You are on page 1of 319

SLAMYET

Vf

KAPiTALiZM
MAXIME RODINSON

~GN

YAYINLARI

Dizgi
Dizgi:: ASYA
ASYA Matbaas
Bask: LKE Matbaas
1969 - stanbul

MAXIME RODINSON

SLMYET VE
KAPTALZM
eviren:

Orhan SUDA

GN

YAYINLARI

Bamuhasip Sokak, Tan Ap. No. 6 - STANBUL

NSZ
Bu kitabn byk bir tutkusu var: yararl olmak.
slmiyet sorunlaryla uraan bir toplumbilimcinin
elinden kt iin, slm dini ve medeniyeti alanna gi-.
ren memleketlerin aydnlarna yararl olmak ve kader
lerini anlamada onlara yardm etmek istemektedir. Av
rupalIym diye onlarn en iyilerinden daha billi ve
akll olduumu iddia edecek deilim. Kendime bu tr
l bir stnlk tanmyorum. Ne var ki, artlar, onlarn
sorunlarnn anlalmasn gletiren baz sosyal engel
leri daha nce amama yardm etti. Gemileri hakkn
da yaln bir bilgi edinmek frsatn buldum ye imdiki du
rumlarn anlamay engelleyen efsanelerden kurtulmaya
altm. Serbeste konuabileceimi ve ou zaman on
larn susmak zorunda olduklar eyi syleyebileceimi
de eklemek gerekir. Bu, btn hrriyetler gibi, karl
denmesi gereken bir hrriyettir ama benim iin bunun
deeri ok yksek deildir. Genellikle, bunu daha pahal
demesi gereken onlardr.
Bu kitap Avrupal okura da yararl olmak istemekte
dir, hem de ayn ekilde. Bugn solcular arasnda bu ka
dar yaygn olan nc Dnya mistisizmi bende yok ve
ben, her hangi bir Kongoda domadm diye her gn

SLAMYET VE KAPTALZM

gsm yumruklamyorum. Ama nc Dnyanm so


runlar bata gelmektedir. Otuz yldan beri yaptm in
celemeler ve aratrmalar, zellikle nc Dnyann,
genel sorunlarna bal ama kendi zgl sorunlar da
olan, nemli bir blgesi hakknda bilgi edinmemi sala
d. Bilgilerimin ve dncelerimin bana ilham ettiklerini
okuyucuya sunuyorum. Bunun hakknda hkm o vere
cek ve bunu, tasarlad gibi, yerine koyacaktr. Btn
kaplar aan bir anahtar yoktur.
Bir nsz neye yarayabilir? Bir kitab toptan tant
maya, yazarn konuya yanama tarz hakknda, yanl
anlamalardan mmkn olduu kadar kanacak ekil
de aklamalarda bulunmaya. Bugn bir yazar (hatta
bir insan) yapmay hibir zaman dnmedii eyi yap
mad diye knamak ok yaygn bir hale gelmitir.
Bu kitap ne slm dnyasnn ekonomik tarihi el-kitabdr ne de byle bir el-kitabnda olmas gereken ba
sitletirilmi bir aklamadr. Aslnda, byle bir el-kitabrun ve aklamann (1) olmayn ho karlamyorum.
Belirli ve bana temel grnen konularda halen tarih bi
liminin elinde mevcut verileri gerekten zetledim. Ama
konunun .tamamn incelemeyi aklmdan geirmedim.
Baka bir deyile, burada olgularn, ok eitli grn
leri iinde, (tam ya da eksik.) bir tasvirini yapmak sz ko
nusu deildir. Verdiim referanslar, gerektii zaman, bu
ayrntlar hakknda bilgi edinmeyi arzu edenlerin, bun
, lann inceledii eserlere ve makalelere bavurmalarn
salayacaktr.
Nazari bir eser yazmak istedim. Bunun anlam ne
dir? Bilimsel aratrmann ortaya koyduu olgulardan
hareket ettim ve dilbilimi alanndaki bilgilerimle;"a'rVi-

SLMYET VE KAPTALZM

yatlk, tarih ve toplumbilim tekniklerinden gelen olduk


a byk bir ili-dllktan yararlanarak bunlar hakkn
da mmkn olduu kadar bilgi edinmeye altm. Ama
bunlardan, zellikle genel sorunlar ve daha ok da bana
son derece nemli grnen baz genel sorunlar plannda
sonular karmaya altm. Mal retimi ve datmna
dayanan sistemlerin genel snflandrlmas iinde (tari
hin farkl safhalarnda) slm dnyas nereye konulabi
lir? Bu soruya verilebilecek cevaplar, gzlemlenen olay
lar, bu sistemler iinde ve bir sistemden dier bir siste
me doru muhtemel bir evrim ve bu evrimin ya da ev
rimlerin faktrleri hakknda; bir toplumun ekonomik
faktrleriyle btn kltrnn dier grnleri arasn
daki ilikiler hakknda; zellikle ideolojik grnler ve
daha da zellikle din hakknda bizi aydnlatabilir mi?
stenirse, bu byk sorunlar tarih felsefesi ya da sos
yoloji alannda yer alabilir. Bu sralandrma sorunu ba
na pek ilgin grnmyor. Sorunlar ortadadr. nemli
olan da budur.
Bu sorunlarn, zellikle genel olduklar iin, aktel
bir yan vardr. Uzmanlar korkutmak pahasna da olsa
aka syleyelim: bunlarn siyasi bir yan vardr. Ama
bu, bu sorunlarn zm siyasi bir ynelime ya da ey
leme baldr, bunlar ortaya atan, zarur olarak, byle
bir ynelime kulluk edecektir anlamna gelmez. Bilim
sel faaliyetin (o zamanlar felsefe deniyordu) uzun za
man teolojinin klesi olmas byk bir talihsizliktir.
imdi teolojinin yerini alm olan siyas ideolojinin kulu
olmas da daha az bir talihsizlik deildir. Bu alandaki
(benim de katldm) denemeler, bilimi, hatta siyaseti
kt duruma drmtr. Bu konuda srar etmek fay
daszdr. Olgular yeterince aktr.

10

s l m iy e t

v e k a p it a l iz m

Ne var ki, bu sorunlar hakknda aratrclarn eri


ebilecekleri sonular hesaba katmak uzak grl bir
politikann yararnadr. Bu aratrclarn faaliyetinin
mmkn olduu kadar bamsz kalmas da byle bir
politikann yararnadr. Ayrca, her siyasi-sosyal ideoloji
nin de salam temellere dayanmas kendi karmadr. Si
yasi yneticilerle militanlarn ve olgularla fikirler dehli
zinde kendilerine bir yol arayan vatandalarn tutumlar,
dnceleri, ynelimleri ou zaman son derece yanl
kavramlara dayanr. Genellikle, bundan kamlamaz. Ama
genellikle de bu, bilenlerin ve bilgilerini daha iyi iletebileceklerin yokluundan ileri gelmektedir. (Kendi alanla
rndaki konular hakknda) halk arasnda yaygn efsane
ler (mitler) karsnda glmseyen ya da yz buruturan
uzmanlar, bu efsanelerin rabet grmesinden her zaman
sorumsuz olmadklarnn bilincine varmaldrlar.
ok iyi biliyorum ki insan ou zaman duygusal kay
naklar ar basan ve her trl muhakemeden, her trl
tecrbe ve bilgiden uzak fikirlerle uramak zorundadr.
Ama bu, ancak ksmen dorudur ve bir ideolojik kspe
iine saduyu ve bilgi kartrmak yaplmaya deer bir
itir ve bunu yapmak mmknken tam bir umutsuzlua
kaplp teebbs etmekten vazgemeye gelmez.
Gene ok iyi biliyorum ki eiticinin eitilmeye byk
bir ihtiyac vardr ve kendisi ne kadar yle sansa da,
tmdengelimlerini yneten temel-dncelerden hibir
zaman kurtulamayacaktr. Ama burada da bu temel-dncelerin etkisi, ideologlarn sand kadar tam deildir.
Objektif olmak bir dereceye kadar mmkndr. Tam bir
objektiflik eriilmez bir idealdir bahanesiyle, dncesi
zerindeki btn bir ideolojik kontrole sesini karma
dan boyun emek balanr ey deildir. Bu, slanmak

SLMYET V E KAPTALZM

11

tan kanmak iin kendini bile bile nehre atmak demek


tir.
O halde bu kitap nazaridir. Bu yzden de tartma
lara yol aacaktr. Vardm sonular, son derece yay
gn olan tezlerle gerekten atmaktadr. Kavramlar ko
nusundaki uzlamazln, beni insanlara kar krc ol
maktan kurtarmas iin elimden geleni yaptm. Belki de
bunu her zaman baaramadm. Savan, hatta fikir sa
vann bile kanunlar vardr ve insan daima biraz daha
atlgan yapar. Kmsediini belli etmeden tartmak
gtr. Bununla beraber, insanlarn fikirleri ve eylemleri
zerine ken determinizme (gerekircilie), karmdaki
leri kmseyemiyecek kadar, inanyorum, En iyisi mua
rzlarm ve okurlarm uyarmaktr.
zellikle, mslmanlar arasnda ok yaygn olan mit
lere (efsanelere) yklendim. slm dnyasnda birokla
rnn beni, bundan dolay, rk ve smrgeci art-niyetlerle sulayacaklar phesizdir. Siyasi tutumlarnn bu su
lamalar yeterince cevaplandracan sanyorum. Hog
rrln arkasnda, edinilen fikirlere kar bir kmse
me ve hesapllk gizlidir. Pek Avrupal olan mitlere de
ayn ekilde yklendim.
Temel olgularn kesin bir bilgisini ve bir genelleme
yeteneini birletirmeyi istemek (benim de istediim budur) okurlarn her zaman bilincine varmadklar temel
bir glk yaratr. Kendimi bundan yeterince syrabil
dim mi bilmiyorum. Bu trden kitaplar, uzmanlarn o
u zaman almaz dedikleri zlmesi g ikilemler iin
de rpnrlar. Bu uzmanlar sadece, kendi alanlarndaki
sorunlar hakknda nceden yeterince bilgisi olan snrl
bir okur kitlesi iin yazmaya umutsuzca ya da seve seve
raz oluyorlar. Onlarn, bu kadar yaygn hale gelmesini

12

SLMYET VE KAPTALZM

hakl olarak knadklar tarzlardan saknmaya altm:


nazariyenin kucaklamak istedii alann pek kk bir ks
myla ilgili snrl verilerden hareket eden ihtiyatsz bir
nazariyecilik, gerek olgular gznnde tutmakszm (ge
erli olup olmadklarna bakmadan) olgular genel gr
lerden hareket eden zel yarglara dayanan cretli bir
tmdengelim, ayn uzmanlarn knamakta hakl oldukla
r ve ou zaman da melez deneme trnde yeerdiini
grdkleri felsefi-edebi bir yn gevezelik... gibi. Bylesine yaygnlam bu tip genel konumalarn varl, bu
uzmanlarn zannettikleri ya da sk sk zanneder grn
dkleri gibi, genelletirme abasnn gereksizliini, za
manszln ve z bakmndan eriilmez amalar pein
de bouna bir vakit kayb olduunu, gstermez. Kamu
oyunun, dier alanlardaki uzmanlarn, hatta sosyal eyle
mi uygulayanlarn, geici de olsa (geici olmamalar im
knszdr), sentezlere ihtiyalar vardr. Eer bilenler
bunlar vermiyorlarsa, onlar baka kaynaklara ynele
cekler ve bunun sonularndan holanmyacaklardr. Za
ten holanmaz hale de geldiler. Bizzat bilimdeki ilerle
menin de, yrrlkteki almalarn iyi dnlm bi
lanolarnn yaplmas teebbslerine ihtiyac vardr.
Genelletirme heveslileri de ikyetlerinde ou za
man hakldrlar. Bu tehlikeli teebbslere atlanlarn,
genel fikirlerin evrimi, modern dncenin sorunlara ya
nama tarz, bavurulmas uygun olan ve zm bekle
yen byk sorunlar hakknda, bir parack da olsa, bilgi
vermelerini istemek haklardr. Temel glk, bunlar hak
knda, zel aratrmalarla temas kesmeden, bilgi sahibi
olmaktr. Bu, pratik bir glktr. Bundan kanmak,
belki de yeteneklerimi ve alma gcm zorlayarak ka
zanmay denediim bir iddiadan vazgemektir. Btn sy

SLMYET V E KAPTALZM

13

leyebileceim udur: kendimi bu ie drst ve dolamba


sz bir ekilde verdim.
Nihayet, konuyla ilgili okurlar, yerli yersiz bir bil
gilik talanmasndan holanmamakta hakldrlar. Ben
de aklamalarmda sadece ispatlamalarm iin gerekli
olgular ele aldm. Notlar (bunlara bavurulmayabilir),
ileri srdm eylerle karlaacak olanlara bunlarm
doruluunu aratrmak, tartma imknn salamak ve
gelitiremediim her hangi bir husus hakknda bilgi edin
meyi arzu edenlere yol gstermek iindir. Bu notlar, bazan aklamay arlatrabilen tali ksa tartmalar da
iine almaktadr.

Burada aklamam gerektiini sandm byk bir


mesele var. Bu deneme marksist ynelimdedir ve byle
olmak istemektedir. Biroklarnn zannedecekleri gibi bu,
aratrmamn, doruluu su gtren ve asl pheli dog
malara dayand anlamna gelmez. Bunun anlam sadece
udur: bilimsel kefin henz balangcnda olduu ve im
diye kadar somut bilgilerimizle dorulandna inand
m ve btn bir inceleme alanna yn veren ok genel
tarihi-sosyal varsaymlarn nda incelememin ortaya
koyduu sorunlar zerinde dnmeyi denedim. Bunlar
dorulamak iin, olgulara ya da bilimsel aratrmalarda
allagelen tipte bir muhakemeye dayanmayan hibir ka
nt ileri srmedim ve bunlar, deersizlikleri olgular ya
da bilimsel muhakemeyle ortaya konduu takdirde terketmeye hazrm. stelik, bu trl byk varsaymlar ol
madan genelletirme yolunda ok uzaa gidilebileceini
kabul etmiyorum. Bunlardan vazgemeyi iddia edenler
anlalmaz bir olgular birikimine varrlar ya da, ok in

*4

SLMYET V E KAPTALZM

ce kategori sistemlerini kurmak iin, bence hi de sa


lam olmayan, farkl varsaymlar farkna varmadan kul
lanrlar.
Bununla beraber, bu biraz daha gelime ister. Ger
ekte antimarksistler (bazan hakl olarak) knadklar
ama bulamyacaklar tutumlar bu kitapta ortaya kara
caklarna iyice inanacaklardr. te yandan, nc Dnya'da, Avrupal solcular arasnda bu kadar bol olan marksistler, marksist geinenler, yar-marksistler ve szdemarksistler, marksizm kavramnn kendisinden ayrlamaz
zannetmeye altklar konumlara burada rastlamaynca
hayal krklna urayacaklardr.
Yirmi, yz, bin trl marksizm vardr. Marx, ok
ey sylemitir ve ncilde olduu gibi, onun eserlerinde
de her hangi bir fikri dorulayan eyleri bulmak ok
kolaydr. The devil himself can ite Scripture for his
purpose. (ine yaradnda eytann kendisi bile kut
sal kitaba bavurabilir). Bir yce yazarn beni sulad
gibi, marksist ynelimi anlay tarzmn daha stn ol
duunu zorla kabul ettirmek iddiasnda deilim ve gene
yce bir yazarn bana serzenite bulunduu gibi hi kim
seyi aforoz edecek yetkim (gcm) yok. Afaroz edilen
benim. Benim olan bu ynelimi tanmlamak hakkndan
baka bir ey istemiyorum. Hatta, Marx bile bunu tamamiyle kabul etmezdi diyorum.
\
Benim marksizmim resm (kurumsal) marksizm de
ildir. phesiz bu resmi marksizm (Sartre'in formlne
gre) sadece bir ynde durmutur. Komnist memle
ketlerde, hatta teki lkelerde, mesel Fransada onun
nda (ya da glgesinde) nemli almalar yaplm
tr. Bunlardan bazlarn kullandm grlecektir. Ama

SLMYET V E KAPTALZM

15

oir yasaklar yn, byk sorunlara (hatta bazen baz


kk problemlere) serbeste deinmeyi engelliyor. Bu
sorunlar iin kabul edilen tek cevap, dogmann cevab
dr. Ya da bu konuda ekil ve z bakmndan ylesine
ihtiyatl olmak gerekiyor ki bu da dncenin serpilip ge
limesini adamakll kstekliyor. Komnist memleketler
de byk dnrlerin ou, bir Devlet ideolojisinin h
km srd lkelerde gelenek haline gelmi olan ifte
dne bavurarak bu engellerden kurtuluyorlar. z
m her zaman pheli olan ve ne denirse densin, fikirle
rin serbeste tartlmas zerinde olduka ykc sonu
lar douran bu hal aresine boyun emek zaruretini Fran
sada grmedim. Eserimin her hangi bir organda lmesi ya da sadece zikredilmesi, benim gzmde bu kapi
tlasyon kadar deerli deildir.
Bir davaya ba koymann, bir evreye balln, bir
genlik taahhdne sadakatin, dncelerini anlatmak
hrriyetinden nce geldiini kabul eden eski arkadalar
m anlyorum, ou zaman onlara sayg duyuyor bazen
de hayran oluyorum ama onlar, bu anlatm hrriyetine
konan kstlamalarn onun gelimesini engellediini gr
myorlar. En sonunda vardm yarg u: benim ahsi
durumumda, yaplacak fedakrla deer bir ey yoktu
ortada.
Bu kitap, kurumsal (resm) marksizmi kaplayan ve
aan bir kategori olan ve pragmatist marksizm diyeceim
eye de balanmaz. Pragmatist marksizm deyince, kendi
lerince byk nemi olan eitli sosyal eylemlere daya
nan ama genellikle nazari ve fikri faaliyeti bunlara tabi
klan bir k marsist ideoloji tipini kastediyorum. Ama,
bu eylemlerden bazlarnn faydasn da inkr etmiyorum.
Geri bu ideolojileri temsil eden gruplarn azl (nceki

16

SLMYET V E KAPTALZM

kategorinin iinde snflandrlm olan komnist rgt


lerin dnda), kurumsal marksizmin hoa gitmeyen bir
ok niteliinden, zellikle, dogmatizmin arlndan, fi
kir alannda yasalar koyan kadrolarn brokratlndan
(memurculuundan), samimi dnrleri irendiren ve
bulunduu her yerde kuvvete sayg duyanlar iin ekici
olan bir kuvvet politikasnn yaylmasndan onlar korur
ama gene de bu ideolojiler bu gelimenin ocuksu, belki
de dltsel (foetal) bir eklini ilerinde tarlar. Onlar,
bu karakteristikleri oaltmaktan kamamazlar. Bazan
onlarn abasna sayg duyuyorum ve ben de bir militan
l, kkl bir etkincilii (activisme) uygulayarak, snrl
konularda onlara yararl olmaktan umudumu kesmiyo
rum. Ama ne kanlmaz bir ekilde bu ynelimi douran
topyalara katlmak, ne de aratrmam bu gruplarn he
deflerine kul etmek istiyorum.
Hakikatla pratik arasndaki ba, marksistlerin bug
ne kadar siyasi politiin yararna pek hafiften cevaplan
drdklar ciddi ve karmak bir meseledir. Bu meseleyi
iki cmleyle zmek iddiasnda deilim. Hakikatin
aratrlmasnn, hem de en iyi dnrlerde ou zaman
dorudan doruya siyas eyleme doru uzanan bir kolla
engellenmi olduunu gzlemlediimi sanyorum. En k
tleri iin ne denir ki? Kendilerininkine paralel bir faa
liyetin tek endiesinin sadece hakikati bulmak oluundan
uzun vadede kazanl kacaklar gene siyasilerdir. Olay- _
lan salt faydac ve tartmac bir ynden ele almak ha
yallerden baka bir ey dourmuyor ve sonunda hayal
ler kaybolup gidiyor.
Nihayet, bana ilham veren marksizm, zellikle, Fran
sada moda olan felsefi marksizm deildir. Beni iyi din
leyin. Aslnda pozitivist deilim. Felsefi dncenin fay-

SLAMYET VE KAPTALZM

17

dsna, zaruretine, temel ve kanlmaz karakterine ina


nyorum. Ne kadar objektif olmak isterse istesin, her
aratrmada sakl bulunan felsefi temel-dnceler kar
snda gz kapal deilim. zellikle, Marxm bilimsel
teebbsn, balangta felsef tutumunun ynettii gn
gibi aktr. Bununla beraber, bu felsefi temel-dnceleri geici olarak parantez iine alarak ve belli bir kl
tr iinde felsef ynelimleri ne kadar farkl olursa ol
sun, btn aratrclarn (hi deilse prensip bakmn
dan) rzasn alarak bilgi alannn ok nemli bir ksm
kefedilebilir ve kefedilmelidir de. Sartre gibi bir filo
zof da positivist ynelimin bilim alanna uygulanmasn
kabul ediyor.
O
halde, baz marksistler ne derse desin, insan bi
limlerine, sosyal bilimlere ya da en geni anlamyla top
lumbilime zg bir Problematik vardr. Marx, toplumbi
limde baz kanunlar ortaya att, baz keifler yapt, ken
di felsefi yneliminden (gerekten) ayr olan ve ok e
itli felsefi ufuklardan gelen dnrlerin zerinde an
laabildikleri baz varsaymlar ileri srd. Burada bu
alan iinde bulunuyorum. Bu aratrmalar blgesine,
onun kendine zg kavramlar, metodlar, zm bekle
yen sorunlar hakknda bilgi edinmeyi kmseyerek m
dahale etmek (ou zaman yapt gibi), marksist de ol
sa bir filozofa hayr getirmez (tecrbenin beni hakl
karacan sanyorum).
Dorulanm da olsa, dorudan doruya genel felse
fi bir tezden, asl tarihi-sosyal kanunlarn araclna ba
vurmadan, aratrclarn biriktirdii ampirik veriler ya
da ksm genelletirmeler hakknda bilgi edinmeden, bu
aratrclarn gelitirdikleri metodlar kullanmadan, sos
yalizmin ya da tarihin zel sorunlaryla ilgili sonular
F. 2

18

SLMYET VE KAPTALZM

karmak geici olarak parlak ve anlaml sezgilere imkn


verebilir. Ama ou zaman da bu, baya, kararsz hatta
gln keiflere yol aar. Polonyada bana anlatlan lcarikatrlk bir fkray, PolonyalI bir aydna Sosyalist l
kedesiniz. Hla yabanclamay hissediyor musunuz? di
ye merakla soran byk bir batl filozofla ilgili fkray
dnyorum.
Marxa hayranln nedenleri iinde ilk bata sayaca
m udur: Balangta filozof olmasna ramen, sosyal
gelime hakknda ok salam tezler ileri srmeden n
ce, ekonomi politii, sosyal tarihi ve bugn toplumbilim
ya da beer bilimler dediimiz eyi renmek iin ken
dini incelemelere vermesi gerektiini anlad. Ve bunu
yapt.
Marksizmin birliine inanmyorum. Marksist fikirler
de, zelikle felsefi bit ynelim, sosyolojik tezler, ideolo
jik bir ilham farkediyorum. Tabiatiyle, Marx'm dnce
sinde ve hatta eyann tabiatnda bunlar arasnda bir ba
vardr. Ama metodoloji bakmndan ayrlabilirler. topyac olmayan kkl bir etkincilik (activisme) grme
dier yandan getirecei glkleri kabul etmekle bera
ber, burada sadece felsef ynelimi hesaba katmayacam.
Gerekte bu, Marxm tersine, ille de gerein bir icab
olmayan bir ideali gznnde tutma eilimidir.
Burada zellikle (ya da hemen hemen) Marxm or
taya koyduu sosyolojik yahut tarihi-sosyal byk tezle
re dayanyorum; bunlar bana salamca konulmu, bilim
sel planda herkes taarfmdan kabul edilebilir grnmek
tedir. Bunlar toptan kabullenmenin douraca ve bu
gn de dourduu engeller inkr edilemez. Cisimlerin
dmesiyle ilgili kanunu kabul etmenin karsna da ideo

SLMYET VE KAPTALZM

19

lojik engeller kmt. Bilimsel temellerinin salamln


anlamak iin bu tezlerin marksist ideolojiye ve felsefeye
tamamen kar olan evrelerce bugn nasl kabul edildi
ini gzlemlemek yeter. Bunlarla sadece ideologlarn de
il, bilginlerin de mcadele ettii dorudur (kitabmda
bu gzlemin saysz rnekleri vardr). Bunun beraber,
hi deilse bilginler, hatta bunlara nazari planda itiraz
edenler, bazan kaynan unuttuklar marksist tezlerde
kuvvetli bir dozun bulunduunu kabullenmek zorunda
kalmlardr. Nazariyeye dalmayan normal bilginler, ba
langta marksizmin ortaya att ve son derece itiraza
uram genel fikirler temeli zerinde normal bir ekil
de alyorlar. Bu fikirler bilimin ortak mal olmutur.
Marx ve marksist gelenek tarafndan nem verilen
hatta marksistler tarafndan, gklere karld halde,
pratikte en iki yzl bir ekilde ayaklar altna alman
deerlerin tmne marksist ideoloji diyorum. Gerekte
bunlar, zellikle marksist deerler deildir; 18. yzyl
da liberal-insancl ideoloji (Mannheimin terminolojisi
ne gre) tarafndan ortaya konmu niversalist deer
lerdir, kkleri uzun bir ahlki, felsef, ksmen de din ge
lenee dayanr. Bu gelenee bile bile bal kalyorum.
Bilimsel olmak isteyen bir kitapta bunu gznnde tut
mak gerekli midir? Evet, kitap, marksizmin tebcil etti
i bu deerlere saldrmak niyeti gden kart ideolojile
rin etkisinde kalarak bilimsel verilere itiraz eden gr
lerle mcadele ettii lde. Mesela zellikle milliyeti
ya da toplumcu (din topluluklar) deerlere mutlak s
tnlk tanyan ideoloji sz konusudur.
Bunun iindir ki, tarih-sosyal incelemeler alannda
marksist olduunu sylemenin bir anlam vardr. Mark
sist tezlerin btn geerli unsurlarnn genellikle bilim
de bulunduunu dnen iyi sosyologlarla tarihiler bunu

20

SLMYET V E KAPTALZM

kabul etmiyorlar. Daha nce de sylendii gibi bu geni


lde dorudur. Sorumsuz felsef-edeb gevezeliin ge
limesine en uygun olan beer bilimlerin birok kesimin
de, iyi hazrlanmam aratrclarn kt (yavan) bir
felsefeye rahata dayandklar ya da Engels'in ok iyi be
lirttii gibi, felsefe yapmak istemediklerinden, felsefenin
ktsn kendiliinden verdikleri genelletirmeler kesi
minde ve nihayet birbirleriyle mcadele halindeki ideolo
jilerle dorudan doruya ilgisi olan kesimlerde bilime ay
kr, bylece de marksizme aykr bir ynelim boy ver
mektedir. Bu ynelim kendini hissettirdii srece (kor
karm uzun bir srece) bu alanda marksistliini iln et
menin bir anlam olacaktr.
Bu kitapta ortaya atlan sorunlar kendileriyle tar
ttm birok dost bana yardmc oldu. Hepsine bir
den teekkr borluyum. Adlarn sayamayacam kadar
ok dost var. Aralarndan bir seme yapmama imkn
yok. Kendilerine olan minnettarlm ok iyi biliyorlar.
Bu kitabn meydana gelmesinde tevikleriyle bana yar
dmc olanlara, zellikle kanma ve ilk olarak bu konu
da (bir tartmaya katlmak iin) sonradan kitap ha
line gelen yirmi satrlk bir makale yazmam telkin eden
Jean Lacouturee de minnettarm. Bu kitabn zn
Mart 1965'de Cezayir Edebiyat Fakltesinde verdiim bir
derste aklamtm. Ders sonunda yaplan tartmalar
benim iin ok faydal oldu.
Hedefi bylesine geni olan bu almann yetersizsizliklerinin herkesten daha ok farkndaym. Ukala
deneme yazarlarnda bilgisizlikten ileri gelen bu d
nce rahatl bende olmadndan bilgimin boluklar
n ok iyi biliyorum. Sylemesi gerekli eyler olduu ve
bunlar ilgili okurlara, hem herkesin anlayabilecei bir

SLMYET V E KAPTALZM

21

dille hem de olduka gvenilir ve geni bir belgelendir


meye dayanarak syleyecek kimse grmediim iin bu
ie kalktm. Finli halk ozannn trksnde dile getir
dii gibi daha nl arkclara, arklar tkenmiyenlere, serpilip gelien genlie, yetien kuaklara yeni bir
yol izebilmek tek dileimdir.

BLM I
SORUNUN KONUMU

imdi herkes iyice bilmektedir ki az gelimi lkeler


sorunu yani sanayi toplumlarnm mutlu ve kam tok
dnyasyla, insanln geri kalan ksmnn iinde rpn
d alar dnyas arasnda durmadan artan eliki so
runu zamanmzn bata gelen iki ya da byk soru
nundan biridir. Bunu incelemek, dier bir sra temel so
ruyu ortaya atmaktr. Btn bu nc Dnya, bu mut
lu ve karn tok sanayi dnyasnn yannda, hi deilse
baz bakmlardan, mmkn olduu kadar abuk yer al
mak arzusuyla yanp tutumaktadr. Aslnda bunun ih
tiva ettii nedir? Bu arzu edilen mutlulua erime yo
lunda nereye kadar gitmek gerekmektedir? Bu i, sz
konusu halklarn zelliini, ferdiyetini, kimliini meyda
na getiren ve zerinde titrenilen deerleri feda etmeye
kadar varmal mdr? Ya imdi aka grlen bu geri
lemeye aslnda bu deerler ya da bunlardan bazlar sebeb olduysa?
Bu sorua, herkes iin gerekten hayati olan eyin ya
ratt bu tutku ve bu atelilikle her yerde, zellikle de
slm dnyasnn temsil ettii az gelimi lkelerin
nemli bir ksmnda yani slm dininin yzyllarca ege
men olduu dnyada tartlmaktadr. Ve her alanda bu
dnyann birlii gerekten sz konusudur. O halde, bu
lkelerin her yerinde tartma u temel kavramlar ev
resinde toplanmaktadr' ktisad gelime, sosyalizm, ka

26

SLMYET V E KAPTALZM

pitalizm, millet, slmiyet. Bu farkl kavramlar birbirle


rine nasl balanmaldr? En dolaysz, en pratik, en gn
lk politika, aklamalar ve hal arelerini gerektirmek
tedir. Yneticiler harekete geiyorlar, ideologlarla politi
kaclar, soruya verilen zmn ya da ak, dnlm ya
da tutkulu, nazari ya da pratik cevaplara bal olarak
programlar ileri sryorlar.
Aslnda imdiki zaman aan ve daha nazar daha
temel tartmalara yol aan meseleler hemen biraraya ge
tiriliyor. Ekonomik faaliyet, siyas faaliyet, din ideoloji
yahut din olmayan ideoloji ve kltr gelenei arasnda
ki balar, ilikiler nelerdir? Bu noktada nazariyeler a
tyor, filozoflar, sosyologlar ortaya atlyorlar, phe
siz ksmen inceledikleri (ya da incelenmesi caiz) olgu
lardan ama ayn zamanda evrelerinden edindikleri tut
kulardan, karlardan, zlemlerden; kendilerinden nce
kilerin braktklar hatta bazan ou zaman dnlme
yen dnce ekillerinden; sadece her hangi bir salonda,
bir ak oturumda ya da bir toplant salonunda kendi
ni gstermek arzusundan doan tezlerini ileri sryorlar.
Ne var ki sosyal olaylarn anlalmas konusunda daima
atan ayn genel ynelimler bu tezlerde bulunabiliyor.
Bu kitap bu meselelerin aydnlatlmasna bir katk
dr ve hem aktel olaylara hem de nemli temel sorun
lara ynelmitir. Bunlara zel bir adan yanatm. Ama
kitab yazarken gene de btn bunlarn ortaya konmu
olduunu farkettim.
Kapitalizm ve slmiyet. Mesele hem mslmanlar
la arkiyatlar, hem de Avrupal iktisatlarla tarihiler
tarafndan tartld. Bu tartma bouna deil. Dindarl
n ya da milliyetiliin yahut her ikisinin etkisinde ka

SLMYET V E KAPTALZM

27

lan mslmanlar, modern ve ilerici (1) ekonomik metodlarm kabul edilmesine din geleneklerinin hibir ekilde
kar olmadn ya da sz konusu gelenein ekonomik
ve sosyal adaletten (2) yana olduunu gstermeye can
atyorlar. slm dnyasna ilgi duyan baz Avrupal bil
ginler bu tezlerden birini ya da dierini tutuyorlar (3).
slmiyete dman olan dierleri ise (hibir bilgisi ol
mayan halklar da bunlara katlmaktadr) slmn, hertrl ilerici ekonomik teebbs mritlerine yasaklamak
la onlar durgunlua (4) sevkettiini hatta aslnda ykc
olan komnizmle eytanca bir ittifak kurmaya hazrlad
n (bu da yeni sylenti) gstermek istiyorlar (5). Bu
radan, bu halklarn, genellikle medeniyetin ilerlemesi ya
rarna iddetle ezilmeleri gerektii sonucu karlabilir.
Ne kadar eliik olursa olsun, btn bu tezler, ayn zm
n temel gre dayanmaktadrlar. Buna iyice dikkat ede
lim. Bu tezlere gre, bir devrin, bir dinin insanlar yani
toplumlar, kendilerinin dnda meydana gelmi nceki
bir doktrine tamamen boyun eerler, bu doktrinin ku
rallar peinden giderler, onu kendi hayat artlarna ve
bu artlarn ilham ettii dnce tarzlarna uygulamak
szn ve kkl hibir deiiklie uramakszm bu retiy
le dolup taarlar. Bu tezlerden yana olanlarn genellikle
bilincine bile varmadklar bu temel gr, tartmann
problematiini bence, berbat etmektedir. Ama ben, bu te
mel itiraz gznnde tutmakszm onlarn fikirlerini in
celeyeceim nk bu temel itiraz herkese kabul edil
meyecektir.
Sorunu tarafsz bir ekilde ve ideolojik doktrinler
le soyal gereklikler arasndaki ilikiler hakknda daha
salam bir sosyolojik gre uygun olarak da ortaya ko
yan sadece birka ciddi yazar (6) vardr. Aslnda kapita
lizm, niin (zellikle) slm lkelerinde deil de modern

28

SLMYET V E KAPTALZM

devirde Avrupada hkim olmutur? Ayn zamanda ni


in Avrupa kapitalizmi slm dnyasn bu kadar kolay
ca istila etmitir? slmiyet (ya da en azndan slm l
kelerinin kltr gelenei) kapitalizme, sosyalizme, feo
dal tipte geri bir ekonomiye kolaylk salad m ya da
salamakta mdr? Yoksa bu lkeler bambaka bir yola,
kendilerine zg yeni bir ekonomik sisteme doru mu
gitmektedirler?
KAPTALZM NEDR?
Bu sorunu inceleyenlerin ounun (saylar bir hay
li kabarktr), kullandklar kavram, kapitalizm kavra
mn, bir an nce tanmlamak istemeleri garip grne
bilir. Aslnda bu, ancak, bilim ve bilginler hakknda saf
dil bir gr olanlara garip gelebilir. ada bilgisizli
in en yaygn usullerinden biri, kullanlan kavramlara bi
le bile bir belirsizlik vererek bunlar zerinde oynamak
tr. Bu eilime kar, 18. yzyln titizliini, dorusu bu
ada lyk her trl bilimsel almadaki titizlii benim
sememiz gerekir: kullanlan kelimeleri daima tanmla
mak ve bunlar ancak tanmlandklar gibi kullanmak.
Kapitalizm teriminin iki farkl anlamda kullanld
n iyice anlamak gerekir. zellikle, kapitalizm terimi, iki
farkl semantik alanda gruplandnlabilen byk bir an
lam eitlilii iinde kullanlmtr. Mesel klsik antiki
tede kapitalizm var myd yok muydu diye yaplan tar
tmalarn byk bir ksm bu anlamlar grubu arasnda
bir karklk yaratabilir.
Bir yaddan, kapitalizm terimi, tek tek ekonomik ku

SLMYET VE KAPTALZM

29

rumlan ya da bunlardan bazlarnn karmn yahut bu


kurumlar iindeki uygulamalarda grlebilen ya da bu
uygulamalardan esinlenen bir ruh halini belirtmek iin
kullanld. Btn bu durumlarda, kavram bu anlamda
kullanan yazarlar ister istemez, btn bir topluma uy
guladn gznnde tutmuyorlard. Kapitalist kurumlar
ya da kapitalist bir zihniyet, toplum iindeki baka tip
te kurumlarla ya da zihniyetle birarada bulunabilir. Bun
lar toplumda aznlkta olabilirler. Bu kurumlar ve ks
men de olsa, bu kapitalist zihniyet belirtileri arasnda
retim aralarnn zel mlkiyeti, serbest teebbs, eko
nomik faaliyetin can damar olan kr peinde koma,
pazar iin retim, para ekonomisi, rekabet mekanizmas,
bir iletmenin ynetiminde rasyonellik saylmtr.
te yandan, kapitalist kelimesiyle, kapitalist nitelik
teki kurumlarn ya da kapitalist zihniyetin hkim oldu
u btn bir toplum belirtilmektedir. Bylece, deiik
bir tarihten itibaren, zellikle Bat Avrupa toplumu
(Amerikadaki uzantlaryla birlikte) nitelendirilmitir
(19. yzyln balangc ya da 16. yzyl); bazen de dier
toplumlar nitelendirilmitir (belli bir tarihteki Roma m
paratorluu gibi).
Sz konusu kavram, bu kadar farkl tanmlara konu
olurken, burada ele alnan trden bir sorunu tartmak
gerekten gtr. Buna karlk, birok dogmatik marksistin yapt gibi, zel bir tanm kabul etmek ve bu ta
nma dayanarak sorunu zmek pek kolaydr. Mesel, her
hangi bir toplumun bu anlamda kapitalist olmad ispat
edilebilir. Ama bu, kapitalizmin dier bir tanmn kabul
edenleri hibir ekilde ikna etmeyecektir. te yandan,
iyice anlamak gerekir ki (sz konusu dogmatik marksistlerin yapmad budur) hibir tanm kendiliinden, di

30

SLMYET V E KAPTALZM

er bir tanmdan daha bilimsel deildir. Her bilimsel


tartmada, herkes mantka tutarl olmak ve tartma
boyunca bundan vazgememek artyla, bir tanm seebi
lir. Tanmlar arasndaki seme, daha ok bu tanmlarn
kantlamada ve aratrmada salayabilecei reticilie
ya da elverililie baldr. Bu yzden, olaylarn derin
tahlilinde faydal olan kavramlar snrlandran tanmlar
tercih edilmelidir.
Bir seme yapmak gerekti. Ben de Marksist ekono
mik ve sosyolojik dnce erevesi iinde yer alan ta
nmlar setim. Ama gene de ayrdetmek gerekiyor. Marx
ve marksistler, kapitalizm ve kapitalist terimlerini
marksist olmayan birok yazardan ok daha tutarl bir
ekilde kullanmtr. Bununla beraber, onlar bu terimleri
bazan zel ekonomik kurumlara, bazen de bu kurumlarn son derece gelitii modern Avrupa toplumuna uygu
lamlardr. Marksist yazlarda bu terimlerin farkl an
lamlar (her ne kadar aralarnda bir ba varsa da)
ayrdedilebilir. Kullandklar kavramlar arasndaki aynm
zmnydi ama bu tr bir tartmada bunlar iyice snr
landrmak olduka nemlidir (9). Bu kavramlar ayrdetmek iin, bugne kadar bu alanda (10) en ileri gitmi
olan PolonyalI sosyolog Julian Hochfeldin terminoloji
sini kabul ettim. Ayrdedeceim kavramlar unlardr:
Bir yandan, kapitalizm, kelimenin en dar anlamyla
bir retim tarzdr yani (kelimenin en geni anlamy
la) bir iletmede retimin tamamlanabilmesinde esas
olan bir ekonomik modeldir. retim aralar sahibi, bu
retim aralarn kullanarak meta retmeleri iin hr i
ilere bir cret der ve bu metalan kendi karma satar.
Bu bir sanayici kapitalisttir. (11).
kincisi, kapitalist retim tarznn yrrlkte oldu

s l m iy e t

v e k a p it a l iz m

31

u iletmelerin tmn belirtmek iin, belli bir toplu


mun ekonomik sisteminde kapitalist sektrden sz edi
lebilir. rnein, Sovyet Rusyada N.E.P. devrinde olduu
gibi. (12)
Nihayet, kapitalist bir sosyo-ekonomik kurulu
vardr. Kapitalizmden sz edildiinde ou zaman d
nlen de budur. Biz bunun iinde yayoruz. Bu kuru
lu, kapitalist sektrn hakim olduu zel bir ekonomik
sistem ile buna uygun den ideolojik ve kurumsal bir
styap tarafndan karakterlendirilmitir.
Ama bu tanmlar incelenecek alandaki nemli bir
meseleyi cevapsz brakmaktadr. Marx, Kapitalin III.
cildinde ticaretin ve hatta ticari sermayenin kapitalist
retim tarzndan (bizim kabul ettiimiz terminolojiye
gre, kapitalist sosyo-ekonomik kurulutan) daha eski ol
duklarn ve gerekte, tarihi gr asndan, sermaye
nin en eski bamsz varolu tarzn temsil ettiklerini
aklar (die historisch alteste freie Existenzweise des
Kapitals) (13). nceki btn retim tarzlarnda (yani
kapitalist kurulutan nceki btn sosyo-ekonomik kuru
lularda) ticari sermaye, sermayenin temel fonksiyonu
olarak grnmektedir (14). Daha ilerde faiz getiren ser
mayeyi ya da mali sermayeyi de buna ekler: Faiz geti
ren sermaye, ya da eski ekliyle belirtmek iin, mura
baha sermayesi, ticari sermaye ile birlikte, kapitalist re
tim tarzndan (kapitalist ekonomik-sosyal kurulutan)
nceki en eski sermaye ekillerimin bir ksmn meydana
getirir ve en eitli sosyo-ekonomik kurulular iinde
bulunur (in den verscheledensten konomischen Gesell
schaftsformationen) (15). Bunlar en azndan, Max We
ber gibi nazariyecilerin eitli ekillerdeki bir kapita
lizm olarak telkki ettikleri kapitalizm ncesi bu tica

32

SLMYET V E KAPTALZM

ri sermaye ve bu murabaha sermayesi ekilleridir. Weber


ve Sombart gibi, Marx da kapitalist sosyoekonomik ku
ruluun ya da modem kapitalizmin, orta a sonlarnda
ki Avrupada ticari ve mali sermaye ekillerinden meyda
na geldiini kabul etmektedir. lk bakta, orta a s
lm dnyasnda benzer sermaye ekilleri gryoruz. Bu
sermaye ekillerinin Orta-a Avrupasnda bilinen ekil
lere gerekten benzeyip benzemediini bilmek bizim iin
ok nemli olacaktr nk, eer byleyse, Islmiyetin
kendisinin, Avrupada kapitalist sosyo-ekonomik kurulu
a, ya da baka bir deyile, modem kapitalizme varan
bir evrimin ilk aamalarna bir engel tekil etmedii
ispatlanacaktr. Tabii, cevap olumluysa, niin bu ilk aa
malarn Avrupadaki gelimenin aynsn gstermediini
ve slmiyetin bundan sorumlu olup olmadn bilmek
sorunu ortaya kacaktr. Tartmay kolaylatrmak iin,
kapitalizm ncesi toplumlarda ticari ve mali sermayenin
meydana getirdii sektrn tmne kapitalistimsi sek
tr demeyi teklif ediyorum. phesiz, Rusyada N.E.P.
devrindeki kapitalist sektr anlamnda bir sektr sz ko
nusu deildir. Rusyadaki bu kapitalist sektr, kelimenin
dar anlamyla, kapitalist retim tarznn yrrlkte oldu
u ve hr iilerin igcn kullanan retim sermaye
si nin meyvelerini verdii kk ve orta sanayi iletme
lerinin nemli bir ksmn ihtiva ediyordu. Bu sermaye
nin, btn sna retimi kontrol edecek kadar gelimesi
ni sadece Sovyet Devletinin gc nlyordu. Ticari ve
mali sermaye hi bir ekilde bu sektre hakim deildi.
Oysa, Orta ada, retim sermayesinin ok snrl bir
rol olduundan, ticari ve mali sermaye bu ii gryor
du.
Byle kapitalistimsi (capitalistionej bir sektrn

SLMYET VE KAPTALZM

33

varl, zellikle, ticari sermayenin varl ve belli bir


dzeyde gelimesi, Marx'a gre, kapitalist sosyoekono
mik kuruluun gelimesi iin gerekli arttr. (Ama hi
bir ekilde yeterli art deildir, Marx, bu nokta zerinde
srarla durmaktadr) (17). Terminoloji ayrlklar, zel
likle, Avrupa'da kapitalist sosyo-ekonomik kurulua ge
ii salayan tali artlarn mahiyeti hakknda Marxla
anlamazlklar ne olursa olsun, bu noktada btn ikti
satlarn ayn ekilde dnecekleri muhtemeldir. O hal
de, bu sektrn, Avrupada kapitalist sosyoekonomik ku
ruluun gelimesini salayan bir yaylmaya ve yapya ben
zer bir yaylma ve yapyla birlikte, Orta a mslman
dnyasnda varolup olmadn dorulamak gerekmek
tedir.
Burada en nemli bir sorunla karlayoruz. Kapi
talist sosyo-ekonomik kurulutan nce, her faizle bor
verme ya da her ticaret (kelimenin en geni anlamyla,
yani btn mal mbadelesi) kapitalistimsi bir sektr,
yani dier baz artlardan tr, muhtemelen byle bir
sosyo-ekonomik kuruluun geliebilecei bir sektr mey
dana getirecek mahiyette telakki edilebilir mi? Marx bi
ze diyor ki: ticari sermayenin belli bir dzeyde varoluu
ve gelimesi, byle bir gelimenin gerekli artlardr:
l)nk bunlar nakit servetin bir yerde toplanmasn
artlandrrlar; 2) nk kapitalist retim tarz (yani ka
pitalist sosyo-ekonomik kurulu) perakende deil, toptan
ticareti ngren bir retimi; yani kendi ihtiyalar iin
satn almayan fakat toptan satn alan bir tccar gerek
tirir. te yandan, ticari sermayedeki btn gelime, re
time gittike mbadele deerine doru ynelen bir ka
rakter veren ve rnleri daima daha geni lde metaya dntren (18) bir eilimdedir. Demek ki, kapitalisF. 3

34

SLMYET VE KAPTALZM

timsi ticaret, en azndan toptan bir ticaret olmal ve pa


ray pazar iin retimi gelitirecek ekilde kullanmaldr.
Max Weber, modern kapitalizmin (bize gre, kapita
list sosyo-ekonomik kuruluun) temelinde bulunan, bu
nu hazrlayan fakat onun zdei olmayan ve kapitalist
diye adlandrd zgl bir faaliyet tipini de tanmlar.
Gerekte bu, kapitalistimsi dediimiz sektrn faaliyeti
dir. Bir mbadeleye elverili btn artlarn kullanlma
sndan bir kr bekliyen, yani (eklen) bar kr frsat
larna dayanan bir faaliyet sz konusudur (19). Bu faa
liyet, hi deilse, bir lde (20) rasyonel olmaldr, ba
ka bir deyile, sz konusu faaliyet, sermaye hesaplarna
dayanmaldr. nemli olgu daima udur: ya modern mu
hasebe metodlaryla ya da, ilkel ve kabataslak da olsa,
her hangi bir ekilde bir sermaye hesab yaplr (21).
Max Weber, bir anlamda, kapitalizm ve kapitalist ilet
meler, hem de kapitalistimsi hesabn hissedilir derecede
rasyonelletirilmi bir ekliyle, dnyann btn medeni
memleketlerde..., inde, Hindistanda, Babilde, Msr
da, eski Akdeniz medeniyetinde, Orta-ada ve modern
zamanlarda varolmutur (22) diye ekliyor. Modem ba
t kapitalizmi, eski ekillerin yannda, zellikle, ekono
mik faaliyetle ev ekonomisi arasnda kanun bir ayrma
ve rasyonel bir muhasebeye bal kapitalistimsi rasyo
nel bir hr (eklen) emek rgt nn ortaya kmasyla
ayrdedilecektir (23).

Marx ile Weberin, modern kapitalizmden ya da ka


pitalist sosyo-ekonomik kurulutan nceki ayn ekonomik
sektr tipini dndkleri yeterince grlmektedir. Is
lh dnyasnda byle bir kapitalistimsi sektrn var-

SLMYET VE KAPTALZM

35

l hakknda burada bu kriterlere gre hkm verile


cektir. En azndan, bu nitelikleri (zellikle etnolojinin ta
nklk ettii trampay ve genellikle sihri deeri olan he
diye (armaan) niteliindeki (24) eya mbadelesinin
btn ekillerini) arzetmeyen ticaret eklini gznnde
tutan faaliyetleri bir kenara brakmak gerektii aka
grlmektedir. Nakit olmayan btn dn verme (25)
ekillerini yani nakd byk sermaye younlamasna,
toprak mlkiyetinden ayn olarak bir nakd servetin ya
ratlmasna yol amayan (26) btn ekilleri de kredi
alannda bir yana brakmak gerekir. Bu, kapitalist sosyo-ekonomik kuruluun gelimesi iin yeterli olmasa bi
le, gerekli bir arttr ve bu hususta herkes MarxIa ayn
fikirdedir.
Nihayet, ister nceki bir emein,ister tabiatn r
n olsun, dier kaynaklarn retimi ya da sadece kendi
lerince kullanm iin birbirlerine yardm edebilmelerini
salayan ve bir ferdin ya da bir toplumun emrinde bu
lunan nesneler ve kaynaklar btn olarak tanmlanan
sermayenin rol oynayaca btn ekonomik yaplan bu
kapitalistimsi sektr tanmnn dnda brakmak ge
rektii aktr. Mesel, en ilkel tarm aleti olan ve top
ra kazmaya yarayan sopa, retime yarayan bir serma
yedir; tpk bir yayn, balk ann, hatta bir yemi sn
nn, tabii rnlerin toplanmasna ya da elde edilmesi
ne yarayan sermaye olmas gibi. Gerekte, bu trl ser
maye btn toplumlarda hatta en basit toplumlarda bi
le vardr (27). Bunlann varl ve hatta nemi, kapitalist
sosyo-ekonomik kuruluun gelimesiyle ancak uzaktan il
gilidir. Tabiatiyle, marksist anlamda, hatta Weber anla
mnda kapitalist bir gelimenin sz konusu olmas iin
bu bakmdan, toplumun emrinde muazzam bir senpp-

36

SLMYET VE KAPTALZM

ye birikimi olmas gerektir. Burada sz edilecek top


lumlar bu durumdadr (belki islmiyetten nceki Arap
toplumunun baz sektrleri hari) ve mesele yksek bir
dzeyde ortaya konacaktr. Bu kapitalizm durumundan
sz eden R. Thurnwolda ramen (28), bir oban toplu
mu, srnn artmasn umduu ya da kadnlarnn nfu
sunun artmasn bekledii zaman kapitalistimsi sektr
hibir ekilde sz konusu olamaz. Melville J. Herskovitsin ok yerinde syledii gibi: R. Thurnwold, gerek
te, sz konusu duruma hibir ekilde uygulanma imkn
olmayan kavramlar uygulamaya kalkyor (29). Baz
terminolojilerin (zellikle Yunan terminolojisinin) telkin
ettii gibi, srnn artmas, faiz kavramnn gelimesi
ne katkda bulunabilmi de olsa, bunun sadece kapitalist
sosyo-ekonomik kurulula deil, mesel, Weber anlamn
da-bir kapitalist anlayla uzaktan bile bir ilgisi yoktur.

O halde, tartmann aydnlanmas iin yukardaki ta


nmlar kabul edeceim: retim tarz, sektr, ekonomik
sistem, kapitalist sosyo-ekonomik kurulu, kapitalistim
si sektr. Bununla beraber, yukarda iaret ettiim dog
matik marksizmin iledii hatalara dmemek iin, vara
cam sonularda, marksist olmayan en nemli yazarla
rn kabul ettikleri tanmlamalardan ayr tanmlamalar
gznnde tutacam. Zaten marksist tanmlara onlarn
yanamakta olduklarn gzden karmamak gerektir. 16.
yzyldan, hatta en kt ihtimalle 18. yzyldan bu yana,
Avrupa toplumunu, ekonomik bakmdan kapitalist di
ye nitelendirmekte biroklan imdiden hemfikirdirler.
Bununla beraber, bazlar, mesel, 13. yzyl talyan
cumhuriyetlerinin bize hem ticari hem de mali kapita
lizm tipleri (30) sunduunu sanyorlar. Bu devirde ne

SLMYET VE KAPTALZM

37

Avrupa ekonomisini hatta ne de talyan ekonomisini hi


kimse kapitalist diye nitelendiremediine ve Weber'in,
Sombartm ve dierlerinin modem kapitalizm dedikleri
ey arasndaki farklarn nemini hi kimse inkr etme
diine gre, bu, kapitalistimsi sektr dediim eyin
varln kabul etmektir. Nihayet, herkes, u ya da bu ni
telii zerinde olduka farkl bir ekilde durarak aslnda
ayn olan bir iletmenin ileyi tipini (tarzn) tanml-,
yor. Bu da, burada, dar anlamda kapitalist retim tar
z denilen eye uygun dmektedir. yle grnyor ki,
btn tanmlar, tamamen mnferit bir teebbs imk
nn ortadan kaldryorlar. Kapitalist retim tarz ancak,
nispeten yaygn bir kapitalist sektr iinde ileyebilir.

BLM II
SLMIN BUYRUKLARI

Burada ele alnan sorunu incelemenin en yaygn ek


li, slm dininin buyruklarnn kapitalist retim tarzn
(ya da bambaka bir retim tarzn) meydana getiren
amelleri kolaylatryor mu, engelliyor mu, yasaklyor
mu yoksa bu amellerle bir ilgisi yok mu diye kendi ken
dine sormaktr. Bence, ilerde de grlecei gibi, en nem
li olan bu deil. Bu zaten ortaya atlan ve meselenin t
m bakmndan nemli olan bir sorudur. O halde bunu
olduka abuk bir ekilde tartacam.

KURAN VE SNNET
slm dininin buyruklar, Muhartmet peygambere
ulatrlm Tanr kelm olan, kesin ve iyice snrlanm
bir belgede, Kuranda ve Snnet denilen snrlandrlma
m ok geni bir metinler btn iinde toplanmtr.
Snnet, Peygamberin sylenilmesini, yaplmasn caiz
grd eyi anlatan hadisler btndr. Peygamberin
bu szlerinin ve amellerinin mslmanlar iin rnek al
nacak bir deer tad kabul edilmitir; Muhammedi
taklit etmek, buyruklarn yerine getirmek gerektir. Bu
hadislerin Peygamberin dncesini olduu gibi temsil
ettiklerini tarihinin ancak ok snrl durumlarda kabul

42

SLMYET VE KAPTALZM

edebildii gerei zerinde durmaya lzum yok. Gerek


te ,bugn de mslman yazarlarla sadece ad mslman
olanlar ve aka tanr-tanmaz hatta dine kar bir tu
tum alanlar bile bu hadisleri, o zaman otantik (res
m) tarihi belgeler diye kabul etmektedirler (1). Oysa bu
hadislerin, Peygamberin lmnden ancak iki- yz yl
sonra yazl hale geldiklerini ve slm tarihinde btn
bir devre boyunca bu trl sylentilere (2) pek az ilgi
duyulduunu ve hibir deer verilmediini biliyoruz. Bu
Hadisler, baz kiilerin tanklna bavurarak (isnad ede
rek) belgesel deerlerini dorulamak iddiasndadrlar.
Son yazc, bu menkbeyi bakasndan aldn, bu baka
snn da, Muhammedin adalarndan ve bunu gren
ya da duyan birinden (hepsinin de adlar yazldr) ald
n bildirir. Doruluu hibir ekilde garanti edilmeyen
bu isnada gvenmek imknszdr. Birok hadis birbiriyle elimektedir; bu da Orta-a yazarlarn, bunlardan
bazlarn uydurma diye kabul etmemeye ve eitli l
lere (kstaslara) dayanarak dierlerini de doruluu p
helidir diye snflandrmaya gtrmtr. Ama modem
tarihi metod, ok daha salamdr. Bir hadis, ancak ok
inandrc kantlarla ispat edilmise, doru olmas ihti
mali kuvvetlidir diye kabul edilebilir. Hi deilse rnek
alnan hadislerin pek az bir ksm bu durumdadr (3).
Fakat bu hadisler kendi devirleri ve sonraki devirler iin
belge olarak kalrlar ve bazlarnn dndkleri eyi, ba
z eilimlerin, rnek olarak kabul ettirmek istedikleri
eyi bildirirler. zlendikleri lde, mslmanlarm dav
ranlarn belirleyen kurallar temsil ederler. Ne var ki,
bunlarn eliik ynlerinin pratikte byk bir boluk ya
rattklarn daima hatrlamak gerekir. Her hangi bir ha
disin deeri ya da yorumu hakknda yetkiyle hkm ve
rebilecek merkezi hibir otoritenin (Katolik Kilisesi gi
bi) bulunmamas bunun byle olduunu gsterir.

SLMYET V E KAPTALlZM

43

nce, genellikle (sadece genellikle) balca ve r


tlmez bir otorite olan Tanr kelmn, Kuran gre
lim. Tabiatiyle bu bir ekonomi-politik kitab deildir ve
onda kapitalizme bir vg ya da yergi aramak bouna
dr. Hi olmazsa, kapitalist mahiyette telkki edilen ya
da kapitalist sosyo-ekonomik kuruluun temellerini ya
da unsurlarn meydana getiren ekonomik kurumlarla il
gili grler Kuranda bulunamaz m? nce, Kurann
zel mlkiyete kar olmad, nk mesela, miras bir
kurala balad aka grlmektedir. Hatta eitsizlik
leri mesele haline getirmemeyi (4) tavsiye eder, zengin
lerin imanszln lnetlemekle (5), Hkm--lhi kar
snda servetin faydaszlna iaret etmekle yetinir (6).
retim aralarnn mlkiyeti iin istisna yapyor mu?
phesiz, Kuran yazar byle bir eyi dnmemitir bi
le. cretli iilik hi itiraz edilemeyecek tabii bir ku
rumdur. Kuran, birok kere Tanrmn katnda insann
cretinden (deerinden) sz eder. Bir seferinde Musa'y
.cretli oban olarak altrmak isteyen medyenli Jethroyu sahneye karr (7). Para almadan vazeden peygam
berin ve Muhammed'in (8) kendisinin de cret istemek
haklar olduu gibi, yklan bir duvar tamir etmek iin
cret istemek de insann hakkdr (9).
Kutsal kitaplarnda insanlarn rzkn Tanr nm ve
receini tleyerek genellikle ekonomik faaliyeti rk
ten ya da zellikle kr peinde komay doru bulmayan
dinler vardr. phesiz hileli ileri (amelleri) yermekle
ve baz ibadetler boyunca (10) ticaretle uramaktan ka
nlmasn istemekle yetinerek ticari faaliyeti makul kar
layan Kuran bu durumda deildir. ada bir msl
man savunucunun namusluca zetledii gibi, Kuran, sa
dece dnya nimetini unutmamak gerektiini (28:77) de
il, ayn zamanda maddi hayatla ibadetin birarada yr

44

SLMYET VE KAPTALZM

yebileceini, hac srasnda ticaret yaplabileceini syler;


hatta ticari krlar Tanr'nn ltf (11) olarak nitelen
dirir (2:193-194/197-198; 62:9-10).

Ama, daha ilerde grlecei gibi, Kuran, Arapada


riba denilen bir ticaret eklini yeren baz paralar da
ihtiva etmektedir. Ribann ne olduunu kesinlikle bil
miyoruz. Kelimenin asl anlam artma, arttr. Bugn
k anlamda basit bir faiz sz konusu olmasa gerek.
dn alnan mebln (nakd ya da ayn, sermaye ve
faizler), borlu vadesinde deyemedii zaman, bir kat
daha artrlmasnn sz konusu olduu anlalmaktadr.
Kurandaki buyruklarn ou gibi (aslnda, dier dinle
rin kutsal kitaplarndaki buyruklarn da ou), bu da
belki geici artlar karlamak iin kabul edilmi gei
ci bir kuraldr. Ama daha sonralar, zamanda ve mekn
da bu kadar snrl artlardan dolay ancak Tanrnn ka
nunlatrd varsaylarak buna evrensel bir deer veril
mitir. Kuran'da ribay yasaklayan eitli paralar ba
zen mslmanlar bazen mslman Trkleri (paiens)
(Mekkedeki bir uygulamann sz konusu olduu syle
niyor), bazen de Yahudilerle Hristiyanlar hedef almak
tadr. Yahudiler, faizi (murabahay) yasaklayan kendi ka
nunlarn inedikleri iin knanmaktadr. Yoksul ve Me
dinede dmanlarla evrilmi kk mslman toplu
luun, sempatizanlarndan para (sermaye) toplamaya
alt bir srada ona bu mebla makul artlarla ver
mei reddedenleri lnetlemelc iin konulmu olmas muh
temeldir. Metinlerden kan ok ak anlama gre, elde
mevcut paray faizle dn vererek (12) daha din-d ve
daha istifadeli bir ekilde kullanmak amacyla Peygam
berin kurduu (ve baka amalar iin de kulland) ha

SLAMYET V E KAPTALZM

45

yr sand aracl ile mslmanlar yoksullara sada


ka yani zekt vermeye tevik etmek sz konusudur.
Kuran gibi, Snnet de kapitalizm hakknda aka
bir ey sylemiyor. zel mlkiyeti ise tartmyor. p
hesiz, genellikle bir maln mlkiyetinin, insann zerk
faaliyetinden ok Tanrnn iradesine bal olmas caiz
dir. phesiz sahip olunan maln kullanlmas, mrabahann yasaklan ve meru zekt zorunluu ile snrlan
drlmtr. phesiz ki bir ailede mlkiyet tamamen
zeldir ve blnemez; ve bu ok yaygn hale gelmi blnemezlik baz bakmlardan kanunlarla korunmutur.
Ayn ekilde, slm lkelerinde kabilenin ya da kyn
kollektif topraklar din hukukuna gre kollektif kabul
edilmemekle beraber, himaye edilir ve bu bir gelenektir.
Su ve ot gibi ilkel mallar, mlk edinilemez. Mslman
Devletin, baz bakmlardan, topraklar (1) zerinde y
ce bir hakk vardr. Mlkiyet hakk, her insann yaa
ma hakk gibi, baz dncelerle snrlandrlmtr. A
lktan len bir insann, yaamak iin asgari bir yiyecei
(gereinde zor kullanarak) meru sahibinden (14) alma
s hakl grlmektedir. Ama bu trl snrlandrmalar,
hristiyan tanr-bilginleri tarafndan ngrlm ve eit
li dini ve laik hukuklara gemitir. Fakat btn bunlar,
pratikte, zel mlk sahibi mslmann, zel mlk sahi
bi hristiyan kadar kanun, dini, ahlki ya da trel kst
lamalara uramadan mallarn kapitalist tarzda ve en
meru yolla verimlendirebilmesine engel deildir. Tabiatiyle, din hukuku bakmndan, retim aralarnn mlki
yetiyle ilgili hibir zel kstlama yoktur.
cretli iilik de tamamen normal bir ey olarak
telkki edilmitir. Kiralamann zel bir eklidir bu. Bir
insann igc, tpk bir ev ya da gemi gibi kiralanr. K
stlamalar, ahlki, dini mlahazalara ya da hukuki tipte

46

SLMYET V E KAPTALZM

dier ilkelere dayanan allm kstlamalardr (15). As


lnda kiralama meselesini aan zel bir kstlama zerin
de yani ksmet (talih) zerinde durulmutur. Kuran'da
sz edilen bir eit kader ksmet oyunu (meysir) geni
lde yasaklanmtr. ansa tesadfe bal her kazan
yasak edilmitir. Mesel, derinin yarsn karlk olarak
vereceim diyerek, bir hayvann derisini bir iiye yz
drmek, ya da kepei enindir diyerek ona buday t
trmek ahlkszlktr. Gerekte, derinin bozulup bozul
mayaca ve i sresince deerini yitirip yitirmeyecei
ya da ne kadar kepek elde edilecei (16) bilinemez.
Ekonomik faaliyeti, kazan peinde komay ve so
nu olarak pazar iin retimi hem Kuran hem de gele
nek makul karlamaktadr. Hatta bunlarda tccara v
gler dzlmtr. Peygamberin samimi ve gvenilir
(drst) tccar, (Kyamet Gn) peygamberlerin, adil
lerin ve ehitlerin arasnda yer alacaktr (17) ya da
gvenilir tccar, Kyamet Gn Tanr nn tahtnn gl
gesinde oturacak, ya da tccarlar bu dnyann haber
cileri ve yeryznde (18) Tanr'nm vasileridir dedii
ileri srlmektedir. Kutsal Hadis'e gre, ticaret, hayatn
kazanmann zel bir eklidir. Msaade edilen eyden kr
salyorsan senin yaptn bir cihaddr ve bunu ailen ve
yaknlarn iin kullanyorsan bu bir sadaka olacaktr; ve
gerekte, ticaretten salanan bir drahmi, baka ekilde
kazanlan (19) on drahmiden daha iyidir. Peygamberin
ve onun kutsal halefleri olan ilk halifelerin ticaretten
duyduklar zevk cokunlukla anlatlmaktadr. mer, ai
lem iin alm-satm ileriyle, ticaretle urarken lmek
bence lmlerin en gzelidir demi. Bu noktada Ame
rikan i adamlarna benzeyen bu yce kiilerin iine
br-dnyay dnrken bir hasret km olmal. Muhammed, Tanr, cennetteki kullarn ticaretle uramas

SLMYET VE KAPTALZM

47

na izin verseydi, kuma ve baharat ticareti yaparlard


ya da eer cennette bir ticaret olsayd, kuma ticareti
ni seerdim nk ak yrekli Ebu Bekir de kuma tc
caryd (20) demi. Daha nce ad geen ada bir
mslman, Peygamber'in tutumunu, Guizotya yarar v
glerle zetlemektedir: Peygamber, asalak olacaklanna,
bakalarna yardm etmek iin zenginleenleri vglere
boar (21). Her zamanki gibi, eliik metinler bulun
maktadr, ama, bir keilik akmnn yansd tek ba
na durumlar hari, eletirilen, tccar ya da ticaret de
il, madrabaz tccardr.
Bununla beraber, Hadis, baz ticari ileri (amelleri)
yasaklamtr. Tabiatiyle, her eyden nce, u ya da bu
ekildeki hileli ameller ya da din bakmndan menfur
kabul edilen arap, domuz, dini merasimle kesilmeden
len hayvan ya da herkesin ortak mal olan su, ayr ve
ate (22) gibi nesnelerle ilgili ticaret sz konusudur. e
itli amelleri hedef alan yasaklamalar, liberal bir ekono
minin serbeste gelimesine kar koyan engeller olarak
kabul edilebilir. Mesela, yiyecek maddeleri zerindeki
speklasyon ve her eyden nce de ihtikr. Ama zellik
le, pheli bir yan olan her trl satn yasaklanmas
sz konusudur. Mesela, satcnn, satlan maldan eline
ne kadar parann geeceini bilmedii ak-artrma, fi
yat kesin bir ekilde belirlendii halde maln sayca be
lirlenmedii sat (mesela, palmiye aalar zerindeki
yemiler). imdi verdiimiz rnekler kategorisine gire
bilen ansa dayanan anlamalar zerinde de durulmu
tur. Fakat baz hadisler ksmet'i (talihi) zel bir durum
olarak gstermektedirler. Mesela, kaan bir klenin ya
da hayvann, ana kamndaki bir hayvann satlmas. Bermutad, din bilginleri arasnda ayrntlar zerinde birok
gr ayrl vardr ama ilke herkese kabul edilmi

48

SLMYET VE KAPTALZM

tir. Bu yasaklamann Kurandaki dayanann pek sa


lam olmadna iaret etmek gerektir. Bu ancak, ribann ve bir kumar olan meysirin yasaklanmasna bala
nabilir; bu da gerekte a posteriori zoraki bir dorula
madr, Peygamberin dncelerindeki bu hkmn kke
ni pek pheli olduundan, kayna tartlmas gereken
sonraki nazariyelerle amellerin bu ayetlere baland
ve daha ak hadislerle kkletii grlmektedir.
Buna karlk, ribanm yasaklanmas, grld gi
bi, Kuranda bulunmaktadr ve sonra gelen din bilgin
leri bunu yorumlamaya ve tanmlamaya almlardr.
Gerekte, bu ribanm ne olduu tam olarak bilinmiyor
du. Bir hadise gre, Kuranda bununla ilgili ayet, vahyedileceklerin en sonuncusuydu yleki Peygamber bunu
aklayamadan lecekti. Kelime ve kuralla (emirle) ilgi
li yorumlar ok eitlidir, yle grnyor ki, balang
ta, riba denince dn para ya da yiyecekten salanan
her trl kr anlalyordu. Ribann tanm sonralar kar
mak bir tmdengelimler ve d etkilerle kesinleti ve
akla kavutu. Herhalde, varlan sonular Kuran met
ninde dorulanmaktadr. Bu sonular, ancak Peygambe
rin, doruluunu hibir eyin garanti etmedii szde vecizeleriyle meru saylabilirdi. Genellikle riba denince,
taraflardan birinin deerli madenlerin ya da yiyecek mad
delerinin sat ya da trampas boyunca salad her
trl kr anlalmaktadr. Bu trl ilemlerde, ancak iki
tarafn salad ey arasndaki tam bir eitlik merudur. Hukukular, Peygamberin yoldalarnn hadisleri
nin szde otoritesine dayanarak, ou zaman tamamen
hayali gerekeler ileri srerek bu eitliin tanm ze
rinde inceden inceye durdular. Buna karlk, dierleri,
pein parayla satn alnmayan eyi yasaklayarak sadece
zaman sorunu zerinde kl krk yardlar. Hadislerde di

s l m i y e t

v e k a p it a l iz m

49

le getirilen grlerdeki farkllk aslnda olduka b


yktr, ve zellikle yiyecek maddeleri, altn ve gm
sz konusu olmad zaman (23) phe uyandrmak
tadr.
Ticarette mutlak bir drstl tleyerek, maln
vmemeyi, onun kusurlarn gstermeyi emreden ve za
ten tek tk rastlanan baz hadislerde rekabeti nleyici
bir ey kefedilebilir (24).
BR SOSYAL ADALET LKS M?
imdiye kadar incelediimiz her mesele daha genel
ve daha toptan bir grle ayrntlaryla yeniden gzden
geirilebilir. slmiyetin modern savunucular, imdiye
kadar bavurduumuz kurallar ve dier bazlarn, sos
yal alanda adaleti temsil ettiini ileri srdkleri bir sis
tem haline getiriyorlar (25). Grleri bir bakma do
rulanmtr. Gerekte, her toplumun, kendi barndaki
sosyal tabakalarn, eitli gruplarn hatta fertlerin fikir
lerini dile getiren farkl grlerle birlikte sosyal adalet
hakknda toptan bir gr vardr. Kurandaki sosyal
buyruklarn Muhammedin ve hi deilse Mekke ve Me
dine toplumunun baz gruplarnn ve sosyal tabakalar
nn sosyal lksn temsil ettii phesizdir. Bu lk
(ideal) hi olmazsa o devirdeki Arabistan iin kabul edi
lebiliyordu. nk Arablarn ounluu kanlmaz bir
ekilde onun evresinde toplanmt.
Bu lk, tketim mallar, retime yarayan nesneler,
toprak ya da insan mlkiyeti de sz konusu olsa, mlkiF. 4

50

SLMYET VE KAPTALZM

yet hakkn tartmyor. slm ekonomisi hakknda nazariyeler ileri sren ve aslnda dier pakistanllara kar
olan PakistanlI bir i adam, Nasr Ahmet (26) eyh,
toprak mlkiyeti konusunda buna itiraz etmektedir. s
lm Cemaati Birlii bakan ve modem islmiyetin en
sistemli dnr (27) Abu Ala Mavdudiye kar, top
rak mlkiyetinin gelimeyi engelledii hakknda ekono
mik kantlar ileri srmekte bu zel toprak mlkiyetine,
bu mlkiyet hi deilse ahsen toprak sahibi tarafndan
ekilen bir toprak parasn at lde, Muhammed ile
Kurann kar olduunu metinlere dayanarak ispatla
maya almaktadr. Toprak btn olarak milliletiril
meli ve belirli zamanlarda sadece ekicilere, iftilere
verilmelidir. PakistanlI iki mslman, grnte birbiriyle eliik hadislere bavuruyorlar. Bunun pek byk
bir anlam yoktur; nk, yukarda da sylendii gibi,
hi deilse Muhammed'in devri iin, bu hadisler hibir
tarih deer tamazlar. stelik, (ne yazk ki) Mawdudinin hakl olduu aktr. Hadislerin her hangi bir toprak
kiralama eklini yasaklamalar, byk toprak mlkiye
tinin kendisini de yasaklad anlamna gfelmez. Bu ha
disler, topran tam olarak ne getirecei nceden bilin
medii iin, ou durumlarda rekoltenin belirli bir ks
m karlnda kiralamann yaratt phe unsurunu
hedef alrlar. Demek ki hukukular bunlar, ribaya ko
nan yasan gelimesine balamaktadrlar. Sistem fik
riyle hareket eden bazlar yasaklama konusunda ok ile
ri gidebildiler. Ama akl banda hukukular, ribann
kendilerine apak grnd baz ekilleri yasaklamak
la yetindiler. Peygamberin kendisinin, haleflerimin ve en
sayg deer yoldalarnn, gelir karlnda topraklar
n kiraya verdiklerini ve bu ii yasaklamay (28) hibir
zaman dnmediklerini ok iyi biliyorlard. Szde mil
liletirme nin hedefi, mslman topluluun bakanmm

SLMYET VE KAPTALZM

51

ahsi mallaryla bu topluluun genel kaynaklar arasn


daki ayrdedilmezliktir. Ama bakann topraklar ze
rinde uygulanm olan eyin byk mal sahihlerinin top
raklarna da uyguland phesizdir. Topraklann payedilmesinden yana olann Muhammed peygamber devrin
deki uygulama iin bavuraca son kaynak, tek ciddi
tarihi kaynak hizmeti grebilecek olan Kurandr. Ama
Kuranda gsterebilecei metinler, ispatlamak istedii
ey iin ok yetersizdir. Msrllara kar koymalar u
runda halkri yreklendiren Musa Peygamber, Toprak,
Allah'ndr, kullar arasnda dilediine verir diyor (7 :
125/128). Zaten, Elisine kudretini hatrlatan Allah, O
na unu bildirmesini syler: Allah yeryznde (toprak)
yce dalar yaratt. Oraya bolluk verdi. Orda, arayanlar
iin tam drt gnde azklar yasad (41: 9/10). Nasr Ah
met eyh'in izledii baz yorumcular bu son cmleyi y
le anlamaktadrlar: Allah, isteyenlere azklar drt gn
de eit olarak datt. Bu anlam kabul edilse bile, bu
metinlerde, Tanrnn kudretinin ispatlanmasndan ba
ka bir ey bulmak gtr.
Bu ilkelerden bazlarna dayanarak mlkiyet hakk
nn kullanlnn ve baz durumlarda ktye kullanlma
snn snrlandrld sonucunun karlabilecei de d
nlse, Kuran'n mlkiyet hakkn hibir ekilde tar
tmad aktr. Bu, btn kanunlarda byledir. Ml
kiyet hakk hibir ekilde adalete aykr grnmyordu.
Kuran iin, ekonomik bakmdan adalet, ar bir kazan
eklini, ribay yasaklamak, topluluun bakan tarafn
dan toplanan vergilerden ve balardan bir ksmnn
yoksullara, konuklara, klelerin satn alnmasna, belki
de byk felketlere urayanlarn yardmna komaya
hasretmekten ibarettir (29). Ksacas, topluluk iinde,
zenginlerin, gelirleri orannda, katlma mecburiyetinde

52

SLMYET VE KAPTALZM

olduklar rgtl bir yardm sz konusudur. Tanr tara


fndan istendii kabul edilen tabii ve hatta br dnya
da da, phesiz baka llere gre, devam edecek olan
sosyal artlardaki farkllamaya dokunulmuyor. Bak,
biz onlar birbirinden nasl da stn kldk. br dn
yada basamaklarn daha yksekleri, stnlklerin daha
yceleri vardr (17/22/21).
Bu, yetersizliklerinden dolay strap ekenler dahil,
insanlarn ounluu tarafndan yzyllar boyunca tat
min edici grlm bir adalet lksne uygun dmek
tedir. Ama sosyal ahlk biliminin tarihi, durmadan yeni
ihtiyalarn (gereksinmelerin) ortaya ktn gster
mektedir. Nfusun bir ksmnn bakalarnn imtiyazlar
na kar mcadele ettii toplumlar daima varolagelmitir. Belki de 18. yzyldan itibaren, imtiyazlara kar bu
protestolar, Avrupa lsnde, sonra da dnya lsn
de birlemeye balad. nce soyluluk (asalet) ya da k
lelik gibi, doutan gelen ve zgl bir statye dayanan
zel bir durumun yaratt imtiyazlarn ya da yeter
sizliklerin hesabn sordu. Egemen bir gruptan olmann
salad imtiyazlara kar protesto hareketi geniledi.
Nihayet, sosyalist dnce, btn toplum hayatn kont
rol altna alan baz mallarn: retim aralarnn, retim
de kullanlan ham madde kaynaklarnn mlkiyetinden
doan imtiyazlara kar mcadeleyi n planda tutan bir
lk (ideal) ileri srd. Sosyalist dnce, bu evrimin
tamamlandndan hi de emin deildir.
Muhammed devrinde, modern kapitalizmin ve byk
sanayinin ortaya kmasndan nce btn dnyada oldu
u gibi, Arabistanda da, tek kiinin (ya da pek az ii
nin) alt atlye lsnde, ok yaygn olan retim
aralar mlkiyeti toplum iinde zel bir kudret sala

SLMYET VE KAPTALZM

53

myordu ve protestolara yol aamyordu. Buna karlk,


topraklarn ve tanr mallarn byk bir ksm zerinde
ki mlkiyet zellikle baz toplum tiplerinde nemli bir
kudret salyordu. Bundan dolay, Muhammedden iki
yz yl nce ran'da, metafizik bir sisteme bal olarak,
btn mallarn kamulatrlarak bu imtiyazn kaldrl
masn ileri sren nazariyeciler ortaya kt. ran asille
rine saysz imtiyazlar salayan bu imtiyazlar arasnda,
haremlerine kapattklar kadnlar da, vard. Bu reti,
ran hkmdar Kawad I (448-531) tarafndan kabul edil
dii iin ksmen bir iktidar denemesinden de gemitir.
Ne var ki Kavvad, komnist ef Mazdakm ilkelerini an
cak pek az kkl bir ekilde (30) uygulamt. Mlkiyet
hakknn restorasyonu, Kavvad'n olu ve halefi Kisra I
(Enuirevan da denir) (531-579) tarafndan tam olarak
gerekletirildi. Onun hkmdarlnn sonunda Muhammed dodu. Byk komu imparatorlukta geen kom
nist tecrbenin Arabistanda ok tartlm oldui p
hesizdir. Muhammed de, zellikle Mekkedeki ilk vaizle
rinde zenginlie ve zenginlere kar kyor, insana gu
rur veren, onu Tanr'dan uzaklatran (31) serveti zel
likle knyor. Ama Mazdak ve efendisi Zerdt gibi, ml
kiyetin kendisini tartmyor Servet eitsizliinin dour
duu felketlere are olarak, topluluun bakan tarafn
dan ksmen hayr ilerine sarfedilmek zere zenginlerden
vergi alnmas, o devir iin bile tamamen reformcu
bir hareketti. Belki de Muhammed, Kawadn kabul et
tii ve Mazdak komnizminin gerekirliliinin gerisinde
kalan buyruklarn ok uzandayd. Muhammedin, bu
buyruklar ve bu ideolojiyi bilmezlikten gelememi olma
s anlamldr. Muhammedin muarzlarnn, Hindistann
byk mslman airi Ikbali, Jvid Nama adl eserin
de, Mazdakm retisinin mritliini yapmakla sulama
lar gerekten hakszlktr.

.54

SLMYET V E KAPTALZM

Bylece, Kuranda vazedilen ideoloji, sosyalist dn


cenin, modern toplumun byk bir ksmnn ideali ola
rak devrimize empoze ettii ideoloji deildir. Grimmein (32) sand gibi, Muhammed sosyalist deildir. Gi
rimine bunu sylerken pek kkl olmayan bir sosyaliz
mi dnyordu. Bunda alacak bir ey yok. Kuran,
mmkn btn toplumlara uygulanacak ilkeleri yazdran
Yce bir Varlkn dile gelmesi deildir. Kuran, devri
ne (33) zg baz lklerden esinlenen bir insann eseri
dir. retim aralarnn mlkiyetinin, bir gn baz insan
lara verecei kudreti ngremeyecei pek tabiidir. n
grm olsayd, tutumu ne olurdu? hi kimse bunu bile
mez.
Snnetde kavranmaya allaca gibi, Orta-a
mslman toplumunun adalet lks. Kuran'daki lk
den tamamiyle geridir. Zaten, ksmen eliik birok l
ky birbirinden ayrd etmek gerekir. Mslman toplu
mun barnda birok sosyal ve etnik tabaka vard; bu
gnk partilere az ok benzeyen birok ekol ve mezhep,
Peygamberin, doruluu genellikle pheli szlerini ya
da davranlarn nakleden hadislerin otoritesine daya
narak eliik nazariyeler ileri sryordu. Onlarn sistem
lerini burada yle bir incelemek bile mmkn deil.
Bana pheli grnmeyenler zerinde ana izgileriyle
durmak yetecektir.
slmiyette baz akmlar, mlkiyet hakkn sert ted
birlerle kstlamay gznnde tutmulard: servetin Ver
giyle snrlandrlmas gibi. Bu grlerin kayna (ki tslmiyetten ok baka bir yerde, zellikle, Hristiyanlkta
bulunmaktadr) hem din hem de laiktir. Bu dnya ma
lnn insan Tanr'dan uzaklatrd, gnaha soktuu,
bundan dolay da zenginlerle gllerin (en azndan o
u zaman) gnahkr olduklar hakkndaki din fikir, zen-

SLMYET V E KAPTALZM

55

ginler ve gller adil deildirler ve zalimdirler diyen


laik fikre iinden klmaz bir ekilde karmaktadr. s
rail Peygamberlerinin alk olduklar bu grler, nce
sa Peygamber, sonra da ilk yzyllarn (34) baz hristi
yan ideologlaryla baz hristiyan mezhepler tarafndan
nl formller eklinde gelitirildi. Bunlara Kurann en
eski paralarnda rastlanmaktadr. Bunlar bir tutumu:
zenginliklere (servete) kar az ok kuvvetli bir dman
l; zenginlere bir t: mallarn iyi (hayrl) bir e
kilde kullanmalarn; bir gzdam: Tanrnn gazabn,
dile getirirler.
Ama btn bunlar az ok sert ve deiik ekillerde
ortaya kabilir. En ars, Isa Peygamber'in Filistinli
gen adamdan istedii gibi, zenginleri, fakirlerin yarar
na, btn zenginliklerinden syrlmaya aryor, zengin
lerin hemen hemen kanlmaz bir ekilde gnah ileye
ceklerini sylyor, onlar amansz bir hkm lhi ile
tehdit ediyor. Bir devenin ine deliinden gemesi, bir
zenginin gklerin krallma (saltanatna) girmesinden
daha kolaydr. Ilmls ise, zenginlerden makul bir sada
ka istemekle, onlar, ruhlarnn kurtulmas iin durumla
rnn [yarataca] tehlikelere kar uyarmakla yetiniyor
ve cezalarnn Tanr tarafndan affedileceini inkr etmi
yor. Kuranm en yeni kaynaklar aka bu lmll [be
nimsemek] eilimindedirler. Kuran, sosyal sorunlar, Tan
r huzurunda [herkesin] eitliine indirgemekte ve insan
toplumundaki kanlmaz hakszlklarn te dnyada gi
derilecei zerinde durmaktadr. Arclk, eiti ideal
bir insan toplumu grne meyletmektedir. Bunu in
sanca yollardan gerekletirmeyi aratrmak abasnda
ve bylece, Tanr'nn iradesini gerekletirmek dnce
sinde olabilir. O zaman, bu eilimde, fertlerin ve sosyal
gruplarn yoksunluklarn, kinlerini, zlemlerini grme

56

SLMYET VE KAPTALZM

mek (meydana karmamak) gtr. Temelde ykc bir


ruh halini iaret etmedii zaman, bunda sadece bir fikir
abasnn sonucunu gren geleneki din ve idealist yoru
ma katlmak gtr. imdi hemen hemen btn tarihi
lerin izledikleri marksistler, burada iktidarn karlar
ve kaynaklar evresinde sosyal gruplarn [yrttkleri]
lmsz mcadelenin bir belirtisini grmekte bence, hak
ldrlar.
Sz konusu ar ynelim, Orta-a mslman [dn
yasnda] Peygamberin yoldalarndan Ebu Daar-l Gifariden esinleniyordu. Mesel, herkes servetinin ya da ge
lirlerinin hepsini (geinmek iin, kendisine en azn ayr
dktan sonra) Tanr uruna ya da hayr ilemek iin sarfetmelidir gibi yarglar (ayetler) ona atfediliyordu. Gifari, Peygamberin lmnden on yl kadar sonra, Kuran'in
sadaka vermeye pek niyetli olmayan zenginler (35) hakkndaki gzda verici ayetlerinin, Yahudi ve Hristiyan
bilgilere olduu kadar mslman yneticilere de uygula
nacan, ileri srmekle skandal yaratmt. Sosyal tehli
ke, sapa bir yere atlm oluyordu (36). Gene de, bu Abu
Daar'da tarih olan, efsane olandan kesin ekilde ayra
myoruz. Bununla beraber, bir para geree dayanmas
mmkndr.
Ne olursa olsun, Ebu-Daar, XX. yzyl mslman
dnyasnda, beklenmedik ekilde, muazzam bir ne er
mitir. Sosyalist ve komnist eilimli sol, sosyalist ei
limli fikirlerin slm geleneine aykr olmadn gs
termek iin onu bir nc [olarak kabul etmi] ya da hi
olmazsa, bu teminattan [Ebu Daardan] faydalanmt.
Yazarlar, bu rnekten hareket ederek ii, komnizmin,
slmiyetin temel bir gereine cevap verdiine kadar var
drdlar. slmiyetin, sosyal meselenin kkeniyle ilgilen

SLMYET V E KAPTALZM

57

diini ve kapitalizm, sosyalizm, komnizm denilen mo


dern sistemlerin getirdikleri zm yolunu aan bir
zm yolu getirdiini gstermek iin, mslman eilimli
saclar da bunu kullandlar. Ebu-Daara ait olduu var
saylan fikirlere, yani servetin, zekt yoluyla tekrar-dalmma dnmek yetiyordu. Bu tez ilerde tartlacaktr.
unu gznnde tutmak gerekir: Snnetin ve Orta
a tarihiliinin yar-efsanevi Ebu-Daar', din gerekirliklerin dnda, zenginlerin ve gllerin lks ve bask
s karsnda, yoksunluk iindeki yoksullarn protestosu
nu dile getiriyor. Bu akm, ayrlk ve devrimci ekiller
de olduu kadar, zararsz ekillerde de varoldu. Ama ke
sin bir etkisi olmad. Bu akm, hayatnn sonlarna do
ru, Muhammed'in kendisinin eilimlerine de aykryd.
1948de, El-Azhar'n din bilginleri, Ebu-Daara dayanarak,
slmda komnizmin varolduunu iddia edenlerden biri
ne kar, Kuranm ok ak buyruklarn, hakl olarak,
ileri sryorlard. Gerekte Kuran, cimrilie ve israfa
kamayan lml bir cmertlii tlemektedir. (17;31/29;
25:67). Mesel, miras hakkmdaki buyruklar, edinilmi
ve Tanr tarafndan kabul edilip dzenlenmi servetlerin
var olmasn (kararlln, salamln) gerektirmekte
dir. Bir bakma, bundan dolay, byk slm niversite
sinin [kard] fetva: islmda komnizm yoktur (37)
diye bildirmekte gerekten hakldr.
Baz Orta-a mezhepleri de, servet dman bu y
nelimi, az-ok keie ve din, az-ok etkinci ve devrimci
bir tonda derece derece kendi paylarna benimsediler.
Ama bunlarn pek snrl bir etkisi oldu ya da programla
rnda bu konuda temel olan iktidar yolu zerinde brak
tlar. Geri eitli lkelerde iktidar uzun yllar elinde tu
tan tsmailiye mezhebi, edinilmi servetlere kaba bir e

58

SLMYET VE KAPTALZM

kilde saldrd ama, Tunus'da sonra da Msrda iktidara


gelince, bu hakka hibir ekilde dokunmad. Yalnz, bu
nun bir kolu gibi grnen Karmat hareketi, Dou Ara
bistan'da Bahreynda iktidara geince hr insanlar ara
snda (Karmat cumhuriyetinde birok siyah kle vard)
bir ibirlii sistemi kurmutu. Bu, Devletin yoksullarn
yararna, hayr ilerini finanse etmesi iin, zenginlerden
ar vergiler almasn gerektiriyordu. Ksacas, Byk
Britanya gibi, sosyal hizmetlerin gelitii bugnk dev
letleri, gerekli deiiklikleri gznnde tutarak, az-ok ha
trlatan, bir eit welfare state (sosyal devlet) vard.
Kurandaki idealden ayrlmak istemeyen mslmanlarm aradklar yce adaletin, yukarda anlatlanlarla, bir
ok bakmdan, gerekten ilgisi vard: Tanrmn koyduu
ilkelere gre ynetilen ve lhi Kanun nazarnda btn
mminlere eit davranan, mslman topluluun iinde
en zenginlerin katlmasyla, en yoksullar yararna bir yar
dmlama uygulayan bir Devlet. slm tarihinde ok g
rlen reformcu ve devrimci hareketlerin tekrar tekrar
gerekletirmek istedikleri, bu idealdir. Bu, snfsz bir
toplumun lks olarak tanmlanmtr. Snf kelime
sinin objektif bir tanm yerine, sbjektif bir tanm, ba
zlarnn belli imtiyazlara sahip olmalarna, dierlerinin
bunlardan yoksun braklmalarna yol aan yatay sos
yal tabakalar arasnda hissedilen ayrmlar gznnde tu
tan bir tanm kabul edilirse, merulaabilecek bir for
mldr bu. Mesel, Fransz Devrimi, snf, yani n
ceki tabakalar (soylular, din adamlar, tiyerzeta) orta
dan kaldrlp, btn Franszlar artk kanun nnde eit
olunca, snfsz bir toplum kurduunu sand. Mesel, zen
ginlerle yoksullar arasnda devam eden ayrmlar, birok
larnca, eitsizliin yok edilemeyen kalnts, yani snflar
arasnda bir aynm yaratmaya hi de elverili olmayan

SLMYET VE KAPTALZM

59

ve byklerle kkler, gllerle gszler arasndaki


ayrm kadar tabi, bir kalnt olarak kabul edilmiti. Ay
n ekilde, Orta-a mslmanlarnm ounluu iin, bu
dnyada bu ile grevli devlet memurlar ve yarglar ta
rafndan doru bir ekilde uygulanan ilahi kanun nn
deki eitlik, [bir] idealdi. Hr insanlarla kleler, toprak
sahipleriyle mltezimler, zenginlerle yoksullar arasnda
ki ayrmlar, eitsizliin yaratt ve yok edilemeyen ka
lnt, kanlmazd ve ktye kullanlma hali dnda,
bu dnyada bir Devletin eriebilecei [mmkn] tek
eitlie zarar vermiyordu.
Gemi zamandaki insanlar, devirlerinin artlarna
uygun dmeyen bir ideale eriemediler diye sulanamaz
lar. Ama kendi idealimizi bu devire aktarmak ve onu suni
bir ekilde orada kefetmeye kalkmak da bir o kadar
samadr. Bugnk bilincin [gerektirdii] istekleri, ge
mi bir devrin gerekirliklerine indirgemek de, kelimenin
dar anlamyla, gerici bir harekettir. Ne Kuranda tasar
lanm adalet, ne de Kuran'in etkisiyle Orta-a msl
manlarnn tasarladklar adalet, modern idealin gerek
tirdii adalettir. Bunun bilincine varmak gerekir.

BLM III
ORTA A SLM DNYASINDA
EKONOMK UYGULAMA

KAPTALSTMS (Capitalistique) SEKTR


Kuran ile Snnetin teorik tutumunu akladmz
iin, imdi pratikte bunun hangi lde gznnde tutul
duunu ve kapitalist sosyo-ekonomik kurulu ada de
virden nce hibir mslman lkenin ekonomik rejimi
olmadna ve bu da herkese kabul edildiine gre, s
lm dnyasnn kapitalist bir retim tarzn ya da kapitalistimsi bir sektr tanyp tanmadn incelemek ge
rekiyor.
Kapitalistimsi sektr, phesiz ki, eitli grnler
de gelimitir. Bunun en ak grneni, ticar olandr.
slmiyet devrinde kapitalistimsi ticaretin gelitii her
kese bilinmektedir. Burada bunu zetlemekle yetinebi
liriz.
slmiyetin doduu toplum, Mekke toplumu, kapi
talistimsi ticaretin merkeziydi. Mekkeliler, Kurey kabi
lesinin mensuplar, sermayelerini, ticaret yaparak ve faiz
le dn vererek, Weber'in deyiiyle, rasyonel bir ekil
de verimlendiriyorlard. Nakit sermayelerini meta almsatmyla artrmak istiyorlard. Seremoniel, ahlk ve
din hibir ey, onlarn btn kr frsatlarn kullanma
arzularm dindiremiyordu. Kuranm da onlarda knad
budur. Airet (kabile) reislerinin nfuzlarn [artran]

64

SLMYET VE KAPTALZM

cmertlik gelenei silinmeye yz tutuyordu. Arada bir ya


plan din trenlerin tek amac, Mekkeli tccarlarn uy
guladklar rasyonel ilemlerde Tann'nm inayetini garan
ti etmekti. Gerekte, Kari Polanyi'nin deyiiyle, gemin
den kurtulmu (unembedded) bir ekonomi sz konusuy
du. Ekonomik faaliyetler, srekli ekonomik kurulular
halinde yani ticar toplumlar halinde gruplandrlm eko
nomik roller erevesi iinde gerekletirilmiti. Ve bu
toplumlar arasndaki ilikilerin yaps, klan (1) gibi, eko
nomik olmayan bir muhtevaya brnm deildir. Eko
nomik bir yapyd ve bu i-ilikiler sz konusu olunca,
fiyatlarn esas itibariyle, arzla talebe bal olarak dalga
lanr grnd bir pazardan ibaretti. Kendilerine kr
salayan transit ticaret alannda Komu Devletlerle ticar
ilikiler sz konusu olunca, Mekkeliler, [bu] Devletle
rin (2) empoze ettikleri sabit edeerler sistemlerine, bir
dereceye kadar, bal kalyorlard. Ama bu sistemlerin
ksmen uyabilecekleri ekonomik dnceler onlardan gel
miyordu, yabanc toplumlar tarafndan onlara empoze
edilmiti. O halde H. Lammens ile (3) M. Hartmann (4),
bir lye kadar kapitalizmden sz etmekte hakldr
lar. Bununla beraber, Mekke, geni Arap yarmadas iin
de, pazar iin pek az retim yapan ve esas itibariyle, ge
im ekonomisi safhasnda kalm bir adackt sadece
Arabistandan geen Baharat yolu (ticareti), zellikle Kureyliler gibi (5), ulatrm salayanlara, muhtemelen de,
kervanlarn getikleri yerlerde bulunan kabilelerin (ai
retlerin) reislerine nakit gelir salyordu. Bu da; Arabis
tann belli bir ksmnda geleneksel hayat sarsmaya ye
ter grnmektedir. Ama bu, gerekten kapitalist bir eko
nomi iin, bir hareket noktas olabilmekten ok uzakt.
Ticar ve mal sermaye retici faaliyete nasl katlabile
cekti? Ne gibi bir retim sz konusu olabilirdi? ve bu
retim hangi pazarlara akacakt?

SLMYET V E KAPlTALZM

65

Sonra bir devir geldi Araplar muazzam bir impara


torluun efendisi oldular, ele geirdikleri topraklardan
ve bu topraklar zerinde yayan halklardan dolayl ya da
dolaysz ekilde aldklar vergiden byk krlar salad
lar. yle grnyor ki bu devirde bol karl dar g
revlere kendileri getikleri ya da yeni Devletin btn fa
tihlere balad aylklarla yetindikleri iin tebaalarnn
ticaretle uramalarna ve faizle dn para vermelerine
seve seve raz oldular. Bununla beraber S. D. Goiteinin
belirttii gibi, baz Kureyliler, atalarndan grdkleri
ticaretle uramaya devam ediyorlard. Mesel, kendisine
aylk balanm olan ve bo vakitlerinde hukuk ve tari
h hadisleri toplayan rnek din adam Said bnl Musayp bunlardan biriydi (6).
Abbasi isyan (750) sonunda kabilelerin (airetlerin)
eitlii, nfusun byk ounluunun mslmanl ka
bul etmesi ve mpaartorluun nemli bir ksmnn
Araplatrlmas salannca, ticaret en azndan tabii ha
yat artlarnn elverdii lde, halkn btn tabakalar
arasnda yayld. Vaktiyle ayrlm bulunan topraklan da
iine alarak imparatorluun genilemesi bu faaliyeti ala
bildiine artrd, ortak bir evre iine yeni ve eitli metalar soktu. O zaman slm mparatorluunun ktisad
gelimesinin, her eyden nce de ticar gelimesinin kla
sik devri balad. Faaliyette bir azalma olsa bile bu dev
renin, genellikle 14. yzyln sonuna kadar srd ka
bul edilebilir. Tccarlar Weberin kapitalistimsi faaliyeti
belirten kriterlerine uygun ekilde davranyorlar, kr et
menin tadna varyorlar, giderlerini, gelirlerini ve kazan
larn nakit olarak hesaplyorlard. Buna binlerce tank
gsterilebilir. 14. yzyln byk sosyologu ve tarihisi
F. 5

66

SLMYET VE KAPTALZM

bni Haldunun ticaret tanmn okumakla yetinebiliriz.


Hibir pheye yer brakmyan bir tanmdr bu:
Bilmek gerekir ki ticaret ucuza mal alp pahal
satmak ve bylece balang sermayesini artrarak ka
zan salamaktr. Kleler, hububat, hayvanlar ya da ku
malar maldrlar. Bu arta kr denir. Bu kr ya mallar
kapatp pazar fiyatlarnda bir ykselmeyi bekleyerek el
de edilir; fiytlardaki bu ykselme byk bir kr brakr;
ya da sz konusu mallar, talebin yksek olduu bir ba
ka blgeye nakledilerek salanr. Bu ilem de byk birkr brakr. Ticaretin esas nedir diye soran birine ihti
yar bir tccar, bunu sana iki kelimeyle cevaplandraca
m diyordu: Ticaret, ucuza aldn pahal satmaktr (7).
Bizim akladklarmz o byle anlatyordu.
Yazarn (bni Haldunun) szlerine, tccarlarn ku
surlar hakknda soylu bir kii olarak sylediklerini il
ve edelim: ticaretle uraanlarn mnasebette bulunduu
insanlar iinde namuslu olanlar pek azdr. Bor verdik
lerinin ou borlarn inkr ederler. Borlular ancak sz
anlamaz, kavgac alacakllara olan borlarn dedikleri
iin binlerce gl gze almak gerektir. Bu gibi eyle
re alk olmayanlar ticarete atlmamaldrlar. Bu meslek
te ister istemez kurnaz, kt, kavgac, boboaz olmak
gerektir. Pek az tccar kendini bu kt alkanlklardan
kurtarabilir. Bunlar da mesel mirasa konduklar ya da
talih yzlerine gld iin balangta sermayesi olan
lar ve uzun yllar ekie ekie pazarlk etmek zorunda
kalmayanlardr. Bu onlara, sermayelerini verimlendirmek
ve zellikle sekinler arasna katlmak imknn verir (8).
Aka grlmektedir ki, evresindeki aydnlara de
rin bir ekilde nfuz etmesini bilen bn Haldun'a gre,

SLMYET V E KAPTALZM

67

normal tccar her yerde ve her zaman, btn imknla


ryla para kazanmaya alan kimsedir. Borlarn den
mesindeki gecikme alacaklya zarar verir nk bu sre
iinde o, sermayesini verimlendiremez (9) diyor. Bundan
dolay, tccarlar sermayelerini iletmeden duramazlar.
On birinci yzyla doru yazlm bir ticaret kitabnda
ilerini Weberin kapitalist ekonomi hakkmdaki kriterle
rine tamamen uygun bir ortam iinde yrten birok
tccar tipi tanmlanmaktadr. Mal ucuza kapatp uygun
bir ortamda yksek fiyata satan tccar vardr. Mallarn
satt memleketlerdeki fiyatlar ve gmrk vergileri
hakknda gn gnne bilgi edinmesi gereken ve tat
masraflarn gznnde tutarak, fiyatlarn ve krn
doru olarak hesaplayabilen gezginci ve ihracat tccar
vardr; bu tccarn, sz konusu lkede gvenilir bir ada
m ve mallarn korkusuzca boaltabilecei bir ambar
olmaldr. Bir de gvenilir birini semek zorunda olan bir
baka tccar vardr. Bu elkitabmm verdii tler de ay
n ortam iinde yer almaktadr. Mesela, bir ticarette ba
ar salanmazsa, hazreti Muhammetin yapt gibi, bir
baka ticaret denemeli. Fiyatlarda indirim yapmasn,
hediye vermesini bilmek gerektir. Bu el-kitabmda belir
tildii gibi, fiyat indirimi mteriyi ekmek iin salk
verilmitir. Oysa mam Gazali, bunun, Tann'nm ltfuna ermek, hemcinslerini imana getirmek iin yaplmasn
tler (10).
Btn bu kr peinde komann nakit bir temele
dayand konusunda da bn Haldun aka yle de
mektedir: Tanr, altnla gm, her trl servet biri
kiminin ls olsun diye yaratt. Yeryzndeki ou in
sanlar iin, elde edilen servet ve mal altn ve gmten
ibarettir. Baz artlarda baka eit mal edinmenin tek
sebebi, dier metalann pazarda tbi olduklar, ama al

68

SLMYET VE KAPTALZM

tnla gm etkilemeyen, fiyat dalgalanmalarndan ya


rarlanarak bu deerli madenlerden mmkn olduu ka
dar ok elde etmek arzusudur. Her kazancn, her mal
edinmenin, her servetin temelinde altnla gm var
dr (11).
Ortaan mslman memleketlerinde yazlm eko
nomi kitaplarnda iblmnden dolay mal ve hizmet
mbadelesinde gerekli l olarak, deerli madenlerin
(para eklinde olsa da olmasa da) nemi hakknda akseik ve bugn bile geerli tanmlara rastlanr. Bu kitap
larda i blm, insanlarn tabi ve kltrel ihtiyala
rnn oalmas sonunda meydana gelen teknik uzman
lkla aklanmtr (12).
Btn bunlar, Marxm dedii gibi, toprak servetin
den ayr nakit bir servetin meydana gelmesini mi sala
d? phesiz, Ortaa slm dnyasnda muazzam nakit
servetler ve deerli madenler vard (13). ou zaman
zenginlerin, servetlerinin hi deilse bir ksmn topra
a yatrdklar dorudur. Belki de buna kapitalist olma
yan ynde gelimenin bir (14) belirtisi diye bakld. Ama
topraa ve ticaret alanna ne oranda bir yatrm yapl
dn bilmiyoruz. phesiz ki bu, zamana, mekna ve
artlara geni lde bal olmutur. Gvensizlik dev
resinde topraa yatrm yapmann zararl olduunu be
lirten gene bn Haldundur. Dzen ve bar devresinde
ise, topraklarn deeri artar ama hibir zaman bol ge
lir salamaz bu. Toprak sahibi lks ihtiyalarn kar
lamak iin toprak rantna bel balyamaz. lnce oluk
ocuk ortada kalmasn, isizlik ekmesin diye toprak
satn almak iyidir. Bylece onlarn geimleri salanm
olacaktr. Bazlarnn toprak speklasyonu yaparak ve
nitelii bakmndan bir art-deer salayan topraklar sa
tn alarak, byk servetler elde ettikleri olmutur. Ama

SLMYET VE KAPTALZM

69

o zaman, asker aristokrasi toprak sahibini mallarndan


eder (15). Bu genellikle byledir. Bu metne gre, ger
i toprak mlkiyeti byk bir nem kazandrabilir ama
aslnda nemli olan nakit servettir. nk topraa ya
plan yatrmlar servetin sadece tli bir ksmdr.
Ortaa slm dnyasnda ticaretteki byk gelime
retimin hi deilse bir ksmnn pazara, mbadele deer
lerine doru yneldiini gstermektedir. Gerekten de,
belirtildii gibi, bu ticaretin nemli bir ksm, mslman
memleketlerdeki retim yaplarn hi etkilemeyen tran
sit ticaretti (16). Bu ticaretin byk bir ksm ierde ya
plyordu ve slm dnyasnn eitli kesimlerindeki rn
lerin mbadelesinden ibaretti. Bu da, el sanayi ve tarm
rnleri alannda gerekten mahalli bir uzmanln mey
dana geldiini gstermektedir. Ortaa Arap dnyasnda
ki btn corafya eserleri, bu uzmanlama ile ilgili belirt
melerle doludur. Bu eserlerin bir ehre ya da bir blgeye
ayrlan blmlerinde bundan sz edilmektedir. Mesel, B.
Spuler'in 7. ve 11. yzyllar arasnda randa ticaret adl
incelemesini sayabilriz. Bata Ray, Kazvin, Kom olmak
zere Kuzey ve Dou ehirleri, zellikle kuma ihra edi
yorlard. Bu kumalar ou zaman yapldklar ehrin
adn tayorlar ve baz durumlarda Avrupada bile sat
lyorlard. Baz ehirler ipei eitli ekillerde iliyorlar
d: am ipeklisi, atlas gibi... br ehirler pamuk, deri,
ksele, hah yapmyla n salmt. Sabun, merhem, gl
suyu, lavanta, balmumu, bal, safran, ivit ihracatnda
bata gelen ehirler ve blgeler vard. Bu incelemelede
pazarda satlmak iin kuru meyva, eitli meyva, zellik
le hurma, eker kam ve baharat ekimi yapld da be
lirtilmektedir. Pazarda satmak iin at, deve yetitiriliyor
du. Hazar Denizinden, Basra krfezinden kurutulmu ba
lk ihra ediliyordu. Baz ehirlerde, ihra edilmek zere,

70

SLMYET V E KAPTALZM

silahlar, tencereler, bakr kovalar, teraziler, mobilyalar


yaplyordu. Mobilyaclk zellikle kerestenin bulunduu
blgelerde: Puank'ta, btn Afganistanda, Mazanderan
ve Semarkantda gelimiti (17). Bol miktarda ihra edi
len yiyecek maddeleri arasnda, Frat yoluyla Badat ve
evresine gnderilen Suriye zeytin yan, aa Irak'n
ya da Arabistann (18) hurmalarn sayabiliriz. Bunlarn
pazarda satlmas, belli bir blgedeki tarmsal retimin
bazan tek tip retime kadar varan birekilde rgtlendirilmesini gerektiriyordu. Baz yiyecek maddeleri hakkn
da bildiklerimiz bu pazarlamaya doru gidii gstermek
tedir. retim blgeleriyle, uzak yakn dier blgeler ara
snda, ayn bir maln byk fiyat farklaryla satld (19)
belirtilmektedir. Ekonomi kitaplaryla szlklerde pa
zar fiyatnn oluumu (20) hakknda teorik grler ileri
srlmektedir. eriat, arz ve talebe aykr (21) uygulama
lar knamaktadr. Szde Peygambere ait bir hadis, fi
yatlar yetkililer tarafndan tespit edildii iin, zorla kabul
ettirilen tarifeleri yermektedir (22).
Ne yazk ki miktarlar hakknda bir bilgimiz yok. Ay
n ada Avrupada olduu gibi, btn mslman mem
leketlerdeki sektrlerin ounda geim ekonomisinin ar
bast phesizdir. Fakat baz rnleri d pazarda sa
tlan ehirler ve blgeler hakknda elde edilen bilgiler
pazar iin retimin ok gelimi (23) olduunu gster
mektedir. Geimini ancak evresindeki ve uzandaki
kylerden salayan ehirlerin okluu ve meslek uzman
lamadaki art gznnde tutulursa bunun baka tr
l olamyaca anlalr. Aka grlmektedir ki dal bu
dak salm btn bu zanaatkrlk pazar iin yaplan son
derece nemli bir retimi temsil ediyordu.
Ticar sermayenin tamamen kapitalistimsi yndeki

SLMYET VE KAPTALZM

71

bu gelimesine, mal sermayenin ayn yndeki gelime


sini de katmak gerektir. Lammens Kureyli (26) ban
kerlerin saysn ve faaliyetini abartm da olsa, slmiyetin doduu Mekke toplumunda da faizle dn ve
riliyordu ve mal sermaye gelimiti. Kuran'm ribay
yasaklamasna ramen, daha sonralar alabildiine uy
gulandna hi phe yoktur. arkiyat tarihilere kar
deil, fakat ekici birka Arapa kelime kullanan ba
z iktisatlara, hukuk yazarlarna ve vlgarizatrlere
kar bu kitapta ispatlanmas gereken budur. Bunlar,
mslman memleketlerde modem anlamda her trl
ekonomik faaliyetin, Ribanm yasaklanmasyla nlenmi
olduunu ispat ettiklerini sanyorlar. Kendilerini az
ak dinleyen ya da Araplara atp tutan rk bir tezi ka
bul etmeye can atan kimseler karsnda konuuyorlar
ve bazen bu tez, modern dnyadaki para hrsn km
seyen idealize edilmi geleneki bir medeniyete kar du
yulan sahte bir hayranlk eklinde sunuluyor.
slmiyetin M. Hamidullah gibi modern savunucula
rnn bile, ribaya konulan yasan klsik devirde geni
lde uygulandn iddia etmeye kalkmadklarn be
lirtelim. slm Devleti faizsiz dn verdii iin, yasak
lamay kredinin milliletirilmesi yolunda bir deneme
diye yorumlayan M. Hamidullah, bu hkmlerin ancak
halife I. mer (634 - 644) zamannda (27) uyguland
n ortaya koyuyor. merin halifelii Snnilerce idealize
edildiinden, bu bile phelidir. Fakat ok daha sonraki
kaynaklarn tarih deeri kabul edilse bile, yz yllk
bir tarih boyunca sadece 10 yllk bir devre sz konusu
olacaktr.
Grld gibi, Ribanm yasaklanmas pratikte pek
etkili olmad nk din bilginleri teorik yasaklamalar

72

SLMYET V E KAPTALZM

kitabna uydurmakta ustaydlar. Buna Arapada hileyi


[eriye] denir. Bunlar aklayan (erheden) zel kitap
lar vardr. Ebu Bekir el Keaf (lm 874), Ebkerim
Mahmud el Kazvini (lm 1050) ve Muhammed bnl
Haan eyhbani (lm 804)in bu konudaki kitaplar
baslm ve S. Schacht (28) tarafndan ksmen tercme
edilmitir. Drt Snn mezhebi iinde en yaygn olan
Hanefilikdi (el Keaf ile ehban hanefiydi). Bu mezhebe
gre, zaruret yasak dinlemez. Mslmanlarn byk o
unluunun hanefi mezhebini kabul ettiklerini ve bunun,
modern devrin en byk mslman devleti olan Osmanl
mparatorluunun resm hukuk retisi haline geldii
ni belirtelim. Malik ve af mezhebi uzlamaz iki mezhebtir. Hileyi eriyelerden bazlar bu mezheplerce de
kabul edilmitir. Mesel bu hilelerden birkan grelim.
Masamn stndeki bu kitab bir ylda denmek zere
120 franka birine satyorum. Fakat hemen pein 100 frank
' deyerek kitab ondan geri alyorum yani bu kimseye
100 frank veriyorum kitap bana kalyor. Ayrca bir yl
sonra 120 frank daha alacam. Faizle dn para ver
mi olmuyorum. Sadece satm ve satn alm oluyorum.
Bu ilemde hile aka grlmektedir Bununla beraber,
ylesine yaygn hale geldi ki Ortaada (29) bat Avrupa
lIlar bu tip anlamay Arapa adn deitirmeden uygu
lamaya baladlar. Pascal 1656da Bir Taralya 8. mek
tubunda bu muhataral satm faydalarn sralayan ve
Efendiciim sadece ad yabanc diyen cizvit papazyla
alay eder. 1679'da Saint-Office'in yaynlad bir kararna
me muhataral sat mbahtr grn (30) yerer.
Zaten benzer yapl toplumlarda vicdan sorunlaryla u
raanlar bu konuda, baka yoldan da olsa, ayn hilelere
bavurmak hnerini gsterirler.
jilerce otorite saylan bir hukuk kitabnda veri

SLMYET VE KAPTALZM

73

len rnei ele alalm. Ribanm (burada tefecilik anla


mnda) yasaklandm belirttikten sonra yle denil
mektedir:
Tefecilikten syrlmann bir yolu vard. Mesela Se
yit, her hangi bir ey karlnda Emruya bir lek bu
day, Emru da Seyit'e bir baka ey karlnda iki lek
buday satm olsun. Verilen eylerin deeri az olduu
ve buday karlnda verildii iin tefecilik sz konusu
olamaz nk mbadele edilen eyler ne nakden ne de
arlka (31) edeerlidirler. Ayn trden ama farkl
arlkta iki deer hibe ya da dn (32) olarak mba
dele edilirse veya aldndan daha fazlasn veren taraf,
fazla olan balarsa durum gene ayndr; meerki bu
farkl ilemler kanundan kamak amacyla yaplm zel
bir anlama konusu olmaya (33).
Kanundan kamann meru yolu bundan daha saf
asna retilemez diyen (34) mtercimin grne ka
tlmamak mmkn deil. Aslnda bu, faizle dn ver
meye msaade etmenin usulne uygun eklidir.
Yasaklamann somut uygulan ve bundan syrlma
nn hileleri hakknda bildiklerimiz nelerdir? Bu konuda
hkm verebilmek iin pek nadir ve pek az incelenmi
ariv belgelerinden yararlanmak ya da Arapa, Farsa ve
Trke yazlm ynlarca eseri dikkatle incelemek ge
rektir. Bu gne kadar bu metinlerin pek az incelenmi
tir. Gene de birka karakteristik olgu zerinde durabili
riz.
Byk bir islmiyetinin dediine gre tefeciliin
yasaklanmas, para ticaretinin slm dnyasnda nce
Hristiyanlarn sonra da Yahudilerin tekeline gemesine
yol amtr (35). Bu topluluklarla yan yana bulunmak

74

SLMYET VE KAPTALZM

mslmanlara, eer tamamen uymak zorundaysalar, ken


di dinlerince yasaklanan ilemlerde dn verecek ve
bakalarnn yerine imza atacak kimseler bulmalarn
salyordu (36). Ama bu gibi endielerin hi deilse ba,z yerlerde ve baz zamanlarda yersiz olduunu olgular
bize gstermektedir. Mslman olmayan topluluklarn
ounlukta bulunduu yerlerde, mslmanlar, aktan
aa ve kimseden ekinmeden dn verme iini onlara
seve seve brakyorlard. Ama bu, mslmanlarm, ge
nellikle, tefecilikte onlarla rekabet etmelerini nlemiyor
du nk her araclk eden, eninde sonunda, parasm al
yordu. Yahudilerin, mslmanlar bu eit her trl g
nahtan kurtaracak kadar nemli bir aznlk tekil ettik
leri Fasda durumun byle olduunu ilerde greceiz.
Ama bu, hini hacette eriat bakmndan meru da sa
ylsa, mslmanlarm, ok yksek faiz getiren ilemlere
bavurmalarn hibir ekilde nlemiyordu. Dinen yasak
oluun nemi zerinde duranlara tamamen hak verdire
cek husus, birok meslein, baz dn, etnik ya da ma
halli tabakalarn zellii haline geldii bir toplumda
mslman olmayanlardan dn almann kolayl y
znden bu kimselerin tefecilikte uzmanlamaya doru
gitmeleridir. Bylece, Tpk Ortaa Avrupasmda Yahu
dilerle Lombarlarin, in'de ansi bankerlerinin bir e
it tekel kurmalar gibi, Fas ve dolaylarnda Yahudiler;
Modern Msr'da Rumlarla dier yabanclar ve Hindis
tan'da hintli tccarlar tefecilikte uzmanlatlar. Fakat,
bu tip topluluklarn sz konusu sosyal grevi hakkyla
yerine getirecek kadar kalabalk olmadklar yerde bu
ii mslmanlar seve seve kabulleniyorlard. Gene tekrarlyalm ki bu tip uzmanlarn bulunduu yerlerde bile
mslmanlarm ou bunlarla, bir baka ekilde rekabet
etmekten hibir zaman ekinmediler. Bu hususta hibir
phe brakmayan bir ka rnek verelim.

SLMYET V E KAPTALZM

75

Caizi okuyalm. Hicr II., mild 9. yzylda Irak'ta,


Basrada yaam olan zenci asll bir Arap yazardr bu.
ok zeki, ok kltrl, ok anlayl bir insand. Dei
ik ve son derece gereki bir eser brakmtr. Cimri
lerle ilgili alay dolu bu kitabnda vadeli sattn pein
para deyerek satn alan Basral iki tccardan sz eder.
Bir baka aa ve bir baka blgeye dnelim. Huku
k belgelere dayanan yeni bir inceleme Tunusun 8. zel
likle de 12. yzyldaki ekonomik hayat hakknda bir fi
kir edinmemizi salamaktadr. O devirdeki Tunusta fa
izle dn verildii ve vadeli sat yapld grlmek
tedir. Tunus sarraf - bankaclarla doluydu. Bankerler ti
caretin nemli bir ksmm kontrol ediyorlard, yle g
rnyor ki, toptanclarn, keten, pamuk, zeytinya tc
carlarnn, kasaplarn, zahirecilerin bu bankerlerde (al
tn para olarak kaydedilmi) hesaplar vard. Gelirleri
nin bir ksmn (gm para olarak)) onlara yatrarak
bu hesaplar oaltyorlard. Kendilerine mal salayan
lara bankerler aracl ile deme yapyorlard. Gm
para verip altn para almann (ya da almak zorunda kal
mann) riba olduunu ve bunun, zellikle, o devirde Tu
nus'ta hkim olan Maliki mezhebince yasaklandn be
lirtelim. Demek ki riba ile ilgili din kurallar ihll edil
mekteydi. Bundan dolay, o devirdeki dier ticar ilem
lerin de ihll edilmi olmas ok muhtemeldir ve bunun
insanseverlik ve merhamet duygularyla yapldn d
nmek safdillik olur. 1087ye doru Mahdiada rehin
karl dn verenlerin ve esnafn elinde saysz mev
duat bulunduu belirtilmektedir. Yararlandm incele
meyi yaznn iaret ettii gibi, faizsiz denilen dn ver
melerle birlikte yaplan baz vadeli satlarn neler ola
bileceini tahmin edersiniz. Baz tccarlar zeytinya ya

76

SLMYET V E KAPTALZM

da budayla ilgili bu tr ticari ilemlerde uzmanlam


lard (38).
slm edebiaytmda tefecilerle ilgili ikyetlerden an
laldna gre, faizle dn verme geliiyordu. Mesela,
11. yzylda smailiye mezhebinin propagandaclarndan
Nair Hsreve atfedilen farsa yazlm bir iirde te
fecilerin kt niyetlerinden sz edilir. Yoksullarn ka
nn emen aalk insanlardr bunlar ve gidecekleri yer
Cehennemdir. Belli bir kazan uruna ruhlarn satan
insanlara nasl gvenilebilir? (39). Bu son yaknma, zel
likle mslmanlarm sz konusu olduunu gstermekte
dir.
Avrupal bir gzlemcinin belirttiine gre, 17. yzy
ln ortalarna doru Osmanl mparatorluunda, stan
bulda mescitlerin mlklerini ynetenler, byk camilerinki gibi geni mlklere sahip olmadklarndan, ba
yoluyla gelen paralar %18 faizle dn vererek kendi
geimleri iin gelir salyorlard (40).
Farsa bilen ve 17. yzyln ikinci yarsnda uzun bir
sre ran'da kalm olan valye Chardin lkenin sar
raf ve bankeri olan Yahudilerle Gentil Hintliler tefeci
lik yapyorlar fakat mslmanlar da kendi imknlar
lsnde buna katlyorlard, diye belirtir. Faiz oran
tccarlar arasnda 0/ol2 dierleri iin bunun iki katdr.
Hileyi eriyeye bavurmann bir yolu da dn verilen
mebla u kadardr diye tanklar gstermektir, oysa as
lnda verilen para daha azdr (41).
20. yzyln balarnda bir ticaret ehri olan Fasla s'la
ilgili ok geni bir incelemeyi grelim. Hemen belirte
lim ki Fasta ekonomik faaliyette bulunanlar (bugn de
olduu gibi) genellikle mslmanlardr. Yahudiler ikin-

SLMYET V E KAPTALZM

77

ci derecede bir rol oynuyorlard. Yazar, olup bitenleri


yle zetlemektedir:
Bilindii gibi, eriata ya da hi olmazsa bunun Malikilerce yaplan yorumuna gre faizle dn vermek
kesin olarak yasaktr. Gene bilinmektedir ki mslman
tccarlarn ou, bu buyrua riayet etmekle beraber,
faizle dn para verirken ya da vadeyle mal satarken
gze aldklar rizikolar salama balamann yolunu bul
mulardr. Fas bu genel kuraln dnda deildir: Rene
Leclerc bu ehirdeki eski bir ticar detten sz eder. Bu
dete gre, deme kabiliyeti olmayan tccar, polienin
vadesi sona erince, anlama artlarna gre (42) yllk
0/o6 hatta daha fazla bir faiz der.
Ayn yazar Fastaki ngiltere konsolosu yardmcs
nn 1883 tarihli bir raporundan sz eder:
Tefecilik slm'da yasaktr ama buna ramen uygu
lanr. Bu yle olur: dn isteyen, dn verenden
uzun vadede ama deerinin yzde otuz, yzde elli hat
ta daha fazlas zerinden denmek artyla, mal (eker,
pamuk, v.s) satn alr. Bylece, dn alan kimse malla
r ou zaman dn verene dk fiyatla satar. Ama
havalarn kt gittii yllarda bu alacaklar denmeyebi
lir. Bu uygulamalar, dier ehirlerden daha ok Fasta
yaygndr- (43).
Faizle dn verme hakknda eriat buyruklarnn
kesinlikle uygulandna inanabilecek olanlar ayn kitabta anlatlan olay okumaldrlar. Bu olay, 1896 ylnda
Fasta Fransann kosolos yardmcln yapm olan Michaux-Bellaire grmtr. Kendisinin birok Fasl dostu
vard. Bu devirdeki Fas hakknda ilgin gzlemlerde

78

SLMYET VE KAPTALZM

bulunmutur. Dindar bir mslman olan Fasl bir tc


car ziyaret eden Michaux-Bellaire iren bir durumla
karlar. Bu koyu mslman paralarn bir kasaya
koymakla meguldr. O srada bir baka tccar ondan
dn ister. Veremeyeceini syler. Sonunda, kendisinde
bulunduunu iddia ettii ama gerekte bir bakasndan
satn aldrd ekeri tccara dn verir. Adamcaz bu
szde mal (aslnda /o100 faizle) ay iinde ona geri
vermek zorundadr. Bu ylda %400 faiz demektir. Bir se
net imzalanr ve dn alann evi rehin gsterilir. Fakat
borlu borcunu vadesinde deyemediinden, kendisine
bir vade daha tannr, buna karlk da borcu iki katna
kartlr. Adamcaz borcunu hibir zaman deyemeye
cei iin, rehindeki ev, deerinin drtte birini bile kar
lamayan bir fiyata alacaklya kalr. stelik, zorla ka
bul ettirdii ekeri dk fiyata tccardan geri almakla,
borlusunun borcunu deyememesine katkda bulunmu
olduunu da biz ilve edelim. Bu yetmiyormu gibi, bir
de kalkar bir hizmette bulunduunu, mslmanlarm bir
birlerine yardm etmesi gerektiini belirterek dinden,
ahlktan dem vurur (44). Yzlerce defa tekrarlanan bu
olay, mslmanln kurallarnn ktisad ilikiler ala
nnda yksek bir ahlkllk salayaca hakkmdaki b
tn bu yrekler acs samalklarn gerek yzn gs
termektedir.
Kutsal Mekke ehrinde bir yl (1884-1885) kalm
iyi bir gzlemcinin ekonomik hayattaki alkanlklar hak
knda yazdklarn da grelim. Mekkedeki yerli mslmanlar sadece ticaretten deil, kredili satdan da b
yk krlar salyorlard. eriat, tefecilii gerekten yer
mektedir ve %50 faizle dn verme kyamet gnnn
yaklatnn belirtisidir diye anlatlmaktadr. Ama tefe
cilerin ou eriat ihll etmekte hibir saknca grmez

SLMYET VE KAPTALZM

79

ve eriatla ilgili her yorum onlarn iine yaramaktadr.


in iinden syrlmann yollan vardr. En ok uygulananlann sayalm: 1) Bor senedine, belirli bir tarihte
denecei belirtilen daha yksek bir mebl yazlr;
2) dn veren, dn alana, daha sonra denmek zere
yksek fiyatla herhangi bir ey satar ve bu satt eyi
ok dk bir mebl karlnda ondan hemen geri
alr. Bu yolda Hintlilerden aa kalmayanlar vardr. Fa
izle dn vermek asl uralar olmad halde, Caval'dan, ellerindeki bor senetlerine gre 5000 il 8000 ster
lin alacakl olan Mekkeliler tandm, dn verilen meb
la, gerekte, bor senetinde belirtilen miktarn yars
bile olmad halde, alacakllar Java'da ktisad durumun
ktye gitmesinden umutsuzlua kaplmlard, dn
verenlerin ou Orta snftand. Tefecilikle uraan Mek;
kelilerin Kyamet gn yaklayor diye korkmalar gere
kirdi. Fakat faiz (riba) kelimesinden dikkatle kanl
mt. Mekkelilerin amac faiz deil kr d. Tefecilik
te Hintlilerin en ciddi rakipleri Hadramutlular arasn
dan kyordu. Hepsi de Mekke'ye be parasz geliyorlar
fakat evreye hemen uyuyorlar ye her trl yoksunlua
katlanyorlard. nce Mekkede gndeliki olarak al
yorlar bylece teknik bilgilerini artryorlar, bulunduk
lar yerdeki insanlar iyice tanyorlar ve bundan en ksa
zamanda yararlanmaya bakyorlard. 2,5 sterlin kazan
m n drt yandaki bir ocuk hemen tefecilie bal
yor ve verdii borcun vadesi sadece birka ay olduu
halde %100 kr ediyordu. Mekkelilerin gerek samal
inek olan haclar nasl yolduklar yle anlatlmakta
dr: tadabilecei her trl zevkin Mekkede bulunduu
nu gren hacmin paraya ihtiyac olduunu sezinleyen ye
ni dostu, zengin bir aileden olduunu anlamsa ona Mek
ke usulnce para vermeye hazrdr. Borlu, aldnn iki
kat bir mebl iin bor seneti imzalaynca buna tatl

80

SLMYET V E KAPTALZM

kr denir. Yazar, aslnda bu szler hibir faiz istenme


dii anlamna gelir (yani anlamna gelmesi gerekmekte
dir) (45) diye bir de not eklemi.
Btn ada mslman memleketlerde tefecilerin
ktlklerini anlatan bir yn esere bavurmaya ihti
ya yok (46). Sosyal meselelerle az ok ilgili olup da bu
ktlklerden sz etmeyen eser, bunlar saptamayan gz
lemci yoktur. Faiz oranlarnn ok yksek tutulduu sk
sk grlr. Borlu da alacakl da eriat karsnda ken
dilerini temize kartmann yolunu bulurlar. Mslman
memleketlerde tarm kredisi veren kurumlarm meydana
gelmesini salayan ou kanunlarn asl amac, kylleri
tefecilerin penesinden kurtarmak ve onlara makul bir
faiz oranyla kredi vermektir. Tefeciler bu bankalardan
dk faizle aldklar kredileri, bylesine karmak kurumlara bavuramayan kyllere daha yksek bir faiz
oranyla dn olarak verirler. Cezayirli bir Fransz hu
kuk yazar yle diyor: (Kuzey Afrika'da) faizle dn
verme sadece geni lde uygulanmakla kalmad, tefe
cilik de akln almayaca bir gelime gsterdi bu usul
lere akl sr erdirmek mmkn deil (47). E. Michaux
Bellaire, tefecilik Fas'ta ekonomik hayatm (48) aynlmaz
bir paras haline geldi; tefeciliin, hakiki bir kurum
ekline brnecek kadar Fas'taki ticar trenlerin tamam
layc bir paras haline geldii, buna dokunmaya kimse
nin cret edemedii hatta eriatn bile sadece ona uy
makla kalmad, yce menfaatleri tehlikeye drme
mek iin tefeciliin hizmetine girdii phesizdir. Her
yerde tefecilik yaplmaktadr (49) diye belirtiyor. Ceza
yirde tefeciliin nlenmesiyle ilgili franszca bir karar
namede (17 temmuz 1936 tarihli kararname) Cezayir
genel Valilii ve Basavclk tarafndan birok genelgenin
yaynlanmasna yol aan ve gittike artan ikyetler Ce-

SLMYET VE KAPTALZM

81

zayirli tefecilerin Avrupallara ve yerlilere kar davran


larnn ne kadar utan verici olduunu ve dn verdik
leri paralardan saladklar ar krlar ne kadar ustaca
sakladklarn gstermektedir (50) deniliyor. Resm ol
sun olmasn, bu trl metinler saymakla bitmez. Cezayir
li bir mslman hukuk yazarnn 1908'deki gzlemlerini
de burada zellikle belirtelim: Tefeciliin Cezayirin b
yk yararlarndan biri olduunu tekrarlamak beylik bir
sz haline geldi. Yahudilerin, Avrupallarm ve ne yazk
ki, kendi dindalarnn, yani, Kabyleslerin, Mozabitelerin ve Araplarn kurbanlar zellikle yerlilerdir. Tefeci
likle uraan mslmanlar, hi deilse ou durumlar
da bunun gayrimeruluunun farkna varr gibi oluyor
lar ve sermayenin getirdii faizle tefecilii birbirine ka
rtryorlar. eklen de olsa, faize kar bir ekingenlik
duymalarnn sebeblerinden biri byk bir ihtimalle budur (51). Yenilik taraftan mslmanlar, bu gibi faali
yetleri smrln etkisine ya da Araplar sz konu
su olunca, yabanc hkimiyetine balamak eiliminde
dirler. Mslmanlktaki yasaklarn kesinliine inanan ik
tisatlar da bunu, daha ok, modern Avrupa ekonomisi
nin etkisiyle aklayacaklardr. Ama bu faktrlerin hi
bir rol oynamad daha eski devirlerde tefeciliin varol
duunu grmtk. Hileler zerinde, riba zerinde du
ran hukuk eserlerinin, konulan yasaklarn ou zaman
inendiine tanklk ettiklerini de tekrarlayalm.
Fakat o zaman da geitirilmesi imknsz teorik bir
mesele ortaya kmaktadr. Kuranda ribann yasaklan
m olmasn ok snrl bir ekilde yorumlamak kolay
d. yleyse ortaa toplumu, kendi eylemiyle elien buy
ruklara ne diye bel balamt. Daha nce grdmz
gibi, Snnet gerekte, barndan kt toplumun fikirF. 6

82

SLMYET VE KAPTALZM

lerini kurallar halinde ve Peygambere atfederek dile ge


tiriyorsa, ideolojiyi, sosyal durumun yarattm reti
yorsak, ineyip getiimiz ya da nemsemediimiz ku
rallar niin koyuyoruz?
Sz konusu ilemlerle dorudan doruya ilgisi bu
lunmayan ve dnce sistemlerinin mant gereince,
bunun btn sonularm (ne kadar hoa gitmese de) ge
litiren teorisyenlerin eseri sz konusudur diye dn
lebilir. Yasaklamann, bu teorisyenlerin bal bulunduk
lar sosyal grubu, dier sosyal gruptan daha az etkile
mi olmas da mmkndr. Ama bunun sebebleri daha
derindedir.
nk tpk ada hristiyan toplumu gibi ve Yahovaclktan esinlenen srail toplumu gibi (ve bu toplumun
Yahovaclktan esinlendii lde) ortaa mslman
toplumu da ideolojik bir toplumdu (52) ve Tanrya hiz
met etmek, ona giden yollar hazrlamak, onun buyruk
larna boyun emek varlnn nedeniydi. Oysa, slamiyette zellikle Tanr'nn buyruklar Sitenin dnyev ya
psyla ilgilidir. Bu yap baz alanlarda bir eitlik sala
mayabilir ama topluluun btn yelerine kar iyi ve
adil olmak zorundadr. yelerinden bazlar sosyal fe
lketlere uraynca susmas mmkn deildir. En azn
dan meseleyi ele almas gerektir. Yaplanlara sesini
karmazsa, kurbanlarnn nazarnda grevine ihanet et
mi olur. Onlar bunu mutlaka grrler. Kitlelerin, bu
toplumu dile getiren ideolojiye inanlarn yitirmeleri
demektir bu.
^
Bylece ideologlar, incelenen sorunla ilgili bir re
ti (doktrin) yaratrlar. Bu reti, normal olarak, ideo
lojik gelenekten esinlenir. Bu ideolojik gelenein kk,

SLMYET VE KAPTALZM

83

bizi ilgilendiren durum gznnde tutulursa, ta eski


Ahite ve Aristo'ya kadar uzanr. Bu iki otorite de faizle
dn vermeyi yerer. Her iki durumda, geleneksel top
luma dal budak salm merkantil ekonominin sebeb ol
duu felketlere kar yaplan ilk (eski) protestolar sz
konusudur.
Geleneksel topluma kar, eiti ky toplumu lk
s ya da otarsik site lks (ideali) ve de ideolojik kar
delik lks ileri srlyordu. ncelenen olayla ilgili
reti, Tanr, dnya ve insan hakkmdaki daha genel bir
reti iinde, kendi emrinde bulunan malzemelerle ve
kendine zg bir manta gre kurulmutu.
reti bu sorunu ele aldna gre, bunu bilmedii
ni hi kimse iddia edemez. Ama reti, soruna bir zm
getiriyor mu?
Islmiyette bile, ideologlar ynetici deildirler. On
lar sadece Tanr grn dile getirirler. Tanr haksz
(yani dine aykr) bir toplumun yklmasn ve yerine ken
di isteine uygun, yani dil bir toplumun kurulmasn
istiyor diye dnen devrimci ideologlar vardr. Bakal
drmalar, mezhepler kurmalar bundandr. Fakat br
ideologlar, sadece Tanrnn buyruklarn (kanununu)
syler ve yneticileri bunlar uygulamya arrlar. Ne
kadar dindar olurlarsa olsunlar, yneticiler toplum ha
yatnn gerekirliklerini gznnde tutarlar. Dnyann
Tanrnm iradesine gre ynetilmesinde ayak direyenler,
Akhenatonlar, Josiaslar, Asokalar, Saint Louis'ler g
p gittiler. nsan toplumunun ve tabiatnn kr kanun
lar nnde boyun emekten baka are yoktur.
Devrimci olmayan ideologlar - bunlar daima oun-

84

SLMYET VE KAPTALZM

lktadr - yneticilere kutsal retiden ayrlmamalarn,


buna kar gelenleri cezalandrmalarn, (zmmen de ol
sa) kitlelere dnyadan el etek ekmelerini, tek teselliyi
kendi vicdanlarnda bulacaklarn tlerler. Savunduk
lar ideolojiye bal dzenin sarslmasn, yklmasn is
temiyorlarsa tek are budur. Bu anlamda, btn dinler
ve btn Devlet ideolojileri gerekte halkn afyonudur
lar.
Sivil toplum (byk ounluu ile) sosyal felket
lere ve bunlardan sorumlu olan bir sosyal tabakaya kar
gittike sert davranyorsa, ve bu uygulamalara kar
isyan halk kitlelerinde gittike yaylyorsa, ideologlar da
daha sert bir tutum alacaklardr. Bu yzden, sosyal du
rum gerei, cretliler sorununu ele almak zorunda ka
lan Katolik kilisesi, kapitalist sistemin ileyiinden do
an felketlere kar gittike daha sert bir tepki gster
mektedir, ii (henz?) sistemin kendisini sulamaya ka
dar vardrmasa da, artk kapitalistleri knamaya bala
mtr. Smrgecilik karsndaki tutumu da tpk byledir (eskiden klecilie kar da byle davranmt).
Buna karlk, sivil toplum (byk ounluu ile),
kendi ileyii ve gelimesi iin gerekli normal faaliyet
ler diye kabul ettii sz konusu uygulamalar ho gry
le karlyorsa, bazlarnn urayaca felketlere ramen,
ideologlar gitgide bunlar mazur gstermeye ye ideolojik
otoriteler de teoriye aykr davranlar grmezlikten gel
meye balarlar. Bundan dolay, G. le Bras'nm Ortaa
hristiyan toplumu hakknda yazd gibi, reti, sap
malara (53) gz yummakla beraber, temel ilkeye baly
m gibi grnen ispatlamalarla urar.
retiye aykr uygulamalar oaldka, ideolojik

SLMYET VE KAPTALZM

85

otoriteler, etkilerini yitirmek istemiyorlarsa, dnce


sistemlerinde bir tutarllk bulunsun istiyorlarsa, daha
ince ve hesapl dnmek, sululuktan kurtulmann, g
nahlarn az ok balatmann yollarn aramak, istisna
lar yaratmak zorunda kalrlar. Yani aka grlmekte
dir ki, Ortaa hristiyan toplumunda olduu gibi, msl
man toplumda da faizi zorunlu klan kapitalistik uygula
malarn gerekten gelitii andadr ki tanrbilimciler (il
hiyatlar) ve hukukular faizin yasaklanmasn teoriletirmekte, bunu hakl gstermekte, aklamakta byk bir
glk ekmektedirler.
deologlarn ve ideolojik otoritelerin siyas ve hu
kuk uygulama zerindeki basks, onlarn Devlet kar
sndaki durumlarna gre farkl bir ekil almaktadr ama
bu bask genel hatlaryla ayn kalmaktadr: bir lk
nermek ve bu lknn insan zaafnn eriemiyecei ka
dar yksek olduunu daha balangtan itibaren kabul
ederek buna uyulmasn istemek, gllerin yolsuzlukla
rn uyarmalarla, artlar elverince de nadir fakat ibret
verici meyyidelerle nlemek; sosyal dzeni kurtarmak
amacyla gszleri korumak, isteklerinin ve ilerinde
biriken aclarn hkim ideolojiye ve bu ideolojiye daya
nan topluma kar dmanla dnmesini nleyerek
onlarn ideolojiye olan inanlarn devam ettirmek ve ni
hayet, ideolojinin koyduu buyruklar fertlerin dinleme
dikleri ou durumlarda, yasaklamann dozunu ayarla
yan teorik hal areleri ileri srmek; hem bu lknn sa
fiyetini kurtarmak hem de pratikte bunun ihll edilme
sini salayan knamalara ve hogrlere bavurmak...
deoloji, barndan kt ve dile getirdii toplumu dur
durmay isteyemez. Bunda zorunlu bir makyavelcilik, bir
sahtekrlk yoktur, sosyal hayatn gereklerine gnlsz
bir boyun emedir bu.

SLMYET VE KAPTALZM

Devrin felketlerinin mevcut dinsel hogrden ileri


geldiini dnen ve birok konuda kanun yasaklarn
eksiksiz uygulanmas iin uraan banaz slahatlarn
zaman zaman ortaya kt dorudur. Ama onlarn ba
ars her geici olmutur. nk, bir sre sonra, gerek
mslmanlar ayn ikyetleri dile getiriyorlar ve bir ba
ka slahat ortaya atlyordu. Ayn ey, hristiyan manas
trlarnda da grlebilir. Burada bizi ilgilendiren zel
durumu gznnde tutarak baz rnekler verebiliriz: ken
di kurtulularn, ihtiya iinde olanlara faizsiz dn
vermekte bulan din btn kiiler, az da olsa vardr. Ama
bu, toplumun genel ekonomik ileyiinde byk bir dei
iklik yaratmyordu. Mslmanln modern savunucu
lar gemite faizsiz dn verenlerin bulunduunu gs
termeye can attklar halde ancak birka rnek verebil
mektedirler.
Baz alarda, baz yerlerde ekonomik alanda uygu
lanan tekniin geri olduu grlmektedir. Yoksullama
devirleridir bunlar. Faizle dn verme hakkndaki ka
nunlar bu devirlerde daha az ihll edilmitir, nk bu
nun uygulanmas pek zorunlu deildi. Sonradan msl
man olan Leon l Africain 16. yzylda Marebliler hak
knda yle demektedir: Magrbllar ticar konularda
dar kafal ve bilgisizdiler. Bankalar yoktu, mallar bir
ehirden bir baka ehre sevkedecek kimse yoktu. Her
tccarn, mallarnn banda durmas gerekiyordu. Mal
sahipleri de mallarnn gidecei yere gitmek zorunday
dlar (55). Bu anlatlanlarda bir abartma pay bulun
duu phesizdir. Ama bir gerei dile getirdiklerine g
re, bu blgenin iyice yoksullamaya balad bir devrin
sz konusu olduu anlalmaktadr.
Burada nemli bir noktay belirtmek gerekiyor. Top-

SLMYET VE KAPTALZM

87

rak sahibi ile topra kiralayan arasndaki iliki (en ge


ni anlamda) bu toprak kyde veya ehirde de olsa, gayrimenkullerle de olsa, kiraya da verilmi olsa, yeralt ma
denleri iletilmi de olsa, hibir ekilde kapitalistle pro
leter arasndaki iliki deildir. Marala Engels bunun ze
rinde gerekten durmulardr (57). Ky topraklarndan
(genellikle nakit olarak) alnan toprak rant, tpk ehir
deki gayrimenkullerden alnan kiralar gibi, ticaret eko
nomisinin gelimesinde, byk nakit servetlerin meydana
gelmesinde nemli bir rol oynamtr. Rant alan toprak
sahibi bir ehirli olduu lde (ki en ok grleni de
budur), kyn ehir tarafndan smrlmesine bir kat
kda bulunur. Gelien ehir de hakiki kapitalizme giden
yollar hazrlayabilir. eliik faktrler gznnde tutu
lursa genellikle denilebilir ki nakit olarak alnan top
rak rant ve kiralar kapitalistik sektrn gelimesinin
bir belirtisidir. Alman rantn Mal sermaye iin geerli
artlara benzer artlar iinde kapitalist ynde bir geli
meye katkda bulunabilmesi muhtemeldir. Geri ekilen
topraklar zerinden alman rantn ne oranda nakit oldu
unu hesaplamak gtr ama gelir getiren gayrimenkullere, maazalara, hamamlara, dkknlara yatrlan ser
mayenin nemi aka grlmektedir. Mlk (toprak) sa
hipleriyle kiraclar arasndaki ilikiler klasik Arap ede
biyatnda ok ilenen bir temadr (59).
imdi de asl kapitalist retim tarzna geelim. Bu
tarzn bilindii phesizdir. Hukuk metinlerin, Hadisle
rin, kapitalist retim tarzndan sz ettikleini grmtk.
Bu da onun varolduunu kantlamaya yeter.
Gene de una dikkat etmek gerektir: yukarda tanm
land gibi, kapitalist retim tarz en basit anlamyla,
biri retim aralar sahibi, dieri bundan yoksun olan

88

SLMYET VE KAPTALZM

iki fert arasndaki ekonomik iliki olarak ele alnrsa,


marksistlerin kk ticar retim dedikleri retim tar
znn basit bir eklentisi olabilir. Bu retim tarz iinde,
retim aralarnn sahibi olan zanaatkrlar kendi tke
timleri ya da ailelerinin tketimi iin deil de pazarda
satmak iin, baka bir deyile, dier tketim mallaryla
mbadele etmek iin mal retirler. Sna retimin genel
likle bu ekilde saland toplumlarda kk ticari re
ticilerin (daha dorusu zanaatkrlarm) bir ksm yan
larnda gndeliki altrrlar ve bunlara tpk klsik
kapitalistler gibi davranrlar, baka bir deyile, onlarn
igcn parayla satn alrlar ve kendilerine ait olan i
aletleriyle onlar altrrlar (genellikle kendileri de on
larla birlikte alrlar). Bir cret karlnda alan
emekilerin, i gleri ve kendilerinin olmayan retim
aletleriyle yarattklar meta zerinde hibir hakk yok
tur.
19. yzylda slm dnyasnda kapitalist retim tar tarz gerekte bu ekilde grnmektedir.: kk ticar re
tim hkimdir. Zanaatkrlar, cretlileri deiik hukuk
statlere gre altrrlar, mesel baz artlar gereince
emekilerin kendileri de belli bir devirde zanaatkr ola
bilirler. ou durumlarda, zellikle 13. yzyldan nce,
bir yardmc altrmak iin uygulanan sistemin ortak
lk szlemesinden ibaret olduu anlalmaktadr. Or
taklar, igderini, retim aletlerini ve ham maddelerini
ortaya koyuyorlar ve kazan, ok karmak kurallara
gre, her birinin katks orannda pay ediliyordu (61).
Emekinin sadece igcn ortaya koyan bir ortak ola
rak grnd saysz durumlar meydana geliyordu. Mu
azzam bir ekilde geliecek bir iliki olmak bakmndan
bu durum gene de nemlidir. Ortaklklarn en sk grn
d bir ada bile cretli iilerin varolduu bir ger-

SLMYET VE KAPTALZM

89

ektir. Sna alma lonca sistemine gre kesinlikle r


gtlenince, yani 13. yzyldan sonra, cretli emein ge
litii grlyor. Btn ortaada, en iyi bildiimiz du
rumlar, bu kitaptaki uramzn biraz dnda kalanlar
dr. Mesela, Msrdaki eker tasfiyehaneleri gibi Devlet
in ynettii byk manfaktrlerin iileri ve din ku
ramlarda alanlar. zel sanayide, zanaatkrlkta c
retli iilerin altn gsteren durumlara rastlanmaktadr. Rastgele birka rnek verelim: 9. yzyln ortala
rna doru Saffar hanedannn kurucusu ve ran'n ms
takbel hkmdar bakr iisi olarak ayda 15 drahmi ka
zanyordu. Ona btn mrnce bakrc dendi ve hane
danna bu ad verildi (62). 12. yzyln ikinci yarsnda
yaplm hukuk bir aratrmaya gre kurun madenle
rindeki madenciler belli bir alma karlnda sabit
bir cret yani u kadar kfe maden karmak artyla u
kadar cret alabiliyorlard (63). Ortaa balarnda M
sr'da dokuma sanayi ok gelimiti. Tinnisde 5000 do
kuma tezgh vard. Bu sanayi kolundaki iilerin ou
evlerde alyorlard ama byk atlyeler de vard. Ks
men bir Devlet sanayidi bu. Ama kendi hesaplarna ii
altran zel kapitalistlerin bulunduu anlalmaktadr.
Devlet bunlar olduka sk bir kontrol altnda tutuyor
du (64). Bu retim tarzna tbi olduka zel bir kapita
list teebbs tipini, inci avcln da bu arada belirtelim.
nci avcl bugnk gibi, Basra krfezinde, Hint Okya
nusunda yaplyordu. Mteebbisler balklar rgtlyorlar, onlara bir cret dyorlar ve incileri kendi hesap
larna satyorlard (65).
rgtlenmi loncalarn gelitii devirde yani hi de
ilse, 13. yzyfdan itibaren her loncada cretli iinin ye
ri kabul edilmiti. Bata usta geliyordu, sonra ona bal
olan rak vard. rak genellikle cret deil, bahi alr-

90

SLMYET VE KAPTALZM

d. Eer ustas onu beenir, takdir ederse kalfala yk


selir ve cret alrd. Her halde, loncann dayanma (yar
dm) sandnn onun usta olmasnda yardm dokunabi
lirdi. Bu da baz yerlerde bir aheserin yaratlmasn ve
yeni ustann erefine parlak bir trenin dzenlenmesini
gerektiriyordu (66).
Demek ki, zanaatkr usta ya tek bana ya rak tu
tarak (para vermeden) ya da cretli iilerle alyor
du. 17. yzyln ikinci yarsnda her atlye ya da dkkn
da ortalama 3-4 ii vard (67). 18. yzyl sonlarndaki
Msr hakknda geni bilgiler edinmi durumdayz. O za
manlar Kahire'de iglerinden baka retim aralar ol
mayan 15000 cretli ii alyordu (68). Mesel mlek
atlyelerini 8 para gndelikle ii altran bir kalp us
tas ynetiyor ve bu iilerin kardklar kil-toprak kar
mn arktan geiriyordu. Ayrca, kendisine yardm
eden bir ocuk vard, buna da gnde 3 para veriyordu.
Piirmeyi bir ii yapyordu. Bu ii para bana al
yor ve firma verdii her bin kap iin 90 para alyor
du (69). eker imalthanelerinin, eker kam tarlalar
nn yannda bulunduu anlalyor. Demek ki, bu tarla
larn toprak sahiplerine ait olmalar gerekiyordu. Fakat
baz toprak sahipleri (Memlkler) Guirguech ilindeki bir
fabrikatrle ortak olmulard. Topraklar, hayvanlar ve
ren, binalarn kurulmasn ve bakmn zerine alan ve
krlar manfaktr ynetenle paylaan oydu. Normal
olarak, eker kamlarn atlyeye tamak iin iki deve
ci, bunlar soymak ve hazr hale getirmek iin 2 ii, degirmenin almasn salamak ve zsuyunu toplamak
iin 2 ii, skma aletini dndren kzlere bakmak iin
2 kii, 2 atei, piirmeyle uraan ve ekerin mayalan
masn salayan 2 ii ve nihayet btn bu almalara
nezaret eden bir atlye efi alyordu. 12 ii gnde 6

SLMYET V E KAPTALZM

91

gm para alyordu. Evlerde olduka yaygn kapitalist


bir sanayi vard.
Yukarda sralanan olgular arasnda tam bir uyum
yok, daha zl olmalar, zamanda ve meknda daha ge
ni bir alan kaplamalar gerekirdi. Ama bu kadar bile,
Kuran'n ve Snnetin glgesinde geleneksel bir tarzda
yaayan slm dnyasnda ticar ve mal sermaye faaliye
tinin nemli bir gelime gsterdiini ve kapitalist retim
tarznn retici sermayenin verimlendirilmesi grnn
de varolduunu ortaya koymaktadr. Bu ekonomik faa
liyetlerin hibiri slm dnyasnda aykr ya da olaan
stym gibi grnmyordu. O halde kapitalistik sek
trden sz edilebilir. Sektr terimi, ekonominin az-ok
tutarl bir kesimini yani benzer uyaranlara tbi insanlar
tarafndan ynetilen tipik bir faaliyetin (genellikle) h
km srd bir kesimini hatra getirmektedir. Burada
incelenen toplumda karmza nakit serveti bulunan ya
da hi deilse servetinin balca ksm nakit olan nemli
miktarda mlk sahibi kar. Bunlar Devlete, toprak sa
hiplerine, z-tketime (autoconsommation) oranla re
timde bir rol oynarlar nk topraklan, atlyeleri var
dr ya da bunlar (kredi yoluyla) kontrol etmektedirler.
Tedavlde ok daha byk bir rol oynadklar phesiz
dir. nk tanmsal retimin ya da ilkel sna retimin
nemli bir ksmm dorudan doruya reticilerden, top
rak sahiplerinden veya Devletten satn alrlar ya da bu
retimden bir pay alrlar. Ya kendilerinin olan ya kont
rolleri altnda bulunan topraklardan veya atlyelerden,
ya da baka topraklardan ve atlyelerden gelen rnleri
perakendecilere, tketicilere sattklar iin de dalmda
(distribution) byk bir rol oynarlar.
Nakit serveti olan bu mlk sahipleri ekonomik faa
liyetin btn safhalarnda, bylece, byk bir rol oynar

92

SLMYET V E KAPTALZM

lar. letmeleri rasyonel bir hesaba dayanr, sermayeleri


ni bu iletmelerde artrmaya, verimlendirmeye bakar
lar. rnleri meta haline getirmeye alrlar. Mbadele
deerleri retmek iin ellerinden geldii kadar urar
lar. Para getirecek retimi, pazar iin retimi gelitirir
ler. Demek ki, toplam faaliyetleri bakmndan kapitalistik bir sektrden sz edilebilir.
Bununla beraber, ekicilerin pazar iin, kendi tke
timleri iin retim yaptklar, byk toprak sahiplerinin
kendi mlklerinde retilmi mallarn bir ksmn aldk
lar ve her zaman pazarda satmadklar, Devlet'in, kendi
mlklerinde retim yaptrmak iin toprak sahibi olarak;
kendi atlyelerinde retim yaptrmak iin tekelci sana
yici olarak mdahale ettii, burada elde edilen rnlerin
bir ksmn ald, dier bir ksmn satn alabilecei, tek
rar tketicilere ya da araclara satabilecei ya da mese
l orduya, devlet memurlarna, byk ehirlerin halk
na bedava databilecei ok daha geni bir sektr var
dr (72). Ekonominin bu deiik yollar arasndaki oran
lar, bundan dolay da, kapitalistik sektrn gelime de
recesi zamana ve mekna gre byk deiiklikler gs
termitir ve bizim bunlar tespit etmek imknmz yok
tur. Her eye ramen, aka grlen udur: modem ka
pitalizmden nce, retimden dalma kadar tam bir ka
pitalist devrenin varolduu durumlar snrlyd. Devrenin
u veya bu noktasnda kapitalistin yerini toprak sahibi
ya da Devlet alyordu.
Batdaki geleneksel terminolojiye gre bu kapitalist
lere burjuvalar diyebiliriz. S. D. Goitein, uyarc bir ma
kalesinde, Hicretten iki yz yl sonra (718-815) slm
dnyasmda zellikle bir ticaret burjuvazisinin nasl mey
dana geldiini, bu burjuvazinin nemli bir durum kazan-

SLMYET VE KAPTALZM

93

dm, dier sosyal tabakalara kendini kabul ettirdiini


ve 9. yzylda (912-1009) en nemli sosyo-ekonomik fak
trlerden biri olduunu gstermitir. Bununla beraber,
kendinin, gcnn, deerinin bilincine varm olan bu bur
juvazi, yelerinden ounun Devletin yksek kademele
rinde grev almalarna ramen, snf olarak siyas iktida
r ele geiremedi. 11. yzyla doru, btn Orta-Dou'da,
ou Trk asll kle-askerler kastnn hkim olmas, bur
juvazinin siyasi bakmdan daha nemsiz bir rol oynama
sna yol am ve kapitalistik sektrn yaylmas tavsamtr (73).
Derin bir aratrmaya girimeden grlebilen udur:
z-tketimin ve nakit olmayan devrelerin (circuits) ar
bast sektrlerle, toprak sahiplerinin ve Devletin e
itli safhalardaki mdahaleleriyle bir arada bulunan bu
tr kapitalistik sektr eitli medeniyetlerde: eski Dou'da, Yunanistan'da, Roma'da, Hindistanda, in'de, Japon
yada, Ortaa Avrupasnda grlmektedir. Bu medeni
yetlerde de sektrler arasndaki oranlar zamana ve me
kna gre deiebilmiti; yapsal benzerliklerin bulunup
bulunmadn belirlemek iin uzun aratrmalar yapmak
gerekecektir. Bu medeniyetlerde basit transit ticaret saf
hasnn ok srmediini belirtelim. Btn bu medeniyet
lerde retim safhasndan itibaren kapitalistler az ok ge
ni bir lde ortaya kyorlar.
Kesin olmamakla beraber u noktay da belirtebili
riz: ne baka yerde ne de daha nce rastlanmayan bir
seviyeye eriilmiti. slm dnyasnda ticar mnasebet
lerin younluu, o zamana kadar grlmemi boyutta bir
dnya pazan (biraz yersiz bir terim kullanm oluyoruz)
meydana getiriyordu. Mbadelelerin gelimesi, bazan ok
uzak mesafelere kadar varan ekonomik ballklar yara

94

SLMYET V E KAPTALZM

tarak Tarmda olduu kadar sanayide de blgelerin zel


lik kazanmasna yol at. Roma mparatorluunda ayn
tipte bir dnya pazar kurulmutu. Ama mslman or
tak pazar ok daha geniti. stelik daha kapitalist idi
yani, kuruluunda, Devlete oranla, zel sermayeler da
ha byk bir rol oynamt oysa Roma imparatorluun
da durum byle deildi (75). slm dnyas sadece kapitalistik bir sektr tanmakla kalmad, ayn zamanda
bu sektr. Bat Avrupa burjuvazisinin yaratt dnya
pazar ortaya kmadan nce, en yaygn ve en gelimi
oland. Bat Avrupa bunu ancak 16. yzyldan itibaren a
t. Pazarn genilemesi, Islmiyetin asker zaferleriyle,
slm imparatorluundaki birliin uzun bir sre devam
etmesiyle ve paralanma srasnda mparatorluun eit
li ksmlar arasnda kesin snrlarn yerlemesini nleyen
ideolojik ban gcyle aklanr.
Tccarlarn zel servetlerinin sz konusu dnya pa
zarn, Devlet'in mdahalesi olmakszn, rgtleyecek ka
dar nem kazanmas; muazzam servetlerin fetih yoluyla
baz snflarn elinde toplanmas, bylece yaratlan ihti
yalarn neminin artmas, zellikle talebin fazla, arz'n
az olduu lks maddelerden byk krlarn salanmas
ve belki de balangta, imtiyazl Arap tccarlarnn yap
tklar teebbs sayesinde oldu. slmdan nceki Dev
letler, fetih srasnda ekonomik alanda kuvvetli bir dev
let yapsna sahip deillerdi. nceki devlet ynetimini
kendi karlarna ileten mslman yneticiler Devleti
bir eilimle karlamadlar. Byle bir devletiliin slm
dnyasnda sadece baz devirlerde snrl bir ekilde ku
rulmu olmasnn nedeni kesin tarih aratrmalarla an
lalp aklanabilir. Burjuvazi, Hicretin ilk yzyllarn
daki gcn gelitiremediyse, aristokrat ve askeri hiye
rarinin hakini olduu Devletler, burjuvazinin, siyas ik

SLMYET VE KAPTALZM

95

tidara arlm koymasn nledilerse, ehir kye hakim


damadysa, manfaktr sermaye, Avrupa'daki ve Japon
yadaki gibi gelimediyse, ilk sermaye birikimi Avrupa'
daki seviyesine erimediyse, buna sebep, slm dini deil,
tamamen baka faktrlerdir. Bol ve ucuz bir igc sa
layan nisb nfus younluu gibi temel, srekli faktr
ler buna sebep olabilir... phesiz hi umulmadk tarih
artlar, mesel, Asya'dan kopan istil dalgalar nemli
bir rol oynam olabilir.

FEODALZM M ASYA TP RETM


TARZI MI?
Engelsin ad usum profani vulgi diye tanmlad ve
sosyal demokrat eitici mekanizma, sonra da Stalinci
idari mekanizma tarafndan retici formllere indirge
nen klasik ideolojik marksizmle beslenmi dnrler,
barnda bu burjuvazinin gelitii sosyo-ekonomik kuru
lua hibir imada bulunulmadn, phesiz ileri bur
kularak farketmi olacaklardr. lerinden ou, bir marksistin kaleminde buna [yani sosyo-ekonomik kurulua
.] feodal etiketinin yaptrldn grmeyi mutlaka
beklemitir. Sovyet Rusya'da ve Sovyet ynetimini izle
yen lkelerde ve partilerde halen yrrlkte olan dog
may tanmlayan Ekonomi-politik el-kitab klasik slm
dnyasn aktan aa feodal retim tarz iinde s
nflandrmaktadr (77), baz zelliklerle tabii. Arap dili
uzman bir Sovyet dnr, slmiyet uzman bir Ame
rikaly, Orta-a mslman burjuvazisinden, bu burju
vaziyi feodalizm erevesi iinde gstermeksizin sz edi
yor (78) diye knyordu. Feodalizmin, insanln evrimin

96

SLMYET V E KAPTALZM

de, kapitalist kuruluun ilk taslaklarnn meydana gele


bildii tek zorunlu safha olduu hakkmdaki gr mark
sist evrelerde hl byk bir kabul grmektedir.
Feodalizm kavram ile ilgili bu belirtmeyi bile bile
yapyorum. Kapitalist retim tarznn hkim olduu bir
ekonomik sistemle donanm topluma kapitalist sosyo
ekonomik kurulu denir. 19. yzyldan beri Bat-Avrupa
ile Birleik-Devletlerin, birok alt ve st-yap zellikleri
kapitalist retim tarzna bal, tipik bir toplum meydana
getirdikleri phesizdir. Marx ve Engels, retim tarzyla,
sosyo-ekonomik kuruluu pek ayrd etmiyorlard. Onlar,
Orta-a Avrupasnda kapitalizmle karlatrlabilir bir
kurulu farkettiklerini sanyorlard. Bu kuruluun teme
lindeki retim tarzn, toprak kleleriyle (serfler), top
rak sahibi senyrler arasndaki retim ilikilerini gerek
ten farkediyorlard ama bunu ancak, ok iyi bildikleri
kapitalizm-ncesi bir baka retim tarzna, klelie oran
la snrlandryorlard. Bu retim tarzn anlatrken, bu
nun Bat-Avrupadaki st-yap zelliklerini ve siyasi zel
liklerini boyuna bu anlatma kartryorlard. Bu retim
tarzna verdikleri ve kendi bulular olmayan kelimede,
yani, sadece kendi devirlerindeki (79) deyimler arasn
dan seip kullandklar geleneksel feodalizm kelimesin
de bu aka grlmektedir. Tekrar tekrar sylendii gi
bi, yersiz bir adlandrmadr bu; nk, aslnda retim
tarzyla olan zorunlu ba ispat edilemeyen siyasi st-yaplara dayanmaktadr. Bu terim yanll, sorunla ilgili
her marksist grn kestirmeden inkr iin, marksist
olmayan bilginler tarafndan, bazen sebep ya da bahane
olarak ileri srlr (80).
Bununla beraber, Marx'n kapitalizmden (8) nceki
kurulular yakndan incelemeye alt tek bir metin

SLMYET V E KAPTALZM

97

de (kendi almalar iin yazd) feodalizmden sz et


memesi ve kelimeyi pek az kullanmas anlamldr (82).
Kapitalizm ncesi kurulular, Marxa gre, oluumunu ol
duka kt aklad fakat, eitli ilkel topluluk ekil
lerinden itibaren balayan bir evrim sonunda biraraya
gelmi bulunan bir artlar btndr. Mlk sahiplii sa
dece topluluun yesi olmaktan ileri geldii iin, bu e
killer (kurulular), yani snrl da olsa zel toprak ml
kiyetinin ortak mlkiyetle yanyana bulunduu ekiller
yava yava dalr. Her eyden nce, bu dalmaya se
bep, mbadelenin ve mbadele hacmini artran sava
larn etkisiyle, topluluk karsnda bamszla ynelen
ve elde edilebilecek mallar arasna toprak klesi (serf)
ve kle olarak insan da sokan bu zel mlkiyetin ge
limesidir. Bakalarnn sahip olduu (mlk edindii) bu
iki tip insann ayn plana konulduunu belirtelim, insan
lar mal edipme, yerini hr iiye brakmak iin, orta
dan kalkacaktr. Bu da kapitalizm hakkndaki temel g
rlerden biridir. Toprak kleliinin hkim olduu bir
safhadan sonra gelen ve zellikle toprak kleliinin hkim
olduu bir safha deil, daha nceki trl tiplerden bala
yan ok ekilli bir evrim sz konusudur. Feodalizm terimi
Orta-a Avrupasnda vasallk balar zerine kurulmu
btn bir siyasi sistemi ya da Orta-a Avrupasndaki
tarihi devreyi iaret etmek iin sadece arzi bir ekilde,
kullanlmtr.
Salam grnmedike Marxn tezlerinden uzakla
makta tereddd etmeyeceim ve gerekte baz noktalar-;
da bu tezlerden ayrlacam. Ama bana yle geliyor ki,
onun klelik ve toprak klelii hakkndaki gr, bu
sayfalarda grld gibi, tamamen dorudur. nsann
insan smrmesi ekonomik bakmdan mmkn olur
F. 7

98

SLMYET V E KAPTALZM

olmaz yani teknik ilerlemelerin muntazam bir art-deer


imknn vermelerinden bu yana (neolitik devrimden
beri) ve bir hr iiler kitlesinin varln gerektiren ka
pitalist sistem ortaya kmad srece, az ok ksm ya
da az-ok hkim ekilde eitli ekonomik sistemlere gi
ren zel retim tarzlar sz konusudur. Herkes bilmek
tedir ki vasallik balarnn, baka bir deyile, feodal de
nilen sosyo-politik yapnn da hkim olduu Orta-a
Avrupasnda toprak klelii (ok geni bir anlamda)
(sosyal tekrar-retimin tm bakmndan) temel retim
tarz oldu. Bu retim tarznn, bu sosyo-politik yapy ne
dereceye kadar belirlediini (83) incelemek gerekir. Ama
toprak kleliinin, Orta-a Avrupas dndaki dier bir
ok toplumda ve grne gre sosyo-politik st-yap ba
kmndan feodal tipe ancak glkle balanabilen topIumlarda meydana geldii kesinlikle ortaya konmutur.
Esas itibariyle, temel retim tarz olarak toprak k
leliine dayanan sistem diye tanmlanan feodalizmin,
klelikten sonra gelen ve kapitalizmi hazrlayan (dnya
lsnde yaygn) sosyo-ekonomik kurulu olduu hakkndaki dogmatik ve kurumsal marksist gr hem
Manda hem de tarih olgulara aykr bir grtr. Feo
dalizmin, Marxm Kapital'in III. cildinde tahlil ettii
toprak rantnn eklinin (emek, meta ve para) ardarda gelmesi zerine kurulmu zgl, tek ynl bir evrim
izledii hakkndaki dogmatik ve kurumsal marksist g
r de Manda ve tarih olgulara aykrdr.
O halde, Sovyet El-kitabnda yapld gibi, klasik,
tipik Bat Avrupa feodalizmine oranla, Dou feodalizmine zellikler atfedip bu snflandrmay daha akla
yatkn hale getirerek, Orta-a mslman topumunun

SLMYET V E KAPTALZM

99

sosyoekonomik yapsn bu kurulu iinde gstermeyi is


temek bouna bir abadr.
Dou feodalizmi yerine, Marxm eitli vesilelerle s
zn ettii bir Asya-tipi retim tarzn koyarak baz
marksistler olgulara ve Marxm dncesine daha yakn
olacaklarn sandlar. Marx, yukarda sz edilen msved
desinde, bu Asya-tipi retim tarznda ilkel topluluun
eitli ekillerinden evrime en az elverili olan birini g
ryordu. Bu retim tarzn, topluluun toprak zerinde
ki kollektif mlkiyeti, yani ferdin, kamu toprann bir
ksmna tasarrufdan (Besitzung) (bu tasarruf veraset
yoluyla gelse de gelmese de), ireti bir temellkten ba
ka bir eye hakk olmad mlkiyet nitelendirmektedir.
Marx'in, tngilizce-Franszca-Almanca zel jargonunda top
luluk, durchaus self-sustaining (84) dir, baka bir de
yile, tamamen otarsiktir, topluluun yeleri, hem tarm
la uramakta, hem de kendileri iin gerekli btn nes
neleri yapmaktadr.
Marx bu modeli Hint topluluundan karmtr. Sz
konusu msveddede, Marx'in bu topluluktan zellikle
zerk nite olarak sz etmesi dikkate deer. Marx, bu
topluluun, alar boyunca Hindistanda birbiri ard sra
gelen imparatorluklara nasl temel olduunu aklam
tr. Bu imparatorluklar, bu topluluun yapma pek dokanmyorlar, ondan bir hara (vergi) almakla yetiniyor
lar ve karlnda bu lkenin tarm retimi iin gerekli
sulama ilerini ynetiyorlard. Baka bir deyile, burada
dou tipi retim tarz, (Marxm dncesinde) daha
geni bir ekonomik sistem iinde, hakiki bir sosyo-ekonomik kurulu iinde yer almaktadr.
Godelier (85), bu kuruluun (O da tpk Marx gibi,
terminolojisinde stricto sensu retim tarz ile sosyo

ob

SLMYET V E KAPTALZM

ekonomik kurulu arasnda bir fark gzetmemektedir.)


insanln evriminin evrensel safhas ya da yar-evrensel
safhas olduunu gstermeye almtr. Ksacas, Godelier ye gre, ilkel topluluktan treyen ve kendi barn
dan dier kurulularn tredii snfl ilk toplum sz ko
nusudur.
Bu gr bence kkten yanltr. Marxm otarsik top
luluk diye tanmlad retim tarz dnya lsnde mev
cuttur ve bunu, insan gruplarnn ilkel zerkliinin ve
dk bir teknik dzeyde bulunmalarnn gerektirdii
(ve kendinden nce meyve toplama, avlanma ve balk
av safhasndaki kamucu benzer topluluk ekillerin
geldii) en ilkel retim tarz olduundan phe edilemez.
Marxm yapt gibi, buna dou tipi ya da Asya-tipi
demek iin hibir sebep yoktur. Aslnda Marx, daha ok
Hindistandaki eklini bildii ilkel tanm topluluunu d
nyordu. Ama yer yznde bu tip eiti tarm toplu
luklar varolmutur. Mesel bu retim tarzna kamucu
ilkel retim tarz (86) denilebilir.
Buna karlk, zellikle kapitalizm ncesi retim e
killeri hakkmdaki msveddesinin dnda kalan eserlerin
de Marx, ayn Asya tipi retim tarz deyimi altnda b
tn bir sosyo-ekonomik kuruluu tasarlyor gibidir. Bu
kuruluun z, bu topluluklardaki retim fazlasnn bir
ksmnn stn bir topluluk tarafndan ya da bu re
tim iin faydal veya gerekli byk ileri rgtleyerek
retim artlarna mdahale eden bir Devlet tarafndan
alnmasna dayanmaktadr. M. Godelier, bu kavramn,
Devletin yada stn topluluun retim artlarna mda
hale etmedii ama dier ilevleri yerine getirdii (mese
la, kabileleraras ticaretin kontrol gibi) ou durumla
ra uygulanmasn ileri sryor.

SLMYET V E KAPTALZM

101

Bylece, gerekte ok yaygn bir sosyal ilikiler tipi


tanmlanabilir. Ama bunda ille de smrme yapsnn
nisbeten ilkel bir kurulu tipini grmek bir hatadr. n
ce kamucu ilkel retim tarz, stn bir topluluk tarafn
dan smrlebilecek tek topluluk tipi deildir. Marx da
msveddesinde bunu gerekten ima etmektedir. Marx,
i-smrye dayanmayan dier retim tarzlarn ayrdediyor ve bildiklerini sayyor: (Romadaki ekline gre
tanmlanan ama Yunanllarn ve -biz de kaydedelim- ilkel
branilerin retim tarz diye kabul ettii) antik retim
tarz; Germanik retim tarz. Ama slav retim tarzn
dan da sz ettii oluyor. Tasarlad listenin snrl olma
d aktr. -Dou tipi retim tarznn aksine, zel top
rak mlkiyetinin bir rol oynad- bu eitli retim tarz
larnda kendi kartna dnecek kadar bir gelime g
ryor ama, bu, antik ve germanik mlkiyetin henz giz
li bir temelidir (her ne kadar bu eliik bir temelse de)
(87). Ama topluluun ya da kabile yelerinin, kabile
topra ile yani zerinde yerletikleri toprak ile ilikisi
nin bu deiik ekilleri, ksmen kabilenin tabii nitelikle
rine, ksmen de kabilenin toprak karsnda gerekten
toprak sahibi (mlk sahibi) gibi davranmasna yani eme
inin meyvalarm kendisine mal etmesine yol aan eko
nomik artlara, emei de iklime, topran fizik nitelii
ne, onun fizik bakmdan artlanm iletme tarzna, (bu
kabilenin) dost ya da dman kabileyle ilikilerine, g
lerin, tarihi olaylarn yaratt, dnmlere bal
dr (88). Mkemmel bir formllendirme. Bunun zerin
de durmak iin bir sebep yok. Marx'm gebe oban top
luluklarnn toprakla ilikilerinin zel ekillerinden (89)
de sz ettiini ekleyelim. Topluluun (gemeinvvesen)
kendisi ilk byk retim gc olarak grnmektedir.
retim artlarnn zellii bakmndan (mesel, hayvanc
lk, tarm) hem fertlerin nitelikleri olarak sbjektif, hem

102

SLMYET V E KAPTALZM

de objektif (90) bir ekilde grnen zel retim tarzlar


ve zel retim gleri geliir.
Eer gerekten byleyse, eer ilkel retim tarzlar,
zel toprak mlkiyetinin ksmen bulunduu retim tarz
lar da dahil, mantka en ilkel retim tarznn belirli
varyantlarndan baka bir ey deilse, bu zel retim e
killerinin kuruluunu zorunlu olarak belirleyen (artla
yan) bir baka sosyo-ekonomik kurulua gei sz konu
su olamaz. Hepsi de az-ok devlet niteliindeki stn bir
topluluk tarafndan smrlebilir (bu topluluk retim
artlarna mdahale etse de etmese de bu byledir).
Modern etnoloji ve tarih Marx'm msveddesindeki
bu grleri dorulamakta ve farkl ilkel retim tarzla
rndan ayr sosyo-ekonomik kurulularn birbiri ardsra
geldii zerine kurulmu her gr rtmektedir. Ger
ekte, zel toprak mlkiyeti, az ok belirli bir biimde,
ilkel topluluklarda grlmektedir ve bu tip mlkiyet bi
imiyle, topluluun bir stn topluluk tarafndan sm
rlmesi arasnda hibir bant yoktur (91). Tarihin ta
nd ilk devletlerden en basit tipte ada devletlere ka
dar, devletler, topluluklarn retim fazlasnn smrl
mesine dayanmaktadr. Bu topluluklarda zel mlkiyet
ile topluluun haklar, son derece eitli biimlerde badatnlmtr. Roma hukukunun tanmlad mutlak zel
mlkiyet kavramna pek az rastlanmaktadr Her yerde,
aile, soy, din ve siyas otoriteler gibi eitli topluluklarn
toprak ve rnleri zerine kurulmu olan bir hiyerarisi,
bir hukuk tr vardr.
Bylece gzlemlenen retim tarzlar snflandrl
mak istenseydi, sonsuz bir eitlilik elde edilecekti. En
stte dzenleyici ve smrc bir Devletin bulunduu
bir yapya (btne) doru klsayd, her retim tarz
na uygun debilecek ve temel zellikleri, kapitalizmde.

SLMYET V E KAPTALZM

103

olduu gibi, hkim retim tarzyla belirlenmi bir eko


nomik sistem ve ekonomiko-sosyal bir kurulu [bulunamyacakt]. Belki de, kleci retim tarz ile toprak k
lelii (servage) retim tarznn hkim olduu; temel re
timin, kleci iletmelerde kleler tarafndan yapld
(ki bu pek nadir bir durumdur) ya da Orta-a bat-Avrupasnda ve Japonyada varolduu sanlan ve temel re
timin, toprak kleliine dayanan iletmelerde yapl
d grlecekti. una iaret etmek gerekir ki bu
hkim [karakteri] tanmlamak gtr, belki de ba
z blgelerde ve baz devirlerde sz konusu olabilir;
her ne kadar klelik olduka ak bir ekilde tanmlana
bilirse de, toprak klelii, zellikle, iledii toprak ze
rinde eitli haklar olan bir kylnn, bu kyl ve top
ra zerinde eitli ama mutlak olmayan haklan bulu
nan toprak sahibi tarafndan smrlmesi evresinde
sonsuz deiiklikleri ve derecelenmeleri ihtiva eden ol
duka belirsiz bir kavramdr ve farknda olmadan, kle
statsnden ya da serbest mukavele statsnden (ifti,
yarc) toprak kleliine geilir (92). te yandan, top
rak sahibi, yani senyr tarafndan smrlmeyi, Dev
let tarafndan smrlmekten ayrdetmek birok bakm
dan gtr. Bunu ilerde greceiz.
Btn dnya gznnde tutulmak istenirse, kapita
lizmden nce, insanln balangcndaki tek retim tarz
diye varsaylabilecek kamucu bir ilkel retim tarz ayrdedilebilir. Sonra, bir toplumun, dier bir toplumu, zerk
liine, tutarllna, otarsik karakterine dokunmadan,
smrebilecei; ya da fertlerin, fert olarak, ya stn s
nfn, ya topluluun yeleri ya da bu topluluun tm
tarafndan smrld, sonsuz ve smr zerine kurul
mu retim tarzlar gelir. Burada karmza kleler, yani
kamu ya da zel toprak kleleri kar. Bir blgede belirli

106

SLMYET VE KAPTALZM

i 868 den 883'e kadar sarsan kle sava yani Zanj'lann


mehur isyan gibi. Ama bu, olaanst bir durum
dur (94). cretli tarm iileri daima varolmutur. Bu
nunla beraber sadece cretli ii altran kapitalist ta
rm iletmelerinin kurulmas, enderdir. Baz zamanlarda
avrupa feodalizminin (95) yaplarn andrm olan ya
plar ancak hak sahiplerinin kendi aralarndaki ya da
Devletle olan ilikilerinde ortaya kar. Ne var ki, phe
siz ok ilgin olan ama retim tarzlarnn kendisinde b
yk bir deiiklik yaratmayan st-yap ile ilgili olaylar sz
konusudur. Bazan Devlet'in bazan bir feodalin kylden
vergi almas, yani tek ynl bir evrimden hareket eden
sovyet yazarlarnn genellikle (ama imdi gerek olgu
lar ileri sren (96) bir muhalefet belirmektedir) nemli
bir ayrm diye gsterdikleri ve M. Godelilernin asya ti
pi retim tarzn feodalizm den ayran bir kriter yap
mak istedii deimenin gerekte byk bir anlam ol
duu grlmyor. nk, Dou'da feodal (derebey)
ou zaman Devleti temsil ettiinden ya da kendisi bir
Devlet gibi hareket ettiinden bir snr (ayrm) izgisi
ekmek ok gtr. Bu tarmsal retim tarzlarna, yu
karda sz edilen ehir retim tarzlarn eklemek gerek
tir.
Okuduunuz bu uzun aklamadan dolay yazar sizlerden zr diler. Ama Marksit eserlerde pek belirsiz ka
lan bu sorunlar aydnlatmak iin bence bu gerekliydi.
Marksist dogmann (marks grlerle elierek) kabul
ettii gibi, kapitalizmin kkenleri tarmsal retim iliki
lerinin tek yanl bir evrimiyle aklanamaz, ite ispatla
mak istediim ey budur. Genellikle, ehirlemeye doru
bir gelimeden, nemli bir nakit servetin birikiminden
ve retimin (her eyden nce de sna retimin) paza
ra ynelmesinden hareket etmek gerekir. phesiz ehir-

SLMYET VE KAPTALZM

107

Ieme ynndeki bu gelime, kapitalist bir ekonomik sis


teme (yani daha nceden varolan kapitalist retim tarz
nn hkim olduu bir sisteme) erimek iin, karsnda,
i gcn kapitalist bir tarzda kullanabilecei yani s
mrebilecei nemli bir miktarda hr ii (emeki) bul
maldr. Emekle sermaye arasndaki iliki..., iinin
mlk sahibi olduu ya da mlk sahibinin de alt e
itli ekilleri ortadan kaldran tarih bir sreci gerek
tirir (97). Marx, demek ki, her eyden nce iinin top
rak, alet, tketim mallar (rnleri) karsndaki zilyet
lik ilikisinin ortadan kalkmas gerektir yani retimin
objektif artlar arasnda iinin bedenen (sadece ig
c deil, kendisi) yer ald iliki iinde iinin kendisi
toprak klesi ya da kle (98) olarak edinilmelidir, diye
ekliyor. Bu tip her trl badan kurtulmu bu igc
bolluu, feodal devrin sonunda, kurtulu yolundaki eme
in altn anda Avrupal kapitalistlerin emrinde bulu
nuyordu, mesel 14. yzylda ve 15. yzyln (99) ikinci
yarsnda ngiltere'de olduu gibi. Avrupann bu devir
deki sosyal, siyas konjonktrnden ileri gelmektedir bu.
Bu konjonktr henz yeterince tahlil edilmi deildir.
Ama bu konjonktrn ancak, Avrupa ekonomik sistemi,
marksist dogmann gecikmi feodal dedii retim taiz
zerine yani, kylnn, bir hak sahibi tarafndan nakit
bir rant alnarak smrlmesi zerine kurulduu iin,
meydana gelebildiini hi kimse ispatlamad. Gene de M.
Godeliernin varsayd gibi, bu retim tarzna yneli
min, Greko-Romenlerin zel toprak mlkiyetine daya
nan bir retim tarzn tercih etmelerine kadar uzand
ispat edilebilir. zellikle, bu retim tarznn, kapitalist
lerin byk nakit serveti karsndaki stnlnn,
kapitalist ekonomik sistemin gelimesini gerektirebile
ceini kimse ispatlamad. Demek ki, yukarda belirtilen
ekonomik sistemlerin ve genellikle bu sistemlerin gerek-

106

SLMYET VE KAPTALZM

i 868 den 883'e kadar sarsan kle sava yani Zanjlarn


mehur isyan gibi. Ama bu, olaanst bir durum
dur (94). cretli tarm iileri daima varolmutur. Bu
nunla beraber sadece cretli ii altran kapitalist ta
rm iletmelerinin kurulmas, enderdir. Baz zamanlarda
avrupa feodalizminin (95) yaplarn andrm olan ya
plar ancak hak sahiplerinin kendi aralanndaki ya da
Devletle olan ilikilerinde ortaya kar. Ne var ki, phe
siz ok ilgin olan ama retim tarzlarnn kendisinde b
yk bir deiiklik yaratmayan st-yap ile ilgili olaylar sz
konusudur. Bazan Devletin bazan bir feodal in kylden
vergi almas, yani tek ynl bir evrimden hareket eden
sovyet yazarlarnn genellikle (ama imdi gerek olgu
lar ileri sren (96) bir muhalefet belirmektedir) nemli
bir ayrm diye gsterdikleri ve M. Godelilernin asya ti
pi retim tarzn feodalizm den ayran bir kriter yap
mak istedii deimenin gerekte byk bir anlam ol
duu grlmyor. nk, Douda feodal (derebey)
ou zaman Devleti temsil ettiinden ya da kendisi bir
Devlet gibi hareket ettiinden bir snr (ayrm) izgisi
ekmek ok gtr. Bu tarmsal retim tarzlarna, yu
karda sz edilen ehir retim tarzlarn eklemek gerek
tir.
Okuduunuz bu uzun aklamadan dolay yazar sz
lerden zr diler. Ama Marksit eserlerde pek belirsiz ka
lan bu sorunlar aydnlatmak iin bence bu gerekliydi.
Marksist dogmann (marks grlerle elierek) kabul
ettii gibi, kapitalizmin kkenleri tarmsal retim iliki
lerinin tek yanl bir evrimiyle aklanamaz, ite ispatla
mak istediim ey budur. Genellikle, ehirlemeye doru
bir gelimeden, nemli bir nakit servetin birikiminden
ve retimin (her eyden nce de sna retimin) paza
ra ynelmesinden hareket etmek gerekir. phesiz ehir

SLAMYET V E KAPTALZM

107

leme ynndeki bu gelime, kapitalist bir ekonomik sis


teme (yani daha nceden varolan kapitalist retim tarz
nn hkim olduu bir sisteme) erimek iin, karsnda,
i gcn kapitalist bir tarzda kullanabilecei yani s
mrebilecei nemli bir miktarda hr ii (emeki) bul
maldr. Emekle sermaye arasndaki iliki..., iinin
mlk sahibi olduu ya da mlk sahibinin de alt e
itli ekilleri ortadan kaldran tarih bir sreci gerek
tirir (97). Marx, demek ki, her eyden nce iinin top
rak, alet, tketim mallar (rnleri) karsndaki zilyet
lik ilikisinin ortadan kalkmas gerektir yani retimin
objektif artlan arasnda iinin bedenen (sadece ig
c deil, kendisi) yer ald iliki iinde iinin kendisi
toprak klesi ya da kle (98) olarak edinilmelidir, diye
ekliyor. Bu tip her trl badan kurtulmu bu igc
bolluu, feodal devrin sonunda, kurtulu yolundaki eme
in altn anda A v r u p a l kapitalistlerin emrinde bulu
nuyordu, mesel 14. yzylda ve 15. yzyln (99) ikinci
yarsnda ngiltere'de olduu gibi. Avrupa'nn bu devir
deki sosyal, siyas konjonktrnden ileri gelmektedir bu.
Bu konjonktr henz yeterince tahlil edilmi deildir.
Ama bu konjonktrn ancak, Avrupa ekonomik sistemi,
marksist dogmann gecikmi feodal dedii retim tarz
zerine yani, kylnn, bir hak sahibi tarafndan nakit
bir rant alnarak smrlmesi zerine kurulduu iin,
meydana gelebildiini hi kimse ispatlamad. Gene de M.
Godeliernin varsayd gibi, bu retim tarzna yneli
min, Greko-Romenlerin zel toprak mlkiyetine daya
nan bir retim tarzn tercih etmelerine kadar uzand
ispat edilebilir. zellikle, bu retim tarznn, kapitalist
lerin byk nakit serveti karsndaki stnlnn,
kapitalist ekonomik sistemin gelimesini gerektirebile
ceini kimse ispatlamad. Demek ki, yukarda belirtilen
ekonomik sistemlerin ve genellikle bu sistemlerin gerek

108

SLMYET VE KAPTALZM

tirdii tarmsal retim tarzlarnn slm dnyasnda


varolmasnn, bu blgede kapitalizmin ortaya kmasn
engelledii kesin deildir.

ADL BR TOPLUM MU?


Orta-a mslman ekonomisi adil bir ekonomi
olmu mudur? Birka safdilin, stelik bilgisiz safdilin
ve halk yazarlarnn ya da tasasz politikaclarn byle
bir eyi sylemeyi gze almalarna ve bu konuda (100)
kitlelerde o kadar yaygn olan efsanelemi dnceleri
ilerinden pek azmin yalanlamak cesaretini gstermele
rine ramen, slmiyetin en ateli savunucular bu g
r desteklemekte glk ekmektedirler. Onlara gre,
bu dnceler Kurandaki lknn (idealin) kaba bir
tahrifidir. Daha dindar olanlar bu tahrifi, dinlerin eytanm bu dnya zerindeki olaanst gc diye akla
yabildikleri, insan ruhundaki ileracs ktlk eilimi
ne atfediyorlar. Hi deilse Araplar arasnda daha milli
yeti olanlar, ou zaman bunda Trklerin hkimiyeti
nin bir etkisini gryorlar. O halde slm lks hi
mi uygulanmad? Bu sonuca varmaktan kanmak iin,
Topluluk (Hakikat yolunda ilerleyen) Peygamberin yol
dalar, kaymbabalar ve damatlar hulefay Raidin
tarafndan yneltildii zamandan, slmiyetin balang
cndaki yani Peygamberin lmnden Emev hanedan
nn zaferine kadar geen 29 yl iinde, yar ideal bir dev
re gsteriliyor. ok eskiden beri, hi deilse Snniler
arasnda, bu devre yceltilmitir (idealletirilmitir). Bu
yceltme, ilk defa olaydan en az iki yz yl sonra genel
likle menkbelere bavurularak yaplmaktadr. Bunlar,

SLMYET V E KAPTALZM

10?

yukarda sz edilen ve doruluundan phe etmek iin


ok kuvvetli sebepler bulunan bu hadisler ve Peygam
ber hakknda anlatlanlardr. Btn bunlar, pek iyi bil
diimiz sonraki yzyllarda dnce akmlar ve siyassosyal-din kararlarla ok yakndan ilgilidir. Bu uyarma
gereklidir. Gerekte, mslman lkelerdeki halk yazar
lar, gazeteciler, din adamlar ve siyasler bu menkbele
ri ou zaman kant olarak ileri srmektedirler. Bu lke
lerin ciddi tarihileri, kendileri phe ettikleri halde, sos
yal sebeblerden dolay bunlarn doruluunu aka tar
tmaya cesaret edemiyorlar. slm sorunlaryla ilgilen
meyen Batllar, mslman evrelerce yaynlanan kitap
larn dediklerine gre ou zaman bunlar tarihli menk
beler olarak kabul etmek eilimindedirler.
Ayrca, nce unu gzlemlemek gerekir ki, bizzat islmiyetin savunucularna gre, bu ideal yirmi dokuz yl
prl prl deildir. Tabiatiyle iiler, 656de Alinin iktida
ra geliine kadar bu devrede sadece alalma (nefret) g
ryorlar yani bu yirmi yl, Ali'nin ok g artlar iinde
hkm srd be yla indiriyorlar. Snniler, Halife
Osmana (644-646) kar yaplan ve onun ldrlmesine
kadar varan sulamalarn hi deilse ksmen doru ol
duunu yani Osmann gszlnn bir eit iltimas
la yol atn kabullenmek zorunda kalmlardr. Ali'
nin (656-661) iktidarnda, taraflar arasndaki i mca
dele adaletsizleri arttrmtr. Demek ki, ideal devre da
ralmakta, Ebu Bekir ile merin hkm srd 12 yla
inmektedir.
te yandan, doruluu ok su gtrr kantlarla sa
vunulan bu tezde bir hakikat pay phesiz vardr. O za
manlar, mslman topluluu, ortak bir inan ve ortak
karlarla birlemi sayca pek kalabalk olmayan ve

110

SLMYET V E KAPTALZM

dnyay fethe km bir gruptu. Muhakkak ki o devirde


bedevi airetinin (nispeten) eiti idealiyle, Kuran'da
sz edilen Tanr katndaki eitlik ideali ve topluluun
yeleri arasnda gerekli hatta zorunlu bir yardmlama
ideali hkm sryordu. Kk fatihler grubu fethedilen
lkelerden elde edilen muazzam servetleri pay etmek zo
rundayd ve bu da nefere bile mnasip bir hisse verilme
sine yol ayordu. Modem terimlerle syleyecek olursak,
Parti iinde kdemli olanlara prim veren bir aylk siste
mi hazrlanmt. efler, mfrezelere balydlar ve itaati
salamak iin onlar tatmin etmek zorundaydlar. Ordu
henz, bedevi airetlerinin anarik ve amatac zihniyeti
iindeydi. Btn bunlar, toplulua kar izlenen politi
kada bir adaleti gerektiriyordu.
Bu adalet tamamen izafidir. eflerin izledikleri poli
tika, 657 den itibaren ilk ayrlma ile Haricilerin ayrl
masyla sonulanan protestolara, aayklanmalara, iddet
li savalara sebeb oluyor. Fethedilen airetlerin din de
itirmeleriyle topluluk muazzam bir ekilde byyor.
Araplarla Arap olmayanlar arasndaki eitsizlik, toplulu
un iinde de balyor. Bu eitsizlik, 750de Abbasilerin
isyaniyle byk lde tasfiye edildi. Ama toprak ml
kiyetini adamakll ellerine geirmi olanlarla dierleri,
sonra da, zenginlerle yoksullar arasndaki eitsizlikler
arttka artt. Din deitirmeler mslman klelerin or
taya kmasna sebeb oldu. Devlet, her zaman olduu gi
bi, imtiyazl sosyal ve etnik tabakalarn karlarn koru
yordu.
Durum halklarn zlemlerine o kadar aykryd ki
slm dnyasnda hemen hemen devaml bir ekilde dev
rimci hareketler balad. Bu protesto hareketleri, bir ide
olojinin barnda doan btn hareketler gibi, reform

SLMYET VE KAPTALZM

111

cu ve revizyoncu diye snflandrlabilir. Reformcular,


btn ktln balangtaki ilkelerin braklmasndan
ileri geldiini ve bunlara tekrar dnmenin yeterli oldu
unu sanyorlar, ilkeleri gizlice deitirmi olan yneti
cilerin yz kzartc revizyonculuunu yeriyorlar; Reviz
yoncular ise, ilkelerde eklemler ve deiiklikler yaplma
sn ileri sryorlar.
slm tarihindeki geleneki gr, bu hareketlerin
sebebini ideolojik ayrntlarda, zellikle de din retiyleriyle ilgili ayrlklarda gryorlar. Burada bu gr
eletirecek deiliz. Kitabmzda izlediimiz usa-vurma
izgisine uygun olarak, bu hareketlerin ounun, bazen
ok soyut seviyedeki ideolojik eletirilerin, iktidar mey
dana getiren ve destekleyen evrelerin hayat tarznn ye
rilmesiyle birlikte yapldn gzlemlemek yeter. Bu ha
yat tarznn ahlk-d ve dinin hakiki kurallarna ayk
r oluu genellikle yerilmitir. Bu hareketin taraftarlar
nn, ballna ve abasna, hukuki muhakemenin kay
naklar ya da stn Zeklar arasndaki ilikiler hakkn
da ileri srlen dncelerden ok, iktidarda bulunanla
rn eletirilmesinin sebeb olduunu hi kimse inkr ede
mez. Ismaili hareketi gibi baz hareketler iin elimizde,
dini retiye elik eden sosyal bir vaiz hakknda kesin
gstergeler var.
Fakat, Kurandaki adil toplum idealini kknden
deitiren bir hareketin izlerine rastlamadk. En azn
dan, Herkesin Tanr nazarnda ve eriat karsnda eit
lii; bir mezhebin, bir partinin yeleri haline gelmi ha
kiki mslmanlar topluluunun yeleri arasnda gerek
li yardmlama sz konusudur. Bu yardmlamay artr
mak iin daha sert hkmler konabilir. Yneticiler, belir
li bir sre, basit ve gsterisiz bir hayat srebilirler. Pek

112

SLMYET V E KAPTALZM

seyrek grlen istisnalar hari, ne zel mlkiyet ilke


sine, ne de klelerin ve hr insanlarn, rs stats ilke
sine dokunmak sz konusudur. te bunun iin ayn sebebler hep ayn sonular yaratmaktadr. Mlk sahip
leriyle mlkszler, zenginlerle yoksullar ve de klelerle
hr insanlar vardr. Devlet iktidar normal olarak, mlk
sahipleriyle zenginlerin elindedir. Devlet onlar koru
maktadr. Zenginlik, normal olarak ahlka ve dini ku
rallara kar bir kaytszlk yaratmaktadr, iktidar, taraf
tarlarnn ve kendisinin zenginliini artrmak iin, gere
inde ahlk d, gereinde eriata aykr usuller telkin
eder. nsanlk tarihinde adi olan her ey burada da var
dr. Bu bakmdan slmiyet hibir orijinallik gstermez.
Olsa olsa, her ahlki ve dini reti gibi baz gl ve
zengin insanlarda, glerini ve zenginliklerini ktye
kullanmak eilimlerini snrlandrabilir. slm tarihi ile
yakndan ilgilenmenin telkin ettii tek ey udur; Bu ta
rih de, rakip ideolojilerin tarihi gibi, ayn byklkte
dir yani pek clzdr.
Hi olmazsa, retinin (doktrinin) belli bir ekono
mik tutumu salk verdii snrl alanda slamiyete uyul
du mu? Bunu bilmek ok nemlidir. nk slmiyetin
modern savunucular bu hkmlerin (kurallarn) adil
bir toplumun gidiini ekonomik bakmdan salyacan
bize temin ediyorlar. Bu hkmlerin, faizle dn para
vermeyi, kumar yasakladn ve mallarn nemli bir
ksmn, topluluun yardm sandm yneten Devlete
yermeyi mecbur kldn hatrlayalm. Servetin, ihtiya
tan fazla olan bu ksmn yeniden letirmek Devletin
grevidir (102). Faizle dn vermenin yasaklann by
le yorumlayan Hamidullah'a gre, ihtiya sahiplerine
dn vermek de Devlet'in grevidir. Anlalan, kredinin
milliletirilmesi sz konusudur. Gerein, genellikle bu

SLMYET VE KAPTALZM

113

idealden ok uzak olduunu, slmiyetin en ateli savunu


cular arasnda hi kimse inkr edemez. eriat, dini
Kanunu, mslmanlarm teden beri gerek hayattan ok
uzak bulunan bir dstur olarak kabul ettikleri ideal ha
yat tarz diye yorumlamak islmizanlar arasnda beylik
bir szdr. phesiz, mslman Devlet (hrstiyan, bu
dist Devlet gibi) hayr ilerini finanse etmek mecburiye
tini duymutur: hastaneler amak, emeler yaptrmak,
fakir renciler iin yatl okullar, aevleri v.s. Ama bu
harcamalar, daima btenin snrl bir ksmyla ilgilidir.
Ne yazk ki, hayr ileri btelerini artrmak iin msl
man yneticilerin pek az lks masraflardan, askeri mas
raflardan fedkrlk etmilerdir. Bu gn gibi aktr.
Belki de istisnalar vardr: pek dindar hkmdarlar, ba
langta devrimci bir hareketle iktidara gelen hanedan
lar. Ama bunlar sadece istisnadr. Geleneksel mslman
Devletlerin tm, tarih boyunca saraylarn ve zengin
evrelerin en iitilmedik zenginlii ile, ktlelerin iinde
yuvarlandklar en koyu sefalet arasndaki keskin bir e
likinin grnmn bize vermektedirler.
Bu ak olguyu saptamaktan da daha nemlisi, bu
nun baka trl olamyacama iaret etmektir. Sosyal
retim fazlas, yani toplumun yelerini yaatmak iin ge
rekli miktardan fazla olan sosyal rn pay hem toplu
mun hkim unsurlarnn lksn, hem de yoksullarn ra
hatn salayamayacak kadar azd. leimin (dalmn)
Tanr'nm vahyettii ahlkn buyruklarna ya da telkin
lerine gre deil, her grubun, durumun kendisine sala
yabildii avantajlar azamisine karma eilimine, bu n
san ve tabii eilime gre yapldn kabul etmek zo
rundayz. Ahlki ve ideolojik buyruklar ne olursa olsun,
her Devlette, her sosyal kategorinin letirimdeki haklaF. 8

114

SLMYET VE KAPTALZM

r ve karlar, ancak Devletde temsil edilmise ve say


g yaratan bir gce dayanyorsa, tam olarak gzetilir.
Oysa, geleneksel mslman Devlette bu artlarn ne bi
ri ne de tekisi vard. Hayr faaliyeti (ileri), sadece by
le bir durumun yarataca ykc sonular bir aznlk
uruna hafifletmekten baka bir eye yaramyordu.
Bylece, geleneksel mslman dnyasnn ameli,
Kurann nazari buyruklarna tamamen sadakatsizlik et
medi. Zaten bu buyruklar, her hangi bir ekonomik faa
liyet tarzn emredecek ya da yasaklayacak mahiyette
deildi. Kutsal metnin [herkesi] adalete ve merhamete
armas, dier dinlerdekinden ne eksik ne de fazlayd.
Genel ya da zel birok hayr iine yol aacak kadar ye
terli fakat, ynetici sekin tabakann, kendi rahat paha
sna da olsa, ounlua namuslu bir hayat tarz sala
maya kendisini mecbur etmeyecei kadar yetersizdi. By
le olmas da kanlmazd. nk kutsal buyruklar, ne
aznln ounluk zerindeki fiili siyasi kontroln ne
de mlkiyet hakkn mesele ederek aznlk iktidarnn
temelini zayflatmay ya da ykmay emrediyordu. Her
zamanki gibi, kutsal iyi tler, bunlar gerekletirmek
te kar olan insanlar glendiren kurumlara dayan
mad srece etkisiz kaldlar. Burada unu da iaret
etmek gerekir ki incelediimiz tarihi devre boyunca, ge
nellikle, toplumda daha byk bir eitlie yol aabile
cek sz konuu tedbirleri, (bu buyruklarn kutsal meneinin yaratt kanlmaz teminat ile birlikte) getiren
retiler ortaya kt. Bu retilerin koyu taraftarlar da
ima yenildiler. Bu srekli yenilgiler arkasnda sakl bu
lunan sebebleri dnmemek mmkn deil. Devrin eko
nomik ve sosyal durumu, herhalde, onlarn kazanmalar
na elvermiyordu.

s l m iy e t

v e k a p it a l iz m

115

Snnet ile amel (pratik) arasndaki ilikiler biraz


daha karmaktr. Snnet, Kuran'dan daha belirlidir. Ne
mlkiyetin snrlandrlmasna ne de yneticilerin halk
tarafndan kontrol edilmesine uzak kalmtr. Bu bakm
dan, devrin sosyal durumunu ve imtiyazl tabakalarn
ortalama grn yanstr. Ama, kurtulma arelerini
hemen gstermesine ramen, bu imtiyazllarn ounu
g durumda brakan bir yasak koyuyordu. Bu olgunun
neden ileri geldiini yukarda grmtk. Ne olursa ol
sun, reti ile amel (pratik) arasnda atma olduu
zaman genellikle pratik stn geliyordu. Yasaklar, snr
l devreler boyunca ve ancak mahdut blgelerde sk bir
ekilde uygulanyordu. Hiyaller nazariyesinin gelimesi
ok geni bir blgede, pratikte daha gevek [davranlmas) grne yol averdi. Hiyal nazariyesinin daha az iti
bar grd yerde bile, hi deilse geni blgelerde (ke
simlerde) laxisme, en yaygn pratik (amel) oldu. Bylece
din nazariyelendirme, pratii pek snrl bir ekilde et
kiledi. Her eye ramen, devrin ekonomik faaliyetinin te
mel dayanaklarn eletirmiyordu. Bir kere daha hatrla
talm ki bu dayanaklar eletirmeye kalkan retiler,
bir eit tabi ayklanmayla, bir kenara atldlar.

BLM IV
GENELLKLE SLM DEOLOJSNN
EKONOMK ALANDAK ETKS

imdiye kadar, Kuran'da ve Snnetde dile getirilen


slmiyetin ekonomik retisi incelendi ve bu kitapta
ekonominin kapitalistimsi kesimi denilen eyin gelime
sini mahkm etmedii ve pratik bakmdan engellemedi
i grld. Gerekte, Orta-ada bat Avrupada ayn
tipte kapitalistimsi bir sektr mevcuttu. Ekonomik re
tilere gre, modern kapitalizm ya da kapitalist sosyo-ekonomik kurulu denilen eyi yaratt. Bu gelime, hi de
ilse 19. yzyldan nce mslman lkelerde olmad. O
halde, bir d etkiyle meydana geldiini dnmek iin
sebebler var. Gelimedeki bu eitsizlik mslman dini
nin mahiyetinden mi yoksa sz konusu tipte bir gelime
ye hristiyan Avrupa ideolojisinden daha az elverili olan
Orta-a mslman dnyasnn ideolojisinden mi ileri
gelmektedir?
Bu ok yaygn kaba bir grn iddiasdr. deoloji
nin yayd kadercilie saplanm mslmanlarn ihmal
cilii zellikle eletirildi. Bu kaderci umursamazlk, is
ter soya ekmeden geldi varsaylan, ister genellikle hristiyanlm ya da her hangi bir hristiyan ideolojisinin ge
litirdii bir nitelik olsun, AvrupalIlarn teebbs fikri
ne kardr. Bu anlama gelen bir tezi, bilimsel kantlara
gre sistemletirmek, nazariyelendirmek ve kurmak iin
en ok uraan Max Weber'dir.

120

SLMYET V E KAPTALZM

Avrupahlarn yolunu izlemeyenlerin sadece msl


man dnyasnn olmad zerinde, bu ak olgu zerin
de burda durmak gerektir. Yukarda da sylendii gibi,
eski Dou'da, Yunanistanda, Roma dnyas'nda, Hindis
tanda, inde ve Japonyada da mslman dnyasndakiyle hemen hemen ayn tipte kapitalist bir sektr var
d. Ve bu lkeler de avrupallar izlememilerdi O halde,
btn aklamalar hem mslman dnyasna hem de
btn bu medeniyetlere uygulanabilir. Zaten Max We
berin tezleri de bunun zerinde durmaktadr.
Webere gre, Avrupadaki kollektif zihniyet stn
bir rasyonellikle nitelenmitir. Weber, bu olayn sebebi
zerinde tereddd etmekte ve biyolojik sebeblerin, ba
ka bir deyile, rk sebeblerinin sz konusu olabilecei
hakkmdaki tezini ihtiyatla ileri srmektedir. [nk]
bu kaygan alanda daha fazla dolamak istememekt-ed ir(l). Weber, bunun belirtilerini (grnlerini) sra
lamaktadr. Avrupada, ama sadece Avrupa'da uzmanla
m devlet memurlaryla, son derece rasyonel bir huku
ka, formalist hukuk grn (das formal-juristche Den
ken), Dou hukukunun zararna olarak, faydallk ve ada
let ilkeleri gibi, maddi ilkeler zerine kurmu Roma
hukukuna dayanan rasyonel bir Devlet grlecektir. Ka
pitalist gelimeye dman unsurlarn en az grnd
yer Avrupa'dr: dncenin sihre dayanmas, baz mad
di karlar, din ya da ahlk zerine (2) kurulmu gelenek
sel tipte bir ideoloji.
Weberin teebbsnn, az-ok onun eiliminde olan
larn ounun teebbs gibi, eliik olduuna iaret et
mek gerektir. Weber, modern kapitalizmi Avrupa'nn ya
rattn, nk, Avrupann dier medeniyet alanlarn
dan daha aklc olduunu, varsayyor. Ama bu avrupa
aklcl ile ilgili olarak verdii rneklerin ou, Bat-

SLMYET V E KAPTALZM

121

Avrupann modern kapitalizme daha kesin bir ekilde


girdii devreden sonrasna aittir. Weber'in, burada k
sr bir dng iine dt, bu aklc niteliklerin, kapi
talist ynde ekonomik gelimeden ileri gelebilecei, ya
bu gelimeyle ilgili veya bu gelimeyle birlikte ortak bir
sebebin sonular olduu kendisine kar ileri srlebi
lir. Bilindii gibi, ayn kantlama, Weberin, kapitalizmin
kkenini protestan ahlk biliminde grep daha .zel te
zine kar, inandrc bir ekilde ileri srlmtr. Eko
nominin, modern anlamda, kapitalistletii bir srada
ortaya kt iin, sz konusu protestan ahlk biliminin,
bu ekonomik ynelime bal olmad (baz belirtiler bu
nun byle olduu izlemini verseler (3) bile), hibir e
kilde ispatlanmamtr.
Ne olursa olsun, bu tezler, bu konuyu inceleyenlerin,
gerekte mslman ideolojisinin rasyonel bir dnce
ynelimine elverisiz olup olmadn, sihir dncesini,
kaderci umursamazl uygun karlayp karlamadn,
modern anlamda kapitalist gelimeye Orta-a hrstiyan
ideolojisinden daha gl bir engel tekil edip etmedi
ini yakndan incelemelerini gerektirir. Bu bakmdan,
mslman ideolojisini iki dzeyde incelemek gerekmek
tedir: Kuran ideolojisi, Kuran-sonras Orta-a ideolo
jisi. Sebebini sonra greceiz. Tabiatiyle ana-izgiler ze
rinde durulacaktr.

KURAN DEOLOJS
Kuran, akln (akla dayanmann) ok byk bir yer
tuttuu kutsal bir kitaptr. Kuranda yarglayan da hk-

122

SLMYET VE KAPTALZM

meden de Allahtr. alar boyunca, Tanr'nn eitli Pey


gamberlere, son olarak da Muhammed'e tevdi ettii Va
hiy, yani bir dindeki bu en akl d olay, aslnda bir ka
ntlama arac olarak kabul edilmektedir. Peygamberlerin
delilleri (al-bayyint) (4) getirdikleri tekrar tekrar
sylenmitir. Bu delillerin doru olduunu kim garan
ti ediyor? diye sorulacaktr. yle grnyor ki, Muham
med'e gre, bunlar i-tutarl olan, farkl tarihlerde, fark
l halklar tarafndan ve farkl peygamberlerin aracl
ile alnm vahiyler arasnda tam bir uygunluu (anla
ma) gsteren kstaslardr. Peygamberin kendi Vahyi,
z bakmndan nceki vahiylerle ayn olduu iin, do
rudur. En nceki vahiyler, Peygamber e tarih tarafndan
garanti edilmi grnmektedir. (5) Muarzlarna bunun
bir benzerini yani ekli ve z bakmndan ayn kutsal
karakteristikleri tayan bir benzerini getirmeleri iin
meydan okuyor (52:34; 28:49; 10: 3.9/38). Musann ya da
Muhammedinkinden daha iyi yneten bir kitab Tanr
katndan getirsinler (28:49). Ama bu kriterler kabul edil
medii takdirde, bir baka muhakemeye bavurulabilir:
Bu da Firaungillerden (6) gizli bir mslmamn, gizli bir
mminin Musa Peygamber lehine yrtt muhakeme
dir: Siz, benim alabm Allah'tr, diyen bir kimseyi ldrecekmisiniz? Hem de bu kimse size'alabmzdan de
liller getirdii halde. Bu kimse yalanc ise, yalan kendine
dir. Ya doru sylyorsa( ve siz onu dinlemiyorsanz),
sizi korkuttuu azabn bir paras olsun, banza gele
cektir (40:29/28) (7).
Kuran, Allahn yce kudretini akla dayanan delillerle
durmadan gelitirmektedir. Yaratl harikalar, mesela,
hayvanlarn gebe kal, gkteki ecraf hareketleri, atmos
fer olaylar, insanlarn (8) ihtiyalarna harikulde bir
ekilde uyan hayvan ve bitki hayatnn eitlilii. Btn

SLMYET V E KAPTALZM

123

bunlar, ruhla dolu olanlar iin ayetlerdir (9) (3:


187/197).
Hristiyanln lemesine (teslis) kar alan pole
mik rnei, tipik bir rnektir. Kuran bunu, Muhammedin
hikye olduunu sand eyle, yani kutsal varlk sfatn
reddetmek iin bizzat sann syledii kabul edilen ey
le rtmektedir. Hristiyanlarn da garip olmamalar,
R. Blacherin kelime kelime evirdii gibi, mbalaa et
memeleri, ly karmamalar, makul fikirlerin dna
kmamalar istenmektedir (4. 169/171; 5: 81/77). Allahn
bir ocuu olabilir mi? Btn dnyay dolduran Tanr,
bir paredre'e ihtiya duyabilir mi? sa, Mesihdi, annesi
azize idi. Onlarn lehine ya da onlarn aracl ile byk
mucizeler oldu. Ama onlar da yemek yiyorlard (5: 79/75).
Bu da onlarn, insan tabiatnda olduklarn, reyip r
dklerini ve bundan dolay da, Allahn onlar ldrebi
leceini gsterir (5: 19/17).
Usa vurmak, fikirleri birbirine balamak anla
mna gelen aqala fiili Kuranda aa yukar 50 defa
gemektedir. Akimz yatmyor mu, akimz ermiyor mu
cmlesi bir nakarat gibi, 16 defa gemektedir (2: 41/44).
Kfirler, Muhammedin vaizini dinlemeyenler, dnme
yen, akl yormayan, akl yatmayan insanlar olarak lnetlenmilerdir (5: 63/58) 102/103; 10: 43/42); 22: 45/46;
59:14). Bu bakmdan onlar hayvan gibidirler (2: 166/171);
25: 46/44). H. Lammensin ok doru olarak syledii gi
bi, Muhammed, inanmazl (itikadszl) insan akl
nn (10) bir kusuru olarak grmeye yatkndr. Muhafa
zakrlar gibi, dinsizler (imanszlar) de biz atalarmz
dan ne grdkse onu yaparz derler. Btn yenilikilergibi, Muhammed de bu kant karsnda fkelenmekte
dir. Ya atalar, trelerini yerletirdikleri zaman hi mi

124

SLMYET VE KAPTALZM

dnmediler? (2: 165/170; 5: 103/104). Bundan dola


y, Allah zellikle, temel dncelerini gzden geirme
yenleri knar, onun gznde en kt olanlar bunlardr
(8: 23, 10:100). Yaratl'ta Allahn varl ve iradesi
grnyorsa, Allah, Elisi Muhammede ayetler gnderi
yorsa, bir usa vurmay temel olmak, benimsenmek ve
anlalmak iindir bu. (16: 69/67; 29: 34/35; 45: 3/4).
Muhammed (kutsal yazar) yle diyor: te biz d
nenler takmna delillerimizi byle uzun uzun anlatrz
(30: 27/28). Duyularn ve usavurma yeteneini (11) bi
raz olsun iletebilmek iin, iradei cziye olarak, bu buy
ruklar yerine getirilmelidir. Belki de insanlar, bu delil
lerin bildirdiklerini dnebileceklerdir (24: 61; 57:
16/17), o zaman insanlar bilgin olacaklar (29: 42/43).
Tanrnn Peygambere ilettii ve Hakikat'i getiren Va
hiylerden (5: 55/50; 25: 64/63; 28:55; 33:64; 7: 198/
199) (12) nceki insann, bilgisiz durumuna kar koyan
bilime (2:114/120, 140/145; 3:54/61; 17:108/107) kat
lacaklardr. manszlar, hibir bilgisi olmadan, Klavuzu,
Aydnlatc kitab yokken yine de Allah hakknda eki
ip dururlar (31: 19/20). Onlara Eer bir bilginiz var
sa onu bize gsterin. Gerekte, sadece sanlarn, ihtimal
lerin peinden gidiyorsunuz (16: 149/148) demek gerek
tir. Arap halkndan olanlarn iini kolaylatrmak iin,
Allah onlara kendi dillerinde yazlm bir vaiz gnder
mek zahmetine katland. Belki bylece anlayacaklardr
(24:61; 57: 16/17).
Zaten, Hakikati akl yoluyla kavramak yetmez. Me
sela, Medine Yahudileri, Tevrat ok iyi anlyorlar fakat
sonra da bunu bile bile bozuyorlard (2: 70/75). Saf akl
dan pratik akla gemek, Allah'n buyruklarn uygulama
nn, onun emri zerine Elisinin kurduu toplulua ka
tlmann faydal olduunu anlamak, gerektir. Bu aktif

s l m iy e t

v e k a p it a l iz m

125

dindarln daha sonra da bir mcadeleci olarak katlma


nn zorunluluu fikrini kafalara iyice yerletirmek iin,
Muhammet, tccar bir kavim olan Mekkelilerin, anlaya
bilecei ticari mahiyette fikirler ileri srd. 1892de
Charles C. Torrey in (12) ayrntl bir ekilde gsterdii
gibi, bu fikirler daima ticari bir atmosfer iinde yaa
m bir insann akima geliveriyordu. Torreyin szlk ve
kavramlar hakkndaki incelemesinin sonunda Kuranm
pratik teolojisiyle ilgili szlerini burada evirmek yete
cektir:
Tanr ile insan arasndaki karlkl ilikiler tama- .
men- ticari mahiyettedir. Allah ideal tccardr. Hesap
pusulalarna btn dnyay sokmaktadr. Her ey hesap
lanp llmtr. Tanr hesap kitabn ve terazileri ya
ratm kendini de namuslu iler iin rnek olarak koy
mutur. Hayat bir itir. Ya kazanlr ya kaybedilir, iyi
ya da kt bir i yapm olan (kazanan ya da kazan
mayan) bu hayatta bile bunun karln alr. Baz
borlar geciktirilir. nk, Allah amansz bir ravi deil
dir. Mslman, Allaha bir yatrm yapar; cennet iin pe
in demede bulunur. Allaha ruhunu satar. Bu mutlu
bir itir. Dinsiz (imansz), kutsal hakikati yok pahasna
satmtr; insanlarla son hesabn grr. Defter-i Kebirde hisse senetleri kaytldr. Bunlar teraziyle tartlr.
Herkesin hesab tam olarak denir. Hi kimse doland
rlmaz. Dindar da dinsizi de cretini alr. (yi hareketle
rinin her birine karlk deme yaplan mslman) ay
rca zel bir prim alr.
Torreyin dedii gibi: bundan daha hesabi bir teo
loji kitab tasavvur etmek gtr (14). (Hesap) Mate
matik demek, akl (akla dayanma) demektir. Kuran ide
olojisine gre, tabiatiyle bu, akl her eyi kavrar (akim

126

SLAMYET VE KAPTALZM

bilemiyecei hibir ey yoktur) anlamna gelmez. Tersi


ne, bir ok ey akim dnda kalr. Bu da Tanr'mn yce
kudretinin ve bilimin kantlarndan biridir. Sadece in
san aklnn gcyle bilinemiyecek olan bu eylerin bir
ksmn Tanr, Peygamberleri aracl ile insanlara bil
dirir. Dier eyler edebiyen gizli kalr (150. Akln rol,
Peygamberlerin bilinemiyen hakkndaki szlerinin do
ruluunu salamlln, onlarn buyruklarna uygun ha
reket etmenin faydasn anlamaktr.
phesiz, burada, akl d olan, ama her din, belki
de her ideoloji iin gerekli olan iman ortaya kmakta
dr. Grnte ayn yetenekte, ayn durumda olan insan
larn ayn olaylar karsnda niin farkl tutum aldkla
rn aklamak gerektir. Bazlar sert tepki gsterirler,
dierleri hemen kabul ediverirler. manszlarla mcade
le edilecekse, onlar yermek, cezalandrmak iin, onlara
imanszlklarndan bir sorumluluk yklemek gerektir.
Dinlerde bu, Tanrsal g dogmas ve dayanlmaz iki fi
kir arasnda yani Tann'mn hi deilse izafi gszl
ya da ktl arasnda bir seme yapmaya yol aan al
maz ikilemle karlar.
Kurandaki iman kavram, Tanrnn bahettii bu
imana, zlmez ballkla snrlanr (16).
Ama imanla, akla dayanan inan arasnda dolaysz
bir iliki vardr. Bunun ispat da ok uzun bir sre bekliyen imanszlarn Tannmn gazabna uramalardr. te
o zaman Allahn bir tek olduuna inanp iman ederler.
Ne var ki, azab grdkten sonra inanmalar bir ie ya
ramaz. Tann onlar cezalandrr. (40:85; 6: 159/158). Bu
iki metin, iman ile bir ispatlama karsnda duyulan
inancn zdeliini aka gstermektedir. Tanr, objek

SLMYET VE KAPTALZM

127

tif belgelere inandrc bir etki salamakla yetinir. Ho


gry dorulamak iin sylenmi bu ayn cmlede ak
la dayanan inancn da sz konusu olmas anlamldr.
Eer senin alabm isteseydi, yeryzndekilerin hepsi
birden inanm olurdu. Yine de sen insanlar inansn
lar diye zorlayp duracakmsn? Allah izin vermedike
kimse inan getiremez. Allah azab, akln kullanmayan
lara gnderir (10: 99-100)
Kuran'daki imann akla dayanan inantan ve Pey
gamberin gsterdii hakikatlar kabul etmekten de ayn
bir ey olduu inkar edilemez. nk bu inan, btn
sel insan ykml klan bir tutum yaratr. man i hu
zuru verir. (Tanr korkusunu gelitirmekle) beraber kor
kudan kurtarr; sabr, dayanma gc verir, iman eden
insan Tanr uruna btn ktlklere katlanr, her eyi
gze alr ve hayr iler (17). Ama bu, imann edinilmesin
de akla aykrl gerektirmez. Akla dayanmakszn sez
gi yoluyla kendiliinden meydana gelen iman hibir za
man sz konusu deildir. nemli olan da budur. phe
siz, Vahiy, Muhammede mistik hayet iinde gelmitir.
Ama bunlar anlatan Snnet (Hadis) bunlarn kkenin
den Peygamberin nce phe ettiini bize gsterir. Pey
gamber bu eytan'in ii olmasn diye kendi kendine so
ruyordu. Karsnn kuzeni olan Tanr a tektanrc
Varaka ibn Nevfal gibi, Vahiy uzman ile konuma
s gerekmi, yaknlar onu cesaretlendirmi, Cebraille
konumalar yapm, hatta Cebrail, Tann'dan gelen bir
haberin sz konusu olduuna onu inandrmak iin ka
ntlar ne srm (19). Snnetin bu verileri, bu kaynak
tan gelen her ey gibi, pek az dorudur. Ama burada,
meruluu tartma kabul etmez Kuranla dorulanm
tr. Vahiyde kkeni pheli ve doruluu belli olmayan
bir sezgi grenlere Allah'n Kuran'da cevap verdii ka

128

SLMYET V E KAPTALZM

bul edilir. tirazn muteber saylmas gerekten dikkate


deen Ancak, itiraz bu artlar iinde makul deildir.
Muhammet, hastalktan dolay bir buhran geirmemitir.
Bu hayet boyunca tabiatst ama, mevcut, belirli, say
gdeer bir ahsiyetin gnderdii bildirileri almtr. Ve
bu, ok iyi bilinen yerlerde ve belirli anlarda olmutur.
Yoldanz doru yoldan hi ayrlmad, sapmad. O, ken
diliinden de konumuyor. Onun syledikleri ancak ona
bildirilenlerdir. Bunu ona bildiren gl bir varlktr.
(53: 1-6). ite, Kuran grkl bir elinin, cebrealin bil
dirdii szdr. Yoldanz deli deildir. O, Cebraili ufuk
ta grmtr (81: 19-23) Y. Moubarac ne derse desin,
doruluunu garantiliyen artlar iinde tabiatst, ama
bazlarnn yanaabildii tabiat st, bir varlk tarafn
dan iletilmi, akla dayanan bir bildiri (mesaj) zerine
kurulmu bu imanla, kesinlii szle anlatlmayan (20),
bir i duyguya, sezgiye dayanan iman arasnda esesl bir
fark vardr.
Bu grleri, dier dinlerin grleriyle, zellikle,
Eski ve Yeni Ahit'in getirdii grlerle, ayrntlaryla ve
derinlemesine karlatrmak bizi ok uzaklara gtre
cektir. Baz noktalara deinmekle yetinmemiz gerek.
Kuran'n, Vahiy'i desteklemek iin akl yrtmesi,
Vahiyin makul nermelere dayanmasndan, hi deilse,,
buna kar kmamasndandr. Peygamberlerin bildirile
ri phesiz, insamn kendi kendine kefedemeyecei ve
rileri iermektedir. Ama akla dayanan kantlar, rnein,

' namuslu gezginlerin uzak lkeler hakknda verdikleri


bilgilere inanld gibi, bu bildilere de inanmak gerek
tiini gstermektedir. Tamamen akla dayanan dier
kantlar, iletilen buyruklar izlemenin yararl olduunu^
ispatlamaktadr.

SLMYET V E KAPTALZM

129

Buna karlk, Eski-Ahit, tanrsal niyetlerin esrarl


ve nfuz edilemez karakteri zerinde ok durmaktadr.
phesiz, Rab, niyetlerinin, istemlerinin ve mahiyetinin
bir ksmn, ilk resullere, peygamberlere ya da dierleri
ne aklamaktadr. Hakiki elilerinin bildirisinin doru
olduunun belirtilerini (iaretlerini) veriyor; mesela,
Elie uruna Carmelin mucizesi. Ama inam inanl ve
kararl klmak iin, tabii bir ekilde, Tanr korkusuna,
Tanrya inanmaya, imana bavuruyor. Rabbin varln
ispatlamak ve vahiylerin znde bulunan akla dayanan
ncllere katlmak iin bu inan hi de gerekli deil
dir. Her eyden phe edilmedii eletiri-ncesi bir saf
hadr bu. Bu iman, srailin yce Tanrs Rabbin esrar
l ve nfuz edilemez derin niyetlerine (kararlarna) inan
maktr sadece. Rabbin, olunu kurban et dedii bra
himin inancdr bu. rnek alnacak bir inantr. Rab
bin, szcleri peygamberler aracl ile ilettii buyruk
larn tartmamak gerektir. Sorun, pratik, siyas pln
iinde yer almaktadr. Sahte peygamberlere yani srgnden sonraki zafer akmna aykr bir eilim tayan
ve ne yazk ki, eserleri bize ulamam bulunanlara kar
savurduklar kerametlerin bo ktn ileri srmek
le yetiniliyor. Asurlularm yaylmaclna kar koyan
partizanlarn, rasyonel siyas hesaplarm rtmek iin
insann bilgelii ile Tanrnn bilgelii arasndaki kar
lk temas peygamberin devrinde ortaya kyor. Ken
dilerini bilge sayanlarn vay haline (. 29: 14) Rab
dedi: ...ve hikmetli adamlarn hikmeti yok olacak ve di
rayetli adamlarn anlay kalmayacak (t. 29: 14) Rab
bin tabiat zerindeki etkisinin nasl ilediini incelemek
iin Krallm balangcndan itibaren bir eit aklc
lk geliti (G. Von Rad, ii, Auflarung'dan sz etmeye ka
dar vardryor (1). Ama felketler devrinde, ilk srail
F. 9

130

SLMYET VE KAPTALZM

Peygamberlerinden biri olan Eiya, bilgelerin tabiat s


t Varlk'a gvensizlik belirtisi olan tasarlarnn redde
dilmesini isteyen rabbe kaytsz artsz inanlmasn
tlyor.
Bu tema, hikemiyat eserlerinde ve Mezmurlarda ge
liecektir. nsann hikmeti, grnte, srail evresinde
geliiyor, bu dnyada olup bitenler hakknda kendi g
cyle hkm verebileceine inand bir alan yaratmaya
balyor. nk, ncil yazarlar, bu ruh halini, bizzatihi
akl kullanmay deil, akl her yerde kullanmann vere
cei gururu yenmenin gerekli olduuna hkmediyorlar.
Hikmet, Rab in bir vergisidir, Rabin iradesinin insan
lara grn tarzdr (22). Mkemmel olan sadece Rabbin hikmetidir. Rabbe inanmak (23), herbirinin gnlk
davranm tek bana ynetemeyecek olan insan aklnn
boluklarn dolduracaktr. Btn yreinle Rabba g
ven... Kendini hikmetli grme, Rabdan kork ve erden
ayrl (Sleymann meselleri, 3; 5, 7), kendi yreine
gvenen aklszdr (. M. 28: 26). ki bilgi, iki hikmet
vardr ve bunlarn bir teki dorudur. Tek hakiki hikmet,
Rabbe kaytsz artsz inanmakla salanr. Saduyu ve
hikmeti bana ret, nk buyruklarna inandm (Mez.
119: 66)
Yunan aklcl ile ilgi kurmak, evrenin laik bir ak
lamasn yapmak iin sarfedilen ve Yunan medeniyeti
nin prestiji ve etkisiyle dolu bu aba yeni problemler
getirdi. Bu dnyann hikmeti, eski hikmetlerin sama
l ya da politikaclarn daima eletirilebilir samalk
lar deildi artk. Bu herkesin kabul ettii ncllerden
hareket edilerek, akl yoluyla ispatlanabilir bir hakikatlar btnyd. ncildeki Vahiy bylece yeni bir karak
tere brnyordu: bu Vahiy, ispat edilemez ya ela hi

SLMYET VE KAPTALZM

131

deilse, ispat endiesi gzetilmeden iletilmi bir veriler


btnyd. Ak-seiklik, n-yarg oluyordu. Edinilmi
fikirlerin keyf olduu ortaya kyordu. Bu fikirlere, ve
zellikle de, bunlarn hayatlarna verdii istikamete ve
mill anlamlarna bel balayanlar, bunlar Yunanllar gi
bi nazariyeletirmek zorunda kaldlar. Bilindii gibi, nazariyeletirmede en nde gelen skenderiyeli Philondur.
Vahiyi dorulamakla, onun doruluunu belgelerle ispat
lamakla urayor, aydn bir insan olduu iin, felsefeye
yer veriyor, laik dn, bilgiye tabi, ikinci derecede
bir kaynak olarak, yani. Vahiy'in kulu olarak kabul
ediyor ve iki bin yl boyunca insanlar uratracak olan
problemi, imanla akl arasndaki ilikiler problemini ilk
defa ortaya atyor.
phe yok ki, Palestinli Yahudilorin protestan tari
kat, Yunan uygarlna, skenderiyeli byk bilginden
daha az yer veriyordu. Yukarda belirtilen sonraki eskiAhit metinlerinden dolay, halkta, dinsizlikle, zenginlik
le, mill deerlere ihanet etmekle kark dnya hikmeti
ne kar bir duygu ykseliyordu. Bu evrede kk salm
olan ilkel hristiyan kerygmei, gerekte bunu aka ifa
de etmektedir. phesiz, Isann sz sk sk tartlmak
ta, kant olarak ileri srlmektedir. Mucizeleri, almet
lerdir, kantlardr. Fakat btn bunlar, Yahya Peygam
beri (Mat. 11: 2), Ferisiler ile akn ama imansz k
hinlere, iki yzl bir tavr takndran bir bilmece sor
mak zorunda brakyordu (21: 23-27). Isa'nn faaliyeti ve
kiilii skandal yaratyordu yani grnte, eliik, akl
d karakteri bir engel oluyordu (26). Bundan, ancak
kaytsz artsz bir imanla kurtulunurdu. Tomasa gr
nen Isa'nn, mehur szn herkes dnecektir: Beni
grdn iin iman ettin, grmeden iman edenlere ne
mutlu (Yulana, 21: 23). Ama Isa, daha nre insanla

132

SLMYET VE KAPTALZM

rn belgelere ihtiya duymalarna zlmt: Almet


ler ve harikalar grmedike asl iman etmiyeceksiniz
(Yuhan. 4: 48) Pawlus, zellikle Yuhannadaki bu srar
sonuna kadar srdrecektir; Eski Ahit'in metinlerini ile
ri srer: Hikmetlilerin hikmetini yok edeceim ve anla
yszlarn anlayn iptal edeceim. Hikmeti nerede? Ya
zc nerede? (I. 29: 14; Mez. 33: 10; . 33: 18) ve de
vam eder: Bu dnyann bahsedicisi nerede? Dnyann
hikmetini Allah aklszla dndrmedi mi? Fakat biz
Yahudilere tkez ve milletlere aklszlk olan Haa ge
rilmi Mesihi vazederiz. nk Allahn aklsz olan eyi
insanlardan daha hikmetlidir. Ben size Allahn ehadetini iln ederek geldiim zaman, kelm ve hikmet ulviye
tiyle gelmedim. Szm ve vaazm, Hikmetin kandrc s
zyle deil, fakat ruhun ve kudretin brhan ile idi, ve
bu, imannz insanlarn hikmetinde deil fakat Allahn
kudretinde olsun diyeydi. (1 Kor. 1: 19-20, 23, 25;
2: 1, 4-5).
lah felsefe (gnosticisme) ile modem felsefeyi ilham
eden yunan antropolojisinin kategorilerini, kendine z
g brani antropolojisini dile getiren Eski ve Yeni Ahit'e
uygulamamak gerektii ileri srld. zellikle, iman,
akl (anlay) dan ayrdedilemezdi; tpk akim, eylemden
ve hayattan ayrdedilememesi gibi. nan (iman), Efltundaki gibi, bilginin en aa ekillerinden biri deil,
bir anlaytr, bir bilgidir. (27) phesiz bu tezde doru
[bir taraf] vardr. Ama gene de Yeni Ahit'de, hi olmaz
sa, Eski Ahite yaylm btn bir akmda insan aklnn,
dnyann derin hakikatna, baka bir deyile, Tanrya
hibir zaman eriemeyecei gzyle baklmtr. Bu, Varlk'la ve Tanrnn iradesiyle, her kantlamadan nce ya
da her kantlamann dnda, dorudan doruya ve ta

SLMYET VE KAPTALZM

133

rifsiz bir ekilde yakn iliki duygusu yaratan bir i tec


rbeden gelen tanr sezgisine taban tabana zddr.
kinci yzyln ikinci yarsndan itibaren, hristiyan
din bilginleri, Philonun problematiini ele alacaklar, yu
nan felsefesini, yeniden hristiyan ideolojisi erevesi ii
ne koyacaklar, Alexandrinin, Vahiy'e iman ile akl yo- '
luyla ispatlama arasndaki ilikiler hakknda [ileri sr
d] fikirleri gelitireceklerdir. Tertullien'i rnek alan
bazlar, vahyedilenin akl yoluyla ispatlanmas teklifini
reddedeceklerdir. (Rafizilere) diyalektii reten zavall
Aristo, yapclkta, ykclkta stad, nermelerinde akc,
tahminlerinde ar olan, usavurmalarnda esnek davran
mayan Aristo... Atina ile Kuds arasnda, Akademi ile
Kilise arasnda ortak olan ne vardr? Stoac, eflatuncu,
diyalektiki bir hristiyanl ortaya atanlara yazklar ol
sun. sa'y rendikten sonra bilgiye, ncili rendikten
sonra aratrmaya ihtiyacmz yok bizim. nandmz an
dan itibaren, baka bir eye inanmak istemiyoruz (28).
Buna (Tanr'nn olunun lmne ve diriliine) iman
etmek gerek (29). Ama hristiyan din bilginlerinin o
u akln, u ya da bu ekilde ie karmak zorunda ka
lacan dneceklerdir. mann akla dayand dn
cesi stn gelecektir. Akl, vahyedilmemi hakikatleri or
taya koyabilir, Vahiy nin muhtevasn tli olarak ispat
layabilir. Vahyedilenin iinde akl yoluyla ispatlanmad
iindir ki Vahiy'nin habercilerine inanmak akla yat
kndr. Muhammedden nce, Augustin'in ortaya koyaca
ey budur. Normal bilgide hatt felsefede, inanlmaz,
kesinlikle ispatlanamaz nermelerin doruluu kabul edi
lir, baz kimselere, [mesela], hi grmediimiz ehirler
ve lkeler hakknda bize bilgiler veren gezginlere, ina
nlr. Manikeistlerin pheli bilgi kaynaklarnn aksine,
hristiyanlar, tarihi bakmdan gvenilir ve inanlr n-

134

SLMYET V E KAPTALZM

cille Eski Ahite dayanabilirler (30). lk yzyllarn hristiyanlmda aklc (rasyonalist) akm genellikle ege
men olacaktr. Kuran zerindeki dolayl etkileri Tor
Andrae (31) tarafndan ispatlanm olan Aphraate,
Aphrem, Mabbouglu Philoxene gibi IV. ve V. yzylda
Suriyede yaam din bilginlerinde bunu iyice gryo
ruz. Muhammedde esas olduu anlalan bu aklc ve
alglayc iman (32) grne de bu akmda rastlyoruz.
Ama, halkn Tertullien tarzndaki dindarlna, ve
durumlar gerei, bilginlerin ve dnrlerin iyi niyetli
usavurmalarma kar gvensizlik duyan yoksullarn krkrne inandklar teolojiye tabi gelen imann nce
lii tezi, fikir plnnda, az-ok gerilemi ve az-ok saf
bir ekilde dile getirilmi de olsa, Douda VI. yzyln
banda ilk defa szde Denys l'Areopagitein gelitirmi
olduu yeni-eflatunculuktan esinlenen mistik teoloji ta
rafndan beklenmedik bir ekilde glendirilecektir.
man [yani] Tanr'ya btn yreiyle inanmak ya da ak
im kefettii hakikatlara isteyerek katlmak, mistik te
maa ile varlan ve bu temaa boyunca Tanrnn hisse
dildii ve dier metodlarn (33) salayabilecekleriyle llemeyen yce bir bilgiye eriildii teopatik bir du
rum olur. Akla dayanmayan imann ncelii fikrine hris
tiyan din bilginlerinin ounda rastlanacaktr. Mesela,
VIII. yzyl banda Suriyede arabl (34) yeni kabul
etmi Jean Damascenede olduu gibi Latinler, iman ta
rafndan kabul edilmi srlar ksmen aydnlatmak rol
nn tabii olarak akla verildii ve imann her alanda s
tn (35) olduu bir ilikiler problematiini [yani] akl
ile iman arasndaki ilikiler problematiini hazrlayacak
lardr. Mesela, XI. sonundaki (36) Cantoberyli Anselmede ve nihayet, muazzam otoritesi sayesinde bu gr
adeta gklere karan (kutsallatran) Thomas dAquindc (XIII. yzyl): tnvisibilia Del aitleri modo. ouan-

SLMYET VE KAPTALZM

135

tum ad plura, percipit fides quam ratio naturalis ex creaturis in Deum procedena (37). Puta cum quis aut non
haberet promptam voluntatem ad credendum, nii ratio
humana induceretur. Et sic ratio humana induca dimi
nu t meritum fidei (38).
Buna karlk, Kuran'daki aklclk bir kaya [gibi]
grnmektedir. Dorudan doruya ve tek yanl bir e
kilde yunan aklclna balanamaz. Muhammedin car
d olduu mekkeli tccarlar da aklcydlar. Ama bunlar,
safdil, yavan, itibarsz bir aklcln, yunan felsefesine
benzer bir reti btnl gstermeyen bir aklcln
taraftar idiler. Bal bulunduklar toplum, bir gn ger
dekten aydnlatlmas gerekecek sebeblerden tr, ef
sane ve menasktan yoksundu. phesiz, tabiatst var
lklarn mevcudiyetini varsayyorlar (bazlarnn bunu
pheyle karlad anlalyor) ama bizimkilerden biraz
stn gleri olan grnmez insan trleri sz konusu
dur sadece. Ne var ki, tabiat kanunlarna boyun een
ama bunlarn atmalarndan ve boluklarndan faydalanabilen insann grnnde bu, pek byk bir dei
iklik yaratmyor. Grnte ticaret ehrinin belirginlefirdii bu l airetinin (39) hmanizmi iinde insan, g
lerinin ve gszlklerinin ne olduunu iyi anlyordu.
Ancak sonularn grebilecei, gcn ve etkisini deer
lendirebilecei eye inanmaya hazrd.
Buna karlk, Muhammed tektanrc Vahiy'e itibar
ediyordu. Onun gznde, makul, akla dayanan, rtlemez, stelik, byk medeni lkelerle, kltr, yaz, kitap
ve bilginler dnyas ile olan ilikinin salad stnlk
ten yararlanan bir vahiydi bu. Bunu savunmak iin, din
bilginlerinin kullandklar ve azdan aza ona kadar
gelen ve yahudiik ile birisi yanl sair,man temalar ve-

136

SLMYET V E KAPTALZM

niden ele alyordu. Bildirisinin akla dayandn ve et


kinliini yani aslnda, Allah'n kudretini, birliini, arap
peygamberin kendi vahyinin geerliini onlara gster
mek iin, tabiatiyle, muarzlarnn dilini ve dnme tar
zn kabul ediyordu (dorusu, bundan hibir zaman tam
olarak kurtulamamt). Mekkelilerin barbar aklcl
karsnda kendi medeni aklcln koyuyordu. Kabul
ettii yahudi-hristiyan problematiinin iindeki gizli a
tmay bir trl anlayamyordu. Zaten, kendisine en ya
kn olan Suriye Kilisesindeki hristiyan dncesinin intellectualismei tpk, (iliki kurduu Yahudiliin algcl, intellectualisme'i gibi) bu atmann gizliliini aa
vurmuyordu. Muzaffer Kilisenin karsna, yenik ama
manen gl Havrann karsna, gelecek yzyllarda or
taya kacak olan saf aristoculuun bayran hi kimse
dikemiyordu. Her ikisi de, aklclk adna ne varsa hep
sini zmlemilerdi ve sadece tanrsal bildirinin miras
lar olarak deil, ayn zamanda Akl ile Bilimin temsil
cileri olarak da grnmek iin, aklcl kullanyorlard.
Sevgilisinin arabasna koulmu Felsenin rol bunu alla
yp pullamakt. evresindeki aydn kabalndan rkm,
ve medeniler, bilginler dnyasndan gelme kitaplarn
prestiji ile gzleri kamam, yar-bilgin mekkeli tccar
mzn, Medeniyetin bu ortak bildirisinde hibir eliki
grmemi olmasnda ve bunu, vatandalarna makul ve
akla dayanan tek yol olarak sunmasnda alacak birey
yok.
.
Kuran'n, akla, yahudiliin ve hristiyanln kutsal
kitaplarndan ok daha byk bir yer verdii grlyor.
Kurandaki kader retisinde, tslmda kapitalizmin
gelimesine szde elverili olmayan bir havann akla
n! da aratrld (phesiz Weber deil, avrupa kapita

SLMYET VE KAPTALZM

137

lizminin kkenleri hakkndaki kalvinist nazariyesi d


nlrse bunun sebebleri aka grlr). En eski suret
lerde insann hrriyeti zerinde duran yarglarn yann
da, (Tanrnn Itfunun ynn bazan ok kaba bir e
kilde saptrabilen eilimlerle insan donattn) [ileri
srerek], kader tezini bazen lml ekilde aklayan en
yeni metinler bulunmaktadr. Gerekte, Muhammed, islmiyet-ncesi ideolojinin kaderciliine kar, kaderin,
hem tanrlara hem de insanlara kendini kabul ettiren,
kr kanunlarnn stnl hakknda arap dnyasnda
ki yaygn tezi, [yani] tabiat kanunlar hakkndaki deter
minist grn bir taslan ileri sryordu. Kaderin y
ce kudreti yerine, kendisine yakarlbilen, tapnlabilen
(40) kiisel bir iradenin, Allahn, yce kudretini koyu
yordu. phesiz ki, Muhammed'in birbirinden ayr ekil
de tasarlad, aralarndaki elikilerin grnmedii fi
kirler sz konusudur. Hem din deitirmeye (mslman
la) tevik etmek, grnte namuslu ve zeki insanla
rn imanszlkta ayak diremelerini aklamak hem de
herkeste Allah korkusu ve saygs uyandrmak, insanlara
dller vaadetmek, dmanlan en iddetli cezalarla kor
kutmak gerekiyordu. Muhammedin dncesi, inkr
edemeyecei (41) basit ve gl birka hakikat arasn
da gidip geliyordu. Bu, rasyonel diyalektie alm, ince
bir din adam deil, Tanrnn yce kudretine inanm
koyu dindar, stelik de bir hareket adamyd. Grimmein
ok iyi grd gibi, bir sorunla karlat zaman, dn
ya olaylarn, lhi ve beeri faaliyetlerin birbiriyle ya
nan etkisinin sonucu olarak (42) gznnde tutmas
gerekiyordu. zmlemede daha ileri gitmek, Onun iin
imknsz, akl almaz, hatt faydasz bir eydi. Medine
Camiindeki insanlarn kader ve irade-i cziye stne tar
tmalarn iittii zaman fkeden kpkrmz kesildiini
aklayan hadisin her ne kadar asl yoksa da Muham-

138

SLMYET V E KAPTALZM

med, bu sorunla gerekten karlasayd herhalde bu


na benzer bir tepki gsterirdi.
Burada benim iin nemli olan, dier yarglarla ya
lanlanm azok lml bu kader tezinin, Kuran ideoloji
sinde eyleme hi de engel olmadn gstermektir. Ku
ran, mmini, tarafszlk, yeminlere ballk, itidal, do
ruluk, hayr ileme, yoksullara, byklerine, yaknlarna,
gezginlere kar iyi davranma gibi erdemlere tevik edi
yorsa, bu aslnda, hi deilse grnte insana, yapmak
ya da yapmamak gibi bir hrriyetin tanmmasndan t
rdr. Dindarca ya da hayrseverce olmayan faaliyetler
ona salk verilmese bile, hi deilse yasaklanmamtr
ve bunlar normal yaay tarzlar olarak kabul edilmi
tir. Mesela, namuslu ticaret ou zaman normal bir faa
liyet olarak gsterilir: Ey mminler, gnl rzasyla ya
plan bir al veriin dnda birbirinizin mallarn bo
yere tketmeyin (Kuran 4: 33/29). Dnya nimetleri,
zellikle, yemiler ve srlerin otladklar otlaklar (80:
24) birok kere Tanrnn ltf olarak gklere karlyorsa bu, iftileri, bahvanlar, hayvan yetitiricilerini,
bu tanr vergisi nimetleri gnlk hale getirmeyi salayan
almalarnda tevik etmek iindir. Kutsal savaa a
rlar, bir baka ekildeki faaliyete tevik deil midir? Ku
ran, dman karsnda cesareti, dayankll, mcadele
azmini tlemiyor mu? Ge ok stnken sakn ba
r istemeyin (47: 37/35) Tanr'nm yardm vadedilmi,
salanmtr, zaferin temel bir etmenidir ama insanlar
savamaktan alkoymaz. Mesela, Tanr demirci peygam
ber Davuda iinde yardmc olur: Onun iin demiri de
yumuattk. Geni etekli zrhlar yap, halkalarn iyice
l (34: 10/11)
Btn bunlarda, Allah yardm eder diye, elleri brn

SLMYET YE KAPTALZM

139

de beklemek gerektiini gsteren hibir ey yoktur. Kurandaki birok ayet, phesiz, bu dnyada olup bitenle
rin, bo deersiz, aldatc olduunu belirtir (44). Sonra
gelen mutasavvflar, Kuranda bu dnyadan elini etei
ni ekmeye, keilie bir tevik grdler (45). Peygamber'in adalarnn kendilerinin de, bundan, bu trl
bir sonu karm olmalar muhtemeldir. Ama, Muhammed iin kesin bir ey varsa, o da, bu metinlerin byle
bir tutumu hi de tevik etmediidir. Tanrnm kaadiri
mutlak ve bu dnyann geici olduunu gstermek, ken
dini toplulua etken bir ekilde adamay, kiisel ura
larnn, baarlarnn stnde tutmalar iin mminleri
tevik etmektir; onlar, byle bir yardm elinin destek
ledii zaferin kesinliine ve imanszlar dayanlmaz bir
akma katlmaya inandrmaktr. Peygamberin son dere
ce faal hayat, Allah'n kuvvetli nefesine kendini bir sa
man p gibi brakmak eiliminin bazen opda belirdi
ini ama bu eilimi abucak bastrdn aka gster
mektedir (46). Allah, Kuranda, sadk kuluna eylemi (ha
reketi) buyurmuyor mu? syle yani bildir, ruhlar ha
rekete geir. manszlara yle demesini buyuruyor: Siz
elinizden geleni yapn. Ben de elimden geleni yapacam
(39: 40/39) Onlarla savamasn emrediyor. Ey Peygam
ber, imanszlarla, iki yzllerle din urunda sava. On
lara kar sert davran (66: 9). Yapt iin baarsnn
Allah'tan geldiine bazen inansa bile, bu, kulunun hibir
i grmeden durmasna Allahn raz olduu anlamna
gelmez (47).
Kaderle ilgili ayetlerin, mslmanlar, kanlmaz
bir ekilde kadercilik yoluna srklemi olduu kabul
edilmek istenseydi, ayn sonucu yahudilik ve hristiyan
lk iin de kabul etmek gerekecekti. Hemen birka me
tin aktaralm: Ve Rab, Habil'e ve onun takdimesine

140

SLMYET VE KAPTALZM

bakt: fakat Kabile ve onun takdimesine bakmad (Tek.


4: 4-5). Rab dedi: ve ltfedeceim adama ltfedeceim
ve acyacam adama acyacam (k: 33: 19. Ve
Rab, Firavunun yreini katlatrd: Rab'in sylediine
uyarak Musa ile Harunu dinlemeyi reddetti (k, 9:
12; 10: 1,20,27; 11: 10). te bundan, iyi hareketlerle Tanrnn gzne girmek iin aba sarfetmenin pek gerek
medii sonucu kyor. Ama genellikle, bu dnyada ve
bu dnya iin almann, [yani] insan abasnn bo ol
duu sonucunu, Mezamirci, Rabbin yce kudretinden
karyor ve bunu ok gzel ve nl bir iirinde dile ge
tiriyor:
Evi Rab yapmazsa eer
Bouna alr yapclar
Eer ehri korumazsa Rab
Beki uyank durmu neye yarar?
Sevdiini derin uykusunda
Nimetlere boarken Tann
Bouna sizin iin
Yorgunluk ekmeini yemek
Erken kalkmak bouna
Ge yatmak bouna
(Mez. 127: 1-2) (48)
sa da, kurtulu konusunda, Tanrnn setiklerinden
(velilerden) sz eder bylece bu semenin kiisel ka
rakterini ve yceliini dorular (bak: Mez. 13: 20). Bu
kader temas zerinde Paulus'un ne kadar durduu ye
terince bilinmektedir. nceden bildii kimseleri olu
nun suretine uygun olmak zere ezelden de takdis etti
(Rom. mek. 8: 29-30). Yakupla Esav hakknda: ocuk
lar henz domam ve iyi ya da kt bir ey yapmam
iken, Tanrnn murad ilerden deil, fakat setiklerin

SLMYET VE KAPTALZM

141

den yana olduu iin (analar Rebekaya) by k


ne kulluk edecek denildi. Nitekim, Yakubu sevdim
ama Esavdan nefret ettim diye yazlmtr. (Rom. mek.
9: 11-13). Bu dnyada ve bu dnya iin almaya gelin
ce, iir niteliindeki nl bir metni hatrlatmak yetecek
tir: Ne yiyip ne ieceim diye hayatnz iin, ne giye
ceim diye bedeniniz iin kayg ekmeyin. Gkteki kula
ra bakjn onlar ne ekerler, ne bierler ne de ambarlara
toplarlar; gklerdeki babanz onlar besler. Siz onlardan
daha deeili deil misiniz?... Ne diye esvaptan tr kay
g ekiyorsunuz? Kr zambaklarnn nasl bydne
iyi bakn. Ne alrlar ne de iplik eirirler. Size derim:
Sleyman bile, btn izzetinde bunlardan biri gibi gi
yinmi deildir. (Mat. ncil. 25-30. Bak. Luka ncil.
12: 22 )

Yahudilie ve hristiyanla mutlak gerekirciliin h


kim olduu anlamna gelmez bu. Bir kadercilik ve ey
lemsizlik eiliminin muhtemel gelimesinin, bu dinlerin
kutsal kitaplarnda bulunan ve bu tutumu, daha fazla
deilse bile slmdaki kadar .dorulayan kaynaklara da
yandn ispatlamak iin sadece bu birka metin yeter.
O halde, kapitalist ekonomik rasyonelliin ya da ka
pitalizme yol aan rasyonelliin sihir denilen bu teki
dmann Kuran ideolojisinde bulabilecek miyiz?
phesiz, Kuranda sihir sz konusudur (50). Muhammed sihirlerin gerekliini kabul ediyordu. Ama bu
konuda, devrindeki yaygn gre katlyordu. nk hasmlar mekkeli oktannclar onu bir byc olmakla
suluyorlard. Gemi btn peygamberler, zellikle, Mu
sa ile sa da, Muhammedinkinden daha etkili mucizele
rinden dolay, byclkle sulanmlardr. yle ki, Pey

142

SLMYET VE KAPTALZM

gamber, onlarn istedikleri gibi, hakiki bir keramet de


gsterse, imanszlar bunda bycln yeni bir eklini
greceklerdir.
Gerekte burada, Muhammedin muarzlarnda akl
c bir yorumun sz konusu olduunu grmek gerektir.
Aslnda by (sihir) onlar iin, artc sonular olan
ve ancak stn bilgili baz insanlarn uygulayabilecei
bir bilimden, bir teknikten, baka bir ey deildir. Belki
de cinlerin yardmyla, uygulanmaktadr. Muhammedin
vahyini ve by ilemleri arasnda, nceki elilerin mu
cizelerini reddetmek, onlara tabii ya da yar-tabii sebebler atfetmek, onlar baz insanlarn normal ya da ola
anst kudretlerinin ya da insanlardan biraz stn fa
kat tpk onlar gibi tabiatn ve kaderin kanunlarna tbi
varlklar dzeyine indirmektir.
Grnte Muhammed bu yorumu paylamaktadr.
Bunun iindir ki, kendi vahyinin, nceki peygemberlerin
vahyinin, gsterdikleri kerametlerin Tanndan geldiini
ya da hi deilse Tanr'nm rzasyla gerekletiini zorla
ispatlamaya ya da tasdik etmeye alr. Gl bir b' yc olan, rzgrlara hkmeden, cinleri emrinde bulun
duran Sleymann bu gc ve bilgisi ancak Allah sayesindeydi. Allaha bel balamadan alan bycler ye
nilgiye uramaya, lanetlenmeye ve Tanrnm rzasiyle ya
plan by karsnda aresiz kalmaya mahkmdurlar
(2: 96/102, 7: 115/118). Allah onlarn bylerini bozabi
lir (10: 81, 26: 44/45). Muhammedin kendisi de, uraya
bilecei zararlardan korkmakta, Tanr ya snmann yol
larn aramaktadr. Grld gibi, Muhammed by
inkr etmiyor, onu Allahn iradesine tbi klyor.
Bu nemlidir. Gerekte, Max Weber by niin

SLMYET V E KAPTALZM

143

kapitalizmin dman telkki ediyor? B, hukukta


Tanr yargs olarak kullanldndan, hukukun rasyo
nellemesini engelliyor. Bu sorunu inceleyeceiz, te yan
dan, b, tekniin ve ekonominin kalplamasn gerek
tirir. inde toprak falna bakanlar, baz dalar, baz or
manlar, baz nehirler, mezarlk olarak kullanlan baz te
peler zerinde fabrikalarn kurulmasna, demiryollarnn
yaplmasna, ruhlarn huzuru bozulacak diye kar koy
mulardr. Kastlarn birbirlerini hor grmelerinden do
lay, farkl kastlara mensup iilerin ayn bir atelyede
birlikte almalarna engel olunduu Hindistanda da
durum ayndr. [Verilen] rnekler belki de salt b ile
ilgili olmasa ve b ile ekonomik rasyonellik arasn
daki ilikilerin, Max Weber'in sandndan daha karma
k olduundan phe edilebilse bile, imdilik [bu] fikri
kabul edelim. Baz durumlarda, sihir (b) ile ilgili g
rler rasyonel bir ekonominin gelimesine gerekten
engel olabilir. Ama o zaman da (herkesin gerek diye
kabul ettii) sihrin dine balanmasnn bir ilerleme oldu
unu kim grmez. Teknik glkleri zd gibi, by de bozmas iin Allah'a daima yalvarlabilir. Bun
dan dolay, yahudilikle hristiyanlk ve iki Dou mez
hebi (biri Japonyadadr) hari, bye aka dman
olan bir din yoktur (53) diyen Max Weberin iddiasn
reddetmek gerekir. Max Weber, [bunu sylerken] slmiyeti unutmu.
nk, yahudi ve hristiyan kutsal kitaplarnn b
ye aka dman oluu Kurandaki b dmanl
ile ayn tiptedir. Sadece her eye kaadir Tannnn s
nrlandrd sihir tekniinin ve ilkelerinin deerinin, et
kisinin tannmasdr bu. Tpk teknik i gibi, sihir ile
minin de baars ya da baarszl Tanr'ya baldr.
Yukarda mezmura nazire olarak yle sylenebilir: Tan-

144

SLMYET V E KAPTALZM

n denei ylana dndrmezse, bclerin yaptklar


boa gider.
Gerekte, kta msrl bcler deneklerini y
lanlara dntrdkleri ama Rabbin msaadesi ile Ha
runun deneinden kan ylan daha kuvvetli olduu iin
yahudi-aleyhtar bu ylanlar yedii (k. 7: 8-12) syle
nir. Gerekten, Balam'a senin mbarek kldn kimse
mbarek olur ve lanetlediin kimse lnetli olur (Say.
22: 6), ve Rab, onun lnetlemesini etkisiz klamaz. Onu
lnetlemekten alkoyacak, srail'i takdis etmeye zorlaya
cak tek kuvvet Rabdir (Say. 22: 24) Bir takdis hemen
etkisini gsterir ve bu etki sreklidir. Ishak, babalarnn
krln ve ihtiyarlm frsat bilerek kendini kardei
Esav diye tantan Yakubu mbarek kld. Esav avdan
dnnce kendini tantr ve itiraz eder. shak ona, bundan
byle kardeine hizmet edeceksin, artk senin iin bir ey
yapamaz diye cevap verir. srail'in (54) seimi hi deil
se ksmen bu aldatma zerine kurulmutur (Tek. 27) Hezeikel, kavmin canlarn alan bclere kar, Rab
adna ate pskryor. Rab, bclerin bu afsunlama
lar iin kullandklar yastklar ve rtleri yrtacan ve
esir edilen canlar kurtaracan vadediyor. B ilemi
bylece etkisiz kalyor (Hez. 13: 17)... Yahwisme, sihir
bazlara ve bclere danmay tekrar tekrar yasakl
yorsa (Tes. 18: 10), hatta lme mahkm ediyorsa bu,
onlarn kudretinin, zararl, yani gerek ve etkili olmamasndandr (k. 22: 18; Lev. 20: 27) Onlarn yaptk
larna amal (55) denilmesi anlamldr.
nciller, cinlerin faaliyetinin gerekliini varsayyor
lar. sa, onlar avlamasn bilenleri ima ediyor (Mat. 12:
27; Lev. 11: 19) Resullerin leri, Samiriyede sihirbaz
lk eden Simun ile, Kbrs valisi Sercius Pavlusun ya

SLMYET VE KAPTALZM

145

nndaki sihirbaz Elimas Beryeuyu anlatr. Timaeosa


kinci Mektubun'da evlere girip kadnlar esir eden b
yclerin zararlarnn yerilmesinin de gsterdii gibi,
bunlarn kudretleri bouna deildir. Bunun iindir ki,
Yuhanna'nm Vahyi, byclerin Tanrnn gazabna u
rayacaklarn sylyor. (21: 22: 15) Aslnda bunun an
lam udur: Byclerin kudreti gerektir ama tpk tek
nisyenin kudreti gibi, Tanr'nn rzasna baldr. ste
lik, genellikle de zararldr. Kudretinin snrlandnn bi
lincine varan byc, Ambroise Parenin aksine, Tan
r'nn izniyle onu bledim diyebilecektir.
Kuran ideolojisi bize, Eski ve Yeni Ahitin yanstt
ideolojilerden ok daha stn derecede bir muhake
meye ve akla yer verir gibi; kader fikrini bu iki kutsal
kitaptaki ayn l iinde ne srp ferd ve sosyal ha
yatta aktan aa faal bir ynelime tevik eder gibi;
nihayet, tpk dier iki kutsal kitap gibi, b tekniini
Tanr'nn iradesine balayp, insanlarn bu teknii engel
lemeleri imknn ortadan kaldrr gibi grnmektedir.

KURAN-SONRASI SLM DEOLOJS


Sonu olarak, Kuran ideolojisi slmiyeti, hibir e
kilde kapitalizme dman bir ekonomik yola, ya da hat
t Eski ve Yeni Ahitten esinlendikleri varsaylan toplumlarn izledikleri yoldan tamamen farkl bir yola yneltememise sorun daha sonraki bir safhada tartla
maz m? slm ideolojisinin kuran-sonras geliiminin
Islmiyete byle bir yn verdii iddia edilemez mi?
F. 10

146

SLMYET VE KAPTALZM

Sorunu bu ekilde ele almay rtecek bir itiraz


var. Kurn-snras slm ideolojisi, topluma, Kuran gi
bi, deta dardan hkmeden, snrlar belirli kapal bir
btn deildir. Bu ideolojinin ifade edildii metinler,
uzun bir tarihi devre ve uzun bir sosyal evrim boyunca
tasarlanp yazlmtr. Mslman olmayan bir insan bun
larn tanrsal ilhamla yazldna deil, ada sosyal
(56) bilinten doduuna inanr. O halde bu sosyal bilin
bu metinlerle aklanamaz. Bunlar, olsa olsa bu sosyal
bilincin baz eilimlerini kuvvetlendirebilirler. Aklan
mas gereken bu eilimlerdir. Bu metinlerde Kuran'dan
yani tamamen mslman bir kkenden gelebilen eyin
ne olduunu yukarda grmtk. Kuran ile ilgili bu un
surlarn, varsaylan ekonomik eilimleri hibir ekilde
aklayamayaca grld. Kuran'da yazl olmayan ey,
ancak sonsal (a posteriori) ise yani kutsal kitab Kuran
olan bir toplumun barnda gelimise islma zg diye
kabul edilebilir. Bir rnek verelim: Bazlarnn istedii
gibi, Kuran-sonras bu slm ideolojisini kaderciliin ni
telendirdiini varsayarak, [bu ideolojinin] islmiyete da
yand iin kaderci olduunu hibir ey ispatlayamaz.
Bu ideolojinin, Kuranda hem kaderci bir ynelime uy
gun, hem de tersine bir tutumu gelitirecek mahiyette
yarglar bulabildii (ve gerekten bulduu) gsterildi.
Her iki bakmdan ileri srlen iddialarn, Yahudiliin
ve Hristiyanlarn kutsal kitaplarnda bulunduunu or
taya koyduk. Bundan dolay, ideolojilerden birinin iyice
kaderci olduunu, brlerinin de olmadn varsayarak,
slmiyetin din olarak, bunda bir pay kalmaz.
Bununla beraber, nceki devirde meydana gelmi bir
klliyatn tamamland yani, sz konusu topluma ya
banc bir karakter kazand bir devir ve bundan dolay
da sosyal evrimi dtan etkileyebildii bir an vardr. Ger

SLMYET V E KAPTALZM

147

ekten, yz yl sonra (X. yzylda 57) kitap haline


getirilen Hadis, Snnet, kutsal bir deer kazanyor, tp
k Kuran gibi, Tann'nm vahyi olarak telakki ediliyor.
Demek ki II. ve III. yzyllar boyunca meydana gelen ide
olojinin, sonraki yzyllarda toplumun evrimini iki y
ne kaydrmas da knanabilir. Bu ideolojinin kendisi, sa
dece ve zellikle islma zg olarak telkki edilemez.
Ama, ideolojinin, Hadis'te kapal bir ekilde bulunan ide
olojinin kesin etkisi hakkndaki tez bile, en azndan bir
ok nitelendirmelere uramak zorundadr.
nce, Hadisler birok eliik eilimleri yanstr ve
tar. ou zaman, bu hadislerde kart tezler lehinde
metinler bulunabilir. Zaten, slm dnyasnn btn ta
rihi boyunca bunun byle olmas kanlmazdr. Bu e
itlilik, yorum srecini yaygnlatrd. Din bilginleri bu
metinler zerinde kafa yordular ve bunlardan ok fark
l sonular kardlar, birbirleriyle olduka iddetli bir
ekilde atan eitli akmlar yarattlar. Hristiyanlkta
ki .gibi, ayetin ya da amelin belli bir noktas hakknda,
her yerde (hatta sadece olduka geni bir blgede) ka
bul edilen kesin bir yorumda bulunmak iin. Ruhani
meclisler, Papalk, Yksek dogmatik kurullar slmiyette hibir zaman olmad. Hicri IV. Yzylda (XI. yzyl
da) hr yorumun, bamsz dncenin kaps genellik
le kapand ve el-kitaplannda yazl olanlara bavurmak
la (59) yetinildi. Ama dogmatik sorunlarn tartlmas
devam etti ve hatt pratik sorunlar bakmndan, trele
rin, genellikle de sosyal hayatn evriminin kabul ettirdi
i bir gelime oldu. zellikle, isteyenlerin katlp katl
mamakta serbest olduu farkl ekoller (meslekler) her
zaman birarada bulundu. Hatta aykr telakki edilen bir
ok mezhep birbirlerini hogryorlard. Mslman top
lumu son derece plralist bir toplum oldu. ktidar, ok

148

SLMYET V E KAPTALZM

tehlikeli ya da aykr bulduu ar eilimleri ou za


man bastrarak ya da sadece propagandalarn engelleye
rek bazen bir ekol bazen de dierini destekledi. Ama
genellikle, sz konusu plralizmi geni lde tuttu. s
lm dnyasndaki siyas paralanma yleydiki eitli h
kmetlerin, tutumlar farkl olduu iin blgelerde en
ok kar konulan eilimler, daima snacak bir yer bu
labildiler.
Kuran'm, her ne kadar yorum yoluyla her yana e
kilebilirse de, olduka snrl fikirler sunmasna kar
lk, Hadis, en kart eilimlerin kolayca yer alabildii
geni bir yarglar (meseller) btndr. Bundan dolay,
denilebilir ki, mslman evrede grlebilen her eilim,
nceden mevcut olan ve dnceleri kalplatrmak iin
bir d kuvvet gibi hareket eden kutsal bir klliyatn zo
ruyla aklanamaz. Bir metnin zikredilmesi, onun bir
baka metne tercih edilmesinden trdr. Demek ki, as
lnda, Kuran sonras slm ideolojisi, topluma ekil ve
ren bir d kuvvet deil, fakat toplum hayatnn tmn
den gelen eilimlerin bir ifadesidir.
Her toplumda olduu gibi, ideolojiyle, bu ideolojiye
ada olan toplum arasnda bir ayrlk, bir uzaklk mey
dana gelmesine engel deildir bu. deoloji geleneksel bir
ekilde iletilir. Yukarda gznnde tutulandan daha s
nrl kronolojik dilimler halinde incelenirse, gemi a
larn siyasi hayatyla younlat iin, ideoloji, gerekte
bir d kuvvetin aldatc bir ekil olarak grnr. Bura
da incelenmesi, hele zm zor, nazik ve etin sorun
lar var. ada hayatn farkna varlmadan esinledii
yorum, aradaki uzaklamay, hibir zaman ortadan kaldrmakszn, azaltmaktadr. Kutsal bir deer kazanm
nceki baz metinler, yeni evreye uygun den bir yo

SLMYET VE KAPTALZM

149

ruma elverili deildir. Bunlar unutulup, rtbas edile


bilir. Gelenekiler yeni toplumu eski kalplara oturtmak
iin bunlar kullanabilirler. Eski reformcular, ou za
man yeni zorunluluklara uymay gizleyen szde ilkel bir
safla dn gerektirmek iin dier metinleri ortaya
atabilirler. Yukarda sylenmi olanlara ramen, sorun,
ideolojinin etkisinden hibir ekilde ayr tutulamaz. Fa
kat byk bir srarla belirtilmesi gereken ey udur: bu
ideolojinin ancak pek az bir ksm mslman kaynak
lardan domutur. Dier btn kaynaklardan gelen ha
disler arasnda ayrdedilmesi ok g birka hadis ile
yapsal bakmdan Muhammed ideolojisinin gerektirdii
ve etkilerini nispeten zerk bir ekilde srdrecek olan
ve slmn deimeyenleri (invariants) denmeye lyk
baz eilimlere ve Kuran'a bu gzle baklabilir. Ama b
tn etkilerine ramen, bu eilimlerin, ada evrece hi
deitirilmemi ve ilk grnlerinden ok ey kaybet
memi olmalar bence pek phelidir. Bundan dolaydr
ki, doruluklar mslman kkenlerden ok, bulunduk
lar devrin sosyal, kltrel ve ideolojik muhtevasyla
aklanabilir.
Eer Max Weber haklysa, yani kapitalizm, kendi
gelimesi bakmndan gerekli rasyonalizme, slm dn
yasnda hkim olan ideoloji kar koyduu iin gelimediyse bunun sebebi, slmiyette, slm dininde deil, bu
ideolojinin temelindeki faktrlerde: slm dnyasnn
tm sosyal hayatnda, doudaki ekliyle Hristiyanlk da
hil, gemi (nceki) ideolojilerde aranmaldr.
Bununla beraber, sadece kabataslak ve ok
fikirleri rtmek iin, hemen gstermek gerekir
ran-sonras slm ideolojisi ile, ksmen ve sun
kilde de olsa, Weber'in tezini dorular grnen

yaygn
ki, kubir e
hristi

150

SLMYET V E KAPTALZM

yan dnyasnn ideolojisi arasnda Orta-ada bu keskin


elime yoktur. Zaten, fark olduysa da, bu, Weberin kastetdii anlamda deildir. deolojik evrim Weberin tezi
ni dorular gibi olmaya balaynca her eye ramen, iki
ekonominin yollarnn ayrld bir devir sz konusu
dur. Bundan dolay, ideolojinin yeni grn, nceden
balam bir farkllamay aklayamaz.
Orta-a slm kltrnn aklc (rasyonalist) ka
rakteri, gerekte k belirgindir, hi deilse ayn devre
de Bat kltrnnki kadar belirgindir. phesiz alabil
diine zmleyici bir akl sz konusudur ve dnyann
derin bir ekilde anlalp deitirilmesine bu aracn (ak
ln) yeterli olmad sylenebilir. Rasyonel faaliyetin,
kendisiyle hi ilgisi olmayan ncllere, saysz sonular
karmakla yetindii din ncllere (temel dncelere)
saygl olduu da dorudur. Ama durum, ayn devredeki
Bat toplumu iin de tpk byledir. Pek az nclden ha
reket ederek mmkn btn durumlar (bazan da mm
kn olmayan durumlar) nceden gren ve bunu da, Aris
to felsefesi ve btn Yunan bilimi tarznda, yeniden ele
almak, yeniden dnp tamamlamak amacyla amaz
bir mantkla yapan deontolojik ve hukuki bir retiyi,
eserleri binlerce cilt tutan ve eletirici bir temele, belge
lerin karlatrlmasna (hatt bu belgelerin eletirilme
si yersiz de olsa) dayanan bir tarihilii gelitirmek iin
Orta-a'da binlerce mslman aydnn sarfettikleri
muazzam rasyonel aba karsnda insan sadece sayg
ve hayranlk duymaktadr. Sanata varncaya dek her ey
dnceye ve rasyonel bir yaratcla dayanr.
Devlet sorunu daha karmaktr. Weber, modem de
vir iin rasyonel bir Bat Devleti'nden sz eder (60).
Ama o halde Devletin aklayc deeri yoktur. nk,

SLMYET VE KAPTALZM

151

modern kapitalizmin ada olan Devlet'i bu kapitaliz


min yaratt ya da [bu Devletin] ayn sebeblerden mey
dana geldii varsaylabilir. nce Weberin bize syledii
udur: Stndestaat yani Kiraln, snflar ve zmreleri
korumak ve onlarn anlamazlklarn halletmek iin h
km srd Devlet, Bat Avrupaya zgdr (61). Bel
ki. Ama Orta-am sonunda gelien, klsik feodal yap
nn paralanmasndan doan, yani Avrupa gerekten ka
pitalizm yoluna girdii zaman ortaya kan bir Devlet ti
pinin sz konusu olduu bilinmektedir (62) . Gene We
ber, rasyonel bir Devletin temel unsuru olarak rasyonel
bir hukuk gstermekte, modem rasyonel Devlet'in, son
derece rasyonel olan Roma hukukunu nakleden hukuk
yazarlarna nasl olup da bel balayabildiim farkl bir
ekilde aklamaktadr. Weber, modern kapitalizmin b
tn karakteristik kurumlarmm Roma hukukundan de
il de baka bir yerden geldiini kabul ediyor. Ama ro
ma hukuku, yararllk ve adalet ilkeleri gibi, madd il
kelere ak teokratik ve mutlakiyeti rejimlere zg hu
kukun zararna (mslman kadnn yarglar bunun r
neidir), formalist hukuk dncesini yaratt l
de (sadece yaratt lde) kesinlikle kabul edildi. For
malist hukuk bilimini savunan hukuk yazarlar ile Mo
dern Devlet arasndaki ballk kapitalizmi kolaylatrd,
nk kapitalistlerin, iin iine by, dini kartrma
dan, kendi haklarn garanti eden bir hukuka ihtiyalar
vard (63).
Derlenmi kurallarla nispeten tespit edilmi ve oto
rite olan tutarl bir sistemin, kapitalizmin (daha nce
de kapitalistimsi sektrlerin) gelimesini kolaylatrd
phesizdir. Etkileyici roma hukukundan yararlanmann,
Avrupada bu gelimeyi kolaylatrm olmas mmkn
dr. slmiyetteki kad sisteminde bavurulmas gere

152

SLMYET V E KAPTALZM

ken kurallarn okluuna ramen, yarglarda kiisel et


kinin ar basmas, byle bir evrimin yansra elverisiz
bir eilim yaratm olabilir. Ama bunun kesin bir faktr
olduunu sylemek gtr. Weber'in ileri srd veri
lere, eletirilebilir olduklar halde, hi eletirmeksizin
bavursak bile, kapitalizmin kk sald bu Avrupa or
taana roma hukukunun hkim olmadn grrz.
Roma hukuku, kkenleri deiik bir ameller ve sistemler
karmam iindeki faktrlerden sadece bir tanesiydi. He
men hemen unutulmu olan Roma hukukunun kabul
edilmesi ve her eyden nce de, bunun bilincine varma
11. yzyldan itibaren tedrici bir ekilde olmu ve 12. yz
ylda da gereklemitir. Ve bunlar, Paul Koschakerin
ok iyi belirttii gibi, Bizans ve Araplar yoluyla klsik
kaynaklara yeniden dn demek olan 12. yzyl Rnesansna, sonu olarak da, ticaretin canlanmasna ve ti
car ehirlerin (64) serpilip gelimesine sk skya bal
dr. Bundan dolay, Roma hukukuna yeniden dnte bir
sebebten ok, bir sonu ya da hi deilse, onunla ilgili
bir olay grlebilir. stelik, bu ge kabul yava yava
ve ksmen gereklemitir. Kapitalizmin vatan ngilte
renin Roma hukukunu hibir zaman kabul etmedi
ini belirten Weber'in kendisidir. Mesela, Fransada Ro
ma hukukuna kar direnmenin ok kuvvetli olduunu,
tresel hukukun stn geldiini ve 1789 devrimine ka
dar Fransz hukukunun temelini meydana getirdiini ek
leyelim. Balangta, Gney illerinin tresi olarak kabul
edildii iin, Kutsal-mparatorluun dnyaya hkim ol
masn kolaylatryor diye, krallar buna kar koydu
lar. Philippe Auguste un, Roma hukukunun Paris niver
sitesinde retilmesini yasaklayan 1219 tarihli Papalk
fetvasn III. Honorius'tan nasl salad bilinmektedir.
Kuzeyde trenin ilemedii durumlarda sadece zm
yollarn gstermesi kabul edilmiti: 16. yzylda trele

SLMYET V E KAPTALZM

153

rin yazl hale getirilmesi Roma hukukunun yaylmasn


nlemitir. Tre demek hukuk demektir gr kabul
edilmi ve mahalli trenin geerli olmad durumlarda,
medeni hukuku (66) hazrlayacak olan treleri birletir
me akm iinde tresel hukuk genellikle ye tutulmu
tur. yle grnyor ki, szl daha sonra da yazl treye
ya da gelimi, yorumlanm ve uygun hale getirilmi Ro
ma hukukuna gre yarglayan Orta-a Avrupasnm yar
gc, genellikle Bat tresinden daha sistemli, daha d
zenli ve daha rasyonel olan muazzam Fkh'a gre yarg
layan mslman Kad'dan ok daha fazla bir ekilde,
kesin kurallarla snrlaldrlm deildi ve karar verir
ken Kad kadar bamsz olamyordu.
Weber e gre, uzmanlam devlet memurlarnn do
lutuu rasyonel Devletin dier unsuruna gelince: ms
lman devletin, yakn devirlerdeki (67) bat devletlerinin
ynetimiyle ayn younlukta ve Avrupa'da kapitalistik
sektrn gelimesinden nceki devirde, yani Orta-a ba
larnda ise, ok daha nemli bir ynetime sahip olduu
sylenebilir.
Bundan nce grdmz gibi, kapitalist gelimenin
byk dmanlan arasnda Weber, en bata sihri (by) saymaktadr. Mslman dnya grnde bu tr
l bir engelin bulunmad sylenebilir. Tabiatiyle, sihir
fikri islmiyette de vardr. Baz din- uygulamalarn si
hirli bir etkisi olduuna inanlmtr: yaplan ilerde ve
phesiz dierlerinde olduu gibi ekonomik faaliyetler
de de baarya ulamak iin gnlk hayatta sihire bei
balamak yaygn hale gelmiti (68). Ama slmiyette sihirin, Ortaa Avrupa toplumuna oranla, daha ar bas
tn gsteren hibir belirti yoktur. Mesela Ortaa Avnpasmdaki toplumlarda sihre dayanan grlerin m-

154

SLMYET VE KAPTALZM

bareze, hkm lhi gibi uygulamalarla birlikte uzun


bir sre hkim olduu bilinmektedir. slmiyette buna
benzer bir ey hibir zaman kabul edilmemitir. Sihire
ynelim, insanlar, hayal aratrmalara ve uygulamalara
doru gtrebilir. Teknik yenilik peinde komann za
rarna olur bu. Kapitalizmin deilse bile, hi olmazsa s
na medeniyetin temelinde teknik yenilik vardr. Fakat,
ou zaman gsterildii gibi, Ortaa Avrupasnda sihrin
gelimesi, bu ktann sna devrime ynelie temel olan
yeni teknikleri kabul etmesini ve kefetmesini engelle
medi. Grld gibi, sihir en azndan, mslman Douda olduu kadar hristiyan Batda da gelimiti. Her
eye ramen, bir tarihten itibaren, Dou dnyasndaki
teknik Avrupadaki teknikten daha geri olduysa buna sebeb slm dini deildir. nk nceki devirde mslman
Dounun teknik bakmdan Avrupadan stn olduu ap
ak grnyordu. Batnn bu alanda Doudan renip
uyguladklar bunun en kesin belirtileridir (69) nk,
slm doktrininde, teknik faaliyete kar olabilecek bir
ey kefedilemez. Bunu en iyi ispatlayan da Louis Gardet'dir. Ksa ama zl aklamasn u szlerle bitirir:
Gerekte, uygulamal bilimleri incelemenin ve teknik
aletlerin slm retisine (dogmasna) neden dolay ay
kr olabilecei anlalmamaktadr.
Kr peinde komaya ideolojik ynden gsterilen
dirence gelince, Weberin byk bir nem verdii bu di
ren slm lkelerinde Hristiyan Batdakinden, phe
siz, daha azdr. Ortaada hristiyanln ahlk anlayy
la mslmanlm ahlak anlay arasnda bir karla
trma yapmak gerekecektir. Bu, uzun ve ok titiz bir in
celemeyle ortaya konulabilir. Bu kitapta byle bir ince
lemeye girienleyiz. Hristiyan ve mslman ilhiyat
lar zenginlerin kr peinde komasn, Tannya bo verip

slmiyet

ve kapitalizm

155

bu dnyadaki nimetlere bel balamay yeriyorlar. Fakat


ok gemeden derin gr ayrlklar beliriyor. Ortaa
hristiyan ilhiyatlarna gre, gerekli olandan daha faz
la servet edineceim diye uramak gnahtr. Homo se
cundum aliquam mensuram quaerit habere exteriores di
vidas, prout sunt necessaria ad vitam eius secundum
uam conditionem. Et ideo in excessu hujus mensurae
consistit peccatum: dum scilicet aliquis supra debitum
modum vult eas vel acquirere vel retiere (71). Msl
man ilahiyatlara gre, serveti iyi ve yerinde kullan
mak, akllca sarfetmek ve cmerte datmak gerektir.
Bu tutum, ktisad yaylmay, hristiyan ilahiyatlarn tu
tumundan daha ok kolaylatrmtr.
C. H. Beckere gre, slmiyetin, bu ktisad yayl- yl
may kstekleyen merhametli yan, sadakann eriata
kabul edilen bir hak haline gelmesine, dilenciliin hakl
gsterilmesine ve halkn bunu ho karlamasna yol a
makta bu da, ou insanlar retici faaliyetten uzakla
trmaktadr (73). Bu tipik liberal kapitalizm grn de
rinlemesine tartmakszn, Ortaa hristiyan ideoloji
sinde yoksulun ve dilencinin yceltildiini, dilenci yurt
larnn kurulduunu hatrlatmak yeter.
Mslman Dou'da teebbs zihniyetin bulunmad
ndan da sz edilmi ve insann geimini salayan ni
metleri vermesi iin Tanr'ya yakaran bir kaderciliin
Ortaa slm dnyasnda yer ettii ileri srlebilmitirAvrupada en yaygn olan ve hatta bir gereklik kazan
m bir tezdir bu, Leibnizin fatum mahumetanumu bu
nu iyi ifade etmektedir. 18. ve 19. yzylda Avrupal bir
ok yazar, Osmanl mparatorluundaki, Fataki, ran'
daki durgunluk devresini ileri srerek bu tezi gelitir
mitir. Gnmzde de sk. sk ortaya atlmaktadr (74),

156

SLMYET VE KAPTALZM

Gene de zerinde tartlabilir. C.H. Becker, gerekte


ok yaygn olan dou kaderciliinin, din buyruklardan
ok siyas dzensizlikten, ve ktisad darlktan ileri gelip
gelmediini bilmek sorunu nem kazanmaktadr (75)
diye yazyordu. slm teolojisinin girdisini ktsn bu
rada incelemek mmkn deil. Dier btn dinlerde ol
duu gibi, hrriyetle insann sorumluluu arasndaki ili
kiler ilahiyatlar ok uratrmtr. Bu konuda farkl
zmler getiren mezhepler ortaya km ve bu mezhep
ler birbirleriyle mcadele etmilerdir. Tanrnn yceler
den yce ve her eye kaadir olduu zerinde durulmu
tur. Yani insan bir yar-hilik (yokluk) gibi grnmek
tedir. nsan bu yce iradeye boyun emekten, bana ge
lenlere katlanmaktan baka bir ey yapamazd. Her yerde
hazr ve nazr olan, insanlarn en ufak hareketlerine va
rncaya dek her eyi bilen yce bir iradeydi Tanr. Hal
kn benliine ilemiti bu. Bir insan bir baka insan
ldrrse madur olur, nk Tanr byle emretmitir.
Halk buna aln yazs, kara yaz (76) diyecektir.
Ama, kurucusunun izinden giden slmiyet, mmin
lerini yeryznde hep eyleme doru itmitir. Hi deil
se slmdaki hkim grler (eilimler) eyleme yer ve
riyorlard. Geri dnyev ile uhrevi arasnda bir ayrm
gzetilmemiti ama bunlara hristiyanlktakinden bam
baka bir gzle baklyordu (77). Mslman topluluk, h
ristiyan Kilisesi gibi, Devletin hogrne sman, son
ra da Devleti etkiliyen, kontrol eden ve ona hkim olan
bir topluluk deil, kendisini meydana getiren tarihi art
lardan dolay, esas itibariyle bir Devletti, ama hemen he
men hibir zaman bu hviyete brnmedi. Topluluun
bakanlarmm din grevi zaptetmek, savunmak ve ynet
mekti. Bu ilerde onlara yardm etmek de bu toplulu
un yelerinin din greviydi. Eylemdi btn bunlar, ak

SLMYET VE KAPTALZM

157

la dayanan eylemdi, Tanr'nn iradesine boyun emekle


beraber, imknlar madd bir ama iin kullanmakt.
nsanlar eyleme katlmay din bir grev biliyorlar
d. Eylem kutsald. Cihad (kutsal sava), artlar elver
diinde, mslman toplumun yerine getirmesi gereken
bir grevdi. Tanr katnda itibarl olmak iin zafer mut
laka kazanlmalyd. Heryerde olduu gibi, mslman
toplulukta da teknik ilerleme yolunda en byk aba,
sava teknii iin harcanyordu (78). Topluluun ktisa
d refahn salamak da yneticilerin greviydi ve pln
sz bir ekonomide, topluluun elde ettii imtiyazlarn ve
kazanlarn ahsi karlar iin kullanlmasn yasakla
mak gt. Her ey Tanrdan gelir ve ona gider ama
Tanr, kullarna dnya nimetlerini verdiine gre, bun
lar en iyi ekilde, akllca kullanmak, Tanrnn verdik
lerine kretmek, baa gelenlere sesini karmadan kat
lanmak da onlarn grevi deil midir? (79). Mslman
ln ada bir savunucusu, vergi demenin, tpk dua
etmek gibi, din bir grev olduunu aklamyor mu?
(80). Bu hi deilse, lah hukuktaki kanuni vergi anla
y bakmndan tamamen dorudur. Demekki msl
man Devlet kendi mminleri mutlu olduu lde mreffehdir.
Bu mminler hayatlarn kazanmal, zellikle ticaret
le uraarak kr salamaldrlar. Bir ilahiyat olan Bacurinin vard sonuca gre, kimi kendini Tanrnn ira
desine brakyor, kimi de eyleme katlyordu. Mademki
eylem Tanrdan geliyordu, o halde, ticaretle uraan bir
insann, yapt ide kendisinin bir dahli olmadm bil
mesi yeterdi. Demek ki, Tanrnn onda yaratt bu duy
gudan ve bu hrriyet havasndan yararlanmaya bakma
lyd (81). Gazaliyi yorumlayan birinin anlattna g

158

SLMYET V E KAPTALZM

re (82) mslmanln ilk devresinde din bir otorite


olan brahim Nakaiye, sence namuslu bir'tccar m yok
sa kendini tamamen tanr'ya vermek iin dnyadan elini
eteini ekmi biri mi makbuldr diye sormular: Ben
ce namuslu tccar makbuldr nk onun yapt eihaddr. Ticari muamelelerde eytan teraziler ve l
aletleri yoluyla ona gelir ve bylee O, eytana cihad iln
eder demi (83).
Aslnda bu daha normal bir tutumdur. Gazali
trl insan vardr diyor: geimlerini salamak iin ebe
d hayattan yz evirenler, bunlar hep kaybedeceklerdir;
kendilerini ebed hayata hazrladklar iin geimlerini
salamaya almayanlar, kazanacak olanlar hep bunlar
dr. Bir de geimlerini ebed hayata erecek ekilde sa
layanlar, yani Orta yolu seenler vardr (84). Gazali,
Tanr'ya inanan yoksul insanlarn, Tannnm verdiinden
daha fazlasn koparmak iin ar hareketler yapmama
larm, mesela, kralin emriyle kendilerine ekmek da
tan hizmetkrlara, paylarna denden fazlasn almak
iin, aslmamalarm tlyor. Ama gerekte olan nedir.
Gazaliye gre, bunlarn % 90'u bu hizmetkrlara asl
yorlar. Bu oran son zamanlarda artm olsa gerektir. (85)
Ksacas, teorisyenler, Tanrya imanla makul bir
faaliyeti badatrmay tlyorlar. Dindarca ve namus
luca yaamak isteyen insanlar bunu byle anladlar (86).
Fakat, ideolojik humma devrelerinin dnda kalan art
lar iinde ounluk normal bir tutum alyordu: btn
meru imknlar kullanmak, imtiyazlarn ve krlarn
artrmaya almak. slmiyet bu tabii eilimleri sos
yal dzence kabul edilebilir hale getirmenin yollarn ara
d. Menei nc olursa olsun, kudreti mutlaka hakkmdaki
teorileri, zellik le lccmlann makul faaliyetleriyle ba-

SLMYET V E KAPTALZM

159

datnld. Mslman tccarlarn nasl bkp usanmadan


kr peinde kotuklarn ve nasl bir eit kapitalistik
sektr meydana getirdiklerini grmtk. Geri slmi
yet bu faaliyeti ksteklemedi, bu aamaya eriilmesini
nlemedi ama, onlarn ya da dindalarnn, modem ka
pitalizmin gelime dorultusunda yer alan ve dini ahlk
bakmndan, tpatp ayn trden faaliyetleri srdrme
lerini nasl nleyebilirdi, ite bu pek iyi anlalmyor. Ka
za ve kader hakkndaki kalvinist dogmann, Avrupada
kapitalizmin nclerinin tebcil edilmesine nasl cevaz
verdii bilinmektedir. Sadece bu bakmdan, Protestan
lkla kapitalizm arasndaki iliki hakknda Weberin ile
ri srd tez tartma kabul etmez.
tslmdaki kadercilii belirtmek iin Avrupal ya
zarlarn ou zaman ileri srdkleri rnekler slm dn
yasnn az gelimi tarm lkelerinden alnmtr. G. Des
tanne de Bemis, Tunusun tarm hayat hakkndaki derin
bilgisine dayanarak, matematik yolla ve byk bir yet
kiyle u gerei ortaya koymutur: slm lkelerindeki
kyller gerekten kaderciydiler, bu, hi de irrasyonel
(akld) bir tutumun sonucu deildir; abalarnn ba
arya ulamasnda tesadfe (ansa) bal faktrlerin b
yk bir rol oynadn, doru olarak deerlendirdikleri
iin byledirler. Kaderci olmasnlar da ne yapsnlar di
ye haykran bu yazar tarma dayanan yani teknik iler
lemeden haberi olmayan her geleneksel medeniyet ka
dercilik iinde yzyor diyor ve ayn sebeplerden do
lay, Ortaa hristiyan lkelerinde de ayn zihniyetin
yerlemi olduunu belirtiyor (88). Onun vard sonu
lara katlmamak mmkn deil, bununla beraber, kader
ciliin de dereceleri vardr. Douda ve Bat'da baz bl
gelerde, baz devirlerde baz artlar, kylnn elde et
meyi umduu gelirin tesadfi niteliini daha da artrm-

160

slmiyet

ve kapitalizm

tr Rekolte zerinden toprak sahiplerinin ve Devletin al


d paylar ylesine yksekti ki ve o kadar keyf bir e
kilde tayin edilmiti ki kylde almak, verimi artr
mak iin evk kalmyordu; demek ki, kadercilikle slm
dini arasnda bir ba kurmaya kalkmak bounadr.
slmda yava yava gelien ve sonunda byk bir
g kazanan, halk arasnda tarikatlar kurulmasna yol
aan, grlerini ve uygulamalarn (amellerini) kitle
lere yayan tasavvuftan hi sz etmediim dorudur. Ama
belirtmek gerekir ki Hristiyanlkta olduu gibi slmiyette de hkim gr, tasavvuf deneyini, aklcln ya
nnda, stn ama snrl bir yer ald, bir sentez iinde
birletirirdi. Rasyonel (akla dayanan) bilgi, vahiy, ilha
m lhi, deerleri bakmndan mertebeli olan ama ayn
sonulara vardklar ve ayn hakikatlar akladklar iin
birbirleriyle elimeyen farkl dnce tarzlardr. Ga
zali'nin (1058-1112) grleri byledir (89). Genellikle
sadece ilahiyet teorilerinde deil, aydn mslmanlarn
gerek fikr faaliyetlerinde de akla byk bir yer veril
mitir. Tarikatlarn kendileri de halk kitlelerine tama
men yz evirmi deillerdi. Tasavvuf ehli de kendini,
herkesin eriemiyecei sekin bir kii olarak gryor
du; ama geimini salamas iin kyllerin ve zanaatkrlarn kutsal olmayan emei, devlet adamlarnn yneti
cilii, ve askerlerin savamas gerekiyordu. stelik ile
rinden ou bu dnyadaki yaantdan vazgeilmemesi,
fakat bunun ulviletirilmesi gerektiini, gnllerindeki
ilham lah sayesinde yeryzndeki hayatn baka bir
anlam kazanacan dnyorlard. Islmiyeti yaymak,
savunmak iin misyonerlie baladlar, savatlar. ou
zaman kendilerini hayr ilerine verdiler (90). Mridlerinin bir ou tasavvufun icaplarn yerine getirmekle be
raber dnya ileriyle de urayorlard. Bu btn tari-

SLMYET VE KAPTALZM

161

katlerde byleydi. Doudaki tasavvuf tarikatlarnn baz


larnda el emeine itibar ediliyordu (91). Baz tarikat
larn 16. yzylda Osmanl mparatorluunun ekonomik
gelimesinde byk bir rol oynadn trk tarihileri
gstermilerdir (92). Mridlerini bir ailenin ya da tari
kat yneticilerinin yararna smrd iin ahlki ba
kmdan ne kadar yerilirse yerilsin tasavvuf, retici faa
liyeti ve sosyal faaliyeti artrma eilimindedir. Doudaki
tarikatlarn kendi topraklan vardr, buradan elde ettik
leri gelirle, baka bir deyile, bu topraklar iliyen ky
llerin emei sayesinde yaarlar (93). Siyah Afrika'da ye
ni tarikatlar el emeinin kutsal nitelii zerinde o kadar
durdular ki, mridlerinden binlercesinin, karl tam
olarak denmemi emeine dayanan ok nemli iletme
ler haline geldiler (94).
C.H. Becker, biroklarnn hissettikleri ve az-ok an
lattklar bir olay en ak ekilde tanmlamtr. Gelenek
sel slm dnyasnda fert, ne olduunu bilmese bile, eriat'a kar bir sayg duyar. Btn hayatnn dini veci
beler ayla rldn, hayatnn dine bal olduunu
dnr. Bu onu, aslnda mslmanlkla hibir ilgisi ol
mayan mevcut kurumlan kutsallatrmaya srkler, Fer
din yaratc faaliyetine (95) kari kan bir muhafaza
krln, bir yenilik korkusunun, A. Rhln dedii gibi,
bir Ncht progressivisusmn domas bundandr. Orta
ada ilerleme fikri pek yaygn deildir. Gemi devrin
daha stn olduu dncesi hkimdir (95). Bu tammm geni lde doru olduu phesizdir. Fakat bu
nun Ortaa hristiyan; dnyasna da uygulanabileceini
belirtmek yeter. Bu zihniyet, hristiyan AvrupalIlarn, ka
pitalizme ynelmelerini engellememitir. Mslmanlarn
da ayn ekilde hareket etmelerini nleyemezdi.

....... '

""

'

'

" F.

162

SLMYET V E KAPTALZM

simiyetin, kapitalizme yatkn bir ahlkn ve zihni


yetin gelimesine kar koyacak bir yapda olmadnn
en ak kant Mozabitlerdir. Cezayirin gneyindeki va
hada yaayan Mozabllar, Abaditeslerin mslman kolutdandr. Bunlar incelemi olanlarn hepsi, Weber'in,
kapitalizmin domasnda byk bir rol oynadklarn ile
ri srd Kalvinistlere birok bakmdan benzediklerini
hayretle grmlerdir. Onlar tanmlamak iin kullanlan
simiyetin Pritenleri deyimi beylik bir sz olmutur.
Mzabitler lde hurma aalar yetitirmek iin canla
bala altlar. Ama bunlar, ayn zamanda tccar insan
lard. Btn Cezayir'de ve Cezayir dnda meta alm-satm sayesinde ve faizle dn para Vererek muazzam
servet biriktirdiler. (Sylenenlerin aksine olarak) belirt
mek gerekir ki bu tipik kapitalistlerin din dogmasnda,
faaliyetlerinin mahiyetini aklamaya yarayabilecek hu
suslar hakknda, genellikle slmiyete oranla, kesin bir
orijinallik yoktur. Mesela Abadites'lerle Malikiler yani
Kuzey Afrikada ezici bir hakimiyet kurmu olan hukuk ve teolojik mezhebin mritleri, arasiidaki farklar
hakknda Z. Smagorzewskinin yaynlad (97) iir okuittinca bunn byle olduu grlecektir. zellikle kaza
Ve kader (aln yaks) meselesinde Abaditeslerin tutumu
dier mslmanlarn tutumundan farkl deildir; -Faizle
'din veriyorlarsa, slahiyettekine benzer, hilelere ba
vurduklar iindir ($8). Onlarn zel ekonomik dinamizttihin t, deolojik bir aznlk olmalarnda, ok gl
bir birlie dayanan bir particularlsme'i devam ettirmek
stemelerinde aranabilir ancak. Bu birlik iradesi, cemaa
tin ahlki davrann, trelere ballm yakndan iz
leyen bilginlere, din adamlarna zel bir nem verilme
sine yol amtr. Bu, tembellemiyecekterinin, sefahata
dalmyacaklannn, har vurup harman savurmayacakla
rnn bir garantisidir. deolojik aznlklara zg bir olay-

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

163

dr bu. Baka mezheplerde, mesela, smailiye mezhebin


de de ayn olay grlr. Schumpeter, yaratc aznlk
larsn rol zerinde durmutur. Amerikal bir iktisat,
Arabistann gney dousunda Oman'da, yani Cezayirli
kardelerinin iinde bulunduklar artlardan daha dei
ik artlar altnda, yayan baditler, Britanya aslannn
kuyruunu sktrmaktan baka bir ey dnmezler di
yor (99). Sz konusu tutumun nedenini fikirlerde deil,
topluluun sosyal durumunda aramak gerektir. Bu da
gstermektedir ki slmn ekonomik hayat ya da genel
likle insann davranlar hakkndaki grleri kapitalist
ynde bir faaliyeti hibir zaman engellememitir.
Demek ki, Weberin, kapitalizmin Avrupa'da ama sa
dece Avrupada gelimesini AvrupalIlarn kendine zg
rasyonelliine atfeden tezi, btn sonularyla birlikte
incelenirse yani kapitalizmin gelimedii slam medeni
yeti gibi dier medeniyetlerde rasyonellik derecesinin
dk olaca grne varlrsa, hibir noktada salam
(doru) grnmez. Zaten daha nce de gstermeye a
ltm gibi, Weberin (ve.ona az ok katlanlann) gr
kendi kendisiyle elimektedir (100). Weberin, Avru
pada belirgin zelliklerini anlatt stn rasyonellik sa
dece modern a iin, zellikle modern kapitalizmin h
km srd a iin geerlidir ve bu belirgin zellik
lerin bu ekonomik rejimden ileri gelmedii de ispatlana
maz. Demek ki, mslman dnyann modern kapitalizm
yolunda gelimesini (ilerlemesini) slm dininin engel
lediini ve hristiyanlm da Bat Avrupa dnyasn bu yo
la ittiini kesinlikle gsteren hibir ey yoktur. Kendi
doktrinini reten (yayan) insanlara, medeniyete, Dev
letlere slamiyet, zgl bir ekonomik yolu ne buyurmu
ne de zorla kabul ettirmitir. Ortaa slam dnyasmm
ekonomik yaps, tpk inin, Japonya'nn, Hindistan'n,

164

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

Avrupa'nn etkisinde kalmadan nceki ekonomik yap


syla olduu gibi, Ortaa Avrupa'snn yapsyla da ge
nellikle karlatrlabilir. Avrupadaki gelime, slam
dnyasnda ve dier medeniyetlerde grlen gelimeden,
farkl olmutur. Bu farkllklarn sebebleri zerindeki
tartma srp gitmektedir, hi deilse bu kitapta bu tar
tmaya girimeksizin, kendi konumla ilgili olarak u
nu belirtmek yeter: sz konusu farklln (ayrln) se
bebleri, insanlarn, nceden kurulu bir doktrini boyun
emeleriyle aklanamaz, hele bunda, bir doktrine can
verecek olan bir adalet kaygsnn etkisi grlemez.

BLM V
MSLMAN MEMLEKETLERDE
ADA KAPTALZM
VE
SLMYET

slam lkelerinde kapitalistik bir sektrn, hatta ba-:


z devirlerde ok yaygn kapitalistik bir sektrn hep var
olduunu grmtk. Ama Ortaa gznnde tutulursa,
bu lkelerde kapitalist bir sosyo-ekonomik kurulutan
sz edilemez, [nk] bu kuruluun kapitalist bir eko
nomik sisteme dayanmas gerektir yani kapitalist sekt
rn, dier sektrleri etkileyerek hkim bir rol oynad
ama bu sektrlerin pek etkisinde kalmad bir sistemi
gerektirir (1). Durum byle olmaktan uzakt.
Halen, mslman lkelerin ounda bu meseleyle
karlald bir gerektir. Kapitalist sektr, hi deil
se, bu hkim rol oynamaya balamtr. Birka yl n
ce Amerikal bir iktisat, Irakta ye ran'da yllk yat
rmn % 20sinden, Trkiyede % 50'sinden, Suriye ve
Lbnan'da (2) % 80'inden bu kesimin sorumlu olduunu
tahmin ediyordu. Kapitalist sektrn mutlak bir hki
miyete brnecek kadar yaygnlamas mmkndr. Bu
sre, devlet sektrnn hkim olduu bir baka ekono
mik sistemin yerlemesiyle durdururabildi ya da sonu
landrld. Ama bu takdirde, ya bu kopma kapitalist sek
trn, Ekim devriminde Rusyada olduu gibi, belirtir
len anlamda yaylma nitelii gsterdii bir durumda
meydana gelmitir ya da, esas itibariyle, mevcut kapi
talist iletmelerin devletletirilmesinden (Msr) ibaret
kalmtr. yleki, bu ekonomik sistemi belirtmek iin

168

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

ileri srlen devlet kapitalizmi terimi, hi deilse bu


bakmdan dorulanm bulunmaktadr.
,
Kapitalist sektrn hkim olduu kesin bir an tes
pit etmek, tabiatiyle gtr. Avrupa, Amerika ve Japon
yadaki olgular, tm olarak da gznnde tutulsa, bunun
iin kapitalist retimin, baka bir deyile, kapitalist re
tim tarzna gre kurulmu sna iletmenin varolmas ve
bir gelime gstermesi gerektiini bize retmektedir.
Biliyoruz ki, kapitalist retim tarznn bu hkimiyeti ne
kk ticar retime bal zanaat iletmeleri ne de manfktrler deil, ancak hakiki bir sanayi> makinalam
fabrikalar sz konusu olunca ortaya kar.
I

Oysa, olgulara yle bir bakmak bile, sanayinin,


mslman lkelerde ancak son sralarda gelimeye ba
ladn bize gstermektedir. Sylenenleri kantlamak
iin hibiri kesin olmayan birka rakam vereceim. Ak
tif nfus tanmnn ve buna benzer kavramlarn yarat
t-glkleri gidermek amacyla, toplam nfusa oran
la sahayideki ii saysn ele alacam. Bylece, bilimsel
kesinlik iddiasnda olmayan aadaki tablo ortaya kar.
Memleketler Tarih
Afganistan

ran
Irak

Lbnan
Osmanl m.
Trkiye
Msr

1958
1959
1958
1952
1954
1958
1913
1957
1917

Toplam Saniyede alan


nfus
nfus
(bin) olarak Bin olarak %
13000 (a)
13 (b) 0,1
19680 (a) 208,5 (b) 1,05
4871 (a)
163 (b) 3,32
1550 (a)
21,2 (b) 136
23000 (c)
17 (d) 0,07
25500 (a) .613 (b) 2,40
12750 (e) 201 (f) 1,57

169

SLMYET VE KAPTALZM

srail

Tunus
Cezayir
Fransa

1937
1958
1958 Toplam
Yahudiler
1956
1954
1815
1866
1906

15500
24600
2032
810
3800
9529
29380
38080
39270

(e) 273
(e) 280
(h) 142
(h) 135
(a) 265
(a) 322
(j) 1600
(j) 3800
(j) 4000

(f )
(g )
(0
(0
(b )

(b)
(k)
(k)
(k)

1,76
1,13
6,98
7,45
6,97
3,37
5,44
9,97
10,18

KAYNAKLAR :
\

a Birlemi Milletler Nfus Yll.


b VI. tablo. Azya i Afrika 19501960m (eitli kaynaklarna
gre derlenmi) statistltshesky sbom lk, Moskova, Nauka,
1964, s. 18.
c J. Birot, Statistique annuelle de gographie humaine com
pare, 1913, Paris, Hachette, 1913, s. 7.
d Statistique industrielle des annes 1913 et 1915, Istanbul,
ministre du Commerce et de lAgriculture, 1917, daprs
0 . Conker et E. Witmeur, Redressement conomique et
industrialisation de la nouvelle Turqte, Paris, Recueil Sirey,
1937. s. 58.
,

e Hassan Riad, l Egypte nassriennc, Paris, ed. de Minuit,


1964, s. 135, 137.
f L. A. Fridman, Kapitalistitsheskoe razvitie Egipta ( 1882
1930), Moskova,
g H. Riad, ibid., s. 62.
h Statistical Abstract of Isral, 1958-1959, Jrusalem, tableau
1, s. 7, cit daprs Sk. Sitton, Isral, migration et
croissance, Paris, d. Cujas, 1963. s. 106.'
i Sh. Sitton, ibid. s. 200, 219.
j Annuaire statistique de la France, Rtrospectif, Paris, I. N.
S. E. E., 1961, s. 32, 34.
k E. Moss, Marx et le Problme de la croissance dans une
conomie capitaliste, Paris, A. Colin, 1956, s. 153.

170

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

leri srlen rakamlar zerindeki tereddt ve bu


rakamlarn tespitinde kullanlan llerin tutarszl
ne kadar byk olursa olsun, gene de apak bir olguyu
gstermektedirler. Smrgeletirilmi olanlar hari (ks
men), bir yarm yzyldan beri grlen baz ilerlemelere
ramen lkeler, 1952-1959 yllan arasnda, XIX. yzyln
birinci yarsndaki Fransann sanayileme dzeyine eri
mekten henz uzaktlar (3). 1914de snai kapitalizm, b
tn bu lkelerde pez ak gelimiti. Bununl beraber, bu
devreden itibaren, bu olaya kesin bir nem verilmiti.
1914de (4) bir amerikal, Btn Asya'y modern sanayi
makinalama sarmtr diye yazyor. O zamandan beri,
bu sektrn gelimesi iin birok aba sarfedildi.
Bu makalede incelediim geni sorun erevesi iin
de ortaya atlmas gerekli sorunlar bence unlardr:
1 Mslman lkelerde kapitalist sektrn byle
yaygnlamasnn kk ierde midir, yoksa darda m
dr? Baka bir deyile, bu yaygnlama, bir d etkiyle mi
meydana gelmitir, yoksa kendiliinden bir gelimenin
sonucu mudur?
,
2 ada devirde kapitalizmin bu gelimesini s
lm dini engellemi midir, yoksa kolaylatrm mdr ve
bu ne dereceye kadar byledir?
3 ada kapitalizm, mslman lkelerde zgl
bir yol izlemi midir? zlemise bunun sebebi slm dini
midir?
ERDEN M DIARDAN MI?
Mesele aprak hale getirildi ama halledilmesi olduk
a kolaydr. Gene de baz ince aynmlara bavurmak
[gerekecektir].

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

171

Msr ele alalm. Msrda sanayi, Muhammed Ali


(1805-1849) zamannda, ama Devlet sanayi olarak 1816
dan itibaren kurulmutur. Yeni binalar kuran, btn
yatrmlar yapan, iilerin cretlerini deyen, retilen
mallar satan Devletdir. Sanayi'deki Devlet tekeli, bu pa
a iin de alan, zanaat atlyelerine kadar girmi. a
lan iilerin saysnn 70000 den fazla olduu tahmin
edilmektedir (belki de o zamanki nfusun %2,3). Dev
let kapitalizminin sanayi alannda kurduu bu tekel, Ali
den sonra kaldrld. Hangi artlarda kaldrldn gre
ceiz. Ekonomik liberalizm, Avrupa mallarnn rekabeti
karsnda, zel zanaatkrln yeniden domas ve b
yk Msr iletmelerinin birounun kapanmas sonucu
nu dourdu. 1873de maden sanayinde aa yukar 7000
iinin alt birka atlye ile 28000 (6) iinin al
t dokuma ve elbise sanayi kalyordu. ngiliz igali
(1882) bu sreci glendirip hzlandrd. Gelien sanayi
tamamen yabanc sermayenin, zellikle ngiliz ve Fran
sz (7) sanayinin eline geti. Msr sermayeleri olduu
gibi, byk toprak mlkiyetine yatrld. 1917'de ticaret
v sanayi komitesi, bir Msr sanayi yaratmak iin u
rat. A. Abdel Malek (8) aynen yle yazmaktadr: e
hirlerdeki yeni burjuvazi - tccarlar, i adamlar, ser
best meslek sahipleri, zellikle avukatlar ve mhendisler
- iin, byk toprak sahipleri arasndaki ilerici kanadn
kullanlmayan sermayelerine bir faaliyet' ve yatrm ala
n salamak sz konusudur. Talat Harb, amac bu yeni
Msr milli sanayini finanse etmek olan Mir bankasn
1920de kurdu. Siyasi bamszlk mcadelesinde, bu
mcadelenin burjuva yneticileri Msrllar bu bankann
finansmanna ve iletmelerinin retimlerini arttrmasna
katkda bulunmaya aryorlard. Bu, aslnda, yabanc
kapitalizmle birok ba olan gerek msr kapitalist sek
trnn kuruluunun balangcdr (9). Eski kapitalistle-

172

S L M Y E T V E K A P l A L lZ M

rin bir ksmyla (mslmarilar) ve yeni kapitalistlerle


(bunlarn bazlar devlet memuru olmutur, bazlarm
da, phesiz tbi bir durumda kalan zel sektrde kar
lar vardr) iliki kuran nasr askeri brokrasi tara
fndan, 1952'den sonra byk ksmyla tedricen milli
letirilip ynetilecek olan sektr budur.
Msr gznnde tutulmazsa, genellikle Osmanl im
paratorluunda, XIX. yzyldan nce hakiki kapitalist
sna iletmelerden sz edilemez. zel manifaktrlerin
says azdr. Her halde, kullanlan teknik olduka az ge
limitir ve esas itibariyle, el-emei zerine kurulmu
tur. Henz (zanaatkrlk safhasndaki fabrikalarda ve
byk atlyelerde bile nakinalar pez azdr ya da yok
tur (10). Byk iletmeler, (tekniin ok gelimedii)
devlet iletmeleridir. 19. yzylda Avrupann etkisi balibama bir tehlike olunca, Osmanl yneticileri, Mulammed Ali'nin yapt gibi, byk bir Devlet sanayii yara
tarak bir tepki gstermeye almyorlar. Geri, bazlar
byle bir eyi tasarladlar ama siyasi artlar ve mal du
rumun bozukluu bunu gerekletirmeye el vermedi. s
telik, zellikle ngilizlerin etkisinde kalarak, Muhammed
Ali'nin eserlerinin tahrip edilmesine fiilen katldlar. 1820
Fermanyla tamamlanan 1818 ngiliz-Osmanl ticaret ant
lamas, ithalat vergisini maln deerine gre %3 olarak
snrlandryordu. Bunun yerini, kutsal ticaret hrriyeti
adna tekelleri ortadan kaldran ve bu temel tedbirin
karlnda, ihracata /ol2 vergi konulduu halde, ithala
ta deerine gre %5 vergi koymay ngren anlama al
mt. Drst bir yorumcu olan Belin'in safa syledii
gibi, bu, yerli karlardan daha ok yabanc karlar
dan yana olmakt (11). Gerekte, (tarihi arkiyatla
rn genellikle, belirtmeyi lzumsuz bulduklar) ve ayn
yl btn Avrupa devletlerine uygulanan bu anlama bir

173

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

Osmanl sanayinin kurulmas yolundaki her teebbs


nceden engelliyordu. 1812 ile 1841 yllan arasnda kodra ve Tirnovada ipek dokuma tezghlar says 2000den
200e dt. Anadolu'da her eit global ipek retimi 19.
yzyln ilk yarsnda, 50 yl ncekinin onda biriydi. Ay
n devre iinde Halep'te pamuklu ve ipekli kuma reti
minin deeri, 100 milyon kurutan 8 myon kurua d
mt (13). 1838 antlamas, Palmerston ve ngiliz filosu
tarafndan Msra 1840da zorla kabul ettirilmi ve tv
bekar Muhammed Ali, serbest mbadele dini huzurun
da gnah karmt: Mevcut anlamalarla onaylanm
ticaret hrriyetinin faydalarm (stnlklerini) kabul
ediyorum. Bugn benim iin apak olan eyi inkr ede
mem. Beni, tekeli kurup devam ettirmeye sadece olaan
st artlar zorlad (14),
.
-W

.'<

Yn deitiren baz tepkimelere ramen (zellikle


ithalat gmrn %8 ykselten anlamalar. Bu oran
1907de %11e ykseltilmiti ama hakiki bir himaye iin
gene de yetersizdi) Osmanl mparatorluu, yabanc ser
maye boyunduruuna doru hzla yol alyordu. Muhar
rem kararnamesi (20 Aralk 1881) memleket ekonomisi
nin tmnn kontroln, Osmanl mparatorluu Banka
s, Osmanl Duyunu Umumiyesi gibi Avrupal rgtle
re veriyordu. Sonu belli. Yabanc iletmeler, gayrimen
kller hari, her trl vergiden muaf tutuluyordu. Os
manlI imparatorluundaki kapitalist iletmelerin ou
yabanc iletmelerdi. smen Osmanl olan iletmeler, Av
rupa sermayesine ya da byk ounluu ile, Avrupaya,
sk skya bal aznlklarn sermayesine dayanyordu .
J913'de Osmanl mparatorluunda 269 snai iletme var-,
d ve bunun 242'si alyordu. Sermayelerinin %-10'u
yabanclara, %50si Yuanhlara, %20'si Ermenilere*; %5fi

174

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

Yahudilere ve nihayet %15'i de mslman Trklere ait


ti (15).
Durum, mesela Suriye blgesinde daha ayrntl in
celenebilir. Lbnanda 19. yzyln balangcnda, ilk s
ralar iyi olan ama Osmanl devrindeki artlarn kert
tii (16) bir ipekilik vard: Kyl koza yetitiriyor ve
ipek, kylerin ya da emirlerin ortak mlkiyeti olan ilkel
krklar zerine sarlyordu. Krk kadar iplik eirici ile
gelip Bteter'de bir iplik fabrikas kuran Nicolas Porta
lis adnda bir Fransz, kapitalist terpeller zerinde 1840a
doru ipekilii gelitirdi. 1850ye kadar, Franszlar ait olan 5 yeni iplik fabrikas kuruluyor. Bab- Alinin
Lbnan'a tand zerk anayasa 1864de Lbnanllarn
benzeri iletmelere sermaye yatrmalarna yol at. 1885de sadece 5 tanesi Franszlarn olan 105 iplik fabrikas
vard ama btn bu iplik fabrikalar Fransz sermayesi
ne, zellikle de Lyon sermayesine dayanyordu (17). pek
kozas satm-almna tahsis edilen sermayenin yars, pra
tikte /olOa ykselen bir faiz haddi ile Lyon'dan dn
alnmt. Buna karlk, Lbnan ipeinin hemen hemen
tm Lyon pazarm besliyordu (18).
Suriyede genellikle, birinci dnya sava dnemin
de, Siyonist hareketi iin alan iyi bir gzlemcinin be
lirttiine gre, yerliler zanaatkrlk ve ev sanayi ile u
ratklarndan, byk sanayinin tm AvrupalIlarn elin
dedir. Gzlemci, 50den fzla iinin alt fabrikalarn
saysnn Oden az; O'den fazla iinin alt fab
rikalarn ise ancak 12 olduunu tahmin etmektedir. 300den fazla ii'nin alt fabrika yoktur (19).
randa I91'den nce, fabrika says s n dfefece ar
d. 891*de kurulail kibrit fabrikas (tek kibrit fabrika

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

175

s) ve 1895'de, aniod-Dowle adndaki bir Devlet adam


nn, bir Belika irketiyle ibirlii yaparak Kahrizakda
kurduu bir eker fabrikas istisna olarak gsterilmek
tedir. Bu eker fabrikas, ya btl sylentiler ya da ithal
mal eker rekabeti (20) yznden hemen kapand ve di
er eker fabrikalarnn alnias iin tam otuz yil bek
lemek gerekti. Herhalde, Anglo-tranien Oi Company elin
deki petrol ihrac bir yana braklrsa, 1914 savandan
nce hatta daha da sonra sanayi gszd. Hi phe
yok ki, sanayiyi kstekleyen belli bal faktrler arasn
da, ran'n bir asker yenilgisinden sonra Rusyann
(1828) de zorla kabul ettirdii Turkmanay anlamasn
dan beri yabanclarla imzalanan ticari antlamalar say
mak gerektir. Trkmanay anlamas gereince iki memket arasndaki btn ithalat ve ihracata %5 bir gmrk
resmi konuyordu. Dier Devletler'de ayn rnee uydu
lar. Bu da, domakta olan sanayiye, gerekten ihtiya
duyduu muhtemel bir gmrk himayesi salamak im
knn ortadan kaldryordu. 1828den itibaren Ingiltere,
randan 11,5 milyon yarda, 1834de de 28,6 milyon yar
da (21) pamuklu bez ithal ediyordu. Siyasi hkimiyetleri
gereince yabanclara tannan imtiyazlar, yabanc reka
betin ekonomik etkisini ok artrmt. Buna karlk,
ekonomik geri kalmlk, Bat karsnda siyasi gsz
lk yaratyordu. Fransz doktoru Fttvrier (22), imti
yaz vere vere Iran yaknda tamamen yabanclarn eline
decek diye yazyordu. 1085 ile 1900 arasnda, on be
lke lehine kapitlasyonlar imzaland. Avrupallarm
karlarna zarar verecek hibir ey yaplamazd. 1905de
corafyac Elise Reclus yle yazabiliyordu: Rusya
ile Ingiltere idi iki rakip mefbttdur. ran hkmeti,
onlarn arzularna ve kaprislerine boyun emek, Kitfla'rin nail olmaya almak, onlar fkelendirmekten ve
Sfltlrd blmmMn kanmak (28) fcrtmdadr Halk

176

S L A M Y E T V E K A P T A L Z M

tepkimesinin ilk byk gsterisi, ttn tekeli imtiyazm


(retim, sat, ihracat) 1890 Martnda ngiliz kapitalisti
G. F. Tallota veren ekonomik bamlla kar yne
tildi. Ama 1905-1911 ran Devrimi zellikle Rus mdahelesi sayesinde bastrld. Devrim, 31 Austos 1907'de
Rus-lngiliz anlamasnn imzalanmasn nleyemedi. Bu
anlama gereince, iki byk Devlet randaki nemli
blgeleri paylayorlar ve ran hkmetini ancak bir ay
getikten sonra bundan haberdar etmek zahmetine kat
lanyorlard. Bu artlar iinde hibir bamsz sanayile
me abas mmkn deildi.
1920den beri sorun hibir glk yaratmyor ve
hibir phe uyandrmyor. Btn bamsz mslman
lkelerde hatta yerli burjuvazinin baz teebbs imknnmn bulunduu az-ok smrge lkelerde bir kapitalist
sanayi ya da Devlet sanayi kurmak iin sarfedilen aba
y, Avrupa ve Amerikan kapitalizmi snrlandryordu.
Modem bir Msr sanayinin kurulmas iin canla bala
alan msrl kapitalist Talat Harb, bir Fransz gazete
cisiyle yapt tartmada yle yazyordu: Sizi rnek
almay arzu ediyoruz... isteklerimiz pek mtevazdr...
Biz de ift ubuk sahibi olmak, bakalar gibi yaamak,
retmek, retimi artrmak, rettiimizi ihra etmek, t
ketmek ve tketimi artrmak istiyoruz. Bu amaca eri
mek iin, sizi rnek alarak alyoruz. Ve bize gsterdi
iniz bu yoldan tr size minnettarz (25).
Modem Trkiye'nin en ak grl ve kemalist dev
rede sz en ok dinlenilen ideologlarndan biri olan
Trk sosyologu Ziya Gkalp, Modern Devlet byk sa
nayi zerine kurulmutur. Yeni Trkiye modem bir dev
let olmak iin her eyden nce milli bir sanayiyi geli
tirmelidir. Avrupa'nn en yeni ve en gelimi tekniklerini

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

177

uygulamak zorunda olan yeni Trkiye, fertlerde teebbs


zihniyetinin domasn bekliyemez. Asker teknik alann
da yaptmz gibi, milli bir abayla, sanayide AvrupalI
lara erimeliyiz (26). diye yazyor. Ayn Ziya Gkalp
Trk milletine, slm dinine, Avrupa medeniyetine ait
olmak (27) slogann ortaya atmt. Btn kemalist
kadroda Avrupallama arzusu vardr. Biz Avrupalyz.
Buna hepimiz katlyoruz. Bu sz, zengin, fakir, gen ih
tiyar hepimizin dilinde. Avrupal olmak bizim idealimiz
dir (28). Bir yl nce, bizzat M. Kemal Atatrkn heye
canla belirttii gibi, dalar delen gklerde yol alan, en
uzak yldzlara varana dek her eyi gren bu modern me
deniyet, kar durulmas imknsz bu bilim (30) Avru
pa medeniyetidir. Sanayileme yani devlet iletmesi, zel
kapitalist iletme bu modele gre kuruluyor. Aka bil
dirilen devletilik ilkesine ramen, zel kapitalist ml
kiyet her bakmdan tevik edilip yardm grmektedir.
1927'de kabul edilen sanayiyi tevik kanunu, ksa zaman
da byk bir etki yaratt. ok snrl bir yzlm iinde
1913de 242 olan snai iletmelerin says 1933de 1400e
ykseldi. Sanayi iisi says 1923'de 16-1700 iken, on yl
sonra 62000'e, 1939'da da aa yukar 90000ne (31) yk
seldi.
Bu, randa da aka grlmektedir. Sz uzatma
mak iin bugnk ahn, babas ah Rza ile ilgili hatra
larn okumakla yetinelim. Babam rann byk gemii
ne hayrand. Eski trelerimizin ilerilikle badaanlarn
kurtarmak istiyordu. Hem toprak ve millet btnl
nn hem de halkn mutluunun hzl bir batllamay
gerekli kldn anlamt. phesiz yabanc lkeleri pek
az ziyaret etmiti; bununla beraber Bat'da olduu gibi,,
modern fabrikalarn, barajlarn, modern sulama tesisleF. 12

178

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

rinin, modern ehirlerin ve ordularn, demiryolu alar


nn (32) kurulmasn istiyordu. Bundan dolay, ran a
h memleketini sanayiletirmek amacyla 1930dan itiba
ren btn gcyle (33) alt.
Geri Trkiyede ve randa sanayileme abas, zel
likle balangta devlet snai iletmelerinin yaratlmasy
la kendini gsterdi ve Trkiyede Devlet sosyalizmi ya
da devletilik ad altnda kanunlat ama bu, ne kapi
talist Batnn yolundan ayrlmak ne de hayal bir gele
nee uymak amacyla yaplmt. Yukardaki metinde Zi
ya Gkalpn ok iyi aklad gibi, bu bir zorunluluk
tu. Bir Trk hukukusunun, stanbul Hukuk Fakltesi
Dekannn szlerini de burada belirtelim: zel iletme
lerin teebbslerinin ve imknlarnn yetersizlii, ekono
mik eitimin ve sosyal ibirlii anlaynn ok az geli
mesi yznden bu muazzam ii gerekletirmek, tabiatiyle, milli idealin temsilcisi olan Devlete dyordu.
te Trkiyede devletiliin anlam budur. Demek ki, Cumhuriyetin hareket ilkesi olarak Devletilii semesi bir
doktrin hevesi deil, mill bir zorunluluktur (34). Bir
Trk iktisatsyla, Belikal bir profesrn birlikte yaz
d bir eserde Devletilik - en yetkili kiilerin tanmla
d gibi - zel teebbsn durduu yerde balar ve ilke
si bakmndan ne kapilizme kardr ne de yabanc d
mandr (35). 1950ye kadar Trkiyeyi tek bana yne
ten Halk Partisinin program aka ngrmektedir ki
zel almay ve faaliyeti temel bir fikir olarak telkki
etmemize ramen, genel ve hayt karlarn sz konu
su olduu meslelerde milleti ve memleketi mmkn ol
duu kadar ksa bir zamanda mutlulua gtrmek iin,
Devletin fiilen mdahale etmesi temel ilkelerimizden bi
ridir. Ekonomi konusunda zel iletmeleri tevik etme

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

179

de ve giriilen ii dzenleyip kontrol etmede fiilen yap


c olmak Devletin yararnadr (36).
ran ah da aka sylemektedir: teknisyen ve
ynetici eksikliinden tr (nk zel yatrmlar s
rekli deildir), Hkmet yol gstermek zorunda kald.
Babamn devrinde bu, byleydi; bugn de baz alanlar
da byledir. Mesela, bugn yeni elik sanayini sadece h
kmet kurabilir... Ne olursa olsun, bizim politikamz,
hkmetin mevcut fabrikalarn tedrici bir ekilde zel
kumpanyalara devretmektir. Bunun iin, retimi incele
yecek, zel teebbse devir ihtimali karsnda verimi
mmkn olduu kadar artrmann yollarn gsterecek
Amerikal organizasyon danmanlarna bavurduk (37).
Ksacas, bu memleketlerde yneticilerin ideali, zel
kapitalist iletmedir. Ama yneticiler, yerli zel serma
yenin modern sanayiye pek istekli olmadn grdler
nk, zel sermayenin nnde bu faaliyet iin hibir
rnek yoktu; grld gibi, modem kapitalizmin to
humlar kendiliinden yeermemiti. stelik, her zaman
ki gibi, bu lkelerin ekonomik dnm iin daha fay
dal yatrmlar en az rantabl olanlard. O halde, Devlet
bir yandan, yerli sermayedarlara, nasl bir yatrm yap
malar gerektiini retmek iin eitici bir rol (Msr'da
Muhammed Ali zamannda olduu gibi), te yandan, ran
tabl yatrm yapmasn kolaylatrmak iin zel kapita
lizme yardmc bir rol oynamak zorunda kald. nk
Devlet, rantabl olmayan yatrmlar, her eyden nce de,
modern bir ekonomi iin gerekli altyapnn kurulmas
n kendi zerine alyordu.
Az-ok bamsz kalm belli bal mslman lke
lerde sanayinin evrimiyle ilgili olarak yaplan zetleme

180

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

nin nda ve ileri srlen olgularn yetersizliine ra


men, mslman Doudaki snai kapitalizmin, Batdakinin bir taklidi olduu aka grlmektedir. Krk yl
nce, sanayinin en fazla gelitii yer, Muhammed Ali za
mannda bir devlet sanayinin kurulduu Msrdr. Mu
hammed Alinin bu yolu semesine sebeb, yerli bir sana
yi kapitalizminin kendiliinden gelimesine bel balama
nn bo olduunu (bir bakma hakl olarak) anlamas
dr. Msr paas bunu iyice biliyordu. 1833'de baron Boislecomtea bunu aka sylyor: Her eyi ele geir
dim. Ama bu, her eyi retken klmak iindi. Benden
baka kim bunu yapabilirdi? Gerekli teebbsleri kim
gerekletirebilirdi? Bu memlekete pamuu, ipei bir
bakasnn getirebileceini sanyor musunuz? (38).
Sovyet tarihisi F. M. Atsambnn (39) sand gibi; Mu
hammet Ali gelime halindeki sreleri hzlamfyrmada
deil, tersine, Avrupa modeline uygun yeni bir srece
balamak iin mevcut artlarla ilgiyi koparmada bir rol
oynamtr. Her yerde Avrupann kudreti yerli hkmet
lere, sanayilemenin milli planda ne kadar arzu edilir
bir ey olduunu gsteriyordu. Ama 1920den sonraki yl
larda, hi kimse Muhammed Aliyi taklid edemedi. Zek,
anlay, enerji, ve artlardan yararlanmay gerektiren bir
iti bu. Herkes sanayilemenin stnlklerini iyice an
lamt ama artk ok geti. Bat emperyalistlerinin as
ker ve ekonomik gc, Msr rneini izlemeyi nleme
se bile, son derece gletiriyordu.
Zaten Msr tecrbesi, 25 yl boyunca ancak ngilizFransz rekabeti sayesinde geliebilmiti. 1840da olduk
a zor kurulan Avrupa Birlii, bu tecrbeyi baarszla
uratt. Avrupann stnl, avrupa sermayesini zor
la getirdi ve mslman Douyu sanayiletiren de bu
sermaye oldu. Yerli snai kapitalizm, ancak avrupa kapi

SLMYET VE KAPTALZM

181

talizmini model alarak, onu taklit ederek ve genellikle


de onun hkimiyeti altnda geliti. Avrupann stnl,
bu gelimeyi, zellikle Avrupa tekniinin stnlnden,
himaye yokluundan, zorla kabul ettirilen serbest mba
deleden, bamsz kalm lkeleri mali borlar yoluyla
boyunduruk altna almaktan ve onlarn ekonomik ve
askeri gszlklerinden dolay son derece gletiriyor
du. Avrupann bu stnl olmasayd, yerli bir snai ka
pitalizminin gelimemesi iin hibir sebeb (Japonya'da
ki gibi) olmazd. 1800den itibaren, hatta daha ncesin
den Avrupann stnl bir olup-bitti haline geldiin
den, yerli sanayinin, ancak avrupa rneinden esinlene
rek geliebilecei aktr. Muhammed Ali zamannda her
hangi bir snai iletme kurmak iin, hibir yerde zel bir
teebbs hatta zel bir tasar belirtisi grmyoruz. Ve
snai Devlet iletmesi, aktan aa Avrupay rnek al
yor.
Bununla beraber, modern devirde bir sektrde,
esas itibariyle, byk bir yerli saftayinin gelimesinden
sz edildi. zellikle Msrdaki tarm kapitalizmi sz ko
nusudur. Abdel Malek, Muhammed Alinin (lm 1849)
son devreleriyle 1952 devrimi arasnda Msrda smr
ge tipinde, geri kalm, tarmn hkim olduu ve feodal
zamandan miras kalan uygulamalarla dolu bir kapitaliz
min kurulduunu grmektedir (40). Gerekte, 1880den
ve ngiliz igalinden sonra, monokltre doru giden pa
muk ekimi younlanca topraklarn cretli iiler tara
fndan ilenmesi geliiyor. 1907 nfus saymna gre, ak
tif kr nfusunun %36,6s tarm iilerinden meydana
gelmiti (41). 1958-1959da topraksz kyl says kr n
fusunun %74 idi. Bunlar gerekte baka geim kayna
olmayan bilkuvve cretli iilerdi ama, bu yzdeye dahil
14 milyon insann sadece 3 milyonu cretli iiydi. An

182

SLMYET VE KAPTALZM

cak daha gzde (zengin) toprak sahiplerinin yannda a


labilen, kk iletme sahiplerini yani 1.075.000 ky
ly, aa yukar kr nfusunun %5ini temsil eden
215000 aile reisini de bunlar arasnda saymak gere
kir (42). Ayn tarihte, byk topraklar arasnda (20 feddandan fazla olanlar), kiralanmam olan ama dorudan
doruya mlk sahibi tarafndan, yani pratikte cretli i
iler aracl ile iletilen topraklarn yzlmnn %56
olduu tahmin edilmektedir (43).
Demek ki, kapitalist ilikiler krda ok nemli bir
rol oynamaktadr. Bundan, bu ilikilerin btn toplum
lsnde hkim olduklar sonucu kar m? Abdel-Ma
lek, verdii kredilerle tarma hkim olan banka serma
yesinin (esas itibariyle yabanc sermayenin) gelimesini
hatrlatyor. Btn bunlar, tarm rnlerinin byk bir
ksmnn satlmasna baldr. Her eyden nce, balca
tarm rn de dnya pazarnda satlan pamuktur. H. Riadn iaret ettii gibi, en nadir yani en nemli retim
faktr sermaye deil, topraktr. Toprak aristokrasisi
arasnda yer almak iin byk bir sermayeye sahip ol
mak yetmez. Hatta bu toprak aristokrasisi kapitalist ili
kilere de dayanm olsa. Bu demektir ki: kapitalist olma
yan ilikilerin nem kazand krda sermaye hkim de
ildir (44). Tarmda kapitalizm de tek bana yahut ti
caret ya da banka sermayesindeki nemli gelimeyle bir
likte toplumu bir kapitalist ekonomik soyal kurulua
dntremez. Topra iletmenin kapitalist ekilleri ilk
ada (45) vard ve Orta-a slm dnyasnda da bu
nu grmtk (46). Tarm rnlerinin satlmas ticaret
ya da banka sermayesinin hkim olduu bir dnya pa
zaryla ilikisi, mutlaka bu ynde gelimez. Bu, Roma
mparatorluu (47) zamannda da vard. Dou Avrupa
tarmnn, tam kapitalist gelime halindeki Bat-Avrupay-

SLMYET VE KAPTALZM

183

la ticari ilikisinin nce, Elbenin Dousunda ikinci bir


toprak kleliine (sevage) nasl meydan verdii bilin
mektedir.
Msrda 1880den sonra kapitalistimsi bir sektrn
gelitii aka grlmektedir. Burada nemli olan u
dur: bu gelime, Avrupann etkisiyle meydana gelmitir.
H. Riad, bunda zellikle nfus basksnn sonucunu gr
mektedir. Ama, baka yerde olduu gibi burada da, n
fus basksnn kendisi, u ya da bu ekilde, kapitalist
Avupayla iliki kurmann sonucudur. Bunun, tarm rn
lerinin tmnn satlmasyla (ticariletirilmesiyle) bir
bants olduu phesizdir. H. Riada, gre, ticaretin ge
litirilmesi her halde gerekliydi. Ama yiyecek maddeleri
ksmen ticariletirilemezdi. Pamuk zorunlu olarak ticariletirilmiti ve pamuk monokltrnn gelimesi p
hesiz ki dnya pazaryla ilgilidir. Bilindii gibi, pamuk
ekimi, Avrupay pamuk kaynandan yoksun brakan(48)
Amerikan Sava sayesinde tutundu.
Avrupal olmayan halklarda aalk hibir ey ka
bul etmemek gibi vgye deer bir arzu ile hareket
eden Sovyet yazarlarnn bir ksm Dou lkelerinin Av
rupann etki alanna girdii srada her eye ramen,
kapitalist sosyo-ekonomik kurulua ok yaklatn ile
ri srmek istedi. Zavall V. B. Loutsky, Haziran 1960da
Dou lkelerinin smrge yada yar-smrge olmadan
nceki sosyo-ekonomik gelime dzeyi, tartlacak bir
sorundur, nk marksist tarihiler, bu konuda batl
arkiyatlardan daha ileri bir durumdadrlar diyor
du (49).
Avrupa dindaki lkeler aydnlarnn ou tara
fndan cokunlukla benimsenen byle kavgac bir iddia

184

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

her ideolojinin daima bavurduu ve zellikle devri


mizde salgn hale gelen bu ideolojik totalitarizmin (50)
ak bir grndr. Ben de uzun yllar boyunca bu
salgna uradm ve yaylmasna canla bala katkda
bulunduum iin ahlki plnda bunu eletirmekten sak
nacam: sosyal gerekirliklerle mcadele eden insann
tabiatna bylesine ilemi, bu kadar gl bir eilimin
yenilebileceini dnmek bounadr. Kitlelerin asil
amalar uruna harekete getirilmesi bu sayede mmkn
se, bu eilimin yok edilmesini istemek belki de arzu edi
lir bir ey deildir. Ama, akln da, ak-grlln de
hakkn vermek gerekir. Baz anlarda, baz artlarda, bir
dereceye kadar saduyudan (akgrllkten) ayrlma,,
pahalya mal olan pratik bir hatadr.
Burada amacm sadece hakikati aratrmak olduun
dan, baka yerlerde yaptm gibi ar ideologlara dou
halklarnn beer deerinin sz konusu olmadn belirt
mekle yetineceim (51). Irk tezlerin salaml bugne
kadar bilimsel ekilde dorulanm deildir ve grlecek
tir ki aklamamn byk bir ksm, zararl olduklar iin
deil, bilgilerimizin bugnk durumunda, yanl oldukla
r iin, bunlar yalanlamaktadr. Avrupa dndaki halk
lar, kapitalist bir ekonomik-sosyal kuruluu gelitirmedilerse, eer Avrupa halklar, byle bir yapya eritilerse,
bu ne onlarn kusurlarndan ne de tekilerin nitelik
lerinden trdr. Bundan dolay ne onlar cezalandr
mak, ne de tekilere dl verilmelidir. Ne onlar bir aa
lk duygusuna kaplmak, ne de tekiler gurur duymal
drlar. Derin sosyal ve tarih faktrler byleydi. nsan
lar bunlara kar ya da bunlarn uruna pek az ey yapa
biliyorlard. Bu, insanlarn kararlarnn nemli olmad
anlamna gelmez. Ama bu kararlar zel tasarlar hedef
almt ve bu genel evrimin kapsamn, hi olmazsa belli
bir safhadan nce, kimse farkedemezdi. Bu safhaya erii-

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

185

nce faktrler ve olaylar arknda ylesine ileri gidildi


ki hibir insan iradesi, Tanrlatrlm bir tarihin yce
iradesi gereince deil, ilerleyen sosyal mekanizmalarn
objektif gcnn etkisi gereince, olaylarn akn de
itiremezdi.
Lehte veya aleyhde sonular karmadan ama alay da
elden brakmadan belirtelim ki, Sovyet yazarlarnn ileri
srdkleri ve Marx ile Engelsin tezleriyle tam elime
halindeki kantlar hi de doru deildir. Loutsky ve di
erleri, mesel Msr'da manfaktrlerin gelimesini ile
ri sryorlar. Ne var ki, manfaktr (hem zel hem de
Devlet manfaktr) kapitalistimsi sektr olduka ge
limi ama hi de kapitalist sosyo-ekonomik bir kurulu
a ynelmeyen eitli toplumlarda antikiteden beri gr
nen bir olaydr. Marx, manfaktr, mesel, talyan e
hirlerinde olduu gibi, bambaka bir devreye ait bir er
eve iinde tek tek ve mahalli olarak loncalarla yanyana
geliebilir. Ama, sermayenin, bir aa damgasn vuran
varolu artlar sadeec mahalli olarak deil, byk lde
de gelimek zorundadr. Loncalarn dalmas ve ustabalarn sanayici kapitalistler haline gelmesi bu olguyu
rtmez. Bu ender bir durumdur ve eyann tabiatna uy
gundur. Kapitalistle iinin (cretli iinin) grnd
yerde, lonca tm olarak, ustas ve ra ile ortadan kal
kar (52) diye belirtiyor.
Kapitalizme hazrlk belirtisi olarak ileri srlen di
er nitelikler iin de durum ayndr: ehirlerin gelimesi,
toprak rantnn evrimi, zel toprak mlkiyetinin gelime
si. Bu olaylar, kapitalist kurulua muhtemel bir gei
iin (azami) gerekli artlardr. Bunlar, nemli bir kapitalistik sektr ihtiva eden ve bir iktisadi sisteme daya
nan sosyal bir yapnn unsurlar olabilirler. Belli yapsal
artlar ve olaylardan dolay, Avrupada, kapitalist sosyo
ekonomik kurulu buna benzer sosyal bir yap zerinde

186

SLMYET VE KAPTALZM

geliebildi. Ama bu yapnn, zorunlu olarak kapitalist


kuruluu yaratacan gsteren hibir ey yoktur. Demek
ki, V. B. Loutskynin Doudaki feodal Devletlerin ou
kapitalizme u ya da bu ekilde gebeydiler diye kullan
d tebihlerle dolu formlnn anlamszl ortadadr.
Maksat tebih yapmaksa, bu toplumlarn gelinlik ada
olduklar sylenebilir. Bir kadnn gelinlik ada olma
sndan mutlaka doum yapaca sonucunu hikimse
karamaz. Ksr kadnlar ya da dourmak istemeyen ka
dnlar ve dourmas yasaklanan kadnlar vardr.
*
Durum toplumlar iin de ayndr. Loutskynin ve di
er biroklarnn gsterdikleri abann altnda marksist
dnceyi tereddde ve elikiye drm olan ama 19.
yzyln evrimci ideolojisindeki gelime sonunda ideolo
jik marksizmde yer etmi ideolojik bir gr yatmakta
dr. Bu gre gre, btn sosyal ekiller, sadece az-ok
yava ya da hzl olarak ayn evrimi geirirler. Bugn
k ileri hareketlerin ideolojik icaplar onlar buna katl
maya zorlaa bile, olgular bu postulat'nn karsna dikil
mektedir. kmazda kalan gelimeler vardr. Burada ba
z halklarn knanmasn gerektiren bir geri kalmlk sz
konusu deildir. Loutskynin, hasmlarna atfettii bir tez
dir bu. Daha nce sylediim gibi, modern kapitalizmin
gelimesini bir yaknma, bir ikyet, bir kusur gibi gren
yorumla gerekten mcadele edilmelidir. Ama bu, bizi
her yerde fkrmaya hazr bir kapitalizm grmeye sevketmemelidir.
Benim temel grme gre, mslman toplumlarn,
smrgeler ele geirmeksizin, Avrupa ve Amerikadaki gi
bi kapitalist bir kurulu yaratabilecekleri, bilgilerimizin
bugnk durumunda ispat edilemez. Byle bir kurulu
yaratamayacaklar da ispat edilemez. Tersine, her ey
gstermektedir ki, bu toplumlarda, belli bir konjoktr
iinde baz gelimelerden dolay, buna benzer bir duruma

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

187

eriebilecek temel yaplar vard. Avrupayla temas ann


da bu gelimelerin, bu konjonktrn bulunmad bir
gerektir. Bundan dolay, kapitalizmin gelimesi, dar
dan gelen bir ey, bir alama ya da Avrupa'y taklit et
mek oldu. Avrupa kapitalizmi, elle tutulur, gzle grlr
bir ekilde, boyun eilmesi ya da uyulmas, taklit edilme
si gereken stn bir kuruluu temsil ediyordu. Ama bu
kapitalizme kendini uydurmak, i-yapdan gelen sebepler
den tr gt; nk, bunu, Avrupa'nn ezici stnl
nn tehdidi altnda gerekletirebilecek artlar, sz ko
nusu halklarn verecekleri kararn zerklii bakmndan
tehlikeliydi. Yneticilerin ve yerli sekinlerin ou, fel
ketli sonular yaratabilecek byle tatsz bir semeden
uzun zaman kandlar. deologlar, akl-d nc yol
modelleri yaratarak; sosyal dnyay fantastik bir ekilde
tasavvur eden mistik dnrlerin, ya da kendileri de
kurtarc bir efsane peinde koan Avrupal birka ikti
satnn inanabilecei ve Kuran'daki ekonomi efsanesine
uygun modeller icad ederek, bo yere bundan kanmaya
altlar. Muhammed Ali, sonra da Atatrk tarafndan
giriilen ve kapitalizme giden eitici devlet (54) yoluy
la bu sreci kontrol altnda tutma denemesi pek az inan
drc bir sonu verdi. nc yol, nce Sovyet tecrbe
siyle meydana gelen sosyalist modelle gerekten ald.
yle grnyor ki, bu nc yol, baz yapsal glkleri
kestirmeden hallederek ve serbeste karar vermekten vaz
gemek tehlikesi dourmakszn, kapitalizmin yaratt
sonulara ve hatta belki de kapitalizmden de stn bir
sosyal safhaya varlmasn salayabiliyordu. Bunun da
glkleri ve tehlikeleri yok deildi. Ama bu, ayr bir
sorun.

188

SLMYET VE KAPTALZM

SLAM DNNN ETKS M?


Yukarda uzun uzun gsterildi ki, slam dini kapita
list retim tarzna kar hibir zaman itiraz etmemitir
ve bu dinin buyruklar, bu retim tarznn kapitalist bir
sosyo-ekonomik kuruluun meydana getirilmesi ynn
den gelimesini engellememitir.
Orta-a iin geerli olan, modem ve ada devir
iin de geerlidir. retim kapitalizmi nin Orta-ada,
atlye ve manfaktr eklinde bilindiini grmtk.
ada devirde de fabrika eklinde gelimitir. Kapi
talistlerle emekiler arasndaki temel retim ilikileri
btn bu durumlarda ayndr; deien sadece boyut, d
zenleme ve zellikle de uygulanan tekniklerdir. Gelenek
sel bir ekilde kabul edilmi bu ilikilerin, hibir kutsal
metin bunlar yasaklamadna gre, birden bire kabul
edilmez grnmeleri iin bir sebeb yoktur.
Mslman lkelerde din dnn tede beride
yasaklayabildii ey, iletmenin, baz imalat ve tarzlar
dr. Bunlar da, kutsal metinlerle kklemi deil, durgun
luk yzyllarnn din bir deer verdikleri gelenekle a
tmaktadrlar. Mesela, alkoll ikilerin imal, kadnlarn
ii olarak altrlmas, v.s. Muhafazakr dnrler,
baz tekniklerin uygulanmasna bid'a (yenilik) caiz deil
dir diye kar kmlardr. Ama Hazreti Muhammed
devrine kadar uzanmayan uygulamalarn mutlak olarak
yasaklanmasndan Orta-adan itibaren vazgeilmiti,
yi ya da vgye lyik yenilikle, zararl yenilik arasnda
bir ayrm yaplmt (55). Trelerde yaplan her nemli
yenilik, kendi devirlerinde reddedilmiti. Mesela, kahve
ve ttn imek gibi. Ama bunlarn yaylmas nleneme
mitir. Genellikle de bir sre sonra din adamlar, ken

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

189

dilerinden nceki din adamlarnn reddettikleri eye ek


len msaade ediyorlard. ki taraf da, eliik kararlarn
da metinler ve kantlar ileri srmekten geri kalmam
tr.
Orta Arabistanda grlen ve Suudi Arabistann res
mi ideolojisini temsil eden Vahabiler mezhebi (1924
den beri Arabistann byk bir ksmna yaylmtr), ye
nilikleri (bida) yermekteki sertlii ile dikkati eker. Bu
mezhebin din adamlar, balangta baz modern teknik
leri yasaklamaya kalktlar. Ama siyasi yneticiler, en
bata da kral Abdl Aziz bn Suud (inanm bir vahabidir) mesela, telgraf, telefon ve radyoya kar yaplan
muhalefete hemen bir son verdi (56). Basra krfezi ky
sndaki dier birok mslman devlet gibi, Suudi Ara
bistan, milli gelirinin en byk ksmn petrole borlu
dur (57). Bu da, Devlet topraklar zerinde kapitalist bir
amerikan irketinin hizmetinde son derece byk en
modern kurulular ve birok yerli ii ve memurun a
lmasn gerektirmitir.
slm dini, faizle dn vermeyi ve tesadfe (ansa,
talihe) bal szlemeleri yasaklamakla, ekonominin ka
pitalist ynde gelimesini olumsuz bir ekilde etkilemi
gibi grnyordu.
Mesela, Lothrop Staddart 1921'de yle yazyordu:
Hzinelerini (servetlerini) retici bir amala kullanma
ya kalkabilecek olan uzak grl kimselerin yolunun
zellikle, siyasi gvensizlikten ve faizle dn vermenin
dinen yasaklanmasndan dolay kapandn hatrlarsak,
bundan yz yl nce Douda yatrmlar iin sermaye bu
lunamamasnn sebebini anlayabiliriz. ok anlaml bir
ekilde ama safa bir mantkszlk iinde hemen ekli

190

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

yor: Gerekte mali faaliyet, yani murabaha iin bir pa


zar vard ve Eski Dou'nun btn likit sermayesi, pra
tik bakmdan bu ite kullanlmt (58).
Faizle dn vermenin ve baht ya da tesadfe bal
szlemelerin yasaklanmas, phesiz, bir rol oynamtr
ama bu rol, iddia edildiinden ok daha az olmutur.
Niin eriatn, sk sk ve ok geni lde, mesela yat
rm iin ikraz deil de, tketim iin ikraz cevaz verme
sine allmtr? 19. yzylda ve 20. yzyln balang
cnda mslman lkelerde sermayelerin sanayiye yat
rlmasndan, yatrmlar iin hisse senetli irketlerin ku
rulmasndan ekinildii kesin bir olgudur ama, eriatn
buyruklarnn bunda pek byk bir etkisi yoktur. Bu
buyruklar, zellikle, devrin btn sosyal yapsnn gerek
tirdii tutumlar kutsallatrmaya yaramtr.
Mslman olmadklar halde, mslman lkelerin
toplumuna benzer sosyal yapl toplumlarda ayn olayn
meydana gelmesi bunun ak bir kantdr. Kurandaki
yasaklamann hibir ekilde etkilemedii in ile Japonyay rnek alalm.
Bir in iktisats 1935de yle yazyordu: inli tc
carlarn, militaristlerin ve devlet memurlarnn edindik
leri zel servetler sanayiye ynelmemi, tersine, byk
ksmyla gayri-menkullere ve bankalara yatrlmtr. Bu
insanlar sanayi alanna atlmak iin gerekli yetenekler
den ve bilgilerden yoksundular (59). in sosyalizminin
zaferi arefesinde bir baka iktisat da diyor ki: in'de
en fazla eksik olan ey sanayi sermayesidir. Ne yazk ki,
modern bankalarda birikmi sermaye ancak ksa vadeli
ikrazlar iin sanayide kullanlmtr, tbankas henz ge-

SLMYET VE KAPTALZM

191

limemitir ve bu, lkenin sanayilemesi iin mutlaka ge


rekli bir faliyet koludur (60). Hisse senetli irketler ise
glkle kurulabilmitir. R. Wagel, 1915de Bugn bile,
inliler hisse senetli irketler yoluyla ievirme ilkesini
kavramamlardr... Banka dahil, btn ileri pratikte
zel kiiler yrtrler ve kontrol ederler (61). diyordu.
Japonyada da durum ayndr. Meiji zamanndan ya
ni 1868den beri giriilen modernleme abasna ramen,
1914-1927 devresinden yle sz edilmektedir: Doru
dan doruya snai yatrm yapacak Japonlarn says ok
snrldr. ounluk, tasarrufunu bankalara, tasarruf san
dklarna, postahanelere yatrmay tercih ediyordu ve s
nai sermayenin ounu resmi bankalar salyordu (62).
Sanayilemenin banda, muazzam sermaye sahibi en b
yk aileler, mali sermayeciler bile, balangta bu
kadar byk bir sermaye harcamasn gerektiren iletme
lere katlmakta tereddt ediyorlard. Bylece, ilkel Japon
kapitalizmi, Devletin himayesinde ve devlet yardmlar
sayesine boy verebildi. Byk zel sermaye, ticarette,
banka ve kredi ilemlerinde, zellikle, gvenilir ve krl
devlet istikrazlar alannda kalmay tercih ediyordu. Oy
sa kk sermaye, krdan ayrlmak istemiyordu. nk,
ticaret, murabaha ve ayrca da yksek toprak rant, ta
rma yatrlm sermayenin sanayi kollarna akmasn n
lyordu (63) Geri, iki sava aras devresinde hisse se
netli irketler byk sanayiye ve byk ticarete hkim
diler ama Japon ekonomisinin byk sektrlerini de ele
geirmek zorundaydlar (63)

Btn bu anlatlanlar, sadece pek az kelimesi dei


tirilerek, slm lkelerine uygulanabilecektir. Grld
gibi, btn bu tip toplumlardaki bu genel durumun, yzyllar boyunca srp gelen, Orta-a hristiyan Avrupas-

192

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

m da etkileyen ve onun kapitalizme doru gelimesini '


hibir ekilde engellemeyen dogmatik yasaklamayla bir
ilgisi yoktur. Bu durumun, slmn z ile hibir ilgisi
olmad grlmektedir. Bunun sebebleri esas itibariyle
ekonomiktir.
Bir snai yatrmdan beklenecek kr, bunun bir ba
ka yerde kullanlmasndan umut edilebilen krdan aa
olduka, sanayiye yatrm yapmaktan kanmak nor
maldir. Sadece brt miktar, asl kr, kazan olarak de
il, ama ayn zamnda hem ekonomik (mesela, Keynes'in
srarla zerinde durduu likidite), hem de sosyal plan
da, yani esas itibariyle prestij bakmndan dk olan
bir krdr bu. Belli bir toplum tipinde, topran likidi
tesi, parann likiditesinden (65) dk olmayabilir. Ja
ponya konusunda, W. W. Lockwood, topraa (tarma)
yaplan yatrmlarn ya da servet biriktirmenin stn
lklerini, bence, itiraz edilemez bir ekilde dile getir
mektedir.
Sanayi-ncesi trde youn nfuslu bir tarm ekono
misinde toprak rant, nfusun basks ve kk mltezi
min pazarlk gcnn azl dolaysyla, yksek bir sevi
yede kalmtr, ilenebilir topraklarn artmas, toprak
rantn kolayca azaltamamtr. Toprak, dier retim fak
trlerine oranla, sahibine baka istifadeler salar: toprak
sahipleri snfna bal olmaktan ileri gelen byk bir
siyas ve sosyal nfus, nispeten kararl ve gvenilir bir
gelir, gerektii anda kolay bir fera (likidite) ve toprak
sahibi, tahsildar, murahabac grevlerini bir arada yrt
menin yaratt kazan imknlar... Ayn ey, deerli ma
denlerin ve sanat hzinelerinin birikiminde eitli dere
celerde grlr. Toprak sahibi olmay veya servet birik
tirmeyi tercih etme, yeni sermayeler elde etmek iin s
nai ya da ticari iletmelere yatrm yapld takdirde,

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

193

yatrlan sermayenin salayaca kr orann ykseltir.


Bu tip bir toplumda byle yatrmlarn yeterince yapl
mas ihtimalleri, pazarn snrl karakteri, teknikteki dur
gunluk ve tarmla ilgisi olmayan faaliyetlerin yaratt
gvensizlik ve itibarszlktan dolay snrldr. Yeni eko
nomik servenlerin btn maliyeti ve rizikolar bu art
lar iinde hesaplannca, elde edilecek kr, nemli bir ya
trma yol amayacak kadar dk olabilir. Demek ki,
ksa bir devrede yksek kazanlar salayabilecek durum
lar hari, yeni bir yatrm gze alnamaz (66).
Zaten, kapitalizmin balangcnda, ilkel sermaye bi
rikimi devrinde Avrupa'da da ayn ey oldu. M. Dobb,
Sanayide krl bir yatrm iin gerekli artlar kapita
lizmin bu ilk yzyllarnda tamamen olgunlamamt.
Uranlan glkler, iin baht ya da tesadfe bal bu
lunuu ve zel teebbse tahsis edilen likid sermayenin
ok az olmas yznden, dier yatrmlar tercih ediliyor
du. Snai yatrm olduka yksek bir seviyeye karmak
iin gerekli temel artlar, younlama sreci eski mlk
sahiplerini mlklerinden yoksun brakacak ve esasl bir
mlkszler snf yaratacak kadar gelimeden nce mey
dana gelemezdi (67) diyor. 18. yzyln sonlarna kadar
sanayinin durumu, ok geni lde bir sermaye yatr
mna elverili deildir. Bu devirde genellikle grld
gibi murabaha ve ticaret, ounlukla baht ve tesadfe
dayandklar gznnde tutulsa bile, yksek krlar sa
lyordu (68). Kapitalizmin balang devrinde bat-Avrupadaki artlar phesiz, birok bakmdan bugnk
mslman Doudaki artlardan farkldr. Ama baz or
tak faktrlerle uygun zgl faktrler, mslman Dou
daki snai yatrm pek ekici klmyordu. Tpk yz
yl nce Avrupada olduu gibi. Hem Trkiye, ran, Msr
F. 13

194

S L M Y E T V E K A P T A L Z M

ve sanayilemenin balangcndaki Japonya'da, hem d


merkantilizm devrindeki Avrupada Devletin nemli bir
rol oynamas bundandr.
Zaten mslman devletlerdeki modernleme eilimi
nin balanglarnda, baka bir deyile, Avrupa deerle
rinin buralara szmaya balad sralarda bu eilimi n
lemeyi hakl gstermek iin, murabahann (tefeciliin)
ve ansa bal ticaretin dinen yasak olduu sk sk ileri
srlm deil . Aslnda bu yasak, faal ve sorumlu mslmanlarm zihinlerini pek az bulandryor gibiydi. Mo
dern slm hukukunu en iyi bilenlerden birinin dedii gi
bi, her ne kadar eriat genellikle btn alanlarda geerli
idiyse de, hayatn btn dallarna saf ve tm olarak hibir
zaman uygulanmamtr. Ticaret hukuku alannda da bu
byledir. Gerekte, burada da, murabahann ve spek
latif szlemelerin yasaklanmas, tccarlarn, ticar ha
yatta tahamml edilemiyecek kadar sert bulduklar so
nular yaratyordu. Bundan dolay, piyasa kontrolr ya
da resmi olmayan ticar mahkemeler gibi yarg mercile
ri ksa zamanda kurulmaya baland.
19. yzylda islmn merkezi ve kalesi olan, kolonize ize
edilmemi mslmanlarn byk ounluunu yetkesi
altna alan ve Avrupallama yolunda ilk defa kararl
admlar atan Devlette yani Osmanl mparatorluunda,
bu din kurallarn kesinlikle tannmamasn gerektiren
kanuni tedbirler ok gemeden alnd. Mesela, hicri
1268'de (1851-1852), faiz orann dzenlemekle ilgili bir
imparatorluk ferman, ne sebebleri aklarken, ne de h
kmlerde, din yasaklamaya hibir imada bulunmuyor
du:
Genellikle btn ahalinin, zellikle de, eyalet kapi
talistlerinden ar oranlarda ya da bileik faizler de da-

SLMYET VE KAPTALZM

195

hil olmak zere ok ar artlarla dn para almak durmunda kalan toprak sahiplerinin ve iftilerin menfa
atlerini korumak iin, faiz orannm /o8e indirilmesini
salamak amacyla, btn bu alacaklarn incelenmesine
karar verilmiti. Bu maksatla karlan fermanlar, bu
sistemin btn Osmanl imparatorluunda (71) uygu
lanmasn emrediyordu.
Pratik glkler karsnda, deiiklikler yapld.
1268 tarihli fermanda tedbirin, yabanc uyruklara oldu
u gibi, Osmanl, Mslman ya da dier tccarlara uy
guland belirtilmiti. Yetimlere ve evkafa ait mebl
zerinden verilen avanslarn faizinin gemite olduu
gibi, /ol5 olarak (72) tespit edildii de sylenmiti. Os
manly Avrupallatran slahatn ikinci byk ferman,
18 ubat 1856 tarihli Hat-t Hmayun, 24 maddesinde,
devleti: bankalarn ve benzeri tesislerin kurulmas (76)
ile grevlendiriyordu. On bir yl sonra, Dileri Bakan
lnn, Bab- Alinin Avrupa lkelerindeki elilerine, bu
programn uygulan hakknda yabanclar aydnlatmak
amac ile yollad genelgede yle deniyordu: mpa
ratorluk hkmeti, memleketin ticaret ve sanayini geli
tirecek byk kredi tesislerinin kurulmasn btn g
cyle kolaylatrd... Bunlarn ok sayda ve yararlar
nn daha yaygn olmas hkmete bal deildir (77)
1888'de kurulan bankalar arasnda Ziraat Bankas var
d. Bu banka: 1. iftilere dn para vermek; 2. Faizle
sermaye almak (madde 2) iin kurulmutur her mevdu
ata %4 faiz der (madde 8), dn verdii her mabladan %6 faiz alr (madde 29) (78).
Ama Osmanl Devleti, uzun zamandan beri iinde bu
lunduu mal glklerden dolay, faizle bor almak zo
runda kalmt. 1840'da, ilk defa olarak, kat para ye

196

SLMYET VE KAPTALZM

rine geen ve %8 faiz getiren (79) bir eit hazine bono


su kard. Bunlar, Osmanl imparatorluunun d bor
lar ya da konsolidasyon yoluyla umutsuzca kurtulmaya
alt dalgal bir borcu meydana getiren nl kaimelerdir. Konsolide borcu, 1857'den itibaren karlan ve
faiz de getiren rant hisse senetleri tekil ediyordu. u
nu da belirtmek gerekir ki, Bab- Ali'yi, genel borlar
nn faizlerinin sadece % de 50sini demek sonra da, 1876
dan itibaren hi dememek zorunda brakan mali iflas
srasnda halife Abdl Aziz, elindeki 8 milyon senetin
faizlerini tam olarak almaya devam etti. Mithat Paann
ynettii mslman slahatlarn manifestosu, Abdl
Azizi bundan dolay sulamaktadr (80).
Buraya kadar faizin ak ekli sz konusu oldu. Ama,
bir faiz oran almay salyan dier btn yollar incelen
mi olsayd, gerekten ok ilgin bir tabloyla karla
lacakt. Mesela, Osmanl imparatorluunu iyi gzlemle
mi olan bir Fransz, 1861'de Vakflarn icar ilemlerini
anlatrken, pratikte bu ilemlerin, Diyanet ileri tarafn
dan alnan ok yksek faizli bir ranta dntn gs
terir. Diyanet ileri, bir mlk, deerinin onda biri ka
dar bir para deyerek (pek de kanuni olmayan ekilde)
sahibinden satn alr. Kuran'in murabaha ile ilgili
ayetlerini zikreden M. B. C. Cdllas, bu ayetleri unutan
din adamlar Tann'y bir hylock haline getirdiler di
ye yaknr (81).
Ksacas, 19. yzylda ve 20. yzyln banda Osman
mparatorluunda, faizin Kuran'da yasaklanm ol
masnn, hukuk metinlerde olumsuz bir etki yaratt
grlmektedir. Mecelle'nin faizle dn vermekten sz
etmemesi bunun en ak belirtisidir. Bu susmann anla
m byktr. Fakat, Mecelle Osmanl hukukunun sadelI

SLMYET VE KAPTALZM

197

ce bir ksmyd (82). Kanun faiz oranyla ilgili bir hk


mn hukuk metinlere girmesini salayan yeni bir kanu
nun kmas iin 36 yl gemesi gerekti. Gene de bu h
km, Kuran'daki gr biraz olsun yanstyordu. 9 Re
cep 1304 (3 Nisan 1887) tarihli kanun, %9 gibi itibar
bir faiz oran tespit ediyor fakat bu meblan, verilen
borcu amamas gerektii ngrlyordu (83). Muraba
hann yasaklanmasna (muammal) bir aklk getiren
bir ayeti hatrlatyordu bu: Kat kat faiz alarak yaama
ynz (3: 125/130). Bir yoruma gre kanun, kutsal metni
gznnde tutmutur. Ama ayn kanun birleik faizi ya
saklamay gze alamyor. Oysa Justinien, Hazreti Muhammetten yz yl nce, Hristiyan ahlk adna, birleik fa
izi yasaklamt. Ayn eyi Muhammedin de yapm ola
bilecei dnlebilir. Kanun birleik faize belirli du
rumda cevaz vermektedir (ticari konularda, taraflar ara
snda yl gemeyen anlamalarda, v.s).
Demek ki, ou zaman sylendii gibi, kredinin faiz
siz verildii (olaanst durumlar dnda) ktisad bir
uygulamadan dn verilen parann faiz getirdii bir
baka ktisad uygulamaya gei deil; karmak usulle
re gre para verilen kredili bir uygulamadan, genellikle
daha dk bir faiz orannn aka grld, hesap
land bir duruma, yani, modem teknie dayanan kurumlarn, bankalarn, faizle dn vermenin gerektirdi
i btn ilemleri yaptklar, aka faizle kredi verdik
leri bir baka ktisad uygulamaya gei sz konusuydu.
Tedirginlikler sonradan balad. Bunun oluumunu ince
lemek iin nemli ve uzun stelik de g aratrmalar
yapmak gerekecektir. Dini btn insanlar ortaya kma
d deil, ama olgulara yakndan baklrsa, bankalarn
kendi alanlarna el atmalarndan kayglanan eski tip mu
rabahaclarn dini pek umursamadklar anlalr.

198

SLMYET VE KAPTALZM

Fas rnei bizi aydnlatmaktadr. Fas'n ileri gelen


leri ve din otoriteleri Sultan Abdl Azizin tahtan indi
rildiini iln ettiler. Bu sultandan ikyetler artmt;
ve bunlarn ou hakl ikyetlerdi. Aslnda iradesizlii
ve sefahata dknl Avrupal maliyecilerin impara
torlua el atmalarn kolaylatrmt. Siyasi iktidar ele
geirmenin hazrlyd bu ve bu ii baaracak olan da
Fransayd. Sultan, aslnda yabanc kontrolnde olan bir
Devlet bankasnn 1906da Algesirasda kurulmasn ka
bul etmek zorunda kalmt. Kk ksmen Kurana daya
nan ve mkellefleri ar bir yk altnda brakan ve tesa
dfe bal bir gelir salayan geleneksel vergiler yerine
rasyonel bir tarzda tahsil edilen adil bir vergi sistemi
(tertip) koymak istemiti. ok daha faydal bir abayd
bu, bir yenilikti. Btn bu olgular yani Avrupa mliye
sine bal olmak ve faydal slahat abalan, kimi millici bir duyguyla, kimi madd karlarn korumak ama
cyla kimi de bambaka duygularla, harekete geen Fas
lIlarn muhalefetiyle karland. Emir Mulay Abdlaziz
eriata ve akla aykr iler evirmi, zektm ve rn
yerine tertibi ve faizle para veren bankay koymutur,
ilenebilecek gnahlarn en bydr bu (87) diyen
Fas ulemalannn ikyetleri bu durumu aka yanst
maktadr. Dorusu, vatanseverliin de, din taassubun
da, burjuva ikiyzllnn de bundan daha iyisi ol
maz.
Bu metni imzalayanlar iinde tefecilik yapmm
olan ya da tefecilii eriatla rtmeye kalkmam bir tek
kii bile yoktur. Fas'ta tefecilik ve din adamlarnn bu
nu nasl gizledikleri hakknda anlattklarmz ve E. Mic
haux - Bellairein verdii tafsilat okununca iin iyz
iyice anlalacaktr.

SLMYET VE KAPTALZM

199

Avrupann ya da Avrupay taklide yeltenen yenilik


i yerli hkmetlerin zorla kabul ettirdikleri modern
bir banka sisteminin, gelimesi (88), en banaz msl
manlar bile batan karabilecektir. Geri ou Kuran,
Fkh umursamyor, dieri de kaba hilelere bavuru
yor, bunu milletin refah iin yaptklarn sylyorlard
ama bazlar da din bakmdan daha salam dayanaklar
bulmaya alyorlard. Fetvalarn ve ileri srlen gr
lerin bir kronolojisini karmak, belki de gerekeleri ve
uyguland evreleri ayrdetmek iin fetvalar ve ariv
leri bulunduklar ve muhafaza edildikleri yerde derinle
mesine incelemek gerekecektir. Ben burada olduka ko
lay eriilebilecek birka nirengi noktas tesbit etmekle
yetineceim.
Normal olarak, Osmanl hkmetinin yukarda be
lirtilen belgelerini de kapsamas gereken trk fetvalar
pek byk bir ilgi uyandrma benzemiyor. ou yazar
lar, bu belgeleri zikrediyor ama (89), anlalan, kimse
bunlar grm deil. 1907de Kahire'de bir konferans
veren bu yazarlardan biri, Abdlaziz avi, gerek bir
mslman olan Osmanl hkmetinin, kutsal kitabn
(Kurann) buyruklarm bir an bile kasten ihmal etme
yi dnm olabilecei kabul edilemez (90) diyordu.
Bu szleri biraz pheyle karlamak gerek.
Btn ak grllne ramen, Msrda 1899
dan lmne kadar (1905) ba mftlk yapm olan
nl slahat Muhammed Abduh, 1903de tasarruf sandk
larna para yatrmann (faiz getirdii muhakkak) me
ru olduunu bildiren bir fetva kard. Ar (murabahal) faizle meru bir iin krna katlmak arasnda bir
ayrm yapt ve bankalarn verdii faizleri bu ikinci ka
tegoriye dahil ettii grlyor (91). Her ne kadar R. P.

200

SLMYET V E KAPTALZM

Jomier bu fetvann metnini (92) bulamamsa da, byle


bir fetvann karlm olduundan phe etmenin gere
i yok. lmnden yl sonra yaynlanan merhumla
dmanlan arasnda bu konudaki (93) tartmalardan,
kavgalardan sz eden bir tezde (94) bu grlmektedir.
Posta daresinin tasarruf sandklar kurabileceklerine
dair 14 ubat 1904 tarihli hidiv kararnamesi (Muhammed Abduhun fetvasna snarak) bu sandklarn ve
recekleri azami %2,5 faize temett demekle Kurandaki yasaklamay kitabna uydurduunu sanmt. Sade
ce szde kalan bir deiiklikti bu. Para yatran bir kim
se yatrlan paralar, her trl murabahann dnda,
eriata uygun olarak kullanmas iin dareyi yetkili kl
dn bildiren bir vekletname imzalamakla vicdann
huzura kavuturmu oluyordu. Tutarszln daniskasy
d bu, nk, sz konusu kararnameyle gerekletirilen
ilemin kendisi eriat'm murabaha (95) dedii eyi
gerektiriyordu. Ne var ki, ou zaman vicdanlar, eri
ata gerek bir uygunluk deil, teskin edici bir sz huzu
ra kavuturuyor.
Lahor'da kan mslman gazetesi Paisa Ahbar (Or
du dilinde), Ahmet Ali Muaddis bakanlndaki 18 ule
madan meydana gelen bir kurula 1908de u sorulan
sormutu: Bir mslman, belli bir sre iinde faiz al
madan bir bankaya para yatrabilir mi? Bir komisyon
karlnda, bir yerden bir baka yere ekle para yolla
yabilir mi? Bu iki soruya da verilen cevap olumluydu.
Gerekte, bankaya yatrlan para murabahaya yol aabi
lir yani faiz getirebilir. Ama, mminin amac faiz deil,
hibir gnah ilemeden servetinin gvenliini salamak
t. Alman komisyon da faiz deil, bir emek karldr,
bir crettir; alnmasnda bir saknca yoktur (96).

SLMYET VE KAPTALZM

201

Burada belirtilmesi gereken udur: sz konusu fet


valar, ekonomik sre iinde sadece ikinci derecede bir
rol oynamtr. yice dnlecek olursa, bu olgunun teo
rik nemi farkedilecektir. dealist bir tarih grne
gre ya da baka bir deyile, marksist tezlerde ortaya
atlan dinamize aykr bir dinamizm ileri sren bir g
re gre, kanlmas imknsz istisnalarn dnda, ge
nellikle kutsal kitaplardaki yasak kuralna uygun hare
ket eden mslmanlarn, ancak yetkili din adamlarnn
bu konuda verecekleri karardan sonra kendilerini ser
best hissetmeleri mmkndr. Ama durumun tam tersi
ne olduu phesizdir. Faizle dnce cevaz veren fetva
larn yansra bazan (bu pek kesin deil) bu konuyla il
gili kanunlar da karlmt. Bu kanunlar ne bu fetva
lardan nce kmtr ne de bunlar belirlemitir. Olsa
olsa, tamamen ktisad ve siyas sebeblerden dolay u
ya da bu tedbire bavurmaya kararl yneticiler iin, din
adamlarnn rzasn almak gibi bir formalite sz konu
suydu. Bu metinler ylesine geitiriliyordu ki bir iz bi
le kalmyordu kendilerinden. Sorunlara daha ciddi ve
daha iten eilen Muhammed Abduh, ayn anlamda bir
fetva karmaya karar verdiinde, baz endieleri yat
trmak zonanda kald ve entegristlerin itirazlarna sebeb
oldu. Ama lkenin ekonomik hayat gznnde tutulur
sa, btn bunlarn pek nemi kalmyordu. Bunun en g-.
zel kant, Muhammed Abduh ile sadk mridi Rait R-.
za'nn, fetvann gerek nemi hakknda hibir hayale ka~ .
plmamalaryd. Fetvann pratik karsnda tutunanladn ok iyi biliyorlard. stadn dncesini nakle
den Rait Rza yle diyor:
Modern eitimden gemi birok insan, mslman-larn yoksullatn, servetlerinin yabanclarn eline
getiini sanyor. Bunlar, gerektiinde, faiz karlnda .

202

SLMYET VE KAPTALZM

yabanclardan para alabileceklerdi... Hatal bir grtr


bu, durum derinlemesine incelenirse, bu hataya dl
mez. Mslmanlar, ou hareketlerinde artk dini kale
almyorlar. Eer byle olmasayd, kendilerini mahvet
mekten baka bir sonu vermeyen murabahaya kaplp
borlanmazlard (97). Msrdaki (98) murabaha usul
lerinden bazlarn ayrntlaryla anlatmaktadr. Orta-a
hakknda baz yanlglara dmekle beraber, kabul edile
bilecek genel bir kural ileri sryor: murabaha btn
dinlerce yasaklanmtr ama lsz bir ekilde de olsa,
halklar bunu uygulamaktadr. Mslmanlar uzun zaman
murabahadan ekinmiler fakat sonunda onlar da dier
lerini taklit etmilerdir. Yarm yzyldan beri, faizle
dn verme btn mslman lkelerde uygulanmakta
dr. Gerekte, vaktiyle hileyi eriye eklinde uygulan
yordu ve hukukularn ou bunu kabul etmilerdi. Me
sela reit olmam yetimin ve renim andaki ren
cinin parasn (bankaya) yatrmak caizdi (99).
Geri baz blgelerde, pazar ticaretinin ihtisasa da
yanmas, mslmanlar bu ile uramaktan alkoymu
tu ama, ada devirde modern ilemlerin (muamela
tn) gelimesi, leyhte ya da aleyhteki btn fevalardan
nce, bu engeli ykmt. 1925'lere doru, Pencapta ms
lman tarmc (ifti) bile dinin buyruklarn iin gerekirlikleriyle badatrmaya balyor. Mammonun
nnde diz kenlerden binlercesi byle yapyor, ilerin
de Seyyidler bile var. %12 il %50 arasnda faiz alyorlar.
Bu yksek faiz oranlar faizcilii ekici bir hale getiri
yor (100). Bu szler geleneksel faiz usulleriyle ilgilidir.
Fakat modern bankalarn gelimesi de mslmanlar et
kiledi. Bunlar, ilkel islamiyetin kurallarna dnlmesini
hararetle savunan bir mslman sylyor. Ona inanabi
liriz. ikinci Dnya savandan nce, ticaretle uraan ve

SLMYET VE KAPTALZM

203

mslmanlarn sermayesiyle ynetilen bankalar say


yor: imdi Pakistana kadar yaylm bulunan Bombay
daki Habib Bank, Madras'taki Haydarabat Bank ve di
erleri... Tabii, bu banklarn hepsi de Avrupa rneine
gre kurulmutu ve faiz alyorlard (ndulgin in inte
rest) (101) derken ii burkuluyor. Birka sayfa sonra
bir genelleme yapyor, aksi eilimi de rnekleriyle gs
termek isteyen yetkili bir insan karsnda bulunduu
muzu anlyoruz: Bugn dnyadaki btn mslman l
kelerin faizi hogryle karlamalar, slm asndan
phesiz ki ac bir durumdur (102). Muhammed Hamidullaha gre, aa Hindistanda, ok mtevaz oranlar
iinde de olsa, faizsiz dn verilmektedir (103). Grn
mez sosyal glerin etkisi altnda kalan mslmanlarm
pratik, zmn ama srekli revizyonizmi ile din ideal ara
snda birdenbire ortaya kan uyumsuzluun yaratt
fiil duruma kar gsterilen gecikmi bir tepkime, nis
peten yeni bir gelime ve bir bilinlenme sz konusu
dur. Hemen belirtelim ki din lksnn (din idealin)
icaplarnn bilincine dier sosyal glerin etkisiyle va
rlmtr. Bunda marksizmin yaygnlamas da nemli
bir rol oynamtr. Bugnk byk dinler, ancak Tanyerleri aarrken uan Minerva kuu hakknda Hegel'in
syledii nl sz dile getiriyorlar. Kapitalizmin yarat
t baz sonularn en azndan hristiyan lksne ayk
r olduunu hristiyan kiliseleri ancak son 20-30 yldan
beri nasl birdenbire kefettilerse, tpk bunun gibi, ko
yu mslmanlar da dindalarnn davranndan birden
bire dehete kapldlar. Belirtilmesi gereken bir husus
da udur: komnist bir hareket gibi dine aykr ideolo
jik bir harekette, ideoloji dndaki olaylarn amansz
basks, hareketin ideal temelleriyle gereklik arasnda
gittike artan mesafenin (kopmann) farkna varmalar.

204

SLMYET VE KAPTALZM

iin ideologlarla yneticileri zorlamak bakmndan bir


o kadar gerekli olmutur.
Son zamanlarda Katolik kilisesinin kendi gemiin
de birdenbire kefettii ve yermeye kalkt zafer sorholuu sadece katolik kilisesine zg bir hastalk deil
dir. Bir iktidar kontrol altna alan her ideolojik hare
ket, bu iktidar ciddi bir sarsnt geirmedike bu zafer
sarholuuna kaplr. Bir sre sonra rahat bir konformizme saplanr, ilk hz kaybolur, uygun bir idealin gl
gesinde avunmalar balar. Hareketi yneten kadrolarda
bu artlar altnda, ideolojiyi yava yava sosyal hayatn
ve insan tabiatnn icaplaryla badatrma eilimi ba
lar. Uzlamalar oalr ve bu uyum kabiliyetiyle nlr. Bu tatl uyuukluktan kurtulmaya karar vermek iin
anlamazln kesin olmas gerektir.
Herhalde, Osmanl hukukular, Saray'n emirlerini
yerine getiren zavall ideologlard. Bambaka bir kiilii
olan Muhammed Abduh, Avrupadakine benzer bir evrimin
gcne ve hayrl olacana inanm bir yenilik tarafla
ryd ve bu evrimin Islmm temel ilkeleriyle badaa
bileceini dnyordu. Bu ilkelerin geleneksel yorum
larn yeni dzenin teeml yapsyla badatrmak sz ko
nusuydu sadece. Dierleri farkl bir tutum aldlar. slmn ilkeleriyle modern medeniyet arasnda bir elime
gryorlard. Son yllara kadar bu medeniyetin hakim
ekonomik ekli olan kapitalist topluma kar yaplan
eletiriler halka yayldka bu dnce kuvvetlendi. Av
rupa bu atmada hakszd ve yenik dmesi gerekti. Av
rupa'nn dayand sisteme kar kendi oullarnn y
nelttikleri bu eletirileri slmiyet geride brakal ok
olmutu ve mridlerinin bile bilmedii hal areleri ileri

SLMYET VE KAPTALZM

205

srmt ve bu hal areleri doruydu nk Tanrdan


geliyordu. Bunlar yeniden ele almak yetiyordu.
Bylece, faizsiz dn verecek kredi kurumlan ya
ratmak iin bir harekettir balad. Bugn dnyann u
ram olduu btn felketlere gerekten deva olan bu
sistemin erdemlerini gsteren bir teori gelitirildi. Asln
da, bu sistemin tek erdemi, tam bir mslmanlk ve in
sanlk bilinci vermesi, mmetin yceltilmesine katkda
bulunmas, rahat bir yaant zleminden vazgemeksi
zin, devrin felketlerine kar kahramanca bir mcadele
duygusu uyandrmasyd.
Her devirde, kurtulularn, hibir kar gzetmek
sizin, yoksullara yardm etmekte bulan birka dindar
ve mistik insann yaptklar tek tk denemelerle belki
de balangta bir ilgisi olan bu hareket bugne kadar
snrl bir baar salamtr. Hamidullah bu hareketin
19. yzyln sonundan itibarep Hindistanda gelitiini
ve daha sonralar (Avrupadaki kooperatifilik hareketi
nin etkisinde kalarak) kooperatif irketler ekline brn
dn aklyor ve yelerinin ille de mslman olmas
slmn ileri srd hal arelerinin herkes iin geerli
olduunu gstermektedir. Haydarabat'da bu irketlerden
biri, Hindistandaki mslman nizam hkmetince ka
patldktan sonra bile yeniden kurulmutu. Fakat Hami
dullah \m kendisinin de syledii gibi, btn bunlar, nor
mal olarak faizle i yapan kuramlara oranla pek mtevazi kalmaktadr.
Fakat, (faizin halen uygulanmakta oluunu, iktisat
larn slm hukukunu bilmemelerine, ulemalarn da
ekonomiden anlamamalarna atfeder grnen) Hamidul?
lahn da yapt gibi, (105), mslman memleketlerin

206

SLMYET VE KAPTALZM

bir gei safhasnda olduunu ve faizden ktrtulmak iin


vargleriyle mcadele ettiklerini ileri srmek safdil
bir topyaclktan, hatta idealist bir tarih grnden
ileri gelir. Kurann buyruklarn gnlk hayatta uygu
lamaya gerekten karar vermi bir Devlet olan Pakistan'
da neler gryoruz? Anayasa tasars, balangtan iti
baren, mslman bir devlet olduunu iln eden yeni dev
letin evrimini etkileyebilecek genel ilkeler arasndan fa
izin karlmasn ngrmt. Tasar tartld srada
Haydarabatda (bat Pakistan) ndo-Pakistan Islm Lea
gue Conventionu dzenledii bir mitingde, bu madde
nin anayasaya, bir ilke olarak deil, gerektii zaman uy
gulanabilecek bir hkm olarak konmas isteniyordu.
Anayasa onayland zaman (19 ubat 1956) bu (106) ka
rar hibir ekilde gznnde tutulmad. Anayasada ribann hemen kaldrlmas gerektii, Devletin amalarn
dan birinin de bu olduu belirtiliyordu (107). O zaman
dan bu yana olup bitenler, bu satrlar yazdm srada
haftalk bir dergide okuduum u szlerle zetlenebilir:
Pakistan millet meclisi, eri hukuku (lh hukuku) ih
ll ettikleri gerekesiyle, btn faiz oranlarnn kaldrl
masn isteyen bir teklifi grr durur. Oysa imdiye
kadar, hep ticari zorunluluklar ar basmtr (108). Bu
arada Pakistan Devlet bankas, btn devlet bankalar
gibi, faiz orann ykseltip azaltmaktadr. Ocak 1959 ta
rihli tarm reformuna gre, topraklar ellerinden alnan
lara %4 faizli bonolarla deme yaplacaktr (109).
Metin halinde kalmaktan teye gitmese de, faizi ya
saklamak cesaretini bir tek ada mslman Devleti
gstermitir. Ekonomik ve kltrel bakmdan en geri
devletlerden biri olan bu devlet Suud Arabistandr. Bi
lindii gibi, bu devlet, kuruluu itibariyle de, entegrist
ve eski bir ideolojiden, ilk zamanlarn saf islmiyetine

SLMYET VE KAPTALZM

207

dnlmesini isteyen Vehabllikten esinlenmitir. Kendini


nisbeten tecrit etmesi ve halkn byk bir ksmnn il
kel hayat tarz, bu Devlete ilkel reformlarn (mesela,
hrszlk yapanlarn ellerinin kesilmesi gibi) bugne ka
dar srdrmesini salamtr. Vehabilie ballk ve bun
dan dolay da, onun temsilcilerini, yani Necid vehabi
ulemalarn gcendirmemek zarureti, siyas yneticilerin
ve toplumun yeni tabakalarnn az-ok yeniliki eilim
lerini bugne kadar frenlemiti. Kralln, 1850 Osmanl
ve 1808 Fransz ticaret kanunundan esinlenerek kart
t ticaret kanununun faiz hakknda tek bir sz syleme
mi olmasnda alacak bir ey yoktur. Suud Arabis
tan ehirlerinde iyilii salamak ve ktl yok et
mek iin kurulmu komisyonlar, yaynladklar buyruk
larda ribanm her trlsn (110) yasaklamlard. 1950de Suud Arabistan'n Suriye'ye verdii dn, zellikle
faizsiz diye tanmlanmt (111).
Anlattklarmz bir sonuca balamann vakti geldi.
Son sayfalardaki olgularn eksik ama olduka zl bir
ekilde gzden geirilmesi, bence u grn dorulu
unu ortaya koymaktadr: slmiyetle kapitalizm arasn
da temel bir ztlk olduu gr (tezi), iyi niyete de
dayansa kt niyete de dayansa, bir efsanedir. Teorik
alanda, slm dininin kapitalist retim tarzna hibir iti
raz olmamt. Modern kapitalist ekonomik sistemin ku
rulmas iin gerekli olan ve kapitalistik bir sektrn ge
limesini az ok engelleyen baz zel ktisad uygulama
larn Ortaada dinen yasakland dorudur. Fakat bu
yasaklama, balangtan itibaren, pratikte geerli olmad.
yleki sz konusu kapitalistik sektr Ortaada esiz
bir gelime gsterdi. Bu devirde ve daha sonralar, ya*
saklamalar baz blgelerde baz din ya da etnik aznlk
larn para ticaretinde uzmanlamalarndan ve mslman

208

SLMYET VE KAPTALZM

olmayan toplumlara da girmi bulunan sanayiye yatrm


yapmamay (bir tiksinti haline gelmiti bu) kutsalla
trmaktan baka bir eye yaramad. Modern Avrupa'da,
in'de ve Japonyada olduu gibi, ada devirde yerli
bir sanayi kapitalizminin gelimesi, hep bu genel ekin
genlikle karlat. Ve sanayileme srecinin balangcn
da bu ekingenliin din yan zerinde pek az duruldu.
Bu sanayileme (mslman) Devletin mdahalesi
sayesinde ve Avrupann stnlnden dolay (bu stn
l yaratan zel artlar nceki blmde ana hatlaryla
aklanmt) devam etti. Yerli kapitalistler, bir nceki
devirde konulan yasaklardan zarar grmelerine ramen,
yeniliki dini otoritelere snarak ve Ortaadan beri
sregelen hilelere bavurarak, ya da geici krlardan vaz
geerek, sonunda yava yava Avrupa modelini izlediler.
Bankalara yatrdklar paralarn faizlerini almay redde
denlerin durumudur bu.
Bu kolaylklara bavurmay aka reddeden entegrist bir tepkime ancak sonralar meydana geldi, gecik
mi bir tepkimeydi bu. Bu hareket aa Hindistan'da
ktisad nemi snrl birka kooperatifin kurulmasna
yol at sadece ve ekonominin kapitalist sektrnn ile
yiini, tpk Avrupa'da ve Amerikada buna olduka ben
zer fakat laik nitelikte bir ideolojiden esinlenen bir koo
peratif hareketinde yapld gibi, pek az kstlad. Teo
rik bakmdan, islamm buyruklarna uymaya gerekten
kararl devlet yani Pakistan, btn arzusuna ramen, bu
hareketin ortaya att tezleri hukuki ynden onaylama
ya karar veremedi. ktisad bakmdan en geri mslman
devletlerinden sadece bir tanesi entegrist bir ideolojinin
etkisiyle, geleneksel yasaklamalar hukuk metinlere koy
mak cesaretini nispeten gsterdi. Daha gelimi msl

SLMYET V E KAPTALZM

209

man devletlerde olup bitenlere bakarak denilebilir ki,


bu Devlet, dier devletlerin gelimesini biraz olsun izle
mise, bu yasaklarn kanunen ya da pratik bakmdan
yrrlkte kalm olmas pek mmkn deildir. Olsa ol
sa, politik durumlara bal ideolojik gelimeler bu dev
letlerden bazlarn (buna) benzer kanunlar karmak
zorunda brakmtr. Bu durumda, bu kanunlarn istis
nalar, kaamak yollarn ngrmeleri, kesinlik kazan
dka daha az uygulanmalar ok muhtemeldir, meer
ki, bu devletlerin, hi de din olmayan sebeblerin etkisiy
le, sosyalist ekonomi tiplerine ya da en azndan devlet
i ekonomi tiplerine gemi olmasndan dolay faiz ora
n meselesi neminden ok ey yitirmeye. Din otorite
ler, bir kere daha, sosyal hareketi izleyecekler ve se
mek zorunda kalacaklar ktisad politikann gerekleri
ne tamamen uygun ideolojik ispatlamalar hkmetlere
salayacaklardr, en byk ihtimal budur.
Demek ki, tarih olgular, marksist tezlere tamamen
uygundur. Sosyal durumun icaplar ve azam gc elde
etmek, sahip olduklar her trl stnlkleri ve imti
yazlar alabildiine artrmak uruna toplumlarn ve sos
yal guruplarn yapacaklar mcadelenin icaplar, uzun
vadede, ideolojiden daha ar basacaktr. Moda olan tez
leri de cevaplandrmak iin bu arada unu da belirtelim
ki semboller ve anlamlar dnyas, evrimin tm gznnde tutulursa, akladmz faktrlere oranla, sadece
ikinci derecede bir rol oynayacaktr.
BR MSLMAN KAPTALZM M?
Kapitalist sosyo-ekonomik kuruluun hkim olduu
lkelerdeki btn bir ekonomiyi yneten sektre benzer
F. 14

210

SLMYET VE KAPTALZM

modern kapitalist bir sektrn mslman memleketlere


dardan geldiini grmtk. Ve gene grmtk ki, bu
sektrn ileyiinin ve her memleketin tm ekonomik
sistemi iinde (Hindistanda olduu gibi) stnlk ka
zanmasnn gerektirdii eylerle badaan yeni ekonomik
uygulamalarn kabul edilmesini slm dininin buyruklai r nleyememiti.
Bat lkelerinde hkim olan sektrn, yapsal bakmdat, ana hatlanyla ayn olan bu modern kapitalist sek
tr, kendi tanm gereince, mslman memleketlerde
zel nitelikler (karakteristikler) kazanacakmdr? Kaza
nacaksa, bu zelliklere slm dini mi sebeb olacaktr.
imdi bu sorular cevaplandrmamz gerekiyor.
Her mill toplulukta, modern kapitalist rejimin ile
yii zellikler gsterir. Pratisyenlerin bu genel gzlemini,
teorisyejler, aslnda, bir aklama yapmadan ve buna bi
limsel bir ekil vermeden kabulleniyorlar. Bakalm Fran
ois Perroux ne demi:
Geri modern kapitalizmin teknikleri hzla yaylm
ve mill ekonomiler arasnda gze arpan benzerlikler ya
ratmtr ama bu ekonomilerin her birinin orijinal bir
organizasyonu vardr ve buradaki ekonomik faaliyetlere
katlan insanlarda ortak ruhsal eilimler grlr. Halkla
rn psikolojisini inceleyen eski khne bilimlere kaplmyan ve aceleyle yaplm genellemelere ve ar tutkulara
kar sert bir tepki gsteren modem bilim, bir milletin
tarihinin yourduu snflara ya da snflar btnne z
g birka ortak karakter saptamaya balad. Milletlerara
s alanda sivrilmi bir i adam, yanl da belirlese, bir
milletle dier milletin mteebbisleri, mhendisleri, me
murlar, iileri, mltezimleri arasndaki farklar grmek

SLMYET VE KAPTALZM

211

tedir. Mlkiyete, szleme ye, Devlete, yani retim ve m


badele kadrolarn meydana getiren kurumlara, milletle
rin gelenei ve yaants damgasn vurmaktadr. Bu ge
nel ve belirsiz gzlemleri amak isteyen iktisat, belli
bir mill kapitalizmin karakteristik oranlarn belirleye
cek ve bunun yapsal bir incelemesini yapacaktr... Sade
ce ngilizlerin, Amerikallarn yaptklar ithalat ve ihra
catla, bu lke vatandalarnn arz ve talepleriyle ilgilenilmeyecektir. ngilterenin, Amerikann ithalat ve ihraca
tn, bu milletlerin toplam arz ve taleplerini gznnde
tutmak hakkmz ve grevimizdir. ktisad bakmdan
millet, kamu gcn tekeline alm bir merkez yani bir
Devlet tarafndan dzenlenen ve ynetilen bir iletmeler
(teebbsler) grubundan meydana gelmi bir gruptur. Te
mel unsurlar arasnda, bu unsurlar tamamlayan zel ili
kiler kurulur (113).
Hemen belirtelim ki bu, hi deilse kapitalist lke
lerin karlatrmal prodktivite seviyesi bakmndan
Marx'm bir grn yanstmaktadr:
Bir halkn retimi, bu halkn kendisi en yce nok
taya eritii srada en yksek seviyesindedir. Gerekte bir
halk, kazanc deil, kazanma tutkusunu kendine ama
edinmise sanayide en yksek noktaya eriir. Amerikal
larn, ngilizlerden stn olmasnn nedeni budur. u rk,
u eilim, u iklim, u tabii artlar... retime dierlerin
den daha elverilidir (114).
retimin sosyal ekli bir yana braklacak olursa,
emein verimlilii, bulunduu evrenin tabii artlarna
baldr. Bu artlarn tm, ya insanm kendi tabiatna,
rkna, ya da evresindeki tabiata indirgenebilir (115).

212

SLMYET VE KAPTALZM

Tabii, bu iddialarn dzeltilmesi gerektir. O devir


deki bilime gre, rka atfedilen eyi (116), biz daha ok
belli bir topluluun (halkn) kltr geleneine atfediyo
ruz. Zaten ksmen de olsa, Marxin ve Tainein devrinde
rk kelimesinden anlalan buydu. Bu iddialar genilet
mek ve prodktivite alan dna da yaymak gerektir. Ay
n bir sosyo ekonomik kuruluun ya da bir retim tar
znn mill slplarnn (styles) deiik olabilecei bu
iddialarda aka grlmektedir.
Kapitalizmin bu zel slbu, bu zgl karakteristik
leri gerekten varsa, mslman lkelerde de bu trden
bir ey bulunmas ok mmkndr. Ama slm dnya
snda, karmza, genellikle, Avrupa milletlerinden olduk
a farkl mill tipte topluluklar kyor. Bu toplulukla
r birbirlerinden ayran snrlar iyice tespit edilmi de
ildir ve bazlarnda, her eyden nce de, Arapa konu
an topluluklarda, farkl seviyelerde mill bir bilin uyan
maya balyor. Bu topluluklarn ounda, milli bilincin
uyanmasna katkda bulunmu olan geleneksel kltr*
slm dinini (mill) benliin nemli bir faktr olarak
iletmitir. Bundan dolay, ekonomik davrantaki mill
slp, belirli bir lkenin kltr tarihinin eitli faktr
leriyle deiik ekilde aklanabilir. Genellikle, slm di
ninin hkim olduu lkelerin bir ksmnda ya da tama
mndaki bu faktrler arasnda slm dini de bulunabi
lir.
ktisad psikoloji incelemelerine burada yer verile
bilirdi. Sosyal hayatta ekonominin rol hakkmdaki
marksist tutum, taraftarlarnn ya da muarzlarnn san
d gibi, ktisad psikolojiyle hi de atmaz. Marksist
tezlere gre, btn ekonomik yaplarn genel kanunlar
ve bunlardaki byk deiiklikler, birinden dierine ge

SLMYET VE KAPTALZM

213

i, ne baz insan gruplarn, dierlerinin aksine, nitelen


diren farkl psikolojik yaplara, ne de sos3'al yapnn ev
rimi dnda kalan bu psikolojik yap deiikliklerine
baldr. Ama bu tutumun, fertlerin ve gruplarn psikolo
jisi, ekonomik sistemlerin ileyiini etkileyebilir gry
le atan bir j'am yoktur, hatta bu sistemlerin yaps,
hi deilse bu psikolojinin genel karekterlerini belirle
mede byk bir rol oynam da olsa, bu byledir.
Ekonomik alanda zel etnik topluluklarn farkl
davran hakknda, ktisad psikoloji bugne kadar il
gin sonulara varm grnmyor. ktisad psikoloji,
mesela, az gelimi ya da yar gelimi tm halklarda
olduu gibi, genellikle nfusun geni kategorilerinin eko
nomik davran hakknda gzlemlerde bulunmakla, ya
da, Avrupa ve Amerika toplumlarndaki (117) mteeb
bislerin, bankerlerin, genel eilimleri zerine dank a
lmalar (genellikle de pek bilimsel olmayan) yapmakla
yetinmitir. Mesela, baz toplumlarda ekonomik fonk
siyon, dier sosyal fonksiyonlara sk skya baldr di
yen ve bu toplumlardalci insanlarn davrann tahlil
eden etnograflar bu arada sayabiliriz. Bu etnograflarn
almalar bence, ou zaman adamakll eletirilebilir.
Ama ne olursa olsun, inceledikleri toplumlarm benzerleri
ne mslman lkelerde ancak mill ekonominin genel ar
kna kendilerini kaptrm olan ve nispeten tek balarna
yayan ky (kr) topluluklarnda rastlanr. Hi phe
yok ki, kapitalist sektrn ileyii, bu tip topluluklara
has zel sorunlarn dnda kalr.
Mslman memleketlerde kapitalizme has nitelikle
ri ortaya koymaya alan yazarlar, islmiyeti, genel ola
rak ve ikinci elden tanyan birka iktisatdr. Her yerde
islma has zellikleri bulmay akima koymu mslman

214

SLMYET VE KAPTALZM

ideologlar da bunlar arasna katmak gerektir. Batl ve


yakn Doulu sosyologlarla sosyal tarihiler daha ihtiyat
ldrlar, onlar daha iyi bilirler. yi aratrmakla, msl
man kapitalizminin bu zellikleri hakknda az da olsa bir
sonuca varlr. Fakat bu sonu incelenirse, pek umut ve
rici ve ilgin olmad grlr.
slmiyet alannda pervaszca dolaan ve bu konuda
kesin yarglarla dolu kitaplar ve makaleler yazan gen
iktisat J. Austruye gre, slmn geleneki zihniyeti
kapitalizmin gelimesini kolaylatrmad iin kapita
list ekiller (formlar) mslman memleketlerin sanayi
ve ticaretine pek az sokulabilmi ve nemli iletmelerin
ounu yabanclar kurduundan mslman kapitalist i
letmeler byk bir canllk gsterememitir (118). J.
Austruy, modern ekonominin Arap lkelerine giriinin bir
tablosunu izen J. Berque'i okuduktan sonra bu konuda
ki fikirlerinin biraz deitiini belirtmektedir. Arap dn
yasnn deitiini dnen Austruy, bu deimeyi gznnde tutacaktr (119). Aslnda yeni gelimeleri dikkate
aldn bildirdii sayfalarda islmn szde ekonomik
eilimine tbi bir mslman ekonomisinin gerekler
den ok uzak, hayal bir tablosunu izmektedir. Sorun
lara idealist bir adan yanamann tehlikelerini en iyi
ekilde gsteren bu topyalara ilerde deineceim.
Austruy'den ok daha yetkili kiiler bu gr daha
ihtiyatlca ileri srmektedirler. Amerikal sosyolog Morroe Berger, ada Arab dnyas hakknda yazd akl
lca bir kitapta slmda rizikoya kar duyulan gelenek
sel kukunun, Arab i adamlarnn ksa vadede byk
krlar salayan ilere atlmay, tarma yatrm yapmay
ya da ehirlerde arsa alp satmay tercih etmeleriyle bir
ilgisi var mdr diye kendi kendine sormakta ve Msrda

SLMYET VE KAPTALZM

215

hukuk kitaplarnda hile tahvilatn hisse senetlerine olan


stnlklerinin (gvenlik asndan) gereinden fazla
(120) obartldm farkeden Msrl iktisat El Giritli
den sz etmektedir. Fakat Berger de Yakn-Doudaki
genel siyas ve ekonomik gvensizliin riziko[lu] ilere
kar duyulan ekingenlikte bir rol olabileceini ileri
sryor ve Arablarm, zellikle Birleik - Devletlere g
etmi olan Suriye - Lbnan asll Arablarm, bu yeni ev
rede daha gzpek i adam haline geldiklerini belirtiyor.
Gerekte, bu Arablarm byk ounluu Hristiyan Arablardr fakat ilerinde mslman olanlar da vardr (121).
Latin Amerika ve Siyah Afrikadaki Suriye-Lbnan asl
l Arablar iin de ayn ey sylenebilir. ok ilgin olan
bir husus da, bu Hristiyan Arablarm, Dou'da yaadkla
r srece, ekonomik faaliyet alannda mslman Araplar
gibi davranmalardr. te yandan, oda gzlemciler,
Orta-Doudaki mslmanlarm da tpk yahudi ve Hristi
yan vatandalar gibi, kapitalist ekonomik faaliyete git
gide katlmakta olduklarn belirtiyorlar (122).
Bylece, ou yazarlara gre, Orta-Doulu mteeb
bisler ksa bir sre iinde kolay kazan salamay arzu
ediyorlar, byk ve uzun vadeli yatrmlardan ekiniyor
lar. Birok ii birarada yrtmek, mnferit iletmeler
kurmak eilimi gsteriyorlar. Her ii kendileri grmek
istiyorlar, teknik tavsiyelerin, ve aratrmalar iin yat
rm yapmann zaruretini anlamyorlar. Ferdiyetidir bun
lar. Fabrikalarn hibir tecrbeye dayanmadan yneti
yorlar. Salanan' baarlar, bu eilimler yznden, tutar
sz, oluyor, yaplan yatrmlardan doru drst bir soiu alnmyor (123). ou zaman da, bu tutumun ebeblerini sralyorlar: mslmanlkta murabahann ya
sak olmas, kadercilik ve (daha geerli bir sebeb olarak
da) dnce yapsnda ve sosyal yaplardaki deiikliin

216

SLMYET VE KAPTALZM

iletme evresinde yaratt sarsnt. Btn bunlar (124)


kapitalizmi hazrlayan her eyi kaynanda kurutmak
tadr (125).
J. Berque, ada Arap dnyasnn fenomenolojisiyle ilgili deerli denemesinde ayn temay ilemekte ve
son kan arapa ekonomik yaynlardan bol rnek ver
mektedir (126) Her yanda hep ayn ikyet: btn pa
ralar lks harcamalara gidiyor (127). Irakl kapitalist
lerin davrann tahlil ettikten sonra, J. Berque, kk
ahlki deerlere dayanan (128) riziko korkusundan
sz ediyor. Ama te yandan, tesadfe (ansa) bal kr
larn yasaklanmasnn artk teorik bir engelden (129)
baka bir ey olmadn, ve vicdanlarda huzursuzluk
yaratmadm belirtiyor. Kamu oyu btn bunlarda
yklmas gereken bir gemiin karakteristiklerini gr
mektedir. nk bu gereklikler, sosyal ve ahlki etki
lerini gnden gne kaybediyorlar (130).
Btn bu memleketlerde genel bir evrim, ekonomi
de ynetici bir rol oynayan insanlarn hi deilse nemli
bir ksmn, kapitalist Avrupann karakteristikleri diye
kabul edilen ekonomik davranlara benzeyen davran
lara doru itmektedir. zellikle J. Berque'in eserlerin
de bu evrimle ilgili ince tahliller yer almaktadr. Bu tah
liller sosyolojik aratrmalarla da belgelendirilmitir,
phesiz ki bu evrim, din bir evrimden deil, ekonomik
ve teknik bir deimeden ileri gelmektedir.
Buraya kadar aktarabildiim tahlillere gre, slm
dnyasndaki baz mill kapitalist gruplarn zellikleri
olarak kabul edilen nitelikler kaybolmaya yz tutmu
geici niteliklerdir. Fakat aratrmalar daha da derin
letirmek gerektir. Ad geen yazarlarn ve daha birok-

SLMYET V E KAPTALZM

27

larmn ileri srdklerinin aksine bu nitelikler mslman


la zg deildir. Bu kitapta anlattklarmz, zellikle
de inde ve Japonyadaki olgular bunun byle olmad
n gstermektedir. slmiyetin btn bir tarihi devre
boyunca kutsallatrd gemi ekonomik ve sosyal ya
plara bal ve sosyo-ekonomik yap deitii lde or
tadan kalkmaya ya da deimeye yz tutan davran
lar sz konusudur. Nasl hristiyan memleketlerin kapi
talist iletmelerinde mill slplar varsa, tpk bunun gi
bi, mslman memleketlerin kapitalist iletmelerinde de
mill sluplar bulunabilir. Eer ciddi bir aratrmayla
ortaya konulabilirse (imdiye kadar byle bir ey ya
plmamtr) belki de bu slplar arasnda, ortak bir
dne tarzndan ve davranlardan ileri gelen bir ba
llk olduu kefedilecektir. Bu ortak miras ortak bir
kltr tarihinden gelir. Bu ortak kltr tarihi, dier bir
ok unsurlarn yannda, slm dinindeki baz deimez
eilimlerin, islmm nadir invariant larmn ekillendir
dii nitelikleri kapsar. Demek ki, mslman memleket
lerin kapitalist slplarnda slm karakteristiklere
rastlamak hi olmayacak bir ey deildir. Ama benim
bildiime gre, bugne dek kyle bir sonuca varlmam
tr.
Din bir retinin, taraftarlarnn ekonomik davra
n zerinde nemli bir etkisi olduunu, dolayl ya da
aka ileri sren tezler doru olsayd, islmiyetin bir
hususta ok etkili olmasn beklemek gerekirdi. slmi
yet, yoksullara adil davranlmasm, insanlarn strapla
rna efkatle eilmeyi vazettiine gre, mslman kapi
talistlerin, cretli iilerini an altrmamalar, onla
r byk yoksunluklar iinde brakmamalar gerekirdi.
Fakat, mslman kapitalistlerin, Mars'n deyimiyle, s
mrdkleri iilerine kar insanca davrandklarn id-

218

SLM YET VE KAPTALZM

dia etmeye hi kimselin kalkmam olmas anlaml


dr.
'
'
Avrupann sanayileme devrinde yaplan ve Marxn iddetle yerdii zulm mslman Dounun sanayile
me devrinde de grlr: iyi ldresiye altrmak,
ok dk bir cret deyerek korkun bir yoksulluk iin
de brakmak, onu bir krek mahkmu haline getiren ok
sk bir alma disiplini uygulamak, bir kelimeyle onu
insanlndan karmak. Nasl hristiyanln insancl il
keleri Avrupal kapitalistlerin en dindarlarnn bile bu
yollara bavurmalarn nleyemediyse, hristiyanln di
ni kurulular bundan dolay onlar knamadysa, tpk
bunun gibi, islmiyetin insancl ilkeleri de mslman
kapitalistlerin ayn yolda gitmelerini nleyememi, slm
n din otoriteleri buna kar en ufak bir itirazda bulun
mamtr.
Avrupallarm vicdanlarn en ok rahatsz eden uy
gulamalardan biri ocuklarn altrlmasdr. Bunun bi
lincine ge vardlar. (Ve din adamlarnn da bu bi
linlenmede hibir etkisi olmad). Oysa ocuklarn a
ltrlmas, mslman memleketlerdeki kapitalist teeb
bsn de (sahibi mslman olsa da olmasa da) karakte
ristiklerinden biridir. Avrupa ii snfnn, haklarn el
de etmek iin kapitalistlere kar giritii mcadeleden
ve kazand zaferlerden, ve zaman farkndan, mslman
memleketlerin ii snf, hi deilse teorik bakmdan
yararlanmtr. Avrupa rneinden, zellikle de, iddetli
grevlere yol aan gl bir ii hareketinin gelimesin
den, hatta bir ihtilalden duyulan korku, byk lde
kurtarc bir rol oynamtr. mtiyazl snflarn yola gel
mesi korkuyla balar.

SLMYET VE KAPTALZM

219

Demek ki, tpk hristiyan kapitalizminde olduu gi


bi, mslman kapitalizminde de ocuklar altrlm
tr. Msr, bunun tipik bir rneidir:
Yakn tarihte, iiyi koruyan kanunlar hazrlamak
iin Msr hkmeti 1909da ilk almalara balad. Pa
muk fabrikalarnda altrlan 13 yandan kk ocuk
larn alma artlarn dzenleyen bir kanun kard.
Sonra bu kanun, 1926da sigara fabrikalarna uyguland.
Ama aslnda bu kanun gerektii gibi uygulanmad: Bu
fabrikalar denetliyen mfettiler ileri Bakanlna
balydlar ve bu ie gereken nemi vermiyorlard. (131)
ocuklara.
Avrupal bir gzlemcinin dikkatini en ok eken
ey, Msrdaki fabrika ve atelyelerde bu kadar ok o
cuk altrlmasyd. 1927'de yaplan bir istatistie g
re, snai iletmelerde alanlarn /ol5ini ocuklar te
kil ediyordu. Gittiim yerlerde, sadece yerli iletmelerde
deil, fabrikalarda da 10 yandan kk ocuklarn a
ltrldn grdm. Bunlarn aldklar cretler de son
derece dkt (132).
Bu yazarlar, mslman memleketlerde kapitalist
sektrn nispeten az gelimesini, dinamizmindeki g
szl, balangtan beri Devletin ekonomideki nemli
katksn, devlet ekonomisinin daha belirgin ekillere ve
dorudan doruya sosyalist yaplara ynelimini slmiyetin etkisine atfetmektedirler.
Olgulara uzaktan baka baka, bu yazarlarda, msl
man memleketlere ithal edilen modem ekonomiyle eski
[sosyo-ekonomik] yaplar arasnda bir eit ayrm oldu
u yer etti; ve bu yazarlarn mslman memleketler iin

220

SLMYET V E KAPTALZM

de en iyi bildikleri yer Fransz Maghreb'i olduundan


bu duygu daha da gereklik kazanyordu. nk buras
treleri bakmndan son derece ilkel bir blgeydi ve ms
lman Dou ile Avrupa (zellikle orta Avrupa) arasnda,
Osmanl mparatorluu himayesinde 1850 ile 1914de
giriilen bu eit kltr sentezini hi tanmamt. J. Austruy ve dierleri, zellikle slm dnyasnn bir sektr
iin doru olan bu izlenimi, bu eski yaplar islmn iritmiyle zdeleyerek, yanl bir ekilde yorumladlar.
Yeni ekonomi kendini slm dnyasna zorla kabul
ettirdii srada slm dnyasnn i-ritmi ile bu yeni eko
nomi arasnda bir uyumsuzluk (kopukluk) olduu do
rudur. Ama nce, bu dnyann srekli bir karekteristii
(nitelii) sz konusu deildi... Bu konu zerinde, yukar
da anlatlanlara ve orta-a ekonomisinin dinamizmi ile
ilgili paralara bavurulmasn sylemekle yetineceim.
te yandan, bu ritm gerekte, slmiyet tarafndan kut
sallatrlm olabilir. Din adamlar, bununla ilgisini ke
senleri imanszlkla sulayabiliyorlard ama gene de bu
ritmin, slm dinine derinden bal olmad dorudur.
nceki sayfalarda ispat etmek istediim de budur. Islm
dininin zyle ilgili invariantlarn varolabileceini hi
de inkr etmiyorum. Fakat, bunlar bir durgunluk dev
rinin karakteristiklerinden daha baka bir yerde aratr
mak gerektir. Tevekkl, ii Allah'a havale etmek, ne slma has zelliktedir ne de islmn kendine zg bir ka
rakteristiidir. Bu yazarlar, evreminin belli bir aama
snda bulunan bir toplumun, dardan gelen ve ou za
man dardan zorla kabul ettirilen yepyeni teknikler, ku
rulular ve deerlerle birdenbire karlam bulunduu
bir gei safhasnn tepkilerini, mahiyetleri bakmndan
birbirlerine tamamen yabanc ve asla nfuz edilemeyen
iki kltrn karlatrlmasndan doan tepkimelerle

SLAMYET VE KAPTALZM

s*

kartrdlar. Son yllardaki hzl bir evrimin gzlemlen


mesi ya da kefedilmesi, kafalarda iyice yer etmi yan
l fikirleri deitiremez. Grnte durgun bir toplu
mun kabiliyetli fakat gzpek ve bu toplumun karakte
ristiklerini teoriletirmek ve lmszletirmek eilimin
deki bir tasvircisine, E. F. Gautier'ye, ya da genellikle
yetkisiz vlgarizatrlere (R. Charles ile A. Pellegrin) ve
rilen nem, kkten yanl bu grleri kuvvetlendirdi.
Eski durumun bir eit ilahi durum olarak grlme
si de bir o kadar yanltr. Burada da farkl olaylar birbiriyle kartrmamak gerekir. phesiz, Avrupallann
szmalarndan nceki durgunluk devresinin mslman
toplumun, yelerine, koyu bir din konformizmi, mesela
Allahn adn dilinden drmemek, menask vecibeleri
ne uyduunu herkese gstermek gibi bir dindarlk zor
la kabul ettiriyordu. Gene de iaret etmek gerekir ki,
alkanlk, bu szlerin ve uygulamalarn (amalin) din
anlamndan ok ey kaybettiriyor ve zellikle, sosyal de
erlere katlmay aka bir otomatizm haline getiriyor
du. ki-yzllk ve farisilik, bu tutumu tpk samimi bir
dindarlk kadar nitelendiriyordu. stelik bu din konformizm, sosyal tabakalara, hayat tarzlarna, etnik grup
lara ve mezheplere gre byk lde deiiyordu. s
lm dininin deimez bir karakteristii diye anlatlan bu
konformizm ehir burjuvazisine zgyd. Bu devrin ede
biyatn dolduran ahlki ve din yergilerden ilk bakta
anlalaa gibi, deviant lann says gene de bir hay
liydi.
zellikle de bu ruh hali, bu konformistlerin mutad,
davranlarnn ne Kuran'm ne de Snnet'in buyrukla-.,
nndan otomatik olarak kartlabileei anlamna gelmez.
Tpk en kkl iman devrelerinde de olsa, hristiyanla _

22|

'

SLMYET VE KAPTALZM

nn davrannn Incil'in buyruklarndan kartlamyaca gibi. Her iki durumda da, yorumlar kolayd, bilin
ler esnekti, din adamlar hogrlydler. Kutsal metin
lere aka aykr yorumlar yaplarak ribann yzkzartc bir ekilde inendiinin rnekleri bundan nceki
sayfalarda tekrar okunsun. Ve bu da, dindarl (iman)
ile son derece vnen bir evrede, Fas burjuvazisi iin
de oluyordu. Bu geleneksel .slm dnyas hakknda ya
da hayattan edinilmi bir bilgisi olan kimsenin bu tab
lonun doruluunu kabul etmemesi mmkn deildir sa
nyorum. Ama bunun sonular teorik planda daha az
farkedilmektedir. nk, bura insanlarnn sosyal dav
ranlarnn temelini her eyden nce, Kuranda ve Snnetde aramak gerekten bounadr. Temel baka yerde
dir* Dier itilimlere derin bir ekilde tbi olan bir dav
rana, Kuran ile Snnet, aslnda konformist ve din bir
cil ekmeye yarar,
Mslman mteebbislerin dinamizmi uzun zaman
clz kaldysa, mslmanlarm ou, modern sanayi i
letmeleri yoluna atlmaktan uzun bir sre ekindilerse
slmiyet bundan hi de sorumlu deildir. slmiyet,
kimsenin, kendi menfaati gerei, rlba konusundaki buy
ruklarna tamamen aykr bir tutum almasn engellemi
yordu. te yandan, Japonya ve inde de ayn ekingen
liklerin gzlemlendiini grdk. Geleneksel sosyal iliki
lere ve bunlarn gerektirdii tutumlara, davranlara ay
kr yepyeni ekonomik davranlarn birdenbire ithali
karsnda gei devresi iin normal bir tepkime sz ko
nusudur. Her eyden nce, yerli teebbsn nne
kan engelleri, hem de yerli iletme faaliyete getii sra
da kan engelleri unutmamak gerektir. Osmanl mpa
ratorluuna ve rana zorla kabul ettirilen ticar anla
malar hakknda bundan nce baz aklamalarda bulun

SLMYET VE KAPTALZM

223

mutuk (136). Aslnda, smrgecilik, daha kkl engel


ler karyordu. Btn bu glklerin tesinde, Avrupa
nn teknik ilerilii esas engeldi. Dier engeller ikinci de
recede kalyordu. Y. Sayigh'in belirttii gibi, teebbs
(iletme) gelimenin ilk ve tek motoru deildir, bu, an
cak uygun kurumsal bir ortam iinde nemli bir strate
jik faktr olur (137).
Ayn yazarlar (ve dier bazlar) mlkiyet hakknn
kstlanmasn ve toplu yardmlama eilimini. islmiyete zg eilimler diye belirtmekten holanyorlar. Sz ko
nusu uyumsuzluu yaratan bu eilimlerdir. Ve bundan
dolaydr ki, bu memleketlerin halklar islmiyete ka
tlmaya devam etseler de, bu uyumsuzluk srp gidecek
tir. Bazlar bundan iyimser sonular karmaktadr. On
lara gre, slm dnyasn sosyalizm yoluna yneltmek
iin bu eilimlerden yararlanlabilir.
slm hukukundaki mlkiyet hakkndan daha nce
sz edilmiti. Bu konudaki yaygn hatalar ve bunlardan
karlan yanl sonularn nemi bakmndan mlkiyet
hakk zerinde belki de gene durmak gerektir. Burada
da slm hukukunun zgll obartlmaktadr. Hukuk
tarihilerinin de bildii gibi, mutlak mlkiyetin klsik
alan Roma hukuku bile sz konusu olsa, DSTURda
mlkiyet, hukuk anlayna uygun bir l iinde mal
n kullanmak, ona tamamen sahip olmak, ondan yarar
lanmak hakkdr (Dominium , est jus utendi, fruendi,
abutendi re sua. quatenus jri,s ratio patibur) diye ge
en nl tanm kayd ihtiyatla karlamak gerekir. Za
ten, genellikle zikredilmeyen ikinci ksmnda, bu belir
tilmitir. 12 Levha Kantuundan itibaren bu hak, kom
ular (bakalar) yararna snrlandrlmt. Toplum ya
.rarma ve adalet, insanlk ya da merhamet uruna bu hak

224

SLMYET VE KAPTALZM

daha da snrlandrld. Gayrimenkuller eitli kstla


malara uruyorlard. mparatorluun k devrinde,
tarmla uraan malikne sahipleri, topraklarnn ekimi
ni ihmal ettikleri takdirde, haklarnn ellerinden alna
can biliyorlard. Kefedilen bir maden, mlk sahibinin
rzas hilafna, iletilebiliyor ve mlk sahibi gelirin sa
dece 1/10ini alyordu. Kamu yararna yaplan mlkszletirmeler oalyordu. Hakkn ktye kullanlmasna
dair bir teori gelitirilmiti ve 1. yzyldan itibaren, efen
dilerin, kleler zerindeki haklarnda, insanlk ynn
den, ciddi kstlamalar yaplmt (139). Tanny sn
m insann haklar ve grevleri konusunda genel bir teo
ri hazrlayan hristiyan teolojisi, mlkiyet hakkna izafi
ve artl bir deer vermi ve bunu slm teolojisinin ve
hukukunun teoriletirilmesine olduka benzer bir ekil
de yapmt. Thomas dAquin'in bu konudaki klsik for
mlleri bilinmekteydi. Sosyalist hareketin, bunlara sebeb mutlak mlkiyet hakkdr dedii sosyal eitsizliklere
Kilise'nin kaytsz kalmadn gstermek sz konusu
olunca, XIII. Leondan itibaren bu formller tekrar ele
alnd.
Araplarm gerekletirdikleri fetih hareketini mey
dana getiren artlar slmdaki toprak mlkiyeti kavram
n derinden etkilemitir. Bu fetih sayesinde, fatihlerin eli
ne ekime elverili byk topraklar gemiti. Bunlarn de
erlendirilmesi, halifenin idare ettii Beyt-l-mal' besle
mek ve nce alacakllar arasnda tekrar-datm iin gerek
liydi. Tabiatiyle, hkmdarn kendisine ayrd pay gigide oalyordu ama bu da, dzenli ve byk miktarda
tahsilat zorluunu boyuna artryordu. Bu tip toplurda
bu gelirler (yergiler) esas itibariyle tarmsal retimden
salanyordu. artlar Roma imparatorluundaki artla
rn aynyd ama, topraklarn byk bir ksm ganimet

SLMYET VE KAPTALZM

225

olarak telakki edildiinden, mlkiyette daha byk l


de bir iretilik meydana geliyordu. Biraz obartarak ve
zellikle toprak mlkiyetinden anlalan eyi kasten ge
nelletirerek yle denilebildi: mlkiyet fikri, slm teo
risinde, deerlendirme fikrine sk skya baldr. Mlki
yet hakkna lyk olmak gerekir. Toprak zerinde edini
len hak, kullanlmamaktan dolay kaybolmasa bile, ye
ni bir deerlendirme karsnda kaybolur (141).
Ama burada sadece hukukularn yaptklar teoriletirme sz konusudur ve mslmanlktaki din hukuku
nun salt teorik karakteri zerinde daha nce durulmu
tur. Uygulama, zamana ve yere gre sonsuz ekilde dei
mitir. Bu konudaki incelemeler pek azdr. Sylenebile
cek ey sadece udur: zel mlkiyet hakk Batdakinden
hissedilir derecede daha karmak olduysa, slm hukuk
teorisi buna daha tutarsz bir karakter verdii iin deil
dir; politik artlardan ve olaylardan dolay bu byledir:
savalar, fetihler, istilalar ve ou zaman iktidarn mutlakiyeti tutumu... Unutmayalm ki, Fransada mut
lak monari devrinde de mlkiyet dokunulmaz deildi.
phesiz, kamu yarar uruna mlknden edilen mlk
sahibi makul bir tazminat alyordu. Ama, tebalarm ml
kne el atmann pratik bir yolu olan vergi, sonunda Kra
ln arzusuna brakld... Tebalar, canlan ve mallanyla
onundur (142).
Mlkiyet hakkn mesele haline getiren ktye kul
lanma kavram, ne slm hukukunun zelliidir ne de G.
Destonne Bernisin sand gibi, slm dnyasnda pratik
te bu kadar iyi uygulanmtr. 143) J. Austruy ile birlikte,
bat kapitalizminin sebeb olduu privatif mlkiyet tipi
ne islmiyetin uyamadmdan (144) sz etmek dpedz
hakszlktr. lahi ideal ile pratik sosyal ilikileri birbiF. 15

226

SLAMYET VE KAPTALZM

rine kartrmaktr bu. Thomas dAquine dayanarak,


Hristiyanln da bu mlkiyet tipine uyamad sylene
bilir. Gerekte, mslman kapitalistler ya da mslman
olmayan kapitalistler tarafndan, bir fabrikann kurul
masna, bir sermayenin verimlendirilmesine, slm ml
kiyet hukukunun engel olduunu sanmyoruz. stelik,
19. yzyldan itibaren, balca bamsz mslman lke
ler, Batdaki toprak kanunlarn rnek aldlar ve bu da,
her hangi bir direnle karlamad. Oysa toprak stat
s, Avrupa smrgelerinde, genellikle smrgecilerin
karlarna bal olarak, deimiti (145). Burada da ya
zarlarmz teoriyi ya da teorinin bir grnn, gerek
olgularla kartryorlar, oysa baka yerde, yakn gemi
teki gerek durumu ya da imdiki zamann bir kesimi
ni, bir toplumlar grubunun btn bir gemiine ve b
tn bir geleceine srekli ekilde bal, deimez bir ya
p sanyorlar. >
A. Piettre ve Franois Perrouxya (146) gre, J. Austruynin iaret ettii gibi, kapitalist toplumda mlkiyet
kavramnn gelimeye doru gittii, fonksiyonel olmaya
ve yerine getirilmesi gerekli sosyal ihtiyalar dolaysyle, mutlak karakterinde gedikler almaya balad do
rudur. Bu, bir yandan modern snai toplumlarm icapla
rndan, te yandan da, olgularda ve fikirlerde sosyalist
tartmann gcnden, sosyalist lkelerin d lkelerle
rekabetinden ve ierde cretli iilerin basksnn art
masndan dolay byledir. Bu arada unu da kaydetmek
gerekir ki, formllerin grnteki uygunluuna ra
men, kapitalist dnya, sosyalist mlkiyet kavramna eri
mekten henz uzaktr (147). Ama mslman toplumlarm
sosyalist yaplara hatta ilerici iktisatlarn gklere
kardklar, ekonomik hayatn sosyal kontrol gibi bu pek
belirsiz ekillere doru ilerlemesini teklif etmek ve des*

SLMYET VE KAPTALZM

227

teklemek iin snnetteki geleneksel mlkiyet kavramna


ve onun nisbi kstlamalarna dayanlabileceini ileri sr
mek, fantastik bir fikirdir. Klasik Fkh, kitlelerin vicda
nndan Batdaki Skolastik kadar silinmitir. Mill benli
i douran faktrler gereince kitlelerin geleneksel dine
ballnn elverdii tek ey, dier kaynaklardan gelen
az-ok toplumcu davranlar bastrmak iin, slm sloga
nnn slm prestijinin bir bayrak olarak demagojik bir
ekilde (kelimenin dar anlamyla) kullanlmasdr. Bun
lar hemen hemen her ey iin kullanlabilecektir.
slm dnyasnda siyasi yneticilere bu kadar eki
ci gelen bu makyavelcilik, ahlk telkkileri bir yana b
raklacak olursa, sadece pratik bir itirazla karlalr.
Gerici mslmanlar, ileri srlen hal arelerini rt
mek iin Kuran'in ve Snnetin salad imknlardan
yararlanabilirler. Bunlar, ayn kaynaklar ilericilik y
nnden yorumlayanlardan daha byk stnlklere sa
hiptirler. nce, gerekte, mlkiyet hakknn ciddi bir e
kilde tartlmad ve snrlandrmalarn imdi verilmek
istenilen daha byk bir kapsam olmad devreyle
ilgili metinler, ne denirse densin, onlarn yararnadr. Bu
nu, byk toprak mlkiyeti hakknda PakistanlInn a
t tartma konusunda daha nce grmtk. Sonra ve
daha da tehlikelisi, gerici yorumcularn; gemiin btn
mirasndan, geleneksel yorumlarn yapld yzyllarn
basksndan, bu yorumlarn prestijinden, bunlar iln
edilen dine balamak alkanlndan hi de din olma
yan sebepler iin istifade etmeleridir. Onlann koruyucu
luunu yaptklar retilere bu sathi katlmayla otorite
si kuvvetlenmi olan din adamlar snf, belki de zellik
le ou zaman (ama dorusu her zaman deil) gelenek
i yorumu desteklemek durumunda kalyor (148). Bu
faktrler, ancak slm dininde kkl bir aggi ornamentodan sonra ortadan kaldrlabilir. Katolik dnyasnda

23i

SLMYET VE KAPTALZM

byle bir evrimin karlat glkler yeterince grl


mektedir. Islm dnyasnda engeller daha da byktr
ve evrim, burada inceleyemeyeceim birok sebepten t
r daha az hzldr.
Ayn yazarlarn ve dierlerinin (zellikle, mlman
ideologlar ve politikaclar) islmiyete zg dedikleri da
yanma, yardmlama ve kamusal hayat tarz eilimleri
ne de ayn grleri uygulamak gerektir. Bu konuda ok
farkl olaylar birbirine kartrlyor. Bazlar kyller
arasnda (kylk yerlerde) (149) yardmlama gelenei
ne iaret ediyorlar. Bununla islmiyetin dnda ve slm
diniyle hibir ilgisi olmayan ve sanayi dnyasna zg
ilikilerin kurulmas karsnda her yerde ortadan kal
kan ya da kalkmaya yz tutan bu tip btn toplumlarda rastlanan olgular sz konusu edilmektedir. Rusyada
sosyal evrimi, ayn ekilde, tamamen benzer gelenekler
zerine kurmak isteyenlerin uradklar hayal krkl
bilinmektedir. Bu, aslnda, baz artlarda, baz yerlerde,
bu-amellerden (uygulamalardan) alnacak bir ders yok
tur anlamna gelmez. te yandan, mlman topluluun
dayanma zihniyetinden, topluluun bu anlaynn ge
litirdii iddetli baskdan ve bunlardan karlabilecek
olumlu deerlerden de sz ediliyor. J. Poirier, dierlerin
den daha ihtiyatl bir ekilde diyor ki: teknik ve eko
nomik ilerleme, proleterlemenin, eski deerlerin gzden
dmesinin, ferdi yoksulluklarn ortaya knn haber
cisidir. Baka bir deyile, bu ilerleme, kiileraras iliki
ler dzeyinde insan insana kaytsz klan ar bir ben
cillie yol aar gibidir. Eer slmiyet, sanayileirken,
Kurandaki kardelik ve dayanma buyruklarnn zn
muhafaza etseydi, hayat dzeyindeki farklar makul
oranlar iinde srdrebilseydi dnyaya unutulmaz bir
ders vermi olurdu (150).

SLAMYET VE KAPTALZM

229

Byle tezler, ada mslman ideologlar tafafndail


ok daha geni bir ekilde gelitirildi. Mesel, Msl
man Kardeler Tekiltnn ileri gelen yelerinden olan
Suriyeli Mustafa-as-Sibai, Arap dnyasnda kap kap
satlan slm'n sosyalizmi adl kitabnda birok say
fay bu soruna ayryor. Btn bu ideologlarn katldkla
r fantastik insanlk tarihi grne gre, kendi hayat
temellerinin yaratt felketli durumun nihayet bir par
a bilincine varm olan Avrupann, deerini yeni yeni
anlamaya balad ilkeleri, slmiyet kefedeli 14 yzy
la yakn bir zaman gemitir. Her eyden nce, Kuranda
ve Snnetde iln edilen sosyal dayanma ilkesi sz
konusudur.
Kurandan aktardmz ayetler aka gstermek;
tedir ki, Tanr, birr (dindarca iyilik) ve takva (sofuluk)
kelimelerinin eitli anlamlara gelen ibirliini ve daya
nmay emretmitir. Zikrettiimiz hadisler gstermekte
dir ki, Peygamber sosyal dayanma kurumunu tam ve
en geni anlamyla kurmutur. Bundan dolay, mslraan sosyalizminde eitli ekillerde grnmektedir (15).
Sonra da, hadisleri zikrederek bu tarzlarn, toplumun
mutluluu iin en nemli, en gerekli olanlarn ksaca s
ralamaktadr : ahlk dayanma, bilgide dayanma
(bildiini bakalarna da retmek), siyasette dayan
ma, topluluun (cemaatin) savunulmasnda dayanma,
ekonomik dayanma, din trende dayanma, kltrde
dayanma, topluluun btn yelerine hi deilse, yete
cek kadar besin salamak iin dayanma (152). Vard
sonu udur: Mslman sosyalizminde sosyal dayan
ma ilkesi bu hmanist ve ahlk sosyalizmi, bugne ka
dar bilinen btn sosyalizmlerden ayrdeden nitelikler
den biridir. Eer bu, toplumumuzda uygulanabilseydi,

230

s l m iy e t

ve

k a p it a l iz m

toplumumuz ideal bir toplum olur ve hibir toplum onun


seviyesine eriemezdi (153).
, Gerekte kimse bundan phe edemez. Mesele sade
ce unu bilmekten ibarettir. 1300 yldan fazla sren bir
imann, bu kadar geni bir lde, tanmazlktan geldi
i bu muhteem ilke nasl uygulanabilecekti.
Gerek tarihe kmseyerek bakan Mustafa-as-Sibai, J. Austruy ve benzerlerinin dnebildiklerinin ter
sine, bu ilkeler (ki metinlerde gerekten vardr) bu ta
rihi, yahudiliin, hristiyanlm, budizmin daha az m
kemmel olmayan buyruklar kadar etkilemitir. Laik ah
lklarn szn etmiyoruz. E. F. Gautier ve dierlerin
den sonra, J. Austruy de, geleneksel mslman toplumunun konformizminde bu etkinin (olumsuz) izlerini bul
duunu sanyor. Her zaman ve her yerde bir mslman,
bakalarnn baklarn kendi zerinde hisseder ve ev
rensel ayplamann sessiz basks son derece etkili
dir (154). J. Austruy ekliyor: Bizim karmzda byk
bir din phecilik gsterdikleri halde, dindalarnn gz
leri nnde Kuran'n buyruklarn ineyen mslman
larn, Avrupada uzun bir sre kaldktan sonra bile, ya
banc rnlere kar gsterdikleri ekingenlii ve duy
duklar korkuyu dnn. Bir katolik iin bu anlalmaz
bir eydir (155).
Geleneksel mslman tpoluluunda da, ayn tipteki
dier toplumlarda da ve ideolojik hareketlerde de sos
yal basknn gc inkr edilemez. Bu, ne E. F. Gatier'nin
sand gibi Dounun, ne de J. Austruy'un dnd
gibi, islmm bir zelliidir. slm dnyas plralist ve
liberal olmutur. Katolik Fransa, pazar duasna katl
mann mecburi ve bundan kanmann tehlikeli olduu

SLMYET VE KAPTALZM

251

yzyllardan gemitir. slm dnyasnda geleneksel top


lumun basklar azald srada tam gelime halindeki
ideolojik bir hareketin gerektirdikleri ortaya kmtr.
Ilmllarn ve phecilerin bile tamamen katlr grn
mek zorunda kaldklar genel zlemleri dile getiren mil
liyetilik, hkim snflarn kmsedikleri ve yerdikleri
yerli dinin ibadetini tabiatiyle kendi sembolleri arasna
alyordu. Btn bir halkn elele vermesini bir katolik
anlayamaz. 1914-1918 yllar arasnda hangi Fransz, Al
man mziine hayranln ifade etmek iin bir konfe
rans dzenlemeyi gze alrd? Kendi varl sayd imti
yazlarnn tehdit edildiini gren topluluun fkesinin
ve kininin dile geldii byk toplu gsterileri Cezayirdeki siyah Afrikallarn katolik halk iinde km
semeye kim cesaret edebilirdi Katolik liberal, ve
plralist Fransz toplumunun iinde bile, ideolojik bir
harekete (mesel bir komnist hareketine) kalkanlar,
gnlk hayatn ak iinde hareketin dayand deerle
re isteyerek, seve seve ya da kendilerini zorlayarak ka
tldklarn belli etmek zorunluunu duyuyorlard.
Taraftarlarnn birlii, baarsnn gerekli bir art
olduundan, Kuran'm, mslmanlar, kardelie, ibirli
ine armas, ideolojik bir hareketin, balangtaki nor
mal gsterileridir. Bu, btn bir toplumun dayand te
mellerden biriydi; insan Tanr ya gtren ve yeryznde
Tanr buyruklarna boyun emi toplumlarn en az kt
olann kuran bir ideolojiye, kitlelerin gvenle katlmasyd. Sekinlerin ahlk ve din konformizmi, toplum
iindeki imtiyazl durumlarn hak ettikleri, bunun Tan
r tarafndan istendii inancnn ideolojik belirtisiydi.
Geleneki toplumlann normal bir tutumudur bu. slmiyete katlmann belirtisi olan her dye (mesel dini
vecibelerin yerine getirilmesi gibi) ballk, saldr ya u

232

SLMYET VE KAPTALZM

'

rayan, tehdit edilen topluluklara ait olmann millici bir


ifadesidir. Arap leminin bu birliki eilimi nasl
zmlenebilir? Benim dndm ite budur. J. Berque'e
gre, bu dnyann, yzyllar sren burjuva yaantmz
bir srayta gemesini salayan ada tarihinin birdenbirelii sayesinde, bu eilimi yitirmeye vakti olma
mtr (156). Anlamlardaki deiiklii gizleyen ve alda
tc bir deimezlik sans verebilecek basitletirilmi bir
formldr bu.
Btn bu ilkeler, btn bu katlma gsterileri, s
lm dnyasnn, kapitalist dnyaya katlma srecini ve
mslman bir lkede kapitalist bir sektrn kurulmas
srecini deitirecek gte deildir. Mslman kapitalist
ler sermayelerini, hristiyan kapitalistler gibi verimlendirdiler. Hristiyanlarn arasnda olduu gibi, mslmanlar arasnda da, katldklar ideolojiyi ciddiye alarak, in
sani bakmdan yarattklar zararl baz sonular rt
bas etmek iin sistemin baz kurallarn yumuatmaya
kalkan insanlar bulunabilir. Ama, milli lde genel
ileyite bir deiiklik yaratmak imknszdr. Bunlar
ok iyi gzlemlemi bir Amerikan iktisatsnn yazd
gibi, en sama hayal gcyle bile, orta-an herhangi
bir ehrinin tccar topluluklarnn maneviyatla ynel
tildii ya da buralarda zenginlik yarmasna kar ba
klk kazanm burlar bulunduu sylenemez. Asln
da, Fritz Redlichin deyimiyle, onlar, daha eski bir dev
rin Amerikal ve ngiliz iadamlar kadar eytani dirler ve sosyal darvinizme onlar kadar inanmaktadr
lar (157). Toprak sahiplerinin, kyllerin kann emme
lerine, gayrimenkul sahiplerinin, kiraclarnn iliini ku
rutmalarna, tefecilerin borlularn Soyup soana e
virmelerine engel olmayan mslmanlar arasndaki da
yanma, sermayedarlarn, cretli iilerine, kapitalist si*

sl m

iy e t v e

k a p it a l iz m

233

mrmenin ou zaman daha yumuatlm kanunlarn


uygulamalarna ne diye mani olacakm.
J. Poiriere gre, snflar arasndaki farkllamay
azaltmak, Mustafa as-Sibai'ye gre de ideal bir toplum
kurmak iin, sz konusu ilkelere dayanmak (gvenmek)
bo bir idealist topyaclm belirtisidir. Bu ilkeler, g
rlmedik bir lks hayat sren snflarla, en koyu sefa
let iindeki geni halk kitlelerinin bir arada bulun
masn, birka yoksulu srnmekten kurtarmakla zengin
lere bir i-huzuru veren sadakay ortadan kaldrmak y
le dursun, tersine bunlar gizlemeye yaramtr. Baka
ne gibi bir eye yarayabilirdi? Bir toplumda imtiyazsz
larn, insan varlklar olarak haklarna sayg gsterilme
sini salayabilmenin tek yolu, onlara en azndan siyasi
iktidarn kontrolnde bir pay vermek, ve en ok da im
tiyazlar mmkn olduu kadar kaldrp salam ve uy
gun kurumlarla bu baarlar garanti etmektir, istenirse,
bu kurumlar, slm, hristiyan, yahudi, budist, stoac,
kant ve daha binlerce kurallardaki bo szlerle ssle
nebilir. Bu da bu kurallara bir anlam verecektir. Ama
kurumlar olmadan kurallar ortaya atmak, sadece bo bir
edebiyattr ve temel eitsizlikleri (hakszlklar) utan
verici bir ekilde rtbas etmektir. Eer smrmeyi ve
basky, pratikte rtbas ediyorsa, ayn ey marksist ku
rallar iin de dorudur. Hi olmazsa, Marx bize, bu me
kanizmay anlamak ve ortaya koymak imknn verdi.
Mslman toplumlarm sosyalizme ksmen ynelme
sinin, ancak btn dinler insanln baz temel zorunlu
luklarn dde getirdii lde , slmn kurallaryla bir il
gisi vardr. Ama bu zorunluluklar, ancak din sorununu
amakla (ksmen) pratik hale gelebilirlerdi. nsanln
kurtulu trihinde slmiyetin nemi, zellikle bu soru

234

SLMYET V E KAPTALZM

nu ksmen am olmasdr. slmiyet sadece tavsiye et


memi, kanunlatrmtr da (merulatrmtr da). Ama
ekirdek halindeki kk bir topluluk iin, domakta
olan ve derhal bir Devlet eklini alan ideolojik bir hare
ket iin tasarlanm bu kanunlar, bu topluluk iinde yar
dmlamay dzenlemekle ve gszlerle yoksullar asga
r bir ekilde korumakla yetiniyordu. Arap kabilelerinin
kurumsal ufkunu aacak, imtiyazl tabakalarn ortaya
kmasn ya da devamn ve bakalarnn zararna ola
rak, iktidarn ve servetin zenginlerin elinde toplanmas
n nleyecek hibir kurum ngrlmemiti. Orta - a
mslman dnyasnda halklarn protestosu ancak bir
ka mezhep iinde bu safhay aacak, hi deilse, kurumJarla salanm imtiyazsz bir mlkiyet yap tasarlaya
cak bir sonuca varmt. Bu mezhepler ya yenildiler ya
da programlarna ihanet ettiler; phesiz baka trl de
olamazd. Protesto, ideologlarn, kutsal metinlere dayana
rak, imtiyazllara lml olmalarn tlemekten baka
bir sonu vermedi. Ve imtiyazllar, gsterii ya da sa
mim dindarlklar ne olursa olsun,, madd gleri sa
yesinde, bu tlerin sadece pek az bir ksmn gznnde tuttular.
mtiyazlarn domasn ve imtiyazllarn toplum ze
rindeki hkimiyetini nleyebilecek kurumsal mekaniz
malarn ilkeleri Dou'da ye Batda da teden beri bilin
mekteydi: vatandalarn tmnn siyas iktidara katl
mas, bu demokratik ve siyas iktidarn, imtiyazlarn eko
nomik kaynaklarn kontrol etmesi. Bu ilkelerin, geni
toplumlara (lk-a'daki imparatorluklar bunlarn ilk
modelleridir) uygulanabilir kurumlar haline gelebilmesi
ve bunu iln edip, kesin teorisini yapmaya balamak iin
Avrupann ideologlarn; iktidarn kitleler tarafndan si
yas kontroln geni lde uygulamak iin Fransz

SLMYET VE KAPTALZM

235

Devrimini, saniyileme yolundaki bir toplumda ekono


mik imtiyazlarn kaldrlmasn teoriletirmek iin mo
dem Avrupa sosyalizmini ve bu teoriletirmenin ilk uy
gulann denemek iin de Rusyadaki Ekim Devrimini
belkemek gerekti. ktidarn ve servetin bu ifte kontro
ln ister Tanr, ister insanlk lks gerektirsin, bu,
uzun zamandan beri iln edilmiti. Ama bunu salayabi
lecek kurumsal mekanizmalarn teoriletirilmesi karsn
da bu ikinci derecede kalyordu.
mtiyazllarn siyas ve ekonomik hakimiyetini ka
bullenmi, din adamlarnn, o zamanki din ideolojisi hak
knda yaptklar azok geerli yorumla ve yzyllar bo
yunca edinilmi sert bir tecrbeyle inandrlm 18 ve
19. yzyl sonundaki mslman dnyasnda, Fransz
Devrimi ve bunun sonular demokratik bir devletin
mmkn ve drzu edilir bir ey olduu (158), Rus Devri
mi de, imtiyazl snflarn bulunmad bir toplumun
mmkn olduu fikrini (bu devrimlerden doan Devlet
lerin, temel ilkelerinden sapmalar ne olursa olsun) ye
niden canlandrd. nce kapitalist devletlerin hzl eko
nomik gelimeleri, sonra da marksist devletler, ekonomik
ilerleme yoluyla bamszla kavumak isteyen sekin
ler iin, hrriyet ve mutlulua susam ve bunlarn mm
kn olduunu renmi kitleler iin bu rnekleri son de
rece ekici hale getirdi. Model (rnek) dardan geliyor
du. Bunun kuruluundan slmiyet hi de sorumlu deil
di. Olsa olsa u kabul edilebilir: kapitalist sektrn c
lz gelimesi ve kklerinin derin olmay, karakterinin
yenilii, ferdiyeti geleneklerin, bat toplumlarmdaki ka
dar gelimesine elvermedi. J. Berquein dedii gibi, bunjuva yzyllarnn zerinden atlanld. Liberal ekonomi
ye bal ve bunun ileyiinden faydalanan snf ok daha
snrlandrlmt. phesiz, bu da, sosyalist modelin e

236

SLMYET VE KAPTALZM

kiciliine kar zihinlerde beliren direnci azaltt. Ama bu


nun islmn kurallaryla hibir ilgisi yoktur. Sadece bu
halklarn normal millici gururu, yaplan semenin ve gi
dilen yolun doru olduunu ispatlamak iin, biraz ge
de olsa, bu kurallara (buyruklara) bavurdu.
Hristiyanln ve budizmin merhamet ilkesi gibi,
mslmanln dayanma ilkesi de, gerekte, imtiyazsz
bir toplumu kutsallatrmaya (eer byle bir toplum
mmknse) herhalde onu yaratmaya ve savunmaya, her
ekonomik ve siyas imtiyazla mcadele etmeye yarayabi
lir. Ama bu ayn ilkeler, imtiyazlar zerine kurulmu
toplumlar imdiye kadar hakl gstermeye yarad. Bu
da bu ilkelerin bu yndeki hareket gcn azaltmakta
baka bir ey yapmad. Demek ki, dnyay deitirmek
iin sadece bunlara gvenmenin bo olduu grlyor.
Eiti toplumlarn mekanizmalarnn laik bakmdan teoriletirilmesi ncelik kazanmaktadr ve bu toplumu me
ru klsalar bile, sadece din ve ahlk kurallarla bunu
salamak mmkn deildir. Bakan Camal Abdl Nasr
n teklifsizce fakat ok doru bir ekilde syledii gibi,
her eit ahlk ya da din sebeblerden dolay bir fut
bol man kazanmaya tevik etmek sadece teknik fak
trlerin rol oynad bu oyuna hazrlanmay ortadan kal
drmaz. phesiz, enerjileri harekete getirecek faktrle
rin aratrlmas esastr. Asl amacm ideolojilerin gc
n incelemek olduundan, bunu inkr edecek en son in
san benim. Ama bunu salamak iin, trl yorumlara el
verili ve tarih bakmdan gzetilen abaya zt ideoloji
lere karm bulunan kurallara bel balamak yetmez.
Her halde, bizi burada zellikle ilgilendiren ey, bu ku
rallarn sosyalizme ya da devlet ekonomisine ynelmede
bugne kadar hibir rol oynamam olmalardr. Kapi
talist ekonomiyi snrlandrmak ya da nitelendirmek iin

SLMYET VE KAPTALZM

237

de hibir rol oynamamlardr. Bir mslman kapita


lizmi olmad, gelecekte sosyalizme giden bir Fas, Ceza
yir, Msr, Arap, Trk, ran yolu olmas mmkndr.
Ama bunlarn nemli karakteristiklerinin, slm dinine
ok ey borlu olacaklar ihtimali pek azdr.

BLM VI
SONULAR VE PERSPEKTFLER

Karlkl ballklar ve ncelikler


nceki sayfalarda varlan sonular, son derece olum
suz grnmek tehlikesiyle kar karyadr. Bu sonular
gnmzdeki anlaylara gerekten aykr. slmiyet, din
olarak, taklit edilemez, esiz orijinallii ile muhayyeleyi
kamlamaktadr. Taraftarlarnn ruhuna, kar konulmaz
bir kuvvetle ilemitir. Onlarn ekonomik hayatlarn pek
az etkilemi olaca dnlebilir mi? Bunda, gerei
umursamayan, nceden verilmi dogmatik bir kararn
etkisi yok mudur? Aratrma alannda, ok verimli ola
bilecek telkinlerden, inceleme yollarndan byk bir ko
laylkla yan izmek deil midir bu?
Her eyi goznnde tuttum diye bir iddiam yok.
(Belli) bir olayn her eyin kkeninde bulunmadn ya
da zerk bir evrim geirmediini sylemek, onun bazan
ok byk olan nemini inkr etmek ve onunla ilgili
aratrmalar brakmay tlemek anlamna gelmez. Ol
gular, gizli bir ynelimle incelediimi inkr etmiyorum.
Ama uygun temel olgular toplamaya ve bunlar namus
luca incelemeye altm. Bilgi edinirken ya da hkm
verirken hata ilememek hi kimsenin elinde deildir.
Bir tezi ispatlamak ya da kendini gstermek, parlamak
arzusu ile de olsa, hi deilse, doru bilgi edinmeye ve
F. 16

242

SLMYET VE KAPTALZM

yarglarnda kesin olmaya, bilim-d grlerin etkisindb


kalmamaya almak insann elindedir. Bu kitab sama
bulanlar olabilir, belki de uzmanlar, bu eserde, verilen
bilgiler bakmndan byk boluklar bulacaklardr. Ya
zarken dorulardan ayrlmamaya altm.
slmla ekonomik sistem arasndaki karlkl ba
llk, hi deilse, temel sosyal yaplar alannda bir hayli
olumsuz grnmektedir. slmm kurallar (buyruklar)
mesel ou mslman toplumlarda grlen ticar faali
yet eilimini yaratmamtr. slmiyetin yaylmasna n
ayak olanlar, bu dini kabul etmeden (dinlerini deitir
meden) nce, tccardlar. Ticaretin ok gelimi olduu
toplumlar ele geirdiler. slmiyetin kurallar, son yz
yldaki kapitalist ynelimi ciddi bir ekilde engellemedi
i gibi sosyalist bir ynelime gerekten kar koyan bir
eyi de ihtiva etmemektedir. Mslman tccarlar, gittik
leri (yayldklar) toplumlarda bazen kendi faaliyet tarz
larn kabul ettirdilerse davranlarnn tmnn bunda
bir etkisi vardr; dinlerinin temel buyruklarn kesin bir
ekilde uyguladklarn gstermez bu. Bu din, tccara iyi
gzle bakabilir ama kimseye tccar olmasn emretmez,
slmm kurallar, hibir yerde yepyeni bir sosyal ya da
ekonomik yap yaratmamtr. slmiyetin kabul, ken
dine ideoloji, olarak bu dini semi byk bir topluma
dier kk toplumlarn katlmasyla e-zamanldr ve
ou vakit bu byk mslman temel ekonomik ve sos
yal sisteminin de kabul edilmesi sonucunu dourmutur.
Balangta mslman olmayan toplumun, mslman ol
mu topluma katlmasnda ideolojik faktrler bir rol oy
nam da olsa, sosyal ve ekonomik yapy sadece ideolo
jinin etkilediini kabul etmek gtr. Olgular pein h
kmlere kaplmadan inceleyen bir kimse iin aka g
rlmektedir ki, slmiyetin yaylmas, ideolojik inanlar

SLMYET VE KAPTALZM

243

dan daha ok sosyolojik, siyasi askeri faktrlere bal ol


mutur. Hristiyanlk ve budizm gibi koyu din propagan
das yapan dinlerin yaylmasnda bu durum daha az g
rlr. deolojik inanlardaki her deiiklik, her din de
itirme sosyolojik faktrlerin etkisiyle ksmen olur. Bu
imdi o kadar ok aktr ki, btn bir katolik din sos
yologlar Okulu bu olgu zerinde duruyor ve bunu ayrn
tlaryla inceliyor. Ak kaplar zorlamakla sulanabili
rim. Ama, vaktiyle tarihilie mutlak bir ekilde hakim
olan ve insan kiiliini bozan grleri devam ettiren b
tn bir edebiyat srp gitmektedir ve benim bal bu
lunduum gr (akm) buna kar kmtr. B edebi
yat zmnen ya da aka, sanki her ideolojik deiiklik,
bilinli kararlardan ya da duygusal itilimler sonunda
meydana gelmi gibi hkm veriyor.
Buna karlk, dier ynde, snrlarn farketmek ve
mahiyetini anlamak ne kadar nemli olursa olsun, son
derece byk bir etki yaratlmtr. 6. ve 7. yzylda Ara
bistan'da sosyal yapdaki deiiklikler, toplumun baz
tabakalarnda bir tatminsizlie yol at. Bu deiiklik
ler, dncesi kendi tarihiyle, kendinden nceki ideolo
jilerle ve ayn sosyal artlarla belirlenmi bir Peygambe
rin Vaazini dinlemek eilimini onlarla yaratt. Etkisi ve
ileri srd maddi hal areleri geni lde bu sosyal
artlara bal oldu. Byk slm istillarna yol aan te
mel uyarc, bu sosyal artlardr. Onlarn zaferini belirle
yen, ele geirilen lkelerin siyasi ve sosyal durumudur.
Daha sonra, slm dnyasnn ekonomik ve sosyal duru
mu, mesel, ticaretin gklere karlmasnda, tccarn
tebcil edilmesinde, ideolojik tematiin baz ayrntlarm
gzle grlr ekilde etkiledi.
deolojik tematiin belli noktalarn ekonomik siste

244

SLMYET VE KAPTALZM

min benzer unsurlarna balamak ou durumlarda sa


ma, dier durumlarda da bouna bir ey olur. En iyi du
rumlarda dndrc ama ispat edilemez bir geerlii
olan sonularla birok marksisti batan karm bir te
ebbstr bu. Gen bir panstruktralist filozof, Lucien
Sebag, bu teebbs ou zaman, hakl olarak hedef al
mt. Onun eitli istidlallerinde kl krk yarmann ya
ratt hakl zorunluklar, btn marksist ynelimi bir ya
na brakmasna sebeb olmutur. Mesel, Sebag, bir yan
da meleklerin Tanr katndaki mertebesi ve Orta-a h
ristiyan teolojisindeki tabiatst varlklarla, te yanda,
feodal toplumun yaps arasnda R. Garaudynin kurma
ya alt ilikinin boluunu gsteriyordu. Her ne ka
dar bu, tamamen yabana atlmayacak ve lehinde tahmin
ler yrtlebilecek bir dnceyse de, ekonomik ve sos
yal sistemin ideoloji zerindeki etkisini esas itibariyle
ortaya koyan gerekte bu teebbsler deildir.
Burada incelediimiz somut durumda, slmiyetin
durumunda, mslman topluluu temel kitlesiyle ele
alrsak aka grrz ki, slm dininin can damar olan
dogmalar, ibadetler, bu din yaratldndan beri pek az
deimitir. slm dininin Ortaadaki yorumunda gr
len gelime, bir fikirler sisteminin yani Yunan felsefesi
nin etkisini tar. lhiyatlar, filozoflar, mistikler, Ku
ran'in, Yunan dncesinin, biraz da Hint dncesinin
ortaya att temalar evresinde dolaan bir gr izle
diler ve fikir alannda baka etkiler altnda da kaldlar,
kendi kafalarndaki eilimlere gre, ebed ve ezeli sorun
lar (insann dnyadaki yeri gibi) ele aldlar. Ama belli
ki, bu sorunlar, ksmen Ortaa mslman toplumundaki insann zel durumunun zorla kabul ettirdii ekilde
ortaya atlmt ve kafalarndaki eilimler de ayn evre
iinde olumutu. Baz sorunlar, insann her zaman ve

SLMYET V E KAPTALZM

245

her yerde karlat sorunlard, ayn bizim sorunlarmzd. Tarih bir devre boyunca geerlii olan dier so
runlar, Yunanllarn karlatklar sorunlarn aynyd,
Yunanllar, bu sorunlar, devirlerinin tarih bakmdan
belirlenmi zihn aralaryla dnyorlard. Felsef-din
bir problematiin bu temeller zerinde kurulabildiini
vaktiyle bn Sina hakknda (1) ksaca gstermeye al
mtm. Ama saf dncenin faaliyeti, her eyi aklayamaz (2). deolojik semeler, siyasi-din partiler, felsefi
eilimler arasnda kesin, srekli, iddetli bir mcadele
boyunca yaplmtr. yle bir mcadeleydi ki bu msl
man mezheplerle doldu ortalk. Bu srecin karmakl,
kaba marksistlerin ve muarzlarnn da bayldklar bu
karlkl ballklara pek elvermez. Bununla beraber, 10.
yzyldaki islmla, Kurandaki slm ve 18. yzyldaki islmla 10. yzyldaki islmn ayn olmad aktr. Ve bu,
sosyal evrimle ilgilidir. Sosyal dnmlerin, daha kk
l, daha kitlev olduu ve daha iyi tanyabildiimiz a
da devreye gelince: olgular ortadadr. Sz edilen dogma
larn ve menaskn (ibadetlerin) esas, her ne kadar deimediyse de, mslmanlarn byk kitlesinin bunlar
anlay tarz, bu dinin yorumlan ve uygulan tarz ar
tk iyice deimitir. Tli dogmalar, ok farkl bir ekil
de yorumlanm, ibadet braklm, deitirilmi, km
senmitir.
Demek ki, panstrktralistlerin dndkleri gibi
her noktada karlkl ballk yoktur. Toplumlann, sade
ce bilinleri deitirmeye almakla deimeyeceklerini,
bu deimenin arzuya bal olmadn bilmek son dere
ce nemlidir. Toplum da ancak tpk tabiat gibi, ona uy
makla ynetilir. Toplundan deitirmek iin, bu toplumlardaki sosyal gleri etkilemek, bu glerden bazlanna
hareket imkn verecek kurumlar yaratmak, yeni bir me

24 6

sl m

iy e t v e

k a p it a l iz m

kanizmann unsurlarn yerletirmek ve bunlar daha iyi


raptedebilmek iin, tabii ve sosyal durumun icaplarna
uymak'gerektir. Gerisi bo szdr, ssl edebiyattr. Pey
gamber lde baryor. Sesi, ancak' bildirisini, pratik
eyleminin buyruklarn dinlemeye hazr insanlara rastla
d zaman bir kuvvet haline geliyor.
Yanlglar ve Aldatmacalar
nceki blmde belirtmeye ve bu kitap boyunca da
somut bir durumdan hareket ederek ispatlamaya alt
mz uz vadeli (son tahlilde ortaya kan) ncelik
ler hakknda bazlar Raymond Aron gibi ok zeki olan
birok yazar, byk bir kaytszlkla, genel bir hkm
veriyor. Tarihinin, sosyologun, siyaset adamnn pratik
te karlat ilikilerin karmakl bu kadar genel ve
bylesine geni dncelerle hibir zaman aklanamaz.
Bu dnce tarz son derece yaygndr ve birok
marksistin dogmatik ematizmi bunun yaylmasn ok
kolaylatrmtr. Bu tez bana hi de salam grnm
yor. [nk] ihtiva ettii temel bilinemezcilik (agnosti
sizm) (tpk panstrktralistlerin metodolojik bilnemezcilii gibi) hem gerein dinamiinin bilinmesini hem de
bu gerei etkileme abasn engellemektedir.
Bu bilinemezciliin iki temel ekilde grnd sy
lenebilir hem de edeb bir ekilde : insan n oy
nad roln ve fikirlerin ya da bilincin stn deerinin
yceltilmesi (tebcil edilmesi). Her iki durumda da,
kartlan sesler, insanolunun gnlnde yatan romantiz
mi uyandrmada son derece etkili olur. stelik, bu tutu
mun salar gibi grnd ok deiik ve derin anlay;

SLAMYET VE KAPTALZM

247

ve can skc davranlar savuturarak parlak edeb ge


limelere salad kolaylklar gene bu tutumun somut,
ferd ve pratik faydalarn (stnlkleri) artrr. Resm
(kurumsal) marksistlerin sylediklerinin aksine, bu tu
tumun, burada pek yeri olmayan snf faktrlerini iin
iine kartrmakszn, ar basmasnda alacak bir ey
yoktur. Ciddi okurlarn yararna bu temalar burada bi
raz daha yakndan incelemek isterdim. Herkes dilediini
semekte serbesttir. Mesel, hayal gcnn verdii co
kunluk, gerein souk tahliline yelenebilir. Ben gere
in souk tahlilini yeliyorum, iirin tadna kaptrmyo
rum kendimi, insanlk tarihinin arklar nasl dnyor,
ite bunun aydnlatlmasn istiyorum. Ayn semeyi, ge
ici de olsa, yapacaklara sesleniyorum.
Tarihi yapan insandr, bunda phe yok. Bu tarihin
iki ekilde yapld grlyor. Bir yanda, kurulu dzeni
sarsan ve gruplar, devletleri, toplumlar dize getirdikle
ri grlen byk adamlar, te yanda, duygular, zlem
leri ve olaylarn akn durmadan etkileyen toplum grup
lar, kitleler...
Byk adamlarn etkisinin, iinde yaadklar sos
yal evre tarafndan snrlandn gstermekle marksizm
tarih bir rol oynamtr. Bunu yaparken ou zaman a
rla kam ve her zamanki gibi, kaba formller, basit
zetlemeler yayldka yaylmtr. Dikkati en ok eken
ve en ok yerilen de budur. Ama hemen belirtelim: ki,
marksist sosyoloji, bu kaba basitletirmeleri (sadeletir
meleri) zorla kabul ettirmiyordu ve marksizmin ustalar
tasvir ve tahlil eserlerinde ok daha farkl grnyor
lard. Son sralarda Sartre, ferdin psikolojik ynden aklanyla, tarih dzeyinde sosyolojik ynden aklanmm
bir arada yrtlmesi gerektii zerinde durmutur. An

248

SLMYET VE KAPTALZM

layl (zeki) marksistler bundan hibir zaman kukulan


madlar. Mizac, fizyolojik ve psikolojik eilimleri, ferd
oluumu (tarihi), ailesiyle ve iinde bulunduu mikroevreyle olan ilikileri gznnde tutulmadan belli bir
insan anlamak mmkn deildir (7). Tabii, bu tahlili
yapmak iin en modem metotlarn (bilimsel bakmdan
geerliyse) kullanlmas mutlka gereklidir. Fakat bu in
san, ne kadar byk olursa olsun, belli snrlar iinde ha
reket eder; phesiz bazen ok nemli olan fikirleri ev
resinin ve ann grlerinin yansmasdr. zmeye a
lt sorunlar, yaad devrin artlarndan doan so
runlardr. Harekete geebilmesi, fikirlerini ve nderlii
ni kabul edecek az-ok geni grublar bulmasyla mm
kndr. Kendi ferd oluumunun (tarihinin) ona hazrla
d roln, bu gruplar tarafndan kabul edilebilir olmas
ve kabul edilmesi gerektir. Tarih, bir roln peinde ko
an insanlarn srekli yarmasdr. Ama sosyal gruplar
tarafndan yaplan srekli bir semedir de. Arcol kpr
snde Bonaparten hayat ne idi belirsiz birka Avus
turya askerinin iyi nian almasna balyd. Olaylarn gi
diini prestiji sayesinde deitirebilecek olan Hoche has
talktan lmtr. Ama Bonaparte, fikirlerle, niyetlerle,
kabul edilebilir ak ya da dolayl bir programla ortaya
kyor, Fransz toplumu kendisine kucak ayordu. Za
ten da bunun bilincine varmt ve kendini bu duruma
altrmt. Taanlar (plnlan) ayrdetmesini bilmek
gerektir. Bonapartem lmemesi ve baanya ulamas,
Hocheun hastalktan gp gitmesi phesiz ki, olayla
rn aknda ok ey deitirmitir. Baz marksistlerin
dndklerinin aksine, Fransz burjuvazisi bir baka
Bonaparte bulabilirdi diye kesin bir hkm verilemez.
Fakat baz temel yaplar, bir tek insan tarafndan, bu in
san ne kadar byk lursa olsun, deitirilemezdi. Tan
rlatrlm bir tarihin kanlmaz bir etkisi sz konusu

SLMYET VE KAPTALZM,

249

deildir. Ama mevcut sosyal yaplar, insanlar ve olgular


zerindeki basklarn kck binlerce gnlk olayla
daha kaba bir ekilde hissettirirler. Bu basklar baz ey
lemlere yol aar, bazlarm nler. Byk adamn boynun
daki ip, br insanlarn boynundaki ipten ok daha,
uzundur ama fazla ekerse, bu ip onu boar.
Byk adamlarn rol zerine tartmann modas
geti artk. Sosyal yaplarn etkisi zerinde srar eden
marksist dnceye kar, ou zaman, demagoji yoluy
la, insan [kavram] ne srlyor. Tabakalarn, kate
gorilerin, toplum katlarnn, sosyal gruplarn psikolojisi
bu kavramla (terimle) dile getiriliyor. Psikolojik eilim
lerin sonsuz eitlilii, bu eilimler arasndaki ince ay
rmlar, bu zihniyetleri btn derinlii ile okurlarna an
latmak iin bazlarna gzlemciliklerini ve edebi yetenek
lerini ortaya koymak imknn salayabilir. Buna kar
lk, dierleri, incelemelerinde karmak teknikler ve l
ler uygulayabilirler, bylece, incelemeleri byk bir
bilimsellik kazanm grnr. Btn bunlar boa git
mi saylmaz. Fakat, ne kadar nemli olursa olsun, ede
b ekliyle okuyucuya ne kadar ho gelirse gelsin, bi
limsel ekliyle ciddi dnrleri ne kadar tatmin eder
se etsin, aratrmann tasvir safhas almaldr ve a
labilir de. Kollektif zihniyetlerdir nemli olan (Bileke-,
kollektif zihniyetlerdir.) nsan ekillendiren btn ge
nel ve zel glerin, her insan tr iin geerli genel ka
rakteristiklerin ve artk sosyal bakmdan snrl gruplar
sz konusu olduuna gre, sosyal karakteristiklerin g
rndr bunlar. Bileenler deiir deimez bileke de
deiir. Oysa, bu zihniyetleri nispeten srekli bamsz
veriler olarak kabul etmekten daha zararl bir ey yoktur.
Olgular bu ekilde ele almakta sz konusu yazarlarn
bazen (her zaman deil) bir gnah yoktur, fakat, ata-.

250

SLMYET VE KAPTALZM

turnalarnn ynelimi (en azndan) bu gr ilham


eder.
Gerekte, marksistlerin zellikle hassasiyet gster
dikleri ve kar konulmaz bir ekilde varlan pratik so
nuca gre, bu zihniyetlerin deimesi, her sosyal deiik
likten nce gelmelidir. Ama uras bir gerektir ki bu
zihniyetler, psikolojik tipte (eitim gibi) dorudan do
ruya mdahalelerle az ok ciddi bir ekilde deitirilebi
lir. Ama btn bir tarihi tecrbenin bize gsterdiine g
re bu kkl deiiklikler, ancak bu psikolojik eilimle
rin bileenlerini etkilemek suretiyle salanabilir. phe
siz, sosyal durum hibir zaman toptan deimez. Baz
faktrler etkilerini hep srdrrler, bu bakmdan, zihni
yetler de tmyle deimez. Ama bazen birdenbire mey
dana gelen belirli sosyal deiiklikler salt psikolojik yol
dan onlarca, yzlerce ylda salanabilecek olandan ok
daha derin temel deiiklikler yaratrlar. Mesel tarm
reformu kanunlar, kkl olduklar zaman, uygulandk
lar yerlerdeki kyllerin zihniyetim derinden deitir
mitir. Tam zerk, kk mlk sahibi olan Fransz ky
ls, Orta-adaki toprak kyls hatt feodal bir mlk
sahibine kar eitli ykmllkler altndaki mltezim
deildir artk. ok yakn bir gemite balamasna ra
men, sanayileme, her yerde sosyal gruplarn zihniyetin
de kkl deiiklikler yaratmtr. Bununla beraber, g
rnte daha az psychologique olay yoktur.
Adlar ne olursa olsun, etnograflar, etnologlar, ya da
antropologlar, sosyal bilin tiplerinin orijinallii zerin
de durdular. Kefettikleri eyin bysne kapldklar
iin, hem Marx, hem de avrupal tarih yazarlarnca orta
ya konulduu gibi, insan tarihinin dinamiinin dier toplumlara uygulanamayaca sonucunu kardlar. ktidar

SLMYET V E KAPTALZM

251

ve iktidarn nimetleri uruna yaplan srekli mcadele,


mesel din ve estetik temaann ya da genel bir bar
sekinciliin, mal edinme (kazan salama) faaliyetinden
daha stn grld toplundan aklayabilir mi? Siya
si ya da ekonomik tipteki olaylarn ak, tekrarlar iin
de boulan topjumlarn anlalmasnda ilk yeri alabilir
miydi? Birok topluma hkmeden kutsal kategori, yani
efsane, maddi, dnyevi karlardan daha ok, bu kut
sallk zerine kurulmu davranlarn bir nedensellii
olarak gznnde tutulamaz myd? Byk medeniyetle
rin uzmanlar bu dnce tarzn izlediler, Lucien-levy
Bruhl, in tarihisi So-ma-ieni okuduu iin, ilkel d
n kavramna varmad m? Geenlerde belikal bir
etnograf siyaset bilimi, dinlerin karlatrmal tarihin
den doar diye yazd. Bu yaknlarda Hint bilgini Louis
Dumont bir eit bildiride, Bat kategorilerinin zellikle
de marksist kategorilerin Hindistan'm tarihine uygulanamyacam sylyordu. Bir yn din fenemenoloji uz
man, bunlarn arasnda kabiliyetli ve derin bilgisiyle
nde gelen Mircea Eliade, ayn tarih kavramn, Yahudi
liin yaratt kavramlar dnyasna da uygulad. slm
dncesinin tarihinde, Henry Corbin, tarihi, tarih-tesine tbi klyor (12). Bu byk medeniyetlerin yaratt
halklarn aydnlar, avrupa modeline gre bir tarih
yazmak iin uratlar. Gemilerinin idealize edilmesi,
yani milliyeti ideoloji sonunda byle bir eyin ortaya
kmas, onlar ou zaman grnte Avrupa tarihini
harekete getiren mekanizmalar bir yana brakmak gibi
bir tutuma srklemitir.
SLMYET VE SOSYALZM
Bugn slm dnyasndaki Devletler, kendi yolunu
semenin mmkn olduu bu kesin anlardan birini ya

252'

SLMYET V E KAPTALZM

yorlar. Smrgelikten kurtulmann genellemesi, do


rudan doruya hkimiyet kurma metodlarndan batl
emperyalistlerin vazgemeleri, iki byk ekonomik sis
temin birbiriyle rekabeti, gemile ban koparmann
ve yeni bir adm atmann bir dereceye kadar mmkn
olduu devrimci bir durum yaratmtr. Baz snrlar
iinde ve .baz artlarda ynetici ekipler her yerde bir
seme yapabilirler.
Ynetmeye kalktklar kitlelerin zlemlerini gerekle
tirmeleri gerektir. Bu sylediklerimi burada dorulamak
kolaydr. Yzlerce (hatt binlerce) yldan beri baskya
ve sefalete boyun emi bu kitleler, kendilerinden daha
mreffeh ve daha hr olan ve bu deerleri her gn bi
raz daha ekici klan bir yolda yrdklerini iddia eden
toplum modellerinin varolduunu birdenbire kefettiler.
Onlar da bu ynde bir evrimi istiyorlar ve lklarn
duymazlktan gelmek artk mmkn deil.
Dolaysz yabanc boyunduruuna hemen hemen
her yerde son verildi. Boyun eme ekilleri, hem ite hem
dta, daha ince hatt daha grnmez hale getirildi. Her
halde, mill kurtulu hareketinin salad byk ferah
lktan sonra bunun arl pek fazla hissedilmemektedir. Nisb bir refahn salanmas imdi heryerde gnde
me alnmtr. Zaten bu zlem, hrriyet arzusuyle bir
aradadr, avrupa-sovyet-amerikan sna toplum modelle
rinin yaylma ve ekim gc karsnda br toplumlarn bir seme yapmak zorunda olduklar grlmektedir:
Ya sna toplumlarn ktisad hkimiyeti altna girecek
ler (bu ktisad bamllk, gizli ya da ak bir siyas ba
mszl getirir) ya da kendileri bir sanayi toplumu ha
line geleceklerdir.

SLMYET VE KAPTALZM

253

Eer bu ikinci yol seilirse (objektif artlarn pek el


verili olmad zaman bile her ey bu semeyi zorla
maktadr) bu sefer iki temel seme daha yapmak gereke
cektir. Kapitalizm/sosyalizm ikileminden kurtulmaya
can atan avrupal iktisatlarn ve ktisad programlar
na millici bir renk vermek isteyen nc-dnya ideolog
larndan birounun dndklerinin aksine, nc bir
k yoktur.
Temel karakteristikleri gznnde tutulacak olursa,
mmkn ktisad yaplarn says snrldr. Kapitalizm
ncesi devrelerde az ok farkl birok retim tarz yan
yana ya da birbirine bal olarak bulunuyordu. Kapita
list ekonominin kudreti, dier retim tarzlarnn ok s
nrl artlar iinde, ikinci derecede bir rol oynamasna
yol at. Kapitalist bir sosyo-ekonomik kurulu iinde,
zel artlarla korunmu deilse, hi kimse kapitalist re
kabete dayanamaz ve orada btn bir ekonomik ve sos
yal hayat ynetmek, retim hacmi bakmndan snrl
olmasna ramen, kapitalist sektre der. (Yabanc bir
kapitalist blgenin basit bir d uzants olarak kalmyan) bir retim kapitalizminin (capitalisme de produc
tion) kk sald her yaygn toplum, belli bir anda sos
yalist bir seme karsnda kalmazsa, kapitalist sosyo ekonomik kurulu ynnde geliir.
Sanayileme ya hr kapitalist gruplar ya Devlet ta
rafndan ya da Devletin kontrol altnda gerekletirile
cektir. Sanayileme ilerleyince temel ekonomik semeler,
ya hr kapitalistler, ya Devlet tarafndan, ya da serma
yesi bulunmayan gruplar tarafndan Devletin himayesin
de, Devletin zarur kontrol altnda yaplacaktr. Kapita
list iletmeler, Kapitalist Devlet iletmeleri ve Devletin
himayesindeki kapitalist olmayan iletmeler sonsuz bir

254

SLMYET VE KAPTALZM

eitlilik gsterir. Kapitalist iletmelerin ya da kapitalist


olmayan iletmelerin hr faaliyetlerini Devlet trl e
killerde snrlandrabilir. Ama tm ekonominin evrimi ba
kmndan temel mesele her eyden nce udur: varol
makta devam ettikleri takdirde hr kapitalistler, iradele
rini, temel ekonomik semelerini Devlete ne dereceye ka
dar kabul ettirebilirler. Sonra, tm ekonomik sistemin
ileyii, her eyden nce, bu sektrlerin saladklar eko
nomik faaliyetin, zellikle de bunlarn iktidar zerindeki
etkisinin derecesine (oranlarna) baldr.
Toplumun temel ynelimine oranla baka her deiebilirlik ikinci derecede kaln zel kapitalistlerin ya da
Devletin (iletmelerin ynetimini salayan ya da bu ii
kapitalist olmayanlara grdren Devletin) hkimiyeti,
btn bir toplum hayat zerinde muazzam sonular ya
ratr. Sosyal hayatm ve bilincin etkiledii siyas faktr
ler, u ya da bu yolu semek zorunda brakabilir. Ama
seme yapld m, bunun sonularndan kanmak mm
kn deildir.
Demek ki, ekonominin mslman, hristiyan, katolii, protestan, fransz, almam, arab, trk olmaz. Btn
bunlar, olsa olsa, temel ekonomik semeleri renklendir
meye yarayabilir sadece. Milli karakteristikler, sistemle
rin ilelyi tarznda ilgin bir eitlilik (variations) sala
yabilirler. Ama, sistemlerin dayand temelleri tek ba
larna deitiremezler.
Kapitalist semenin, btn bir halkn nne gerek
letirilmesi gerekli bir program koyan bir ideolojiye ih
tiyac yoktur. Kr, itici gtr, mutlka gereklidir. Ama
kapitalistler iin yeterlidir de. Kitlelere gelince, onlara
danlmaz, phesiz, toplumun kr peinde koan bir

SLMYET V E KAPTALZM

255

blnn ynelimi, bir zihniyeti, btn toplumlarda


mutlaka grnmeyen bir zihniyeti gerektirir. Kapitalist
zihniyet bir olgudur. ok eitli bir grn olduu p
hesizdir, ama Ortaadaki Venedik ya da Cenova tccar
larnda, Rnesans'taki armatrlerde ve bankerlerde, 18.
yzylda ngilteredeki sna Devrimin nclerinde, em
peryalist an para babalarnda ve gnmzdeki Ameri
kan i adamlarnda ayn kr hrsna rastlanr. Bir kei
gibi, btn mrlerini kr peinde harcarlar. Ayn cin
arpmtr onlar. Kurtulamazlar bundan. Bu hummay
bilmeyen bir lkede bankalar, fabrikalar, irketler kurup
bu zihniyeti gelitirmek iin zenginlein diye avaz k
t kadar barmak yetmez. Fakat bu zihniyet bouna
domamtr. Max Weberin dnd gibi, bir baka
zihniyetten (ruhtan) de domamtr. Kapitalist zihniyet
bir avu insanda vard. Sosyal, siyas ve ekonomik art
lar belli bir anda geliip, Avrupa ve Amerikadaki btn
toplumlara yaylmasn salad. Gittikleri ve smrgele
tirdikleri lkelerdeki sermayedarlarda teebbs zihniye
tinin bulunmayndan yakman Avrupallar, bu lkelerin
artlarnn kapitalist atl ksteklediini grmyorlard
ya da grmek istemiyorlard. Kapitalist teebbsn ilgin
bir kr elde etmesini, kapitalistin bu kr belli bir g
venlik iinde verimlendirmesini, yabanc kapitalist reka
betin balangta pek az da olsa tutunmasn salyan
belli artlar gerekleince, geleneksel zihniyetin, din ve
ahlk yasaklarn yaratt sosyal engellerin yava yava
ortadan kalkt, kanunlarn kitabna uydurulduu, ilk
nclerin, ya da ilk yabanc rneklerin dierlerini de ce
saretlendirdii, kapitalist kr eytannn geni halk kit
lelerini batan kard, sistemin etkisinin (esiz dina
mizmi sayesinde) gittike yaylp glendii grlr. Ja
ponyada, in'de, Hindistan'da meydana gelen, ve Ltin
Amerikada olduu gibi, ticar ve dier anlamalarla hi-

256

SLMYET VE KAPTALZM

"

maye edilen ok daha gl bir avrupa rekabetinin ya


ratt daha byk engellere ramen slm dnyasnda
da grlen budur.
nceden varolan zihniyet, bilin, bu semede hibir
rol oynamyor mu? Sylemek istediim bu deil. Ger
ekte, Hindistanda Brahmanlar mslmanlardan daha
nce ve daha byk bir evkle kapitalist servene katl
dlar. Tpk Avrupada Protestanlarn, Katoliklerden n
ce bu servene atlmalar gibi. Ama sz konusu olan, saf
haldeki din buyruklar (kurallar) deildir. 16. yzylda
Avrupa halklarnn dinler arasnda yaptklar seme, sa
dece, ncillerin Papalk fermanlarnn, Luther'in ve Calvin'in karlatrmal bir okunuu sonunda edinilen bir
inantan gelmiyordu. Bunda derin sosyal faktrlerin ve:
hatt silhlarn ok daha byk bir katks vard. nan
faiklan, genellikle farkl sosyal durumlardan ileri geli
yordu. Semenin henz sz konusu olduu Hindistan'da.
Brahman ve mslman toplumlar din inanlarn dnda
kalan dier birok alanda da farklydlar. Bir toplumun,,
sosyal hayatnn artlarna sk skya bal nceden var
olan zihniyetinin, kapitalist zihniyetin gelimesine kar
koymas, az ok bir etki yaratr. Fakat, gelimesini sala
yan ekonomik artlar sayesinde kapitalist ekonominin bir
toplumun barna reklenmesi bu toplumu zamanla,,
kar konulmaz bir ekilde etkiler. Tanr ve tanrlar, ha
yatn kurallar, kutsal ya da kutsallatrlm ahlklar,,
muzaffer Mammonun nnde teker teker dize gelirler.
Kapitalist olmayan sosyal bir evrede tutunmaya a
lan kapitalist yaplar, Mannheimin snflandrd an
lamda, topik ideolojileri gelitirirler. Ekonomik ideo
lojiler deil, siyas ideolojilerdir bunlar. Kr ekonomisi-Hi ya da bunu gel i? nen ekonomik artlanl yaylmas.

SLMYET VE KAPTALZM

257

iin mcadeleye arlmaz insanlar. Baka bir deyile, 18.


ya da 19. yzyl Avrupasnda olduu gibi, bu gelimeyi
kolaylatran ama Marx'm, Yahudi Meselesinde mkem
mel bir ekilde aklad bir dinamie gre, hrriyet,
eitlik gibi evrensel siyas deerleri ya da siyaset-d de
erleri gerektiren siyas yaplar uruna mcadele edilir.
Ya da kapitalist gelimenin bir unsur olarak grnd
millic bir ideoloji sz konusudur.
Kapitalist toplumun ekonomik ideolojisi, Mannheimn ayn snflandrmasna gre, tam anlamyla, ide
olojik bir ideolojidir. Gerei idealize eder, mahiyetini
deitirir. amzda Avrupann ve Amerikann sanayi
toplumlarnda bir yank uyandrabilir. Bu ekonomiden
faydalananlar, imtiyazl durumlarnn doru, hakl oldu
una, bunun eyann tabiatndan ileri geldiine inandra
bilir. Bir bolluk iinde bulunduklar bir gelime safha
snda bu toplumlann salglad kalabalk bir tabakay,
mmkn sosyal yaplarn en iyisinde yaadklarna inan
drabilir. Maddi karlarn yeterli gryorlarsa ya da di
er rakip modellerin tm pek ekici deilse, yoksullar
bile buna inandrabilir.
Fakat nc-Dnyada btn bu faktrler, kapita
list ekonomiden en ok yararlanan ok dar bir sosyal ta
baka iin nemlidir. Kapitalist toplumlann orta ve k
k tabakalanna tekabl eden tabakalar dahil, geni
halk ynlar iin ekonomik alanda temel zlem, sanayi
toplumunun seviyesine erimektir. A kitleler. Devlet
memurlar ya da dar gelirli vatandalar iin siyasi ideolo
ji ikinci plnda kalr. D dmanlar ortadan kalknca
millic ideoloji ekiciliini hzla kaybeder.
F. 17

23*

SLMYET V E KAPTALZM

Bylece, yani deta olaylarn zoruyladr ki ikinci


sme, sosyalist seme kendini kabul ettirmitir. Gene
belirtelim ki, bu seme, nceden varolan zihniyete, bu
semeyi yapan halkn zgl zihniyetine hibir ey ya da
hemen hemen hibir ey borlu deildir. Baz memleket
lerde kapitalist ekonomiye bal ve kendilerini bask al
tnda tutan bir rejime kar kitleler isyan etmi ve ko
mnist hareketin dnya lsnde yaym olduu mark
sist ideolojinin etkisinde kalan ve sosyalist ilkeleri re
ten sekinler bu isyana yn vermilerdir. Dier lkeler
de memleketlerini kurtarmak ve ilerletmek isteyen yne
ticiler, bulunduklar zgl siyas ve sosyal artlar iinde
kapitalist ekonomiye bel balamann bu kurtuluu tehdit
ettiini ve ilerlemeyi hzlandrmaya ve yaymaya elverme
diini farkettiler.
Kapitalist semenin aksine olarak, sosyalist seme,
ekonomik alanda harekete getirici, topik bir ideoloji
yi gerektirir. Kapitalist ekonomi gerekli artlar elverin
ce otomatikman yaylr. Kr imknlarnn arttn gren
fertler bu ekonomiyi benimserler (ona uyarlar). Kr ei
limi, kapitalist ekonomiyi engelleyebilecek btn fikr
engelleri ortadan kaldrmtr. Sosyalist ekonomi ya da
devlet ekonomisi iin durum byle deildir. Sosyal ba
kmdan, kollektif olarak, rgtlenmesi gereken bir eko
nomidir bu. nsanlara bu ekonominin salad faydalar
her zaman aka grlmez. Bazen, ilk aamada bu fay
dalardan eser bile yoktur, bunlar, kollektif kar ynn
den ve olduka geni bir zaman iinde dnlebilir sa
dece. Bundan dolaydr ki, fertleri seferber etmek (hare
kete geirmek) iin bir ideolojinin ve madd uyaranlarn
etkisi gerektir. Madd uyaranlar etkilerini her zaman gs
terirler. Ama ideolojiye yatknlk, nceden varolan sos
yal bilin tipine gre az-ok byktr, phesiz bu bilin-

SLMYET VE KAPTALZM

259

ci deitirmek iin uralabilir fakat bu, birdenbire de


il, yava yava, altra altra yaplr. Dier bileene
gelince, yani dorudan doruya salanan faydalarn (s
tnlklerin) dozu, ideolojinin, belli bir halk harekete
geirme gcyle ters orantl olmaldr.
Zaten, sosyalist kurulu iin bir ideolojinin gerekli
liini hi kimse inkr edemez. Bu ideoloji, bu kuruluun
gerekli olduunu gstermeli fakat onu amaldr. Gere
kirse, kendi yararna ileriye doru sramas iin, s
nrl bir devre boyunca bir halktan, byk bir aba sarfetmesi istenebilir. Ar bir aba olmamaldr bu. Bu
na kalkanlarn, kendilerinin bundan yararlanabilecek
lerini akllar kesmelidir. Ama bu pek az grlen bir
durumdur. Byle bir ey olsa bile, yoksul bir hayat, so
nucu tesadfe bal ar bir abaya yelenebilir. Her e
ye ramen, genel kural, her kollektif aba iin ideal
amalan (bu amalar arasnda ou zaman bir uygunluk
yoktur) tesbit etmektir. En iren sebeplerle yaplan sa
valarda bile grlen budur. stelik, en etkili ideoloji
ler, kavgay, rekabeti ngren ideolojilerdir. nsan - hi
deilse bizim bildimiz, ilgilendiimiz insan - zellikle
dmanlar ezmek ya da rakipleri amak iin aba gs
termelidir.
Bizim bildiimiz ideolojiler genellikle ideal ama
ca bavurur: mill grub, Tanr, insan (yani bunlarn y
celii). Bu son iki byk sebep (ama) pratikte ou za
man bir tek sebebe. Tanr ve insan uruna gerekten m
cadele etmesi gereken mill (ya da mill olmayan) gru
bun byklne indirgenmitir. Aslnda, gnlk hayat
ta olduu gibi mcadelede de, bu amalar uruna (ad
na) fedakrlk yaplmas istenebilir. Ama gnlk hayat
bir mcadele olarak gsterilmise. zellikle insan adna

260

SLMYET V E KAPTALZM

fedakrlk yaplmas istenir. Ekonomik kuruluu gerek


letirmek iin, bu amatan her hangi birine bavu
rulabilir. Ama bu, baz artlara baldr.
Eer ekonomik kurulu, eski yapnn temellerini
sarsmakszm, belli bir toplumun kabul edilmi normlar
na gre gerekleiyorsa, yukarda belirtilen amaca ya
ni millci ideolojiye, din ideolojiye, evrensel hmanist
ideolojiye ya da ayn zamanda bu ideolojiden birka
na gre tasarlanmasna hibir ey engel olmaz. Ama
o zaman, istenilen (gerekli) davranlar konformist dav
ranlar olacaktr. Konformizm, hibir d mcadeleyle
keskinlik kazanmad zaman, isyandan daha az etkilidir,
imtiyazllar, ideolojiden yararlananlar, kendi bencil
amalar iin bunu bir maske olarak kullananlar yzn
den, hz kolayca kesilir. stelik bu ideolojilerden her
biri, ekonomik kuruluun dna taar. Millete, Tanrya
ya da insana baka yollardan yararl olmak iin bir se
me yaplabilir. Hibir mcadele belirmemise, ya da top
lum iindeki rol, ekonomik kurulua aykr dmyor
sa, ferdin, millet uruna baka yollara bavurmas g
tr. Buna karlk, mesela, mistik bir ie kapanla Tann'ya ve hayr ileyerek ya da kei, doktor olarak, insa
na hizmet edilebilir. Bundan dolaydr ki millci ideolo
ji, bu tip bir ekonomik gelimeye (genellikle) en yatkn
olandr.
Ekonomik kurulu, kabul edilmi normlar sarsmak
iin tasarlanmsa, bir mcadeleyi gerektiren ideoloji,
getirdii birdenbirelikle daha keskin, daha keskin, daha
ekicidir, itici gc daha byktr, imtiyazllar, kar
clar, ikiyzller (hep vardr bunlar), byk eylemin ka
nlmaz kusurlar diye kabul edilirse, nemlerini daha
kolay yitirebilirler. Gerekleen tarihle alacaktr bun

sl m

iy e t v e

k a p it a l iz m

261

lar, bir sonraki aamada yerleri olmayacaktr, gp gi


deceklerdir. Fakat byle bir tasar, durumlarnn, imti
yazlarnn, hatta sadece alkanlklarnn, madd ve ma
nevi rahatlarnn yeni ekonomik yapda elden gideceini
gren gruplarn ve fertlerin direniiyle karlar. Bu
fertler ya da bu gruplar, her eye ramen, mill ya da
din topluluun bir parasdrlar. Millete ya da Tanr ya
ballklarn aka gsterebilirler. Onlan, pratikte bu
deerlere ihanet ediyorlar diye sulamak mmkndr.
Fakat bu daha g bir eydir. Buna karlk, ilerinde
insanm davasna ihanet edenleri, btn yelerinin ye
teneklerinin serbeste gelimesine daha elverili bir top
lum uruna yaplan mcadeleden kaanlar gstermek
onlar hrriyet ve eitlik dmanlar olarak sulamak ko
laydr. Bundan dolay, niversalist hmanist bir ideolo
ji, ne denirse densin, bir snf mcadelesini gerektiren
bu tip ekonomik kurulua en yatkn olandr. Gerici
insan, iyi bir Fransz, iyi bir inli, iyi bir Arab, ya da iyi
bir hristiyan, iyi bir mslman olduunu leri srebilir.
Buna itiraz etmek o kadar kolay deildir. Ama gerici ol
duu iin iyi bir devrimci olamaz.
Mslman lkelerde slm, sosyalist ekonomik ku
ruluun bayra yapmaya kalkanlarn iddialarn yakn
dan incelediimizde olgular bunu bize daha somut bir
ekilde gstermektedir. slm dini bu role pek az yat
kn grnmektedir.
Yeni tipte ekonomik amalar uruna kitleleri hare
kete geirmek modem bir olaydr. Eskiden, ekonomik
yaplan kkten deitirmek diye bir ey dnlemezdi.
slm gemite, kitleleri ekonomik amalar uruna sefer
ber etmeye almad. Eski kabile (airet) balann kopanp yeni bir toplulua katlmalar iin nce Araplara
seslendi. Ve Tanr, kullarndan dindarca ve erdemli bir
hayat srmelerini, ekonomik faaliyetlerini deitirmeme

262

sl m

iy e t v e k a p it a l iz m

lerini istiyordu. Ksa bir sre sonra, btn kabileler ve


kabile hayatna bal olmayanlar toplulua katldklarn
da da Tanr daha baka bir ey istemedi. Topluluun eko
nomik hayat madd (dnyev) olaylarn etkisiyle dei
mitir: fetihler, dnya lsndeki ortak bir pazarda
retimin ihtisasa dayanmas. Bu yeni artlar altnda din
darca ve erdemli bir hayat yeni grevleri gerektiriyor
du. Bu grevler, yeni ekonomik yaplara uygun olarak
tanmlandlar ve tabiatiyle, Tanr ya da Elisi tarafn
dan kutsallatrldlar. Bundan dolay, slm, ferdin be
lirli bir tutum almasn isteyen bir ideoloji oldu.
Sosyalist kuruluu etkileyecek bir ideoloji, bu kuru
lu mcadeleleri gerektiriyorsa (ki gerektirmektedir),
bunun kurulmasna dman olan kim varsa onun, ideo
lojinin dayand yce deerlerin dman diye gste
rilebildii bir ideoloji olmaldr. Oysa tpk din ideolo
ji gibi, millici ideoloji de, bugnk durumda, vatann ve
dinin en iyi savunucular gibi grnmeleri imknn ge
ricilere salamaktadr. Sosyalist kuruluun ideolojisi, bu
yce deerlere oranla, buna daha nemli bir yer verme
lidir. Millici ideoloji iin de mmkndr bu, nk sos
yalizm, milletin kudretinin ve mutluluunun art olarak
gsterilebilir. Ama yce deerleri te dnyada olan din
iin byle bir ey gtr.'
Mill dinler safhasnda deiliz artk. phesiz, M. .
VII. yzyldan itibaren patlak veren ve mill dinlerin ye
rini alan byk din evrenselcilik akm, ou durumlar
da yeni bir millilemeye urad. Ama biz daha saf bir
evrenselcilie dn safhasndayz. Gnmzde din, esas
itibariyle, fertle tabiatst deerler arasndaki ilikileri
yneten bir kurum olarak grnmektedir. Ama din, in
sann yeryzndeki mutluluu iin hibir ey yapamaz

SLMYET V E KAPTALZM

263

demek deildir bu. Son yllarda, Fransada solcu hristiyanlarn faaliyetinin gsterdii gibi, dine dayanan bir
mcadele ahlk kurulabilir. Ama ok farkl bir ekil
de ynetilen din evrelerle srdrlen iliki tutarl bir
devrimci eylemi engellemektedir. Hristiyan sosyalist ha
reketlerin evrimi, Avrupada, slm sosyalizmi bayra
altnda toplananlarn hareketlerinin evrimi de msl
man lkelerde bunun byle olduunu gstermitir. Din
ve ahlk ilkeleri, ezen ve ezilen kardelerine kar iman
konusunda uzlamaz bir tutum taknmalarn yasaklad
iin, semeleri (tercihleri) ister istemez daha az kk
l oluyordu. Bu izafi lmllk, zellikle, ihtill devrele
rinde, imtiyazllar, yan-imtiyazllar, sakin ve lml ki
ileri kendine ekiyordu.
Avrupada aka grlen bu sre, mslman l
kelerde de balamtr ve snf mcadeleleri iddetlendik
e artacaa benzemektedir. imdiden bellidir ki, yneti
ci tabakalar, kendi muhafazakr tutumlarn kutsallatr
mak iin slm kullanacaklardr. Bunu yapmak onlar
iin ok kolaydr. Hadise bavurabilirler, (ilericiler
bundan yoksundurlar). phesiz treler ve sosyal ili
kiler hakkndaki eski hadislerin, tarihi bakmdan, salt
mslmanlkla bir ilgisi yoktur. Ama slm bunlar kutsallatrmtr. Ynetici snflarn, imtiyazllar arasnda
yer ajan din adamlarn etkilemek imknlar vardr. Ta
bi din adamlar hep tevekklden sz edeceklerdir. Top
luluk iinde bar ve iyi geinme, haklardan vazgemek,
mevcut durumlar kabul etmek anlamna gelir. Kutsal
kitaplarda bunu dorulayacak metinler bulunabilir. Ge
rekirse, bu kutsallam semeler, kitlelere ok ekici ge
len mslman sosyalizmi gibi yeni isimlerle bezenir.
Bu tutum stn gelirse, slm dini gerekte gerici

264

SLMYET VE KAPTALZM

olan unsarlarm tekeline girerse, nolacaktr? Tarih tec


rbemize gre bunu kefetmek g deildir. Kitleler,
madd, ahlki ve kltrel sefaletten kurtulduka, binler
ce yllk tevekklden syrldka, modern dnyann ve
modern sosyal adalet lksnn etkisi kendini hissettir
dike, geleneksel imanlarn yitireceklerdir. Bu durumda
ilerici glerin karsna slm bir engel olarak kacak
fakat bu engel yklacaktr. Mill din rol oynamann ver
dii ek-gce ramen, 19. yzylda hristiyanlm geirdi
i krizi o da geirecektir.
slm ancak kendi iinde derin bir deiiklii ger
ekletirirse bu krizden (ksmen) kurtulabilecektir. Bu
nun iin, slmm genci yorumlarna kar mcadele ede
cek mmin mslmanlar bulmas gerekecektir. Bu m
minlerin, eylemlerine Tanry kantrmayanlara taham
ml gtermeleri, Kurandan ve slmn hadislerinden
modern dnyaya, her eyden nce, imtiyazlarn ve s
mrnn kaldrlmasn isteyen kitlelere uygulanabilecek
deerleri bulup karmalan gerekecektir. Btn bunlar,
kutsal metinlerde ktisad kurallar aramakla ve bu metin
lerde bulunmayan bir sisteme bu kurallan uygulamakla
deil; geleneksel din deerlerle, topluluun yelerine l
yk bir hayat salamann tek aresi olan ekonomik ku
ruluu dile etirpn hmanist deerler arasnda din alann
da organik bir sentezi gerekletirmekle mmkndr.
Btn sapmalarna ramen marksist ideoloji, mo
dern dnyann ilerlemee en ak, laik ve harekete ge
irici ideolojisi olduunu ispatlam durumdadr. Mil
yonlarca insan akl almaz fedakrlklara katlanmaa s
rklemeyi baaran, bu ideolojidir. Marx ve marksistler
tarafndan gelitirilen sosyolojik kavramlar ve bilimsel
bulular, smrnn ve zulmn barna olagelmi bel-

SLAMYET VE KAPTALZM

265

libal aldatmacalar - ideolojik mekanizma bunlann b


tn tezahrlerine el atmay engelledii halde- gzler
nne sermi bulunmaktadr. Smr ve zulme kar a
lan hibir mcadele, marksizmin bu katksn grmezlik
ten gelemez; ve marksist hareket tarafndan, bugne ka
dar almam bir biimde ortaya konmu olan deerler
de, modern insan harekete geirme gcne sahip temel
deerlerdir. Yeni sentezlere alnsn alnmasn, bu deer
ler, modem Prometeus'un ya da Arkimidesin evreni ye
rinden oynatmasna yarayacak olan bir kaldra meyda
na getirmektedir. Bir zamanlarn Dr l-slmmm halk
lar ve yneticileri iin bu gerei unutmamakta saysz
faydalar vardr. eitli ideologlar, laf cambazlar, uyut
maca ustalar ve bunlarn arkasndaki zalim ve sm
rcler tarafndan durmakszn ortaya srlen saysz
byk aldatmacalara, yorulmakszn yeni yeni mitler
imal eden o muazzam gz boyama makinasna kar, di
leriz ki slm halk ve yneticileri akgriille ba
vurmay tercih etsinler.. Mslmanlann Meryemin olu
sa dedikleri Yesus: Hakikati reneceksiniz ve haki
kat sizleri hrriyete kavuturacaktr. demiti. Kuran
unu ekliyor: Zan, hibir vakit hakikatin yerini tutmaz.
SON

NOTLAR
NOTLAR

N-SZ
1. Bu kitab yazdm srada bu boluk ksmen doldu
ruldu. Modern ekonomik tarih, Z. Y. Herschlag'm,
to the modern economic history of the Middle East,
Leiden, Brill, 1964, XIV-419 s., adl eserine konu ol
mutur. Bu el kitab tamamen yeterli deildir, ama
birok verileri, rakamlar ve belgeleri ihtiva etmek
tedir. Bu kitaba ancak yer yer bavurabildim.
BLM I
1. J. Jomierin, Le Commentaire Coranique du Manar,
Paris, G.P. Maisonneuve, 1954 (Coll. slam dhier et
d'aujourd'hui, 11), s. 226 adl eserinde modern re
formculardan Mohammad Abdoh ve Raid Ridann
fikirlerine baknz; Trkiye iin baknz; Ahmet
Nazmi, Nazar- slmda Zenginliin Mevkii, stan
bul, 1340-1342 (1921-1923). Bu kitaptan paralar,
W. Bjrkmanm, Kapitalentste hung und - anlage
im slam adl incelemesine alnmtr. (Mitteilun
gen des Seminars fr orientalische Sprachen, 32,
1929, 2. Abteilung, s. 80-98).
2. Mesela, M. Hamidullah, slams solution of the
basic economic problems> the position of labour

270

(Islande culturede, 10, 1936, s. 213-233), Lemonde


musulman devant lconomie moderne (cahiers de
l'I. S. E: ., ek. No. 120 [seri V, No. 3], Aralk 1961,
s. 23-41) ve bu yazarn dier eserleri; Mslman
Kardelerin btn eserleri, bak. F. Bertier, Lideologie politique des Frres musulmans (Temps Modemes, No. 83, Eyll 1952, s. 541-556; Orient dergi
sinde nemli paralar, No. 8, 1958, s. 53-57) ve bun
larn kurucularndan Haan al-Bannnm bir bro
rnn evirisi, Vers la lumire (eviren, J. Morel,
ORIENT, No. 4. 1957, s. 37-62), s. 52, s. 61; modem
reformculuun savunuculuunu yapan btn bir
edebiyat, Mesela J. Jomier, Le Commentaire Coratiique du Manr, Paris, G.P. Maisonneuve, 1954 (Coll,
Islam d'hier et d'aujourdhui, 11), s. 217; btn res
mi Pakistan edebiyat (Zekt komisyonunun bir ra
poru; bu rapordan bir paray La vie de Mahomet
et le problme sociologique des origines de lIslam
(Diogne, No. 20, Eyll 1957, s. 37. 64) adl maka
lemde ayrca belirttim. Bu, binlerce kitap, makale
ve brorde boyuna tekrarlanmtr.
3. Mesela, kyasya eletirilebilir fakat gene de ihti
yatl formllerden (sosyal bakmdian, slmiyet
herkesin, topluluun gelirlerine r yoluyla katl
mas gibi ok eiti bir kavrama bavurur; havaoyununa (agio), banka sermayesine, Devlet istik
razlarna, en gerekli mallardan dolayl vergi aln
masna kardr; ...burjuva kapitalizminin retile
riyle boleviklerin komnizmi arasnda yer alr
1939) tamamen ar yarglara geen L. Massignon
(slmiyet hibir puta tapmaz: ne Altm'n Gcne
ne de polis tekniinin zalimliine 1953). Bu metin
ler iin u eserlere bak: Situation de LIslam (Paris,
Geuthner, 1939) in fne = Opera Minora I, Beyrut,

271

Dar al-Maaref, 1963, p. 11-52; Le Mouvement in


tellectuel contemporain en proche - Orient (Hespe
ria, Zrich, Bd., 4, H. 10, 1953, s. 71-78 = Opera Mi
nora I, s. 224-231) ve bu son basmn 226. sayfas.
Bununla beraber, Archasme et Modernisme en Is
lam: propos d'une nouvelle structure du travail
humain (Cahiers de 1'IJE.EA., ek. No. 120 [seri V,
No. 3], Aralk, 1961, s. 7-22), adl makalesinde, yukardaki fikirlerle yer yer atan grlerinden ba
zlarn tekrar ele alarak, Islmiyetin ekonomik
knn gnahn; murabahann btn sorumlulu
unu zerine alm yahudi bankerlerin sayesinde
smrgeci bir smr zerine kurulmu ve kapi
talizme olduka benzeyen milletleraras modern
bir ekonomi yaratan Orta-a Abbasi Halifesine
yklemektedir. Esiz bir zekya ve bilgiye sahip
olan ama tarihi olgular mistik bir grle yorum
lad iin gittike akna dnen bu hayret verici
islmiyetinin derin vukufuna ramen bu grlere
aka itiraz edilebilir. Her halde bundan, islmiyetin kendisinin kapitalizme kar her zaman tam bir
ekingenlik (nefret) duymad sonucu karlabilir.
J. P. Roux, L. Massignon'un bu tutumunu, L'slam
en Asie, Paris, Payot, 1958 (Coll Bibliothque his
torique) adl eserinde (iin iine biraz da solculuk
kartrp) obartarak dile getirmektedir: Komnizm
gibi slmiyet de kapitalizme kardr ve toplumcu
dur (gerekten sermayeci ve ferdiyeti olan kapita
lizmin aksine) ama kapitalizm gibi o da mlkiyete
(hangi mlkiyete?) sayg duyar. J. Austruy, L'Islam
face au dveloppement conomique, Paris, Ed.
ouvrires, 1961de u aklamay yapyor: slamiyetin geleneki zihniyeti kapitalizmin gelimesini kolaylatrmamtr (s. 60), derin mlkiyet gr,

272

islmiyette zellikle, modem ekonomik ilerlemenin


ona ykledii yeni greve uydurulmutur ve bu,
liberal ekonomik oyunun islamiyete atfettii role
' aykrdr; yleki islamiyetin karakteristii olan kollektifin zel artlami, kapitalist ve sosyalist olmayan
sut genris bir yndeki ekonomik ilerlemenin moto
ru olabilir (s. 98). Bu tezler, Structure conomique
et civilisation, lEgypte et le Destin conomique de
lIslaih, Paris, S. E. D. E. S., i960 adl dier bir ese
rinde ve zetlenmi bir ekilde de Vocation co
nomique de lIslam (cahiers de lI. S.E.A,, No.
106 [seri V, No. 2] Ekim 1960, s. 151-212) makale
sinde bulunmaktadr. Bu kitapta ileri srlen tez
lere kart olan bu fikirlere tekrar tekrar deinmek
frsatn bulacaz. imdiden belirtelim ki, bu fikir
ler olgularn ok yetersiz bir bilgisine dayanmakta
dr ve szde-bilginlerin ikinci, nc elden aktar
dklar deersiz kitaplardan devirilen belgelerle do-'
nanmtr. Buna olduka benzeyen ama daha zengin
ve daha salam belgelere dayanan sonular J. Hansn Homo oeconomicus islamicus, Klagenfurt - Wien,
J. L. Sen, 1952; Dynamik und Dogma im Islam2,
Leiden, Brill, 1960 (bak. s. 71), adl kitaplarnda bu
lunmaktadr.
4. Bakalarnn ardndan, amatr ve bilgisi kt islmiyeti R. Charlesm da destekledii tez: Bilindi
i gibi, kaderci mslman tutumunun son derece
vahim etkileri olmu, teebbs zihniyetini ortadan
kaldrm, maddi faaliyeti felce uratm, lkeleri
uyuuklua srklemitir. (LAme musulmane, Pa
ris, Flammarion, 1958, s. 71). Renan, slmiyet dog
masnn kaba egemenliinin hayvanlatrc sonu
larn daha geni bir ekilde yeriyordu (E. Renan,
LIslamisme et la Science, Paris, Calmann - Lvy,

273

1883), LIslam, doctrine de progrs ou de raction?,


Paris, Unin rationaliste, 1961 ( = Cahiers rationa
listes, no. 199, aralk 1961) adl eletirime baknz.
fe. Mesel Hans E. Ttsch, Arab Unity and Arab
Dissensions, (The Middle East in Transition, ed.
by W. Z. Laqueur, London, Routledge and Kegan
Paul, 1958, s. 12 - 32; ayn derlmede N. A. Farisin
The Islande Community and Communism (s. 351 359) adl yazs, Th Islande Reviewde tekrar basl
mtr; R. Chrles, LEvolution de lIslam, Paris,
Calmartn - Lvy, 1960 ( Coll. Questions d'actualits)
s. 188. B. Lewis, The Middle East in Transitionda
daha ihtiyatldr, s. 311 - 325 (International Affairs
de yeniden baslmtr, 30 Ocak 1954, s. 1-2). So
runu ortaya atma tarz bakmndan, u incelememe
baknz; Problmatique de ltude des rapports
entre Islam et communisme (Colloque sur la socio
logie musulmane, Actes, Tl -14 Eyll 1961, Bruxel
les, Centre pour ltude deis problmes du monde
musulman contemporain, 1962, s.119-149).
6. Mesel, byk islmiyeti C. H. Beckerin ok k
sa aklamas: Islam und Wirtschaft (Archiv fr
Wirtschaftsforschung im Orientde, Weimar 1, 1916.
s. 66-77; yeni basm: Islamstudien, Vom Werden
und wesen der islamischen Welt, 1, Leipzig, Quelle
U. Meyer, 1924, s. 54-65) ve W. Bjrkman, Kapital
entstehung und - anlage im Islam (Mitteilungen
des Seminars fr orientalische sprachend, 32,
1929, 2. Abteilung, s. 80-98); iktisat Alfred Rhl'n, Cezayirle ilgili kk kitab: Wom Wirtschafts
geist Im Orient, Leipzig, Quelle und Meyer, 1925,
VIII, s. 92., eskimi baz bilimsel iddialarna ra
men, siyasi n-yarglan olmayan bir eserdir. G. DesF. 18

274-

tanne de Bemisin son derece drst ve aydnlk


makalesini okumak gerektir: Islam et Dveloppe
ment conomique (Chaiers de 1'I.S.E.A., no. 106
[seri V, no. 2] ekim. 1960, s. 105-15). Bu makale,
yazarn Tunus'taki kr hayat hakkndaki bilgisine
ve bu evrede edindii tecrbelere dayanmaktadr.
Ne var ki, tarihsel yapy ve dier mslman blge
leri ikinci derecede kaynaklardan tanmaktadr:
7 zellikle Claude Cahen, Les Facteurs conomiques
et sociaux dans lankylose : culturelle de lIslam,
(classicisme et Dclin culturel dans lhistoire de l'Islamda, Paris Besson et Chantemerle, 1957, s. 195
207, 1956da Bordeaux'da yaplan sonraki tartma
ile birlikte. Bu tartmann tutanaklar bu eserin 208
215 nci sayfalarndadr). Pariste Mart 1960 da yap
lan bir toplantnn bildirileri ve tartmalar ne yazk
ki ancak oaltlarak yaynlanm ve sata karl
mamtr: LEvolution conomique, sociale et cultu
relle des pays dIslam sest-elle montre dfavorable
la formation dun capitalisme de type occidental?
Paris, Institut dtudes islamiques, Centre dtudes
de lOrient contemporain, Ecole pratique des hautes
tudes, 6e section, s.d., 24+22 + 17 + 23. Bildirileri R.
Brunschvig, J. Berque, p. Marthelot, Cl. Cahen oku
mulardr. Bu kitap orada yaptm ok ksa konu
mann gelitirilmi eklidir.
8 . Bu tanmlardan bazlar M. Dobb tarafndan, stu
dies in the Development of Capitalisai, London,
Routledge, 1946, s. 1-10 kitapta tartlmtr. Mese
l, R. H. Blodgett'in, Comparative Economie Sys
tems, (New York, Macmillan, 1944, s. 24-42), adl
el-kitabmdaki eitli kapitalist ekonomik kurum
lar tanmn F. Perroux, Le Capitalisme'de tart
mtr, Paris, P. U. F., 1962 (Coll. Que sais-je? 315),

275

9.

10.

11.

12.

s. 9-29. Max Weber, bu iki tanm birletiriyor: e


itli ekillerde bir kapitalizm tarihin btn devirle
rinde karmza kt halde, gnlk ihtiyalarn
kapitalist tarza gre tatmini Batya zgdr ve bu
rada bile, ancak XIX. yzyln ikinci yarsndan beri
gerekleen bir veridir bu. M. Weber, Wirtschafts
geschichte, Mnchen und Leipzig, Duncker und
Humblot, 1923, s. 239.)
Marksizm'e iyi gzle bakan George Lefevbre gibi
byk bir tarihinin gsterdii tepkiler, Marx'm
eserlerinde kapitalizm terimi altnda yatan eit
li kavramlar arasndaki belirsizlikle aklanabilir.
(Observations, Penseede, No. 65, Ocak - ubat
1956, s. 22-25; bak. s. 270, not. 80), Marx, aka ti
cari sermayeden (kapital, kitap III, blm 20) ve
murabaha sermayesinden (bid, blm 36) lk-ada ve Orta-ada sermayenin tufandan nceki e
killeri diye sz etmektedir. Ama Mommsen'in ya
nlglaryla (Kapital, birinci kitap, es. K. Kautsky,
3. bask, Stuttgart, Dietz 1920, p. 123, no. 39, le Ca
pital, J. Royun evirisi, cilt 1, Paris, Ed. sociales,
1950, s. 171, not 1. ve Ilk-a'da sermayeden sz
eden btn filologlarn samalklaryla alay eder
(Grundrisse der kritik der politischen Oekonomie,
Rohentwurf, Berlin, Dietz, 1953, s. 412).
Studia o marksowskiej teorii spoleczentswa, Wars
zawa, panstwowe Wydawnictwo naukowe, 1963, s.
168 (bu nemli eserin Franszca evirisi pek yakn
da yaynlanacaktr).
W. Sombart'm tanm da budur. te yandan, Marx,
grlecei gibi, retim tarz terimini sadece bu
anlamda deil, burada sosyo-ekonomik kurulu
denilen anlamda da ou zaman kullanmtr.
Lenin'in, 1918 tarihli brornde: La Tche essen-

276

13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.

tille de nos jours sur lInfantilisme de gauche et


les ides petites-bourgeoises (sotshineniya, 4. d.
Moscou, Gosurdarstvennoe izd. polititsheskoy lite
raturi, t. 27, 1950, s. 291 - 319) ve fransizca evirisi
s. 303. (Oeuvres, t. 27, Paris, Ed. sociales, Moscou,
d. en Langues trangres, 1961, s. 337 - 370), s. 350,
unsur ya da temel ksm dedii ey, sektrdr.
Lenin, bu paray, daha yaygn ve okunmas daha
kolay olan 1921 tarihli brornde aynen zikretmek
te ve gelitirmektedir: sur limpt en nature (Mesel
Oeuvres choisies, t. II, Moscou, d. en Langues t
rangres, 1947, s. 850-887 [bak. s. 851 ve 865], sot
shineniya, 4e. ed., t. 32, bid., 1950, p. 308-343 [bak.
p. 309, 322], Selected Works, vol. IX, London, Law
rence and Wishart, 1937, p. 164-202 [ak. s. 165,179]).
Stalin, bu paray, S. S.C.B. Kom. Partisinin 1934
tarihli XVII. kongresinde okuduu raporuna alm
tr (Les Questions du Lninisme, Paris, Ed. sociales,
1947, t. II. p. 132-192) s. 149.
Das Kapital, Bush III, 20. Kap., Berlin, Dietz, 1953,
s. 356; Franszca evirisi, le Capital, livre troisime
I (t. VI), Paris, Ed. sociales, 1957, s. 333.
bid,. III, s. 358; Franszca evirisi, t. VI, s. 335.
bid., III, s. 641; Franszca evirisi. Le Capital,
nc kitap, II (cilt. VII), Paris, Ed. sociales,
1959, s. 252 (bu eviriyi biraz deitiriyorum).
Terim, Jean Bnard.dan alnmtr: La Conception
marxiste du capital, Paris, Socit d'ditions den
seignement suprieur, 1952, s. 244.
Das Kapital, Buch III, s. 358; Franszca evirisi, c.
VI. 335.
ibid.
Die protestantische Ethik und der Geist des Kapi
talismus (Gesammelte Aufstze zur Religionssozio

277

20.
21.

22.
23.
24.
25.
26.
27.

28.

29.
30.

logie, I, Tbingen, J. C. B. Mohr, 1920), s. 4; Fran


szca evirisi, LEthique protestante et Tesprit du
capitalisme, Paris, Pion, 1964, s. 15.
Gerekte, Weber, bir baka yerde, modern Avrupa'
nn dnda nichtrationalen kapitalismus ekille
rinden sz ediyor (Wirtschafts - geschichte, s. 286).
Webei e byk bir sayg duyan ,G. H. Bousquet'nin,
Mekke kapitalizminden sz edilebilmesi iin, Muzaaf muhasebe usulnn bulunmas gerektir dedii
zaman kendi dncesine nasl aykr hareket etti
i grlmektedir (Hespris, 41, 1954, 239).
Gesammelte Aufstze, I, s. 4-6; Franszca evirisi:
lEthique protestante..., s. 16 ve devam.
bid, s. 7., evirisi, s. 19 ve devam.
Melville J. Herskovits, Economic Anthropology,
New York, A. A. Knopf, 1952, s. 181; bak. s. 155-179.
bid., s. 225.
K. Marx, Das Kapital, Buch III, s. 642, 645; Fransz
ca evirisi t. VII, p. 254, 257.
Herskovits, bid, s. 298. Btn retimin genel belir
lenimlerini bu anlamda srlayan Marx, syle diyor:
Sermaye, zellikle, bir retim aracdr yani, ge
mi, nesnellemi ilemek aracdr. Sonu olarak,
sermaye srekli ve lmsz tabi bir ilikidir, yani
sermayeyi, nce bir retim arac, bir birikmi
emek yapan zgl olay bir yana brakyorsam-...
(Grundrisse der kritik der politischen Oekonomie,
Rohentwurf, Berlin, Dietz, 1953, s. 7)
R. Thurnwald, Economics in Primitive Communi
ties, London, Oxford University Press, 1932, s. 205;
Franszca evirisi: LEconomie primitive, Paris, Pa
yot, 1937, s. 268.
Herskovits, ibid., s. 304.
F. Perroux, ibid., s. 35.

278

BLM II
1. Yaygn ya da rgtl sosyal bask, slm hakknda
Arapa, Trke, Farsa gerekten eletirici bir ince
leme (bilimsel ya da kaba bir ekilde de olsa) ya
ynlanmasn hemen hemen imknsz kld. arki
yat bilginlerin eletirici incelemeleri, liberal ve ile
rici evrelerde bile pheyle karland; nk mil
li dini gzden drc rk ve smrgeci bir niyet
tar gibiydiler. Zaten, ksmen bundan dolay, sl
miyet, her trl eletiriden suni bir. ekilde korun
duu iindir ki mslman din bilginleri, bu sylen
tileri, ksmen de olsa, efsanev diye ele almay sala
yan bir reti ortaya atmadlar. Edebi trler teori
leriyle katolik ilahiyatlarn yaptklar gibi msl
man ilahiyatlar da slmiyet dogmasnn zn
bylece kurtarabilirlerdi. Bugnk mslman dav
rann btn sosyal sebeplerini grmedii anla
lan ve bundan dolay da bunlar amak gln
kmseyen J. Poirier ile bu konuda hemfikirim
(Cahiers de l'. S. E- A., ek no 120 [seri V. No. 3]
Aralk 1961, s. 218).
2. Bu, zellikle J. Schacht tarafndan tamamen ispat
lanmtr, The Origins of Muhammadan Jurispru
dence, Oxford, Clarendon Press, 1950; sonular u
eserde zetlenmitir: Esquisse dune histoire du
droit musulman, Franszca evirisi, Paris, M. Bes
son, 1953 (Coll. Institut des Hautes Etudes Maro
cains, Notes et documents, 11).
3. Saf tarihi olgularla ilgili hadisler, soylar, v.s. hi de
ilse anlattklar olgularn emas bakmndan, gznnde tutulmaldr. u incelememdeki tartmaya
bak. Bilan des tudes Mohammadiennes (Revue

279

4.

5.

6.
7.
8.
9.
10.

11.
12.

historique, 229, 1963, s. 169-220) zellikle 197 sayfa


ve devam.
Kuran 4 : 36/32 : Allahn kiminize daha ok ver
dii eyi arzulamayn. Burada, metne gre, servet
fark sz konusudur. Fakat ayn deyimler baka e
it eitsizlikler iin de kullanlmtr. Mesel, bak.
17 : 22/21; 4 : 38/34.
34 : 33/34. D. Santillanann ileri srd metinle
rin listesi, Istituzioni di diritto musulmano malichita, II, Roma, Istituto per lOriente, 1938, s. 62,
no. 256.
8 : 28; 13 : 19 ve Blachrenin evirisinde Fortune
kelimesinin endeksi.
28 : 26.
18 ; 76/77.
#
36 : 20/21; 52 : 40 ve devam..
Ticaretler makalesinin balangcnda W. Heffeningin soruyu zetlemesi, Encyclopdie de lTslam,
1. bask, c. IV (Ed. Franaise, Leyde, Brill et Paris,
Klincksieck, 1934, s. 786).
M. Hamidullah, Cahiers de T. S. E. A., ek. No. 120
(seri V, no. 3). Aralk 1961. s. 26.
zellikle, J. Schacht'n riba makalesi, l'Encyclop
die de lTslam, 1. bask, t. III (d. Franaise, Leiden,
Brill et Paris, Klincksieck, 1936, s. 1227-1230) ve F.
Arinin dikkate deer tezleri: Recherches historiques
sur les oprations usuraires et alatoires en droit
musulman, Paris, A. Pedone, 1909. s. 13-22 ve Benali
Fekarm tezleri, L'Usure en droit musulman, Paris,
A. Rousseau, 1908. Bak. M. Gaudefroy - Demombynes, Mahomet, Paris, Albin Michel, 1957, s. 609-611
ve W. M. Watt, Muhammad at Medina, Oxford, cla
rendon press, 1956, s. 296-298. Am Watt'm Kuran'da Riba ile ilgili polemik zellikle yahudileri hedef

280

almaktadr demesi, sadece kuran metinlerini okuma


ya dayanmaktadr ve kabul edilmesi imknszdr.
Peygamber'in btn vergi kurumlan hakknda, zel
likle, L. Caetaninin uzun monografisine baknz.
Annali deli slm, vol. V. Milano, Hoepli, 1912, s.
287-319.
13. Bu paragrafta, hrstiyan ilahiyats L. Gardet ta
rafndan mlkiyete ayrlan blm geni bir ekil
de aklamaktan baka ey yapmyorum, la Cit mu
sulmane, vie sociale et politique, Paris J. Vrin.,
1954 (coll. Etudes musulmanes, 1) s. 79-90.
14. Hanbeli mezhebine gre, ilk frsatta karln (fi
yatn) demeyi taahht etmelidir. Maln zor kulla
narak savunan mal sahibini ldrrse, ceza grmez,
ldrlrse ehit oldu denir, (bak. H. Laoust, le pr
cis de droit dibn Quadma, Beyrut, institut Fran
ais de Damas, 1950, s. 231.) Ayn ey iiler iin de
varitdir. A bir insana yiyecek vermeyi reddetmek,
bir mslman ldrmeye kalkmak demektir.
(bu-1-Kasim Kafer ibn Muhammed, eria-tl s
lam, Calcutta, 1839, s. 407, Franszca evirisi, A.
Querry, Droit musulman, Paris, 1871-1872, t. II. s.
244).
15. Halil ben shak, Abrg de la loi musulmane selon
le rite de limam Malek, eviren G. - H. Bousquet,
t. III, le Patrimoine, Alger, Maison des Livres et
Paris, A. Maisonneuve, 1961, s. 128-133; zellikle,
D. Santillana, stituzioni di diritto musulmano malichita, vol. II, Roma, stututo per l'Oriepte, 1938,
s. 254-275; E. Sachau, Muhammedaniches Recht
nach schafiitischer Lehre, Stutgard et Berlin, W.
Spemann, 1897, s. 539 - 560; A. Querry Droit musul
man, Paris, 1871 -1872, t. 1, s. 543-556; H. Laoust,

28

16.

17.

18.

19.
20.
21.
22.
23.

le prcis de droit d'bn Qudama, Beyrut, Inst. Fran


ais de Damas, 1950, s. 117-119.
Bak. zellikle D. Santinalla, ibid., II - s. 56, 259, 270
(endeks'te, s. 663 bak ala). Karlatrnz C. Cardahi, Droit et Morale, c, II, Beyrut, mpr, Catho
lique, 1954 (coll. niversite de yon. Annales de la
Faklte'de droit de Beyrut) s. 353.
Darimi, Sonan, XVIII, 8 ve baka derlemelerde ha
fif deiikliklerle (Vensinckin referanslar, A Hand
book of early Muhammadan Tradition, Leiden,
Brill, 1927).
B. Lewis, The Arabs in History, 3e dition., London,
Hutchinson, 1964, s. 91; W. Heffening, ticara maka
lesi, Encyclopdie de LIslam, t. IV (255 s. no. 10).
Franszca basks s. 786;
Zaid bn Ali, Corpus iuris, ed. E. Griffini, Milano,
Hoepli, 1919, no. 539.
H. Ritter, Der slam, 7, 1917, s. 29, 32.
Hamidullah (Cahiers de I'. S. E. A., ek. No. k
tsen V. No. 31], Aralk 1961, s. 27.
D. Santinalla, stituzioni di diritto musulmano malichita, Roma, Istituto per lOriente, 2 vol., Roma,
1926 -1938, t. 1, s. 318.
J. Schacht, ad geen makale (s. 255, n. 12); F. Arin,
Recherches historiques, s. 22; B. Fakar, Usure en
droit musulman, s. 29, 33; J. Schacht, The Origins
of Muhammadan Jurisprudence, Oxford, clarendon
press, 1950, s. 67, 108, 313 ve zellikle 251. Ksa ama
aydnlk ve gvenilir bir aklama: Y. Linant de
Bellefonds, Trait de droit musulman compar, t. 1.
Paris, La Haye, Mouton, 1965, s. 217 - 223. Peygam
berin Mart 632de, lmnden ay nce yapt
veda konumasnda riba'y yasaklamas, bak. R.
Blar'b'Vfi, l'AHneotinn de Mahomet lors du ple

282

24.
25.

26.

27.

28.

30.

32.

rinage ladieu (Mlanges Louis Massignon, t. I, Da


mas, Institut Franais de Damas, 1956, s. 223 - 249)
s. 242.
rnein, Gazali, ihya alra ad-dia, Le Caire, 1352/
1933, t. II, s. 68;
Bu tema bol bol ilenmitir. Bunu Avrupa dillerin
den biriyle aklamak gibi bir stnl olan tem
silcilerinden en vukuflusunun eserini burada zikre
deceim: Le Prophte de lIslam, Paris, Vrin, 1959,
t. II. s. 611-625.
Nasr Ahmed eyk, Some Aspects of the Constitu
tion and Economies of Islam, Woking, Surrey, The
Woking Muslim Mission and Literary, Trust, 1961,
s. 139-229.
W. C. Smith, Islam in Modem History, New York,
The New American Library, 1959 (coll. Mentor
Books), s. 236, Franszca evirisi: LIslam dans le
monde modeme, Paris, Payot, 1962, s. 297.
Franszcaya szlk yardmyla evrilmi bir tart
may Abou Yusuf Yakub'un kitabnda bulacaksanz:
Le Livre de limpt foncier, Paris Geuthner, 1921,
s. 133 - 139, Bak. H. Laoust, Le Prcis de droit dIbn
Qudma, Beyrut, Institut Franais de Damas, 1950,
s. 10; zeti: L. Milliot, Introduction ltude du
droit musulman, Paris, Sirey, 1953, s. 666.
A. Christensen, Liran sous les Sassanides, Copen
hague, E. Munsksgaard et Paris, 1944, s. 335, 364;
O. Klima, Mazdak, Geschichte einer sozialen Bewegun im sassanidischen persien praha, Ceskoslovenske Akademie Ved, 1957) marksist inceleme).
H. Grimme, Mohammed, Mnster t. W., Aschen
dorff, 1892-1895, I, s. 14 (II, s. 39). C. Snouck Hur
gnjenin tutarl eletirisine bak: Une nouvelle Bio
graphie de Mohammed (Revue de l'Histoire des

283-

33.
34.

36.

37.

38.

Religions, 30, 1894, s. 48-70, 149-178. M. Rodinson,


La vie de Mahomet et le problme Sociologique
des origines de L*lslam (Diogne'de, no. 20, ekim
1957, s. 37-64).
Mahomet adl eserimde gstermek istediim de budur. Paris, Club franais du Livre, 1961.
J. Leipoldtun iyi sentezi, Der soziale Gedanke in
der altchristlichen Kirche, Leipzig U. Amelang,
1952, s. 168. Franszca'da P. Bigo, La Doctrine So
ciale de l'Eglise, Paris, P.U.F. 1965, s. 27-34 ve n
szn yazd metinler klliyat: Riehes et Pauv
res dans lEglise ancienne, Paris, Grasset, 1962.
Ibn Saad, Biographien Muhammeds, seiner Gefahr
und der spteren Trger des Islams, d. E. Sachu,
v.s. Bd. IV. Theil 1, Leiden, Brill, 1906, p. 166; L.
Massignon, Essai sur les origines du Lexique tech
nique musulmane, Paris, Vrin 1954 (coll. Etudes,
musulmanes, II), s. 145, 158;
Oriente modemo, 28, 1948, s. 80, Al-Ahrma gre,
28 Mart 1948; Ayn anlamda, Muhsin Barazinin Is
lamisme et Socialisme adl biraz mekanik ispatla
mas, Paris, Geuthner, 1929 (hukuk tezi)
H.A.R. Gibb, Government and slam under theearly Abbasids (LElaboration de lIslam, Paris
P.U.F. 1961, s. 115-127) zellikle s. 119.

BLM III
1. T. H. Hopkins, Sociology and the Substantive*
View of the Economy (Trade and Market in the
Early Empires, Econmies in History and' Theory,
fed. by K\ Polonjyi, C. M Arensberg and H.W. Pear-

284

son, Glencoe, The Free Press and the Falcons Wing


Press, 1957, s. 271-306), s. 297-299;
2. Francisco Benet'in yaynlanmam bir incelemesin
den bir ksm buraya aldm. Bu imkn bana verdi
i iin kendisine candan teekkr ederim.
3. H. Lammens, La Mecque la veille de l'hgire
Beyrut, lmp. Catholique, 1924 (= Mlanges de
lUniversit Saint-Joseph, t. IX, fasc. 3), zellikle s.
135. G.-H. Bonsquet, Une explication marxiste de
l'Islam par un ecclsiastique piscopalien, Hesperis, 41, 1954, s. 231-247, Lammensin tahlillerinin de
erini kesin bir pheyle karlamaktadr. phesiz,
biroklarnn da farkettii bu yazarn metodu, her
zaman kusursuz deildir, gsterilen kaynaklara o
u zaman gvenilemez, aka taraf tutmaktadr.
Mekkede maliye stne syledikleri obartlmtr. Ama btn bunlara ramen, yabanc metinlerle
de dorulanan ve eyann tabiatna uygun, phe
gtrmez bir olaylar ekirdei vardr. orak bir va
dide kurulmu olan Mekke ehri, ticaretten, hacla
rn smrlmesinden baka bir eyle halkn besle
yemezdi. phesiz, modem Avrupa'nn kstaslarna
gre bu pek az bir ekonomik faaliyettir. Ama olgu
lar, bugnknden ok daha az kalabalk olan bir
nfusun durumuna gre gznnde tutmak gerektir.
Mekke'dekine benzer bir hayat srdren kervan e
hirlerinin bulunduunu biliyoruz. Mesel Palmyre.
Bu hususta u tartmama bakn: Bilan des tudes
mohammadiennes (Revue historique, c. 229, fas.
465, Ocak-Mart 1963, s. 169-220) zellikle, s. 196.
Ayn anlamda bak: J. Chelhod, Introduction la
sociologie de lIslam, Paris, Besson-Chantemerle,
1958 (Coll. Islam d'hier et d'aujourdhui, 12), s.
189-195. Fakat bu sayfalardaki tartma biraz belir-

285

4.

5.

6.
7.

szdir. Mekkenin kendi iaesini ithal etmek zorun


da kalmas, bunu ancak zanaatkrlarm rettikleriy
le mbadele edebildii lde, ahalinin, din malik
nelerdeki arazi sahipleri olarak taleb edemedii l
de hesaba katlmaktadr. Bu bakmdan (bu l
de), Mekkeliler, iaenin bedelini yaptklar kapitalistik ticaretten ya da hareml ahramdan saladk
lar gelirle demek zorundaydlar.
Der Islamische Orient. Bd. II, Die Arabische Frage,
Leipzig, R. Haupt, 1909, s. 455 : Emevi kabilesinin
baars, Arabistanda kapitalizmin zaferi anlamna
gelir, bir ordu deil, genel mteebbis Muhammedin, ie nemli bir sermaye yatrmak gerektii
ne inandrm olduu kapitalist mteebbisler gru
bu olan ktalar hak, bak. s. 449.
Sadece Arabca metinlerin deil, Plinein de tanklk
ettii olgu, Naturalis Historia, blm 32, parag. 65.
deve kervanyla Gney Arabistandan Gazaya nak
ledilen buhur iin, topraklarndan geilen bedevi
kabilelerin eflerine birok hara veriliyordu Su
paras, yem paras, mola paras, kpr paras der
ken, menzile varncaya dek deve bana 688 dinar
deniyordu. Yanlmyorsam bu para aa yukar
2,7 kg gm arlndadr.
S. D. Goitein, The Rise of the Near Eastern Bour
geoise in Early Islamic Times (Cahiers d'histoire
mondiales, 3, 1956-1957, s. 583-604), s. 595.
bn Haldun, Mukaddima, fasc. 5, blm 9, d. Quatremre, s. 297, d. le c-aire, 1327, s. 441, d. Wfi,
t. III (Le Caire, 1379/1960), s. 915, eviren, De Slane, t. II, s. 348, F. Rosenthal evirisi, t. II, New
York, Pantheon Books, 1958, s. 336, G. H. Bousquet
evirisi, Les Textes conomiques de la Maquddima,
Paris, Rivire, s. 32. Mal, kelimesini, Bousquet gibi,

286

8.

9.
10.

11.

12.
13.

14.
15.

ben de fon diye evirdim, ama, De Siane ve Rosenthalin evirdii gibi asl anlam sermaye dir.
Ibn Haldun, d. Wfi, t. III, s. 923; F. Rosenthal
evirisi II, s. 343. Bak. M. Rodinson, Le Marchand
mditerranen trvers les ges (Markest and
Marketing as factors of development in the Mdi
ter ranean basin, ed. by C.A.O. van Nieuwenhuijze,
The Hague, Mouton, 1963, s. 71-92) s. 83.
bn Haldun, d. Qutremre, II, S. 303, d. Wfi, III,
s. 916, De Slane'm evirisi, II. s. 354, Bousquet'nin
evirisi, les Textes conomiques, s. 36.
Ebu Fadl Cafer bni Ali ad-Dimiki Ktab-il-Ishara,
H. Ritter, Ein arabisches Handbch der Handel
swissenschaft (Der slamda 7, 1917, s. 1-91), s. 15,
27, 58, 66; eser hakknda Cl. Cahen'in notlarna ba
knz, Oriens, 15, 1962, s. 160-171.
bn Haldun, Ibid, d. Quatremre, II, s. 274; d.
Wfi, III, s. 896; De Slanem evirisi, II, s. 321;
Rosenthal evirisi, II. s. 313; Bousquet, textes co
nomiques, s. 23.
Ebu-I-Fadl Cafer bn. Ali ad-Dimiski, Kitb Al-shara, H. Ritter, Der slam, 7, 1917, s. 5;
A. Mez, Die Renaissance des Islams, Heidelberg, C.
Winter, 1922, s, 449; ch. Pellat, le Milieu basrien et
la formation de Gahiz, Paris, Adrien-Maisonneuve,
1953, s. 228. Abbasi vezirlerinin serveti hak., D. Sourdel, le Vizirat abbaside de 749 936, am, am
Enstits, 1959-1960, c. II, s. 693.
Cl. Cahen, lEvolution conomique, sociale, cultu
relle (s. 251, n. 7), IV, s. 10.
bn Haldun, d. Quatremre, II, s. 247; d. Wfi,
III, s. 869; De Slane'm evirisi, II, s. 291; Rosenthnlin evirisi,. II, s. 283.

287

16. Cl. Cahen, lEvolution conomique, sociale, cultu


relle, (s. 251, n. 7) IV, s. 3, 8.
17. B. Spuler, Iran in frh-islamischer Zeit, Wiesbaden,
F. Steiner, 1952, s. 404-408; Mez, Renaissance des
Islams s. 436.
18. Mez, Renaissance, s. 457; M. Rodinson, Be Larch
ologie la sociologie historique, notes mthodolo
giques sur le dernier ouvrage de G. Tchalenko
(Syria, 38, 1961, s. 170-200)
19. W. Hinz, Lebensmittelpreise ira mittelalterlichen
vorderen Orient (Die Welt des Orients, 2, 1954 1959, s. 52-70)
20. Bak. H. Ritter, Ber Iskun, 7, 1917, s. 14, 54.
21. H. Ritterin, Der slamda zikrettii hadisler, 7, 1917,
s. 29.
22. Abo Doud, XXII, 49; Tirmidi, XII, 73, Ibn Maja,
XII, 27; Drimi, XVIII, 13; Ahmed ibn Hanbal, III,
85, 286.
23. Sovyet Okul Atlasndaki Orta-ada Avrupa ve Yakm-Dounun ekonomik haritasnda bu ok ak g
rlmektedir: Atlas istorii srednih vekov Moskou,
Glavnoe upravlenie geodezii i kartografii pri sovete
ministrov SSSR, 1952, carte 18, s. 17-18.
24. S. D. Goitein, Artisan en Mditerrane orientale au
haut Moyen Age (Annalesde, 15, 1964, s. 847-868)
25. Genellikle, antik brani toplumunda, ve Orta-a
bat-Avrupa toplumunda yasaklanmas hakl gr
len bu tketim ikrazlarndan ok daha baka bir
ey sz konusuydu. nk bunlar, ekonomik faali
yeti harekete getirmiyordu (A. Dumas, Intrt et
usure makalesi, Dictionnaire de droit canonique,
t. 5, Paris, Letouzey et An, 1953, col. 1475-1518, col.
1475; karlatrnz: R, Latouche, les Origines de
lconomie occidentale (IV-XI. Yzyllar) Paris,

288

26.
27.
28.

29.

30.
31.

32.
33.

34.
35.

Albin Michel, 1956, s. 63, 179. dn alanla


rn verimli teebbslere atlmalarn, alacakllarn
da, hi deilse birok durumda, tekrar-kullanlm
olduu izlenimi veren, bir sermaye biriktirmelerini
salayan kapitalistimsi faaliyeti gelitiren krediler
sz konusudur. Klsik devir orta-a mslman eko
nomisinde olduu kadar Kurey'te de bu byleydi.
zellikle, La Mecque la veille de lhgire, s. 139
(235),
M. Hamidullah, Cahiers de L.S.EA., ek. no. 120
(seri V, no. 3). Aralk 1961, s. 35.
J. Schacht, Das Kitab al-hial wal-marig des Abu
Bakr Ahmed... al-Hassf, Dissertation, Hannover,
H. Lafaire, 1923 (Coll. Beitrge zur semitischen Phi
lologie und Linguistik, H. 4);
Btn bunlar hak. bak. J. Schacht, ad geen makakale (s. 255, no. 12); J. Kohler, Modeme Rechtsfra
gen bei slamitischen Juristen, Wrzburg, 1885, s.
5-8.
H. Denzinger, Enchiridion symbolorum, Fribourg en
-Brisgau, Herder, 1947, parag. 1190.
Mbadele edilen objeler tr bakmndan ayn, ama
arlka farkl olsayd murabaha olurdu. Ribann
klsik tanmlarndan biridir bu. Mesela, iki lek
buday verip karlnda lek buday alrsam.
Bu ileme mbadele gzyle baklsayd, yasakla
nrd.
Necmeddin Abul - Kasm, Cafer bn Mohammad Ali
li (lm 676 ya da 726), Kitab Saray- al-slam,
Calcutta, 1839, s. 170; A. Querry, Droit musulman,
Paris, mpr. national, 1871-1872, t. 1, s. 408, par. 371.
bid., s. 408, No. 3
L. Massignon, L'influence de lIsfam au Moyen Age
sur In fondation e lessor des banques Juives (Bul

289

36.
37.
38.
39.
40.

41.
42.
43.
44.
45.
46.

letin dtudes orientales, 1, 1931, s. 3-12): L. Massignon sk sk bu fikre dnmtr.


Topluluklar ii yasaklamalar, genellikle topluluklar
arasnda geerli deildir.
Gaiz, le livre des avares, ch. Pellat evirisi, Paris, G.
P. Maisonneuve, 1951, s. 150, 197-205.
H. R- dris, La Berbrie orientale sous les Zirides
X - X ll sicles, Paris, Adrien-Maisonneuve, 1962, 2
Vol, t. II, s. 653-656.
G. M. Wickens, The saadatname attributed to Nasir-HUsrev, (The Islande Quarteleyde 2, 1955, 117 132, 206-221) s. 208 (blm XXI)
R. Mantran, Istanbul dans la seconde moiti du
XVIIe sicle, Paris, Adrien-Maisonneuve, 1962 (Coll.
Bibliothque archologique et historique de l'Insti
tut franais darchologie, dIstanbul, XII), s. 112,
173, 175.
.
Voyages du chevalier Chardin en Perse et autres
lieux de lOrient, nouvelle d, par L. Langls, t. VI,
Paris, Le Normant, 1811, s. 121.
R. Le Tourneau, Fs avant le proctectorat, Casab
lanca, Socit marocaine de librairie et ddition,
1949, s. 288.
Ibid, s. 450. Diplomatie and Consular Reportsu
(Londra, 1893, s. 27) da iktibas etmitir.
bid, 448-450.
C. Snouck Hurgronje, Mekka in the latter part of
the I9th century, Leyden, Brill et London, Luzac,
1931, s. 4.
.
Rastgele rnekler veriyorum: J. Wenlers, Payans,
de Syrie et du Proche-Orient, Paris, Gallimard,
1946, s. 125, 196; Habib - Ayrout, Fellahs, le caire,
d. Horus, 1942, s. 68; M.P.S. Girard, Mmoire sur
F. 19

290

47.
48.
49.
50.
51.

l'agriculture, l'industrie et le commerce de lEgypte,


Paris, Impr. royale, 1822, s. 87, 95, 136; Saint-Paul,
La lutte contre lusure en Tunisie (thse de droit,
Aix, 1914); P. Sebag, La Tunisie, essai de monogra
phie, Paris, Ed. Social, 1951, s. 106 (resmi bir ra
pora gre, Tunus, her an bir murabahacln ya
pld memlekettir; D. Warriner, Land and Poverty
in in The Middle East, London, Royal Institue of
International Affairs, 1948, s. 135.
Maurice Gaffiot, lUsure dans lAfrique du Nord
(Outre - Metre, 7, 1935, s. 3-26), s. 9. 18.
E. Michaue - Bellaire L'Usure (Archives Maro
caines, 27, 1927, s. 313-334) s. 313.
bd. s. 327.

leri ve Adalet Bakannn imzasyla Fransz


Cumhurbakanna rapor, 18 Temmuz 1936, s. 7477).
Benali Fekar, lUsure en droit musulman et ses con
squences pratiques, Paris, R. Rousseau, 1908, s.

10. 12.

52. Usure, Dictionnaire de thologie catholique, t. XI,


2e partie, Paris Letouzey et An, 1950, coll. 2316
2390.
53. tbid, coll. 2360.
54. M. Hamidullah, Cahiers de lI.S.E.A. ek, No. 120.
(Seri V, no. 3). Arahk 1961, s. 35.
56. R. Brunching, La Berbrie orientale sous les Hafsides, Paris, Adrien; Maisonneuve, 1940-1947, t. II,
s. 248.
57. K. Marx, Das Kapital, 3. Bd. 47, Parag. 4, ed. Ber
lin, Dietz, 1953, s. 822, 847, Le Capital, t. XIV, evi
renler C. Cohen - Solal ve G. Badia, Paris Ed. So
ciales, 1960, s. 156, 177.
58 bid., s. 852, Fran. evirisi, s. 180.

291

59. C. H. Becker, slamstudien, I, Leipzig, . Quelle u.


Meyer, 1924, s. 186, 270.
60. J. Hochfeld, Studia, s. 170; A. Mandel, Trait d'co
nomie marxiste, Paris, Julliard, 1962, t. I, s. 75-79.
61. S. D. Goiten, Artisans en Mditerrane orientale
au haut Moyen Age, (Annales, 15, 1964, s. 847-868).
62. Gardezi, Kitab zayn. al-ahbar, d. M. Nazm, Ber
lin, 1928, s. 10.
63. Mazari d'aprs H. R. dris, La Berbrie orientale
sous les Zirides, II, s. 639.
64. A. Grohman, Tiraz makalesi, Encyclopdie de
lIslam (d. Franaise, t. IV. Paris, Klincksieck, et
Leyde, Brill, 1934, s. 825-834) s. 829.
65. Mez, Renaissance, 419.
66. zellikle, B. Lewis, The Islande Guilds (Econo
mie Hictory Review), 8, 1937, 20-37).
67. R. Mantran, Istanbul dans la seconde moiti du
XVII, sicle, Paris Adrien - Maisonneuve, 1962, s.
355, 412.
68. Chabrol, Description de lEgypte, Etat moderne,
t. II, de. partie, Paris, mpr. nationale, 1822, s. 365.
69. M.P.S. Girard, Mmoire sur lagriculture, lindustrie
et le commerce de l'Egypte, Paris, tmpr. royale,
1822, s. 102.
70. Girard, ibid, s. 96, 120, 220.
71. Girard, ibid, s. 105.
72. Ticaretin nazariyecisi Cafer bn Ali, mal edinme
tarzlarn kategoriye ayrr; Devletin ve canilerin
yaptklar gibi, zorla; Zanaatkrlarh yapt gibi,
sanat yoluyla ve tccarlar... Kuvvetin ve sanatn karmyle nitelenen bu son kategoriye otoriter ted
birler yardmyla yrtlen devlet ticareti ile, kt
le halindeki satlarla pazara hakim olan ve pazar
fiyatn, yoksullarn zararna bazan byk kapita-

292

73.
74.
75.

76.

77.
.
78.
79.
81.

82.
83.

84.
85.

stlerin yaptklar ticaret de girer. Ritter, Der s


lam, 7, 1917, s. 6.
H. Ritter, Der slam, 7, 1917, s. 15.
M. Rodinson, ad geen makale (s. 261, no. 8)
M. Rodinson, De larchologie la sociologie his
torique, notes mthodologiques sur le dernier Ouv
rage de G. Tchalenko (Syria, 38, 1961, 170-200),
s. 195.
E. Mandel, Trait d'conomie marxiste, Paris, R.
Juillard, 1962, I, s. 109-152; The Transition from
Feudalism to Capitalism, by M. Sweezy, H. K. Takahai, M. Dobb, R. Hitton, chr. Hill, London, Fore
Publications.
Manuel dconomie politique, Paris, Ed. socialen,
1956, 54.
Belyaev, chaiers dhistori mondiale, 4, 1957-1958,
s. 233.
R. Boutruche, Seigneurie et fodalit, I, le Premier
Age des liens dhomme homme, Paris, Aubier,
1959 (Collection Historique, s. 11.
K. Marx, Grundrisse der Kritik der politischen Oekonomie, Rohentwurf, Berlin, Dietz, 1953, s. 375
413 ngilizce evirisi, E. J. Hobsbawmin mkem
mel bir girii ile, K. Marx, precapitalist conomie
formations, London, Lawrence and Wishart, 1964.
bid, s. 409, 1, 25; 390, I. 24.
Claude Cahenm deerli ve yetkili yazsna bak.:
Rflexions sur l'usage du mot fodalit (dans
Recherches Internationales la lumire du marxis
me, No. 37, 1963, s. 203-214).
Grundrisse, s. 377, 1. 11.
M. Godelier, La Notion de mode de production
asiatique et les schmas marxistes dvolution des
socits, Paris, 1964, 43 sayfa. J. Chesneaux'nun

293

eletirisi, Le mode de production asiatique; quel


ques perspectives de recherches (dans la pense, no.
114, Nisan 1964, s. 33-55); P. Vidal - Naquet ( His
toire et idologie, Karl Wittfogel et le concept de
mode de production asiatique, (dans Annales, Eco
nomies, Socits, civilisations, 1964, s. 531-549).
86. Birok marksistin aksine, Marx mlkiyet (Eigen
tum) ile tasarrufu, sahip olmay (Besitzung) birbi
rinden tamamen ayr grmektedir. Onun mlkiyet
hakkndaki grn, Roma ve Bat hukukundaki
mlkiyet kavram ok etkilemitir. Dou tipi top
lumda fert, Marxa gre Veraset yoluyla olsa da ol
masa da, sadece belirli (zel) bir parann sahibi
dir; mlkiyetin herhangi bir ksm, ancak toplu
luun bir yesi olduu iindir ki ona aittir, yoksa
srf onun kendisinin deildir; demek ki bu fert
sadece tasarruf edendir. Burada var olan sadece
kamu mlkiyeti ve zel tasarruftur (Grundrissc,
380, 1. 27-3). Tabiatiyle, ou etnograflarn yapt
gibi mlkiyetse Roma hukukundakinden ok daha
geni bir anlam verilirse, bu zel tasarruf mlki
yet olarak kabul edilebilir, tasarruf veresat yoluy
la gelebildiine, sz konusu kollektif mlkiyet de,
esas itibariyle, toprak mlkiyeti olduuna gre, her
zel temellkn kime ait olduu bilinemez diye, bu
rada ilkel komnizmden sz edilemez: bu dolaymlam mlkiyet, ferdin sadece tasarruf ettii ve
zel toprak mlkiyetinin bulunmad kamu mlki
yeti olarak grnr (ayn eser, s. 385, I. 30-33).
Engels'in Ailenin, ...kkeni hakkndaki Stalinci ma
kalemde bu ayrmlar zerinde durmutum (Pense,
No. 66, mart-nisan 1956, s. 13-15). Bu makalede
ad geenlere ve ilkel komnizm hayaletine kar
son ralarda daha sistemli saldrlarda bulunan-

294

87.
88.
89.
90.
91.

92.
93.

94.
95.

lara bir cevaptr bu. Mesela, bak. Die Anfnge des


Eigentums bei den Naturvlkern und die Entstehung
des Privateigentums, Gravenhage, Mouton, 1954.
Grundrisse, s. 397. I. 1-3.
a.g.e., s. 385. I. 43 den 386ya kadar, 1. 10.
a.g.e., s. 390. I. 25.
a.g.e., s. 395, I. 1-6.
Burada Papular rnek vereceim. lkel tarmc
lard bunlar, savamadan edemezlerdi. Ama yenik
deni hibir zaman kendilerine kul edip smrmezlerdi. Bir grup Papudu iin yle sylenebilir
(ve bu onlarn hepsi iin geerlidir). Onlara gre,
sahipsiz bir toprak diye bir ey dnlemezdi (G.
Landtman, The Origin of the inequality of the social
classes, London, Kegan Paul, Trench, Trubner, 1938,
s. 6) ayn yazarn, The Kiwai Papuans of British
New Guinea, Londan, Macmillan, 1917, blm X ve
XII; R. M. Berndt, New Guinea, The Central High
lands adl makale. (= American Anthropologist,
cilt 66, No. 4, ksm 2, Austos T964), de s. 183-203;
L. Pospisil, The Kapouku Papuans of West New
Guinea, New York, Holt, Rinehart and Winston,
1964, s. 44, 49, 55 ve devam.
zellikle R. Boutruche, (79 No. lu notta belirtilen
eser)
Mesela, R. Thurnwaldm snflandrma denemeleri:
Economics in Primitive Communities, London, Ox-,
ford University Press, 1932; Franszca evirisi,
L'Economie primitive, Paris, Payot, 1937.
Bak. R. Brunschving, Abd maddesi (Encyclopdie
de lTslam2, cilt I, Franszca bask, Leyde, Brill et
Paris, M. Besson, 1960, s. 25-41), s. 34.
Bu konuda en iyi sentez Claude Cahen'inkidir:

295

96.

97.
98.
99.

100.

101.

102.

Contribution l'histoire de kta (Annalen) de,


Economies, Socits, civilisations, 8, 1953, s. 25-52).
Mesel, Dou'da kapitalizmin kkenleri hakknda
Sovyet tarihileri arasnda Haziran 1960 da L. B.
Alaevin tutumu (O geezise kapitalizme v stranah
(XV - XIX VV.)? da materiali obsujdeniya, Mosko
va zdatel/Stvo Vostotsnoy Literatr, 1962, s. 396
ve . M. Smilyanskayanm Arap memleketleri ile
ilgili tutumu (ayn eser, s. 409).
K. Marx, Grundrisse, s. 396, 1. 32.
A,yn eser, s. 396.
Ayn eser, s. 409.
Elashar niversitesinden Zeydan Ebu-1 Kerim'i en
safdiller arasnda saymak gerek, Bina' al itihat fi
slm (slmda ekonomik yap) Kahire, dr l rba, 1959, (s. 4) adl kitabnda, Trk hakimiyetinin
sebep olduu durgunluktan nce mslman Arab
toplumunun Fkha gre ok iyi ynetildiini sy
ler. ,
Min tarih-al harekt al-fikriya f 1-Islam, I. min tarih-al harekt al-itimaiya, Jerusalem, 1928'de Bendel Jawzi; Musulmaskoe Sektantsvo; Moskova, izd.
Vostotsnoy literatr, 1957 (Akademiya nauk SSSR,
Institut vostokovedeniya)da E. A. Belyaev gibi
marksistler, baz obartmalara ramen bunu reddi
imknsz olgulara dayanarak gelitirmilerdir.
Hamidullaha gre (Cahiers de 1I.S.E.A., zeyl. No.
120 [Seri V, No. 3], Aralk 1961, s. 28) Kuranda mi
rasla ilgili hkmler, vasiyet hrriyetini kstlad,
ve mirasn belli hisselere gre, isim belirtilerek ak
rabalar arasnda pay edilmesini art kotuu iin,
servetin ayn ellerde birikmesini nleyecektir. Ger
ekte, (douraca ekonomik sonulan gz nn
de tutmakszm sadece bir adalet fikrinden esinle-

296

nen) bu hkmler, servetlerin meydana gelmesini


deil, intikalini nleyebiliyordu. Klsik devirde i
letmeler (teebbsler) zellikle aile iletmeleri ol
duundan aile reisinin (babann) mallarnn, ailesi
nin mensuplar arasnda bllmesi, ailev. firma
nn belli bir servet biriktirmesini nlemiyordu. te
yandan, klasik slm, vakf formln ortaya at
mt (Bak. G. Baer, A. History of Landownership
in Modern Egypt, 1800-1950, London, Oxford Uni
versity of Press, 1962, s. 115, 163). ou blgelerde
ve ou durumlarda Ortaa Avrupasmda da vasi
yet hrriyetinin ok snrl olduunu unutmamak
gerektir.
'

BLM IV

1. Die protestantische Ethik und der Geist des Kapita


lismus (s. 15; franszca evirisi L'thique protes
tante et lesprit du capitalisme, Paris, pion, 1964,
s. 29.
2. Bak. zellikle M. Weber, Wirtschaftsgeschichte, s.
270, 289, 300.
3. 1 No. lu notta belirtilen eserin ngilizce evirisinin
giri ksmnda R. H. Tawnay, nispeten yeni bir bib
liyografya vermektedir, s. 4, N. 1; bak. The Refor
mation, Material or spiritual? Lewis W. Spitz, Bos
ton, D. C. Heath, 1962 (coli. Problems in European
Civilization) ve Herbert Lthynin makalelerinin
topland kitabn ilk ksm: le pass prsent, Mo
naco, Ed. du Rocher, 1965 (Coll. Preuves).
4. R. Blachrein evirisi : Le Coran, Paris, G, P. Mai
sonneuve, Besson et Chantemerle 1949-1950, 3 cilt;
Le Coran (al-Kuran), Paris, Besson, 1957 [bir cilt

297

5.

6.
7.
8.
9.
10.

11.
12.
13.
14.
15.

16.
17.

halinde]. Karlatrnz. A. Pautz, Muhammeds


Lehre von der Offenbarung, Leipzig, W. Drugulin,
1898, s. 80-81.
Bak. H. Grimme, Mohammed (s. 258, No. 32), cilt
II, s. 71; Gaudefray - Demombynes, Mahomet, Pa
ris, Albin Michel, 1957 (Coll. LEvolution de lhu
manit, 36) s. 330.
Kuran ideolojisine gre, slmiyet her zaman var
olmutur. Ademden bu yana btn gerek peygam
berler ve onlara kulak verenler hep mslmandr.
Ayn anlamda bak. 10 : 42/41
Mesel, Gaudefroy - Demombynes, Mahomet, s.
322.
Kelimenin anlam hak. bak. Pautz, Muhammeds
Lehre, s. 93
Caractristique de Mahomet daprs le Qoran
(Recherches de science religieuse, 20, 1930, s. 416
438). Aklamalarmn hepsi Y. Moubaracim itirarazina (Abraham dans le Coran, Paris, Vrin, 1958,
s. 111, n. 1). Bu yazar, Muhammedi aka hiristiyanlatrmaktadr.
Grimme, Mohammed, II, s. 105.
Pautz, Muhammeds Lehre, s. 80.
C. C. Torrey, The Commercial-theological terms in
the Koran (thse de Strasbourg), Leyden, E. J.
Brill, 1892, IV, s. 51.
Ayn eser, s. 48
Gaudefroy - Demombynes, Le Sens du substantif
gayb dans le Coran (Mlangs Louis Massignonda II, Beyrut, Institut franais de Damas, 1957, p.
245-250)
H. Grimme, Mohammed, II, s. 119.
H. Ringgren, The Conception of faith in the Ko
ran (Oriensde, 4, 1951, 1-20) s. 15.

298

18. Birok kere anlatlmtr. Mesel bak. M. Rodinson, Mahomet, Paris, Club franais du Livre, 1961,
s. 73. (Bu eser, Hazret! Muhammed adyla Gn ya
ynlarnda kmtr. eviren: Atill Tokatl)
19. Her ne kadar bilgin evrelerin ar haya duygu
suyla badamyacaksa da bu hadisi buraya aktar
yorum, nk bunu koyu dindar olan Tabari zik
retmektedir. Hadis Peygamberin ilk kars Haticeyle ilgilidir. Hatice Seninle gren yoldan sana
geldiinde beni (onun varlndan) haberdar edermisin dedi; Allahn elisi, olur dedi; Hatice o hal
de, geldiinde onu bana bildir dedi. Sonra Cebrail,
her zamanki gibi onu grmeye geldi. O zaman Al
lahn Elisi, Hatice ite Cebrail geldi dedi. Hatice,
kalk yleyse ve sol kalama otur dedi. Allahn eli
si kalkt ve onun sol kalasna oturdu, Hatice onu
gryor musun dedi. Peygamber evet dedi. Ha
tice imdi biraz kmlda ve sa kalama otur dedi.
Allahn elisi kmldad ve onun sa kalasna otur
du, O, Cebraili gryor musun dedi, Allahn elisi
evet dedi; Hatice; kucama otur dedi; Peygamber
onun kucana oturdu. Hatice onu gryor musun
dedi, Allahn elisi evet dedi. O zaman Hatice so
yundu, Tanrnn elisi kucanda oturuyordu. Hati
ce, imdi onu gryor musun dedi. Allahn elisi
hayr dedi. Sevin dedi Hatice, Allaha hamdolsun,
bu eytan deil, bir melek dedi (Annales, d. M.),
de Goeje, Leyde Brill, 1879-1901), cilt 3 (1881 1882) ), s. 1152; d. Le Caire, 1357-1358/1939, cilt
II, s. 50)
2 0 . Y. Mqubarac, Abraham dans le Coran, Paris, Urin,
1958, s. 108-118. Bilan des tudes mohammadiennes adl yazmda (Revues historiques, cilt 229, fasikl 465, Ocak-Mart 1963, s. 169-220), s. 215, No.

299

21.

22.
23.
24.
25.
26.
27.
28.
29.
30.
31.

l de etkiler meselesi hakknda bu yazan eletirir


ken, konuyu derinlemesine incelememitim; bun
dan dolay da onun teziyle, Tevrat ve Kuranda b
rahim Peygamber hakknda ileri srlen gr ara
snda bir mahiyet fark olduunu sanmtm. Ama
durumu yakndan inceleyince byk bir fark olma
dn grdm. Bu konuda bak. J. Bonsirven, Le
Judasme palestinien au temps de Jsus-christ, Pa
ris, Beaauchesne, 1935, II, 48-52
G. von Rad, Thologie des Alten Testaments, Bd. I,
2. bask., Mnchen, Kaiser, 1958, s. 61, 422; fransizca evirisi, Thologie de lAncien Testament, I, Ge
neve, Labor et Fides, 1963, s. 55, 367.
Ayn eser, s. 442; franszca evirisi s. 384
Sonraki eserlerde inanmak ve iman szleri sk
sk geer. Bak. J. Bonsirven, Le Judasme palesti
nien au temps de Jesus-Christ, cilt III, s. 48, not. 3.
H. A. Wolfson, The philosophy of the church Fa
thers, cilt 1, Cambridge Mass, Harvard University
Presse, 1956, s. 19.
ayn eser, s. 97.
Vocabulaire de la thologie biblique, X. Lon Du
four, v.s. ynetiminde, Paris, Ed. du Cerf, 1962, s.
1002 a. b.
Cl. Tresmontant, Essai sur la pense hbraque Pa
ris, Ed. du Cerf, 1953 (Coll. Letio Divina, 12), s.
118.
De praescriptione haereticorum (VII, 6, 9, 11-13),
P. de Labriollenin evirisi, Paris, A. Picard, 1907,
s. 16-19 (bu eviriyi biraz deitiriyorum).
De came Christi, 5; Bak. H. A. Wolfson, The Phlosophy..., I, s. 103, 1024.
f
Wolfson, ayn eser, s. 127.
T. Andrae, Ders Ursprung des Islams und das

300

32.

33.

34.
35.

36.
37.

38.
39.

40.

Christentum, Uppsala, Stockhlom, Almquist et


Wiksell, 1926, s. 123, Franszca evirisi Les Origines
de lIslam et le Christianisme, Paris, Adrien-Mai
sonneuve, 1955 (Coll. Initiation lIslam), s. 130.
H. Ringgren, The Conception of faith in the Koran
(Oriensde, 4, 1951, s. 1-20), s. 12. Ama bu gre
Philonda da rastlanr. Bak. J. Danielou, Philon
dAlexandrie, Paris, A. Fayard, 1958, s. 148.
R. Roques, Structures thologiques, de la Gnose
Richard de Saint-Victor, Paris P.U.F., 1962 (Coll.
Bibliothxque de lEcole des Hautes Etudes, Sci
ence religieuses, 72), s. 144, 161. De divinis nomini
bus, II, 9 (648 B)de renilmeyen ama esrarl bir
ekilde yayan bu birlik ve bu iman dan sz edi
lir. (Oeuvres compltes du Pseudo Denys lAreopagite, Paris, Aubier, 1943, s. 86.
Wolfson, ad geen eser, s. 140.
Bugnk katolik teolojisinin iyi bir zeti iin bak:
L. Gardet ve M.-M. Anawati, Introduction la tho
logie musulmane, essai de thologie Compare, Pa
ris, Voin, 1948 (Coll. Etudes de philosophie m
divale, 37) s. 330, 345.
R. Roques, ayn eser, s. 246, 288.
man Tanrmn grnmez vasflarn, tabii akl
dan daha kuvvetle idrak eder (Summa theologiae,
II, 2, madde 3 (1216), 1962, s. 1102 b, R. Bemardn evirisi, La foi, cilt I, Paris, Descle, 1941, s. 87).
ayn eser, madde 10 (1223), s. 1107 b;
W. M. Watt, Muhammad at Mecca, Oxford, Claren
don Press, 1953, s. 24; bak. Maxime Rodinson, His
toire Universellede, cilt II, Paris, Gallimard, ,1957
(Encyclopdie de la Pliade, IV) s. 26.
H. Ringgren, Studies in Arabian fatalism, Uppsalo, -

301

4L

42.
43.
44.
45.
46.

47.

A. B. Lundequist; Wiesbaden, O. Harrassowitz,


1955 (Coll. Uppsala Universitets Arsskrift, 1955, 2)
H. Grimme, Mohammed, II, s. 105-109; Tor Andrae,
Muhammed, hans liv och hans tro, Stockholm, Na
tur och Kultur, 1930, s. 83; fransizca evirisi Maho
met, sa vie et sa doctrine, Paris, Adrien-Maison
neuve, 1945 (Coll. Initiation l'Islam, 2), s. 62;
Goldziher, Vorlesungen ber den Islam, Heidelberg,
Winter, 1925, s. 12; fransizca evirisi, Le Dogme et
la Loi de lIslam, Paris, Geuthner, 1920, s. 11; W. M.
Watt, Free will and Prdestination in Islam, Lon
don, Luzac, 1948, s. 12-17; O. Pautz, Muhammeds
Lehre..., s. 106
H. Grimme, Mohammed, II, s. 109, n. 1, daha ok
Kurani esas ahr, Coran, 3:159/165; 4:80/78.
M. Hamidullah, le prophte de l'Islam, Paris, Vrin,
1959, II, s. 515.
4. blmn, 4 No. lu dip notunde geer, R. Blachrein evirisi...

L. Massignon, Essai sur les origines du lexique


technique de la mystique musulmane, 2. bask, Pa
ris, Vrin, 1954, s. 140.
Byk mutasavvf Celleddin-i Rumi de ayn eyi
gerekten hissetmitir (bak. F. Meier: Classicisme
et Dclin culturel dans lhistoire de lIslam, BessonChantemerle, 1957, s. 232)
slm dnyasnn modem gereklikler karsnda
uyannda nemli bir rol oynam olan bir eserde,
akip Aslann eserinde bu hakl olarak ilenmitir:
Lima da takkara 1-Muslimun Va-li-mada tagaddema
gayrom (Mslmanlar niin geri kaldlar ve dier
leri niin ilerlediler), Kahire, Manr basks, 1349
(1930-1931), s. 68. Amal kelimesinin getii birok
ayeti bu eserde ele ahr; bazlarnn kapsamn abart-

302

48.
49.
50.

51.
52.
53.
54.
55.
56.

mtr. Ama aslnda hakldr. O da benim gibi, ncilde kadercilik denilebilecek ey zerinde (s. 72)
durur. Byk Islahat Muhammed Abduhda yap
mtr. Bak Osman Amin, Muhammed Abduh, essai
sur ses ides philosophiques et religieuses, Kahire,
Mir basmevi, 1944, s. 160. slmda bu eilimin be
lirtilmesi, slmda yenileme hareketinde beylik
sz haline gelmitir. Sosyolog J. Poirier, Kadercili
e kar olan tutumlarn dorulamak iin Kuran
metinlerini ileri sren yenilik taraftar mslmanlardan phe etmekte hakszdr. (Chaiers de lI.S.
E.A. eyl, no. 120. [seri V., No .3], Aralk 1961, s.
213). Kadercilik aleyhindeki .ayetler determinist
metinler kadar geerlidir. Avrupa kamu oyu slmdaki kadercilie ne kadar ok inanm!.
zellikle Kuds ncilinin evirisinden, biraz da
Mgr. Garroneun evirisinden esinleniyorum, Les
Psaumes, Bourges, Tardy, 1963.
Vocabulaire de thologie biblique, s. 271 b.
D. B. Macdonald, bu meseleyi, Encylopdie de lislamda Sihr maddesinde incelemitir. Cilt 4. (d.
franaise, Leyde, Brille et Paris, Klincksieck, 1934,
s. 425-435), s. 426-428.
D. B. Macdonald, 26:153, 185 deki ayetler, birok
kere sylendii gibi, Muhammed'i deil, dier pey
gamberleri hedef almtr.
'
M. Weber, Wirtschaftsgeschichte, Mnchen und
Leipzig, Duncker und Humblot, 1923, s. 308.
A(yn eser, 307.
Johs. Pedersen, Israel its life and culture, London,
Oxford University Press et Copenhagen, P. Branner,
1926-1940, eilt I-II, s. 199.
Pedersen, ayn eser, s. 164, 430, 448.
R. Amaldez ekonomik alanda bol rnek vermekte-

303

57.
58.
59.

60.
61.
62.

63.

64.
65.
66.
67.

dir, Sur une interpretation conomique et sociale


des thories de la zekt en droit musulman
(Chaiers de l'S.E.A.da No. 106 [seri V, No. 2] ekim
1960, s. 65-86.
A. Guillaume bunu ok iyi anlatmtr: The Tradi
tions of Islam, an introduction to the hodith litera
ture, Oxford, Clarendon Press, 1924, s. 19.
A. J. Wensinck, sunna maddesi, Encyclopdie de
l'Islam, cilt IV (ed. franaise, Leyde, Brill et Paris,
Klincksieck, 1934, s. 581-583).
J. S c h a h t, Esquisse d'une histoire du droit musul
man, Paris, Besson (1953), (Coll. Institut des Hau
tes Etude marocaines, Notes et documents, XI), s.
65-70.
Wirtschaftsgeschichte, s. 270.
Die protestantische Ethik und der Geist des Kapi
talismus, s. 3, franszca evirisi, s. 14.
Fr. Olivier-Martin, Prcis d'histoire du droit fran
ais, Paris, Dalloz, 1938, s. 220, 239, karlatrnz.
J. Huizinga, le Dclin du Moyen Age, franszca e
virisi, Paris, Payot 1948, s. 69.
Wirtschaftsgeschichte, s. 290, slm hukukunun
ekonomik gelime zerindeki etkisi iin baknz :
C. H. Becker, Islamstudien, I, s. 60. Anlatlanlarn
hibiri kesin deil.
P. Koschaker, Europa und das rmische Recht,
Mnchen und Berlin, C. H. Beck, 1953, s. 57.
Wirtschaftsgeschichte, s. 292.
Fr. Olivier-Martin, Prcis, paragraf 246, s. 560, 585,
591; P. Koschaker, Europa, s. 76, 120, 142.
slm dnyas ile ilgili en iyi sentez Cl. Cahenindir;
The Body Politic (Unity and Variety in Muslim
Civilization, ed. by G. E. von Grunebaum, Chicago,
the University of Chicago, Press, 1955, s. 132-158.

304

68 A. Abel, La place des sciences occultes dans la d

cadence (Classicisme et dclin culturel dans lhis


toire de lIslam, Paris, Besson-Chantemerle, 1957),
s. 291-311. ada fransz etnograflar Avrupa me
deniyeti dndaki halklarn ekonomik faaliyetinin
sembolik ve b-din karm bir muhtevaya b
rnd zerinde. srarla durmaktadrlar, ilerinden
bazlar, kendilerine inceleme alan olarak, msl
man ky topluluklarn, zellikle berberi dilinin
konuulduu topluluklar semilerdir. Mesel, J.
Servier: Essai sur les bases de lconomie tradition
nelle chez les Berbrophones dAlgerie, Chaiers
de l'I.S.E.A.da No. 106 [seri V. No. 2], ekim 1960,
s. 87-103. Daha geni bilgi iin Les Portes de lan
ne, adl kitabna baknz, Paris, R. Laffant, 1962),
(ok nemli gzlemlerde bulunan bu etnograflarn
grlerinin eletirilmesi gerektir, kendilerinin de
iaret ettikleri gibi, bu sihri muhtevann slmla
hibir ilgisi yoktur. Avrupal, Amerikal sanayicile
rin ou, bir ie kalkmadan nce dergilerdeki yl
dz fallarna bakmaktadrlar.
69. Halk iin yazlm kitaplarda bu birok kere ilen
mitir (ou zaman da kt bir ekilde yaplmtr,
zellikle, J. C. Risler ile A. Mazaherinin Fransada
ok yaygn olan eserlerinde). Daha gvenilir ak
lamalar yaplmtr. Bak. The Legacy of slam, T.
Arnold and A. Guillaume basmevi, Oxford, Claren
don Press, 1931; D. Meyerhof, Le Monde Islamique,
Paris, Rieder, 1926, s. 29-44 (ok bilgili bir insann
youn bir incelemesi); A. S. Atiya, Crusade, Com
merce and Culture, Bloomington, ndiana Univer
sity Press' 1962, s. 205-250. slmiyet uzman olma
yan Vintejoux'nun drst incelemesine baknz :
Le miracle arabe, nsz yazan L. Massignon, Pa-

305

ris. Chariot, 1950). zellikle G. Jacobun eseri :


Der Einfluss des Morgenlands auf das Abendland,
Vornehmlich whrend des Mittelalters, Hannover,
Lafaire, 1924; H.A.F. Gibb, The Influence of Isla
mic culture in mediaval Europe (Bulletin of the
John Rolands Library, 38, 1955, s. 82-98) verdii
bilgi geni olmakla beraber, vard sonular ks
men eletirilebilir; A. Abel, le problme des rela
tions entre lOrient musulman et lOccident chr
tien au Moyen Age (Annuaire de lInstitut de phi
lologie et dhistoire orientales et slavsda, 14, 1954
- 1957, s. 229-261; ve dev bir eserde Charles Singer'in yetkiyle yapt deerlendirme (East and West
in Retrospect, A History of Technology adl eserde,
cilt II, The Mediterranean Civilizations and the
Middle Ages, Oxford, Clarendon Press, 1956, s. 753 776.
70. L. Gardet, Le Monde de lIslam face la civilisa
tion technique (Bulletin du Cercle Saint Jean Baptiste, Mars 1959, s. 106-111), s. 108; bak. P. Rondot: Cahiers de lInstitut de science conomique
appliquee, No. 106 (Srie V, No. 21), ekim 1960,
s. 39.
71. nsan tabiatm nimetlerine bir lde, iinde bu
lunduu artlara gre yaamas iin gerekli olduk
lar lde sahip olmaldr. Bu ly amak g
nahtr (Summa theologiae, II, 2. soru 118, mad.
1, 799, Alba et Roma, ed. Poulinae, 1962, s. 1562
b). R. Lafouche, les Origines de lconomie occi
dentale (IV-XIe sicles), Paris, A. Michel, 1956, s.
62).
72. Mesel, Gazali, hyaulum-u din, Kitap 27, Kahire
F. 20

306

73.

74.

75.
76.
77.
78.

79.
80.

1352/1933, cilt III, s. 200, G. H. Bousquet, Paris,


Besson, 1955, parag. 109.
'
C. H. Becker, slam und VVirtschaft ( Islamstudi
en, I, adl incelemelerinde, Leipzig, Quelle u. Me
yer, 1924, s. 54-65) s. 60. Karlatrnz: A. Rhl,
Vom Wirtschaftsgeist im Orient, Leipzig, Quelle u.
Meyer, 1925, s. 71.
Mesel, R. Gendarme, La Rsistance des facteurs
socio-culturels au dveloppement conomique,
lexemple de lIslam en Algrie, (Revue conomique,
Mars 1959, s. 220-236), l'Economie de lAlgrie adl
kitabnda da ayn konuyu ilemitir. Paris, A. Co
lin, 1959, s. 126-141. G. Destanne de Bemis bu ese
ri hakl olarak eletirmitir, Cahiers de lI.S.E.A.,
No. 106 [seri V, no. 2], ekim 1960, s. 110.
C. H. Becker, Islam und Wirtschaft (Islamstu
dien) s. 56. Karlatrnz, A. Rhl, Vom Wirtsch
aftsgeist im Orient, s. 38.
L. Gardet, La Mesure de notre libert, Tunis, Bascone et Muscat, 1946 (Coll. Publications de lInsti
tut des Belles Lettres arabes, 9), s. 100.
L. Gardet, La cit musulmane, Paris, Vrin, 1954
(Coll. Etudes musulmanes, 1) s. 281.
E. Tyann yazd cihad maddesi, mkemmel bir
inceleme, Endylopdie de lIslam, 2. bask, cilt II,
kitap 31, franszca basks, Leiden, Brill et Paris,
G. P. Maisonneuve et Larose, 1963, s. 551-553. Kar
latrnz: P. Rondot, Cahiers de 1T.S.E.A., No.
106 (seri V, n. 2), ekim 1960, s. 42.
L. Gardet, ayn eser, s. 281.
la vie de Mahomet et le problme sociologique
des origines de lIslam adl makalemde belirtti
im Pakistan hkmet komisyonunun raporu (Dio
gne, No. 20, ekim 1957, s. 37-64), s. 45, not 14.

307

81. L. Gardet, La Mesure de notre libert, s. 99.


82. Gazali, hya... Kitap 35, c. IV, s. 228, G. H. Bous
quet'nin ksa tahlili, s. 386.
83. Mortada, thaf as-sada, H. Rittere gre, Der Islam,
7, 1917, s. 32.
84. Gazali, hya, Kitap 13, c. II, s. 56 (tahlil paragraf
54)
85. Gazali, ayn eser, IV, s. 238 (tahlil, s. 389)
86. Bu tutumun gzel bir rnei iin bak: F. J. Bon
jean et Ahiet Deif, Mansur, histoire dun enfant
du pays dEgypte, Paris, Rieder, 1924, s. 169.
87. Mesel bak: Henri Se, Science et philosophie de
lhistoire, Paris, Alcan, 1928, s. 302.
88. Cahiers de l'I.S.E.A., no. 106 (seri V, no. 2), ekim
1960, s. 114.
89. L. Gardet, Raison et foi en Islam (Revue tho
miste, 43, 1937, s. 437-478; 44, 1938, s. 145-165, 342 378)
90. F. Meier, Soufisme et dclin culturel (Classicis
me et Dclin culturel dans lhistoire de lIslam, Pa
ris, Besson-Chantemerle, 1957, s. 217-241), zellik
le s. 230, ve tartma, s. 244. Aksi gr iin bak.
C. H. Becker, Islamstudien, s. 59.
91. Mesel, L. M. Garnett, Mysticism and Magic in
Turkey, London, I. Pitman, 1912, s. 88.
92. Mesel . Ltf Barkan, kendi almalarnn fran
szca zeti : Revue de la Facult des sciences co
nomiques de lUniversit dIstanbul, yl 11, No. 1-4
(ekim 1949 - temmuz 1950), s. 77, not 9.
93. Mesel, L. M. Garnett, aym eser, s. 68-94 - A. Gouilly,
LIslam dans lAfrique occidentale franaise, Paris,
Larpse, 1952, s. 121, aym mridler hakknda, ayrn
tl bilgi iin bak. A. Bourlon, Mrid ve Mridlik
1953, (Notes t Etudes sur lIslam en Afrique noi-

308

95.
96.
97.

98.

99.
100.

re, Paris, Peyronnet, 1963, s. 53-74), fakat ayn der


lemede F. Quesnotnun makalesine bak (Influence
du mouridisme sur le tidjanisme, s. 117-125).
C. H. Becker, Islamstudien, I, s. 64; A. Rhl, Vom
YVirtschaftsgeist im Orient, s. 44; R. Brunschvig :
lEvolution conomique sociale et culturelle, I, s. 9.
R. Brunschvig Classicisme et dclin culturel..., s. 35.
Z. Smogorzewski, Un pome abdite sur certaines
divergences entre les Malikites et les Abadtes
(Roczntyk Orientalistyczny, 2, 1919-1924, s. 260 268).
Mzabites'ler hakknda sosyolojik bakmdan daha
derli toplu bir grler iin bak. A. Rhl, Vom
Wirtschauftsgeist im Orient, Leipzig, Quelle und
Meyer, 1925, s. 84-92; P. Bourdieu, Sociologie de
lAlgerie (Coll. Que sais-je?, 802) Paris, P.U.F., 1958,
s. 43-58; 2. bask, s. 35-50 (fakat dogmatikler hak
knda sylediklerini ihtiyatla karlamak gerek).
badisme meselesinin ksa ama gvenilir bir zeti
iin bak: T. Lewicki, badiya du Handwrterbuch
des Islam, Leiden, Brill, 1941, s. 179-181 (Shorter
Encyclopedia of Islam, Leiden, Brill, 1953, s. 143 145)
A. J. Meyer, Middle Eastern Capitalism, Cambridge,
Mass, Harvard University Press, 1959, s. 43.
daha nceki sayfalara baknz.
BLM V

1. Bu stnlk kavram hakknda bak. F. Perroux,


Esquisse dune thorie de lconomie dominante
(Economie applique, 1, 1948, k. 243-300), zellikle
s. 251.

309

2. A. J. Meyer, Middle Eastem Capitalism, s. 45.


3. Bu kitabn dzeltmelerini yaptm srada elime
Sovyet iktisatlarndan yaplan deerli bir eser
geti: Rabotshiy Klass Stran Azii : Afriki, spravotshnik, Moskova, Nauka, 1964, verilen istatistikler
genellikle 1959-1963 yllarndaki eitli kaynaklar
dan alnmtr (bu istatistiklerin hepsi gvenilir
deildir). Bunlara gre bulduum yzdeler otyledir: Afganistan 0,21, Irak 1,85, Lbnan 3,09, Trki
ye 4,19, Msr 4,51, srail (toplam) 7,60, Tunus 2,87,
Cezayir 3,60.
4. C. S. Cooper, The Modernizing of the Orient, Lon
don, T. Fisher Unwin, 1915, s. 5.
5. Mustafa Fehmi, La Rvolution de lIndustrie en
Egypte et ses consquences sociales aux X ix sicle
(1800-1850), Leiden, Brille, 1954, s. 84; bak. F. M.
Acamba, Otsherki po istorii arabskih stran, Mosko
va, d. de l'Universit de Moscou, 1959, s. 13; Z. Y.
Hershlag, Introduction to the modem conomie
history of the Middle East, Leiden, Brill, 1964, s.
86, adl eserinde, Fehminin verdii rakamlar hak
l olarak eletirmektedir.
6. L. A- Fridman, Kapitalistitscheskoe razvitie Egipta
(1882-1939), Moskova, d. de l'Universit de Mos
cou, 1963, s. 147; bak. F. M. Acamba, ayn eser, s. 27.
7. Abdel-Malek, Egypte, socit militaire, Paris, Seuil,
1962, s. 20; L. A. Fridman, ayn eser, s. 5-21, 151.
8. Abdel-Malek, ayn eser, s. 22.
9. Hassan Riad, LEgypte nassrienne, Paris, d. de
Minuit, 1964, s. 76-84; bak. Z. Y. Hershlag, Intro
duction, s. 219.
10. R. Mantran, Istanbul dans la seconde moiti du
XVII sicle, Paris, 1962, s. 419, Ayn yazar, Constan
tinople aux temps de Soliman le Magnifique et de

310

11.
12.
13.
14.

15.

ses successeurs, Paris, Hachette, 1965, s. 149-152;


H.A.R. Gibb ve H. Bowen, Islamic Society and the
West, cilt I, ksm 1, London, Oxford University
Press, 1950, s. 296.
Journal asiatique, 6. seri, cilt 5 (86), ocak-Haziran
1865, s. 159.
Novaya istoriya stran Zarubejnogo Vostoka, Mos
kova, Moskova niversitesi yayn, 1952, cilt 1, s.
317.
Z. Y. Hershlag, Introduction, s. 71.
Mehmet Ali Paann Konsolos Barnettin konuma
sna cevab, yaynlayan Ren Cattaui Bey, le Rgne
de Mohammed Ali d'aprs les archives russes en
Egypte, cilt III, Roma, Reale Societa di Geografia
dEgitto, 1936, No. 277 bis, s. 587. A. E. Crouchley
Muhammed Alinin sna devletiliinin i kusurla*
r zerinde birok defa durmutur. Yenilgi belki
de kanlmazd der. Kusurlar ilendii muhak
kak, ama, sistemin sonraki gelimesi hakknda n
ceden hkm verilemez. Bak. A. E. Crouchley, The
Economie Development of Modem Egypt, London,
Longmans, Green and Co., 1938, s. 73. Ama kabul
etmek gerekir ki sistemin kmesine Londra Anla
mas sebeb olmutur (Bak, ayn yazar, A century
of Economie Development, 1837-1937 [l'Egypte con
temporaine, 30, 1939, no. 182-183, s. 133-155], s. 145)
Bu istatistikte, toplam deeri en azndan 1000 TL.
olan hi deilse 5 beygirlik motor gc kullanan
tesislere snai tesisler denilmektedir. Kaynak ola
rak, Statistique Industrielle des annes 1913 et
1915; Istanbul, ministre du commerce et de lAgri
culture, gsterilmitir. Tahliller iin bak. O. Con
ker ve E. Witmeur, Redressement conomique et
Industrialisation de la nouvelle Turquie, Paris, Re

311

16.
17.
18.
19.
20.

21

22 .

23.
24.

cueil Sirey, 1937 (Coll. Bibliothque de l'Ecole su


prieure de Sciences commerciales et conomiques
de lUniversit de lige, 18), s. 55-59, A. F. Miller,
ots herki noveyshey istorii Turcii, Moskova-Leningrad, S. Birlii Bilimler Akademesi yaym, 1948, s.
17; Z. Y. Hershlag, Introduction, s. 72; bak. M.
Clerget, La Turquie, pass et prsent, Paris, A. Co
lin, 1938, s. 140. Bu 269 iletmeden, 22 si devletindi,
sadece 28 anonim irketti.
G. Ducousso, lIndustrie de la soie en Syrie, Paris,
A. Challamel et Beyrout, Impr. catholique, 1913, s.
53-60.
G. Ducousso, ayn eser, s. 123-128.
G. Ducousso, ayn eser, s. 172; bak. D. Chevalier,
Lyon et la Syrie en 1919, bases dune intervention
(Revue historique, cilt 224, 1960, s. 275-320).
A. Ruppin, Syrien als Wirtschaftsgebiet, Berlin et
Wiert, B. Harz, 1920, s. 172.
Frdy Bmont, lIran devant le progrs, Paris, P.
U. F., 1964, s. 122; N. Agasi, Sahamaya promishlennost rana (ran, sbomik statey, Moskova, Izd.
Vostotshnoy Literaturi, 1963, s. 3-18), s. 3.
K. A. Boldrev, Novaya storiya stran Zarubejnogo
Vostoka, Moskova niversitesi yaynlarndan, cilt
I, 1953, s. 375.
Dr. J.-B. Feuvrier, Trois ans la cour de perse, Pa
ris, F. Juven (1900), s. 211.
LHomme et la Terre, C. V. Paris, Hachette, 1905,
s. 492.
Btn bunlar hakknda baknz: A. Malekpur, Die
Wirtschaftsverfassung rans (tez), Berlin, 1935;
Amin Banani, The Modernization of ran, 1921 - 1941, Stanford Calif, Stanford University Press,
19.61, s. 137; Novaya istoriya... I, s. 375; II. s. 322;

312

25.
26.

27.
28.
29.
30.
31.
32.
33.

34.
35.
36.

E. G. Browne, The Persian Revolution of 1905-1909,


Cambridge, University Press, 1910, s. 31, F. Bmont,
LIran devant le progrs, s. 111.
Mustafa Kmil el Falaki, Tal'at Harb, batal al-istiklal, Kahire, 1940, s. 18.
Ziya Gkalp, ktisadi inkilap iin nasl almal
yz (Kk Mecmua, Diyarbekir, no. 33, 1923), Z.
Gkalp, Turkish Nationalism and Western Civiliza
tion, Selected Essays eviren ve yaynlayan N. Berkes, Newyork, Columbia University Press, 1959, s.
310.
Z. Gkalp, Medeniyetimiz (Yeni Mecmua, stan
bul, no. 68, 1923), Garbe Doru (Trkln
Esaslar, Ankara, 1923.
Sadri Eteni, Vakit gazetesi, 8 Austos 1928.
Tanin, ubat 1926.
Austos 1925te neboludaki konuma, R. Eref, M.
Sadullah ve N. Sadkm Cumhuriyet Kraatinden
evirdim, Ksm 8, stanbul, Tefeyyz.
J. Parker et cl. Smith, Modern Turkey, London G.
Routledge, 1940, s. 101.
Mmoires du chah dIran, Franszca evirisi, Paris,
Gallimard, 1961, s. 44.
Amin Banani, The Modernization of Iran 1921-1941
Stanford, 1921, s. 137, D. N. Wicber, Iran, past and
prsent, princeton Univ. press, 1958, s. 246; Z. Y.
Hershlag, Introduction, s. 194 - 207.
Ali Fuad Bagil, La Constitution et le rgime poli
tique Turquie, Paris, Delagrave, 1939, [coll. La
Vie Juridique des peuples, 7], s. 23.
O. Conker et E. Witmeur, Redressement... Paris,
Recueil Sirey, 1937, s. 70.
C. H. Partisi 4. Genel Kongresinde kabul edilen
program (1935), Madde 5,

.......

313

37. Mmoires du chah dIran, s. 138, 142.


38. Baron de Boislecomte heyetinin 1833de Dk Broglieye verdii rapor (Archives du ministre des Af
faires trangres, zikreden Ed. Driault, Prcis dhis
toire dEgypte, cilt. III, LEgypte Ottomane, Lex
pdition Franaise en Egypte et le rgne de Muhammed li (1517-1849), Kahire, mpr. de lInstitut
Franais dArchologie orientale, 1933, s. 311.
39. F. M. Acamba, Otsherki po istorii Arabskih stran,
Moskova, 1959, s. 14.
40. Abdel Malek, Egypte, Socit militaire, Paris, Sevil,
'
1962, s. 80. Zengin ehirliler, byk toprak sahip
leri haline geliyorlar. Bak. G. Baer, A History of
Landownership in Modern Egypt, 1800-1950, London,
Oxford University Press, 1962, s. 70.
41. L. A. Fridman, Kapitalistitsheskoe razvitie Egipta
(1882-1939), Moskova, 1963, s. 38.
42. Haan Riad, lEgypte nassrienne, Paris, d. de Mi
nuit, 1964, s. 16-19.
43. H. Riad, ayn eser, s. 14.
44. L. A. Fridman, ayn eser, s. 48-52.
45. K. Marx, Das Kapital, 3. Bd, Berlin, Dietz, 1953, s.
837; Le Capital, Cilt. VIII, evirenler C. Cohen - Solal ve G. Badia, Paris, Ed. Sociales, 1960, s. 168.
46. Am eser. S. 82.
47. M. Rodinson, De larchlogie la sociologie histotorique, notes mthodologiques sur le dernier ouv
rage de G. Tchalenko (Syria, 38, 1968, s. 170-200),
s. 189.
48. Z. Y. Hershlag, introduction s. 94; Muhammed Yu- *
suf El arki, La monoculture du coton en Egypte
et le dveloppement conomique, Genve Proz, 1964
(Coll. Travaux de droit, dconomie, de sociologie
et de sciences politiques, 30).
e

314

49. O genezise kapitalizma V stranah vostoka (XV-XIX),


material! obsujdeniya Moskova, izdatelstvo vostotshnoy literaturi, 1962, s. 407.
50. Olay, bu satrlarn yazar da dahil bu eilime kap
lanlar son derece etkiledi ama Sovyetler Birlii
Komnist Partisi XX. Kongresinden sonra bunun
boluunu ac bir ekilde hissettiler. deolojik a
rlk mutlak ideoloji eilimi dendi buna. Ve ol
duka uygun bir ekilde Pierre Herv tarafndan
tahlil edildi: La Rvolution et les Ftishes, Paris,
La Table ronde, 1956, s. 10. Jean - Franois Revel
buna sofuluk diyor (La Cabale des dvots, Paris,
Juillard, 1962). George Orwell de milliyetilik de
mekle bu tutuma yaklamaktadr (Notes on Nationalizm, London, Seeker and Warburg, 1953, s. 41
67).
51. Racisme et civilisation (Nouvelle critique, no. 66,
Haziran 1955, s. 120-140); Ethnographie et relati
visme (ayn dergi, no. 69, Kasm 1955, s. 46-63) ve
Nations ngres et culture (Paris, d. Africaines,
1955) adl bir ant-eser yazm olan eyh Anta Diopla yaptm tartmada bu eilim, samala kadar
vardrld. Ama unu belirtmem gerekir: Nouvelle
Critiquedeki makalelerim, smrgecilikle savaan
larn ideolojik totalitarizmine kar mcadele eder
ken, komnist ideolojik totalitarizmle hatta (far
knda olmadan) Fransz komnist partisi yneticile
rinin gizli yar-rk eilimleriyle su ortakl yap
yordu. Aim Csaire, buna, hakl olarak, deinmi
tir. Cl. Levi - Straussun cevab (Anthropologie
structurale, Paris, pion, 1958, s. 363) daha da geli
tirilmelidir.
52. Grundrisse der Kritik Politischen Oekonomie, Rohontwurf, Berlin, Dietz, 1953, s. 405.

315

53. O genezise kapitalizma, s. 408.


54. John Bowringe (Report on Egypt and Candia,
London, 1840, s. 30) deme veren Muhammed Ali,
Amacmz, kr deil, retmektir diyordu.
55. Encyclopdie de lIslamda, J. Robsonun bida ad
l makalesi gvenilir bir kaynaktr (2. basks, cilt
I, 1960, Franszca basks, s. 1234).
56. H. C. Armstrong, Lord of Arabia, blm 73 (d.
Leipzig, The Albatross, 1938, s. 214.
57. Mesel, F. J. Tomichp, LArabie soudite, Paris;
1962 (Coll. Que sais-je?, s. 214). iyi zetlenmitir.
58. Lothrop Stoddard, The New World of Islam, New
York, Scribnen, 1921, s. 230; Franszca evirisi, Le
nouveau Monde de l'Islam, Paris, Payot, 1923, s. 244.
59. Leonard G. Ting Chinese Modem Banks and the
Finance of Govermnent and Industry (Nankai So
cial and Economie Quarterly [Tientsin], cilt 8, nr.
3 Ekim 1935, s. 578-616), s. 609.
60. D. K. Lieu, Chinas Economic Stabilzation and Re
construction, New Brunswick, Rutgers Uuiversity
press, 1948, s. 49-51. Bak. M. Lachin, La Chine capi
taliste, Paris, Gallimard, 1938, s. 47-61.
61. S. R. Wagel, Chinese Currency and Banking ang
hay, Northchina Dail News and Herald ltd. 1915,
s. 185.
,
62. G. C. Allen, A Short Economic History of Modem
Japon, 1867-1937, London, Allen and Unwin, 1946,
s. 103.
63. E. Herbert Norman, Japan's Emergence as a Mo
dem state, political and Economic problems of the
Meiji Period, New York, International Secretariat,
Institute of Pasific Relations, 1940, s. 110, 114.
64. William W. Lockwood, The Economic Development
of Japan, Growth and Structural Change, 1868-1938,

316

princeton, princeton University Press, 1954, s. 209,


s. 199.
65. J. M. Keynes, The General Theory of Employment,
Interest and Money, London, Mac Millan, 1960, s.
239.
66 . W. W. Lockwood, ayn eser, s. 295.
67. Maurice Dobb, Studies in the Development of Capi
talism, London G. Routledge, 1946, s. 185.
68 . Ayn eser, s. 271.
69. Iki durum arasnda bir paralellik kuran iktisat
A. J. Meyerin yetkili kaleminden Middle Eastern
Capitalismi okuduum zaman (Cambridge, Mass,
Harvard University Press, 1959, s. 18-31) elinizde
ki kitabn yazlmas bitmiti.
70. J. N. D. Anderson, Islamic Law in the Modern
World, London, Steven, 1959, s. 20. eriata bal
kalmayan yarglar iin bak. N. J. Coulson Doctrine
and Practice in Islamic Law, an aspect of the prob
lem (Bulletin of the School of Oriental and Afri
can Studies, 18, 1956, s. 211-226), s. 224.
71. Aristarchi Bey, Lgislation ottoman, t. I, Constan
tinople, impr. Nicolaides, 1873, no. 12, s. 45.
72. Ayn eser, s. 46.
73. G. Yung, Corps de droit ottoman, Oxford, claren
don press, 1905-1906, cilt VII, s. 132-134.
74. Aristarchi, Lgislation, I, s. 391-406; bak. Yung, ay
n eser, s. 136.
75. C. A. Nallinonun nefis makalesi, Delle assicurazioni in diritto musulmano hanafita (Oriente Modemo, 7, 1927, s. 446-461. Klann kendi arasndaki
ya da klanlar arasndaki dayanmaya Sigorta
hatta sosyal sigortalar demek yersiz olur. Hamidullahm eseri. Le prophte de iTslam, Paris, Vrin,
1959, s. 126-623). NT. Berkes, The Development of

.317

76.
77.
78.
79.

80.
81.
82.
83.
84.

85.

Secularism in Trkey, Montreal, Me Gil University


Press, 1964, s. 398.
A. Ubicini ve Pavet de Courteille, Etat Prsent de
l Empire ottoman, Paris, J. Dumanine, 1876, s. 241.
ayn eser, s. 254.
G. Young, Corps de droit ottoman, V, s. 342-350.
Belin, Journal asiatique 6. seri, cilt V. (1864), S.
149; J. H. Mordtmann Kaime maddesi, lEncyclo
pdie de lIslam de lIslam, cilt II, 1927, franszca
basks, s. 684. Burada belirtilen faiz oram %12dir.
Z. Y. Hershlag, introduction s. 59da /o9-12 der.
Bavurulan kaynaklarn birbirini tutmadna
Mordtman daha nce iaret etmiti. Bu hususta da
ha derin bir aratrma yapmaya vakit bulamadm.
E. Engelhard, La Turquie et le Tanzimat, Paris, Co
tillon, 1882-1884, cilt II, s. 258, n. 1;
M. B..C. Collas, La Turquie en 1861, Paris, A. Frank,
1861, s. 84; La Turquie en 1864, Paris, E. Dentu,
1964, s. 123.
J. Schacht, Esquisse dune histoire du droit musul
man, Paris, M. Besson, 1953.
Annuaire de lgislation trangre, cilt XIX, Paris,
Cotillon, 1890, s. 868.
1848de Alexanian adnda bir Ermeni, Msr'da dev
let fonlarn kullanarak % 10 bir faiz oranyla ban
kaclk yapmak msaadesini koparmt. Sonradan
buna msaade edilmedi ve deme srasnda bavu
rulan usuln geerli olmadn kefeden baz kim
selerin de desteklemesiyle ulemalarn da itiraz ze
rine Alexanian hapsedildi. [E. Antonini, le crdit et
la banque en Egypte, Lausane, 1927, s. 29].
A. Julien, Histoire de lAfrique du Nord, Paris, Pa
yot, 1931, s. 729; A. Ayache, le Maroc, bilan dune
colonisation, Paris, d. Sociales, 1956, s. 57.

taatsurkunde (De
azizin byk baba
>anyamn istedii i
l m p t i r i n n c rilte r

319

Paris, G. P. Maisonneuve, 1954, (coll. Islam dhier


et d'aujourdhui, XI), s. 222.
BLM VI
1. M. Rodinson, La Pense dAvicenne (La pense,
No. 45, Kasm - Aralk 1952, s. 83-93; no. 46, Ocak
ubat 1953, s. 51-57: No. 47, mart - nisan 1953, s.
85-99). Bu metine bavurmak cesaretini gsterecek
okurlara, Stalinci formlleri bir yana brakmala
rm ve bugnk dncelerime gre yaplacak ye
ni basksn beklemelerini salk veririm.
2. Henri Corbin, Histoire de la philosophie Islamique,
I, des origines jusqu la mort dAverroes (1198),
Paris, Gallimard, 1964, 384 s.
3. Lucien Sebag, Marxisme et Structuralisme, Paris,
Payot, 1964, (Coll. Bibliothque Scientifique) s. 170.
4. Roland Barthes, Elments de smiologie (Com
munications, No. 4, Paris, Ed. du Sevil, 1964, s. 91 135) s. 102.
5. L. Sebag, ayn eser, s. 221.
6. Ferdinand de Saussure, Cours de Linguistique g
nrale, Paris, Payot, 1949, s. 208, 210.
7. M. Rodinson, Hazreti Muhammed, Gn Yaynlar,
eviren Attila Tokatl.
8. P. Rondot (Cahiers de T. S E. A., no. 106, ekim
1960 [seri V, No. 2], s. 52.
9. Luc de Heusch, pour une dialectique de la sacra
lit du pouvoir: Le pouvoir et le Sacr, Bruxelles,
Centre de Sociologie, 1962.
10. L. Dumont, La civilisation indienne et nous, es
quisse de sociologie compare, Paris, A. Colin, 1964,
zellikle s. 31-54.
11. zellikle, Mythe de I'eternd retour, archtypes et

320

rption, adl kitabnda, Paris, Gallimard, 1949.


12. Histoire de la philosophie islamique, I;
13. Margaret Mead, Sex and Temparement in three pri
mitive Socits, London, Routledge, 1935.
14. G. Balandier, Rflexions sur le politique: le cas
des socits Africaines (Chaiers internationaux
de sociologie, 37, 1964, s. 23-50).
15. Mesel, M. Noth, Histoire dIsral, Franszca evi
risi, Paris, Payot, 1954, s. 116.
16. M. Eliade, le Mythe de l'temel retour, s. 27; pense'deki eletirime bak. No. 38, Eyll-Ekim, 1951,
s. 127-130).
17. John L. La Monte, Crusade and Jihad (The Arab
Heritage, ed. N.A. Paris, Princeton, Princeton Uni
versity press, 1944.
18. Aym eser, s. 197.
19. La civilisation indienne et nous s. 53.
20. Ayn eser, s. 52.
21. Aym eser, s. 51.
22. Aym eser, 19.
23. C. A. O. Van Nieuwenhuijze, Cross Cultural Studies,
s. 238.
24. J. Berque, Le Maghreb entre deux guerres, Paris,
Sevil, 1963; Anne Sociologiquedeki eletirilerime
baknz. 3. Seri, 1962, s. 370-372.
25. F. I. Qubain, The Reconstruction of Iraq, 1950-1957,
New York, Praeger, 1958; mkemmel bir eletirisi
iin bak. M. Ionides, Divide and Lose, The Arab
Revollt of 1955-1958, London, G. Bls, 1960.
26 G. Destanne de Bernis, Contribution lanalyse
ds voies Africaines du Socialisme, les coopratives
rurales (Etudes magherbines, Mlanges Charles
Andr Julien, Paris, P. U. F. 1964, s. 2767-283) ve
Islam e t dveloppement conomique, adl makale.

SLMYET
KAPTALZM
MAXIME RODINSON
slm dnyasnn ekonomik dzeni, slm ideolo.
jisinin ekonomik alandaki etkisi, islmiyetin tarih
teki rol ve muhtemel gelime izgileri.. slmiyet ve
sosyal adalet ilkesi.. Mslman lkeler ve kapitalist
gelime yolu.. te, zellikle Trk toplumu bakmn
dan bir dizi can alc soru ve bu sorularn byk
bir vukufla incelenen zm ekilleri..

KAPAK RESM: AYHAN ERER


GN YAYINLARI, P. K. 1119 STANBUL

You might also like