse girerim ki, yarn elbise giyecek.
Masasndaki telefon alyor. Broda olmadm sylyorum ona. kmak zere dnyor.
Ve de yksek keli ayakkablar, diyorum. Yksek ke severim.
Ban anlayl anlayl iki yana sallyor dar karken, arkasndan odamn kapsn
kapyor. Sekiz ekran diagonal renkli televizyonu olan Panasonic cep saatimi karyorum ve
bilgisayar terminaline dnmeden nce seyredilecek bir eyler, mesela bir yarma program
bulmaya alyorum.

Jimnastik Kulb
yesi olduum jimnastik salonu, Xclusive, zel bir kulp ve Bat Yakas'nn yukarsndaki
dairemden yalnzca drt sokak uzakta, iki yldr yeyim, kere batan aa dekore edildi
ve en son model arlk makinelerine (Nautilus, Universal, Keiser) sahip olmakla birlikte,
benim kullanmaktan zevk. aldm serbest arlk eitlerinden yana da ok zengin. Kulbn
on adet tenis ve racquetball kortu var, aerobik dersleri veriyorlar, drt aerobik-dans
stdyosu, iki yzme havuzu, Lifecycle aletleri, cross-country kayak makineleri, bir Gravitron
makinesi, krek aletleri, step aletleri, birebir training makineleri, kalp-damar muayene
olanaklar, kiiye zel programlan, masaj, sauna ve hamam, gnelenme yeri, solaryum
odalar ve meyve suyu bar olan bir kafesi var, bunlarn hepsini tasarmlayan JJ. Vogel,
Norman Prager'in, yeni kulb Petty's de onun tasarm. yelik ylda be bin dolar
civarnda.
Bu sabah hava serindi, ama brodan ktmda biraz daha snm gibi, zerimde ince
beyaz izgili kruvaze Ralph Lauren takm var, pamuklu bir Sea Island gmlei, izgili, kollar
manetli, bu da Polonun, klimal soyunma odasna krederek zerimdekileri karyor, bel
lastii ve yanlar beyaz eritli, kuzguni siyah pamuklu ve lycra karm bir ort ve lycra spor
fanilesi giyiyorum, ikisi de Wilkes, katlannca o kadar ufalyorlar ki, evrak antama bile
syorlar. Giyindikten ve walkman'imi takp onu lycra ortuma tutturduktan, kulaklklarn
kulama geirdikten sonra -alan Todd Hunter'n benim iin hazrlad kark bir Stephen
Bishop/Christopher Cross kaseti- salona girmeden evvel gidip sama biraz daha kpk
sryor, biraz daha geriye yamyorum, sonra bir nemlendirici kullanyorum, sonra da
dudamn altnda ufak bir yara fark edip oraya Cliniquein kanta ubuuyla bir
dokunuveriyorum. Honudum, walkman'i ayorum, sesi ykseltiyorum, ve soyunma
odasndan kyorum.

Cheryl, bana k olan u bodur pili, girenleri deftere kaydetmek iin giriteki masaya
oturmu, Post'un dedikodu stunlarndan birini okuyor, benim yaklatm grnce yznde
gller ayor. Mer'aba diyor, ama hzla yanndan geip gidiyorum, onu fark etmiyorum bile,
nk Stairmaster'n banda bekleyen yok bugn, genellikle yirmi dakika beklenir bu
makine iin. Stairmaster'la vcudun en byk kas grubunu altrrsnz (pelvis'le dizler
aras) ve dakikada herhangi baka bir aerobik egzersiz yaparken olduundan ok daha
fazla kalori harcarsnz, belki bir tek Nordic kayak hari.
nce gevemem gerekir belki, ama bunu yaparsam sra beklemem gerekecek, hemen bir
ibne geldi yanat bile arkama, herhalde srt, k, bacak kaslarm incelemekle meguldr.
Vcutular yok bugn salonda. Yalnzca Bat Yakas'nn ibneleri, herhalde isiz aktrler,
geceleri garsonluk yapyorlardr, bir de birlikte Exeter'a gittiimiz, Sachs'da alan
Muldwyn Buttner, Buttner'n zerinde dize kadar inen naylon ve lycra karm damal bir
ort, pamuklu-lycra karm bir fanile ve deri Reebok'lar var. Stairmaster'da yirmi dakika
alp yerimi kaslar fazla gelimi, oksijen sarn, ona yal ibneye brakyor ve geveme
egzersizleriyle devam ediyorum.
Geverken, bu sabah seyrettiim Patty Winters ov aklma geliyor. Konu Byk
Memeler'di ve konuklardan bir kadn, memelerini ok byk bulduu iin aldrmt, geri
zekl kar. Hemen, benim gibi program seyreden McDermott'a telefon ettim ve programn
geri kalan ksm boyunca karyla kafa bulduk. Nautilus makinelerine yollanmadan nce on
be dakika kadar geviyorum.
Luis Carruthers'n nerdii bir zel altrcm vard ama geen sonbahar bana sarkt, ben
de kendime aerobik egzersizleriyle arlk almasn birletiren bir fitness program
yapmaya karar verdim. Arlk almasnda, halterlerle hidrolik, pnmatik veya
elektromekanik diren prensibine dayal arlk makineleri arasnda gidip geliyorum.
Makinelerin ounda bilgisayarl gsterge panelleri var, bunlara bakarak yerinizden
kalkmadan arlk deitirebiliyorsunuz. Makinelerin olumlu zellikleri arasnda kas
gerilmelerini en aza indirgemek ve sakatlanma riskini azaltmak gibileri de var. Ama serbest
arlklarn salad deikenlik ve zgrlkle makinelerin salayamad arlk
varyasyonlarndan da holanyorum.
Bacak makinelerinde onar kerelik be set yapyorum. Sn iin de onarlk be set
yapyorum. Karn makinesinde o kadar ilerledim ki, on beerlik alt set yapabiliyorum,
biseps makinesinde ise onarlk yedi set. Serbest arlklara gemeden nce, egzersiz
bisikletinde yirmi dakika pedal sallyorum, bir yandan da Money dergisinin son saysn
okuyorum. Serbest arlklara geince onbeerlik er set kol egzersizi, sonra arka
deltoidler iin yirmi defa ne doru eilerek barbell kaldrma, sonra yirmierlik ayr set
srt hareketi. Gs iin set yana doru a ve oturarak dambl. Son olarak da,
trisepsler iin yirmier tekrardan set kablolu arlk kaldrma ve elleri bana zerinde
birbirine yakn tutarak ben pres. Ardndan, soumak iin yaptm geveme
egzersizlerinden sonra abucak bir scak du alyorum, sonra pazartesi gn kiraladm iki
videokasetini geri vermek iin videocuya gidiyorum. She-Male Reformatory ve Body Double;
bir kere daha seyretmek iin Body Double' yeniden kiralyorum, ama biliyorum, kadnn

elektrikli matkapla oyularak ldrld sahneyi seyrederek mastrbasyon yapmaya vaktim


yetmeyecek, nk Courtney'yle saat yedi buukta Caf Luxembourg'da randevum var.

Randevu
Xciusive'de vcut altktan ve de youn bir iatsu masaj yaptrdktan sonra, oturduum
binann yaknlarndaki gazete bayiine uruyorum; walkman'im hl kulaklarmda, porno
dergilerin olduu raf gzden geiriyorum, Pachelbel'in Canon'unun yattrc nameleri
sayfalarn kartrdm dergilerde, nmde yaprak yaprak alan i renkli fotoraflar
dengeliyor. lk ikisine abone olduum ve de dergiler posta kutumda beni bekledii halde,
Sports lllustrated'in son saysyla Esquire'in yeni saysn, bunlarn yan sra da Lesbian
Vibrator Bitches ve Cunt On Cunt da satn alyorum. Para demek iin kasann nnn
boalmasn bekliyorum. Gazeteci bana dergilerle birlikte paramn stn verirken, eliyle
kanca burnunu iaret ederek bir eyler sylyor. Sesi ksp, walkman'imin kulaklklarndan
birini kaldrarak Ne. diye soruyorum. Yeniden burnuna dokunuyor ve korkun, neredeyse
anlalmaz bir aksanla, galiba "Burununus kanayor, gibi bir eyler sylyor. Bottega Veneta
evrak antam yere koyuyorum ve parmam yzme gtryorum. Parmam kan krmz
slanyor. Elimi Hugo Boss ceketimin cebine sokuyor ve bir Polo mendil kararak burnumu
siliyorum, bamla teekkr ediyorum, Wayfarer pilot gzlklerimi geriye doru iterek dar
kyorum. Siktiimin ranls.
Oturduum binann lobisindeki danmaya uruyorum ve tanmadm siyahi Hispanik
kapcnn dikkatini ekmeye alyorum. Karsyla m, torbacsyla m, crack mptelasnn
tekiyle mi, birisiyle konuuyor, gzlerini dikmi bana bakarken bir yandan da kafasn
sallyor, ahize boynundaki krklklarn iine gmlm. Bir ey sormak istediim nihayet
kafasna dank ettiinde, iini ekiyor, gzlerini deviriyor ve hattaki her kimse ona 'bi dakka'
beklemesini sylyor. Haa, ne vard? diyor laflar aznn iinde yuvarlayarak.
Evet, diyorum, ses tonumun elimden geldiince yumuak ve kibar olmasna alarak.
Ltfen apartman sorumlusuna syler misiniz, tavanmda bir atlak var, ve de...
Susuyorum.
Bana sanki zerinde herkese anlalm bir snr amm gibi bakmakta, bense onun
akln kartrann hangi kelime olmu olabileceini dnmekteyim; atlak olamaz herhalde,
kendisi atlak, ne peki? Apartman sorumlusu mu? Tavan m? Hatt belki, ltfen mi?
Nass yani? Dili dolarken iini ekiyor, oturduu yere iyice kyor, gzlerini hl bana
dikmi vaziyette.
Mermer zemine bakyorum, ben de iimi ekerek, Bak. Bilmiyorum. Apartman bakcsna
Bateman de sadece... Kat 10-1, diyorum. Bu dediklerimden herhangi birini kaydedip
kaydetmediini anlamak zere bam yeniden yukar kaldrdmda, kapcnn yal, aptal
sunumdaki ifadesiz maskeyle karlayorum. Bu adam iin bir hayaletim ben, diye
dnyorum. Gereklii olmayan bir eyim, tam olarak elle tutulamayan bir ey, gene de
bir eit engel tekil ediyorum ki, bayla onaylyor, telefonuna geri dnyor, bana
tamamyla yabanc bir azla konumaya devam ediyor.

Postadan gelenleri toparlyorum -Polo katalou, American Express faturas, haziran


Playboy'u, Bedlam adnda yeni alan bir kulpte verilen bir parti- sonra asansre
yryorum, Ralph Lauren brorn inceleyerek iine giriyorum, kendi katmn dmesine,
sonra da Kapy Kapatr dmesine basyorum, fakat tam kaplar kapanmadan nce ieri
birisi dalyor ve igdsel olarak dnp merhaba diyorum. at katnda oturan aktr Tom
Cruise, nezaketen, ona sormadan K dmesine basyorum, bayla teekkr ediyor ve
gzlerini kapnn zerinde birbiri ardnca hzla yanarak geen numaralardan ayrmyor.
Gerek hayatta ok daha ksa boylu, gznde de benim gzmdeki siyah Wayfarer'larn
ayns var. Blucin, beyaz bir tirt, Armani ceket giymi.
Dikkat ekecek kadar rahatszlk verici sessizlii bozmak zere, grtlam temizliyor ve
konuuyorum, Barmende ok iyiydiniz. Bence ok iyi bir filmdi, Top Gun da yle.
Gerekten, ok iyi buldum.
Baklarn numaralardan ayrarak dosdoru bana bakyor. Filmin ad Kokteyldi, diyor
alak sesle.
Pardon? diyorum, aklm kart.
Grtlan temizliyor ve Kokteyl. Barmen deil. Filmin ad Kokteyldi diyor.
Uzun bir sessizlik oluyor; asansr yukarya tayan kablolarn kard, sessizlikle
yaran ses, aramzda apak, olanca arlyla duruyor.
Hu, evet... Doru, diyorum, sanki filmin ad o an aklma gelmi gibi.
Kokteyl Doru ya, diyorum. Harika. Bateman, akln nerelerde senin? Boaltmak ister
gibi sallyorum kafam, sonra aray bulmak iin, elimi uzatyorum. Hey. Ben Pat Bateman.
Cruise geveke skyor elimi.
Demek byle, diyorum. Bu binada oturduunuza memnun musunuz?
Hemen cevap vermiyor. yle gibi.
Harika bir yer, diyorum. Deil mi?
Bayla onaylyor, bana bakmadan. Kendi katmn dmesine yeniden basyorum,
neredeyse igdsel bir tepki. Hi konumadan duruyoruz.
Kokteyl,, demek ki, diyorum, bir sre sonra. Filmin ad buydu.
Bir ey sylemiyor, ban bile sallamyor, fakat bana garip garip bakmakta, gne
gzlklerini indiriyor ve azck yzn buruturarak, ... burnunuz kanyor, diyor.
Bir eyler yapmam gerektiini anlayana kadar, olduum yerde ta kesilip kalyorum,
derken durumun gerektirdii mahcubiyet hareketlerinde bulunuyorum, aknlkla burnuma
dokunuyor, sonra Polo mendilimi -zaten kahverengi lekeler var zerinde- karp burun
deliklerimden gelen kan siliyorum, genel olarak olay iyi hallediyorum. rtifadan olmal.
Glyorum. O kadar yksekteyiz ki.
Ban sallyor, bir ey demiyor, yukarya numaralara bakyor.
Asansr benim katmda duruyor, kaplar aldnda Tom'a, -Byk bir hayrannm.

Gerekten, nihayet seninle tanabilmek ok mthi, diyorum.


Evet, evet, anlyorum. Cruise o mehur glmseyiiyle srtyor ve parman Kapy
Kapatr dmesine yaptryor.
Bu gece ktm kz, Patricia Worrell -sarn, manken, sadece bir smestr okuduktan
sonra geenlerde Sweet Briar'dan terk- telesekreterime iki mesaj brakm, kendisini
aramamn nasl da mutlaka gerekli olduunu bildiriyor. Matisse esintileri tayan mavi ipek
Bill Robinson kravatm gevetirken onun numarasn tuluyorum ve elimde telsiz telefon,
havalandrmay amak iin dairenin kar ucuna gidiyorum.
nc alta ayor. Alo?
Patricia. Selam. Ben Pat Bateman.
A selam, diyor. Dinle, teki hattaym. Ben seni arayabilir miyim?
Valla, ey... diyorum.
Bak, spor salonumdan aryorlar, diyor. Hesabmn iine etmiler. Bir saniye iinde seni
arayacam. Olur, diyorum ve kapyorum.
Yatak odasna gidip bugn zerimde olanlar karyorum; balksrt ynl takm elbise,
Giorgio Correggiari pilili pantolon, Ralph Lauren pamuklu Oxford gmlek, Paul Stuart rme
kravat, Cole-Haan set ayakkablar. zerime Barney s'den aldm altm dolarlk boxer
ortumu geiriyorum ve birka geveme egzersizi yapyorum, elimde telefon, Patricia'nn
beni yeniden aramasn bekliyorum. On dakikalk geveme hareketinden sonra telefon
alyor, alt defa aldrdktan sonra ayorum.
Selaam, diyor. Benim, Patricia.
Bekleyebilir misin? br hatta baka birisi var da.
A tabii, diyor.
Onu iki dakikalna beklemeye alyorum, sonra hatta geri dnyorum. Selam, diyorum.
zgnm. nemli deil.
Evet. Akam yemei, diyorum. Saat sekize doru bende, ha? ey, ben de seninle onu
konumak istiyordum, diyor tane tane.
Yoo, syleme sakn, diye inliyorum. Ne oldu? ey, bak yle, diye balyor. Radio
City Hall'da bir konser var ve...
Hayr, hayr, hayr, diyorum ona srarla. Mzik yok.
Ama eski erkek arkadam, Sarah Lawrencel klavyeci, grupta alyor ve- Sanki hemen o
an kararma kar kmaya karar vermi gibi susuyor.
Hayr. Ih, Patricia, diyorum ona kesin bir sesle, bir yandan da dnyorum: Hay allah
belasn versin, nereden kt bu imdi, neden bu gece?
Ama, Patrick, diye szlanyor ahizeye. ok elenceli olacak.
u anda bu gece Patricia'yla sevime ihtimalinin epeyce yksek olduunu dnyorum,
ama eski erkek arkadann (Patricia'da eski erkek arkada diye bir ey yoktur) grup

elemanlarndan biri olduu konsere gidersek i yatar.


Konser sevmem, diyorum ona, mutfaa giderek. Buzdolabn ap litrelik bir Evian
karyorum. Konser sevmem, diyorum yeniden. 'Canl' mzik sevmem.
Ama bu tekilere benzemiyor. Yarm az ekliyor, Yerimiz ok iyi.
Bak, tartmann yarar yok, diyorum. Sen gitmek istiyorsan, git
Ama ben bir-lik-te olacaz sanyordum, diyor, duygu yapmaya alarak. Yemek
yiyeceiz sanyordum, sonra hemen o an aklna gelivermi gibi, Be-ra-ber olacamz
sanyordum. kimizin.
Biliyorum, biliyorum, diyorum. Dinle, herkes ne yapmak istiyorsa onu yapabilmeli. Sen ne
yapmak istiyorsan onu yap istiyorum ben"
Duruyor, yeni bir yol deniyor. Bu mzik o kadar gzel ki...
Biliyorum, bayat gelecek sana, ama yle... yce ki. Grup, dinleyebileceklerinin en
iyilerinden birisi. Komikler, harikuladeler ve de mzikleri o kadar ahane ki ve de oh tanrm,
onlar dinlemeni o kadar ok istiyorum ki. Harika bir zaman geireceiz, sana garanti
veriyorum. Paalarndan samimiyet akmakta.
Hayr, hayr, sen git, diyorum. yi vakit geir.
Pat-ric, diyor. iki biletim var.
Hayr. Konser sevmem, diyorum. Canl mzik gck ediyor beni,
Valla, diyor -sesinde belki de gerek bir d krklnn glgesi var- orada yanmda
olmadn iin zleceim.
Bak, git ve elen diyorum. Evian iesinin kapan dndrp karyorum, bir sonraki
admm planlyorum. Dert etme. Dorsia'ya yalnz gideceim o halde. Tamam, pekala.
ok uzun bir sessizlik oluyor, u szlere tercme etmeyi baarabildiini bir sessizlik; H-h,
evet, imdi o siktiimin boktan konserine git de grelim. Evian'dan kocaman bir yudum
alyorum, bana ne zaman bende olacan sylemesini bekliyorum.
Dorsia m? diye soruyor, sonra, kukulu bir sesle, orada rezervasyon mu yaptrdn?
kimiz iin yani?
Evet, diyorum. Sekiz otuza.
eey... Kk bir kahkaha kyor azndan, sonra dural-yor, yani ey... yani, demek
istiyorum ki, ben onlar seyrettim. Ben sadece senin onlar seyretmeni istiyordum.
Dinle. Ne yapyorsun? diye soruyorum. Gelmeyeceksen, baka birini aramam gerekiyor.
Emily Hamilton'n numaras var m sende?
00, hadi hadi Patrick, byle ani... karar verme. Sinirli sinirli kkrdyor, iki gece daha
alacaklar, demek ki onlar yarn da dinleyebilirim. Dinle, sakinle, tamam m?
Tamam, diyorum. Sakinim.
Peki ne zaman geleyim sana? diye soruyor Lokanta Orospusu.

Sekiz demitim' diyorum ona, irenerek.


Tamam, diyor, sonra batan karc bir fsltyla, saat sekizde grrz. Baka bir
ey sylememi beklermi gibi telefonda oyalanyor, sanki hani neredeyse doru karar
verdii iin . onu tebrik falan etmeliyim, ama bunlarla uraacak vaktim yok, onun iin hemen
kapatyorum telefonu.
Telefonu Patricia'nn suratna kapar kapamaz odann br ucuna koup Zagat' kapyorum
ve sayfalar hzla kartrp Dorsia'y buluyorum. Titreyen parmaklarmla numaray
tuluyorum. Megul. Panik iinde, telefonu Srekli Aramaya balyorum, bunu izleyen be
dakika iinde sadece sadk ve uursuz bir megul sesi, aldka alyor. Nihayet dt,
alyor, almadan saniyeler nce, krk ylda bir bama gelen bir ey oluyor -bir adrenalin
comas.
Dorsia, diyor bir ses, cinsiyeti ilk anda belli deil, geri planda bir duvar gibi ykselen
grltlerden dolay androjen bir karakterde. Ltfen bekler misiniz?
Oras tka basa dolu bir stadyumdan ancak biraz daha az grltl, telefonu kapamayp
hatta kalmak iin toplayabildiim btn cesareti topluyorum. Be dakika kadar bekliyorum,
avucum terli, telsiz telefonu bu kadar skca kavramaktan dolay acmakta, bir yanm
abamn bounalnn bilincinde, bir yanm umutlu, bir yanmsa daha nceden yer
ayrtmadm ya da Jean'e ayrttrmadm iin skkn. Ses geri geliyor ve lanet bir tonda,
Dorsia, diyor.
Grtlam temizliyorum. Mmm, ey, biliyorum biraz ge ama saat sekiz buuk ya da belki
dokuz iin iki kiilik bir masa ayrtmak mmkn olur mu acaba? Bunu sorarken gzlerim sk
skya yumulu.
Bir boluk oluyor -geri plandaki kalabalk kabaran, kulaklar sar eden bir ktledamarlarmda hzla dolamaya balayan sahici bir umutla gzlerimi ayorum, anlalan
metrdotel, allah ondan raz olsun, rezervasyon defterinden belki de iptal edilen masa
aramakta, fakat sonra kkrdamaya balyor, kkrdama nce alak, fakat yava yava
ykselip tiz bir kahkaha kreendosuna eriiyor ve aniden ahizeyi kt diye suratma
kapatverince kesiliyor.
akn, ateler iindeyim, iim oyulmu gibi, bir sonraki admm dnmeye alyorum,
odadaki tek ses grltyle ahizeden taan evir sesi. Toparlan, altya kadar say, Zagat
rehberini yeniden a, Dorsia kadar in olmasa da en azndan ona en yakn ayarda bir yerde
sekiz buuk iin rezervasyon yaptrma panii kar konulmaz biimde saryor beni,
konsantrasyonum yeniden yerine geliyor. Sonunda Barcadia'da dokuz iin iki kiilik yer
ayrtabiliyorum, o da sradaki birisi rezervasyonunu iptal ettii iin, geri Patricia belki de
d krklna urayacak ama Barcadia'dan holanabilir de -masalar birbirinden iyice uzak,
klandrmas lo, yemek Nouvelle Gneybat ekol- holanmazsa da, ne yapacak yani
kanck, beni dava m edecek?
Brodan ktktan sonra spor salonunda baya sk altm bugn ama, o gerginlik gene
dnp geldi. Bu yzden, doksan defa yanlarm iin mekik ekiyorum, yz elli nav
ekiyorum, sonra Huey Lewis'in yeni CD'sini dinlerken yirmi dakika kadar kouyorum. Scak

bir du alyorum, ardndan Caswell-Massey'in yeni bir l deri temizleyici kremini, Greune'in
vcut losyonunu, sonra Lubriderm'in vcut nemlendiricisini ve Neutrogena'nn yz kremini
kullanyorum. ki takm elbise arasnda tereddt geiriyorum. Biri Saks'dan aldm, Bili
Robinson'n ynl krep takm, Charivari'nin pamuklu jakar gmlei ve Armani kravat. Yoksa
Alexander Julian'n ynl kamir spor takmn m giymeliyim, mavi ekose, pamuklu gmlei
ve ynl kumatan pantolonu var, iine de Bill Blass'dan puantiye kravat takyorum.
Julian'nki mays ay iin biraz kaln olabilir, ama Patricia, sandm gibi, Karl Lagerfeld
takm giyerse, o zaman ben de Julian' giyerim, nk onun elbisesine bu yaklar.
Ayakkablar A. Testoni'den krokodil loafer'lar.
Bir ie Scharffenberger'i buza oturttum, ie bir Spiros alminyum kasenin iinde, kase
Christine Van der Hurd'n kesme camdan ampanya soutucusunda, hepsi birden Christofle
gm kaplama bir tepsinin zerinde. Scharffenberger fena deil -Cristal deil, ama Cristal'i
neden bu dmbelee harcayaym ki? Byk olaslkla zaten fark anlamayacaktr. Onu
beklerken bir kadeh iiyorum, Turchin imzal caml ay masasnn zerindeki cam hayvan
biblolarn dzeltiyorum ara sra, ya da son aldm ciltli kitabn sayfalarn kartryorum,
Garrison Keillor'un yazd bir ey. Patricia gecikti.
Oturma odasndaki kanepenin zerinde beklerken Wurlitzer'de Lovin Spoonful'un Cherish'i
alyor, ben de Patricia'nn bu gece gvencede olduu sonucuna varyorum, beklenmedik bir
anda bak ekip srf elencesine onun zerinde deneyecek deilim, grtlanda atm
yarklardan akan kan seyrederek ya da boynunu yarp aarak ya da gzlerini oyarak
zevklenmeyeceim de. ans var bu gece, geri neden ans var o da belli deil ya. Belki bu
gece, serveti, ailesinin serveti onu koruduu iin gvencede, ya da belki srf ben yle uygun
grdm iin. Belki itiim Scharffenberger drtlerimi uyuturdu ya da belki yalnzca,
zerimdeki bu gzelim Alexander Julian takm kancn kanyla kirletmek istemiyorum. Her
ne halse, u sama gerek ortada: Patricia hayatta kalacak, ve bu en ufak bir beceri, en
ufak bir zeka gerektirmeyen bir zafer.
Otuz dakika gecikmeyle geliyor, kapcya onu yukar yollamasn sylyorum, mamafih
gene de dairemin nnde, kapm
kilitlerken karlyorum. Beklediim Karl Lagerfeld takm giymemi, ama gene de olduka
derli toplu grnyor; kollarnda Louis DeirOlio'dan yalanc tal kol dmeleri olan ipek
gazar bluz, Saks'dan ili kadife pantolon, Wendy Gell'in Anne Klein iin dizayn ettii kristal
kpeler, dore yksek topuklu ayakkablar. ehre inmek zere taksiye bindiimizde nihayet
baklay azmdan karyor, Dorsia'ya gitmediimizi sylyorum, sonra binbir zr
dileyerek, kesilen telefonlarla, bir yangnla, kindar bir metrdotelle ilgili bir eyler sylyorum.
Haberi verdiimde ksa bir an nefesi kesilir gibi oluyor, zrleri dinlemiyor bile, lanet
baklarn benden teye, pencereye eviriyor. Gittiimiz lokantann ne kadar in, ne kadar
lks olduunu anlatarak onu yattrmaya alyorum, rezeneli ve muzlu makarnasn,
sorbelerini anlatyorum, fakat o sadece ban sallyor, sonunda, tanrm, ona Barcadia'nn
son zamanlarda Dorsia'dan bile pahal olduunu anlatmaya kadar vardryorum ii, ama
tnmyor. Gzleri, yemin ediyorum, belli belirsiz yaaryor.
Byk yemek salonunun arka blmne doru vasat bir masaya oturtulduumuzda ayor

azn ancak, o da bir Bellini smarlamak iin. Yemekte, itah ac olarak elma kompostolu
tirsi bal, antre olarak da kei peynirli rulo kfte ve bldrcnl sos smarlyorum. O
menekeli, amfstkl levrek, itah ac olarak tereyal yerfst orbas, sakz kaba
ezmeli fme rdek istiyor, bu sonuncusu kulaa garip geliyor ama aslnda olduka iyi. New
York dergisi bunun iin 'akac fakat gizemli bir yemek; demiti, Patricia ya bunu
sylyorum. Yaktm kibriti grmezden gelerek sigarasn kendisi yakyor, oturduu
koltua gmlm somurtmakta, duman suratma flyor, bana ara ara fkeli baklar
yolluyor, kibarlk bende kalsn diye grmezden geliyorum, elimden geldiince centilmence
davranyorum. Tabaklarmz geldiinde gzlerimi dikip uzun uzun yemeime bakyorum -rulo
kfte koyu krmz genler halinde, zerlerine nar suyuyla pembeletirilmi kei peyniri
kondurulmu, kaln, koyu, ten rengi bldrcn sosu etin etrafn sarm, geni siyah taba
epeevre saran yan yana dizilmi mango dilimleri,- biraz kafam kart, nihayet yemee
karar veriyorum, duraksayarak atal elime alyorum.
Yemek yalnzca doksan dakika srmekle birlikte, sanki bir haftadr Barcadia'da
oturuyormuuz gibi geliyor bana, ardndan Tunnela gitmek ok iimden gelmese de,
Patricia'nn davran karsnda ona yerinde bir ceza diye dnyorum. 320 dolar hesap
geliyor -beklediimden daha az aslnda- platin AmEx kartmla dyorum. Takside kent
merkezine doru giderken gzlerim taksimetreye kilitlenmi vaziyette, ofrmz Patricia'yla
sohbet etmeye yelteniyor, bizimki hi oral deil, Gucci pudriyerinin aynasnda zaten iyice
boyanm agzna ruj sryor. Bu gece beysbol ma vard, galiba videoya almay unuttum,
eve gittiimde seyredemeyeceim, ama bugn iten ktmda iki dergi aldm
hatrlyorum, onlar kartrmakla bir-iki saat falan geer. Rolex'ime bakyorum ve bir,
bilemedin iki iki iersek David Letterman'la Geceyarsna yetiebilirim. Patricia fiziksel
olarak itah ac, vcuduyla seks yapmak da houma gider gitmesine ama, ona nazik
davranmak, randevuyu iyi gtrmek, ondan bu akam Dorsia'ya giremediimiz iin zr
dilemek (Barcadia iki kat daha pahal stelik, canna yandmn) hi iimden gelmiyor.
Kanck, limuzine binmedik diye bozuk atyor galiba.
Taksi Tunnel'n kaps nnde duruyor. Yazan paray dyorum, ofre iyi bir bahi
veriyorum, Patricia'ya kapy ayorum, taksiden inerken elinden tutarak yardm etmek
istiyorum, grmezden geliyor. Kap nndeki kordonlarn arkasnda bekleyen yok bu gece.
Hatt bu gece Yirmidrdnc Sokak'taki tek insan, bir p konteynrnn yanma km,
acyla kvranrken inleyerek bozuk para ya da yiyecek dilenen bir berdu, arabuk
yanndan geiyoruz, kordonlarn teki yannda duran iki- kapcdan biri bizi ieri alyor, bir
dieri de srtm svazlayarak, Naslsnz Bay McCullough? diye soruyor. Bam
sallyorum, Patricia'ya kapy ayorum, ardndan ieri girerken, dare eder... ey, Jim,
diyorum, onunla tokalayorum.
eri girer girmez, ikimiz iin elli dolar dedikten sonra, Patricia'nn arkamdan gelip
gelmediine aldr etmeden, dosdoru bara gidiyorum. Sek bir J&B smarlyorum. O
Perrier iecek, limonsuz, kendisi smarlyor. Bara dayanm ta gibi vcutlu garson kz
inceleyerek ikimi yanladm srada birden bir eylerin yolunda olmadn fark ediyorum;
klandrma ya da New Sensation' syleyen INXS ya da barn arkasndaki ta gibi kz
deil mevzu. Baka bir ey. Kulbn geri kalanna gz atmak iin ar ar arkama

dndmde, tamamyla bombo bir mekanla karlayorum, Patricia ile ben koca
kulpteki tek mterileriz. Arada bir geen smsk vcutlu yavrular dnda, kelimenin tam
anlamyla Tunnel'da ikimiz ba baayz. New Sensation, The Devil Inside oluyor, mzik
bangr bangr almakta, ama mzie tepki veren bir kalabalk olmad iin daha az grlt
kyormu gibi geliyor, dans pisti ise bo olunca usuz bucaksz grnyor.
Bardan uzaklaarak kulbn teki blmlerine bakmaya karar veriyorum, Patricia'nn da
arkamdan gelmesini bekliyorum, ama o gelmiyor. Bodrum kata inen merdivenleri kollayan
hi kimse yok, aa doru inerken yukarnn mzii deiiyor, Feel Free'yi syleyen
Belinda Carlisle oluyor. Bodrumda Sam ve rene Sanford'a benzeyen bir ift var, fakat
aas daha karanlk, daha scak, yanlyor olabilirim. Bara dayanm ampanya ierlerken
yanlarndan geip gidiyorum ve bir koltukta oturan olaanst iyi giyinmi Meksikal tipli
herife yneliyorum. zerinde ynl kumatan Mario Valentino kruvaze bir ceket ve buna
uygun pantolon, Agnes B. pamuklu gmlek, ayaklarnda Susan Bennis Warren deri
iskarpinler (orapsz), yannda gzel, adaleli, Avrupal rfnt bir pili -kirli sarn, koca
memeler, gne yan, makyajsz, Merit Ultra Light iiyor- var, pilicin stnde Patrick Kelly
den zebra deseni baskl pamuklu bir elbise ve yalanc talarla ssl, ipek kumatan, uzun
topuklu ayakkablar var.
Herife adnn Ricardo olup olmadn soruyorum. Bayla onaylyor. Bildin.
Bir gram istiyorum, Madison yollad diyorum. Czdanm karp ona bir ellilik iki de yirmilik
uzatyorum. Avrupa sprnts piliten czdann istiyor. Kz ona Anne Moore imzal kadife
bir anta uzatyor. Ricardo elini iine sokuyor ve minicik, ikiye katlanm bir zarf karyor.
Yanlarndan ayrlmadan nce, Avrupa sprnts pili bana ceylan derisi czdanm
beendiini sylyor. Ben de ona senin memelerinin arasna sokmak isterdim, sonra da
kollarn kknden koparmak diyorum, ama mzik, Faith'i syleyen George Michael, o
kadar yksek alyor ki, beni duyamyor.
Yukarda, Patricia'y braktm yerde buluyorum, barda yalnz bana, nndeki Perrier'yi
yudumluyor.
Dinle, Patrick, diyor, biraz gerilemi gibi. Sadece unu bilmeni istiyorum ki-
Bir orospu olduunu mu? Bak, biraz koka ister misin? diye baryorum, lafn azna
tkayarak.
Hu, evet... Tabii. Delicesine akl kart.
Hadi gel, diye haykryorum, eline yapyorum. ikisini bana zerine koyuyor ve bombo
kulp boyunca arkamdan geliyor, merdivenlerden kp tuvaletlere doru gidiyoruz. Aada
yapmamamz iin hibir neden yok aslnda, ama biraz zevksizce geliyor ve erkekler
tuvaletlerinin blmelerinden birinde kokann neredeyse tamamn ekiyoruz. Ben erkekler
tuvaletinin nnde bir kanepeye oturmu, onun sigaralarndan birini ierken, o aaya,
ikimize iki getirmeye iniyor.
Geri geldiinde gecenin bandaki davran iin zr dili. yor. Yani Barcadia'ya bayldm,
yiyecekler istisnai, hele o mango sorbesi, ay-aman-aman, gn yedinci katma ktm.
Dinle, Dorsia'ya gitmememizin ziyan yok. Nasl olsa baka bir gece gidebiliriz, biliyorum,

byk olaslkla yer ayarlamaya altn, ama u sralar o kadar in ki. Fakat, oh, gerekten
Barcadia'nn yemeklerine bayldm. Ne zamandan beri ak oras? -drt ay oluyor galiba.
New York dergisinde mthi bir yaz okudum, yoksa Gourme'de miydi... Fakat neyse, yarn
gece benimle u grubu dinlemeye gelmez misin? Ya da belki nce Dorsia ya gideriz, sonra
Wallace'i seyretmeye, ya da belki Dorsia'ya sonra gideriz, fakat belki de o kadar ge saate
kadar ak kalmayabilir. Patrick, ciddiyim; gerekten, seyretmelisin onlar. Avatar o kadar iyi
bir solist ki, ona gerekten k olduumu sanmtm bir aralar -valla, aslnda kesiktim, k
deil. Wallace'dan samimi olarak holanyordum ama o, o sralar u yatrm bankacl
ilerine takmt, gndelik alkanlklaryla birlikte gtremedi ve kt, ama onu asit
gtrd, kokain deil. Yani evet, kesin biliyorum, onun iin de o ktnde ben uzaklatm,
taklmayaym dedim.
J&B diye dnyorum. Sa elimde J&B barda diye dnyorum. El diye
dnyorum. Charivari. Charivari gmlek. Fusilli diye dnyorum. Jami Gertz diye
dnyorum. Porsche 911. ar-pei kpei diye dnyorum. Bir ar-pei kpeim olsun
isterdim. Yirmi alt yandaym diye dnyorum. nmzdeki yl yirmi yedi olacam. Bir
Valium. Hayr, iki Valium diye dnyorum. Cep telefonu diye dnyorum.

Kuru Temizleyici
Genellikle kanl elbiselerimi yolladm inli kuru temizleyici bana dn hl zeri birilerinin
kanyla lekeli bir Soprani ceket, iki beyaz Brooks Brothers gmlek ve Agnes B. bir kravat
yollad. le yemeine randevum var -krk dakika sonra- ondan nce temizleyiciye urayp
ikayet etmek istiyorum. Soprani ceket, gmlekler ve kravatn yan sra, temizlenmeleri
gereken bir anta dolusu kan lekeli araf da var yanmda. inlinin kuru temizleyici dkkan,
Bat Yakasnda, benim oturduum yerden yirmi sokak tede, hemen hemen Columbia
niversitesinin yaknlarnda, ve imdiye kadar hi oraya gitmediim iin de mesafe serseme
dndryor beni (bugne kadar elbiselerim evimden yaptm bir telefon konumasn
mteakiben alnr ve yirmi dn saat iinde geri getirilirdi). Bu gezinti nedeniyle sabahlar
yaptm aletli jimnastik iin vakit bulamyorum. M.K.'de hibirimizin davetli olmad bir dergi
partisinde gayet . masumca balayp sabah be sular benim bankamatigimde son bulan,
Charles Griffin'le Hilton Ashbury'nin de katldklar, geceden afaa dek sren bir kokain
alemi yznden uykuyu fazlaca kardmdan Patty Winters ov'u da yakalayamadm.
Aslnda Bakanla yaplan bir syleinin tekraryd, onun iin fazla bir ey karm
saylmam, herhalde.
Gerginim, sam jleyle geriye yatrlm vaziyette, gzmde Wayfarer'larm, kafa derim
szlyor, dilerimin arasnda -yaklmam- bir puro var, zerimde siyah bir Armani takm,
beyaz pamuklu bir Armani gmlek, ve bir de ipek kravat, o da Armani. Sk grnyorum
ama midem allak bullak, beynim kaynyor. inli amarcya girerken alayan bir serseriye
srnp geiyorum, ihtiyar bir adam, krk-elli yalarnda, iko ve kr sal, tam kapy
aarken, stne stlk bir de kr olduunu fark ediyorum, ayana basyorum, aslnda ayak
deil bir yumru, elindeki barda yere dryor, bozukluklar btn kaldrma salyor.
Bunu mahsus mu yaptm? Ne dersiniz? Yoksa kazayla m oldu?

Sonra on dakika kadar kuru temizlemecinin idarecisi olduunu sandm minnack ihtiyar bir
inli kadna tek tek lekeleri gsteriyorum, dkkann arkasndan tutup kocasn bile getirdi,
nk dediklerinin tek kelimesini anlayamyorum. htiyar kadn herhalde ince olan bir
lisanda bir eyler syleyip duruyor, sonunda kesmek durumunda kalyorum.
Dinle bak... Purolu elimi havaya kaldryorum, Soprani ceketim br koluma aslm
vaziyette. Ama bakn... , ama bir dakika... , bana hibir neden
gsteremiyorsunuz.
inli kadn cr cr bir eyler sylemeye devam ediyor, minik yumruuyla ceketin kollarna
yapyor. Elini itiyorum, ona doru eilerek, tane tane konuuyorum. Berna ne sylemeye
alyorsun -sen?
Gzlerini iri iri am, cik cik devam ediyor. Kocas antadan kard iki araf havaya
kaldryor, araflarn ikisi de kurumu kan lekelerine bulanm, dili tutulmu gibi araflara
bakakalyor.
Aga-agart-agartmak m? diye soruyorum kadna. Aartmak m demeye alyorsun
sen? Bam sallyorum, inanlr gibi deil. Aartmak ha? Oh, tanrm.
Soprani ceketin kol yenlerine iaret ediyor hl, sonra arkasndaki iki arafa dndnde,
cik cik ses bir oktav ykseliyor.
ki mesele var, diyorum, szn keserek. Bir. Soprani bir ceketi aartamazsn. Sz
konusu deil. ki, -sesimi ykseltiyorum, o konuadursun- iki, ben bu araflar bir tek
Santa Fe'de bulabiliyorum. Bunlar ok pahal araflar ve bunlarn ciddi olarak
temizlenmeleri lazm... O ise hl konumakta, sanki bu laf salatasn anlyormu gibi
bam sallayp duruyorum, sonra yzme bir glmseme kondurarak dosdoru suratna
yaklayorum. u-siktigimin-eneni-kapatmazsan-seni-ldrrm-beni-anlyor-musun?
inli kadnn panikli crldamas anlalmaz bir hz kazanyor, gzleri hl koca koca ak.
Yz, belki de krklklardan, garip biimde ifadesiz grnyor. Dramatik bir hareketle
lekeleri iaret ediyorum gene, ama sonra bunun yaran olmadn anlyorum, elimi indiriyor
ve kendimi zorlayarak ne dediini anlamaya alyorum. Sonra ylesine, yeniden szn
kesip ona aldrmadan konumaya devam ediyorum.
imdi, dinle, ok nemli bir le yemei randevum var, -Rolex'ime bakyorumHubert'sda, yarm saat sonra- sonra gene kadnn yass, ekik gzl suratna bakyorumve de bunlar bana lazm... yoo, dur, yirmi dakika sonra. Yirmi dakika sonra Hubertsda
Ronald Harrison'la yemee randevum var ve de bu araflarn bugn akam zerine kadar
temizlenmi olmas gerekiyor.
Ama dinlemiyor; o ayn spastik, ecnebi dilde bir eyler geveleyip duruyor. imdiye kadar
hibir yeri ya da eyi atee vermi-ligim yok, acaba nasl yaplyor, hangi malzemeler
kullanlyor, gazya, kibrit... yoksa benzin mi?
Bak. Bende film kopuyor, btn samimiyetimle, ark syler gibi, suratna doru eilerek
-azn arpta arpta konumakta, kocasna dnyor, adam ender tank olunan ksa
aralardan birinde ancak ban sallama frsat buluyor- diyorum ki, Seni an-la-m-yo-rum.

Glmeye balyorum, durum o kadar gln ki, elimi tezgahn zerine indirerek
konuulacak baka birisi var m diye evreme bakmyorum, ama dkkan bo, Delice bir
ey bu, diye mrldanyorum kendi kendime. i geiriyorum, elimle yzm ovuturuyorum,
sonra aniden glmeyi kesiyorum, bir anda Hiddetleniyorum. Salan tekisin sen. Seninle
baa klmaz, diye hrlyorum.
Cr cr cevap yetitiriyor.
Ne? diye dikleniyorum. Beni duymadn demek ki? ang ing ong? ang ing ong, ha?
yle mi dedin? ang... ing, ong mu demitin?
Yeniden Soprani ceketin kol yenine yapyor. Kocas tezgahn arkasnda, surat be kar,
akl baka yerlerde.
Sen... salan... tekisin! diye haykryorum.
Cr cra devam, istifini bozmad, hl inatla araflardaki lekelere iaret ediyor.
Sersem orospu, sersem ing kanck ong? Anladn m? diye baryorum, suratm
pancar gibi, alamak zereyim. Tir tir titriyorum, ceketi elinden ekip alyorum, Yce
tanrm, diye mrldanarak.
Arkamda kap alyor, ngrak nlyor, kendimi toparlyorum. Gzlerimi yumuyorum,
derin bir soluk alyorum, yemekten sonra solaryuma uramam gerektiini hatrlyorum kendi
kendime, belki de Hermes'e ya da "Patrick?
Gerek bir ses duymann verdii irkilmeyle arkama dnyorum, benim apartmandan
tandm bir kz, bir-iki kere girite oyalanrken grmtm, ne zaman karlasak bana
hayranlk dolu baklar yollar. Benden byk, yirmilerinin sonunda, fena deil, biraz kilolu,
zerinde bir jogging eofman -nereden? Bloomingdale's? Hi fikrim yok-ve... az
kulaklarnda. Gne gzlklerini kartarak geni geni srtyor. Selam Patrick, sen
olduunu anlamtm.
Adnn ne olduu konusunda hibir fikrim olmadndan pes perdeden bir merhaba
ekiyorum, sonra azmn iinde arabuk kadn ismine benzer bir eyler geveliyorum,
gzlerimi ona dikip ylece bakakalyorum. Bitmiim, tkenmiim, iimdeki gaddarl
denetlemeye alyorum, arkamda inli kadn hl rmakta. Ellerimi birbirine vurup Ya,
ite byle, diye laf balyorum.
Yerinden kprdamyor, kafas kart, neden sonra elinde makbuzu rkek rkek tezgaha
yanayor. Gln deil mi? Kalkp taa buralara kadar geliyoruz, fakat biliyor musun,
gerekten bu ii en iyi yapan bunlar.
Peki o zaman neden u lekeleri karamyorlar? diye soruyorum sabrla, hl
glmsemekteyim, gzlerimi yumuyorum, inli kadn nihayet enesini kapyor, o zaman
ayorum. Yani bu insanlarla konuabilir misin allasen" Nazike bir soru. Ben bir yere
varamyorum da.
Kz yal adamn havaya kaldrd arafa doru ilerliyor. Aman tanrm, anlyorum, diye
mrldanyor. arafa yle bir dokunacak olduunda ihtiyar kadn gene crlamaya balyor,
kz ona aldr etmeden soruyor bana, Ne lekesi bunlar? Lekelere yeniden bakyor ve

Aman tanrm, diyor.


Hmmm, ey... Dnp araflara bakyorum, gerekten berbat grnyorlar. Hmm, ey,
karadut suyu, ey, kzlck suyu.
Bana bakp ban sallyor, sonra pek ikna olmam gibi, alttan alan bir sesle, Bana pek
karadut suyu, ey, kzlck suyu gibi gelmedi, diye karlk veriyor.
Uzun uzun araflara baktktan sonra kekeleyerek, ey, aslnda, hmm... Bosco... krmz
biber sosu. Bilirsin, ey gibi... Duralyorum. Vineli ikolata gibi. Vineli ikolata... Hershy's
urubu.
Ha evet. Ban sallyor, anlad, bir para inanmazlk var belki gzlerinde. Aman tanrm.
Dinle, onlarla konuabilirsen -uzanp yal adamn elinden ekip alyorum arafgerekten byk yardm etmi olursun bana.
araf katlyorum ve yavaa tezgahn zerine koyuyorum. Gerekten ge kaldm. On
be dakika sonra Hubert's'da bir le yemei randevusuna yetimem lazm Kuru
temizlemecinin kapsna doru yneliyorum, inli kadn yeniden crldamaya balyor,
umarsz, bana doru parmak sallyor. Korkun bir bak yolluyorum ona, el hareketlerinin
taklidini yapmaktan kendimi zor alyorum.
Hubert's m? Ay, sahiden mi? diye soruyor kz, etkilendi. ehir dna tandlar deil
mi?
Hu, ey, amm-man, dinle, gitmem gerek. Cam kapnn bu yanndan sokaktan gemekte
olan bir taksiyi gzme kestirmi gibi yapyorum ve mteekkir numarasna yatarak, ok
teekkrler, ... Samantha, diyorum.
Victoria.
Doru ya, Victoria. Duralyorum. "yle demedim mi? Hayr. Samantha dedin.
ey, zgnm. Glmsyorum. Bugnlerde sorunlarm var.
nmzdeki hafta bir gn le yemei yemeye ne dersin? Sesi umutlu, ben geri geri
dkkandan karken zerime zerime geliyor. Biliyor musun, sk sk ehir merkezine Wall
Street civarna geliyorum.
A, bilemiyorum, Victoria. zr diler gibi glmsyorum, gzlerimi kalalarndan
ayryorum. Btn gnm almakla geiyor.
Ee, ey, oh, biliyor musun, belki bir cumartesi? diye soruyor Victoria, beni
gcendirmekten korkuyor.
nmzdeki cumartesi mi? diye soruyorum, yeniden Rolex'ime bakyorum.
Oluuur. rkeke omuzlarn silkiyor.
Ahhh. Mmkn deil. Matineye Sefillere gideceim. Yalan.
Dinle. Gerekten gitmeliyim. Yoksa... Elimi samn zerinden geiriyor ve aman
tanrm, diye mrldanyorum, sonra da kendimi zorlayarak, 'ben seni ararm, diyorum.
Oldu. Glmsyor, rahatlad. Ara.

inli kadna bir kere daha kt kt bakyorum ve dkkandan defolup kyorum, var
olmayan bir taksinin peinden bir kou koparyorum, temizleyici bir ya da iki blok geince
yavalyorum ve birden Amsterdam Caddesi'ndeki kahverengi kesme ta binalardan birinin
basamaklarna oturmu ok gzel bir evsiz barksz berdu kza bakarken buluyorum
kendimi, ayakucundaki basamakta plastik bir bardak, sanki bir radar tarafndan idare
ediliyormu gibi ona doru seirtiyorum, glmsyorum, cebimde bozukluk aranyorum.
Evsiz barksz birinin yz olamayacak kadar gen, taze ve renkli yz; bu, kzn zntsn
daha da i burkucu klyor. Kaldrann kenarndan zerinde oturduu kahverengi kesme ta
binann basamaklarna varmaya yetecek saniyeler zarfnda onu dikkatle inceliyorum, ba
nne eik, donuk gzlerle bo kucana bakyor. Durup baktm fark edince ban
kaldryor, glmsemiyor. Aksiliim yok oluyor ve ona tatl, basit bir eyler sylemek
isteiyle yzm yzne yaklatryorum, gzlerim hl zerine dikili, bombo, kederli
yzne doru sempati nlar yolluyorum ve strafor bardana bir dolar atarak, iyi anslar,
diyorum.
Yz ifadesi deiiyor, bu yzden kucandaki kitab -Sanre-yanndaki Columbia
niversitesi kitap torbasn ve nihayet bardandaki stl kahveyi fark ediyorum, kahvenin
iine doru szlerek iniyor bir dolarm ve btn bunlar saniyelere syorsa da her ey ar
ekimde olup bitiyor, kz ban kaldrp bakyor, nce bana, sonra bardaa, Hey, bir
derdin mi var senin allann belas? diye baryor, bardan zerine eilmi halde donup
kalyorum, her yanm buz kesiyor, Dol... dol... dolu... ol... dolu olduunu.., grmedim, diye
kekeliyorum, sarslm bir halde kap gidiyorum. Bir taksiye el ediyorum ve taksinin iinde
Hubert's'a doru yol alrken binalar dalara, volkanlara dntren sanrlar gryorum,
caddeler balta girmemi orman oluyor, gkyz bir fon perdesi halinde donakalyor,
taksiden inmeden nce grm dzeltmek iin gzlerimi alatrmak zorunda kalyorum.
Hubert's'daki le yemei kesintisiz bir sanr olup kyor, uyank olduum halde rya grr
buluyorum kendimi.

Harry's
oraplar pantolona uydurmalsn, diyor Todd Hamlin kendisini dikkatle dinleyen
Reeves'e. Reeves, bir yandan kartrma ubuuyla buzlu Beefeater'n kartrmakta.
Kim demi? diye soruyor George.
Dinle bak, diye izah ediyor Hamlin sabrla. Gri pantolon giymisen, gri orap giyeceksin.
Bu kadar basit.
Dur bir dakika. Szn kesiyorum. Peki ya ayakkablarn siyahsa"
O tamam, diyor Hamlin, Martini'sini yudumluyor. Ama o zaman kemerin ayakkablara
uymas gerekir.
Soruyorum: Yani diyorsun ki, gri bir takmn altna ya gri ya da siyah orap giyebilirsin.
Eee... evet, diyor Hamlin, akl kart. Herhalde. yle mi dedim?
Bak, Hamlin, diyorum, kemer konusunda seninle hemfikir deilim, nk ayakkablar bel
hizasndan olduka uzakta. Bence daha ok pantolona uyan bir kemer takmaya dikkat

etmelisin.
Haksz saylmaz, diyor Reeves.
mz, Todd Hamlin, George Reeves ve ben, Harrys'de oturuyoruz, saat alty biraz
geiyor. Hamlin'in zerinde Lubian'dan bir takm elbise var, Burberry'den geni yakal, izgili,
harika grnl bir pamuklu gmlek, Resikeio'dan ipekli bir kravat ve Ralph Lauren bir
kemer. Reeves'in zerinde Christian Dior kruvaze bir takm, pamuklu gmlek, desenli bir
Claiborne ipek kravat, burnu deiik renkte, zmbal, backl Allen-Edmonds deri
ayakkablar, cebinde pamuklu bir mendil, herhalde Brooks Brothers; Lafont Paris gne
gzlkleri ikisinin yannda, peetenin zerinde duruyor. T. Anthon'dan alnma olduka
kaliteli evrak antas se masadaki bo iskemlenin zerinde. Benim zerimde iki dmeli,
incecik izgili, ynl-flanel karm bir takm elbise, hepsi Patrick Aubert, Bili Blass'dan
puantiye bir ipek kravat ve ereveleri Lafont Paris'ten renksiz caml numaral gzlkler.
Masann ortasnda birimizin discman'inin kulaklklar duruyor, yannda ikilerimiz ve bir hesap
makinesi. Reeves'le Hamlin bugn bir yerlerde cilt bakm yaptrmak zere brodan
erkenden ayrldlar, ikisi de iyi grnyor, ciltler pembelemi fakat yank, sa ksa ve baa
yapk. Bu sabahki Patty Winters ov, 'Gerek Hayattaki Rambolar' hakkndayd.
Teki yeleklerden ne haber? Reeves, Todd'a soruyor. Onlar... onlar... out mu?
Hayr, George, diyor Hamlin. Tabii ki hayr.
Hayr. Ben de katlyorum. Yeleklerin hibir zaman modas gemedi.
ey, aslnda asl mesele u -yelek nasl giyilmeli? Hamlin soruyor.
Vcuda oturmal- Reeves ve ben ayn anda sze giriyoruz. Ah, zr dilerim, diyor
Reeves. Sen syle. Yok, yok, nemli deil, diyorum. Sen syle. Yok rica ederim,
diyor George.
yle, yelek vcudu epeevre sararak oturmal ve beli rtmeli, diyorum. Takm
elbisenin ceketinin bel hizasndaki d-meinin hemen yukarsnda grnvermeli. O kadar.
Yelek fazla grnrse, cekete istenmeyen dar, kalp gibi bir grnt verir.
H-h, diyor Reeves, dili tutuldu neredeyse, kafas iyice kart.
Tamam, onu biliyordum.
Bir J&B'ye daha ihtiyacm var, diyorum, ayaa kalkarken. Siz, beyler?
Buzlu bir Beefeater, bir dilim limonla, diyor Reeves parman kaldrarak.
Hamlin. Martini.
Tabii. Bara gidiyorum, Freddy'nin ikileri hazrlamasn beklerken biri, galiba u Yunanl,
William Theodocropopolis, First Boston'dan, zevksiz balksrt bir ceket giymi, gmlei
idare eder, ama sper grnl Paul Stuart bir kamir kravat takm, kravat takm hak
ettiinden daha gzel gsteriyor. Diet Coke ien baka birine, o da Yunanl, unlar
sylyor, ...dinle bak, Sting ernobil'deydi -biliyorsun, Tunnel' aan heriflerin at yer'Sayfa Alt'da haber oldu bu, derken biri altnda bir Porsche 911'le geldi, arabada Whitney
var-

Masada, Reeves, Hamlin'e, sokak serserilerinin nasl korkulu ryas haline geldiini, onlara
yaklarken nasl bir dolar uzatp sonra paray birden ektiini, sonra serserinin tam
nnden geerken de cebine soktuunu anlatyor.
Dinle, sonu alnyor diye steliyor. O kadar aryorlar ki, enelerini kapyorlar
Sadece... hayr... de, diyorum. kileri masaya koyuyorum. Btn sylemen gereken
bu.
Sadece hayr m diyeyim? Hamlin glmsyor. Sonu alnyor mu?
Eeee, aslnda sadece sokakta yaayan hamile kadnlardan,
diye itiraf ediyorum.
Sadece-hayr-de yaklamn Chambers Sokandaki iki buuk metrelik gorille denemedin
herhalde? diye soruyor Reeves. Pipoyla crack ien hani?
Hey bakn, Nekenieh diye bir kulpten haberdar olannz var m?
Salonun br ucundaki bir masada Paul Owen, Trent Moore ya da Roger Daley'e bir hayli
benzeyen biriyle ve Frederick Conne'a benzeyen bir bakasyla oturuyor. Moore'un
bykbabas alt irketin sahibi. Trent'in zerinde ok kk balksrt desenli ynl
kumatan bir ceket var.
Nekenieh mi? diye soruyor Hamlin. Nekenieh de ne?
Baksanza, baksanza, diyorum. urada Paul Owen'la oturan kim? Trent Moore mu?
Nerde? diye soruyor Reeves.
Kalkyorlar. u masa, diyorum. te u herifler.
Madison deil mi o? Hayr, Dibble, diyor Reeves. Emin olmak iin gzlklerini takyor.
Hayr, diyor Hamlin. Trent Moore o.
Emin misin? diye soruyor Reeves.
Paul Owen karken bizim masaya uruyor. Gznde Persol gzlkler, evrak antas
Coach Leatherware.
Selam, erkek tayfas. Owen yanndaki iki herifi tantryor bize, biri Trent Moore, teki
Paul Denton diye biri.
Reeves, Hamlin ve ben ayaa kalkmadan tokalayoruz. George'la Todd, Los Angeles'l
olan ve Nekenieh'in yerini bilen Trent'le sohbet etmeye koyuluyorlar. Owen ilgisini bana
yneltiyor, biraz huzursuz oluyorum.
Naslsn? diye soruyor Owen.
ok iyiyim, diyorum. Ya sen?
Oo, mthi, diyor. Hawkins hesab ne alemde?
Hawkins hesab... Duralyorum, sonra devam ediyorum, bir an bocaladm, ...iyi gidiyor.
Sahiden mi? diyor ilgisiz bir edayla. lgin. Glmsyor, elleri arkada kenetli. Sper

deil yani?
Eh, diyorum, ite... bilirsin ya.
Ya Marcia nasl? diye soruyor, hl glmsemekte, oday inceliyor, aslnda bana bakt
yok. Harika kz Marcia.
Ya, evet, diyorum, bozum olmu bir halde. anslym... gerekten.
Owen beni Marcus Halberstam sand (geri Marcus, Cecelia Wagner'la kyor,) ama
nedense umursamyorum, mantkl bir gaf gibi de geliyor, nk Marcus da P & P'de
alyor ve hatt benimle ayn ii yapyor, Valentino takm elbiselere, marka numaral
gzlklere dknl var, hatt Pierre Oteli'nde ayn berbere gidiyoruz, bu yzden akla
yatkn; beni irkiltmiyor. Ama Paul Denton bir eyler biliyormu gibi bana bakp duruyor ya da
bakmyormu gibi yapyor, sanki beni tanyp tanmadndan tam emin deil, acaba o yat
gezintisinde o da m vard, geen man bir gece klmt. Eer yleyse, telefonunu ele
geirmeliyim, ya da daha da iyisi adresini.
E, belki bir gn bir iki ieriz, diyorum Owen'a.
Harika diyor. elim. te kartm.
Teekkrler. Cebime atmadan nce kart yakndan inceliyorum, kaba saba olduunu
grnce rahatlyorum. Belki ...Marday da...- duruyorum, sonra stne basa basa,
getiririm, diyorum.
Harika olur, diyor. Hey, u Seksen nc Sokak'taki El Salvador bistrosuna hi gittin
mi? diye soruyor. Bu gece orada yemek yiyoruz.
Hu. Yani hayr, diyorum. Ama ok iyi olduunu duydum. steksiz isteksiz glmsyorum
ve ikimden bir yudum alyorum.
Evet, ben de yle duydum. Rolex'ine bakyor. Trent? Denton? Kaalm m?
Rezervasyonumuz on be dakika sonraya.
Karlkl allahasmarladk-gle gle'leiliyor, karken Dibble'Ia Hamilton'n ya da en
azndan benim Dibble'la Hamilton olduklarn sandm heriflerin oturduklar masaya
uruyorlar. Tam karlarken, Denton dnp bizim masaya bakyor, bana, son bir kez,
paniklemi gibi, sanki beni grnce bir eyden emin olmu gibi, sanki beni bir yerden
tanm gibi, bu da beni mthi huzursuz ediyor.
Fisher hesab, diyor Reeves.
Hasiktir, diyorum. Hatrlatmasana imdi.
ansl orospu ocuu, diyor Hamlin.
kt kz greniniz var m? diye soruyor Reeves. Laurie Kennedy'yi? Mthi para.
Tanyorum o kz, diyorum, sonra itiraf ediyorum, yani tanrdm.
Ne diyorsun sen ya? diye soruyor Hamlin, ilgilendi. Ne diyor bu ya, Reeves?
nk onunla kt da ondan, diyor Reeves, istifini bozmadan.
Sen nereden bildin? diye soruyorum, glmsyorum.

Kzlar beenir Bateman'. Reeves biraz sarho gibi. Sen GQ'sun. Kesin GQ'sun sen,
Bateman.
Teekkrler beyler, ama... Alay edip etmediini bilmiyorum, ama ne olursa olsun,
gururlanyorum, yakkllmn etkisini azaltmak iin, Karakteri feci kzn, diyorum.
Aman yahu, Bateman, Hamlin homurdanyor. Ne fark eder ki?
Ne? diyorum. Ama yle.
Ne yazar? Vcudu gzel olsun da. Laurie Kennedy tam bir yavru diye srarla tekrarlyor
Hamlin. Onunla baka nedenlerle ilgilendim demeye kalkma bana.
Karakterleri iyi oldu mu... mutlaka yolunda gitmeyen bir eyler var demektir, diyor
Reeves, kendi dediini kendisi de anlamad.
Karakterleri iyiyse ve de gzellikleri sper deilse yani- Reeves ellerini havaya kaldryor,
ne anlatmak istiyorsa, -aman, kimin sikinde?
Bak, hipotez olarak diyelim, tamam m? Ne olurmu karakterleri iyi olursa?
yilik, holuk. Hipotez olarak daha bile iyidir hatt, ama- diyor Hamlin.
Biliyorum, biliyorum, Glmsyorum.
yi karakterli kz diye bir ey yoktur diyoruz hep bir azdan, kahkaha atyoruz, ve ak
yapyoruz.
yi karakterli kz dediin, diye lafa balyor Reeves, kk ta gibi bir vcudu olan, btn
cinsel talepleri ok fazla orospulamadan yerine getiren ve esas itibaryla o siktiimin salak
enesini tutan bir pilitir.
Dinleyin, diyor Hamlin, bayla onaylayarak. yi karakterli olup da ayn zamanda akll ya
da matrak ya da belki zekimsi gibi ya da hatt belki yetenekli -ne demek olduunu sormayn
bu yetenek denen eyin- olan tek pili cinsi irkin pililerdir.
Tamaaaa-men. Reeves bayla onaylyor.
Sebebi de, suratlarna baklmayacak gibi olduklarn gizlemek zorundadrlar Hamlin
sandalyesinde geriye yaslanyor.
Bakn, ben hep u teoriyi savunmuumdur, diye sze giriyorum, erkekler sadece
dllemek iin yaratlmlardr, sadece soyu srdrmek iin, anlyor musunuz?
kisi de balaryla onaylyorlar.
te bunu yapmann tek yolu da, szckleri dikkatle seerek devam ediyorum, ...ta gibi
yavrulardan... tahrik olursun, ama bazen para ya da hret de-
Amas yok, diye szm kesiyor Hamlin. Bateman, yani bana Oprah Winfrey'le zenginlikse zenginlik, nse n- yapacan m sylemek istiyorsun, ya da Nell Carter'a
muamele mi ekeceksin -Broadway'de ovu var, ses mthi, para gani-
Dur, diyor Reeves. Nell Carter da kim?
Dinle bak, Bateman, diyor Hamlin. Pililerin tek varlk nedeni bizi tahrik etmektir, senin

de dediin gibi. nsan soyunun devam, tamam m? Bu kadar- kisinden bir zeytin alp
azna atyor, basit.
Mahsustan biraz sustuktan sonra, Ed Gein'n kadnlar hakknda ne dediini biliyor
musunuz?
Ed Gein m? diye birimiz soruyor. Canal Bar'daki metrdotel mi?
Hayr, diyorum. Toplu cinayetler ileyen bir katil, 1950'ler, Wisconsin. lgin bir herifmi.
Sen hep byle eylerle ilgilenmisindir Bateman, diyor Reeves, sonra Hamlin'e dnp,
bakn, u yaam ykleri var ya, Bateman onlar okur: Ted Bundy, Son of Sam, Fatal
Vision, Charlie Manson. Hepsini.
Peki ne demi Ed? diye soruyor Hamlin, ilgilendi.
Demi ki, diye balyorum. Bana doru gelen gzel bir kz grnce iki ey dnrm.
Bir yanm onunla kmak, ona gerekten iyi, ho davranmak, gerektii gibi davranmak ister.
Susuyorum, J&B'mi bir dikite bitiriyorum.
teki yan ne dnrm? diye soruyor Hamlin aktrmyormu gibi.
Mzran ucuna geirilmi kellesinin nasl grneceini, diyorum.
Hamlin'le Reeves nce birbirlerine, sonra bana bakyorlar, ben glmeye balyorum, onlar
da rahatsz rahatsz bana katlyorlar.
Dinleyin, yemee ne dersiniz? diyorum. aktrmadan konuyu deitiriyorum.
Bat Yakasnn yukarsndaki u Hint-Kaliforniya lokantasna ne dersiniz? nerisinde
bulunuyor Hamlin.
Bana uyar, diyorum.
Bana da iyi geldi, diyor Reeves.
Hamlin soruyor, Kim yapacak rezervasyonlar?

ezlonglar
Pazartesi gecesi Courtney Lawrence beni yemee davet ediyor, davette hafif cinsel
arml bir hava olduu iin kabul ediyorum, ama iin iinde i var, nk yemekte Scott
ve Anne Smiley adnda iki Camden mezununa katlanmamz gerekiyor. Columbus'da,
ezlonglar adnda yeni bir lokanta semiler, sekreterime neler smarlamam gerektii
konusunda bugn yle ayrntl bir inceleme yaptrttm ki, brodan kmadan nce nmde
alternatif mn duruyor. Bitmez tkenmez taksi yolculuumuz srasnda Courtney'in bana
Scott ve Anne hakknda anlattktan -ocuk bir reklam ajansnda alyor, kz babasnn
parasyla lokantalar ayor, son olarak da Dou Yakasnn yukarsndaki 1968'i am- gn
boyu yaptklarn dinlemekten ancak biraz daha skc; Elizabeth Arden'da yz bakm,
Pottery Barn'da mutfak aletleri alverii (stelik de btn bunlar lityumlu kafayla), sonra
Harry'e geli, orada Charles Murphy ve Rusty Webster'la iki iiimiz, Courtney'in masann
altna koyduu Pottery Barn mutfak aletlerini orada unutuu. Scott'la Anne'in hayatlarnn,
beni uzaktan uzaa ilgilendiren tek ayrnts, evlendikten on yl sonra Koreli bir olan

ocuunu evlat edinmeleri, ona Scott Jr. Adn vermeleri ve ocuu, Scott'n benim
dnemimden drt yl nce okuduu Exeter a yollamalar.
Takside Courtney'yi uyaryorum. Rezervasyon yaptrmadlarsa yaktm ralarn
Sen puronu ime yeter, Patrick, diyor stne basa basa.
u Donald Trump'n arabas m? Yanmzda trafikte skp kalm bir limuzini iaret
ediyorum.
Aman, Patrick. Kapa eneni. Dili dolanyor, ila uyuturmu.
Biliyor musun Courtney, Bottega Veneta evrak antamda hemen karp takabileceim bir
walkman duruyor, diyorum. Biraz daha lityum alsana. Ya da bir Diet coke i. Biraz kafein
seni bu uyuukluktan ekip karabilir.
Sadece ocuum olsun istiyorum, diyor yumuak bir sesle, pencereden darya bakyor,
grmeden. Sadece... iki... kusursuz... ocuk.
Bana m sylyorsun, yoksa ofr apalna m? diyorum i eker gibi, ama srailli
ofrn de duyabilecei kadar yksek bir sesle, ve tahmin edilebilecei gibi Courtney hibir
ey sylemiyor.
Bu sabahki Patty Winters ov, 'Parfmler, Rujlar ve Makyajlar' hakkndayd. Courtney'nin
kt Luis Carruthers, ehir dnda, Phoenix'de ve perembe gecesi ge saatlere kadar
Manhattan'a dnmeyecek. Courtney, Bill Blass yn ceket, yelek, yn jarse tirt ve yn
gabardin pantolon giymi, kulaklarnda Gerard E. Yosca'dan kristalli, mineli ve altn kaplama
klips kpeler, ayaklarnda Manolo Blahnik'in d'Orsay modeli ipek saten topuklu ayakkablar.
Benim zerimde Alan Flusser'dan llerime gre yaplm tvit ceket, pantolon ve pamuklu
gmlek, Paul Stuart'dan ipek kravat. Spor salonunda bu sabah Stairmaster makinesinin
banda yirmi dakika kadar beklemek zorunda kaldm. Krkdokuzuncuyla Sekizinci
sokaklarn kesitii yerde dilencinin birine bir dolar sallyorum, ardndan siktir iareti
ekiyorum.
Bu gece sohbet Elmore Leonard'n yeni kitab -okumadm-ve kimi yemek yazarlar okudum- evresinde geliiyor; Sefiller mzikalinin ngiliz kastingi mi daha iyi, Amerikan
kastingi mi; ikinci Sokak'la Seksennc Sokak'n kesindeki yeni El Salvador bistrosu;
dedikodu stunlarnn hangisi daha baarl, Post'unki mi, News'n ki mi? Anne Smiley le
ortak bir tandmz olduu ortaya kyor, Aspen'daki Abetone'da alan bir garson kz.
Geen Noel'de oraya kayak yapmaya gittiimde bir sa spreyi kutusuyla rzna gemitim.
ezlonglar, kalabalk bir yer, mzik kulak paralyor, yksek tavanlar dolaysyla akustii feci
ve yanlmyorsam, tavann kelerine yerletirilmi hoparlrlerden gelerek uultuya elik
eden de White Rabbit'in bir New Age dzenlemesi. Forrest Atwater'a benzeyen biri briyantinlenmi sar sa, kzl baa ereveli numarasz gzlkler, Armani takm elbise,
pantolon asks- Drexel'de yatrm bankacs olan Caroline Baker'la oturuyor -galiba- ve kz
ok iyi grnmyor. Daha fazla makyaja ihtiyac var, Ralph Lauren tvit elbise de onu ok
sert gstermi. Yukarda nde, bana yaknnda vasat bir masada oturuyorlar.
Yemeklerimizi smarladktan sonra, Buna Kaliforniya klasik mutfa diyorlar, diyor Anne,
bana iyice sokularak. Bu cmleye bir tepki gstermek gerekiyor herhalde, Scott ile

Courtney de Post'un dedikodu stununu tartmakla megul olduklar iin cevap vermek
bana dyor.
Yani bildiimiz Kaliforniya mutfandan farkl olarak m? diye soruyorum dikkatle, her
kelimeyi tartarak, sonra yarm azla ekliyorum, yoksa post-Kaliforniya mutfandan m
demeliyim?
Biliyorum, evet, kulaa sadece in bir laf gibi geliyor ama inan, arada dnyalar kadar fark
var. Onlardan ok daha incelikli; diyor, ama gncel der
Post-Kaliforniya mutfan duymutum, diyorum. Lokantann dekorunun fena halde
bilincindeyim u anda: dtan geen borular, stunlar, ak pizza frn, ve... ezlonglar.
Tadna baktm bile hatt. Kk boy sebzeler, deil mi? Burritolarn iinde tarak midyeler?
Wasabi krakerleri? Bildim mi? Ha bu arada, sana tpk Garfield a benzediini syleyen oldu
mu hi, ama araba altnda kalm, derisi yzlm ve de birileri veterinere koturmadan
nce zerine irkin bir Ferragamo sveter geirilivermi bir Garfield'a? Fusilli? Brie peyniri
zerine zeytinya?
Aynen, diyor Anne, etkilendi. Oh Courtney, nerden buldun Patrick'i? Ne kadar bilgili Yani
Kaliforniya mutfa deyince Luis'nin aklna gelen, yarm portakalla biraz dondurmaldr.
Yaylyor, geviyor, bir kahkaha atyor, beni de kendisiyle birlikte glmeye tevik ediyor,
isteksizce katlyorum.
tah aclardan, irili ufakl mrekkep bal paralaryla kark kk smarlyorum. Anne
ve Scott, ikisi de menekeli kei bal yahnisi smarlyorlar. Courtney mny okuyuncaya
kadar yle yoruldu ki, neredeyse uyuyakalacakt ama tam sandalyesinden kayp dmeden
nce ben omuzlarndan tutup dorulttum, Anne de ona basit ve hafif bir eyler smarlad,
Cajun usul patlam msr gibi, mende yok aslnda ama Anne, aba Noj'u ahsen
tanyor, o sayede biraz hazrlatveriyor... Courtney iin zel olarak! Scott'la Anne, hepimizin
bir eit zeri kzarm, ii ok az pimi barbunya bal smarlamamzda srar ettiler,
ezlonglarn bir spesiyalitesi, anslar varm ki, Jean'in benim iin hazrlad men
alternatiflerinden birinde bu antrenin ad geiyordu. Eer gemeseydi, ve smarlamam iin
ille de srar etselerdi, bu gece yemekten sonra sabaha kar saat ikide -David Letterman'la
Gece yarsndan sonra- Anne'le Scott'n atlyelerine dalar, Anne'e Scott'n gsnde
atm deliklerden kanlar aka aka geberiini seyrettirdikten sonra, ikisini de baltayla
dorar, sonra bir yolunu bulup Exeter'a gider, oullarnn o ekik gzl suratna bir ie
kezzap boaltrdm. Garsonumuz ufak tefek ve fstk gibi, psklleri yalanc incilerle ssl
dore timsah derisi pabular giymi, Videokasetleri dkkan geri gtrmeyi unuttum, iimden
kendi kendime kfrediyorum, bu arada Scott iki byk ie San Pellegrino smarlyor.
Scott bana, Buna Kaliforniya klasik mutfa diyorlar, diye anlatyor.
Neden hep beraber Zeus Bar'a gitmiyoruz gelecek hafta? diye soruyor Anne, Scott'a.
Cuma gnne yer ayrtmakta zorluk eker miyiz sizce? Scott'n stnde, Paul Stuart'dan
krmz, mor ve siyah izgili bir kamir sveter, Ralph Lauren fitilli kadife bol pantolon ve
Cole-Haan deri makosenler var.
ey... belki, diyor.

Bu ok iyi bir fikir. oook beendim, diyor Anne. Tabandan kk bir meneke alyor,
dikkatle dilinin zerine yerletirmeden nce iei kokluyor. zerinde Koos Van Den Akker
Couture'den krmz, mor ve siyah renklerde elde rlm moher kazak, Anne Klein'dan bir
pantolon ve burnu ak topuklu pabular var.
Bir garson, deminki yavru deil ama, iki siparii almak zere salna salna geliyor.
J&B. Sek, diyorum herkesten nce.
Courtney buzlu ampanya sylyor, bu iten ie tiksindiriyor beni. Oh, diyor aklna bir ey
gelmi gibi, bir dilim de ey alabilir miyim, neydi?
Bir dilim de ne? diyorum, sinirlendim artk, kendimi tutamyorum. Dur ben syleyeyim.
Kavun mu? O srada aklmdan u allann cezas videokasetleri neden geri vermedin
Bateman, seni budala orospu ocuu diye geirmekteyim.
Bir dilim limon herhalde, hamfendi, diyor garson, bana buz gibi bir bak frlatarak.
Evet, tabii. Limon. Bayla onaylyor Courtney, o baka yerlerde u anda -ama keyfi
yerinde, dnya umurunda deil.
Bana bir bardaak... hay allah, Acacia ieyim bari, diyor Scott, sonra masaya dnerek:
Beyaz m istesem? Gerekten Chardonnay imek istiyor mu canm? Bal Cabernet'yle
yiyebiliriz.
gitsin, diyor Anne neeyle.
Oldu, eey... ah, buldum, Sauvignon, beyaz, diyor Scott. Garson akn glmsyor.
Scottie! diye lk atyor Anne. Sauvignon beyaz m? aka yaptm, diye kkrdyor
Scott. Chardonnay ieceim. Acacia.
Sen kesin manyaksn. Anne glmsyor, rahatlad. ok komiksin Scottie.
Chardonnay ieceim, diyor Scott garsona.
Aferin, diyor Courtney, Scott'n elini svazlyor.
Ben yalnzca... Anne duruyor, bir tartyor syleyeceini. Oh, ben sadece bir Diet cola
ieyim.
Scott zeytinya dolu kk bir tasa bandrd ekmekten bam kaldrp bakyor. Bu
gece imiyor musun?
Hayr, diyor Anne, hnzr hnzr glmsyor. Kimbilir neden? Ayrca kimin sikinde?
Havamda deilim.
Bir kadeh Chardonnay bile mi? diye soruyor Scott. Bir Sauvignon beyaz'a ne dersin?
Saat dokuzda aerobik dersim var, diyor beriki, bir tereddt geiriyor, denetimini
kaybeder gibi oluyor. Gerekten, imemeliyim.
E iyi o zaman, ben de bir ey imeyeyim, diyor Scott, yznden hayal krkl okunuyor.
Aslnda benim de sekizde
Xclusive'de aerobiim var.

Yarn sabah sekizde benim nerede olmayacam merak edeniniz var m? diye
soruyorum.
Hayr, canm. Acaciay ne kadar sevdiini biliyorum. Anne uzanp Scott'n elini ellerinin
arasna alyor.
Hayr, bebek. Pellegrino'yla yetineceim, diyor Scott, ieyi gsteriyor.
Parmaklarm son derece grltl bir biimde masaya vurarak kendi kendime hastir,
hastir, hastir, hastir diye mrldanyorum. Courtney'nin gzleri yan kapal, nefesi sklat.
Dinle. Bir lgnlk yapacam, diyor Anne en sonunda. Romlu Diet Cola ieceim.
Scott iini ekiyor, sonra glmsyor, hatt az kulaklarna varyor. Diet cola kafeinsiz,
deil mi? diye Anne garsona soruyor.
Biliyor musun? diye szn kesiyorum, Diet Pepsi imelisin. ok daha iyi.
yle mi? diye soruyor Anne. Nasl yani?
Diet Cola yerine Diet Pepsi imelisin. ok daha iyi. Daha karbonlu. Tad daha temiz.
Romla daha iyi gidiyor ve sodyum oran da daha dk.
Garson, Scott, Anne, hatt Courtney bile -hepsi bana bakyorlar, sanki eytani, maheri bir
cmle sarf etmiim, kutsal bir miti alaa etmiim, sk skya korunan bir yemini bozmuum
gibi, ezlonglarda neredeyse t kmyor o an. Dn gece Inside Lydia's Ass diye bir film
kiraladm, iki Halcion yutup bir de -hakikaten- Diet Pepsi yudumlarken seyrettim. Lydia gneten tamamen yanm, oksijen sarn ta gibi bir yavru, kusursuz bir k ve nefis,
kocaman memeleri var- dn ayak zerinde koca malafatl bir herifinkini azna alrken,
vajinasnn etrafndaki kllar tral ufak tefek baka ta gibi bir yavru Lydia'nn arkasna
meldi, kn yalayp nn emdikten sonra, Lydia'nn kna uzun, yal, gm bir
vibratr soktu, nn emmeye devam etti, o esnada byk malafatl Lydia'nn yzne geldi,
Lydia o srada onun taaklarn yalamaktayd, Lydia orgazm oldu, sahiciye benzeyen,
olduka gl bir orgazm, Lydia'nn arkasndaki kz srnp geldi, Lydia'nn suratndaki
meniyi yalad, sonra da gm vibratr Lydia'ya yalatt. Yeni Stephen Bishop geen sal
kt, dn Tower Records'dan CD'sini, kasetini ve plan aldm, nk ne de sahip
olmak istiyorum.
Bakn, diyorum, sesim duygu younluundan titreyerek, neyle istiyorsanz onunla iin,
benim nerim Diet Pepsi, sadece bunu sylemek istedim. Kucama bakyorum,
kucamda-ki mavi kuma peeteye, peetenin kenarna ezlonglar ad ilenmi, bir an
alayacak gibi oluyorum; enem titriyor, yutkunamyorum.
Courtney elini uzatp hafife bileime dokunuyor, Rolex'imi okuyor. Tabii, Patrick, tabii.
Bak, gerekten-
Karacierimin yaknlarnda bir sanc, bu duygu selini bastryor, sandalyemde
doruluyorum, irkildim, ardm, garson gidiyor, Anne bana son David Onica sergisini grp
grmediimi soruyor, biraz sakinleiyorum.

Grmediim ortaya kyor, ama orijinal bir Onica'm olduunu syleyecek kadar da
ucuzlamak istemediim iin masann altndan Courtney'yi hafife tekmeliyorum. Bu onu
lityum sersemliinden ekip karyor ve kurulmu gibi, Patrick'in bir Onica's var.
Gerekten, diyor.
Honut, glmsyorum; J&B'mi yudumluyorum.
Oh, harika bir ey bu, diyor Anne.
Gerekten mi? Onica ha? diye soruyor Scott. Bayaa pahal, deil mi.
Valla, u kadarn syleyeyim... kimi yudumluyorum, birden kafam kart, ne... ne...
demek... u kadar? Hi.
Courtney bir tekme daha yemekten korkarak iini ekiyor. Patrick'inki yirmi bin dolara
geldi. Can skntsndan ldracak raddelerde, kk bir msr ekmei parasn
didiklemekte.
Ona lmcl bir bak frlatp, tslamamaya alarak, h, hayr, Courtney, elliye; diyorum.
Baklarn, parmaklarnn arasnda ufalamakta olduu msr ekmeinden yavaa
kaldrarak o lityum sarhou haline ramen, bana yle kt bir bakla bakyor ki,
otomatikman trsyorum, Onica'nn bana aslnda sadece on iki bin dolara mal olduunu Anne
ile Scott'a aktrmyor neyse ki. Ama Courtney'in rktc bak -geri ar tepki
gstermi olabilirim; o belki de onaylamayan gzlerle stunlardaki desenlere, jaluzilere, ban
epeevre saran mor lalelerle dolu. Montigo vazolara bakyor-dur- bir Onica satn alma
prosedr zerine uzun uzadya aklamalarda bulunamayacak kadar korkutuyor beni.
Kolayca yorumlayabileceim bir bak bu. Uyaryor: Bana hele bir daha tekme at, bu gece
avucunu yalarsn, anladn m?
Bence... diye sze balyor Anne.
Soluumu tutuyorum, yzm sinirden gerili.
...ucuz, diyor, aznn iinde geveliyor.
Soluumu salyorum. Evet, yle. Mthi bir kelepirdi, sayende, diyorum, yutkunarak.
Ama elli bin... Scott hl pheli.
ey, bence onun yaptlarnda... onlarda bir eit... nasl desem... harika bir proporsiyon
duygusu, yzeysellikle alay etmeyi amalayan bir yzeysellik var. Susuyorum, sonra New
York dergisinde grdm bir eletirideki cmleyi hatrlamaya alarak tekrarlyorum:
Yzeysellikle alay...
Luis'nin de bir Onica's yok mu, Courtney? diye soruyor Anne, sonra Courtney'yi
drtyor, Courtney?
Luis'nin de... nesi... yok mu?.. Courtney sanki boaltmak ister gibi kafasn sallyor,
gzlerini de iri iri ayor ki, kendiliinden kapanmasnlar.
Luis kim? Scott soruyu sorarken, bir yandan da demin komi ocuun masamza brakt
tereyan almas iin garson kzlardan birine el ediyor, nasl da bir sosyal hayvan.

Courtneynin yerine Anne cevap veriyor. Courtney'nin kt ocuk. Courtney'nin kafas


allak bullak, gzlerini dikmi benden yardm diliyor.
O nerede? diye soruyor Scott. Texas'da, diyorum abucak. Kent dnda, Phoenix'de
yani.
Hayr, diyor Scott, Hangi irkette demek istedim.
L.F. Rothschild, diyor Anne, dorulamas iin Courtneye bakacak gibi oluyor, sonra
dnp bana bakyor. yle deil mi?
Hayr. P & Pde, diyorum. Birlikte alyoruz, yle saylr yani.
Bir aralar Samantha Stevens'la kmyor muydu? diye soruyor Anne.
Hayr, diyor Courtney. Birisi bir fotoraflarn ekmiti de, Wde kmt, o kadar.
Gelir gelmez ikimi yuvarlyor, hemen bir tane daha smarlyorum; Courtney'nin tam bir
yavru olduunu aklmdan geiriyorum, ama seksin hibir trls u yemee demez. Ben
tam odann br ucundaki ahane bir kadn dikizlemekteyken -sarn, koca memeler,
bedeni saran elbise, dore topuklu saten ayakkablar- sohbet iddetle vites deitiriyor,
Scott bana yeni CD player'ndan bahsederken, Anne her eyden habersiz, kafay uurmu,
konuulanlardan tamamyla bihaber Courtneye yeni sodyum oran dk budayl, pirinli
pasta eitlerinden, taze meyvelerden ve New Age mziinden, zellikle de Manhattan
Steamroller'dan sz ediyor.
Aiwa, diyor Scott, Sesini duyacaksn. Sesi- duralyor, zevkten gzlerini yumuyor, msr
ekmeini iniyor, "muh-te-em.
Eeee, biliyor musun Scottie, Aiwa fena deil. Canna yandmn, sen daha yle san,
Scottie diyorum iimden. Ama aslnda en babalar Sansuidir. Susuyorum, sonra ekliyorum.
Yakinen biliyorum. Benimki Sansui.
Ben en babalar Aiwa sanyordum. Scott endieli grnyor, ama beni memnun etmeye
yetecek kadar da allak bullak olmad.
Katiyen, Scott, diyorum. Aiwa'nn dijital uzaktan kumandas var m?
H. diyor. Bilgisayar kontrol? H-hu. Tam manasyla hakiki bir salak. Setin pikabnn
metacrylate ve pirin kark tablas var m? Evet. Yalan atyor orospu ocuu!
Radyosu... Accophase T-106 m? Tabii, diyor, omzunu silkerek. Emin misin? diyorum.
yi dn. H. Galiba, diyor, fakat biraz daha msr ekmei almak iin uzanrken eli
titriyor. Hoparlrler ne?
Eee, ahap Duntech. ok acele cevap verdi.
Grdn m, sersem kafa! Hoparlrlerin Infinity RS V olacak, diyorum. Ya da-
Dur bir dakika, diye szm kesiyor. V hoparlr m? Hi V hoparlr diye bir ey
duymadm.
te, ben de onu diyorum ya, diyorum. V hoparlrn yoksa, siktiimin walkman'ini dinle
daha iyi.

Bu hoparlrler baslar nereye kadar verebiliyor? diye soruyor kukulu bir sesle.
Ultrabas frekans, on be hertz, diye kedi gibi mrlyorum, her kelimenin tadn
karyorum.
Bu onun bir sre enesini kapamaya yaryor. Anne, ya alnm, dondurulmu yourdun
faziletlerinden bahsederek kulak trmalamakta. Doruluyorum, Scott'u kst oturttuum
iin sevinliyim, ama arabuk toparlanyor ve lafa giriyor, Neyse- ucuz, boktan bir stereo
set sahibi olmay umursamyormu rol oynamakta- bugn yeni Phil Collins'i aldk. Groovy
Kind of Love' bunda ne gzel yorumlam, dinlemelisin.
Yaa, bence gelmi gemi en iyi arks, diyorum, karlkl mavra atyoruz- geri nihayet
Scott'la benim zerinde anlatmz bir ey bulduk ama, o srada zeri kzarm
barbunyalar geliyor, grnleri bir garip, Courtney zr dileyerek kalkyor, tuvalete gidiyor,
yarm saat sonra hl ortalkta grnmeyince lokantann arka tarafna gidiyorum ve onu
vestiyerde uyur buluyorum.
Evine vardmzda soyunup uzanyor, bacaklar -solaryumlu, aerobikli, kasl, altrlm
bacaklar- iki yana ak, ben diz km onu yalyor, bir yandan da kendimi getiriyorum,
yalamaya ve emmeye baladmdan beri iki kere geldi, smsk ve ate gibi ve slak,
bacaklarn kapattrmyorum, bir elimle onu parmaklyor, tekiyle de kendim sert kalmaya
alyorum. Onu havaya kaldrp dilimi iine sokmaya alyorum, ama o istemiyor, o
yzden bam ondan kaldrp Portian antika komodinin zerinden D'Oro'dan alnma seramik
kaseyle Tensor halojen lambann yanndaki Palio kllkte duran prezervatifi alyorum, paketi
slak, becerikli iki parmamla ve dilerimle yrtarak ayorum, sonra kolaycack
geiriyorum.
Beni dzmeni istiyorum, diye inliyor Courtney, bacaklarn havaya kaldrnca vajinas daha
da alyor, kendini parmaklyor, parmaklarn bana yalatyor, trnaklar uzun ve krmz,
Stuart Hall jaluzilerden gelen sokak lambalarnn nda parlayan slak vajinasnn tad
pembe ve tatl, parmaklarn soumadan hemen azma ve dilime sryor.
Evet, diyorum, zerine kyor, zarif bir hareketle iine giriyorum, dudaklarn ezerek
pyorum, hzla gidip geliyorum, penisim, kalalarm lgn bir hzla girip kyor, cinnet
geirir gibi kendi ivmeleriyle gidip geliyorlar, uaklarmn dibinde, kmn deliinde orgazm
olacamn belirtisi, atlayacak kadar sertlemi organmdan yukarya doru ykseliyor ama sonra pmenin ortasnda bam kaldryorum, dili azndan sarkm ylece
kalakalyor, kendi krmz, kabarm dudaklarn yalamaya balyor, ben hl gidip
geliyorum ama hareketlerim hafifliyor artk... bir... bir... sorun var sanki, ama ne olduunu
hemen bulamyorum... ama komodinin zerindeki yan dolu Evian iesine bakarken birden
aklma geliyor, hastiir diye inleyip iinden kyorum.
Ne oldu? diye inliyor Courtney. Bir ey mi unuttun?
Cevap vermeden ilteden kalkmyorum, prezervatifi ekerek karmaya alarak de
kalka banyoya gidiyorum, tam kolaylamken kazayla Genold baskle taklyorum, ayn
anda elektrii de amaya alyorum, bu arada ayak baparmam arpyorum, derken,
kfrede kfrede ecza dolabn amay baaryorum.

Patrick, ne yapyorsun? diye sesleniyor yatak odasndan.


Suda zlebilen sperm ldrc kremi aryorum, diye sesleniyorum cevap olarak. Ne
yaptm sanyorsun? Advil mi aryorum sence?
.Oh tanrm, diye bir lk atyor. zerinde yok muydu?"
Courtney! Dudamn zerinde kk bir jilet kesii fark ediyorum. Nerede o?
Seni duyamyoruuum, diye baryor.
Luis'nin losyon zevki feci, diye mrldanyorum, bir Paco Rabanne iesini alp burnuma
tutuyorum.
Ne diyorsuuun? diye baryor.
Suda zlebilen sperm ldrc krem, diyorum bararak, aynal dolabn iine
bakyorum, jilet kesiine srmek zere Clinique'in kanta ubuuna baknyorum. Ne
demek-nere-de? diye sesleniyor. Senin zerinde yok muydu ki?
Allahn belas suda zlebilen sperm ldrc krem nerede? diye haykryorum. Suda!
zlebilen! Sperm! ldrc! Krem! Bu kelimeleri haykrrken Clinique fondteninden
biraz alp yarann zerine sryorum, sonra sam geriye yatrarak taryorum.
En st rafta, diyor, galiba.
Ecza dolabn kartrrken gzm kvetine gidiyor, son derece sradan olduunu fark
ediyorum, dayanamyorum, Bana baksana Courtney, banyona biraz ekidzen ver de u
kveti talatacak msn, yoksa Jakuzi seti mi ekleyeceksin, ne yapacaksan yap. Bararak:
Beni duyuyor musun Courtney?
Uzunca bir aradan sonra, Evet... Patrick. Seni duyuyorum, diyor.
Tp nihayet byk bir ie -kavanoz- Xanax'n arkasnda buluyorum ve km tamamyla
inmeden nce prezervatifin ucuna, ieri bir parmak koyuyorum, geri kalan lateks klfn
zerine sryorum, yatak odasna dnyorum, iltenin zerine yle bir atlyorum ki, o
Patrick, bu yatak, allann belas bir trambolin deil, diye azarlyor beni. Aldrmyorum,
zerine eilip dalyorum Courtney'nin iine, annda kalalarn havaya kaldryor gidi
gelilerimi karlamak iin, sonra baparman yalayp klitorisini ovalamaya balyor. Uzun
uzun hzl hzl darbelerle aletimin vajinasna girip kn seyrediyorum.
Dur, diyor soluk solua.
Ne? diye inliyorum, ardm ama tam gelmek zereyim. Luis gck keinin teki, diyor
soluk solua, beni dar itmeye alyor.
Evet, diyorum, zerine abanp kulan yalyorum doru,
Luis gck keinin teki. Ondan ben de nefret ediyorum. Psrk erkek arkadandan
duyduum tiksintinin gcyle, daha da hzl gidip gelmeye balyorum, birazdan
boalacam.
Hayr, sersem, diye homurdanyor. Bazsnn ucu kesecik-li, dedim. Luis gck keinin
teki, deil. Bunun ucu kesecikli mi? Kalk stmden.

Ne -ne mi? diye inliyorum.


k iimden, diye homurdanyor, debeleniyor.
Seni dinlemiyorum, diyorum, azm onun sert, byk memeler zerine kondurulmu
kk, kusursuz, sertlemi meme ularna indiriyorum.
k diyorum, allann cezas! diye haykryor.
Ne istiyorsun Courtney? Homurdanyorum, gidip gelilerimi yavalatyorum, sonunda
doruluyorum, yar yarya onun iindeyim hl, dizlerim krk olarak zerindeyim. Kendini
yatan baucuna doru geriye ekiyor, malafatm kayp kyor.
Normal ulu. aret ediyorum. Galiba.
I yak, diyor, dorulup oturmaya alyor.
Amaan be, diyorum. Gidiyorum ben.
Patrick. Sesinde bir uyar gizli. I yak.
Uzanp halojen Tensor'u yakyorum.
Normal ulu, grdn m? diye soruyorum. N'olmu?
kar, diyor serte.
Neden?
nk ucunda en az yarm santim boluk kalmal da ondan, diyor. Gslerini Herms
bir earpla nyor, sesi ykseliyor, sabr tamak zere, boalmann iddetini
karlayabilsin diye.
Ben buradan kp gidiyorum. Tehdidi savuruyorum, ama bir yere kmldamyorum.
Lityumun nerede senin?
Ban bir yastn altna sokuyor ve aznn iinde bir eyler yuvarlyor ve cenin
pozisyonuna geiyor. Alamaya balyor galiba.
Lityumun nerede, Courtney? Sakin bir sesle yeniden soruyorum. Alman lazm,
Gene anlalmaz bir eyler mrldanlyor, ban sallyor -hayr, hayr, hayr,- yastn
altnda.
Ne? Ne dedin sen? zoraki bir kibarlkla soruyorum, bir yandan da elimle hafif hafif
kendiminkini svazlayarak sen kalmasn salyorum. Nerde? Yastn altndan duyulur
duyulmaz hkrklar.
Alyorsun u anda ve seni nispeten daha iyi duymakla birlikte, gene de dediklerinin tek
kelimesini anlamyorum. Yast bann stnden ekip almaya alyorum. Evet, sesin
ksn!
Gene bir eyler geveliyor, gene bir ey anlamyorum.
Courtney. Bir uyar gizli sesimde, imdi tepem atacak. Eer demin sandm eyi
dedinse; eer lityumunun buzdolabnda Frusen Gldje dondurma kutusunun yannda
olduunu ve sorbe olduunu sylemek istiyorsan -haykryorum artk-gerekten de bunu

sylyorsan, o zaman ldrrm seni. Sorbe mi? Lityumun aslnda sorbe mi? Bunlar lk
la syleyip nihayet yast bandan ekip alyorum, suratna iddetli bir tokat
atyorum.
Bu herif gvenliksiz seks yapmakla beni tahrik ettiini mi sanyor be!" diyor, lk la.
Aman, gerekten demez btn bunlara, diyorum azmn iinde, prezervatifi biraz aa
ekiyorum, yarm santim kadar -daha az aslnda. Evet, Courtney ne iinmi bu, syle
bakalm? Ha? Anlat bakalm. Bir tokat daha atyorum, hafife bu sefer. Neden yarm
santim kadar aa ekecekmiiz prezervatifi? Boalmann iddetini karlayabilsin diye!
Hayr, ben tahrik olmuyoruuum iteee! Histeri krizi geirmekte, gzyalar iinde, boula
boula alyor. Terfi alacam yaknda. Austosta Barbados'a gideceim, her eyi berbat
edecek bir cinsel hastalk almak istemiyorum bama. Bouluyor, ksryor. Allahm,
bikini giyebilmek istiyorum, diye zrlyor. Bergdorfs'dan satn aldm Norma Kamali
bikinimi.
Kafasn kavryorum ve prezervatifte yaptm ayarlamaya bakmas iin zorluyorum.
Grdn m? Mutlu musun? Aptal orospu seni! Mutlu musun, seni aptal kanck?
Benimkine bakmadan, Oh tanrm, hadi olsun bitsin ank, diyor hkrklar iinde ve yataa
devriliyor.
Serte iine giriyorum ve yok denecek kadar clz bir orgazma ulatryorum kendimi, bir
biimde hazr olduum, ama gene de byk d krklmn sonucu olan iniltim Courtney
tarafndan zevk olarak anlalyor ve hkrklara boulmu halde yatakta altmda yatarken
bir an tahrik oluyor, elini aaya gtrp kendine dokunmaya kalkyor, ama neredeyse
hemen o an -aslnda daha gelmekteyken- snmeye balyorum, gene de iinden karken
sert kalmazsam fttracandan korktuum iin prezervatifin dibini skyorum, sonra
kelimenin tam anlamyla porsuyup kyorum. Yatan bir tarafnda o, bir tarafnda ben,
yirmi dakika kadar yatyoruz, Courtney salya smk Luis'yi, Harry'nin Bar'nda unuttuu
antika ekmek tahtalarn, som gm peynir rendesini, teneke rek kutusunu sayklyor,
sonra beni azna almaya kalkyor. Seni tekrar dzmek istiyorum, diyorum ona, ama
prezervatif takmak istemiyorum nk bir ey hissetmiyorum. Bunun zerine azn snm
organmdan ekerek ldrc baklar yolluyor, sakin sakin, Takmayacak-san zaten hibir
ey hissetmeyeceksin demektir, diyor.

Toplants
Bana k sekreterim Jean, haber vermeden ofisime giriyor, saat on birde katlmam
gereken ok nemli bir irket toplantm olduunu sylyor. st yekpare cam Palazzetti
masamda oturmu, gzmde Ray-Ban'lerim, bilgisayar ekranna bakmaktaym, bir Nuprin
tableti iniyorum, dn gece Shout!'da Charles Hamilton, Andrew Spencer ve Chris
Stafford'la birlikte gayet masumane balayan kokain aleminden tr akamdan kalmaym;
oradan Princeton Club'a getik, sonra Barcadiaya devam ettik, buuk sralaryd Nells'e
dtk, sabahn erken saatlerinde banyoma gmlm, belki drt saatlik terli, ryasz bir
uykunun ardndan Stoli Bloody Mary'mi yudumlarken, bir toplantm olduu aklma geldiydi,

ama taksi yolculuu srasnda gene aklmdan km. Jean stre ipekli krmz bir ceket,
kenar dantelli bir etek, Susan Bennis Warren Edwards'dan zerleri saten kurdeleli krmz
set ayakkablar giymi, kulaklarnda Robert Lee Morris altn kaplama kpeler var. Orada
nmde durmu acm grmezden gelmekte, elinde bir dosya.
Bir dakika kadar onu yok sayarm gibi yaptktan sonra, sonunda gne gzlm
indiriyor ve grtlam temizliyorum. Evet? Baka? Syle Jean.
Bugn Bay Homur Homur'uz, yle mi? Glmsyor, dosyay rkeke masamn zerine
koyuyor. Orada durmu bekliyor hl... neyi, dn geceye dair anekdotlarla onu
elendirmemi falan m?
iyi bildin, apalm. Bugn Bay Homur Homur'uz, diyorum tslayarak, dosyay kaptm
gibi masann en st ekmecesine tkyorum.
Bana bakyor, hibir ey anlamad, sonra tam sngs dk bir suratla, Ted Madison
arad, James Baker da. Seninle altda Fluties'de bulumak istiyorlar, diyor.
Ona kt kt bakarak i geiriyorum. Evet, bu durumda ne yapman gerekiyor?
Tedirgin glyor, hl ayakta, gzleri iri iri ak. Emin deilim.
Jean. Onu odadan karmak zere ayaa kalkyorum. Ne-de-men-ge-re-ki-yor?
Aradan biraz geiyor ama sonunda, rkeke bir tahminde bulunuyor; Sadece... hayr...
m... diyeyim?
Sadece... hayr... de. Bamla onaylyorum, onu iterek dar karp arkasndan kapy
arpyorum.
Toplant iin brodan kmadan nce, Perrier ile iki tane Valium yutuyorum, sonra
kendinden nemli pamuk paracklaryla yzme l derileri temizleyen bir losyon
uyguluyorum, ardndan bir nemlendirici kullanyorum. zerimde ynl bir tvit takm elbise
var, bir de izgili pamuklu gmlek, ikisi de Yves Saint Laurent, Arman bir ipek kravat,
Ferragamo'dan siyah burunlu iki renkli ayakkablar. Dilerimi nce Plax'la temizliyor, sonra
fralyorum, sonra burnumu sildiimde, parmak kalnlnda, ipimsi kan ve smk paralar,
ne yazk ki hediye olmayan krk be dolarlk Hermes mendilimi lekeliyor. Ama gnde yirmi
litreye yakn Evian suyu iiyor ve dzenli olarak solaryuma gidiyorum, bir gecelik alem
tenimin ne yumuakln ne de rengini etkilemi. Cildim hl kusursuz. damla Visine
gzleri parlatr. Buz kesesi cildi gerginletirir. Uzun lafn ksas, kendimi bok gibi
hissediyorum, ama harika grnyorum.
Toplant odasna ilk varan da benim. Luis Carruthers uslu kpek yavrusu gibi ayaklarmn
dibinden yetiip geliyor, az farkla ikinci, yanmdaki iskemleye oturuyor, bu da demektir ki,
walkman'i kulaklarmdan karmam gerekecek. Ynl ekose bir spor ceket, ynl kumatan
pantolon, Hugo Boss pamuklu gmlek ve al desenli kravat-pantolon, yanlmyorsam Brooks
Brothers. Hemen Phoenbe'de Propheteers adnda bir lokantadan bahsetmeye koyuluyor,
aslnda konu ilgilendiriyor beni, ama
Luis Carruthers'n azndan deil, neyse ki on miligramlk Valium almm, o yzden idare
ediyorum. Bu sabah, Patty Winters ov'da Donner Partisi yelerinin varisleri vard.

Mteriler tamamen kr oydu, tahmin edersin; diyor Luis. Beni yerel bir Sefiller
prodksiyonuna gtrmek istediler, zaten
Londra'da grmtm, fakat-'
Propheteers'de yer ayrtmakta zorluk ektin mi? diye szn kesiyorum.
Hayr. Hi, diyor. Ge yedik.
Ne smarladnz?
Ben istiridye lbr, lotte ve fndkl tan yedim.
Lotte'yi iyi yapyorlarm diye duydum, diye mrldanyorum, dalgn dalgn.
Mteri, boudlin beyaz iti, kzarm tavuk ve cheesecake yedi.
Cheesecake mi? Bu basit, uzayl yemei gibi liste karsnda aklm karyor. Kzarm
tavuun zerinde ne tr sos ya da meyve vard? Deiik biimlerde kesilmi miydi?
Hibiri, Patrick, diyor, onun da akl kart, kzar... tlmt.
Ya Cheesecake, neliydi? Istlm myd? Ricotta peynirli cheesecake miydi? Kei peyniri
mi? iek ya da kini var myd iinde?
ey, basbaya... sadeydi, diyor, sonra ekliyor. Patrick, terliyorsun sen.
Kz ne yedi? diye soruyorum, onu duymazdan gelerek. Mterinin manitas.
ey, mevsim salatas, tarak ve limonlu tart.
Taraklar zgara myd? Sai miydi, tarak myd? diye soruyorum. Ograten miydi yoksa?
Hayr, Patrick, diyor Luis. K... kzartlmt.
Ben bu durum zerine kafa yorarken toplant odasna derin bir sessizlik hakim, uzun uzun
dndkten sonra, 'Kzartlm ne demek, Luis?
Emin deilim, diyor. Galiba... tava... kullanlyor.
arap?
'85, Sauvignon beyaz, diyor. Jordan, iki ie.
Araba? diye soruyorum. Phoenix'de araba kiraladnz m?
BMW, Glmsyor. Kk, siyah, prl prl bir yavru.
ok in, diye mrldanyorum. Dn geceyi hatrladm, Nell'sdeki bir blmede nasl kendimi
tamamen kaybettiimi -azm kprerek, tek aklma gelen bceklerdi, sryle bcek, ve
gvercinlere kouyorlard, azlar kpre kpre, gvercinlere kouyorlard. Phoenix.
Janet Leigh, Phoenixliydi... Bir duruyorum, Duta baklanmt. Zayf sahnedir.
Duralyorum. Kan sahici gibi durmuyordu.
Dinle Patrick. Luis, mendilini avucuma sktryor, onun dokunmasyla birlikte kenetlenip
yumruk olmu parmaklarm geviyor. Dibble ile ben gelecek hafta Yale'liler kulbnde
yemek yiyeceiz. Bize katlmak ister miydin?
Tabii. Courtney'nin iki yana alm ve yzmn etrafna dolanm bacaklarn

dnyorum ve gz ap kapayncaya kadar geen ksack bir an Luis'ye baktmda onun


kafasn konuan bir vajina olarak gryorum, donuma edecek gibi oluyorum neredeyse,
alnmda biriken terleri silerken bir eyler sylemek gerei duyuyorum. stndeki gzel...
bir... takm, Luis. u anda aklmdaki en son ey.
Afallam gibi ban indirip bakyor, sonra kzaryor, utanarak yakasn elliyor.
Teekkrler, Pat. Sen de harika grnyorsun. .. her zamanki gibi. Kravatma dokunmak
zere elini uzattnda, parmaklar daha bana ulaamadan elini yakalyorum, ltifatn
yeterli, diyorum.
Reed Thompson ieri giriyor, zerinde ekose ynl drt dmeli bir kruvaze takm, izgili
pamuklu gmlek ve ipek kravat, hepsi Armani, art Interwoven'dan biraz zevksizce mavi
renkte pamuklu oraplar ve aynen benimkilere benzeyen burnu deiik renkte siyah
Ferragamo ayakkablar, kusursuz manikrl elinde bir Wall Street Journal, bota kalan
kolunaysa Bili Kaiserman'dan tvit bir palto atm. Bayla selam veriyor ve masaya,
karmza oturuyor. Biraz sonra Todd Broderick geliyor; zerinde ince beyaz izgili alt
dmeli kruvaze bir takm elbise, izgili ipek-pamuklu karm gmlek, ipek kravat var,
hepsi Polo, an yapmackl bir gs cebi mendili, onun da Polo olduundan emin gibiyim.
Sonra McDermott giriyor ieri, elinde bu haftann New York dergisi ve bugnk Financial
Times, gznde Oliver Peoples'dan numarasz, kzl kahverengi ereveli gzlkler, siyahbeyaz ynl balksrt takm elbise, sivri yaka ular, izgili bir pamuklu gmlek, al desenli
ipek kravat, hepsi John Reyle kreasyonu ve onun dkkanndan.
Kalarm kaldrarak McDermott'a glmsyorum, o ise surat bir kar, gelip yanma
oturuyor. geirip gazetesini ayor, ses karmadan okumaya balyor. Bir 'merhaba' ya
da 'gnaydn' dahi ltfetmemesinden cannn skkn olduunu anlyorum, konunun benimle
ilgisi olduundan pheleniyorum. Sonunda, Luis'nin bir ey sormak zere olduunu sezip
McDermott'a dnyorum.
Evet, McDermott, derdin nedir? Pis sm. Stairmaster'da kuyruk mu vard bugn?
Nereden kardn derdim olduunu? diye soruyor, burnunu ekip Financial Times'n
sayfalarn eviriyor.
Dinle, diyorum, ona yaklaarak, geen gece Pastels'daki pizza yznden sana
bardm iin zr dilemi bulunuyorum. Mutlu musun?
Kim demi o yzden olduunu?
Peki o zaman nedir, McDermott? diye fsldyorum. Arkamda bir hareket var. iskemlenin
koluna yapp e kadar sayyorum, sonra birden dnyorum, Luis'yi kulak kabartm
konutuklarmz dinlerken yakalyorum.
Yakalandn biliyor, sulu sulu geri dnp iskemlesine gmlyor.
McDermott, gln bu, diye fsldyorum. Hl bana kzyor olamazsn srf Pasteldeki
pizza... ktr ktr... dedim diye!
Gevrek, diyor, bana bir bak yollayarak. Kullandn szck gevrek'ti.
zr dilerim, diyorum. Ama haklym. yle. Times'daki eletiriyi okudun, yle deil mi?

Al. Elini cebine sokup fotokopi bir sayfa karyor. Sadece haksz olduunu kantlamak
iin. Oku unu.
Nedir bu? Katl kad ayorum.
Kahramann Donald Trump hakknda bir makale. McDermott srtyor.
Sahiden, diyorum. Nasl olmu da grmemiim bunu.
Veee... McDermott makaleye yle bir gz gezdiriyor, ve parmayla krmz mrekkeple
alt izilmi en alt paragraf sular gibi iaret ediyor. Donald Trump, Manhattan'da en iyi
pizzann nerede olduunu dnyormu?
Brak da unu okuyaym. fleyerek elimle onu kklyorum Yanlm olabilirsin. Ne kt
bir fotoraf.
Bateman. Bak. Daire iine aldm.
Siktiimin yazsn okurmu gibi yapyorum ama ok fkeleniyorum ve yazy McDermott'a
geri vermek zorunda kalyorum. yice kzgn bir sesle, Ne olmu? Ne demek oluyor yani
bu? Sen bana ne demeye a-l--yor-sun, McDermott? diyorum.
Pastels'n pizzalar hakknda imdi ne dnyorsun, Bateman? diye soruyor pikin
pikin.
ey, diyorum, kelimeleri dikkatle seerek. Galiba oraya gitmem ve pizzasn yeniden
tatmam gerekecek... Bunu kenetlenmi dilerimin arasndan sylyorum. Demek istediim
sadece u, oraya son gidiimde pizzalar...
Gevrek miydi?
Haa. Omuz silkiyorum. Gevrekti.
H-h. McDermott zafer kazanmasna glmsyor.
Dinle, Pastelsin pizzasna Donny okey diyorsa- diye lafa giriyorum, McDermott'a bunu
itiraf etmekten nefret etmekteyim, iimi ekiyorum, anca duyulur bir sesle, ...o zaman ben
de okey derim.
McDermott zevkten kkr kkr glyor, zafer onun.
krep-ipek kravat, bir Versace ipek-saten rme kravat, iki ipek fular, iki ipek Kenzo, iki
ipek jakar kravat sayyorum. Xeryus ve Tuscany ve Armani ve Obsession ve Polo ve Grey
Flannel ve hatt Antaeus parfmleri birbirine karyor, birbirlerine doru szlyor, takm
elbiselerden havaya ykseliyor, kendi karmlarn oluturuyorlar: souk, mide bulandrc
bir koku.
McDermott' uyaryorum. Ama zr dilemeyeceim.
Diledin bile, Bateman.
eri Paul Owen giriyor, zerinde tek dmeli kamir spor ceket, yn flanel pantolon,
Ronaldus Shamask gmlek, ama beni gerekten etkileyen kravat oluyor -Zanzarra'nn bir
Andrew Fezza modeli, zerinde mavi, siyah, krmz, sar renklerde cesur izgiler var.
Carruthers de heyecanlanyor ve iskemleme doru eilerek, yanl duymadysam, Bunu

takmak da taak ister, deil mi? diyor. Cevap vermediimi grnce siniyor, masann
onasnda duran Sports Illustrated'lerden birini alyor ve kendi kendine mrldanarak,
Olimpiyat dal takm hakkndaki bir yazy okumaya balyor.
Merhaba, Halberstam, diyor Owen, geerken.
Merhaba Owen, diyorum. San ortadan ayrp geriye yaptrma stiline hayran
oluyorum, nasl da tam ortadan ayrm, ne keskin izgi o... aklm bamdan gidiyor, ona
sa bakm rnlerini nereden aldn, nasl bir kpk kullandm sormalym, ihtimalleri
aklmdan geirdikten sonra mutlaka Ten-X'dir diyorum.
Greg McBride ieri giriyor ve yanma geliyor. Bu sabahki Winters ovunu grdn m?
Alemdi. Tam alem. Dibble ile Lloyd'un arasndaki yerine oturmadan nce ak yapyoruz.
Onlar da nereden ktlarsa.
Charles Murphy ile birlikte ieri giren Kevin Forrest, Benim telefonun beklemesi gt.
Felicia berbat etti, nasl becerdiyse, diye syleniyor. Ne giydiklerine dikkat bile etmiyorum.
Ama gzlerimi Murphy'nin, gzleri mavi kristalden gm bayku kol dmelerinden
ayramyorum.

Videocu Sonra D'Agostino's


VideoVisions'da, Yukar Bat Yakasnda, oturduum yerin yaknndaki videocuda
dolanyorum, bir yandan da Diet Pepsi'mi yudumluyorum, Sony walkman'imin kulaklklarnda
yeni Christopher Cross kaseti gmbr gmbr almakta. ten sonra Montgomery'yle
racquetball oynadm, sonra bir iatsu masaj yaptrdm ve Yetmi nc Sokak'taki
Rusty's'de Jesse Lloyd, Jamie Conway ve Kevin Forrest'la bir iki imek zere bulutum. Bu
akam, zerimde Ungaro Uomo'dan (Paris) yeni bir palto var, Bottega Veneta bir evrak
antas ve bir de Georges Gaspar emsiye.
Videocu her zamankinden kalabalk. Bu akam, She-Male Reformatory ya da Ginger's
Cunt kasetlerini kzarp bozarmadan kiralamam imkansz, nk srada bekleyen birok ift
var, art korku filmlerinin orada First Boston'dan Robert Ailes'la burun buruna geldim, ya da
en azndan bana yle geldi. Yanmdan geip giderken Mer'aba, McDonald dedi aznn
iinde yuvarlayarak. Elinde Friday the 13th, Blm 7 ve bir krtaj belgeseli vard,
manikrnn kusursuz olduu gzmden kamad, ama bileindeki altn Rolex bence
imitasyondu.
Porno sz konusu olamayacana gre Hafif Gldr blmn gzden geiriyorum ve bir
Woody Allen seiyorum, ama hl tatmin olmu deilim. Baka bir ey istiyorum. Rock
Mzikalleri blmnden geiyorum -sfr,- derken kendimi Korku-Komedi blmnde
buluyorum -aynen- ve birden kk bir kalp skmas geiriyorum. ok fazla film var! Dan
Aykroy'dun yeni komedisinin tantm iin konan karton afiin arkasna mevzileniyorum ve
azma iki tane beer miligramlk Valium atp Diet Pepsi'mle yutuyorum. Sonra uyurgezer
gibi, programlanm gibi elim Body Double'e gidiyor -otuz yedi kere kiraladm bu filmikasaya gidip tezgahtaki tombalak kzn -yedi-sekiz kilo fazlas var, salar kuru ve krk
krkl - iimi grmesi iin yirmi dakika sra bekliyorum. zerinde torbams, ne id belirsiz

bir sveter -marka olmad kesin- belki de memeleri olmad gereini gizlemek niyetiyle,
ayrca gzleri gzel olsa bile kimin sikinde? Nihayet sra bana geldi. Bo kutular ona
uzatyorum.
Bunlar m? diye soruyor. ye kartm alyor. Mario Valentino'dan acem siyah eldivenler
var elimde. VideoVisions yelik aidatm ylda yalnzca iki yz elli dolar.
Jami Gertz filminiz var m? diye soruyorum. Gzlerimle gzlerini yakalamaya alyorum.
Ne? diye soruyor. Akl baka yerlerde.
Jami Gertz'in oynad film var m?
Kim? Bilgisayara bir ey giriyor, sonra bana bakmadan soruyor, Ka geceliine?
, diyorum. Jami Gertz'in kim olduunu bilmiyor musunuz?
Sanmyorum. Bir de i geiriyor. Jami Geriz; diyorum. Aktris.
Kimden sz ettiinizi anlayamadm, diyor. Ses tonuyla onu taciz ettiimi ima etmek
niyetinde, ooo evet, videocuda alyor ve bu da zor, stresli bir i olduu iin byle llka
davranmaya hakk var, yle mi? Elimde bir eki olsa bu kzn vcuduna neler yapmam ben,
bir buz kracayla onun beynine ne laflar kazrm. Arkasnda duran herife bo kutular
veriyor -Body Double'n kutusuna baktktan sonra adamn yznde beliren dehet ifadesini
grmezden geliyorum- adam gene de filmleri getirmek zere uslu uslu dkkann arkasndaki
depo gibi yere yollanyor. Tabii ki biliyorsun, diyorum yumuak bir sesle. Diet Cola
reklamlarna kyor. Grmsndr o reklamlar. Hi sanmyorum, diyor. Sesi yle
monoton ki, neredeyse vazgeecek gibi oluyorum. Filmlerin isimlerini, sonra da ye
numaram bilgisayara yazyor. Body Double'da en sevdiim sahne, kadnn... elektrikli
matkapla... oyulduu... sahne, diyorum, soluum kesiliyor neredeyse. Dkkan birden ok
snm gibi oldu, fsldar gibi oh, tanrm, diyorum, titremesini durdurmak iin eldivenli elimi
tezgahn zerine yerletiriyorum. Sonra tavandan kan akmaya balyor hani, derin bir soluk
alyorum ve bunlar sylerken kafam elimde olmadan sallanmaya balyor, yutkunuyorum ve
mmkn olduunca dikkat ekmemeye alarak tezgahn zerinden ne eit ayakkab
giydiini grmeye alyorum, ama deli olacam, sradan lastik pabular var ayanda -KSwiss deil Tretorn deil Adidas deil, Reebok deil, sadece ucuz lastik ayakkablar.
Buray imzalayn. Suratma bile bakmadan, kim olduumu renmeyi reddederek
kasetleri veriyor; derin bir soluk alarak bir sonrakilere, bebekli gen bir ifte iaret ediyor.
Eve dnerken D'Agostino'ya urayp yemek iin iki byk ie Perrier, altlk bir paket
Coke Classic, bir ba arugula, be tane orta byklkte kivi, bir ie tarhun sirkesi, bir kutu
krem anti, mikrodalga iin bir karton kk pide, bir kutu tofu ve kasann oradan da beyaz
ikolata kapl ekerleme alyorum.
Dkkandan ktmda, eftiler afiinin altnda elinde M KAYBETTM AIM PARAM
YOK LTFEN YARDM EDN yazan bir levhayla dolanan berduu grmezden geliyorum,
sonra birden dilenciye-uzaktan-dolar-gsterme-numarasn' yapyorum gzleri yerinden
uruyor,' yanndan geip giderken Yahu bir tra olsanza, ltfen yani, diyorum, baklarm
sanki bir radar tarafndan ynlendirilmi gibi, kaldrmn kenarna park edilmi, sokak

lambalarnn altnda parlayan krmz Lamborghini Countach'de odaklanyor. Yoluma


devam etmem lazm, Valium sersemleterek, birdenbire yumruk gibi inerek gsteriyor
etkisini, baka her ey silinip gidiyor: Alayan berdu, bangr bangr baran teypten gelen
mzikle rap yapan, crackle kafay bulmu siyahi veletler, konacak yer arayarak lk
la srler halinde tepemden uan gvercin bulutlan, ambulans ddkleri, korna alan
taksiler, Betsey Johnson elbiseli eli yz dzgn yavru, btn bunlar solup gidiyor ve
zamann geiini, hareketleri hzlandrarak gsteren ekimler gibi -ama yava ekim,
filmlerdeki gibi- gne batyor, ehre karanlk kyor ve tek grebildiim krmz
Lamborghini ve tek duyabildiim kendi dzenli nefes alp veriim. Hl ayakta duruyorum,
azmdan salyalar akarak, dkkann nnde, gzlerimi dikmi bakyorum, dakikalar
dakikalar gemi (ka dakika bilmiyorum).

Yz Bakm
Brodan drt buukta kyorum, dosdoru Xclusive'e gidip, bir saat serbest arlklarla
alyorum, sonra taksiyle parktan geip Pierre Hotel'deki Gio's'a gidiyorum, yz bakm,
manikr ve de vaktim yeterse pedikr yaptracam. zel odalardan birindeki ykseltilmi
yatan zerine uzanm, cilt teknisyeni Helga'nn gelip yz bakmm yapmasn bekliyorum.
Brooks Brothers gmleimle Garrick Anderson takm elbisem dolapta asl, A. Testoni
loaferlarm yerinde duruyor, Barney's'den aldm otuz dolarlk oraplarm top yaplp
ilerine tktrlm, zerimde kalan tek giysi paras Comme des Garons'dan aldm
altm dolarlk boxer ortum. Hesapta zerime geirmem gereken nl buruturup
dularn oraya tktm, nk Helga vcudumu yle bir gzden geirsin, gsm fark etsin,
kammn son geldiimden beri nasl inadna boum boum olduunu grsn istiyorum. Geri
benden ok daha yal -otuz, otuz be filan- onu dzmeye hi niyetim yok. Vale Mario'nun
getirdii Diet Pepsi'yi yudumluyorum, yannda krk buz da getirmi, ama iine
atmayacam.
Cam bir Smithly Watson gazete asklndan sarkan bugnk Post'u alp dedikodu
stunlarna yle bir gz atyorum, sonra gzm, u ku ve kemirgen aras yaratklarn
yenilerde gene grld haberine iliiyor -esas itibariyle san kafal ve kuyruklu
gvercinler bunlar-, Harlem'in derinliklerinde ortaya kmlar ve de yava yava kent
merkezine doru ilerlemekteymiler. Yaznn yanna bu yaratklardan birinin grenli bir
fotorafn koymular, ama uzmanlar -diye temin ediyor Post bizi- bu yeni trn bir akadan
ibaret olduuna hemen hemen eminmiler. Her zamanki gibi bu benim korkumu yattrmaya
yetmiyor ve bir yerlerde birilerinin bunu uydurmak iin enerji ve zaman harcadn
dnmek, iimi, adn koyamadm bir dehetle dolduruyor; yalandan fotoraf
hazrlamas (stelik de acemice hazrlanm, boktan bir Big Mac'e benziyor), fotoraf
Post'a yollamas, sonra Post'un bunu haber yapmaya karar vermesi (toplantlar, tartmalar,
son dakikada iptal etmelere kalkmalar?), fotorafn baslmas, birilerinin fotorafa uygun
yaz yazmas, uzmanlarla sylei yapmas, sonuta haberin bugnk gazetenin nc
sayfasnda yaynlanmas ve bugn kentte yzbinler-ce kiinin le yemekleri srasnda bu
haberi konumas. Gazeteyi kapatyor ve bitkin, geriye yaslanyorum.
zel odann kaps alyor ve tanmadm bir kz giriyor ieri, yar kapal gzlerimin

arasndan gen ve kalyan olduunu gryorum, idare eder. Glmsyor, ayakucumda bir
sandalyeye oturarak pedikre balyor. Tavandaki sndryor ve ayaklarm, ellerimi
ve yzm aydnlatan belli yerlere yerletirilmi halojen lambalar dnda oda karanla
gmlyor, vcudunun nasl olduunu grmem imkansz, sadece ayaklarnda Maud
Frizon'dan gri set-siyah deri kark bilei dmeli botlar olduunu grebiliyorum. Bu
sabahki Patty Winters ov, ldren UFO'lar hakkndayd. Helga giriyor.
Oh, Mr. Bateman, diyor Helga. Naslsnz?
ok iyiyim Helga, diyorum karn ve gs kaslarm iirerek. Gzlerim kapal, onun iin
rastgele bir hareket gibi oluyor bu, kaslar kendiliklerinden geriliyorlarm, benim elimde
deilmi gibi. Oysa Helga nl alp ar ar inip kalkmakta olan gsm rtyor ve
dmeleri ilikliyor, gcr gcr, yanm derinin altndaki kmltlar grmezden geliyor.
Ne kadar da abuk geldiniz, diyor.
Daha iki gn nce buradaydm, diyorum, aklm kararak.
Biliyorum, fakat... Oyalanyor, lavaboda ellerini ykyor.
Her neyse.
Helga?
Evet Mr. Bateman?
ieri girerken yan odann kapsnn nnde Bergdorf Goodman's'dan dore pskll bir ift
loafer grdm, cilalanmay bekliyorlard. Kime ait onlar?
Mr. Erlanger'e, diyor.
Lehman'daki Mr. Erlanger mi?
Hayr, Salomon Brothers'daki Mr. Erlanger, diyor.
Sana hi sz etmi miydim, o sar byk Srtan Surat maskelerinden takp, CD ye de
Bobby McFerrin in Don't Worry Be Happy'sini koyup, bir kz bir de kpek bulmak -lassie,
chow, ar-pei, hi fark etmez,- onlar u kan vermekte kullanlan pompalardan birine
balamak ve de sonra kanlarn deitirmek istiyorum, anlyor musun, kpein kann
yavruya, yavrunun kann kpee, sz etmi miydim sana bundan hi? Konuurken,
ayaklarm yapan kzn kendi kendine Sefillerden bir para mrldandn duyabiliyorum,
sonra Helga nemli bir pamuk parasyla burnumun zerini siliyor, yzme eilerek
gzenekleri inceliyor. Manyaka glyorum, sonra derin bir soluk alp gsme
dokunuyorum -kalbin hzl hzl, sabrszca atacam umuyorum, ama tk yok, tek bir kere
bile arpmyor.
, Mr. Bateman, diye tatl tatl mrldanyor Helga, ne kadar da gzel teniniz. Ka
yandasnz? Sorabilir miyim?
Yirmi alt yandaym.
A, ondan. Ne kadar da temiz. Ne kadar da dzgn. ini ekiyor. Geveyin siz hele.
Bam geriye atarak kayp gidiyorum, Don't Worry Be Happynin asansr mzii versiyonu

kafamdaki btn kt dnceleri silip gtryor, sadece olumlu eyler dnmeye


balyorum -bu gece Marcus Halberstam'n kz arkada Cecelia Wagner'la buluup
gideceim yemei, Union Square Cafe'deki pancar presini, geen Noel'de Aspen'de
Buttermilk Dandan aa doru kayak kaym, Huey Lewis and the News'in yeni CD'sini,
Ike Behar'in, Joseph Abboud'un, Ralph Lauren'n gmleklerini, sert video altnda her
taraflar yalanm gzelim yavrularn nden arkadan birbirlerini yiyilerini, kamyonlar dolusu
arugula ve kinii, mayomun altnda gneten yanmayan yerlerin beyazln, banyonun
belli bir adan geldiinde srtmdaki kaslarn grntsn, przsz tenime masaj yapan,
ona hayran kalarak kremler, losyonlar, tonikler sren, yayan, yediren Helga'nn ellerini, onun
"oh, Mr. Bateman, teniniz ne kadar da temiz ve przsz, ne kadar temiz, diye
fsldayn, bir karavan parknda yaamyor ya da bir bovling salonunda almyor ya da
hokey malarna gitmiyor ya da kmr ateinde pimi pirzola yemiyor olmam gereini,
AT&T binasnn gece yars grnn, ama sadece gece yans. Jeannie geliyor ve
manikre balyor, nce trnaklarm kesip trplyor, sonra sivri kalan kenarlar
yuvarlamak iin bir disk zmpara kullanyor.
Gelecek sefere biraz daha uzun kalmalarn tercih ederim, Jeannie, diye uyaryorum.
Hi sesini karmadan parmaklarm lk lanolinli kreme daldryor, sonra tek tek kuruluyor
ve l derileri yumuatmak iin nemlendirici kullanyor, trnak ilerini pamuklu ple
temizlerken btn l derileri de alyor. Bir s vibratr elime ve dirsee kadar koluma
masaj yapyor. Trnaklar nce ince setle sonra losyonla cilalanyor.

Evelyn'Le Randevu
nc hatunun beklemesinde Evelyn var, amayacaktm ama ikinci hatta bu gece
Courtney'le (birinci hatta bekliyor) yemek yiyebileyim diye Central Park Gneydeki yeni
Davis Franois lokantasnn metrdoteli Bullock'dan rezervasyon iptali olup olmadn
renmek iin beklemekte olduumdan, belki de kuru temizleyicidir diye ayorum. Ama
hayr, telefondaki Evelyn ve aslnda Courtneye ayp etmekle birlikte ayorum. Evelyn'e
br hatta zel altrcmla konutuumu sylyorum. Sonra Courtneye Paul Owen'n
telefonuna cevap vermem gerektiini, onunla saat sekizde Turtles'da buluacam sylyor,
sonra da Bullock'dan ayrlyorum. Evelyn, dn gece bitiiindeki binada oturan kadnn
kafas kesik cesedi bulunduundan beri Carlyle'da kalyor, o yzden bu kadar sarslm
vaziyette. Bugn broda hi i yapamam, onun iin leden sonrasn Elizabeth Arden'da
yz bakm yaptrarak sakinlemekle geirmi. Bu gece yemek yememizi talep ediyor ve
sonra, ben daha uygun bir yalan, makul bir gereke uyduramadan, Dn gece neredeydin,
Patrick?" diye soruyor.
Duralyorum. Neden? Sen neredeydin? diye soruyorum. Bir yandan da litrelik Evian
iesini yudumlamaktaym, bugn leden sonra yaptm spordan dolay hl biraz
terliyim.
Carlyle'n kapcsyla tartmaktaydm. Can iyice sklm. imdi sen syle bakalm
Patrick, sen neredeydin?
'Neden tanyordun adamla?

Patrick, diyor, syleyeceimi syledim gibilerden.


Buradaym, diyorum bir dakika sonra.
Patrick. Neyse, nemli deil. Odamdaki telefonun iki hatt yok, beklemesi de yok, diyor.
Neredeydin?
ey... ylesine videokaset semekle oyalanyordum. Memnunum, telsiz telefonu omzumla
bamn arasna sktrarak kendi kendimi tebrik hareketi yapyorum.
Sana gelmek istedim, diyor alamakl kk kz sesiyle. Korktuuum. Hl korkuyorum.
Sesimden anlamyor musun?
Asln istersen, korkudan baka her ey var sesinde...
Hayr, Patrick, ciddiyim. Aklm bamdan gitti, diyor. Titriyorum. Yaprak gibi. Yz
bakmm yapan Mia'ya sor. Gergin olduumu Mia syledi.
Ee, aslnda zaten gelemezdin, diyorum.
Hayatm, neden yle sylyorsun? diye mzldyor, sonra o anda sitine giren birine bir
eyler sylyor. A, servis arabasn u pencerenin yanma brakn,,. hayr, u pencerenin...
allarm cezas masz nerede syler misiniz ltfen?
Komunun kesik kafas benim dipfrizimdeydi de ondan. Esniyorum, geriliyorum. Dinle.
Akam yemeine ne dersin? Nerede? Beni duyuyor musun?
Saat sekiz buukta, ikimiz Barcadia'da karlkl oturmaktayz. Evelyn'in zerinde, Anne
Klein rayon ceket, krep ynl etek, Bonwit's ipek bluz, kulaklarnda James Robinson'dan,
kendisine yaklak drt bin dolara patlayan altn ve akik kark antika kpeler; benim
zerimde kruvaze ceket, rg izgili ipek gmlek, desenli ipek kravat ve ayaklarmda hafif
deri ayakkablar var, hepsi Gianni Versace'den. Ne Turtles'daki rezervasyonu iptal ettim ne
de Courtneye gelemeyeceimi haber verdim, demek ki sekiz on be sularnda kagelir,
iyice kafas karacak, eer bugn Elavil de almadysa, byk olaslkla deliye dnecek,
yksek sesle glmemin nedeni de bu -Evelyn'in smarlamakta srar ettii, sonra da ierken
stne kassis ekledii bir ie Cristal deil.
leden sonrann byk bir blmn kendime erken Noel armaanlar almakla geirdim Belediye Saray'nn yaknlarndaki bir drugstore'dan byk bir makas, Hammacher
Schiemmer'dan bir mektup aaca, Bloomingdale'den bana k olan sekreterim Jean in
geen gn ben toplantda olduum sra le yemeine kmadan nce masamn zerine
koyduu peynir tahtasna uygun bir peynir ba. Bu sabahki Patty Winters ov bir nkleer
sava olasl hakkndayd, uzmanlarn grne gre savan nmzdeki ay iinde patlak
vermesi olaslna hemen hemen kesin gzyle baklabilir. Evelyn'in yz u anda kire gibi
grnyor gzme, dudaklarnn evresi neredeyse rkn bir etki yaratan mor kalemle
izilmi, Tim Pricen gne yan etkisi veren losyonu kullanmama tavsiyesine uymu ne
yazk ki. Bu konuyu ap da beni sama sapan ayrntlarla can skntsndan serseme
evirmesine katlanmak yerine, Timin kz arkada Meredith'i soruyorum ona. Evelyn, bana
hibir zaman anlalr gelmeyen nedenlerle Meredith'den nefret ediyor. Ayrca Courtney'yle
benim hakkmzda kan dedikodular dolaysyla, Courtney de Evelyn'in kara listesinde,

bunun sebepleri daha ak. Garson kz, Evelyn'in ricasna uyarak Cristal'ime biraz yaban
mersini kasisi koymaya yeltenince, flt ampanya kadehinin zerini elimle rtyorum.
Hayr, teekkr ederim, diyorum ona. Belki daha sonra. Ayr bir bardakta.
Oyun bozan. Evelyn kkrdyor, sonra hzla soluyor. Ama gzel kokuyorsun. Ne bu koku,
Obsession mu? Seni oyun bozan, Obsession m bu?
Hayr, diyorum hain hain. Paul Sebastian.
Tabii. Glmsyor, ikinci kadehi de dipliyor. Keyfi ok daha yerine geldi sanki, neredeyse
cotu, bilinci yerindeyken elektrikli mini testereyle kafas gvdesinden ayrlan bir komusu
olan birisi iin fazla neeli. Evelyn'in gzleri bir an mum nda parlyor, sonra her zamanki
gibi donuk klrengi oluyorlar.
Meredith nasl? diye soruyorum, sesimdeki ilgiyi gizlemeye alarak.
Oh, tanrm. Richard Cunningham'la kyor. Evelyn inliyor. Richard First Boston'da. -nana-biliyor musun?
Biliyorsun, diye laf atyorum. Tim onunla ilikisini bitire
ekti. Pasaportunu verecekti.
Neden ki, aman tanrm? diye soruyor Evelyn, ard, ilgilendi. Hampton sayfiyesinde
ahane bir yerleri vard.
Bana btn bir hafta sonu Meredith'in trnaklarn yapmaktan bakaca i yapmamasn
seyretmekten gna geldiini sylediini hatrlyorum.
Aman tanrm, diyor Evelyn, sonra bu kez kafas gerekten kararak, yani, demek
istiyorsun ki... trnaklarn kendisi yapyormu, yle mi?
Tim onda ancak bir yarma sunucusu kadar ahsiyet olduunu syledi ve sk sk da
tekrarlad, diyorum souk bir sesle, flt kadehimden yudumlar alarak.
Kendi kendine, gizlice glmsyor. Tim ne namussuzdur.
ylesine, Evelyn'in evine baka bir kadn getirsem ve de srar etsem, ikisi seviirler mi
acaba diye merak ediyorum. Onlar ynetmeme, ne yapacaklarn sylememe, onlar kzgn
halojen lambalar altna yatrmama izin verirler mi acaba? Herhalde hayr; pek olas
grnmyor. Peki ya silah zoruyla yaptrsam? Belki de, szm dinlemezlerse, ikisini de
dorayacam sylesem? Fikir pek de naho saylmaz, ve senaryonun tmn de gayet
gzel gzmn nnde canlandrabiliyorum. Oday epeevre saran sedirleri, sonra da
sedirlerde oturan insanlar saymaya balyorum.
Evelyn bana Tim hakknda sorular soruyor. Sence nerelerde o namussuz? Sachs'daym
diyorlar.
Tedavi de gryormu diyorlar. Bu ampanya yeterince souk deil, Dikkatim dald.
Sana kart yollamyor mu?
Rahatsz m? diye soruyor en ufak bir duraksama geirmeden.
Evet, sanyorum yle, diyorum. yle olacak. Biliyor musun, Cristal smarlyorsan, bari

en azndan souk olmal.


Aman tanrm, diyor Evelyn. Rahatsz olabilir mi gerekten?
Evet. Hastanede. Arizona'da, diye ekliyorum. Arizona kelimesinde esrarengiz bir yan var,
tekrarlyorum, Arizona'da galiba.
Aman al-la-hm, diye haykryor Evelyn, gerekten telaland u anda, bardanda kalan
bir para Cristal'i de dipliyor.
Kimbilir? Belli belirsiz omuz silkiyorum.
ey sanmyorsun... Soluk alyor ve bardan masaya koyuyor. ey sanmyorsun, deil
mi -sonra evresine bir gz attktan sonra bana doru eilerek fsldyor- ADS mi?
A, hayr, yle bir ey deil. Ama gene de cevap vermeden nce onu korkutmaya yetecek
kadar bir sre bekliyorum. Sadece... genel... beyin -bir otlu grissiniyi ucundan srp
koparyorum-...rahatszlklar
Evelyn iini ekiyor, rahatlad, sonra Buras biraz scak m? diye soruyor.
Geen gece, u iki zenci ocuu ldrmeden nce metro istasyonunda grdm afi
gzmn nnden gitmiyor -bir danack, ba fotoraf makinesine doru evrilmi, fla iri iri
alm, makineye bakan gzlerini yakalam, vcudu sandk gibi bir eyin iinde, resmin
altnda byk, kara harflerle 'Soru: Bu Dana Neden Yryemiyor?' yazyor. Altnda, 'Cevap:
nk Sadece ki Baca Var'. Fakat sonra bir tane daha grdm, aynsnn tpks bir
fotoraf, aynsnn tpks bir danack, fakat bunun altnda, 'Yaynclktan Vazgein'
yazlyd. Duruyorum, grissinimi parmaklarmn arasnda evirerek, dediklerimden bazsn
olsun kaydediyor musun, yoksa herhangi bir... eyden -bir buz kovasndan daha m fazla
tepki alrdm? Btn bunla-n Evelyn'in gzlerinin iine bakarak, tane tane sylyorum,
derdimi anlatmaya alyorum, azn ayor ve nihayet beni dikkate alacak diye
dnyorum. Onu tandmdan bu yana
ilk kez ilgin bir ey sylemek iin kendini zorluyor, olanca dikkatimi veriyorum, soruyor:
ey, u...
Evet? Gece boyunca ne diyeceini gerekten merak ettiim tek an u an, devam etmesi
iin sktryorum. Evet? ey, ne...?
ey, u... Ivana Trump m? diye soruyor, omzumun zerinden bakarak.
Bir anda oturduum yerde dnyorum. Nerede? Nerede Ivana?
nlerdeki blmelerden birinde, ieride- duralyor, Brooke Astor'n yannda, ikinci.
Grdn m?
Gzlerimi ksp bakyorum, numarasz Oliver Peoples gzlklerimi takyorum ve ba
kasisten iyice dumanlanan Evelyn'in yalnzca Norris Powell' Ivana Trump'la kartrmakla
kalmadn, Steve Rubell' da Brooke Astor sandn fark ediyorum, elimde deil,
neredeyse patlayacam.
Hayr, a-man tanrm, a-man tanrm, Evelyn, diye inliyorum, mahvolmu, d krklna
uram bir halde, adrenalin akm dumura uruyor, bam ellerimin arasnda. O sersem

kary nasl vana Trump sanrsn.


Kusura bakma, dediini duyuyorum clz bir sesle. Kk kz hata yapt, tamam m?
Kudurttun beni, diye tslyorum. Gzlerim smsk yumulu.
Yksek konlu saten ayakkablar giymi olan yavru garsonumuz, Evelyn'in smarlad
ikinci ie Cristal iin flt kadehleri masaya koyuyor, itah aclarmz getiriyor. Bana
kurutulmu biberli, acl balkaba orbas; Evelyn'e kurutulmu msr ve jalapeno pudingi.
Onun Norris Powell' Ivana Trump sanmasyla itah aclarmzn gelmesi arasnda
kulaklarm ellerimle kapattm, ama imdi acktm iin, istemeden de olsa sa elimi
kulamdan ekiyorum. Annda Evelyn'in szlayan sesi kulaklarm sar edecek gibi oluyor.
...Tanduri tavuk ve kaz cieri ezmesi ve kesintisiz caz, Savoy'a da bayld, renkler nefisti,
aloe, istiridye pembesi, turun, Morgan Stanley...
Kulaklarm yeniden kapyorum, ama faydasz, alk galebe alyor, yksek sesle kendi
kendime bir ark mrldanarak yeniden kaa uzanyorum, fakat durum mitsiz, Evelyn'in
sesi duymazdan gelinemeyecek tizlikte.
Gregory'nin Saint Paul'den mezun olmasna az kald, Eyll'de Columbiaya gidecek, diye
anlatyor Evelyn, bu arada da dikkatle pudingini flyor ki, puding zaten souk olarak servis
yaplm bulunuyor. Ona bir mezuniyet hediyesi almam laa-zm, ne alaym bilemiyorum. Bir
fikrin var m, eker?
Bir Sefiller afii. Diyorum iimi ekerek, sadece yan aka.
Haa-rika. Yeniden pudingini flyor, sonra Cristal'inden bir yudum alp yzn
buruturuyor.
Bir ey mi var, canm? azmdan pskrttm kabak ekirdei, esas hedefim olan
Evelyn'in elbisesi yerine olanca zarafetiyle kl tablasnn onasna dmeden nce havada bir
eri iziyor. Hm?
Daha kasis istesek, diyor. Garsonu arr msn?
Tabii ki isteyelim, diyorum en yumuak bal sesimle, hl glmsemedeyim. Gregory
kim, en ufak bir fikrim yok. Bunu biliyorsun, deil mi?
Evelyn kan yavaa puding tabann kenarna brakp gzlerini gzlerime dikiyor. Mr.
Bateman, espri duygunuza gerekten hayranm. Tapyorum espri duygunuza. Elimi hafife
okuyor, glyor, ha-ha-ha, da diyor hatt, ama ciddi, aka yapmyor. Evelyn bana
gerekten iltifat etmekte. Benim espri duyguma gerekten hayran. tah aclarmz gidiyor,
ayn anda antrelerimiz geliyor, Evelyn tabaklara yer amak iin elini elimden ekmek
zorunda kalyor. Evelyn mavi msr unundan tortillalara doldurulmu mrekkep bal, garni
olarak patates kabuuna doldurulmu istiridye smarlad. Bense kara Oregon mantarl orta
byklkte bir tavan ve otlu kzarm patates smarladm.
...olan Deerfield'a gitti, sonra Harvard'a. Kz Hotch-kiss'e, sonra Radcliffe'e...
Evelyn sylyor, ben dinlemiyorum. Kendi soruyor, kendi cevaplyor, kelimeleri havada
uuuyor. Az oynuyor ama ben bir ey duymuyorum, dinlemiyorum da, gerekten

konsantre olamyorum, nk tavanm... tam... bir... yldz... biiminde... kesmiler!


Etrafnda back kalnlnda kzarm patatesler, taban -beyaz ve porselen ve metrelerce
uzunlukta- tepesine iri paralar halinde salsa srmler, gnbatm grnm vermek iin,
ama benim gzme kocaman bir yara gibi grnyor, grdklerime inanamayarak bam
sallarken ete parmam batryorum, parmamn izi kalyor, sonra teki parmam, sonra
parmaklarm silmek iin benimki olmayan bir peete aranyorum. Evelyn monolounu
kesmedi -hem konuup hem ineyii muhteem- ona batan kana bir glmseme
yollayarak, elimi masann altna sokuyorum, kalasn kavryorum, elimi oraya siliyorum,
hl konumay srdrerek bana apkn apkn glmsyor ve biraz daha ampanya
yudumluyor. Suratn incelemeye devam ediyorum, bu kadar gzel olmas can sknts
veriyor, kusursuz gerekten, dnyorum da, Evelyn ne kadar ok kahrm ekti; ona ne
zaman ok ihtiyacm olsa hep yanmdayd. Dnp tabama bakyorum, itah sfr, atalm
alyorum, bir-iki dakika gzlerimi tabaa dikip bakyorum, nce kendi kendime szlanp iimi
ekiyor, atal masaya koyuyorum. ampanya kadehimi alyorum.
...Groton, Lawrenceville, Milton, Exeter, Kent, Saint Paul's, Hotchkiss, Andover, Milton,
Choate... ay, Milton' saymtm...
Bu gece bunu yemeyeceksem, ki yemeyeceim, biraz kokain istiyorum, diye bildiriyorum.
Ama Evelyn'in szn kesebilmi deilim -durdurulamaz o, bir makine- konumaya devam
ediyor.
Jayne Simpson'n dn o kadar gzeldi ki, diye i geiriyor. Sonraki davetse lgnd.
Club ernobil'de oldu, 'Sayfa Alt'da kt. Billy yazd. W'de karlkl iki sayfa yer ayrd. .
ki iki minimumu varm diye duydum, diyorum bkknlkla ve gemekte olan bir komiye
tabam almasn iaret ediyorum.
Dnler yle romantik oluyor ki. Jayne'in nikah yz elmast. Biliyor musun Patrick,
daha azna dnyada raz gelmem, diyor cilveli cilveli. Elmas olacak; Gzlerinin nne bir
perde iniyor ve dn akllara durgunluk verecek ekilde btn ayrntlaryla aktarmaya
alyor. Be yz kiilik, yemekli... hayr, zr dilerim, yedi yz elli kiilik, yemein
ardndan Ben ve Jerry'nin be metrelik, kat kat dondurmak pastas. Gelinlik Ralph'dand,
beyaz danteldi, dekoltesi derin ve kolsuzdu. ok tatlyd. Ay, Patrick, sen olsaydn ne
giyerdin? ekiyor.
Ben Ray-Ban gne gzlkleri takmak isterdim. Pahal Ray-Ban'ler, diyorum zenle.
Hatta herkesin Ray-Ban'ler takmasn talep ederdim.
Ben zydeco grubu isterdim, Patrick. steyeceim bu olurdu. Bir zydeco grubu, diyor
zevkten eriyerek. Ya da mariachi. Ya da reggae. Babam oke edecek etnik bir eyler. Oh,
karar vere-miyo-rum.
Ben trene bir Harrison AK-47 hcum silah getirmek isterdim, diyorum, skldm, art
arda sralayveriyorum, otuzluk ' tamburallardan, bylece o iko anann kafasn iyice
uurduk-tan sonra, ibne erkek kardeinin zerinde de kullanabilirdim. Geri ahsen Sovyet
tasarm olan hibir ey kullanmaktan hazzetmem, ama bilmem, Harrison nedense bana bir
ey hatrlatyor... Duruyorum, aklm kart, dnden kalma manikrm inceliyorum.

Evelyn'e bakyorum. Stoli?


A sonra, kilo kilo trfl ikolata. Godiva. Ve istiridye. Yarm kabuun iinde istiridye.
Badem ezmesi. Pembe adrlar. Yzlerce, binlerce gl. Fotoraflar. Annie Leibovitz.
Annie Leibovitz' tutarz, diyor coarak. Veee, videoya eksin diye de birini kiralarz!
Ya da bir AR-15. Baylrsn, Evelyn; silahlarn en pahals ama her kuruuna deer! Gz
krpyorum ona. O hl konuuyor; dediklerimin tek kelimesini bile duymuyor; kaydetmiyor.
Dediklerimin tek kelimesini anlamyor. zme inemiyor. Laf salatasn kesip bana ancak
buulu diyebileceim baklar yolluyor. Elime, Rolex'ime dokunarak, bu kez beklenti dolu bir
sesle, Hadi, yapalm bunu, diyor.
Gzlerimle yavru garsonu aranmaktaym; yere den bir peeteyi almak zere eildi.
Baklarm Evelyn'e evirmeden soruyorum, Neyi... yapalm?
Evlenelim, diyor, gzlerini krptryor. Dn yapalm,
Evelyn?
Evet, canm?
kileri haddinden fazla m... kartrdn?
Yapmalyz, diyor yumuak bir sesle. Patrick...
Evlenme mi tek-lif ediyorsun bana? Glyorum, dediine bir anlam veremedim.
ampanya kadehini elinden alyorum, kenarn burnuma gtrp kokluyorum.
Patrick? diye soruyor, cevabm beklemeden.
Vallaaa, Evelyn, diyorum, tutuldum. Bilmiyorum.
Neden olmasn? diye soruyor sinirli bir sesle. Evlenmememiz in bir tek iyi neden syle
bana.
Seni dzmeye almak... kck ve... pek hareketli... bir kemirgene derin pck
vermeyi denemek gibi, acaba ondan m? diyorum. Bilemiyorum. Evet? diyor. Ayrca?
Ayrca da dilerinde teller olan bir kemirgen? diye bitiriyorum, omuz silkiyorum.
Ne yapacaksn peki? diye soruyor. Otuzuna kadar yl bekleyecek misin?
Drt yl, diyorum, gzlerimden alevler saarak. Otuzuma drt yl var.
Drt yl. yl. ay. Tanrm, ne fark eder? Gene de yalanm olacaksn. Elini elimden
ekiyor. Biliyor musun, Jayne Simpson'n dnne gelseydin, byle dnmezdin.
evrene bir baktn m, o an benimle evlenmek isterdin.
Ama ben Jayne Simpson'n dnne geldim, Evelyn, hayatmn ak. Gabe'in yannda
oturuyordum. nan bana, oradaydm
Kor-kun-suun, diye szlyor. Sen pis bir oyunbozansn!
Yoksa gelmedim mi acaba? diye soruyorum yksek sesle. Belki de ben... dn
MTVde verdiler mi?
Balaylar da yle romantikti ki. Dnden iki saat sonra bir Concorde'a bindiler, Londra'ya

gitmek zere. Ciaridge's otelinde kaldlar. Evelyn iini ekiyor, elleri enesinin altna kenetli,
gzler buulanyor.
Ona aldr etmeden, bir puro almak iin elimi cebime daldryorum, karp ucunu masaya
vuruyorum. Evelyn eit sorbe smarlyor: yerfstkl, meyanball ve donatl. Ben kafeinsiz
bir espresso istiyorum. Evelyn somurtuyor. Ben bir kibrit akyorum.
Patrick. Aleve bakyor, sesinde bir uyar. Ne oldu? Puronun ucunu yakmakta olan elim
havada donup kalyor.
zin aldn m, diye soruyor, ciddi.
Onu yumuatmaya alarak, Sana altm dolarlk boxer ort giydiimi sylemi miydim?
diye soruyorum.

Sal
Puck Binas'nda bu gece profesyoneller iin tasarmlanm yeni bir bilgisayarl krek
makinesinin tantm kokteyli var, smokin mecburi. Frederick Dibble'la squash oynadktan
sonra, Harrys'de Jamie Conway, Kevin Wynn ve Jason Gladwin'le iki iiyoruz, Kevin'in
gece iin kiralad limuzine atlayp kentin yukar mahallelerine yollanyoruz. zerinde
Barneys'den alnma Kilgour, French&Stanbury jakarl yelek, Saks ipek papyon, BakerBenjes rugan mesler, Kentshire Galerisinden antika elmas kol dmeleri, gri ynlden ipek
astarl, reglan kollu, hakim yaka palto Luciano Soprani. Devekuu derisinden Bosca bir
czdana yerletirilmi nakit drt yz dolar, siyah ynl pantolonumun arka cebinde
durmakta. Rolex'imin yerine on drt karat altn H. Stern bir saat takyorum.
Puck Binas'nn birinci kat balo salonunda hedefsizce dolanyorum, canm skkn, plastik
flt kadehlerden kt ampanya yudumluyor (rekolte d Bollinger olabilir mi?), zerlerine
birer para kei peyniri kondurulmu kivi dilimleri iniyor, aktrmadan etrafta kokain
aranyorum. Satc tanyan birini ararken, onun yerine, merdivenlerin orada Courtneyyle
burun buruna geliyorum, ipek pamuk karm stre tl kumatan bir bluz ve stne yalanc
mcevherler ilenmi pantolon giymi, gergin grnyor ve bana Luis den uzak durmam
sylyor. Onun bir eylerden phelendiini sandn sylyor. Gece iin tutulmu grup,
altmlarn Motown hitlerinin sulandrlm versiyonlarn almakta.
Ne gibi? diye sorarken baklarmla salonu taryorum. ki
kere ikinin drt etmesi gibi mi? Senin gizli gizli Nancy Reagan olduun gibi mi?
Gelecek hafta onunla Yale'liler kulbnde yemek yeme, diyor, bir fotorafya
glmsyor, patlayan fla bir anlna ikimizi de kr ediyor. "Bu gece... ahane
grnyorsun, diyorum. Boynuna dokunuyorum, parmamla enesini okayarak alt
dudana kadar kyorum.
Ben aka etmiyorum, Patrick. Glmseyerek, Jennifer Morgan'la beceriksizce dans eden
Luis'ye el sallyor. Krem rengi ynl ceket, ynl kumatan pantolon, pamuklu gmlek,
yeilin hakim olduu ekose ipek kuak, bunlarn hepsi Hugo Boss, papyon Saks, mendil Paul
Stuart. O da ona el sallyor. Ben de baparmam havaya kaldrarak selamlyorum.

Courtney, Nasl da dallama, diye zntyle fsldyor kendi kendine.


Dinle, ben kyorum, diyorum, ampanyam bitiriyorum. Neden gidip dans etmiyorsun
u... kesecikli uluyla?
Nereye gidiyorsuuun? diye soruyor. Koluma yapyor.
Courtney, senin bitmez tkenmez... duygusal patlamalarndan birini daha yaamak
istemiyorum. Ayrca kanepeler de bok gibi.
Nereye gidiyorsun? diye soruyor yeniden. Ayrnt ver, Mr. Bateman.
Seni neden bu kadar ok ilgilendiriyor? Bilmek istiyorum da ondan, diyor. Evelyn'e
gitmiyorsun, deil mi?
Belki, diye yalan atyorum.
Patrick, beni burada brakma. Gitmeni istemiyorum ade etmem gereken videokasetler
var. Gene yalan sylyorum, tam bir yerde bir fla daha patlarken bo ampanya
bardam eline tututuruyorum. Yryp gidiyorum.
Grup Life in the Fast Lane parasnn bir versiyonuna doru meylederken ben smsk bir
yavru aranarak evreme bakmyorum. Charles Simpson -ya da alacak derecede ona
benzeyen biri, geriye yatrlm sal, pantolon askl, Oliver Peoples gzlkl- "Hey,
Williams diyerek elimi skyor ve bana gece yarsna doru Alexandra Craig'le birlikte
Nell'sde birtakm insanlarla bulumaya gelmemi sylyor. Gven telkin edici bir biimde
omzunu skarak ona orada olacam sylyorum.
Darda, puro iip dnceli nazarlarla gkyzn szerken uzaktan Reed Thompson'
gryorum, yannda avanesiyle -Jamie Conway, Kevin Wynn, Marcus Halberstam, yavrular
yok-birlikte Puck Binasn terk etmekte, beni de yemee davet ediyorlar; yanlarnda mal
olduunu tahmin etmekle birlikte, geceyi onlarla geirmek pek amyor beni, o yzden de o
El Salvador bistrosuna kadar taban tepmemeye karar veriyorum, yer ayrtmam olduklar
ve de bulacaklar ok kukulu olduu iin. Elimi hayr anlamnda sallayarak Broadway
zerindeki bankomatlardan birinin nnde duruyor, ylesine bir yz dolar daha ekiyorum,
cebimde yuvarlak hesap be yz dolar bulunsun diye.
Kendimi Ondrdnc Cadde'nin altndaki antikaclar mahallesinde yrr buluyorum. Saatim
durdu, onun iin gecenin ka olduunu tam bilmiyorum, ama on buuk falan olmal.
Yanmdan crack satmaya ya da Palladium'daki bir parti iin bilet sokuturmaya alan
zenciler geiyor. Bir gazete bayiinin, kuru temizleyicinin, kilisenin, aevinin nnden
geiyorum. Sokaklar bo; sessizlii bozan tek grlt, ara sra mteri baknarak Union
Squaree doru yol alan taksiler. Bir telefon kulbesinden telesekreterime braklan mesajlar
dinleyip bir yandan da bir antikac dkkannn vitrininde grnme bakarken, iki sska ibne
geip gidiyor kulbenin yanndan. Biri bana slk alyor, teki glyor; tiz, atlak, korkun
bir gl. Sidikle slanm yrtk bir Sefiller afii yola dyor. Sokak lambalarndan biri
snyor. Jean-Paul Gaultier paltolu birisi kuytuda iiyor. Yerden yukar doru bir duman
ykseliyor, erit erit havaya karyor. Sokak kenarlarna torbalar dolusu, buz tutmu p
ylm. Solgun ve gkyznde alalm ay, Chrysler Binasnn hemen ucunda asl
duruyor. West Village'n oradan bir yerden bir cankurtaran ddnn l geliyor, rzgar

l geliyor, lk yanklanyor, sonra snyor.


Zenci berdu Onikinci Sokak'taki terkedilmi bir antikac dkkannn giriinde, ak bir
zgarann zerinde yatyor, evresinde p torbalar ve Gristede's'in alveri arabalarndan
biri var, arabann zerine bir eyler ylm, ahsi eyalar olmal: gazeteler, ieler,
alminyum kaplar. Arabann nne ilitirilmi bir karton parasnn zerine el yazsyla,
AIM EVSZM LTFEN BANA YARDIM EDN yazlm. Yanna bir kpek, krma, ksa
tyl ve sopa gibi sska bir kpek uzanm, acemice yaplm kay alveri arabasnn
tutamana balanm, ilk geiimde kpei fark etmiyorum. Ancak soka epeevre
dnp de yeniden ayn yere geldiimde gryorum onu, bir gazete ynnn zerine
uzanm, serseriyi koruyor, boynunda bir tasma, tasmann zerinde, stnde GIZMO
kelimesi okunan irice bir knye. Kpek, kuyruk denemeyecek kadar clz, zavall kuyruunu
sallayarak ban kaldrp suratma bakyor, eldivenli elimi uzattmda da a a elimi
yalyor. Dkyla ucuz alkol karmndan oluan iren koku ar, grnmez bir bulut gibi
havada asl duruyor, pis kokuya alncaya kadar soluumu tutmak zorunda kalyorum.
Serseri uyanyor, gzlerini ayor, esniyor, atlam mor dudaklarn arasndan dikkat
ekecek derecede lekeli dileri grnyor.
Krk yalarnda, tknaz, dorulup oturmaya altnda sokak. lambasnn i nda yz
hatlarn daha iyi seebiliyorum; birka gnlk sakal, kat ene, zerinde kaln kahverengi
damarlar belirmi patlcan burun. Limon sars polyesterden rk grnl bir tulum ve
zerine ykana ykana rengi solmu Sergio Valente jean giymi (son moda sokak serserisi
kyafeti herhalde), yan sra yol yol yrtlm turuncum kahverengili V yaka kazak, kazan
zerinde krmz arap lekesi olduu dnlebilecek baz lekeler. ok sarhoa benziyor ya yle, ya da kak yahut geri zekal. Ben tepesinde durmu sokak lambasndan gelen
kapatarak onu karanlkta brakrken baklar hl bulank. meliyorum.
Merhaba, diyorum. Elimi uzatyorum, kpein yalad elimi. Pat Bateman.
Serseri gzlerini dikmi bana bakyor, dorulup oturmak iin harcad abadan hl nefes
nefese. Benimle tokalamyor.
Para m istiyorsun? diye soruyorum yumuak bir sesle. Yoksa... yiyecek mi?
Serseri bayla onaylyor ve alamaya balyor, mteekkir.
Elimi cebime sokup bir on dolar, sonra fikrimi deitirip bir be dolar karyorum,
sallyorum. Bu mu istediin?
Serseri bayla onaylyor yeniden, utanla baka yne bakyor, burnu akmakta, boazn
temizledikten sonra alak sesle, yle am ki, diyor.
Dars souk da, diyorum. Deil mi?
yle am ki. Bir, iki, kere kaslyor bedeni, sonra ban utanarak benden te yana
eviriyor.
Neden almyorsun? diye soruyorum. Para hl elimde, ama serserinin elinin
eriebilecei uzaklkta deil. O kadar asan, neden almyorsun?
Soluunu tutuyor, titremekte, hkrklar arasnda itiraf ediyor: imi kaybettim...

Neden? diye soruyorum, gerekten ilgilendim. iyor muydun? Onun iin mi kaybettin?
Ayan m kaydrdlar? aka, aka. Hayr, bak gerekten -alrken iki mi iiyordun.
Kollaryla vcudunu saryor, hkrklara boularak konuuyor: Kovulmutum. ten
kartmtm.
Yutuyorum bunu, bamla onaylyorum. Yaaa, h, ok yazk.
yle am ki, diyor, sonra gzyalarn koyuveriyor, hl kendi kendini sarmalamakta.
Kpei, o Gizmo denen ey, szlanmaya balyor.
Neden baka bir i bulmuyorsun? diye soruyorum. Neden baka bir i bulmuyorsun?
Ben... ksryor, hl kendi vcudunu sarmalamakta, feci titriyor, sarsla sarsla,
cmlesini bitiremiyor.
Evet... sen? diye soruyorum yumuak bir sesle. Baka bir i yapamaz msn?
Am, diye fsldyor.
Biliyorum onu, onu biliyorum, diyorum. Yahu, bozuk plak gibisin. Ben sana yardmc
olmaya alyorum... Sabrm tayor.
Am, diyor tekrar.
Dinle. g sahibi insanlarn parasn almak adil mi sence? alan insanlarn?
Surat buruuyor, hrltl bir sesle kesik kesik, Ne yapaym peki? diyor.
Dinle, diyorum. "Adn ne? Al.
Sesin ksn, diyorum. Evet?
Al, diyor, biraz daha yksek sesle.
bul, i bul, Al, diyorum ciddi bir sesle. Yaklamn negatif. nndeki engel bu.
Kendine ekidzen vermelisin. Sana yardm edeceim.
ok iyi kalplisiniz, baym, iyi kalplisiniz, iyi kalpli bir insansnz, laflar dklyor azndan.
Gerekten ylesiniz.
. Tamam, tamam. Kpei okamaya balyorum. '
Ltfen. Bileime yapyor. aresizim. yle yorum ki.
Ne kadar kt koktuunu biliyor musun? Bunu yattrc bir sesle fsldyorum, yzn
okayarak. Bu iren bir koku, tamm...
Barn... Boulur gibi oluyor, yutkunuyor. Barnacak yerim yok.
Le gibi kokuyorsun, diyorum. Bok... kokuyorsun. Hl kpei okamaktaym. Kpein
gzleri iri iri ald, slak ve mteekkir. Biliyor muydun bunu? Kahretsin, Al -yzme bak ve
ibneler gibi alamay da kes, diye baryorum. fkem byyor, hafifliyor, gzlerimi
yumuyorum, elimi burnumun zerine koymak zere havaya kaldryorum, sonra i
geiriyorum. Al... zgnm. Sadece u var... bilmiyorum. Seninle hibir ortak ynmz
yok.
Berdu dinlemiyor. yle hngr hngr alyor ki, iki kelimeyi bir araya getirmeyi

beceremiyor. Paray yavaa Luciano Soprani ceketimin cebine geri sokuyorum, teki
elimle kpei okamay kesiyorum ve teki cebime sokuyorum. Serseri hemen o an
alamay kesiyor ve gzleriyle beliin akbetini, ya da belki kendi Thunderbird iesini
kollamak zere, yerinde doruluyor. Uzanyorum, yzn bir kez daha efkatle okayarak,
"Canna yandmn, oktan kaybetmisin sen, biliyor musun? diye fsldyorum. aresizce
kafasn sallamaya balyor, cebimden az trtkl, uzun, sivri bir bak karyorum, ve onu
ldr-memeye ok dikkat ederek ban belki bir santim uzunluunda bir ksmn sa
gzne sokuyorum, sap kaldrarak kanrtyorum, retina annda dar frlyor.
Serseri bir ey syleyemeyecek kadar akn. Yalnzca dehet iinde azn ayor ve
kirli, kesik ulu eldivenli elini yavaa yzne gtryor. Tulumunu ekip indiriyorum ve
yoldan geen bir taksinin farlarnda prsk kara kalalarn seebiliyorum, durmadan
tulumuna iedii iin isilik iindeler. Bok kokusu hzla yzme arpyor, burnumdan nefes
alarak meldiim yerde, sk, itimi edep kllarnn hemen yukarsna, kamna, ba
hafife sokup karmaya balyorum. Bu onu biraz aylt-yor, igdsel olarak elleriyle
korunmaya alyor, kpek ac ac inlemeye balyor, gerekten deli gibi oldu ama
saldrmyor, imdi serserinin parmaklarnn arasna bak darbelerini indirmekteyim, ellerinin
aralarn baklyorum. Patlayan gz, deliinden aaya sallanyor, yznden aa doru
akyor, gzkapan krptrp durmas da deliin iinde kalan eyin krmz, damarl bir
yumurta sars gibi akmasna yol ayor. Bir elimle kafasn kavryorum, geriye itiyorum, ba
ve iaret parmamla teki gzn ayorum, ba kaldrp gznn deliine daldryorum,
delik nce kanla doluyor, sonra gznn bebeini yanlamasna yarp ayorum, nihayet
burnunu da ikiye yardmda lk atmaya balyor, benim ve kpein zerine hafife kan
fkryor, Gizmo yzne kan sraynca gzlerini krptryor. Ba arabuk serserinin
suratna srp temizliyorum, bu arada yanan yaryorum. Hl melmi vaziyette, vck
vck kandan parlayan suratna bir eyreklik atyorum, her iki gz ukuru da oyulmu, kan
dolu, gz namna ne varsa, haykran dudaklarnn zerinden kaln, a gibi izgiler halinde
aaya akyor. Sakin bir sesle, Al sana bir eyreklik. Kendine iklet alrsn, siktiimin kak
zencisi diye fsldyorum. Sonra havlayan kpee dnyorum ve ayaa kalktmda, tam
kn geriye vermi, dilerini karm, zerime atlamak zereyken, ayam n ayaklarnn
zerine indiriyorum, annda her iki ayann kemikleri de krlyor, acdan inleyerek yanma
dyor, her iki n aya da havada mstehcen, tatmin edici bir ada sallanmaktalar.
Kendimi glmekten alamyorum, bu tabloyla pek elenerek orada biraz daha oyalanyorum.
Bir taksinin yaklamakta olduunu grnce, ar admlarla uzaklayorum.
Sonra, bat ynnde iki sokak yrdmde, bir ba dnmesi, bir yrtclk, bir kabarma
geliyor stme, sanki biraz nce aletli jimnastik almm da, sinir sistemim endorfinle
ykanm, kokainden ilk frt ekmiim, iyi bir purodan ilk nefesi almm, Cristal'den ilk
kadehi imiim gibi. Alktan leceim, bir eyler yemem lazm, geri yrme mesafesinde
ama Nell's'e de uramak istemiyorum, Indochine da bir kutlama ikisi iin pek uygun bir yer
deil. Bu nedenle Al'in gidecei bir yere gitmeye karar veriyorum, Union Square'deki
McDonald's mesela. Sraya girip bir milk-shake (yice koyu olsun, diye uyaryorum veledi,
o ise ban sallayp bir makineyi altrmakla yetiniyor) alp nlerde bir masaya gidiyorum,
Al buralarda otururdu herhalde, ceketim, kol yenlerim hafife onun kanyla lekeli. Cat Club'n

garsonu iki kz arkamdan ieri giriyorlar ve bana apkn apkn glmseyerek aprazmdaki
blmeye oturuyorlar. Cool taklp onlar grmezden geliyorum. Zincirleme sigara ien, kr
kr suratl, kak bir ihtiyar kadn yaknmza oturup ylesine durmadan kafasn sallyor.
Yaknmzdan bir polis arabas geiyor, iki milk-shake daha itikten sonra uuumda bir
hafifleme oluyor, younluu azalyor. Bir can sknts, bir yorgunluk kyor; akam pek bir
fos kt gibi, Reed Thompson ve ocuklarla u El Salvador bistrosuna gitmediim iin kendi
kendime svp sayyorum. Kzlar oyalanyorlar, hl ilgililer. Saatime bakyorum. Tezgahn
arkasndaki Meksikallardan biri sigarasn ierken, bir yandan da gzlerini dikmi bana
bakyor, Soprani ceketin zerindeki lekeleri inceliyor, sanki bir ey syleyecekmi gibi, ama
o srada ieriye mteri giriyor, demin bana crack satmaya alan zenci heriflerden biri, o
da zencinin sipariini almak zorunda. Meksikal sigarasn sndryor ve yle yapyor.

Genesis
1980'de kardklar Duke albmnden bu yana byk bir Genesis hayran oldum. Ondan
nceki almalarnn hibirini tam olarak anlamamtm. Geri 1970'lerde kardklar son
albmleri, konseptin fazlaca ar bast And Then There Were Three'deki (kendi yarm
yamalak solo kariyerini balatmak zere gruptan ayrlan Peter Gabriel'a bir gnderme)
gzel Follow You, Follow Me parasn sevmitim ama, bunun dnda Duke'dan nceki
btn albmleri fazla sanatsal, fazla entelektel gelmiti. Phil Collins'in varlnn daha
belirginlemesi, mziin daha modernlemesi, davul makinesinin daha ar basmas ve
szlerin daha az mistik, daha spesifik olmas (belki de Peter Gabriel'in gruptan ayrlmas
nedeniyle) karmak, ne dedii belirsiz, hep bir eyleri yitirmeyi konu edinen arklarn yerini
benim sevinle karladm cvl cvl birinci snl pop arklarnn almas Duke'la (Atlantic,
1980) balar. arklarsa Mike Rutherford'un bas partileri ya da Tony Banks'in klavyede
ald riff'lerden ok, Phil Collins'in davulu etrafnda rlmeye balanr. Buna klasik bir
rnek, grubun seksenli yllardaki ilk byk hit'i olmakla kalmayp seksenli yllardaki dier
albmlerin de tonunu belirleyen Misunderstanding adl paradr. Dukee'da kendini hemen
belli eden ikinci ark ise, televizyonun olumsuz etkilerini konu alan Turn It On Again'dir. te
yandan, hi anlayamadm bir para varsa o da Heathhaze'dir, oysa Please Don't Ask
boanan bir iftten adamn, ocuklarn velayetini almaya hak kazanan eski karsna syledii
dokunakl bir ak arksdr. Boanmann olumsuz ynleri bir rock'n roll grubu tarafndan
bundan daha iten bir biimde dile getirilmi midir acaba? Sanmyorum. Duke Travels ve
Dukes End de anlaml arklar olabilir, ama ark szleri plan arkasna basl olmad iin
Collins'in arklarda neden sz ettiini anlamak zor, gene de arklarn ikincisinde Tony
Banks gerekten de youn ve muhteem bir piyano iilii sergiliyor. Duke'daki fos kan
tek para, grubun daha sonraki bayapt Invisible Touch'daki Tonight Tonight Tonight'
haddinden fazla andran ve bu anlamda, dorusu, Collins'in kendi kendinden kopya 1 ektii
tek rnek olan Alone Tonight'tr.
Neredeyse hemen Duke'un ardndan piyasaya srlen Abacab (Atlantic, 1981) Genesis'e
daha ok seksenler sound'u kazandran grubun yeni prodktr Hugh Padgham'n olumlu
etkisini tar ve arklar kulaa olduka tandk gelmesine ramen, albmde gene de harika
eyler vardr: albme adn veren parann ortasndaki uzun jam'le No Reply at All'daki,

Earth, Wind and Fire adndaki bir grubun nefeslileri buna sadece iki rnektir. arklar gene
melankolik duygular yanstr ve yitik ya da eliki iindeki insanlara dairdir, fakat
prodksiyon ve sound prl prl olup hayli iyimserdir (ama ark adlar deil; No Reply At All,
Keep It Dark, Who Dunnit?, Like It or Not gibi). Mike Rutherford'un bas miksajda biraz
gme gidiyor ama bunun dnda grubun sound'u ok sk ve gene Collins'in insan gerekten
hayretlere dren davuluyla ykseliyorlar. En umarsz anlarnda bile (nesli tkenen
hayvanlardan sz eden Dodo'da olduu gibi) Abacab cvl cvl ve ty gibi hafif bir albm.
Benim favorim, her eyiyle Collins'e ait olan Man on the Corner'du, arkasnda tatl bir
synthesizer melodisi art insan yerine mhlayan bir davul makinesi olan duygulu bir balad. Bu
ark rahatlkla Phil'in solo albmlerinden birinde yer alabilirdi, nk yalnzlk, paranoya ve
yabanclama temalar Genesis'in yabancs olmad temalar olmakla birlikte, bu ark
grubun umut dolu hmanizmini yanstr. Man on the Corner, bir yalnz adam figr (bir
serseri, belki yoksul, evsiz biri?), ylece durup duran 'kedeki o yalnz adam' ile kendi
arasnda ok derin bir benzeme bulur. Who Dunnit?, fonda funky bir ritmle kszlk
temasnda derinlemesine bir yorum getirir ve arknn ho yan da, anlatcnn hibir k
yolu bulamadan arky bitirmesidir.
Bu albmden sonra Hugh Padgham daha da az konsept ykl, ad yalnzca Genesis
(Atlantic, 1983) olan bir albmn prodktrln yapt, albm iyi bir albm olmakla birlikte,
bugn iindeki bir sr ey bana artk fazla trevsel geliyor. That's All, Misunderstandinge
benziyor, Taking It All Too Hard bana Throwing it All Away'i hatrlatyor. Ayn zamanda
ncekilerden daha az caz haval gibi, daha ziyade 801i yllarn bir pop albm havasnda,
daha rock'n'roll. Padgham'n prodktrl harika, fakat malzeme genelde olduundan daha
zayf ve grubun zorlandn sezebiliyorsunuz. Albm otobiyografik bir para olan Mama ile
alyor, bu hem garip hem de dokunakl bir para, ama arkcnn gerek hayattaki
annesine mi, yoksa 'Mama' diye armaktan holand bir sevgiliye mi seslendiini
anlayamadm. That's All, akna cevap vermeyen partneri tarafndan yok saylan ve dvlen
bir n yaknmas; arknn umarsz tonuna ramen canl, insan dinlerken mrldanmaya
aran bir melodisi var ki, bu da arky i karartc olmaktan kurtaryor. That's All
albmndeki en iyi para, fakat Phil'in sesinin en gl olduu ark House by the Sea,
ancak arknn szleri o kadar 'bilin ak' ki, pek bir ey anlalmyor. Bymek ve
yetikinlii kabullenmekle ilgili olabilir ama kesin deil; her neyse, arknn ikinci,
enstrmantal ksm bana hikayeyi daha ok anlatyor. Burada Mike Banks gitardaki
ustaln konuturma frsat bulurken, Tom Rutherford hlyal synthesizer sesleriyle arky
dalga dalga kaplyor, ayrca Phil sonunda arknn nc ktasn tekrarladnda tyleriniz
rperebilir. illegal Alien grubun imdiye kadar yapt en politik, ayn zamanda da en matrak
ark. Grnrde konu zc -bir kaak iinin snrdan ABD'ye szmaya almas- fakat
ayrntlar son derece komik: Meksikalnn elinde tuttuu tekila iesi, ayandaki yeni
ayakkablar (muhtemelen alnt); her ey tam yerine oturuyor. Phil'in arky yrtk, kiner
gibi Meksikal taklidi bir sesle sylemesi olay daha da komik yapyor, ve 'fun' ve 'illegal
alien' szcklerinin kafiye olmas da iyi bulu dorusu. Just a Job to Do albmn en funky
arks. Banks'in i bitirici bir bas partisi var burada, ve ark grnrde suluyu kovalayan
bir dedektifle ilgili olmasna karn, bence birinin peine dm kskan bir kla da ilgili

olabilir. Silver Rainbow albmn en duygulu arks. Szler youn, karmak ve olaanst.
Albm It's Gonna Get Better ile olumlu, iyimser bir havada sona eriyor. Szler bazlarna
birazck tekrar gibi gelse de, Phil sylerken o derece kendinden emin ki (kendisi hibir
zaman bu kadar usta ii, bu kadar scak bir albm yapamam olan Peter Gabriel'in youn
etkisi seziliyor burada), bizleri grkemli bir gelecein varlna inandryor. Invisible Touch
(Atlantic, 1986) grubun tartmasz bayapt. Elle tutulup gzle grlmeyen durumlar
zerine epik boyutlarda bir deneme olup ayn zamanda kendinden nceki albmn de
anlamn zenginletirip derinletiriyor. Dinleyenin kulanda yer eden bir rezonans var ve
mzik o kadar gzel ki, etkisini zerinizden silkip atmak mmkn deil, nk her bir ark
bilinmezlikleri ya da insanlar arasndaki boluklar (Invisible Touch) birbirine balyor, sebep
ister baskc sevgililer olsun, ister baskc ynetimler (Land of Confusion), isterse de
anlamsz tekrarlar (Tonight Tonight Tonight). Btn olarak son on yln en usta ii rock'n'roll
almalar arasnda ve albmn arkasndaki beyin, -kukusuz Banks, Collins ve
Rutherford'un birlikte allarndaki uyumun yan sra- prodktr Hugh Padgham. Padgham
hi bu kadar aydnlk, taze ve modem bir sound yakalamamt. Hemen hemen her
enstrman, her nans duyabiliyorsunuz.
Lirik iilik ve katksz ark yazarl becerisi asndan bu albm profesyonelliin yeni
bir doruu. arkcnn, politik otoritenin ktye kullanlmasn konu edindii Land of
Confusion'n szlerini ele alalm. Geri planda Prince'in ya da Michael Jackson'n -ya da
aslna bakarsanz son yllarda ortaya kan karaderili arkclarn herhangi birininarklarnda ulatklarndan daha funky ve karaderili bir ritm var. te yandan, her ne kadar
dans edilebilir bir albm olsa da, bu albmn, deeri olduka abartlan Bruce Springsteen in
bile ulat sylenemeyecek plak elektrik teli gibi bir arpcl var. Collins, ak
aclarndan sz ederken 'Boss' Springsteen! fersah fersah ayor, in Too Deep'de duygusal
ak yrekliliin yeni zirvelerine ulamakta; fakat ark ayn zamanda Collins'in palyao
yann, hinoluhin, beklenmedik yann da sergiliyor. Para, tekelilik ve sadakat konusunda
80'lerde yazlm en duygulu pop arksdr. Anything She Does (J. Geils Band'in
Centerfield'ini andran ama ondan ok daha canl ve enerjik bir paradr) ikinci yzn birinci
parasdr ve bundan sonra albm iki blml bir ark olan Domino ile zirvesine ular.
Birinci blm, in the Heat of the Night, keskin, ayrntyla izilmi umarszlk imgeleriyle The
Last Domino'yla tamamlanr. ark son derece moral vericidir. Szler rock mzikte
duyduum en pozitif ve olumlayc ark szleridir.
Phil Collins'in solo almalar daha ticari ve bu nedenle daha dar bir anlamda daha tatmin
edici saylabilir, zellikle de No Jacket Required ya da In the Air Tonight ya da Against All
Odds gibi paralarla (geri ikincisi tema arks olarak bestelendii usta ii filmin biraz
glgesinde kalmt) ya da Takt Me Home ya da Sussudio (sper ark; favori
paralarmdan) ve dzenlemesini yeniden yapt You Can't Hurry Love, ki birok kii bunun
the Supremes tarafndan sylenen orijinalinden daha iyi olduunda benimle hemfikir. Ama
ayn zamanda Phil Collins'in grup iinde, solo sanat olarak olduundan daha baarl iler
yaptn da dnyorum, sanat lafnn altn iziyorum burada. Aslnda bu ocuklarn
iin de geerli, nk Genesis hl 1980'lerde ngiltere'den km en iyi, en heyecan
verici grup.

le Yemei
Tribeca'da Tony McManus'un yeni lokantas DuPlex'de Christopher Armstrong'la
oturuyoruz, o da P & P'de alyor. Birlikte Exeter'a gittik, o daha sonra Pennsylvania
niversitesi'ne gitti, Manhattan'a tanmadan nce de Wharton'dayd. Anlalmaz
nedenlerden dolay Subjects'de masa bulamadk, o yzden Armstrong buray nerdi.
Armstrong'un zerinde Christian Dior'dan ince beyaz izgili, drt dmeli, kruvaze bir ceket,
pamuklu gmlek ve Givenchy Gentleman'dan geni, al desenli bir kravat var. Bottega
Veneta imzal deri ajandasyla ince evrak antas masamzdaki nc iskemlenin zerinde
duruyor. Masamz iyi, nlerde, pencerenin yaknnda. Benim zerimde DeRigueur'den
alnma, Schoeneman'n ivi ba desenli ynl worsted bir takm, Bili Blass'dan ince
pamuklu bir gmlek, Savoy'dan ipekli Macclesfield kravat ve ceket, cebimde Ashear
Bros'dan pamuklu mendil. Arka planda Sefiller mzikalinin asansr mzii versiyonu hafif
hafif alyor. Armstrong'un kz arkada eskiden Todd Hamlin'le kan Jody Stafford, bu
durum, art mutfakta alan abalar gsteren tavandan sarktlm kapal devre
televizyon ekranlar beni tarifsiz bir kasvetle dolduruyor. Armstrong adalardan daha yeni
dnd, bu nedenle de teni koyu, kopkoyu, ama benimki de yle.
Eee, Bahama Adalar nasld? diye soruyorum, siparilerimizi verdikten sonra. Daha yeni
dndn, deil mi?
Vallaaa, Taylor, diye lafa giriyor Armstrong. Arkamda ve bamn biraz yukarsnda bir
noktaya dalm bakyor, terrakota ss verilmi stuna ya da belki tavan epeevre
dolaan boruya, bu yaz kusursuz tatil peinde olan tatilciler gneyi tercih edebilirler, gney
derken Bahama ve Karayip Adalar kadar gneyi. Karayiplere gitmek iin en azndan be
tane akllca neden var: havas, enlikleri ve yerel etkinlikler, otellerinin ve elence yerlerinin
daha az kalabalk olmas, fiyatlar ve benzersiz kltrleri. ou tatilci yaz aylarnda
ehirlerden kap daha serin iklimlere doru ynelir, oysa pek az u gerein farknda,
Karayipler'de yl boyu hava gzel olup adalar lk rzgarlarn etkisi altnda. ounlukla kuzey
blgesi daha scak olup...
Bu sabahki Patty Winters ov'da konu Bebek Katilleri idi. Stdyodaki seyirciler karlan,
ikence edilen, ldrlen ocuklarn ana babalar idi, konumac yerinde ise psikiyatrisi ve
pediyatristlerden oluan bir grup, ana babalara, balarna gelen sarsnt ve fkeyle
hesaplayabilmeleri iin yardmc olmaya alyordu. Pek baaramadklarn sylemeliyim,
bu da beni pek elendirdi. Beni gerekten zevkten drt ke edense, hkm giymi,
lmlerini bekleyen Beik Katili'nin -uydu araclyla gariban bir TV ekrannda
grndler- karmak birtakm yasal boluklar sonucu temyize bavurmu bulunmalar ve
byk ihtimalle de davalarn kazanacak olmalar oldu. Fakat, nmde dilimlenmi kivi,
Japon armudu, Evian suyu, yulafl-kepekli rek, soya st, ve tarn granola'dan oluan
kahvalt eliinde byk ekran Sony'ye bakarken her an, ilgimi datan, acl annelerin
verdii hazz bozan bir eylerin farkndaydm, bunun ne olduunu ancak ov bitmeye yz
tutarken anladm: Tam David Onica'mn zerine den yerdeki atlak, kapcya apartman
bakmyla grevli kiiye tamir ettirmesini sylediim atlak. Bugn karken lobide kapcya
ikayette bulunmak zere duralayacak oldum ki, karma yeni bir kapc kt, benim

yalarmda, fakat salar dklm, irkince ve de iman. Oturduu yerde, yannda


jleli donat ve dumanlar tten iki ekstra ekstra kakao vard, bunlarn yannda izgi roman
sayfas alm olarak Post. Dndm ki, ben bu zavall orospu ocuuyla
karlatrlmayacak kadar yakkl, baarl ve zenginim, o yzden bir acma dalgas
kabard iimde, glmsedim, bamla ksa fakat kibarlktan uzak olmayan bir selam verdim,
ikayette bulunmadm. Kendimi, hi ilgilenmediim halde, Armstrong'a Yaa, yle mi?
derken yakalyorum.
Birleik Devletler'de olduu gibi orada da yaz aylar enlikler ve zel olaylarla kutlanyor,
bunlar arasnda dinletiler, sanatsal etkinlikler, sokak sergileri ve spor turnuvalar var ve
.ounluk baka yerleri tercih ettii iin de adalar daha az kalabalk oluyor, bu da daha iyi
hizmet demek, u u yelkenliye binmek ya da u u lokantada yemek yemek iin kuyrukta
beklemiyorsun. Bence ounluk oraya kltr, mutfak ve tarih iin gitmekte ve...
Bu sabah Wall Street'e gelirken, trafik skkl yznden irketin arabasndan inmek
zorunda kaldm, bir metro istasyonu bulmak amacyla Beinci Sokak'tan aa doru
yryordum ki, nce Cadlar Bayram vesilesiyle bir yry olduunu sandm bir eyin
yanndan getim, garipsedim, nk aylardan mayst, bundan olduka emindim. Onaltnc
Sokak'n kesinde durup daha yakndan inceleyince bunun 'Ecinsellerin Gurur Yry'
denen ey olduu ortaya kt, midem kalkt. Ecinseller Beinci Cadde'den aaya doru
gururla yryorlard, pastel renkli montlarnn zerine pembe genler baslyd, kimileri
elele bile tutumulard, ounluk kafalarna gre, detone seslerle Somewhere arksn
sylyorlard. Paul Smith'in nnde durup bylenmi gibi, bir ekime kaplarak seyrettim,
bir insann, bir erkein baka bir erkein iine girmekten dolay gurur duymas fikri
karsnda aklm frtmt, fakat, bize de bir yer var, bir yerde bize de yer var, cmleleri
arasnda yalanmaya yz tutmu, aybalg bykl, an kasl plaj olanlarndan efemi-ne
slklar gelmeye balaynca, soluu Altnc Cadde'de aldm. Broya ge gitmeye karar
verdim, taksiye binip eve geri gittim, zerime yeni bir takm elbise geirdim (Cerutti 1881),
kendime bir pedikr seans smarladm ve hafta banda Lexington'da bir hayvan
dkkanndan aldm kk kpei ikence ederek ldrdm. Armstrong kafa tlemeye
devam ediyor.
Su sporlar tabii ki en belli bal elence. Ama golf sahalaryla tenis kortlar da mkemmel
durumda, yaz mevsimi boyunca da bu gibi yerlerde daha ok sayda profesyonel
bulundurulmasna gayret ediliyor. Kortlarn birou gece malar iin de klandrlmakta...
Hass... tir... Armstrong diyorum iimden, bir yandan da pencereden dardaki dm
olmu trafii ve Church Sokanda gezinen serserileri seyrediyorum, itah aclar geliyor:
Armstrong'a gnete kurutulmu domatesli brek. Bana, yannda soan aromal, turunculu
morlu marmelat olan Poblano biberi. nallah hesab Armstrong demeye kalkmaz, nk u
geri zekal orospu ocuuna platin bir American Express kartm olduunu gstermem lazm.
u anda Armstrong'u dinlerken nedense mthi hznleniyorum, boazma bir yumru gelip
tkanyor, fakat yutkunuyorum ve Corona'mdan bir yudum alyorum, o duygu geiyor, o
yemeini inerken konumaya ara verdiinde, Yemekler? Yemekler nasl? sorusu adeta
azmdan fkryor, oysa aklmdaki son ey yemekler.

Gzel soru. Lokanta kltrne gelince, adann mutfa Avrupa kltryle giderek
kaynatka Karayipler daha da ekicilik kazanm. Lokantalarn birounun sahibi ve
iletmecisi Amerikal, ngiliz, Fransz, talyan hatt Hollandal gmenler... Allahtan, bir es
verip kana batrlm sngeri andran breinden -brei kocaman, kanl bir sngere
benziyor,- bir srk alyor, ve bir yudum Corona'yla mideye indiriyor. Sra bende.
Gezip grlecek yerler? diye soruyorum ilgisizce, ligimi yanm fasulyeler, taba
sanatkarane bir sekizgen halinde evreleyen sarms marmelat, marmelad evreleyen
kini yapraklar, ve kini yapraklarn evreleyen fasulyeler zerinde younlatrm
durumdaym.
Gezip grlecek yerler esas itibariyle adalar 1700'lerde blgesel birer kale haline getiren
Avrupa kltrnn kalntlar. Ziyaretiler Colomb'un karaya kt eitli yerleri gezip
grebiliyorlar, hele onun 1590'daki ilk keif yolculuunun yznc yln idrak ettiimiz u
gnlerde, adalarda bu olaya ilikin bilin artm durumda, tarih ve kltrn ada yaamnn
ayrlmaz bir paras olduu da dnlecek olursa...
Armstrong: sen bir... gtsn. H-h diyerek bamla onaylyorum. eeey... al desenli
kravatlar, ekose takm elbiseler, aerobik dersim, videokasetleri geri vermek, Zabar'dan
alnacak baharat, dilenciler, beyaz ikolatal trfl... Christopher'n srd Drakkar Noir
parfmnn mide bulandran kokusu, marmeladn, kiniin, soann ve yank fasulyelerin
kokularyla kararak yzm yalayp geiyor. H-h, diyorum, yeniden.
Aktif tatilciler iin daclk, maaraclk, yelken sporu, ata binme, kanoculuk imkanlar var,
kumar sevenler iirie adalarn birounda casinolar bulunmakta...
Ksack bir an, bam ektiimi, bir bilei, bileklerimden birini yardm, oluk gibi kan
fkran daman Armstrong un kafasna ya da daha iyisi elbisesine nian aldm gzmn
nne getiriyorum, acaba gene konumaya devam eder miydi? zin istemeden kalksam,
taksiyle baka bir lokantaya, SoHo'da, hatt belki daha uzakta bir yere gitsem, bir iki
isem, tuvalete gitsem, hatt belki Evelyn'e bir telefon asam, gene dnp DuPlex'e gelsem
diyorum kendi kendime, vcudumun her bir moleklyle farkndaym ki, geri geldiimde
Armstrong hl kulaa sadece kendi tatili deil, btn dnyann siktiimin Bahama
Adalarndaki tatili gibi gelen eyden sz ediyor olacak. Bir ara garson, yars yenmi itah
aclar alp gtryor, Corona'lar tazeliyor, ahududu sirkeli ve guakomolal orta
byklkte bir pili, tirsi bal ve prasal dana karacieri getiriyor, kimin neyi
smarladndan emin olmasam da fark etmiyor, nk iki tabak da tpk birbirine benziyor.
Pilici alyorum, duble tomatillo soslu, galiba,
Karayip adalar iin pasaport gerekmiyor -ABD vatanda olduunu belgelemen yeterlidaha iyisi Taylor, dil engeli yok. Her-yer-de ngilizce konuuluyor, resmi dilin Franszca veya
spanyolca olduu adalarda bile. Adalarn ou eski ngiliz...
Ben cehennem hayat yayorum, diyorum, ylesine, ortaya, bir yandan da tabamdaki
prasalar kenara ayrmaktaym, bu arada, tabam porselen bir gen. Ve de evremde
bir sr insan var... eee, ey, galiba... ldrmek istediim. Bu sonuncuyu, zellikle
vurgulayarak, Armstrong'un gzlerinin iine baka baka sylyorum.

Adalara ynelik turizm hizmeti olduka ilerlemi durumda. Hem American Airlines hem de
Eastern Airlines direkt uular olmayan adalara aktarmal seferler dzenlemek amacyla
San Juan' s edinmiler. BWIAnn, Pan Amn, ALMin, Air Jamaica'nn, Bahamas Air'in ve
Cayman Airways'in de ek seferleriyle, adalarn ouna ulamak son derece kolay. Adalar
arasnda LlAT ve BWIA'nn ilave seferleri bulunmakta, bylece adadan adaya uular da...
Armstrong konumaya devam ederken Charles Fletcher olduunu tahmin ettiim biri
yanmza geliyor, omzuma vurarak, Hey, Simpson, diyor, Fluties'de grrz. Sonra,
kapdan ok ekici bir kadnla kyor -koca memeli, sarn, dar elbiseli, sekreteri deil,
kars deil- birlikte siyah bir limuzine binip gidiyorlar. Armstrong hl yemek yemekte,
kusursuz drtgenler halinde kesilmi dana cierleri kesmekte, o konumaya devam ederken
ben giderek daha ok hznleniyorum.
Btn bir hafta tatil yapamayacak durumda olan tatilciler iin Karayip Adalar ideal bir
hafta sonu kaama alternatifi. Eastern Airlines'n Hafta Sonucular Kulb, Karayip'de pek
ok aday iermekte olup yelerine birok yer grme imkan salyor, son derece indirimli
fiyatlarla stelik de, biliyorum fark etmez aslnda, ama millet gene de gidiyor.

Konser
Carruthers'n bizi bu akam srkledii New Jersey deki konserde herkes ok gergin.
Konser geen hafta Time a kapak olan U2 adl rlandal bir topluluun. Biletler aslnda New
York gezilerini son anda iptal eden bir grup Japon mterininmi, bu yzden Carruthers'in
(kendi ifadesine gre) bu n sra biletlerini elden karmas hemen hemen imkanszm.
Carruthers'la Courtney, Paul Owen'la Ashley Cromwell ve Evelyn'le beniz. Paul Owen'in da
geleceini duyduumda, Paul Owen benim Marcus olduumdan olduka emin olduu iin
Marcus Halberstam'n kz arkada Cecilia Wegner'a ulamaya altm, kz davetimden
olduka memnun kalmakla beraber (hep bende gz olduunu dnmmdr), Maggie
adnda yeni bir ngiliz mzikalinin al partisine davetli olduunu syledi. Ama laf arasnda
gelecek hafta le yemei yiyelim gibilerinden bir ey dedi, ben de ona perembe gn
arayacam syledim. Bu gece Evelyn'le yemek yiyecektik hesapta, ama iki saatlik bir
yemek boyunca onunla ba baa oturmak iimi tarifsiz bir kasvetle doldurduu iin ona
telefon edip yemei iptal ediyorum, isteksizce program deiikliinden bahsediyorum, Tim
Price'n gelip gelmediini soruyor, gelmiyor deyince de, ksack bir duraksamadan sonra
kabul ediyor. Bunun zerine Jean'in bizim iin Chelsea'deki Clive Powell'in yeni lokantas
H20'da ayrtt masay iptal ettiriyorum ve konserden nce az da olsa aerobik yapabilmek
iin brodan erken kyorum.
Kzlardan hibirinin topluluu greceiz diye lp bayld yok, hatt her biri teker teker
bana gelip gitmek istemediklerini syledi, limuzinle Meadowlands denen yere doru
giderken, Carruthers, Donald Trump'n byk bir U2 hayran olduunu, hatt John
Gutfreund'un bile onlarn plaklarn aldn syleyerek bizi yattrmaya alyor. Bir ie
Cristal ayoruz, bir ie daha. TV'de, Reagan'n bir basn toplants var, ama ok parazit
yapyor, benden baka hi kimsenin dinledii de yok. Bu sabahki Patty Winters ov,
Kpekbal Saldrs Kurbanlar hakkndayd. Paul Owen bana drt kere Marcus diye hitap

etti, Evelyn'e de, allahtan iki kere, Cecilia diye, fakat Evelyn farknda deil, nk
limuzindeyken Courtney'ye ldrc baklar yollad durdu. Neyse, kimse Owen'in hatasn
dzeltmedi, dzeltecei de yok. Ben bile bir-iki kere, dinlemediinden emin olduum sralar
Cecilia dedim ona, tam o srada nefret dolu gzlerle Courtney'ye bakmaktayd. Carruthers
ne kadar formda grndm syleyip zerimdeki takma iltifat edip duruyor.
En iyi giyimli ift kesinlikle Evelyn'le beniz. Benim zerimde ksa bir lambswool palto, yn
flanel pantolon ve ynl ceket, pamuklu gmlek, V yaka kamir sveter, ipek kravat var,
hepsi Armani. Evelyn'in zerinde, Dolce&Gabbana pamuklu bluz, ayaklarnda Yves Saint
Laurent set ayakkablar, Adrienne Landau'dan paral bir deri etek, Jill Stuart set kemer,
Calvin Klein tayt, Frances Patiky Sten'dan Venedik ii cam kpeler var, elinde ise
Carruthers beni limuzinle gelip almadan nce bir Kore arkterisinden aldm tek beyaz
gl tutuyor. Carruthers'in zerinde lambswool spor ceket, kamir/vicuna hrka-sveter,
svari modeli pantolon, pamuklu gmlek, ipek kravat, hepsi Herms'den. (Evelyn, Ne
rk, diye fsldad, sessizce onayladm.) Courtney katl bir ipek organze etek giymi,
kadife bir kurdela, Jos ve Maria Barrera'dan emaye kpeler takm, ellerinde Ponolano
eldivenler, Gucci ayakkablar giymi. Paul'la Ashley bence biraz abartmlar, limuzinin
camlar fme olmasna karn Ashley'nin gznde gne gzlkleri var, zaten akam
olmakta. Elinde de Carruthers'n armaan kk bir demet iek, papatya, bununla
Courtney'yi ok kskandrmay baaramad nk o her halkarda Evely'nin suratn
paralamay kafaya koymu durumda, Evelyn'in surat arabadaki suratlardan en gzeli
olmakla birlikte, fikir hi fena saylmaz ve Courtney'in bu olay gerekletirmesini zevkle
seyredebilirim. Courtney'in vcudu onun-kinden biraz daha iyi, Evelyn'inse memeleri daha
gzel.
Konser belki yirmi dakikadr ayn minval zere gidip durmakta. Canl mzikten nefret
ederim, gelgelelim etrafmzdaki herkes ayaklanm vaziyette, hayranlk lklar tepemizde
ykselen st ste dikilmi hoparlr kulelerinden yaylan korkun grltyle yarmakta.
Burada bulunmann bana verdii en byk zevk, Scott ve Anne Smiley'nin on sra gerimizde,
boktan, ama muhtemelen de daha az pahal olmayan bir yerde oturuyor olmalar.
Carruthers, benimle i konumak zere Evelyn'le yer deitiriyor, ama dediinin tek
kelimesini duyamyorum, o yzden Courtney'yle konumak iin ben de Evelyn'le yer
deitiriyorum.
Luis akal, diye baryorum, hi kukulanmad.
O, The Edge, Armani giyiyor, diye baryor, parmayla bas gitaristi gstererek.
Armani deil o, diye bararak cevap veriyorum, Em-po-rio!
Hayr, diye baryor, Ar-ma-ni!
Griler ok silik, havai mavi de. Krk kenarlar, belli belirsiz ekoseler, kk puanlar ve
izgiler Armani'dir. Emporio deil, diye baryorum ellerimle kulaklarm kapatarak, bunu
bilmemesi, fark fark edememesi beni ok sinirlendiriyor. Arada fark var. The Ledge
hangisi?
Davulcu The Ledge olabilir, diye baryor. Sanyorum. Emin deilim. Bir sigaraya

ihtiyacm var. Geen gece neredeydin? Evelyn'leydim deme. bir tane patlatrm.
Davulcunun giydiinin Armani'nin A'syla ilgisi yok, diye yrtnyorum, ya da Emporio'nun
E'siyle. Kesinlikle.
Davulcu hangisi bilmiyorum ki, diye baryor.
Ashley'ye sorsana, diye neriyorum, lk la.
Ashley'ye mi? Paul un zerinden eilerek Ashley'nin dizine dokunuyor. The Ledge
hangisi? Ashley ona duyamadm bir cevap haykryor, Courtney bana dnerek omuzlarn
silkiyor. New Jersey'de olduuna inanamyormu, diyor.
Carruthers, kendisiyle yer deitirmesi iin Courtney'ye iaret ediyor. Kz sinek kovalar gibi
bir el iareti yapyor ve benim kalama yapyor, skyorum kasm, eline ta gibi gelsin
diye, eli hayran havran zerinde dolayor. Ama Luis pes etmiyor, Courtney ayaa kalkyor
ve bana Galiba bu gece keyif verici madde gerekecek! diye haykryor. Bamla
onaylyorum. Topluluun solisti Bono, kulama 'Where The Beat Sounds the Same' gibi
gelen bir eyler haykryor. Evelyn'le Ashley sigara almak, tuvalete gitmek, iecek bir eyler
bulmak zere gidiyorlar Luis yanma oturuyor.
Luis, Kzlar skld, diye haykryor bana.
Courtney bu gece ona biraz kokain bulmamz istiyor, diye baryorum.
Oo, harika. Luis somurtkan.
Bir yere masa ayrttk m?
Brussels, diye haykryor, Rolex'ine bir gz atyor. Ama yetiebileceimiz pheli.
Yetiemeyecek olursak diye uyaryorum, ben hibir yere gitmiyorum. Beni eve
brakrsnz.
Yetiiriiiz, diye baryor.
Yetiemez isek, Japon yemeine ne dersin? diyorum, insafa geliyorum. Bat Yakas'nn
yukarsnda gerekten sper bir sui bar var. Blades. As eskiden Isoito'nun asyd.
Zagat rehberinde ok vmler.
Carruthers, Bateman, ben Japonlardan nefret ederim, diye haykryor, bir eliyle kulan
kapatyor. ekik gzl bodur orospu ocuklar.
Haykryorum. Ne dediinin farknda msn sen?
Oo, farkndaym, farkndaym, diye haykryor, gzler dar uram. Bizden daha
tutumlular, pek bir yenilik yaptklar yok, fakat siktiimin herifleri bizim yaptmz yenilikleri
almay, almay, onlar gelitirmeyi, sonra da dibine kadar kmza sokmay ok iyi
biliyorlar!
Duyduklarma inanamayarak bir an bakakalyorum ona, sonra dnp sahneye bakyorum,
daireler izerek dnen gitariste, sahneyi bir utan tekine koarak kat ederken ellerini iki
yana aan Bono'ya, dnp yeniden Luis'ye bakyorum, surat hl fkeden kpkrmz, hl
gzlerini dikmi bana bakmakta, gzler dar uram, dudaklarnda tkrkler, sustu.

Bunun Blades'le ilgisi ne, be adam? diye soruyorum sonunda, gerekten kafam kart.
Tkrklerini sil.
te Japon yemeinden onun iin nefret ediyorum, diye haykryor cevaben. Saimi.
Kaliforniya dolmas. Aman alla-hm. Bir parman grtlana sokup kusar gibi bir ses
karyor.
Carruthers... Susuyorum, hl suratna bakmaktaym, yzn yakndan inceliyorum,
azck trstm, ne syleyecektim unuttum.
Ne var, Bateman? Eiliyor.
Bak, bu boklua inanamyorum, diye haykryorum. Daha sonras iin yer ayrtmam ola-maz-sn. Beklemek zorunda kalacaz.
Nee? Eliyle kulana boru yapyor, sanki fark edermi gibi. Beklemek zorunda
kalacaz! diye haykryorum daha yksek sesle.
Sorun deil, diye baryor.
arkc sahneden bize doru elini uzatyor, elimi sallayarak onu defediyorum. Deil ha?
Deil, yle mi? Hayr, Luis. Yanlsn. Hem de nasl sorun! Ayn derecede sklm grnen
Paul Owen'a bakyorum, iki eliyle kulaklarn rtm, ama hl Courtney'yle istiare etmeyi
becerebiliyor.
Beklemek zorunda kalmayacaz, diye bir lk atyor Luis. Sz veriyorum.
Sz falan vermiyorsun, gerzek" diye haykryorum. Fisher hesabna hl Paul Owen m
bakyor?
Bana kzma ltfen, Patrick, diye umarszca haykryor Luis. Her ey yolunda gideceeek!
Carruthers dnp ona bakyor, sonra da bana. H, galiba. Duydun mu, Ashley'nin
klamidiyas varm
Paul'la konuacam, diye baryorum, kalkp Owen'n yanndaki bo yere oturuyorum.
Ama oturduumda sahnede garip bir ey dikkatimi ekiyor. Bono sahnenin br ucundan
geldi, sahnenin zerinden oturacam yere kadar beni izledi, sahne kenarna diz kt,
gzlerini dikmi bana bakyor, siyah cin var zerinde (Gitano belki), sandaletler, deri ceket,
altnda gmlek yok. Teni beyaz, tere bulanm, yeterince vcut almam, kaslar belli
olmuyor, varsa da seyreke gs kllar tarafndan rtlm. Banda apka var, san
geriye ekip atkuyruu yapm, inleyerek bir at sylemekte -Kahraman bir bcektir bu
dnyada, cmlesini yakalyorum- suratnda hafif, pek belli belirsiz, ama srarl bir srt ve
bu srt byyor, kendinden emin bir ekilde suratna yaylyor, gzleri yanp snerken
sahnenin fon krmzya dnyor ve birden olaanst bir duygu tamas oluyor bende,
birden bir eyleri anlamann seli, ve bu yzden kalbim daha hzl arpmaya balyor,
Bono'dan kan grnmez bir elektrik telinin u anda beni sarp sarmaladna inanmamak
elde deil, u anda seyirciler gzden kayboluyor, mzik yavalyor, hafifliyor, sahnede bir
tek Bono var, stadyum bombo, grup silinip gidiyor...
Derken herkes, seyirciler, grup yeniden beliriyor, mzik ar ar ykseliyor, Bono yzn

benden teye eviriyor, kalakalyorum. imde kmltlar, yzme kan hcum etmi,
kasma yapm, nabz gibi atmaktan szlayan bir ereksiyon, ellerim skl birer yumruk.
Fakat birden her ey kesintiye uruyor, sanki bir alter indirilmi gibi, fon beyaza
dnyor. Bono sahnenin br ucunda imdi, her ey, kalbimdeki duygu, beynimi
trmalamakta olan heyecan kayboluyor ve Owen'n bakt Fisher hesab hakknda bilgi
edinmeyi her eyden ok istiyorum, bu bilgi .u anda kaybolup uzaklaan Bono'yla aramda
kurulduunu sandm badan daha can alc, daha acil. Paul Owen'a dnyorum.
Heey" diye baryorum. Nasl gidiyor?
uradaki herifler... On srann en uzak noktasnda kenarda durmu kalabalkta birilerini
semeye alarak birbirleriyle konuan bir grup sahne grevlisini gsteriyor. Buraya bakp
Evelyn, Courtney ve Ashley'i gsteriyorlard.
Kim onlar? diye baryorum. Oppenheimer'dan m?
Hayr, diye haykrarak cevaplyor Owen. Kulise gtrp grupla seks yapacak yavrular
arayan turne grevlileri bunlar.
Haa, diye haykryorum. Belki Barney's de alyorlard diye dnmtm.
Hayr, diye baryor. Bunlara sahne amiri diyorlar.
Sen nereden biliyorsun?
All We Need of Hell grubunun menajeri olan bir kuzenim var, diye baryor.
Bunu bilmen irkiltici, diyorum. Nee? diye baryor.
Fisher hesab hl sende mi? diye baryorum cevaben.
Haa, diyor lk la. yi drmm, ha Marcus?
Hem de nasl, diye lk atyorum. Nasl drdn?
E, Ransom hesab bendeydi, olaylar birbirini izledi. Ne yapaym der gibi omuzlarn
silkiyor, haval orospu ocuu. Bilirsin ite.
Vauw, diye baryorum.
Hu, deyip koltuunda dnyor ve iri bir esrarl sigaray birbirlerine geiren New Jerseyli
tombul, salak grnl iki kza bakyor, inek karlardan birisi rlanda bayra olduunu
sandm bir eye sarnm. u pislii ltfen ortadan kaldrr msnz -le gibi kokuyor.
Ben istiyorum, diye baryorum, gzlerim sann kusursuz, tam ortadan ayrlm
izgisine taklp kalyor; kafa derisi bile bronzlam.
Ne istiyorsun? diye baryor Owen. Marihuana m?
Yok. Hi, diye baryorum, barmaktan grtlam ard, gene koltuuma gmlyorum,
bo bo sahneye bakyorum' baparmamn trnan sryorum, dn yaptrdm
manikr mahvediyorum.
Evelyn'le Ashley dndkten sonra kalkyoruz ve daha sonra, Brussels'de rezervasyon
yaptrmak zere limuzinle son srat geriye, Manhattana dnyoruz, bir ie daha Cristal
ald, televizyonda hl Reagan, Evelyn ve Ashley kadnlar tuvaletinin yaknlarnda iki

fedainin kendilerine yaklatklarn ve kendilerinden sahne gerisine gelmelerini istediklerini


sylyor. Onlarn kim olduklarn ve amalarnn ne olduunu aklyorum.
Tan-rm. Evelyn'in soluu kesiliyor. Yani imdi sen bana... sahne amirleri tarafndan fark
edildiimizi mi sylemek istiyorsun?
Bahsine varm, Bono'nun k kktr, diyor Owen, fme camdan darya bakarak.
rlandal, anlarsn ya.
Orada bankamatik var myd acaba, ne diyorsunuz? diye soruyor Luis.
Ashley, diye haykryor Evelyn. Duydun mu?.. Az kald sahne... amirlerinin eline
decekmiiz! Sam nasl grnyor? diye soruyorum. Courtney, Luis'ye Daha Cristal?
diye soruyor.

Bir Perembe leden Sonrasna Ksa Bak


...ve leden sonrann gbei ve kendimi kem merkezinde bir yerde bir kedeki telefon
kulbesinin yannda durur buluyorum, buras neresi bilmiyorum, szm szm szlayan bir
migren kafam dvp duruyor, baya byk bir anksiyete krizi geiriyorum, ceplerimde
Valium, Xanax, artakalm bir Halcion, ne varsa aranyorum, tek bulabildiim Gucci bir hap
kutusundaki rengi atm Nuprin, n de atyorum azma, bir Diet Pepsi'yle yutuyorum,
bu Pepsi nereden kt, grtlam sksalar syleyemem. le yemeini kiminle yedim, daha
da nemlisi, nerede? Beats'de Robert Ailesle mi? Yoksa Tribeca'daki Philip Duncan
Holmes'un yeni bistrosu Ursula's'da Todd Hendricks'le mi? Yoksa Ricky Worall'la
December'a m gittik? Acaba NoHo'daki Contra'da Kevin Weber'le olmasn? Yeil domates
soslu brek, zerine slnl sandvi mi smarladm, yoksa istiridye soslu koca bir tabak
andiv mi? Ah tanrm, hatrlayamyorum;' diye inliyorum, elbiselerim -keten ipek kark bir
spor ceket, pamuklu gmlek, pilili haki keten pantolon, hepsi Mat-suda, Matsuda imzal bir
ipek kravat, Coach Leatherware'den kemer- tere batm, ceketimi karp onunla yzm
siliyorum. Telefon alp duruyor, fakat ben kimi aradm bilmiyorum, kede ylece
duruyorum, Ray-Ban'lerim garip, sanki arpk bir ekilde alnmda duruyor, sonra tellerden
geerek gelen zayf, tandk bir ses duyuyorum -Jean'in, Broadway'deki bitmez tkenmez
trafik tkanklyla yarmaya alan yumuak sesi. Bu sabahki Patty Winters ov,
Aspirin: Hayatnz Kurtarabilir miydi. Jean? diye baryorum. Alo? Jean? Patrick?
Sen misin? diye baryor. Alooo? Jean, yardma ihtiyacm var, diye haykryorum.
Patrick? Ne? Jesse Forrest arad, diyor Jean. Melrose'da bu gece saat sekizde yer
ayrtm, Ted Madison'la Jamie Conway de bir iki imek iin seninle Harry's'de bulumak
istiyorlar. Patrick? diyor Jean, neredesin? Jean?, iimi ekiyor, burnumu siliyorum,
ben- Ha, bir de Todd Lauder arad, diyor Jean, hayr, Chris demek istiyorum- a, yok
Todd Lauder'd arayan. Ev-vet, Todd Lauder. Ah tanrm, diye inliyorum, kravatm
gevetiyorum, austos gnei tepemde kaynamakta, ne diyorsun sen, sersem kar Hayr,
Bice deil, Patrick. Melrose'da yer ayrtm. Bice'da deil, Ne yapyorum ben? diye
haykryorum. Neredesin? diyor, sonra, Patrick, neyin var? Bugn leden sonra broya
gelemeyeceim, Jean, diyorum, boulur gibi. Neden? Sesi depresif, belki de sadece
kafas kart. Yok-de-ye-ter! diyorum lk la. Ne oldu, Patrick? yi misin sen?

diye soruyor. u... siktiimin hznl sesiyle konumay braksana... sen, tanrm, diye
haykryorum. Patrick, affedersin. Tam, yle diyeceimi sylemek zereydim. Telefonu
suratna kapyorum, kulbeden dar atyorum kendimi, boynumdaki walkman boyunduruk
gibi geliyor birden (iinden ran sesler de -Dizzy Gillespie- mthi kulak trmalayc),
walkmani karp nme gelen ilk p tenekesine atyorum, ucuz zaten, sonra tenekenin
kenarna yapp kesik kesik solumaya balyorum, Matsuda ceket belime dolanm,
gzlerimi dikip hl almakta olan walkman'e bakyorum, gne bama srdm jleyi
eritmekte, suratma szlen tere karyor, dudaklarm yaladmda tadn alabiliyorum, iyi
de gelmeye balyor, birden bir yrtclk geliyor zerime, elimi samdan geiriyorum ve
Broadway'den yukar doru yrrken itahla avucumu yalyorum, el ilanlar datan yal
kadnlar grmezden geliyorum, blucincilerin nnden geiyorum, ieriden bangr bangr
mzik geliyor, darya, sokaklara tayor, insanlarn hareketleri arknn ritmine uyuyor,
Madonna'nn bir single', Madonna haykryor, hayat bir srdr, herkes tek banadr...
Motosikletli kuryeler vzr vzr yanmdan geiyor, bir kede durmu onlara surat ediyorum,
ama insanlar gelip geiyor, grmeksizin, hi kimse aldr etmiyor, aldr etmiyormu taklidi
bile yapmadan, bunu fark etmek beni yeterince uzun sre kendime getiriyor ve bir aydanlk
almak zere yaknmdaki bir Conran maazasna doru yryorum, ama tam normale
dndm ve kendime geldiimi farz ettiim srada, midem skyor, sanclar o kadar
youn ki, seke seke en yaknmdaki kap aralna girip belime yapyorum, sancdan iki
bklm oluyorum, sanc geldii gibi birden kesiliyor, bana dorulacak kadar zaman
brakyor, nme gelen ilk nalbura girip bir kasap ba seti, bir balta, bir ie kezzap satn
alyorum, sonra sokan sonundaki evcil hayvan dkkanndan iki beyaz fare satn alyorum,
bunlara bak ve kezzapla ikence etmeyi planlyorum, ama bir noktada, akamstnn
ilerleyen saatlerinde fare paketini mum almak iin girdiim Pottery Barnda unutuyorum,
yoksa sonunda aydanl aldm m? u anda haldr huldur La-fayette'in merdivenlerini
trmanmaktaym, terliyor, inliyor, nme kanlar kenara itiyorum, azm kpryor, midem
korkun kramplarla skyor -steroidlerden olabilir ama emin deilim- yryp bir
Gristede's'e girecek kadar yatyorum, koridorlarda hzla aa yukar gidip geliyorum, bir
jambon konservesi arp onunla birlikte sakin sakin dkkan terk ediyorum, Matsuda
ceketimin altna sakl, sokaktan aa doru yryorum, American Felt Building'in lobisinde
gizlenmeye alyorum, konserve kutusunu anahtarlarmla yrtarak ayor, kapcy
grmezden geliyorum, nce beni tanr gibi oluyor, sonra konserve kutusundaki lk, pembe
eti avulayarak, trnaklarmn arasna salam dola dola, avu dolusu yemeye baladmda
polis armakla tehdit ediyor. Dardaym, orada, sokakta, kusup karyorum btn
salam, bir otobs durandaki Sefiller posterine yaslanyorum ve Epopine'nin gzel yznn
resmini pyorum, dudaklarn; yumuak, masum yznde ve altna karalanm LEZZO
kelimesinin zerinde kahverengi safra izleri brakyorum. Pantolon asklarm geveterek,
dilencileri grmezden gelerek, dilenciler beni grmezden gelerek, terden srlsklam, cinnet
geirerek, kendimi gene kent merkezinde Tower Records'da buluyorum, kendimi topluyorum
ve ylesine, ortaya, videokasetlerimi geri vermeliyim, videokasetlerimi geri vermeliyim,
diyorum, en sevdiim compact disc'den iki tane satn alyorum, Bruce Willis'in The Return of
Bruno, sonra be dn boyu dner kapya skp kalyorum, sarho gibi sokaa
savruluyorum, Kidder Peabody'den Charles Murphy'ye tosluyorum ya da Morgan

Stanley'den Bruce Barker da olabilir, her kimse, o da bana, Hey, Kinsley, diyor, suratna
geiriyorum, gzbebeklerim kafamn iine doru dnerek ve kpekdilerimden yeilimsi
safralar damlayarak, o ise istifini bozmadan, Fluties'de grrz, tamam m? Severt de,
ha? Bir lk atyorum, geri geri giderken bir Kore manavnn meyve tezgahna
bindiriyorum, tepeleme dizilmi elma, portakal ve limonlar deviriyorum, yaya kaldrmna,
oradan caddeye yuvarlanyorlar, taksilerin ve arabalarn, otobslerin ve kamyonlarn
tekerlekleri altnda eziliyorlar, af diliyorum, cinnet halinde, haykran bir Koreliye o an elime
gelen platin AmEx kartm teklif ediyorum, sonra bir yirmilik, ama o hl demin zerime zorla
geirdiim lekeli, buruuk ceketimin yakalarna yapm brakmyor, yzm kaldrp ekik
gzl, yuvarlak suratna baktmda birden Lou Christie'nin Lightnin' Strikes'nn nakarat
blmn sylemeye balyor. Dehet iinde ekip kurtaryorum kendimi, tkezleye
tkezleye yukar, eve doru yryorum, ama yerler, insanlar, dkkanlar iki admda bir
yolumu kesip duruyorlar, Onnc Sokak'ta bir satc bana crack satmay teklif ediyor, kr
gibi bir ellilik sallyorum ona, Oh, man diyor memnuniyetten ve benimle el skyor,
avucuma be kk ieyi bastryor, bunlar btn btn yemeye kovuluyorum, crack
satcs gzlerini dikip bakyor bana, duyduu derin rahatszl eleniyormu gibi srtarak
gizlemeye almakta, onu ensesinden yakalyorum ve atlak sesle, nefesim le kokaraktan,
En iyi motor BMW 750 IL'de, diyorum ve yoluma devam ediyorum, bir telefon kulbesine
giriyorum, telefonda santraldeki memura sk bir samaladktan sonra tkrr gibi kredi
kart numaram sylyorum, derken Xclusive'in brosuyla konumaktaym, var olmayan bir
masaj randevusunu iptal ediyorum. Srf ayaklarma bakarak, yani A. Testoni loafer'larma
demek istiyorum, kendime hakim olmay baaryorum, gvercinleri tekmeliyorum ve farkna
bile varmadan kinci Cadde'de dknt bir arkteriye giriyorum, hl kafam karmakark,
iim dma km, terliyim, varp bodur, tombul bir Yahudi karsnn yanna gidiyorum, yal
ve iren giyimli. Dinle, diyorum, yer ayrtmtm. Bateman. ef garson nerede? Jackie
Mason ahbabm olur. O iini ekiyor, Yerimiz var, ayrtmaya gerek yok, diyor, bir menye
uzanyor. Dkkann arkasnda tuvaletlere yakn korkun bir masaya gtryor beni, kapp
alyorum meny elinden, nlerde blmeli bir yere seirtiyorum, yemeklerin ucuzluu
tiksindiriyor beni -aka falan m bu?- garson kzn yaknmda olduunu sezinleyerek
bam kaldrmadan sipariimi veriyorum. izburger. izburger ve de az pimi olsun.
Affedersiniz, beyefendi, diyor garson kz. Peynir yok. Kaer buras, siktiimin karsnn
neden bahsettii konusunda en ufak bir fikrim yok, onun iin, Gzel. O zaman peynirli bir
kaer burger, Monterey Jack olabilir mesela, ve -aman tanrm, diye inliyorum, kramplar
gelecek zannediyorum. Peynir yok, beyfendi, diyor kz, kaer buras... Aman tanrm,
Yahudi dkkan m buras, kabusta mym, stmn Yahudisi" diye mrldanyorum
azmn iinde, sonra Kase yourdu mu, olsun git getir, Patronu getireyim, diyor. Ne
olursa. Ama bu arada iecek bir ey getir, diye tslyorum. Evet? diyor. Vanilyal... milk
shake... Milk shake yok. Kaer, diyor, sonra, Beyefendi, patronu getireyim. Hayr, dur.
Kprm bir vaziyette, platin AmEx'imi yal masann zerine indirerek yeniden aynsn
istiyorum. Milk shake yok. Koer, diyor, kaln kaln dudakl, u gezegenden gelip geen
milyarlarca insandan biri sadece. Peki o zaman siktiimin... vanilyasn... getir... malt
olsun! diye kkryorum, ak duran mnnn zerine tkrkler sayorum. ki parmak
kaln olsun st de ha! diye ekliyorum. Patronu getirmeye gidiyor, patron grnnce -

garson kzn kel bir karbon kopyas- ayaa kalkyorum, Siktir git geri zekal saksafoncu
Yahudi orospu seni! diye haykryorum ve dkkandan koarak kp sokak-

Yaleliler Kulb
Sveter yelek giymenin kurallar nedir? diye onaya soruyor Van Patten.
Ne demek istiyorsun? McDermott alnn krtryor, Absolut'nden bir yudum alyor.
Evet, diyorum, aklk getir.
Yani, tamamyla spor bir giyecek midir-
Yoksa takm elbiseyle giyilebilir mi? Araya girip cmlesini tamamlyorum.
Aynen. Glmsyor.
Bak, Bruce Boyer'a kalrsa, diye sze giriyorum.
Dur bi dakka. Van Patten susturuyor beni. Morgan Stanley'de mi alyor?
Hayr. Glmsyorum. Morgan Stanley'de almyor.
O toplu cinayet katili heriflerden biri deil mi bu? McDermott kukulu kukulu soruyor bu
soruyu, sonra inliyor. Bunun da o seri cinayet katili heriflerden biri olduunu syleme bana,
Bateman. Sakn syleme.
Hayr, McGerzek, o dediim seri cinayet katili deildi, diyorum, Van Patten'a dnerek,
ama sonra McDermotta geri dnp bak, bu i gerekten ok canm skyor, diyorum.
Ama hep o konuyu ayorsun, diye yaknyor McDermott. Hem de hi istifini bozmadan,
ders verirmi gibi. Yani, ben Sam'in Olu ya da siktiimin Bayr Canavar ya da Ted Bundy
ya da Tykafa hakknda bir eyler renmek istemiyorum yaaa.
Tykafa m? diye soruyor Van Patten. Tykafa da kim? Sk tehlikeliye benziyor.
Derisurat demek istiyor, diyorum, dilerim kenetli. Deri-surat. Teksas Zincirli Testere
katliamn yapanlardan biriydi
Yaa, Van Patten kibarca glmsyor. Anlyorum.
Ve gerekten de sk tehlikeliydi, diyorum.
Tamam, tamam, devam et. Peki Bruce Boyer, o kimdir diye soruyor McDermott, bir inilti
salveriyor, gzlerini devirerek tavana dikiyor. Mesela, canl canl deri mi yzm? Birilerini
a brakarak m gebertmi? zerlerinden arabayla m gemi? Dorayp kpeklere mi
atm? Ne?
Ne adamlarsnz, diyorum, bam sallyorum, sonra kinayeli bir sesle baklay azmdan
karyorum, ok daha fenasn yapmt.
McDermott, Ne gibi -onlar McManus'un yeni lokantasna yemee mi gtrm? diye
soruyor.
Kesin zm, diye katlyor Van Patten. Sen gittin mi? Pisti, deil mi?
Rulo kftesini yedin mi? diye soruyor McDermott.

Ne rulo kftesi? Van Patten okta. erisine ne diyorsun? Siktiimin masa rtlerine?"
Peki ama sen rulo kftesini yedin mi? diye steliyor McDermott.
Tabii, kftesini de yedim, gvercin yavrusunu da, kl baln da, diyor Van Patten.
Amaan, kl baln unutmutum;' diye inliyor McDermott. Kl bal dolmas.
Miller m Times'daki yazsn okuduktan sonra, akl banda hi kimse, brak kl bal
dolmasn, rulo kfte falan dahi smarlamaz.
Miller yanl ele alm olay, diyor McDermott. Sadece kirliydi. Papayal quesedilla m?
Genellikle iyi yemektir, ama orada, aman tanrm. Bir slk alp ban iki yana sallyor.
Ve de ucuz; diye ekliyor Van Patten.
O kadar ucuz ki. McDermott kesinlikle ayn fikirde. Ya gevrek karpuz pastas-
Beyler. ksryorum. h-h. Sznz kesmi gibi olmayaym, ama...
Tamam, tamam, devam et, diyor McDermott. Bize Charles Moyer'i anlat.
Bruce Boyer, diye dzeltiyorum. Elegance: A Guide to Quality in Menswear'in yazar.
(Zerafet: Erkek Giyiminde Kalite Rehberi) Sonra ekliyorum. Ayrca hayr Craig, bo
vakitlerinde seri cinayetler de ilemiyordu.
Ne diyormu bu Bruce Bey? McDermott aznda bir buz parasn inemekte.
Sen bir dangalaksn. Harika bir kitaptr. Onun teorisi lmszdr, takm elbiseyle sveter
yelek giyme konusunda zgrce davranmamz gerektiini syler, diyorum. Sana dangalak
dedim, duydun mu?
H.
Ama yelein takm glgelememesi gerektiini de sylemez mi? diyor Van Patten yarm
azla.
Tabii ki... Van Patten'n konudan haberli olduu halde gene de fikrimi sormas beni biraz
kzdrd. Sakin bir sesle devam ediyorum. nce izgili bir takmla pes perdeden bir mavi ya
da is grisi yelek giyilmeli. Ekose bir takm daha cesur bir yelek gerektirir.
Ve unutma; diye ekliyor McDermott, normal bir yelekte de en alt dme ak braklmal.
McDermott'a kt kt bakyorum. Glmsyor, ikisini yudumluyor ve memnun,
dudaklarn aprdatyor.
Neden? Van Patten bilmek istiyor.
Adettendir, diyorum, McDermott'a gzlerimden ate sayorum hl. Ama ayn zamanda
daha da rahattr.
Pantolon asks takmak yelei daha dkml m gsterir? Van Patten soruyor.
Neden? diye soruyorum, ona dnerek.
E, ey... mani tekil etmedii iin... Susuyor, takld, tam kelimesini aryor.
Ne mani tekil etmedii iin? diye balyorum.

Kemerin tokas, deil mi? McDermott tamamlyor.


Ha tabii, diyor Van Patten.
Unutmayn- McDermott yeniden szm kesiyor.
Unutmayn, yelein takmn renk ve biimine uygun olmas gerekmekle beraber, yelein
desenini oraplarn ya da kravatn deseniyle uydurmaktan kesinlikle kanmal, diyor. Bana
ve Van Patten'a bakp glmsyor.
Kzgnlkla, Senin o kitab... o kitab okumadn sanyordum, diye kekeliyorum. Daha
demin Bruce Boyer'le... John Wayne arasndaki fark bile bilmediini syleyen sen deil
miydin?
Birden aklma geldi. Omuz silkiyor.
Dinle. McDermott'n frsatln son derece ucuz bularak Van Patten'a dnyorum.
Baklava desenli bir yelekle baklava desenli orap giymek ok alt izilmi duracaktr.
yle mi diyorsun? diye soruyor.
zellikle yapm gibi grnrsn, diyorum, sonra birden
tepem atarak McDermott'a dnyorum. Tykafa m? Derisurat nereden Tykafa yaptn
yahu? diyorum.
Amaan, neelen, Bateman, diyor, srtma bir aplak atyor, sonra da ensemi ovuyor. Ne
var, ne oldu? Bu sabah iatsu yapamadn m?
Bana yle dokunmaya devam edersen, diyorum, gzlerim sk skya yumulu, vcudum
yay gibi gergin, sokmaya hazr ylan gibiyim, srayp kalkmak istiyorum, koparrm o elini.
, yava ol bakalm ahbap, diyor McDermott, korkmu taklidi yaparak geriye
kayor. kisi geri zekallar gibi kkrdayarak ak yapyorlar, McDermott onun elini ve daha
birok yerini byk bir zevkle koparabileceimin farknda deil. mz, David Van Patten,
Craig McDermott ve ben, Yaleliler Kulbmde le yemeindeyiz. Van Patten'n zerinde,
Krizia Uomo ekose ynl-krep karm bir takm, bir Brooks Brothers gmlek,
Adirondack'den bir kravat ve ayaklarnda Cole-Haan ayakkablar var. McDermott'n
zerinde lambswool ve kamir karm bir blazer, Ralph Lauren'dan worsted ynl flanel
pantolon, gene Ralph Lauren'dan bir gmlek ve kravat ve Brooks Brothers'dan ayakkablar
var. Benim zerimde kaln dokunmu bir ynl takm, Luciano Barbera pamuklu gmlek,
Luciano Barbera kravat, ayaklarmda Cole-Haan ayakkablar ve Bausch&Lomb numarasz
gzlkler var. Bu sabahki Party Winters ov, Naziler hakkndayd ve nedendir bilinmez,
seyrederken bana gerekten ok zevk verdi. Nazilerin marifetlerinden pek holandm
sylenemez ama, onlar antipatik bulduum da sylenemez. Seyircilerin ounluunun da bu
duygumu paylatn ekleyeyim. Nazilerden biri, nadir esprili anlarndan birinde,
greyfurtlarla top numaras yapt ve zevkten, yatamda dorulup alkladm.
Bizim, masadan be masa tede Luis Carruthers oturuyor, giysileri sanki sabah sabah
zerine kurbaa simi gibi -Fransz terzilerden birinin elinden kma ne idg belirsiz bir
takm elbise; eer yanlmyorsam, sandalyesinin yannda yerdeki silindir apka da ona aitburam buram Luis kokuyorlar. Glmsyor, ama ben fark etmemi gibi yapyorum. Bu

sabah iki saat Xclusive'de vcut altm, bugn mz de leden sonra ie gitmediimiz
iin masaj yaptracaz. Henz yemek smarlamadk, hatt mny bile grmedik. Sadece
ki itik. Craig balangta bir ie ampanya istiyordu, ama nerince David srarla ban
sallayarak, Out, out, out, dedi, onun yerine baka iki smarladk. Gz ucuyla Luis'yi
izliyorum, ne zaman bizim masaya baksa, Van Patten'n ya da McDermott'n o anda
syledikleri ok komik olmasa bile -hemen hemen hepsi yle- bam geriye atp bir
kahkaha atyorum. Bu sahte kahkahay iyice doal nlayacak biimde ylesine
kusursuzlatrdm ki, hi kimse yalancln fark etmiyor. Luis ayaa kalkyor, peeteyle
azn siliyor ve yemek salonundan kmadan nce gene bana doru bir bak frlatyor ve
tahminimce, erkekler tuvaletine gidiyor.
Ama her eyin snn var, demekte Van Patten. Konu u, yani, ben de akam Kurabiye
Canavar'yla ba baa geirmek istemiyorum.
Ama hl Meredith'le kyorsun, eeee, ey, yani ne fark eder ki? diye soruyorum. Tabii
duymuyor.
Ama Ditsy ok irin, diyor McDermott. Ditsy ok irin.
Sen Bateman? diye soruyor Van Patten. Ditsy konusunda herhangi bir fikir serdedecek
misin?
Ne? diye soruyorum, ayaa kalkyorum.
Ditsy dediniz? Deil mi? McDermott bu kez. Ditsy arzulanas bir eydir, comprende?
Dinleyin, diyorum, sandalyemi masaya yanatryorum. Herkesin bilmesini istiyorum ki,
ben aileden yana ve uyuturucu kartym. izninizle.
Ben yryp giderken Van Patten oradan gemekte olan bir garsonun koluna yapyor ve
giderek uzaklaan sesi, Musluk suyu mu bu? Musluk suyu imem. Bana Evian falan bir ey
getir, tamam m? diyor.
Luis lse, Courtney benden daha m az holanrd? Yzlemem gereken soru bu, cevabn
belirsizlii beynimi dalamakta, yemek odasndan ar ar geerek kyorum, Vincent
Morrison'a benzeyen birine el sallyorum, Tom Newman'a benzeyen birisi olduundan
olduka emin olduum baka birisine de. Courtney bana daha fazla zaman ayrr myd -u
sralar Luis'ye ayrd zaman- Luis ortalktan kaybolsa, alternatif olmaktan ksa, belki...
lse? Luis ldrlse Courtney altst olur muydu? Suratna kar kahkahay basmadan,
kendimi oh olsun demekten alkoyarak, duygulanm ak etmeden, avutabilir miyim onu
gerekten? Onu heyecanlandran benimle Luis'ye aktrmadan gryor olmas m,
vcudum mu, yoksa benimkinin bykl m? te yandan, neden memnun etmek
istiyorum ki Courtney'yi? Beni sadece kaslarm, aletimin gramaj iin beeniyorsa, o zaman
kof kancn tekidir. Ama fiziksel olarak stn, grn olarak kusursuza yakn bir kof
kanck, ki bu da her eyden nemli olabilir, belki sadece az kokusu ya da sar diler hari,
hayatta katlanamadn. Luis'yi bosam bir uval inciri berbat eder miyim? Evelyn'le
evlenecek olsam, bana ondan boanp kurtulana kadar Lacroix gece elbiseleri aldrr durur
mu? Gney Afrika smrge gleriyle, Sovyet destekli kara gerillalar arasnda Namibya'da
bar salanmad m hl? Yoksa Luis'yi lokma lokma dorasam, dnya daha gvenli, daha

iyi bir yer mi olur? Benim dnyam olabilir, o halde neden olmasn? Gerekten de... baka
yolu yok. Aslnda bu sorular sormak iin ok bile ge, nk erkekler tuvaletindeyim,
aynada kendime gz atyorum -bronzlam tenim ve sa kesimim kusursuz- dilerime
bakyorum, hepsi dmdz, beyaz ve prl prl parlyorlar. Aynadaki aksime gz krpp derin
bir soluk alyorum, elime Armani deri eldivenlerimi geiriyorum, sonra Luis'nin igal ettii
tuvalete yneliyorum. Erkekler tuvaletinde kimse yok. Btn tuvaletler bo, bir tek en
sondaki hari, kap kilitli deil, hafife aralk, yaklarken slkla Sefiller mzikalinden bir
para alan
Luis'nin sesi giderek ykseliyor, zerime zerime geliyor.
Ayakta, srt bana dnk, zerinde kamir blazer, pilili ynl pantolon, pamuklu-ipekli
karm beyaz gmlek, tuvalete iemekte. Tuvalet kabininde bir hareket olduunu sezdiini
fark ediyorum, nk gzle grlr biimde kaslyor, ve suya dklen sidiin sesi de birden
yar yolda kesiliyor. Ar ekimde, benim kendi kesik kesik soluk alp veriim btn teki
sesleri bastrarak, grm kenarlara doru hafife bulanarak, ellerim kamir blazer'yla,
pamuklu flanel gmleinin yakasnn zerine doru kyor, baparmaklarm ensesinde,
iaret parmaklarmsa adem elmasnn zerinde birbirleriyle kavuuncaya kadar boynunu
sarmalyor. Skmaya balyorum, skyorum, skyorum, ama Luis'nin dnp arkasna
bakmasna -hl ar ekimde- yetecek kadar gevek skyormuum ki, bana dnd ite,
bir eli ynl ipekli Polo sveterinin zerinde, tekiyse yukar doru kalkmakta. Gzkapaklar
bir an krpyor, sonra iri iri alyor, tam istediim gibi. Luis'nin suratnn kaslmasn,
morarmasn ve kendisini ldrenin kim olduunu bilmesini istiyorum. Luis'nin lmeden nce
grd son surat, son ey olmak istiyorum ve ona haykrmak istiyorum, Courtney'yi ben
dzyorum. Duyuyor musun beni? Courtney'yi ben dzyorum. Ha-ha-ha. Bunlar duyduu
son szler, son sesler olsun, kendi nefes borusunun ezilirken kard sese elik etsin,
btn dier sesleri bosun. Luis gzlerini dikmi bakyor bana, kol kaslarm daha da
geriyor, mcadeleye hazrlanyorum, ama hayal krkl.
Mcadele edeceine gzlerini indirip bileklerime bakyor, bir an sanki bir eylere karar
veremezmi gibi duralyor, sonra ban eiyor ve... pyor sol bileimden, ban kaldrp
yeniden bana baktnda gzlerinde... ak dolu ve pek rkek olmayan bir ifade. Sa elini
uzatp tatl tatl yanam okuyor. Donmuum, kalakalmm, ellerim hal ne doru
uzanm, parmaklann hl Luis'nin grtlan skmakta.
Tanrm, Patrick, diye fsldyor. Neden buras
Eliyle salarm kartrmakta imdi. Kabinin yan duvarna bakyorum, biri boyay kazyarak
Edwin ok iyi azna alr yazm, donmu gibi kalakaldm, gzlerimi yazya dikmi
vaziyetteyim, afalladm, cmlenin etrafn evreleyen kutuya bakyorum, sanki onda bir
cevap, bir hikmet gizliymi gibi. Edwin mi? Edwin kim? Boaltmak iin bir sallyorum kafam,
ve dnp yeniden Luis'ye bakyorum, suratnda hl o korkun, gzn ak brm ifade
yapk duruyor, grtlan daha ok skmaya alyorum, suratm harcadm abadan
arplm durumda, ama yapamyorum, ellerim skmyor, ve hl ne doru uzanan
kollarm, o kaskat durular iinde komik ve yararszlar.

Seni bana bakarken grdm, diyor, kesik kesik. Fark etmedim sanma, -yutkunuyor...nefis vcudunu.
Beni dudaklarmdan pmeye alyor, ama tuvalet kabininin kapsna doru geri
ekiliyorum, kazayla kapy kapyorum. Ellerimi Luis'nin boynundan ekip alyorum, ellerimi
tutup hemen eski yerlerine koyuyor. Ben gene ekip bir sonraki hareketimi planlyorum, ama
yerime aklm gibiyim.
ekingen... davranma, diyor.
Derin bir soluk alyorum, gzlerimi kapyorum, ona kadar sayp ayorum, Luis'yi bomak
iin kollarm tekrar kaldrmak zere bir abada bulunuyorum, ama kurun gibiler, onlar
kaldrmak imkansz bir i olup kyor.
Ne kadar uzun zamandr bunu istedim, bilemezsin... i geiriyor, omuzlarm ovalyor,
titriyor. Arizona 206'daki o Noel partisinden beri. Biliyorsun hangisi, krmz izgili al deseni
kravat takmtn hani.
Pantolonunun fermuarn hl ekmediini ancak o an fark ediyorum, sakin sakin dnp
kabinden kyorum, ellerimi ykamak zere tuvaletlerden birine yneliyorum, ama
eldivenlerim hl elimde, karmak da istemiyorum. Yaleliler Kulbnn tuvaleti anszn bana
evrendeki en souk odaym gibi geliyor ve ister istemez iimden bir titreme geiyor. Luis
peimden geliyor, benimkinin yanndaki lavaboya eilip ceketime srtnyor.
Seni istiyorum; diyor alak, ibnemsi bir fsltyla. Lavaboya eilmi halde, iin iin
kprerek, ona tiksinti saan baklar yollamak zere bam ar ar arkama
evirdiimde, deli gibi; diye ekliyor.
Tuvaletten hmla kp Brewster Whipple'a arpyorum, galiba. ef garsona
glmsyorum ve onun elini sktktan sonra kaplar kapanmakta olan asansre doru
kouyorum, ama gecikiyorum, haykrarak asansrn kapsna bir yumruk indiriyorum,
kfrediyorum. Kendimi toparlyorum, ef garsonun bir garsonla grmekte olduunu fark
ediyorum, ikisi de soran gzlerle benden tarafa bakyorlar, bu yzden yle bir dorulup
onlara mahcup bir glmseme yolluyor, el sallyorum. Luis kn kn yaklayor,
srtmakta, yz pene pene kzarm, hi kprdamadan yanma gelmesini bekliyorum.
Hibir ey sylemiyor.
Ne... var... gene? diye tslyorum sonunda.
Nereye gidiyorsun? diye fsldyor, aalad.
Be... ben... benim... uvalladm, nce kalabalk lokantaya, sonra gene Luis'nin seiren,
arzulu yzne bir bak atyorum. ade etmem gereken baz videokasetler var, diyorum,
asansrn dmesine basp duruyorum, derken sabrm tayor, ekip masama gitmeye
davranyorum.
Patrick, diye arkamdan sesleniyor.
Olduum yerde hzla dnyorum. Ne var?
Yznde bana 'simim' saklayacan syleyen, bana gvence veren o ifadeyle Seni
arayacam, kelimelerini biimlendiriyor dudaklaryla. Aman tanrm, -resmen boulacak

gibi oluyorum, gzle grlr biimde titreyerek yeniden masamza oturuyorum, kesin bir
yenilgiye uram haldeyim, eldivenlerim hl elimde, buzu erimi bir J&B'nin geri kalann
mideye indiriyorum. Daha oturur oturmaz Van Patten soruyor: Hey Bateman, kravat inesi
takmann doru yolu nedir?
Kravat inesi ie giyilen takm elbisenin zorunlu bir paras saylmamakla birlikte, genel
olarak temiz, derli toplu bir grne katks vardr. Ama aksesuar kravat ezmemelidir.
Sade bir altn ine seilmeli ve bu, kravatn altna, aaya doru krk be derecelik bir a
yapacak ekilde ilitirilmeli.

Kpek ldryorum
Courtney aryor, Cranes'de akl banda bir akam yemei yiyemeyecek kadar 'Elavil-alt'
olmu; Cranes, sekreterim Jean'in bizim iin geen haftadan yer ayrtt, Gramercy
Park'daki yeni Kitty Oates Sanders lokantas, bok gibi oldum. Lokanta mkemmel eletiriler
alm olmasna ramen (biri New York dergisinde, tekisi The Nation'da) ne ikayet
ediyorum ne de Courtney'yi ikna etmeye alyorum, nk gzden geirmem gereken iki
dosya var, bu sabah videoya aldm Patty Winters ov da henz seyredilmedi. Rahimleri
alman kadnlarla ilgili altm dakikalk bir program, yedi buukta, sabah kahvaltsnda, ie
gitmeden nce, sonuna kadar seyredememitim, ama bugn olanlardan sonra -broda
takldm biraz, o arada klima bozuldu, Cunningham'la Odeonda skc bir le yemei,
siktiimin inli amarclar bir Soprani ceketten daha kan lekelerini kartamadlar, vakti
geen drt videokaset daha, ki sonuta bana bir servete mal oldular, Stairmasters'n
banda yirmi dakika bekleyi -gene de uyum saladm, bu olaylar dayanakllm artrd,
artk bu zel konuyla yzlemeye hazrm. iki bin karn egzersizi, oturma odasnda otuz
dakika ip atlama, Wurlitzer'imda st ste bangrdayan The Lion Sleeps Tonight, btn
bunlar bugn spor salonunda iki saate yakn almaya ilaveten. Ardndan D'Agostino'dan
bakkaliye malzemeleri almak zere giyiniyorum: Armani blue jean, beyaz bir Polo gmlek,
Armani bir spor ceket, kravat yok, sa Thompson kpkle geriye yatrld; yamur iseledii
iin, Manolo Blahnik siyah su geirmez backl pabularm giyiyorum; siyah deriden Louis
Vuitton, Epi modeli antada (3.200 dolar) bak ve iki silah tayorum; hava souk,
manikrm berbat etmek istemediim iin geyik derisi eldivenler. Son olarak da Gianfranco
Ferre'den siyah deri kemerli bir trenkot, 4.000 dolar. D'Agostino's ok uzak olmamasna
ramen, ben gene de disc-man'imi kulama takyorum, Bon Jovi'nin Wanted Dead or
Alive'nn uzun versiyonunu koymuum zaten iine. Bergdorf Goodman dan aldm Etro
marka tahta sapl, kuma al desenli -indirimde 300 dolar- emsiyeyi holdeki emsiyelikten
alyorum, ktm bile.
Brodan sonra Xclusive'de vcut altm, sonra eve gelince de Dalton'da alan gen
kzlara mstehcen telefonlar atm. Numaralarn geen perembe gecesi gizlice girdiim
idari brodan bir nshasn aldm kayt defterinden semitim. Ben irket tecavzcs,
diye fsldadm telsiz telefona ahlaksz ahlaksz. Haince irket ele geirmeleri dzenlerim.
Ne diyorsun bakalm? Durdum, sonra emme sesleri, dudak uurtan domuz guruldamasna
benzer gurultular karttm, ha, orospu? diye sordum. Konumalar srasnda genellikle
korktuklarn fark edebiliyordum, bu da beni ok uyaryordu, telefon konumas sresince

iyice sertlememe yaryordu, nabz gibi sancyordu ereksiyonum, ta ki kzlardan biri, Hillary
Wallace, hi istifini bozmadan, Babacm, sen misin? diye soruncaya kadar, btn
heyecanm snd gitti. Biraz hayal krklna uramtm, bir-iki kz daha aradm, ylesine
gnlszce, konuurken bir yandan da gelen mektuplar ayordum, birden Clifford'dan,
Armam de bana yardmc olan tipten imzal bir hatrlatma notuyla burun buruna gelince
telefonu lafn ortasnda kapattm. Madison'daki butikte zel bir indirim vard... iki hafta nce!
Dnnce, siktiimin kapclarndan birinin beni gck etmek iin kart elime zellikle ge
ulatrdn bulup kardm ama, bu gene de siktiimin indirimini kardm gereini
deitirmiyordu, bu kayb kafamda evirip evirerek Yetmibeinci, Yetmialtnc Sokak'n
oralarda bir yerlerde Bat Central Parktan aa doru yrrken, derinden derine bu
dnyann ounlukla kt ve acmasz olduunu dnyorum.
Bir sokak lambasnn altndan geerken tpatp Jason Taylor'a benzeyen biriyle -kafaya
yapk siyah sa, havac mavisi kunduz krk yakal kruvaze kamir palto, siyah deri
izmeler, Morgan Stanley'den- karlayorum, bayla selam veriyor, ben walkman'imin
sesini ksarken Selam, Kevin, dediini duyuyorum ve burnuma bir Grey Flannel kokusu
geliyor, yrmeyi srdrrken dnp Taylor'a, Taylor olabilecek adama bakyorum, hl
Shelby Phillips'le mi kyor acaba diye merak ediyorum. Tam o srada kapanm bir
lokantann -Tony McManus'un bundan iki yaz nce at, Amnesia adnda bir yer- kap
aralna yaylm, sokakta yatan bir dilenciye ayam taklyor, dmeme ramak kalyor.
Kadn, zenci, iyice tk, zr kak, bir Budist duasn tekrarlar gibi, Para ltfen, yardm
edin beyim, para ltfen, yardm edin beyim, szcklerini tekrarlayp duruyor. Ona bir
yerlerde bir i bulmann erdemlerini anlatmaya alyorum -belki de Cineplex Odeon'da,
diye nerdim kibarca-, kendi kendime evrak antam asam, bir bak ya da silah kar-sam
m diye dnyorum. Ama sonra, beni tam olarak tatmin etmez, ok kolay bir hedef diye
dnyorum, ona cehennemin dibine gitmesini syleyip tam Bon Jovi 'hepsi ayn, sadece
isimler deiti diye barrken walkman'imin sesini ayorum, bir bankamatigin nnde
durup ihtiyacm olmad halde 300 dolar ekiyorum, gcr gcr, yeni baslm yirmilikler,
krmasnlar diye onlar dikkatle ceylan derisi czdanma yerletiriyorum. Columbus
meydannda pelerinimsi trenkot giymi, silindir apka takm, leden sonralar genellikle
burada bulunan ve kendine Esneyen Adam adn yaktran bir hokkabaz, kk, ilgisiz bir
kalabalk nnde gsteri yapmakta; kurban kokusu alyorum, stelik gazabma tamamen
deecek bir kurban, fakat daha az dallama bir hedef bulmaya karar vererek yoluma devam
ediyorum. Pandomimci olsayd, bak o zaman oktan lmt.
Ad eskiden Plaza olan bir baka kapanm restorann camlar, zerinde Donald Trump'n
resmi olan solmu Time afileriyle kaplanm, bunu grnce moralim yeniden ykseliyor.
D'Agostino's'a vardm bu arada, tam nnde duruyorum, ieri bakyorum, iimden dkkana
girmek, her kulvara gz atmak, sepetimi kokulu sirke, deniz tuzu ile doldurmak, sebzelerin
arasnda gezinmek, raflardaki krmz biberlerle sar biberlerin, yeil biberlerle mor biberlerin
ton farklarn incelemek, alacam kurabiyeler ne eit olsun, biimleri ne olsun bunlara
karar vermek istiyorum, ama bundan nce daha derin, henz adn koyamadm bir eyler
yapma ihtiyac var iimde. Bu yzden hortlaklar gibi dyorum Bat Central Park'n
karanlk, souk sokaklarnda Caf des Artistes'nin kaps nne park etmi bir limuzinin

koyu renk camlarnda kendi yzm gryorum, azm gayri ihtiyari oynuyor, dilim her
zamankinden daha slak, gzlerimi kontrolm dnda krptryorum. Sokak lambasnn
nda glgem slak kaldrma daha da parlayarak dyor, eldivenli ellerimin
kprdandn, kah sklp yumruk olduklarn, kah parmaklarmn gerilip kmldandklarn
gryorum, Altmyedinci Sokak'n ortasnda durup kendimi yattrmak, kendi kendime
fsldayarak telkinlerde bulunmak zorunda kalyorum. Aklmdan D'Agostino's, Dorsia'da bir
rezervasyon, Mike and the Mechanics'in yeni CD'si geiyor, kendi kendimi tokatlama
dnsne kaplmamak iin insanst abalar sarf etmem gerekiyor
Sokaktan yukarya doru, ar ar yryerek, ihtiyar bir ibne geliyor, stnde kamir
balk kazak, al desenli ynl enli fular, banda ftr apka, kahyerengili beyazl bir arpeiyi gezdirmeye karm, kpein buru buru surat yere yapm, yeri kokluyor. kisi
yaklatka yaklayorlar, bir sokak lambasnn altndan geiyorlar, bir bakasnn altndan
daha, yavaa walk-man'imi karacak ve dikkat ekmeden evrak antam aacak kadar
kendimi topladm. Kaldrmn dar bir yerinde beyaz bir BMW 320i'nin yannda duruyorum,
ar-pei'li ibne benden ancak birka metre uzaklkta imdi, iyice bir bakyorum ona: Ellilerini
devirmeye yz tutmu, yumuk yumuk, mstehcen denecek b-dar pembe-beyaz, krksz,
btn bunlara ilaveten bir de efemine izgilerini vurgulayan gln bir byk. Esrar dolu bir
glmsemeyle beni kesiyor, o srada ar-pei nce bir aacn altn, sonra BMW'nin yan
banda duran bir p kovasn koklamakta Gzel kpek. Glmsyorum, eiliyorum. arpei bana gvensiz baklar atyor, sonra hrlyor. Richard. Adam kpee fkeli baklar
yolluyor, sonra dnp gene bana bakyor, zr diler gibi, gururunun okandn
sezebiliyorum, sadece kpeini fark etliim iin deil, onunla konumak iin durduum iin,
yemin ederim kzard ihtiyar orospu ocuu, rk fitilli kadife pantolonunun iine nasl da
boalmtr, pantolon Ralph Lauren, tahmin ederim.
Zarar yok, diyorum ona, evrak antasn yere koyarak kpei usul usul okuyorum.
ar-pei, deil mi.
Hayr. ar-pei, Onun syledii gibi sylemeye alyorum, hl kpein ensesiyle
srtnn kadifemsi engebelerini okamaktaym.
Hayr. Krtkan glyor. ar-pei. Vurgu son hecede. 'Vur-gu-son-hecede' ayol!
Her neyse, diyorum, ayaa kalkp toy bir glmseme yolluyorum. Gzel hayvan.
Oh, teekkr ederim, diyor, sonra nazl nazl ekliyor, Bana servete mal oluyor.
Hakikaten mi? Neden? diyorum, yeniden eilip kpei okuyorum. Mer'aba Richard.
Mer'aba yav' ahbap.
nanmazsnz diyor. Gzlerinin altndaki torbalar iki ylda bir estetik cerrahiyle aldrmak
gerekiyor, onun iin ta Key West'lere tanyoruz -nk orada bir veteriner var ve bir tek
ona gvenebiliyorum-, kesiyorlar, biiyorlar, Richard m gr yeniden kusursuz hale
geliyor, deil mi bebeim? Elimi batan karc okaylarla kpein srtndan geirirken
sylediini onaylar gibi ban sallyor.
Eh, diyorum. Ama harika grnyor.
Bir sessizlik oluyor, ben o arada kpei kolluyorum. Sahibi beni kesmeye devam ediyor,

derken artk dayanamyor, sessizlii bozmas lazm.


Bakn, diyor. Bunu sorduum iin kendimden nefret ediyorum.
Sorun, sorun, diye steliyorum. Oh, aman tanrm, ok aptalca bir ey. Glmeye
balyorum. Neden?
Manken misiniz? diye soruyor, glmyor artk. Sizi bir dergide filan grdme yemin
edebilirim.
Hayr, deilim, diyorum yalan sylememeye karar vererek. Ama iltifata teekkrler.
Oh, ey, tpk sinema yldzlarna benziyorsunuz da. Bileini ieriden darya doru
oynatyor, Ne bileyim, sonra -yemin ederim- kendi kendine, Ay yeter, sersem, kendini
maskara ediyorsun, diyor.
Evrak antam alr gibi yaparak eiliyorum, ama glgelere doru eildiimden ba, en
keskinini, az trtll olan ekip kardm gremiyor, ona Richard iin ne dediini
soruyorum, doal bir tavrla, ama ayn zamanda stne basa basa; bam kaldrp bize
doru gelen var m yok mu diye bakmyorum' bile. Tek, seri bir hareketle kpei boynundan
yakalayp kaldryorum, sol elimle tutuyorum, elimi srmaya, eldivenlerimi paralamaya
alrken sokak lambasna doru itiyorum, eneleri bolukta alp kapanyor, yle sk
tutuyorum ki, havlayamyor ve nefes borusunun elimin altnda trdayarak ezildiini
kulaklarmla duyabiliyorum. Az trtkl ba karnna sokuyorum, seri bir hareketle plak
karnn yarp ayorum, kahverengi bir kan fkryor, bacaklaryla tekmeler atyor,
penelerini bana geirmeye alyor, sonra dar mavili krmzl barsaklar dklmeye
balyor, kpei yaya kaldrmna atyorum, ibne orada duraklad, tasmay hl skca
tutmakta, btn bunlar yle abuk oldu bitti ki, hl okta, dehet iinde bakakald, Aman
tanrm, aman tanrm, aman tanrm, diyor, bu arada ar-pei kendi evresinde dnmekte,
kuyruunu sallyor, inliyor ve bir tepe halinde sokaa dklen kendi barsaklarnn
oluturduu yn kokluyor, yalyor, bazlar hl kopmu deil, kpek hl kayna bal
olduu halde son nefesini vermekteyken sahibinin evresinde yle bir dnyorum, onu
serte, kanl bir eldiven tekiyle geriye doru itiyorum, ve yzyle bana rastgele bak
darbeleri indiriyorum, sonuta iki ksa darbeyle grtlan yarp ayorum; krmz-kahverengi
bir kan fkrts sokan kenarna park etmi olan beyaz BMW 320i'nin zerine arldayarak
dklyor, arabann alarm harekete geiyor, enesinin altndan dn yerden oluk gibi kan
fkryor. Fkran kann akrts. Yaya kaldrmna devriliyor, deli gibi titriyor, kan hl
oluk gibi akyor, ba ceketinin nne silip evrak antama atarak oradan ayrlmaya
davranyorum, ama ihtiyar ibnenin gerekten ldnden, numara yapmadndan (bazen
yaparlar) emin olmak iin susturucu taklm tabancayla suratnn ortasna iki kurun skp
yoluma devam ediyorum. Bann evresinde biriken kan glne basp neredeyse kayacak
gibi oluyorum, sokaktan aa doru kayboluyorum, karanlktan kp neredeyse bir film
karesindeymi gibi D'Agostino's'un nnde buluyorum kendimi, tezgahtar eliyle girmem iin
iaret ediyor, karlnda bir kutu yulaf-kepek kahvaltlk alabileceim sresi dolmu bir
kuponu kullanmaya alyorum, kasadaki kz -siyah, gerzek, arkanl- akmyor, kuponun
tarihinin dolduunu fark etmiyor, oysa satn aldm tek ey bu, olay bana dkkandan
karken ufak ama fazladan bir haz salyor, kutunun iindekiler-den avu avu alp azma

tkyor, bir yandan da Hit to Be Square arksn slkla almaya urayorum, derken
emsiyemi atm, Broadway den aa doru kouyorum, derken Broadway'den yukar
doru kouyorum, derken yeniden aa doru, ebek gibi lklar atyorum, paltom
alyor, bir pelerinmi gibi ua ua ardm sra geliyor.

Kzlar
Bu akam Raw Space'de bana kaplca menleri, George Bush ve Tofutti hakknda sorular
sorup duran uyuturucudan hafife yamulmu Courtney'yle yemek yiyoruz, kabus. Kesinlikle
grmezden geliyorum, bakyorum olacak gibi deil, areyi tam lafnn ortasnda -'Sayfa Alt',
Jackie O.- garsonu armakta buluyorum. Yannda yerfst ve dereotuyla msrl-balkl
limonlu souk sebze orbas, rokal bir Sezar salatas ve kivi hardall kl bal kftesi
smarlyorum, bunlar zaten smarlam bulunuyorum, garson da bunu belirtiyor. aknlk
taklidi bile yapmaya gerek grmeden bam kaldrp ona bakyorum, ve kt kt
glmsyorum. Ismarlamtm ya, evet, smarlamtm. Florida mutfa etkileyici
grnyor, ama porsiyonlar ufak ve pahal, zellikle masann zerinde bir tabak iinde renkli
tebeirler duran bir yer iin. (Courtney kat Amerikan servisine bir Laura Ashley deseni
iziyor, bense benimkinin zerine Monica Lustgarden'n midesiyle gsnn iini iziyorum,
Courtney izdiim eye pek baylyor, ne olduunu renmek istiyor, l, ey... bir kavun,
diyorum.) Platin American Express kartmla dediim hesap yz dolarn zerinde tutuyor.
Courtney zerinde Donna Karan ynl ceket, ipek bluz ve kamir ynl bit etekle fena
grnmyor. Benim zerimde smokin, nedeni kili deil. Bu sabahki Patty Winters ov, Cce
Frlatma denen yeni bir spor hakkndayd.
Limuzine biniyoruz, Courtney'yi Meredith Taylor, Louise Samuelson ve Pierce Towers ile
iki imemiz gereken Nell's'e brakrken ona keyif verici bulmam gerektiini, gece yarsndan
nce dneceimi sylyorum. Ha, Nell'e de selam syle bu arada, diye ekliyorum lakayt
bir sesle.
O kadar lazmsa, aadan giriten alversene, noluuur diye mzldyor.
Ama birilerine uramaya sz verdim. Paranoya. Anladn m?" diye mzldanarak karlk
veriyorum ben de.
Paranoyak olan kimmi? diye soruyor, gzlerini ksarak. Anlamadm.
ekerim, aada sattklar keyif vericiler etki asndan NutraSweet'ten ancak bir gmlek
daha iyi, diyorum. Bilir-sin sen de.
Beni kartrma, Patrick, diye uyaryor.
Sen ieri gir de bana bir Foster's smarla, tamam m?
Doru syle, nereye gidiyorsun? diye soruyor ksa bir susutan sonra, phelendi.
Noj'a... gidiyorum, diyorum. Noj'dan koka alacam.
Ama Noj, ezlonglarn abas, diyor, bu arada ben onu limuzinden dar doru
itiyorum. Noj esrar satcs deil ki. Aba!
Tslama krizine girme, Courtney. Ellerim srmda, i geiriyorum.

Sen de bana Noj hakknda yalan syleme, diye mzldanyor, arabada kalmaya alyor.
Noj, ezlonglarn abas. Duydun mu?
Hibir ey syleyemeden gzlerimi dikip ona bakyorum, Nells'in nndeki iplere dizilmi
i klara taklp kalyorum.
Fiddler demek istedim, diyorum sonunda, clz bir sesle. Kokain bulmaya Fiddler'a
gidiyorum.
flah olmazsn sen, diye mrldanyor, limo'nun yanndan uzaklarken. Senin ciddi ciddi
problemin var.
Geri geleceim, diye haykryorum arkasndan, limuzinin kapsn arparak kapatyorum,
sonra yeniden bir puro yakarken kendi kendime neeyle kkrdyorum, fazla da emin olmaaa.
Orospu aramak iin, ofre Nell's'in hemen batsna den Bistro Florent'in yaknndaki
kasaplar mahallesine ekmesini sylyorum. Blgeyi iki kere ar biimde gzden
geirdikten sonra -aslnda tam diime gre yavruyu bulabilmek iin kentin bu blgesinde
aylarca volta attm- onu Washington'la Onncnn kesinde buluyorum. Sarn ve ince
ve gen, sprntms ama o geri zekal eskort kzlardan da deil, en nemlisi de beyaz,
buralarda ender rastlanan bir ey bu. Darack blue jean ort, beyaz bir tirt ve ucuz bir deri
ceket giymi ve sol dizinin zerindeki rk hari teni bembeyaz, yz de yle, geri az
pembe, kaln bir ruj tabakasyla kapl. Arkasnda, terkedilmi, tuladan bir depo binasnn
yan duvarnda byk krmz harflerle ET szc yazl, iki harfin arasndaki aklk iimde
bir eyleri uyandryor, binann zerinde fon perdesi gibi aysz bir gkyz asl, gkyz
erken saatlerde, leden sonra bulut yklyd, ama gece vakti yle deil.
Limuzin kzn yan sra ark ediyor. Fme camlarn ardndan, yakndan teni daha da
beyaz,- sar salar imdi oksijen sars gibi duruyor, yz hatlar bana sandmdan daha
gen birisi olduunu dndryor, ve bu gece kentin bu blgesinde grdm tek beyaz
kz olduu iin de, zellikle temizmi -yle olsa da, olmasa da- gibi geliyor; rahata New
York niversitesine giden kzlardan biri sanabilirsiniz onu, eve dnyordur, btn gece
alkolsz meyve kokteyli imi, diskoda Madonna'nn yeni arklaryla dans etmi, belki
ardndan erkek arkadayla kavga etmitir, olann ad Angus'tur, ya da Nick, ya da...
Pokey; Florent'e kz arkadalaryla dedikodu yapmaya giden bir kz, bir alkolsz meyve
kokteyli daha smarlamaya belki, ya da cappucino, ya da bir bardak Evian suyu -stelik de
buradaki orospularn ounun tersine, yannda kaldrma yanap duran, motoru alr
vaziyetteki limuzini kaydetmiyor bile. Bunun yerine olduu yerde bir aa bir yukar
geziniyor, limuzinin aslnda bir eyin gstergesi olduunu bilmezden geliyor.
Pencere aldnda glmsyor, fakat baklarn karyor Bunu izleyen konuma bir
dakikadan az sryor.
Seni buralarda hi grmedim, diyorum ben.
Bakmamsndr da ondan, diyor, hakikaten cool
Apartman dairemi grmek ister misin? diyorum, limo'nun arkasnda, ierideki

yakveriyorum ki yzm grsn, zerimdeki smokini grsn. Limuzine bakyor, sonra bana,
sonra gene limo'ya. Elimi cebime sokup ceylan derisi czdanm karyorum.
Aslnda gelmemeliyim, diyor, kar sokakta iki bina arasndaki karanla bakarak, ama
gzleri yeniden bana evrildiinde ona uzattm yz dolarlk banknotu gryor ve kimin nesi
olduumu sorup anlamadan, ondan gerekte ne istediimi sormadan, hatt aynasz olup
olmadm bile sormadan banknotu alyor, ancak o zaman soruyu yeniden, baka biimde
sorma frsat douyor. Bana gelmek istiyor musun, istemiyor musun? Bunu srtarak
soruyorum.
Gelmemeliyim aslnda, diyor yeniden, ama sonra kara, uzun arabaya, u anda k cebine
yerletirmekte olduu banknota ve ileriye doru uzatt, yaralar kabuk tutmu kolun ucunda
duran kupadaki bozuk paralar angrdatarak ayaklarn srye srye limuzine doru gelen
serseriye bir kere daha baktktan sonra, ama bir istisna yapabilirim, demeyi baaryor.
American Express alyor musun? diyorum, arka sndryorum.
Hl kardaki o karanla gzlerini dikmi bakmakta, sanki grnmeyen birinden bir iaret
bekliyor. Bakn benim bakmla buluturmak zere gzlerini kaydryor ve American
Express alyor musun? diye tekrarlaynca bana aklm karmm gibi bakyor, ben gene
de kapy aarken laf ola glmsyorum ve Saka yapyorum, gel, gir ieri, diyorum.
Sokan karsnda duran birilerini bayla onaylyor, kz karanlk limuzinin iine arkaya
alyorum, kapy arparak kapyorum, sonra kilitliyorum
Daireme geldiimizde, Christie banyo yaparken (gerek ismini bilmiyorum, sormadm, ona
sadece Christie diye seslendiim, de cevap vermesini syledim) Cabana Bi eskort servisinin
numarasn tuluyorum ve altn American Express kartm kullanarak iftlere hizmet veren bir
kadn smarlyorum, bir sarn. Adres iki kere sylyorum ve sonra da yeniden sarn
diyorum stne basarak. Telin br ucundaki herif, moruk hyarn teki, sarn bir saat
iinde gnderecei konusunda garanti veriyor.
Di ipliiyle dilerimi temizledikten ve zerime ipek Polo boxer ortumla kolsuz, pamuklu Bili
Blass tirtm geirdikten sonra banyoya giriyorum. Christie srtst kvete yatm, ince
ayakl Steuben arap kadehinden beyaz arap yudumluyor Kvetin mermer kenarna oturup
suya Monique Van Frere'in ot kokulu banyo kpnden dkerken bir yandan da kvetteki
gvdeyi inceliyorum. Epey bir dalp gidiyorum, aklma kirli dnceler yor, -kafas
elimin altnda, elimi uzatsam ezebilirim; o an birden ona uzanp vurmak, hakaret etmek,
cezalandrmak arzusu kabaryor iimde, sonra snyor, bir an sonra tiin ok iyi bir
Chardonnay'dir, diyebilecek gc buluyorum kendimde.
Uzun bir sessizlik oluyor, elimle kk, ocuksu memesini youruyorum, sonra Vajinan
temizlemeni istiyorum, diyorum.
On yedi yann baklaryla gzlerini kaldrp yzme bakyor, sonra kvete, suyun iine
boylu boyunca uzanm vcuduna eviriyor. ok hafife omuz silkerek kadehi kvetin
kenarna koyuyor ve bir elini dmdz, porselen przszlndeki kamnn altndaki sa
gibi sarn, seyrek kllara uzatyor, sonra hafife bacaklarn aralyor.
Hayr, diyorum sakince. Arkadan. Dizlerinin zerine ok.

Yeniden omuz silkiyor.


Seyretmek istiyorum, diye aklyorum. Vcudun ok gzel, diye gayrete getiriyorum.
Dnyor, drt ayak zerine kyor, kn sudan dar havaya kaldryor, sabunlu eliyle
parmaklad organn daha iyi grebilmek iin kvetin teki ucuna gidiyorum. Elimi
kmldanan bileinden knn deliine doru hareket ettiriyorum, oray geniletip bir
parmamn ucuna banyo kp srerek hafife parmaklyorum. Delik bzlyor, kz
inliyor. Parmam karp altta sarkan organna kaydryorum, parmaklannz birlikte giriyor
oraya imdi, giriyor, kyor, sonra gene giriyor. erisi slak, bu slakl kullanarak iaret
parmam yeniden k deliine sokuyorum, rahata giriyorum ieri, parmamn ilk
boumuna kadar. Nefessiz kalr gibi oluyor iki kere, organn parmaklamay srdrerek
kendini parmama doru itiyor. Bu bir mddet sryor, kap grevlisi arayp da Sabrina'nn
geldiini bildirinceye kadar. Christie ye kvetten kp kurulanmasn, kendisine dolaptan bir
bornoz semesini -Bijan'dan aldm hari- ve iki imek zere konuumuzla benim yanma
oturma odasna gelmesini sylyorum. Yeniden mutfaa dnp Sabrina'ya arap
koyuyorum.
Sabrina sarn deil oysa. Kapnn eiinde ilk oku atlattktan sonra, nihayet ieri buyur
edebiliyorum onu. Sa kahverengimsi sar, gerek sar deil, buna ok kzmama ramen
sesimi karmyorum, nk ayn zamanda da ok gzel; Christie kadar gen deil, ama
ok ypranm da deil. Ksacas, ona vereceim saat creti' her neyse, onu hak edecekmi
gibi grnyor. fkem tamamen geinceye kadar kendimi tutuyorum, nk stn
kardnda ortaya ta gibi bir vcut kyor, kalalarn saran siyah, pantolon, zerinde
iek desenli kolsuz bir atlet, ayaklarnda siyah sivri ulu, sivri topuklu ayakkablar var.
Rahatlayarak, oturma odasna buyur ediyorum onu, kuty yastkt beyaz kanepeye
yerletiriyorum ve bir ey imek istiyor mu diye sormadan bir kadeh beyaz arap ve kadehi
zerine koymas iin de Hawai'deki Mauna Kea Oteli'nden alnma altlklardan birini
getiriyorum. Mzik setinde Sefiller'in Broadway versiyonunun CDsi almakta. Christie
banyodan kyor, zerinde Ralph Lauren havlu bir bornozla yanmza geliyor, sar salar
bana yapm, banyodan dolay daha da beyaz grnyor, onu Sabrina'nn yanna
oturtuyorum -birbirlerini balaryla selamlyorlar- ben de divann karsndaki kromajl
tikagacndan Nordian iskemleye oturuyorum. Yatak odasna avdet etmeden nce
tanmamzn en iyisi olacana inandm iin boazm temizleyerek uzun, hi de naho
olmayan sessizlii bir-iki soruyla bozuyorum.
Evet, diye lafa giriyorum, bacak bacak stne atyorum. Ne yaptm renmek
istemiyor musunuz?
kisi de uzun bir sre gzlerini dikip bakyorlar. Yzleri yaptrma tebessmlerle
kilitlenmi, birbirlerine bakyorlar, derken Christie pek de kendinden emin olmayan bir omuz
silkiiyle, alak sesle hayr, diyor.
Sabrna glmsyor, tyoyu ald, o da katlyor. Hayr, gerekmez.
teki tarafa doru bacak bacak stne almadan nce bir an durup bekliyorum, bir i
geiriyorum, epey sinirlendim. Bakn, Wall Street'deyim. Pierce & Pierce'da.

Uzun bir sessizlik.


Duydunuz mu oray? diye soruyorum. Gene uzun bir sessizlik. Sonunda Sabrina bozuyor
sessizlii. Mays'le ya da Macy's'le alakas var m bu yerin?
Mays mi?
Bir dakika kadar derin derin dnyor, sonra H. Ayakkab toptancs filan m? P & P
ayakkab maazas deil miydi? diye soruyor.
Ona kt kt bakyorum.
Christie ayaa kalkyor, beni artyor, gidip mzik setine hayranln belirtiyor. Evin
gerekten ok gzel... Paul, sonra beyaz meeden byk bir rafa sra sra dizilmi
yzlerce, yzlerce CD'yi gzden geiriyor, kaa kt buras?
Kendime bir kadeh Acacia daha doldurmak zere ayaa kalkyorum. Aslnda zerine
vazife deil Christie, ama hi de ucuza kmadn syleyebilirim sana.
Mutfaktan, Sabrina'nn el antasndan bir paket sigara kardn fark ediyorum ve o daha
yakmaya frsat bulamadan bam iki yana sallayarak oturma odasna dnyorum.
Yok, sigara yasak, diyorum ona. Burada olmaz.
Glmsyor, bir duralyor ve hafife ban sallayarak sigaray geriye, paketine sokuyor.
Elimde bir tepsi ikolata var, Christie'ye bir tane tutuyorum.
Varda trfl ister misin?
Tepsiye bo bo bakyor, sonra kibarca ban sallyor. Sabrina'ya yneliyorum, o
glmsyor ve bir tane alyor, iki barda dikkatimi ekiyor, hl dolu.
Sarho olman istemem, diyorum ona. Ama imemekte olduun ey gayet nefis bir
Chardonnay"
Trfl tepsisini Palazzetti kahve sehpasnn zerine koyup yeniden koltua oturuyorum,
elimle Christie'ye dnp divana oturmasn iaret ediyorum, oturuyor. Hi konumadan
oturup Sefiller CD'sini dinliyoruz. Sabrina dalgn dalgn trfln iniyor, bir tane daha alyor.
Sessizlii bozan gene ben oluyorum. Eee, birinizden biri yurtdnda bulundu mu hi?
Birden cmlenin yakkszln, nasl yanl yorumlanabileceini fark ediyorum. Avrupa
seyahati yaptnz m demek istiyorum?
Sanki aralarnda gizli bir dille anlayorlarm gibi birbirlerine bakyorlar, sonra Sabrina
ban hayr anlamnda sallyor, Christie de ayn ba hareketiyle onu izliyor.
Uzunca bir sessizlikten sonra sorduum soru, Birinizden biri niversiteye gitti mi, gittiyse
hangisine? oluyor.
Bu soruya cevaplar pek de gizlemeye almadktan kt baklar oluyor, ben de bunu
onlar yatak odasna gtrmek iin frsat biliyorum. Odadaki btn halojen lambalar
yanmakta, Christie'yle benim nmde soyunmadan nce Sabrina'y biraz dans ettiriyorum.
Ona Christian Dior ipekli amarlar giydiriyorum, sonra kendi stmdekileri tamamen
karyorum -sadece ayamda Nike allsport ayakkablarm kalyor- sonra Christie de Ralph

Lauren bornozunu karyor, rlplak, boynuna ipek-lateks karm bir Angela Cummings
earb dolayp dmlyorum, ellerinde Bergdorf Goodman's'daki indirimden aldm Gloria
Jose set eldivenler.
imdi mz de yatan stndeyiz. Christie drt ayak zerinde, yatan baucuna doru
dnm, kn iyice havaya kaldrm, bense bir kpee filan biner gibi onun zerindeyim,
ama tersten, dizlerim iltenin zerinde, aletim yar sert, kararl baklarn Christie'nin iyice
alm kna dikmi bakan Sabrina'yla yz yzeyim. O acl bir ifadeyle glmsyor,
kendini parmaklyor, sonra iine soktuu prl prl parlayan iaret parman parlatc
srermi gibi dudaklarnn zerinden geirerek dudaklarn slatyor. ki elimle Christie'nin
kyla organn ak tutuyor, Sabrina'y iyice yaklap oralar koklamaya zorluyorum.
Sabrinann yz u anda Christie'nin kyla organnn hizasnda, ben de oralar
parmaklamaktaym. Sabrina'ya yzn daha da yaklatrmas iin iaret ediyorum,
parmaklarmn kokusunu alncaya kadar yaklayor, onlar azna sokuyorum, itahla
emiyor. teki elimle de Christie'nin iyice alm, genilemi k deliinin altnda sulanp
duran, aa doru sarkm, sk, slak dudaklarn yourup duruyorum.
Kokla, diyorum Sabrina'ya; yzn Christie'nin kna iyice yaklatryor. Aletim dimdik
imdi, inmesin diye elimle svazlyorum.
Organn yala nce, diyorum Sabrina'ya, oray parmaklaryla geniletiyor, kpek gibi
yalamaya balyor, bir yandan da bizin ovuturuyor, sonra Christie'nin k deliine kp onu
da aynen yalyor. Christie'nin inlemeleri sklayor, denetlenemez hale geliyor, kn srarla
Sabrinann yzne, diline doru itmeye balyor, Sabrina dilini ar ar oraya sokup
karyor. O bunu yaparken ben seyrediyorum, kendimden gemi gibiyim, hzl hzl
Christie'nin bzrn ovuturmaya balyorum, ta ki Christie kn Sabrinann yzne
yaptrncaya ve Geliyorum; diye barncaya kadar, ayn anda da kendi meme ularn
imdikleyerek uzun uzun orgazm oluyor. Yapt orgazm taklidi bile olsa manzaras houma
gidiyor, tokatlamaya falan kalkmyorum.
Dengede durmaya almaktan yorulup Christie'nin zerinden iniyorum ve srtst yatp
Sabrina'nn kafasn dimdik, byk malafatmn zerine getirip azna veriyorum, o
benimkinin ban emerken ben de kendimi getiriyorum. Christie'yi kendime doru
ekiyorum, eldivenlerini karrken bir taraftan da azndan serte pyorum, iini
yalyorum, dilimi diline, dilinden de teye, gidebildiince, grtlann dibine kadar sokuyorum.
Kendini parmaklyor, o kadar slak ki, sanki birisi kasklarnn stne boydan boya yal,
yapkan bir ey srm gibi. Christie'yi aaya doru itiyorum, beni emmekte Sabrina'ya
yardm etsin diye, ikisi srayla bir ban bir sapn yaladktan sonra, Christie imi,
sancyan, iki kk erik byklndeki taaklarma doru iniyor, btn torbay azna
aldktan sonra diliyle yalamaya koyuluyor, taaklarm kah yalyor kah emiyor, diliyle
aralarna giriyor. Christie, Sabrina'nn hl emmekte olduu malafata geri dnyor, serte
pmeye balyorlar, tam benimkinin bann zerinde, salyalar onun zerine akyor, bir
taraftan da beni elleriyle getirmeye alyorlar. Bu srada Christie bir yandan da
mastrbasyon yapyor, parmayla vajinasna girip kyor, bzrn iyice slatyor, inliyor.
Bu beni o kadar tahrik ediyor ki, onu belinden kavrayp eviriyor, organn yzmn zerine
getiriyorum, seve seve oturuyor yzmn stne. Organ temiz, pespembe, slak ve tabak

gibi ak, bizin imi, kan hcum etmi, tam yzmn zerinde duruyor, tadn iyice almak
iin ldrarak kafam iine gmyor, dilimi daldryorum, bir yandan da k deliini
parmaklyorum. Sabrina hl malafatmla megul, dibinden tutarak beni getirmeye alyor,
gerisi aznda, derken stme kyor, dizleri gsmn her iki yannda, zerindeki
amar bir ekite yrtyorum, k ve organ Christie'nin yzyle ayn hizaya geliyor,
ban elimle aa doru iterek Yala onlar, em o bizin, diye emrediyorum, dediimi
yapyor.
mz iin de zor bir pozisyon, o yzden ancak iki ya da dakika sryor, ama bu ksa
sre iinde Sabrina Christie'nin yzne geliyor, bu arada Christie de organn azma
yaptrp srterek, akr akr benim yzme geliyor, kalalarn dorultup btn gcmle
yukar doru itiyorum, yoksa hzla oturup kalkarken burnumu kracak. Ben hl gelmedim,
Sabrinann da bana zel muamele yapt falan yok, onun iin azndan ekip zerine
oturtuyorum. Neredeyse fazla kolayca giriyorum -Sabrina iyice slak, kendi suyu ve
Christie'nin salyasndan srlsklam, zorlanma olmuyor- earb Christie'nin boynundan zp
karyorum, aletimi Sabrina'nn organndan ekiyorum, bacaklarn iki yana iyice ap onu
ve kendimi siliyorum, tekrar ona girip -bir yandan da Christie'yi yemekteyim- bir-iki dakika
iinde onu dorua karyorum. Kzlar birbirleriyle yz yze, ben Sabrina'nn iindeyim,
Christie yzme oturmu Sabrina eilip Christie'nin kk, sert, yuvarlak memelerini
emmeye ve okamaya balyor. Derken Christie, Sabrina'y dilini grtlana kadar daldrarak
pmeye balyor, ben onu yemeye devam ediyorum, azm, enem ve yanaklarm onun
suyuyla pslak, hemen kuruyorlar, annda yeniden slanmak zere.
Sabrina'nn iinden kp onu srtst yatryorum, ba iltenin ayakucunda. zerine
Christie'yi uzatyorum, altmdokuz pozisyonuna gelecek biimde. Christie'nin k havada,
kendime prezervatif taktktan sonra alacak kadar az miktarda vazelinle onun darack k
deliini parmaklyorum, geniliyor, bylece Sabrina Christie'nin nn yer, parmaklar, imi
bzrn emer, bazen taaklarm tutup hafife skar, slak parmayla k deliimi yoklarken,
ben de Christie'ye dal veriyorum. Christie eilip Sabrina'nn nn yalamaya balyor,
Sabrina'nn bacaklarn serte bir hareketle iki yana doru ayor, balyor dilini olabildiince
derine daldrmaya, ama bu uzun srmyor, nk Sabrina bir kere daha orgazm oluyor,
Christie ban kaldrp bana bakyor, yz srlsklam, sonra haykryor, Gir bana,
geliyorum, oh tanrm, ye beni, geliyorum. Bu da beni ona serte kp girmeye kkrtyor.
Ayn anda Sabrina onun nn yemekle megul, Christie pslak. Aletimi Christie'nin
kndan karp tabak gibi alm organna sokmadan nce, zorla Sabrina'ya emdiriyorum,
Christie'nin iinde bir-iki dakika gidip geldikten sonra gelmeye balyorum ve ayn anda da
Sabrina azn taaklarmdan ekiyor ve tam ben Christie'nin iinde patlamadan nce,
km iyice ap dilini k deliimin dibine kadar sokuyor, dili iimde kprdanp duruyor, bu
yzden orgazm olmam gecikiyor, Sabrina dilini karp geliyorum diye inlemeye balyor,
nk Christie geldikten sonra Sabrina'y yemeye devam ediyor, ben Christie'nin zerinde iki
bklm, soluk solua onlar seyrediyorum, Sabrina tekrar tekrar kalalarn indirip
kaldrarak Christie'nin yzne itiyor, uzanyorum, ank bitmiim, ama aletim hl sert,
parlyor, boalmann iddetiyle hl szm szm szlamakta, gzlerimi kapyorum, dizlerim
boalm, tir tir titriyorum.

Kzlardan biri kazara bileime dokununca uyanyorum ancak. Gzlerim alyor ve kzlar
Rolex'ime dokunmasnlar diye ikaz ediyorum, btn bu zaman zarfnda bileimden
karmamtm. Her iki yanmda sessizce yatyorlar, bazen gsme dokunuyorlar, arada
bir ellerini karn kaslarmn zerinden geiriyorlar. Bir saat gemeden gene sertleiyorum.
Kalkp silah dolabnn oraya yryorum, orada ivi atan silahn yannda, ucu sivriltilmi bir
palto asks, pasl bir tereya ba, Gotham Bar ve Izgara Salonu'ndan alnm kibritler
ve yarsna kadar iilmi bir puro var; rlplak, dikelmi organm havada sallanarak
dnyorum, bu eyalar uzatarak, hrltyla fsldyorum, Daha iimiz bitmedi... Bir saat
sonra onlara sabrszca kapy gstereceim, ikisi de giyinik, hkrmaktalar, kan revan
iindeler, fakat paralarn bol bol aldlar. Yarn Sabrina biraz topallayacak. Christie'nin
gznde korkun bir morluk ve kalalarnda asknn neden olduu derin izikler olacak.
Yatan yannda bklp top haline getirilmi kanl Kleenex'lerin yan sra,
Dean&Deluca'dan aldm talyan salata tuzunun bo karton kutusu duracak.

Alveri
Hediye almam gereken iten arkadalar arasnda, Victor Powell, Paul Owen, David Van
Patten, Craig McDermott, Luis Carruthers, Preston Nichols, Connolly O'Brien, Reed
Robinson, Scott Montgomery, Ted Madison, Jeff Duvall, Boris Cunningham, Jamie Conway,
Hugh Turnball, Frederick Dibble, Todd Hamlin, Muldwyn Buttner, Ricky Hendricks ve
George Carpenter var. Geri bugn Jean'i yollayp bu hediyeleri aldrabilirdim, ama bunun
yerine, ondan Noel iin zerlerinde bir Mark Kostabi basks olan yz adet zgn kart
imzalamasn, pullamasn ve postalamasn rica ettim, sonra da Paul Owen'in bakt Fisher
hesab hakknda her eyi renmesini istedim. Madison Avenue'den aa doru
yrmekteyim, bir saate yakn sre Yetmiikinci Cadde'deki Ralph Lauren maazasnn
iindeki merdivenin altna yakn bir noktada bakarkr gibi dikildim durdum, allak bullak, a,
gzlerim kamir sveter yeleklere dikili, nihayet kendime geldiimde, tezgahn arkasndan
kuyruk sallayp duran sarn yavrunun adresini de almay baaramadmdan, Geliniz ey
iman edenler! diye haykrarak maazay terk ettim. u anda EarKarma adnda bir
dkkann giriine oturmu, iki eliyle A VE EVSZM... LTFEN YARDM EDN, TANR
SZDEN RAZ OLSUN yazl bir levhay kavram bir serseriye suratm ekitiyorum, sonra
bir bakyorum Beinci Cadde'deyim, Saks'a doru gidiyorum, videodaki kaseti deitirip
deitirmediimi hatrlamaya alyorum, birden panikleyerek makinenin Pamela's Tight
Fuckhole'un zerine Thirtysomething dizisini kaydediyor olabilecei aklma geliyor. Bir Xanax
tableti paniimi hafifletemiyor. Saks daha da artryor.
...dolmakalemler ve fotoraf albmleri, kitap dayayacaklar ve ty gibi hafif bavullar,
elektrikli ayakkab parlatclar ve stlm havlu asklar, gm kaplama kararmaz karaflar
ve avu iine sabilen portatif, kulaklkt renkli TVler, kuevleri ve amdanlar, paspaslar,
piknik sepetleri ve buz kovalar, kenarlarna dantel geirilmi byk boy keten peeteler ve
emsiyeler ve zeri monograml gm golf toplar ve masa lambalar ve parfm ieleri,
mcevher kutular ve dergi koymak in sepetler, evrak kutular, broya giderken omuza
alabilecek kuma antalar, masast aksesuarlar, fularlar, kartoteksler, adres defterleri,
anta ajandalar...

Noel ncesi nceliklerim yle sralanyor; (1) Dorsia'da cuma gecesi saat sekiz iin yer
ayrtp Courtney'yle yemek yemek, (2) kendimi, Trump'larn yatlarnda verdikleri partiye
davet ettirmek, (3) her trl yola bavurarak Paul Owen'n esrarengiz Fisher hesab
hakknda renilebilecek ne varsa renmek, (4) ta gibi bir yavrunun kafasn testereyle
gvdesinden ayrp zel ulakla Salomon Brothers'da alan Robin Barker'a -geri zekal
orospu ocuu- yollamak, (5) zr dilemiyormu gibi yaparak Evelyn'den zr dilemek. Bu
sabahki Patty Winters ov, homoseksellerle evlenen kadnlar hakkndayd, az kald
Courtney'yi arayp uyaracaktm -aka niyetinde- ama sonra vazgetim, Luis Carruthers'n
ona evlenme teklifinde bulunuunu, Courtney'in bunu mahcup mahcup kabul ediini, kabus
gibi geen balaylarn gzmde canlandrmaktan belli bir tatmin duydum. Elliyedinciyle
Beinci Sokak'larn kesinde, puslu iseltinin ortasnda durmu titreyen bir dilenciye daha
eki surat yapyorum, yanma gidip sevecenlikle yanandan bir makas alyorum, sonra
yksek sesle kahkaha atyorum. Nasl da parlad gzleri! Nasl da en gamzesi! Selamet
Ordusu korosu en detone haliyle Joy to the Worlds sylyor. Tpk Duncan McDonald'a
benzeyen birisine el sallyorum, sonra Bergdorfsa dalyorum.
.. .al deseni kravatlar, kristal srahiler, su taknlan, s, nem ve basn len bro
saatleri, elektrikli, iine kartvizit dizilen adres defterleri ve margarita kadehleri, ayakl elbise
asklar, tatl taba taknlan, karlkl yazmak iin kartvizitler ve aynalar ve du saatleri
ve mutfak nlkleri ve sveterler, ve spor antalar ve ie ie ampanyalar ve porselen
saks zarflar, stne isminizin ba harfleri ilenmi banyo havlular ve paray yabanc kura
eviren mini hesap makineleri ve gm kaplama adres defterleri, iinde balk olan
pleksiglas kat arlklar ve kutu kutu krtasiye ve ie aacaklar ve CDler ve zel imalat
tenis toplar ve pedometreler ve kahve kupalar...
Hl Bergdorf's'daym, Clinique tezgahndan l deri temizleyici losyon alrken Rolex'ime
gz atyorum, saat yedide Princeton'lar Kulbnde Tim Sevenle bulumadan nce alveri
iin yeterince zamanm var m diye. Bu sabah broya gitmeden nce, zamanm masaj iin
ya da daha dn yaptrmamama ramen, yz bakm iin harcayabilecekken, iki saat vcut
altm (kaslarm uyguladm yorucu beden eitiminden tr iyice yorgun halde).
nmzdeki haftalarda kesinlikle icabet etmem gereken o kadar ok kokteyl daveti var ki,
onlarda boy gstermem alveri takvimini dara sokacak, onun iin alverii aradan
karmam iyi olur. F.A.O. Schwarzm kaps nnde P & P'den Bradly Simpson'a
rastlyorum, zerinde minik al desenli ynl bir Perry Ellis elbise var, Gitman Brothers'dan
pamuklu ipek karm gmlek, Savoy ipek kravat, krokodil kayl kronometreli Breil saat,
Paul Smith pamuklu yamurluk ve Paul Stuart krkl ftr apka. Selaaam, Davis, dedikten
sonra, nedense Noel Baha'nn sekiz ren geyiinin birden isimlerini saymaya balyorum,
alfabetik srayla, bitirdiimde glmsyor, Dinle, ayn yirmisinde Nekenieh'de bir Noel
partisi var, orada grelim mi? Glmsyorum ve onu yirmisinde Nekenieh'de
greceimize temin ediyorum, ylesine bamla selamlayarak yryp giderken, dnp
ona sesleniyorum, Hey gt olan, senin geberiini seyretmek istiyorum, anasn
aaaptmn, sonra ebek gibi lklar atmaya balayarak Bottega Veneta evrak antam
duvara alyorum. Lexington'da baka bir koro Hark the Herald Angels ilahisini sylyor.
nlerinde homurdanarak step yapyorum. Sonra zombi gibi Bloomingdales'e yollanyorum,

orada ilk karma kan kravatlara seirtiyorum ve ipek bir as-kotu okarken tezgahn
arkasndaki genten ibneye mrldanyorum, Ay ok a-ha-ne. cilveli cilveli manken olup
olmadm soruyor. Cehennemde grrz, diyorum, yryp gidiyorum.
...vazolar ve tyl bantl ftr apkalar ve krokodil tuvalet takm antalar, ilerinde altn
gm yaldzl ieler ve fralar ve iki yz dolarlk ayakkab ekecekleri ve amdanlar ve
yastk yzleri ve eldivenler ve terlikler ve pudra ponponlar ve el rgs, kar tanesi desenli
pamuklu sveterler ve deri patenler ve Porsche dizayn kayak gzlkleri ve antika ecza
ieleri ve elmas kpeler ve ipek kravatlar ve izmeler ve parfm ieleri ve elmas kpeler
ve izmeler ve votka bardaklar ve kartvizit klflar ve fotoraf makineleri ve maun tepsiler
ve earplar ve aftershaveler ve fotoraf albmleri ve tuzluk biberlikler ve seramik tost
makineleri ve kurabiye kavanozlar ve iki yz dolarlk ayakkab ekecekleri ve srt antalar
ve alminyum sefertaslar ve yastk yzleri...
Bloomingdale'de baknrken nmde birden varolusal bir uurum alyor ve gzme
hemen bir telefon kestirip telesekreterime gelen mesajlar dinlemeye sevk ediyor beni,
sonra, neredeyse gzyalar iinde, tane Halcion aldktan sonra (bedenim mutasyona
urayp ilaca altndan beri oktandr uyku getirmiyor artk, tek yapt tamamen
delirmemi nlemek), dosdoru Clinique rnleri satan blme yollanp platin American
Express kartmla alt tp tra kremi alyorum, bir yandan da orada alan kzlarla tedirgin
tedirgin krtryorum, bu boluk duygusunun en azndan ksmen, geen gece Barcadia'da
Evelyn'e davranmla ilgili olduunu dnyorum, ama videomun tracking dmesiyle ilgili
olmas ihtimali de her zaman iin mevcut, Evelyn'in Noel partisinde boy gstermek
konusunda zihnime bir not derken -hatta Clinique kzlarndan birini partiye davet etmeyi
bile geiriyorum aklmdan- ayn zamanda videomun kullanm kitapna da bir gz atp
tracking dmesi sorununu zmek gerektiini kendi kendime hatrlatyorum. Annesinin
yannda duran on yalarnda bir kz ocuu gryorum, kadn earp, mcevher filan alyor,
dnyorum: fena para deil. Kamir bir palto var zerimde, kruvaze ekoseli, ynl ve
alpaka bir spor ceket, pilili ynl pantolon, kendinden desenli ipek kravat, hepsi Valentino
Couture, ayaklarmda AIlen-Edmonds backl deri ayakkablar.

Noel Partisi
Evelyn'in Noel partisinde boy gstermeden nce g toplamak zere Charles Murphy'yle
Rusty's'de iki iiyorum. zerimde ynl-ipekli karm kruvaze takm elbise, Valentino
Couture'dan yakas dmeli pamuklu gmlek, kendinden desenli Armani kravat ve
ayaklarmda Allen-Edmonds'dan iki renkli deri iskarprler var. Murphy'nin zerinde
Courreges'den alt dmeli kruvaze yn gabardin bir takm, yakas dz renk izgili pamuklu
gmlek ve ipek krep kravat, bu sonuncularn her ikisi de Hugo Boss. Japonlar hakknda bir
sylev ekmekte -"Empire State Building'i ve Nell's'i satn aldlar. Nell's'i, akln alyor mu
Bateman? diye haykryor ikinci sek Absolut'unu ierken- ve bu benim iimde bir eyleri
drtyor, bir eyi harekete geiriyor ve Rusty's'den ayrldktan sonra, Bat Yakas'nn
yukarlarnda dolanrken, eskiden Carly Simon'n yeri olan, geen sonbahar kapanan ok in
bir J. Akail lokantasnn giriinde iki bklm snm buluyorum kendimi, nmden
gemekte olan bir Japon rak ocuun zerine srayp onu bisikletinden deviriyorum ve

eie srklyorum, ayaklar srmekte olduu Schwinn'in tekerleklerine taklyor, bu da


iime geliyor, nk grtlan kestiimde -kolayca, zahmetsizce- bu olaya genellikle elik
eden spazm niteliindeki hava tekmelemeler bisiklet tarafndan nleniyor, gene de kendi
scak kannda boulmadan nce bisikleti be-alt kere havaya kaldrmay baaryor. Alt
karton Japon yemeini ap iindekileri onun zerine dkyorum, ama artc ey, sui ve
teriyaki ve ama brekler ve soba ehriyeleri yerine, hrltyla soluyan kanl suratnn zerine
iri yerfstkl pili dklyor, krk gibi inip kalkan gsnn zerine sr etli ov mein,
karidesli pilav, domuz etli moo shu boalyor, ve bu sinir bozucu dezavantaj -kazara yanl
Asyaly ldrm olmak- bende sipariin gittii yeri renme istei uyandryor -Sally
Rubinstein,- ve Mont Blanc dolmakalemimle Seni de ele geireceim... orospu yazyorum
sipari kadnn arkasna, sonra kad l olann suratna yaptryorum ve zr
dilercesine omuz silkiyorum, Ih, affedersin, gibi bir eyler homurdanarak ve bu sabahki
Patty Winters ov un konusunun Crack in Vcutlarn Satan Reit Olmam Kzlar
olduunu hatrlyorum. Bugn jimnastik salonunda iki saat altm, artk iki yzlk bir karn
egzersizi setini dakikadan daha az srede tamamlayabiliyorum. Evelyn'in evinin
yaknlarnda gt donmu bir serseriye rak ocuktan aldm, iinden kada yazl fal
kan kurabiyelerden birini uzatyorum, fal kad falan dinlemeden hepsini azna
tktryor, ban sallayarak teekkr ediyor. Siktiimin berduu, diye mrldanyorum
duyabilecei kadar yksek bir sesle. Keyi dnp Evelyn'e doru yollanrken, komusu
Victoria Bell'in bann gvdesinden ayrld yandaki binann nnde hl polis kordonu
olduunu gryorum. nde drt limuzin park edilmi, birinin motoru alr halde.
Geciktim. Oturma odasyla yemek odas hi mi hi sohbet etmek istemediim insanlarla
dolmu oktan. minenin iki yannda yanp snen beyaz klarla donanm uzun, masmavi
ladin aalar durmakta. CD playerda Ronettes'in syledii, 60'lardan kalma eski Noel
arklar var. Smokinli bir barmen ampanya ve yumurta likr sunuyor, Manhattan ve
Manini hazrlyor, Calera Jensen marka Pinot Noir ve Chappellet marka Chardonnay ieleri
ayor. Poinsettia vazolarn arasna dizilmi yirmi yllk Portolar derme atma bir bar
oluturmu. Uzun, alr kapanr bir masann zerine krmz bir masa rts yaylm,
masann zerine dip dibe, tka basa anaklar, tabaklar, kaseler dolusu kavrulmu fndk ve
stakoz ve midye orbas ve elmal kereviz sap orbas ve gen kesilmi kzarm
ekmeklerin zerinde Beluga havyan ve kremal soan ve kestaneli hindi kzartmas ve ii
havyarl puf brei ve sebzeli tartlar, rdek kzartmas, arpack soanl kzarm dana eti ve
gnocchi graten ve sebzeli strudel ve Waldorf salatas ve tarak ve mascarpone'li bruschetta
ve beyaz trfl ve yeil ili suflesi ve adaayl, patatesli, soanl sln kzartmas, kzlck
sosu, kfteler ve ikolatal trfl, limon sufle, tartlar ve 'pecan tane Tatin' doldurulmu. Her
yerde mumlar yaklm ve mumlarn hepsi de som gm Tiffany amdanlara oturtulmu.
Ve eer hayal grmyorsam, drt bir yanda, yeilli krmzl cin klna girmi ve kee
bereler takm cceler ellerinde ordvr tepsileriyle dolamakta. Fark etmemi gibi yaparak
dosdoru bara gidiyorum, bir bardak pek de fena olmayan ampanyay kafama dikip
Donald Petersen'n yanma seirtiyorum, odadaki btn erkeklerle yaptklar gibi, birileri
onun da kafasna kattan geyik boynuzlar balam. Odann teki ucunda Mana'yla Darwin
Hutton'n be yandaki kz Cassandra duruyor, ikisinin de zerinde Nancy Halser'dan yedi
yz dolarlk kadife elbiseler ve iecekler var. Bir kadeh ampanya daha itikten sonra

Manini ye geiyorum -duble Absolut- ve yeterince sakinletikten sonra oday bir kere daha,
iyice inceliyorum, ama cceler hl yarlar.
ok fazla krmz var, diye mrldanyorum kendi kendime, transtaym. Sinirime gidiyor.
Hey, McCloy, diyor Petersen. Ne diyossun?
Transtan kyorum ve kurulmu gibi, Bu alan Sefillerin ngiliz versiyonu mu, deil mi?
diye soruyorum.
Hey, kutlu mutlu Noeller olsun. Bana parmayla iaret ediyor, sarho.
Evet, nedir bu alan? diye srar ediyorum, ok kzdm. Evet, madem yeri geldi, kutlu
mutlu Noeller, btn saray kseotuyla deyiniz boydan boya, hametmeap.
Bili Septor, diyor, omuz silkerek. Septor mu, Skeptor mu, neyse.
Evelyn neden Talking Heads almaz ki allasen, diye yaknyorum ac ac.
Odann teki ucunda Courtney durmakla, elinde ampanya kadehi, beni tamamen
grmezden geliyor.
Ya da belki Sefillerdir, diyor Petersen.
Amerikan kast m, ngiliz kast m? Gzlerimi ksyorum, onu snamaktaym.
eyy, ngiliz, diyor, bir cce her ikimize birer tabak Waldorf salatas uzatyor.
Kesinlikle, diye mrldanyorum, sallana sallana uzaklaan ccenin arkasndan dalm
bakarken.
Birden Evelyn hzl admlarla yanmza geliyor, zerinde samur bir ceket ve Ralph Lauren
kadife pantolon, bir elinde bir para kseotu, bamn zerine tutuyor, br elinde bir baston
ekerleme.
Dikkat kseotu! diye bir lk atyor, yanama kuru kuru bir pck konduruyor. Mutlu
Noeller, Patrick. Mutlu Noeller, Jimmy.
Mutlu... Noeller, diyorum, bir elimde Martini, dierinde Waldorf salatas olduu iin onu
itemiyorum. Geciktin, hayatm, diyor.
Gecikmedim, diyorum, sesimi ykseltmeye bile gerek duymadan.
Eveet, geciktin, diye cvldyor.
Hep buradaydm, diyorum, onu defederek. Sadece sen beni grmedin.
Ay, brak surat asmay. Ne kasvetli herifsin. Petersen'a dnyor. Patrick ne kasvetli
heriftir, biliyor musun?
Yalan dolan. Gzlerimi Courtney'den ayrmadan i ekiyorum.
Yahu, hepimiz biliriz McCoy'un ne kasvetli herif olduunu, diye havlyor Petersen sarho
sarho. N'aber, Kasvetli Herif?
Peki Kasvetli Herif, Noel hediyesi olarak ne istiyor? diye soruyor Evelyn bebek sesiyle.
Kasvetli Bey yl boyunca uslu durdu mu?

ekiyorum. Kasvetli Herif, Burberry trenkot, Ralph Lauren kamir sveter, yeni bir
Rolex, bir araba teybi-
Evelyn lafa girmek zere elindeki baston ekerlemeyi emmeyi kesiyor. Ama senin araban
yok ki, hayatm.
Gene de istiyorum. Yeniden i ekiyorum. Kasvetli Herif gene de bir araba teybi istiyor.
Waldorf salatas nasl? diye soruyor Evelyn, kaygl bir sesle. Tad iyi mi sence?
Leziz. Kafam ileriye doru uzatyorum, birini grdm, et
kilendim birden. Hey, bana Laurence Tisch'in bu partiye davetli olduunu sylememitin.
Dnp arkasna bakyor. Neden sz ediyorsun sen?
Nasl oluyor da, diye soruyorum, Laurence Tisch kanepe tepsisi dolatryor?
Aman tanrm, Patrick, o Laurence Tisch deil, diyor. O Noel cinlerinden biri!
Nelerden biri? Cceler demek istiyorsun.
Cin onlar, diye steliyor. Noel Baba'nn yardmclar. Oh, asma suratn yle. Bak
unlara. ok irinler. urada ilerideki Rudolph, baston eker gezdiren Blitzen. tekisi
Donner.
Dur bir dakika Evelyn, bekle... Waldorf salatas tabam kaldrp gzlerimi kapyorum.
Ter iindeyim. Sanki bir 'dj vu' hissine kaplyorum. Peki ama niin? Daha nce orda
burda bu ccelere rastlamadm m? En iyisi baka bir eyler dnmek. Ben... Bunlar
geyiklerin adlar... Cinlerin adlar deil. Blitzen bir geyikti.
Tek Yahudi star, diye araya giriyor Petersen.
Ooo... Evelyn tamamen akn bir halde. Onay bekleyerek Petersen'a dnyor. Doru
mu bu?
Petersen ne yapacan bilemez bir havada omuz silkiyor. Bak gzelim, geyikmi, cinmi,
Kasvetli Herifmi, ans datcsym... Su gibi Cristal aktktan sonra, ne fark eder bu?
Alak sesle kkrdayarak kaburgalarma dirsek atyor, yle deil mi, Bay Kasvet?
Peki ama bunun Noel'e ok uygun olduunu dnmyor musun? diye son bir umutla
soruyor Evelyn.
Tabii, Evelyn, diyorum. Tam Noel. Hakikaten yle dnyorum, yalan sylemiyorum.
Ama Bay Kasvet ge geldi, diyor somurtarak. Sulayc bir edayla elindeki allann cezas
kam bana doru sallyor. ste
lik Waldorf salatas hakknda da tek kelime bile etmedi.
Sen de pekala biliyorsun ki, bu ekilde gidebileceim daha bir sr Noel yemei var
Evelyn, ama ben seninkini tercih ettim. Belki 'niin' diye sorarsn bana. Ben de kendi
kendime 'niin' diye sordum, ve hibir geerli cevap bulamadm, ama yine de buradaym, o
halde biraz... minnettar ol hayatm, ha?
Yani, benim Noel hediyem de bu, yle mi? diyor alayc bir ekilde. ok harika, ok

zarif...
Hayr. te senin hediyen. imdi fark ettiim gmleimin manetine yapm bir eriteyi
ona uzatyorum. Alsana.
Eriteyi mum na doru tutup evirip evirerek Ah Patrick, beni alatacaksn
neredeyse. Harika bu. Hemen takabilir miyim? diye soruyor.
Hayr. Cinlerden birine at. Bak, oradakinin karn a gibi. zr dilerim, bir bardak daha iki
almam lazm.
Waldorf salatas tabam Evelyn'e uzatyorum, Petersen'n boynuzlarndan birini
bkyorum ve Sileni Night arksn mrldanarak bara yneliyorum. Kadnlarn kyafetleri
beni hafif bir depresyona srklyor: kamir kazaklar, blazer'lar, uzun yn etekler, kaln
kadife elbiseler, balk yakalar. Darda hava souk. lerinde bir tane bile zarif yok.
Paul Owen barn yaknnda durmu, elinde flt ampanya kadehi, antika gm cep saatini
(Hammacher Schlemmer'dan, hi kuku yok) inceliyor, yanna gidip o allann belas Fisher
hesab hakknda bir-iki laf etmek istiyorum, tam o srada Humphrey Rhinebeck cinlerden
birinin zerine basmamaya alrken bana arpyor. zerinde hl Lord Sr Taylor'dan
Crombie imzal kamir chesterfield bir palto, sivri yakal kruvaze ynl smokin, Perry Ellis
pamuklu gmlek, Hugo Boss papyon, kafasndaki kat geyik boynuzlarnn hi farknda
deil gibi, sanki inadna yle diyor gck: Hey, Bateman, geen hafta bir balksrt ceket
aldm, terzide, urasn burasn deitirecekler.
Eee, ey tebrik etmek durumundaym herhalde, diyorum elini skarak. Olay... mthi.
Teekkrler. Kzaryor, gzlerini indiriyor. ey, terzi, dkkanda ceketin orijinal etiketini
deitirdiklerini fark etti, kendi etiketlerini dikmiler. imdi bilmek istediim, yasal mdr bu?
Akl kartrc, biliyorum, diyorum, kalabaln iinde yrmeyi srdrerek. Bir giyecek
toptancsndan satn alndktan sonra, perakendecinin orijinal etiketi karp yerine kendi
etiketini dikmesi tamamen yasaldr. Ne var ki, etiketi baka bir perakendecinin etiketiyle
deitirmek, o olmaz.
Dur bir dakka, o neden? diye soruyor, beni dinlerken bit yandan da Martini'sini
yudumlamaya alyor.
pliin cinsi, rnn imal edildii lke ya da imalatnn kayt numaras gibi detay bilgilere
dokunulmamak da ondan. Etiket yolsuzluu ok zor tespit edilen ve de ender olarak
yetkililere bildirilen bir olaydr, diye sesleniyorum omzumun zerinden. Courtney, Paul
Owen' yanandan pyor, elleri zaten sk skya birbirine kenetli. Kaslyorum, yrmeyi
kesiyorum. Rhinebeck gene bana arpyor. Ama Courtney odann teki ucunda birilerine el
sallayarak yryp gidiyor.
Pekala, en iyi zm nedir? diye sesleniyor' Rhineback arkamdan.
Tandn dkkanlardan bildik markalar al ve u siktiimin boynuzlarn da kar kafandan,
Rhinebeck. Geri zekal bir grnn var. zninle. Humphrey'nin elini kaldrp bandakine
dokunduunu grdkten sonra yryp gidiyorum. Aman, tanrm
Owen! diye bararak neeyle elimi uzatyorum, br elimle de yanmdan gemekte olan

bir cinin tepsisinden bir Martini kapyorum.


Marcus! Mutlu Noeller, diyor Owen, elimi skyor. Naslsn? Her zamanki gibi ikolik,
herhalde.
Grnmedin epeydir ortalkta, deyip gz krpyorum. Sen de ikoliksin, hu?
Ee, Knickerbocker Kulb'nden daha yeni dndk, diyor ve ona arpan birini selamlyor
-Heey, Kinsley- sonra gene bana dnyor. Nell's'e gidiyoruz. Limuzin kapnn nnde.
le yemei yiyelim bir gn, diyorum, pespayelemeden u Fisher hesab konusunu
amann bir yolunu bulmalym diye dnyorum.
Evet, harika olur, diyor. Belki sen de beraberinde eyi getirirsin....
Cecelia'y m?
Evet, Cecelia'y, diyor.
Evet, Cecelia buna... baylr, diyorum.
Ee, ne duruyoruz o halde. Glmsyor.
Evet. eye gidebiliriz... Le Bernardin'e, diyorum, sonra durup dnyorum, -ey
yemeye... deniz rnleri, deil mi? Hmmmmm?
Le Bernardin bu sene Zagat'n top ten'inde. Ban sallyor. Biliyor muydun?
Oradaaaa... Duruyorum, ona daha da kararl bir bak yollayarak, -balk yeriz. Hayr
m?
Deniz kestanesi, diyor Owen, gzleriyle oday taramakta. Meredith orada deniz
kestanesi yemeye baylyor.
A, yle mi? diyorum, bamla onaylyorum.
Meredith, diye sesleniyor, eliyle benim arkamdaki birine iaret ederek aryor. Buraya
gel.
Meredith burada m? diye soruyorum.
urada Cecilia'yla konuuyor, diyor. Meredith, diye sesleniyor, el sallyor. Arkama
dnyorum. Meredith'le Evelyn bize doru geliyorlar.
Olduum yerde dnyorum, gene Owen'la yz yzeyim.
Meredith'le Evelyn geliyorlar. Meredith'in zerinde Geoffrey Beene bir bolero ve ynl
gabardin bir elbise var, zerine boncuklar ilenmi, Barneysden, James Savitt elmas tal
altn kpeler (13.000 dolar), ellerinde Geoffrey Beene'in Portolano Products iin hazrlad
eldivenler, Evet, beyler? Neler kaynatyorsunuz bakalm? Noel listeleri mi hazrlanyor?
Le Bernardin'in deniz kestanelerinden bahsediyoruz, canm, diyor Owen.
En sevdiim konu. Meredith bir kolunu omzuma atyor ve bana sr verir gibi,
Muhteemdirler, diyor.
Lezizler. Tedirgin, ksryorum.

Waldorf salatas hakknda ne dnyorsunuz millet? diye soruyor Evelyn. Sevdiniz mi?
Cecelia, canm, daha tatmadm, diyor Owen, odann br ucunda bir tandn gryor.
Ama Laurence Tischin neden kumuna likr servisi yaptn bilmek isterdim.
O Laurence Tisch diiil, diye szlanyor Evelyn, gerekten sinirlendi. O Noel cinlerinden
biri. Patrick, ne syledin ona?
Hibir ey-Cecelia!
Ayrca Patrick, sen de kasvetli herifin tekisin.
Evelyn adm syler sylemez hemen bir eyler gevelemeye balyorum, Owen'in fark
etmediini umarak. Ee, Cecelia, galiba ona yle dedim, yani biliyor musun dedim, bu
dedim ikisinin bir karm dedim, ey gibi yani... Duruyorum, onlara yle bir bakp Noel
modeli Tisch, dedim! diye bir ey yumurtluyorum. Sonra, tedirgince, yanmdan gemekte
olan bir cinin tepsisindeki sln pate diliminin zerinden bir sap maydanoz alyorum ve o
daha bir ey diyemeden Evelyn'in bann zerine tutuyorum. Dikkat kseotu! diye
baryorum, yanmzdaki herkes ban eiyor, Owen'la h baka baka Evelyn'i
dudaklarndan pyorum, ikisi de bana garip garip bakmaktalar, gzmn ucuyla
Rhinebeck'le konuurken bana nefret dolu, ileden km baklar frlatan Courtney'yi
gryorum.
Ooo, Patrick, diye balyor Evelyn.
Cecelia! Hemen buraya gel. Onu kolundan ekiyorum, sonra Owen'la Meredith'e, Bize
msaade. u cinle konuup meseleyi akla kavuturmalyz, diyorum.
ok zgnm, diyor o da onlara, ben onu ekip gtrrken omuzlarn silkiyor. Patrick,
neler oluyor?
Onu mutfaa doru srklyorum.
Patrick? Ne iimiz var mutfakta?
Dinle, diyorum, omuzlarndan kavrayarak. Buradan kp gidelim.
Oo, Patrick, diye szlanyor. kamaam. yi vakit geirmiyor musun?
Neden kamazmsn? diye soruyorum. ok mu mantksz? Burada yeterince kaldn.
Pat-rick, bu benim Noel partim, diyor. Ayrca, cinler hemen biraz sonra O Tannenbaum'u
syleyecekler.
Hadi, Evelyn. kp gidelim buradan. Histerinin eiindeyim, Paul Owen'n ya da daha
kts Marcus Halberstam'n her an mutfaa giriverecekleri panii iindeyim. Seni btn
bunlardan ekip kurtarmak istiyorum,
Btn nedenlerden?
beenmedin, deil mi?

diye soruyor,

sonra gzleri kslyor.

Waldorf

salatasn

Seni btn bunlardan ekip kurtarmak istiyorum, diyorum, elimle mutfa gsteren bir
hareket yapyorum, spastik spastik. Suiden ve cinlerden... falan filan.
Mutfaa bir cin giriyor, bir tepsi dolusu kirli taba yere koyuyor, onun zerinden , uzakta

Meredith'in zerine ylm Paul Owen' grebiliyorum. Meredith, Noel mziinin amatasn
bastrmaya alarak onun kulana bir eyler haykryor, gzleriyle oday tarayarak birini
aryor, ban sallyor, sonra grntye Courtney giriyor. Evelyn'e yapp onu daha da
kendime doru ekiyorum.
Sui mi? Cinler mi? Patrick aklm kartryorsun benim, diyor Evelyn. Ve bu da houma
gitmiyor
Gidelim hadi. Onu serte sktryorum, arka kapya doru ekmeye alyorum. Bir
kerecik risk al. Sadece bir kerecik hayatta, Evelyn, risk al.
Olduu yerde duruyor, ekilip gtrlmeye kar koyuyor, sonra glmsemeye balyor,
teklifimi dnyor, ancak pek ikna olmu deil gibi.
Gel hadiii... Mzldanmaya balyorum. Bu da benim Noel armaanm olsun.
Oo hayr, sana zaten Brooks Brothers'dan... diye lafa balyor.
Kes artk. Gel hadi. stiyorum, diyorum ve umarsz bir abayla onu batan karmak
istercesine glmsyorum, dudaklarnn zerine hafife bir pck konduruyorum ve
ekliyorum, ha, Mrs. Bateman?
Ah, Patrick, diye inliyor, eridi. Ama bulaklar kim ykayacak?
Cceler yapar, diye temin ediyorum onu.
Ama birilerinin balarnda durmas gerek, tatlm.
O halde se bir cin. urada ilerideki cini bulak ba yap, diyorum. Ama gidelim hadi,
imdi Onu evin arka giriine doru ekmeye alyorum, Muscoli mermer demenin
zerinden kayarken ayakkablar gcrdyor.
Ve kapdan kyoruz, eve bitiik avludan hzla iniyoruz, durup keden soka kolluyorum,
partiden kan ya da partiye giren bir tandk var m diye. Owen'in olduunu sandm
limuzine doru bir kou koparyoruz, ama Evelyn'i phelendirmek istemediim iin en
yaknmzdakine gidiyor, kapsn ap onu ieri itiyorum.
Pat-riiick, diye ciyaklyor, houna gitti. Oh ne ayp. stelik de bir limu- Kapy stne
kapatp arabann br yanna dolanyor, ofrn camn tklatyorum. ofr cam indiriyor.
Selam diyorum, elimi uzatarak. Pat Bateman.
Dilerinin arasna yaklmam bir sigara sktrlm ofr bo bo bakyor, nce
uzattm ele, sonra suratma, sonra da bama, tepeme.
Pat Bateman, diye tekrarlyorum. Ne... , bir ey mi var?
Bana bakmaya devam ediyor. Hafife bama dokunuyorum, sam dank m, tarumar
falan m diye ve dehet ve aknlk iinde elime iki ift geyik boynuzu geliyor. Siktiimin ii,
kafamn zerinde drt adet boynuz var. Oh tanrm, olamaz! diye mrldanyorum, ve onlar
ekip indiriyorum, dehet iinde elimdeki burumu kat boynuzlara bakakalyorum. Onlar
yere atp ofre dnyorum.
Eveet. Pat Bateman, diyorum, sam elimle yle bir yatryorum.

Demek yle? Ben de Sid. Omuz silkiyor.


Dinle, Sid. Mr. Owen bu arabay alabileceimizi syledi, bu yzden... Duruyorum,
nefesim buz gibi havada azmdan buhar olarak kyor.
Mr. Owen kim? diye soruyor Sid.
Paul Owen. Tanyorsun, diyorum. Mterin.
Hayr. Bu Mr. Barker'n limuzini, diyor. Boynuzlarn gzel mamafih.
Siktiiir, diyorum, kt bir eyler olmadan nce Evelyn'i limuzinden karmak iin dnp
arabann br yanna kouyorum, ama ok ge. Kapy atm an, Evelyn ban karp
vyaklyor, Patrick, canm, baylrm. ampanya -bir elinde bir ie Cristal, tekisinde
altn bir kutu- ve trfl de vaaar.
Kolundan tuttuum gibi ekip karyorum onu, azmda geveleyerek birtakm
aklamalarda bulunuyorum, alak sesle, Yanl limuzin, trfleri al, diyorum, yandaki
limuzine yollanyoruz. Kapsn ap Evelyn'i ieri sokuyorum, sonra dnp ne gidiyor,
ofrn camn tklatyorum. Cam indiriyor. Tpatp ilk ofre benziyor.
Selam. Pat Bateman, diyorum, elimi uzatyorum.
yle mi? Selam, ben de Donald Trump. Karm lvana arkada, diyor alayl bir sesle, elimi
skyor.
Hey, kendine gel, diye uyaryorum. Dinle, Mr. Owen arabasn alabileceimizi syledi.
Ben... hay allah kahretsin. Yani ben Marcus'um da.
Adnn Pat olduunu sylemitin.
Hayr. Hata yaptm, diyorum ciddiyetle, gzlerimi dikip ona bakyorum. Admn Pat
olduu konusunda hata yaptm. Benim adm Marcus, Marcus Halberstam.
imdi eminsin, yle mi? diye soruyor.
Dinle, Mr. Owen arabasn bu geceliine alabileceimi syledi. .. Duruyorum. Anlarsn
ya ite, hadi bakalm.
Galiba nce Mr. Owen'la konumam gerekecek, diyor ofr, dalga geiyor, benimle
oynuyor.
Dur, hayr! diyorum, sakinleiyorum. Dinle, ben... dert deil, yamuk yok gerekten.
Kendi kendime byk altndan glyorum. Mr. Owen kendini -ok, ok kt hissediyor.
Bunu yapmaya mecburum, diyor ofr ban kaldrp bana bakmaya bile tenezzl
etmeden. Kesinlikle yasak. Laf bile edilemez. Hi urama. Yaaa bover ya, diyorum.
irket kurallarna tamamyla aykr, diyor. Sikmiim irket kurallarn, diye havlyorum
ona. Sikmisin irket kurallarn, yle mi? diye soruyor, ban sallayarak.
Mr. Owen sakncas yok dedi, diyorum. Dediklerimi dinlemiyor gibi bir halin var, ha?
Hayr, Olamazzz. Ban sallyor.
Susuyorum, ayakta dikilip duruyorum, bir elimle yzm svazlyorum, soluk alp yeniden

arabann penceresine eiliyorum. Dinle beni... Yeniden soluklanyorum. eride cceler


var. Baparmamla arkay, evi iaret ediyorum. O Tannenbaum" sylemek zere olan
cceler... Yalvaran gzlerle ona bakyorum, ayn zamanda yeterince rkm bir ifade var
yzmde. Ne kadar korkutucu bir ey bu, biliyor musun? Cinler- yutkunuyorum- hep bir
azdan. Susuyorum, sonra abucak, dn bir, diyorum.
Dinleyin, baym.
Marcus, diye ikaz ediyorum.
Marcus. Her kimsen. Kurallar inemeyeceim. Bu konuda elimden bir ey gelmez. irket
kurallar. inemiyceeem.
kimiz de susuyoruz. Bir of ekerek evreme bakmyorum, Evelyn'i belki de ekip nc
limuzine gtrmeyi dnyorum, ya da belki Baker'n limuzinine -tam gttr o herif de-ama
hayr, allah kahretsin, Owen'inkini istiyorum. Bu arada ofr i geiriyor, Cceler ark
sylemek istiyorlarsa, brak sylesinler.
Hastir, diye kfrediyorum, ceylan derisi czdanm kar-yorum. Al sana bir yzlk.
Ona iki ellilik uzatyorum. ki yz, diyor.
Bu ehir batm, diyorum, paray ona uzatrken.
Nereye gitmek istiyorsun? diye soruyor, iini ekerek banknotlar alyor, motoru
altryor.
Kulp ernobil, diyorum, arkaya seirtip kapy ayorum.
Emredersiniz, beyim, diye sesleniyor.
Atlyorum, ofr Evelyn'in evinden kopup Riverside Drive'a doru direksiyonu krarken
ancak kapayabiliyorum kapy. Soluklanp alnmdan akan souk terleri Armani mendille
silerken Evelyn yanmda oturuyor. Dnp ona baktmda gzyalarna boulmak zere,
dudaklar titriyor, bir kere olsun enesini kapatm.
rktyorsun beni. Ne oldu? Panikledim gerekten. Ne... ne yaptm? Waldorf salatas
gzeldi. Baka bir ey mi var?
Oh, Patrick, diye iini ekiyor. ok, ok... gzel. Ne diyeceimi bilemiyorum.
Eee... Mahsustan susuyorum. Ben de... bilemiyorum.
Bul diyor, bana Tiffanys'den alnma elmas bir gerdanlk gsteriyor, Owen'n Meredith'e
armaan. E, yardm et de takaym, hayatm. Sen kasvetli herif falan deilsin, hayatm.
H, Evelyn, diyorum, sonra gerdanl boynuna takmam iin dndmde iimden lanet
okuyorum. Limuzin ne doru hamle ediyor, Evelyn kahkahalar atarak zerime dyor,
yanamdan pyor. ok gzel. Ah baylyorum... Ooops, nefesim trfl kokuyor herhalde.
zr dilerim, hayatm. Bana ampanya bul ve bir kadehe koy.
Ama... aresizlik iinde, klar saan gerdanla bakakalyorum. Bu olmad.
Ne? diye soruyor Evelyn, limuzinde evresine baknarak. Kadeh var m buralarda? Ne
olmad, hayatm?

Bu olmad, diye tekrarlyorum tekdze bir sesle.


Ah, canm. Glmsyor. Bana baka bir ey daha m aldn?
Hayr, demek istiyorum ki...
Seni eytan seni, diyor, akacktan paltomun cebine yapp ekitiriyor. Hadi syle
nedir?
Ne nedir? diye soruyorum sakin bir sesle, kzdm.
Bir ey daha var. Dur tahmin edeyim. Yz de mi var? diye tahmin yrtyor. Bilezii
mi var? Bro mu? Bro o zaman. Ellerini birbirine kavuturuyor. Gerdanln brou da var.
Kollarndan birini arkasna bkerek onu stmden itmeye alrken, br kolu ylan gibi
arkama dolanyor ve cebimden bir ey bulup karyor -l inli ocuktan aldm ikinci fal
kurabiyesi. Gzlerini dikip bakyor, bir an aalyor, sonra Patrick, ne... romantiksin, diyor,
sonra fal kurabiyesini inceliyor, cokusu azalarak, ne... orijinalsin.
Ben de fal kurabiyesine bakmaktaym. zerinde epeyce kan var, omuz silkip olabildiince
neeli bir sesle, Oh, beni bilirsin, diyorum.
Ama stndeki ne? kurabiyeyi kaldrp yzne yaklatn-yor, gzlerini ksarak bakyor.
Nedir bu... krmz?
O... Ben de bakyorum gzlerimi ksarak, lekeler ok ilgimi ekmi gibi yapyorum, sonra
yzm buruturuyorum. O tatl-eki sos.
Kurabiyeyi heyecanla krp ayor, akn bir yzle faln okuyor. Ne diyor? imi
ekiyorum, radyoda istasyon aranyorum, sonra limuzinin drt bir yanna gz gezdirip
Owen'in evrak antasn bulmaya alyorum, ampanya nerede acaba, Tiffanys'den alnan
gerdanln kutusu bo, bo kutu yerde, birden, kar konulmaz biimde keyfimi karyor bu
i.
Diyor ki... Duruyor, sonra gzlerini iyice ksarak yeniden okuyor. Diyor ki, La Cirque'deki
taze zgara kaz cieri kusursuz, fakat stakoz salatas yle byle
yi, iyi, diye mrldanyorum, ampanya, teyp kaseti, ne
olursa, bir eyler aranyorum.
Gerekten byle diyor, Patrick. Fal bana uzatyor, yzne limuzinin karanlnda bile
grebildiim hafif bir glmseme yerleiyor. Ne demek sence bu? diye soruyor sinsice.
Fal elinden alyorum, okuyorum, nce Evelyn'e, sonra fala bakyorum, sonra fme cama,
sokak lambalarnn, otobs bekleyen insanlarn, kentin sokaklarndan iki yana sallana
sallana amaszca yol alan dilencilerin etraflarnda savrularak dnen kar frtnasna
bakyorum ve kendi kendime yksek sesle, Falm bundan kt de kabilirdi, diyorum.
Ah, hayatm, diyor, kollarn boynuma dolayarak bam gsne bastryor. La
Cirque'de le yemei ha? Sen bir tanesin. Kasvetli Herif filan deilsin. Szm geri
alyorum. Perembe? Perembe sana uygun mu? Oo, hayr. Perembe olmaz. Bitkisel
vcut masajm var. Peki cuma nasl? Ayrca gerekten La Cirque'e mi gidelim? eye ne
dersin-

Onu zerimden itiyorum ve ofrle aramzdaki pencereye vurmaya balyorum, ofr cam
indirinceye kadar da hzl hzl vuruyorum. Sid, pardon Earle, her kimsen ite, ernobil
yolunda deiliz.
Evet, doru yoldayz Mr. Bateman.
Hey!
Yani, ey, Mr. Halberstam. C Caddesi, deil mi? Kibarca ksryor.
Anlalan, diyorum, pencereden darya bakarak. Ben bir ey tanmaz oldum.
C Caddesi mi? Evelyn, Paul Owen'n Meredith'e ald gerdanla hayran olmaya ara
vererek, ban kaldryor. C Caddesi de ne? Cartier'nin Csi gibi mi ha?
ok in, diye garanti veriyorum. Kesinlikle in.
Sen oraya gittin mi hi? diye soruyor.
Milyonlarca kez, diye mrldanyorum. "ernobil'e gitmeyelim! N'oolur ernobil'e
gitmeyelim, diye mzldanyor. Hayatm, ylba buuu! Ne demek imdi bu?
Limuzin ofr bey, limuzin ofr bey.,. Evelyn ne doru eilerek dizlerimin zerine
abanyor. Limuzin ofr bey, Gkkua Kulbne gidiyoruz. ofr bey. Gkkua
Kulbne, ltfen.
, Onu geriye itip kendim ne eiliyorum. Dinleme bayan.
ernobil. Dmeye basyorum ve aradaki pencere yukarya kalkyor.
Ama Patriiick. Noel akam.
Ayn eyi syleyip durma, sanki bir anlam varm gibi, diyorum, dik dik bakarak.
Ama Noeeel, diye mzklanyor yeniden.
Gkkua Kulb'ne tahamml edemiyorum, diyorum, tepem att.
Peki ama niin, Patrick? diye szlanyor. Btn ehirde oradakinden daha iyi Waldorf
salatas baka hibir yerde yok. Benim Waldorf salatam beendin mi canikom?
Tanrm sen bana yardm et, diyorum fsltyla, iki elimle yzm kapyorum.
Aka syle. Sevdin mi? Beni endielendiren tek ey hakikaten buydu, bir de, kestaneli
dolma... nk, sen de farkndasn, kestaneli dolma... nasl sylesem, kolayd, ne demek
istediimi anladn, deil mi...
Gkkua Kulb'ne gitmek istemiyorum, diye szn kesiyorum, nk keyif verici
bulunmuyor orada. Yzm hl ellerimin arasnda.
Ooo... Beni bir szyor, onaylamayan baklarla. Tk, tk, tk. Keyif vericiler mi
Patrick? Ne eit keyif vericilerden bahsediyoruz?
Kokain. Keyif vericiler. Bu gece biraz kokain ekmek istiyorum. Anlyor musun? Olduum
yerde dorulup ate saan gzlerle ona bakyorum.
Patrick, diyor ban sallayarak, bana olan btn gvenini kaybetmi gibi.

Gryorum ki akln yatmad, diye stne gidiyorum.


Bak, ben bu ite yokum, diyor.
Olman da gerekmiyor, diyorum ona. Olmam zaten istemiyorum.
Niye Noel'imi rezil etmek zorundasn bilmem ki, diyot.
ey gibi dn bunu... kra. Diyelim ki Noel'de kra dm. Pahal, beyaz bir Noel
kra's, diyorum.
eey..., diyor, keyfi yerine geliyor. Serserilik etmek heyecan verici, deil mi?
Kapda adam ba otuz dolar giri paras vermek pek serserilik saylmaz, Evelyn. Sonra
pheyle soruyorum, Donald Trump neden partine davetli deildi?
Oh, gene balama Donald Trump'dan! diye inliyor Evelyn. Aman tanrm, byle aksi bir
ebek gibi davranmann sebebi bu mu yoksa? Bu saplantdan kur-tul artk! diye haykryor.
Deminden beri eeklik etmenin sebebi buydu demek ki!
Hayr, Evelyn, Waldorf salatas yznden, diyorum sikli dilerimin arasndan. Waldorf
salatas beni bu berbat hale soktu.
Aman tanrm! stelik hl bunu dnyorsun! Umutsuz bir edayla ban arkaya atyor.
Biliyordum, biliyordum.
Hazrlayan sen deildin ki! Bu sefer baryorum. arkteriden almtn!
Aman tanrm, diye inliyor alar gibi. nanamyorum buna.
Limuzin, Kulp ernobil'in nnde duruyor, kulbn kapm sokaktakilerden ayran iplerin
gerisinde youn bir insan gruhu beklemekte. Evelyn ve ben arabadan iniyoruz, Evelyn'in hi
houna gitmese de, onu kalkan olarak kullanarak kalabal yaryorum, ansa uzaktan
aynen Jonathan Leatherdale'e benzeyen birini gzm sryor, tam o srada kapdan ieri
girmek zere, Noel hediyesine hl skca yapm duran Evelyn i tam anlamyla iterek ona
sesleniyorum, Jonathan, hey Leatherdale! ve birden, tahmin edilebilecei gibi btn herkes
Jonathan, hey Jonathan! diye barmaya balyor. Dnyor ve beni gryor, Hey,
Baxter! diye sesleniyor, gz krpyor, baparman havaya kaldrarak selamlyor beni,
meer bana deil, baka biri-neymi. Evelyn ve ben onun grubundanmz numaras
yapyoruz gene de. Kapc tam biz gemeden nce kordonlar indiriyor, soruyor, Siz ikiniz
u limuzinle mi geldiniz? kaldrmn kenarna doru bayla iaret ediyor.
Evet. Evelyn'le ikimiz hzl hzl bamzla onaylyoruz.
Pekala, giriniz, diyor, kordonlar kaldryor.
eri giriyoruz, altm dolar toka ediyorum; tek bir iki fii yok. Tahmin edilebilecei gibi
kulp karanlk, sadece yanp snen renkli klar var, onlarla bile tek grebildiim bir sis
makinesinden pompalanan kuru buz ve INXS'in New Sensation'yla dans eden ta gibi bir
yavru, mzik o kadar yksek volml ki, insann bedeninden bir titreme geiyor. Evelyn e
bara gidip bize iki kadeh ampanya almasn sylyorum. Oh, tabii, diye haykryor
cevaben, pek emin olmayan admlarla ince beyaz bir neon izgisine doru yollanyor, iki
satlan yeri aydnlatt tahmin edilebilecek tek k izgisi o. Bu arada Mike Donaldson'a

benzeyen birinden bir gram buluyorum ve dans eden yavruyu izlerken, on dakika kadar
Evelyn'i eksem mi ekmesem mi diye kendi kendimle fikir teatisinde bulunduktan sonra,
Evelyn elinde yan dolu iki flt ampanya kadehiyle geliyor, kzgn, zgn. Korbel bu, diye
baryor. Gidelim buradan. Bam olmaz anlamnda sallyorum ve bararak, Tuvalete
gidelim, diyorum. Arkamdan geliyor.
ernobil'de tek tuvalet var, uniseks. ieride iki ift daha var, iftlerden biri kabinde. teki
ift, bizim gibi, sabrszlkla kabinin boalmasn bekliyor. Kzn zerinde ipek jarse kolsuz
tirt, ipek ifon bir etek ve ipek ayakkablar var, hepsi Ralph Lauren. Erkek arkada,
yanlmyorsam William Fioravanti'den ya da Vincent Nicolosi'den ya da Scaliden bir takm
elbise giymi -tam zppe. kisinin de ellerinde ampanya bardaklar; olannki dolu, kznki
bo. Kabinden gelen burun ekme sesleri ve pes perdeden kahkahalar dnda ortalk
sessiz, tuvaletin kaps mziin derinden gelen zonklamas haricinde hibir ses
geirmeyecek kadar kaln. Adam ayan sabrszca yere vuruyor. Kz i geirmeye ve
ban garip ekici bir biimde sallayarak san omzunun zerinden atmaya devam ediyor;
sonra dnp benimle Evelyn'e bakyor ve erkek arkadana bir eyler fsldyor. Sonunda,
kz tekrar bir eyler fsldadktan sonra, olan ban sallyor ve kp gidiyorlar.
Tanrya kr, diye fsldyorum, parmamla cebimdeki bir gram yokluyorum, sonra
Evelyn'e 'Neden bu kadar sessizsin?" diye soruyorum.
Waldorf Salatas, diye mrldanyor bana bakmadan. Lanet olsun.
Bir klik sesi oluyor, kabinin kaps alyor ve gen bir ift -olann zerinde svari modeli
kruvaze takm elbise, pamuklu gmlek ve ipek kravat, hepsi Givenchy, kzn zerindeki
kenarlar otrile evrili ipek tafta elbise Geoffrey Beene, emayeli camdan kpeler Stephen
Dweck Moderne'dan, Chanel dans pabular- kapda beliriyor, kibarca birbirlerinin burun
deliklerin-deki tozlar siliyorlar, aynada kendilerine bir gz attktan sonra tuvaletten
kyorlar, tam Evelynle ben boalttklar kabine girmek zereyken, demin nmzdeki ift
hzla ieri dalyor ve kabine girmeye kalkyorlar.
Af-federsiniiiz, diyorum. Kolumu uzatp yollarn kesiyorum. Siz kmtnz. Srada...
mmm, ey yani, imdi bizim sramz.
Eh-em, bana yle gelmiyor, diyor adam sakin bir sesle.
Pat-rick, diye fsldyor Evelyn arkamdan. Brak girsinler... biliyorsun.
Durun. Hayr. Bizim sramz, diyorum.
Evet, ama biz sizden nce bekliyorduk.
Dinle, bakn, kavga karmak istemiyorum.
Ama karyorsun, diyor kz, skkn ama gene de fena fena srtmay beceriyor.
Aman tanrm, diye mrldanyor Evelyn arkamdan.
Dinle, urackta yapverelim, diyor kz tkrr gibi, aslnda tam dzlecek para.
Kanck kar, diye mrldanyorum, bam sallayarak.
Dinle, diyor adam, geriliyor. urada tanacamza, u anda ikimizden biri ieride

olabilirdi.
H, diyorum. Biz.
Hey tanrm, diyor kz. Sonra elleri belinde, Evelynle bana bakarak, kimleri ieri alyorlar
artk, gzlerime inanamyorum, diye ekliyor.
Sen bir kancksn diye mrldanyorum, kulaklarma inanamayarak. Davrann rezil
anladn m?
Evelyn'in bir an soluu kesiliyor ve omzumu skyor. Patrick
Adam kokasn ekmeye balad bile, tozu kahverengi bir ieden kakla alp burnuna
ekiyor, her ekiten sonra bir kahkaha atyor, kapya yaslanyor.
Kz arkadan tam bir kanck, diyorum adama.
Patrick; diyor Evelyn. Kes artk.
Kanck, diyorum, parmamla kz iaret ederek.
Patrick, zr dile, diyor Evelyn.
Adam bir glme nbeti tutuyor, ban geriye atarak grltyle kokasn ekiyor, sonra iki
bklm nefes almaya alyor.
Oh, tanrm diyor Evelyn, irenmi bir ifadeyle. Ne glyorsun? Savunsana kz.
Neden? diye soruyor adam, omuzlarn silkiyor, burun deliklerinin evresi beyaz tozla
kapl. Hakl
Ben gidiyorum, Daniel, diyor kz, gzyalarna bouldu boulacak. Dayanamyorum
bunlara. Sana dayanamyorum. Onlara dayanamyorum. Bice'da uyarmtm seni.
Hadi, diyor adam. Git. Hemen kalk git. Otostop yap. Umurumda deil.
Patrick, bak nelere sebep oldun, diyor Evelyn, gerileyerek. Buna dayanamam. Sonra,
ban kaldrp floresan lambalara bakarak, Bu a da. Gidiyorum. Ama gitmiyor, kalyor.
Ben gidiyorum Daniel, diyor kz. Duydun mu beni?
Ha-di. Gideceksen git, diyor Daniel, aynada burnunu inceliyor, eliyle kz kklyor.
Otostop yaparsn, dedim ya.
Kabini kullanacam, diyorum odadakilere. Tamam m? tiraz olan var m?
Kz arkadan savunmayacak msn? diye soruyor Evelyn, Daniel'e.
Aman yaa, naapiim istiyorsun? Daniel aynadan Evelyn'e bakyor, burnunu siliyor, yeniden
koka ekiyor. Yemek smarladm. Onu Richard Manda tantrdm. Aman yaa, daha baka
ne istiyo ki?
Eek sudan gelinceye kadar dver misin unu? diye teklifte bulunuyor kz parmayla
beni iaret ederek.
Canm benim, diyorum, hayr anlamnda bam sallayarak. Sana bir askyla neler
yaparm, biliyor musun?

Elveda, Daniel, diyor kz, dramatik bir susutan sonra. Ben gittim.
yi, diyor Daniel, ieyi havaya kaldrarak. Bana daha fazla kalr.
Beni sakn arayaym deme, diye haykryor kz, kapy ayor. Telesekreterim ak bu
gece, istemediim telefonlara cevap vermiyorum!
Patrick, diyor Evelyn, hl kendine hakim, ciddi. Seni darda bekleyeceim.
nce ona, sonra eikte duran kza kabinin iinden gzlerimi dikip bakarak bir dakika
bekliyorum. Yaa, yle mi?
Patrick, diyor Evelyn. sonradan piman olacan bir ey syleme.
k git, diyorum. Hemen k. Limuzini al. Patrick-
k! diye kkryorum. Kasvetli Herif, k buyurdu!
Kabinin kapsn arparak kapatyorum ve zarftaki kokay platin AmEx kartmla burnuma
kreklemeye koyuluyorum. Burun ekilerim arasnda Evelyn'in yanndaki kza hkra
hkra, Kendi Noel partimden kartt beni, dnebiliyor musun? Kendi Noel partimden!
dediini duyuyorum. Kzn aalayc bir tonda, Bover, hayatn kurtardn, dediini
duyuyorum, srtlanlar gibi glmeye balyorum, bir yandan da kafam kabinin duvarna kt
kt vurmaya koyuluyorum, derken olann bir-iki kere daha ektiini duyuyorum, gramn
byk blmn bitirdikten sonra, kabinin zerinden gizlice bakyorum, bakalm Evelyn hl
oralarda dolanyor mu diye, somurtkan dudan diliyordur -ooo, hngr akr, kyamam
bebeime - geri gelmemi, sonra Evelyn'le Daniel'in kz arkadan bir yerde bir yatakta
gzmn nne getiriyorum, kz Evelynin bacaklarn iki yana ayrrken, Evelyn drt ayak
stnde, kzn k deliini yalyor, nn parmaklyor, bu manzara bir ba dnmesi veriyor
bana, kabinden kp kulbe yollanyorum, abazan ve aresizim, dzme ehveti iindeyim.
Ama imdi saat daha ge ve de kalabalk deimi -daha ok punk rocker'lar, siyahlar,
Wall Street'ten tipler az, A Caddesinde ikamet eden, can sklan zengin kzlar falan var, ve
mzik de deiti; I'm Free'yi syleyen Belinda Carlisle'n yerini, rap bir zenci alm. Yanl
duymuyorsam, Olann Zamazingosunda Kzn Boku, diye bir para, ikisinin de zerlerinde
Betsey Johnson tarz elbiseler olan ta gibi, zengin iki yavruya yanayorum, inanlmaz
derecede iyi kafam. Mzik cool -Salomon Brothers'da karlamadk m daha nce?,
ikisinden biri kmseyen bir srtla, Wall Street'ine dnsene sen, diyor, burnunda hzma
olan da, Siktiimin yuppie'si.
Takm elbisem kulbn karanlnda kapkara grnmesine ve kravatm da -al desenli,
Armani, ipek- gevetmi olmama ramen, bana bunlar sylyorlar.
Hey, diyorum, dilerimi gcrdatarak. Gerekten iren bir yuppie olduumu
sanabilirsiniz, ama deilim, gerekten. abucak yutkunarak sylyorum bunlar, kafam yle
iyi ki, beynim dar frlayacak.
Bir masada iki siyahi tiple birlikte oturuyorlar. kisi de solmu spor blue jean, tirt ve deri
montlar kuanmlar. Birinde ayna gzlkler var, tekinin kafas kaznm. kisi de ate
saan gzlerle bana bakyorlar. Elimi yanlamasna bir ayla yana gtryorum, rap'i
taklidi yapmak iin. Hey, diyorum. Gcrm. En gcr, biliyo musun... kafaym... en kafa

benim. ampanyadan bir yudum alyorum. Anlarsnz ya... kafa.


Bunu kantlamak iin tirbuon gibi lleleri olan siyah bir herifin yanna gidiyorum ve Rasta
Man! diye haykrp elimi uzatyorum. havada ak yapacan umarak. Ama zenci orada
ylece durup duruyor.
Yani, demek istiyorum ki, ksryorum, Vy, moner" sonra cokum snyor, var
msnz, alt alta st ste ha...
Zenci bana srtnerek geip gidiyor, ban sallyor. Dnp kzlara bakyorum. Hayr
anlamna balarn sallyorlar, yeniden yanlarna gelmemem iin uyar. Stunun yannda
kendi bana dans eden ta gibi yavruya eviriyorum baklarm, sonra ampanyam bitirip
yanma gidiyorum, telefon numarasn soruyorum. Kz glmsyor. Perde.

Nell's
Gece yars. Nell's'de, kapal bir blmede Craig McDermott ve -biraz nce szan- Alex
Taylor ve Elite Ajans'tan mankenle oturuyorum: Libby, Daisy ve Caron. Mevsim yaza
dnmekte, mays ortas, fakat kulp klimal ve serince, hafif caz alan gruptan gelen mzik,
yans bo odada szlyor, tavandaki pervaneler vzltl sesler kararak dnyor, darda
yamurda youn bir kalabalk beklemekte, bek bek birikmiler. Libby sarn ve
ayaklarnda Yves Saint Laurent'dan ular abartl sivrilikte, zerlerinde krmz saten
kurdeleler olan yksek topuklu abiye ayakkablar var. Daisy daha sarn ve burunlar ak
siyah saten ayakkablar giymi, Betsey Johnson gm simli siyah oraplar ayakkablar
daha da gsteriyor, Caron platin sarn ve ayaklarnda kaln topuklu deri botlar var, sivri
rugan ulu, Chanel iin Karl Lagerfeld kreasyonu. de Giorgio di Sant'Angelo'dan
dmdz, siyah rme ynl ksa elbiseler giymi ve hepsi de kzlck suyu-ampanya ve
eftali naps iiyor ve Alman sigaralar iiyorlar -ikayeti deilim, gene de Nellse sigara
imeyenler iin bir blm koysalar iyi olur diye dnyorum. kisinin gznde Giorgio
Armani gne gzlkleri var. Libby uaktan inmi, saat fark yznden 'jet sersemi'.
iinde, gl bir arzuyla olmasa da, dzmek istediim bir tek Daisy var. Gn iinde birtakm
dzmece tecavz iddialar dolaysyla avukatmla konutuktan sonra, Dean&Deluca'da bir
anksiyete krizi geirdim, sonra bunu Xclusive'de sporla attm. Sonra Trump Plaza'da iki
imek zere mankenlerle bulutum. Ardndan tek bir sahnesinden bir ey anlamadm, ama
olduka k grnl bir Fransz filmi, sonra Lincoln Center'n yaknlarndaki Vivids adl bir
sui lokantasnda yemek ve de mankenlerden birinin eski erkek arkadann Chelsea'deki
yerinde bir parti, iki olarak meyveleri insann azna gelen, kt bir sangria. Dn gece
grnt olarak porno filmleri andran ryalar grdm, ryalarmda kartondan yaplm
kzlar dzdm. Bu sabahki Patty Winters ov, Aerobik Egzersizleri hakkndayd.
zerimde Luciano Soprani'den ceketi iki dmeli, pantolonu pilili ynl takm, Brooks
Brothers pamuklu gmlek ve Armani ipek kravat var. McDermott'n zerinde Lubiam'dan
ynl takm, cebindeki keten mendil Ashear Bros'dan, Ralph Lauren pamuklu gmlek,
Christian Dior ipek kravat var. Hangimizin Sihirli Bolivya tozunu almak zere aaya
ineceine karar vermek iin yaz tura atyoruz. nk hibirimiz burada bu kzlarla oturmak
istemiyoruz, nk aslnda onlar dzmek istiyorsak da, gene de istemiyoruz, aslnda

anladk ki, onlarla konuamyoruz, aalamyoruz dahi -syleyecek hibir szleri yok, yani,
aslnda amamalyz buna, ama gene de biraz artc. Taylor yerinde dimdik oturmu,
fakat gzleri kapal, az hafife ak ve McDermott'la ben bata onun uyuyormu numaras
yaparak kzlar sohbet yeteneklerini protesto ettiini sanm olsak da, imdi anlyoruz ki
gerekten de yamulmu olabilir (Vivids'de yuvarlad sake'den beri dili dolanyordu),
ama kzlardan
hibiri oral deil, belki de sadece Libby, o da yannda oturduu iin fakat gene de pheli,
olduka pheli.
Tura, tura, tura, diye mrldanyorum duyulmayacak kadar alak bir sesle.
McDermott eyrei havaya frlatyor.
Yaz, yaz, yaz, diye akyor, sonra peetenin zerine inen , parann zerine elini
aplatyor.
Tura, tura, tura, diye tslyorum, iimden dua ederek.
Elini kaldryor. Yaz geldi, diyor, bana bakarak.
Gzlerimi dikip uzun uzun eyree bakyorum, sonra Yeniden at, diyorum.
Bay bay, diyor, kalkmadan nce arkasna dnp kzlara bir kere daha gz atyor, sonra
bana bakyor, gzlerini deviriyor, bayla iaret ekiyor. Dinle, diye uyaryor beni. Bir
Martini daha istiyorum. Absolut. Duble. Zeytinsiz.
ikile, diye baryorum arkasndan, sonra onun merdivenlerin tepesinden neeyle el
salladn grnce, duyulur duyulmaz bir sesle, Siktiimin gerzei diyorum
Oturduumuz yere dnyorum. Arkamzda, merak uyandracak derecede Brezilyal
travestileri andran bir masa dolusu Avrupal sprnt yavru hep bir azdan ryorlar.
Bakalm... Cumartesi gecesi Jeff Harding ve Leonard Davis'le Mets'in bir mana
gideceim... Pazar gn Rambo kasetleri kiralayacam. Yeni Lifecycle egzersiz makinesi
pazartesi gn teslim edilecek... manken kza zdrap dolu bir sre boyu, dakikalarca,
bir ey demeden bakyorum, birinin bir tabak dilimlenmi papaya, bir dierinin de bir tabak
kukonmaz smarladn ve fakat ikisine de el srlmediini fark ediyorum. Daisy beni
batan aa dikkatle szyor, sonra dudaklarn bzerek yzme doru duman flyor,
duman bamn zerinden szlp gidiyor, gzlerime isabet ettiremiyor, zaten gzlerim gece
boyu takmakta olduum Oliver Peoples'n krmz ahap ereveli numarasz caml
gzlkleriyle korunmakta. tekisi, Libby, jet sersemi olan salak, peetesinin katlarn nasl
aacann derdinde Frstrasyon dzeyim olduka dk, ne de olsa her ey daha kt
olabilirdi. Yani bunlar ingiliz kzlar da olabilirlerdi. Bizler. .. ay iiyor olabilirdik!
Eveet! diyorum, ellerimi birbirine vurarak, canl grnmeye alyorum. Ee, bugn
bayaa scak bir gnd, deil mi?
Greg nereye gitti? diye soruyor Libby, McDermott'n yokluunu fark ederek.
ey, Gorbaov aada da, diyorum ona. McDermott, yani Greg onunla bir bar
anlamas imzalayacak, ABD ile Rusya arasnda. Duruyorum, tepki bekliyorum, sonra
ekliyorum, Glasnost'un perde arkasndaki adam McDermott, biliyorsun.

Hu... evet, diyor, inanlmaz ifadesiz bir ses, ban sallyor. Ama bana irket
birlemeleriyle urayorum demiti... bir de... su sporlaryla...
Dnp Taylor'a bakyorum, hl uyuyor. Pantolon asklarndan birini aklatyorum ama, hi
tepki vermiyor, kprdamyor bile, Libby'ye dnyorum. Akln kart yle mi?
Hayr, diyor. Yooo dul.
Gorbaov aada deil, diyor Caron birden.
Yalan m sylyorsun sen? diye soruyor Daisy glmseyerek.
Dnyorum: Aman tanrm. Evet. Caron hakl. Gorbaov aada deil. Tunnel'da.
Msaadenizle. Garson hanm? Bili Blass'dan, ipek organze krmalar olan bahriyeli modeli
dantel gece elbisesi giymi olan ta gibi bir yavru yanmzdan gemekte, onu yakalyorum.
Ben sek bir J&B alacam, bir de mutfaktan kasap ba ya da ona benzer kesici bir ey.
Kzlar?
Hibiri bir ey demiyor. Garson kz gzlerini dikmi Taylor'a bakyor. Ben de dnp ona
bakyorum, sonra garsona, sonra gene Taylor'a. "Ona, hmmm, ona greyfurt sorbe ve de
bir, , mesela Sko getirin, tamam m?
Garson kz gzlerini dikmi hl ona bakmakta.
h-h, hayatm? Elimi yznn nnde ileri geri sallyorum. J&B? Sek? Tamam m ha?
Take Five'n baarl bir yorumunu icra eden caz orkestrasnn sesini bastrmaya alarak
tane tane tekrarlyorum.
Sonunda bayla onaylyor.
Onlara da -kzlar gsteriyorum- itikleri her ne idiyse ondan. Cincibir? Souk arap?
Hayr, diyor Libby. ampanyayd. Caron'a dnp soruyor, di mi?
Her'alde. Caron omuzlarn silkiyor.
Yannda eftali napsyla, diye hatrlatyor Daisy.
Garson kz ban sallyor, bir eyler not ediyor, gidiyor, o yryp giderken kn
dikizliyorum, sonra gene dnp kzlara bakyorum, herhangi bir aklarn yakalamak zere
her birini dikkatle inceliyorum, yzlerinden gelip geerek onlar ele verecek bir seirme, bu
robot numarasnn foyasn onaya karacak tek bir hareket, fakat Nell's'in ii olduka
karanlk, bu yzden ellerimi yeniden birbirine vurup bir soluk alyorum. Eve-et! Bugn
dars bayaa scakt. Deil mi?
Yeni bir krke ihtiyacm var, diye iini ekiyor Libby, baklarn ampanya kadehine
dikerek.
Yere kadar m, bilee kadar m? diye soruyor Daisy, onunda sesinde ayn ifadesiz ton.
Etol m? diye soruyor Caron.
Ya yere kadar, ya da... Libby duruyor ve bir dakika kadar derin derin dnyor.
Kk, scack bir krk atk grdm...
Ama vizon, di mi? diye soruyor Daisy. Eminsin, kesin vizon?

H tabii. Vizon," diyor Libby.


Hey Taylor, diye fsldyorum, ona bir dirsek atarak. Uyan. Konuuyorlar. Karma
bunu.
Ama ne cins? Caron'da plak takld.
Sence baz vizonlar ok... byle... ey olmuyor mu... pofuduk?" diye soruyor Daisy.
Baz vizonlar hakikaten ok pofuduk, diyor Libby.
Gm tilki ok popler, diyor Libby.
Hangileri onlar? diyor biri.
Vaak. inilla. Ermin. Kunduz.
Mer'aba. Taylor uyanyor, gzlerini krptryor. Buradaym. Sen uyu gene Taylor.
geiriyorum. Bay McDermott nerede? diye soruyor gerinerek. Aada bir yerlerde
dolayor. Koka bakmyor. Omuz silkiyorum.
Gm tilki ok popler, diyor kzlardan biri.
Rakun. Kokarca. Sincap. Misk san. Astragan.
Rya m gryorum, diye soruyor Taylor bana, yoksa... gerek bir sohbet ortamna m
tank olmaktaym?
Ee, ey, onun gibi bir ey. Suratm buruturuyorum. . Dinle. ok esinlendirin.
Bu gece sui lokantasnda, McDermott tamamen aresiz kalp kzlara dokuz gezegenin
isimlerini bilip bilmediklerini sordu. Libby ve Caron aydedeyi tahminle kardlar. Daisy emin
deildi, fakat acaba ey olmasn... Kuyrukluyldz! Daisy kuyruklu yldzn bir gezegen
olduu fikrindeydi. aknlktan dilimiz tutularak McDermott, Taylor ve ben yle olduu
konusunda gvence verdik.
Ee, iyi krk bulmak kolay bu aralar, diyor Daisy tane tane. Piyasaya giderek daha ok
hazr giyim dizaynn girdiinden beri eit oald, nk her dizaynr koleksiyonuna zel bir
karakter vermek iin deiik deiik hayvanlar seiyor.
Ay, btn bunlar ok rkn- diyor Caron titreyerek.
rkmemelisin, diyor Daisy. Krk sadece bir aksesuar. rktmemeli senii!
Ama lks bir aksesuar, diye dikkat ekiyor Libby.
Ortaya soruyorum, Aranzda hi dokuz milimetre namlulu bir Uzi'yle oynaan oldu mu?
Silah bu. Hayr m? Bu ok pratik bir modeldir, nk susturucu takmak iin tertibatlar var,
ayrca namlu uzatmalar da.
' Krk rktc Olmamal. Taylor bana dnyor ve ifadesiz bir sesle, nemli bilgiler
kefediyorum burada yava yava, diyor.
Ama lks bir aksesuar, diye tekrarlyor Libby.
Garson kz yeniden ortaya kyor, ikileri ve bir kase greyfurt sorbesini masaya koyuyor.
Taylor nne konan eye bakyor ve gzlerini krptrarak, Ben bunu smarlamadm,

diyor.
Evet, smarladn, diyorum. Uykunda smarladn bunu. Bunu uykunda smarladn.
Hayr, smarlamadm, diyor, ama emin deil.
Ben yerim, diyorum. Sen dinle sadece. Parmaktanm grltyle masaya vurmaktaym.
Kesinlikle Karl Lagerfeld kazanr, tabii, diyor Libby. Neden? Caron.
Fendi'nin koleksiyonunu o hazrlad da ondan, tabii ki, diyor Daisy bir sigara yakarak.
Kstebek kark astragan seviyorum, ya da- Caron kkrdamay kesiyor, Kenarlar ran
kuzusu evrili o siyah deri ceketi.
Geoffrey Beene'e ne diyorsun? diye soruyor Daisy.
Carol uzun uzun dnyor. Beyaz saten yakalar... belki.
Ama Tibet kuzusundan ha-ri-ka eyler yapyor, diyor Libby.
Carolina Herrera? diye soruyor Caron.
Hayr, hayr, ok pofuduk, diyor Daisy, ban sallayarak ok 'liseli kz', diye katlyor
Libby.
James Galanos Rus vaaklarnn karn ksmlarnn en gzellerini kullanyor ama, diyor
Daisy.
Arnold Scaasi'yi de unutma. Beyaz ermin, diyor Libby lrm ben ona.
Gerekten mi? Glmsyorum, dudaklarm yoz bir srtla bzyorum. lr msn?
lrm, diyor Libby yeniden, btn gece boyu syledii tek olumlu laf bu oldu.
Taylor, sana bir Geoffrey Beene kreasyonu ne kadar yakr ayool, diye kiniyorum tiz,
ibnemsi bir sesle, bileimi da doru krp onun omzuna koyuyorum, ama o gene uyumakta,
onun iin fark etmiyor. geirerek elimi ekiyorum.
Bak Miles'a... Caron yanmzdaki kapal blmede oturan krlam alabros tral
moruka bir gorille kucana oturttuu on bir yalarnda bir gerzek yavrusuna bakyor.
Libby emin olmak iin dnp bakyor. Ama ben onun Filadelfiya'da o Vietnam filmini
ekmekte olduunu sanyordum. Hayr. Filipinlerdee! diyor Caron. Filadelfiya'da deil.
Haa, yle mi, diyor Libby, sonra, emin misin? Hu. Hatt bitti bile, diyor Caron, kesinlikle
kararsz. Gzlerini krptryor. Hatta, galiba... oynuyor. Yeniden gzlerini krptryor.
Hatta oynad galiba... geen sene.
kisi ilgisizce yandaki blmeye bakyorlar, fakat bizim masaya geri dndklerinde, gzleri
uyumakta olan Taylor'a iliiyor, Caron, Libby'ye dnp iini ekiyor. Gidip mer'aba desek
mi?
Libby ar ar ban sallyor, mum nda yznde muzip bir ifadeyle, ayaa kalkyor.
zninizle. Gidiyorlar. Daisy kalyor, Caron'n ampanyasn yudumluyor. Onu plak,
ldrlm olarak gzmn nne getiriyorum, iine girip kan, midesinin tadna bakan
kurtuklar, memeler sigara yanklaryla kararm, Libby onun cesedini yerken... Sonra

grtlam temizliyorum. Ee, bugn bayaa scak bir gnd, deil mi? "Scak bir gnd,
diye katlyor.
Bir soru sor bana, diyorum, birden hani nasl demeli, bir spontanelik geldi zerime.
Sigarasndan bir nefes ekiyor, dar salyor. Evet, ne i yapyorsun?
Tahmin et? Kstah da.
Manken misin? Omuzlarn silkiyor. Oyuncu mu? Hayr, diyorum. ltifatlara teekkr,
ama hayr. Eee?
Ben, ey, cinayet ve infazlarla ilgileniyorum genelde. Duruma gre. Omuz silkiyorum.
Houna gidiyor mu? diye soruyor, gzn bile krpmad.
Imm... duruma gre. Neden? Sorbeden bir kak alyorum.
Valla, irket birletirme ve de alm ilerinde alan tandm bir sr tip ilerini
sevmiyorlar da, diyor.
Ben sana onu demedim, diyorum, zoraki glmsyorum, bir yandan da J&B'mi
bitiriyorum. Bover, neyse.
Sen bana bir soru sor, diyor.
Oldu. Nerede... bir an duruyorum, takldm, sonra, ...yaz nerede geiriyorsun? .
Maine'de, diyor. Bir ey daha sor.
Nerede vcut altryorsun?
"zel altrcm var, diyor. Ya sen?
Xclusive, diyorum. Bat Yakas'nn yukarsnda.
Hakkaten mi? Glmsyor, sonra arkamdaki birisi dikkati ekiyor, fakat ifadesi
deimiyor, ayn ifadesiz ton. Francesca. Aman tanrm. Francesca bu. Bak!
Daisy! Ve de Patrick, eytan seni! diye ryor Francesca.
Daisy, allahn akna, Patrick gibi bir aygrla ne iin var? Blmemizi ele geiriyor, yannda
tanmadm bkkn, sarn bir kzla ieri szlyor, oturuyor. Francesca'nn zerinde Saint
Laurent Rive Gauche'dan kadife bir elbise, tanmadm kzn zerindeyse Geoffrey
Beene'den ynl bir elbise. kisi de inci takmlar.
Merhaba, Francesca, diyorum.
Daisy, oh tanrm, Ben'le Jerry buradalar. Baylyorum Ben le Jerry'ye, buna benzer bir
eyler diyor galiba, hi nefes almadan arka arkaya sralyor bunlar. Sonra oradan
gemekte olan bir garson kza hrltl bir sesle, Portakal suyu! Portakal suyu imeliyim!
Tanr belasn veresice, buradaki personel toptan ko-vul-mal. Nell nerede? Ona
sylemeliyim, diye mrldanyor, odaya evresine bakmyor, sonra Daisy ye dnyor.
Yzm nasl? Bateman, Ben ve Jerry buradalar. Orada salak gibi oturmasana. Aman
camm, aka yapyorum. Patrick'e baylrm, ama hadi Batman, canlan biraz aygr seni, Ben
ve Jerry buradalar. Arszca gz krpyor, sonra dudaklarn diliyle slatyor. Francesca,

Vanity Fair'in yazarlarndan.


Ama ben zaten... deyip susuyorum ve sorbeme bakyorum, endieliyim. Ben zaten bu
greyfurt sorbesini smarlamtm. Kasvetli bir yz ifadesiyle taba gsteriyorum, aklm
kart. Dondurma falan istemiyorum ben."
Hay allahm yarabbi, Bateman, Jagger burada. Mick. Jerry. Biliyorsun... Francesca
bizimle konuuyor, ama bir yandan da gzleriyle hi durmadan salonu taramakta. Daisy'nin
yz ifadesi akam boyunca bir kere olsun deimedi. Ne yuppie'dir bu, diyor sarn kza,
sonra Francesca'nn gzleri sorbeme dikiliyor. Sorbeyi korumak ister gibi kendime doru
ekiyorum.
M0 evet, diyorum, Just another night just another night with you... arky syler gibi
yapyorum. Biliyorum kim olduunu.
Zayflamsn Daisy, midemi bulandryorsun. Neyse, bu Alison Poole, o da ok sska ve
de midemi bulandryor, diyor Francesca, sorbenin zerini rten elime hafif bir aplak
indiriyor, Kaseyi geriye, kendine doru ekiyor. Bunlar da Daisy Milton ve Patrick.
Tanmtk, diyor Alison, bana kt kt bakarak.
Selam, Alison. Pat Bateman, diyorum elimi uzatarak.
Tanmtk diyor Alison, daha da kt kt bakarak.
Hm., yle mi? diye soruyorum.
Francesca baryor, Tanrm, bakn u Bateman'n profiline. Kesinlikle Latin. Hele o
kirpikleri diye bir lk atyor.
Daisy onaylayan bir glmseme yolluyor. Cool taklyorum, duymam gibi yapyorum.
Alison' hatrladm, geen ilkbahar Evelyn ve anne-babasyla Kentucky Derby yarlarna
gittiimizde becerdiim kz. Hatrlyorum, elimde eldiven vard ve batan aa vazelinle, di
macunuyla, artk ne bulduysam onunla yaladm kolumu btnyle vajinasna sokmak
istediimde lk la barmt. Sarhotu, kokainden umutu, onu telle balamtm,
azna, yzne, memelerine seloteyp dolamtm. Francesca'nn beni azna alml
vardr. Zemini ya da zaman hatrlamyorum ama azna ald ve houna da gitti. Birden,
iimde bir szyla, geen ilkbahar o akam zeri Alison'n kanaya kanaya lmesini
seyretmek istediimi, fakat beni bir eyin durdurduunu hatrlyorum. yle umutu ki -oh
tanrm, diye inleyip durdu btn o saatler boyunca, kan burnundan kpkckler kara
kara akyordu- hi alamad. Belki de mesele buydu; belki de onun hayatn kurtaran
buydu. O hafta sonu Uygunsuz Vaziyet adl bir ata oynayp dnyann parasn kazanmtm.
yle mi... Selam. Clz bir tebessm yolluyorum, fakat ok gemeden kendime gvenim
yerine geliyor. Alison olan biteni hi kimseye anlatm olamaz. Hi kimsenin o gzel, korkun
leden sonradan haberdar olduuna ihtimal vermiyorum. Nells'in karanlnda ona
srtyorum. Hu, hatrlyorum seni. Sen tam bir... duruyorum, sonra homurdanyorum,
...erkekten ok iyi anlayan bir kzdn.
Hibir ey demiyor, yalnzca bana uygarlktan falan nasibini almam birine bakar gibi
bakyor.

Tanrm. Taylor uyuyor mu, yoksa sadece l m? diye soruyor Francesca, bir yandan
sorbemden kalanlar mideye indirirken. Aman tanrm, bugn 'Sayfa Alt'y okuyan var m?
Ben vardm, Daisy de vard. Ve de Taffy.
Alison hi bana bakmadan ayaa kalkyor. Aada Skip'i bulup dans edeceim. Yryp
gidiyor.
McDermott geri geliyor ve ona srtnerek geip giden Alison'a bir bak frlattktan sonra
yanmdaki yere kyor.
ans gld m bari? diye soruyorum.
Yok yaa, diyor, burnunu siliyor. kisini burnuna kaldrp kokluyor, sonra bir yudum alp
Daisy'nin sigaralarndan birini yakyor. Yakarken bana bakyor ve bu arada kendisini
Frances-caya tantryor.
Bu kadar endieli durma Bateman. Olur byle eyler.
Bir sre hibir ey demeden dik dik ona bakyorum: Beni enayi yerine mi koyuyorsun,
McDermott?
Nereden karyorsun, diyor. .Ben de hava aldm.
Yine bir sre suskun oturuyorum, sonra gzlerimi nme evirip bir i ekiyorum. Bak,
McDermott, yapacam yaptm ben zaten. Ne dolap evirdiini ok iyi gryorum.
nlerdeki blmelerden birinde, bir kz gstererek, unu dzdm ben, diyor, yine burnunu
ekerek.
Feci terliyor, ve pis pis Xeryus kokuyor.
Hakikaten mi yaa? Neyse, dinle beni, diyorum, birden gz ucuyla bir ey fark ediyorum.
Francesca...
Ne? diyor, gzlerini kaldrmyor, enesinden bir damla sorbe akyor.
Benim sorbemi mi yiyorsun? diye soruyorum Francesca'ya nndekini iaret ederek.
Azndakini yutuyor, bana kt kt bakarak. Neelen biraz Bateman. Ne istiyorsun
benden, seni harikulade aygr, ADS testi filan m! Aman tanrm, AlDS testi dedim de,
uradaki tipi gryor musun, Krafft ad? Ev-vet. Onunla yatmayan krl kar.
Francesca'nn parmayla iaret ettii tip, caz grubunun ald sahnenin yaknlarndaki bir
kapal blmede oturuyor. ok bebeksi bir yz var, sa geriye doru taranp briyantinle
yaptrlm, pilili pantolonlu bir takm elbise ve de Comme des Garons Homme'dan uuk
gri puantiye ipek bir gmlek giymi ve bir Martini'yi yudumlamakta, insann onu bu gece
birinin yatak odasnda gznn nne getirmesi zor deil, muhtemelen yannda oturan kzla
ayn yatakta yatarken hatt: Sarn, koca memeli, Giorgio di Sant'Angelo'nun madeni
kabaral bir elbisesini giymi.
Kza sylesek mi? diye soruyor biri.
Ooo, hayr, diyor Daisy. Sylemeyin. Tam bir orospu o.
Dinle bak, McDermott. Ona doru eiliyorum. Sende keyif verici vardr. Gzlerinden

okunuyor. Hele o siktiimin burun ekilerinden hi bahsetmeyelim.


Hayr. Negatif. Bu gece yok, bebeim. Ban iki yana sallyor.
Caz grubuna alk -btn masa alklyor, Francesca'nn ftursuzca uyandrd Taylor
bile; bam McDermott'tan te yana dndryorum, fena canm skld, ben de herkes gibi
ellerimi birbirine vuruyorum. Caron ve Libby masaya dnyorlar ve Libby, Caron'n yarn
Atlanta'ya gitmesi lazm. Vogue ekimi Kalkmalyz, diyor. Biri hesab dyor ve de
McDermott alt,, AmEx kartn karyor, bu da sonu olarak kokadan iyice kafay uurmu
olduunun bir kant, nk eli sklyla mehurdur.
Darda hava puslu ve hafif yamur iseliyor, sis gibi bir ey var, imek akyor, gk
grlts yok. mana getirmeyi umarak McDermott'n pei sra gidiyorum. Az kald
tekerlekli sandalyedeki birisine arpacaktm, ilk geldiimizde bu adamn tekerlekli arabasyla
kapdaki kordonlara doru yanatn hatrlyorum, herif halen olduu yerde, tekerlekler bir
ne bir arkaya gidip geliyor, kaldrma iniyor kyor, kapc tnmyor bile.
McDermott, diye sesleniyorum. Ne yaptn sanyorsun' Ver u mal.
Dnyor, yz yzeyiz imdi, sapka bir dans tutturuyor, kendi etrafnda dnyor, sonra
birden dnyor ve Nell's'in bitiiindeki kapal bir arkterinin giriinde oturan zenci kadnla
ocuun yanma gidiyor. Tahmin edilebilecei gibi kadn yiyecek dilenmekte, tahmin
edilebilecei gibi ayaklarnn dibinde bir karton paras. ocuun yann alt m, yoksa yedi
mi olduunu, siyah olup olmadn tahmin etmek zor, yani tabii eer kendi ocuuysa,
nk Nell's'in dndaki k son derece i ve acmasz, o yzden de herkesin cildi ayn
sarmtrak, kan ekilmi renge brnyor.
N'aapyor bunlar? diyor Libby, gzlerini dikti, dald gitti. Kordonlara daha yakn durmalar
gerektiini biliyorlar m?
Libby, hadiii diyor Caron, onu kaldrmn kenarndaki iki taksiye doru ekerek.
McDermott? Ne yapyorsun allasen?" diye soruyorum. McDermott'n gzleri camlam
gibi, kadnn suratna doru bir dolarlk bir banknot sallamakta, kadn hkra hkra
alamaya balyor, acnas hareketlerle paray yakalamaya alyor, ama tabii,
beklenebilecei zere McDermott paray kadna vermiyor. Bunun yerine Canal Bar
kibritleriyle banknotu tututuruyor, inci gibi bembeyaz dilerinin -kaplama muhtemelen, gck
herif- arasna sktrd yars iilmi puroyu yeniden yakyor.
Ne kadar haval... bir davran, McDermott- diyorum ona.
Daisy kaldrmn kenarnda duran beyaz bir Mercedes'e yaslanm. Baka bir Mercedes,
bu siyah bir limuzin, beyaz olann yanma iki arabalk yeri kaplayacak biimde park edilmi.
Hl imekler akyor. Bir amblans Ondrdnc Sokaktan grl- . tyle iniyor.
McDermott, Daisy'nin yanma gidiyor ve taksilerin ikincisine atlayp gitmeden nce onun elini
pyor.
Alamakta olan zenci kadnn nnde tek bama kalakaldm, Daisy de gzlerini dikmi
bakyor.
Tamm, diye mrldanyorum, sonra al unu... Zenci kadna Lutece'in bir kutu kibritini

veriyorum, sonra hatam fark ederek Tavern on the Green'in bir kutu kibritini bulup karyor,
bunlar velede frlatp kadnn kirli, yaralar kabuk tutmu parmaklarnn arasndan brn
koparp alyorum.
Tanrm, diyorum yeniden, yryp Daisy'nin yanma gidi-' yorum.
Taksi kal-ma-d, diyor, elleri belinde. Bir imek daha aknca yerinde zplayp hemen
arkasna dnyor, mzltl bir sesle 'fotoraflar nerde? Resimleri kim ekiyo? diyor.
Taksi! Islkla geen bir arabay durdurmaya alyorum.
Zeckendorf Towers'n zerinde akan bir imek gkyzn ortasndan yrtyor ve Daisy
gene cikliyor, Nerede bu Fotoraf, Patriiick? Dur desene artk unlara. Akl karmakark
oldu, kafasn sadan sola, soldan saa, sadan sola oynatyor. Gne gzlklerini
indiriyor.
Aman tanrm, diye mrldanyorum, sesim bir haykra dnyor. imek bu.
Fotoraf deil. imek akyor

His
His
Yaa, sana inanacam sanyorsun dii mii? Demin de Gorbaov aada demitin, diyor
sulayc bir tonda, inanamyor^ sana. Bence gazeteciler geldi.
Aman, taksi. Hey, taksii. Tam o srada Sekizinci Cadde'den dnen bir taksiye slk
alyorum, ama biri omzuma dokunuyor arkam dndmde Harvard'dayken ktm ve de
sonuta beni eken bir kzla, Bethany'yle burun buruna geliyorum. zerinde Christian Lacroix
dantelli sveter ve viskon-krep bit pantolon, bir elinde ak beyaz bir emsiye. armaya
alp taksi vnlayp gidiyor.
Bethany, diyorum, afallam haldeyim.
Patrick. Glmsyor.
Bethany, diyorum yeniden.
Naslsn, Patrick? diye soruyor.
n, ey, m, iyiyim, diye kekeliyorum, gergin bir sessizlik anndan sonra. Ya sen?
Gerekten iyiyim, teekkrler, diyor.
ey, yani... sen, ieride miydin? diye soruyorum.
H, ierideydim. Bayla onaylyor, sonra, Seni grdme sevindim.
Sen... burada m oturuyorsun? diye soruyorum, yutkunarak. Manhattan'da yani?
Evet. Glmsyor. Millbank Tweed'de alyorum
Ha, ey... ok iyi. Omzumun zerinden Daisy'ye bakyorum, birden fkeleniyorum,
Cambridge'deki le yemeini hatrlyorum, Quarters'da, Bethany orada kolu askda,
yanann yukarsnda hafif bir rk, ilikimizi bitirmiti, sonra ayn hzla baka bir ey
aklma geliyor: Sam, tanrm, sam, hafif yaan yamurun sam mahvettiini
hissedebiliyorum. Eee, imdi gitmeliyim.
Sen P & P'desin, deil mi? diye soruyor, sonra ekliyor,
ok iyi grnyorsun.
Yaklamakta olan baka bir taksiyi gzme kestirerek geri geri gidiyorum. Hu, ey, idare
eder ite.
le yemeine kalm, diye sesleniyor cokulu bir sesle.
Tabii, ok keyifli olur, diyorum, emin deilim. Taksi Daisy'yi grd ve durdu.
Arayacam seni, diyor.
Kafana gre, diyorum.
Siyahi bir herif Daisy'ye taksinin kapsn at, Daisy nazl nazl ieri giriyor, siyahi benim de
ieri girmemi bekliyor, el sallyorum, Bethany'ye bamla selam yolluyorum. Bahi, misler,
diyor siyahi, sizden ya da gzel kk hanmdan, ha?

Anladk, diye homurdanyorum, bir yandan arabann dikiz aynasnda salarm grmeye
abalyorum. Al sana bahi; adam gibi bir i bul, seni siktiimin sersem zencisi. Sonra
kapy kendim arparak kapyorum ve ofre bizi Bat Yakas'nn yukarsna gtrmesini
sylyorum.
Bu geceki film ne ilginti di mi, yani adamlar hem casustu, ama hem de deildiler? diye
soruyor Daisy.
Kz da Harlem'de silkeleyebilirsin, diyorum ofre.' Banyomdaym, Orobwener aynann
nnde gmleksizim, du yapp yamurdan dolay bok gibi grnen salarm ykayaym
m, ykamayaym m, kendi kendimle tartmaktaym. Hafife salarma biraz kpk
sryorum ve kpkl salarmdan tarak geiriyorum. Daisy Japon yatann yannda duran
pirin-nikel karm Louis Montoni iskemlede oturuyor, Hagen-Dazs'n Macadamia Brittle
dondurmasndan kak kak atmakta azna. zerinde sadece dantel bir sutyen ve de
Bloomingdale'den bir jartiyer.
Biliyo musun, diye sesleniyor, var ya, eski boyfrendim Fiddler, bu gece partinin banda,
orada bir yuppie'yle ne iim olduunu anlayamad.
Gerekten dinliyor deilim, ama dalm sama bakarken, Hu, yle mi? sorusu kyor
azmdan.
Dedi ki... Glyor. Dedi.ki, ona kt elektrik veriyor-musun.
ekiyorum, sonra kol kasm iiriyorum. Buna... ok zldm.
Omuzlarn silkiyor ve ylesine itiraf ediyor. ok kokain alrd. Beni dverdi.
Birden dikkat kesiliyorum, Ama hi yzme dokunmad, diyor.
Yatak odasna giriyor, soyunmaya balyorum.
Benim aptal olduumu dnyorsun, deil mi? diye soruyor, gzn benden ayrmadan,
iskemlenin kol dayayacak yerine att bacaklar gnete yanm, aerobik grm.
Ne? Ayakkablarm karyorum, sonra onlar yerden almak zere eiliyorum.
Aptal olduumu dnyorsun, diyor. Btn mankenlerin aptal olduunu dnyorsun.
Hayr, diyorum, glmemi bastrmaya alarak. Gerekten dnmyorum.
Dnyosun, diye steliyor. Anlarm ben.
Benim dndm, senin... Gerisini getiremiyorum, sesim kmyor.
Evet? Srtarak bekliyor.
Senin son derece parlak bir zekan olduunu ve de inanlmaz... bir zekan olduunu
dnyorum, diyorum yeknesak bir sesle.
Sevindim. Dingin glmsyor, ka yalyor. Sende de, ey, ok sevecen bir yan var.
Teekkrler. Pantolonumu karyorum, dikkatle katlyorum, gmleim ve kravatmla
birlikte siyah elikten bir Philippe Stark elbise asksna asyorum. Biliyor musun, geen gn
hizmetimi mutfamdaki p tenekesinden bir dilim kepekli ekmek alarken yakaladm.

Daisy dediimi dinliyor, sonra soruyor, Neden?


Duruyorum, dmdz, kasl kamma bakyorum. Gvdesi tamamyla gnete esmerlemi
ve kasl. Benimki de yle. nk am, yle diyor.
Daisy i ekiyor ve ka dnceli dnceli yalyor.
Sam iyi grnyor mu sence? Hl ayn yerde ayakta durmaktaym, zerimde sadece
Calvin Klein don, nm iyice kabark, ayaklarmda elli dolarlk Armani oraplar.
Hu. Omuzlarn silkiyor. Tabii.
Yatan kenarna oturuyorum ve oraplarm karyorum.
Bugn sokakta dilenen bir kz dvdm. Duruyorum, sonra her kelimemi tartarak
konuuyorum. Genti, korkmu gibiydi, New York'ta kaybolduunu bildiren bir tabela
tayordu, ve ocuu vard, ama onu grmedim. Paraya ihtiyac vard, yiyecek iin falan,
yle bir ey. Iowa'ya otobs bileti almak iin. Iowa. Galiba lowa'ydi ve... Bir an susuyorum,
oraplarm drp top yapyorum, sonra bozuyorum.
Daisy bana bir dakika kadar bo bo bakyor, sonra Ee, sonra? diye soruyor.
Susuyorum, ilgim dald, ayaa kalkyorum. Banyoya yollanmadan nce azmn iinde
mrldanyorum, Sonra m? Pestili kana kadar dvdm. la gzn ap bir prezervatif
aranyorum, sonra, yeniden odaya girerken, Muhta kelimesini yanl yazmt. Yani, onu
dvmemin nedeni bu deil ama... ite, anladn. Omuz silkiyorum. Irzna geilemeyecek
kadar irkindi.
Daisy ayaa kalkyor, ka Gilbert Rhode tasarm komodinin zerindeki Hagen-Dazs
dondurma kutusunun yanna koyuyor.
Parmamla iaret ediyorum. Hayr. Kutunun iine koy." Oh, pardon, diyor.
Ben prezervatifi geirirken o hayran hayran bir Plazzetti vazosunu inceliyor. stne
kyorum, seks yapyoruz, altmda yatarken sadece bir karalt halinde, btn halojen
lambalar sonuna kadar yanmakta olduu halde. Daha sonra yatakta yan ya. na yatarken
omzuna dokunuyorum.
Bana kalrsa eve gitmelisin, diyorum.
Gzlerini ayor, ensesini kayor.
Senin... cann... actabilirim, diyorum. Kendimi kaybedebilirim.
Dnp bana bakyor ve omuzlarn silkiyor. Tamam. Tabii. Giyinmeye koyuluyor. Benim
de seninle ciddi olmaya niyetim yok zaten, diyor.
Sanrm kt bir eyler olacak, diyorum ona.
Donunu giyiyor, Nabohvev aynada san yokluyor ve de bayla onaylyor. Anlyorum.
O giyindikten ve aramzda dakikalarca dupduru, kaskat bir sessizlik olduktan sonra, bir
para umut beslemekten de gen durmayarak, ann acsn istemiyorsun deil mi? diye
soruyorum.
Elbisesinin st ksmn ilikliyor, iini ekiyor, bana bakmadan, onun iin gidiyorum zaten,

diyor.
Kontrolm kaybetmeye balyorum, diyorum.

Paul Owen
Btn sabah dairemde telefonlara cevap vermedim, hibirine, yorgun gzlerle telsiz
telefona kt kt bakarken, bir yandan da fincan fincan kafeinsiz bitki ay yudumladm.
Arkasndan, spor salonuna gittim, iki saat altm; daha sonra Health Bar'da yemek yedim,
smarladm havu soslu andiv salatasnn yansn ancak bitirebildim. Hell's Kitchen
civarnda bir yerde, terkedilmi bir binada kiraladm kk apartman dairesinden dnte
Barney's'e uradm. Yz bakm yaptrdm. Yale'liler Kulbnde Brewster Whipple'la
squash oynadm ve oradan Texarkana'da saat sekiz iin Marcus Halberstam adna yer
aymm, orada Paul Owen'la yemek yiyeceim. Texarkana'yi setim, nk i yaptm bir
sr insann o gece orada yemek yemeyeceklerini biliyorum. Art, spesiyaliteleri olan, iliye
sarlm domuz eti burnumda ttyor ve belki bir-iki tane de Dixie biras ierim. Aylardan
haziran, zerimde iki dmeli keten takm elbise, pamuklu bir gmlek, ipek kravat ve deri
ayakkablar var, hepsi de Armani. Texarkana'nn nnde en, siyahi bir serseri bana iaret
ediyor, Bob Hope'un kk kardei No Hope olduunu sylyor. Plastik strafordan bir kahve
barda uzatyor. Dediini matrak buluyorum, onun iin bir eyrek veriyorum. Yirmi dakika
geciktim. Onuncu Cadde'deki ak bir pencereden, Beatles'n A Day in the Life'nn son
namelerini duyabiliyorum.
Texarkanann bar bo ve yemek salonunda da ancak dn ya da be masa dolu. Owen
arkada bir blmede, garsona esefle bu gece kerevitli bamyalar kalmamasnn gerekesinin
tam olarak ne olduunu sormakla, onu sorguya ekmekle megul. Yakklca bir ibne olan
garsonun eli aya birbirine dolanm, aresizlik iinde, yarm yamalak bir bahane
uyduruyor. Owen irinlik ekecek havada deil, ama ben de deilim. Ben otururken, garson
bir kere daha zr diliyor, sonra benim iki sipariimi alyor. J&B, sek diyorum stne
basa basa. Ve bir Dixie biras. Sipariimi not alrken glmsyor -kirpiklerini bile
krptryor pi kurusu- ona tam benimle sohbet filan etmeye kalkmamasn sylemek
zereyken, Owen havlar gibi ikisini smarlyor. Duble Absolut Martini, ibnecik yoluna
gidiyor.
Buras gerekten bir, , ne derler, ar kovan gibi Halberstam, diyor Owen, eliyle yan
yarya bo salonu gstererek. ok iyi buras yaa, ok iyi.
Dinle, burann Cajun usul kara fasulye orbas ve kmrde arugulas esizdir; diyorum
ona.
Hu, yle mi. Homurdanyor, gzlerini Martini kadehine dikiyor. Geciktin.
Hey, ilime u boanm anne-baba kurbanna. Bir nefes alaym yahu, diyorum,
omuzlarm silkerek, iimden dnyorum: Of Halberstam, ne gtsn sen. Sonra, meny
inceliyorum. Hmmm, gryorum ki, eki limon jleli domuz filetoyu kaldrmlar.
Owenn zerinde kruvaze ipekli-keten bir takm, pamuklu gmlek ve de ipek kravat, hepsi
Joseph Abbaud, gne yan teni kusursuz. Ama keyifsiz bu gece, alacak biimde

suskun, onun tatszl benim neeli, beklenti iindeki ruh halime szyor, epey bir
snkletiriyor, birden uradaki Ivana Trump m? gibi laflar ediyorum, sonra kendi
kendime, Aman yahu Patrick, yani ey Marcus, ne diyorsun sen allah akna? Ivana neden
Texarkana'ya gelsin ki? Ama bunlar yemei monotonluktan kurtaramyor. Paul Owenn
benimle ayn yata, yirmi yedi yanda olduu gereini gizleyemedii gibi, btn olup
bitenleri benim iin daha katlanr hale de getirmiyor.
lk bata Owenn kendini beenmilii sandm ey aslnda sarholuk. Fisher hesab
konusunda sktrmaya kalknca, zaten bildiim istatistiki bilgiler sunuyor: nasl nce
Rothschild'daym da hesap, sonra nasl Owen ele geirmi. Jean bu bilgileri aylar nce
benim iin edinip dosyalam olmasna ramen, bam sallayp duruyorum, bu ilkel bilgiler
ok aklaycym gibi yaparak, Bu ok aydnlatc, gibi eyler sylerken, bir yandan da
laf arasnda, Ben tamamen kam, ya da lan paralara ayrmay seviyorum, gibi
cmleler kuruyorum. Mevzuu ne zaman yeniden esrarengiz Fisher hesabna ekmeye
alsam, konuyu ya solaryumlara ya puro markalarna ya kimi spor salonlarna ya da
Manhattan'daki en iyi jogging parkurlarna getirerek tepemi artryor, arada da ks ks
glyor ki, bunu da son derece sinir bozucu buluyorum. Yemein ilk yansnda bira -antre
ncesi, itah aclar sonras- ikinci yardaysa Diet Pepsi iiyorum, nk biraz da olsa ayk
kalmam lazm. Owen'a Marcus Halberstam'n kz arkada Cecelia'nn iki vajinas olduunu
ve gelecek bahara East Hampton'da evlenmek niyetinde olduumuzu sylemek zereyim ki,
szm kesiyor.
Ben, , ey, azck akrkeyfim, diye itirafta bulunuyor, sarholuktan bira kupasn
tamamen skalayarak masaya limon skyor.
H-h. Bir jicama ubuunu ravendi hardall sosa batryorum, onu duymazdan gelmi gibi
yapyorum.
Yemek bittiinde o kadar sarho ki, (1) iki yz elli dolara yaklaan hesab ona detiyorum
(2) nasl bir orospu ocuu olduunu kendi azyla sylettiriyorum, (3) onu benim eve
getiriyorum, orada kendine bir iki daha hazrlyor- tutup bir de Peter Radloffn birlikte
Heatherberg iini balaymzn ardndan bana hediye ettii som gm Mulazoni ie
aacayla, iyi bir yere sakladm sandm bir ie Acacia'y ayor. Banyoya gidip dua
gizlediim baltay alyorum, bir kapak dolusu Plax'la iki tane beer miligramlk Valium
yuvarlyorum, sonra antreye geip aramba gn Brooks Brothers'dan aldm ucuz
yamurluu zerime geiriyorum ve oturma odamda mzik setinin yanma melmi CD
koleksiyonumu inceleyen Owen'a yaklayorum- dairemdeki btn elektrikler yanyor,
jaluziler rtl. Owen ayaa kalkyor, ar admlarla geri geri yryor, arap kadehinden
yudumlar alyor, daireyi gzden geiriyor, sonunda haftalar nce Conran Anma Gn
Kermesimden aldm alr kapanr beyaz alminyum bir sandalyeye oturuyor ve nihayet,
beyaz mat cilal mee parkem onun kanyla kirlenmesin diye yere serdiim gazeteleri -USA
Today ve W ve de The New York Times'lar- fark ediyor. Bir elimde baltayla ona doru
yryorum, tekiyle de yamurluu ilikliyorum.
Hey, Halberstam, diyor, dili iyice dolaarak.
Efendim Owen? diyorum, yaklayorum.

Neden her yere bu Erkek Modas sayfalarn yaymn ble? diye soruyor yorgun bir
sesle. Kpein mi var? Bir chow falan m?
Hayr Owen. Ar ar iskemlenin etrafnda dolayorum, onunla yz yze gelinceye
kadar, tam gr hizasndaym imdi, o kadar sarho ki, baltaya odaklanmyor baklar,
onu bamn stnde havaya kaldrdmda bile fark etmiyor. Ya da fikrimi deitirip bel
hizasna doru indirdiimde de, sanki elimdeki bir beyzbol sopas da, gelecek topa doru
sallamak zereyim, top da Owen'in kellesi.
Owen susuyor, sonra: Ne diyordum, Iggy Pop'dan nefret ederdim, fakat artk o kadar
ticarileti ki, onu eyden ok daha fazla beeniyorum, neydi-
Balta cmlemin ortasnda iniyor, tam suratnn ortasna, kaln kesici az Owen in ak
azn yanlamasna yaryor, sesini kesiyor. Paul ban kaldrp bana bakyor, sonra elinde
olmakszn gzlerini geriye deviriyor, sonra gene bana bakyor, birden elleri baltann sapn
kavramaya alyor, fakat darbenin oku btn gcn alp gtrd. lk nce kan yok,
debelenmekte olan Paulun ayaklarnn altndaki gazetelerin hrts, yrtlmas dnda ses
de yok. Darbeden hemen sonra kan aznn iki yanndan ar ar akmaya balyor, baltay
suratndan ekip karyorum- bu arada Owen'i da kafasndan ekip havaya kaldryorum
neredeyse- tekrar indiriyorum, suratn yarp ayorum, kollar bolukta rpmyor, kan
kahverengimsi ikiz fkrtlar halinde fkryor, yamurluuma sryor. Yan sra
kafatasnda, kemikle etin birbirinden ayrld yerlerden bir anlna kveren o tslama sesi
gibi korkun ses, ardndan sunumdaki yaralardan basn kuvvetiyle pembe pembe
parlayarak prtlayp kan beynin bir blmnn kard irkin osurma sesi. Azap iinde
yere yuvarlanyor, surat kl rengi ve kan iinde, elinde olmakszn krptrp durduu
gzlerinden biri hari; az arplm krmzms-pembemsi bir di, et ve ene kemii
orbas, dili yanandaki kanl yarktan dar sarkyor, azna sadece kaln, morumsu ip
gibi bir eyle bal. Ona sadece bir kere, yle haykryorum: Siktiimin budalas, orospu
ocuu. Siktiimin, orospu ocuu. Durup bekliyorum, gzlerim apartman grevlisinin hl
onarmad, Onica'nn resminin zerindeki atlaa dikili. Owen'in lmesi be dakika sryor.
Btn kann akmas ise otuz dakika.
Taksiyle Owen'in Dou Yakas'nn yukarsndaki evine yollanyorum ve bu boucu haziran
gecesinin sessizliinde, taksinin arka koltuunda Central Park'tan geerken, kanl
yamurluun hl zerimde olduu kafama dank ediyor. Oraya vardmda, cesedin
cebinden aldm anahtarlarla kapy ap ieri giriyorum ve girer girmez yamurluun
zerine akmak benzini dkp minede yakyorum. Oturma odas ok sade, minimalist.
Duvarlar beyaz pskrtme boyal beton, bir duvar dnda onda da bu aralar pek moda olan
dev lekli bilimsel izimlerden biri asl, Beinci Cadde'ye bakan duvara ise zerine genie
bir yalanc inek derisi paras gerili aynalk tahtas aslm. Tam altna gelen yerde siyah
deri bir kanepe.
70 ekran Panasonic televizyonu ayorum, David Letterman'la Geceyars program, sonra
Owen'in mesajn deitirmek zere telesekretere gidiyorum. Halihazrdaki mesaj silerken
(Owen ulalabilecei btn numaralar veriyor -Yat liman dahil olmak zere, ie bak- bu
arada fonda Vivaldi'nin Drt Mevsim'i almakta, ne ince zevk) yksek sesle dnyorum

Paulu nereye postalasam diye ve de birka dakika sren youn bir i tanmadan sonra
karar veriyorum: Londra. Orospu ocuunu ngiltere'ye yollayacam, diye kikirdiyorum
uursuz uursuz, TV'nin sesini alaltp telesekretere yeni mesaj kaydediyorum. Sesim
Owen'nkine benzer, telefonda duyan biri byk olaslkla onunki sanr. Bu gece
Letterman'da Aptal Evcil Hayvan Numaralar var. Kafasnda Mets kepi olan bir Alman kurt
kpei portakal soyup yiyor. Bunu iki kere gsteriyorlar, ar ekimde.
st haki renkli adr bezi kapl, kenarlar takviyeli, tutacak yeri ve kilidi sar madenden, el
yapm deri bir Ralph Lauren bavula, alt dmeli, kruvaze, yaka ular sivri, ince izgili bir
takm elbiseyle flanel bir takm elbise yerletiriyorum, ikisi de Brooks Brothers'dan, ayrca
bir Mitsubishi arjl elektrikli tra makinesi, Barneys'den gm kaplama bir ayakkab
ekecei, Tag-Heuner spor saat, siyah deriden Prada bir czdan, bir Sharp Handy-Copier,
bir Sharp Dialmaster, siyah deri klf iinde pasaport ve de Panasonic portatif sa kurutma
makinesi. Kendim iinse, iinde hl Sefillerin orijinal kaydnn disklerinden biri bulunan
Toshiba bir portatif CD player alyorum. Banyo tamamen beyaz, sadece bir duvar,
zerinde siyah Dalmayal benekleri bulunan bir duvar kadyla kaplanm. Unutmu
olabileceim tuvalet malzemelerini de kaln plastikten bir antaya atyorum.
Daireme dndmde ceset katlam durumda, gene Conran'dan, Anma Gn
indiriminden aldm drt ucuz havluya sardktan sonra, Owen'i, nce ba ieri girecek
biimde, tamamen giyimli olarak ii kaz ty dolu Canalino bir uyku tulumuna sokuyorum,
fermuar ekiyorum, kolaylkla asansre kadar srklyorum, sonra srkleyerek gece
bekisinin nnden lobiden geiriyorum, sokaa, aa iniyorum, orada bir anda Caf
Luxembourg'da yemekten dnmekte olan Arthur Crystal'la Kitty Martin'e rastgeliyorum.
Allahtan herkes Kitty Martin'i bu gece Houston'da bulunan Craig McDermott'la kyor diye
biliyor, onun iin fazla oyalanamyorlar, geri bu arada Crystal -kstah orospu ocuubeyaz smokin giymenin kurallar nedir diye sormay ihmal etmiyor. Onu serte cevapladktan
sonra, bir taksiye el ediyorum, uyku tulumunu zahmetsizce arka koltua atveriyorum, ne
biniyor ve ofre Hell's Kitchen adresini veriyorum. Oraya vardmda cesedi drdnc
kata, terkedilmi binada satn aldm daireye karyorum, ieri girip Owen'in cesedi geni
porselen kvete yerletiriyorum, Abboud takm elbisesini soyuyorum, cesedi slattktan
sonra zerine iki torba snm kire dkyorum.
Daha sonra, saat iki sular, yataktaym, uyku tutmuyor. 976-TWAT telesekreterime
braklm mesajlar dinler, bir yandan da videodan bu sabahki Patty Winters ov'u bedensel arpklklar olanlar hakknda- izlerken Evelyn bekleme hattnda yakalyor beni.
Patrick? diyor Evelyn.
Ses karmyorum, sonra donuk, tekdze bir sesle konuu% yorum. Patrick Bateman'n
numarasn aram bulunuyorsunuz. Kendisi u anda telefona gelememektedir. Ltfen bip
sesinden sonra mesaj braknz... duruyorum, sonra ekliyorum, yi gnler. Gene
duruyorum, inallah yutmutur diye dua ediyorum, sonra pek zavallca bir biip, sesi
karyorum.
Kzgnlkla, Aman kes unu, Patrick, diyor. Biliyorum oradasn. Ne yaptn sanyorsun
sen tanr akna?

Telefonu kaldrp ileri doru uzatyorum, sonra yere brak


yorum, komodine arptryorum. Rastgele numaralar tulayp duruyorum, ahizeyi kulama
gtrdmde kulama bir evir sesinin geleceini umarak. Alo? Alo? diyorum. Kimsiniz?
Evet?
Aman, tanr akna brak unu. Brak unu, diye szlanyor Evelyn.
Selaam, Evelyn, diyorum neeli bir sesle, suratm bombok.
Nerelerdeydin bu gece? diye soruyor. Yemek yiyecektik hani. Raw Space'de yer ayrttk
sanyordum.
Hayr, Evelyn, diyerek iimi ekiyorum, birden ok yorgun hissediyorum kendimi.
Ayrtmamtk. Nereden kardn bunu?
Hatta bir yerlere not aldm sanyorum, diye mzklanyor. Sanyorum sekreterim benim
iin bir yerlere not almt.
Valla, ikinizden birinin yanl var, diyorum, yattm yerden uzaktan kumandayla teybi
baa saryorum. Raw Space, ha? Aman tanrm. Sen... delirmi... olmalsn.
Canmm. maryor.
gitmemisindir.

Neredeydin

bu

gece?

Umarm

bensiz

Raw

Space'e

Tanrm, diyerek inliyorum. Videocuya gittim. Yani baz kasetleri geri vermek iin.
Baka ne yaptn? diye soruyor, gene o mzklanan sesle.
Valla, Arthur Crystal'la Kitty Martin e rastladm yolda, diyorum. Cafe Luxembourg da
yemekten karyorlard.
Sahi mi? Orpenici bir biimde dikkat kesiliyor. Kitty ne giymiti?
Ortas kadife korsajl dk omuzlu bir balo elbisesi ile iek desenli dantel etek, Laura
Marolakos'dan sanyorum. Ya Arthur? Aynsn.
Amaan, Mr. Bateman. Kkrdyor. Espri anlaynza baylyorum.
Dinle, ge oldu. Yorgunum. Esneme numaras yapyorum.
Uyandrdm m seni?1' diye soruyor kaygl bir sesle. Umarm uyandrmadm.
Evet. Uyandrdn. Ama cevap verdiime gre benim hatam, senin deil.
Yemee ne dersin, canm? Yarn? diye soruyor, cilveli cilveli, evet dememi bekliyor.
Olmaz. im var.
O allahn cezas irket senin saylr, diye inliyor. Ne ii? Ne iiymi bu? Anlamyorum.
Evelyn. geiriyorum. Ltfen.
Ah, Patrick, bu yaz ekip bir yerlere gitsek, diyor arzulu bir sesle. Edgartowna gidelim
ya da Hampton'a. Olabilir, diyorum. Olabilir. Bakarz.

Paul Smith

Paul Smith'de ayakta Nancy ve Charles Hamilton ve onlarn iki yandaki kzlar Glenn'le
konumaktaym. Charles'n zerinde Readaellf'den drt dmeli kruvaze ceketli bir keten
takm, Ascot Chang'dan pamuklu ipekli karm bir gmlek, Eugenio Venanzi'den desenli
ipek kravat, ayaklarnda da Brooks Brothers loaferlar var. Nancy sedef payetli ipek bluz,
Valenti-no'dan ifon etek giymi, Reena Pachochi'den gm kpeler takm. Benim
zerimde Boston'daki Louis'den alt dmeli, kruvaze, ince izgili bir takm ve Luciano
Barbera pamuklu Oxford gmlek var. Glenn'in zerinde ipek Armani tulum ve banda da
mini mini bir Mets kepi var. Satc kz Charlesn aldklarn hesaplarken, ben Nancy'nin
kucandaki bebecikle oynamaktaym, Glenn'e platin American Express kartm veriyorum,
Bret Easton El|k heyecanla elimden kapyor, ben olmaz gibilerden bam sallya rum, tiz
bir bebeke konuarak enesini skyorum, kart bur. nunun ucunda sallyorum, agucuk
yapyorum, Evet tamamen psikopat bir katilim been, evet yaa yleyim, insanlar ldrmeyi
seviyorum, eveet camm, eveeet mini minnack bebecik, evet yaa... bugn brodan
ktktan sonra Ricky Hendericks'le'squash oynadm, Stephen Jenkies'le Fluties'de buluup
iki itim ve de Gramercy Park'daki Bishop Sullivann yeni lokantas Poon-cakes'de saat
sekizde Bonnie Abbotta bulumam icap ediyor Bu sabahki Patty Winters ov toplama
kampndan kurtulanlar hakkndayd. 6.75 ekranl siyah-beyaz ve yalnzca 60 gram
arlnda bir mini Sony Watchman cep televizyonu karp Glenn'e uzatyorum. Nancy,
Rafaeli's'in tirsi bal yumurtas iyi mi? diye soruyor. u anda, darda hava henz
karanlk deil, ama karanyor.
Mthi, diye mrldanyorum, gzlerimi dikmi mutlulukla Glenn'e bakyorum.
Charles faturay imzalyor, altn American Express kartn czdanna geri koyarken bana
dnyor ve omzumun zerinden bir tandn gryor.
Hey Luis, diyor Charles, glmsyor.
Arkama dnyorum.
Selam, Charles. Selam, Nancy. Luis Carruthers, Nancy'yi yanandan pyor, sonra
bebekle tokalayor. Selaam Glenncik. Aman ne kadar da bymsn.
Charles, Luis, tanyorsun deil mi, Robert Chanc, diye lafa giriyor.
Pat Bateman, diyorum, Watchman' cebime sokuyorum. Bover. Biz tanyoruz.
ok zgnm. Doruuu. Pat Bateman, diyor Charles. Luis'nin zerinde ynl-krep
karm bir takm, pamuklu-ipekli bir gmlek ve ipek kravat, hepsi Ralph Lauren. Benim gibi,
Charles gibi o da sam geriye yatrm ve de kzl kahve Oliver Peoples ereveli gzlk
takm. Benimkiler, hi deilse, numarasz.
Bak hele, diyorum tokalarken. Luis'nin elimi skan eli son derece sen, ama ayn
zamanda da korkun ehvetli. Balayn, bir kravat almam lazm da. Glenn bebee bir
kere daha el sallayp kravatlar gzden geirmek zere bitiik blme yollanyorum, bu
arada mermer bir askda duran iki yz dolarlk bir banyo havlusuna elimi iyice srterek
siliyorum. ok gemeden Luis kp geliyor ve tezgaha dayanarak benim yaptm yapyor,
kravatlar inceleme taklidi yani.

Ne iin var burada? diye fsldyor.


Kardeime kravat seiyorum. Doum gn de, yaknda. Msaade eder misin? Ondan
uzaktaki kravatlara doru yollanyorum.
Senin gibi bir aabeyi olduu iin kendini ok ansl saymal, diyor, bana doru yanap
olanca itenliiyle srtyor.
Olabilir, fakat ben onu son derece itici buluyorum, diyorum. Sen ondan holanabilirsin
belki.
Patrick, neden bana bakmyorsun? diye soruyor Luis, mzdarip bir sesle. Bak bana.
Ltfen, ltfen git bamdan, Luis, diyorum, gzlerim yumulu, her iki elim de fkeden
yumruk olmu halde.
Hadi, Sofi'de bir iki ielim de bunu konualm, nerisinde bulunuyor, yalvarmaya balad.
Ne hakknda konuacaz? diye soruyorum. Kulaklarma inanamyorum, gzlerimi iri iri
ayorum.
eey... ikimiz hakknda. Omuzlarn silkiyor.
Sen buraya benim peimden mi geldin? diye soruyorum.
Nereye?"
Buraya. Paul Smith'e. Neden?
Ben mi? Senin peinden mi? Hadi canm. Glmeye, szlerimi akaya vurmaya alyor.
Tanrm! '
Luis, diyorum, kendimi zorlayarak gznn iine bakyorum. Ltfen beni yalnz brak.
ek git.
Patrick, diyor. Seni seviyorum. Seni ok seviyorum. Uma. rm bunun farkndasndr.
nliyorum, ayakkablara doru ilerleyip bir tezgahtara bo bo glmsyorum.
Luis peimden geliyor. Patrick, ne iimiz var burada?
Valla ben erkek kardeime kravat satn almaya alyorum, sense, Bir loafer' kaldrp
bakyorum, i geiriyorum- sense benimkini azna almaya alyorsun. f yahu, ben
gidiyorum artk.
Kravat reyonuna geri dnyorum, hi semeden bir kravat ekip karyorum, alp kasaya
gtryorum. Luis peimden geliyor. Onu yok sayarak satc kza platin AmEx kartm
veriyorum ve, Darda, kapnn nnde bir serseri var, diyorum. Dkkan giriinin orada bir
srann zerine km alayan evsiz adam parmamla gsteriyorum, ayaklarnn dibinde
ii gazete dolu bir torba var. Polis falan arsanz. Kz ban sallayarak teekkr ediyor
ve kartm bilgisayardan geiriyor. Luis olduu yerde durmu, mahcup mahcup yere
bakmakta. Makbuzu imzalyorum, antay alyorum ve Luis'yi iaret ederek, tezghtar kza,
Beraber deiliz, diye bilgi veriyorum.
Dar knca Beinci Cadde'de taksi armaya abalyorum. Luis aceleyle peimden
geliyor.

Patrick, konumamz lazm;' diye kkryor trafik grltsn bastrmaya alarak.


Koup yanma geliyor, ceketimin koluna yapyor. Bir anda dnyorum, sustaly ayorum,
tehdit-kar bir tavrla daldracakm gibi yapyorum, Luis'ye geri ekilmesini sylyorum,
insanlar evremizden dolaarak yollara devam ediyorlar.
Heyy, kendine gel, Patrick, diyor, ellerini havaya kaldryor, geriliyor. Patrick...
Ona tslyorum, el ettiim taksilerden biri ac bir fren yaparak duruncaya kadar ba
indirmiyorum. Luis bana yaklamaya alyor, elleri hl havada, ba ona doru
tutuyorum, havada bir-iki hareket yapyorum, taksinin kapsn aarak geri geri ieri
giriyorum, hl ona tslamaktaym, sonra kapy ekip kapyorum ve de ofre dosdoru
Gramercy Park'a, Pooncakes'e ekmesini sylyorum.

Doumgn, Biraderler
Btn gn, kardeim Sean'la benim bu gece Quilted Giraffe'da nasl bir masaya
oturtulacamz dnerek geiriyorum. Bugn doum gn ve de ehirde bulunuyor, bu
vesileyle babamn muhasebecisi Charles Conroy'la vakfnn mutemedi Nicholas Leigh geen
hafta ayr ayr aradlar ve her ikisi de bu bahaneyle Sean'n hayatta ne yaptn
renmenin ve de konuya ilikin birka soru sormann herkesin karna olacan ne
srdler. Her ikisi de biliyorum ki Shawn'in be para etmediini dndm biliyorlar ve
bu duyguma Shawn, aynyla ak seik karlk veriyor ama yine de akam yemeine
armak iyi fikir. Reddetmesi halinde de, yem olarak, onu cezbetmek iin, ciddi bir sesle,
kt bir ey olduu sylenebilirmi. Geen aramba akamzeri Conroy ve Leigh'le,
ikisiyle birden bir telefon konumas yaptm.
Kt bir ey mi? Ne gibi? diye sordum. Bir yandan monitrn ekranndan akp giden
saylara konsantre olmaya alrken, bir yandan da elimle Jean'i kklyorum, oysa elinde
imzalamam gereken bir tomar kat vard. "Michelob'un Kuzeydoudaki btn fabrikalar
retimi mi durdurdu? Telekz 976-BIMBO evlere servis yapmayacak mym?
Hayr, dedi Charles, sonra sakin bir sesle ekledi, Annenin biraz ktlediini... syle ona.
Bu taktii kafamda bir evirip evirdim, sonra Umursamaya-bilir, dedim.
Ona dersin ki... Nicholas sustu, sonra boazn temizleyerek, ekingen bir sesle
mlkleriyle ilgiliymi dersin, dedi.
Bam monitrden kaldrdm, Wayfarer havac gzlklerimi indirerek Jean'e baktm, sonra
monitrn yanndaki Zagat rehberini yle bir kartrdm. Pastel mmknsz. Keza Dorsia
da. Dorsia'y son aradmda ben daha, Eee, bu ay olmazsa, ocakta da olmaz m?
diyemeden telefonu suratma kapattlar. Bir gn (bu takvim ylnda deilse bile, otuzumu
devirmeden nce) Dorsia'da yer ayrtmaya yeminli olmakla birlikte, bu mthi olay
gerekletirmek iin gereken enerjiyi Sean'a harcamaya demez. Ayrca, Dorsia onun iin
fazla k. Onun bu yemee katlanmasn istiyorum; bir sonraki duraklar Nell's olacak olan
ta gibi yavrulara taklma zevkiyle oyalanmasn; tuvaletinde tuvaleti olan bir yer olsun ki,
son zamanlarda kronikletiine emin olduum kokain kullanm konusunda mecburen pek
dikkatli olsun. Zagat' Jeane uzattm ve Manhattan'n en pahal lokantasn bulmasn

istedim. Quilted Giraffe'da saat dokuza yer ayrtt.


Sandstone'da iler daha ktledi, diyorum Sean'e akamzeri saat drt sularnda.
Carlyle'da babamzn sitinde kalyor. Geride bangr bangr alan MTV, onun kard
yaygarann zerine de bakalar haykryor. Akan bir du sesi duyuyorum.
Ne gibi? Annem yastn m yedi? Ne?
Galiba bir akam yemeine kmalyz, diyorum.
Dominique, kes unu, diyor, eliyle ahizeyi kapayarak uzaklarda bir eyler mrldanyor.
Alo, Sean? Neler oluyor? diye soruyorum.
Seni arayacam, diyor, telefonu kapyor.
Geen hafta Paul Smith'den Sean'a aldm kravat beeneceim tuttu, ona hediye
etmemeye karar verdim (geri gt herifin o kravatla, diyelim ki, kendini asmas fikri beni
olduka zevklendiriyor). Hatta onu bu gece Quilted Giraffe'a giderken kendim takmaya karar
verdim. Kravat yerine ona Casio'nun QD-150 Quick-Dialer modeli hesap makineli, data
bankl kol saati hediye edeceim. Bir ahizenin azna tuttuunuzda sonik olarak tulu
telefondan numara evirebiliyor, elli isim ve numaralk hafzas var. Bu kullansz hediyeyi
kutusuna koyarken glmeye balyorum, kendi kendime Sean'n elli tane bile tand
olmadn dnyorum. Elli kii say desen sayamaz. Bu sabahki Patty Winters ov, Diyet
Lokantalar hakkndayd.
Sean saat bete Racquet Club'dan telefon ayor ve kendisiyle bu akam Dorsia'da
bulumam sylyor. Brin'le, Dorsia'nn sahibiyle, demin konumu, dokuza masa ayrtm.
Allak bullak oluyorum. Ne dneceimi, kendimi nasl hissedeceimi bilemiyorum. Bu
sabahki Patty Winters ov Diyet Lokantalar hakkndayd.
Derken, Dorsia, dokuz buuk; Sean yarm saat gecikiyor. ef garson kardeim gelmeden
beni oturtmay reddediyor. En byk korkum, gerek oldu. Barn karsnda nefis bir yer,
bombo, Sean'n oray varlyla ereflendirmesini bekliyor. fkem bir Xanax ve sek
Absolut'la ancak dizginlenir gibi oluyor. Erkekler tuvaletinde ierken baklarm pisuarn
sifonunun zerindeki ince, a gibi bir atlaa dalp gidiyor ve kendi kendime diyorum ki, u
atlaa girip kaybolsam, diyelim ki bir biimde ufalp kayversem, eminim hi kimse gittiimi
fark etmez. Hi... kimsenin... umurunda... olmaz. Hatt kimileri, yokluumu fark etseler,
garip, tanmlanamaz bir ferahlama bile hissederler.
Gerek bu; baz insanlar olmadan dnya daha yaanacak bir yer olur. Hayatlarmz o
kadar da birbirimizinkine bal deil. Gerekten de, baz insanlar olmasalar da olur. Hatt,
bunlardan biri, kardeim, Sean, tuvaletten ktmda ayrtm olduum masada oturmakta
(bu arada evime de telefon ettim, mesajlar dinledim, Evelyn intiharlk, Courtney bir chow
kpei satn almak istiyor, Luis perembe gn yemek yiyelim diyor). Sean zincirleme
sigara imekte, kendi kendime, hastir, neden sigara iilmeyen yerden masa istemedim ki
diye dnyorum. Ben masaya yaklarken ef garsonla el sktn gryorum, ama
ltfedip bizi tantrmyor. Oturup bamla selam veriyorum. Sean karlk veriyor, bir ie
Cristal smarlam bile, hesab benim ekeceimi biliyor ya; ayn zamanda benim onun
ampanya imediini bildiimi de biliyor, eminim.

Yirmi yana giren Sean geen sonbahar Avrupa'dayd, ya da en azndan Charles


Conroy, Sean'n kendisine yle sylediini sylyor. Charles'a Plaza Athenee'den yklce
bir fatura geldi gelmesine ama, faturalardaki imzalar Sean'n imzasn tutmuyordu, Sean'n
gerekten Fransa'ya gidip gitmediini ya da otelde kalp kalmadm bilen de yok. Sonra
urada burada srtt, ardndan tekrar haftalna Camden'a yazld. u anda Palm
Beach'e ya da New Orleans'a umadan nce Manhattan'da bulunuyor. Tahmin edilebilecei
gibi, bu akam kah efkarl kah kibirli olmakta kararl. Ayn zamanda, u anda fark ettim ki,
kalarn da almaya balam. Artk ikier ka var. Bunu ona bildirmek iin duyduum
dayanlmaz arzuyu nleyen tek ey, elimi sk sk yumruk yaptm iin avucumun ve sol
kolumun bisepsinin zerimdeki keten Armani takmn kuman iyice gerip sonra da yrtmas.
Buray beendin mi? diye soruyor, srtarak.
Favori... mekanm, diyorum akayla kark, dilerimin arasndan.
Haydi yemekleri syleyelim, diyor yzme bakmadan, yavrulardan birine el edip
aryor, yavru iki men ve iki arap listesi getiriyor, bu arada Sean'a hayran hayran
glmsemekte, Sean ise ona aldr dahi etmiyor. Meny ayorum ve -hastiir!- fiyatlar fiks
deil, bu da demektir ki, Sean itah aclardan havyarl stakoz ve eftalili raviyoli, antre
olaraksa ilek soslu karartlm stakoz smarlayacak -mendeki en pahal iki yemek. Ben
kzarm brekle mrekkep bal saimi smarlyorum, bir de zml jleli yumuak
kabuklu yavru pavuryalardan. Yavrulardan biri Cristali ayor ve kristal su bardaklarna
dolduruyor, bylesi cool saylyor herhalde. Kz gittikten sonra Sean, gzlerimi ona dikmi,
az buuk onaylamaz baklarla baktm fark ediyor.
Ne var? diye soruyor.
Hi, diyorum.
Nen... var... Patrick? Laflar iklet gibi ekip uzatyor, kz herif.
Istakozla m balayacaksn? Antre olarak stelik?
Ne smarlayaym isterdin? Patates cipsi mi?
ki eit stakoz mu?
Burada verdikleri stakoz kibrit kutusundan biraz daha byktr, diyor. Ayrca ok da a
deilim. Daha iyi ya.
Sana zrlerimi fakslarm. Gene de, Sean- Sallan Yuvarlan.
Biliyorum, biliyorum, sallan yuvarlan, kafana gre takl, di mi? diyorum, ampanyay
yudumlarken bir elimi kaldrarak. Garson kzlardan birinden, st mumlu bir pasta
getirmesini istemek iin ok mu ge acaba diye dnyorum -utantan boku donsun, gt
st otursun pi kurusu- ama bunun yerine barda masaya koyuyorum ve derin bir nefes
alp, zoraki bir sesle, Bugn ne yaptn? diye soruyorum.
Richard Lindquist'le squash oynadm. Hor gryle omuz silkiyor. Bir smokin satn aldm.
Nicholas Leigh'le Charles Conroy bu yaz Hampton'a gidip gitmeyeceini merak ediyorlar.
Baarabilirsem gitmeyeceim, diyor, omuzlarn silkerek.

Kusursuza yakn, byk memeli ve de elinde bir Sefiller mzikali program tutan, Bergdorf
Goodman'dan alnma izgili mat jarseden Michael Kors imzal uzun bir gece elbisesi giymi,
ayaklarnda Manolo Blahnik pabular, kulaklarnda Ricardo Silberno altn kaplama avize
kpeler olan bir kz Sean'a merhaba demek zere masamza yanayor, ben olsam dzerim
kz, ama
Sean onun cilvelemesini grmezden geliyor ve de benimle tantrmaktan kamyor. Bu
karlama srasnda Sean son derece kaba, fakat kz glmseyerek yanmzdan ayrlyor,
eldivenli elini havaya kaldryor. Mortimer'da olacaz. Grrz. Sean bayla tamam
ekiyor, sonra garsonu arp sek bir Sko smarlyor.
Kimdi bu? diye soruyorum.
Stephens'da okuyan bir yavru.
Nerede tantn onunla?
M.K.'de, bilardo oynarken. Omuz silkiyor.
Du Pont'lardan m? diye soruyorum.
Neden? Telefonunu mu istiyorsun?
Hayr. Sadece du Pont'lardan m, onu renmek istedim.
Olabilir. Bilmiyorum. Bir sigara yakyor, Parliament, akma on sekiz karat altn,
Tiffany'den galiba. Du Pont'lardan birinin arkada olabilir.
Neden hl burada oturuyorum diye dnyorum, u anda, bu gece, Seanla, Dorsia'da,
ama aklma bir neden gelmiyor. Sadece sonsuz kere tekrarlanan bir sfr szlerek geliyor
gzmn nne. Yemek sonras -porsiyonlar ufak, fakat yiyecekler ok iyi; Sean hibirine
dokunmad bile- ona Nell's'de Andrea Rothmere ile buluacam, espresso ya da tatl
istiyorsa imdiden smarlamasn, nk gece yars kent merkezinde olmam gerektiini
sylyorum.
Ne acelen var? diye soruyor. Nell's o kadar in deil artk.
Gene de... Afallyorum, arabuk toparlanyorum ama. Orada buluacaz ite. Aslnda
eye gidiyoruz... Aklma taklalar attrarak bir isim buluyorum: ernobil'e. Su bardandaki
ampanyadan bir yudum alyorum.
Can sknts. Gerekten can sknts, diyor, gzleriyle salonu tarayarak.
Ya da Contraclub East'de. Hatrlamyorum.
'Out. Ta devri. Tarih ncesi. Alayl alayl glyor. Gergin sessizlik. Sen nereden
bileceksin ki? diyorum.
Sallan yuvarlan. Omuzlarn silkiyor. Kafana gre takl.
Peki Sean, sen nereye gidiyorsun?
Annda cevap. Petty's'e.
A evet, diye mrldanyorum, aldn unutmuum. Islkla bir ark alyor, bir sigara
iiyor. Donald Trump'n verdii bir partiye gideceiz, diye yalan atyorum.

Ne elence. Aman ne elence.


Donald ok keyifli birisidir. Onunla tanmalsn, diyorum. Seni ona... tantraym.
Hakkaten mi? diyor Sean, belki hevesli, belki deil. H ya.
Simdi hesab aldmda... dur bakalm... hesab dedim, taksiyle eve dndm, neredeyse
gece yansn bulmu olacak, dnk videokasetleri geri vermeye vaktim olmayacak ama hi
eve uramadan dosdoru gidip bir baka vdeokaset isterim, ama yelik kartmda her
yenin bir keresinde yalnz drt kaset alabilecei sylenmiyor mu? Bu u demektir, dun
gece iki tane almtm (Body Double ve Blond, Hot, Dead), demek iki tane daha alabilirim,
ama unuttum bak, ben Altn Kart ye olduum iin, son alt ayda asgari bin dolar
harcamsam istediim zaman istediim kadar kaset alabilirim, ama gecede iki tane aldm
diye baka alamyorsam, Altn Kart falan da kar etmiyorsa, eer illa da tekileri geri
vermem gerekiyorsa
Damien. Sen Damien'sn. Sean mrldanyormu gibi geliyor.
Ne dedin? diye soruyorum gzlerimi kaldrarak. Ne dediini duymadm.
yi yanmsn, diye iini ekiyor. yi yanmsn dedim
Haa, yle mi? diyorum. Kafam hl video meselesiyle megul. Aa bakyorum -nereye,
kucama m? Ha, saol.
Sallan yuvarlan. Sigarasn bastryor. Kristal kl tablasndan dumanlar ykseliyor, sonra
snyor.
Sean onun bizi byk olaslkla Petty's'e sokabileceini biliyor, Ellidokuzuncu Cadde'deki
Norman Prager'n yeni kulb bu, ama ondan bunu istemeyeceim, o da teklif etmeyecek.
Platin American Express kartm hesap pusulasnn zerine koyuyorum. Sean'n baklar
bardaki bir yavruya kilitlenmi vaziyette, yavrunun zerinde Thierry Mugler'dan jarse elbise,
boynunda Claude Montana earp var, su bardandan ampanya yudumluyor. Garson kz
hesab ve kart almaya gelince, hayr anlamnda bam sallyorum. Sonunda Sean'n
baklar bir saniyeliine, belki de daha uzun sre, platin AmEx'e iliiyor, garson kza
yeniden el edip bu sefer hesab almasna izin veriyorum.

Bethany'yle le Yemei
Bugn Bethany'yle Vanities'de, Tribeca'daki Evan Kiley'nin yeni lokantasnda le yemei
yemek zere buluacam. Sabah iki saate yakn vcut altm, hatta leden nce
bromda da arlklarla altm, fakat hl son derece sinirliyim. Nedenini bilemiyorum,
dnyorum da, belli bal iki sebebi olabilir. Ya reddedilmekten korkuyorum (geri neden,
bilemiyorum; beni arayan o, benimle grmek isteyen o, benimle yemek yemek isteyen o,
benimle bir kere daha dzmek isteyen o) ya da, te yandan, yeni aldm talyan sa
kpnden de olabilir, geri sam daha dolgun gsteriyor ve kokusu da gzel, ama bir
taraftan da yap yap ve rahatszlk veriyor, sinirimin sebebi pekala bununla aklanabilir.
le yemeinde konu sknts ekmeyelim diye, dn akam Barnes&Noble'dan aldm
Wok adl ok in bir hikaye kitabn okumaya altm, kitabn gen yazarn New York
dergisinin Hzla Ykselenler kesinde tantmlard, fakat btn hikayeler 'Aydede

koskocaman bir pizza gibi arptnda gznze,' diye balyor, incecik kitab ktphaneye
geri koyup sek bir J&B itim, arkasndan da iki Xanax yuttum, harcadm abann
yorgunluunu gidermek zere. Bir ey yapm olmak iin, uykuya dalmadan nce
Bethany'ye bir iir yazdm, ok da vaktimi ald, ardm buna, nk ona eskiden de,
birlikte Harvard'dayken, aramz bozulmadan nce, sk sk iir yazardm, uzun karanlk iirler.
Tanrm, diyorum kendi kendime yalnzca on be dakika gecikmeyle Vanitiese girerken,
umarm Robert Hall'un kucana dmemitir, o salak, gt herifin. Masamza gtrlrken,
barn zerine asl aynann nnden geiyorum ve aynadaki yansmama bakyorum- kpk
iyi duruyor. Bu sabahki Patty Winters ov'un konusu: Patrick Swayze Sinikleti mi
Siniklemedi mi?
nmden yryen ef garsonu izlemek zorunda olduum iin yaklarken yavalamak
zorunda kalyorum (btn bunlar ar ekimde cereyan ediyor), Bethany'nin yz benden
yana dnk deil, sadece arkadan ensesini gryorum, kumral salarn firketeyle toplam,
yzn pencereden yana dndrdnde ise profilinin bir ksmn gryorum, ksa bir an,
tpk modellere benziyor. Bethany'nin zerinde ipek bir bluz ve ipek saten karm etek var.
nnde, masann zerinde, bir ie San Pellegrino suyunun yannda set ve dvme demir
karm, avc yeili bir Paloma Picasso anta duruyor. Saatine bakyor. Bitiik masadaki
ift sigara imekte ve eilip Bethany'nin yanana srpriz bir pck kondurduktan sonra,
souk bir sesle ef garsondan bizi sigara iilmeyen yere oturtmasn istiyorum. Kibarm,
fakat sesim nikotin bamllarnn beni duymalarna yetecek kadar da yksek kyor,
umarm bu pis alkanlklardan dolay bir para olsun utanmlardr.
Eee? diyorum. Kollarm kavuturmu ayakta duruyorum, ayam sabrszca yere
vurmaktaym.
ef garson, Korkarm sigara iilmeyen blmmz yok, beyefendi, diyerek beni
bilgilendiriyor.
Ayamla yere vurmay kesiyorum ve baklarmla ar ar lokantay, daha dorusu,
bistroyu taryorum, iimden sam nasl grnyor acaba diye geiriyorum, birden keke
br sa kpn kullansaydm diye dnyorum, nk sama saniyeler nce son
bakmdan bu yana deiti gibi geliyor, bardan masaya yrrken nasl olduysa biim
deitirdi sanki. nne geemediim bir bulant lk lk akyor iimden, ama btn bunlar
aslnda rya olduu iin, Yaa, demek ki sigara iilmeyen blmnz olmadn
sylyorsunuz, yle mi? Yanl duymadm ya? diye soruyorum.
Evet, beyefendi. ef garson benden gen, ibne klkl, dnyadan haberi yok, isiz bir
aktr kukusuz, ekliyor, zr dilerim.
Eee, bu... ok ilgin. zrnz kabul ediyorum. Ceylan derisi czdanm karmak zere
elimi cebime atyorum, bir yirmilik karp ef garsonun kararsz avucuna sktryorum.
Paraya bakyor, ne yapacan aryor, aznn iinde teekkr ederim, diye
yuvarlayarak, uykuda yrr gibi ekip gidiyor.
Hayr, ben teekkr ederim, diye seslenerek Bethanynin karsndaki yerimi alyorum,
bitiiimizdeki ifte bamla kibarca selam veriyorum, ve de grg kurallarnn gerektirdii
bir sre onu grmezden gelmeye alyorsam da yapamyorum. Bethany ahane

grnyor, tpk mankenler gibi. Her ey bulank. Sinirlerim dimdik ayakta. Hummal,
romantik dnceler.
lk syledii, Harvard'dayken sigara imez miydin sen? oluyor. "Puro, diyorum. Yalnzca
puro.
yle mi? diyor
.Ama braktm onu da, diye yalan atyorum, derin bir nefes alyorum, avularm skca
birbirine bastryorum, iyi etmisin. Ban sallyor.
Dinle, rezervasyon yaptrmakta zorluk ektin mi? diye soruyorum, hastiiir, yaprak gibi
titriyorum. Salaklmdan, ellerimi masann zerine koyuyorum, belki onun dikkatli baklar
altnda titremeleri durur diye.
Burada rezervasyon yaptrmaya gerek yok, Patrick, diyor beni yattrmak istercesine,
bir elini uzatp elimin zerine koyuyor. Sakinle. Gz dnm gibisin.
Sa-sa-sakinim, diyorum, derin bir nefes alyorum, glmsemeye alyorum, sonra
elimde olmakszn, kendimi tutama-yarak, Sam nasl? diye soruyorum.
San gayet iyi, diyor. t. Gayet iyi.
yiyim. Ben iyiyim. Yeniden glmsemeye alyorum ama eminim bir srtma gelip
yerleiyor suratma.
Ksa bir aradan sonra, Gzel bir takm zerindeki. Henry Stuart m? diye soruyor.
Hayr, diyorum, hakaret bu, elbisenin yakasna dokunarak cevaplyorum, Garrick
Anderson.
ok gzel, diyor, sonra gerekten kayglanmaya balayarak, yi misin Patrick? Demin...
yzn seirdi de.
Dinle. Sersem gibiyim. Washington'dan biraz nce dndm, sabah Trump'n uayla
geldim, diyorum hzl hzl, gzlerine bakamyorum. Harikayd. Servis falan -hakikaten
ahaneydi. Bir iki imem gerek.
Glmsyor, elendi, beni hnzr hnzr szyor. yle miydi? diye soruyor, sesinde bir
para tepeden bakma da yok deil.
Evet. Hakikaten bakamyorum ona, peeteyi amak, kucama yaymak, asn
dzeltmek, arap kadehimle ilgileniyormu gibi yapmak, garson gelsin diye dua etmek bana
mthi bir abaya mal oluyor, kan sessizlik en byk grltden de grltl. Eee, bu
sabahki Patty Winters ov'u izledin mi?
Hayr, jogging yapmaya kmtm, diyor bana, sokularak. Michael J. Fox hakkndayd,
deil mi?
Hayr, diye dzeltiyorum onu. Patrick Swayze hakkndayd.
A yle mi? diyor, sonra, Her eyi birden izlemek zor. Emin misin?
Evet. Patrick Swayze. Kesinlikle eminim.
Nasld?

Ee, ok ilginti, diyorum, derin bir nefes alyorum. Neredeyse mnazara gibiydi,
sinikleip siniklemedigi hakknda.
Sinikleti mi sence? diye soruyor, glmsemeyi srdrerek.
Valla, ey, emin deilim, diye sze balyorum gvensizce. lgin bir soru. Enine boyuna
ele alnmad. Yani Dirty Dancing'den sonra bence hayr, ama Tiger Warsaw'la...
bilemiyorum. Emin deilim.
Gzlerini dikmi, yznde ayn ifadeyle bana bakyor.
Haa, az kald unutuyordum, diyorum, elimi cebime atyorum. Sana bir iir yazdm. Ona
bir kat paras uzatyorum. AL Hasta, kolu kanad krk gibiyim, ikencelerdeyim,
oynatmama az kald.
.Oh, Patrick. Glmsyor. Ne tatl.
ey, ylesine bir ey ite, diyorum, mahcup mahcup nme bakyorum.
Bethany kat parasn alp ayor.
Oku, diye steliyorum coarak.
Anlamadan, ararak, gzlerini ksarak kada bakyor, sonra kad eviriyor, arkasnda
bir ey yazl m diye. Sonra nihayet bunun ksa bir ey olduunu kavryor, dnp sayfann
n yzne iziktirilmi krmz harflere bakyor.
Bir tr haiku, biliyor musun? diyorum. Okusana. Hadi.
Boazn temizliyor ve bir duraksadktan sonra ar ar okumaya balyor, sk sk yarda
keserek. Duvarn zerindeki zavall zenci. Bak ona. Duruyor ve gene gzlerini ksarak
kada bakyor, duraksadktan sonra devam ediyor. Bak zavall zenciye. Bak zavall
zenciye... duvarn... zerindeki. Gene duruyor, duraksyor, bana bakyor, akl kart, sonra
gene kada bakyor.
Devam et, diyorum, etrafa baknarak bir garson aranyorum. Bitir.
Boazn temizliyor ve kada gzlerini dikerek fsltdan da alak bir sesle geri kalann
okumaya alyor. Sik onu... sik duvarn zerindeki zenciyi.. . Yeniden duraksyor, sonra
bir i geirerek son cmleyi de okuyor. Siyah adam... ge... geri zekaldr?
Bitiik masadaki ift baklarn ar ar bize doru eviriyor. Adam donakalyor, kadnn
suratndaysa ayn derecede dehetengiz bir ifade. Alev saan baklar yollayarak, kadnn
baklarn nndeki siktiimin salatasna indirmesini salyorum sonunda.
Hmm, Patrick diyor Bethany, boazn temizliyor, glmsemeye alyor, kad bana
geri veriyor. Evet? Eee? '
Gryorum ki- diyor, dnyor- sosyal adaletsizlik... duygun hl... -yeniden grtlan
temizliyor, gzlerini indiriyor- hl yerinde.
Kad ondan alyorum, cebime sokup glmsyorum, gene de umursamaz bir ifade
taknmaya alyorum, gtm sanmasn diye dik duruyorum. Masamza bakan garson
geliyor, hangi marka biralar var diye soruyorum.

Heineken, Budweiser, Amstel Light, diye sralyor.


Baka? Bethany'ye bakarak elimle garsona devam etmesini iaret ediyorum.
eey... hepsi bu kadar... efendim.
' Corona yok mu? Kirin yok mu? Grolsch? Moretti? diye soruyorum akn, kzgn.
Kusura bakmayn efendim, ama hayr. Yalnzca Heineken, Budweister, Amstel Light.
lgnlk bu, diyerek i ekiyorum. Bana sek bir J&B, buzlu. Hayr, bir Absolut Martini.
Hayr, buzsuz J&B.
Bana da bir San Pellegrino daha, diyor Bethany.
Bana da aynsndan, diye ekliyorum abucak, masann altnda bacam nne geilmez
biimde seirmekte.
Peki. Spesiyalitelerimizi renmek ister misiniz? diye soruyor.
Kesinlikle, diyorum tkrr gibi, sakinleiyorum, yattrc bir glmsemeyle Bethany'ye
bakyorum.
Emin misiniz? Glyor garson.
Ltfen diyorum meny inceleyerek, hi komik bulmuyorum.
tah aclardan gnete kurutulmu domates ve poblano biberi, sar havyarm var,
ayrca taze andiv orbam da var.
Dur bi dakka, dur bi dakka, diyorum, elimi kaldrp onu susturuyorum. Ar ol.
Buyrun? diye soruyor garson, aalad.
Havyarm var, orbam var, ne demek? lokantamzda var diyeceksin, diye dzeltiyorum.
Gnete kurutulmu domatesler senin deil. Lokantann. Poblano biberleri senin deil.
Lokantann. Biraz daha net olmalsn. ylesine sylyorum, aklnda bulunsun diye.
Afallayan garson Bethany'ye bakyor, Bethany, Andiv orbasn nasl getiriyorsunuz? diye
sorarak durumu ustaca kurtaryor.
eey... souk olarak, diyor garson, deminki parlamamn etkisinden tamamen kurtulmu
deil, ok ok ok sinirli biriyle muhatap olduunu sezdi. rkyor, yeniden susuyor.
Devam, diye steliyorum. Ltfen devam et.
Souk olarak veriyoruz, diye yeniden giriyor sze. Antre olarak da mango dilimli keler
balmz, brek zerine levrekgiller sandvii, zerine akaaa urubu veriyoruz ve de, yeniden elindeki listeye bakyor- pamukla.
Mmmm, nefise benziyor. Pamuk ha, mmmm, diyorum, ellerimi itahl itahl ovuturarak.
Bethany, sen?
Ben, yannda prasa ve kuzukula ile Meksika suisi alacam, diyor Bethany. Ayrca
da andiv... fndk soslu.
Siz efendim? diye soruyor garson rkeke.

Bense... duruyorum, mnye arabuk bir gz atyorum. am fstkl mrekkep bal


alacam, bunun yannda bir de ltfen bir dilim kei peynirinden, de chvre yani -yanl
telaffuzum karsnda yznn seirip seirmediini grmek iin Bethany'ye dnp
bakyorum- ve de, ve de... yannda, yannda... ha, bir para salsa.
Garson bayla onaylyor, ekiliyor, ba baayz.
Eee? Bethany glmsyor, masann hafife sarsldn fark ediyor.
Bacan... rahatsz m?
Bacam? Oh. nce bacama, sonra ona bakyorum. ey. den... mzikten. Mzie
bayldm da. alan mzie.
Nedir alan? diye soruyor, ban yana yatryor, barn zerine tavana tutturulmu
hoparlrlerden gelen New Age asansr mziini duymaya alyor.
ey... Sanrm Belinda Carlisle, diye tahmin yrtyorum Emin deilim.
Fakat... diye sze balyor, sonra susuyor. Aman, bover.'
Fakat ne?
ark syleyen birini duymuyorum ben. Glmsyor, uysal uysal baklarn indiriyor.
Bacam yattryorum ve dinlermi gibi yapyorum. Fakat bu onun arklarndan biri,
diyorum, sonra da yarm az ekliyorum, galiba ad da Heaven Is a Place on Earth.
Bilirsin.
Baksana, diyor, son zamanlarda hi konsere gittin mi?
Hayr, diyorum, aacak konu mu kalmamt diyorum iimden, canl mzik sevmem.
Canl mzik demek? diye soruyor, ilgisi uyand, San Pellegrino'sunu yudumluyor.
Hu. Bilirsin. Grup mesela, diye aklyorum,' yzndeki ifadeden tamamyla yanl eyler
sylediimi seziyorum. Haa, unutuyordum. U2'yu seyrettim ama.
Nasllard? diye soruyor. Yeni CD'leri epey houma gitti.
Mthitiler, kesinlikle mthitiler. Kesinlikle... Ne diyeceimi bilemediimden susuyorum.
Bethany kalarn havaya kaldryor, daha fazlasn renmek arzusunda. Kesinlikle...
rlandalydlar.
Sahnede olduka iyi olduklarn duydum, diyor, sesinde hafif, mzikal bir tn var. Baka
neden holanyorsun?
Eh, ite bildiin eyler, diyorum, takldm kaldm. The Kingsmen, 'Louie, Louie falan...
yle eyler.
Oh, Patrick, diyor, yzm drt bir yandan inceleyerek.
Ne? Panikliyorum, elim hemen sama gidiyor. Fazla m kpk srmm? The
Kingsmen i sevmez misin?
Hayr. Glyor. Okuldayken bu kadar bronz tenli olduunu hatrlamyorum.
Ama bronz tenliydim gene de deil mi? diye soruyorum. Sevimli Hayalet Casper'a falan

benzemiyordum, deil mi? Dirseimi masann zerine dayayp bisepsimi skyorum, kasa
dokunmasn sylyorum. steksizce dokunduktan sonra, sorulann srdryorum.
Gerekten, Harvard'da bu kadar bronz tenli deildim, yle mi? diye soruyorum endieli ses
taklidi yaparak, ama gerekten endieyle.
Hayr, hayr. Glyor. 84 mezunlarnn George Hamilton'ydn sen, emin ol.
Teekkrler, diyorum, rahatladm.
Garson ikilerimizi getiriyor- iki ie San Pellegrino. Sahne ki.
Sen neredeydin... Mili...? Tafetta? Neydi ad? diye soruyorum. Vcudu, teni, smsk ve
pembe grnyor.
Millbank Tweed, diyor. altm irket.
Eee, diyorum, bardama bir eyil limon skarken. Harika bir ey. Hukuk okumak
yaram bakyorum.
Sen... P & P'desin, deil mi? diye soruyor.
Evet, diyorum.
Duruyor, susuyor, bir ey sylemek istiyor, sylesin mi sylemesin mi dnyor, sonra
soruveriyor: Fakat... ailen eyin sahibi deil miydi...
Bundan bahsetmek istemiyorum, diyorum, szn keserek. Fakat, evet Bethany. Evet.
Sen de hl P & P'de mi alyorsun? diye soruyor.
Heceler teker teker birbirinden kopuyorlar ve gelip bamn iinde patlyorlar.
Evet, diyorum, etrafa kaamak baklar frlatarak.
Fakat- kafas kart. Senin babann-
Evet, elbette, diyorum, szn keserek. Pooncakes'de focaccia yemi miydin hi?
Patrick
Evet?
Bir sorun mu var.
iten bahsetmek istemiyorum o kadar... duruyorum. O kadar. Neden?
nk nefret ediyorum da ondan, diyorum. Simdi dinle bak, Pooncakes'i denedin mi hi?
Bana kalrsa, Miller onu suiistimal etti.
Patrick, diyor tane tane. konusunda bu kadar gerginsen neden brakvermiyorsun?
almaya ihtiyacn yok.
nk, diyorum, gzlerimi gzlerine dikerek. Dzene... uymak... istiyorum...
Uzun bir sessizlikten sonra glmsyor. Anlyorum. Bir sessizlik daha oluyor.
Bunu ben bozuyorum. Bunu, nasl diyeyim, i hayatna yeni bir yaklam olarak ele
alabilirsin, diyorum.
Ne kadar da -duralyor- saduyulusun. Tekrar dural-yor. Ne kadar, mmm, gereklik

duygusu.
le yemei kah bir zdrap, kah zlmesi gereken bir bilmece, kah bir engel, derken
zahmetsizce dze kyoruz ve ben becerikli bir performans gstermeyi baaryorumgalebe alan zekam iin iine giriyor ve onun beni ne kadar arzuladn sezdiini sylyor,
ama ben kendimi geri ekiyor, balamyorum.
O da balamyor, ama benimle krtrmay da srdryor. Beni yemee armakla bir
szn yerine getirdi ve de mrekkep bal sofraya geldiinde, bu sz tamamen yerine
getirilmedike kendime gelemeyeceimi dnerek panikliyorum. Masamzn yanndan
geen erkekler onu fark ediyor. Bazen sesimi alaltp bir fslt haline getiriyorum. Sesler
duyuyorum- grltler, esrarengiz sesler, kafamn iinde; az alyor, kapanyor,
mrekkep baln yutuyor, glmsyor, dudak boyasyla svanm bir mknats gibi beni
kendisine ekiyor, faks makineleriyle ilgili bir eyden sz ediyor, iki kere. Sonunda buzlu bir
J&B, sonra da konyak smarlyorum. Bethany naneli Hindistan cevizli bir sorbe alyor.
Dokunuyorum, masann te yanndan uzanarak elini tutuyorum, arkadaadan te. Vanities
e gne doluyor, lokanta boalyor, saat e geliyor. Bir kadeh Chardonnay smarlyor,
sonra bir tane daha, sonra hesab istiyor. Gevedi, fakat bir ey oluyor. Kalp atlarm
hzlanyor, yavalyor, derken normalleiyor. Dikkatle dinliyorum. Zamannda hayal edilen
olaslklar tuzla buz oluyor. Gzlerini indiriyor, kaldrp baktnda da ben benimkilerini
indiriyorum.
Eee, diye soruyor. Biriyle beraber misin?
Aslnda sade bir hayat sryorum, diyorum dnceli bir sesle, hazrlksz yakalandm.
Ne demek bu? diye soruyor.
Bir yudum konyak alyor ve kendi kendime hafife glmsyorum, onunla oynuyorum,
mitlerini, yeniden birleme ryalarn ykyorum.
Biriyle beraber misin, Patrick? diye soruyor. Haydi, syle. Evelyn'i dnerek kendi
kendime mrldanyorum. Evet. Kim? diye soruunu duyuyorum.
ok byk bir ie Desyrel,' diyorum uzaklara karp giden bir sesle, birden
hznleniyorum.
Nee? diye soruyor, glmsyor fakat sonra bir eyin farkna varyor ve ban sallyor.
ki imemeliydim.
Yok, hayr, gerekten beraber olduum biri yok, diyorum, daldm yerden ekip
karyorum kendimi, sonra mekanik bir sesle, demek istediim, kim kiminle gerekten
beraber ki? Birileriyle gerekten beraber olan birisi var m ki? Sen benimle beraber miydin?
Beraber? Ne demek ki bu? Ha! Beraber? Ha! Gerekten anlyorum. Ha! Glyorum.
Bunu yiyor, sonra bayla onaylayarak, Biraz kark da olsa, bu dediinde mantkl bir
yan var sanyorum, diyor.
Uzun bir sessizlik daha, sonra rkntyle bir sonraki soruyu soruyorum: Eee, sen biriyle
birlikte misin?
Kendinden honut glmsyor, nne bakmay srdrerek, benzersiz bir ak szllkle

itiraf ediyor, Eee, ey, evet bir erkek arkadam var ve-
Kim?
Ne dedin? rkilerek ban kaldryor. Kim o? Ad ne? Robert Hall. Neden? Salomon
Brothers'da m? Hayr, ef.
Salomon Brothers'da m?
Patrick, o ef, yani aba. Ve bir restorann orta.
Hangisinin?
Ne fark eder?
Hayr, gerekten, hangisi? diye soruyorum, sonra alak sesle, Zagat rehberimden silip
atmak istiyorum o restoran.
Dorsia diye bir yer, diyor, sonra, Patrick, iyi misin sen?
Evet, beynim infilak ediyor ve karnm iinden yrtlarak alyor -spastik, asidik, gastrik bir
reaksiyon; silme kk, be^ aba apkalarndan oluan yldzlar ve gezegenler, koca
koca galaksiler gzmn nnden uarcasna geiyorlar. Boulurcasna bir soru daha
soruyorum.
Neden Robert Hall? diye soruyorum. Neden o?
ey, bilmiyorum, diyor, biraz akrkeyf. Yirmi yedi yanda olmakla ilgili herhalde ve de-
yle mi? Ben de o yataym. Manhattan'n yars da. Ne olmu? Bu Robert Hall'la
evlenmek iin bahane deil.
'Evlenmek mi? diye soruyor, gzleri iri iri alyor, savunmaya geiyor. yle bir ey dedim
mi?
Evlendim demedin mi?
Hayr, demedim, ama kimbilir. Omuzlarn silkiyor. Evlenebiliriz.
Ha-ri-ka.
Dediim gibi, Patrick, -bana kt kt bakarm gibi yapyor, akacktan, midemi
bulandryor- -sanrm biliyorsun, eee, zaman geiyor. u biyolojik saat tk tk etmekten
vazgemiyor, diyor, dnyorum: Aman tanrm, bunu itiraf etmesi iin sadece iki kadeh
Chardonnay imesi yetecek miydi? Nasl da hafif sklet. ocuk istiyorum.
Robert Hall'dan m? diye soruyorum, inanamayarak. Yok artk, Kaptan Lou Albano'dan
yap bari. Seni kesinlikle anlamyorum Bethany.
Peetesini elliyor, gzlerini indiriyor, sonra garsonlarn akam servisi iin masa kardklar
yaya kaldranna bakyor. Ben de onlar seyrediyorum. Peki neden sende bir dmanlk
seziyorum, Patrick? diye soruyor usulca, sonra arabndan bir yudum alyor.
Belki de dman olduum iindir, diyorum tkrrcesine. Belki de sen sezdiin iindir.
Aman tanrm, Patrick, diyor, yzm inceliyor, gerekten keyfi kat. Robert'la senin
arkada olduunuzu sanyordum.

Ne? diye soruyorum. Aklm kart da.


Robert'la sen arkada deil miydiniz? Duruyorum, kukuluyum. Arkada mydk? Evet,
Patrick, yleydiniz.
Robert Hall, Robert Hall, Robert Hall, diye mrldanyorum kendi kendime, hatrlamaya
alarak. Burslu renci? Mezuniyet snfmzn bakan? Bir saniye daha dnyorum,
sonra ekliyorum, enesi dorudan boynuyla birleen hani?
Hayr, Patrick, diyor. br Robert Hall.
Onu br Robert Hall'la m kartryorum?
Evet, Patrick, diyor bkknlkla.
Gzlerimi yumup iimi ekiyorum. Robert Hall. Hani ana-babas, ne derler, Washington'n
yarsna sahip olan Robert Hall mu? Hani -yutkunuyorum- takm kaptan olan m? Bir
doksan boyunda?
Evet, diyor. O Robert Hall.
Ama... Duruyorum.
Evet? Ama, ne? cevabma hazrlanyor gibi. Ama o ibneydi diye karyorum baklay
azmdan. Hayr, deildi, Patrick, diyor, apak gcendi. bne olduundan kesinlikle
eminim, diyorum bam sallayarak.
Nasl bu kadar kesinlikle emin oluyorsun? diye soruyor, hi holanmad bu iten.
nk yurtta kalan tiplere -benim binadakilere deil ama-partilerde kendini, ey, srayla
yaptrrd, balattrrd filan. En azndan ben yle duydum, diyorum sr verir gibi, sonra
hayatmda hi olmad kadar utanarak, itiraf ediyorum, Bak Bethany, bir keresinde bana...
ey yani, benimkini azna almay teklif etmiti. eyde, m, ktphanenin medeni hukuk
blmnde.
Aman tanrm, diyor soluu kesilerek, yznde irenme ifadesi. Hesap nerede?
Robert Hall tezini Babar zerine yazd iin atlmad myd? Ya da Babar gibi bir ey?
diye soruyorum. Fil Babar. ey, aman tanrm, Franszlarn fili Babar?
Ne diyorsun sen allahakna?
Dinle beni, diyorum. Kellogg'daki meslek lisesine gitmemi miydi? Kuzeybatda, hani?
O okulu brakmt, diyor.
Dinle. Eline dokunuyorum.
Gzlerini krptrp elini geri ekiyor.
Glmsemeye alyorum. Robert Hall ibne deil.
Ondan emin olabilirsin, diyor fazlaca kendini beenmi bir sesle. Robert Hall yznden
gz dner mi insann? yle mi, aptal kanck seni, diyecek yerde, yatma bir sesle,
Eminim, eminim, diyorum sonra, Bana onu anlat. Aranz nasl onunla, onu bilmek
istiyorum, sonra glmseyerek, fkeyle, kprerek, zr diliyorum. zr diliyorum.

Biraz zaman alyor, ama sonunda pes ediyor, bana bakp glmsyor, ben yeniden, Haydi
anlat, daha anlat, diyorum, sonra alak sesle, hafif bir srtla, Amn yarp amak
isterdim senin, diyorum. Chardonnay biraz gevetti onu, o yzden yumuuyor, dili
zlyor.
O yakn gemiini anlatrken ben baka eyler dnyorum: hava, su, gk, zaman, bir an,
ona dnyadaki btn gzel eyleri gstermek istediim bir zaman noktas. ini amalar,
yeni balanglar, benim u anki gr alanmn dnda olup biten eyler iin sabrm yok.
Harvard'a ilk girdiim yllarda Cambridge'de bir barda tantm bir gen kz, bir birinci snf
rencisi, Hayat sonsuz olaslklarla doludur, demiti. Kz bu bbrek ta kymetinde inciyi
savururken yemekte olduum erezleri btn btn yutup boulmamak iin yiite aba sarf
etmitim, sakince bir Heinekenin geri kalanyla onlar mideye yollam, glmsemi ve
dikkatimi bir kede oynanan dana vermitim. Sylemeye gerek yok, kz ikinci senesini
gremedi. O k, cesedini Charles Irmanda buldular, ba gvdesinden ayrlm, mil
tedeki bir aacn alt dallarndan birine salarndan dmlenmi olarak bulunmutu.
Harvard'daki fkelerim imdikilerden ok daha az iddet doluydu ve tiksintimin kaybolacan
umut etmek de yararsz- hi yolu yok.
Oo, Patrick, diyor. Hl aynsn. Bu iyi mi, kt m, bilemiyorum.
yi olduunu syle.
Neden? yle mi? diye soruyor, alnn krtrarak. yle miydi? Eskiden?
Kiiliimin sadece bir yzn tanyordun, diyorum. renciyi.
Ya, sevgiliyi? diye soruyor, sesi bana insani bir eyi hatrlatyor.
Baklarm buz gibi, hi etkilenmeksizin yzne dyor, darda sokakta salsaya
benzeyen bir mzik bangr bangr almakta. Garson sonunda hesab getiriyor.
Ben deyeceim, diyorum iimi ekerek.
Hayr, diyor, el antasn aarak. Seni ben davet ettim.
Ama benim platin American Express kartm var, diyorum ona.
Benim de var, diyor, glmseyerek.
Duruyorum, sonra, onun kartn hesabn geldii tepsinin zerine koymasn seyrediyorum.
Ayaa kalkmazsam iddetli kaslmalar gelecek. Feminizm. Vauw. Glmsyorum,
etkilenmedim.
Ben erkekler tuvaletinde yediklerimi kusar, hazmedilmemi haliyle tabakta olduundan
daha az mor grnen mrekkep baln karrken, o darda, yaya kaldrmnda bekliyor.
Vanites'den dar sokaa kp Wayfarer'larm gzme takyorum, kendi kendime bir
eyler mrldanyorum, sonra onun yanana bir pck konduruyor, bir hikaye
uyduruyorum. Kusura bakma, beklettim. Avukatm aramam gerekti de.
Yaa? ilgilenirmi numaras yapyor -sersem kanck. Bir arkadan ii vard da. Omuz
silkiyorum. Bobby Chambers. Hapiste. Baz dostlar, yani, ey, aslnda sadece ben,
savunmasna yardmc olmaya alyoruz, diyorum yeniden omuz silkerek, sonra konuyu

deitiriyorum. Dinle. Evet? diye soruyor, glmseyerek. Ge oldu. Broya dnmek


istemiyorum, diyorum Rolex'ime bir gz atarak. Batmakta olan gnein sat nlar bir an
onun gzlerini kamatryor. Neden sen bana gelmiyorsun? Ne? Glyor.
Neden bana gelmiyorsun? diye neriyorum.
Patrick. Kkrtc biimde glyor. Ciddi misin?
Bir ie Pouilly-Fuisse'im var, soutulmu, ne dersin? diyorum, kalarm havaya
kaldrarak.
Bak, bu teknik Harvard'da ie yarayabilirdi ama -glyor,-hmmm, artk bydk ve
de... Susuyor.
Ve de... ne? diye soruyorum.
le yemeinde arap imemeliydim, diyor yeniden.
Yrmeye balyoruz. Darda hava korkun scak, nefes alnamyor. Gndz deil, gece
deil. Gkyz sar gibi. Srf onu etkilemek iin Duane ile Greenwich'in kesinde duran
dilenciye bir dolar veriyorum.
Bak, hadi gel, diyorum yeniden, neredeyse alamakl bir sesle. Hadi gel.
Gelemem, diyor. Ofisimdeki havalandrma bozuk, ama gelemem, isterdim, ama
gelemem.
Amaan hadi gel, diyorum, omuzlarn kavryorum, dosta skyorum.
Patrick, ofise geri dnmem gerek diye homurdanyor, isteksizce kar koyuyor.
Ama scaktan pieceksin orda, diye hatrlatyorum. Baka arem yok.
Hadi. Sonra akln elmek amacyla ekliyorum, 1940 yapm drt paralk som
gmten Durgin Gorham ay ve kahve takmm var, sana onu gstermek istiyorum.
Gelemem. Glyor, gne gzlklerini takyor.
Bet-ha-ny, diyorum, sesimde yapmack bir uyar tonuyla.
Dinle, diyor, pes etti. Sana bir Dove ikolatas alaym. Bir Dove ikolatasyla yetin.
nanamyorum. O ikolatann sadece stn kaplayan tabakada ka gram ya, ka gram
sodyum olduunu biliyor musun? Korkmu taklidi yaparak soluumu tutuyorum.
Hadii, diyor. Senin bundan endielenmen iin bir neden yok ki.
Sana hadii, diyorum, bir para nden gidiyorum ki, saldrganlm sezmesin diye. Dinle,
bir iki imeye gel bana, sonra Dorsia ya gideriz, Robert'la tanrm, olur mu? Geri geri
yrmekteyim u anda. Ltfen, ha?
Patrick, yalvaryorsun sen.
u Durgin Gorham ay takmn sana gerekten gstermek istiyorum. Duruyorum.
Ltfen, ha? Gene duruyorum. bin be yz dolara patlad bana.
Ben durduum iin o da duruyor, ban indiriyor, kaldrdnda akaklar, yanaklar, hafif
bir ter tabakasyla kapl, ok hafif. Terledi. Kendi kendine glmseyerek i geiriyor.

Saatine bakyor.
Eee? diyorum.
Gelirim ama... diye sze balyor.
Ev-veet? diye soruyorum.
Gelirim ama nce bir telefon etmem lazm.
Hayr, sz konusu deil, diyorum, bir taksiye el ederek Benden edersin telefonunu.
Patrick, diye kar kyor. Bak hemen urada bir telefon var.
Hadi gidelim, diyorum. te taksi. Takside, Bat Yakas'nn yukarsna doru yol alrken,
O arab imemeliydim, diyor. Sarho musun?
Hayr, diyor, birinin taksinin arka koltuunda unuttuu bir Sefiller programyla
yelpazelenerek. Taksi havalandrmal deil, iki pencere de ak olduu halde
yelpazelenmeye devam ediyor. Sadece birazck... akrkeyfim.
kimiz de sebepsiz yere glyoruz, Bethany bana sokuluyor, sonra bir eyi fark ederek geri
ekiliyor. Kapcn var, deil mir diye soruyor kukulu bir sesle.
Evet. Glmsyorum, tehlikenin nasl da yaknnda olduunu fark etmeyiinden dolay
tahrik oluyorum.
Dairemdeyiz. Salonda bir aa bir yukar gidiyor, bir yandan da ban sallayarak
onaylyor, ok gzel. Mr. Bateman, ok gzel. Bu arada ben kapy kilitliyorum, iyice
srglenip srglenmediini kontrol ediyorum, sonra bara gidip bir bardaa biraz J&B
dolduruyorum, o ise Wurlitzer jukebox' okayarak incelemekte. Hafiften homurdanmaya
baladm, ve ellerim ylesine titriyor ki, buz koymaktan vazgeiyorum. te oturma
odasndaym, o ban kaldrm minenin zerinde asl olan David Onicaya bakarken,
ben arkasna geip duruyorum. Ban yana eiyor, resmi inceliyor, sonra kkrdamaya
balyor, bana bakyor, aalyor, sonra gene dnp Onica'ya bakyor, hl glmekte. Ne
var diye sormuyorum -umurumda m sanki. kiyi bir dikite bitirerek, geen hafta Wall
Street'te bromun yaknlarndaki bir nalburdan aldm yepyeni bir ivi atan tabancay
sakladm beyaz meeden Anahol silah dolabna gidiyorum. Ellerime siyah deri eldivenler
geirdikten sonra ivi tabancasnn dolu olup olmadn kontrol ediyorum.
Patrick? diye soruyor Bethany, hl kkrdamakta.
Evet? diyorum, ekliyorum, Canmn ii?
Kim ast Onica'y?
Sevdin mi? diye soruyorum.
Gzel de, fakat... Susuyor, sonra, ters asldndan emin gibiyim. Ne?
Kim ast Onicay?
Ben astm, diyorum, arkam hl ona dnk olarak.
Onicay tepetaklak asmsn. Glyor.

Hmmm? Silah dolabnn yannda ayakta duruyorum, ivili tabancay elimde tartyorum,
eldivenli elimi arlna altryorum.
Tepetaklak duruyor, inanamyorum, diyor. Ne kadar zamandr byle bu?
Bin yldr, diye fsldyorum, arkama dnyorum, ona yaklayorum.
Ne? diye soruyor, hl Onicay incelemekte. Ne iin var siktiimin Robert Halluyla
senin, dedim, diye fsldyorum.
Ne dedin? Yava ekimde gibi, bir film sahnesi gibi, arkasna dnyor.
ivili tabancay ve eldivenli ellerimi grnceye kadar bekliyorum, sonra haykryorum, Ne
iin var siktiimin Robert Halluyla senin?
Belki igdsel olarak, belki bir eyler hatrlad iin kapya doru nafile bir atakta
bulunuyor, lk atyor. Chardonnay onun reflekslerini arlatrdysa, itiim viski de
benimkileri keskinletirdi, hi zorlanmadan srayp onun nne geiyorum, kamasna mani
oluyorum, onu kafasna indirdiim dn kabza darbesiyle bayltyorum. Onu srkleyecek
oturma odasna geri gtryorum, beyaz pamukludan Voilacutro bir arafa uzatarak
kollarn iki yana ayorum, ellerini avular yukar gelecek biimde kaln deme tahtalarnn
zerine yerletiriyorum ve de her bir elinin geliigzel parman ularndan tahtaya
iviliyorum. Bu bilincinin yerine gelmesine yol ayor ve haykrmaya balyor. Gzlerine,
azna, burun deliklerine Mace spreyi sktktan sonra, bann stne Ralph Lauren bir
devety palto geiriyorum, bu lklar bouyor, bir miktar. kisi de tamamen ivilerle
kaplanncaya kadar her iki eline de ivi skyorum -birbirlerinin zerine binmi, birbirlerini
sktran bek bek iviler, dorulup kalkmas imkansz artk. Beni bir para hayal
krklna uratan ayakkablarn karmak zorundaym, ama ayaklarn deli gibi yere vurup
duruyor, kendinden lekeli beyaz meenin zerinde kara oyuklar brakyor. Bu esnada ona
Seni kanck, diye baryorum, derken sesim prtk prtk bir fslt haline geliyor,
kulana Amck seni, diye hrlyorum.
Nihayet, paltoyu yznden ektiimde, azap iinde yalvarmaya balyor ya da en azndan
yalvarmaya alyor, adrenalin bir anlna acy bastryor. Patrick, aman tanrm, yapma,
ltfen, aman tanrm, brak beni... Fakat beklenebilecei zere, ac geri geliyor -geri
gelmemesi mmkn deil, ok youn- yeniden baylyor ve baygnken kusuyor, ban
yukarya kaldrmak durumundaym, kusmuuyla boulmasn diye, sonra gene Mace
skyorum. Yere ivilemediim parmaklarn srarak koparmaya alyorum, sol
baparmanda hemen hemen sonu alyorum, dilerimle kemire kemire btn etini syrp
kemii meydana karyorum, sonra gene Mace'liyorum onu, gereksiz yere, bir kere daha.
lk atarak kendine gelmesi ihtimaline kar devety paltoyu bann zerine rtyorum,
sonra olup bitenleri videoya ekmek iin avu ii byklndeki Handycam Sony kameray
ayaa yerletiriyorum. Tripodun zerindeki makine otomatikte almaya balar balamaz,
makasla elbiselerini kesmeye balyorum ve gsne gelince makas geliigzel
saplyorum, kazara (istemeden) sutyenin zerinden meme ularndan birini kesip
koparyorum. Elbisesini yrtp atmda yeniden lk atmaya balyor, Bethany'nin
zerinde sadece sa taraf kandan koyulaan sutyeniyle sidikten srlsklam olan donu
kalyor, onlar sonraya saklyorum.

zerine eiliyorum ve lklarn bastran bir sesle, Haykrmaya al, haykr, devam et
haykrmaya... diye baryorum. Btn pencereleri ve terasma alan kapy atm, onun
zerinde ayakta duruyorum, az alyor, lk bile kmyor ank, sadece korkun,
grtlaktan gelen, hayvan sesi gibi sesler, bazen kusma sesleri giriyor araya. Bar,
yavrum, diye yreklendiriyorum onu, devam et, bar. Eiliyorum, yznn daha da
yaknma geliyorum, san elimle geriye itiyorum. Hi kimsenin umurunda deil. Hi kimse
senin yardmna gelmeyecek... Yeniden lk atmaya alyor, ama bilincini kaybetmekte
ve sadece clz bir inilti karyor. Onun bu aresizliinden faydalanarak eldivenlerimi
karyorum, zorla azn ayorum, makasla dilini kesiyorum, kolaylkla azndan ekip
karyorum, avucumda tutuyorum, scak, kanlar akyor, aznda olduundan daha kk
grnyor, dili alp duvara frlatyorum, slak bir sesle yere dmeden nce bir an duvara
yapp kalyor. Azndan oluk gibi kan akyor, ban kaldryorum, kandan boulmasn
diye. Sonra azndan dzyorum onu, boaldktan ve azndan kardktan sonra, biraz
daha Mace skyorum.
Sonra, ksa sreliine bilinci yerine geldiinde, Harvard'daki birinci ylmda kz
arkadalarmdan birinin verdii mezuniyet kepini kafama geiriyorum.
Hatrladn m bunu? diye baryorum, tepesinde durarak. una da bak! diye
baryorum zafer kazanm bir sesle, elimdeki puroyu havaya kaldryorum. Hl puro
iiyorum. Ha, grdn m? Puro bu. Puroyu titremeyen, kan lekeli parmaklarmla
yakyorum, maviye kesecek kadar solgunlaan yz kaslmaya devam ediyor, acyla
seiriyor, dehetten donuklaan gzleri alyor, sonra yan yarya kapanyor, hayat bir
kabusun hiliinde.
Ha, bir ey daha var, diye haykryorum, aa yukar gezinerek. Garrick Anderson da
deil. Bu takm Armani. Giorgio Armani. Meydan okurcasna susuyorum, ona doru
eilerek srtyorum, Sen Henry Stuart sanmtn. Tanrm. Suratna okkal bir tokat
indiriyorum ve Aptal kanck, diye tslyorum, suratna yamur gibi tkrk yadryorum
fakat ylesine Mace'le kapl ki, byk ihtimalle hissetmiyor, onu yeniden Mace'liyorum,
sonra yeniden azndan dzmeye alyorum, fakat gelemiyorum, onun iin vazgeiyorum.

Perembe
Daha sonra, daha dorusu ertesi gece, mz, Craig McDermott, Courtney ve ben,
taksiyle Nell's'e gitmekteyiz, bir yandan da Evian suyundan bahsediyoruz. zerinde Armani
bir vizon olan Courtney, biraz nce kkrdayarak Evian' buz yapmakta kullandn itiraf
ediyor, bylece ielenmi sular zerine sohbet alyor ve de Courtney bizden aklmza
gelen btn markalar saymamz istiyor.
Courtney balyor, parmaklaryla sayarak. Eee, Sparcal var, Perrier, San Pellegrino,
Poland Spring, Calistoga... Duruyor, daha ileri gidemiyor, yardm isteyerek McDermott'a
bakyor.
McDermott iini ekip devam ediyor, Canadian Spring, Canadian Calm, Montclair, o da
Kanada'dan, Fransz Vittel, Crodo, talyan... Duruyor ve dnceli dnceli enesini
svazlyor, bir tane daha bulmaya alyor, sonra bulduuna arm gibi ilan ediyor.

Elan. Sanki dilinin ucuna baka bir isim gelmi gibi grnyorsa da Craig, esin dolu bir
sessizlie gmlyor.
Elan m? diye soruyor Courtney.
svire'den, diyor Craig.
Courtney, Yaa, diyor, bana dnyor. Sra sende, Patrick.
Gzlerimi taksinin penceresinden dar dikmi bakyorum, dnceliyim, neden olduum
sessizlik beni tarif edilmez bir skntyla dolduruyor, mekanik bir sesle an arda sayyorum.
Unuttuklarn, Alpenwasser, Down Under, Schat, Lbnan'dan, Qubol ve Cold Springs...
Onu sylemitim zaten, diye szm kesiyor Courtney, itham eder gibi.
Hayr, diyorum. Sen Poland Spring dedin.
yle mi? diye mrldanyor Courtney, sonra McDermott'n ceketini ekitirerek, Doru
mu sylyor, Craig? diyor.
Muhtemelen. McDermott omuz silkiyor. Sanrm.
Maden suyunu her zaman cam iede satn almak gerektiini de unutmamalsn. Plastik
iede almamalsn, diyorum uursuz bir sesle, sonra ikisinden birinin nedenini sormasn
bekliyorum.
Neden? Courtney'in sesinde gerek bir ilgi kvlcm var. Okside olduu iin, diye
aklamada bulunuyorum. Suyun bayatlamam olmas gerekir, tad bozulmam olmal.
Uzun, akn, tam Courtneyvari bir susutan sonra, McDermott pencereden dar bakarak
itiraf ediyor. Hakl.
Sular arasndaki farklar bilemiyorum, diye mrldanyor Courtney. Arabann arka
koltuunda McDermott'la benim aramzda oturuyor. zerindeki krkn altnda Givenchy'den
kabartma desenli ynl bir elbise, Calvin Klein tay, ayaklarnda Warren Susan Allen
Edmonds ayakkablar var. daha nce, gene takside, kalitesini yoklamaktan baka bir
amacm olmadan krk usulca ellediimde, Courtney alak sesle, az kokusu iin nane
kullanp kullanmadm sordu. Bir ey demedim.
Ne demek istiyorsun? diye soruyor McDermott ciddiyetle.
Eee, diyor Courtney, demek istiyorum ki, mesela memba suyu denen eyle tabii su
arasndaki fark nedir, ya da yani, var mdr?
Courtney. Yeraltndaki herhangi bir kaynaktan gelen suya tabii su denir, diye iini ekiyor
Craig, hl pencereden dar bakmakta. Mineral doygunluu ayndr fakat su dezenfekte
edilmi ya da artlmm McDermott m zerinde Gianni Versace'den ular sivri yakal
ynl kumatan bir frak var, buram buram Xeryus kokmakta.
Bir an zihni uyuukluumdan silkinip ilave aklamada bulunuyorum: Memba suyunda ise,
madenler eklenmi ya da karlm olabilir ve su genellikle ileme tabi tutulmam, fikre
edilmitir. Amerika'da satlan ielenmi suyun yzde yetmi bei aslnda memba suyudur.
Yeniden susuyorum, sonra taksinin iindekilere soruyorum, Bilen var myd bunu?
Uzun, ruhsuz bir sessizlik oluyor, sonra Courtney baka bir soru soruyor, ama yarm. Ar

suyla artlm su arasndaki farklar?..


Bu konumay dinlediim filan yok aslnda, kendi sylediklerimi bile, nk Bethany'nin
cesedini ortadan kaldrmann yollarn dnmekteyim ya da en azndan bir ya da iki gn
daha evde tutaym m tutmayaym m, onun muhasebesini yapmaktaym.
Bu gece ortadan kaldrmaya karar verirsem, paralarm rahatlkla bir Hefty p torbasna
yerletirir, merdiven boluuna koyabilirim; ya da ekstra bir aba harcayabilir, srkleyerek
sokaa karabilir ve kaldrm kenarndaki ple atabilirim. Hatt onu Hell's Kitchen'daki
apartman dairesine bile gtrebilir, zerine kire dker, bir puro ier, kulamda
walkman'im, cesedin erimesini seyredebilirim, fakat kadn cesetlerini erkeklerinkinden ayr
tutmak ve de ayrca bu akamzeri kiraladm Bloodhungry adl video filmini seyretmek
istiyorum -kasetin zerindeki tantma yazsnda 'baz palyaolar sizi gldrr, oysa Bobo sizi
ldrr, sonra da cesedinizi yer,' deniyor -Bellvue'de ufak tefek bir eyler yemeden bile
Hell's Kitchen'a bir gece yars yolculuu yapmak bana zaman kaybettirir. Bethany'nin
kemikleri ve barsaklaryla etinin byk bir ksm, byk ihtimalle apartmann koridorunun
dibindeki p yakma makinesini boylayacak.
Courtney, McDermott ve ben Manhattan burnundaki Liman'n yaknlarnda Goldcard
adndaki yeni bir kulpte verilen bir partiden yeni ayrldk. Lokal kendi bana koskoca bir
ehir gibiydi, orada Exeter'dan beri grmediim ve de tpk McDermott gibi buram buram
Xeryus kokan, kesinkes Kanadal Walter Rhodes'a rastgeldim, ona Bak, insanlardan
uzaklamaya alyorum, konumaktan bile kanyorum, dedim ve sonra izin istedim.
Walter yalnzca biraz ararak, Hu, tabii, ey, hmm, anlyorum, dedi. zerimde alt
dmeli, kruvaze, yn-krep karm, pantolonu pilili bir smokin var, ham ipekten bir papyon,
hepsi Valentino. Luis Carruthers bir haftalna Atlanta'da. Herbert Gittes'le Goldcard'da bir
izgi kokain ektim ve de McDermott, Nell's'e gitmek zere bu taksiye el etmeden nce de,
kokaini yumuatsn diye bir Halcion aldm, fakat henz etkisini gstermedi. Courtney,
McDermott'la ilgileniyor gibi ve de bu gece Courtney'in Chembank kart, en azndan
uradmz otomatik giede, ilemedii iin (sebebi de, geri kendisi itiraf etmez ama
kartn sk sk kokain izgilemek zere kullanmas; kokain tozu, eitli zamanlarda benim de
kartmn azna smtr) ve de McDermott'nki iledii iin, onun kartn benimkine tercih
etti, bu da demektir ki, Courtneyyi tandm kadaryla, McDermottla dzmek istiyor.
Aslnda fark etmez. Ben Craigden daha yakklym geri ama aslnda ikimiz de aa
be yukar aynyz. Bu sabahki Patty Winters ovun konusu konuan hayvanlard. Portatif
bir akvaryumda vantuzlarndan birine mikrofon balanm bir ahtapot szlyor ve de 'peynir
isteyip duruyordu, (ya da yumuakalarn ses telleri olduundan kesinlikle emin olan
eiticileri bizi yle olduuna temin etti). Seyrettim, hafife dalar gibi olmuum, hkrarak
alamaya baladm. Sekizinciyle Onuncu Sokak'larn kesitii karanlk kede Hawaililer
gibi giyinmi bir dilenci p tenekesinin banda bir eyler yapyor.
Ar ya da artlm suda madenlerin ou szlmtr. Su kaynatlm ve buhar kondanse
edilerek artlm su haline getirilmitir. '
Bu yzden de artlm suyun tad yavan olup genellikle iilmez. Elimde olmadan
esniyorum.

Ya maden suyu? diye soruyor Courtney.


Kimyasal madde ya da tuz ya da eker ya da kafein ihtiva etmez, diyorum.
Peki kabarckl olan da kabarcklarn karbondioksitten mi alr? diye soruyor.
Evet. McDermott'la ikimiz, baklarmz ileriye dikili, bamz sallayarak onaylyoruz.
Biliyordum, diyor.
Fakat onun da yalnzca doal olann al, diye uyaryorum. nk ancak o durumda
suyun karbondioksit muhtevas kaynandan geliyor demektir.
Kulp soda ve seltzer mesela, yapay olarak karbonlandrlm ieceklerdir.
White Rock seltzer dnda, diye ekliyorum, McDermott'n gln, kesintisiz gsterisizlii
karsnda hayretlere dtm. Ramlsa karbonlu maden suyu da ok iyidir.
Taksi Ondrdnc Sokak'a sapmaya hazrlanyor, fakat ayn anda dn ya da be limuzin
de ayn eyi yapmaya altklarndan karyoruz. ofre kfrediyorum, fakat
fiberglasla ayrlm n blmede, radyoda, eski bir Motown arks -60l yllardan, belki de
Supremes sylyor- almakta, alaktan sesi geliyor. Cam amaya alyorum fakat kilitli
ve yerinden oynamyor. Courtney, Jimnastikten sonra hangisini imeli? diye soruyor.
Valla, diyorum, hangisini iersen i, iyice souk olsun da.
nk? diye soruyor.
nk, oda scaklndaki sudan daha souk olunca vcut daha kolay emer. Dalgn
baklarla Rolex'ime bakyorum. Su imelisin. Evian. Ama plastik iede olmamal.
Antrenrm, Gatorade iin de iyidir diyor, diye kar kyor McDermott.
yi de, sence baka svlardan ok daha abuk kana kartna gre, suyun sv kaybnda
en iyi zm olduunu dnmyor musun? Eklemeden edemiyorum, Birader?
Yeniden saatime bakyorum. Nellsde sek bir J&B ier, eve dnerim, saat ikide
Bloodhungrynin hepsini seyretmi olurum. Taksinin ii gene sessiz, kulbn nndeki
kalabaln iinde yol alyoruz, limuzinler teker teker yolcularn indirip yollarna devam
ediyor, hepimiz dikkatimizi buna younlatrm durumdayz, bir de ehrin zerindeki ar,
karanlk bulutlarla ykl gkyzne. Gittes'le ektiim kokain yznden boazm kupkuru,
biraz slatmak iin yutkunuyorum. Limuzinler birbirlerine koma alp duruyor, hibir ie
yaramyor. Sokan br yanndaki terkedilmi binann camlarna Crabtree & Evelyn'deki bir
indirimli satn ilanlarn yaptrmlar. 'Mool' de bakaym, Bateman. Nasl dersin? M-o-go-I. Mo-gol. Mog-ol. Buzullar, hortlaklar, uzayllardan sevmem, diyor McDermott biraz
hznl bir sesle. ok tatl geliyor bana. Bunu sylerken yle perian bir grnm var ki,
iime dokunuyor, hak veriyorum.
Taksinin karanlnda ona bakp, byk ihtimalle bu gecenin sonunda kendini Courtneyle
yatakta bulacan dnnce, iim birden ona kar acma hissiyle doluyor.
Evet, McDermott, diyorum ar ar. Evian ok tatl. Biraz nce, Bethany'nin kan yerde
ylesine geni bir gl oluturmutu ki, telsiz telefonlarmdan birine uzanrken bunda kendimi
grebiliyordum ve de sa kestirmek iin Gio'sdan randevu alm seyrettim. Courtney,

Pellegrino'yu denemeye korkmutum ilk defasnda, itirafyla transm blyor. Tedirgin


gzlerle bana bakyor -ne bekliyor... hak vermemi mi?- sonra da McDermott'a, beriki ona
uuk, isteksiz bir glck yollamakla yetiniyor. Fakat bir kere denedikten sonra, ok... iyi
geldi.
Ne gz pek bir davran, diye mrldanyorum, yeniden esniyorum, taksi milim milim
Nell's'e yaklamakta, sonra yksek sesle, Baksanza, telefona takldnda bekleme sesi
taklidi karabilecek bir aygttan haberiniz var m? diye soruyorum.
Gene dairemdeyim, Bethany'nin cesedi zerinde ayakta duruyorum, dnceli dnceli
bir iki yudumluyorum, cesedin durumunu gzden geiriyorum. Her iki gzkapa da yan
ak, dudaklar koptuu iin -dilenerek koparld aslnda- alt diler dar doru frlyormu
gibi grnyor. Gnn daha erken saatlerinde sol kolunu testereyle kestim, onu ldren de
bu oldu sonuta, kolu, elin olmas gereken (u anda el nerede, en ufak bir fikrim yok,
buzlukta m, dolapta m?) yerden frlayan kemikten tutup kaldryorum -kemii pipo gibi
avucumla kavrayarak; ou budand ya da kemirildii halde hl kemie yapp kalm
bir sr et ve kas var- ve kafasna indiriyorum. enesini tamamyla paralamak iin pek az,
be ya da alt darbe kadar yetiyor, suratn grmek iinse iki defa daha vurmam
gerekiyor.

Whitney Houston
Whitney Houston kendi adn tayan bir LP'yle 1985'de mzik dnyasn birbirine katt.
Albmde, The Greatest Love of All You Give Good Love ve Saving All My Love for You gibi
paralarn yan sra, her biri 45lii olarak birer hit olan drt ark vard. An, bu albm ona
en iyi kadn pop arkcs dalnda bir Grammy dl ve biri en iyi rhythm&blues 45^, dieri
en iyi rhythm&blues videoklibi dallarnda olmak zere iki Amerikan Mzik dl kazandrd.
Ayrca Billboard ve Rolling Stone dergileri onu yln en iyi gen sanats mansiyonuyla
dllendirdiler. Btn bu tantanaya bakarak insan albmn snk, prltsz bir olay
olacan dnebilir, fakat iin ho yan Whitney Houston (Arista) son on yln en scak, en
youn ve her ynyle en drt drtlk rhythm&blues albmlerinden biridir ve Whitney akllara
durgunluk verecek bir sese sahiptir. Whitney'nin albmn kapandaki zarif, gzel
fotorafyla (zerinde Giovanne De Maura imzal bir gece elbisesiyle) olduka seksi arka
kam pak fotorafna (Norma Kamali imzal bir mayoyla) baknca, insan bunun o tatsz tuzsuz
profesyonel ilerden biri olamayacan hemen anlamaktadr; albm iyi cilalanm fakat ayn
zamanda gl bir yapttr, Whitney'nin sesi saysz snrlar amakta ve ylesine deikenlik
gstermektedir ki (temelde bir caz arkcs olmasna karn), dinleyici tek dinleyile
albmn iine giremeyecektir. Ama bunu istemeyecektir de. Defalarca defalarca dinlemek
isteyecektir.
Albm, prodktrl ve aranjmanlar Kashif tarafndan yaplan You Give Good Love ve
Thinking About You paralaryla alr, paralarn ikisi de scak, zengin caz tnlar tamakla
birlikte, ada bir synthesizer ritminden de yoksun deildirler ve ikisi de kaliteli arklar
olmakla birlikte, albm ancak prodktrln Jermaine Jackson'n yapt Someone for
Me ile gerek havasm bulur. Burada Whitney, zlem dolu bir sesle caz-disko bir

enstrumantasyon nnde syler ve bu arkda Whitneyin zlemiyle arknn kendine zg


enerjisi arasndaki fark ok dokunakldr. Saving All My Love For You adl balad, albmdeki
en seksi, en romantik arkdr. Ayrca arkda Tom Scottn drt drtlk bir saksafon solosu
da yer almaktadr ve kii, 60larn srf kzlardan oluan pop gruplarnn etkilerini (bestedeki
imzalardan biri de Gerry Goffin'e aittir) duyabilmektedir, fakat 60larn kzl gruplarnn hibiri
bu arkdaki kadar duygusal ya da seksi olamamlardr (ne de bu kadar iyi prodktrlere
sahip olmulardr.) Nobody Loves Me Like You Do, (arknn prodktrln de yapan).
Jermaine Jackson'la birlikte sylenmi nefis bir det olup bu albmdeki ark sz kalitesine
sadece bir rnektir. arkcnn kendi ark szlerini yazmayp da seimi prodktre
braktnda karlalan doru drst ark szlerinin mumla aranr olmas durumu, bu
albm iin kesinlikle geerli deildir. Whitney ve ekibinin seimi drt drtlktr.
How Will I Know adn tayan disko para (80lerin en iyi disko arks dlne benim
adaym), erkein kendisiyle ilgilenip ilgilenmediinden emin olamayan gen kz tedirginliine
adanm neeli bir kasidedir. Nefis bir klavye riffi olan parann prodktrln 'harika
ocuk prodktr Narada Michael Waiden gerekletirmitir. ahsen, benim favori baladm
(arkcnn kariyerinin zirvesi olan The Greatest Love of All dnda), gen bir kadnn
sevgilisinin kendisinden yava yava uzaklatn fark etmesini konu edinen ve enfes bir
yayl sazlar aranjmanna sahip olan All at Once'dr. Albmde hibir 'dolgu ark
bulunmamasna ramen, gene Jermaine Jacksonla bir det olan Take Good Care of My
Heart, bu manta en yakn ark saylabilir. Sorun, arknn albmn caz kkenlerinden ok
uzaklamas ve 1980'lerin dans mziinden fazla etkilenmi grnmesidir.
Fakat Whitney nin yetenei, kiinin kendine ve onuruna sahip kmasn konu edinen en
gzel, en gl arklardan biri olan o mthi The Greatest Love of Allla yeniden ayaklar
zerinde dorulacaktr. lk satrndan (arknn sz yazarlar olarak Michael Masser'la Linda
Creed'in adlar gemektedir) son satrna kadar, ark insann kendine inancn konu edinen
drt drtlk bir baladdr. Mesaj ok gldr, Whitney arky 'yce' denecek kadar
grkemli bir yorumla sylemektedir. Mesajn evrensellii btn snrlar amaktadr ve
dinleyende kendini kusursuzlatrmak, daha iyi davranmak iin ok ge kalmad midini
uyandrmaktadr. Yaadmz dnyada bakalaryla empati kurmak imkansz olduu iin,
her zaman kendi kendimizle empati kurabiliriz. Mesaj nemlidir, hatt acildir ve albmde ok
gzel dile getirilmitir.
kinci almas Whitneyde (Arista, 1987) hit olmu drt ark, I Wanna Dance With
Somebody, So Emotional, Didn't We Almost Have It All? ve Where Do Broken Hearts Go?
Yer almakta olup, albm arlkl olarak prodktr Narada Michael Wal-den'n imzasn
tamaktadr. Whitney Houston kadar ciddi bir alma olmamakla birlikte, sulu gzl bir
anlayn kurban olduu da sylenemez. Ritmik, insan dans etmeye aran ve bundan
nceki albmn fkr fkr arks How Will I Know tarznda olan I Wanna Dance With
Somebody (Who Loves Me) arks albmn ilk parasdr. Bunu okar gibi bir ark, Just
The Lonely Talking Again izlemekte ve bu ark da ilk albme rengini veren ciddi caz etkisini
yanstmaktadr. Bu arkda Whitney nin sesinin yeni bir sanatsal olgunlua kavutuu
hissedilir ki -albmdeki btn vokal dzenlemeleri kendisi yapmtr- ayn olgunluk
Whitneyin icra ettii en iddial ark olan Love Will Save The Dayde iyice belirgindir.

Prodktrln Jellybean Benitez'in yapt arknn ritmi nabz gibi atmakta ve albmdeki
btn dier arklarda olduu gibi, bunda da yetikin bir kii, Whitney syler, biz de ona
inanrz. Bu, ilk albmde pek ekici olan o daha yumuak, yolunu arm kk kz
imajndan epeyce farkldr.
Whitney, prodktrln Michael Massern yapt Didn't We Almost Have It Allda daha
da yetikin bir imaj sunar. ark, ok zaman nce yitirilmi bir sevgiliyle yeniden karlama
ve ona gemite kalm gnl maceras hakkndaki hislerin anlatlmasdr. Baladlarn
ounda olduu gibi, bunda da nefis bir yayl sazlar aranjman vardr. So Emotional ise,
How Will I Know ve I Wanna Dance With Somebody ile ayn havada olmakla birlikte, daha
da rock etkileri tayan bir arkdr ve Whitney deki btn arklar gibi, arkcya davul
makinesinde Narada, synthesizer'da ve synthesizer basta Wolter Afanasieff, synthesizer
gitarda Corrado Rustici, vurmal programnda ve davul samplingde Bongo Bob'dan kurulu,
mthi bir stdyo grubu elik etmektedir. Albmde prodktrl Kashif tarafndan yaplm
tek ark Where You Are'dr ve ark gerek profesyonelliin silinmez izlerini tamaktadr przsz, gz kamatrc bir cilas olan bu arkda Vincent Henry'nin de bir funky saksafon
solosu yer almaktadr. Para, listelerde baa greecek bir ark havasndadr (geri
albmdeki btn arklar yledir) ve neden 45lik olarak karlmadna hayret etmiimdir.
Love s A Contact Sport albmn gerek srprizidir -prodksiyon anlamnda albmn
merkezi niteliindeki geni sound, cretkar, seksi bir para, ayrca ritmi salam ve szleri
de harikadr. Favori paralarmdan biri. You're Still My Man'de Whitneyin sesinin bir
enstrman gibi olduunu aka duyabilirsiniz -neredeyse arkcnn mziinin duygusunu
bastran kusursuz, scack bir makine, ne var ki szler ve ezgiler, Whitney a-pmda bir
arkcnn dahi kendilerini glgelemesine izin vermeyecek kadar belirgin ve gldr. For the
Love of You, Nanda'nn davul programlama konusundaki mkemmel yeteneini sergilemekte
ve arknn caz tnl modernlii, sadece Michael Jackson ya da Sade gibi modem cazn
tccarlarna deil, Miles Davis, Paul Butterfield ve Bobby McFerrin gibi sanatlara kadar
geri gitmektedir.
Where Do Broken Hearts Go, masumiyetin yitirilii ve ocukluun gvencesine yeniden
kavuulmas temalarn ileyen, albmn duygusal mesaj en gl arksdr. Whitney'in
sesi her zamanki gibi nefis ve denetimlidir ve albm I Know Him So Well'e balanr, albmn
en dokunakl an, nk bu her eyden nce, arkcnn annesi Cissy'yle birlikte syledii bir
dettir. Bu balad... -neyle... kimle ilgilidir... paylalm bir sevgili mi? Gemite kalm bir
baba m? zlem, pimanlk, kararllk ve gzellikten oluan karmyla albme zarif,
mkemmel bir son nokta koyar. Whitney'den yeni eyler bekleyebiliriz (One Moment in
Time, 1988 Olimpiyatlarna nefis bir armaan verdi), fakat beklemeyecek bile olsak,
Whitney gene de kuann en heyecan verici ve zgn siyah kadn arkcs olmay
srdrecektir.

Sekreterimle Yemek
Pazartesi akam saat sekiz, Bromdaym, dnk New York Times'n bulmacasna
giritim, sette rap alyor, bu mziin neden bu kadar popler olduunu anlamaya

alyorum, nk iki gece nce Au Bar da karlatm sarn bir yavru rap'in dinledii
tek mzik olduunu syledi. Geri sonradan Dakota'da birisinin dairesinde azn burnunu
datana kadar dvdm onu (neredeyse kellesi uuyordu; benim iin tuhaf bir tecrbe
saylmaz), ama bu sabah mzik zevki belleimi kurcalad ve Bat Yakas'nn yukarsndaki
Tower Records'a urayp doksan dolarlk rap CD si aldm, fakat tahmin ettiim gibi, bir ey
anlayabilmi deilim; dijit, puddin ank gibilerinden irkin szckler karan zenci sesleri.
Jean, ondan zerlerinden yle bir gemesini istediim tepeleme katlarla dolu masasnn
banda oturuyor. Bugn fena bir gn olmad. Broya gelmeden nce iki saat vcut
altm; Robison Hirsch'n Finna adl yeni lokantas Chelsea'de ald; Evelyn,
telesekreterime iki, Jean'e de bir mesaj brakarak haftann byk bir blmn Boston'da
geireceini bildirmi, en gzeli de, bugnk Patty Winters ov iki blmlyd? Birinci
blmde Donald Trumpla yaplan zel bir sylei vard, ikinci blm ise ikence gren
kadnlarla ilgiliydi. Madison Grey ve David Campion'la Caf Luxembourgda akam yemei
yemem gerekli, fakat sekiz on bete Luis Carruthersn da bizimle birlikte olacan
reniyorum ve o budala orospu ocuu Campion'a telefon edip gelmeyeceimi sylyorum,
sonra dakikalarca akamn geri kalannda ne yapsam diye dnyorum. Penceremden
dar bakarken, birka saniye iinde ehrin zerindeki gkyznn kapkaranlk olacan
fark ediyorum.
Jean yan ak kapy hafife tklatarak ban ieri doru uzatyor. Onu fark etmemi gibi
yapyorum, ama neden ki, halbuki yalnzlk ekmiyor muyum? Masaya yanayor. Gzmde
Wayfarer'larm, hl gzlerimi dikmi apraz bulmacaya bakyorum, dalgnm ama belli bir
sebebi yok.
Bulmaca m zyosun? diye sormadan nce masamn zerine bir dosya brakyor,
'zyorsun'un r'si yok, dokunakl bir senli-benlilik abas, zoraki bir ahbapavuluk,
sinirleniyorum. imden boulur gibi oluyorum, dnp ona bakmadan ba sallyorum.
Yardma ihtiyacn var m? diye soruyor, dikkatle masann etrafndan dolap oturduum
yere doru geliyor. Her boluu rt ya da kemik szcyle doldurdum, bunu fark edince
hafife nefesi kesilir gibi oluyor, ortadan krp masann zerine bir tepe halinde ydm iki
numara kurun kalemleri grnce grevinin bilincinde bir sekreter olarak, onlar toplayp
odadan kyor.
Jean? diye sesleniyorum.
Evet, Patrick? Hevesini bastrmaya alarak broya yeniden giriyor.
Benimle yemee kar msn, diye soruyorum, hala gzlerimi dikmi bulmacaya
bakyorum, batanbaa 'yemekle doldurduum bulmacay hafife silerek 'ye'ye eviriyorum.
Yani, baka bir ey... yapmyorsan.
Aa, hayr... diyor fazlasyla aceleyle, sonra da galiba acelesini fark ederek, bir planm
yok.
Yaa, tesadfe bak, diyorum, dnp Wayfarerlarm indirerek ona bakyorum.
Hafife glyor, fakat bir acelecilik var bu glte, rahatsz bir eyler, bu da midemin
bulantsna iyi gelmiyor dorusu.

Evet ya, diyor omuzlarn silkerek.


Bir de... bir Milla Vanilla konserine biletim var, gitmek istersen, diyorum, ylesine.
Akl kart, yle mi? Kim? diye soruyor.
Milla... Vanilla, diye tekrarlyorum tane tane. Milla... Vanilla m? diye soruyor tedirgin bir
sesle. Milla... Vanilla; diyorum. Galiba isimleri byle. Emin deilim, diyor. Gitmek
istediinden mi?
Hayr... isimden. yice bir dnyor, sonra, Galiba... Milli Vanilli isimleri. diyor. Bir sre
susuyorum, sonra Yaa, diyorum.
Neyse, nemli deil, diyorum -biletim filan yok zaten. Konser aylar sonra.
Oh, diyor, yeniden bam sallayarak. Peki.
Dinle, nereye gitmeli? Geriye gidip masann en st ekmecesinden Zagat'm alyorum.
Duruyor, bir ey sylemeye korkuyor, sorumu gemesi gereken bir snav gibi gryor,
sonra doru cevab verdiinden pek emin olmadan, stediin bir yer var m? diye sze
giriyor.
Hayr, hayr, hayr. Kitapn sayfalarn kartrrken glmsyorum. Senin istediin bir
yere ne dersin?
Oh, Patrick. ini ekiyor. Bu karar ben veremem.
Yok, hadi ama, diye steliyorum. Neresini istersen.
Oh, yapamam. aresizlikle i ekiyor. Bilmiyorum.
Hadi canm, diye steliyorum, nereye gitmek istersin? Neresini istersen. Syle yeter ki.
Her yerde yer ayrtabilirim.
Uzun uzun dnyor, sonra zamannn tkenmekte olduunu sezerek, rkek sesle, beni
etkilemek iin, Dorsia'ya... ne dersin? diyor.
Zagat rehberine bakmay brakyorum, bam kaldrp ona bakmadan, sinirli bir
glmsemeyle, kendi kendime, gerekten hayr demeli miyim, ona muhtemelen yer
ayrttrmayacam gerekten sylemeli miyim, bunu yapmaya gerekten hazr mym,
gerekten bunu yapmak istiyor muyum diye soruyorum.
Demek kiiii... -kitab masaya koyuyorum, sonra numaray bulmak zere sinirli bir
hareketle yeniden ayorum- Jean, Dorsia'ya gitmek istiyor...
Oh, bilmiyorum... diyor, akl kart. Hayr, senin istediin yere gidelim.
Dorsia... iyi, diyorum aldrsz bir sesle, ahizeyi kaldryorum ve titreyen parmaklarla o
kahrolas yedi numaray eviriyorum, soukkanll elden brakmamaya alarak.
Beklediim megul sesi yerine Dorsia'nn telefonu gerekten alyor ve iki kere aldktan
sonra son aydr duymaya altm ayn rahatsz edilen adam sesi, Evet, Dorsia. diye
bararak cevap veriyor, sesin gerisinde, fonda lokantann kulaklar sar eden uultusu.
Evet, bu gece iin iki kii alabilir misiniz, a, mesela yirmi dakika kadar sonra. diye
soruyorum, Rolex'ime bakyorum, Jean'e doru gz krparak bir bak frlatyorum.

Etkilenmie benziyor.
Tamamen doluyuz, diye baryor ef garson kendini beenmi bir sesle.
A, yle mi? diyorum, memnun grnmeye alarak, aslnda kusmann eiindeyim.
Harika.
Tamamen doluyuz, dedim, diye baryor. Saat dokuzda, iki kii? diyorum.
Mkemmel. Bu gece iin bo masamz yok, diye dayatyor ef garson inatla. Yedek
liste de tamamyla dolu. Telefonu kapatyor.
Grrz o halde. Ben de kapatyorum, ve elimden geldiince Jean'in seiminden
duyduum honutluu ifade etmeye alan bir glmsemeyle, zorla nefes almaya alr
buluyorum kendimi, vcudumdaki her bir kas yay gibi gerili. Jean'in zerinde Calvin Klein
ynl jarse-flanel karm bir elbise, Barry Kieselstein Cord gm tokal timsah derisi bir
kemer, gene Calvin Klein gm kpeler ve ten rengi oraplar var. Masann nnde ayakta
duruyor, kafas kart.
Evet? diyorum, askla doru yryorum. Giysilerin... idare eder.
Duralyor. Onlara isim vermedin, diyor alak sesle.
Armani ceketimi giyer, Armani ipek kravatmn dmn yeniden balarken bunu
dnyorum ve hi teklemeden, Beni... tanrlar, diyorum.
ef garson, Kate Spencer ve Jason Lauder olduklarndan son derece emin olduum bir
ifti masalarna oturturken Jean'le ben ef garsonun podyumuna doru ilerliyoruz,
rezervasyon defteri ak duruyor, sama ama, isimler okunuyor, eilip baktmda saat
dokuzdaki iki kiilik rezervasyonlar arasnda st izili olan tek bir ad gryorum, o da -isa
akna- Schrawtz. geiriyorum, ayam yere vurup kafay harl harl ileterek, olabilir bir
plan kurmaya alyorum. Birden Jean e dnp, Neden kadnlar tuvaletine gitmiyorsun,
diyorum.
Etrafna baknp restorann havasn iine ekmekle megul. Kaos. Barda bek bek
bekleyen insanlar. ef garson ifti salonun ortasndaki masaya oturtuyor. Seanla bizim
birka hafta nce oturduumuz blmede Sylvester Stallone'la zeka zrl bir yavru, midem
bulanp hayretler iinde kalyorum, bunun yanndaki blmeye korumalar dolumular,
Petty's'in sahibi Norman Prager ise ncye yaylm. Jean bana dnyor, uultuyu
bastrmaya alarak Ne? diye baryor.
Tuvalete gitmek istemiyor musun? diye soruyorum. ef garson kalabalk lokantada
dikkatle yol alarak bize doru yaklayor, glmsemeden.
Neden? Yani... istiyor muyum? diye soruyor, kafas tamamen kart.
Sen... git hele, diye tslyorum, umarszca kolunu skyorum.
Ama ihtiyacm yok, Patrick, diye kar kyor.
Hey tanrm, diye mrldanyorum. Zaten artk ok ge.
ef garson podyuma yaklayor, defteri inceliyor, bir telefona cevap veriyor, birka
saniyede iini hallediyor, sonra dnp bi. ze bakyor, pek honutsuz da saylmaz. ef

garson en az elli yanda ve de atkuyruu var. Dikkatini tmyle ekebilmek iin grtlam
temizliyorum, yle bir gz gze geliyoruz, ama etkisi olmuyor.
Evet? diye soruyor, taciz edilmi gibi.
Sessizce i ekmeden nce ona onurlu bir bak frlatyorum.
Saat dokuza yer ayrtmtk... Yutkunuyorum. ki kii.
yle mi? diye soruyor pheci bir sesle. sim? diye soruyor, sonra oradan gemekte
olan bir garsona dnyor, on sekiz yanda ve bir manken kadar yakkl; Buz nerde?
diye sormu bulundu. Gzlerinden alev saarak ona baryor, imdi... sras deil. Tamam
m? Ka kere sylemem gerekecek size? Garson omuz silkiyor, mahcupa, sonra ef
garson ban iaret ediyor, Buz orda karnda ite! Bize arkasn dnyor ve ben gerekten
korkmaya balyorum.
sim, diye buyuruyor.
Dnyorum: Btn siktiimin isimleri bitti de bu mu kald? I, ey, Schrawatz -aman,
tanrm- Bay ve Bayan Schrawtz. Yzm, eminim, kl rengi ve de ismi kurulmu gibi
sylyorum, fakat ef garson bunu yememeyi unutacak kadar megul, davranlarmdan
tamamen akna dndne emin olduum Jean'e ise dnp bakmyorum bile,
Schrawtz'larn masasna gtrlyoruz, eminim boktan bir masa ama gene de ferahladm.
Masann zerinde menler duruyor, fakat o kadar sinirliyim ki, kelimeler ve hatt fiyatlar
bile ivi yazs gibi grnyor gzme, elim kolum bal. Bir garson iki sipariimizi alyordemin buzun yerini bulamayan- ve kendimi Jean'i dinlemeden, Ozon tabakasn korumak
hakkaten ok sper bir fikir, falan gibi eyler syler buluyorum, bayat fkralar anlatyorum.
Glmsyor, glmsemeyi suratma yaptryorum, baka bir lkedeyim, aradan ok
gemiyor ki -dakikalar, aslnda, garson spesiyaliteleri sralayacak zaman bile bulamyorpodyumun orada ef garsonla gren boylu boslu, ho kadnla adam fark ediyorum ve
derin derin i geirerek, Jean'e, Kt bir eyler oluyor diyorum kekeleyerek.
Ban menden kaldryor ve yudumlamakta olduu buzsuz ikiyi masaya koyuyor.
Neden? Bir ey mi var?
ef garson, ifti bizim masamza doru getirirken, odann br ucundan gzlerinden alevler
saarak bize, bana bakmakta. ift ksa boylu, tombalak, haddinden fazla Yahudi olsayd,
masadan kalmayabilirdim, hatt bir ellilie bile gerek kalmazd, ama bu ift Ralph Lauren
reklamndan frlam gibi, geri Jean'le ben de yleyiz -allahn cezas lokantann geri kalan
da yle-adamn zerinde bir smokin var ve kz -tam gmmelik bir yavru- mcevherlerle
donanm. Olup biten gerek ve iren, biraderim Sean'n diyecei gibi, bununla ba etmek
zorundaym. ef garson u anda masamzn banda, hi eleniyor gibi bir hali yok ve de
uzun bir suskunluktan sonra soruyor, Bay ve Bayan... Schrawtz?
Evet? Cool taklyorum.
Sadece gzlerini dikip bakyor. Yansra anormal bir sessizlik. Sann gri ve yal kuyruu
ensesinden aa bir eit pislik gibi sarkmakta.
Biliyor musun, diyorum sonunda, cakal bir hava taknmaya alarak, aban

yakndan tanrm.
Gzlerimin iine bakmaya devam ediyor. Kukusuz, arkasndaki ift de yle.
Bir uzun sessizlik daha oluyor, ylesine soruyorum, Aspen'de... falan m?
Yol alamyoruz. imi ekip, iyiden iyiye olup bitenlerin iinden kamaz hale gelen Jean'e
dnyorum. Kalkalm, tamam m? Ses karmadan bayla onaylyor. Utantan yerin
dibine girmi bir halde, Jean'i elinden tutuyorum, ef garsonla ifte srtnerek kalkyoruz,
kalabalk lokantadan gerisin geriye kyoruz, sonra dardayz, tamamyla perian haldeyim
ve kendi kendime robot gibi, Byle olacan bilmeliydim, byle olacan bilmeliydim, byle
olacan, diye mrldanyorum, fakat Jean glyor sokaktan aa doru sekerek
yrrken, beni de yansra ekiyor, beklenmedik neesini nihayet fark ettiimde,
kkrdamalar arasnda Ay ne kadar komikti, demekte, sonras-kl yumruklarm
okayarak, Espri anlayn ne kadar spontane, diye ekliyor. Sarslm bir halde, Jean'in
yannda sopa gibi yryorum, onu grmezden gelerek, kendi kendime Peki... imdi...
nereye? diye soruyorum, saniyeler sryor cevab bulmam- Arcadia; ikimizi oraya doru
ynlendirirken buluyorum kendimi.
Hamilton Conway olduunu sandm birinin beni Ted Owen sanmasnn ve kendisini bu
gece Petty's'e sokup sokmayacam sormasnn ardndan -ona Bakalm, alacam,
diyorum- Arcadia'nn neredeyse bombo yemek salonunda karmda oturan Jean'e, artk
bende ilgi namna ne kalmsa ite, ilgi gsteriyorum. O gittikten sonra, lokantann
masalarndan yalnzca be tanesinin dolu olduunu gryorum. Buzlu bir J&B smarladm.
Jean beyaz arabn yudumluyor, bir yandan da asl amacnn 'ticari bankacla girmek'
olduunu sylyor, bense dnyorum: Sen hayal kur bakalm. Biri daha, Frederick Dibble,
masama uruyor, beni Larson hesabndan tr kutluyor ve sonra da Grrz, Saul-
demek mnasebetsizliinde bulunuyor. Ama ben ryada gibiyim, milyonlarca mil
uzaklardaym, Jean ise farknda deil; okuduu yeni bir kitaptan sz ediyor, gen bir
yazarnm- kapa grdm, neonlarla izgi izgi blnm, konusu soylu zdraplar. Kazara
onun baka bir eyden sz ettiini sanyorum ve doruca ona bakmadan kendimi, Bu
ehirde ayakta kalmak iin kz derisine sahip olman gerekir, derken yakalyorum.
Kzaryor, utand gibi ve arabndan bir yudum daha alyor, gzel bir Sauvignon Blanc.
Uzaklarda gibisin, diyor.
Ne? diye soruyorum, gzlerimi krptrarak.
Hayr. imi ekiyorum. Hl kendimdeyim, o antika adam.
Bu iyi. Glmsyor -rya m gryorum? Ferahlad.
imdi dinle, diyorum, ilgimi onda younlatrmaya alarak, gerekten, hayatta
gerekten ne yapmak istiyorsun? Sonra, ticari bankaclk kariyeri diye tutturduunu
hatrlayp, Ksaca anlat, bilirsin musun, zetle, diyorum. Sonra ekliyorum, Bana ocuklarla
uramaktan holandn filan da syleme sakn, tamam m?
Valla, seyahat etmek isterdim, diyor. Belki renimimi srdrmek, fakat aslnda
bilmiyorum... Dalp susuyor ve iten bir sesle, Hayatmn yle bir noktasndaym ki, bir
sr olaslk var gibi, fakat ben o kadar... bilmiyorum... kararszm ki, diyor.

Kiinin snrlarn bilmesi de nemli diye dnyorum. Sonra, damdan der gibi
soruyorum, Erkek arkadan var m?
Mahcup glmsyor, kzaryor, cevap veriyor. Yok. Evet, gerekten.
lgin, diye mrldanyorum. Menm atm, gecenin fiks mensn inceliyorum.
Sen birisiyle kyor musun? diye ekingen bir ekilde lafa giriyor. Yani, ciddi olarak?
Laleli ve tarnl pilot balnda karar klyorum, soruyu i ekerek geitiriyorum. Ben
yalnzca zel birisiyle anlaml bir ilikim olsun istiyorum, diyorum ve daha cevap vermesine
frsat kalmadan, ona ne smarlayacan soruyorum.
Sanrm mahi-mahi, diyor, sonra gzlerini ksp meny inceleyerek ekliyor, zencefilli.
Ben pilot bal alacam, diyorum. Gitgide aramzda bir ak dodu. Pilot bal... ile,
diyorum, bam sallayarak.
Daha sonra, vasat bir akam yemeinin, bir ie pahal Kaliforniya Cabernet Sauvignon
arabn, ortaklaa yediimiz bir krem karamelin zerine ben kadehi elli dolara bir Porto,
Jean ise kafeinsiz bir espresso smarlyoruz ve de bana lokantann adn nereden aldn
sorduunda anlatyorum, aptal aptal bir eyler uydurmuyorum -geri aklmdan gemiyor
deil, bakalm hemen yutar m diye merak ediyorum. u anda Arcadia'nn alacakaranlnda
Jean'le kar karya otururken, ona sunduum her trl yanl malumat havada kapacan
-bana yank olduu iin iyice elden ayaktan kesilecektir- sanmak ok kolay ve ben bu
savunmaszlk durumunu, ne gariptir ki, erotik bulmuyorum. Hatt ona rk ayrm yanls
tutumumu izah edebilir ve ona bunu paylamas gerektiini dnecek nedenler bulabilir ve
rk cemiyetlere byk parasal balar yapmaya ikArkadya, Yunanistan'n Peloponnes blgesinde M.. 370 ylnda kurulan, etraf tamamen
dalarla evrili antik bir yerleim merkeziydi. Balca ehri... Megalopolis, ayn zamanda
politik faaliyetlerin merkezi olup Arkadya konfederasyonunun da bakentiydi... Koyu, sen,
pahal Portodan bir yudum alyorum. Yunan bamszlk sava srasnda yerle bir oldu...
Yeniden duruyorum. Arkadya'da Pan a taplrd. Pan'n kim olduunu biliyor musun?
Gzlerini benden hi ayrmadan, bayla onaylyor.
Cmbleri Baks'nkileri pek andrrd, diyorum. Geceleri su perileriyle oynard, fakat
ayn zamanda, gndzleri gezginleri korkutmaya da... baylrd... Pan-ik laf oradan gelir.
ak-ak-ak. Bu bilgiyi aklmda tutmu olmak beni elendirdi, dalgn dalgn baktm porto
bardandan bam kaldrp ona glmsyorum. Uzun sre sessiz kalyor, kafas kart,
ne cevap vereceini bilemiyor, ama sonunda derin derin gzlerimin iine bakyor ve masann
te yanndan bana doru eilip kelimelerin arasn aarak, Bu... ok... ilgin, diyor.
11:34. Dou Yakasnn yukarsnda Jean'in oturduu apartmann nndeyiz. Kapcs bizi
kt kt szyor ve lobiyi delip geen baklar beni tarifsiz bir rpertiyle dolduruyor.
Yldzlardan bir perde, millerce uzunlukta, gkyzne yaylm prl prl parlamakta, o kadar
oklar ki, aada kendimi kck hissediyorum, bu duruma zorlukla katlanyorum.
Anksiyetenin trleri hakknda bir eyler sylyorum, omuzlarn silkip bayla onaylyor.
Sanki zihni azyla balant kurmakta zorluk ekiyormu gibi, sanki benim kim olduum

konusunda aklc bir analiz yapmak istiyor, bu ise imkansz tabii; ... gerekli... anahtar...
yok... elinde.
Yemek harikuladeydi, diyor. ok teekkr ederim.
Aslnda, yediklerimiz vasatt, fakat beendiysen... diyerek omuz silkiyorum.
Gel yukar, bir iki i, diyor fazlasyla aldrsz olmasna gayret ettii bir sesle, tarzn
beenmesem bile bu yukar kmak istemediim anlamna gelmez. Ama bir ey beni
durduruyor, bir eyler kan ehvetimi dindiriyor. Kapc m? Lobinin klandrmas m?
Jean'in dudak boyas m? Artk pornografik filmlerin gerek seksten ok daha az komplike
olduunu dnmeye balyorum ve bundan dolay da, ok ok daha zevkli.
Peyoten var m? diye soruyorum.
Anlamyor, akn, Ne? diye soruyor.
aka, aka, diyorum, sonra, Dinle, David Letterman' seyretmek istiyorum, onun iin...duruyorum, hl neden oyalandm anlayamyorum, gitmeliyim.
Bende... seyredebilirsin.
Sormadan nce duralyorum. Kablolu televizyonun vat m?
Evet. Ban sallyor. Kablolu televizyonum var.
Sktm, gene az deitiriyorum. Hayr, tamam. Kablosuzdan... seyretmeyi tercih
ederim.
zgn, akn baklarla bakyor. Ne?
Geri vermem gereken videokasetler var da, diyorum aceleyle.
imdi mi? Saat, -kolundaki saate bakyor- neredeyse geceyars.
Valla, ite- diye bir eyler sylyorum, iyice lakaydm.
E, peki, o zaman... iyi geceler demekten baka are kalmyor, diyor.
Jean ne tr kitaplar okur acaba? Zihnimden imek hzyla balklar geiyor: Erkei
Kendinize k Etmenin Yollar. Erkei Ebediyen Kendinize Balamann Yollar. Nasl i
bitirirsiniz: Evlenin. Bir Yl inde Evlenmenin Yollar. Paltomun cebinde, geen hafta Luc
Benoit'dan aldm devekuu derisinden prezervatif kutusunu elliyorum ama, eey, hayr.
Huzursuz bir ekilde el sktktan sonra, eli hl elimde, soruyor. Gerekten mi? Kablon
yok mu?
Ve aslnda hi de romantik bir gece olmamasna ramen, bana sarlyor ve hi alkn
olmadm bir scaklk yaylyor. Hereyin filmlerde olduu gibi olacan, olaylarn bir
biimde perdedeki olaylar gibi gelieceini sanmaya o kadar alknm ki, neredeyse bir
orkestradan ykselen mzii duyuyor, kamerann evremizde pan yapt sansna
kaplyor, tepemize ar ekim havai fieklerin patladn, Jean in 70 mm. Sinemaskop
dudaklarnn aralandn ve Dolby ses dzeninde 'seni istiyorum, mrltsnn ktn
grebiliyorum. Ama ben onu kucaklarken kaskatym ve nce uzaktan uzaa, daha sonra
giderek daha byk bir alkla, iimde kkreyen dalgann ar ar dindiini, onun beni

dudaklarmdan ptn fark ediyorum ve bu beni sarsarak bir eit gereklie geri
dndryor ve onu hafife itiyorum. Ban kaldrarak korkuyla bana bakyor.
Bak, gitmem gerek, diyorum, Rolexime bakarak. eyleri karmak istemiyorum...
Hayvanlarla yaplan kamera akalarn...
Tamam, diyor, kendini toparlyor. Bay bay.
Hoa kal, diyorum.
kimiz de ayr yollara gidiyoruz, ama birden dnp sesleniyor.
Dnp bakyorum.
Frederick Bennet ve Charles Rust'la 21de kahvaltda toplantn olduunu unutma, diyor
kapcnn onun iin ak tuttuu kapnn azndan.
Teekkrler diye sesleniyorum, el sallyorum, Tamamen aklmdan kmt.
O da el sallyor, lobiye girip kayboluyor.
Taksi bulmak zere Park Avenueye doru giderken, yol zerinde irkin bir sokak
serserisinin yanndan geiyorum -genetik olarak altsnflarn bir mensubu- bana alak sesle
bozukluk diye yalvarnca gnlnden ne koparsa- nnde dilendii kilisenin merdivenlerinin
zerindeki Barnes&Noble kitabevinin antasn fark ediyorum, yzm buruturup yksek
sesle, alayc alayc, yaa, ok okursun da... demekten kendimi alamyorum, sonra taksinin
arka koltuunda evime doru yol alrken, serin bir ilkbahar akamzeri Central Park'n
evresinde Jean'le kotuumuzu hayal ediyorum, glyoruz, el ele tutumuuz. Balonlar
satn alyoruz, sonra uuyoruz.

Dedektif
Mays hazirana, haziran temmuza kayyor, temmuz austosa doru srnyor.
Scaklardan dolay son dn gecedir deneyler srasnda kesilip biilen hayvanlarla ilgili ar
ryalar grdm, u anda da hibir ey yapmadan iren bir ba arsyla bromda bitki gibi
oturuyorum, kulaklarmdaki walkman'de yattrc bir Kenny G. CD'si almakta, fakat gn
ortasnn parlak odaya dolduu iin kafatasm atlayacak gibi aryor, akamdan
kalmalm kafamda zonkluyor bu yzden, bu sabah alet almadm. Mzii dinlerken
telefonumun ikinci hattnda n yanp sndn gryorum, demek ki Jean beni aryor.
ekiyorum ve walkman'i dikkatle kulamdan karyorum.
Ne var? diye soruyorum monoton bir sesle.
Imm, Patrick, diye lafa giriyor.
Eeevet, Jean? diyorum ltfedermiesine, ar ar.
Patrick, burada seninle grmek isteyen Mr. Donald Kimball diye biri var, diyor tedirgin
bir sesle.
Kim? diye hrlyorum.
Kaygl kaygl hafife iini ekiyor, sonra soru sorar gibi, sesini alaltarak, Dedektif

Donald Kimball, diyor.


Duruyorum, pencereden gkyzne, sonra bilgisayarmn ekranna, sonra bu haftann
Sports Iliustrated'inin arka kapana karaladm basz kadna bakyorum, elimi derginin
parlak kad zerinden bir kere, bir kere daha geirdikten sonra kapa yrtyor, avucumda
buruturuyorum. Nihayet sze giriyorum. Ona de ki... Sonra, gene fikir deitiriyorum,
seeneklerimi gzden geiriyorum, yeniden lafa balyorum. Ona le yemeine ktm
syle.
Jean susuyor, sonra fsltyla konuuyor. Patrick... sanrm burada olduunu biliyor. Uzun
sessizliim srasnda, gene fsltyla ekliyor: Saat on otuz.
imi ekiyorum, gene duralyorum, sonra az ok bastrmaya altm bir panik iinde,
eri yollayacaksn, anlald, diyorum.
Ayaa kalkyorum, George Stubbs imzal tablonun yannda asl duran Jodi aynaya
yryorum, sama bakyorum, kz boynuzu taram bir kere geiriyorum samdan,
sonra sakin sakin telsiz telefonlarmdan bir tanesini alyorum masadan, kendimi gergin bir
sahneye hazrlayarak John Akers'la grrm gibi yapyorum, ve dedektif broya
girmeden nce, tane tane ahizeye konumaya balyorum.
Bak, John... Grtlam temizliyorum. Fiziinle uyumlu takm elbiseler giymelisin, diye
balyorum, bolua konuarak. Geni izgili gmlek giymek konusunda kesinlikle yapman'
ve kesinlikle 'yapmaman' gerekenler var, ahbap. Geni izgili gmlek, salam renklerde,
gsterisiz desenli takm ve kravat ister.
Bronun kaps alyor, elimi sallayarak dedektifi iire buyur ediyorum. artc derecede
gen, belki de benim yamda, benimkinden pek farkl olmayan bir Armani takm var
zerinde, ama onunki biraz haval, derbederce buruuk, sinir oluyorum. Dosta bir
glmseme yolluyorum.
Ayrca iplik muhtevas daha youn olan bir gmlek, olmayandan daha dayankldr... evet,
biliyorum... ama bunu tespit etmek iin kuma yakndan incelemelisin... Masamn
karsndaki tik aacndan, kromajl iskemleyi gstererek oturmas iin sessizce srar
ediyorum.
Sk dokunmu kuma sadece ok iplik kullanmakla elde edilmez, kaliteli, uzun ince elyaf
kullanlarak da elde edilir... ki bunlar ...evet... bunlar mesela tvitte bulunan ksa, kaln
elyaflara oranla daha sk bir doku meydana getirirler... Ayrcaaa, trikolar gibi gevek rgl
dokular da ok itina ve bakm ister... Dedektifin avdeti yznden, gnmn iyi
geeceinden pheliyim, kaamak baklarla szyorum onu, yerine oturuu ve bacak
bacak stne at iimi tarifsiz bir rpertiyle dolduruyor. Konumam bitti mi diye ban eip
baktnda epeyce uzattm anlyorum.
Doru, bir de... evet, John, doru. Bir de... san kesene her zaman yzde on be bahi
verilmez... Dedektife doru ne yaparsn gibilerden omuz silkiyorum, gzlerimi deviriyorum.
Ban sallyor, anlayla glmsyor ve yeniden bacak bacak stne atyor. oraplar iyi.
Tanrm. San ykayan kza m? Duruma bal. Bir ya da iki dolar, bence... Glyorum.
Neye benzediine bal... Daha yksek glyorum. Ha ya, bir de baka nereni

ykadna... Yeniden susuyorum, sonra, Dinle John, kapamam lazm. T. Boone Pickens
u anda kapdan ieri girdi... Susuyorum, budala budala srtyorum, sonra glyorum.
aka, aka... Gene susuyorum. Hayr, salonun sahibine bahi verme. Bir kere daha
glyorum, sonra, nihayet, Tamam John...tamam, anladm. Telefonu kapatyorum, anteni
iterek yerine sokuyorum, sonra normallii gereksizce vurgulayarak, Kusura bakmayn,
diyorum.
Hayr, siz kusura bakmayn, diyor, gerekten zr diler bir hali var. Randevu
almalydm. Yuvasna yerletirdiim telsiz telefona doru eliyle iaret ederek, konumanz,
ey, nemli miydi? diye soruyor.
A, o mu? diye soruyorum, masama yaklap koltuuma gmlyorum. meselelerini
evirip evirmece. Frsatlar incelemece... Dedikodu alverii... dedikodu yaymaca. kimiz
de glyoruz. Buzlar zlyor.
Merhaba, diyor, yerinde dorulup elini uzatyor. Ben Donald Kimball. .
Merhaba, Pat Bateman. Elini elime alyorum, serte skyorum. Tantmza memnun
oldum.
Kusura bakmayn, diyor. Byle paldr kldr daldm, ama Luis Carruthers'la konumam
gerekiyordu, o da yerinde yoktu, e siz de buradasnz, o yzden... Glmsyor, omuzlarn
silkiyor. Sizlerin iiniz nasl bandan akndr, biliyorum. Baklarn masamn zerinde,
walkmanin yannda ak duran Sports Illustratedden teye eviriyor. Ben de dergileri
fark ediyorum, dergiyi de kapayp hl almakta olan walkmanle birlikte masamn en
st ekmecesine kaydrveriyorum. Eevet, diye sze giriyorum, olabildiince dosta bir
sohbet balatmaya alarak. Greceiniz konu nedir?
ey, diye lafa giriyor. Meredith Powell tarafndan, Paul Owen'in ortadan kayboluunu
aratrmak iin tutuldum.
Dnceli dnceli bam salladktan sonra, FBI'dan falan deilsiniz, deil mi? diye
soruyorum.
Yok, yok, diyor. yle bir ey deil. Ben sadece zel dedektifim.
A, anlyorum... Evet. Bam sallyorum yeniden, hl iim rahat deil. Paul'n ortadan
kayboluu... evet.
Yani o kadar resmi bir ey deil, diye gvence veriyor. Sadece baz belli bal sorularm
olacak. Paul Owen hakknda. Sizin hakknzda-
Kahve? diye soruyorum birden.
Emin deilmi gibi, Hayr, imeyeyim daha iyi, diyor.
Perrier? San Pellegrino? diye neriyorum.
Hayr, iyiyim byle, diyor yeniden, akn Cross tkenmez kalemle birlikte cebinden
kard siyah bir not defterini ayor. Dmeye basp Jean'i aryorum.
Evet, Patrick?
Jean, ey, Mr. ... Duruyorum, bam kaldrp bakyorum.

O da ban kaldryor. Kimball.


...Kimballa bir ie San Pelle-
Yoo, hayr, gerekten almayaym. diye kar kyor.
Problem deil, diyorum ona.
Bana garip garip bakmamaya alt duygusuna kaplyorum. Not defterine dnyor ve
bir eyler yazyor, sonra bir eyin zerini iziyor. Jean hemen dnp geliyor, San Pellegrino
iesini ve Steuben marka bir kesme cam barda masamn zerine Kimball'n karsna
koyuyor. Bana kaamak, kaygl bir bak frlatyor, ben de suratm buruturarak cevap
veriyorum. Kimball ban kaldryor, glmsyor ve Jean'e ban sallayarak teekkr
ediyor, Jean bugn sutyen giymemi, fark ediyorum. Masum masum onun odadan kn
izliyorum, sonra ellerimi birbirine kenetleyip yerimde dorularak baklarm Kimballa
eviriyorum. Evet, grlecek konu neydi? diyorum yeniden.
Hatrlatyor: Paul Owen'n ortadan kaybolmas.
A evet. Valla onun ortadan kaybolduunu filan duymadm ben... Duruyorum, sonra
glmeye alyorum. En azndan Sosyete Haberleri'nde okumadm.
Kimball kibar kibar glmsyor. Galiba ailesi duyulmasn istemiyor.
Anlalr bir ey. Dokunmad ieyle bardaa doru bam sallyorum, Yeil limon?
diye soruyorum. Yok, gerekten, diyor, Almayaym. Emin misiniz? diye soruyorum,
Yeil limon var.
Biraz duruyor, sonra, kaytlara geirilmesi gerekli bir-iki n soru, tamam m? diyor.
Balayabiliriz, diyorum. Ka yandasnz? diyor.
Yirmi yedi, diyorum, Ekimde yirmi sekiz olacam. Hangi okula gittiniz? Not defterine
bir eyler karalyor. Harvard, diyorum, sonra da Harvard letme. Adresiniz? diye
soruyor, gzlerini not defterinden ayrmadan.
Elli Be Bat, Seksenbirinci Sokak, diyorum, American Gardens Binas.
Gzeel, ban kaldrp bakyor, etkilendi, ok gzel.
Teekkrler. Gururum okand, glmsyorum.
Tom Cruise orada oturmuyor mu? diye soruyor.
Ev-vet. Burnumun kemerini skyorum. Birden gzlerimi kapatmam icap ediyor.
Sesini duyuyorum. Affedersiniz, iyi misiniz? ikisi de yaaran gzlerimi aarak, Neden
soruyorsunuz? diye soruyorum.
Sinirli... gibisiniz de.
Elimi masamdaki ekmecelerden birine sokup bir ie aspirin karyorum.
kram ediyorum. Nuprin?
Kimball nce ieye sonra bana garip garip bakyor, ban sallyor, l... hayr,
teekkrler. Bir paket Marlboro karp dalgn dalgn San Pellegrino iesinin yanma

yerletiriyor, defterinde bir eyleri inceliyor.


Kt alkanlk, diyorum iaret ederek.
Ban kaldryor, honutsuzluumu fark ederek alk alk srtyor. Biliyorum. Kusura
bakmayn.
Gzlerim kutuya dikili.
eyse... sigara imememi tercih ederseniz diye soruyor yarm azla.
Gzlerimi dikmi sigara paketine bakmay srdryorum kendi kendimle tartmaktaym.
Hayr... zarar yok canm Emin misiniz? diye soruyor.
Sorun deil. Dmeye basp Jeani aryorum. Evet, Patrick?
Mr. Kimball iin bir kltablas getirir misin bize ltfen? diyorum.
Birka saniyede getiriyor.
Jean, masann zerine, el srlmemi San Pellegrino iesinin yanma Fortunoff kristal
kll yerletirip odadan ktktan sonra, Bana Paul Owen hakknda ne syleyebilirsiniz?
diye soruyor en nihayet.
Valla... ksryorum, iki Nuprin yutuyorum; susuz.
Onu o kadar iyi tanmazdm.
Ne kadar iyi tanrdnz? diye soruyor.
Valla... ardm imdi, diyorum, yalan da deil. Btn Yale dmeninin ... parasyd,
biliyorsunuz.
Yale dmeni mi? diye soruyor, kafas kart.
Duruyorum, neden sz ettiimi bildiim yok. Hu... Yale dmeni.
Ne demek istiyorsunuz? Merakland.
Tekrar duralyorum, ne demek istiyorum? Valla, bir kere onun byk ihtimalle gizli ecinsel
olduunu dnyorum. En ufak bir fikrim yok; yavrulara dknl gz nne alnrsa
pheliyim hatt. Epey bir kokain kullanrd... Duruyorum, sonra biraz titreke bir sesle,
Yale dmeni bu ite. Bunu biraz tuhafa ifade ettiimin farkndaym, ama baka yolu da
yok.
Broya byk bir sessizlik hakim imdi. Oda birden stme stme geliyor, terler
dkyorum, soutucu ardna kadar ak
0lsa da, odann havas hava gibi deil, bayat bir koku var sanki.
Demek ki... Kimball aresizce defterine bakyor. Paul Owen hakknda bana
syleyebileceiniz bir ey yok?
Valla, i geiriyorum, herhalde derli toplu bir hayat srmtr, yle sanyorum. yice
aresiz kaldm. ey...dengeli beslenirdi, diyorum.
Kimball'da bir hayal krkl sezinliyorum, Nasl biriydi? eyin- duraksyor, glmsemeye
alyor, -demin verdiiniz bilgilerin dnda?

Bu adama Paul Owen'i nasl anlataym? vnmeyi seven, kibirli, en bir et kafa, Nellsde
srekli olarak hesaptan kvrtmay baarrd. Penisinin bir ad olduu ve bu adn Michael
olduu yolunda bahtsz bir bilginin sahibi bulunduumu mu? Hayr. Sakinle, Bateman.
Galiba glmsyorum.
Umarm sorguya ekilmiyorumdur burada, demeyi beceriyorum.
yle mi hissediyorsunuz? diye soruyor. Som ktcl gibi, ama deil.
Hayr, diyorum dikkatli bir sesle. Pek deil.
ldracam, gene bir eyler karalyor, sonra ban yazdndan kaldrmadan, kalemin
ucunu ineyerek, nerelere taklrd Paul? diye soruyor.
Taklmak... m? diye soruyorum.
Hu, diyor. Bilirsiniz ite... taklmak
Durun bir dneyim, diyorum, parmaklarm masann zerine vurarak. The Newport.
Harry'nin Yeri. Fluties. ndochine. Nell's. Cornell Club. New York Yat Kulb. Bildik yerler.
Kimball arm grnyor. Yat m vard?
Sktm, lakayt cevap veriyorum. Hayr. Sadece oraya taklrd. Peki nerede
okumutu?
Duralyorum. Siz bilmiyor musunuz?
Sadece sizin bilip bilmediinizi renmek istedim diyor ban kaldrmadan.
n, Yale, diyorum ar ar. yle mi? yle.
Sonra Columbia niversitesi letme Blm, diye ekliyorum, Galiba Btn bunlardan
nce?
Yanl hatrlamyorsam, Saint Paul lisesi... yani-
Yoo yoo, tamam. Aslnda soruturmayla dorudan ilikili deil, diye zr diliyor. Sanrm
baka sorum olmayacak. Daha ok iim var.
Dinleyin, ben... Pes perdeden, kibarca sze balyorum. Olabildiince yardmc olmak
isterim.
Anlyorum, diyor.
Gene uzun bir sessizlik. Bir ey iziktiriyor, fakat galiba nemli deil.
Bana Owen hakknda syleyebileceiniz baka bir ey? diye soruyor, sesi neredeyse
rkek.
Dnyorum, sonra clz bir sesle, kimiz de 1969'da yedi yandaydk, diyorum.
Kimball glmsyor. Ben de.
Vakayla ilgileniyormu gibi yaparak soruyorum, Bir ey var m elinizde, tank, parmak izi?
Valla, telesekreterinde Londra'ya gittiini syleyen bir mesaj var, diye szm kesiyor.
Eee, o zaman, diye soruyorum, umutlandm, belki de gitmitir, h?

Kz arkada yle dnmyor, diyor Kimball ifadesiz bir sesle.


Ama... Duruyorum. Onu Londra'da gren olmu mu? Gidiatn devasa genelinde Paul
Owen'n nasl da bir toz zerresi olduunu idrak etmekten hayli uzak anlalan.
Kimball defterine bakyor, bir sayfay eviriyor ve gene bana bakarak, Aslnda... olmu.
diyor. Hmmm, diyorum.
Valla, kesin bilgi edinmek iin ok uratm, diye itiraf ediyor. Stephen... Hughes diye
biri onu orada bir lokantada grdn sylyor, ama aratrdm, meerse Hubert
Ainsworth diye birini Paul'e benzetmimi, o yzden...
Yaa, diyorum.
Paulun ortadan kaybolduu gece nerede olduunuzu hatrlyor musunuz? Defterine
bakyor. Haziran'n 24'nde yani?
Hay allah... Bilmem ki... Dnyorum. Byk ihtimalle baz videokasetleri geri
veriyordum. ekmecemi ayorum, randevu defterimi karyorum ve bir yandan aralk
aynn yapraklarn kartrarak, Veronica diye bir kzla randevum vard... Kesin yalan
sylyorum, tamamen uyduruyorum.
Bir dakika, diyor, aknlkla defterine bakarak, Burada... yle demiyor.
Kala kaslarm geriliyor. Ne?
Bana verilen bilgi bu deil, diyor.
Eee... Birden afalladm ve korktum, Nuprin eki eki midemde. Ben... dur bir dakika...
neymi size yerilen bilgi?
Bir bakaym... Defterinin yapraklarn kartryor, bir ey buluyor. eyleymisiniz-
Bi dakka. Glyorum. Yanlm olabilirim ... Srtmn ukurluunda bir ter.
Peki... Duruyor. Paul Owen' en son ne zaman grdnz?
Biiiz -aman tanrm, Bateman, bir eyler uydur? en son yeni balayan bir mzikale
gitmitik, ad... Ah Afrika, Brave Afrika Yutkunuyorum. Kahkahalarla glm... tuk... o
kadar, sanyorum. Galiba Orso'da yemek yemitik... hayr, Petaluma.
Hayr, Orsa Duruyorum. Onu... cismen son grm isee... bir bankamatikte oldu.
Hangisiydi hatrlamyorum... m, Nell'sin yaknlarnda bir tanesi.
Teki kaybolduu gece grdnz m? diye soruyor Kimball.
Pek emin deilim, diyorum.
Sanyorum gnleri kartrdnz, diyor, defterine bakarak.
Ama nasl olur? diye soruyorum. Paul o gece sizce neredeydi? Randevu defterine
baklrsa, ki sekreteri tarafndan da doruland, eyle yemek yemi... Marcus
Halberstam'la, diyor.
Ve? diye soruyorum.
Onu sorguya ektim.

Marcus'u mu?
Evet. inkar ediyor, diyor Kimball, geri ilk nce emin olamad ama.
Ama Marcus inkar etti, yle mi? Evet.
Peki Marcus nerede olduunu kantlayabiliyor mu? Cevaplarn can kulayla dinliyorum
imdi. Evet. Susma.
Kantlyor ha? diye soruyorum. Emin misiniz?
glmsemeyle. Temiz. Susma. Yaa.

Aratrdm,

diyor

garip bir

Peki ya siz neredeydiniz? Glyor.


Neden gldm bilmesem de, ben de glyorum. Marcus neredeymi? Glmem
neredeyse kkrdamaya dnt.
Kimball beni tepeden trnaa szerken glmsemeye devam ediyor. Paul Owen'la
deildi, diyor esrarl esrarl.
Eee, peki kimleydi? Hl glyorum, ama bam da topa gibi dnmekte.
Kimball not defterini ayor ve bana ilk olarak azck dmanca bir bakla bakyor.
Atlantis'deydi, George Burner, Harry Newman, Frederick Dibble, Craig McDerbott ve de-
Kimball duruyor, sonra ban kaldrp bana bakyor, -sizinle.
Bu ofiste, u anda bir cesedi paralara ayrmak ne kadar srer diye dnmekteyim, tam
urada, bu ofiste. Bu ofiste ryadayken bir yandan da aklmdan geirdiim eyler unlar:
Washington D.C.'deki Red, Hot and Blue'da pirzola yemek. ampuanm deitirsem mi?
Gerekten en iyi siyah bira hangisi? Bili Robinson deeri abartlm bir modac m? IBM'de
ters giden ne? Had safhada lks. 'Oyunu insafszca oynamak' deyiinde, 'insafszca' adl
mdr? Assisi kentinin huzuru ne de kolay bozulabilir. Elektrik . Lksn zirvesi. Had
safhada lks. Pi kurusu benim zerimdeki Armani takm elbisenin aynn giymi. Bu
siktiimin herifi nasl da kolay korkudan donuna sar. Kimball farknda bile deil aslnda hi
buralarda olmadmn. u broda ne ipucu ne de bir hayat iareti var, gene de not almaya
devam ediyor. Bu cmleyi okuyup bitirdiinizde bir Boeing jet ua dnyann bir yerinden
kalkacak ya da konacak. Bir Pilsner Urquell istiyorum.
A evet, diyorum. Tabii... Paul Owen'n da gelmesini istemitik, diyorum, sanki bunu u
anda hatrlam gibi kafam sallyorum. Ama baka programm var demiti... Sonra yarm
azla, Victoria'yla ertesi gece yemek yedik... herhalde.
Bakn, dediim gibi, ben sadece Meredith tarafndan tutuldum. ini ekiyor, defteri
kapatyor.
Laf olsun kabilinden, Meredith Powell'n Brock Thompson'la ktn biliyor muydunuz?
diye soruyorum.
Omuz silkiyor, i geiriyor. Orasn bilmem. Tek bildiim, Paul Owenn ona epey bir borcu
varm.
A? Gerekten mi? Fikrimi sorarsanz, diyor, sr verircesine, herhalde herif biraz tt.
Kentten uzaklat bir sre. Belki de Londra'ya gitmiti Gezip grmeye. meye. Her neyse.

Neyse, er ge ortaya kacandan eminim.


Ar ar bam sallayarak ona katlyorum, yeterince afallam grnmeye abalayarak.
Mesela kara by ya da eytana tapanlarla filan ilgisi olup olmadn biliyor musunuz
acaba? diye soruyor Kimball ciddi bir ifadeyle.
Efendim, ne?
Biliyorum, sama bir soru belki ama, getiimiz ay New Jersey'de -bunu duydunuz mu
bilmiyorum, gen bir borsacy tutuklamlar, bir kz, bir Cihanaym ldrp, eyleriyle...
vcudunun eitli paralaryla vudu ayinleri yapmakla sulanyor-mu.
lyyy! diye haykryorum. Yani diyorum ki... Gene koyun koyun srtyor. Bununla ilgili bir
ey duymadnz m hi?
Adam inkar m etmi? diye soruyorum, tylerimde bir kabarma.
Evet. Kimball bayla onaylyor.
lgin bir vakayd, diyebiliyorum ancak.
Adam masumum diyormu, ama bir taraftan da ku tanr nka m ne, yle bir ey
olduunu syleyip duruyormu, diyor Kimball, suratn ekiterek.
kimiz de buna sesli sesli glyoruz.
Hayr, diyorum sonunda. Paul bunlara taklmazd. Dengeli beslenirdi ve de-
Evet -evet, biliyorum ve de 'btn o Yale dmeninin bir parasyd', diye ekliyor Kimball
bkknlkla.
Uzun bir sessizlik oluyor, imdiye kadar olanlarn en uzunu belki de diye dnyorum. Bir
medyuma bavurdunuz mu? diye soruyorum.
Hayr. Ban sallayndan bunu aklndan geirdiini anlayabiliyorum. Aman, kim takar?
Dairesi soyulmu mu? diye soruyorum.
Hayr, soyulmam aslnda, diyor. Tuvalet malzemeleri kaybolmutu. Bir takm elbise
gitmiti. Bir-iki de bavul. Hepsi bu. in iinde i mi var sizce?
Bilemem, diyor, ama size dediim gibi, bir yerlerde saklanyorsa amam.
Yani olay cinayet masasna filan gitmi deil henz, deil mi? diye soruyorum.
Hayr, henz deil. Dediim gibi, emin olamyoruz. Fakat... Duruyor, dalgn bakyor,
esas itibariyle hibir ey gren ya da duyan yok.
Son derece tipik, deil mi?
Sadece garip, diyor, pencereden dar bakyor, iyice dald. Dn ortalklarda dolayor,
iine gidiyor, canl, derken... Kimball duruyor, cmlesini bitiremiyor.
Sr oluyor, diye iimi ekiyorum, bamla onaylayarak.
nsanlar ortadan... kayboluveriyorlar, diyor.
Yer yanlyor ve insanlar iine giriyor, diyorum biraz hznl bir sesle, Rolex'ime

bakyorum.
rpertici. Kimball esniyor, geriniyor. Gerekten rpertici.
Tekinsiz. Bam sallayarak onaylyorum.
Her ey- -bkkn, iini ekiyor- bo.
Ne syleyeceimi bilemeden yle susuyorum, sonunda, Bounalkla... baa kmak zor,
diyorum.
Hibir ey dnmyorum. Broya sessizlik hakim. Bunu bozmak iin, masada San
Pellegrino iesinin yannda duran bir kitab iaret ediyorum. Pazarlk Sanat, yazan Donald
Trump.
Okudunuz mu? diye soruyorum Kimball'a.
Hayr, diyor, fakat nezaketen soruyor, yi mi?
ok iyi, diyorum, bam sallayarak.
Bakn. Bir kere daha iini ekiyor. Yeterince zamannz aldm. Marlborolar cebine
atyor.
Zaten benim de yirmi dakika sonra Drt Mevsim lokantasnda Cliff Huxtable ile le
yemeine randevum var, diye bir yalan atyorum, ayaa kalkyorum, Benim de gitmem
gerek.
Drt Mevsim buradan biraz uzakta deil mi? Kaygl bir ifade taknyor, o da ayaa
kalkyor. Demek istiyorum ki, sz de ge kalmayacak msnz? I, hayr. Sktm.
Burada... aamzda da... bir tane var.
A, yle mi? diyor. Bilmiyordum.
Evet, diyorum, onu kapya geirirken. ok iyidir.
Bakn, diyor, yzn bana evirerek, aklnza bir ey gelecek olursa, herhangi bir bilgi
falan.. .
Elimi kaldryorum. Kesinlikle. Size yzde yz yardmc olacam biliniz, diyorum ciddi bir
sesle.
Harika, diyor beceriksiz san, ii rahat. Ayrca, vakit ayrdnz iin de teekkr
ederim, Mr. Bateman.
Onu kapya doru gtrrken bacaklarm titriyor, astronotlarnki gibi, kapdan geirirken,
bombo, her trl duygudan arnm bir haldeyim, gene de -kendimi aldatmaksnzn- bir
eyler baardm duygusuna kaplyorum ve o noktada bir-iki dakika tra sonras
losyonlarndan ve deiik gmlek eitlerinden sz ediyoruz, bu tam tersi bir etki yaratyor.
Konumamzda bana sakinletirici gelen genel bir acelesizlik vard -hibir ey olmad- fakat
o glmseyerek kartn uzatp ktnda, kapnn kapanma sesi bana milyarca bcek
l, kilolarca kzaran et czrts, usuz bucaksz bir sessizlik gibi geliyor. Binadan
ktktan sonra da (Jean'e gvenlikteki Tom'a telefon ettirip sorduruyorum) telefonlarmn
hibirinin dinlenmediinden kesinlikle emin olmak iin avukatmn tavsiye ettii birini aryorum

ve de bir Xanax yuttuktan sonra, Tribeca'daki Cuisine de Soy isimli pahal, yksek
standartta bir salk yiyecekleri lokantasnda beslenme uzmanmla buluabiliyorum nihayet.
Tofu barnn zerine yay eklinde gerilerek aslm, doldurulmu ve cilalanm yunus
balnn altnda otururken, beslenme uzmanma, ftursuzca, 'peki o zaman brekler
hakkndaki tm gerekleri anlat bana gibi cmleler kurabiliyorum, iki saat sonra broma
dndmde, telefonlarmdan hibirinin dinlenmediini reniyorum.
Hafta sonuna doru, Meredith Powell'a da rastlyorum, cuma gecesi, yannda Brock
Thompson'la Ereze'de, Borck'un ateler saan baklar altnda on dakika kadar
konumakla birlikte, bir kere bile Paul Owen'dan bahsetmiyoruz. ktm kz Jeannette ile
son derece ar ve skc bir yemek yiyoruz. Lokanta ok gsterili ve yeni, tabaklar ele
ar ar geliyor, bktrc. Porsiyonlar cimri. Giderek huzursuzlayorum. Sonra Jeanette'in
ille de dans etmek istiyorum diye tutturmasna ramen, M.K.'ya uramamaya karar
veriyorum. Yorgunum, dinlenmem lazm. Dairemde yatakta yatp kalyorum, seks
yapamayacak kadar dank kafam, bunun zerine Jeannette evi terk ediyor, ve
Ortadou'nun en iyi lokantalar hakkndaki bu sabahki Patty Winters ovun kasetini
seyrettikten sonra, telsiz telefonumu kaldryorum ve istemeye istemeye, duraksayarak
Evelyn'i aryorum.

Yaz
Yazn byk blmn uyuuk uyuuk geirdim: broda, ya da yeni alan lokantalarda
oturarak, evimde video seyrederek, ya da taksilerin arka koltuklarnda, yeni alan gece
kulplerinde, ya da sinemalarda, Hcll's Kitchen'daki apartmanda, ya da yeni alan
lokantalarda. Bu yaz drt byk uak kazas oldu, sanki, bu olaylar neredeyse nceden
planlanm gibi birou videoya ekildi ve televizyonda sonsuz kere tekrar tekrar gsterildi.
Uaklar ar ekimde yere aklp durdular, ardndan paralar saysz kere saa sola utu,
derken o yanm, kanlar iinde bedenlerin geliigzel ekimleri, alayan kurtarma
elemanlarnn ceset paralar toplamalar. Oscar de la Renta'nn aftershave'ini kullanmaya
baladm, azck kandrd. Konuan kk bir bcekle ilgili bir film piyasaya srld,
kyamet koptu, film iki yz milyonun zerinde haslat yapt. Mets kt malar kard.
Austosta dilencilerle evsizlerin says artt ve kadersizler, aresizler ve ihtiyarlar her yerde
sra sra sokaklar doldurdular. Cafcafl lokantalarda yenen bir sr yemekte bir sr yazlk
tanda, onlar Sefiller mzikaline gtrmeden nce, aralarnda HBO'da The Toolbox
Murders' gren olup olmadn sorarken buldum kendimi, t kmayan masalarda insanlar
bana gzlerini dikip baktlar, kibarca ksrp hesap almak iin garsonu ardm, ya da
sorbede veya yemein balarndaysak, bir ie San Pellegrino daha istettim, sonra yazlk
tandklara dnp Hayr m? dedim, ok iyi filmdi;' Platin American Express kartm o
kadar ok kullanld ki, iki yazlk tand, Pablo Lester'n yeni lokantas Yalan Rzgar'na
yemee gtrdmde ortadan krld, kendi kendini imha etti, fakat ceylan derisi
czdanmda hesab demeye yetecek kadar nakit vard. Patty Winters ovlarn hepsi
tekrard. Hayat bo bir tuval olarak kald, bir klie, bir pembe dizi. ldrme arzum srd,
cinnetin kylarnda gezindim. Geceki kana susamlm gndzlerime tat ve kentten
ayrlmak zorunda kaldm. Aklbandalk maskem syrld syrlacakt. Hayrl gnler deildi

benim iin ve bir tatile ihtiyacm vard. Hampton'a gitmeliydim


Evelyn'e neride bulundum, rmcek gibi hemen stne atlad. Kaldmz ev aslnda Tim
Price'n eviydi, neden bilmem, Evelyn'de anahtar vard, serseme dnm gibi olduum iin
ayrntlar sormay reddettim.
Tim'in evi douda, deniz zerineydi. eitli atlarla donanm, drt katl bir evdi, katlar
galvanize elikten bir merdivenle birbirine balanyordu. Yz metrekarelik su katlmam
minimalist bir mutfak tasarm; her ey bir duvara gmlm: iki kocaman frn, dev
dolaplar, iine girilip klabilen bir dondurucu, kapl buzdolab. zel sipari zerine
yaplm bir paslanmaz elik adas, mutfa ayr mekana blyordu. Dokuz banyonun
drdnde gz yanltc resimler vard, beinde ise lavabonun zerinde azlarndan sular
fkran demirden antik ko kafalar. Btn lavabolar ve kvetler ve dular antik
mermerdendi, yerler ise kk mermer mozaiklerle denmiti. Byk banyonun kvetinin
zerindeki bir girintiye bir TV monte edilmiti. Her odada bir mzik seti vard. Evde ayrca on
iki tane Frank Llyod Wright imzal ayakl amdan, on dn adet Josef Hefferman imzal
iskemle, silme videokaset dolu iki duvar, bir duvarda tm cam vitrinler iinde korunan
binlerce CD. Girite Eric Schmidt imzal bir avize, altnda Atomic Ironworks'den elik, ren
geyii biiminde apka askl, adn hi duymadm bir heykeltran eseri. Mutfaa bitiik
bir odada bir 19, Yzyl Rus yemek masas duruyordu, fakat iskemleleri yoktu. Btn
duvarlarda Cindy Sherman'n hortlak gibi fotoraflar aslyd. Bir spor odas vard, iine
girilebilen dolaplar, be video, ceviz ve cam kark Noguchi yemek masas, Marc Schafferd
hol masas ve faks makinesi. Byk yatak odasnda XVI. Louis stili pencere n srasnn
yannda top biiminde budanm bir ss aac. Mermer minelerden birinin zerinde bir
Eric Fischl tablosu aslyd. Bir tenis kortu vard. Siyah zeminli havuzun hemen yan
bandaki kk konuk evinde iki sauna ve bir jakuzi bulunuyordu. urada burada da ta
stunlar.
Orada bulunduumuz haftalar iinde ileri yoluna sokmaya altm, gerekten. Evelyn'le
bisiklete bindik, jogging yaptk, tenis oynadk. Fransa'nn gneyine ya da skoya ya gitme
planlar kurduk; Almanya'da arabayla gezinip henz el dememi opera binalarn
kefetmekten sz ettik. Rzgar srf yaptk. Sadece romantik eylerden sz ettik: Long
Island'n dousundaki ktan, Virginia'nn avlaklarnda ekim aynda tepelerin zerinden
ykselen mehtaptan. Byk mermer kvetlerde birlikte ykandk. Yatakta kahvalt ettik,
Melior kahvedanlktan Hermes fincanlara ithal kahvemizi doldurduktan sonra kamir
battaniyelerin altnda birbirimize iyice sokulduk. Onu taze ieklerle uyandrdm. O
Manhattan'a haftalk yz bakmm yaptrmaya giderken, Louis Vuitton antasna kk
notlar koydum. Ona kk, siyah bir yavru chow armaan ettim, adn NutraSweet koydu,
diyet trfl ikolatalaryla besledi. Ona yksek sesle Doktor Jivago'dan ve Silahlara Veda'dan
(en sevdiim Hemingway) uzun pasajlar okudum. Price'n koleksiyonunda olmayan
videokasetler buldum, ounlukla 1930'larn komedileri, bunlar evdeki bir sr video
player'lardan birinde seyrettik, favorimiz Roma Tatiliydi, iki kere seyrettik. Frank Sinatra'y
(sadece 1950'ler dnemini) ve Nat King Cole'un After Midnight'n dinledik, Tim'de CD kayt
aleti vard. Ona pahal i amarlar aldm, kimi zaman giydi bunlar.
Gece ge saatte okyanusta plak denize girdikten sonra, tir tir titreyerek eve dner,

byk Ralph Lauren havlulara sarnr, omlet, zerine biraz zeytinya gezdirilmi makarna,
trfl ve porcini mantarlar hazrladk; pimi armut suflesi, karanfilli meyve salatalar, biberli
somonlu zgara polenta, elma ve ahududu sorbesi, mascarpone, soutulmu domates
orbas, kukonmaz ve nane yedik, limonata ya da ampanya ya da yllanm Chteau
Margeaux arab itik. Ama ok gemeden, birlikte arlk kaldrmaktan, havuzda boylu
boyunca yzp dnmekten vazgetik, Evelyn, NutraSweet'in yemedii diyet trfl
ikolatalarma beslenmeye ve almad kilolardan yaknmaya balad. Baz geceler deniz
kenarnda bir aa bir yukar gezinirken, kumu kazp yenge yavrular karrken, avu
avu kum yerken bulurdum kendimi- bu gece yans olurdu, gkyz ylesine berrak olurdu
ki, btn gne sistemini ve onun aydnlatt kumu grebilirdim, sanki ay yzeyinin kumu
gibi uzar giderdi. Hatt bir sabah sahile vurmu bir denizanasn srkleyerek eve getirdim,
henz afak skmeden, Evelyn uyurken, mikrorodalga frnda piirdim, yiyemediim
paralar chow'a verdim.
Evelyn'in kerpi bardak altlklar zerine yerletirdii ve ilerine sktrlm kattan,
jalapeno kartrclarla ahududu kasisi kartrd, kesme kakts desenli kokteyl
kadehlerinden nce burbon, sonra ampanya yudumlarken, bir yere uzanr, Allsop Racer
kayak sopasyla birilerini ldrmenin hayalini kurar ya da baklarm minelerden birinin
zerindeki antika rzgrglne dalar gider, akn akn acaba bununla birini yaralayabilir
miyim diye dnrdm, sonra Evelyn odada olsun ya da olmasn, aslnda Dick Loudon'n
Stratford Inn'inde yer ayrtmalydk diye ikayet ederdim. ok gemeden Evelyn
kaplcalardan, estetik ameliyattan sz etmeye balad, sonra bir masr tuttu: Yolun
aasndaki bir yerde nl bir yayncyla birlikte yaayan ve benimle ak ak cilveleen
bir ibne. Hampton'da kaldmz son hafta Evelyn kere kente indi, bir kere manikr,
pedikr ve yz bakm, ikincisinde Stephanie Herman'da tek kiilik training iin, en son da
astrolouyla bulumak iin.
Neden helikopterle gidiyorsun? diye fsldadm.
Ne yapaym istiyorsun? diye tiz bir lk att, azna bir diyet trfl daha att. Volvo mu
kiralayaym?
O gittiinde giriteki avlunun kenarlarna dizilmi duran pimi topraktan kplere kusardm su t kusmu olmak iin- ya da rkn masrle kente iner, trl trl jiletler alrdm. Geceleri,
Evelyn'in bann zerine Jerry Kott imzal, yalanc beton ve alminyum tel karm bir
amdan oturturdum, akl Halcionlardan ylesine kaym olurdu ki, amdan eliyle itip
devirmezdi bile, ben de o soluk alp verirken amdann kalkp iniine bakar glerdim, fakat
ok gemeden bu manzara beni zmeye balad, amdan Evelyn'in bann zerine
oturtmaktan vazgetim.
Hibir ey beni yattramad. ok gemeden her ey yavanlat; bir gn douu daha,
kahramanlarn hayatlar, ak olmak, sava, insanlarn birbirleri hakknda yaptklar keifler.
Tek skc bulmadm ey, aktr ki, Tim Price'n ka para kazandyd, ama o da bu
denli aikar olmasyla skt. imde, hrs ve belki tiksinti dnda ak seik, tanmlanabilir bir
duygu yoktu. Btn insan zelliklerine -et, kan, ten, sa- sahiptim, ama insanlktan
kmlm o kadar youndu, o kadar derinlere kk salmt ki, normal merhamet hissi

duyma kabiliyetim tamamen silinmi, ar ar, amal bir kaznp silinmenin kurban
olmutu. Sadece gereklik taklidi yapyordum, kaba hatlaryla bir insan taklidi, ileyen,
aklmn sadece uzak, karanlk bir kesiydi. Korkun bir eyler oluyordu ve ben bunlarn
neden olduunu anlayamyordum -nedenine parmak basamyordum. Beni yattran tek ses
bir bardak J&B'ye atlan buzun tatmin edici sesiydi. Eninde sonunda chow'u suda bodum,
Evelyn de yokluunu hissetmedi zaten; fark etmedi bile yokluunu, Evelyn'in Bergdorf
Goodman's sveterlerinden birine sarp derin dondurucuya attmda bile. Hampton'dan
ayrlmak zorunda kaldk, nk kendimi, tanyeri aarmadan nceki saatlerde yatamzn
baucunda, elimde skca tuttuum bir buz ekici, Evelyn'in gzlerini amasn beklerken
bulmaya baladm. Bir sabah kahvaltda nerimi kabul etti, ve ii bayramndan nceki
pazar, helikopterle Manhattan'a dndk.

Kzlar
ey, diye dnmtm, somonlu ve naneli pinto fasulyesi gerekten, gerekten ey
olmal... yani, hani biliyorsun- Elizabeth daireme girerken tek, zarif bir hareketle saten set
karm topuklu Maud Frizon ayakkablarnn ikisini birden frlatp karyor ve kendisini
divann zerine atyor; -gzel olmal diye, ama Pat-rick, tanrm, ne kadar paha-lydlar, ve
de- llklap trnaklarn karyor, -nouvelle cuisine'in taklidiydiler saaa-dece!
Hayal mi grdm, yoksa masalarn zerinde akvaryum balklar m vard? diye
soruyorum, Brooks Brothers pantolon asklarm karrken, bir yandan da buzdolabnda bir
ie Sauvignon Blanc aranyorum. Neyse, bence ok in.
Christie uzun, geni divann zerine, tembel tembel gerinen Elizabeth'in uzana oturmu.
n mi, Patrick, diye sesleniyor. Donald Trump yiyor orada.
ieyi buluyorum, tezgahn zerine kovuyorum ve bir tirbuon bulmadan nce, ona ienin
zerinden bo bo bakyorum. Evet? Bu alayc bir yorum mu oluyor?
Tahmin et! diye haykryor Christie'yi yerinden sratacak kadar tiz bir sesle.
imdi nerede alyorsun Elizabeth? diye soruyorum, ekmeceleri kapatarak. Polo'nun
toptan yerinde falan m?
Elizabeth bunu duyunca glmekten katlyor ve ben Acacia'y aarken haval haval,
almaya ihtiyacm yok, Bateman, diyor, bir sessizlik oluyor, ardndan, bkkn bir sesle,
Herkesten fazla sen bilmelisin bunun ne demek olduunu Mr. Wall Street, diyor. Gucci
pudriyerinde dudak boyasn kontrol ediyor; tahmin edilebilecei gibi, kusursuz.
Konuyu deitiriyorum, soruyorum: O yeri kim seti? Kzlara arap koyuyorum, sonra da
kendime az sulu, buzlu bir J&B hazrlyorum. Restoran demek istiyorum.
Carson seti. Ya da belki Robert. Elizabeth omuzlarn silkiyor, pudriyerini aklatarak
kapattktan sonra, srarla Christie'ye bakyor, Gerekten tanyor gibiyim seni. Dalton'a
gittin mi? diye soruyor.
Christie ban hayr anlamnda sallyor. Saat neredeyse sabahn . Bir ectasy eziyor ve
daha sonra Elizabeth'e vermeyi tasarladm arap kadehinde erimesini seyrediyorum. Bu

sabahki Patty Winters ovun konusu ' yz Kilodan Fazla ekenler-Onlara Nasl Yardmc
Olabiliriz?'^. Mutfan klarn yakyorum, buzdolabnda iki ecstasy daha buluyorum,
klar sndryorum.
Elizabeth zaman zaman Georges Marciano reklamlarnda grnen yirmi iki yanda ta gibi
bir yavru ve Virginial kkl bir bankac aileden geliyor. Bu akam onun iki arkadayla
yemek yedik. Yirmi yedi yanda, finansr aleminde aibeli bir kariyeri olan Robert Farrell
ve Robert'n kt Carson Whitall. Robert'n zerinde Belvest'ten ynl bir takm elbise,
Charvet'den manetli pamuklu gmlek, Hugo Boss'dan soyut desenli ipek-krep bir kravat var
ve de yemek boyunca karmamakta srar ettii Ray-Ban gne gzlkleri. Carson'n
zerinde Yves Saint Laurent Rive Gauche bir takm, Harry Winston inci ve elmas kpeleriyle
takm bir inci kolye. Flatiron blgesindeki Albert Lioman'n yeni lokantas Free Spin'de
yemek yedik, sonra limuzinle Nell's'e gittik. Orada izin istedim ve fkeden kprm haldeki
Elizabeth'e, geri dneceim konusunda teminat vererek ofre kasaplar mahallesine
ekmesini syledim, oradan Christie'yi topladm. Onu kaplar kilitli limuzinin arka koltuunda
bekletip Nell's'e girdim, Elizabeth, Carson ve Robert'la ndeki blmelerden birinde bir iki
itim, bu gece fazlaca mehur olmad iin ortalk tenhayd- ktye iaret. Nihayet, saat iki
buukta, Carson sarho sarho aylk ieki faturasyla vnrken, Elizabeth ve ben ktk.
Elizabeth, Carson'n W'nin son saysnda yazl olduunu syledii bir eye o kadar kzmt
ki, Christie'nin varln sorgulamad bile.
Nell's'e doru yolculuumuz srasnda, Christie son birlikte oluumuzdan hl altst
olduunu ve bu gece konusunda da nemli kayglar bulunduunu, fakat nerdiim parann
reddedilemeyecek kadar iyi olduunu itiraf etti, ben de nceki gibi bir ey olmayacana sz
verdim. Hl korkmasna ramen, limuzinin arka koltuunda yuvarlad birka tek votka ile
ona imdiye kadar vermi olduum bin alt yz dolar akn para, sakinletirici etkisi yapt.
Kaygl havas ehvetimi kamlad ve ona nakit miktar ilk uzattmda -Hughlans bir gm
para atayla tutturulmu alt adet banknot - tam bir seks kedisi gibi davrand, fakat onu
iterek limuzine soktuumda, son olanlardan sonra cerrahi mdahaleye ya da bir avukata
ihtiyac olabileceini syledi, bu nedenle, ona bin dolarlk bir de ek yazdm, ama hibir
zaman tahsil edilmeyeceini bildiim iin, panie filan kaplmadm. u anda dairemde
Elizabeth'i incelerken onun gs blgesinin olduka gelimi olduunu gryor ve ecstasy
sinir sistemine bindirdiinde kzlar nmde seks yapmaya ikna edebileceimi umuyorum.
Elizabeth, Christie ye hi Spicey adnda bir gtlek tanyp tanmadn ya da Au Bar'a
gidip gitmediini soruyor. Christie hayr anlamnda ban sallyor. Christie'ye sanki
Neptn'den gelmi gibi bakan Elizabeth'e ecstasy doldurulmu Sauvignon Blanc'
uzatyorum, Christie'ye ilk duyduu tepki getikten sonra esniyor. Neyse, Au Bar fecii
zaten. Korkun. Malcolm Forbes'un bir doum gnne gitmitim orada. Ay tanrm, ltfen
yani. arab yuvarlyor, suratn buruturuyor. Kromajl meeden Sottsass iskemlelerden
birine oturuyorum, caml kahve masasnn zerindeki buz kovasnn iinde duran arap
iesini biraz daha souun diye itiyorum. Elizabeth hemen ieye atlayp kadehini bir kere
daha dolduruyor. ieyi oturma odasna getirmeden nce iine iki klah daha ecstasy
boalttm. Somurtkan Christie kendi temiz ikisini dikkatle yudumluyor ve yere bakmamaya
alyor; hl korkmu grnyor, sessizlie dayanamayarak Elizabeth'e benimle nerede

tantn soruyor.
Aman tanrm. Elizabeth yalancktan utan verici bir ey hatrlyormu gibi inildiyor.
Patrick'le eyde, oh tanrm, 86, yok 87 ylnda Kentucky Derby'sinde tantk, ve de...
Bana dnyor. O sralar Alison bilmem kim denen o cahil karyla... taklyordun... Stoole
mu?
Poole, yavrum, diye sakince cevaplyorum. Poole.
Hu, ad yleydi, diyor, sonra gizlemedii bir alayclkla ekliyor, Esasl para.
Ne demek istiyorsun? diye soruyorum, gcenerek. Gerekten esasl parayd.
Elizabeth, Christie'ye dnyor ve maalesef ki, American Express kart olan herkesinkini
yalard, diyor, Christie'nin arp Elizabeth'in gzne baka baka, Ama biz kredi kart
almyoruz, demesinden korkuyorum. Bunun olmamasn salamak iin, Ha-siktir, diye
baryorum, ama iyi niyetli bir sesle.
Dinle. Elizabeth, dedikodu veren ibneler gibi bileini havada kvrarak, Christie'ye
dnyor. Bu kz bir solaryum salonunda alyordu ve de, -ayn cmlede, ses tonunu
deitirmeden- peki sen n'apyorsun?
Uzun bir sessizlik oluyor, Christie giderek daha kzarp daha da rkekleiyor, O... benim
kuzenim, diyorum.
Elizabeth ar ar intikal ediyor ve Hin? diyor.
Uzun bir sessizlik daha oluyor, Fransz... dr, diyorum.
Elizabeth kukuyla szyor beni -tamamen aklm karmm gibi- ama sorgulamay
srdrmek istemiyor, onun yerine Telefonun nerede? Harley'i aramam lazm, diyor.
Mutfaa gidip telsiz telefonu getiriyorum, antenini karyorum. Bir numara eviriyor ve
birinin cevap vermesini beklerken, gzlerini dikip Christie'ye bakyor. Yazlar nerede
geiriyorsun? diye soruyor. Southampton'da m?
Christie bana, sonra gene dnp Elizabeth'e bakyor ve sakin bir sesle, Hayr, diyor.
Aman tanrm" diye szlanyor, telesekreteri kt!
Elizabeth. Rolex'imi iaret ediyorum. Saat sabahn .
Allahn belas bir uyuturucu satcs, diyor, bkkn. Bunlar onlarn en youn olduu
saatler.
Bulunduun yeri syleme, diye onu uyaryorum.
Neden syleyeyim ki? diye soruyor. Dalgn dalgn arabna uzanyor, bir dolu kadeh daha
yuvarlayp suratn buruturuyor. Bunun tad garip. Etikete bakyor, omuzlarn silkiyor.
Harley? Benim. Servisine ihtiyacm var. Nasl yorumlarsan yorumla. Ben eydeyim- Dnp
bana bakyor.
Marcus Halberstam'dasn, diye fsldyorum.
Kim? Bana doru eilerek, muzrca glmsyor.

Mar-cus Hal-ber-stam, diye bir kere daha fsldyorum.


Numaray istiyorum, salak. Eliyle beni kklayarak, konumaya devam ediyor. Neyse,
Mark Hammerstein'daym, seni daha sonra da deneyeceim, yarn gece Canal Bardaym,
kuafrm stne salacam. Bon voyage. Nasl kapanyor bu? diye soruyor, fakat gayet
alk bir biimde anteni kapatp 'off dmesine basyor, mzik kutusunun yanma ektiim
Schranger iskemlenin zerine atyor telefonu.
Grdn m? Glmsyorum. Becerdin.
Yirmi dakika sonra, Elizabeth divann zerinde kvranmakta ve de onu Christie'yle nmde
seks yapmaya zorluyorum. Geliigzel bir neri olarak ortaya atlan bu fikir u anda benim
iin hayati bir konu, srarlym. Christie dalm, beyaz mee parkedeki benim farkna
varmadm bir lekeye bakyor, arabna dokunmad.
Ama ben lezbiyen deilim ki, diye bir kere daha kar kyor Elizabeth, kkrdayarak.
Kzlara taklmyorum
Bu kesin bir hayr m? diye soruyorum.
Bu ilere taklacam nereden karyorsun ki? diye soruyor. Ecstasy yznden soru
cilveli, stelik de gerekten ilgileniyor gibi. Aya kalama srtnyor. Gidip divana
oturuyorum, kzlarn arasndaym. Elizabeth'in baldrna masaj yapyorum.
E, Sarah Lawrence'e gittin sen bir kere, diyorum ona. Hi belli olmaz.
Onlar Sarah Lawrence'li erkekler, Patriiick, diyor, kkrdyor, daha hzla srtnyor,
srtnme, s, her trl ey oluturuyor.
Valla kusura bakma, diyerek pes ediyorum. Wall Street'de klotlu orap giyen heriflerle
uratm olmuyor pek. .
Patrick, sen Patricke, pardon Harvard'a gittin, oh tanrm, yle sarhoum ki. Neyse dinle
bak, yani dur- Duruyor, derin bir nefes alyor, kendini bi tuhaf hissetmekle ilgili garip bir
takm laflar yuvarlyor aznda, sonra gzlerini kapatp aarak soruyor Kokainin var m?
Kadehine bakyorum, eriyen ecstasy'nin arabn rengini hafife deitirdiini fark ediyorum.
Baklarm izliyor ve sanki giderek artan huzursuzluunu yattrabilecek bir eit iksirmi
gibi byk bir yudum alyor. Ban geriye yastklardan birinin zerine yaslyor, iyice sarho.
Kokainin var m? diye soruyor. Ya da Halcion. Bir Halcion alabilirim.
Dinle bak, yalnzca... ikinizin... birbirinizi gtrmesini seyretmek istiyorum, diyorum
masum masum. Ne ktl var? Hibir hastalk bulamas ihtimali yok.
Patrick. Glyor. Sen delisin.
Hadi ama, diye zorluyorum. Christie'yi ekici bulmuyor musun?
ehevi laflar istemez, diyor, fakat ila etkisini gsteriyor, heyecanlandn fakat
heyecanlanmamda altn grebiliyorum. ehevi konumalar yapacak havada deilim.
Hadi ama, diyorum. Eminim tahrik olacaksn.
Bunu hep yapyor mu? diye soruyor Elizabeth, Christie ye.

Dnp Christie'ye bakyorum.


Christie aldrsz, omuz silkiyor, bir CD'nin arkasna baktktan sonra alp mzik setinin
yanna koyuyor.
Bana hibir zaman kz gtrmediini mi sylemek istiyorsun? diye soruyorum, siyah
orabna sonra da altndaki bacana dokunuyorum.
Ama ben lezbiyen deilim ki;' diye steliyor. Hayr, hi gtrmedim.
Hi mi? diye soruyorum, kalarm kaldrarak. Eee, her eyin bir ilki vardr...
Sen bir garip hissettiriyorsun bana kendimi, diye inliyor Elizabeth, yz izgileri allak bullak
oluyor.
Hi de deil, diyorum, aaladm.
Elizabeth'le Christie yiyiiyorlar, ikisi de plak, yatamn zerindeler, odadaki btn
klar ak, ben dein yanndaki Louis Montoni iskemlede oturuyorum, onlar ok
yakndan izliyorum, ara sra pozisyon deitiriyorum. Elizabeth'i srtst yatrp ak
bacaklarn havaya dikiyorum, olabildiince iki yana ayorum, sonra Christie'nin ban
aaya doru itip ona Elizabeth'i yalatyorum -emdirmiyorum, yalatyorum, susam bir
kpek gibi-, bir yandan da klitorisini parmaklyor, sonra teki elinin iki parman onun ak,
slak organna sokuyor, derken parmaklarn yerini dil alyor. Sonra Christie'yi Elizabeth'in
stne oturtuyorum, ona Elizabeth'in imi, kocaman memelerini yalatp emdiriyorum,
sonra ikisine pmelerini sylyorum, sra sra, Elizabeth demin kk, pembe organn
yalayan dili alkla azna alyor, bir hayvan gibi, organlarn birbirine bastrarak birbirlerini
dzmeye balyorlar, Elizabeth yksek sesle inliyor, bacaklarn Christie'nin kalalarna
doluyor, yle bir pozisyonda ki ayn anda hem slak ve iyice alm organn hem de knn
tertemiz, pembe deliini grebiliyorum.
Christie dorulup dnyor ve Elizabeth'in zerinde oturmay srdrerek organn
Elizabeth'in soluk solua kalm suratna bastryor, ve ok gemeden, ikisi filmlerdeki gibi,
hayvanlar gibi, ateli ateli birbirlerinin organlarn yalamaya ve parmaklamaya koyuluyorlar.
Yz kpkrmz olan, ve boyun kaslar cinnet geiren bir kadnnkiler gibi kabaran Elizabeth,
ban Christie'nin nne gmmeye alyor, sonra Christie'nin kn iyice ayrp genizden
gelen sesler kararak deliini yalamaya balyor. Yeah, diyorum tekdze bir tonda. Sok
dilini orospunun knn deliine.
Btn bunlar olup biterken, kemere bal kocaman beyaz bir dildoyu vazelinle yalyorum.
Ayaa kalkp, Christie'yi akl frtm gibi iltenin zerinde kvranan Elizabeth'den zorla
ayryorum, kemeri Christie'nin beline takyorum, sonra Elizabeth'i dndryorum, drt aya
zerine meltiyorum, Christie'ye belindeki kemerle onu dzdrtyorum, bir yandan
Christie'nin organn, sonra klitorisini, sonra da knn deliini parmaklyorum. Christie'ye
dildoyu Elizabeth'in organndan kartmyorum, Elizabeth'i srtst yataa yatrp Christie'ye
onu misyoner pozisyonunda dzdrtyorum. Elizabeth, Christie'yle dilini neredeyse boazna
kadar sokarak deliler gibi prken kendi klitorisini parmaklyor, sonunda ister istemez
ban geriye, yasta atyor, bacaklar Christie'nin hzla gidip gelen kalalarna dolanm,
yz gergin, dudak boyas Christie'nin vajinasndan gelen sularla btn yzne yaylm,

"Oh tanrm, geliyorum geliyorum gir bana geliyorum, diye haykryor, nk ikisine de
orgazm olduklarnda bana bildirmelerini syledim, hem de yksek sesle bildirmelerini.
Sra Christie'de, Elizabeth evkle dildolu kemeri beline takyor ve o Christie'yi dzerken,
ben de Elizabeth'in k deliini iyice ap yalamaya balyorum, derken beni itip deliler gibi
kendini parmaklamaya balyor. Sonra Christie dildoyu yeniden takyor ve Elizabeth'i
arkadan dzyor, Elizabeth bu arada klitorisini parmaklayarak inliyor ve yeniden orgazm
oluyor. Dildoyu onun kndan kardktan sonra, yeniden beline takmadan nce yalatyorum
ona, Christie srtst yatarken Elizabeth dildoyu kolaylkla onun iine sokuyor. Bu srada
Christie'nin memelerini yalyorum ve ikisi de kpkrmz olup iyice sertleince-ye kadar meme
ularn emiyorum. Sert kalsnlar diye ikisini de parmaklayp duruyorum. Btn bunlar olup
biterken Christie'nin zerinde, benim ona giydirdiim, kalalarna kadar kan set Henri
Bendel izmeler var.
Elizabeth, rlplak, kalkp kayor yatak odasndan, imdiden kan var zerinde, zorlukla
hareket ediyor ve karmakark, anlalmaz bir eyler haykryor. Benim orgazmm uzadka
uzuyor, geldiinde ok gl oluyor ve dizlerim titriyor. Ben de plam, ona Orospu seni,
orospunun tekisin sen, diye bararak arkasndan kouyorum, akan kanlarn ou
ayaklarndan gelmekte olduu iin kayp dyor, dorulmay beceriyor, sa elimde sk
skya tutmakta olduum iyice slak kasap bayla beceriksizce zerine atlyorum,
ensesini yarp bir eyleri kesip koparyorum, bir-iki damar. O kapya doru hamle ederek
kamaya alrken ben bir kere daha saldryorum, apartman dairesini boylu boyunca
geen kan, oturma odasna kadar fkryor, mutfan buzlu camna ve mee lambrilere
sryor. leriye doru komaya alyor, fakat atardamarn koparttm, kan her yere
sramakta, bir an ikimizi de kr ediyor, iini bitirmek zere son bir hamle yaparak stne
atlyorum. Bana bakmak zere yzn dnyor, yz hatlar acdan kaslm, karnna bir
yumruk indiriyorum, yere yklyor, yanna yere doru kayyorum. Onu be ya da alt kere
bakladktan sonra -kan havaya fkryor; kokusunu iime ekmek zere eiliyorumkaslar geriliyor, ta kesiliyor, can vermekte; grtla koyu krmz bir kanla doluyor ve elleri
bal olmad halde balym gibi kendini oradan oraya atyor, onu tutmak zorunda
kalyorum. Azna dolan kan yanaklarndan, enesinden aa oluk oluk boalyor.
Spazmlarla sarslan vcudu kriz anndaki bir saralnnkine benziyor, ban yatryorum,
kalkm, zerine kan svam km boulmakta olan suratna srtyorum, sonunda
rpnmas kesiliyor.
Yatak odama geri dn, Christie iltenin zerinde yatyor, kaln bir iple yatan ayaklarna
balanm, elleri bann zerinde, azna geen ayn Vanity Fair'inden yrtlm sayfalar
tklm. Her iki gsne pile balanm birer kablo engellinmi, gslerini yakarak
kahverengiye dntryor. Le Relais kibritlerini akp akp karnna atmaktaym ve de
cinnet geiren ve belki de ecstasy'den ldrm durumdaki Elizabeth de bana yardm
etmekteydi, ta ki ben dnp Elizabeth'in meme ularndan birini inemeye balayncaya
kadar, sonunda dayanamadm, meme ucunu srarak kopardm, yuttum. lk defa fark
ediyorum, Christie ne kadar da ufak tefek ve narin yaplym. Memelerini kerpetenle
youruyorum, sonra onlar paralamaya balyorum, olaylar abuk geliiyor, tslama sesleri
karyorum, derginin sayfalarn tkryor, elimi srmaya alyor, ldnde glyorum,

lmeden nce alamaya balyor, sonra gzleri korkun bir sanryla yuvalarnda geriye
kayyor.
Sabaha, nedense, Christie'nin yara bere iindeki elleri birer futbol topu byklne
ulancaya dek iiyor, parmaklar elinin geri kalanndan ayrt edilemez halde, yank
cesedinden gelen koku beni irkiltiyor, Christie'nin memeleri yanarak patladklarnda fkran
yank yala lekelenen jaluzileri amak zorunda kalyorum, sonra da pencereleri, oday
havalandrmak iin. Gzleri ardna kadar ak ve zerlerine bir perde inmi, dudaklar yok,
kapkara, vajinasnn yerinde de kara bir delik var (geri oraya bir ey yaptm
hatrlamyorum) ve yanm kaburga kemiklerinin altndan akcierleri grnyor. Elizabeth'in
vcudunun geri kalan ise oturma odasnn bir kesinde yn halinde duruyor. Sa kolu ve
sa bacandan paralar yok. Bilekten kesilip koparlm sol kolu, mutfaktaki adann
zerinde, kendi kanndan kk bir gln ortasnda duruyor. Kafas mutfak masasnn
zerinde ve kana bulanm surat -gzleri oyulup karlm ve deliklerin zerine Alain Mikli
marka gzlkler yerletirilmi olduu halde- gene de somurtuyormu gibi duruyor. Ona
bakarken yorgunluktan baylacam neredeyse, dn gece uyumadm ve de bitkinim, ama
gene de, saat birde Odeon'da Jem Davis ve Alana Burton'la le yemeine randevum var.
Bu benim iin ok nemli, iptal etsem mi, etmesem mi karar vermeliyim.

bneyle Karlama
Gz: bir pazar gn leden sonra, saat drt sralar. Barney's'deyim, kol dmesi
alyorum. Maazaya iki buukta gir-mistim, Christie'nin cesediyle souk, gergin bir le
zeri kahvaltsndan sonra, giriteki tezgaha kotum, bir sat grevlisine, Bir krbaca
ihtiyacm var. Gerekten, dedim. Kol dmelerine ilaveten, az ifte fermuarl ve vinileks
astarl, devekuu derisinden bir seyahat antas, eski gm, krokodil ve cam karm bir
hap iesi, antika bir di fras kutusu ve st baa taklidi bir trnak fras satn aldm.
Dn gece yemek mi? Splash'de. Hatrlanacak pek bir ey yok: Fazla sulu bir Bellini, sosunu
imi bir arugula salatas, suratsz bir garson kz. Ardndan eski bir Patty Winters ov'u
seyrettim, geen ilkbahar iki eskort kzn karlp ikence edilerek ldrlmesi olaynn
videokaset olduunu sandm eyin zerine ekmiim galiba (konu 'Evcil Hayvannz Nasl
Sinema Yldz Olabilir'di). u anda bir kemer satn almaktaym -kendime deil- ayrca
tane doksan dolarlk kravat, on mendil, drt yz dolarlk bir bornoz, bir ift Ralph Lauren
pijama, btn bunlar eve yollayacam, mendiller dnda, onlar da ismimin ba harflerini
iletip P & P ye yollatacam. Kadn ayakkabs reyonunda biraz messif bir olaya neden
oldum ve utan duyulacak bir biimde, problemli bir sat eleman tarafndan kovuldum.
nce belli belirsiz bir rahatszlk duygusu, nedeninden pek emin deilim, ama giderek, geri
pheliyim ama, takip edildiim duygusu, sanki Barney's'de nereye gitsem peimden birisi
geliyor gibi.
Luis Carruthers, sanrm, tebdil gezmede. stnde jaguar desenli ipek bir ceket, geyik
derisi eldivenler, ftr apka, gznde havac tipi gne gzlkleri var, bir stunun ardna
gizlenmi, kravatlar inceliyormu gibi yaparken hi aktrmamaya alarak yan yan beni
kesiyor. Eilip bir eyler imzalyorum, galiba bir fatura ve Luis'nin varl bana yle bir an,
bu kentle, Manhattan'la, iimle balantl bir hayatn ok da iyi bir fikir olmadn

dndryor, birden Luis'yi korkun bir partide gzmn nne getiriyorum, gzel, sek, bir
roze arap imekte, bir kuyruklu piyanonun etrafna toplam ibneler, mzikallerden
paralar, Luis'nin elinde kah bir iek, kah boynunun etrafnda tylerden bir boa, kah
Sefilolardan bir eyler alan bir piyanist, canm ayol.
Patrick? Sen misin? Kararsz bir ses soruyor.
Kt, bir korku filmi karesi -zoom'la- Luis Carruthers, anszn beni gafil avlayarak, ylan gibi
srnp kedi gibi srayarak- mmknse byle bir ey- stunun arkasndan beliriveriyor.
Tezgahtar kza glmsyorum ve bozum olarak onun yanndan uzaklap pantolon
asklaryla dolu bir vitrine doru ilerliyorum, acil tarafndan bir Xanax'a, bir Valium'a, bir
Halcion'a, bir Frozfruit'e, ya da herhangi bir eye, ihtiyacm var.
Ona bakmyorum, bakamyorum, ama bana yaklatn hissedebiliyorum. Sesi bunu
doruluyor.
Patrick?.. Mer'aba?
Gzlerimi kapatyorum, bir elimi
mrldanyorum, Azm atrma Luis.

yzme

doru

gtrp

dilerimin

arasndan

Patrick? diyor, masum taklidi yaparak. Ne demek istiyorsun?


ren bir sessizlik, sonra Patrick... neden bana bakmyorsun?
Seni grmezden geliyorum, Luis. Derin bir soluk alyorum, yakas dmeli bir Armani
sveterin fiyat etiketini elleyerek kendimi sakinletiriyorum. Anlamyor musun? Seni
grmezden geliyorum.
Patrick, ylesine konuamaz myz? diye soruyor, neredeyse alayacak. Patrick- bak
bana.
Derince bir soluk daha aldktan sonra, i geirerek, Konuulacak hibir ey yok, hibir
ey- diyorum.
Byle gtremeyeceiz, diye sabrszca szm kesiyor. Ben byle gtremeyeceim.
Duyulur duyulmaz bir eyler mrldanyorum. Onun yanndan uzaklamaya balyorum. Pes
etmiyor, arkamdan geliyor.
Neyse, diyor, dkkann teki ucuna ulatk, bir sra ipek kravat incelermi gibi yapyorum
ama her ey bulank, eyalet dna... tayin olduumu duyunca sevineceksin.
zerimden bir arlk kalkyor, gene de ona bakmamay srdrerek soruyorum, Nereye?
Oh, baka bir ubeye, diyor, dikkat ekecek derecede rahatlad, belki de tayini
konusunda soru sorduum iin. Arizonaya.
a-hane, diye mrldanyorum.
Neden, bilmek ister misin? diye soruyor.
Hayr, istediimi syleyemem.
Senin yznden, diyor.

Byle konuma, diyorum yalvarr gibi.


Senin yznden, diyor yeniden.
Sen var ya sen, hastasn" diyorum ona.
Hastaysam senin yznden, diyor gayet rahat bir sesle, trnaklarn kontrol ediyor. Senin
yznden hastaym ve de iyilemeyeceim.
Bu saplantn adamakll rndan karttn. Adamakll, diyorum, baka bir blme
yneliyorum.
Fakat sen de bana kar ayn duygular besliyorsun, biliyorum, diyor Luis, peim sra
geliyor. Bunu uradan biliyorum... Sesini alaltp omuz silkiyor. Baz hislerini itiraf etmeye
yanamaman... o hislerin olmad anlamna gelmez.
Ne demeye alyorsun sen? diye tslyorum.
Senin de benimle ayn duygular paylatn bildiimi... Dramatik bir tavrla gzlklerini
savururcasna gzlerinden karyor, sanki bir ey kantlad.
Pek doru saylmayacak... bir sonuca ulamsn, diyorum boulurcasna. Sen...
besbelli akln oynatmsn.
Neden? diye soruyor. Seni sevmek yanl m Patrick?
Tanrm... sen... bilirsin...
Seni arzulamak! Seninle olmak istemek? Bu o kadar yanl m?
aresizce, gzleriyle beni mhlamak ister gibi baktn grebiliyorum, duygusal bir ykmn
eiinde. Susuyor, uzun bir sessizlik oluyor, syleyecek bir eyim yok. Sonunda tslayarak
karlk veriyorum. Durumu aklc biimde deerlendirme konusunda sregelen bu
beceriksizliinin nedeni nedir? Susuyorum. Hu?
Bam kazaklardan, kravatlardan, nmdeki her neyse ondan kaldryorum ve Luis'ye
bakyorum. O anda glmsyor, varln kabul ettiim iin mutlu, ama glmsemesi ok
gemeden parampara oluyor, ibne aklnn karanlk ke bucanda bir eylerin farkna
varyor ve alamaya balyor. Arkasna saklanmak zere sakin admlarla bir stunun yanna
gidiyorum, arkamdan geliyor, sert bir hareketle omzumu kavryor, yz yze gelelim diye
kendine doru eviriyor.
Ben Luis'ye git buradan, derken, Luis, Oh tanrm, Patrick, neden benden
holanmyorsun? diye hkryor, sonra maalesef, yere, ayaklarmn dibine devriliyor.
Kalk ayaa, diye mrldanyorum, olduum yerden. Ayaa
Neden birlikte olamyoruz? diye hkryor, yeri yumruklayarak.
nk, ben... seni -hi kimsenin dinlemediinden emin olmak iin dkkanda evreme
bakmyorum; dizime dokunmak zere elini uzatyor, itiyorum- ekici... bulmuyorum,
diyorum yksek sesle fsldayarak. Bunu gerekten syledim, inanamyorum, diye
mrldanyorum kendi kendime, sonra iini temizlemek istercesine kafam sallyorum, iler
yle bir sarpa saryor ki, olup biteni kaydedemiyorum bile. Luis'ye Beni yalnz brak, ltfen,

diyorum ve yryp gitmeye davranyorum.


Bu ricay kavramaktan yoksun olan Luis, ipek kumatan Armani trenkotumun eteine
yapyor, hl yerlerde srnerek yalvaryor. Ltfen Patrick, ltfen brakma beni.
Dinle bak. meliyorum, Luis'yi kavrayp yerden kaldrmaya alyorum. Ama bu abuk
sabuk bir eyler haykrmasna yol ayor, haykr ykseliyor, ykseliyor, yle bir
kreendoya ulayor ki Barney's'in gvenlik grevlisinin dikkatini ekiyor, adam bize doru
gelmeye balyor.
Grdn m yaptn, diye fsldyorum aresizlikle. Kalk. Kalk
Her ey yolunda m? Gvenlik grevlisi, iri yan bir zenci, ban emi bize bakmakta.
Evet, teekkr ederim, diyorum, Luis'ye gzlerimden ateler sayorum. Her ey
yolunda.
Haayr. Luis avaz avaz baryor, hkrklara boulmu vaziyette.
Evet, diye karlk veriyorum, bam kaldrp grevliye bakarak.
Emin misiniz? diye soruyor nbeti.
Profesyonelce glmseyerek, Ltfen bize bir dakika msaade edin. Babaa kalmamz
lazm, diyorum. Haydi, haydi Luis. Kalk. Salya smk haldesin. Gvenlik grevlisine
dnp bir elimi havaya kaldrarak sadece dudaklarm kprdatarak, Bir dakika, ltfen,
diyorum.
Gvenlik grevlisi gvensizce ban sallyor, istemeye istemeye yerine dnyor.
melip Luis'nin sarslan omuzlarn kavryorum ve sesimi alaltarak, sakince, mmkn
olduu kadar tehditkar bir sesle, sanki cezalandrlmak zere olan bir ocukla konuur gibi
unlar sylyorum: Dinle beni, Luis. Alamay kesmezsen, siktiimin ackl ibnesi, ben
senin o siktiimin grtlan keseceim. Duyuyor musun beni? Birka kere hafife suratna
vuruyorum. Daha ak konuamam.
Oh, ldr beni bitsin, diye mzldanyor, gzleri kapal, ban ileri geri sallyor,
konumas iyice abuk sabuklayor; sonra salya smk, Sana sahip olamayacaksam,
yaamak istemiyorum. lmek istiyorum, diyor.
Burada, Barney's'in ortalk yerinde, aklm kaybetmek zereyim, Luis'yi yakasndan tutup
kaldryorum, yzn iyice yzme yaklatryorum, dilerimin arasndan haklyorum. Beni
dinle, Luis. Dinliyor musun beni? Genellikle kimseyi uyarmam, Luis. Bu-yzden-seniuyardm-iin-dua-et.
Akl bandan gitmi, birtakm gurultular karyor, verdii cevab anlayamyorum bile.
Sana yapyorum -jleden kaskat kesilmi; kokusundan tanyorum, Kakts, yeni bir
marka- kafasn ekip havaya kaldryorum, dilerimi gstererek hrlyorum, tkrr gibi
konuuyorum. Dinle, lmek mi istiyor-sun? Onu da yaparm, Luis. Yapmlm var, siker
atarm seni, barsaklarn boaltr, siktiimin karnn yararm, barsaklarn siktiimin ibne
grtlandan aa tkarm, barsaklarnla boulursun.
Dinlemiyor. Hl melmi vaziyette, ona gzlerimi dikip bakyorum, inanamayarak.

Ltfen Patrick, ltfen. Dinle beni, her eyi ayarladm. P & P'den ayrlyorum, sen de
ayrlabilirsin, ve, ve, Arizona'da hayatmz yeniden kurabiliriz ve sonra da-
Kapa eneni, Luis. Onu sarsyorum. Oh, tanrm, yeter, kapa eneni.
arabuk ayaa kalkyorum, zerimi silkeleyerek temizliyorum, tam feryat figan sona erdi,
ekip gidebilirim diye dnrken, Luis sa ayak bileime yapyor, suratna tekmeyi
indirmeden nce, onu bileime yapm halde alt adm kadar srklemek zorunda
kalyorum, bu arada orap reyonunun yaknlarn-da dolanan bir ifte de 'ne yaparsnz
gibilerinden glmsyorum. Luis yzn kaldrm, yalvaran gzlerle bana bakyor, sol
yananda kk bir yark belirmekte. ift uzaklayor.
Seni seviyorum; diye viyaklyor zavallca. Seni seviyorum.
kna oldum, Luis, diye baryorum ona. kna ettin beni.
Artk ayaa kalk.
Neyse ki, Luis'nin kard rezaletten dehete den bir sat grevlisi araya girip onu
ayaa kaldryor.
Bir-iki dakika sonra, Luis yeterince sakinletikten sonra, ikimiz Barney's'in giriinde
duruyoruz. Bir elinde bir mendil, gzleri sk sk yumulu, sol gznn altnda yava yava bir
rk beliriyor, kabaryor. Kendine geldi gibi.
Yani, hani, gerekle yzlemeye, eyin, kn skmal, anlyor musun, diyorum ona.
Istraplar iinde, dner kapdan, yamakta olan lk yamura bakyor ve sonra hznl
hznl i geirerek bana dnyor. Sra sra, sonsuz sralar halinde dizilmi kravatlara
bakyorum, sonra da tavana.

Hayvanat Bahesinde ocuk ldryorum


Gnler ipe dizilmi gibi geiyor. Geceleri yirmier dakikalk faslalarla uyuyabiliyorum.
Hedefimi am gibiyim, her ey puslu grnyor, ldrme arzum yzeye kyor,
kayboluyor, yzeye kyor, yeniden gidiyor, Alex Goes To Camp'te sakin bir le yemei
srasnda uyanacak gibi oluyor, stakozlu kuzu sosisi salatas, zerlerine yeil limon
gezdirilmi sirkeli beyaz fasulye ve kaz cieri yemekteyim. Ayamda rengi solmu blue
jean, Armani ceket, beyaz, yz krk dolarlk Comme des Garons tirt. Mesajlarm
dinlemek zere telefon ayorum. Birka videokaseti iade ediyorum. Bir bankamatie
uruyorum. Dn gece, Jeanette bana, Patrick, jiletlerini neden czdannda saklyorsun?
diye sordu. Bu sabahki Patty Winters ov, bir kutu sabuna k olan bir olan hakkndayd.
nsan iine karacak inandrc bir yz taknmay baaramaynca, kendimi Central
Park'taki hayvanat bahesinde huzursuz huzursuz dolarken buluyorum. Kaplarn yaknnda
uyuturucu madde sanclar dolanyor, geen faytonlardan gelen tezek kokusu onlarn
zerlerinden aarak hayvanat bahesine, gkdelenlerin tepelerine, Beinci Cadde'deki
apartmanlara, Trump Plaza'ya, AT&T binasna yaylyor, hayvanat bahesini evreleyen
park epeevre saryor ve onun doallktan uzakln artryor. Erkekler tuvaletinde yerleri
silen siyah bir temizliki, pisuar kullandktan sonra sifonu ekmem iin ikaz ediyor. Kendin

yap, zenci, diyorum, zerime doru gelecek gibi oluyor, fakat bir sustalnn yanp snen
prlts onu vazgeiliyor. Btn danma kulbeleri kapalya benziyor. Bir kr bir pretzeli
iniyor, yutuyor. ki sarho ibne, birbirlerini bir srann zerinde teselli ediyorlar. Yaknlarda
bir anne bebeine meme veriyor, bu iimde ok korkun bir eyleri uyandryor.
Hayvanat bahesi bo gibi, hayat belirtisi yok. Kutup ays kirli, uyuturulmu grnl. Bir
timsah, suyunun yzeyi yal, derme atma bir havuzda somurtuk somuttuk szlyor.
Penguenler cam kafeslerinden hznl hznl dary seyrediyorlar. Tukanlarn bak gibi
keskin gagalar var. Foklar, karanlk suda halkalar oluturarak, sersem sersem kayalardan
atlyorlar, kesik kesik sesler karyorlar. Hayvanat bahesi bakdan onlar l balklarla
besliyor. Bulunduklar havuzun etrafnda bir izleyici kalabal, ounlukla yetikinler,
birkann yannda ocuk. Kafesin nndeki tabela uyaryor: MADEN PARA
LDREBLR. YUTULAN MADEN PARA HAYVANLARN MDESNE YERLEEBLR VE
LSERE, ETL ENFEKSYONLARA VE LME YOL AABLR. HAVUZA MADEN
PARA ATMAYINIZ. Peki ben ne yapyorum? Bekiler bakmazken havuza bir avu bozuk
para atyorum. Foklar deil nefret ettiim; beni rahatsz eden, seyircilerin onlardan bu kadar
zevk almas. Kar baykuunun tpk benimkilere benzeyen gzleri var, hele de iri iri atnda.
Orada durmu, gzlklerimi indirip gzlerimi gzlerine diktiimde, benimle ku arasnda
konuulmayan bir eyler gidip geliyor -biraz sonra yldrm hzyla balayp bitiverecek
olaylar ateleyen garip bir gerilim, tuhaf bir bask.
Penguen evinin serin loluu -Buz Adasnn Kys diye zevksiz bir isim yaktrmlar
buraya hayvanat baheciler- darnn nemiyle taban tabana zt. Penguenler seyircilerin
onlar seyretmek zere nne toplatklar cam duvarlarn nnden tembel tembel suya
szlerek geiyorlar. Kayalarn zerine tnemi, yzmeyen penguenler ise uykuda gibiler,
gergin, yorgun ve bkkn; ounlukla esniyorlar, kimi zaman gerinerek. Yalanc penguen sesi
veriliyor, muhtemelen kasetten, birileri sesi iyice am, nk salon tklm tklm dolu.
Penguenler irin, herhalde. Craig McDermott'a benzeyen bir tane gryorum.
Be yalarnda bir ocuk, ekerlemesini yiyip bitiriyor. Annesi ona kadn atvermesini
sylyor, sonra baka bir kadnla konumaya devam ediyor, o kadnn da yannda ayn
yalarda bir ocuk var, bu penguen havuzunun kirli mavisine dalm bakyorlar. Birinci
ocuk salonun dibinde karanlk bir keye yerletirilmi p kutusuna doru yryor, p
kutusunun arkasnda melmi olarak ben durmaktaym. Ayak parmaklarnn ucuna basarak
ykseliyor, kad dikkatle p kutusuna atyor. Bir ey fsldyorum. ocuk beni fark ediyor,
yerinden kmldamyor, kalabalktan uzakta, olduu yerde durmu bana bakyor, biraz
korktu, ama son derece de ilgilendi. Ben de gzlerimi dikip ona bakyorum.
Kurabiye... ister misin? diye soruyorum, elimi cebime atyorum.
Kk kafasn ar ar, bir aa bir yukar sallyor, ama o daha cevap veremeden,
kurabiye isteyip istememesine olan ilgisizliim dev bir fke dalgas halinde kabaryor, ba
cebimden karyorum ve hzla ensesine saplyorum.
aalyor, p kutusuna bindiriyor, bebekler gibi gurultulu sesler karyor, grtlandaki
yaradan fkran kan yznden baramyor, lk atamyor. Aslnda ocuun lmn
seyretmek isterdim, ama onu p kutusunun arkasna ittiim gibi rahat bir tavrla kalabala

karyorum, gzel bir kzn omzuna srtnyorum, ve glmseyerek bir dal yapmak zere
olan bir penguene iaret ediyorum. Arkamda, dikkatli baklacak olursa, p kutusunun
gerisinde ocuun bacaklarnn havay tekmeledii grlebilir. Gzlerim ocuun annesinin
zerinde, bir sre sonra ocuun yokluunu fark ediyor ve kalabaln iinde gzleriyle
aranmaya koyuluyor. Kzn omzuna yeniden dokunuyorum, glmsyor ve zr diler gibi
omuzlarn silkiyor, neden olduunu bilmiyorum.
Anne ocuu nihayet grdnde lk atmyor, nk sadece ayaklarn gryor ve onun
aka olsun diye kendisinden saklandn sanyor. nce onu bulduuna seviniyor ve p
kutusuna doru ilerleyerek, Saklamba m oynuyorsun, canm? diye irinlik yapyor. Ama
olduum yerden, yabanc, turist olduunu oktan anlam bulunduum gzel kzn
arkasndan annenin yzndeki ifadenin korkuya evrildii an tam tamna grebiliyorum,
kadn antasn omzuna atp p kutusunu yana ekiyor, ortaya kan tamamen kana
bulanm bir surat, ocuk bu yzden gzlerini ap kapamakta zorluk ekmekte, eliyle
boazn kavram, havay tekmeleyen ayaklar gcn kaybetmi artk. Anne tarif
edemeyeceim bir ses karyor, la dnen tiz bir ey.
Yere, ocuun yan bana dyor, bir-iki kii dnp bakyorlar, demeye kalmadan
kendimi Ben doktorum, geriye ekilin, ben doktorum, diye haykrrken buluyorum, ve daha
ilgili bir kalabalk etrafmz sarmadan nce annenin yanna kyorum, onun kollarm,
srtst yatm bou bouna nefes almaya alan ocuktan ekip ayryorum, kan giderek
clzlaan fkrtlar halinde ocuun grtlandan kp kandan srlsklam olmu Polo
tirtne dklmekte. ocuun ban, zerimi kana bulamamaya alarak, olanca
saygyla tuttuum saniyeler ierisinde, birisi bir telefon ederse ya da ortada gerek bir
doktor varsa, ocuun gerekten de kurtarlabileceini hayal meyal fark ediyorum. Ama bu
olmuyor. Bunun yerine, salak salak tutuyorum ocuun ban, bu srada anne -irkince,
Yahudimsi, an kilolu, zerindeki marka blue jean ve yaprak desenli, sevimsiz, siyah bir yn
kazakla kendine stil yapmaya alm bireyleryapnbireyleryapn, bireyleryapn diye
lk atmakta, biz ikimiz grlt patrty, evremizde lklar atmaya balayanlar yok
sayyoruz, btn dikkatimizi lmekte olan ocuun zerinde younlatrmz.
nce yaptmdan memnun olmakla birlikte, birden, hznl bir aresizlikle, bir ocuun
cann almann ne kadar yararsz, ne kadar olaanst acsz olduunu fark ediyor,
sarslyorum. u nmdeki kk, acyla arplm, kanl eyin, gerek bir hikayesi, die
dokunur bir gemii yok, gerekten yitirilmi bir ey yok. Olgunluk ama gelmi bir erkek
ya da diinin, gerek bir hayat hikayesi olmaya balam, ei, dostlar, kariyeri olan birinin
cann almann ok daha kt (ve daha zevkli) olduunu, yle birinin lmnn ac ekme
kapasiteleri snrsz, ok daha fazla kiiyi zebileceini, belki daha ok sayda hayat
mahvedebileceim dnyorum, u olann anlamsz, zavall lmnn mahvettiinden ok
daha fazlasn. Otomatikman, iimde olann histeri krizi iindeki annesini de baklamak iin
neredeyse dayanlmaz bir arzu duyuyorum, ama btn yapabildiim suratna sence bir tokat
atmak ve haykrarak yatmasn sylemek. Bunun iin knayan baklarla karlanmyorum.
Odaya giren alglyorum belli belirsiz, bir yerlerde bir kapnn aln, hayvanat
bahesi grevlilerinin, bir gvenlik grevlisinin, flala fotoraf eken birilerinin -turistlerden
mi?-varln, arkamzdaki havuzda akllarn oynatan, panik iinde kendilerini havuzun

camlarna vuran penguenleri. Bir aynasz kenara itiyor beni, hekim olduumu sylememe
ramen. Birileri olan srkleyerek dar karyor, yere uzatp gmleini soyuyor. Olan
son bir soluk almaya alyor, lyor. Anneyi zorla yattryorlar.
Bombo hissediyorum kendimi, olduum yerden ok uzaklardaym, polisin gelii yerimden
kprdamak iin yeterli neden gibi gelmiyor bana, penguen evinin dnda, kalabaln
arasnda, dzinelerce insanla birlikte durup bekliyorum, ar ar kalabala karp
geriliyorum, sonunda, ite Beinci Cadde'den aa doru yryorum, ceketim ne kadar da
az kan olmu diye ayorum, bir kitapya uruyorum, bir kitap alyorum, sonra Ellialtnc
Sokak'n kesinde Dove satan yerde durup bir Dove ikolatas alyorum -hindistancevizlive gzmn nne, gnee doru giderek genileyen bir delik geliyor, ve nedense bu, ilk
olarak kar baykuunun gzlerini fark ettiimde hissetmeye baladm ve de olann cesedi
penguen evinden srklenerek karlp ben ellerim kan iinde, yakalanmadan, yryp
gittiimde yinelenen gerilimi patlatyor.

Kzlar
Getiimiz bir-iki ay broya seyrek uradm desem yeridir. u aralar tek yapmak istediim
ey vcut almak galiba, ounlukla arlk kaldrmak ve de denediim yeni lokantalarda
rezervasyon ayarlamak, sonra da bunlar iptal etmek. Dairemi rm meyve kokusu
sarm, geri kokunun asl sebebi, Christie'nin kafasnn iindekileri kazyp kararak
antredeki bir konsolun zerinde duran Marco cam kasenin iine koymu olmam. Kafann
kendisi, ii bo ve gzleri oyulmu bir halde oturma odasnn bir kesinde, piyanonun
aknda duruyor ve onu cadlar bayramnda balkabandan oyulmu maske niyetine
kullanmay dnyorum. Feci kokudan tr, bu gece planladm kk kaamak iin
Paul Owen'n apartman dairesini kullanmay dndm. Gzetleme cihaz olup olmadn
renmek iin daireyi arattm; yoktu, hayal krkl. Avukatm araclyla grtm biri,
zel dedektif Donald Kimball'n Owenin gerekten Londra'da olduunu duyduunu, birilerinin
onu iki kere Claridge's'in lobisinde, iki kiinin birer kere Savile Row'da bir terzide ve
Chelsea'deki yeni, ok in bir lokantada grdklerini bildirmi. Kimball iki gece nce
Londra'ya utu, daireyi gzetleyen yok demektir, Owen'dan aldm anahtarlar da hl
kapy at iin le yemeinden sonra buraya alet edevat (bir haval kompresr, bir ie
kezzap, bir ivi tabancas, baklar, Bic akmak) getirdim. Daha nceleri hi
bavurmadm, hretli fakat biraz dknt bir zel irketten iki eskort kz kiralyorum.
Paralarn Owen'n altn American Exprs kartyla dyorum, sanyorum Owen'n Londra'da
olduunu dndkleri iin kartn izletmiyorlar, geri platin AmEx kartn izlemeye almlar.
Bugnk Patty Winters ov -matrak geiyorlar, diye dndm- Prenses Di'nin gzellik
srlar hakkndayd.
Gece yans. kisi de ok gen, sarn, koca memeli, ta gibi birer yavru olan iki kzla ksa
bir konuma yapyorum, nk dalm, irazesinden km benliimi ayakta tutmakta
epeyce zorlanyorum.
Bir sarayda yayorsunuz, beyefendi, diyor bebek sesiyle Torri, kzlardan biri, Owen'in
gln dairesinden pek etkilendi. Buras gerek bir saray.
Ona kzgn bir bak frlatyorum. O kadar da deil.
Owen'in zengin barnda iki hazrlarken, onlara Wall Street'de, Pierce & Pierce'da
altm sylyorum. kisi de pek ilgilenmiyor. Gene, bir sesin -kzlardan birinin- bunun bir
ayakkab dkkan m olduunu sorduunu duyuyorum. Tiffany, yalanc dana derisi levhann
altndaki siyah deri divana oturmu ay ncesinin bir GQ'sunun sayfalarn kartryor,
kafas kark bir hali var, sanki bir eyleri, hatt hibir eyi anlayamyormu gibi. imden,
duan et kanck diyorum, sen duan et, sonra kendi kendime u iki kzn, benim iin bozukluk
saylacak bir para karlnda, nmde alalmalarnn ne kadar tahrik edici olduunu itiraf
ediyorum. Onlara bir iki daha doldurduktan sonra, Harvard'a gittiimi de ekliyorum, sonra
soruyorum, Hi duymuluunuz var m?
Torri, Oraya gittiini syleyen iten tandm biri vard, deyince oke oluyorum, ilgisizce
omuzlarn silkiyor.
Mteri mi? diye soruyorum, ilgiyle.

ey- diyor rahatszca. ten tandm biri diyelim.


Pezevenk miydi? diye soruyorum- derken hikaye garipleiyor.
Valla, -szne devam etmeden nce duralyor- iten tandm biri diyelim, o kadar.
Bardandan bir yudum alyor. Harvard a gittim dedi, ama ben.,, inanmadm. Tiffany'ye
bakyor, sonra gene bana dnyor. Karlkl sessizliimiz onu konumaya kkrtyor, ve
duraklaya duraklaya devam ediyor. eyi vard adamn, maymunu... apartman dairesinde.
Benim de gn boyu maymunu kollamam gerekiyordu... onun dairesinde. Btn gn
televizyon seyrederdim, nk adam dardayken yapacak baka bir ey yoktu... ve de bir
gzmle maymunu kollamaya alrdm. Fakat bu maymunda... bir gariplik vard. Durup
derin bir nefes alyor. Maymunun televizyonda tek seyrettii... Yeniden susuyor, oday bir
kolaan ediyor, sanki bu hikayeyi bize anlatmamalym gibi bir ifadeyle yzn krtryor;
biz, benimle br orospu, bu srra ortak edilmeli miyiz gibilerden. Ardndan oke edici bir
eyler gelecek, bir eyler ortaya dklecek, bir balant belirecek diye yerimde
doruluyorum, maymunun televizyonda tek seyrettii... Oprah Winfrey ov'du, bir tek bunu
seyrederdi. Adamda kasetler, kasetler dolusu bu ovdan vard ve hepsini de maymunu iin
ekmiti- urackta, Owen'in dairesinde akln karverecekmi gibi bakyor bana, yalvaran
gzlerle, ne yapmam istiyor yani, hikayesini dorulamam filan m? ...reklamlar aradan
kartlm olarak. Bir keresinde kanal deitirmeyi denedim, videoyu kapatmay... onun
yerine bir pembe dizi falan seyredeyim istedim... fakat- ikisini bitiriyor; grtlan temizliyor,
gzlerini devirerek devam ediyor, hikaye sinirine dokunuyor belli ki, fakat cesaretle devam
ediyor-.. .maymun bana barmaya balad, ve ancak Oprah yeniden grnnce yatt.
Yutkunuyor, grtlan temizliyor, alayacakm gibi oluyor fakat alamyor, ite anladn m,
allann belas kanal deitirmeye kalktn m, o p-pis maymun seni trmalamaya kalkrd,
diye balyor hikayeyi kederle, kollaryla bedenini saryor, titremekte, kendini stmaya
alyor, ama hibir ie yaramyor.
Sessizlik. Buzul, buz sessizlii, mutlak. Tepemizde yanan k souk ve elektrik .
Durduum yerde Torri'ye, sonra br kza, Tiffany'ye bakyorum, o trsm vaziyette.
Nihayet kendi szcklerime taklp tkezleyerek bir eyler sylyorum. Namuslu... bir
hayat... srp srmediin... beni... ilgilendirmiyor.
Seks oluyor -hard porno bir montaj. Torri'nin kllarn tra ettikten sonra, onu srtst
Paul'n Japon yatann zerine yatryorum, bacaklarn iki yana ayor, bir yandan da onu
parmaklyorum, yalyorum, bazen de k deliini yalyorum. Sonra Tiffany benimkini azna
alyor -dili scak ve slak ve onu aletimin bann zerinde gezdirip duruyor, holanmyorum-,
ben de bu arada ona sen rezil bir orospusun, kancksn diyorum. Kzlardan biri dil ata ata
taaklarm yalarken, ben tekini prezervatifle dzyorum, o srada gzlerim yatan
zerindeki Angells ipek baskya dalp gidiyor ve de kan glleri geliyor gzmn nne,
fkran, fkran kanlar. Oda, kzlardan birinin vajinasna girip kan aletimin zaman zaman
kard kaygan sesler dnda tamamen sessiz. Tiffany ve ben srayla Torri'nin klsz
nn, sonra da arkasn yiyoruz. kisi birden lklar atarak, altmdokuz pozisyonunda
geliyorlar. Onlar yeterince slannca bir dildo karyorum, ikisi bununla oynuyorlar. Torri
bacaklarn iki yana ayor ve klitorisini parmaklarken Tiffany onu kocaman, yalanm

dildoyla dzyor, Torri Tiffany'ye 'daha hzl daha hzl' diyor, derken, nihayet, geliyor.
Yeniden ikisine birbirlerini yedirtiyorum, ama artk uyarlmamaya balyorum -tek
dnebildiim kan ve onlarn kanlarnn nasl grnecei, geri Torri iini biliyor, yiyimeyi
yani, ama bu beni kesmiyor, onu Tiffany'nin nnden itiyorum, pembelii, slakl srmaya,
yalamaya balyorum, bu arada Torri kn iki yana ap Tiffany'nin yznn zerine
oturuyor, bir yandan da kendi klitorisini parmaklamakta. Tiffany itahla onun slak ve
prldayan nn yalarken, Torri de aa uzanp Tiffany'nin iri, sert memelerini skyor.
Serte sryorum, dilerimle Tiffany'nin organn kemiriyorum, kz geriliyor. Geve,
diyorum, yattrc bir sesle. nlemeye balyor, geri ekilmeye alyor ve nihayet dilerim
etine getiinde bir lk atyor. Torri, Tiffany'nin geldiini sanyor ve kendi nn daha da
sen-e Tiffany'nin azna itiyor, onun lklarn bouyor, fakat yzm kan iinde, azmdan
et ve kllar sarkarak bam kaldrp baktmda -bir yandan da Tiffany'nin yrtk organndan
yataa kanlar akarken,- Torri'nin yzndeki ani dehet ifadesini grebiliyorum. Her ikisini de
geici olarak kr etmek iin Mace kullanyorum, sonra ivi tabancasnn kabzasyla vurarak
ikisini de bayltyorum.
Torri kendine geldiinde yataa balandn gryor, srtst yatyor ama yana doru
evrilmi, surat kan iinde, nk trnak makasyla dudaklarn kestim. Tiffany yatan teki
yannda Paul'n alt adet pantolon asksyla balanm vaziyette, korkuyla inliyor, gereklik
denen canavar karsnda tamamen fel olmu durumda. Torri'ye yapacaklarm
seyretmesini istiyorum, bunu kanlmaz klacak biimde, dorulup oturtmuum yataa onu.
Her zaman olduu gibi, bu kzlarn, lmlerin grnt kaydnn yapldn anlamalarn
istiyorum. Torri ve Tiffany iin 9.5 mm. film alan, 15 mm 1/3.5'luk mercekli, pozometreli,
kendinden ntralize edici younluk filtresi olan ve ayak zerine oturtulmu Minox LX ultra
minyatr fotoraf makinesi kullanyorum. Muhtemel lklar bastrmak zere yatan ba
tarafndaki ykseltide duran portatif CD player'a Traveling Wilburys'in bir CD'sini
koyuyorum.
Torri'nin derisini azar azar yzmekle balyorum ie, biftek bayla deriyi kesiyorum,
bacaklarndan ve gbeinden para para etler koparyorum, bu arada o bou bouna
lk atyor, tiz, ince bir sesle merhamet dileniyor, sonu itibaryla cezasnn brne
oranla ok daha hafif olacan idrak edeceini ummaktaym. Torri'ye Mace spreyi skmaya
devam ediyorum, sonra parmaklann trnak makasyla kesip koparmaya alyorum, son
olarak da gbeine ve cinsel organna kezzap dkyorum, ama bunlarn hibiri onu
ldrmenin yanndan bile geemiyor, bu yzden grtlaktan baklamaya bavuruyorum,
sonu itibaryla ban az saplayacak yeri kalmayan boynun iinde kemie rasgeliyor ve
krlyor, vazgeiyorum. Tiffany seyretmekteyken, Torri'nin kafasn testereyle kesip
ayrmakla bitiriyorum olay -oluk oluk kan duvarlara, hatt tavana sryor-kafay bir ganimet
gibi havaya kaldrp sertleip mosmor kesilmi aletimi karyorum, Torri'nin kafasn
kucama indirip onun kanlar iindeki azna sokuyorum, geliyorum. Bu bir mddet
elendiriyor beni, fakat dinlenmem gerekiyor, onun iin kafay Paul'n mee ve tik aac
karm dolabnn zerine koyuyorum, bir koltua kyorum, plam, tepeden trnaa
kan iindeyim, Owen'n TV'sini seyrediyorum, biraz Corona iiyorum, yksek sesle
yakmyorum, neden Owen'n Cinemax sistemi yok diye.

Daha sonra -imdi- Tiffany ye, Seni salvereceim, ... diyorum, yzn okuyorum
onun, yz gzya ve Mace'den srlsklam, ve de onun gerekten de bir an iin umut dolu
baklarn kaldrp bana bakmas karsnda iim cz ediyor, akabinde geen cuma gn
Robert Prechter ve Robert Farrell'la bir iki itiim Palio's'dan aldm yass kibritten
kopardm yank kibriti gryor, kibriti gzlerine doru indiriyorum, gzlerini igdsel
olarak kapyor, kirpiklerini ve kalarn yakyorum, nihayetinde Bic akmama
bavuruyorum, parmaklarmla gz-kapaklarnn ikisinin de ak durmasn salayarak,
gzbebekleri patlayncaya kadar yakyorum gzlerini. Hala bilinci yerindeyken onu
eviriyorum ve kn aralayp iine bir dildo sokuyorum, ivi tabancasyla iviliyorum. Sonra
korkudan bitap dm bedenini yeniden yzst dndryorum, aznn etrafn kesiyorum
ve elektrikli matkapla delii geniletiyorum. Titriyor, kar kyor. arpk dili ve gevek
dileriyle krmzms kara bir tnel. Oluturduum delikten memnunum. Sonra azn
mmkn olduunca geni ap elimi ta derinlere grtlana kadar sokuyorum, dirseime
kadar giriyor -bu srada ba denetim d olarak sallanyor, fakat kolumu sramyor nk
matkap dilerini yerinden etti- oradaki damarlar elektrik telleri gibi kavryorum,
parmaklarmla gevetiyorum ve iyice yakaladktan sonra iddetle ekip azndan
karyorum, boyun gyor, deri geriliyor ve yanlyor ama ok az kan var. Boynun iindeki
her ey, ahdamar da dahil olmak zere, azndan sarkyor ve btn vcudu srtst
devrilmi bir bcek gibi sarslmaya balyor. Erimi gzleri gzyalar ve Mace spreyiyle
kararak yznden aa akyor. Sonra vakit kaybetmemek iin, klar sndryorum ve
lmeden nce karanlkta ellerimle onun karnn yarp ayorum. Orada neler yaptm
bilemiyorum ama slak akrtl sesler kyor ve ellerim bir eyle kaplanyor
Sonras. Korku yok, aklm yerinde. Oyalanamayacam nk bugn yaplacak iler var;
videokasetleri geri gtreceim, vcut alacam, Jeanette'e sz verdim, onu
Broadway'de yeni balayan bir ngiliz mzikaline gtreceim, bir yerde yemek iin yer
ayrtlacak. Her iki vcuttan geriye kalanlar soudu, katlat bile. Tiffany'nin bedeni ksmen
-galiba o, ikisini ayrt etmekte zorluk ekiyorum geri- iine gt, oraya mide denebilirse,
midesinden dar frlyor kaburgalar, ou krk, her iki memesini de bu krk kaburgalar
yarp gemi. Bir kelle duvara ivilenmi, CD player'n evresinde salm ya da bir eit
desen oluturacak biimde dizilmi parmaklar. Gvdelerden birinin, yerde yatann zerine
hacet giderilmi ve dilerimle vahice srdm yerleri di izleriyle kapl gibi. Cesetlerden
birinin midesindeki kana elimi daldryorum ve yerlere kanlar damlatarak oturma odasndaki
yalanc inek derisi levhann zerine GER DNDM yazyorum ve altna korkutucu bir resim
iziyorum, yle bir ey...

Lam Faresi
Aadaki siparileri ekim onasnda getiriyorlar.
Pionner VSX-9300S radyo. Dijital delay'li entegre Dolby Pro-logic Surround Sound
ilemcisi var, an, fonksiyonlar programlanabilen enfrarujlu uzaktan kumanda, herhangi bir
baka markannkine gre 154 daha fazla fonksiyonu var, front speaker'larn gc 125 watt,
arkalarnda da 30 watt.

Akai GX-950B analog kaset deck, bas ayarn kendiniz yapabiliyorsunuz. Dolby dzeylerini
de ayarlayabiliyorsunuz, kendinden kalibrelendirilmi ses jeneratr var, banttaki mziin
belirli bir ksmn, bana sonuna iaret koyup tek tua basarak silmenizi salayan bir edit
sistemi var. kafal teyp bir kapal sistem oluturuyor, bylece mdahale minimuma iniyor,
hm nleme mekanizmas Dolby HX-pro ile takviye edilmi, n paneldeki her eyi tam
fonksiyonlu kablosuz bir uzaktan kumanda ile ayarlayabiliyorsunuz.
Sony'nin hem grnt hem ses diskleri alan MDP-700 CD player' -8'lik dijital ses
disklerinden 30'luk video disklerine kadar her eyi alabiliyor. Kare dondurabilen, slowmotion yapabilen ok-hzl audiovisuel lazeri var, st ste dn sample mmkn, ikili motor
sistemi disklerin dn hznda oynama olmamasn salyor, disk koruma sistemi de
CD'lerin yamulmasn nlyor. Otomatik mzik arama sistemi, doksan dokuz paray seip
programlamanza imkan veriyor, otomatik blm arama sistemi de video disklerden yetmi
dokuz paraya kadar programlamay salyor. On tulu kumanda ark (kare kare arama
iin) ve hafzaya alma fasilitesi de dahil. Daha karmak balantlar iin iki takm altn
kaplama ses ve video fi ve kablolar.
NEC'in yksek performansl bir DX-5000 video deck'i; zel dijital efektlerle drt drtlk hi-fi
bir arada. Drt kafal VHS-HQ nitesinde, yirmi bir gn iin sekiz ayr olay
programlayabiliyorsunuz. MTS dekoderi var, ayrca 140 kablo kanaln alabiliyor. laveten,
elli fonksiyonlu uzaktan kumandayla TV reklamlarn, zap, atveriyorum dar.
CCD-V200 8 milimetre kamerann, yedi renkli bir Wipe, yaz girme cihaz, intervalli ekim
yapmaya imkan veren bir edit dmesi var; bununla, diyelim rmekte olan bir cesedi ya
da zehirlenmi yatan, kaslmalar iindeki bir ufak kpei 15 saniyelik dilimler halinde
ekebilirim. Alet, dijital stereo ses de kaydediyor ve alyor, zoom objektifi 4 mumluk kta
bile ekim yapyor ve alt deiik enstantane ayan var.
70 ekran yeni bir TV monitr, Toshiba'nn CX-27881 MTS dekoderi iinde, CCD comb
filleri var, programlanabilir kanal araycs, super VHS balants, kanal bana yedi watt'lk
g, ayrca on watt da ekstra bas hoparlrne ayrlm, dk frekanslar iin, alete Carver
Sonic Halographing ses sistemi de koymular, mthi bir boyutlu stereo ses
dinliyorsunuz.
Pioneer'n kablosuz uzaktan kumandal LD-ST pikap ve Sony MDP-700 ok-diskli disk
player'. Sony'de dijital efektler ve universal kablosuz uzaktan programlama var (yatak odas
iin ayr, oturma odas iin ayr), nceden doldurulan kartularnda bulunan, farkl
formatlardaki btn ses ve grnt disklerini -8lik ve 12lik lazer diskleri, 12.75 cm video
CDleri, 7.65 cm ve 12.75 cm CDler-alabiliyor. Pioneer'n LD-WIi, iki pla ayn anda iine
alp btn yzleri art arda alyor, plaktan plaa, yzden yze geerken sadece birka
saniyelik boluk oluyor, yani arada kalkp plak deitirmek, evirmek gerekmiyor. Dijital ses
de verebiliyor, kablosuz uzaktan kumandas ve programlanabilir hafzas da var. Yamaha'nn
CDV-1600 ok-diskli disk alan, btn formatlardaki diskleri alabiliyor ve on be paraya
kadar seebildiiniz bir kark programlama imkan veriyor, ayrca kablosuz uzaktan
kumandas var.
Sipari ettiim, yaklak 15.000 dolar tutamdaki bir ift Threshold monoblok kolon da

teslim ediliyor. Yatak odas iinse, yeni televizyonlardan birini koyacam aartlm
meeden bir dolap pazartesi gn geliyor. Sal gn 18. yzyl ii italyan bronzundan asisi
olan, ilteleri pamukla doldurulmu sipari zerine yaplan kanepem ve yeni, boyal tahtadan
kaideleri zerindeki mermer bstler geliyor. Yeni bir karyola baucu da (bej pirin
kabaralarla sslenmi beyaz pamuklu kuma kapl) sal gn geliyor. Banyo iin
smarladm yeni Frank Stella basks aramba gn geliyor, yan sra yeni Superdeluxe
siyah set bir koltuk. Onica'y satyorum, yerine yenisi geliyor; krom sars ve pastel
renklerde allm dev bir ekolayzer portresi.
Park Avenue Sound Shop'tan gelen ocuklarla HDTV konusunu konuuyoruz, henz
ellerinde yokmu, tam o srada siyah telsiz telefonlardan birisi alyor. ocuklara bahilerini
veriyor, sonra telefonu alyorum. Hattn kar ucunda avukatm Ronald var. Onu dinliyorum,
bam sallyorum, siparileri getiren ocuklar uurluyorum. Sonra, Fatura yz dolarlk,
Ronald.
Sadece kahve imitik, diyorum. Uzun bir sessizlik oluyor, bu arada banyodan garip loporolop sesleri geldiini duyuyorum. Dikkatli admlarla, elimde telsiz telefon, banyoya doru
yrrken, Ronald'a diyorum ki, Evet, ama... Bak... Ama ben... Ama sadece, birer espresso
imitik. Sonra kapy aralayp banyoya bir gz atyorum. Tuvaletin oturulacak yerine
tnemi iri, slak bir lam faresi -herhalde- oradan trmanp km olmal. Tuvaletin
kenarna oturmu silkinerek kurumaya alyor, sonra rkek bir ekilde yere atlyor. Dev bir
kemirgen, nce iki yana sallana sallana, sonra yer karolarnn zerinden koarak banyonun
teki giriinden darya, mutfaa doru seirtiyor. Onu, her nedense yerde, Zona p
kutusunun yaknnda dnn New York Times'nn zerinde duran Le Madri'den alnma,
kalm pizza torbasnn oraya kadar takip ediyorum. Kokuyu alan fare, bir kpek gibi, ban
torbaya sokup fkeyle iki yana sallyor, prasal-kei peynirli-trfl pizzaya ulamaya
almakta, alktan viyaklama sesleri karyor. Bu arada, demin epeyce Halcion alm
olduum iin, fareyi, etmem gerektiini sandm kadar, den etmiyorum.
Fareyi yakalamak iin Amsterdam Caddesindeki bir nalburdan extra large bir fare kapan
alyorum. Ayn zamanda geceyi de annemle babamn Carlyle'deki sitinde geirmeye karar
veriyorum. Evde sadece buzdolabndaki bir dilim Brie peyniri var ve kmadan nce btn
dilimi, yannda garni olarak gnete kurutulmu bir domates ve bir tutam dereotuyla birlikte
yavaa kapann zerine koyuyor, kapan kuruyorum. Fakat ertesi sabah eve geldiimde,
farenin byklnden dolay, kapann fareyi ldrmediini gryorum. Fare olduu yerde
yatyor sadece, skm, viyaklyor, korkun, yal grnl, saydamms pembe, bir
kurunkalem uzunluunda ve iki misli kalnlkta kuyruuyla yeri krbalyor, kuyruk beyaz
mee parke zemine her iniinde bir aklama sesi kyor. Bir fara marifetiyle -fara
bulmak iin siktiimin bir saatini harcyorum- tam kapandan kurtulduu an yaral fareyi
keye sktryorum, mahluku paniklere gark ederek, kuyruundan havaya kaldryorum daha da keskin keskin viyaklyor, bana tslyor, sivri, sar fare dilerini gsteriyor bana- bir
Bergdorf Goodman apka kutusunun iine atyorum. Fakat mahluk peneleriyle trmanarak
darya kyor, onu kvette tutmak zorunda kalyorum, kvetin zerini bir tahta plakayla
rtyor, plakann zerine de ar ar yemek tarifi kitaplar yerletiriyorum. O halde bile
kamasna ramak kalyor, sonra mutfakta oturup bu hayvanla kzlara ikence etmenin eitli

yollarn (epey bir varyasyon bulmam artc deil) dnyorum, bir liste karyorum,
fareden bamsz olarak iki memeyi de yarp sndrmek ya da kzlarnn balarnn etrafn
dikenli telle skca sarmak gibi bulular ieriyor bu liste.

Bir Baka Gece


McDermott'la ben hesapta bu gece 1500'de yemek yiyecektik. Bana ak buuk sralarnda
telefon ediyor, rezervasyonumuzdan krk dakika nce (baka bir rezervasyon ayarlayamad
bize, ya alt sralar ya da dokuz- dokuzdan sonra mutfak kapanyor- lokanta Kaliforniya
mutfanda uzman) dilerimi iplikle temizleme meguliyetinin tam ortasnda olmakla birlikte,
btn telsiz telefonlann banyoda, lavabonun kenarnda duruyorlar ve ikinci alnda doru
telefonu seip amay baaryorum. u anda zerimde siyah Armani pantolon, beyaz
Armani gmlek, krmzl siyahl Armani kravat var. McDermott, Hamlin'in de bizimle birlikte
gelmek istediini bildiriyor. Am. Bir sessizlik oluyor.
yle mi? diye soruyorum, kravatm dzelterek. Tamam.
yle mi? diye iini ekiyor McDermott. Hamlin, 1500'e gitmek istemiyor.
Neden ki? Lavabonun musluunu kapatyorum. Dn gece oradaym.
yle mi... Peki McDermott, bana sylemeye altn nedir?
Baka bir yere gidiyoruz.
Nereye? diye soruyorum temkinli bir sesle.
Hamlin'in nerisi Alex Goes to Camp'ti, diyor.
Bekle. Plaxle gargara yapyorum. Anti-tartar formll gargara suyuyla azm alkalayp
aynada samn dklp dklmediine baktktan sonra, Plax'i tkryorum. Veto.
Geelim. Ben geen akam oradaydm.
Biliyorum. Ben de, diyor McDermott. Ayrca, ucuz da. Peki, onun yerine nereye
gidiyoruz?
Siktiimin Hamlin'inin yedek yeri yok muymu? diye homurdanyorum, sinirlendim.
ey, hayr.
Ara onu da, bir yer bulun, diyorum, banyodan karak. Zagat'm bulamyorum.
Hatta bekler misin, yoksa sonra m arayaym? diye soruyor.
Sonra ara, kt herif. Telefonlar kapyoruz.
Dakikalar geiyor. Telefon alyor. Telesekreterden sesi dinleyip kim olduunu renme
zahmetine katlanmyorum. Gene McDermott.
Eee?
Hamlin'in yedei yok, ayrca Luis Carruthers' da davet etmek istiyor, benim bilmek
istediim, bu Courtney'in de mi gelecei anlamna geliyor?
Luis gelemez diyorum.

Neden o?
Gelemez, o kadar. Soruyorum, Luis'nin gelmesini o neden istiyormu?
Bir sessizlik. Bekle, diyor McDermott. teki hatta. Ona soraym.
Kim? Panikliyorum. Luis mi? Hamlin.
Beklerken mutfaa yneliyorum, buzdolabna gidiyorum, bir ie Perrier karyorum. Bir
bardak aranmaktaym ki, bir t sesi duyuyorum.
Dinle, diyorum McDermott hatta geri dndnde. Ne Luis'yi ne de Courtney'yi grmek
istiyorum, o yzden, yani, onlar caydr falan. Cazibeni kullan. Akllarn el.
Hamlin'in Teksasl bir mteriyle yemek yemesi gerekiyormu ve de-
Szn kesiyorum. Dinle, bunun Luis'yle hibir ilgisi yok. Brak Hamlin o ibneyle ba baa
yemee ksn.
Hamlin, Carruthers'n da gelmesini istiyor, nk gya Panasonic meselesiyle ilgileniyor,
fakat Carruthers'n konu hakknda ok daha fazla bilgisi var, Carruthers'n gelmesini
istemesinin nedeni bu ite, diye aklamada bulunuyor McDermott.
Bunlar dinliyorum. Luis gelecek olursa onu ldrrm. Tanr ahidim olsun ki ldrrm.
Gebertirim,
Vay vay, Bateman, gerek bir hmanistmisin sen yahu. Bilge bir kii.
Hayr. Sadece.., Aklm karyor, aalyorum. Sadece... saduyuluyum.
Benim tek bilmek istediim, Luis gelirse, bu Courtney'nin de gelecei anlamna gelir mi?
diye soruyor yeniden.
Brak Hamlin o- hastir, bilemiyorum. Susuyorum. Hamlin'e syle, Teksasl herifle tek
bana yemek yesin. Yeniden susuyorum, aklma bir ey geliyor. Dur bir dakika. Yani bu
Hamlin'in... bizi davet ettii anlamna m geliyor? Yani paray o mu ekecek, i yemei
olduuna gre?
Biliyor musun, bazen senin ok zeki olduunu dnyorum Bateman, diyor McDermott.
Baka zamanlarsa...
Hastir, neler sylyorum ben yahu? diye soruyorum kendi kendime yksek sesle.
Seninle ben allahn cezas bir is yemeine kendi bamza da kabiliriz. Tanrm. Ben
gelmiyorum. O kadar. Ben gelmiyorum.
Luis gelmese bile mi? diye soruyor.
Evet. Kesinlikle gelmiyorum.
Neden ki? diye mzldanyor. 1500'de yer ayrttk.
Ben... ben... Cosby Ailesi'ni izleyeceim.
Aman videoya ek be, ne gt herifsin.
Dur. Bir eyin daha farkna vardm. Sence Hamlin'de, -tedirginlikle susuyorumuyuturucu olacak m acaba... Teksasl iin?

Bateman'n bu konudaki fikri nedir? diye soruyor McDermott, kaar orospu ocuu.
Hmmm. Dnyorum. Konuyu dnyorum.
Ksa bir sessizlikten sonra McDermott, Tik-tak, tik-tak, diyor ark syler gibi. lerleme
yok mu? Tabii ki Hamlin'in zerinde bir eyler bulunacaktr.
Hamlin'i bul, bul onu... l konualm, diyorum azmdan tkrkler saarak, bir yandan
da Rolex'ime bakyorum. Acele et. Belki onu 1500'e ikna ederiz.
Oldu, diyor McDermott. Ayrlma.
Dn trt oluyor, sonra Hamlin'in, Bateman, takm elbisenin altna baklava desenli orap
giyilir mi? diyen sesini duyuyorum. Espri yapmaya alyor, oysa hi de komik deil.
imden sylenerek gzlerimi kapyorum, sabrszca cevap veriyorum. Pek giyilmez,
Hamlin. ok spor kaar. adam imajna ters der. Gndelik elbiselerle giyebilirsin. Tvit,
falan. Eee, Hamlin?
Bateman? diyor. 'Teekkr ederim.
Luis gelemez diyorum ona. Sense gelebilirsin.
Sorun yok, diyor. Teksasl gelemiyor zaten.
Neden gelemiyor? diye soruyorum.
Haydinhepimizgidipgarbulalmyeniyerlervarmyienim. Hayat tarz farkll, diye
aklamada bulunuyor Hamlin. Teksasly pazartesiden nce grmeyeceim. Hemen unu
da ilave edeyim, k bir almla, program deiikliimi izah eden gayet geerli nedenler
buldum: Hasta bir baba. Bir orman yangn. Bahaneler.
Peki, Luis'nin hakkndan nasl geleceksin?
Bu gece Teksaslyla Luis yemek yiyor, bu da beni bir yn dertten kurtaryor, yienim.
Ben onunla pazartesi gn Smith and Wollensky'de greceim, diyor Hamlin, kendinden
pek honut. te bylece, grdn gibi iler tkrnda.
Durun bir dakika, diyor McDermott, Btn bunlar Courtney'in gelmeyecei anlamna m
geliyor?
1500'deki rezervasyonumuz iptal olmak zere ya da oldu bile, diye hatrlatyorum.
Ayrca Hamlin, sen oraya dn gece de gitmisin, yle mi?
Hu, diyor. Carpaccio'su yle byle. Makul av eti. idare eder sorbeler. Ama gene de
baka bir yere gidelim ve de ey, sonra da kusursuz birer vcut, eyine, arayna girelim.
Beyler?
Bence makul, diyorum, Hamlin'in bir kereliine de olsa parlak bir fikri olmas elendiriyor
beni. Peki ama Cindy ne diyecek buna?
Cindy, Plaza'daki hayr demei davetine mi gidecekmi ne, yle bir eyler.
Trump Plaza'daki demek istiyorsun, diyorum dalgn dalgn, sonunda atm Perrier
iesini.

Haa, Trump Plaza'da, diyor. Ktphanenin oradaki aalarla ilgili bir ey. Aalar iin
para m toplanacakm, yoksa fundalk gibi bir eyler mi ne, diyor, emin deil. Bitki mi ne?
Beni aar.
Eee, nereye gideceiz? diye soruyor McDermott. 1500' kim iptal ediyor? diye
soruyorum. Sen ediyorsun, diyor McDermott. Amaan, McDermott, diye inliyorum.
Yapver ite. Dur, diyor Hamlin. nce nereye gideceimize karar verelim.
Kabul edildi. Parlamenter McDermott. Bu ehrin Yukar Bat ya da Yukar Dou
yakasnda olmayan her yere iddetle itirazm var, diyorum. Bellini? diye neriyor Hamlin.
N'ayr. Orada puro iemiyorum, diyoruz McDermott'la ben ayn anda.
Onu geiyoruz bir kalem, diyor Hamlin. Gandango? nerisinde bulunuyor.
Mmkn, mmkn, diye mrldanyorum, aklmda evirip evirirken. Trump orada yer.
Zeus Bar? diye soruyor biri.
Rezervasyon yaptrn, diyor teki.
Durun, diyorum onlara, dnyorum.
Bate-man... Hamlin'in sesinde bir uyar var.
Dnyorum, diyorum.
Bateman...
Dur. Dur biraz daha dneyim.
Bunlarla uraamayacak kadar sinir ettiniz beni yani, diyor McDermott.
Neden bu bok psr unutup iki Japon dvmyoruz ki, diyor Hamlin.
'Sonra da gelsin kusursuz vcut aray.
Fena fikir deil aslnda. Omuz silkiyorum. Fena olmaz.
Peki sen ne yapmak istiyorsun Bateman? diye soruyor McDermott.
Dnyorum, binlerce kilometre telerdeyim, diyorum ki, Benim istediim...
Evet?.. kisi de heyecanla cevabm bekliyorlar.
Benim istediim... byk, ar bir tulayla bir kadn suratn tannmayacak hale getirmek..
Ondan baka, diye sabrszca inliyor Hamlin.
Tamam, gzel, diyorum, ekip karyorum kendimi. Zeus Bar.
Emin misin? Tamam m? Zeus Bar, ha? diye balyor Hamlin, baladn umuyor.
Beyler. Ben artk btn bunlarla baa kamaz hale geldim, diyor McDermott. Zeus Bar.
Nokta.
Bekleyin, diyor Hamlin. Arayp rezervasyon yaptraym. Hatt kapatyor, McDermott'la
beni ba baa brakyor. Birimizden biri bir laf etmeden nce epey bir vakit geiyor.
Nihayet, Biliyor musun, diyorum, orada rezervasyon yaptrmak imkansz gibi bir ey.

Belki de M.K.'ya gitsek daha iyi olacak. Teksasl oraya gitmeyi tercih edebilir, diyor
Craig.
Ama, McDermott Temaslnn gelmeyeceini syledi, diyerek dikkatini ekiyorum.
Zaten M.K.'ya gidemem, diyor, beni dinledii yok, niye gidemeyeceini de sylemiyor.
Duymak dahi istemiyorum.
ki dakika daha Hamlin'i bekliyoruz.
Hangi cehennemde bu? diye soruyorum, sonra telefonun beklemesi devreye giriyor.
McDermott da duyuyor tkrtsn. Aacak msn?
Dnyorum. Yeniden tikim. Homurdanarak McDermott'a beklemesini sylyorum.
Jeanette telefonda. Sesi yorgun ve hznl kyor. teki hatta geri dnmek istemediim
iin dn gece ne yaptn soruyorum.
Hani, gya buluacaktk, ondan sonra m? diye soruyor.
Duralyorum, emin olamadm. H, evet.
Palladium'da bulduk kendimizi, bombotu, insanlar bedavaya ieri brakyorlard.
geiriyor. Dn-be kii ancak grmzdr.
zr dilerim, diyorum. Geri vermem gereken baz videokasetler vard... Sonra, onun
sessiz kalna tepki olarak, Biliyor musun, aslnda seninle buluabilirdik, ama-
Duymak istemiyorum, diyor iini ekerek, szm yanda kesiyor. Bu gece ne
yapyorsun?
Ne cevap vereceimi bilemeden susuyorum, sonunda itiraf ediyorum. Saat dokuzda Zeus
Bar. McDermott. Hamlin. Sonra, hayr diyeceini umarak, Bize katlmak ister miydin?
Bilmiyorum, diye iini ekiyor. Sesinde en ufak bir yumuaklk olmakszn soruyor. Sen
katlmam istiyor musun?
ille de dokunakl olmak zorunda msn? diye karlk veriyorum.
Telefonu suratma kapyor. teki hatta geiyorum. Bateman, Bateman, Bateman,
Bateman, diye vzldanmakta Hamlin.
Buradaym. Kapa siktiim eneni,
Hl srncemelerde miyiz? diye soruyor McDermott. Brak srncemeleri oynamay.
Golf oynamay tercih ettiime karar verdim, diyorum. Uzun zamandr golf oynamadm.
Sikmiim golfunu Bateman, diyor Hamlin. Kakts'de saat dokuzda rezervasyonumuz
var.
Ve de, hmmm, dur bakaym... yirmi dakika nce 1500'de iptal etmemiz gereken bir
baka rezervasyon, Bateman, diyor McDermott.
Hastir, Craig. Hemen iptal et onlar, diyorum bkkn bir sesle. Aman tanrm, nefret
ederim golften, diyor Hamlin, titreyerek.

Sen iptal et, diyor McDermott, glyor.


Hangi isme bu rezervasyonlar? diyorum. Glmyorum, sesim ykselmekte.
Bir sessizlik oluyor, sonra McDermott usulca Carruthers, diyor.
Hamlin'le ben bir kahkaha patlatyoruz. Hakkaten mi? diyorum.
Zeus Bar olmad, diyor Hamlin. O yzden Kakts olacak.
In, diyorum dalgn dalgn. Herhalde.
Neelen, diyor Hamlin kahkahasn zor zapt ederek.
Telefonun beklemesi yeniden alyor ve aaym m amayaym m daha karar veremeden,
Hamlin benim yerime karar veriyor. Ee, beyler, siz Kakts'e gitmek istemiyorsanz-
Dur, telefonum ald, diyorum. Dur hele.
Jeanette, iki gz iki eme. Elinden gelemeyen ne? diye soruyor, hkrklar iinde.
Elinden gelemeyen ne, syle bana?
Yavrucuum. Jeanette. Yattrmaya alyorum. Dinle, ltfen. Saat onda Zeus Bar'da
olacaz. Tamam m?
Patrick, ltfen, diye yalvaryor. Ben iyiyim. Sadece seninle konumak ve-
Seni dokuzda, onda greceim, her neyse, diyorum. Kapatmam gerekiyor. br hatta
Hamlin ve McDermott var.
Tamam. Burnunu ekiyor, derlenip toplanyor, boazn temizliyor. Seni orada grrm.
Gerekten, kusura bak-
br hatta geiyorum. Bir tek McDermott kald.
Hamlin nerede?
Kapatt, diyor McDermott. Bizimle dokuzda buluacak. Harika, diye mrldanyorum.
Kendimi salam hissettim. Kimdi o? Jeanette, diyorum.
Hafif bir tk sesi duyuyorum, sonra bir tane daha.
Bu seninki miydi, benimki mi? diye soruyor McDermott.
Seninki, diyorum. Galiba.
Bekle,
Bekliyorum, sabrsz admlarla mutfa arnlayarak. McDermott tklayarak geri dnyor. '
.
Van Patten telefonda, diyor. l konualm. Drt tk-tk-tk-tk daha.
Hey, Bateman, diye haykryor Van Patten. Ahbap. Mr. Manhattan, diyorum.
Varlnz onaylyorum. Hey, frak kua takmann doru yolu nedir? diye soruyor.
Buna iki kere cevap vermi bulunuyorum bugn, diye uyaryorum.
kisi Van Patten'n saat dokuzda Kakts'de olup olamayacana dair konumaya
balyorlar, telsiz telefondan gelen seslere konsantre olmay braktm, onun yerine giderek

artan bir ilgiyle, yeni satn aldm, cam kafesindeki sann -tuvaletten kan canavar hl
duruyor- asit dolu gvdesini mutfak masasnn zerinde duran kafesinde sryn
seyrediyorum, bu sabah iine zehir koyduum Evian suyunun durduu suluktan imeye de
devam ediyor. Sahne bana ok acnas geliyor, ya da tersi, yeterince acnas deil. Karar
veremiyorum. Bir hat bekleme sesi beni cinnetimden ekip karyor ve McDermott'la Van
Pattena ltfen beklemelerini sylyorum.
Tklyorum, bir aradan sonra, Buras Patrick Bateman'n evi. Ltfen biip sesinden sonra-
Aman tanrm, Patrick, by artk ltfen, diye homurdanyor Evelyn. Brak artk bunlar.
Neden hl byle yapmakta srar ediyorsun? Gerekten baarabileceini filan m
sanyorsun?
Neyi? diye soruyorum masumca. Kendimi korumay m?
Bana ikence etmeyi, diyor kskn kskn.
Canm, diyorum.
Evet? diyor burnunu ekerek.
kence nedir bilmiyorsun sen. Ne sylediini bilmiyorsun, diyorum. Gerekten, ne
dediini bilmiyorsun.
Konumak istemiyorum bu konuda, diyor. Kapand. imdi, bu akam yemeine bir plann
var m? Sesi tatllayor. TDK'da yemek yesek diyordum, aa- hani, dokuz gibi?
Bu gece kendi bama Harvardllar Kulb'nde yemek yiyeceim, diyorum.
Aman samalama, diyor Evelyn. Bu gece Hamlin ve McDermott'la Kakts'de yemek
yiyeceksin, biliyorum.
Sen bunu nereden biliyorsun? diye soruyorum, yalanm yakaladysa yakalad. Hem
zaten Zeus Bar'da, Kakts'de deil.
Demin Cindy'yle konutum da oradan biliyorum, diyor.
Cindy aa m, bitki mi, bir ey dikmeyecek miydi- 'bir fundalk dik; kampanyas m ne,
diyorum.
Ay, hayr, hayr, hayr, diyor Evelyn. O gelecek hafta. Sen de mi katlmak istiyorsun?
Ayrlma, diyorum.
Craig'le Van Patten'a dnyorum.
Bateman? diyor Van Patten. Ne cehenneme gittin?
Kakts'de yemek yiyeceimizi Cindy nereden biliyor, ne mnasebet? diye arlyorum.
Hamlin mi sylemi? diye tahmin yrtyor McDermott. Bilmem. Neden?
nk u anda Evelyn de biliyor, diyorum.
Siktiimin Wolfgang Puck' bu allann belas ehirde ne zaman bir lokanta aacak? diye
soruyor Van Patten bize.
Van Patten altlk Foster kasalarndan ncsn yanlad m, yoksa henz birincisine mi

almakta? diye soruyorum McDermott'a.


Sorduun soru esas itibariyle, diye sze giriyor McDermott, kadnlar bulatrmak myz
bulatrmamak myz? Tamam m?
Gz ap kapayncaya kadar her ey bambaka hale geliyor, diye uyaryorum. Tek
diyeceim bu.
Evelyn'i davet etsen mi acaba? diye soruyor McDermott. Bilmek istediin bu mu?
Hayr, etmemeliyiz diyorum stne basa basa.
Eee, yani, ben Elizabeth'i getirmek istiyordum, diyor Van Patten ekingen bir sesle (belki
de yalandan ekingen).
Hayr, diyorum. Kadn yok.
Elizabeth'in nesi varm? diye soruyor Van Patten.
Hu ya? diye steliyor McDermott.
O bir budala. Hayr, zeki. Bilemiyorum. Onu arma, diyorum.
Bir suskunluktan sonra Van Pattenn, Garip iler dnmeye baladn seziyorum,
dediini duyuyorum.
E, Elizabeth olmazsa Sylvia Josephs'e ne dersin? diye neriyor McDermott.
I-h, ok yal, dzlmez, diyor Van Patten.
Aman tanrm, diyor McDermott. Yirmi yanda.
Yirmi sekiz diye dzeltiyorum.
Gerekten mi? diye soruyor McDermott, kaygl bir sesle. Evet, diyorum. Gerekten.
McDermott'a Yaa, demek kalyor.
Hastiir, unuttum gitti diyorum, elimi alnma vurarak. Jeanette'i davet etmitim.
Bak ite, hm, ey, -eytmeye itirazm olmayan bir yavru, davet etmeye diyor Van Patten
yavak bir sesle.
Jeanette gibi gzel, gen bir yavru sana nasl katlanyor? diye soruyor McDermott.
Sana niye katlanyor, Bateman?
Onu kamirlere saryorum. Bol bol kamire, diye mrldanyorum, sonra, Aaym da
syleyeyim, gelmesin, diyorum.
Bir eyi unutmuyor musun? diye soruyor bana McDermott.
Neyi? Dalmm.
Hani, yani, Evelyn teki hatta beklemiyor mu?
Hastir, diye baryorum. Ayrlmayn.
Btn bunlarla niin zamanm kaybediyorum, diye McDermottn i ektiini duyuyorum.
Evelyn'i de getir, diye baryor Van Patten. O da yavrudur! Syle bizi saat dokuz
buukta Zeus Bar'da bulsun!

Tamam, tamam, diye baryorum teki hatta gemeden nce.


Bu yaptn hi houma gitmiyor Patrick, demekte Evelyn. Bizimle saat dokuz buukta
Zeus Barda bulumaya ne dersin? nerisinde bulunuyorum.
Stash'le Vanden' da getirebilir miyim? diye cvldyor. O dvmeli kz m hani? diye
cvldyorum ben de. Hayr. geiriyor. Dvmesi yok. Ge, ge.
Ah Pat-rick, diye mzldanyor.
Bak, senin davet edilmen bile byk ans, ona gre...
Cmlemi tamamlamyorum.
Sessizlik, kendimi hi de kt hissetmiyorum.
Hadi, orada bize katl yeter, diyorum. zgnm.
Ay, tamam, diyor, kaderine raz oldu. Dokuz buuk mu?
Gene teki hatta geiyorum, Van Pattenle McDermott'n mavi bir takm elbiseyi bahriyeli
blazer' gibi kullanmann doru olup olmad yolundaki tartmalarn yanda kesiyorum.
Alo? diye araya giriyorum. Kapayn enenizi. Herkes btn dikkatini bana vermi
durumda m?
Evet, evet, evet. Van Patten i geiriyor, skld.
Evelyn'i bizimle yemee gelmekten vazgeirmek iin Cindy'yi arayacam, diye
bildiriyorum.
Evelyn'i ne demeye davet ettin ki zaten? diye soruyor birisi.
aka ediyorduk, salah, diye ekliyor br.
Hmm, gzel soru, diyorum kekeleyerek. Hmm, ay-ayrl-ma.
Numarasn Rolodex'imden bulup Cindy'nin numarasn tuluyorum. Kimin telefon ettiini
ekrandan grdkten sonra cevap veriyor.
Merhaba, Patrick, diyor.
Cindy, diyorum. Bana bir iyilik yap.
Hamlin sizinle yemee gelmiyor, diyor. Tekrar aramaya alt, ama hepimizin hatlar
doluydu. Beklemeniz yok mu hibirinizin?
Tabii ki var beklememiz, diyorum. Ne sandn bizi, barbar m?
Hamlin gelmiyor, diyor yeniden, dmdz bir sesle. Onun yerine ne yapacakm? diye
soruyorum. izmelerini mi yalayacakm?
Benimle kyor, Mr. Bateman?
Fakat peki ama senin u, ey, fundalk diken hayr cemiyetine ne oldu? diyorum.
Hamlin gnn kartrm, diyor. Canmn ii, diye balyorum. Evet?" diyor.
Canmn ii, kacan herif gtn teki, diyorum en tatl sesimle.
Teekkrler Patrick. Eksik olma.

Canmn ii, diye uyaryorum, New York'un en byk dallamasyla kyorsun.


Syle, syle, sanki bilmiyorum. Esniyor.
Canmn ii, dal dal dallamann tekiyle kyorsun.
Hamlin'in alt televizyonu ve yedi tane videosu olduunu biliyor muydun?
Ona aldm o krek makinesini hi kullanyor muymu? Gerekten merak ediyorum.
Kullanlmyor, diyor. El bile srmemi.
Canmn ii, o dallamann teki.
Bana canmn ii demekten vazgeer misin ltfen, diyor kzgn bir sesle.
Dinle, bu gece iin planlarnz nedir? diye soruyorum. ok... ypratc olmamak anyla?
Nedir istediin, Patrick? diye i geiriyor.
Sadece bar, sevgi, dostluk, anlay, diyorum duygularm gizleyerek.
Ne-istiyorsun-sen? diye tekrarlyor. Neden ikiniz bizimle gelmiyorsunuz? Baka
planlarmz var.
Hamlin allahn cezas yerleri ayrtt yahu, diye baryorum, sabrm taarak.
yi ya, siz ocuklar gidersiniz.
Peki sen neden gelmiyorsun?" diye soruyorum srnaarak.
Dallamay Juanita's falan gibi bir yerlerde ek.
Sanyorum yemee katlamayacam diyor. ocuklar'dan benim adma zr dile.
Ama Kakts'e gidiyoruz, hmm, ey, Zeus Bar'a, diyorum, kafam kart, dzeltiyorum,
hayr, Kakts'e.
Gerekten oraya m gidiyorsunuz? diye soruyor.
Neden?
Saduyu sahibi insanlarn dediine baklrsa, oras yemek yemek iin in' bir yer olmaktan
kt, diyor. Ama Hamlin aym siktiimin yerlerini Demek orada yer aym ha? diye
soruyor, afallad. Yzyllar nce! diye baryorum. Dinle, diyor, ben giyineceim. Bu
iten hi memnun kalmadm, diyorum.
Takma kafana, diyor, telefonu kapyor. br hatta geri dnyorum.
Bateman, biliyorum, imkansz gibi geliyor, diyor McDermott. Ama iler giderek Arap
sama dnyor.
Meksika yemei sevmem ben, diye bildiriyor Van Patten.
Dur yahu, Meksika yemei yemeyeceiz ki, yiyecek miyiz? diyorum. Aklm m kart
ne? Zeus Bar'a gitmiyor muyuz?
Hayr, moron, diye tkryor adeta McDermott. Zeus'da yer ayrtamadk. Kakts. Saat
dokuzda Kakts.

Ama Meksika yemei istemiyorum ben, diyor Van Patten.


Ama Van Patten, yerleri sen ayrttn, diye kkryor McDermott.
Beri de istemiyorum, diyorum birden. Neden Meksika?
Meksika, bildiiniz Meksika deil bu, diyor McDermott, bkkn. Nouvelle Meksika mutfa
denen bir ey, tapa falan, gney tarz eyler. Onun gibi bir ey. Ayrlmayn. teki hatta biri
var.
Van Patten'la beni hatta brakarak ayrlyor. Bateman, diye i geiriyor Van Patten,
hevesim hzla kayor.
Neden bahsediyorsun sen? Aslnda Jeanette ile Evelyn'e nerede randevu verdiimi
dnmekteyim.
Rezervasyonu deitirelim, diye neriyor.
Dnyorum, sonra pheli pheli soruyorum, Neresi yapalm?
1969, diyor, beni kkrtmak iin. H? 1969? Oraya gitmeyi isterim; diye itirafta
bulunuyorum. ' Ne yapalm o zaman? diye soruyor. Dnyorum. Rezervasyon yaptr.
Hemen. Tamam. m? Be mi? Ka kii? Be ya da alt, sanyorum. Tamam.
Ayrlma.
O hattan kt an, McDermott geri geliyor. Van Patten nerede? diye soruyor.
eye... iemeye gitti, diyorum. Neden Kakts'e gitmek istemiyorsun? nk varolusal
bir paniin penesindeyim. Yalan sylyorum.
Bunun geerli bir mazeret olduunu sanyorsun sen, yle mi, diyor McDermott. Ben yle
dnmyorum. Alo? Van Patten geri geliyor. Bateman? Eee? diyorum. McDermott
da geldi. N'ayr. N'olmuyor, Jos. Hastir.
Neler oluyor? diye soruyor McDermott. Ee, millet, margarita imek istiyor muyuz? diye
soruyor Van Patten. Yoksa istemiyor muyuz?
Ben bir margarita iebilirim, diyor McDermott.
Bateman? diye soruyor Van Patten.
Ben ielerce bira isterdim, ama mmknse Meksika biras olmasn diyorum.
Hastiiir, diyor McDermott. Benim hatta bekleyen biri var. Ayrlmayn. Hattan kyor.
Yanlmyorsam saat sekiz otuz.
Bir saat sonra. Hl tanyoruz. Kakts'deki rezervasyonu iptal ettik, belki de birisi
yeniden yapmtr. Aklm kart, Zeus Barda var olmayan masay iptal ediyorum. Jeanette
evinden km ve evden ulalamyor ve hangi lokantaya gitmekte olduunu bilemiyorum,
Evelyn'e de bizimle hangisinde bulumasn sylediimi unuttum. ki byk kadeh Absolut'u
devirmi bulunan Van Patten dedektif Kimball' ve onunla neler konutuumuzu soruyor,
aslnda tek hatrladm, insanlarn atlaklarn iine dp kaybolduklar gibisinden bir ey.
Sen konutun mu onunla? diye soruyorum.

Hu, hu.
Owen'a ne olmu, syledi mi?
Sr olmu. Sr. Poff, diyor. Buzdolabn atn duyuyorum. Kaza yok. Hibir ey yok.
Yetkililerin elinde tek bir ipucu yok, sfr.
H, diyorum. Bu olay beni fena allak bullak etti.
Valla, Owen eydi... ne biliyim, diyor. Bir bira kutusunun aldn duyuyorum.
Baka neler anlattn ona, Van Patten? diye soruyorum.
Canm hep ayn eyler, diye i geiriyor. San ve kestane rengi kravatlar taktn. le
yemeklerini 21'de yediini. Gerekte hakemlik yapmadn -Thimble yle olduunu
sanyordu- fakat irket birletirdiini syledim. Bildiimiz eyler. Onun omuz silktiini
neredeyse duyabiliyorum.
Baka? diye soruyorum.
Dur bakaym. Pantolon asks takmadn. Kemere dkndr. Kokaini brakmadn,
sevimli, zararsz bir birac olduunu. Senin bildiklerin, Bateman.
Moronun tekiydi, diyorum. u anda da Londra'da.
Yarabbim, diyor aznn iinde geveleyerek. Siktiimin genel kifayet seviyesi hakikaten
dmede.
McDermott yeniden dnyor. Tamam. imdi nereye?
Saat ka? diye soruyor Van Patten.
Dokuz buuk, diye cevap veriyoruz ikimiz birden.
Dur, 1969'a ne oldu? diye soruyorum Van Patten'a.
Nedir bu 1969 meselesi allah akna? McDermott konudan bihaber.
Hatrlamyorum, diyorum.
O konu kapand. Rezervasyonumuz yok, diye uyaryor beni Van Patten.
Yeniden 1500'e gidemez miyiz? diye soruyorum.
1500 artk kapand, diye baryor McDermott. Mutfak kapand. Lokanta kapand. Bitti.
Kakts'e gitmemiz lazm.
Suskunluk.
Alo? Alo? Millet, orada msnz? diye kkryor, skunetini kaybetti.
Ne enerji, ne coku, aman aman, diyor Van Patten. Glyorum.
Bunun komik olduunu sanyorsanz- diye uyaryor McDermott.
yle mi, ne? Ne yaparsn yani? diye soruyorum.
Millet, imdi, valla, yle, gece yansndan nce orada bir masa ayrtma konusunda
baarszla urayacamzdan korktuumu itiraf etmek istiyorum sadece,

1500 konusunda emin misin? diye soruyorum. Bana olduka garip geldi.
Sorman bile abesle itigal! diye lk atyor McDermott. Niye, diye sorabilirsin ancak.
nk-kapallar-da-ondan!
n-k-kapallar-ve-rezervasyon-almay-kestiler-de-ondan!
Anlyor-musun-dediimi?
Hey, dur heyecanlanma yavrum, diyor Van Patten soukkanllkla. Biz de Kakts'e
gideriz.
Oh, hayr, oras iin olan rezervasyonumuz on be dakika ncesine kadard, diyor
McDermott.
Ama ben onu iptal ettim, ettiimi sanyordum, diyorum, bir Xanax daha alarak.
Ben yenilettim, diyor McDermott.
Sen olmasan ne yapardk bilmem, diyorum tekdze bir sesle.
Onda orada olabilirim, diyor McDermott.
Ben de banka otomatma uradktan sonra, onu eyrek gee orada olabilirim, diyor Van
Patten soukkanllkla, dakikalar hesaplayarak.
Hibirinizin aklna gelmedi mi Evelyn'le Jeanette'in bizi Zeus Bar'da bekledikleri, stelik
orada rezervasyonumuz da yok? Hibirinizin aklndan dahi gemedi deil mi? diye
soruyorum, getiinden kukuluyum.
Ama Zeus Bar kapal ve de ayrca yaptrm bile olmadmz bir rezervasyonu iptal etmi
durumdayz, diyor McDermott, skunetini korumaya alarak.
Ama sanyorum Jeanette ile Evelyn'e bizimle orada bulumalarn sylemitim, diyorum,
bu olaslk karsnda dehete derek, parmaklarm dudaklarma dokunduruyorum.
Bir sessizlik oluyor, sonra McDermott soruyor. Bana bela m almak istiyorsun? Aranyor
musun ne?
Bekleme hattm, diyorum. Aman tanrm. Saat ka? Bekleme haltm.
Kesin kzlardan biridir, diyor Van Patten ktcl bir neeyle.
Ayrlmayn, diye gaklyorum.
yi anslar, dediini duyuyorum Van Pattenn ben hatt deitirmeden nce.
Alo? diyorum yumuak bal bir sesle. Aradnz numara-
Benim; diye baryor Evelyn, geri plandaki grlt neredeyse sesini bomakta.
Ah, selam, diyorum geliigzel. Neler oluyor?
Patrick, senin evde ne iin var?
Sen neredesin? diye soruyorum en iyi huylu sesimle.
Ben-Kak-ts-te-yim, diye tslyor.
Orada ne yapyorsun? diye soruyorum.
Seninle burada bulumam syledin ya, onu yapyorum, diyor. Rezervasyonlarnz

konfirme ettirdim.
Aman tanrm, ok zr dilerim, diyorum. Sana sylemeyi unuttum.
Bana-sylemeyi-unuttuun- ne?
Bizim oraya- yutkunuyorum, gitmediimizi. Gzlerimi yumuyorum.
Bu-Jeanette-denen-kar-kim? diye tslyor sakin bir sesle. Eee, yaa siz orada
elenmiyor musunuz? diye soruyorum, sorusunu duymazdan gelerek. Hayr, e-len-mi-yoruz.
Neden elenmiyorsunuz? diye soruyorum. Az sonra... orada olacaz.
nk yaptklarnz biraz, valla, yani... yersiz mi kat, ne? diye haykryor.
Dinle, seni hemen arayacam. Telefonunu not edermi numarasna yatyorum.
Aramayacaksn, diyor Evelyn, sesi gergin ve alak.
Neden ki? Telefoncularn grevi bitti, diye aka yapyorum, szde.
nk-Jeanette-arkamda-ve-telefonu-kullanmak-istiyor-da-ondan, diyor Evelyn.
ok uzun bir sre susuyorum.
Pat-rick?
Evelyn. Oluruna brak. u anda kyorum. Hepimiz ok gemeden orada olacaz. Sz
veriyorum. Aman tanrm- br hatta geiyorum.
Hey millet, hey millet, birimiz her eyi berbat etti. Ben ettim. Siz ettiniz. Bilmiyorum,
diyorum kesin bir panik halinde.
Ne oldu ki? diyor ilerinden biri.
Jeanette ile Evelyn Kakts'deler.
Aman tanrm. Van Patten kahkahadan krlyor.
Biliyorsunuz millet, bir kzn vajinasna arka arkaya kurun boru gmmek hi de zorlamaz
benim olanaklarm, diyorum Van Patten'la McDermott'a; acmaszlmn derecesini gayet
ak biimde anlayp oke olmalarna yorduum -ama yaralyorum- bir sessizliin ardndan
ekliyorum: Ama merhametle.
Biliyoruz, biliyoruz senin kurun borunu, Bateman, diyor McDermott. iinmeyi brak.
Bu bize malafatnn byk olduunu falan m anlatmak istiyor? diye soruyor Van Patten,
Craige.
Valla, emin deilim, diyor McDermott. Bize sylemek istediin bu mu, Bateman?
Cevap vermeden nce duralyorum. ey... aslnda, hayr, tam deil. Bekleme hattm
alyor.
Gzel, kskandm, kaytlara geilsin, diye espri yapyor McDermott.
imdi, nereye gidiyoruz? Allah akna, saat ka?
Fark etmez. Aklm oktan durmu vaziyette. O kadar am ki, kahvaltlk bir msli

kutusundan yulaf-kepek yemekteyim. Bekleme hattm yeniden alyor.


Belki keyif verici bir eyler bulabiliriz.
Hamlin'i arayn.
Aman canm, bu ehirde herhangi bir kenefe girip de cebine iki gram koymadan kmak
mmkn m, den etmeyin. Bell South'un cep telefonu satndan haberi olan var m?
Patty Winters ov'da yarn Spuds McKenzie var.

Bir Kz
Bir aramba gecesi. Baka bir kz. M.K.'da tantm ve ikence ederek ldrmeyi
planladm, benim iin adsz kalan bir kz, oturma odamda kanepenin zerinde oturuyor. Bir
ie ampanya, Cristal, yarlanm, cam sehpann zerinde duruyor. eitli dmelere
basarak arklar seiyorum, Wurlitzer'i canlandran arklar. Sonunda soruyor, Nedir
odadaki... bu koku? diye. Onun duyamayaca bir sesle cevap veriyorum, l bir...
san, sonra pencereleri ayorum, terasa alan rayl kaplan, geri serin bir gece, gz
ortas ve o da ok ince giyinmi; fakat bir kadeh Cristal daha alyor ve bu onu yeterince
styor ki, bana hayatm nasl kazandm sorma gcn kendinde buluyor. Ona Harvard'a
gittiimi, sonra, orann i idaresi blmnden mezun olduktan sonra, Wall Streette
almaya baladm anlatyorum, Pierce & Pierce'da. O ya anlamayarak ya da aka
olsun diye, O da neresi? diye sorunca yutkunuyor ve arkam ona dnk olarak, yeni
Onica'm dzeltirken zar zor, Bir... ayakkabc, deme gcn buluyorum kendimde. Gelir
gelmez ila dolabmda bulduum bir izgi kokaini ektim, Cristal de kokainin etkisini
yumuatyor imdi, ama pek hafife. Bu sabahki Patty Winters ov insanlar llerle
konuturan bir makine hakkndayd. Kzn zerinde ynl bir etek-ceket, ipek jorjet bir bluz,
Stephen Dweck'den kehribar ve fildii kpeler, ipekli jakardan kk bir cepken var, hepsi...
nereden? Charivari'den, yle sanyorum.
Yatak odas. plak, btn vcudu yalanm, km emiyor, onun zerinde ayakta
durmuum, sonra km sal sollu suratna vuruyorum, ellerimle sandan kavrayp, ona
siktiimin orospusu, kanck, diyorum, bu onu daha da tahrik ediyor ve uslu uslu beni
emerken, klitorisini parmaklamaya balyor ve taaklarm yalarken de bana Holanyor
musun? diye soruyor, ev-vet, ev-vet, diye cevap veriyorum nefesim sklaarak. Memeleri
dik ve byk ve sert, her ikisinin de ular iyice sertlemi, ben serte azna verirken
boulur gibi oluyor, bense aaya doru uzanp onlar skyorum ve de daha sonra, kna
bir dildo sokup kayla baladktan sonra, onu dzerken memelerini trnaklyorum, ta ki o
bana durmam syleyene kadar. Akamn erken saatlerinde Jeanette ile Yukar Dou
Yakasnda, Central Park yaknlarnda yeni bir Kuzey talya lokantasnda yemek yiyordum.
Akamn erken saatlerinde Edward Sexton'n elinden kma bir takm vard zerimde ve
ailemin Newport'daki evi hakknda hznl dnceler geiyordu aklmdan. Gecenin erken
saatlerinde Jeanette'i evine braktktan sonra M.K'ya uradm, hayr iin dzenlenmi bir
gece vard, Dan Quayle ile ilgili bir eydi, onu ben bile sevmem. u anda dzmekte olduum
kz M.Kda, yukarda Amerikan bilardosu oynamak iin sra beklediim kanepede otururken,
beni ayartma niyetiyle yanma geldi, ta gibi. Oh, tanrm, demekte imdi. Tahrik oluyor,

tokatlyorum onu, sonra hafif bir yumruk indiriyorum azna, sonra pyorum, dudaklarn
srarak. Korku, dehet alyor kz, aalyor. Kay kopuyor ve kz beni itip kurtulmaya
alrken dildo kayarak kyor kndan. te yana yuvarlanyor, kamasna izin vermi gibi
yapyorum, sonra o elbiselerini toparlar ve mrldanarak benim nasl da 'siktiimin manyak
bir orospu ocuu' olduumu sylerken zerine sryorum, akal gibi, kelimenin tam
anlamyla azm kprerek. Bir lk atyor, zr dileyerek, isterik hkrklar iinde,
kendisini incitmemem iin bana yalvararak, gzyalar iinde, memelerini rterek, utan
iinde imdi. Fakat hkrklar bile beni tahrik etmeye yetmiyor. Suratn Mace'lerken biraz
zevk alyorum, kafasn drt ya da be kez duvara vururken daha azn, sonunda bilincini
kaybediyor, duvarda zerine sa yapm kk bir leke brakyor. O yere yldktan
sonra banyoya yollanyorum ve geen gece Nell's'den ya da Au Bar'dan aldm vasat
kokainden bir izgi daha ekiyorum. Bir telefonun aldn duyabiliyorum, bir telesekreterin
mesaj aldn. Bir aynann zerine iki bklm eilmiim, mesaja boveriyorum, ekranda
kimden geldiini grmeye zahmet bile etmiyorum.
Daha sonra, tahmin edilebilecei gibi, bal olarak yerde yatyor, plak, srtst, elleriyle
ayaklarnn ularna metal arlklar asl, bunlar da yerdeki tahtalara diktiim direk gibi
eylere bal. Eller ivi dolu, bacaklar mmkn olan en geni biimde iki yana alm.
Knn altna bir yastk srmm ve ak organn batan aa peynirle, Brie'yle
svamm, hatt birazn da vajinasna tkamm. Belli belirsiz kendine gelip de zerinde
ayakta duran beni grdnde, benim insanlktan tamamen yoksun oluumun onu, akl
frttrtan bir dehetle doldurduunu gryorum. Vcudunu yeni Toshiba televizyonun nne
yerletirdim, video kayt cihaznda eski bir bant var, ekranda ise son videoya aldm kz.
Ekranda, zerimde Joseph Abboud bir takm elbise, Paul Stuart bir kravat, J. Crew
ayakkablar, talyan birinden bir yelek, yere, bir cesedin yan bana melmi kzn beynini
yemekteyim, hapur hupur gtryorum, pembe, para para tombul etin zerine Grey
Poupon srmekteyim.
Grebiliyor musun? diye soruyorum, ama televizyondaki var olmayan kza deil. unu
gryor musun? Seyrediyor musun? diye fsldyorum.
Elektrikli matkab onun zerinde kullanmaya almaktaym, zorla aznn iine sokarak,
ama bilinci yeterince yerinde, dilerini kapayacak, onlar kenetleyecek gc var ve matkap
dilerini kolaycack delip gese de olay beni enterese etmiyor, bu yzden azndan kan
szan kafasn tutup kaldryorum, onu videonun geri kalann seyretmeye zorluyorum ve o
ekranda mmkn olan her deliinden kanlar szan kza bakarken, ne olursa olsun, btn
bunlarn kendi bana da geleceini anlam olduunu umuyorum. Sonunun urada,
apartman dairemin zemininde yatmak olacan, elleri direklere ivilenmi olarak, nne
krk cam paralar ve peynir tktrlm olarak, kafatas atlam ve mosmor olmu bir
halde, herhangi baka bir seim yapm da olsa yle olacan: M.K.'ya deil de Nell's'e ya
da Indochine'a ya da Mars'a ya da Au Bara gitmi de olsa, benimle taksiye binip Bat
Yakas'nn yukarsna gelmemi de olsa, btn bunlarn gene de olacan. Benim onu nasl
olsa bulacam. Hayat byledir ite. Zahmet edip kamerayla uramamaya karar
veriyorum bu gece.
Elimdeki ii bo plastik tplerden birini vajinasna sokmaya alyorum, vajinann

dudaklarndan birini zorlamaya alarak, zeytinyayla yalanm olsa dahi tam girmiyor.
Bu srada Frankie Vallie, mzik kutusunda 'Beteri Var Beterin'i sylyor, ben de tp
kancn amcna sokmaya alrken dudaklarm szlere uydurarak elik ediyorum.
Dudaklarnn dna kezzap dkmekte buluyorum areyi, bylece et yalanm tp iine
alacak kadar geniler diye, gerekten de ok srmyor, kolayca giriyor. "Umarm cann
yanyordur, diyorum.
Mutfaktan oturma odasna tarken san kendini cam kafesin duvarna vuruyor. Geen
hafta ona oynasn diye satn aldm ve u anda kafesin bir kesinde ls duran,
rmekte olan teki sandan geri kalanlar yemeyi reddetti. (Son be gndr zellikle a
kalmasn saladm.) Cam kafesi kzn yan bana, yere koyuyorum ve belki de peynirin
kokusundan tr san fttracak gibi oluyor, nce kafesin iinde daireler iziyor, szlanyor,
sonra alktan zayf dm bedenini kafesin kenarndan aryor. San drtmem bile
gerekmiyor, yle ki, kullanmak zere yanmda getirdiim bklm tel ask elimde kalyor
ve henz kzn bilinci yerindeyken, hayvana bir enerji geliyor, hi zorluk ekmeden tpe hzla
dalyor, gvdesi yan yarya tpn iinde kayboluyor, derken dakika gemeden, tmyle yerken iki yana sallanan san vcuduyla- ieri girip kayboluyor, kuyruk hari, tp hzla
ekip karyorum kzdan, kemirgeni ieride brakyorum. ok gemeden kuyruk bile
kayboluyor. Kzn kard sesler, genel itibaryla, anlalmaz eyler.
Bunun da karakteristik biimde yararsz, anlamsz bir lm olacan oktan
kestirebiliyorum ama ne de olsa dehete altm. Damtlm bir ey bu, ank beni sarsmay,
rgalamay baaramasa bile. znt duymuyorum ve bunu kendime ispat etmek iin de
sann kzn iine alt tarafa girdiini grdkten bir ya da iki dakika sonra kzn bilincinin hl
yerinde olduundan, ban acyla iki yana salladndan, gzlerinin dehet ve aknlktan iri
iri aldndan emin olarak, elektrikli testere marifetiyle saniyeler zarfnda onu ikiye
biiyorum. Vzlayan diler deri ve kas ve sinir ve kemik dinlemeden, yle hzla yarp geiyor
ki, kz bacaklarn -kalalar aslnda, paralanm vajinasndan geri kalanlar- vcudundan
ayrdm ve onlar, ilerinden fkran kanlarla, neredeyse bir ganimet gibi havaya
kaldrdm grecek kadar bir sre canl bile kalyor. Gzleri bir dakika ak kalyor,
umarsz ve gzbebekleri kayk, sonra kapanyorlar ve sonunda, lmeden nce, ylesine,
anlamszca burnundan ieri doru bir bak sokup ba alnnn derisinden dar kana
kadar ittiriyorum, sonra enesinin kemiini krp kesip atyorum. Sadece aznn yans var,
onu da dzyorum bir, iki, derken kere. Hl nefes alp almadna aldrmadan gzlerini
oyuyorum, sonuna doru parmaklarm kullanarak. Sann kafas kyor nce dar -bir
ekilde ters dnm karn boluunda- batan aa mor bir kana batm (elektrikli testere
kuyruunun da yansn gtrm, onu da fark ediyorum), ta ki ayamn altnda paralayp
ldrmek hissi gelinceye kadar ona biraz daha Brie peyniri veriyorum, sonunda da
ldryorum. Daha sonra, kzn femr kemiiyle ene kemii frnda pimekte, tutam tutam
edep yeri kllarn kristal bir Steuben klle dolduruyorum, tututurunca hemen
yanveriyorlar.

Gene Yeni Bir Lokantada


Snrl bir sre iin, az ok neeli ve sosyal olmay baaryorum, bu yzden de Evelyn'in

kasmn ilk haftasnda Luke'da verdii yemek davetini kabul ediyorum. Buras yeni, sper
k bir in lokantas, ayrca garip ama, Kreol yemekleri de yapyor. yi bir masamz var
(Wintergreen'in adna ayrttm- kolay elde edilmi bir zafer) ve de kendimi duruma hakim,
sakin hissediyorum, karmda oturan Evelyn, Pierre'de mi ne grdn sand, lobide
kendiliinden yuvarlanp duran ya da yle bir eyler yapan ok byk bir Faberge
yumurtasndan bahisle ene alp dursa da... Bronun Cadlar Bayram partisi geen hafta
Royalton'dayd ve ben seri cinayetler ileyen katil klnda gittim, srtma zerinde SAPK
KATL yazl bir pankart asl (o .gn daha nce MATKAPLI KATL kelimelerini oluturacak
biimde yan yana dizdiim insanl sandvilerden ok daha az rktc bu) ve bu iki
kelimenin akma da kanla 'Ev-vet, bendeniz' yazdm, takm elbisem de batan aa kana
bulanmt, bir ksm yalanc kan, ama ou gerek. Bir avucumda Victoria Bellin sandan
bir tutam, ceketime ilitirdiim iein (kk beyaz bir gl) yannda eti eriyip dklnceye
kadar kaynattm bir parmak kemii. Kostmm bu kadar alengirli olmasna karn, gene
de yarmada birincilii kazanmay Craig McDermott becerdi. Ivan Boesky klnda
gelmiti, bunu adil bulmadm, nk herkes pekala biliyordu ki, ben geen yl Michael Milken
klgndaydm. Bu sabahki Patty Winters ovda konu, evde kendi kendine krtaj yapmak iin
gerekli ara-gere zerineydi.
Yerimize oturtulduktan be dakika sonrasna kadar her ey yolunda, sonra, smarladm
ikiler masaya konur konmaz, elim hemen onlardan birine uzanyor, fakat Evelyn, azn her
anda tepeden trnaa rperdiimi hissediyorum. Saul Steinberg'in de bu gece burada
yemek yediini gryorum, ama Evelyn'e bundan hi bahsetmeyeceim.
erefe! diye giriiyorum.
Oh? Neyin erefine? diye mrldanyor ilgisizce, boynunu uzatp, i, ok az
klandrlm, ok beyaz salonda gezdiriyor gzlerini.
zgrln? diyorum bkkn bir sesle.
Ama o dinlemiyor, nk hepsi Garrick Anderson'dan dmeli ynl balksrt ceket,
ynl yelek, geni yakal pamuklu Oxford gmlek giymi, ipek kravat takm, ayaklarnda
set ayakkablar olan ngiliz herifin teki masamza doru geliyor -Evelyn'in bir keresinde Au
Bar'da ettiimiz bir kavgann ardndan parmayla iaret ederek 'ahane' dedii, benimse
'ccenin teki' olarak nitelediim bir herif- Evelyn le aka cilveleiyor, Evelyn'in benim bu
herifi kskandm dnmesi canm skyorsa da, herif Evelyn'e hl 'Birinci Cadde'deki o
sanat galerisinde alp almadn sorunca, apak bombok olup surat asan Evelyn
hayr diyerek onu dzelttiinde, ve de bir-iki laf daha konutuktan sonra, herif ekip
gittiinde son glen ben oluyorum. Evelyn burnunu ekiyor, mensn ayor ve bana hi
bakmadan, hemen bambaka bir konudan bahsetmeye koyuluyor.
Her yerde karma kan u tirtler de neyin nesi allah akna? diye soruyor. ehrin her
yannda svama bunlardan var sanki. Anladn deil mi neden bahsettiimi? Silkience
lmdr. nsanlarn sa bakm sorunlar m var? Nedir bu? Benim bilmediim bir eyler mi
oluyor. Neler oluyor?
Bu sylediklerinle hi alakas yok. O lafn dorusu, Science lmdr. ekiyorum,
gzlerimi kapyorum. Aman tanrm, senden baka bilimle sa bakm rnn kartran

yoktur herhalde, diyorum, ipe sapa gelmez eyler sylediimin farkndaym.


Bir ba hareketiyle bardaki birini selamlyorum, yalca biri, yz glgede, sadece uzaktan
uzaa tandm biri aslnda, fakat ampanya kadehini bana doru kaldrmay ve bana bir
glmsemeyle karlk vermeyi ihmal etmiyor, bu da iime su serpiyor.
Kim o? diye sorduunu duyuyorum Evelyn'in. Bir arkadam, diyorum. Tanyamadm,
diyor. P & P'den mi? Bover. geiriyorum.
Kim, Patrick? diye soruyor, adamn isminden ok, benim isteksizliimle ilgili.
Neden soruyorsun? diye karlk veriyorum.
Kim o? diye soruyor. Syle bana.
Bir dostum, diyorum, dilerimi gcrdatarak.
Kim o Patrick? diye soruyor, sonra, gzleri birer izgi halinde kslm. Benim Noel
partimde yok muydu o?
Hayr, yoklu, diyorum, parmaklarmla masann zerinde davul alarak.
Michael J. Fox... deil mi o? diye soruyor, gzleri hl birer izgi. Oyuncu?
Pek saylmaz, diyorum, sonra, artk burama geliyor. Aman be, ad George Levanter ve
de hayr, Baarmn Srr'nda oynayan o deildi!
A ne ilgin. Evelyn oktan mensne gmlm bile. Neyse, neden bahsediyorduk?
Hatrlamaya alarak, ampuanlar myd? Yoksa belli bir marka m? geiriyorum.
Bilmiyorum. O srada sen cceyle konuuyordun.
lan, cce filan deil, Patrick, diyor.
Allmadk lde ksa ama, Evelyn, diye karlk veriyorum. Onun ylba partinde
bulunmadndan emin misin, -sonra sesimi alaltarak- ordvr tepsisi gezdirenlerden biri
olarak?
lan'a cce deyip duramazsn, diyor, peetesini kucann zerinde svazlayarak. Buna
katlanamam, diye fsldyor, yzme bakmadan.
Ks ks glmekten kendimi alamyorum.
Hi de komik deil, Patrick, diyor.
Konumanz berbat eden sendin, diyorum.
Gururumun okanmasn m bekliyordun yani? diyor alayc bir sesle, tkrr gibi.
Bak yavrum, bu rastlanty olabildiince normalmi gibi gstermeye alyorum, sen de
, kendi ayana dolatrma istersen.
Sus, yeter, diyor, beni yok sayarak. A, bak, Robert Farrell, Ona el salladktan sonra,
usturuplu biimde bana parmayla iaret ederek gsteriyor, hakikaten de Robert Farrell,
herkesin sevgilisi, salonun kuzeye bakan kesinde pencere kenarnda bir masada oturuyor,
ki bu da beni iten ie deli ediyor. ok yakkl, diyor Evelyn hayranlkla. Sadece beni
Roben'n yannda oturan yirmilik, ta gibi yavruyu szerken grd iin, dediklerini

kaydettiimden emin olmak iin de ineleyici bir kkrdamayla ekliyor, Umarm seni
kskandrmyorumdur.
Yakkl, diye itiraf ediyorum. Salams bir hali var, ama yakkl.
Hainlik etme. ok yakkl, diyor ve ekliyor: Neden sen de san onun gibi
kestirmiyorsun?
Bu cmleden nce, Evelyn'e ancak ylesine dikkat eden bir robottum, ama imdi
panikledim, Nesi varm samn? diye soruyorum. Birka saniye iinde fkem katlanyor.
Nesi varm yahu samn? Elimle hafife sama dokunuyorum.
Hi, diyor, ne kadar bozulduumu fark etti. Sadece bir neriydi, sonra yzmn
kpkrmz olduunu grnce ekliyor, san gerekten... gerekten harika. Glmsemeye
alyor, fakat ancak endieli grnmeyi baaryor.
Bir yudum -yarm bardak- J&B beni o kadar yattryor ki, dnp Farrella bakarak, Asl
beni dehetlere salan onun gbei, diyorum.
Evelyn de Farrell' inceliyor. Aa, gbei yok ama.
Peki o ne yle? O gbek deil mi? diyorum. yice bir bak.
Oturuundan dolay yle grnyor, diyor, pes etti. Aman, sen de.
O bir gbek, Evelyn, diyorum stne basarak.
Oh, lgnsn sen. Eliyle kklyor beni. Cinnet geirmektesin.
Evelyn, adam daha otuzunda yok.
Ne olmu? Herkes arlk kaldrmyor ki senin gibi, diyor, kzd, yeniden menye
gmlyor.
Arlk kaldrmyorum ben. geiriyorum.
Aman iyi, git burnuna bir tane yumruk indir o zaman, seni sert erkek, diyor, beni elinin
tersiyle silip atarak. Umurumda deil.
Kkrtma beni, diye uyaryorum onu, sonra dnp Farrell'a bakarak mrldanyorum,
Nasl da bir srngen.
Oh, tanrm Patrick. Bu kadar hn duyman gerekmiyor, diyor Evelyn kzgnlkla, gzlerini
dikmi hl mensne bakmakta. Dmanca davrannn hibir temeli yok. Senin
gerekten bir derdin olmal.
Takm elbisesine bak, diye parmamla iaret ediyorum, kendimi tutamayarak. u
giydii eye bak.
Oh, ne olmu yani, Patrick. Bir sayfa eviriyor, zerinde hibir ey yazl olmadn
grnce, demin incelemekte olduu sayfaya dnyor.
Bu zerindeki takmn insanlarda tiksinti uyandraca hi aklna gelmedi mi acaba? diye
soruyorum.
Patrick, sen cinnet geiliyorsun hakikaten, diyor, ban sallyor, u anda arap listesini

gzden geirmekte.
Kahretsin Evelyn. Ne demek 'geirmektesin'? diyorum. Ben bizzat cinnetim, ta kendisi.
Bu konuda bu kadar militan olman gerekiyor mu? diye soruyor.
Bilmem. Omuz silkiyorum.
Her neyse, sana Melanie ile Taylor'a olanlar anlatacaktm, eey... Bir ey dikkatini
ekiyor ve ayn cmlede, iini ekerek ekliyor, ...gslerime bakmay kes Patrick. Bana
bak, gslerime deil. imdi, her neyse, Taylor Grassgreen ile Melanie eytmiler...
Melanie'yi biliyorsun, Sweet Briar'da okuyan. Hani babas Dallas'taki btn o bankalarn
sahibi olan? Taylor da Cornelle gitmiti. Her neyse, Cornell'llar Kulbnde bulumak zere
szlemiler, saat yedide de Mondrian'da yer ayrtmlar, olann zerinde... Duruyor,
yeniden toparlyor. Hayr. Le Cygne. Le Cygne'e gidiyorlarm ve de Taylorn zerinde...
Yeniden susuyor. Oh, tanrm, Mondrian tabii ki. Saat yedide Mondrian, ve de olann
zerinde Piero Dimitri bir takm varm. Melanie alverie kmm. Sanyorum
Bergdorfs'a gitmi, emin deilim ama -her neyse, oh evet... Bergdorfs olmal, nk geen
gn broda boynundaki earp oradand, ite her neyse, iki gndr aerobik dersine
gitmiyormu ve de soyulmular eylerden birinde-'
Garson? diye sesleniyorum geip giden birine. Bir iki daha? J&B? Bardam
gsteriyorum, bir buyruktan ok bir soru olmasna sinirleniyorum bunun.
Neler olup bittiini renmek istemiyor musun? diye soruyor Evelyn, keyfi kat.
Nefesimi tutmu vaziyetteyim. geiriyorum, hi mi hi ilgilenmiyorum, an atyorum.
Her neyse, ok elenceli bir ey olmu, diye balyor.
Bana sylediklerini emiyorum, diye dnyorum. Cinsellikten ok uzak oluu dikkatimi
ekiyor ve bu ilk defa olarak stme stme geliyor. Eskiden beni Evelyn'e eken buydu.
imdi bunun eksiklii keyfimi karyor, sinsice buluyorum, bana tarifsiz bir rknt veriyor.
Son seansmzda -dn, yani- son iki aydr gittiim psikiyatr, Evelyn'le sen hangi doum
kontrol yntemini uyguluyorsunuz? diye sordu. Cevap vermeden nce bir i geirdim,
gzlerim nce pencereden grlen gkdelene, sonra zeri caml Turchin kahve sehpasnn
zerindeki resme, Onica deil baka bir ressamn yapt dev boyutlarda bir grafik ekolayzr
tablosuna takld kald. O bilir. Evelyn'in tercih ettii cinsel faaliyeti sorduunda ise, ona
gayet ciddi olarak, duhulden men, cevabn verdim. Restorandakiler olmasa, masann
zerinde duran yeim tandan pilav ubuklarn alp Evelyn'in gzlerinin ta dibine kadar
sokacam ve sonra da onlar oralarndan krvereceimi hayal meyal bilerek bam
sallyor, dinlermi gibi yapyorum. Ama oktan o durumu atlattm, ubuk olayna girmiyorum.
Onun yerine bir ie Chassagne Montrachet smarlyorum.
Elenceli deil mi ama? diye soruyor Evelyn.
Onunla birlikte laf olsun diye glyorum, sesler grtlamdan hor gr ykl olarak kyor,
onu onaylyorum. ok matrak. Anszn, pat diye sylyorum. Baklarm bardaki kadnlar
taryor srayla. Dzmek istediim var m aralarnda? Olabilir. Son taburenin zerinde kir
yudumlayan uzun bacakl ta gibi yavru mu mesela? Belki. Evelyn kum zml gumbo

salade ile ograten turp, fndk, taze yeillik ve andiv salatas arasnda zdraplar ekiyor ve
ben birden Clonopin pompalanm gibi oluyorum, pek etkili olmad iin bugn artk
kullanlmayan bir spazm zc Clonopin.
Aman tanrm, siktiimin yumurtal
mrldanyorum, meny incelerken.

rulo kftesinin dilimi yirmi dolar

ha?

diye

stnde moo shu kremas var, hafife de kzartlm, diyor Evelyn.


Siktiimin yumurtal kftesi yaa, diye kar kyorum. Evelyn buna, yle kltrlsn ki,
Patrick, diye cevap veriyor.
Hayr. Omuz silkiyorum. Sadece saduyulu. Biraz Beluga iin her eyimi verebilirim,
diyor. Ya sen canm?
Hayr, diyorum.
Neden hayrm? diye soruyor, somurtarak.
"nk bir konserve kutusundan kan ve de ran'dan gelen herhangi bir eyi yemek
istemiyorum. ekiyorum.
Kibirli kibirli burnunu havaya dikiyor ve yeniden menye bakyor. Mu fu jambalaya
gerekten birinci snf, dediini duyuyorum.
Dakikalar art arda tk-tklayarak geiyor. Yemek geliyor. Tipik, tabak koskocaman, beyaz
porselen; ortada iki adet zencefilli karartlm sarkuyruk saimi, yannda kk kk
noktalar halinde wasabi'ler, bunun etrafnda minnack bir miktar hijiki, ve de taban
ortasnda en tepeye de tek bana bir yavru karides oturtulmu; ondan bile daha kk bir
dier karides ise, altta kvrlm yatmakta, btn bunlar artyor beni, nk burasn esas
itibaryla in lokantas sanyordum. Uzun bir sre tabaa bakakalyorum ve garsonun
birinden su istediimde adam onun yerine biberlik getiriyor ve srarla masamzn etrafndan
ayrlmayarak be dakikalk aralarla biraz biber, acaba? ya da daha biber? diye sorup
duruyor, ve de budala herif baka bir blmeye geer gemez, o blmeyi igal edenlerin iki
elleriyle tabaklarnn zerini rttklerini gz ucuyla gryorum ve de elimle iaret ederek efi
aryor ve Biberlikli garsona masamzn yaknlarnda dolamamasn syler misiniz
ltfen? Biber istemiyoruz. Biber gerektiren herhangi bir ey sylemedik. No biber. Syleyin
ona yok olsun, diyorum.
Elbette ok zr dilerim. Bagarson eilerek selam veriyor.
Mahcup olan Evelyn, Bu kadar abartl kibar davranmak zorunda msn? diye soruyor.
atalm masaya koyuyorum, gzlerimi yumuyorum. Sen de durmadan benim dengemi
bozmak zorunda msn?
Derin bir nefes alyor. Sadece normal bir ekilde sohbet edelim. Soruturma olmasn.
Tamam m?
Ne hakknda? diye hrlyorum.
Dinle, diyor. Gen Cumhuriyeti Partililer elentisi Otel Pla... Bir ey hatrlamak istermi
gibi susuyor, sonra devam ediyor, Trump Plaza'da olacak gelecek perembe. Ona

katlamayacam sylemek istiyorum, ne olur o gn baka planlar olsun diye tanrya


dualar ediyorum, oysaki iki hafta nce, sarho ve iyice kokainliyken Mortimer's'da ya da Au
Barda ben davet etmitim onu oraya, hay aksi. Gidiyor muyuz?
Biraz duraladktan sonra, Sanrm, diyorum somurtarak.
Tatl iin zel bir ey ayarladm. Bu sabah Craig McDermott, Alex Baxter ve Charles
Kennedy ile birlikte Kulp 21'de kahvalt ettiimiz srada, tuvaleti grmeden, koku
yapmasnlar diye pisuarlara konan tabletlerden birini arakladm. Evde zerini ' ucuz ikolatal
urupla kapladm, dondurdum, sonra bo bir Godiva ikolatas kutusuna yerletirdim, ipek
kurdeleyle baladm; tuvalete gitmek zere izin istiyorum, oysa onun yerine kutumu almak
zere vestiyere uradktan sonra mutfaa yollanyor, garsonumuzdan, bunu 'kutusu iinde
masamza servis yapmasn ve orada oturan hanma Mr. Bateman'n gelmeden nce telefon
ederek bunu onun iin zel olarak smarlattn sylemesini istiyorum. Hatt ona kutunun
kapan atnda zerine iek miek bir eyler koymasn da sylyorum, eline bir ellilik
sktryorum. zerinden yeterince vakit getikten, tabaklarmz alnp gtrldkten sonra,
srprizi alp masamza getiriyor, ne trl numaralar ekmi olduunu grnce etkileniyorum;
kutunun zerine gm kubbe eklinde bir arlk bile koymu, Evelyn onu kaldrrken
zevkten ku cvlts gibi sesler karyor, Voil diyor, garsonun, su bardann (bo olmasn
salamay ihmal etmedim) yanna koyduu kaa atlyor ve bana dnerek, Patrick, ne tatl, diyor ve garson masann benim bulunduum tarafna da bir kak yerletirmeye
altnda glmseyerek ona dnp elimle ekilebilirsin iareti yapyorum.
Sen yemiyor musun? diye soruyor Evelyn, kaygl bir sesle. Elinde kak, ikolataya
batrlm pisuar tabletinin zerinde havada durmu bekliyor sabrszca. Godiva'ya
baylrm.
A deilim, diyorum. Yemek... tkad.
Eiliyor, kahverengi oval tableti kokluyor, burnuna garip bir koku geldiinde (dezenfektan
herhalde), biraz keyifsiz bir sesle soruyor, Emin... misin?
Hayr, canmn ii, diyorum. Senin yemeni istiyorum. Azck bir ey zaten.
lk lokmay alyor, uslu uslu iniyor, hemen ve apak bir irenti geliyor suratna, sonra
yutuyor. Bir titreme geiriyor, suratn buruturuyor, fakat zar zor bir lokma daha alrken
glmsemeye alyor.
Nasl tad? diyorum, sonra zorluyorum onu. Yesene. Zehir filan koymadm iine.
Honutsuzluktan arplm suratnda bet beniz atyor, bouluyormu gibi oluyor.
Ne var? diye soruyorum, srtarak. Nedir?
O kadar... Surat u anda upuzun, zdraplar iinde yamulmu bir maske, titriyor,
ksrerek, ...naneli ki. Gene de houna gidermi gibi glmsemeye alyorsa da, bu
mmkn olmaktan kyor artk. Benim bardamdaki suya uzanp bir yudumda dikiyor,
azndan o tad silip atmak iin rpnmakta. Sonra, ne kadar kaygl baktm grnce,
glmsemeye alyor, bu defa zr dilercesine, Yalnzca o kadar -yeniden omuzlar
sarslyor- o kadar... naneli ki.

Gzme bir pisuar tableti yiyen byk, kara bir karnca gibi grnyor -orijinal Christian
Lacroix giymi kara bir karnca- neredeyse gleceim, fakat ayn zamanda onun
gevemesini de istiyorum. Pisuar tabletini yeme konusunda fikrini deitirsin istemiyorum.
Ama daha fazlasn yiyemiyor ve sadece iki lokma aldktan sonra, iyice doyduunu bahane
ederek pislen-mis taba itiyor ve o anda kendimi bir garip hissetmeye bal-' yorum. O eyi
yemesini azm ak seyrettim, ama olay ayn zamanda beni zyor da ve Evelyn'in benim
ve saysz bakalarnn zerine iediimiz bir eyi yemesini seyretmek ne kadar tatmin edici
olsa da, sonuta bunun ona verdii naho duygunun benim hesabma yazldn
dnmekten kendimi alamyorum- fos kan bir tatmin, ona saat katlanabilmek iin
uydurduum nafile bir bahane. enem kaslmaya, gevemeye, kaslmaya, gevemeye
koyuluyor elimde olmadan. Bir yerlerde mzik almakta, ama ben duyamyorum. Evelyn
garsona, tarazl bir sesle, sokan kesindeki Kore arkterisinden kendisine mide
bulantsna iyi gelecek bir kutu eker alp alamayacan soruyor.
Sonras ok basit, yemek kriz noktasna gelip dayanyor. Evelyn, Birbirimize kesin olarak
balanmamz istiyorum, diyor.
Akam zaten yeterince tepetaklak gitti, onun iin bu dedii herhangi bir eyi berbat etmiyor
ya da beni hazrlksz yakalamyor. Fakat iinde bulunduumuz durumun akl mantk almaz
hali beni bomakta, su bardam geriye, Evelyn'e doru itiyorum ve garsondan yans
yenmi pisuar tabletini alp gtrmesini istiyorum. Erimekte olan tatl alnp gtrld an
bu geceki dayanma gcm de tkeniyor. lk olarak fark ediyorum ki, u son iki yldr beni
hayranlkla deil, daha ok agzlle benzer bir ifadeyle szyor. Sonunda biri ona bir su
bardayla bir ie Evian getiriyor, bunlar smarladn duymamtm.
Bana kalrsa, Evelyn, eyttik... diye balyorum, sonra yeniden, ...eyttik, uzaklatk.
Neden? Ne oldu? Bir ifte el sallamakta -Lawrence Montgomery ve Geena Webster,
sanrm- salonun teki ucundan
Geena (m?) bileinde bilezik olan elini kaldryor. Evelyn ban sallayarak karlk veriyor.
Benim... youn biimde cinai davranlarda bulunma... gereksinimim sanrm ki, hmm,
nne geilebilecek gibi deil, diyorum, her bir szc tartarak. Ama... kmaza girmi...
gereksinimlerimi... ifade etmemin baka yolu yok. Bu itirafn beni ne kadar
duygusallatrdn fark ederek aryorum, yoruluyorum; bam dnyor sanki. Her
zamanki gibi Evelyn sylediklerimin zn anlamyor. Ve acaba ondan tamamen kurtulmam
ne kadar zaman alacak diye kendi kendime soruyorum.
Konumamz lazm, diyorum usulca.
Bo su bardan masann zerine koyuyor ve gzlerini dikip bana bakyor. Patrick, gene
gslerime neden silikon koydurtmam gerektiinden balayacaksan, ben kalkp gidiyorum
diye uyaryor.
Dnyorum, sonra diyorum ki, Bitti, Evelyn. Her ey bitti. Alngansn, alngan, diyor,
garsona daha fazla su getirmesi iin iaret ediyor.
Ciddiyim, diyorum sakin bin sesle. Bitti siktiimin ilikisi. Bittik. aka yapmyorum.

Bana bakyor ve belki de birilerinin onlara anlatmak istediim eyi anladn dnyorum,
fakat o diyor ki: Bu konuyu brakalm, olur mu? Konuyu atm iin zr dilerim. imdi,
kahve iiyor muyuz? Yeniden garsona el ediyor.
Kafeinsiz bir espresso istiyorum, diyor Evelyn. Patrick?
Porto. geiriyorum. Hangi marka olursa olsun.
ieyi grmek ister miyd- diye lafa giriyor garson.
En pahalsndan olsun, diye szn kesiyorum. Oh, eve-et, bir de siyah bira.
Bak, bak, diye mrldanyor Evelyn garson ekip gittikten sonra.
Hl gidiyor musun kafa doktoruna? diye soruyorum.
Patrick, sesinde bir uyar. Kime dedin?"
Affedersin. i geiriyorum. Psikiyatrna.
Hayr. El antasn ayor, bir eyler aryor.
Neden ki? diyorum kaygl bir sesle.
Neden olduunu syledim sana, diyor bandan savarcasna.
Ama ben hatrlamyorum, diyorum, taklidini yaparak.
Bir seansn sonunda bana kendisiyle birlikte misafirini o gece Nell's'e sokup
sokamayacam sormutu. Pudriyerinin aynasnda azn gzden geiriyor, dudaklarn.
Neden snyorsun?
nk sanyorum birini grmen gerekiyor, diye sze giriyorum, duraksayarak,
samimiyetle. Sanrm duygusal adan dengesizsin.
Evinde duvarda Albay Oliver North'un posteri olan sensin, dengesiz diye bana m
diyorsun? diye soruyor, el antasnda baka bir ey aranarak.
Evet. Dengesizsin, Evelyn, diyorum.
Aban. Abartyorsun, diyor, antay tarayarak, bana bakmadan. i geiriyorum, sonra en
ciddi sesimle devam ediyorum, Konunun stne gitmeyeceim, fakat-
Ne kadar beklenmedik bir davran senin iin, diyor.
Evelyn. Bunun bitmesi lazm, diyerek i geiriyorum, peetemle konumaktaym. Ben
yirmi yedi yandaym. Birine balanarak ayama bir ta balamak istemiyorum.
Canikom? diyor.
Beni yle arma, diye arlyorum. Nasl? Canikom diye mi? diye soruyor. Evet, diye
hrlyorum yeniden.
Peki sana nasl hitap etmemi istiyorsun? diye soruyor, te
pesi atarak. Sayn st Dzey Ynetici Bey diye mi? Kkrdamasn bastryor. Oh
tanrm.
Hayr, hakikaten Patrick. Sana nasl hitap etmemi istiyorsun?

Kral, diye dnyorum. Kral, Evelyn. Bana Kral diye hitap etmeni istiyorum. Ama bunu
sylemiyorum. Evelyn, bana herhangi bir isimle hitap etmeni istemiyorum. Artk birbirimizi
grmememiz gerektiini dnyorum.
Ama senin dostlarn benim de dostlarm. Benim dostlarm senin de dostlarn.
Beceremeyiz bence, diyor ve sonra azmn zerindeki bir noktaya gzlerini dikip bakarak,
Dudann zerinde minnack bir leke var. Peeteni kullan, diyor.
fkeyle, elimin tersiyle siliyorum lekeyi. Dinle, biliyorum senin dostlarn benim de
dostlarm, ve de tersi. Bunu dndm. Bir aradan sonra, derin bir soluk alarak, al, hepsi
senin olsun, diyorum.
Nihayet bana bakyor, akn mrldanyor, Gerekten ciddisin, deil mi?
Evet, diyorum, yle.
Peki... bize ne olacak? Gemi gnlerimize? diye soruyor bo bo.
Gemi gerek deil. Sadece bir rya, diyorum. Gemiten sz etme.
Gzleri kukudan birer izgi haline geliyor. Bana kar bir eyin mi var, Patrick? Sonra
yzndeki sert ifade annda deiip beklentiye dnyor, belki de umut.
Evelyn, diye i geiriyorum. Bala beni. Sen sadece... benim iin... delicesine... nemli
deilsin.
Saniye sektirmeden, Peki kim nemli? Sence kim Partrick? Kimi istiyorsun?" fke dolu bir
sessizlikten sonra soruyor, Cher mi?
Ne Cher'i? diye karlk veriyorum, aklm kart. "Cher? Neden bahsediyorsun sen?
Brak allesen. Bitirmek istiyorum. Dzenli olarak seks yapmaya ihtiyacm var. Kafam
dinlemek istiyorum.
Birka saniye iinde gz dnyor, tm vcudunu kaplayan histeriye engel olamayacak
hale geliyor. Bundan sandm kadar da zevk almyorum. Peki gemie ne olacak?
Gemiimize? diye soruyor yeniden, bouna.
Kes undan bahsetmeyi diyorum, ne doru eilerek.
Neden-mis?
nk gerekten paylatmz bir gemi yok da ondan, diyorum, sesimin ykselmesine
engel olmaya alarak.
Kendi kendine yatyor ve ben orada deilmiim gibi, yeniden el antasna aarak,
syleniyor, Patolojik vaka. Davrann patolojik vaka.
O da ne demek? diye soruyorum, hakarete uradm hissederek.
ren. Patolojik vakasn. antasndan bir Laura Ashley ila kutusu karyor ve t diye
ayor.
Patolojik ne? diye soruyorum, glmsemeye alyorum.
Bover. Kutudan bilmediim bir hap alyor, yutmak iin de benim suyumdan iiyor.

Ben, patolojik ha? Sen ha, bana patolojik vaka olduumu sylyorsun ha? diye
soruyorum.
Dnyaya farkl bakyoruz, Patrick. Burnunu ekiyor.
Tanrya kr, diyorum, domuzuna.
nsan deilsin sen, diyor, sanrm alamamaya alarak.
Ben, -duralyorum, kendimi savunmaya almak zere-irtibat halindeyim... insanlkla.
Hayr, hayr, hayr. Ban sallyor.
Biliyorum, davranlarm... tutarsz bazen, diyorum, aray bulmaya alarak.
Birden, umarszca, masann karsndan elimi kapyor, kendine doru ekiyor. Ne
yapmam istiyorsun? stediin nedir?
Ah Evelyn, diye inliyorum, elimi geri ekiyorum, en sonunda ona ulaabildiim iin
oktaym.
Alyor. Ne yapmam istiyorsun, Patrick? Syle bana. Ltfen, diye balyor.
eytsen... tanrm, bilemiyorum. Erotik i amar giysen? diye kafadan atyorum. Oh,
tanrm, Evelyn. Bilmiyorum. Hi. Hibir ey yapamazsn.
Ltfen, ne yapabilirim? diye usul usul hkryor.
Daha seyrek glmsesen? Otomobiller konusunda daha bilgili olsan? Adm daha seyrek
sylesen? Duymak istediklerin bunlar m? diye soruyorum. Hibir eyi deitirmeyecek.
Bira bile imiyorsun, diye syleniyorum sonra.
Ama sen de bira imiyorsun.
O fark etmez. Ayrca, daha demin smarladm. Grdn m! Oh Patrick.
Gerekten benim iin bir ey yapmak istiyorsan, urada olay karmaktan vazgeebilirsin
mesela diyorum, rahatsz rahatsz evreme bakmyorum.
Garson kafeinsiz espressoyu, portoyu ve siyah biray masaya koyar koymaz Garson?
diyor, bana bir... neydi... neydi? Gzyalar iinde, akn ve paniklemi bir halde dnp
bana bakyor. Bir Corona? Senin itiin o mu Patrick? Corona m?
Oh, tanrm. Bover. Ltfen, onun kusuruna bakmayn, diyorum garsona ve o ekilir
ekilmez de, Evet. Corona. Fakat siktiimin inli-Kreol bistrosunda bulunuyoruz ve...
Oh, tanrm, Patrick, diyor hkrklar iinde, burnunu ona doru frlattm mendile siliyor.
yle irensin ki. nsan... deilsin sen.
Hayr, ben... Gene lafn gerisini getiremiyorum.
"Sen... ey... deilsin- Duruyor, cmlesini bitiremeyerek yzn siliyor.
Ne deilim ben? diye soruyorum ilgiyle.
Senin... -burnunu ekiyor, bana doru bakyor, omuzlar sarslyor- sen.. .kafay
tmsn. Sen... -boulur gibi oluyor- flah olmazsn.

Pekala da olurum, diyorum, kendimi savunarak. Pekala da iflah olurum.


Sen bir gulyabanisin, diye hkryor.
Hayr, hayr, diyorum, akn, ona bakarak. Gulyabani sensin
Oh, tanrm, diye inliyor, yanmzdaki masadakiler dnp bakyorlar, sonra gene nlerine
dnyorlar. Buna inanamyorum.
u anda gidiyorum, diyorum yatma bir sesle. Durumu deerlendirdim, gidiyorum.
Gitme, diyerek elime yapmaya alyor. Gitme. Gidiyorum, Evelyn.
Nereye gidiyorsun? Birden dikkat ekecek kadar kendine hakim grnyor. Pek az
olduklarn u anda birden fark etmi bulunduum gzyalarnn makyajn bozmamas iin
elinden gelen zem gsterdi. Syle bana Patrick, nereye gidiyorsun?
Masann zerine bir puro koyuyorum. Bu konuda bir yorum yapamayacak kadar altst.
Gidiyorum, o kadar, demekle yetiniyorum.
"Ama nereye? diye soruyor, gzleri gene yalarla dolarak. Nereye gidiyorsun?
Lokantada bize belli bir yaknlktaki herkes, bizden yana bakmamaya zen gsteriyor.
Nereye gidiyorsun? diye soruyor yeniden.
Tek kelime sylemiyorum, kendi zel dehlizlerime kaybolup gittiim iin, aklmda baka
eyler var: hisse senedi arzlar, alanlar Hissedar Yapma Planlar, Borlanarak irket
Satn Almalar, Halka Arzlar, finansman, refinansman, bor senetleri, sekiz binler, bonolar,
Gayrisafi Milli Haslalar, Uluslararas Para Fonu, st dzey yneticiler iin sper dper
cihazlar, milyarderler, Kenkichi Nakajima, sonsuzluk, Sonsuzluk, lks bir arabann ne kadar
hz yapmas gerektii, irket kurtarma operasyonlar, kelepir bonolar, The Economist
aboneliimi yenilemeli miyim yenilememek miyim, on drt yamn Noel arifesi,
hizmetilerimizden birinin nasl rzna getiim, birinin hayatna gpta etmek, insan krk
kafatasyla yaayabilir mi, havaalanlarnda beklemek, bir l bastrmak, kredi kartlar
ve birinin pasaportu ve de La Cte Basque lokantasndan zerine kan sram bir kutu
kibrit, yzey yzey yzey, bir Rolls bir Rolls'tr bir Rolls'tr. Evelyn iin ilikimiz sar ve
mavi, fakat benim iin ounluu karartlm, bombalanm gri bir yer, kafamdaki film
kareleri sonsuz ta grntleri ve de fondaki ses tamamen yabanc dilde, yeni grntlerin
zerinde dp kaan ses; paramatiklerden boalan kan, k deliklerinden douran
kadnlar, dondurulmu ya da parampara edilmi (hangisi?) ceninler, nkleer sava
balklar, milyarlarca dolar, dnyann tmden yok olmas, lesiye dayak yiyen biri, baka
biri lyor, bazen kansz, ou zaman silahla, cinayetler, komalar, televizyondaki komediler
gibi oynanp geen hayat, bo bir tuval, ekil deitirip pembe dizi haline gelen. Kendimi
iddetle hasar grm hissetme kabiliyetimi gzler nne sermekten baka ie yaramayan
bir tecrit hcresi. Merkezinde ben varm, sezon d, ve de hi kimse bana kimlik sormuyor.
Birden Evelyn'in iskeletini gzmn nne getiriyorum, arplm ve un ufak olmu, bu beni
yersiz bir neeyle dolduruyor. Onun sorusunu cevaplandrmam uzun zaman alyor -Nereye
gidiyorsun?- ama bir yudum portodan sonra, ardndan da siyah bira, toparlanyorum ve ayn
zamanda bu sorunun cevabn kendi kendime de merak ederek: Aslnda bir robot olmu

olsam, gerekten fark eder mi ki?


Ve ona Libya'ya, diyorum. Manal bir sessizlikten sonra, Pago Pago'ya. Pago Pago
demek istemitim, sonra da ekliyorum, Bu infialin, dolaysyla bu yemein parasn ben
demiyorum.

Kz Piirip Yemeyi Deniyorum


afak. Aylardan Kasm. Uyuyamadm iin, zerimde hl takm elbise, Japon yatann
zerinde kvranarak, sanki biri kafamn stnde, kafamn iinde bir enlik atei yaklm gibi,
srekli, gzm kapattrmayan, yakc bir ar- tamamen aresizim. Bu agzl arnn
gcn dindirecek ne uyuturucu ne yiyecek ne de iki var; btn kaslarm tutulmu, btn
sinirlerim alev alev yanyor. Dalmane'im kalmad iin saat ba Sominex alyorum, fakat
hibir ey doru drst ie yaramyor ve ok gemeden Sominex kutusu bile boalyor.
Yatak odamn kesine, yere eyalar atlm: Edward Susan Bennis Allen'dan bir ift kadn
ayakkabs, ba ve iaret parmaklar olmayan bir el, Vanity Fair'in zerine birilerinin kan
sram son says, batan aa kanla lekeli bir smokin kua ve de mutfaktan yatak
odasna doru kaynamakta olan taze kan kokusu geliyor, yataktan kalkp de kalka
oturma odasna gidiyorum, duvarlar soluk alp veriyor, rme kokusu her eyi bouyor.
Dumann, hi deilse kokunun bir ksmn rteceini umut ederek bir puro yakyorum.
Kzn memeleri kesilip atlm, mavimsi ve havas kam balon gibi bir grnleri var,
ular sinir bozacak bir kahverengilikte. Wurlitzer mzik kutusunun zerinde Pottery Barn'dan
aldm porselen tabakta, kurumu kapkara kann iinde, nazl nazl uzanm yatyorlar,
bunu ne ara yaptm hatrlamyorum geri. Ayn zamanda yz derisiyle kaslarn ounu da
soyup, kesip attm iin, ba u anda zerinden uzun, yele gibi sar salar dklen bir
kurukafay andryor, kurukafann devamnda soumu cesedin tamam var; gzler ak,
saplarndan gz ukurlarna bal gzbebekleri dar sarkmakta. Gsn byk ksm
boyundan farksz, ikisi de kyma haline gelmi, karn II Marlibro'daki patlcanl ve kei
peynirli lazanyay ya da bir tr kpek mamasn hatrlatyor, hakim renkler krmz, beyaz ve
kahverengi. Barsaklarndan bir ksm bir duvara svanm, tekiler uzun mavi ylanlar,
mutasyona uram solucanlar gibi geliigzel caml sehpann zerine atlm. Vcudundaki
deri paralar gri mavi, mutfak folyosu rengi. Vajinas hastalkl bir hayvan gibi kokan
kahverengi, urubumsu bir sv salglam, sanki o san tekrar ieri sokulmu da
hazmedilmi falan gibi.
Bunu izleyen on be dakikay, byk ksm halen gvdeye bal bulunan mavimsi bir
barsa eke eke karp kusacak gibi olana kadar azma doluturmakla geiriyorum,
barsak azma slak slak geliyor, iinde kt kokulu ezme gibi bir ey var. Bir saat
didindikten sonra omurgasn ekip karyorum ve bu eyi temizlemeden, pelr kadna
sarp deiik bir isimle Federal Expressle Leona Helmsley e yollamak istiyorum. Bu kzn
kann imek istiyorum ampanyaym gibi, yzm midesinden geriye ne kaldysa onun
iine gmyorum, hapur hupur yerken kmk bir kaburgaya arpp enemi bereliyorum. Dev
televizyon ekran odalardan birinde, nce Patty Winters ov bangr bangr, bugnn konusu
nsancl Sam evleri, sonra bir talih oyunu, arkfelek, her yeni bir harf aldnda

seyircilerden gelen alk elektrik hrts gibi. Hl boynumda olan kravat kan iinde kalm
elimle gevetiyorum, derin bir nefes alyorum. Bu benim gerekliim. Bunun dndaki her
ey bir zamanlar grdm bir sinema filmi.
Mutfakta kzn etinden rulo kfte yapmaya alyorum fakat hi sonu alamayp moralim
bozulunca, onun yerine leden sonray etini duvarlara svamakla, vcudundan kopardm
deri paralarn inemekle geiriyorum, sonra da geen hafta kaydettiim CBS'in komedi
dizisi Murphy Brown' seyrediyorum. Bundan ve byk bir bardak J&B'den sonra yeniden
mutfaa geri dnyorum. Mikrodalga frndaki kafa tamamen kapkara ve kel ve onu frnn
zerine, alminyum folyo bir kabn iine oturtuyorum. Vcudun geri kalan ksmn bir p
torbasna dolduruyorum, -iyice Ben-Gay'lanm kaslarm lyle kolayca baa kmam
salyor- geriye bir eyler kaldysa onunla da sosisimsi bir eyler yaparm diyorum.
Sette Richard Marx'n bir CD'si almakta, soanl ama ve baharat dolu bir Zabar torbas
mutfak masasnn zerinde bekleyedursun, ben avucumda kemik, ya ve etten kfteler
yapyorum, ve de ara sra yaptklarmn bazlarnn ne kadar eletirilecek eyler olduu
aklma gelip gelip gidiyorsa da, kendi kendime bu eyin, bu kzn, bu etin bir hi olduunu,
bok olduunu hatrlatmam yetiyor ve o zaman, yan sra aldm Xanax'la birlikte (artk
yarm saatte bir alyorum) bu dnce bir anlna yattryor beni ve sonra kendi kendime,
ocukken sk sk seyrettiim bir televizyon programnn mziini mrldanyorum -Jetgiller
mi? irinler mi? arky, ezgiyi, hatt hangi tondan sylendiini dahi hatrlyorum da,
program hatrlayamyorum. Pilli Bebek miydi? Uzay yolu mu? Bu sorulara nlem oluturan
dier baka somlar, 'hi hapis yatacak mym?' ya da 'bu kz temiz kalpli miydi?' kadar
birbirinden farkl sorular. Etle kann kokusu etrafa ylesine bir bulut halinde yaylyor ki, gz
gz grmyor. Derken meum zevkim tavsyor ve btn bu olup bitenlerde bir avuntu
bulamayarak kendime alyorum, bara bara alyorum, hkrklar iinde Ben sadece
sevilmek istiyorum, diyorum, dnyaya lanetler yadryorum ve de bana retilen her eye:
ilkelere, sekinliklere, seimlere, ahlak derslerine, uzlamalara, bilgiye, birlik olmaya, dua
etmeye- hepsi yanlt, hibirinin kendi bana bir amac yoktu. Hepsinin dnp geldii u: l
ya da uy. Kendi bombo suratm gzmn nne getiriyorum, bedeninden ayrlm sesi,
azndan kan: Bunlar korkun zamanlar. nsan etinden sosiste kurtlar kvl kvl imdiden,
azmn kenarndan akan salya dklyor zerlerine ve hl bilmiyorum onlar doru drst
piiriyor muyum piiremiyor muyum, nk hngr hngr alyorum ve zaten imdiye kadar
hibir ey piirmi deilim.

Jimnastik Salonuna Uzi Gtryorum


Aysz bir gece, Xclusive'deki soyunma odasnn plaklnda, iki saat vcut altktan
sonra, kendimi iyi hissetmekteyim. Dolabmdaki silah bana yedi yz dolara mal olan bir Uzi,
geri Bottega Veneta evrak antamda da ou avcnn pek rabet ettii bir Ruger Mini (469
dolar) var ama, o silahn tipini beenmiyorum; Uzi'de daha erkeke bir yan var, beni tahrik
eden dramatik bir yan, kulamda walkman'im, bacaklarmda iki yz dolarlk siyah Lycra
bisikleti ortumla oturmuum, Valium da yava yava etkisini gstermeye balyor,
gzlerimi soyunma odasnn karanlna dikip bakyorum, elim karncalanyor. Dn gece
niversite Meydan'nda, Gristedenin arkasnda, kald yurdun yaknlarnda New York

niversitesi rencilerinden bir kzn tecavze urayp ldrlmesi olay, zamanlama her ne
kadar uygunsuz, katilin nefsine sz geiremeyii ne kadar allmam da olsa, olduka
tatmin ediciydi ve fikrimi deitirdiim iin zlsem de, bu gece derin ve dnceli bir
havadaym, o yzden benim iin dzenin bir simgesi olan silah yeniden dolabma
koyuyorum, baka bir zaman kullanlmak zere. Geri verilecek videokasetler var, bir
paramatikten para ekilecek, 150 Wooster'da beni epey uratran bir yemek
rezervasyonum var.

Takip, Manhattan
Sal gecesi, Bouley'de. No Man's Land'de, olduka zelliksiz, karambollu bir yemek.
Yemekten sonra masaya, Baksanza millet, tam bir cehennem hayan yayorum, diyorsam
da benimle hi mi hi ilgilenmiyorlar, orada hazr bulunanlar (Richard Perry, Edward
Lampen, John Constable, Craig McDermott, Jim Kramer, Lucas Tanner) beni tamamen
duymazdan geliyorlar, aktiflerin plasmann, gelecek on ylda prim yapmaya aday hisseleri,
yavrular, gayrimenkul konusunu, altn, neden u anda uzun vadeli bonolarn ok riskli
olduunu, geni yakalan, portfyleri, gcn nasl etkin biimde kullanlabileceini, yeni
egzersizleri, Stolichnaya Cristall'i, ok nemli kiileri etkilemenin en iyi yollarn, her daim
uyanklk mevzuunu, hayatn zevkli anlarn tartmaya devam ediyorlar, burada Bouley de,
btn bir kurbanlar ordusunun bir araya geldii bu salonda kendime hakim olamyor gibiyim,
son gnlerde onlar her yerde dikkatimi eker oldular- i toplantlarnda, gece kulplerinde,
yoldan geen taksilerde ve asansrlerde, paramatiklerdeki kuyruklarda, porno filmlerde,
David's kurabiyecisinde ve CNN'de, her yerde, hepsinin ortak bir yan var: Av bunlar, ve de
yemek srasnda neredeyse eklem yerlerim zlp ayrlyorum, skntdan ba dnmesi
gibi bir ey geliyor zerime, tatldan evvel izin isteyip kalkmak zorunda brakyor beni. Bunun
zerine tuvalete yollanyorum. Bir izgi kokain ekiyorum, i cebindeki 357 kalibrelik
magnum silah az ok gizleyebilen ynl Armani paltomu gardroptan alyorum, bir silahlk
kuanyorum, dardaym, fakat bu sabahki Patty Winters ovda doum yapt srada
kzn atee veren bir babayla yaplm rportaj vard, akam yemeinde hepimiz kpek
bal yedik...
...Tribeca'da dars sisli, gkyz yad yaacak, burada lokantalar bo, gece
yarsndan sonra sokaklar zntl, gerekd, insan yaadna dair tek iz Duane
Sokann kesinde, eskiden DuPlex olan yerdeki kap girintisinde saksafon alan biri,
DuPlex geen ay kapanan, terk edilmi bir bistro oldu sonradan, gen bir ocuk, sakall,
beyaz bereli, ok gzel fakat klie bir slupla saksafon solo alyor, ayaklarnn dibinde ak
bir emsiye iinde bir dolar, slak, biraz da bozukluk, kendime hakim olamayarak ona
yanayorum, mzii dinliyorum, ald Sefiller'den bir ey, beni fark ediyor, ban sallyor
ve gzlerini kaparken -sazn kaldryor, tahminimce mziin tutku dolu olduunu sand bir
annda ban geriye atyor- tek, kesintisiz bir hareketle 357'iik magnumu klfndan
karyor, evredekileri ayaklandrmamak niyetiyle, silaha bir susturucu takyorum, souk bir
sonbahar rzgr soka boylu boyunca kat ediyor, bizi sarp sarmalyor, saksafonun ucu
hl aznda, ben duruyorum sonra bam sallayarak devam etmesini iaret ediyorum,
yarm yamalak devam ediyor, silah suratna doru kaldryorum ve bir notann ortasnda

tetii ekiyorum, fakat susturucu almyor ve ayn anda bann arkasnda kocaman, kzl
renkli bir daire beliriyor, silahn ortal inleten sesi kuaklarm sar ediyor, dondu kald,
gzleri hl canl, nce dizlerinin sonra saksafonun zerine dyor, arjr kartp yerine
dolusunu takyorum, sonra kt bir ey oluyor...
...btn bunlar yaparken arkamdan gelmekte olan devriye arabasn fark edemediim iin
-ne yapyorlar? Tanr bilir, yanl park eden arabalara ceza falan m kesmekteler?magnumun sesi yanklanp sndkten sonra, devriye arabasnn canavar dd geceyi
yrtyor, kalbim arpmaya balyor, yerde rpnmakta olan gvdenin yanndan ayrlp ar
ar yryorum, hibir ey olmam gibi ilk nce, sanki masummuum gibi, sonra bir kou
kopanyorum, uarcasna, aynasz otosu lklar atarak arkamdan geliyor, bir aynasz
hoparlrden baryor, Dur, olduun yerde kal, dur, silah yere brak, diye ama bir ie
yaramyor, onlar duymazdan gelerek Broadwayden bir sol yapyorum, aaya Belediye
Saray parkna doru komaktaym, ierlek bir avluya smyorum, devriye arabas
peimden geliyor, fakat avlunun girii darald iin mavi kvlcm yamurlar yadrarak iki
duvarn arasna skyor, avlunun teki ucundan can havliyle Church Sokana frlyorum,
bir taksi durdurup n koltua atlyorum, ofr neye uradn aran gen bir ranl, ona
buradan son srat uzakla, arabay sr yani, diyorum silah suratna doru sallyorum
fakat panikliyor ve krk dkk bir ngilizceyle vurma beni, ltfen ldrme beni, diyor ellerini
havaya kaldrarak, hastiir, diye syleniyorum, sr diye haykryorum yeniden, fakat o
dehet iinde, ah vurma beni arkadam, vurma, diyor, sabrszca siktir git, diye
syleniyorum ve silah suratna doru kaldrarak tetii ekiyorum, kurun kanlar fkrtarak
yaryor kafasn, kafa koyu krmz bir karpuz gibi ikiye yarlarak n cama iniyor, zerinden
ap kapy ayorum, cesedi dar atyorum, arparak kapy kapyorum, sryorum...
...kalbimi iddetle arptran bir adrenalin taknl iinde, ancak birka sokak yol
alabiliyorum, ksmen panik, byk lde de n cam rten kan, beyin ve kafa paralar
yznden, Franklin'de -Franklin'de mi?- ve Greenwich'de baka bir arabayla arpmaktan
kl pay syryorum, taksinin direksiyonunu sert bir hareketle saa kryorum, park etmi bir
limuzine yandan bindiriyorum, sonra geri vitese takyorum, lastikleri ttrerek sokak aa
dnyorum, silecekleri altryorum, ge olmakla birlikte, cama srayan kann i taraf
olduunu fark ediyorum, eldivenli elimle onu silmeye davranyorum, Greenwich'den aa
krlemesine son hz giderken kontrolm kaybediyorum, araba Japon mterilerle gittiim
Lotus iei adnda bir karaoke lokantasnn yanndaki Kore arkterisine dalyor, taksi
camdan bir duvar tuzla buz ederek meyve tezghlarnn zerinden geiyor, kasadakinin
gvdesi tok bir sesle kaputa bindiriyor, Patrick geri vitese takmaya alyor, fakat hibir
ey olmuyor, iki yana sallanarak taksiden dar kyor, taksiye dayanyor, sinirleri
mahveden bir sessizlik izliyor, iyi gidiyor, Bateman, diye mrldanyor, topallaya topallaya
dkkndan karken, kaputun zerindeki gvde zdraplar iinde inlemekte, Patrickin hibir
fikri yok sokan karsndan kendisine doru koarak gelen aynaszn nereden ktna
dair, telsizine haykrarak bir eyler sylemekte, Patrick'in bilincini kaybettiini dnyor,
fakat Patrick, polis daha 'elindeki silah almak zere hamle yapamadan, ne doru
frlayarak onu artyor, aynasz bir vuruta yaya kaldrmnn zerine deviriyor...
... Lotus iegi'nden dar kanlarn da durmu seyrettikleri yerdekiler, dilleri tutulmu

gibi araba enkazna bakmaktalar, iki adam yaya kaldrmnn zerinde alt alta st ste
dvrlerken aynasza yardma gelen hi kimse yok, aynasz Patrick'in zerine km,
magnumu onun elinden skp almaya almaktan nefes nefese, Patrick'e gc tkenmi
gibi geliyor, sanki damarlarndan kan yerine gazya akyor, rzgr artyor, s dyor,
yamur yamaya balyor, ama onlar yumuak hareketlerle sokan ilerlerine doru
kaymaya devam ediyorlar, Patrick fonda bir mzik almal diye dnp duruyor, yzne
eytani bir sm konduruyor, kalbi gm gm atmakta, silah olduka kolaylkla aynaszn
suratna evirmeyi baaryor, silah tutan iki ift el fakat tetii Patrick'in parma ekiyor,
kurun aynasz bandan yaralamakla birlikte gene de onu ldremiyor, fakat memurun
parmaklarnn gevemesinden de yararlanarak, onun direncini kran Patrick silah onun
suratna boaltyor, kurunun kt yerde pembemsi bir sis kalyor, bir sre gitmiyor, o
esnada yaya kaldrmnn zerindeki insanlardan bazdan lk atyor, kprdamyor,
saklanyor, geriye restorana kouyorlar, bu arada Patrick'in izini kaybettirdiini sand polis
arabas krmz klar yanp snerek arkteriye doru gelmekte, tam Patrick'in kaldrmn
kenarndan yuvarlanp gm diye sokaa dt yerde ac bir fren sesiyle duruyor, Patrick
ayn anda magnumunu yeniden dolduruyor, kenin arkasna gizleniyor, geip gittiini
sand dehet onu tekrar yutuyor, dnyor: yakalanma ansm artrmak iin ne
yaptm bilmiyorum, bir saksafoncuyu mu vurdum? Bir saksafoncu mu? Ayn zamanda
herhalde mim sanatsyd da! O yzden mi btn bunlar? Yakn mesafedeki teki
arabalarn da zerine doru geldiini duyuyor, sokaklarn dehlizlerinde kayp, aynaszlar
imdi, tam burada, uyarma zahmetinde bulunmadan, dpedz ate ayorlar, Patrick onlarn
ateini bel hizasndan at atele karlyor, devriye arabasnn ak kapsnn arkasndaki
iki aynasz yle bir gryor, silahlarn alevi filmdekiler gibi kyor, bu Patrick'in bir tr
gerek silahl mcadeleye girmi olduunu fark etmesine yol ayor, kurunlardan
korunmaya altn, ryann tuzla buz olmak zere olduunu, dikkatli nian almadn,
sadece kr krne polis ateine karlk verdiini, orada yatp kaldn dndryor, tam
o srada serseri bir kurun, kartutaki altnc, polis arabasnn benzin deposuna isabet
ediyor, araba havaya umadan evvel farlar kararyor, karanln iine doru giderek
byyen bir ate topu frlyor, yukarsnda-ki bir sokak lambas sar-yeil kvlcmlar
saarak beklenmedik biimde patlyor, hem l hem canl polislerin bedenlerini yalayp
yutan alevler, Lotus iegi'nin btn camlar aa iniyor, Patrickin kulaklar sar...
...Wall Street ynnde koarken, hl Tribeca'da, sokak lambalarnn en parlak olduu
yerlerden kanyor, tkezleye tkezleye kat ettii sokan tmnde zenginlerin oturduunu
fark ediyor, derken hzla dizi dizi Porsche'lerin yanndan geiyor, kaplarn amaya
alrken bir sra arabann alarmn altryor, almak isteyecei araba kara bir Range
Rover (dz direksiyon, asi zerine oturtulmu, uaklarda kullanlan alminyumdan karoseri,
enjeksiyonlu V-8 dizel motor), fakat ondan bulamyor ve hayal krklna urasa da, iine
dt karmaann girdabndan, ehrin kendisinden, buz gibi bir gkyznden lk lk
yaan yamurdan, Battery Park'da, Wall Street'te, nerede olursa olsun gkdelenlerin
oluturduklar labirentin geitlerinden szlp yaylan sisten, btn bunlarn oluturduu
kaleydeskop grntlerini andran lekelerden sarho vaziyette, bir setin zerinden atlyor,
hayr takla atyor, sonra deli gibi komaya balyor, son hz kouyor, beyni lmcl bir
panie fiziksel davurumuna kilitlenmi durumda, altst, kh ssz bir otoyolda bir otomobilin

onu izlediini dnyor, kh gecenin onu kabul ettiini, baka bir yerden bir silah sesi
duyuluyor, fakat o tam anlamyla alglamyor, nk Patrick'in zihni ksa devre yapyor,
hedefini unutuyor, ta ki bir serap gibi iyerinin, Pierce & Pierce'n olduu bina grnnceye
kadar, binadaki klar birer birer snyor, kat kat, sanki binann iinden bir karanlk
ykseliyormu gibi, yz adm, hadi iki adm daha kouyor, merdivenlere sinip saklanyor,
aaya, nereye? Duyulan ilk kez korku ve aknlktan dumura uram gibi ve aknlktan
dili tutulmu halde alt bina olduunu sand binann lobisine dalyor, fakat hayr, bir
aksilik var anlalan, nedir? Tandnz (tanmann kendisi bir kbustu geri, ama Patrick'in
daha iyi bir ofisi var imdi, hem de Barney's'le Godiva'nn yeni maazalarnn girie bitiik
olmalar zahmete dedi) ve de binalar kartrd, ancak asansrle karken...
...kaplar, her ikisi de kilitli, orada lobideki dev Julian Schnabel tablosunu fark ediyor ve
anlyor ki hasiktiir yanl bina, yldrm gibi geriye dnyor, deli gibi dner kaplara doru
hamle ediyor, fakat demin Patrick'in dikkatini ekmeye alm olan gece bekisi imdi tam
kendini lobiden dan atmaya alrken ieri girmesi iin ona el ediyor, Feneri nerede
sndrdnz, Mr. Smith? mza atmay unuttunuz; ve de mitsizlie kaplan ve onu tekrar
ieriye, allah bilir nerenin lobisine geri yollayan caml dner kaplardan bir kere, bir kere
daha savrulan Patrick ona ate ediyor, kurun bekinin boynuna isabet ediyor, onu
gerisingeri savuruyor, oluk gibi fkran kan bir an havada asl kaldktan sonra bekinin
arplm, yamulmu suratndan aaya doru szlmeye balyor, Patrick'in u anda
varln fark ettii siyah kapc lobinin kesinden olup bitenleri seyretmekte, elinde yer
bezi, ayaklarnn dibinde kova var, ellerini havaya kaldryor ve de Patrick onu tam iki
kann ortasndan vuruyor, bir kan seli btn yzn kaplyor, bann arkas dn bir yana
salarak patlyor, kurun arkadaki duvardan bir mermer paras koparp gtryor,
patlamann iddeti onu duvara yaptryor, Patrick frlyor, sokan kar yakasna geiyor,
yeni ofisinin klarna doru komaya balyor, ieri girdiinde...
...Gus'a bayla selam veriyor, bizim gece bekimiz, imzasn atyor, asansre yneliyor,
yukarya, daha yukarya, kendi katnn karanlna doru ve sknet nihayet geri geliyor,
yeni bromun ainalnda nihayet emniyetteyim, titreyen ellerle telsiz telefonu kaldrmay
baaryor, Rolodex'ime gz gezdiriyorum, bitkinim, gzler Harold Carnes'in numarasn
buluyor, yedi rakaml telefon numarasn ar ar tuluyorum, derin derin, dzenli nefes
alyorum, u ana kadar bana zel olan cinnetimi, artk herkesin gz nne sermeye karar
veriyorum, fakat Harold yerinde deil, Londra'ya i gezisi, mesaj brakyorum, her eyi itiraf
ediyorum, hibir eyi atlamyorum, otuz, krk, yz cinayet, ben telefonda Harold'n
telesekreterine konuurken projektrl bir helikopter beliriyor, nehrin zerinde alak uua
geiyor, arkasnda gkyzn atal atal yaran yldrmlar, demin bulunduum binaya doru
yol almakta, karsndaki binann atsna inie gemek iin alalyor, bina oktan polis
arabalaryla iki ambulans tarafndan sarlm. Helikopterden bir SWAT timi dar atlyor,
yarm dzine silahl adam atdan binaya alan girie doluuyor, iaret klar sanki her
yerde, ben btn bunlar elimde telefon, masamn yanna melmi olarak izliyorum, neden
olduunu bilmeden hkrmaktaym, Harold'n telesekreterine, Kz bir otoparkta braktm...
bir Dunkin Donuts'n yaknlarna... kentin merkezinde bir yere... diyorum, nihayet, on dakika
kadar byle devam ettikten sonra, hh, ey, ben olduka hasta biriyim, diye son veriyorum

szlerime, sonra telefonu kapyorum, ama yeniden aryorum ve bitmez tkenmez bir bip
sesinden sonra, bir mesaj daha brakyorum: Dinle, gene Bateman, eer yarn geri
dneceksen, ben bu gece Da Umbeno'da olacam, ite, ona gre ha, etrafna bakn yani,
ve de gne, tutumu bir gezegen, ar ar Manhattan zerinde ykseliyor, bir gn daha
douyor, ve ok gemeden gece yle bir hzla gndz oluyor ki, sanki her ey bir eit gz
yanlmas...

Huey Lewis And The News


Huey Lewis and The Newsin San Fransisco'dan kp lke apnda mzik sahnesinde yer
almalar bundan on yl nce, Chrysalis etiketiyle yaynlanan ve kendi isimlerini tayan
rockpop albmleri ile olmusa da, ticari ve sanatsal adan kendilerinden bekleneni
vermeleri, 1983'te listeleri altst eden hitleri Sports'la gerekleti. Kkleri belli olmakla
birlikte (blues, Memphis soul, country) Huey Lewis and the News'de 70'ler sonu / 80'ler
bann New Wave modasna kaplanmakta biraz fazla istekliydiler ve albm -gene de drt
drtlk bir ilk albm olmakla birlikte- biraz fazla i, ok punk'tr. Bunun rnekleri ilk ark
Some of My Lies Are True (Sooner or Later)'daki davullar, Don't Make Me Do It'deki sahte
el rpmalar ve Taking A Walk'da-ki orgdur. Biraz zorlama da olsa, zpkt 'kz-olanistiyor tipi ark szleri ve Lewis'in grubun arkcs olarak btn arklara katt enerji taze
bir soluktu. Chris Hayes gibi byk bir solo gitariste (vokallere de katlyordu) sahip olmalar
da az avantaj deildi. Hayes'in sololar, rock mziin en zgn emprovize sololar
arasndadr. Ne var ki, klavyeci Sean Hopper, orgu biraz mekanik almaya fazlaca kararl
gibidir (geri albmn B yzndeki piyanosu giderek iyileir) ve de Bill Gibsonn davullar
etkili olamayacak kadar pes tondadr. Kulakta kalan arklarn birounda zlem, pimanlk
ve korkunun (Stop Trying sadece bir rnektir) ipular varsa da, ark szleri de ancak ok
sonralar olgunlaacaktr.
ocuklar San Fransisco kl olduklar iin Gney Kaliforniyal meslektalar Beach
Boys'la benzerlikler tasalar da (ahane armoniler, sofistike ark syleme tarzlar, gzel
melodiler-hatt ilk albmlerinin kapanda bir srf tahtasyla poz vermilerdi), o zamanlarn
Los Angeles'nn (iyi ki artk tarih olan) 'punk rock ortamnn karamsarlk ve nihilizminden de
pay kapmlard. fkeli Genlik dediniz mi- Hueyi Who Cares'de, Stop Trying'de, Don't
Even Tell Me That You Love Me'de, Trouble in Paradiseda (isimleri arklar zaten ele
veriyor) dinleyeceksiniz. Huey notalarna hnl bir mzik kazazedesi gibi sarlmakta ve ou
kere grubun sound'u Clash, Billy Joel ya da Blondie'nin fkesine ulamaktadr. Huey'i her
eyden evvel Elvis Costello'ya borlu olduumuzu kimse unutmamaldr. Lewis'te de
Costello'ya mal edilen alayclk bulunmakla birlikte, Huey'ninki daha alayc, daha sinik bir
mizah duygusudur. Elvis entel szck oyunlarnn mziin keyfini karmak kadar nemli
olduunu sanabilir, ama merak ediyorum, acaba Huey'nin kendisinden ok daha fazla plak
satmas konusunda ne diyecektir?
kinci albmleri, Workin For A Livin' ve Do You Believe In Love gibi iki yar yarya hit ieren
Picture This'de, olaylar Huey'le arkadalarnn lehine geliti, bunun video klibin kna denk
dmesi de (bu iki ark iin de birer video klip yapld) kukusuz satlar artrd. Hl New
Wave tuzakl tnlar tayan sound, kken olarak bir nceki albmden daha rock'ti, bunun,

albmn miksajn Bob Clearmountainn yapmas ya da Huey Lewisle the News'in


prodksiyonun dizginlerini ele almalaryla ilgisi olabilir. ark szleri daha sofistike bir hal
almt ve grup usul usul dier trleri kurcalamaktan korkmuyordu- reggae (Tell Her a Little
Lie) ve balad (Hope You Love Me Like You Say ve Is it Me?) gibi. Fakat btn o pop a
yaslanan gz alclklarna karn grubun sound'u da, kendisi de, neyse ki, daha az isyankr,
daha az fkeli (Workin For A Livin'in ii snf fkesi ilk albmden kalma gibidir) bir
grnmdeydiler. Gen nihilist pozlarnda caka satmak yerine, kiisel ilikilere daha ok yer
veriyor gibidirler -albmdeki on arkdan drdnn adnda 'ak kelimesi geer- ve albmn
yumuak, 'keyifler yerinde' havas artc, dinleyeni alp gtren bir deiikliktir.
Grup yeleri ilk albmdekinden daha iyi almaktadr ve Tower of Power nefesli seksiyonu
albme daha samimi, scak bir sound vermektedir. Albm art arda gelen ve arka arkaya on
ikiden vuran Workin' for A Livin' ve Do You Believe In Love ile zirveye ular, bu ikincisi
albmn en iyi arksdr ve burada arkc zet olarak 'tanmak iin binlerini ararken1
rastlad kza, 'asta inanp inanmadn' sorar. arknn, sorunu hibir zaman akla
kavuturmamas (kzn ne dediini hibir zaman duymayz) arkya, grubun ilk knda
rastlanmayan bir okanlamllk kazandrr. Gene Do You Believe in Love'da Johnny Collann
Nefis bir saksafon solosu yer almaktadr. (Herif Clarence Clemons'a istediini bol bol
veriyor.) Colla, bu aamada solo gitarda Chris Hayes ya da klavyede Stan Hopper gibi
grubun vazgeilmez elemanlarndan biri olmutur (hatta s it Mendeki saksafon solosu daha
gldr). zellikle de, ilahlatrdmz kiilere neler olduunu, sonlarnn ne olduunu
anlatan dokunakl The Only One'da (bu arkda Bili Gibson'n davullar 'olmazsa olmaz'dr)
Huey'nin sesi daha aratrc, daha az tarazl, fakat daha yalvaran bir sestir. Albm bu gl
arkyla bitmeliyken Buzz Buzz Buzz adl, olsa da olur olmasa da bir blues parasyla sona
erer ki, ark kendisinden nce gelenlere oranla biraz sama sapan olsa da, akac
havasyla elendirmekte, ayrca burada da Tower of Powern nefeslileri kusursuz bir
performans gstermektedirler.
Grubun nc albm ve kusursuz bayapt Sports'da (Chrysalis) byle hatalar
yaplmamtr. Her ark byk bir hit olma potansiyeli tamakta olup biroklar da hit
olmutur. Albm, grubu bir rock'n'roll ikonu haline getirmitir. Kt ocuk imaj tamamyla
gitmi, yerini yeni bir okul arkada sevimlilii almtr (hatta bir arkda yeri gelip de 'gt'
demeleri gerektiinde, o kelimenin yerine biip' sesi karrlar). Albmn tmnde berrak,
gevrek bir sound ve albmdeki arklara mthi avantaj salayan toptan bir profesyonellik
cilas grlmektedir. Albm satmak iin hazrlanan uuk, zgn video klipler de (Heart and
Soul, The Heart of Rock'n'Roll, If This is It, Bad Is Bad, I Want A New Drug) onlar MTVde
sper starla tamtr.
Prodktrln grubun yapt Sports, belki de ileride grupla zdeleecek olan The
Heart of Rock'n'Rollla almaktadr, ark ABD genelinde, rock'n roll'a adanm sevgi dolu
bir attr. Arkasndan ilk byk single hitleri Heart and Soul gelir, ark tam anlamyla bir
Lewis sarksdr (oysa Michael Champman ve Nicky Chinn gibi grupla alakas olmayan
kiiler tarafndan yazlmtr) ve bu ark onlar 1980'lerde lkenin bir numaral rock grubu
konumuna getirmitir. ark szleri nceliklerle pek ayn dzeyde deilse de, ounluk
itibariyle ie yarar olmann tesinde olup, hepsinde, bir gecelik ilikilerin ne byk hata

olduu mesaj, apknca iletilmeye allmaktadr (eski, haar Huey'nin katiyen


vermeyecei bir mesaj). Sadece Lewis'in eseri olan Bad Is Bad, grubun o gne kadar
doldurduu en bluesvari para olup, parada Mario Cippolina'nn bas parlamakta, fakat
paraya gerek karakterini veren Hueynin az armonikas sololar olmaktadr, I Want A
New Drug, canavar gitar riffi (Chris Hayes'e ait) ile albmn en can alc parasdr- sadece
yazlm yazlacak en byk uyuturucu aleyhtar ark olmakla kalmayp grubun nasl
olgunlatn, kt ocuk imajndan soyunduunu ve daha yetikin olmay rendiini
anlatan zel bir mesaj tamaktadr. Hayes'in buradaki solosu akllara durgunluk verecek
gibidir ve arkda bulunan, fakat kimin tarafndan kullanld kapakta yazlmayan davul
makinesi sadece I Want A New Drug deil, albmn tmne de teki albmlerden daha
istikrarl bir elik kazandrmaktadr- tabii bu arada gruba Bili Gibson'n memnuniyet verici
katks da unutulmamaldr.
Albmn geri kalan ayn kusursuz biimde kayar gider -ikinci yz, grubun o gne kadarki
en can alc mesajyla alr: Walking on a Thin Line -hi kimse, Bruce Springsteen dahi, bir
Vietnam gazisinin gnmz toplumundaki aclarndan bu kadar yrek burkucu biimde sz
etmemitir. Bu ark, dardan kimseler tarafndan yazlmakla birlikte, grup iin yeni bir
sosyal bilinlilik belirtisidir ve grubun, blues gemii dta tutulursa, bir kalbi olduunu da
kantlar. Gene Finally Found A Home'da da grup yeni kavutuu sofistike kimlii byme
srecine bir vg dzmek yoluyla kantlar. ark asi imajndan soyunmakla ilgili olmakla
birlikte, ayn zamanda grubun rock'n'roll'un tutku ve enerjisinde 'nasl kendilerini bulduklar'n
ele alr. Hatt ark o kadar ok dzlemde etki yaratr ki, albmn kaldramayaca kadar
karmak olduu sylenebilir, fakat tempo hibir zaman dmez ve gene iinde Sean
Hopper'n kulakta kalan klavyeleri olduu iin de ok dans edilebilir bir paradr. If This s t
albmdeki tek balad olmakla birlikte, hznl deildir. Bir n dierine ilikilerini srdrp
srdrmeyeceklerini sorarak yakardr ve Huey'nin syleyi tarz (belki de albmdeki en
sper vokal almas) arky umutla doldurur. Bu ark da -albmn geri kalan gibi- kz
peinde komak ya da kz hayalleri kurmak deil, ilikilerle hesaplamak zerinedir. Crack
Me Up, albmde dinleyiciyi grubun New Wave gnlerine dndren tek arkdr, ok nemli
olmayan, iki kart, uyuturucu kart, yetikinlemek yanls mesajyla ciddi olsa da,
elenceli bir arkdr.
Btn itibariyle dikkat ekici bu albme gzel bir final olmak zere, grup Honkey Tonke
Blues'u yorumlar (gene grup yesi olmayan Hank Williams adnda birinin yazd bir ark)
ve ok farkl trde bir ark olmakla birlikte, arknn varln albmn geri kalan boyunca
da hissedersiniz. Btn profesyonel cilasna ragmen, albmde bir 'honky tonk blues'
btnl vardr. (Parantez: Bu sre boyunca Huey, Gelecee Dn filmi iin de ikisi de
bir numara olan iki para bestelemitir, The Power of Love ve Back In Time, efsanevi bir
kariyerin olumasnda dipnot deil, nefis birer ekstra saylmaldr.) Sportsu
beenmeyenlere ne demeli, uzun vadede? Dokuz milyon insan yanlm olamaz.
Fore! (Chrysalis; 1986) esas itibariyle Sports albmnn bir devamdr, fakat ok daha
profesyonel bir cilayla. Bu, ocuklarn bydklerini, rockn'roll'u kabullendiklerini ispat
etmelerini gerektirmeyen albmlerdir, nk Sports ile Fore! arasndaki yllk gei
dneminde zaten bunlar kabul etmi bulunmaktadrlar. (Hatta albmn kapanda de

takm elbiseler iindedirler.) Albm ate gibi bir parayla alr: Jacob's Ladder- para esas
itibariyle mcadele ve uzlamay amak hakkndadr, belki de Hip To Be Square dnda
albmn en iyi arksdr. Bunu, ilikilere ve evlilie bir vg olan hafif zarif Stuck with You
izler. Denebilir ki, bundan nceki albmlerdeki arklarda konu daha ok kz peinde komak
ve de bunu yaparken kendi cann yakmak zerineyken, bu albmdeki ak arklarnn ou
sren ilikiler zerinedir. Fore!da, arklar dizginleri ellerinde tutan (kzlar tavlamlardr),
imdi ise onlarla baa kmak durumunda olan erkekler hakkndadr. The News'n bu yeni
boyutu plaa ek bir itici g katar, ocuklar daha kendilerinden memnun, daha tatmin olmu,
daha az aceleci gibidirler, bu da plan o ana kadar doldurduktan en ho, en zanaatkarca
kotarlm plak olmasna yol aar. Fakat ayn zamanda her Doing t All For My Baby'ye
karlk (tekelilik ve doyuma erimeye adanm nefis bir para) Whole gotta Lovin' gibi
onalg yakp geen bir blues paras da vardr ve birinci yz (ya da CD'de ilk be ark)
bayaptlar Hip To Be Square ile biter (ne yazktr ki grubun tek kt video klibi de bu ark
iin yaplmtr). Fore!'un kilit arks topluma uyum salamaya adanm ylesine cvl cvl
bir vgdr ve o denli aklda kalcdr ki, ou kii byk olaslkla arknn szlerini
dinlemez bile, ama Chris Hayes gitarn inletirken ve de arkada o nefis klavyeler varken kimin umurunda? Ayrca ark sadece uyum salamann hazz ve de trendlerin nemi
zerine de deildir- grubun, kendisi hakknda ahsi bir mesajdr, tam ne olduundan pek
emin deilsem de.
Fore!'un arka yz ilk yzn gcnden yoksun olsa da, aslnda olduka karmak,
mcevher gibi bir-iki para vardr, I Know What I Like, Hueynin alt yl nce asla
syleyemeyecei bir ark -tepeden inme bir zgrlk bildirisi- iken, ondan sonra gelen ve
albmdeki yeri zenle seilmi Never Walk Alone bu arky tamamlar ve onu daha geni
fra darbeleriyle yorumlar (bunda ayrca ok gzel bir org solosu ve Hip To Be Square
dnda Hueynin en gl vokal almas vardr). Forest for the Trees, temposu yksek,
intihar kart bir arkdr ve kulaa biraz klie gibi gelse de, Huey'le grubunun klielere yeni
bir hayat alamakta ve onlar tamamen kendilerinin klmakta zgn bir baarlar vardr.
Naturally, grubun tfl gnlerini artrrken onlarn vokal yeteneklerini de ne karr
(kimler olduunu bilmeseniz, CD playernzda alann Beach Boys olduunu sanabilirsiniz),
ve aslnda ylesine bestelenivermi, nemsenmemi bir para olmakla birlikte albmn son
arks Simple As That, kaderine raz olmay deil, umudu artran bir mavi yakal
baladdr, ayakta kalma konusunu ileyen karmak mesaj (arknn szleri grubun
yelerinden biri tarafndan yazlmamtr) grubu global konular ele aldklar bir sonraki
albmleri Small Worlde balar. Fore!, Sports gibi bir bayapt olmayabilir (hangi albm
olabilir ki?) fakat kendi erevesi iinde ayn derecede tatminkar ve yumuaktr, 1986'nn
daha baz inceliklere ermi Huey'i ayn derecede aktiftir.
Small World (Chrysalis; 1988) Huey Lewis and the News'un onaya kardklar en iddial,
sanatsal adan en doyurucu albmdr. fkeli Gen Adamn yerini kesinkes son derece
profesyonel bir mzisyen almtr ve Huey yalnzca tek bir sazn ustasysa da (az
armonikas), armonikann etkileyici, Dylan'vari tnlar Small Worlde pek az sanatnn
ulaabildii bir grkem kazandnr. Mantksal bir gei olup grubun bir tema etrafnda
rlm lk albmleridir- hatt Huey gelmi gemi en nemli konulardan birini kurcalar:

global iletiimin nemi. Albmdeki on arkdan drdnn adnda 'dnya' lafnn gemesi
rastlant deildir ve ilk kez olarak bir deil enstrmantal para vardr.
CD, Lewis'le Hayes tarafndan yazlm Small World (Part One) ile nefis bir tarzda alr,
arkda uyumlu bir dnya mesajnn yan sra, Hayes'in de ahane bir solosu vardr. Old
Antone's'da grubun lke iinde turnedeyken kaptklar zydeco etkilerini grmek mmkndr
ve bu, arkya tamamyla kendine zg bir Cajun tad verir. Bruce Hornsby akordeonu
mkemmel almakta ve szler, dinleyende gerek bir Bayou hissi uyandrmaktadr. Gene,
CD'nin hit paras Perfect Worldde Tower of Powern nefeslileri olaan st biimde
kullanlmtr. Bu, ayn zamanda albmdeki en iyi kayttr (szler grup yesi olmayan Alex
Call'a aittir) ve albmdeki temalar toparlamaktadr: dnyann kusursuz olmayn
kabullenmek, ama gene de 'kusursuz bir dnyada yaama d kurmaya devam etmek.
ark hzl bir pop paras olmasna ramen, etkisi gene de dokunakl olup, grup tarafndan
burada da nefis bir performans sergilenmektedir. Gariptir ki bunu iki enstrmantal para
izler: garip Afrika etkileri tayan reggae dans paras Bobo Tempo ve Small Worldn ikinci
blm. Ama bu melodilerin szsz olmalar global iletiim mesajnn kaybolduu anlamna
gelmemelidir, tematik tekrarlar nedeniyle dolgu arklar gibi de grlmemelidirler; grup
bunlarda doalama yeteneklerini de gsterme frsatn bulur.
kinci yz, son derece vurucu bir biimde Walking With the Kid parasyla alr, Huey'nin
baba olmann sorumluluklarndan sz ettii ilk arks. Huey'nin sesi daha da olgunlamtr
ve biz, dinleyenler olarak, son dizeye kadar arkdaki 'Kid'in (bir arkada olduunu
varsayarz) gerekte onun olu olduunu anlamasak da, Huey'nin sesindeki olgunluk bize bir
ipucu verecektir, bir zamanlar Heart and Soulu ya da Some of My Lies Are True'yu
sylemi olan adamn bunu sylyor olmasna inanmak ok gtr. Albmn iddial balad,
World to Me bizi hlyalara gark eden bir incidir, ve aslnda bir ilikide birbirine destek olmay
konu edinse de, in'e, Alaska'ya, Tennessee'ye de antrmalar yaparak albmn Small
World temasn srdrr, ve de grup bu parada gerekten iyi almaktadr. Better Be True
da baladms bir para olmakla birlikte, dinleyeni hlyalara srkleyen bir inci deildir ve
szleri bir ilikide birbirine destek olmay filan konu edinmeyip in'e ya da Alaska'ya da
gnderme yapmamaktadr ve de grup bu parada gerekten iyi almaktadr.
Give Me The Keys (And I'll Drive You Crazy) keyifli bir blues/rock paras olup arabayla
babo gezinmeyi (baka ne olabilir ki?) konu edinir, albmn temalarn albmdeki teki
paralardakinden ok daha akac bir biimde bir araya getirir ve sz olarak biraz fakirce
grnse de, yeni, 'ciddi' Lewis'in -'sanat' Huey'nin- o zpkt mizah duygusunu
kaybetmediini kantlar. Albm Slamminle sona erer, szsz bir paradr ve bir sr nefesli
vardr ve drste sylemek gerekirse, sesini iyice aarsanz, dinleyene korkun, siktirici bir
ba arsndan baka bir ey vermeyen bir paradr, hatt biraz mide bile bulandrabilir,
geri belki plakta ya da kasette farkl olabilir, orasn bilemem. Her neyse, bende gnlerce
sren zalimce hislere yol at. Ayrca bu parayla ok iyi dans edemezsiniz.
Small World yz kadar kiinin (btn ekstra mzisyenleri, davul teknisyenlerini,
muhasebecileri, avukatlar da sayarsanz -hepsine teekkr var) eseri olmakla birlikte bu,
CD'nin topluluk ruhu temasna bir ilave olup plakta kalabalk etmez, pla ancak daha zevkli
bir olay haline getirir. Bu ve bundan nceki drt CD'yle birlikte, Huey Lewis and the News,

eer dnya gerekten kkse, bu ocuklarn Wli yllarda, bu ya da baka bir ktadaki en
iyi Amerikal mzik grubu olduklarn kantlamaktadr- ve de Huey Lewis'in arkc, mzisyen
ve ark sz yazar olarak alamayacan.

Courtney'yle Yatakta
Courtneyin yatandaym. Luis Atlanta'da. Courtney rperiyor, bana yaslanyor, geviyor.
Ondan ayrlp srtst uzanyorum, sert ve krk kapl bir ey batyor srtma. Elimi sokup
altmdan alyorum, gz yuvalarna mavi deerli talar doldurulmu bir kara kedi, bir ara Noel
alverilerim srasnda F.A.O. Schwarz da grmtm bunu galiba. Ne diyeceimi
bilemiyorum, onun iin, Tiffany lambalar... yeniden moda oluyor galiba, diye kekeliyorum.
Suratn karanlkta hayal meyal seebiliyorum, ama acyla alak sesle inleyiini, bir ila
iesinin kapann 'k' diye aln, gvdesinin yatakta yer degitiriini duyuyorum. Kediyi
yere brakyorum, kalkp bir du alyorum. Bu sabahki Patty Winters ovda konu Gzel
Teenager Lezbiyen-ler'di, o kadar erotik geldi ki, evde kalmam, bir toplanty karmam ve
iki kere otuzbir ekmem gerekti. Gnn geri kalann canm sklarak ve de ne yapacam
bilemeden bo bo Sot-hebys'de gezinerek geirdim. Geen gece Jeanette ile ezlonglarda
yemek yedik, yorgun grnyordu, az yemek smarlad. Doksan dolarlk bir pizzay ikimiz
yedik. Sam kuruladktan sonra, zerime Ralph Lauren bir bornoz geiriyorum ve yatak
odasna geri dnyorum, giyinmeye balyorum. Courtney sigara iiyor ve David
Letterman'la Geceyars'n seyrediyor, televizyonun sesi ksk.
kran Gnnden nce arayacak msn beni? diye soruyor.
Belki. Gmleimin nn ilikliyorum, buraya neden kalkp geldim diye soruyorum kendi
kendime.
Ne yapyorsun? diye soruyor, tane tane.
Cevabm tahmin edilebilecei gibi, mesafeli. River Cafe'de yemek. Sonra Au Bar, belki.
Gzel, diye mrldanyor.
Ya seninle... Luis? diye soruyorum.
Tad and Maura'larda yemek yiyecektik, diyor i geirerek. Ama artk yemeyeceiz
sanyorum.
Neden? Yeleimi zerime geiriyorum, siyah kamir Polo, dnyorum; gerekten
ilgilendim.
Oh, bilirsin Luis'nin Japonlar hakkndaki duygularn, diye balyor sze, gzler kaym
bile.
Devam etmeyince kzyorum, steliyorum. ok aklayc oldu. Devam et.
Luis geen pazar Tad and Maura'da bir Akita'lar var diye Trivial Pursuit oynamay
reddetti. Sigarasndan bir nefes ekiyor.
Ee, yani... Duruyorum. Ne oldu?
Benim evimde oynadk.

Hi sigara itiini bilmezdim, diyorum.


Hznl hznl, ama salaka glmsyor. Hi dikkat etmedin ki.
Tamam, utandm itiraf ediyorum, ama sadece biraz. Tik aacndan Sottsass yaz
masasnn zerinde asl duran Marlian aynann nne gidiyorum, al deseni Armani
kravatmn dm eri mi deil mi, kontrol etmek iin.
Dinle, Patrick, diyor, aba harcayarak. Konuabilir miyiz?
ahane grnyorsun. geiriyorum, bam evirip ona havadan bir pck
yolluyorum. Sylenecek bir ey yok. Luis'yle evleneceksin. Gelecek hafta hem de.
Ne zel bir olay, diyor alayl, ama umarsz olmayan bir sesle.
Dudaklarm oku bak, diyorum, aynaya geri dnerek. a-ha-ne g-r-n-yor-sun.
Patrick?
Evet, Courtney? .
Seni kran Gn'nden nce gremezsem... Duruyor, ne diyeceini bilemiyor. Kutlu
olsun? '
fadesiz bir sesle cevap vermeden nce bir an ona bakyorum. Seninki de.
Doldurulmu kara kediyi yerden alyor, ban okuyor. Koridora kp, mutfaa doru
yneliyorum.
Patrick? diye sesleniyor yumuak bir sesle yatak odasndan.
Duruyorum fakat arkama dnmyorum. Evet? Hi.

Smith & Wollensky


Hanover Caddesi'ndeki Harry's'de, Craig McDermott'la birlikteyim. Aznda puro, Stoli
Cristal Martini iiyor, bana ceket cebinde mendil tamann kurallarnn neler olduunu
soruyor. Ona cevap verirken ben de aynsndan iiyorum. Daha yeni, sal gn Londra'dan
dnen Harold Carnes' bekliyoruz, yarm saat gecikti. Sinirliyim, sabrszm ve McDermott a
Todd'u ya da en azndan kesinlikle kokaini olan Hamlin'i de davet etmemiz gerektiini
sylediimde, omuz silkiyor ve de belki Carnes'
Delmonico's'da bulabileceimizi sylyor. Ama Carnes' Delmonico'da bulamyoruz, bu
yzden birimizden birinin yaptrd bir saat sekiz rezervasyonu iin Smith & Wollensky'ye
yollanyoruz. McDermott'n zerinde Cerrutti 1881'den alt dmeli kruvaze takm elbise,
Bostan'dan Louis imzal gmlek, Dunhill ipek kravat. Benim zerimde Ermenegildo
Zegna'dan alt dmeli kruvaze takm elbise, Luciano Barbera'dan izgili, pamuklu gmlek,
Armani ipek kravat, Ralph Lauren'dan set ayakkablar, E.G. Smith'den oraplar. Kadnlar
tarafndan Irzlarna Geilen Erkekler bu sabahki Patty Winters ovun konusu. Garip bir
ekilde bo olan Smith & Wollensky'deki bir blmede oturmuuz, Vakumluyum, iyi kalite bir
kadeh krmz arap iiyor, bir taraftan da geenlerde bir kzn rzna geen, geerken de
dileriyle kulaklarn koparan St. Alban's, Washingtonlu bir kuzenimi dnp hayretler
ediyorum, patates mcver smarlamam olmaktan dolay pis bir tatmin duyuyorum bir

taraftan da, sonra sonra kardeimle benim bir zamanlar birlikte ata bindiimizi, tenis
oynadmz dnyorum -bunlar belleimi dalamakta, fakat McDermott, yemekler
masaya geldiinde benim patates mcver smarlamadm gryor ve bu dncelerimi
yanda kesiyor.
Neler oluyor? Smith & Wollensky'de patates mcver smarlamadan yemek yiyemezsin,
diye yaknyor.
Gzlerimi gzlerinden karyorum ve ceketimin cebinde sakladm puroya dokunuyorum.
Tanrm, Bateman, sen kudurmu bir manyaksn. P & P'de ok fazla altn sen, diye
syleniyor. Nerede siktiimin patates mcverleri?
Bir ey demiyorum. McDermott'a u anda hayatmn ok kbuslu bir noktasnda olduumu
ve de duvarlarn ok parlak, neredeyse gzleri szlatacak bir beyaza boyanm olduunu ve
de floresan klarnn altnda nabz gibi artklarn ve de parl parl parladklarn nasl
syleyebilirim ki. Frank Sinatra bir yerlerden Witchcraft sylyor. Gzlerimi dikmi duvarlara
bakyor, arknn szlerini dinliyorum, birden susadm, fakat garsonumuz sadece
Japonlardan mteekkil bir masadan sipari almakta, ve de bizimkinin arkasndaki blmede,
zerinde Polo bir eyler olan biri, ya George MacGowan ya da Taylor Preston, beni kukulu
kukulu szmekte, McDermott ise donmu gibi bir ifadeyle gzlerini dikmi bifteime
bakmakta ve de Japon iadamlarndan birinin elinde bir abaks, bir dieri 'teriyaki'
szcn hecelemeye alyor, bir dieri azyla arknn szlerini sessizce tekrarlyor ya
da sylyor ve de masadakiler kahkahalar atyor, garip, btn btne de yabanc olmayan
bir ses, bir ift pirin ubuunu havaya kaldryor, ban kendinden emin bir biimde
sallayarak Sinatra'y taklit ediyor. Az alyor, azndan kan u: that sry comehide
stale... that clazy whitchclaft...

Televizyonda Bir ey
Geen hafta Broadway prmiyeri yaplan yeni bir ngiliz mzikaline, oradan da Dou
Yakasnn yukarsndaki Malcolm Forbes'un yeni lokantas Progress'de yemee gitmek iin
Jeanette'le bulumak zere giyinirken, videoda bu sabahki Patty Winters ov'u
seyrediyorum, iki blml. Birinci blm Gun's n' Roses grubunun solisti Axl Rose hakknda
bir belgesel. Patty onun bir rportajcya unlar dediini aktaryor: Strese girdim mi, iddet
hisleriyle doluyorum ve de acsn kendimden karyorum. Kendime jilet attm ok oldu,
ama sonra baktm ki, jilet yaras bir mzik seti olmamasndan daha ok actyor insann
canm... Gidip birilerinin suratn datmaktansa, kendi mzik setime bir tekme indirmeyi
tercih ederim. Fttrdm m ya da keyfim kat m ya da duygulanma hakim olamadm m,
gidip piyano alyorum. kinci blm, seri cinayetler ileyen katil Ted Bundy'nin eitli
mahkemelerinden biri srasnda nianlsna yazm olduu mektuplarla ilgili. Patty okuyor,
Sevgili Carole, bu arada Bundy'nin kendisine hakszlk yaplm denecek kadar aa
doru bask bir kafa fotoraf, infazdan bir-iki hafta ncesinden, ekrandan geip gidiyor,
ltfen mahkemede Janet'la ayn srada oturma. Ben sana doru baktmda, o hl
oturduu yerden beni nndeki istiridyeyi gzleyen fttrk bir mart gibi szmekle megul...
O an scak sosu zerime gezdiriini bile hissedebiliyorum...

Bir ey olsun diye bekliyorum. Bir saate yakn yatak odamda oturuyorum. Hibir ey
olmuyor. Kalkyorum, M.K.'da ya da Au Bar'da ge saatlere kadar srm bir cumartesi
gnnden arta-kalm, dolapta duran kokaini -ok az bir ey- ekiyorum, Jeanette'la
bulumadan nce Orso'da bir iki iiyorum, onu nceden aram, sz konusu mzikale iki
biletim olduunu sylemitim, 'gelirim'den baka bir ey sylemedi, ben de ona sekize on
kala tiyatronun nnde bulumamz syledim, telefonu kapatt. Orso'nun barnda tek
bama otururken aklma geliyor, ekrann altnda kan numaralardan birini arayacaktm,
ama sonra ne syleyeceimi bilmediimi fark ediyorum, sonra Patty'nin okuduu
kelimelerden sekizi aklma geliyor: O an scak sosu zerime gezdiriini bile
hissedebiliyorum...
Jeanette'la ben mzikalden sonra Progress'de otururken bu szler nedense yeniden
aklma geliyor, ge saat, lokanta kalabalk. Kartal karpayosu denen bir ey smarlyorum,
kei peynirli andiv ve ikolatayla kaplanm badem, mahi-mahi, iinde i tavuk olan garip
bir gaspacho, siyah bira. u anda tabamda yenebilecek tek bir ey yok, olanlarn da tad
al gibi. Jeanetten zerinde ynl kumatan smokin ceketi, ipek ifon bir al, ynl
kumatan bir smokin pantolonu, hepsi Armani, antika altn ve elmasl kpeler, Givenchy
oraplar, kaba deriden ayakkablar. geiriyor ve lokantann sigara iilmeyen blmnde
oturmamza ramen, sigara yakma tehdidinde bulunuyor. Jeanette'n davran derinden
kayglandryor beni, kafama karanlk dncelerin p yaylmasna yol ayor.
ampanya kirler iiyor, fakat fazla kayor ve altncsn smarladnda ok fazla itiini
dnp dnmediini soruyorum. Bana bakyor ve yorum, susadm ve istediim her
bir boku smarlayabilirim" diyor.
Diyorum ki, O zaman bir Evian ya da San Pellegrino smarlasana be kadn.

Sandstone
Annemle, onun artk daimi sakini olduu Sandstone'daki zel odasnda oturuyoruz. Ar
uyuturucu altnda, gznde gne gzlkleri, san elleyip duruyor, ben de ellerime bakp
duruyorum, kesinlikle eminim titrediklerinden. Noel iin ne dilediimi sorarken glmsemeye
alyor. Bam kaldrp ona bakmann ne kadar aba gerektirdiini fark ettiimde
armyorum. Ceketi yakasz, ift dmeli gabardin takm var zerimde, Gian Marco
Venturiden, burnu deiik deriden backl Armani ayakkablar, polo kravat, oraplarn
nereden olduundan emin deilim. Nisan ortalarna yaklayoruz.
Hibir ey, diyorum, glmseyerek temin ediyorum onu.
Bir suskunluk oluyor. Sen ne istiyorsun? diye sorarak blyorum sessizlii.
Uzun sre hibir ey demiyor, tekrar ellerime bakyorum, tmaklarmn altndaki kurumu
kana, Suki adl bir kzn galiba. Annem yorgun bir hareketle dudaklarn yalyor ve
Bilmiyorum. yi bir Noel geirmek istiyorum o kadar, diyor.
Bir ey sylemiyorum. Son bir saati annemin hastanedeki odasnda bulunmas iin srar
ettiim aynada sama bakmakla geirdim.
Mutsuz grnyorsun" diyor birden.

Deilim, diyorum ksa bir i ekiiyle.


Mutsuz grnyorsun, diyor, daha alak sesle bu kez. Sana dokunuyor yeniden, gz
alc bir beyazlkta.
Ee, sen de yle, diyorum ar ar, baka bir ey demeyeceini umut ederek.
Baka bir ey demiyor. Pencerenin yannda bir iskemlede oturuyorum, parmaklklarn
gerisinde, darda hava kararyor, gnein nnden bir bulut geiyor, ok gemeden
ayrlar yeniden yeile dnyor. Annem stnde Bergdorfs'dan bir sabahlk, ayaklarnda
ona geen Noel'de aldm Norma Kamali terliklerle yatann zerinde oturuyor.
Parti nasld? diye soruyor.
Fena deil, diyorum.
Ka kii vard?
Krk. Be yz. Omuz silkiyorum. Emin deilim. Yeniden dudaklarn yalyor, san bir
kere daha elliyor. Saat kata terk ettin?
Bilmiyorum, diye cevap veriyorum uzun bir aradan sonra. Bir? ki? diye soruyor.
Bir olsa gerek, diyorum, neredeyse laf azndan alarak.
Oh. Tekrar duruyor, gne gzlklerini dzeltiyor, ona Bloomingdale's'den aldm siyah
Ray-Banleri, iki yz dolar verdim.
ok iyi deildi, diyorum, ona bakyorum. Neden? diye soruyor, merakla.
Deildi ite, diyorum, dnp elime bakyorum yeniden, baparmamn trnann
altndaki kurumu kan kalntlarna, babamn fotorafna: ok genken ekilmi, annemin
yatann yanndaki sehpann zerinde, Sean'la benim, ikimiz de onlu yalanmadayken
ekilmi bir fotorafmzn yan banda duruyor, zerlerimizde smokinler, ikimiz de
glmsemiyoruz. Fotorafta babamn zerinde alt dmeli kruvaze, siyah bir spor ceket,
beyaz geni yakal pamuklu gmlek, kravat, cebindeki mendil, ayakkablar, hepsi Brooks
Brothers'dan. Babasnn Connecticut'daki arazisinde bulunan hayal rn hayvan
heykellerinden birinin yan banda ayakta duruyor, uzun zaman ncesi, gzlerinde tuhaf bir
ey var.

in En yi Kent
Ve yamurlu bir sal sabah, Xclusive'de arlk altktan sonra, Paul Owenn Dou
Yakas'nn yukarsndaki katna uruyorum. Yz altm bir tane gn geti orada iki eskort
kzla geirdiim geceden bu yana. Kentin dn gazetesinden hibirinde, bulunan cesetlerle
ilgili bir haber kmad, ne de yerel haberlerde geti; bir sylentinin izine dahi rastlanmad.
nsanlara yktm kzlara, i arkadalarma- yemeklerde, Pierce & Pierce'n koridorlarnda,
Paul Owenn apartmannda bulunan iki katledilmi fahie cesedinden haberleri olup
olmadn soracak kadar ileri gittim. Ama filmlerde olduu gibi, hi kimse bir ey
duymam, hi kimsenin neden bahsettiim hakknda en ufak bir fikri yok. Den edilecek
baka eyler var: Giderek daha anan oranlarda barsak sktrc ve speed'lerle

Manhattan'daki kokainin kesiliyor olmas, 1990'larda Asya ktasnn durumu, PR'da saat
sekize rezervasyon yaptrmann hemen hemen imknsz olmas, Tony McLanus'un zgrlk
Adas'ndaki yeni lokantas, crack. te buradan da yola karak farz ediyorum ki, yani, ceset
falan bulunmad. Ne bileyim, Kimball da Londra'ya tanm olabilir.
Nedenini bulup karamyorsam da, taksiden darya ayak atarken bina farkl grnyor
gzme. Onu ldrdm gece Owen'dan aldm anahtarlar hl cebimde, giri kapsn
amak iin u anda karyorum, fakat amyorlar. Onun yerine, alt ay nce burada
olmayan niformal bir kapc, geciktii iin zr dileyerek kapy ayor. Yamurda ayakta
duruyorum, akn bir halde, beni ieri buyur ederken youn bir rlandal aksanyla soruyor,
"Ee, giriyo musunuz, girmiyo musunuz- srsklam olacaksnz. Lobiye giriyorum, emsiyem
koltuumun altnda, kokuyla ba edebilmek iin yanmda getirdiim cerrah maskesini cebime
tktryorum. Elimde bir walkman, ne yapsam, ne desem.
Ee, size nasl yardmc olabilirim, beyefendi?
Duraksyorum -uzun, rahatsz bir ara- sonra sadece, "On drt A, diyorum.
Defterine bakmadan nce beni batan aa bir szyor, sonra srtyor, bir not dyor.
Ah, tabii. u anda Mrs. Wolfe orada, yukarda.
Mrs. ...Wolfe mu? Zorla glmsemeye alyorum.
Evet. Emlak hanm, diyor, ban kaldrp bana bakarak. Randevunuz vard, deil mi?
Baka bir yenilik de asansrc, yukar doru karken, gzlerini yere dikip bakyor. O
geceki, btn o haftaki admlarm hatrlamaya alyorum, yararsz, ama biliyorum ki, o iki
kz ldrdkten sonra bir daha bu eve gelmedim. Owen'in dairesinin deeri ne acaba?
Dnp dnp aklm zorlayan sona bu, sonunda aklma yerleip szm szm szlamaya
balayncaya kadar. Bu sabahki Patty Winters ov, beyinlerinin yans alnm kiiler
zerineydi. Gsm buz gibi.
Asansrn kaplar alyor. Dar kyorum, dikkatle, arkamdan kaplarn kapann
izliyorum, sonra koridordan aaya, Owen'in dairesine doru yryorum. eriden sesler
geliyor. Duvara yaslanyorum, i geiriyorum, anahtarlar elimde, biliyorum ki kilitler
deitirilmi. Tir tir titreyerek loafer'larma bakyorum, siyah ve A. Testoni marka, ne
yapmam gerektiini dnrken, dairenin kaps alyor, beni bu bir anlk kendine acma
duygusundan ekip alyor. Orta yal bir kadn emlak dar kyor, glmsyor,
ajandasna bakarak Saat on bir, mterim misiniz? diye soruyor. Hayr, diyorum.
zr dilerim, diyor ve koridordan aaya doru yrrken, keyi dnp gzden
kaybolmadan nce dnp bana bakyor, yznde garip bir ifadeyle. Daireye bakyorum.
Otuzlarna yaklam bir ift oturma odasnn ortasnda ayakta durmaktalar, birbirleriyle
konuuyorlar. Kzn zerinde bir ynl ceket, ipek bir bluz, ynl flanel pantolon, Armani,
yaldzl kpeler, eldivenler, elinde bir ie Evian suyu tutuyor. Erkein zerinde spor bir tvit
ceket, kamir sveter yelek, pamuklu Chambray gmlek, kravat, hepsi Paul Stuart, Agnes
B. pamuklu trenkot kolunun zerine atlm. Geride daire prl prl uzanyor. Yeni jaluziler,
yalanc inek derisi levha gitmi; gene de, mobilyalar, duvar panosu, zeri caml kahve
sehpas, Tonet iskemleler, siyah deri divan, hepsi yerli yerinde duruyor gibi gzkyor; dev

ekranl televizyon ak, sesi ksk, bir lekenin ceketin birinden kalkp gelip kameraya
konutuu bir reklam oynuyor, ama bu bana Christie'nin memelerine, kzlardan birinin
kellesine yaptklarm unutturamyor, burun gitmiti, iki kulak da srlarak koparlmt, ene
ve yanak etlerini srarak kopardm yerlerden diler grnyordu, apartman kan revan
iinde kalmt, ceset kokusu, benim kendi kendimi ikaz ediim, dur- Size yardmc olabilir
miyim? Emlak Mrs. Wolfe diye tahmin yrtyorum- araya giriyor. ok kemikli ince bir
yz var, burun byk, insan sinirlendirecek derecede sahici, bol rujlu dudaklar, st mavisi
gzler. Ynl buklet bir ceket giymi, ipekli bluz, ayakkablar, kpeler, bilezik, nereden
alnm? Bilmiyorum. Belki krkndan gen.
Hl duvara yaslanm durmaktaym, ifti seyrediyorum, oturma odasndan kp arka
tarafa, yatak odasna gidiyorlar. Cam vazolara yerletirilmi demet demet iein,
dzinelercesinin, dairenin drt bir yann doldurduunu gryorum, koridorda durduum
yerden kokularn da alabiliyorum. Mrs, Wolfe neye gzlerimi dikip baktm anlamak iin
dnp arkasna bakyor, sonra gene bana dnyor. eyi aryordum... Paul Owen
oturmuyor mu burada? diye soruyorum.
Uzun bir sessizlik oluyor, sonra cevap veriyor. Hayr. Oturmuyor.
Uzun bir sessizlik daha. Yani, hani... emin misiniz? diyorum, clz bir sesle,
An...anlayamyorum, diyorum.
Bir eylerin ayrdna varyor, yz kaslar geriliyor. Gzleri ki-siliyor, fakat kapanmyor.
Nemli avucumda sk skya kavradm cenah maskesini fark etti, sesli sesli derin bir soluk
alyor, gzlerini ondan ayrmyor. u anda olup bitenler kesinlikle iimi amyor.
Televizyonda, bir reklam filminde, adamn biri bir kzarm ekmei havaya kaldrp karsna
Hey, haklsn... bu margarinin tad gerekten de bok gibi, diyor. Kars glmsyor.
Times'daki ilan m grdnz? diye soruyor emlak kadn
Hayr... yani, evet. Evet, grdm. Times'daki ilan. Dural-yorum, biraz g topluyorum,
gllerden gelen ar koku, tiksin bir eyleri maskeliyor. Fakat... buras hl... Paul
Owen'in deil mi? diye soruyorum, elimden geldiince ste akmaya alarak.
Uzun bir sessizlik oluyor, sonra, Times'da ilan yoktu. diyor.
Sonsuz saniyeler boyu birbirimize bakyoruz. Benim bir ey sylemek zere olduumu
sezdiinden eminim. Bu bak ben birinin yznde daha grdm. Bir kulpte miydi? Bir
kurbann yz ifadesi miydi? Yaknlarda bir sinema perdesine mi yansmt? Yoksa bir
aynada m grmtm? Yeniden konuacak gc kendimde bulmam bana bir saat gibi
gelen bir sre alyor. Ama bunlar... onun -duruyorum, yreim duruyor, yeniden atmaya
balyor- mobilyalar. emsiyemi dryorum, abucak eilip yerden alyorum.
Bence ank gitseniz iyi olur, diyor.
Bence... neler olduunu bilmek istiyorum. Midem bulanyor, gsm ve srtmdan birden
bir ter boanyor sanki, srlsklamm.
Sorun karmayn, diyor.
Btn snrlar, eer varsa tabii, birden sklp taklabilir paralar gibi grnyorlar

gzme, sklmler, yan sra kaderimin alarn ren dier baka snrlar varsa eer,
onlar gn boyu peimi brakmayacaklar gibi de bir duygu. Bu... bir... oyun... deil, diye
haykrmak istiyorum, fakat nefesim bana ait deil, onun bunu fark ettiini sanmyorum geri.
Yzm ondan teye eviriyorum. Dinlenmeye ihtiyacm var. Ne diyeceimi bilemiyorum.
aknm, uzanp bir an Mrs. Wolfe'un kolunu tutmak istiyorum, dorulmak iin, fakat elim
havada kalakalyor, onun yerine gsme gtryorum, ama elimi hissedemiyorum,
kravatm gevetirken bile; tir tir titreyerek orada kalakalyor, dur-duramyorum da.
Kpkrmz kesiliyorum, dilim tutuluyor.
Gitmenizi neririm, diyor.
Koridorda yz yze, ayakta duruyoruz.
Sorun karmayn, diyor yeniden, sakin bir sesle.
Bir-iki saniye daha orada ayakta duruyorum, sonunda geri geri gidiyorum, gvence verme
anlamnda bir jestle ellerimi havaya kaldryorum.
Bir daha gelmeyin, diyor.
Gelmeyeceim, diyorum. Merak etmeyin.
ift eikte beliriyor. Mrs. Wolfe, ben asansrn kapsna gidip asansrcy arma
dmesine basncaya kadar arkamdan bakyor. Asansrde, gllerin kokusu i bayltc.
Arlk almas
Serbest arlklar ve Nautilus aleti stres giderir. Vcudum egzersize cevap veriyor.
Gmleimi karp Xclusive'in soyunma odasndaki lavabolarn zerindeki aynalarda kendimi
seyrediyorum. Kol kaslarm gerginlikten yanyor, karn kaslarm olabildiince sert, gsm
elik gibi, kol kaslarm granit sertliinde, gzlerim buz kadar beyaz. Xclusive'deki soyunma
odamda geen hafta saldrdm eitli kadnlardan kesip kardm vajina duruyor,
ikisini ykayp temizledim, birini temizlemedim. Birine bir toka tutturdum, en favorim olana da
mavi bir Hermes kurdela baladm.

1980'lerin Sonu
Kan kokusu zorla ryalarma giriyor, ryalarmsa, ounlukla korkun: Bir
transatlantikteyim, gemide yangn kyor, Hawaii'de volkanik patlamalara tank oluyorum,
Salomon'daki darya bilgi szdran casuslar ok kanl biimlerde lyorlar, James
Robinson bana kt bir eyler yapyor, kendimi yeniden yatl okulda buluyorum, sonra
Harvard'da, ller canllarn arasnda dolayor. Ryalar sonu gelmez bir araba kazas ve
felaket filmi makaras, elektrikli sandalyeler, feci intiharlar, rngalar ve ldrlm tavan
kzlar, uan daireler, mermer jakuziler, pembe pembe tane biberler. Terden srlsklam
uyandmda bir yerlerden gelen ve gn boyu srp giden inaat grltlerini bastrmak iin
geni ekranl televizyonumu amak zorunda kalyorum. Bir ay nce Elvis Presleyin lm
yldnmyd. Futbol malar geip gidiyor ekrandan, televizyonun sesi kapal. Telesekreterin bir kere, sonra bir kere daha tk ettiini duyuyorum, sesi ksk. Btn bir yaz
boyunca Madonna bizlere haykryor, Life is a mystery, everyone must stand alone...

(Hayat bir srdr, herkes tek banadr.)


Brunch'a gitmek iin sekreterim Jean'le bulumak zere Broadway'den aa doru
yrrken, Tower Records'un nnde anket yapan bir niversite rencisi, hayatmda
duyduum en ackl arknn ne olduunu soruyor. Yryp geerken, ona, Beatles'in You
Can't Always Gel What You Want (stediini Her zaman Elde Edemezsin) diye cevap
veriyorum. O zaman duyduum en neeli arknn ne olduunu soruyor, buna da, Bruce
Springsteen'in Brilliant Disguise (ahane Tedbil-i Kyafet) diye cevap veriyorum. Bayla
onaylyor, not alyor, Lincoln Centern nnden yryp geiyorum. Kaza olmu. Kaldrmn
yanna bir ambulans park etmi. Kaldrmda bir kan glnn iinde barsaklar yatyor. Bir
Kore manavndan ok sert bir elma alyorum, tam u anda, Central Park'n Altmdokuzuncu
Sokak giriinde durmu bekleyen Jean'le bulumaya giderken diliyorum. Serin, gneli bir
eyll gn. Gkyzne baktmzda Jean bir ada, bir kpek yavrusu, Alaska, bir lale
gryor. Ona sylemiyorum fakat, ben Gucci bir czdan, bir balta, ikiye kesilmi bir kadn,
gkyzne yaylm, kentin, Manhattan'n zerine pr pr damlayan geni, fokur fokur,
beyaz bir kan gl gryorum.
Bat Yakas'nn yukarsnda, Nowheres adnda bir kafede oturup hangi filme gideceimizi
tartyoruz, mzelerde grmemiz gereken sergiler var m, belki de kk bir yry
yaparz, o hayvanat bahesi nerisini getiriyor, salak salak kafa sallyorum. Jean iyi
grnyor, vcut alm gibi, Matsuda lame ceket ve kadife ort giymi. Televizyona
ktm hayal ediyorum, yeni bir rnn reklamna -buz makinesi? Gne kremi? ekersiz
iklet?- Sramak montajla ilerliyorum, bir plajda yrmekteyim, film siyah-beyaz,
mahsustan zerine izikler atlm, 1960 ortalarndan garip bir pop mzik filme elik ediyor,
ekolu, kk bir mzik kutusundan geliyormu gibi. Kah kameraya bakyorum, kah elimde
rn tutuyorum -yeni bir sa kp? Tenis pabular?- Kah sam rzgarda uumakta,
gndz, derken gece, derken gene gndz ve sonra gece.
Ben buzlu bir stl kahve alacam, kafeinli olmasn, diyor Jean garsona.
Ben de bir kahve alacam, kafas olmasn, diyorum dalgnlkla, sonra ne dediimin
farkna varyorum. Yani... kafeinli olmasn. Jean'e dnp bakyorum kaygyla, ama o bana
sadece bo bo glmsemekle yetiniyor. Masada aramzda bir Sunday Times. Bu gece
yiyeceimiz yemek iin planlar yapyoruz, hani belki yersek. Taylor Prestonda benzeyen biri
yanmzdan geiyor, bana el ediyor. Ray-Ban'lerimi indiriyorum, ben de ona karlk
veriyorum. Bir bisikletli pedal sallyor. Bir komiden su istiyorum. Su yerine garson geliyor,
sonra da iinde iki top sorbe olan bir anak, ilantro-limon ve votka-turun, Jean'in bunlar
smarladn duymamtm.
Bir srk ister misin? diye soruyor.
Rejimdeyim, diyorum. Ama gene de sa ol.
Kilo vermen gerekmiyor, diyor, cidden ararak. Matrak geiyorsun deil mi? Harika
grnyorsun. ok formundasn.
nsan her zaman daha zayf olabilir, diye syleniyorum, gzlerimi dikmi sokaktaki trafie
bakarken, bir ey dikkatimi datyor-ne? Bilmiyorum. Daha iyi... grnebilir.

ey, istersen yemee kmasak, diyor, endieli bir sesle. radeni zayflatmak istemem.
Hayr. Fark etmez, diyorum. Ben... Kendimi denetlemekte ok baarl deilim zaten.
Patrick, ciddiyim. Ne dersen onu yaparm, diyor. Yemee gitmek istemiyorsan, gitmeyiz.
Yani, bak-
Tamam, tamam, diye susturuyorum onu. Beynimde bir ey at ediyor. ok stne
dme onun... Duralyorum, sonra dzeltiyorum. Yani... benim. Tamam m?
Sadece senin ne yapmak istediini bilmek istiyorum, diyor.
Muradma erip ebediyen mutlu yaamak, tamam m? diyorum alayla. Benim istediim
bu. Bam te yana dndrmeden nce, belki yarm dakika kadar dik dik bakyorum ona.
Bu onu susturuyor. Bir sre sonra bir bira smarlyor. Dars, sokak, frn gibi scak.
Hadi, glmse, diye steliyor bir sre sonra. Byle hznl olman iin bir sebep yok.
Biliyorum, diye i geiriyorum, pes ederek. Ama... glmsemek... zor i. Bugnlerde. En
azndan bana zor geliyor. Alk deilim, galiba. Bilemiyorum.
insanlar... ite... bunun iin birbirlerine... ihtiya duyarlar... diyor yumuak bir sesle,
benimle gz gze gelmeye alyor, bir yandan da pek pahal olmayan sorbeyi kaklyor.
Bazlar duymaz. Gerginlikle grtlam temizliyorum. Ya da, belki, yerine baka bir ey
bulurlar... uyum salarlar. Uzun bir sessizlikten sonra, nsan her eye alabilir, deil mi?
diyorum, Alkanlk insanlar ok deitirir.
Gene uzun bir sessizlik. Akl kart Bilmem. Herhalde.... ama gene de... yani, ktlklere
oranla... daha ok iyiliklerin korunmas... gerekmiyor mu... bu dnyada diyor, ekliyor, yani,
yle deil mi? aalad, azndan bu cmlenin kmasna inanamyormu gibi. Yoldan
geen bir taksiden bir mzik gmbrts, Madonna gene, Life is a mystery, every one
must stand alone... Yanmdaki masadan gelen kahkahalarla irkilerek o tarafa dnyorum
ve birinin u itirafta bulunduunu duyuyorum: Bazen ite giydiklerinizle fark fark etmelerini
salarsnz.
Hibir zaman birilerini mutlu etmek istemedin mi? diye soruyor Jean.
Ne? diye soruyorum, dikkatimi ona vermeye alarak. Jean?
Mahcup mahcup, dediini tekrarlyor. Hi birilerini mutlu etmek istemedin mi?
Gzlerimi dikip bakyorum ona, souk, uzak bir korku dalgas bir eyleri srlsklam ederek
yalayp geiyor iimi. Yeniden grtlam temizliyorum ve ok anlaml olmasna alarak,
Geen gece Sugar Reef deydim... u Dou Yakas'nn aasndaki Karayipler Bar...
biliyorsun- diyorum.
Kiminle birlikteydin? diye araya giriyor.
Jeanette'le Evan McGlinn.
Oh. Bayla onaylyor, iten ie rahatlad, bana inanyor.
Her neyse... geiriyorum, devam ediyorum, erkekler tuvaletinde bir herif... tam
byle... Wall Street tipi bir herif... tek dmeli, viskon, ynl ve naylon karm bir takm

giymi... Luciano Soprani... pamuklu bir gmlek... Gitman Brothers... Ermenegildo Zegna
ipek kravat, ve de yani, tandm herifi, simsar, Eldridge ad... Harry's'de ve de Au Bar'da ve
de DuPlex'de ve Alex Goes to Camp'de grdm... btn o yerlerde... fakat... arkasndan
ieri girdiimde... baktm bir eyler yazyor... nnde durduu pisuarn duvarna.
Susuyorum, biramdan byk bir yudum alyorum. Benim geldiimi grnce... yazmay
brakt... Mont Blanc dolmakalemini cebine soktu... pantolonunun fermuarn ekti...
Mer'aba, Henderson, dedi bana... aynada sama bakt, ksrd... sanki sinirliymi falan
gibi... ve kt. Yeniden susuyorum, bir yudum daha. Her neyse... pisuara gittim eytmek
iin... kullanmak iin... eilip, baktm, ne yazm diye. imden bir titreme ykseliyor, alnm
peeteyle ar ar siliyorum.
Ne yazm? diye soruyor Jean dikkatle.
Gzlerimi yumuyorum, kelime dklyor azmdan, bu dudaklardan. Btn...
Yuppie'leri... ldrn.
Jean bir ey demiyor.
Ardndan gelen rahatsz edici suskunluu bozmak zere, aklma gelen ilk eyi sylyorum,
o da, Ted Bundy'nin ilk sahip olduu kpein, bir sko oban kpei, adnn da Lassie
olduunu biliyor muydun?; Suskunluk. Bunu duymu muydun?
Jean akln kartran oymu gibi nndeki tabaa bakyor, sonra ban kaldrp bana.
Kimdir... Ted Bundy?
Bover, diyorum i ekerek.
Dinle, Patrick. Bir konuyu konumamz gerekiyor, diyor. Ya da en azndan benim bir
konu hakknda konumam gerekiyor.
.. .eskiden doa ve toprak, yaam ve suyun olduu yerde, bitimsiz bir l grdm, bir tr
kratere benzeyen, ylesine uzak ki mantktan ve ktan ve ruhtan, zihin onu herhangi bir
bilin dzeyinde kavrayamaz ve alglamaya yaklasan bile zihnin gerisin geriye kaar, iine
alamaz onu. yle ak ve gerek ve yaamsal bir manzara idi ki benim iin, el dememii
iinde neredeyse soyuttu. Benim anlayabildiim buydu, benim hayatm yaama biimim,
evresinde hareketlerimi rdm ey, elle tutulur, gzle grnr olanla hesaplama
biimimdi. Benim gerekliimin evresinde dnendii corafya: benim aklma gelmezdi, hi,
insanlar iyi midir, insan kendini deitirebilir mi, insan bir duygudan ya da bir baktan ya da
bir jestten haz duyarsa dnya daha iyi mi olur, ya da baka birinin akn ya da iyiliini kabul
ederse. Hibir ey olumlayc deildi, 'ruh cmertlii' laf hibir eyi aklamyordu, bir
klieydi, kt bir akayd. Seks aritmetiktir. Bireysellik mesele deil artk. Zeki olmak neye
yarar ki? Akl tanmla. Arzu-anlamsz. Zeka hibir eyi iyi edemez. Adalet ld. Korku,
yaknmak, masumiyet, ilgi, su, ziyan, baarszlk, keder artk hi kimsenin gerekten
hissetmedii eyler, duygulard. Dnmek yararsz, dnya anlamsz. Ktlk dnyann tek
sreklilii. Tanr yaamyor. Aka gvenilmez. Yzey, yzey, yzey insann anlam bulabildii
tek ey yzey. Benim gzmde uygarlk buydu, devasa ve trtkl bir bak az gibi.. .
...bilmiyorum konutuunun kim olduunu... fark etmez. Fark eden u ki, sen ok gl,
fakat... ok tatlydn ve sanyorum o an anladm... Kan masann zerine brakyor,

ama ben onu izlemiyorum. Broadway'den geen taksilere bakyorum, ama onlar yuman
zlp almasna mani olamyorlar, nk Jean unlar sylyor: Birok kii, bana yle
geliyor ki... Duruyor, kararszca devam ediyor, hayatla balarn koparmlar, ve de ben
onlardan biri olmak istemiyorum. Garson servisini alp gtrdkten sonra, ekliyor,
rselenmek... istemiyorum.
Bam sallayarak onaylyorum -galiba.
Yalnz olmann ne demek olduunu anladm sanyorum ve de... sanyorum sana m.
Bu son blm arabuk sylyor, azndan zorla kyor adeta.
Neredeyse bu her eyi berbat edecekmi duygusuyla. Evian'n yudumlayan Jean'e
dnyorum, ve sonra, hi dnmeden, glmseyerek, Ben baka birini seviyorum.
diyorum.
Sanki bu film birden hzlanm gibi annda bir kahkaha atyor, hemen yzn te yana
eviriyor, indiriyor, utand. ey, ben, zr dilerim... hay allar.
Ama... diye ekliyorum sakin bir sesle, bu seni korkutmamak...
Yeniden ban kaldrp bakyor, bir umut dalgas vuruyor yzne.
Bu konuda bir eyler yaplabilir, diyorum. Sonra bunu neden sylediimi bilmediim iin,
cmlemi deitiriyorum, ona kafadan, Belki de yaplamaz. Bilmiyorum. Seninle birlikte
olmak iin epey vaktimi harcadm, yani hi ilgilenmiyor da saylmam.
Dili tutulmu gibi ban sallyor.
Sevecenlii hibir zaman... tutkuyla... kartrmamalsn, diye uyaryorum onu. yi...
olmaz. Bu senin bana... eee, den aabilir.
Bir ey sylemiyor, birden gpegndz grlen bir d gibi ondaki hzn sezebiliyorum,
dpedz, ylece. Ne demeye alyorsun? diyor usulca, kzararak.
Hi. Sana... sadece... grnn aldatabileceim... sylemek istedim.
Gzlerini dikip kaln bir tomar halinde masann zerine konulmu Timesa bakyor. Bir esinti
gazetenin ucunu hafife kprdatyor. Neden... sylyorsun bana bunu?
Nazike, neredeyse eline dokunarak, ama son anda kendime mani olarak, ona, Sadece
gelecekteki baz yanl balanmalardan kanmak istiyorum. Ta gibi bir yavru yryerek
geiyor yanmzdan. Kaybediyorum, sonra gene dnp Jean'e bakyorum. Oh, hadi, yle
bakma bana. Utanlacak bir ey yok bunda
Utanmadm, diyor aldrmam gibi yapmaya alarak. Sadece bu itirafta bulunarak seni
hayal krklna uratp uratmadm merak ediyorum.
Hibir eyden umudum olmadna
uramayacam nasl bilebilir ki?

gre,

hibir

eyden

hayal

krklna

da

Benim hakkmda pek bir ey bilmiyorsun, deil mi?" diye soruyorum onu ineleyerek.
Yetirince biliyorum, diyor nce, ama sonra ban sallyor. Oh, brakalm bu konuyu.
Yanl yaptm. zr dilerim. Sonra gene fikir deitiriyor. Daha fazlasn bilmek istiyorum,

diyor, ciddi bir sesle.


Emin misin? diye soruyorum, hemen deil.
Patrick, diyor. Sensiz hayatmn ok daha... bo olacan... biliyorum.
Bunu da dinliyorum, dnceli dnceli bam sallyorum.
Ve ben bu... Duruyor, umarsz, bu duygular yokmu gibi yapamam deil mi?
'...
...bir Patrick Bateman fikri var, bir eit soyutlama, ama gerek ben yokum, sadece bir
varlk, hayali, ve souk baktanm gizlesem de ve el skrken siz elinizi skan eti
hissetseniz de ve belki yaam tarzlarmzn bile benzer olduunu dnseniz de: Ben burada
deilim, o kadar. Herhangi bir dzeyde bir ey anlatabilmem mmkn deil. Ben kendim bir
mamul, bir sapknlk, bir yanlgym. Ben temas noktalar olmayan bir insanoluyum.
Kiiliim kabataslak ve olumam, kalpsizliim olduka derinlere gidiyor ve de srarl.
Vicdanm, acma hissim, umutlarm, eer var idiyse, ok zaman nce (muhtemelen
Harvard'da) kaybolup gittiler. Ancak alacak baka engel yok. Beni delilie, denetim
dnda, ktle, acmaszla, mutlak bir kaytszlkla giritiim btn bu iddete balayan
ne varsa, hepsi u anda arkamda duruyor. Ama hl, tek, i karartc bir geree tutunuyorum: Hi kimse hibir mazeretin arkasna snamaz, hibir ey balanmaz. Gene de
su bulunamaz bana. Her insani davran modelinin bir geerlilii olduu farz ediliyor.
Ktlk olunan bir ey midir? Yoksa yaplan bir ey mi? imdeki sz srekli ve keskin, ve
hi kimse iin daha iyi bir dnya dilemiyorum. Hatt kendi acm bakalarna da yklemek
istemiyorum. Hi kimse kaamasn istiyorum. Ama bunu itiraf ettikten -ki defalarca ettim,
hemen hemen her eylemin ardndan- ve gereklerle yz yze geldikten sonra bile, arnma
olmuyor. Kendimle ilgili daha derin bir bilgi edinmiyorum, bunlar anlatmdan
kartlabilecek yeni bir anlam. Btn bunlar size anlatmam iin hibir neden yoktu. Bu
itirafn hibir anlam yoktu.,.
Jeane soruyorum, diyorum ki: Dnyada benim gibi ka kii var?
Duruyor, dikkatle cevap veriyor, Kimse... olduunu sanmyorum. Atmasyon.
Soruyu yeniden sora- Hey, dur, sam nasl grnyor? diye soruyorum, kendi kendimin
szn keserek.
n, iyi.
Tamam. Soruyu yeniden soraym. Onun siyah birasndan bir yudum daha alyorum.
Tamam. Sen beni neden beeniyorsun? diye soruyorum.
Neden mi? diye soruyla cevap veriyor.
Evet, diyorum. Neden?
Eee... Polo gmleime bira damlad. Bana peetesini uzatyor. ime dokunan yerinde bir
hareket. Sen... bakalaryla ilgilisin, diyor el yordamyla. Bu ok ender rastlanan bir
ey... -yeniden susuyor- ...Nasl syleyeyim, hedonist bir dnyada. Bu... Patrick,
utandryorsun beni. Ban sallyor, gzlerini kapyor.

Devam et, diye steliyorum. Ltfen. Bilmek istiyorum.


Ne tatlsn. Gzlerini deviriyor. Tatl olmak... ok seksi... bilmem. Ama esrarl... olmak
da yle. Sessizlik, ardndan bir i eki. Ve de... dncelisin. Bir eyin farkna varyor,
artk korkmadan, dosdoru bana bakyor. Ayrca ekingen erkekleri romantik bulurum.
Dnyada benim gibi ka kii var? diye soruyorum yeniden. -Gerekten yle mi
grnyorum?
Patrick, diyor, yalan syler miyim?
Hayr, tabii sylemezsin... ama bana kalrsa... dnceli dnceli i ekme sras
bende. Bana kalrsa... hani ne derler bilirsin... iki kar tanesi bile birbirine benzemezmi.
Ban sallyor.
te, bunun doru olmadn dnyorum. Birbirine benzeyen bir sr kar tanesi
vardr... birbirine benzeyen bir sr de insan.
Yeniden ban sallyor ama gryorum ki, olduka akl kart.
Grnler aldatc olabilir, diye itirafta bulunuyorum dikkatle.
Hayr, diyor, ban sallayarak, ilk kez kendinden emin. Olduklarn sanmyorum. Hayr,
deiller.
Bazen, Jean, diye izaha giriiyorum, grnle-senin grdnle-gerei-grmediiniayran izgiler, eee, bulunabilir.
Doru deil, diye direniyor. Kesinlikle doru deil.
Gerekten mi? diye soruyorum, glmseyerek.
Eskiden yle dnmezdim, diyor. Belki on yl nce dnmezdim. Ama imdi yle
dnyorum.
Ne demek istiyorsun? diye soruyorum, ilgilendim. Dnmezdim, demekle?
Bir gereklik seli. Bunun hayatmn ok nemli bir noktas olduu yolunda garip bir duyguya
kaplyorum, sonra anszn, herhalde vahiy yerine geen bir ey iniyor. Ona sunabileceim
deerli bir ey yok. Jean'i tutukluunu yenmi olarak ilk grm bu; daha gl, daha az
denetlenebilir gzkyor, beni yeni ve tanmadm bir lkeye gtrmek istermi gibi tamamyla farkl bir dnyann korkulu belirsizlii. Hayatma nemli bir deiiklik getirmek
istediini sezebiliyorum -gzleri bana bunu sylyor ve onlarda gerei grsem de, bir gn,
ok yaknda bir gn, onun da cinnetimin ritmine hapsolacan biliyorum. Tek yapmam
gereken bu konuda enemi tutmak, konuyu amamak -ama beni acizletiriyor, sanki benim
kim olduuma karar veren oymu gibi ve ben de inatlma, dediim delikliime ramen bir
korku hissediyorum, iimde bir eyler dmleniyor, daha kendime dur diyemeden gzlerim
kamam gibi oluyor, ak kabullenme yeteneim olabileceini grmek iime dokunuyor,
karln verebilmekten yoksun da olsam. Onun, u anda, Nowheres'de bile, gzlerimin
gerisinde kararan bulutlarn ykseldiini grp grmediini soruyorum kendi kendime. Her
zaman hissettiim soukluk zerimden gitse bile uyuukluk gitmiyor ve belki de hi
gitmeyecek. Bu iliki belki de hibir yere varmayacak... hibir eyi deitirmedi. Onun temiz,

aya benzeyen kokusu burnuma gelir gibi oluyor...


Sanrm... kendime... yarattm dnyaya... bir ekidzen vermenin... zaman geldi,
diyorum boulur gibi, gzyalar iinde, kendimi ona itiraflarda bulunurken yakalyorum,
Yarm gram kokain... buldum... dolabmda dn... gece. Ellerimi birbirinin iine
kenetlemiim, kocaman beyaz bir yumruk olmular, eklem yerlerim bembeyaz.
Ne yaptn peki onu? diye soruyor. Bir elimi masann zerine koyuyorum. Uzanp elimi
alyor. pe attm. Hepsini pe attm. ekmek istedim; diyorum durarak, ama pe
attm.
Elimi iyice skyor. Patrick? diye soruyor, bileime gelip kavrayncaya kadar okuyor
elimi. Yeniden ona bakacak cesareti bulduumda, gerekte ne kadar kullansz, skc,
sadece dtan gzel olduunu fark ediyorum ve neden onunla noktalamayaym her eyi
sorusu gr alanma giriyor szlerek. Bir cevap:
Tandm btn dier kzlardan daha iyi bir vcudu var. Bir tane daha: Ne fark eder ki.
Karmda oturuyor, somurtuk ama umutlu, karaktersiz, gzyalarna boulmaya hazr. Ben
de onun elini skyorum, duygulandm, hayr, ktlk konusundaki cehaleti iime dokundu.
Gemesi gereken bir snav daha var.
Evrak antan var m? diye soruyorum, yutkunarak.
Hayr, diyor. Yok.
Evelyn evrak antas tar, diyorum, ylesine.
Sahi mi?.. diye soruyor Jean.
Peki FiIofaxn da m yok?
Kk bir tane var, diye itirafta bulunuyor.
Marka m? diye soruyorum, kukuyla.
Hayr.
Bir i ekiyorum, kk, sert elini avucumun iine alyorum.
...ve de Sudan'n gneyindeki llere scaklk havasz dalgalar halinde yayldnda,
binlerce, binlerce erkek, kadn, ocuk allklarla kapl usuz bucaksz arazide yiyecek
aranarak dolanr dururlar. Perian ve a, arkalarnda avurtlar km l bedenlerden bir iz
brakarak, yedikleri ot ve yaprak ve... nilferlerdir, de kalka kyden kye giderler, yava
yava, ar ar lrler; o sefil lde klrengi bir sabah, havada kum tanecikleri uumakta,
surat kara bir aya benzeyen bir ocuk kumlarda yatar, grtlan trnaklamakta, havaya
ykselen kum kuleleri, hi kimse gnei gremez, ocuk kumla kapldr, neredeyse ldr,
gz bile krptrmamakta, minnettar (dur ve bir anlna birilerinin bir ey iin minnettar
olduu bir dnyay hayal et,) oradan sra sra gemekte olan bir deri bir kemik insanlarn
hibiri dikkat bile etmez onlara, acdan gzleri kamam gibidir (hayr, dikkat eden bin
vardr, olann zdrabn fark eden ve glmseyen, sanki bir sr tutarm gibi), olan atlak,
kabuk tutmu dudaklarn sessizce aar, uzaklarda bir yerde bir okul otobs vardr ve de
baka bir yerde, bunun da yukarsnda, uzayda, bir ruh ykselir havaya, bir kap alr,

sorar Neden? diye -ller iin bir ev, bir sonsuzluk, bir bolukta asl durur, zaman ar
aksak geer, sevgi ve hzn olann iinden hzla akp giderler... Tamam.
Bir yerlerde bir telefon aldn hayal meyal fark ediyorum. Columbus'daki kafede, saysz
oklukta, yzlerce insan, belki binlercesi getiler masamzn yanndan benim sessizliim
srasnda. Patrick, diyor Jean. Bebek arabal birisi kede duruyor ve bir Dove ikolatas
alyor. Bebek Jean e ve bana gzlerini dikip bakyor. Biz de bakma karlk veriyoruz.
Gerekten garip ve ben o anda iimden bir eyler ykseldiini hissediyorum. Sanki bir
eyden uzaklayorken ayn zamanda da ona doru gidiyormuum gibi, her ey mmkn.

Aspen
Noel'den drt gn nce, leden sonra saat iki buuk. Beinci Cadde'nin yaknlarnda
benzerlerinden farksz kahverengi kumtandan bir binann nne park edilmi kuzgun karas
bir limuzindeyim, Fame dergisinin yeni saysndan Donald Trump'la ilgili bir yazy okumaya
alyorum. Jeanette onunla ieri girmemi istiyor, fakat ben Bover, diyorum. Dn gece II
Marlibro'da onu bunu yapmay dnmeye dahi ikna etmek iin zorlamam gerektiinden, bir
gznde dn geceden kalma morluk; daha sonra dairemde daha ikna edici bir tanma
yaptktan sonra, boyun edi. Jeanette'in ikilemi benim su anlaymn dnda ve de
yemekte, ona hissetmediim sululuu hisse-diyormu gibi yapmann bana olduka zor
geldiini syledim, gerekten de yle. Bat Yakasnn yukarsndaki evimden buraya gelene
kadar btn yol boyunca hkra hkra alad durdu. Ondan gelen tek ak, tanmlanabilir
duygu umarszlk. Araba yolculuunun byk bir blmnde onu grmezden gelmeyi her ne
kadar baaryorsam da, sonuta ona yle sylemek zorunda kalyorum: Dinle, zaten bu
sabah iki Xanax alm vaziyetteyim, yani, benim sinirlerimi bozabilmen mmkn deil. u
anda, limuzinden buz tutmu yaya kaldrmna inerken, En iyi zm bu, diyorum, sonra
teselli mahiyetinde ekliyorum, Olay bu kadar ciddiye alma. ofr, adn unuttum, onu
kahverengi kumta binaya sokarken, son bir kere bana dnp pimanlk dolu bir bak
yolluyor. geirip elimle kklyorum onu. zerinde geen geceki elbiseleri, leopar
desenli, pamuklu pel palto, iinde ynl-krep karm tek para bir elbise, Bili Blass. Bu
sabahki Patty Winters ovda Koca Ayakla rportaj yaptlar ve adam alacak derecede
konukan ve sevimli buldum, bu da beni ok etti. Absolut votkam itiim bardak Fin mal.
Jeanette'e oranla ok daha bronzlam vaziyetteyim.
ofr binadan kyor, baparmam havaya kaldrarak bana iaret akyor, sonra limuzini
dikkatle yaya kaldrmnn kenarndan kaldryor ve son srat, doksan dakika sonra beni
Aspen'e gtrecek olan uan kalkt JFK havaalanna yollanyoruz. Ocakta geri
dndmde, Jeanette lke dnda olacak. Puromu yeniden yakyorum, bir kllk
aryorum. Bu sokan kesinde bir kilise var. Kimin umurunda? Sanrm, aldrttm beinci
ocuk bu, krtajn bizzat gerekletirmediim ocuklarn ise ncs (gereksiz bir
istatistik, biliyorum). Limuzinin dnda sert bir rzgar, yamur damlalar souk, karartlm
pencerelere ritmik dalgalar halinde vuruyor, Jeanette'in ameliyat odasndaki alamasn
taklit eder gibiler, anesteziden sarho gibidir, gemiinden kalma bir an gelmitir aklna,
dnyada her eyin yolunda olduu bir an. Histerik bir kahkahayla kkrdamaktan zor
alyorum kendimi.

Havaalannda ofre Jeanette'i almadan nce F.A.O. Schwarz'a urayp unlar almas
iin direktif veriyorum: Bir oyuncak bebek, bir ngrak, bir di kama yuvarla, Gund'dan
oyuncak bir kutup ays, bunlarn hepsi arka koltua koyulacak, paketlenmemi olarak.
Jeanette'in keyfi kamaz- nnde btn bir hayat var (yani eer, yolu benimkiyle
akmazsa). Kald ki, kzn en sevdii film Pretty in Pink. Sting'i 'cool' buluyor, bu yzden
de bana gelenleri hi hak etmemi saylmaz, insan onu dnp kendini kt
hissetmemeli. Masumlara gre zamanlar deil bu zamanlar.

Sevgililer Gn
Sal sabah. Oturma odamdaki yaz masasnn yannda durmu, telefonla avukatmla
gryorum, bir yandan da Patty Winters ovu, hizmetinin yeri cilalayn, duvarlardan
kan lekelerini temizleyiini, kan emmi gazete ktlarn tek kelime etmeden toplayn
seyrediyorum. Belli belirsiz, aklma onun da bok dolu bir dnyada yitip gittii, tamamyla
boulduu geliyor, bu da bir biimde bugn leden sonra piyano akortu-sunun
urayacan, onu ieri almas iin kapcya not brakmam gerektiini aklma getiriyor.
Yamaha'y hi aldm yok; sadece kzlardan biri piyanonun zerine dnce bir-iki teli
(sonradan kullandm da onlar) dar frlad, koptu mu, ne oldularsa. Patty Winters ekranda
sekiz ya da dokuz yalarnda bir ocua soruyor, fakat bu dediin grup seks deil mi?
Mikro-dalga frnn saati alyor. Bir sufle yemek istedim de.
nkar etmenin yaran yok; kt bir hafta geirdim. Kendi sidiimi imeye baladm. Durup
dururken alakasz eylere glyorum. Bazen ikenin altnda uyuyorum. Dilerim
szlayncaya, azma kan tad gelinceye kadar di ipiyle dilerimi temizliyorum. Dn gece
1500'de Reed Goodrich ve Jason Rust'la akam yemei yemeden nce, geen hafta
ldrdm kzlardan birinin annesine, Federal Express postayla, kurumu, kahverengiye
dnm bir kalp olabilecei dnlebilecek bir eyi yollamaya alrken az kald
yakalanyordum. Evelyn'e ise, iyeri araclyla, ii sinek dolu kk bir kutuyu baaryla
Federal Express'ledim, yan sra da Jean'in daktilo ettii kk bir not: onun bir daha hi
ama hi suratn grmek istemediimi ve de, aslnda ihtiyac yok ama, siktir olup diyete
girmesini syleyen. Fakat ayn zamanda, Sevgililer Gn'n kutlamak zere sokaktaki
adamn irin bulaca eyler de yaptm, Jean'e aldm ve bu sabah evine yollattm eyler
gibi: Bendel's'dan Castellini pamuklu mendiller, Jenny B. Goode'dan hasr bir iskemle,
Barney s'den tafta bir masa rts, Macy's'den som gmten bir tuvalet masas takm,
Conran's'dan beyaz amdan bir bilmem ne, Bergdorfs'dan Edward dnemi ii dokuz karat
altndan 'kafes' bilezik, ve yzlerce ve yzlerce beyaz ve pembe gl.
Bro. Madonna arklarnn szleri araya girip duruyor, kafamda patlyorlar, bktrc, aina
biimlerde kendilerini konunun iine sokuyorlar, gzlerimi dikmi bolua bakyorum,
nmde uzayp giden gn unutmaya altka tembel tembel yp snyor gzlerim,
derken iimi tarifsiz bir skntyla dolduran iki kelime, Madonna'nn arklarn blyor -ssz
iftlikevi, srekli, tekrar tekrar dnp geliyor. Geen yl btn bir yl grmemeye altm
biri, hakkmda makale yazmak isteyen Fortune dergisinden gck bir herif bu sabah yeniden
aram, ben de adam arayp bir sylei ayarlamak durumunda kalyorum. Craig McDermott

bir tr faks cinneti geiriyor, telefonlanma cevap vermiyor, onun yerine sadece faksla irtibat
kurmay yeliyor. Bu sabahki Post, getiimiz mart bir yattan kaybolan kiinin
cesetlerinin, doranm ve imi ve buz tutmu olarak East River'da ortaya ktn
yazyor; etrafta litrelik Evian ielerini zehirleyen bir manyak cirit atyor, imdiden on yedi
l; bir zombi lafdr gidiyor, halk bu havaya kaptrm, giderek artan geliigzellik, usuz
bucaksz anlamazlk uurumlar.
Ve de det yerini bulsun diye, Tim Price yeniden ortaya kyor, ya da ortaya ktndan
olduka emin olduumu syleyebilirim. Masama oturmu takvimden gemi gnleri silerken
ve de Why it Works to Be A Jerk adl, bro idaresi zerine yeni bir bestseller okurken, Jean
telefonu aldrp Tim Pricen beni grmek istediini sylyor. Korkuyla, Gnder... ieri,
diyorum. Price haval haval giriyor ieri, zerinde Canali Milano'dan ynl bir takm elbise,
Ike Behar pamuklu gmlek, Bili Blass ipek kravat, Brooks Brothers'dan burnu deiik renkte
backl ayakkablar. Telefondaym numaras yapyorum. Karma, zeri caml Plazzetti
masann te yanma oturuyor. Alnnda kk bir leke var, ya da ben yle olduunu
sanyorum. Bunun dnda dikkati ekecek kadar formda grnyor. una benzer bir
konuma geiyor aramzda ama asl daha ksa:
Price, diyorum, elini skarak. Nerelerdeydin?
Ah, yle bir dolatm geldim. Glmsyor. Ama, bak, dndm ite.
Acayipsin. Omuz silkiyorum, ne diyeceimi bilemiyorum. Nasl... nasld?
artc... idi. O da omuz silkiyor. ey... sinir bozucu.
Sanrm, Aspen'de grdm seni, diye mrldanyorum.
Bak, sen naslsn Bateman? diye soruyor.
Ben iyiyim, diyorum ona, yutkunarak. Yayoruz...ite.
Ya Evelyn? diye soruyor. O nasl?
ey, ayrldk. Glmsyorum.
ok yazk. Bunu iyice bir sindiriyor, sonra bir ey hatrlyor. Courtney? Luis'yle
evlendi. Grassgreen? Hayr, Carruthers.
Bunu da sindiriyor. Numaras var m sende?
Ona numaray yazarken, Hani yani, sanki ebediyen ekip gittin, Tim. Olay nedir?
diyorum, yeniden alnndaki lekeyi fark ediyorum, geri baka birisine o leke orada m deil
mi diye sorsam, o adamn (ya da kadnn) lekenin orada olmadn syleyecei duygusu
var iimde.
Ayaa kalkyor, kart alyor. Dnmtm. Sen beni kardn herhalde, izimi kaybettin.
irket deitirmemden tr. Duralyor, inelemek amacyla, Robinson iin alyorum.
Onun sa koluyum, biliyor musun.
Badem? Badem ikram ediyorum, onun kendini beenmilii karsnda uradm
honutsuzluu gizlemek zere bouna bir aba.
Srtm svazlyor. Tam atlaksn sen, Bateman. Bir hayvansn. Su katlmam hayvan.

Katlmadm syleyemem. Clz bir kahkaha atyorum, onu kapya kadar geiriyorum.
O giderken, Tim Price'n dnyasnda neler olduunu hem merak ediyorum hem etmiyorum,
aslnda oumuzun da dnyas: parlak fikirler, geyik muhabbeti, gen adam dnyaya atlr,
gen adam dnyay gtrr.

Beinci Cadde'deki Berdu


Central Park'dan geliyorum, orada, ocuklarn hayvanat bahesinin civarnda, McCaffrey
veledini ldrdm yerin ok yaknnda, kpeklere Ursula'nn beyninden paralar attm.
leden sonra saat dn sralarnda Beinci Caddemden aa doru yryorum, sokaktaki
herkeste hznl bir surat var, hava rk kokuyor, souk kaldrmlarda cesetler yatyor,
kilometrelerce, kilometrelerce, bazlar kprdyor, ou kprdamyor. Tarih batmakta ve
ancak ok az sayda kii, hayal meyal de olsa, ilerin ktye gittiinin farknda grnyor.
Uaklar ehrin zerinden alaktan uuyor, gnein nnden geiyorlar. Beinci Cadde'den
yukar doru rzgarlar esiyor, sonra Elliyedinci Sokaktan aa doru sapyorlar. Gvercin
srleri ar ekimde havalanyor ve gkyzne kar patlyor. Yanan kestanelerin kokusu
karbonmonoksit dumanlarna karyor. Ufuk izgisinin daha yaknlarnda deitiini fark
ediyorum. Bam kaldrp hayranlkla Trump Tower'a bakyorum, yksek, akamzeri
gneinde gururla parlyor. nnde kendini zeki sanan yeniyetme iki zenci bul karay al
paray oyunuyla turist yolmaya alyor. Gidip onlar ortadan kaldrmak igdsne kar
mcadele vermek zorunda kalyorum.
Geen baharlardan birinde kr ettiim bir berdu Ellibeinci Sokak'n kesinin
yaknlarnda partal bir battaniyenin zerine bada kurmu. Yaknna gelince, dilencinin
zerinde yara izleri olan yzn, sonra da elinde tuttuu yazy grebiliyorum. VETNAM
GAZS. VETNAM'DA KR OLDUM. LTFEN YARDM EDN. A VE EVSZZ. Biz?
Sonra beni hemen kukuyla szmeye balayan kpei fark ediyorum, ben efendisine
yaklanca hrlayarak ayaa kalkyor, sonra ben serserinin yanna gelip durduumda, deli
gibi kuyruk sallayarak havlamaya balyor nihayet. Diz kyorum, bir elimi dvecekmi gibi
havaya kaldryorum. Kpek peneleri iki yana ak geriliyor.
Bo kahve kupasna bir dolar alacakm gibi yaparak czdanm karyorum, fakat sonra
dnyorum da: Numara yapma zahmetine niye katlanmal ki? Hi kimsenin seyrettii yok,
hele onun hi. Dolar geri alp ona doru eiliyorum. Varlm fark ediyor ve kupay
sallamay kesiyor. Gzndeki gne gzlkleri suratnda atm yaralar biraz olsun
gizleyemiyor. Burnu canktan ylesine yamulmu ki insan yle bir burunla nasl nefes alr,
hayret.
Sen hibir zaman Vietnam'da bulunmadn, diye fsldyorum kulana.
Bir sessizlik oluyor, bu sessizlik esnasnda o pantolonuna iiyor, kpek alar gibi sesler
karyor, sonra N'olursun... canm yakma, diye gaklyor.
Vaktimi neden boa harcayaym ki? diye mrldanyorum midem bulanarak.
Serseriden uzaklayorum, onun yerine sigara ien bir kk kz dikkatimi ekiyor, Trump
Tower'n dnda bozukluk dilenmekte. Hot! diyorum. Hot! diye karlk veriyor. Bu

sabahki Patty Winters ov'da, ok kk bir iskemleye oturtulan Cheerio marka bir tahll
biskvi bir saate yakn konu edildi. Bugn leden sonra, gm tilki ve vizon giymi bir
kadn Stanhope'un nnde gz dnm bir krk kart eylemci tarafndan yznden
bakland. u anda, sokan karsndaki kr serseriye bakmay srdrerek bir Dove
ikolata alyorum, hindistan cevizli, iinden bir kemik paras kyor.

Yeni Kulp
Yukar Dou Yakas'nda, eskiden Petty's'in olduu mekanda alan World's End adnda
yine bir kulbn al partisinde Harold Carnes'a rastgeliyorum. Bir blmede Nina Goodrich
ve Jean'le birlikteyim, Harold ise barda ayakta durmu ampanya imekte. Telesekreterine
braktm mesaj konusunda onunla yzleebilecek kadar sarhoum nihayet.
Yanmdakilerden izin isteyip barn teki yanna yollanyorum, Carnes'la konuyu tartmadan
nce g kazanmak iin bir Martini imem gerektiini fark ediyorum (ok dengesiz bir hafta
geirdim -pazartesi gn Alf seyrederken alar buldum kendimi). Tedirgin, yaklayorum.
Harold'n zerinde Gleves & Hawkes'dan ynl bir takm elbise, kendinden kabartma desenli
ipek kravat, pamuklu gmlek, Paul Stuart ayakkablar; hatrladmdan daha iman
duruyor. Kabul etmek lazm, diyor Truman Drake'e, 90l yllarn sonunda Japonlar bu
lkenin byk bir ksmnn sahibi olacaklar.
Harold'n, oh tanrm, o pek hafif ngiliz aksanyla hl eskiden beri vazgeemedii
alkanlklaryla evresindekilere yeni bilgiler samakta olduunu grp ferahlayarak, Kes
sesini, Carnes, olmayacaklar ite, deyiverme yrtkln kendimde buluyorum. Carnes
olduka irkilerek ve de az koca kafasnda bir glmseme oluturacak biimde bzlerek
bana doru dnerken ben Stoli Martini'mi dipliyorum. Arkamzda biri unlar sylyor, Ama
bak Gekko'nun bana neler geldi.
Truman Drake, Harold'n srtn svazlyor ve bana tekilerden daha, hmm, ey...
mnasip bir pantolon asks eni var mdr? diye soruyor. Kzyor, kalabala doru itiyorum
onu, o da gzden kayboluyor.
Evet, Harold, diyorum, mesajm aldn m? Carnes nce arm grnyor, ama
sonra nihayet, bir sigara yakarken glyor. Tanrm, Davis. Evet, ne gr-grd. 0 sendin,
deil mi?
Evet, tabii. Gzlerimi krptryorum, kendi kendime deme yahu diyorum, suratma
suratma fledii duman elimle uzaklatryorum.
Bateman'n Owen'i ve eskort kzlar ldr ha? Ks ks glmeye devam ediyor. Ah,
mthiti, harikayd. Gerekten 'ho-o,' Groucho Club'da dedikleri gibi. Gerekten hoo.
Sonra, mutsuz bir yzle, ekliyor, olduka uzun bir mesajd, deil mi?
Salak salak glmsyorum, sonra, Tam olarak ne demek istiyorsun Harold? diyorum.
Gizliden gizliye, iimden bu iko orospu ocuunun siktiimin Groucho Club'a girmesinin
mmkn olmadn, girmi olsa bile, bunu byle dile getirmesinin kulbe kabul gereini
ortadan kaldrdn dnyorum.
Eee, braktn mesaj tabii. Caraes etrafna baknmaya, eitli kiilerle, ku beyinli

yavrulara el etmeye balad bile. Ha bu arada, Davis, Cynthia nasl? Geen bir garsondan
bir kadeh ampanya alyor. Onunla hl gryorsun, ha?
Dur bi dakka, Harold. Nedemekistiyossunsen? diye tekrarlyorum stne basa basa.
oktan skld bile, ne aldr ettii var ne de dinledii, izin istiyor ve Hi. Seni grmek
gzeldi. Aman tanrm, u Edward Towers m? diyor.
Kafam kaldrp dnp bakyorum, sonra Harold'a dnyorum. Hayr, diyorum. Carnes?
Belde.
Davis, diyor i geirerek, sanki bir ocua sabrla bir ey izah ediyormu gibi, hi
kimseyi eletirecek adam deilim, yaptn aka gerekten iyiydi. Ama, hadi be adam,
nemli bir yanln var; Bateman yle mthi bir k yalaycdr, yle burnu boktan kmayan
bir akakdr ki, akan tam yerini bulmad dorusu. Yoksa gerekten iyiydi. imdi, hadi,
McDermott ya da Preston'la 150 Wooster'da ya da baka bir yerlerde yemek yiyelim.
Nktedaansn, ok. ekip gitmeye davranyor.
Nkte-daan? Nkte-daan ha? Nktedaan m dedin Carnes? Gzlerim falta gibi ald,
hibir uyarc almam olmama ramen, elektrik verilmi tel gibiyim. Neden bahsediyorsun
sen? Bateman neymi?
Yahu, aman tanrm. yle olmasa Evelyn Richards onu sepetler miydi? Yani, hakkaten.
Eskort kzlar tavlayamyordu bile, brak eyi... kza ne yapm demitin sen? Harold hl
dalgn dalgn evresine baknmakta, baka bir ifte el sallyor, ampanya kadehini havaya
kaldrarak, A, evet, lokma lokma dorad.' Yeniden glmeye balyor, geri bu kez daha
kibarca. imdi, izninle, ltfen.
Bekle. Dur, diye baryorum,- bam kaldrp dosdoru Carnes'n suratna bakyorum,
kesinkes dinlemesini salamak iin. Anlamyorsun bence. Bu dediklerimin hibirini
anlamyorsun gerekten. Ben ldrdm Owen'. Ben yaptm, Carnes. Ben gvdesinden
ayrdm Owen'n siktiimin kellesini. Ben ikence ettim dzinelerle kza. Makinene
braktm o mesajn tm doruydu; Sfr tkettim, sakin de deilim ank, ilerin bu hale
gelii neden iimi ferahlatmyor, merak ediyorum.
Kusura bakma, diyor, benim patlamam grmezden gelmeye alarak. Gerekten,
gitmem gerek
Hayr! diye haykryorum. Bak, Carnes. Dinle beni. ok, ok dikkatle dinle. Ben-PaulOwen'-ldrdm-hem-de-zevkle. Daha ak nasl syleyeyim? Gerginlikten konuurken
boulur gibi oluyorum.
Ama bu kesinlikle mmkn deil, diyor, bana srtnp geerken. Ayrca bu konuma
elenceli olmaktan kt artk.
Olmas gerekmiyordu zaten, hem de hi! diye kkryorum, sonra, Neden mmkn
deilmi?
Deil de ondan, diyor, beni endieli baklarla szerek.
Neden deil? diye baryorum yeniden mzii bastrmaya alarak, aslnda gerekmese
de, Seni budala orospu ocuu.

Sanki ikimiz de suyun altndaymz gibi gzlerini dikip bakyor bana, sonra kulbn
grltsn bastrarak, gayet net bir ekilde, nk... ben... Paul Owen'la... Londra'da...
iki kere... yemek... yedim... daha on gn nce; diye baryor karlk olarak.
Birbirimize bir dakika kadar gzlerimizi dikip baktktan sonra, ona cevap verecek cesareti
nihayet buluyorum kendimde, ama sesimde herhangi bir otoriteden eser yok, ve de ona
sadece Hayr, ye... yemedin, derken kendim de sylediime inanp inanmadmdan emin
deilim. Soru gibi kyor azmdan, cevap gibi deil.
Bak, Donaldson, diyor Carnes, elimi tutup kolundan iterek, Simdi, msaadenle.
Oh, msaade senin, diye srtyorum. Sonra oturduumuz blmeye dnyorum, John
Edmonton'la Peter Beavers da gelmiler, Jean'i alp eve, bana gtrmeden nce yatmak
iin bir Halcion alyorum.
Jean'in zerinde Oscar de la Renta'dan bir elbise var. Nina Goodrich ise Matsuda'nn
payetli bir giysisini giymiti ve Jean aada kadnlar tuvaletinde olduu halde bana telefon
numarasn vermeyi reddetti.

Taksi ofr
Bu hayat msveddesinin bir krk dkk sahnesini daha yayorum aramba gn,
anladm kadaryla birinin hatas sonucu, ama kimin bilmiyorum, Regency'de Eddie
Lambert'la ve doru drst bir i bulmadan nce benim torbacm olan Peter Russell'la
bomba gibi bir kahvalt ettikten sonra, kent merkezine, Wall Street'e doru giden bir takside
trafikte skm kalmm. Russell'n zerinde Redaelli'den ynl bir spor ceket,
Hacken'dan pamuklu bir gmlek, Richel ipek kravat, Krizia Uomo'dan pilili ynl pantolon,
ayaklarnda deri Cole-Haan ayakkablar vard. Bu sabahki Patty Winters ov crack
karlnda vcutlarn satan liseli kzlarla ilgiliydi ve onu seyredeceim diye az kald
Lambert ve Russell'la olan randevumu iptal ediyordum. Russell ben lobide telefonla
konuurken sipariimi verdi. Ne yazk ki, ya ve sodyum oran yksek bir kahvaltyd ve
daha ben ne olduunu anlayamadan, otlu brekler, yannda Madeira kremasna yatrlm
salam, zgara sosisler ve eki kremal, kahveli kek masamza getirildi, garsondan bir fincan
kafeinsiz bitki ay, dilimlenmi mangoyla yannda brtlen ve bir ie Evian suyu istemek
durumunda kaldm. Regency'nin pencerelerinden ieri szlen sabahn erken saatlerinin
nda garsonumuzun Lambert'n duman tten yumurtalarnn zerine zarif hareketlerle
kara yer mantarlarn soyuunu seyrettim. Hayran oldum, kendimi kaybettim ve benim
mango dilimlerimin zerine de kara yer mantarlarndan soyulup konmasn talep etlim.
Kahvalt srasnda pek bir ey olmad. Bir telefon konumas daha yapmak zorunda kaldm
ve de masamza dndmde tabamdan bir mango diliminin eksildiini grdm, fakat
kimseyi sulamadm. Aklmda baka meseleler vard: Amerika'nn okullarna nasl yardm
edilmeli, gven boluu, yaz takmlar, yeni olaslklarla dolu bir dnem ve bu dnemin bana
neler getirebilecei, Broadway'de birka gn nce al yaplan Kuruluk Opera'da
Sting'i seyretmek iin bilet bulmak, daha ounu almann ve de daha azn hatrlamann
yollan...
Takside, zerimde Ferr, Studio 000.1 kruvaze yakal kamir ve ynl bir palto var,

pantolonu pilili ynl takm elbise De Rigueur, Schoenemann'dan, Givenchy Gentleman ipek
kravat, oraplarm Interwoven, ayakkablarm Armani, gzmde Ray-Ban gne
gzlklerimle Wall Street Journal' okuyorum, kulamda iinde Bix Beiderbecke alan bir
walkman. Journal' brakyorum, Post'u alyorum, sadece 'Sayfa Alt'ya gz atmak iin. Yedi
ile Otuzdrdnc sokaklarn kesitii yerdeki trafik klarnda, benimkinin yannda duran
takside, galiba, zerinde Ralph Lauren bir takm elbiseyle Kevin Gladwin oturuyor. Gne
gzlklerimi indiriyorum. Kevin ban Money dergisinin yeni saysndan kaldryor ve tam
taksisi trafikte yoluna devam etmeden nce garip bir biimde beni fark ediyor. inde
bulunduum taksi birden trafikten kurtuluyor ve Yirmiyedinci Sokak'tan saa dnyor,
aaya Wall Street'e inen Bat Yakas Otoyoluma sapyor. Gazeteyi indiriyorum. Mzie
ve havaya konsantre oluyorum, ne kadar da serin mevsime gre, taksi ofrnn dikiz
aynasndan beni gzetlediinin farkna varyorum. pheli, a bir ifade yznn hatlarn
deitirip duruyor -tkanm gzenek, iine doru dnm kllarla dolu bir ktle.
geiriyorum, hazrm buna, onu yok saymaya alyorum. Bir arabann kaputunu a, sana
onu tasarmlayanlarn kim olduunu sylesin- cmlesi, zihnime ikence eden eitli
cmlelerden yalnzca birisi.
Ama ofr pleksiglas ayrc blmeyi tklatyor, bana eliyle iaret ediyor. Walkman!
kulaklarmdan karrken btn kaplar kilitlediini fark ediyorum- sesi kapattm andaysa
kilitlerin imek hzyla indiini, kardktan kof tkrty duyuyorum. Taksi otoyolun en sa
eridinde yapmas gerekenden ok daha byk bir hzla umakta. Evet? diye soruyorum
kzarak. Ne var?
Hey, ben seni bir yerden tanmyor muyum? diye soruyor ar, hemen hemen anlalmaz
bir aksanla, New Jerseyli de olabilir, Akdenizli de.
Hayr. Walkman'i yeniden kulama takmaya davranyorum.
Tandk geliyorsun, diyor. Adn ne?
Hayr gelmiyorum, sen de bana gelmiyorsun, diyorum, sonra Chris Hagen, diye
ekliyorum.
Hadi, hadi. Sanki terslik varm gibi glmsemekte. Kim olduunu biliyorum.
Filmlerdeyim. Oyuncuyum ben, diyorum ona. Mankenim. l-h, ylesi deil, diyor
acmasz bir sesle.
Valla, -eiliyorum, adn okuyorum- Abdullah, M.K. Kulbe yeliin var m?
Cevap vermiyor. Post'u yeniden ayorum, valinin ananas klnda bir fotoraf kyor
karma, kapyorum ve walkman'imdeki kaseti baa saryorum. Kendi kendime saymaya
balyorum -bir, iki, , drt- baklarm taksimetreye dikiliyor. Neden bu sabah yanma
silah almadm ki? nk lazm olacan dnmedim de ondan. zerimdeki tek silah dn
geceden kalma, kullanlm bir bak.
Hayr, diyor yeniden. Senin yzn bir yerde grdm.
Sonunda bkyorum, rastgele olmasna altm bir sesle soruyorum, Grdn demek?
yle mi? lgin. Sen gzlerini yoldan ayrma yeter, Abdullah.

O, dikiz aynasndan gzlerini dikmi bana bakmaya devam ederken uzun, rktc bir
sessizlik oluyor, acmasz glmseme siliniyor. Yz bombo. Diyor ki, Biliyorum. Arkada,
senin kim olduunu biliyorum ben. Bunu sylerken ban sallyor, az smsk gerili. Demin
haberleri veren dme kapatld imdi.
Binalar grili-krmzl lekeler halinde yanmzdan geiyor, taksi baka taksilerin yanndan
geiyor, gkyz maviden mora, mordan siyaha, siyahtan gene maviye dnyor. Baka
trafik klarnda -ok gibi frlayp geiyor krmzdan- Bat Yakas Otoyolu'nun kar
yakasnda eskiden Mars'n olduu yere alan yeni bir D'Agostino's'un nnden geiyoruz,
gzlerim yalarla doluyor, nk iyi tandm bir yerdi ve alveri merkezine kar nostaljik
hislerle doluyorum, geri ben hayatta durup buradan alveri etmem, nk hemen hemen
her eyim var ve de az kald ofrn szn kesip kenara ekmesini, beni orada indirmesini
syleyeceim, onluun -hayr, yirmiliin- st de ;ende kalsn diyeceim ama yerimden
kprdayamyorum, nk ok hzl gidiyor ve araya aklma gelen bir ey giriyor, akla hayale
smaz, sama bir ey, onun yle sylediini duyduumu sanmak gibi, belki. Sen, Solly'yi
ldren adam. Yz kararl bir ifadeye kilitlenmi vaziyette. Her ey gibi, bunu izleyen
olaylar da ok hzl geliiyor, ama bana daha ok bir dayankllk testi gibi geliyor.
Yutkunuyorum, gne gzlklerimi indiriyorum ve Kimdir, sorabilir miyim bu Sally? diye
sormadan nce yavalamasn sylyorum.
Ahbap, bir 'Aranyor' afiinde suratn grdm senin, diyor gzn bile krpmadan.
Sanrm ben burada inmek isteyeceim, demeyi baaryorum atall bir sesle.
Sen osun, di mi? Bir zehirli ylan trymm gibi bakmakta bana.
Baka bir taksi, yanan, bo, bizimkinin yanndan geiyor salma salna, en az seksenle
gidiyor. Bir ey demiyorum, sadece bam sallyorum. Ben senin... -yutkunuyorum, titreye
titreye, deri kapl ajandam ayorum, Bottega Veneta evrak antamdan Mont Blanc bir
dolmakalem karyorum,- ...plaka numaran alacam.
Sen Solly'yi ldrdn, diyor, beni bir yerden kesinkes tanyor, yeniden inkar edecek
olduumda kabaca szm kesiyor, homurdanarak, Orrospu ocuu seni, diyor.
Kent merkezinde, doklarn oralarda birden direksiyonu krp otoyoldan kyor, arabay son
hz ssz bir otoparkn dibine doru sryor, o an birden ayyorum, pasl bir alminyum
korkuluu alaa ederek suya doru srerken imdi, u anda aklma geliyor ki, tek
yapmam gereken walkman'imi kulaklarma takmak, bylece taksi ofrnn sesini kesmek,
ama ellerim arplm, fel olmuum, ellerim skmaktan birer yumruk haline gelmi, yalnzca
akli dengesinin yerinde olmad aka belli olan ofrn bildii bir hedefe doru tangr
tungur giden taksinin iinde tutsak durumdaym. Camlar yarya kadar ak ve serin sabah
havasnn kafamn derisinin zerindeki kp kuruttuunu hissedebiliyorum. plak, birden
ufack hissediyorum kendimi. Azmda madeni bir tat, sonra daha da ktleiyor. Gzmn
nnde: k gn bir yol. Ama aklmda tek bir avutucu dnce var: zenginim- milyonlarn
aksine.
Sen, yanl tehis ettin beni, diyorum.
Taksiyi durduruyor ve arka koltua doru dnyor. Markasn tanmadm bir silah var

elinde. Gzlerimi dikmi ona bakyorum, yzmdeki akac ifade baka bir eye dnyor.
Saatin. Rolex'in, diyor yalnzca.
Dinliyorum, sessizce, koltuumda kvranarak.
Tekrar ediyor; Saat.
Bu eek akas filan m? diye soruyorum.
k dar, diyor tkrr gibi. Siktir k arabadan.
ofrn bandan teye, n camdan darya, karanlk, dalgal suyun zerinde alaktan
uan martlara dalyor gzlerim, kapy ayorum, dikkatle arabadan dar kyorum, ani
hareket yok. Souk bir gn. Nefesim buharlayor, rzgar alp kaldryor onu, havada evirip
dndryor.
Saat, bok uval seni, diyor, pencereden eilerek, silah bama dayal.
Dinle, ne yaptn sanyorsun ya da ele geirmek istediin nedir ya da ne yapabileceini
sanyorsun, bilmiyorum. Benim hibir yerde parmak izim yok, cinayet srasnda nerede
olduumu kantlayabil-
Kes sesini, diye homurdanyor Abdullah, szm keserek. Kapa u siktiimin eneni.
Masumum, diye baryorum, kesinkes inanarak.
Saat Silah havada sallyor.
Rolex'imin kopasn ayorum, bileimden kaydrp kararak ona uzatyorum.
Czdan. Silahyla iaret ediyor. Sadece nakit.
aresiz, yeni ceylan derisi czdanm karyor ve abucak, donmu hissetmeyen
parmaklarmla ona nakit paray veriyorum, o bomba kahvaltdan nce bir paramatikte
duramadm iin yalnzca yz dolar kadar bir ey. Solly, diye tahmin yrtyorum,
geen sonbahar takip sahnesi srasnda ldrdm taksi ofr, ama o herif Ermeni idi.
Herhalde bir tane daha ldrm olacam, o olay hatrlamyorum.
Ne yapacaksn? diye soruyorum. dl filan gibi bir ey yok mu?
Hayr. dl yok, diye syleniyor, bir eliyle banknotlar saymakta, teki elinde hl bana
doru tuttuu silah var.
Nereden biliyorsun seni yakalattrp ehliyetini iptal ettirmeyeceimi? diye soruyorum, u
an cebimde bulduum ve sanki kan ve sa dolu bir kaba batrlp karlm gibi grnen bir
ba ona doru uzatarak.
Sulusun da ondan, diyor, sonra da, ek unu zerimden, silah kanla lekeli baa
doru sallayarak.
Hadii yaa, diye syleniyorum fkeli fkeli.
Gzlkler. Gene silahla iaret ederek gsteriyor.
Sulu olduumu nereden biliyorsun? Bu soruya sabrl sabrl sorduuma inanamyorum.
Baksana u halinle, gt, diyor. Gzlkler.

Bunlar pahal, diye itiraz edecek oluyorum, sonra hatam fark ederek i geiriyorum.
Ucuz demek istedim. ok ucuz bunlar. Srf... para yetmiyor mu sana?
Gzlkler. Hemen ver onlar, diye homurdanyor.
Wayfarer'lar karyorum ve ona uzatyorum. Son zamanlarda ldrdm btn taksi
ofrlerinin Amerikal olmadklarndan ok eminim ama, belki de gerekten bir Solly
ldrdm. Muhtemelen lrdm. Muhtemelen zerinde benim yzm olan bir 'Aranyor afii
var, eyde... nerde, taksi eyinde- btn taksilerin toplatklar yerde? Ne derler oraya?
ofr gne gzln takyor, dikiz aynasnda kendine bakyor. Sonra kar-yor onu.
Katlyor ve ceket cebine koyuyor.
lmsn sen ank. Ona zalimce srtyorum.
Sen de bok uval yuppie'nin tekisin, diyor.
lmsn sen ank, Abdullah, diye tekrarlyorum, akam yok. Szme inan.
le mi? Sen de bok uval yuppie'nin tekisin. Hangisi daha kt?
Taksinin moturunu altryor ve geri geri uzaklayor benden.
Otoyola doru yrrken duruyorum, boulur gibi ykselen bir hkrmay zor bastryorum,
boazm dmleniyor. Ben sadece... Ufuk izgisine gzm dikerek, bebeke konuarak
mrldanyorum, oyunu srdrmek istiyorum. Olduum yerde donmu gibi dururken, ssz
bir otobs durana yaptrlm bir Kuruluk Opera afiinin arkasndan yal bir kadn
kyor, evsiz, dilenmekte, bir baca zerinde hoplaya hoplaya geliyor, yz birer bcei
andran yaralarla kapl, souktan kzarm, titreyen elini uzatyor. Oh, ltfen ekip gider
misiniz? diyorum i geirerek. O ise bana, senin tran gelmi diyor.

Harry's
Bir cuma akam. Bizden bir grup iten erken ktk, kendimizi Harry's'de bulduk. Grup,
Tim Price, Craig McDermott, ben ve u sralar, ad galiba Plum olan -soyad yok, sadece
ad vartam bir yavruyla kan Preston Goodrich'den oluuyor. Kz aktris/manken, hepimiz
bunun mthi in bir ey olduu duygusundayz gibi geliyor bana. Yemek iin nerede yer
aymaym diye tartmaktayz: Flamingo East, Oyster Bar, 220, Counterlife, Michael's,
SpagoEast, Le Cirque. Robert Farrell da burada, nnde, masann zerinde bir Lotus
Quotrek, portatif hisse senedi kotasyon aygt, dmelerine bastka en son mallar
ekrandan hzla geip gidiyor. Ne giymi millet? McDermott'n zerinde kamir bir spor
ceket, ynl kumatan pantolon, ipek kravat, Hermes'den. Farrell kamir bir yelek giymi,
deri ayakkablar, ynl kumatan binici pantolonu, Garrick Anderson'dan. Benim zerimde
Armani bir ynl takm elbise var, Allen-Edmonds ayakkablar, Brooks Brothers cep mendili.
Baka birinin zerinde Anderson and Sheppard'da dikilmi bir takm elbise. Todd Lauder'a
benzeyen biri, hatt belki o, baparman havaya dikerek odann teki kesine selamlar
gnderiyor vs. vs.
' Rutin sorular yneltiliyor bana, bunlarn arasnda: Cep mendili tamakla beyaz smokin
giymek iin ayn kurallar m geerlidir? Timberlandlerle benzerleri arasnda herhangi bir fark

var mdr? Japon yatam oktan dmdz oldu ve zerinde uyumas ok rahatsz- ne
yapabilirim? Satn almadan nce compact disc'lerin kaliteli olup olmadn nereden anlar
insan? Hangi kravat balama eklinde, dm Windsor dmnden daha iridir?
Sveterlerin yumuakl nasl korunur? Ty hafif krklm deri palto alrken nelere dikkat
etmeli. Ben, tabii, baka eyleri dnmekteyim, kendi kendime kendi sorularm
sormaktaym: Ben bir fitness manya mym? nsan ve topluma uyum birbiriyle eliir mi?
Cindy Crawford'ia kabilir miyim? Terazi burcundan olmak bir anlama gelir mi, eer
yleyse, bu kantlanabilir mi? Bugn Sarah'nn vajinasndan szdm kan onun Chase
Manhattan'daki brosuna, irket birletirme departmanna fakslama fikri sabitiyle yaadm
ve de bu sabah vcut almadm, nk kzn birinin omurlarndan bir kolye yapmtm ve
evde kalp banyomdaki beyaz mermer kvette bir hayvan gibi hrlayp inleyerek otuzbir
ekerken kolyeyi boynumda tamak istedim. Sonra be lezbiyen ve on vibratrle ilgili bir
film seyrettim. En sevdiim grup: Talking Heads-. ki: J&B ya da buzlu Absolut. TV ovu:
David Letterman'la Geceyarsndan Sonra. Hafif iecek: Diet Pepsi. Su: Evian. Spor:
Beysbol.
Sohbet sallana yuvarlana kendi akn izliyor -gerekten bir yap ya da konu ya da i
mantk ya da duygu izledii yok; tabii, kendi gizli, ibirliini andran tonu dnda. Sadece
kelimeler, ve bir filmde gibiyiz, ama perdeye kt aktarlm bir film, nk olaylar birbirinin
stne biniyor. Dikkatimi vermekte biraz glk ekiyorum, nk paramatiim benimle
konumaya balad, hatt bazen ekranda garip mesajlar grnyor, yeil harflerle,
'Sotheby's'de Feci Bir Olay kar,' ya da 'Bakan ldr,' ya da 'Beni Sokak Kedisiyle
Besle,' gibi ve de geen pazartesi alt sokak boyunca peimden gelen park bank dm
bokuma kartrd, o da konutu benimle. zlme -stne gitmemeye alyorum. Gene
de ilk aklma gelen ve konumaya katabileceim soru kaygl bir, 'bir yerde yer
ayrtlmayacaksa hibir yere gitmiyorum, u halde yer ayrtld m, ayrtlmad m?' oluyor.
Hepimizin siyah bira itiini fark ediyorum. Bunu fark eden tek kii ben miyim? Ayrca
yalanc baa ereveli, camlar numarasz gzlkler takm durumdaym.
Harry's'deki televizyon ekrannda artk akamzerleri yaynlanan Patty Winters ov var.
Bugnn konusu, Ekonomik Baar Eittir Mutluluk mu? Bu akamzeri Harry's'deki cevap
kesin bir El-bette" kkreyii, bunu bir bagr ar izliyor, ocuklar hep birlikte neeli
tavrlarla amata yapyorlar. imdi ekranda Bakan Bush'un yln balarndaki yemin treni,
ardndan sabk bakan Reagan'n bir konumas, bu arada Patty zar zor duyulan bir yorum
yapyor. ok gemeden, szleri duymamamza, duyamamamza ramen, bktrc bir 'yalan
sylyor mu, sylemiyor mu' tanmasdr balyor, ilk ve aslnda tek itirazc olan Price,
gerekte bence baka bir eye can skld halde, frsat bu frsat, fkesini bu konuya
yneltiyor, gayet akn bir surat taknarak, Nasl byle yalan syleyebiliyor? Nasl byle
sabiliyor tepemize? diye soruyor.
f yahu, diye inliyorum. Ne smas? Evet, nerede yer ayrttk? Yani bakn, a
olduumdan falan deil, ama bir yerlerde yer ayrtalm istiyorum. 220'ye ne dersiniz?
Aklma geliyor: m
McDermott, yeni Zagat'da ka yldz vermiler oraya?

Kesin gitmem, diye atlyor Farrell, daha Craig cevap veremeden. Orada geen sefer
ektiim kokaya yle bir barsak sktrc kartrmlard ki, M.K.'da smak zorunda
kaldm.
Ya, yaa, hayat bir orospudur, dz dz kudur.
Gecenin dip noktas, diye mrldanyor Farrell.
Geen sefer oraya Kyria ile gitmedin mi? diye soruyor Goodrich. Asl dip nokta o deil
mi?
Bekleme hatlmda yakalad beni. Ne yapabilirdim? diye omuz silkiyor Farrell. zr
dilerim.
Kapa eneni, McDermott, diyor Farrell, Craig'in pantolon asklarn aklatarak.
Dilencilerle kmak ha!
Bir eyi unutuyorsun Farrell, diyor Preston. McDermott un kendisi dilenci.
Courtney nasl? diye soruyor Farrell, srtarak.
Hayr de, yeter, diyor biri, glmeler.
Price yzn televizyon ekranndan teye eviriyor, sonra Craig'e bakyor,
honutsuzluunu gizlemek in TVye doru elini sallayarak bana, nanmyorum. yle...
normal., grnyor ki. yle... dnda gibi her eyin. yle... zararsz.
Kafasz kar, kafasz, diyor birileri. Ge, ge.
Tamamyla zararsz olduu doru, seni gerzek. Tamamyla zararsz idi. Tpk senin
tamamyla zararsz olduun gibi. Ama gene de btn o haltlar o kartrd, sense bizi 150ye
sokmay bile beceremedin, ite, o yzden, ne diyebilirim ki? McDermott omuz silkiyor.
Birinin, herhangi bilinin kesinlikle bunca boka bulanp da gene de byle grnmesini aklm
almyor, o kadar, diyor Price, Craig'i yok sayarak, gzlerini de Farrell'dan karyor. Bir
puro karyor ve onu zgn zgn inceliyor. Bana hl Pricen alnnda bir leke varm gibi
geliyor.
Arkasnda Nancy vard diye mi? diye atyor Farrell, Quotrek'inden ban kaldrarak.
Nancy mi yapt yani?
Bu konuda nasl byle sikindirik cool havalar taknabiliyorsun? Price'a gerekten tekinsiz
bir eyler olmu, belli, sesi ne diyeceini bilemezmi gibi kyor. Dedikodulara baklrsa
rehabilitasyondaym.
Baz kiiler anadan dogma cool oluyor, korkarm. Farrell omuz silkiyor, glmsyor.
Bu cevaba glyorum, nk Farrelln cool olmad o kadar apak ki, Price bana
azarlayan bir bak yolluyor ve de, Ya sen Bateman, senin bu sikindirik zprlnn sebebi
ne?
Ben de omuz silkiyorum. Ben sadece mutlu bir grup adamym. Sonra, erkek kardeimi
hatrlayp onu alntlayarak ekliyorum, Sallan yuvarlan.
O! olabildiini olabildiince, diye ekliyor biri.

Aman, birader. Price konuyu kapatmamaya kararl. Bak, diye sze giriyor, durumun
mantkl bir aklamasn yapmaya alarak. Zararsz bir herif gibi grnmek istiyor. Ama
iten ie... Duruyor. lgim uyanyor, akp snyor bir an. Ama iten ie... Price cmlesini
bitiremiyor, kendisine gerekli olan son kelimeyi ekleyemiyor: fark etmez. Onun adna hem
hayal krklna uradm hem de ferahladm.
ten ie mi? Evet, iten ie mi? diye soruyor Craig, skld. ster inan ister inanma, biz
seni dinliyoruz. Devam et. .
Bateman, diyor Price, bir para pes ederek. Hadisene. Sen ne dnyorsun?
Bam kaldryorum, glmsyorum, bir ey sylemiyorum. Bir yerlerde -TV'de?- ulusal
marmz alyor. Neden? Bilmiyorum. Bir reklam anonsudur belki. Yarn, Patty Winters
ovda, Nell's'in Kapclar: imdi Ne Yapyorlar? konusu var. geiriyorum, omuz
silkiyorum, falan.
Bu, mmm, olduka iyi bir cevap, diyor Price, sonra ekliyor, Sen gerek bir atlaksn.
Bu... eyden beri aldm en deerli enformasyon -parasn sigortann dedii yeni altn
Rolex'ime bakyorum-Hepimizin siyah bira imemizi McDermott nerdi, deil mi? Aman
yahu, canm nasl da bir Sko istiyor.
McDermott abartl bir srtla ban kaldrp bakyor ve, gonca gibi. Uzun boyun. Gzel,
diyor mrldanr gibi bir sesle.
ok medeni. Goodrich ba sallayarak onaylyor.
Nigel Morrison denen sper klas ngiliz herif masamza uruyor, Paul Smith ceketinin
yakasnda bir iek. Fakat uzun kalamayacak, nk Delmonico's'da dier ngiliz
arkadalar lan ve Lucy'yle bulumak zorunda. ekip gitmesinin zerinden saniye
gemeden, arkasndan birilerinin kmseyici bir yorumda bulunduunu duyuyorum, Nigel
m? Kazn teki, halis kaz ezmesi.
Bir bakas: Maara adamlarnn bizden daha ok lifli besin aldklarn biliyor muydunuz?
Fisher hesab kimin elinde?
Siktir et onu. u Shepard ii ne i? Shepard hesab?
David Monrowe mu? Tam foslad.
Aman be birader.
Aman yaa-huuu.
... zayf ve zalim...
Benim ne karm olacak bundan?
Shepard'n oyunu mu, Shepard hesab m?
Ucuz mzik seti olan zengin insanlar. Hayr, iki kaldrabilen kzlar. ...tam hafif sklet...
Ate mi istiyorsun? Ne gzel kibritler. Benim ne karm olacak bundan? Yaa, yaa, yaa,
yaa, yaa, yaa, yaa.
Biri, ben galiba, ade etmem gereken baz videokasetler var, diyor.

Birileri oktan Minolta bir cep telefonu kard ve araba ard, derken, ben etrafa pek de
kulak vermeden Marcus Halberstam'a alacak kadar benzeyen birisinin hesap demesini
seyrederken, birileri, ylesine, kelalaka, Neden? diye soruyor ve de soukkanllmla ve
de sinirlerime hakim olmakla ve de her zaman kendi dalgama taklmakla gurur duymakla
beraber, bunu yakalyorum, fark ediyorum: neden mi? Kurulmu gibi, yle durup dururken,
sebepsiz yere, srf azm am bulunduum iin, szckler azmdan dkl
dklvererek cevaplyorum, zet geiyorum budalalar iin: Valla, olmamak olmaktan daha
iyi, biliyorum ama, yirmi yedi yandaym canna yandmn, ve de, , New York'un bir
barnda ya da gece kulbnde hayat bize kendini byle gsterir, belki de herhangi bir yerde,
bu yzyln sonunda ve de insanlar, yani, ite, ben byle davranrz ve de Patrick olmann
anlam benim iin budur, sanyorum, ite onun iin, valla, yaa ite, m... Ve de ardndan bir
i eki, ve hafif bir omuz silki ve bir i eki daha ve Harrys'in krmz kadife perdelerle
rtlm kaplarndan birinin zerinde bir levha var ve levhann zerinde perdenin rengiyle
bir rnek harflerle u yazl: BURADAN IKILMAZ.

You might also like