Professional Documents
Culture Documents
Ya da
Eskilerin ve Neoteriklerin mutabakatına göre
her ikisi de güçlere ve yeteneklere sahip,
GERÇEK İÇİLEBİLİR
ALTIN VE GÜMÜŞ
YAPILMASI YÖNTEMİ
Bir zamanlar
Terentius:
F R A N K F U R T,
Caspar Rötel’in Şekilleri, William Fitzer’in Harcamalarıyla
M. D C. X X X. Senesinde
1
ÖNSÖZ
Senin Hürmetine
en derin adanmış
Edmund Dean.
4
Felsefe Ağacının Kutsanmış Taş ya da Yaşam Eliksiri,
yani İçilebilir Gümüş & Altın hakkındaki Tablosu veya Dalı
5
Güneş, Altın Altın ve Gümüş olarak bilinen Güneş ve Ay likörlerine
Ay, Gümüş. içilebilir Altın ve Gümüş denilebilir. Bununla beraber, eğer
önceden bu çözülmüş likörlerin (1) üzerine konmuş saf ve
rektifiye edilmiş Şarap Ruhuyla (2) birlikte, 7 gün boyunca
banyo dijesyonunda güçlendirilirse; hem likör solüsyonları,
yani yağlar dipte bırakılmak üzere tekrar Alembik
vasıtasıyla ayrılmış olurlar, hem de bu suretle tıbbi anlamda
güvenli bir şekilde verilmesi kadar içilmesi de mümkün olur.
Buna rağmen filozofları başka bir şey tatmin eder; aslında
burada, bir ağız vasıtasıyla içinden duman çıkarılmasından
önce, evvela metallerin Beşinci Esans haline indirgenmesini
arzu ettikleri gibi, ayrıca iyi bilinen şu antik özdeyişe yakın
olarak, ikinci bir tabiata sahip olanlar haricinde hiçbirinin
gerçek Beşinci Esans olmadığını da öğretirler.
Kendiliğinden olan Eliksir talihdir,
Ondan yaratılmıştır temiz cevherler…
Kuşkusuz 4 element evvela tahrip edilmiş, hem
pütrefaksiyon vasıtasıyla yeni bir cevher yaratılmış, hem de
Taş yapılmıştır: bu, kullanılması Ripley’i tatmin etmiş olan
Beşinci Esanstır. Ancak ben, eğer önceden Eliksir
olmamışsa ve Eliksirin beyaz ya da kırmızı olmasının
ardından, dökülmüş saf altın veya gümüş üzerine
projeksiyonu aracılığıyla çeyrek saat içinde ona tesir
etmiyorsa, hiçbirinin gerçek içilebilir Altın veya Gümüş,
yani Beşinci Esans olmadığını cüretkârca iddia ediyorum.
Bu yüzden artık söz konusu bu iksirler, yani yaşam
ilaçlarıyla ilgili olarak daha kapsamlı konuşalım,
fermantasyondan bahseden Hermes’in, güneşi ve onun
gölgesini idrak etmeyi buyurduğu bilinmelidir. Gölgesi ile
ay idrak edilir, çünkü makamının, parıltısının ve gücünün
önemi bakımından güneşten çok daha etkisiz ve daha
aşağıdır, hayalet cisim gibi ona eşlik eder, güneşin ışığıyla
beraber olmadıkça aydınlanmaz. O halde Cevherden, yani
altından evvelce bahsedilmesi gerekir ki ondan sonra
gölgeye, yani gümüşe gelelim.
Bununla ilişkili olarak altın hakkında de Arte Chymica
(Kimya Sanatı Hakkında) (3) kitabında şu şekilde yazılır:
Filozofların Taşı sade altından ve sade tabiattan yapılır,
aynı zamanda daha üstündür ki filozoflar tarafından bunun
tüm hastalıkları tedavi ettiği öne sürülür.
O halde bu filozofların görüşlerine göre antik ve
sağlam bir Beşinci esans olan sade altından ve İlaçtan
başlamaya hükmediyoruz.
6
Dökülmüş Yine de bu altın daha iyi ve daha saf olması için iki
Güneş. yöntemle temizlenebilir: elbette dibinde altın işçileri
tarafından Kral (Rex) adı verilen, hem artık metallerin daha
kötü niteliklerinden arındırılmış, hem de bunlardan yoksun
bırakılmış, dökülmüş ve berrak altın cevheri arta kalana
kadar, altın işçilerinin âdetine göre bununla beraber
dökülen Antimon aracılığıyla; veya onların usulüne göre
içine bakır levhaların yerleştirilen, sulu altın (Aurum
aquaticum) denilen Korozif Sulu (4) solüsyon aracılığıyla.
Kırmızı İlacın
Projeksiyonu.
Bu suretle hazırlanmış altınla, Kırmızı Eliksirin, ya da
Kırmızı İlacın (5) bir parçasını onun 100 parçası üzerine
projekte et ve dökülmüş altının bütün o ağırlığı kırılgan ve
ufalanabilir kırmızı bir kütle haline dönüştürülecek. Bu
kütle dövülemez bir toz yhaline getirilene kadar mermer
üzerinde iyice ezilir.
Ay Solüsyonu,
bir toz haline konverse edilir. Bu toz eşit biçimde çözülmüş,
yağ biçimine dönüştürülmüş olacaktır. Ve böylece beyaz
yaşam iksiri ve içilebilir altın yapılır.
Cabir.
Kırmızı Eliksirin, bu konuda hekimlerin umutlu
olmadıkları bütün hastalıkları tedavi ettiğini Cabir de ileri
sürer; ayrıca insanı kartal gibi gençleştirdiğini ve haftada üç
seferde bir onu hardal tohumu kadar kullanmış olan bazı
filozofların başarmış olduğu gibi, 500 yıl boyunca, hatta
daha fazla yaşattığını aktarır. “Bu anlamda kaydet” der,
“çünkü başın tepesinden ayak topuklarına kadar her yönde
ortaya çıkan tüm hastalıklar, bir aylıksa bir günde, bir
yıllıksa 12 günde, eğer daha uzun zamanlı olursa bir ayda
tedavi edilirler. Çünkü her türlü hastalık nedeniyle
bozulmuş metallerin tümünü bu suretle iyileştirir.” Ve
bundan dolayı kutsanmış Taşımız, hiç de haksız olmayarak
metal cevherleri kadar insan bedenlerinin de güçlü bir
Panzehiridir denir.
Arnau de
Şimdi bunlarla hemfikir olan Arnau de Villanova’ya
Villanova.
kulak verelim: Bu Taşımız der, hekimlerin diğer tüm
ilaçları üzerinde tüm hastalıkları tedavi eden, efektif bir
güce sahiptir. Zira ruhu neşelendirir, gücü arttırır, gençliği
korur ve yaşlılığı ortadan kaldırır. Kanı pütrefiye etmeye
gerçekten olanak vermez, ne balgamı kontrol altına almaya,
ne kolerayı alazlamaya, ne de melankoliyi hepsinden öte
arttırmaya izin verir; öte yandan kanı haddinden fazla
çoğaltır, solunum parçalarında tutulmuş olanları temizler,
ayrıca bedenlerin bütün organlarını etkin bir biçimde
yeniler ve lezyondan korur. Ve genel olarak hastalıkların her
türlüsünü, ateşlisi kadar serinini, rutubetlisi kadar
kurusunu, hekimlerin diğer tüm ilaçlarından önce, kısa
sürede iyileştirir. Eğer illet bir yıldan beri varsa, 12 günde
iyileştirir. Ancak eskiyse, daha uzun zamanda, bir ayda
iyileşecektir. Ve kısa sürede tüm zararlı salgılar defedilir ve
yerine yararlıları sevk edilir.
Scala Scala Philosophorum’da (Filozofların Merdiveni) (13)
Philosophorum.şöyle okuruz: Filozof Taşı (yani Kırmızı Eliksir) tüm
hastalıkları iyileştirmede, hekimlerin diğer tüm ilaçları
üzerinde efektif bir güce sahiptir. Zira ruhu neşelendirir,
gücü arttırır, sağlığı korur, gençliği tazeler ve yaşlılığı
erteler. Ve bu şekilde Magisterium vasıtasıyla yapılan Altın,
eşit olarak yoğunlaşıncaya dek Beşinci Elementimizin
üzerine akümülasyonu sayesinde içilebilir olur. Ve sonra
Filozofların en hakiki balsamı olan içilebilir altına sahip
olunur, bu Tanrının en değerli armağanıdır.
10
Ramon Bunun hakkında Ramon Llull şöyle der: Sonuna
Llull. hükmedilmiş olan ölümün dışında, bütün hastalıklarda
etkilidir. Ve başka bir yerde: En yüce Yaradan tarafından
nihai hedef olarak iliştirilmiş en son ölüm gelene kadar,
hayatımızın sonuna yakın bedenlerimizi çürümekten
koruyabilecek, zayıflıkları iyileşebilecek ve yenileyebilecek
şeyi araştırmak böylece daha sonra ele alınmak üzere
bırakılıyor. Eğer bitkisel menstruum’umuz Beşinci Esans
denilen, onun sayesinde bedenin bozulmaya karşı
korunduğu ve önceki gençliğinin geri verildiği tanrısal bir
varlık değilse, açıkçası dünyadaki hiçbir ilaç bunu geçemez.
George Bu Llull’den İngiliz George Ripley şöyle bahseder:
Ripley. Ramon, yaşlılıktan dolayı ölüme yakın olduğundan, Filozof
Yağından içilebilir Altın yaptı, bu onu yeniden diriltti.
Paracelsus. Tabiplerin Tentürü hakkında, Tıp ve Simya Tentürleri
(de Tinctura Physica & Alchymica) (14) kitabında daha önce
bu konuda yazdıklarımız haricinde şöyle der: Mısırda ilk
Tabiplerin, hatta en eskilerinin bir kaçı, bu Tentür
aracılığıyla 150 yıl yaşamışlardı. Aynı şekilde, çoğunun
yaşamı birkaç yüzyıla yayılmış ve uzatılmıştır, nitekim
açıkça farklı tarihçelerde bulunur, bunlar kimseye tamamen
inandırıcı görünmemektedir. Zira bunun gücü, insan
vücudu daha uzun süreye yayılsın diye, ne kadar hayranlık
uyandırıcı olursa, doğan akrabası için de o kadar mümkün
olur, hatta o aşamada, bu sayede tüm hastalıklardan
korunmuş olarak yaşasın diye kararlı bir şekilde onu korur.
Ve gerçekten yaşlı olmasına rağmen, her şeye karşın yine de
evvelki gençlik halinde kalmış gibi görünür. Aslında bu
Tentür, tüm tabiplerin hastalıklara karşı koyma yoluyla
uzun yaşamı aramaları nedeniyle, tabiplerin her derde deva
olan ilacıdır. (Catholicon Physicorum) Onun vasıtasıyla
kapsamlı olarak, büyük ölçüde ve en etkili şekilde bu fikrin
peşine düşülmüş ve yakın zamanda hükmüne Tıbbi Tentür
denmiştir
S O N
ELIXER, SEV MEDICINA VITÆ
Seu
M O D U S C O N F I C I E N-
DI VERVM AVRVM, ET AR-
gentum potabile cum vtrius‡.; virtutibus, & poteßtati-
bus ßecundum antiquorum, & neoterico-
rum conßenßum,
Olim à
S A M V E L E N O R T O N I O B R I S T O L-
lenßi inchoatus;
Nunc verò
Terentius:
Vna ad quodlibet cuivis accedendi via non eßt.
F R A N C O F U R T I,
Anno M. D C. X X X.
3
HONORANDE COMES,
Honori tuo
addiçtißßimus
Edmundus Deanus.
.
.
. A 2 Quan-
4
Tabula, ßeu Ramus Arboris Philoßophica Lapide benediçto, ßeu Elixe-
re vitæ, nempe de Auro, & Argento potabili.
5
Sol, Aurum. Vanquàm liquores Lunê & Solis, auri ßciliciet, & argenti, dici poß-
Luna, Ar-
gentum.
…...ßint Aurum, & Argentum Potab. Si priùs in balnei digeßtione re-
confortentur per 7. dies cum puro, & reçtificato vini Spiritu poßito ßu-
per eorum liquores ßolutos, & iterùm per Alembicum abßtraçto, ut li-
quorum ßolutiones, siuè olea in fundo remaneant, & ßic tutò dari, ac
bibi pro Medicinis poßßint; attamen aliud Philoßophis placet. Hic
enim volunt, atque docent, ut metala priùs in Quintam reducantur
eßßentiam, anteqùam intùs per os ßumantur; & quòd nullæ ßunt veræ
Quintæ eßßentiæ præter eas, quæ ßecundæ ßunt naturæ, iuxta illud di-
çtum antiquum:
Elixir de ße est res ßecunda
De quo ßunt façta corpora munda;
Nempè 4. elementa priùs destruçta, & per putrefaçtionem nouum
corpus creatum, & Lapis façtus: qui, uti Riplæo placuit, Quinta eßt
eßßentia. Sed ego audaçter affirmo, quòd nullum eßt verum Aurum, ßi-
uè Arg. Potab. nec Quinta eßßentia, nihi ßit priùs Elixer & illud tùm ef-
ficitur in quarta vnius horæ parte per proieçtionem Elixeris ßuper au-
rum, vel argentum purum, & fußum, ßecundùm quòd Elixer fuerit al-
bum, vel rubeum.
Iam igitur vt de hißce Elixeribus, ßiuè medicinis vitæ pleniùs lo-
quamur; ßciendum eßt, quòd Hermes de fermentatione loquens; iu-
bet Solem, & eius vmbram accipere. Per vmbram, lunam intelligit:
quia reßpeçtu dignitatis, luciditatis, & poteßtatis, Sole multò imbecil-
lior & inferior eßt, & ßolem, ßicut vmbra corpus, ßequitur, nec illumi-
natur, nißi cum ßolis lumine. De corpore igitur, id eßt, de auro priùs lo-
quendum eßt, vt poßteà ad vmbram, nempè argentum veniamus.
De quo quidem auro in lib. De Arte Chymica ad hunc modum
ßcribitur: Philoßophorum Lapis ex ßolo auro, ßola‡ue natura confi-
citur; & is eßt ßublimior, qui omnes ægritudines curare à Philoßophis
perhibetur.
Sol fußus. Secundùm igitur huius Philoßophi ßententiam à solo auro, & Me-
dicina, quæ Quinta eßt eßßentia antiqua, & ßana, incipere decreuimus.
Sed vt melius & purius fiat hoc aurum, poteßt duobus modis pur-
gati, nempè per antimonium, vt more aurifabrorum cum eo funda-
tur, donec in fundo remaneat corpus auri fußum, clarum, & à cætero-
. Elixer A 3 rum
6
rum metallorum peioritate depuratum, & depriuatum, quod ab eis
Rex dicitur: vel per aquæ corroßiua ßolutionem, cui laminæ cupræ
eorum more imponuntur; quod aurum dicitur aquaticum.
Proieçtio Auro ßic præparato, proiice ßuper eius partes 100. Elixeris rubei,
Medicinæ ßiuè Medicinæ rubeæ partem vnam, & tota ea auri fußi pondera con-
rubeæ.
uertentur in maßßam rubeam, frangibilem, & puluerizabilem, Quæ
maßßa benè teratur ßuper marmore, donec fiat puluis impalpabilis.
Solutio So- Has centum partes, vel quantum volueris ßolue aut in aceto di-
lis.
ßtillato, aut in Spiritu vini, & pone in balneo ad digerendum vnius, aut
duorum dierum ßpatio. Tunc abßtrahe Spir: vini ab eo in eodem bal-
neo, & in fundo remanebit fixum, & purum oleum auri; quod tùm ßit
verum Aurum Potab. & Elixer vitæ ßpirituale.
Vel ßi ßtatim cupias alicui dare de eo puluere, calefacito vinum
album, vel Rhenanum, aut Hispanicum, & in eorum aliquo dißßolue
tantum pulueris contriti, quantum ßufficiat ad vinum tingendum in
rubeum colorem, & vinum ßic tinçtum erit Aurum Potab. verum &
perfeçtum ad ßanandum ægritudines. Melius tamen, & penetrabilius
foret, ßi cum oleo tingeretur.
Luna fußa. Pariformiter cùm Medicina alba (ßeu Elixer album) proiicienda
Proieçtio eßt, poßt depurationem Lunæ, ßiuè argëti in aqua corroßiua, ßicut priùs
Medicinæ
albæ.
declaratum eßt. Et ßic argentum fußum conuertetur in puluerem fran-
Solutio Lu- gibilem, & maßßam albam: quæ pariter ßoluta, in oleum erit conuerßa.
næ. Et ßic ßit Elixer vitæ album, & Argentum Potab.
Elixer vitæ His iam peraçtis, & finitis, quæ Philoßophi antiqui Elixera vitæ
album.
nominauerunt: nunc reßtat, vt de eorum virtute, & poteßtate loqua-
mur, ßicut inter eos præcipuè invenimus, & quoßdam etiam moder-
nos: Si priùs ad monuero, non putandum eßße, quòd Medicina Lunæ
tantam habeat virtutem, quantam Solis tenet Elixer.
Ex correçti- Vnde Author lib. vocato Correçtio Fatuorum ßic dicit: Cùm
one fatuorü. autem inter vulgares, & Philoßophos aurum famam teneat, quòd in
prima ßua dißpoßitione manens, lepram curet, & plures alias virtutes
habeat: hoc autem eßt propter completam eius digeßtionem; quia ex-
cellentia ignis in eo agens, omnes malos humores conßumit in corpo-
ribus ægris exißtentibus, tàm in calidis, quàm in frigidis caußis. Sed hoc
argentum facere nö poteßt, quia tantam ignis superfluitatem non ha-
. bet,
7
bet, nec tantùm eßt digeßtum & decoçtum naturali maturitate. Ta-
men ißto non obßtante, igneitatem occultè, & virtualiter in ße habet,
ßed non ita plenè: quia adhuc ignis non facit tales qualitates elemen-
tales, sicut in auro: Et ideò argentum in prima ßua dißpoßitione ma-
nens, non curat lepram ita potenter, nißi priùs degeratur per artem,
quo vs‡; habebat gradus ßummos auri in omni maturitate. Quare alia
ægra corpora metallica minùs curät infirmitates, ßecundùm quòd ma-
gis differunt in perfeçtione, & maturitate ab eis, quod eßt ex defeçtu
ßulphuris ßui infeçti, fœtidi, & vrentis, ex quo, generatione, & coagu-
latione ßua façta ßunt ab initio, & ideò non curant.
Cùm ergò (procedendo inquit) aurum tanti vigoris ßit apud vul-
gares, & hoc in prima ßua dißpoßitione manens, quare non mirum, ßic-
ut expertum eßt, ßi aurum in Medicinam per artis minißterium ßequen-
tis naturam redigatur, & eius virtus ßubtilietur per digeßtionem deco-
çtionis, & qualitatum purgationem, quòd multas, ßeu omnes ægritu-
dines habeat tunc curare.
Poßtea ßic inquit idem author: De ßene facit iuuenem, & reui-
uißcere facit, ßeruat ßanitatem, corroborat naturam, & omnem ægritu-
dinem corporis expellit: Venenum à corde declinat, arterias hume-
çtat, contenta in pulmone dißßoluit, breuiter totum corpus habile
reddit.
Bauzan,
Calid
Super huius Elixeris vitæ virtutes, & poteßtates ßic inquiunt tàm
Bauzan, quàm Calid Philoßophi: Eius natura eßt caliditas mutla cum
temperamento. Habet autem proprietates & virtutes multas: nam i-
pßum mundificat corpus ab additionibus accidentium ægritudinum,
& conßeruat ßubßtantias ßaluas, ita vt non appareant, ne‡ue videantur
in eo eo rurbationes contrariorum, nec figmentum ßui vinculi. Hoc eßt
vita mortuorum, & eorum reßurreçtio, Medicina conßeruans corpus,
& purgans ßuperfluitatem.
Ex Ludo Vnde in Ludo puerorü de vßu huius Medicinæ ßic infertur: Mo-
puerorum. dus vtenti Medicinâ talis eßt ßecundùm omnes Philoßophos: Si vis
F I N I S.
ÜNLÜ SİMYACILAR,
SİMYA YAZARLARI
VE ESERLERİ
I
BONO da FERRARA, Pietro (XIV. yy. ortaları): Petrus Bonus. Ferrara’lı hekim
ve simyacı. Simya hakkında birçok eseri bulunur. Kaynakları Aristoteles, Arap
simyacılar ve Ovidus’un metamorfozlarıdır. Eserlerinden bazıları şunlardır:
Introductio in alchemiam (Simyaya giriş); Margartita pretiosa novella 1557, Praeciosa ac
nobilissima artis chymiae collectanea. 1554,
IV
CABİR İBN HAYYAN (731-815): Avrupa’da Geber adıyla tanınan simyacı. Tam
adı Ebu Musa Câbir ibn Hayyân el Azdi’dir. ﴾﴿أﺑﻮ ﻣﻮﺳﻰ ﻋﺒﺪاﷲ ﺟﺎﺑﺮ ﺑﻦ ﺣﯿﺎن ﺑﻦ ﻋﺪاﷲ اﻷزدي
Yapmış olduğu kuramsal ve deneysel araştırmalarla kimyanın gelişimini büyük
ölçüde etkilemiş olan Cabir’in hayatı hakkında pek fazla bir bilgiye sahip değiliz.
Diğer İslam âlimleri ve simyacılar gibi, Câbir de, Aristotelesi izleyerek maddeyi dört
unsur (toprak, su, hava ve ateş) kuramıyla açıklamaya çalışmış ve bu unsurların
nitelikleri (kuru-yaş ve soğuk-sıcak) farklı olduğu için bunların birleşmesinden
oluşan maddelerin de farklı özelliklere sahip olduğunu belirtmiştir. Hellenistik
dönem simyagerlerinden de etkilenmiş olan Câbir ibn Hayyân, Yeryüzündeki bütün
maddeleri 3 ana grupta toplamıştır: Alkol gibi uçucu olan gazlar; Altın, gümüş,
bakır ve kurşun gibi metaller; Bazı boya maddeleri gibi, uçucu ve metalik olmayan
ara maddeler.
DEE, Arthur (1579-1651): Arthurus Dee. John Dee’nin büyük oğlu, İngiliz hekim
ve simyacı yazar. Almanya, Polonya ve Bohemya’ya yaptığı seyahatlerde babasına
eşlik etmiş, 1582’de İngiltere’ye geri dönünce babası tarafından Westminister
School’a yerleştirilmiştir. Daha sonra Oxford’da öğrenim gördüğü belirtilir, ancak
kesin değildir ve buradan herhangi bir unvan almamıştır. Hekimlik yapma niyetiyle
Londra’ya yerleşir, I. James’in tavsiyesi üzerine Rus Çarı I. Michael’ın
hekimlerinden biri olarak Rusya’ya gider ve burada 14 yıl hizmet verir. Karısının
1637’de ölümü üzerine İngiltere’ye geri döner ve Kral I. Charles’in saray hekimi
olur. Emekliye ayrılınca Norveç’e yerleşir ve 1651 yılında burada ölür. En önemli
eseri: Fasciculus chemicus, 1631
DE LISLE, Alain (XVIII. yy. başı): XVIII. yy. başlarında yaşamış Fransız
simyacı. Maceracı yaşamı onu İsviçre, İtalya ve Almanya’ya kadar götürmüştür.
Yapay altın üretimi konusunda ünü o kadar yayılmıştı ki, döneminin ünlü
şahsiyetleri onunla tanışmaya çalışıyordu.
VI
DE VALLE, Robert (XV. yy): Robertus Vallensis. Robert Duval adıyla da tanınan
Fransız simyacı ve yazar. XV. yy’ın sonlarında doğmuştur. Hayatı hakkında fazla
bir bilgi bulunmamaktadır. De Veritate et Antiquitate Artis Chemise et Pulveris.
HALİD BİN YEZİD (?-708): Kimya ilminin temelini atan büyük İslam âlimi. Tam
adı Halid bin Yezid bin Muaviye’dir. ( )ﺧﺎﻟﺪ ﺑﻦ ﯾﺰﯾﺪ ﺑﻦ ﻣﻌﺎوﯾﺔAvrupa’da Khalid Rex
adıyla tanınır Kısa süreline Halife olan II. Muaviye’nin kardeşi ve Emevi prensidir.
Doğum tarihi bilinmemektedir. Dedesi Muaviye’nin tavsiyesi ile kimya ilmine
yönelen Halid bin Yezid, tıp ve astronomi gibi ilim dallarında da kendini yetiştirdi.
Simya ilmini tıbbın hizmetinde kullandı ve hastalıklar için ilaç yapmakta simya
ilminden çok faydalandı.
HOLLANDUS, Isaäc & Johann Isaäc (XVI. yy): Hollandalı Yahudi ünlü simyacı
aile. Isaäc elmas işçisi, oğlu Johann da hekimdir; aile ismi bilinmediğinden her ikisi
de Hollandus adıyla anılır. Hollandus ve oğlu’nun çalışmaları 1572 ve sonraki
yıllarda basılmış, bu çalışmalarda Paracelsus’a atfedilen ilmi eserlerden geniş ölçüde
alıntı yapılmıştır. Yaşamları hakkında hiçbir bilgi yoktur, çalışmaları otantikse
çağından sonra yazıldığı düşünülür. Boerhaave Hollandus’un Stolk yerlisi
olduğunu, minecilikte ve değerli taş imitasyonunda yetenekli olduğunu söyler;
Schmieder ise XV. yy’ın başlarında yaşadığına inanır. Hollanduslara atfedilen
başlıca eserler şunlardır: Viri in philosophia, potissimùm veró in chymia celeberrimi,
1600; Liber de Minerale Lapide et Vera Metamorphosi Metallorum, 1572; Opus
Vegetabile, 1582
İBNİ SİNÂ (980-1037): Batıda Avicenna adıyla tanınan, ünlü İslam filozofu ve
hekimi. Tam adı Ebu Ali el Hüseyin ibn Abdullah ibn Hasan ibn Ali ibn-i Sinâ’dır.
﴾ ﴿أﺑﻮ ﻋﻠﻲ اﻟﺤﺴﯿﻦ ﺑﻦ ﻋﺒﺪاﷲ ﺑﻦ اﻟﺤﺴﻦ ﺑﻦ ﻋﻠﻲ ﺑﻦ ﺳﯿﻨﺎFelsefe, matematik, astronomi, fizik,
kimya, tıp ve müzik gibi bilgi ve becerinin muhtelif alanlarında seçkinleşmiş olan,
İbn Sinâ, İslam düşüncesinde Farabi'yle başlayan Aristotelesçi (Meşsaî) felsefe
geleneğinin en yetkin temsilcisidir. En ünlü iki yapıtı, kapsamlı bir felsefe ve bilim
ansiklopedisi olan Kitabü'ş-Şifa ile tıp tarihinin en ünlü kitapları arasında yer alan
el-Kanun fi't-Tıb'. Simya konusuyla da ilgilenen İbni Sinâ, Dönüşüm Kuramının
doğru olup olmadığını yapmış olduğu deneylerle araştırmış ve doğru olmadığı
sonucuna ulaşmıştır. İbn Sinâ'ya göre, her element sadece kendisine özgü niteliklere
sahiptir ve dolayısıyla daha değersiz metallerden altın ve gümüş gibi daha değerli
metallerin elde edilmesi mümkün değildir.
SPINOLA, Daniele (XVII. yy): Galileo’nun teorilerinin ateşli bir takipçisi olan
Cenovalı bilim adamı. XVII. yy. ortalarında Bovalino’da birkaç yıl hekimlik
yapmıştır. Galileo’ya yazdığı mektuplardan astronomi alanında da çalışmalar
yaptığı anlaşılmaktadır. Napolili bilim adamı Giovanni Alfonso Borelli’nin dostu ve
öğrencisi olan Spinola, çağdaşı olan Toricelli ve Malpighi’yle de dostluk kurmuştur.
Eserlerinde Landino Alpesei anagramını kullanır. Başlıca eserleri şunlardır: Il
crivello e la bietolata, 1647
TRISMOSINUS, Salomon (XV. yy): Felsefe Taşını bulmak için bütün Avrupa’yı
gezdiği söylenen, XV. yy’ın efsanevi bir simyacısı. Bunu Venedik’te başardığı
söylenir. Simya etüdleri bulunan Almanca bir derleme cilt ona atfedilir: Aereum vellus
veyaGolden Schatz und Kamer (1598) Kitap üç etüt içerir ve çok sayıda, kısmen el ile
boyanmış tahta gravürlerle süslenmiştir. 1604 yılında aynı başlığa sahip iki devamı
yayınlanır. Beş etüdün toplam baskısı 1709 ve 1718’de yayınlanır.
WILLIS, Timothy (XVI. yy): İngiliz simyacı yazar. Eserlerinde kendisini Çırak-
Hekim olarak adlandırır, ancak dini bir üslupta yazar. Willis’in savlarından biri de
maddenin hiçten yaratılmış olduğuydu ve yaşamsal felsefesinde yaşamların
farklılığından bahseden Burggray gibi, canlıları üç sınıfa ayırmaktaydı: basit, tekli;
türlere bağlı, bu yüzden birlikte ve karşıt; hem tekli hem de başka türlerin öteki
bireylerine ait canlılar. Ona göre metaller arasındaki fark, her birinin kendine has
formu nedeniyle spesifikti, buna karşın her metal, kaynatılıp koagüle edilecek bir
madde halinde çözülebilirdi. Eserleri: Propositiones tentationum, 1615; The search of
causes, 1616
2) Spiritus Vini: Şarap Ruhu yada İspirto, derişik su bazlı Etanol veya Etil Alkol
(C2H5OH). Genellikle şarabın damıtılmasıyla hazırlanır.
3) De Arte Chymica
4) Korozif Su (Aqua corrosiva): aşındırıcı su, sirke veya herhangi bir korozif sıvı.
13) De Alchimia opuscula complura veterum philosophorum, pars prima, VI. Scala
Philosophorum, Iacobus, Frankfurt. 1550.
14) Catholycon Physicorum, Seu Modus Conficiendi Tincturam Physicam, & Alchymicam a
veteribus Philosophis adeo sollicite quaesitam, sed a nullo adhuc mortalium, seu
priscorum, seu recentiorum plene ac perfecte traditam, Samuel Norton, Frankfurt,
1630
15) Sarazen (Saracenus): Genel olarak Hristiyan olmayan kâfirleri tanımlamak için
kullanılan sözcük, önce Araplar sonra tüm Müslümanlar için kullanılmıştır. Arapça
“doğulu” anlamındaki şarkıyyin kelimesinden türetilerek Yunanca’ya Sarakenoi
(Σαρακηνός) olarak geçtiği tahmin edilir.
16) Kök-Nem: Grek Tıbbı bütün organizmalara yaşam ve sağlık veren 4 temel yaşam
prensicbi tanımlar: Yaşamsal Güç, Tabii Isı, Thymos (utanç, kibir vb. gibi hisleri içinde
barındıran, maddi ruh alanı) ve Kök-Nem. Bu dördüncü yaşamsal prensip, doğal
yeteneğin ve onun dört mizacının (nemli, kuru, havai, ateşli) damıtılmış özü veya beşinci
esansıdır, buna köksel sıvı ya da esas tabiat da denir. Bugünkü terminolojide
protoplazmik sıvı diyebileceğimiz kök-nem, birçok yönden ilk üç prensibin tamamlayıcısı
veya tümleyicisidir, buna ayıca organizmanın beslenmeyle ilgili hormonel özü de
denebilir. Bazı İslam yazarları değişik patolojik ve psikolojik koşullarda dört mizaç
tanımlamışlar, böylece kendilerinden sonra gelen İbni Sina’ya kök-nem kavramına
bütünleşmiş ve tamamlanmış son şeklini verme yolunu açmışlardır. İbni Sina kök-nem
kavramına bugün genel hastalık teorisi diyebileceğimiz yaşlılık ve ölümü de eklemiştir,
buna göre nemin azalması kuruluğa, dolayısıyla yaşlılığa yol açar ve kuruyan organlar
işlevlerini yerine getiremediğinde de ölüme neden olur. Kök-Nem teorisi ortaçağ
hekimleri arasında geniş yankı bulmuştur.
19) Aurora consurgens, Zürih Merkez Kütüphanesinde bulunan XV. yy’dan kalma
illüstrasyonlu bir elyazması simya eseridir. Gerçek ismi bilinmeyen yazarı Thomas
Aquinas’ın ismini kullanmıştır. Bu tip çalışmalarda alışık olunmadığı şekilde eser
harikulade 38 suluboya minyatür ihtiva eder.
20) De Alchimia opuscula complura veterum philosophorum, pars prima, II. Clangor
Buccinae, Iacobus, Frankfurt. 1550.
21) Rozasea (Gutta rosacea): Gül hastalığı ya da Akne rosasea adıyla da bilinen bir cilt
hastalığı. Erkeklerde ve özellikle de alkoliklerde daha yaygındır.
23) Albugo: Akbenek, gözün kornea tabakası üzeirnde beliren beyaz leke.
24) Ülser (Ulcer): Deri veya mukozada, yüzeyel nekroz ve doku kaybı sonucu daha derin
dokuları açığa çıkaran yerel lezyon
Kanser (Cancer): Yengeç hastalığı. Tümörlerin herhangi bir habis şekli için kullanılan
tıp terimi
Fistül (Fistula): Cerahatli bir kaviteden dış yüzeye veya diğer bir organa uzanan
anormal kanal.
Dokunmabana (Noli me tangere): Bir çeşit cilt veremi, kanserli bir yumuşak doku ve
kemik ülseri.
Antraks (Anthrax): Cerahatli, sert ve kırmızı bir çıban veya şiş, şirpence; Şarbon
Serpijinö (Serpigino): Yayılan bir yerden başka yere geçen deri hasatlığı.
Cockren, Archibald; Simya Sanatı ve Simyacılar, s: 55, Mitra Yayınları, İstanbul 2008
Debus, Allen G.; Alchemy and early modern chemistry: papers from Ambix
Dickson, Donald R.; The tessera of Antilia: utopian brotherhoods & secret societies in the
early
Dumitrescu, Theodor; The early Tudor court and international musical relations, “Giles
Dewes”; s:82
Harkness, Deborah E.; The Jewel house: Elizabethan London and the scientific revolution,
s:144
Kassell, Lauren; Medicine and Magic in Elizabethan London: Simon Forman: Astrologer,
s:108
Wyatt, Michael; The Italian encounter with Tudor England: a cultural politics of translation
Sabri Çağrı Sezgin 2009 ©
scsezgin@hotmail.com