Professional Documents
Culture Documents
ABRAHAM MOLES
belirsizin bilimleri
nsan Bilimleri in Yeni Bir Epistemoloji
eviren: Nuri Bilgin
0C30
BELRSZN BLMLER
nsan Bilim leri in Yeni Bir Epistemoloji
Abraham Moles 1920 ylnda Fransa'da dodu. Moles,
II. Dnya Sava'nm acl yllarnda Grenoble, Paris ve
Aix-en-Provence kentlerinde srdrd lisans retimi
srasnda doa bilimleri ve hukuk gibi alanlarda formas
yon kazanp 1942'de elektrik mhendisi diplomas ald.
1952'de Sorbonne'da, o zamanki kurallara gre fizik alann
da iki ayr tez sunarak Docteur d'Etat es Sciences titrini ve
1956'da yine Sorbonne'da biri felsefe, dieri psikoloji-iletiim alanlarnda olmak zere iki tez daha sunarak Docteur
d'Etat es Lettres titrini kazand. Fizik formasyonunda Berger, Husserl, Merleau-Ponty ve Bachelard'dan, sosyal bilim
formasyonunda Moreno, Piaget ve De Jouvenel gibi bilim
adamlar ve dnrlerden etkilendi. Abraham Moles, otu
zun zerinde kitap ve yz elli civarnda makale kaleme
ald. Mays 1992'de ld.
ABRAHAM MOLES
Elisabeth Rohmer birliiyle
Belirsizin Bilimleri
nsan Bilimleri in Yeni Bir Epistemoloj
eviren:
Nuri Bilgin
ODO
NDEKLER
nsz 11
GR
1. Bilgi Olarak Belirsiz 17
2. Batnn Bilimsel Kaderi 18
3. Belirsiz Olgu Kategorileri 20
I. ZAYIF RASYONELLK VE ASGAR BLMSELLK
1. lme ve Kesinlik 23
2. Kesinlik deolojisi 25
3. Belirsizin Alanlar: Zayf statistiksel Geerlik Alanlar 26
4. ngrmeyi Amalayan Bilimler ve Belirsizlik Marjlar 29
5. Determinizm ve ngrme 30
6. nsann Rasyonellii 32
7. Yararl Bir maj: ki Katl Beyin 33
8. "Bilim"in ki Yan: Olumu Bilim ve
Olumakta Olan Bilim 35
9. Bilimsel Zihnin Davrannn Fenomenolojisi 38
10. Bilimsel Dncenin Hammaddesi Olarak Apaklk 40
11. Belirsizin Bilimlerinin Tarihesine Ksa Bak 45
12. Byk Saylar Yasas ve Olgular Aras liki 47
13. Belirsizin Deneylere Girii 49
14. Bilim Dallarnn Ergenlik Dnemi Zorunlu mu? 51
15. Belirsizin, Kesin Olmayann, Mulak Olann Bilimi:
Yeni Bir Alann Douu 52
16. Belirsizin Bilimlerinin Stats 55
indekiler
indekiler
nsz
12
nsz
13
14
nsz
15
16
Giri
Dnyalardan
sadece
birinde yayoruz;
bizimkinde.
18
Giri
19
20
Giri
21
/. lme ve Kesinlik
Belirsiz, belirlinin zdddr. zellikle Bat'da, insan dncesi
kesinlii (precision) elde etmeye, yani dnyaya, birtakm nice
likler ve saylarla ifade edilmi lm sistemleri dayatmaya ve
liinyamn btnn, her kesinden, m atematikinin "boyutlr" dedii lmler a iine sokmaya byk aba harcamtr.
Kesinlikte, bilim i oluturan genel bir kstas grme konusunda
;icaba hakl ktk m?
lme, kkeninde, say ve sayma fikrinden, yani basit arit
metik kitaplarnn bize rettii gibi, iki dizi arasnda kar
24
25
26
27
28
29
30
5. Determinizm ve ngrme
Evrensel determ inizm in Laplace'm yaklak ikiyz yldr
bilim sel dnceyi yneten nl formlnden daha iyi bir
tanm yoktur; "belirli bir anda, doay yneten tm gleri
ve onu oluturan varlklarn birbirine gre karlkl durumu
nu bilen bir zek olsayd ve bu zek, te yandan, tm bu veri
leri zmleyebilecek kadar geni olsayd, evrenin en byk
cisim lerinin hareketleri ile en hafif atomlarnn hareketini ayn
bir forml iinde toplayabilirdi; onun iin hibir ey belirsiz
olmaz, gemi kadar gelecei de bilirdi. nsan zihninin haki
kati aratrm a ynndeki tm abas, onu, tasarladmz bu
zekya srekli yaklatrmaya yneliktir".
Daha modern terimlerle yle diyebiliriz: Tm atomlarn
(evrenin paracklar) konumlar ve hzlar hakknda bilgisi
olan biri bundan hareketle atomlarn etkileim ini hesaplayabi
lecek ve belirli bir andan hareketle evrenin tm evrim ini, tm
detaylarnda karabilecektir. Atmosferin tm blgelerinin hz
larn ve baz atmosfer rneklemleri hakkndaki bilgilerle bl
geler aras etkileim leri hesaplamak, hava tahm inleri yapmak
31
32
6. nsann Rasyonellii
nsanolu rasyonel bir varlk (belki imdilik, belki de asla) deil
dir ve akl, yaammzn olay ve eylemlerinin btnn anlama
ya yetmemektedir. nsan davran, rasyonel dnce (psikologla
rn semantik, denotatif, tmdengelimsel, mantksal dnce ola
rak niteledii dnce) ile irrasyonel tepilerin (impulsions), daha
dorusu rasyonel dndaki tepilerin bir karmdr; bunlardan
biri zihnin, dieri duyarlln etkinlii olarak koullardan kay
naklanan ince (subtil) etmenlere gre ortaya kmaktadr; bu
etmenlerden ou kez etkili olan biri, dnmeye ayrlan zama
nn ksaldr. Dnmek iin duruma, dekora ve deerlere gre
33
34
35
36
37
38
39
Kitap duvar olarak nitelediimiz olumu bilim, b ellej>,i mkemmel, bilin alan sonsuz olan ve daha nce yapt
n her zam an yeniden yapabilen, yani daha nce izdii yolu
Iokrar katedebilen ve yapt hesaplar hatasz ve yorulmadan
lekrarlayabilen bir "evrensel zek"ya gnderir. nceledii konu
lar, tmyle snrlandrlmtr, her birinin deimez bir tanm
vardr; zihnin kurgulardr ve her eyden nce emalardr, ama
bazen son derece tam ve zengin, stelik her gn zenginleen
emalardr. Tm entelektel giriim ler (demarche), yani oradan
buradan, bir para, bir e, bir sayfa veya bir kitap alm ak zere
kitap duvarnda yaplan tm dolamalar, bu duvarn ok kk
bir rneklemini, ancak i yapsnda btnn uyduu yasalara
uyan bir rneklemini alm ak demektir; burada, mikrokosmos
ve makrokosmos birbiriyle baldrlar; birbirlerinden sade
ce boyutlar bakm ndan farkllarlar; para, m antksal olarak
btn temsil eder; bu, aka, mantn dnyasdr.
Bu mantk evrenseldir ve ona, form el mantk diyebiliriz;
zira matematik tarafndan stenografik bir biimde ifade edil
m itir ve byklk deerinden ok, tutarll nedeniyle gzel
bir yap (bilim d bir niteleme) sz konusudur; bu yap iine
sonsuz sayda nermeler sokulabilir; tmdengelimsel zincir
de yer alan tm bu nermeler, daha nceki nermelerle hibir
zaman eliki iinde deildirler. Varsaymlar, kendilerinde ken
di yararllklarnn ve doruluklarnn snrlarm tarlar; dier
bir deyile, gze alnm bir riziko veya epistemolojik bir ihti
yatszlk olan varsaym, olas yanll yapnn geri kalan ks
m n bozmamas iin, amamas gereken "gvenlik alan"nn
her noktasnda snrlandrlm, evrelenmitir.
Poincare, bilim in, pein olarak ve gerektii gibi ngrl
m iddialarndan her birinin geerlik snrlarna geri ekil
mek zorunda olmayan tek dnce tarz olduunu belirtirken,
bu imaja gndermektedir. Sonsuz bir ekilde gnden gne
genileyen bu "olumu" bilim , ideal bir imajdr, ancak son
derece gldr ve her birim izin iine ilemektedir. nsan, bu
bilim iinde hkm sren evrensel zek ile zdelemek iste
mektedir; buna gcnn yetmeyeceini ve pratikte sadece
snrl sayda alanda, hatta bu alanlar birden ok ve birbirin
40
den ayr olsa bile, kitap duvarnda ancak srekli yenilenen bir
abayla hareket edebileceini de bilmektedir. Ancak insan, bir
takm algoritmalara sahiptir; bunlar, formel mantk, matema
tikten yararlanma ve onun zihinsel zayflklarn telafi edecek
dokmantasyon ve yeniden okumalardr.
Olumakta olan bilimin dnce sistemi, bundan tmy
le farkldr; yukarda bunun birtakm duvarlar ve koridorlarla
dolu bir olabilirler alannda (Lewin'in topolojik alan) zel bir
zihinsel anlayla dolamak olduunu belirttiim iz bu dn
ce sistemi, bilim sel aratrma ve kefi ifade eder. Buradaki
duvar'lar, zihinsel niteliklidir; insann doru veya yanl oldu
una, alm asnn olanakl veya olanaksz olduuna inand
eylerden hareketle zihninde "hissettii olan akszlk lard r;
bu durumda bulunan aratrm acnn zihnindeki bilin alan,
son derece snrldr; laboratuvarmdaki doann eleri stn
de alrken veya dnyay gzlemlerken oynad bedava oyun;
fantezi, iirsel kurgu ve hatta yntemsel aptallk veya zaman
zam an da kt niyet gibi uygulam alarla yenilenir.
nsan, her an, entelektel bir eylem peyzaj oluturur;
yapabileceklerini, yapmak istediklerini, sahip olduu ve gr
alannn bir kenarnda tuttuu olanaklar dnr. Zaman
zaman, bu gr alan, tpk bir insann bir sokan ucun
da geni bir meydan veya perspektife almas gibi, aniden
geniler; yani olabilirler alannn bykln birdenbire artt
ran bir tr aydnlanma olgusu sz konusudur.
4 1
42
dir. u imaj, bunun yerini, bir bakas da onun yerini alr; onla
r birbirine balayan balar, arm, dntrme, geniletme,
bak as deitirme, shifting gibi entelektel yaratma sorun
laryla uraan tm aratrmaclarda, srekli yeniden bulduu
m uz terimlerle ifade edilen olgulardr.
Bununla birlikte, burada, salt rastlantsal bir olumsallk sz
konusu deildir ve bu nokta ok nemlidir; matematikiler, salt
rastlantsaln (aleatoire pur), evrenin en mkemmel ve dolay
syla en nadir biimlerinden biri olduunu, oktan beri gster
mitir. Yine burada, oyunun kurallarm kabul etm enin ve oyu
nu oynama istei tamann, zorunlu olarak, oyunun sonucu
nu kabul etmeyi ierdiini varsayan bu kanlm az m antksal
gerek de sz konusu deildir. Burada, bizim logos dediimiz
ey, birtakm kurallara uyan -v e dolaysyla bir heuristik'in*
konusu olarak gzlenebilir o lan - bir hareket tarzdr; ancak sz
konusu kurallar, tmdengelimsel evrenin kurallar deildirler.
Aslnda, bu bizim, balangta mulak olgular olarak nitele
diimiz ve zaten kendileri de belirsiz olan, snrlar net olma
yan, mulak ve ak tanm l kavram lar reterek hkim ola
bildiim iz olgulardr. Ancak burada vurgulam am z gereken
nokta, zorunluluktur; biz akla gre dnmyoruz, akl zihnin
polisidir; fakat bu, yasasz dnyoruz anlam na gelmemek
tedir. Bu zihinsel durum, ok sayda ve zellikle matematiki
lerden gelen ("nce buluruz, sonra kantlarz") birtakm kant
larna sahip olduumuz bilgi m ekanizm asnn bir parasdr;
zihinsel bir peyzajdan, nadiren geni perspektiflerde ve ou
kez de, zihnin karanlk koridorlarnda bulunan bir baka pey
zaja uzanan bu dizisel balantlar alt mantksal (infralojik) ola
rak nitelemek abartma olmayacaktr.
zetle, benzetmelere sk sk bavuran bu zmlemeden,
"bilim adam nn zihniyeti"nin iki tarznn olduu sonucu k
maktadr. Olumu bilim , belirsiz ve mulak olan her eyi,
m antksal hata olan her eyi kendi binasnn dna atmak iste
dii lde -Peano, bu bilim in, nermelerinin hatasn, bizzat
bu nermelerin biim i araclyla elemek istediini belirtm ek
tedir-, varsaym lardan yararland zaman, onlar bir yanllk
* Yenilii, bu lular konu alan bilim dal, (.n.)
43
44
45
46
47
48
zin biimlerinin dnceyle dzeltilmelerinden/ayarlanmalarmdan (rectifications) ibaret olduklar grne duyulan gveni
glgelemi ve hatta ykmtr.
Heisenberg'in belirlenemezlik (indetermination) ilkesi, bizi
daha da ileri gtrmtr; bu dnyann "paracklarndan
(particules) her birinin betim sel ik i esinin (hzlar ve konum
lar) birbirinden ayrlamaz bir ekilde bir belirlenemezlik iliki
si iinde birbirine bal olduunu, yani elerinden biri hakkndaki bilgim iz arttnda dieri hakkndakinin azaldn ifade
eden bu ilke, dnyann belirsizlii iddiasnda, bize kesin bir
adm daha attrmtr. Bu, belirsizliklerin, varolan teknikleri
m izin belirsizlii saylan ve bu tekniklerin gelimesi lsnde
azaltlabilecei dnlen sonlu ve istikrarl bir dnyaya veda
etmek demekti. Bu ilkeyi, yzyln bandaki en ak zihinlere
ve kltre hazmettirmek 40 yl almtr. Demek ki, belirsizlik,
eylerin bizzat doasmdadr. O zam andan beri, insan dnce
sinin en salam aletlerini, yani atom ya da elemanter parack
aletlerini sorgulayan subnkleer zmleme, evrenin portresi
ni ok zor anlalr soyut bir sisteme dntrmtr; bu sistem
okumu da olsalar, iimizden ou iin nfuz edilemez nitelik
tedir; eer elimizden gelirse onu sadece matematik yoluyla kav
rayabiliriz.
Byk lekte de dnya belirsizdir; ancak bu kez, eleman
ter paracklarn dnyasnn ilkesel belirsizlikleri nedeniyle
deil, onu kavramaya ilikin eitli yetersizliklerim iz nedeniyle
bu byledir. "Kesin" bilim lerin istedii deney koullarn yeri
ne getirmeye ynelik yeteneksizliim iz (inaptitude) srekli ve
daima geici olarak ortaya kar ve burada belirsizlik ad altn
da bu tr kapasite eksikliklerini gruplandryoruz.
Burada savunduumuz belirsizin bilim i adna, -y zyln
en byk entelektel baarlarndan biri de o lsa- dnyann en
kk eleri konusundaki gelimelere eilmemiz, bize fazla
bir ey salamamtr. Belirsizlik, belirlilik aray iinde kar
m za kmtr; balangta zorunlu bir kt iken, sonra kt
nn zorunluluuna dnmtr (Tanr zar oyunu oynar m,
oynam az m?) ve nihayet, m ikrofiziin zel dnyasna kapa
narak, gnlk dnyaya hi karm ayan epistemolojik bir koul
49
50
51
52
53
54
55
56
ve bunun uygulama biimleri, incelenen konularn zgl epistemolojik niteliklerine gre deiir.
Bu yntemler, burada, sosyal bilim lerin (belki dnme
den, daha ok da daha kolay olduu iin) yzyln bandaki
kurulu dnemlerinde doa bilim lerini taklit ederken stlen
dikleri borcun denmesi saylabilirler. Zira olgular dnyas
(gzlem aralaryla donanm zihne "grnen" dnya), cisim
lerin d, elektrik yasalar gibi deimez ve istikrarl eyle
rin gzlemini kolaylatran belirlinin dnyasn byk lde
amaktadr. Doann kesin bilim lerinin, gze batan baarlarn
da, ak seik alanlara ekilerek ve entelektel konfor ve konform izm motivasyonlaryla belirsizi ihm al ederek, bir bak
ma, bilim in kendisine ihanet edip etm edikleri sorgulanabilir.
Muhteem Fizik, ou kez, hissedilen, fakat yazlmayan "tm
bunlar ak deil, mevcut olam az" bahanesine snarak bilgi
etkinliinin nemli bir yann ihm al etm i olabilir mi?
57
18. Sonu
Dncenin dnyas bize iki trl grnmektedir; bir yandan
duvarlar, dncenin etii olduu iddiasn tayan evrensel
bir mantn kurallar tarafndan ina edilen bir labirent gibi,
te yandan ise bu labirentin planna tepeden bakan ve hatta
onu ezen ve ilke olarak sonsuza kadar uzanan bir bilgi duvar,
58
olumu bilimin dikey bir duvar gibi... Bilim sel kurum yneticile
ri, yani bilgi duvarnn atlaklarn onaranlar, bekiler, ahlak
lar, (doru) "olann" kat muhafazakrlar, evrensel mantk
adna, bireyin dolat labirentte dt hatalar zerine yar
gda bulunmaktadrlar; zira ona gzleriyle hkim bir konumda
yer alm akta ve kendi etiklerinin deimezliinin yol at bir
ksrlkla ve edilgin bir bakla tepeden bakmaktadrlar.
Bu kitap, bazen mantknn bazen de psikoloun diliyle
belirsiz kavram larn varln ve biim lerini ortaya koymay ve
bunlarn, zihnin yaratmaya ynelik ileyiinin, zihinsel davra
n ve taktiklerin verileri olduunu gstermeyi amalamaktadr.
Daha sonra, sadece ayn rasyonel dncenin farkl dalla
r olan farkl bilim lerin (Carnap) farkl geliim dzeylerine ait
olduklarn, belki de bu bilim ler daha da ilerlediinde sonun
da elenecek olan belirsiz kavram lardan farkl ekillerde yarar
landklarn gstermeye alacaktr. Dnce alanm z, ou
kez insan bilim leri olacaktr. Ancak, bunlarn kendi nitelikleri
nedeniyle de, tarihsel nedenlerden tr, kendi alanlarnda yer
alan, ancak metrolojik "kesinlik" kstaslarna uymayan veya
yksek bir ngrlebilirlik tam ayan bilgi alanlarn inceleme
ye cesaret edememi olan dier doa bilim lerine de modeller
nerdiklerini gstermeye aba harcayacaz.
Burada ve imdilik, bize belirsiz grnen kavram ve olgu
lar ynlendirmeye yarayan baz yntemleri -b ir baka deyile
zihinsel algoritm alar- ortaya koyacaz. Nihayet, yaratc re
tim in zgrle bal olduu noktasndan hareketle ve baz
rneklerden kalkarak, engelleyici kurallarn ok net ve otur
mu olmas yznden, yaratcln, VVallas'm deyimiyle, bir
"esinlenm e"den ok bir kombinatuvar gibi grnd alanlara
kyasla, belirsizin alanlarnda daha fazla yenilik akm olduu
na iaret edeceiz.
60
2. Akln Hastalklar
Bilim sel dncenin, birtakm hastalklar olmutur; tm antirasyonalist, m istik akmlar, mevcut kanallar tarafndan yeterin
ce doyurulm am dinsellik basks, zihinlerde varln srd
ren eitli batl inanlar gibi... Bunlarda, bilim in her eyi hemen
aklamay reddetmesi ve bilim in bir gerekletirmeden ziyade
bir giriim olmas gerei rol oynamtr.
Geen blmde, burada ve imdi "olumu bilim " dedii
m iz bilim , "bugn iin tam amlanm , yarn deiecek" dn
cesinin somutlamasndan baka bir ey deildir. Bir zamanlar,
m neccim ler ve khinler -Fransz Devrim i'nin ardndan gelen
karklklar srasnda byk bir gsteriye dntrlm
o lan - A kl Tanras'na tapnrken, fazla ciddiye alm adan ironik
bir yarar salamak bakm ndan Bilim tanrsnn gcnn far
kna varm lar ve bilim in, evrensel olarak inandmz tek ey
olduuna bakarak, kendilerinin de "bilim adam " olduklarn
iddia etmilerdir. Bilgisiyarda astroloji, hem cehalet temelin
de hem de ortalama insan zihninin gnlk yaam a geirilm e
si g bir dnce etii dzeyine ykselme kapasitesine sahip
olmay temelinde gelien bu tip abartmann, bu entelektel
hastaln zirvelerinden biri saylabilir. Tm bilim lerin ardn
da, bir "sahte bilim ler" defilesi vardr ve Kepler'in, Bohemya
61
62
63
64
65
66
67
68
Belirsizin Bilimleri
69
ilikleri gelitiren bir bilimdir; deneysel uygulamalarda, karikaIiirc ou kez bilim adamna yol aar ve daha sonra desinat
rn sezgisel yoldan ona verdiklerini bilim adamna devreder.
_g ^
70
71
I iskiden, fotoraflk, bir k sorunuydu; oysa bundan byl\ l.ramal mikroskop ilkelerine yakn ilkeler stne temellen
in i U'matik grselletirme olarak drt temel nokta ieriyor:
1) Belirli bir noktada d dnyann bir esinin herhangi
m fiziksel zelliinin seim i ve genellikle elektriksel nitelikli
m i "lme" sayesinde bu zelliin bulunup ortaya karlmas.
2) Evrenin bir parasn belirli ve tannabilir (noktalarn
.nresi) bir dzen iinde ta ram a (scanning) ve bu keif s re
nin', bir harita oluturm ak zere gerek dnyay nokta nokI.i ( i i r a y a n ve bir nceki maddede belirtilen detektrn d a h il
t'il ilmesi.
3) Varolan teknikleri, bugnk halinde bir bilgisayar bel
lerinden (byk kapasitesi nedeniyle) baka bir ey olmayacak
mi- bellekte depolamak (yakn zam anlara kadar, bilgisayar bel
irdi yerine saysal izelgeler hatta not defterleri kullanlyordu).
4) Ele alman bir N (x, y) noktasna gre seilm i zelliin
leiimlerinden hareketle bir imajn yeniden oluturulmas ve
hnu yaparken de, alc konumundaki insann gzn etkileme
kolayl nedeniyle seilmi, leklendirilebilir "optik" bykliik/deiken ile orijinal byklk arasndaki oran korumaya
'.lmak. Tematik harita almas yapan kii, ite bu ekilde,
yeil alanlar, verim li topraklar veya aka bilincinde sahip
olduu herhangi bir corafi zellii (Rimbert) temsil etmek
i izere eitli renkleri veya younluklar semektedir. Biyolog
da, yine bu ekilde, bir dokunun bir noktasnda belirli bir mikIardaki suyu yeil renkle, b ir baka noktadaki farkl bir suyu
ise krm z renkle (kromatik lekler veya yelpaze) gstermek
ledir. Sentez boyutunun seimi, temsil edilebilirliin ve temsil
kolaylnn ilemsel gerekleri tarafndan btnyle belirlen
mitir, bir baka etmen sz konusu deildir.
72
73
74
Aranan bir sinyalin (rnein, bir grntyle kark bir tiz ses)
elerinden biri veya dierinin frekans iyi bilinirse, bu sesin
"hareketli bant" a priori olarak soyutlanabilir ve grltden
ayrlp ortaya karlabilir. Bu kavramlar, genelletirilerek ve
onlara enformatik dzenekler (artifice) uygulanarak, beklenen
sinyalin frekans byk bir kesinlikle bilindii lde, herhangi
bir grlt dzeyine kyasla son derece kk bir sinyalin ayrdedilebilecei kantlanabilir; ancak bu son derece dar bir hare
ketli bant filtresi (ya da buna tekabl eden bir bilgi ilem) gerek
tirir. Ancak, bu durumda, sinyal analizi, baka taraflardaki her
yerde ortalama geniliklere (amplitudes) kyasla filtre yelpaze
sinde srekli bir genilik sapmasnn aratrlmas olduundan,
bunu yapmak iin, zmlemeye gittike daha ok zaman ayrl-
75
m.s gerekir (Kupfmuller); aa karma veya yakalama, bura l,, sadece bu sapmay lme anlamndadr.
Bu, bizi, grltye kyasla bir sinyali ortaya karm ann
y. da belirli bir ambiansta bu sinyalin alglanm asnn belirsizlik
ilkesi denilen eye gtrmektedir:
Bir sinyalin niteliine ilikin hata ile sinyalin geniliine ili
kin hatann arpm (Fourier'nin analizinde frekans veya e
lerin frekanslar toplam), gzlem sresiyle ters orantl bir
deimez/sabittir.
76
77
78
79
80
deney ncesi bir kayg konusu, rutin ve hatta idari bir sorun,
ama byk hacim li bir i (hatrlayalm ki ortalama istatistiksel
hata, sadece rneklemlerin byklnn karesine bal ola
rak azalmaktadr) haline gelmektedir. Denek aray, yenilie
ulam ak iin daima en iyi strateji olmayan bir kesinlik gerei
plannda, aratrmay karmaklatrr; aratrmacya, onu dar
anlamda ilgilendiren deneyle dorudan ilikisi olmayan ve
daha ok kk ilan piyasasyla balantl bir yk getirir.
Ancak zellikle, rnein, bizim daha nce yaptmz
gibi, byk iletm elerin yeleri veya mhendislerinde yenilik
m ekanizm alarna ilikin bir inceleme yapldnda, denekler,
daha nadir ve pahaldr. Panel im alat yapan verimli endst
riler (deneklere saat bana 40 dolar, denek istihdam n sala
yanlara ise saat bana 30 dolar deniyor) ortaya kmaktadr....
zetle sosyal bilim lerde aratrma, kesin olsun veya olmasn,
bundan byle yksek bir paha gerektirmekte ve eitli sorunlar
iermektedir. Buna bakarak, sosyal bilim lerin, kredi bulm asn
salayacak bir itibar kazanacaklar ngrlebilir mi?
Oysa, ok deil, yakn zam anlara kadar, geleneksel olarak
btn bilim lerin anasfelsefeye bal olan belirsizin bilim le
rine ait bu tip aratrma, kesin bilim lerin devasa laboratuvarna
kyasla zayf maddi olanaklar gerektiren bir etkinlik gibi grl
mekteydi, beeri veya sosyal bilim lerin kredileri, doa bilim lerininkinin onda biri ile yzde biri aras bir orandayd. Bu a
dan, psikanalistlerin yaknm alarn biliyoruz; kesin bilim ler ve
dier baz alanlarda alan aratrmaclar, psikanalizin az para
gerektirmesine bakarak, elde ettii sonularn da fazla muteber
olmad, fazla bir deer tamadn dnmektedirler.
Bu durum, deimektedir; nce, verilerin istatistiksel
zmlemelerinde bilgisayarlar devreye girm itir; ok yakn
yllarda, dnyann en byk bilgisayarlarndan biri olan Illiac,
% 70 orannda psiko-lenguistik almalara ayrlmt. Sosyal
bilimler, istatistiksel aralar yardmyla, onlarda dzenli biim
ler kartarak mulak olgular kefetmekten ibaret olan yapla
r nedeniyle, abucak ok byk octet' tketicileri haline gel
miler ve byk bteler harcar olmulardr.
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
arayan ve benimseyen reklamc tutumda dlerin ve imajinerin neminin bir kantn buluyoruz. Reklam, kendini "salatalk
st" ideolojisinin hizmetine koyacak ve onu ya etkin bir ekil
de yceltecek (promosyonunu yapacak) veya aksine, ezelden beri
gizli kalm eylerin aydnlatlmasn biyoloa brakarak "taze
adaay"nm farmakolojik erdemleri adna bu ideolojiyle mca
dele edecektir. Buna karlk, reklamcnn iledii konudan bt
nyle bamsz olarak, onu kullanan bir bilim, ikna sanatnn
veya retoriin bilim i vardr ve bu, reklamcnn gerek teknolo
jisidir. Bu bilimin, eitli deney ve uygulamalar kapsayan ciddi
didaktik kitaplar olabilir. Burada, doal olarak, bu tr dnce
lerin ierilebilecei etik sorunlar bir yana brakyoruz.
Demek ki, zayf etkileim in (gzlem etkileimi) olduu
kadar, gl etkileim in de (deney etkileimi) snrlar var
dr. Varyans analizinin snrlar, bu analizin baz sonular elde
etmek bakm ndan gerektirdii gzlemlerin niceliiyle ilgilidir
ve karamsar bir ekilde yle bir sonuca varlabilir; bizi gele
cee hkim olma plannda birletirmesi dolaysyla etimolojik
anlamda yeni bir "din" olan bilim sel dnce, gnlk yaam
mzn ok kk bir ksm n oluturmaktadr.
Broglie'nin dedii gibi, bilim , zihnin byk bir yapt, bel
ki de en byk yaptdr; fakat bilim in ilerlemesi ve yaam m
z yava yava fethetmesi, onun, yaam m zda en temel rol
oynad anlamna gelmez. Bir varoluu yle diyecektir: "Bi
zim acelemiz var" ve sonu olarak, ona gvenemeyiz; elbette,
bu, onu gelitirmekten ve yaam m zn her anma girm esini
salamaktan vazgemek zorunda olduumuzu ifade etmez.
Zira zihnin byk bir yapt olm ann tesinde, bilim sel dn
ce, zellikle bir tutumdur, her zam an sorgulanan ve her zaman
yeniden balanan, srekli hayal krklna urayan, bilim sel
olarak dnme iradesidir.
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
Burada yeni bir kavram daha tasarlayabiliriz; gizli laboratuvar kavram. Bu kavram, kurgu-bilim yazarlarnn fantazilerinden kmamtr; deli biyolog veya Mandrake'in dnyaya ege
men oluu gibi dncelerin dndaki baka fikirlere dayanan
bu gizli laboratuvar kavram, ticari pazarlar tarafndan gl
bir ekilde tevik grebilecektir. Bugn, bunun zellikle biyolo
ji ve tpta baz rnekleri mevcuttur. Ayrca bu hayalet kurumlar,
insann yaratc tutku veya srrealist irade gibi tpk hmanizm
kadar ok temel drtleri tarafndan motive edilmekte veya edi
lebilir niteliktedir. Ama, bilim de zaten byle domutur.
Bu durumda, ktlk, hakikatin belirli alanlarda arat
rlmasnda, belki de daha akas bu hakikatin sonularnn
byk olduu alanlarda aratrlmasmdadr. Kukusuz, aratr
ma byk yatrmlar, byk donatmlar ve byk olanaklar
gerektirmektedir ve tm bunlar, hem m ali birim lerin bilgisa
yarlarndan ve hem de uluslararas gzlem uydularndan fark
edilmektedir. Ama yle grnyor ki, insan zihninin, sosyal
kontroln boluklarnda srekli yer bulm a kapasitesi, bir ka
yzyl nce byk engizisyoncular denilen insanlara benzete
bileceimiz, hakikatin denetilerini yanltmak/oy unlarn boz
m ak asndan hi akla gelm edik kaynaklara sahiptir (bu da
kendiliinde bir bulutur).
103
104
105
106
108
109
110
111
112
j
|
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
7. Olgularn Kefedilmesi
Burada Hegel anlamnda bir fenomenoloji sz konusudur.
Bunun ilk aamas bizim etrafmzdaki evrenin evriminde ve
dnyann seyrinde grnen dzenlilikleri aratrmaktr; sz
konusu evren, insan bilim leri iin, psikolojik, sosyolojik, eko
nomik vb niteliklidir; yani insan ve tepkilerini obje olarak alan
bilim lerin evrenidir. Burada aslnda, Merton'un serendipity pattem adn verdii haberdar gzlemcinin naif gzlemi sz konu
sudur; bu gzlem, zihnin, gzledii eyden mesafeli durmaya ve
zellikle ondan kopmaya, dnyadan daha sonra yeniden girmek
zere dar kmaya ynelik kiisel abas iinde olumaktadr.
Gzlem ci ile gzledii eyin ayrlmasn vurgulayan bu
zgl zihinsel eilim, eylerin dolaymz anlamn, yani obje
nin dolaymsz ilevini veya davrann nominal amacn kabul
etmemeyi, geici olarak reddetmeyi iermektedir. Bu Husserl'in
parantez iine koyma (Einklammerung) dedii eyle byk l
de ilikili grnmektedir. Bu bir bakma, dnya veya insanla
rn bize gnderdii mesajn "anlamn", ieriini reddederek
bu m esajn ve onu tayan kanaln ayrdedici niteliini, iereni
dikkate alma, bir baka deyile ierenin lehine, ierii reddetme
yaklamdr. te bilim sel srecin tam bu noktasnda, biim,
fondan ayrlmakta ve gzlemci objenin kenarlarn (contours)
belirlemektedir. Daha nce, Gebser'in syledii ve Picasso'nun
da zl bir ekilde yineledii bir sz var: "nce bulurum, sonra
ararm". Bir noktay hatrlayalm: "erik zmlemesi" denilen,
iletiim bilim lerinin bu byk teknolojisi, her zaman ve nce
likle, ierenin zmlemesidir; zira gerek gizil ieriin, ierenin
uyduu kriterlerden kaca dncesine dayanmaktadr.
Burada, zellikle sosyal bilim lerde olmak zere, olaans
t bir ekilde genel bir sre bulunmaktadr. Psikolog, dnya
da yaar, dnyadan bir deneyim alr, biim lerin ortaya k
n grr ve en azndan bu aamada, orada kalr; terim in dolu
anlam nda, ayrdettiini sand biim leri ilemeden nce bilin
cine yerletirm e dnemi yaar. Bu biimler, -b ir bakm a zaten
zihnin bir inas olan - olgular olmaktan ziyade, o an iin, alg
sal alanda olaylarn dzenlilikleridir sadece; yani psikologun
129
130
131
d iugramatik" sre de ayn erevede deerlendirilebilir. Bunl., epistemologlann imdiye kadar zerinde ok az durduu
v.mtc dncenin temel aamalardr.
S. Kstaslarn Ykselii
/ilinin az ok keyfi olarak alglanm olan, ama baz varyas
yonlar iinde dzenlilik ve tekrar kstaslarna byk lde
uyan biim leri depolad ve yukarda iaret edilen "zihnin
.kya alnm as" olgusunda bundan sonraki aama, birtakm
(i kirlerin ykselm esidir; burada, birtakm olgular, olaylar veya
kvranlara, daha genel bir deyile, daha nce ele alnm, bir
losyada, bir ekmecede, seyahat notlarnda veya laboratuvar
defterinde depolanm biimlere bal karakteristik zellikler
veya kstaslar konusundaki "fikirler" sz konusudur.
Bu yeni sre, szcn dolu anlamnda, "ayrdedici zel
likler" bulmak, yaratm ak anlam n tamaktadr; burada "ayrdedici" terimi, bu kstaslarn bir olaydan dierine, deerlendiri
len eyin bir item inden dier bir itemine olabildiince deime
si anlam ndadr ve bu kstas d dnyadan gelen zihinsel
biimler deposu iinde iki trl deiebilir; ilk olarak ya hep
ya hi tarznda deiir ve bu, sz konusu kstaslarn varolmas
veya olmamas dem ektir; ikinci olaraksa insani olgularda ou
kez grld gibi, kayda deer bir lde deiebilir.
Kstasn var olm asn veya olm amasn (ikili kstas: critere binaire) ieren basit durum, daha nce Leibniz'in grd,
daha sonra Roman Jacobson ve nihayet Shannon'un vurgula
d gibi, derin heuristik anlam bakm ndan nemli bir role
sahiptir. Kukusuz, "evet" ve "hayr"n basitlii, kategorile
rin oluturulm asnda ve anlalm asnda nemli bir aamadr;
gzlediim item, ben im ilgilendiim olgularn kategorisine
ait midir, deil m idir? Bu kategori, benim o anda icad etmek
te olduum ve geerlilii hakknda ok daha sonra bir kanaate
varacam bir kategoridir.
Bu kstas veya kategori fikri, keyfidir/uzlamasaldr; en
azndan balangta byle grnmektedirler. Spinoza'ya gre
132
133
9. lme Aamas
Aratrmacnn listesine dahil ettii ayrdedici zelliklerin her
birinin lm, metrum fikri, bu aamada devreye girmektedir.
Evet ve hayrla ifade edilen ikili kstaslarn dnda, belirsizin
bilimlerinin ou ve zellikle sosyal bilimler, gzlemin zihinsel
blmlerde (kutular) hazmedilmesini ieren bu aamada, zaten
nicel olan (Bkz: lmeci zihnin temel genetik kstaslar) ifade
keyfiliklerinin az ok keskin algsna dayanmaktadrlar, ancak
greceli bir uygunsuzluu da fark etmektedirler. "Biraz, ok",
"gibi", "herhangi bir ekilde" tarzndaki ifadeler, aratrmacya
bir niceliin bir tr sinirsel kant rahatszln hissettirmekte
dir; bu rahatszlkta, aritmetiin ona nerdii saysal lek, uzak
ama aba gerektiren bir ideal gibi grnmektedir.
Sosyal bilimciler bu olaya ok duyarldrlar. Daha sonra
greceimiz gibi, mesleki planda bu tip srelerden uzaklaan-
134
135
136
i 37
138
139
140
141
14. Sonu
ki blmde, meru olarak "belirsizin epistemolojisi" denile
bilecek bir epistemoloji ortaya konmutur; burada epistemo
loji terimi, etimolojik znde logos anlamnda kullanlm tr;
142
143
144
145
1. Yapsal Varsaym
Yapsal varsaym, yukarda da belirttiim iz zere u dn
ceye dayanr: Gereklii, az sayda tipe ait olan ve yap deni
len eyi oluturan, bilinebilir nitelikte birtakm yasalar veya
kurallara gre dzenlenmi ve az sayda tipe ait olan elerin
veya atomlarn bir kombinezonu olarak ele almak, her zaman
olanakldr ve ou kez yararldr. Genel bir koordinatlar er
evesinde temsili noktalar bir btn halinde toplayarak ifade
ettii grgl verileri zmledikten ve bylece bu nokta km e
lerinin merkezi esi olan tipleri tanm ladktan sonra, sosyal
bilim ler teorisyeni, snrl sayda tannabilir, temel eler veya
atomlar kombine ederek gereklii ina etmeyi salayacak bir
aklam a modeli aratrr. ou kez yapsalcnn temel ii olan
n almada, bu atomlarn nitelii ak seik olarak saptand
zaman, teorisyenin, birtakm kurallar yerletirmeye ynelik
almas balar; bunun iin a) M inim um sayda olabilir atom
147
148
149
150
151
152
peyzaj, bir grnt veya bunlarn bir paras ile ifade edildii
dnyann herhangi bir yanm a geniletilmesinin/yaylmasnn
belirtilerek ve ilemsel bir tarzda kabuln salayan "grn
meyen okul"un almalar stnde odaklamtr.
153
154
155
Bu konuda en basit yntem bunlar desen ve kroki yoluyl. temsil etm ek ve gzlemektir; bunlar ok basit "bitkisel obje
lerdir. (Zaten onlar bu zmleme iin bu nedenle setik.)
Desinatr, eitli kaktslerin ok sayda tem sillerini olutu
rarak, aslnda onlarn -sa lt kendi temsil dzeyinde-, belirli bir
mesafeden bakldnda nispeten kalplam birtakm elerin
reitli kombinezonlarndan baka bir ey olmadklarn, abu(.1 k kefeder; grne gre kaktsler, esas olarak, aa yukar
Irk renkli birtakm silindirlerden olumakta, silindir boyunca
l.rkl uzunlukta dikenler bulunmakta ve dikenler, kendi uzun
luklaryla orantl bir dzende sralanmaktadrlar.
Desinatrn kalem oynatlaryla hkim olmas gereken
ve kendi kendine nerdii ilk genel birim, ok az belirgin ve
<l ikey izgileri bulunan bir silindir fikridir. Gvdeye bitiik dall.r da silindir eklindedir; daha kk, dzensiz olarak sralnan, fakat birbirlerine ok da yakn olmayan, bir eriyle bir
baka dala ve tm gvde silindirine balantl silindirler sz
konusudur. Yeni tomurcuklar, silindirin kabuu stndeki ekler
j'.ibi grnmektedir. Bu durumda desinatr, oluturduu tem
silin sadakati sorununu ortaya atar; buradaki temsilin geree
uygunluu (sadakati), bir fotorafnki gibi deildir; kaktsler
le yakndan veya uzaktan ilgili bir kitlenin atfettii inandrc
lk/itibar dzeyidir (credibilite). Temsilin inandrcl, eitli
eylemlere baldr; a) Silindirlerin kendi uzunluklaryla greceli
bykl; biyoloa gre bu oran deimezdir, b) Yan silindir
lerin (dallar) ana silindire balantsnn eimi, c) Yan silindirler
(dallar) ile ana silindirin (gvde) koutluu, d) Kaktsn dikey
olarak uzatlm bir altgene benzetilebilecek silueti veya profi
linde, silindirlerin u eperlerinin snr (bkz. ekil-2), e) Niha
yet, kukusuz, merkez eksenden kan yan dallarn toplam say
s. Burada desinatr, biimlerle ilgilenen zel bir modelletirici
j'.ibi deerlendiriyoruz; o, belirli sayda ilikileri, eim izgileri
ni ve biim i kapsayan poligonlar dikkate alarak ve artk doaya
bakmakszn tip-imajlar gerekletirebileceini hissetmektedir;
ler biri farkl bu kaktslerin her biri geerlidir (muteber); zira
desinatr biraz mesafeli bir bakla (rnein 30lik bir gr a
s) kendine grnen tm "ayrdedici zellikleri" dikkate almtr.
156
Biikum izgisi
I |*rril
157
lylcce, ekolojistlerin gsterdii gibi, topran m ikro-jenlojisine bal kaktsleraras ortalama mesafe gzetilerek, kur
gusal olarak kakts orm anlar ina edilebilir. Daha ak bir
l,ideyle, desinatr, etkili faktrlerin yar-rastlantsal bir sei
li imden ve ayrdedici kstaslardan hareketle, bu tr kaktslerin
l'.n imtsn (apparence) sentetize edebilir. Desen izme ayg
tyla donatlm bir bilgisayara, hepsi farkl, hepsi olabilir bir
l,k sler orman izdirebilir.
Doal olarak, bu modelin kalitesinin pek ok dzeyi var
dr: Muhtemelen, bir "M eksika l"n temsil eden bir sahne
dekorunu seyreden tiyatro veya sinema seyircisi, bir botanik el
!l.bini resim lendiren desinatre veya profesyonel bir fitoloa
!yasla daha yksek bir saflk iindedir. Fitolog daha zorbeen r olacak, "daha doyurucu" bir model isteyecek ve kaktsle.ras m esafelerin standart sapmasndan, eim izgilerinin var
yasyonlarndan, silindir zerindeki dikenlerin saysndan (bir
dzine kadar) ve kukusuz, tm doal olgulara irel (inherent)
!ik dzensizliklerden szedecektir.
Bir noktaya iaret edelim; en geerli model, zorunlu ola
rak, en gereki olan deildir; nk bu model, olumsal (continl'.et) niteliklere kyasla baz niteliklerin abartlmasn gerektir
mektedir. Gnmzde de, natralistler, deseni fotorafa tercih
el inektedirler; iyi saylan bitki imajlar, fotoraftan ok emalar,
desenler ve gravrlerle yaplmaktadr. Toplu insanlar iin de
lduu gibi, karikatrler ou kez portrelerden daha sadktrlar.
Bu konuda, nce sanatsal bir etkinlik iin angaje olmu
sonra bir botanik kitabnn resim lendirilm esini stlenerek
kontrat im zalam bir desinatrn durumunu ele alabilirdik.
Burada "saflk" (credulite: belirli bir seyircinin inanma/kan
ma dzeyi) ve "m uteberlik" (credibilite: bir mesaj veya mode
lin otantik bir obje gibi kabul edilme kalitesi) szcklerinin, bir
mesajn etkisi bakm ndan birbirini dnleyici iki etmeni ifade
I tiklerini belirtm ek gerekir. Yine belirtelim ki, kaktsn "ger
ek doas"m tandm z ve biyolog iin, kakts oluturan
elerin kim yasal-fiziksel zelliklerinden hareketle biim lerin
kendilerini zorunlu olarak nasl dayattklarn bildiim izi hi
bir zaman iddia etmedik; bunlar bilmedik. Burada, fitoloun
158
159
160
161
Il sre araclyla aratrmac, hem derinliini, hem uzmanlI',n artrr; bu, onun izledii normal yoldur. Ancak yine bu yoll., bilinmeyenin alan iinde bilinebilirin izini, tpk bir izin
v *l. dnmesi eklinde derinletirerek, dier izlerden ve dier
yollardan "topolojik olarak" uzaklar; bir bakma kendi bilgisi
ni 11 ve rnein kendi kavramlarnn tutsadr.
Bu hapsolu, ok grecelidir; hibir ey ilke olarak onun
l> nidan kurtulm asn engellememektedir; sadece kendisinin de
yaratlmasna katkda bulunduu szcklerin ve kavram larn
M.la nce kazlm yol izgisinden kp bir baka yere gitmek
v - yeniden balamak iin aba harcam a zorluu vardr. Ancak,
slnda, burada a priori bedava olan, yararsz ve en azndan
mevcut yollar izlemeye kyasla daha az krl grnen bir aba
o/ konusudur. Demek ki, alan ve vokabler deitirmeye ili
im zihinsel bir tembellik vardr.
Oysa vokablerler, ak seik olmadklarnda bile, keyfi de),ildirler; bilim in kendi dilinden vazgemesi sz konusu olamaz;
/im vokabler, bilimin lengistik yaratcln, inceliini art
rarak bilginin hizmetine koymak zere gelitirmeye alrken,
iinde bulunduu angajmann ayrlmaz bir parasdr. Vokable in geliimi, bir dnce dalnn ilerlemesinin iyi bir istatistiksel
l.stergesidir; kukusuz bu dnce, pratikte, uzmanlam bir
vokablerin istismarm hesaba katmamaktadr.
zetle, disiplinleraras olm ak kolay deildir; nk hata
s/ve itenlikle, bir baka dili benim sem ek gerekir. Bu durum,
niversitelerde, laboratuvarlarda ve iletmelerde filizlenen "di
i plinleraras alma gruplar"nda aka grlmektedir. Bun
larn verimlilikleri, iin ilkesinin dndrttnn tersine,
U'insil edilen disiplinler ya da katlanlar ne kadar oksa, o ka
il. r dk olmaktadr.
Sosyal psikolog, ok dall alm a gruplarnn yarat
r verim lilik erisini, bu gruplara katlanlarm saysna gre
incelediinde, bu aka gzlenm ektedir; eer her disiplin
162
2
eklinde artm as beklenir; ancak aslnda bu varsaym, ok
iyim serdir zira nceden oluturulmu "gruplar" arasnda
kesimeler (interferences) vardr. Buna gre, ok dall bir grup
ta, repertuvarlar, terminolojileri ve kodlar uyarlamaya gerekli
zaman, fikirlerin effektif iletiim i gerekten balamadan nce,
engelleyici bir nitelie brnebilecektir. Bu durum, iyi bilinen
sosyometrik bir kuralda rahata grlmektedir; genel olarak
5 veya 6 kiiden daha byk gruplarda yaratc verimlilik, bu
gruptaki bireylerin tek tek alndndaki verim lilikten hz
163
164
165
Birka rnek: "felaketler teorisi" felaketleri tm yanlarnd. kavram ak iin olaan bilginin tesinde, topoloji ve analiI i k geometride bir uzm anlam a gerektirir; uygulayc, en basit
vakalar dikkate alm akla yetinecek ve bylece salam bir yol
.arak, bunu gelitirm e iini dierlerine brakacaktr. Sosyal
bilimlerde istatistik, geerlik kavram n bilm eyi ve ona hkim
olmay ierir. Ancak, kullanlm as ou kez olduka karm a
k ve ustalk gerektiren ok eitli geerlik testleri mevcuttur;
.ratrmac, kendisine sonu temelinde yarar salayacak, kav
ramsal inceliklerden, bunlar onun muktedir olduu makul
aba yeteneini aan, kendisininkinden bir baka alana, yani
matematiksel istatistie girm esini gerektirdiinden, kan
maktadr. te bu noktada kendi alannda hkim iyetinin azallmas pahasna bir baka uzm ana bavurm as nerilebilir ve
aratrmac bu yeni giriim inin yararlarnn ve sakncalarnn
bir bilanosunu yapacaktr.
Kukusuz, bu alanda "m uhafazakr" kalmak, zsel mal
zemeleri, rnein "sosyal kavram lar" daha mulak bir evrene
brakmak ve ayn zamanda inceleyebileceimiz eylerden daha
emin olmak demektir. Burada, seim in bir yn ve ayrca seim
l atalar vardr.
166
167
168
169
170
O R J N A L
F K R
<
t
Ui
Z
o
5
lf
O
o
3
<
z
<
5
u>
<
m
a
D
P R A TK
G E R E K L E T R M E L E R
171
172
173
174
VVilliam'm Ortaadan kalan nermesi, burada, ie karr:* "Entia non sunt multiplicanda praeter necessitatem". Bylece model
yapc, kark ilevleri, daha anlalr sayd basit ilevlere ayr
maya hazr olarak, ilev tiplerinin (kara kutular) saysn azaltma
yoluna gider. rnek olarak, insani dnyann durumunun zama
na gre deien bir dzine kadar "karakteristik" zelliklerini
birbiriyle ilikilendirerek ve etkilenen deikenlerin birbiriyle et
kileimini ve gelecekteki durumlarn aratrarak ilerlemenin s
nrlarn inceleyen Forrester'in nl modelini anabiliriz.
Burada, bir noktay hatrlamak uygun olacaktr; uygula
mal matematikte (ekonomi, fizik, mekanik vb) buna benzer bir
akm, XIX. yzylda dorusal veya birinci derecede (orantllk),
fonksiyonlarn zmlenmesi konusunda hkm srmtr; bu
akm, evrenin birinci derece diferansiyel veya dorusal denklem
lere indirgenmesi eilimini ifade etmektedir; bu eilim, ancak
enformatik sayesinde daha karmak iliki algoritmalar devre
ye sokulduunda terk edilmitir. Sistem yaklamnda (systemique), Ockham'm ilkesinde buna benzer bir eilim bulunmaktadr:
Kark olan (ok sayda e kategorileri ieren), karmak olanla
(eitli ok basit ok sayda enin btn) deitirmek.
7)
Program zmlemecilerinin floo-chart adyla (insa
bilim leri uzm an buna "fonksiyonlarn sosyogram lar" diye
cektir) standartlatrdklar bu m ekanizm alar, zellikle ema
lar veya "graphes" izerek arttktan ve basitletirdikten sonra,
sistemci -b u noktadan itibaren m odelletirici- "ileyen" gerek
bir model ina etmeye hazrlanr.
Yirmi yl kadar nce sistemler teorisinde bir doktrin atmasnn
konusu olan bir noktaya iaret edelim. Bu aamada matematiksel
model fikri, masa zerinde mekanik model fikrinin, kt zerinde
ki alternatifi gibi ortaya kmaktadr. atma henz bitmemitir,
ama formller veya denklemlerin birtakm algoritmalara ve rutin
ilemlere dntrld gnmz enformatik anda, artk,
nemini yitirmitir. Ekonomide, sosyolojide veya ekolojide (doa
da karbon gaznn veya azotun dngs), temel elerine indir
genmi ema, girdi deikenlerini kt deikenlerine balayan
bir denklemler dizisine edeerlidir ve bu bir adan, matema* O ckham 'm usturas olarak tannan bu ilke "Btnlkler/varlklar, zorunlu bir
m iktardan fazla oaltlm am aldrlar" eklinde evrilebilir, (.n.)
175
176
177
178
179
11) Kara kutulardan her biri ile doal dnyann bir organ
arasnda pragmatik bir tekabliyet oluturarak veya bilgisayar
program iinde az ok karm ak bir "ynerge" yerletirerek bir
modeli ina etmek.
12) Bu ekilde yaplanlarn btn, ilk admda, nadiren
doyurucu grnr. ok basit olmas dnda, uzun ve ok emek
isteyen ahmalar gereklidir; analojik modellerde yapay ele
rin elenmesi ve ayarlanmas, programlarn uzlamsal debugging'i
gibi iler, salt teorisyenler tarafndan unutulabilmektedir. Laboratuvar analojilerinin dnyas da dahil olmak zere dnya, bizim
"bulu"umuza direnmektedir; burada model yapma konusunda
alan kiilerin iyi bildii yar-kavramsal bir alma vardr.
13) lemsel alan kefetmeyi ve girdi deikenleri (aratr
macnn azaltp oalttklar) ile kt deikenleri (sonu olarak
gzledikleri) arasndaki ilikilerin oluumunu grmeyi salayan
iyi seilmi birtakm tarzlara gre modelle "oynamak". Enformatik evreninde, yakm zamana kadar, bu sonular uzun rakam
listeleri (listing) halinde yazlmaktayd ve bunlarn grn,
ben zetiim in cazibesin i ve ona duyulacak ilgiyi byk lde
azaltmaktayd. Bundan byle, bunlar, modelin nerdii "deney
sel" sonulardan mutlaka biri olacak olan bir yorumun zerlerin
de uyguland birtakm grafikler ve erilerle ifade edilecektir.
Burada, belirli sayda a priori apaklklar bulm a (alkoln
zararl sosyal sonular, kii bana tketim m iktaryla orantl
olarak artar) olgusu, modelciyi sevindirir; zira bunlar, aratr
macnn balca kaygs olan modelin geerliini dorulamakta
dr; aratrmac, ancak bundan sonra, yapt ilerin net bilim
sel kazanc olan sradan olmayan sonular irdeleyecektir.
14) Burada, stte verdiimiz rneklerden ve bizzat "benze
tiim " kavramndan hareketle bir sistem in bilgisi konusunda
birtakm kstaslar nereceiz.
Bir sistem, ii ve d (in/out diyalektii) ayran snrlarla
soyutlanmtr. Bu sistemin bilinmesinin be koulu saptanabilir.
a)
Input output koulu; sistemin input'unu gerekletire
tm deikenlerin veya deerlerin bilinm esine bal olarak, sis
temin klarnn veya output'larm m btnn belirleme yete
neine sahip olmak.
180
181
182
183
184
185
187
188
189
191
192
13. Sonu
Daha nce belirttiim iz zere, S. M ili ve C. Bernard'n betim le
dikleri bir sre erevesinde, olan biteni grmek iin iradi bir
davranla olguyu deitiren deneyin gl etkiliimleri ile edil
gin gzlemcinin yasalar bulm ak zere, dnyann olaylar ve
kazalar hakknda not tuttuu gzlemin zayf etkileimleri yan
sra, bundan byle "Prom eteusu" denilebilecek nc bir
yaklam var.
Bu yaklam n dayand aksiyoma gre, model yapma
teknikleriyle bir olgunun veya varln bir benzerini ina eden
kii, benzetiim ine konu olan olgu veya varlk hakknda, mut
laka bir eyler bilmektedir. Kopya fikri ok eski olmakla birlik
193
195
196
197
I imin genel anlamnda sosyal bilim lerin pratiine, yani sade r sosyoloji, psikoloji deil, ayn zamanda brokrasinin zmIrmcsi, edimlerin incelenmesi, mikropsikolojik adan zel
l e) davrann ayrntl gzlemi ve zellikle bulu ve bulu
miMelerinin incelenmesi gibi etkinliklerin sonularna gre,
/1min eer yaamak istiyorsak, geici veya ereti temsillerinin
m.mlksal geerlii zerinde kendimizi uzun uzun sorgulamal. incelememiz gereken belirsiz eylerle dolu d dnya ile
I .snda birtakm tutum ve rutinleri vardr.
198
199
200
201
202
I
IV
III
II
10.0
8.04
10.0
8.0
6.95
8.0
8.14
13.0
7.58
13.0
8.74
Y
9.14
10.0
7.46
8.0
6.58
8.0
6.77
8.0
5.76
13.0
12.74
8.0
7.71
9.0
8.81
9.0
8.77
9.0
7.11
8.0
8.84
11.0
8.33
11.0
9.26
11.0
7.81
8.0
8.47
14.0
9.96
14.0
8.10
14.0
8.84
8.0
7.04
6.0
7.24
6.0
6.13
6.0
6.08
8.0
5.25
4.0
4.26
4.0
3.10
4.0
5.39
19.0
12.50
12.0
10.84
12.0
9.13
12.0
8.15
8.0
5.56
7.0
4.82
7.0
7.26
7.0
6.42
8.0
7.91
5.0
5.68
5.0
4.74
5.0
5.73
8.0
6.89
IV
te 11 itemden elde edilmi ve nitelikleri ayn 4 dalm; X'lerin ortalamas = 9.0, Y'lerinki = 7.7; sadaki regresyon doru
sunun denklemi: Y= 3+0,5 X; eim stnde standart sapma
0.118; t= 4.24; X-X'lerin kareleri toplam = 110.0; kareler toplam
nn regresyonu = 27.50, Y'nin kareleri kalan toplam Y=13.75;
korelasyon katsays = 0.82, r2 = 0.67. Kaynak: F.J. Anscombe:
203
204
205
206
207
208
209
210
Derecelerin
Mercalli
Dereceleri Adlar
Ksa Betimleme
211
R ichtere
gre
m aksim um
hzlanma
(cm/see2)
Farkedilm ez
Alglanabilir deil
1,2
II
ok hafif
Bazlarnca alglanr
2,2
III
Hafif
Evlerde alglanabilir
4,7
IV
Hissedilir
10
B iraz gl
22
VI
G l
47
VII
ok gl
100
VIII
Ykc
A ra ba srm ek zorlar
220
IX
Genel ykm
470
Yok edici
1000
XI
Felaket
2200
XII
B y k afet
212
213
214
215
216
1. Dil
II. Dil
ng.
Fr.
Franszca
Alm anca
talyanca
spanyolca
Portekizce
skandinav
ngilizce
Alm.
it
Por.
sk
Yu.
T.
Yunanca
Trke
39
39
3 #
2 #
1 0
217
218
219
220
221
. t >5)
iB j
SJTr
SR
oJ
<5
CO (U
<1
Var Noktas
N( S U
131
1211
10
9A7 Korunmu \
Nokta
/
A6 Korunmu \
Nokta
J
7-
5
4
'
'
/ A 7 ze l
\
Ye r
/ A6 k
\ Merkezi
10 11 12 13
K a lk N o k ta s N o 'su
222
223
224
225
226
227
228
8 ---------------------------------------------------------------------------
7 -------------------------------------------------------
229
230
Parlaklk
(mutlak grsel btnlk)
Renklilik D ze yi
ekil 13: Korelasyon Diyagram: Asl Olgu ve Aksesuar Olgu
te bir rakm tablosunun temsili gibi grnen bir baka diyag
ram. Bu diyagram, y'nin x'in fonksiyonu olarak mulak olan
ve x ile y byk olduunda gittike daha belirsizleen regressif bir artndan baka bir ey ifade etmemektedir. Oysa, ak
as, bu diyagramn esas olarak ortaya koyduu ey, ada
231
232
233
234
235
236
18. Sonu
237
238
239
IH'k ok parametreye baml olgularn, katk mulak btnle i n yorumunun temel aralarndan birini oluturmaktadr.
12) Faktr analizi, sosyal bilimlerin matematikletirilmelelinin en nemli yollarndandr, ancak, matematikilerin -bazen
l atalara ynelten- dzeltme kayglarna gre deil, bu bilimlerin
ihtiyalarna gre yrtlmelidir. Matematik, burada, rasyonel
bir sezginin hizmetindeki bir aratr; ne stat, ne peygamberdir.
13) Faktr aratrmas sreci, kavram retmeye ve bylece
;grnen bir dzensizlikten hareketle dzen ortaya karmaya
yarayan ve dolaysyla, bir zihin ekonomisi salayan bir aratr.
statistiksel am prizm ile tek am acn oluturan anlama "biim leri"ni ortaya karm a arasnda kesin bir kaynama (fusion),
nesnelletirilebilir bir yap salar.
14) Faktriyel dnce, "bir neden-bir sonu" eklindeki
basit nedensellik sezgisini, birtakm nedenler ve sonular bt
nne genileten bir oklu-nedensellik dncesidir.
15) Bu dnce verilerinin niteliine bakldnda, olas
olann m antklarna (logiques du probable) benzer niteliktedir.
zellikle, faktrlerin kombinezonundan doan ngrlebilir
lik ve karsanabilirliin yan sra bu dncenin uyguland
tutarllk alan da snrldr.
16) Faktriyel akl yrtme, faktrleri ilikilendirerek kar
sama zinciri srelerini ve bu karsamalarn geerlik snrlar
nn istatistiki olmayanlar tarafndan anlalabilir ve basit terim
lerle deerlendirilmesini gelitirmek yerine, rnein olabilir en
byk varyans m iktarn n "aklanmas" temelinde, faktrleri
aratrmann analitik srecini abartl bir ekilde gelitirmitir.
17) Bilgisayarlarn kullanlm as ve faktr analizi tarafn
dan kuvvetle desteklenen ve dnya olgularnn ok boyutlu bir
meknda tem sil edilm esini ieren zihniyet, rasyonel bir dn
cenin temel elerinden biri haline gelmitir. Bu anlay, ren
cilere kazandrlm as gereken belli bal didaktik aralardan
biridir.
18) imdiye dek, faktr analizi sadece insan bilim lerinde
kullanlagelm itir; bunun, doa bilim lerinde rezervde kalan
belirsiz olgular btnne uygulanm am as iin epistemolojik
bir neden yoktur.
241
242
243
244
ok
O lduka
Biraz
Biraz
O lduka
ok
Nitelik
Teknik Nitelik
245
246
247
2) Uyaranlar: Uyaran, bireyin zihninde olduka gl zihin.cl bir imaja yol aabilecek her ey olabilir; rnein, bir szck,
kavram, m zik paras, afi, imaj, film, fotoraf, m im ari eser
),ibi.
3) lekler: leklerin says, trll ve incelenen sorunu
Irnsil dzeyleri, sonularn kalitesini etkilemektedir. lekler,
aratrmacnn, belirli bir konuda uygun kartlklar bulmaya
ilikin yaratc imgelemin rndrler.
lek listesini oluturmak iin, ou kez bir n-anket yap
mak yararldr. Bu n aratrma, incelenen olgunun kavran
Iarznda rol oynayan farkl boyutlarn global bir ilk grubunu
elde etmeyi, artk lekleri elemeyi, anketinin neden olabilece
i yanllklar ksmen nlemeyi salayacaktr. Genelde, 20 veya
30 kart sfat iftleri alm ak uygundur; nk lek says artt
nda denekler hzla yorulmaktadr.
Elde edilen sonularn deerlendirilmesi, birbirinden bam
sz iki aamada gerekletirilir; bunlardan kincisi her zaman
zorunlu deildir; toplanmas istenen enformasyonun niceliine
ve niteliine bal olarak yaplabilir veya yaplmayabilir. Bu aa
malar u ekilde zetlenebilir;
1)
Sfat iftleri Profili: Bu yntem, belirli bir birey iin, lek
ler zerinde iaretlenmi noktalarn bir izgiyle birletirilmesi
ni ierir. Grup profili iin de, yine ayn ekilde hareket edilir;
tm bireylerin tek tek lekler zerinde 1-7 aras puanlarnn
ortalamalar (veya medyan) alnarak profil izilir. Bylece, eer
20 lek (sfat ifti) 40 kiiye uygulanmsa, her lek bir izgiy
le birletirilir; belirli bir uyaran konusunda deneklerin stereoti
pinin "ortalam a" tepkisini ifade eden birleik bir profil (effaf
kt stne) karlr.
Bu yntem, bir poplasyonun belirli bir sorun konusunda
gelitirdii tem sillerin genel grnn, ok ak bir biimde
verme avantajna sahiptir: Soruna ilikin en anlam l yarg ks
taslar (en youn tepkileri balatan kstaslar) ile sorunla en ger
ek iliki iinde bulunan kstaslar (hemen hemen hi tepkiye
yol amayan kstaslar) tmyle alglanabilir tarzda ortaya koy
m akta ve elde edilen sonularn daha bu aamada bile, olduka
zengin bir yorumunu salamaktadr.
248
Orjinal
Scak
S ouk
Dzenli
Dzensiz
Erkeksi
Kadns
Ho
Naho
Anlaml
A nlam sz
Rahat
G ergin
Gzel
irkin
Dolu
Bo
Gereki
Soyut
Erotik
E. Deil
Yal
G en
Aktif
Pasif
Neeli
Hznl
Derin
Yzeysel
yi
Kt
Ahenkli
A henksiz
Renkli
Soluk
Canl
Basit
Karmak
Doal
Yapay
Adi
Sekin
Modern
Eski
Uyarc
Yattrc
A r
Hafif
2)
Faktr analizi: Bu yntem, tm lekleri, snrl sayd
aklayc byk faktrler etrafnda gruplandran matematik
sel ilemler gerektirmekte ve sonularn yorumunda daha ileri
gidilmesini salamaktadr. Bireylerin yarglarnn altmda yatan
bu "aklayc faktrler" aslnda belirli bir uyarann "sem antik
mekm"m, yani bireyin psiizminde uyarann meydana getir
dii eitli yanklarn (resonances), deerlerin anlam an zmmen kapsayan byk refarans eksenlerini oluturmaktadr.
'irkil 18. Bir reklam afiinin ortalama ift kutuplu profili (Enel,
I'HiM)
I iv.ii1,m: "C itron neig e" (biir d eterjan m arkas) A fii
Sradan
Scak
Dzenli
6
7
:_____ O rjina l
:_____
Souk
:_____
D ze n s iz
Kadns
Hrkeksi
N aho
Ho
A n la m s z
A nlam l
G e rg in
Rahat
irkin
G ze l
Bo
Dolu
Soyut
G ereki
E. Deil
Erotik
Gen
Yal
Aktif
Neeli
Derin
yi
Ahenkli
Renkli
l
Basit
D oal
A di
M odern
U ya rc
A r
____
Pasif
____
H z n l
____
Y ze y s e l
_____
K t
_____
A h e n k s iz
_____
S olu k
_____
Canl
_____
K arm ak
_____
Y a p ay
_____
S ekin
_____
Eski
_____
Yattrc
_____
Hafif
Not: n ce izg iler ortalfuna k itlen in k oyu izg iler hedef k itlen in (kadn, 17-25 ya)
profillerini gsterm ektedir.
250
251
252
253
Belirsizlik Alan
254
255
mr; zira snflarn (tipler) says, snflandrlm elerin (token) saysndan daha kktr ve snf araclyla iaret etme,
zihinsel bir tasarruf salar.
temleri snflandrm ak iin ilk m antksal ilemlerden biri,
nce, bir nceki listeden kacak bir tasnif edilemezler alt-btiin,
yani a priori tasarlanacak tasnif keyfiyetine uymayan ve daha
1 sonra sorun olacak olan tm eler btnn tanmlamaktr.
Tanm gerei, tasnif edilemezlerin hacmi, u veya bu ekilde
tasnif edilebilm i elerin hacminden, belirgin bir ekilde daha
kk olmaldr; ancak bu takdirde snflandrm ann ilem
sel bir deeri olabilir; snflandrm ann amac, esasta, birtakm
eleri, bunlarn zihnen kavranm basitletirmek iin akl
yoluyla sktrmaktr.
b) Type/token snflandrma
Toplanan farkl elerin, baka bir nem kstas bulunmadn
da (rnein; bir olgunun, bir kuram n veya kuraln sosyal
kitle kstas, yani olgunun ilgilendirdii insan saysnn, bun
larn ilgililik (implication) derecesiyle arpm), listing ilemi
nin en genel algoritmas, bir dzene sokmadr; bu, esas olarak
'type token' karakteristii stne dayanr. Bu, zellikle, zihne
pek ok itemin sunulduu ve bunlar a priori nesnel bir lme
sahip olmadklar iin nereden tutulacann bilinmediin
de belirsiz olgulara uygulanr; bu algoritma, bir btn stne
srasal bir deikenin yanstlm asnn ilk aamasdr; bir dze
nin yaratlmas fikri.
c) Snflandrmann Genel Bir Sreci
Snflandrm a sreci u ekilde zetlenebilir:
Olabildiince ak yollardan elerin toplanmas; bu yollar:
serbest arm,
brain-storming (serbest grup tartmas)
hatrlatc fantezi,
gzlemci tarafndan henz aka alglanm am gizil ras
yonellik,
dierleri tarafndan yaplm derlemelerden yararlanma
olabilir.
I
256
257
258
259
dolaysyla on lar blmleyen alt-smflar yaplr. Bu, ok fazl. eyi kapsayan bir fi katalogunu, daha az ykl iki fi kata
loguna blme ilemidir. Blmlere ayrma ilemi, genellikle,
uygun blmleme" (bonne segmentation) denilen basit yasaya
y.r. Bir alt-blm, eer gelecek yeni itemin, yeni snflardan
mine veya dierine girm esinin sbjektif olasl l/n olduu
takdirde (eit olaslk), iyi saylr.
Bylece bu aracn kullanlmasyla, minimum entelekt
el (. aba (bilisel paha) harcayarak, gzlemcinin karsna kan
maksimum sayda eyi yerletirmeyi salayan taksonomik bir
!lavuz elde edilir. Bu amprik srele tanmlanm olan itemler
I>l iin, taksonomik sistem olarak adlandrlr; bu sistem, zihni
mi/,o, kaynann ne olduu sorusunu sorar; bir sorunu ilemek,
nitelii, "tasnif edilmeyenler ekm ecesinin yava yava boaltl
n, syla kontrol edilen ve amprik yollardan yaplm bu taksonominin nedenlerini anlama yeteneinde olmak demektir.
Bu yntem, akln a priori'lerine dayanan yntemlere kar
ili olduu ve rnein bir btne "bir anlam n sokulm asiyla
mcadele etmek zorunda olduumuz lde, zellikle ilgintir.
Tasnif rn ek leri:
- Fotoraf resim lerinin snflandrlm as
- Bulu/keif yntemlerinin snflandrlm as
ve
260
261
l km ek
Ma.
S a.
Ki.
K a.
3,2
2,8
5,2
5,2
4.8
5.9
2,8
3,1
2,9
5,2
4 ,7
5,1
1,1
3.6
4.9
5,1
5.5
5,5
3,7
5,1
5,2
5,4
5,5
1.5
3.9
4.2
4,5
1,1
4.4
Fi.
3,8
3,8
Ta.
F. Ta.
i-
Fin c a n
2.8
F Ta b a
3,2
3,1
1,1
Masa
2,8
2,9
3,6
3,7
S a n d a lye
5,2
5,2
4,9
5,1
1,5
Kitap
5,2
4,7
4,9
5,2
3,9
4,2
K t
4,8
5,1
5.4
4,5
1.1
Telelon
5,9
5,1
5,5
5,5
4 ,4
4.6
4,6
h) Tekabllerin grafo-matematik zm
kier ikier alnm bir dizi deiken arasndaki tekabliyet
dzeyinin oluturulmas, sosyal bilim ler alannda en yaygn
etkinliklerden biridir; benzerlik matrisi buna rnektir, faktr
analizinin temelindeki korelasyon tablolar ise bir baka rnek
tir. Oysa pek ok kavram sal aratrma almas, yukarda
belirtildii ekilde "belirsiz kavram lara" ait olan elerin sem
bolik denklemler konusunda ifade edilm i zelliklere uyan
bir tekabliyet durumuna sokulm as temeline dayanmaktadr.
eitli deikenler arasnda korelasyon veya benzerlik veya
etkileme gibi ilikiler, tekabl etme durumundaki deikenle
rin tanmndan daha net bir ekilde, bir tekabliyet tablosu iinde
zetlenebilirler; bu, sembolik denklemlere ilikin bir bulgunun
genelletirilmesidir.
Grafik yntemin ilkesi, iki deiken arasndaki iliki iin
tmyle grsel bir temsil dzenei kullanm ay gerektirir; tem
sil iin bir say deil, basit (Bertin anlamnda) grafik bir de
262
263
Ynelim
kavram
zyounluk
kavram
Hz
kavram
Alcnn ynelimi
Sinyal/grlt veya
biim/fon oran
Ortamda sesin
kalmas
Yank
Doppier Etkisi
(hareketli kaynak)
264
265
MtJZ O O V I ^ I d*1St/rQU
d) Denek tarafndan
kegenletirilmi matris
266
C ^ S IR A S A L
B R E Y S E L
SORUN
S A Y IS A L ^
267
268
269
270
271
272
273
274
rindeki zorlamasdr; bu rleve, zellikle ou kez mikro-davranlarn nesnelletirilebilir ayrntlarn tanmayan gnlk
yaamda, bir eylemin aam alarnn bazen uzun dizisinde, bu
eylemin genelletirilm i pahasnn tm elerini kapsama
iddiasndaki bir tablodan karlmtr.
Genellikle bu yntem, sol tarafta, gzlemcinin, davran
n cereyan ediinde (micro senaryo) ayrdettii aam alar veya
edim birim leri (actomes) dizisi bulunan be stunlu bir tablo
biiminde grnr.
rnekler :
Bir telefon etme davrannn zmlenii
Bir kapdan giriin zmlenii
Bir edim in genelletirilm i pahasnn zmlenii
Grld zere burada nerilen analitik "veriler" ok
belirsizdir ve bunun sonucu olarak, genel sonular (toplam
genelletirilm i paha) sadece ok mulak deerlendirmelerdir.
Ancak nem li olan bu deildir; bu zmlemede nemli olan
yan, tm eleri bellekte dikkate alm a abasdr.
ekil-26'daki tablonun oluumu: Bu tablo, sadece bir vaka
zmleme rneidir. Bir nesnenin aranmas ve elde edilm e
si gibi, olduka karakteristik, ancak zorunlu olmayan zel bir
durum la ilgilidir; ayn nesnenin elde edilmesine ynelik baka
stratejiler de olabilir.
Tabloda enerjiler, bir metropoliten alanda, byk bir kent
ortamnda "edeerli yatay fiziksel yol mesafesi" temelinde deer
lendirilmitir (Toplu tat ebekesinin iki dura aras, yaya olarak
300 m. yola karlktr; rnekte mesafe kent banliylerinin ortala
ma reyonu olan 10 duraklk bir mesafe olarak dnlmtr).
Zaman veya sreler, "indirgenm i net dakika" ve tam
meguliyetin edeer zam an olarak hesaplanmtr; bunlar
ortalama m inim um miktarlardr.
Psikolojik pahalar (bilisel paha, riziko pahas) ise, sbjek
tif bir lek zerinde hesaplanmtr; bu lek u ekildedir:
0
Biraz
Orta
ok
Enok
0
+
++
+++
++++
Bunlarn, keyfi, fakat logaritm ik bir nitelik gsteren bir
tarzda toplanmas(?) iin, iki temelinden logaritm ik bir lee
gre bir snftan dierine gei kural benimsenmitir.
275
^ekil 26. Byk bir sanayi kentinde, evde kullanlan trde zel
l>ir modelde bir elektrik fii adaptrnn satn alnmas.
Paha
Fiyat
aba
Zamar
Bilisel
Paha
Pahas
1. Kavramsallatrma
Pahas
2. Kataloa Ulama
Pahas
3. Katalou Anlama
Pahas
4. Adres Arama
Pahas
5. Adrese Ulama
Pahas
5. Tekrar. Yasal
Ulaabilirlik Pahas
6. Satn Alma
ileminin Pahas
7. Nesnenin Kendi
Pahas
8. Ulam Pahas
9. Nesneyi Depolama
Pahas
10. Riziko Pahas
11. Kullanmay
renme Pahas
12. Nesneyi Yerletirme
Pahas
13. Temizleme ve
Bakm Pahas
14. Amortisman Pahas
Eylemin
Fizyonomisi
I; dolar cinsinden veya brt fiyata eklenen % olarak W ; yolun "edeerli yatay
aba" m etro istasyonu says em sinden T; Dakika olarak m inum um sre
Isikolojik pahalar lei
Burada 2 tabanm da logaritm ik ekstrapolasyon yasas kabul edilm itir. Buna gre:
16 birim = 4 x 4 birim , yani 4. derece (2 exp 4 = 16)
276
9. Sonu
Bu blmde betim lenen tm yntemler, herhangi bir termi
nolojik arza sonucu deil, doas gerei kt tanm lanm
terim leri, belirsiz ilikileri, mulak kavram lar "ilem ek" iin
baz zel laboratuvarlarn uygulam alarndan hareketle olutu
rulmu, bir tr teknikler rnekleminden baka bir eyi temsil
etmemektedir.
Israrla vurgulanm as gereken bir husus var; belirsiz iliki
leri veya iyi tanm lanm am kavramlar, ar bir abartmay
la kesinletirmeye, belirli klmaya almak; -zellik le insan
bilim leri alannda-, ou kez "epistemolojik verim "i zayf bir
aba gibi grnmektedir.
Bunun yerine, dikkatim izi, bu kavramlarn, mantk tara
fndan yalanlanm a rizikosuna girm eksizin kullanlm asnda
kabul edilebilir tolerans belirlemeye yneltmeliyiz, sz konusu
rizikoya girm emek iin, rnein, karsamay, Reichenbach'n
"olaslk m antklar" dedii eye uygun olarak, dizisel bir zinci
rin belirli bir uzunluundan teye zorlamamalyz.
Sosyal bilim lerde, aratrm a pratiinde ou kez karla
lan bir durum var; belirli bir anda gen aratrm ac, bilin
m eyenin alannda ileri gitm ek yerine, bulgularnn rafine
zm lenii - z ellik le istatistiksel veya m atem atiksel ilem e
y i gelitirm e- ynnde abalarn israf etme eilim ine gire
bilm ektedir. Bu tr saptam alarn nicelletirilm esinin gl
apak ortadadr; ancak bunlar, insan bilim lerinin common
knouledge'inin bir parasdr. Daha sonraki bir blmde gre
ceim iz zere, insan, ergonomi veya kat behavyorizm asn
dan, herhangi bir laboratuvar hayvan kadar belirlenm i de
olsa, hi deilse, bilin cin in farkna vard elerin trll nedeniyle kendiliinde bir btnsel varlktr (entite). Eer
incelem e konusu, doas itibariyle kaypak/deiken ise, kar
sam alar ve sonular, genellikle dikkate alnan durum larn
fonksiyonu olan m akul bir snrn tesine gtrm ek pek akl
lca deildir. Dier bilim lerin yan sra, -in sa n bilim lerinin
belki de en az insani olan o la n - ekonomi politik, bu sorunla
srekli karlam aktadr.
277
278
280
281
282
283
284
3. Maddi Hata
Burada hatann (anlam) belirsiz deerine ilikin bu zmleme
nin, yaratc dnce zerinde odaklatm kendimize hatrlat
m ak uygun olacaktr. Tanmladmz anlamda hata szc,
terimin son derece sradan bir anlam olan, maddi hata anlam
n iermektedir, yani insann dnyay dnce araclyla stle
nerek, onu bir projeye dntrd (G. Berger) ve yanln, bu
projeye kar olan eylerin doasnn yeniden beliriinden baka
bir ey olmad lde, mutlak Kt fikrine tam olarak uygu
lanan anlam n iermektedir. Burada hata, kafada deil, eyler
dedir; muhasebecinin yanl yazlm rakam; klavyeyi kullanan
parmaklarn ekledii bir sfr; bir kutu iine l'den 30'a dzenli
bir ekilde yerletirilmi ilalar, bir salondaki 30 hastaya belir
li bir yntem izleyerek datan bir hemirenin, ilk ila gzn
etiketlemesinde bir numara atlayarak, bu bakmdan yararlanan
larn ilala tedavilerinin tmyle kaydrmas rneindeki gibi,
yntemin dourduu hatann genilemesi vb.
Maddi hata, pragmatik olarak, kendi sonular tarafndan
nitelendirilir: Yaptrma urar; sonusuz maddi hatalar, mad
diliklerini yitirirler, iirselleirler ve yaratc hataya yaklarlar.
285
286
287
288
289
290
291
292
7. Sonu
1) Hata, oradan oraya dolamadr; kh, duvarlar sert olan, karm sal kurallara duyduumuz saygnn tm sertliini barnd
ran bir labirentte hibir yere gtrmeyen, kh varoluun biza
tihi doas olan bir bakaldr iinde bireysel yaratc zihnin
hcum ettii koridor duvarlarn, itlerini ve snrlarn gayretli
bir ama/ineme abasnda dolamadr. Kefetmek, inemek
ten daha gvenlidir, fakat inemek, yeniden tanm aktan daha
gzeldir.
2) M addi hata, maddenin ve yasalarn kurallarna kar
ilenm i bir sutur. M utlak Kt'dr; hatay tayan insanda,
doann bastrlam az ajitasyonudur; insann da esi olduu
dnyann entropisinin sonucudur; onu barndran/kapsayan
akl yrtm enin baarszl sonucunda yaptrm a yol aar;
sululuk duygusu meydana getirir, "sigortalar" oluturur.
3) Dnyam z, sadece istatistiksel tarzda belirlenmitir,
nedenselliin dourgularmda, gzlemlerim izin belirsizliine
deil, eylerin doasna ait olan srekli bir oyun vardr. Sadece
fiziksel doann belirlenemezliiyle snrl olduuna inand
mz bu m ikroskopik belirlenemezlik oyununun, gzlem objesi
insan olan bilim lerin, insan bilim lerinin evreninde karlklar
vardr. nsan bilimlerinde, bir yandan onlarn doasnn ontolojik ve m ulak olularna, bir yandan da gzlemci ile gzlenen
arasndaki pragm atik ve her dakika zmeye alm ann bo,
ama yerlerini deitirmeye alm ann meru saylaca kar
lkl etkileim e dayanan, belirsizlik ilkeleri vardr.
4) Hakikat, uzun bir hatalar dizisinin dzeltilmesidir (Popper ve Bachelard). Olumakta olan bilim in bilgisinde nemli
olan husus, yalnz insann, daim a buharlamaya tabi bir haki
katin Graal* peinde kotuu labirentte yapt dolamalar ve
kural inemelerdir.
5) imdiye kadar, yaratc birey, yeni bir biim in bulunm as
ve kantlanm asnn ifte arl, yani bu biim in -Y u n an - Bat
dncesinin, bizzat bilim in etii kld -ev rensel mantn
*
G raal aray: Yuvarlak m asa valyeleriyle ilgili bir efsanede bilginin sem bol
olan bir vazonun aran. (.n.)
293
Mikro-Psikoloji
295
296
M ikro-Psikoloji
297
298
Mikro-Psikoloji
299
3. Yntem Hakknda
Mikro-psikoloji ya da mikroskoplu psikoloji, demek ki, her eyden
n ce durumlarn ayrntl ve derinliine bir incelemesine dayan
makta ve zellikle, ayrntsna girebilecei durumlar semektedir;
ya bizzat bireyin kendisi, rastlant olarak, bunu fark edecek bir yete
nee sahiptir; -buna bir zamanlar "iebak" denmekteydi- ya da
zellikle szlm bir duyarlla sahiptir -b u ise, yzyln ban
daki muzaffer psikolojinin, biraz aceleyle, bilim ncesi, dolaysy
la pozitif akim kmsedii bir bilgi aamasna gnderdii yazar
ve airin durumudur. Mikro-psikolojiyi znde ayrdeden ey, bir
vakay, yukarda deindiimiz zere nceden ve yle olduunu
kantlamakszn, hibir eyi olduundan daha "ihmal edilebilir"
grmeyen titiz bir deerlendirme ile tketmektir.
300
Mikro-Psikoloji
301
302
Mikro-Psikoloji
303
Burada, okuyucunun hayal etmesi kolay dier mm kn mikro-senaryolar bir yana brakyoruz; fakat grnte anekdotik
olan ykmz, bu tr m ikro-senaryolara dikkatim izi ekmek
tedir; rnekler, m aazalarn bodrum katlarnn dzenlenmesi
ve buralara insanlarn gelip gitme durumu, maazalar kapal
olduunda akam saat 11.00'de darda olan yalnz kadnlarn
endiesi, yryen merdivenler ynetmelikler gerei durdurul
duunda hissedilen yorgunluk vb.
304
Mikro-Psikoloji
305
306
Mikro-Psikoloji
307
Bizi ilgilendiren metodolojik adan, bunlar, bir mikro-senaryonun kuruluuna ilikin belli bal kurallardr. Mikro-psikolojinin, eitli durumlar inceleme sistemi olarak dier uygu
lamalarnda, gsterinin pratiiyle dorudan ilgili (k, kamera,
zoorrt, mimikler vb) teknik bir yaplandrmaya (G. Melo) gidil
mesi gereklidir, ancak, burada, bu konu bizi ilgilendirmemekte
dir.
M ikro-Psikoloji
5)
Eii Altnda
309
Dikkate DeerByk
ok Byk
F iy a t
25
21
20
R is k
P ahas
B ili s e l
Paha
E n e rji
6. st ksmn montaj
Zam an
33
310
Zaman
Enerji
Risk
Bilisel
Paha
Pahas
Mikro-Psikoloji
311
312
Mikro-Psikoloji
313
314
Mikro-Psikoloji
315
316
Mikro-Psikoloj i
317
318
6)
Karakter psikolojisi bilgilerinden hareketle, ayn bir ya
rma alan iinde iki insan trnn varlnn, bunlar arasnda
bir dm anlk meydana getirmeye elverili bir durum olduu
sonucuna varlabilir; bu kolayca test edilebilir, ama bizi bir ba
ka konuya gtrr.
Mikro-Psikoloj
319
320
Sonu
322
I
gelitirm ek ve bunlar pekin bir tarzda kullanm ak gereini his
setmilerdir; kukusuz bunun byle bir giriim in irel olarak
kapsad tm rizikolar hibir zam an engellemedii ortadadr.
Ancak, izledikleri bu yol nedeniyle, kendilerine nerilen
alann gzlenebilir ve tekrar eden olgularndan hibiri konu
sunda -ifad e edilmi veya edilm em i- hibir zam an yle ya
da byle, tmden-sahiplenme iddias tamamlardr. Demek
ki, bilgi plannda, karm ak olgulara ve dolaysyla deiken, rast
lantsal, d hatlarnda belirsiz olan ve insann mcadele etmek
durumunda olduu gnlk evrenin dokusunu oluturan olgu
lara yaklam ak bakm ndan, daha iyi donatlm bir durumda
drlar.
Epistemolojik adan, belirsizin bilim lerini tem sil eden in
san bilim leri, demek ki, gereklikte bu planda, sert bilimlerden
daha ileri bir durum dadrlar ve genelde BLM'e dnyann zen
ginliini karlam ak iin gerekli akl yrtm e biim lerini ve
aralarn salayabilecek bir konumdadrlar.
ncelememizde aadaki noktalar ortaya karm bulu
nuyoruz:
1) Egem enlii altnda yaadm z epistem olojinin reti
cisi bilim sel dnce, birbirinden ayrlabilir, direnli ve hare
ketsiz obje anlayndan domutur. Bilim sel dnce, insa
nn, sayesinde kendini/yarattklarn aabilecei tek rn
dr, fakat gnlk pratiinde, pek ok bozulm alara ve zayf
lklara maruzdur.
2) Belirsiz olgular incelemenin salam bir tarz vardr:
Mulak olann dncesi, dncede mulaklk deildir.
3) nsan bilim leri, yzyln banda gelierek ve operatr
insan eyletirerek, zellikle kesinliin dinam ik mitosunu izle
yerek doa bilim lerinin salad modeli kopya etmek istemiler
dir; bu, zihnin bir strateji hatasdr.
4) Kendiliinden, fakat sadece onlar dikkate alarak deil,
sosyal bilim lerden esinlenen bir epistemolojinin amac, z iti
bariyle belirsiz olan olgular hangi kurallarn ynettiini ince
lemektir. Belirsizin bilim lerinin, kendi alanlar ve kendine z
g yasalar vardr; bu b ilim lerin yapmas gereken ey, bir meto
doloji yaratmaktr.
Sonu
323
5)
Doa bilim lerinden ve matematikten domu olan fo
mel mantk, belirsizin bilim inin salayamayaca trden,
karm sal zincirin tm mesafelerinde, bir tutarllk ierir ve
gerektirir. Belirsizin bilim i alannda, bu mantk, "yerel" bir altmantkla ikame edilmek zorundadr; sz konusu alt-mantk,
btnsel varlklar (entites), olduka nemli bir hata olasly
la ksmen ngrlebilir olan bir btnde (Getalt) birletirmeye
ynelik zihinsel giriimde gzlenebilir dzenliliklere dayanr.
Ancak, bu giriim , karsam a ileminde zel bir tehlike, gze
alnmas gereken bir riziko tar. Belirsize zg mantk, kesin
olandan ok, olas olann m antklarna daha yakndr.
7) stisnai haller dnda, olguyu yaratan ey lektir (Guye): Her gzlem dzeyinde, biimler, bir terminoloji ve yasalar
tanmlamak ve bunlarn, bilginin farkl dzeylerinde nasl bir
biri iine getiklerini grmek zorundayz.
8) Yakn dzen yaplar, uzak dzen yaplarndan a priori
farkldrlar, bunun byle olmad durumlar, yani aka, ayn
biim repertuvarlarmm ve ayn iliki kodlarnn hangi lekte
olursa olsun uygulandklar durumlar, -e n azndan bizim a
mzn anlaynda- istisnai durum lar olarak grnmektedirler
("ksmlara/blmlere ayrlm a" fikri)
9) Sosyal bilimlerde, pragmatik belirlenemezlik ilkeleri
vardr:
Gzlenen objenin doasna
ilikin kesinlik
'
s ^^ j |
324
Sonu
325
326
12) Apaklk, bir akl yrtme dizisini temel alan bir zorla
ma deil, bir nermeye bal olarak hissedilen ilk veridir. Apa
klk, "hakikat"in veya byle hissettiimiz eyin zehirli madde
sidir. Apaklk ayklayc ve tehlikelidir; retorik, pekinlik grn
ts altnda keyfi sonular karmak zere onu ynlendirir.
13) "lme", bir teorinin ve hatta bir olgu tem silinin inas
na yarayan bir ara olmazdan nce, fenomenolojik mesafe koy
m ann ilk aamasn temsil eden dncenin bir algoritmasdr.
14) "Kuantofreni" (Quantophrenie: Sorokin), yani lme
kesinliinin zihinsel hastal, znde, bir deer takdirinin
olabildii her yerde lme bavurmaya bal deildir; bir ra
kamn elde edilme tarzn hi nemsememe duygusunun elik
ettii, rakama ilikin delice saygya baldr: Bu, patalojik bir
sapmadr. Kendi haklarnda dndklerinin tersine, bilimsel
kitsch'in zanaatkarlar ve poplerletiricileri, bu hastala zel
likle yatkndrlar.
15) lmeyle ilgili olarak belirsizin bilim lerinin tutumu iki
ynldr:
Bilimlerde "nicelik" fikrinin gcne gvenerek, dnce
nin -h i deilse sradan dilde birtakm deerlerden farkllamay
amalayan deerler ieren- tm yanlarna, ne kadar keyfi olursa
olsun lmeyi veya en azndan tahmini sokmaya almak.
D urum iindeki gzlemci veya deneycinin effektif eylem
peyzajna gre lm ve rakam larn doasn son derece eleti
rel bir tavrla incelemek ve ona dier dallar tarafndan nerilen
rakam larn -genelde den- deerini gzden geirmek.
Dncenin en verim li stratejisi, daha nce yaplm
lmlerdeki akl yrtm enin artrlm as yolunda -h e r aama
da daha da zorlaan ve aldatc hale gelen- bir aba harcamak
tan ok, metrolojik algoritmann, imdiye dek uygulanmad
alanlara uygulanmasdr.
16) Gerekte, belirsizin bilim lerinin pek ounda, zellikle
canl ve sosyal varlkla ilgili olanlarda (biyolojik bilim ler ve in
san bilimleri), "dnyann balangcndan bu yana gizli kalm "
pek ok ey vardr; burada sakl kaldna iaret edilen eyler,
balangta, deneyle veya mevcut olgularn kontroluyla test
edilebilir gibi grnmekle birlikte, dayanlan kantn koullar
Sonu
327
nn daha derin bir incelemesi, bu deney veya gzlemlerin pragmatik olarak gerekletirilemez veya topik olduklarn, hibir
/aman yaplmam olduklarn, asla yaplamayacaklar olas
lnn var olduunu ve sonu olarak, grnlerinin yanltc
olduunu ve bilim sel kitsch'in gelien byk alanna ait olduk
larn gstermektedir. Bu dorulanamayan eyler aka insan
ilgilendirdii lde, insan, dnml (reflexif) dncenin
yasal boluunda, onlarn iddialarnn serabna igdsel ola
rak maruz kalr. Onlar, bir yaam tekniinin eleri yapar; bu
noktada tbbi veya param edikal pratik, kazan salamak ama
cyla, bunlara dayanan reklam retoriiyle birlikte, ayrcalkl bir
alan oluturur.
17) Bununla kontrast iinde olarak sonularnda doru ve
salam bir ekilde ortaya konmu pek ok bilim sel olgu, eylem
lzeyinde deil, bilgi dzeyinde yer alrlar; bunun kh insan
zihninin tem bellii ("bu, fazla kark") gibi, kh onlarn tekno
lojik evreye gem esini engelleyen sosyal, hatta politik kkenli
nedenleri vardr. Gerekte, bu, bilim sel dncenin insan geli
iminde ve kltrndeki rolnn gerilemesidir.
18) Modellerin gerekletirilmesinin ve aklama eleri ola
rak kopyalarn deerinin vurgulanmasnn temelinde yer alan
yapsal yntem, bilim lerin gnlk tarihinin mcadeleleri ve
dertleri ierisinden geerek, yakn yllarda, bilimsel ve teknolo
jik dnyann temel algoritmalarndan biri haline gelmitir. Bu yn
tem, dncenin geliiminde, atom teorisinin doa bilimlerine
giriinin nemiyle edeer bir nemde grlmelidir. Bu gerek
ten de byledir; zira, snrl sayda kategorilere ait olan basit e
ler fikrine, bu elerin birletirilme tarz olan kod veya yap fik
rine gndermede bulunur. Burada doann yasalar, "birletirme
kodunun kurallar" gibi grnmekte ve ayn zamanda olumak
ta olan bilim in heuristik plannda, bu yasalar, ya da en azndan
aratrmacnn bunlar hakkmdaki alglar, onun zihninin iinde
dolat labirentin duvarlarn oluturmaktadr.
19) Hibir bilim tarihinin ihm al edemeyecei teknik dn
yada ve (zellikle) psikolojik veya sosyolojik teknolojilerde, yap
sal yntemin uygulam alar gerek bir patlama gstermektedir.
Burada biraz mesafe koyarak uzaktan baktmzda, yaad
328
Sonu
329
330
Sonu
331
26) Hata bir dolamadr, ya hibir y e re g t rm ey en yollaI eidegger'in Holzuege'lerme doru, ya da balangta grl
memi olan -v e tuzaklar ve kendine zg riskler ieren- kes111 ine yollar stnde yaplan bir gezintidir. ki tr hata biim i
v. irdir:
Maddi hata, yasalara ve maddenin kurallarna kar ile
nen bir sutur; hakikatin erdemine kyasla mutlak ktdr;
l>.anszlk araclyla yaptrma yol aar; sululuk duygusu
y.ratr, "sigortalar" meydana getirir ve kukusuz entelektel
deerler dnyasnda "sigortal olm ak"* szcnn anlam n
l.mmlamak gerekir.
Zihinsel uygunluk/kolaylk ve m antksal kurallarn
.ratrmacya nerdii yoldan hem geici ve hem de rastlantsal
bir sapma olan hata. Hakikat, sadece uzun bir hatalar dizisinin
dzeltilmesi olduundan, belki de bilim sel giriimde nemli
olan, ite bu diyalektik nitelikli dzeltilme yetenei bakm n
dan hatadr.
27) Aratrmac tarafndan ele alnan konunun dnda bulu
nan tarafsz gzlemci iin -v e bu zorlayc kurallarn ve izlenen
yrngenin belirsiz olduu bilimlerde a fortiori byledir-, rast
lantya bal olann rnyle yeniliin rn arasnda irel bir
krk yoktur. Yenilik, oluan bilim in geici aamasnda, krlabilir
dir ve bir hata olabilir; bunu daha sonra anlarz; o an iin, hata
olup olmad ayrdedilemez. Bilimin rol rastlantnn paralan
n (fragments) apakln zorunluluklarna dntrmektir.
Bu kitabn batan sona gidiinde ve belirsizin bilim leri ile
kesin bilim lerin birbirine greceli konumlarnn gzden gei
riliinde, bilim in topluma gre yeni bir konumunun belirdii
ni grdk. 18. yzylda Ansiklopedistler tarafndan balatlm
uzun bir hareketin filizlenip yeermesi olan ve fethedici bir po
zitivizme yol aan; hem toplumun ilerlemesindeki, hem de in1,1,
1 Fr. "assurance" ve "etre assure" szckleri, sosyal sigorta sistemi veya zel si
gorta irketlerinden, kiisel gvenlik duygusuna, bir eyden emin olua kadar
uzanan yelpazede farkl anlamlarda kullanlmaktadr. Metinde bu szckler
ak bir ekilde kullanlmadndan eviride de netletirilmemitir. Terimin
"hataya kar bir emniyet sibobuna sahip olma" gibi bir yorumu da mmkn
dr; dolaysyla szc birka farkl anlamda anlayarak okumak yanl g
rnmemektedir. (.n.)
332
Sonu
333
334
Sonu
335
Kaynaka
ATLAN, H., Entre le Cristal et la Fumee, Seuil, coll. "Points Sciences", Paris,
1983.
KACHELARD, G., Le Nouvel Esprit scientifique, PUF. Hadiz. 1952.
KACHELARD, G., L'Activite Rationaliste dans la Physique Contemporaine, PUF,
Paris, 1950
KARBER et HIRSCH, Sociology of Science, The Free Press of Clenoe (Illinois),
1960.
Hl NSE, M., VVALTHER, E., VVrterbuch der Semiotik, Kiepenheuer & VVitsch,
Cologne, 1973.
I1RG, K., "Impact de la nouvelle genetique sur la medecine". Forum 2/88,
Conseil de l'Europe, Strasbourg, 1988, pp. 16 - 20.
KIRGER, G., Le Cogito dans la Philosophie de Husserl, Paris, Aubier, 1941.
K \RKOWITZ, L., A Survey of Social Psychology, Dryden Press, Hinsdale (Il
linois), 1975.
tiRD, J., The Changning Worlds of Geography, Clarendon Press, Oxford, 1989.
HLANCHE, R., La Methode Experimentale et la Philosophie de la Physique, A.
Colin, Paris, 1952.
ILUMENBERG,H., D/e Lesbarkeit der Welt, Suhrkamp, Francfort, 1981
1(RIDGMAN,R.W., The Logic of Modern Physics, Macmillan, New York, 1946
KRILLOUIN, L., Mathematiqu.es, Masson, Paris, 1947
15UNGE, M., Philosophie de la physique, Seuil, Paris, 1975
<ARNAP, R., Abriss der Logistik, Springer, Vienne, 1929
( HEMLA, K., De l'algorithme comme liste d'operations, Revue d'Extreme
Orient-Extreme Occident, vol. 12, pp. 79-94.
CHE M LA, K., Du parallelisme entre enonces mathematiques en Chine, Re
vue d'Historie de s Sciences, 1990, XLIII/I, pp. 58-80.
CHERRY, C., On Human Communication, VViley, New York, 1957
338
Kaynaka
339
340
Kiiyaka
341
342
Kaynaka
343
VON CUBE, E, Kybernetische Grundlagen des Lernens und Lehrens, Klett Verlag, Stuttgard, 1958.
VON NEUMANN, )., Theory of Self-reproducing Automata, University of Illi
nois Press, Urbana & Londres, 1966.
VON NEUMANN, ]., The Computer and the Brain, Yale University Press, no
1-84, Londres, 1958.
VVALLISER, B., Systemes et Modeles, Seuil, Paris, 1977.
VVEART, S., The Physicist as a mad scientist, Physics Today, June 1988, pp.
28-36.
VVEAVER, E. G., Theory ofHearing, Wiley, New York, 1949.
IVERTHEIMER, M., Productive Thinking, Harper, New York, 1945.
WHITE, D.H., SULLIVAN, D., "Social currents in weak interactions",
Physics Today, avril 1979, pp. 40-42.
VVIENER, N., The Terpter, Random House, New York, 1959.
VVOODCOCK, A., DAVIS, M., Catastrophe Theory, Avon Books, no 48397,
1980.
VVRIGHT MILLS, C., The Sociological Imagination, Grove Press, New York,
1959.
ZADEH, L., "Fuzzy sets as a basis for a theory of possibility", Fuzzy Sets
and Systems 1,1978, pp. 3-28.
ZADEH, L., "Fuzzy Sets", Information and Control, 8,1965, pp. 338-335.
ZIMMERMANN, H.J., Fuzzy Set Theory and s Applications, Kluwer academic Publishers Group, 1985.
ZIPF, G.K., Human Behavior and the Principe of Least Effort, Addison Wesley
Press, Cambridge (Mass.) 1949.
ZWICKY, F., Journal of the American Frth Rocket Society, 1951, vol. 84, pp. 3-20.
Dizin
Abelard, 121
Adorno, 139
Agricola, 206,213
Almasy, E , 270
Anouilh, ]., 304
Aristoteles, 29,45 ,1 2 1 ,1 2 3 , 225, 304
Atlan, 144, 290
Bachelard, G., 12, 130, 250, 283, 290,
292,319
Bacon, 23,95, 279,283
la ir d, R v 150
Bateson, G., 151
Baudot, 150
Bayes, 285
Berger, 284
Bernard, C., 84,192
Bernouilli, 47,209, 314
Bertin, J., 261
Bertrand, ]., 286
Binet, S., 212, 254
Boas, E , 132,133,152
Boltzm ann, 73, 291
Brecht, 294
Bridgm an, 89,111,141,212
Brinell, 207,208
B ro ch ard ,290
Brunschvicg, 47
Buffon, R., 213
Buridan, 121
Carnap, 58,1 2 2
Cartier-Bresson, 69, 270
C attell, R., 234
Cavalcante, 271
Cocteau, J., 304
Comte, A., 47
C ondillac, 121
Condorcet, 214, 233, 238, 325
Cuvier, 213
D alton, 149
D em okritos, 148
D escartes, 85, 167, 173, 175, 180, 288,
325
D iderot, 205
Dilthey, 325
D uns Scot, 121
D urkheim , 152
Eick, 332
Einstein, 59, 73,332, 333
Enel, 242,248, 249
Euler, 241,268
Eysenck, H., 136, 234
Fechner, E., 204, 209, 272,273
Festinger, 61
Forest, 96
Fourier, 74, 75
Frankfort, 112,113
346
Galile, 44
Galton, 51,139
Girard, 59
Goethe, 85, 280
Gossens, 272
Gdel 54,281, 291, 330
Grey-Walter, 121
Guttmann, 205, 218,238,253
Guye, C.E., 141, 323
Hadamard, 330
Hartley, 150
Heisenberg, 31,48,103
Helmholtz, 51,204
Holmyard, 115
Hooke, R., 109,175
Hubbles, 227
Hume, 288
Husserl, 12,107,128
Huxley, Th., 43, 84
Jakobson, R., 113,131,149,150
James, W., 241
Janis, 267
Janisevski, 222
Kant, E., 224, 281
Kaufmann, 53, 330
Kelvin, 56
Kepler, 60
Krippendorf, K., 235
Krber, 152
Kruskal, 53,228,260
Kuhn, 284
Kupfmuller, 75
Ladwein, R., 242
Laplace, 30, 31, 32,47,94
Lavoisier, 51
Lazarsfeld, 205, 212,238
Le Roy, 46,196
Lefevre, C., 40, 219, 220,222
Leibniz 49,131, 238,288
Levi-Strauss, 130,151,152,153
Levy-Bruhl, 114
Lewin, K , 37,40,118,196,237,267,268
Likert, R., 205
Linne, 158,213
Locke, 288
MacCulloch, 151
Magritte, 38
Malinowski, B., 133
Mandelbrot, B., 141, 258, 273
Marconi, G., 150
Marx, 38, 333
Mead, M., 133,151,152,283
Melo, G., 307
Mercalli, 209
Merton, R., 128, 329
Milgram, 79,333
Mili 97,169,192, 227
Miller, G., 125,143,210
Mohs 207,208
Moles 11, 12, 13, 14, 73, 141, 183, 242
258,263
Monod 332
Morin, E., 13,14,134
Morse, S., 150
Mouchot, J.M., 14, 231,232, 235, 263
Neumann, J. von, 151
Newton, 177
Nietzsche, 177,318
Nyquist, 73,150,178
Ockham, W. d', 173,174,305
Oppenheimer, 332
Osgood, C., 136, 268
Palma, de, 13, 33,183
Pascal, 24,47, 85
Peano, 42,122,237
Pessoa, F., 165
Piaget, 1,12,115,116,120,143,176
Pieron, H., 140
Dizin
Iir ie, N., 240,341
llanck, 31
I'l, ton, 329
lDcare, 2 9 ,3 9 ,4 7
loisson, 258
lopper, K., 194, 292
lrigogine, I., 144, 290
lrout, 149
O uetelet, 78,139
Kayleigh, 26
Kegnier, F., 218, 2 3 5,242,264
koichcnbach, 51, 52,123, 276
Rendinger, 242
Kichter, 209
Rim bert, 71,93
W hyte, 185
W iener, N., 150,151
Saussure, 153
Schm idt, }., 242
Shannon, C., 73,131,150
W olff, 49,51
W undt, 51,204
Shelley, 98
Sheppard, 53, 260
Zadeh, O., 5 2 ,5 3 ,3 3 0
Zipf, 147, 256, 257,258, 273
Zobel, 178
Zwicky, F., 330