Professional Documents
Culture Documents
Yani bir nevi Vatikan propagandası. Üçüncü bin yılda önlerine koydukları
hedefin bir parçası olan dünyayı hristiyanlaştırmak sevdası içinde.
Vatikan her ne kadar sırlar saklıyor yada değiştiriyorsa da kendilerine hedef
koydukları amaçlarından asla vazgeçmiyor. O nedenle "Ağca" Vatikanda birileri
tarafından aleni açıklanmasa bile "kıyamet alametlerinin küçük bir belirtisi, yine
küçük bir mehdisi olduğuna inanılıyor.(Ağca ile ilgili Hristiyan gençlerin
düşüncelerini kendi form ve benzeri sitelerden okuyabilirsiniz)Bir kısmı ise sözde
"üç sır" olan gerçeği örtmek adına bu yolu deneyerek Ağcanın sıktığı kurşunun
üçüncü sır olduğuna kendilerini inandırmak istiyor. Gerçekde olan üçüncü sır ise
bana göre hala Vatikan tarafından bilmem ne mahzenin karanlık odalarında
saklanılıyor.
Hatırlayanınız varmı bilemiyorum Vatikan aslında çok önemli bir kitap
yayınlamışdı 1999 yılında. Bu kitabın önemli paragraflarından oluşan yazıları
İnternet ortamlarında dahi bulabilir İngilizce versiyonunu
okuyabilirsiniz.“Towards a Pastoral Approach to Culture” adı taşıyan bu kitapda (
Bütün Adem oğlu Jesus ile buluşturulmalı,Kiliseler vaftiz edilmiş insanlar ile
dolup taşmalı ve insanlık Jesus un bedenine bürünmeli ve bütün Adem çocukları
Hristiyan olmalıdır.Çabamız ve gayretimiz budur.)
Sakın, "bu gayet normaldir her din kendini geliştirmek ister" filan demeyin.
Bu Papalık değilmiydi asırlarca masum Müslümanlara ve hatda kendi
bünyesindeki farklı tarikatlara kan kusturan? Geçmişdeki kanlı ellerini
edindikleri ekonomik güç ile örtmeye ve şirin görünmeye çalışsalarda
katletdikleri Milyonlarca insanları yakarak, boğarak, işkence ederek yok
ettiklerini tarihler haykırıyor yüzlerine bugün. Müslüman dünyasına asırlardır
planlanmış uygulamalarını var güçleriyle gerçekleştirmiş olsalarda günümüz
dünyasında İslamın büyümesinin önüne bir türlü geçemiyorlar.Üstelik kendi asli
değerlerinide yitirmişler,yok olma noktasına gelmişlerdir. Bana göre onları
bugün ayakta tutan tek gerçek ekonomik gücün verdiği edinimlerdir. Oda baki
değildir.
Vatikanın kendi ifadeleriyle ortaya çıkan gerçek şudur.İlk bin yıl içinde
yaşadıkları topraklarda Hristiyanlığı yaymak ( ki gerçekleşti bu ) ikinci bin yılda
Doğu diyarlarına el atmak,Müslümanların arasına fitne sokarak bölmek küçük
düşürmek ( ki buda gerçekleşdi.) içinde bulunduğumuz üçüncü bin yılda da
Hristiyanlığı bütün dünyaya yaymak.1600 lü yılların sonunda Türk düşmanlığını
iyice azdıran Vatikan, kiliseler ve papazlar eliyle kendi halkına Türk düşmanlığı
seferbirliğine soyunmuşdu. (Haç da birleşin,Meryem ana adına
savaşın,Türkleri perişan edin.Savaş isteyen tanrının sesine kulak
verin,Jesus a olan borcumuzu Türklere karşı savaşarak biraz olsun
ödemeliyiz.) "Bu sözler, sözde dindar Hristiyan olan bir İngilizce içerikli
siteden alınmadır." Bugün dinler arasi dialog peşinde koşanların kulaklarına
küpe olsun.
Dialog peşinde koşan dostlarımıza bir sormak gerek. Bütün bu olanlar geçmişi
karanlık ve fitne dolu olan Vatikanın bir samimiyetinimi gösterir yoksa ard niyet
dolu bir maksadımı? Yoksa sizin İslam adına sergilediğiniz gafletimi?
Dinler arası dialog, aslında Vatikanın dinden kopmuş kendi halkını kiliselere
döndürme yollarından biri olduğu gibi, az önce yukarda belirtdiğim üzere ilk bin
yıl içinde kendi milletini Hristiyanlaştırmak, ikinci bin yılda Amerika, Afrika gibi
diyarlar Hristiyanlaştırılması (ki bunların hepsi gerçekleşdi.)Son ve üçüncü bin
yılda ise adına "Asya" diyorlar ama sonuçda Müslümanları Hristiyanlaştırmak
olan bir sinsi planın adıdır.
Ayrıca bu benim fikrim değil, bizzat "Papa ll. Paul" Vatikanın 1999 yılında
çıkardığı kitapda bizzat böyle diyor.
Tabi Vatikanın dinler arası dialog dan kast ı, istedikleri yeni bir müslüman
modeli inşaa etmek. Bunuda bir noktada Müslüman ülkelerinde resmi yada gayri
resmi durumunda olan light (ılımlı) müslüman liderler eliyle gerçekleştirmek
istiyorlar.Asırlardır Müslümanlara besledikleri kinde bir yol alamayan Vatikan ve
nezdinde Batı dünyası bugün dialog ve hoşgörü adında bir meziyet
geliştirerek,bunuda içimizde sıkça dillendiren ve sözde İslamı da kimselere
kaptırmayan (Nurcular) eliyle yapıyor olmasıda başka bir ibretlik vesika.Bütün
bu hevesleri güdenlerin sadece Vatikandan ibaret olmadığı muhakkaktır. Vatikan
eşitdir A.B.D.
Herşeyden önce son yıllarda Canada dan Avustralya dan A.B.D den ve Avrupa
dan binlerce Hristiyan misyonerlerin Anadolu diyarlarında bugün cirit atıyor
olmalarıda bir tesadüf olamaz sanırım.Kendi toplumunu uçurumun kenarına
itmiş, seks ve içki alemine sürüklemiş fuhuşdan türemiş milyonlarca evladına
( piç ) sahip olan bu topluluklar, içinde bulunduğumuz üçüncü bin yılda
kendilerine verdikleri dönülmez vaad için Anadolu evladını Hristiyanlaştırmak
sevdası peşinde.Her ne kadar İstanbulun göbeğinde şık giyimli kızlar eliyle İncil
dağıtıyor olsalar da asıl başarılarını doğunun mağaralarda gözünü açan ve her
dönem Türkü sırtından hançerleyen cahil kürd kesimini Hristiyanlaştırarak
başarıya ulaştıklarını söyleyebilirim. Bugün gidip bakınız Irak da uzun yıllar
oluşan o boşluk ve başıbozukluk nedeni ile asırlarca yezid-i olan Kürdler bile
Hristiyanlaştırılabiliniyor.Kanada da yaşayan binlerce Hristiyanlaştırılmış
G.Azerbaycan lı Türkününde olduğunu söyleyebilirim. Bunların çoğuda Hristiyan
olma koşulu ile Kanada ya yerleşmiş insanlar.
Steeve Berry ( Üçüncü sır ) adlı kitabında diyorki: "Vatikan asırlardan beri
fitnenin ana merkezi olmuşdur."Ve yine kendisi kitabında "temelini yalan
ve gerçekleri örtmek adına kurulmuş olan Vatikanın sonunun geldiğini,artık
Vatikanın içinde iktidar olma savaşlarının gizliden gizliye yaşandığını, hırs ve kin
dolu ayak oyunlarının sergilendiği bir merkez olduğu" gerçeğini ifade ediyor.
Gücü zaten tartışılmaz olan Batı ve Amerikanın birleştiği eksen elbet de Hristiyan
değerlerinin menfaatidir.Böylesine müslümanlara hınç ve kin beslenen gerçekler
içinde, aslı zaten dinsizlik üzerine kurulmuş olan, kartel Türk medyasınında
Müslüman Türk insanına bu konular hakkında dem vurmaması ve aksine
müslüman Türk Milletinin değerlerine saldırılması pek çelişkili olarak
görülmemelidir. "Ağca" ya neredeyse idam diye bağıran kesimde bu kesimdir.Bu
kartel medyasının hangi düzenin yolcuları olduklarını sağır sultan bile artık
biliyor.
Üçüncü sır olduğu söylenen bir çok İngilizce sitelerde Türkçe çeviri aynen şöyle
yazılıyor. ( Askerler, neredeyse tamamiyle yıkılmış bir şehirde vatikanı
basacak.Önce "Papa" yı ardından piskoposlar, rahipler ve
yandaşlarını Öldürecek.)
Ağca böyle bir düzen içinde Papa ya kurşun sıkmadı. Bu şu anlama geliyor.
Vatikanın karanlık yüzü bir gün açığa çıkacak, ve özellikle Yüce Allahın bizzat
koruduğu KUR-AN yeryüzüne hakim olacak kendi iç dünyasında yok olup
gidecek. İşde saklanan üçüncü sır gerçeği budur. Korkularının altındaki o ızdırap
duydukları bu "hakikat" den bugün kaçıyor olsalarda (ki bunu onlarda biliyor)
top u bir noktada Mehmet Ali Ağca nın Papa ya sıktığı kurşuna havale
ediyorlar.Yani bir nevi Ağca dan medet dileniyorlar. Bana göre Vatikan dan bir
babayiğit çıkmalı ve aynen şöyle demelidir. " Ey gaflet içinde kıvranan dinsiz
İmansiz "kartel Türk medyasi" siz ne yaparsınız? "Ağca" bizim küçük
alametlerimizin bir parçası olan küçük Mehdimizdir.Biz bunu biliyoruz ama dini
çıkarlarımız bunu söylemeye müsade etmiyor. Derhal Ağca yı serbest bırakın."
Sizlere şaka veya komik gibi geldi değilmi? Fakat zerrece şaka değil. En azından
Vatikan Türk devlet yetkililerine gizliden bunuda söyleyebilirdi.Yani bir noktada
Hristiyanlik için "Ağca" feda ediliyor."Üçüncü sırrımız Ağca nın Papaya sıktığı
kurşundur" diye Vatikanın açıklaması ise birilerini hala tatmin etmemiş gibi
görünüyor.Çünkü o birileri çok iyi biliyor ki Vatikan yalan söylüyor.Tıpkı
tarihler boyu sakladığı ve değiştirdiği gerçekler gibi bunuda saklıyor.
3. sır denen açıklamanın yada ifade edilen yazıların metninden sadece bir kısa
parça bu.Gerisi ise hala saklanıyor.Yada değiştiriliyor.Neredeyse Bir takım
Vatikan cambazlarının Ağca dan dolayı ( Mehdi dir ) açıklamasını yapmak için
kendi içinde gizli bir kargaşaya dahi düşülüyor.Demek ki `Ağca" biraz daha
uğraşsa bu Vatikan kendisini Mehdi bile ilan edecek.Kaldi ki Vatikan sözü edilen
Fatimanın 3. gercek sırrını saklayarak Mehmet Ali Ağca ya havale etsede, buna ne
koyu katolik oldukları bilinen Portekizin fatima köyü halkı nede İtalya da
"Vatikan" karşıtı olan dindar Katolik kesimi buna kesinlikle inanmıyor. Geçmişi
karanlıklar ile dolu, zaman zaman müslüman kanını akıtmış olan Vatikan bu sırrı
daha ne kadar saklayabilir bilinmez.
Yazımın en başında ifade ettiğim Ağca nın İpekçi yi vurması ile kendisine kin
kusan Kominizm den bozma Sabetaist den olma dönmelerin hükümeti bile
etkilemesi bir gerçek var ki iktidarda olan AKP nin ne kadar tarihiyle barışık ve
ne kadar etkisiz bir iktidar olduklarını gözler önüne seriyor. İktidar sürekli olsa
idi ANAP a baki kalırdı.
Çünkü AKP bugüne kadar olumsuz gelişmiş ve gelişecek olan her pis hareketin
tek müsebbibidir. Ve Allahin izniyle sandıkda gömülecekdir.
Her ne kadar ama şöyle ama böyle kurşun sıkmış birinin destekçisi olmadığım
gibi Ağca ya sempati duymaya başladığımı ifade etmek isterim. Çünkü
Milyonlarca Anadolu insanı Ağca nın bir haksızlığa uğradığını düşünüyor, tıpkı
benim gibi.
Allaha emanetsiniz.
Kaanhan Kurultay.