Professional Documents
Culture Documents
Ak Toplum ve Dmanlar
Cilt 1: Platonun Bys | Cilt 2: Hegel Marx ve Sonras
The Open Society and Its Enemies (1945)
Volume 1: The Spell of Plato | Volume 2: The High Tide of Prophecy: Hegel, Marx, and the Aftermath
evirenler: Mete Tunay (Cilt 1) ve Harun Rzatepe (Cilt 2)
ISBN 13: 978-975-6201-78-7 (Ciltli)
ISBN 13: 978-975-6201-82-4 (Karton Kapak)
Liberte Yaynlar / 144
3. Bask: Kasm 2013; 2. Bask: Mays 2010; 1. Bask: Mays 2008;
1989 (Remzi Kitabevi)
1967 (Trk Siyas limler Dernei Yaynlar)
2004, Liberte Yaynlar
University of Klagenfurt / Karl Popper Library
Sayfa Dzeni: Liberte Yaynlar
Kapak Tasarm: Muhsin Doan
Montaj: Merkez Repro
Bask: Tarcan Matbaas
Adres: Zbeyde Hanm Mah. Samyeli Sok. No: 15, skitler, Ankara
Telefon: (312) 384 34 35-36 | Faks: (312) 384 34 37 | Sertifika No: 25744
liberteyayngrubu
Karl R. Popper
28 Temmuz 1902de Viyanada domutur. Viyana niversitesinde
matematik, fizik ve felsefe okumu, ayrca mzik tarihi ve (eletirel olarak) psikolojiyle de ilgilenmitir. 1934de Bilimsel Aratrmann Mant (The Logic of Scientific Discovery) adl kitabyla n
kazanan Popper, felsefesini eletirel aklclk olarak tanmlamtr. 1946 ylnda London School of Economicste (LSE) mantk ve
bilimsel metot derslerini takip eden Popper, 1949 ylnda burada
profser olmutur. 1994 ylnda ngilterede vefat eden Poppern
naa Avusturyada defnedilmitir.
INDEKILER
Yayncnn nsz. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 13
evirenin nsz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 15
Trke kinci Baskya Not. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 17
Birinci Basknn nsz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 19
kinci Basknn nsz. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 21
Teekkrler. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23
Giri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 27
KITAP 1
PLATONUN BYS
1. KISIM
KAYNAK VE KADER EFSANESI
36
62
4. Deiim ve Durulma. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 63
5. Doa ve Uylam . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 81
3. KISIM
PLATONUN SIYASAL PROGRAMI
106
178
KITAP 2
HEGEL, MARX VE SONRASI
5. KISIM
FALCI FELSEFENIN GZE GIRMELERI
320
388
7. KISIM
MARXIN KEHANETI
438
492
504
544
DIZIN. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 657
u kitabn iindekilerin ou daha nceki bir tarihte ekillenmi olmakla birlikte, bunlar yazmaya kesin karar veriim, 1938 Martnda
Avusturyann istila ediliini haber aldm gn olmutu. Yazmay tamamlamam 1943e kadar srd; kitabn ounun, savan sonunun belirsiz olduu o
rktc yllarda yazlm olmas, eletirilerden bazlarnn neden bugn bana istediimden daha duygusal ve sert bir tonda grndn aklamaya yarayabilir.
Fakat, kelimelerle oynayacak bir zamanda deildim, - ya da hi deilse o zaman
bana yle geliyordu. Kitapta ne savan ne de baka herhangi bir ada olayn
sz gememektedir; ancak bu, temelleriyle birlikte bu olaylar ve sava kazanldktan sonra ortaya kmas olas birtakm sorunlar anlamak yolunda bir giriimdi. Marksizmin belli bal bir sorun olacann dnlmesi, onunla uzun boylu
uralmasnn nedeniydi.
Bugnk dnya durumunun karanl iinden baklnca, Marksizmin yaplmaya allan eletirisi, kitabn esas noktas diye grlmek ynelimindedir. Kitabn
amalar ok daha geni olmakla birlikte, bu grn bsbtn yanl deildir,
belki de kanlmazdr. Marksizm yalnzca bir rnek, daha iyi ve daha zgr bir
dnya kurmak yolundaki sregelen tehlikeli savam srasnda yaptmz birok
yanltan biridir.
Beklenebilecei gibi, bazlarnca Marxa kar ok sert bir tutum gstermi olmakla sulandm, bakalar ise ona kar yumuaklmn Platona kar saldrmn
iddetiyle oranszlna iaret ettiler. Fakat ben hl Platona geni lde eletirel
gzlerle bakmann gereine inanyorum; nk bu kutsal filozof a kar duyulan
genel hayranln, onun stn dnsel baarlarnda gerek bir temeli vardr. te
yandan, Marxa kar kiilik ve ahlk ynlerinden pek ok saldrlmtr; yle ki,
bu konuda, daha ok Marxn teorilerinin sk bir aklc eletiri szgecinden geirilmesiyle birarada olarak, bunlarn artc llere varan ahlksal ve dnsel
ekiciliklerini duygudalkla anlamaya gereksinim vardr. Hakl veya haksz, eletirilerimin ezici olacaklarn ve onun iin, Marxn gerek katklarn aratrabilecek
ve onun dncesinin hz ald kaynaklar, belki de yledir diye grebilecek gte
olduumu hissettim. Zaten, bir hasma kar baaryla dvmek istersek, onun gcn anlamaya almamz gerektii besbellidir.
Bir kitap hibir zaman bitirilemez. zerinde alrken, elimizden kard-
mz anda onu olgunlamam bulacak kadar bir eyler reniriz. Benim, Platon ve
Marx hakkndaki eletirmemde de, bu kanlmaz duygu olaan lsnden daha
ok rahatsz edici olmad. Fakat, savatan bu yana yllar getike, olumlu nerilerim ve hepsinin stnde, btn kitab saran gl iyimserlik havas, bana gitgide
daha safa grnd. Kendi sesim, -18. ya da hatta 17. Yzyln umut dolu sosyal
reformcularndan birinin sesiymi gibi- bana uzak bir gemiten kyormuasna
gelmeye balad. Fakat, benim bu bunalml ruh hlim, geni lde, Amerika Birleik Devletlerine yaptm bir gezi sayesinde geti; simdi kitab yeniden gzden
geirirken, yeni malzeme eklemek ve madd yanllarla slba it dzeltmeler yapmakla yetindiime ve kitabn tonunu deitirmek isteine kar durmu olduuma
memnunum. nk, hlihazr dnya durumuna ramen, kendimi her zamanki kadar umutlu hissediyorum. imdi her zamankinden daha ak olarak unu gryorum ki, en byk huzursuzluklarmz bile, tehlikeli olduu kadar hayran olunmaya
deer ve salam bir eyden ileri gelmektedir -hemcinslerimizin kaderini dzeltmek iin duyduumuz sabrszlktan. nk, bu huzursuzluklar, belki tarihin btn manev ve ruhi devrimlerinden en bynn - yzyl nce balam olan
bir hareketin yan rnleridir. Bu devrim, saysz mehul insann, kendilerini ve zihinlerini; otoritenin ve nyargnn egemenlik basksndan kurtarma zlemidir. Bu
devrim, onlarn bir yandan zgrlk, insanlk ve aklc eletiri llerine uyan eski
ve yeni her eyi korumaya, gelitirmeye ve gelenekletirmeye alrken, bir yandan da yalnzca yerleik ve yalnzca geleneksel olann mutlak otoritesini reddederek ak bir toplum kurma abasdr. Bu devrim, onlarn bir yana oturup, dnyay
ynetmenin btn sorumluluunu bir insan veya insan-st otoritesine brakmak
istemeyileri, ve nne geilebilecek aclarn sorumluluk ykn paylamaya ve
bunlarn ortadan kaldrlmas iin almaya hazr olulardr. Bu devrim, korkun
ykm gleri yaratmtr; fakat bunlarn henz stesinden gelinebilir.
K. arl Raimun d Pop p er
1950
GIRI
27
28
GIRI
29
tirmek iin akln kullanmaya altn; bir stratejist iin bir savan sonucunu nceden grmenin besbelli yasal olduunu ve byle bir ndeyi ile daha geni tarihsel
kehanetler arasndaki snrlarn esnek olduunu iddia ederler. Genellikle bilimin
grevinin ndeyiler yapmak ya da daha dorusu, bizim gnlk ndeyilerimizi
gitgide dzeltmek ve onlar daha salam bir temele oturtmak olduunu; zellikle toplum bilimlerinin bize uzun-dnemli tarihsel kehanetler salamak greviyle
ykml bulunduunu sylerler. Bunlar, tarihsel olaylarn geliimi stne khinlik etmelerini olanakl klan tarih yasalarn kefetmi olduklarna da inanrlar. Bu
eit savlar ileri sren eitli toplum felsefelerini, ben, tarihsicilik [historicism] ad
altnda topladm. Bir baka kitabmda, Tarihsiciliin Yoksulluunda [The Poverty
of Historicism], bu savlar tartmaya ve inandrc grnlerine ramen, bilimin
metotu stne byk bir yanl anlamaya ve zellikle bilimsel ndeyi ile tarihsel kehanet arasnda ayrm yapmann ihml edilmesine dayandn gstermeye
altm. Tarihsicilik savlarnn sistematik zmlemesi ve eletirmesiyle urarken, geliimlerini canlandrmak iin de bir miktar materyal toplamaya altm. O
amala toplanan notlar, bu kitabn esas oldu.
Tarihsiciliin sistematik olarak zmlenmesinin bilimsel statl olmak gibi
bir hedefi vardr. Bu kitabn yoktur. Burada dile getirilen grlerden ou kiiseldir. Bilimsel metottan ald balca ey, kendi snrlln bilmesidir: Hibir
eyin kantlanamayaca yerde kantlamalara kalkmaz ve kiisel bir gr sunmaktan ileri gidemeyecei yerde de, bilimselmi gibi gsteri yapmaz. Eski felsefe
sistemlerini bir yenisiyle deitirmeye kalkmaz. Bugnlerde moda olan cinsinden
tarihin ve kaderin metafiziine, btn o bilgelikle dolu ciltlere katkda bulunmaya almaz. Daha ok, bu khince bilgeliin zararl olduunu, tarih metafiziinin
sosyal reform meselelerine bilimin blk-prk metotlarnn uygulanmasn engellediini gstermeye alr. Ve bunun ilerisinde, kendi kaderimizin yapclar
olabileceimizi de gstermeye alr yeter ki onun khini gibi poz vermekten
vazgeelim.
Tarihsiciliin geliimini izlerken, dn nderlerimiz arasnda bylesine yaygn olan tarihsel kehanetler yapmak yolundaki tehlikeli alkanl eitli ilere yaradn anladm. Srr bilenlerin i evresinden olmak ve tarihin akn nceden
kestirmek gibi olaanst bir gce ship bulunmak, her zaman gururu okayc
bir eydir. Bunun yan sra, dn nderlerinin bu gibi glerle kutsanm olduklar hakknda bir gelenek vardr ve bunlara ship bulunmamak bir kast kaybna
yol aabilir. te yandan, arlatan diye maskelerinin aaya indirilme tehlikesi ok
azdr, nk her zaman daha az genel ndeyiler yapmann besbelli izin verilebilir
olduuna iaret edebilirler; bunlarla Roma khinlii arasndaki snrlar da esnektir.
Fakat bazen, tarihsici inanlara balanmann daha ileri ve belki daha derin drtleri de vardr. Yeryznde-Cennet ann gelecei kehanetini savuran peygamberler, derin bir honutsuzluk duygusunu dile getiriyor olabilirler; onlarn dleri,
30
Giri
31
Ak Toplumdan Yana
(Yaklak Olarak M.. 430)
Bir politikay ancak birka kii ortaya koyabilir, ama hepimiz onu
yarglayabilecek yetenekteyiz.
ATINALI PERIKLES
Ak Topluma Kar
(Yaklak 80 Yl Sonra)
lkelerin en by, erkek-kadn hi kimsenin ndersiz kalmamasdr.
Kimsenin akl kendi girikenliiyle, i becermeye almamaldr: ster
gayretkelikten gelsin, ister oyun olsun diye. Savata da barta
da herkes gzn nderine dikmeli ve sadaktle onun ardndan
gitmelidir. En kk ilerde bile herkes nderini izlemelidir. rnein,
ancak byle yapmas buyurulunca ... kalkmal, yrmeli, ykanmal,
yemelidir. Bir kelimeyle, herkes kendi ruhunu, bamsz hareket
etmeyi hayl edemeyecek ve byle hareket etmek yeteneini bsbtn
yitirecek biimde altrarak eitmelidir.
ATINALI PLATON
1. KISIM
KAYNAK VE KADER
EFSANESI
1
TARIHSICILIK VE KADER EFSANESI
37
38
39
2
HERAKLEITOS
41
42
laton, bildiimiz kadaryla, Herakleitosu huzursuz eden adan bile daha istikrarsz bir siyasal atma ve savalar dneminde yaamtr. O byrken, Yunanllarn kabile hayatnn dalmas, yerlisi olduu
kenti, yani Atinay bir tiranlk dnemine srklemiti; sonra da ya bir tiranl,
ya da bir oligariyi, yani ileri gelen aristokrat ailelerin ynetimini geri getirme yolundaki giriimlere kar kendisini kskanlkla korumaya alan bir demokrasinin
kurulmasna.1 Platonun genlii srasnda, Atina, Spartaya; Peloponnesosun eski
kabile aristokrasisinin yasa ve greneklerinden birounu muhafaza etmi bu ileri
gelen kent-devletine kar amansz bir savaa girimiti. Peloponnesos Sava, bir
arayla birlikte yirmi sekiz yl srmt. (Tarih temelin daha ayrntl olarak sz
konusu edildii Blm 10da, savan bazen sylendii gibi, M.. 404te Atinann
dmesiyle sona ermedii gsterilecektir2). Platon, sava srasnda domutu ve
sava sona erdiinde aa yukar yirmi drt yandayd. Sava mthi salgnlar
getirdi; son ylnda da ktlk, Atina kentinin d, i sava ve genellikle Otuz
Tiranlar ynetimi diye anlan bir terr ynetimi. Bu tiranl Platonun, rejimi demokratlara kar korumaya alrken can veren daylarndan ikisi ynetiyordu.
Demokrasinin ve barn yeniden kurulmas Platonu rahat ettirmedi. Sonradan
diyaloglarnn ouna ba konumac yapt, sevgili retmeni Sokrates yarglanm ve lme mahkm edilmiti. Platon, kendi de tehlikede gibiydi; Sokratesin
teki dostlaryla birlikte Atinay terketti.
Daha sonra, Sicilyaya ilk gidiinde Platon, Syrakusa tiran byk ihtiyar Dionysiosun saraynda hazrlanan siyasal entrikalara karmt. Atinaya dndkten
ve Akademiay kurduktan sonra bile, Platon baz rencileriyle birlikte, Syrakusa
siyasetini oluturan fesat tertiplerinde ve ihtilllerde3 aktif ve nemli bir yer almaya devam etmiti.
POPPER | AIK TOPLUM VE DMANLARI, KITAP 1: PLATONUN BYS
47
48
2. KISIM
PLATONUN BETIMLEME
SOSYOLOJISI
4
DEIIM VE DURULMA
laton, ilk toplum bilimcilerinden biri ve phesiz, en ok etkilisiydi. Sosyoloji terimini Comte, Mill ve Spencerin anlad anlamda,
bir sosyologdu; yani, insann toplumsal yaaynn ve istikrarnn yasa ve
koullarnn olduu kadar, geliiminin yasalarnn da zmlenmesine kendi idealist metotunu baaryla uygulamt. Platonun byk etkisine karn, retisinin
bu yanna pek dikkat edilmemitir. Bunun, iki nedenden ileri geldii sylenebilir.
Bir kere, Platonun sosyolojisinin ou, onun ahlk ve siyaset istemleriyle o kadar
yakndan ilikili bir biimde ortaya konulmutur ki, betimleme (tasvir) unsuru
geni lde gzden kamtr. kinci olarak, onun dncelerinden birou ylesine kabllenilmitir ki, bunlarn bilinsizce dpedz ve dolaysyla, eletirisiz olarak benimseniverdii besbellidir. Platonun sosyoloji teorilerinin bunca etkililii,
balca bu yoldan olmutur.
Platonun sosyolojisi, olgularn keskin gzlemiyle kurgunun dhice bir karmasdr. Bu sosyolojinin kurgusal atsn, doal olarak, Formlar, evrensel ak ve ry, treme ve soysuzlama teorileri meydana getirmektedir. Fakat bu idealist
temelin stne, Platon kendi gnnde etkin toplumsal ve siyasal gleri olduu
gibi, Yunan ehir-devletlerinin tarihsel geliimlerinin balca ynelimlerini de
aklamaya yetenekli olan, alacak kadar gereki bir toplum teorisi oturtur.
I
Platonun toplumsal deiim teorisinin kurgusal ya da metafizik kuruluunu yukarda izmitik. Bu, mekn ve zaman iinde deien eyler dnyasnn kendisinden
indii, deimeyen Formlar ya da dealar dnyasdr. Formlar ya da dealar yalnzca deimez, yklmaz ve bozulmaz olmakla kalmazlar; ayn zamanda yetkin, doru, gerek ve iyi olma niteliklerini de tarlar; nitekim, bir keresinde iyi Devlette1
koruyan her ey diye aklanmtr; kt de ykan ya da bozan her ey diye.
POPPER | AIK TOPLUM VE DMANLARI, KITAP 1: PLATONUN BYS
63
64
5
DOA VE UYLAIM
ilimsel aratrmac zihniyetiyle toplumsal olaylara ilk yaklaan Platon deildi. Toplum biliminin balangc, en azndan kendilerine
Sofist diyen byk dnrlerin ilki, Protagorasn kuana kadar geri
gider. Bu balangc, insann evresindeki farkl iki e arasnda doal evresi ile
toplumsal evresi arasnda bir ayrm yapmak gereinin duyulmas niteliklendirir.
imdi bile kafalarmzda aka yerlemi olduundan da anlalabilecei zere,
bu, yapmas ve kavranmas g bir ayrmdr. Bu ayrmn geerlii, Protagorasn
zamanndan beri kukuyla karlanp durur. yle anlalyor ki, oumuzda, toplumsal evremizin belirli zelliklerini doal imilercesine kabl etme yolunda
gl bir eilim vardr.
lkel bir kabile topluluunun yahut kapal bir toplumun sihire dayanan tavrnn karakteristiklerinden biri, gnein domas ya da mevsimlerin deimesi yahut doadaki bu gibi baka dzenlilikler kadar kanlmaz olduu hissedilen yasa
ve grenekler, deimeyen tabular ile rlm byl bir ember iinde yaamasdr.1 Ve ancak bu sihirli kapal toplum gerekten ykldktan sonradr ki, doa
ile toplum arasndaki farkn teorik olarak anlalmas geliebilir.
I
Bu geliimin zmlenmesi, nemli bir ayrmn aka kavranmasn gerektirir sanyorum. Bu ayrmn bir yannda (a) doal yasalar ya da doa yasalar, gnein,
ayn, gezegenlerin hareketlerini, mevsimlerin ard arda geliini vb. betimleyen yasalar, yahut ekim yasas, veya diyelim, termodinamiin yasalar durur; te yannda
da (b) normatif yasalar ya da normlar yahut yasaklamalar ve buyruklar; yani, belirli
davran biimlerine izin vermeyen ya da tersine, bunlar isteyen kurallar; rnein,
On Emir [Evamiri Aere] veya milletvekillerinin seim srecini dzenleyen hukuk
kurallar, yahut Atina Anayasasn meydana getiren yasalar.
POPPER | AIK TOPLUM VE DMANLARI, KITAP 1: PLATONUN BYS
81
82
Bu gibi sorunlarn tartlmasnda oucas, szn ettiimiz ayrm bulandrma ynnde bir eilim ie kart iin, ayn konuda birka sz daha sylemekte
yarar vardr: (a) bir doa yasas anlamnda bir yasa, deimez, kesin bir dzenlilii ya doa ile tutarl olarak betimlemektedir (bu takdirde, yasa doru bir nermedir) ya da doayla tutarl olmayarak (bu takdirde yanltr). Bir doa yasasnn
doru ya da yanl olup olmadn bilmiyorsak ve gvensizliimize dikkati ekmek istiyorsak, genellikle ona bir hipotez deriz. Bir doa yasas deitirilemez
ve istisnas olamaz. nk, onunla elien bir ey olduuna kanat getirirsek, istisnas vardr ya da yasa deimitir, demeyiz, hipotezimizin rtldn syleriz;
zira, varsaylan kesin dzenlilik tutmamtr, baka bir ekilde sylemek gerekirse,
varsaylan doa yasasnn doru bir doa yasas deil, yanl bir nerme olduu
anlalmtr. Doa yasalar deitirilemedikleri iin, ne inenebilirler ne de zorla
yrrle konabilirler. Teknik amalarla onlar kullanabiliriz ve onlar bilmezsek
ya da savsaklarsak bamz belya girebilir, ama yine de doa yasalar insan denetiminin tesindedirler.
(b) eidinden yasalara, yani normatif yasalara gelince, bunlar tekilerden ok
farkldr. Normatif bir yasa, ister hukuksal bir karar, ister ahlksal bir emir olsun,
insan tarafndan zorla yrrle konabilir. Deiebilir de. Belki, iyi ya da kt,
hakl ya da haksz, kable ayan ya da deil diye betimlenebilir; fakat, ancak mecaz bir anlamda ona, doru ya da yanl diyebiliriz, nk bir olguyu anlatmamakta, davranmz iin ynler koymaktadr. Herhangi bir anlam ve nemi varsa, inenebilir de; inenemiyorsa, zaten anlamsz ve nemsiz demektir. Senin
olandan ok para harcama anlaml bir normatif yasadr; ahlksal ya da hukuksal
bir kural olarak nemli ve bylesine sk inendiine baklrsa, pek gerekli olabilir.
antandan, orada olandan ok para karma da, syleniine baklrsa, bir normatif yasa saylabilir, ama bu gibi bir kurala hi kimse ahlksal ya da hukuksal bir sistemin nemli bir paras diye cidd olarak bakmay dnmez, nk inenemez.
nemli bir normatif yasaya uyuluyorsa, bu her zaman insan denetiminden insann hareket ve kararlarndan ileri gelmektedir. oucas, bu durum, yaptrmlar
koymak yasay ineyenleri cezalandrmak ya da inemekten alkoymak yolunda alnm karardan ileri gelmektedir.
Ben, birok dnrle ve hele birok toplum bilimcisiyle birlikte una inanyorum ki, (a) anlamndaki yasalar, yani doann dzenliliklerini betimleyen nermeler ve (b) anlamndaki yasalar, yani yasaklama ya da buyruk gibi normlar arasndaki ayrm, temel bir ayrmdr ve bu iki eit yasa arasnda ad ortaklndan fazla pek
bir ey yoktur. Fakat bu gr hi de genellikle kabl edilmi deildir; tersine, birok dnr (a) anlamndaki doa yasalar uyarnca konulmu olmak anlamnda
doal olan normlar yasak ya da buyruklar bulunduuna inanmaktadrlar. rnein, bunlar belirli hukuk normlarnn insan doasna ve dolaysyla, (a) anlamndaki psikolojik doa yasalarna uygun olduunu, baka birtakm hukuk normlar-
3. KISIM
PLATONUN SIYASAL
PROGRAMI
6
TOTALITER ADLET
latonun sosyolojisini zmlemi olmak, onun siyasal programn ortaya koyma iini kolaylatrr. Platonun temel istemleri, biri deiim ve durulma stne idealist teorisi, ikincisi de natralizmiyle ilgili olan
iki formlnden ya biri ya da tekiyle ahlatlabilir. dealist forml udur: Her trl
siyasal deiimi durdur! Deiim kt, durulma tanrlktr.1 Devlet kendi orijinalinin, yani ehir Form ya da deasnn tam bir kopyas yaplabilirse, her trl deiim durdurulabilir. Bunun nasl uygulanabilecei sorulursa, naturalist formlle
cevap verebiliriz: Doaya dn! Atalarmzn devletine, insan doasna uygunlukla
kurulmu, dolaysyla istikrarl olan ilkel devlete dn; Dten nceki zamann
kabile patriakhisna, bilge azln bilgisiz okluk stndeki doal snf hkmranlna dn.
Ben, Platonun siyasal programnn hemen btn elerinin bu istemlerden
kartlabileceini sanyorum. Bunlar da, Platonun tarihsiciliinden kaynaklanmaktadr ve onun, snf ynetiminin istikrarllnn koullaryla ilgili sosyolojik
doktrinleriyle birletirilmeleri gerekir. Aklmda balca u eler var:
Snflarn kesinlikle blnmesi; yani obanlardan ve beki kpeklerinden meydana gelen ynetici snfn insan srlarndan kesinlikle ayrlmas.
Devletin kaderinin egemen snfn kaderiyle zdeletirilmesi; bu snfn zel
kar ve birlii ve bu birlik uruna, bu snf tretip eitmenin kat kurallar ve
yelerinin karlarnn kesin bir biimde gzaltnda tutulup ortaklanmas.
Bu belli bal elerden bakalar da karlabilir, rnein unlar:
Egemen snfn askerlik erdemleri ve eitimi gibi eylerde tekeli vardr, silh tamakta ve her ne eidinden olursa olsun renim grmekte de; fakat ekonomik
etkinliklere katlmaktan ve zellikle, para kazanmaktan menedilmitir.
(D) Egemen snfn btn dnsel etkinliklerinde bir sansr olmal ve zihinlerini kalplayp birletirme amacna ynelmi srekli bir propaganda yaplmaldr.
Eitimde, yasamada ve dinde her trl yenilik yasaklanmaldr.
POPPER | AIK TOPLUM VE DMANLARI, KITAP 1: PLATONUN BYS
107
108
7
NDERLIK LKESI
latonun siyasal programn yorumlaymza baz kar klar,1 bizi Adlet, yilik, Gzellik, Bilgelik, Doruluk ve Mutluluk gibi ahlk
dncelerinin bu program iindeki yerlerini aratrmaya zorluyor. Bu ve
bundan sonraki iki blmde szn ettiimiz zmlemeyi srdrecek; ondan
sonra da, Bilgelik dncesinin Platonun siyasal felsefesinde oynad rolle ilgileneceiz.
Platonun adlet dncesinin temelinde, doal yneticilerin ynetmesini
ve doal klelerin klelik etmesini gerektirdiini grmtk. Devletin, her trl
deiimi durdurabilmek iin, kendi deasnn ya da kendi gerek doasnn bir
kopyas olmas gerei, tarihsicilik isteminin bir blmdr. Bu adlet teorisi, siyasetin temel meselesini Devleti kim ynetmeli? sorusunda grdne apak iaret
etmektedir.
I
Ben una inanyorum ki, siyaset sorununu Kim ynetmeli? ya da Kimin iradesi
en stn irade olmal? vb. biiminde anlatmakla, Platon siyaset felsefesinde gnmze dein sregelen bir karklk yaratmtr. Bu, gerekten geen blmde
tartld zere, ortaklaacl (collectivism) zgecilikle (altruism) zdeletirmekle ahlk felsefesi alannda yaratt karklla benzemektedir. Besbelli ki, bir
kez Kim ynetmeli? diye sorulunca, en iyiler ya da en bilgeler yahut doutan yneticiler veya ynetme sanatnn ustas olanlar (ya da belki, Genel raPOPPER | AIK TOPLUM VE DMANLARI, KITAP 1: PLATONUN BYS
135
136
de veya Efendi Irk yahut Endstri ileri ya da Halk) gibilerden bir cevap
vermemek gtr. Ancak byle bir cevap, kulaa ne kadar inandrc gelirse gelsin,
yle ya, en ktnn yahut en byk budalann ya da doutan klenin ynetimini kim savunur? gstermeye alacam zere, bsbtn faydaszdr.
Bir kez, bu gibi bir yant, siyaset teorisinin temel bir sorununun zldne bizi inandrmaya yatkndr. Fakat siyaset teorisine baka bir adan yaklaacak
olursak, temel sorulardan herhangi birini zmek yle dursun, Kim ynetmeli?
sorusunu temel niteliinde saymakla, onlarn yalnzca stnden atladmz anlarz. nk, Platonun bu varsaymn paylaanlar bile, siyasal yneticilerin her
zaman ne yeterince iyi ne de bilge olduklarn (bu terimlerin anlamn pekinlikle belirlememiz gerekmiyor) ve iten iyilikle bilgeliine gvenilebilecek bir ynetimin hi de kolay elde edilemeyeceini kabl ederler. Bu nokta teslim olunursa,
o zaman da, siyasal dn daha bandan beri kt ynetim olanan hesaba
katmamal m; en iyi nderleri ummakla birlikte, en ktleri iin hazrlanmamal
myz? diye sormamz yerinde olur. Fakat bu da, bizi siyaset meselesine kar yeni
bir yaklama gtrr; nk Kim ynetmeli? sorusunun yerine u yeni2 soruyu
koymaya zorlar: Siyasal kurumlar nasl rgtleyelim ki, kt ya da yeteneksiz yneticilerin ok fazla zarar vermeleri nlenebilsin?
teki sorunun temel olduuna inananlar, siyasal iktidarn znde denetsiz
olduunu st rtl bir biimde varsayarlar. Onlarca, iktidar birindedir: Ya bir
bireyde ya da bir ortaklaa kurulda, bir snfta rnein. yle sanrlar ki, iktidara
ship olan, hemen neredeyse cannn her istediini yapabilir ve zellikle, kendi
iktidarn glendirebilir, bylelikle snrsz ve denetsiz bir erk durumuna daha da
yaklatrabilir. Onlara gre, siyasal iktidar znde egemendir. Bu varsaym yaplnca, o zaman egemen kim olacak? sorusu, gerekten de nmzdeki tek nemli
soru olarak kalr.
Ben bu varsayma (denetsiz) egemenlik teorisi diyeceim ve bu ifadeyi zellikle
Bodin, Rousseau yahut Hegel gibi yazarlar tarafndan kurulmu eitli egemenlik
teorilerinden herhangi biri hakknda deil de, geriye kalan ana sorun bu iktidar
en iyi ellere nasl geirmek olduu sonucunu iinde tamak zere, siyasal iktidarn
aslnda denetsiz olduu yolundaki daha genel varsaym ya da byle olmas gerektii istemi iin kullanacam. Bu egemenlik teorisi, Platonun yaklamnda kapal
olarak varsaylmtr, ondan beri de roln oynamaktadr. Bu varsaym, rnein,
Kim buyurmal? Kapitalistler mi, iiler mi? sorununun asl dava olduuna inanan modern yazarlarn da kafalarnn gerisinde sakldr.
Ayrntl bir eletiriye girmeden iaret etmek isterim ki, bu teoriyi alelacele ve
st rtk olarak (zmnen) kabl etmenin cidd birtakm sakncalar vardr. Grnte kurgu iin erdemleri ne olursa olsun, besbelli ki bu, gerekilie pek aykr bir
varsaymdr. Hibir siyasal iktidar hibir zaman denetsiz olmamtr ve insanlar insan kaldka [Cesur Yeni Dnya* gereklemedike] mutlak ve engelsiz bir siyasal
8
FILOZOF KRAL
Platon, ehrin yararna diyor. Yine, son ahlk ls olarak, ortaklaa fayda
ilkesine bavurulduunu gryoruz. Totaliter ahlk her eye, hatta filozofun tanmna, deasna ste gelmektedir. Ama, siyasette iine geldii gibi davranmak ilkesi
uyarnca, ynetilenlerin doruyu sylemeye zorlanacaklarn kaydetmek bile gerekmez. Ynetici bir bakasnn yalann yakalarsa... ehre zarar ve tehlike getiren
byle bir deti balatt iin onu cezalandracaktr.3 te, Platonun yneticileri
filozof krallar ancak bu biraz beklenmedik anlamda gerein klardr.
I
Platon, ortaklaa yarar ilkesini gereklik sorununa byle uygularken hekim rneinden sz amaktadr. Bu, iyi seilmi bir rnektir, nk Platon kendi siyasal
grevini toplumun hasta bedeninin iyiletiricisi ya da kurtarcs olma diye grr.
POPPER | AIK TOPLUM VE DMANLARI, KITAP 1: PLATONUN BYS
151
152
Bu bir yana, onun tbba verdii rol, devlet karnn, yurttan anasyla babasnn
birlemesinden mezarna kadar btn yaamna egemen olduu Platonun ehrinin totaliter karakterini aydnlatmaktadr. Platon, tbb siyasetin bir biimi olarak
yorumlar ya da kendi deyimiyle, Tp tanrs Aesklepios, bir politikac saylr.4
Tp sanat, Platona gre, kendine ama olarak mrn uzatlmasn deil, yalnzca
devletin karn almaldr. Gerei gibi ynetilen btn topluluklarda, herkesin
devlette grlecek belirli bir ii vardr. Bunu yapmaldr; kimsenin yaamnda hastalanp iyilemekle harcanacak vakti yoktur. Dolaysyla, hekimin olaan grevlerini yapamayan birine bakmaya hakk olamaz; nk, byle birinden ne kendine hayr gelir, ne de devlete. Buna bir de u dnce eklenir: Byle bir adamdan
hasta olmas eit lde olas ocuklar da doabilir, onlar da devlete yk olurlar.
(Yalannca Platon, bireycilikten nefreti artm olmakla birlikte, tbb daha kiisel
bir duyguyla anmaktadr. zgr yurttalara bile kle imilercesine bakan, iradesi
yasa (dedii dedik) bir tiran gibi buyruklar savuran ve hemen bir sonraki kle-hastaya savuan5 doktordan yaknr ve hi deilse, kle olmayanlar iin tedavide
daha ok kibarlk ve sabr gsterilmesini ister). Yalan ve aldatmacalarn uygulanmasna gelince, Platon bunlarn ancak bir il gibi faydal6 olduklarna dikkati
eker; fakat devleti ynetenin, kuvvetli illar verecek kadar yrekli olmayan o
birtakm alelde doktorlar gibi davranmamalar gerektiinde srar eder. Filozof
sfatyla gerein olan filozof kral sfatyla daha yrekli bir adam olmaldr,
nk birok yalan ve aldatmacalar uygulamaya kararl olmas gerekir. Platon
hemen, ynetilenlerin yarar iin, diye ekliyor. Bu ise, zaten bildiimiz, burada da
Platonun tbba yapt gndermeden bir kez daha rendiimize gre, devletin
yarar iin demeye gelmektedir. (Kant, bir keresinde, ok baka bir ruhla demiti ki: Drstlk en iyi siyasettir sznn doruluu gerekten kukulu olabilir,
ama Drstln siyasetten daha iyi olduu her trl tartmann tesindedir).7
Platon, yneticilerine kuvvetli il kullanmay salk verirken aklnda ne gibi yalanlar vardr? Crossman hakl olarak, Platonun propaganday, ynetilen ounluk kitlesinin... davrann denetleme tekniini demek istediini yazyor.8 Kukusuz, Platonun aklnda nce bunlar vardr; ama Crossman propaganda yalanlarnn
yalnzca ynetilenler iin dnldn, ynetenlerin ise tam aydnlanm bir
intelligentsia [dn adamlar topluluu] olmalarnn tasarlandn nerince, ben
buna katlamyorum. Tersine, bana yle geliyor ki, Sokrates entellektalizmi gibi
bir eyden Platonun tam kopmas, hibir yerde yneticilerin kendilerinin bile, hi
olmazsa bir iki kuak sonra en byk propaganda yalanna inandrlabilmeleri
umudunu iki kez aklad yer kadar kesin deildir; rkln sylemek istiyorum. nsandaki Madenler ve Topraktan-domuluk Efsanesi diye tannan Kan ve
Toprak Mithosunu. Burada, Platonun faydaclk ve totaliterlik ilkelerinin her eyi
atn gryoruz, hatta yneticinin gerei bilmek ve gerein kendisine sylenmesini istemek hakkn bile. Platonun, yneticilerin de propaganda yalanna inanmalarn istemesinin drts, bu yalann toptan etkililiini arttrmak, yani efendi
9
ESTETIKILIK, YETKINCILIK, TOPYACILIK
latonun programnda, son derece tehlikeli olduuna inandm, siyasete belirli bir yaklama tarz vardr. Bunun zmlenmesi, akla
uygun toplumsal yapclk asndan byk nem tar. Benim, akla uygun
tek toplumsal yapclk eidi saydm ve blk prk yapclk diye adlandrlabilecek bir yola karlk, kafamdaki Platoncu yaklam topyac yapclk diye
anlatabiliriz. topyac yaklam, iyice tarihsici bir tutuu, tarihin akn deitiremeyeceimizi syleyen kkten tarihsici bir yaklam doru bulmayp braknca,
besbelli onun yerine alnacak bir yol gibi grnebilecei iin daha da tehlikelidir;
bu yaklam ayn zamanda, Platonunki gibi, insann karmasna izin veren daha az
kktenci bir tarihsiciliin zorunlu bir eki diye de grnr.
topyac yaklam yle betimlenebilir: Akla uygun her eylemin belli bir amac olmaldr. Ve bu eylem, o amacn bilinli ve tutarl olarak izledii aralarn da
ereine gre belirledii lde akla uygundur. Onun iindir ki, akla uygun eylemde bulunmak istiyorsak, yapmamz gereken ilk i, erei semektir; aslnda sonul
eree gtren aralar ya da bu yoldaki admlar olan ara veya para ereklerden kesinlikle ayrmlamamz gereken gerek ya da son ereklerimizi belirlemekte de dikkatli olmalyz. Bu ayrm savsaklarsak, para ereklerin bizi son eree yaknlatrp
yaknlatrmayacan sormay da savsaklam, dolaysyla akla uygun eylemde bulunmam oluruz. Bu ilkeler siyasal etkenlik alanna uygulannca, bizim herhangi
bir pratik eyleme kalkmadan nce son siyasal ereimizi, yani aklmzdaki ideal
Devleti belirlememizi gerektirir. Ancak bu son erek hi deilse kaba ana izgilePOPPER | AIK TOPLUM VE DMANLARI, KITAP 1: PLATONUN BYS
167
168
riyle belirlenmi olunca, ancak erek edindiimiz toplumun projesi gibi bir eyi
elimizde tutunca, ite ancak o zaman bunu gerekletirmenin en iyi yollarn ve
aralarn dnmeye ve pratik eylem iin bir pln izmeye balayabiliriz. Bunlar,
akla uygun denebilecek herhangi bir pratik siyasal hareketin ve zellikle toplumsal
yapcln zorunlu n ilemleridir.
Benim topyac yapclk dediim metodolojik yaklam, ksaca budur.1 Bu
yaklam, inandrc ve ekicidir. Hatta u bile sylenebilir ki, tarihsici nyarglardan etkilenmemi ya da bu nyarglara kar tepki gsteren herkese tam da bu
metodolojik yaklam ekici gelir. Bu durum, sdece onu daha tehlikeli ve eletirilmesini de daha gerekli klar.
topyac yapcl ayrntlaryla eletirmeye girimeden nce, toplumsal yapcla bir baka yaklam, yani blk prk yapcl zetlemek istiyorum.
Bu, metodoloji asndan benim salamlna inandm bir yaklamdr. Bu metotu benimseyen siyaseti, kafasnda bir toplum projesi bulundurabilir veya bulundurmayabilir, insanln gnn birinde ideal bir devleti gerekletireceine ve
yeryznde yetkinlik ve mutlulua erieceini umabilir veya ummayabilir. Fakat
yetkinliin, ona ulalabilecekse bile, ok uzak olduunu ve her insan kuann
dolaysyla, imdi yaayan kuan da bir istem hakk bulunduunu aklndan
karmayacaktr: Belki pek o kadar, mutlu klnmay istemek hakk deil, nk bir
insan mutlandrmann kurumsal bir yolu yoktur; ama kanlabildii lde, mutsuz edilmemeyi istemek hakk. Her kuan, ac ekiyorsa, mmkn olan yardm
grme hakk vardr. Onun iindir ki, blk prk yapc, toplumun en byk son
iyiliini aramak ve bunun uruna savamak yerine, en byk ve en cil ktlklerini arayp bulmak ve bunlara kar savamak yntemini benimseyecektir.2 Bunlar arasndaki fark, yalnzca lfta bir bakalk olmaktan uzaktr. Aslnda, bu en ok
nem tayan bir farktr. Bu, insann kaderini dzeltecek akla uygun bir metotla,
gerekten denenirse, kolaylkla insann ektii aclarda dayanlmaz bir arta yol
aabilecek bir metot arasndaki farktr. Bu, herhangi bir zaman uygulanabilecek bir
metotla, savunulmas kolaylkla durmadan eylemi koullarn daha elverili olaca
daha ileri bir zamana brakma arac hline gelebilecek bir metot arasndaki farktr.
Ve bu ayn zamanda, imdiye kadar her zaman (grlecei zere, Rusya dhil) her
yerde ileri dzeltmenin yegne baarl olmu yntemiyle, nerede denenmise,
ancak akl yerine iddet kullanlmasna ve kendisinin deilse bile, bataki projenin
bir yana braklmasna yol am bir yntem arasndaki farktr da.
Blk prk yapc, kendi ynteminin lehine olmak zere, ac ekmeye, adletsizlie ve savaa kar sistemli bir mcadelenin, herhangi bir ideali gerekletirme mcadelesinden daha ok sayda kimsenin onay ve kablyle desteklenmek
olasln syleyebilir. Toplumsal ktlklerin, yani altlarnda birok kimsenin ac
ektii toplumsal koullarn var olduu, bir hayli salamca kantlanabilir. Bunlarn
acsn ekenler kendilerini zaten bilirler, tekiler de onlarla yer deitirmek iste-
4. KISIM
PLATONUN SALDIRISININ
TEMELI
10
AIK TOPLUM VE DMANLARI
179
180
NOTLAR
GENEL BIRKA SZ
Bu kitabn metni bal bana bir btn tekil eder ve bu notlara bakmadan da okunabilir. Ancak, genel
ilgiyi ekmeyecek baz gndermelerin ve sorunlarn yansra, kitabn btn okuyucularn ilgilendirebi
lecek bir hayli materyal de burada bulunmaktadr. Bu eit materyal iin notlara bavurmak isteyen
okuyucular, metnin bir blmn nce kesintisiz okumay ve sonra notlara bakmay, kendi amalar iin
elverili bulabilirler.
Dipnot numaralarndan sonra parantez iinde verilen saylar, o notun kt sayfalara, a-b-c harfleriyse
sayfann bana-ortasna-sonuna iaret etmektedir.
Bu kitabn ilk basm iin msvetteleri yazarken salayamadm kaynaklardan yararlanan notlar (ve
1943ten sonra kitaba eklendiini ayrca belirtmek istediim notlar) iki yldz arasna alnmtr; ancak
notlara yaplan btn eklemeler byle iaretlenmi deildir.*
GIRIE NOT
(17) Kantn sz iin Blm 24/Not 41e ve ona gtren metne bakz.
Benim bildiim kadaryla, ak toplum ve kapal toplum terimlerini ilkin Ahlk ile Dinin ki Kayna adl
eserinde Henri Bergson kullanmtr. (ngilizce basm: Two Sources of Morality and Religion ad altnda
1935te yaynlanmtr). [Trke evirisi (1949), Mill Eitim Bakanl, Fransz Klsikleri: 177.] Berg
sonun bu terimleri kullanyla benim kullanm arasnda (hemen btn felsefe problemlerine bsbtn
farkl bir yaklamdan doan) hayli byk bir bakalk olmakla birlikte, burada belirtmek istediim belirli
bir benzerlik de vardr. (Kar. Bergsonun kapal toplumu doann elinden yeni km insan toplumu
diye anlat - ngilizce basm s. 29). Ancak, esas fark udur: Benim terimlerim deta bir rasyonalizm
ayrmna dayanmaktadr; kapal toplumu sihirli tabulara inan niteliklendirir, ak toplum ise insan
larn tabulara kar bir dereceye kadar eletirici olmay rendikleri ve kararlarn (tarttktan sonra)
kendi zeklarna dayanarak aldklar bir toplumdur. Oysa, Bergsonun kafasnda bir eit dinsel ayrm
vardr. Bu, onun ak toplumuna niin mistik bir sezginin rn diye bakabildiini aklar; bense, (10 ve
24nc blmlerde) mistisizmin kapal toplumun yitirilmi btnlne duyulan zlemin bir anlatm
ve dolaysyla ak toplumun rasyonalizmine kar bir tepki olarak yorumlanabileceini sylyorum.
10uncu blmde benim Ak Toplum terimini kullanmla, Graham Wallasin Byk Toplum (The Great Society) terimi arasnda, biraz benzerlik grlmektedir; fakat benim terimim, Perikles Atinas gibi bir
kk toplumu da kapsayabilir te yandan, bir Byk Toplumun durdurulabileceini ve dolaysyla
kapatlabileceini dnmek mmkndr. Belki, benim ak toplumumla Walter Lippmannn hayran
olunmaya deer kitabnn balnda kullanlan terim arasnda da bir yaknlk vardr: yi toplum (The
Good Society, 1937). Bkz. Blm 10/Not 59 (2), Blm 24/Not 29, 32, 58 ve bunlara gtren metinler.
(24) Periklesin sz iin Blm 10/Not 31e ve ona gtren metne baknz. Platonun sz, 6nc bl
mn 33 ve 34nc notlaryla karlk olan metinde hayli ayrntl olarak tartlmaktadr.
207
208
(26b) Ben kolektivizm terimini, yalnz, bireye karlk, herhangi bir kolektifin ya da grubun, rnein
Devletin (ya da belirli bir devletin; veya bir milletin; yahut bir snfn) nemini srarla belirten bir doktrin
anlamna kullanyorum. Bireycilie kar kolektivizm problemi, aada Blm 6da daha geni olarak
ele alnmaktadr; zellikle bkz. o blmn 26-28inci notlar ve bu notlara gtren metin. Kabilecilik ile
ilgili olarak, kar. Blm 10 ve zellikle o blm/Not 38 (Pythagoras kabile tabularnn listesi).
2.
(26b) Bu, benim Logik der Forschung [Bilimsel Bulgu Mant, 1935] adl kitabmda gsterildii zere,
yorum, ampirik bilgi vermez demektir.
3.
(26c) Seilmi Halk, seilmi rk ve seilmi snf doktrinlerinin ortak yanlarndan biri, u ya da bu
eidinden basklara kar tepkiler olarak ortaya km ve nem kazanm olmalardr. Seilmi Halk
doktrini, Yahudi kilisesinin kuruluu srasnda, yani Babildeki klelik anda nem kazanmt; Kont
Gobineaunun ar stn rk teorisi, Fransz Devriminin Teuton beylerini ortalktan kovmakta baar gs
terdii savna kar aristokrat gmenlerin bir tepkisiydi. Marxn proleteryann zaferi kehaneti, modern
tarihteki en korkun bask ve smr dnemlerinden birine onun verdii cevaptr. Bu meseleleri, Blm
10/zellikle not 39; Blm 17/zellikle not 13-15 ve onlara gtren metinlerle karlatrnz.
Tarihsici inancn en ksa ve en iyi zetlerinden biri, 9uncu blmn 12nci notunun sonlarnda daha
geni olarak sz edilen, Gilbert Copenun yazd Christians in the Class Strugle [Snf Mcadelesinde
Hristiyanlar] adl radikal tarihsici kitapktadr: Bradford Piskoposunun nszyle (Magnificat Yayn
lar No. 1, Mterek Mlkiyet Yanls Papaz ve Rahipler Konseyi tarafndan yaynlanmtr, 1942 28
Maypole Lane, Birmingham 14). Burada u satrlar okuyoruz: Btn bu grlerde ortak olan belirli
bir zorunluluk art zgrlk niteliidir. Biyolojik evrim, snf atmasnn srp gitmesi, Kutsal Ruhun
etkenlii bunlarn de bir amaca doru kesin bir hareket olma vasfn tarlar. Bu hareket, bilinli
insan etkenliiyle bir sre iin nlenebilir ya da saptrlabilir ve son aamann ancak yar karanlkta kav
ranlabilmesine ramen ... bu sreci, ilerlemesine yardm etmeye, yahut kanlmaz akn geciktirmeye
yetecek kadar tanmak mmkndr. Baka kelimelerle sylemek gerekirse, terakki diye grdmz
eyin doal yasalar ... insanlar tarafndan yeterince ... bilinmektedir, yle ki, ana akm durdurmak veya
yolundan karmak iin gayret gsterebilirler bu gayretler bir zaman iin baarl grnebilirler, ama
gerekte baarszla uramaya nceden mahkmdurlar.*
4.
(27a) Hegel, Mantknda Herakleitosun retisinin btnn koruduunu sylemitir. Ayn zamanda,
her eyini Platona borlu olduunu da sylemitir.
Alman sosyal demokrat hareketinin kurucularndan, biri (ve Marx gibi, bir Hegelci olan) Ferdinand von
Lassallen Herakleitos stne iki cilt yazd, burada anlmaya deer olabilir.*
2.
(28c) Dnya hangi malzemeden yaplm? sorusu, hemen genellikle Eski onial filozoflarn temel soru
nu olarak kabul edilmektedir. Onlarn dnyay bir yap olarak dndkleri varsaylnca, dnyann kurulu
plan sorusu, yap malzemesi sorusunu tamamlamaktadr. Gerekten de, Thalesin yalnzca dnyann
hangi malzemeden yapld sorusuyla deil, ayn zamanda betimsel astronomi ve corafyayla da il
gilendiini ve Anaksimandrosun yeryznn bir kurulu plann, yani bir haritasn ilk izen olduunu
duyarz. onia Okulu (ve zellikle, Herakleitosun bir ncs olarak Anaksimandros) stne daha ok
bilgi, Blm 10da bulunacaktr; kar. o blmdeki not 38-40, zellikle not 39.
R. Eislere gre, Weltenmantel und Himmelszelt, s. 693, Homerosun kader duygusu (moira), zaman,
mekn ve kaderi tanrlatran Doulu yldz mistikliine kadar geriye izlenebilir. Ayn yazara gre (Revue
de Synthse Historique, 41, ek, s. 16 vd)., Hesiodosun babas Anadolunun bir yerlisidir ve onun Altn a
ve insandaki madenler dncesinin kaynaklar Doudan gelmektedir. (Kar. Bu soru stne, Eislerin
lmnden sonra baslan, Platon stne yeni incelemesi, Oxford 1950). Eisler (Jesus Basileus, cilt II,
618 vd)., dnyann bir eylerin toplam (kosmos) olduu dncesinin Babil siyaset teorisine kadar
geri gittiini de gstermektedir. Dnyann bir yap (ev, yahut adr) olduu dncesi, onun Weltenmantelinde ele alnmtr. *
(29a) Diels, Die Vorsokratiker, 5inci basm, 1934 (burada D3 diye ksaltlacaktr), para 124; kar. D3,
cilt II, s. 423, satr 21 vd. (Dzeltilen olumsuzlama, bana metodolojik adan, baz yazarlarn bu paray
bsbtn reddetme giriimleri kadar rk grnmektedir; bunun dnda Rustowun tamamlamalarn
izliyorum). Bu paragraftaki teki sz iin bkz. Platon, Kratylos, 401d, 4Q2a/b.
EKLER
EK I: PLATON VE GEOMETRI*
u kitabn ikinci basmnda, 6nc blmn 9uncu notuna uzunca bir ek yaptm (s. 246-252). Bu notta nerilen tarih hipotezi sonradan
The Nature of Philosophical Problems and Their Roots in Science
[Felsefe Sorunlarnn Nitelii ve Bilimdeki Kkleri] (British Journal for the Philosophy of Science, 3, 1952, s. 124 vd.; bu makale imdi benim Conjectures and Refutationsma da girmitir) adl yazmda geniletildi. Bu yaz yle zetlenebilir: (1)
ikinin kare-kknn irrasyonelliinin kefi, geometriyi ve kozmolojiyi (ve belki
btn bilgiyi) aritmetie indirmeyi ngren Pythagoras programn kmesine
yol am ve Yunan matematiinde bir bunalm yaratmtr; (2) Euklidesin (klid) Elementleri bir geometri ders kitab deil, daha ok, irrasyonellik problemini
kendi bana almaktansa sistematik olarak zmlemek iin btn matematii ve
kozmolojiyi geometrik bir taban stnde yeniden kurarak ve bylece Pythagoras aritmetikletirme programn tersine evirerek bu bunalmdan kurtulma yolunda Platoncu Okulun son bir giriimidir; (3) sonradan Euklidesin srdrd
program ilk dnen Platon olmutur: Bir yeniden-kurma gereini ilk nce gren, geometriyi yeni taban ve geometrik oran yntemini yeni metot olarak seen,
matematik, astronomi ve kozmolojinin geometriletirilmesi programn ilk izen
ve dnyann geometrik tablosunun, dolaysyla da modern bilimin Copernicus
(Kopernik), Galileo, Kepler ve Newton biliminin kurucusu olan Platondur.
Bence, Platon Akademiasnn kapsnn stndeki nl yaz, bu geometriletirme programna deiniyor olmaldr.
Yukarda, s. 247nin son paragrafnn ortalarnda yle demitim: Platon, Pythagorasln knden kurtarlabilecekleri kurtarma amacna ynelen zellikle geometrik bir metotu ilk gelitirenlerden biri olmutur ve bu neriyi de hay* Bu Ekin 1957de ilk kez yaynlanmasndan beri, kitabn nc basmnda, hemen neredeyse bir
rastlant sonucu olarak, yukarda birinci paragrafn (2)nci ayrmnda formlletirilen tarih hipotezi
iin, ilgin bir dorulayc tant buldum. Bu, Euklidesin (klid) Elementlerinin lk Kitab stne
Proklosun erhlerinde, Euklidesin elementlerinin Platoncu bir kozmoloji, Timaiosun sorunlarnn
bir incelenmesi olduuna dair bir gelenein varlna iaret eden bir paradr (Friedlein 1873 basm, Prologus ii, 71, 2-5).
POPPER | AIK TOPLUM VE DMANLARI, KITAP 1: PLATONUN BYS
295
296
Yukarda s. 282de, 8inci blmn 50nci notunda (6), Theaitetosun belki de (oucas varsaylann tersine) Devletten nce olduu yolunda bir dokundurma vardr. Bunu bana Dr. Robert Eisler 1949daki lmnden nce bir konumamzda
sylemiti. O zaman bu nerisinin ksmen Theaitetos 174e/f ye tarihlenmesinin
Devletten sonral benini teorime bir trl uymayan o nemli paraya dayandndan baka bir aklama yapmad iin, bana yle geliyor ki, ortada yeterince
kant yoktur ve bunun sorumluluunu kamuoyu nnde Eislere ykarak kendimi
savunmaya kalkmam da, pek tuhaf olacaktr.
Ancak, o zamandan beri Theaitetosun erken tarihlenmesini destekleyen birok
bamsz kant buldum ve onun iin de, imdi, Eislerin ilk nerisini belirtmek istiyorum.
Eva Sachs (kar. Socrates, 5, 1917, 531 vd)., bildiimiz hliyle Theaitetosun giri blmnn 369dan sonra yazldm gstereli, Sokratik bir ekirdek ve erken
bir tarihlenme nerisi bir baka olana da ortaya koymutur: Ola ki, diyalogun
kayp bir ilk hali vardr, Theaitetosun lmnden sonra Platon bunu gzden geirip deitirmitir. Bu ikinci neri, Theaitetos stne erhin bir parasn iine
alan ve iki ayr yazmann szn eden bir papirsn kefinden (der. Diels, Berlin.
5. KISIM
FALCI FELSEFENIN GZE
GIRMELERI
11
HEGELCILIIN ARISTOTELESTEN GELEN
KKLERI
urada ilgilendiimiz fikirlerin tarihsiciliin ve totaliterlikle olan ilgilerinin tarihini yazmak niyetinde deiliz. Umarm, okuyucu bu fikirlerin modern biimlerinin kaynaklarna k tutabilecek birka dank sz sylemekten ileri gitmediimi hatrlayacaktr. Bunlarn, zellikle
Platondan Hegele kadar geen sre iindeki gelimelerinin yksn kitab akla
uygun bir boyda tutarak yazmak mmkn olmazd. Bundan tr, Platonun zclne onun verdii biimin Hegeli ve ondan dolay da Marx etkilemi olmas
bir yana, Aristotelesi uzun uzadya ele almayacam. Byle olmakla birlikte, Aristotelesin yalnzca byk hocas Platonu eletirirken tandmz fikirlerinin ele
alnmas, ilk bakta korkulaca kadar byk kayplara yol amamaktadr. nk,
mthi okumuluuna ve ilgi alannn hayret verici geniliine ramen, Aristoteles
pek yeni fikirleri olan bir adam deildi. Platoncu bilgi daarcna katt eylerin
belli ballar sistemcilik, bir de deneysel, zellikle biyolojik sorunlara duyulan,
ateli merakt. Kukusuz, Aristoteles mant bulan adamdr. Bundan ve baka baarlarndan dolay, kendisinin de Sofist Yadsmalarnn sonunda istedii eye,
eksikliklerinden dolay affmza ve iten teekkrlerimize, bol bol hak kazanmtr.
Ne var ki, Platonu okumu ve ona hayran kalm olanlar iin bu eksiklikler hayli
nemlidir.
Platonun son yazlarndan bazlarnda, Atinada o zamanki siyasal gelimelerin demokrasinin yerlemesinin yanklarn bulabiliriz. Platonun bile bir tr
demokrasinin yerlemek zere ortaya ktndan kukulanmaya balad anlalyor. Aristoteleste ise artk bundan phe bile etmediini gsteren iaretler
buluyoruz. Her ne kadar Aristoteles demokrasi dostu olmasa da, demokrasinin
yerlemesini nne geilemez bir olgu olarak kabl etmektedir ve dmanla uzlamaya hazrdr.
321
12
HEGEL VE YENI KABILECILIK
343
344
sel kanun bulmay yeleyecek olan bilim adamlar tarafndan, gerekten ciddye
alnmaddr. Hegelin nn yayanlar daha ok bu dnyann derin hikmetlerine
ksa yoldan vukuf kesbetmeyi, sonunda onlar btn gizleri zmeye yetiiz olmasyla hayl krklna uratabilecek bir -bilimin zahmetli tekniklerine yeleyenler
olmutur. nk, ksa zamanda grdler ki, verimsiz biimsel mantn yerini
alan esrarl Hegel diyalektii yntemi kadar, akla gelebilecek her trl soruna kolayca uygulanabilecek, bunun yannda grnrde de olsa bundan daha zor ve
bu kadar abuk ve etkili sonular veren bu kadar ucuzca ve bu kadar az bilimsel bilgi ve eitim ile kullanlabilecek ve bylesine tantanal bir bilimsellik havas verecek
baka hibir ey yoktur. Hegelin baars Schopenhauerin Alman idealizmi devresini betimlemek iin kulland szlerle3 nmussuzluk ann ve K. Heidenin modern totaliterlik an nitelemek iin kulland szlerle sorumsuzluk
ann, nce dnce sorumsuzluu, sonra da bunun sonularndan biri olarak,
ahlk sorumsuzluu ann, parlak szlerin bys ve teknik deyimlerin gc ile
ynetilen yeni bir devrin balangc olmutu.
Okuyucunun Hegelin atafatl ve esrarl szlerini fazlaca ciddye alma evkini
nceden krmak iin buraya ses ve s hakknda, zellikle s ile ses arasndaki bantlar stne ortaya kard hayret verici ayrntlar hakknda birka satr aktaracam. Bu ipe sapa gelmez szleri Hegelin Doa Felsefesi4 kitabndan olabildiince
aslna sdk kalarak evirmek iin ok uratm. S 302de yle diyor: Ses, maddesel blmlerdeki belli ayrlma koularndaki ve bu koulun deillenmesindeki deiikliktir; sanki o belirlemenin soyut ya da ideal idealitesidir. Ama buna gre bu deimenin kendisi de, derhl o belli maddesel varlkta kaln deillenmesidir; bundan
dolay da belli yerekiminin ve iekiminin gerek idealitesidir; yani s. Ses veren
cisimlerin snmas da, tpk ovulan ya da kendilerine vurulan cisimlerin snmas
gibi, ismin kavramsal olarak ses ile birlikte ortaya kmasdr. Bazlar hl Hegelin
zdenliine inanr ya da srrnn boluk olmayp da derinlik, dnce zenginlii
olabileceinden phe ederler. Onlarn buraya aktarlan szlerinin son cmlesini,
yegne anlalabilir olann okumalarn isterdim, nk bu cmlede Hegel kendini ele vermektedir. nk aka bu cmle, yalnzca u anlama gelmektedir: Ses
veren cisimlerin snmas ... ses ile birlikte... sdr. Hegelin, kendi esinlendirici dili
ile hipnotizma olarak, kendi kendini de mi aldatt, yoksa korkusuzca bakalarn
aldatmaya m kalkt sorusu ortaya kyor. Ben, zellikle Hegelin mektuplarndan birinde yazdklarn gz nne alnca, ikinci kkn doru olduuna inanyorum. Doa Felsefesi adl kitabnn kmasndan birka yl nceki bir trihte yazd
bu mektubunda Hegel, eski dostu Schelling tarafndan yazlan baka bir Doa Felsefesinden sz ediyor. Ben matematikle ... diferansiyel hesapla, kimya ile o kadar
ilgilendim ki, diye vnmektedir Hegel, ama bu yalnzca blftr bu nanemolla
doa felsefesine, gereklerin bilgisine dayanlmadan yaplan bu felsefeye ... bu kurgularn, hatta ahmaka kurgularn, fikirmi gibi ele alnmalarna pabu brakmam.
Bu szler, Schelling yntemini, yani uygun dinleyici ve okuyuculara vard zaman
6. KISIM
MARXIN YNTEMI
13
389
390
14
TOPLUM-BILIMIN ZERKLII
arxn ruhbilimsicilie,1 yani toplum hayatnn btn yasalarnn nnde sonunda insan doasnn ruhbilimsel yasalarna
indirgenebilmesi gerektiini ne sren akla yakn retiye kar ne
srd itirazlarn zl bir ifadesini u vecizesinde bulabiliriz: nsann varln
belirleyen bilinci deildir tersine, bilincini belirleyen toplumsal varldr.2 Gerek bu, gerekse bundan sonraki iki blmn ana grevi bu vecizeyi aydnlatmak
olacaktr. Hemen syleyeyim ki, Marxn ruhbilimsicilie kar ald tavr olarak
anladm bu gr gelitirirken, kendi savunduum bir gr de gelitirmi
oluyorum.
Basit bir rnek ve aratrmamza bir ilk adm olmak zere, adna eksogami kurallar denen kurallarn ortaya koyduu soruna, yani trl ve farkl kltrler iinde
grnrde i remeyi nlemek iin konmu kurallarn yaygnln aklamak sorununa bavuralm. Mill ve onun ruhbilimsici toplum-bilim okulu ki, ona sonralar birok ruh zmlemeleri de katldlar bu kurallar insan doasna, rnein
seme sonunda, ya da belki ie gmme sonucu gelimi akraba ile zinaya kar
duyulan bir tr igdsel ekingenlie safdilce bavurarak aklamaya alrlard;
halk arasnda yaygn aklama da buna benzer bir ey olurdu. Ne var ki Marxn
vecizesinde dile getirilen gr asn kabl ederek, bunun tam aksinin geerli olmasnn, yani grnrdeki igdnn bir eitim sonucu ortaya km olmasnn,
akraba arasnda zinay yasaklayan ve eksogamiyi gerektiren toplum kural ve geleneklerinin nedeni olacak yerde, onlarn sonucu olmasnn mmkn olup olmadn sorabiliriz.3 Sorunu ele aln bu iki trnn, ok eski bir sorun olan toplum
yasalarnn doal m, uylamsal m olduklar hakkndaki Blm 5te uzun boylu
zerinde durulan soruna tamamen karlk olduu aktr. Burada rnek alnan
soruna benzer sorunlarda hangi zm nerisinin, igdy toplum geleneklerine dayanarak aklayan nerinin mi, toplum geleneklerini igdye dayanarak
aklayan nerinin mi hakl olduunu saptamak ok gtr. Ne var ki buna benzer
POPPER|AIK TOPLUM VE DMANLARI, KITAP 2: HEGEL, MARX VE SONRASI
397
398
15
EKONOMIK TARIHSICILIK
arxn bu ekilde, yani her trl ruhbilimsel toplum, kuramnn muhalifi olan biri olarak serimlendiini grmek, belki baz
Marx dmanlarn olduu kadar baz Markslar da artacaktr.
nk, yle anlalyor ki, biroklar pek baka bir hikyeye inanmaktadrlar. Onlar, Marxn ekonomik drtlerin insan hayatnda her eye egemen olan bir etkileri olduunu rettiini sanrlar; onlara gre Marx bu drtlerin her eye egemen
olan gcn, nsann en bata gelen gereksinmesinin hayatn kazanacak bir yol
bulmak olduunu gstererek1 aklamay baarmtr; bylece yalnz bireylerin
davranlar asndan deil, ayn zamanda toplumsal gruplar asndan da kr
etme drts ve snf kar drts gibi kategorilerin temelli bir nemi olduunu
ve bu kategorilerin nasl tarihi aklamak iin kullanlabileceini gstermitir. Gerekten de onlar, Marksln znn ekonomik drtlerin ve zellikle snf karlarnn tarihin yrtc gc olduunu ne sren reti olduunu ve tarihin maddeci yorumu ya da tarihsel maddecilik adnn, Marx ve Engelsin retilerinin zn
nitelemek iin kullandklar bu adn, tam da bu retiyi dile getirdiini sanrlar.
Bu trl kanatler pek yaygndr, ama ben bunlarn Marxn yanl yorumlanmasna dayandklarndan eminim. Marx bu fikirleri ileri srm olmasndan
dolay takdir edenlere Marxn muhaliflerinden bazlarna verdii di (Vulgar)
Ekonomici adndan kinaye2 di Marks diyebilirim. di Markslarn ou
Marksln tarih perdesi arkasndaki gleri, kendi kirli ve pis kr isteklerini doyurmak iin sinsice ve bilerek savaa, kntlere, isizlie, bolluk ortasnda ala ve btn br toplumsal skntlara yol aan gleri harekete getiren hrs ve
madd kazan ihtiraslarn ortaya kararak toplum hayatnn kt niyetli srlarn
aa kardna inanrlar. (Ve di Marks, bazen Marxn iddialarn Freud ve
Adlerinkilerle badatrmak sorunu zerine ciddiyetle eilir; eer bunlardan biri
ya da teki zerinde karar klamazsa, belki alk, ak ve kudret tutkusunun3 nsan
Doasnn modern insan felsefesinin Byk Yaratcs tarafndan ortaya karlm olan Byk Gizli Drts olduuna karar verebilir).
POPPER|AIK TOPLUM VE DMANLARI, KITAP 2: HEGEL, MARX VE SONRASI
407
408
Marxn ekonomik tarihsiciliinin4 bu anlatm, elverili bir ekilde Marx ile Mill
arasnda yaptmz karlatrmaya balanabilir. Marx, toplumsal olgularn tarih
asndan aklanmalar, her tarih an da daha nceki gelimelerin bir rn
olarak anlamaya almamz gerektii inancnda Mill ile ayn fikirdedir. Millden
ayrld nokta, grdmz gibi, Millin Hegelin idealizmine tekabl eden
ruhbilimsiciliidir. Marxn retisinde bunun yerine maddecilik dedii ey konmaktadr.
Marxn maddecilii hakknda yalan yanl birok ey sylenmitir. Marxn insan hayatnn aa ya da madd ynleri dnda hibir ey tanmad yolunda
sk sk ileri srlen iddia zellikle gln bir yanl aksettirmedir. (Reaksiyonerlerin zgrl savunanlara attklar en eski amurlardan birinin, Herakleitosun
onlarn hayvanlar gibi midelerini doldurduklarn5 ne sren szlerinin bir tek-
16
SINIFLAR
417
418
d olarak kullanmaya kalksa, bundan ruhbilimsel bir kategoriyi deil, her zaman
zerk toplum-bilim alan iinde kalan bir eyi kastetmektedir. O, bundan bir zihin
hlini, bir dnceyi ya da bir eye ilgi duyma duygusunu deil, bir ey ya da durumu anlamaktadr. Bu, yalnzca bir snfn karna olan ey, kurum ya da durumdur.
Snfn karn, gcn ya da servetini arttran eylerden ibarettir.
Marxa gre, kurumsal, ya da byle diyebilirsek, nesnel anlamdaki bu snf
kar, insanlarn dnceleri zerinde belirleyici etkiler yapar. Hegelin dilini kullanarak snfn nesnel karnn o snfn bireylerinin akllarnda bilinlendiini
syleyebiliriz; bu, o bireylerin snf karlarn gtmelerine, snf bilincine varmalarna ve ona gre hareket etmelerine yol aar. Snf kar nesnel ya da kurumsal
bir toplum durumudur ve onun insan akllar zerindeki etkisi, Marx tarafndan
Blm 14n banda aktardm zdeyile dile getirilmektedir: nsann var oluunu belirleyen bilinci deildir; daha ok bilincini belirleyen toplumsal varldr.
Bu zdeyie yalnz Marksla gre insann bilincini belirleyen eyin daha kesin
sylenirse, toplumdaki yeri, snf durumu olduunu eklemek gerekir.
Marx bu belirleme srecinin nasl iledii hakknda bir fikir vermektedir. Ondan geen blmde rendiimize gre, ancak kendimizi retim srelerinden
bamsz klabildiimiz oranda zgr olabiliriz. Ama imdi reneceiz ki, bugne kadar var olmu olan toplumlarda o derecede bile zgr olamamzdr. nk,
diye soruyor, kendimizi retim srelerinden nasl bamsz klabilirdik? Ancak
pis ileri bakalarna yaptrarak. Bundan dolay da bakalarn kendi amalarmza
hizmet edecek aralar olarak grmek, onlar hor grmek zorunda kalrz. Daha byk bir zgrle varmamzn bedeli, bakalarn kleletirmek, insanl snflara
ayrmaktr; ynetici snf, ynetilen snfn, klelerin aalanmas pahasna daha
zgr olabilmektedir. Ne var ki, bu gerein bir sonucu, ynetici snfn zgrlnn bedelini yeni bir bamllkla demek zorunda kalmasdr. Onlar, kendi zgrlklerini ve toplumdaki durumlarn korumak isterlerse, ynetilen snf ezip,
onlarla kavga etmek zorundadrlar, nk bunu yapmayan ynetici snfn yesi
olmaktan kar. Buna gre, yneticiler toplumsal durumlar ile belirlenmilerdir;
ynetilenlerle olan toplumsal ilikilerinden kanamazlar; toplum metabolizmasna bal olduklarndan onlara da baldrlar. Buna gre, herkes, ynetilenler kadar
yneticiler de bu aa taklmlardr ve birbirlerine kar savamak zorundadrlar.
Marxa gre, bu atmay bilimsel yntemin ve bilimsel tarihi kehanetin alanna
sokan, toplum tarihini, snf kavgasnn tarihi olarak, bilimsel bir ekilde ele almay
mmkn klan ey de, bu ballk, bu belirlenmiliktir. Snflarn iinde bal olduklar ve birbirleriyle savamak zorunda kaldklar bu a, Marksln toplumun
ekonomik yaps ya da toplum sistemi dedii eydir.
Bu kurama gre, toplum sistemleri ya da ekonomik sistemler, retim koullarna bal olarak deiirler, nk ynetici snfn ynetilenleri smrmek ve onlarla
savamak imknlar bu koullara baldr. Her belli ekonomik gelime devresine
17
rtk Marksl konu alan inceleme ve eletirimizin herhlde en can alc yerini ele almaya hazrz; bu, Marxn devlet ve her ne
kadar bazlarna paradokslu gibi grnse de her trl siyasetin iktidarszl hakkndaki kuramdr.
I
Marxn devlet kuram, geen iki blmn sonularn birletirerek ortaya konabilir. Marxa gre hukuk dzeni ya da hukuksal siyasal dzen, ancak ekonomik sistemin gerek retici gleri zerine kurulmu olan ve onlar dile getiren
styaplardan biri olarak anlalmaldr; Marx bu balamda hukuksal ve siyasal
styaplardan sz etmektedir.1 Tabi ekonomik ve madd gerekliin ve snflar
arasndaki buna karlk gelen ilikilerin ideolojiler ve fikirler alannda ortaya kma ekilleri, yalnzca bundan ibaret deildir. Bu trden styaplarn bir bakas,
Marks grlere gre, yrrlkte olan ahlk dzeni olurdu. Hukuk dzeninin
aksine, bu dzen devlet tarafndan yrtlmeyip, ynetici snf tarafndan yaratlan ve kontrol altnda tutulan bir ideoloji tarafndan desteklenir. Aralarndaki fark,
kabaca, Platonun demi olaca gibi2 zorlama ile kandrma arasndaki farktr.
Zora bavuran devlettir, hukuksal ya da siyasal sistemdir. Ahlk dzeni, Engelsin
dedii gibi,3 yneticilerin ynetilenleri bask altnda tutmalarnda kullanlacak
zel bir bask gcdr. Siyasal g, diyor Manifesto,4 bir snfn tekileri bask
altnda tutmak zere rgtlenmi gcnden baka bir ey deildir. Lenin de buna
benzer bir betim veriyor:5 Marxa gre, devlet snf stnln salamann aracdr, bir snfn tekisini bask altnda tutmasna yarayan bir organdr, amac bu
basky yasal klan ve srdren bir dzen yaratmaktr... Ksacas devlet, ynetici
snfn kavgasn srdrmekte kulland mekanizmann bir blmnden ibarettir.
POPPER|AIK TOPLUM VE DMANLARI, KITAP 2: HEGEL, MARX VE SONRASI
423
424
7. KISIM
MARXIN KEHANETI
18
SOSYALIZMIN GELII
439
440
kapitalizmin savunucularnn, kapitalist retim biiminin yasalarn kar gelinmez doa yasalarym gibi ortaya koyan ve Burke ile birlikte, Ticaret yasalarnn
doa yasalar, yleyse de Tanrnn yasalar olduunu ne sren ekonomistlerin
yantlanmasyd. Marx kar konulmaz olduklar ne srlen bu yasalarn karsna
toplumun tek kar konulmaz yasalar olduunu ne srd yasalar, yani onun
geliim yasalarn koyuyordu; ve gstermeye alyordu ki, ekonomistlerin kar
konulmaz ve deimez yasalar olduklarn ne srdkleri eyler gerekte kapitalizmin kendisiyle birlikte mahvolmaya mahkm geici dzenliliklerden ibarettir.
Marxn tarihi kehaneti sk rgl bir usavurma olarak ortaya konabilir. Ne
var ki, Kapital bu usavurmann ancak birinci adm diyeceim blmn, yani
kapitalizmin temel glerinin incelenmesini ve bunlarn snf ilikilerini iine alan
paray ilemektedir. Bir toplum devriminin kanlmaz olduu sonucuna varan
ikinci admn ve snfsz, yani sosyalist bir toplumun ortaya kaca kehaneti
ile sonulanan nc admn ancak ana hatlarn vermektedir. Bu blmde ben,
nce Marks usavurmann adm dediim eyleri aklayacam, sonra da bu
admlarn ncsn daha ayrntl olarak ele alacam. Gelecek iki blmde ise,
ikinci ve birinci admlar ele alacam. Admlarn dzenini bylece tersine evirmenin eletirmeci bir tartma asndan en iyi tutum olduu ortaya kyor; bunun stnl o zaman daha nce varlan ncllerin doru olduklarn nyargsz
kabl edip yalnzca iddia edilen sonucun bu ncllerden kp kmad sorunu
zerine eilmenin daha kolay olmasdr. te bu adm.
Usavurmann birinci admnda Marx, kapitalist retim yntemini incelemektedir. Teknik gelimelerin yansra retim aralarnn artan birikimi dedii eye de
bal olarak emein artan verimliliine doru bir eilim olduunu gryor. Buradan
kalkan usavurma, onu sosyal snflar arasndaki ilikiler alannda bu eilimin gittike artan bir servetin gittike klen bir aznln ellerinde toplanmasna yol
amak zorunda olduu sonucuna gtryor; yani, gerek servetin, gerekse fukaraln artaca sonucuna varlyor; ynetici snfn, burjuvazinin serveti artacak, ynetilen snfn, iilerin de fukaral. Bu ilk adm Blm 20de, Kapitalizm ve
Kaderi ele alacam.
Usavurmann ikinci admnda, birinci admn sonucu olduu gibi kabl edilmektedir. Bundan iki sonu karlmaktadr; ilkin kk bir ynetici burjuva snf
ve geni bir smrlen ii snf dnda btn snflarn ortadan kalkaca ya da
nemlerini yitirecekleri, ikincisi de bu iki snf arasndaki artan gerginliin ister
istemez bir toplumsal devrime yol aaca. Bu adm Blm 19da Toplumsal Devrim incelenecektir.
Usavurmanm nc admnda ikinci admn sonular da kendi paylarna olduu gibi kabl edilmektedirler; varlan niha sonu, iilerin burjuvalar yenip zafere erimelerinden sonra, ancak bir tek snftan meydana gelen, demek ki snfsz
olan, smrden arnm bir toplumun, yani sosyalizmin ortaya kacadr.
19
TOPLUMSAL DEVRIM
449
450
20
KAPITALIZM VE KADERI
465
466
da etkili bir harekete gemelerine engel olacak kadar tehlikeli bir duruma getirir.
Bylece kapitalist birikimin, her ne kadar sosyalizme giden ekonomik, teknik ve
tarihsel gelimeyi desteklese de, intiharc ve kendi iinde elikili bir sre olduu
ortaya kmaktadr.
I
lk admn nclleri, kapitalist rekabetin ve retim aralarnn birikmesinin yasalardr. Varlan sonu ise artan servet ve sefalet yasasdr. ncelememe bu nclleri
ve sonucu aklamakla balyorum.
Kapitalist dzende kapitalistler arasndaki rekabet nemli bir rol oynar.
Marxn Kapitalde3 inceledii rekabet sava retilen eyay, mmkn olursa,
rakibin kabl edemeyecei kadar ucuz fiyatlarla satmak yoluyla yrtlr. Ne var
ki, diye aklamaktadr Marx, bir eyann ucuzluu, teki koullar eit oldukta,
kendi payna igcnn retkenliine baldr; bu da yine retimin hangi apta
yapldna baldr. nk, ok geni apta retim yerleri, genel olarak daha ok
ve daha zellemi makineler kullanabilirler; bu iilerin retkenliklerini arttrr ve
kapitaliste daha ucuza retim yapmak ve daha ucuza satmak imknn verir. Bundan dolay byk kapitalistler kkleri altederler... Rekabet her zaman birok kk kapitalistin ezilmesi ve onlarn kapitalinin glip gelene gemesiyle sonulanr.
(Marxn iaret ettii gibi, bu hareket kredi sistemi sayesinde ok hzlandrlr).
Marxn zmlemesine gre, bu betimlenen srecin, rekabetten dolay birikimin iki ayr yn vardr. Bunlardan biri, kapitalistin varln koruyabilmek iin
gittike daha ok kapital biriktirmek ya da younlatrmak zorunda olmasdr; bu,
uygulamada gittike daha ok ve daha yeni makinelere gittike daha ok sermye
yatrmak ve bylece iilerinin retkenliini gittike arttrmak demektir. Kapitalin
birikiminin ikinci yn, kapitalin trl kapitalistlerin ve kapitalist snfn ellerinde
younlamasdr. Kapitalistlerin saylarnn azalmas hareketi de, bununla birlikte
yrr. Marxn yalnzca birikim ya da younlamadan farkl olarak kapitalin
merkezlemesi4 dedii hareket budur.
imdi Marxa gre, bu terimlerden , rekabet, birikim ve retkenliin artmas, btn kapitalist retim dzenlerinin ana eilimlerini dile getirmektedirler;
bunlar, ilk admn ncl olarak kapitalist rekabet ve birikim yasalarndan sz
ederken dile getirdiim eylerdir. Ne var ki, drdnc ve beinci terimler, younlama ve merkezleme, birinci admn sonucunun bir blmn meydana getiren
bir eilime iaret etmektedirler; nk bunlarn servetin gittike artmas ve gittike daha az elde toplanmas eilimini dile getirmektedirler. Ne var ki, sonucun br
blmne, artan sefalet yasasna, daha karmak bir usavurma ile varlmaktadr.
Ama bu usavurmay aklamaya gemeden nce ilkin sonucun kendisini aklamam gerekiyor.
21
KEHANETIN DEERLENDIRILMESI
arxn tarihsel kehanetinin temelindeki usavurmalar geersizdir. ada ekonomik eilimlerden kehanet sonular karmak
yolunda giritii zekice kalkm baarszla uramtr. Bu baarszln nedeni, usavurmann deneysel temelleri hakkndaki incelemenin yetersiz olmas deildir. Marxn ann toplumu konusundaki ekonomik ve toplum-bilimsel zmlemeleri biraz tek yanl olmu olabilirler, ama tarafgirliklerine ramen
betimsel olmakla yetindikleri oranda yetkin eylerdi. Onun khin olarak baarszla uramas, tarihsiciliin sefaletinden, bugn bir tarihsel eilim ya da akm izlenimi veren bir ey grsek bile, bunun yarn da byle grnp grnmeyeceinden
emin olamayacamzdandr.
Marxn birok konular doru adan grdn itiraf etmeliyiz. Eer kapitalizmin, onun tand biimiyle, daha uzun sre devam edemeyecei ve ebediyen
srp gideceini ne sren savunucularnn haksz olduklar kehanetini ele almakla yerinirsek, o zaman hakl olduunu syleyebiliriz. Kapitalizmin yeni bir ekonomik sisteme dnmesine yol aacak olan eyin snf ekimesi, yerli iilerin birlemesi olduunu ne srmekte de haklyd. Ama, Marxn sosyalizm ad altnda,
yeni dzeni, araya girmecilii1 ngrdn syleyecek kadar ileri gitmemeliyiz.
Gerek udur ki, ne olaca hakknda en ufak bir fikri yoktu. Sosyalizm dedii
eyin araya girmeciliin hibir biimi ile, hatta Rusyadaki biimi ile bile, en kk
bir ilikisi yoktu; nk o, gelecek olan gelimenin devletin, siyasal olduu kadar
ekonomik etkisini de azaltacana inanyordu, oysa araya girmecilik bu etkinin her
yerde artmasna yol amtr.
Marx eletirdiime ve, bir lde, demokratik blk prk araya girmecilii zellikle Blm 17nin VIInci ayrmnda aklanan kurumcu trn savunmakta olduuma gre, Marxn devlet gcnn azalaca yolundaki umuduna
sempati duyduumu aklamak isterim. Araya girmeciliin, zellikle dorudan
doruya araya girmenin kukusuz en byk tehlikesi, devlet gcnn ve brokPOPPER|AIK TOPLUM VE DMANLARI, KITAP 2: HEGEL, MARX VE SONRASI
487
488
rasinin artmasna yol amasdr. Birok araya girmecilik taraftarlar buna aldrmazlar ya da gz yumarlar ki, bu da tehlikeyi arttrr. Ama bir kez tehlike olduu gibi
kabl edilince, onun stesinden gelmek de mmkn olacaktr. nk bu da yine
bir blk prk toplum mhendislii ve toplum teknolojisi sorunudur. Ama erkenden ona kar kmak gerekir, nk bu, demokrasi iin bir tehlike tekil eder.
Yalnzca gvenlik iin deil, ayn zamanda zgrle varmak iin de plnlar yapmamz gerekir, baka hibir nedenle olmasa, gvenlii ancak zgrlk gvenlik
altna alabilecek olduundan tr.
Dnelim Marxn kehanetine. Ortaya kardn iddia ettii tarihi eilimlerden birinin tekilerinden daha kalc bir nitelii varm gibi grnyor; retim
aralarnn birikmesi ve zellikle emein retkenliinin artmas eilimini kastediyorum. Gerekten de yle anlalyor ki, bu eilim bir sre daha devam edecektir,
tabi uygarl yrtebilmeyi baarrsak. Ne var ki, Marx bu eilimin ve uygarlatrc etkilerinin farkna varmakla kalmad, ayn zamanda onun iindeki rtk
tehlikeleri de farketti. zellikle o her ne kadar ondan, nce birka kii, rnein
Fourier2 de bunu yapmsa da kapitalin tarihi grevi; onu hakl karan ey olarak grd3 retim glerinin artmas ile kapitalizmin abuk gelimesini desteklemi olduu anlalan kredi sisteminin yol at o pek ykc olgu, konjonktr
arasndaki iliki zerinde ilk kez srar etmi olanlardan biridir.
Marxn geen blmn IVnde ele alnan konjonktr hakkndaki kendi
kuram ylece dile getirilebilir: Her ne kadar serbest piyasann i yasalarnn tam
istihdam yolunda bir eilim ortaya kardklar doru ise de, tam istihdam, yani
emek gcnn ktl konusunda atlacak her admn mucit ve yatrmclarn yeni
emek tasarrufu salayan makineler icat edip i hayatna sokmalarna, bylece de
nce ksa bir ykselme konjonktrne, fakat sonra yeni bir isizlik ve knt
konjonktrne yol aaca da dorudur. Bu kuramn hangi oranda doru olduunu bilmiyoruz. Geen blmde de dediim gibi, konjonktrler kuram olduka
g bir kuramdr ve ben burada o konuya girmek niyetinde deilim. Ama Marxn
retkenliin artmasnn konjonktr deiikliklerinin ortaya kmalarna yol aan
elerden biri olduu yolundaki inanc bana nemli grnd iin, bu inanc
destekleyecek birka besbelli dnceyi gelitirmeme izin verilsin.
Aadaki mmkn gelimeler listesi, tabi, tketici deildir; ama yle dzenlenmitir ki, emein retkenlii artt zaman bu gelimelerden en az biri ve belki
de birka birden ortaya kacak ve retkenliin artn dengeleyecek oranda etkili
olacaktr.
A) Yatrmlar artar, yani baka mallar retme gcn arttran trden sermye
mallan retilir. (Bu da retkenliin daha ok artmasna yol aaca iin tek bana
uzun zaman retkenliin artmasnn etkilerini dengelemeyi salayamaz).
B) Tketim artar.
8. KISIM
MARXIN AHLAKI
22
TARIHSICILIIN AHLK KURAMI
arxn Kapitali yazmaktaki amac, toplumsal gelimenin kanlmaz yasalarn bulmakt. Toplum teknolojisine yararl olacak ekonomi yasalar bulmak deildi. Kapital, ne dil fiyatlar, servetin eit datm, gvenlik, retimin akla yakn bir ekilde plnlanmas ve her eyin stnde,
zgrlk gibi sosyalist amalarn gereklemesini salayacak ekonomik koullar
konusunda bir incelemeydi, ne de bu amalar zmlemek ve aklamak yolunda
bir giriimdi.
Ama her ne kadar Marx sosyalist amalarn ahlk asndan hakl karlmas
abasna olduu kadar topyac teknolojiye de iddetle kar km olsa da, yazlarnda rtk olarak, bir ahlk kuram da vardr. O, bunu balca toplum kurallarn
ahlk asndan deerlendirmekle dile getiriyordu. Ne de olsa Marxn kapitalizme
ynelttii sulama ahlksal bir sulamayd. Dzen, iindeki tam bir biimsel adlet
ve hakkaniyet ile birlikte ortaya kan, zlim adletsizlikten dolay sulanmaktadr.
Dzen sulanmaktadr, nk smrcy smrleni kleletirmeye zorlayarak
her ikisini de zgrlklerinden yoksun klmaktadr. Marx ne servete kar km,
ne de fakirlii vmtr. O, kapitalizmden servet birikimine yol at iin deil,
oligarik niteliinden dolay nefret ediyordu; bu dzende servet demek br insanlarn hayatlarn etkileme iktidar anlamnda siyasal iktidar demek olduu iin
ondan nefret ediyordu. Emek gc bir meta hline getirilmektedir; bu da insanlarn kendilerini pazarlarda satmalar gerektii anlamna gelir. Marx, dzenden klelii andrd iin nefret ediyordu.
Toplum kurumlarnn ahlksal ynne bylesine nem vermekle, Marx, davranlarmzn uzak beklenmedik etkilerinden dolay olan ykmllmz, rnein toplum asndan dil olmayan kurumlarn hayatn uzatmaya yarayacak
davranlarmzdan dolay stleneceimiz ykmllk zerinde srar ediyordu.
Ama, aslnda geni apta toplumsal ahlk zerine bir alma olmasna ramen,
POPPER|AIK TOPLUM VE DMANLARI, KITAP 2: HEGEL, MARX VE SONRASI
493
494
9. KISIM
SONRASI
23
BILGI TOPLUM-BILIMI
egel ve Marxn felsefelerinin zamanlarnn toplumun deime iinde olduu bir zamann karakteristik rnleri olduu kukusuzdur. Herakleitos ve Platonun, Comte ve Millin, Lamarck ve
Darwininkiler gibi, onlarn felsefeleri de, deiim felsefeleridir ve deien bir toplumsal evrenin o evrede yaayanlarn dnceleri zerinde yapt muazzam ve
herhlde biraz da korkutucu etkiye tanklk ederler. Platon bu duruma her trl
deimeye son vermeye almakla tepki gsterdi. Modern toplum felsefecileri,
deiimi kabl ettikleri, hatta iyi karladklar iin, pek baka bir tepki gsteriyorlar, ama bana bu deiim sevgisi kendi iinde biraz ekimeliymi gibi grnyor.
nk her ne kadar deiimi durdurmak umudundan vazgemi olsalar da tarihsici olarak onu nceden bilmek ve akm kontrol altna sokmak istemektedirler; bu
da onu evcilletirmek abasna pek benzemektedir. Bundan da deimenin tarihsici iin korkunluunu bsbtn yitirmedii anlalyor.
Deiimin daha da hzland zamanmzda, gelecekteki deiimleri ngrme abalar yannda, merkez geni apl programlama yolu ile kontrol altna alma isteini
de gryoruz. (Tarihsiciliin Sefaleti adl kitabmda eletirdiim) bu btnc grler deta Marks ve Platoncu retiler arasnda bir trl uzlamay dile getirirler.
Platonun deiimi durdurmak istei ve Marxn deiimin kanlmaz olduunu ne
sren retisi bir trl Hegelci sentez olarak deiimin, bsbtn durdurulamaPOPPER|AIK TOPLUM VE DMANLARI, KITAP 2: HEGEL, MARX VE SONRASI
505
506
9. ksm: Sonras
24
FALCI FELSEFECILER VE AKLA KARI SYAN
Akl ve aklclk (rasyonalizm) terimlerinin anlam bulank olduuna gre, burada nasl kullanldklarn kabaca aklamak gerekecektir. nce bunlar geni anlamlarnda,1 yani yalnz dnce etkenliini deil ayn zamanda gzlem ve deneyimi de
kapsayacak biimde kullanlmaktadr. Bu szleri akldan karmamak gerekir, nk
akl ve aklclk szleri ou zaman daha dar bir anlamda, akldcln deil
de, deneyciliin (ampirizm) kart olarak kullanlrlar; bu anlamda kullanldkta,
aklclk, dnceyi gzlem ve deneyimden stn tutar, bundan dolay da dnclk (entelektalizm) olarak nitelenmesi daha doru olabilir. Ama ben, burada
aklclk szn dncl olduu kadar, deneyimcilii de iine alacak bir
anlamda kullanyorum; tpk bilimin dnceden olduu kadar deneyimlerden de
faydalanmas gibi. kinci olarak, aklcl mmkn olduu kadar ok sorunu akla,
yani duygulanm ve tutkulara deil de, ak dnceye ve snamalara bavurarak zmlemek isteyen tutumdan sz etmek iin kullanyorum. Bu aklama, tabi, pek
POPPER|AIK TOPLUM VE DMANLARI, KITAP 2: HEGEL, MARX VE SONRASI
515
516
9. ksm: Sonras
10. KISIM
SONU
25
TARIHIN BIR ANLAMI VAR MIDIR?
545
546
kuram dorulayan olgular setiimiz doru deildir; bilim yntemi daha ok gzmz ap kuram yanllayabilecek olgular aramay gerektirir. Buna bir kuram
denetlemek, kusuru olup olmadn aratrmak, deriz. Ve her ne kadar olgular, kuram gz nne alnarak toplansalar ve kuram sz konusu denetlemeler karsnda
ayakta kald srece onu dorulasalar da, yalnzca nceden tasarlanm bir kuramn bir tr bo tekrarndan ibaret deildirler. Onlar ancak kuramn ne srd
ndeyileri yanllamak iin yaplm deneyimlerin olumsuz sonular olurlarsa
kuram dorularlar ve kuram lehine deerli belgeler saylrlar. Bundan dolay bir
kuramn denetlenmesini mmkn klan ve yleyse ona bilimsel bir nitelik kazandran eyin bu yanllanabilmesi, rtlebilmesi zellii olduunu ne sryorum; ve bir kuram konusunda yaplan btn denetlemelerin onun yardmyla elde
edilmi ndeyileri yanllamak abalar olmas, bilimsel yntemin ipucunu verir.2
Bilimsel yntem konusundaki bu gr bilimsel kuramlarn ou kez deneyimlerle rtldklerini ve gerekten bilimsel gelimeyi salayan yntemin bilimsel
kuramlarn rtlmeleri olduunu gsteren, bilim tarihi de dorular. Buna gre,
bilimin dngsel olduu iddias savunulamaz.
Ama bu iddiann bir esi doru olmakta devam eder; yani, btn bilimsel betimlemelerin geni apta seici olduklarn, bunlarn her zaman kuramlara bal
olduklarn ne sren esi. Durum en iyi bir arama lda benzetmesine dayanlarak anlatlabilir. Ben buna ou kez, onu kova akl kuramndan ayrmak iin,
bilimin arama lda kuram derim.3 Arama ldann neler gsterecei, her
ne kadar tabi karmza kacak eylere de bal olsa bile, ldan durumuna, onu
nerelere ynelttiimize, nn iddetine ve rengine bal olacaktr. Bunun gibi,
bilimsel betimleme de, her ne kadar ayn zamanda betimlenen, gereklere de bal
olsa bile, geni apta gr amza, ou zaman da denetlemek istediimiz kurama bal olan ilgilerimize bal olacaktr. Gerekten de sz konusu kuram ya da hipotez (varsaym) bir gr asnn kristallemesi olarak betimlenebilirdi. nk,
eer gr amz dile getirmeye kalkrsak, bu anlatm, genel olarak bazen bir alma hipotezi dediimiz ey olarak, yani grevi olgular seip dzenlemekte bize
yardmc olmak olan geici bir hipotez olarak ortaya kar. Ama iyice bilmemiz
gerekir ki, hibir kuram ya da hipotez bu anlamda bir alma hipotezi olmaktan
teye gidemez ve her zaman byle kalr. nk, hibir kuram sonul deildir ve her
kuram olgular sememize ve dzenlememize yardm eder. Btn betimlerin bu
seici nitelikleri, onlarn belli bir anlamda greli olmalarna yol aar; ama ancak
gr amzn baka olmu olmas hlinde, bunu deil de baka bir betimi ne
srm olacamz anlamnda. Sonra bu sz konusu betimin doruluuna olan
inancmz da etkileyebilir; ama betimin doruluu ya da yanll sorununu etkilemez; doruluk bu anlamda greli deildir.4
Btn betimlemelerin seici olmalarnn nedeni, kabaca sylenirse, dnyamzdaki olgularn mmkn grnmlerinin sonsuz zenginliidir. Bu sonsuz zenginli-
NOTLAR
(12a) Aristotelesin Platona ynelttii eletirilerin ou kez, hem de nemli yerlerde, haksz olduklar
birok felsefe tarihisi tarafndan teslim edilmitir. Bu, Aristoteles hayranlarnn bile, ou kez ayn
zamanda Platona da hayran olduklarndan, onu savunmakta glk ektikleri konulardan biridir. Yalnz
bir tek rnek olarak alabileceimiz Zeller, Aristotle and the Eariier Peripatetics adl, ngilizceye Costel
loe ve Muirhead tarafndan 1897de evrilmi olan, yaptnn II. cilt, s. 261inde Aristotelesin En yi
Devletindeki toprak datanna deinerek, yle diyor: Platonun Kanunlarnda da, 745c ve ilerisinde
buna benzer bir tasar vardr; oysa Aristoteles, ufack bir farktan tr, Platonun ne srd dzeni
pek uygunsuz saymaktadr. G. Grote de, Aristoteles adl yaptnn XIVnc blmnn ikinci paragra
fnn sonunda, buna benzer bir ey sylemektedir. Aristotelesin Platona ynelttii, ve onu buna iten
nedenlerden birinin Platonun yaratcln kskanmas olduunu dndren, pek ok eletiri gz nne
alnnca Nikomakhos Ahlk, 1, 6,1de verdii, dorulua olan saygsnn onu kendisi iin en aziz olan
eyi, Platona olan sevgisini, bile feda etmeye zorlad yolundaki ok takdir edilmi olan, cidd teminat
bana biraz mralik gibi grnyor.
2.
(12b) Kar. Th. Gomperz, Greek Thinkers, ben aktardm satrlar Almanca basmndan, IIInc basm,
s. 298, & 6dan alyorum. Bkz. zellikle Aristoteles, Politika, 1313a.
G. C. Field, Plato and his Contemporaries, s. 114 ve ilerisinde Platon ve Aristotelesi Bu olayn, yani,
Makedonya istilsnn imkn, Aristoteles sz konusu olunca da, gereklii, gzlerinin nnde olduu
hlde, ... bu yeni gelimeler konusunda hibir ey sylememeleri sulamasna kar savunuyor. Ne var
ki, Fieldin belki de Gomperze yneltilen savunusu, bu trl sulamalar yapanlar ar ekilde itham
etmesine ramen, baarszdr. Field, bu eletiri... alas bir anlay eksikliini ortaya koyuyor, diyor.
Tabi, Field ile birlikte, Makedonyann uygulad trden bir hegemonyann yeni bir ey olmadn ne
srmek pekl dorudur; ama, Platonun gznde Makedonya en azndan yar-barbard, bundan dolay
da doal bir dmand. Field, Makedonyann bamszl tam olarak yok etmediini ne srmekte de
hakldr, ama Platon ve Aristoteles acaba bu ortadan kaldrmann tam olmayacan nceden kestir
miler miydi? Ben, Fieldinki gibi bir savunmann, dpedz pek ok eyi, bu arada Makedonya istilsnn
o zamanlar hibir gzlemci tarafndan aka kavranm olamayacan, kantlamak zorunda kalaca
iin, baarsz olmaya mahkm olduuna inanyorum; kald ki, Demosthenes rnei bu sav yantlamaya
yeter. Asl sorun udur: Niin, sokrates gibi, Pan-Hellen ulusulua biraz ilgi duymu olan Kar. Blm
8in 48-50nci notlar, Devlet 870, ve Fieldin kesinlikle sahih dedii Sekizinci Mektup, 353 ve Syrakusa
iin bir Fenikeli ve Osk tehdidinden endie eden, Platon, Atinaya yneltilen bir Makedonya tehlikesini
grmezlikten geldi? Aristotelesin konu alan buna kar gelen bir soruya verilecek akla yakn bir cevap
onun Makedonya taraftar partinin yesi olduudur. Platonun durumunda verilebilecek bir cevab Zeller.
A. E., 41de Aristotelesin Makedonyay desteklemek hakkn savunurken ne srmektedir: Platon,
mevcut dzenin dayanlmaz hle geldiine ylesine kanat getirmiti ki, kkl deiiklikler neriyordu.
Platonun ardl, diye devam ediyor Zeller, Aristotelese deinerek, eyalar ve insanlar daha derine
inen bir igr ile kavram olduundan, ayn kanya varmaktan daha az kanabilirdi. Baka bir de
yile, verilecek cevap, Platonun Atina demokrasisine duyduu nefretin, Pan-Hellen ulusuluunu bile,
sokrates gibi, Makedonya istilsn drt gzle beklemesine yol aacak kadar, at olabilir.
3.
563
564
Aristotelesin Politikas zerine mkemmel bir yoruma G. Grotenin (buraya birka satrn aktardm,)
Aristoteles adl yaptnn XIVnc blmnn banda rastlanabilir: Aristotelesin Politikann son iki
kitabnda, yetkine yakn bir dzen hakknda kendi grn temsil etmek zere ne srd ynetim
biimi, besbelli Platonun Kanunlarna dayanmaktadr; ve ondan ayrld nemli konular, gerek mal
ortakln, gerekse kar ve ocuklarn ortakln kabul etmemesidir. Bu felsefecilerin her ikisi de her
trl almadan ve para getiren iten kurtulmu olan, ve kapal bir evre olarak birleik demetler
commonwealth vatandalarn meydana getiren ayr bir yerliler snf kabul eder. Bu snf aslnda
ehiri birleik devletleri meydana getirir; ehirde yaayanlarn geri kalan birleik devletlerin yesi
saylmazlar, ancak ona yardmc varlklardr gerekli yardmclar, kukusuz, ama yine de, kleler ya da
mal srleri gibi, yardmclar. Grote, Aristotelesin En yi Devletinin, Devletten ayrld yerlerde, geni
apta Platonun Kanunlarn izlediinin farkndadr. Aristotelesin Platona ball demokrasinin zafe
rine boyun emesini dile getirdii yerde bile aka ortaya kmaktadr; kar. zellikle Politika, III, 15;
11-13; 1286b (buna paralel satrlar iin bkz. IV, 13; 10; 1297b). Sz konusu satrlar demokrasi hakknda
unlarn sylenmesiyle sona eriyor: yle anlalyor ki, bundan sonra baka hibir ynetim ekli mm
kn olmayacaktr; ne var ki, bu sonuca Platonun Devletin VIII-IXuncu kitaplarnda anlatt devletin
yklmasn konu alan hikyeye pek benzeyen bir usavurma ile varlmaktadr; Aristotelesin Platonun
hikyesini kyasya eletirmesine ramen, (rnein, V, 12 ve 1316a vd.nda).
4.
(13a) Aristotelesin banausik terimini meslek erbab, ya da para kazanan anlamnda kulland Politika, VIII, 6, 3 ve tesi (1340b)de ve zellikle 15 vd.nda (1431b) aka grlmektedir. Meslek erbab,
rnein bir flt, ve tabi her zanaatkar ve ii, banausiktir, yani vatanda, zgr adam deildir, her
ne kadar tam kle olmasa bile; banausik bir adamn durumu, ksm ya da snrl bir kleliktir (Politika, I, 14; 13; 1260b). Anladma gre, banausos sz ate iisi anlamna gelen Hellen-ncesi bir
szden tremitir. Sfat olarak kullanld zaman sz konusu insann soyunun ve kastnn onu belli
bir alanda almak yetkisinden yoksun kld anlamna geliyor. (Kar. Greenidge, Adamn hazrlad
Devlet basmnn 450e30a yazlan notunda aktarlmtr). Dk kasttan, zelil, alaltc, ve baz
balamlarda haddini bilmez olarak evrilebilir. Platon da szc Aristotelesin kulland anlamda
kullanr. Kanunlarda (741e ve 743dde) banausia sz miras yolu ile elde ettii topra ilettirmekten
baka yollarla para kazanan adamn zelil durumunu dile getirmek iin kullanlmaktadr. Ayn zamanda
bkz. Devlet, 495e ve 590c. Ne var ki, Sokratesin bir ta ustas olduu geleneini, Ksenophanesin
(Memorabilia, II, 7de) anlatt hikyeyi ve Anthisthenesin iyi almay vdn, Kiniklerin tavrlarn
hatrlarsak, o zaman Sokratesin para kazanmann alaltc bir ey olduu yolundaki aristokrat nyar
gsna katldn pek pheli saymamz gerekir. (Oxford ngilizce Szl banausic szcn salt
mekaniksel, mekanie zg olarak evirmeyi neriyor, ve Grote, Eth. Fragmenten, vi, 227, Aristotle, II.
basm, 1880, s. 454 kaynak gsteriyor; ne var ki, bu eviri fazla dardr, ve balangta Plautarkhosu
yanl anlamasna dayanmas mmkn olan, Grotenin szleri de bu yorumu hakl karmamaktadr.
Shakespearein Bir Yaz Gecesi Ryasnda olup olacaklar mekanik bunlar szlerinin, tam da banausik
kiiler anlamnda kullanlm olmas ilgintir; ve bunun Northun evirdii Marcellusun Hayat adl kitap
ta yer alan Arkhirnedes ile ilgili bir blme bal olmas pekl mmkndr).
Mind, cilt 47de A. E. Taylor ve F. M. Cornford arasndaki ilgin bir tartma yaynland; burada s. 197
ve ilerisi Taylor, Platonun, Timaeusun belli bir yerinde, tanrdan sz ederken, beden hizmeti gren
bir kyl iftiyi dnm olabilecei yolundaki grn ne sryor; bu gr, Cornford tarafndan,
EKLER
amanmzn balca felsef illeti, dnsel ve ahlksal bir greciliktir, ve bunlarn ikincisi hi olmazsa ksmen birincisine dayanmaktadr. Grsellik (veya isterseniz, phecilik) derken, ksaca sylendiinde,
rekabet eden kuramlar arasnda bir seme yapmann istee bal olduunu; ya nesnel doruluk denen bir ey olmad, hi olmazsa (bsbtn doru olmasa bile)
teki kuramlardan daha doru olan bir kuram olduunu bile ne srmek mmkn
olmad iin, ya da iki veya daha ok kuram sz konusu olduunda, bunlarn hangisinin daha iyi olduuna karar verdirecek bir yol olmad iin istee bal olduunu ne sren kuram anlyorum.
Bu Ekte* nce Tarskinin doruluk kuramnn (ayn zamanda bu kitabn dizininde Tarskinin altna baknz), belki benim dorulua yaklama kurammdan
yararlanm hliyle, bu illetin saltmas yolunda epeyce etkili olabileceini ne
sreceim; ama itiraf ederim ki, tam saltmaya varmak iin bu yeterli olmayabilir
ve benim baka bir yerde gelitirmi olduum** otoriteci olmayan bilgi kuram gibi,
baka tedbirler de gerekebilir. (Aadaki 12. ve sonraki blmlerde) gstermeye
alacam gibi, standartlar alanndaki durum (zellikle ahlk ve siyaset alanlarndaki durum) gerekler alanndaki duruma az ok benzemektedir.
1. DORULUK
Verilebilecek hibir cevap olmadndan emin bir pheci havasyla sorulan Bilgi
nedir? sorusundan grecilii destekleyen baz iddialar kmaktadr. Ne var ki, Pilatusun sorunu (her ne kadar kendisini hi de tatmin etmeyecek bir ekilde olsa
bile) basit ve akla yakn bir ekilde cevaplandrmak mmkndr; u ekilde: Bir
iddia, nerme, cmle veya inan dorudur, ancak ve ancak gereklere uygunsa.
Dr. Wlliam D. Barteyin, bu kitabn 24. blmn zellikle s. 203 dzeltmeme yardm etmekle
kalmayp, bu Ekte de nemli deiiklikler yapmama yol aan derin eletirisine minnettarm.
*
Bkz. rnein imdi Conjectures and Refutations adl kitabmn girii olan On the Sources of Knowledge and Ignorance adl yazm ve zellikle o kitabn 10. blm; tabi, ayn zamanda Logic of
Scientific Inquiry adl kitabm.
**
631
632
Ama bir nermenin gereklere uygun olmas ne demektir? Her ne kadar pheci
veya greci dostumuza bu soru da ilki kadar cevaplanamaz grnse bile, aslnda
bunu da ayn kolaylkla cevaplamak mmkndr. Verilecek cevap g deildir; her
yargcn, tann doruluun (gereklere uygunluk anlamnda) ne demek olduunu bildiini nceden kabul ettiini dnrsek, bunun byle olacan bekleyebiliriz. Gerekten de verilecek cevabn deta sudan bir cevap olduu ortaya kyor.
Bir anlamda sudandr da, yani bir kes Tarskiden sorunun nermelerden ve gereklerden sz eden ve bunlarn arasnda geerli olan bir tr uygunluk ilikisine
konu olan bir sorun olduunu, bundan dolay da zmnn de nermelerden
ve gereklerden ve bunlar arasnda geerli bir trl ilikiden sz etmesi gerektiini
rendikten sonra sudan grnr insana. u cmleyi gz nne alnz:
Smith saat 10.15ten az nce emaneti dknna girdi nermesi ancak, ve ancak
Smith saat 10.15ten az nce emaneti dkknna girmise, gereklere uygundur.
talik harflerle yazlm olan bu paragraf okuduumuz zaman ilk gzmze
arpan ey, ne srd iddiann ne kadar sudan bir iddia olduudur. Ama bir an
iin sudanln bir kenara koyun; bu cmleye bir kez daha ve daha dikkatli olarak
bakarsak unlar grrz: (1) Bir cmleden ve (2) baz gereklerden sz eder; ve
(3) bundan dolay da sz konusu nermenin gereklere uygun olduunu ne srerken geerli olmasn bekleyeceimiz besbelli koullar dile getirebilir.
talik harflerle yazlm olan paragrafn ilgin bir bilgi veremeyecek kadar basit olduunu dnenlere (daha nce de sz edilmi olan) herkesin doruluun
veya geree uygunluun ne demek olduunu (hi olmazsa zerinde derin derin
dnmedii srece) bildiine gre, bunun, bir anlamda, sudan bir sorun olmas
gerektii gereini hatrlatmak gerekir.
talik harflerle yazlm paragrafta dile getirilen dncenin doru olduunu u
ikinci italik harflerle yazlm olan paragraf araclyla dile getirmek mmkndr:
Bir tank tarafndan ne srlen: Smith saat 10.15ten az nce emaneti dkknna girdi iddias, ancak Smith saat 10.15ten az nce emaneti dkknna girmise dorudur.
talik harflerle yazlm olan bu ikinci paragrafn da ok sudan bir ey syledii
aktr. Buna ramen, bir tann verdii ifadeye doru yklemini uygulamann
gerekli ve yeterli artn dile getirmektedir.
Bazlar bu paragraftaki fikri ylece dile getirmenin daha doru olacan dnebilirler:
Tann ne srd Smithin saat 10.15ten az nce emaneti dkknna girdiini
grdm iddias, ancak tank, Smithin saat 10.15ten az nce emaneti dkknna
girdiini grmse dorudur.
talik harflerle yazlm olan bu nc paragraf ikincisiyle karlatrrsak,
DIZIN
A
Acton, L. 149, 579, 628
aklama
nedensel aklama 547549,
627
tarihsel aklama 550, 627
adlet
Platonun adlet teorisi 122,
125, 134, 236, 281, 285
Adam, J. 69, 103, 116, 154,
160, 210, 212, 215,
221224, 232, 235
240, 245248, 251,
259262, 265267, 280
292, 564
adclk 217, 335, 570, 578
metodolojik (yntembilimsel) adclk 58, 218,
568, 570, 578
varlkbilimsel adclk 578
Adler, A. 407, 597, 618
Aeschines 283
Agassi, J. 23
Agrippa, M. 581
ar su 636, 637
ahlk kararlar 85, 522, 574,
622
ahlksal ftrizm 499, 529,
540, 555, 557, 592, 628
ahlksal pozitivizm. Bkzpozitivizm
Akademia 47, 69, 148, 149,
217, 232, 245, 255
aklclk 27, 369, 485,
505, 506, 515528,
531542, 561, 579,
585, 587, 592, 618,
622, 626, 629, 655
eletirici aklclk 520522,
619, 622
akldan umut kesilmesi 337,
541, 644
ak 45, 48, 50, 5357, 6365,
95, 102, 209, 210218,
239, 258, 281, 290
Alexander, S. 581
246, 286288
Aristoteles 39, 42, 45,
5360, 64, 70, 92, 111,
115, 120, 129, 188,
209222, 227236,
241251, 256,
260267, 275280,
286, 289, 291, 296,
321346, 350354,
361, 377, 382, 513,
534, 563590, 596,
624, 627
arkaizm 275, 625
Arkhelaos 231
Arkhimedes 175
Arkhytas 201
Armstrong, H. E. 581
artk nfus 467, 472476,
480, 490, 613
Aspasia 246
astroloji 213, 580
ak 405, 407, 533
ate 44, 96, 209, 214
Atina 47, 6972, 76, 81, 92,
113, 144, 154, 159,
163, 186203, 211,
219, 222228, 233,
246, 255, 259, 262,
266, 277284, 287
289, 297300, 307,
314, 321, 563, 579
Atina Anayasas (Yal Oligarkh) 194, 222, 280,
283
Atinal Yabanc 287, 305
Aziz Augustine 221
Augustus (mprator) 338, 619
autarklk 97, 190, 232, 236
B
baba egemenlii devleti 191,
194
Babbitt (S. Lewis) 292
Bacon, F. 333, 534, 575, 627,
639
Bakunin, M. A. 600
658
596
bilimsilik 269
bireycilik 114, 118120,
130133, 142, 155,
184, 192, 196, 248,
256, 277
von Bismarck, O. 368
Blanc, L. 236, 594
Blueher, H. 624
Bodin, J. 136
Boehme, J. 619
Bohr, N. 622
Bosanquet, B. 385
Bowra, C. M. 218
Bradford Psikoposu 208, 274
Bradley, F. H. 230
Broadhead, H. D. 264
Bruno, G. 356
Bryson (Achaeal) 244
Buckle, H. T. 628
Burke, E. 128, 249, 350,
370, 440, 516, 519,
581585, 603
Burnet, J. 89, 209, 213217,
230, 235, 255, 260,
276, 280290
Burns, E. 221, 236, 591, 602
Bury, R. G. 219, 305, 312
Butler, S. 148, 256, 293
bteleme 169
byk adamlar 11
Byk Dng 210
Byk Kuak 92, 192, 201,
234, 263, 306
Byk Yl 48, 210, 212
Bywater, I 210, 281
C
Caird, E. 326, 567, 582, 590
Capek, K. 586
Carlyle, T. 600
Carnap, R. 217, 231, 260, 570,
571574, 584, 590,
618, 623626
Carruthers, J. 274, 594
Carus, P. 624
Cassirer, E. 257, 262, 585,
587, 624
Catlin, G. E. G. 57, 234, 247,
274, 292
Ceasar (Sezar) 431, 550
cenaze treni sylevi 193
Cesur Yeni Dnya (A. Huxley)
136
ceza 44, 155, 171, 235, 240,
304
Chaplin, C. 584
Charles, V. 431
Cherniss, H. 222, 255
Cicero 252, 263, 280
von Clausewitz, K. 375
Cohen, M. R. 572, 574, 594
Cole, G. D. H. 597, 600, 613
Comte, A. 63, 67, 211, 221,
394, 447, 491, 505, 576
Cope, G. 208, 274
Copernicus, N. (Kopernik) 295
Cornford, F. M. 213217, 223,
235, 243, 258, 264, 564
Costelloe, B. F. C. 563
Crantor 224, 593
Credo (K. Barth) 232, 556, 628
Crossman, R. H. S. 108, 144,
146, 152, 179, 218,
240, 255, 257, 283,
291, 333, 572
Crusoe. BkzRobinson
elikiler 286
eviri 15, 109, 128, 211, 239,
262, 298, 302, 308,
310, 314
rme 48, 57, 65, 79, 97,
101, 203, 212, 218, 220
kozmik rme yasas 49
kozmik rme yasas /
kozmolojik soysuzlama 101
D
Dalziel, M. 23
Damon, I. 228
Daniel (Danyal Peygamber)
259
Darwin, C. 290, 293, 354, 505,
566
Darwincilik / Darwinizm 293,
371
Davies, J. L. 241, 248, 258,
290
deiim 43, 49, 63, 107
Herakleitosun deiim
teorisi 43, 212
Platonun deiim teorisi
219
demokrasi 15, 30, 6770,
139, 143, 180, 186,
193201, 246, 253,
268, 275, 289
Atina demokrasisi 70, 113,
186, 189, 191, 196,
224, 246, 255, 263,
287, 307, 563
demokratik denetim 138, 143,
430
DIZIN
263266, 577
Dion 148, 164, 205, 266, 292
Dirac, P. A. M. 640
diyalektik 101, 146, 157,
160, 161, 170, 174,
237, 238, 255, 261,
287, 343, 349356,
359361, 374, 381,
390, 394, 409, 441,
513, 557, 567, 578,
584586, 593, 597,
603, 607, 609
dogmaclk / dogmatizm 172,
192, 337, 352, 527,
575, 598, 602
desteklenmi dogmaclk
353, 508, 576, 584
doruluk 165, 231234, 253,
260
Dropides 211, 267
Dudley, D. R. 262
Duemmler, F. 262
Duhem, P. 626, 628
durdurulmu 49, 72, 157, 190,
194, 200, 223, 226,
257, 281
Durkheim, E. 184
659
Falkenberg, R. 581
Faraday, M. 531
Farber, M. 576
Farrington, B. 218
faydaclk 91, 152
Ferdinand (Avusturya Kral)
584
E
Feuerbach, A. 587, 594, 617
Eastman, M. 213, 268, 593
Fichte, I. H. 590
Eddington, A. S. 233, 531,
Fichte, J. G. 241, 265, 337,
545, 626, 628
364368, 378, 389,
egemenlik 22, 134,141, 254
581, 584, 587592, 619
eitim 28, 72, 73, 75, 78, 79,
Field, G. C. 108, 211, 216, 233,
128, 141149, 154,
241, 249, 259, 262,
157, 169, 222, 227, 312
265, 285, 289, 290,
Platonun eitim teorisi 141
563, 578, 581, 595
Einstein, A. 336, 343, 464,
filozof kral 152, 159, 264, 266
512, 551, 569, 597,
Findlay, J. N. 621
625, 628
Fisher, W. 491, 617, 630
Eisler, R. 208, 213, 226, 230,
Fite, W. 218, 290
237, 245, 259, 266, 296 Fitzgerald, E. 608
ekonomicilik 411, 415
Ford, H. 610
Empedokles 211, 216219,
Foster, M. B. 586, 629
566
Fourier, C. 617
Engels, F. 221, 391, 407 411, Fowler, H. 301, 303
417, 423, 425, 456,
Francis, I. (Avusturyal) 584
459464, 469, 481,
Freud, S. 276, 290, 407, 576,
496, 498, 514, 539,
618
591603, 607610,
Freyer, A. 373375, 378, 589,
613, 616, 625
590
engizisyon 122, 287
Friedlein, G. 295
England, E. B. 122, 217, 222,
Fried, M. 584
249
Friedrich (Byk) 262
Epiktetos 264
Friedrich, III 283, 346349,
Epikros 580
354, 356, 361, 366,
Epimenides 620
368, 582, 587
660
DIZIN
661
L
de Lagarde, P. 382
Laird, J. 620
Lakedaimonia 225
Lamarck, J. B. 505
Langford, E. H. 620
Larsen, H. 23
von Lassalle, F. 208, 211
Laurat, L. 602, 608610, 617
Lauwerys, J. A. 300
Lenin, V. I. 169, 175, 391, 409,
414, 423, 458, 465,
475, 482, 591594,
597, 599, 607,
610612, 616, 625
Lenz, F. 378, 590
Leptines 149
Lessing, G. E. 587
Leukippos 210
Levinson, R. B. 298315
Lewis, S. 292
Liddell, H. G. 301, 313
Lindsay, A. D. 222, 258, 261,
271
Lippmann, W. 207, 389, 431
Livy 276
Locke, J. 365, 568, 573, 578,
580, 627
Loewenberg, J. 580583
Aziz Loyola 542, 625
Lucretius 580
von Ludendorff, G. 378, 590
Lummer, O. 628
Luther, M. 495, 617
Lybyer, A. H. 226
Lykophron 92, 97, 114,
130132, 162, 192,
233, 236, 250, 260,
263, 275, 292
662
Lykurgos 246
Lysandros 191, 283
Lysias 277
Muirhead, J. H. 563
Mure, G. R. G. 569
mutlakiyetilik 349, 356, 358,
366
DIZIN
663
Stevenson, C. L. 240
Stewart, J. A. 274
Stirling, J. H. 343
Strabo 256, 579
T
tanrtanmazlk (ateizm) 155,
195, 305, 339, 371,
382, 524, 579
tarihsel/tarihe ipucu 57, 557
Tarn, W. W. 233, 263265, 280
Tarski, A. 217, 231, 260, 570,
573, 622, 626, 631,
635, 638
Taylor, A. E. 163, 209, 213,
217, 224, 239, 251,
266, 268, 282286,
289, 304, 564, 565
Teutames 43
Thales 208
Theages 164, 267, 288
Themistokles 187
Theophrastos 214
Theopompus 578
Theramenes 282
Thomas Aquinas. BkzAquinumlu Thomas
Thrasybolos 198
Thrasymakhos 91, 123, 131,
133, 192, 252, 282
Thukydides 114, 186194,
198, 221, 227, 246,
267, 277280
ticaret 89, 185, 189, 277, 279,
348, 408, 419, 449, 475
Timokhares 245
de Tocqueville, A. 169, 269
topluluk/cemaat 75, 79,
119122, 127, 152,
164, 185, 190, 250,
267, 362, 364, 367,
378, 404, 517, 545,
565, 618, 624
toplum 31, 57, 59, 81, 97, 179,
183, 207, 218, 221,
223, 240, 247, 250,
269, 275, 306
Townsend, J. 494, 617
Toynbee, A. J. 221, 226,
229, 230, 256, 276,
278, 339, 537543,
578580, 623625, 630
von Treitschke, H. 374, 382
tuval temizleme 174176,
204, 303, 309, 401, 596
664
U
Ueberweg, F. 209
Urey, H. C. 636
uygarlk 13, 59, 80, 92, 213,
276, 293, 483, 532, 568
uylamclk 83, 97, 233
eletirmeli uylamclk 83
Hobbes 154
Platon 251
Protagoras 97
saf uylamclk 83
Sofistler 154
V
Vaughan, C. E. 241, 248, 258,
290, 585
Veblen, T. 229
Vico, G. 221, 582
Vierkandt, A. 218
Viner, J. 23, 291, 594,
612615
Voltaire 275, 283
W
Wagner, R. 228, 503
Waismann, F. 576
Wallace, W. 581
Wallas, G. 207
Webb, L. 623
Webb, S. ve B. 213, 593
Weber, A. 618
Weber, M. 218, 404, 571, 628
Wells, H. G. 248, 617, 622
Whitehead, A. N. 521, 533
536, 581, 622, 624
White, M. G. 627
Wiener, N. 230
Wilde, O. 649
Wilson, W. 362, 592
Winspear, A. D. 255, 292
Wittgenstein, L. 209, 328,
333, 336, 568, 572
576, 590, 618624, 629
Y
Yal Oligarkh 194, 200203,
222, 263, 275, 279, 283
Z
Zeller, E. 209, 218, 326,
563567
Zenon 262
Ziegler, H. O. 385, 591
Zimmern, A. 371, 587592
Zinsser, H. 278, 340, 580