You are on page 1of 443

Brigitte Riebe _ Mavi yunuslar saray

mitolojinin roman
Kitap zerine...
Girit'in nl labirent sylencesini, Theseus ve Minotaurus'un hikayesini imdiye
kadar eski Yunan ataerkil bak asyla okuduk. Brigitte Riebe'nin roman, bu
sylencenin anaerkil Girit kltr asndan da son derece heyecanl ve etkileyici
olduunu gstermektedir. Kralie Pasiphae ve bir boa cambaznn olu olan
Asterios, kehanete gre, Girit'i yok olmaktan kurtaracak ilk erkek rahiptir. Fakat
yar kardei Ariadne ile arasndaki trajik ak hikayesi ve Attika veliahd Theseus ile
yapt bir kavgada neredeyse lme ok yaklamas, ne kadar ar bir grev
stlendiini gstermektedir...
Brigitte Riebe, 1953 Mnih doumludur. Tarih, Germanistik, Sanat Tarihi renimi
grmtr. Bir sre mze pedagogu olarak, sonra da retim grevlisi olarak
almtr. Mnih'te yaamaktadr. Birok roman vardr.
mitolojinin roman eviri: Atilla Dirim

YURT
KTAP-YAYIN
NDEKLER
ndeyi.........................................................................11
Birinci Kitap
Dler Kervan..............................................................17
Ay ocuklar.................................................................38
Elementlerin Dans......................................................104
kinci Kitap
Kara Yelken................................................................211

Dnyalar Arasnda......................................................261
Geceye Uzanan Yollar................................................294
Snmaclar................................................................317
nc Kitap
Kutsal Evlilik..............................................................357
Ariadne'nin plii........................................................383
Gazap Gn................................................................402
Gnein lm...........................................................453
Sondeyi......................................................................482
Romandaki Kiiler
PASPHAE
MINOS

Girit kraliesi ve barahibesi


Pasiphae'nin kocas

ASTEROS

Kralienin gayri meru ocuu; Ariadne'yi

seviyor
ARADNE

Pasiphae ve Minos'un kzlar

ANDROGEUS
DEUKALON
AKAKALLS

Atina'da ldrlen en byk oul


Minos'un en sevdii olu
Deukalion'un ikiz kz kardei

XENODlKE

Pasiphae ve Minos'un kzlar

KATREUS

Pasiphae ve Minos'un oullan

GLAUKOS

Pasiphae ve Minos'un oullar

PHAtDRA

En byk kz evlat; barahibe olacak

KSTOS

Akakallis'in kocas

DNDYME

Akakallis'in kz

MIRTHO

Kralienin dads ve rahibe

MEROPE

Astenos'un anal; Mirtho'nun kz kardei

JESA

Kralienin ba yazman

EUDORE

Jesa'nn yardmcs

PERPOS

Kralienin imrahoru

AAKOS

Minos'un hocas ve arkada

HATASU

Aiakos'un kz, yan-Msrl

GARAMOS
TYRO

Minos'un lm olan arkada

Minos'un arkada; kei

PANEB

Msrl gemi yapm ustas ve adaylarn

hocas
KEPHALOS
HEMERA
DADALOS
KAROS
ASSOS
AGEUS
THESEUS
YED ATNALI KIZ, "Rehineler"
LYSlDlKE

ASTERlA
KORONIS
MENESTHO
ERIBOIA
DAMASISTRATE
HlPPODAMElA
YED ATNALI OLAN, "Rehineler"
HERNIPPOA
ANTIOCHOS
ERYSTENES
DADOCHOS
PROKRTOS
HEUXlSTRATOS
Denizci ve adaylarn hocas Rahibe, adaylarn hocas Minos'un mimar; Atinal
Daidalos'un olu; Asterios'un arkada Kralienin parfmcs Atina kral Aigeus'un
olu
CONNY VE POLLO N;
ONLAR OLMADAN BU KlTAP ASLA
VAR OLAMAZDI
Grmek iin gzleriniz yoksa, Alamak iin gzleriniz olacaktr
Jean Paul
Ondeyi
Kara yanarda uzun sredir uyuyordu.

Dev krater kahverengi sonbahar tarlalarnn ve gm yeili zeytinliklerin stnde


ykselmekteydi. Havada en ufak bir kprt bile yoktu, her ey gz kamatrc bir
a boulmutu. Tm ada derin bir sessizlik iindeydi, crcr bcekleri ve austos
bcekleri bile susmutu. Arada srada, denizden ok hafif bir rzgr estii zaman,
aa tepelerinin uultusu iitiliyordu. Hepsi o kadar.
nsanlar evlerinin serinliine snmlard. avlulardaki kap- kaak grltleri ve
ocuk sesleri yava yava snmekteydi. le sessizliini sadece evlerin kaplarnn
nndeki rme sepetlerde bulunan kumrularn kuurdamalar ile kardaki
kumtayla kaplanm olan yolun zerindeki iki tahta arabann gcrtlar bozuyordu.
Aniden yeraltnn derinliklerindeki ate tanras uyand ve yanardan kraterinden
alevler pskrtt. nleyen slklar sessizlii paralamt, kaba dokunmu kuman
yrtlmasn andran garip sesler ykseliyordu dan iinden.
Tekrar sessizlik. Az sonra bouk, tehditkr grlemeler havay doldurdu.
Sonra tm ada bir kez daha sessizlie brnd.
Tehlikeyi ilk olarak hayvanlar hissetti. Ylanlar ve kelerler talam lav akntlarnn
yark ve atlaklarn terk ederek, yerleim yerlerine akn ettiler. Sereler ve kestane
kargalar drt bir yana uutular. ekirgeler uzun, yeil katarlar oluturarak
kumsala doru akmaya baladlar. Balk srleri korunmak istercesine deniz
tabanna yaklatlar. Otlaklarda ise kpek havlamalarna korku dolu melemeler
karyordu.
11
Ve yeraltndan gelen o grleme tekrar iitildi, iddetli bir fokurdamadan sonra yerin
derinliklerinden cam krlmasna benzer uursuz angrtlar ykselmeye balad.
lk darbeler.
Evler sarsld ve duvarlarda baparmak byklnde, irkin yaralara benzer
atlaklar belirdi. Vazolar ve heykelcikler tas ceminin atlayan kaplamalarnn zerine
dt. Kaplar kasalarndan frlad. Birok ahrda domuzlar cyaklayarak birbirlerini
sryordu.
Da! Ate da!
Yeri g inleten gmbrtler ile uyanan insanlar, ak alanlara doru kamaya
baladlar. Kraterden ykselen youn duman, yksek bir stuna dnt. Kara da
tehdit dolu bir ifadeyle pusuda bekliyordu.

Duman stunu yava yava dalmaya yz tuttuunda, tas dev fkeli bir sesle
uzun uzun grledi. Pskrtt alev dilleri gkyzn kan krmzsna boyamt.
Kara, gzenekli bir kpe benzeyen kl bulutlar bir anda tm adann zerini rtt.
Toprak, erimi kzl kor kayalar fkrtan ate emesinin klar altnda, birbiri
ardna gelen ksa ve sert darbelerle dalgalanmaya balad.
Evler atrdayarak yklmaya balad ve yerde derin yarklar olutu. Yamur gibi
yaan kller her taraf kaplamt.
Aniden bastran karanl az da olsa aydnlatmaya alan ya kandillerinin ve
mealelerin altnda ocuklar alamaya balamt. Umutsuz yakarlar ve
yksek sesli atlar iitiliyordu her taraftan. Sokaklarda korkun bir kalabalk vard.
Yzlerce insan, yanan atlarn, gemi azya alm atlarn ve kpeklerin arasnda,
lgnca kamaya alyordu. Ellerine geirdikleri ilk kuma parasn veya yast
rtmlerdi baslarna. Etraf kaplayan duman gzlerini ve boazlarn yakmaya
balamt. htiyarlar ve genler, bir yandan alayarak ve inleyerek birbirlerini itip
kakarken, dier yandan da deerli eyalarn kurtarmaya alyordu.
Sokaklar insanlarn kaarken drd bronz amdanlar, metal kutular ve vazo
krklaryla dolmutu. Cesetlere ve hayvan lelerine taklarak yere dsen talihsizler,
ya ayaklar altnda ineri
niyor ya da duman ve kl tabakasnn altnda kalarak korkun bir ekilde can
veriyordu. Sadece gl kuvvetli genler kendilerinden yallar ezip geerek ve
kadnlarn yalvaran gzlerle uzattklar ocuklar itekleyerek kendilerine yol amay
baaryordu. nsanlar ldrm bir kalabalk halinde limana doru akyordu, fakat
kendilerini beklediini sandklar gemiler oktan alev alev yanan mealelere
dnmt bile...
Kap kurtulma imkn kalmamt. Zehirli gaz bulutlar kllerle birlikte ehrin
zerine kmeye balamt. Dolu gibi yaan kor halindeki kk talar, uan
kular bile cansz olarak yere dryordu. Bu arada dev bir amur deryas nne
kan her eyi yutarak dadan aa akmaya balamt. ehre ulat zaman
birok kola ayrlarak sokaklar doldurdu ve seviyesi giderek ykselmeye balad.
Ard ardna gelen birok amur dalgas ile daha da glenerek atlarn ve
tapnaklarn zerine kt, insanlar ve yaayan her eyi kirli-gri renkte bir kefen gibi
sarp sarmalad.
imdi de kraterden aa bir lav rma akmaya balamt. Bir sre sonra denize
ulat; hava ve suyla birleen erimi kayalar korkun tslamalarla katlamaya ve
annda paralanmaya balad. Dev dalgalar, kpkler, girdaplar, patlamalar... bir

ate denizi! Btn sahil yanmakta olan ykntlarla kaplanmt. Aa ve bitkilerin


tm de yanyordu. Her taraf kmrlemi cesetlerle dolmutu.
Harap olmu toprak bir an iin soluunu tuttu, sonra da byk bir patlamayla kor
halinde binlerce paraya ayrld. Yanarda bir kez daha kkredi ve denizin kpkl
sular karann ilerine hcum etti. Koca da inanlmaz bir ekilde gkyzne
frlayarak havada paraland. Toprak ince bir buz tabakas gibi krlarak ikiye ayrld.
Bir zamanlar yuvarlak olan adadan geriye ince bir orak kalmt.
Kl bulutlar gkyzn karartt ve eski ktann zerine uzun, karanlk geceler
kt...
Byk Ana'nn rahibi ift Azl Balta tapnanda diz kmt. nnde kire
tandan yaplma iki tren boynuzu ve ylan tanrann kk bir heykeli vard. Sol
elinde kutsal yala dolu kulplu bir
13
testi tutuyordu, suratn ise deri bir boa maskesi rtmekteydi. Ellerini yukar
kaldrd ve duyulur duyulmaz bir sesle yakarmaya balad.
Girit'in zerindeki gkyz kararmaya balamt bile. Kor halindeki snger talar
adann zerine saanak gibi yayordu. Denizin zerini dolduran yzen kaya
paralar, gitgide artan bir sratle birleip yanan setler oluturuyordu. Kabaran
sular nlerinde oluan bu doal engele balyoz gibi darbeler indirmeye balamt
bile. Uultular yeri g dolduruyordu. Devasa su stunlar yldrmlar eliinde
fkrmaya balamt.
Sel baskn, byk sel baskn!
Geliyor! Sularn snrsz kuvvetini damarlarnda hissetmeye balamt. Tuzlu suyun
karann ta ilerine hcum ediini grebiliyordu. Evlerin, ahrlarn, tarlalarn ve
bedenlerin stn hibir ayrm gzetmeden kaplyordu. Gkten kapkara bir yamur
boan-yordu. Toprak grlyor ve ksa, sert darbelerle sarslyordu.
nndeki duvar atlayarak ikiye ayrld. Salon bir anda duman ve kkrt buharyla
doldu. Deri maskenin altndan nefes alamyordu. nce az ve burun boluklarndan
ieri kl zerreleri szmaya balamt.
ksrerek soluk almaya alt. Sa elini kullanarak aceleyle maskenin banda
durmasn salayan deri kay zd ve derin derin soludu. Tekrar nnde duran
mahfazaya dnd ve yakarmaya devam etti...
Fakat bunlar benim gzlerim... benim suratm... o, benim... ben, oyum... ben...

ben...
Karanlk, zifiri karanlk. Uyand zaman ter iinde kalmt ve damanda hl
kllerin acmtrak tadn hissediyordu. lk anda nerede olduunu anlayamad.
Yatanda dorularak alnndaki slak salar geriye itti. Odann ii ok sessizdi,
sadece kalbinin hzl atlarn ve crcr bceklerinin ak pencereden ieri giren
mziini iitiyordu. Ellerini bedeninde gezdirdi nce yava yava, sonra da
yatanda...
14
Bir obann sert dei deildi bu!
Bir anda kendine geldi ve nerede olduunu anmsad: Mavi Yunuslar Saraynda
bulunuyordu. Kendisi de oban Astro deildi artk. Asterios deniliyordu adna;
kralienin gayri meru ocuu. Ve boa maskesini tayan, ta kendisiydi...
15
t
A
Dler Kervan
Sabah denizinin zerinde kayarcasna Msr'a doru ilerleyen gemiyi am, sedir ve
servi aalarnn kokusu doldurmutu. Yolculuun bandan bu yana esmeyerek
mrettebatn kreklere aslmasna ve kaptann kfretmesine neden olan rzgr,
nihayet biraz iddetlenerek kuzeybat ynnden kendisini hissettirmeye balamt.
Birka adam aceleyle tahta direi gvertedeki yuvasndan kararak yerine dikti.
Esparto otundan dokunmu yelken atrdayarak iti ve gemi ileri atld.
Sarp kayalklar hl sislerin ardndayd. Dalarn rengi gayet yava bir ekilde
deimiti; adann batsndaki kire talar yerlerini duman rengi, neredeyse mavi
parltlar saan kayalara terk etmiti. Her an adann gneyindeki korunakl limann
giriini iaret eden ateleri grmeleri gerekiyordu.
Fakat gvertedeki koyu renkli pelerine brnm olan kadnn huzursuzluu,
afan ilk klaryla birlikte daha da artmt. Artk yuvas olarak kabullendii Beyaz
Dalar dnyordu hl. Kudretli Knossos sarayndan ok uzakta bulunan ak
renkli kire ta ktlesinde uzun yllar gvenli bir yaam srmt. Olan da orada
gzetimi altnda bytmt. ocuk yllar boyunca sk mee ormanlarnn iinde
yaam, fundalklar ve allarla kapl derin vadileri, kt havalarda hayvanlarnn

snd maaralar, doann tm harika yerlerini avcunun ii gibi renmiti. Acaba


bir kez daha hayat aacnn mavi salkmlarn grebilecek, evlerinin nndeki mr
aalarnn kokusunu iine ekebilecek miydi?
iini ekerek gzleriyle olan arad. Astro geminin burnunun en u noktasndan
denizi seyretmekteydi.
"Orada bir ey yzyor" diye bard ve gzleri heyecanla
19
parlamaya balad. "uraya bak anne! Geminin yannda bir ey var! Bir hayvan m
yoksa? Ama hi kmldamyor."
Merope'nin aniden keyfi kamt. Yava admlarla ocuun durduu yere giderek
ona iyice yaklat. Gen bedenin scakln hissediyordu. Neden sonra suyun
stnde yzen cansz yunusu fark etti. Gm renkli karnnda derin bir yara vard.
Korkusunu gizleyebilmek iin hemen arkasn dnd. Yce Tanra, l bir yunus!
Hem de hedefe bu kadar yaklamken. Ne kadar uursuz bir alamet! Oysa
kralieye yunus yzn geri gtrmek iin yola kmt - ve l sand olunu.
Astro'nun barlar birka adamn daha ilgisini ekmiti, onlar da kpeteden
aa bakyordu imdi. Merope adamlarn alak sesle kfrettiklerini ve bazlarnn da
blk prk bir dua okuduunu iitti. Denizciler yunuslarn geminin peinden
gelmelerini uur getiren bir alamet olarak kabul ederdi. Oysa aada karn deilmi
bir le vard! Merope tm gcyle kalbinin arpntsn kontrol altna almaya alt.
Kesinlikle heyecann belli etmemeliydi! stlendii grevi yerine getirmesini hibir
kuvvet engelleyemezdi.
Kaptan kaba bir tavrla onu sorguya ekmeye alt; suratnda gerek bir endie ve
gvensizlik okunuyordu. Merope onun kendisinden bir aklama beklediini fark etti.
Bir eyler sylemeliydi, fakat ok fazla ey ifa etmeden nasl baaracakt bunu?
Limanda ilk kez karlatklarnda, gne kurslu altn ift boynuzu gren kaptan
Byk Ana'nn rahibesi nnde saygyla eilmi, ondan gemisini ve mrettebatn
kutsamasn istemiti. Sonra da saygl bir ifadeyle ondan ve olandan yolculuk
creti almamay teklif etmiti. Ve kadnn bu gen oban neden tam da ilkbahar
frtnalar mevsiminde douya gtrmek istedii konusunda bir tek soru bile
sormamt. Merope, yolculuun kolay gemesi iin derinliklerin tanrasna sahilde
hediyeler sunmutu: deniz kabuklar, parlak krmz renkli birka balk, bir testi
arap ve ya.
"Hediyelerin pek bir ie yaramad galiba rahibe?" dedi ona kaptan ve sasz alnn

svazlad. "Bu kt alamet de neyin nesi? Denizcilerin ne kadar batl inanl


olduunu biliyorsun deil mi? Bu l hayvan akllarna kim bilir neler getirecek!"
Dudan f20
keyle bkt. "Ya senin veya olann stnde bir lanet varsa? Keke gemiye
binmenize izin vermeseydim..."
"Samalamay kes artk!" diye kaptann lafn azna tkt Me-rope. "Sahilde
sunduum hediyelerin tanra tarafndan kabul edildiini sen de pekl biliyorsun!
Daha nce bu mevsimde frtnasz bir yolculuk yapm miydin hi?"
Ban kaldrm, dimdik kaptann gzlerinin iine bakyordu. Adam, sradan bir yn
pelerine brnm bu kadndan kar konulmaz bir g yayldn hissetti. Gzleri
akmak akmakt, rzgrn datt gm renkli salar yzne gen bir ifade
veriyordu.
"Haklsn galiba" diye homurdand kaptan isteksizce. "Yolculuk gerekten de ok
sakindi, en azndan az ncesine kadar. Bu cansz yunusun anlam nedir peki?"
"Sen bir erkek misin, yoksa korkak bir ocuk mu?" diye karlk verdi Merope ve
elbisesinin cebindeki ift boynuzun sivri ularn yoklad. "Can alp can veren
denizler tanrasnn yaptklarn tenkit etmeye mi niyetin var yoksa?"
Bu yaama gnahkr bir insan eli son vermi zaten, diye iinden kendi kendine
konutu. nk lmcl yarann yeni bilenmi bir zpkn tarafndan alm olduu
apak belliydi.
"Tek kelime etme artk!" diye konumaya devam etti ve adamn gzlerinin iine
bakt. "Yoksa sen de batl inanl bir tayfa msn? Gr bak, mrettebatn imdi nasl
yola getireceim!"
Kararl admlarla birka para eyasnn bulunduu k gvertesine doru yrd.
Deri bir torbay at ve iine uzanarak kk bir nesne kard. Bu arada adamlarn
birou onu takip etmi ve etrafnda bir yarm daire oluturmutu.
"Buraya bakn!" Merope sesine her zamanki sert tonu vermeye alyordu.
"Tanra bize uyarc bir alamet gnderdi. Bize deniz yaratklarna dikkat etmemizi
ihtar ediyor. Kana susamlm-z dindirmek iin ldrmemeliyiz. Tanra sadece
karnmz doyurmak iin avlanmamza izin veriyor."
Artk oktan unutulmu olan saray yaants zamanndan kalma gm bir skarabe
parlyordu elinde.

"Byk Ana, lmn ve yeniden douun simgesini kabul et.


21
Bize hayrl bir yolculuk ihsan eyle!" Gm tlsm hafif arpntl denize frlatt.
Tayfalar yava yava dalmaya balaynca, kaptan da homurdanarak grev yerine
dnd. Merope ocuun kendisine yaklatn hissetti.
"Yolculuumuz ok uzun srecek mi daha?" diye sordu sonunda.
"Hayr, olum. Limana varmamza az kald." Sonra da dalara kan yolda
ilerleyeceiz diye dnd, o eski maaraya doru. O yol seni yeni bir yaama
gtrecek...
Olann bir soru sormak istediini, fakat bunu yapmakla yapmamak arasnda
kvranp durduunu fark etti. "ekinme, ne demek istiyorsan syle" diye yardmc
oldu ona efkatli bir sesle. Olann yeil-sar benekli gzlerinde korku dolu bir
belirsizlik okunuyordu.
"Sadece l yunus deil, her ey bir anda o kadar acayipleti ki" szleri dkld
azndan aniden. "Neden tm yolculuk boyunca esrarengiz tavrlar takndn? Halbuki
bu bahar ilk defa kendi srme sahip olacaktm! Yeni doan olaklar ne olacak
peki?"
Yardm dileyen gzlerle kadna bakt.
"Astro! Zaman geldiinde tm delikanllarn kutsal maarada birka gn geirdiini
biliyorsun. Sonra da karanl bir erkek olarak terk ederler."
Olan ocuksu bir ifadeyle suratn ast. "Tabii ki biliyorum bunu!" diye kt
kadna. "Erkekler ne adet grebilir, ne de dourabilirler. Bu yzden Byk Ana'nn
rahmi onlar kabul eder ve bir kez daha dnyaya getirir. Geen yl arkadam
Tiyo'yu da maaraya gtrmlerdi. Fakat kendi dalarmz da maaralarla dolu; bu
uzun yolculuk niye?"
nk sen sradan bir kyl deil, kralienin olusun, diye geirdi iinden Merope.
ok yaknda bunu kendin de reneceksin nasl olsa. "Sana bunu imdiye kadar
birok kez sylemitim, olum" diye karlk verdi bunun yerine, "her ey herkes
iin ayn deildir ve olamaz da. Tiyo kendisi iin belirlenmi olan maarada kutsand
ve Byk Ana senin iin baka bir maara belirledi. Bu kadar sabrsz olma" diye
glmsedi olann baka itirazlarda bu-

22
lunmasna frsat vermeden. "Hemen hemen geldik zaten. Yaknda demir atarz."
Evet, hedeflerine hemen hemen ulamlard. Merope, dalara giden yola kolaylkla
ulaabilmeleri iin gneydeki bu kk liman zellikle semiti. Gereinden fazla
ihtiyatlyd. Yal bir kadnla gen bir olana kimin ne ktl dokunabilirdi ki?
Fakat yine de tedbiri elden brakmamalyd! Her ne kadar yirmi yldan bu yana
sarayla her trl ilikisini kesmise de, kt niyetli gzler ve dedikoducu azlar her
yerde bulunuyordu. Kralienin olu eve dnmt!
Bu arada gemi rotasn deitirmi ve doruca kyya ynelmiti. Hilal biimli
koydaki kk evler seilmeye balamt. Kumsal, iki tarafndaki kayalklar boyunca
uzayp gidiyordu. Gemiciler yelkeni indirerek krmz porfirden yaplma bir piramit
olan apay denize braktlar. Gne gkyznde iyice ykselmiti ve olanca
scaklyla parlyordu.
Bir an nce karaya kmalyz, diye dnd Merope. Daha epey yolumuz var. br
gn ilkbahar dnm. O gn mutlaka hedefimize ulam olmalyz.
Gemi limana biraz mal indirmek istedii iin, zerinde hummal bir faaliyet
balamt. Az sonra kk bir kayn gemiye doru gelmekte olduunu grdler.
"Bizi almaya m geliyorlar anne?"
Merope evet anlamnda ban sallad.
"Sonra da dalara m kacaz?"
Merope bir kez daha evet anlamnda ban sallad. Evet, tm zamanlarn
balangcndan beri seni bekleyen maaraya gideceiz olum. Orada tanrayla
karlaacaksn.
"Gidip kaptana veda edelim" dedi sonra da, "bize gsterdii dostluk iin ona
teekkr etmeliyiz."
Astro koarak nden gitti. Merope olann iriyar adamla heyecanla konutuunu,
adamn da onu babacan gzlerle szdn fark etti.
Erkeklerle konumaktan ve onlarn arasnda bulunmaktan ne
23
kadar da holanyor, diye geirdi iinden hafif bir hznle. Yoksa gerekten baba

zlemi mi ekiyor? Oysa aradan geen uzun yllar boyunca bana bu konuda hibir
ey sormad, tek bir ey bile! Sanki olaanst bir eyler olduunu her zaman
hissetmiti, babasnn denizden kan Beyaz Boa olduunu...
"Sana tekrar hayrl yolculuklar dilerim kaptan" dedi sonra yksek sesle. "Bizi
buraya kadar getirdiin iin teekkr ederim."
"Tanra sizi korusun" dedi ihtiyar deniz adam ve Astro'nun kahverengi salarn
okad. "Kendine iyi bak delikanl!"
Kpeteden sarktlan ip merdiveni kullanarak dikkatle aa indiler. Hemen hemen
Astro yalarnda gen bir adam olan kayk, onlar tek kelime etmeden kyya
gtrd. Sahile yaklanca s suya atlad ve kay iindekilerle birlikte kumsala
ekti. Merope ona biraz balmumu vermek isteyince de itiraz etti.
"Kaptan gereken her eyi halletti."
Sonra da kayn kumsaln daha i ksmna ekmeye balad.
Merope arkasn dnerek son bir kez gemiye bakt. Ba tarafa boyanm olan byk
bir gz resmi, gnete parlyordu. Tanrann yal maaray gzeten ve her eyi
gren gz, diye dnd. Byk Ana! Balamak ve zgr brakmak, yldzlarn
yollarn belirlemek, rzgrlara hkmetmek sadece sana mahsustur. Msr'a giden
bu gemiyi ve mrettebatn koru!
Astro karnnn acktndan ve susadndan ikyet ettii srada, hzla yryorlard
ve ovay geride brakmlard. Tm yol boyunca son derece sessizdi, yz ifadesiz
ve soluktu. leden sonra gneinin altnda mola verdiler. Yanlarnda bulunan
peynir, pide ve bir avu dolusu kuru inciri yedikten sonra, yaknlardaki bir dereden
su itiler. Merope onun her lokmay byk bir itahla silip sprmesini seyretti.
Olan az sonra biraz kurutulmu et isteyince, dosta fakat kararl bir sesle bu
isteini geri evirdi.
"Hedefimize bu kadar yaklamken artk et yemen doru deil. Yarndan itibaren
oru tutman gerektiini unutma."
Alktan korkmana gerek yok olum, diye geirdi iinden onun soran baklarn
grnce. Midenin kaznts abuk geer. Fa24
kat sonra o eski hayalleri greceksin. Kim olduunu ve byk grevinin ne
olduunu anlayacaksn.

"Hava kararmadan biraz daha yol alalm" dedi ona. "Geceyi geirecek bir yer
bulduktan sonra, cannn istedii kadar dinlenebilirsin."
kisi de dorularak knlarn baladlar ve yola koyuldular. Kk dere boyunca
sralanan zambak allklar, patlamaya hazr goncalarla doluydu. Karahindiba
iekleri sar, yabani gelincikler de krmz ltlar sayordu etrafa. Gkyz
bembeyaz bulutlarla ilenmi ak mavi bir rt gibiydi. Hava lkt ve badem
ieklerinin i bayltc kokular her yana yaylyordu.
Arduaz renkli bir dizi da zirvesi hemen nlerinde ykseliyordu. Arkalarnda da
mavi parltlar saan sradalar uzanmaktayd. Artk sohbet etmekten
vazgemilerdi. Sessizce yryerek ilk ykseltilere trmanmaya baladlar, kk bir
otla atlar ve ypranm kire talarndan yaplm irin evlere sahip kk bir
ky geride braktlar. Olan, soran gzlerle ky yoluna baknca, Mero-pe ban
sallad.
"Hayr, bu ve yarnki geceyi ak havada geireceiz. Aya mmkn olduunca yakn
olmalyz."
Yava yava akam olmaya balamt. Batmakta olan gnein sat kzl klar,
ykseklik arttka saylar azalmaya balayan zeytin aalarnn gm yeil
rengine karyordu. zerinde yrdkleri dar, tal patikada hibir insan sesi
iitmiyorlard; kulaklarna sadece birka kuun cvlts ile kendi ayak sesleri
geliyordu: hzl, aceleci, fakat temkinli bir arballkta. Zeytin aalarn da geride
brakmlard artk, imdi koyu yeil renkli ine yaprakl aalarn arasnda
yryorlard.
Bir sre sonra Merope durdu ve omzundaki kn yere koydu, bir yandan da hl
uzak ve uialmazm gibi grnen zirveye bakyordu. Konaklayacak bir yer
bulmann vakti geldi artk diye dnd, son yemei hazrlayp biraz dinlenmeliyiz.
Astro gl olmak zorunda. Ve ayet bu gece tanraya tapnmak istiyorsam, ben de
gl olmalym...
"Burada duralm artk Astro" diye seslendi olana ve az ileri25
deki akam gneinin aydnlatt kutsal koruya bakt. "Hadi, git biraz odun topla.
Hava kararmadan bir ate yakalm."
efkatli gzlerle olann ardndan bakt bir sre. Seni gidi duygusal ihtiyar! diye
kzd kendisine sonra. Onun kendi yolunda gitmesi gerektiine kendini altrmalsn.
Buna engel olamazsn. Astro'ya bu yolda bilgi ve cesaretle yrmesi gerektiini
retebilirsin sadece, hepsi o kadar!

Fakat Merope kanlmaz olan istedii kadar dnmemeye alsn, yine de


iindeki sesi bir trl susturamyordu. Zirveye giden yolun asla son bulmamasn
yakaryordu bu ses bir an bile durmakszn.
Astro kollar al rpyla dolu olarak geri dnd zaman, o da ate yakmak iin
tatan bir ember hazrlamt. Dallar zgara biiminde st sle dizdi. akmak
tayla atei yakmak konusunda Astro srar ediyordu, Merope de onun bu konudaki
yeteneini takdir etti. Bir sre sonra canl bir atein karsnda oturuyorlard. Fazla
konumakszn yediler yemeklerini. Merope olana yemesi iin pide ve zeytin
ezmesi, imesi iin de su yerine rcineli arap vermiti. Astro arab byk
yudumlarla ve zevkle iti.
Bu daha da ok uykunu getirecek senin, diye geirdi iinden Merope. Ve sana gzel
ryalar hediye edecek.
Gerekten de olan az sonra battaniyesine sarnd ve atein yanna kvrlp uykuya
dald. Kadn ise uzunca bir sre daha atein banda oturduktan sonra, eline yanan
bir dal alarak ayaa kalkt ve ormann ilerine dald.
Beyaz Dalara kandan bu yana kutsal koruya ilk kez ayak basyordu. Dikkatli,
neredeyse utanga bir tavrla ellerini servi aalarnn przl gvdelerinde
gezdirdi. Ban kabuklarna dayayarak o bildik, hafif ac kokuyu iine ekti.
Zihninde o bir zamanlarn rahibe adaynn titreyen ellerinde tuttuu orak biimli ay
bayla heyecandan neredeyse kendisini yaralamas ok belirgin olarak canland.
Kutsal koruda geirdii o ilk gecenin stnden o kadar ok zaman gemi, o kadar
ok ey yaamt ki!
Yldzlarn ldayan rtsnn altndaki ay, bahar dnm
26
akam ok berrak ve kendisinden ok uzakt. Bir yandan kprda-makszn onu
seyrederken, dier yandan da bir baykuun tn dinliyordu. Serin bir bat
rzgr salarn uurdu ve aniden rper-mesine yol at. Yolculuk izmelerinden
kard ayaklarn ovuturdu ve pelerinine daha sk sarld.
Affet beni Byk Ana, diye geirdi iinden, bugn aklm yapmam gerekene
veremiyorum bir trl. Dncelerim bir katar rkek ku gibi gemie uarak,
gelecein karanln aralamaya alyor. Astro'nun nndeki zorlu yol aklma
geldike kalbim skyor. O yol hepimiz iin o kadar nemli ki... Biliyorum, vakit
geldi artk. Byk maarann karanlna dalacam andan baka hibir ey
korkutmuyor beni aslnda. nk o zaman kendi dourmadm olumu yitireceim.
nk o zaman tekrar yalnz kalacam.

Fsldayarak ksa bir dua okudu ve rahatladn hissetti. Kutsanmasndan bu yana


her yl k sonunda icra ettii tren iin hazrd artk. Merope tm dikkatini nndeki
byk, yuvarlak taa verdi. Elleriyle onu sarm olan gm renkli dikenleri
okuyordu hafife. Sonra tan karsna bada kurarak oturdu. Elbisenin ve
pelerinin ift katl korumasna ramen altndaki sert ve przl topran souunun
iliklerine ilediini hissediyordu. Aya son bir bak frlattktan sonra gzlerini kapad.
Gklerin hkmdar, diye yakaryordu, zamann en byk kz! Sen gzlerinle her
eyi grr ve her eyi bilirsin. Tanrsal vcudun kinatn ta kendisidir, bilgeliin
denizlerden daha derindir. Bizi yaam ve bereketle dolduran kutsal n
ocuklarndan esirgeme!
Yeryznde artk sadece o ta ve topraktan fkran yaam kudretiyle btnleen
rahibe vard. Yaamn scakl tm vcudunu doldurmutu, elleriyle ayaklarndan
scaklk sayordu etrafna ve serin ilkbahar rzgrn hissetmiyordu artk. Kollan ve
bacaklar bir ember oluturmutu, giderek younlaan ve sonunda ta kesilen bir
ember. Dadan koparlm, ptrl ve kaba bir kaya parasyd nceleri. Aradan
geen yllar boyunca zmparaland, cilaland, parlad, hayvanlarla dolu rmaklarda
uzun yolculuklar yapt, insanlarn elleri ona dokundu; bir zaman denizindeydi!
Sonunda ok
27
uzaklardan geliyormu gibi bedenine geri dnd. Elleriyle uzun uzun yoklad onu.
Evet, yal bir kadnm artk, diye geirdi iinden Merope hznle. Mirtho yeni
doan ocuu kollarma verdii ve ona birlikte Astro adn taktmz zaman bile
gen bir kadn deildim.
Eski hayaller canland tekrar gzlerinin nnde. Ay nn olmad karanlk
gecede, gsne bastrd mzmzlanan bebekle beraber limana doru gidiyordu.
Dilini tutmas karlnda birok elmas verdii balk, kendisini kaynn iinde
bekliyordu. Bir yandan yolculuu dnrken, dier yandan da ocuu bal katlm
kei st ile susturmaya alyor, fakat bir trl baarl olamyordu! Ve nihayet
evinin gvenli scakl... tik defa ocuun altn burada deitirmi ve kalasndaki
ay lekesini pmt.
Evet, kralienin ocuunun bana sadece birka yl iin armaan edildiini ta en
bandan beri biliyordum! Sadece on alt yaz boyunca onun anas olabildim. Bu
zaman zarfnda onun doa ile btnlemesini saladm, iyiletirici kuvvetleri nasl
kullanacan rettim. Gen ve a ruhunu kuaktan kuaa aktarlan gizli bilgilerle
besledim. Erkeklerin payna denden fazlasn ifa etmedim mi ona aslnda? Fakat
o tanrann vergisine sahip. O, seilmi olan! Bilge Kadnlar'n srlarn olana ifa

etmem elbette ki doruydu, yoksa kendisini bekleyen byk grev ile nasl baa
kabilirdi ki?
Olan m? Uzun zamandr bir ocuk deil artk diye dzeltti iinden sylediklerini.
enesini ve yanaklarn epeydir bir ty tabakas kaplyor, sesi de iyice kalnlat. Ve
kzlarn ardndan bakmak pek houna gidiyor.
Kalbi acyla bzld. Byk Ana, kendisini douran kadnn karsna ktnda
neler olacak acaba? Ve ben ne olacam?
Merope aniden ne kadar bitkin olduunu fark etti. Yeniden yola koyulmadan nce
mutlaka bir sre uyumas gerekiyordu. Zorlukla ayaa kalkt.
Geleneklere uygun olarak son bir kez sol eliyle ta okad. Sonra da zerine arap
ve ya dkt. Toprak testilerin azlarn zenle kapadktan sonra, tekrar knna
koydu. Bir yandan kutsal
28
szckler mrldanrken, dier yandan da keskin obsidiyen bayla tan
evresindeki dikenlerin yeil yapraklann kesiyordu. Sonra onlar da testilerin
bulunduu kna tktrd. Koruya son bir bak frlatt ve ban sallad. Evet, tren
sona ermiti, ilkbaharn adaya geri dnebilirdi.
Tren alanndan ayrlarak olann bulunduu yere doru yrmeye balad. Zayf,
kzlms bir k yeni gnn douunu mjdeliyordu. Yorgunluuna ramen Merope
admlarn hzlandrd. Astro uyanm olmasn sakn?
Onu uyurken buldu. efkatle kahverengi salarn okad. Kralienin pii uykusunda
glmsyordu.
Bir gece, bir gn, bir gece. leden sonra nihayet zirvedeki yaylaya ulatlar.
Tehlikelerle dolu dar patikalar ve geitlerden oluan zorlu bir yol brakmlard
geride; Merope 'nin iindeki heyecan giderek byd iin gece pek az
uyuyabilmiti. Bu sre zarfnda her ikisi de hibir ey yememiti. Sk sk dinlenmek
ve su imek zorunda kaldklar iin, yry tempolar da devaml dyordu.
Merope olann kzarm yzndeki alk ve yorgunluk belirtilerini fark etmiti.
Kendi karnnn da a bir hayvan gibi homur-dandn iitiyordu. Ruhundaki yiyecee
ve dinlenmeye olan zlemi yok etmek iin bir anlna gzlerini kapamt ki, olann
att lkla irkildi. Acdan burumu bir yzle sa kolunu tutuyor ve hzla kabaran
bir yaray iaret ediyordu.
"Bir ar soktu beni!!"

Merope hemen olann yanna geldi ve arnn zehrini emmeye balad. Astro,
bembeyaz bir suratla kadnn emdii zehri yere tkrmesini seyrediyordu.
Duyduu ac, glkle ayakta tuttuu iradesinin yklmasna neden olmutu.
Korkuyordu! Merope bunu hem gzlerinden okuyor, hem de dkt souk
terlerden anlyordu. Bilinmeyenin korkusu. Yokluu ekilen bilgiye ulamann
korkusu. ocukluun sonu, diye geirdi iinden Merope. Ne kadar ani! Ne kadar
telafisiz!
Olann dilerinin arasndan ald sert soluklan iitti. "Nasl? imdi daha iyi, deil
mi?" diye sordu efkatle.
29
Astro cesur bir tavrla evet anlamnda ban sallamaya alt. Merope, aniden
gelen bu bedensel acnn onu ok sevindirmi olduunu hissediyordu.
Ar sokmasna kar en etkili are taze soand. yi ama, onu nereden bulacakt
imdi? Aniden baklar bir karahindiba demetine takld, ilerinden birini kopard,
trnayla sapn izdi ve dar akan beyazms st yarann zerine srd.
"Biraz sonra hibir eyin kalmayacak. leride tekrar acyacak olursa, imdi sana
gsterdiimi yap. Hazr bulmuken u ieklerden birka tanesini cebine soksan iyi
olur!"
Sonra ona oturmasn ve kendisini dinlemesini syledi. "imdi seni byk maaraya
gtreceim. gn boyunca yalnz kalacaksn orada. Elindeki knda bulunan
kurutulmu mantarlardan ve otlardan baka bir ey yemeyecek, u testideki
sudan baka bir ey imeyeceksin. Dikkatli ve uyank ol! Daha nce grmediin,
duymadn eyler kacak karna, hayaller, belki sesler ve siluetler. Sen onlarn
efendisisin Astro! Onlar yaratan da, yok eden de sensin. Fakat bu tamamen sana
bal. Sadece korkmadn mddete onlara hkmedebilirsin. ayet onlardan kaar
ya da maaray vaktinden nce terk edersen, sonsuza dek onlar hkmeder sana.
Hazr msn?"
Olann korku dolu bir ifadeyle ban salladn grd.
"Maarada yeni ismini de reneceksin. Seni bir erkek yapacak olan ismi. O isim,
senin bundan sonraki kaderini belirleyecek."
Olan gzlerini krpmadan bakyordu ona.
"Baka bir ey daha var, olum" diye ekledi Merope ok yumuak bir sesle.

"eride seni bekleyen bir ocuk oyunu deil. Korkmaktan, alamaktan ve


barmaktan asla utanma! Seni en hassas noktandan vuracak eyler greceksin
belki de. O zaman ala, bar ve haykr! Yeter ki kama! Onlarla sava!"
"Hibir eyden kamayacam sen de biliyorsun" diye karlk verdi Astro ciddi bir
sesle. Alnmt. "Ya gn sona erince? Ondan sonra ne olacak?"
O zaman sen Asterios, yani 'yldz gibi olan' olacaksn! diye geirdi iinden Merope,
Pasiphae'nin zorlu mirasn kabul etmeye
30
hazrlanan olu! Adamz yok olmaktan kurtaracak yegne kii olan 'Zambaklar
Prensi!'
" gn sonra gelip seni alacam" diye karlk verdi ona cevap olarak. "Sana o
zaman syleyeceim sonra ne olacan." "Peki ben gnn dolduunu nasl
anlayacam?" "Bunun iin endielenmene gerek yok" dedi Merope, stne basa
basa. "O vaktin geldiini bileceksin ve anlayacaksn."
Artk byk ve karanlk maarada tek banayd. Mealesinin zayf etrafn pek
az aydnlatyordu. Hl Merope'nin scack kucaklayn ve gsne izdii kutsama
iaretini hissediyordu. Fakat yannda deildi artk.
Gzleri karanla alana kadar bir sre bekledi. Belli belirsiz siluetlerden ve
glgelerden daha fazlasn grmeye balamt artk. plak kayalar sarmt etrafn
gz alabildiince, ta paralar, derin yanklar ve atlaklar. zerindeki pelerine
ramen titrediini hissetti. Ne byk, ne sevimsiz bir mekn! Duvarlardan
damlayan sular yerde kk birikintiler oluturuyordu. Burasnn Beyaz dalarda
sndklar sevimli maaralarla hibir ortak yan yoktu. Bambakayd. Yal, tehlikeli
ve merhametsiz.
Yksek sesle gld. Sesinin tnsnn kendisini biraz cesaretlendireceini umuyordu.
Bir maara nasl merhametsiz olabilirdi ki? Yine de bu nemli duvarlarn, yarklann ve
atlaklarn arasnda bir eylerin kendisini beklediini sezinliyordu.
Karna kacak olan eylere bak! demiti ona. Ancak bu ekilde kar koyabilirsin
onlara.
Onlara kar koyacam, diye geirdi iinden hiddetle. Kararl admlarla maarann
ilerine yrmeye ve ayaklarnn altndaki zemini incelemeye balad. Ayaklar sert
bir nesneye arpnca irkilerek durdu. Yere eildi ve bu nesnenin kk bir heykel
olduunu grd: aralk bacaklannn arasndan kk bir kafann kt, -melmi
bir kadn figr. Hemen yaknnda baka nesneler de buldu; yivli bilezikler, sa

ineleri, reke atallar, kk bir bronz kaplumbaa, velhasl iyi bir doum dilemek
iin gereken tm adak hediyeleri.
31
1

Beylik Tanrm kendisinin bir kadn maarasnda ne i^1, Kadm!^ Byk Ama'nn
kutsal bedenine ak ve bereket #e ^n girdilerini elbette ki biiiy0rdu. Doumdan
nce ve sorf nay^ ^ydi art^^ sunduklarm da. Kzlarn ilk ayW dan SorR &f anlg,
S k Dourgan'la ebediyen btnle^
^lar^l^ terk ettiklerini de.

,.

.,Ben

, . *-y* 3ma, ben ^ 0maya hazrlanan bir kz deilim Vbrerlc^m.


,h.s
... efkek oldnj|.un zaman, tanrann gcn ve kudreP1 *" sedec^K^eni isrnttf
reneceksin. Kendine uygun bir yer W^ ram a v^ iiflden b.r avu man(ar Awdk
inemeye bala, ^
ona M^ry. Aym aamanda anas da olan bilge kadna #c cektu jr^ye dek h emen
hemen daima yapt gibi.
Sudaki pe^ni yere yayd, zerine oturdu ve kap frt m^ian immeye balad.
Acydlar, dilinde pasl J " braldyorl^d!. Eti^ su ile azn alkalad. Bo midesi tf
korur^^ ister gibi kasinca, onu dzenli inemeler ve aF1 d
larl^yaVnnaylahtl.
Ve Vope 'rin kendisine kat bir oru tutmasn enm ramen, eumek tQrbasn
tersyz ederek iyice sallad. Fit bula^dilibir par a sertlemi peynir kabuuydu.
Onu daWa kemimi.
^*% iddetli bir i bulants hissetti. iddetle solut* Je' rerek sV m pel ^rmine
uzandl ve gzlerini kapad. Tn*" bir k0rJcu dalgasly la sarsldl; alnndan souk
terler boanp unm^yeniBeUerimaeydi m ve aresizdi.
SaMnol, k^ sakin olmalsn, diye kendi kendini yatf > ahta titreyerek.
2^1 geti^ e> yava yava, iindeki bulant yok clM* ! agzlril ac, (fikrillc^e
doduran daha hafif ikinci bir dalga f* Kd" ar~ ^akatt)ir sre^ sonra tm
rahatszl sona erdi.
Kendini ge- vemi hissediyordu. i mutluluk ve l#

* gusU:ya olmutu 4_ Ne

kadar da hafiflemi byle! Gz11 **1,


Ba dr^or v& : yalpalyordu, umaya hazrlanan bir W * sark, ^
Ularda dlj aha nce asla grmedii ekillerde gli!ffdans
ediyordu. Bir araya geliyor, birleip btnleerek kark desenli, gizemli motifler
oluturuyorlard. Byk bir zarafetle havada gayet yava salnyor, ona doru
yaklayor ve tekrar uzaklayorlard.
Ayaa kalkmaya alt. Fakat hareket etmeyi baaramad. Kendisinden bir para
yavaa bedeninden ayrld ve glgelere doru ykselmeye balad.
Skntl bir yaz gecesi, umutla bekleen insanlarn doldurduu kk, korunakl bir
liman. Parlak ay , deri kaylarla st dallarna balanm bir kadn
aydnlatyordu. plak bir adam denizden karak kadna yaklamaya balad,
suratnda deri bir boa maskesi tayordu. Ve davullarn arks balad...
Kadnn kapkara salar gzlerini kara bir pee gibi rtyordu, vcudu ate gibi
scakt. Kendisini deri maskeyi tayan adama sunan bereketli topran ta kendisiydi
o. Maskeli adam kadna yaklat ve vcudunu rten kuma ekip ald.
Sonra da iine girdi. Onlar evreleyen insanlar lklar atyordu.
Bir btn oldular. Soluk soluaydlar, giderek daha da hzl soluk alyorlard.
Adamn altndaki vcut byk bir iddetle kaslnca, st dallar krld ve birlikte
yere dtler. Kendisini balayan deri kaylar hl kadnn kollarnda sallanyordu.
Fakat sonuna dek durmadlar. Sonra adam aniden yok oldu. Nereye gittiini kimse
grmemiti. Kurban edilmek zere yaknlardaki ahrda tutulan beyaz boann sesi
gelmekteydi sadece.
Bacaklar adamn tohumlaryla slanm olan kadn denize gitti ve dalgalarn
kendisini okamasna izin verdi. plak vcudunu okuyordu, Biliyordu ki, ilkbahar
adaya geri dnnce karn iecekti- Bir ocuu olacakt. Bir olu...
Annem. Annem!
Alamasnn yksek sesli yanks onu neredeyse iine dald dler aleminden geri
getirecekti. Fakat mantarlarn etkisi henz sona ermemiti- inleyerek bir kez daha
zaman ve mekn iinde kayboldu.
33
Byk Tanra, kendisinin bir kadn maarasnda ne ii vard? Kadnlarn Byk

Ana'nn kutsal bedenine ak ve bereket dilemek iin girdiklerini elbette ki biliyordu.


Doumdan nce ve sonra Tanraya deerli armaanlar sunduklarn da. Kzlarn ilk
aybalann-dan sonra karanl Byk Dourganla ebediyen btnlemi kadnlar
olarak terk ettiklerini de.
iyi ama, ben kadn olmaya hazrlanan bir kz deilim ki! Ben bir erkeim.
... erkek olduun zaman, tanrann gcn ve kudretini hissedecek, yeni ismini
reneceksin. Kendine uygun bir yer bul, knn a ve iinden bir avu mantar
alarak inemeye bala, demiti ona Merope. Ayn zamanda anas da olan bilge
kadna itaat edecekti, imdiye dek hemen hemen daima yapt gibi.
Srtndaki pelerini yere yayd, zerine oturdu ve kay gibi sert mantarlar
inemeye balad. Acydlar, dilinde pasl bir tat brakyorlard. Biraz su ile azn
alkalad. Bo midesi kendisini korumak ister gibi kaslnca, onu dzenli inemeler
ve alkalama-lar ile yattrmaya alt.
Ve Merope'nin kendisine kat bir oru tutmasn emretmesine ramen, ekmek
torbasn tersyz ederek iyice sallad. Fakat tm bulabildii bir para sertlemi
peynir kabuuydu. Onu da itinayla kemirdi.
Aniden iddetli bir i bulants hissetti. iddetle soluk alp vererek srt st
pelerinine uzand ve gzlerini kapad. Tm vcudu bir korku dalgasyla sarsld,
alnndan souk terler boanyordu. Bilinmeyenin ellerindeydi artk ve aresizdi.
Sakin ol, ok sakin olmalsn, diye kendi kendini yattrmaya alt titreyerek.
Zaman getike, yava yava, iindeki bulant yok oldu, ta ki azn ac tkrkle
dolduran daha hafif ikinci bir dalga gelene kadar. Fakat bir sre sonra tm
rahatszl sona erdi.
Kendisini gevemi hissediyordu, ii mutluluk ve huzur duygusuyla dolmutu. Ne
kadar da hafiflemiti byle! Gzlerini at. Ba dnyor ve yalpalyordu, umaya
hazrlanan bir ku gibiydi sanki.
Duvarlarda daha nce asla grmedii ekillerde glgeler dans
32
ediyordu. Bir araya geliyor, birleip btnleerek kark desenli, gizemli motifler
oluturuyorlard. Byk bir zarafetle havada gayet yava salnyor, ona doru
yaklayor ve tekrar uzaklayorlard.
Ayaa kalkmaya alt. Fakat hareket etmeyi baaramad. Kendisinden bir para

yavaa bedeninden ayrld ve glgelere doru ykselmeye balad.


Skntl bir yaz gecesi, umutla bekleen insanlarn doldurduu kk, korunakl bir
liman. Parlak ay , deri kaylarla st dallarna balanm bir kadn
aydnlatyordu. plak bir adam denizden karak kadna yaklamaya balad,
suratnda deri bir boa maskesi tayordu. Ve davullarn arks balad...
Kadnn kapkara salar gzlerini kara bir pee gibi rtyordu, vcudu ate gibi
scakt. Kendisini deri maskeyi tayan adama sunan bereketli topran ta kendisiydi
o. Maskeli adam kadna yaklat ve vcudunu rten kuma ekip ald.
Sonra da iine girdi. Onlar evreleyen insanlar lklar atyordu.
Bir btn oldular. Soluk soluaydlar, giderek daha da hzl soluk alyorlard.
Adamn altndaki vcut byk bir iddetle kaslnca, st dallar krld ve birlikte
yere dtler. Kendisini balayan deri kaylar hl kadnn kollarnda sallanyordu.
Fakat sonuna dek durmadlar. Sonra adam aniden yok oldu. Nereye gittiini kimse
grmemiti. Kurban edilmek zere yaknlardaki ahrda tutulan beyaz boann sesi
gelmekteydi sadece.
Bacaklar adamn tohumlaryla slanm olan kadn denize gitti ve dalgalarn
kendisini okamasna izin verdi. plak vcudunu okuyordu. Biliyordu ki, ilkbahar
adaya geri dnnce karn iecekti. Bir ocuu olacakt. Bir olu...
Annem. Annem!
Alamasnn yksek sesli yanks onu neredeyse iine dald dler aleminden geri
getirecekti. Fakat mantarlarn etkisi henz sona ermemiti, inleyerek bir kez daha
zaman ve mekn iinde kayboldu.
33

Aradan aylar geti. ocuk, kralienin karnn giderek iir-iyor-du, fakat gzleri her
geen gn dahajazla hznle dolmaktayd . Geceleri uzun uzun alyor,
gndzlerden ve tasayla doluyordiM. O kocasna, kocas da ona ar szkr
sylyordu. Adam idd"etli bir kskanln penesine dmt. Karsnn
karnndaki -ocuun babas kimdi?
Kimse sylemedi ona bunu.Boa maskesinin ardnda kimin olduunu rahibelerden
bakas bilemezdi.
Kralie uzun sre gururlu ve gl olarak ynetti adasn, kuvvetini eski kutsal

yasadan almktayd. Sonra kurulan ka mployu rendi.


Yannda oturan adam uzun sredir gizlice iktidar ele geirmeye alyordu.
Makamn, ken&sine verdii yetkileri ktye kullanmt. Sulama ileriyle ilgilemek
yerine, adann gneyinde bir gemi filosu yaptryordu. Hi ekmeden yabanc
milletlerle- gizli anlamalar imzalyordu. Frsatn bulduu an ise, kendisini kral
yerine koyuyordu.
Adam tek bana deildi. Ayaklanmay arkadayla be raber

...

hazrlyordu. Adadaki tm erkekler olanlar dikkatle izlemekleydi.

Her tarafta huzursuzluk ba gstrmili. Yoksa kadnlarn sttnl-

;.

sona ermek zere miydi? DiiAnka tahtna bir erkek mi cotura-

akt?
Adam sorguya ekti, fakat aher eyi inkr ediyordu. Kr~alice-

nin emrindeydi. Tek amac, onuudasn korumak ve kollama^kt.


Belirtilerin giderek o almmna ramen, hl adama _ fazla
etmiyordu. Ondan korkmuyordu, ta ki rahibelerinin iki isi ge-

; aldr
\

ride hibir iz brakmadan kaybolma dek. Bilge danmanlar ona


\ kamasn
tavsiye ettiler. Gvende olduunu rendikleri anda, adama haddini
bildireceklerdi, lendisinin ve domam c^cuu; nun yaamn dnyorsa,
ong yannda daha fazla kalrrmamas gerekiyordu.
Dadsnn eliinde saray rk ederken, kalbi zntdea-.n kapkara kesilmiti. nce
batya, som da gneye yneldiler. Terkipilerinin soluklarn enselerinde
hissediyorlard.
Doum sanclan baladia henz hedeflerine ulaanymamt
34
lardL Dl kesesi patlad ve doumun eziyetlerine gneydJ\n o** bir yerleim
yerinde katlanmak zorunda kald. Ona oc tme** boduunu sylediklerinde,
bitmez tkenmez gzyalar 1 ^
balad.
ub
Bir kadn yeni doan ocuu gsne balat ve g.J z* yere gitmek zere gecenin

karanlna dald. Kucan itj'itirl rinde dans eden iki yunusun olduu bir yzk
vard. Altn Jmjl dii zaman kalasnda orada olmas gerektii (inceden sJdan olan
alameti, kutsal ay iaretini grd; ift boynUzun si\^Kdu nispeten daha ak renkli
olan etin zerinde apalk belli qJ Kadn ayaa kalkt ve Astro onu tand.
Merope!
Neredeydi? Kimdi?

le

Susamt, susuzluktan lyordu. Boaz kupkuruydu %


yanndaki testiyi bulmaya alt. Suyu yle byk bir hrs^i'
yz gz srlsklam oldu. Sonra zerindeki ksa elbisenin /'
yana ekerek kalasndaki lekeye dokundu. ift boynuzun ular. Ay sandal. l
yal maarann nemli duvarlarnda uz(jn SQre yar. J
Zihnindeki hayaller yava yava snd ve yok olmaya y?-/< Tekrar zerinde
yatmakta olduu serin zemini hissetti, h%>/ aryordu.
ok uzun bir yryten yeni dnm gibi Silkin his\J' du kendisini, fakat ayn
zamanda da tamamen uyankt. $ kaskatyd. Bir eyler inemek ihtiyac hissediyor
ii kurutulmu otlarla dolu olan torba hemer y^, bauj' Azna bir miktar ot att ve
inemeye balad. E^j bjr tat sudu azna. Bir yudum su iti, rtsne daha slq
^{fa v^/ yere uzand.
^
Herhangi bir engelle karlamadan vcudunu t^rk etti. (W dikkatli, rkeke.
Srekli kendisini vcuduyla arasndaki tx# kopnfiadna ikna etmeye alyordu.
Sonralar daha raha / zgr*(
fcfflf
Aradan aylar geti. ocuk, kralienin karnn giderek iiriyordu, fakat gzleri her
geen gn daha fazla hznle dolmaktayd. Geceleri uzun uzun alyor, gndzleri
dert ve tasayla doluyordu. O kocasna, kocas da ona ar szler sylyordu. Adam
iddetli bir kskanln penesine dmt. Karsnn karnndaki ocuun babas
kimdi?
Kimse sylemedi ona bunu. Boa maskesinin ardnda kimin olduunu rahibelerden
bakas bilemezdi.
Kralie uzun sre gururlu ve gl olarak ynetti adasn, kuvvetini eski kutsal

yasadan almaktayd. Sonra kurulan komployu rendi.


Yannda oturan adam uzun sredir gizlice iktidar ele geirmeye alyordu.
Makamn, kendisine verdii yetkileri ktye kullanmt. Sulama ileriyle ilgilenmek
yerine, adann gneyinde bir gemi filosu yaptryordu. Hi ekinmeden yabanc
milletlerle gizli anlamalar imzalyordu. Frsatn bulduu an ise, kendisini kral
yerine koyuyordu.
Adam tek bana deildi. Ayaklanmay arkadayla beraber hazrlyordu. Adadaki
tm erkekler olanlar dikkatle izlemekteydi. Her tarafta huzursuzluk ba gstermiti.
Yoksa kadnlarn stnl sona ermek zere miydi? Dii Anka tahtna bir erkek mi
oturacakt?
Adam sorguya ekti, fakat o her eyi inkr ediyordu. Kralienin emrindeydi. Tek
amac, onun adasn korumak ve kollamakt.
Belirtilerin giderek oalmasna ramen, hl adama fazla aldr etmiyordu. Ondan
korkmuyordu, ta ki rahibelerinin ikisi geride hibir iz brakmadan kaybolana dek.
Bilge danmanlar ona kamasn tavsiye ettiler. Gvende olduunu rendikleri
anda, adama haddini bildireceklerdi. Kendisinin ve domam ocuunun yaamn
dnyorsa, onun yannda daha fazla kalmamas gerekiyordu.
Dadsnn eliinde saray terk ederken, kalbi zntden kapkara kesilmiti. nce
batya, sonra da gneye yneldiler. Takipilerinin soluklarn enselerinde
hissediyorlard.
Doum sanclar baladnda henz hedeflerine ulaamatm34
lard. Dl kesesi patlad ve doumun eziyetlerine gneydeki kk bir yerleim
yerinde katlanmak zorunda kald. Ona ocuun l doduunu sylediklerinde,
bitmez tkenmez gzyalar dkmeye balad.
Bir kadn yeni doan ocuu gsne balad ve gvenli bir yere gitmek zere
gecenin karanlna dald. Kundan iinde, zerinde dans eden iki yunusun olduu
bir yzk vard. Altn deitirdii zaman kalasnda orada olmas gerektii nceden
sylenmi olan alameti, kutsal ay iaretim grd; ift boynuzun sivri ular nispeten
daha ak renkli olan etin zerinde apak belli oluyordu. Kadn ayaa kalkt ve
Astro onu tand.
Meropel
Neredeydi? Kimdi?

Susamt, susuzluktan lyordu. Boaz kupkuruydu. Eliyle yanndaki testiyi


bulmaya alt. Suyu yle byk bir hrsla iti ki, yz gz srlsklam oldu. Sonra
zerindeki ksa elbisenin eteini yana ekerek kalasndaki lekeye dokundu.
ift boynuzun ular. Ay sandal.
l yal maarann nemli duvarlarnda uzun sre yankland.
Zihnindeki hayaller yava yava snd ve yok olmaya yz tuttu. Tekrar zerinde
yatmakta olduu serin zemini hissetti, her taraf aryordu.
ok uzun bir yryten yeni dnm gibi bitkin hissediyordu kendisini, fakat ayn
zamanda da tamamen uyankt. enesi kaskatyd. Bir eyler inemek ihtiyac
hissediyordu.
ii kurutulmu otlarla dolu olan torba hemen yan bandayd. Azna bir miktar ot
att ve inemeye balad. Eki bir tat geliyordu azna. Bir yudum su iti, rtsne
daha sk sarld ve tekrar yere uzand.
Herhangi bir engelle karlamadan vcudunu terk etti. nceleri dikkatli, rkeke.
Srekli kendisini vcuduyla arasndaki balarn kopmadna ikna etmeye
alyordu. Sonralar daha rahat, daha zgr.
35 _
Yukarlara kt ve rtye sarnm bedenini seyretti. Maarann ilerine doru
szlyordu imdi, sonra daha da ilerledi, karanlk, dar geitlerden geti. Grnrde
ne bir k vard, ne de bir k. Sadece bir hedefe yneldiini hissediyordu, o
kadar.
Ve bir anda Merope'nin derin bir saygyla and tanra belirdi yannda. Krmzlar
iinde zarif bir kadn biimindeydi, fakat hatlarn belirgin olarak seemiyordu.
Tanrann kokusunu ald, tanrann sesini iitti, tanray daha nce binlerce kez
grmt. imdiye dek grd tm kadnlarn hatlar onda bir araya gelmiti
sanki. Fakat gzlerini ok iyi gryordu. Bilge ve anlalmas imknsz gzleri,
benliinin ta derinliklerine, en derin yerine bakyordu.
Aniden neler olup bittiini kavrad. Gryordu. Az nceki resimler bo hayaller
deil, tanrann kendisine gnderdii mesajlard. kinci Surat ltfedilmiti
kendisine.
Bir hzn dalgas kaplad zerini; tanrann ltfunun ok ac verici olabileceini
hissediyordu. Sadece gemii deil, gelecei de grebileceini hissediyordu.

rpermiti. Tylerinin diken diken olduunu ve kaslarnn gerildiini fark etti.


Topran kara karnnda savayordu. Kara bir deri maske vard kafasnda ve bir
bakasnn ksa klcndan saknmaya alyordu. Sol kolundan kan damlamaktayd.
Kalkan byk bir grltyle yere dt. Artk hibir ey onu rakibinin fkeli ve sert
darbelerinden koruyamazd. Beyaz kpklere benzer parlak gzler, nefretle dolu
olarak bakyordu ona.
lmnn yakn olduunu kavrad. lecekti. Boann vakti dolmak zereydi, hem
de kar konulmaz bir biimde...
Pes edemezsin, sava! Sen Asterios'sun, 'yldz gibi olan , kralienin ve denizden
kan Beyaz Boa'nn olu! Sen Girit'i yok olmaktan kurtarabilecek yegne kiisin,
sen seilmi olansn! Kehanet senin geliini haber vermiti. Sry sen gdeceksin.
Byk Anaya hizmet etmelisin.
Sen Asterios'sun...
36
Hi istememesine ramen gvdesine geri dnd. Maarann nemli tabannda yere
alnm gibi yatyordu. Kaslar titriyordu, az kpkler iindeydi.
Meale oktan snmt, maarann alacakaranlnda pek az ey grebiliyordu.
Fakat hayattayd; nce bir elini, sonra da ayan hareket ettirdi. Ne kadar da
uzaktaydlar, yoksa kendisine ait deil miydiler artk? Ayaa kalkmaya alt.
Baaramad. Bir daha... Sonra bir daha... Nihayet ayaa kalkt ve titreyen
bacaklaryla uykuda gezer gibi kapya doru yrmeye balad.
In kr ettii gzlerle dnyaya kt. Uzun uzun gkyznn engin maviliine
bakt sonra.
"Hogeldin Asterios" diye selamlad onu Merope. "nc gn sona ermek zere."
37
Ay ocuklar
Dizlerine kadar suya girerek, scak rzgrn kendisini okamasnn tadn karmaya
alt. Hafif bir meltem suyu azck dalgalandryor ve sahildeki fstk amlarnn
gzel kokusunu ona doru fl-yordu. Sol tarafndaki dikenli allarn civarnda
srs otluyordu.

Boyu ok uzun deildi, fakat kasl ve kuvvetli bir vcudu vard. Gr kahverengi
salar omuzlarna dklyordu. Yz uzun-cayd, alacak derecede narin olan
burnunun ucu hafife havaya kalkkt, merakl ve ayn zamanda cesur bir hava
veriyordu ona. kk elmack kemikleri ve keli enesiyle ilk bakta bir taralyd ayet yosun yeili gzleri iin iine girmese. Geni alnnn altndan pheci ve
merakl baklarla szyorlard etraf. Yzndeki iyilemekte olan izikler, tra
olmakta henz pek tecrbeli olmadn gsteriyordu. Hafif kvrk, ince dudaklar ise
ona dnceli bir anlam kazandrmaktayd. Ksacas, hatlarnda ocuklara zg
hibir ey kalmamt.
Artk bir erkek olmutu. Maaradan sa salim kurtulmutu. Bundan byle Asterios
denilecekti ona.
Gnlerden beri ilk kez rahat bir soluk almt, kendisini zgr ve tasasz
hissediyordu. Maarada geceler boyunca hayaller ve yzler takip etmiti onu,
geceler boyunca yanan gzlerle karanlkta grmeye alt fslt, zihnindeki bir
davul gibi gmleyip durmutu.
Ne acayip, ne kark bir hikye! Grd hayaller ve duyduu sesler zerine uzun
uzun dnm, bu olup bitenlerde kendi rolnn ne olabileceini kavramaya
almt. Gemi, karanlk ve a bir hayvand onun gznde. Fakat gelecek daha
da ktyd. Aday tehdit eden tehlike neydi? Aday kurtarmak iin neden zellikle
kendisi seilmiti? mitsizlikle ona her eyi aklayacak olan
38
anahtar kelimeyi arayp duruyor, fakat bir trl bulamyordu. Me-rope de
maarada geen gnlerden sonra garip derecede suskunla-mt, sonunda
sorularnn byk ksmn kendine saklamak zorunda kald.
Gzlerinin sulanmasna ramen vedalarken alamamt Merope. Ksa, iten bir
kucaklama, Asterios'un zihninde ocukluk hatralarnn tmnn canlanmasna
neden olmutu. Bir sre sonra avcunda souk bir metal hissetti.
"Seni tekrar grebilecek miyim?"
"Her zaman yannda olacam, olum! Her zaman."
Sonra da sert, hzl admlarla yryp gitti. Yn rtsnn altndaki omuzlar her
zamankinden biraz daha dik gibi duruyordu, deri torbasn srtna vurmutu.
Arkasna bakmamt bir daha. Neden sonra avcunu amay akl edebildi. Elinde
neredeyse gvercin yumurtas byklnde, krmz parltlar saan altn bir
madalyon vard: Kutsal Boa'nn boynuzlan arasnda gne topu.

"Gitme!" diye fsldad gzlerinden yalar szlrken. "Geri gel! Sana ihtiyacm
var!"
Oysa kadn oktan gitmiti.
Fakat burada, deniz kysnda, son zamanlarn hznl dnceleri yava yava
yitip gitmekteydi. Asterios scak kumlara uzand. At. Maceralara atlmak, byk
iler baarmak istiyordu. Gc kuvveti oktan yerine gelmiti. Merope ona
maarann aznda lapa yedirmi ve tatl brtlen suyu iirmiti. Geceyi yaylada
geirmilerdi. afan ilk klaryla beraber Asterios kendisini aa inecek kadar
gl hissedince yola koyulmulard.
Yolculuklar btn bir gn boyunca srmt. San iekli keten tarlalaryla kapl
Messara ovasn boydan boya geerek, leden sonrasnn ge saatlerinde
hedeflerine ulamlard. Srs Asterios tarafndan Byk Saym'a gtrlecek
olan ihtiyar iftinin, Beyaz Dalar'dakine benzer bir oban kulbesi yoktu. Bir avu
alak daml evden oluan kyn hemen kysnda, yklmak zerey-mi gibi duran
ta bir evde oturuyordu.
Gregeri onlan kapda karlamt. Misafirlerini kk odas39
na buyur etmi, masaya nohut unundan yaplm bir pide, mercimek yemei ve bir
testi kp zerinde kei st koymutu. Karanlk iyice basmadan nce de ahra
gitmilerdi. Akamn mavi klarnda koyunlar rkek baklarla birbirlerine
sokulmular, keiler merakl baklarla gelenlere yaklamlard; Asterios zellikle iki
olaa yrekten balanmt.
Daha sonra yal adam Merope iin bir dek sermiti. Asterios'a ise dier gnlerde
erzak ve alet deposu olarak kulland odadaki tahta sray iaret etmiti. Duvar
boyunca krk yalaklar ve havanlar ylyd, aralarnda ise ponza tandan yaplma
zeytin ve tahl tcleri vard. Yatt yerin stndeki tavandan birka tane toprak
testi sallanyordu. Duvardaki bir rafta ise zmpara talar, anaklar, mlekler ve
testiler karmakark ylyd. Yerde ise yarya kadar yala dolu bir yn kaba saba
seramik amfora duruyordu, aralarna ilerinde zeytin, buday ve yulaf bulunan diz
yksekliinde pithoi'ler serpitirilmiti.
Uyumadan nce Merope nihayet yanna armt onu. Surat mum nda solgun
ve zgn grnyordu. Elini uzatmt. Asterios bir an iin onun kendisini eski
gnlerde olduu gibi gsne bastracan dnm, fakat aniden bundan pek de
emin olmadn hissetmiti. Maarada geen gnlerden sonra aralarnda o eski
yaknlk kalmamt. Aralarna bir soukluk girmiti; ikisi de susuyor ve yalnz
kalmay tercih ediyordu.

Asterios bunlar dnrken Merope konumaya balamt. "Kralienin sarayna


git" demiti ona. "Byk Saym iin orada toplanan dier obanlarn arasna kar ve
Kralie Pasiphae'ye vergiye tabi olan hayvanlar gtr! Huzura ktn zaman ise bu
yz ona ver."
"Sonra?"
"Sonra sen onu, o da seni tanyacak."
Syledikleri maarann karanlndaki karmakark alglar ve hayalleri hatrlatmt
ona. Tm grdkleri gznn nnden geiyordu: Deri boa maskesi takan adam
ve kara sal kadn, ikisi de plak, ehvetli, terden srlsklam. Kendisine yaam
veren kadn. Yaknda huzuruna kaca kralie.
40
Yaknda, nk Merope'nin talimatlarn hemen yerine getirmemiti. Hayvanlaryla
birlikte hemen Elyros'taki kraliyet villasna doru yola koyulmak yerine, srsyle
beraber u anda bulunduu koyda taklp kalmt. Kendini tekrar bulmas iin bu
gecikme muhakkak gerekliydi, ilk gecenin kark ryalarn, gnler boyu srecek
olan i huzursuzluu ve bilinmedik bir eye duyulan zlem izlemiti. Derin derin
dnmekle geirdii bu gnlerde bastran ani, takn bir sevin, onu kab kabna
smayan bir ruhla doldurmutu.
Kumsaldaki kz ilk kez nceki gn grmt. Uyanmaya balarken afak
skyordu. Aniden tm mahmurluunu zerinden at-vermiti. Onu uyandran
sabah iinin serinlii deil, sudan gelen hzl admlarn sesiydi. Ak renkli bir
elbisenin zerinde kahverengi, rzgrda dalgalanan salar. Asterios henz tam
olarak kendine gelememiti ki, gen kz az ilerisinden geerek atna atlad ve lgn
aalarnn arasnda gzden kayboldu.
Ertesi gn, glgelerin uzun olduu vakit, kz geri gelmiti. Asterios leden sonra
srsyle beraber kk dere boyunca yukarlara yrm ve sarp kanyonun st
taraflarna trmanmt. Yaln kayalarn eteklerine rengrenk ieklerden dokunmu
bir hal uzanyordu sanki. Derenin her iki tarafnda altnck iekleri, yldz
smblleri ve yuvarlak ayzm allklar gze arpyordu. Hayvanlar ise daha da
yukarlara, laden ieklerinin yetitii yerlere kmlard.
Benekli bir olak ise srden ayrlarak yukar komaya devam ediyordu. Ak Girit
otundan yemesini engellemek iin Asterios onun peine dmt, aksi takdirde
onu zapt etmek bir daha mmkn olmazd. Nihayet kan ter iinde hayvan srye
katmay baard zaman, aada beyaz elbiseyi grd. Sabrsz bir slkla kpeine
seslendi ve hayvanlarn toparlayarak aa srmeye balad. Fakat ge kalmt.

Nefes nefese denize ulatnda, beyaz elbisenin yerinde yeller esiyordu.


O gece ryasnda saydam, belli belirsiz bir varlk olarak grnmt ona kz.
Sadece ellerini ona doru uzatmas bile, yok olmas iin yeterli olacaa benziyordu.
Fakat buna ramen uyand zaman kesin olarak emindi. Onu tekrar grecekti.
41.
kindi vakti nihayet grnd. ekildii glgede ekmek ve kei stnden ibaret olan
nn yiyen Asterios, atnn kinemesini iit-miti. Birden utandn hissetti ve
yerinden bile kprdayamad. nnde kendisini gizleyen allklar olduu iin ok
mutluydu. Kz ok yaknndan gemiti, kollarndaki altn sars tyleri ve ince
elbisesinin altnda inip kalkan gslerinin yuvarlakln bile seebilmiti. Daha
nce bir kza asla bu kadar yakn olmamt. Daha nce bir kadn onun gzne asla
bu kadar gzel grnmemiti.
Kumsala vard zaman elbisesini kard. Astro, holanma ve utanma arasnda
gidip gelen duygularla onu seyrediyordu. rlplak kalan kz suya girdi, dikkae
bacaklarn slatt, su karnna ulanca rpererek omuzlarn titretti, sonra kendisini
dalgalarn arasna brakt.
Bir sre kuvvetli ve dzgn kulalarla yzd, sonra da srt st yatarak suyun
kendisini tamasna izin verdi. Asterios suyun stnde yavaa salnan ak renkli
vcuttan ayramyordu gzlerini. Bir sre sonra kz sahile kt ve kumlarn stne
oturdu. Asterios bylenmi gibi kzn gzel gslerine ve kalalarna bakyordu;
iini dayanlmaz bir heyecan dalgas kaplamt. Biraz daha rahat oturabilmek iin
hareket edince, uyuklamakta olan kpeine serte arpt. Hayvan can acsyla kesik
sesler kararak szlanmaya balad.
Kz aknlkla ban sese doru evirdi.
Asterios umutsuzlukla hayvan susturmaya alt. Elleriyle kpein azn sk sk
kapad, fakat sakland yer belli olmutu bir kere. Yavaa kzn olduu yere
baknca, gz gze geldiler.
Kz yldrm hzyla ayaa frlad, ksa elbisesini zerine geirdi ve az ilerideki bir
am aacna balad atna doru komaya balad.
"Ltfen gitme! Ltfen!" diye seslendi Asterios kzn ardndan.
Kz olduu yerde durdu, fkeyle geri dnd ve gvensiz baklarla onu szmeye
balad.
"Burada ne yapyorsun? Beni gzetlemeye nasl cret edersin?"

"Seni gzetlemedim" diye kendini savunmaya alt Asterios. "Birka gndr


buradaym zaten. Dnmek iin yalnz kalmak istemitim."
42
"Dnmek!" diye burnundan soludu kz, bir yandan da Aste-rios'un sade nln
ve birok kez yamanm gmleini inceliyordu. "O halde neden saklanarak
kadnlarn karnda soyunmalarn bekliyorsun? Kimsin sen? uradaki hayvanlar
sana m ait? Onlarla ilgilensen ok daha iyi olur!"
"Sr iin endielenmeyi bana braksan daha iyi olur" diye karlk verdi Asterios.
"Ben zgr bir obanm ve canm ne isterse onu yaparm."
"zgr bir obanm!" diye alay etti onunla ve kalalarna renkli bir kuma balad.
Fakat Asterios'un verdii cevap onu artmt. Artk balangtaki dmanl yok
olmutu. Saklamaya gerek grmedii bir merak ile delikanly szyordu. Asterios
da holandn gizlemeden ona bakmaktayd; byk, kehribar rengi gzleri vard
kzn.
"Grne gre bir isim sahibi olmaya gerek duymayacak kadar zgrsn" diye
nlad kzn melodik sesi kulaklarnda ve onu dald dler aleminden ekip ald.
"Ben..." diye kekeledi, "adm Ast... Astro. Senin ismin ne peki?"
Kza yeni ismini syleyemezdi, kralienin huzuruna kmadan mmkn deildi bu.
Hibir oban Asterios ismini tayamazd.
"Benim adm nemli deil" diye karlk verdi kz nemsemeyerek, "nasl olsa
birbirimizi bir daha grmeyeceiz. Kenara ekil oban. Gitmem lazm."
"Gidemezsin" diye bard Asterios. "Ltfen! Seni bir daha asla gzetlemeyeceim."
"yle mi?" diye uh bir sesle cevap verdi ve ok eyler ifade eden bir glmseme
belirdi dudaklarnda. "Asla m dedin? Yoksa kadnlar senin iin pek bir ey ifade
etmiyor mu?"
"Elbette ki ediyorlar! zellikle de senin gibi gzel olduklar zaman."
Baklarn yere evirme sras bu defa kzdayd. Birbirlerine o kadar yakn
duruyorlard ki, neredeyse vcutlar birbirine deecekti. Karsndakinin nefesini
vcutlarnda hissediyorlard. Uzun bir an.
43

"Gitmeliyim" dedi sonunda kz hafif bir sesle. "Ge kaldm bile."


"Yarn?" diye sordu kza yolunu kesmeye alarak. "Yarn gelecek misin?"
"Belki. Evden vaktinde aynlabilirsem. ehirle deniz arasndaki mesafe epey uzak."
"Demek ki kralienin saraynn bulunduu Chalara'dansn!" diye bard Asterios.
"Tam olarak deil" diye karlk verdi kz aceleyle ve kpkrmz kesildi. "Diyelim ki
yaknlarndan."
Tekrar birbirlerinin gzlerinin iine baktlar.
"Gelecek misin?" Asterios'un son sorusuydu bu.
"Belki."
Atma atlad gibi drtnala uzaklat oradan gzel kz.
Akam inanlmayacak bir yavalkta geiyordu. Asterios kzn scak nefesini, gzel
gln, plak vcudunu dnyordu. Alk hissetmedii gibi, uyumak da
istemiyordu. Hayvanlar, sanki onun kafasnn ne kadar kark olduunu anlam
gibi, huzursuz olmaya balamlard. Aysz gecede uzun sre uyank kalarak
dalgalarn uultusunu dinledi ve kralieye vermesi gereken yunus yzn
dnd. Ancak sabaha doru uykuya yenik dmt.
Kzn salar yzn gdklaynca uyand. Gzleri, gzlerine ok yaknd.
"Gnaydn oban, iyi uyudun mu?"
Asterios uyku mahmurluuyla dorulmaya alt. Yoksa grd bir rya myd!?
"ok erken geldin" diyebildi sonunda ve parmaklaryla inat salarn yattrmaya
alt.
"Gitmemi mi istiyorsun yoksa?" diye kkrdad kz. "Herkes uyurken svabildim.
Beni kimse grmedi."
Dudaklar ne kadar yumuakt, gzleri koyu bal rengindeydi.
"Tabii ki gitme! Seni grdme ok sevindim. Bekle, nce keilerimi samam
lazm. Sonra da eer istersen birlikte yzmeye gideriz."

44
Kz, ne anlama geldii belli olmayan bir el hareketiyle cevap verdi. Konumadan
Asterios'un battaniyesini zenle katlayn seyretti. Keilere doru gidince de onu
takip etti.
Asterios keilerin ikin memelerini saarak, st deri bir kovaya aktt. Btn gece
yanm olan atein kzlerinin stne yeni odun paralar koymutu bu arada. St
kk bir bakr bakraca aktararak atein stne salamca yerletirdi ve yass bir
deri tulumdan iine birka damla incir nektar aktt. Sonra da dikkatle kartrmaya
balad.
Kz bu arada Asterios'a iyice yaklamt ve dikkatle ona bakyordu. Delikanl belli
etmek istememesine ramen, iine dalga dalga bir scakln yayldn
hissediyordu. Ellerinin titremesine zorlukla engel olabiliyordu.
Bir sre sonra bakr bakrataki st kesilmeye balad. Asterios kesilmi st tahta
bir kepe ile dikkatli bir ekilde st dallarndan yaplma elekten geirdi. Elein
altnda duran toprak anak tamamen dolunca, ban evirerek gnein durumuna
bakt. ok iyi bir yer semiti dorusu! Beyaz peynir serin glgede ksa zamanda
hazr olacakt.
Nihayet kalbi heyecanla arparak kza doru dnd.
"Ne kadar beceriklisin" diye bard kz, tm yzn aydnlatan scak bir
glmsemeyle. Asterios bir kez daha onun kendisiyle alay edip etmediini
anlayamamt.
"Ne oldu? Denize girmeyecek miyiz?" diye sordu bu yzden biraz sert bir sesle.
"Sen gir nce" diye karlk verdi kz ve salarn tutan tokay at. "Ben de hemen
geleceim."
Asterios mahcubiyetini kzdan gizlemeye byk gayret gstererek deniz kysna
doru yrd ve gmleiyle nln kard. Kzn merakl baklarnn plak
vcudunu inceden inceye aratrdn hissediyordu. Bu incelemeye daha fazla
dayanamad, koa koa suya girdi ve kendisini dalgalarn arasna att.
Henz kk bir ocukken bile denizde oynamay ok severdi. Bir yunus gibi
yzyorsun demiti ona Merope birok kez. Aklna gelen bu dnce iindeki tm
neeyi ve cokuyu bir anda alp
45

gtrd. Yunus yzn kralieye gtrmeye sz vermiti; zaman ise giderek


azalyordu. stemeyerek de olsa geriye dnd ve kyya doru yzmeye balad.
Ksa bir tereddt anndan sonra kumsala uzand ve gzlerini kapad.
Kzn serin ve hafif elleri yavaa yanaklarnda dolanca, Asterios nefes almay
unuttu. Scack vcudu kendi serin vcuduna deiyordu, salar kulaklarnda, scak
nefesi boynundayd.
Kz yavaa ellerini yanaklarndan ekti, fakat Asterios gzlerini amaya cesaret
edemiyordu.
"Byle kai" diye fsldad kz kulana. "Seni seyretmek istiyorum." Elleri yumuak
hareketlerle vcudunda gezmeye balad. "Bir olan deilsin sen artk, oktan
gerek bir erkek olmusun. Bana ok sk sarl. Ltfen."
Asterios dikkatle kz kollarnn arasna ekti. Dudaklar birbirini buldu, kzn scak
dilini aznda hissetti. Soluk solua kalmlard. Asterios kzn gslerini okarken,
o da dilini delikanlnn kulanda dolatryordu. Kzn inlemesinden cesaret alan
Asterios, bacaklarn okamaya balad ve ksa eteinin altndan bacaklarnn arasn
bulmaya alt.
Kz ihtirasla kendine ekti onu, iki eliyle salarn kavramt. Asterios'un parmaklar
sk tyl bir blge buldu ve yumuak hareketlerle arasna girmeye alt.
"Ne kadar gzelsin" diye fsldad sonra. "Asla senin kadar gzel bir kz
grmemitim! Bana ismini syle!"
Kz sert bir hareketle bacaklarn kapad ve Asterios'un elini itti. Hzla dorularak
elbisesini dzeltmeye balad.
Asterios aknlkla ona bakyordu. "Ne oldu?" diye kekeledi. "Yanl bir ey mi
syledim?"
"Sakn bo yere umutlanma" diye tslad kz ona doru. "Yoksa ne id belirsiz her
obanla dp kalktm m sandn? imdi gitmeliyim."
Asterios utanmt. nln alarak plakln rtmeye alt. "Seni
anlamyorum" dedi mutsuz bir sesle.
"Anlayabilsen aardm zaten!" dedi kendini beenmi bir tavrla. Ve daha yumuak
bir sesle devam etti: "Seninle bir ilgisi
46

yok. Sadece aklm bama topladm ve kim olduumu hatrladm. Hepsi bu. Sen
ise... sen gerekten de ok tatlsn."
Asterios kzn gitmesini engellemek iin bir giriimde bulunmad, kafas o derece
karmt. Kz ata binmeden nce ona dnerek eliyle bir pck gnderdi. Sonra da
atna atlayarak bir arda gzden kayboldu.
Aysz gkyznn altnda uyand ve kza duyduu zlemi benliinin ta iinde yakc
bir nokta gibi hissetti. Uzaklardan bir at kinemesi ve krlan dallarn atrtlar
geliyordu kulana.
Gzlerini kapayarak, kz ihtirasla kucaklad o gzelim ryaya geri dnmeye
alt. Kzn dudaklarn aznda hissediyordu, kck ellerini de gsnde.
Gzlerini at. Kz yanndayd.
Bir eyler sylemek istedi, fakat kz sakn, sus dercesine parman dudaklarna
gtrd. Bunun zerine konumaktan vazgeti.
Asterios'un gzlerinin ta iine bakyordu. Bir anda kendisinin kim olduu, onun
nereden geldii nemini yitirmiti. O, ilk erkei olacak ve kendisini kadn yapacakt.
O, kendi seimi olan erkek. Yabanc, heyecan verici deri ve hayvan postu kokusu.
Tylerinin rperii. Onun ellerinde, onun dudaklarnda kendi misk kokusu. Ruhunda
bazen glenen, bazen de zayflayan ac dolu bir zlem duygusu vard. Fakat onu ilk
kez iinde hissettii zaman, hi ac duymamt.
"Sevgilim" diye fsldad nefesleri tekrar biraz olsun dzene girip konumay
baardklar zaman. Erkeinin kulan efkatle pt.
Asterios d ile gerek arasnda gidip geliyordu. Kzn scak yz kolunu styordu.
Daha nce hi bu kadar mutlu olmamt. Geri geldi, diye dnd Asterios. Her
zaman da geri gelecek. Ve kalbini kaytsz artsz teslim etti ona.
Gzlerini at zaman kz gitmiti. zerine kzn kokusu sinmi olan postun
zerinde esneyerek gerindi. afak skmek zereydi ve kendisini ok iyi
hissediyordu. Keyifle gece yaadklarn dnd.
47
Dudaklarnda kk bir tebessmle birbirlerine syledikleri sevgi szlerini, ebedi
ak yeminlerini tekrarlad. Kz ona ismini de ifa etmiti nihayet.
Ariadne, diye dnd ve gzleri doldu. Benim Ariadne'm. ilerini yapmak zere
ayaa kalkt, fakat henz dler leminden tam olarak geriye dnememiti. Akl

ikide bir gece yaadklarna kayyordu. Stlerini sadktan sonra hayvanlarla pek
fazla ilgilenmedi. Taze st, peynir ve civardaki allklarda yetien brtlenlerden
oluan kahvaltsn yapt. Sonra da kavaln alarak, gzel bir ezgi almaya balad.
O, iindeydi. O, kalbinin atlar gibi kendisine aitti. Asterios, onu hayalinde
canlandrabilmek iin gzlerini kapad. Fakat kpeinin havlamalar onu
hlyalarndan ayrd. Ne olduunu anlamak iin etrafna baknd istemeyerek.
Ilgn aalarnn arasnda koyu renk giysili bir kadn belirmiti. Ne yaptn bilen
admlarla ona doru yryordu. Kadnn vcudu iri kemikli ve glyd; topuz
yapt bembeyaz salanna ramen, yrrken dimdik duruyordu. Nihayet nne
gelip durduu zaman, Asterios'un iini bir korku sard.
Daha nce asla karlamam olmalarna ramen, kadn ona garip derecede
tandk gelmiti. Yksek ve ak aln. Sert az. nce uzun yznn ortasndaki
byke burun. Yz hatlar onda garip bir samimiyet duygusu uyandrmt. Kadnn
sabah n delip geen kapkara gzleri, dudaklarnda hafif bir glmseme belirene
kadar onu dikkatle szd. Sonra tekrar eski ciddiyetine brnd.
"Adn ne? Deniz kysnda ne iin var?" diye sordu Asterios'a.
Ona bir aklamada bulunmamay ok isterdi, fakat kadnn delici baklar altnda
Asterios kendisini yeni yrmeye balayan bir ocuk gibi hissediyordu. "Adm Astro
ve obanm. Bu da srm" diye ters ters cevap verdi sry iaret ederek.
"Kumsal hayvanlar iin yle pek de iyi bir otlak saylmaz" diye karlk verdi kadn
sknetle. "Nereden geliyorsun oban? Yoksa yolunu mu kaybettin?"
Doru sylyor diye dnd Asterios ve ona hak vermek zorunda kald. Fakat
yine de sorusu onu kzdrmt. Bu kadn ne
48
hakla iine burnunu sokuyordu ki? Zaman azalyordu. Bir an nce Elyros yolunu
tutarak kralienin sarayna ulamalyd, fakat Mero-pe'nin emirlerini yerine
getirmek, sadece ve sadece kendi iiydi. Nasihatlere ihtiyac yoktu.
"Yolumu kaybetmedim" diye ksaca cevap verdi kadna bu nedenle ve meydan
okurcasna bakt ona.
Kadn tekrar glmsedi. Bu o, diye geirdi iinden. Onu tanmann verdii mutluluk
dalga dalga yaylyordu ruhuna. Akll ve marur. Benim ellerimin dnyaya getirdii
ocuk. Kz kardeim Merope'nin yetitirip bytt olan.

Asterios kadnn gece mavisi keten elbisesini inceliyordu. Belinde altn ilemeli bir
kuak, boynunda ise yivli bir altn kolye vard. Parmana ar bir yzk takmt.
"Buraya niye geldin?" diye sessizlii bld Asterios. "Bir kyl deilsin."
"Doru, ben bir kyl deilim" diye karlk verdi neeyle. Ve buna ramen uzun
yllardr hizmet ediyorum diye dnd. Tanraya ve isteklerini her zaman yerine
getiremesem bile, seni douran kadna. Bir zamanlar kraln adamlarndan kaarken
Pasip-hae'ye elik etmitim. Dnyaya geldiin kk kulbede gbek ban
keserken kalandaki alameti grm ve gelecei bildirilen kiinin sen olduunu
anlamtk. Kehanetin syledii gibi, aday tarihinin en byk tehlikesinden
kurtaracak olan ocuk, Beyaz Boa'nn olu. Minos ve arkadalar ayaklanma
hazrl iindeydi. Kralieyi Byk Saym gn devirmeyi kararlatrmlard. ayet
duruma zamannda mdahale etmeseydik byk komplo az kalsn baarya
ulaacakt. Pasiphae, ihtiyacmz olan kararl ve soukkanl kralie deildi, bugn de
olmad gibi...
Aksi takdirde erkekler kadnlarn ezelden beri sregelen hkmranlklarna
bakaldrmaya cret edebilirler miydi? Devir deimeye balamt. Mutlaka yeni
zmler retmeliydik. Bunun iin de zamana ihtiyacmz vard. Hi kimse seni
emellerine alet etmemeliydi. Bu yzden de bizim etkimiz altnda bymeliydin. Merope seni doumdan hemen sonra gvenli bir yere gtrmt. Hem kskan kraln
fkesinden, hem de zayf bir kralienin sevgisinden korumak iin.
49
"Bir kz aryorum" dedi neden sonra. Elindeki omakla huzursuz bir ekilde atei
kartran Astro'yu bir an bile gzden karmadan. "Ad Ariadne. Onu grdn m?"
Asterios'un azndan Hayr! kelimesi yle bir iddetle kmt ki, kadnn kukulan
iyice artt. "Emin misin? Oysa atn buralara doru srdn grmtm."
Asterios ban sallayarak elindeki oma hzla korlarn iine soktu. Ate paralan
etrafa salmt.
Mirtho bir anda her eyi kavrad ve balangtaki sevincine glge dt. Delikanl
yalan sylyordu. Buna emindi.
Karlamlard. Daha da kts, birbirlerini tanyorlard. Ariadne'nin aniden
gsterdii garip davranlar ona doru bir ipucu vermiti. Endieyle kzn aslnda her
zaman ask olan yzndeki tebessm ve cilalanm bronz aynada saatler boyunca
kendisini seyretmesini dnd. Bu deiimin ardnda bir erkein olduundan
emindi zaten. Fakat bu erkein o olabilecei hi aklna gelmemiti.

Byk Tanra, ne yaptklarn bilmiyorlar! Ariadne bir daha asla grmemeliydi onu.
ok ge olmadan hemen u anda kralienin sarayn ve Elyros'u terk etmeliydi.
"Dinle beni Astro" diye stne basa basa konumaya balaynca, delikanl
aknlkla ban kaldrd. "Senin yolunu kaybetmi olduundan eminim. Elyros'taki
Byk Saym'n gn sonra balayacan bilmiyor musun? Yola koyulsan iyi
edersin."
"Ben... ben oraya geleceim" diye kekeledi Asterios elinde olmadan.
"yi" dedi kadn ve gitmeye hazrland. "Yolu biliyorsun. Bunu bildiinden eminim."
Baka bir ey sylemeden ve selam vermeden aalann arasnda kayboldu.
Asterios kadnn ardndan aknlkla bakakalmt. Bu ihtiya-nn niyeti neydi acaba?
nce onu merakl sorularla rahatsz etmi, sonra da emirler savurmaya balamt!
Kimseye bir ey sylemeyeceine dair Ariadne'ye sz vermiti ve szn tutacakt!
Fakat yola kmas iin yapt uyarnn doru olduunun farkndayd.
50
Her eyden haberdar olan bu kadn kimdi acaba? Ariadne'yle nasl bir iliki
iindeydi?
Aklna sevgilisi gelince iini bir efkat dalgas kaplad. Bu gece onu tekrar kollarnn
arasna alaca zaman her eyi ona soracak, her eyi onunla konuacakt. Hatta
zerinde dans eden yunuslarn bulunduu yz de gsterecek ve garip hikyesini
anlatacakt. Ariadne tamamen kendisine aitti nasl olsa, bu yzden ona gerek
ismini bile syleyecekti.
ihtiyarn delici baklarndan kurtulmann verdii bir rahatlkla belindeki nl
karp att, bir sre kumsalda kotu ve aniden dalgalarn arasna dald.
Mirtho yavaa sakland aacn arkasndan kt. Bu uzaklktan bile delikanlnn
kalasndaki doum lekesini grmt: Me-rope'yle kendisinin doumdan hemen
sonra grdkleri kutsal ift boynuzun ular! Hi phesi kalmamt artk. O,
Pasiphae'nin oluydu. O, kendisini zorlu bir grevin bekledii Asterios'tu. Harekete
gemeliydi. Olaylarn bir anlk bir gecikmeye bile tahamml yoktu.
Mirtho kraliyet saraynn bahesine ulat zaman, gne gkte epey ykselmiti.
Deniz kysndan kk saraya ulaan yolun sonunda durdu ve alnyla ensesindeki
terleri sildi. Bahedeki Bahar Bayram hazrlklar neredeyse tamamlanmak
zereydi. Meyva aalarnn alanma ilemi bitmiti. Baz bahvanlar bronz
makaslarla allklar budamaya balamt, bazlar ise sarn suyuyla doldurduklar

szgeli kovalarla iek tarhlarn suluyordu.


Kk saray kralienin en sevdii ikametiydi. Pasiphae'nin dairesi, kuzeybat
rzgrnn scak yaz aylarnda bile gzel bir serinlik salad yumuak eimli
tepenin zerindeydi. Kendi mega-ronundan kuzeybat ynne doru, Messara
ovasnn tahl tarlalarndan ta denize kadar btn manzarann ayaklarnn altnda
uzanmasn salayan byk bir teras alyordu. Bir baka teras da dou ynne
almaktayd. Buradan da sabah sisinin kutsal dan ift boynuzunun stnden nasl
kalktn izleyebiliyordu.
Merkez bir atrium ve yeilimsi arduvaz tayla kapl iki b51yk avlunun etrafnda, resmi kabul salonlar yer alyordu. Deniz hayvanlarn konu
alan ak mavi fresklerle kapl tren salonunun ve stunlu galerinin sonunda, taht
salonu ve sunak odalar bulunmaktayd. Sadece rahibelerin girmeye yetkili olduklar
tapnan giriini, mee aacndan yaplma bir kap kapatyordu. Burada akasya
aacndan yaplm bir mahfazann iinde, tanraya adanm olan ift azl balta
muhafaza ediliyordu.
Gneydou ynnde ise erzak mahzenleri ve yazclarn iki katl ariv odalar
sralanyordu. Bu odalardaki tahta raflarda, adann tm zenginliinin kaytl olduu
binlerce, ama binlerce kil tablet bulunuyordu. iftilerin ve kyllerin yllk vergi
kaytlarnn tutulduu papirs rulolar ise, ok nazik olduklar iin byk ta
kasalarda saklanmaktayd.
Sarayn sedir aacndan yaplma kapsnn nnde kralienin tahtrevan duruyordu.
Resmi yolu, yani gney avlusunun byk d merdivenlerini kullanmayan Mirtho,
gzlerden uzak dar bir merdivenden doruca ikinci kata kt.
Gne nlarnn megarona dmesini nlemekle grevli olan keten perdeler, ak
veranda kapsndan esen le rzgr ile ii-yorlard. Mirtho ieri girince Pasiphae
yatandan doruldu. Hl yolculuk kyafeti vard zerinde; sk korsal safran sars
bir elbise ve krmal bir etek. Bileini altn bir halka sslyordu, kulanda ise hilal
eklindeki ay sallanyordu.
"ok kr gelebildin" diye hafif alngan bir sesle dadsn karlad. "Btn sabah
nerelerdeydin?"
"Elimden geldiince acele ettim" diye kaamak bir cevap verdi Mirtho ve alelacele
devam etti: "Dinle, kk gvercinim, ltfen bana imdi gereksiz sorular sorma ve
sadece dediklerimi yap. Ariadne'yi buradan hemen gndermelisin - ya Phaistos'a ya
da en iyisi Knossos'a!"

"Ariadne mi? Yaknda Byk Saym'in balayacan biliyorsun! Onun da dier kz


kardeleriyle beraber sunu trenine katlmas lazm."
"Biliyorum, biliyorum" diye karlk verdi Mirtho sabrszlkla. "Yine de gitmesi
gerek."
52
"Bunu benden nasl isteyebilirsin?" diye kt ona Pasiphae. "Minos'a iyi insan rol
oynamasn yasaklamam yeterli olmad m? Sunu treninde kzlarmn yeri benim
yanmdr! Ve bunlara Ariad-ne de dahil."
Ve o senin olun, diye geirdi iinden Mirtho. Yeni gerekeler bulmak iin
dnmeye balamt bile.
Pasiphae'ye prensesin geceleri ortadan kaybolduundan sz etmeye balad.
Saraydan rahata ayrlabilmek iin muhafzn av-cuna sktrd ince yz de
gsterince, kralie pr dikkat kesildi.
"Birka geceden bu yana m dedin?" diye sordu hayretler iinde.
"Evet" diye tasdik etti Mirtho. "Bu meselenin arkasnda bir erkek var. Yoksa
saraydan kimseye grnmeden neden svmak istesin ki?"
"Pekl" diye pes etti sonunda Pasiphae, "madem senin iin bu kadar nemli,
istediini yapacam. Fakat bana tm gerei anlatmadm hissediyorum. Hi
olmazsa daha sonra anlatacana sz ver bana."
Mirtho peki anlamnda ban sallad. Umarm buna gerek kalmaz, diye geiriyordu
iinden bir yandan.
"Syle de Ariadne buraya gelsin" diye iini ekti Pasiphae. "Onu gndermeden nce
kendisiyle biraz konumak istiyorum. Bana gerei syleyeceini hi sanmyorum,
ama..." Bandaki sa inelerini ekip kard ve parmaklarn uzun, kapkara
salarnda gezdirdi. Sonra da iki eliyle alnna bastrd. "Bam" dedi yavaa. "Ve
srtm. O kadar yorgunum ki..."
"Ariadne'yle konuman bitince beni art" dedi Mirtho ve endieyle kadnn
gzlerinin altndaki siyah halkalara bakt. Hayr, Pasiphae Girit'in bu zor gnlerinde
ihtiya duyduu kralie deil kesinlikle, diye dnd. ok huzursuz ve kararsz;
kendisine acmaya kar ar bir eilimi var. Ona sunacamz her trl destee
iddetle ihtiya duyuyor. "Seninle ilgilenmek istiyorum biraz. Bu arada, bana
gsterdiin gven iin sana teekkr ederim! Greceksin, her ey ok iyi gidecek."

53
Kralienin kendisine Elyros'u derhal terk etmesini emrettii zaman, Ariadne'nin kl
bile kprdamad. Pasiphae'nin azarlamalarndan hi etkilenmemi gibiydi. Fakat
anas Knossos'tan sz eder etmez gzleri byd ve dudaklar bembeyaz kesildi.
"Bunu bana neden yapyorsun?" diye sordu titrek bir sesle. "Benim boa
cambazlarndan biri olduumu ve Phaistos'taki almalara katlmam gerektiini
bilmiyor musun? Kt niyetli insanlarn hakkmda yaydklar ipe sapa gelmez
dedikodular yznden beni srgne mi gndereceksin? Zaten her zaman baka
insanlarn szne inanrsn! Bana karmana izin vereceimi sanyorsan ok
aldanyorsun. Beni asla Knossos'a gnderemezsin!"
Pasiphae fkeyle dudaklarn sran kzna uzun uzun bakt. Bu kz kendisine dier
kzlarndan ok daha uzakt. Ona daha yakn olmak iin birok giriimde
bulunmasna ramen, bunu asla baaramamt. Her ne kadar ocuklarn soyu
anaya gre hesaplanyorsa da, Ariadne kesin olarak marur ve dikbal Minos'un
kzyd!
Kz kardelerinden o kadar farklyd ki - mantkl, uysal Aka-kallis, ekingen ve
suskun Xenodike ya da en bykleri olduu iin tahtn varisi de olan, her zaman
neeli Phaidra! Kendi gen kzl ile de bir ilgisi yoktu. Bazen ona yle geliyordu ki,
Ariadne kraliyet ailesinin doruca tanradan indii kabul edilen kadn yelerinden
birisi deildi; eski gelenekleri kabul etmeyen, yeni ve zapt edilmez bir trn ilk
temsilcisiydi sanki.
Yine de karsnda duran gen kzn kendi kendisiyle iddetli bir mcadeleye
giritiini hissedebiliyor, kat yz hatlarnn arkasna gizlenmi olan gnl krkl,
utan ve hatta korku duygularn grebiliyordu. Fakat Ariadne'nin zayflklarn
gzler nne sermeyeceini bilecek kadar iyi tanyordu, hele kendisinin karsnda,
asla!
"Seninle kavga edemeyecek kadar yorgunum" dedi Pasiphae hafif, fakat kararl bir
sesle. "Dediimi yapacaksn. Katiyen Knossos'a gitmek istemediine gre,
Phaistos'a gideceksin. Bana syleyecek baka bir eyin var m?"
Ariadne hayr anlamnda ban sallad. Anasnn bu kadar kesin kararl oluu, kabul
etmek istediinden daha fazla yaralamt
54
kendisini. Bir an iin ne yapacan bilmedi. Fakat sonra iindeki Kar koyma azmi

yeniden komutay eline ald. isteklerine hi ses karmadan boyun eeceini


dnmekle, Pasiphae ok yanlyor-du! Artk her isteyenin diledii gibi
emredebilecei bir kz ocuu deildi. Bir kadn olmutu. Astro'nun dudaklarn
dnd, nce yapmack, sonra da giderek doallaan okamalarn. Yaknda, diye
geirdi iinden, ok yaknda sevgilim, tekrar senin yannda olacam.
"Bu meselenin fazla sorun kmadan hallolmasn istiyorum." Pasiphae'nin sesi
odadaki sinir bozucu sessizlie son vermiti. "Hemen yola kman istiyorum. Biraz
sonra. Phaistos'a yalnz gitmeyeceksin. Aiakos sana elik edecek."
Ariadne aknlkla derin bir soluk ald. Hem kendisini yetitiren, hem de babasnn
en yakn arkadalarndan biri olan mehur boa cambaz Aiakos! Bir anda tm
cesaretinin yok olduunu hissetti. Yldrm hzyla durumu kafasndan geirdi ve u
anda itiraz etmemesinin daha iyi olacana karar verdi. Aiakos ne kadar cesur bir
sava olursa oisun, sonuta kendisi de akll ve k bir kadnd.
"Gidiyorum" dedi sonunda ve annesinin gzlerinin ta iine bakt. "Madem beni
burada istemiyorsun, o halde gidiyorum."
Ariadne kapy ekip dar knca, Pasiphae bitkin bir halde arkasna yasland.
Daha sonra dou terasna kt ve medet umarcasna uzun uzun Kutsal Da'n ift
zirvesine bakt.
ocuklarn ok sevdiinden emindi, fakat onlar anlamakta olduka zorlanyordu.
Onlarn da kendi arzu ve amalar olan ayr varlklar olduunu kabul etmek ok g
geliyordu kendisine. Hatta bu amalarn bazen kendi amalaryla elimesini asla
kabullene-miyordu. Byle durumlarda sadece fkelenip hayal krklna uramakla
kalmyor, bir eyleri yanl yaptna ya da atladna dair byk bir korku
douyordu iinde. Kendini geriye ekince de ocuklar bunu ilgisizlik ve soukluk
olarak yorumluyordu. Her eyi kendi zerine ykt iin Minos'tan nefret ediyordu.
Tm dierlerinde olduu gibi bu noktada da beklentilerini ac bir biimde boa
karmt.
55
Kapnn hafife vurulduunu iitince, tekrar ieri girdi. Mirtho yar ak kapdan
alacakaranlk odaya bir gz atar atmaz, kralienin solgun yzn fark etti. Her eyi
anlamt.
"Buras ok serin ve senin zerinde hl tozlu yolculuk kyafetleri var" dedi canl bir
sesle. "teceksin. Buraya gel de soyunmana yardm edeyim."
Pasiphae derin bir kran duygusuyla becerikli parmaklarn elbisesini karmasna
izin verdi. rpermiti; Mirtho'nun uzatt pelerine skca sarnd. Mirtho bir kabn

iine birtakm kurutulmu otlar ufalad ve zerine kaynar bir sv dkt. Oday gzel
kokulu bir buu doldurdu ve birbirlerine bakarak honutlukla glmsediler.
"Souk algnlna ve melankoliye kar, iine oul otu katlm scak araptan daha
iyi bir ey olamaz. Henz duman stndeyken i onu gvercinim. Scakken daha iyi
tesir eder."
Kralie sz dinleyerek barda boaltt ve Mirtho'nun bardan bir daha
doldurmasna izin verdi. zerine huzurlu bir arlk kmt.
"Bana neler oluyor?" diye sordu ve parmayla yatann stndeki tavam ssleyen
yaban kedisinin hatlarn takip etti. "Son zamanlarda kendimi sadece yorgun ve
mitsiz hissediyorum! Sanki gcmn tmn tketmi gibiyim. Yorgunum Mirtho.
Artk savamak istemiyorum. Btn bunlarn anlam ne? Hem Ariad-ne'nin
huysuzluklarndan, hem de Minos'un bana olan dmanlndan bkm. Kim bilir
arkamdan ne dolaplar eviriyordur imdi! Bazen bam alp gitmek iin dayanlmaz
bir istek kaplyor iimi. Saraydan, insanlardan, tm grevlerimden uzaklamak ve
yeniden tanraya yaklamak istiyorum."
Kralienin konumas esnasnda Mirtho bronzdan yaplm ayakl amdanlarn
iindeki mumlar yakmaktayd. Tm cesaretini yitirdiini dndn biliyorum
diye geirdi iinden. Fakat imdi zayflk gstermenin sras deil. Gl olmalsn
kzm, tanrann bize rettii gibi. nk tanrann bu kt zamanda tm g ve
zekmza ihtiyac var."
"Seninle konutuumun farknda msn?!"
"Arada bir anlarnn derinliklerinde yitip giden bu yal kad56
m bala" dedi Mirtho battaniyeleri dzeltirken. "Sylediklerini iittim. Fakat hi
houma gitmedi."
Bu arada yumuak bir koltua rahata kurulmu olan Pasip-hae, aknlkla ona
bakt.
"Bu aralar byle dnmen hi doru deil! Birka gn sonra neler olacan
unuttun mu? Adalarn btn obanlar ve iftileri sana gelecekler. Sen de sadece
Byk Ana'ya sunulanlar kabul etmekle kalmayp, onlar kayt ve muhafaza
edeceksin, ite o zaman gkyznn ve yeryznn efendisi olacaksn - insanlarn
tapnp armaanlar sunduu tanrann ta kendisi. Bunu sakn unutma!"
Mirtho doru szleri bulabildiini mit ediyordu. Byk Saym Girit iin son derece

nemliydi. Alnan rn sadece zenginlik veya fakirlik gstergesi deildi. Yllk vergi
toplama ve kurban treni, halka tanrann bizzat kendisi ile karlama frsat
veriyordu. iftilikle uraan veya hayvanlarnn peinde oradan oraya giden tm
Giritliler, tanrann fkelenmesi durumunda balarna neler geleceini gayet iyi
biliyordu: kt rn, alk, salgn hastalklar ve kazalar. Onun kt ve uursuz
ehresini herkes gayet iyi tanyordu. Nimetlerini insanlara kendiliinden
sunmuyordu. 'Sfatlar saysz olan' srekli ho tutmak gerekiyordu.
Tahtn zerinde oturarak armaanlar kabul eden kadn, gl, heybetli ve uyumlu
olmalyd: Her eyi douran ve her ey tekrar kendisine dnecek olan Byk Ana.
Bymenin ve rmenin, yaamn ve lmn tek efendisiydi o.
"Biraz dinlenmen ve gcn toplaman lazm" diye devam etti Mirtho hafif bir sesle.
"obanlar ve iftiler ldayan bir tanra grmek isterler karlarnda, gzlerinin alt
mor halkalarla dolu olan birini deil. Kendine gel, tatlm. Kim olduunu anmsamaya
al. Bunu yaparken sana yardmc olacam.
Kralieyi koltuundan kaldrarak yavaa rahat yatana gtrd. Pasiphae tek
kelime etmeden yataa uzand ve gzlerini kapad.
"Dnmeyi brak artk" diye fsldad Mirtho ve kadnn kapkara salarn okad.
"imdilik bu kadar kafan yorduun yeter."
zerine scack battaniye ekilen kralie, hem ho bir yorgunluk, hem de uyanklk
hissediyordu. Tandk ellerin vcudunu ok57
amalarn bekliyordu, ta ocukluundan bu yana yaptklar gibi. Fakat bekledii
dokunu gelmedi. Buna ramen bandan ve gsnden iine dolan bir scakln,
karnna doru aktn hissediyordu. Zihninde bir dizi hayal belirmeye balamt.
Tm vcudu kendisini stan, koruyan ve zgrletiren scaklk ile dolmutu. Ne bir
zaman vard artk, ne de bir mekn. Sadece bu harika scakln yayld eller vard,
o kadar.
Evet, kendisi Byk Ana'nn kz, tanrann ta kendisiydi, ocuklarndan aldklarn
onlara daha bol bir ekilde geri verecekti. Yaban asmalarnn altndaki bir tahtta
oturuyordu, ayaklarnn dibinde taze tahl balyalar vard, iki yanna iki dii aslan
oturmutu. Yaban arlar bann etrafnda dnyordu, kucana ylanlar
reklenmiti. Vcudu, ileride rn vermek zere yeni tohumlan kabul eden
bereketli toprakt. Kendisi yeryzyd, kendisi her eydi. Varolan her eyin anas.
Ak tanras. Bilgeliin ve gzelliin koruyucusu. Ezelden beri var olan ve ilelebet
var olacak olan.

Pasiphae yava yava bu gzel duygulardan syrlarak mega-ronuna geri dnd ve


Mirtho'nun yavaa ellerini ektiini hissetti. Gzlerini at.
"Teekkr ederim" dedi kk bir glmsemeyle.
Mirtho kralienin zerine eildi ve alnna kk bir pck kondurdu. "Pekl.
imdi de biraz uyu, Pasiphae."
Sonra da yavaa kralienin odasn terk etti.
Ariadne kararlatrdklar buluma yerine gelmemiti. Ne o akam, ne o gece, ne de
ertesi sabah. Asterios'un ona duyduu zlem iinde her geen saat daha da
byyordu. Fakat daha fazla bekleyeme-yeceinin de farkndayd.
stemeden de olsa, aklndan kt dnceler geirmeye balamt. Ya bylesine
budalaca k olduu iin Ariadne kendisiyle alay ediyorsa? Ya tm bunlar kt bir
oyun ise? Hayr, bu derece yanlm olmasna imkn yoktu! Ariadne'nin kendisini
sevdiini biliyor ve hissediyordu.
Acaba bana bir ey mi gelmiti? Hasta myd? Yoksa dar m kamyordu, onu
eve mi kilillemilerdi? Hafzasn zorlayarak
58
hatrlamaya alt. Oturduu yer hakknda neler anlatmt? Huzursuz ana babadan
m bahsetmiti? Yoksa anas ok mu sertti?
Kafas karmt. Ariadne hakknda ne biliyordu ki? Uzun uralardan sonra
rendii isminden baka, hibir ey. Bir de Cilalara ehrinden veya civardaki bir
yerden geldiini biliyordu. Demek ki o taraflarda aramalyd onu.
Fakat nce Elyros ve Byk Saym bekliyordu kendisini. Ve altn yunus yzn
vermesi gereken kralie. Bir kuyumculuk aheseri olan yz elinde sallad. Bu
harika nesneyi yapan usta, ufack bir alana denizlerin dalgalarn sdrmay
becermiti. Hafif arpntl denizin kk dalgalarnn zerinde iki yunus dans
ediyordu. Birisinin az brnn kuyruunda, dierinin kuyruu brnn
azndayd.
Bu yzk ile Pasiphae'nin karsna kaca dncesi, boazna bir eylerin
oturmasna neden oldu. Koyda geirdii zaman zarfnda bu dnceyi mmkn
olduunca aklna getirmemeye almt. Fakat karlama n giderek
yaklayordu; hem de kar konulmaz bir biimde. Elinde olsa ihtiyar Gregeri'yc
srsn geri verir ve batya giden bir geminin kaptanna kendisini de gtrmesi
iin ricada bulunurdu. Eve, Mcrope'ye gitmek istiyordu.

Uzaklardan baklnca Elyros toprak boyal mozaik bir resme benziyordu. Tepenin
yamacna yaslanmt. Aralarda ise bahelerin ve kk tarlalarn yeili, renkli bir
halnn ilmekleri gibi duruyordu. Yama evlerinin kalbinin kralienin saray olduu,
ancak biraz yaklalnca grlyordu, dier evlerin tamam bu yapnn etrafna
kmelenmiti.
Ak renkli kumtandan yaplm olan katl saray, rmak kysnn zerinde
ykselen teraslara kurulmutu. Stunlu koridorlarla evrili geni ve ferah kanatlar,
sakinlerini yazn en scak gnlerinde bile ovann bataklk ikliminden koruyordu.
Ksmen zeri kapal, ksmen de ak olan ok sayda avlu, serinletici rzgrlarn
ieri girmesine izin veriyordu. Duvarlarda kn kapal tutulan birok dar kap vard.
Yazn bunlar hava dolamn salamalar iin ak braklyordu. Teraslardaki
bahelerde
59
W ese
lladi ,
:ff 3^1,

py* \
i < ^mCUran binalara yazn se|/

bu^pan sedir ve

^a meraki, baklardan
L\

\yj o]sa k ehrinin mermer ihti-

ny pjr glgelik /// ^ ^ v //icj ba>> bir zamanlar pazar da ^ruyordu. ^/L^S
ok Ay, ^ >ma olana salayan
Elyros hem W W W<^WlU. H
sona ermiti. Evsafla boy ld jf^AVn *. gf
Unc> ehrin gneydou yeldeki sac zl,
ta V Vu^ta^ yn eiren ve boa^
veya al Mf }\u pj/U ,p, *. Ynl kumalann le^ birou oVlKVlb^leri^i j > $
jj ayaklarla inendi-k^larmda,n#{|> ^M yaW/L<em srasnda kullan-y* ,
kadnlar* 'fe \ fetflun^ LJL Gr, Vazm insann burnu-so^|lve sidM|V :L^
oiandl04Lyord^ydoudan esen hafif i .kurlar da b)\ tJA ytikse\\ '/{eginah bazen.
O zaman da la^ eriyiklerden s /L W e\y(/f' ^Jeki demetleri yakh-nu^n direini
kuf y
ada |re f
ak, rzgnn ynn
b^ Rzgr bu t(. V||/
yaplaca mer-

x njfl s^ay| k 53yu b^rdanlklarM /. \

y(^r kaplar ve M|' A\ ehri


y^/'l ^be^ekiMe ykselmiti

<ya /^ ^'m

/jL. bir harndaki ve resmi delirmesi be^aWan \ D"

Kralienin*ML, g^'e ^JL evl>, ehri bir rm-ke^ olarak u^^g^ ^ali^/^ydan^
srekli taze kay-yy ardaki reff bjj A bir ety*/ Halk^lan agora, dzgn T^ak
borular e1 f \\ kuml^Lsse^aik emeler yaz c\ a gibi sa W(i A (W yf/
<n
ime suyu sunu<Suyuu,y^i

Ubi^l

yii taym don UMf 5

bh;

^j^lemti ve sokak-

m\evsimmin e44'%*#,oda \ a^,r V yksek t0Puzlar


yVu"

^) kla^da- MW/Ldne!>akyajl gzel ka-

Asteros | sf/,'/ ,^^nk Jie jf/^ka^e kar duyduu la^ (lkhm ukhA r^ bM^lbi//
y^ir, <nm suratna say-\fb toplan; VlJj^ \rian^W jz^^evgilisi deildi. diynf in
ardn^// wW. ^ U^kr giymi olan o^m o kadar \W lf *\ kPna ^ \ yivli altn bile-a
,cadikdikM|
Vlu- ''
lflOQ

V^tJ'J

Ksa ketti u-, g<^ erkekler M


\J
ziklerin parladn gryordu. Ama birou daha sade giyinmiti. Kolsuz, kaba
mintanlarnn iindeki marangozlar ar tahta kalaslar arabadan indiriyorlard, kaln
deriden bir nlk takm olan kasap ise, dkknnda bronz bir balta i]e kemik
paralamakla meguld. Bileklerine kadar uzanan yn elbiseler iindeki plak ayakl
kyl kadnlar, omuzlarnda salatalk, patlcan ve bal petei dolu st sepetler
tayordu. Deri ve krk paralar, sngerta paralar, kuma balyalar, toprak
testiler, marul ve kavun ykl olan eekler, kalabaln arasndan kendilerine yer
ayordu.
Baz byk evlerde birka tane giri kaps vard. Bu kaplardan kimi yerin altndaki
depolara, kimi de doruca dkknlara ve iliklere alyordu. Ak pencere ve
kaplardan dar eki darbeleri, testere sesleri, akrtlar ve nlamalar
ykseliyordu. mlekiler bir yandan bara ara mallarna alc bulmaya alyor,
bir yandan da eri br sokaklarda oynayan ocuklar dkknlarnn nnden
kovuyorlard.
Baz adamlarn hava artlarnn ypratt yzlerini ve kee giysilerini grnce,
onlarn oban olduuna kanaat getirdi. Tam onlara doru giderek kraliyet ahrlarnn
nerede olduunu soracakken, iinde beliren ani bir utanma duygusu bunu
yapmasna engel oldu. Korkuyla duvar diplerine doru skan hayvanlar bir arada
tutmakta glk ekiyordu. Yar effaf domuz sidik kesesi veya yalanm parmen
takl olan tahta pencere pervazlarna bakt; kendisini yabanc ve burada

istenmiyormu gibi hissediyordu.


Kpei onun giderek artan i huzursuzluunu hissetmiti; havlayarak etrafnda
dolanp duruyordu. Kalabalktan ve tanmadklar kokulardan rken birka kei
srden ayrlarak bir evin bahe kapsndan ieri girdiler. Asterios lanet okuyarak
srtndaki deri kn yere brakt ve hayvanlarn peinden avluya dald. Bara ara
hayvanlarn st katlara kan merdivenin yanndaki badem aalarn kemirmeye
balamalarna engel oldu. Sokaa geri dnerek knm tekrar srtna ykledii
zaman, ter iinde kalmt. Yardm istercesine etrafna baknd. Acaba kraliyet
ahrlarna ne taraftan gidiliyordu?
Camlar angrdayarak krld. Tepeden trnaa her yeri toprak
61
bulunan sedir ve mee aalar, villay oluturan binalara yazn serin bir glgelik
salad gibi, ayn zamanda merakl baklardan da koruyordu.
Elyros henz Chalara ile veya Knossos ehrinin mermer ihtiamyla boy
lmekten ok uzak olsa bile, bir zamanlar pazar yerindeki satclara ve iftilere
geici barnma olana salayan saz veya al rp kulbelerin zaman da oktan
sona ermiti. Evlerin birou ok katl, salam yaplard. Sadece ehrin gneydou
ksmlarnda, nehrin kumlu blgesi boyunca hl yn eiren ve boyayan kadnlarn
saz kulbeleri uzanmaktayd. Ynl kumalarn sodal ve sidikli sularn iine
yatrlarak plak ayaklarla inendii ukurlar da bu blgede bulunuyordu. Bu ilem
srasnda kullanlan eriyiklerden ve ven otundan, zellikle yazn insann burnunun
direini kran kokular ykseliyordu. Gneydoudan esen hafif bir rzgr bu berbat
kokular ehre tayordu bazen. O zaman da buhurdanlklarda kurutulmu adaay
ve sinameki demetleri yaklyor, kaplar ve pencereler sk skya kapatlarak,
rzgrn ynn deitirmesi bekleniyordu.
Kralienin bu nemsiz ehri Byk Saym'n yaplaca merkez olarak ilan
etmesinden bu yana, sokak aralarndaki ve resmi yaplardaki refah seviyesi gzle
grlr bir ekilde ykselmiti. Toprak borulardan oluan kanalizasyon ebekesi,
ehri bir rmcek a gibi saryor. Baka bir ebeke de, evlere srekli taze kaynak
suyu tayordu. Eskiden kumlu bir meydan olan agora, dzgn kesilmi drt keli
talarla denmiti. Halka ak emeler yaz mevsiminin en scak gnlerinde bile
herkese serin ime suyu sunuyordu.
Asterios Elyros'a ulatnda vakit epey ilerlemiti ve sokaklar tklm tklm insan
doluydu. Lle lle salar yksek topuzlar halinde toplanm olan rengrenk elbiseli,
ar makyajl gzel kadnlarn ardndan aknlkla bakyordu. Ariadne'ye kar
duyduu zlem o kadar artmt ki, karsna kan her kadnn suratna saygszca
dik dik bakmaya balamt. Fakat hibiri sevgilisi deildi.

Ksa keten tunikler ve konlu, uzun izmeler giymi olan gen erkekler yanndan
geiyordu. Kasl kollarnda yivli altn bile60
ziklerin parladn gryordu. Ama birou daha sade giyinmiti. Kolsuz, kaba
mintanlarnn iindeki marangozlar ar tahta kalaslar arabadan indiriyorlard, kaln
deriden bir nlk takm olan kasap ise, dkknnda bronz bir balta ile kemik
paralamakla meguld. Bileklerine kadar uzanan yn elbiseler iindeki plak ayakl
kyl kadnlar, omuzlarnda salatalk, patlcan ve bal petei dolu st sepetler
tayordu. Deri ve krk paralar, sngerta paralar, kuma balyalar, toprak
testiler, marul ve kavun ykl olan eekler, kalabaln arasndan kendilerine yer
ayordu.
Baz byk evlerde birka tane giri kaps vard. Bu kaplardan kimi yerin altndaki
depolara, kimi de doruca dkknlara ve iliklere alyordu. Ak pencere ve
kaplardan dar eki darbeleri, testere sesleri, akrtlar ve nlamalar
ykseliyordu. mlekiler bir yandan bara ara mallarna alc bulmaya alyor,
bir yandan da eri br sokaklarda oynayan ocuklar dkknlarnn nnden
kovuyorlard.
Baz adamlarn hava artlarnn ypratt yzlerini ve kee giysilerini grnce,
onlarn oban olduuna kanaat getirdi. Tam onlara doru giderek kraliyet ahrlarnn
nerede olduunu soracakken, iinde beliren ani bir utanma duygusu bunu
yapmasna engel oldu. Korkuyla duvar diplerine doru skan hayvanlar bir arada
tutmakta glk ekiyordu. Yar effaf domuz sidik kesesi veya yalanm parmen
takl olan tahta pencere pervazlarna bakt; kendisini yabanc ve burada
istenmiyormu gibi hissediyordu.
Kpei onun giderek artan i huzursuzluunu hissetmiti; havlayarak etrafnda
dolanp duruyordu. Kalabalktan ve tanmadklar kokulardan rken birka kei
srden ayrlarak bir evin bahe kapsndan ieri girdiler. Asterios lanet okuyarak
srtndaki deri kn yere brakt ve hayvanlarn peinden avluya dald. Bara ara
hayvanlarn st katlara kan merdivenin yanndaki badem aalarn kemirmeye
balamalarna engel oldu. Sokaa geri dnerek knn tekrar srtna ykledii
zaman, ter iinde kalmt. Yardm istercesine etrafna baknd. Acaba kraliyet
ahrlarna ne taraftan gidiliyordu?
Camlar angrdayarak krld. Tepeden trnaa her yeri toprak
61
testilerle ykl olan koca gbekli, ksa boylu bir adamla arpmt. Irkilen adam,

omzundaki tka basa dolu kuma kn yere drmt. imdi de fkeyle lanetler
okuyarak knn iini kartryordu.
Asterios yardm etmek istedi, fakat adam kaba bir hareketle buna engel oldu.
"ek elini! Yapacan yaptn zaten!" Adam g bela doruldu. "Yce Tanra,
kendime hkim olabilmem iin bana yardm et!"
Bir avu yal yal parlayan cam krn itham edercesine elinde tutuyordu.
"Balsam iemi parampara ettin! Gryor musun? Hepsi dar akm!" zenle tra
edilmi dolgun yz, geni alnnn altndan balamak zere parlak krmz bir renge
brnmt, su rengindeki gzleri ise fkeli kvlcmlar sayordu. "Yine ehre zarar
vermekten baka bir halta yaramayan o obanlardan biri! imdi benim zararm ne
olacak?"
"Elbette ki zararn ben karlayacam" dedi Asterios.
"Bunu nasl yapacan sorabilir miyim?" diye burnundan soludu adam. Kuku ve
pheyle Asterios'un srtndaki tozlu yn pelerine ve ayaklarndaki ypranm
sandaletlere bakyordu. "Yoksa eyalarnn arasnda tesadfen bir ie dolusu en iyi
cins Msr balsam m var? Ban m sallyorsun? Ne kadar yazk! O halde bu deerli
maddeyi elde etmenin ne kadar zor olduunu da bilmiyor-sundur. Yoksa bana
knlan iemin yerine yarn tanraya sunacan beyaz peynirleri mi vermeyi
dnyorsun?"
Asterios'un elini knna sokup kendisine uzatt nesneyi grr grmez, szleri
azna tklp kald.
"Bu da ne byle? Gne kurslu kutsal ift boynuz!" Madalyonu saygyla eline ald.
"Som altndan yaplm! Zararm karlamaya fazlasyla yeterli olur elbette."
Dnceli dnceli Asteri-os'u inceledi ve yz haan gevedi. "Bu deerli eyi
nereden buldun olum?" diye sordu sonra farkl bir sesle. "Yoksa onu aldn m?
Bana gerei syle!"
"Annem verdi onu bana" diye karlk verdi Asterios ksaca ve Merope'yi fazla
dnmemeye alt.
"Belki de annen bundan pek holanmaz... leride bir mesele
62
kmasn sakn?" diye kurcalamaya devam etti adam Asterios'u gzden
karmayarak.

"Bir ey demez!" diye sert bir sesle karlk verdi Asterios. "Annem... annem ld.
Zararna karlk madalyonu al ve gitmeme izin ver. Ahrlara gitmem ve geceleyecek
bir yer bulmam lazm." Arkasn dnerek yrmeye hazrland.
Kuvvetli eller onu omuzlarndan yakalad. "Bu kadar acele etme! Demek sen de
Byk Saym iin buradasn?" diye sordu adam aniden ok daha nazik bir sesle.
Asterios evet anlamnda ban sallad.
"O halde gece kalacak bir yer buldun bile! lassos, parfm taciri ve pomat ustas,
seni evine davet ediyor." Bu arada o kadar beceriksiz bir reverans yapt ki,
zerindeki bilumum ie ve testiler tehlikeli bir ekilde salland.
"Bilemiyorum..." diye itiraz etmeye alt Asterios.
"Hadi, hadi, gen dostum! Ben tm ehirde konukseverliimle tannrm. Adn
nedir?"
"Astro. Bana ahrlarn yolunu gsterebilir misin?"
"ok kolay. Bu yolu doruca takip et, ta ki byk meydanda keskin bir dnemece
gelene kadar. nce saa, sonra da sola dnen yolu tut. Bir sre sonra atlar
samanla kapl byk yaplar greceksin. Hayvanlarn oraya teslim et ve ayn yolu
kullanarak geri dn. Benim evim u karlfJaki kk kuleli yapdr. Seni akam
yemeine bekliyorum, unutma."
Asterios adamn davetini kabul etti. Hayvanlarn tarif edilen yne srmeye balad,
bu arada etraftaki yabanc seslerden rkmemden iin elinden gelen gayreti
gsteriyordu, nk ehirden bir ar kovann andrr grltler ykseliyordu. Birok
evin i avlusundan taze ekmek ve karm et kokular gelmeye balamt burnuna.
Acktn hissediyordu. Dz damlarn stlerinde ilk lambalar yanmaya balamt
bile.
Nihayet srsyle birlikte ahrlara ulat. Yaklak dzine tek katl saman daml
ev, rmaa kadar yaylmt. Aralarndaki im kapl alan ise itler yardmyla eitli
blmlereaynlmt. Ilk akam havasnda burnuna tandk nemli hayvan derisi,
saman ve te63.
testilerle ykl olan koca gbekli, ksa boylu bir adamla arpmt. Irkilen adam,
omzundaki tka basa dolu kuma kn yere drmt. imdi de fkeyle lanetler
okuyarak knn iini kartryordu.

Asterios yardm etmek istedi, fakat adam kaba bir hareketle buna engel oldu.
"ek elini! Yapacan yaptn zaten!" Adam g bela doruldu. "Yce Tanra,
kendime hkim olabilmem iin bana yardm et!"
Bir avu yal yal parlayan cam krn itham edercesine elinde tutuyordu.
"Balsam iemi parampara ettin! Gryor musun? Hepsi dar akm!" zenle tra
edilmi dolgun yz, geni alnnn altndan balamak zere parlak krmz bir renge
brnmt, su rengindeki gzleri ise fkeli kvlcmlar sayordu. "Yine ehre zarar
vermekten baka bir halta yaramayan o obanlardan biri! imdi benim zararm ne
olacak?"
"Elbette ki zararn ben karlayacam" dedi Asterios.
"Bunu nasl yapacan sorabilir miyim?" diye burnundan soludu adam. Kuku ve
pheyle Asterios'un srtndaki tozlu yn pelerine ve ayaklarndaki ypranm
sandaletlere bakyordu. "Yoksa eyalarnn arasnda tesadfen bir ie dolusu en iyi
cins Msr balsam m var? Ban m sallyorsun? Ne kadar yazk! O halde bu deerli
maddeyi elde etmenin ne kadar zor olduunu da bilmiyor-sundur. Yoksa bana
knlan iemin yerine yarn tanraya sunacan beyaz peynirleri mi vermeyi
dnyorsun?"
Asterios'un elini knna sokup kendisine uzat nesneyi grr grmez, szleri
azna tklp kald.
"Bu da ne byle? Gne kurslu kutsal ift boynuz!" Madalyonu saygyla eline ald.
"Som altndan yaplm! Zararm karlamaya fazlasyla yeterli olur elbette."
Dnceli dnceli Asteri-os'u inceledi ve yz hatlar gevedi. "Bu deerli eyi
nereden buldun olum?" diye sordu sonra farkl bir sesle. "Yoksa onu aldn m?
Bana gerei syle!"
"Annem verdi onu bana" diye karlk verdi Asterios ksaca ve Merope'yi fazla
dnmemeye alt.
"Belki de annen bundan pek holanmaz... leride bir mesele
62
kmasn sakn?" diye kurcalamaya devam etti adam Asterios'u gzden
kanmayarak.
"Bir ey demez!" diye sert bir sesle karlk verdi Asterios. "Annem... annem ld.
Zararna karlk madalyonu al ve gitmeme izin ver. Ahrlara gitmem ve geceleyecek
bir yer bulmam lazm." Arkasn dnerek yrmeye hazrland.

Kuvvetli eller onu omuzlarndan yakalad. "Bu kadar acele etme! Demek sen de
Byk Saym iin buradasn?" diye sordu adam aniden ok daha nazik bir sesle.
Asterios evet anlamnda ban sallad.
"O halde gece kalacak bir yer buldun bile! lassos, parfm taciri ve pomat ustas,
seni evine davet ediyor." Bu arada o kadar beceriksiz bir reverans yapt ki,
zerindeki bilumum ie ve testiler tehlikeli bir ekilde salland.
"Bilemiyorum..." diye itiraz etmeye alt Asterios.
"Hadi, hadi, gen dostum! Ben tm ehirde konukseverliimle tannrm. Adn
nedir?"
"Astro. Bana ahrlarn yolunu gsterebilir misin?"
"ok kolay. Bu yolu doruca takip et, ta ki byk meydanda keskin bir dnemece
gelene kadar. nce saa, sonra da sola dnen yolu tut. Bir sre sonra atlar
samanla kapl byk yaplar greceksin. Hayvanlarn oraya teslim et ve ayn yolu
kullanarak geri dn. Benim evim u kardaki kk kuleli yapdr. Seni akam
yemeine bekliyorum, unutma."
Asterios adamn davetini kabul etti. Hayvanlarn tarif edilen yne srmeye balad,
bu arada etraftaki yabanc seslerden rkme-meleri iin elinden gelen gayreti
gsteriyordu, nk ehirden bir ar kovann andrr grltler ykseliyordu. Birok
evin i avlusundan taze ekmek ve kzarm et kokular gelmeye balamt burnuna.
Acktn hissediyordu. Dz damlarn stlerinde ilk lambalar yanmaya balamt
bile.
Nihayet srsyle birlikte ahrlara ulat. Yaklak dzine tek katl saman daml
ev, rmaa kadar yaylmt. Aralarndaki im kapl alan ise itler yardmyla eitli
blmlere ayrlmt. Ilk akam havasnda burnuna tandk nemli hayvan derisi,
saman ve te63^
zek kokular gelmeye balamt. Ahr yamaklar bara ara konuuyor ve en
kahkahalar atyordu. Hayvanlar ise meliyor ve baryordu. Etrafna baknd. Gz
alabildiince kei ve koyunla doluydu ortalk! Ahrlarda ve allarda binden fazla
hayvan toplanm olmalyd. Kendi keileri de arkadalarn grnce girie doru
yneldiler. Ana giri kapsnn kanadan akt. Granitten yaplma bir ift boynuz
kapnn stn sslyordu.

"Dur bakalm! Yava ol biraz!" Siyah sal bir adam yolunu kesmiti. al gibi
kalar ve gaga burnu, suratna karanlk bir ifade veriyordu. Tabaklanm deriden
yaplma giysiler ve izmeler giymiti. Elindeki ya lambasn Asterios'un yzne
doru tuttu.
"Sen kimsin ve bu kadar ge bir saatte burada ne iin var?" diye azarlarcasna
sordu.
Asterios ona Merope'nin rettii ekilde cevap verdi. "Ben oban Astro'yum ve
Messara'daki Adopodolu'dan geliyorum, ihtiyar Gregeri'nin srsn sayma
getirdim."
"Daha erken bir vakitte gelemez miydin, oban?" Adam yzn ekiterek lambay
indirdi. "Hepiniz gelene kadar burada beklemek zorunda mym?" Kolunu uzatarak
ayrlan gsterdi, "ilgilenmem gereken hayvanlarn seslerini iitiyor musun? Kraliyet
im-rahoru olarak senin gibi sorumsuzlan beklemekten baka yapacak ilerim de var.
Evrakn greyim!"
Asterios cebinden tabaklanm bir deri paras kartarak adama uzatt. Kraliyet
imrahoru alnn krtrarak deri paras zerinde yazl olan saylarla hayvanlar
karlatrd.
"Pekl. Keilerini u kardaki yamaklara teslim edebilirsin. Kpein de srnn
yannda kalsn. Yarn sabah, gne domadan nce, Byk Saym balayacak. Dur,
aceleci olma" diye seslendi hayvanlanyla beraber ieri girmeye davranan Asterios'a.
"ite srnn belgesi. Yann sabah onu geri getirmelisin. Eer kaybedersen... tanna
sana acsn!"
Asterios'un eline iki baparmaktan daha byk olmayan bir kil paras sktrd.
Delikanl bir an gzlerine inanamad. Bylenmi gibi elindeki kil parasna
bakyordu.
Birbirlerine eilen iki yunus. Kuyruu aznda, az kuyru64
unda. Lambann titreyen nda hafif arpntl dalgalarn zerinde dans eder
gibiydiler. Az kurumutu. Bu kil paras cebindeki altn yzkten ok daha kaba
ilenmiti, fakat motifin ayn olduu hi phe gtrlyordu.
Btn gn boyunca aklna getirmedii dnceler, yldrm hzyla kafasnda
ekillendi tekrar. Yarn kralieye vermesi gereken yunuslu yzk! Fakat nasl ve ne
zaman?

Heyecandan avu ileri srlsklam olmutu. "Bu nedir?" diye sormay baard
sonunda.
"Kralienin mhr, ne olacak!" diye karlk verdi imrahor ters ters. "imdi git ve
yamaklardan sana yer gstermelerini iste. Yarn sabah da vaktinde burada ol."
Ahrlar terk ettii zaman gece kmt bile. Bulutlar hzla gkyzn kaplayarak
donuk renkli ay oran rtmlerdi. Byk meydana yaklat zaman, karanlk
dalmaya balad. Hl alacak kadar ok sayda insan vard yollarda. Bazlar,
dar sokaklardaki kanalizasyon oluklarna taklmamak iin, ellerinde bir fener
tayordu.
Asterios ise Ariadne'yi dnyordu. Bu evlerden birinde oturmas gerekiyordu!
Ama hangisinde?
Nihayet ortasnda kule biimli bir yapnn bulunduu iki katl evin nne geldi. Yal
parmen kapl tahta pencere pervazlarndan dar solgun klar yaylyordu. Kapy
vurdu.
Onu ieri alan bizzat tassos'tan bakas deildi. "Evim senin evindir" dedi onu
antreden ieri alrken. "u anda senin iin banyo hazrlanyor. Sonra da beraber bir
eyler yeriz. Fakat nce deerli mterimle ilgilenmeliyim."
"Boa zahmet etme, bugn iin ihtiyacm olanlarn tmn aldm."
Odann iine yaylan melodik ses, ilk bakta bir ocuk izlenimini uyandran ufak
tefek, narin bir kadndan geliyordu. Kolunda ii bitkilerle dolu bir sepet olduu
halde, antreye doru yaklayordu. "kseotu, klotu, melekotu, kokulu sar
yonca..."
"Ve kurutulmu varatika otunu da konutuumuz gibi haftaya
65
getirteceim, saygdeer Hatasu" diye bard lassos heyecanla. "Sz veriyorum."
"ok iyi" diye glmsedi kadn ve hi ekinmeden Asterios'a bakt. "Misafirin mi
var, lassos?"
Bir gen kz deildi artk. Asterios kadnn gerek yan belli eden gzlerinin ve
aznn evresindeki ince izgileri ancak imdi fark etmiti. Kuzgun karas dz
salar, yeil parltlar saan elbisesinin zerine dyordu. Boynundaki zincirin
ucunda dii bir aslan kafas sallanyordu. Teninin ak bronz rengi, siyaha boyanm
badem gzleri ve krmzya boyanm dolgun dudaklaryla daha da belirginleiyordu.

Duruu en az bir kralie kadar zarifti. Kadnn kendisi de, en az ismi kadar ilgin ve
ho gelmiti Asterios'a.
"Yardma ve destee ihtiyac olan gen bir taral" diye kaamak bir cevap verdi
lassos.
Sonra da kadn kibarca kapya gtrd ve yerlere kadar eilerek yolcu etti. Artk
Asterios'la ilgilenebilirdi. "Gel, gen dostum, sana yatacan yeri gstereyim."
"Bu gzel yabanc kim?" diye sordu Asterios merakla, bir yandan da lassos'un
ardndan st kata kan dik tahta basamaklar trmanyordu. Merdivenin
korkuluklarndan baklnca, ortasnda tatan bir yemek oca bulunan i avlu
grnyordu.
"Msr'dan gelen ve saraydan yaayan bir hanm" diye ksa bir cevap ald. "En iyi
mterilerimden biri. ok aklldr ve hi kimse ifal otlardan onun kadar iyi
anlamaz."
Asterios baka sorular da sormak istiyordu, fakat lassos ani bir hareketle iinde bir
dzine mum yanan bir odann kapsn at. Pencerenin altnda, zerine krmz bir
rt serili, geni bir yatak vard. ki tahta sandk ve bronz ayakl kk masa,
odann mobilyasn tamamlyordu. Mee aacndan imal edilmi kk masann
bronz ayaklar, bir turnann zarif bacaklar rnek alnarak yaplmt. Duvarlarn ak
mavi zemininin stne, rengrenk boyalarla dalga motifleri ilenmiti.
"Buras gerek bir kral saray! Sen ok zengin ve nemli bir adam olmalsn!"
lassos alakgnlllkle ksrerek itiraz etti. "Tek arzum
66
kendini evimde rahat hissetmen. nce ykan, sonra da beraber bir eyler yiyelim."
Ksa bir sre sonra yal bir kadn hizmeti kapy tklatarak, Asterios'a peinden
gelmesini iaret etti. Birlikte zemin kata indiler. Merdivenin hemen yanndaki kk
odada, neredeyse ierisini tamamen kaplayan tahta bir banyo teknesi vard.
Hizmeti kadn bir yn renkli kuma gstererek kurulanma hareketi yapt ve oday
terk etti.
Asterios byk bir mutlulukla zerindeki tozlu giysileri kard ve teknenin zerine
eilerek sudan ykselen harika ilkbahar kokusunu cierlerine ekti. Sonra da
mkemmel sdaki suyun iine dalarak zevkle gerindi. Is kaslarn tamamen
gevetmi ve onu derin bir yorgunlua srklemiti. lassos aadan yksek sesle
yemee gelmesi iin ona seslenince, uyuuk bir halde sudan k ve renkli, byk

kumalardan biri ile iyice kuruland. Tenine deen kuman yumuakl karsnda
hayrete dmt. Sonra da yn nln takt ve temiz bir keten mintan giydi.
Birbirinden leziz yiyeceklerle donatlm zengin sofray grnce, gzleri parlad.
Hizmetiden tabana tm yemeklerden koymasn istedi ve hepsini itahla yedi.
Kadn dar knca las-sos'a onun neden tek kelime olsun konumadn sordu.
"Hamys dilsizdir. Emin ol, onun gibi hizmetiler efendilerine birok kolaylk
salarlar. Fakat ltfen, buyursana!" diye bard hizmeti elinde dolu anaklar
olduu halde tekrar ieri girince. "Afiyet olsun!"
Asterios sote kalamardan ve piyazdan tabana bol bol doldurdu. Elindeki taze
ekmei de zeri soslu bala banarak azna tkyordu. Ta frndan yeni km bu
ekmein, her zaman inedii ta sertliindeki pideyle hibir ilgisi yoktu! Yemein
stne ekerlenmi zencefil ve tatl susam pastacklar vard. Bu arada taze kaynak
suyundan ve lassos'un byk bir eli aklkla sunduu araptan bol miktarda iti.
Sonunda lassos hizmetiden sofray toplamasn istedi. "Kk hkmdarlma
birlikte bir gz atmaya ne dersin?" Parfm tacirinin geni glmsemesi, iri ve
dzensiz dilerini gzler nne
67.
serdi. "Esans koleksiyonumun tm Girit'te ei benzeri yoktur. Fa-kat mterilerim
sadece az nce grdn Hatasu gibi ifac hanmlardan ibaret deildir. Kralienin
bizzat kendisi beni zel par-fmcs olarak atad!"
"Kralieyi tanyor musun?" diye sordu Asterios. "Onu iyi tanyor musun?"
"Sanrm yle! ok, ok uzun yllardan beri kendisine kokular, merhemler, yalar
ve bugn paraladn testideki deerli balsamdan satarm..."
"Peki nasl... nasl o?"
lassos kurnaz bakl gzleriyle Asterios'a merakl merakl bakt ve cevap vermeden
nce bir sre bekledi. "Ne demek istedin?" diye sordu sonunda. "Ne bilmek
istiyorsun?"
"Bilmek... istediim" diye kekeledi Asterios, "hakknda anla* ulanlar gerek mi?
Gerekten de ok zeki ve gzel mi?"
"Evet, tanra adna, gerekten de yle!" diye karlk verdi lassos heyecanla. "Ve
ayet daha mutlu olsa, daha da gzel olabilirdi. Alamakla geen gnler ve geceler
ypratt bir tene, en iyi yalarm ve merhemlerim bile etki etmez."

"Yalnz m?" diye sordu Asterios, "Yani onunla yalnz konumak mmkn m?"
Baklar bir kez daha tacirin pusuda bekleyen baklaryla karla. Adam, etli
kulaklarn bir tek kelimeyi bile karmamak iin Asterios'un azna iyice
yaklatrmt.
"Sunu trenlerinde ve seremonilerde rahibeler daima yannda bulunurlar. Sarayda
da daima soylular vardr etrafnda, yalnz olduu anlar ok enderdir. Elini yapmack
bir tavrla kzl-sar renkli seyrek salarnda dolatrd. "Halbuki Pasiphae yalnzlktan
holanyor ve kalabalk iinde kendisini rahatsz hissediyor. Onun neler hissettiini
hi kimse benden daha iyi bilemez."
Asterios'un yrei daralmt. Byk Ana, kralieyle yalnz konumay nasl
baaracakt?
"Kralieden ne istiyorsun?" assos'un kelimelerin stne basa basa konumas,
Asterios'u dald dncelerden ayrd. "Ona bir ey mi sylemen gerekiyor?"
68
"Hayr, hayr" diye bard Asterios ev sahibinin gzlerinin iine bakmadan. "Buraya
sadece saym iin geldim. Baka bir ey iin deil."
"Dediin gibi olsun" dedi lassos hayal krklna uram bir sesle. Kol konacak
yerleri ylan ba biiminde yontulmu geni koltuundan oflayp puflayarak kalkt.
"ayet gnn birinde fikrini deitirecek olursan, saray iyi tandm ve sana
yardm edebileceimi unutma. Neyse, bu kadar gevezelik yeter! Sana iliimi
gstereyim, sonra da dinlenmeye ekilebilirsin."
Asterios'u koridorun sonundaki ince uzun bir odaya gtrerek, duvardaki ya
lambalarn yakt. Sandklarn ve raflarn, masalarn ve taburelerin zerinde yzlerce
deiik ie ve anak mlek duruyordu: kimi kapal, kimi ak mermer kaplar,
iman karnl amforalar, zengi biimli kulplar olan askoi'le, kil ve bronzdan
yaplma uzun boyunlu testiler, boyalar ve merhemler iin ta pyxid'ler. itina ile
demet halinde balanm kurutulmu iekler ve otlar tavandan aa sallanyordu.
"Bunlarn hepsini sen mi topladn?"
"Tabii ki hayr" diye karlk verdi assos belirgin bir gururla. " tecrbeli merhem
imalat ustas benim iin alyor, birok gen rak ise ihtiya duyduumuz iekleri
ve bitkileri topluyor. Sadece Girit'te deil elbette ki!" Ksa ve anlaml bir ara verdi.
"Pomatlarm ve esanslarm hazrlamak iin gereken hammaddeler kolay
bulunmuyor. Onlan elde etmek iin kuzey halklaryla, Msrllarla, Suriyelilerle, hatta

Fenikelilerle bile ticaret yapyorum. uraya bak!" zerleri ak renkli ylan


desenleriyle ssl olan tane gsterisiz seramik kutuyu hayranlkla iaret etti.
"Koleksiyonumun en deerli paralar arasnda yer alan u hamaizi kutulara bak;
iinde genletiren ve ifa veren yalar bulunmaktadr. Yaayanlar ve lleri
meshetmekte kullanlrlar; elbette ki idolleri meshetmek iin birebirdirler."
"Krlan iedeki balsam yerine kralieye bunlardan versen olmaz m?" diye sordu
Asterios ve masum bir tavrla gld.
"Ne! Byle bir eyi nasl sylersin?" lassos odann iinde heyecanla bir ileri bir geri
gidip duruyordu. "Bunlar yle cannn is69
tedii gibi birbirleriyle deitiremezsin! Grdn tm ilalarn ok farkl etki
alanlar vardr. Mesela uradaki kan dindirici etkili kuvvet urubunun iindeki kna,
Hint smbl, mrrsafi, Msr sd meyvesi ve tarn, Suriye ve Msr'dan
gelmektedir; keten ve keten ya ise vahi kuzeyden. Br arsna kar hibir ey
keten tohumu, eftali aac reinesi ve keotu suyundan oluan bir kompres kadar
etkili olamaz! Buna karn mide ikyetlerine iyi gelen ssen, safran, zambak,
ayakotu ve adaay, yerli mahsuldr. Atei annda dren ayva aac meyvelerine
bir bak! ok byk bir zenle ve elbette ki sadece dolunayda toplanrlar,
havanlarda iyice dvlrler, sonra da suyla yumuatlrlar. ok acil durumlarda bu
sre piirme veya presleme yoluyla hzlandrlabilir - ayet bunu yapabilecek
hassaslkta eller mevcut ise!" Kendi kendine glmsedi. "Yllar boyunca bo yere
merhem ustalar arayp durdum, ta ki onlar kendim yetitirmeye balayana kadar.
Gerek bir usta olma yolunda ilerleyen renciler hepsi de! Korumam altnda
yaayan ve alan bu delikanllar iin, sanatnn srlarn ifa eden iyi yrekli bir
babaym ben. Sahip olduklar her eylerini bana borlular. Her eyi." Sanki gizli bir
ey syleyecekmi gibi, Asteri-os'a yanna gelmesini iaret etti. "Ne kadar dikkatli
olduumu hayal bile edemezsin" diye fsldad sonra kulana. "Sadece bir tutamak
tuzun unutulmas bile, en deerli esansn ie yaramaz bir suya dnmesine neden
olur!"
Asterios esneyerek kenara ekildi.
"Bu bilimin benim iin ne anlama geldiini bilmene imkn yok. O benim sahip
olduum her ey" diye yrekten gelen bir sesle yle bir bard ki, Asterios elinde
olmadan irkildi. "O benim hayatm!"
"ok etkileyici" diye mrldand Asterios.
"Tamam, tamam" diye susturdu onu lassos krk bir sesle. "Belki u karda duran
ilgini daha ok eker." Karmakark odann iinden takdire ayan bir kvraklkla

szld ve pencerenin altndaki kk bir masann banda durdu. "Bunlar


kralienin sarayna gidecek! Parldayan gzler iin mangan tozu. Yanaklarn ve
burun kanatlarnn ldamasn salayacak a boyas. ekici ergu70
van dudaklar iin hematit. Sa llelerini parlatacak ince dvlm lav tozu.
Bakyorum ardn!" diye bard. "Sarayl hanmlarn bu tr gzellik malzemesi
kullandn bilemezdin tabii! Kylk yerde byle eyler ne gezer! Her neyse, laf
fazla uzattm galiba -neredeyse ayakta uyuyacaksn!"
Asterios'u dar srkledi ve klar sndrd.
Asterios deliksiz bir uyku uyumutu. Koluna bir el dokundu yavaa, gzlerini
atnda mum nda karsnda duran hizmetiyi grd. Ayaa kalkmaya
davrand vakit Hamys kk bir hareketle ona engel oldu ve eliyle gsne
tanrann kutsama iaretini izdi. Asterios aknlkla kadna bakt. Hizmeti ona
krmz dalga motifleriyle ssl, yayvan bir deri kese uzatyordu.
lassos'un bir veda hediyesi olmal, diye geirdi iinden ve iine sonra bakmak zere
dier eyalarnn arasna koydu. Elinde olmadan glmsedi. Ne kadar ilgin bir tiple
karlamt: Hem bir filozof kadar dnceli, hem bir sonradan grme kadar kibirli,
hem deli fiek, hem de son derece sakin biri.
Ellerini ve yzn ykarken, aklna dnk konuma esnasnda tacirin suratnn
ald ekil geldi. Acaba kekelerken azndan bir eyler mi karmt? Hayr,
mmkn deil, lassos kadar zeki ve kurnaz bir adamn bile, bu kadar inanlmaz bir
hikyeyi zmesi ok, ama ok zordu.
Giyindi, knn toparlad ve yavaa merdivenlerden inerek zemin kata ulat. En
alt basamakta bir tabak duman tten arpa orbas ve bir bardak scak bitki ay
vard. orbaya dokunmad ama ay son yudumuna dek iti. Ev sahibinin kapsnn
nnden geerken durdu ve ierisini dinledi. Herhangi bir ses iitmeyince kapy
at, evi terk ederek karanlk yola adm att.
Asterios hzl admlarla oradan uzaklat ve iinden gelen dnp ardna bakma
isteini glkle bastrd. Bu yzden st kat penceresinde duran ve uzun sre
ardndan bakan lassos'u da grmedi.
Kralienin ahrlarnda daha imdiden birka dzine oban toplanmt. Her taraftan
da akn akn gelmeye devam ediyorlard: yal
71

ve gen erkekler, birounun surat rzgr ve yamurdan meine dnmt. Giysi


olarak zerlerinde genellikle nlk ve mintan vard, bazlarnn omuzlarnda ise
boyanmam ynden yaplm pelerinler gze arpyordu.
Adamlar birbirleriyle akalayor ve sohbet ediyordu. Asterios ne yapacan
bilemeden olduu yerde kvranp duruyor ve gruplardan hangisine katlacana bir
trl karar veremiyordu. Sonunda sakall biri ona el sallayarak yanlarna gelmesini
iaret etti, sonra da ona kim olduunu ve nereden geldiini soru. Asterios kendisini
eski ismiyle tantt ve Merope'nin rettii hikyeyi anlatt.
"Benim adm Baupios. stersen bana katlabilirsin. Sana ne yapman gerektiini
gsteririm. Oradaki byk kapy gryor musun?"
Asterios evet anlamnda ban sallad.
"te oras gne doduu zaman alacak. Sen doruca srnn yanna git;
hayvanlarnn bakmn yap ve vergi kurulu gelene kadar balarnda bekle.
Korkmana gerek yok olum" diye bard Asterios'un pheyle dolu baklarn
grnce. "Ahr yamaklarndan biri seni oraya gtrecek. Saymdan sonra
hayvanlarnn arasndan kraliyet srsne katlacak olanlar seilecek. Dn akam
sana verilen kil mhr yannda, deil mi?"
"Evet" dedi Asterios.
"O halde onu u kardaki memura gster ve benimle beraber olduunu syle."
Asterios, Baupios'un dediklerini yapt ve memurun kamn sivrilterek nndeki
belgeye sepya ile ismini ve geldii yeri yazmasn izledi. Sivilceli yanaklar heyecan
ve gururla parlayan bir ahr yama onunla ilgilenecekti.
Ahrlarn nnde byk bir kalabalk toplanmt. Topran zerindeki sis perdesi
kalkmt; gkyz dou ynnde aydnlanmaya ve berraklamaya balamt.
Gne, alev alev yanan bir ate topu olarak ufkun zerinde ykselmeye balad
anda, meydandaki uultu birden bakla kesilmi gibi sona erdi.
Ana giri kapsnn sedir aacndan yaplma ifte kanad ar ar ald ve ellerini
yakarmak zere ge eviren insan gzler
72
nne serdi. Ortadaki kadnn zerinde ak mavi bir elbise vard; beyaz salar
geni alnnn zerine bir ta gibi rlmt. Bir kyl kadnnn ypranm yzne ve
ak renkli ekik gzlere sahipti. Asterios kadnn sa tarafnda nceki gn kendisini
olduka kaba bir ekilde karlayan kraliyet imrahorunu fark etti. Solunda ise yine

mavi giysilere brnm, gen ve sarn bir kadn duruyordu.


"Kim bunlar?" diye fsldad Asterios.
"Jesa, kralienin bayazcs" diye cevap verdi Baupios alak sesle. "Sert grnml
daha gen olan ise yardmcs Eudore; adam ise kraliyet imrahoru Peripos. Dikkat
et, tren balamak zere."
Sessiz yakar sona ermiti. Bayazc abartl hareketlerle sol kolunu gnee doru
kaldrd, sa kolu da onu izledi ve kutsal emberi oluturdular. Sonra da
refakatileriyle beraber kapnn nnden ekilerek yolu at.
Patlayan bir musluktan akan su gibi ahr yamaklar ve obanlar ieri akn ettiler.
Vcutlardan oluan rman akntsna kaplan Asterios, kk klavuzunu gzden
kaybetmiti.
"Yava! Bekleene, buradaym!" diye nlayan ince bir ses duydu aniden hemen
yan banda. "Buraya gel. Ta en kenara gitmemiz lazm!"
Asterios olan takip etti. Sonunda kk bir aln nnde durdular. Asterios'un
kpei sevinli havlamalarla sahibinin zerine atld ve ellerini yalamaya balad.
Kargaa ve grlt patrtdan olduka rkm olan kei srs de onun etrafnda
topland. Asterios lider keinin ban yattrrcasna okad ve hayvanlar samaya
koyuldu. Hayvanlar giderek yattlar, Asterios da kendi iini yattrmaya
alyordu. Fakat bunu baaramad.
"Bu st ne olacak?" diye seslendi Baupios'a doru.
"u karda duran byk kplere boalt. Sonradan kralienin peynirhanesine
gtrlecekler. Yalnz biraz da kendin i, nk epey beklememiz gerekecek."
Asterios var gcyle uyank kalmaya alyordu. Gece olduka az uyumutu ve
hava giderek snyordu; bir sre sonra gz kapaklar iyice arlamaya balam.
Az sonra her ey kaln bir tl perdenin ardndan yitip gitti.
73
Asterios irkilerek uyand zaman vakit lene yaklayordu. Ba aryordu ve
boaz kurumutu. Gerekten de uyuyakalmt. Gzlerini ovuturdu ve aknlkla
yukar bakt.
Jesa ve imrahor tam nnde duruyordu. Eudore ve birka yardmcs ise onlann
arkasndayd. Kibar bir selam vermek istediyse de azndan tek kelime bile kmad.
Kendisini su st yakalanan bir ocuk gibi hissediyordu.

"Ayaa kalk oban!" diye hiddetle bard imrahor. "Burasn cannn ektii gibi
yaylabilecein da ba m sandn?"
"Olan, ayaa kalk ve cevap ver" dedi Jesa daha tatl bir sesle. "Gregeri'nin
srsn sayma getiren sensin, deil mi?"
"Evet, bu yl sry onun adna ben getirdim" diye karlk verdi Asterios saygl bir
sesle. Bir yandan da telala ayaa kalkmaya alyordu.
"Bakalm bize neler getirmisin! Yirmi drt hayvan -bir nceki senede olduu gibive hepsi de gayet iyi durumda." Bayazc elindeki parmeni inceliyordu.
"Hayvanlarna itinayla bakan bir obansn galiba" diye ekledi sonra.
Asterios aslnda ihtiyar Gregeri'nin hak ettii bu vg karsnda pancar gibi
kzard. "Elimden geleni yapyorum" diye mrldand utanarak.
"Esas konuya gelelim" dedi Peripos sabrszlkla. "Geen yln vergisi olarak tane
hayvan alacaz. uradaki iki st keisiy-le ilerdeki ak renkli ola almamz
neririm. Ya da... o biraz sska gibi! itin yanndaki u siyah teke daha iyi galiba."
"Hayr Peripos, biraz yava ol bakalm!" diye bard Jesa. "Buna sen karar
veremezsin. Hayvanlarn seimi sadece ve sadece kralie adna bayazcya aittir.
Bu eskiden beri byle ve gelecekte de byle kalacak. mrahor sadece nerebilir.
ayet sorulursa tabii." Jesa adama doru bir adm anca, imrahor sanki kadnn
kendisine yakn olmasn istemiyormu gibi geriye kat. "Anlald m?"
Peripos evet anlamnda ban sallad. fkeden aln damarlar kabarmt. Kk,
fakat kuvvetli grnl kadna zor dizginleyebildii bir hiddetle bakyordu.
"Bakyorum sesin sedan kmyor!" diye tahrik edercesine bir
74
adm daha yaklat ona. Adam ban yana evirmiti, sabit baklarla uzaklar
szyordu. "Ama sylediklerimi kabul ediyorsun! Neden siz erkekler daima n plana
kmaya alyorsunuz?" Tekrar Asterios'a dnd. "imize devam edelim! Byk
Ana bize uzun zamandan beri bu kadar salkl hayvanlar armaan etmemiti. Bu
nedenle bu yl yasal vergiyi tam olarak almak zorunda deiliz. Kralienin srs iin
deil, iki hayvan alacaz sadece. Agzl olmaktan kanmalyz" dedi stne
basarak ve dik dik Peri-pos'a bakt. "Kraliyet srs iin sadece ihtiya duyulan
almakla grevliyiz. Bu yzden uradaki st keisi ile, tecrbeli imrahoru-muzun
gnln kaptrd siyah tekeyi alacaz." Peripos burnundan soluyordu. Jesa adama
dnerek hafife eildi. "Sen olmasan ne yapardk bilmem ki!"

Alnan vergileri ta kalemle elindeki kil levhaya kaydetmekte olan sarn


yardmcsnn dudaklarndan alayc bir glmseme geti. Gen yazc yardmclar da
ilerinden gelen glme isteini bastrmaya altlar.
Asterios Peripos'un nefes almaya almasn izledi. Hata yapyorlar, diye geirdi
iinden. Kendini kaybetmesine neden olacak kadar tahrik ediyorlar onu. Niye onu
herkesin gz nnde aalamak ihtiyac hissediyorlar ki?
"Ben Baupios'la beraberim" dedi sonra gergin havay datmak ve kadnlarn
zaferlerini daha fazla tatmalarna engel olmak iin. "Tren alaynda benimle beraber
olmaya sz verdi. Biraz daha abuk olamaz msnz?"
Jesa'nn surat ifadesi bir anda deiti. "O halde sen de abuk ol!" diye kkredi
delikanlnn suratna. "Ve hayvanlar buraya getir!"
Civardaki herkes donup kalmt. Yan alda beklemekte olan Baupios'un nefesi
kesilmiti. Asterios nabznn ykseldiini hissetti. Anlalan ok ileri gitmiti.
"Bakyorum cesur bir delikanlsn" diye devam etti Jesa ince bir glmsemeyle.
"Dorusu houma gitti. Fakat ne zaman dilini tutman gerektiini renmelisin. Bunu
yapman sana iddetle tavsiye ederim, oban!" Son szlerinde ses tonu bak gibi
keskinlc-miti. "zellikle de hibir zaman nerede olduunu ve kiminle konutuunu
unutma!"
75
Bu szlerden sonra hmla yrd ve obanlarn kendisini bekledikleri bir sonraki
ala gitti. Maiyeti onu saygl bir mesafeden izliyordu. mrahor ise en arkadan
gelmekteydi. Karanlk baklarn yere dikmiti.
Asterios derin bir nefes ald. Jesa'nn sert baklarndan kurtulduu iin ok
rahatlamt, ama yapklarmdan kesinlikle honut deildi. Kendisini tmyle
kralieyle karlama anna younlatracana, ortalk yerde kendisini hi mi hi
ilgilendirmeyen ilere burnunu sokmutu. Daha da kts: hareketleri onu ele
verebilirdi. Bu ekilde davranmaya devam ederse, dikkat ekmeden Pasip-hae'nin
huzuruna kmas neredeyse imknsz gibiydi.
"Paay kl pay kurtardn delikanl" dedi Baupios. "Jesa saraydaki en nemli
makamlardan birisini igal etmektedir. Kan sunusunda ift Azl Balta'y ilk tama
erefi onundur; tm vergilerin ve erzaklarn ynetimi de yine ona aittir. Ktlk
zamannda ihtiya sahiplerine yaplacak yardm da kralie adna o belirler. Kzlarn
renim grd yazc okullar da onun ynetimi altndadr. Ben onu yllardan beri
tanrm, ta kraliyet srs iin altm zamandan bu yana. Fakat aradan epey

zaman geti." Surat ciddilemiti. "Bu kudretli kadn dman edinmekten kan!"
diye uyard Asterios'u. "Nihayetinde sen basit bir obansn Astro, o ise kralienin en
yaknlarndan biri."
Asterios ban sallad. Sonra da aln kapsn at, hayvanlar dar kard ve
tren alayndaki yerini ald.
Henz Astro olduum zamanlar her ey ne kadar basit ve anlalrd, diye geirdi
iinden. imdi kimim ben? Yolunu bulmaya alan bir kr!
obanlarn alay dou ynnden yava yava saraya doru yaklayordu. Batdan
da kyl kadnlarn alay sunu alayna doru ilerlemekteydi. En nde gen kzlar
vard; balarn ieklerden rdkleri talarla sslemilerdi ve ellerinde mersin aac
yapraklaryla be-zedikleri uzun slar tayorlard. Kadnlar zeytin, enginar ve
smbl soanlar dolu sepetler kucaklamt; bakalar ise ilerinde ya veya reineli
arap bulunan testileri kafalarnda tayordu.
76
Yol kavanda Jesa'nn yardmclar ikinci alay uzun sre beklettiler, ta ki
obanlarn alay ne geene kadar. Bayazc tren alaynn bana gemiti ve
kran arklarn ynetmekle meguld, iki gen kadn davul alyordu, kzlar ise
flt ve oban kaval alyordu. Kadnlardan oluan koro bir anda ark sylemeye
balad.
Asterios kralieyi ta uzaklardan grd ve kalbi heyecanla arpmaya balad.
Erguvan renkli pelerininin iinde, sunak tann nndeki bir mealeyi andryordu.
Gm tellerle ilenmi kapkara salar omuzlarna ve gsne dklyordu. Altn
bir bant alnn sslyordu.
Biraz daha yaklatklar zaman gzleri dier ayrntlar da seebildi: nne katl
bir mahfazann kurulduu sunak tann sol tarafnda, beyaz elbiseli iki gen kadn
ellerinde kulplu testiler tutuyordu. Onlarn arkalarnda ise daha yalca bir kadn
duruyordu, krmz sal bir kz ocuunun elini tutmaktayd. Kz Asterios'a garip bir
ekilde tandk gelmiti. Daha iyi grebilmek iin gzlerini kst, fakat ocuk hafife
yana dnd iin suratn sadece profilden grebildi.
Sa tarafta ise Jesa ve Eudora bulunmaktayd. Onlarn belli bir mesafe uzanda ise
imrahorun durduunu grd; adamn omuzlarnda imdi mavi bir pelerin vard.
Asterios'un baklar tekrar bu arada tahtna oturmu olan kralieye kayd. Gzleri
acyana kadar ona bakt, fakat hatlarn tam olarak semeyi baaramad. Ayrntlar
gremiyordu bir trl. Dudaklarnn biraz gergin kenarlar, sa burun kanadnn
yanndaki kk ben, kara kalar arasndaki derin izgiler. Onu grd iin ne bir
mutluluk, ne de bir rahatlama hissediyordu; sadece sonsuz bir boluk duygusu

yerlemiti iine, o kadar.


Bu arada mekanik olarak dier obanlarn ikierli sralar oluturduklarn ve
hayvanlaryla beraber kralienin huzuruna ktklarn grd. Birbirlerinin ard sra
tahtn nnde yerlere kadar eiliyor ve kralie tarafndan kutsanyorlard.
Asterios souk terler dkmeye balamt, kendisinden nce srada birka kiinin
daha olmas onu ok mutlu ediyordu. Fakat taht kanlmaz bir ekilde yaklayordu
kendisine doru. Yunus yzn tuttuu sol eli kaskat kesilmiti.
77
"Sana neler oluyor?" diye fsldad onun yannda yryen Ba-upios. "Nefes al Astro,
nefes al, sakn imdi baylaym deme!"
"Endielenme. yiyim" kelimeleri dkld zorlukla Asteri-os'un kenetli dileri
arasndan.
Ve Pasiphae'nin huzuruna kt. Ayaklarnn altndaki ta zemin sallanyordu sanki.
Titremeye balad; ban nne emiti ve tek kelime etmeden kralienin krmz
izgilerle ssl etekliinin altndaki plak ayaklarna gzlerini dikti.
"Byk Ana seni kutsasn, oban. Hayvanlarna da bereket ve salk ihsan etsin!"
Szleri ok uzaklardan geliyordu sanki. Asterios hayvanlarnn bal olduu kenevir
ipi ylesine sk tutuyordu ki, eli bembeyaz kesilmiti. Aniden gl bir elin avcunu
atn hissetti.
"Eer kralieye vergini vermek istiyorsan ipi brakmalsn, oban" dedi Jesa alay
edercesine.
Sersemlemi bir halde birka adm att; bu arada hayvanlarnn gtrldn ve
Baupios'un da ayn szlerle kutsandn fark etmedi. Ancak kyller alay kralienin
nnden tren geidi yapt esnada tekrar kendisine gelebildi.
"Hasta msn?" diye sordu ona Baupios. Delikanlnn bo gzlerle etrafna
bakndm grmt.
"Bilmiyorum" diye karlk verdi Asterios donuk bir sesle ve avcunun iindeki
yz yavaa knnn iine kaydrd.
"Sen hastasn delikanl, hem de kesinlikle! Hem ok heyecanlandn, hem de
gnein altnda ok uzun sre bekledin. Sylesene, bugn azna bir ey koydun
mu? Hayr, deil mi?" Baupios antasndan bir pide kartarak Asterios'a uzatt,

sonra da krbasndan su verdi. "nce biraz kendine gel bakalm. Gel, uradaki
glgelie oturalm."
Asterios sz dinleyerek biraz su iti ve birka lokma pide yedi. Yava yava
sakinlemeye balamt. Fakat kafasnn iinde binlerce dnce dolanyordu ve
korkakl yznden kendisine lanet okuyordu. Merope'nin karsna nasl kacakt
bir daha?
Tam bu anda kalabalktan bir uultu ykseldi. Asterios kralienin tahtnn sunak
tann tam nne yerletirildiini grd.
78
Kralie hi kprdamadan oturmaktayd. Gzlerini bat ynne dikmiti. Pelerinini
kartmt, zerinde gslerini akta brakan dar bir korse vard imdi. Kk bir
anaktan ald balsam hafife kalbine, grtlana, alnna ve bann zerine
dokundurdu. Arkasnda duran kzlarn ellerindeki buhurdanlklardan beyaz dumanlar
ykseliyordu. Koca meydandan t bile kmyordu artk.
Pasiphae kollarn ne uzatarak kutsal emberi gerekletirdi. Bu arada Jesa onun
nnde diz kmt.
"Sen var olu ve yok olusun, sen balang ve sonsun. Yaamn ve lmn tek
efendisi sensin." Byk Yakar'm szleri tm alanda nlyordu. "Sana sonsuz
kran borluyuz Byk Ana, insanlarn sal, hayvanlarn oalmas ve tarlalarn
bereketi iin. Bize verdiklerini mutlulukla sana geri sunuyoruz."
Siyah tatan yaplma, alacak derecede boa bana benzeyen bir riton'dan
gkyznn drt ynne doru birka damla kutsal ya sat. Sonra da on iki hafif
ukur anaa blnm olan kernos'u havaya kaldrd.
"Sonsuz ltufkrlnla bize bahettiklerini sana geri sunuyoruz: Kkler, tohumlar,
yemiler, meyveler, sebzeler, arap, ya, bal, ekmek, st, peynir ve yn.
Sunumuzu ltfen kabul et!"
Kernos'u dikkatle Pasiphae'nin nne koydu ve yerlere kadar eildi.
Asterios nefes bile almaya cesaret edemiyordu, iindeki boluk duygusu ac veren
bir arzuya dnmt. Onu arzuluyordu. Onu ezelden beri tanyordu. Onu
maarada bin bir deiik surette grmt.
Evet, o Byk Tanra'yd, her eye hkmeden Ana, yaam ve lmn efendisi.
Ezelden beri var olan ve ebediyen var olacak olan.

Jesa yavaa doruldu ve mahfazann kanatlarm at. ift Azl Balta'y alarak
sunak tana geri dnd. Imrahor onu orada beklemekteydi. Peripos'un kollarnda
ayaklar bal gen bir koyun vard. Krmz bir erit hayvann vcuduna apraz
olarak balanmt. Kuzuyu dikkatle sunak tann zerine koydu ve sonra
Pasiphae'nin nnde diz kt.
79
Davullar hzl, ateleyici bir ritimde vurmaya balamt. Bayazn bir kez daha
yakard.
"Labrys ile kurban kuzusunun kann aktacaz. Yukar ve aa dnyalarn
efendisi, sana sunduumuz kurban kabul et!"
Jesa ift Azl Balta'yi iki eliyle yavaa bann zerine kaldrd. Davullar daha da
hzl vurmaya balamt. Koca meydanda neredeyse elle tutulur bir gerginlik vard.
Pasiphae aniden bayla iaret verdi.
Balta hzla savruldu.
Kurban kuzusunun ah damar ikiye ayrlmt. Ak krmz renkli kan, sunak
masasndaki oluktan, aadaki cilalanm alaca akik anaa akyordu. Pasiphae'nin
plak gslerine de sramt.
Tm grtlaklardan ayn anda kopan vahi bir lk, erkek sesleriyle tiz kadn
seslerini birletirmiti.
Bunu takip eden sessizlikte kralie yerinden doruldu. Hayat aac gibi dimdik
durarak, kollarn iki yana at. Sanki meydan dolduran tm insanlar kucaklamak
ister gibiydi. Sonra da tekrar erguvani pelerinine brnd ve tahtrevanna yerleti.
ki erkek onu saraya tad.
Bu arada Jesa sesini duyurmaya alyordu. "Dinleyin, kadnlar ve erkekler! Kralie
hepinizi karanlk knce pazar yerinde balayacak olan lene davet ediyor.
Sarayn mutfa ve mahzeni emrinizde olacak, dilediiniz kadar yiyebilir ve
iebilirsiniz!"
Hafif bir rzgr bayram havasndaki ehre denizin tuzlu kokusunu tayordu. Birok
pencereden ince nak ileri sallanyordu, kaplarn stlerinde de rengrenk iek
elenkleri aslyd. Erkekler ve kadnlar, obanlar, kyller ve zanaatlar pazar
yerine akn ediyordu. Byk meydan, birok mealeyle l l aydnlatlmt.
Akta yanan atelerin zerinde koyunlar evriliyor, kzgn zgaralar stnde
balklar kzartlyordu. Yeil ve beyaz fasulyeden yaplan yemeklerin yan sra,

zeytinyana yatrlm peynir kalplan drt bir yana datlmt. Tatl olarak ise
badem ezmesi, kuru hurma ve incir, bal tatls ve susam toplan vard.
arap ve ra su gibi akarak bir yandan insanlarn dillerini 80
zyor, dier yandan da suratlarna budalaca bir ifade veriyordu. Tabaklarn birou
bir anda boalvermiti. Meydann stn kaplayan yemek ve ter kokusu, arap
kokusu tarafndan neredeyse bastrlyordu. nsanlar giderek daha yksek sesle
glyor ve atp tutuyordu. Kuytu kelerde iftler kucaklamaya balamt bile.
ki bardak araptan sonra Asterios da kendisini daha hafif hissetmeye balamt.
nc bardaktan sonra ruh hali tekrar bozuldu. len alannn en kenarnda bir
yere oturmutu ve olup biteni ilgisiz baklarla seyrediyordu.
Az sonra Baupios kolunda iriyar bir kadnla sallana sallana ona doru geldi. "Neden
bu kadar yalnzsn?" Eki nefesini Asteri-os'a doru fledi. "Gel, sen de bizimle
elen!"
"Beni rahat brak! Elenecek halde deilim."
"Hadi, kk dostum! Bu kadar nazlanma." Baupios tm arlyla Asterios'un
omzuna yasland. "Senin iin ateli bir kar ayarladm!"
Asterios hzla geri ekilince Baupios sendeledi ve dengesini yitirdi. "Senin derdin ne
biliyor musun? ok az arap imisin!" diye brd Asterios'un suratna doru.
alacak bir eviklikle delikanly omuzlarndan yakalad, arap tulumunun azn
dudaklarnn arasna soktu ve kuvvetle bastrd. Asterios'un enesinden ve
boazndan aa ince bir arap izgisi akmaya balamt.
Asterios ani bir srayla sarhoun ellerinden syrld ve ate saan gzlerle
karsna dikildi. "Defol buradan ve beni rahat brak!"
"Bak sen! Demek arkadalarnla iemeyecek kadar kibarsn! Ben olmasaydm tahtn
nnde bir solucan gibi srnecektin!"
Asterios'u sert bir hareketle itti. Delikanl bir an bile tereddt etmeden adamn
karn boluuna kuvvetli bir yumruk indirdi. Hemen ayn anda da Baupios'un sa
kroesini burnunun altnda hissetti.
Duda patlamt; kulak tozuna yedii ikinci bir darbe ile sendeledi. Hemen
kendisini toparlayarak yumruunu adamn iki kann arasna indirdi.

Ac ve fkeden deliye dnen Baupios onun zerine atlamak istedi, fakat onlar
seyreden insanlar arasndan iki adam onu tuttu.
81"Kralie ve kzlar!!"
Asterios kadnlara yol vermek iin aknlkla bir adm geriye ekildi. En nde bakr
sal kz yryordu. Pasiphae tam ortadayd. Arkaya doru dmdz tarad
salaryla kalabala glmseyip duruyordu. Sanda ve solunda ise, Asterios'un
tren srasnda fark ettii gen kzlar yryordu. kisi de birbirine benziyordu;
analarna daha ok benzeyen bynn hamile olduu ise aka belli oluyordu.
Jesa ve Eudore onlar biraz arkadan takip ediyor ve alak sesle aralarnda sohbet
ediyorlard. Surat ifadelerinden enlii ve insanlarn davranlarn kmsedikleri
anlalyordu.
Asterios kralienin yanna gitmeye almasnn uygun olup olmayacan dnd.
Fakat bunu basarsa bile gerekten bir ie yarar myd acaba? Btn bu kargaa
arasnda ona yz nasl verebilirdi ki? Zaten Pasiphae de arkasn dnerek
meydann kar tarafna yrmeye balam ve az sonra dar sokaklardan birine
girerek gzden kaybolmutu.
Boaz yanyordu, duda imiti ve sa kulanda nlayan bir ac vard. Yorgun
ve susuz hissediyordu kendisini, mekanik bir hareketle iman karnl arap testisini
kavrad. Sonra tahta sralardan birisine kercesine oturdu ve ban ellerinin
arasna gmd.
Meydan boalmaya balamt. Uykucular battaniyelerine sarldlar, sarholar
yalpalayarak evlerine gitmeye altlar.
"Gecenin kalan ksmn burada oturarak m geireceksin? Senin iin epey uzun bir
gnd, biraz uyumaya alman ok iyi olur!" lassos endieli bir suratla Asterios'un
zerine eilmiti. Delikanl o kadar ok armt ki, tek kelime bile edemedi.
"Bakyorum yaralanmsn. Acyor mu?" Parfm taciri alacak bir yumuaklkla
patlak dudana dokununca, delikanl kasld. "O kadar da kt deil, gen dostum!
Biraz serinletici papatya merhemi, biraz da doyurucu gdalar, birka gne kadar her
ey dzelir!"
"Hibir ey dzelmez" diye mrldand Asterios ve sustu. Baarszln ona nasl
anlatabilirdi ki?

"Bana gven!" Parfm taciri Asterios'un yanna oturdu. "Belki sana yardm
edebilirim."
82
"Belki de gerekten yapabilirsin bunu" dedi Asterios mitsizliin verdii bir
cesaretle. Tereddt etmesine gerek yoktu artk Kaybedecek neyi kalmt ki?
"Kralieyle mutlaka konumalym. Yalnz. Mmkn olduu kadar abuk."
"Btn derdin bu mu?" diye karlk verdi lassos hafif bir alayla.
"Bana yardm edebilir misin, yoksa edemez misin? Bo vaatlerle vakit kaybedecek
halde deilim."
"Kendimi olduumdan daha fazla gstermeye ihtiyacm yok" dedi lassos alnm bir
sesle. "Ayaa kalk, bir fikrim var! Beraber evime gidelim ve nce yaralarnla
ilgilenelim."
"Bu syrn ne nemi var ki? Pasiphae ile konumalym!"
"Korkma, onunla konuacaksn! Ona bir sonraki gidiimde seni de ram olarak
yanma alacam. Ne dersin?"
Asterios heyecanla ayaa frlamt. "Bu ne zaman olacak peki?"
"Yaknda. Pek yaknda." lassos giysisinin kvrmlarn dzeltti. " gn sonra
Pasiphae benden yeni malzeme alacak, nk Phaistos'a gitmeden nce ihtiyalarn
tamamlamas gerekiyor." Alnn krtrarak gkyzne bakt. "Hadi, slanmadan
gidelim buradan! Bu arada, seni kralieye gtrmek iin bir tek koul ne
sreceimi belirtmeliyim" diye devam etti karanlk sokaklarda eve doru yrrken.
lk yamur damlalar dmeye balamt.
"Ne demek istiyorsun?" Asterios durarak pheyle ona bakt.
"Kralieyle neden grmek istediini bana sylemelisin, ihtiyatm anlayla
karla. Ne de olsa tm sorumluluu ben tayorum."
"Bunu sana syleyemem" dedi Asterios mutsuz bir ifadeyle. Bunlar sylerken ok
masum ve ok ocuksu grnyordu. "Bunu yaparsam ettiim yemini bozmu
olurum. u kadarn bilebilirsin sadece: Kralieye ok uzun zaman nce yitirdii bir
eyi geri vereceim."
"Hepsi bu kadar m? Peki bunda bu kadar esrarengiz davranman gerektirecek ne
var?"

Asterios tekrar durarak knn kartrd. "Pekl" dedi sonra, "sana gveniyorum
ve bana yardm edeceine inanyorum."
83 Avcunu at. Yunus yz karanln iinde san ltlar sayordu.
"Fakat bu kralienin mhr yz!" diye bard tassos aknlkla. "nanlr gibi
deil! Bunu nereden buldun?"
"Bundan fazlasn sylemem mmkn deil, ltfen srar etme!" diye karlk verdi
Asterios neredeyse yalvarrcasna. Yz tekrar knna sokmutu. "Verdiin sz
yerine getirecek misin?"
Parfm taciri evet anlamnda ban sallad. Her kim olursan ol oban, diye geirdi
iinden, dostluunu kazanmann karma olacan hissediyorum.
Tm pencereler almt ve sabah rzgr ieri doluyordu. Domakta olan gnn
aydnlnda duvardaki resimler yeni boyanm gibi duruyordu. Sanki uyanmakta
olan ilkbahar pencerelerden ieri girerek odann iine dolmutu. nsann resimdeki
zambaklarn ve papirslerin hafif rzgrda dalgalanmaylarna zlesi geliyordu
neredeyse.
eri girdiklerinde Pasiphae abanoz aacndan yaplm kk bir masann nnde
ayakta duruyordu, lassos koca gbeine ramen yerlere kadar eilmeye
almaktan bir trl vazgemiyordu. Kralie onun beceriksiz ve hantal
hareketlerinden olduka eleniyor gibiydi.
"Yeter artk!" diye emretti sonunda glmseyerek. "Biraz daha devam edersen
yerlerde yuvarlanacaksn. Ayaa kalk da bana yannda getirdiinin kim olduunu
syle!"
Asterios suratndaki tm kann ekildiini hissetti, lassos ona bugn giymesi iin
gzel bir elbise diktirmi ve yeni izmeler yaptrmt. Alk olmad bu atafat
iinde kendisini dans bir ay gibi hissediyordu. Saraya ayak bastklarndan bu yana
tek kelime etmemiti. Gzlerini yere dikmiti ve mermer zemini seyrediyordu.
"Bu benim yeni ram" diye karlk verdi lassos aceleyle. "abuk ol delikanl,
kalan kaplar da ieri getir! Kralielerin en gzeli iin harika kokan yalar getirdim"
diyerek tekrar Pasiphae'ye dnd. Dudaklarn ileri uzatarak byk bir zevkle
anlatmaya balad. "Gl ve zambak ya, beyaz yanaklar iin erguvani allk, aboyas pudras ve son sefer ok houna giden mandragora ya!"

84
"Sabrszlkla bekliyorum!"
"Azck daha sabret! Bunlarn d... hayr, olamaz! En nemlisini unutmuum!"
lassos son derece zgn grnyordu. "Bana biraz izin ver! Onu hemen gidip
getirmeliyim. ram bu arada sana yardmc olacak."
Asterios'a cesaretlendirici bir ba iareti yapt, Pasiphae'nin nnde beceriksizce
eildi ve kapdan kp gitti.
Asterios kralieyle yalnz kalmt. Kadnn salarndan ve vcut haann ortaya
karan sar elbisesinden sandal aac kokulan ykseliyordu. Beklenti dolu gzlerle
ona bakt zaman, Aste-rios'un aklna aniden sunu trenindeki kan sram plak
gsleri geldi. Utanmt: bir anda kpkrmz kesildiini hissetti.
"Evet, bana neler getirdiini gstermeyecek misin?" Kralienin yeil gzlerinde
parlak klar dans ediyordu.
Asterios hafife ksrd. Bir kere, iki kere. Yrei azna gelmiti. "Bunu" diyebildi
nihayet ve kadna iman karnl bir testi uzatt. "Uzak doudan yasemin kokusu...
ve bunu." ileri uzatt sol elinde dans eden yunuslarn yz parlyordu.
Kralie sanki bir engerek ylan grm gibi irkildi. "Bu yz nereden buldun?"
dedi ona anlamsz bir sesle. "Onu nereden aldn?"
"Onu almadm" diye karlk verdi Asterios. Kadnn surat arkas grlmez bir
maskeye dnmt. Buna ramen Asterios onun son derece heyecanl olduunu
sezinleyebiliyordu. "Doumumdan sonra yanmda bulmular onu!"
"Kimsin sen? Nerelisin?"
"Ben assos'un ra deilim" diye karlk verdi bouk bir sesle, "birka gn nce
Byk Saym'da kutsadn bir obanm. Adm Asterios ve Beyaz Dalar'dan
geliyorum. Ve kalamda bir alamet tayorum."
Pasiphae aniden arkasn dnd. Asterios onun belli belirsiz titreyen dar srtn
seyrediyordu.
"Bu imknsz" diye karlk verdi boulurcasna. "Kalasnda alamet olan ocuk
nefes alamamt."
"Beni Merope bytt ve yetitirdi" diye devam etti alak bir

85
sesle. "Beni sana gnderen de o." Bir an iin durdu. "Merope bu alametin kutsal ift
boynuz biiminde olduunu sylyor."
Pasiphae hzla arkasn dnd. "Gster onu bana!"
Asterios kalalarn rten kuma zd ve plak kald.
"On alt yl nce boa burcunda domutu. Frtnal bir ilkbahar gecesiydi" diye
mrldand kendi kendine konuurcasna. " 'Kutsal Evlilik' treninin meyvesi, o
zamanlar neredeyse yaamma mal olacakt. Ve sahip olduum her eye. Artk
giyinebilirsin Asterios? Bir obann ismi Asterios olamaz. Bu isim seil... yksek
seviyeli insanlara aittir."
"nceleri Astro diye arlyordum." Pasiphae zaman kazanmak iin kk
masann bana dnmt. Bu o, diye dnyordu, yayor! Merope onu gizlice
bytm. Bana yardm et Byk Ana! O zamanlar Minos yznden kamak
zorunda kalmtm. imdi de Bilge Kadnlar'm beni olum hakknda yllar boyunca
aldattklarn rendim. O zamanlar yalnz ve yaralydm, ellerinde bir oyuncaktm
sadece. Fakat birilerinin benim zerimde hkmedecei gnler ok gerilerde kald!
Minos'un ayaklanmasn sonsuza dek bastrdm ve kendi dourduum ocuklarmn
kaderlerine de sadece ben karar vereceim!
"Sana teekkr ederim oban." Glmseyii biraz zorlama olduysa da, kendine
gvenen bir sesle konumay baarabilmiti. "Ve seni gnderen kadna da. Hizmetin
dlsz kalmamal. Bu andan itibaren srlerimin bekiliine atandn. Hemen
Phaistos'un yanna git. Orada sana yeni grevin hakknda bilgi verecekler."
Yce tanra! Bu gerek olamaz, diye dnd derin bir znt ve umutsuzlukla.
Beni tandna dair ne bir tek kelime, ne de bir tek iaret. O beni douran kadn ve
beni souk bir resmiyetle karlyor.
Megaronun ii o kadar sessizdi ki, kalbinin atlarn bile duyabiliyordu.
"Neden susuyorsun?" dedi Pasiphae sonunda. "Hi olmazsa bana teekkr
edebilirdin. ok kii yeni grevin iin seni kskanacak."
Ben senin olunum, diye geirdi iinden Asterios derin bir zntyle. Benimle bu
ekilde konuma!
86
"Bala beni" dedi sakin bir sesle konumaya alarak. "Srm dnyordum.

Onlar geri gtrmeliyim."


"Pekl" diye karlk verdi kralie ve bir an iin onu delici baklarla szd, "ilerini
hallet. Gelecek dolunayda seni sarayda bekliyorum." Pencereye doru birka adm
atarak darsn seyretmeye koyuldu. Sonra tekrar ona dnd. Surat artk deminki
kadar solgun deildi. Asterios onun gzlerinde bir parlt sezinler gibi olmutu.
"Evet" diye pekitirdi sylediklerini, "dolunaydan sonraki gn, gne tam tepeye
ulanca Phaistos'a gel. Orada bol bol konuabiliriz."
"Fakat daha on gn var" dedi Asterios tereddtle.
"Vaktinde sylediim yerde ol" diye emretti kralie. "Ve imdi ltfen beni yalnz
brak. lassos da srprizini hizmetilerden birine versin. u anda glsuyu ile
uraacak durumda deilim."
Asterios sersemlemi bir ekilde darya kmaya alt. n odalarn birinde
parfm tacirini grd. Adam stunlarn arasnda bir ileri bir geri dolanyor ve
dudaklarn kendi kendine konuur gibi hi durmadan sessizce kprdatyordu.
"Syle bakalm, nasl gitti?" diye merakla Asterios'a doru yrd onu grnce.
"Hale bak! Neredeyse taze peynir kadar beyazsn! Kralie yz grnce ne dedi?"
"Teekkr etti."
"Sadece bir teekkr m?"
"Ve beni kraliyet srlerinin bekiliine atad."
"Harika!" diye bard lassos sevinerek. "Gen bir adam iin olduka nemli bir
makam."
Asterios bo ver anlamna gelen bir el hareketi yapt.
"iyi de suratn neden asyorsun ki? Senin iin sahip olduum her eyi tehlikeye
attm: iyi tannan ismimi, kralienin gvenini ve sen azn bile amyorsun!
Dorusu hayal krklna uradm sylemeliyim."
"Tamam, bu kadar yeter" diye mrldand Asterios.
"Bu da ne demek oluyor?" dedi lassos fkelenerek. "imdi ne olacak? Senin
yznden kralieye satamadm deerli buhurlarm ne olacak?"
87

"Buhurlarn hizmetkrlardan birine ver. Pasiphae byle emretti" diye karlk verdi
Asterios her zamankinden daha sert bir sesle. "Benim iin yaptklarndan dolay
sana teekkr ederim. Fakat imdi gitmeliyim." Bo ellerini ileri uzatt ve hafife
glmsedi. "Maalesef sana verecek baka deerli bir eyim yok. Hayr, benimle
gelme!" diye onu geri evirdi, nk lassos ona refakat etmeye hazrlanyordu.
"Yalnz gitmeliyim. Tanra seni korusun."
lassos ban sallayarak uzun uzun delikanlnn ardndan bakt. Ne yapacana karar
vermesi iin uzunca bir sre gemesi gerekti. Sonra hatlar gevedi ve ince bir
glck yzn aydnlatt.
Kymetli buhurlarn hizmetkrlara teslim etmeye niyetli deildi tabii ki. Sabrla
bekleyecekti. Pasiphae'nin fkesi eninde sonunda yatacak ne de olsa, en ge
erguvani all bitince.
Yavaa byk ve serin kabul salonuna indi.
Senin dostun olmaya alacam oban, diye geirdi iinden. Hi de kolay
olmayacaa benzemesine ramen, iimde bir his, buna deeceini sylyor.
Sabah balayan lk yamur hi durmamacasna yamaya devam ediyordu. Mevsim
normallerinin ok stnde olan ya, ehrin dndaki zeytin bahelerinin arasndaki
tozlu yollar bir amur deryasna evirmiti. Havay nemli toprak kokusu
doldurmutu ve aalarn yapraklar dallarda parlyordu.
Chalara ahalisi, evlerinin dz damlarnn zerine derek tahliye oluklarndan
avludaki su depolarna akan bol suya seviniyordu. Yamur suyu buradan byk
yeralt sarnlarna akyor, sonra da karmak bir boru sistemiyle ehre ve Phaistos
sarayna dalyordu.
Pazarc esnaf byk pazar meydanndaki tezghlarn kurana dek, yamur
dinmiti. Chalara zerindeki gkyz bulutsuz ve masmaviydi yine, meydan
kaplayan krmz talar neredeyse kurumutu. Az sonra mteriler pazara
dolutular. Kyl kadnlar bara ara mallarm methediyorlard: tere, yaban
turpu, kereviz, bezelye, pancar, fasulye ve keiboynuzu aacnn uzun meyveleri.
Mevsimin ilk kukonmazlarnn ular st sepetlerden dar ba88
layordu. Marullarn ve limonlarn yannda dikenli enginar ynlar ykseliyordu.
Baz tezghlarda ise fndk, am fst, badem ve fstk sata sunuluyordu,
bazlarnda ise amforalar iinde am bal. Hemen her tezghn yannda ise, ilerinde
szma zeytinya bulunan siyah-krmz boyal zeytinya kpleri bulunuyordu. Kei
peyniri kalplarnn trl kokusu, kekik, biberiye ve nane kokularna karyordu.

rnleri pazar yerinde satma grevi kadnlara aitti; erkekler ve henz evde
bulunan ocuklar ise tarla ilerini yapmakla ykmlydler. Buna ramen
tezghlarn banda birok gen kza rastlamak mmknd. Bunlar, Girit
geleneklerine gre ailenin miras devralacak en byk kzlaryd. Glmeleri ve
gevezelikleri her tarafta arpyordu kulaa.
Asterios uzunca bir zamandr pazar yerinde srtp duruyordu. Birden zerindeki
kzgn yala dolu tavann iinde kek kzaran bir atein banda durdu. Asterios ktr
ktr kekten bir avu dolusu istedi ve a bir kurt gibi midesine indirdi. Sonra da bir
porsiyon daha istedi ve onu da ayn ekilde hrsla yedi. Kahverengi sal ve neeli
bakl gen bir kadn olan satc, elenen bir ifadeyle onu seyrediyordu.
"uraya bak! Ktlktan m ktn yoksa?" diye alay etti. "Takviye ister misin?"
Asterios gbeini okad. "Hi yer kalmad midemde! Daha nce bu kadar gzel bir
kek hayatmda yememitim."
"Kadnlarla nasl konuulacan biliyorsun!" Yanaklarnda gamzeler peyda olmutu.
"Bunlar zavall, yal bir kadnla alay etmek iin sylediini biliyorum."
"Asla yapmam byle bir eyi!" diye bard Asterios yapmack bir heyecanla. "Sen
yal deilsin zaten. En olgun yllarn yaayan, ok da gzel bir kadnsn!"
Kadn kkrdayarak gld. "yi ki kskan kocam sylediklerini iitmiyor! Sabah
sabah bu kadar nazik iltifatlar! iim bir tuhaf oldu dorusu!" Ellerini kalalarna
koyarak Asterios'u inceledi. "Keke on yl daha gen olsaydm! O zaman sende
ansm deneyebilirdim. Hey, aktan konuunca neden suratn buruturdun? Hale
bak, imdi de kpkrmz oldu!"
89
Kadnn yapt akalar delikanly derinden etkilemiti, fakat bunu belli etmeye
niyeti yoktu, "iecek souk bir eyin var m?" diye sordu konuyu deitirmek iin.
"Anlyorum" dedi ona dolu bir bardak uzatrken, "merakl sorular cevaplamak
istemiyorsun. Sana burada sadece su sunabilirim" diye glmsedi ve su kpn
tekrar glgeye koydu. "arap imek istersen tavernama gitmelisin. ehrin yabancs
msn?"
Ban sallad. "Yeni grevime balamak iin geldim buraya. Ve bir eyi aramak iin.
Daha dorusu, birisini aryorum."
iten ie, gevezelii yznden kendine kzyordu. Hikyesini kendisine saklamas

iin yeteri kadar gerekesi vard aslnda. Fakat kimseyle bu konu hakknda
konumazsa Ariadne'yi nasl bulabilirdi ki?
"Tamam, tamam!" diye szn kesti kadn. "Srlarn kendine sakla! Fakat gnn
birinde cann ho bir sohbet ekerse veya kalacak iyi bir yer ararsan, bizim oraya
gel! Boa oyunlarna pek az bir zaman kald. Tm cambazlar ehre geldi ve
akamlan gayet neeli geiyor. Yoksa burada yanlarnda kalabilecein akrabalarn
veya arkadalarn m var?"
"Burada kimseyi tanmyorum, sadece..." Dudaklarn srd. Syleyecei pek de
nemli bir ey deildi. Karsndaki kadn ak ilerinden olduka iyi anlar gibiydi. Ve
bir tavernann sahibiydi, ok sayda insan tanyordu herhalde.
"Bir kz aryorum. Ad Ariadne. Yaklak benim boyumda, kahverengi salar ve
aln sars gzleri var. Bu ehirde yaadn biliyorum."
Kadn burnunu arpm. "Ariadne? Ya devam? Ailesinin evinin nerede olduunu
bilmiyor musun? Veya hi olmazsa anasnn ya da babasnn ismini? Babas mleki
mi, demirci mi, kundurac m?.."
"Maalesef hibirini bilmiyorum" dedi zgn bir sesle. "Hakknda o kadar az ey
biliyorum ki.
"Bam o kadar dndrm ki, ismini sormaktan baka bir ey gelmemi aklna
anlalan!" Kadn dnceli dnceli ban edi. "ok zgnm, ama bu kadar az
bilgi ile Chalara'nn gzel kzlar
90
arasndan seninkini bulmak epey zor olacak. Seni tekrar grmek istediinden emin
misin?"
"Elbette!" diye parlad Asterios. "Beni sevdiini biliyorum."
"Sakin ol! Heyecanlanmaya gerek yok. ayet seni sevdiinden bu kadar eminsen,
nasl olsa er yada ge yoluna kacaktr! Bu niye bizim tavernamzda olmasn?"
Tekrar, tavernasnn akamlar ardna kadar ak mavi kaplarn ve ieri dolan neeli
insanlar uzun uzun methetmeye balad. "Chalara'da kime sorsan tavernamzn
yolunu sana gsterir."
Tezghlarn arasnda bir grup gen kz ve delikanl belirmiti. riyar, sarn bir
delikanl kzlardan birisini takip ediyordu. Nihayet kz kendisini emenin stunlar
arkasnda gvenlie ald ve delikanlnn arkadalar baarsz yaknlama giriimi
yznden onunla uzun uzun alay ettiler.

Asterios bylenmi gibi onlara bakyordu. Yzn tekrar Aurora'dan yana


dndnde, gzleri kor gibi parlyordu. "u kardakiler!" diye bard. "Kim
onlar?"
"Hangileri?" Kadn onun gsterdii yere bakt. "Ha, onlar m! Demin sana szn
ettiim cambazlar! Hemen her gn ehre geliyorlar. Nereye gidiyorsun? Dur,
bekle!"
Asterios kalbi deli gibi arpyordu. Dans eder gibi yry, her admda srtnda
sallanan uzun, siyah sa rgs. Belindeki renkli kumalar, ksa elbisesi.
"Ariadne! Ariadne!"
Kz durdu, etrafna baknd, nce bembeyaz, sonra da kpkrmz kesildi. Gzleri
parlyordu. O kadar ok ey sylyorlard ki...
"Astro!"
Delikanly kolundan tuttuu gibi dar bir sokaa ekti ve bir bahe kapsndan ieri
soktu. "Burada bekle" diye fsldad. "brlerinin yanna gitmem lazm. Hemen geri
geleceim."
Kollarnn arasndan syrld ve koarak uzaklat. Birka saniye sonra nefes nefese
geri gelmiti.
"Neden saklanmak zorundayz?" diye sordu Asterios aknlkla.
Ariadne parman yavaa delikanlnn dudaklarnn zerine koydu. "Biliyorsun ya,
annemin yznden! Her zamankinden daha
91
sert bu aralar. Beni nce odama kapatt, sonra da zorla yanndan uzaklatrd."
"Fakat neden? Seni ne kadar byk bir hasretle beklediimi dnebiliyor musun?
Artk gelmek istemediini kabul edemiyordum bir trl!"
"Sevgilim! Ya benim ne kadar ac ektiimi dndn m hi? Elbette ki sana
gelmek istedim, fakat annem bana engel oldu. Sanrm birileri bizi grm."
"yi ama bunu kim yapm? Ve neden?" diye sordu Asterios bir yandan kzn
salarn pcklere boarken.

"Bu korkun olay hakknda daha fazla konumayalm ltfen!" diye rica etti Ariadne.
"Tekrar yannda olduum iin o kadar mutluyum ki! Fakat senin ehirde ne iin
var?"
"Seni aryordum" diye karlk verdi glmseyerek. "Ve her yerde seni aramaya
devam edecektim!" Kzn dudaklar delikanlnn dudaklarn buldu, hrsla, ihtirasla
ptler. Asterios vcudunun arzusunun uyandn hissetti. "Seninle beraber
olmak istiyorum. Bugn. Her zaman iin" diye fsldad kzn kulana, bir yandan da
boynunu pyordu. "Seni hissetmek istiyorum. Ve seni sevmek."
Ariadne onu yavaa kendisinden uzaklatrd. "ok, ama ok dikkatli olmalyz.
Chalara'nn binlerce gz ve binlerce kula vardr. Rahatsz edilmeden beraber
olacamz gizli bir yere ihtiyacmz var!"
"Bir fikrim var!" dedi Asterios biraz da korkarak. "Kaitos'un tavernasn biliyor
musun? Kars oda kiralyor."
"Olur ama kimsenin beni grmemesi lazm. Birisi anneme is-piyonlayacak olursa,
beni ok uzaklara gnderir."
Asterios kzn gzlerine bakt. "Sadece bir oban olduum iin mi?" diye sordu ve
kza gerei anlatmak iin iinde dayanlmaz bir istek duydu.
"Beni hi kimseye vermek istemiyor, hi kimseye, anlyor musun!" dedi Ariadne ac
dolu bir sesle. "Mutluluum onu hi mi hi ilgilendirmiyor. Benim iin kafasnda bir
sr plan var, fakat onu hayal krklna uratacam!" Kzn sesi o kadar zgn
kyordu
92
ki, Asterios onu teselli etmeye yeltendi, fakat bunun iin zaman yoktu. "tekilerin
yanna gitmeliyim. Bu akam tavernaya gelmeye alacam. Zemin katta bir oda
tut. Girii dierlerinden ayr olsun. Gelmek iin elimden geleni yapacam."
"Ya tekrar bo yere bekleyecek olursam?" Kzn kollarn, yanaklarn okuyor,
gitmesine izin vermek istemiyordu.
"Korkma Astro. Geleceim. Sen odayla ilgilen yeter."
Yavaa kollarnn arasndan syrld, ona bir pck gnderdi ve koarak uzaklat.
Asterios bir sre daha yar karanlk avluda durarak, iindeki takn duygularn biraz
yatmasn bekledi. Sonra gmleini dzeltti ve karanlkta gremedii knn arad.
Yznde mutlu bir ifadeyle az nce yanndan aniden ayrld kadnn bana dikildi.

"Oday tutuyorum" dedi fazla lafa gerek grmeden. Aurora byk gzlerle ona
bakt. "Fakat zemin katta olmal."
"yle mi?" Kadn srtarak arkasna yasland. "Duyan da kayp sevgilini bulduunu
sanacak."
"Byle bir odan var m, yok mu?" diye sordu Asterios sabrszlkla.
"Yava ol bakalm! Paray pein verirsen istediin trden bir odaya sahip olursun."
ok eyler ifade eden bir suskunluktan sonra devam etti. "Zemin katta ve rahata
girip kabilmesi iin iki kapl. Kalbini alan kz kskanmaya baladm bile! Git ve
kocama yaptmz anlamay anlat."
Szlerini bitirdikten sonra dier mterisine dnd.
Kaitos ve Aurora'nn tavernasnda her ey sakindi. Asterios yatanda yatyor ve
geen anlar dnyordu. Sabrszlkla doruldu, pencereye yaklat ve darsn
dinlemeye balad. Sonra da kk odada bir ileri bir geri dolanmaya balad.
Sonunda tekrar yatana uzand ve gzlerini kapad.
Aniden bir glge grd, bir fslt iitti.
"Astro?"
"Ariadne!"
Gen kz evik bir hareketle ak pencereden ieriye atlad.
93
Asterios kzn scak tenindeki ter tadn ald, parmaklarn gmd salarnn nemli
olduunu fark etti.
Birbirlerine sarlarak sert yataa yuvarlandlar. Birbirlerini okuyor, seviyor ve
tadyorlard. Kz dilini Asterios'un kulanda gezdirdi ve delikanlnn ellerini
gslerine gtrd.
"Seni o kadar ok zlediler ki" diye fsldad. "Her gn, her gece. Artk
dnemiyordum, uyuyamyordum, yiyemiyordum. O kadar yalnzdm ki, az kalsn
lecektim."
"Ben de o kadar zgndm ki" diye mrldand Asterios, "ne yapacam, nereye
gideceimi bilemiyordum."

Ariadne onun azn dudaklaryla rtt. "Artk gemii dnmeyelim. Buradayz


artk. Burada."
Asterios kzn bacaklarn okarken, konumaktan vazgeememiti. "Bir daha
gitmene asla izin vermeyeceim! Sonsuza kadar yannda olmak istiyorum, seni
pmek, seni okamak..."
"t" dedi Ariadne, "baka bir ey syleme!" Elleri delikanlnn kasklarndayd. "Al
beni, sevgilim, abuk!"
Asterios kzn iine girdi. nce yava ve oynarcasna, sonra hzl ve ihtirasl.
Sonunda gecenin iine haykrd, kzn zerine eildi ve ban gslerinin arasna
gmd.
"Orada ne yapyorsun?" diye sordu Ariadne ok sonra, gece sona ermeye yz
tutmuken.
"Seni seyrediyorum." Kzn glmsediini grmekten ziyade
hissetti.
"Yataa gel, Astro! Yaknda afak skecek ve gitmek zorunda
kalacam."
"Ya gitmene izin vermezsem?"
"Sakn buna kalkma!" Ariadne yataa oturarak arafa sarnd. "Buraya isteyerek
geleceim, fakat zamann kendim belirlemek kaydyla."
"imdi beraberiz" diye devam etti Asterios. "Belki de yarn ve br gn. Ya sonra
ne olacak?"
"Her eyi bana brak! Gerektii zaman kafam kullanmay bilirim. Yoksa senin bir
yere mi gitmen gerekiyor? Chalara'da kalamaz msn?"
94
"Sadece bir sre daha. En azndan yaknlarda bir yerde." "Grdn m? Her zaman
yaplacak bir eyler vardr!" diye bard Ariadne. "Kt dncelerle gecemizi
neden zehir edelim ki? Yanma gel de beni yarn akama kadar unutmaman
salayaym." Asterios ruhunu alev alev yakan sorular ve itiraflar bastrarak, onu
kollarnn arasna ald.

Sabah gneinin scak nlan suratna dtnde, yalnzd. Ariadne gitmiti. Fakat
geri gelecekti. O zaman onunla konuacak, ona her eyi anlatacakt.
Fakat ona ismini syleyebilecek miydi? Hayr, ne yarn, ne de br gn. Phaistos'a
giderek kralieyle bir kez daha grmeden nce bunu yapamazd.
Ya sonra? Sarayda yaamaya mecbur kald takdirde, sevgilisini grmeyi nasl
baaracakt? Boann zerinden yapt cretkr atlaylar heyecanla anlatan gzel
cambaznn nerede oturduunu hl renememiti.
Aniden aklna bir fikir geldi. Bunu nasl olup daha nce dnememiti acaba?
Gregeri'nin ona hizmetleri karlnda verdii kk bakr klesi, oda kirasn
birka gn daha karlard. Burada uygun olan her anda grebilirlerdi. Ariadne'nin
tm esrarengiz davranlarna ramen onun Chalara'da yaadndan emindi artk.
Ve Phaistos saray buradan hi de uzak deildi.
Aklna gelen ilk dnce, ayaa frlayarak her eyi yoluna koymak oldu. Fakat
sonra kendisini toparlayarak tekrar yatana oturdu. Acele etmemeliydi. nnde
btn bir gn vard daha. Sevgilisini tekrar kollarna almadan nce Aurora'yla
konumak iin yeterli zaman. afak skerken deri ipin ucundaki madalyonu kzn
boynuna taksn hatrlaynca glmsedi. Ariadne'nin gzleri, boa boynuzlan
arasndaki gne kursu gibi parlamt sevinten.
tassos'un bu mcevheri kendisine geri verdiini hi fark etmemiti. Hatta bilmeden
birka gn de yannda tamt. Ancak Chalara'ya doru giderken Hamys'in
kendisine verdii deri kese aklna gelmiti. Merope bu madalyonu ona ihtiya
duymas halinde kullanmas iin vermiti. Fakat Asterios'un sevgilisinin boynu95
nu sslemesine de itiraz etmeyecei muhakkakt. Hayatnda ok nemli bir yer
tutan iki kadm dnerek uyuyakald.
Ariadne tekrar geldi, bu ve ertesi gece. Giderek daha yuvarlaklaan ay, buday
tarlalarn ve da srtlarn yumuak yla aydnlatyordu, tik akam, karanlk
ker kmez iindeki heyecan neredeyse cinnet geirmesine neden olacakt.
Pencerenin nne dikilerek yerinden azck bile olsun kmldamamt, ta ki
Ariadne'nin ayak seslerini iitene kadar.
iki kez daha geceyi gne evirdiler ve d dnyadan soyutlandlar. Sadece beyaz
badanal oda, mum ve birbirlerini tutkuyla kucaklayan vcutlar vard.
Bilinmedik topraklar yava yava kefeden kiflere benziyorlard.

Nihayet nc gnn sabah, afan kzll gkyzn aydnlatmaya


balamken, Ariadne yavaa i ekti. Balan birbirlerine o kadar yaknd ki,
Asterios kzn altn ans gzlerini glgeleyen kara bulutlar grr gibi oldu.
Her zaman yannda olmak istiyorum, diye geirdi iinden. Hayatmn sonuna kadar.
"Gitmeliyim" dedi bir sre sonra gen kz ve glmsemeye alt. Fakat gzleri
ciddiydi.
Asterios sessizce itiraz ederek onu sk sk tuttu.
Ariadne kendisini kurtard ve yatakta doruldu. "Evet, Astro! Gitmeliyim! Havann
neredeyse aydnlandn grmyor musun? Gitmeliyim ve bir daha en erken
gece sonra birlikte olabiliriz. Yarn boa oyunlan balyor ve dier cambazlarla ayn
yerde bulunmak zorundaym. Byk ve mutlu bir aile gibi." Alay edercesine
glmsedi.
Bunu ben de isterdim, diye dnd Asterios ve Pasiphae ile karlatklar gnden
beri hissettii i sknts yeniden onu etkisi altna ald. Artk nereye ait olduunu
bilmek istiyordu.
Kralienin maskeye benzer kaskat yz ve yosun yeili gzlerindeki garip ifade
aklna geldike, yutkunmak zorunda kalyordu. Acaba Phaistos'ta neler olacakt?
Kendisine can veren kadn ne yapmak istiyordu?
96
"Benim de yapmam gereken eyler var" dedi yavaa ve kzn gzlerine bakmaktan
kanarak. "Ben de Chalara'ya ne zaman geri geleceimi bilmiyorum. Bu sadece
bana bal deil." Kzn kendisine korku dolu gzlerle baktn grnce, onu hemen
kollarnn arasna ald. "Endielenme" dedi ve boynunu pt, "geri geleceim. Buna
emin olabilirsin. Bu oday uzunca bir sre iin kiraladm. Tavernaclar vastasyla
birbirimizle haberleebiliriz."
Ariadne kk bir ocuk gibi delikanlya sokuldu. "Sarl bana Astro" diye fsldad.
"Nedendir bilmiyorum, ama birdenbire iimi bir korku kaplad."
Asterios kz kollaryla daha kuvvetli sard. "Her zaman yannda olacam" diye onu
efkatle teselli etmeye alt. Bir yandan da sonsuz zntsn gizlemeye
alyordu. "Kimsenin sana bir ey yapmasna izin vermem. Bizi hi kimse asla
ayramaz."
Derin tekerlek izleriyle kapl yol, zerinde saray binalarnn bulunduu tepeye
kvnla kvnla kyordu. Hzla yryen Asterios ksa srede zeytinlikleri geride

brakt. Gece yaan yamur ortala ho bir serinlik vermiti; delikanl alayc
kulann tn ve kei ngraklarnn bildik mlamalann iitiyordu. Yolun
kenarnda kuzukula ve anason yetiiyordu, kr ieklerinin canl renkleri nar
aalarnn erguvani meyveleriyle rekabet ediyordu sanki. Dalardan esen hafif bir
rzgr, ovaya hanmeli ve grgen aac kokulan tayordu.
Bir sre sonra yol tala kapl geni bir cadde halini alnca, arkasn dnd ve
Phaistos kayalklann evreleyen Messara ovasna bakt. Olgun baaklarla kapl
tarlalar deniz gibi dalgalanyordu. Daha gneyde ise gerek deniz panldyordu,
tarlalar ise orada ye-il-san renkleriyle bir oyun tahtas gibi uzanyordu. Asterios
kardaki dan ift Boynuz'a benzer kayalk zirvesine bakt; hayatn deitiren
maara oradayd. O gnn hayalleri kendisini ele geirmeden nce, yoluna devam
etti. imdi nnde ykselen katl bina cephesini yakndan seyretme frsatn
bulmutu. Pervazn genilii, tahta kalplann bykl ve at sslemelerinin
gzellii onu akna evirmiti.
97
Giri kapsnn nnde iki muhafz bekliyordu. "Kimsin sen ve ne istiyorsun?" diye
sordular ona.
"Adm Asterios" diye karlk verdi ve hl alamad yeni isminin tnsn dinledi.
"Kralie beni bekliyor."
Szlerini bitirir bitirmez kap pervaznn karanlndan mavi elbiselere brnm bir
siluet dan szld. Asterios aknlkla karsnda Ariadne ile sahilde geirdii ilk
geceden sonra grd kadnn bulunduunu fark etti. Fakat kadn onu tandna
dair en kk bir imada olsun bulunmamt.
"Asterios sen misin?" diye sordu sadece.
Delikanl yavaa ban sallad. Aniden aklna baka eyler de gelmiti. Bu kadn
Byk Saym esnasnda da Pasiphae'nin yaknlarnda bulunuyordu. Kimdi o?
Sarayda ne ii vard? O zaman kendisinden ne istemiti? Bo yere o sabah yaptklar
konumann ayrntlarn hatrlamaya alt. Ariadne hakknda sorular sormam
myd? Ve kendisi yle birisini tanmadn syleyince de aniden ekip gitmemi
miydi?
Sessizce kadn szd.
"Adm Mirtho" diye devam etti kadn dudaklarnda belli belirsiz bir glmsemeyle.
"Nihayet gelebildin! Pasiphae iki kez gelip gelmediini sordu bile. Gel, seni ona
gtreyim!"

Delikanly nce byk bir kabul salonunun iinden geirdi. Birok adam, ellerindeki
eki ve keskilerle duvardaki en st boya tabakasn kazmakla meguldler.
atlayp paraland belli olan bir resmin sadece kalntlar grlyordu artk, dev
bir kara boann arka ayaklan.
Sonra dar bir koridora saptlar ve bir sre burada yrdler, ta ki birok kap ve
odann ald geni bir salona ulaana kadar. Koridorun sonlanna doru Asterios
hzl bir hareket grr gibi olmutu; beyaz, dalgalanan, fakat hemen gzden
kaybolan bir elbise.
Byk talar denmi bat i avluya yan yana ayak bastlar. Balkonlara kan
mermer merdivenin basamaklar rengrenk hallarla kaplanmt. Gz kamatrc
gn Asterios'u hazrlksz yakalamt. Sanki krlemi gibi olduu yerde
durmak zorunda kalmt. Etraftaki glgeliklerin altndaki glme ve konumalar,
bakla kesilmi gibi son buldu.
98
k giysili birka dzine erkek ve kadn, basamaklarn zerinde duruyordu.
Boyunlarnda ve bileklerinde en iyi ustalarn elinden kt belli olan altn zincirler
parlyordu, birounun kulaklarnda ise altn ya da gm halkalar sallanyordu.
itinayla tra edilmi suratlar, dalgal salar ve kalalarn rten dar, renkli
kumalar ile erkekler bile ok dii bir grnm arz ediyordu. Kadnlarn zerinde ise
etekleri uzun yrtmal, belleri bir kuakla iyice sklan kvrml elbiseler vard.
Bazlar ellerindeki geni yapraklar ile yelpazeleniyordu, birka ise kaln peeler
vastasyla gneten korunmaya alyordu.
Asterios'un gzlerinin nnde her ey bir anda btnleerek, tek bir renk
karmaasna dnt. Sessizlik kulaklarnda nlyordu ve avularnn terlediini
hissediyordu. Var gcyle etrafa bakmaya alt.
Sonra Pasiphae'yi grd. Erguvani elbisesinin iinde kymetli bir iee benziyordu.
Yar kapal gzkapaklannda gm renkli bir panlt vard. Surat duyduu heyecan
yznden sararmt. Sa tarafnda ise olayla pek ilgilenmez grnen iri yan, salan
krl-lam bir adam durmaktayd. Teninin koyu rengi, safran ans elbisesinin
iinde neredeyse zeytin rengini almt. Gaga burnu ona eriilmez bir hava
veriyordu, dar dudaklar ise bu duyguyu daha da glendiriyordu. Marur, tehlikeli
ve asla unutulmayacak bir surat.
"Minos" diye fsldad yanndaki kadn dudaklann oynatmadan. "Kralienin ei."
Onun yannda duran zayf bir adam, heyecanla aa bakmaya alyordu. Kapkara
salan uzun suratnn iki yanna dklyordu. kk avurtlar; krmz, slak

dudaklar. Cilalanm obsidiyen kadar parlak tez canl gzleri, merakla Asterios'u
szyordu. Vcudu elbisesinin grkemli kvnmlan arasnda kayboluyor gibiydi.
"Daidalos" diye fsldad bu defa Mirtho. "Kraln miman, kendisi Atinaldr. Sol tarafa
bak. Orada Pasiphae'nin kzlann ve oullanm greceksin.
Asterios Byk Saym esnasnda grm olduu kadnlar ve krmz sal kz tand.
Bugn de beyaz elbiselere brnmlerdi. Bir basamak aada duran olanlarn
nlkleri de beyazd. Pnl
99 prl parlayan yalanm vcutlar ile prenslerden ziyade greilere benziyorlard.
En byklerinin sar salar gnein altnda altn bir mifer gibi parlyordu.
Ve sonra da assos'un evindeki kadn grd. Hatasu, altn rengi elbisesinin iinde,
fildiinden yaplma bir heykel gibi narin ve zarif grnyordu. Babas olmas
muhtemel gl bir adamn yannda duruyordu. Asterios kadnn surat ifadesini tam
olarak anlayamamakla beraber, Hatasu gzn bile krpmadan bu yana bakyordu.
Sessizlik, gnein altnda yanan avluya ar bir yk gibi kmt. Sonra, nihayet
Pasiphae konumaya balad.
"Yakna gel Asterios!" diye seslendi ona. Delikanl onun ne kadar heyecanl
olduunu anlamt. "Bana bu n tattrdn iin sana kran borluyum Byk Ana.
Bugn nihayet yllar nce Mi-nos'un bana yapt byk hakszln telafi edildiini
rendim."
Yanndaki adam onu susturmak ister gibi bir hareket yapmaya kalkt. Fakat sonra
elini tekrar aa indirdi.
Pasiphae sert bir sesle fsldamaya balad, fakat avlunun yuvarlak biimi syledii
her kelimeyi rahatlkla anlalr bir ekilde
aksettiriyordu.
"On alt yldan daha uzun bir sre nce ocuklarm terk etmek zorunda kaldm.
Beni bir caniymiim gibi kovaladn, ocuklarmn ve karnmdaki bebein yaamn
tehdit ettin. nk karnmda kutsal evliliin meyvesini, Beyaz Boa'nn ocuunu
tayordum."
Kralienin gzleri ate sayordu.
"O zamanlar kralielik haklarm ayaklarnn altnda inemitin. Oysa douran

olarak Byk Ana'nn ta kendisiydim ben! Ve su ortaklarnla beraber Girit iktidarn


ele geirmeye kalkmtn! Her eyi gayet iyi planlamtn dorusu: gemi filosu
neredeyse bitmek zereydi, yabanc devletlerle ticaret anlamalar imzalanmt.
Buna ramen, asla deitirilemez olan deitirmek isteyen siz erkekler, yenildiniz!
nk kadnlarn vcutlarnn meyvelerini kutsayan ve kaderlerini izen yce
tanra, size engel oldu! O zaman benden zalimce koparmak istediini, bugn bana
geri verdi!"
100
Basamaklar inmeye balaynca insanlar iki yana alarak ona yol verdiler.
Asterios'un nne gelince durdu. "Onlara alameti gster Asterios!"
ilk anda yanl duyduunu sanmt. Fakat kralienin gzleri ona doru duyduunu
sylyordu.
"Ay alameti, Asterios!" diye tekrarlad kralie sabrszlkla ve Asterios'un hl
tereddt ettiini grnce nln kendi zmek iin hamle yap.
Etraflarn evreleyen insanlar soluklarn tutmulard. Soyunmaya mecbur kalan
Asterios, yavaa nln kard. Kalabalktan nce bir uultu ykseldi, sonra
yzlerin rengi soldu. Hatta birka kii gzlerine inanamazm gibi birka adm ileri
kt.
"yi bakn, Giritliler, iyi bakn, kzlarm ve oullarm! Karnzda duran, gkyzn
yeryzyle birletiren trendeki kutsal tohumlarn meyvesi, sevgili olum
Asterios'dur. Kalasndaki alamet bunu ispat ediyor: O, bir zamanlar kehanetin bize
geleceini bildirdii 'Kurtanc'dr."
nce tek tk el rplar iitildi. Nihayet herkes onu iddetle alklamaya balad
zaman, Asterios titreyen bacaklanyla eildi ve yerden nln alarak tekrar beline
takt. Hl merakl baklar zerinde hissettii iin, ban utanla nne edi.
Pasiphae onu elinden tuttu ve bir ocuk gibi merdivenlerden kartarak yerine
gtrd. Minos'un nne geldii zaman durdu ve delikanly dudaklarndan pt. Bu
arada kocasn gzden kalmyordu. Aslnda adamn kl bile kprdamamt ama,
dudaklar incecik birer izgi haline dnmt. Bir an iin kadnn suratna okkal
bir tokat atacakm gibi elini kaldrd. Fakat bunun yerine, bu arada anasnn
kollarndan glkle syrlarak utanga bir tavrla yana ekilen Asterios'un zerine
yrd
Minos ar elini Asterios'un omzuna indirdi. Bu hareketi dosta olmaktan ziyade
tehdit eder gibiydi ve delikanlnn gzlerinin ta iine bakt.

"Kralienin olu olarak Phaistos Saray'na ho geldin!" Sesinde zoraki bir sknet
seziliyordu. "Tanra seni korusun!"
"Teekkr ederim" diye karlk verdi Asterios mahcup bir ta101
:
IIi
>
!

vrla. Bir dman, diye geirdi iinden, nk adamn gzlerindeki


nefreti grmt. ok akll, ok tehlikeli bir dman!

Kralie iki erkein arasna girdi. "Kendini bo yere zorlama!

O benim olum ve senin korumana muhta deil" dedi bak gibi

keskin bir sesle ve Asterios'u yana ekti. "Kz ve erkek kardele-

rinle tanmaksn! Bu benim en byk kzm Akakallis, ilk ocuu-

nu bekliyor. Yanndaki de ikiz kardei Deukalion. uradakiler ise

Xenodike ve en gen kardein Phaidra, kk kzl kafamz! Ve

kardelerin Katreus ve Glaukos. Byk bir ailen var."


Yeni kardeleri merakla onu szyordu. Asterios kekeleyerek 11
eyler sylemeye alt.

bir

,jj

"Sanrm bu kadar ok kardee bir sre almam gerekecek!"

i! I

Katreus ve Glaukos cevap vermediler; Phaidra alak sesle k-

!
'

krdad.
"Neden bizden farkl olasn ki?" diyerek srtt Deukalion so-

nunda. Asterios minnet dolu bir bakla ona teekkr etti.


Aniden uzaklardan gitgide ykselen karmakark sesler iitilmeye baland. Garip
bir gmbrdeme ve soluma. Sonra bir davu-,
1un bouk sesiyle beraber,

kaynana znltlarnn ve simbolinlerin


I

sesleri ykseldi.

"Geliyorlar! Geliyorlar!"
le gneinin parlak nlar altnda avluya kapkara bir boa dald ve doruca
tribnlere saldrd. Az kpkler iindeydi. En alt sralarda lklar ve haykrlar
ykseldi, hatta birka kii yukarlara kamaya yeltenince, herkes onlarn acnacak
haline kahkahalarla gld.
Boa tribnlere saldrmaktan vazgeerek br tarafa dnd. ,
iki dzine gen erkek ve kz, hayvann etrafnda dans edi-

Yaklak

yordu. Renkli erier ve ieklerle sslenmi kiton'lmmn iinde, perendeler ve


taklalar atyorlard.
ilk cambaz kz hzla hayvann zerine komaya balaynca bir alk tufan koptu.
Hayvan da ayn srae kzn zerine drtnala kouyordu; gen kz becerikli bir
hareketle hayvan boynuzlarndan yakalad ve ban sallamasndan da g alarak,
srtnn zerinden olaanst baanl bir salto att. Sonra da gvenli bir ekilde
102
ayaklarnn zerine derek doruldu. Bir sonraki cambaz bu arada komaya
balamt bile.
Gen kz drt bir yana doru eilerek selam verdi ve elleriyle pckler gnderdi.
Salarn balayan ipten kurtulan bir tutam jcahverengi sa, gzlerinin nne
dmt. Tribne doru kotu ve soluk solua Pasiphae'nin nnde durdu.
"Beendin mi anne?"
Gz kralienin yannda duran Asterios'a takld ve surat kl rengini ald.
Asterios ise yldrm arpma dnmt.
"Bu Asterios" dedi kralie. "l sandm olum, senin kardein. Tanra onu bana
armaan etti..."
"Astro" diye fsldad gen kz iri iri alm gzleriyle. Suratnda byk bir dehet
ifadesi vard. "Sen mi?"
Gsnde sallanan altn madalyonu eline ald anda gzleri dnd ve baygn bir

halde yere dt.


"Bu senin kardein Ariadne" dedi kralie. "Mirtho, abuk! Ar yorgunluktan
kendisini kaybetti!"
Elementlerin Dans
SU
Gn beyaz ve puslu balamt; imen, yabani bitki ve toprak kokan o yaz
sabahlarndan biri yaanyordu yine. Ilgn aalarnn arasndan scak bir rzgr
esiyordu. Deniz henz bulank bir sis perdesinin ardndayd, fakat bir sre sonra sis
kalkacak ve gnl ferahlatc mavilii gzler nne serecekti, ta ki suyun dibindeki
balklar bile grnene dek.
Minos gney terasndaki kahvaltsn bitirip bat avlusuna doru yola koyulduunda,
denizi bir kez daha dokunacak kadar yakn hissetti kendisine - mavi renkli sudan,
kayalardan, garip bitkiler ve hayvanlardan oluan, nceleri kendisini ve
arkadalarn aklanamaz bir ekilde kendisine eken o muazzam ktle. En st
basamakta durarak, teknesini saklad kk akll koyu grmek ister gibi gzlerini
kst. Bir anda her ey eskisi gibi olmutu sanki.
Khne teknenin zerinden ikier ikier suya atlyorlard. Denizin derinliklerine
dalmadan ve serin sular tarafndan kuatlmadan nce, son bir kez gnee
bakyorlard. Sonra kulaklarnda ve cierlerinde hissettikleri basntan gs
kafesleri kecekmi gibi oluyordu. Her zamanki gibi dierlerini kararlatrlandan
daha erken yukar kmaya zorlamt, oysa her defasnda bu sefer suyun dibinde
daha uzun kalacaklanna dair yeminler ediyorlard. Sonra da teknenin scak
tahtalarnn zerine uzanp, buharlaan suyun esmer tenlerinde brakt tuz
zerreciklerini mutlu bir yorgunlukla seyrediyorlard.
O zamanlar gentik, diye geirdi iinden hznle, kafamz birbirinden cretkr
planlarla doluydu. Vakitlerini mmkn oldu104
u kadar ok denizde geirmek iin sk sk grevlerini terk edip giden yar yetikin
genler. Ya hep beraber, ya hi birimiz. Gizli birliimiz kan ve yeminle sonsuza dek
kalmas iin kurulmutu. Her eyi istiyorduk. Dnyay yerinden oynatmak ve
olaanst bir ekilde yeniden kurmak.
En asil ailelerin birbirlerinden mevsimler kadar farkl drt olu, ilkbahar kadar
tasasz Aiakos; scak bir yaz gn kadar scak ve gl Minos; konukanl ve eli
aklyla sonbahar anmsatan Garamos; zayf ve karanlk yapsyla k temsil

eden Tyro. Kutsanma sreci esnasnda dier adaylar onlara yan alayl, yar kskan
"ayrlmazlar" olarak sesleniyordu. Fakat aradan ok zaman gemiti, en azndan
kez on yl ve o zamandan beri ok ey deimiti.
Minos'un kaderi daha ta o zamandan izilmiti. Adaylk sresinin sonlarna doru
kralienin gelecekteki kocas olarak belirlenmiti. Gen bir erkein hayal gcn
iddetle altran bir durum. Halkn tanra olarak kabul ettii kudretli Girit
kraliesinin yannda, ona yapacak bir ey kalr myd acaba?
Eski geleneklere gre kraliyet srlerinin bakm ve muhafazas ona aitti, Girit'in
bereketi iin byk nemi haiz olan sulama kanallar da onun sorumluluu
altndayd. Bunlara ramen, her eyin zerinde tanrann yeryzndeki tezahr
olan kralie yer alyordu. ok ey, daha dorusu her eyi isteyen hrsl bir delikanl
iin, ne kadar ac bir tablo! Daha o gnlerde bile direni fikirleri domaya balamt
zihninde. Asla kadnlarn bir kuklas olmakla yetinmeyecekti!
Garamos, Aiakos, Tyro ve o, kutsanma srecini byk bir renme azmiyle, fakat
eletirel gzlerle sona erdirmilerdi. Kadnlarn geleneksel bilgilerini giderek daha
fazla reniyor, ilerindeki phe de ayn oranda artyordu. Gerekten de
kendilerine biilmi rolleriyle yetinmek zorunda mydlar? Rahibeler gruhu mu
belirleyecekti onlarn kaderlerini?
lerinde bitmez tkenmez bir kar koyma atei yanmaya balamt. Onlara
retilen bilgiler, gelecein hakkndan gelmek iin yeterli miydi? Onlann yerini
alacak daha yeni, daha nemli bir eyler yok muydu?
105
Kendi aralarnda tartmalar yaparak, erkeklerin de dinsel ve siyasal konularda sz
sahibi olduklar bir dnyann hayalini kuruyorlard. Her iki insan trn, yani kadn
ve erkei, tanra yaratmam myd? Buradan karlacak mantksal sonu, ynetme
ve karar verme yetkisinin her ikisine de ait olmas gerektii deil miydi?
leride yapmaya cesaret edecekleri ayaklanma giriiminin tohumlan ite o scak yaz
gecelerinde atlmt. Kendisine biilen rol ok ciddiye alan Minos, onlarn szcs
konumundayd. Dier arkadalar da onun liderliini kabul ediyor, sylediklerini
heyecanla destekliyorlard
Kuzey kanadndaki tadilat ilerini grmek zere Aiakos'u beklerken, dnceleri
devaml gemite dolanyor, ok zledii arkadalanna taklp duruyordu. Beraber
denize son dallanndan bu yana ne kadar zaman gemiti? Kadnlarn
hkmranlna kar bakaldrdktan sonra bir daha yapamamlard bunu. Baansz
giriimleri aralanndaki birlii datmt. Garamos, Pasiphae veya fkeli
yardmclannn kendisini herhangi bir yere srgne gndermelerini beklemeye hazr

deildi. Zehir ierek intihar eden arka-dalannn trajik sonu, Minos ve Aiakos'u
yreklerinin tam ortasndan vurmutu.
Tyros'un znts ise snr tanmyordu. nce kendisini gnlerce odasna
hapsetmi, sonra hizmetkrlarna teker teker yol vermiti. Sonunda da Knossos
sahilindeki lks villasn terk ederek, Nida dalarnn eteklerindeki yan maara, yar
kulbe garip bir eve mnzevi bir kei olarak yerlemiti. Arkadann kara kuru
surat gnlerden beri kafasndan kmyor ve zihnini megul edip duruyordu.
Ya Aiakos? Minos'un nc arkada, Msrl karsnn ve kznn yaad Nil nehri
kysna yerlemiti. Neith'in lmnden sonra ise kz Hatasu'yla birlikte Girit'e geri
dnmt. Pasiphae onun dnn pheyle izlemise de, herhangi bir engelleme
giriiminde bulunmamt. Minos onun nasl olup da Aiakos'u eskiden olduu gibi
boa cambazlannn retmeni olarak atadn bir trl anlayamamt. Acaba bu
greve layk baka birisini bulamad
106
iin mi? Fakat Pasiphae kocasnn en iyi arkadann ayaklanmaya olan katksn
asla unutmam ve onun Minos'la olan sarslmaz dostluunu gz ard etmemiti.
Yine de iki arkadan bir daha herhangi bir bakaldra cret edemeyeceklerini
dnyor olmalyd.
Minos o Byk Saym gnn asla unutamayacakt! Aslnda asilerin hazrlklarn
tamamlamalan iin, daha en azndan bir yla ihtiyalar vard. Fakat o skntl
austos gecesinde, Pasiphae'nn yzlerce insan nnde o boa cambazyla
birlemesinden sonra, Minos harekete gemeye karar vermiti.
Bugn bile karsnn boa maskesi tayan adamn altnda zevkten kendinden
geerek inlediini grr gibi oluyordu. Olduu yerde donup kalarak gzlerinin
nnde cereyan eden bu korkun sahneyi izlemiti. inde n alnamaz bir
kskanlk duygusunun ykseldiini fark ediyordu. Onun iin bu sahne Girit'e bolluk
ve bereket getirmesi iin Gksel nei temsil eden barahibenin, denizden gelen
Beyaz Boa'yla iftlemesi deildi. Hayr, geleneksel Kutsal Evlilik'ten apayr bir
eydi bu! Karsnda grd, evresinde olup bitenleri fark edemeyecek kadar
birbirinden gemi, lgnca sevien iki insand. Onlann yanna gitmeyi, adamn
yzn saklayan boa maskesini ekip almay ve ban atletik vcuduna
kabzasna kadar saplamay o kadar ok isterdi ki... Fakat bunlardan hibirisini
yapamad. Kutsal Evlilik treni herhangi bir olay kmadan sona ermiti.
Sonra Pasiphae bir de hamile kalnca, kskanl artk snr tanmamaya balamt.
Minos bir yandan kadna ar ithamlar ve ac sorular ile eziyet ederken, dier
yandan da gizli faaliyetlerine harl harl devam ediyordu: Sadece ticari amal
olmayan bir gemi filosu hazrlatyor, silah ve savunma gereleri yapmnda

kullanlacak deerli hammaddelere sahip komu devletlerle anlamalar yapyordu.


nk asilerin gerekten emin olduklar bir tek ey vard: Eer Girit denizlerdeki
stnln korumak istiyorsa, birtakm atlmlar yapmak zorundayd. Sadece
erkeklerin yapabilecei atlmlar.
Bu olay takip eden aylarda Pasiphae ile arasnda sadece kavga, anlamazlk ve
karlkl incitmeler vard. Ve Minos'un etrafnda toplanan erkekler o byk hatay
nihayet yaptlar: kardklar
107
'<

iki rahibe, talihsiz bir kaza sonunda ld. Pasiphae hemen o gece
harekete geerek, kocaman karnyla saray terk etti ve gneye do-

ru kamaya balad.
Asilerin elinden artk tm kartlar ak oynamaktan baka ne
,
gelebilirdi ki? Minos, iktidar deiikliini halka bildirme zamannn geldiine karar vermiti.
kendisi gerekletirmek

Pasiphae'nin yerine Byk Saym'

'

iin elinden gelen her eyi yapt. Eer obanlar ve kyl kadnlar

tanrann kutsamasn kendi ellerinden kabul ederlerse, o zaman

taht yolu kendisine alm olacakt.

Asiler kendilerinden son derece emindi. Fakat isyan baarya ulamad. Alelacele
toplam olduklar erkekler ordusu hibir eye hazr deildi ve iler ciddilemeye
balaynca adamlar evlerine dndler. Elebalarn evrelerinde bir avu gvenilir
adamdan bakas kalmamt, onlar bile kadnlarn gazabndan korkuyordu.
Byk Saym gn Pasiphae'nin yerine gemek isteyen Minos, tahtta Jesa'nn
oturduunu grd. ift Azl Balta kucan-dayd. Yzlerce kadn etrafnda etten bir
duvar rmt. Tek bir silah yoktu ortada, sadece gzler, gsler ve kollar.
Halk bararak kraliesini isterken, her eyi gze alm rahibeler Minos ve su
ortaklarnn etrafn evirmiti. Onlarn da ne mzraklar, ne de hanerleri vard;
fakat Bilge Kadnlar davranlar ile ok sayda silaha sahip olduklarn, icabnda
bunlar bir an bile ekinmeden kullanacaklarn, yanl anlamaya meydan
vermeyecek bir ekilde erkeklerin kafalarna sokmulard.

Erkekler yenilgiyi kabul ederek geri ekildiler. Neler olup bittiini hibiri tam olarak
anlayamamt,
Ksa bir sre sonra Pasiphae geri dnd, fakat
kucanda bebei olmadan. Herkes gibi o da ocuun doum esnasnda ldn sanyor ve bu
iin tek sorumlusunun Minos olduunu kabul ediyordu. Minos kendisini her eye
hazrlamt, fakat kadnn kendisine k yelleri kadar souk davranacan hi mi hi
hesaplama-mt. Yoldalann ku umaz kervan gemez yerlere srdkten sonra
bile Pasiphae Bilge Kadnlar'n rettii gibi ona souk ve ilgisiz davranmaya devam
etmiti. Kadn evreleyen buzdan em108
5er sadece bir kere krlmt, o lk sonbahar akamnda, Minos'u bile artan bir
davranla onu yatana almt. Ve o gecenin meyvesi Phaidra oldu.
Ertesi sabah Pasiphae kocasndan daha da ok nefret etmeye balamt. Hele en
gen ve dolaysyla tahtn varisi olan kznn zor doumu, aralarndaki uurumu daha
da derinletirmiti. Pasiphae az kalsn fazla kan kaybndan lecekti ve bu durumdan
da Minos'u sorumlu tutuyordu.
Pasiphae olup bitenlerden hibirini unutmuyor ve affetmiyordu, intikam almak ve
bedel detmek istiyordu. Sarayn tren avlusunda yapt k, aradan geen bunca
yldan sonra bile bu meseleye ne kadar nem verdiini gsteriyordu. zellikle de
Asteri-os'un yaadn rendikten sonra.
Aiakos aniden yannda beliriverince Minos bo bulunup irkildi.
"zr dilerim" dedi yeni gelen. "Genler arasnda ufak bir kavga km, onu
yattrmak zorunda kaldm."
"nemli deil, hatralarm gzden geirmem iin iyi bir frsat verdin bana" dedi
Minos glerek. "Gel, gidelim."
ki yarm stunlu byk bir kapdan geerek, kraliyet ailesinin yaad sarayn
kuzey blmne ayak bastlar. Son ziyaretlerinden bu yana tadilat almalar gzle
grlr bir ekilde ilerlemiti. Kerpi tula duvarlar yeterince ykselmi,
aralarndaki har oktan donmutu. Tavan ve duvarlara al ekilmi; keler
kabartmalar ve frizlerle sslenmeye balanmt, ileride Pasiphae'ya ait olacak
odalarda iiler mermer kaplamalar kzl renkli kuvars kumuyla ci-lalamakla
meguldler.
Minos Aiakos'a el sallayarak yan odaya gelmesini iaret etti. Spiral ve gl
motifleriyle ssl bir kapdan geerek, rzgrdan korunan bir terasa ktlar.

Ormanlarla kapl da sralan olanca hametiyle gzlerinin nndeydi.


"te yap ve doann btnl" dedi Minos cokuyla. Eliyle zeytin aalarnn ak
yeil rengini iaret ediyordu. Odalar da hemen hemen ayn renklere boyanmt. "Bu
yap tarz gerekten de gurur duymamz gereken bir gelenek! Saray canl bir vcut
gibi nefes alyor ve kendisini darya kapamyor, aksine ve havay iine
ekiyor!"
109
Aiakos olduka etkilenmiti. "Yeni dairesi Pasiphae'yi olduka mutlu edecek."
"u anda bu beni zerre kadar olsun ilgilendirmiyor" diye homurdand Minos.
"ocuu ne yapacanza karar verdiniz mi?" diye sordu Aiakos arkadann
fkesine aldr etmeden. Ses tonu srarcyd. "Daha dorusu Pasiphae seninle bu
konuda konutu mu?"
"Elbette ki hayr! Gnlerden beri grmyorum onu!"
"fkelenmeni gayet iyi anlyorum Minos" diye sz deitirdi Aiakos. "Yllardr bu
ocuu l sanyordun. Bu beklenmedik deiiklikten faydal sonular karmay
dnmedin mi hi?"
"Yoksa Pasiphae'nin beni tm saray nnde rezil etmesine sevinmeli miydim?"
"Her eye ramen bu ocuu ldrmediini ve ldrtmedii-ni ispatlam oldun"
diye karlk verdi Aiakos sknetle. ok hassas bir noktaya parmak bastnn
gayet iyi farkndayd.
"Sonra? Nereye varmak istediini anlayamyorum!"
"Eski ryamz hatrla Minos. Ve imdiki durumu dn! O bir erkekl Belki bizim
zevkimize gre biraz yontulmam ve kaba-saba, fakat zeki ve dzgn vcutlu.
Gzlerini grmedin mi? Baklarn ok beendim dorusu!"
"Bu ilave oul iin Pasiphae'ye bir de teekkr m etseydim?"
"Sonu olarak o kralienin olu" diye devam etti konumaya Aiakos. Biraz daha
hzl soluk alp vermeye balamt ve arkadann bunu fark etmemesini umuyordu.
"Ve gelecei bildirilen 'Zambaklar Prensi.' En azndan Bilge Kadnlar buna emin.
Dolaysyla en ksa srede adaylar arasna katlmak zorunda. Devamnn nasl
geleceine sonra karar veririz."

"Yoksa onun gen Atinallar grubuna katlacan m sylemek istiyorsun?" Minos bu


dnceden pek holanmamt.
On drt gen kz ve delikanly Girit'e getirmek zere gemilerini iki kez Atina'ya
yollamt. Bu genler dokuz yllk bir evrim sonras Byk Ana'nn
kutsanmlarndan oluyor ve ona hizmet ediyorlard. Bunlar Attika yanmadasmn iyi
niyet garantisi olarak Girit'e verdii rehineler miydi, yoksa ok eski bir bilgiye vakf
ol110
ma mutluluuna nail olan sekinler miydi? Bu konuda Atina ve Girit'te birbirine
tamamen zt grler hkimdi. Fakat en byk olu Androgeus'u Attika
topraklarnda yitirmi olan Minos, erkekler ehrinden kadnlar adasna
deyebilecekleri en byk kan bedelini talep ediyordu: en iyi ailelerin toplam on
drt kz ve erkek ocuu.
"Rahibeler onu sradan ocuklarla ayn gruba dahil etmemize asla izin vermezler"
dedi Aiakos. Terlemeye balamt. Bu sadece Minos asndan zor bir konu deildi.
"yi ama evrim oktan balad bile!"
"Asterios gerekten grnd gibi biriyse, eitim srecini epeyce hzlandrmamz
mmkn olabilir. Onu Merope'nin yetitirmi olduunu unutma!"
O, senin dndnden ok daha fazla bizden biri, diye geirdi iinden Aiakos.
Duyup renebileceinden ok daha fazla!
Minos kafasna ar bir darbe yemi gibi sersemlemiti. "Mirt-ho ve benzerlerinden
yeterince ekiyoruz zaten. imdi bir de Mero-pe gemiten gelen bir kbus gibi
kt zerimize! Bu aptal rahibeler her trl yenilie iddetle kar kyorlar, oysa
sz konusu olan Girit'in gelecei!"
"ite bu yzden sekin genlerimizin eitimleri zerinde mmkn olduunca sz
sahibi olmalyz" dedi Aiakos. "Ayaklanmamz o zaman baarszla uramt. Oysa
fikirlerimize ve planlarmza imdi her zamankinden daha fazla ihtiya duyuluyor.
Sen ve ben; ikimiz ne yaplmas gerektiini iyi biliyoruz!"
"Zaman deiti ve deimeye devam edecek" diye destekledi onu Minos heyecanla.
"ite tam da bu nedenle o delikanlya ihtiyacmz var" dedi Aiakos ciddi bir sesle.
"Hi kimse bize onun kadar yararl olamaz."
Minos ona pheyle bakt. "Benimle aaya gel, sana gstermek istediim baz

eyler var!" dedi sonunda.


Birlikte sarayn yapm devam eden blmn terk ederek, stunlarla ssl
koridorlardan ve geni bir i avludan getiler ve sarayn idari ksmna ulatlar. Bir
kat aada depolar bulunuyordu. Minos mee aacndan yaplma kapy at ve
arkadan ieri buyur etti. Dar pencerelerden ieri den solgun k huzmeleri,
etraf
111
yle byle aydnlatyordu. Duvar diplerine insan boyunda pit-toi'ler ift sra
halinde dizilmiti, odalarn ortalarnda ise yan yana duran yzlerce ta kap gze
arpyordu.
"Al sana Girit'in zenginlii!" dedi Minos alayl bir sesle. "Tam rahibelerin arzu ettii
gibi: Buday, ya, arap ve dier gda maddeleri. Yzyllardan bu yana bu ekilde
toplanp biriktiriliyor! Fakat artk depolanmz ylda iki kez doldurmann ve
denizlerdeki stnlmze gvenmenin hibir anlam yok. Deniz artk eskisi gibi
emniyetli deil ve Atinallarn karayoluna hkmetmekle yetinmeyecekleri gnler pek
yakndr. Eer ticari ilikilerimizde istikrar acilen salayamazsak, kudretimiz ve
refahmz ok ksa bir sre sonra tarih olacak."
"Haklsn ve ben de bunun farkndaym." Aiakos farknda olmadan elini Minos'un
kolunun zerine koymutu. "Bunu biz biliyoruz ve belki birka kii daha. Fakat
kadnlarn egemenliine nihai darbeyi indirmek iin -henz- pek az bir say." Sesi
keskinle-miti. "Harekete gemeliyiz Minos! Bu delikanlnn bize faydas olabilir.
Asterios'u korumam altna alacam ve onu davamz iin yetitireceim, erkeklere
ait olacak bir gelecek iin. Eer o gerekten de beklenen 'Kurtarc' ise, neden bize
deil de, kadnlara ait olsun?"
Minos uzun bir sre konumad. "Ya ben onu grmeye kaa-namyorsam?" diye
sordu sonunda alak sesle.
Aiakos verecei cevabn ne denli byk bir nem tadn iyi biliyordu. "Senin ne
kadar uzak grl ve msamahakr olduunu biliyorum. Senden beklenildii gibi
davranacana da eminim" diye karlk verdi. "Kskanlk ve intikam gibi anlamsz
duygularn, senin gibi imdiye dek grlmemi cesamette binalar yaptran,
madencilii ve bronz dkmcln gelitiren bir adam yolundan
alkoyamayacan biliyorum. Unutma ki, bu ocuk sayesinde gelecei eline
geireceksin!"
"Kendinden ne kadar da eminsin!" dedi Minos pheyle. Depolarn kapsn ardndan
kilitlemiti ve tekrar sarayn bat kanadna doru yol almaya balamlard.

"nk hakl olduumu biliyorum!"


112
Yksek sesler, tekerlek gcrtlar ve iniltili grltler konumalarn bld. Minos
korkuluktan eilerek aa bakt. Tekrar Ai-alcos'a dndnde surat ifadesi
deimemiti, fakat gzlerinin ii glyordu. "Fenike'den beklediimiz byk kalay
yk! Daidalos bir aydan beri bu gn bekliyordu. Nihayet deneylerine balayabilir
artk!"
"Aadakilerin bana dikilip ayaklarna ba olduuna eminim!" diye dalga geti
Aiakos. "Ona braksalar her kleyi kendi elleriyle tek tek tar iliine."
"Bakyorum ondan hl holanmyorsun" dedi Minos. "Halbuki bizim iin son derece
nemli bir adam. zellikle de iddia ettikleri doruysa: Sylediine gre kalay ile
bakr alamndan elde edilen bronz, arsenik veya kurun alamlarndan ok daha
dayankl ve sert oluyormu."
"Ben ona gvenmiyorum" diye karlk verdi Aiakos alacak bir sertlikle. "Olu
karos gerek bir Giritli. Fakat Daidalos aradan geen tm yllara ramen hl bir
Atinal."
"ayet dediklerini yapmay baarrsa, benim gzmde birok Giriiden ok daha
fazla deer kazanr. imdiki denemeleri sadece bir gei evresi. Tallaia dalarndaki
zavall bakr madenlerimizi unut artk! Arzuladm eyin gerekte ne olduunu
biliyorsun, deil mi?"
Aiakos evet anlamnda ban sallad.
"Evet, biliyorsun! Gkten gelen kara atei istiyorum. Demiri eritmek ve ilemek Girit'in gelecei ite bunda yatyor! Demir kllarla tm dmanlarmz glerek
karlayabiliriz."
"Bir erkein tanrann rahibi olmasna izin veremeyiz!" Jesa'nn sesi n n
tyordu. "Asla!"
Pasiphae'nin istei zerine rahibeler Kutsal Koru'da toplanmt. Her yatan otuz
kadn ve birka rahibe aday, ellerinde mealelerle bir ember oluturmutu. Phaidra
merakl baklarla onlan teker teker szyordu. lk kez olarak anasnn yannda
Bilge Kadnlar'm bir gece toplantsna katlmasna izin verilmiti. Zaten artk vakti de
gelmiti; yaknda adet grmeye balayacakt ne de ol113

sa. Ondan sonra kopmaz balarla tanraya balanacak ve bu balar zaman iinde
daha da sklaacakt. Pasiphae'nin en gen kz olarak sadece tahtn deil, ayn
zamanda barahibelik makamnn da varisi oluyordu.
"Asterios kehanetin bize geleceini bildirdii kiidir" diye karlk verdi Mirtho
sknetini bozmadan. "Sizin de gayet iyi bildiiniz gibi kehanet bunu bir kez deil,
pek ok kere bildirdi. Bir-gn o da bizim yaptmz gibi tanraya hizmet edecek."
"Fakat o bir erkek!" diye itiraz etti Eudore. "Ona etek bile giydirsen, cinsiyetini
deitirmen mmkn deil!"
"Onu kardeim Merope'nin byttn unutmayn! Onu sradan bir erkek olarak
m yetitirdiini sanyorsunuz?"
"Etek falan giymeyecek" dedi Pasiphae. "O Kutsal Evliliin tohumundan olma,
dolaysyla da onun olu!"
"yi ama her eye ramen vcudu ayn vcut! Ne adet grdne, ne de
dourabildiine gre, dnm srecini nasl tamamlayacak ki?"
"Kutsanma yolunda o da yryecek" diye karlk verdi Pasiphae emredercesine.
"Hem de dierlerinden daha hzl olarak. Sonra da tanraya adanacak ve onun
hizmetine girecek. Kendi ellerimle yapacam bunu."
Kadnlarn birou Pasiphae'yi hl inanmayan ve gvenmeyen gzlerle szyordu.
"Bir zamanlar kocann balad ii imdi sen mi bitirmek istiyorsun?" Jesa kadnlarn
ortak korkusunu dile getirmiti. "Kadnlarn hkmranlna yumuak bir ekilde son
mu vereceksin? Erkeklerden bir tanesini bile rahip olarak aramza kabul edersek,
dierleri de hi vakit kaybetmeden devlet ilerinde sz sahibi olmak iin bizi
zorlamaya balayacaktr."
"Biz bir erkei deil, sadece Zambaklar Prensi'ni alyoruz aramza! Ve bu da onun
en doal hakkdr. Bizi sadece onun kurtarabileceini unutmayn! Byk Ana'nm
arzusunu yerine getirmek iin bana yardm etmenizi, beni desteklemenizi
istiyorum."
Kazanma. Dierlerinin suratndan okuyordu bunu. Kadnlarn tanrayla olan
anlamalar, her trl honutsuzluk ve fkeden daha kuvvetliydi.
114
"steini sadece imdilik kabul ettiler" dedi Mirtho beraber saraya dnerken. "Fakat
bir sre sonra bir araya gelecek ve hakllklarn ispatlamak iin yeni deliller bulmaya
alacaklar."

"Sen de ayn eyi yapsan iyi olur." Pasiphae durdu ve Phaid-ra'nn biraz
uzaklamasn bekledi. "Biz de ayn ekilde bir araya gelerek konumalyz - sen ve
ben" dedi alak sesle. Kalarnn arasndaki derin izgi, ne kadar asabi olduunu ele
veriyordu. "Akll kardein Merope de en ksa zamanda bize katlsa ok iyi olur.
Bunca yl kandrdnz beni! Bana gerek maksadnzn ne olduunu syler misin?"
"Merope ve ben de tanraya kutsal anlamayla balyz" dedi Mirtho sert bir sesle.
"Yaplmas gerekeni yaptk - tanrann adna. Girit'in gelecei senin duygularndan
daha nemlidir. Yoksa unuttun mu bunu kzm?"
Asterios gnlerden beri bo yere Ariadne'den bir haber, bir iaret bekliyordu. ine
dt sersemlikten kendisini ancak o kurtarabilirdi. Baka bir lemde yayordu
sanki, her ey ona uzak, bouk, yabanc geliyordu. Kuzey kanadnn tadilat
almalan henz sona ermedii iin, onu geici olarak sarayn gney kanadndaki
bir daireye yerletirmilerdi, i ie gemi iki odadan oluan daire ferah ve
aydnlkt, az sayda sekin mobilya ile denmiti.
Fakat Asterios'un gz ne duvardaki av sahnesi kabartmasn, ne de Pasiphae'nin
vakit geirmesi iin gnderdii mermer ve fil-diinden yaplma oyun masasn
gryordu. Kralienin kendisi iin dnd her eye alacak derecede az ilgi
gsteriyordu. Yemek yerken kardelerinin sorularna kaamak ve dalgn cevaplar
veriyor, neredeyse bir budala gibi davranyordu.
Yan kardelerinin hibirini kendisine yeterince yakn hissetmemiti. Deukalion
balangtaki yaknlama gayretinden imdilik vazgemi grnyordu, karanlk
suratl, iine kapank Katreus zaten ok az konuan bir yapya sahipti. O ve
kardelerin en k olan Glaukos, Asterios'a yaklamyor; onu sadece uzaktan
seyretmekle yetiniyorlard.
Asterios ise bunlann hibirinin farknda bile deildi. Fazla ko115 numak zorunda kalmad iin seviniyor ve ilk frsatta ortadan kaybolarak tekrar
odasma ekiliyordu. Saatler boyunca yataa yatyor, gzlerini tavana dikiyor ve
kafasn patlatrcasna dnyordu. le sca sona erdii zaman, bazen baheye
karak odasnn az ilerisindeki ulu narn glgesinde oturuyordu. Fakat burada,
scak otlarn zerinde otururken bile, kalbi huzur bulmuyordu.
Aniden kardei olan sevgilisinin akbeti hakknda birka kez birilerine soru sormaya
cesaret etmiti. Son derece dikkatli, son derece rkeke, nk kendisini ele
vermekten d patlyordu. Fakat rendii koca bir hiti. Deukalion ksa ve net bir
cevap vermiti: Ariadne kendisini iyi hissetmiyordu ve Mirtho'nun bakm altndayd.

Pasiphae'ye bir ey sormaya ise cesaret edemiyordu. nsann iine ileyen


baklaryla neler olup bittiini, Ariadne'ye kar neler hissettiini anlamasndan
korkuyordu. Ariadne'nin evresinde yksek ve almas imknsz bir sessizlik duvar
rlm gibiydi.
iinde yaknla benzer birtakm duygular uyandran tek insan ise, ona yardmc
olmaktan ok uzakt. karos onu narn altnda otururken grm ve yanna gelerek
sohbet etmeye balamt. Her eyden, sofradan, mzikten ve insanlardan uzakta
olduu bu anda, Asterios aslnda kendisini ne kadar yalnz hissettiini anlamt.
Soluk benizli, kara sal delikanlya minnetle cevap verdi ve bir sre sonra ona
cevabn almay gerekten arzulad tek soruyu yneltti.
"Ariadne mi? Sanrm onu epeydir grmedim." karos kalemle dzgn bir ekilde
izilmi kalarn hayretle yukar kaldrd. "dmanlar srasnda ar yorgunluktan
fenalatn sylemilerdi galiba! renmek istediklerini Mirtho'ya sorarsan iyi
edersin. Sarayda olup biten her eyi bir tek o bilir."
O zamandan beri Asterios bu delikanlya kar scak ve samimi duygular besliyordu.
Sarayn iinde karlatklar vakit, uzun uzun anlatt doa gzlemlerini sabrla
dinliyordu. Aratrma merak ona babas Daidalos'tan gemiti. Her ne kadar babas
mimarla ve metalbilime daha fazla ilgi gsteriyorsa da, eilimi yaayan doadan
yanayd. Her aa ve her bitki tr zerine bilgi sahibiydi, adaya has hayvanlarn
tmn inceliyor ve snflandryordu.
116
kt aratrma gezilerinden eitli ganimetlerle dnyordu her defasnda; renkli
tyler, bir para ylan derisi, metal gibi parlayan atlam ku yumurtalar.
Bceklerin davranlarn seyretmekle veya bir kumulun ardna gizlenerek deniz
kaplumbaas yavrularnn yumurtalarndan kn izlemekle, saatler geirebilirdi.
Biraz burundan gelen tiz sesi ile anlattklar Asterios'u bylyor ve bir sre iin bile
olsa dertlerini unutmasn salyordu. Fakat bu elimsiz, hafif kamburumsu vcut
uzun koridorlardan birinde gzden kaybolduu anda, Asterios yeniden kendisini
yiyip bitirircesine dnmeye balyordu.
Uykusuzluu artk dayanlmayacak bir hal almt. Verandada geirdii st ste
uykusuz iki geceden sonra, Pasiphae onu aniden yanna artt. Kralie onu ilk defa
megaronuna anyordu, bu nedenle heyecandan nefes bile alamayacak haldeydi.
Sklgan bir tavrla kadn sze balayana dek gzlerini yere dikip oturdu. Pasiphae'nin zerinde teninin l l yanmasna neden olan toprak rengi bir elbise vard.
Olduka heyecanl grnyordu.
"nemli kararlar alma vakti geldi Asterios. Gelecein sz konusu. Aka grld
gibi Minos da bu konuyla yakndan ilgileniyor."

Gen bir kz gibi gld ve Asterios ilk kez olarak kralienin yznde Ariadne'yi
andran bir eyler grr gibi oldu. Elinde olmadan kaslmt. Pasiphae onun endieli
baklarn yanl deerlendirdi.
"Korkmana gerek yok olum! Yoksa seni onun ellerine teslim edeceim mi sandn?
Niyetinin ne olduunu imdilik bilmiyorum. Ama her halkrda ondan abuk
davranacaz."
"Ne olursa olsun, umurumda deil" diye mrldand Asterios. "Bazen buraya hi
gelmemi olmay diliyorum."
"Ne! Byle bir eyi dnemezsin bile!" diye bard Pasiphae fkeyle. "Bu tr
szleri senden bir daha asla iitmek istemiyorum." Kadn Asterios'un mutsuz yz
ifadesini grd ve bir anda yumuad. "Senin iin hi de kolay olmadn biliyorum.
Saray, bir ym insan, uyman gereken bir sr kural, imdiye kadar srd117
gnden bambaka bir hayat." Asterios'un bir ey demesine meydan vermeden,
hemen konumaya devam etti. "Fakat sana yardm etmemize izin vermen gerekiyor
Asterios! Benim ve kardelerinin yardmn geri evirip, mark bir ocuk gibi odana
kapanman dorusu sana hi yakmyor. Bir an nce kendini toparlamaya
balamann vakti geldi artk."
Asterios soran gzlerle bakt ona.
Pasiphae gizem dolu bir fsldamayla konumaya balad.
"Beni iyi dinle Asterios! Girit tehlikede. Byk bir tehlike! Ne olduunu henz tam
olarak bilemesem bile, yaklaan tehlikeyi tm varlmla hissediyorum. Merope sana
eski efsaneleri anlatt m?"
"Pek ounu" diye temkinli bir karlk verdi Asterios.
"O halde 'Zambaklar Prensi' hakkndaki kehaneti de bilirsin."
"Tehlike annda ortaya kaca ve aday yok olmaktan kurtaraca syleniyor.
Byk Ana'nn bir rahibi olmas gerek" diye sze balad biraz tereddt ederek.
"Evet, bir rahip!" diye szn kesti kralie. "Kutsal evlilik gecesinde, denizden
gelen Beyaz Boa ile barahibenin yaptklar baerkekV
Asterios tek kelime etmeden ona bakyordu.

"imdi anlyor musun olum?" dedi kralie sonra. Asterios, seim ans olmadn
biliyordu. "Kehanetin geleceini bildirdii adam sensin! Bilge Kadnlar senin
tanrann rahibi olarak kutsanman kararlatrdlar. Tanraya bu yce grevde
hizmet eden ilk erkek sen olacaksn! Bu nedenle mmkn olan en ksa zamanda
kutsanmlarn arasna katlman lazm. Adaylarn kutsanma srecinin oktan
baladn biliyorum, bu nedenle epey hzl yol alarak onlan yakalaman gerekecek.
Fakat bu Pasiphae'nin olu iin pek zor olmasa gerek, yle deil mi?"
Birka gn sonra dier adaylarla bir araya geldi. Toplam otuz kiiydiler. Bunlardan
on drd Atinal gen olan ve kzlard, dierleri ise Mallia'daki bir balang
dneminden sonra, ksmen Phais-tos'ta, ksmen de Knossos'ta eitim almaya
devam eden Giritli genlerdi. Asterios annesine bundan sonra da saraydaki
dairesinde
118
oturmasna izin vermesini rica etmiti. Aiakos ise bu zel muameleye iddetle kar
kmt. Kimsenin kiisel duygular yznden zel bir muamele grmesi taraftar
deildi. Ancak Pasiphae'nin araya girmesi sonucunda, istemeden de olsa bu duruma
ses karmad.
Yine de saraydaki gnlerinin sayl olduunu biliyordu Asteri-os. Bir sre sonra
kendisi de saray arazisinin dndaki alak binalarda, dier adaylarla beraber
yaamaya balayacakt. Ve o zaman Ariadne ile gizlice iliki kurmaya almas,
neredeyse imknsz bir hale gelecekti.
Adaylarn kutsanma yolu, ta eskilerden beri drt element arasndan geiyordu. Girit
inanna gre Byk Ana bu drt elementten yaradln btnln oluturmutu.
Her aday geleneksel usullere gre su, toprak, hava ve ate ile yzletiriliyordu.
idrakin drt basamana ulaan yolun hatlar ok kesin olarak belirlenmiti;
bunlardan herhangi bir biimde sapmak yasakt. Bir basamaktan dierine gei,
ancak uzun bir hazrlk srecinden sonra mmkn olabiliyordu. Genlerin tabi
tutulduklar ruhsal ve bedensel pratik, doann bu ok eski, kar konulmaz
kudretine yava ama emin admlarla ilerlemelerini salyordu.
Kzlar ve olanlar, o an srada olan elementle nasl baa kacaklarn da renmek
durumundaydlar elbette ki. Bunun iin de bol bol bedensel ve ruhsal egzersizler
yapmalar gerekiyordu. Aste-rios dierlerine aradan epey zaman getikten sonra
katld iin, olduka sk almas gerekiyordu. Bu nedenle Ariadne ile karlama
frsat kollayacak zaman bile bulamyordu artk.
Sabah yakarndan hemen sonra uzun bir yrye kyor, sonra da vcudunun
eviklii iin esneme-uzama egzersizleri yapyorlard. Bunu takip eden akrobasi

idman ise, genel olarak leye dek sryordu. leden sonralar adaylarn
kendilerine aitti, diledikleri gibi vakit geirebilirlerdi. Asterios leden sonralarn
zel retmenleri olan Kaptan Kephalos ve Paneb'e ayrmt. Yukar Msrl, otuz
yalarnda bir adam olan Paneb, gen yana ramen tecrbeli bir gemi yapmcs
olarak kendisini kabul ettirmiti.
Dierleri yzmeye veya yelken kullanmaya giderken, Asterios tm vaktini eitli
denizci dmlerini birbirinden ayrt etmeye
119
ff
almakla, bir Kymbe veya zarif bir Gaulos iin hangi aalarn tahtalarnn
kullanlmas gerektiini renmekle geiriyordu. Gemicilik ilminin, hava rasadnn ve
haritacln yan sra, dmencilik ve gkbilimi dersleri de alyordu. Merope ona daha
nce yldz kmelerinin biim ve isimlerini retmiti; imdi yapt bunlar tekrar
edip hatrlamaktan ibaretti.
Bir sre sonra grd teorik eitim, pratik uygulamalar ile desteklenmeye balad.
Paneb onu sk sk kraliyet filosunun yaz aylarnda demirledii Kommos'a
gtryordu. Girit'in en nemli tersanelerinden birka da orada bulunuyordu.
Adann gney kesiminde baka hibir ehir bu kadar korunakl koylara sahip deildi.
Byk liman, ehirle ayn ismi tayan rman denize dkld yere kurulmutu.
Kuru havuzlara ekilerek bakm ve onarmlar yaplan gemilerin mrettebat, bu
arada ime sularn tazeleme frsat buluyordu.
Asterios ilk olarak iki direkli bir yelkenlinin gvdesinin hangi aamalardan geerek
o zarif biimini aldn hayretler iinde seyretti. Olaya biraz altktan sonra ise, bir
grup marangozun yannda alarak, geminin kaplamalarnn nasl yapldn ve
yerine nasl takldn rendi.
Sedir kalaslar, tahta yongalar, baltalar, testereler, kemik tutkal ve ot demetleri
arasnda geen gnler uzun ve yorucuydu, fakat Asterios memnundu. Ustalar ve
iiler arasnda kendisini sarayda olduundan ok daha iyi hissediyordu, yetenei
sayesinde ksa srede kendisini herkese sevdirmiti. retmenleri de onun
gsterdii ilerlemeden gurur duyuyordu ve Pasiphae her frsatta olunun durumu
hakknda bilgi almay hi ihmal etmiyordu.
Minos bile Asterios'a kar zel bir ilgi gstermeye balamt ve sk sk dersin tam
ortasnda kp geliyordu. Kraln delici baklarnn altnda Asterios kendisini olduka
rahatsz hissediyordu. Fakat Minos ona anlalmaz bir ekilde dosta davranmaya
balamt, hatta bazen aniden sorduu sorulara verdii zekice cevaplar karsnda
memnuniyetini gizlemeye bile gerek grmyordu.

istisnalar dnda akamlan Byk Ana'ya yakarmak iin ayrlmt. Kzlar ve


erkekler ykandktan ve temiz keten elbiseler
120
giydikten sonra, karanlk basarken fltlerin ve davullarn mzii eliinde ak
havada toplanyorlard. Birka kere bizzat Pasiphae gtrmt onlar Kutsal
Koru'ya, fakat bu grevi genellikle iki gen rahibe stleniyordu.
Kzlar ve erkekler, nceleri birbirinden ayr olan, fakat sonralar giderek yaklaan
ve sonunda kurdele biimini alarak i ie geen iki ember oluturuyorlard.
Vcutlarn balangtaki uyumlu ve dzenli salntlar, zaman ilerledike
sertleiyordu. Giderek hzlanan mzikten- tahrik olan vcutlar birbirinden ayrlyor
ve herkes kendi ritmini buluyordu. Kollar havada daireler iziyor, ayaklar sert
hareketlerle yere vuruyordu. Bazlar kendi eksenlerinde topa gibi dnerken,
bazlar cokulu sramalarla dans ediyordu.
Bir sre sonra ise mzik susuyor ve adaylar yere uzanyordu. Nefesleri biraz
dzene girdikten ve ince elbiselerinin altndan gn boyu gnein scakln
depolam topran ssn hissettikten sonra, ilerinden biri yksek sesle yakarmaya
balyordu.
Sra ilk kez olarak Asterios'a geldii zaman, kutsal szckleri sylemekte epey
zorlanmt. Merope ona ocukluundan beri yce tanraya korkuyla kark bir
sayg beslemesini retmiti. Bu nedenle genellikle iinden yakaryordu ona, ya da
anal yann-dayken ok alak bir sesle. Oysa imdi brlerinin nnde yksek
sesle yakarmas gerekiyordu. Ortalk o kadar sessizdi ki, kendi kalbinin atlarm
iitiyor ve bu atlar ona byk bir davulun gmle-mesi gibi geliyordu.
"Binler ve binlerce ismin anas" diye yakarmaya balad du-raksayarak, "her eyin
kayna byk dourgan! Sen lmllerin kavrayabileceinden ok telerdesin. Sen
kainatn efendisisin, gemiin, bugnn ve gelecein birletii dmsn. Selam
olsun sana, maddede ve manada iki kez sakl olan tanra! Sen arklarn ve
danslarn anassn, yaamn kaynasn. Gk grltsnn, yamurun ve rmaklarn
yaratcssn. Vadilerin iinden dereler aktan sensin. Tarlalardaki hayvanlar senin
suyunu iiyor ve gkyznn altnda uuan kular senin suyunun yannda
oturuyor. Sen dnyann ve byk kardelerimiz olan talarn anassn!"
Kutsal Koru artk iyice karanla gmlmt. Yakarmaya ara
121 .
vererek gzlerini atnda, etrafndakilerin neredeyse toprakla tamamen

btnlemi olduklarn grd.


"Sen aalarn, hayvanlarn ve tm insanlarn anassn" diye devam etti biraz daha
sakin bir sesle. "Dalarn kutsal anas, varolan her eyi yaratan rahminle kucakla
bizi. Srlarn bize ifa et! Sana kk salmamza izin ver! Her zaman bolluk ve bereket
iinde olmas iin topraa kutsaman bahet!"
Uzun sre her ey sessiz kald. Sonra adaylar yava yava dorulmaya baladlar.
Bir sre sonra hep birlikte dn yoluna koyuldular.
Asterios saraya gizlice geri dnmek iin eline geen frsat deerlendirdi.
Yakarnn szleri hl kulaklarnda nlyordu, fakat bunlar onu rahatlatmyor,
aksine ruhuna sknt veriyordu. Her yerde hazr ve nazr olan tanrann karsnda
kendisini ok gsz ve her zamankinden daha cesaretsiz hissediyordu. mitsizce
Ariadne'yi dnyor ve bulumalarn gznn nne getirmeye alyordu. Fakat
tm grd bulank ve belirsiz bir hayalden baka bir ey deildi.
Ertesi gn, saray halk le uykusuna ekilmiken, Mirtho'y aramaya koyuldu.
Onu kuzey kanadndaki dairesinde bulamad iin, bir de gney kanadndaki
tapnaa gz atmaya karar verdi. Fakat birbiriyle balantl salonda hi kimse
yoktu. Pencerelerin nndeki mavi renkli ince tller, ierisinin bulank mavi bir a
boulmasna neden oluyordu.
Krmz tatan yaplma sunak tana, koyu renkli tahta kalaslara ve sadece dini
ayinlerde alan kutsal mahfazann ifte kapsna uzun uzun bakt. Grne gre o
sabah bir ayin dzenlenmiti. Buhurdanlktan hl hafif bir ard kokusu
ykseliyordu.
Hayal krklna urayarak kutsal mekn terk etti ve merdivenlerden Piano
nobile'ye kmaya balad. Kulana birtakm sesler geliyordu. Asterios bir sre bu
sesleri dinledikten sonra, tiyatronun bulunduu avlunun en st basamana kt.
Ta aada, dimdik inen oturma yerleriyle birleen yarm dairenin iinde, Mirtho
duruyordu. Koyu renkli giysisi, avlunun bem122
beyaz talaryla iddetli bir tezat tekil ediyordu. Yava yava ona doru inmeye
balad. Ona iyice yaklat zaman, salarnn ortadan ikiye ayrldn ve incecik
rgler halinde rldn grd; lolak memelerinde ise gm spiraller
sallanyordu. Koyu renkli, neredeyse kapkara denebilecek gzleriyle, kmldamadan
ve konumadan Asterios'a bakyordu.
"Sen benim son umudumsun" dedi Asterios alak bir sesle. "Ikaros sana

bavurmam syledi. Ariadne'nin nasl olduunu renmem lazm artk."


Mitho'nun kl bile kprdamad. "Ariadne hasta. Kimsenin onunla grmesine izin
veremem. Sen de dahil. Syleyebileceklerimin hepsi bu kadar."
"Olup bitenleri buseydin fikrini deitirirdin herhalde" kelimeleri kt delikanlnn
azndan. Buradan kap gitmekle ona her eyi anlatma istei arasnda gidip
geliyordu.
"Her eyi biliyorum."
Asterios aknlkla kadna bakt.
"Her eyi biliyorum" diye tekrarlad Mirtho. "Her eyin geliini grdm. Hatta
bundan da fazla, tm hikyeyi en batan biliyorum. Selam sana Asterios, kz
kardeim Merope'nin olu!" Kuvvetli kollaryla delikanly kucaklad. Bir sre sonra
onu tekrar brakt. "Doduun zaman ben de yanndaydm."
Asterios yava yava kadnn sylediklerini anlamaya balamt. Anlatt kendi
hikayesiydi.
"Kraln katillerini atlatmak iin dalarn tepelerinde uzanan yolu kullandk. Bizi
kurtarabilecek tek bir insan vard: Kz kardeim Merope! Fakat doum sanclan
vaktinden nce balad."
Asterios hzl hzl nefes almaya balad, ehresi karmakark olmutu. Arkasn
dnerek iki elini vcuduna bastrd. Vcudu aniden bzlmt sanki, sonra birden
her taraf kaplamak istercesine imeye balad.
Ve dnceleri takn hayaller rma arasnda yitip gitti.
iddetli bir kaslma neredeyse vcudunu yrtacakt. Ata binemiyor-du artk, hatta
oturacak durumda bile deildi. Birden bacaklarnn
123
aras srlsklam oldu. Sanclar imdi dalga dalga geliyordu. Dayanamayarak
srtst yere yld ve sert topran zerinde iddetle kaslmaya balad.
Ona sonsuzluk kadar uzun gelen bir sreden sonra ocuk domutu. Artk sadece
endieli kadn sesleri iitiyordu. Ve Pasip-hae bilincini yitirdi...
Asterios alyordu.

"Grebiliyorsun" dedi Mirtho heyecanla ve ona glmsedi. "Biliyordum; sen


kehanet yeteneine sahipsin!"
"Bilmiyorum" diye fsldad Asterios.
"Evet!" Zafer dolu bir tavrla sesini ykseltti. "Gryorsun! Byk Ana'nn sana
ykledii grev bu ite!"
"Hayr!" diye nlad tiz l bombo yarm dairede. "Hayr! Ben deil!"'
"Asterios, tanrann ve denizden gelen Beyaz Boa'nn olu, sen kehanet
yeteneine sahipsin! Tanra ltfederek sana bu yetenei bahetmi ve sen hl
Ariadne'nin kardein olduunu kabul etmek istemiyorsun."
"Bilmiyordum... Nereden bilebilirdim ki!" diye itiraz etmeye yeltendi.
Beyaz bir imek, kamaan gzlerini bir an iin kapad, sonra tekrar at.
Her taraf zifiri karanlkt.
"Ulu tanra, kr oldum!" Byk bir korkuyla tutunacak bir yer bulmak iin kollarn
etrafa savurmaya balad.
"Kendini susuz hissediyorsan, susuzsundur; fakat yasalar inediine
inanyorsan, sulusundur" diyordu Mirtho'nun ok uzaklardan gelen sesi. "Kendine
eziyet etmekten vazge artk. Senin kaderin ulu tanra tarafndan oktan izilmi.
Yaayacan ulvi hayat dnerek mutlu ol! Sana verilen grevi kabul et!"
Mirtho'nun parmaklan efkatle kalarnn arasna dokundu.
"imdilik seni fazla cesaretlendiremeyeceim" diye mrldand onu teskin etmek
istercesine. "Daha nce hibir erkee layk grlmeyen vazifeler yklendi sana. Pek
yaknda gcn ylesine b124
yyecek ki, ben bile sana ancak hizmet edebileceim. nk sen sadece ve sadece
ulu tanraya hizmet edeceksin. Kehanetin de birok kere syledii gibi, tanra
hepimizin kaderini senin ellerine teslim edecek. Sadece onun adna hareket
edeceksin. Seni byten jaz kardeimin olu, ne mutlu sana! Emzirdiim kadnn
olu, ne mutlu sana!"
Parmaklarnn dokunduu nokta snmaya balamt. Asterios'un bandan giderek
mavileen mor nlar dalga dalga etrafa yaylyordu.

"Uyank ol Asterios" dedi Mirtho alak sesle. "Kendini tan."


Sonra ellerini geri ekti.
Asterios'un gzlerinin nnde beyaz bir gen belirmiti. Korku ve dehetin
kendisinden uzaklatn hissediyordu.
"Gzlerini a!"
Asterios denileni yapt. Artk aydnl karanlktan ayrt edebiliyor, cisimlerin
hatlarn seebiliyordu.
"Sahip olduun yetenein ne olduunu rendin artk" dedi Mirtho ciddi bir sesle.
"imdi sra onu doru kullanmay renmekte."
O akam Phaidra'nn on ikinci ya gn kutlanacakt. Tm ailenin katld bu tren,
Asterios iin katlanlmaz bir ikenceydi, ilk defa yetikin bir kadn gibi kvrml etek
ve dar korse giymi olan gen kz, heyecandan yerinde duramyordu. Mzik almaya
balar balamaz olduu yerde hoplayp zplamaya balamt, sabrszlkla
Pasiphae'nin dansa balama iareti vermesini bekliyordu.
Asterios, kralienin Minos'la beraber halka oyununu amasn bekledi. Phaidra'nn
arzusu zerine ya gnne davet edilen birok aday byk salona ayak basar
basmaz, meydana gelen karkl frsat bilerek kimselere fark ettirmeden oradan
svt.
Gneye doru at srerken vakit gece yarsn oktan amt. Denize gitmek
istiyordu. Ariadne'yi ilk kez grm olduu yere.
afak skmeden nce kk koya ulat ve yakndaki dereden atma su iirdi.
Birka hafta ncesine gre derenin suyu olduka azalmt. Sonra bir zakkum
aacnn altna uzand ve deliksiz bir uykuya dald.
125 .
Uyand zaman neredeyse le olmutu. Usuz bucaksz deniz nnde uzanyordu,
kylarda ak yeil, ilerilerde koyu mavi. Sert topran zerinde yatmaktan dolay
her taraf tutulmutu. Glkle gmleini ve nln kartarak suya dald. Uzun
bir sre yzd. Dalgalarn vcudunu tamasn hissetmekten zevk alyor, diliyle
dudaklarmdaki tuzlu suyu yalyordu. Vcudu tm arlm yitirmiti, iinde
bulunduu elementle btnlemi gibiydi. Gzlerini aarak altndaki dipsiz mavilie
ve dalgalarda ak san bir daire gibi parlayan gnee bakt.

Birden kalasnda bir dokunu hissetti. gdsel olarak irkil-miti. Aniden sular
yanld ve tam yan banda bir yunusun gm renkli gvdesi belirdi. Asterios'un
neler olup bittiini tam olarak kavramasna frsat kalmadan, hayvan gzden yitip
gitti.
Fakat tekrar geri geldi. Przl hissi uyandran az ile, oyun oynar gibi Asterios'un
dizine hafif hafif defalarca vurdu ve baldr-lanna srtnd. Sonra suyun yzeyine
karak, delikanldan bir ka-n uzakta yzmeye balad. Sonra tekrar yok oldu. Bir
an sonra ise, geni bir kavisle Asterios'un zerinden muhteem bir ekilde srad ve
aprtyla suya dt.
Yunus tekrar su yzne karak, delikanlnn etrafnda giderek daralan emberler
izmeye balad, sonunda da omzunu burnuyla drtkledi. Asterios elini uzatt ve
hayvana dokundu. Derisi parlak ve przszd; onu yavaa okad. Hayvan onu
bir kez daha drtkleyince sanki ryadaym gibi onun ne sylemek istediini anlad
ve yunusa sk sk tutundu. Birlikte dalgalan yararak ilerlemeye baladlar; Asterios
bu zahmetsiz yolculuktan byk bir haz duyuyordu.
kisi arasnda ayn gayn yoktu artk. Hayvann przsz vcuduyla birletii anda,
suyun muazzam gcnn vcuduna dolduunu hissetti. ine dolan her dalga eskiyi
silip gtryor, yeni bir yaam iin yer ayordu. Kapal gzlerle gnein etkisiyle
suyun buharlaarak gkyzne kmasn, bulut haline dnerek aa yamasn
ve nehirler halinde dalardan akarak tekrar denize kavumasn izliyordu. Btn
yaam biimlerini iine alan ebedi deveran kavnyor ve kendisinin de tm
yaayanlara bir paras olduunu
126
hissediyordu. inde phe ve inkrdan eser bile kalmamt artk; snrsz bir
ekilde teslim olmu ve grevini koulsuz olarak kabul etmiti.
Yunus yava yava ondan uzaklap derinlerde gzden kaybolduu zaman, Asterios
olmas gerekenlerin olmasna izin vermeye hazrd artk...
TOPRAK
Akakallis salkl bir kz ocuu dourmutu. Mutlu haber Phais-tos saraynda
cokulu enliklerle kutland ve adadaki rahibelerin tm sunu trenleri, meale
alaylar ve kran yakarlar dzenleyerek tanraya hamdsena ettiler. Kehanet
onlara kk kza Dind-yme adn vermelerini bildirmiti ve bylece ocuk dalarn
Byk Ana'sna adanm oluyordu.
Doumdan hemen sonra Pasiphae ve dier aile fertleri lousa yatann bana
toplanarak, daha imdiden kapkara salara sahip olan kk, krmz bebei

seyrettiler. Ariadne bile ksa bir sre iin kz kardeini ziyaret ederek iyi dileklerini
bildirdi, fakat hemen sonra izin isteyerek oradan ayrld. Allmadk derecede
suskun olmasna ramen, iyi olduunu sylyordu. Ailenin dier fertleri gelmeden
tekrar ortalktan kaybolmutu bile.
Herkes bebek iin hediye olarak zel bir tlsm getirmiti: inci taneleri, deniz
kabuklar, zel biimli akl talar, amber veya boyal deri paracklar. Yeni domu
bebein boynundaki deri ipin ucunda sallanan ve tad ismin koruyucu etkisini
artrmas beklenen altn mhr ise, Minos'un hediyesiydi.
Doum olduka zor olmutu ve neredeyse btn gn srmt. Fakat Mirtho
bunun byle olacan bildii iin hazrlklyd. Daha haftalar ncesinden ocuun
ana rahmindeki duruunu deitirmek iin uzun uzun masaj yapm, fakat olumlu
bir sonu elde edememiti. Yine de iki ebenin de yardmyla ters gelen ocuu
salkl bir ekilde dourtmay baarmt.
127 .
Akakallis ise olduka fazla kan kaybetmiti, solgun ye yorgun bir grn vard.
Yatak istirahat ve iltihaplanmay nleyici da ilei yapra ay, gcn
toparlamasnda ona yardmc olacakt. Yine de ocuunu kendisi emzirmek istemu.
Gsten ananda-ki oval ta stun atasn dzenliyordu, Dindyme ise dikkat
ekecek kadar itahl bir bebekti.
Anayla ocuk birbirleriyle o kadar meguldler ki, gen babann elinden onlan
uzaktan seyretmekten baka bir ey gelmiyordu. Geri ikstos zengin ve soylu bir
aileye mensuptu, fakat ekingen mizac, onun karnnn yannda glgede kalmasna
neden oluyordu. Aile efrad arasna o kadar gze batmayacak bir ekilde karmt
ki, kendisini tanmayan birisi onu rahatlkla Pasphae ile Mnos un oullanndan birisi
sanabilirdi. O da Akakallis kadar ince yaphve kL salyd; karsn ta ocukluundan
bu yana tanyordu Aka-kallis'in kardeleri e de uzun sredir arkadalk yapyordu
Fakat son yllarda zellikle Deukalion ile samimiyeti olduka ilerlemiti, nk
kendine olan gveni yznden ona buyuk bir sayg besl^Asterios pratiklerine sadece ksa bir sre ara vermiti Fakat yeni doan bebekle
annesi arasndaki duygusal iliki onu huzun-lendirmf ve kendi ocukluu ile ilgili
anlarn iine dalp gitmesine neden olmutu. Hatta Merope'nin srd amber
kokusunu bile odann iinde hisseder olmutu. Oradan aynlablmek iin geerli bir
mazeret bulduuna sevinmiyor da deildi bu arada.
Boa dansndan nceki son gnlerde Aiakos idmanlar sklatrmt ve
rettiklerinin harfiyen yerine getirilmesini istiyordu. Adaylar, karlanna kacak
olan hayvanlarn eviklii ve davran biimleri hakknda fikir sahibi olmak iin, uzun
sre danalar zerinde altrma yapmlard. Fakat adm adm yaplan bu

altrmalar, gruptakilerin hepsi iin uygun bir tempoda deildi anlalan. nk


gerek bir boayla kar karya gelme fikri, hala birounun kann donduruyordu.
Elbette ki Asterios bunlarn arasnda deildi. Bu lgn oyun onu ilk grd andan
itibaren bylemiti. Kumla kap arenaya kp, boann srtnda denemesini o
kadar ok yap atlay gerekletirecei an sabrszlkla bekliyordu.
128
"Onlara o kadar ok benziyorsun ki..." demiti ona karos bir keresinde. Akamn
alacakaranlnda ahrlarn etrafnda dolanp, iki gen boann oyun olsun diye
yaptklar kavgay seyrediyorlard Aralarnda sessiz bir dostluk kurulmutu, karos'un
idmanlar izlemeye gelmesi Asterios'u ok sevindiriyordu. Fakat arkadann
syledikleri bazen kendisini rahatsz etmiyor da deildi. "Sahip olduklar korkun
dnyevi g, sanki senin iinde de sakl"
Asterios aknlkla szmt onu. Phaistos'ta ona bu tr eyler syleyen tek insan
karos'tu. "Hatta senin iinde ok daha fazla eyler de var, bunu gayet iyi
hissediyorum" diye eklemiti sonra arkada. "Sen tanrsal bir gce sahipsin. Ve bu
tanrsal g, dnyevi gle birlemi, bylece onu alt etmek istiyor." Sonra, sanki
sakl kalmas gereken srlar ifa etmiesine, mahcup bir tavrla glmsedi.
"Boyumdan byk szler syledim, deil mi? Fakat yine de yarn kara bir boann
srtna oturduun zaman, iindeki gcn nasl davranacan ok merak ediyorum
dorusu! Yere pek yumuak olmayan bir ini yaparsan armayacam
sylemeliyim."
Fakat syledikleri gereklemedi. Asterios ilk defa kara bir boann srtna oturduu
zaman, hayvan zerinde alacak bir hakimiyet kurmay baard. Dierleri bu ilk
denemeyi dikkatle izliyor ve hayvann srtndan dmesini bo yere bekliyorlard.
Boay kuvvetli bacaklar ile ynlendiriyor, hayvann kendisini ani k atmalar ve
zplamalar ile alaa etmesine frsat vermiyordu.
Salto atmak da onun iin ocuk oyunu kadar kolay olmutu. Yan yana konulmu
birok engelin zerinden hi zorlanmadan atlamay baanyordu ve ksa zamanda
grubun en iyilerinden biri olup kmt. rencisinin yeteneine hayran kald her
halinden belli olan Aiakos, yine de onu ve dierlerini srekli olarak aptalca
kahramanlk gsterileri yapmamalar iin uyaryordu.
"Birka yksek engelin zerinden atlamak baka bir ey" diyordu akam
yemeinden sonra ak havada toplandklarnda, "zerinize doru drtnala gelen
azgn bir boann zerinden atlamak apayr bir eydir. Korkmayn, fakat zerinize
gelen gce gereken saygy gsterin. Bu szm zellikle teknikleri konusunda artk
fazla aba gstermek zorunda kalmadklarn dnenler iin."

129
Asterios retmeninin baklarn zerinde hissedince, ban ne emiti.
retmeninden holanmasna ramen, ilikileri en bandan itibaren biraz sorunlu
olmutu. Aiakos nceleri ona yaplan zel muameleden honut deildi, Asterios
dier adaylarn kald basit binalardan birine tanmasna ramen aralarndaki
gerilim tam olarak ortadan kalkmamt.
Kzlar ve erkekler iin ayr ayr binalar vard; Asterios saraya en yakn olanlardan
birine yerlemiti ve Bitias ile ayn oday paylayordu. Adaylarn en genci olan
elimsiz yapl, sansn Atinal, bir keresinde biraz utanarak da olsa, hl mitle
bymeyi beklediini sylemiti Asterios'a. Ksa bacaklar yznden hzl komakta
olduka zorlanyordu ve Aiakos'un srekli uyarmak zorunda kald cambazlarn en
banda geliyordu.
"Ne yapaym, yeteneksizim ite" diye szlanyordu tm idman boyunca ve zgn bir
srtmayla bembeyaz dilerini gzler nne seriyordu. Hafif yumru kk burnu ve
saman sars salar ile, gerekten de saf ve ocuksu bir grn vard. Sesi de bir
ocuk sesi gibi ince kalmt, arkadalar onunla bu yzden de sk sk alay
ediyorlard. "Ne kadar alrsam alaym, asla baaramayacam ok iyi
biliyorum!"
Baarsz olduu her hareket sonras Aiakos onu balang noktasna geri
gnderiyor ve bir kez daha denemesi iin tevik ediyordu. Bitias ise gerilerek hz
alyor ve bu defasnda yan yana dizilmi aa ktklerinin zerinden gzel bir salto
atmay baaryor, fakat yere derken frtnaya tutulmu bir yaprak gibi
sallanyordu.
Aiakos ise asla memnun olmuyordu. "Dizlerin daha yumuak olmal!" diye kzyordu
ona. "Cilalanm bir kalas kadar sertsin! abuk, bir kez daha dene! Sizler ne
duruyorsunuz? Sylediklerim hepiniz iin geerli! abuk, abuk, i bana!"
Boa dansndan bir gn nce her zamanki programda bir deiiklik olmutu. Ksa
bir sabah gezintisinden ve birka esneme-uzama egzersizinden sonra, Aiakos
adaylara akama kadar izin vermiti. Onlardan gn sknet iinde geirerek, yarn
yaayacaklar tecrbeye ruhen ve bedenen hazrlanmalarn istemiti.
130
Asterios geceyi kbuslar iinde geirmi ve sonra da durup (jinlenmeksizin
Ariadne'yi dnmt. Bitias ekingen bir sesle kendisiyle beraber yryp
yryemeyeceini sorduu zaman, buna olduka memnun oldu. Fazla uzaa
gitmediler. Eskiden Phais-tos'un en byk ime suyu deposundan biri olan kk bir
gln aysnda durdular. Artk byk bir su kemeri vastasyla saraya dalardan taze

kaynak suyu getirildii iin, burasna ihtiya kalmamt.


Sazlarn ve papirslerin arasnda oturdular nce bir sre. Sonra gne yakcln
arttrp s dayanlmaz bir hal alnca, kendilerine glge bir yer aramaya baladlar.
Bitias durup durup ona vatan olan Attika'dan bahsediyordu. Boa dansndan nceki
son gn, iindeki huzursuzluk onu her zamankinden daha konukan yapmt.
Asterios gzlerini kapad. Sel gibi akan kelimeler bir kulandan girip dierinden
kyordu, ta ki bir Atinal delikanlnn syledii bir ey dikkatini ekene kadar.
"ok uzun zamandr buradaym ve ailemi tekrar grene kadar da yllar geecek"
diye szlanyordu Bitias. "Hatta iimizden bazlar, kralienin buradan ayrlmamza
asla izin vermeyeceini bile sylyor."
"Burada olmak houna gitmiyor mu?" diye sordu Asterios ve ayn anda kendi
durumu aklna geldi. Kendisine de yeni yaamndan mutlu olup olmadn soran
olmamt. Acyla glmsedi. Herkes kendisinin nasl olsa her eye kuzu kuzu boyun
eeceini dnm olmalyd!
"Aslnda" diye sze balad Bitias ve rkek gzlerle ona bakt, "genel olarak Girit'te
bulunmak houma gidiyor. Fakat bazen dayanlmaz bir vatan hasreti yakp
kavuruyor iimi. zelikle moralim bozuk olduu zamanlar." Delikanl her an
alamaya balayacak gibi grnyordu.
"Boann srtndan atlamay baaracaksn, buna eminim" diye cesaretlendirmeye
alt onu Asterios.
"Sylemek istediim bu deil." Bitias zntyle ban sallad. "Bana ac veren,
ektiim yabanclk. Bulunduun yere ait olmamann nasl bir duygu olduunu hayal
bile edemezsin."
13}.TW
Edebilirim, diye geirdi iinden Asterios, aklna Merope gel-misti aniden. Hem de
sandndan da iyi...
Btn leden sonras o kadar az konutu ki, sonunda Bitias da ene almaktan
vazgeti. Akama doru, glgeler uzamaya baladnda, Aiakos rencilerini byk
salonda toplad. Beyaza boyanm mekn, mavi ve krmz renklere boyanm byk
ift Kalkanlarla sslenmiti. Adaylar bunlarn neyi temsil ettiklerini biliyordu:
tanrann kendilerine ok yakn olan glgesi. Ta zemin zerine bir ember
oluturacak biimde yastklar dizilmiti. Ortada ise azna kadar toprakla dolu oval

bir anak bulunuyordu.


Adaylarn yzlerinde derin bir heyecann izleri okunuyordu; hatta kzlardan ikisi
kendilerini btn gn hasta hissetmiti. Fakat Aiakos srarla onlarn da burada
olmalarn istemiti. Hafif solgun bir renkle dierlerinin arasnda oturuyorlard imdi.
rencilerinin oluturduu emberin tam ortasna oturan Aiakos, konumaya
balamadan nce onlar tek tek szd. Her zamankinden ok daha ciddiydi ve kaln
kalarnn altndaki gzleri kvlcmlar sayordu.
"Artk boa dans iin gereken artlara sahipsiniz. Kaslarnz idmanl, yeterince
hzlsnz ve atlay iin gerekli an tayin etmeyi rendiniz. Bu olayn maddi boyutu.
Dieri ve daha nemlisi ise, sk sk szn ettiim manevi boyut."
retmen, kenarlar siyah menderes motifleriyle ssl byk krmz kil ana
yerden ald ve rencilerine doru uzatt. "Elden ele dolasn anak" dedi onlara,
"hepiniz iinde ne olduuna iyice bakn."
Biraz ararak da olsa dediini yaptlar. Hepsi iindeki hafif nemli, kapkara topraa
dokunduktan sonra, anak tekrar emberin ortasna konuldu. Aiakos'un gzleri
Asterios'u arad, sanki ona zel bir mesaj vermek ister gibiydi. "Yarnki olayn asl
bu ite" dedi sonunda. "Kutsanma yolunda atacanz ikinci adm, ift Azl Balta
mahfazas nndeki yakarnz olacaktr. Toprak olmadan yaammz asla biim
sahibi olamazd; bizi tayan, tarm yapmamza izin veren ve bizi besleyen, onun ta
kendisidir. Fakat bunlarn yan sra bizi kendisine balar, lgn bir hrsla dnya ni132
metlerini arzulamamza neden olur. Ksacas, dnyevi g karsnda bizi yenik
drr. Kara boa ile simgelenen dnyevi gce ak yreklilikle kar koyabilen
insanlar, idrak yolunda emin admlarla yrmeye devam edebilir. Sadece onlar
baarabilir bunu!"
Artk sadece Asterios'a bakyordu. Delikanl onun delici baklarndan iyice rahatsz
olmaya balamt. Sylenenler srf kendisi iindi sanki. "Biz insanlar elbette ki
sadece tozdan yapldk. Fakat iimizde ok daha deerli eyler var. iinizdeki parlak
kvlcm yarn tm zamanlar iin tututurablirsiniz - Byk Ana'nn yeryzndeki
tezahr barahibe Pasiphae huzurunda!"
Darda hava kararmaya balamt ve az saydaki ya kandili duvarda titrek
glgeler oluturuyordu. Aiakos hemen yatmaya gitmeleri koulu ile rencilerine
izin verdi, yarn sabah onlar dinlenmi ve uykularn alm olarak grmek istiyordu.
Ayrca herkese kendilerine yardmc olmas iin Byk Ana'ya yakarmalarn tavsiye
etti.

Asterios yldzlarla dolu geceye knca derin bir nefes ald. Hemen yatsa bile
uyuyamayacan biliyordu. Admlar istemi dnda sarayn bat blmne yakn bir
yere, Ikaros ve babasnn oturduu gzel villaya ynelmiti.
Uzaklardaki ift Boynuz'un ge ykselen zirveleri arasnda ay teknesi parlyordu.
Evin ii karanlkt. Arkadann hl uyank olduunu belli edecek ne bir k, ne de
bir grlt vard. Asterios bir sre tereddt ettikten sonra, kapy vurdu.
"Buraya geleceini tahmin etmitim" dedi Ikaros onu selamladktan sonra, ierisi
darmadankt ve mine buz gibiydi, yllardan beri el dememiti sanki. Sert
zeytin tahtasndan yaplan masann stnde, Ikaros'un keif gezilerinden getirdii
maddeler ylyd: aa kabuklan, kara yosunu paralan, paralanm bir bal
petei.
"Gel, otur uraya" dedi Asterios'u kolundan ekerek. "Anlat bakalm! Yarnki byk
maceradan nce kendini nasl hissediyorsun? Biraz heyecanl gibisin."
"Aslnda imdi tanraya bana yardm etmesi iin yalvanp yatrmalydm" dedi
Asterios. Sesinde belli belirsiz bir aclk vard. Buraya gelmesine neden olan
duygulan kelimelerle ifade etmekte glk ekiyordu.
133Ikaros bir ya lambas daha alp yala doldurdu ve fitili yakt. Sonra da ksa bir an
arkadan szd. "Yoksa bkp usandn m sylemek istiyorsun? Hem de sen!"
"Bugn her ey o kadar garipti ki" diye kaamak bir karlk verdi Asterios. "Aiakos
aslnda bizi yattrmas gereken uzun bir nutuk at. Fakat syledikleri kafam iyice
kartrd. Devaml yenmek zorunda olduumuz topraktan sz edip durdu. Artk
neye inanmam gerektiini ardm. Dalarda yaadm zamanlar kendimi Byk
Ana'ya burada olduumdan ok daha yakn hissediyordum."
"Burada ne gryorsun?" Ikaros ayaa kalkmt ve ona bir para yosunlu toprak
uzatmt. "Kk bir toprak paras, fakat batan sona yaam dolu! Beni anlyor
musun Asterios? Giritliler Tanra Byk Ana'ya, Atinallar ise Tanr Zeus'a
yakaryorlar. Tanr veya tanra, ne fark eder ki? Etrafmz evreleyen her ey
tanrsal deil mi? Hayvanlar, bitkiler, hatta her ta paras? Ve insan olarak bizim
grevimiz de bu bilginin altnda yaamak deil mi?"
"Bunun benim iin de geerli oluundan pek emin deilim" diye karlk verdi
Asterios hznle. "Ben dier insanlar gibi deilim."
"Bu da ne demek oluyor?" diye sordu Ikaros. "Ne demek istiyorsun?"

"Ben henz vuku bulmam olaylar grebiliyorum" dedi Asterios dikkatle.


"Gelecekte olacak olan olaylar."
"Kehanet yeteneine sahip olduunu mu sylemek istiyorsun yoksa?" Ikaros'un
sesi hayret doluydu.
"Evet" dedi Asterios. "Sahip olduum yetenek byle adlandrlyor. Byk Ana'nm
beni dier insanlardan bu ekilde ayrdn sylemiti bana Mirtho. Fakat ben neler
olup bittiini bilemiyorum. Tanra bir keresinde dolaysz olarak konumutu
benimle. Byk maaradaydm, tanrann bin bir deiik suretini grmtm. Byle
bir eyi bir daha yaamadm. Oysa onu imdi de o zamanlar olduu gibi tm
varlmla hissetmeyi isterdim. Keke byle bir ey olsa... Tm korkularm yatr,
kendime olan gvenim yerine gelirdi."
134
"Tanrsal g her yerdedir" dedi karos. "Kendi kendini douran byk, bereketli bir
dalga gibi kaplar her yanmz. Onu kavrayp kavramamamz bir anlam ifade etmez.
Ne yaparsak yapalm, sonunda her ey yine kendisine dner, onunla btnleir."
kisi de bir sre sustu. "drak ettiin gerek seni pek mutlu etmiyor anlalan" dedi
Asterios sonunda. "Sylediin szler kuru laf kalabal sadece. man ve gven,
benim iin bambaka bir anlama sahip."
Anszn ban kaldrd. karos'un gzlerinde bir anlam veremedii garip baklar
vard. Sersemlemiti. Yapayalnz ve biare grnyordu arkada. Demin dncesiz
szler sarf ettii iin imdi piman olmutu ve kendini bir zorba gibi hissediyordu.
"Artk gitmeliyim" dedi mahcup bir tavrla. "Yarn sram geldii zaman beni dn
ikaros! Benim iin dua et."
"Bunu yapacam" diye cevap verdi arkada.
"Benim iin dua et Mirtho. Korkuyorum." Mumlarn Ariad-ne'nin suratna
ocuksu ve savunmasz bir ifade vermiti.
Korktuunu biliyorum, diye geirdi iinden Mirtho. Yaklaan bedensel aclar seni
korkutuyor. Fakat ba etmen gereken ruhsal aclar, seni daha da ok korkutuyor.
Yal kadn ve deri kapl yataa uzanm olan gen kz, konumadan birbirlerine
baktlar. Azck aralanm camdan ieri szan kanatl bcekler, abanoz aacndan
yaplm masann stndeki ya lambasnn etrafnda vzr vzr uuuyordu.

"Henz vaktin var" diye sze balad Mirtho efkatli bir sesle. "stersen fikrini
deitirebilirsin."
"Bunu nasl yapabilirim!" Ariadne ban iddetle sallad. "Hayr, fikrimi asla
deitiremezsin! Kardeimden olan bu ocuu dnyaya getirmeyi istemiyorum.
stesem de yapamam bunu!"
O senin yar kardein sadece, diye dnd ama dilinin ucuna kadar gelen
kelimelerin tmn yuttu.
Msr krallar da kanlarnn safln korumak iin kardelerinden ocuk sahibi
olmulard. Bu ocuun znde de gerek bir kraliyet cevheri yatt kesindi.
Ariadne'nin onun yaamasna karar
13S
"T^
vermesini gerekten de ok isterdi. Sadece bu nedenle aradan geen tm zaman
zarfnda susmu ve kzn srrn saklamt, nk iten ie, karnndaki bebein
bymesinin Ariadne'nin dncelerini deitireceini mit ediyordu. Fakat Mirtho
artk zamann deitiinin farkndayd - Byk Ana'nn adasnda bile. Ayn anadan
olan kardeler arasnda ilikiye izin veren eski yasann kutsallna ve geerliliine
inananlarn says ok azalmt. Kendisi de bu yasaya bal olan son birka
insandan biriydi. ou insan iin kardeler aras iliki tabuydu, Pasiphae ve gen
danmanlarnn birou da ayn gr paylayordu.
Her ey dnm iinde, diye dnd Mirtho. Anszn iplerin ucunu elinden
kard duygusuna kaplmt. Her ey deiiyor ve bizim iin ac verici olsa bile, bu
deiimi Byk Dnt-rc'nn bilgelii olarak kabul etmekten baka bir ey
gelmiyor elimizden.
"Kader kendi kitabn yazyor" dedi ve iindeki hayal krklna ramen
glmsemeyi baard. "Bu nedenle karanna boyun eiyorum. Ben hazrm. Ya sen?"
Ariadne evet anlamnda ban sallad ve titremelerine engel olmak iin ellerini
birbirine kenetledi.
"O halde bacaklarn a!"
Ariadne denileni yapt ve Mirtho becerikli hareketlerle deniz saz demetini kzn iine
soktu. Sonra da yumuak bir hareketle plak bacan okad. Gen kz istem d
bir hareketle irkildi.

"imdi ne olacak?" diye sordu sonra atlak bir sesle.


"Uyumaya al. Gece sresince deniz sazlar iecek ve rahmin azn aacak.
Yarn sabah sana gereken dier bitkileri vereceim."
"ok acyacak m?" diye sordu Ariadne ve kadna umutsuz gzlerle bakt.
"Birka aylk bir gebelikten sonra ocuk drmek hi de kolay deildir" diye
karlk verdi Mirtho. "ok cesur olmalsn Ariadne. Fakat ben yannda olacam."
136
Gnein douundan ksa bir sre nce adaylar uyandrld. Her zamanki sabah
yryn, ak havada yaplan cimnastik idman izledi. Ter iinde kalmlard.
Boa dans iin hazrlanan giysileri giymeden nce hamamlara gittiler ve ykanp
arndlar.
Toprak tanras erefine kzlar ve olanlar kei derisinden biilmi ksa nlkler
giymilerdi. Kemerleri katrboncuklar ve deri pskllerle sslenmiti. Sa
rglerinde kzl ve mavi bantlar dalgalanyordu. Hepsi yumuak koyun derisinden
izmeler giymiti ve el bilekleri deri bandajlarla desteklenmiti.
Byk Ana'ya yakardklan, bitki ay ve yulaf orbas ierek karnlarn doyurduktan
sonra, saraya doru yola koyuldular. Tren alaynn en banda yryen Aiakos'un
giyim kuam, allmadk derecede atafatlyd. Bembeyaz nlnn ve gmleinin
stnde, safran sars, bol dkml bir pelerin uuuyordu. Etrafa rahatlam
glckler samasna ramen, rencilerinin ehrelerinde heyecan ve can sknts
okunuyordu.
Asterios, her zaman olduu gibi kendisine snan Bitias'n yannda sessizce
yryordu. Ba nne eikti. Var gcyle sabahtan beri bozuk olan moralini
dzeltmeye alyordu. Arada bir etrafna baknarak Ikaros'u grmeye alyordu,
fakat arkada hibir yerde gzne arpmyordu.
Tiyatro avlusunda onlar iddetli alklar karlad. Saray halk oturma yerlerini
tklm tklm doldurmutu, tam ortada ise kralienin locas bulunuyordu. Tala
denmi zemin ak renkli kum dklmek suretiyle bir arenaya evrilmi ve
seyircilerin gvenlii iin ilk sralarn nne salam bir tahta perde ekilmiti.
zerinde kutsal mahfazann bulunduu basamakl sunak ta n tarafta
bulunuyordu. Henz kapal olan kanatlar, zerindeki fildii ve abanoz ilemeleri
hayran baklarn beenisine sunuyordu. Mahfazann her iki yannda ise, zeri kil
meme ulanyla dolu iki tane toprak testi duruyordu. Cilalanm bronzdan yaplma
bir kepe, kk bir su testisi ve kutsal yala dolu bir yn anak, seremoni iin

hazr bekliyordu.
Alklar ve konumalar yava yava snd. Pasiphae dua etmek zere ayaa
kalkarak ellerini ge yneltti. zerinde zambak
137
ve ylan motifleriyle ssl kat kat bir etek ve erguvani bir korse vard. Sanatkrane
bir biimde taranm salarnn altndaki yzne o kadar koyu bir makyaj yaplmt
ki, sanki bir maske tayordu. Yksek ve anlalr bir sesle geleneksel yakara
balad zaman, sadece havaya kaldrd elleri belli belirsiz kmldyordu.
"Tanra sizi kutsasn ve kendisine adanm boann zerinden yapacanz
atlamada size yardmc olsun. O, yeryzn st yamuru ile besleyen gk ineidir."
Byk testilerden birisini alarak sunak tann nndeki yeri slatt ve birka damla
suyu da huu iinde kollarn kavuturmu olan seyircilerin zerine sratt.
"Sana yalvaryoruz, Byk Ana, bu gen atletlerin cesaret ve glerini honutlukla
kabul et. Onlara toprann ve yldzl gkyznn ocuklar olma erefini bahet."
Mahfazaya dnd ve kanatlarn at. Dkme bronzdan yaplma boynuzlarn
talandrd kzl-kahve stunlarn arasnda ift Azl Balta parlyordu. Kralie
kutsal eyann nnde hafife eildi.
Sonra Aiakos'a iaret verdi ve adaylar uzun bir sra oluturarak Pasiphae'nin
nnden gemeye baladlar. Kralie her adaya teker teker elindeki kepeden su
iiriyor ve kalarnn arasna gl-ya srerek onlar meshediyordu. Kepedeki su
bittike meme ulu testilerden tekrar tekrar dolduruyordu.
Asterios, sra kendisine geldii zaman kalarnn arasna giil-ya sren elin hafife
titrediini fark etti. Alnndaki parmaklar serin ve yumuak, kulaklanndaki ses ise
sert ve katyd.
"Tanra daima seninle birlikte olsun! Geecein tm yollarda sana yardmc olsun!"
Sonra Pasiphae tribne dnerek Deuklion ve Phaidra'nn arasna oturdu. Gen kz
heyecanla aaya bakyordu.
Her ey hazrd. Tahta perdenin kaps ald ve burnundan soluyan kocaman bir
boa hmla arenaya dald. Sivri boynuzlar altn varakla kaplanmt ve fkeyle
saa sola savurduu uzun kuyruu altn ipliklerle rlmt.
Ta basamaklarda oturan seyirciler nefes bile almaya cesaret edemiyordu.

138
Mirtho gne doduktan hemen sonra odasna girdii zaman, Ari-adne oktan
uyanmt. htiyar dad byk bir zenle saplan kard ve onlardan boalan yere bu
i iin kullanlan otlarla dolu tl kesecikler yerletirdi. Sonra da imesi iin gen kza
zehir gibi ac bir sv verdi.
Ariadne irenerek yzn gzn buruturmasna ramen fincan bir dikite
boaltt ve azn su ile alkalad. Sonra da tekrar yataa uzand.
Zaman geiyordu. Mirtho yava yava Ariadne'nin direncinin krldn ve teselliye
olan ihtiyacnn arttn hissediyordu. Gen kzn kk bir hareketi zerine onu
kollarnn arasna ald ve kk bir ocuk gibi sallamaya balad. Bu arada alak
sesle onu rahatlatacak szler mrldanyordu.
Uzun zamandr engellenen gzyalar nihayet sel gibi boand ve gen kz ihtiyar
kadnn gvdesine smsk sarld.
Sonra anszn ilk ac dalgas geldi. Ne bir uyarda bulunmu, ne de bir iaret
vermiti. Ariadne'nin vcudu kasld ve nefesi kesildi. rkilerek yatanda doruldu.
Mirtho ona dzenli bir ekilde nefes almaya devam etmesini syledi ve scak elini
Ariadne'nin gsnn zerine koydu. Kz kesik kesik nefes alarak kendine gelmeye
alrken, ilkinden daha iddetli bir ac dalgas daha geldi.
Duyduu ac nedeniyle surat tannmaz hale gelen Ariadne, igdsel bir hareketle
yataktan kalkarak odann kesindeki tabureye oturdu ve ellerini vcuduna
bastrmaya balad. Mirtho dizleriy-le onun srtna destek oluyordu.
"Zavall Ariadne" diye fsldad ve eliyle kzn yanan okad. "Acnn en iddetli
olduu anda nefes vermeye almalsn. Dalgalar artk giderek sklaacak.
stiyorsan barabilirsin, nk her eyin sona ermesi daha epey uzun srecek."
ekilen kuraya gre belirlenmiti sra. Asterios en uzun ikinci p ekmiti,
dolaysyla da sondan ikinci srada yapacakt aay-n. Dierleriyle beraber tahta
perdenin hemen arkasndaki oturma srasna yerleerek, boa dansn izlemeye
balad.
W
imdi sra Atinal delikanldayd. Bitias komaya balamadan nce korku dolu
gzlerle son kez ondan yana bakt. Asterios ona cesaret veren bir bak frlatt ve
eliyle gsn iaret etti. Kk Atinal iareti anlad ve neeyle glmsedi. Asterios

bu zel gn iin ona mavi deniz kabuklarndan yaplma bir tlsm hediye eni-ti
sabah. Bitias arkadann kendisine gsterdii ilgiden son derece memnun kalarak,
tlsm deri bir ip ile gururla boynuna asmt.
Kk Atinal balang yerine geerek, sakin ve dzenli nefes alp vermeye alt.
Boa zerine doru gelmeye balad zaman ise, birka kuvvetli adm atmay
baarabildi. Kararl bir hareketle hayvan boynuzlarndan yakalad. Boa kafasn
iddetle yukar savurunca, Bitias'n vcudu hayvann kocaman gvdesinin zerinden
utu ve sarsnn arkasna iki aya stne dmeyi baard.
Gen cambaz alklar arasnda Asterios'un yanna otururken, drt bir yana
glckler sayordu. Duyduu byk sevinci onunla da paylamak istiyordu. Fakat
herhangi bir tepki alamaynca Aste-rios'un tribnlerde bir yere bylenmi gibi
baktn fark etti. Asterios kalabaln arasndan yznde ciddi bir ifadeyle gzn
bile krpmadan kendisine bakan Hatasu'yu grmt.
Ac dalgalar ard ardna geliyordu. Ariadne zorlukla nefes alyordu, tm vcudu
iddetle kaslmaktayd. Yatan evresi kirli havlularla dolmutu. Kzn darmadank
salar nemlenmi, bumburuuk gmlei ter iinde kalmt. Mirtho onun kurumu
dudaklarnn stne devaml taze limon paralan koyuyordu, nk her ey bitene
kadar hibir ey imemeliydi.
Neredeyse len olmutu; pencerelerin nndeki koyu renkli keten kumalar, gz
kamatrc gne nn ieriye daha yumuak bir ekilde dmesini salyordu.
Yine de odann iinde bunaltc ve boucu bir hava vard. Mr aacnn keskin
kokusu bile, eki ter ve korku kokusunu bastramyordu. Kan durdurmak iin afyon
ruhu, temiz su ve temiz kelen sarglar hazrlanmt. Fakat henz ok erkendi.
Ariadne kendisini olduundan daha cesur gstermekten ok140
tan vazgemiti, iki bklm bir ekilde alyor, inliyor, haykryor ve o kadar yrek
paralayc bir ekilde hkryordu ki, Mirtho bile heyecanlanarak onu yattrmaya
alt. Tm efkatiyle gen kz kucaklyor, alnnda ve kollarnda biriken terleri bkp
usanmadan siliyor, salarn okayarak teselli edici szler sylyordu.
le gnei bronz renkli gl omuzlarnda parlyordu. Asterios bileklerindeki
bandajlar son bir kez sklatrd. Kendine olan tm gvenine karlk iinde garip bir
heyecan vard ve vcudu ona bugn her zamankinden daha az esnekmi gibi
geliyordu. Sar bir glgeliin altnda hi kprdamadan oturan annesine bakarak gz
krpt ve az ilerisinde oturmakta olan karos'un kendisine el salladn fark ederek
sevindi.

Sonra da hz alarak komaya hazrland. Bu arada boa onun zerine hcum


etmiti bile. Ariadne, diye dnd anda, kara kas ynnn burnunun dibine
gelmi olduunu fark etti. Ariadne'm!
"Astro!" diye nlad kzn haykr. "Asterios!"
Ariadne alayarak yataa yld ve Mirtho'nun kendisi iin hazrlam olduu
battaniyeye inanlmaz bir acyla dilerini geirdi.
Asterios vcudunun zihnine itaat ettiini fark etti ve olanca gcyle komaya
balad. Vahi, lgn bir sevin kaplama iini. Kollarn uzatarak ileri srad.
Tam o anda ikinci Surat zerine bir yumruk darbesi gibi indi.
Ariadne, kirli havlularla dolu bir odada, ter iinde yatyordu. rpnyor, iki bklm
oluyor ve inleyerek kendi ismini sylyordu. zerine doru eilmi olan Mirtho ise,
kzn bacaklarnn arasnda byk bir anak tutuyordu. Kan ve smms dokular
kaplamt her taraf; beyaz gmlei kapkara kesilmiti. Aniden vcudunda keskin
bir ac hissetti; lmn acs...
Boann boynuzlarn skalamt. Hayvann stnden umak yerine, sert bir ekilde
yere dt.
141
Seyirciler korku dolu lklar kopardlar.
Burnundan soluyan boa kopan grltden etkilenmemiti. Biraz yana dnerek
boynuzlarn yerde yatan cambaza saplad ve kaln ensesinin gl bir hareketiyle
ileri savurdu. Asterios dt yerde kmldamakszn yatyordu.
"Geti, kzm. Her ey bitti. Alama artk!"
Bitmek bilmez bir titreme. Kan kana kadar inenmi trnaklar.
"Biraz uyumaya al. u ay i, sana yardmc olacaktr. Uyu, km. Her ey
dzelecek. Ben buradaym, senin yanndaym."
Boay yakalamak ve kaln halatlarla smsk balamak iin drt adamn var
gleriyle almas gerekti. Aiakos hemen arenaya atlam ve yaralnn zerine
eilmiti.
Asterios yksek sesle inledi. Srtnda kanl bir yara vard ve sol kolu sanki bedenine
ait bir para deilmi gibi, garip bir biimde kvnlmt. Etleri o kadar derin yarlmt

ki, kolunun beyaz kemii bile gzler nndeydi. Patlayan sol kandan yzne sel
gibi kan akyordu. Asterios tm gcn kullanarak sa gzn azck aralamay
baard.
Aiakos'un zerine eilmi olduunu grd. Yannda da Ika-ros duruyordu. Endieli
bir sesle birbirlerine bir eyler fsldyorlard. Onlarn arkasndaki suratlar ise bulank
birer hayal gibiydi.
Gzkapaklar arlayordu. "Sakin ol olum" diyen Pasip-hae'nin sesini duydu
anszn. "Sana hemen ar dindirecek bir ila vereceiz."
"Sadece kolum" diye itiraz etmek istedi Asterios, fakat bu kadar bile onu lesiye
yormaya yetmiti. "Gidip Ariadne ile ilgilenin, nk o..."
Altndaki zemin bir beik gibi sallanmaya balamt ve yumuak, gri bir bulut hzla
zerine doru geliyordu. Grd son ey, ektii aclar kendisiyle paylaan bir ift
kara gz oldu. Sonra bilincini yitirdi.
142
Hava
Aiakos'un Girit'e dnnden sonra yerletii ev, Phaistos'tan atla en fazla yarm
saatlik mesafedeydi ve ortasnda kk bir gl bulunan geni bir baheyle evriliydi.
Anayurtlar Msr olan lotus iekleri adann sert k iklimine dayanamadklar iin,
gln yeil sulan anemonlar ve nilfer iekleriyle kaplyd. Birok su kuu burasn
yuva olarak benimsemiti. Uzun selvi aalar arasnda meyve aalar gze
arpyordu; itin hemen yannda, neredeyse olgunlamak zere olan meyvelerle
dolu ihtiyar bir nar aac bulunuyordu.
ki katl villa bir platformun zerinde ykseliyordu. Ziyaretiler nce tala kapl bir
n avluya, oradan da byk salona alnyordu. Kuzey tarafnda geni bir loca salona
birleiyordu. Zemin katta yemek odas, eitli kilerler, depolar ve hizmetkrlarn
odalar yer alyordu. Aiakos ve Hatasu'nun oturduu dou ynndeki odalara, tahta
bir merdivenden klarak ulalyordu. Bat tarafnda ise eitli misafir odalar ile ev
sahibinin Syene'den getirdii zengin bir papirs ktphanesi bulunuyordu. Kk bir
merdiven yardmyla dama kmak mmkn oluyordu. Scak yaz gecelerinde
yldzlar gzlemek iin bulunmaz bir yerdi buras.
Evin her taraf, Aiakos'un Msr' ikinci vatan olarak kabul ettiini gsteren
iaretlerle doluydu. Sadece yemek odasnda duvarlar Girit usulnce mermer sva ile
kaplanmt; onun dnda ta duvarlarn tm hayvan ve bitki motifleriyle ssl
hasrlarla bezeliydi. Ta zemin, hava ok scak olduu zaman bile ierisinin serin
kalmasn salyordu. Kn ise hamamdan balayarak binann iine dalan karmak

boru sistemiyle evin ii stlyordu.


Asterios ise aradan geen zaman zarfnda bu olaanst konfora iyice almt,
iyilemesinden bu yana hemen her gn buraya gelerek, Hatasu'dan ders alyordu.
Msrl kadn onun hayatn kurtarmt. Arenadaki dnden sonra knlan
kemiini yerine yerletiren, yaray temizleyen ve barsaktan yaplan bir iplikle
diken ondan bakas deildi. Fakat
143 yaplan bu baarl tedaviye ramen delikanl ikinci gnde ateler iinde yanmaya
balamt. Yava yava kendine gelmesini de yine Hatasu'nun bitki aylarna ve
kompreslerine borluydu.
"Kimsin sen?" diye soruyordu ateli gecelerin karmak ryalarndan uyanp,
kendisine bakan siyah gzl kadn grd zaman.
"Adm Susai" diye cevap veriyordu kadn. Bacandaki kompresleri deitiriyor ve
hafif bir zorlamayla delikanlnn azna birka damla lavanta iei ay dkyordu.
"Uyumalsn. iyileme vakti geldi de geiyor."
Mirtho ve Susai dnml olarak Asterios'un banda beklemilerdi. Onlarn orda
olduklarn bilen delikanl, bu sayede sakin-leerek uykuya dalyordu. Uzun nekahet
dnemi sresince ne sert bir davran, ne de sabrsz bir kelime sezinlemiti.
Hatasu, sinirlerine o kadar hkimdi ki, tanmayan birisi onu souk bir insan olarak
deerlendirebilirdi. Fakat Asterios kadnn d kabuunun altnda bambaka bir
kiiliin yattn fark etmiti. Gizli duygular, sonsuz bir hzn... Bazen kadnn
hisleri kendisine yansyor ve sorunlarn daha da arlatnyordu.
Ariadne'yi dnmekten kendi kendini yiyip bitiriyordu. Neden kendisini ziyaret
etmediini, neden kendisini grmeye gelmediini bir trl anlayamyordu.
Mirtho'nun bann etini o kadar uzun bir sre yemiti ki, kadn sonunda Ariadne'nin
artk salna kavutuunu sylemek zorunda kalmt. Fakat sevgilisinin nerede
bulunduunu bir trl renemedi.
yiletikten sonra bile Hatasu'nun kendisiyle ilgilenmeye devam etmesi, Asterios'u
olduka sevindirmiti. Phaistos'a ayak basmann kadna neye mal olduunun
farknda bile deildi. Minos'un gen kadn av peindeki bir avc gibi kovalamasnn
zerinden yllar gemiti. Hibir ey ona engel olamyordu. Ne kadnn akna cevap
vermeyii, ne onun en iyi arkadann kz olduu gerei, ne de Pasiphae'nin
kskanl.
Ne var ki Hatasu onu srekli olarak geri evirip, deerli hediyelerinin bir tekini

olsun kabul etmeyince, iinde yanan ate yava yava snmt. Fakat hl
ihtirasnn alevlendii baz anlar olmuyor deildi. O zaman Hatasu daha nce baarile denenmi olan
144
yntemlerine tekrar bavuruyordu. Kraldan bucak bucak kat gnlerde,
Konossos ve dier saraylardan da uzak kalmay yelemi ve babasnn evine
kapanarak kendisini tamamen almalarna adamt. Girit'te onunla boy lecek
bilgide bir saaltc yok gibiydi.
Hatasu ilalarn gsne bir kalkan gibi bastrarak, frsat bulduka bir yan kapdan
sarayn iine szyordu. Balangta saraya adm atmamaya kesin kararl
grnyordu; fakat Mirtho ve Pasip-hae yal gzlerle hastay kurtarmas iin
kendisine yalvardktan sonra yumuam, hatta Phaistos'ta gece nbetine bile kalr
olmutu.
Buna ramen buhurdanlkta yanan ttslerden ykselen hafif anason kokusu,
iinde eski korkularn uyandrmyor deildi. O zamanlar her kede kraln ihtirasl
suratn grr gibi oluyor ve kendisini artk hastann odasna giden saaltc Hatasu
olarak deil, aksine bir zamanlar korku iinde titreyen kara gzl kk kz olarak
hissediyordu.
imdiye dek gemiten gelen bu rahatszl Asterios'tan gizlemeyi baarmt.
Delikanlnn boazndaki dm zd ve keten sarglar kard. Biraz i olsa bile
yara iyi kapanmt, koyu renkli dikiler derinin zerinde aka belli oluyordu.
Astcrios sa koluna gre olduka clz ve gsz duran sol kolunu pheyle bkt.
Sonra da hareket ettirmeye alt, fakat ters bir hareket yapnca acyla inledi.
"Sabrl olmalsn" diye teselli etti onu Hatasu, bir yandan da dikileri alyordu.
"Yarann zerine gnde iki kere bu papatya merheminden srebilirsin. En nemlisi
ise, onu yava yava ve byk bir dikkatle kullanmaya balamalsn."
"Bir daha boann zerinden atlamay deneyebilecek miyim?"
Hatasu ne eilince, kk gslerinin arasnda sallanan altn aslan ban grd.
Bu arada onun tm Msr'da salk tanras olarak tapnlan Sekhmet olduunu
renmiti. Gslerinin arasndan hafif fakat son derece kadns bir koku
ykseliyordu. Hata-su'nun scakln hissetmekten, onun yannda olmaktan zevk
alyordu.
"Elbette. Yeter ki kendine biraz zaman tan."

145
Odada yalnzdlar ve Hatasu kendisini biraz garip hissettiini kabul etmek
zorundayd. Asterios her zamanki gibi sradan bir nlk giymemiti, zerinde
kendisini yetikin gsteren pileli bir pantolon ve keten bir gmlek vard. Kahverengi
salar yeni taranmt ve Hatasu kolunun bakmn yaparken gereinden ok fazla
yaklamt ona.
O daha gen bir olan, diye geirdi iinden ve ayn anda kendisini aldatmaya
altn fark etti. Altn sars benekli gzlerinde ocukluktan eser bile kalmamt.
Asterios, Hatasu'nun uzun sredir uyuyan bir ynn uyandrmt.
Kadn sersemletiyordu. Ve kendine ekiyordu. Kadn onun yanndayken kendisini
gvensiz hissediyor, fakat yanndan uzaklar uzaklamaz onu zlemeye balyordu.
Asterios imdiye kadar tanm olduu erkeklerden o kadar farklyd ki! Ak, knlgan
ve gen yana ramen kendisine arballk ve olgunluk kazandran bir esrar
perdesiyle evrili. Hatasu onun retmeniydi. Fakat Aste-rios'un iindeki kadn
grmesi iin ok ey feda etmeye hazrd. Ya aralarndaki byk ya fark? Ya ait
olduu deiik kltr?
iindeki elikili dncelerden kurtulabilmek iin, ilk kez ona dnn gerek
nedenini sordu.
Asterios duraksad. "Bazen garip eyler gryorum" dedi sonunda alak sesle, "ne
olduklarn bilemediim. Gemite mi olmulard? Yoksa gelecekte mi olacaklar?
Bazen onlarn sadece kendi zihnimin hayalleri olmalarn diliyorum."
Hatasu aknlkla ona bakt. Kendi yurdunda bu yetenee sahip olan insanlar,
tanrlarn gzdesi olarak adlandrlrd.
"Sen, kinci Surat'a sahip olduunu mu sylyorsun?"
Asterios evet anlamnda ban sallad. "Mirtho yle demiti."
"Adaysn srasnda neler oldu Asterios?" diye tekrarlad sorusunu Hatasu onu
gzden karmadan.
"Bunu sana syleyemem" diye cevaplad aceleyle. "Korkun eyler grdm."
Dudaklarn srd.
"Anszn m? Herhangi bir belirti, bir iaret olmakszn m?"
"kinci Surat zerime bir frtna gibi kyor" diye karlk verdi mutsuz bir sesle.
"Ya da korkun bir karabasan gibi. Nerede olursam olaym ve ne yaparsam

yapaym, fark etmiyor."


146
ikisi de susmutu.
"Birok sis rahibesi kehanet yeteneine sahiptir" dedi Hatasu aniden. Msr'n baz
byk tapnaklarnda, bu yetenekle baa kmak iin yzyllardr baz yntemler
retilmektedir. Annem bunlardan bazlarn bana aktarmt. Benim de onlar sana
retmemi ister misin?"
"Bunu yapar msn gerekten?" diye sordu Asterios aknlkla.
"Denemeye deer" diye karlk verdi Hatasu ve onu tekrar grecei dncesi
kendisini rahatlatt. Fakat bu sefer kurallar kendisi koymalyd. "Fakat senden
evime gelmeni istiyorum."
O zamandan bu yana gne ovann stnde ykselmeden atna atlayp drtnala
Hatasu'nun evine gidiyordu. Uzun nekahet dnemi sresince scak yaz gnleri sona
ermiti, serin sabah ve akamlar mevsimin deimekte olduunu haber veriyordu.
Asterios kadnn ok eski zamanlardan kalan bilgisini hrsla kabul ediyordu. Her
bulumalarnda kendisini yeniden kefediyor, kalbinin ve aklnn ufuklarnn aldn
hissediyordu. Nefesini kontroll bir biimde alp vermeyi reniyordu, ta ki vcudu
mutlak skna ulaana kadar. Hatasu ona insann yedi ate tekerleini tantyor,
belkemii boyunca bulunan g merkezlerinin yerlerini gsteriyordu. Ona uyank ve
bilinli olmay retiyor, Asterios kendini da kapayarak iine dnmeyi gitgide daha
kolay baanyordu.
Alt keli, byk bir safir ta yardmyla Asterios'a derin dnce durumuna
dalmay retmiti. Delikanl taa o kadar uzun bir sre gzlerini dikip bakyordu ki,
ta yava yava arka plana geiyor ve salt sembol haline dnyordu. Bu sembol
i gznn nne yerleiyor ve koyu mavi bir renkle ldamaya balyordu.
Asterios'u dikkatle izleyen Hatasu tam bu anda parmayla onun burun kkne
dokunuyordu. Parmaklarn yumuak bir ekilde dokunduu yer yava yava
snmaya balyordu.
Asterios bu k kaynann merkezine younlayor ve grmeye balyordu, ilk defa
korku duymadan yapyordu bunu. Hatasu da hafif ve sakinletirici bir sesle ona elik
ediyordu.
"Henz vuku bulmam veya gelecekle vuku bulacak olaylar grme yetenei,
tanrann sana bahettiok nemli bir ltuftur.
147

Ondan korkmana gerek yok Asterios! Bundan byle hayaller sana


hkmedemeyecek. Artk onlarn efendisi sensin! Mavi a younlatn zaman
hayalleri arabilirsin. Ve bilinli olarak kendini da atn zaman, onlar geldikleri
gibi gnderebilirsin. imdi gzlerini a!"
Asterios gzkapaklann ovuturdu ve kendisini ba dnmesiyle derin bir yorgunluk
hissine hazrlad. nk hayaller onu her terk ediinde bunlar yaamaya almt.
Fakat bu defa olmad.
Asterios zerine uzanm olduu hasrdan kalkt ve Hatasu'ya yaklat. Kadn da
oturduu tabureden kalkmt. Asterios onu ayakta grd zaman her defasnda
ne kadar ufak tefek olduunu dnp armaktan kendini alamyordu. Nasl
olduunu anlayamadan onu kendine ekti, oysa kadnn yannda sk sk cahil bir
ocuk hissine kaplyordu. Gzelliklerini giysiler ve mcevherler yardmyla bu kadar
gzel sergilemeyi baaran bir kadna daha nce hi rastlamamt; bu akam da
rmcek a inceliinde, boynundan balayarak plak ayaklarna kadar uzanan,
ak yeil bir elbise giymiti. Elbisenin eitli yerlerine altn ve seramikten yaplma
ssler taklmt, kenarlar ise ak ve koyu yeil camdan yaplma boncuklarla
ilenmiti. Pasiphae'nin bile daha gzel bir elbisesi
yoktu.
"Artk hayalleri istediim zaman grebiliyor, istediim zaman da gnderebiliyorum;
ne onlara kar koymaya almama, ne de korkmama gerek var" dedi Asterios.
"Fakat bu yetenek tek bana anlamsz. Bana bu ekilde ifa edilen gerekleri, dier
insanlara nasl anlatabilirim?"
"Hangi gerekten sz ediyorsun?" Hatasu bir yudum su iti.
"Ne demek istiyorsun?" diye aknlkla karlk verdi Asterios.
"Gerek, dnyaya plak olarak gelmez" diye cevap verdi Hatasu, "aksine herkes
tarafndan farkl farkl alglanan simgeler ve semboller eklinde gelir. Bu yzden,
grdn gibi, gerek bir bakas iin yalan olabilir ya da tam tersi. Gerek olarak
algladn eyler yznden insanlar ileride seni aralarndan kovacak, hatta nefret
edecek. ok zor bir yolda yrmeye baladnn farkna vardn, deil mi?"
148
Asterios evet anlamnda ban sallad.
"Gerei doru ekilde kullanabilmek kolay deildir" diye devam etti kadn. "ou
insan bu uurda bir mr tketir ve belki baarr."

Hatasu delikanlnn gidiinden sonra bile onun soru dolu gzlerini zerinde
hissediyordu. Neden onun akln bu kadar ok kartryordu?
Pasiphae ve Mirtho, Asterios'un Hatasu'ya yapt dzenli ziyaretlerden
haberdardlar. Kadn bunu babasna da sylemi, o da Minos'un herhangi bir
olumsuz giriimde bulunmasn engelleyeceine dair sz vermiti. Aiakos'un yllardr
saklad srr bilen tek kii olan Hatasu, Asterios ile olan ilikisine babasnn ne
kadar nem verdiini biliyordu. Bu nedenle de, resmi olarak kimsenin bu iliki
hakknda tek sz etmemesine ok seviniyordu.
En sevdii rencisinin yava yava iyilemekte olduunu grmekten byk bir haz
duyan Aiakos, kzndan Asterios'a idmanlara yeniden ne zaman balamay
dndn sormasn rica etmiti. Onu zorlamak niyetinde deildi, fakat onun
cevabn byk bir sabrszlkla bekliyordu.
Hatasu ise o gnden iten ie korkuyordu. Asterios kendisini gerekenden ve
istediinden ok daha fazla megul ediyor, iinde aslnda kendisine yasaklam
olduu duygulan uyandryordu. te bu yzden ona o zamana dek geen
yaamndan ok az bahsetmiti. Ne kadar yalnz olduunu renmesini asla
istemiyordu. Bu nedenle Asterios'a kar daima tetikteydi; ona kar elinden
geldiince souk ve mesafeli davranyor, aralarndaki retmen-renci ilikisini
deitirmek iin pek az giriimde bulunuyordu. Fakat haftalar getike aralarndaki
bu mesafeyi korumas giderek zorlayor, kendi kendine onun yaknnda
bulunmaktan ne kadar holandn itiraf etmek zorunda kalyordu. Onun itenlii,
bilgiye susa-mh ve yaama sevinci, kendisini mutlu ediyordu.
Msr'la Nubya arasnda bir snr blgesi olan Syene'de, neeli ve mutlu bir ocukluk
geirmiti. Buradaki byk ta ocaklarndan syenit ve pembe granit elde ediliyor ve
gemilerle N'den aa
149
yollanyordu. O zamanlar ismi Susai'ydi: btn gn gevezelik ederek kkrdayan
badem gzl, esmer tenli, kk bir kz ocuu. Kendisini seven ve koruyan
insanlar arasnda bymt. yle gnler grmt ki, gkyz scaktan bembeyaz
olmutu; geceleri ise gk tanras Nut'un ldayan vcuduyla gk kubbeyi
sarmasn aknlkla seyretmiti.
Annesi, Beyaz Nil kylarndan gelen bir sis rahibesiydi. Aia-kos'un kars olmadan
nce Nil deltasndaki tapnak ehri Buto'da tp dersleri veriyordu. Gelenee uygun
olarak, saaltma konusundaki tm bilgileri kzna aktarm. Ona hiyeroglif sanatn
retmi ve yava yava dinsel kurallarn iine ekmiti. Neith Hata-su'nun Isis
rahibesi olmas iin gereken her eyi yapm ve onu tapman bulunduu

Dendera'ya gtrmt. Haftalar sren hazrlk programnda da hep yannda


bulunmutu.
Daha ok kk yalardan itibaren ona eitli hastalklara iyi gelen saaltc otlarn
ve bitkilerin nerede yetitiini gstermi; bunlarn ila ve merhem olarak nasl
ileneceini retmiti. Sonra da yaralarn temizlenmesi ve sarlmas konusuna
girmi, sonunda onun kk ameliyatlarda yannda bulunmasn bile salamt.
Evlerinin nnden Sudan'dan gelen kervanlar geiyordu. Yakndaki pazar yerine
mallarn indiren Nubyallar, Berbcriler ve gebelerle ticaret yapyordu. Onlara kna,
un ve karabiber karlnda baharat, altn ve kymetli taklar; keskin Berberi
hanerleri karlnda da fildii veriyorlard. Hatasu ta kklnden bu yana ta
basamaklarn zerinde uyuyan dilencilerin grntsne alma. Babasnn alma
odasnn aniden yabanclarla dolup tamas onu hi artmyordu.
Neith kapsn alanlardan hibirini geri evirmiyordu. Lekeli humma ehri kasp
kavurduu ve bahesi eve bile gidecek mecali olmayan hastalarla dolup tat
zaman bile. Sonunda kendisi de hastaland, fakat uzun zaman lme direndi. Ancak
Aiakos ve kznn Edfu'daki yazlk eve sa salim ulatklarn renince, kendisini
lmn kollarna teslim etti.
lm her eyi deitirmiti. Artk kimse kaplarn yardm istemek iin almyordu;
ev bombo ve ssz geliyordu baba-kza.
150
Aiakos areyi uzun i gezilerine kmakta buldu; kzn ise neredeyse her gn
deien hizmetilerin gzetimine brakyordu.
Hatasu, ac ve yalnzlkla beraber yaamasn renmek zorunda kalmt. Bir dost
sohbetine hasret kalmad gn, neredeyse yok gibiydi. Bu nedenle, Minos babasn
Girit'e dnmesi iin zorlamaya balad zaman, nceleri ok sevinmiti. Srekli
olarak ondan yurdunu anlatmasn istiyor, Knossos ve Phaistos saraynda-Ici yaam
kafasnda rengrenk tasvirlerle canlandryordu. Adaya ayak bast zaman yaad
hayal krkl ise, bu nedenle ok byk oldu.
Giritlileri son derece kaba saba ve grgsz bulmutu, geleneklerinin birou ise
dayanlacak gibi deildi. Ne kadar kt akll olduklarn alayla izliyor ve boa dans
gibi bir barbarl kutsal bir tapnma biimi olarak benimsemeleri karsnda hayrete
dyordu. En fazla ise saraydaki yapmacklktan ikyetiydi; kendisini hapsedilmi
gibi hissediyor ve yatlaryla grme imknn neredeyse hi bulamyordu.
Farkl dinsel inanlara ve saaltma yntemlerine sahip olduu iin, Mirtho ve dier
rahibeler onu pheyle izliyordu. Aiakos ise adaya dner dnmez adaylarn eitimi

grevine getirilmiti. Yln birok ayn Knossos veya Mallia'da geiriyor, bu nedenle
de kzna ayracak vakti burada da bulamyordu.
Hatasu giderek daha yalnz ve daha mutsuz oluyordu. Minos onu dizginsiz bir
ihtirasla arzulamaya ve Pasiphae de kskanlk krizlerine tutulmaya balad
zaman, iler iyice karmt. Bu aylar boyunca iyice kabuuna ekildi ve her yerde
dmanlar grmeye balad.
Minos'un ak snmeye yz tutunca ve kralie bu yabanc kzn kendisi iin bir
tehlike oluturmadndan emin olunca bile, sarayla olan ilikileri pek az dzelmiti.
Saraydaki debdebenin Msr zarafeti karsnda ne kadar basit kaldn gereinden
fazla ak bir ekilde ifade etmi, kendi yolunda yrmeye kesin karar vermiti.
Hl trenlere davet edilmesinin tek sebebi, babas Aia-kos'un sahip olduu byk
hretti. Btn bu yllar sonunda neredeyse bir mnzevi hayat srmeye balamt,
ta ki yaral Asteri-os'un zerine eildii gne kadar.
151.
Pasiphae'nin oluyla kendi kz arasndaki yakn ve bir ret-men-renci ilikisinin
snrlarn oktan am olan iliki, Aia-kos'un gznden kamamt. Bu konuyu
Hatasu'ya amadan nce uzun sre tereddt etti. Eski kabahatleri yznden hl
strap iinde kvrand bu gnlerde, kaderin yzne bu ekilde glecei hi aklna
gelmezdi.
Asterios haftalar boyunca evlerine geldikten ve kzyla arasndaki iliki iyice
samimiletikten sonra, devreye girmeye karar verdi.
Bir sabah, Asterios atndan inip n avludan gemeye hazrlanrken, kzyla birlikte
onu seyreden Aiakos hafife ksrd. "Artk idmanlara balamann vakti geldi de
geiyor" dedi sonra.
Gzleri sevinle parlayan Hatasu'nun rengi aniden soldu, nk babasnn szleri,
onu artk pek az grebilecei anlamna geliyordu.
"Peki" dedi ksa bir duraksama anndan sonra. Glkle sesini kontrol etmeye
alyordu. inde olup^jteni hi kimse renme-meliydi. "Bugn de normal
programmz uygulayalm, yarn zel bir veda treni dzenleriz."
"Onu seviyorsun" dedi Aiakos kzna dolambal yollara sapmadan. Akam
yemeine oturmulard ve hizmetkrlar yemek servisi yapyorlard. "Bir karde gibi
mi?"
Hatasu evet anlamnda ban sallad. Yanaklar hafife kzarmt. "Bir kardeten
daha fazla."

"Onun kim olduunu biliyorsun, deil mi?"


Hatasu birok kez ban sallad.
"Ona biraz zaman tanmalsn" dedi Aiakos. "Hepimiz sabrl olmalyz."
"Minos ve sen, onunla ne yapmak niyetindesiniz?" Sesi allmadk derecede
heyecanlyd. "Asterios'u kendi karlarnz iin mi kullanacaksnz?"
"nnde daha uzun bir yol var" diye kaamak bir cevap verdi babas. "Zorlu bir
kader bekliyor onu."
"O dierleri gibi deil" dedi Hatasu alak bir sesle. "Daha nce byle bir erkek
karma hi kmamt, sen hari elbette. Sana
152
gveniyorum. Ona zarar verecek bir ey yapmazsn." Gzlerinde srnscak baklar
vard.
imdi gzlerini yere dikme sras Aiakos'tayd. "Ona kendini tanmas iin bir frsat
ver! Ancak kendisinin kim olduunu bildii zaman duygularna karlk verebilir.
Bunu yapacana bana sz verir misin?"
"Ve sen... sen de ona bir baba gibi efkatli ve anlayl olacak msn?"
"Evet" dedi Aiakos. "Bunu yapacam."
"Evet" diye sz verdi Hatasu. "Bekleyeceim."
Ertesi sabah Hatasu Asterios'tan gmleini karmasn istedi ve sol kolunun i
ksmndaki belli baz noktalara bask uygulamaya balad. Asterios kaslarnn
sndn hissediyordu. Fakat anszn duyduu bir sz ile yzn buruturdu.
"Ac ve zevk geici birer durumdur sadece" diye mrldand Hatasu iine ara
vermeden. "Nasl yayorsan yle kabul et onlar. Amac ise, ikisinden de giderek
daha az etkilenmek olmaldr elbette."
"Ac beni etkilemez zaten" dedi Asterios alngan bir sesle.
Hatasu iinden gelen glme isteini glkle bastrd. "Salk ve hastalk,
irademizin birer d tecellisidir sadece. Dncelerinin kudreti, seni istersen hasta,
istersen de salkl klar. Sen yeter ki iyilemeyi gerekten iste, gerisi kendi kendine

hallolur."
Asterios kzard. "Babann sylediklerini duydun. Yaknda ikinci kez boann
stnden atlamalym" dedi. "Fakat iim hi de rahat deil."
Hatasu delikanlnn kolunu brakt, nne diz kt ve insann iine ileyen bir sesle
konumaya balad: "Biz Msrllar iin boa, yeryznn kutsal bir semboln tasvir
eder. Yeryz bir avu tozdan ibaret deildir, tam aksine, zerinde yaayan her
eyin karlkl olarak birbirine muhta olduu canl ve karmak bir mekanizmadr.
Korkmana gerek yok Asterios! nk senin z elementin toprak, benimkisi ise
atetir. Fakat buna ok sonra sra gelecek." Glmsyordu. "Atlaytan nce son
haftalarda sana rettiklerimi hatrla, boay yenmeye senden daha uygun bir insan
olabilir mi dnyada?"
153
kinci denemeyi yapaca gn gelip atmt. Bu defa tiyatro avlusu rengrenk
elbiseler iindeki insanlarla dolup tanyordu, cambazlar alayna ne mzik, ne de
bayraklar elik ediyordu. Ak renkli ta basamaklarda sadece Jesa, Ikaros ve
Aiakos oturuyordu. Ha-tasu gelmek istememiti.
"Ben zaten daima senin yanndaym, bunu bilmiyor musun?" demiti ve anlalmas
imknsz gzlerle ona bakmt.
Kutsal mahfazann kanatlan son seferki gibi, ardna dek almt. Asterios ift
Azl Balta'nn parltsn grd. Pasiphae kutsal nesnenin nnde hafife eildi, onu
meshetti ve zerine biraz su sratt. Serin sonbahar sabahnn Asterios'u hafife
rpertmesine ramen, nefes al sakin ve huzurluydu. Gne, hrdayan aa
tepelerini altn rengine boyuyordu, usuz bucaksz ovadaki tarlalar oktan
anzlanmt.
Kara boa ban eip zerine hcum ettiinde, Asterios komaya balayabilmek
iin bir an kendisiyle mcadele elti. Fakat sonra Hatasu'nun sylediklerini hatrlad
ve zihnini dtan^elen alglara kapad.
Aiakos'un kendilerine rettii gibi, hafif eik bir biimde, kuvvetli admlarla
boaya doru komaya balad ve doru anda boynuzlar yakalad. Boa ban
yukar savurduu anda, sol kolunda keskin bir ac duymasna ramen, neredeyse
mkemmel bir saltayla hayvann zerinden atlad. Parmak ular boann geni
sarsna hafife dokunmutu.
Gzleri yere inmesi gereken noktay tespit etti, ayaklarn yumuak kum kapl
zemine inmeye hazrlad. Bir an sonra kara boann arkasnda sapasalam ayakta
dikiliyordu.

^........

Ayn gnn leden sonras, tren salonundaki byk duvar resmi bitmek
zereydi. Bir tarafnda hafif rjirjzgr ile sallanan iekler, allar ve otlarla kapl bir
manzara varken, br tarafnda ise boann zerinden yaplan atlay tasvir
ediliyordu.
Son dzeltmeleri yapmakta olan Laeto, kompozisyonu bir kez daha tmyle
deerlendirebilmek iin, birka adm geriye gitti. Duvarlarn stne nce ok ince
bir tabaka sva ekilmiti. Gzle154
^ni ksarak dikkatle bakt zaman, keskin kenarl bir obsidiyen paras ile svann
stne izdii ilk tasla fark edebiliyordu. Sonra da boyalar hazrlam ve henz
nemli olan zemin stne resmi yapmaya balamt.
Kadn honutlukla glmsedi. Renkler nemli svayla birlemi ve canllklarn
korumay baarmlard. Tam istedii gibi olmutu dorusu. Bu yntem sayesinde
Pasiphae'nin torunlar, hatta onlarn torunlar bile bu canl sahneyi hayranlkla
izleyebilecekti. Kzl renkli dikey izgilerle freski birok sahneye ayrm ve zemini
koyu bir kzl-kahve renge boyamt. Tam ortada drtnala uarcasna koan,
kahverengi-beyaz benekli bir boa tasvir edilmiti. Devasa gvdesiyle sanki
resimden dar frlayacakt. Sratinin ve arlkszlnn n plana kmas iin, drt
aya birden yerden kesilmiti. Boann stnden atlama hareketini ise harekette
tasvir etmeye karar vermiti: hayvann boynuzlarndan hz alrken, salto atarken ve
boann arkasnda yere inerken.
Laeto, blero fray eline alp cambazn yz zerinde son dzeltmeleri yaparken,
glmsyordu. Sadece erkek olarak tasvir ettii ortadaki vcutta krmz boya
kullanmt, kadn olarak tasvir ettii dier ikisini ise ak gri renge boyamt.
nlklerden sarkan renkli eritleri canl renklere boyad ve tm cambazlarn giydii
izmelerin krmz rengini koyulatrd. Sonra da salonun br tarafndaki manzara
resmini tamamlamakla megul olan yardmclarn ard.
Kadnlarn de hayranlkla resme baktlar: "Olaanst!" diye haykrd ilerinde
en gen olan ve iini ekti. "Pasiphae hayran kalacak."
Laeto fazla abartmamasn belirten bir hareket yapt. Biraz sert bir sesle kadnlara
boyalar ortadan kaldrmalarn sylerken, gzlerinin ii glyordu.
Birka saat sonra saray halknn neredeyse tm sanat eserinin nnde
toplanmt. Sanaty cokuyla tebrik eden Pasiphae; biraz daha sessiz duran, fakat

eserin gzelliini uzun uzun vmekten geri kalmayan Minos, Katreus ve Deukalion
yorum yapmadlar, ka-ros ise Laeto'ya soru zerine soru yadryordu.
155Biraz gecikerek de olsa dierlerinin arasna katlan Daidalos, o gn pek keyifsiz
grnyordu, iliini sadece Minos rica ettii iin terk etmiti. Salar slakt ve
ellerinde metal tozunun bir zerresi olsun yoktu; fakat ok az konuuyordu ve
syledii eyler ise Laeto'ya yneltilen eletirilerden ibaretti.
Asterios baba-olun birbirlerine syleyecek ne kadar az eyleri olduunu fark etti.
Bir kez bile olsun birbirlerine hitap etmemilerdi, sanki karos babasnn
yaknlarnda bulunmaktan rah^Rz oluyordu. Az sonra Mirtho, Akakallis ve Xenodike
de resme duyduklar hayranl vg dolu szlerle ifade edince, Daidalos'un ehresi
iyice karard. Resme yaklaarak, sanki iinde gizli bir srr grmek ister gibi
incelemeye balad. Minos'un ona yaklap yar fsldar bir sesle birka kelime
sylemesi zerine, Daidalos fkeli hareketlerle karlk verdi.
"Benden ne istediini anlamyorum" dedi dierlerinin de rahatlkla duyabilecei bir
sesle. "Elbette ki bu resmi eletirme hakkna sahibim! Ne de olsa ben de bir
sanatym!"
Minos'un ona akayla kark verdii cevab Asterios iitmedi. Gz Pasiphae'nin
zerindeydi, onun ayaa kalkmasyla beraber dierleri de dalmaya balad.
-N
Asterios tren salonunu terk ederekj atn almak zere ahrlara gitti. Gne nlar
Hatasu'nun evjnc giden yola dyordu; aalarn yapraklar yava yava
sonbatet/renklerine brnmeye balamt, arkasndan gelen bir atn nal seslerini
iittiini sand iin bir kere durarak etraf dinledi, fakat civarda en kk bir
yaprak bile kmldamyordu. Atn srmeye devam etti, az sonra sonbahar
ieklerinin ldad ve yaban zmlerinin olgunlat baheye ulamt.
Arkasnda hafif bir grlt iitip geriye dnnce, Ariadne'nin karsnda durduunu
grd.
"Seni takip ettim Asterios" dedi gen kz, "tm Phaistos'ta alkalanan dedikodularn
doru olup olmadklarn kendi gzlerimle grmek istedim. nce babam, imdi de
sen! Bu kadn byl glere sahip olmal."
Sradan bir mavi elbise giymesine ve salarna sadece yzne
156
^melerini engelleyecek bir bant takm olmasna ramen, Asteri-oS'un tm

dlerinden daha gzeldi. Delikanl kzn burnundaki Kk illere, kusursuz


kulaklarna bakt. Teni solgundu; heyecanland iin yanaklar hafife kzarmt.
Aradan geen aylar zarfnda bu an binlerce kez hayal etmiti. imdi ise sevgilisinin
karsndayd; sessiz, cevap vermekten aciz.
"Neden konumuyorsun?" Alayc ses tonu Asterios'u derinden yaralad. "Kulama
gelen hikyeyi bir de senin yorumunla dinlemek isterdim..."
"Ariadne, ben..." aresizlik iinde sustu. Olamaz, diye geiriyordu iinden. Byle
deil, Yce Tanra, byle deil!
Kzn surat eskisine gre biraz szlmt, fakat gzlerinde daha nce grmedii
bir ate yanyordu. Ariadne o kadar heyecanlyd ki, tm vcudu tir tir titriyordu.
"Bana ne yaptn biliyor musun?" diye sordu anszn. "Hamileydim. Senden
hamileydim."
"Seni seviyorum Ariadne" dedi Asterios kelimelerin zerine basa basa. "Benim
kardeim olduunu bilmiyordum." Kza bir adm yaklat.
"Ve ben senden nefret ediyorum, anlyor musun, senden nefret ediyorum!" diye
bard kz ve kendini korurcasna elini yukar kaldrd. "Bana byle bir eyi nasl
yapabildin? Olup bitenler Pa-siphae'nin kulana giderse bizi annda ldrtr!"
Hzla arkasn dnd, en yakn aaca doru kotu, ince kollaryla gvdesine
sarlarak hkrmaya balad. "Keke lseydim! lm olmay ne kadar ok
isterdim!"
Asterios artk dayanamayarak ona sarld. Kulana sevgi dolu szler mrldanrken,
bir yandan da boynunu ve omuzlarn pyordu. Ariadne nce ona engel olmaya
alt, fakat sonra direnmekten vazgeerek, biraz sakinleti.
"Kaderimizden kamamz mmkn deil" diye fsldad Asterios Ariadne'nin
kulana. "Seni ilk gnk gibi seviyorum ve kardeim olmana ramen, her zaman
seveceim. Bildiimiz tek ey, bizim akmzn kutsal olduudur! Biz sradan
insanlarnkinden farkl, daha ulvi yasalara tabiyiz! Msr krallar ezelden beri kz
157
kardeleriyle evlenmiyorlar m? Ve Minos benim babam bile
deil!"

"

Kollarnn arasndaki vcut aniden kaskat kesilince, yanl bir gereke kullandn
anlad. Ariadne sert bir hareketle yanndan uzaklaverdi.

"Buras Msr deil, Girit!" dedi kaba bir sesle. Asterios kzn yznde tekrar uyanan
pheyi grd. "Sana o kadar ihtiyacm olan o korkun haftalar boyunca
nerelerdeydin, o snrsz sevgin nerede kalmt? aresizlik yznden ocuumuzu
ldrdm gn neredeydin, erkek kardeimV
"Senin yannda!" diye bard Asterios. "Gece ve gndz! Aldn her nefesi ve
ektiin tm aclar ben de hissettim, ben de yaadm. ocuunu drdn anda,
ellerim boann boynuzlarn skalad. Yere dtm ve ar yaralandm. Hatasu beni
tedavi etmeseydi, imdiye oktan lm olurdum. Onun hakknda kt dnmeye
hakkn yok!"
"O Msr ylanndan ne byk bir ltuf!" diye tslad Ariadne. "lmen iin tanraya
yakardm bilmiyorsun, deil mi?"
"Seni seviyorum, Ariadne" diye\tekrarlad Asterios bouk bir
sesle.
r___J
"Bense senden nefret ediyorum! Defol Asterios! Defol! Seni bir daha asla grmek
istemiyorum!"
Ve anszn delikanlnn kollarna atlarak, yumuak gvdesini ona skca bastrd.
Onu o kadar sk kavramt ki, sanki bir daha brakmak istemiyordu, iki eliyle
kafasn kendine ekti ve delikanl kzn scack dudaklarn yznde hissetti.
"Burada deil" diye fsldad delikanlnn elleri gslerinde gezinmeye balad
zaman.
"Nerede peki?"
"Duymuyor musun? Birisi buraya doru yryor, buna eminim! Gitmeliyim
Asterios. Seni yarn akam Kaitos'un tavernasnda bekleyeceim."
Delikanlya bir pck yollad ve selvilerin arasnda kayboldu.
Asterios takn duygular iinde, olduu yerde kalakalmt. Gzleri kapalyd.
Yumuak bir el anszn yanan okaynca irkil158
(li. Hatasu yannda duruyordu; boynunda teninin kadife gibi parlamasna neden
olan, altn ve topaz krelerden yaplma uzun bir kolye vard. Dudaklarnda ac bir
ifade vard, fakat sesi her zamanki gibi yumuak ve mfikti.

"Geldiine sevindim!"
Gzkapaklarm altn rengine boyamt, kk elmack kemiklerine azck erguvan
dokundurmutu. Nefesi taze nane kokuyordu. Her zamankinden daha byk bir
zenle hazrland belli oluyordu.
"Sana teekkr borluyum, her ey iin" dedi Asterios kekeleyerek.
"Eve gidip vedalamamza kadeh kaldralm." Ona kolunu uzatt. "Artk Knossos
seyahatinin nnde bir engel kalmad."
"Burada kalmay ok isterdim" dedi Asterios, "arkadam ka-ros'un ve senin
yannda! Bu tabiat, denizi, mavi dalan o kadar ok seviyorum ki..."
"Ah, Asterios..." Hatasu glmsedi. Delikanly yemek salonunun hemen yanndaki
kk bir odaya gtrmt. Kk bir tabureye oturdu ve zerinde zarif bir cam
srahi, bardaklar ve meyve dolu bronz bir tepsi bulunan kk masay nne doru
ekti.
"Yapmam gereken iler olduunu ve gitmem gerektiini biliyorum. Fakat daha
imdiden burasn zlemeye baladm."
"ok deieceksin, Asterios, tahmin bile edemeyecein kadar" dedi Hatasu
bardaklar doldururken. Sesi o kadar hafif kyordu ki, Asterios onu iitebilmek iin
kulaklarn drt amak zorunda kald. "Bazlar kutsandktan sonra da ayn insan
olarak kalrlar, fakat sen deil, bunu ok iyi biliyorum."
Asterios soran gzlerle bakt ona. "Ne demek istedin? Sylemek istediini
anlayamadm."
"Kendini tanyacaksn" dedi Hatasu. "imdiye kadar varlnn sadece aydnlk
ynn tandn. Fakat bu senin sadece bir ynn. Hepimizin iinde hayat boyu
karlamak istemediimiz, hatta varln dahi kabul etmediimiz karanlk, tehlikeli
bir yn de vardr."
"Neredeyse beni bekleyen eyden korkmam gerektiine inanacam."
"Korkacaksn, buna eminim, ok korkacaksn. iddetle, hatta
159
zorbalkla yz yze geleceksin, belki de u anda tasavvur dahi ede-*f meyecein
eylerle karlaacaksn. Hibir ey insann kendi glgesi ile karlamas kadar zor
olamaz."

"Btn bunlar nereden biliyorsun?" Asterios elini yavaa Hatasu'nun kolunun


stne koyunca, kadn irkilerek kolunu geri ekti.
ayet bana bir kere daha dokunacak olursa, diye geirdi iinden, ettiim yemini
tutamayacam.
"Her byk uygarln kendine has gizli retileri vardr" dedi kendisine glkle
hakim olarak. eytana uymamak iin kollarn gsne kavuturmutu. "Biz
Msrllar labirente deil, le gideriz. Yldzlarla dolu beyaz geceler Nil insanlarna
kendi derslerini verir."
ikisi de susmutu.
"Kendini kefetmen ve gerekten kim olduunu renmeye
alman" dedi Hatasu neden sonra, "senin iin byk bir talih. Ne
de olsa sen Giritlilerin uzun zamandr bekleyip durduklar kiisin."
"Zambaklar Prensi" dedi Asterios duyulur duyulmaz bir sesle.
"Kehanet onu byle adlandryor.","Evet, Zambaklar Prensi! ir dahaki grmemizin erefine kadeh kaldralm
Asterios!"
N
Birlikte ikilerini yudumladlar.,
"Sylediklerin beni dndryor" dedi Asterios ve bardan masaya koydu. "Ve
aklm kartryor."
"Az nce seni bahede bulduumda kafan yeterince kark deil miydi zaten?"
"Bugn her zamankinden o kadar farklsn ki Susai" dedi Asterios ve ayaa kalkt.
"Daha nce benimle bu ekilde asla konu-mamtn!"
"Haklsn Asterios" diye karlk verdi Hatasu, sesi biraz bouk kyordu. "Fakat
sadece buradan ayrldn iin deil."
O da ayaa kalkmt. Birbirlerine ok yakndlar, Hatasu'nun yz Asterios'un
yzne uzanmt. Delikanl kadnn hatlarndaki heyecan dolu beklentiyi grd,
dudaklarnn hafife titrediini fark etti. Sonra Hatasu yavaa parmak ularna
ykseldi, dudaklarn Asterios'un dudaklarna dokundurdu.

160
"Msr dilinde kz karde 'sevgilim' demektir" dedi neredeyse duyulmayacak bir
sesle. "Byk Ana seni korusun Asterios."
Chalara'da bir lakrd elalesiyle karlamt onu Aurora. nce epeydir ortalkta
grnmedii iin barp ard, sonra da fazlasyla ald cret karlnda eski
odasn alelacele boaltmaya sz verdi. Yataklara temiz araflar serdi, pencereyi
at ve odaya bir mangal gndereceini syledi. Sonra nihayet onu yalnz brakt.
Asterios, Ariadne'nin gelmeyecei korkusuyla odann iinde bir aa bir yukar
dolanp duruyordu. Ayn zamanda kzn salarnn kokusu ve vcudunun yumuak
dokunular onu korkutuyordu. Kendisini grnmez zincirlerle smsk balanm bir
tutsak gibi hissediyordu ve aslnda kurtulmak istemediini de gayet iyi biliyordu.
Bir sre sonra oda ona dar gelmeye balad ve ay olmayan, serin eyll
gecesine kt. Burada da bir aa bir yukar dolanmaya devam etti, ta ki
Ariadne'nin adm seslerini iitip onu kollarnn arasna alana kadar.
Gen kz deerli bir hazine gibi gtrd ieriye. Onu basit bir battaniye rtl
yatan zerine oturttu ve uzun uzun seyretti. Ari-adne yava yava soyunuyordu.
Mum vcudunu altn rengine boyuyordu. Epeyce zayflamt; delikanlnn
gzne neredeyse effaf ve korunmaya muhta grnmt.
"Buraya gel sevgilim!" diye fsldad kz arzu dolu bir sesle ve kollarn uzatt.
Asterios doru kelimeleri bulmadan nce epey tereddt etmiti. "Ya tanra
vcudunu yeni bir meyveyle kutsarsa?" diye sordu alak sesle.
Ariadne delikanlnn gzkapaklanm kk pcklere bodu. "Kara dolunay geceleri
tehlikesizdir" diye fsldad ve kucana sokuldu.
Gen kzn iine girdii zaman, kendisini ne kadar byk bir zlemle beklediini
anlad. Tm aclarnn geride kaldn, her eyin sona erdiini hissetti.
Zevkin doruuna ulatktan hemen sonra, nefes nefese Ariadne'nin kollarnn
arasna uzand ve aklna istemeden de olsa Hata161
su'yla olan son konumas geldi. "Msr dilinde kz karde sevgj demektir" szleri
kulaklarnda nlyordu.

Fakat odada iki sevgiliden baka hi kimse yoktu.


karos'la beraber kuzeye doru at koturuyordu. Nida Da nlerinde opal renginde
ykseliyordu. Geceyi Gortys'in kk pazar yerinde geirdiler ve ertesi sabah
erkenden yola koyuldular.
Babozumu sona ermiti ve her tarafta tahta ardaklar zerinde kurumaya
braklm meyveler gze arpyordu. Kadnlarn, erkeklerin ve ocuklarn byk
seramik kaplarda zm inedikleri kyleri birbiri ardna geride braktlar.
Burunlarna youn bir arap ve ra kokusu geliyordu.
Ksa bir sre sonra, ilk tepelere ulatlar. Dalar nlerinde ykseliyordu. Serin
rzgr pelerinlerinin iine doluyordu, atlarn nallarnn altndaki otlar ise iyiden iyiye
azalmt. Ormanlar arasndaki dar patika iyiden iyiye diklemiti, daha yukarlarda
ise allklarn arasnda kvrlp gidiyordu. Koruyucu yamacn dibine birka tane
kilden ve yontulmam tatan yaplm kulbe snmt.
ilk da geidini atktan sonra, yolculuklarnn ikinci akam Jouchtas Irma'nn
kysnda, zm balan arasnda bulunan Arc-hanes'e ulatlar. Hava rzgrlyd,
bulutlar gkyznde kmelenmeye balyordu. Gnein son klar kk sarayn
n cephesine dyor ve stunlu girii altn rengine boyuyordu\Basamakh yap,
doast grnml da zirvesini gzler nne seriyordu.
karos arkadann baklarn izlemirf. "Yukarda, zirvenin hemen altnda, Byk
Ana'nn ei her sonbahar uykuya yatmaktadr" dedi. "Her ilkbahar, k adaya geri
dnd zaman, tanna onu yeniden dourur." Asterios'un cevap vermesine frsat
brakmadan, alayl bir sesle konumaya devam etti. "Eski zamanlarda Girit'te
gerekten de insan kurban ediliyormu. Gnmzde ise sembolik olarak gmlen
bir bez kuklayla yeriniliyor sadece." Hafife gld. "Ne kadar gzel bir gelenek!
Soylular ve kylleri kontrol altnda tutmak amacyla, sarayn bir ksmn
Archanes'e nakletmek iin gayet yerinde bir bahane."
"Senin iin kutsal olan hibir ey yok mu ikaros?"
162
"Korkarm ki ok az" diye srtt arkada. "Hemen hemen hi denilebilecek kadar.
Atn mahmuzlayarak Jouchtas'n kayalk yamalarnn dibinde uzanan saraya doru
yol almaya balad. Asteri-os'un can sklmt. Fakat gnlsz de olsa onu izlemek
zorunda kald.
Tahta kap gcrdayarak ald. Mealelerin aydnlatt dar bir koridora girmilerdi.
Duvarlara dzinelerce diz boyu toprak testi dizilmiti. Yava yava bat tarafndaki
tapnma salonuna gittiler. Byk bir sunak ta arpt gzlerine, kurban edilen

hayvanlarn kanlarnn akmas iin kenarnda derin bir oluk vard. Her eyin stnde
ise, kutsayan kollarn iki yana am olan tanrann, siyah tahtadan byk bir
heykeli bulunuyordu.
Ortalkta hi kimse yoktu, fakat buna ramen Asterios'un iini yalnz olmadklarna
dair youn bir his kaplamt. Arkasn dnd. Kimse yoktu. rperdi. Souk terler
dkmeye balamt. Oradan kap gitmek iin dayanlmaz bir istek duyuyordu.
Fakat iindeki bir ses, kalmasn emretmekteydi.
karos'la ilgilenmeye gerek grmeden, gzlerini kapad. Kendi iine yneldi ve mavi
k zerinde younlat.
Havada lm kokusu vard. Sunak tann zerindeki kurbana bakt. zerinde
sadece krmz bir nlk bulunan, smsk balanm, plak bir olan ecel terleri
dkyordu.
Arka taraftaki iki adam dualar okuyor. Yanlarnda uzun, kara sal bir kadn var.
Onu ok net olarak grmesine ramen, yzn seemiyor.
Odada bir kii daha var. Kaln kal, elinde orak biimli bir bak tutan, dev gibi bir
adam. Anszn elindeki bakla olann atardamarn kesti. Ak renkli kan, sunak
tann altndaki kurban anana akmaya balad.
Birden tepelerine ta ve kaya yamaya balad. Kurban ana krlarak ikiye
ayrld; olann kan zemine yaylmaya balamt. Yer sarslyordu. Mealeler yere
dt; tahta kiriler yanmaya balad.
Tapnak yanyor! Dnya alev alev yanan bir ykntya dnyor. Sonun balangc
bu...
163
4
"abuk kalm buradan!" diyebildi Asterios g bela. Grd eyde kendi suu da
var myd? Ne yapmt?
"Sana ne oldu? Tir tir titriyorsun?"
"Bir ey hissetmiyor musun? Burnuna birtakm kokular gelmiyor mu? Talar!
Alevler! Her ey yanyor!"
Asterios koarak dar kt ve kendisini yere att. Ikaros ne yapmas gerektiini
bilmeden peinden kouyordu.

"Hasta msn? Ltfen, bir eyler syle!"


"ller" diye karlk verdi Asterios g duyulur bir sesle. "Saysz l. Her ey
lecek. Kurban edilen insanlarn hibir anlam yoktu!" Alamaya balad.
"lmek zorunda olan kim? Beni duyuyor musun Asterios? Seni anlamyorum!"
Asterios dzenli nefes almak iin kendisini zorlad, insan kurban etmek, inanlmaz
bir ey! Ne faydas olabilir ki?-Kim bir insan kurban edebilir? Neden? Bundan
kesinlikle vaktinden nce bah-setmemeliyim. Ne anlam olduunu kendim
renmedeiLnce, asla!"
"nemli bir ey deil" dedi sonra yksek sesle^Geici bir rahatszlk sadece. imdi
daha iyiyim, gerekten! GelTgidelim
buradan!"
\
Ikaros inanmaz gzlerle ona bakt, fakat bir ey sylemedi. Ancak Asterios onun
soru ve endie dolu baklarn, btn yol boyunca zerinde hissetti.
Geceyi geirmek zere konakladklar handa, akam yemeklerini de yemilerdi.
Fazla ge olmadan odalarna ekildiler, nk sabah erkenden yola koyulmak
istiyorlard.
Fakat Asterios uyuyamad. Huzursuzluk iinde bir o tarafa, bir bu tarafa dnp
duruyordu. Sonunda ayaa kalkt, pencereye yaklat ve gecenin sessizliini dinledi.
Yangn hl gzlerinin nndeydi, adam ve kadnn korkular, yasaklanm kurban
treni. zerinde boa resmi bulunan ana gryordu, azna dek kanla doluydu.
Bu hayallerin anlam neydi? ok eskiden vuku bulmu bir olay m grmt? Yoksa
kendilerini ok korkun bir gelecek mi
164
bekliyordu? Ba aryor ve akaklar atyordu. Grdklerinin ne anlama geldiini
sormak iin mavi armaya bile cesaret edemiyordu. imdi deil, diye
geiriyordu iinden, bu gece deil! Bu hayallere kar koyabilmek iin din ve
kuvvetli olmalym.
Nihayet penceresinden ieriye kularn sabah arklar girmeye balad. Asterios
rahatlamt. Hamama giderek ykand, temiz elbiseler giydi ve Pasiphae'nin
kendisine yolculuk hediyesi olarak verdii gm ilemeli deri kemeri kuand.
karos da uyanm ve hazrlanmt; hancya olan borlarn dedikten sonra yola

koyuldular.
Tabiat yumuam ve gzellemiti, gz alabildiince uzanan hafif ykseltilerin
zerinde, dierlerinin yan sra, zellikle de zeytin aalar bol bol yetiiyordu. Sk
sk baka atllarla karlayor, at arabalaryla en yakn pazara doru yol almakta
olan kyllerin ve zanaatlarn yanndan geiyorlard.
leye doru karos az ilerideki ky ayrnda mola vermek iin srar etti. Byk bir
narn altna oturarak, beyaz fasulye ve ttslenmi balk yediler. Susuzluklarn ise
bu yrede su ile kartrlarak iilen eki ra ile dindirdiler.
Archanes'teki olaydan bu yana neredeyse hi konumamalard. Sze ilk balayan,
Asterios'a Knossos'tan ne beklediini soran karos oldu.
Asterios omuzlarn silkti. "Dier adaylar epey zaman nce turna dansn
renmeye baladlar. Onlarn seviyesine ne kadar zamanda ularm, bilemiyorum."
"Turna dansn renmek sandn kadar zor deil. Onun yardmyla labirentin
merkezine giden ve -daha da nemlisi- seni tekrar dar kartacak olan yolu
bulabilirsin. Bu bilginin yokluu mahvolmana sebep olur. Fakat dansn admlarn ve
kurallarn iyice renirsen, spiralin iine sa salim gider ve dnm olarak tekrar
dar karsn."
"Bir zamanlar maarada olduu gibi mi?" diye sordu Asterios. Bu son szler ona
yine Hatasu'yu hatrlatmt. Sk sk dnyordu gzel Msrly. Ariadne'den o
kadar farklyd ki... Pasiphae'nin kz her eyi unutmasn salayan lgn bir rmak
gibiydi,
165 .
fakat Hatasu ise tam aksine, onu dnmeye zorlayan sakin ve sessiz, derin bir
gld sanki.
"Benzer ve farkl, Asterios! Labirent seni lm ve yeniden douun srlaryla, evreni
oluturan ve hepimizin iinde bulunan ebedi spiral yasasyla yz yze getirir. Oraya
ulatn zaman sadece rahibelerin sana rettiklerine gvenme, kendini de dinle,!
Sen dier adaylarn tmnden farklsn, bunu unutma! Sen kutsal evliliin
meyvesisin, bir tanrann olu!"
y /"
"Onun varln inkr ettiini sanyordum? Bir sre nce kendin sylememi miydin
bunu bana?"
"Amacm inanlarna saldrmak deildi" diye karlk verdi Ikaros zerine basarak,
"sadece tanrsalln yapsn kavramana yardmc olmak istiyordum. Fakat sen bunu

nasl olsa baaracaksn, benim tlerime hi ihtiyacn yok."


"Hayr, kesinlikle hayr" diye itiraz etti Asterios. "Sana ihtiyacm var dostum! ok
ey bilen ve deiik grleri olan birisiyle konuabilmek son derece faydal."
Dalan geride braktktan hemen sonra, Knossos'a giden ta deli kutsal tren
yolunda ilerlemeye balamlard. Kairathos rmann bereketli deltasndaki
ormanlk tepelerin arasna kurulmu olan byk sarayn hatlar, ta bu mesafeden
bile rahatlkla seilebiliyordu. Be katl n cephe ak toprak renklerine boyanmt;
eitli pencereler, kntl balkonlar ve ok sayda loca ilk bakta gze arpyordu.
Taa oyulmu bir ift boynuz at mahyasn talandryordu.
Asterios ancak yakma gelince yapnn llerinin ne kadar muazzam olduunu
kavrayabildi. Grne gre binann iinde sonsuz sayda salon, oda, depo,
mahzen, koridor, hol ve avlular olmalyd! Dandan baknca zeri kapal
merdivenleri ksmen grebiliyordu; koyu krmz stunlar ve siyah stun
balklarndan oluan bir orman! Asterios'un zerine evrili gzlere benzettii saysz
pencereye sahip yap bir sonraki tepeye kadar uzanyordu, gney kanad ise derin
bir kanyonun kenarnda son buluyordu.
"Labirent" diye bard aniden. Bu talam kudret karsnda kendisini zavall ve
gsz hissediyordu.
166
"Hayr" dedi karos. Kendisinin de bu yapy ilk grnde, lodreti karsnda
ezildiini henz ok iyi hatrlyordu. "Buras, j^avi Yunuslar Saray."
yol, nbeti kulbelerinin arasndan geerek, bat tarafndaki s-tunlu giri kapsna
ulayordu. Tahta kanatl byk kapdan ieri alnmadan nce, grevlilere adlarn
bildirmek zorunda kaldlar. Nereye gittiini tahmin etmek ok g olduu dar bir
koridor uzanyordu nlerinde. Her iki taraflarnda, ba yksekliindeki kulplarn
iinde, yanan mealeler bulunuyordu. Iklar, duvarlar boyunca uzanan resimleri
aydnlatmak iin yeterliydi.
Asterios, duvardaki tren alay resmini hayranlkla seyrediyordu. Armaan tayan
insanlarn sonu yok gibiydi. Erkekler gsterili kuaklarla bellerine baladklar renkli
nlkler giymiti; gen kadnlarn giysileri ise o kadar gzel resmedilmiti ki, sanki
effafm gibi duruyorlard. Kiminin ellerinde yuvarlak testiler, ki-mininkilerde ise
hayvan biiminde iki kaplar vard. plak ayakl tasvir edilmilerdi ve otlarla
ieklerin arasnda evik admlarla yryorlard. Balarnn stnde ise scak bir yaz
gnnn bembeyaz bulutlan gze arpyordu.
karos yavaa yrmeye devam etmesini syledi ona. Koridorun sona ermesinden

nceki son dnemete Asterios tekrar durdu. aknlkla duvara bakyordu.


Dmdz svanm, koyu krmz renkli bir duvarn zerinde gerek boyutlarda gen
bir erkein resmi yer alyordu. Belinde ksa bir nlk, bacaklarnda ise dolaklar
vard. Boynunda zambak ieklerinden oluan bir gerdanlk, kafasnda ise parl parl
parlayan tavus kuu tyleriyle sslenmi, zambaklardan yaplma bir ta vard. Sol
eliyle aslan gvdeli, kartal kafal ve pene ayakl, gz kapaklan hafife aralk bir
masal yaratnn boynundaki ipi tutuyordu.
"karos! Kim bu?" diye fsldad heyecanla. "Bu adam? Bu hayvan? Bu resim kimi
tasvir ediyor?"
"O dii Anka kulu rahip kral" diye cevap verdi karos. "Zam-bakl Prens! ok uzun
zaman nce onun gelecei bildirildi. Byk bir tehlike Girit'i tehdit ettii zaman
ortaya karak aday kurtara167
cak." Sesine alayl bir ton vermeye alyordu. "Sanrm onu epey bir sre daha
beklememiz gerekecek!"
Asterios bylenmi gibi bakmaya devam ediyordu duvara. Zambakl Prens! diye
geirdi iinden. Aday kurtaracak olan Zam-bakl Prens ben miyim?
"Asterios?" diye seslendi karos huzursuz bir sesle.
"Tamam, bir ey yok" diye karlk verdi Asterios abucak. "Bugn ok dalgn
olduum iin zr dilerim."
Darya, batmakta olan akam gneinin son klarnn altna ktklar zaman,
arkada Asterios'u dikkatle inceledi, fakat dncelerini kendisine saklad. Asterios
iki i avlu ve birok koridor boyunca arkadan izledi, ta ki ta bir kap vastasyla
saray tekrar terk edene kadar. Karmak yollarda ynn kestirmeye almaktan
oktan vazgemiti.
Bahenin iinden geen ksa yolu da atktan sonra, hedeflerine ulatlar. Misafir
evinin kapsnda karos onu yalnz brakt.
Asterios aslan penesi biimindeki bakr tokma kapya vurarak bekledi. Kap
ald. Karsnda Merope duruyordu.
"Anne!" diye bard. "Sen... burada.
Kadn cevap vermek yerine kollarn at ve delikanly gsne bastrd. Asterios

onun bildik kokusunu cierlerine ekiyor ve elbisesinin kvrmlar altndan kemikli


vcudunu hissediyordu. Kendisini emniyette hissediyordu, nihayet eve dnmt.
Aradan uzunca bir sre getikten sonra Merope onu brakt ve alc gzle
inceleyebilmek iin kendisinden biraz uzaklatrd. Asterios annesinde ilk bakta
gremedii deiiklii ancak imdi fark edebilmiti. Her zamanki yn elbisesi yerine,
en iyi cins ketenden dokunmu, ayak bileklerine kadar uzanan koyu krmz renkli
bir elbise giymiti. Salar sanatkrane bir biimde taranmt; boynunda ise gm
bir ay baltas sallanyordu.
Surat da Asterios'a yabanc gelmiti. Kara gzlerinde hametli, neredeyse sert
denebilecek bir bak vard, dudaklarna ise yeni, hkmedici bir ifade yerlemiti.
Merope delikanlnn gzlerine bakarak hafife ban sallad ve konumaya balad:
"Evet, Knossos'a geri dndm. Yllar nce,
168
buraya bir daha asla ayak basmayacama yemin etmi olmama ramen. Minos'un
beni ikna etmek iin ok fazla dil dkmesine gerek kalmad. Buradaym, nk bana
ihtiya duyuluyor."
"Minos?" diye tekrar etti Asterios aknlkla. "O mu? Sakn ondan iyi bir eyler
bekleme! Azmdan devaml senin hakknda laf almaya alt. Senden nefret
ettiine eminim."
"Ben de" diye glmsedi Merope. "Benden, hatta bizden, biz kadnlarn iktidarndan
nefret ediyor. nk ona devaml haddini bildiriyor ve evirmeye hazrland
dolaplar suya dryoruz!"
"O halde seni neden Knossos'a ard?"
"nk bana ihtiyac var. Ben en yksek dereceli rahibelerden biriyim. leride bir
gn Phaidra da bizim aramza katlacak. Fakat imdilik sadece Pasiphae ve Akakallis
benimle ayn basamakta: Minos'un benden daha ok korktuu kars ve bir sre
nce bir kz ocuk dnyaya getiren kz. Biz mzden baka hi kimse size turna
dansn retemez. Siz adaylarn grmeyen gzlerini ancak biz aabiliriz."
ocukluk gnlerinin anasn bu kadar deitirmi olan ne zerindeki yeni atafatl
giysi, ne de yeni sa modeliydi. Kadnn alacak deiiklii, iinden
kaynaklanyordu. Asterios'un karsnda hkmeden, insanlara hkmetmeye alkn
bir kadn duruyordu. Aklna yapacak baka bir ey gelmedii iin Merope'nin nnde
diz kt.

"Seni selamlyorum Merope, Byk Ana'nn rahibesi" dedi sonra. "Kaderimin senin
ellerinde olduunu biliyorum."
"Teekkr ederim Asterios" diye karlk verdi Merope sknetle. "Senin adn 'yldz
gibi olan' anlamna gelmektedir. Bu ismi laykyla tayacandan eminim."
Asterios ertesi sabah dier adaylarla bulutu. Adaylar dev Knossos saraynn gney
blmne yerletirilmiti. Odalar zemin katta uzanan ve pek az k alan bir
koridorun her iki yannda bulunuyordu. Genlerin tm Phaistos Saray'n, bakml
bahelerini, iek tarhlarn ve yal aalarn zlyordu. Burada ne gezmeye
klyor, ne de leden sonralar yelken kullanmaya gidiliyordu. Devasa ya169
p onlar yutmutu ve ancak labirentin karanlndan sa salim ktklarnda onlar
serbest brakacakt.
Hepsinin salar diplerinden kesilmiti ve sasz balar ok acayip grnmelerine
neden oluyordu. Saszlk bazlarna yak-mt; gl ense ve boyun kaslar onlara
azametli bir hava vermiti. Fakat dierleri acnacak bir haldeydiler.
Bitias sevinle Asterios'u karlad ve tekrar onunla oda arkada olmak istediini
syledi. "Yaknda bak senin kafan da ziyaV ret edecek" diye gld. "O zaman k
hibir engele uramadan iine girebilir."
Merope'nin dikkatli baklar altnda yardmcs Butho ksa bir sre sonra Asterios'un
salarn dibinden kesti, sonra da kafasn lav kpyle iyice sabunlayarak keskin
bakla almaya balad. Bir sre sonra Asterios'un kaznm kafasnn stnde
tanrann kutsal iareti belirmiti.
Sas deri gayet serindi. Asterios srekli elini banda gezdirerek, kafasnn
arkasnda Butho'nun bana kurban dmeyen birka tutam sa okayp
duruyordu.
leden sonra Merope onlan almaya ard. Altrmalar, sarayn yaknlarndaki
bir servi koruluunda bulunan koroda yaplacakt. Dans meydannn zemini,
aralarndan pembe mermer sslemelerin getii koyu renkli arduaz talaryla
kaplanmt. Bir tarafnda kayalklara alan tahta kanatl byk bir kap vard.
Asterios, ypranm tahtann zerinde birbirine sarl iki ylan vcudu grr gibi
olmutu.
Adaylar bir ember oluturdular ve altrmalarn yapmaya baladlar. Merope
yava yava birinden brne giderek, duru veya hareket hatalarn dzeltiyordu.

"Siz soylu turnalar temsil ediyorsunuz, bataklkta dolaan leylekleri deil!" dedi
biraz beceriksiz iki Atinal delikanlya. "Tapndmz ku eklindeki tanray
dnn!" Birka adm att; havada yrr gibi hafif ve evikti. "Vcudunuz gayet
serbest olmal, rzgrda sallanan an iekleri gibi. Ve bu arada dier yelerinizi de
unutmayn. Kollar! Bacaklar! Parmaklar!"
Asterios dans meydannn kenarnda ne yapacan bilemeden
170
kalakalmt. Merope onu bir para kenara ekti. "Dierlerinin haftalardr bu
admlan ve figrleri altn biliyorsun, deil mi?"
"Her eyi ksa zamanda telafi etmek zorunda kalmaya altm. Elimden geleni
yapacam."
"Bu kadarnn yeterli olup olmayacandan pek emin deilim. nk emberi
ynetecek dans lideri, sen olacaksn." Merope'nin sesi biraz endieli kyordu. "Ve
sadece bir haftamz var. Bu sre iinde her eyi renmelisin."
"Bunu baarabileceime inanyor musun?"
"Aklndaki her eyi silip kendini tmyle bu konuya verirsen, evet" diye karlk
verdi Merope neden sonra. "Yerdeki izgileri gryorsun, deil mi?"
Asterios dolambal yollar izen mermer sslemelere bakarak ban sallad.
"O halde imdi danslarn bana ge; ben sana ne yapman gerektiini
syleyeceim. Admlan renmek kolaydr, fakat kendini figrler zerinde mmkn
olduunca younlatrman gerekiyor."
Kzlar ve olanlar birbirlerini bileklerinden tutarak, l admlarla soldan saa
doru dans etmeye baladlar. Sonra da sola dndler ve sonunda ark syleyerek
durdular.
"Gayet iyi!" diye memnuniyetini belirtti Merope. Asterios'un bataki
tkezlemelerinden sonra, grubun ritmine ayak uydurmasn beeniyle izlemiti.
"Gkyznn doudan batya doru dnmesi gibi, siz de admlarnz nce saa
doru attnz. Sonra da sola doru, batdan douya doru hareket eden gne, ay
ve gezegenler gibi. Sonunda da, kinatn ortasnda hi kprdamadan duran dnya
gibi, olduunuz yerde kalakaldnz. te bu yaptnz, Geranul-kos'un yuvasn
kurmadan ve turna kraliesinin tylerinin arasna girmeden nceki balang
trenidir."

Kzlardan ikisi kkrdamaya balaynca, szlerine devam etmeden nce onlara sert
bir bak frlatt. "Sizi bekleyen labirent de bu dzene gre kurulmutur. Ne tarafa
gideceinizi bilmezseniz, bir daha dar kmay nasl baarabileceinizi
dnyorsunuz?"
Ortalk annda sessizleti ve Merope Asterios'a dnd. "Dikkatle bak, senin iin her
eyi bir daha batan alacaz!"
171
Adaylar ncekinden daha kk iki yeni ember oluturdular. Bu sefer parlak
krmz bir erit onlar birbirine balyordu. Bir kz, bir olan olmak zere art arda
dizilmilerdi; koronun dndan balayarak, giderek daha klen ve merkeze
ynelen daireler iziyorlard.
I
"Bu hareket ile gcnz birletiriyorsunuz" diye^bgrdiiMe-rope. "Vcutlarnzla
bir dalga oluturduunuzu dnn!" (
Ayn altrmay bu kez de Asterios'la beraber bir kez daha yaptrd, sonra da ikinci,
nc kere. Bkp usanmadan ayn hareketi yapmay srdrdler. Asterios
fkelenmeye balamt, figrlerini giderek daha isteksiz yapyordu. ember dans
ona giderek daha yapmack gelmeye balamt. Ve evresine baknd zaman,
arkadalarnn cokulu suratlar kendisine gln geliyordu.
Demek geliimi iin o kadar nemli olan turna dans buydu! Oysa bir ocuk oyunu
kadar anlamsz buluyordu burada yaptklarn.
Asterios'un dalan dikkati Merope'nin gznden kamamt. Sert bir sesle ona
seslenerek, ortaya gelmesini ve kendisine gsterecei hareketleri tekrar etmesini
syledi. Birbirini takip eden dokuz admdan ve bu admlan kesen sramadan
oluan turnalarn iftleme dans, ona zor ve karmak gelmiti.
Asterios isteksiz bir ekilde dans etmeye balad. Vcudu bir anda odun gibi
sertlemiti sanki, kendisini ok beceriksiz hissediyor ve dierlerinin baklar altnda
eziliyordu. Admlarn hatasz atana kadar Merope onun bir an bile baka bir ey
dnmesine izin vermedi. Srekli eletiriyor ve daha da iyi olmas iin tevik
ediyordu.
Ksa bir dinlenme aras haricinde, almay akama dek kesintisiz srdrdler.
Saraya dndklerinde karanlk basmt. rencilerin birounun dinlenmeye
ekildii srada, Merope Asteri-os'u yanma artt.
Dn akam mum na Merope'nin odas gzne gvende olaca bir yuva gibi

grnmt; oysa ayn oda imdi souk ve itici geliyordu. Hatta duvar resmindeki
kayalar ve gl aalan arasnda uuan mavi kularn canl renkleri bile,
parlaklklarn yitirmi gibiydi.
172
"Suratn asmaya hi olmazsa imdi biraz ara versen olmaz m?" diye sordu ona
Merope.
"Buraya bou bouna geldim" diye bard aniden Asterios. "Btn bunlarn ne
anlam var? Dans olmak iin en kk bir yeteneim bile yok!"
"Yaamnn gemisinin hangi limana yanaacan yolculuun banda bilemezsin"
diye karlk verdi Merope sknetle. "Koroyu, sana yol gsterecek olan bir harita
olarak kabul et. Yolcu ancak hedefine ulatktan sonra haritay gnl rahatlyla
ortadan kaldrabilir."
"ocuka bir dans iin byk szler!"
"taat etmeyi hibir zaman tam manasyla kabullenemedin, deil mi olum?"
Asterios yere bakyordu. Merope sustu.
"Esasl bir hazrlk olmadan labirentin stesinden gelebileceinize inanyor musun
yoksa?" diye sordu sonra. "Seni orada ne beklediine dair bir fikrin var m? inan
bana Asterios, turna dans bir ocuk oyunundan baka her eydir." Merope ayaa
kalkm ve pencereye yanamt. Cilal parmeni biraz yana ekince, odaya serin
sonbahar havas doldu. "Her insann yaam, ortasnda lm bulunan bir labirenttir"
dedi ok alak bir sesle, sanki delikanlnn orada olduunu unutmutu, "insan
yaamnn bu byk labirentinin iinde, grnte kendi iine kapanm bir sr
daha kk labirent bulunur. Onlar admlarken yaammzn bir parasn orada
brakrz, yani bir para lrz. Bu labirentin dierlerinden fark ise, merkezinde
zgrln bulunmasdr. Byk spiralin srr budur ite."
"Fakat neden spiral?" diye sordu Asterios. "Bu ne demek, ne anlama geliyor?"
"Buraya gel, olum" dedi ona Merope cevap vermek yerine. Birlikte beyaz ayann
aydnlatt gkyzne baktlar.
"Sorunun cevab her yerde" dedi Merope saygyla, "byk rnekleri orada, yukarda
greceksin. Baka spiralleri kendine ekerek giderek byyen yldz spiralleri. Ve
aada, yeryznde ise, daha kk rnekleri grebilirsin: Deniz kabuklan,
salyangoz ka-

173
buklan, hepsi sonsuzluun kk birer modelidir. Sarmalm iki anlam vardr;
kinatn nefes al ve bizi idrakin bir sonralti basamana gtrebilecek olan
iimizdeki yaayan ba. Bu yolun kestirmesi yoktur Asterios! Ne kadar abalarsak
abalayalm, nmze hep ayn yol kar. Her birimiz yaammzda dzen ve
karmaa arasnda seim yapma hakkna sahibiz. Fakat sk sk yle eylerle
karlarz ki, karar vermemizi neredeyse imknsz hale getirirler. te bu gibi
durumlarda gvenilir yardmclar, baka bir deyile doru haritalar, bize destek olur.
Turna dans da bunlardan biridir."
Asterios alnn krtrd.
"Girdiin labirentten nasl kacan sana semboller vastasyla anlatr ve seni
yeryznn canl ritmiyle btnletirir" diye devam etti Merope. "O kadar uzun sre
hareket edersin ki, sonunda yldzlar, bulutlar ve iekler seninle beraber dans
etmeye balar ve her eyi kapsayan emberle btnleirler."
Asterios kadnn gzlerinin iine bakt. Merope, onun altn ans benekli gzlerini ta
ocukluundan bu yana ok severdi, imdi bu gzlerde ksmen dnceli, ksmen de
bylenmi bir ifade gryordu. Ve ne kadar yorgun olduunu da.
"Bir tek akam iin bu kadar bilgelik yeter de artar bile" diyerek glmsedi. Dier
srlar iin henz ok erkendi. Onlar Toprak Ana'nn barna girecei gn ifa
edecekti.
"zellikle de aryan ba ve szlayan kaslar olan bir dans iin" diye karlk verdi
Asterios rahatlam bir ifadeyle.
"Yatmaya git Asterios. Bugn her eyi anlamadn iin de zlme, iine ekilen
tohumlar gerektii anda yeermeye balayacaktr."
Frtnal ve serin bir sonbahar gecesiydi. Koronun etrafna dikilen yksek tahta
direklere, alevleri rzgrda titreyen dzinelerce meale taklmt. Gkyzne
stten bir top gibi salnan ay ile beraber, meydan byl klara bouyorlard.
Adaylar ince giysilerinin iinde rperiyorlard. Kzlar baldrlarna kadar inen beyaz
elbiseler giymilerdi, belleri asma yaprak-lanyla ssl, rengrenk bir kuak ile
sklmt; erkeklerin zarif
174
gmleklerinin kenarlarnda gm saaklar sallanyordu. Deriden yaplma bir kn
iinde bulunan orak biimli bak hepsinde mevcuttu.

Minos hl ortalarda yoktu. Adaylar meydanda gkyzne bakarak bir aa bir


yukar dolanyor, ellerinden geldiince snmaya alyorlard. Nihayet uzaktan
kraln tahtrevan gzkt. Minos aa indi, dans meydannn kenarnda durdu ve
bayla Merope'ye iaret verdi.
Kadn ellerini yavaa gkyzne doru kaldrarak yakarmaya balad. Bu arada
erguvan! pelerininin n alm, nar suyuyla boyanm meneke rengi bir elbise
gzler nne serilmiti. plak kollar gm spirallerle sslyd; gslerinin
arasnda ise byk bir altn tlsm sallanyordu.
"Yaamdan lme, lmden yaama" diye yakarmaya balad. "Adaylar kutsal
rahmine kabul edeceksin. Orada labirentin srlan ile yz yze gelecekler. Fakat
bunlar yapmadan nce, dans ederek kinat kefedecekler." Sesini ykseltti.
"ember tamamland. Dnyalar arasndaki snrda bulunuyorlar artk. Gece ve
gndzn, doum ve lmn, sevin ve zntnn bir olduu yerde, zaman ve
meknn tesinde!"
Yakarnn sona ermesiyle birlikte, alglar almaya balad. Darbukalarn,
simbolinlerin ve klaketlerin sesleri, boynuzlarn bouk iniltileri ve blok fltlerin tiz
slklan ile birleerek doruk noktasna kt, sonra da aniden bakla kesilmi gibi
sustu. imdi davullarn arks balamt.
Birbirlerine krmz halatla balanm olan kz ve erkek danslar, mermer hat
zerinde karlkl iki sra halinde birbirlerine doru dans ediyorlar, kar karya
gelince de aksi istikmete dne-' rek danslarna devam ediyorlard. Ve bu her
istikmet iin yedi kez tekrarlanyordu.
Asterios avu ilerinin terlediini hissediyordu. Halat daha sk kavrad. Titreyen
bacaklarna ramen, kraliesi iin yuvasn hazrlayan gne kuunun ilk
sraylarn kusursuz olarak baarmt. Meydann karanlk merkezi nnde
uzanyordu. Son admlarn da att ve soluk solua koronun ortasna ulat.
Dierleri ona o kadar yakn duruyorlard ki, neredeyse kpr175
dayamaz hale gelmiti. Danslardan oluan zincir, onu bir salyangoz kabuuna
benzer smsk bir spiralle evrelemiti. O, labirentin kalbindeki Geranulkos'tu.
Kmldayamyordu. Darya kan tm yollar kesilmiti.
Asterios yutkundu, iindeki panikle mcadele etmeye alyordu. Dierlerinin
terinin kokusunu alabiliyordu, etrafndaki insan vcutlarndan oluan canl duvarn

pis kokusunu.
Davullar ylesine yksek sesle gmbrdyordu ki, artk dayanamyordu. Kulaklarn
kapatarak oradan kamak istiyordu. Fakat onu tutuyorlard. Ona sesleniyorlard.
Ona ok eski bir mesaj iletiyorlard. Arkan dn, diye ark sylyorlard. Her eyden
vazge! Geriye bakma! Tm cesaretini toplayarak arkan dner ve zt istikmete
dou ilerlersen kurtulabilirsin ancak!
Anszn gc hissetmeye balad. Tam altndan, yerin merkezinden geliyordu.
Kutsal alann yayd ve onun vastasyla aadan yukar ykselen g ylesine
youndu ki, ayaklarnn alt titremeye balamt. Artk nnde hibir engel yoktu.
inden akan kuvvetli, berrak ve scak gc vcudunun en cra noktalarnda bile
hissediyordu.
Kck bir hareket yapt. Sonra bir tane daha.
nce hibir ey deimedi. Korkuyordu, boulacan dnyordu. Anszn zincir
canlanmaya balad. Danslarn oluturduu spiral sonsuz bir yavalkta hareket
ediyormu gibi geliyordu ona, dar doru hareket ederek S-biimli bir kvrm
oluturuyor ve milim milim ona yer ayordu. Zincirin bir ucu hl ok yava bir
ekilde merkeze doru hareket ederken, dier ucu ise aksi istikmete doru
ynelmiti. Danslar, onu hapishanesinden kurtarmt.
Son olarak adaylar ta kapl zemine uzandlar, snm vcutlarn denizin dalgalan
gibi bir aa, bir yukar kaldrmaya baladlar, ta ki dalgalar yava yava snene
kadar. Ortalarnda duran Merope kran duasna balad.
"Byk Ana! Yaam iindeki yolculuumuz, dalarn karanlnda kaynaklanan ve
nn okyanusuna ulaana dek daima ileri doru hareket eden bir rmaa benzer.
Binler ve binlerce ismin
176
isimsizi, asla grmememize ramen her yerde olan yce sonsuz, gnlerin ve
gecelerin anas, kzlarna ve oullarna merhamet ettin. Kalplerimizi a ki, senin
ihtiamn ve senin rahmetini ululayarak yaayabilelim!"
Gece rzgr pelerinini erguvan bir yelken gibi uuruyordu. Surat karanlktayd.
"Anne! Anne! Neredesin?" Phaidra'nn sesi, kraliyet ailesinin zel dairelerinin
bulunduu dou kanadnn merdiven boluunda nlyordu. Gnein nlar, saysz
k deliinden ieri derek, duvardaki spiral resimlerini altna boyuyordu.
Minos ve Pasiphae arasndaki yksek sesli konuma annda kesildi. Hl tozlu

yolculuk mantosunun iinde bulunan kralie, gece hi uyumam gibiydi; Minos ise
olduka fkeli grnyordu. Fakat kzn grr grmez yz hatlar gevedi.
Phaidra annesinin kollarna atld. "Artk bir daha geri gelmeyeceini dnmeye
balamtm!"
Pasiphae'nin dudaklarnda ince bir glmseme belirdi. Minos ise alnn krtrd.
"Grne gre Knossos'ta olduka kt zaman geirmisin" dedi alngan bir sesle.
"Halbuki ben, yal babanla birlikte olmaktan holandn kansna kaplmtm."
"Kt kt bakma bana!" Phaidra zr dilercesine glmsedi. "Ebette ki seninle
Amnyssos'a gitmek ve donanmann ka hazrlanmasn seyretmek ok gzeldi. Ve
bronz dkmhanesini incelemek!" Prl prl bir suratla Pasiphae'ye dnd. "Babam
bana demircilerin tanrs Talos hakknda o kadar ok ey anlatt ki!"
"Babann syledii her eye inanmamalsn." Pasiphae kzn alnndan perken,
Minos'a fkeli bir bak frlatt. "ok eskiden Talos isimli bir devin madenlerin
efendisi olarak yeraltnda oturduuna inanlrd ve insanlar onun yalnzlktan skld
iin kzp fkeleneceinden korkard. Fakat bunlar sadece birer masal, Phaidra, basit
insanlar kandrmak iin uydurulmu hikyeler." Sesi sertlemiti. "Talos adnda bir
tanr yok, nk var olan sadece ve sadece Byk Ana. Ben de uzun yllardan beri
onun barahibesiyim ve
177 sen de pek yaknda onun hizmetine gireceksin. Bana bak!" Pasip-hae nce kzn
yuvarlak yanaklarn okad, sonra da eliyle alnna tanrann kutsal iaretini izdi.
"ok byk grevler bekliyor seni, gzbebeim!" diye fsldad efkatle. "imdi uslu
uslu odana git ve bizi yalnz brak. Babanla konumam gereken nemli konular var."
"Ben de burada kalamaz mym? ok sessiz olurum!"
"Annenin sylediini yap!" dedi Minos ters ters. Salonun giri ksmndaki tahta bir
sraya oturmutu, bir yandan da nndeki mangalda ellerini styordu. Tatl bir
scaklk yaylmaktayd etrafa.
"iyi ama henz Deukalion, Asterios, Ikaros ve dierleriyle birlikte yann ava gidip
gidemeyeceimi bile sormadm" diye itiraz etti Phaidra. "Beni de yanlarnda
gtreceklerine dair, haftalar ncesinden sz vermilerdi."
"Senin gibi kk bir kzn tecrbeli avclar arasnda ne ii var?"
"Yaknda on yanda olacam" diye srar etti kz hayal k-nklyla. "Onlara

katlacak kadar bydm."


"Her zaman kendi isteklerini n plana karmamalsn Phaidra" dedi Minos daha sert
bir sesle. "zellikle de sz konusu olan bir erkek iiyse!"
Phaidra'nn gzleri garip bir kla parlad. "Fakat avclk bir erkek ii deil ki baba!
Byk Ana ayn zamanda avclk tanras-dr. Mirtho bana Giritli kadnlarn ok uzun
zamandan beri yay gerdiklerini ve a attklarn anlatmt."
"u anda sesini kesmezsen bana kt eyler gelecek! ocuklarmn bana kar
kmasndan hi holanmam!"
Phaidra'nn kara gzleri yalarla doldu, fakat ses karmamay baard. Pasiphae'ye
doru bir bak frlatt ve onun ban salladn grnce, odadan kp gitti.
"Kim bilir senden nasl nefret ediyordur!" Pasiphae mantosunu karm ve
minenin karsna gemiti. Srt kocasna dnkt.
"Ne de olsa bunu salamak iin epey uratn!" Minos kadna yaklaarak plak
kolundan skca tuttu.
"Brak kolumu, canm acyor! Ne yaptn sanyorsun?"
Minos kadn kendisine ekti ve sert bir hareketle dudaklarn178
dan pt. "Gayet iyi almsn, kk gvercinim" diye fsldad kulana,
Pasiphae onun kollarnn arasnda kurtulmaya alrken. "Bu ocuu da dierleri
gibi benden uzaklatrmay baarmsn neredeyse!"
"Samalama!" Pasiphae fkeyle adamn suratna bakt.
Minos anszn kollarn gevetince, Pasiphae dengesini kaybetti. Az kalsn yere
decekti. "Samalama!" diye gld adam ac ac. "Evet, haklsn gzelim!
Androgeus'un o lmcl tuzaa dmesi ve Deukalion'un babas ile birlikte olmak
yerine vaktini ka-ros'la geirmeyi yelemesi, samalktan daha fazla bir ey! Katreus zaten uzun zamandr kendi yolunda yryor, Akakallis'in ise bana zerre kadar
olsun gveni yok! Xenodike ise yanna yaklatm anda terlemeye balyor. Sama
sapan akalara snmay tercih eden Glaukos'u ise hi hesaba katmyorum."
Pasiphae buz gibi bir sesle adamn szn kesti. "Benim olum Asterios'u saymay
unuttun. Hizmetilerin ve meyhaneci karlarn sana dourduu pi srsnden
bahsedeceini zaten hi sanmyorum."

"Sabrm tarmaman sana iddetle tavsiye ederim" diye hrlad Minos tehdit
edercesine. "Asterios u anda adaylardan biri ve kutsanma yolunda yryor.
Oysa..."
"... oysa yaam iin endie etmesi gerekirdi, yle deil mi?" diye Pasiphae devam
etti onun yerine. "Ne yazk ki o zamanki gzel plann suya dt. Halbuki amacna
ulamana ne kadar az kalmt: sen, Girit hkmdar!" Parmayla adamn gsne
vurarak, tehlikeli bir ekilde gld. "Fakat kralie benim! Anka tahtna asla bir erkek
oturamayacak, beni anlyor musun, asla! Kutsanmann en st derecesine sahibim.
Ve eski srlarn koruyucusuyum! Sen ise sadece benim esimsin, hepsi o kadar!"
Minos'un beti benzi atmt. "Zaman oktan gemi geleneklere sarlmaktan vazge
artk! Harekete gemeliyiz, hem de kemeni" Kadnn gzlerinde bo yere bir
uzlama iareti arad. "Vaktimi boa harcadm biliyorum; fakat bunu yapmaya
mecburum. Kabul etmek istemesen bile, Girit byk bir tehlikede: Atinallar uzun
zamandan beri giderek daha da pervaszca ticaret stnl179
mz yok etmeye ve onlarla yaptmz anlamalar hie saymaya alyorlar. Eer
soylu ocuklar aramzda yaamasayd, eminim ki oktan ar silahlara brnm
olarak sahillerimize km olurlard! Bana onlarn madencilik alannda byk aama
gsterdiklerini sylediler. Aray ok ksa zamanda kapatmamz gerekli, yoksa..."
"Kudret! Fetih! Silahlar! Senin tek dndn bunlar!" Onu aalarcasna sesini
ykseltti. "lkemize mutluluk getiren, hayvanlar oaltan ve tarlalan
bereketlendiren seremonilerin senin iin hibir deeri yok!"
"Atinallar demir kllaryla zerine hcum ettiklerinde, o sylediklerinin sana
yardmc olacan hi mi hi sanmyorum" diye cevap verdi Minos son derece ciddi
bir ifadeyle. "Eer yeni aa ayak uydurmamakta direnirsen, gzel lkenin sonunun
gelmesi pek yakn demektir."
"Sen ne sylediinin farknda deilsin!"
"Farkndaym, hem de gayet iyi farkndaym! Ben olmadan, kraliem, kaybetmeye
mahkmsun. zin ver bu barbarlara birlikte kar koyalm! Uzun zamandr karkocayz, sekiz ocuk byttk ve en byk evldmzn yasm birlikte tuttuk, neden
hl bana gvenmiyorsun?"
Pasiphae susuyordu. Salon karanlkt, minedeki odunlar yanp kl olmutu. Serin
sonbahar gecesi kendisini hissettirmeye balamt. Kendi iinin de souk ve sert
olduunu hissediyordu. Bu kadar etkileyici konuan adama nasl bir cevap

vereceini bilemiyordu. Sonunda bir tahta parasyla duvardaki ya lambalarn


yakt ve tekrar konumaya balad.
"O zamanlar seni sadece baka kadnlarn etekleri ilgilendiriyordu. Bugn de
kzlarn ve oullarn sana gvenmedii iin aryorsun. Hayr Minos, efkatli bir
baba olma konusunda hi de becerikli deilsin! Girit'e gelince, en nemli konuyu
unuttun: Zenginlik ve refah adaya benim ynetimim altnda geldi."
Minos yavaa kapya doru gitmiti.
"Seni imdilik yalnz brakyorum" dedi zgn bir sesle. "Fakat houna gitse de,
gitmese de, konumamza devam etmek zorunda kalacaz."
180
"Ne kadar bilgece szler!" diye alay etti Pasiphae. "Gerek yzn hi ekinmeden
bana gsterebilirsin. Senin en yetenekli olduun konuyu da biliyorum zaten: aptalca
sava planlar ile, anakara zerindeki birka vaJhi barbar korkutmak!"
Av gn gelmiti. Alacakaranlkta yola km ve gne doarken ormana
ulamlard. amlann, sakz aalarnn ve servilerin arasnda, sona ermek zere
olan sonbahar mevsimi nedeniyle yapraklarn yitirmi olan tek tuk palamut
meeleri gze arpyordu. Fakat gerek ayaklarnn altndaki yosunlar, gerekse de
aralarndan getikleri stleen ve diken allklar, yeil ve canlyd.
imdiye dek sadece yabani da keisi avna km olan Aste-rios, tm vcudunda
bir karncalanma hissediyordu. Deukalion ve karos'la birlikte kpeklerin srd
izin peinden gidiyordu. Bu kokular ve hrdayan grltlerle dolu dnyann iinde,
kendisini uzun sredir olmad kadar yakn hissediyordu tanraya. Puslu hava
yava yava dalyordu. Kpekler onlarn epey ilerisinde, hizmetkrlar ve
yardmclar ise epey gerisindeydi. Porsuk aacndan yaplma yaylarn omuzlarna
takmlard, oklar srtlanndaki deri sadaklarn iindeydi ve kemerlerinde kementler
sallanyordu.
Kpeklerden rken bir grup keklik kanat rparak kamaya balaynca, avclar
hemen oklarn pelerinden gnderdiler. Kpekler vurulan hayvanlar toplayp
getirdikten sonra, yeniden iz srmeye baladlar. Az sonra ileriden bir geyiin izini
bulduklarn belirtir havlamalar duyuldlu. Av heyecan hepsini sarmt, ilk olarak
Deukalion sesin geldligi yne komaya balad; dierleri de onu takip etti.
Deukalion sadandan bir ok kartrken Asterios avcya bakt. Onun yayn
gererken pek de uzak olmayan bir mesafede dallar koparmakla megul olan geyiin
gc ve ruhuyla btnletiini hissetti. Geyik muhteem boynuzlarla ssl kafasn
yavaa kaldrd. Tam o anda Deukaliion oku havada vnlayarak utu ve grtlana

sapland. lmcl bir yara alan hayvan, yere dt.


O eski ihtiras alev alev yanmaya balamt ilerinde; Asterios da dahil olmak zere
I tmn etkisi altna almt: Avn izini
181
bulmak, takip etmek ve onu yakalamak! Avclar kan ter iinde kalm ve
barmaktan sesleri kslmt. Ormann iinde koar admlarla ilerliyorlard;
Deukalion, karos ve Asterios en ndeydi. Durup dinlenmeksizin al rpnn
arasnda yryerek, rdek srlerini rktyorlard. Karnlar ackm ve
susamlard, fakat bir an bile mola vermeye niyetleri yoktu.
Dinlenme borusu ancak lene doru ald. Yanaklar al al yanan karos, gzlerini
cepken ve deri pantolon iinde kendisi de bir av hayvanna benzeyen Deukalion'dan
ayramyordu. Delikanl herhangi bir yorgunluk belirtisi gstermiyordu. Birka
adamla beraber tekrar ormann ilerine dalarak, tuzaklara dm ve alara
taklm olan hayvanlar toplamaya gitti. Asterios, balangta biraz tereddt
gstermesine ramen, onlar takip etmeye karar verdi.
Yrmek zorunda olduklar mesafe, hatrnda kalandan epey daha fazlayd. Asterios
sert deri izmelerin ayaklarnda at yaralan hissetmeye balamt bile.
Yorgunluktan bitap dmt. Gz ucuyla tuzaklar ve alar tek tek kontrol eden
Deukalion'u gzlyordu. Son tuzaa ulamalar iin tannaya yakarmaya balamt.
Deukalion aniden durakald. st kuru yapraklar ve dallarla kapanm bir tuzak
vard nnde. Asterios onun yanna yaklanca, tuzaa bir boann dm
olduunu grd. Alnnda orak inceliinde bir aktma vard; art ayaklan garip bir
biimde bklmt. Hayvan onlan fkeli bir brmeyle karlad. Deukalion birka
adm geri gitti ve sadana uzand.'
"Epeydir peindeydim onun" dedi oklarnn arasndan seimini yaptktan sonra.
"Alnndaki iaretten tandm onu. Bu vahi boalar geceleri allara saldryor ve
srleri rktyor."
Yayn kiriini gerdi ve dirseinin i ksmndan hedefine nian ald.
"Fakat o bir boa! Onu ldremezsin! Ne kadar gzel olduunu grmyor musun?"
lm ukurundaki hayvan sanki Asterios'un sylediklerini anlamt. Bouk bir
solumayla ona cevap verdi.
"Yazk! Gerekten de boa atlay iin ok gzel bir para olurdu! Fakat o imdi
bizim avmz ve ar yaral." Deukalion ni-

182
san ald. "Art ayaklan krlm; okumla onun abuk lmesine yar-(jnic olmazsam,
aclar iinde kvrana kvrana lecek."
Havada vnlayarak uan ok hayvann alnnn lam ortasn sapland ve titreyerek
kafatasna sapland. Orak biimli aktma kzarmaya balamt. Boa, oktan
kurtulmak iin ban sallamaya balad.
"Yce tanra!" diye kekeledi Asterios. "lmedi. Onu yaraladn sadece."
Deukalion fkelenmiti. Bu defa hayvann gl srtna bir ok yollad. Yaradan aa
ince bir kan izgisi akmaya balamt.
Oklar birbirini takip etti.
Sanki av talihi Deukalion'u aniden terk etmiti. Boaya isabet eden oklar, onun
sadece daha fazla fkelenmesine neden oluyordu. Acyla kvranan hayvan,
burnundan soluyordu. Yaralarndan kanlar fknyordu ve ektii azaptan tr
gzleri donuklamt. Nihayet brme sesleri giderek azald.
Asterios boann acsn, korkusunu ve lm mcadelesini, kendi vcuduna batrlan
binlerce bak gibi hissediyordu. Ensesi sertleti ve son zamanlara kadar hayallerin
geliini haber veren geici sarl hissetti. Kar koymaya almad, aksine
gzlerini kapad ve iine dnd. Mavi k onu sard ve grmeye balad.
Sadece bir tek mealenin titrek nn aydnlatt karanlk ve alak tavanl bir
odadayd. Yalnz deildi. Odada bir bakasnn daha olduunu grmekten ziyade
hissediyordu. Bu adamn tek bir amac vard: onu ldrmek!
Kendi suratnda ise, nefes almasn zorlatran deri maske vard. Sadece gz
hizasndaki ince yarktan grebiliyordu darsn. Maskeyi karmaya alt, fakat
baaramad. Sonunda uramaktan vazgeti.
Sol kolunda kanayan bir yara aan rakibinin lmcl saldrsn son anda
savuturmutu. Adamn salar ona olgunlam baaklarla dolu bir buday tarlasn
anmsatyordu, gzleri ak renkli ve fke doluydu. Elindeki gm renkli ksa kl,
titreyen n altnda parlyordu. Silahn tekrar kaldrd ve byk bir hiddetle
bacana indirdi.
183
Asterios yksek sesle bard; var gcyle haykryordu. nanmaz gzlerle

bacandaki derin yaraya bakt ve aresizlik iinde ellerini zerine bastrarak


kanamay durdurmaya alt.
Fakat br delikanlnn bunu yapmasna izin vermedi. Onu keye sktrmt.
Srt kayalara yaslanm olan Asterios'un ka yeri kalmamt. Kl tutan el bir kez
daha havaya kalkt. Asterios' un att korkun lk, rakibinin derin soluk alp
verme seslerini bastrd. indeki lm korkusu, ok eski zamanlarda duvara
ilenmi olan mendereslerde yanklanyordu. nk boann zaman dolmak
zereydi...
Grd hayaller bu defa her zamankinden daha iddetliydi. Aradan ne kadar
zaman getiinin bile farknda deildi. Sonunda gzlerini amay baardnda,
Deukalion'un zerine eilmi olduunu grd. Kadnlar olduu kadar erkekleri de
etkileyen ince burunlu, mavi gzl yakkl surat, endie doluydu.
"Neredeyim?" diye soru Asterios bitkin bir sesle ve o anda nerede olduunu
hatrlad. Ormandayd. Av partisi sona ermi ve boa lmt. Kendisi de ayn
ekilde lecekti.
Grdkleri neydi? Kendisini ldrmeye alan fkeli gzlerin sahibi kimdi?
Bir an iin Deukalion'a grd hayalleri anlatmaya alt. Fakat ona ne
syleyebilirdi ki? Sar sal adamn korkun baklarn ona nasl tasvir edebilirdi?
Duygu ve dncelerini bakalaryla paylama istei, geldii gibi aniden yok
olmutu.
"Ormandasn" diye sakinletirdi onu Deukalion, "her ey yolunda. Boa ld.
Mzram kullanmak zorunda kaldm, nk iindeki yaam arzusu oklarmdan daha
kuvvetliydi."
Asterios dorulmaya alt fakat Deukalion yumuak bir hareketle ona engel oldu.
"Burada grecek bir ey kalmad. Yardmclar hayvan paralayp gtrdler bile.
Yryebilecek misin?"
"Elbette yryebilirim!" Asterios ayaa kalkt. Var gcyle bacaklarnn titremesini
gizlemeye alyordu. "Birazck kan grnce bayldm sanma sakn! Sadece
gzlerim karard, nk..."
"... nk le oldu ve karnna hl bir lokma girmedi!" diye
184
szn tamamlad Deukalion. "Sana biraz destek olmam ister misin? Sadece
ormann kysna kadar. Sonra tek bana devam edersin."

Uzaklardan dierlerinin sesi geliyordu. Havada kzarm et ve ra kokusu vard, ilk


ark namelerini iitmek iin ok beklemelerine gerek kalmayacak gibiydi! Asterios
yavaa Deukalion'un kolundan syrld, yznde utanga bir glmseme belirmiti.
"Her ey yolunda, deil mi?"
"Her ey yolunda!" diye karlk verdi Asterios onu ikna etmek istercesine.
Kzgn talarn zerine dklen sudan ykselen youn buhar, ieri giren karos'un
bata hibir ey grememesine neden oldu. Bir sre sonra sis yava yava
dalmaya balaynca, Deukalion'u fark etti. Havuza inen merdivenin en st
basamanda oturuyordu. Scaktan gevemiti. zerinde binlerce ter damlasnn
parlad mkemmel vcudu, kendisini okayan saysz el tarafndan cilalanm eski
bir altn heykeli anmsatyordu karos'a. Deukalion'un gzellii onu afallatmt.
nln karp onun biraz ilerisine oturabilecek kadar kendini toparlamas iin,
birka dakikann gemesi gerekti. Bir yandan sska, kll bacaklann seyrederken,
dier yandan da bo yere gsnn biraz daha az kemikli olmasn diliyordu.
Deukalion bir an iin gzkapaklarn aralad ve derin bir soluma ile onu selamlad.
Ksa bir sre sonra ise ayaa kalkarak, souk su ile dolu mavi fayansl havuza
boynuna kadar dald. karos da onu taklit etti. Fakat buz gibi slakln iinde uzun
sre dayanamadlar. Titreyerek dar ktlar ve inanlmaz bolluktaki yumuak
havlular ile birbirlerini kuruladlar. Sonra da dinlenme sralarna uzanarak, kk bir
ekerleme yapmaya baladlar.
Girit saraylar arasnda sadece Knossos bu tr rehavet vastalarna sahipti. Bu istek
Aiakos'tan gelmiti. Syene'de yaad yllar boyunca, Yukar Msr'da gelenek olan
buhar banyolarn ziyaret etmeyi alkanlk haline getirmiti. Girit'e geri dndkten
sonra Minos'a bir yn taslak izmi ve yapm ilerini bizzat kendisi ynetmiti.
Pasiphae ve kzlarnn assos'un bitmez tkenmez stoklarndan elde ettikleri gzel
kokulu bitki ve yalarla hazrladklar
185
kvet banyolarn tercih etmelerine karn, Minos ve oullar sk sk buhar banyosu
yapyordu.
Kr tellak bu arada Deukalion'a masaj yapmaya balamt, Nubyal adam
belkemii boyunca uzanan sertlemi kalar yumuatyor ve yava hareketlerle
basen blgesini ovuyordu. Sonra da abanoz aac siyahlndaki elleriyle, krek
kemiklerinin zerinde davul almaya balad.
Ikaros, Deukalion'un kollarn ve bacaklarn kaplayan altn sars tylere bakarken,

kendinden gemiti. Gzlerini her gece ryalarna giren erkein vcudundan bir
trl ayramyordu. Bu ani bedensel yaknlk iindeki glkle basrd duygularn
yeniden canlanmasna neden olmutu; aniden alevlenen ihtirasna yenik dtn
hissediyordu. O zamana dek Deukalion onun gzne olaanst gzellikte, en
kk bir zayflk annda avna penelerini geirmeye hazr vahi bir hayvan gibi
grnmt.
Nubyal tellak masaj bitirdikten ve gen adamn zerini scak tutan yn havlular ile
rttkten sonra, Deukalion hafife ksrd ve sohbete kaldklar yerden devam
etmeye balad.
"Demek ki gerekten eminsin?" diye sordu karos'a bir kez daha. Miskin bir
hareketle ona doru dnmt.
"Hi phem yok" diye cevap verdi Ikaros konuda kalmaya alarak. "Asterios
kesinlikle kehanet yeteneine sahip. Bunu bana sylerken son derece dikkatliydi.
Bugnk boa hadisesinde olanlar bana anlatmam olsaydn, sana bu konuda tek
bir kelime bile etmezdim."
"Demek ki kralienin pii kutsal kehanet yeteneine sahip" diye mrldand
Deukalion alak sesle kendi kendine. "Annem bu konuda bir ey biliyor mu acaba?"
Ikaros byk bir korkuyla ayaa frlad. Deukalion onun iin yine yabanc ve uzak
birisi oluvermiti. O bir ann bys uup gitmiti. Keke hibir ey sylemeseydi!
Sadece Asterios'u dnmesi bile, kendisini bir gammaz olarak grmesine neden
oluyordu.
"Dinle, Deukalion" diye sze balayarak ona ricalar etmeye balad. "Bu konuyu
kendine saklasan ok iyi olur. Hi olmazsa Asterios labirent meselesinden kurtulana
kadar. Zaten kendisini ye186
telince yalnz hissediyor. Bu duyguyu daha youn olarak yaamasn istemem."
Deukalion ne anlama geldii belli olmayan bir hareket yapt. "Bunun pek doru
olacan sanmyorum" dedi dnceli dnceli. "Barahibeye bu konu hakknda
mutlaka bilgi verilmeli. Ne de olsa onun kinci Yz'le kutsanm biri mi olduuna, ya
da bir arlatan m olduuna, tanra adna o karar verecek."
"Ona gerekten de biraz daha zaman vermek istemez misin?"
"Demek yeni birini bulman bu kadar ksa srd?" Deukalion ona eziyet etmekten
zevk alr gibiydi.

karos itiraz etmeye frsat bulamadan kap ardna kadar ald ve Asterios ieri
girdi. rlplakt ve tepeden trnaa slak slak parlyordu.
"Buraya gel! Tam da senden bahsediyorduk" diye bard ona Deukalion canl bir
sesle.
karos dudaklarn srd. Asterios ikisi arasndaki garip gerginlii fark etti ve ne
yapacan bilemeden ylece kalakald. Deukalion ona gelmesi iin srar edince,
dinlenme sralarndan birisine oturdu.
"Umarm bu akamki ziyafette karnn tka basa dolduracak kadar iyi
hissediyorsundur kendini!" diye srtt Deukalion ona bakarak.
"Yeniden domu gibiyim" diye karlk verdi Asterios, buyandan da ilk kez bu
kadar telal grd karos'u gz ucuyla szyordu. "Bu hamamlar gerekten
harika, insan btn bir gnn burada geirebilir."
Deukalion'un dudaklarna zalim bir glmseme yerleti. "Aldn zevkin giderek
artacana emin olabilirsin!" Yava yava doruldu. "karos'un ellerine bir bak hele!
Onlarn ok zel yeteneklere sahip olduklarna dair seni temin ederim. Bu
yeteneklerin temelini Strongyle adasnda edinmiti. Sonra da onlar gelitirme frsat
buldu, hem de Girit'in en gzel kolonisinde" diye devam etti ve meydan okurcasna
karos'a bakt. "ok ynl yeteneklere sahip olduunu syleyebiliriz, yle deil mi
sevgili arkadam?"
karos uzun sre cevap veremedi. Nihayet ban dorulttuu
187
zaman, gzleri zntden gri bir renk almt. "Orada ok mutluyduk" dedi alak bir
sesle. "Birlikte geirdiimiz gzel vakti asla unutmayacam." Deukalion alay
edercesine dudaklarn bkt, fakat karos sznn kesilmesine meydan vermeden
konumaya devam etti. "Bakalarnn yannda beni kk drsen bile, bir
zamanlar bana duyduun yaknl imdi inkr etsen bile, sana olan sevgimi asla
yok edemezsin."
Ayaa kalkt, hafife eilerek onlar selamlad, belindeki havluyu vcuduna skca
sard ve bir kez olsun arkasna bakmadan oday terk etti.
Asterios, avclarn onuruna verilen akam yemeinde Pasiphae'ye elik edecekti.
Ona bu haberi ileten hizmetkr, kralienin karanlk basarken kendisini dairesinde
beklediini sylemiti.

Hava kararmaya balaynca Asterios kraliyet megaronunun kapsn ald; gen bir
hizmeti kz onu ieri buyur etti. Pasiphae odann br kenarnda, pencerenin
nndeki tahta srada oturuyordu. Ellerinin arasnda itinayla tuttuu bir nesneye
derin derin dalm gibiydi.
Asterios hafif bir gvensizlikle kapda durdu ve gzlerini odada dolatrd. Bu
megaron tm sarayn en gzel odasyd onun iin. Pek byk olmamasna ramen,
renkler ve eyalar ieriye scack bir hava veriyordu. Zemin ve kap yksekliine
kadar duvarlar mermer kaplyd. Mermer kaplamann sona erdii yerde ise, deniz
mavisi ve parlak krmz renklere boyanm ta bir ss kua duvar boydan boya
evrelemiti. Gney duvarnda bulunan ve saysz i avludan birine bakan yksek
pencere, k mevsimi sebebiyle yal parmenlerle kapatlmt. Douya doru oda
bir aydnla alyordu. Aydnl rozetlerle ssl balklar bulunan drt stun
sslyordu, tavanna da stun balklarndaki rozetler resmedilmiti. Fakat en gzel
ve en etkileyici resim, kuzey duvarnda bulunuyordu. Mavi bir yunus srsnn
tasvir edildii resim, gerekten de olaanst gzellikteydi.
Mavi Yunuslar Saray, diye geirdi iinden Asterios. Kendisini dalgalarn arasndan
tayan, byk ve ebedi deveranla btnle188
tiren hayvann kvrak vcudunu anmsamt. karos haklyd. Bu resim, Knossos'a
adn verecek deerdeydi.
Kendine gelebilmesi iin Pasiphae'nin ona birok kez seslenmesi gerekti. "uraya
bak, ne kadar gzel bir ey!"
Asterios yavaa kralieye yaklanca, ellerinin arasnda kk, beyaz-san renkte
bir figr tutmakta olduunu grd. Bir boa cambazyd bu; vcudunun st
plakt, belinde bir nlk ve renkli bantlar vard, cesur bir atlama pozisyonunda
bulunuyordu.
"Fildiinden oyulmu ve altn varakla kaplanm! Bu tr aheserleri sadece Msrl
sanatlar yaratabilir!" Pasiphae parmaklarn figrn zarif hatlarnda gezdiriyordu.
Anszn karanlk pencere niinden hafif bir ksrk sesi gelince, Asterios odada bir
baka kiinin daha bulunduunun farkna vard, lassos onlara doru yryordu.
enesindeki ksa sakal, ehresini neredeyse tannmayacak kadar deitirmiti.
"Gzel kraliemiz istisna olarak bu kez hakl deil" dedi atlak sesiyle. "Bu eserin
yapm yeri Strongyle adadr, bildiiniz gibi oraya Kalliste, yani 'Gzel Ada' ismi de
verilir; Onu pek uzun olmayan bir sre nce Zakros'lu zengin bir tccarn evinde
kefettim. Ve kralie Pasiphae'ye naiz bir hediye olarak sunmaktan da byk

mutluluk duyacam." lassos szlerini bitirince yerlere kadar eildi.


"Kralie teekkr ediyor" diye karlk verdi Pasiphae, "ve ilk f^atta yerine
getirecei bir dilek ile mukabele edecek - elbette Kalliste ile bir ilgisinin
bulunmamas durumunda. Kt kt bakma, lassos! O adann ne kadar ok houna
gittiini biliyorum! Ne de olsa Girit'te alkn olduumuzdan ok daha rahat ve ak
bir yaam hkm sryor orada - zellikle de erkekler arasndaki ak ilikileri
konusunda! Minos'un Akrotiri'ye gitmek iin sabrszlkla bekledii o gnleri unutmu
deilim. Sen de mi ayn eyleri ar-zuluyorsun yoksa?"
lassos biraz daha fazla eildi ve yere yuvarlanma tehlikesi geirdi. Cevap olarak
azndan anlalmaz mrltlar kmt sadece. Sonra yava yava doruldu
inleyerek. "Ben sadece basit bir tccarm ve kralienin ltuflan beni utandryor"
dedi ihtiyatl bir sesle.
189.
Pasiphae bu konuyu kapamaya karar verdi ve elbk lanlarn dikkatle dzeltti.
"Minos'un cesur avclar onum ln'n v" yemee gidelim mi?" Sesi olduka isteksiz
kyordu
Ver(%
"Beni affetmeni rica ediyorum" dedi lassos sayg^ u "Srekli yalar ve kokularla
uramak bnyemi olduka h * ^ tirdi. Paralanm etler, i organlar ve grlt
patrt bana SaSa?' il artk. Umarm beni
anlarsn."
re <kPasiphae'nin dudaklarnda zarif bir glmseme belirdi "v-ke ben de bylesine ince
duygular dorultusunda hareket ed ?~ eydim! Neyse, o halde izin ver de dar
kalm."
"
lassos sendeleyerek nlerinden ekildi ve kapya doru k turdu. Pasiphae'ye
saygyla yol verdi, fakat nnden geen Aste^ os'un eline sert bir cisme sarlm bir
papirs paras skstni "Ariadne'den" diye mrldand kenetli dilerinin arasndan.
Korkuyla irkilen Asterios, az kalsn elindeki kk paketi yere drecekti.
Kendisini toparlayp hazinesini gmleiyle kuann arasna sokana kadar, epey
zaman gemesi gerekti. Sonra da admlarn hzlandrd ve kuzey rampasnda sona
eren koridorda ilerlemekte olan Pasiphae'nin yannda yrmeye balad. Biraz sonra
sabahlar kraliyet muhafzlarnn devriye gezdii stunlu salona ulatlar, sonra da
st kattaki tren salonuna kan merdivenleri trmanmaya baladlar. eriden
yksek konuma sesleri ve grltl bir mzik ykseliyordu. Asterios tm varlyla
bir an nce Ariadne'nin mesajn okumak iin yanp tutuuyordu, fakat buna ramen
kendine hkim olarak Pasiphae'nin yannda merdivenleri trmanmaya devam etti.

Merdivenlerin sonu, devs stunlar tarafndan ikiye ayrlm olan byk bir salona
alyordu. Duvardaki resimler mumlarn titrek klarnn altnda parlyordu; zemin
ise ak renkli kuvars P kalarla kaplyd. Davetlilerin byk ksm kurulu sofradaki
yer e ni almlard.
.
s>
karos'un babasnn yannda bulunduunu fark etti. Glaukos ve Xenodike'yle
birlikte, yksek pencerelerin """j^ letirilmi olan sofraya oturmulard. Aday kasp
kavuran
^ rzgrlardan korunmak maksadyla, pencereler salam y
190
atlmt, pasiphae'nin artk kendisine ihtiyac lari s* J Asterios da onlara katld.
^adg11* Ij.jniannda bulunan kk tahta podyum zerinde geme" v
j,jr paraya balama hazrhndaydlar.

f^ yem-

buluna" rcevfgrr'grmez ^lS>mm indirdiler.


pvjjcatkraii J

^ admlarla kar taraftan kendisine doru gel-

PaS|'P phaidra'ya doru yrmeye balad. Duyduu heyecan m*te o


olan gen kz, elindeki toprak kernos'un
gnden

solmu

>n& sunulacak olan av etlerini tayordu. Salo-

^ nda bulutular ve karlkl durdular. Pasiphae elini kal-nu" ye sjn tylerinin,


hayvan derilerinin, i ve kurutulmu et
lannn, mantarlarn ve bitkilerin zerinde tanrann kutsal tini izdi. Sonra da
kznn ban efkatle perek elindeki ar Siyi ald ve gen bir hizmeti kza verdi.
Fakat bunu yapmadan nce sln tylerinin en gzelini alarak Phaidra'ya verdi.
Gen kzn surat mutlu bir glmsemeyle aydnland ve ty gururla kemerine
soktu. Pasiphae etrafna baknd. Kraln masasna en uzak olan sofray seerek,
kzyla birlikte oraya oturdu. Minos gzlerini dikip onlara bakmasna ramen, olduu
yerde kald. Kralie canl bir tavrla sohbet ediyordu, fakat tabanndaki yiyeceklerin
hibirisine dokunmamt.
Buna karn Asterios'un itah son derece akt. Fakat sofraya getirilen bitmez
tkenmez anaklar karsnda bir sre sonra pes etmek zorunda kalmt. Zaten
sutndaki pelerini atal ve belindeki kua geveteli ok olmutu. Bu arada kk
paketin yerinde olup olmadm sk sk kontrol ediyordu. Dikkatle etrafna baknd.
Hayr, paketi amak iin hi de uygun bir yer deildi buras!

Salonun havas scak ve boucu bir hal almt. Etrafa gzel


tadar saan byk buhurdanlklar bile, sofradan ykselen arap
neJZTma.kkulanna kanan ter kokusu karsnda aresiz kalsilirj

Ster0Sun yannda oturan ve onun gibi itahla yemekleri

P' spren Katreus, yan-kardeinin tabann yanndaki kemik


*mna takdirle bakt.
'oldumT5 ?mam flamadan nce son bir kez karnn tka basa 311 aklhca bir
davran" diye gld ona dnerek.
191
Pasiphae bu konuyu kapamaya karar verdi ve elbk lanlarn dikkatle dzeltti.
"Minos'un cesur avclar onuru ^ v' yemee gidelim mi?" Sesi olduka isteksiz
kyordu.
Ver%
"Beni affetmeni rica ediyorum" dedi tassos saygm h' "Srekli yalar ve kokularla
uramak bnyemi olduka h ^ tirdi. Paralanm etler, i organlar ve grlt
patrt bana o-^~ il artk. Umarm beni anlarsn."
re dePasiphae'nin dudaklarnda zarif bir glmseme belirdi "k ke ben de bylesine ince
duygular dorultusunda hareket eri k eydim! Neyse, o halde izin ver de dar
kalm."
lassos sendeleyerek nlerinden ekildi ve kapya doru k turdu. Pasiphae'ye
saygyla yol verdi, fakat nnden geen Asta! os'un eline sert bir cisme sarlm bir
papirs paras sktrd "Ariadne'den" diye mrldand kenetli dilerinin arasndan.
Korkuyla irkilen Asterios, az kalsn elindeki kk paketi yere drecekti.
Kendisini toparlayp hazinesini gmleiyle kuann arasna sokana kadar, epey
zaman gemesi gerekti. Sonra da admlarn hzlandrd ve kuzey rampasnda sona
eren koridorda ilerlemekte olan Pasiphae'nin yannda yrmeye balad. Biraz sonra
sabahlar kraliyet muhafzlarnn devriye gezdii stunlu salona ulatlar, sonra da
st kattaki tren salonuna kan merdivenleri trmanmaya baladlar. eriden
yksek konuma sesleri ve grltl bir mzik ykseliyordu. Asterios tm varlyla
bir an nce Ariadne'nin mesajn okumak iin yanp tutuuyordu, fakat buna ramen
kendine hkim olarak Pasiphae'nin yannda merdivenleri trmanmaya devam etti.
Merdivenlerin sonu, devs stunlar tarafndan ikiye ayrlm olan byk bir salona

alyordu. Duvardaki resimler mumlarn titrek klarnn altnda parlyordu; zemin


ise ak renkli kuvars ^ kalarla kaplyd. Davetlilerin byk ksm kurulu sofradaki
yer ni almlard.
. KtreUs,
karos'un babasnn yannda bulunduunu fark etti. Glaukos ve Xenodike'yle
birlikte, yksek pencerelerin * ^ letirilmi olan sofraya oturmulard. Aday kasp
kavura ^^. rzgrlardan korunmak maksadyla, pencereler salam y
190
sk sjjf, kapatlmt. Pasiphae'nin artk kendisine ihtiyac ,/^d iin, Asterios 4a
onlara katld. .Afemen. yaknlarnda bulunan kk tahta podyum zerinde
-an mil2jSyenler, yei bir paraya balama hazrlndaydlar. ^\ kralieyj grr
grmez algLann indirdiler. pa(^fasiphe yava adalarla kar taraftan kendisine
doru gel0 olan pnaidra'ya doru yrmeye balad. Duyduu heyecan mel1 (iden r^ngi
solmu olan gen kz, elindeki toprak kernos'un yi% Av Tanflas'na sunulacak olan
av etlerini tayordu. Salo-i^rtasncJa bulutular ve karlkl durdular. Pasiphae
elini kal-DW ve sl(jn tylerini0- hayvan derilerinin, i ve kurutulmu et (tayannn
mantarlar"1 ve bitkilerin zerinde tanrann kutsal P^jni iz^i Sonra da kznn
basan efkatle perek elindeki ar ^ ald ve gen bir hizmeti kz:a verdi.
fakat bunu yapmadan nce sln tylerinin en gzelini alarak pirfjra'ya VerdiGen k'zm surat mutlu bir glmsemeyle aydnla ve t> gururla Kemerine so-itu.
Pasiphae etrafna baknd. Knlji masadna en uzak olan sofray seerek, kzyla
birlikte oraya oturdu. Minos gzlerini kip onlara bakmasna ramen, olduu yerde
kald. Kralie canl bir tavr] sohbet ediyordu, fakat tabanndaki yiyecelderin
hibirisine doktnmam.
Buna kaj-n Asteris'un itah son derece akt. Fakat sofraya {etirilen ^itrnez
tkenmez anaklr karsnda bir sre sonra pes etk zoruna kalmt. Zaten
srtndaki pelerini atal ve belindeki ^St gev^te ok olmutu. Bu arada kk
paketin yerinde olup olmtn Sjk sk kontrol ediyordu. Dikkatle etrafna baknd.
Ha-^'^eti amak iin hi de uygun Ibir yer deildi buras! , , ^alonurj havas scak
ve boucu bir hal almt. Etrafa gzel ,V saa^n byk buhurdanlkla* bile,
sofradan ykselen arap m .Wtma kokularna karan ter tokusu karsnda aresiz
kal-silip' Asterios'un yannda oturan vs onun gibi itahla yemekleri y^Jprerj
jCatreus, yan-kardeinin tabann yanndaki kemik
\*ia takf4irie bakt. doidlpru daman balamadan nce son bir kez karnn tka
basa

%an adlca bir davran" diy>e gld ona dnerek.


191
Pasiphae bu konuyu kapamaya karar verdi ve elbisesinin volanlarn dikkatle
dzeltti. "Minos'un cesur avclar onuruna verdii yemee gidelim mi?" Sesi olduka
isteksiz kyordu.
"Beni affetmeni rica ediyorum" dedi lassos saygl bir sesle. "Srekli yalar ve
kokularla uramak bnyemi olduka hassasla-trd. Paralanm etler, i organlar
ve grlt patrt bana gre deil artk. Umarm beni anlarsn."
Pasiphae'nin dudaklarnda zarif bir glmseme belirdi. "Keke ben de bylesine
ince duygular dorultusunda hareket edebil-seydim! Neyse, o halde izin ver de
dar kalm."
lassos sendeleyerek nlerinden ekildi ve kapya doru koturdu. Pasiphae'ye
saygyla yol verdi, fakat nnden geen Asteri-os'un eline sert bir cisme sarlm bir
papirs paras sktrd. "Ariadne'den" diye mrldand kenetli dilerinin arasndan.
Korkuyla irkilen Asterios, az kalsn elindeki kk paketi yere drecekti.
Kendisini toparlayp hazinesini gmleiyle kuann arasna sokana kadar, epey
zaman gemesi gerekti. Sonra da admlarn hzlandrd ve kuzey rampasnda sona
eren koridorda ilerlemekte olan Pasiphae'nin yannda yrmeye balad. Biraz sonra
sabahlar kraliyet muhafzlarnn devriye gezdii stunlu salona ulatlar, sonra da
st kattaki tren salonuna kan merdivenleri trmanmaya baladlar. eriden
yksek konuma sesleri ve grltl bir mzik ykseliyordu. Asterios tm varlyla
bir an nce Ariadne'nin mesajn okumak iin yanp tutuuyordu, fakat buna ramen
kendine hkim olarak Pasiphae'nin yannda merdivenleri trmanmaya devam etti.
Merdivenlerin sonu, devs stunlar tarafndan ikiye ayrlm olan byk bir salona
alyordu. Duvardaki resimler mumlarn titrek klarnn altnda parlyordu; zemin
ise ak renkli kuvars plakalarla kaplyd. Davetlilerin byk ksm kurulu sofradaki
yerlerini almlard.
karos'un babasnn yannda bulunduunu fark etti. Katreus, Glaukos ve
Xenodike'yle birlikte, yksek pencerelerin altna yerletirilmi olan sofraya
oturmulard. Aday kasp kavuran buz gibi rzgrlardan korunmak maksadyla,
pencereler salam yn kuma190
larla sk sk kapatlmt. Pasiphae'nin artk kendisine ihtiyac kalmad iin,
Asterios da onlara katld.

Hemen yaknlarnda bulunan kk tahta podyum zerinde bulunan mzisyenler,


yeni bir paraya balama hazrlndaydlar. Fakat kralieyi grr grmez alglarn
indirdiler.
Pasiphae yava admlarla kar taraftan kendisine doru gelmekte olan Phaidra'ya
doru yrmeye balad. Duyduu heyecan yznden rengi solmu olan gen kz,
elindeki toprak kernos'un iinde Av Tannas'na sunulacak olan av etlerini tayordu.
Salonun ortasnda bulutular ve karlkl durdular. Pasiphae elini kaldrd ve sln
tylerinin, hayvan derilerinin, i ve kurutulmu et paralarnn, mantarlarn ve
bitkilerin zerinde tanrann kutsal iaretini izdi. Sonra da kznn ban efkatle
perek elindeki ar tepsiyi ald ve gen bir hizmeti kza verdi.
Fakat bunu yapmadan nce sln tylerinin en gzelini alarak Phaidra'ya verdi.
Gen kzn surat mutlu bir glmsemeyle aydnland ve ty gururla kemerine
soktu. Pasiphae etrafna baknd. Kraln masasna en uzak olan sofray seerek,
kzyla birlikte oraya oturdu. Minos gzlerini dikip onlara bakmasna ramen, olduu
yerde kald. Kralie canl bir tavrla sohbet ediyordu, fakat taba-ndaki yiyeceklerin
hibirisine dokunmamt.
Buna karn Asterios'un itah son derece akt. Fakat sofraya getirilen bitmez
tkenmez anaklar karsnda bir sre sonra pes etmek zorunda kalmt. Zaten
srtndaki pelerini atal ve belindeki kua geveteli ok olmutu. Bu arada kk
paketin yerinde olup olmadn sk sk kontrol ediyordu. Dikkatle etrafna baknd.
Hayr, paketi amak iin hi de uygun bir yer deildi buras!
Salonun havas scak ve boucu bir hal almt. Etrafa gzel kokular saan byk
buhurdanlklar bile, sofradan ykselen arap ve kzartma kokularna kansan ter
kokusu karsnda aresiz kalmt. Asterios'un yannda oturan ve onun gibi itahla
yemekleri silip spren Katreus, yan-kardeinin tabann yanndaki kemik ynna
takdirle bakt.
"Oru zaman balamadan nce son bir kez karnn tka basa doldurman akllca bir
davran" diye gld ona dnerek.
191
"Alk ve susuzluk beni korkutmuyor" diye karlk verdi Asterios. Kardeinin
konukanl onu artmt. "Karnm boken vcudumun son derece hafiflediini
hissediyorum. Sanki, uacak-m gibi. Bu duyguyu maarada geen gnlerden bu
yana tanyorum; birok ryamda defalarca yeniden yaadm onu."
Katreus onu dikkatle szmeye balad ve Asterios ilk kez olarak kardeinin kaba
hatlarnda Deukalion'un yakkl suratna benzer birtakm izgiler grd. "O halde

dikkat et de hedefinden ama" dedi Katreus dnceli bir tavrla. "nk


labirentten sadece parlak bir zek ve keskin duyular yardmyla kabilirsin. Hayaller
arasnda umaya devam edersen, Toprak Ana'nn bannda fazla yol alamazsn."
"Bana bunu hatrlattn iin teekkr ederim." Asterios ayaa kalkt. "Dier
adaylarn yanma dnmenin vakti geldi de geiyor."
iki aleminden mmkn olduunca abuk uzaklamak iin neredeyse koarak
salondan kt. indeki dayanlmaz heyecana ramen tedbiri elden brakmayarak iki
stun arasna gizlenmi kk bir niin iine sakland, kk paketi kuann
arasndan kard ve titreyen ellerle at. Bir zamanlar Merope'nin kendisine emanet
ettii, sonra da Ariadne'nin boynuna takt gne kurslu kutsal ift boynuz, elinde
ldyordu.
Bunun ne anlama geldiini ok iyi biliyordu. Knossos'a hareketinden nceki son
gece kararlatrmlard bunu. Phaistos'a gel, diyordu sevgilisi ona. Bana gel, hem
de olabildiince abuk!
Asterios, Aiakos'un Knossos'a sadece kendisiyle konumak iin gelmi olduunu
aknlkla fark etti. retmen rencilerini selamlad ve bir sre turna dans
almalarn izledi. almann sona ermesinden sonra Merope evine girene kadar
bekledi ve Asteri-os'u bir kenara ekti. Delikanl onun zerini bile deitirmemi
olduunu fark etti. retmeninin gerekten de ok acelesi olmalyd.
"Birka gn sonra labirente gireceksin" dedi ona. "Atlacan bu maceradan nce,
sana sylemek istediim birka ey var. Tabiri caz ise, erkek erkee bir konuma
yapacaz."
Asterios bir kez daha aknlkla onu szd. Aiakos onu ko192
lundan tuttuu gibi, rahatsz edilmeden konuacaklar bir odaya srklemiti.
Birisine bu tr zel bir muamelede bulunduu grlm ey deildi.
"Rahibeler, idrak yolunun nc basama olan karanlklar gezisine ok nem
veriyorlar ve erkeklerin Toprak Ana'nn baanda kadnlardan ok daha zor anlar
yaadklarn iddia ediyorlar. Onlann yamldklann sylemek istemiyorum, fakat
unuttuklan ok nemli bir ey var."
"Neymi peki bu?"
"Aada byk sarmalla karlaacak, kendi vcudunda lm ve yeniden doumu
yaayacaksn, elbette bu arada kim olduunu unutmazsan: cesaret ve gle dolu

gen bir adam! inde pusuya yatm olan korkulann seni malup etmesine izin
verme! Aklna ve sezgilerine gven. Ve terbiye edilmi duyulanna! Hedefine gvenle
gitmeni salayacak olan onlardr. Kibirli olma, fakat kendini olduundan daha
deersiz grme! Hepimiz labirente girdik." Konumasna ksa bir ara verdi ve
Asterios'a gz krpt. "Ve hepimiz tekrar dan ktk. Sana sylemek istediim esas
olarak buydu."
"Seni Minos mu gnderdi?"
"Kaydettiin aamalara byk nem veriyor. Sana zel bir ilgi gstermemi rica etti
benden."
"Fakat neden? Ben kralienin piiyim! Onun benden nefret ettiini biliyorum."
"Sen bir erkeksin Asterios" diye karlk verdi Aiakos anlaml anlaml. "Ve biz
erkekleri nemli grevler bekliyor. Fakat bunlar labirent tecrbesini geride
braktktan sonra anlatacam sana. Sana gveniyoruz. Bizi hayal knklna
uratma!" Asterios'un koluna dokundu. "Bilmen gereken bir ey daha var" dedi
alak bir sesle. "Sadece ve sadece seni ilgilendiren bir ey." Sesi titriyordu. "Ve
beni. Yaadn mddete kimseye sylememen gereken bir sr. Hi kimseye. Yemin
et!"
Asterios neler olduunu anlayamayan gzlerle ona bakyordu. "Ne demek
istiyorsun?" demek istedi, fakat azndan tek bir ses bile kmad. Yemin etmek iin
sessizce elini yukan kaldrd.
"Ben senin babanm. Benim tohumlanmdan yaratldn." Aia193
kos'un sesi bouk kyordu fakat olunun gzlerine dimdik bakmay baard.
"Sen?" diye fsldad Asterios bym gzlerle. "O sen miydin?"
"Evet, ben!" diye tekrarlad adam. "Kutsal evlilii gerekletirmek zere o zamanlar
ben seilmitim. Direnmek sz konusu bile olamazd. Bilge Kadnlar'a itaat
etmeliydim. Girit erkeklerinin kaderi tmyle sana bal Asterios!"
"Fakat o halde Hatasu benim kz kardeim!"
"Ve ikiniz de sizleri seven bir babaya sahipsiniz" dedi Aiakos. "Sizin iin her eyi
yapabilecek bir baba. Ltfen bunu asla unutma."
Erguvan denizin zeri kapkarayd. Gnlerden beri hibir gemi denize almaya

cesaret edememiti. Dondurucu bir kuzey rzgr sarayn evresindeki zeytin


aalarn sallayp duruyordu. Gkyznde ayn donuk hlesi parlyordu. Bazen
paralanm yelkenleri, bazen de garip masal yaratklarn andran kapkara bulutlar,
arada bir onu aa karyor, ama sk sk da baklardan gizliyordu. Adann en
yallar bile, bu derece frtnal balayan bir k mevsimi hatrlamyordu, insanlar
ilerini glerini brakm, gece yarlarna kadar yakacak odun topluyorlard. Hava
grlmemi soukluktayd; Nida Da'nn ift boynuzuna ilk kar dmt bile.
Asterios bo dans meydann seyrediyor ve turna dansn yaptklar akam
hatrlamaya alyordu. O zamanlar meydann etraf ift sra mealelerle
aydnlatlmt ve adaylar hep birlikte bekliyordu. Bu defa ise tahta direkler botu ve
ona yardm edecek hi kimse yoktu. Byk srrn kucaklamay bekledii ilk ve tek
kii, imdilik oydu. brlerinin nlerinde hazrlanmak iin daha uzun bir sre vard.
Labirentin girii hemen karsndayd. Asterios gecenin karanlnda onu sadece
hissedebiliyordu, fakat ypranm tahtann stndeki ylanlar gayet net olarak
hatnndayd. Kollan ve bacaklan arlam gibiydi; uzun oru dnemi koku alma
duyusunu son snrna kadar keskinletirmiti. Vcudunu ok iyi temizlemi
olmasna ramen, kendi kokusu bile ona iren denecek kadar eki geliyordu.
194
Yanndaki yal kadnn elbisesi suskunluk kadar karayd; jylerope'nin salarn ve
yzn rten ince tl kadar kara. Tekneyi aran lm habercisi, diye geirdi
iinden Asterios, elinde tuttuu yaam ipini tekrar iine alacak olan, eiin kara
bekisi. Derin denizlere benzeyen kara gzlerinde umursamaz bir bak vard, nk
u anda olup biteni saysz kere yaamt.
Asterios rperdi. Korkuyordu.
"Yakma gel Asterios" diye seslendi Merope ona. "Eii amadan nce sana
bakmasna izin ver!"
Yal kadn delikanlnn birka saat nce maviye boyanm olan kafasn ve erguvan
kulaklarn inceledi. Delikanlnn zerinde maz meesi meyvelerinin zsuyu ile
siyaha boyanm bir elbise ve belinde kpkrmz, geni bir kuak vard. Kadn onun
adaylarn geleneksel giysilerini giymi olduuna kanaat getirdi.
Honut bir tavrla ban sallad. Delikanl hazrd. Kutsal tren balayabilirdi.
Merope, Asterios'un alnn meshetti ve kafasnn stnde kk bir buhurdanlk
sallad. Sonra da ona deri bir torba uzatt.
"Bunun iinde su testileri ve bir rt var. imdi Byk Ana'nn rahmine geri

dneceksin; orada lecek ve tekrar dirileceksin. Tuttuun oru vcudunu arndrd,


perhiz gnlerin duyularn glendirdi. Turna dans da sana dn yolunu bulmasn
retti. Az sonra zlerini balayacak ve imen iin bir iksir vereceim. Fakat sana
sylemek istediim son birka sz var. Gzlerime bak olum!"
Asterios itaat etti.
"Her eyin merkezine uyank ve dikkatli olarak gidersen, tm szler gereksiz kalr,
iinde pusuya yatm olan korkularn seni malup etmesine izin verme! Sen
onlardan daha glsn! Ne yapacan bilemediin bir an gelecek olursa, sana
cesaret, sabr ve berraklk vermesi iin Byk Ana'ya dua et. Seni rahmine kabul
ettii iin ona teekkr et!"
"Ya sen? Seni bir daha grebilecek miyim?"
Kara tln altnda kk bir glmseme grr gibi oldu. "Her zaman yannda
olacama dair sana daha nce sz vermitim" dedi yumuak bir sesle.
195
Delikanly labirentin giriine gtrd ve her sabah gn yeniden douran tanray
ululamak iin douya doru hafife eildi. Sonra da tahta kapnn ifte kanadn
a. Asterios sonsuz karanla bakt. Korkudan lecekti neredeyse.
Merope ona dar azl, gvdesinin her yan kil meme ulanyla dolu toprak bir testi
uzatt. Asterios birka yudumda testiyi boaltt. indeki sv serindi; tandk arpa ve
taze nane tadnn yan sra, daha nce hi tatmad, ac bir eyler daha vard. Az
sonra kekremsi bir tat damana ve grtlana yaylmaya balamt bile.
Merope onun gzlerini balad. Delikanl kadnn kolundan g alarak dokuz dik
merdiven basaman teker teker indi. Burnuna kf ve rk kokusu gelmeye
balaynca, ister istemez admlarn yavalatt. Kalbi deli gibi arpyordu.
"Sakn duraym deme!" dedi Merope. "Az nce itiin Blec-hon yaklak bir saat
iinde tm etkisini gsterir." Yeralt dehlizinde nlayan sesi, garip ve yabancyd.
"Ancak o zaman gzndeki ba zebilir ve yoluna devam edebilirsin. Bu arada en
nemlisini unutma, olum: Seni yutmak ve yeniden yaama dndrmek zere
karanlk vcuduna kabul eden labirent, lmszln anahtardr..."
Sessizlik. Przsz, ar bir yk gibi binmiti zerine. Sonsuzluu dinlemek
istercesine kabartmt kulaklarn. Etrafn kaplayan mutlak karanlk ve mutlak
sessizlik iinde kalp atlarnn hzlann dinliyor, barsaklarnn korkuyla
bztn hissediyordu. Kar konulmaz bir ieme ihtiyac hissediyordu, fakat
zorlukla da olsa buna direnmeyi baard. Blechon onu tamamen etkisi altna

almadan ilerlemeli, labirentin merkezini bulmaya almalyd.


Asterios Hatasu'nun kendisine rettii gibi sakin ve dzenli bir ekilde nefes
almaya balad ve ellerini gsnn zerinde kavuturdu. Ruhunun ve vcudunun
yava yava sakinletiini hissediyordu.
plak ayaklarnn altndaki zemin souk ve talyd, fakat bir dereceye kadar
dzgn olduu sylenebilirdi. Bir uyurgezer gibi yrmeye balad. leriye uzatt
sol kolu ile devaml yanndaki duvara dokunuyordu, nk iine kapatld bu
yeralt mezarnda kendisine gven veren tek ey buydu.
196
Mezarda unutulan bir canl, diye geirdi iinden, ta kapak oktan kapatlm
zerine. Nefesi biraz hzlanmt; korkusu gememiti tam olarak. Aklndan saysz
dnceler geiyordu. Ya bir merkez yoksa? Ya labirent sadece iine tklann irade
gcn snamak iin yaplm bir hapishaneyse? Ac ve fke dolu bir lk att; sesi
binlerce paraya blnd ve yanklanarak dald.
Anszn aklna Aiakos'un duyularn kullanm hakknda syledikleri geldi. Hibir ey
gremiyordu. Fakat duyuyordu. Ve hissediyordu.
Tekrar sakinlemiti. Sessizlii dinledi. Yapayalnzd.
imdi de iinde yeermeye balam olan umutsuzlua bir son vermek iin,
vcuduna dokunmaya balad ve ellerini ceplerine soktu. Parmaklan ift Boynuz'a
dokununca sendeledi. Tlsm! Boynuna takmas iin Ariadne'nin kendisine hediye
ettii kolye! Onu cebine ne zaman ve nasl soktuunu hi hatrlamyordu. Fakat
baka trl nasl girmi olabilirdi ki?
Vcudunda bir titreme dolat. Yalpalamaya balamt. Tlsm ellerinin arasndan
kayarak kayalk zemine dt.
Artk duvarn bile nerede olduunu bilmiyordu. Solda? Yukarda? Aada? Blechon
etkisini gstermeye balamt. Yavaa gzlerindeki ba zd ve karanln iine
girmesine izin verdi. Bym gzbebekleriyle bile hibir ey grmeyi
baaramyordu. Donmu bacaklaryla olduu yerde kalakalmt; iinden gelen bir
titreimin yava yava kendisini etkisi altna almaya baladn, giderek
glendiini ve vcudunun tm yelerine yayldn hissetti. Az sonra gzleri dnd
ve yanak kaslar istem d kaslmalarla sarslmaya balad.
Azndan kpkler salrken, vcudu kaskat kesildi. Sanki vcudu muazzam bir
kuvvede kendisini sktran ve ezen demir bir zrhn iine girmiti. Ald her nefes
ile zrhn dayanlmaz basks daha da artyordu.

Bitkin den Asterios mcadele etmekten vazgeti ve kendisini zrhn ac dolu


kucaklayna brakt. Son bir nefes ald boulur-casna ve aniden zrh zerinden
kayp yere dt.
197
Cisman bir vcudu yoktu artk, sadece parlak girdaplar, iinde ve etrafnda, her
yerde; bzerek spiral sislerine dnen kl yollara, kalp gibi atan bir gbek
kordonu hayat veriyordu. Dev bir beynin kvrmlarnda dolayordu sanki, kinatn
yldzlarla kapl sonsuzluundan ise, sadece birka an uzaklktayd.
Uzaktan bakyormu gibi seyredebildii vcudu, lm ve yeniden douun sonsuz
dansna balamt. Tm vcudu ter iinde kalana kadar dans etti; elbisesinin
etekleri uuuyordu ve kollarn ge uzatmt. Sonra bitkin bir ekilde dansna son
verdi.
Ayak tabanlar karncalanmaya ve yanmaya balamt. Bir anda topran kar
konulmaz kudretinin iine dolduunu hissetti. Onu ileriye, hedefine doru itiyordu.
Labirentin kvrlarak ilerleyen yollarnda korkusuzca yrmeye balad. ie gemi
yedi spiralin, kendisini yumuak hareketli bir salnm ile ierden darya, dardan
ieriye tadn hissediyordu.
Sonra merkeze ulat. Kayalara oyulmu yksek tavanl, kubbeli bir yerdi buras.
Ayaklarnn ucuna ykseldii zaman bile tavana deemiyordu. Kendisini yavaa
yere brakt ve parman gzlerinin arasndaki noktaya dokundurdu.
Mavi k onu kaplamt.
Beyaz Boa olarak denizden kyordu. Ay tanras, boucu bir yaz gecesinde dar
bir koyda onunla Kutsal Evlilii gerekletirecekti. Tanrann byk bir zlem
duyduu, hasretinden kendisini yiyip bitirdii, onun ta kendisiydi. Tanrsal hayvan
ile ada arasndaki ebedi anlamay mhrlemek iin tanrayla yatacak olan, onun
ta kendisiydi.
Beyaz Boa'nn brmesi, tanrann tiz lklar, donuk ay nn altndaki
gm renkli bedenler. Gecenin her eyi yutan karanlnn iinde kayboldular.
Denizin dalgalar bir kez daha araland. Bu defa karaya ayak basan boann postu
kapkara, solumas ktlk doluydu. Karsna kacak her eyi ineyip gemeye
hazr olan toynaklarnn altnda, ate ve ykm tayordu. Bir canavard o, boa bal
ve insan vcutlu bir hilkat garibesi. Tm zamanlar iin labirentte, topran
198

barnda, hibir eyden habersiz kurbanlarn beklemeye mahkm edilmiti.


Kara Boa, kocaman ve sivri boynuzlarn taland^* t ^a. sini yavaa evirdi.
Donuk, kan brm gzleriyle dimdik ona fXJjcll
Asterios korkun bir lk att ve elleriyle suratna dokundu
Topraktan yaplm boa maskesi geldi eline. Kaf^^j' skca kavramt, derin ve
dzenli nefes almasna engel oluy0rcju Oysa orada bir ey olmamas gerektiini ok
iyi biliyordu.
Boa, ta kendisiydi!
Labirentin bekisi, ta kendisiydi!
Burada, merkezde, aa inmeye cret eden kahram^nian ^an brm gzlerle
bekleyecek olan, ta kendisiydi!
lecekti. Ve ada batacakt. nk boann zaman, dolmak zereydi.
ATE
Asterios Phaistos tepesine ulat zaman, akam olmua Kendisini karla kapl da
geitlerinden ve geni ovalardan gneye tayan atnn nnde, sallanarak
yryordu. K mevsiminin olduka sert balam olmasna ramen, son birka
gndr yumuayan hava onu yol boyunca yamurlu frtnalar ve tipilerden
korunustu
Gne, yeil k ekinleriyle dolu geni dzln zerjncje jjat. maya balamt.
Mavi dan ift boynuzu douda ge ykseliyordu ve Asterios iindeki
huzursuzluun yava yava yatarak yerini skna terk ettiini hissediyordu.
Derin derin nefes alarak karsndaki plak da zirvelerine bakt. Tam vaktinde geri
dnmt eve. Yln en uzun gecesi yaklacak atelerle iki gn sonra kutlanacakt.
Fakat gndnmj bayram onun Phaistos'a geliinin asl nedenini perdeleyecek t>jr
bahaneydi sadece; onu buraya aran Ariadne'nin yardm ansyd
199
Cisman bir vcudu yoktu artk, sadece parlak girdaplar, iinde ve etrafnda, her
yerde; bzerek spiral sislerine dnen kl yolla-' ra, kalp gibi atan bir gbek
kordonu hayat veriyordu. Dev bir beynin kvrmlarnda dolayordu sanki, kinatn
yldzlarla kapl sonsuzluundan ise, sadece birka an uzaklktayd.

Uzaktan bakyormu gibi seyredebildii vcudu, lm ve yeniden douun sonsuz


dansna balamt. Tm vcudu ter iinde kalana kadar dans etti; elbisesinin
etekleri uuuyordu ve kollann ge uzatmt. Sonra bitkin bir ekilde dansna son
verdi.
Ayak tabanlan karncalanmaya ve yanmaya balamt. Bir anda topran kar
konulmaz kudretinin iine dolduunu hissetti. Onu ileriye, hedefine doru itiyordu.
Labirentin kvrlarak ilerleyen yollarnda korkusuzca yrmeye balad. ie gemi
yedi spiralin, kendisini yumuak hareketli bir salnm ile ierden darya, dardan
ieriye tadn hissediyordu.
Sonra merkeze ulat. Kayalara oyulmu yksek tavanl, kubbeli bir yerdi buras.
Ayaklarnn ucuna ykseldii zaman bile tavana deemiyordu. Kendisini yavaa
yere brakt ve parman gzlerinin arasndaki noktaya dokundurdu.
Mavi k onu kaplamt.
Beyaz Boa olarak denizden kyordu. Ay tanras, boucu bir yaz gecesinde dar
bir koyda onunla Kutsal Evlilii gerekletirecekti. Tanrann byk bir zlem
duyduu, hasretinden kendisini yiyip bitirdii, onun ta kendisiydi. Tanrsal hayvan
ile ada arasndaki ebedi anlamay mhrlemek iin tanrayla yatacak olan, onun
ta kendisiydi.
Beyaz Boa'nn brmesi, tanrann tiz lklar, donuk ay nn altndaki
gm renkli bedenler. Gecenin her eyi yutan karanlnn iinde kayboldular.
Denizin dalgalar bir kez daha araland. Bu defa karaya ayak basan boann postu
kapkara, solumas ktlk doluydu. Karsna kacak her eyi ineyip gemeye
hazr olan toynaklarnn altnda, ate ve ykm tayordu. Bir canavard o, boa bal
ve insan vcutlu bir hilkat garibesi. Tm zamanlar iin labirentte, topran
198
arnda, hibir eyden habersiz kurbanlarn beklemeye mahkm
edilmitiKara Boa, kocaman ve sivri boynuzlarn talandrd kafasn yavaa evirdi.
Donuk, kan brm gzleriyle dimdik ona bakt.
Asterios korkun bir lk att ve elleriyle suratna dokundu.
Topraktan yaplm boa maskesi geldi eline. Kafasn skca jcavramt, derin ve

dzenli nefes almasna engel oluyordu. Oysa orada bir ey olmamas gerektiini ok
iyi biliyordu.
Boa, ta kendisiydi!
Labirentin bekisi, ta kendisiydi!
Burada, merkezde, aa inmeye cret eden kahramanlar kan brm gzlerle
bekleyecek olan, ta kendisiydi!
lecekti. Ve ada batacakt. nk boann zaman dolmak zereydi.
ATE
Asterios Phaistos tepesine ulat zaman, akam olmutu. Kendisini karla kapl da
geitlerinden ve geni ovalardan gneye tayan atnn nnde, sallanarak
yryordu. K mevsiminin olduka sert balam olmasna ramen, son birka
gndr yumuayan hava onu yol boyunca yamurlu frtnalar ve tipilerden
korumutu.
Gne, yeil k ekinleriyle dolu geni dzln zerinde batmaya balamt. Mavi
dan ift boynuzu douda ge ykseliyordu ve Asterios iindeki huzursuzluun
yava yava yatarak, yerini skna terk ettiini hissediyordu.
Derin derin nefes alarak karsndaki plak da zirvelerine bakt. Tam vaktinde geri
dnmt eve. Yln en uzun gecesi, yaklacak atelerle iki gn sonra kutlanacakt.
Fakat gndnm bayram onun Phaistos'a geliinin asl nedenini perdeleyecek bir
bahaneydi sadece; onu buraya aran Ariadne'nin yardm arsyd.
199
Biraz daha gayret, sonra nihayet onun yannda olacakt tekrar! Btn yol boyunca
kz o kadar youn bir ekilde dnmt ki, bazen onun yannda at koturduu
hissine bile kapld olmutu. Aslnda assos'un madalyonu kendisine vermesinden
hemen sonra yola kmay istemiti. Fakat nce labirenti malup etmesi ve
kutsanma yolunun nc basaman geride brakmas gerekiyordu.
Asterios'un kendisini biraz olsun toparlayabilmesi iin aradan gnler gemesi
gerekmiti ve imdi bile ac dolu sorular beynini kemirip duruyordu. Pasiphae ile
konumas gerekiyordu; fakat kendisini douran kadn ile deil, tannanm
hizmetkr olan barahibe ile. Labirentte grdkleri sadece kendisini deil, ayn
zamanda tapna, hatta tm aday tehdit ediyordu. Bilge Kadnlar'a da grdklerini
mutlaka anlatmalyd; hayallerine olsa olsa onlar bir aklama getirebilirdi.

Fakat daha nce akla kavuturmas gereken baka bir mesele vard. Ariadne'ye
ne olmutu?
Tahta giri kapsna vurdu.
Tknaz bir saray muhafz, suratnda kt bir ifadeyle kapy at. Fakat Asterios'u
tanr tanmaz tutumunu deitirerek onu saygyla selamlad, fakat grn onu
artma benziyordu. Delikanl tepeden trnaa amura bulanmt, ayakta duracak
kadar bile halinin kalmadn yeni yeni fark ediyordu.
Onu sarayn bat kanadna gtrdler. Kendisini kabul salonunda bekleyen kiinin
Mirtho olduunu aknlkla fark etti. Kadn sanki onun geleceinden haberdard;
yumuak rtler sermek suretiyle rahat bir dek haline getirdii srann zerinden
yavaa kalkarak delikanlya yaklat.
"Phaistos'a hogeldin!" diye onu selamlad ve delici nazarlarla szd. Son
grnden bu yana Asterios ok deimiti. Hatlar daha keskinlemiti; uzun oru
dneminin ve zorlu yolculuun izleri suratnda ok ak olarak grlyordu. Asterios
kadnn baklarna aynen karlk verdi.
Mirtho, aradn bulmutu delikanlnn gzlerinde, ilerinde boann kudretinin
yansmas vard. Erkek kuvveti ile Minos'un iktidar hrsna kar koyacak, dii
dayankll ile kadnlarn ezelden
200
beri Girit'te yarattklarn kollayacak ve koruyacak durumdayd. Mirtho'nun iini
gurur ve gven doldurdu, ruhunun bir ku kadar hafiflediini hissediyordu.
Yanlmamt: Asterios, kehanetin bildirdii gibi, Byk Ana'nm ilk erkek
hizmetkr, ilk rahibi olacakt. Rahibeler kendi elleriyle onun bana tavuslu tac
takacaklard, ayn Mavi Yunuslar Saray'ndaki duvar resminde tasvir edildii gibi.
Mirtho glmsedi. Neredeyse yolun sonuna geldi, diye geirdi iinden ve ho geldin
ikisi olarak ona bir bardak scak arap uzatt. Kutsanma yolunun drdnc ve son
basama uzanyordu artk nnde; ate, onu snrlarnn tesine tayacak ve demir
kadar sertletirecekti.
ikisini imekte olan delikanlnn ne kadar huzursuz olduunu hissetti anszn.
Asterios bir sre tereddt etti, ama sonunda dayanamayarak ruhunu alev alev
yakan soruyu sordu.
"Ariadne'yi nerede bulabilirim?"

"Ge kaldn" diye cevap verdi Mirtho dndnden de sert bir sesle.
Asterios'un rengi soldu ve kemerini tutan eli kasld. "Ona ne oldu? Bana bir ey
mi geldi?"
"Hibir eyi yok" diye sakinletirdi onu Mirtho. "Fakat saray terk etti. Evvelki gn,
donanmann kalan ksmn klk Amnyssos Liman'na gtrecek olan bir klavuz
gemiye bindi. Aslnda tm gemilerin k Kommos tersanelerinde geirmeleri
planlama, fakat son gnlerdeki gzel hava, Minos'un yeni emirler vermesine
neden oldu.
Asterios inanmaz gzlerle ona bakyordu. "Ben buraya elimden geldiimce abuk
ulamak iin neredeyse kemiklerimi kracaktm, oysa o Knossos yolunu tutmu bile!
Syle bana, onu oraya gnderme fikri kimin aklna geldi?"
Salonda bir ileri bir geri huzursuzlukla dolamaya balad.
fkeli haliyle ne kadar gzel, isyan ederken ne kadar gen ve masum! Mirtho
anszn onun Ariadne'den asla vazgemeyeceini anlad. Ne boa atlay, ne turna
dans, hatta ne de ona gelecekteki yaamn bildiren labirent bile, Ariadne'ye olan
sevgisine engel olamazd.
201 .
ini ekti. Ne kadar ac verici olsa bile, gerei ondan saklamas mmkn deildi.
"Byle olmasn Minos istedi. retmenin Paneb de ona refakat ediyor. Ariadne'nin
yapaca hibir ey yoktu" diye ekledi yumuak bir sesle. "Ariadne seni beklemek
istedii iin, son derece zgnd. Fakat itaat etmek zorundayd."
"Bizi ayrmak istiyor! Fakat bunu baaramayacak. Onu seviyorum! Ariadne'yi
sonsuza kadar seveceim!" Ate saan gzleriyle meydan okurcasna kadna bakt.
"Bu kadar yeter Asterios!" dedi Mirtho yksek sesle. "Kendine ok fazla acyorsun!
Elbette ki ektii aclardan bakalarn sorumlu tutan kk bir ocuk gibi
davranabilirsin. Fakat kutsanma yolunda emin admlarla ilerleyen bir yetikin gibi
davranmak da senin elinde!"
Asterios mealelerin titrek nn altnda, kadnn dudaklarnda gizli bir glmseme
grr gibi oldu. Aniden tm sertliini yitirmiti. "Bu yetikini yarn akam karanlk
basarken dada bekliyorum" diye devam etti szlerine. "Ve gndnm gecesinde
ay gkyznde grnd zaman, onunla beraber ate treninin gereklerini yerine
getirmek istiyorum."
Uzak yldzlara doru uzanan, dar ve tal bir patika. izmelerini bast yerden

sklen kk talar, aa yuvarlanyordu. Gkyznde parlayan dolunay etraf


aydnlatyordu ve rzgr dinmiti. Aadaki geni ova derin, huzurlu bir uykudayd.
Dimdik ykselen kayalarn altndaki kaynan nne kurulmutu odun yn. Kuru
al rpnn zerine dokuz deiik aacn tahtalar zgara biiminde dizilmiti; en
stte bir tutam bitki gze arpyordu.
Kapkara giysilere brnm yal kadn, hemen yannda duruyordu. Elinde alev
alev yanan bir meale vard. Sanki her eyle btnlemi gibiydi: geceyle, dala,
atele.
"Bana neyin ne olduunu reten Yce Ana" diye nlayan sesi, sessizliin iinde
yankland. "Senin sayende elementlerin etkilerini anladm, gnlerin dou ve
batn, mevsimlerin dnmn ve yldzlarn konumlarn kavradm. Ruhlarn
kudretini, bit202
dlerin eitliliini ve kklerin kuvvetlerini tanyorum. Gizli olan her ey aikr
bana, gn nda var olan her eyi grdm. nk sen, Byk Ana, bana kkbyk ayrm yapmakszn, her eyi rettin. Senin kutsal adnla imdi de geceye
kar duruyorum ve Ic mevsimine sava ilan ediyorum."
Yanar mealeyi tuttuu sol elini havaya kaldrd ve gzlerini kapad. Uzun sre bu
ekilde hi kprdamadan bekledi. Sonra gzlerini at ve ona bakt.
Asterios kadnn baklarnn iine dalmt. Ta derinlerde, ezelden beri bu treni
yapan analarn g ve kudretlerinin sakl olduunu grd. Trans halindeymi gibi sol
kolunu Mirtho'ya doru uzatt ve elindeki yanar mealeyi ald. Bir sre atein yok
edici gcn plak derisinde hissetti.
Ate beni istiyor, diye dnd. Yanar dilleriyle beni yalamaya alyor. Ensesi
karncalanmaya balamt.
Henz vakti gelmemiti. Hayallerin geliinin habercisi olan mavi glkle
uzaklatrd iinden. Yavaa odun ynndan yana dnd ve mealeyi kuru al
rpnn tam ortasna tutup bekledi. Alevler bir anda her tarafa yaylarak, dallara ve
odunlara itahla saldrmaya baladlar.
Mirtho onun ne yaptn dikkatle izliyordu. "imdiye dek karanlk hkm
sryordu" dedi sonra. "Artk Byk Ik iinde bir ksn. Alev ve dumanlar iinde
gkyzne ykseliyor sunularn. uraya bak!"
Eliyle geni bir yay izerek aada uzanan ovay gsterdi. Her tarafta yanan

ateler, parlak klaryla karanl deliyordu.


"Ate ktln kudretli bir rakibidir" diye sesini ykseltti Mirtho bir kez daha.
"Karanl aydnlatr, ktlkleri ve tm glgeleri etkisiz klar. Byk Ana'nn bu
glgeleri bize armaan etmesinin sebebi, seim yapabilme ansna sahip
olabilmemiz iindir. Ate biz insanlar, metali eitli biimlere dntrd gibi
dntrr Asterios. nk o ne gemi, ne de gelecektir; sadece ve sadece iinde
bulunduu o andr. Onun kendisini tututurmasna izin veren kimse, artk mhlet
isteyemez. drakin her eyi malup eden mealesi ona dokununca..."
203
Sesi ok uzaklardan gelir gibiydi. Asterios boazna bir eylerin oturduunu
hissetti. Mavi k onu ele geirmeye balamt, fakat iine dnmekten ve hayalleri
karlamaktan korkuyordu.
"... kalbi yanmaya balar ve ruhu a dnr. Sen, Asterios, gelecekte tanrann
rahibi olarak, Byk Ana'nn tm zamanlarn en bandan bu yana kadnlara emanet
ettii atei koruma ve kollama grevini, sen stleneceksin. Ate bize gkten dt
ya da yanan bir allk olarak karmza kt. Onu aldk, maaraya tadk ve bize s
vermesi, yemeklerimizi piirmesi, kaplarmz sertletirmesi iin koruduk. Her evin
kalbi olan ate, kutsaldr ve kutsanmtr. O, hem huzurun sembol, hem de
tanrann yce varlnn bir alametidir."
Asterios hibir uzvunu oynatamyordu artk. Cevher eritmek ve metal dkmek iin,
diye geirdi iinden, dman ldrecek silahlar yapmak iin. Labirentin kalbinde
kendi kara glgemle karlatm zaman neredeydin, yce lanra? O kahramann
parlak gzlerinde kendi lmm grdm zaman neredeydin?
iinde duyduu ac yznden iki bklm oldu ve kollarn kendi vcuduna sard.
Beni deil! diye yakaryordu iinden. Hizmetkrn olarak beni seme, anne, beni
deil, ltfen!
Anszn yannda bir hareket hissetti. Yumuak bir vcut, kendisine yaslanmt.
"Ate iki etkiyi barndrr iinde her zaman" diye fsldad kulana garip derecede
tandk gelen bir ses. "lm ve yaam, kurtulu ve ykm. O, en byk snavdr ve
sadece insanlara sunulmu olan tek elementtir. nk kimi yaratk suda, kimi
yaratk da havada yaar. Yine bazlar da topraktaki yaama biz insanlardan ok
daha iyi ayak uydurmutur. Bize kalan ise, sadece ve sadece atetir: Tm klarn
kkenidir o, yokluunda ne bir yaprak yeereb-lir, ne de bir meyve olgunlaabilir!"
Ben kimim? diye dnd Asterios.

"Ikla yz yze gelmek" diye devam etti ses, "insanlarn tm iradelerini ve


inanlarn kullanmalann gerektiren bir snavdr."
"Ben kimim? diye dnd Asterios.
"Kararn ver!" diye srar etti tandk ses. "Ate seni bekle204
mez! Olman gereken kii olma ansn yakaladn imdi! Arkan
dn!"
Asterios itaat ederek yavaa arkasn dnd. Karsnda Halasu duruyordu. Gece mavisi bir elbise giymi, salarna gm bir bant takmt.
Gsnde ise kutsal bir skarabe inesi gm ltlar sayordu. Suratnda ciddi bir
ifade vard, fakat kara gzlerinin ii glyordu.
Birka adm atarak atee yaklat, alev alev yanan bir dal paras ald ve Asterios'a
uzatt.
"Gryor musun?" diye bard. "Kavryor musun? ite yaammzn temeli bu! Sen
ate, g, kudret, ihtiras ve aktan baka bir ey deilsin! Kim olduunu syle
bana!"
Ate sesini giderek ykseltiyordu, dallar atrdayarak yanyor, korlar ak turuncu
ve mor renklerde ldyordu. Asterios bylenmi gibi korlara bakyor ve onlarn
yakcln iinde hissediyordu.
Sonra, sanki zihninde alan bir kap gibi, cevap bir anda gzlerinin nnde
beliriverdi.
Ben, ben olanm, diye geirdi iinden.
"Ben, ben olanm" dedi alak ve neredeyse soran bir sesle
Hatasu'nun kara gzleri ldayan birer yldzd. "Daha yksek!" diye emretti.
"Ben, ben olanm" diye tekrar etti Asterios daha sert bir sesle ve iindeki
bakaldrsn yava yava snmekte olduunu hissetti.
"Seni duyamyorum. Syle bana: Sen kimsin?" diye sktrd onu bu arada Msrl
kzn yanna gelmi olan Mirtho.

"Ben, ben olanm!" diye haykrd Asterios gecenin iine doru.


Sonra, ok daha sonra, kapkara bulutlarn ay neredeyse tamamen gizledii ve
rzgrn yeniden iddetlendii zaman, iki kadn Aste-rios'un elini tuttu ve onu bu
arada bir kor ynna dnm olan atein evresinde tam sekiz defa dolatrd.
Mirtho susuyordu, fakat Hatasu delikanlnn kulana yabanc gelen ve vcdunun
her zerresine ileyen bir melodi mrldanmaya balamt. Asterios bu melodiyi daha
nce hi iitmemesine ramen, onu ezelden beri tanyormu gibiydi. Yabanc,
byleyici ve ayn zamanda yeni kar205
dei olan kadn, kendisine ok yaknd. Hafif, ok hafif hissediyordu kendisini, sanki
arln yitirmiti.
Kadnlar sonunda Asterios'un ellerini braktlar ve yal olan karanlklarn iine geri
ekildi. Gen olan ise, eline ald bir trmk ile akkor halindeki odunlar yere
yaymakla meguld. ini bitirdii zaman pelerinini kard ve ayaklanndaki
sandaletlerin ban zd. Asterios'a da izmelerini karmasn iaret etti.
"Gel!" diye seslendi ve elini ona doru uzatt. Delikanl du-raksayarak da olsa kzn
elini tuttu ve kalp atlarnn hzlandn hissetti. "Salam admlarla korlarn
zerinden ge. Korlarn ayaklarnn yan veya st taraflarna dokunmamasna dikkat
et!"
Aptallam bir ekilde kza bakt. "plak ayakla korlarn zerinde mi yryeyim?
Ya bu arada ayaklarm yakarsam, kz kardeim?"
"Kararn ver" diye ksa bir cevap verdi kz. Soru eklindeki hitaba nem
vermemiti. "Ya korkuya hkmedersin, ya da korku sana hkmeder."
"Fakat... ayaklarm..." diye kekeledi Asterios.
"Tanrann rahibi elementlerin efendisidir, klesi deil!"
Asterios sustu. akn baklarla Hatasu'nun korlarn zerinde hzla yrmesini
izliyordu. ll ve gvenli admlarla, akkor halnn sonuna kadar yrd ve tekrar
serin topraa ayak bast. Sonra da glmseyerek Asterios'a dnd, ona teker teker
her iki ayann tabann gsterdi. Herhangi bir yank izinden eser bile yoktu.
Gzlerini atee dikti ve her eyi dntren, tahrip eden ve saaltan gle
btnleti. nsanlar tm dier canllardan ayran akkor halindeki elementle bar
yapmt.

Ayaklarn nce dikkatle, sonra da daha fazla cesaretle akkor halya bast. Sabah
iinin slatt taze imenlerin zerinde yryordu sanki. Bugne kadar kendisini
snrlayan her eyi atete brakt. Kehanet yeteneini tam olarak kabul etmeye
hazrd artk.
Ayaklarnn altnda tekrar serin topra hissettii zaman alamaya balad, fakat
gzyalaryla zerre kadar olsun ilgilenmiyordu. ini daha nce hi yaamad bir
huzur duygusu kaplamt.
Asterios Hatasu'nun gzlerinde anlay ve takdir okuyordu.
206
Fakat bunlarn ardnda, srarl bir beklenti, aklanamaz bir gerilim gryordu. Bir
anda kendisi de gerildi. Hatasu'dan dayanlmaz bir ekiciliin yayldn ve
kendisinin de buna kapldn hissediyordu. Bunlar kesinlikle kardee duygular
deildi! Kader ona ayn zalim oyunu ikinci kere mi oynayacakt yoksa?
Kzn bysnden kendisini glkle kurtarabildi. Geriye doru bir adm atarak,
serin havadan korunmak iin tekrar pelerinine brnm olan kadna bakt.
Aydnlanmakta olan gkyznn nnde karanlk bir siluet olarak duruyordu.
Asterios, aralarndaki salam ba hl hissediyordu. Ruhunda ac dolu nameler
uyandran bu sahneyi, daha nce nerede grmt?
Gzlerini kapad ve mavi n iine dald.
Akamd. Aralarnda Knossos'un bulunduu tepelerden birinin zerinde duruyordu.
Mavi Yunuslar Saray yok olmutu. Bir yknt vard sadece gzlerinin nnde,
yksek duvarlar ta ynna dnmt. Uzun zaman boyunca boann iktidarn
simgeleyen ift Boynuz larn paralar, her tarafa yaylmt. Nereye bakarsa baksn,
paralanm eyalar gryordu. Kapkara kllerle kaplyd hepsi.
Labirentteki kahramann kl darbelerinden kurtulmutu. nsanlar ve hayvanlar
ldren scak kl yamurunun altnda sendeleyerek yrmt. Kendisi yayordu,
ama dierleri lmt. indeki tek arzu, kendisinden nce br tarafa gidenleri
takip edebilmekti.
Yavaa zerinde sadece bir nlk kalana kadar soyundu. Yere oturdu ve bugne
kadar sadece kurban kuzularnn boazn kesmi olan orak ban knndan
kard. Vedalamak zere son bir defa gzlerini at ve bir zamanlar sarayn
durduu yere bakt.

Ensesinde hafif bir dokunu hissetti ve arkasn dnd. O gelmiti.


Omuzlarnn zerine den karmakark salarna ak teller dmt. Aznn
hatlar keskinlemiti ve elbisesi yank izleriyle doluydu. Karsnda duran kadn,
baka bir dnyann habercisi gi207
biydi, bir zamanlar kendisine ders vermi olan zarif Msrlyla pe]^ az benzerlii
vard. Kk bir kz ocuunun elinden tutuyordu. Kk kz tepeden trnaa
kllerle kaplyd, fakat grne gre salklyd.
Birbirlerini tandklarn ima eden bir tek iaret dahi yapmakszn baktlar.
Kadnn baklar, derin mitsizliini delip geerek kalbine ulat. Tm keder ve
aclarnn olanca kudretleriyle geri dndn hissediyordu, gzleri yaslarla
dolmutu...
Kadnn parmaklar yavaa yanaklanna dokundu ve gzyalann
sildi.
"Gece sona erdi Asterios" dedi Hatasu, skarabe inesini yakasndan kard ve
yavaa korlarn iine brakt.
"Ay teknesinin boynuzlar gnei douracak" diye ekledi arkalarnda duran Mirtho.
Sesi son derece dokunaklyd.
Kadnlarn ikisi de, yal ve gen olan, doan gn selamlamak zere douya
dndler.
Gkyznde kendisini gsteren hafif aydnlk, yerini giderek kzllaan bir turuncuya
brakt. Sonra da var olan tm renkler gkyzn tl bir perde gibi rtt.
Turuncu, mavi ve mor birbirlerine kararak altna dntler ve k geldi.
208
ikinci Kitap
Kara Yelken
STRONGYLE

"Kara! Kara grnd!" Dmencinin kaln sesi, uzun sredir dalgn dalgn beyaz
kpkleri seyreden Asterios'u dald dncelerden ayrd. rkilerek ban kaldrd
ve ileri bakt.
Yelkenleri iirdii iin denizcilerin hem sevdikleri, hem de dalgalan ev yksekliine
ulatrabildii iin korktuklar serin bat rzgn, Gaulos'u yuvarlak adaya hzla
yaklatmyordu. ilerinde kk kylerin bulunduu koylar, giderek
belirginlemekteydi. Kralienin teknesi batya doru gidiyordu. Hedefi, Storngyle
Ada-s'nn gney sahilinin en byk liman ehri olan Akrotiri'ydi.
Asterios ise gzlerini yanardaa dikmiti. Kara da imdi sakin grnyordu, fakat
ksa bir sre nce burada yaayan insanlar korku ve dehete drmt. Toprak
saatler boyunca sarslm, dadan aa akan kzgn lav rma ancak denize
ulanca durmutu. Ardnda ise yanm aalar ve ormanlarn arasnda uzanan
geni, plak bir yol brakmt. Adann gerek efendisi, diye geirdi iinden, kor ve
kl hkmranln yeniden kurmak iin uzun uykusundan uyanyor. Yzyllar
boyunca yaratlan her eyi, birka saat iinde yok edebilir isterse.
Yanardan sebep olduu tahribat daha iyi grebilmek iin kpeteden uzand.
Akrotiri Liman uzaktan pek bir hasara uramam gibi grnyordu. Fakat yakna
geldii zaman baz evlerdeki yangn izlerini fark etti. Ayrca k aylarnda liman
azgn dalgalardan koruyan setin byk ksm bir ta ynna dnmt. "uraya
bak! Hibir ey olmam gibi gnein altnda ekerleme yapyor" diye gld yannda
duran lassos yanarda iaret ederek.
211
Parfm taciri bu geziye katlmay kendisi istemiti. Asterios, Byk Ana'nn
kutsanm hizmetkr olarak seyahat ediyordu; ka-ros da ona refakat etmekteydi.
Yanarda pskrmesi adann tapnan ve ziyaretini ar tahribata uratmt.
Asterios tahribatn boyutlarn kendi gzleriyle grmek ve buradaki rahibelerle
bundan sonra neler yaplmas gerektiini konumakla grevlendirilmiti.
Kk, iman adam korkuyla Asterios'a bakt. "Umarm btn alar yrlmamr.
Firfir salyangozlannn hepsini kaybetmek korkun bir ey olur!"
"u anda kazancn dnmenin uygun bir ey olduuna inanyor musun
gerekten?" lassos ona ok fazla grltc ve kaba-saba geliyordu ve kendisine
kar olan duygularnn gayet iyi farkndayd. "nsanlarn aclarn ve kederlerini
dnmek daha uygun olmaz myd?"
"Senin iin konumak kolay tabii!" lassos fkeli bir tavr taknd. Dalgn bakl bu
gen Atinal kendisini utanlacak durumlara dryordu srekli. "Ne dersin, yoksa
kralieye dinsel giysilerini knayla boyamasn m salk vereyim?"

"Kesin u sama tartmay" diye araya girdi Asterios. "Btn yol boyunca
birbirinizi didiklemekten baka bir ey yapmadnz."
Denizin stnde ksmen hafif yamurun, ksmen de parlak gnein altnda geen
gnler, hepsini alngan ve sinirli yapm. Yerleri ok dard ve gvertede ate
yakacak bir yer olmad iin, tm yol boyunca zeytin, pide ve kurutulmu et ile
yetinmek zorunda kalmlard. Bunun haricinde ime suyu da snrl dalyordu,
nk yolculuk esnasnda taze su kayna olan adalara uramak her zaman
mmkn deildi.
"Buraya kavga deil, yardm etmek iin geldiimizi unutmayn" diye kestirip att
sonunda.
karos cevap vermedi, lassos ile alngan bir suratla kamarasna ekildi. Asterios,
arabuluculuk giriimlerini ancak belli bir snra kadar srdrebileceini biliyordu.
Aralarndaki anlamazlk ilk frsatta yeniden patlak verecekti. Birbirlerinden o kadar
farklydlar ki! Omuzlarn silkerek geri dnd ve adamlarna yksek sesle emirler
vererek gemisini kazasz belasz Akrotiris Liman'na yanatrmaya alan kaptan
seyretmeye balad.
212
Ksa bir sre sonra iki arkada kesme talarla deli yolda rahibelerin evine doru
yrmeye baladlar. Bu arada gece olmutu ve hemen her evin atsnda klar
yanyordu. ehir mkemmel bir ekilde ina edilmiti; halka ak emeleri ve
yoldan biraz yksekte bulunan yaya kaldnmlanyla, Chalara veya Knossos ile
rahatlkla boy lebilirdi. Fakat sokaklarda alacak kadar az sayda insan gze
arpyordu.
Denizden esen serin bir rzgr, ehri yosun ve tuz kokusuyla dolduruyordu. karos
byk bir zevkle derin derin nefes ald. "Ne mkemmel bir lezzet!" diye bard
cokuyla. "Hayatm boyunca denizde yaamay isterdim."
Asterios cevap vermedi. "Neyin var?" diye sordu ikaros endieyle. "Aniden
durgunlatn..."
"Bir ey hissetmiyor musun?" Asterios anszn durmutu. "Bir ey grmyor
musun?"
"Her taraf depremin eseri olan ykntlarla dolu."
"Tehlikeyi sezinleyebiliyorum" diye fsldad Asterios. "Evlerinden kaan insanlarn
korkularn koklayabiliyorum. Suratlarn-daki panii grebiliyorum. Tehlike henz

gemi deil! Da tekrar pskrecek!" diye anszn yle yksek sesle bard ki,
karos elinde olmadan irkildi. "Zelzele sadece bir uyaryd." Arkadan telala yan
sokaklardan birine srkledi. "u insanlarn neler yaptna bak!"
Birka adam, yolu kapatm olan ta ve tahta paralarn kenara ekmeye
urayordu. Dierleri ise, birok ya lambasnn altnda, salam halatlara
baladklan kalaslan yan yklm bir evin atsna ekmeye alyordu.
"Sanki hibir ey olmam gibi ilerini yapmaya devam ediyorlar. Hibir ey
kavrayamamlar! Yanarda tekrar uyand zaman, tm abalan boa gidecek.
Dadan yaan kl ve ate yamuru, hepsinin sonu olacak."
"Biraz sakinle, Asterios!" karos tahrip olmam birok binay iaret etti. "Buradaki
insanlar depremlere alknlar ve zel inaat teknikleri gelitirmiler. Hatta babam
bile onlann becerilerinden saygyla sz ediyor. Zaten hasar yle ok da nemli deil!
Hi l
213
yok, sadece birka yaral insan ve birka ykk ev! Onlar da en ksa zamanda
eskisinden daha salam ve gzel olarak onarrlar."
"Peki ya ziyaretteki hasar? Yklan tapnak?" Sesi alayacak-m gibi atallamt.
Ikaros dikkatle ona bak. Birbirlerinden gizledikleri gerekleri ortadan kaldrma
vakti gelmiti. "Ariadne'nin ynettii tapnak, demek istiyorsun herhalde! Bu yzden
geldin buraya" diye karlk verdi sknetle.
Asterios'un rengi soldu ve bir kez daha be yl nce Beyaz Dalar'dan gelen kk
oban anmsad. O zaman bile onun farkl biri olduunu hissetmiti.
"Bunu nereden biliyorsun?" dedi ac ve znt dolu bir sesle.
"Ben iyi bir gzlemci deil miyim? Ta kk yalardan bu yana, sylenmeyen
eylere dikkat etmesini rendim. Boann boynuzlarn skaladn anda iime bir
phe dmt. Fakat sonralar ukalalmn beni yanlttn dnmeye
balamtm, ta ki seninle Ariadne'yi Merope'nin cenaze merasiminde birlikte grene
kadar. Hakl olduumu anlamtm o anda." ne eildi ve elini Asterios'un omzuna
koydu. Surat kor gibi parlyordu. "kinizin srrn benden daha iyi hi kimse
saklayamaz! Deukalion'a kar tm kalbimle mitsiz bir ak beslediimi biliyorsun,
deil mi?"
Asterios evet anlamnda ban sallad.

"Halbuki erkek seviciliinin zevkini bana ilk tattran onun babasyd! Burada,
Strongyle Adas'nda."
Asterios aknlkla ona bakt. Kadnlara dknl dillere destan olan Minos mu?
Ikaros glmsemeye alt, fakat beceremedi. "Minos iin insanlar oyun
talarndan ibarettir. Hayattaki tek amac, onlar kullanarak bir eylere sahip
olmaktr. Fakat buna ramen etrafnda grdn her ey ruhuma kaznd, her ev,
her kaldrm ta!"
"Onu sevdin mi?" diye sordu Asterios.
"Minos'u mu? Hayr! htiras dindii zaman, beni brakp gitti. Birka yl sonra ikinci
kez Strongyle'ye geldim, bu defa Deuka-lion'la birlikte. Ve her ey yeniden balad.
Hayatmda ilk defa k olmutum ve sevildiimi hissediyordum. Bir daha asla o za214
manki gibi mutlu olamadm." Ban dikletirdi. "Fakat Girit topraklarna ayak basar
basmaz, bir daha suratma bakmad bile. Bugne kadar da durumda bir deiiklik
olmad."
Tekrar ana caddeye geri dndler. karos elini gzlerinin nne gtrmt.
Asterios, onun aladndan emindi.
"Marur kral ocuklarna z demek ki ikimiz de" dedi alayc bir tarzda. "Hem de
bize kar daima yabanc kalacaklann bildiimiz halde. Ariadne'yi ok sevmeme
ramen, onu anlayamadm anlar o kadar sk ki!"
"kimizi balayan kader sadece bununla snrl deil" diye karlk verdi karos,
kck bir glmseme geri dnmt gzlerine. "Senin arkadan olabildiim iin
mutluyum. Hi kimse ruhumu senin kadar iyi tanmyor."
"O halde bana inanmalsn karos!" Asterios tekrar ciddilemiti. "Balangc sen
yap. Kara devin sknetinin frtna ncesi sessizlik olduunu biliyorum. Buna
eminim."
Onu o kadar delici baklarla szyordu ki, karos gzlerini karmak zorunda kald,
"iyi ama ne yapabiliriz ki?"
"nsanlar aday terk etmeleri ve baka bir yere yerlemeleri konusunda ikna
etmeliyiz."
"Asla bir yere gitmezler. Buradaki rahat ve serbest yaam, bunu yapmayacak

kadar ok seviyorlar."
Asterios yere eildi ve sertlemi bir lav parasn eline ald. Bir sre inceledikten
sonra da yere brakt. Paralanan ta un ufak oldu. "Evlerinin ykntlan altnda
kaldktan sonra, zenginliklerinin ne nemi var? lm karsnda serbest yaanlan
ne gibi bir anlam ifade eder? Biz insanlar kendimizi dier yaratklardan ok daha
stn gryoruz, oysa bilgilerimiz o kadar snrl ki! Tm yol boyunca bir tek yunus
olsun grdn m?"
"Hayr. Gerekten de, imdi sen syleyince dikkatimi ekti."
"nk onlar tehlikeyi sezinliyor ve yavrularn gvenli bir yere gtrmek
istiyorlar."
"O halde daha ne bekliyoruz ki? nsanlan uyaralm! Yoksa ok.ge mi kaldk?" Bu
defa da Ikaros'un kalbi huzursuzlukla dolmutu.
215 "Hayr, henz ok ge deil. Da bir kez daha pskrmeden nce, bir sre
dinlenecek. Buna ramen vakit kaybetmemeliyiz." Asterios kendisini yorgun, ok
yorgun hissediyordu. "Yapmamz gereken ilk ey rahibeleri ikna etmek. Onlar aday
terk etmeyi kabul ederse, dierleri de gidecektir."
ATNA
Girit kalyonu Phaleron Krfezi'ne demir att zaman, vakit len olmutu.
Deukalion, Aiakos ve Bayazc Jesa eliindeki Minos, sandalcya kendilerini karaya
karmalarn emretti. ehre giderken maiyetinden sadece birka kii kendisine elik
edecekti; dierleri ise, herhangi bir tehlike durumunda hemen yelken aabilmek iin
kyda geici olarak kurduklar adrlarda kalacakt.
Kyda bir grup Atinal karlad onlar. ounun salar ksack kesilmiti ve
enelerini gri sakallar sslyordu; kaba dokunmu yn giysiler ve deri zrhlar iinde,
Giritlilerin gzne vahi bir barbar srs olarak grnyorlard. Szcleri iriyar,
bembeyaz sal bir adamd. Yana ramen gzleri akmak akmak ve srt dimdikti.
Hemen arkasnda duran kara yaz bir at, olduu yerde huzursuzlukla tepinip
duruyordu.
"ite bunlar Atina'nn en soylu kiileri" diye dilerinin arasndan fsldad Minos
Deukalion'a doru. "Sakn basit giysileri ve kaba saba grnleri seni yanltmasn!
Kartal kadar marur ve tilki kadar kurnazdrlar."
"Bizi bu kadar kalabalk olarak karlayan Atina soylularn selamlyoruz!" Adamlarn

nnde hafife ba krd. Atinallar ise karanlk baklarla onlar szmeye devam
ettiler. Minos arayan gzlerle kalabal inceledi. "Fakat Aigeus'u aranzda
gremiyorum. Yoksa hasta m?"
"Kralmzn salk durumu mkemmel" diye homurdand beyaz sal Pallas. "Sizi
kalesinde yemee bekliyor. Girit kralna he216
diye olarak bu at sunmaya memur etti beni." Sesinde gurur dolu bir ifade vard.
"Tm Attika'da daha gzelini bulamazsn."
"Hem sevindim, hem de mahcup oldum" diye karlk verdi Minos sz uzatmadan.
"Efendinin borazan olarak senden ona en nazik teekkrlerimi iletmeni rica
ediyorum."
Korkun bir utanmazlk! Pallas kpkrmz kesildi. "Buras kadnlarn hkm srd
Girit deil" diye cevap verdi. "Biz bamsz bir ehrin bamsz yurttalaryz,
kralmz da iimizden en yetenekli olandr. Aigeus'un borazana ihtiyac yoktur.
Kendi derdini kendi anlatacak gerek bir erkektir o."
Minos hafife glmsedi ve atna bindi. Hayvann boynunu okarken ne eildi ve
kulana bir eyler fsldad. Yanndakiler de atlarna bindiler ve Atinallarn kzgn
baklar alnda yola koyuldular.
Bir sre sonra lacivert denizi arkalarnda brakmlard. imdi kuzeydou ve bat
taraflar ksmen ormanlarla kapl olan dalarla evrili geni bir dzlkte, karann
ilerine doru at koturuyorlard. Yanndan getikleri buday ve arpa tarlalarnn ilk
filizleri yeermeye balamt, ekili olmayan topraklar ise servi aalan ve
fundalklarla kaplyd. Minos atn o kadar hzl sryordu ki, Deu-kalion onun
hizasnda gidebilmek iin epey abalamak zorunda kalyordu. Aiakos ise arkadan
gelerek, epey geride kalm olan Atinallarla aralarndaki mesafenin fazla
almamasna gayret ediyordu.
Minos susuyordu. Olu da bir sre suskun kald, fakat babas bir eylerin onu
rahatsz ettiinin farkna varmt. "Neden o terbiyesizlere haklarnda gerekten
neler dndn aka sylemedin?" diye sordu sonunda.
Minos'un dudaklarnda tehlikeli bir glmseme belirdi. "Bu burnu byk kyl
soylularyla uramaya hi niyetim yok. Kk kralln srekli olarak onlann iktidar
taleplerine kar savunmak zorunda kalan kral ile boy lmeyi tercih ederim.
Anladm ka-danyla artk kafas fazla almyor. Nereden geldii beli olmayan bir
pii kendisine veliaht tayin etmi. Aptal! Yapt kaama saklamay bile
becerememi!"

kisi de susarak Asterios'u dnmeye baladlar. Pasip217 hae'nin onu tanrann rahibi ilan etmesinden sonra ok deimiti. Artk kendi
yolunda yryordu. O tecrbesiz delikanl, kendisini hem kadnlara, hem erkeklere
kabul ettiren bir yetikin olmutu. Bakalann acmaszca ezip geen biri deildi,
fakat kimsenin kendisini kullanmasna da izin vermiyordu.
Bilge Kadnlar da fark etmiti bunu. Asterios kendisini ne bir piyon olarak
kullanmalarna izin veriyordu, ne de terbiyeli bir maymun gibi her isteklerini yerine
getiriyordu. Kendi nerilerini ortaya koyuyor, bugne dek ok normal olarak kabul
edilen eylerin eletirisini yapyor ve eitli taleplerde bulunuyordu. Davranlar
neredeyse Minos'un bir zamanlarki bakaldrsna benziyordu. Aradaki u fark ile:
Onun ihtiras iktidar ele geirmek deil, sadece ve sadece tm varlyla tanraya
hizmet etmekten ibaretti.
Talan yosun kapl berrak dereleri atlar, sk ormanlann iinden getiler; ekili
tarlalann kenarlannda sar ve erguvan iekler amt. "Bu Aigeus gzel bir lke
ynetiyor" dedi Deukalion sonunda.
"Bu grdn yeillik seni aldatmasn" diye karlk verdi Mi-nos. "Attika kayalk bir
lkedir. Yazlar kurak ve scak, klar ise souk ve frtnal geer. Topraklar ise
talarla dolu ve verimsizdir, hibir ey doru drst yetimez. Bu barbarlarn bizim
yurttalarmzn bilgi ve becerilerine olan ilgisi bo yere deil elbette."
"Hem her eyi taklit etmeye, hem de akta bulduklarnn tmn ceplerine
indirmeye alyorlar" diye cevap verdi Deukalion dnceli dnceli. Son
zamanlarda Giritli denizcilere yaplan saldrlar artmt. Ada tarihinde ilk defa
basknlar engellemek iin limanlara muhafzlar yerletirilmiti. Jesa ve yardmclar,
zarar ziyan belirtir uzun listeler hazrlamak zorunda kalmlard. "Yine de bizim
sahip olmadmz ok nemli bir ey var onlarda: Kymetli madenler!"
"Sus! Sessiz ol!" Bir anda telaa kaplan Minos, Atinallardan birinin konutuklarn
dinlemediinden emin olmak iin, arkasna bak. Fakat Aiakos hl arkalanndan
geliyordu, Atinallarn ise onlara yetimek gibi bir kayglan yoktu. "Burada kaldmz
sre zarfnda bu konuda tek kelime dahi etme! Attika saraynda isteme218
den de olsa bir eyler karmaman iin, sana ancak bu kadarn Eyleyebilirim: ok
yaknda hazrlklarmz tamamlanacak! Grne gre Daidalos'un yeni frn ok
yksek slara bile dayanabiliyor, hem de olduka uzun sre. Bylece demir

eritilmesi ve ilenmesi iin temel art yerine getirmi olduk."


"Daidalos Girit demek deildir ve bu madenler de onun deil" diye fikrini belirtti
Jesa. Fark ettirmeden onlara yaklam ve konumalarnn bir ksmna kulak misafiri
olmutu. "Attikallarm kymetli madenlerini gnll olarak bize vereceklerini hi
sanmyorum. Ne gerei var zaten? Byk Ana'nn adas Attika madeni olmadan da
yeterince gl ve kudretli kalacaktr!"
Minos yan gzle ona bakt. "Sanrm Atinallar bu meseleye senden ok daha farkl
yaklaacaklardr, hele ocuklarn bir Gi-rit'e gtrelim de! Son aday grubundan yedi
gen yurtlarna geri dnmek bile istemediler. Belki bu sefer say daha da artar, ne
dersiniz?"
"Sen bir tilkisin Minos!" diye karlk verdi Jesa isteksiz bir takdirle. "Umarm zekn
gnn birinde kendine ve Girit'e kar kullanmazsn!"
"ok kr tanra yanma senin gibi vatansever ve drst kollayclar vermi!"
Kara yaz atn mahmuzlad vqpolis'm tozlu yollarna doru srmeye balad. Birka
tane kirli-kahverengi kil kulbe ve neredeyse yklacakm gibi duran saz daml ta
ev, zerinde kalenin ykseldii tepenin eteklerine rkm bir ku srs gibi
snmt.
"Atina kralnn saray buras m yoksa?"
nlerinde ykselen kaba ta duvarlara hayretle bakyordu De-ukalion. Kardei
Androgeus'un yllar nce hayatn kaybettii bu ehre ilk defa geliyordu, iledikleri o
korkun su yznden Atinallar Girit'e o zamandan bu yana vergi demekle
ykmlydler. ehrin sahip olduu en deerli ve en kymetli eyi veriyorlard hem
de soylu ocuklarn. Babas kendisinden bu defa beraber gelmesini istedii zaman,
Deukalion bir an bile tereddt etmeden teklifini kabul etmiti. Mstakbel adaylarn
seiminde onun da bulunmasn istiyordu. Fakat kikloplar tarafndan yaplma
benzeyen bu devs duvarlarn karsnda, derin dncelere dalmt aniden.
219
"Evet, ta kendisi" diye tasdik etti onu Minos, olunun aknln datmak
istiyordu. "Anakarada ei benzeri bulunmayan, mkemmel bir kale karsnda
duruyorsun. Sylediklerine dikkat et olum! Bu adamlarn sa solu hi belli olmaz.
Kendine hakim ol; planlarmzn aptalca bir kkrtmaya kurban gitmesini hi
istemem." Olunu o kadar delici baklarla szd ki, Deukalion ister istemez peki
anlamnda ban sallamak zorunda kald. "Sylediklerim sizler iin de geerli!" dedi
Minos onlar takip eden maiyetine. "Gerek Giritliler gibi davrann, kibar ve ll."
"Sanrm bu uyanlara en fazla senin ihtiyacn var!" diye gld Jesa saygszca.

Minos'un uygun bir cevap vermesine frsat kalmadan, ilemeli kap ald ve Girit
heyeti ehre alnd.
STRONGYLE
Asterios ve Ikaros, rahibelerle birlikte Kadnlar Evi'nde oturuyordu. Harl harl
yanan bir mine ierisini styordu, nk ilkbahar geceleri hl yeterince serindi.
nlerindeki tabaklarda peynir, tuzlu pasta, taze fasulye ezmesi, kurutulmu incir ve
hurma vard. Adann mehur yanarda arabndan da birka srahi eksik deildi. Et
sadece ok zel durumlarda geliyordu sofraya.
Ortam biraz gergin ve sinirliydi, fakat Asterios bu duruma Girit'ten alknd. Orada
da rahibeler aralarnda bir erkein varlna henz alamamlard. eri girdii
zaman konumalar bakla kesilmi gibi sona eriyordu ve bu konuda tek kelime
edilmemesine ramen, kadnlarn kendi aralarnda yaptklar gizli iaretlemeler
Asterios'un gznden kamamt. Zuhur edecei bilinen Zambaklar Prensi'ni
beklemek baka ey, onunla etten kemikten olarak kar karya oturmak yine
baka bir eydi. Hele kendi iradesini kullanmas ve her eyi giderek daha fazla
Byk Ana'nn hizmetine dahil etmeye almas, akla hayale gelmeyecek bir eydi.
220
Burada da kadnlar aralarnda oturan ve ylanl kolluk takm olan adam, etrafn
kaplayan gizem perdesini aralamak istercesine gizliden gizliye szyorlard.
Aralarndan birka yanarda pskrmesini tasvir ederken, ilerinden en genci olan
Nais, nyargsz bir ekilde konumaya balad.
"Ben o srada Laeto'ya yardm etmek zere ziyaretteydim."
Asterios aknlkla kadn sanatnn karsnda oturmakta olduunu fark etti.
Pasiphae'nin emri ile ziyareti bir dizi resimle sslemek iin, yaklak bir yl nce
gelmiti buraya. Asterios onun iini oktan bitirmi olduunu sanyordu.
"Aniden ayaklarmn altndaki zemin sarslmaya balad ve yere dtm" diye
anlatmaya devam etti kz. "Yerin altnda bir canavar kkryordu sanki, sonra
karmdaki duvar gzlerimin nnde ikiye ayrld. Her ey yere dt.
Buhurdanlklar, kandiller.
"Tanraya kr, o srada yanmayan kandiller" diye tamamlad Laeto. "Yoksa
tahribat ok daha byk olurdu."
"Daha ne olsun?" dedi bir baka rahibe. "Ziyaret harabeye dnd, gzel
resimlerinin hepsi mahvoldu."

"Buna ramen hl hayattayz" diye karlk verdi Laeto serte. Bir rahibe
olmamasna ramen, Byk Ana'nn hizmetkrlar arasnda zel bir yere sahip
olduu belli oluyordu. "Hibirimiz yaralanmad veya lmedi. Tanrann koruyucu eli
yer sarsnts srasnda bile bizi kollamaya devam etti. Bu yzden her eye kadir
tanraya kran duymalyz." Ksa bir duraksamadan sonra devam etti. "Bana
den grev resimleri yeniden yapmak."
"Umarm tanra sana bunu yapacak kadar zaman tanr!" Asterios kadnn son
szleri zerine ayaa kalkmt. Odaya merakl bir sessizlik kt. Herkes bir eyler
olmasn bekler gibiydi. "Buraya belki de sizin beklediiniz gibi enkaz kaldrma
almalar hakknda konumak zere gelmedim. nk da tekrar kkredii
zaman, abalarnzn hibir anlam kalmayacak." Szleri sessizlikte bir krba gibi
saklad. "Ve balad ii bitirmek iin yeniden harekete geecek! te bunu
sylemek zorundaym size!"
"Peki sen nereden biliyorsun bunu?" Laeto Asterios'un sylediklerinden pek
etkilenmemi gibiydi.
221
"Biliyorum" dedi ksaca Asterios. "Olacaklar grdm."
"Kusura bakma ama, bu benim iin yeterli deil!" Kuru grltye pabu brakmak
niyetinde deildi. "Bu szler ylanl kolluu takm olan bir adamn azndan ksa
bile. Bu karanlk kehanet nasl yerleti kafana?"
Girit'te grm olduu tepkinin ayns! Pasiphae bile onun kinci Surat'a sahip
olduunu glkle kabul edebilmiti. Fakat lmekte olan boay grd hayallerine
ise daha da byk bir pheyle yaklamt. Asterios, annesinin soru ve endie dolu
baklarn zerinde hissediyordu srekli. Pasiphae rahatszd. Kendi yolunu izen
olu, onu git gide daha ok korkutuyordu. Keke, diye dndne emindi
Asterios, keke olu kendi istekleri, dnceleri ve iradesi olan etten-kemikten bir
insan olarak hayatna gireceine, o eski gzel ve zararsz kehanet olarak kalsayd!
Dier kadnlar manal baklarla birbirlerini szdler. Byk ihtimalle onlar da
benzeri eyler dnyorlard. Yaklak otuz yldan beri Kadnlar Evi'nde oturmakta
olan Demonike, ortal yattrmaya alt. "Sana inanmak istemediimiz iin deil"
dedi kibar bir glmsemeyle. "Fakat buradaki koullara pek alkn olmadn iin,
bir sre nceki patlamay gereinden fazla abartyorsun."
"Gerekten de tahribat epey byk ve ada ksmen korkun bir grntye sahip.
Fakat bize gvenebilirsin" diye destekledi onu Nephele.

"Greceksin, ksa zamanda byk iler yapacaz" diye sz verdi Nais. "Her eyi
hemen yoluna koyarz, yeter ki saray bize biraz yardm etsin. Kanaatkar bir yaama
alknz zaten, sk almak da bizi korkutmaz."
"Beni anlamyorsunuz" dedi Asterios zgn bir sesle. "Beni anlamak
istemiyorsunuz!" Bu kadnlar neden bylesine dar grlydler? Onlar bile
sylediklerine inanmazlarsa, szlerine kim kulak asard ki? Sknetini korumaya
alyordu. Umutsuzlua dmenin yeri ve sras deildi kesinlikle!
Anszn karos'un lafa karn aknlkla fark etti. "Asterios sizi srarla uyaryor.
Sizden rica ediyorum, onu dinleyin! nk hepiniz byk bir tehlikedesiniz!"
222
"Sen ne karyorsun? Onu savunmak sana m kald?" diye sordu Laeto. Nazik
konumaktan tmyle vazgemiti. "Onun j^kh olduunu nereden biliyoruz?
imdiye dek sadece rahibeler flcinci Surat'la kutsanmt; kadnlar, erkekler deil!"
"Byle bir anda ok nemsiz bir mesele deil mi bu?" dedi jjtaros alak sesle.
"Senin gibi Minos'a yakn olan ve kadnlara nem vermeyen birisi iin, belki" diye
devam etti Laeto Ikaros'un sylediklerinden etkilenmeden. "Fakat biz gl, zgr
ve tanraya bal Giritli kadnlarz! Erkeklerin verecekleri emirlere ihtiyacmz yok!"
Asterios ayaa frlad. "Hepiniz byle mi dnyorsunuz yoksa? Size neler oluyor?
Gerekten de bir erkek olarak size hkmetmeye geldiime mi inanyorsunuz?"
Teker teker kadnlarn suratlarn inceledi. Birou baklarn yere evirdi, fakat bir
ksm da dik dik ona bakt.
Demonike tekrar sze balad. "Byk Ana adna kutsandm zaman, henz kk
bir kz ocuuydum. Otuz yldan uzun bir sredir onun mahfazasnn bekisiyim. O
zaman onu hayatm pahasna koruyacama yemin etmitim. Ve ne yer sarsntlar,
ne de lav pskrten yanardalar beni bunu yapmaktan alkoyabilir." Neredeyse
alayacakt. "Strongyle batmaya mahkm olsa bile, lm gemisi gelip beni
yaammn esas sahibine gtrene kadar, mahfazay korumaya devam edeceim."
Dier kadnlar da onu onaylarcasna balarn salladlar.
"ite gryorsun" dedi Demonike. "Kz kardelerden hibiri, ne pahasna olursa
olsun aday terk etmeye niyetli deil. Aln yazmz burada karlamak istiyoruz."
Bu arada ona o kadar sert gzlerle bakyordu ki, Asterios dilinin ucuna kadar gelen
itiraz yutmak zorunda kald. Bu anda rahibelerle anlamas mmkn

grnmyordu. Yeni bir giriimde bulunmadan nce uzun uzun dnmeliydi. Fakat
pes etmeye asla niyetli deildi!
"Byk Ana'nn kz kardelerinin karar karsnda saygyla eiliyorum" dedi ciddi
bir ifadeyle, "beni son derece huzursuz etse bile. Gerekten burada kalmaya
kararlysanz, o halde kaln. Fakat
223
misyonumu srdrmeye devam edeceim iin beni affetmenizi diliyorum. Kar
karya bulunduunuz tehlike, beni bunu yapmaya zorluyor."
Bu szlerden sonra ayaa kalkt, karos'a bir iaret yapt ve kadnlara veda etti.
Sonra da birinci katta kendileri iin hazrlanm odaya ktlar.
"Paay bu kadar ustalkla syrdn iin seni tebrik ederim" diye mrldand
soyunarak yataa yatmaya hazrlanan karos. "Dindar kz kardeler seni keye
baya sktrmlard. imdi ne yapmay dnyorsun peki?"
"Bilmiyorum karos. u anda aklmda sadece Ariadne var. Hemen ona' ulamam
lazm. Yoksa endie ve zlemden delirece-im!"
"Vakit gece yans. Bu saatte seni asla onun yanna brakmazlar." Arkada onu
yattrmaya alyordu. "imdi ncelikle gzel bir uyku ek bakalm, az nce epey
ter dktn! Byk Ana'nn hizmetkr olmak zorunda kalmadm iin ok mutluyum
dorusu."
"akalarn kendine sakla!" diye umulmadk serdikte bir cevap geldi karanlklarn
arasndan; Asterios mumlar sndrmt. "Srekli tarafsz rol oynayarak paay
kurtaramazsn! Bu kadnn cesareti beni ok duygulandrd." Konumaya devam
ederken aniden sesi deiti. "Ya Ariadne de bana inanmazsa, o zaman ne
yapmalym sence karos?"
"Bu konuda tasalanmana gerek yok" diye karlk verdi karos. "Sevinle
izleyecektir seni. Nefret ettii tapnak hizmetinden kurtulmak ve tekrar eve dnmek
iin, eline geen her frsat deerlendireceinden eminim. Dikkat etmen gereken tek
ey, seni sadece bir ara olarak kullanmamasdr."
"Ariadne'yi tanmyorsun" diye mrldand Asterios. Yatana kvrlarak arkadann
dzenli nefes alp vermesini duyana kadar bekledi. Sonra battaniyesini omuzlarna
ald ve ak pencerenin nne geerek karanl seyretmeye balad.
224

ATNA
Promos'un merkezini oluturan ocaktan youn dumanlar ykseliyordu. Salonun
duvarlar isten kararmt ve bu yapkan katmann arkasndaki kaba duvar
resimleri, ancak belli belirsiz seilebiliyor-du. Jesa hor gren bir edayla etrafn
szdkten sonra, bir zr mrldand ve ortadan kayboldu.
Minos kadnn salonu terk etmesine baya bozulmutu. Aige-us ve arkadalaryla
artk onun destei olmadan baa kmak zorundayd. iakos da yannda yoktu;
Aigeus ve pii hakkndaki son bilgileri iletmesi iin onu Giritlilerin kampna
gndermiti, ancak ertesi gn leden sonra geri dnmesini bekliyordu.
Dnmeden verdii bu karardan dolay imdi ok pimand, epey zor geecei
anlalan bu akamda eski dostunun yannda olmas iin ok ey feda edebilirdi.
Ask bir suratla yksek tavanl lo salonun iinde gezdirdi baklarn. Kendi
yurdundaki kla renklerin oynat ve duvar resimlerinin gnllere ferahlk verdii
saraylardan ne kadar da farklyd!
Devasa talardan ina edilmi koca kalenin en byk yemek salonunda, konuklar
iin bir sofra hazrlanmt. Dvlm topraktan ibaret zeminin stnde bulunan
masif mee masada, Attika mutfann en sekin yemekleri dumanlar tten toprak
kaplar iinde sunulmutu: Akta yanan bir atein zerinde piirilmi, kll derisi
zerinde domuz kzartmas; bezelye lapas dolu anaklar. Oval biimli byk tahta
kaplarda ise, baharatl bir sosla hazrlanm tavan yahnisi ve kzartlm ay
peneleri vard. Masann yanndaki daha kk sehpalara ise, her biri neredeyse
birer araba tekerlei byklnde bademli pastalar ylmt. Bunun yannda bir
de yeil renkli arap sunulmutu ki, eki kokusu Minos'un hemen su testisine
uzanmasna neden olmutu.
Oluyla beraber masaya oturduundan bu yana, masadaki dier insanlar onu
ender bulunan bir hayvan gibi seyrediyordu. Atinallarn bir Giritli iin olduka kaba
saylabilecek bu davranna artk almt, fakat bu sefer soylulann baklarnn
ardnda bir art
225
niyet sezinler gibi olmutu. Bu onu bata fkelendirmise de, bu arada adamlann
fkelerini kendi kanna nasl kullanacana karar vermiti.
"Bak hele! Giritli Minos gzel arabmz imeye tenezzl etmiyor" diye alay etti
Aigeus'un en yakn adamlarndan biri olan Phylos. "Herhalde arabmzn onu ok
abuk etkisi alna almasn-dan korkuyordur."
"Belki de Girit'te her eye kadnlar karar verdii iindir" diye atld kahverengi sal,

atmaca burunlu gen bir adam. "Anladma gre Giritli erkekler onlara ya kr
krne boyun eiyor, ya da kapal kaplar ardnda dmenler evirmeye alyorlar."
Kadehini kafasna dikti ve hprdeterek boaltt.
"Geleneklerimiz hakknda ne kadar da geni bilgiler edinmisiniz!" dedi Minos alayc
bir gz krpmayla. "Bu arada, senin Aigeus'un sakisi olduunu daha nce hi fark
etmemitim" dedi doruca Phylos'a hitap ederek.
"Ben onun hizmetkr deil, arkadaym" diye karlk verdi Phylos marur bir
edayla. Aigeus de aceleyle onu tasdik etti.
Ne kadar yal ve kullanlm grnyor, diye geirdi iinden Minos. isteksizce
tabandaki domuz karnn kurcalad ve bu arada iyice peltelemi bezelyeleri
irenerek seyretti. Aigeus tirit bir ihtiyar olmutu, o eski marur bakl kraldan
geriye neredeyse hibir ey kalmamt. evresindeki eski dosan da ondan daha iyi
durumda deildi.
Dnceli gzlerle sofrada oturan adanlan szd ve iinin hznle dolduunu
hissetti. Ne tarafa bakarsa baksn, gzleri sadece erkek gryordu! Ne uzun bir
elbisenin davetkr hrts, ne arap ve taze meyve sunan yumuak bir el vard
ortalkta. Olduka iyi anlamasna ramen, kulana hl son derece kaba gelen
Attika lehesinde yaplan kaba akalar ve grltl kahkahalar, hepsi bu ite!
Burnuna gelen keskin kokulardan son derece rahatsz olmutu. Koca salona
rm nemli kumalarn, ucuz arabn ve kalitesiz kilden yaplma anak mlein
kokusu sinmiti. nsanlardan ise dalga dalga bastrlm kin ve nefret duygulannn
yayldn, gayet iyi hissediyordu.
226
Minos aniden kendisini ok yorgun hissetti. Atinallarn suratlar gzlerinin nnden
silinmeye balad ve baklar ok uzaklara dald. Dnceleri artk bu mevsimde
yabani gelinciklerin ve mavi kantaronlarn iek at adasndayd. Yzlerce kutsal
ift boynuzun ssledii Knossos Saray'nn silueti belirmiti zihninde. Kendisi oraya,
zarafet ve gzelliin merkezine aitti.
Hayr, Bilge Kadnlar'm yzyllardan beri alarak yarattklarn, mstakbel bir
erkekler egemenlii asla yok etmeyecekti! Buradaki Atinallar gibi ilkel bir
barbarln penesine dmek yerine, sevdii ve holand her eyi daha da
gelitirip gzelletirecekti- ini yle bir vatan hasreti kaplamt ki, gzleri yalarla
doldu. Fakat hemen sonra kendine geldi, irade gcn sonuna kadar zorlayarak,
etrafa keskin baklar frlatmay baard.
Girit hayalleri bir anda yok olmutu. Gzlerinin nnde artk sadece Atinallarn kh
araptan gevemi, kh fkeden donukla-m kaba suratlar vard. Neredeyse

yardm istercesine oluna dnd zaman, gzlerinin irenmeyle dolu olduunu


grd. Deukali-on yalar donmu yemeklerle dolu tabana hemen hemen hi
dokunmam ve tm akam sadece birka kelime konumutu.
"Buna daha ne kadar katlanmak zorundaym?" diye tslar gibi fsldad babasna
doru.
Minos'un cevap vermesine frsat kalmadan, yannda oturan adamn sert bir dirsek
darbesine maruz kald. Uzun yllar Aige-us'un silah arkadaln yapm olan Simos,
telala birka zr szc mrldand.
Gen ve atlak sesi tm dierlerini bastrd. "Girit kral bardan tutamayacak
kadar gsz m?"
Neredeyse effaf denilebilecek aklkta mavi gzl, buday ans sal ve atletik
vcutlu gen bir adam masann zerine eilmi, ona bakyordu. zerinde bol bir
deri pantolon ve parlak krmz bir pelerin vard. Bu giyim tarz onu i karartc
renklere brnm dier insanlardan aka ayryordu.
Minos bir sre onu szdkten sonra, sanda oturmakta olan Aigeus'adnd.
"Bu saygsz delikanl da kim?" diye sordu ona.
227
"Theseus, benim olum!" diye cevap verdi Atina kral gurur
dolu bir sesle.
"Demek senin olun!" Minos hayretle kalarn kaldrd. "Neden onunla daha nce
tanmadk?" Pis pis srtarak, yanllkla olmu gibi kraln kemerine dokundu.
"Yoksa o da tanran Athena gibi doruca babasnn kafasndan m dodu?"
Giritlilerin arasndan hafif glmeler ykselirken, Minos tekrar delikanly
incelemeye balad. Sk san salar, byk bir burnu ve sinsi bir ifade veren ince bir
st duda vard. Orak biimli derin bir yara izi sa yananda boylu boyunca
uzanyordu. "Bizim Girit'te hl kadnlar ocuk dourur" diye ekledi sonra yavaa.
"yle grnyor ki, sizler burada, Atina'da, baka yntemler de bulmusunuz."
"ehrimize ismini veren, ylanlara boyun ediren yce tanra Athena adna! Benim
annem Troizen prensesi Aithra'dr!" diye bard Theseus.
Aigeus bu szler karsnda alnn krtrd. "Demek ki sen de kraln ok saydaki
pilerinden birisisin" diye karlk verdi Minos. Theseus bir anda kpkrmz kesildi.

Minos onunla gzle grlr bir ekilde eleniyordu.


"Yanlyorsun Minos" diye cevap verdi Aigeus abucak. "Theseus benden sonra
tahta geecek. Tanrlar bugne kadar evlatlarm bakmndan yzm gldrmedi.
Karlarmdan ikisi lousa yatanda ld, ocuklarm ise birer yana gelmeden
aramzdan ayrldlar. Theseus ise", suratndan bir glmseme geti, "benim yallk
gnlerimin umudu. Ksa bir sre sonra ehrin ynetimini onun ellerine teslim
edeceim."
Sofrada huzursuz bir kprdanma oldu. Minos, adamlarn aralarnda fsldadklarn
gryordu. Yanlmamt. Atina soylularnn byk ksm bu piten honut deildi.
"Hkmdarnz gerekten de ok akll ve ileri grl!" Minos doruca Atina
soylularna hitap ederken, kelimelerini tek tek zenle seiyordu. "Henz kendisinin
gl kuvvetli bir adam olmasna karn, olunu daha bugnden iyi bir hkmdar
olarak yetitirmeye alyor." Szlerine ksa bir ara verdi. "Fakat bu deli228
jcanl sizin ehrinizden biri olmadna gre, bu i hi de kolay olmayacak.
Dorusunu isterseniz, Atina kral olmak iin gereken vasflarn Troizen'de
edinileceine hi mi hi aklm kesmiyor."
Yan gzle Aigeus'un ar bir yk altnda kalm gibi ezilip bzlmesini seyrediyordu.
Fakat Theseus onun meydan okumasn kabul etti.
"Hemen hemen on dokuz yandaym" diye iinerek yum-ruklaryla gsn
dvd. "Her ata binebilir ve her erkei kl veya gre msabakasnda yenebilirim.
Hzl bir koucu ve iyi bir avcym. Bir balk gibi yzerim ve yay nasl ektiimi hi
kimseler gremez."
"Fena deil" diye glmsedi Minos ukala bir tavrla. Birden fazla kiinin masann
altnda yumruklarn sktndan emindi. "Fakat mstakbel Atina kral iin epey
yetersiz zellikler. Saydklarn arasnda kulama bilimle ilgili bir eylerin arptn
sanmyorum. Mesela yldz bilimi, dmencilik, felsefe, doa bilimleri ve elbette ki
salk bilimleri, aslnda sayacak daha ok ey var, fakat deerli Atina soylularnn
cann skmak niyetinde deilim." Alayc bir tavrla delikanlya doru hafife eildi.
"Bu kadar az bir eitim ile halkna belki bedensel olarak gl, fakat zihinsel olarak
ahmak bir hkmdar olabilirsin ancak!"
"Ahmak m!" Theseus fkeyle babasna doru bakt. Olunun baklan altnda iyice
ezilen Aiegus, ne yapacan bilemez sarsak bir ihtiyara benziyordu. Theseus daha
byk bir fkeyle kendisini aalayan adama dnd. "Unutma ki sen burada sadece
bir konuksun! Ve Atina'da hl erkek meziyetleri geerlidir. Kanlar gibi drdr

etmenin bir hkm yoktur burada!"


Minos iindeki youn glme arzusunu glkle bastrabildi. Harekete geme zaman
gelmiti. Hzla ayaa kalkt. "Yeter artk! Frtnal denizleri aarak geldik buraya,
budala bir erkek ocuunun hakaretlerini dinlemek zorunda deiliz" dedi buz gibi bir
sesle.
Olup bitenler karsnda aptallaan Aiegus tek kelime etmeden dinliyordu onu.
"Artk odalanmza ekilmek istediimizi anlayla karlarsn umanm" diye devam
etti Minos karanlk bir sesle. "Olunun zr229
lerini sunmas iin bizi nerede bulacan biliyorsun. Sakn bizi gereinden fazla
merakta brakma." Sesi salondaki derin sessizlii bak gibi kesiyordu. "Aksi
takdirde bizimle beraber Girit'e gelecek ocuklarn saysn iki katna karmak
zorunda kalacam. Bu tedbir sayesinde hi olmazsa birka Atinal nerede nasl
davranmas gerektiini renir!"
Strongyle
Ryasnda sevgilisini gryordu. Ariadne her zamankinden daha gzeldi. Gzleri
prl prld, mkemmel vcudunu sadece incecik bir elbise rtyordu. lk
karlamalarnda olduu gibi, kk bir koyun kenarnda duruyor ve denize
bakyordu. Asterios, kzn kendisini serin sulara brakn hasret dolu bir kalple
seyretti.
Bir sre sonra kzn vcudu dalgalar arasnda gzden kayboldu. Asterios onun
peinden gitmek istedi, fakat bouna.
Aniden uyand. Tm sabah boyunca grdklerinin etkisinden kurtaramamt
kendisini. Nihayet Ikaros'un can skld ve gitmek iin onu zorlamaya balad.
"Dn bir an nce tapnaa gitmek iin yanp tutuuyordun, oysa bugn yerinden
kmldamaya bile niyei gzkmyorsun."
"Kt bir rya grdm" diye mrldand.
karos alnn krtrd. "Onun artk seni sevmediinden korkuyorsun. lmden
beter bir duygu, deil mi?"
"Bu kadar acmasz ve alayc olma. Byle olmandan hi holanmyorum."

"Ben mi?" diye ac ac gld karos. "Srekli olarak kendi ruhsal dengesizliklerim ve
phelerim arasnda bocalyorum. Neden byleyim, ben de bilmiyorum!"
Asterios arkadann gzlerinde beliren ani ac ifadesine dayanamad. "nk durup
dinlenmeksizin her eyin kkenine inmeye alyorsun" dedi scak bir sesle. "nk
sadksn ve sevmeyi biliyorsun."
230
"Teekkr ederim" dedi karos ve arkasn dnd. Asterios Demonike'yle
vedalatktan sonra birlikte yola koyuldular. Henz sabah olmasna karn hava
scak ve gneliydi. ehri geride brakarak, yapraklar yeni yeni yeermeye
balayan asmalarn arasndan getiler. Rengrenk ilkbahar iekleri ayrlar
doldurmutu ve aalarn arasnda cvldaan kular uuuyordu. Saman daml
kulbelerden oluan birok kyden getiler, buralar hemen hemen hi hasara
uramamt. Sadece dan yamacnda bulunan iki iftliin atlan yanarak
kmt. Dan kzgn soluu adann bu blmne yle bir urayp gemiti
sanki. Nihayet ykseke bir yerde mola verdiler. Lacivert deniz ayaklarnn altnda
uzanyordu.
ilkbaharn kokularn ve scakln ilerine ekerek, otlarn arasna uzandlar. karos
gzlerini kapamt. Aniden yanma uzanm olan Asterios'un aladn iitti.
"Her ey yok olacak" diye fsldad, ikaros onun bu kadar derin bir mitsizlie
dtn daha nce hi grmemiti. "Bu gzellik, bu bolluk... Tm kllerin
altnda kalacak."
"Ya gerekten de kader byle olmasna karar vermise?" dedi ikaros yavaa. Sesi
soru sorar gibiydi, sanki dncelerine biim vermekte glk ekiyordu. "Ya
ardndan yenisinin gelebilmesi iin, her altn a bir felaketle son bulmak zorunda
ise?" Asterios aknlkla ona bakyordu. "Ya burada da spiral kanunlar geerliyse
ve olmas gerekenler oluyor ise?" diye konumaya devam etti ikaros ona aldr
etmeden. "Bazen gzellii ve mkemmellii tasvir edebilmek iin yaptmz insan
giriimlerin, kendisini bize sadece belli bir yere kadar aan bir eyi kavramak iin
yaptmz umutsuz denemeler olduunu dnyorum." Sesi ok heyecanlyd.
"Neden biz insanlar dnyann sadece bizim iin yaratldna inanyoruz? Bizim belki
de sonsuz bir bykln iinde kck, nemsiz ve deersiz yap talar
olduumuz senin de aklna gelmedi mi hi?"
"Olup bitenler zerinde hibir etkisi olmayan seyirciler olduumuzu mu sylemek
istiyorsun?" diye sordu Asterios. Byle bir dnceyi sadece iitmek bile onun ban
dndrmeye yetmiti.
"Evet, bir tr bedavac seyirci" diye tasdik etti karos. "Elbet-

231
te ki bu her trl sorumluluktan uzak olduumuz anlamna gelmiyor. Fakat sadece
kendi yaammz ilgilendirir bunlar. Dnyann genel gidiat zerinde herhangi bir
etkimiz olacandan ok pheliyim dorusu"
"Seni bu derece yalnz klan bu dnceler mi?" diye sordu Asterios dikkatlice.
"Bu ve birok konuda ektiim yabanclk - erkek olarak, mlteci olarak, oul
olarak." Delici baklarla Asterios'u szd. "Fakat bana cevap vermedin! Yoksa bu
tr konular seni korkutuyor mu?"
"Sadece sylediklerinin beni son derece rahatsz ettiini syleyebilirim"
"Garip davranlarm affet ne olur!" diye rica etti Ikaros. Sanki utanm gibi hzla
ayaa kalkt. "Aclarm kafamda kurduum hayallerle yok etmeye alan zavall bir
vatanszm ben sadece!"
Sadece bir tek duvar ayaktayd. Tapnan geri kalan ksm, aralarnda tahta
kalntlarnn bulunduu bir ta ynna dnmt. Az ilerdeki tapnma alannn
merkezi olan orkestra da tamamen yklmt; evresindeki rzgrlktan ve nar
aalarndan eser bile kalmamt. Derin yarklar mermer levhalar ikiye ayrm ve
spiral bantlar, insan elinden kmad belli olan irkin atlaklarla kaplamt.
Tapnak danslarnn orkestraya kt iki dar koridor olan Paradoi'lerin tavanlar
kmt. Orkestrann etrafndaki tahta oturma sralar parampara olmutu. Fakat
en kt durumda olan, sunak tayd. Sanki bir yldrm tarafndan ikiye ayrlma
benziyordu.
iki arkada zgn bir ekilde ykntlarn arasnda dolayordu. "Yanarda sanki tm
kudretini bu tapna ykmak zere kullanm" dedi Ikaros sonunda.
"Neyse ki Kadnlar Evi'nin durumu biraz daha iyi gibi." Aste-rios'un aniden morali
bozulmutu. U-biimli bina epeyce uzaktayd. "at hemen hemen sapasalam.
Sadece veranda direklerinden biri devrilmi."
Anszn kendilerine doru yaklaan bir kadn silueti grdler. Yar yolda durdu ve
ellerini gzlerinin zerine siper etti. Sonra da admlarn hzlandrd.
232
"Asterios!" Delikanl onun sesini duyar duymaz, arplm gibi olduu yerde
kalakald. "Asterios! Nihayet! Nihayet!"

Ve Ariadne Asterios'un kollarna atld. Delikanl ona sk sk sarld; tm scakln,


yumuakln, onsuz geen hasret ve yalnzlk dolu gecelerin hepsini, tm ruhuyla
hissediyordu. Asterios'un tapnakta gnler boyunca tuttuu orular, Ariadne'ye olan
sevgisini krelterek tekrar i huzuruna kavuabilmek iin tanraya yakarlar artk
geride kalmt. Zaten hibir faydas da olmamt. Kzn karsnda durduu u anda
anlamt bunu. O tm zamanlar iin kendisine ait olacakt.
"iki yl!" diye mrldand Ariadne ve dudaklarn Asterios'un boynuna gmd. "Sanki
sonsuz bir sre!"
"Ariadne!" diye fsldad Asterios boulurcasna. "Benim Ari-adne'm!"
"Ne kadar yakkl olmusun!" diye devam etti kz, bu arada onun alnn ve her
zamanki gibi inat olan kahverengi salarn okad. "Ne kadar kuvvetli, ne kadar
erkeksi! Beni bir daha asla terk etmeyeceine sz ver!"
"Asla! Bir daha asla!" diye fsldad Asterios ve kzn dudaklarn uzun, ihtirasl bir
pck ile mhrledi.
Ariadne kendinden gemi bir halde zorlukla delikanlnn kollarnn arasndan
synldktan sonra, baklan gzlerini uzaklara dikmi olan karos'a takld ve olduu
yerde donup kald.
"Onu ok uzun zamandr grmediim iin" diye sz balad titrek bir sesle. "Onu
grnce iimdeki vatan hasreti alevlendi... senin de onunla beraber buraya
geleceini nasl bilebilirdim ki..."
"Akmz ondan gizlememize gerek yok" dedi Asterios, ka-ros'un cevap vermesine
meydan kalmadan. "Srnmz kalbinin derinliklerinde saklayacana eminim."
Kzn gzleri karanlk bir izgi halini almt. "Nasl olur da ona bizden sz edersin?"
diye fkeyle bard Asterios'a. "Kendine samimi dost olarak setiin adamn kim
olduunu bilmiyorsun galiba! Kadnlardan holanmayan bir erkek!" Sesi kulaklar
trmalyordu. "Ondan nefret etmelisin! Gerek bir erkeksin sen, yani onun holand
tek ey!"
233
"Ikaros'u tanmyorsun" diye kz yumuatmaya alt Asteri-os ve yanan okad.
Ariadne geri ekildi. "Hem de yle bir tanyorum ki! Yllardan beri onun erkekleri
kadnlara tercih ettiinin farkndaym." As-terios'u kolundan yakalayarak trnaklarn
etine batrnca, delikanl barmak zorunda kald. "Btn bu zaman zarfnda benden
uzak kalmann sebebi o mu yoksa?" diye sordu pheyle. Surat aniden sertlemiti.

"Yoksa kardeim yerine onun yatana artk sen mi giriyorsun?"


karos sessizce ban sallad ve arkasn dnd.
"Ariadne, ltfen." Asterios kolunu kzn penesinden kurtararak onu sakinletirmeye
alt.
"Ne alamann ne de yalvarmann bir faydas oldu" diye devam etti Ariadne ve
fkeyle iki erkee bakmaya balad. "Byk kralienin kz iin bile istisna
yaplmyor! Merope'nin lmnden sonra Pasiphae beni tapnak hizmeti kisvesi
altnda bu adaya diri diri gmd. karos da o akam limandayd, bunu biliyor
muydun Asterios? Beni Strongyle'ye giden gemiye nasl bindirdiklerini o da seyretti.
Suratndaki mutluluk dolu ifadeyi asla unutmayacam."
"ok karanlkt" diye karlk verdi karos sakin bir sesle. "Gnein domasndan
ok daha nce ayrld gemi limandan. Suratm grm olmana imkn yok."
"Benim kr ve sar olduumu mu sanyorsun? Gemiye binmeden nceki akam ne
kadar heyecanl ve rahatsz olduunu fark etmediimi mi sanyorsun? Bir an nce
ortadan kaybolmam iin yanp tutuuyordun!" Yumruklaryla Asterios'un gsn
dvmeye balad. "Bana gerei syle! O senin sevgilin mi?"
karos bir admda Ariadne'nin yanna geldi ve onu kolundan tutarak sakinleinceye
kadar iddetle sarst. "Yeter artk! Bana ikiniz hakknda tek kelime bile etmedi!" diye
bard. "O sadece seni seviyor! Benim phemi uyandran ise senin ehvetli
baklarn oldu. Dua et ki dierleri hibir ey anlamayacak kadar sarhotu, annen
ise zntden hasta olmutu. Yoksa srrnn oktan ortaya kmas iten bile
deildi!"
234
ATNA
Oval bir kaide zerinde tanra Pallas Athena'nn tatan bir heykeli duruyordu. Sol
kolundaki kalkan karsnda duran korkun bir ylana doru evirmiti. Gsndeki
zrhn stnde ise daha kk ylanlar vard; miferini ise yan insan, yar hayvan
garip yaratklar kaplamt. Tanrann heybetli baklar, stadyumun zerine
dikiliydi. Souk kuzey rzgr epeydir yatmt. Yollarn hl su biri-kintileriyle
kapl olmasna ve aalarn yapraklarnda yamur damlalarnn parlamasna
ramen, ilkbahar gnei kendisini hissettirmeye balamt. Giritliler ve Yunanllar
arasndaki spor karlamalar az sonra devam edecekti. Minos son derece neeliydi.
imdiye dek her ey dndnden daha da iyi gitmiti.
Beklenildii gibi Aigeus'un Theseus'la birlikte Giritlilerin dairesinde grnmesi,

aradan birka gn getikten sonra gereklemiti. Veliahdn yere evrili marur


gzlerine ve titreyen enesine frlatt bir bak, Minos'a yetmiti. Fakat Theseus'un
tekrar hakaretlerine balamas iin, birka kelime konumalar yetip de artmt bile!
Minos grmeyi yanda keserek, adamlarna hemen yola kma emri vermiti.
Korkudan beti benzi atan Aigeus, kalmas iin ona bin bir rica minnet etmi ve
aralarndaki dostluu glendirmek iin bir spor msabakas hazrlamay teklif
etmiti. Minos uzun sre dndkten sonra teklifi isteksizce kabul etmiti, fakat bir
artla: Hakaret herkesin nnde yapldna gre, zr de herkesin nnde dilenmeliydi!
Oday terk ederken Theseus'un "lrm daha iyi!" diye fsldadn hatrlayan
Minos, neeyle glmsedi. Delikanlnn bana rlen bu oraptan nasl kurtulacan
ok merak ediyordu dorusu!
Bu arada koucular balang yerlerine yaklaarak yerlerini aldlar; zerlerinde ksa
bir kiton bulunan Giritli ve Atinal sporcunun hepsi de plak ayaklyd.
Krbacn aklamasyla beraber ok gibi frladlar yerlerinden. Aiakos'un en iyi
rencilerinden biri olan Seron, hemen en ne geti. O kadar hzl kouyordu ki,
235
onu takip eden sporcularla arasndaki mesafe giderek alyordu. Seron sadece bir
kere dnp ardna bakt ve Atinallarn en iyisinin bile ta gerilerde kalm olduunu
grd. Sonra da rahat bir tempoyla biti noktasna varmas pek uzun srmedi.
kinci olarak disk atma msabakas yaplacakt. Tribnlerde oturmakta olan Minos,
Meges'in mkemmel tekniini hayranlk ve memnuniyetle seyrediyordu. Atinal
rakibinin son atta kendisini neredeyse on ellen gemi olmasna ramen,
soukkanlln yitir-memiti. Son hakknda hzl ve evik bir dn hareketi ile,
yass diski iaretli noktann tesine atmay baard.
Girit heyetinden lgnca zafer lklar ykselirken, Atina soylularnn oturduu
blmden tek tk alk sesleri iitildi. Alklayanlardan biri olan Aigeus, Theseus'un
hl ortalarda grnmemesi nedeniyle son derece fkeliydi. Neyse ki parlak krmz
pelerin az sonra tribnlerde gzkt ve Atina kral biraz olsun yatabildi.
Bu arada Theseus ani bir hareketle pelerinini kard. zerinde greilerin giydii
nlk ve geni kemer vard imdi sadece. Ya iindeki vcudu parltlar sayordu,
alnna takt bir bant ile salarn toplamt. Rakibi, Deukalion'du.
Sar salar ve ak renk gzleriyle neredeyse karde gibi duran iki gence bakan
Minos'un aklna, ac dolu hatralar geldi. Bugn iki defa kazandk, diye geirdi
iinden ve uzun zaman nce vuku bulan olaylar tekrar canland gzlerinin nnde,

ilk doan olu Androgeus da bu meydanda Atinallarn dzenledii spor


karlamasna katlm, tm dallarda birinci olarak rekorlarn hepsini altst etmiti.
Kazand zaferlerden ve itii araplardan sarho olan delikanl, kendisine tahsis
edilen daireye gitmek zere yola koyulmu, ama oraya hibir zaman ulaamamt.
Yz rtl katiller onu karanlk bir sokakta sktrm ve lene dek
baklamlard. Sonra da Androgeus'un parmandaki yzkleri alm ve pelerinini
yrtnlard; hadisenin sradan bir hrszlk vakas gibi grlmesini istiyorlard. Fakat
Girit'te hi kimse inanmamt buna. Cinayetin izlerinin Atina sarayna uzand ok
aikrd.
Minos bu olay zerine sadece intikam yeminleri etmekle ye236
tinnemiti. Androgeus'un geici olarak gmlmesini saladktan sonra, tm
mttefiklerini bir araya toplamt. Byk bir donanma Atina'ya hareket etmi,
limanlar igal etmi ve tm k noktalarn tutmutu. Aigeus Minos'un taleplerini
kabul etmeyi iddetle reddettii iin, kuatma uzadka uzam ve ehirdeki erzak
tkenme noktasna gelmiti. Kaldrdklar iki hasattan bekledikleri verimi alamayan
Atinallar, alk tehlikesiyle kar karya kalmlard. stne stlk ehirde yldrm
hzyla yaylan bir de salgn hastalk ba gsterince, Delphi'deki kehanete
danmaktan baka bir areleri kalmamt.
Kehanet onlar aknlk iinde brakarak, Giritliler lehinde bir karar bildirmiti.
Atina, tm insani yasalarn en kutsal olan misafirlik haklarn ihlal etmiti. Bu
nedenle ehir Minos'un talep ettii kan bedelini demeliydi. Minos dokuz yl boyunca
adada kalmak zere, yedi olan ve yedi kz ocuunun kendisiyle beraber gelmesini
ve bu ocuklarn Byk Ana'nn kutsanmlar arasna katlmasn istiyordu. Aigeus
ister istemez bu ar talebi kabul etmek zorunda kalmt.
Bu arada Theseus ve Deukalion arenadaki yerlerini alm ve rakibin zayf noktasn
kestirebilmek iin birbirlerinin etrafnda yava hareketlerle dolanmaya balamlard.
Sonunda birbirlerine sarlarak boumaya baladlar. Fakat Minos ne plak
vcutlarn kardklar aklamay, ne de Deukalion'un Theseus tarafndan yere
alnrken azndan kan bouk haykr iitmiti.
Eskiden ilenen bu ar suun anlarn Atinallar arasnda canl tutmak ok
nemliydi. Zaten onlarn arasnda bir bkknlk ve isteksizliin yaylmaya baladn
sezinliyordu. Atina kralnn taht sallanyordu, soylular onu her yandan bask altnda
tutmaya balamt. On sekiz yldan daha uzun bir sre gemiti aradan, fakat
Minos iin sadece bir gn. Acs ilk gnk gibi tazeydi. Olunun lmnn
kendilerinin suu olduunu akllarndan bir an bile kartmayacakt. Tm midini
balad sevgili olunu ldrmt onlar!

Yksek bir lk onun kendine gelmesini salad. Kral tribnnde oturan Aiegus
ayaa frlam ve azn dehet iinde eliyle
237
kapamt. Deukalion ste kmay baararak Theseus'a boyunduruk takmt; imdi
de delikanlnn boynunu boarcasna skyordu. Bir sre sonra Theseus'un gzleri
yuvalarndan frlayacakm gibi olunca, kollarn gevetti, ikisi de soluk solua ayaa
frlamt.
Theseus alacak kadar ksa bir srede kendisini toplad. Sonra da yeniden
saldrya geti. Alnl oktan yerdeki tozlarn arasnda srnyordu, sar salar
karmakark bir ekilde yzne gzne dmt. Rakibinin kolunu yakalad gibi
iddetle bkerek srtna yle bir bastrd ki, Deukalion ac dolu bir lk atarak
yava yava dizlerinin stne kmeye balad. Theseus rakibinin suratn
acmaszca yere bastryordu. Sonra dizini ensesine dayad ve Deukalion'un suratn
yere arpmaya balad. Bir kere, iki kere, , drt, be kere...
Bu bir msabaka deildi artk! Gerek bir lm kalm mcadelesi vard arenada.
Minos dirseklerini savura savura kendisine yol aarak greilere doru kotu, gz
dnm delikanlnn salarn kavrad ve onu var gcyle geriye doru ekti.
Theseus'un hareketleri yavalad ve vcudu gevedi. Minos bir sre sonra
delikanlnn salarn brakt, ama bu arada ona kuvvetli bir tekme atmay da ihmal
etmedi. Sonra da olunun hareketsiz vcudunu yavaa evirdi, suratndaki kan, ter
ve topra giysisinin eteiyle yavaa sildi ve rahatlayarak Deukalion'un sadece
birka kk syrkla paay kurtardn tespit etti. Olu az sonra gzlerini anca,
iinden tanraya ksa bir kran duas okumay da unutmad.
"Bir eyim yok." Deukalion glmsemeye alt. "Fakat msabakay kaybettim."
"Bu rezalet bir 'msabaka' olarak deerlendirilebilirse ayet" diye karlk verdi
Minos hrsla. Az nceki rahatlama duygusu yerini fkeye brakmt. "Bana kalrsa
daha ok planl bir cinayeti andryordu."
"Abartyorsun Minos" diye atld Aigeus. Deukalion'un yava yava ayaa kalkmas
karsnda gzle grlr bir ekilde rahatlamt. "Denk glerin heyecanl bir
kapmasyd sadece..."
"... ve ilerinde daha iyi olan kazand" diye bbrlendi The238

seus. Vcudunun aryan ve acyan ksmlarn ovuturuyordu. "Giritlilerin bu kadar


mzk olduklarn hi bilmezdim."
Minos ona buz gibi bir bak frlatt. Hafife topallayan Deu-kalion'la birlikte
tribndeki yerine dnd. Her ey planlad gibi yryordu, atei azck daha
harlamas yeterli olacakt.
Seyir merakllar arenay terk ettikten sonra, okuluk msabakas iin hazrlklar
balad. Meydana Aiakos ve Pallas kmt. lkinin vcudu srm gibiydi, dieri ise
tknaz ve gl bir yapya sahipti. Her ikisi de son derece yetenekli okular olarak
n salmlard.
Yaylarn tahta mahfazalarn iinden kartarak, bir sre incelediler. Kirileri smsk
gerilmiti ve ellerini korumak amacyla tutacak yerlerine yumuak keten bezler
sarlmt. Sonunda sadaklarna uzanarak st dalndan yaplm birer ok
kardlar. Giritlilerin oklar rengrenk boyanm, Atinallarnki ise deri kaplanmt.
Minos oturduu yerden okular seyrediyordu. At eldivenlerini giydikleri esnada
Aiakos'un memnun suratn grnce, honutlukla glmsedi. Ksa bir sre nce eski
dostuna bu eldivenlerin en iyi cins antilop derisinden yaplm olanlarndan bir iftini
hediye etmiti. zel yerletirilmi kk bir boynuz paras, ba parman geriye
srayan gergin kiriten saknmasn salyordu.
Fakat Pallas okunu havaya kaldrp yle bir tartnca, Minos irkildi. Okun ucu gne
altnda gm renkli parltlar sayordu.
Glmsemesi suratnda donup kalmt.
Vay piler! diye geirdi iinden. Demek ki bu msabakann gerek nedeni buydu!
Demir silahlarn aka sergileyerek, Giritlilere savaa hazr olduklar mesajn
veriyorlard! Minos'un azna ac bir tat geldi ve byk bir hayal krkl iinde,
Daidalos'un bitmez tkenmez dkm denemelerinin ne kadar yava ilerlediini fark
etti. Halbuki defalarca ona acele etmesini sylemiti! Girit iin bir lm-kalm
meselesiydi bu!
Hani harl dnmeye balad. Az nce ald ar darbe, tasarlarn istediinden
daha hzl gerekletirmesinin bir zorunluluk olduunu dndrtmt ona. Bu
barbarlara ait olduklar mevkii hatrlatmann vakti geldi de geiyordu!
Aiakos'un okunu kirie takarak frlatmasn grnrde taraf239
sz bir suratla seyretti. Kalabalktan hayranlk dolu lklar ykseldi, zellikle

Giritliler onu iddetle alklyordu. Ok, hedefi bulmutu. Tahta parasnn krmz
renkli ortasna saplanm olarak, hafife titriyordu.
imdi Pallas sradayd. Oku hafif bir vnlamayla havada uarak, Giritlinin okunun
hemen altna sapland. Aralarndaki mesafe en fazla bir sa teli kadard. Tribnler
bir anda boalmt, herkes tahta hedefe hcum ederek, kimin okunun tam ortada
olduunu tespit etmeye alyordu. Aigeus ve Minos hedefe yaklanca, isteksiz de
olsa iki yana alarak onlara yol verdiler.
"Her iki ok da tam ortada!" dedi Aigeus vgyle. "Aslnda iki tane kazanan olmas
gerekir."
"Fakat kazanan belirleyen daima kk farklardr" dedi Minos souk bir sesle.
"Kazanann ad Aiakos. br ise..." oku tutarak kuvvetle ekti ve sapland
tahtadan kard "... hedefi az da olsa at." Oku elinde evirdi ve eliyle demir uca
dokundu. Baklar buz gibiydi. "Grld gibi son darbeyi vuran materyalin
kendisi deil, okunun elidir hl."
Theseus kalabal yararak onlara yaklamt. "Ya hedef tahta deil de et olsayd?"
diye sordu tahrik edercesine?
ok iyi! diye geirdi iinden Minos. Tuzama dt! Nasl da yuttu zokay!
Dncelerini belli etmeden suratn iyice karartt.
"Theseus!" diye bard Aigeus ona. "Son sz illa hep sen mi sylemek
zorundasn?" Oluna ilk defa gerekten kzmt.
"Sinirlenme Aigeus" dedi Minos ve oktan ayrd demir ucu kimseye fark
ettirmeden cebine kaydrd. "Gereksiz gevezelikleri ve dier uygunsuz davranlar
pek yaknda son bulacak. Zaten ondan istediim zrden de vazgetim. Bir ocuk
benden zr dilese ne olur, dilemese ne olur!"
"Bana 'ocuk' diyen hi kimse cezasz kalamaz!" diye patlad Theseus.
"Her neyse! Artk sevinmen iin bir nedenin var Aigeus" diye konumaya devam eti
Minos ona aldn etmeden. "nk iimde bir his senin olunun da bizimle beraber
Girit'e gelmek zere seilenlerden biri olacan sylyor!"
240
"Ciddi olamazsn!" diye kekeledi Aiegus. Bana ar bir darbe alm gibi sendeledi
ve yardm istercesine kolunu uzatarak bir ere tutunmaya alt.
"Bana imdiden teekkr etmene gerek yok" dedi Minos glmseyerek. "Daha

deil. Kendin syle: Girit ve Atina'y birbirine daha iyi balayacak baka bir yntem
biliyor musun?"
"O benim biricik olum ve ya dierlerinden ok daha byk!"
"Byle nemsiz bir meselenin ne anlam var ki? Mnasebetsizlii tm dier
kusurlarn rtyor. Dokuz yl bizim adamzda yaayp geri dndkten sonra, bir
daha onu tanyamayacaksn bile!"
Yan gzle Pallas'a bakt ve umduunu grd. htiyar adam istisnai olarak fkeli
deil, sevinli bir suratla seyrediyordu olup bitenleri.
Minos arkasn dnerek yrmeye baladktan sonra, elini cebine atarak ganimetini
okad. Attika okunun ucu souk ve sivriydi.
Strongyle
Karanln koruyuculuunda ka zamandr beklediini kendi de bilmiyordu artk.
zerindeki giysinin ince kuma, srtn dayad duvann tm soukluunu
hissetmesine neden oluyordu. Anszn hafif ayak sesleri ve elbise hrtlar geldi
kulana. Gl bir kadn eli, onu yksek duvarlarla evrili i avlunun iine
ekiyordu. Ay nn altnda yeil parltlar saan uzunca bir binann nne gelince
kadn durdu. Vcudunun kvrak bir hareketiyle onu bir odann iine itti. Sonra tekrar
gzden kayboldu.
Asterios eikte durarak etrafna baknd. Kendisini odaya gizlice giren bir hrsz gibi
hissettii iin, kalbi hzla arpyordu. zerinde saysz yumuak rtler ve nakl
yastklar bulunan geni bir yatak dikkatini ekti. Kar taraftaki minede keyifli bir
ate yanyordu. Hemen yannda ise koca bir odun yn vard. Duvarlar ak mavi
renge boyanmt; yerdeki hal ise ona k gnlerindeki
241
denizi anmsatyordu. Yatan yannda be kollu, ayakl bir amdan duruyordu,
tavandan ise gm bir buhurdanlk sallanyordu. Aste-rios tm duyularn
canlandran keskin kokulu duman cierlerine ekti ve minenin nne giderek
ellerini stmaya balad.
Kapnn almasyla birlikte odaya hafif bir hava akm doldu. Ariadne gelmiti.
Srtndaki koyu renkli pelerini yavaa zerinden syrd. Altndaki safran sars san
elbise belinden iyice sklmt, derin yrtmac neredeyse kalalarna dek iniyordu.
Belindeki kemeri zp elbisesini karmak iin kollarn yukar kaldrnca,
kollarndaki bilezikler sakrdad. Artk rlplakt. Asterios'un kendisini
seyretmesinden zevk ald her halinden belliydi.

"Kollarmda altn tayorum, vcudumda ise glya." Sesi duyduu arzuyla


bouklamt. "Sana akn kokusunu getirdim."
"Ildayan dolunay kadar gzelsin" diye fsldad Asterios. Ona dokunmak iin bir
adm ilerledi.
"Hayr! Ben ay kadar abuk dntremem kendimi. O kadar vefasz deilim!"
Ariadne bir srayta yataa uzand. Elinde kk bir haner tutuyordu. "imdi
grecein manzaray hayatnn sonuna kadar unutma!" diye fsldad. Keskin haneri
yldrm hzyla bacanda gezdirdi. Kpkzl kan yere damlamaya balamt.
Asterios byk bir aknlkla kza bakyordu.
"Bu sadece bir uyaryd" diye glmsedi Ariadne. "Beni bir kez daha terk edecek
olursan, haner bu defa kalbime saplanacak!"
Dehet ve holanma duygular arasnda yalpalayan Asterios, sert bir pckle kzn
dudaklarn rtt ve birlikte yataa yuvarlandlar.
Ariadne kollarnn arasnda uyuyakalmt. Asterios kzn boynunun yumuak
hatlarn ve hafif aralk azn seyretmeye doyam-yordu. Ne kadar gen ve gzel,
diye geirdi iinden ve hafife glmsedi. Karlaacaklar an o kadar ok hayal
etmiti ki... Onun neler soracan, kendisinin verecei cevaplan. Ve daha ilk
dokunuta her ey o zlem dolu hayallerinden farkl gereklemiti -hem daha
yabanc, hem daha yakn.
Kzn inat bir sa tutamn kulann arkasna itti. Ariadne
242
uykulu uykulu i ekti ve ona arkasn dnd. Asterios rtlerden birisini beline
sararak yavaa ayaa kalkt. Yaban bal kadar koyu renkli ve gzel kokulu
araptan bir kadeh doldurdu kendisine. Sonra da bir dikite boaltt ve hemen
ikincisini doldurdu. Kannn alevlendiini hissetmesine ramen, gzel arap bile
zihnindeki fr-una bulutlar kadar kara dnceleri uzaklatrmaya yetmemiti.
Pasiphae'ye ne kadar benziyor, diye aklndan geirdi uyuyan kz seyrederken.
Hareketleri, alkanlklar, glerken ban arkaya atmas ya da holanmad sorulan
cevaplamadan nce parmak ularn birbirine dokundurmas.
Ariadne anszn gzlerini at. Sanki onun kendisini dndn anlamt.
Kollarn uzatt. "abuk sarl bana! Bunu yaamak iin bir kez daha aradan yllar
gemesini beklemek istemiyorum."

Asterios kza sarld ve vcudunu okamaya balad. Parmaklan bacandaki kesik


yarasna dokunduunda, atee demi gibi geri ekti elini.
"Ne oldu? ok mu yoruldun sevgilim?" diye sordu kz efkatle.
"Biraz" diye kaamak bir cevap verdi Asterios. Boaznda bir eyler dmlenmiti.
Bundan sonra neler olacakt? Aklarn nasl srdreceklerdi? Ya Byk Ana
Ariadne'nin rahmini bir kez daha bereketlendirirse? Onunla beraber Girit'e dnmesi
mmkn myd? Byk Ana'nn rahibi, kendi kz kardeine k! Anszn kzn hayal
knkln hissetti. "Affet beni" diye rica etti ona. "Seni kendi yaammdan daha ok
sevdiimi biliyorsun. Fakat ok korkuyorum."
"afak skene kadar bizi kimseler rahatsz etmez. Daha nce gitmene ise asla izin
vermem."
"Bunu demek istemedim..." Sylemek istedikleri dudaklarnn arasndan
kmyordu. Kendisini aptal ve beceriksiz hissediyordu.
Ariadne ani bir hareketle yataa oturdu ve keskin baklarn ona dikti. "Seni
rahatsz edenin ne olduunu syle bana. Baka bir kadn m? Yoksa o Msrl m?
Bunu bilmek benim hakkm!"
Gzlerindeki phe Asterios'u suskunlatrmt. Hatasu'yla kendisini balayan
eyleri ona nasl aklayabilirdi ki, ikisi de hayatta yalnzd, ruhsal konular
konumaktan holanyorlard, duygu
243
ve dnceleri birbirine ok yaknd... Bir an iin ona Hatasu'nun kendisinin yan
kardei olduunu sylemeyi geirdi aklndan, fakat hemen sonra Aiakos'a verdii
sz hatrlad ve sustu. Girit'e ayak basmaktan ne kadar korktuunu da ona nasl
syleyeceini bilemiyordu. Orada ne yaparlard, nasl davranrlard? Saraydaki
dedikoducu azlar olur olmaz sylentileri ortala yaymak iin hazr bekliyordu.
Ya Pasiphae? Minos? Kardeleri?
Dudaklarn srd. Onunla bu konuda imdi konuamazd. Bu durumda yapamazd
bunu! Kzn gzlerine bak. Karsnda alev alev yanan iki kehribar grnce,
cesareti biraz artar gibi oldu. Eskiden de yaptklar gibi, brlerini kandracak bir
numara, bir bahane bulurlard nasl olsa! Phaistos'ta olduklar srece Aurora'nn
taver-nasndaki oday kullanabilirlerdi. Knossos iin de bir zm bulurlard elbet!
"Bir eyler sylesene!" Pek de nazik olmayan bir hareketle

Asterios'un kolunu sarst. "Cann skan ne?"


Nereden balasayd? Cann skan sadece onun belirsiz kaderi deildi. Yaklaan
tehlike de en az ayn derecede rahatsz ediyordu onu. Adaya ayak bast andan
beri bu duyguyu atamamt iinden.
Duraksayarak sze balad: "Ariadne, Strongyle byk bir tehlikeyle kar karya!
Yanarda ok yaknda tekrar faaliyete geecek ve herkesi ldrecek. Btn dnya
kapkara kesilecek. Fazla zamanmzn kalmadn biliyorum."
"Sen asl benim hayatta olduuma kret" diye karlk verdi Ariadne onun
sylediklerini duymam gibi. "Sarsnt balad zaman eve dnyordum. Duvarlarn
atlamaya baladklarn fark eder etmez kendimi yzkoyun yere attm. Her ey
sona erdii zaman ise artk daha fazla beklemeyeceimi biliyordum. Gelip beni
alacan domutu iime."
htirasla delikanlnn kucana sokuldu.
"Ya dier insanlar? Onlara ne oldu?"
Ariadne nemsemez bir tavrla omuzlann silkti. "Sana ne bundan? Her zamanki
gibi korkun bir panik ve kulak trmalayc lklar. Fakat sarsnt biter bitmez
ellerinde kalan mal mlklerini
244
saymaya, kanlaryla didimeye ve ocuklarna barp armaya baladlar.
Ksacas, gnlk yaantlarna geri dndler. Bu adadan nefret ediyorum! Denizin
dibine batarsa ok memnun olurum dorusu - hem de tm insanlaryla birlikte!"
"Sen ne sylediinin farknda deilsin!"
"Hem de gayet iyi farkndaym!" diye kt ona Ariadne. "Burada nelere katlanmak
zorunda kaldm bir kerecik olsun dndn m? Pasiphae'nin fikrini deitirip
beni geri armas iin ona bask yapmaya altn m hi? Hayr! Gzlerini kapayp
Bilge Kadnlar'n kararlarnn uygulanmasn seyrettin! Aylar boyunca alamaktan
neredeyse gzlerim kr olacakt ve sana duyduum hasret yznden yemeden
imeden kesildim. Fakat senden ne bir haber, ne bir tek satr! Bunlara bir de
tapmaktaki ar grevleri ve etrafmdaki katlanmak zorunda olduum dindar karlar
ekle! Burada lyorum Asterios, her gn bir para daha fazla!"
syan ederken ne kadar marur, ne kadar gzel grnyor! diye geirdi iinden
Asterios. Kz kollarnn arasna ald. "lm zaman artk sona erdi. Bundan sonra

yaayacak ve mutlu olacaksn. Tanra sevenlerle birliktedir."


Akrotiri halknn neredeyse tm len vakti pazar yerinde toplanmt. Alak ta
evlerle evrelenmi meydan, hncahn insan doluydu. Asterios kalabala bakt.
Kuma dvcleri ve boyayclar gze arpyordu ilk bakta; parmaklarnda hl
indigo ve safran izleri vard. Uzun eteklerine kil bulanm mleki kadnlar,
kuyumcular ve urganclar, ayakkabclar ve mhrcler, balklar, heykeltralar ve
vazo ressamlar, velhsl zanaatlarn tm oradayd. Epeyce zppe tccar da
Asterios'u dinlemeye gelmiti: Rengrenk ilemeli keten tunikler giymi, sakallar
ince ince rlm adamlard bunlar; kanlar ise gzlerine mangan tozu ile srme
ekmi ve dudaklarn parlak krmz renklere boyamlard. Scaktan rahatsz
olmamak iin ellerindeki renkli tylerle yelpazeleniyorlard.
"u insanlara bak!" lassos, her zamanki gibi cepleri eitli nesnelerle dolu olarak
kalabal yararken, ban sallyordu. Bera245
berindeki son derece yakkl iki gen adam, omuzlarna ykledikleri sepeerin
iinde ynla zambak ve safran bitkisi tayordu, lassos koyu yeil yn paltosunun
iinde scaktan buharlaacak gibiydi, srekli olarak alnnda ve ensesinde biriken ter
damlalarn silip duruyordu. "Firfir tela yznden az kalsn konuman
karacaktm!"
Asterios cevap vermedi.
"Heyecanl msn? Endielenmene gerek yok" diye gld lassos. "Yanmda bulunan
tarn ve baldran tozu karmndan burnuna bir tutam ektin mi, tm korkularn
annda yok olup gider!"
"Bir kerecik olsun eneni tutamaz msn sen!" diye kt ona Ikaros. "Asterios'un
senin garip karmlarna ihtiyac yok. Onu biraz olsun rahat brak, yeter!"
lassos suratn buruturarak kenara ekildi ve yanndaki gen adamlara da yolu
amalarm iaret etti. Tam da vaktiydi dorusu, nk rahibeler alay onlara doru
geliyordu. Sol elinde ylan biimli gm bir asa tayan Dcmonike, en ndeydi.
Kenarlan aln ilemeli bembeyaz elbiselere brnm dier kadnlar da onu takip
ediyordu. Yal rahibelerin altn tozuyla kapl plak kollar ve rgl salar prl prl
parlyordu, rahibe adaylarnn balarnn ortasndaki tral yer ise mavi ltlar
sayordu.
Asterios ar ar kolunu kaldrd. Kalabaln uultusu yava yava kesilmiti.
Byk meydan susuyor ve onu bekliyordu.

Byk Ana'nn rahibi iddetli heyecanndan tr akaklarnn atmaya baladn


hissetti. nnde rengrenk kafalardan ve giysilerden oluan dev bir dalga vard
sanki. Onlar ikna etmek zorundayd. Her ey buna balyd.
Demonikc'ye dnerek nnde eildi. "Davetime icabet ettiin iin sana teekkr
ederim, yce tanrann kz kardei! Ona tapnakta hizmet eden dier kadnlara da
teekkr ederim. Varlnzla toplantmza eref verdiniz."
Asterios yanan bir dal parasyla buhurdanlklardaki tts ve mrleri tututurdu.
Sonra tekrar kalabala dnd.
"Yer sarsnts haberi bize ulat zaman, sizinle beraber ac ektik. Ben hemen
buraya gelmek zere yola koyuldum ve aklma gelen kt dncelerin tmnn
gerek olduunu grdm."
246
Kara dan gkyzne ykseldii bat ynne bakt. Acmasz, namert bir dman
gibi grnyordu o anda gzne. Fakat As-terios onu yenmeye kararlyd.
"Yanarda byk tahribata neden oldu" diye konumaya balad tekrar daha
yksek sesle. "Bu defa sadece evler, tapnak, orkestra zarar grd. Ne yazk ki
sizler bu kk uyarnn ne anlama geldiinin farknda deilsiniz. nk da pek
yaknda yeniden ate pskrmeye balayacak ve kzgn soluuyla bereketli adanz
ller lkesine evirecek. Bu yzden size yalvaryorum: Henz vakit varken
Strongyle'yi terk edin! Malnz mlknz toparlayn ve tm ailenizle birlikte baka
bir adaya yerlein! Dilerseniz gemilerinize binerek Girit'e gidin. Sakn tereddt
etmeyin, nk korkun son hi de uzak deil!"
Kalabalk bir sre sessizlik iinde kalakald. Sonra aniden mrldanmalar,
konumalar, hatta barmalar ykselmeye balad. Tek tk sesler Asterios'un
kulana kadar bile geliyordu.
"Nereden biliyorsun byle olacan?" diye sordu ona beline balad bezin iinde
alayan bir bebek bulunan gen bir kadn.
"nk grdm" dedi Asterios sakin bir sesle. Konumaya balarken duyduu
heyecandan eser bile kalmamt. "Benim bildiklerim ve sizin duyduunuz gven,
hepinizi kurtaracaktr."
Halkn arasnda ba gsteren infial bir frtna gibi yaylyordu.
"Bizi korkutmak istiyor!"

"Adamzn zelliklerinden haberi bile yok!"


"Tipik bir Giritli ite! Bizi karp zenginliklerimizi yamalamak istiyor!"
"Girit'e geri dnmektense lmeyi tercih ederiz!"
"Sizden ne istediimi gayet iyi biliyorum" diye baran Asterios'un sesi,
meydandaki velveleyi bastrd. "ayet beni dinleyecek olursanz, sylediklerimi daha
iyi anlarsnz. Siz denizci insanlarsnz! Sular ve rzgrlar, gemileri ve deniz
hayvanlarn ok iyi tanrsnz. Sofranz denizlerin tm balklar ssler. Sadece bir
tekini yemekten kanrsnz - yunuslar! nk onun etini yiyenin lme mahkm
olacan bilirsiniz. Ne bir dalga tar artk onu, ne de bir gemi."
247.
"Bir yunusu hi kimse asla ldrmez! Onlar denizcilerin dostlardr" diye haykrd
yeniyetme bir delikanl.
"ok haklsn" diye ban sallad Asterios. "Yunuslar gelgit ile uyum iinde yaarlar
ve biz insanlardan ok daha hassas duyulara sahiptirler. Bu kutsal hayvanlarn
Strongyle'yi terk ettiini biliyor musunuz?"
Meydandan dehet dolu lklar ykseldi.
"Size gerei sylyorum ve sizler de biliyorsunuz bunu!" Asterios bildiinden
amamaya kararlyd. "Girit'ten buraya dek yaptm uzun yolculuk boyunca bir tek
yunus bile grmedim! Bana drste cevap verin: Adanzn civarnda en son ne
zaman bir yunus grdnz?"
Uzun ve ar bir sessizlikten sonra, tek tk baz sesler ykselmeye balad. "Hakl...
haftalardan bu yana... bir tek kutsal balk
bile..."
"nk onlar lm sezinliyorlar!" diye devam et Asterios. "Yunuslar gittiler ve bir
daha geri dnmeyecekler. nk yanardan yeniden pskreceini hissediyorlar."
Kalabalktan t kmyordu.
"O halde bekleyelim" diye ykseldi sonunda Laeto'nun sesi. Ufak tefek kadn
korkusuz gzlerle Asterios'a bakyordu. "Kehanetinin gerek olup olmad
anlalana kadar burada kalalm." Kalabaln kendisini tasdik edercesine
mrldandn iitince devam etti. "Sanrm buradaki herkes adna konuabilirim,
nk Strongyle'yi tm kalbimle vatanm olarak kabul ediyorum. ayet yunuslar

yaz boyunca geri dnmezlerse, biz de aday terk edeceiz."


Kalabalk tekrar haykrmaya balad. "Evet, bekleyeceiz, bakalm yunuslar geri
dnecekler mi?"
Asterios rahatlayarak i ekti. Aniden kendisini ok yorgun hissetmeye balamt.
Batsnda uzanan kara ktleye bakt bir kez daha. Dan ona ok az zaman
tandn biliyordu.
248
ATNA
Alak taburelerinin stnde kapkara suratlarla oturuyordu Atinallar. Ardna kadar
ak pencerelerden ieri den akam gnei, dvlm toprak zemini
aydnlatyordu. Duvar boyunca uzanan dalga desenli bir friz haricinde, oda bo ve
ssszd. Yarg salonuna mutlak bir sessizlik hakimdi.
Tahtnda oturan Aigeus tatan yaplm bir heykel gibi kprtszd. Beyaz renkli yn
pelerini, tenini olduundan daha solgun gsteriyordu. Onun arkasnda duran
Theseus ise srtn duvara dayamt. Parlak krmz pelerinini arkaya atmt;
gsnde tanra Athena'nn miferli ba eklinde altn bir tlsm sallanyordu. Ak
krmz bir baln altndaki sapsar salar omuzlarna dklyordu. Alnn
krtrm, marur dudaklarn bkmt. Dmanca baklarm Giritlilerin
zerinden bir an bile olsun ayrmyordu.
Salkl bir kyl delikanlsnn surat, diye geirdi iinden Minos, kurnaz ve hrn.
Kendisi byk bir sacayan nnde duruyordu. Sacayan zerinde bir bakr
anak, bir de gm kupa bulunuyordu. Kura ekimi burada yaplacakt. Az ilerde
duran Dcukalion ona belli belirsiz bir ba sallamasyla iaret verdi, ne yapmas
gerektiini biliyordu.
Minos'un yanndaki masada oturan Jesa, elindeki kamn ucunu sivriltti. O da
hazrd.
Minos yakarmak zere ellerini kaldrd. Byk Ana'dan mstakbel adaylara g ve
cesaret vermesini diledi. Sonra kollarn indirdi. Kendisine doru yaylan nefret ve
dmanlk dalgalarm gayet iyi hissediyordu. Kurada baka ailelerin ocuklarnn
kmas ve kendilerininkinin balanmas umudunun ardnda yatan korkuyu,
neredeyse koklayabiliyordu. Attika soylularnn byk glklerle oluturduklar
birlik, ok yaknda parampara olacakt.
En dayanlmaz gerilim ise Phylos'un suratnda okunuyordu. Beti benzi atm

yzndeki tm kaslar tek tek belli oluyordu. Kupann iindeki kk papirs


rulolarnn birinin iinde sevgili kznn ad yazlyd: Lysidike.
249
Kara bir mintann iindeki yal Pallas ise savaa gider gibi hazrlanmt. Kurada
olunun da isminin bulunmasna ramen, kl bile kprdamyordu. Atinallann hibiri
ocuklarnn Girit'e gtrlmesini arzu etmiyordu. Fakat bir olan kaybetmek, bir kz
kaybetmekten ok daha korkun bir eydi onlarn gznde. Pallas' tehdit eden
tehlikenin farkndayd tm; fakat yal adam kendisini onlarn karsnda kk
drecek en kk bir zayflk bile gstermiyordu.
Minos'un baklar Theseus'a iliti. Kraln pii bu baklara ukala bir tavrla karlk
verdi nce, fakat sonra anszn gzlerini yere evirerek boynundaki tlsm tuttu.
Sanki kendisine yneltilen kara bir byy etkisiz klmak ister gibiydi.
Minos glmseyerek ona yaklat. "Kuray sen ekeceksin." Atina kralnn korkuyla
irkildiini grmemi gibi davranyordu. "ehre bu hizmeti hi kimse veliahttan daha
iyi sunamaz. Yoksa bu grevi yerine getirecek kadar olgun deil misin henz?"
Thescus ban geriye atarak, Minos'a zehirli baklar frlatt. Babasnn yakaran
baklarnn yanndan sabrszlkla geerken, Pallas'n kt kt glmsediini
grmedi. zenle hazrlanm tuzaa ba dik yaklayordu.
Theseus bakr anaktan ilk kuray ekerken, yarg salonu lm sessizliine
brnmt. Papirs rulosunu yava yava at ve yazl olan okuyamazm gibi bir
sre bakakald.
Salondaki adamlar nefes bile almaya cesaret edemiyordu.
"Lysidike!" diyebildi sonunda Theseus epeyce ksrp boazn temizledikten
sonra.
Phylos lm deinde yatan bir hastaya dnmt anszn. Olduu yerde
yavaa sallanmaya balad. Eer yanndakiler kendisine yardmc olmasalar, yere
ylmas iten bile deildi.
Theseus ne yapacan bilmez bir halde elini gm kupann stnde gezdirdi ve
bo yere babasnn baklarn yakalamaya alt. Sonunda omuzlarn silkti. Elinde
yeni bir kura tutuyordu.
"Hernippos!"
lk olunun adn iiten Pallas'n alnndaki damarlar atlaya-cakm gibi kabard.

Nefes almakta glk ekermi gibi azn ardna dek amt.


250
Salonda yle derin bir sessizlik hkm sryordu ki, nndeki papirse mstakbel
adaylarn ismini yazan Jesa'nn kam kaleminin czrdamas bile rahatlkla
iitiliyordu. Aln boncuk boncuk terleyen Theseus, karsnda duran Deukalion'un
aniden yok olduunu fark edince, pheyle duraklad. Ayn anda onun yannda
durduunu hissetti. Hem de o kadar yaknndayd ki, neredeyse pelerinleri birbirine
deecekti.
Theseus aznn kuruduunu hissetti. Kendisini sakin olmaya zorluyordu. Tm
Giritliler zerine ullansa bile, hi acele etmeyecekti! Fark ettirmeden elinin terini
silerek, dnml olarak anaa ve kupaya uzanmaya devam etti.
"Asteria!"
"Antiochos!"
Salondaki adamlarn ikisi daha sendeledi. Suratlarndaki tm umut klar yok
olmutu.
"Koronis"
"Hayr, onu almayn!!"
Theseus kenetli dilerinin arasndan bir sonraki ismi okudu. "Erystenes!"
"En sevdiim olum!" diye inleyen babas kalbini tutarak yere yld.
"Menestho!"
"Daidochos!"
"Hayr! kizlerimin ikisi de. Olamaz!!" Kzl sakall, asil eh-reli gen bir adam,
elleriyle yzn rtt. "Olumu almayn hi olmazsa - yce Athena, ac bana!"
"Damasistrate!"
Babas kalarn yukar kaldrarak, istifini bozmamaya gayret etti.
"Heuxistratos!"
iri kemikli, dev gibi bir adam taburesinden kalkarak yumruklarn sk. Minos ise

kendisine yneltilen tehdit dolu bu davrantan hi etkilenmemiti, adam buz gibi


baklarla szmekle yetindi.
"Eriboia!"
"Kk gvercinime acyn!"
251
Minos iindeki glme arzusunu glkle bastrd. Bu kz, daha dn akam gzne
ilien sarn yosmayd. Tam azna layk bir gvercindi dorusu! Fakat onunla daha
sonra megul olacakt. imdi ok dikkatli olmas gerekiyordu. Bir isim daha ekilir
ekilmez, oyun balayacakt.
"Prokritos!" Pallas elini kalbine gtrp yere ylnca, Aige-us tahtndan frlayarak
dostunun yanna kou. Meydana gelen genel kargaalk durumunda, Theseus'un
dikkati bir an iin sacayandan uzaklamt. Minos, Deukalion'a iaret etti.
Deukalion aniden sendelemi gibi yaparak, dirsei ile sacayaa iddetli bir darbe
indirdi. Devrilen anan ve kupann iindeki tm kura rulolar, yerlere salmt.
Minos koa koa oraya geldi. Pelerininin altndaki kollarn grkemli bir ift kanat
gibi iki yana aarak, korumak istercesine kura rulolarnn zerine gerdi. Sonra da
Aigeus'a seslenerek yanna gelmesini syledi. Sersemlemi Atinal ne yaptnn pek
de farknda olmadan Minos'un emrine itaat etti.
Kura ekiminin kusursuz bir biimde sona erdirilmesi iin, rulolar tek tek
toplayarak kupa ve anaa doldurmasn syledi ona Minos. Sonra da Deukalion'a
dnerek, baka bir sakarlk yapmamas iin hemen yerini deitirmesini syledi.
Her ey ok abuk gelimiti. Theseus inanmaz gzlerle yal babasnn glkle
yere eilerek rulolar tek tek toplamasn seyretti. Kupa hibir ey olmam gibi bir
kez daha nnde duruyordu ve salondaki huzursuzluk yapmas gereken iin henz
sona ermediini ona anmsatyordu.
anan iine uzanarak bir kura ekti. Jesa'nn heyecandan dudaklarn srmas ve
Deukalion'un bir ey belli etmemek iin gzlerini yere dikmesi, dikkatini zerre kadar
olsun ekmemiti.
"Hippodameia!" dedi Theseus ifadesiz bir sesle.
Bu son kz ismi, uzun yllardr Attika saraynn imrahoru olan Kodros'u kalbinden
vurmutu. Adam elleriyle kulaklarn tkad. Az nce sylenenleri iitmediini
dnmek istiyordu, ama bouna!

Minos ve Deukalion kaamak baklarla birbirlerini szdler. Tehlikeyi hisseden,


fakat avcnn nerede olduunu henz kefede252
neyen bir yaban hayvan kadar rkm olan Theseus, anszn durdu. Yava
hareketlerle apkasn bandan kartrken, her hareketinin Atinallarn tm
tarafndan dikkatle izlendiini hissediyordu. Elini kupann iine sokarak geriye kalan
rulolar kartrd. Sonunda ilerinden birini ekti.
Bir eyler sylemek ister gibi azn at. Sonra da hemen kapad.
Evet, diye iin iin seviniyordu Minos, artk bana aitsin, pi! Kadere fazla seenek
tanmadm ok iyi oldu. Kolumda sakladm rulolarn tmnde senin ismin
yazlyd!
Sessiz bir mutlulukla Aigeus'un gzlerinin korkuyla fal ta gibi aldn grd.
"Theseus?" diye sordu sonunda yal kral. "Yoksa son isim... Theseus?"
Belli belirsiz bir ba sallama.
"Olamaz! Olum! Olamaz!" diye haykrmaya balad Aigeus kulak trmalayc bir
sesle.
Salondaki huzursuzluk iyice artmt; Minos hibir acma belirtisi gstermeden
omuzlarn silkti. "Kral tebaasna iyi rnek olmak zorunda deil midir?" Salonu
dolduran adamlarn suratlarnda hnzrca bir ifade belirmiti. Sanki krallarnn bana
gelen felakete sevinir gibiydiler. Fakat salondaki grlt gereinden fazla artnca,
Minos yksek sesle tanraya yakarmaya balad. "Tanrsal iradenin arzularn
kavrayabilmeleri iin kurann belirledii adaylara akl ve idrak yetenei bala!"
"Senden nefret ediyorum, Giritli Minos!" diye fsldad Theseus yavaa. "Seni
geberteceim!"
Anszn analar kmt ortaya. Sabahn henz erken saatlerinde yunus tapnana
gitmekte olan alayn peinden, kara bir karga srs gibi geliyorlard. Gemiler
Phaleron limanndan ayn gn ayrlacakt. Girit'e yaplacak olan tehlikeli yolculuk
ncesi, tanr Apol-lon'a kurbanlar sunularak, yolculuun tehlikesiz gemesi
dilenecekti. Kadnlarn kucaklarnda ileri erzakla dolu sepetler vard; su testileri,
ekmek, ttslenmi balk ve jambonla dolu sepetler o kadar ard ki, sk sk durup
dinlenmek zorunda kalyorlard.
253

Kadnlarn nnde ise ac ve fkeden akna dnm Attika erkekleri yryordu.


Dini merasim alayn yneten Giritlilerle onlarn arasnda ise, kura sonucu belirlenen
mstakbel adaylarn oluturduu zgn grup bulunuyordu. Genler rkek tavrlarla
birbirlerine sokulmutu. Jesa'nn saysz grevlerinden biri de, onlarla ilgi. lenmekti.
Fakat daha nce eyalarn ve hediyelerin gemiye yklenmesini kontrol etmi, sonra
da Minos'la birlikte Attika yelkenli fi. lounu inceleyerek, direkli bir tanesini
almaya karar vermiti. Fakat bu gemi ne zarafet, ne de hz konusunda Girit'teki
benzerleriyle boy lecek durumdayd.
Yol ayrmna ulatklar vakit, sabah sisi oktan dalmt. Sol tarafa uzanan
kvrml yol, doruca yunus tapnana kyordu. Minos ise saa dnd. Bu arada
yavaa arkasna bakmt.
Evet, tam planlad gibi, Atinallar onun ardndan geliyordu! Adamlarn olunun
mezarn ziyaret etmekten ne kadar nefret ettiklerini iyi biliyordu; hele bu trene
nc kez katlmak zorunda kallar onlar fkeden lgna evirmiti. Onlar bu
ykmllklerinden dolay asla affetmeyecekti; ne kendisi, ne de kendinden sonra
gelecek olanlar. Androgeus'u ldrerek iledikleri affedilmez suu Attikal katillere
tm zamanlar boyunca hatrlatacakt!
Minos iradesi dnda admlarn hzlandrmt; Deukalion ve Aiakos ona yetimekte
olduka glk ekiyorlard, alayn kalan ksm ise ok gerilerde kalmt. Bir sre
sonra komaya balad.
Tholos'un nnde nefes nefese durdu. Kubbeli ta yap gkyzne bir ant gibi
ykseliyordu. Minos, iindeki eski acy olanca arlyla hissediyordu yeniden.
Androgeus'un mezar odasnn kapsnn nnde dururken, cinayetten bu yana yllar
deil de, sadece bir tek gn gemi gibi geliyordu.
Bu arada dier ikisi ona yetimiti. Onlara bir kez olsun dnp bakmadan, bronz
kapnn kilidini at. Sonra da Aiakos'a dnerek, elindeki mealeyi ekip ald. "Sen
benimle geliyorsun!" dedi Deukalion'a emredercesine. Aiakos kapnn bekisi olarak
darda kalmt.
Abanoz aacndan yaplm drt stun tarafndan desteklenen bir n odann iine
girmilerdi. Minos, iki kk aralktan ieri s254
zan lo a gzleri ahana kadar, bir sre bekledi. Esas mezar odasnn kapsna
vardnda, Deukalion'a dnd.
"Ben tekrar dar kana kadar burada bekle!"

Elindeki mealeyle etrafndaki saysz ya lambasn teker teker tututurmaya


balad, ta ki oda bir k denizinin iinde yzmeye balayana kadar. Bir kapdan
daha geerek hedefine ulat. Karanlk bir kubbe ykseliyordu zerinde, duvarlarn
tmne ise kutsal ift Azl Balta resmedilmiti. Tek para damarl granit tandan
yaplma lahit, tam nnde duruyordu.
Minos ona bakar bakmaz, upuzun bir yolculuun sonuna gelmi gibi yorgun hissetti
kendisini. inde ta merdivenlere oturarak ban sonsuza kadar lahde dayamak
iin dayanlmaz bir arzu vard. Bu istee boyun ememek ve tm bitkinliine
ramen yaplmas gereken dini merasimi yerine getirmek, onun birka dakikasna
mal olmutu.
Elindeki mealeyi duvardaki yerine takt ve iinde kutsal ifte Balta'nn bulunduu
mahfazann nnde diz kt. Gzlerini kapatarak tanraya yakarmaya balad, ta
ki onunla yz yze geldii duygusu iine yerleene kadar. aknlkla tanrann
dman topraklar zerindeki bu kara mezarda, Girit'teki tapnaklarnda-kinden ok
daha kudretli olduunu fark etti.
Ar ar ayaa kalkt ve lahde yaklat. Gzleri kuruydu. En son on sekiz yl nce,
olunun ak mezarnn banda dururken alamt. Cesedin sarld kirli paavray
atklarnda, rmenin balam olduunu fark etmiti.
Kendi elleriyle Androgeus'un cesedini ykayp meshettii o gece aklna geldike,
hl yakc rk kokusu geliyordu burnuna. Keskin kokudan azna takt ince bir
tl paras ile korunmaya almt. lm olan olunu gzlerinin nne getirdi
tekrar; Pa-siphae'den ald ince burnu ve sonsuza dek kapanan marur az grr
gibi oluyordu. Androgeus'un kemiklerini krmamak iin, geleneksel bacaklar
gsne balayarak gmme metodunu uygulamaktan kanmt. Fakat kefenlenme
esnasnda deerli mr yana batrlm temiz keten bezlerden byk miktarda
kullanlmasna zellikle zen gstermiti.
255
Tekrar sonsuz bir hzn kaplad iini. ocuklarnn en yeteneklisi lmt! Adann
hkmdar olarak en gen kz evlat yerine, en byk oulun atanmasn salayacak
o adm bir atabilseydi, Girit iin ne byk bir dnm noktas olurdu! Androgeus bu
i iin biilmi kaftand. Eski kutsal kadn yolunun srlarna vakf olduu gibi, yeteri
kadar erkeksi g ve zihin aklna da sahipti. Androgeus, varolan eski yasay
sayan ve kollayan, ama ayn zamanda onu daha da ileri gtrmeyi amalayan bir
hkmdar tipinin ilk rnei olabilirdi. ayet yaasayd, Minos'un, Asterios gibi
kadnlar arasnda gereinden fazla bulunan, bu yzden de erkeklerin davasna dahil
edilmesi olduka zor olan, ne yapaca belirsiz bir kiilik ile yetinmesine gerek
kalmayacakt.

Fakat kiralk katiller tm planlarn mahvetmiti. Anka tahtnda oturmas gereken


Androgeus, artk nndeki souk mezarda yatyordu.
Ne yaklan kutsal ttsler, ne de sunulan ikiler ona muular adasna yapt
yolculukta elik etmiti. Cenazenin banda Mi-nos'tan baka bekleyen olmamt.
Olundan kendi usulnce veda-lam ve ebedi intikam yeminleri etmiti. Nihayet
afak skerken lnn keten bezi kapl toprak bir lahde konularak defnedilmesine
izin vermiti.
Tholos tamamlanana kadar Androgeus'un fani vcudu bir kaya mezarnda
muhafaza edilmiti. Androgeus'u imdi iinde bulunduu ebedi istirahatghna
tadklar gn hatrlayan Minos'un dudaklarnda, ac dolu bir glmseme belirdi.
Havada sava ve ykm kokusu vard; Girit donanmas ve mttefikleri, Phaleron
nlerindeki yerlerini almlard. Pasiphae son na kadar olunun cesedini katillerinin
lkesinde brakmaya kar kmt. Fakat Minos bu konuda geri adm atmamt,
kralienin basksna ramen, Androgeus'un vcudunu kara barna kabul edecek
olan Girit toprana gtrmemiti. Ayn ekilde Attika toprana da vermemiti onu.
Burada, Giritli mimarlarn kestikleri akmaktandan yaplm Tho-los'un iinde,
dmanlarnn etindeki bir diken gibi sonsuza dek yatacakt. Unutkanln balayc
peesi bu kara antn zerini asla rtemeyecekti.
256
Ve alaka cinayetlerinin bedelini ok ar demek zorunda jcalmt Atinallar:
Etlerinden et vererek! Minos'un Atinallardan talep ettiklerini, Delphi kehaneti de
onaylamt. Atina'nn iledii su dolaysyla ba gsteren ktlk ve salgnn n,
ancak bu ekilde alnabilir, demiti tapnan rahibesi.
ehrin en soylu ailelerinden tam on drt tane gen, imdiye dek iki defa Giritliler
tarafndan Byk Ana'nn adasna gtrlmt. Orada kutsanma yolunu atklar
yllar sresince, eski srlara vakf oluyorlard. Btn adaylarn karakterleri temelden
deiiyordu; dokuz yl sonra hibiri ayn insan olarak dnmyordu anavatanna ayet dnmek isterlerse tabii.
Minos'un aklna o souk bakl, ateli yaradll pi geldi ve glmsedi. Byk
kader rcs ana tam vaktinde harika bir av drmt. Demir madenleriyle
istedikleri kadar ona caka satsnlar; ehrin eski ve soylu aileleri tarafndan taht
daha imdiden ablukaya alnan Aigeus iin, dokuz yl sonsuzluk kadar uzun
srecekti! Bu arada neler olabilirdi ki: Yal kral kaza sonucu merdivenlerden
yuvarlanabilir, ya da serin da havas zaten kt durumda olan cierlerini iyice
harap edebilirdi! Sonra... tahta geecek olan belirlemek iin kanl savalarn
balamas artk an meselesi olurdu. Glmsemesi iyice geniledi. O zaman
avcundaki pii Girit donanmas eliinde vatanna bizzat geri gtrmekten, byk

bir haz duyacakt.


Hafif bir ksrk sesiyle irkildi. Deukalion arkasndan gelmiti sessizce. Elinde
zeytin aac dallar tutuyordu ve garip, yalvarr bir ifadeyle ona bakyordu.
"Neden darda beklemedin?" diye kt ona Minos.
"eri girmek zorunda hissettim kendimi" diye karlk verdi Deukalion. "Onun
benim kardeim olduumu unutma. Senin sadece bir tek olun yok baba."
Minos'un cevap vermesini beklemeden mahfazann nnde ksaca diz kt. Sonra
tekrar lahde dnd ve ellerindeki dallar gm yeili bir ilkbahar yelpazesi gibi
kapan zerine yayd. Bu arada bouk bir sesle yakarmaya balamt.
"Ey kutsal ay tanras! Alev alev yldzlarla kapl gkyz257
nn efendisi! nsanlarn dalm anlarnn ve unutulmu dleri, nin sahibi! Onlar
topluyor ve gm testinde biriktiriyorsun. Gnn ilk klaryla ayn gzyalar
olarak dnyaya dktn testinin iindekiler, topran zerini i tabakas olarak
kaplyor." Deukalion yakarmaya ara verdi, hzla Minos'a yaklat ve onu lahde doru
ittirdi. Babasnn elini Serin mermere bastrdktan sonra, kendi elini de onun zerine
koydu. "Androgeus uruna dktmz gzyalar bylece sana geri dnyor, ey
tanra! Sen ki Androgeus'u yaratan ve kabul edensin! Sen ki, hepimizi besleyen ve
tayansn: Sen bizsin, biz seniz, biz bir btnz: Minos, Androgeus, Deukalion ve
hep byle kalacaz."
Minos aknlndan ancak imdi synlabilmiti. Beceriksizce kucaklad olunu;
Deukalion'un scaklnn iindeki yalnzlk buzulunu erittiini hissediyordu.
Sabah gnei altnda gzleri kamaan Minos, karsnda duran ana-lann yzlerini
ancak biraz sonra seebildi. Alayn en gerisinde kalmakla yetinmeyip, Tholos'un
giriinde saf tutmulard. Koyu kahverengi yn rtlerinin altndaki gzleri nefretle
parlyordu.
Minos doruldu. Onlarn ne kadar tehlikeli ve ba emez olduklarn iyi biliyordu.
Erkeklerine imdiye dek iki defa boyun e-dirmiti, bir nc defa dilerini
gcrdatarak da olsa boyun eerlerdi. Fakat kadnlar farklyd. Gsterecei en kk
bir zayflk annda, a bir dii aslan srs gibi zerine saldrarak kendisini para
para edeceklerini gayet iyi biliyordu.
Ben Giritli kadnlarla bile savamay gze aldm, diye geirdi iinden fkeyle,
olumun mezar nnde birka Attikal kannn intikam arzusu mu korkutacak beni?

Sakin bir hareket ile yola koyulma emri verdi ve ate saan gzlerle analan alaya
katlmaya zorlad.
Merasim alay glkle yolu koyulabildi. Delphi kehanetinin syledikleri hl
geerliydi, Atinallarn hibiri gerek bir muhalefeti aklndan bile geilmiyordu.
Denizin epeyce ekilmi olduu bu saatte, tapnak akll kumlarn zerinde
bulunuyordu. Ana giri kapsnn nnde durdular. Bat tarafndaki mermer stun
doruca denize uzanyordu.
258
Atinallar merasim hazrlklar yaparken, Girit heyeti yakn bir yerde dinlenmeye
ekildi. Minos ve Deukalion onlardan ayrlarak birlikte yapnn etrafnda dolamaya
baladlar.
Deukalion atnn alnln ssleyen kabartmalara bakyordu. Koyu renkli zeminin
stnde bir grup ak mavi yunus dans ediyordu.
"nanlarna gre yunus balklar llerin deniz stndeki yolculuklarn temsil
ediyorlar" diye aklad Minos ve glerek Deukalion'a az ilerde hummal bir faaliyete
girimi olan kadnlar iaret etti. "uraya bak" dedi alayc bir tavrla. "Gren de
ocuklarnn son saati alm sanacak!"
Az sonra garip bir ayin balad. Atinal erkekler, sunak tann etrafnda mstakbel
adaylar da iine alacak biimde bir ember oluturmulard. Ayn ekilde emberin
iinde kalan kadnlar da, salarn balarn yolarak kendilerini yerden yere atmaya,
alayp haykrmaya ve stlerini balarn yrtmaya baladlar. Grnmleri
korkuntu. Szlanmalar denizin yumuak sesini bile bastryordu.
Minos fkelendiini hissetti. Sahtekrlar! diye geirdi iinden. imdeki ilk drtye
uymu olsaydm, ortalk cesetten geilmezdi! Aptallar, kan davasndan vazgemenin
bana yllardr nasl azap verdiini nereden bilecekler! Geri iin iinde biraz da
politik karlar vard, ama...
istedikleri kadar alayp zrlasnlar, dnd hiddetle. Dokuz yl sonra kutsananlar
arasna katlm olan oullar ve kzlar saz daml kulbelerine dnmeyi istemeyip,
Girit saraylarnda yaamay tercih edince, ite asl o zaman alamak neymi
anlayacaklar!
Dudaklarnda zalim bir glmseme vard. Girit'i lmcl bir tuzak ve kraln insan
yiyen bir canavar olarak tasvir eden bu dini palavra, onu rahatsz etmeye
balamt. Olay ksa kesmeye karar verdi.

Fakat Theseus ondan nce davrand. Aniden yerlerde yuvarlanan kadnlarn arasna
atlad ve onlar elbiselerinden tutarak ekitirmeye balad. Kadnlarn atlar yava
yava dinmeye balamt.
"Apollon akna, ayaa kalkn!" diye bard fkeyle. "Giritlilere sizi alarken izleme
zevkini tattrmayn! Cesur olun, analar ve babalar! Bu defa ocuklarnz sonu
belirsiz bir maceraya gnder259
iniyorsunuz. Tanr ryama girerek bana hepimizin sa salim eve dneceini
bildirdi."
Kollarn gsnde kavuturarak Minos'u ylesine kstah baklarla szmeye
balad ki, Deukalion dayanamayarak elini hanerine att ve onun zerine yrmeye
balad.
Fakat Minos oluna engel oldu. "Bo ver! Brak da sahte kahramanlna devam
etsin. Nasl olsa en ge geminin gvertesinde kendisiyle nasl baa kacamz
gayet iyi anlayacak!"
Theseus byk bir zgvenle konumaya devam etti: " 'Korkmana gerek yok,
Aigeus olu' dedi bana. 'Boay alt edecek ve Atina kral olacaksn. Seninle beraber
gidenlerle geri dneceksin.' Duydunuz mu, bamza hibir ey gelmeyecek! Apollon
koruyucu ellerini zerimizden ayrmayacak!"
Kulaklarna inanamayan Aigeus olunun zerine yrd.
"Theseus, sana yalvaryorum, durumu daha da ktletirme!" diye yalvard ona.
"Neden bir kerecik olsun kendine hkim olamyorsun? Giritlilerin neler
yapabileceklerini bilmiyor musun?"
"Asl sen benim neler yapabileceimi bilmiyorsun" diye cevap verdi babasna
Theseus yavaa. "Kutsa beni baba!" diye bard sonra yksek sesle. "Apollon'u
honut klmak iin beyaz iplikle balanm kutlu zeytin daln senin elinden almak
istiyorum."
aknlktan ne yapacan arm olan Aigeus oluna itaat etti ve ak yeil zeytin
daln ona uzatt. Theseus Atinallara dnd. Zeytin daln bir zafer nian gibi
bann stnde tutuyordu.
"Gzn zerimizden ayrma, ey yce Apollon!" diye yakard yksek sesle.
"Tehlikeli yolculuumuz boyunca bizi koru ve gzet! Kehanetini gerekletir ve
hepimizin sa salim baba ocana dnmemize izin ver! Son bir defa Giritlilere boyun

eiyoruz. Kara yelkenli kederdir bizi onlarn adasna tayan. Fakat son kez! Son
kez..."
Sesi atallamt. "Atinal erkek ve kadnlar! Kutsal tapnan nnde sizlere yemin
ediyorum! Zaferin beyaz yelkenleriyle dneceiz evimize!"
260
Dnyalar Arasnda
Kulana gelen iki ses ryalarndan ayrmt onu, cilveli ve istekli bir kadn sesiyle,
rkek bir erkek sesi. Uyku sersemi doruldu yatanda, fakat yelkenlerin
atrtsndan ve kreklerin suya monoton vurularndan baka bir ey duymuyordu
artk.
Mahmurluunu tam olarak zerinden atamadan gzlerini gkyzne evirdi
Asterios. Parlak ay, bulutlarn ardna saklanmt ve bir tek yldz olsun
grnmyordu. Ryasnda lm teknesini grmt yine.
Anszn az nceki sesler kulana geldi tekrar. Az ilerisindeki karanlklarn iinde
duran bir kadn ve erkek, heyecanla fslda-yordu.
"Yeter artk! Vereceksen ver u iksiri!"
"Gereinden birka damla fazla ierse zehirleneceini unutma!"
Tiz bir gl sesi kadnn kimliini ele verdi: Ariadne. "Brak da onu ben dneyim
lassos!" diye karlk verdi serte. "Eer iksirin onu gerekten de bana tekrar k
ederse, bundan ziyadesiyle memnun olacan bilmelisin."
"yi ama o zaten seviyor seni!" diye inledi parfm taciri.
"Senin gibi bir moruk aktan ne anlar! Asterios bana kar buz gibi ve kafas sama
sapan hayallerle dolu. Tm bunlarn ardnda o Msrl ylann yattna eminim!
Yanma yaklamaktan nasl kandn fark etmedin mi? Btn gn Ikaros'un
arkasna saklanp durdu! Neyse, bo gevezeliklere gerek yok!" dedi Ariadne fkeyle.
"Ver u iksiri! Yoksa yaptn ilgin i anlamalarndan Pasiphae'ye sz etmemi mi
istersin?"
"Sakn! stediini alacaksn!" dedi lassos korkuyla. "Fakat sylediklerime harfiyen
uyman gerekir!"
261

"Ne yapmam lazm?"


"Bu iksirin asl iine susam filizi, sere yumurtas, buday kepei ve fasulye unu
katlarak piirilmi sttr."
"Gerekten de etkili mi?"
"Misket zm de ok nemli tabii" diye devam etti lassos alak sesle. "ieklerinin
karabiber ve tarnla beraber sr yana yatrlarak dinlendirilmeleri lazm."
"Bu eyin tad dndm kadar iren mi?"
"ayet baharatl arapla kanrrsan, hayr" diye karlk verdi lassos mutsuz bir
ifadeyle. "Fakat bir kadehe on damladan fazla kesinlikle kartrmamalsn!"
Asterios kzn bildik gln iitti yeniden.
"Bu kadar basit mi? ayet beni kandrmaya alyorsan, lassos, seni temin ederim
ki, bundan sonraki hayatn hi de kolay gemeyecek! ksir iesi nerede?"
"ite burada. Fakat sakn iki kereden fazla kullanma."
"Tamam, kes artk! Onu ldrmeye niyetim yok. Hadi, kamarana geri dn!"
Asterios hzl admlarn sesini iitti. Parfm tacirinin oradan bir an nce uzaklamak
istedii belliydi. Yanndaki bardaa uzanarak birka yudum su iti. Az nce
duyduklarna inanamyordu bir trl! Beni kendisine balayacak bir ak iksiri, diye
geirdi iinden. Ariadne nasl olur da sevgimden bu kadar phelenebilir?
Alev alev yanan suratn serin gece rzgrna verdi. Anlalan Ariadne ancak beni
etim ve kemiimle beraber midesine indirdikten sonra tatmin olacak! diye dnd.
Bana azap veren dnceleri dinlemek dahi istemiyor. Dier insanlarn kaderi de hi
mi hi ilgilendirmiyor onu! Asterios, aklna gelen bu dnceler karsnda rperdi.
Kzn silueti az ilerideydi. Kpete parmaklna yaslanmt. Anszn onun da ok
yalnz ve umutsuz olduuna dair bir his belirdi iinde. Byle bir karar verebilmesi
iin onun ruhunda ne gibi frtnalar esmiti acaba! Pimanlk hisleri kabarmaya
balamt iinde. Ona kar ilgisizliimden yaknmakta ok hakl, diye dnd.
Yolculuktan nceki son gnlerde, onunla ilgilenmemiti. De262
monike ve rahibelerle uzun sren toplantlar yaparak, bundan sonra nasl

davranacaklar konusunda uzun uzun tartmlard. Aldklar karara gre, Strongyle


kylarna yerletirilecek olan gzcler btn yaz boyunca ufku gzetleyecek ve
yunuslarn grnmesi durumunda hemen tapnaa haber vereceklerdi. ayet
hayvanlar ekim ayna kadar ortalkta grnmezlerse, o zaman kehanetin doruluu
kabul edilecek ve ada boaltlacakt. Girit'e dner dnmez Pasiphae ve rahibelerle
bir araya gelerek, 'gerekli hazrlklarn hemen balamasn salamaya alacakt.
Gemi demir alp yola koyulduunda bile, aklndan bu dncelerden baka bir ey
gemiyordu. Her ne kadar eski iyimserliine tekrar kavumusa da, kara dan
tehdit dolu hayali gznn nne geldike cesareti krlr gibi oluyordu. Srekli
deien ruh hali, Ariadne'yi derin bir gvensizlie sevk etmiti.
Bu arada gemideki Giritli denizcilerin kaamak baklarla kendisini szdkleri de
gznden kamamt. Kendisine gvenmeyen insanlarla arasndaki zorlu ve uzun
saklamba oyunu henz yeni balyordu. Bu yzden yanna kimseyi
yaklatrmamaya balamt; zellikle de kzn itham dolu baklarndan
kurtulabilmek iin karos'u kalkan olarak kullanyordu. Ariadne'nin kendisine kar
yeterince drst davranmadn dndn biliyordu, zellikle de Hatasu, ona
duyduu yaknln derecesi ve kendisine kar olan elikili duygular konusunda.
Ona bu konularda kesin bilgi vermenin vakti oktan gelmi, hatta geiyordu. Ne
yapp edip ona gerek dncelerini anlatmalyd, onu incitmek ve yeminini bozmak
pahasna olsa bile.
Asterios son derece iyi niyetlerle dolu olarak ayaa kalkt ve kzn yanna yaklat.
Topuz yapt salarnn akta brakt ensesini pnce, kz irkildi.
"Burada miydin sen?"
"Aniden uyandm" dedi Asterios. "Garip bir rya grdm, Ariadne. lm teknesi
yoldayd yine. Tpk Merope'nin aramzdan ayrld gnde olduu gibi."
"lm! Her zaman sadece lm!" diye bard Ariadne. "Senin bu tehlike ve lm
hezeyanlarndan bkp usandm artk! Yaa263
mak istiyorum ben Asterios! Yaamak!" Pelerinini arkasna atarak, beyaz keten
gmleinin eteklerini gbeine kadar kaldrd, "ite, yaayan, nefes alan, acyan,
seven ve deeri olan tek ey!"
Asterios'un elini kapt gibi gslerinin zerine bastrd. lgnca arpyordu kalbi.
"Hayatm!" diye fsldad Asterios duygulanarak. "Ruhumun sevgilisi!"

" o halde!" Ariadne'nin elinde ii ste benzer, bulank bir sv bulunan kk bir
ie vard.
"Bu da ne?" Asterios hayal krklyla elini ekti. Oysa kalbinden geen her eyi
anlatmak ve ona tmyle teslim olmak zereydi! Gsterdii zayflk karsnda
duyduu utan yznden, konumakta glk ekiyordu.
"Soru sorma! !"
"Hayr!" dedi zorla da olsa. "Bu ekilde olmaz!"
"Demek akn bu kadar korkak?" diye alay etti Ariadne. "Beni izle Asterios, Byk
Ana'nn rahibi, her "eyden ok sevdiim kardeim!"
Kapan at kk ieyi dudaklarna gtrerek imeye balad.
Asterios ani bir hareketle ieyi kzn azndan ekti. "Hepsini deil! ldrdn m
sen?"
"Evet, ldrdm" diye glmsedi Ariadne. Kapal bir kutu gibiydi, ne yapmak
istediini anlamak imknszd. "Srekli szn ettiin lmden korkmuyorum ben!
Senin kollarnn arasnda lmekten daha gzel ne olabilir ki?" Aniden gzleri ince bir
izgi halini ald. "Beni gzetlemisin!" diye fsldad. "Demek bana duyduun gven
bu kadar!"
Asterios elini ona uzatt. "Neden Ariadne?" diye mrldand. "Bizim iin baka bir yol
olamaz m?"
"Bana soru sorman istemiyorum" diye kaamak bir karlk geldi kzdan. "Dikkatli
ol sevgilim! Benden kolay kolay kurtulamazsn! Eer sevgimi yok etmeyi baanrsan,
kllerinin altndan korkun bir nefretin doacan bil, seni her yerde takip edecek
olan, yakc ve yok edici bir nefret!"
264
Asterios onu kollarndan tutarak sarst. "Sen neler sylediinin farknda msn?
Kendine gel!"
Kucanda bez bir bebek gibi sallanan Ariadne, donuk gzlerindeki garip bir parlt
ile bo bo bakyordu ona. "ksir etkisini gstermeye balad" dedi soluk solua.
"Damarlarmda dolaan kann ate gibi yandn hissediyorum. Asla huzur
bulamayan zavall bam dnmeye balad! i, Asterios! ! Benim gibi sevmek ve
ac ekmek istiyorsan, i!"

Aniden susarak Asterios'a bakt. Gzleri eskisi gibi berraklamt. Paralanm


gmleinin nn sert bir hareketle kapad.
"miyor musun?" diye sordu sakin, hatta souk bir sesle.
"Hayr, imiyorum!"
"Pekl! Nasl istersen." Ariadne aniden tm gcn yitirmi gibiydi; omuzlan
dm, srt kamburlamt. Gkyzndeki bulutlar o kadar karayd ki, kzn
suratn grebilmek neredeyse imkanszlamt, ilk yamur damlalar dmeye
balaynca, Ariadne duyulur duyulmaz bir i ekile arkasn dnd ve karanlklar
arasnda kayboldu.
Asterios dolu gzlerle bakt kzn ardndan. Yksek dalgalarn arasndan kayp
gitmekte olan gemiyle ayn ritimde sallanyordu vcudu. Girit'in kuzey kylarna
varmamza pek fazla kalmad, diye dnd. Acaba oraya vardktan sonra neler
olacak? Kardeimle yaadm yasak ak bana gece gndz azap vermeye devam
ederse, yce tanraya can gnlden nasl hizmet edebilirim? Ah, Merope, biricik
anneciim, beni neden terk ettin?
O zaman da olduu gibi, imdi de yanaklarn slatan yamur deildi sadece. O ac
gnn hatras kalbine bir daha sklmemek zere ilenmiti.
Az kalsn ge kalacakt. Bitkin bir halde bulunan Pasiphae, onu hasta odasnn
kapsnda karlamt.
"lyor, Asterios" diye alyordu. "Onu kurtarmak iin elimizden gelen her eyi
yaptk, fakat artk yaamak istemiyor. Zamannn getiini sylyor."
Bu arada sanki suratnda yazl bir cevab okumak istercesine
265
bakyordu ona. Asterios'un iini korku kaplad. Acaba Pasiphae onunla Ariadne
arasndaki ilikiyi mi renmiti?
Sakin grnmeye alarak sordu. "Neler oldu?"
"Merope'nin ne kadar kendine has bir insan olduunu bilirsin" diye hkrd kralie.
"Ve ne kadar inat olduunu! Hastalnn bu kadar ar olduunu biz bile
bilmiyorduk. Kuru kuru ksr-dn epeydir ben de fark etmitim. Hibir ifal
bitkinin ie yaramadn da biliyordum. Fakat bir sre sonra ksrrken kan
gelmeye balaynca, Mirtho bize onun aslnda ne kadar hasta olduunu anlatu.
Phaidra ve ben hemen ayn gn Knossos'a hareket ettik."

erden iniltiler gelmeye balamt. "Gel" dedi Pasiphae kuru bir sesle. "Onu daha
fazla bekletme."
Asterios Merope'nin yatann yanna diz kt. Dermansz vcudu birok yastkla
desteklenen kadn, beyaz keten gmleinin iinde gen bir kz gibi grnyordu.
Parlak gzleri nemlenmiti.
"Olum! Demek gelebildin." Konumak onu ok yoruyordu. Yavaa Pasiphae'den
yana evirdi ban. "Onunla vedalamama izin verir misin - yalnz olarak?"
Pasiphae dar kt.
"Anne, lmeni istemiyorum, lmemelisin!" diye fsldad Asterios. Kadna sarlnca
onun bir deri bir kemik kalm olduunu fark etti dehet iinde.
"Hayr olum! lmem gerekiyor" diye cevap verdi Merope neredeyse neeli bir
sesle. "Tm varlklarn sahibi beni yanna ard." Hrldayarak gld. "ok garip
deil mi Asterios, birdenbire korkmaya baladm. Sana ruhun yaamdan yaama,
mekndan mekna dolatn, yaamn sonsuzluk anlamna geldiini ve zaman
dolduu zaman geride sadece kullanlm bir beden kaldn rettim. Kap krlsa
bile, iindeki ayn kalr." Hzl hzl nefes almaya balamt. "Yine de bu dnyadan
ayrlmak, sandmdan ok daha zormu" dedi glkle. "Yaama sk sk tutunan
vcut, lme kar mcadele ediyor, insann iindeki oktan krelmi duygular
yeniden canlandryor. Ruhun batdaki gnele btn le-mesi iin izlemesi gereken
yol, neredeyse sonsuzluk kadar uzun."
"Bu kadar ok konuma, kendine dikkat etmelisin!" Aste-rios yal kadnn alnndaki
terleri sildi.
266
"ok az zamanm kald" diye fsldad Merope karlk olarak. "Sana sylemek
istediim daha o kadar ok ey var ki..."
"Her eyi sen rettin bana" diye bard Asterios. ^'Bildiim her ey, senin
eserin."
"Hayr, akn eseri" dedi Merope neredeyse duyulamayacak bir sesle. Asterios
sylediklerinin tek kelimesini bile karmamak iin kulan yal kadnn azna iyice
yaklatrd, "Her eyin kkeni odur ve her ey ona geri dnmeye abalar. Ak, tek
kanundur; bilgeliin anasdr ve tm gizemlerin aklamasdr. Henz kk bir
ocuk olduun zamanlar sana anlattm yaradl hikyesini harlyor musun hl?"

Yce tanra, ne olur lmesine izin verme! diye yakard Asterios iinden. Onsuz ne
yaparm, bilmiyorum.
"Elbette hatrlyorum! Bana o kadar ok anlattn ki.. .*' Hatralar onu
suskunlatrd. Gzlerinin nnde ocukluunu geirdii saz daml kulbe belirmiti.
Neredeyse rzgrn uultusunu duya-cakm gibiydi.
"O halde konu" dedi Merope. "Yaradl hikyesini anlat bana!"
"Her eyin balad anda Byk Ana kaostan ayrld" diye balad sze ar ar.
"Yattn yer rahat m?"
"Ltfen Asterios! Anlatmaya devam et."
"Fakat ayaklarn basaca sertlikte bir yer bulamad. Bu yzden denizi gkten
ayrd ve dalgalarn zerinde cokuyla dans etmeye balad. Arkasnda rzgr
belirmiti. Onu ilci elinin arasnda ovalad. Bylece Ophion'u, Byk Ylan' yaratm
oldu. Isnmak iin lgnca dans ediyordu ve dans giderek daha da lginlat, ta ki
ylan onun kvrak hareketleri karsnda ehvete kaplp, bedeniyle onun tannsal
uzuvlarn sarana kadar. Sonra iftletiler."
"Devam et, sesini duymak istiyorum" dedi Merope.
"Ve tanra bir gvercin biimine girdi" diye devam etti Asterios, fakat kadnn
tutulduu ani ksrk nbeti karsnda donup kalma.
"Ne scak bal, ne de nane ya istiyorum" diye hrldad gsz bir sesle. Asterios
yatan yanndaki sehpada duran ieyi tekrar yerine koydu. "Anlat, sevgili olum,
ltfen devam et!"
267
bakyordu ona. Asterios'un iini korku kaplad. Acaba Pasiphae onunla Ariadne
arasndaki ilikiyi mi renmiti?
Sakin grnmeye alarak sordu. "Neler oldu?"
"Merope'nin ne kadar kendine has bir insan olduunu bilirsin" diye hkrd kralie.
"Ve ne kadar inat olduunu! Hastalnn bu kadar ar olduunu biz bile
bilmiyorduk. Kuru kuru ksr-dn epeydir ben de fark etmitim. Hibir ifal
bitkinin ie yaramadn da biliyordum. Fakat bir sre sonra ksrrken kan
gelmeye balaynca, Mirtho bize onun aslnda ne kadar hasta olduunu anlatt.
Phaidra ve ben hemen ayn gn Knossos'a hareket ettik."

ierden iniltiler gelmeye balamt. "Gel" dedi Pasiphae kuru bir sesle. "Onu daha
fazla bekletme."
Asterios Merope'nin yatann yanna diz kt. Dermansz vcudu birok yastkla
desteklenen kadn, beyaz kelen gmleinin iinde gen bir kz gibi grnyordu.
Parlak gzleri nemlenmiti.
"Olum! Demek gelcbiklin." Konumak onu ok yoruyordu. Yavaa Pasiphae'den
yana evirdi ban. "Onunla vedalamama izin verir misin - yalnz olarak?"
Pasiphae dar kt.
"Anne, lmeni istemiyorum, lmemelisin!" diye fsldad Asterios. Kadna sarlnca
onun bir deri bir kemik kalm olduunu fark etti dehet iinde.
"Hayr olum! lmem gerekiyor" diye cevap verdi Merope neredeyse neeli bir
sesle. "Tm varlklarn sahibi beni yanma ard." Hrldayarak gld. "ok garip
deil mi Asterios, birdenbire korkmaya baladm. Sana ruhun yaamdan yaama,
mekndan mekna dolatn, yaamn sonsuzluk anlamna geldiini ve zaman
dolduu zaman geride sadece kullanlm bir beden kaldn rettim. Kap krlsa
bile, iindeki ayn kalr." Hzl hzl nefes almaya balamt. "Yine de bu dnyadan
ayrlmak, sandmdan ok daha zormu" dedi glkle. "Yaama sk sk tutunan
vcut, lme kar mcadele ediyor. nsann iindeki oktan krelmi duygular
yeniden canlandryor. Ruhun batdaki gnele btnlemesi iin izlemesi gereken
yol, neredeyse sonsuzluk kadar uzun."
"Bu kadar ok konuma, kendine dikkat etmelisin!" Asterios yal kadnn alnndaki
terleri sildi.
266
"ok az zamanm kald" diye fsldad Merope karldc ola-^Ic, "Sana sylemek
istediim daha o kadar ok ey var ki..."
"Her eyi sen rettin bana" diye bard Asterios. "Bildiim her ey, senin eserin."
"Hayr, akn eseri" dedi Merope neredeyse duyulamayacak bir sesle. Asterios
sylediklerinin tek kelimesini bile karmamak iin kulan yal kadnn azna iyice
yaklatrd. "Her eyin kkeni odur ve her ey ona geri dnmeye abalar. Ak, tek
kanundur; bilgeliin anasdr ve tm gizemlerin aklamasdr. Henz kk bir
ocuk olduun zamanlar sana anlattm yaradl hikyesini hatrlyor musun hl?"
Yce tanra, ne olur lmesine izin verme! diye yakard Asterios iinden. Onsuz ne
yaparm, bilmiyorum.

"Elbette hatrlyorum! Bana o kadar ok anlattn ki..." Hatralar onu suskunlatrd.


Gzlerinin nnde ocukluunu geirdii saz daml kulbe belirmiti. Neredeyse
rzgrn uultusunu duya-cakm gibiydi.
"O halde konu" dedi Merope. "Yaradl hikyesini anlat bana!"
"Her eyin balad anda Byk Ana kaostan ayrld" diye balad sze ar ar.
"Yattn yer rahat m?"
"Ltfen Asterios! Anlatmaya devam et."
"Fakat ayaklarn basaca sertlikte bir yer bulamad. Bu yzden denizi gkten
ayrd ve dalgalarn zerinde cokuyla dans etmeye balad. Arkasnda rzgr
belirmiti. Onu iki elinin arasnda ovalad. Bylece Ophion'u, Byk Ylan' yaratm
oldu. Isnmak iin lgnca dans ediyordu ve dans giderek daha da lgnlat, ta ki
ylan onun kvrak hareketleri karsnda ehvete kaplp, bedeniyle onun tanrsal
uzuvlarn sarana kadar. Sonra iftletiler."
"Devam et, sesini duymak istiyorum" dedi Merope.
"Ve tanra bir gvercin biimine girdi" diye devam etti Asterios, fakat kadnn
tutulduu ani ksrk nbeti karsnda donup kalmt.
"Ne scak bal, ne de nane ya istiyorum" diye hrldad gsz bir sesle. Asterios
yatan yanndaki sehpada duran ieyi tekrar yerine koydu. "Anlat, sevgili olum,
ltfen devam et!"
267
"Byk Ana bir gvercin olarak dalgalarn zerine kondu" diye sze balad Asterios
bir daha. "Ve dnya yumurtasn yumurtlad. Onun tanrsal arzusu zerine ylan tam
yedi kez doland yumurtann etrafna, bir sre sonra yumurta olgunlat ve atlad,
iinden gne, ay, gezegenler ve dnya dt..." Burada anlatmaya ara verdi ve
heyecanla kadna bakt.
"Henz nefes alyorum" dedi Merope ona ac dolu bir sesle. "abuk, devam et!"
"Ve Byk Ana ovalarla dalar biimlendirerek, aralarna iekler ve otlar
serpitirdi. Bunun zerine de, saysz yldzla beze-dii gk kubbeyi yerletirdi.
Sonra da drt rzgra ait olduklar yerleri gsterdi ve denizi balklarla, karay
hayvanlarla doldurdu. En son olarak da..."
"... insanlar yaratt" diye devam etti Merope atlak bir sesle. "Yrrken ban ge

kaldrarak gnei, ay ve yldzlar seyrede-bilen tek yaratk!"


Sesi hafifledi.
"Anne!" diye bard Asterios dehet iinde. "Gitme! Beni yalnz brakma!"
Merope'nin hrldayan nefesi kulaklarnda nlyordu.
"Astro" diye sze balad kadn snmekte olan bir kuvvetle, "Astro, affet! Seni
seerken sana hi sormadk. Sen bizim tek umu-dumuzdun ve hl da ylesin.
Tavus tacn tayan, gemile gelecei birletirebilecek tek insan olan Zambaklar
Prensi. Sen rahibelerin tmnden daha glsn, nk iinde boann kuvveti
var." Vcudu iddetle kaslyordu. "Girit'i kurtar! Minos veya baka birisinin,
yzyllardan beri yarattklarmz ykmasna izin verme! Sadece bir kiiye gven kendine, sana yol gsterecek olan iindeki sese." Bitkin bir halde yastklara yld.
"Su!" diye mrldand. "Yce tanra, bana yardm et! Byk Ylan' gryorum...
Mirt-ho, Pasiphae... o kadar karanlk ki..."
Asterios delirmi gibi ayaa frlayarak dar kt. Mirtho ve Pasiphae kapnn
nnde bekliyordu; gzleri alamaktan kzarm Phaidra ise yere oturmutu.
"abuk! Aramzdan ayrlyor!"
268
Gne Knossos tepelerinin ardnda batt srada, Merope ld. Phaidra pencereye
yaklaarak lm odasna btn gn tatl bir loluk kazandran mavi perdeyi yana
ekti. Sonra yatan yanna dnd, bu arada Pasiphae lnn azna yolculuk bedeli
olarak altn bir para yerletiriyordu. Mirtho keten bir bez ile kardeinin enesini
balad. Yatan banda duran kadn, sessizce yakarmaya balamlard.
Asterios'u unutmua benziyorlard, ta ki Mirtho ona yaklap sevecenlikle ban
okayana kadar.
"Hi kimseyi senin kadar ok sevmemiti. ok zorlu bir grev senmiti: seni
douran kadna seni geri vermek, hi de kolay olmamt onun iin." Pasiphae ban
kaldrarak ona bak. Fakat yal dad ona aldr etmeden konumaya devam etti.
"Bu yzden onun ruhunu Mutlular Adas'na yapaca yolculua sen hazrlayacaksn.
lm teknesi yarn akam batya doru yol alacak."
Asterios tm vcudunun yava yava slanmakta olduunu hissediyordu.
Yamurdan arlaan pelerinine daha sk sarld ve olduu yerde durmaya devam
etti. Kamarann boucu havasna katlanacak durumda deildi.
"Ya lmden sonra dnyada braktmz izlerden baka hibir ey yoksa?"
karos'un ince sesi kulaklarnda nlyordu. "Buna benzer bir dnce hi aklna

gelmedi mi Asterios?"
Arkadann azndan bu szlerin dkld sahneyi gayet iyi hatrlyordu. Cenaze
merasimine katlanlar kyda toplanm, saylar yz akn olmalyd. En nde
Pasiphae duruyordu, yumuak akam nn altnda bembeyaz ve ipinceydi. ki
yannda duran Mirtho ve Phaidra karalar giyinmiti.
"Sen gemi, bugn ve geleceksin. Senin rtn henz hibir lml aralayamad."
Gen bir kznkini andran sesi, alayan ve hkran kalabaln grltsn
bastrmt. "Yeni bir bedenle tekrar aramza katlmas iin, kz kardeimiz Merope'yi
barna kabul et!"
Baklar Merope'nin cenazesinin yerletirildii tekneye kay-m. Ceset boazna
kadar kefenlenmi ve yaam ipini barna almak isteyen Byk Ana'nn iini
kolaylatrmak iin bir yan sa-aklanmt. Suratn ise beyaz bir pee rtyordu.
269
"imdi Derinlikler Anas'na sunacanz armaanlar getirin!"
Gne ufka doru yaklarken, kadnlar ve erkekler ellerinde tadklar iek ve
kurutulmu bitkileri Merope'nin cesedinin stne yerletirdiler. Bazlar kefenin
zerine bal dkt, bazlar ise tekneyi st, arap ve su ile slattlar.
imdi Asterios'un sras gelmiti. Kurban edilen kuzunun kannn bulunduu kab ilk
kez tutan elleri ok sakindi.
"Sana yaam suyunu sunuyorum" dedi ve sesinin ne kadar derinden geldiine
kendisi de ard. "Usuz bucaksz denizin tanras, annemin vcudunu barna
kabul et!"
Beyaz ketenin stne akan koyu kan, ardnda garip desenler brakmt. Asterios
kenara ekildi; Pasiphae, Mirtho ve Phaidra bu arada tekneyi al rpyla
doldurmaya balamlard.
Kadnlar glerini birletirerek alev alev yanan tekneyi denize ittiler. lm teknesi
uzun yolculuuna balamt.
"Asterios, burada ne yapyorsun! lmeye mi karar verdin?" Ikaros yere melmi
olan arkadann zerine eilmiti endieyle. "liklerine kadar slanmsn!
zerindekileri deitir hemen!"
"Ne kadar garip bir gece karos" diye mrldand Asterios ayaa kalkarken.
"Uyuyamadm."

"Ne o? Eve dndne sevinen birisinin szleri deil bunlar" dedi Ikaros.
"Gnlerden beri halin hi houma gitmiyor. Senin iin yapabileceim bir ey var
m?"
"Benim iin belki bir eyler yapabilecek olan tek insan artk aramzda deil."
"Merope?"
Asterios evet anlamnda ban sallad.
"Gemie snmaya alma!" dedi Ikaros. "Mklpesent sevgilin bununla asla
yetinmez."
"Biliyorum" diye fsldad Asterios.
"Biraz sabrl ol. Ariadne alk olduu evresine dnnce rahatlar belki biraz."
"Ne demek istiyorsun?"
"Kaderin sana ne gibi oyunlar oynamaya hazrlandn bili270
yor musun?" diye glmsedi karos. "Grdn hayallerin arasnda kendi
geleceine ait olanlar yok mu?"
Bazen, diye geirdi iinden Asterios. Ve grdklerim hi houma gitmiyor. Fakat
arkadana cevap vermeyerek denizi iaret etti. Geen geceki frtna, yerini dalgalar
hafife kprten yumuak bir melteme brakmt. Douda gnein douu
mjdeleniyordu, nlerinde ise, sihirli .bir el tarafndan dokunulmu gibi, aniden Girit
kylar belirmiti.
Kraliyet kalyonu hafta sonra Amnyssos Liman'na demir att. Attika yelkenlisi
onu dmen suyunda izlemiti. Bir tek yelkeni vard; o da birok bez parasnn bir
araya getirilmesinden olumu ve kirli kahverengine boyanmt.
nsanlar sabahn erken saatlerinden beri limana akn ediyordu. Kraln geri dnd
ve beraberinde nc kez Atinal mstakbel adaylar getirdii haberi, yldrm
hzyla yaylmt ehirde.
Yolcular ve eyalarn karaya karmak iin kayklar yola koyulmutu bile. Asterios,
kpete korkuluunun arkasnda duran Minos'u ta uzaktan fark etti; hemen yan
bandaki Deukalion'un sar salar gnete altn bir mifer gibi parlyordu. Ban

evirmeden yannda duran arkadann kasldn hissetti. Elini omzuna koyarak onu
sakinletirmeye alt, ikaros kk bir glmsemeyle teekkr etti.
Onlar gzetleyen Ariadne ise kmser bir edayla ban sallad. Karaya ayak
bastklarndan bu yana Asterios onunla aydnlatc bir konuma yapmak iin her
trl giriimde bulunmutu. Fakat kz mark bir ocuk gibi davranyordu. Birlikte
oturduklar kraliyet sofrasnda onu ya grmezlikten geliyor, ya da meydan okuyan
baklarla szyordu. Asterios insanlara bir ey belli etmemek iin byk aba
harcamak zorunda kalyordu.
Gnn birinde bat koridorunda yrrken aniden karsna kt Ariadne. Konumak
iin ok uygun bir frsatt. Etrafta onlar dinleyebilecek hi kimse yoktu. Kzn gzleri
solgun yznde iki kara ate paras gibi parlyordu. "Et ve kemikten yaplma
kadnlar kucaklayamayacak kadar korkaksan, neden uradaki tanra hey271
keline sarlmyorsun? Ben ak ve ihtiras istiyorum. Seninle olmazsa, bir
bakasyla!"
Asterios hi ses karmad. Aralarndaki yabancln artk almaz bir duvar halini
aldn hissediyordu. Fakat biliyordu ki, Ariadne kendisini ne kadar aalarsa
aalasn, artk ondan ayrlmasna imkn yoktu. Vcudunun her zerresiyle onu
sevmeye ve arzulamaya devam edecekti.
Nefesli sazlardan ykselen mzik ve heyecanl barmalar onu kendine getirdi.
Phaidra ve Eudore geliyordu kardan, etraflar bir grup gen kzla evriliydi.
Asterios bo yere kralienin erguvan pelerinini grmeye alt; ayn ekilde Mirtho
da grnrde yoktu. Anlalan Byk Ana'nn barahibesi karlama trenini
ynetmeyi en kk kzna brakmt. Phaidra her zamanki gibi beyazlara
brnmt. Boynundaki gm zincirde parlak bir ay sallanyordu. ok rahat
grnyordu, gzlerindeki huzursuz ifade de olmasa, Asterios'u bile aldatabilirdi.
Fakat Asterios onun gerekte ne kadar heyecanl olduunu gayet iyi biliyordu.
Son yllarda ne kadar da deiti, diye geirdi iinden hayretle. O merakl kz
ocuu, her trl marklktan uzak, olgun bir gen kadna dnmt. Erkeklerin
baklarn hi fark etmiyordu sanki. Kralienin en kk kz, en ok Bilge
Kadnlar'n yannda bulunmaktan holanyordu.
tnce suratnda ne Pasiphae'nin orantl hatlar, ne de babasnn hayat dolu canll
vard. Kzl-kahverengi badem gzlerin stnde, geni bir alm ykseliyordu. illerle
kapl, hafif kemerli uzun bir burnu, gl bir enesi vard, ince dudaklan genellikle
ciddi bir ifadeye sahipti. Sadece glmsedii zaman yanaklarnda oluan harika
gamzeler, suratnn ifadesini alacak derecede yumuayordu. Merope'nin

lmnden bu yana byk bir evkle rahibelik grevinin gereklerini yerine


getiriyordu. Son derece titiz ve alkand; sanki Merope'nin yllar boyunca
kazand tecrbeyi ok ksa zamanda elde etmek istiyordu. Annesinin yanndan
hemen hemen hi ayrlmyor ve tm sunu trenlerine katlyordu. Karmak
merasimlerin kurallarn renmeye balamt yava yava; ruhsal
272
yann glendirmek iin ise oru zamanlan gerekenden ok daha sk bir perhize
giriyordu. *
Knossos veya Phaistos saraylarnda kapal kalmaktan sklyordu zaman zaman.
Kardeleri Katreus ve Glaukos'la birlikte adann ormanlarnda dolayor ve kutsal
maaralar ziyaret ediyordu. Fakat tek bana krlara kmak, ona daha byk bir
zevk veriyordu. Kpeklerinin eliinde uzun yryler yapyor, karnn brtlenler
ve mantarlarla doyuruyor, Toprak Ana'nn gcnn ve bereketinin tmne sahip
olmak ister gibi, ay nda imenlerin stnde uyuyordu.
Bu ilkbaharda ilk kez Pasiphae'nin yannda Byk Saym'a katlmt. Annesinin
parlak krmz giysisinin yannda, beyaz elbisesinin iinde kk bir kza benziyordu.
Tanrann iki tezahr, diye dnmt onlar yan yana gren Asterios, bakire
avc ve olgun hasat, insanlara, hayvanlara ve bitkilere bereket ihsan etmesi iin
Byk Ana'ya yakaran heyecan dolu ince sesi, hl kulaklarnda nlyordu.
Phaidra nadir glcklerinden biriyle ona iltifat etti. Kelimelere ihtiya duymayan
bir ballk olumutu aralarnda.
Bu arada kayklardan ilki rhtma yananca mzik sustu. Ortalk bir anda
sessizlemiti; insanlar beklenti dolu gzlerini Phaid-ra'nn zerine dikmilerdi.
Gen kz kollarn gkyzne doru kaldrd ve yakarmaya balad. "Dipsiz
denizlerin Byk Ana's, denizinin yolcularn sa salim geriye getirdin. Kulaklarnda
hl senin emirlerini yerine getiren rzgrlarn arks var, dudaklarnda ise senin
iradenle harelenen dalgalarn tuzlu tad. Ltfuna karlk olarak denizlerle
gkyzn birletiren bu kuu kabul et!"
Eudore'nin uzatt sazlardan rlme kafesi ald ve kapsn at. Beyaz mart
gkyzne ykselirken kavallarn arks tekrar balamt.
lk olarak Minos ayak bast karaya. "Tanraya kr, eve dndk!" diye bard
ldayan bir yzle. Birok insan ona el sallyordu. Ariadne kalabalktan syrlarak
babasnn kollarnn arasna atld. "Baba, nihayet!" diye hkrd. "Bir daha beni asla
uzaklara gndermeyeceine yemin et!"

273
Phaidra kz kardeine ilgi gstermeden bir avu kzhms toprak ald ve babasnn
alnna tanrann kutsal iaretini izdi. "Evine ho geldin!" dedi ona ksaca.
Bu arada Minos'tan ayrlan Ariadne, elbisesindeki krklklar dzeltmeye
balamt. Deminki hareketinden tr biraz utanyordu. Sonra da dier Giritliler
gibi merakla ky'da ne yapacan bilmez bir ekilde duran yabanclar seyretmeye
balad.
"Phaidra'nn selam sizler iin de geerli" diye bard Minos onlara ve
yaklamalarn iaret etti. Genler korku ve endieyle ona yaklatlar. "Byk
Ana'nn adas, topraklarna ayak basan her konuu korur ve sayar. Fakat
yabanclardan da alakgnlllk ve sayg bekler. Kutsanma yolunuzda ilk admnz
Girit topraklarna diz kerek ve ona sayg gstererek atabilirsiniz."
Birbirleri ardnca yere diz ktler; bazlar o kadar ok eilmiti ki, neredeyse
alnlar topraa deecekti. Sadece Theseus ayakta dikilmeye devam ediyordu.
Alayc baklarla nce kalabal, sonra da Phaidra'y szd, sonunda da gizlemeye
gerek grmedii bir merak ile kendisine bakan Ariadne'de taklp kald.
Asterios onlarn uzun ve sessiz bakmalarn bylenmi gibi izliyordu. inde
kendisine bildik gelen, garip bir huzursuzluk ba gstermiti. Az sonra yabanc
adam gzlerini kendisine evirince iindeki huzursuzluk iyice artt ve elinde olmadan
gzlerini kapad. Neredeyse mavi n merkezine ynelecekti ki, kraln sert sesi
son anda buna engel oldu.
"Sen de bizim topramza sayg gstereceksin, gerekirse seni bunu yapmaya kendi
ellerimle mecbur ederim."
Theseus'un dudaklar bembeyaz kesildi ve vcudunda bir titreme dolat. Kar
koymaya hazrlanyormu gibi grnd bata, fakat sonra dizlerinin zerine dt
ve bam edi. Tekrar nne bakt zaman ise, gzleri iki parlak ayna gibiydi.
Asterios onun donmu ehresinin ardnda gizli nefreti fark etti. Ondan irenmiti,
fakat garip bir by ayn anda kendisini ona doru ekmeye balamt. Yava
yava Atinalya doru yaklamaya balad, grnmez bir tehlikeyi uzaklatrmak
ister gibi ellerini ne uzatmt. Fakat onu dikkatle izleyen Ikaros, soukkanlln
muhafaza ederek arkadann yolunu kesti.
274
Neyse ki Asterios'un iine dt aknl baka kimse fark etmemiti. Ariadne
heyecanla Minos ve Deukalion arasnda koturup duruyor ve kardeini kucaklyordu.

Sonunda Deukalion artk dayanamayarak nazik bir tavrla onu kendisinden


uzaklatrd. Eudore ise, Jesa ve Aiakos'la birlikte Atinal genleri hazr bekleyen
kaleskalara bindirmekle meguld. Sonunda kalabalk yava yava dalmaya
balad; le sca zanaatlar iliklerine, halk ise evlerine ekilmeye mecbur
etmiti.
Asterios saatler boyunca d ile gerek arasnda dolanp durdu. Para para
dnceler beliriyordu kafasnda, fakat bir araya gele-meden yok oluyorlard.
Hayaller gryordu anlamlar belirsiz. Tm abalarna karn bir trl konsantre
olamyordu ve alnnn arkasndaki mavi n kontrol merkezinde iddetli bir ar
vard.
Karanlk bast zaman ayaa kalkarak merdivenlerden indi ve banyo odasna girdi.
Kaplarn ardnda akamki ziyafetin hazrlklarnn durmakszn devam ettiini
gsteren sesler gelmesine ramen, hizmetkrlardan hibiri ortalkta yoktu. Byk
toprak kvette ald ksa bir banyodan sonra kendisini bedensel olarak ok daha iyi
hissetmeye balamt, fakat ruhsal geriliminde herhangi bir deiiklik olmamt.
Gen Atinalnn Phaidra ve Ariadne'yi utanmazca ve ihtirasl gzlerle szmesi,
aklndan bir trl kmyordu. Bu da iindeki huzursuzluu artryordu.
Yatana yatarak gzlerini kapad. Kamann bir faydas yoktu. Asterios mavi
kabul etmeye hazrd.
Gne, garip grnl ereltiotlar ve alak allklarla kapl yeil bir alann
stndeydi. Byk bir ate emberinin iindeki bir ormann kysnda duruyordu.
Kvlcmlar sryordu ellerine. Ate ona sevgiden ve nefretten, savatan ve
yengiden, erkek ve kadn arasndaki ebedi gerilimden sz ediyordu.
Aniden manzara deiti. Orman ve bataklk yok oldu; ssz bir deniz kys vard
karsnda, kk, gzlerden rak, akl talaryla kapl, tek tk dikenli allarn
bittii bir koy.
275
Ve asla unutamayaca cadn. Arkas ona dnkt ve denize bakyordu. Kara bir
yelkenli geliyordu ta uzaklardan kyya doru. Kadn yavaa arkasn dnd.
Ariadne yalnz deildi.
Yannda duran krmz pelerinli adam, sahip olma hrsyla onu kendisine ekiyordu.
lk kez adamn yzn grd ve irkildi.
Aln souk souk terliyordu. Asterios mum nn duvarda oluturduu titrek
glgeye bakt ve bir an iin Ariadne'nin profilini grr gibi oldu. Sonra glge anszn

yok olarak, onu hayalleri ve p-heleriyle ba baa brakt.


Minos megarona girdii esnada kralie nedimelerinden biriyle masaya oturmu,
oyun oynuyordu. Kimse onun ieri girdiini fark etmemiti. Bir sre sessizce
bekledikten sonra, hrn hrn ksrd. Onu iiten kralienin nedimesi ayaa kalkt
ve oday terk etti. Pa-siphae'nin rengi soluktu. Yeil bir giysi rtyordu vcudunu,
salar ise epeydir taranmam gibi darmadankt. Minos'a kzgn bir bak
frlattktan sonra, tekrar da kristali ve sutandan yontulmu oyun talarna eildi.
Kral bir tabure ekmeye ve davetsiz misafir olarak oyun masasnn bana
oturmaya mecbur kalmt.
"Seni limanda grme erefine nail olamadk" dedi kralieye
nihayet.
"Phaidra'y grmedin mi?" Parlak bir koniyi dnceli dnceli dier bir alana
srd. "Sunu merasimini ynetirken son derece baarl olduunu sylediler bana."
"Neredeyse hasta olduundan korkmaya balayacaktm" diye yeni bir hamle yapt
Minos.
"Grdn gibi salm gayet iyi." Sesi alaycyd. "Yokluun bana olduka iyi
geldi."
Minos ayaa frlad ve kralieyi enesinin altndan tutarak kendisine bakmaya
zorlad. "Neden birbirimizle bu ekilde konumak zorundayz Pasiphae? Limana
gelmemen sadece benimle ilgili bir olay deil. Herkes kralienin mstakbel adaylar
karlamasn grmeyi isterdi."
276
"Attika veliahdnn da gemide olduunu bana bildirdikleri za-nan kulaklarma
inanmak istemedim" diye kt kralie onu duymam gibi. Gzleri ate sayordu.
"Fakat sonra hain plann anlamaya baladm."
"Delphi kehanetinin bildirdii gibi, Androgeus cinayetinin kefaretini demek zere,
kurann saptad n drt adaydan birisi de o." Kendisinin kuraya olan kk
mdahalesini Pasiphae'nin renmesine gerek yoktu. Minos Jesa'nn bile bu konuda
tek kelime etmeyeceine emindi.
"Binlerce rehine bile onun kefaretini deyemez! O zamanlar hrsn yznden onun
hayatn tehlikeye atmtn. Androgeus o gln diplomatik ilikileri iyiletirmek
samal yznden senin emrinle Atina'ya gitmese, imdi aramzda olacakt."

Yznde beliren ac ifade, Minos'u duygulandrmt. Benim gibi ac ekiyor, diye


geirdi iinden hznle. kimiz de unutamyoruz onu. Gnln almak istercesine
ellerini karsna uzatt.
Fakat Pasiphae hemen geri ekildi. "Hi kimse ve hibir ey olumu geri
getiremez."
"Evet! Haklsn. Fakat bu senin iin de geerli. Ne kadar yas tutarsan tut, hi
faydas olmaz" diye karlk verdi Minos. "Fakat birlik olursak hi olmazsa katillerini
alt edebiliriz! Sadece gl ve bamsz bir Girit dmanlarna kafa tutabilir ve
gelecek kuaklara emniyet ve refah dolu bir hayat salayabilir."
"Nasl bir risk aldnn farkndasn, deil mi? Aigeus olunu geri almak isteyecektir,
hem de iddet kullanarak. Szn ettiin emniyet bu mu yoksa?"
"Bize asla saldramaz!" diye kkredi Minos. Pasiphae'nin gvensizlii ve ihtiyatl
davranma abas, onu ileden kartyordu. "Zaten Girit pek ksa bir sre sonra
imdiki gibi savunmasz olmayacak."
Pasiphae ona arkasn dnmt ve grne gre pencereden dar bakyordu.
"Barbarlarn bu kkrtmaya verecekleri cevap ancak sava ilan olabilir. Yoksa
lkenin kurtarcs roln oynayarak ikinci defa iktidar ele geirme abas iinde
misin?"
"Yanlyorsun Pasiphae." Minos tekrar eski soukkanlln
277
kazanmt. "Tek istediim bar! Ve Theseus bu konuda bize yardmc olabilir!
Attika madenlerinin anahtar o. Bu madenler olmadan uzun vadede dayanmamz
imknsz. Olu elimizde bulunduu mddete, Aiegus mecburen bizimle ibirlii
yapacaktr."
"Kralie hl benim ve Byk Ana bu adann kaderini benim araclmla belirliyor"
diye karlk verdi Pasiphae ters ters. Bu arada parmandaki altn yunus yzyle
oynuyordu. "Demir madenine ne ihtiyacmz var ki? Bakalarn ldrecek olan
silahlar m yapacaz? Kendi kendimizi tehlikeye mi dreceiz? Tm zamanlarn
bandan beri uyum ve gzellik iinde yarattklarmz yok etmene asla izin
vermeyeceiz."
Minos uzun sre cevap vermedi. Dalgn dalgn megaronun mermer kapl duvarlarn
ve ta kabartmalar szyordu.

"Demek tanrann belirsiz bir gelecein stesinden gelmek iin siz kadnlara
rettiklerinin tm bu!" dedi neden sonra yazgsna boyun emi bir ekilde.
"Phaidra'ya miras olarak sadece bunu mu brakacaksn? Eer yleyse sana acyorum
Pasiphae! Belki de bo vaatlerle bu barbar etkilemeyi baarabilirsin. Fakat emin ol,
Girit'in gvenlii sorununu uzun vadede zmek iin alacan anlamsz tedbirlerin
tm hibir ie yaramaz!"
Pasiphae sanki kocas oday oktan terk etmi gibi oyun masasnn bana
dnmt. Sanki derin dncelere dalm gibi talara bakarken konumaya
balad, ama sesi o kadar hafif kyordu ki, sylediklerini anlamas iin Minos'un
dikkat kesilmesi gerekti.
"Sen bizim inanmz asla kelimenin tam manasyla anlamadn! Ama kulaklar
duymayan birisine ne anlatabilirim ki? Git imdi!"
Huzura kabul edilmek zere n avluda bekleen Atinal genler, kendi aralarnda
fsldayorlard. Olanlarn kimi atlak, kimi kaln seslerine, kzlarn ince ve tiz
sesleri karyordu, ilerinde zellikle bir tanesinin sesi ok gzeldi. Minos bu sesin
sahibini tanmakta gecikmemiti: Esmer ve ukala Pasiphae'nin ztt olan sarn ve
masum Eriboia.
Damarlarndaki kann daha hzl akmaya baladn hissetti. Henz yal bir adam
deilim, diye geirdi iinden kendinden ho278
nut bir tavrla. Bu yavruyla daha yakndan ilgileneceim. Fakat nce kendisini pek
ok kere artmay baarm olan kadnla baa kmalyd.
Pasiphae karalar iindeydi. Anka tahtnda^ beklenildii gibi er-guvani giysiler
iinde plak gsl bereket tanras Rhea deil, aksine tm yaam iplerini elinde
tutan yal Moira oturuyordu. Mi-nos, krmz renkten kara renge geen kadnn
ruhunda da kkl deiikler olduunun farkndayd: Pasiphae'yi bu kadar kudretli ve
sert, bu kadar tehlikeli ve gizemli olarak asla grmemiti. Ak ve lm dolu
gecelerin zalim kara tanrasyd o.
Adaylar giderek daha da huzursuzlayordu. Kzl sal Atinal delikanl Hernippos,
sabrszlkla Theseus'un nne gemiti. lk olarak o girmek istiyordu ieri. Fakat
taht salonunun eiine adm atar atmaz donup kald, ierideki kara varla koca
koca alm gzleriyle bylenmi gibi bakyordu. Mirtho ta kesilmi delikanly
drtkleyerek yoluna devam etmesine yardmc oldu. Sonunda birbiri ardsra ieri
girdiler; hepsi de aknlk ve korkuyla kara kralieyi szyordu.
Bat tarafndaki mermer srada oturarak heyecanla nndeki sahneyi izleyen Minos,

ister istemez Pasiphae'yi takdir etmek zorunda kald. Korkuyla birbirlerine sokulan
genler, gzelliin ve korkunun birletii etkileyici bir tablo oluturuyorlard.
Salonun duvarlar ve zemini koyu krmz renkteydi, sadece tahtn arkasnda fildii
bir kabartma bant gze arpyordu. Anka kular vard zerinde, kartal bal ve dii
aslan vcutlu masal yaratklar. Tahtn koruyucularyd bunlar. Gagalarn azametle
yukar kaldrmlard. Kaymakta taht ise stilize edilmi bitkilerin zerinde
ykseliyordu, fakat etrafa sat beyaz ltlar kara ylan kraliesi tarafndan
perdelenmiti.
Ylan kraliesinin bembeyaz surat, bir maske kadar donuktu. Yanaklarndaki
parltlar saan spiral desenler zenle izilmiti. Kara kalarnn altndaki yeil gzleri
zehirli baklarla szyordu etraf, dudaklar ise brtlen suyuyla laciverde
boyanmt. Boynundan balayarak bileklerine kadar inen kapkara elbisesinin
omuzlarna ve gsne, ylan benzeri zlfler dklyordu. Boy279
nunda ise uzun bir zincirin ucunda ift bal ylan tlsm sallanyordu. Tahtn nne
yarm daire biiminde dizilmi olan dzinelerce mumun oluturduu k duvar,
Pasiphae'nin suratnda gizemli glgeler oluturuyordu.
Kzlar ve olanlar yanna armak iin kollarn kaldrd zaman, Minos onun
gm barahibelik kolluunu takmam olduunu grd. Kara elbisesinin iindeki
inanlmaz beyazlktaki p. lak kollarna, iki tane canl ylan sarlmt.
"Her eyin balangcnda ylan vard" diye balad monoton bir sesle. Gzleri yan
kapalyd, zaman ve meknn ok telerinde gibiydi. "Topran kara barna
reklenmi fkeli ylan. Gecenin sunak talarnda kutsal kurban atei yand
zaman, bereketli rahminden varlklar ve nesneleri dourdu. Tm varlyla
ldayabilmek iin glgesinden syrlan dolunay gibi, o da kara derinliklerden tekrar
domak iin derisinden syrld. Onun kardei ise, marur uuuyla k lkesine
ulaan kularn kraldr." Tiz sesi kulaklar trmalamaya balamt. "Fakat
gkyznn sonsuzluunda yaayan bir kartal olabilmeniz iin, nce labirentin
kalbinde sizleri bekleyen boay malup etmeniz gerekiyor."
Eriboia'nn gzleri salonun zemininin her iki yannda uzanan, nemden kararm
oluklara taklmt. Az sonra baklar taht salonunun gney ksmndaki suni
maaraya kayd. Alacakaranln iinde ylan benzeri ekiller grr gibi olunca, artk
tamamen emin olmutu.
"Bizi ldrecekler" diye fsldad skntl sessizliin iine. "Hepimizi!"
"Apollon buna izin vermez! Ryam hatrla!" diye fsldad fkeyle Theseus. Fakat
sesi ok clz ve gsz kmt. Buhurdanlklarn gzel kokular bile genlerden

ykselen korku kokusunu bastramyordu. Pasiphae'nin bayla iaret etmesi zerine


Mirt-ho elyaf bir yelpazeyle mr ve sandal aalarnn alevlerini canlandrd.
Phaidra da kralienin sessiz bir emrini yerine getiriyordu. Kara bir boa ba
eklindeki riton'u ok ar olduu iin iki eliyle zorlukla kaldrarak, genlere yaklat.
En bataki kzn nne ge280
nce durdu. Eriboia, sipsivri ular altnla yaldzlanm kocaman boynuzlarla ssl
kara kafaya bylenmi gibi bakyordu, korkudan beti benzi atmt.
"Ylann lm yenebilmesi ve tekrar doabilmesi iin, sana sunulan kan i!"
Pasiphae kollarn iki yana aarak genlerin kvranan ylanlar grmelerini salad.
"Zamann ve meknn bir olduu merkezin aacna ulamak iin, boann kann
iin!"
"Diz k ve i!" diye tekrarlad Phaidra ve riton'un azn kza yaklatrd. Yumuak
sesin isteine itaat eden kz, nce irenmi bir ifadeyle yzn buruturdu.
Karanlk, koyu bir sv, alk olmad bir tat ile boazndan akmt. Fakat bu svnn
tadnn hi de sand kadar kt olmadn hayretle fark ettii anda, gen rahibe
ikinci gence yaklamt bile. Birbirleri ardna diz kerek, Phaidra'nn elinden boa
bann iindeki svy itiler.
Bu arada salonu bir arknn melodisi doldurmutu. nce ok hafif ve gvensiz bir
ses iitiliyordu, sanki arkcnn melodiyi sona erdirecek gc yoktu. Fakat az sonra
daha kuvvetli bir ikinci ses eklendi, sonra bir ncs, drdncs, birou. Be
heceli bir ark doldurmaya balamt salonu. nceleri mrldanarak sylyorlard
melodiyi, fakat sonra kapal gzlerle ve yar ak azlarla arkya katlmaya
baladlar. Yavaa iki yana sallanyor, kendilerini vcutlarnn dar kalplarndan
kurtaracak olan umut dolu ezeli ezgiyi ruhlarnda hissediyorlard. Nihayet sesler tek
bir melodide birleti.
Son srada Theseus vard. Tek kelime etmeden, giderek artan bir gvensizlik ile
etrafna bakmyordu. Phaidra ta riton'u ona da uzatt ve yere diz kerek imesini
sabrla bekledi. Fakat Theseus diz kmedi. Gzlerini yere dikmi, ban sallyordu.
Nihayet kafasn kaldrnca Phaidra onun gzlerindeki inat direnii grd. Bu
bakla daha nce limanda tanmt. Fakat o zaman kendisine bakan gzlerde
korkudan eser yoktu.
"Bir kere diz ktm yeter" diye homurdand Theseus kenetli dilerinin
arasndan. Dierlerinin tmn oktan etkisi altna alan ruha ileyen mzii
duymamak iin elleriyle kulaklarn sk sk rtmt. "Byk Aigeus'un olu boa
kan imez!"

281
Phaidra onun onur krkln hissediyor, ve intikam duy. gularyla yanp
tututuunu biliyordu. Fakat fark ettii bir ey daha vard; zerindeki dar mintan
korku terleriyle srlsklam olmutu. Aniden aklna Glaukos geldi, o da aptalca bir
yaramazlk esnasnda sust yakaland zaman, ayn karsndaki delikanl gibi
fke ve korku dolu gzlerle cezasn bekliyordu.
Duygulanmt, iki kabn kendi dudaklarna dayad ve birka yudum iti.
"Baharl arap" dedi sadece Theseus'un duyabilecei bir sesle. "Tarn ve baka
baharlarla tatlandrlm."
Theseus kpkrmz kesildi. Utanmt. Yere diz kmeden kocaman bir yudum iti.
Phaidra riton' geri ald ve arkya katld. Bu arada Theseus gzlerini ondan
ayrmyordu. Belli belirsiz ban sallad an, Phaidra onun hazr olduunu anlad.
Ancak Theseus da arkya katldktan sonra gitmeye davrand. ark syleyerek
trensel iki kabn annesinin tahtna geri gtrd ve dikkatle basamaklardan birinin
zerine brakt.
Pasiphae ayaa kalkmak iin sadece Phaidra'nn geri dnmesini beklemiti sanki.
Mirtho'nun eliinde yeil parltlar saan suni maaraya doru ilerlemeye balad.
Basamaklara gelince durdu ve arkasn dnerek adaylara bakt. Kolundaki ylanlar,
gerekst resimlere dnmt.
Pasiphae bir kez daha konumaya balad, kudretin arks yava yava snmeye
balad, ta ki tamamen iitilmez olana kadar.
"Kara bir ku gibisin, yldrmlara gebe bir bulut gibisin, rzgr ve deniz yldz
gibisin! Sen balangc olmayan, tm varlklarn yaratld dipsiz karanlklarn Byk
Ana'ssn. Bu kz ve olanlarn ebedi banna geri dnmelerine izin ver!"
Sonra karanlk onu iine ald.
Minos her taraf tutulmu olarak ta sradan kalkt. O bile trenin bysnden
glkle kurtarabilmiti kendisini. Gen Atinallarn da ayn eyi hissettikleri kesindi.
Bu nedenle ancak grup biraz hareketlendikten sonra konumaya balad.
"Tanraya yakansnz sona erdi! imdi de Girit'e geliinizi
282
kutlamak iin dzenlenen lene katlacaksnz" diye seslendi onlara. Sonra da taht

salonunun darya alan bat kapsn bizzat kendi elleriyle at. "Beni takip edin!"
Genler scak ilkyaz gecesine ktklarnda gzle grlr bir ekilde rahatlamlard.
nce byk bir i avluyu getiler, sonra da dik bir merdivenden trmandlar. Birinci
katta Minos bir kapya vurdu. Kapnn ifte kanad yava yava almaya balad.
Az nce uzun uzun karanla yakarmlard; oysa imdi nlerinde ift katl ve kla
dolu geni bir salon uzanyordu. Kaymak-tandan yaplm zeminin fildii gibi
parlamasna neden olacak yzlerce mum ve kandil yanyordu ieride.
Duvarlar zambaklarla dolu manzara resimleri ile sslyd. Mavi renkli maymunlar
kayalardan kayalara sryor, krlanglar otlar arasnda ak arklar sylyordu.
Krmzms bir merdivenle klan ikinci kat, geni bir balkondan ibaretti.
Sanatkrane ilenmi korkuluklarn arasndan mzisyenlerin elbiseleri ldyor; lir,
arp, kaval ve simbolin sesleri salonu dolduruyordu.
Salonun gney duvarnda, zerinde birbirinden leziz yiyecekler bulunan bir sofra,
kurt gibi ackm genleri bekliyordu. Kzarm kei etinin kokusu, taze yapraklar
zerinde soumaya braklm pastalarn nefis kokularna karyordu. Sepetler
dolusu scak pide ve taze meyveler kenarda onlar bekliyordu, byk arap
srahileri ve su testileri de unutulmamt elbette.
Bu arada bir grup gen Giritli zarif admlarla yabanclara yaklamaya balamt.
Kendilerini gzelletirmekten ziyade irkinle-tiren kt boyal yn giysilerin iindeki
Atinallar, gen erkeklerin altn gibi parlayan plak vcutlarna ve gen biimli
nlklerine yar gptayla, yar da -ellerinde olmadan- bylenmi olarak
bakyorlard. Kzlarn zerinde ise rengrenk etekler ve gsleriyle kalalarn n
plana karan dar gmlekler vard. Birkann salar grkemli topuzlar halinde
toplanm ve ieklerle sslenmiti. Gen Giritliler yabanclarn akn baklarn
fark etmemi gibi yanlarna yaklatlar ve onlar birer ikier sofrann bana
gtrdler.
Ho geldin ikisi olarak gne ve scak rzgr tadnda bir arap ikram edildi.
Atinallar bu nefis araba byk ilgi gsterdiler
283
ve skntl hava az sonra dalverdi. Birka hizmeti genlerin elini glsuyu ile
ykad; dansa balama iaretiydi bu ayn zamanda. Artk gen Atinallarn gzleri de
prl prl parlyordu...
Asterios tm bu olup bitenleri st kattan seyrediyordu. Kulana gelen blk
prk cmleleri ve kelime krntlarn, kahkaha sesleri ile birletirerek bir anlama
sokmaya alyordu. Giritli ve Atinal adaylar arasnda bandan itibaren iyi

ilikilerin gelimesi iin elinden gelen gayreti gstermeye niyetli olduu halde, can
aaya inmeyi hi istemiyordu. Bir zamanlar kendi kutsanma yolda olan Bitias
gelmiti aklna. Bu garip ocua Girit'ten ayrlmak ok zor gelmiti, fakat sonunda
tercihini Atina'dan yana yapmt.
Aslnda daha ilk akam kurulan bu iyi ilikilerin kendisini sevindirmesi gerekirdi.
Dans srasnda Giritli gen kzlar ile Atinal delikanllar birbirlerine karm, neeyle
dans ediyorlard. Knos-sos veya Chalara'l delikanllar da Atinal gen kzlarla
akalamaktan geri durmuyorlard. Fakat Astcrios'un can garip derecede skknd.
Atinallarn kaba giysileriyle Giritlilerin rengrenk giysileri arasnda sk sk meneke
rengi kral mantosu gze arpyordu. Mi-nos byk bir neeyle Eriboia'ya kur
yapyordu. Az sonra onu dinlenme taburelerinin ve sralarnn bulunduu karanlk
keye ekmiti bile. Pasiphae'nin kocas hi kimseyi ve hibir eyi grecek halde
deildi.
Sonunda ift kanad kap bir kez daha ald ve Phaidra yannda karos olduu halde
ieri girdi. Tren elbisesini yeil renkli sade bir giysiyle deitirmiti; ince yzn
evreleyen bakr renkli salar, suratnn solgunluunun altn iziyordu. Phaidra
kapda grnr grnmez Theseus glmsemeye balamt. O zamana kadar
neredeyse hibir ey yememi ve Giritlilerle arkadalk etmeyi reddetmiti.
Aniden ayaa frlayarak, Hemippos ve Antiochos ile sohbete dalm olan Phaidra'nn
yanna doru yrd. Sabrszlkla yapt ka gz iareeri sonucu dier ikisi
durumu anladlar ve Phaid-ra'dan izin isteyerek ortadan kayboldular. Onunla
konuma sras imdi Theseus'dayd.
284
Asterios yukardan onlara bakyordu; Phaidra'nn nce g-lrnsediini, sonra da
ban salladn grd. Theseus kzn ce-vaplanndan honut deilmi gibi
grnyordu, onunla hem durmakszn konuuyor, hem de geri geri gitmeye
zorluyordu. Nihayet phaidra'nn srt duvara dayannca kzn akl bana geldi,
These-us'un kolunun altndan syrlarak oradan uzaklamaya alt.
Theseus onu izlemeye kararl grnyordu, fakat koluna yapan bir el ona engel
oldu. Arkasn dnd zaman, mum nn altnda neredeyse kehribar rengine
dnen bir ift gz grd. "Benim adm Ariadne. Sen kimsin?"
te tam bu anda Asterios neden kendisini yukarya saklanmak zorunda hissettiini
anlad. Iklar iindeki salonu grmyordu artk. Sanki duvarlar almt ve bir sre
nce o erkekle kadn grd kk koyda duruyordu. Gzlerinin n arada bir
azck alan bir peeyle rtlmt; zaman zaman Ariadne'nin bouk kahkahasn
iitiyordu. Bu ses, koydaki kadnn alamas gibi geliyordu kulana.

Byk Ana, bana yardm et, diye yakard iinden Asterios, grdklerim bir d, bir
hayal deil, gerein ta kendisi! Theseus beni ldrmek isteyen adam! Bu
gerekten kaamam ve kamamalym! Kara yelkenli gemi, intikam hrsn
dindirmesi iin onu Gi-rit'e getirdi. Klc gm renkli ve keskin, kalbindeki nefret
ise hepimize kar. Boay ldrecek olan kahraman geldi! Fakat sadece benim
sonum yetmeyecek ona. Sevdiim kadn da dahil her eyi yok etmek istiyor.
Yavaa merdivenlerden aa indi. Bacaklar onu kendiliinden tayordu. Theseus
ve Ariadne'nin birbirleriyle sohbet ettiklerini gryor ve kzn uh bir tavrla bir sa
llesini parmana dolamasn izliyordu. Kzn kendisine kaamak bir bak frlatt
da gznden kamad. Ariadne, onun her eyi grdnden emin olmak istiyordu.
Asterios karmakark duygular iindeydi. Ariadne'yi uyarmalyd! Onu uzaklara
gtrmeliydi, nereye olursa olsun, fark etmez! Yeter ki karsnda duran ve
kendisini dinlermi gibi yapan bu adamdan uzak bir yer olsun!
285
Fakat dndklerini gerekletiremedi. Bu durumda Ariad-ne'nin kendisiyle alay
etmekten baka bir ey yapmayacan bili-yordu. Ne yapp edip onun durumu
kavramasn salayacak baka bir yol, baka bir yntem bulmalyd.
Salonu terk edii o kadar sessizce ve o kadar gze batmadan oldu ki, kimse onun
gittiinin farkna bile varmad.
Sadece Ariadne bir sre sonra onun gitmi olduunu fark etti. Theseus'un tutuk
halini bir meydan okuma olarak kabul etmi ve onun Attika tahtnn varisi olduunu
anlaynca da, delikanly soru yamuruna tutmutu. Sonunda Theseus artk
dayanamad, Ariad-ne'yi olduu yerde brakarak sofraya geri dnd. Kzl sal kz
seyretmesini engelleyen mzisyenler saf d kalmt bu adan. Taburelerden birine
kerek onu izlemeye balad.
"Demek sen Aigeus'un olusun?" Theseus aknlkla arkasna dnd. Arkasnda
duran kara kuru adam ona kusursuz bir Attika lehesiyle hitap etmiti. Theseus evet
anlamnda ban sallad.
"Baban ok iyi tanrdm" dedi br adam. "Fakat aradan uzun zaman geti."
Karsnda duran gen suratta ona tandk gelen izgilere pek fazla rasayamamt.
Buz gibi gzler, ince ve kaba dudaklar. Fakat byk burnu ve kaln kalar ona kral
anmsatyordu.
Daidalos, Attika kraln yirmi yldan daha uzun bir sredir grmemiti. ayet o
zaman kap kurtulmu olmasayd, idam edilecekti. Ve bu hkmn yrrlkten

kaldrldna dair herhangi bir belirti de yoktu.


"Seni de mi burada kalarak sama sapan inanlarnn gereklerini yerine getirmeye
mecbur ettiler?"
Daidalos bir sre sustu. Doduu ehrin kralnn hrn oluna ne cevap verebilirdi
ki? Hele sorduu eyler onun doumundan nce vuku bulan eylerse! karos'la
birlikte Minos'a snmak zorunda kaldn, nk baka kimsenin kendisine snma
hakk tanmadn m anlatsayd? Yoksa balangta Minos'tan nefret ettiini, hatta
ondan korktuunu ve Girit'ten kamak iin uygun bir frsat kolladn m? Ku gibi
uma sevdasna ite o zamanlar tutulmutu. Tm varlyla bu ie adamt kendisini
kimselere fark ettirmeden.
286
Fakat zaman iinde Minos'la aralarnda bir yaknlama domutu. Minos hem onun
ok ynl yeteneklerinden ve yaratc ruhundan holanm, hem de ileri
grlln ve derin bilgisini takdir etmesini renmiti. Kadnlarn hkmettii bu
dnyada, onun gibi planl ve kararl bir ekilde hedefine ynelen gerek erkeklerin
says ok azd.
"Birlik olmazsak Girit mahvolacak. Senin zekna ihtiyacm var." Bu gzel cmleler,
emrine verdii iki iftlik evi ve daha nce ryasnda bile grmeye cesaret
edemeyecei ilikler sayesinde, kraln onu tavlamas pek uzun srmemiti.
"stediin kadar yardmcya sahip olacaksn. Tm ihtiyalarn annda yerine
getirilecek."
Bu eli akln gerek sebebini ise yeni yeni anlamaya balyordu. Minos'un
casuslar Daidalos'un Atina'y bu kadar telala terk etmesinin sebebini renerek
ona bildirmilerdi. Hatta en kk ayrntlar bile biliyordu. "Yeenin Kalos'un artk
hayatta olmamas ne kadar kt" demiti ona gnn birinde. Her zamanki
tartmalarndan birini yapyorlard yine. Minos srarla abuk olmasn sylerken,
Daidalos da kalitenin nemi hakknda uzun vaazlar veriyordu. "Hatta onun senden
bile daha yetenekli olduundan sz ediyorlar. Belki burada olsayd elde ettiin
sonularn daha iyi olmalarna yardmc olabilirdi."
Daidalos bu arada inat demir cevheriyle uramaktan bkp usanmt. Gizlice eski
deneyleriyle ilgilenmeye balamt yeniden. Kularn vcut yaplarn inceleyerek,
insan anatomisiyle karlatryordu. Elde ettii sonular insann umas fikrine o
kadar elverisizdi ki, sonunda suni kanatlara sahip bir uma makinesi fikri geldi
aklna. Tabii bu da zlmesi gereken bir yn yeni problem anlamna geliyordu.
Bunun iin de zamana ihtiyac vard. Minos'un st kapal tehdidi, bugne dek
karos'tan bile baaryla saklad deneylerine devam etme isteini neredeyse yok
etmiti. Gemiini bir kez daha yayormu gibi bir his domutu iinde. Kalos'un

kayalardan aa dt o korkun kavga gecesini hafzasndan silmek iin ok


uram ve sonunda bunu baarmt. Bu olay artk ona sanki hi yaanmam gibi
geliyordu. Fakat anszn bu olayn imdiki mutluluunu glgelemeye baladn
hissedi287
yordu. Artk gen bir adam deildi; Girit'te sahip olduu zenginliin ve saygnln
deerini iyi biliyordu. Vatannda deerini asla anlamamlar ve sadece bir phe
zerine kendisini erefsizlie mahkm etmilerdi! Byle bir vatandan ne gibi bir
beklentisi olabilirdi ki?
O gnden sonra uma giriimlerinin tmnden vazgeerek, ta zemine
yerletirilmi kil kapl bir dizi anaktan ibaret olan ocaklarnn bana dnm ve
almaya devam etmiti. Fakat yapt iten nefret ediyordu. Yllardr sren
abalarnn sonunda, eline geen ne olmutu? Kapkara ve cruflu bir demir cevheri!
Gzenekli yaps yznden, azck ilenmesi durumunda paralanp darmadan
oluyordu.
Daidalos iinden gelen glme arzusunu glkle bastrd. Bu kez talih kendisinden
yanayd. Ksa bir zaman sonra elde ettii yeni rn ile Minos'un karsna kacakt.
Anszn epeydir dncelere dalm olduunu fark etti. Theseus hl cevap
bekliyordu.
"Mecbur tutulmak m? Tam olarak deil" dedi Daidalos sonunda. "Ben bunu kaderin
bir oyunu olarak adlandrmay tercih ederim. Maalesef her zaman kendi yolumuzu
izemiyoruz. Bazen de nmzde uzanan yollardan biri seer bizi."
Theseus hayretle bakt ona. Ona bir srngeni anmsatan bu obsidiyen gzl adam,
akln kantrm. Her eye ramen bir Atinalyd o, hem de sarayda yksek bir
mevkii elde etmeyi baarm biri. Belki de kendisine yardmc olabilirdi, "ismin
nedir?" diye sordu bu yzden.
"Daidalos" diye karlk verdi adam garip bir sesle. "nceleri Atina'nn en tannm
mimar olarak kabul ediliyordum. Bugn ise ok iyi bir maden ustas olduumu
sylemek daha yerinde olur." Bunlar syledikten sonra ac ac glmsedi.
Sohbetleri Aiakos tarafndan blnd. Ellerini kuvvetle birbirine vurarak, yksek bir
ses ile ho geldin leninin sona erdiini bildirdi. Yann sabah erkenden adaylarn
beden eitimi program balayacakt. En azndan birka saat uyumalar artt.
288
len salonu yava yava boalmaya balamt. Son kalan konuklarn arasnda

bulunan Phaidra ve Ariadne, birlikte dairelerine doru ilerlemeye balamlard.


Phaidra ok konumaktan nefret ettii ve Ariadne kz kardeinin yannda kendini
gvensiz hissettii iin; pek az konuuyorlard birbirleriyle.
"Sana nasl baktn grdn, deil mi?" diye sordu Ariadne kardeinin dairesinin
nne varnca. Strongyle'den dndkten sonra sarayn gney tarafnda yeni bir
daireye tanmak iin o kadar ok srar etmiti ki, sonunda Pasiphae ona istedii izni
vermek zorunda kalmt. Ana-kz arasndaki o eski srtmenin hemen
canlanmasn mmkn olduu kadar geciktirmeye alt iin, mfik ve anlayl
anne rol oynamaya balyordu.
"Neden sz ettiini anlamyorum." Phaidra'nn yanaklarnda-ki hafif kzarklk, onu
daha da ekici klyordu.
Ariadne iinde aniden alevlenen bir fke ile kardeine bakt. Daha kk yalardan
beri herkes tarafndan martlm. Sonralar Pasiphae ve Minos onun ruhsal
yeteneklerini gelitirmesine yardm etmi ve az rastlanr bir ibirlii gstererek,
mstakbel bir rahibenin bilmesi gereken her eyi renmesini salamlard. Her
ey planland gibi yrrse, gnn birinde tahta kacakt. Phaidra'nn hayatnn
ak asla deimeyecek gibi grnyordu. nnde uzanan yol, kahverengi gzleri
kadar berrakt.
"Hadi hadi, bana yutturamazsn" dedi Ariadne. "Kr deilim ya! Ve neden olmasn
ki? Sonuta bir Attika prensi Pasiphae'nin halefi iin hi de fena bir seim saylmaz.
Zaten pek fazla uramana de gerek kalmayacak. Onun olgun bir meyve gibi
kucana deceine eminim."
Pasiphae seni dourmam olsayd, bulunduun mevkide u anda ben olacaktm,
diye geirdi iinden Ariadne. Gzlerini dnyaya asla amam olman o kadar ok
isterdim ki... Sadece dnyadaki varln bile beni arka plana itti ve ikinci snf
damgas yememe neden oldu. Senin yerinde olabilseydim, hayattan ne beklediimi
bilirdim belki...
Phaidra sknetle kardeinin suratna bakt ve iindeki isyann farkna vard. "Onu
elinden almayacam" dedi sadece. "Korkmana gerek yok."
289
Ariadne zerine kapanan kapnn ardnda donup kalmt. Snrsz bir fkeyle
yumruklarn sryordu. Aalanm ve aptal yerine konmu hissediyordu kendisini.
Sevgilisinin korku dolu suratn dnp vicdan azab ekmekten de vazgemiti. Ne
de olsa As-terios sadece hak ettii dersi almt. Aklnda bir tek dnce vard artk
sadece: Bundan sonra bir daha duygularn hi kimseye asla amayacakt.

Asterios liman blgesine ulatnda, vakit neredeyse gece yarsyd. Amnyssos


uyuyor gibiydi; sadece ok az pencerede k vard. Ne yaptn dnmeksizin atn
lgn gibi srmt; nk kendisinden kayordu.
Atndan inerek hayvan uygun bir yere balad ve mavi kapl eve yaklat. Kapy
ald, ieriden kahkaha ve mzik sesleri ykseliyordu. Kapy daha kuvvetli ald
tekrar.
Orta yal, topluca bk kadn olan han sahibi, kapy at. Kendisini daha gen
gsterecei umuduyla yanaklarn parlak krmzya boyam, gzne kapkara
srmeler ekmiti. zerinde dolgun gslerini gzler nne seren derin dekolteli
bir elbise vard.
"Ho geldiniz! Ge vakitte gelen ziyaretiler, en ok sevdikle-rimizdir."
Asterios'u ilgiyle inceledikten sonra, yerlere kadar eilerek onu ieri buyur etti.
Glmserken ypranm sar dileri ortaya kyordu.
Asterios hemen o anda geri dnerek kamay ok isterdi. Fakat derin zntsn
ve mitsizliini giderecek baka bir are, aklna o an iin gelmiyordu.
"arap istiyorum" dedi kadnn daha fazla ylmasna meydan vermemek iin. "En
iyisinden bol miktarda. Ve yalnz ieceim."
"Nasl arzu buyurursanz!" diye karlk verdi kadn imal bir sesle.
Asterios'u kadnlarla erkeklerin beraber elendii iki salondan geirerek, alacak
derecede konforlu bir odaya soktu. Masann ortasnda cilal tahtadan gzel bir
masa, bir sra, birka da sandalye bulunuyordu. Kede ise zeri birok yastkla
kapl rahat bir yastk vard.
290
r^
"Efendi ne kadar yalnz imek ister?" diye sordu kadn arap testisi ve kadehlerle
geri dnd zaman. "Size arkadalk edebilecek gzel bayanlardan birka tanesini
takdim etmemi istemez misiniz?"
"Sonra" dedi Asterios. "imdi deil!"
Kadn hayal knklna uram bir ifadeyle dar kt.
Unutmak iin iiyordu Asterios. Fakat sert ve youn arabn boazndan aa su

gibi akmasna karn, zihnindeki grntler bir trl kaybolmak bilmiyordu.


Gznn nnde srekli Ariad-ne'nin ateli ve heyecanl surat beliriyordu,
Atinalnn buz gibi ba-klan, kk koy, kara yelkenli gemi. Az ilerideki limana
demir atm duruyordu zaten; onun hayal gcnn bir rn olmadndan iyice
emin olmak iin, demin ta yanna kadar gidip bakmt.
Ya dier grdkleri? Akln m yitiriyordu yoksa? Kendisine kim inanrd ki? Kime
ifa etmeliydi srlarn? Kim olabilirdi bu? Kim:..
Hanc kadn yeni bir testi arap, bir para peynir ve taze pide getirmiti. Asterios
pideyi elinin tersiyle masadan aa frlatt. Korkun derecede fkeliydi. Hanc kadn
byk bir kaytszlkla pideyi yerden kaldrarak masaya koydu.
"Efendi istediini yapabilir ve yaptrabilir" dedi sonra. "Fakat benim fikrimi almak
isterse..."
"istemez!" diye hrlad Asterios.
"... bu gece yalnz kalmamal ve kendisine bir kz arkada semeli. Bunun iyi bir
fikir olduunu biliyorum."
"Asterios'un itiraz etmesine frsat kalmadan kapy at. "eri gelin ocuklar,
bakalm efendi hanginizde karar klacak!"
gen kadn girmiti odaya. Sarn ve sevimli olannn ok gzel bir vcudu
vard; br ise dolgun dudaklara, geni kalalara ve beline kadar uzanan uzun
salara sahipti. ncs ise kara gzleriyle meydan okurcasna szyordu onu.
Teni bronz rengin-deydi, kk gsleri plakt ve bir erkek ocuu gibi beline
dolad beyaz nlk, kalalannn ok az bir ksmn rtyordu.
Asterios gzlerini bu kzdan ayramyordu.
"ite, sana sylememi miydim?" diye sntt hanc kadn. As291
terios'un kza nasl bakt gznden kamamt. "Gerekten de iyi bir seim!"
Dier kzlar odadan dar kard. "Reindra'nn seni hayal krklna
uratmayacana eminim! O bir Fenikeli, yan, aktan anlayan insanlarn lkesinden
geliyor!"
Bunlar syledikten sonra imal bir selam vererek odadan kt.
Kz bir nebze bile olsun utanma belirtisi gstermeden ona yaklayordu.

"Bir bardak arap ister misin?" diye sordu Asterios. Dilinin olduka pelteklemi
olduunu fark etmiti.
Hayr anlamnda ban sallayan kz belindeki nl kard. Sonra da bacaklarn
iki yana aarak Asterios'un kucana oturdu ve onu pmeye balad. Dudaklar scak
ve nemliydi, nefesi ok gzel kokuyordu. Sert bacaklarn onunkilere bastrarak,
kalalarn dairesel hareketlerle evirmeye balad. Bu arada eli Asterios'un organn
bulmutu; onu alacak bir yetenekle ovuturuyor ve okuyordu.
Asterios iyice heyecanlanmt.
"Bekle!" diye fsldad ve ayaa kalkmaya alt. Bu arada kz ylan gibi kvrak
hareketlerle onun nln zd ve bir keye frlatt. Asterios kzn vcudunun
scakln teninde hissediyordu.
Yataa kadar gitmeye sabrlar yetmedi. Soluk solua duvara dayandlar. Asterios
elleriyle kzn bacaklarn kaldrd ve iine girdi. Kesik kesik inlemelerle ona cevap
veren kz scak, dar ve doyumsuzdu, inanlmaz, lgn, vahi, umutsuz ve snrsz bir
zevk uurumuna dmlerdi. Ariadne'yle yaad sevgi ve efkat dolu anlardan o
kadar farklyd ki!
Zevkin doruuna ulamaya ok az kala Asterios gzlerini at ve karsndaki
boyalan akm surata, inci gibi kk dilere bakt. Kz soluk soluayd.
Aniden akl bana geldi ve geriye ekildi.
Kz ilk anda neler olduunu kavrayamad; onu pmeye ve elleriyle tahrik etmeye
almaya devam ediyordu.
Asterios ondan uzaklat. By bozulmutu. Yalnz kalmaktan baka hibir arzu
kalmamt iinde.
akn akn ona bakan kz, nln kapt gibi dar frlad.
292
ite tam bu anda Asterios onun Hatasu'ya ne kadar benzediini fark etti.
293
Geceye Uzanan Yollar
Frtnalar zaman nihayet sona ermiti. lkyazn balangc olan bu mevsimde deniz

sakin ve maviydi. Kutsanma merasimine katlacak olan adaylarn bindii gemi, hafif
bir rzgr yardmyla Zak-ros'a doru ilerliyordu. Minos bu yolculuk iin ilk kez her
iki yannda otuzar kreki bulunan bir Trikontor tahsis etmiti. Geminin esas hedefi
ise Fenike'ydi; onlar braktktan sonra madencilik almalar iin gerekli olan
cevher ve sedir odunu ykn alacak ve Girit'e geri dnecekti.
Yolculuklarnn ilk dura Lyktos'du. Krfezin dou tarafndaki bu liman, dalarla
deniz arasndaki ok uygun bir alana kurulmutu. Usuz bucaksz ekin tarlalar deniz
gibi dalgalanyordu, kolzalar yeermeye balamt ve dalarn kuzey uzantlarna
kadar gz alabildiine uzanan asmalar, ok yaknda olgun zmlerle dolup
taacakt.
ehrin tam ortasnda renkli kumtandan yaplma saray ykseliyordu. Yapnn dou
kanadndaki artk ok yetersiz kalan gda ambarlan yklmt; yerine yaplacak olan
yenilerinin temelleri ykselmeye balamt, fakat inaat daha uzunca bir sre
devam edecee benziyordu.
Adaylarn ilk gnk gerilimleri oktan yok olmutu ve keyifleri yerine gelmiti; asi
ruhlu Theseus hari. O, ona katlan drt delikanl ve kara sal, tknaz Koronis,
gemiye bindiklerinden bu yana kendilerinden istenilen her eye kar koymaya kesin
kararl grnyorlard. Aiakos hedefe ulancaya kadar onlarn protestolarn
grmezden gelmeye karar vermiti. iddetli tedbirler almay gereksiz buluyordu, bu
onlarn direnilerini krmak yerine daha da glendirirdi. Nasl olsa btn gn ar
beden idmanlan yapmalarnn
294
yan sra, gk bilimi, corafya ve seyrsefer konularnda youn dersler
gryorlard. Tersanelerdeki gemi kzaklarnn stnde geecek birka scak gn
sonunda, ortada direni namna bir ey kalmayacana emindi.
Yolculuun tm sorumluluu ona aitti. Atinallarn adaya ayak basmalarndan bu
yana olduka asabi olan Pasiphae, Trikon-tor'larn en konforlusunu kendisine
ayrmt. Elbette ki sarayn en havadar yeri olan bat kanad da ona tahsis edilmiti.
Sadece Glau-kos, Xenodike ve Phaidra elik etmiyordu ona; Ariadne bile bu uzun ve
zahmetli yolculuu gze almt. Fakat adaylara Zakros'a kadar elik etmeyecekti.
Pasiphae ona buradaki tapnakta yapmas gereken baz grevler yklemiti.
Asterios gemide deildi. Gruba sonradan katlabilmek iin Pa-siphae'den izin
istemiti; u anda youn bir yalnzlk ve sessizlik ihtiyac hissediyordu. Kralie
istedii izni vermi, fakat eitli kutsal maara ve pnarlar ziyaret etmesini salk
vermeyi de ihmal etmemiti. Gndnm bayramnda ise Zakros'ta bekleniyordu.
Sarayn byk avlusunda bulunan sunak tann nnde Pasiphae tanraya

yolculuk iin gzel bir balang ihsan etmesinden dolay teekkr etti. Sonra
gzlerini ilerilere evirdi, bu arada tm baklar onu izliyordu. Uzaklarda kara bir
kale gibi ykselen Dikte Da'na bakyorlard, mavi parltlar saan zirvesinin altnda
Byk Ana'nn maaras bulunuyordu. Gelenee gre tanra ilk olunu orada
dourmutu, ilk kez doum yapacak birok kadn tal ve dik bir patikadan yukar
karak, maarann aznda Byk Ana'dan kendilerine mutlu bir doum ihsan
etmesini diliyorlard.
Gen Giritliler huu iinde birbirlerinin alnlarna tanrann kutsal iaretini izdiler.
Atinallarn birou da manzaradan olduka etkilenmiti. Sadece Theseus etrafnda
toplanan asiler meydan okurcasna bir kenara ekildi.
Az sonra ise st katn balkonunda akam yemei hazrlanmt. Batmakta olan
gnein altn renkli klaryla boyanan deniz ve ehir, buradan olduka iyi
grnyordu. Pasiphae yemee katlmamt; kzlar ve Glaukos ise adaylar
arasnda oturuyordu. Maiyetin geri kalan ksm iinse yan odada bir sofra
hazrlanmt.
295
Theseus yemei hzl hzl ve aceleyle midesine indirmi, taba boalr boalmaz da
ayaa frlamt. Yan gzle srekli olarak Phaidra ve kardelerinin oturduu dier
masaya bakyordu. Sonunda tek kelime etmeden ortalktan yok oldu.
Ariadne uzun sre onun ardndan bakmt. Dudaklarnda beliren kk bir
glmseme ile izin isteyerek, o da yatmaya ekildi.
Ertesi sabah yolcular gemiye bindiler. Gne henz yeni domaya balyordu, deniz
bir araf kadar dzgnd. Havada en kk bir esinti bile yoktu; yelkenler
direklerden aa sarkyordu. Btn yk krekilerin omuzlarna binmiti, abuk
yorulan adamlar sk sk mola vermek zorunda kalyordu. Hava o kadar scak ve
bunaltcyd ki, ime suyu stoklarn idareli kullanmak zorunda kalmlard. Bu
nedenle ikindiye doru Gournia Liman'na demir attklarnda, hepsi rahat bir nefes
almt.
At nal biimindeki bir vadinin bandaki ykseke bir tepenin zerine kurulmu
olan ehir, ticaret yollarnn nemli bir kavayd. ehrin bu kadar gelimesinin en
nemli sebebi de buydu zaten. Girit'in dousundaki yksek da sralan deniz
kysna inmeyi ok zorlatnyordu; bu yzden ticaret mallarnn ou gemi ile
Gournia'ya gnderiliyor, oradan da kara yolu ile lkenin ilerine datlyordu.
Konforlu bir kraliyet saray tahsis edilmiti kendilerine. Kire tandan yaplma,
gerekten de ok gzel bir binayd buras. Onlar iin her trl hazrlk yaplmt:
araflar havalandrlm, kvetler scak sularla doldurulmu ve hafif bir yemek

hazrlanmt.
Bu akam ayin yaplmayacakt. Kafile saraya ulat anda Pasiphae ortadan
kaybolmu, Phaidra da yemee inmemiti. Aia-kos'un da limanda yapacak ileri
olduu iin, adaylar Jesa ve Eu-dore ile yalnz kalmlard. Theseus eline geen bu
frsat hemen deerlendirdi. "Onlann gzel yemekler ve araplarla sizi uyutma-lanna
izin vermeye devam edin bakalm!" dedi arkadalarn aa-larcasna. "Ne yapmaya
altklanm anlamyor musunuz? Gzel resimleri ve banyolanyla bizi satn almaya
alyorlar! Bunlann hepsi kan ii! Gerek bir Atinalya yakr eyler deil!"
296
Birou sessizce yemeklerini yemeye devam etti. Hatta Her-nippos ona doru
fkeli bir bak bile frlatt. Fakat arkadalarnn bazlar onu desteklediklerini
gsterir sesler kardlar. Theseus masada oturan herkesin ilgisini zerine ektiini
hissetmiti. "Bize gerek yzlerini ancak dnyann sonunda tutsak olarak
oturduumuz zaman gsterecekler!" diye devam etti. En sessiz yandalar olan
Erystenes ve Daidachos bile dierlerine meydan okurcasna baktlar. Theseus'un
syledikleri onlar cesareendirmiti.
"Annen Aithra, Troizenli deil miydi?" Eudore sar sal ince ban kaldrarak ona
bakt. "Sanrm oras Atina'dan epey uzakta."
Gen Giritlilerden bazlar kkrdamaya balad, hatta birka Atinal kz kahkahalar
atyordu. "Bunun ne ilgisi var imdi?" diye karlk verdi Theseus fkeyle. Fakat bu
arada suratnn kpkrmz kesilmesini engelleyememiti.
"Senin ifadene gre 'Giritli karlar' iin tm anneler kutsaldr" diye karlk verdi
Jesa ar ar. "Nereli olurlarsa olsunlar. Bizim annelerimiz ocuklarna yaayan her
varla sayg gstermeyi retirler. Eer kendini bu yzden aalanm
hissediyorsan, bu sadece senin sorunun."
Genlerden birou glmsedi; Theseus hzla taburesinden kalkt ve byk bir
fkeyle salonu terk etti.
Douya doru ilerledike gkyz giderek daha mavileiyor ve effaflayordu.
Zakros'a lenin en scak saatlerinde ulatlar. Konaklayacaklar saray limandan
fazla uzak deildi. Alnlnda bir ift kutsal boynuz bulunan bir ana giri kapsnn
nnde durdular. Theseus yukarsn iaret etti. "ite biat ettikleri zalim boa
inan!" dedi ksk sesle. "Korkmanza gerek yok, bir tekinizin bile ona kurban
edilmesine izin vermeyeceim."
Jesa ve Eudore anlaml baklarla birbirlerini szdler, fakat herhangi bir yorum
yapmaktan kandlar. Bir sre eyalarn indirilmesine nezaret ettiler; oda dalmn

yapmak ise Aiakos'un greviydi. Sarayn bat kanad dinsel faaliyetlere tahsis
edilmiti. Adaylar ise dou kanadndaki odalarda ikmet edeceklerdi.
Byk perhiz ertesi sabah balamt. nc gnn leden
297
sonras yaklarken, grubun arasndaki gerilim iyice artmt. Atinallardan bazlar
Giritli arkadalarnn azlarndan karanlk basnca neler olaca konusunda laf
almak istiyordu. "Bu trene katlanlardan hibiri bu konuda imdiye kadar tek
kelime bile sylemedi" diye karlk verdi Chalaral bir kz. Dnceli bir ifadeyle
devam etti. "Tanraya ihanet lm gerektirir bir sutur."
Theseus alnn krtrd. "Kendi z ocuklarna bile gvenmiyorlar" diye
homurdand. "Kim bilir bize ne tr rezillikler hazrlamlardr!"
Herkes gnein denizin ardnda bataca n iple eker gibiydi. Nihayet gkyz
turuncu bir renge boyanmaya balaynca, banyolarn bitirdiler. Herkes iin kara bir
elbise ve krmz bir kuak hazrlanmt; bunun dnda onlara mersin aac
dallaryla sslenmi birer asa ve birer elbise kn da verildi. Ayaklan plakt.
Sadece sa ellerine ve sol ayaklarna krmz bir yn iplik dolanmt.
"Mezbahaya gtrlen kurbanlk koyunlar gibiyiz" diye m-nldand Theseus.
Genlerden birka tanesi korku dolu gzlerle ona baktlarsa da, tartmaya girecek
vakitleri olmad. Jesa ve Eudore onlan tapnak blgesine gtryorlard. n avludaki
bir emenin nnde durdular.
"Buradan itibaren Byk Ana'nn lkesine ayak basyorsunuz" dedi Jesa trensel bir
sesle. "inizden hibiri geldii gibi terk etmeyecek burasn." Birbiri ardna genlerin
tmnn zerine su sratt. "Yaam suyu! Onlar gemilerinden arndr!"
Bir sonraki avluda bu defa Eudore onlar durdurdu ve eline ald anan iindeki
tahl tanelerini genlerin balarnn zerine serpitirdi. ""Yaam ekmei! Srlarn
onlara a! Topraktan fkran bir filiz gibi, onlann lm ve yeniden douu
renmelerini sala!"
Tapnakla aralarndaki son avluya gelince adaylar birbirlerine sokuldular. Ylan
kabartmalaryla ssl bir kapnn aralndan Phaidra geliyordu onlara doru, elinde
yanan bir meale vard. Yava yava her birinin nnden geti, onlara o kadar
yaknd ki, mealenin reine kokusu burunlarna doldu. Bazlar gzlerini krp298

urd, fakat hibiri yerinden kprdamad. Atein soluuna direnmilerdi.


"Yaam atei! Onlarn kalplerini tututur! Byk Ana'nn her eyi kapsayan
sevgisiyle btnlemelerini sala!"
Sonra onlara kutslakdesin yolunu at.
Kk ve az aydnlatlm bir odaya ayak basmlard. Bir masann zerinde toprak
bardaklar ve gm bir testi duruyordu. Oday kaplayan hafif nane kokusu,
buhurdanlklardan ykselen ard aac kokusuna karyordu.
Asalarn ve knlarn yere brakarak ellerine birer bardak aldlar. Anszn Pasiphae
belirdi odada. Gm ipliklerle ilenmi bembeyaz bir elbise giymiti ve hilal biimli
bir alnlk takmt.
"Gecenin parldayan tanras!" diye yakarmaya balad. "Zamanlarn iinde
dolayorsun bir grnp bir kaybolarak. Adaylarn ruhlann glendir ki, seninle
beraber geirecekleri vakti asla unutmasnlar." Kollarm indirdi. "Syleyeceim
yemini hep bir azdan tekrarlayn" diye emretti. "Yaam suyu tarafndan
arndrlm, toprak tarafndan filizlendirilmi ve ate tarafndan yaklm olarak
karnda duruyorum! Srlarna vakf olmaya hazrm. Gnlerimin sonuna kadar
azm kapal kalacaktr. Dilim asla ihtiamna tanklk yapmayacaktr. Yaamm
zerine sana yemin ederim."
Bir azdan tekrar ettiler iittiklerini, sesleri oday doldurmutu.
Sadece Theseus'un azndan tek kelime kmamt. Kapnn yanndaki uygun bir
yerde duruyordu, nndeki iriyar delikanl sayesinde nlerden grnmesi hemen
hemen imknsz gibiydi. Heyecandan titremesine ramen, sessiz zafer lklar
atyordu. Yemin etmemiti. zgrd. Kimse kendisini bir eylere itaat etmeye
zorlayamazd.
"imdi iin!"
Tereddtle bardaklarn azlarna gtrdler. inde baharl ve serin bir sv vard.
"Hepsini iin! Geriye bir damla bile kalmamal!"
Theseus bir an iin bardan kalann yere dkmeyi dnd, fakat ok ge
kalmt. Phaidra yanna yaklamt bile. "Boa kan deil" diye fsldad kulana.
"Seni temin ederim."

299
Sonra Pasiphae'ye doru yrd ve ikisi de anszn ortadan kayboldu.
Eudore bitiik odaya alan kapnn kanatlarn aralamt. nlerinde karanlk bir
salon uzanyordu; sadece birka tane kk ya kandili zayf klarn yayyordu
etrafa. Her iki tarafta belli belirsiz uzanan birer basaman olduunu fark ettiler.
Hafif bir i sknts hissediyordu genler onlarla otururken. Bazlar balarn ellerinin
arasna almt, bazlar ise dimdik ve sakin oturuyordu.
"Duyuyor musunuz?" diye baran bir kz anszn yerinden frlad.
Hepsi dinledi. "Hibir ey duymuyorum" dedi birka. "Evet, evet, ta derinlerden,
dinleyin" diye karlk verdi bakalar. Garip grltler, homurtular, hrtlar ve
ksrkler geliyordu kulaklarna, sonunda da giderek iddetlenen bouk bir
nlama. Sanki birisi dev bir gonga vurmutu.
Anszn o belirdi karlarnda. Ia ve atee boulmutu.
Adaylarn tm onun vcudundan etrafa srayan alevleri grebiliyorlard.
"Theseus!" diye bard yksek sesle. Delikanl zorlukla ayaa kalkabildi. Bacaklar
ona itaat etmek istemiyordu. Tm vcudu ter iindeydi, boazna bir eyler
tkanmt ve kocaman dili azna smyordu. Sendeleyerek yrmeye abalad.
Birka admdan sonra yrmesi kolaylat. Sanki grnmez bir ba kendisini
ldayan kadn siluetine doru ekiyordu. Kaln bir pee rtyordu onun suratn,
fakat Theseus peenin ardnda kapkara gzlerin kendisine baktn fark etmiti.
Kadn onun elini tuttu ve bir eikten geirdi. Etrafnda ktan baka bir ey yoktu.
Kaynakland yer ise, zerinde parlak bir havann ve tokman durduu, gmten
yaplma benzeyen bir masa idi. Kadn her iki nesneyi de eline alarak, tokma
dzenli hareketlerle havana vurmaya balad. Theseus'un gzleri byk bir
aknlkla ardna dek almt. nndeki nesneler yava yava bir sis perdesinin
ardnda kaybolmaya balamt. Tekrar belirdikleri zaman ise, hatlar tamamen
deimiti. ki insan vard imdi nnde - bir kadn ve byk bir ihtirasla onun iine
giren bir erkek. Her ikisi de lgn ak oyunlarnn iinde kaybetmilerdi kendilerini,
bouk seslerle inli300
yorlard. Bir kr manzaras belirmiti gzlerinin nnde, ereltiot-lan her yan
kaplamt ve aalar rzgrda sallanyordu. Yaam ve bereketle dolup tayordu
her ey. Her eyin balangc, diye geirdi Theseus zihninden. Her ey byle
balamt.

"ite yaamn srr bu. Her eyin iinde var olan ve srekli kendisini yenileyen ak."
Kulana gelen kadnn sesi miydi, yoksa rzgrn uultusu mu? Theseus gzlerini
kapayarak, etrafn kaplayan uultulann ve fsltlarn bysne terk etti kendisini.
nce el ve ayak bileklerinde, sonra da vcudunda yumuak ellerin gezindiini
hissettiinde aradan ne kadar zaman getiini bilmiyordu. Vcudundaki yn ipler
zlmt.
Kadn bir ocuk gibi Theseus'un zerindeki giysileri kard, delikanl plak ve zgr
duruyordu artk onun karsnda. Sonra ok ince bir dokuma geirdi zerine. Ik
kadar beyaz bir elbise.
"Ho geldin Byk Ana'nm aday" dedi kulana gelen ses. "Kutsanma yolunda ilk
adm attn."
Teker teker alacakaranlk odaya geri dndler. Bembeyaz giysiler iindeydiler,
balarndan kurtulmulard. Yeniden domulard; yaam srrn kalplerinde
tayorlard artk. Bazlar ark sylemiti, bazlar suskun kalmt, bazlar ise vecd
iinde kendi eksenleri etrafnda dnmt.
Gne doduunda zaman ve mekn kavramlar tekrar bir anlam kazand. Hep
birlikte su kaynana geri dnmlerdi. Suyun tad ok gzeldi ve gecenin
sarholuundan syrlmalarna yardmc oldu. Fakat yine de akama kadar uurlar
bulank kalmt; etraflarndaki grlt ve renkleri ok daha youn olarak
alglyorlard. Nihayet uyku bir kurtarc gibi kucaklad onlar.
Al hafta kadar nce olmutu bu olay. O gnden bu yana kimse bu konuda tek
kelime dahi etmemiti ve Theseus o akam yaadklarnn derin bir uykunun ryalar
olup olmadna bir trl karar veremiyordu. Zaten kafas btn gn rendikleri bir
sr bilgi ile kazan gibi olmutu. Dier adaylar da renmeleri gereken ynla konu
karsnda aknla dmler ve ne yapacaklarn a301
rmlard. Atinallar vatanlarnda hibir esasa dayanmayan geliigzel bilgiler
rendiklerini kabul etmek istemiyordu. Kendilerinin geleneksel bilgileri ok
salamd. Bunun dnda gkte akan imekleri ve kularn uularn yorumlayan
khinlere de danyorlard, o kadar. Fakat burada ise baucu noktasna bakarak
yn bulmay ve pratik olarak iskandil kullanmasn reniyorlard. Akamlan ak
havada oturarak, kara ve deniz gezginleri iin nemli klavuzlar olan yldzlan
seyrediyorlard. Birou yzmeyi bile bilmiyordu. Giritli kzlar ve olanlar suyun
iinde balk gibi yzerken, Atinallar dibe batmamak iin bellerine kaba saba mantar
kalplan balamak zorunda kalyorlard.

Bu arada saray yaamna da almlard. retmenlerinin kuvvetli ve zayf


ynlerini renmilerdi oktan; heyecanl Krpha-los'un Paneb'den ok daha abuk
ileden karlabileceini biliyorlard. Aiakos kendisini henz arka planda tutuyor ve
adaylarn gsterdikleri geliimi izlemekle yetiniyordu. Bir sre sonra haftalardan
beri yzn grmedii Hatasu'yu ziyaret etmek zere Pha-istos'a gitmeye karar
vermiti. Phaidra ve Pasiphae oraya doru oktan yola koyulmulard bile.
Phaidra'nn artk yaknlannda olmamas Theseus'a ok dokunmutu. ylesine asabi
olmutu ki, kendisine bal kk grup bile yanna yaklamaya cesaret edemiyordu.
Hi kimse onunla bir arada olmak istemiyordu artk.
Rahibelerin iddetle kar koymalarna ramen Minos Atinal mimara her sarayda
byk bir ilik ina ettirmiti. En donanmls da Zakros'ta bulunuyordu. Daidalos'un
burada kendisini ok iyi hissetmesinin baka sebepleri de vard elbette.
Mavi Yunuslar Saray'ndan epey uzak olan bu yerde, hizmetine sunulmu olan
birok malzemeyi baarl bir ekilde kullanarak, tek hkiminin kendisi olduu kk
bir krallk yaratmay baarmt. Emrinde kk bir hizmetkrlar ordusu vard;
yaayacak ve aratrma yapacak yere ise istediinden fazla sahipti. ehirde yapt
uzun aratrmalardan sonra, kendisine istediini verebilecek olan bir kadn da
bulmutu. Hatta onu belli bir sreden daha uzun mddet grememek, kendisine
giderek daha zor gelmeye balamt.
302
Minos sarayn gney kanadn olduu gibi onun emrine vermiti. Deerli cevherini
ve odunlarn depolamak iin bodrum ona bol bol yer salyordu. Bina ise iki katlyd
ve her katn ayr ayr girileri vard. Daidalos Zakros'un en iyi ateilerini,
dkmclerini ve maden ileme ustalarn hizmetine alarak, yaptklar i hakknda
tek kelime dahi sarf etmeyeceklerine dair yemin ettirmiti. "Sizler artk ne tahta
oymaclar, ne de ta ustalarsnz" diyordu onlara. "Onlar konuabilirler. Fakat sizler
konuamazsnz. inizde dilini tutmay baaramayacak olanlar bir elime
geirirsem..."
Fakat kimse onun yannda almaktan holanmyordu, nk Atinal kibirli ve zalim
biri olarak n yapmt. Bir ey dnd gibi gereklemedii zaman neden sinir
krizleri geirdiini bir trl anlayamyordu Giritliler. Onlar atalarnn usulnce
almaya almlard; yeniliklere her zaman pheyle bakyorlard, zellikle de bir
yabanc tarafndan getirildikleri zaman.
Gnn birinde Theseus tesadfen byle bir tartmaya kulak misafiri oldu. Daidalos
bas bas baryordu. "Hava akmnn dzenli olmas gerektii o aptal kyl kafana
ne zaman girecek acaba?"

Azar iiten adam kendisini savunmaya alt, ama Daidalos onun lafn azna
tkad. "Neyin mmkn olmadn dinlemekten bktm usandm! Artk bir sonuca
ulamam lazm!"
Dier adamlar ise almaya devam ediyordu, iki tane dkm oca srekli faaliyet
halindeydi. Meknn tam ortasnda ise byk bir rs bulunuyordu, etrafna ise daha
kkleri yerletirilmiti. Ocaklarn etrafnda kz derisinden yaplma birok krk
gze arpyordu, hava akm ise bambu kamlar yardmyla arzu edilen yere
ynlendiriliyordu.
Gen Atinal hi kimsenin dikkatini ekmemiti. zerlerinde sadece deri nlkler
bulunan yan plak iki adam, rsn banda alyordu, yanlarnda bulunan bir
ncs ise onlara belli bir tempo dahilinde iaret veriyordu. Elini her kaldrnda
byk demirci ekici havada geni bir kavis iziyor ve akkor halindeki maden
parasnn zerine iddetle iniyordu. "Ne yaparsak yapalm paralanyor!" diye
bard azar iiten adam. "Gel ve kendin bak, Daidalos!"
303
Daidalos evik bir hareketle o tarafa doru seirtti, fakat onlara bakan Theseus'u
grr grmez olduu yerde donup kald. "Ne iin var burada?" diye kprd sonra.
"Hemen toz ol! abuk!"
"Burada ne yapyorsunuz?" Theseus paralanm madene bakyordu.
"Defol!" diye bard Daidalos. "stne vazife olmayan ilere burunlarn sokan
merakllardan nefret ederim!" Bara ara iinin bana dnd, "ieriye kimsenin
girmesine izin vermemenizi daha ka kere syleyeceim?"
"Tamam, tamam" diye mrldand Theseus ve inanlmaz bir yumuak ballkla
gitmeye davrand. "stediin gibi olsun."
Bu olay zerine kimseyle tek kelime dahi konumad. Aradan birka gn gemesini
bekledi ve bu zaman zarfnda sarayn gney kanadndan uzak durdu. Scak bir
gnn leden sonras tm grup limana doru yola koyulunca, Theseus iddetli ba
arsndan ikyet etti. Adaylar saray terk eder etmez, soluu yeniden
dkmhanede almt.
Bu defa uygun bir zaman semiti; adamlar glgelik bir ardan altnda
dinlenmeye ekilmiti; maden cruflarn kartrmakla megul olan Daidalos ilikte
yalnzd.
"Yine mi sen?" dedi fkeyle onu karsnda grnce. "abuk kaybol! Burada
istenmediini hl anlamadn m! Kral baban sana iyi bir terbiye vermemi

anlalan." Fakat Daidalos'un sesi bir nceki sefere gre ok daha sakin kyordu;
kaderini kabullenmi bir havas vard sanki.
Theseus yerinden kmldamad. "Neden bu kadar sinirlendiini anlamyorum" dedi
sknetle. "Daha nce demir eritildiini hi grmediimi mi sanyorsun yoksa?"
"Bunu nereden biliyorsun?" diye sordu Daidalos fkeyle ve delikanlnn burnunun
dibine dikildi. Nefesi kekremsi kokuyordu.
Theseus bir adm geri ekildi. "Ben Troizen'de bydm" diye karlk verdi marur
bir edayla.
"Sonra?"
"Bykbabam Pittheus da benzer dkmhanelere sahipti" di304
ye devam etti Theseus. "Artk yal ve hasta bir adam; o nedenle ocaklar souk.
Fakat eskiden gece gndz yanarlard. Demir cevherinin ufalanmasn, tlmesini
ve ykanmasn birok kez izledim. Hatta bykbabam bu i iin zel bir sarn bile
yaptrmt."
"Ya ocaklar? Grnleri nasld?"
"Yere gml olanlar kil ve tulayla rlmt" diye ban sallad Theseus. "Fakat
pek bir ie yaramadklar iin olsa gerek, bykbabam onlardan hi memnun
deildi. Sonralar yeni bir usul gelitirdi: Yere at byk bir ukura doldurduu
cevherlerin zerine, kmrleri bir tepe gibi yyordu. Ben de bu ynn devaml
yanmasn salyordum."
Deukalion ban sallad. "O noktaya ben de geldim" dedi alak sesle. "Cevherin
zerine kmr katmanlar. Ayakla altrlan krkler, kil borularla flenen hava,
ak oluklar. Fakat bunlarn tm metali ilenecek kvama getiremiyor ne yazk ki.
En byk problem sy sabit tutabilmekte." Arka taraf iaret etti. "Fakat u
heriflerle olacak bir i deil bu! Keke onlar kleler gibi ocaklarn banda istediim
gibi alrabilseydim! Sabahtan akama kadar sahip olduklar haklar bama kakp
duruyorlar ve kendilerini srekli olarak pohpohlamazsam tm alma azimlerini
yitiriyorlar. Btn gn rahibelerin neler zrvaladklarn dinlemek zorunda kalyorum.
Anlalan o budalalar gerekten de tanrann demir eritilmesinden pek
holanmadna inanyorlar. Ulu Zeus, aklma mukayyet ol! Her gn yeni batan
onlarn kt akllarn biime sokmaya alyorum. yi de bunlardan sana ne?
pheyle szd These-us'u. "Benim sorunlarm seni ne ilgilendirir ki?"

"Niye ilgilendirmesin?" diye karlk verdi Theseus derhal. "Sonuta ikimiz de


Atinalyz ve yaban ellerde birbirimize destek olmak zorundayz."
Daidalos uzunca bir sre ona cevap vermedi. Delikanlnn syledii son szler,
iinde son derece elikili duygularn domasna neden olmutu. Ona dikkatle
bakarak, alacak kadar kederli gzlerinde babasnn siluetini aramaya alt. O
zamanlar Aigeus gen ve cretkr bir krald, ehrin asil ailelerinin tm onu
destekliyordu. Ban sallayarak gznn nne gelen silueti dnme305
meye alt, nk ona bir zamanlar yurdu olan ehri ve kendisi olan insan
anmsatyordu. Tm dnya uzanyordu o zamanlar ayaklarnn nnde. Fakat
aradan ok zaman gemi ve her ey deimiti. Bunlarn hepsinin bilincindeydi.
Fakat neden burada, Girit'te huzurlu bir hayat srmeyi baaramyordu?
Dmanca baklarla Theseus'u szd. Bu ocuk yllardr verdii mcadelenin
farknda myd acaba! Ya da Minos'u, kraliesini ve tm Girit'i lanetleyerek geirdii
uykusuz gecelerin? Yllardan beri kendisine benzeyen erkeklerin arasnda bulunmay
zlyordu; istedii gibi bir erkek olmamakta direnen olundan umudunu oktan
yitirmiti.
"Bugnlk bu kadar yeter" dedi birdenbire. "Adamlar dnmek zere. Onlar
ilerinden alkoymaya hi niyetim yok."
"Tekrar gelebilir miyim?" diye sordu Theseus yalvaran bir sesle. "Ltfen!"
"Bu kadar istiyorsan neden olmasn" diye karlk verdi Dai-dalos. Theseus
armt. "Fakat kimseye grnmemeye zen gster. Btn adaylarn rsmn
bana toplanmalarn istemiyorum."
Theseus olur anlamnda ban sallad, ihtiyarn ne demek istediini ok iyi
anlamt. Odasna geri dnerken glmsyordu. Srrn kimseyle paylamayacakt.
En azndan imdilik.
Asterios Zakros'a gndnm bayramndan iki gn nce ulat. Kutsal aletleri
tayan Gaulos'ta yapmt yolculuunu. ok zor haftalar geirmiti, iinde bir trl
yatmak bilmeyen vahi bir isyan vard. Ne ettii saysz duann, ne de da
zirvelerinde veya kutsal korularda dald derin dncelerin bir faydas
dokunmutu. Kurban zaman yaklayordu ve iindeki korku giderek by-yordu.
Niye ben? diye sormutu belki binlerce kere ve her soruunda ektii azap daha da
artmt. Niye benim Ariadne'm?
Huzursuzluu sonunda onu Nida Da'nn eteklerine kadar gtrmt. Ak havada

geirdii haftalar sonunda ilk kez kk bir handa gecelemiti. Orada kutsal da
Tyro hakknda konuan insanlar dinlemiti.
Sabahn ok erken saatlerinde yola koyulmutu; birka saat
306
sonra yar kulbe, yan daa oyulmu maara biiminde garip bir mekna
rastlamt. nnde duran gri sal, zayf adam sknetle onu seyrediyordu.
Asterios orada durmu ve iki gn iki gece boyunca adamla arkadalk yapmt. Tek
kelime bile konumamalarna ramen, birbirleriyle gayet iyi anlayorlard. kinci
gecede, Asterios atein banda otururken adam ona arkadan yaklam, ellerinin
yumuak bir hareketiyle gzlerini kapam ve ksa bir sre bu efkatli dokunuu
srdrmt. Bu kadar yeterliydi zaten. As-terios'un gzlerinden yalar boanmaya
balamt, sanki gz pnarlarn kapatan setler yklmt. Asterios, Byk Ana'nn
rahibi, Merope'nin evlatl ve Pasiphae'nin olu, daha nce bu ekilde asla
alamamt. Gsndeki katlk hknklannn altnda yava yava eriyip gitmiti.
Ben, ben olanm, diye geirdi iinden. Karsnda Hatasu'nun kara gzlerini
gryordu. O ate treni gecesinde kendisini tanmasna yardm etmiti. Onun imdi
yannda olmasn ok arzu ederdi.
Gkyzne bakt ve dolunayn iki da srt arasnda ykseldiini grd. Gcnn ve
gveninin geri geldiini hissediyordu. Ben, ben olanm. Dudaklan belli belirsiz
aralanmt. "Yldz gibi olan" adn tayorum. Bu adn hakkn vermeliyim.
Asterios sadece birka clz n yanmakta olduu karanlk ovaya bakt ve bir anda
iini bu lkeye kar byk bir sevgi kaplad. Souk bakl Atinalnn karsna
kmaya hazrd. Girit iin lmek onun kaderiyse, buna uyacakt. Fakat Ariadne'yi
ondan kurtarmak iin elinden geleni yapacakt. Ne de olsa kendisi bilge ka-dmlann
hasretle bekledii Zambakh Prens'ti; yce tanrann olu. Rahibelerin kendisini
engellemek iin verdikleri tm mcadeleye ramen, grevini yerine getirecekti.
Asterios saraya atl arabayla gitmek yerine, yaya olarak yrmeyi tercih etmiti.
leden sonrasnn bu erken saatlerinde dkknlarn birou henz kapalyd. Fakat
ara sokaklardan birinden gelen iddetli gcrdama sesi, Asterios'u o tarafa yneltti.
Sonunda bir ta bileyicisinin dkknnn nnde buldu kendisini. Arka tarafta alan
iki gen adam, sabunta bir vazonun zerine spiral motifleri ilemekle meguldler.
n tarafta ise, yal bir adam
307
yksek bir tahta sehpann nne diz kmt. Sehpann zerindeki tahta
ayakln iine pnl pnl parlayan da kristalinden yaplma zarif bir rhyton

yerletirilmiti. Yal adam elindeki zmpara kd ile eserinin stnde son rtular
yapmakla meguld. Harika gzellikteki rhyton'un lleri son derece orantlyd.
Kulpu ise on drt tane iri kristal boncuktan oluuyordu. Ilts tm oday
aydnlatyor gibiydi.
"Daha nce asla bu kadar gzel bir ey grmemitim" dedi Asterios takdir ve
hayranlk dolu bir sesle. Sanat eserini zmparalamaya devam ediyordu. "Bu
akama bitmesi lazm" dedi sonra. "Saraydan sipari ettiler bunu. Yarn akam,
tepelerde ateler yand zaman, adaylar yaam tuzunu buradan alacaklar."
"Sana teekkr ederim" diye karlk verdi Asterios. "Onlara yaam tuzunu sunma
grevi verilen kii benim."
Asterios sanatnn yanndan ayrld. Adamn aknlk dolu baklarna iin iin
sevinmiti. Aslnda sahip olduu yksek mevkii onu hi gururlandrmyordu. Zaten
Girit halknn pek az onun birka sene nce Byk Ana'nn rahibi olarak
kutsandn biliyordu. Rahibelerin bu olay halka yayma tarafls olduklar
sylenemezdi. Onu hl aralarna szm bir erkek tehlikesi olarak gryordu byk
ounluu.
Saray kapsndan ieri girdii zaman iindeki gerilimin arttn hissetti. Bu nemli
grevi yerine getirmek, bal bana bir meseleydi. Gen ve hiddetli Atinalyla gz
gze gelmek ise, bambaka bir mesele!
Etrafna baknd ama onu hibir yerde gremedi. Kanlmaz karlama bir mddet
daha ertelenmiti herhalde. Zakros Sara-y'na en son iki yl nce ayak basm
olmasna ramen, her ey ona alacak kadar bildik geliyordu. Byk avluda
Aiakos'la karlat. Birbirlerini saygyla selamladlar.
"Her ey yolunda" dedi Aiakos birlikte dou kanadna doru yrrken. "Genlerin
hepsi de alkan ve abuk reniyorlar. Pa-neb ve Kephalos onlardan o kadar
memnunlar ki, ok yaknda evime dnebileceimi dnyorum." Bu konuda tek
kelime konumamalarna ramen, ikisi de tekrar grtklerine sevinmilerdi.
"Hatasu'nun beni beklediini biliyorsun" diye devam etti Aiakos.
308
Asterios evet anlamnda ban sallad. Onu dnd zamanlar garip bir biimde
duygulanyordu. Hatasu'nun da ayn eyleri hissettiinden hemen hemen emindi.
Evet, babalan birdi, fakat onlar birbirlerine balayan ok daha farkl eyler de vard.
Son yllarda birbirlerini grecek fazla zamanlan olmamt; tesadfen karlatklar
zamanlarda ise, yanlarnda hep baka insanlar oluyordu. Bu anlarda sarf ettikleri
nezaket cmlelerinin arkasnda gizli duygularn sakl olduunu ikisi de biliyordu.

Srekli Hatasu'nun ne kadar gzel olduu geliyordu aklna. Kadn hi


yalanmyordu sanki, aksine bilinmedik bir meyve gibi olgunlatka gzelleiyordu;
ekiciliinden de en ufak bir ey kaybetmiyordu bu arada. yle anlar olmutu ki,
iradesi zerinde zorlukla kurduu hakimiyeti yitirmesine ramak kalmt. Fakat
Hatasu kendi kz kardeiydi ve kalbinin ikinci kez bu korkun duygu karmaasna
dayanabileceini hi sanmyordu. Bunun dnda Ariad-ne'yi hl seviyordu ve ona
sadk kalacakt. Birok kez dnde Hatasu'yu grmesine ve onun scak vcudunu
arzulamasna ramen.
"Hi sorun yaadnz m?"
"Madem bu kadar ak bir soru sordun, ben de sana aka cevap vereceim" diye
karlk verdi Aiakos. Bu arada Asterios iin hazrlanm olan odann kapsna
gelmilerdi. Aiakos kapy at ve ieri girdiler. Bir yatak, iki sandk, am aacndan
yaplm alak bir masa; ierideki eyann tm buydu. Buna karlk kar
duvardaki pencerenin stnde olaanst gzellikte bir resim vard; stilize edilmi
papirsler, beyaz ve mavi renkli su kular, rengrenk balk gvdeleri.
"Houna gideceini biliyordum" dedi Aiakos, Asterios glmsemeye balad
zaman. "Sanrm rahatsz edilmemeye de bir itirazn olmaz, nk yan taraflardaki
odalar bo." Sonra ses tonunu deitirdi. "Tek sorunun ismi Theseus. Balangta
her eye kar koyuyordu; fakat imdi azndan t kmyor ki, bu da hi houma
gitmiyor."
"Tek bana m? Yoksa onu destekleyen bakalar da var m?"
"Birka tanesi onunla bir araya gelmekten holanyor" diye toparlad Aiakos. "Drt
olan ve itaat etmekten holanmayan ma309
rur bir kz. Hepsi de Atinal elbette. Bir tane olsun Giritli arkada yok. Fakat bu gizli
birliin yava yava dalmaya baladn sezinler gibi oluyorum." Byk alndan
glmsedi. "Anlalan dierleri aramzda olmaktan holanmaya baladlar. Her
halkrda uzun sredir vatan hasreti ve ka planlar gelmiyor kulama."
"Onunla ilgileneceim" diye sz verdi Asterios. "Sanrm onunla biraz konumak
gerekiyor."
"Bana kalrsa bir mddet daha bekle" tavsiyesinde bulundu Aiakos. "Aksi takdirde
kendisini ciddiye aldmz kanaatine kaplr ve kendisini iyice dev aynasnda
grmeye balar. Sanki bulac bir hastalktan korunmaya alyormu gibi
davranyor. Girit'e duyduu nefreti yitirmekten korkuyor. Ona biraz daha zaman
tan. natlnn ok yaknda sona ereceine adm gibi eminim." Tekrar byk

altndan gld. "Ne de olsa bu tr marur delikanllarla epey tecrbem var."


Asterios onunla birlikte glemedi. Theseus'un sadece adn bile iitmek, iindeki
huzursuzluun artmasna neden oluyordu. Onunla hesaplamak zorundaym, diye
geirdi iinden. Bence hava ho! Sadece Ariadne iin. Ve elbette Girit iin. Fakat
Aiakos'un tavsiyesi ona bu anda yaplacak en iyi ey gibi grnyordu. Ertesi gn,
diye dnd, gndnm ateleri yanmaya balad zaman, tanrann yardmn
dileyeceim. Nasl davranmam gerektiini o syleyecek bana.
Ariadne'nin geliini kimse fark etmedi. Sabahn ok erken bir saatinde yanndaki
hizmetisiyle saraya ayak bast ve hemen dairesine ekildi. Yolculuu planlad gibi
gitmiti ve keyfi yerindeydi. Btn gnn Hyla'nn sarayda dolanarak rendii en
son haberleri dinlemekle geirdi. Ve kendisini gzelletirmekle. Fakat geliini bir
sre daha gizli tutmak istedii iin, banyo odalarn kullanmaktan kanmt.
Ariadne ok kurnazd. Hizmetisine bat kanadndaki kk bir havuzu suyla
doldurmasn emretti ve yllar nce Deukalion'un kendisine gsterdii bir gizli geidi
kullanarak gzelce ykand. Banyodan sonra ise vcudunu glyayla ovdurdu.
Kalarn kmr kalemle boyad ve dudaklarnn krmzln iyice
310
ff^f
ortaya kard. Yanaklanna da allk srdkten sonra, Hyla'ya suratn dikkatle
pudralamasn emretti. Sslenmeyi bitirdikten sonra derisi olgun bir eftali gibi
parlamaya balamt, gzleri ise gece kadar kara ve ekiciydi. Kendinden honut
bir tavrla aynadaki suretini seyretti, "lassos'un en yetenekli ra bile daha iyisini
yapamazd" diye glmsedi. "imdi beni yalnz brak!"
leden sonrasnn ge saatlerinde sarayn yeniden canlanmasn beklerken ok
heyecanlyd. Giyinip kuanmt. Yeil renkli gayet ince bir elbise vard zerinde,
gslerinin hemen altndan altn bir kemerle sklmt. Ayaklarna sandaletler
giymiti ve az sonra ksa bir sre iin takaca kaln pee yatan zerinde
duruyordu. Ariadne heyecandan yerinde duramyordu. Gkyznn ba-s yava
yava kzarmaya baladnda, rahat bir nefes ald.
Artk adaylarn oluturduu tren alaynn grnmesi pek uzun srmezdi. Nereye
gideceklerini gayet iyi biliyordu: su seviyesinin ok stndeki kayalk terasa
gideceklerdi. Buras ylda iki kez gndnm bayramnn kutland ve tanraya
ebedi yaam-lm deveran iin kran dualarnn edildii Zakros'un kutsal
meknyd.
Asterios'la orada karlaacakt. Haftalardan beri aklndan kmayan Theseus adl
Attika prensiyle de orada buluacakt bir kez daha. Ve bu kez kk kz kardei

kendisine engel olamayacakt. Hyla ona Phaidra'nn Pasiphae'yle beraber oktan


Phaistos yolunu tutmu olduu haberini getirmiti.
Ariadne bu gece iin ok zel bir srpriz hazrlamt. Gzleri l sld ve
dudaklarnda zalim bir glmseme vard, iini yakp kavuran bir ate vard sanki.
Beni hatrla Asterios, diye fsldad iinden. Beni hatrla Theseus. kiniz de bu geceyi
hayatnz boyunca unutamayacaksnz.
ki tepenin gneyde olanndan aadaki kanyona baklnca, saysz maarann girii
gze arpar. ok eski zamanlardan bu yana ller buraya gmlyordu. Zakroslular
llerini tahnit ettikten sonra, iek ve yapraklara boduklar bir lahde
yerletiriyorlard. Sonra da byk bir tren alay dzenleniyor, lnn fani vcudu
kanyona getirilerek ebedi istirahatghna defnediliyordu.
311
Zakros'taki herkes llerin yaknnda yaamaya alkn gibiy. di. Mezarlar lleri
yrtc kulardan koruyacak kadar derine ve ehrin saln tehdit etmeyecek kadar
uzaa yaplmt. Yine de yaayanlarn lleri sk sk ziyaret ederek maarann
giriinde dua etmelerine izin verecek kadar yakndlar. iekler, meyveler ve kk
buhurdanlklar hl yaayan bu atalar inannn birer ahidiydi. Her ne kadar Girit
halk ruhun lmek ve yeniden domak iin kinatla evlendiine inanyorlarsa da, bu
gelenek onlarn aclarnn dinmesi ve yeniden mitlenmeleri bakmndan ok
yararlyd.
Attikal adaylar bu gelenee son derece yabancydlar. Daidachos fsldayarak
onlara maaralar ve ilevleri hakknda bilgi verirken, rkek gzlerle aasn
seyrediyorlard. Theseus onlarn rahatszln krklemekten byk bir zevk
duymaktayd.
"Ne kadar kolay ve rahat" diye tslad dilerinin arasndan kendisini izleyen kk
gruba. Hatta genellikle asilerden uzak duran genlerden birka bile, bugn onlarn
yanndan ayrlmyordu, "iimizi bitirdikten sonra bizi hemen aaya gnderiverirler.
Akbabalar iin bir ziyafet! O gn beklediklerine eminim!" Yava yava kararmakta
olan gkyzn gsterdi. Adaylar birbirlerine iyice sokuldular ve karlarnda duran
sunak tana baktlar. "Fakat burada sadece birka iek ve ekmek var" diye itiraz
edecek oldu Eri-boia. "Hibir yerde silah gremiyorum."
"Yoksa onlarn iren geleneklerini hl renemedin mi?" diye kt ona Theseus.
"Bizi hemen ldrmeseler bile, yava yava aklmz bamzdan alacak olan o zehirli
iksiri iireceklenne eminim. Belki bir sre sonra domuzlara dnr ve amurda
yuvarlanmaya balanz. Devam edin, devam edin! Kuzu gibi uysal olun! Ben
kendime bir silah bulacam."

Dnml olarak ak ve koyu renklerden oluan embere yaklaarak, talardan


birisini eline ald.
Bu sahneyi yakndan izleyen Asterios hzla ona yaklat. "abuk onu yerine brak"
diye emretti. Ses tonundan itiraz kabul etmeyecei anlalyordu. "Bu kutsal ann
saygnln bozmana izin veremem."
312
Theseus aknlkla itaat etti. Souk, kt bakl gzlerle dierlerinin yanna
dnd. Asterios dierlerinin fsldanmaya baladklarn ve rkek gzlerle ondan
yana baktklarn fark etti. inde ani bir fkenin ykseldiini hissetti, fakat bu
duygu hemen ortadan yok oldu. Benim rakibim Theseus, diye geirdi iinden.
Ondan bakas deil. im onunla. Dierlerine sert davranmamalym. Onlar sadece
bilinmedik diyarlara yollanm ocuklar. Buradaki birok eyin onlara garip
gelmesinde alacak bir taraf yok!
Kendisini tamamen toplam olarak arkasn dnd ve ellerini ileri uzatt. zerindeki
sar elbise ve salarndaki papatyalarla gnei temsil eden Xenodike, ona mealeyi
uzatt. Asterios onu nnde duran al rp ynna dedirir dedirme?., alevler
gkyzne ykselmeye balad. Kanyon, kardaki ikiz tepe ve ky boyu bir anda
klara boulmutu. Bylenmi gibi atein etrafnda duran gen insanlar, ta
emberin iinde canl bir ember oluturmulard.
Kolunda gm ylan kolluu takl olan Asterios, yksek sesle yakarmaya balad.
"Bugn yln en uzun gn. Byk Ana, bugn n karanlklar zerinde zafer
kazanmasn saladn. Fakat bolluu kanlmaz olarak yokluk izleyecektir. Kudretli
kolunun dndrd ebedi deveran tekerlei bunu emrediyor. Hasattan sonra kn
yokluu gelecek. Yce tanra, n efendisi, karanlklara giden bu yolda bize elik
et!"
Eline bir ekmek somunu ald, ikiye bld ve atein iine att. "Bakn, tanra tahln
iinde!"
"Odur bizi bytecek olan" diye cevap verdiler koro halinde.
Asterios bir yudum arap iti ve kalann atee dkt. "Bakn, tanra arapta ve
meyvelerde!"
"Odur olgunlaarak bizi besleyecek olan" diye karlk verdiler.
"Gne karanla giden yolda lmez. Ksa bir sre iin bizi terk eder sadece. Sonra
yeniden doar ve k geri dner."

Kristal rhyton Glaukos'un ellerinin arasndayd. Asterios emberdeki her gence


teker teker yaklaarak, kutsal kaptan ald bir tutam tuzu bana serpiyordu.
"Yaam tuzu seni arndrsn ve kut-sasn" diye dua ediyordu bu arada. Neredeyse
iini bitirmek ze313
reydi ki, aniden duraklad. nnde duran kadnn kim olduunu daha yeil peesini
arkaya atmadan anlamt.
Ariadne meydan okurcasna gzlerini ona dikmiti. Asteri-os'un onu kutsayan elleri
belli belirsiz titriyordu, fakat sesi deimemiti. Ona gerekenden bir an daha fazla
bakt, fakat sonra turuna devam ederek genleri kutsamaya son verdi. "G
kazanmanz iin hazrlanan ekmek ve arap karda sizleri bekliyor" dedi tekrar
sunan bana dnd zaman.
ember dalmt. Ariadne, Asterios'u bir an bile gzden kalmyordu, fakat
kendisine yaklamak iin en kk bir hareket bile yapmadn grnce fkeyle
dudaklarn srd ve kardelerinin yanna dnd. Aniden Theseus'un yalnz bana
durduunu grd. Bekledii frsat buydu ite!
Hedefe ulamaya kararl admlarla atrdayarak yanan atein yanndan geti ve
elini delikanlnn koluna koydu.
"Bylesine neeli bir bayramda neden bu kadar dncelisin?" dedi ona kadifeye
benzer bir sesle.
"Sen misin?" diye karlk verdi Theseus hayretle. "Nereden ktn byle?"
Ariadne eliyle ne anlama geldii belli olmayan bir iaret yapt. "Uzun zamanduyollardaym" diye gld manal manal. "Fakat buras ne kadar skc! Bylesine
scak bir gecede atein banda oturup kuru ekmek inemek yerine, yapacak ok
daha elenceli eyler biliyorum" diye devam etti. Bir tutam sa dmt suratna.
"Sana ok houna gidecek eyler gsterebilirim. ayet benimle yalnz kalmaktan
korkmazsan tabii."
"Ben kimseden korkmam!" diye karlk verdi Theseus serte.
Anszn sanki anlam gibi ikisi de balarn kaldrarak, adaylarn arasnda duran
Asterios'a baktlar. Fakat bu ksa an ok abuk geti.
"Ben lmden bile korkmam" dedi Ariadne. yapmack bir glck belirdi
dudaklarnda. "Gidiyor muyuz?"

"Hemen imdi mi?"


Ariadne tekrar gld. "Sesin ne kadar da telal kyor! Yoksa seni kayalardan
aa yuvarlamamdan m korkuyorsun?"
314
Aniden Theseus'un iinde kzn salarn tutan ineleri ekip almak ve iki eliyle
onlar kavramak istei belirdi. Sk, kahverengi, ipeksi salar. Burnuna dolan glya
kokusu, kzn gslerinin arasndan fkrr gibiydi. Scak ve yaam dolu bir kokusu
vard, yaz mevsiminin ta kendisiydi sanki.
"Haklsn" diye cvldad Ariadne ve gzlerini yavaa yere indirdi. "Birlikte
grlmemiz pek iyi olmaz. ok kr sarayda bilmecelerin zld ve srlarn
aydnlatld birok bo oda var." Theseus aknlkla oha bakt, fakat Ariadne
sratle konumaya devam etti. "Seni artacam" diye sz verdi ona, bu arada sk
sk etrafna pheli baklar frlatyordu. "Kapn kere vurulduu zaman hazr ol!"
Asterios'un iinde uzun zamandr uyumam gibi garip bir duygu vard. Belki de
gerekten uyuyamam, uyku ile uyanklk arasndaki eikte dolanp durmutu.
Bann zerindeki ak pencereye bakt.
Anszn kendi kalp atlarndan baka sesler iittiini de fark etti. Yatanda
doruldu ve dinlemeye balad. ekileri geliyordu kulana, bastrlmaya allan
inlemeler. Sanki birileri greiyordu. Ayaa kalkp bir lamba yaksa myd?
Eliyle yanndaki alak tahta masann zerinde duran akmak talarn arad, fakat
hemen vazgeti. Yan odada neler oluyordu?
Kulan duvara yaptrd. Glmeler, homurtular ve solumalar iitiyordu imdi
de, sonunda da dzenli bir aklama sesi.
Bu ses olsa olsa plak iki vcuttan kar, diye geirdi iinden ve ayaa frlad.
Birileri sevimek iin yandaki bo oday semiti. Anszn tm huzuru kat. Ne
yaparsa yapsn, bundan sonra uyumas imknszd.
"Seni istiyorum" diye inliyordu kadn. Asterios bu sesi hemen tamd. "Hemen!
Hemen imdi!"
Kendinden gemi gibi ayaa kalkt, beline araflardan birini dolad ve
tkezleyerek karanlk koridora kt. Kapnn kolunu tuttuu anda son bir kez
tereddt geirdi. Fakat yapacak baka bir eyi kalmamt. Neler olup bittiini kendi
gzleri ile grmesi gerekiyordu.

315.
Odann bir kesinde yanmakta olan kk ya lambas, ieriyi beyaz bir kla
dolduruyordu. Geni yatan zerine plak Theseus uzanmt. Ariadne ise onun
zerindeydi. Salar darmadand. Ritmik bir ekilde aa-yukan hareket eden
narin srt, ter iindeydi.
Asterios onun ieri girdiini iittiine emindi. Fakat kz bir an bile duraksamad.
Dalga dalga inip kmaya devam ederken ne eildi ve gslerini adamn plak
vcuduna ihtirasla srtmeye balad. Sonra onu iyice tahrik edebilmek iin
kalalarn biraz yukar kaldrd ve anszn indirdi. Bu oyunu tekrar ederken, zevkten
inliyordu. Erkek ise, sanki hareketlerini ynlendirmek istercesine, parmaklarn kzn
kalalarndan bir an bile ekmiyordu.
Asterios glkle nefes alyordu. Ardna dek alm gzlerle karsndaki iki
vcudun zevkten kendilerinden getiini ve adamn bouk bir lkla kzn iine
boaldn grd.
Ariadne kvrak bir hareketle adamn yanna srt st uzand ve batan kartc
tavrlarla plak vcuda sokuldu. Elleri yumuak ve zafer dolu hareketlerle
delikanlnn plak bacaklarn okuyordu.
Sonra gzlerini kaldrd ve Asterios'a bakt. "Ho geldin, sevgili kardeim" diye
glmsedi kara, bulank gzlerle. "Sabrszlkla bekliyordum seni."
316
Snmaclar
Gney kanadndaki ocaklar haftalardan beri tam kapasite alyordu. Fakat
demirciler artk eskiden olduu gibi atei her sabah yeniden yakmyorlard, Daidalos
atein snmesi durumunda korkun cezalara arptrlacaklar tehdidini savurmutu
onlara. Gece vardiyasna kalan iiler, ocaklarn devaml ayn sda kalmalarn
salamak iin ellerinden geleni yapyorlard.
Sonbahar mevsimi mee aalarnn yapraklarn kzartmt. ukurlarn nnde
oturan adamlar, ellerindeki krklerle kil borularn ilerine durup dinlenmeksizin
hava flyordu. Hava serinledii iin omuzlarna birer battaniye atmlard. Kular
sabah arklarn sylemeye balar balamaz Daidalos ortaya kyor ve gecenin
sonularn kontrol ediyordu. Bazen de btn gece orada kalarak almalar bizzat
ynetiyordu. ok dikkatli olmak lazmd; tabakalar halinde st ste dizilen odun
kmr ve demir cevherlerinin birbirlerine olan oranlan ok nemliydi.

Ocak tamamen dolduu zaman, az kil bir tpa ile kapatlyordu. Sonra erime
scaklna ulaana dek hava akmn belli bir dzeyde tutmaktan baka yaplacak bir
i yoktu. Saatler sonra pel-temsi bir kitle yavaa dar akyor ve ukurda
birikiyordu. Bu demir peltesini mmkn olduunca abuk ukurdan uzaklatrmak
gerekiyordu, aksi takdirde zaten g olan ilenmesi neredeyse imknsz hale
geliyordu. Normal maden ilerinde kullanlan bronz aletler, bu i iin gereinden
fazla yumuak olduundan bir ie yaramyordu. En mantkls bu i iin demir
aletlerin kullanlmasyd elbette. Ama btn sorun ite burada balyordu.
Bu yntem bugne dek hibir ie yaramamt. En yetenekli bronz ustalar bile
demir paralarn eninde sonunda paralyorlar317
di. "Gn madeni" diye fsldyordu Daidalos. Neredeyse bir ya_ kar gibi
kyordu bu kelimeler azndan, fakat yine de bir faydas olmuyordu. Ustalara
yalvaryor, barp aryor, fakat ie yarar byklkte bir tek demir paras olsun
elde etmelerini bir trl sa-layamyordu. mitlerini yitirmiyorlard asla. Fakat elde
ettikleri tek sonu, hayal krklyd. Daidalos lgna dnerek ustalar dvmek,
kafalarn birbirine tokuturmak, onlar tepelemek istiyordu. Sonra bo veriyordu.
Ne faydas olurdu ki?
Giritliler yapmakla ykml olduklar ilerin tmn eksiksiz yerine getiriyor, fakat
bunlar dnda parmaklarn bile kmldatmyorlard. Demir eritmek onun arzusuydu,
kendilerinin deil! Bunu her gn Daidalos'un bana kakyorlard. Atinal nefret dolu
gzlerle szyordu onlar. zerinde ne denli byk bir bask olduundan haberleri
bile yoktu. Zamana kar yrtt amansz mcadelenin ise, farknda bile
deildiler.
Bir sre sonra Minos Zakros'a geleceini bildirmi ve tm saray sakinlerinin yan
sra, adaylarn tmnn de katlaca bir tren dzenlenmesini emretmiti. Bu
haberin ne anlama geldiini kimse Daidalos'tan daha iyi bilemezdi. Deney vakti
sona ermiti. Girit kral artk sonular grmek istiyordu.
O zamandan bu yana itah tamamen kapanmt ve gnde birka saatten fazla
uyumuyordu. Eski mide arlar yeniden depremiti. Sabahlar elinde kt kokulu
duman ve gazlara kar kulland bir azlk olduu halde ocan banda dikilirken
kendisini o kadar sefil hissediyordu ki, asla domam olmay arzu ediyordu. Fakat
ergime sreci azck bir ilerleme gsterdi mi, iindeki aratrmac ruh yeniden
canlanyor ve ona hkim oluyordu. Demir paralarnn kor halindeki kmrlerin
arasndan akmasn bekliyordu heyecanla.
Yine o ie yaramaz maden bozuntusu! Daidalos yklyordu. Aklna gelen her eyi
denemiti. Dan yamacnda rzgr kuvvetiyle alan krklerden vazgemi ve

sedir ktkleri yerine yerli aalardan byk miktarlarda kullanmaya balamt.


Zakros civarndaki kel tepelerin bazlar onun sonu gelmez almalarnn bir
rnyd. Blge rahibesi ile de ba dertteydi. Kadn onu kutsal
318
korularn aalarn almak ve bu ekilde tanraya kar gelmekle suluyordu.
Pasiphae'nin buraya geliini de kendi lehine kullanacana hi phe yoktu. Fakat
Minos demir dkm konusunda srar ettii mddete, korkmasna gerek yoktu.
Peki ya gnn birinde Pasiphae'nin kocas koruyucu elini onun zerinden ekerse?
O zaman gizli yaantsnn hali ne olurdu? Patane'yle olan ilikisini nasl
srdrebilirdi?
Mptelas olduu bu durumun ortaya kmas halinde neler olabileceini dnmek
bile istemiyordu. Nubyal kadn, kalbinin uzun zamandr arad hkmdaryd. Her
adm atnda incecik elbisesinin altnda titreyen kocaman gsleri ve cesametli
baldrlar aklna geldii anda, kan damarlarnda kaynamaya balyordu. Kendisine
uygulad esiz muameleden bir daha vazgemesi mmkn deildi ve bunu
istemiyordu. Sevitikleri zaman kadn ter iinde kalyor, tm vcut svlan bardaktan
boamrcasna akmaya balyor ve dnen gzlerinin sadece ak grnyordu. te o
zaman, Daidalos kendisini tmyle onun ellerine brakyordu. Sk sk bu muazzam
et dann altnda yaama veda etmeyi dnyordu. Bu onun en iyi koruduu ve
en gizli srryd. Azmsanmayacak gelirinin byk ksmnn nereye gittiini ve ona
yapt dzenli ziyaretleri hi, ama hi kimse bilmiyordu.
Fakat zellikle geceleri, asitle dolan midesi ona strap vermeye balad zaman,
Patane'den ayrlmak zorunda kalaca korkusu iine gelip yerleiyordu. Uykusu
kayordu bu anlarda. Ayaa kalkyor, ehirdeki ifacnn hazrlad bitki ayn
iiyor ve masasna oturuyordu. Her zaman yannda bulundurduu akmak talar ile
ya lambalarn yakyordu hemen.
Minos'la olan mnakaasndan sonra ortadan kaldrd izimlerini tekrar
incelemeye balamt: Uu biimleri, kanatl bceklerin vcutlar, eitli biimdeki
ku kanatlarnn yatay ve dikey kesitleri. nsanlann kollanna kanatlar takarak kendi
gleri ile umaya almalannm imknsz olduunu uzun zamandr biliyordu.
Kesinlikle baka bir gcn desteine ihtiya vard; gzlemlerine ve hesaplanna gre
hava akmlan bile bu i iin tek balanna yeterli deildi. nsann ar vcut yapsyla
kularn hafif yaplanln arasndaki fark ortadan kaldrmak iin ne yapmalyd peki?
319
Herkesin uyuduu ve sarayn gney kesiminin tek hkimi ol-duu iin ok
seviniyordu. Patane'ye gitmeye frsat bulamad za_ manlar, dairesinden

ayrlmyordu. Kollarn kanat gibi rparak odann iinde bir aa bir yukar srad
zaman, kimsenin kendisini gzetlemediinden emindi. Ya da taburesinin veya
masasnn stne kp kollarn sallad zamanlar. ok sska olmalarna ramen
kendisine hl ok ar gelen bacaklarna fkeyle bakyor ve belki de bininci defa bir
ku gibi uarak tm dertlerinden kurtulu-vermek istiyordu.
Yapt bir beceriksizlik kendisini sonuca epeyce yaklatrmt. ok kt bir
geceydi. Uzun zamandr yaadklarnn en kts. Acdan iki bklm olmu bir
halde, ne olur ne olmaz diye daima yatann yannda yanar vaziyette duran ya
lambasna uzand. Fakat bunu yaparken elini bir yadanla arpmt. Bulank sv
bir paket izimin zerine akmaya balad. Daidalos kfrederek yapraklar masadan
kaldrd. Fakat ge kalmt, ktlar akan ya ilerine ekmilerdi.
organlarndaki dayanlmaz szlar yznden uzun bir sre ktlar bir daha
aklna getirmedi. Sonunda ehre kamt; Patane onu oturduu kahverengi evde
bildik solumasyla karlamt. Aceleyle soyunmu ve titreyerek kadnn krbacn
eline almasn beklemiti.
"Diz k!" diye emretmiti kadn ona kaba bir sesle ve bu geceki hizmetlerinin
karl olarak ald altn sa inesini gslerinin arasna kaydrmt. nenin
izledii yolu dnceleriyle takip etmek onu tahrik ediyordu, sanki o iki et dann
arasnda ezilen ta kendisiydi. lk krba darbesi zayf kalalarna indii anda zevkle
inlemiti.
"Devam et! Devam et!"
Gnahlarnn kefaretini bu gece her zamankinden daha sert ve ac dolu demeliydi.
Srtnda saklayan krba gzlerini yalarla doldururken, aklna Kalos ve Naukrate'nin
suratlar geliyordu. Krbacn her darbesi ile, bir sabah kars ve yeenini kendi
yatanda plak ve birbirlerine sarlm olarak bulduu zaman duyduu acy,
yeniden hissediyordu.
320

"Kuvvetli! Daha kuvvetli!"


Nubyal kadn krbac bacaklarna indiriyordu bu defa. Daida-los kadnn kuvvetli ve
dzenli krba darbeleri altnda zevkle inleyerek kvranrken, giderek daha fazla
tahrik olduunu hissetmiti. Kendisine ihanet eden iki insann lmne karar
vermiti o gn. Sonra yamurlu bir akamda Kalos'u kayalklardan aa yuvarlam. Naukrate de ksa bir sre sonra lmt, fakat Daidalos onun iltihapl ateten
deil, zntden dolay ldne emindi.

O zamandan beri hak ettii bu cezaya ihtiyac vard. O zamandan beri sadece kara
tanras ona zevk verebiliyordu. Bu nedenle istedii takdirde dnyalar bile
ayaklarnn altna serebilirdi.
Sakinleene kadar Patane'nin yannda kalmt. Kadn yaralarn temizlemi,
merhemlemi ve onu bir ocuk gibi dizlerinde sallamt. Bir sre sonra ise kadnn
yanndan ayrlmak zorunda kalmt. Geceyi onun yannda geirmek, kurallara
aykryd. Fakat ok yaknda bir kez daha gelecekti. ok yaknda.
Eve dnd zaman, yatann yanndaki yaa bulanm yapraklarn zelliklerinin
deimi olduunu fark etmiti. Onlar kvrmaya veya buruturmaya alm ve
ok ilgin bir durumla karlamt. zerine dklen ya emmi olan papirsler
eskisine nazaran ok daha dayankl ve esnekti. Daidalos uzun uzun ellerinin
arasndaki yal papirsleri seyretmi ve glmsemiti.
O gece uyku ona haram olmutu. Acyan kyla pencerenin altna oturmu, hava
aydnlanana kadar izim yapmt. Sonra da ellerini ve yzn ykayarak, ukurlar
bekleyen adamlarn yanna gitmiti.
inde herkesten zenle saklad bir mit belirmiti. Kraln ve
refakatindekilerin gelmesine ok az bir zaman kalmt, ama almalarnda kayda
deer en kk bir gelime bile olmamt. Bu da yetmezmi gibi, kendi
huzursuzluunu tm evresine de aktarmt. Ocan bandaki adamlar en kk
bir aksilikte aza alnmayacak kfrler etmeyi alkanlk haline getirmilerdi ve
ukurdaki iilerden ikisi sudan bir sebep yznden ldresiye kavga etmiti.
Dkmhanedeki hava ise iyice gerilmiti; en kk bir bahane ile adamlar tm
sinirlerini boaltmaya hazrdlar.
321
Theseus bile dkmhanedeki ortamn gerginliini fark ettii iin, davranlar
kendisinden beklenmeyecek kadar incelmiti. Daidalos'u ziyaret etmeyi bir alkanlk
haline getirmiti. Artk adamlarn hibiri ona aldr bile etmiyordu, hatta onu
kendilerinden biri gibi grmeye balamlard. Derslerin tmnde uyuyan ya da
dalga geen, en kk bir ii bile bin bir zorlukla yapan Theseus, rsn banda son
derece alkan ve yetenekli biri olup kyordu. Daidalos onun maden eritme
almalarn byk bir dikkatle takip ettiini fark etmi, hatta en kk bir baarya
bile itenlikle sevindiine ahit olmutu. Aigeus'un veliahdnn tm Girit adasnda
kendisini en iyi hissettii yer, pislik iindeki bu dkmhaneydi.
Bu durum Daidalos'u hem artm, hem de martmt. Delikanlnn kaba saba
mizacna anlayla yaklayor, hatta bu arada onu tanmaya baladn bile
dnyordu. Theseus'un ie drt elle sarlmas ok houna gidiyordu, iinde yanan

isyan atei ise kendi fkesini aktarabilecei bir emniyet vanas haline gelmiti.
Kelimelere ihtiya duymayan bir ittifak domutu aralarnda. Daidalos kendisini
eskisi kadar yalnz hissetmiyordu artk, hatta bazen ka-ros yerine onun gibi bir
oula sahip olmay istediini dnyordu. ayet darya hibir ey
szdrmayacaklar konusunda anlamam olsalard, Daidalos onu gece vardiyasna
kalan iilerin bana dikmek iin bir an bile duraksamazd. Bu kadar ok
gvenmeye balamt ona.
Theseus'un gerekte demircilikten nefret ettiini ve tek amacnn dmanlarla dolu
bu adada bir tane olsun mttefik kazanmak olduunu anlayamamt. Daha ilk
sohbetlerinde Daidalos'un ac dolu bir insan olduunu anlam ve onun Atina'daki
yaam hakknda blk prk de olsa baz eyler renmeyi baarmt.
Daidalos'un zerinde konumaktan zenle kand bir tek konu vard ki, Theseus
en ustaca manevralarla bile azndan laf almay baaramamt. Atinal mucidin
yaklak yirmi yl nce aday kaarcasna neden terk ettiini ok merak ediyordu.
Babasnn Daidalos ismini kendi yannda asla telaffuz etmediine emindi. Zaten ok
ksa sren saray yaamnda buna frsat bile olmamt. Bu nedenle dier adaylardan
bu konuda bilgi almak istiyor, fakat Daidalos ile olan
322
yakn ilikisini aa vurmamak iin bunu yaparken olduka zorlanyordu.
Sadece Eriboia birtakm eyler hatrlamt. "Babamn ayn isimli bir adamdan sz
etmi olduunu hatrlyorum." Var gcyle kafasn altryordu. "Acaba ihanet gibi
bir eyle ilgili olabilir ni? zgnm ama aklma gelenlerin hepsi bu!"
Zayf bir ipucu. Yine de Theseus pes etmedi. Bu srr aydnlatmaya kesin kararlyd.
Dierlerini tamamen avcuna almak iin bunu baarmak zorundayd.
Bu arada mucitle olan ilikilerini gelitirmeye de zen gsteriyordu. Minos'un
ziyaret vakti yaklat bu gnler buna son derece uygundu; Daidalos gece gndz
alyordu. Eski souk ve mesafeli davranlarndan tamamen vazgemiti. Hatta
Theseus'u grmek onun iin gerek bir sevin kayna olmutu. "Frsat bulur bulmaz
hemen buraya gel" dedi ona bir keresinde. "Daha pek ok ey renmen lazm.
Minos geldii zaman kim bilir neler olacak?"
"Eer bir budala deilse almalarna devam etmeni isteyecek" diye karlk verdi
Theseus, bu arada da kraln yrtc bir hayvana benzeyen profilini gznn nne
getirmekten kendisini alamyordu, iki Giritlinin karsnda kendisini zellikle
huzursuz hissediyordu. Bir tanesi Minos'tu. Dieri ise, altn benekli gzlere sahip
olan Asterios isimli garip rahipti. Bu adam ta en bandan beri onun gzne batp
duruyordu. Kendisini herkesin nnde azarlamas ve Ariadne'yle birlikteyken
sust yakalamas da cabasyd. O gnden beri onu dman olarak kabul

ediyordu.
"Minos'un bir budala olmadna phe yok" diye karlk verdi Daidalos. "Fakat
olaylarn kendi istediinden farkl gelimesini bir trl hazmedemiyor. zellikle de
demir konusunda." Ksa bir ara verdi. "Denenmemi hibir yntem brakmadm,
fakat maalesef hepsi baarsz oldu." Sesi bouktu ve gzkapaklar yan yarya
kapalyd. Patane'nin yanndaki son gece zor ve ac dolu gemiti. Fakat daha
kts, Minos saraydan ayrlana kadar onu ziyaret edemeyecek olmasyd. Onu
daha imdiden zlemeye balamt. Bulutuklar ilk gece kadnn kuvvetli kollar
gnahlarnn kefaretini detecekti ona. "Fakat ok kk bir ansmz daha var" dedi
aniden. "Dn aklma gelen yeni bir yntem."
323
"Ne demek istiyorsun?" diye sordu Theseus merakla.
"Bu konuda ancak kendimi hazr hissettiim zaman konumak istiyorum" diye
kaamak bir cevap verdi Daidalos. "Demir eritmek neredeyse bir yaratma sanatdr
ve her demirci kendi rsn karsndan daha iyi muhafaza etmelidir." Yorgun bir
glmseme belirdi dudaklarnda. "Demir ieren kutsal cevher, srrn hazinesini
koruyan bir bakire gibi saklyor. Bu hazineyi ele geiriimin ahidi olman umarm"
diye szlerine son verdi. "Ertesi gn, Mi-nos geldii zaman."
Gkyz dou ynnde aydnlanmaya balamt; deniz kenarndaki ehir
uyanyordu. Gece boyunca ukurlarn kenarlarna yerletirdikleri mealeleri artk
sndrebilirlerdi. Adaylar gece yarsndan beri maden eritme ocaklarnn bana
toplanm bekliyorlard. Sonbahar sabahnn havas o kadar berrak ve souktu ki,
genler ister istemez ukurun bana iyice yanamak zorunda kaldlar. Aralarndan
bazlar ta ukurun dibine kadar inen kil borulara dokunarak ellerini yakmlard.
Hepsi yorulmu ve ackmu, aada neler olup bittiini kimse seyretmek
istemiyordu artk.
"Daha ka saat bekleyeceiz burada?" diye mzldanmaya balamt kzlardan
bazlar. Isnmak iin olduklar yerde hoplayp duruyorlard. "Zaten grlecek doru
dzgn bir ey de yok!" Eri-boia kendisinden beklenmeyecek bir cesaretle onlann
szclne soyunmutu. "Burada dikilip madencilerin metal dvmesini mi
seyredeceiz?"
"Neler sylediinizin farknda deilsiniz galiba!" diyen Daidalos onlar akllarn
balarna toplamalar konusunda uyard. Gri pelerini iinde her zamankinden daha
zayf ve solgun grnyordu. "Madenciler, Toprak Ana'nn barndaki cevher ve
talan dntrme sanatna vakftrlar. Yaptklar i kutsaldr." Ate saan parlak
gzleriyle adaylara bakt. "Madenciler ve kullandklar aletler olan rs, eki ve
krk zerinde tanrann koruyucu eli uzanmaktadr. Yoksa bunlar size

retmediler mi?"
Kzlar mzldanmay keserek adamn karsndan uzaklatlar. Bu adamn sert
ehresi ve keskin kokulu nefesi karsnda kendile324
rini daima rahatsz hissetmilerdi. "Atina'da hi madencilik yaplmyor sanki! Fakat
bu kadar bytldne asla ahit olmadm" dedi Eriboia yavaa, fakat bunlar
sylemek iin nce Daida-los'un oradan uzaklamasn beklemiti.
"Daidalos da aslnda bir Atinal deil mi?" diye sordu genellikle sessiz kalmay
yeleyen Asteria.
"Bu adada geirdii yllar onu gerek bir Giritli yapm olmal" diye alay etti
Antiochos. O da asilerden biriydi. "Yapt ie o kadar byk bir hayranlk duyuyor
ki, neredeyse ocan iine decek."
Kendisine destek olmasn beklercesine Theseus'dan yana bir bak frlatt, fakat
delikanl oral bile olmamt. Tm dikkatini iinden her an bir eyler akmasn
bekledii kil borulara vermiti.
"Geliyor! Oluklara dikkat edin! Balyor!" Cevher ustasnn haykr hepsini irkiltti.
Hava kanalndaki tkalar karnca, pel-temsi bir kitle ar ar ukurlara akmaya
balamt. Hamur kvamndaki maden byk paralar halinde aa akarken, daha
ince olan cruf oluklardan dar akyordu.
Adamlarn hepsi var gleriyle alrken, Daidalos da bir ekirge gibi oradan oraya
srayarak ksa emirler yadryordu. Adamlardan bir ksm uzun kskalar
yardmyla kzgn maden klelerini kk potalara dolduruyordu. Dier iiler ise
yine ayn uzun kskalar ile bu kleleri mmkn olduu kadar sratli bir ekilde
dkmhaneye yetitiriyordu. Demir klelerine orada su veriliyor, bylece
ilerindeki son pisliklerden arndrlyorlard.
Sngere benzeyen gzenekli demir paralar, defalarca stlarak rslerin zerinde
kvama sokulmaya allyordu. Dkmhanedeki s korkun boyutlara ulamt.
Atein bandaki adamlar bardaktan boanrcasna ter dkyorlard, seyirciler de
zerlerindeki gereksiz giysileri oktan karp atmlard. eki darbelerinin kard
grlt doldurmutu mekn.
Daialos her tarafta ayn anda bulunuyordu sanki. Bir rsten dierine kouyor ve
adamlarn gayrete getirmeye alyordu, bir sonraki an ise maden ikmalinin
aksamamas iin kapnn arkasndan iilere bas bas bard iitiliyordu. Mevcut
sratten hi mi

325
hi memnun deildi. "Daha hzl" diye syleniyordu. "Acele edin! Neden bu kadar
yavasnz? Daha yapacak ok i var! Ne yapta nz sanyorsunuz? Minos'un sizi
bekleyeceini mi sanyorsunuz?"
"Nasl gidiyor?" diye baryordu Theseus arada bir hzla nnden geen adama,
"baaracak msn?"
Daidalos omuzlarn silkiyordu. "Bakalm" diye mrldanyordu her defasnda, "henz
hibir ey belli deil."
"Minos rettiin demir ile ne yapman istedi?" diye sordu Theseus adam bir kez
daha yakalamay baardnda.
"Ok ular. Nedenini ancak Zeus bilir." Daidalos tekrar rslerden birinin yannda
belirmiti. "Hazr msn?"
"Sanrm" diye homurdand maden ustas.
"Pekl." Daidalos arkasn dnd. "Sidik srahileri nerede?"
iki rak hemen istediklerini getirdi. Bir tanesi uzun bir kska ile srahilerden birini
yerdeki ta kalplarn zerinde tutuyordu.
"imdi!" diye bard Daidalos. Kzgn metalin zerine akan sar sv bir anda
tslayarak buharlat ve mekn iren bir koku doldurdu. Adaylarn birou elleriyle
az ve burunlarn rtmlerdi, ama Daidalos sanki koku alma yeteneini yitirmi
gibiydi.
Theseus'un gzleri aknlktan koca koca almt. Demek szn ettii kk
ans bu, diye dnd. Metali soutmak iin bugne kadar yapt gibi su ve
hayvan kan yerine, sidik kullanyor!
"Devam edin!" diye bard Daidalos sabrszlkla. "imdi dierini dkn! Dikkatli
olsanza!" neredeyse elindeki kskac drecekti. "Hepiniz ayn anda deil. Teker
teker!"
Ve nihayet hazr demir ok ularn eline alarak inceledi. Tahminlerinde yanlmamas,
tm sorunlarnn zld anlamna geliyordu. Akros'tan ve Patane'den
ayrlmasna gerek kalmayacakt. Suratnn sert hatlar bir anda gevemiti; yeni bir
umut domutu iine sanki.

leden sonrasnn ge saatlerinde okular hazrlklarn sona erdirmilerdi. Hedef


tahtalar beklenmedik bir ekilde her zamanki gibi tiyatro avlusuna deil, sarayn
gney ksmndaki iliklerin hemen yaknna yerletirilmiti. Minos ak havaya birok
tabure yerletirilmesini emretmiti. Adaylar en arkada oturuyordu.,
326
Theseus onlarn arasnda deildi, gzden uzak bir kenarda dikilmeyi tercih etmiti.
Ariadne onun nnden geerken gizlice gz jcrpmt; ilikilerini Asterios'tan baka
bilen yoktu. Theseus gelecekte de bu durumun byle srmesini can gnlden
umuyordu. Arkadalar onun Giritli prensesle olan ilikisini renecek olursa, bir
daha suratlarna nasl bakabilirdi ki? Zaten onu yataa atmakla caka satacak
durumda da deildi. nk aslnda o Ariadne'yi deil, kz onu semiti; o da olgun
bir meyve gibi kucana dvermiti! Theseus bunlar dnmekten
holanmyordu. Balangtan beri aralarndaki ilikide ne olduunu anlayamad
garip bir eyler vard. Ariadne ona neden bu kadar souk ve ukala geliyordu?
Gereinden fazla kendini beenmi olduu iin mi? Yoksa szn saknmadan aklna
geleni syledii iin mi?
Ne yaparsa yapsn, dizginlerin Ariadne'nin elinde olduu duygusundan bir trl
kurtaramyordu kendisini. Gizli bulumalar onu her defasnda daha fazla gten
dryordu. Bouk gll bu kadnn vcudunu arzulamasna ramen, ruhu
kendisine yabancyd. Ona kar son derece dikkai davranyor ve tm sorulanna
kaamak cevaplar veriyordu. Ariadne bazen onun bu dikkatini fark etmemi gibi
davranyor; bazen de ona soru stne soru soruyor ve ald cevaplarn hibiriyle
tatmin olmuyordu. Ariadne'nin sa solu hi belli deildi; bir an sonra ne yapacan
kestirmek imknsz gibiydi. Onun yannda olmaktan holanyordu, ama iddeti ve
sertlii onu giderek kendisinden soutuyordu. ine girdii zamanlar ise onu deil,
kz kardeini dnyordu. O solgun tenli, bakire rahibeyi. ki karde birbirlerinden
ancak bu kadar farkl olabilirdi!
En n srada oturan Ariadne'ye bakt. zenle boyanm ve salarn yaptrmt, sar
elbisesinin iinde son derece gzel, fakat bir o kadar da dalgnd. Bazen kollarnn
arasnda olduu gibi. Pa-siphae de en n sradaki yerini almt; sol tarafnda her
zamanki gibi karalara brnm, ask suratl Mirtho oturuyordu. Kralienin kzlannn
ve oullarnn yannda, daha nce hi grmedii siyah sal, ince, soylu hatlara
sahip biri oturuyordu.
At izgisinde bulunan adamlar hazrlklarn neredeyse tamamlamlard.
327
"Onlardan biri olmay ok isterdim" diye mrldand Glaukos Abanoz aacndan
yaplma yaylar gnein altnda parlayan adamlara gptayla bakyordu.

"Senin de sran gelecek" diye teselli etti onu Denkalion. "Biraz daha sabret
bakalm! Bugn sra tecrbeli okularda."
Daidalos bu yarma iin zel olarak demir ok ular dkmt. Ikstos yayn gerdi,
hedefi nianlad ve okunu brakt. Hedef tahtasnn krmz merkezinin ok az yanna
isabet ettirmiti. Gzlerinden bu azck sapmann onu ne kadar zd okunuyordu.
Aiakos'un oku ise hedefin tam ortasn bulmutu. Bir an iin alan byk bir
sessizlik kaplad, sonra da lgnca alk sesleri. zellikle de Daidalos avularn
patlatrcasna alklyordu. Bu arada yan gzle tekrar tekrar Minos'a bakp
duruyordu. Girit kralnn konumaya balamasyla beraber, dier seyirciler de ne
olduunun farkna vardlar. "Bravo, Aiakos!" Hedef tahtasna doru yrd. "Fakat
bu oku dken adamn renmesi gereken daha ok ey var." Tahtaya saplanan ok
kendiliinden yere dmt. "Daidalos! Buraya gel!" diye emretti sonra.
Atinal mucit aniden ihtiyarlamt.
"Onu yerden al!"
Daidalos yere eildi.
"Buraya getir!" Giritli oyun oynar gibi oku bir sre elinde evirip evirdi. "Dktn
okun durumunu tasvir etmek gerekseydi, hangi kelimeyi kullanrdn?" Sesi buz
gibiydi.
"Paralanm."
"Daha yksek! Sylediini kimse duyamad."
"Okun ucu paralanm." Daidalos'un syledikleri imdi de daha iyi duyulmamt.
"Tahtaya dedii esnada un ufak olmu. zgnm. ok zgnm." Ac dolu bir
ifadeyle Minos'a bakt. "Uykusuz geen haftalar" diye devam etti. "Tutulan tm
nbetler. Yeni ocaklar. Deney stne deney. Ve sonra, anszn bir umut . Her
ey ok iyi gidiyordu. Neredeyse emindim."
Seyirciler derin bir sessizlik iinde onlara bakyordu. Geni omuzlu Giritlinin
karsnda duran Daidalos, ezilip bzlmekten bir avu kalmt ve daha da
klmeye devam ediyordu. Ikaros ta328
buresinden frlamaya yeltendi, fakat Asterios onu kolundan tutarak yerine
oturmaya zorlad. "Otur oturduun yerde! Durumu daha da ktletirme!" diye

fsldad.
"Neredeyse yeterli deil. Neredeyse bir yarmay bile zaferle sona erdirmeye
yeterli deil. Hele ok sava esnasnda ldrmek zere hazrlandysa, neredeyse hi
yeterli deil" diye kkredi Minos. "Kylarmza kan dmanlar ehirlerimize ve
tapnaklarmza saldrmaya cret ettikleri zaman, neredeyse Girit'in sonu anlamna
gelebilir. Adamzn gvenliine snm olan herkes bundan etkilenecektir. Bir Giritli
olmasa bile." Bu szleri sylerken delici baklarn Theseus'a dikmiti.
Theseus bu aalamadan tiksinmiti. Onu herkesin ortasnda rezil etmekle byk
bir hata yapyorsun Girit kral Minos, diye geirdi iinden. Daidalos'un bugn asla
unutmayacana eminim. Hibir Atinal bunu baaramaz. Bu arada kt kt
Minos'a bakmay da ihmal etmiyordu.
"Bu zc durum yarmay izlemenize engel olmasn." Minos zorlukla kendisine
hkim olmay baararak seyircilere dnd. "Aiakos, kstos ve dierleri! Sadaklarnz
salam Girit oklar ile dolu! Az nceki rezaleti onlarla telafi edebilirsiniz. Gen
dostlarmza okuluun ne demek olduunu gsterin bakalm!" Sonra da Daidalos'un
hl yannda durduunu yeni fark etmi gibi yaparak ona dnd. "Benimle gel!"
dedi ksaca. "Hemen imdi. Konuacak epey eyimiz var sanrm!"
"Demin yaptn gerekten de gerekli miydi?" diye sordu Da-idalos iliinin kapsn
kaparken. "Hayal krklna uradn anlayabilirim. Fakat durup dinlenmeden
altm sen de gayet iyi biliyorsun." Mahcup bir tavrla glmsedi. "Giritlilerle
almak gerekten de kolay deil" dedi sonra. "Bana baka adamlar ver, sana
baka sonular reteyim."
Minos bir sre cevap vermedi. liin iinde bir aa, bir yukar dolanp duruyor ve
etrafna sanki hayatnda ilk defa gryormu gibi bakyordu. rsn banda
almakta olan adamlar Daidalos'un bir iareti zerine ocaktaki atei sndrdler.
Minos hl etrafna baknp duruyordu. Ta gibi suratnda bir tek kas bile kiprdamyordu. Daidalos bu ifadesiz surat nasl yorumlayacan bilemedii iin,
korkmaya balamt. Barsaklarnn bztn hissediyordu.
"Beceriksizliini bakalarna mal etmeye alma" dedi sonunda. "Benim
muhatabm sensin, sradan maden ustalar deil! Fakat gelecekte her ey farkl
olacak."
"Bu ne anlama geliyor?" diye sordu Daidalos dikkatle. Gzleri arka kapya kayd.
Hafif bir atrt duyar gibi olmutu. Fakat bu herhalde gergin sinirlerinin kendisine
oynad bir oyundu. Kendisini berbat hissediyordu; u anda Nubyal kadnn
yannda olmak iin ok ey feda edebilirdi. Onu bir daha asla grememekten
korkuyordu. Bu dnce az kalsn cesaretinin tamamen krlmasna neden olacakt.

Onun kplere bineceini, barp aracan, kendisine hakaret edeceini


dnmt. Fakat bu buz gibi sknet...
"Aklma gelen ilk dnce seni Atina'ya geri gndermek oldu" dedi Minos ar ar.
"Aigeus'un hakkndaki lm hkmn uygulamak iin bir an bile tereddt
etmeyeceinden eminim. Yeenin Kalos'u sadece kskandn iin soukkanllkla
ldrdn zaman ne kadar zlm olduunu ok iyi hatrlyorum."
Daidalos ona boulmakta olan biri gibi bakt. "O bir kazayd" diye itiraz etmeye
yeltendi.
"Fakat sonra aklma daha iyi bir fikir geldi" diye devam etti Minos ona aldr
etmeden. "Sana ok fazla yatrm yaptm. Neden seni dmanlarma yem olarak
ataym ki? Belki de Girit gemileri, aletleri ve silahlan zerine itahlar kabarr! Hatta
yeteri kadar konuursan seni serbest bile brakabilirler! Hayr Daidalos, bu iyi bir
fikir deil." Ban sallad. "Atina'y aklndan karsan iyi edersin. Son nefesine kadar
Girit topraklarndan dar admn bile atamayacaksn. Bu konuda sana yemin
ederim!"
"ilikleri kapamay dnyor musun?" diye inledi Daidalos. Midesi berbat
durumdayd. ki bklm olmamak iin kendisini zor tutuyordu. Fakat dayanmaya
kararlyd.
"Tam aksine" diye glmsedi Minos dudaklarn bkerek. Sevin nidalar geliyordu
dardan kulaklarna. Okulardan biri ok baarl bir at yapm olmalyd. Duvara
dayand. "Eskisinden
330
ok daha fazla alacaksn. Hatta bundan byle sadece alacaksn. Fakat yeni
artlar dahilinde!"
"Ne gibi?" diye sordu Daidalos yorgun bir sesle.
"Artk benim tutsamsn" dedi Minos kurumlu bir tavrla. "Benimle beraber gittiim
her yere geleceksin. Seni daima kontrol altnda tutmak istiyorum." Daidalos'a doru
eildi. "Ve her eyi bilmek! Artk benden habersiz yaptn deneylere paydos!
Malzemelerimi bo yere kullanmayacaksn. Sakn ola ki beni atlatabileceini
dnme! Gereken nlemlerin tmn aldm bilmelisin."
Daidalos l gibiydi, iine dt derin mitsizlik ona kar koyma cesareti
vermiti. "Yllardr sadakatle hizmet etmiyor muyum sana? Daha ne istiyorsun
benden? Sana her eyimi verdim. Ruhumu, gcm, salm." Etkili bir gereke
aryordu. "Hatta olumu. Sandn kadar kr deilim."

"Bunun konumuzla ilgisi yok!" dedi Minos abucak. Kapya yaklaarak kulak
kabartt, fakat herhalde yanl duymutu. Darda hi ses yoktu.
"Ama gerek bu" diye srar etti Daidalos. Gzleri pheyle parlyordu. "Epeydir
sylemek istiyordum bunu sana."
"Bugn gerekleri dile getirme gn ise, benim de syleyebilecek ufak tefek
eylerim var" diye glmsedi Minos kt kt.
Daidalos donup kalmt. Kahverengi ev ve krbal kadn, diye geirdi iinden.
imdi her ey ortaya kacak.
"O kk Atinaldan uzak dur! Bana onun buralarda srtp durduunu sylediler."
Demek buydu! Neyse! Hi olmazsa bana gelen felaketlerden biri azalmt.
Daidalos'un rengi heyecandan biraz daha solmutu. Kekeleyerek bir eyler
sylemeye altnda Minos bo ver dercesine elini sallad.
"Tamam, tamam. Bunun iin de hemen bir aklama yaratacana eminim. Fakat
dinlemek istemiyorum. Beni ilgilendiren tek ey, demir. Alet ve silah yaplacak
kadar sert ve salam demir. Bunu anladn m?"
"Evet" diye cevap verdi Daidalos yavaa. "Anladm."
331
"yi." Minos duvara yaslanmaktan vazgemiti. "O halde eyalarn topla.
Zakros'tan ayrlyorsun. Denemelerine Knossos'ta devam edeceksin. Adaylar da
seninle beraber Knossos'a gelecek ve k orada geirecekler. Fakat kk dostuna
fazla yakn davranmamaya dikkat et! Emirlerimin yerine getirilmemesinden ne
kadar rahatsz olduumu bilirsin."
"Ikaros ne olacak?" diye sordu Daidalos br kapdan kmak zereyken. "O da m
senin tutsan?"
Minos yavaa ona dnd. "Ikaros uzun zamandr iyi bir dostum. Neredeyse bir
oul gibi" diyerek anlaml anlaml srtt. "Bu gelecekte de byle kalacak. mit
ederim ki artk babas iin endielenmesine gerek kalmaz. Buna gerek yok, deil
mi?"
"Hayr" diye fsldad Daidalos beli belirsiz. "Gerek yok."

Theseus adamlarn ikisi de oradan ayrlana kadar sakland yerden kmad. Sonra
yavaa ayaa kalkt ve uyumu bacaklarn sallad. Sonra etrafna dikkat etmeye
devam ederek dkmhaneye girdi. Pencereden ieri domakta olan gnein nlan
dyordu. Ateler snmt ve her ey olduu gibi duruyordu.
Neredeyse efkatli denebilecek bir hareketle bronz bir keskiyi okad. Arka kapdan
karken yavaa glmsedi. Beklediine demiti.
"Asterios!"
"Hatasu!"
Bu defa her ey farklyd. Yalnz balarnaydlar. Etraflarnda dikkat etmeleri
gereken hi kimse yoktu. Dierleri hl sofradayd; sonra da mzisyenleri
dinleyeceklerdi. Buna ramen akam karan-lndaki bahede yan yana
durduklarnda birbirlerinin yzne bakmaya cesaret edemiyorlard.
Asterios kzn vcudunun scaklm hissediyor ve gzel kokusunu cierlerine
ekiyordu. Onu kollarnn arasna almay ok istemesine ramen, bunu
yapamayacan biliyordu. Hatasu onun yar kardeiydi ve Ariadne'nin yedei
olamayacak kadar deerliydi.
"Havada tehlike kokusu var" dedi Hatasu alak sesle. "Saray332
da. Tm adada. Ruhumu skan korkun, vahi bir ey. Sen bir ey hissetmiyor
musun?"
"Evet, hissediyorum" diye karlk verdi Asterios. "Atina'dan gelen gemi limana
demir attktan bu yana." Ve souk bakl adam karaya ayak bastktan sonra, diye
geirdi iinden. Beni ldrmek isteyen adam. Benden Ariadne'yi alan adam.
"Ve giderek gleniyor. Glendiini hissediyorum."
"Evet, giderek gleniyor" dedi Asterios. Ve giderek daha da glenecek, ta ki lm
kalm mcadelesi vereceimiz gne kadar: Theseus ve ben. Eski ve yeni zaman.
"Ne yapmay dnyorsun?" Sesi ok yumuak kyordu.
"Serbest kalmak istiyorum" diye karlk verdi Asterios. Verdii cevaba kendisi bile
armt. "Bamsz. Her trl sorumluluktan uzak. Sonra..."
"Fakat bunlardan hibirine sahip deilsin." Hatasu yavaa onun szn kesti.

Bir sre konumadlar. Zaten buna gerek de yoktu. Birbirleriyle kelimelere gerek
duymadan da anlayorlard.
"Hayr, gerekten de deilim. Hem de hi deilim."
Ona parmann ucuyla dokunmas yeterli olacakt. O denli yaknlard birbirlerine.
Fakat bunu yapmad.
Aksine ona dokunan Hatasu oldu. Ty gibi bir dokunula ellerini erkein
yanaklarnda dolatrd.
"Bilmen gereken bir ey var" dedi ona alak bir sesle. "Aia-kos ok iyi bir babadr,
tasavvur edebileceklerimin en iyisi."
Asterios hayretle kadna bakt ve ban sallad.
"Beni seviyor. Beni yetitirdi, karnm doyurdu ve tehlikelerden korudu. Fakat
gerek babam deil o. Annem onunla tant zaman zaten bana hamileymi."
Glmsedi. "Kendisinden nce bir bakas olduunu bana asla hissettirmedi."
"Ve ben de btn bu zaman boyunca..." diye kekeledi Asterios, "Aiakos bana
benim babam ol..." Ne syleyeceini arma. "Bunca yldr gerei benden neden
sakladn? Neden senin benim kz kardeim olduuna inanmam istedin?"
"Szn gerek anlamyla kardein deilim elbette" diye kar333
lk verdi Hatasu. "Fakat sana kendimi ok, ama ok yakn hissettiim iin, belki de
yleyim."
Byk gzleriyle ona bakt. "Sylemek istediklerimin hepsi bu deil." Sesi iyiden
iyiye kslmt, sanki konumak ona azap veriyordu. "Bunu sen de biliyorsun. Uzun
zamandr. Sen serbest kalncaya kadar konumak istemedim, Asterios. Beklemeye
devam edeceim. Ne kadar uzun srerse srsn. Bunu asla unutmaman istiyorum
senden."
"Asla!" diye fsldad Asterios.
Mavi Yunuslar Saray'na gzel ve gneli bir sonbahar gnnde geri dnmt; ne
var ki o andan beri de tekrar oradan ayrlmay iddetle arzu ediyordu. Ona kalsa
hemen atna atlad gibi gneye giderdi, fakat Pasiphae kesin bir dille ona burada
ihtiyac olduunu belirtmiti. Geleneksel olarak liman blgesinde kutlanan sonbahar

enliklerine pek az bir sre kalmt.


Bu enliklerdeki sunu trenlerini Asterios idare edecekti. Sevinle kabul etmiti
bunu, Ariadnc ve Thescus ile karlamamasn salayacak her frsat
deerlendirmeye alyordu. Pasiphae'nin kznn Thcscus'a herkesin arasnda souk
ve aksi davranmasna ramen, onlarn hl beraber olduklarn biliyordu.
"Benden ne istiyorsun?" diye terslcmiti kendisiyle bu konuda konumak isteyen
Asterios'u. "Sen ansn kullandn ve kaybettin. imdi srada o var. Neyse ki tm
erkekler senin gibi kararsz deil." Anlaml anlaml glmseyerek boynundaki taze
krmz lekeleri iaret etti.
"Onun sana sadece mutsuzluk vereceini biliyorum" dedi Asterios. "Onunla beraber
olamazsn. Ltfen inan bana Ariadne"
"Demek kskanlk! Hayatm boyunca imdiki kadar mutlu olmadm bilmiyorsun,
deil mi?" Yalan sylediini ikisi de biliyordu. Gzleri hzn doluydu, ok hzl ve
ok fazla konuuyordu. "Aramzda geenler bir ocuk oyunundan, bir aptallktan
baka bir ey deildi. Nihayet sona erdii iin ok sevinliyim."
Ama sona ermemiti, Asterios bunu tm kalbi ve vcuduyla hissediyordu. Ariadne
de yle. Kzn tek istedii, onu incitmekti. Erkein gzlerine bakamyordu bile.
334
"Seni ldrecek, bunu biliyorum" diye fsldad Asterios umutsuzlukla. "Seninle bir
karde olarak konuuyorum, incinmi bir sevgili olarak deil!"
Ariadne aniden ona dnd. Kalarnn arasnda Pasiphae'nin fkeli izgileri vard.
"lm meselesini sen yeteri kadar kurcaladn, benim dnceli kardeim" diye
tslad dilerinin arasndan. "Beni rahat brak, yoksa kk konumamz Theseus'a
anlatrm. Bundan hi holanmayacandan adm gibi eminim."
Theseus'un ise tek elencesi kk grubu korkun fikirleriyle alabildiine huzursuz
etmekti. Arkadalarn bitip tkenmeden uyarmay adeta grev edinmiti. "Bizi hl
ldrmediklerine gre, hepimizi Giritli yapmay kafalarna koymular. Dorusu
hangisi daha kt, bilemiyorum!"
Asterios'u ise imdilik kt baklarla szmekle yetiniyordu; rahip de en az
onunkiler kadar karanlk baklarla ona mukabele ediyordu. Rakiplerinin ak
vermesini bekleyen greilere benzi-yorlard. atma kanlmazd. Sadece ne
zaman olaca imdilik belli deildi.
Pasiphae onu allagelmiin dnda dairesinde kabul etmi, fakat biraz bekletmiti.

Asterios mavi yunuslar freskini bir kez hayranlkla inceleme frsat bulurken, o da
yan odada Jesa ve Eudore ile uzun bir grme yapyordu. Sonunda Asterios'un
bulunduu odaya girdi, kendisini bir koltua att ve oluna da oturmasn iaret etti.
"Jesa en kk bir dn bile vermek niyetinde deil" dedi yorgun bir
glmsemeyle, "kendisinden sonra geleceklere yer amak istemiyor. Eudore ise son
derece ihtirasl ve iktidar hrsna sahip. Sonu: Srekli birbirlerinin san ban
yoluyorlar, ben de araya girmek zorunda kalyorum!"
Asterios ilgiyle szd annesini. "ok ilgin! Halbuki ben bu ikisinin blnmez bir
btn oluturduunu dnrdm her zaman" dedi sonra.
"Evet, da kar yleler gerekten de. Fakat kendi ilerinde tam aksi bir durum sz
konusu. zellikle son zamanlarda neredeyse birbirlerinin gzlerini oyacaklar."
335
"Laf azmdan aldn" dedi Asterios dikkatle. "erisi ve dars - ben de seninle bu
konuda konumak istiyordum."
"Tren hazrlklarnda bir sorun mu var? stediin her konuda sana yardm ederim."
Asterios dudaklarna kadar gelen ac dolu bir glmsemeyi son anda bastrd. imdi
onu kzdrmann sras deildi. Uzun zamandr sylenmesi gerekeni sylemeliydi
nce.
"Sorunlar asl benim iimde" diye sze balad gayet temkinli olarak. "Ya da daha
dorusu, bana layk grdnz mevkide. ki arada bir derede kaldm.
Kutslakdese girmesi yasaklanm bir erkek olmadm gibi, tannayla ok yakn
balar iinde bulunan bir kadn da deilim."
Pasiphae kalarn kaldrd. "Senden nce hibir erkee bu kadar gvenmemitik"
diye souk bir sesle karlk verdi. "Sana izin verilen eyleri daha nce hi kimse
yapamamt. Sen Zambaklar Prensi'sin."
"Evet, Zambaklar Prensi!" Asterios fkeyle ayaa frlamt. "Srekli bana bunu
vaaz edip duruyorsunuz! Fakat bu ne demek? Bu unvann benim iin tad somut
anlam nedir?"
"Senden byk eyler bekliyoruz." Kadn soukkanll elden brakmyordu. "Bunu
biliyorsun. Bunu sana yeteri kadar ifade ettik. Umarm bizi hayal krklna
uratmazsm"
"Fakat bana en kk bir frsat dahi tannmazsa, baarl olmam nasl beklersiniz

ki?" Sesi iyice ykselmiti. "Srekli bir eyleri beklemekten, bo yere


mitlenmekten ve dlanmaktan bktm artk! Bir eyler yapmak, tanraya
kendisine ne kadar bal olduumu kendi usulmce gstermek istiyorum."
"Ben istiyorum, ben yapacam, ben, ben, ben!" Pasiphae'nin sesi bak gibi
keskindi. "Bir zamanlar kutsal dzeni ykmak isteyen adamlar gibi konumaya
baladn! Burada sz konusu olan tan-naya hizmet etmektir, kiisel istek ve
ihtiraslarn tatmini deil!"
Asterios koltuunun kol konacak yerlerini skca kavrad. Kralienin kendisine ok
yakn olan suratndaki en kk dzensizlikleri bile grebiliyordu. ok kt bir gece
geirmi olmalyd. Ba-klan yorgun ve bulankt. "Bilge kadnlar sadece geriye
bakyor336
lar, ileriye ise asla! Zamann olduu yerde saymadn kabullenmek istemiyorlar.
Ayn ekilde sen de. Etrafnda olup bitenin farknda msn - kralie?" diye sordu
Asterios. "Zamann deitiinin farknda deil misin - barahibe?"
"Demek ki bizler kr ve sanz, ama sen ne yaplmas gerektiini ok iyi
biliyorsun!" diye cevap verdi Pasiphae korkun bir ses tonuyla. "Sanrm nelerin
olduunu da bana hemen anlatacaksn. Minos'la beraber almalsn olum!
Beraber ok gzel bir ikili olursunuz!"
"Anne, ltfen! Buna gerek yok!" Kralienin yanndaki koltua oturdu ve kadnn
elini tuttu. Pasiphae bunu yapmasna izin verdi, fakat baklar hl buz gibiydi.
"Sevgi, sayg, fakat ayn zamanda da ihtiyat sana kar ak olmaya zorluyor beni!
Ne gizli bir hesabm var, ne de iktidar hrsm, inan bana! Buraya gelmeden nce ok
dndm" dedi Asterios. "Uzun zamandr dnyorum. Ve sanrm bir zme
ulatm. Dinlemek ister misin?"
Belli belirsiz bir ba sallamas.
"Kutsanma yolunda aktif bir grev alma frsat ver bana! Ben Aiakos gibi bir
retmen deilim" sesi ok ksa bir an titremiti, "fakat turnalar dansna vakf bir
rahibe deilim. Sahip olduum ey, boann kudreti. Kendi glgemle karlatm. Ve
Girit'in gelecei olan gen insanlara, kendilerini tanmalarnda yardm edebilirim."
Pasiphae gslerinin arasndaki ar eklindeki tlsma dokundu. Sanki kendisine bir
dayanak aryordu.
"Bu labirente girmek istediin anlamna m geliyor?" diyebildi uzunca bir sre
sonra. "Tanrann kutsal barna m?

"Evet" diye karlk verdi Asterios sert bir sesle. "Kesin kararm budur. Labirentin
bekisi olacam! Kutsal yeri yaam pahasna koruyacak kii."
Sonbahar enlikleri iin her ey hazrlanmt. Amnysos halk, denizciler, liman
iileri, marangozlar, iplik eiren kadnlar ve ta ileme ustalar byk bir kalabalk
halinde rhtmda toplanmlard. En arkada duran Asterios, raklarnn refakatindeki
parfm tacirini gzetliyordu.
337
lassos Strongyle adasn tehdit eden karanlk tehlikeler uyarsn ciddiye almt.
Dnnden hemen sonra denizin iinde kapal havuzlar ina ettirmi ve krmz
akl nedeniyle "kan azl" olarak adlandrlan bir cins deniz salyangozu retimine
balamt Firfir retimi uzun ve zorlu bir sreti. Salyangozlar nce ta havanlarda
iyice dvlyor, sonra tuza yatrlyor ve tekrar tekrar kaynatlyordu, ilk boyama
denemeleri bir sre nce yaplmt ve grne gre lassos sonutan memnundu,
nk drt bir tarafa glckler sayordu. Fakat herkes onun selamn almyordu.
Kralienin kudretli elleri bile adann her tarafna uzanamyordu; kendi karlarn
mdafaa etmeyi ok iyi bilen taciri kskananlarn says epey kabarkt.
Orada toplanan insanlardan bir ksm, sunan nnde rahibelerden biri yerine
Asterios'u grdkleri iin epey armlard; hatta kadnlardan bazlar huzursuzca
homurdanmaya balamt bile. Rzgrl bir sabaht; denizi simgeleyen lacivert
renkli keten bezler, sunan zerinde dalgalanyordu. Ancak Asterios kollarn dua
etmek zere kaldrd zaman meydan sessizlik kaplad.
"Denizlerin ve rzgrlarn, gelgitin ve yldzlarla dolu gkyznn tanras!
Balklarn, denizcilerin ve sularnda hareket eden her eyin Byk Ana's! Bunca
zamandr gemilerimizi koruyor ve insanlar tehlikelerden uzak tutuyorsun. Bize
acmak ltfun-da bulunduun iin sana kran borluyuz!"
Asterios sadece sylenmesi gelenek olanlarla yetinmi ve bir ekleme yapmamt.
Kk bir kz ocuu ona insan ba ve gvdelerini temsil eden kil heykelciklerle dolu
bir sepet uzatt. Asterios bunlardan bir avu dolusunu sert bir hareketle limann
sulanna savurdu. "Bizim yerimize bunlar kabul et!" Sonra da ileri kutsal yala dolu
iki bronz amforay ayn ekilde denize frlatt. "Yaayanlarn ve llerin
meshedilmesi iin!"
imdi sra sonuncu ve en deerli sunuya gelmiti: neredeyse bir kadn eli
byklnde, altn kapl bir tekne. Renkli sonbahar ieklerinden rlme bir elenk
bu sanat aheserinin etrafna dolanmt.
"Yaam teknemizi sevk ve idare eden yce tanra iin! Bizi

338
lm teknesine kabul edecek olan yce tanra iin! Barndan yaam suyu fkran
yce tanra iin!"
Tekne yava yava suya gmld zaman kalabalk hararetle alklamaya
balamt. Asterios insanlarn arasndan el sallayarak kendisine doru ilerlemeye
alan parfm tacirini grd.
"Gemiler! Ufukta gemiler var!" diye haykrd birden iaret fe-nerindeki gzc.
zerinde bulunduu balkondan srekli ufuklar gzetleyen adam var gcyle
borusunu ttrmeye balamt. Bkere, be kere, on kere, adam boruyu ttrmeye
bir trl son vermiyordu.
"uraya bak! Byk bir filonun tamam neredeyse!" lassos nefes nefese Asterios'un
yanna ulamay baarmt. Gzlerini kst. "Belki de veliahtlarn geri almaya
gelmilerdir!"
"Hayr. Bunlar Atinallar deil" dedi Asterios. akaklar szlamaya balamt,
bann evresindeki grnmez kordonun daraldn hissediyordu. Yava yava
yaklamakta olan gemilerin ince uzun, zarif direklerine, toplanm keten
yelkenlerine, limana yanaabilmek iin hzlarn azaltm olan krekilerine bakt.
Gemileri gemiler takip ediyordu, yle ki sonunda Amnyssos Liman'nda neredeyse
hi yer kalmamt. Sahip olduklar en byk gemiler olan Kymbe'lere binerek
gelmilerdi. Ve bu byk gemiler bile tka basa insan ve mal doluydu. "Yce tanra!
Bunlar Strongyle'den gelen gemiler! Sonbahar geldi ve kehanet ettiim gibi
yunuslar geri dnmediler!"
Gerekten de ona inanmlard. te buradaydlar! Bir sre iinde muazzam bir
mutluluk duygusu ykseldi, hatta gzleri bile nemlendi. Fakat kara da aklna
gelince tm neesi yok olup gitti, iindeki taknlk geldii kadar hzla gidivermiti.
Toplam on be gemi gelmiti. Demek ki Strongyle halknn sadece kk bir ksm
aday terk etmeye raz olmutu. Geri kalan ounluk hl korkun bir tehlikenin
tehdidi altndayd. Fakat hi olmazsa ilk adm atlmt. Belki de ada halknn kalan
ksmn da yaadklar yeri terk etmeye ikna etmeyi baarabilirdi. "imdi onlara
konukseverliimizi ispat etmenin tam vakti" dedi kendi kendine.
lassos dnceli dnceli kel kafasn kad. "Ortal kasp
339
kavuran bir karnca srs gibi!" diye bard. "Anlalan sahip olduklarnn tmn

yanlarnda getirmiler. Bakalm rahibeler bu ie ne diyecek?" lk kayklar denize


indirilmiti ve ilerindeki insanlar kyda toplanm olan Amnyssos ahalisine el
sallyordu. Fakat onlara cevap verenlerin says neredeyse yok denilecek derece
azd.
"Geldikleri yere geri dnsnler!" diye barmaya balad kadnn teki. "Beslenecek
yeteri kadar boazmz var zaten!" Birok insan onun sylediklerine katlyordu.
"Girit'te yabanc istemiyoruz!"
"Bu insanlar Strongyle'den geliyorlar. Onlardan birou nceden burada yaam
olan Giritliler. Yeni bir yanarda pskrmesi onlar tehdit ettii iin bize sndlar"
diye baran Asterios, yeni gelenlerin aleyhine oluan havay biraz olsun datmaya
alt. Kadnlar ve erkekler sanki byk bir tehlike altndaymasna birbirine
sokulmutu. Birok karanlk surat arpyordu gzne.
"Depoladmz yiyecekler bize bile sadece bir sre yeter" diye bard surat
fkeden kpkrmz kesilmi bir adam. "Neden bunlar onlarla paylaalm ki?"
"Byk Ana bu yl bize ok bereketli bir mahsul ihsan etti." Asterios elinden
geldiince yksek ve anlalr bir sesle konumaya alyordu. "Kralie vergi
oranlarn drd. Muhta durumda olanlara yardm edebilecek kadar iyi
durumdayz." Giderek fkeleniyordu. "Ayrca onlar dilenci de deil, sizin gibi
ekmeini alarak kazanan zanaat ve tacirler."
Bu szlerden sonra bu derece iddetli bir frtnann kopacan hi hesaba
katmamt.
"Madem yle kendi gemilerini kendileri yapsnlar! Adamzda kolonistlere yer yok!"
"unlarn grnlerine bakn hele! Ne var ne yoksa getirmiler yanlarnda!"
"Burunlar byd iin Girit'ten ayrlan budalalar bir daha burada grmek
istemiyoruz!"
"imizi alacaklar elimizden!"
"Neden baka bir yere gitmiyorlar ki?"
"Ya iimizden hi kimse onlar kabul etmezse ne olacak?" Bu soruyu soran kadn
meydan okurcasna Asterios'un nne dikil340
misti. "Yapraklar dklmeye balad; havalar da yaknda souyacak. Yoksa k

geldiinde ak havada m yaamay dnyorlar?"


Dinleyicilerin tm kulak kesilmiti.
Asterios'un tm sinirleri gerilmiti. Bu insanlardan bkmt!
"Sizler bu insanlara kutsal snma hakkn vermeyi reddetse-niz bile, nasl olsa
kralienin saraylarnda ve iftliklerinde onlar iin yer bulunur. Pasiphae sizin gibi ta
yrekli deildir!"
Kalabal kendi haline brakarak rhtma indi. lk tekneler kyya yanamt.
Asterios nce tandk bir surata rastlayamad, fakat sonra rahibe Nephele'yi fark
etti.
"Fakat bu benden srekli safran satn alan kutsal kadnlardan biri!" diye bard
lassos. "ite bir tane daha!" Eliyle ihtiyar bir adamn karaya kmasna yardm eden
Nais'i iaret ediyordu.
Asterios ilk bakta kayklarda sadece yallarn, hastalarn ve ocuklarn
bulunduunu sanm. Fakat daha dikkatli baknca, aralarnda Giritlilerin
sadakalarna ihtiyac olmayan birok gen insann da bulunduunu grd. "uraya
bak" dedi tassos'a, "Girit'e gelen gl kollarn says ne kadar da fazla!"
"Aralarnda birka tane boya ustas da var mdr dersin?" lassos dudaklarn
aprdatt. "Safran ve ekerci zm suyunu Akro-tiri ahalisi kadar iyi kullanan
baka birini bulmak neredeyse imknsz gibi. lerinden ikisine hemen i verebilirim.
Hatta ne diyelim" diye ekledi hemen sonra. "Duruma gre bu say drde bile
kabilir!"
Asterios karaya km olan iki kadna doru yrd ve onlar kucaklad. "ok kr
gelebildiniz! Nihayet ikna olduunuz iin ne kadar sevinliyim, bilemezsiniz.
Dierleri nerede? Sonra m gelecekler?"
"Hayr. Zaten biz de ilk frsatta buradan ayrlacaz" diye karlk verdi Nephele
boazn temizledikten sonra. "En ge azgn k frtnalar yattktan ve btn aileler
gvenli bir barnaa kavutuktan sonra."
"Neden?" diye sordu Asterios.
"Bu sana gvenmediimiz anlamna gelmesin Asterios" dedi kadn hemen. "Bilge
Kadnlar sk sk grdn hayallerin zerinde
341

tarttlar. Aday korkun bir tehlikenin tehdit ettiinden birou, muzun artk hi
phesi yok. Fakat bunun sebebinin tanrann bize duyduu kzgnlk olduunu
dnyoruz. Tapnaktaki adak mumlar artk hi snmyor ve yakarlarmz gece
gndz gklere ykseliyor. Bu nedenle mmkn olduunca abuk geri dnmemiz
gerekiyor."
"Peki o halde buraya neden geldiniz ki?"
"Bu sene yaz mevsimi adamzda ok sknl geti" diye karlk verdi Nais. "Ar
scaklar, kuraklk, durgun hava. ayrdaki otlar hemen kurudu ve baaklar
vaktinden nce olgunlat. Birok kuyunun suyu ekildi. Sanki lmn kzgn eli bize
doru uzanmt."
"Tavernalarda srekli kavgalar kyordu" diye atld Nephele. "Her gn senin
doruyu mu sylediin, yoksa bir arlatan m olduun tartlp duruyordu. Herkes
uzun zaman senin yanlm olman umdu. Sylediklerinden korkmayanlar bile.
insanlara kar anlayl olmalyz" dedi zr dilercesine, "birounun bandan
anavatanla ilgili hi de ho olmayan tecrbeler gemi."
"Fakat yaz sona erdi ve kutsal hayvanlar ortada yoklar" dedi Asterios yavaa.
"Yunuslar geri dnmeyince neler oldu?"
"Baz aileler g etmeye karar verdiler" diye karlk verdi Nephele. "Sandmzdan
ok fazlas. Uyarc szlerin meyvelerini vermeye balad." Eliyle snmaclar iaret
etti. Rhtm giderek daha kalabalklayor, insanlar knlar ve sandklaryla kk
alan dolduruyordu. "Onlarn gerekten de g edeceklerini anlaynca, Demonike
aramzdan iki kiiyi onlara elik etmekle grevlendirdi" diye devam etti. "Nais ve
beni. Bizden bu insanlarn kaderlerini Pa-siphae'ye teslim etmemizi istedi. Bu
snmaclar yznden sizin de banzn epey anyacamn farkndayz. Fakat onlan
buraya gelmeleri iin ne de olsa sen tevik ettin."
"Evet, bunu yaptm" dedi Asterios. "Szmde duracam."
"Bu meselenin yoluna girmesi iin elimizden gelen yardm yapmaya hazrz.
Grevimiz biter bitmez Byk Ana'nn dier kz kardelerinin yanna dneceiz."
Kadnlarn ikisinin de yzleri kocaman bir glckle aydnland. "Bizler de
yaadmz mddete Byk Ana'nn tapnan terk etmeyeceiz."
342
^F
Rahibelerin uzun konumalar esnasnda lassos gizlemeye gerek grmedii bir
ilgiyle dinlemiti onlar. "Peki ya dierleri?" diye bilmek istedi. "Strongyle'de kalan

dier insanlar kast ediyorum?"


"Elimizden geleni yaptk, fakat hibiri vatanlarn terk etmeye hazr deildi."
"Belki daha sonra yaparlar bunu" dedi Asterios endieli bir sesle.
Bu arada arkasndaki muhalif grup dalmt, fakat genel hava hi de
dzelmemiti. nsanlardan birou tek kelime etmeden snmaclarn yanlarnda
getirdikleri mallar seyretmekle yetiniyordu. Birden iki adamn yaknlarna kavuma
sevinciyle hngr hngr aladn fark etti. Bu manzara Asterios'a cesaret
vermiti. Snmaclar beraberlerinde birok sorun da getirmilerdi. Fakat hep
beraber bir zm bulunmaya alld takdirde, er ya da ge tm zorluklarn
stesinden gelinecei kesindi. lk olarak Nephele ve Nais'ten insanlar pazar
meydanna gtrmelerini istedi. Meydann dou tarafnda iki tane katl salam
ta yap bulunuyordu. Yeni tahl ambarlar yapldndan bu yana bu binalar bo
duruyordu, kendisi Knossos'tan dnene kadar snmaclar geici olarak burada
barnabilirlerdi.
"istersen benim atm alabilirsin" dedi ona lassos. "Adann en gzel atdr, tabii ki
Minos'un karayaz atndan sonra." Asterios'a sarld. "Sadece daha hzl yol almana
yardmc olmak iin" diye eklemeyi de ihmal etmedi.
"Nerede bulabilirim onu?" Dierleri istedikleri kadar lassos ile dalga gesinler,
kendisi onun ne kadar asil bir ruha sahip olduunu biliyor ve bunu takdir ediyordu.
"Teekkr ederim."
lassos duyguland zamanlar yapt gibi, anlalmaz sesler kartarak homurdand.
"Az ilerideki mtevaz evimin nnde" diye karlk verdi sonra daha iyi anlalr bir
sesle. "Ramos seni gtrecek." Koyu tenli, gl kuvvetli bir adama, birtakm
emirler yadrd.
Asterios mtevaz eve yaklanca burasnn aslnda grkemli bir yap olduunu fark
etti. Hemen yan banda ats saman kapl bir ahr bulunuyordu. Ramos
kahverengi at dar kartrken, As343
terios arka planda en az tane daha at olduunu fark etti. Gen Msrl onun
aknlyla olduka eleniyor gibiydi. assos, Amnyssos'ta bir evi olduundan daha
nce tek kelime olsun sz etmemiti, "lassos'un evirdii dolaplar anlamaya
almaktan artk vazgetim" diye i geirdi atna binerken. "Sanrm bunu asla
baaramayacam!"
Gneye doru ilerlerken snmaclarn oluturduu konvoyun yanndan geti.

ocuklardan birka alyordu; yetikinler ise ciddi suratlarla knlarn ve


sandklarn tayorlard. nsanlarn oluturduu byk kitle, pazar meydanna doru
upuzun, rengrenk bir solucan gibi yol alyordu.
Saylar gerekten de ok fazla, diye geirdi iinden Asterios ve bir an iin tm
Strongyle halknn buraya gelmemi olmasndan sevin duydu. Fakat hemen sonra
kara dan rkn resmi geldi gzlerinin nne; utanmt. Bala beni Byk Ana,
diye dnd. Onlar kurtarmal ve onlara yardmc olmalyz. Hakl olarak bunu
yapmamz bekliyorsun.
Ateli bir souk algnlndan yeni kalkm olan Pasiphae, haberi ask suratla
karlad. Elbette ki Asterios Strongyle'den geri dner dnmez yanarda
pskrmesinin verdii zarar ziyan ona anlatmt. Ve korkun hayallerinden de sz
etmiti. O zamanlar da ok garip davranmt Pasiphae, kinci Surat'tan sz ald
zamanlarda olduu gibi isteksiz ve hrn. Yoksa bu yetenein olunda olup da
kendinde olmamasna m bozuluyordu? Bu meselenin ald tm konumalarda buz
gibi bir hava estiini gayet rahatlkla hissediyordu Asterios.
Fakat Bilge Kadnlar'n Strongyle konusunda uzun grmeler yaptn da
biliyordu. Ellerindeki bilgiler ikinci eldendi ama, olsun. Tanrann rahibi hl onlarn
toplantlarna rahatlkla kanlamyordu. Hi kimse onun aleyhinde tek kelime olsun
etmiyordu. Fakat buna ramen Asterios kendisini dlanm hissediyordu, Pasiphae
ve Mirtho'nun tm abalarna karn varlna kadnlarn arasnda kabul edilmekten
ziyade tahamml ediliyordu. Onun kim olduunu biliyor ve onu Zambakl Prens
olarak kabul ediyorlard.
344
Aday o kurtaracakt. Fakat bunu nasl ve ne zaman yapacan kendileri tayin
etmek istiyordu.
Jesa, Eudore ve Mirtho eliindeki Pasiphae, onu megaronu yerine ifte Balta
salonunda karlamay tercih etmiti. Akam karanl opal renginde dyordu
pencerelerden ieriye, fakat salon lotu. Hibir ate yanmyordu. ok souktu.
Asterios ieriye giren herkesin bir ricac gibi grnd bu salonlar sevmiyordu.
Kralie de byk bir ihtimalle bu yzden artmt onu buraya. Byk taktik ustas
Pasiphae, sebepsiz bir ey asla yapmazd.
"Ka kiilerdi demitin?" Asterios kralienin burun kanatlarn kabartsndan bile,
ruh halinin ne durumda olduunu sezinlemi-ti. Kplere binmek iin bir tek gereke
arad her halinden belliydi.
"Yaklak yz" diye cevap verdi Asterios dikkatle. Buyandan da tahmininin doru
olmas iin dua ediyordu.

" yz m!" Kralienin sesi fkeden titriyordu. "Hem de k mevsiminde!


imknsz! Onlar kabul etmemiz mmkn deil!"
Asterios ilk anda yanl duyduunu sand. Kralie bunlar sylemi olamazd!
"Misafir hakk Girit'in en kutsal yasalarndan biridir" diye yavaa sze balad
gzlerini kadnn zerinden ayrmadan. Surat birdenbire ne kadar da sert ve hain
bir ifadeye brnmt! "Aman dileyen birisi imdiye kadar asla geri evrilmemitir.
Her zaman herkese gcmz dahilinde yardm ettik. Byk Ana'nn arzusu ve siz
kadnlarn bana rettii, ite budur!"
"Kralie asla bizden kendimize zarar vermemizi talep etmemitir" dedi Jesa
heyecanla. "Sana gre ne yapmamz gerekiyor? Kralienin sarayndaki tm yataklar
onlara verip, Giritlilere ne olacana aldr bile etmeden tahl ambarlarnn
anahtarlarn ellerine mi tututursaydk yani?"
"Niye olmasn?" diye bard o anda ieri giren Minos. "Onlar bizim iin altralm!
Saraylarda ta ustalan, marangozlar ve yap ustalan iin yapacak yeterince i var.
zellikle Daidalos'un maden dkmclerine iddetle ihtiya duyduuna eminim.
Bylece geimlerini salamalar konusundaki endieleriniz de ortadan kalkm olur."
345
"Sanrm durumun pek farknda deilsin" diye karlk verdi Pasiphae fkeyle.
"Burada bir avu insandan deil, aksine yzlerce insandan sz ediyoruz! Anladm
kadaryla da uzun bir sre ya da hepten kabul etmemiz gerekiyor onlar! Onlarn
birou Giritli bile deil. Hele eskiden anavatanlarn terk etmeye karar vermi
olanlara hi kimse ho gzle bakmyor. Kimse onlar gitmeleri iin zorlamamt.
Aldklar karar sadece ve sadece kendi zgr iradelerine dayanyordu!"
"Yoksa bu yzden onlar cezalandrmak m istiyorsun?" diye araya girdi Minos.
"Strongyle'den bu kadar m ok nefret ediyorsun?"
"Hi olmazsa tehlike geene kadar kalmalarna izin ver" diye rica etti Asterios ve
yeniden mitlendi. yle ya da byle kadn ikna etmeliydi! Barahibe sonunda doru
karar verecekti ne de olsa.
"Burada sz konusu olan vereceimiz sadakalar deil, aksine onlara kurban etmek
zorunda kalacamz yaam alanlar" diye devam etti Pasiphae. "Evler ve eyalar.
Toprak ve tarlalar." Pasiphae ayaa kalkm, odada bir ileri bir geri yryp
duruyordu. Konuurken ellerini heyecanla sallad iin, kolundaki ar bilezikler
sakrdayp duruyordu. Kenarlar altn saakl, erguvan bir elbise vard zerinde.
Tam Asterios'un nnden geerken anszn durdu. "Ya btn bunlar bamza neden

geldi? Grd baz ktmser hayaller olumu rahatsz ettii iin! Bana buyruk
davranlarla tm ada halknn ekirgeler gibi Girit'i istila etmesine neden olduu
iin! Grdn her neyse, ondan son derece etkilenmie benzi-yorsun!"
Asterios bu tr bir darbeye hazrlkl deildi. Kralie bugne dek onunla asla bu
ekilde konumamt. inde korkun bir fkenin kabardn hissediyordu.
Kendisiyle bu ekilde konumaya nasl cesaret edebilirdi! Yoksa kendisini cannn
istedii gibi oynatabilecei bir kukla m sanyordu?
"Bu yetenei bana tanra ltfetti" dedi cokuyla. "Grdm hayalleri bana
gnderen onun ta kendisi; ben sadece onlar alglyorum. Ve onun istedii gibi
davranmaya da zorunlu hissediyorum kendimi. Benim araclmla sizi uyarmak
istiyor; benim de bu uyarlan size iletmem gerekli deil mi?"
346
"Byk Ana'mn iradesi yaamn ve lmn belirleyicisidir" diye karlk verdi kralie
bak gibi keskin bir sesle. "Hepsi bu kadar! Onun belirledii kadere kar koymak
bizim harcmz deil! ayet Strongyle'nin sonunun gelmesine karar vermise, kimse
bunun nne geemez. Biz bile."
"Yoksa onlarn tmnn lmne gz yumacan m sylemek istiyorsun?"
Sesinden kendisine glkle hkim olduu anlalyordu. Pasiphae'den hi bu kadar
nefret etmemiti.
"Bizi tanrann yasalar ynetiyor, benim iradem deil" diye karlk verdi Pasiphae.
"Onlar ne ben, ne de bu adann Bilge Kadnlar yarglayabilir. Tek bildiim, onun
inayetiyle yaadmz-dr. Sakn ola ki sen de kendini olduundan daha deerli
grmeye alma! Sen onun hizmetkrsn Asterios! Bunu sakn unutma."
"Demek hepsini lme gndermek istiyorsunuz?" diye bard Asterios. "Hem de
onlara yardm etmek iin parmanz bile kprdatmadan? Bunu yapamazsnz! Bunu
yapmaya hakknz yok! Tanrann arzusu bu deiV. Onlarn yzlerini grdnz m?
ocuklarnn alamasn iittiniz mi? Da yeniden pskrmeye balayp evresini
kllere boduu zaman, neler olacan tasavvur dahi edemezsiniz! Ben ise bunu
grdm. Olacaklar biliyorum, inann bana! Hi kimse kurtulamaz oradan! Bir tek
kii bile!"
"Asterios!" dedi Mirtho yksek denilebilecek bir sesle, fakat Byk Ana'mn
rahibinin kl bile kprdamad. Yzlerinden okunuyordu her ey. Kendisini anlamak
istemiyorlard. Syleyeceklerini dinlemek istemiyorlard. rmcek kafalyd hepsi
de, sabit fikirlerine saplanp kalmlard. Nasl olup da bunu daha nce
anlayamamt!

Asterios pencereye yaklat ve var gcyle ne yapacan dnmeye balad. Ne


yapabilirdi? Kendisini anlamalar iin gzlerinin nnde kalbine bir bak m
saplamas gerekiyordu? Daha nce kendisini hi bu kadar yabanc hissetmemiti.
Onlardan biri deildi. Onlarla bir ilgisi yoktu. Bundan byle onlara nasl itaat
edebilirdi? Bir daha suratlarn bile grmemeyi o kadar ok isterdi ki...
"imdi ne olacak?" Minos meydan okurcasna kadnlara bak347
yordu. "Sonu olarak adamza geldiler. Yoksa onlar frtnal sonbahar denizine
gnderip, hepsinin boulmasn m istiyorsunuz?"
"Minos!" diye tslad Pasiphae. "Haddini bil!"
"O stlmayan ambarlarda ok fazla dayanamazlar" diye devam etti Minos ona
aldr etmeden. "Gnler ksalyor ve geceler souyor. Acilen yeni barnaklar bulmak
lazm. Sence neresi uygun olur?"
Pasiphae tekrar koltuuna oturmutu ve dier kadnlar ile alak sesle konuuyordu.
Sonra ban sallad; dier kadnlar da onunla ayn fikirde grnyorlard. Pasiphae,
Asterios'a gznn ucuyla bile bakmyordu.
"Girit onlar kabul edemez" dedi sonunda kesin bir dille. "Vatanlarna geri dnmek
istemiyorlarsa, kendilerine gidecek baka bir yer bulmak zorundalar. Elbette ki
onlar bu frtnal havada kovacaz anlamna gelmiyor bu. Deniz sakinleene ve
deniz yolculuu yapmalarna izin verene kadar burada kalabilirler."
"Ya o zamana kadar?" diye srar etti Minos. "Onlar tm adaya datmak niyetinde
misin?"
"Kesinlikle hayr! Onlar gzmn nnden ayrmaya hi de niyetli deilim."
"Ne de olsa onlar kolonide rahat bir yaam srmeye almlar" diye ekledi Eudore,
Minos'a ta atmak istercesine. "Girit'te ise farkl kanunlar hkm sryor. Bunlara
uyup uymadklarn kontrol etmek hi de fena olmaz."
"Ben de ayn fikirdeyim." Pasiphae ayaa kalkt. "Riske girmemize hi gerek yok.
Onlar Knossos civarndaki kylere yerletirelim. Her aile birka snmac kabul
etmek zorunda kalacak." Asterios'a bakarak kalarn att. Olu ona srtn
dnmt. Artk annesine bakmas imknszd. Hele verdii bu son karardan sonra,
asla. "Pek byk meselelerin kmayacan umuyorum" dedi kralie dnceli bir
tavrla. "Ne de olsa pek uzun srmeyecek."

K sona erer ermez, Strongyle'li snmaclar Kymbe'lerini suya indirdiler ve


yolculuk hazrlklarna baladlar. Byk Ana'nn adasn terk edecekleri iin zgn
deildi hibiri. Tam aksine: O gn
348
sabrszlkla bekliyorlard. Knossos'ta ok zor gnler geirmilerdi. Zoraki ev
sahipleri ile tk tk geirdikleri zaman, aralarnda anlamazlklarn ve kavgalarn
ba gstermesine neden olmutu, ilerinde eitli zanaat dallarnda uzman kiilerin
bulunmasna ramen, onlara i vermeye hemen hemen hi kimse yanamamt.
Snmaclardan talihli olan birka basit gndelikiler olarak i bulmay
baarmlard. Byk ounluk ise herhangi bir i bulamam ve bu nedenle de
Pasiphae'nin yazclar araclyla her gn datt sadakalara muhta dmlerdi.
Byk ehir ise eskisinden daha da dar olmutu. Sokaklar insanlarla dolup
tayordu, tavernalar ve hamamlara girmek de bal bana bir meseleydi.
Yabanclar ve ev sahipleri arasnda sk sk kavga kyordu; bunun sonucu olarak da
snmaclardan ikisi ar yaralanmt. Bir bakas ise, birka Giritli gen ile
kapmasnn bedelini hayatyla demiti. Ksa bir sre iin nefret ve tiksinti
duygulan ortal kaplam; Knossoslu bir boyac olan gen katil ar bir ekilde
cezalandrlmt. Fakat ksa bir sre sonra yeniden gnlk hayata geri dnld ve
her ey unutuldu.
Bu arada Strongyle'den her eyin yolunda olduuna dair haberler geliyordu. Geri
yunuslar hl adaya geri dnmemiti, fakat Asterios'un srarla uyard tehlike de
ortalarda yoktu. Byk da, kraterinin etrafnda toplanan birka kara bulut
haricinde, gayet sakindi. Bir kez ksa bir homurtu iitildi, fakat hemen sonra her ey
eski haline dnd. Strongyle ahalisi kuaklardan beri alknd buna.
Vatanlarndan gelen haberleri herkesten nce renen Akroti-rili rahibeler, geri
dnmek iin srar eden ilk kiiler oldular, "insanlarmz burada mutsuz" diye
ikyette bulunuyorlard kendilerini dzenli olarak ziyaret eden Asterios'a. lassos'un
yrei Nephele ve Nain'in Knossos sarayna tklp kalmalarna dayanamamt. "Bir
dostumun evi" diye mnldanmt, fakat gzel yapnn ona ait olduundan kimsenin
phesi yoktu. Fakat iki rahibe bu atafatl konutta bile mutlu olamamlard.
brlerinin kaderlerine son derece zlyorlard. Hi kimse istemiyor onlar. Bize
tm gerei anlatmadn Asterios. Byle olacan bilseydik, buraya gelmek iin
parmamz bile kmldatmazdk."
349
Bakaca bir ey sylememilerdi, fakat Asterios onlarn ne demek istediini ok iyi
biliyordu. Rahibeler, Pasiphae ve Bilge Kadnlar artk grdkleri hayallerin

doruluuna inanmyorlard. Gnn birinde Phaidra ona toplantlarda konuulan son


konularn ne olduunu anlatmt. "Yanlm olduunu dnyorlar. Aslnda
yeteneinden kimse phe etmiyor. Fakat sana gnderilen mesaj yanl anlam
olduuna kanaat getirdiler. ok uzun zaman nce vuku bulmu bir eyi grm
olman mmkn deil mi?"
"O durumda Strongyle'nin yuvarlak deil, orak biiminde bir ada olmas gerekirdi"
diye karlk verdi Asterios mutsuz bir ifadeyle. "Ve zerinde insan yaamamas.
Tamamen katlam lavlarla kapl olmas. Artk sabrszlanmaya balamalarn gayet
iyi anlyorum. Son pskrmenin zerinden neredeyse bir yl gemesine ramen,
kara da hl yerli yerinde duruyor. Grdm hayallere inanmamak ve beni bir
budala yerine koymak onlarn ok daha kolaylarna geliyor. Nedenini biliyor
musun?"
Phaidra hayr anlamnda ban sallad.
"Grdm trden bir felaket her eyi kkten deitirecek nitelikte" dedi Asterios.
"Hibir ey bir daha asla eskisi gibi olmayacak. Strongyle kller altnda boulduu
zaman, Girit'te bizler hibir ey olmam gibi davranamayz. Bu yzden Pasiphae ve
yardmclar iin, olmamas gereken eylerin hibiri olmamal. Bu kadar basit ite."
Kz sessiz kalmt.
"Ne zaman olacan bilmiyorum" diye devam etti Asterios alak sesle. "Tek
bildiim, olaca..."
"Byk Ana'ya kendimizi affettirmek iin yapabileceimiz bir eyler var m?" diye
sordu kz neden sonra. Asterios aknlkla inceledi onu. Bu soruyu kendisine sorup
duruyordu o da. Kz da kk bir ocuk gibi gven dolu baklarla onu szyordu.
"Felaketin olumasn engellemek iin yaplacak bir eyler?"
"Demek ki hi olmazsa sen bana inanyorsun?"
"Gerei sylediini biliyorum" diye basit bir ekilde cevaplad kz onu.
350

Birka gn sonra Pasiphae onu kendisine labirentte elik etmesi iin davet etti.
Aralarndaki kt iliki yznden Asterios ona bunun nedenini soramyordu.
Kutsanma yolunda aktif bir greve getirilmeyi talep ettii, fakat zellikle de
snmaclarn karaya ayak bast gnden beri, birbirleriyle karlamaktan zenle
kanyorlard. Fakat barahibe onu artmt ve tanrann hizmetkr bu arya

icabet etmek zorundayd.


Asterios son aylar zarfnda uzun uzun dnmt. Hem Bilge Kadnlar zerine,
hem de kendisi ve kendisini bekleyen grev zerine. Onlarn elinde bir oyuncak
myd sadece? stenildii gibi sklp taklan iradesiz bir alet miydi? Ettii tm
yeminlere karn bir eye kesin kararlyd: Snrsz gleriyle bir kez daha yolunu
kapamaya yeltenecek olurlarsa, onlara kar koyacakt.
Pasiphae btn yolculuk boyunca tek kelime etmedi ve olunu yan gzle szmekle
yetindi. Atl arabann zerine gerilmi olan kaba kuma, manzaray seyretmelerine
imkn vermiyordu. Srekli sarslmaktan ikisinin de ileri dlarna kmt, bu
nedenle hedeflerine ulanca sevinmekten kendilerini alkoymadlar.
Birlikte dans meydanna ayak bastlar. Hava neredeyse kendi turna dans gecesi
kadar serin ve rzgrlyd. Asterios bir an iin dier adaylarn gerilmi yz hatlann
grr gibi oldu, heyecanl fsltlar geliyordu kulaklarna, ta zemin zerinde
kayarcasna ilerleyen ayaklarnn yere srtnrken kard sesleri iitiyordu.
Gzlerini krptrd. Gndzd. Pasiphae'yle birlikte koroda yalnzd.
Ne yapmak niyetindeydi? Yoksa ondan talep ettii eyi yerine mi getirecekti?
Tasavvur dahi edilemeyecek kadar uzun zamandr yeralt dnyasnn kapsn
koruyan kara ylanlara dikti gzlerini. Bir zamanlar olduu gibi, imdi de avu ileri
nemlenmiti. Fakat aradan yllar gemiti. Ebedi spiralde yryordu o zamandan
beri. Boann gcne sahip olduunun farkndayd. Yoksa Pasiphae de bundan emin
mi olmak istiyordu?
Bu arada kralie meydann kenarna gitmiti. Toprak burada ta levhalann arasna
girmeye abalyordu, eilip bklyor, sonra yeniden doruluyordu.
351
"Her ey topraktr" dedi Pasiphae. Avularn ona uzatmt ilerinde nemli, kara
ktleler tutuyordu. "Biz insanlar da onun kk bir parasyz. Bacaklarmzla
yrrz onun zerinde. Evlerimizi zerine kurarz. zerinde yetiir altn sars
baaklar. Vcudumuz ve ruhumuzla smsk balyz ona; sadece bizi tad ve
besledii srece hayatta kalabiliriz."
Asterios ban sallad. u anda iinden gemekte olanlar, kendi szckleriyle ifade
ediyordu kralie. Toprak sevgisi adaylara retilebilecek en nemli eydi. Uzun
zamandr bu sevgiyi ruhlarna daha iyi nasl ileyebileceini dnp duruyordu. Bu
nedenle Pasiphae'nin syledikleri onu artmt. Nereye varmak istiyordu acaba?
"Fakat ayn ekilde sert ve acmasz da olabilir. Yer sarsld, dalar kt ve

vadiler suyla dolduu zaman, aklmz neler olduunu kavramakta glk eker."
"Byk Ana topran efendisidir" diye karlk verdi Asterios alak sesle.
"Evet. Her eyi o yaratt" diye sze kart Pasiphae garip bir ses tonuyla. "ok
kr hatrlayabildin bunu!"
"Asla unutmamtm ki!" diye karlk verdi Asterios sert bir sesle.
"Bu ekilde deil" dedi Pasiphae. "Farkl bir biimde. Seni onun rahibi olarak
kutsadm. Bu mevkie lyk grlen ilk erkek sensin. Bu grevin hakkn vermeni
bekliyorum senden. taat edeceine yemin etmitin Asterios. Bunu hatrla." Hl o
garip ses tonuyla konumaya devam ediyordu, sanki dilinin altnda ho olmayan bir
eyler saklar gibiydi.
Ne anlama geliyordu bu?
"Btn k boyunca seni izledik" diye devam etti. "Ve grdklerimiz hi houmuza
gitmiyor. Sen doann kuvvetini gerei gibi kullanmak yerine, Bilge Kadnlar'a kar
koymaya almakla ziyan edip duruyorsun. Ve bana kar da."
Kadnn ses tonu deimemiti, fakat Asterios onun iki kann arasndaki izgilerin
derinletiini fark etti. "Topra kaybettin. Onu tekrar bulman iin sana yardm
edeceiz. nk sana ihtiyac352
nuz var." Pasiphae olunun ellerini kavrad ve skca kapkara, nemli topran iine
bastrd. "Toprakla olan balarn kopartmsn. Fakat onlar tekrar yaratacaksn.
Hem de eskisinden daha kuvvetli olarak. Kendin iin yapacaksn bunu. Ve Girit iin.
Ve bu aday kendi yaamlarndan daha fazla sevecek olan dier adaylar iin."
Labirentin kapsn iaret etti. "Kapdaki ylanlar gryor musun?"
"Gryorum" diye karlk verdi Asterios.
"Onlar adaylarn yaamlar boyunca sadece bir kez aacaklar eii koruyorlar.
Byk Ana'nn bar onlar yutar ve yeniden dnyaya getirir. Orada, her eyin son
bulduu, zaman ve meknn anlamn yitirdii yerde, kendi ilerindeki srlara vakf
olurlar ve tm insan haline gelirler. Ezelden beri bu byledir. Bundan te de byle
kalacak. Fakat hepsi bu kadar deil. Bana bak oul!" Asterios itaat etti. "Kadn
vcudunu erkek kudretiyle dolduran sen olacaksn" diye fsldad. "Kutsal Boa sen
olacaksn; labirentin kalbinde kutsanmlar bekleyen en son sr! Taleplerini yerine
getirmeye hazrz. Sen istediin iin deil, bu ekilde Byk Ana'ya en olumlu
biimde hizmet edeceine inandmz iin. imdi sana soruyorum: Gerekten hazr

msn?"
"Evet, hazrm" diye karlk verdi Asterios bir an bile duraksamadan.
"iyi." Pasiphae glmsyordu. "Fakat olay aceleye getirmek istemiyoruz.
Snmaclar aday terk ettikleri anda seni aaya gtreceiz. Bu greve almak
iin biraz zamana ihtiyacn olacak. Fakat baarl olacana eminim. Sen bu i iin
yaratldn, bu yzden kalanda o alameti tayorsun. Boann ay iareti. Sen
labirentin koruyucususun."
Gemiler Ahrotiri'ye doru yola koyulduunda Asterios da limanda bulunuyordu.
assos'un yanndaki gen boyac haricinde, tm geriye dnyordu.
Sandallar son seferlerini yapmakla meguldler. Rhtm bombo ve allmadk
derecede sessizdi. Yapacak baka ileri olmayan birka merakl dolanyordu
ortalkta sadece. Ne kardan, ne de kydan hi kimse el sallamaya istekli
grnmyordu.
353
Kymbeller pe pee demir almaya baladlar. Tmnn liman giriini terk etmeleri
epey uzun srd. Bat rzgr yelkenleri doldurduu iin, krekilerin neredeyse
yapacak hi ileri yoklu. Rzgr azalmad takdirde ksa bir sre sonra vatanlarna
ulaacaklard.
Asterios onlarn gidiini engelleyememiti. Oysa balarna gelecekleri ok iyi
biliyordu. Strongyle'de lm bekliyordu onlar.
Ya da acmak bilmeyen kara yanarda.
354
nc Kitap
Kutsal Evlilik
Adann zerinde kml kml bir scak vard. Sahil beyaz ltlar sayordu, deniz ise
gm renkli parltlar.
Gkyznde bir tek bulut bile yoktu; haftalardan beri yamur yamamt.
ayrlar, tarlalar ve zeytinlikler yaz mevsiminin kzgn nefesinin alnda ylece
duruyorlard; iekler solmutu ve otlar sanki son kez kokularn etrafa sayorlard.
imenler kurumu, toprak yarlmt. Maki allklar ve am ormanlar da gri renkli
bir tozla kaplanmt.

Derelerin birou tamamen kurumu, rmaklar ise kle k-le ince birer su
aknts halini almlard. Sadece dalarda su bulunuyordu. Orada yaayan
hayvanlar ve insanlar ise kprtsz havann altnda azap ekiyorlard. Arada bir
Afrika'dan beraberinde krmz toz bulutlan getiren l rzgrnn scak esintisi
hissediliyordu, o kadar. Bu toz her tarafa szmay baanyordu, kaplarla pencerelerin
smsk kapatlmalar bile bir ie yaramyordu. Halka ak emelerin hibirinden su
akmyordu. Sarnlardaki su seviyesi neredeyse tamamen dmt. Ta evlerde
oturan insanlar, bunun avantajn yayordu imdi. Tahta veya kil kulbelerde
oturan insanlar ise, kavurucu scaklktan slak kompresler yardmyla biraz olsun
kurtulmaya alyorlard.
Tarlalarda alan kadnlar gne domadan ie koyuluyor, leden sonray gne
batana kadar glgede geiriyorlard. Geceleri ise aileleriyle birlikte evlerin boucu
odalannda deil, ak havada uyumay tercih ediyorlard. Tm insanlar azck serinlik
iin inim inim inliyordu. Adann her tarafnda kadnlar ve erkekler yamur duasna
kmt. Rahibeler kurban stne kurban kesiyordu. Fakat her lk geceden sonra
kavurucu, mavi, bulutsuz bir gn daha
357
balamaktayd. Temmuz sonlaryd; yln en scak ay austos henz balamamt
bile.
Saray ahalisi daha haftalar ncesinden gneye tanmt. Ely-ros'taki yazlk saray
bu yaz bo kalmt. Kutsal Evlilik bayram austos aynn ilk gn Phaistos'da
kutlanacakt. Bununla birlikte ayn yz evriminden oluan Byk Yl da sona
erecekti. Bu zamann sonunda Girit'teki insanlarn, hayvanlarn ve bitkilerin
byyp gelimesi iin gerekli olan tren gerekletirilecekti: Byk Ana, denizden
gelen Beyaz Boa ile btnleecekti.
Tm dinsel trenlerin en nemlisi iin aylardan beri hazrlk yaplyordu. Su
kenarndaki tren alan yeniden dzenlenmi; Matala ehri yaknlarnda bulunan,
iki sra tepenin koruduu, bir koydu buras. akl talaryla kapl kk bir sahil
yavaa denize uzanyordu. Arka tarafa doru ise hafif bir eimle ykseliyor ve
tepenin etekleriyle birleiyordu. ok sayda insan sabilirdi buraya.
Gecelerin gecesini hi kimse karmak istemezdi. Byk Ana'dan insanlar ve
hayvanlara bereket vermesini dilemek iin, bundan daha uygun bir tren olamazd.
Bu yl da kadnlardan oluan uzun bir konvoy tren alanna ilerleyecek ve tanradan
kendilerine ocuklar ihsan etmesini dileyeceklerdi. Civar koylarda sabaha kadar
yaplan kutlamalar sonunda, birok kadnn dilei yerine geliyordu. Bu gecenin
meyvesi olan ocuklarn, doruca tanrann rahminden kopup geldikleri kabul
ediliyordu. Kadnlar kran ve minnet borcu olarak Byk Ana'ya saysz armaanlar

sunuyordu: St, bal, arap, ya, tahl ve meyveler. Yzyllardan bu yana uygulanan
bilge bir gelenek, bu besin maddelerinin rmesine engel oluyordu. Tren sona
erdikten sonra ihtiya sahipleri gruplar halinde oraya gelerek, canlarnn istedii her
eyi alp gtryordu. Ertesi sabah gne gkyznde ykseldii vakit, sadece
kyda kede kalm birka para yiyecei gagalamaya alan deniz kular gze
arpyordu. Tren alan zenle silinip sprlmt sanki. Byk Ana, kendisine
sunulanlar kabul etmeye tenezzl etmiti.
Bu byk olaydan nceki son gnlerde btn Phaistos bir ar kovann andryordu.
Drt bir yandan akn eden ziyaretiler civar kylere yerletiriliyordu, halta bazlar
Chalara'ya bile gnderil358
misti. Kadnlar her gn birok kez kutsal korularn etrafnda toplanarak, uzun uzun
yakaryorlard tanraya. Birou eek srtnda ya da yaya olarak gelmiti, dierleri
ise Kommos ya da Matala'da demir atan gemilerle. Geneyden gelen yolu sarayla
birletiren tren koridoru, yeni boyanmt. Yemyeil ayrlarn zerinde mavi
gvercinler uuuyordu. Bu parlak kuak kraliyet ailesinin yelerinin dairelerinin
bulunduu bat yakasna kadar uzanyordu. Sarayn bu blm eitli geitler ve
koridorlar yardmyla birbirine o kadar ustaca balanmt ki, dalardan esen sakin
rzgr gnn her saati ieri doluyordu.
Fakat odasn dolduran serin esintiye ramen Ariadne kendisini olduka bitkin
hissediyordu. le saatlerini yatanda geirmi ve pencereden dar bakarak servi
aalarnn yere den ince uzun glgelerini seyretmiti. Yavaa ayaa kalkt ve
szlayan gslerini tutarak br pencereye yaklat. Bir sredir her sabah
kusuyordu. Artk hi phesi kalmamt. Adet dnemi ikinci kez gecikiyordu. Tekrar
hamile kalmt.
Bir an iin Mirtho'nun otlarn dnd, fakat o gn ektii aclan hatrlaynca bu
dnceleri hemen aklndan silip att. Karnndaki ocuu kaybettii o gn asla
unutmayacakt. Asterios da o gn boann zerinden atlarken yaralanmt. Marur
bir ehreyle mavi dan ifte boynuzuna bakt. Asterios'un kalasndaki ay alametini
hatrlatyordu bu ona. Bu isim aklna gelince iinin kabarmas hi mi sona
ermeyecekti?
Ariadne ani bir hareketle pencereyi rten kuma yana ekti. Bu melankolik
dncelerden bkmt artk! Theseus tam yl nce dier Atinallarla beraber
gelmiti buraya. Balangta tek amac Asterios'u kskandrmak ve cezalandrmakt.
Fakat aradan geen zaman duygularn da deitirmiti. Artk mutlu bir gelecek
uzanyordu nnde. Theseus karnndaki ocuun babasyd.
Bu ocuu arzuluyordu. Olunu dnyaya getirmeye kesin kararlyd. Benim gl

iradem ve Theseus'un atlganl, diye geiriyordu iinden, ne mkemmel bir


karm! Yaknda imeye balayacak olan karnn okad. Bu ocuk uzun sredir
arayp da bulamad k yolu olacakt. Aday mmkn olduunca abuk terk
359
etmeliydi. Bu arada Girit'ten en az Theseus kadar nefret etmeye balamt;
iindeki bu gl duyguya kar koyamyordu. Ariadne her eye onun asndan
bakmaya balamt. O gne dek ona bildik ve doru gelen her ey imdi gzlerine
kt ve irkin grnyordu.
"Kadnlar hkmetmek iin yaratlmamtr" diyordu Ariad-ne'yi kollarnn arasna
ektii zaman. Ariadne'nin n planda olduu ilk bulumalarnn aksine, imdi rolleri
deimilerdi. Theseus uzun ak oyunlaryla hi vakit kaybetmiyor, aksine bir
rpda Ariadne'nin bacaklarn aarak kaba, hatta sert hareketlerle kzn iine
giriyordu. akayla ciddiyet arasndaki snr ok inceydi; Ariadne onun bu
davranna kar koymaya alyordu, ama bouna. Gl olan oydu. Neredeyse bir
iktidar mcadelesine dnen bu sevime biimi ikisini de heyecanlandryordu.
Ariadne kendisini ona teslim etmeyi seviyordu; onun acmasz bir efendi gibi
kendisine hkmetmesinden zevk alyordu. "Burada kadnlarn sz gereinden ok
daha uzun sre gemi? Ya erkekleriniz? Korkak muhallebi ocuklar! stediini zorla
alabilecek bir tek olsun babayiit yok aralarnda!" diye hakaretler yadryordu
Theseus. "Sslenip psle-nip, eteklik giyerek Byk Ana'ya yaltaklandklar zaman
ne kadar gln oluyorlar! Bazen bu adada sadece karlarn bulunduunu
dnyorum!"
"Peki ya Atina'da? Orada kimin sz geiyor?" diye soruyordu Ariadne sk sk,
cevab pek iyi bilmesine ramen.
Sonuncu defalarda Theseus kt kt gld. "Pek yaknda kendi gzlerinle
greceksin bunu sevili prensesim!" Sonra ona diz kmesini emretti ve kza arkadan
sahip oldu.
Sk sk bulumaya devam ediyorlard. Bu arada ilikilerinin bakalar tarafndan
renilmesinin Ariadne asndan bir nemi kalmamt. Hatta bazen tm iradesini
toplayarak, her eyi ak ak annesinin suratna kar anlatmay geiriyordu
aklndan. Pa-siphae'nin kzlarndan biri bir barbarla beraber. Bu kz en az sevdii
Ariadne olsa bile! Bunu duyunca Pasiphae'ye en azndan inme ineceinden emindi.
Fakat Theseus henz ocuktan haberdar deildi ve Ariadne
360
onun bu haberi nasl karlayacan kestiremiyordu. Bu aralar her zamankinden

daha iine kapank, daha sinirli ve daha zapt edilmezdi. Dier adaylarla beraber
Phaistos'a geldiinden bu yana Ariadne onu grme frsatn hemen hemen hi
bulamamt. Adaylar boa atlayn geride brakmlar ve turna dans almalanna
balamlard. Eer araya Kutsal Evlilik treni girmemi olsayd, Mavi Yunuslar
Saray'ndan kesinlikle aynlmazlard.
Merope'nin halefi olarak greve balayan rahibe Hemera, sertlie alkn bir
kadnd. Kzlara kar daha yumuak davranyorsa da, delikanllarla konuurken ses
tonu hemen sertleebiliyor-du. Adaylann tm kendilerini zorluyorlard. Hibiri
rahibenin kendilerini herkesin nnde azarlamasna izin vermek niyetinde deildi.
Dilerini skarak, kendilerinden beklenileni yerine getirmeye alyorlard. Bir
zamanlann asileri bile allmadk derecede gayretliydiler - Theseus haricinde.
renmek zorunda olduu dans figrleri, onun Girit'te en ok nefret ettii eylerin
tmn simgeliyordu. Bu nedenle her eye kar kyor ve figrleri renmeyi
reddediyordu. Hemera'nn tm uyanlan onu daha da ok siletirmekten baka bir
ie yaramyordu. Sadece, zorlu ceza tehditleri altnda yerinden g-bela kmldyor,
beceriksiz figrlerle ortada dolanyor ve mark davranlar yaparak dierlerinin de
younlamalarn engelliyordu. retmenleri ebed spiralin anlam ve kayna
hakknda konuurken ya bo gzlerle nne bakyor, ya da katla katla glyordu.
En ok da labirentten bahsedilmesinden nefret ediyordu.
Ksack buluma anlarnn birinde Ariadne'ye fkeyle bana gelenlerden sz etmiti.
Havas ok boucu olduu iin pek kimse tarafndan kullanlmayan gney kanatta
bulumay kararlatrmlard. Ariadne yatan tozlarn silmi ve bir nebze olsun
gzel bir ortam hazrlamaya almt. Midesi korkun derecede bulanyor-du;
iinden bunun hemen gemesi iin tanraya dualar ediyordu. Theseus bir ey
farketmemie benziyordu.
"ldrm tavuklar gibi meydanda koturup duruyoruz! Sonra da topran barna
inecekmiiz, lafa bak! Karanlklann iinde srnmenin kime ne faydas olabilir ki?"
361
Odann iinde hzla bir ileri, bir geri dolanp duruyordu, ta ki Ariadne'nin ba
dnene kadar. "Yanma gel" diye seslendi sonunda delikanlya.
Theseus ok ksa bir sre iin kzn yannda durdu. Fakat Ari-adne tam bir eyler
sylemek zere azn amt ki, yeniden oday arnlamaya balad. Kz artk
sabrn yitiriyordu. "Ne diye szlanp durduunu anlamyorum" dedi fkeyle. "Turna
dans, labirent, bunlar kutsanma yolunun birer basamandan bakas deil.
Hepimiz bu basamaklar trmandk. stisnasz hepimiz."
"Yani bu herkesin aa inmesi gerektii anlamna m geliyor?" Bu scak ve tozlu

odada Ariadne gzne en bandaki kadar yabanc grnyordu. Ne de olsa


onlardan biri, diye geirdi iinden derin bir aalama duygusuyla. Batl inanl bir
Giritli! Syledikleri onu hem rktm, hem de meraklandrmt. Korktuunu
hissediyordu. Ariadne de dahil olmak zere, hi kimseye o dipsiz kara deliin
sadece dncesinin bile kendisini lesiye korkuttuunu sylememiti.
"obanlar ve balklar dndaki herkesin" diye cevap verdi Ariadne, Theseus'un
nefret ettii retmen edasyla. Kz hibir eyin onu bu ses tonu kadar
fkelendirmediini iyi biliyordu. Theseus'u kkrtmak istei vard iinde. "Girit'in
sekinleri arasna katlmak isteyen herkes, demin sylediin gibi 'aaya' inmek
zorundadr. Ve sonra da tekrar dar kmak."
"Orada neler oluyor peki?" Theseus boulmak zereydi.
Ariadne akn akn bakt ona. "retmenlerin bu konuda bir ey anlatmyorlar
m?"
"O mzmz ihtiyar m? Onun bize anlatt palavralarn bir tekine bile inanmyorum;
senden iitmek istiyorum bunlar!" Penelerini kzn koluna geirdi. "Yoksa bunu
yapmak istemiyor musun?"
"Byle kaba davrandn zaman senden hi holanmyorum!" Ariadne kolunu
delikanlnn ellerinden kurtard ve onun alayc srtn grmezlikten gelmeye alt.
inden ayaa kalkmak ve serin odasna gitmek geliyordu. Sadece ona deil,
kendisine de kzyordu. Hamileliinden sz etme frsatn bir kez daha karmt!
"La362
birent herkes iin farkldr" diyerek kafasn daha da kartrmaya alt. "nk
tm insanlar birbirlerinden farkldr."
Theseus ona yle derin bir aknlkla bakt ki, kz szlerine ara vermek zorunda
kald.
Zaten orada yaadklarn kelimelerle ifade edemiyordu. Etrafn kaplayan karanlk
ve sessizlik hakknda ne syleyebilirdi ki? Ya da plak ayaklarnn dikkatle bast o
dzensiz zemin hakknda? Labirentin merkezinde karlat glgesi hakknda?
Kolaylkla k yolunu bulup aniden rahatlamas hakknda? lm ve yeniden dirilii
hakknda asla tek kelime bile etmeyecekti. Karnnda ocuunu tad adama bile!
Yalvaran gzlerle ona bakt.
"Sadece hayaller, duygular ve hatralar, Theseus! Sanrm grmeyi umduun
eylerden hibiri deil." Anlalmaz bir ekingenlik daha fazla konumasn

engelliyordu. "Zaten bu konuda konumak yasaktr. Yoksa sen Zakros'ta yemin


etmedin mi?"
Theseus'un dudaklarnda hl ince bir glmseme vard. Aniden konuyu deitirdi
ve gzle grlr bir ekilde rahatlad. Az sonra gitmiti. Fakat Ariadne onun tekrar
geri geleceinden emindi. O zaman ona hamile olduunu syleyecekti. Ve baka
eyler de. Bandan geenleri anlatarak yeminini bozmasna da gerek kalmayacakt.
Labirentin merkezinde onu kimin bekleyeceini sylemesi yeterliydi: Asterios, boa
maskeli rahip!
Gnein batndan iki saat nce Daidalos atna atlad gibi yola koyuldu. Az sonra
Matala ehrini geride brakt. Oradaki hanlardan birinde bir oda tutmutu. Saman
zerinde uyumak veya souk suyla ykanmak zorunda kalmak vz geliyordu.
Kendisini Minos'un bktrc varlndan uzaklatran her adm, ona byk bir
mutluluk veriyordu.
Pasiphae'nin ei, almalarnn durumunu zerre kadar dikkate almadan ona
Knossos'taki dkmhaneyi kapatmasn ve sarayla beraber Phaistos'a dnmesini
emretmiti. Burada ok daha ilkel koullar altnda almak zorundayd. Bu durum
gneylilerden nefret etmesine neden oldu. ok gevezeydiler, ok fazla glyorlard,
ta363
limatlarna ok az uyuyorlard. Hasretle Zakros'taki gnlerini dnyordu: Gney
kanad, ilii, artk oktan harap olmu kk krall.
Bazen ryasnda Patane'nin kendisine ok iyi gelen kahverengi evini gryordu.
Yavaa eikten ieri giriyor, birinci kata kan dar merdivenleri ar ar trmanyor,
heyecandan titreyerek karsna kan kapy ayordu. te karsndayd! Devasa
bacaklar, armut biimli gsler, hatlarnn arasna yen bir kedi yavrusu gibi
sokulmay ok istedii kocaman gbek. Kendisini az da olsa avutan bu kadnn
suratn ryalarnda hi grmyordu. Ne geni alnn, ne biri yerde biri gkte
dudaklarn, ne de harika bir ekilde titreyen geni kanatl burnunu. Kadn aman
bilmez bir efendiye dntren o ince, kara krba geliyordu gzlerinin nne, o
kadar. Bir kerecik bile olsun dokunmasna izin vermedii kara etlerini alev alev
yanarak arzuluyordu. Bouk sesini ve sert emirlerini de. Tabaklanmam deriden
yaplma eridin srtnda ve kaba etlerinde at o harika yaralar. Onu zlyordu!
Zeus adna, onu ok zl-yordu!
Tepelerin ardnda Kutsal Evlilik Treni'nin yaplaca koyu grd. Atn evirerek
Matala'ya geri dnmeyi ok isterdi. Fakat hazrlklar gzden geirmek iin gelmiti
buraya. Aaglarcasna topraa tkrd. O tozlu liman ehrinde kendisini bekleyen
ne vard ki? Kayda deer hibir ey!

Aklna dnk etine dolgun, kzl sal gen kz gelmiti. Kalalar geni, gsleri
kocamand, i yapmaktan ypranm kaba saba kyl ellerini de grd anda,
iinde ufack da olsa bir umut belirmiti. Elbette ki Patane'nin yerini hi kimse
tutamazd. Fakat iindeki strab bir nebze olsun bastrabilirdi belki.
Ama umduunu bulamad. Kz hi zorluk karmadan bacaklarn aarak yataa
uzanmak istemi, Daidalos da ona son anda glkle engel olabilmiti. Ondan ne
istediini aklamaya alt zaman ise, korku dolu gzler bulmutu karsnda.
"stediklerini yapamam." Daidalos kzn sesindeki irenmeyi hissetmiti. "Asla. Ben
ak iin yaratldm, cezalandrmak iin deil." Bunlar sylerken aptal bir inee
benziyordu. Daidalos onu dvmemek iin kendisini g tutmutu.
364
Yere atlayarak atn bir alla balad. Sahile yaklatka ilerin talimatlarna
uygun olarak yaplm olduklarn fark etti. Ac dolu gl, kyda atlayan
dalgalardaki martlarn feryatlarna karyordu. Ne kadar zavall bir duruma
dmt! Atina'nn en nemli mimar ve mucidi olarak ie balam, imdi de
Girit'in demircisi olmutu. Hepsi bu deildi ama! Minos'un emri zerine kumsaldaki
tepeleri mmkn olduunca dzletirmiti. Girit kral, en kk kznn
cambazlardan biri tarafndan becerilmesini herkesin seyretmesini istiyordu!
Ayaklarnn altndaki kk talar gcrdayarak sandaletlerine doldu. Daidalos
fkeyle backlarn zerek yrmeye yalnayak devam etti. Gen rahibenin
balanaca ereveyi kontrol etmesi gerekiyordu.
Minos kendisinden bu ereveyi daha salam ve kullanlr bir hale getirmesini
istemiti. Daidalos nce sert tahtalar kullanmay dnm, fakat bunun fazla
hareketsiz olaca kanaatna varmt. Bir tekerlei salam biimde yere dikmek
neredeyse imknszd. Yapaca tasarm hem eilip bklebilir, hem de salam ve
dayankl olmalyd; bu arada da yeterince hareket imkn salamalyd. Nihai
zm bulmas her zamanki gibi biraz zaman almt. Daidalos st dallarndan
rdrd ereveyi inceledi. Tren akam arasna bir hayvan postu gerilecekti.
Dallar esnekliklerinden hibir ey yitirmemilerdi. Bileklerin balanmasnda
kullanlacak deri kaylar ve balar de ok iyi durumdayd. Gerekirse zerindeki
kk metal tokalar yardmyla byklkleri ayarlanabilirdi, nk Gk inekleri'nin
lleri pekl deiebilirdi!
Aalar bir tavrla dudaklarn bzd. Kzlar her defasnda farkl davranlar
sergiliyorlard. Hepsi de irenti. Son seferki gen kz, cambaz kendisiyle
birletikten sonra aniden kutsal bir azgnla yakalanmt! Btn tren boyunca
suratndan inanlmaz bir gerginlik okunmutu ve etrafnda dans eden kadnlarn tiz
lklar bile ehresindeki korkuyu silememiti. ocukluktan syrlamam vcudu

korku terleriyle srlsklam olmutu. ehvetin ise izi bile yoktu. Bu kzn kim
tarafndan ve neden seilmi olduu onun iin bir muamma olarak kalmt. Benekli
inek derisinin ve inek
365
kulaklarn temsil etmesi gereken garip balnn altnda, rkek bir danaya
benziyordu. Oysa Pasiphae yle miydi? Kralie muhteem bir Gk nei olmutu!
Onun ehvetten arplan surat ve inek derisinin alunda kvrlan srlsklam vcudu,
aradan geen yllara ramen aklndan bir an olsun kmamt. Kadnlarn onu aka
getirmek iin kardklar ritmik seslere hi gerek duymamt. Asl onun barlar,
inlemeleri ve vahi rpnlar dier kadnlar heyecanlandrm ve zapt edilmez bir
cokunluk iine girmelerine neden olmutu. Btn meydandan ehvet dumanlar
ykseliyordu. Kadnlar trenin sonuna kadar sabredememiler ve karlarna kan
ilk erkekle olduklar yerde iftlemeye balamlard.
Fakat bugne kadar unutamad baka bir ey daha vard: Karsnn yaptklarn
dehet iinde izleyen Minos'un surat. Az incecik bir izgiye dnmt, alev alev
yanan gzleri ardna dek almt. Baka birisi barahibeyi bu tr bir trende
izleyen kraln verdii tepkiyi Daidalos'a anlatsayd, ona asla inanmazd. Onun neler
hissettiini iyi biliyordu, bir benzerini de kendisi yaamt nk. Kars Naukrate ve
yeeni Kalos. Minos'a bakar bakmaz onun aklndan neler getiini anlamt.
Kendisinin boynuzlanm bir kocadan baka bir ey olmadn dnyordu!
Acaba o gece Pasiphae Minos'u harekete geiren kskanlk ve intikam duygularn
gerekten de sezinleyememi miydi? Kralie akln kaybetmi gibiydi, iinden ksa
srede syrld benekli deriyi bir fazlalk gibi frlatp atmt zerinden; o kadar
sabrszd ki, deri kaylar bile sert bir hareketle ekip koparvermiti. Daida-los
bunu ok iyi biliyordu, nk sonradan kaylar tekrar yerine takmas emredilmiti
kendisine. Saray dedikodularna gre uzun zamandr sevgilisi olan adamla akl
talar zerinde lgnca sevimiti. Dorua ulamaya yaklatklarnda adamn deri
maskesi suratndan kayvermiti. Korku dolu birka lk iitilmi, hatta davullar
bile ksa bir sre iin susmutu. Fakat kimse onu tanyamamt. Sa eliyle deri
mahfazay tekrar yerine takm ve Pasiphae'yle birlemeye bir an bile ara
vermemiti. Sanki bir tek gvde halinde btnlemilerdi. Bazlan kralieyle onu
afak skerken bile sahilde
366
birbirlerine sarlm olarak grdklerini iddia etmilerdi, sanki kopmaz balarla
balanmlard birbirlerine.
Daidalos son olarak kalaslar kontrol etti. Zemin tal olduu iin yere aklmalar

ok g olmutu. Adamlarna mmkn olduunca derin ukurlar amalarn


emretmiti ve imdi de yerde grd kk toprak ynlar, talimatlarna uyulmu
olduunu kantlyordu. Tahta direkleri yerinden oynatmay denedi, fakat azck bile
olsun kmldamadlar. Narin Phaidra'nn bu salam direkleri yerinden oynatmas
imknszd. Fakat gen ve iffetli rahibenin bu alanda nasl grneceini bir trl
tasavvur edemiyordu. Ar derinin altnda rlplak, zarif bir vcut!
Korku dolu gzlerle mi bekleyecekti boay? Yoksa onu ihtirasla m kabul edecekti?
Can sklm bir halde kafasn sallayarak atma doru yrd. Hayr, Pasiphae'nin
en kk kz bu davranlardan hibirini gstermeyecekti. Bir nevi dinsel teslimiyet,
olsa olsa. Fakat emin olduu bir tek ey vard: Kzn ciddi surat ifadesi asla
bozulmayacakt!
Kadnlar kim anlayabilir ki, diye geiriyordu iinden saraya geri dnerken. Dost
grnlerinin arkasnda dipsiz uurumlarn pusuya yattn kim tahmin edebilir!
Bir an iin kzl sal dilbere bir daha uramay dndyse de, vakit geirmeden
hana dnmek daha akllca geldi. Alt dzen bozulduu iin, midesi isyan etmeye
balamt. Onu kmes hayvanlarnn eti ve taze sebzeyle yattrmaya alacakt.
Ah kadn, zerindeki paavralarn uyandrd izlenimden daha yetenekliye
benziyordu.
Keyifli bir akam geirmeye karar vermiti. Yannda kt ve kmr kalem de vard.
Ksa bir sreden beri, eski uu almalarna yeniden balama istei domutu
iinde. Son zamanlarda bu konuda ok dikkatli davranyordu. Sadece Ikaros ne
zerine alt konusunda birka bilgi krntsna sahipti. Uma makinesi iin ihtiya
duyduu malzemeler kafasnda neredeyse tamamlanmt: Ya emdirilmi salam
ktlar, elyaf iplikler, kurutulmu barsaklar, ince bir sac haline gelene kadar
dvlm bronz levhalar.
Atndan inerken zihninde bir imek akt. Sepet hasn! Elbette! ite buydu arad!
St dallar ile bir model yapacak ve
367
bunu ktla kaplayacakt. Heyecandan yutkunmay unuttuu iin neredeyse
boulacakt. Odasna doru koarken prl prl bir suratla akam yemeini
smarlamay da ihmal etmedi. Fena deil ihtiyar dostum, diyordu kendi kendine.
nce ok ular, imdi de st dallan. Gerekten de fena deil!
lkinde onu doru yola sevk edenin fke olmasna ramen, imdi de rahatlk
yapmt ayn ii. Aylar nce yapt bir alma esnasnda byk bir hiddete
kaplm ve yeni dvlm demir paralarnn topraa gmlmesini emretmiti.
Baarszlnn rnlerinin etrafnda bulunmasna artk dayanamyordu. Sonra da
onlar unutmutu. Phaistos'a gitmek zere eyalarn toplarken anszn aklna

gelmilerdi. liklerin kapatlmasndan bir nceki akam, aklanamaz bir drt ile
yere gmd demir kalplarn dar kartmt. Sonra da atein zerinde tekrar
dvmt onlar. Krlmamlard. Paralanmamlard.
Becerikli elleriyle ksa srede bir ok ucu yapmt. Soumasn beklerken
sabrszlktan kalbi duracakt neredeyse. Sonra da onu tahta bir okun ucuna
geirmiti. yi bir oku deildi, fakat u an iini grebilecek kadar yay ekmesini
biliyordu. Nian alm ve oku brakmt. Havada vnlayarak uan ok, tahta kapya
saplanp kalmt.
Vahi bir zafer cokusu kaplamt iini. Nihayet baarmt. Salam ve kolaylkla
ekil alan saf demir retmiti.
Adamlarn saatler ncesinden eve gnderdii iin ok mutluydu. Baarsndan hi
kimsenin haberi olmayacakt, Minos'un bile. Elinde son derece salam bir koz vard
artk. Zaman, kendi lehine iliyordu.
Asterios deri boa maskesini takmaya baladndan bu yana, hayaller ona her
zamankinden daha sk ve daha canl gelmeye balamt. Byk Ana'nn labirentinin
koruyucusu olduundan beri ok deimiti. Onunla beraber hayaller de... lk
balarda topran barna girerken ii daralmsa da aradan geen zaman zarfnda
mutlak karanla ve yalnzla almt. Topran derinliklerinde geirdii saatleri
seviyordu artk. Onun saysz zelliklerini dnyordu uzun uzun. Toprak sertti,
fakat susuz kalnca un gibi ufalan368
yordu; yumuakt, yaam dourmak iin sert kaya tabakasn kaln bir krk gibi
saryordu. Beklemeyi renmiti; toprak gibi sabrl ve dirayetli olmasn.
Karmak yollarda derin derin soluyarak ilerlemeye alan bir adayn sesini
duyduu zaman, dnmeye ara veriyordu. Arayan adm sesleri bir sre sonra kr
bir duvara arparak son buluyordu. Genellikle uzunca bir sessizlik takip ediyordu
bunu. Sonra admlarn hafif yanklan geri dnyor, yava yava ona yaklaarak
belirginleiyordu. te o srada Asterios duvarlarla btnleiyor ve kayalk zeminle
bir oluyordu. Bu mutlak btnleme onun iradesi dnda gerekleiyordu.
Yapabildii tek ey, olaanst bir younlamay aa karan bu olay akna
brakmakt. Bu younlamay vcudunun ortasnda bir enerji topu gibi tm
benliiyle alglyor ve idrak ediyordu ki, korku iindeki bir yrekle tm srlarn
sonuncusuna yaklaan karsndaki de ayn eyleri hissediyordu.
inden akan bu g, boann dnya kurulal beri var olan kuvvetiydi. Kara boann
kuvveti lm ve ykm getiriyordu, beyaz boannki yaam retiyordu. Asterios'un
bu kuvveti hissetmesi esnasnda, aday da urunda yeralt dnyasna yapt uzun

yolculuun hedefine ulam oluyordu. Kendi glgesini grmeye, gn nda gizli


kalan taraflaryla yz yze gelmeye hazrd artk. Bu mutlak gereklik annda aday o
anda yaadklarnn kendisini tam bir insan haline getirdiini kavryordu.
Asterios bahenin iinden adaylarn kald eve doru ilerlerken, kalp atlarnn
hzlandn hissediyordu. Buna ayaklarnn altndaki otlar kavuran scakln sebep
olmadnn da farkndayd. Theseus'u grme dncesiydi onu rkten. Fakat bu
karlamadan kamayacakt. O, tanrann rahibiydi ve adaylar tren alayna
hazrlamak onun greviydi. Theseus da onlardan biriydi sadece.
sesen daha iyi olur. Onlar doru dnceyi zaten beraberlerinde tayorlar."
Fakat Asterios her trl yenilie iddetle kar kan tutucu kadnlar iktidarna kar
tek bana savaamayacan biliyordu. Bu noktada Minos ve Aiakos ile ayn
fikirdeydi. Fakat aralarnda nemli bir fark vard, o erkeklerin de katld bir yaam
zlyor-du. brleri ise, salt iktidar...
"Sadece eitim ve retim ile bir sonuca ulaabiliriz" diye srar etmiti Asterios. Bu
defa pes etmeyecekti. Eski bilgilerin hemen ve birok kiiye aktarlmamas
durumunda, Girit'in yok olmaya mahkm olduunu biliyordu. "Birka yardmc
almama izin verirsen, kutsanma yoluna katlmak isteyenlerin saysn kat kat
arttracam garanti ederim sana."
Kadn ikna etmek iin tm yeteneini kullanmas gerekmiti. Fakat aradan bir sre
getikten sonra, kazand baar haklln ortaya koymutu. Adaylarn arasna
katlan gen insanlarn says her geen gn artyordu.
Asterios ve yardmclar ieri girdi. Adaylar bir ember oluturacak biimde yere
oturmutu ve beklenti dolu gzlerle onlara bakyorlard. Sadece Theseus her
zamanki gibi baklarn baka yerlere dikmiti.
"Byk Ana'nn erkek ve kz kardeleri! Sizi selamlyorum" diye sze balad. Bir
zamann kz ve olan ocuklar, bu arada yetikin gen kz ve delikanllara
dnmlerdi. Girit usul nlkler vard zerlerinde. Vcutlarnn st ksmlar
plakt ve kemerle sktklar belleri kadns hatlarn iyice ortaya karyordu.
Karsnda duran bilinli adaylarn bir zamanlar Amnyssos'ta karaya kan rkek ve
ekingen biarelerle hibir ilgisi kalmamt. "Bu akam bayramlarn en byn
yaayacaz" diye devam etti. "Gk ne-i'nin denizden kan Beyaz Boa ile
birlemesini simgeleyen Kutsal Evlilik Treni. Boann tohumlar uyuyan topra
uyandran ilkbahar yamurudur."
Ses tonunu gerektii gibi ayarlayamamt. Tam nnde oturan Prokritos
dudaklarn snyordu ve kzlarn ikisi kkrdamaya balamlard. Kendi
vcutlarndaki ba dndrc deiiklikleri

370
kefetmeye alan bulu andaki bu genlere gelimekte olan yaamn srlarn
nasl anlatabilirdi ki?
Byk sorunlarn zm genellikle alacak kadar basittir, diye dnd Asterios.
Merope'nin bir zamanlar bana aklam olduklarn anlatacam onlara. Kimse bu ii
ondan iyi bilemez. Genlerin arasnda yere oturdu.
"Size aktan sz edeceim" dedi onlara. "Ak, yaammza hkmeden en byk
kuvvettir. ster kadn, ister erkek olalm, onu sk sk bize ac veren bir eliki olarak
yaarz. Kutsal Evlilik ise bu acy dindirir. Dii taraf kkendir, varolan her eyin
temelidir; erkek taraf ise yaratlandr, bundan dolay da dii tarafn bir yansmasdr.
Kadn, her eyi kapsayan gkyzdr; erkek ise gnetir, kadnn ate topu. Kadn,
tekerlektir; erkek ise yolcu. Sadakat ve ballk iinde birbirleriyle birleirlerse,
ortaya yaam anlamna gelen snrsz bir ak kar."
Genlerden hibiri glmyordu artk.
"Sadece hissedilebilecek bir eyi kelimelerle ifade etmek gerekten de ok zor" diye
glmsedi. "Greceiniz eylerin nedenini ok fazla kurcalamaya almayn. Ak
olun. Brakn kalbiniz nefes alsn. Sonra her eyi anlayacaksnz."
Kapda bir sre daha Hemera ile konutu. Theseus korkun baklarla szyordu
onu. Fakat Asterios ona aldr etmeden rahibeyle konumaya devam etti ve
yardmclarna son talimatlar verdi. Adaylarn binecei arabalar sarayn nnde
hazr bekliyordu. Kadnlarn birou souyan havaya ramen yryerek yola
koyulmulard. Karanlk basar basmaz uzun bir tren alay eklinde koya
gireceklerdi. Gk nei'nin boasn bekleyecei kutsal yere!
"Hamileyim." Theseus bir an iin yanl duymu olmay mit etti. Fakat ldayan
gzler ona duyduklarnn doru olduunu sylyordu. "Bir ocuk bekliyorum. Senin
ocuun. Bizim ocuumuz." Theseus ryada gibiydi. Kzn bouk yanklarla
kulanda nlayan sesi, tekerleklerin gcrtsna karyordu. Arabalar olduka ar
ilerlemekteydi. Kadnlar ve erkekler, genler ve yallar, kk kzlar ve olanlar,
drt bir yandan akn akn geliyordu. En
371
gzel elbiselerini giymilerdi, kadnlarn birounun balarnda taze iekler gze
arpyordu. Sanki sevgilileri iin sslenmilerdi. Kzgn vcutlarndan etrafa salan
gzel kokular, susam ieklerin kokularna karyordu. Fakat bu yasemin ve
glya kokularnn arasnda burnuna gelen daha topraks, daha keskin bir koku

vard. Misk kokusuna benziyordu biraz, imdiye dek bildiklerinden farkl ve gizemli.
Burnuna giren, derisinin gzeneklerinden ieri szan bu koku onu heyecanlandrm,
onu tahrik etmiti.
Theseus bu kokuya direniyor, kendisini sersemletmesine ve etkisi altna almasna
izin vermemeye alyordu. evresindekilerin tm dmand - Giritli kanlar bile!
Anszn burnuna denizin tuzlu kokusu geldi. Vatan hasreti doldurmutu iini. Bunda
yanndaki Giritli karnn da suu vard! "Gidelim buralardan!" diye yalvarmt
kendisine. "Olumuzun bu adada dnyaya gelmesini istemiyorum. Gerek bir erkek
olmal o, tpk babas gibi. Beni Atina'ya gtr Theseus!"
"Peki bunu nasl yapmam dnyorsun? Bu hapishanede daha uzun yllar ile
ekmek zorundaym. Kim bilir, bu zamann bitiminde yar l, daha da kts, yar
Giritli olurum belki de."
"Kaalm!"
"Babann o hzl Kymbe'siyle bize yetimesi ka gn srer dersin? ki, belki de !"
Hayr, ka bir zm deildi. Elbette ki bu fikri daha nce binlerce kez enine
boyuna dnp tartmt. Fakat Aigeus'un olu bu aday bo ellerle terk etmek
istemiyordu. Kamasna deecek bir hazineye sahip olmalyd en azndan.
Ariadne arabadan inip dier kadnlarla birlikte sahile indii zaman, bo yere
etrafna baknd. Altn benekli gzleri olan rahip ortalarda yoktu. Byk ihtimalle
Ariadne'nin kendisine sz ettii boa maskesini geirmiti kafasna.
Ariadne bu akamki trenlere katlmayacakt. Hamileliini gizlemek iin gnll
olarak kutsal koruda hizmet etmek istediini bildirmiti. Oraya doru yola
koyulmadan nce son bir kez These-us'un yanna gitti. Surat dolgunlam ve
vcudu yuvarlaklamaya balamt. Ksa bir sre sonra byyecek olan karnnn
delikanly
372
kendisinden uzaklatracan gayet iyi biliyordu. "Labirentte bana neler geleceini
bilmeyi hl istiyor musun?"
"Evet." Theseus armt. Ariadne'nin bu konuyu neden ama gereini duyduunu
anlamyordu.
"Aada seni kardeim Asterios bekliyor." Ariadne zayf bir sesle gld. "Suratnda
deri boa maskesini tayor ve kutsanmadan ieri girmeye alanlara engel oluyor.
Ondan sakn Theseus! Senden nefret ediyor."

Kzn syledikleri delikanl iin yeni bir ey deildi. Ta en bandan bu yana


dmandlar zaten birbirlerine. Ayr dnyalarn insanlarydlar. Gece ve gndz
kadar zt kiilikleri vard. Ve buna ramen Ariadne'nin szleri etkili olmutu.
Theseus bu na kadar Asterios'tan hi holanmyordu, fakat bu duygusu artk
snrsz bir nefrete dnmt. Bu Giritlinin kendisini kadnlarn elinde bir oyuncak
seviyesine indirmesine bir trl akl sr erdiremiyordu. Kendisini tm kadnlardan
daha kadn hisseden ve bununla gurur duyan bir erkek! stne stlk bu muhallebi
ocuu eski srlarn koruyucusu olduunu iddia ediyordu bir de!
Giritliler Aigeus'u bask altnda tutmak ve Attika ocuklarn sapk fikirlerine gre
biimlendirmek iin labirenti uzun sredir kullanyorlard. Theseus o kadar ok
fkelenmiti ki, bacaklar titremeye balad. Son anda tekrar dengesini salad ve
fkeyle geriye bakt. Bir k seli akyordu arkasndan. Bu boucu yaz gecesinde
Kutsal Evlilik Treni'ni izlemeye yzlerce kii gelmi olmalyd. Hava hl ok scakt
ve insanlar evrelerini saran youn bir bcek bulutuyla boumak zorundaydlar.
Deniz kys biraz daha ekilebilir bir haldeydi. Buhurdanlklar bcek bulutlarna kar
etkili birer silaht. O kadar ok insan bir araya toplanmt ki, sahil tamamen dolmu
ve kalabalk tepenin eteklerine doru skmaya balamt. Bar ve haykrlar
iitiliyordu her yandan. Havada baka bir ey daha vard: Gizemli, byleyici bir
gerilim. Theseus buna benzer bir eyi daha nce hi yaamamt.
Sunak ta armaanlarla dolup tayordu. Bal tekneleri ve amforalarn zerine
ekmekler, meyveler, yumurtalar ve pastalar da gibi ylmt, ileriye baknca,
erevenin iine bir inek derisi ge373
rilmi olduunu grd. erevenin hemen yannda ise batan aa beyaz giysilere
brnm zarif bir kadn duruyordu. Arkas dnk olduu iin Theseus onun kim
olduunu anlayamamt.
erevenin sol tarafnda ise Pasiphae'nin durduunu fark etti. Kpkrmz elbisesi ve
gslerinin zerine den kara salar, ona ayn anda hem ekici, hem de itici
geliyordu. Devaml deien surat ifadesi ve kml kml elleri, kralienin son derece
heyecanl olduunu ortaya koyuyordu. Yannda ise kzlar ve Mirtho vard. Xe-nodike
ve Akakallis deerli elbiseler giymi ve ar altn ss eyalar takmlard.
Hemera'nn adaylara ne olursa olsun bir arada kalmalarn sk sk tembih etmi
olmasna ramen, yavaa oradan uzaklamaya balad. ok fazla ilerleyememiti
ki, kadnn crtlak ve kzgn sesi kendisine hemen geri dnmesini emretti. Deri
maskeyi hibir yerde gremiyordu.
Theseus erkeklerin bulunduu sa tarafa bakt. Minos, oullarndan bazlar ve

Daidalos gzne arpt ilk bakta. Atinal mimar kimselere fark ettirmeden ona
glmsedi. Theseus suratn buruturdu. Ukala dmbelei alak Giritli, diye geirdi
iinden. Mavi Yunuslar Saray'nda yerin kula vard, herhangi bir srrn saklanmas
mmkn deildi. Birden arkasndan yavaa itildiini hissetti.
"Elini ver!" diye fsldad Eriboia. Kz soluk soluayd. Theseus onun ok heyecanl
olduunu fark etti. Sa elini ise Giritli adaylardan biri olan Oikles tutuyordu.
Davullar almaya balamt. Tek bir kavaln inleyen nameleri elik ediyordu ona.
Beyaz elbiselere brnm gen kzlar adaylarn oluturduu emberin iinde
dolaarak genlerden her birinin dudaklarna bir bardak veriyorlard. Theseus
mmkn olduunca az imeye alt. Fakat kzlar iki kere daha geldiler ve sonunda
o da kendi payna den miktar imek zorunda kald.
Glkle duyulan derin titreimlerden oluan bir ark, denizin dalgalarna ve
bceklerin vzltsna kanyordu. Sonra giderek glendi ve yldzlarla dolu
gkyzne ykselmeye balad. Koca bir tekerlee benzeyen ay, beyaz ltlar
sayordu. Adaylar emberinin iindeki heyecan gzle grlr bir ekilde artmaya
bala374
mt. arknn tonu giderek ykseliyordu. Kvlcmlar ate bcekleri gibi salyordu
gecenin iine. Sesler giderek daha yukarlara trmanmaya ve emberin etrafndaki
gizemli ate deimeye balad. Giderek hzlanan bir ekilde dnen ate tekerleri
peyda olmutu etrafnd.
Havay dolduran tiz sesler Theseus'un kulaklarnda titreiyordu. inden gelen
glme isteini glkle bastryordu, bombo kafas alacak derecede hafifti. Bir
ku gibi hissediyordu kendisini; havalara ykselmek, bulutlarn zerinde dolamak
istiyordu.
"imdi!" Son bir lk. Theseus'un ate tekeri karanlklarn arasna frlayp gitti.
Beyaz giysi yere dmt. plak olarak karsnda duran kadn, Phaidra'yd. Dar
kalalar, dik ve diri gsleri vard. Ular gl aac rengindeydi. Zarif bacaklarnn
arasn alev rengi tyler kaplamt. Theseus baklarn ondan ayramyordu, inek
postu arkaya atlmt. Drt kadn ty gibi hafif vcudu havaya kaldrarak tahta
ereveye el ve ayaklarndan baladlar.
Bacaklar iki yana mmkn olduu kadar alm, kk k arkaya doru
gerilmiti. Kadnlar az sonra zerine abanacak olan adamn arlnn altnda
ezilmemesi iin, belinin arkasna bir battaniye sktrdlar. Sonra da inek postu ar
bir perde gibi vcudunu rtt.

Theseus'un kulandaki tiz uultu beyninde szlayan bir cyaklamaya dnmt.


Ba sonsuz derecede bymt sanki. En kk bir kprdamada yanndaki
arkadann zerine ylaca-ndan korktuu iin, yerinden hi kmldamamaya
alyordu.
Bu arada Pasiphae yakarmaya balamt. Kollarn ileri uzatm, olduu yerde
hafife sallanyordu. Srekli olarak yannda duran byk anaa uzanyor ve kzn
vcudunun zerine buday taneleri sayordu.
"Byk Ana! Sen ebed ve sonsuzsun. Sen su, toprak, hava ve atesin. Sen
balang ve sonsun, bilinen ve bilinmeyensin. Ezelden beri var olan ve ebediyete
kadar var olacak olan eylerin tmsn sen." Sesini ykselterek bir ilahi okumaya
balad. Bu arada
375
dairesel hareketlere kalalarn eviriyordu. "Karanla geri dnme izni vermeden
nce efendisi olduun ge kyor, bize zaman ve bolluk ihsan ediyorsun. rn
zaman. Hasat zaman. Yaam ve ak yaratan birlikteliin zaman. Denizden gelen
Beyaz Boa'y kabul edecek olan gksel Ay nei'nden inayetini esirgeme. Dnyann
en eski gcnn parlak yldzla birlemesini sala." Derin bir soluk alarak tiz bir
sesle bard. "Kuvvet!"
"Kuvvet!" diye iddetli bir karlk geldi sesine.
"Ak!"
"Ak!" karl yankland denizin kysnda.
"ifa!"
i ., . ,
"ifa!" diye yakard herkes bir azdan.
ereveye balanm olan kadn inleyerek kprdanmaya balad. Mmkn
olduunca rahat bir pozisyon almaya abalyordu. Terden srlsklam olmu salar
akaklarna yapyordu.
Davullardan kan iddetli gmbrt neredeyse kulaklar sar edecekti. ember
denize doru ald. Ve Beyaz Boa sudan kt. Ay nn altnda vcudu prl prl
parlyordu. Uzun boylu deildi, fakat kasl bir vcudu ve gl bacaklar vard. Koyu
renkli organ iyi gelimiti. Dosdoru hedefine saldrmak yerine, kuvvetli ve

kendinden emin dans admlaryla yava yava ona doru ilerlemeye balad. Boa
ban andrr deri bir maske ehresini meydan dolduran insanlardan saklyordu.
"Gel!" diye haykrd kalabalk beklenti dolu bir sesle.
"Tamam!" Bu hayvan bir brt myd, yoksa ehvetli bir erkek sesi mi?
"iftle onunla!"
Beyaz Boa kzn ardna yaklat ve inek derisinin altndaki gslerini okamaya
balad. Sonra da eli yava yava bacaklarnn arasna kayarak alev renkli ty
yuman okamaya balad. Kzn tm vcudu kaslmt, fakat azndan tek bir ses
olsun kmyordu. Ona kar koymas yasakt.
Adamn srtndaki gl kas demetleri tel tel kabarmt. Brleri titriyordu. Sert
bir hareketle kzn iine girdi. Gk inei sarslyordu.
376
"Evet! Evet!"
Adamn hareketleri giderek hzlanyordu. Kadn inliyordu. Adam soluk soluayd.
Herkes onunla birlikte soluyordu.
Adam ellerini kadnn kalalarna gmd. Altndaki kadn yava yava hareket
ediyordu, inek derisi syrlmt. Yzne den kzl salar, zarif boynuna doru
yaylyordu.
Ay myd bu? Ya da mealelerin titremesi mi? Aniden adamn vcudu ksa
kllarla kaplanm gibi grnmeye balamt. nek derisi ayaklarn baklardan
gizliyordu, fakat atal trnaklar zerinde hareket eder gibiydi.
iffetli rahibeyle iftleen bir hayvan-insan myd yoksa?
Theseus'un kasklar acmaya ve szlamaya balamt. Sanki rahibeyi beceren ta
kendisiydi. Kimdi bu yaratk? Neden onun yerinde olan kendisi deildi?
Aniden beyninde bir imek akt. Bu oydu. O.
Theseus daha fazla bakamad. Oradan uzaklamak istemesine ramen, dierleri
ona engel oldu. Tten vcutlardan oluan bir kazann iine dmt. Derin bir
strapla gzlerini kapad ve ancak deri maskeli adam iddetli bir lk atnca
yeniden at. Adam erevenin zerine ylmt.

Koyu solumalar ve inlemeler doldurmutu. Herkes oradan oraya kouyor, baryor,


birbirine sarlyor ve pyordu. Bazlar yerlerde yuvarlanarak ya kendi
vcutlarn, ya da o an yannda bulunanlar okuyordu. Bazlar yumruklanyla
gslerini dvyor, bazlar alyor, bazlar ise sevin lklar atyordu. Bazdan
ise deniz kysna ulam ve suya girmiti. Setikleri eleriyle beraber komu
koylara doru yzyorlard. Bakalar ise seyrek bir ormanla kapl olan tepeye
trmanmaya balamt.
St dallarndan rlm erevenin etrafnda inanlmaz bir kalabalk
kaynayordu, insan seline kaplan Theseus, bo yere boynunu uzatarak etrafna
bakmaya alt. Nihayet etraf biraz olsun boald zaman, Phaidra'nn yok
olduunu fark etti. Maskeli adam ise geride hibir iz brakmadan ortadan
kaybolmutu. nek
377
derisi ise yerlerde srnyordu. Sanki binlerce ayak tarafndan i. nenmi gibi kir
pas iindeydi. Kabuklar soyulmu st dallar soluk ay nn altnda bir iskelet
gibi parlyordu.
Greceini grmt. Curcunann iinden syrlmaya alrken, nefretle deri
maskeli adam dnyordu. Cehennem kakn Asterios! ren ihtiraslarn tatmin
etmek iin kutsal bir adam klna girerek bu treni paravan olarak kullanyor herkesin gz nnde kz kardeiyle iftleen ondan bakas deil!
Yere tkrd. Birbirine sarlm vcutlarn grnts gzlerinin nnden gitmiyordu
bir trl. Uyumay istiyordu, fakat bunu dnecek halde deildi. tii iksirin etkisi
doruk noktasna ulamt. Damarlarndaki sv ate akyordu ve kasklar alev alev
yanyordu, iinde nne geilmez bir ykm arzusu vard.
Asterios zincirlerinden boanm kalabaln karsnda kamaktan baka are
bulamamt. Fakat tepimeler ve solumalar onu takip ediyordu. Gecenin binlerce
sesi ve grlts vard sanki. Her taraftan inlemeler ve hrtlar, hafif lklar ve
glmeler geliyordu kulaklarna. Hava sevien vcutlardan kan buharla dolmutu.
allar, bitkiler, hatta talar ve akllar bile zevke boulmutu.
Su scak ve yumuakt. Kydaki mealeler parlak noktalar haline gelene kadar srt
st yzd. Bir sre suyun kendisini tamasna izin verdikten sonra, yava yava
geri dnmeye balad.
Gecelerin gecesi! Ne muazzam, ne akl almaz bir tecrbe! Oysa her eyi renmi
olduunu sanyordu. Bu karmaa iinde kendilerini yitip gitmi gibi hissetmeleri
gereken adaylar dnd bir an iin. Fakat gzlerinin nnde farkl resimler

beliriyordu.
Srt st st dallarna balanan Phaidra'nn aknl. Kal-asndaki ay alameti
hari kendisine ok benzeyen esmer cambaz. Sahip olma hrsyla gen bir adamn
beline sk skr sarlan Pasip-hae. Gen adam ehvetle gslerine saldrd
zamanki ihtirasl gl. Kendisinin rahmine dt gece de ayn eyleri yapm
olmalyd. Koltuunun altna bir ganimet gibi kstrd Eriboia ile komu koya giden
Minos. Altndaki kz ile neredeyse bir daha asla zlemeyecek bir dm haline
gelen Deukalion. Ve dierleri. Saylar o kadar oktu ki!
378
T
Asterios s suda srt st yatyordu. Kendisini dalgalarn yumuak okaylarna
brakmt. Srtnn altndaki akllar kuma gmlerek giderek derinletiren bir ukur
oluturdu. Keke denize karabilseydi! Dalgalarn arasnda eriyip beyaz bir kpk
haline geldiini hayal ediyordu byk bir zlemle, snrlar teker teker ortadan
kalkyor, sonsuzlukla btnleiyordu.
Vcudu nerede sona eriyordu? Su nerede balyordu? Ana karnndaki bir ocuk gibi
hissediyordu kendisini. "ldmz zaman, yere den kar taneleri gibi yok oluruz"
diyen karos'un sesi nlyordu kulaklarnda. "eklimiz ekilsizlik iinde eriyip gider.
Fakat buna ramen buradayz. Hatta her zamankinden de fazla. Irmak denize
kavutuu anda, kendisi de denizin ta kendisi olur, baka bir deyile,
sonsuzluun..."
Duyduu hafif bir grlt ile arkasna dnd. Karanlk yznden etrafn
seemiyordu. Grlt kendisine yaklaana kadar bekledi. "Sen!" dedi sonra
aknlk dolu bir sesle. Esmer tenli, kara sal bir kadn yaklayordu kendisine
doru.
"Evet, ben" diye glmsedi kadn. "Sen ve ben. Bu gece."
Asterios'un yanna gelince durdu, fakat ona arkasn dnerek yldzlarla dolu gk
kubbeyi seyretmeye balad. "Ay bile her zamankinden daha kuvvetli ldyor" dedi
sonra. "Byk, san bir meyve gibi. Benim yurdumda gk tanras bir kadndr,
vcudunu doudan batya doru bir kpr gibi uzatr. Yldzlar da kayklarn iinde
vcudu boyunca yol alrlar."
"Btn kadnlar birer kprdr" diye karlk verdi alak sesle. "Btn erkekler
gnn birinde bir kadnn kendilerini tamasn umut ederler."
"ok derinlere inmisin. ok derinlere."

Bu bir sorudan ziyade, bir tespitti. Kadnn gzleri ne anlama geldii anlalamayan
bir ekilde parlyordu. Kara ltlar saan yldzlar.
Asterios kafasn sallad. Artk korkmuyordu.
"Kutsal Evlilik ifa gecesidir." Kadnn sesi ok yumuakt. "Eski aclarndan
syrlman sadece sana baldr."
"O kadar ac verdi ki" diye fsldad Asterios. "Hl da veriyor."
379
Nihayet yars suyun iinde olan krmz bir bez iliti gzne Yavaa belindeki
nl zd.
Hazrd.
Gen kzn eteklii kalalarna kadar syrlmt. Theseus yava yava plak
bacaklarn okamaya balad, nce d, sonra da i ksmlarn. Bacaklarnn aras
slakt. Maskeli adamn ii, diye geirdi iinden fkeyle. Onu kirleten adamn.
Herkesin gz nnde onu iren emellerine alet eden adamn.
indeki efkat duygusu yok olmutu. Onunla beraber inleyen, onun altnda
ehvetle kvranan Phaidra'nn ta kendisi deil miydi? Neden imdi uyuyor numaras
yapyordu?
"Grndn kadar saf ve masum deilsin" diye fsldad kzn kulana. Bir yandan
da kaba etlerini ayryordu. Buz gibi sesi fke doluydu. "Artk el dememi bir bakire
deilsin, kk Phaid-ra." Alayla gld. "Artk hibir yerinde bakire olmaman da
ben salayacam."
Gen kz iinde duyduu korkun bir acyla uyand. lklar atyor, rkm bir at
gibi silkeleniyordu. Onu srtndan atmak iin elinden gelen her eyi yapyordu.
Altndaki st dallar atrdaya-rak esnediler, fakat krlmadlar. Phaidra
balarndan kurtulamyordu.
Aniden sa elinin serbest kaldn hissetti. Var gcyle ban evirmeye ve
omzunun stnden kendisine tecavz edenin tam olduunu grmeye alt.
Theseus soukkanllkla krmz bez parasna uzand ve suratn rtt.
Phaidra'nn tek grd krmz bir pee olmutu.

Gen adam sert penesini acmaszca kzn gvdesine bastrd ve yapt ie devalm
etti.
382
Ariadne'nin plii
Frtna kopmak iin sanki kraliyet ailesinin Knossos Saray'na ulamasn beklemiti.
Byk aile tahta arabalar, atlar ve eekler yardmyla, orak topraklarn zerinde
uzun bir yry yapmlard. Tarlalardaki ekinler kavrulmutu, toprakta irkin
yarklar almt, talar ve kaya paralar kzgn gnein altnda alev alev
yanyordu. Dn yolculuunu gemiyle yapmay tercih edenler biraz daha rahat
etmilerdi. Fakat hi rzgr olmamas, tka basa dolu gemilerin ilerlemelerini
olduka zorlatryordu. Krekiler glerinin neredeyse tmn harcamt.
Lyktos'u geride brakmlard; fakat esas hedefleri olan Amnyssos daha ok
uzaktayd ki, frtna koptu. Birka dakika iinde gkyz mor bir renk almt;
kulaklar sau- eden gk grltlerini iiten kyller aceleyle hayvanlar ahrlara
sokmaya almlard. Fakat imekler ok hzlyd; tarlalardaki iftileri ldryor
ve tahta evleri yakp kl ediyordu. Neredeyse tm tatan yaplm olan Knossos
saraynda bile ahap ksmlarn tm, yani ahrlar, depolar ve ilikler alev alev
yanmaya balamt.
Sonra da bardaktan boanrcasna yamur yamaya balamt. Sanki gkyz
aylardan beri su depolad sarnlarn kapaklarn amt. Fakat toprak o kadar
kuruydu ki, bir anda bylesine byk miktardaki suyu emmesine imkn yoktu. Ksa
srede gzn grd her yer su altnda kalmt. Yol kavaklarnda bulank gller
oluuyor, zeytinliklerin arasndaki yollar bir amur deryasna dnyordu.
Tekneleri alabora olan birok balk boularak can vermiti. Bu arada byk
kraliyet gemilerinin ikisine de yldrm dm, ilerindeki odun yk ra gibi
yanmaya balamt. Mrettebat ve yolcular panik iinde gverteden denize
adamt, fakat
383
ilerinde karaya kmay baarabilenlerin says pek azd. Deerli mallarla dolu
gemiler ksa srede azgn dalgalarn iinde yitip gitmi.
ki gn ve iki gece boyunca aralksz yaan yamur, kurtarma almalarn
neredeyse imknsz hale getirmiti. Sonunda balad gibi aniden sona ermiti
korkun frtna ve yamur. Kydan buharlar ykseliyordu. Deniz ise, gri renkli
youn bir lapaya benziyordu. Da zirveleri sisler iindeydi. Byk sarayn
teraslarndan bile kutsal ift boynuzu grmek mmkn deildi.
Pe pee gelen korkun felaket haberleri Knossos sarayn ac ve kedere

bouyordu. Kurbanlarn arasnda kraliyet ailesinin yelerinin bulunmamas ve


adaylarn kara yoluyla sa salim saraya ulam olmalar onlar az da olsa
avutuyordu; fakat yerlerinin doldurulmas ok g olan kayplar da yok deildi.
Asterios'un gen yardmclar Balios ve Paion'un cesetleri karaya vurmutu. Dier
cesetlerin birou ise denizin dibini boylamt.
Pasiphae dairesine kapanm ve hi kimse ile grmyordu; Mirtho ise onun
yanndan bir an olsun bile ayrlmyordu. Tanray yattrmak ve baka felaketler
gndermemesini salamak amacyla perhize girdikleri ve gece-gndz demeden
yakardklar syleniyordu; adann her tarafndaki Bilge Kadnlar da ayn ekilde
davranmaktaydlar.
Minos ise felaket karsnda geri ekilmeyi ta en bandan bu yana reddediyordu.
nanlmaz bir enerjiyle oradan oraya koturuyor, sanki her yerde ayn anda
bulunuyordu. Srekli limana giderek gemilerin yeni bir frtnaya kar yeterince
korunakl olup olmadklarn kontrol ediyor, sonra da ehirde yangn ve sel
felaketleri tarafndan harap olmu binalann tamir ilerini denetliyordu. Bu arada
llerin ailelerine ykl miktarlarda tazminat vermeyi de ihmal etmemiti. "Onlar
bizim hizmetimizde ldler" diye kmt yaplan plan d bu harcamalara itiraz
etmeye yeltenen Jesa'ya. "Onlar tekrar diriltmemiz mmkn deil, fakat hi
olmazsa geride kalanlarn muhta duruma dmemelerini salayabiliriz."
Tanrayla iletiim halinde olan kralie d dnyayla ilgisini kestii iin, cenaze
treni hazrlklar da Minos tarafndan yapld. Byk Ana'ya yaplacak olan sunu
trenini Asterios ve Phaidra birlikte yneteceklerdi.
384
Phaidra'nn dnceleriyle bambaka yerlerde olduu ilk bakta gze arpyordu.
Gzkapaklar kpkrmzyd ve akln toparlayabilmek iin kendisini epey zorlamas
gerekmiti. Konuma arasnda Kutsal Evlilik'ten bir iki kelimeyle sz edilince, hemen
konuyu deitirdi. Asterios onu endieli baklarla uzun uzun szd, fakat bir ey
sylemedi. Acaba kendisine i huzurunu geri veren gecelerin gecesi onun zerinde
deiik bir etki mi yaratmt? Fakat Phaidra bir mddet sonra rahatlayarak her
zamanki grntsne brnd. "Babam bu sralar inanlmaz derecede eli ak
davranyor" demiti tren gidiat kesinletirildikten sonra. "Bunun ne anlama
geldiini bilmeyi ok isterdim."
Toplant salonunu terk ederek merkez avluya doru ilerlemeye balamlard, bu
arada nlerinde uzanan Messara Ovas'n seyrediyorlard. Bulunduklan yerden
baknca frtnann izleri neredeyse hi belli olmuyordu. Tarlalarn zerinde
yaklamakta olan sonbahar mjdeleyen parlak bir gne vard. Byk sel
basknyla birlikte yaz mevsimi de sona ermiti. "Ne dersin, yoksa o da gazaba
gelen tanray kendi usulnce yattrmaya m alyor?"

"Bilmiyorum" diye karlk verdi Asterios aknlkla. Phaidra buna benzer bir
soruyu kendisine daha nce de yneltmiti, snmaclarn Girit'e gelip rahibelerin
kendisine inanmak istemedii zaman.
"Her ey deiiyor Asterios" dedi Phaidra alak sesle. "Hibir ey olduu gibi
kalmyor. Tehlikeli, kt bir eyin yaklatn biliyorum. Bunu hissediyorum. Ve
korkuyorum."
O artk bir kz deil, diye dnd Asterios derin bir efkatle, duygulu ve akll bir
kadn.
"Bize yardm et, kardeim. Hayallerin ne diyor sana? imizde gelecei grebilen
bir tek sensin."
"Ve bu beni ok korkutuyor." Kzn ak szll karsnda hayrete dmt.
"Fakat hakkn var Phaidra. Bana inanlsa da, inanlmasa da, grmek benim grevim.
Mavi aracama sz veriyorum. Pek yaknda."
Phaidra kollarn Asterios'un boynuna dolaynca, gen adam
kadnn zarif vcudunu hissetti. Kendisine ok yakan gzel bir koku srnmt.
Kollarn boynundan ektikten sonra bile yanndan ayrlmad. Sadece Phaidra
Asterios'a kardee duygular besliyordu. Xenodike ve Akakallis ona yabanc
kalmlard. Sadece kz kardelerinin yaa en bynn ocuu olan Dindyme
kk bir kpek yavrusu gibi takip ediyordu onu, mmkn olsa tm gnn onunla
birlikte geirmek isterdi. Deukalion kendi izdii yolda yryordu.. Katreus ve
Glaukos ise aralarna bir nc kiiyi alamayacak kadar yakndlar birbirlerine.
Ya Ariadne? Asterios ona bir kz karde gzyle asla bakama-mt. O, sevgilisiydi.
Hatasu'yla geirdii gece kendisine baka dnyalarn kapsn aralam olsa bile.
Dudaklarnda iradesi dnda bir glmseme belirdi. Hatasu'nun yannda olmas,
kendisini sevmesi harika bir eydi.
"Balangta burada olmann senin iin hi de kolay olmadn biliyorum, bizimle ve
her eyle" dedi Phaidra. Bulutlar dalmaya balamlard ve dan zirvesi yava
yava aa kyordu. "Dlanm birisiydin. Belki de byle olmas gerekiyordu. Ne
de olsa irkin bir rdek yavrusuydun sen." Bir an iin suratnda beliren glmseme,
yerini hemen ciddiyete brakt. "Ne dndm bilmek ister misin?"
"Evet" dedi Asterios. "Ltfen, anlat bana."
"Byk Ana artk bizi sevmiyor" diye fsldad. "Onun sadece gazaba geldiine
inanmyorum. O, bizi terk etti! Koruda yakard-m veya tapnakta armaan

sunduum zaman onu hissetmiyorum artk.";


"Ne zamandan beri byle rahatsz ediyor bu duygular seni?"
"Bunlar duygu deil" diye karlk verdi Phaidra. "Kesin olarak biliyorum bunu. Ve
ada da biliyor. Byk yamur onun veda gzyalaryd. Ne yapmalyz Asterios?"
"Bana bak Phaidra" dedi Byk Ana'nn rahibi. Yavaa kardeinin enesini kaldrd.
"Anszn onun yokluunu hissetmenin ne derece korkun bir ey olduunu iyi
bilirim. Ben de yaadm bunu. Hem bir kere de deil. Birok kez."
Phaidra ona bakyordu anlalmaz duygularla dolu gzlerle.
386
"Fakat onun gitmediini biliyorum. phe iinde olduun iin onu hissetmiyorsun.
O burada, aramzda. Gecelerden gndzlere den ve ruhlarmz aydnlatan yldz
tozudur o. Yeryznn kalp atlar, yaamn ta kendisi."
"Ben sonsuzluum"" dedi Phaidra ve geleneksel lm duasn okudu, sanki yeni
doacak bir eyi mjdeler gibi. "Gemi, bugn ve geleceim. Benim rtm
bugne dek hibir lml aralayamad."
"Sonsuza dek seninle beraber olsun" dedi Asterios. ok duygulanmt. "O her
zaman bizimle beraberdir. O, dnyann kalbinin arpmasn salayan aktr."
Hemera'nn onlar demir yumruuyla altrmaya devam etmesine ramen,
adaylar da genel huzursuzluun farkna varmlard. Bazen kendilerini d dnyadan
tmyle soyutlanm gibi hissediyorlard. Fakat buna ramen evrelerinde olup
biten her eyin gayet iyi farkndaydlar. Kralienin ortalktan yok olduunu, Minos'un
Aiakos'la birlikte oradan oraya endieyle koturduunu biliyorlard. Hatta
adaylardan bazlar Ariadne'nin Theseus'u baklaryla izlediini bile fark etmiti.
"Peimde dolanp duruyorsa ben ne yapabilirim" diye atmt kendisiyle bu mesele
yznden alay edenlere. Onlara sessizce peinden gelmelerini iaret etti. Sarayn
ssz bir blmne gelince durdular. "Beni dinleyin! u anda size daha fazlasn
syleyemem. Fakat buradaki kal sremizi ksaltmaya alyorum ve o da planmn
nemli bir paras." Theseus bu yeni taktiinin eski yandalarn tekrar bir araya
getirdiini gzlemekten son derece memnundu. Hatta Girit ve Giritlilerle bar
imzalamaya hazrlananlar bile, bir zamanlar olduu gibi iki dudann arasna
bakyordu. "Gvenin bana" diyordu onlara, "u anda her eyi anlamasanz bile!"
Tekrar Ariadne'nin yanna gitmeden nce aradan birka gn gemesini bekledi. Kz
daha nce hibir zaman onun sevgi ve saygsna bu denli ihtiya duymamt.

Sabahlan yaad mide bulants, yerini yenebilecek tm maddelere kar duyduu


bir irenmeye brakmt. Sadece su iebildii gnlerin says epey fazlayd. ayet
saray yas tutuyor olmasayd, hi phesiz durumu oktan
387
aa km olurdu. Yznn o yumuak esmerlii yok olmutu; kk avurtlar
onu hastaym gibi gsteriyordu. Vcudu rahatszlk verecek kadar hzl olarak yeni
duruma uyum salamt. Gsleri bymt ve acyordu; beli inceliini oktan
yitirmiti. Durumunu kemersiz bol giysiler yardmyla saklamay imdilik baaryordu, fakat zaman hzla akp gidiyordu.
Bu yzden Theseus'un odasna girdiini fark eden Ariadne son derece mutlu
olmutu. Frtnadan bu yana grlmeleri konusundaki o eski endielerini epey
yitirmilerdi. Theseus kzn kendisine ikram ettii baharl araptan iki kadehi pe
pee boalttktan sonra, tenkit edercesine bakt ona.
"Berbat grnyorsun. Anlalan hamilelik sana hi yaramam."
Vcudunun ekici bir grnm arz etmediini Ariadne de biliyordu. Fakat
gzlerindeki kendine has ifadeyi boyalarla kapamaya hi niyeti yoktu. "Siz erkekler
ne anlarsnz ki zaten?""diye hrn bir sesle karlk verdi. "Deien sizin vcudunuz
deil. Bunu asla anlayamazsnz."
"Kavga etmek istiyorsan, ben gidiyorum."
"Ltfen gitme" dedi Ariadne yumuak bir sesle, "inan bana, benim iin hi de kolay
bir zaman deil."
"Daha da zorlaacana emin olabilirsin" diye ineledi onu Theseus. 'fEn ge annen
yas tutmaktan vazgetii zaman. Hamile olduunu ilk bakta anlayacaktr."
"Keke!" dedi Ariadne heyecanla. "Nihayet rensin artk!"
"Ya sonra?"
"Sonra m? Doruca Atina'ya gideriz. Burada geen her gnn bana nasl bir azap
verdiini tahmin edemezsin."
Ariadne konuurken Theseus'un gzlerinin nnde baka bir resim beliriyordu;
Phaidra. Kutsal Evlilik'ten sonraki o lgn sabah onu daha da fazla arzulamasna
sebep olmaktan baka bir ie yaramamt. Gece gndz onu dlyordu; titreyen
kalalarn, uzun boynunu, dimdik gslerini. Tiksintiyle Ariadne'nin patlayacakm gibi duran kocaman gslerine bakt. Bir inein st dolu memeleri gibi,

diye geirdi iinden. Ahr gibi kokuyor zaten! Bundan sonra Phaidra'y arzulamadan
ona dokunmam mmkn deil.
388
Ariadne onun dncelerini okumu gibi bir para kenara ekildi. "Neden hibir ey
sylemiyorsun?"
Bu itham dolu ses tonundan nefret ediyordu! Onu tamamen avcuna almann vakti
gelmiti artk. "Ka fikri hi de fena deil." Kzn elini tuttu ve hzla konumaya
devam etti. "Fakat Atina'ya dnerken hepimizin bir arada olmas lazm. Bunu
yapacama dair Apollon'a sz verdim."
"Yola karanlkta kalm" diye nerdi Ariadne. Theseus'la birlikte Girit'ten ayrlma
fikir onu o kadar heyecanlandrmt ki, akln yitirmekten korkmaya balamt.
"Yldzlara bakarak yn bulmasn rendiniz. Aday gecenin koruyucu rts altnda
terk edelim."
"Baaramayz." Theseus odann iinde dolanp duruyordu. "Minos ksa srede bize
yetiir."
"Ya yola kmadan nce onun gemilerini atee verirsek?" dedi Ariadne yavaa.
"Bunun iin en uygun zaman bile saptadm."
Theseus aknlkla kza bakyordu.
"imdi. Ya da nmzdeki haftalarda." Gzleri uyarc bir madde alm gibi
parlyordu. Fakat zihnini daha nce hi bu kadar ak hissetmemiti. "Kymbe'lerin
ve Triakontor'lann tm u anda Amnyssos Liman'nda demirli ve k buradaki
tersanelerde geirecekler. Bir rpda hepsini yok etmemiz iten bile deil."
"Sylediklerin kulaa ho geliyor" diye glmsedi Theseus. "Fakat yeterli deil.
Girit'in ald bu darbe sonrasnda bir daha to-parlanamayacandan emin olmam
gerekiyor. Minos bundan byle Attika evlatlarn bir daha asla burada rehin
tutamamal."
Ariadne esneme isteini glkle bastrabildi. Ona anlataca daha o kadar ok ey
vard ki! Girit hakknda, Minos hakknda, annesi hakknda. Fakat sze nereden
balayacana ve nerede son vereceine bir trl karar veremiyordu. Ne yapsa
faydaszd. Theseus esas meseleyi bir trl kavrayamyordu. Pasiphae'nin nefreti
ei-ninkinden ok daha derin ve kalcyd. Atina ile ban yapmay asla geirmezdi
aklndan. Asla! Kmrlemi gemi kalntlar bile durduramazd onu. Bildii tek ey,
Atinallarn olunu ldrm olmasyd. Ve bu sularnn cezasn mrlerinin sonuna
kadar ekmeleri iin elinden geleni yapmaya hazrd.

389
Theseus acaba bunu gnn birinde anlayabilecek miydi? Sevgilisinin harekete
gemeye hazr olduunu biliyordu. Kendisi de ona yardm etmeye hazrd. nemli
olan, birlikte yeni bir yaama balayabilmek iin Girit'i mmkn olduu kadar abuk
terk edebilmekti. "Peki bunu nasl yapmay dnyorsun? Yoksa annemle babamn
grtlaklarn m keseceksin?"
"Kimseyi ldrmeyi dndm yok" diye karlk verdi Theseus abucak. "ehrim
iin savamaya ve lmeye hazr olsam bile. Zaten onlar ok daha derinden
etkileyecek baka bir planm var."
"Ne demek istiyorsun?" Ariadne birdenbire souk korku terleri dkmeye balamt.
Theseus'un gzleri buz gibi ve donuktu. Her trl duygudan yoksun gibi
grnyorlard.
"Labirent" dedi alak bir sesle. "Labirenti ykmal ve boa maskesini ele
geirmeliyiz. Ancak bu ekilde zerimize ken lanetin sonsuza dek yok olacandan
emin olabiliriz."
Ariadne ister istemez Pasiphae tarafndan labirentin koruyucusu olarak atanan
Asterios'u dnd. Maskeyi o tayordu. Ve onu ele vermiti. Byk bir
tehlikedeydi imdi. Theseus'un amacna ulamak iin elinden gelen her eyi
yapacan ok iyi biliyordu.
"Sylediin eyi yapmak o kadar da kolay deil" diye cevap verdi sonra. "Sadece
kutsanmlar ieri giren ve kan yollar bilirler, ieriye izinsiz olarak girmeye
alanlarnn sonu lmdr."
Theseus kaba bir hareketle kzn bileini yakalayarak kendine ekti. "Fakat" diye
mrldand dudaklarn boynuna gmerken, "benim kk prensesim de bir
kutsanm deil mi?"
Ariadne geriye ekildi. "Ya ocuumuz?"
ite! Budala bir ana tavuk! diye geirdi iinden Theseus. Daha imdiden diiyle
trnayla civcivi iin mcadele ediyor.
"Bunu benden isteyemezsin!" diye bard Ariadne.
"Nedenmi o?" dedi Theseus fkeyle. "Girit'ten en az benim kadar nefret ettiini
dnyordum."

"Fakat senin iin labirente girip maskeyi almayacam!" Sesi atallam. "Benden
gerekten de ok fazla ey istiyorsun."
Theseus bir kez daha Ariadne'yi kendisine ekti ve elleriyle srtn okamaya
balad. Gzleri bo baklarla ilerisini szyordu.
390
Mekanik bir hareketle kzn kaba etlerini kavrad. "Benim iin bunu yapman
gerektiini de kim syledi? eri birlikte gireceiz, kk gvercinim" diye
mrldand. "Bundan sonra her eyi birlikte yapacaz. Sana sz veriyorum Ariadne!"
Ariadne'nin bulantsn dnecek hali kalmamt. Sabahn krnde yataktan
frlyor ve Theseus'un istedii bilgileri toparlamak iin oradan oraya koturuyordu.
Ve her akam ona rapor veriyordu. Balangtaki tereddtleri aradan geen zaman
zarfnda tamamen yok olmutu. Pasiphae benden en bandan beri nefret ediyordu,
diye geirmekteydi aklndan uykusuz gecelerde. Babam benimle asla ilgilenmedi,
Asterios ise sevgime layk olamad. Geriye ne kald? Theseus. O benim her eyim.
Geleceim. Yaamm.
Domam ocuuyla konumaya ve ona davranlarnn nedenini aklamaya
almaya balamt. ok zor gnler geiriyordu. Srekli olarak Theseus'a szlanyor
ve kendisine hi yardmc olmadndan ikyet ediyordu. "Kadnlarn elinden gelen
bu kadar ite! Erkekler olmadan hibir ie yaramazlar" diye sert bir cevap alyordu
her defasnda. "Fakat ok yaknda bu deiecek! Sorumluluu zerime aldm
zaman, sana sadece bana itaat etmek decek. Ve sakn benim bo bo
oturduumu dnme! Biraz daha sabredersen, neler baardm kendi gzlerinle
greceksin."
Labirent olay ise en nemli anlamazlk noktalar olarak kalmaya devam ediyordu.
Ariadne vatanna ihanet ederek gzn krpmadan Girit gemilerini atee vermeye
hazr olsa bile, kutslak-dese izinsiz girmek fikri onu lesiye korkutuyordu.
Tanraya duyduu korku ve sayg, ruhunda asla silinmeyecek bir ekilde yer
etmiti. Geri dini kural ve emirlerin hibirini nemsemiyordu ve Strongyle'deki
grevinden nefret etmiti, fakat btn bunlar Byk Ana'ya olan derin hrmetini bir
nebze olsun etkilememi ve azaltmamt. Theseus'un istediklerini yapmak onun iin
imknszd. Konumalar eninde sonunda bu noktaya varyor ve kavgaya
dnyordu. Theseus kz rica, minnet ve hatta tehditlerle yola getirmeye
alyorsa da, hi faydas yoktu. "Demek ki bana olan akn bu kadar!" diye fkeyle
burnundan soludu saatler s391
ren bo tartmalarn birinden sonra. "Yan kardeinin oturduu karanlk bir lam

ukuru, senin iin ortak geleceimizden daha nemli!"


"Seni sevdiimi biliyorsun" diye karlk verdi Ariadne mutsuz bir sesle. "Sana bunu
binlerce deiik biimde ispat etmeye hazrm. Fakat ettiim bir yemin var.
Tanrann intikam almasndan korkuyorum. Tapnanda gnah ileyen hi kimse
cezasz kalamaz."
"Ya tek bama ieri girersem?" dedi Theseus sonunda. "Sen olmadan... Nasl olsa
beni balayan hibir ey yok" diye ekledi alayc bir sesle.
"iyi ama sen kutsanm biri deilsin ki" diye karlk verdi Ariadne aknlkla.
"Tamam ite. Benim amacm da bu zaten. Turna dansna ve o uzun seremonilere
gerek kalmadan ieri girilip klacan ispat edeceim. Girit'in srlarna isteyen
herkesin vakf olacann delili olarak boa maskesini getirmeyi baarrsam, babann
suratnn alaca ekli gznn nne getirebiliyor musun?"
Dndkleri ve hissettikleri birbirinden ne kadar da farklyd! Ariadne bir kez daha
bunu aklna getirmemeye alt. Her eyi bu kadar hafife alan bu tredi kendisini
ne sanyordu acaba? Glkle kendisine hakim oldu. "Ltfen biraz gereki olalm
Theseus! Henz turna dansn bile tam anlamyla renmi deilsin. Labirentin
merkezine kadar ulaman neredeyse imknsz. Hele tekrar gn nn yolunu
bulabilmen, kesinlikle mmkn deil." Bir an iin sustu. "Eerki..."
"Devam etsene!"
"... elinde yolunu bulmana yardm edecek bir ey olsayd! Dn yolunu bulman
salayacak bir ey."
"Ne olabilir bu? Bir denek? Bir lamba?"
"Hayr, hayr" diye ban sallad Ariadne. "Bunlarn hi faydas olmaz. Yumuak ve
esnek bir ey olmal. Topran bannn ta iine uzanan geitler son derece
karmaktr. Labirent bir ocuk oyunca deildir Theseus! Aksine, yaama ve lme
meydan okunan bir yerdir oras."
Theseus suratn buruturmasna ramen susmay tercih etti.
392
"Bana biraz zaman tan" dedi Ariadne ve delikanlnn elini okad. "Aklma bir eyler
geleceinden eminim."
Sonsuzluk kadar uzun sren iki gece boyunca dnp tand. Bu sre sonunda

iindeki huzursuzluk mitsizlie dnmt. Muhakkak bir zm yolu olmalyd.


Neden aklna gelmemekte srar ediyordu ki?
Eline yeni bir kil tablet alarak, en nemli noktalan bir kez daha sralamaya balad.
Theseus'un onu ieriye ve daha da nemlisi tekrar danya kartacak bir eye
ihtiyac vard. Bu ey ok ar olmamalyd ve gereinde kolaylkla saklanabilmeliydi.
Balangla sonu birletirmeli ve karanlkta bile rahatlkla fark edilebilir olmalyd.
Dokunabilecei, tutunabilecei bir ey.
Odann ii serinlemiti. Ariadne ayaa kalkarak pencereyi kapad. Sonra da kk
ya lambalarn tututurmak amacyla, masann zerinde duran akmak talarna
uzand. Az sonra oday on iki lambadan kan titrek bir k doldurmutu. Masasnn
stnn ne kadar kank olduunu fark eden Ariadne alnn krtrd. leden sonra
kendisine yk olan her eyi oraya geliigzel atvermiti: yans snlm bir elma, bir
kadeh kuvvetlendirici mrver arab, bal petei biimli kpeleri, altn bilezikleri ve
deniz salyangozu ka-buklanyla ssl, uzunluu ayarlanabilir bir kemer. Karn
giderek byyordu, olu ok yaknda kendisini iyiden iyiye belli edecekti.
Derin dncelere dalm bir ekilde elindeki renkli banda oynarken, anszn gz
deniz salyangozlarndan birine iliti. Kabuun beyaz zemininde kara bir ey hareket
ediyordu. Kk bir rmcek yan ak pencereden ieri girmi, masann zerine
trmanm ve an rmeye balamt. Narin, yapkan bir iplik tm keleri ve
engelleri dolanarak dansn ieriye balyordu. Ariadne dikkatle deniz
salyangozunu eline ald. Kk rmcek bir an durakladktan sonra salyangozun
iine girerek kabuun kvrmlar arasnda gzden kayboldu, ieride iini yapmaya
devam edecekti.
Elbette... arad buydu ite! Ana karnndaki bebein gbek kordonu! Hem hafif,
hem salam, hem de esnek bir iplik! These-us'u labirentin merkezine gtrebilir ve
tekrar dan kmasn salayabilirdi. Bundan daha iyi bir zm yolu olamazd!
393
Yapt bu byk kefin sonrasnda kendisini eskisinden daha mutlu hissetmemesi
onu artmt. Deniz salyangozlaryla ssl kemer elinde olduu halde, bo
gzlerle uzaklara bakyordu. Bir hzn dalgas kaplamt iini. Kendi gbek
kordonunu tm zamanlar iin kestiini dnyordu. Theseus'un labirente
girmesine yardmc olursa, Girit'le olan tm balan kopacakt. Tm geleceini bile
bile onun ellerine teslim etmek zereydi.
Zihnindeki kara bulutlan datmak iin epey mcadele etmesi gerekti. Bunu
yapmay istiyorsun, diye ikna etmeye alyordu kendisini. Buna ihtiyacn var. Ona
sz verdin. Kafam altrmaya devam etmelisin. Aklna gelen fikir gzel, fakat
yetersiz. Yeteri kadar uzun, salam ve hareketli bir iplik bulman hi de kolay

olmayacak. Dnmekten kafas atlayacakt neredeyse. Koca adada bu problemi


zebilecek bir tek kii geliyordu aklna: Atinal Daidalos!
Knossos'a geri dnm olan Daidalos, dkmhanesinin faaliyete getii ilk gnn
akamna kadar bekledikten sonra, gizli bir yerde topraa gmd demir levhalar
kazp kard. Yann onlarn salamlklarn rsn zerinde bir kez daha deneyecekti.
Acele etmekten zenle kamyordu. Baars bir kereye mahsus bir tesadf de
olabilirdi. imdi btn mesele, bunu tekrarlamaktan ibaretti. indeki bir ses ona
doru yolda olduunu sylyordu. Phaistos'taki acnacak koullarda rettii birka
demir levhay szd. Frnlardaki snn son derece yetersiz olmas, aklna baka bir
fikir getirmiti. ayet nemli toprak ie yaramaz demiri rtp yok ediyor ve geriye
salam bir ekirdek brakyorsa, ayn sonucu elde etmek iin mutlaka baka bir
yntemin de olmas gerekiyordu. Drt element zerinde uzun uzun dnp su ve
havay eledikten sonra, elde ettii demir madenini odun kmrnde kzartmaya
karar vermiti. Bylece sonuca ok daha abuk ulaabilir ve aylarca beklemesine
gerek kalmazd, beklemekten o kadar yorulmutu ki...
Patane'nin evinde geirdii saatleri her geen gn daha fazla zlyordu. Aradan
geen zaman zarfnda kayda deer ilerlemeler salam olmasna ramen, uu
makinesinde almak bile ok fazla zevk vermiyordu artk ona. St dallanndan
iine iki kii
394
alabilecek bir sepet rdrm ve onu ya emdirilmi ktla kap-latmt.
Kanatlarn nasl olaca ise bal bana bir meseleydi. zemedii baka bir sorun
ise, balonun hangi malzemeden yaplacayd. Aklna gelen tm kuma trlerinin
lzumundan ok daha ar olduuna karar vermiti. Son umudu Fenikeli bir tccarn
kendisine getirmeye sz verdii bir maddeydi. Uzakdou'dan kaak olarak getirilen
bu efsanevi maddenin su gibi akc ve ty kadar hafif olduu iddia ediliyordu.
Daidalos servetinin elinde kalan son krntlarn da bu ie yatrmt. Eer bu
deneme de bir ie yaramayacak olursa, artk sadece bilgeliinin deil, maddi
imknlarnn da sonuna gelmi olacakt.
lleri son yolculuklarna uurlamak zere limanda yzlerce kii toplanmt. Her
ne kadar kayplarn birou bulunamadysa da, onlar da dierleriyle beraber
sembolik olarak mutlular adasna yapacaklar yolculua gndereceklerdi. Alev alev
yanarken yakarlar eliinde denize srlen kk kayklarn iinde, kendilerine ait
zel eyalar bulunuyordu. Derinliklerin Byk Ana'sna sunulacak armaanlard
bunlar.
Tren sona erer ermez Minos atna atlad gibi saraya dnerek, doruca
dkmhaneye gitti. "Adamlarn hemen gnder buradan Daidalos! Seninle
konuacaklarm var."

Kraln ses tonu hi ho olmad iin, Atinal verilen emre hemen itaat etti. iliin ii
ok scakt. Minos, Daidalos'un ikram ettii arap ve ekmei geri evirdi. Merakl
baklarla etrafn szyordu. Elleri kemerindeydi. "lerleme kaydetmisin!"
Daidalos evet anlamnda ban sallad. Minos'un neden sz ettiini hemen
anlamt. Birisi enesini tutamamt anlalan.
"Bunu bana haber vermek iin uygun bir frsat kolladna eminim." Sesinde
tehlikeli bir sknet vard.
Daidalos bir kez daha ban sallad.
"O halde konu!"
"Henz kesin bir sonuca ulaamadm. Sadece pratikte de ispatlanmas gereken bir
teori var elimde." Birka kere ksrerek boazn temizledi. "Aksi takdirde sana
oktan gelmi olurdum." Glmsemeye altysa da baarl olamad.
395
"Peki bu teori nerede?" diye sordu Minos alayc bir sesle. "Onu grebilir miyim?"
Daidalos ayaa kalkarak anahtarnn sadece kendisinde olduu kasay at. "Bunu
sana kim haber verdi?"
Minos kasann iini gizleyen rty kaldrarak, Daidalos'un rettii ok ularn
inceledi. Sonra da yllardan beri cebinde tad Attika ok ularyla karlatrd.
Ia kar tutup dikkatle bakmasna karn, aralarnda en kk bir fark bile olsun
grmemiti. "Hizmetkrlarmdan biri" diye karlk verdi ona bu arada. "Gerekten
de beni aldatabileceine inanm miydin?"
"yle bir niyetim yoktu" diye cevap verdi Daidalos alamakl bir sesle. Korkakl
yznden kendisinden nefret ediyordu.
Minos gld. "Hem de yle bir istiyordun ki! Ne o, ardn m? Hakkndaki her eyi
biliyorum, Atinal!" dedi keyifle. "Her eyi. Nereye gittiini. Kimlerle konutuunu. O
rm kafann iini neredeyse kendi oturma odam gibi tanyorum." Yumruuyla
birka kere adamn kafasna vurdu.
Daidalos geri ekildi. "imdi ne yapmak istiyorsun?"
"Ne istediimi sen de en az benim kadar biliyorsun" diye karlk verdi Minos buz
gibi bir sesle. "Sana defalarca syledim bunu." Onu keye doru sktrmaya

balad. Daidalos kendisini tuzaa dm bir hayvan gibi hissediyordu. Geriye


kamak istediyse de, arkasnda svasz, plak duvarn bulunduunu hemen fark
etti. "imdi de senin azndan duymak istiyorum." Minos Atinal mucidin kolunu
yakalayarak arkaya doru kvrmaya balad.
Daidalos'un azndan garip bir ses kt. Gzleri donuklam-t. "Demir" diye inledi
bouk bir sesle.
"Daha yksek!" Minos adamn kolunu biraz daha kvrd. "Ne sylediini
duyamadm." Pis pis sntyordu. "Halbuki ardmdan dolaplar evirmeye yeltendiin
zaman sesin ne kadar da gr kyor! Hadi!"
Daidalos'un kolundan garip bir atrt ykseldi. Mucid, kolunda yakc bir ac
hissetti. "Kolum!" diye hkrd. "Kolumu koparacaksn."
"Syle!"
396
"Demir!" diye bard Daidalos. "Demir. Demir. Demir!"
"te." Minos adamn kolunu brakt. "Sihirli kelimeyi biliyor-musun demek ki."
Taburelerden birine oturarak srtn duvara yaslad. "Burasyla iimiz bitti artk" dedi
dnceli dnceli. "Yepyeni bir balang yapmalyz."
"Yoksa bu dkmhaneyi de kapatmak m istiyorsun?"
"Artk oyun zaman sona erdi. Gerek alma asl imdi balyor. Sadece ok ular
deil, kllar, hanerler sabanlar, aletler de istiyorum. Btn Girit demirden ina
edilmeli. Ve bunu sen salayacaksn."
"Ben mi?"
"Ya kim olacakt?" Minos adamla elenir gibiydi. "Ocaklara, dkmhanelere,
iliklere ihtiyacmz var. Hem de ok sayda. Ve bir sr insan. Ocaklar gece gndz
yanacak. Ve tek sorumlu sen olacaksn."
"Peki cevheri nereden elde edeceksin? Biliyorsun bu metal ok pahal ve Girit..."
"Brak da bunu ben dneyim!" diye Minos szn kesti adamn. "Ben cevherin
salanmasyla ilgileneceim, sen de ilenmesi ile. Ve her ikimiz de zerimize den
grevi en iyi ekilde yerine getireceiz. stediim kaliteyi elde edemezsen ban
umu say!"

Minos kapya doru yrd ve tam eie geldiinde arkasn dnd. Surat
alacakaranlkta kt ve tehlikeli parltlar sayordu. "Kraliyet muhafz ktasndan iki
subay bundan sonra seni bir an bile yalnz brakmayacak. Sakn ola ki bir daha
yanl eyler yapmaya kalkmay asn!"
Selam bile vermeden ilikten kp gitti.
Seni gebertmek istiyorum Giritli Minos, diye geirdi iinden Daidalos. Koluna
dokununca, iddetli bir ac ile yzn buruturdu. Seni geberteceim.
Kapnn vurulduunu iitince irkilerek yerinden frlad. Fakat iini saran korku
dalgas abucak yatverdi. Onlar olamazd. ayet, onu gtrmek isteseler, oktan
odasna dalm olurlard nasl olsa.
397
imdiye dek hi olmazsa geceleri rahat brakmlard onu. Fakat her sabah iliinin
kapsnda belirmeleri, bal bana bir felaketti. Giritli muhafzlar! Tek grevleri onu
kkrtmaktan ibaretti. Mi. nos'la ilk karlat gnden bu yana korkun derecede
yalanm hissediyordu kendisini. Midesi artk her eye isyan ediyordu ve tra
olmak iin cilalanm bronz aynaya baktnda grd kk avurtlu, donuk bakl
adam ona son derece yabanc geliyordu.
Hastalkl grn Ikaros'un bile dikkatini ekmiti. Gen adam her zamanki
tedbirli davranlarnn aksine laf hi gevelemeden ona durumunu sormutu. Olup
biteni anlatmak kendisini epey rahatlatmt. Daidalos'un suratnda bir glmseme
belirdi. Olu belki hayal ettii erkek olmamt, fakat duygu doluydu. Ve iyi bir
gzlemciydi. Bir kez daha kendisini ziyarete gelmi olmalyd. Kapy at.
Theseus ve Ariadne duruyordu karsnda. Birlikte!
"ieri girebilir miyiz?" Delikanlnn sesinin gayet gamsz kmasna karn, Giritli kz
olduka gergin grnyordu. Geceleri uykusuz geen biri gibi. "ok dikkat ettik.
Kimsenin bizi takip etmediine eminiz."
Daidalos ieri girmelerine izin verdi. Onlara oturacak yer gstermeden nce,
tedbirli davranarak yan odaya alan kapy kilitledi. Suya yatrlm elyaflar
grmelerine hi gerek yoktu. Zaten sipari ettii balyalar da bir gn nce gelmi ve
gzelce istiflenmiti. Buradan kamak iin besledii umutlann sonuncusuydu
doudan gelen bu gizemli kuma.
"Benden ne istiyorsunuz?" diye sordu kaba bir sesle. Yorgundu. Hastayd.
Gecelerini yalnz geirmek istiyordu.

Konumaya balayann Ariadne olduunu fark etti hayretle. Syleyeceklerini daha


nce yzlerce kez tekrar etmi gibi akc bir dille konuuyordu. Fakat bir an bile
kprdamadan duramayan elleri, iinin ne kadar huzursuz olduunu belli ediyordu.
Boynunda ve kollarnda altn sslemeler bulunan san renkli bir elbise vard
zerinde. Kemer takmamt. Szlerini bitirdikten sonra uzun bir sessizlik oldu.
"Bize yardm edecek misin?" diye sordu Theseus. "Buna hazr olup olmadn
hemen syle!"
398
"Hepsi bu kadarsa hay hay" diye alayc bir karlk verdi Dai-dalos. "Ksaca
toparlamama izin verir misin? Sen gizlice kutsanmlardan baka hi kimsenin
girmeye yetkili olmad labirente szacaksn. Orada kutsal boa maskesini ele
geireceksin. Ve ben de tekrar k yolunu bulup sa salim kapa dar atman iin,
sana kopmaz bir iplik hazrlayacam. Bu kk mesele hallolduktan sonra Attikal
adaylar bir araya toplayacak, prensesi omzuna atacak ve Atina'ya doru yelken
aacaksn. Hepsi bu mu?"
"Hemen hemen. Fakat bir eksik var" dedi Ariadne alak sesle. "Karnmda onun
ocuunu tayorum. Theseus'dan sonra Atina tahtna geecek veliahd." Kk bir
ara verdi. Sonra glmsedi. "Grdn gibi tm srlarmz biliyorsun artk."
"Taht paylatrmaya balamadan nce buradan kurtulmann aresine baksak daha
iyi olur" dedi Theseus sert bir sesle. "Sana bir kez daha soruyorum, Atina yurtta
Daidalos! Bize yardm etmeye hazr msn? Ben de sana her konuda yardm
edeceime sz veriyorum."
"Bunu sylemesi kolay tabii" diye karlk verdi Daidalos kalbi kt kt atarak. "Belki
burada yardm edebilirsin. Fakat ya sonra?"
"Szmde duracam" dedi Theseus anlaml bir sesle.
"Bir an iin size yardm edebilecek durumda olduumu dnelim" diye devam etti
Daidalos duraksayarak. "Btn bunlar beni snamak iin uydurmadnz nereden
bilebilirim ki? Mavi Yunuslar Saray'nda birilerine gvenmenin ne kadar zor
olduunu benden iyi bilirsiniz."
"Bu bir lm kalm meselesi." Ariadne adam ikna etmeye alyordu. "ayet
yakalanacak olursak bu sonumuz olur. Her eyi en ince aynntsna kadar
hesaplamak zorundayz. Gereksiz risklere girecek halimiz yok."
"Sizin anzdan mesele halloldu bile" dedi Daidalos. "Kuzeye doru yelken ap
buradan kurtulacaksnz. Fakat ya ben? Kanz fark ettikleri anda izlerinizi takip

ederek bana ulamalar hi uzun srmeyecektir. Minos bana hi gvenmiyor zaten."


"Sen de bizimle geleceksin" dedi Theseus zel bir vurguyla. "Yoksa aradan geen
bunca zamandan sonra anavatanna geri dn399
mek istemez miydin?" Bu arada gzlerini adamdan bir an bile olsun ayrmyordu.
Eve dnmek! Demir pisliiyle boumak yerine yeniden planlar ve tasarmlar
yapmak, evler ina etmek! Kle deil, zgr bir insan olmak! Daidalos iini ekti.
Fakat o anda aklna Talos geldi. Vcudunun kayalardan aa yuvarlanrken
kard ses hl kulaklarndayd. Patane'nn darbeleri bile kendisini bundan
kurtara-mamt. O bir katildi. Kafasna dl konmutu. Atina onun cesedini bile
asla kabul etmezdi.
"Evet?" diye sordu Theseus. "Ne dersin?"
"Bilmiyorum" dedi Daidalos ve pencereyi aarak karanlk gecenin iinden darsn
seyreden Ariadne'ye bakt. Belli belirsiz bir hareketle Theseus'a kzn bulunduu
yn iaret etti. Belki de bir ans olabilirdi. Unutulmas imknszd. Fakat
balanmas deil. "Bu konuda konumamz lazm" diye fsldad. "Fakat sadece
Atinallar arasnda. Aydnla kavuturulmas gereken baz noktalar var."
Theseus ban sallad. Onun da gelmek istedii nokta buydu. "Kesin olarak emin
olman gereken bir ey var" dedi yavaa. "ayet olu sa olarak eve dnecek
olursa, Aigeus'un birok eyi unutacana eminim. Bu konuda sana sz veriyorum."
Ak pencerenin iinden kularn ilk cvltlar dolana kadar konutular.
Yorulduklarn hissediyordu ikisi de. Birbirlerine baktlar.
"Bu ekilde olabilir" dedi gen olan.
"Evet, araya baka bir ey girmezse" diye karlk verdi yal olan. "Hemen
odalarnza gitmeniz lazm. Gn aarmaya balad."
Ariadne gecenin ilerleyen saaerinde uyuyakalmt. Yataa uzanmt. Bacaklarn
karnna doru ekmi, birletirdii avularn yanann altna koymutu. Nefes al
dzensiz ve hrltlyd. Elbisesinin alan eteinin altndan gl bir baldr
grnyordu. Theseus zlemle Phaidra'nn bembeyaz bacaklarn dnd ve ban
evirdi.
Yeterince hzl davranamamt. Baklarndaki ifade Daida-los'un gzlerinden
kamamt. "Ya o?" diye sordu. "O ne olacak?"

400
"Ne olabilir ki?" diye serte karlk verdi Theseus. "Benim dediklerimi yapacak. ok
uzun sredir evden uzakta olduun belli oluyor. Fakat bunun ksa srede
deieceine eminim."
Yataa giderek Ariadne'nin zerine eildi. "Kalk artk" diye fsldad kulana. "Hava
aydnlanyor. Gitmeliyiz."
"Gemi" diye mrldand Ariadne. "Beni almadan yola koyuldu. Onu grebiliyorum.
Yzmeliyim..." Peltek peltek konuan bir sarho gibi anlalmaz eyler sylyordu.
"Ariadne!" Theseus kz yavaa sars. "Uyan! Benim, Theseus. Daidalos bize
yardm etmeye hazr. Girit'ten ayrlacaz. Hem de pek yaknda."
Ariadne dik dik delikanlnn suratna bak. "Gzlerin!" diye fsldad sonra. Asterios
kendisini bunlara kar uyarmt ite!
Kzn nefesi Theseus'un suratna arpt. Uyku ve kadn kokuyordu, tatl ve scak,
fakat u anda kaldrabileceinden daha ar.
"Ne olmu gzlerime?"
Ariadne ellerini skca karnna bastrd. Artk geriye dnemezdi. Bunun iin ok
geti. Fakat her eyi gze alarak, grdklerini sylemeye karar verdi.
"Gzlerinde lm var. lm grdm!"
401
Gazap Gn
Cenaze treninden sonra Asterios birok kez labirente indi, fakat akl anzl
tarlalarda, zm dolu balarda ve ekim aynn altn renkli klarnda kalmt. Neyse
ki aada boucu bir hava yoktu. Saysz hava boluklar, kanallar, bacalar ve
borular havann srekli temiz kalmasn salayan bir dolam oluturuyordu. Buna
ramen duvarlarn bazdan nemlenmiti; aasyla yukars arasndaki fark yeterince
bykt. Asterios iindeki huzursuzluktan kurtulabilmek iin elinden geleni
yapyordu. Zaten ortada herhangi bir tehlike belirtisi de grnmyordu.
Korkun frtnadan sonra sakin bir sonbahar aday etkisi altna almt. Frtnann
sebep olduu zararlar ksmen telafi edilmi ve llerin ardndan yeteri kadar
alanmt. Girit'te hayat normale dnmt. Minos k gelmeden nce herkesin

ban sokaca bir eve sahip olacana sz vermiti. Bu nedenle tm gemi


yapmclar ve marangozlar, ev yapmyla urayordu. Gemiler ise hl Amnyssos
Liman'nda demirliydi; bu yl her zamankinden daha ge bakma alnacaklard.
Her eyin sakin ve huzurlu grnmesine ramen, Asterios'un iindeki huzursuzluk
kendisini bir an bile olsun rahat brakmyordu. Toprakla btnlemek onun iin ok
zor oluyordu artk. Bunu baard zaman onunla bir oluyor, vcudu bir kristal filizi
gibi sert ve hareketsiz kalyordu. Uzun uzun yakanyor, gnler sren perhizlere
giriyor, Hatasu'nun kendisine rettii biimde ruhunu sakinletirmeye alyordu.
Byk frtnadan hemen sonra onun Knossos'a geldiini sevinle fark etmiti. Geri
birbirleriyle grme frsatn pek ender yakalyorlard, fakat yine de, onu dnmek
bile Asterios'un iinde bir mutluluk dalgasnn kabarmasna neden oluyordu. Fakat
hl topran barnda tek banayd - yapayalnz!
402
Bir keresinde sarayda yrrken Phaidra'yla karlat. "Mavi ardn m?" diye
sordu kz ona.
"Evet." Asterios'un sesi olduka endieliydi.
"Sonra? Sana neler gsterdi?"
Asterios ona ne anlatabilirdi ki? Grdklerini nceden tanyordu zaten. Ve onlardan
nefret ediyordu. Kendisini bir silahla tehdit eden, sonunda da ar yaralayan sansn
Atinaly gryordu srekli. Bu sahneyi o kadar iyi tanyordu ki, bazen onu bir
karabasandan bile ayrt edemedii anlar oluyordu. Etine kemiine ilemiti
grdkleri.
"Neden bir ey sylemiyorsun? O kadar m korkunlar?" Pha-idra yavaa onun
koluna dokunmutu.
"Hayr. nemli bir ey deil." Kza her eyi anlatmamak iin kendisini g
tutuyordu. Bu mesele sadece kendisini ve Theseus'u ilgilendiriyordu nk.
"nmzdeki kutsanma treni sona erdikten sonra konualm bu konuyu."
"Senin iin dua edeceim" dedi Phaidra dnceli bir tavrla. "Tekrar saraya
dndn zaman bana hemen haber gnder."
nnde en az iki gn vard daha. inde hissettii arlk adaylara da bulamt
sanki. Merkeze ulamalar hibir zaman olmad kadar uzun sryordu. Sanki
karlamalarn ekli de deimiti. Adaylar tekrar a dndkleri zaman, geride
garip, rktc bir eyler brakyorlard.

Labirenti meryemiye ve tts ile arndrmt. Bu kutsal yerin zerindeki tehdidi yok
etmesi iin tanraya biteviye yalvaryordu. Buna ramen iindeki huzursuzluk her
an artyordu. Sk sk tyleri rperiyor ve vcudu kaslyordu. Karanlk dehlizlerde
korku dolu bir yrekle ilerleyen bir zamanlarn aday olmutu sanki tekrar.
Ben, Asterios'um! Tapnan koruyucusuyum. Bu szleri tekrar etmek ksa bir sre
iin kendisini toparlamasna yardmc oluyordu. Fakat etkisi pek uzun srmyordu.
Bu durumda daha ne kadar kalabilirdi? iindeki kara duygular adaylarn zerinde
olumsuz bir etki yaratrsa, o zaman ne olurdu?
Sonra yava yava sakinleiyordu. Sadece bir tek aday, diye geiriyordu iinden,
kalbi daha yava arptnda ve ruhundaki k403
t dnceler daldnda. imdiye kadar birok aday gelip geti. Sadece son bir
tane daha. Sonra k tekrar bana geri dnecek.
Adayn ylanl kapya gtrlmesine kadar gizlendikleri yerden kmadlar. Adaym
yannda Hemera deil, Ariadne'nin sadece uzaktan tand beyaz sal bir rahibe
vard. Aday olmak isteyen gen insanlarn saysnn hzla oalmasndan beri,
devaml yeni yzler kyordu ortaya. Rahibe olarak kutsanmak isteyen kzlarn
says imdiye kadar asla bu kadar kabark olmamt. Fakat Bilge Kadnlar onlarn
arasndan sadece uygun olanlar semeye byk bir zen gsteriyordu.
Ylanl kapdan ieri girmeye hazrlanan aday clz bir delikanlyd ve uzun boylu bir
direni gstermeyecei kesin gibiydi. Rahibe kapnn kilidini at ve delikanlnn ieri
girmesine izin verdi. Ariadne trenin gidiatnda kk bir deiiklik yapldn fark
etmiti. Rahibe adayn gzlerini ieride balayacak, imesi iin Blechon'u verecek ve
dar kacakt. Bu noktada onu yakalamalar gerekiyordu. ayet delikanl labirentin
karmak yollarna dalacak olursa, bir daha onu bulmalarnn imkn kalmazd.
Theseus avularnn terlemeye baladn fark etti. indeki bir ses ona snn amak
zere olduunu sylyordu. Fakat artk geriye dnmesi mmkn deildi. Yandalar
arasnda bir tek Prokri-tos planlanndan haberdard. Her eyin yolunda gitmesi
durumunda dierlerine de haber verecekti. Atinallann tmnn kendisine
katlacandan emindi, nk olay bir lm-kalm meselesine dnmt. Hepsi de
biliyordu ki, olayn anlalmasndan sonra Minos ele geirdii Atinallann hibirinin
gznn yana bakmazd.
Yanndaki hayati nem tayan nesneleri bir kez daha kontrol etti. Kemerine
balad ipler. Az tkac. Su dolu krba. Daida-los'un dn gece ona verdii uzun
makara, karnnn stnde asl olan antadayd. "Doudan gelen yeni madde" diye
mnldanm. Mum nda parlak ve dzgn grnyordu. "Bir servet deerinde.

ayet bu yn olsayd, yannda araba tekerlei byklnde bir yumak taman


gerekirdi." En iyi Attika demirinden yaplma bir klc, dardan belli olmamas iin
sa brne sk sk bala404
mt. Ariadne'nin bilmedii srlardan biri de buydu ite! Yoksa beline sokuturduu
o gln bronz hanerle mi yola koyulacan dnyordu?
"Hazr ol! Zaman gelmek zere!" dedi Ariadne alak sesle.
Theseus son bir kez Apollon'a ksa bir dua okudu. ayet plan baarya ulaacak
olursa, ona imdiye dek gelmi gemi en gzel armaan sunmaya yemin etmiti.
Azn arptarak glmsedi. Baarl olamazsa cesedini balklar kemirecekti zaten!
Koyu renk giysili yal kadn dar karak aceleyle oradan uzaklat. Ariadne
koarak kapnn yanna geldi ve bir kar aralad. Soluk soluayd. Aln boncuk
boncuk terliyordu. "abuk!" diye fsldad. "Makaray ver!"
Theseus antasndan dikkatle bir iplik kard. Elleri titriyordu. "Acele etmeliyiz"
diye mrldand Ariadne. pin ucunu kapnn sa tarafndaki ylann kuyruuna dolad
ve iki kez dmledi. Sonra da ekitirerek salamln kontrol etti. Her ey
yolundayd. Kap kapansa bir iplik kopmayacakt. "Dikkatli ol" diye uyard
Theseus'u. "Nelere dikkat etmen gerekiyor?"
"Sa elim srekli duvarda olacak" dedi tekdze bir sesle. "Ne olursa olsun, neyle
karlarsam karlaaym. Sol elimle de iplii salacam..."
"Gevek olarak!" diye szn kesti Ariadne.
"Gevek olarak!" diye tekrar etti Theseus. "Gidiyor muyuz?"
"Sen gidiyorsun."
Ariadne ona telal bir pck verdi. "Kendine dikkat et!" diye fsldad ve karnn
okayarak devam etti. "Bizim iin ne kadar nemli olduunu biliyorsun."
Kapnn aralndan ierideki mutlak karanl koyu bir griye dntrecek kadar
k szyordu. Fakat sadece ilk birka adm boyunca. Biraz ilerleyince sonsuz gece
onu rtecekti.
Bu arada aday da fazla ilerleyememiti. Dehlizin banda duruyor ve byk
ihtimalle ne yana gitmesi gerektiini kestirmeye alyordu. Anszn Theseus
delikanlnn arkasnda bitiverdi. Aday gzleri bal olduu halde arkasn dnd.

rkilmiti. Theseus elindeki tkac delikanlnn azna soktu.


405
Aday boulmaya benzer sesler kartarak kar koymaya alt, fakat ondan daha
kuvvetli olan Theseus kollann arkasna bkerek skca balad. Direnmenin hi
faydas yoktu. "Otur!" diye tslad Theseus dilerinin arasndan. "Yere k! abuk!"
Aday korkuyla srtn dayad duvarn dibine kayd. Theseus bykbabasndan
rendii dmler yardmyla onun ellerini ve ayaklann itinayla balad. Sonra da
kafasna hafif bir darbe indirdi. Bouk bir inilti iitildi. Delikanl hayatn
kaybedeceinden korkuyor olmalyd.
"iyi yolculuklar ve gzel ryalar. Sannm o canavarla senin yerine benim
karlamama bir itirazn yoktur. Pekl, her ey yolunda" diye seslendi kendisinden
haber bekleyen Ariadne'yc "Macera balyor!"
Ariadne de yukandan bir eyler bard, fakat Theseus onun ne sylediini
anlayamad. Sonra bouk bir grlt. Ylanl kap kapanmt.
Nabznn lgn gibi atmasna neden olan ey karanlk deil, sessizlikti. Soluk solua
kalmt. imdi mahvoldum, diye geiriyordu aklndan Theseus byk bir mitsizlik
iinde, bu tuzaktan hayatm boyunca kurtulamayacam. Giritlilerin dmanlarn
diri diri gmdkleri yer buras demek ki. Korkudan midesi kaslnca azna ac bir
sv geldi. Byk bir fkeyle yere tkrd.
Ellerini vcudunda gezdirdi. Kl ve makara yerindeydi. Ku-laklanndaki uultuyu
iitmemeye alt. O kadar da zavall deildi. Kendisini koruyacak durumdayd!
Yolun sonunun nereye ktn da biliyordu. Topran derinliklerinde bir yerde
dman kendisini bekliyordu.
Elini uzatt. Przl ta duvar. Dikkatle birka adm att. Bir dneme! Korkuyla
duvara yasland ve bu arada elinin derisi sy-nld. Bir anlk dikkatsizliine lanetler
okuyordu. Anszn yukardan bir ses iitir gibi oldu. "iplik!" Ariadne'nin sesi! "Sol
elinle iplii salmay unutma!"
Kamnn stndeki antada bulunan makaray geveterek ipliin geveke ardndan
uzanmasn salad, ite byle! Bir sonraki
406
dnemece kadar kzn sesi kulaklannda nlad. Sonra bir dneme daha. Bir ey
dnmemeye alyordu. Sadece yavaa ilerlemeli ve duvar yoklamalyd.

Aniden ayak parmaklan krke benzer yumuak bir eye dokundu. Theseus
irenerek olduu yerde durdu. Midesi azna gelmiti. Atina'da erkeklerin ata
binerken giydikleri izmeden bir iftine sahip olmak iin neler feda etmezdi! Bir
hayvan lei, diye aklndan geirdi. Bunun bir insan cesedine ait bir para olabilmesi
fikrini akl reddediyordu. Herhalde bir sre nce kurban etmiler!
Aigeus'un adamlannn parmaklaryla bu nereden tredii belli olmayan pii iaret
ettikleri zaman bile kendisini bu kadar yalnz hissetmemiti, iindeki her ey
kapkarayd ve lm kokuyordu. O kadar ok korkuyordu ki, farknda olmadan elini
duvardan ekmiti. Karanln ve sessizliin her geen an daha da younlatn
hissediyordu. Ne tarafa gidiyordu? leri? Geri?
Tm vcudu sarslyordu. Fakat birden kendine geldi ve tm iradesini toplayarak
sakin olmay baard.
te, przl duvar! Sa tarafta. Yukars. Aas. O denli rahatlamt ki, az kalsn
alayacakt. Terliyordu. Bir yudum su iti. Zihni berraklamt. Aklna Ariadne'nin
szleri geldi. "Aday kibrini yenmek zorunda olduu iin, tavan giderek alalr.
Mmkn olduunca eilmeye al."
Theseus yere giderek daha ok yaklayordu, neredeyse srnmeye balayacakt.
Sa eli srekli duvardayd. Karnndaki torba eilmesini gletiriyordu. Kendi terinin
iinde boulacakt neredeyse. Yerdeki kk akl talar bacaklarn yara bere
iinde brakmt. Bir hamambcei gibi srnyordu artk, iinde bulunduu dehliz
o kadar dard ki, tavann bann hemen stnde bulunduunu hissedebiliyordu.
Soluk solua srnmeye devam etti.
Anszn suratna serin bir hava dalgas arpt. Dehliz genilemiti. Theseus yava
yava ayaa kalkt.
Bu sefer farkl olacakt. Bunu hissediyordu Asterios. Ylanl kapnn bir kez daha
aldn hissetmeden nce, allmadk bir eylerin vuku bulduunu fark etmiti.
Karanlkta grebilmesine ramen,
407
gzlerini kapal tutmak istiyordu. Az sonra kendini toparlad, fakat kendisini ok
bitkin hissediyordu.
Akl baka yerde olmasna ramen yakarmaya balad. Dehlizlerde ilerlemeye
alan yabancy dnyordu. Varmak istedii yerden henz bir hayli uzaktayd,
fakat bu na dek olduka baarl olduu sylenebilirdi.
Sadece bir kii, dedi Asterios kendi kendine, tek bir tane. O da geriye nasl

dneceini kavrad an, senin iin de karanlk imdilik bitmi olacak!


Theseus yolu kaybetmiti. Dehliz tekrar aa doru hafif bir meyil kazanm, o da
bunun bir sre daha byle srecei hissine kaplmt. Fakat tuttuu yol yanlt.
Yapt hatay nasl anladn kendisi de bilmiyordu, fakat iindeki bir his ona
durmasn sylemiti. Ariadne ykseklik kademelerine dikkat etmesini sk skya
tembihlemiti. Eer bu arada yanlmadysa, imdiye dek on iki farkl kademeden
gemiti. Bu kademeler basamaklar ve rampalar vastasyla birbirine balanyordu,
fakat aralarndaki spiral biimli dehlizler kendisini yanltm olmalyd. Epeydir ayn
yerde dolanp duruyordu sanki.
Ariadne'nin aklamalarn bir araya getirmeye muvaffak olana kadar aradan epey
bir sre gemesi gerekti. Merkezin evresindeki yol kava gibi bir eylerden sz
etmiti ona. Bu kavaklar onu hedefe yaklatrabilecei gibi, yanl bir admda ta
uzaklara da gtrebilirdi. Bu bilgi onun pek fazla iine yaramamt dorusu.
"Haftann yedi gn vardr. Yedi gezegen gkyzndeki yollarn takip eder. Senin
yolun ise iki kere yedi uzunluunda."
Her halkrda merkez ok da uzakta olmamalyd. Fakat nce geriye dnmeli ve
doru kavan hangisi olduuna karar vermeliydi. Bu arada mutlak karanla ve
sessizlie alm olmasna ramen, yapmak zorunda olduu eziyetli yryten
nefret ediyordu. ayet buna bir yry denilebilirse tabii. Buraya gelene kadar
drt ayak zerinde emeklemi, kaym, az sonra bir solucan gibi srnmek iin,
parmak ularnda yukarlara trmanmt. Zaman kavramn tmyle yitirmiti.
Bazen iinde yle bir his douyordu
408
ki, iplii ardndan salan kendisi deildi, aksine grnmez bir halat kendisini
topran giderek daha derinlerine doru ekiyordu.
Etraf parlak mavi bir k kaplamt aniden. Ik Asterios'un zerine khinliinin ilk
gnlerinde olduu gibi iddetle inmiti. Ta kesilmi bir vcutla grmeye balad.
Karanlk dehlizin iinde iki bklm yryordu. Ban tavana arpmaktan korkar
gibiydi. Soluk soluayd.
Vcudunun ortasnda doal olmayan bir ikinlik vard. Elinde tuttuu bir eyi
sabrszlkla arkasndan ekitiriyordu srekli. Vcuduna skca balanm olan bir
silah, ileri doru yrmesini olduka gletiriyordu.
O kadar yorulmutu ki, bitkinlii her an korkun bir fke nbetine dnebilirdi.
Fakat hedefine ulamasna ok az kaldn da biliyordu.

Asterios byk bir dehetle gzlerini at. Bekledii aday deildi bu!
Adam aniden durdu. Sanki Asterios' un iinden geenleri hissetmiti. Yanandaki
orak biimli yara izi kpkrmzyd, tm varlyla dikkat kesilmiti. Tehlikeyi
sezinleyen vahi bir hayvan gibi etrafn kokluyordu. Glmsyordu, fakat gzleri
buz gibiydi.
Aralarnda oluan grnmez ba, onu ilerlemesi iin zorluyordu. Dinlenecek zaman
yoktu. Byk bir azimle ilerlemeye balad tekrar. Hedefe ulamt neredeyse.
Kk odada ihanet kokusu vard. Fakat buhurdanl yakacak vakti kalmamt.
Kutsal yeri kirleten kfir kendisine ok yaklamt, onun solumasn iitiyordu bile.
Alelacele etrafna baknd. Kk odada sadece bir meryemi-ye ana, bir sacaya
ve birka akmakta vard. Ve de bir dizi kk ya lambas. Bir tek fitili
tututurmas durumunda kayalarn iine oyulmu oda ieri girmeye alan adam
artacak kadar ay409
dnlanrd. Fakat ayn zamanda kendi lehine kullanabilecei kadar da karanlk
kalrd.
Yapabilecei baka ne vard ki zaten?
Silah yoktu. Byk Ana'nn rahibi labirenti kendi bedeniyle koruyordu. Fakat
brnn gm renkli klcn defalarca grmt. Mavi k onu uyarmt.
Yabancs olduu silahlara kar savaacakt.
Asterios tm vcuduyla titremeye balamt.
Anszn hmla ieriye dald. Solgun n karsnda aknlkla durdu. Gz
bebekleri klverdi. Asterios sakland keden adamn en kk bir hareketini
bile grebiliyordu.
Duvarlar sanki koyu renkli kristalden yaplm gibi parlyordu. Theseus gzlerini
karsndaki yara dikmiti. "Dar k!" diye bard. "Orada saklandn ok iyi
biliyorum."
Hibir ey olmad. Sessizliin uultusu daha da artmt. Anszn eelenmeye benzer
hafif bir srtnme sesi geldi kulana. Toynaklar m? Ya da duvara srtnen hayvan
derisi mi?
Derin bir soluma. Taa arpan boynuz sesi.

"Gster kendini artk!" Sesi heyecandan atallamt. "Yoksa karma kamayacak


kadar korkak msn?"
Minotaurus dar kt.
Theseus iradesi dnda geriye doru bir adm att. Elindeki klc daha bir sk
kavramt. Duvarlarn donuk lts m neden oluyordu buna? Yoksa ya lambasnn
yayd hafif k m? Boa maskeli adam Kutsal Evlilik gecesinden ok daha byk
ve kuvvetli grnyordu gzne. Omuzlar geniti, vcudunun st ksm kaslyd.
Geni gs kvrck kllarla kaplyd. Maskenin alt ksm boynunun neredeyse
tmn kaplyor ve onun olduundan daha byk grnmesine neden oluyordu.
Kollarnn sona erdii yerde ise toynaa benzer ekilsiz bir eyler vard. Ancak
hareket ettikleri zaman bunlarn iyi gelimi erkek elleri olduunun farkna vard.
Tehdit edercesine iki yana sallanan boynuzlarla silahlanm korkun kafann ise,
insanlkla hibir ilgisi yoktu. Her an burun deliklerini kabartp fkeli solumalarla
zerine saldrabilecekmi gibi duran bir boa surat vard karsnda.
410
Theseus gznn Ucuyla arkasna bakt. Tehlike annda kaabilecei tek k
noktas, koca bir bilinmezlikti. Aniden gs darald.
Fakat birden gz canavarn giydii eteklie takld. Ak yeil rengi alacakaranlkta
mat gm gibi parlyordu. Zambaklarla birleen ylan motiflerini aka
grmekteydi. Buna benzer bir etei Pasiphae'nin giydiini de biliyordu. indeki
korku aniden iddetli bir nefrete dnvermiti. Bir kadn etei! Gzlerinin nnde
kendi kz kardeine tecavz eden bu kadn etekli canavar m korkutacakt onu?
O gece iine ilemi olan fke ve nefreti yeniden hatrlamak ona ok iyi gelmiti.
Canavarn Phaidra'ya yaptklarn asla unutamayacakt. lm bile yeterli bir ceza
deildi iledii sular karsnda.
"Soyun!" diye tslad dilerinin arasndan. "kar o etei! Bir erkek ldrmek
istiyorum, zrlak bir kary deil!"
Duyduu bouk homurtu arkasndan m geliyordu? Hemen ardna dnd. Yoksa
kendisine arkadan saldrmak iin topran barna gizlenmi olan ikinci bir canavar
m vard?
"Ne oldu?" diye bard sonra. "Ta m kesildin?"
Kendi hareketsizliine bir son vermek iin olduu yerde hoplayp sramaya balad.

Yeralt dnyasnda geirdii saatler sonunda tm kaslar tutulmutu. Kaslarnn ve


sinirlerinin yava yava uyanmakta olduunu hissetmeye balamt. Canavar ise
hi kmldamadan kendisine bakyordu. Theseus adamn suratndaki maskenin gr
alann ne kadar daralttn bilmeyi ok isterdi.
Aniden klcyla ileri doru hzl bir hamle yapt. Alkn olduu silah kendisine yeni
bir cesaret vermiti. Keskin metal maskeli adamn kolunu syrd, belindeki kumaa
taklarak eteini boydan boya yrtt. Koyu renk bir kala kmt ortaya. zerinde
kutsal ift boynuza benzer bir leke vard.
Theseus'un bir an iin akl kart. O akamki boa cambaznn kalasnn ak renkli
olduundan emindi. Fakat bunun imdi ne nemi vard ki?
"Pekl" diye homurdand Theseus byk bir fkeyle. "Eer sen yapmazsan
zerinden o kar eteini ben karrm!"
Asterios geriye ekildi. Hayallerinde ve ryalarnda grd gzlerdi bunlar. Buz
gibi souk gzler. lmn gzleri.
411
Yine de grevini yapmaya almalyd. Kutsal labirentin ko-ruyucusuydu kendisi, o
ise kstah bir mtecaviz. "Hemen labirenti terk et!" diye bard. Burnunun ve
aznn nndeki deri, sesinin derinden gelmesine neden oluyordu.
"Byk bir zevkle!" diye karlk verdi Theseus bararak. "Gideceim. Ama seni
geberttikten sonra. Karanlklarn iine sadece seni ldrmek iin daldm."
Klcn karsndakinin karnna hedeflemiti. Asterios son anda yana ekilip hamleyi
savuturdu. Kayalara arpan kl derin sessizlik iinde n n tmt.
"Seni pi!" diye haykrd Theseus. "Bekle, bu defa karnn deeceim. Kann
grmek istiyorum!"
"Son defa sylyorum: abuk labirenti terk et!" Asterios'un sesi kayalarda
yankland.
"Ancak karmda diz kp sana acmam iin bana yalvardk-tan sonra" diye soludu
Theseus. "Ve o zaman demir dostumu kalbinin tam ortasna saplayacam."
imdi hareketleri daha evikti. Ve daha tehlikeli. Asterios bu tempoya uzun sre
dayanamayacann farkndayd. Neden kendisini bitkinliin kollarna teslim
etmiyordu ki? Boann zaman sona eriyor, diye nlyordu beynindeki bir ses. Boa
lmeli. Yeni gelen onun lmn istiyor. Yeni gelen, daha kuvvetli.

Tkezlemeye balad, hatta dizlerinin zerine kapaklanr gibi oldu, fakat son anda
kendisini toparlad. Tad maske ona bundan nce hi bu kadar eziyet
vermemiti. Fakat onu karmasna imkn yoktu. Maskeyi tad srece labirentin
koruyucusuydu. O olmadan ise, tanmad birisiyle lm-kalm savana tutuan
piin teki!
Karnn, bacaklarn, zellikle de kollarn hedef alan hamleler giderek daha
hzlanyordu. Theseus sular seller gibi terlemesine ve tm vcudundan buharlar
fkrmasna ramen, bir nebze olsun yorulmua benzemiyordu.
Aniden keskin kl bacana dokundu.
"Evet!" diye uludu parampara etein kzla boyandn gren rakibi. "Evet! Seni
delik deik edeceim. Yaam suyun damla
412
damla dar akacak." Kendisini kaybetmiti sanki. Surat korkun bir resim, az
ince bir izgiydi. Yanandaki yara kanl bir alamet gibi ldyordu. Gzlerine kzl bir
perde inmiti, bu renkten baka bir ey grmyordu. ldr! diye haykryordu ona
iindeki ses. Gebert onu!
Bacandaki yara aslnda kk bir izikti, fakat yanmaya ve acmaya balamt.
Asterios yreinde gerek korkuyu hissetti. Bunun daha balang olduunu
biliyordu. Yaknda vcudu derin yaralarla kaplanacak ve kan ta zemini sulayacakt.
Bir sonraki darbe dizkapan buldu. Sonra da baldrn. Kasklarn. Srtn. Nereye
dnerse dnsn ondan kurtulamyordu. Theseus her darbeden sonra kahkahalarla
glyordu.
"Kelleni keseceim" diye haykrd. "Maskeyi bana ver! Yoksa ikisini birden alrm!"
Sa taraftan iddetli bir hamle daha yapt.
Asterios ok kan kaybetmiti. Vcudu delik deikti. Oradan oraya kaarken
suratndaki deri maske biraz kaymt. Sadece tek gzyle grebiliyordu. Bir eliyle
saldrgana kar koymaya alrken, dier eliyle de maskeyi dzeltmeye alt.
Anszn sol kolunda yakc bir ac hissetti. Hibir zaman eski kuvvetine
kavuamam olan sol kolu. Theseus klcn olanca gcyle koluna saplamt. Ta
kemie kadar girdi, diye geirdi iinden Asterios acyla. Dman klc ekip
kartnca yaradan oluk gibi kan boanmaya balad.

Asterios korku dolu bir lk att. Salam elini yarann stne bastrmt. Brr
gibi baryordu.
Theseus irkilmiti. Bylesine korkun sesler karan canavar hangi taraftayd?
Asterios sonunun geldiini hissediyordu. Her geen an gten dyordu. Theseus
daha kuvvetliydi. Ve elinde kl vard. Onu alt etmesi iin tek bir ans kalmt.
Hayaller. Hayalleri
Kendisini bir anda yle bir younlatrd ki, neredeyse kafas atlayacakt. Mavi k
hemen gelmiti. Acaba resimleri grebilecek miydi? akaklar atmaya balad.
Gzleri yuvalarndan frlayacakt neredeyse.
413
Ben boaym, diye geirdi iinden ve ebedi gcn bir ksmnn iine aktn hissetti.
Yaam getiren beyaz boa. lm getiren kara boa.
Ben, ben olanm.
Korkun bir sesle brd. Kendini ok daha gl hissediyordu.
Theseus geri ekilmeye balad. Asterios, att her admn dayanlmaz azaplar
vermesine ramen, onu takip etmeye devam etti. Kanla ykanm gibiydi.
Seni ezip geebilirim, diye dnd. Gl omuzlarmla seni paralara ayrabilirim.
Boynuzlarmla karnn detiim zaman, i organlarn drt bir yana salacak. Sonra
seni toynaklarmla yle bir ineyeceim ki, kendi pisliinin iinde boulup
gideceksin.
Theseus derin bir soluk ald. Ac ve strap dolu bir ses karmt, boulan birisinin
almaya alt son nefes gibi. Biraz daha geriye ekildi. Gzleri artk eskisi kadar
parlak deildi.
Asterios bu gzlerde yzen korkuyu grd. Seni lapa haline getireceim, diye
geirdi iinden. Kayalar kann iecek. Senden geriye hibir ey kalmayacak.
Kck bir krnt bile.
Theseus yalpalad. Aya taklmt. Elindeki kl bir kayaya arpp yere dt.
Silah almak iin ikisi de ayn anda yere uzannca, kafalar birbirine arpt. Theseus
haykrarak doruldu. Elleriyle kafasn tutuyordu.
Deri maske ise Asterios'un kafasn korumutu. Dmannn zor durumundan

faydalanmak istedi, fakat yaral kollarn kullanamad iin anszn geri ekildi ve
rakibinin karnna sert bir diz darbesi indirdi.
Theseus lk atarak iki bklm oldu ve beklenmedik bir eviklikle Asterios'un
zerine atlad. ektii ac ona yeni bir g kazandrm gibiydi. Bararak iki eliyle
maskeyi yakalad ve var gcyle ekitirmeye balad.
Asterios suratnn derisinin yzld hissine kapld. Kar koymaya alt, fakat
elini kolundan ektii anda yarasndan kan boanmaya balad iin, tekrar zerine
bastrmaktan baka bir ey yapamad.
414
Theseus dizlerinin zerine dorulmay baarmt. Maskeye smsk yapm,
ekitirmeye devam ediyordu. Birden kulak trmalayc bir yrtlma sesi iitildi.
Maskenin kafasnda durmasn salayan deri kaylardan biri kopmutu.
"imdi!" diye inledi Theseus.
kinci deri kay da kopuverdi. Asterios suratnda alk olmad bir rahatlama
hissetti.
"ite!" Asterios aznn ortasna okkal bir tkrk yediini hissetti. "ren yaratk,
sonun geldi artk!"
Yere den kl anszn Theseus'un elinde belirmiti. Atinal klc kafasnn zerinde
sallamaya balad, dmannn grtlan kesmek istiyordu.
Asterios artk kar koyamayacak kadar gten dmt. Eli yavaa yarann
stnden kaynca, yeniden oluk oluk kan boanmaya balad. Denize akan kzl bir
rmak, diye geirdi iinden, karos'u, Ariadne'yi, Hatasu'yu dnd. Ve annesi
Merope'yi. Sevdiklerinin tmn. Gnn birinde bir yerlerde onlara tekrar
kavuacakt.
br de yorgun dm gibiydi. Darbeleri artk eskisi gibi hedefini bulmuyor,
aksine sandaki ve solundaki duvarlara arpp duruyordu.
Asterios sa eliyle yerde bir eyler aramaya balad. Az sonra orta byklkte bir
akmak ta bulmutu. Theseus keskin bir lk atarak klcn grtlana saplamaya
hazrland anda Asterios kolunu kaldrd ve kalan gcnn tmn kullanarak ta
rakibinin akana indirdi. Atinal garip sesler kartarak yere yld ve kendinden
geti.
Tekrar kendine geldii zaman etraf zifiri karanlkt. Ba korkun bir ekilde

anyordu. Labirentin merkezindeydi.


Ya br?
Bir anda her eyi hatrlad. Gecenin iinde yapt uzun yry. Dv. Maske.
Eliyle etrafn yoklad. Salam ve przsz bir deri geldi eline. Ganimeti! Buradayd.
Ya klc? Dman neredeydi?
415
Ayaa kalkabilmesi iin aradan biraz zaman gemesi gerekti. Sanki yrmeyi yeni
batan reniyordu.
Theseus kendini zorlayarak karanln iini dinlemeye alt. Bir soluk mu
duymutu? Bir homurdanma? Bir hrlt?
Hayr. Sadece nfuz edilmesi imknsz bir sessizlik.
lm olmal, diye geirdi aklndan yldrm hzyla. Onun grtlan kesmi
olmalym.
Yava yava hatrlamaya devam ediyordu. Karnna ald darbe. Boumalar. Ta.
Bana vurmu olmalyd.
Gerekten de ldrm myd onu? Eer yleyse cesedi neredeydi?
Yavaa ilerideki kaya yarna gitti ve szlayan kafasnn izin verdii kadaryla
ieriye bakt. Devrilmi bir sacaya, kk ya lambas, kk bir tts torbas.
Hepsi bu kadar. Krbasndan kana
kana su iti.
Ortada bir ceset yoktu.
Ya onu ldremediyse?
Theseus sakin olmaya alt. Dman kesinlikle lm olmalyd! Yoksa maskeyi
hi kendisine brakr myd? Yan dehlizlerden birine srnm olsa bile, o durumuyla
fazla uzaa gitmesi
imknszd.
Dudaklarnda kt bir glmseme belirdi. Labirentin koruyucusu iin ne ac bir son!

Ondan geri kalanlar hi kimse asla bulamayacakt.


Bann ansna ramen kahkahalar atmaya balad. En azndan bir Atinal
bulmayacakt onun kemiklerini! Buradan kt andan itibaren bir daha hibir
yurtta bu kara delie inmek zorunda kalmayacakt.
Asterios son gcn kullanarak ylanl kapya ulamay baard. Yollar, rampalar ve
dehlizler ona daha ce asla bu kadar karmak ve uzun gelmemiti. Her tarafndan
kan akyordu. Hrldayarak ilerlemeye alrken topran yzlerce elle kendisini
yakalamaya altn hissediyordu. Sonsuz uykuya yatmay ok isterdi. Fakat pes
edemezdi. Labirentten sa olarak kmas gerekiyordu. Dier416
w
lerini grm olduu korkun eyler karsnda uyarmak zorundayd.
Theseus'u baylttktan sonra uzun bir sre hareketsiz vcudun yannda yatmt. Bu
arada ne kadar zaman getiinin farknda deildi. Dnceler ve grntler
kafasnn iinden sisteki gemiler gibi geiyordu. Yzler beliriyordu zihninin
derinliklerinde. Bunlardan birisi Hatasu'ya aitti. Kadnn konuan gzlerle kendisine
baktn hayal ediyordu, derken onun kendisini darda zlem ve sevgiyle
beklemekte olduunu hatrlad. Bir nebze olsun yaam dnmt iine. Fakat hl
sonsuz derecede yorgundu. I
Atinal uyur gibi yatyordu yannda. Dudaklarn
hafife bzI mt, yaral yanan ise ondan yana dnmt. Baygn olmasna i ramen
lmcl bir yara almad her halinden belliydi. Kavgadan I bu yana saatler gemi
olmalyd. Lambadaki ya neredeyse tken-I mek zereydi.
1 Onu darya tamas mmkn deildi. Asterios'un elinden i gelebilecek tek ey,
onu burada brakmak ve yardm armakt. 1 ka ulamay baarabilirse elbette.
I
Acaba her ihtimale kar onu balasa myd? Baklar kamn-I daki garip
nesneye takld. antasndan dar yass, beyaz bir malt kara sarkyordu. Asterios
srnerek ona yaklat. Atinalya dokun-I duu zaman delikanlnn boazndan
birtakm homurtular ykseldi. i Olamaz! Olmamal! Asterios beyninde akan bir
imek ile elinde-I ki ipliin ne ie yaradn anlamt. Karanln iinde kaybolup i
giden parlak izi bir sre gzleriyle takip etti. i
Aklna gelen ilk dnce,
mtecavizi d dnyaya balayan I gbek kordonunu koparp atmak oldu. Theseus
tanrann tapna- n kirletmi, rahibini ar yaralamt. Hatta boa maskesini
ekip I almt. lm hak etmi olan bir kfirdi o. Topraa kar ar g-' nahlar
ilemiti, o yzden topran iinde yok olup gitmeliydi! ;
Fakat bunu yapmad.

Theseus burada lp gidecek olursa, ona kimin yardm ettiini renmesi asla
mmkn olmayacakt.
Onu a doru yapt strapl yrye sevk eden ite bu t dnceydi. Yol
boyunca davrannn doru olup olmad konu-[ sunda birok kez pheye dt.
Fakat artk geriye dn yoktu.
:

417

Giri blgesindeki son dehlize girmeden nce, ayaklan yolun ortasnda bulunan
scak bir eye taklnca korkuyla irkildi. Elleri ona bunun bir vcut olduunu
sylyordu, salar, bir surat.
"Kimsin sen?" diye sordu Asterios.
Fakat yerde yatann azndan kan bouk inlemeyi daha iitmeden bile onun kim
olduunu anlamt. Bo yere bekledii adayd bu.
"Yaral msn?" Delikanlnn azndaki tkac kard.
br inledi ve tkrd. "Kara bir glge" diye fsldad. Kelimeler azndan glkle
kyordu. "Bir dev bana arkadan saldrd. Beni bodu. Beni ldrd. Hem de birok
kere. Ben imdi l mym?"
"Hayr" dedi Asterios. Yaral kolu yznden onun balarn zemiyordu. "Yeterince
hava alyor musun?"
"kar beni buradan" diye yalvard br. "Glgeler tekrar gelip beni yiyecekler."
"Yardm armaya gidiyorum" diye onu sakinletirmeye alt Asterios. "Biraz
sabrl ol. Burada unutulmayacana emin olabilirsin."
Kapy dizleriyle at zaman gn aarmak zereydi. Ik o kadar parlak ve
aydnlkt ki, gzlerini krptrmak zorunda kald. Srnmeye devam edemeyecek
kadar kt hissediyordu kendisini. Dans meydan uzanyordu nnde. Ta hatlar
ona her zamankinden daha derin ve krmz geliyordu. Serin bir rzgr paralanm
vcudunu okad. Yayordu. Fakat kolunu bile kprdatamayacak haldeydi.
Dayanamayarak yere yld.
Onu beklemekte olan Hatasu o tarafa doru koarak yanna geldi. "Ne oldu?" diye
sordu zerine eilerek. Kire beyazlnda-ki suratnn tm kan ekilmiti.
"Kolum" diye inledi Asterios.

Hatasu elbisesinin eteini yakalayarak uzun bir erit yrtt. Yaray geici olarak
sarmas uzun srmemiti. "Acilen yardma ihtiyacn var. Atm karda. Seni saraya
gtreceim."
"Hayr" diye dorulmaya alt Asterios. "Saraya deil. Henz renmemeliler..."
Devamn getiremedi.
418
"Asterios!" diye yalvaran gzlerle bakt ona kadn. "Bana bak! Benim. Susai!"
"eride birisi daha var" diye fsldad Asterios. "Bal. Kapnn hemen arkasnda. Git
ve onu dar kar."
Hatasu kapya doru yrd ve eie gelince aknlkla duraklad. Eliyle ylanlar
okad. "Kuyruun ucuna ieri doru giden beyaz bir iplik balanm. Bu ne anlama
geliyor?"
"Sonra. nce delikanly kurtar!"
Hatasu biraz sonra adayla beraber geri dnd. Gnein klar yzn yalamaya
balaynca delikanl ellerini gzlerine bastrd ve alamaya balad. "Kr oldum!
Devler gzlerimi oydular!"
Hatasu efkatle onun kaznm kafasn okad. "Biraz sonra a alacaksn" dedi
ona yavaa.
"Su!" diye cevap verdi ona aday. "Ltfen bana su ver."
Hatasu delikanlnn azna bir krba dayad. ylesine byk bir hrsla iiyordu ki,
sular yanaklarndan ve enesinden aa damlamaya balamt. "Biraz daha!" diye
yalvard krbay ekmeye yeltenen Hatasu'ya. Sonra da elini tuttu. "Gitme. Ltfen."
"Adn ne senin?" diye sordu ona Hatasu.
"kelos."
"Pekl kelos. Gzlerini a."
Asterios kmldand. Boazndan anlalmaz hrltlar kyordu.
"Grdn gibi yaras ok ar" dedi Hatasu ona. "Onu bir an nce buradan
uzaklatrmalyz, yoksa lecek." Adayn gzlerinin ta iine bakt. "imdi cesur ve
kuvvetli olma vakti, kelos! Onu ata bindirmek iin yardmna ihtiyacm var. Sonra

dinlenebilirsin. lk frsatta sana yardm gndereceim."


Asterios'u eyere oturtana kadar ikisinin de olduka mcadele etmesi gerekti. Fakat
eyerde tek bana oturamayacak kadar gsz olduu iin, Hatasu onu kendi
vcuduna sk sk balad. Bu arada o da ilemeli eyer rtsne oturmutu. "yi
misin?" diye sordu ona.
Asterios inleyerek cevap verebildi. "Yaam vcudumdan akp gidiyor" diye
mnldand. "Doru drst ac bile hissetmiyorum." Sesi bouklamt. "Theseus
hl labirentte" dedi zor duyulur bir sesle. "Hain. Onu ldrmeliydim, fakat
yapamadm..."
419
"Sus" dedi ona Hatasu. "Gcn yola saklamalsn. Yaralarnn bakmn yaptktan
sonra anlatmaya devam edersin."
Bir sre sonra Asterios'un ba kzn omzuna dt. Hatasu onun scakln srtnda
hissediyordu. Ve elbisesine ileyen kann slakln. Umarm ehre girmeden lmez
diye geirdi iinden.
ehirdeki insanlar kadnn zerine ylm olan ar yaral adama akn akn
bakyordu. Grdklerini bir an sonra bakalarna anlatacaklar kesindi. Ksa bir sre
sonra herkes olup biteni renecekti.
"Yardma ihtiyacn var m?" diye sordu onlara doru yaklaan sakall bir adam.
"Saldrya m uradnz? Haydutlar m?"
"Sanrm kendimiz baarabiliriz" diye karlk verdi Hatasu her trl ihtimali
dnerek. "Teklifin iin teekkr ederim."
Sakall adam bir sre aknlkla ban sallayarak arkalarndan bakakald. Sonra da
yoluna devam etti. Bu ksa konuma Aste-rios'u irkiltmiti. "Neredeyiz?" diye
kekeledi.
"Hedefimize varmak zereyiz" diye cevap verdi Hatasu. Asterios'un vcudu ate
gibiydi. Acilen bakma ve dinlenmeye ihtiyac vard.
"Beni nereye gtryorsun?"
"Chalara'ya. lassos'un yanna. Orada mahzenler dolusu ifal bitki var. Ve hi kimse
sana ktlk yapamaz. Burada gvende olacana eminim."
Daha ilk dehlizde Theseus yorulduunu hissetti. Durumunu yanl deerlendirmiti.

Asterios bana sandndan daha iddetli bir darbe indirmi olmalyd. Kafas kazan
gibiydi, sol kulann stndeki bir blge ise tamamen hissizlemiti. mek iin
hemen hemen hi suyu kalmamt.
Neyse ki beyaz iplik karanln iinde parlayarak kendisine dar kan yolu
gstermeye devam ediyordu. Yine de gecenin iindeki yol bitecek gibi deildi.
Gerekten de canavar ldrmeden nce btn bu kelerden dnm, dehlizlerden
srnm myd? Ynn saptamak iin sk sk durmu olmalyd. Bu noktalarda
beyaz iplik yerde kk bir yn oluturuyordu.
420
Fakat baarmt ite, hem de Giritlilerin o kadar vndkleri kutsanma olmadan.
Zafer sarholuu iinde bu baarsnda Ariad-ne'nin oynad byk rol unutmu
gibiydi. Son birka saat boyunca bir kez olsun dnmemiti onu. Sadece Phaidra
ve bembeyaz vcudu vard aklnda. Ate krmzs tyler. Onu nasl karp gemiye
bindirecei konusunda kafa patlatyordu uzun sredir. Fakat kendi kan tehlikeye
atmadan bunu gerekletirmek neredeyse imknsz gibiydi. Kemerinde asl olan
maskeye dokundu. Gze ald byk tehlikenin delili ve dlyd bu.
Fakat henz hibir ey sona ermi deildi. Kafasndaki ar dayanlmaz boyutlara
ulamt. Bel kemii aryor, bacaklar grevlerini yapmay reddediyordu. Theseus
dayanamayarak biraz dinlenmek iin duvara yasland. Birden eline souk bir metalin
deydiini hissetti.
Bu nesne ok byk olmamasna karn epey ard. Karanlkta onun ne olduunu
anlayamamt. Fakat bir sre sonra bunun przsz bir diske taklan sivri iki utan
ibaret bir sunu olduunu anlad. Ta kalpli tanralarna sunduklar bir armaan olsa
gerek, diye geirdi iinden. Labirenti ele geirdiine dair baka bir kant.
Kk nesneyi elbisesinin cebine kaydrd, dikkatle ayaa kalkt ve zorlu
yolculuuna devam etti. Kendisini tmyle ileri doru yol almaya younlatrd
halde, zgrle alan kapya ulatnda darsnn karanlk olduunu fark etti.
Hangi gnn son erdiini bile syleyecek durumda deildi. Hava ok souktu,
paralanm giysilerinin arasndan ieri szan buz gibi bir ayaz kann donduruyordu.
yordu, susam ve ackmt. Scakla ve dinlenmeye ihtiyac vard. Ariadne
kendisiyle ilgileneceine sz vermiti. Lanet olsun! Neredeydi bu kan! Neden onu
labirentin giriinde beklememiti? Ya o kadar zenle balad aday nereye
kaybolmutu?
Dm zmek iin uramaya gerek grmedi. Kara ylann kuyruunun ucuna
bal olan ipliin ucunu fkeyle ekip kopard ve makaray rasgele civardaki
allklarn arasna frlatp att. Kendisini yeralt dnyasna gtren klavuzu

bulmalarnn hi nemi yoktu, o zaman dek ak denize km olacaklard nasl olsa!


Bir421
ka kaba kfr savurdu. ok sinirliydi. Ariadne neden burada deildi? Muhakkak bir
ey ya da birisi buraya gelmesine engel olmutu. Theseus ta basamaklara oturdu.
Acaba onu burada beklese miydi? Kendisini ok yalnz hissediyordu. Atinal
arkadalarnn yannda olabilmek iin ok ey feda edebilirdi. Uyank kalabilmek iin
kendi kendine bir ark mrldanmaya balad.
Aniden sustu, ite, nihayet! Bir trt, bir soluma. Dans meydanna bir svari
girmiti.
"Prokritos?" diye seslendi Theseus karanln iine umut dolu bir sesle. Sonra
karsndaki siluetin ok kk olduunu fark etti. "Ariadne! Nerelerdeydin?"
Kk ya lambasnn kzn suratn aydnlatmadan nce yapt hatay
anlamt. Darmadank salar, soluk renkli yksek alnnn zerine yaylmt.
Gzler alev sayordu. Theseus onun yay gibi kalarn, ince ve sk dudaklarn
grd. Yanaklarnda sadece gld zaman beliren gamzeleri dnd sonunda.
Fakat u anda Phaidra glmsemiyordu. iinde yanan isyan atei vurmutu
suratna. "Demek sendin!" diye bard. "Aday baylttn ve baladn. Onun yerine
labirente sen girdin!"
Theseus hemen doruldu. Ayakta ondan bir ba daha uzundu. Kzl salarnn
arasnda beyaz parltlar saan ivini gryordu. Kutsal Evlilik gecesinde olduu gibi
ate saan vcudu, etrafa yasemin ve ter kokulan yayyordu. Onu kollanna almay
ve tm vcudunu pcklere bomay ok istiyordu. Ya da artk durmas iin
kendisine yalvarana kadar onu dvmeyi. Fakat sanki zerine inme inmiti.
Mutluluktan olduu yere aklp kalmt.
"Fakat ieride yolunu bulmay nasl becerdin?" diye sordu Phaidra boulurcasna.
"Tm bunlan neden yaptn Theseus?"
Kzn azndan ismini iitmeye dayanamyordu. Bu gece deil. Ban nne edi.
"Labirentte ne iin vard?"
Theseus cevap vermedi.
"Sadece birka ay daha bekleyebilseydin, nasl olsa kutsanm biri olarak labirentin
kaplan sana alacakt. Hedefe o kadar yaklamtn ki! Seni daima anlamaya ve
savunmaya altm. Fa-

422
kat artk amacnn ne olduunu kavrayamyorum." Soluk solua kalmt. "Neden
yaptn bunu Theseus?"
"Yalnz msn?" karln ald cevap olarak delikanldan. Gzlerini ona dikmiti.
Phaidra cevap vermeden nce omzunun zerinden arkasna bakt. Sanki birisi dans
meydanna ayak basm gibi kk bir atrt ve bir soluma iitmiti. kisi de
karanln iine kulak kabartt. Mutlak bir sessizlik hkm sryordu. "Delikanl
kutsal koruda sendeleyerek yrmeye alyor ve anlalmaz eyler syleyip
duruyordu. Neden sz ettiini anlamam epey uzun srd. Akl tamamen karmt.
Onu eve gnderdikten sonra hemen buraya geldim." Sesi sertlemiti. "Burada
neler oldu Theseus? Ne yapmak istiyorsun?" Anszn gzleri Theseus'un kemerinde
sallanan deri maskeye takld. aknlktan elindeki ya lambasn yere drd.
"Yce tanra! Boa maskesinin sende ne ii var?"
Phaidra dehet iinde sendeleyerek birka adm geriye gitti.
"Asterios'a ne oldu? Bu maskeyi gnll olarak sana vermi olmas mmkn deil!
Nerede o? Kardeime ne yaptn?"
Theseus omuzlarn silkti.
Phaidra onun kolunu yakalayarak trnaklarn etine gmd. "Hemen onun nerede
olduunu syle bana!"
Theseus geri ekildi ve bayla arkasn iaret etti.
"Yoksa hl ieride mi?" Gzleri dehetten koca koca almt.
Theseus evet anlamnda ban sallad. Onu biraz daha oyala-malyd. En azndan
arkasndan yaklaan glge yeterince uzayana kadar. Karanlkta grd kk bir
lt iki defa sallandktan sonra, yavaa snmt. Onlar! Nihayet gelmilerdi!
"Yaral m?"
Kzn gzkapaklannn titrediini fark etti. Kendisine o kadar yaknd ki! ok yakn
bir gelecekte birbirlerinden bir daha asla ayrlmayacaklard.
Ban ksa ve sert hareketlerle iki defa pe pee sallad. "imdi!" Arkadaki glge
kolunu kaldrarak Phaidra'nn bana sert bir darbe indirdi. Kz sessizce Theseus'un
kollarna ylverdi.

"Prenses!" dedi Antiochos aknlkla. "Arkadan onu tanyamadm. Ne yapacaz


imdi? Onu bir aaca balayp toz olalm m?"
423
"Delirdin mi sen?" diye karlk verdi Theseus sert bir sesle. "Onun kim olduunu
bilmiyor musun? Phaidra Anka tahtnn varisidir. Yanmzda olduu srece Minos
bize saldrmaya cesaret edemez. Tabii ki onu yanmzda gtreceiz, bala onu!"
"Peki ya Ariadne ne olacak?" Antiochos pheci baklarla onu szyordu. "Onlarn
daha ka tanesini yannda gtrmek istiyorsun? Hepsini mi?"
"Samalamay kes!" diye homurdand Theseus. "Kendine gelmeden nce onu
balasan iyi edersin! Arka tarafta bir yn ip var."
"Ya baracak olursa?"
"O zaman azna gzel bir tka sokarz, olur biter!"
Antiochos kollarn ve bacaklarn balarken, o da kz tutuyordu. Sonra da onu
uyuyan bir ocukmu gibi kucana ald. Kzn gs yavaa inip kalkyordu. Bunu
bir kere daha grmt. Suratn salarnn arasna gmmemek iin kendisini zor
tutuyordu.
"Araba nerede?" diye sordu ksaca.
"u karda. ok fazla yaklamak istemedim."
"Neden bu kadar ge geldin? Ve neden Prokritos deil de sen?" diye sordu
Theseus.
"Araba konusunda sorun kt" diye cevap verdi su orta. "Prokritos azndan tek
kelime karmad, fakat onun giderek heyecanlandn fark etmitim. Bir sre sonra
dayanamayarak bana her eyi anlatt."
Theseus mutluluktan neredeyse ark syleyecekti. Labirenti zapt etmi ve canavan
ldrmt. Ve tesadf sevgilisini onun kollarnn arasna atmt. Battaniyenin
alna szlerek kzn yanna uzand.
"Devam et!" diye bard arkadana. "Amnyssos'a ka saatte ularz?"
"ki saatten fazla srmez. Dierleri bizi gemilerin banda bekliyor."

"Mealeler ve baltalar hazr m?"


nndeki kara kafa evkle cevap verdi. "Her ey hazr. Plann bir harika."
"Her ey yolunda giderse yarn ak denize km oluruz" di424
ye karlk verdi Theseus. "Yce Apollon, ocuklarn koru! Yuvalarna
kavumalarna izin ver!"
Ellerinden gelen her eyi yapmlard, itinayla temizledikleri yaralarn zerlerine
papatya merhemi srdkten sonra, temiz keten bezlerle sarmlard. Asterios ok
kan kaybetmi olmasna karn, lmle yapt mcadeleyi imdilik kazanm gibi
grnyordu.
Hatasu kanamay dindirmeyi baarmt. Sadece Theseus'un kl darbeleri sonucu
etleri neredeyse kemiine kadar paralanan sol kolu onu endielendiriyordu.
Yaradan hl st kvamnda bir sv akyor ve sk sk deitirdii sarg bezini hemen
kirletiyordu. Bezi dikkatle deitirdii zaman ise Asterios hrldamaya balyor ve
suratn acyla buruturuyordu.
Sayklyordu. Hatasu'yu tanmyordu. Azndan "Merope" kelimesi kar kmaz
Hatasu, Iassos'u dar gndermiti. Parfm taciri kapnn dndaki koridorda bir
ileri bir geri dolanp duruyor ve sk sk kafasn ieri uzatp bakmasna sadece kadna
duyduu sayg engel oluyordu.
Asterios nihayet uykuya dalmt. Hatasu onun alev alev yanan yanan yavaa
okad. Sonra sessizce ayaa kalkt ve kapdan karak oday terk etti.
"Durumu nasl?" lassos'un kafasndaki kzl sa yumaklar karmakarkt. Sarhk
yanaklar duyduu derin endie yznden iyice sarkma benziyordu. "Kurtulacak
m?"
"Sanrm evet" diye karlk verdi kadn. Kendisinin de ne kadar yorgun olduunu
yeni fark etmeye balyordu. Glmsemeye alt "Dorusunu istersen bir tabak
orbayla bir kadeh araba ben de hayr demem" dedi. "Konukseverliinin lkenin
drt bir yanna yaylm olduunu dnyordum."
"Elbette!" lassos elinin tersiyle alnna vurdu. "Kusura bakma, Asterios beni o kadar
endielendirdi ki, her eyi unuttum!" Vaktin ok ge olmasna ramen ay artt
ve baz talimatlar verdi. Hatasu yavaa onu takip etti.
Az sonra uykulu iki hizmeti ieriye souk et ve sebze dolu tepsiler tamaya

balaynca Hatasu itiraz etti. "Bu kadarna gerek


425
yok. Sadece scak bir eyler ve biraz ekmek. Gel, assos. Yanma otur. Bundan
sonra ne yapacamza karar verelim."
assos kadnn yanndaki sandalyeye oturdu. Birok mumdan yaylan k byk
salonu aydnlatyordu. Cilal zeytin aacndan yaplma iki byk sandk ev sahibinin
zenginliinin ve zevkinin bir gstergesiydi. "Ben ne yapacamz dndm bile.
Sen yemeini bitirir bitirmez ama atladm gibi ehre gideceim."
"imdi mi? Vakit gece yars..."
"Onu hemen bana getirmekle ok iyi ettin. Fakat Pasiphae'ye mutlaka haber
vermeliyiz" diye devam etti assos ciddi bir sesle. "ayet bunu hemen yapmazsak
bizi bir daha asla affetmez."
"ok haklsn." Hatasu nndeki kadehten kk bir yudum arap iti. O kadar
bitkindi ki, konumaya bile mecali kalmamt. "Fakat henz yolculuk yapacak
durumda deil. Onun burada, bizim yanmzda kalmasna izin vereceine inanyor
musun?" Ban sallad. "Asla! Neden onun birka saat daha dinlenmesine izin
vermiyorsun? imdi saraya gidip herkesi ayaklandrmak yerine afan skmesini
bekleyebilirsin."
"Peki ya Theseus ne olacak? ledii bunca su cezasz kalmayacak elbette!" diye
kprd assos. "Bu Atinallarn adaylarmzn arasna karmalarna en bandan
beri karydm zaten. Onlar benim gzmde eskiden neyse imdi de yleler;
barbarlar!"
Hizmeti kadn scak bir orbayla ieri girdi. Hatasu onu itahla kaklamaya
balamt bile. "Alktan lyorum" dedi neden sonra. "orbann tad harika."
"Arpa orbasna her zaman biraz nane girer" dedi assos. "Gerek tad ancak byle
anlalr. zr dilerim." Piman olmu bir tavrla Hatasu'ya bakyordu. "Byle bir
anda aklma nereden geldiyse!" Ayaa kalkt. "Yola kyorum. Zaman kaybetmeye
tahammlm yok artk."
Hatasu son anda onu elbisesinin yeninden yakalad. "Sadece bir an daha" dedi ona.
"Ltfen assos, dinle beni! Theseus da yaralanm olmal. Asterios onu bayltm.
Eer ipliin yardmyla labirentten kmay gerekten de baarmsa, bir tarafta
saklanmaya alacaktr. Nereye gidebilir ki? Kraliyet muhafzlar onu eninde
426

sonunda ele geirirler nasl olsa. Bu birka saat sonra olsa ne kar ki?"
lassos ne yapacana karar veremeden ylece kalakalmt. "Peki, ya yardaklar?"
diye sordu. "Onun tm bunlar tek bana planladn dnmyorsun, deil mi?"
"Elbette ki hayr. Fakat bu meselenin ardnda kimlerin olduunu Asterios'un
bildiini dnyorum. Bana sylemek istemedi. Fakat eminim Pasiphae'ye
anlatacaktr."
"Nasl istersen yle olsun." assos tam anlamyla ikna olmamt. "afak skene
kadar burada bekleyeceim" dedi ve rahat bir koltua gmld. "Sonra da hemen
Knossos yoluna koyulacam." Endieyle kadna bakt. "Doru olan yaptmz
umarm."
"Dorunun ne olduunu kim bilebilir ki?" dedi Hatasu yavaa ve taban geri itti.
Daidalos'un saatlerdir bekledii koy souk ve rzgrlyd. Kaln pelerinini giydii
iin ok mutluydu. Yanna sadece en gerekli eyalarn almaya zen gstermiti.
Fakat her trl ihtimali gz nnde bulundurarak, Naxos'lu bir zanaatya elinde
kalan son bakr klesini vermi ve birka para deerli eyasn vatanna doru
yelken aan bir gemiye ykletmeyi baarmt. Her ey yolunda giderse, Atina'da
onlara tekrar sahip olacakt.
Midesi kaynamaya balamt yine. Huzursuzluunun bir deliliydi bu. Theseus'la
kesin bir zaman kararlatrmalarna elbette ki imkn yoktu. Fakat ayet bir sorun
kmam olsayd, Atina'ya gidecek geminin oktan buraya varm olmas gerekirdi.
Bir balkdan para ve yalvarlar karlnda satn alabilmeyi baard kaya
umutsuzlukla bakt. Bu ceviz kabuu ile ok uzaklara gidemezdi. Hatta Girit'in kuzey
kylarna ok yakn olan Dia Adas'na bile.
Tm umudu hazrlklarn alelacele sona erdirdii uu maki-nesindeydi. Onu
sadece kendisinin bildii bir yere saklamt. Son gnlerde gelien olaylar bir uu
denemesi yapmasna imkn tanmamt. Son ana kadar balonun ve altnda asl
olan sepetin zerinde almt. Scak hava salamak iin yeterince ra depola-m,
gerekli olan ku tylerini nceki gn ularna scak mum damlatlarak iki defa yalanm ve bu amala kk delikler alm kttan geirmiti
bile.
Hesaplarna gre yapt makine orta arlkta iki kiiyi uzunca bir sre havada
tayabilecek kapasitedeydi. Fakat teorik olarak. Pratikte deneme frsat
bulamamt.

Uzun almalarnn ve emeinin rn olan bu makineyi burada brakmak zorunda


olmas, onu ruhunun ta derinliklerinden yaralamt. Fakat planlarnn ve
hesaplarnn en nemli ksmlar beynine kaznmt bir kere. Buna benzer bir uu
makinesini Atina'da da yapmak onun iin ocuk oyuncayd, yeter ki bu konuda bir
talep olsun. Fakat Theseus byk ihtimalle ondan demir dkmcl zerinde
almaya devam etmesini isteyecekti.
Daidalos baklarn geminin gelmesi gereken dou ynne dikmiti. Demircilik
alannda son zamanda ok nemli bilgiler edinmiti. Geri Atinallar demir dkme
sanatna vakftlar; fakat su, toprak ve atein mkemmel bir uyumla bir arada
kullanarak yaratt eliin inceliinden haberleri bile yoktu. Ve buna hayran
kalacaklar da kesindi.
Isnmak iin kollaryla havada daireler izmeye balad. Aslnda onu ypratan gece
ve karanlk olmas deildi. Girit'ten ayrlmak ona tahmin ettiinden de zor gelmiti.
zellikle de karos'un onunla beraber gelmeyii. Oluna uu makinesinin son
durumunu en ince ayrntsna kadar anlatmt. Fakat Theseus ve Ariadne ile olan
ilikisinden tek kelime bile etmemiti. Onun duygularn incitmek istemiyordu. karos
hibir zaman bir Atinal olmamt. Dnmesi, hissetmesi ve sevmesi bir Giritli
gibiydi. Daidalos onu bu kadar ok sevdii adadan koparp alamazd.
Fakat bunlar gerein tm deildi. Olunun gznde bir hain durumuna dmek
istemedii iin amamt azn. Suunu sonsuza dek saklayamayacan kendisi de
biliyordu. Fakat hi olmazsa karos'un gri gzlerindeki hayal tariklii ifadesinden
kaabilmeyi istiyordu.
Bu karara varana kadar strap dolu birok gece geirmiti. Minos'un oluna zarar
vermemesini tm kalbiyle arzuluyordu. Hain babas onun elinden kurtulmay
basarsa bile.
428
Daidalos biraz uzakta bulunan bir alya balam olduu atna yan gzle bakt. At
hafif bir sesle kiniyordu. Sonra da gkyzne bakt. Gece imdi daha berrakt,
bulutlar neredeyse yok olmulard. Hill biimli ay olduka net olarak
grlebiliyordu. Eyll aynn frtnal denizlerinde seyahat etmeye cret eden
denizcilerin en byk yardmcs olan parlak kuzey yldz ise, her zamanki yerinde
ldyordu.
Peki ya doudaki ufku aydnlatan bu k nereden geliyordu? Daha iyi grebilmek
iin yamaca biraz daha trmand.
Gkyzne ykselen turuncu ve krmz alevleri grd zaman, garip bir sknet
ile bunlarn yanan gemiler olduunu dnd. Tesadfen oradan geerken ilgin bir

olayn grg tan olmu gibi hissediyordu kendisini. Minos'un gl donanmas


alevler iindeydi. Onu yeniden oluturmak yllarn alacakt.
Grdklerinin nemi neden sonra beyninde bir imek gibi akt. Heyecanla sahile
kotu. Baarmlard! Theseus labirentten sa salim kmt. Denizdeydiler.
Kendisini almak iin buraya geliyorlard.
Deniz suyu ayaklarn slatyordu, fakat yerinden kmldayacak cesareti kalmamt.
Tmyle kulak kesilmi olan Daidalos, gecenin sessizliini dinliyordu. Fakat ne bir
krek aprts geliyordu kulana, ne de bir yelken atrts.
Kendi tahminine gre normalden inanlmaz derecede yava geen bir saatlik bir
sreden sonra, neden atn zp eve gndermediini ok iyi biliyordu artk.
Gelmeyeceklerdi. Kendisini pi gibi ortada brakmlard. Zeki kafasn kullanmlard
sadece. Mi-nos'tan bir nebze olsun daha iyi deillerdi.
Herhalde Theseus bir an olsun onu Atina'ya gtrmeyi ciddi olarak dnmemiti.
Ac ac gld. Zaten Theseus kendisi gibi bir katili niye yanma alsnd ki? Nasl olsa o
kadar ok arzulad ey artk yanndayd!
Daidalos atn mahmuzlad. Mmkn olduu kadar abuk Mavi Yunuslar Saray'na
dnmeliydi. Drtnala giderken bile srekli parman tkrkleyip havaya
kaldryordu. Rzgr gneydoudan esiyordu. Havalanmak iin son derece uygun.
ayet ha429
yatta kalmak istiyorsa acele etmeliydi. Uu makinesini hazrlamalyd. ok ge
olmadan nce kendisini gvene almalyd. Ve olunu kurtarmalyd.
Yaralnn durumu gece sresince ktlemiti. Atei iyice ykselmiti; Asterios
muhtemelen korkun kbuslarla bouup duruyordu. Hatasu sadece bir saaik bir
uykudan sonra tekrar onun yatana dnmt. Yatakta kendisini lgn gibi bir o
yana, bir bu yana atp duruyordu. Hatasu onu sakinletirmeyi tek bana
baaramad zaman ise, lassos'un dilsiz hizmetkr yal Hamys yardm ediyordu.
Asterios'un ateler iinde yanan vcudunu birlikte ykam ve kurulamlard.
Ateini biraz olsun drmek umuduyla akaklarna srekli souk kompresler
koyuyorlard, fakat nafile. Ate dur durak bilmeden ykselip duruyordu.
Endie uyandrc bu gelime karsnda assos kararlatrlandan daha nce yola
koyulmutu. Daha gne domadan nce saraya uzanan ta deli yolda atn
drtnala srmeye balamt bile. Yolun ortalarnda yanndan hm gibi iki svari
geti. Atlarn o kadar lgnca sryorlard ki, lassos'un hayvan rkerek aha kalkt,

az kalsn yolun yanndaki hendee decekti. assos kendisine gelmeye alrken,


liderleri Aiakos olan bir grup atlnn daha hzla kendisine doru yaklamakta
olduunu fark etti.
"Neler oluyor?" diye sordu assos. inde korkun bir phe uyanmaya balamt.
"Sabah sabah nereye byle?"
Aiakos bir an iin atn durdurdu. "Kraliyet donanmas Amny-ssos Liman'nda alev
alev yanyor" diye bard. ldrm gibiydi. "Anlalan gemilerin ou mahvolmu."
Tekrar atn mahmuzlaya-rak hzla ileri atld.
assos korkudan bembeyaz kesilmiti. "Yce tanra!" diye mrldand. "ime
domutu! Umarm bir daha tamir edemeyeceimiz bir hata yapmamzdr."
Saraya varnca herkesin ayaklanm olduunu fark etti. Fakat her zamanki neeli
sabah kahvalts deildi yaplan. Mutfan olduu katta k yanmyordu. Fakat tm
koridorlar ve tm odalar in430
sanlarla doluydu. Saray halk, rahibeler, erkekler ve kadnlar, daha nce hi
grmedii insanlar. Dou kanadna mmkn olduu kadar abuk ulamak iin, ksa
bacaklarnn elverdii tm hzla merkezi avlunun ortasndan geen kestirme yolda
komaya balad. Pasiphae'nin dairesine ulatnda soluk soluayd ve her
tarafndan ter fkryordu. Fakat oda bombotu. Sadece gen bir hizmeti kz
sandn tekine elbiseleri yerletirmekle meguld.
"Kralie nerede?" diye inledi lassos. "Hemen Pasiphae ile konumalym. Konu ok
nemli."
"Hibir ey bu gece olanlar kadar korkun ve nemli olamaz" diye cevap verdi faz.
"Neler olduunu bilmiyor musun? Gemiler alev alev yanyor ve prensesler ortada
yoklar."
"Prensesler mi?"
"Ariadne ve Phaidra geride en kk bir iz brakmadan yok olmular." Sesini
alaltt. "Onlarn onlar gtrd syleniyor."
"Onlar da kim?" diye sordu lassos korkun cevab tahmin etmesine ramen.
"Atinallar. Atinal adaylarn tm kayp."
"Pasiphae!" diye kekeledi. "Onu nerede bulabilirim?"

"Taht salonunda. Hepsi orada topland."


Beyaz renkli mermer sralarn zerinde hi yer kalmamt. Deuka-lion, Katreus ve
Glaukos kardeler tek kelime etmeden yan yana oturuyordu; Mirtho, Xenodike,
karos, Akakallis ve ktos ise karlarna yerlemilerdi. Yanlan ve nleri ise sarayn
en nemli ahsiyetleriyle tklm tklm doluydu. Bata yanaklar heyecandan
kpkrmz kesilmi Jesa olmak zere Bilge Kadmlar'n tm de orada hazr
bulunuyordu.
Pasiphae Anka tahtnda oturuyordu. Ban nne emiti. Selamsz sabahsz ieri
dalan assos'u fark edince ona bakt. "Sen misin lassos?" dedi bitkin bir halde.
"Olanlardan haberin var m?"
lassos evet anlamnda ban sallad ve tm cesaretini toplad. "Maalesef hepsi
bununla da bitmiyor" diye sze balad. Tahtn arkasndan kendisine alc ku gibi
bakan Minos'u fark edince, ona korkulu bir bak frlatt. "Ben de sana kt haberler
getirdim."
431
"Asterios!" ismi kt kralienin azndan. "Onu da m karmlar?"
tassos ban sallad.
"Yoksa... ld m?" Elleriyle kendisine kalan tek dayanak olan tahtn kollarna
yapmt.
"Yayor" dedi lassos. "Fakat daha ne kadar, tanra bilir. Ar yaral."
"Nerede?" diye sordu Minos.
"Evimde. Ona ok iyi baklyor. Hatasu onun yaralarn sard ve ila verdi. Onu
kurtarmak iin elimizden gelen her eyi yapyoruz."
"Hatasu!" Pasiphae ayaa frlamt. "Birisi bana saraymda neler dndn
syleyebilir mi? Ya da adamda?" Zehirli baklar frlatan yeil gzler lassos'u
szyordu. "Neden her eyi en son ben reniyorum?" Elleriyle yzn rtt. Fakat
alamyordu. Yzn at zaman ehresi ta kesilmiti. "Anlat!"
lassos bildii her eyi teker teker anlatt, fakat ne Minos, ne de Pasiphae bunlarla
yetindiler. Srekli olarak szn kesiyor ve ona cevabn bilmedii sorular
yneltiyorlard, lassos kendisini o kadar kt hissediyordu ki, talardaki yarklardan
birine kayp kurtulmay iddetle arzu etmeye balamt. Ne var ki talardan hibiri

ona acyp koca gvdesini iine alacak genilikte bir yark oluturmad. Terden
srlsklam kesilmi bir halde kekeleyerek sorulara cevap vermeye alyordu.
"Doru davranmadmz biliyorum" dedi ezilip bzlerek. "Fakat ar yaral
Asterios'la beraber kapma gelen Hatasu'yu evimden kovamazdm ya! Asterios'un
yaralarndan oluk gibi kan boalyordu. Tek amacm onun hayatn kurtarmakt."
"Fakat bunu bize bildirmek zorundaydn!" diye bard Deu-kalion. "Hem de hemen!
Neden bu kadar uzun sre bekledin? Onlarn kan kolaylatrdnn farknda deil
misin? Ve imdi de bize onun yaamnn tehlikede olduunu sylyorsun! ayet
lrse bu bo yere olacak!"
"Bizler lm kavrayamayz" diye mrldand mermer sralardan birinde oturan
Mirtho. "Sadece onun hizmetkr olduumuzu anlamamz iin yalanmamz
gerekiyor."
432
"Kes sesini, felaket kuu" diye patlad Minos kadnn szlerini takip eden derin
sessizlikte. "Alayp zrlamak yerine bir eyler yapmalyz."
"Onu rahat brak!" diye bard Pasiphae Minos'a. "Bir eyler yapmak istiyorsan git
ve bana ocuklarm geri getir. Hl ne duruyorsun? ocuklarm geri istiyorum! Bir
tanesini almlard zaten. imdi de kzlarm aldlar - Phaidra'm!" Alamaya
balamt.
Akakallis onu teselli etmek istermi gibi elini omzuna koydu. "Anne" dedi alak
sesle. "Ltfen sakin ol!"
"Grne gre tm gemilerimizi yakmlar" dedi Minos fkeyle. "Zaten onlar olsa
olsa takip edebiliriz, saldrmamz sz konusu bile olamaz. Unutmayn ki Ariadne ve
Phaidra ellerinde." Yere eilerek haneriyle tahtn yannda duran beyaz iplikten bir
para kesti. "Adamlarm bunu labirentin yannda buldular." Ika-ros'un nne
gelerek elindekini ona gsterdi. "Bu iplii daha nce hi grm mydn?"
"Hayr" diye karlk verdi karos. "Grmedim. Buna eminim."
"Verdiin cevab iyi dn" dedi Minos sert bir sesle. "Sana zerine basa basa bir
kez daha soruyorum: Bu iplii daha nce grdn mu!"
"Hayr" diye cevaplad karos sknetle. "Grmedim."
Minos ona iyice yaklat. "Baban nerede karos?" diye sordu. "Ne dairesinde, ne de
sarayda!.."

"Bilmiyorum" dedi ikaros. Doruyu sylyordu. Baklarn gzlerini yere dikmi


olan Deukalion'a evirdi. "Onunla dnden beri konumadm."
Odann iindeki sessizlik o kadar youndu ki, alev alev yanan mealelerin atrts
bile olduka net olarak iitiliyordu. Dars oktan aydnland iin mealelere gerek
kalmamt. Fakat kimsenin aklna onlar sndrmek gelmiyordu.
Sonunda ikaros ar hareketlerle ayaa kalkt. "Herhalde gitsem daha iyi olacak"
dedi alak sesle. "Beni nerede bulacanz biliyorsunuz."
Ar bir hastala tutulmu gibi yalpalayarak kapya ulat. Eikte ise bir kez daha
durdu. Olduu yerde kvranmaya devam
433
eden assos'a doru bir bak frlatt. "Asterios lecek mi?" diye sordu ac dolu bir
sesle.
"Bilmiyorum" diye karlk verdi parfm taciri. "Durumu pek iyi deil."
"O benim en iyi dostum. Hatta sahip olduum tek dost. O lrse ben de yaamak
istemem."
karos berbat bir ruh hali ve karmakark bir kafayla pencereye gerilmi olan yal
parmeni yana ekti. Serin sonbahar havas ieri doldu. Sonra da masaya oturdu
ve ban ellerinin arasna ald.
Anszn kulak trmalayc bir gcrdama iitti. Yoksa kendisini almaya m gelmilerdi?
Kendisini nereye gtreceklerdi? Kendisiyle ne yapmak niyetindeydiler?
Fakat kap yavaa alp babasnn salar dklmekte olan kafasyla karlanca,
bir an iin aknlktan donakald. Sonra da ayaa frlad.
"Nereden geliyorsun? Btn bu meseleyle ne ilgin var?"
Daidalos sze balamadan nce birka kere ksrerek boazn temizledi, ihanetini
ikaros'a anlatmak ona sonsuz derecede zor geliyordu. Fakat sonunda oluna
duyduu sevgi stn geldi. Onu kurtarmalyd. Her ikisinin de hayatlan tehlikedeydi.
Bunu ok iyi biliyordu. "Hemen buradan kamalyz ikaros! Balon hazr, rzgr
uua uygun. Pek az kullanlan bir koridor biliyorum. Gel, buradan gidelim. Balonu
sakladm tepe pek uzak deil."
"ldrdn m sen?" ikaros onun sylediklerini hi duymamt sanki. "Ne yaptnn
farknda msn?"

"Maalesef her ey ters gitti" diye karlk verdi Daidalos. "Bunu tahmin etmem
gerekirdi. Theseus'a labirentten kmasna yardm ettim, fakat o beni almadan gitti.
Ariadne de onunla beraber. Ariadne'nin ondan hamile olduunu biliyor musun?
Karnnda mstakbel Atina hkmdarn tayor!"
ikaros korkun bir aknla kaplmt. "Ariadne mi? Yalan sylyorsun! Bu
imknsz!"
"yle, yle!" diye srar etti Daidalos. "Bunu ok iyi biliyorum! ikisi birlikte
sylemiti bunu bana!"
434
"Yani Theseus'u labirente gtrenin Ariadne mi olduunu sylemek istiyorsun?"
Ban iki yana sallad. "Buna inanamam! Mmkn deil."
"Evet, onun ta kendisiydi" dedi Daidalos. "Theseus'u tekrar gn na kran iplik
de benim fikrim. Daha dorusu Ariad-ne'nin isteine uyarak bunu dndm.
Sanrm baarya ulatlar. Yoksa imdiye kadar oktan yakalanm olmalar
gerekirdi."
fkaros camlami gzlerle onu szyordu. "Ya Phaidra? Ya Asterios? Onun lmek
zere olduunu biliyor musun? Theseus onu karanln iinde bir hayvan gibi
boazlam!"
"Phaidra hakknda bir ey bilmediime seni temin ederim" dedi Daidalos. Gzleri
volkan cam gibi anlalmaz parltlar sayordu. "Ve dostun Asterios'un bana
gelenlere de emin ol, ok zldm. Theseus'un ona saldraca hi aklma
gelmezdi."
karos arkasn dnd. "Git baba" dedi alak sesle. "Suratn daha fazla grmek
istemiyorum. Beni yalnz brak. Ne yapacam dneceim."
Daidalos pencerenin yannda duran oluna doru yrd. "Hayr olum" dedi.
"Yanmda sen olmadan bu oday asla terk etmeyeceim. Seninle uzun zaman nce
ilgilenmem gerekirdi. Na-ukrate bu kadar erken olmasayd, belki de her ey daha
farkl olurdu. Burada ne iimiz var karos? Senin iini ok abuk bitirirler. Susuz
olmann hibir anlam yok. Sen benim olumsun. Ve bir yabancsn. Deukalion bile
senin iin bir istisna yapmaz. Yoksa yapar m? Yoksa ben mi yanlyorum? Syle
bana olum!"
Ikaros'un tm vcudu kaslmt. "Hi olmazsa onu bu ie kartrma!" diye
yalvarrcasna rica etti babasna.

"Seni hi savundu mu? Azndan susuz olduuna dair tek bir sz kt m?"
ikaros susuyordu. "Artk dayanamyorum" dedi sonunda ifadesiz bir sesle. "Bir anda
tm yaamm mahvoldu. Etrafmda pislikten baka bir ey yok."
Daidalos onu kapya doru itti. "Gereinden ok fazla dnyorsun. Henz ok
gensin karos! nnde daha koca bir yaam var. Gel, beraber zgrle ualm!"
Sabrszlkla onu ekitirmeye balad. "Haydi, benimle gel, abuk!"
435
karos ona bakt ve suratnda garip bir glmseme belirdi. "Uacak myz dedin?
Denizin zerinde mi?" Sesi heyecanlyd. "Nasl olacak bu?"
"Evet, en yakn adaya ulaana kadar uacaz" diyerek sylediklerini pekitirdi
Daidalos. Olunun nihayet fikriyle ilgilenmeye balamasna ok sevinmiti. "Denizde
gemileriyle, karada da atlaryla bizden hzl olacaklar kesin. Fakat havada deil."
Daidalos kollarn havaya kaldrarak grkemli iki kanat gibi rpmaya balad.
"Gklerin kralyz biz! Haydi karos! Daha ne bekliyorsun? Benimle gel!" Sesi
giderek yumuuyordu, sanki yaramaz bir ocuu kandrmak ister gibiydi.
Kbus grd geceler alayarak uyand zaman da babas onunla byle
konuuyordu. ok iyi hatrlyordu bu ses tonunu. Fakat Daidalos verdii szleri o
kadar abuk unutuyordu ki...
"Geliyor musun?"
"Evet" dedi karos. "Geliyorum."
Ariadne hibir eyi ansa brakmamt. Kararn gnler ncesinden vermiti. Attika
yelkenlisine gizlice binerek uygun bir yere saklanacakt. Theseu'un kendisini de
beraberinde gtreceinden ancak bu ekilde emin olabilirdi. Son zamanlarda
uykusuz geceler geirmesine neden olan bu pheciliin nereden kaynaklandn
bilmiyordu. Fakat Daidalos'la yaptklar konumadan sonra zellikle hissetmiti.
Theseus o zamandan beri ok deimi, neredeyse tannmaz hale gelmiti. Havai ve
ateli delikanl gitmi, yerine ince planlar yapan, zeki bir teorisyen gelmiti. Ona
artk gvenemezdi, gvenmemeliydi!
Kza elini neredeyse hi srmyordu artk, baklarnda ise buz gibi bir eyler vard.
Ariadne bunlarn tmn hamile olmasna balyordu, fakat ruhunun derinliklerinde
kendisini temkinli olmaya iten bir ac hissetmiyor da deildi. Son gnlerini
yapayalnz geirmiti. Uzun gezintilere kyor, sonradan hatrlayabilmek iin
etrafndaki her eye dikkatle bakyordu. Karnnda byyen ocukla da uzun uzun

sohbet ediyor, ona olup biten her eyi anlatyordu. Gnn birinde Antiochos ile
samimiyetini artrmaya karar verdi.
436
Delikanl onlar ak yaparak geirdikleri bir gecenin sabahnda grmt. O
zamandan bu yana da ilikilerinden haberdard.
Ona kendisinin zel birisi olduunu hissettirmek iin ok fazla uramasna gerek
kalmamt. Geri planlarnn kendisine neden Theseus tarafndan deil de Ariadne
tarafndan akland konusunda olduka g ikna olmutu, fakat sonunda eve
dn sevinci ar basmt. Theseus'a tm varlyla bal olan Prokritos'la beraber,
Antiochos da en bandan beri asilerin iinde olmutu. Girit'ten nefret ediyordu.
Adadan ve sakinlerinden vaktinden nce ayrlmak onu son derece mutlu etmiti.
Ariadne ona gveniyordu; Theseus'un labirentten kmasndan sonra onu sa salim
limana ulatracandan emindi.
ren kokan dar kamarada hayatnn en kt saatlerini geirmiti. u anda
topran derinliklerindeki kutsal mekn mtecavize kar savunmak zorunda kalan
Asterios geliyordu aklna srekli olarak. Theseus onu affetmeyecekti. Asterios'la
olan ilikilerinden ona tek kelime etmemi olmasna ramen, Theseus'un ondan
lesiye nefret ettiini biliyordu. Bu konuda sylemek istedii eyler birok kez
dilinin ucuna kadar gelmi, fakat hemen vazgemiti. Eliyle kamn okuyordu. Daha
dikkatli olmas gerektiini biliyordu. Aradan geen zaman zarfnda Atinallarn
Giritlilerden daha anlaysz ve kaba olduklarn iyice anlamt. ayet yar-kardeine
olan sevgisinden tek bir kelime bile etmi olsa, Theseus'un onu gverteden aa
atacana emindi.
Ancak Attikal adaylar gemiye ayak bastktan sonra rahat bir nefes alabilmiti. Her
ey plana uygun olarak yrmt. Rhtmn dier tarafndan alevler ykselmeye
balamt. Dierlerinin sevin lklarn duyduu zaman sakland yerden yavaa
dar kt. Babasna ait olan donanmann cayr cayr yann seyretmek, iinde
garip duygularn uyanmasna neden olmutu. Bu manzara karsnda derin bir oh
ekeceini dnmt her zaman. Oysa u anda ruhu sessiz ve sakindi. Tam
aksine, gzel ve eriilmez annesi gelmiti aklna. Bir an iin onun gzel kafasn
alevlerin arasnda grr gibi oldu, fakat grd bu hayal hemen yok oldu. Pasiphae'nin bir daha asla suratna bakmak istemeyeceinden emindi.
437
Theseus ile karlat anda gzne ilk arpan ey, delikanlnn kemerinde sallanan
boa maskesi oldu. Aniden yrei daralmt. "Asterios'a ne oldu?" diye sordu ona.
"Minotaurus mu?" Gl kaba ve zalimdi. "Kanl toynaklaryla topran

derinliklerinde debelenip duruyor. Ait olduu yerde yani."


Ariadne'nin gzleri doldu ve iinde bir hzn dalgas kabard. Fakat imdi yas
tutacak zaman deildi. Yerinden kmldamas neredeyse imknsz gibi grnen
hantal gemiyi harekete geirmek iin tm de var gleriyle almak
zorundaydlar. Gemi kesinlikle hzl deildi, fakat Theseus onu almak konusunda
srar etmiti.
Belki de haklyd. Limann dar koyundan ktklar anda iddetli bir rzgr kara
yelkenleri doldurdu ve geminin hzla ileri atlmasn salad. Hi kimse onlar takip
etmeye yeltenmemiti. ayet rzgr bu iddette esmeye devam ederse, su ve
yiyecek ikmli yapacaklar Naxos Adas'na ulamalar hi de uzun srmeyecekti.
"Orada ne kadar kalacaz" diye sordu Ariadne.
"Bakalm." Theseus aznda anlalmaz bir eyler geveledi. "Tipik bir Giritlisin! Biz
kaybettiimiz arkadamza yanarken, senin aklna neler geliyor."
Gemidekilerin tm son derece zgnd. Yeniden Atina'ya kavuma sevincine
glge dmt. lerinden birinin Amny-ssos'ta kaldn hi kimse fark etmemiti:
Erystenes. ilerinde en hzl koucu o olduu iin, limann en uzak noktasndaki
gemileri atee verme grevi ona verilmiti. Birka onu elinde bir meale olduu
halde rhtmda koarken grdklerini hatrlyordu. Sonra da aniden ortadan yok
olmutu.
Yoksa geminin ardndan yzmek isterken boulmu muydu?
Minos'un eline gemesi durumunda bana gelecekleri dnmek bile
istemiyorlard, ilerinde geri dnmeyi teklif edenler bile olmutu, fakat Theseus'un
baklar onlar derhal susturmutu.
Ariadne kendisinden beklenmedik derecede sessizdi. Dar kamaralara tklp
kalmaya hi niyeti yoktu. Adaylarn gemiye binmesinden sonra kamaralardan birinin
sk skya kilitlendiini fark etmi, fakat bunun zerinde durmaya gerek grmemiti.
Salarnda
438

rzgn, derisinde denizin tuzunu hissediyordu. Asterios, annesi ve babas,


kardeleri, adann saraylar, her ey sonsuz derecede uzakta kalmt. Aldklar her
kar yol eski yaamn zihninden siliyor, olunun doumunun yaklamasndan
duyduu sevinci artryordu. Yarnlarn sahibi olan bir ehrin hkmdar olacakt o!

Glmseyerek zerinde ykselen kara heyulaya bakt. Rzgr, yelkenleri iirmeye


devam ediyordu.
Gerekten de uuyorlard. Koca deniz altlarnda metal bir alan gibi uzanyordu.
Dalgalar ise onu ssleyen ince ilemelerdi. Suyun lacivert rengi yer yer turkuvaza
dnyordu. Baz noktalarda ise yeil su adacklar vard ltlar saan. Hava ak
ve aydnlkt; gn en yksek noktasna doru ilerlemekte olan gne srtlarn
styordu.
Uu makinesine kumanda edebilmek iin var gleriyle uramak zorundaydlar.
Ikaros derin bir sac teknenin iinde yanarak balonu scak havayla dolduran odun
kmr ateiyle ilgileniyordu. Daidalos ise devasa kreklere benzeyen kanatlan
gl hareketlerle rpp duruyordu.
Yanm gemilerin kmrlemi direklerinden kan duman, gn maviliine kara
bir crm alameti gibi ykseliyordu. Limann zerinden uarken, snmekte olan
gemilerin etrafnda kouturup duran insanlar, birer bcek byklnde
grnyordu. Arzuladklar ykseklie ktklar zaman birbirleriyle anlamalar iyice
zorlamt. Rzgr ok sert esiyordu ve seslerini duyurabilmek iin birbirlerine
barmak zorunda kalyorlard. Fakat ikisi de konuma gerei hissetmiyordu, ilerine
dalmlard.
Daidalos srekli olarak oluna endieli baklar frlatp duruyordu. Dia Adas ufukta
belirdii zaman az da olsa rahatlamt. Anszn balon irtifa kaybetmeye balad.
"Ate azald herhalde" dedi Daidalos ilk oku zerinden atlattktan sonra. Bu tr
kk heyecanlar yaayacaklarm biliyordu zaten. "Hemen zerine kmr ekle.
Arkanda bir uval dolusu olmas lazm."
"Burada uval filan yok" diye karlk verdi Ikaros sknetle. Sesi sakindi, gzleri
parlyordu.
439
Ne demek uval yok! Tepeleme dolu byk gri bir uvaldan sz ediyorum."
rtifa kaybetmeye devam ediyorlard. Endie uyandracak kadar deil, fakat
hissedilir derecede. Altlarndaki gemiler giderek byyordu.
Ikaros ban sallad. "uval yok. Eminim" diye karlk verdi neredeyse neeli bir
sesle.
Hatta dudaklarnda kk bir glmseme bile belirmiti. Gevemi hatlaryla bir kz
ocuunu andryordu. Daidalos elinde olmadan yeni doan olunu kollarna veren
Naukrate'yi hatrlad. "Sana mutluluktan baka bir ey vermeyecek." Karsnn

berrak sesi kulaklarnda nlyordu.


"Onu kastl olarak orada braktm" diye devam etti Ikaros. "Havalanmamzdan
hemen nce, sen baka eylerle megulken onu dan attm." Sesindeki kararllk
doruyu syledii yolunda en kk bir pheye yer vermiyordu.
"Sen delirmisin!" Daidalos az kalsn kanatlar elinden dryordu. Sepet salland
ve tehlikeli bir biimde sola eildi. "Bizi ldrmek mi istiyorsun?"
"lm bizi iinde bulunduumuz durumdan kurtaracak tek are deil mi?" diye
karlk verdi Ikaros. Vicdannn sesini dinler gibi siyah sal ban yana emiti.
"Seni ihanetinden, beni de baarszlmdan kurtarabilecek baka ne var ki?
Korkmana gerek yok baba! lm dnyalar arasndaki bir deiimden baka bir ey
deil. Yeni bir evirime giriyoruz sadece, hepsi o kadar! Uzun, karanlk bir seyahat
hepsi hepsi. Ve yeni bir balang. u anda arzuladm tek ey ise yeni bir
balang."
"Fakat benim lmeye hi niyetim yok" diye haykrd Daidalos. "Aylar ve yllar
boyunca kafam bu makine zerinde neden yorduumu sanyorsun? Sen bir
budalasn Ikaros! Ne yaptn sanyorsun?"
"Ben daima yaamaktan korktum baba" diye glmsedi Ikaros. Su yzeyi giderek
yaklayordu. Dalgalarn ok yksek olduunu fark etti ikisi de. "Senin gibi yzmeyi
asla renemedim" diye devam etti neeyle.
440
Suya arpmalarna ok az kalmt. Daidalos lgn gibi irtifa kazanmaya alyordu,
fakat tm abas bounayd.
"Atla karos!" diye bard babas. "Sepetten aa atla. abuk!" Ellerinin kan iinde
kalmasna aldrmadan tahta sradan byk bir para kopard ve oluna uzatt. "Al
unu ve sk sk tutun! Suyun stnde kalmaya al. Geri dnp seni alacam."
Neredeyse alayacakt. "Atla olum! Atla! Benim iin yap bunu. Ltfen!"
"Yapamam" diye fsldad karos ve sepete daha sk tutundu. "Affet baba! Beni
affet!"
Sepetten atlayan Daidalos'un kendisi oldu. Suya dalmadan nce son bir kez
olunun yalvaran ehresini grd, sonra da sert arpma sesini iitti.
Sonra etrafn derin bir sessizlik kaplad.
ok derine dalmt. Tekrar yukar kana kadar geen zaman ona sonsuzluk kadar

uzun gelmiti. Tuzlu su cierlerini yakyordu. Su ektii iin iyice arlaan kaln
paltosundan glkle syrlabildi.
karos'tan en kk bir iz bile yoktu.
Sepet ise sol tarafndaki delie ramen dalgalarn zerinde yzyordu. Ksa bir
sre sonra bap gidecekti. Kol tertibat, byk kuma balon, st dallan, kt
kaplamalar, hepsi de zlmez bir yumak halinde birbirine karmt. karos da bu
yuman iinde bir yerlerde olmalyd. Belki de hl yayordu. Belki de arpma
annda sadece baylmt.
Oraya doru yzd ve sepetin zerine trmanmaya alt. Fakat srekli olarak
kayd iin bunu baaramad. Hareketleri giderek yavalyordu. Bunun yan sra
souk su iliklerine ilemeye balamt. Fakat olunu boulmaya terk edemezdi ki!
Devirebilmek umuduyla sepete vurmaya balad. St dallarna taklan elbisesi
yrtld zaman iinde korkun bir fke dalgas kabard. Suyun yzne yaylm olan
beyaz balon kuma ona bir kefen bezi gibi geliyordu. Servetinin neredeyse tmn
harcamt ona ve imdi de olu altnda kalmt! Bu inanlmaz aptalln kefaretini
dnyann tm dayaklan ve sopalan deyemezdi artk.
441
Sonunda pes etti. Yans krlm olan kanatlardan biri yukar kalkmt. Daidalos son
gcyle krk kanatn tahtalarndan birine asld ve onun atrdayarak yerinden
koptuunu fark etti. Tahta paras hemen nnde dalgalann arasnda yzyordu.
Gkyzne akam kzll yerlemeye balamt. Dalgalarn arasnda ayakla-nn
rparak ilerlemeye alyor ve Dia ynne doru gitmekte olduunu mit ediyordu.
Bir balk teknesine tesadf etme umudu yoktu. Bu saatte, bu kadar akta! Artk
batdan esmeye balayan rzgr iddetini iyice artrmt. Havada frtna ve yamur
kokusu vard. Daidalos gzlerini kapad.
Bir martnn l ile kendine geldi. Kk ada hemen nnde, neredeyse
dokunabilecei uzaklktayd. Kemerindeki kk keseyi yoklad. Servetinden geriye
kalan sadece buydu. O kadar bitkindi ki, bir sre daha s suyun iinde yatt. Sonra
yava yava kumsala doru srnmeye balad.
Yksek ate alunda inlerken hayaller ona acmaszca saldryordu. Hatasu'nun kar
koymasna ramen onu Mavi Yunuslar Saray'na gtrmlerdi. O da onun bakmn
yapmaya devam etmek iin oraya gelmiti. Bunu yapmakla neye sebebiyet
verdiklerini hi kimse bilmiyordu. Onu odasndaki yataa uzattklar anda
karabasanlar yeniden kt zerine.
Kara da gryordu. Ve kraterinden fkran kara toz bulutunu. Alevler ykseliyor

ve etrafa salyordu. Ate yayordu gkyznden. nce kller tm evreye kara bir
rt gibi yaylyordu. Kayalar paralanyor, aalar kklerinden sklyordu.
Bir kez daha paralanan topran kkremeleri ve uultular arasnda feryat figan
alayan insanlarn seslerini iitti. amur rma her eyi kaplamadan nce denize
ulamay baaramamlard. Koca gemiler gzlerinin nnde ra gibi yanyordu...
Boulur gibi sesler karmaya balamt. Ter iinde kalmt; kendisini bir o yana,
bir bu yana atp duruyordu. Hayalleri zihninden uzaklatrabilmek iin var gcyle
uyanmaya abalyordu. Fakat
442
lm ye ykm hayalleri onu rahat brakmyor; grd ve grecei eyleri zorla
onun kafasna yerletirmeye alyordu.
Zehirli kkrt bulutlarnn tm yaam boduu Strongyle Adas'nda deildi. Girit
Adas'ndan ayrlmamt. Denizin kysnda duruyor ve kuzeye bakyordu. Etrafnda
birok gemi gryordu, birou kmrlemi kalntlardan baka bir ey deildi
artk. Sadece epey uzaklkta, kk bir tahta evin bulunduu yerde, salam
kalabilmi birka tanesi gze arpyordu. Buras kaak Atinallarn ateten izlerini
braktklar Amnyssos Liman olsa gerekti.
Anszn bulutlarla kapl gkyz gz kamatran bir kla aydnland. Parlak kllara
benzer k demetleri kaplamt ufku. imekler ve yldrmlar karanl yrtyordu.
Vcudunun iinde bir uultu hissetti, bir kabarma ve bir fkrma, bir sel baskn.
Onu uzaklara ekip gtrmeye alyordu.
"Sel baskn!" Asterios bir anda yatanda doruldu. "Geliyor! Onu gryorum! Onu
hissediyorum! Hepimiz boulacaz!"
Yatann ba ucunda uyuya kalm olan Hatasu onun lklar zerinde irkilerek
uyanmt. imdi de koca koca at gzleriyle ona bakyordu. Asterios'u
sakinletirmenin imkn yoktu. Yatanda yatmak istemiyordu. "Hepsini bir araya
topla!" dedi Hata-su'ya. Ona engel olmak imknszd. "ift Azl Balta salonunda,
byk bir yere ihtiyacmz var. Kralie, Minos, kardelerim. Hepsini! Bulabildiin
herkesi ar! Bunun bir lm-kalm meselesi olduunu syle!"
"Ben mi?" diye itiraz etti yavaa Hatasu. "Benim arma kulak vereceklerini mi
sanyorsun?"
"ok ge" diye mrldand Asterios. "Artk ok ge." Neden sonra Hatasu'nun hl
yannda durduunun farkna vard. "O halde bunu yapmasn Aiakos'tan rica et.

Onun hatrna geleceklerdir."


Daha bir saat bile dolmadan byk salonda toplanmlard. Asterios onlann kendi
aralannda fsldamalann izledi. Mirtho gzlerini bir an bile olsun onun zerinden
ayrmyordu; kardeleri de kaa443
mak baklarla onu szyorlard. Rengi ok soluktu ve zerinde hl ok sayda
sarg bezi gze arpyordu.
"Size syleyeceklerimi kabul etmek istemeyeceinizi biliyorum" diye sze balad
salondakiler seslerini kestikten sonra. "lm ve yaamn efendisi olan yce tanra
adna, sizden bana inanmanz istirham ediyorum. Hepimizin yaam buna bal.
Korkun eyler bekliyor bizi! Pek yaknda Girit inanlmaz byklkte bir sel
dalgasnn altnda kalacak. Kzl ve kara kl yagmurlann grdm, topran
kkremesini iittim. Tarlalar zehirlenecek, ayrlar yanp kl olacak ve ehirlerde ta
stnde ta kalmayacak. Hemen saray terk etmeli ve byk yerleim merkezlerini
boaltmaya balamalsnz." Ksa bir ara verdi. "ayet bunun iin ok ge olmadysa
tabii. Uzaklardaki kylerde yaayan insan ve hayvanlara nasl yardm edileceini
bilemiyorum. Yksek yerlerde kurulu olan yerleimlerin kurtulma anslar var.
Korkarm ki dierleri artk kurtulamayacaklar."
"Sen neler sylediinin farknda msn?" diye kkredi onu dikkatle dinlemekte olan
Minos. fkeli bir kurt gibi Asterios'un zerine atlmt. "Daha nce de felaket
tellall yaparak bizi korkutmaya almtn. Son kehanetinin bize kazandrd tek
ey, byk glklerle bamzdan savabildiimiz yzlerce snmac olmutu.
Gerekte ne oldu peki?" Dierlerine dnd. "Hibir ey! Sana kalrsa oktan
patlamas gereken dan eteklerinde huzurlu ve gzel bir yaam srmeye devam
ediyorlar."
"Sylediklerini iittim" dedi Asterios yorgun bir sesle. "Ve bunlarn hibir anlam
yok! Hl o zamanlar grm olduum kara kraterli da beliriyor zihnimde. Sadece
Strongyle halkn yok etmekle yetinmeyecek artk, ayet kendimizi hemen gvene
almazsak bizi de ldrecek!"
"Ne yapalm peki?" diye sordu Pasiphae. "Kaalm m? Fakat nereye?"
"Dalara, gvenli maaralara" diye karlk verdi Asterios. "Orada sa kalmay
baarabiliriz belki. Ovada kalrsak lmmz kanlmaz olacaktr."
"lmek!" diye tekrarlad Katreus ve teker teker orada bulu444

)
nanlarn yzlerine bakt. "Ve bunlarn hepsi ta uzaklarda bulunan bir adadaki
yanarda patlayaca iin! Bu masallar bana yuttura-mazsn."
Tek tuk sesler iitilmeye balanmt. Glaukos ve Xenodike de onun tarafn
tutuyordu. Akakallis ise alayc bir ifadeyle eine yaslanmt.
"Ltfen gvenin ona" dedi Hatasu alak sesle. Daha nce Girit kraliyet ailesinin bir
toplantsnda sz almaya asla cesaret edememiti. "Ona inanmalsnz! Onun
doruyu sylediini biliyorum."
"Aiakos! Kzma kendisini ilgilendirmeyen ilere burnunu sokmamasn syle!" diye
bard Minos. Pasiphae de onu onaylar-casna ban sallad. "Zaten yeteri kadar
sorunumuz var! Kzlarm Atinallar tarafndan alaka karld, Daidalos ve Ikaros
hak ettikleri cezaya arptrlmadan toz oldular..."
"Senin cezalandrmalarnn ve takibatlarnn ne anlam var ki?" diye onun szn
kesti Asterios. "Bunlarn u anda hibir neminin kalmadn anlayamyor musun?
lm hepimizi tehdit ediyor. lm, yan bamzda!"
"Kendine gel! Kiminle konutuunu bilmiyor musun?"
"Asterios, ltfen!" diye araya girdi Aiakos, "kralmz ile..."
"Sylediklerimi anlamyor musunuz?" diye haykrd Asterios. "Yaknda sel dalgas
gelecek ve hepimizi yok edecek! ayet gvenli bir yerlere ulaamazsak boulup
gideceiz."
Kimseden tepki gelmedi. Asterios'un elleri titremeye, sesi snmeye balad.
Kendisine inanmyorlard. Onlar ikna etmesi iin ne yapmas gerekiyordu acaba?
Yavaa Pasiphae'nin yanna gitti. "Anne! Tanrann bara-hibesi olarak gitmeleri
gerektiini onlara sen syle! insanlar kurtar. Ve kendi yaamn. Yalvarrm."
Pasiphae'nin azndan tek bir szck bile kmaynca dierlerine dnd. "Sizler ne
diyorsunuz - Katreus? Glaukos? Jesa? Deu-kalion? Tmnz! Kararnz nedir?"
Sorusuna cevap alamad.
Aiakos'un yanndan geerken adamn gzlerindeki sessiz ricay okudu. Asterios'un
aklna yllardan beri saklad sr gelmiti.

445
Yavaa ban sallad ve yrmeye devam etti.. Mirtho'nun yanna geldii zaman,
yal kadnn elini tuttu. Ayn anneden domu olan Merope gelmiti aklna.
"Yce tanrann kz kardei! Hi olmazsa sen inanyor musun sylediklerime?" diye
sordu umut dolu bir sesle.
"Hepimizin kaderini belirleyen Moira'nn iradesi biz insanlarn kavrayaca snrlarn
ok tesindedir" dedi yal kadn yavaa. "Hepimize baka bir grev vermitir o.
Eer dalara gitmek zorunda olduundan emin isen, o halde git Asterios! Ben
burada kalacam, nk benim yerim buras. Yllardan beri tanraya burada
hizmet ediyorum. Ve Pasiphae'nin yanndan ayrlmak istemiyorum."
"Bir defasnda benim Girit'in kurtarcs olarak belirlendiimi sylemitin" dedi
Asterios zgn bir sesle. Bir adm geriye giderek toplantda hazr bulunanlar szd.
"Fakat beni dinlemeye bile istekli deilseniz, sizi nasl kurtarabilirim ki? Ya da
hayallerime inanmak istemezseniz?" Bir sre sessiz kald. Sonra da kararn bildirdi.
"Bu gece yola kyorum" dedi byk bir sknetle. "Dalara gideceim, zirvelerinde
birok maarann bulunduu ta ift boynuza!"
"Archanes Da'na m?" diye sordu Deukalion aknlkla.
"Evet, Archanes dana" diye tasdik etti Asterios. "Tm varlklarn anasna, ok eski
alardan beri tapnlan maaralara. Yol boyunca karlatm herkese yaklamakta
olan tehlikeyi anlatacam. Yardmclarm hi olmazsa civardaki insanlar
uyarabilmek iin etrafa yaylacaklar. Fakat sizin desteiniz olmadan pek bir basan
salayamayz." Yan tarafna dnd. "Hatasu?" dedi soran bir sesle.
"Evet" dedi kadn ban dikerek. "Seninle geleceim."
Rengrenk bir kafile yavaa gneye doru ilerliyordu. Bazlar at ve eeklere
binmiti, fakat byk ounluk yaya olarak yryordu. Omuzlarnda knlar ve
antalar, yanlarnda ise srtlarna battaniye ve erzak yklenmi hayvanlar vard.
Ateinin ykselmi olmasna karn Asterios en nde ilerliyor446
du. Tm zaman boyunca dan ermii Tyro aklndan kmamt. Kendisini zihin
aklna kavuturan o adamn yannda olmay ok isterdi. Acaba Archanes
maaralarna gitme karar yerinde miydi? Yoksa beraberindeki korku dolu insanlan
Tyro'ya emanet etse daha m iyi olurdu?

Hatasu onu endieyle izliyordu. Gizlice lassos'la konumutu. Asterios gten iyice
dt zaman ata binmesi iin birlikte onu ikna etmeye alacaklard. Parfm
taciri, Hamys ve hizmetkrlarndan ikisi hi tereddt etmeden gmen kafilesine
katlmlard. Kafilede onlardan baka birka kadn ve erkek saray hizmetkr ile
halktan insanlar vard. Kadnlar, erkekler ve ocuklar yol boyunca onlara katlmaya
devam ediyorlard.
Asterios'un yardmclar mmkn olduu kadar ok insan uyarmak iin hl
yollardaydlar. Birou onlara glp geiyordu. Fakat onlara inanarak yola
koyulanlar da yok deildi.
Kraliyet ailesi yelerinden biri bile onlara katlmamt. Pa-siphae kutsal koruda
durup dinlenmeksizin yakanyordu; Mirtho ise bir an olsun onu yalnz brakmyordu.
Akakallis ve ailesi Xeno-dike'nin yanndayd; Katreus ve Glaukos ise btn bu
olanlar onlar hi ilgilendirmiyormu gibi davranyorlard. Minos sarayn iinde bir
yerlerde yitip gitmiti.
ok ksa bir an Aiakos gitmeye karar verir gibi olmutu. Fakat hemen sonra fikrini
deitirmiti. Knossos'u terk etmeyeceini bildirdii zaman Hatasu'nun gzlerinden
yalar dklmeye balamt.
"Beni anlamalsn Susai" diye kzn teselli etmeye alt ve yanaklarm pt.
"Minos'un tutunabilecei tek dal olarak ben kaldm. Bir zamanlar sonsuz sadakat
yeminleri eden drt arkadatan geriye sadece ikimiz kaldk. Onu imdi yalnz
brakamam. Korkun tehlikenin yaklamakta olduu bugnlerde bunu yapamam."
"Demek ki ona inanyorsun - oluna!" Bu kelimeyi kullanmaya ilk kez cesaret
ediyordu.
"Ona her zaman inandm. Ta en bandan beri" dedi Aiakos kararl bir sesle. "Daha
nce asla Asterios gibi bir rencim olmamt." Bir an duraksayarak elini kzn
bann stne koydu. "Bir447
likte olmanza ok seviniyorum" dedi yavaa. "Ve nihayet sizleri ayrmaya
kimsenin gcnn yemleyeceini anladnz iin. Dnyann tm mutluluklar sizin
olsun!"
"Hl fikrini deitirebilirsin" diye fsldad Hatasu gzyalar iinde. "Nerede
olduumuzu biliyorsun. evreyi de tanyorsun. Bizi rahatlkla bulabilirsin. Seni ksa
bir zaman sonra salkl olarak aramzda grebilmek iin dua edeceim. Sana
ihtiyacmz var baba!"

Aiakos onu gsne bastrd ve uzun sre salarnn arasna gzel szler fsldad.
Hatasu bunun son vedalamalar olduunun farkndayd, nk onun son ana kadar
Minos'un yannda kalacana emindi. Vatan Aiakos'un tek dostuydu, sahip olduu
yegne gerek aile.
Kafile ilerledike Asterios'un i sknts giderek daha da artyordu. Hatasu soran
gzlerle ona bakp duruyordu, fakat cann daha fazla skmamak iin susuyordu.
Sadece iki kez mola vermeleri iin onu ikna etmeye alt. Kafiledeki yallar ve
ocuklar epeyce geride kalmt, ar ykler tayan insanlarn inlemeleri gkyzne
ykseliyordu. Nihayet gne da srtlarnn ardnda gzden kaybolduunda ve
zirveler gece mavisi ltlar samaya baladnda durmalar iin elini kaldrd.
Byk bir ate yakarak evresine oturdular. Ateten yaylan ho scaklk bir an iin
ilerini huzur ve gven duygularyla doldurmutu. Fakat insanlarn can fazla bir
eyler yemek istemiyordu; konumaya ise hi istekli deillerdi. Bir sre sonra
birou battaniyesinin altna kvrlarak uyumaya alt.
afak skerken nal sesleri ve insan barmalar kaplad ortal. Asterios hemen
uyanmt. "Sensin!" diye haykrd inanamayarak ve battaniyesinden syrld.
"Demek ki sonunda gelmeye karar verdin!"
"Sylediklerin beni bir an olsun rahat brakmad" diye karlk verdi Deukalion. Tra
olmamt ve toz iindeydi, fakat yznde mutlu bir ifade vard. "Fakat yanmda hi
olmazsa adaylar getirmeden sana katlmak istemedim." Arkasndaki kk grubu
iaret etti. "Onlar ikna etmek zorunda kalmadm. Onlar iin bir kullanm alan
bulacamzdan eminim."
448
"Evet, ben de" dedi Asterios. inde sonsuz bir rahatlama hissediyordu. Anszn
verdii kararn doru olduunu idrak etti. Akl danmak iin bir ocuk gibi Tyro'ya
koturmasna gerek yoktu. Dan ermii her zaman onun yanndayd zaten. Fakat
ailesi aklna geldii anda glmsemesi snverdi. "Ya dierleri?" diye sordu tasayla.
"Pasiphae? Kardelerim? Aiakos? Bilge Kadnlar?"
"Hepsi sarayda kald" diye karlk verdi Deukalion. "Orasn kutsal bir yer olarak
kabullenmiler. Hibiri benimle gelmek istemedi. Katreus bile. ok srar etmeme
ramen. Fakat belki sonradan gelirler" diye ekledi hemen.
"Bir 'sonra' olmayacak ne yazk ki" dedi Asterios karamsar bir sesle ve yavaa
atna doru yrd. Eyere bal olan knn dmn sktrd. "Hemen yola
koyulmadmz takdirde bizim iin de geerli bu."
Nihayet Naxos'?an ayrlmlard. Delos bir inci tanesi gibi nlerinde uzanrken

Theseus ilk kez Phaira'nn kamarasna indi. Amny-ssos'tan ayrldklarndan bu yana


kerevette bal bulunuyordu. Her defasnda baka biri tarafndan getirilen yemek
vaktinde gevetiliyordu balan sadece; bacaklarndaki ve kollarndaki deri kaylar
ise smsk bal kalyordu.
Phaidra gnler boyunca yemek yemeyi reddetmi ve acmtrak sudan sadece birka
damla imiti. Epey kilo kaybetmiti. Rengi griye dnm elbisesinin altndan
frlam olan leen kemiklerinden anlam bunu. Kuvvetinin kendisini ok ksa
zamanda terk etmemesini umut ediyordu.
Sazlardan rlme kk kerevet kamarann neredeyse tmn kaplyordu. Gen
kz gnlerden beri ykanmamt. Vcudundan ykselen hafif kekremsi koku onu son
derece rahatsz etmekteydi.
Theseus kzn ayak ucunda durarak onu szd. Sonra yavaa yanna yaklaarak
azndaki tkac kard. Phaidra'nn azndan bouk birka ses k, fakat o pis
paavradan kurtulmakla ne kadar rahatlam olduunu fark ettirmemeye zen
gsteriyordu. "Balarm z!" dedi sonra ona. "Bacaklarmla kollarm
hissedemiyorum artk."
449
Theseus bir sre daha kz szdkten sonra yavaa ban sallad. "Hayr, balar
zeceimi hi sanmyorum" dedi bulank gri gzlerle. "Kmldayamaman
seviyorum. Houma gidiyor. Hatta ok houma gidiyor."
"Kz kardeim nerede?" Sesi olduka bouk kyordu. "Bitiik kamarada m
yatyor?"
"Ne yazk ki aramzdan ayrld" dedi Theseus garip bir sesle ve yatan kenarna
oturdu.
Phaidra irkilerek geri ekildi. "Yalan sylyorsun" dedi fkeyle. "Onun sesini
duydum. Hem de birok kez. Nerede o? Bana ne geldi? Onu hemen grmek
istiyorum!"
Theseus kzm enesini tutarak yava yava kendine ekmeye balad. yle ki,
sonunda yzlerinin arasndaki mesafe neredeyse sfra inmiti. Sonra da hibir
uyarda bulunmadan elini brakt. Sert kerevetin zerine den kzn belkemii
szlamt.
"Yalan sylemiyorum" dedi kelimelerin zerine basa basa. "Bunu neden yapaym
ki? Sylediklerimin hepsi gerek. Ariadne yorgundu. ok, ama ok yorgundu."
Konumaya devam etmeden nce yavaa glmsedi. "Aklnda uyumaktan baka

bir ey yoktu. Biz de onu bir aacn altna yatrdk ve birbirinden gzel ryalara terk
ettik. Sanrm hl uyumaya devam ediyordur."
"Yalan sylyorsun!"
Theseus kzn suratna sert bir tokat att. Sonra tekrar glmsedi. "Yalan
sylemiyorum" dedi dosta. "Sana bunu bir kez sylemitim. Neden bana inanmak
istemiyorsun Phaidra? Gverteye kmana izin verseydim doru sylediimi kendi
gzlerinle de grebilirdin." Kk bir ara verdi. "Fakat, gzelim, yukardaki kzgn
gnein bembeyaz tenini yakmasna nasl izin verebilirim ki? Buras senin iin ok
daha iyi."
Theseus kzn elbisesinin eteini biraz yukar iterek baldrlarn okamaya balad.
"abuk ek ellerini!" diye bard Phaidra fkeyle. "Amacn ne? Ne yapmak
istiyorsun? Yoksa beni kullanarak babama bask m yapacaksn? Seni uyaryorum
Theseus: Bizi nereye gtrecek olursan ol, Minos eninde sonunda seni bulacak ve
bizi kurtaracaktr!"
450
"Dorusunu istersen bunu yapacan pek sanmyorum" dedi Theseus ve elini
yavaa kzn bacaklarnn st blmne kaydrd. Phaidra irkildi ama smsk bal
olduu iin yapabilecei bir ey yoktu. "nce Ariadne'nin bu gzel denizi ssleyen
adalardan hangi birinde olduunu tespit etmesi lazm. Sana gelince... Karm
olduun zaman onun da mutlu ve honut olacana inanyorum."
"Asla senin karn olmayacam" diye karlk verdi Phaidra buz gibi bir sesle. "Ben
bir Girit prensesiyim. Anka tahtnn varisi ve Byk Ana'nn en yksek rahibesiyim."
"Fakat sen benim karm oldun bile" dedi Theseus glmsemeye devam ederek.
"Hatrlamyor musun? Kutsal Evlilik gecesinde, hani!"
"Ben denizden kan Beyaz Boa'y karlayan Ay Ine-i'ydim." Sesi hafife
titriyordu. "Gn yeryzyle birlemesini temsil eden en kutsal tren. Sadece bir
Atinal bu olayla dalga gemeye kalkabilir."
Theseus kzn zerine iyice eildi. Neredeyse az dudaklarna deecekti. Yakndan
baknca kzn gzlerinin dipsiz denizlere benzediini fark etti. Onlarn iinde
boulmay o kadar ok arzu ediyordu ki...
"Dalga falan getiim yok" diye fsldad. "nce maskeli adam geldi. Ben ikinciydim,
hatrlamyor musun?"

"Hayr" diye kekeledi Phaidra. "Hayr! Olamaz!"


"yle ama" dedi Theseus ve kzn boynuna slak pckler kondurmaya balad.
"Henz ok erken bir vakitti. ok sessizdi. Etrafta kimseler yoktu. Sadece martlar
ve biz. O n asla unutmayacam! Tm yaamm boyunca, asla!"
Phaidra kafasn lgnca saa sola sallamaya balad iin Theseus dudaklarn
ekmek zorunda kald. "Bu gerek deil!" dedi kz byk bir hiddetle. "Belki de bizi
gzetledin ve imdi de bana eziyet etmek iin birtakm samalklar anlatyorsun."
\
"Balangta biraz cann yakmak zorunda kalmtm" dedi
I Theseus zgn bir ifadeyle. "Fakat sadece ilk bata. Sonra sen de I zevk
almaya balamtn, yle deil mi, kk sevgilim?" |
"Defol buradan!" diye
haykrd Phaidra. "Beni rahat brak!
{

Defol!"

Theseus yavaa doruldu. Dudaklarnda hl ayn glmseme vard. "Artk


zlmek ve kk, utanga bakire rol oynamak iin ok ge." Bir mddet onu
szd. "Nasl olsa ikimiz de artk gzel beyaz vcudunun hibir yerinin bakire
olmadn biliyoruz."
Phaidra alayarak ve haykrarak balarnn iinde debelenip durdu, ta ki akam
olup zerindeki sesler azalana kadar. Sonra da denize indirilen filikalarn sesini iitti.
Yukarda, gvertede, her ey sakindi. Ayak seslerini iittii bir nbeti haricinde
tm gemiden ayrlmt. Byk ihtimalle adaya gitmilerdi. Kzlardan biri ona
sabahleyin adada turna dans yapmak istediklerini anlatmt. Ya da turna
dansndan anladklar eyi.
Gri gzl vahi Atinalnn niyeti neydi acaba? Ne tr bir plan kurmutu? Neden
Ariadne'nin yerine kendisi buradayd? Belki de Theseus akln kaybetmek zereydi.
Yoksa Girit'te yapmamakta srarla direndii turna dans iin, mealeler ve iplerle
birlikte karaya km olmalar baka trl nasl aklanabilirdi ki?
O kadar bitkindi ki, artk alayamyordu. Bu seyahati sa salim atlatmann aresine
bakmalyd. Eski gcne kavumak iin yarndan itibaren yemek yemeye
balayacakt. Theseus'la grnrde iyi geinmek de akllca olacakt, bylece onun
ani fke nbetlerinden kurtulabilirdi.
Sonra ne yapacana ise Atina'ya varnca karar verecekti. Orada da kendisine
yardm edecek insanlar olduuna emindi. Ve babasnn gemileri o zamana dek nasl
olsa Phaleron Liman'na demir atm olurdu. Ne Minos, ne de Pasiphae kendisinin bu
barbarlarn tahakkm alnda kalmasna izin verirdi. Hi kimse Byk Ana'nn bir
rahibesinin Atinallarn eline dmesine izin vermezdi.

Kendisini az da olsa avutan bu dnceler arasnda uyuyakaldv


ok sonra Theseus elindeki ya lambasyla aa indii zaman, yanaklar hl
nemliydi. Fakat uykusunda glmsyordu.
452
Gnein lm
Ariadne uyand zaman gemi oktan gitmiti. Gzlerini at zaman grd ilk
ey, bann stndeki yeil yaprak rts olmutu. nce hi kmldamad. Altnda
yatt nar aacnn etrafna baknarak, nerede olduunu anlamaya alt. Sanki
uzun sre ayn pozisyonda yatm gibi aryordu srt. Uzun uzun gerindi. Elleri
hafife yuvarlaklamaya balayan karnn okuyordu yumuak hareketlerle.
Karnnda byyen ocuk eline gelmiyordu henz. Fakat bunun pek uzun
srmeyecei kesindi.
Susamt. Hemen yannda duran krbaya uzand. Az ilerisinde toz toprak iinde iki
kn daha vard. Bir tanesi dertop edilmi elbiselere, dieri ise iinde kuru et
bulunan pideye benziyordu. Krbann yannda da bcek ve karnca aknna uram
bir torba dolusu zeytin bulunuyordu.
Krbann iindeki su scakt ve bayat bir tad vard. tii ilk yudumu hemen
tkrd, fakat seici olamayacak kadar susuzdu. Suyun geri kalann hrsla iti.
Kendisini hemen daha iyi hissetmeye balamt. Battaniyenin zerine yatarak
kyya vuran dalgalarn oyununu izlemek ok gzeldi. Zihnini dolduran hayaller aruk
vahi ve zalim deildi. Uyurken korkun kbuslarla boumu olmalyd.
Erelti otlar ve dikenli allarla snrlanm kk bir kumsal uzanyordu nnde.
Gzlerini krptrarak gkyzne bakt. Neredeyse len olacakt. Alk olmad
kadar uzun sre uyuduu hissini tamasna ramen, henz tam olarak kendisine
gelememiti. Saraydaki lenlerde bol bol iilen sert, baharl araptan bir testi
dolusunu mideye indirmi gibi hissediyordu kendisini. Anszn akl bana geldi.
Hamile kaldndan bu yana bir tek damla olsun alkol imemiti ki!
453
Ve bir anda her ey geri geldi. Yaptklar plan. Labirent. Yangn. Ka. Usuz
bucaksz ak deniz. Atina yolu. Sevgilisi Theseus! Neredeydi? Dierleri neredeydi?
Gemi neredeydi?
Olduu yerde havaya srad. Kalbi gsn delecekmi gibi atyordu, elleri ter
iinde kalmt.

Grnrde hi kimse yoktu. Kara yelkenli hantal gemiden ise hi iz yoktu.


Yapayalnzd. Sadece zerindeki aa ve ku cvltlar vard. Ve dzenli olarak kyy
yalan yeilimsi denizin dalgalar. Kt bir rya olmalyd bu. Henz uyanamamt.
Derin bir i ekmeyle gzkapaklann kapad zaman, uyumadn anlamt. Bilakis,
tamamen kendindeydi. Zihni daha nce hi bu kadar ak olmamt. Artk phesi
yoktu: Theseus kendisini srtk bir dii kpek gibi hayatnda ilk kez ayak bast
Naxos Adas'nda terk edip gitmiti.
Kendisini deniz kysna vuran bir enkaz gibi hissediyordu. Acaba ne kadar
zamandr yatyordu burada? Dierleri hi fark ettirmeden toz olabilmeyi nasl
baarmlard? Onun iin yapt onca eyden sonra Theseus kendisini neden terk
etmiti? Sorular kafasnda bir gibi byyordu. Midesi bulanyordu. Yavaa yana
dnd ve doruldu. Ayaa kalkt zaman bacaklarnn titrediini hissetti. Uzun
sredir azna lokma koymam olmalyd. Karn o kadar at ki, yerdeki talar bile
yiyebilirdi.
Ariadne kendisini ekmek torbasnn zerine att. Karncalar tarafndan delik deik
edilmi pide, neredeyse ta gibi sertti. Et ise eki eki kokuyordu. kisini de silip
sprd. Sonra da elbise knn kartrmaya balad. San renkli buruuk bir elbise,
bir kemer, iki tane ince altn bilezik, altn bir gerdanlk, serin sonbahar gecelerinde
ie yaramayacak olan ince bir pelerin. Kendisine braktklarnn tm bu muydu?
Ayaa kalkarak kumsal taramaya balad. leri bo iki ku yumurtas, scak ve
kuru bir ylan derisi, dikenli bir allkta yetien brtlen benzeri kara meyveler.
Brtlenleri azna tktr-masyla geri tkrmesi bir oldu. Yenecek gibi deildiler.
Ne bir mektup, ne de en kk bir haber bulabilmiti. Yola koyulmak zere
battaniyesini toplamaya davrand zaman nc kn buldu.
454
Herhalde kafasnn altnda kald iin onu daha nce grememiti. Bu kumsalda bir
gece daha geirmek istemiyordu. Bir yerleime ulaana kadar yrmeye karar
vermiti.
Titrek ellerle bez parasn anca tm vcudu titredi. Ellerinin arasnda ift
boynuzlu altn bir gne kursu tutuyordu. Ak dolu bir gecenin sabah Asterios bunu
kendi elleriyle takmt boynuna. Bu, onun hediyesiydi.
Bir anda boanrcasna alamaya balad. Artk Asterios'un ardndan alayabilirdi.
Yabanc, gizemli, ou zaman anlalmaz olan kardeinin, baka hi kimseyi onun
gibi sevmedii erkein ardndan. lk kucaklad erkek olan sevgilisinin ardndan.
Artk Girit'ten kat andan beri kendisine azap veren dehetli grntlerden ve
dncelerden kamasna gerek kalmam. Birbiri ardna tm yaadklar aklna

geliyor ve labirentte onunla Theseus arasnda geenleri tasavvur etmeye


alyordu. Tm vcudu hkrklarla sarslyordu.
O, lm olmalyd, kendisinin ona kar duyduu ak isteyerek ve bilerek yok
etmesi gibi. Aksi takdirde Theseus deri maskeyi nasl ele geirebilirdi ki? Ve zellikle
de tlsm. Asterios kendisiye onun arasndaki ba simgeleyen bu mcevheri kendi
elleriyle Theseus'a asla teslim etmezdi.
O, lmt. Katili gnderen ise bizzat kendisiydi. Toprak Ana'nn kutsal barnda
bir zamanlar sevgilisi olan kardeini bir hayvan gibi boazlatmt. Kendisini karn
st sert topraa att. Girit'e ve ona kar iledii sularn affedilir taraf yoktu.
Herkese ihanet etmiti: Asterios'a, babasna, annesine, kardelerine, tanraya ve
tm rahibelerine. Kutsanma treni srasnda onu koruyup sayg duyacana dair
ettii tm yeminlere kar gelmiti. Kendisi ganimetiyle beraber kuzeye doru
yelken am olan Theseus'tan bir nebze olsun iyi deildi.
Tozlu yzn yavaa topraktan kaldrd; suratnda ac dolu bir glmseme
belirmiti. hanetinin bedelini kendi bildii gibi deyecekti.
455
Sabah sisi kalkar kalkmaz Aiegus Phaleron koyunda belirdi. Haftalardan beri her
sabah buraya geliyordu. Ter iinde uyand scak bir yaz gecesi balamt bunu
yapmaya. Ryasnda br gemi grmt. Giritli dmanlarnn denize hkmettikleri
Triakon-tor'lardan biri deildi bu ama, tam aksine, bir Attika yelkenlisiydi. Kuzeye
doru yol alan, kara yelkenli bir gemi. lm gemisi.
Ryasn hi kimseye anlatmamt. Kaledeki hi kimse onun nasl bir strap
ektiinin farknda deildi. Fakat krallarnn iindeki yaam nn yava yava
sona ermekte olduunu hepsi gryordu. Bunun mustarip olduu souk algnl ile
de bir ilgisi yoktu. Atei yoktu, sadece yava yava eriyip gitmekteydi ve buna kar
koymuyordu. Aksine kemerini giderek sklatrmak ona garip bir heyecan bile
veriyordu. Yemek yemeyi reddediyor, sofrada otururken arap dolu kadehe elini bile
srmyordu. Haftada bir ald banyoyu ise uzun sre nce terk etmiti.
Fakat her sabah atna atlayarak limana gitmekten bir trl vazgemiyordu. Yaknda
gten iyice deceini bildii iin, imdiden tedbirini alm ve kendisini her sabah
tayacak olan bir araba ayarlamt. Bu sarp tepenin zerinden mkemmel bir
gr asna sahipti. Koy, liman, rhtm, kk balk tekneleri ve usuz bucaksz
deniz ayaklarnn altnda uzanyordu. Olunun uzun zamandr tutsak edildii
korkun ve bereketli o ada, ufkun orada, sislerin iinde bir yerlerde olmalyd.
O yaz gnnden sonra korkusu her geen gn artmt. Artk sonbahar gelmiti,
fakat korkuyla geen gnlere ramen iinde hl ufack da olsa bir umut

tayordu. Yolculuk gn Apol-lon Theseus'a grnp, dier Atinal kz ve olanlarla


beraber geriye dneceini mjdelememi miydi?
Aigeus bu kehanete inanmay tm kalbiyle arzu ediyordu. Fakat cesareti haftadan
haftaya krlyordu. Her gn frtnal sonbahar mevsimi iin alacak kadar sakin
olan denizin zerinden ykselen gz kamatrc seyretmekteydi. Eve dnmek iin
ne kadar uygun bir hava, diye geiriyordu zlemle, fakat sonsuzluk kadar uzun
sren dokuz yllk dnemin henz sona ermediini de gayet iyi biliyordu. Ya sonra?
Sonra ne olacakt? Theseus eve dnmeyi
456
aklndan geirecek miydi acaba? Ne durumda olacakt? Giritliler onu ne hale
sokacaklard acaba?
Bazen resmi veliahd olarak ilan ettii o pii glkle hatrlayabiliyordu. San salar
vard ve annesinin souk mavi gzlerine sahipti. ok ksa bir sre yannda kalmt
Theseus; fakat bu srede ortal birbirine katmaya ve Attika soylularnn byk
ksmn karsna almaya muvaffak olmutu. Dier ocuklarla beraber olunun da
Girit'e gidecek olan gemiye bindii zaman takndklar surat ifadesini asla
unutmamt. Sevinmilerdi. Veliaht gzden kaybolduktan sonra rahatlamlard,
iktidar ele geirmenin bu ekilde kendileri ii daha kolay olacan dnyorlard.
Fakat genel olarak bozuk olan ruh haline ramen, iinde bir memnuniyet de yok
deildi. Henz yayordu, hl krald ve sert Atina tahtn ancak bir ceset olarak terk
edecekti. Onu henz yaarken oluna devretmeyi o kadar ok isterdi ki! Theseus'u
tanma frsatn pek az bulabilmiti, fakat tanrlarn kendisine ok ge yata
baladklar ve Minos'un kendisinden koparp ald bu ocua kopmaz sevgi
balaryla balanmt. Bu ocukta kendisinde olmayan bir eyler vard. Her an
acmaszla dnebilecek, fakat son na kadar yolundan sapmayan bir kyl
kuvveti! Kafasna koyduu bir eyi ne pahasna olursa olsun yapyordu. Acaba ilerde
iyi bir Atina kral olacak myd? Eski vatann bir kez daha grebilecek miydi? Ya da
yal babasn?
Serin sabah rzgr Aigeus'u titretmiti. Anszn arkasnda bir kineme duydu.
Suratn buruturmutu. Bu yal Pallas'n at olmalyd. Haftalardan beri inat bir
glge gibi takip ediyordu onu. Gnn birinde, ilk rzgrlarn esmeye balad yaz
sonlarna doru ona katlmaya balamt. O zamandan beri birlikte kayalarn
zerine oturuyor, genellikle hi konumadan ufku seyredip duruyorlard.
Bir zamanlarn dev gibi adamnn gsnden ac dolu bir inilti ykseliyordu sk sk.
Oullar Hernippos ve Prokritos Giritliler tarafndan alnp gtrlmt, kendisine
ise sadece Eli isimli kz kalmt. Pallas Theseus'un Atina veliahd olmasna
muhalefet eden soylu grubunun en atelilerinden biri ve szcsyd. Bu yz-

457
den arptrld ceza ok ard. Oullarn kaybeden iki baba yan yana oturuyordu
artk. Aigeus onun bugn de geleceini biliyordu. ki kii olarak beklemek ok daha
kolayd. Ve mit etmek de.
Aigeus uzun zamandr giyilen bir gmlek gibi her geen gn eriyip giderken, br
ise tam aksine ta kesilmekteydi. Tm duygularn sert bir tabakann altnda
gizlemeyi baaran bir kaya.
Bugn ise aniden konumaya balamt. "Biz iki ihtiyar budalayz, Aigeus" dedi
ona. "Uzun sre yaam birbirimize zehir etmek iin uratk. Oysa imdi pabucu
dama atlm iki kahraman eskisi gibi denizi dikizleyip duruyoruz."
"Seni burada zorla tutan yok! Houna gitmiyorsa gidebilirsin" diye karlk verdi
Aigeus suratn ekiterek. "Kimseye bana elik etmesi iin yalvarm deilim."
"Samalama!" diye bard Pallas ve ona biraz daha yaklat. "Artk birbirimizin
gzn boyayamayacak kadar uzun sredir bu dnyadayz." kisi de uzunca bir sre
sustu. "Onlarn vaktinden nce dnmelerini umut ediyorsun" diye devam etti neden
sonra Pallas. "Bu umudu sana kimin aladn ancak ve ancak tanrlar bilir."
"imde bir nebze olsun umut yok" diye karlk verdi Aigeus. "Beni buraya getiren
korkudan baka bir ey deil."
Pallas'a bakmak iin yana dnd. Adamn yanaklar km, enesi sarkmt. ki
yaz nceki byk felaketten sonra sol gz kapa yar yarya kapal duruyordu.
Bumburuuk aznda hepsi hepsi bir avu salam di vard. Grd manzara
karsnda Aige-us'un yrei szlamt. "Byk bir hata yaptk" diye devam etti.
"Androgeus'u ldrmemeliydik. Sokak haydutlarnn ona saldrp ldrd
masalna hi kimse inanmad. Bu cinayetin laneti hl zerimizde, Pallas! Bu
alaka ii yapmasaydk imdi durumumuz bambaka olabilirdi. Belki de Giritlilerle
bar iinde dosta yaayabilirdik. Her halkrda yallk gnlerimizi ocuklarmzla
beraber geireceimiz kesindi."
"Fakat Giritlilere bir ders verme vakti gelmiti" diye karlk verdi Pallas. "Belki de
ok iyi bir fikir deildi, fakat baka nasl bir seeneimiz vard ki? Prens sadece bir
nc kuvvet, bir casustu. ayet onun burada kalmasna izin verseydik, peinden
dierleri de
458
gelecekti. Sonunda da seni tahtndan alaa etmek iin Minos'un ta kendisi."

Zorlukla nefes alyordu.


"Yani senin tm yaamn boyunca yapmay hayal ettiin eyi" dedi Aigeus gzlerini
onun zerinden ayrmadan. "Bunca yl sonra birbirimize palavra skmay brakalm.
Belki de seni bu cinayete iten nedenler gerekten de politikti, bilemiyorum. Ama
benim iin deil! Yalan sylemekten bktm artk. O kendini beenmi, ukala
Giritliden nefret ediyorum. Kraliesinin gzellii dillere destan, erkek ve kz
ocuklarnn ise haddi hesab yok. Ya benim? Sevdiim tm kadnlar teker teker
ld, yllar boyu tek bir evlada sahip olamadm. Uzaklarda bir yerlerde Theseus'un
bydn nereden bilebilirdim ki? Taht arkamda bir varis brakmadan terk
edeceimi dnmeye balamtm artk. Ya o Girii? ocuk stne ocuk! Nefret
ediyordum ondan, gebermesini diliyordum. Gnn birinde en byk olunu buraya
gndermek gibi bir aptallk yapnca, onu nereden vurabileceimizi anladm." Aigeus
ban nne edi. Tekrar ileri baktnda gzleri nemlenmiti. "O zaman kendi
kendimize zarar vermek zere olduumuzu nereden bilebilirdim ki? Yaptmz
byk ktln sesi ta gklere ykseldi. Tanrlarn bizi nasl cezalandrdn
hatrlyordun, deil mi?"
tek^i sessizce ban sallad.
"nce veba, sonra kt hasat, sonra da tm Attika'y acmaszca boyunduruu
altna alan korkun ktlk. En son olarak da Mi-nos tm mttefikleriyle birlikte bizi
kuatmt. En ok korktuumuz ey bamza gelmiti. Bizi can evimizden
vurmutu."
"Belki de her eye ramen kar koymaya almalydk" diye lafa kart Pallas.
"Belki de onlarla sava etmeliydik. Bu iren pazarl kabul etmek yerine erkeke
arparak erefimizle lebi-lirdik."
"Fakat buna karar vermek bizim elimizde deildi ki!" diye itiraz etti kral. Suratnn
rengi atmt ve lesiye yorgun duruyordu. "Tanrlar bunu bizim iin oktan
yapmt. Delphi'den gelene phelenmek kimin haddine? Ya kehanete boyun
eecek ve ocuklarmz Giritlilere teslim edecektik, ya da yok olup gidecektik."
Tutulmu belini zorlukla dorultarak ayaa kalkmaya alt. "Yoksa
459
Byk Ana gerekten de Zeus'tan daha m kudretli?" dedi alak sesle. "Zihnimden
bu dncenin getii gecelerin says hi de az deil!"
"Bu samalk da neyin nesi!" Pallas bir srayta ayaa kalkt. "Neredeyse bir Giritli
gibi konuuyorsun! Sen kendi tanrlarna boyun emek zorunda olan bir Atinalsn!
Ne id belirsiz yabanc bir tanraya sayg gsteremezsin!"

"Ama hepimizi douran bir ana deil mi?" diye karlk verdi Aigeus dnceli
dnceli. "Seni? Beni? Yaayan ve netes alan her eyi? Her ilkbahar doan ve
sonbahar len tohumlar, filizler, bitkiler... Hepimiz onlara baml deil miyiz?
Bunlarn hepsi her eyi douran muazzam bir ana rahmini hatrlatmyor mu bize?"
"Bu sadece doann kutsamas, bir anann rahmi filan deil!" diye itiraz etti Pallas.
"Bak sen!" dedi Aigeus gzlerinde garip bir prltyla. "Ya senin ocuklarn? Onlarn
babalar doa m yoksa? Ne dersin, eski dostum?"
Pallas cevap vermedi. Yan yana usuz bucaksz, neredeyse bir araf kadar dz ve
dalgasz olan denizi seyrediyorlard. Hafif bir rzgr seyrek salarn okuyordu. "Bir
gemi!" diye haykrd anszn Pallas ve arkadann kolunu sert bir hareketle
kavrayarak. "Orada! Onu gryorum!"
"Nasl bir gemi?" diye sordu Aigeus vurgusuz kelimelerle.
"Byk bir tane... ok iyi seemiyorum, ama hzla yaklayor. te!" diye bard
heyecanla. "Bizimkilerden biri. Bir Trier."
Yelkenli doruca karaya doru geliyordu. Serin bir rzgrn iirdii yelkenler,
birok kez yamanm ve koyu kahverengiye boyanmt.
"Yelken!" diye fsldad Aigeus. "Bana tek bir ey syle: Yelkenler ne renk?"
Pallas cevap vermeden denize bakmaya devam etti.
"Rica ederim cevap ver!"
"Yelken..." diye cevap verdi Pallas ksk sesle,".. .kara... kara renkli!"
"Hayr!" diye haykran Aigeus ayaa frlad. "Ulu Zeus! Bu
460
gelen hi phesiz bir zamanlar ocuklarmz Girit'e gtrm olan gemi! Yelkenler
kara olarak dnyor, demek hepsi ld!"
Aigeus kayalklarn kenarna kadar gelmi ve denizi seyrediyordu. Sadece bir kez
ban evirerek soran gzlerle arkadana bakt, o kadar. Vcudu aada kayalar
dvmekte olan denize doru tehlikeli bir ekilde uzanyordu. Sanki grnmez bir
iplik onu tutuyormu gibi bir an denize yatay konumda durdu. Fakat gnein klar
geminin kara yelkenlerinin zerine der dmez beyaz kpkler arasndaki
kayalarn zerine kafa st akld.

Gemideki adam gnlerden beri tek kelime bile etmemiti. Hastalkl suratnn sarya
alan rengi dzelmi, hatta tra bile olmutu. Fakat buna ramen ince bacaklar ve
kemikli srtyla ar bir yk tayormu izlenimini veriyordu.
iki direkli ve otuz krekli zarif Fenike yelkenlisi onu Girit civarndaki bir adadan
almt. Kaptan, yannda hi eyas olmayan bu adamn Sicilya'ya yapaca
yolculuu deyecek maddi imknlara bizzat kendisi ikna olduktan sonra onun
gemisinde seyahat etmesine izin vermiti. Onun hayret dolu baklar altnda Naxos'lu olduunu ve Daidon ismini tadn iddia eden adam, kk bir keseden ince
bakr levhalar karmt, "iki tane yeter mi?" diye sormutu eki bir suratla.
Kaptann bunu yeterli bulacan dnd her halinden belli oluyordu.
"En az tane" diye cevaplamt br abucak. "Sicilya yolu epey uzun. ansmz
yaver gitmezse, yol stndeki adalarda mola vermemize neden olacak sonbahar
frtnalarna yakalanabiliriz. Gemide bulunduun mddete kamn doyurmak da
istersin herhalde!"
"Midemin durumu pek iyi saylmaz. Ancak birka eit yiyecei kaldrabiliyor. Belki
biraz ekmek, biraz peynir. zellikle de taze su. Size fazla zorluk karmam."
"Yine de tane demen gerekiyor, iine gelmiyorsa karaya geri dnebilirsin.
Kimseyi bizimle gelmesi iin zorlamyoruz."
Normalden ok yksek olan creti demi ve gemide kalmt. Yolculuk boyunca
mmkn olduu kadar gzden uzak yerlerde
461
bulunmay yelemiti. Sadece kendisiyle megul oluyor gibi grnyordu. Birka
kere mrettebattan bazlar onunla bo yere akalamaya ve onu sakland yerden
dar karmaya almlard. Fakat azndan glkle laf almay baarp birka gn
nce tek olunu kaybettiini rendikleri zaman ise, onu rahat brakmlard. Artk
Daidaon olan Daidalos d dnyayla ilgisini kesmi gibi grnyordu. Naukrate ve
Ikaros ile uzun uzun sohbet ettii baka bir dnyadayd artk. Onlara daha nce asla
bu kadar yakn olmamt. Anszn onu dinlemeye ve karmak teorilerini sonuna
kadar anlatmasna izin vermeye balamlard. Onlarn sessiz varlklar Daida-los'un
zihnini inanlmaz bir berrakla kavuturmutu. Srekli yeni tasarmlar geliyordu
aklna, yllardan beri zerinde alt sorunlarn zmleri. Aklna gelen her eyi
kaydetmek iin ne bir papirs parasna, ne de bir kil tablete ihtiya duyuyordu.
Zihni onlar en mkemmel bir ekilde koruyordu.
Hatta yeeni bile gelmiti aklna. Etrafndaki her ey derin bir sessizlie
brndnde ve ay parlak nlarn yeryzne gndermeye balad zaman, onun

temiz suratn gryordu karsnda. Bir akam karanlk basarken demirledikleri


kk koy, ona kanl bir ekilde noktalanan tartmalarn hatrlatmt. Neden
kendisiyle rekabet etmeye almt ki? Neden Atina'nn en ok tannan ve en
yetenekli ikinci mimar olmakla yetinmemiti?
Bunun zerine bir de Naukrate'ye olan tutkusu gelmiti. Birbirlerine gya
kendisinden gizli olarak anlaml baklar frlatmalarna dayanamyordu artk. Evet,
doru davranmt: Daidalos Ka-los'un lm hak ettiine bugn eskisinden de fazla
inanyordu. Bu davran uzun serserilik yaamnn balangc olsa bile.
imdi ise yeni bir durumla kar karyayd. imdiye dek ismini bile duymad bir
kraln ynettii el dememi, vahi Sicilya lkesi. Fakat buna aldr etmiyordu.
Krallardan ylesine bkmt ki! Fakat anlalan adn bile bilmedii bu kraln
hizmetine girmeye mecbur kalacakt yine. Fakat bu defa sradan bir dkmhanenin
sradan bir demircisi olmak niyetinde deildi. Yetenekleri ancak belli koullar altnda
ortaya kyordu. Ve yetenekli olduu ilerin says hi de az deildi! Cannn istedii
her trl binay ina ede462
bilir, ie yarar demir retebilir, hatta bir sre havada kalabilen bir uu makinesi
bile yapabilirdi. Yeteneklerine gereken deeri vermeyen hkmdarlar kt akll
budalalardan baka bir ey olamazlard.
Kaderin tm ac oyunlarna ramen gelecei hi de o kadar karanlk
grnmyordu, bir de u korkun yorgunluk olmasa! Baz gnler gz kapaklarm
aacak kadar bile takati olmadn hissediyordu. Mrettebattan bir denizciden satn
ald ucuz pelerine sarnarak sonsuz dek uyuyabilirdi. Gzkapaklann amad
mddete iinden gelen sesleri daha iyi duyuyordu. Naukratos ve karos geliyordu
aklna; kk, sevimli ailesi. Onlar o kadar ok zlyordu ki... Bazen Nubyal
kadnn anlan da araya karveriyordu, fakat o bunlan hi hatrlamamaya
alyordu. Patane'yi ve onun kendisine yapt iyilikleri artk hak etmiyordu.
Gnahlannn kefaretini eskiye nazaran imdi ok daha ar demeliydi.
Gnler ksalyor ve dalgalar giderek iddetleniyordu. Kendisini tayan gemi, sanki
dncelerini okurmu gibi ona azap ektirmeye balamt bile. Zarif ve salam
yapsna ramen gemi bazen bir ceviz kabuu gibi sallanyor ve Daidalos yedii az
bir eyin byk ksmn kanyordu. Kusma nbetleri birbirlerini o kadar hzla takip
ediyordu ki, temizlenmeye bile frsat bulamyordu.
Her eye ramen hzla yol alyorlard. Kk adalan geride brakm, Peloponnes
yanmadasnn etrafndan dolanm ve rotay doruca Sicilya'ya evirmilerdi.
Hayrete ayandr ki, Theseus'un ihanetinden sonra Atina'y hemen hemen hi aklna
getirmiyordu. Dnceleri daha ok Minos zerinde younlayordu. Girit kral

tkaros'u en bandan beri sadece kendi iren emelleri iin kullanmt. Olunun ac
sonundan sadece onu sorumlu tutuyordu. Babayla oul arasndaki giderek artan
yabanclamaya onun ve Deu-kalion'un neden olduundan kesinlikle emindi artk.
Olunun bir Giritli gibi dnmesi, hissetmesi ve davranmas onlarn eseriydi.
Ne var ki karos gerek bir erkek gibi lmt. Kendi lmn planlam ve bir an
olsun tereddt etmeden uygulamt. Bu kararllk Daidalos'un iinde saygya benzer
bir eyler uyandrmt. Aradan aylar ve yllar gese bile, gnn birinde mutlaka
olunun intikamn alacakt. Henz bunu nasl yapacan bilemiyordu;
463
nk u anda kendi gelecei bile mphem ve karanlkt. Fakat bekleyebilirdi. ok
zaman vard. Bundan sonraki tm yaam boyunca srse bile, eninde sonunda
Girit'ten, hkmdarndan veya gelecekte oraya hkmedecek kiiden korkun bir
ekilde alacakt intikamn.
Ufukta kayalk kylar belirmeye balad zaman, kafasnda bu dnceler olduu
halde gvertede duruyordu, ite bir sonraki ada, diye geirdi iinden. Yeni bir
balang. Bakalm bu adada talihim yaver gidecek mi?
"Geldik" dedi kaptan. "Yolculuun sona erdi." Hayr, diye dnd Daidon isimli
kara-kuru clz adam. Yanlyorsun. Yolculuum olarak adlandrdn ey, asl imdi
balyor.
Nihayet lene doru hazrlklarn sona erdirmiti. Sar elbiseyi giymeden nce
ykam ve gnete kurutmutu. Salarn rmt ve gslerinin arasnda bir
daha asla karmayaca ift boynuzlu altn gne kursu sallanyordu. Ayakkablarn
ise deniz kysnda brakmt. Gidecei yerde onlara ihtiya duymayacakt.
Yaz mevsimi nedeniyle ip gibi akan bir dereye tesadf etmiti. Fakat bu azck su
bile, denizde ald banyodan sonra derisinde biriken tuz zerreciklerinden arnmaya
yeterli olmutu. Uyandndan bu yana kendisine eziyet eden alk hissi yok
olmutu. Geri biraz brtlen, birka tane de mantar yemiti ama, esas etken bu
deildi. ini kasp kavuran huzursuzluk ve memnuniyetsizlik duygular da
suskunlamt. Ne yapmas gerektiini biliyordu artk. Hi korkmuyordu; kurtuluun
yakn olduunu hissediyordu sadece.
Vedalayordu. Dn akamdan beri terk ettii insanlarla birlikteydi. Asterios'a olan
ak, Girit'ten ka - aradan sonsuzluk kadar uzun bir zaman gemiti sanki. Fakat
bunun bir rya olmadn biliyordu. Her ey gerekti. Tm sevdiklerine ihanet
etmiti; sevgilisine, annesine, babasna, kz ve erkek kardelerine.
Temiz elbisesinin kirlenmemesi iin dikkatle koyun st yere uzand ve suratn

kuru topraa srtmeye balad. Byk Ana'yd bu. Onu hissediyordu. Yazn bolluk
ve bereketini yeryzne sam, imdi de yeraltna dou yapaca yolculua
hazrlanyordu.
464
ilkbaharda tm hametiyle fkrmak iin yeni tohumlar kabul edecekti orada.
Sknet ve ciddiyet iinde her birinden teker teker zr diledi. nce kendisini
affetmesi iin, yaknlamay asla baaramad annesi Pasiphae. Sonra doum
gnnden nce kendisini kskand kk kardei Phaidra. Bir e ve ocuu bile ok
grd Akakal-lis ve skclkla damgalad Xenodike. Rekabet halinde olduu
kardei Deukalion. Anlalmaz bir kapal kutu gibi grd Katre-us. Kk kardei
Glaukos. Sra babasna geldii zaman ise, sesi titriyordu. Bir zamanlar byk bir
ihtirasla sevmi olduu kardei Asterios dnda en ok ona zarar dokunmutu.
"Affet beni" diye fsldad Ariadne. "Bu arada Mutlular Ada-s'na ulam olsan bile.
Senin sevgin karsnda ok yetersiz kalmtm. Bana vermek istediklerini almam
mmkn deildi. Keke kz kardein olmasaydm! Her ey o kadar farkl olabilirdi ki!
Affet beni, kardeim! Affet beni, sevgilim! Affet beni, Astro! Yalvarrm, affet beni!"
Yavaa ayaa kalkarken gzlerinden yalar boanyordu. Ellerini karnnn altna
koyarak, domam ve asla domayacak ocuu ile vedalat. "Belki bir dahaki
sefere" dedi teselli edercesine. "Bu sefer iin ok ge artk."
Uzun uzun aramasna gerek kalmad. Aacn hemen bulmutu. Elbise knndan
kemerini kard. Birka deniz kabuu daha ilave ederek onu biraz daha
geniletmiti. Tm gcyle kemere asld ve memnun bir ifadeyle ban sallad.
Bann epey stnde kuvvetli bir dal gzne ilimiti. Onun altnda da ikinci bir dal
vard. Bu dala trmanarak kemerini yukandakine frlatt ve yllar nce Paneb'le
Kephalos'un kendisine rettii ekilde dmlemeye balad.
Bir eliyle tlsm tutarak bir mddet daha dalda oturdu ve parlak gne altnda
ltlar saan dalgalan seyretti. Gne gn en yksek noktasna ulanca ilmii
boynuna geirdi ve kendisini aaya brakt.
Boynu hemen o anda krlmt. Fakat cesedi ksa bir sre dalda asl kald. Kemerin
bal olduu dal vcudunun arl altnda
465
eilip atrdamaya balamt. Bir sre sonra dal knld ve cansz vcutla beraber
yere dt. Uyuyormu gibi yatyordu yerde. Ksa bir sre sonra aalardan
dklen yapraklar tarafndan rtlecekti. Ariadne Byk Ana'ya dnmt.

"Ariadne!"
Saatlerden beri dalm olduu derin dnce durumundan bir anda syrlmt.
"Ariadne!"
Gzleri koca koca almt. Arka taraftaki iki meale tarafndan aydnlatlmaya
allan maarann ii yar karanlkt. Giriten ise bulank bir k szlyordu ieri.
Yoksa akam m olmutu? Kalbi deli gibi arpyordu. Acaba ne olmutu? Kzn ac
dolu, son derece zgn sesini ak seik iitmiti, sanki yan bandayd.
Asterios bir kez daha gzlerini kapad ve mavi ard.
Ariadne bir aacn dibinde yatyordu, vcudu garip bir ekilde kv-rlmt. Yksek
bir yerden dm olmalyd. Kolunun sanki vcuduyla bir ilgisi yoktu ve dizi yana
bklmt. Neden sonra kahverengi, zarif boynuna dolanm ilmei fark etti.
lmt, hi phesiz, o bir lyd artk! Kemeri kendi boaznda hissediyordu.
Dehet iinde kendisine bir anda ok dar gelmeye balayan elbisesini frlatp att.
Ariadne lmt!
Asterios dizlerinin zerine kerek, alnn sert duvara tekrar tekrar vurmaya
balad. Derisinin yanldm ve alnndan kanlar boanmaya baladnn farknda bile
deildi. Kafas her an patlayacak gibiydi. "Asterios! Neyin var? Ne oldu? Yaral
msn?" Hatasu kolunu ekitirmeye balad zaman Asterios kafasn duvara
vurmaktan vazgeti. Fakat onun varln fark etmemi gibi davranyordu. "Ariadne"
dedi ksk sesle. "O ld. Biliyorum." "ld m?" dedi Hatasu aknlkla. "Nereden
biliyorsun?" Asterios ayaa frlad. "Canna kyd" diye fsldad. "Kendisini ast.
zerimize gelen felaket pek yakn artk. Onu hissedebiliyorum. Hatta o kadar youn
ki, tm vcudum szlyor. Fakat onu henz gremiyorum."
466
"Bir ey oldu bile" dedi Hatasu son derece karamsar bir sesle. "Erystenes, o gen
Atinal... artk burada deil."
"Neler sylyorsun?" Asterios kendine gelmeye balamt. "Bu ne anlama geliyor?"
"Erystenes gitti" diye karlk verdi Hatasu. "Ve yalnz olarak deil. Knossos'lu
birka delikanl da onunla gitti. Ve..." Hatasu duraklad.
"Sonra?"

"...yardmclarndan ikisi, Ion ve Satos da yoklar. Onu Byk Ana'ya kurban etmek
istiyorlar. Tanrann gazabndan ancak bu ekilde kurtulabileceklerini sylyorlar.
Ona bir insan kurban edecekler, Asterios! ocuklardan biri onlard dinlemi."
"ldrm olmallar!" diye kprd Asterios. Grd korkun hayal gerekleiyor
muydu yoksa? "Girit'te hi kimse byle bir cinayet ileyemez - hele benim eittiim
insanlar, asla!" Anszn karsnda Ikaros'u grd. Archanes'e yaptklar yolculuk.
Tapnan kaps, lmn kara tanras, kan dolu kurban ana...
"Korkarm bu noktada yanlyorsun" diye itiraz etti Hatasu yorgun bir sesle. "Oysa
ki hakl olman yrekten isterdim. Tanraya o kadar ok yakarp yalvaryorsun ki,
evrende olup bitenlerin hi birinin farknda bile deilsin. Dalara getirdiin bu
insanlarn neler hissettiklerini biliyor musun? Ne kadar zgn ve umutsuz
olduklarn? Ne dndklerini? Neden korktuklarn?"
Hatasu kara sal ban sallaynca, Asterios alacakaranla ramen beyaz beyaz
parlayan telleri fark etti. Sanki geceler boyu iyi bir uyku ekmemi gibiydi.
"Bilmiyorsun" diye kendi sorusunu kendi cevaplad Hatasu. "En kk bir fikrin bile
yok, Byk Ana'nn rahibi! Kendi aclarnn derinliklerine ylesine gmlmsn ki,
onlar seni ilgilendirmiyor bile! insanlar phe etmeye balyor, Asterios! Daha ne
kadar bu maaralarda ile dolduracaklar? Balarna ne gelecek? Ve en nemlisi: ne
zaman? Btn bunlar bilmek istiyorlar, fakat hibir sana ak ak sormaya cesaret
edemiyor. Bunun yerine birbirleri ardna bana geliyor ve kendilerini
cesaretlendirmemi istiyorlar. Hepsiyle baa kacak kuvveti nereden bulmam salk
verirsin?"
467
Asterios gzlerini karsnda duran kadndan ayramyordu. O kadar cesur, gl ve
duyguluydu ki! Her zaman byle bir kadn hayal etmiti. Salam bir kpr. Onu
seviyordu. Onu uzun zamandr seviyordu.
"Bazen ne olacaksa abuk olmasn dilediim bile oluyor" diye devam etti Hatasu
ksk sesle, "ayet lmemiz gerekse bile! Bu sinir bozucu bekleyiten daha iyi
olduuna eminim!"
"Fazla beklemene gerek kalmayacak!" Asterios barr gibi konumutu. "Ban
evir ve arkanda duran delikanlnn omuzlarna bak!"
Hatasu denileni yapt. "Omuzlar kapkara" dedi sonra. "Bunun sebebi ne acaba?"
Hatasu parmayla delikanlnn omzundaki maddeye dokundu. "Scak kle
benziyor."
"Kln ta kendisi" dedi Asterios onu tasdik ederek. "Bunun ne anlama geldiini

biliyor musun? Balyor! Hatta balad bile! Dierleri nereye gitti? Atinal nerede? Ya
lon ve Satos?"
"Herhalde tapnaa gitmilerdir. Be kiiydiler. Yanlarnda kskvrak balanm birini
gtryorlard" dedi omuzlan kara klle kaplanm delikanl.
"O halde tm adaylar hemen buraya ar" dedi Asterios telala. "Hep birlikte
yoldan sapanlar tekrar yola dndrmeyi baarabiliriz sanrm."
Hatasu ve gen Giritli gizlice baktlar. "Burada ok fazla aday kalmad ne yazk ki"
dedi sonunda Hatasu. "Birou ailelerini uyarmak ve onlar gvenli bir yere
gtrmek iin dn akam gizlice buradan ayrld. Sadece delikanl ve Chalara'l
bir kz aramzda kald."
"Gvenli bir yere gtrmek... Aptallar! Aada onlar mutlak bir lm bekliyor!"
Asterios var gcyle ne yapacan dnyordu. "Sadece drt kii mi demitin?
ok fazla deil. Fakat yine de deneyeceiz! Bu cinayeti engellemek iin elimizden
gelen her eyi yapmalyz!" Yanlannda duran delikanlya dnd. "nsanlara syle,
yanlarndaki tm bezleri slatarak maaralarn azlarna kapasnlar. Yenebilecek her
eyi i ksmlara tayn. Acil durumlar iin sakladmz arabn bir ksmn datn.
Aksi takdir h sadece yal468
varp yakarmakla vakit gemez. Geri dndm zaman tanraya bizzat ben
armaan sunacam."
"Gel, sevgili Susai." Hatasu'ya elini uzatt. "Birlikte kurtarabileceimiz eyleri
kurtarmaya alalm."
Girit'in zerine ok erken kmt gece. Kyl kadnlar, obanlar, balklar,
ehirlerdeki ve dalardaki korku dolu insanlar kuzeye doru bakyorlard.
Gkyznde parlayan devs mavi ekirdek, drt bir yana kzgn nlar sayordu.
Adann zerine saatlerden beri kl yayordu, lav paralaryla kark scak bir
yamur. Gz kamatrc yldrmlar karanl yaryordu.
Adadaki insanlar uyumak bir yana dursun, bir an bile huzur bulamyorlard. Herkes
nce kendini evinde gvenlie almaya alt. Kaplar ve pencereler sk sk
kilitlenmiti. Fakat atlar zerlerinde biriken ar kl ve lav cruflarna
dayanamadlar. Korkun atrtlarla kiriler birbiri ardna krlmaya balad.
Sonra ilk iddetli yer sarsntlar balad. Artk yapacak tek ey, ak alanlara
kamakt. Scak ta yamurundan korunabilmek iin bir battaniyeye veya kaln bir
kumaa sarnan insanlar, var gleriyle dar kamaya baladlar. ken atlarn

enkazlar ve bu arada bir hayli ykselmi olan kl tabakas, yrmeyi


gletiriyordu. nsanlar lyordu. Sa kalmay baaranlar bir anda derin yarklarla
dolan ovaya doru lgn gibi kamaya baladlar. Yuvarlanan kayalarn ve yanmaya
balayan atelerin grltleri hi bitmiyordu. Scak kl insanlarn ellerine ve
ayaklarna yapyordu. Her yan insan ve hayvan cesetleriyle dolmutu.
Ayn ehirlerde olduu gibi Mavi Yunuslar Saray'nda da tam bir dehet havas
hkm sryordu. Hizmetkrlarn ve muhafzlarn bir ksm binay kaarcasna terk
etmi ve aileleriyle beraber snacak gvenli bir yer aramaya komulard.
lerinden sadece birka saraydan ayrlmam ve kraliyet ailesiyle birlikte bat
kanadnda bekliyorlard.
Pasiphae, Minos, oullan ve kzlar byk taht salonunda toplanmlard. Mirtho ve
Aiakos da onlara katlmt. Kralie kk bir sunu treni hazrlam, fakat henz
seremoniye balamamt.
469
Glaukos ortalarda yoktu. Hi kimse onun depoya indiini bilmiyor, du. Kardeinin
en sevdii yayn saklamt oraya, imdi ise on^ bulunduu yerden almak
istiyordu. Fakat bunu baaramad. iddet, li bir yer sarsnts onu yere serdi.
Derken byk bir talihsizlik eseri olarak kafasn toprak testilerden birine
arpmt. Krlan tes-tiden akan ya, anszn alev almt. Tm oda cayr cayr
yanmaya balamt ok ksa bir srede. Yerde baygn yatan Glaukos'un ise btn
bunlardan hi haberi yoktu.
Katreus hibir ey yapmadan beklemek istemiyordu. "On^ aramaya gideceim"
dedi sonunda. "Muhakkak sarayda bir yerlerde olmal."
"ok dikkatli ol!" diye bard Pasiphae olunun ardndan. Pe pee gelen gk
gmbrtleri korkuyla titremesine neden olmutu. "Mmkn olduu kadar
birbirimizden ayrlmamaya alalm. Topran nasl sarsldn hissediyorsunuz,
deil mi? Byk Ana! Bize yardm et, tehlike annda bizi yalnz brakma!" mitsizlik
iinde etrafndakilere bakt. "Neden Asterios bizi uyard zaman ona inanmadk ki?"
Kimse sesini karmad. Fakat herkes ayn eyleri dnyor gibiydi.
Katreus koridora henz kmt ki, genzine buruk duman kokusu doldu. Kt bir
eyler olduunu hisseden delikanl korkuyla komaya balad. Mee aacndan
yaplma kapnn aralklarndan kopkoyu bir duman szlyordu. Kapy aarken
elinin yanmasna aldrmayan Katreus gz kapal ieri dald. "Glaukos! Glaukos!
Neredesin?"
'
Youn duman bulutuyla boua toua ilerlemeye alyordu. Odann sonunda,

dumann en youn kesif olduu yerde, hareketsiz yatan bir insan vcudu grr gibi
oldu. Gmleinin ucuyla azn kapam olmasna ramen aksnp tksrarak yere diz
kt ve Glaukos'un nabzn yoklad. Kalbi belli belirsiz, ok hafif atyormu gibi
geldi ona. Hareketsiz vcudu bo yere kaldrmaya alt. "Glaukos! Uyan! Buradan
hemen kmalyz!"
Arkasndaki topak testilerden yksek alevler fknyordu "Glaukos!" diye yalvard
ona. "Gzlerini a!"
\

VU'
470
Ay,
a%
bir^'Sl Jarpi
y
ala> tajh,k
i alev ald
< bel l>gm s#\ Ndl-

lWhaW Wttpithoi'leru\ fciUN%*,, kiri Ka^'

****** S
atla ve *
*en*>k} XSinde ilerlek;
vwu. 14 harap ^
^^Afcanalaeh^V; ^^lVmevcut^ h.
^^^nfclikanh.^
^n^^htJ[Wiyord)- ;;

^SfVigideA

F^tjkrakbag2

W biraz A
Ihlan bi<V
-

JJ:

lanlm^
Glaukos ortalarda yoktu. Hi kimse onun depoya indiini bilmiyordu. Kardeinin en
sevdii yayn saklamt oraya, imdi ise onu bulunduu yerden almak istiyordu.
Fakat bunu baaramad. iddetli bir yer sarsnts onu yere serdi. Derken byk
bir talihsizlik eseri olarak kafasn toprak testilerden birine arpmt. Krlan testiden
akan ya, anszn alev almt. Tm oda cayr cayr yanmaya balamt ok ksa bir
srede. Yerde baygn yatan Glaukos'un ise btn bunlardan hi haberi yoktu.
Katreus hibir ey yapmadan beklemek istemiyordu. "Onu aramaya gideceim"
dedi sonunda. "Muhakkak sarayda bir yerlerde olmal."
"ok dikkatli ol!" diye bard Pasiphae olunun ardndan. Pe pee gelen gk
gmbrtleri korkuyla titremesine neden olmutu. "Mmkn olduu kadar
birbirimizden ayrlmamaya alalm. Topran nasl sarsldn hissediyorsunuz,
deil mi? Byk Ana! Bize yardm et, tehlike annda bizi yalnz brakma!" mitsizlik
iinde etrafndakilere bakt. "Neden Asterios bizi uyard zaman ona inanmadk ki?"
Kimse sesini karmad. Fakat herkes ayn eyleri dnyor gibiydi.
Katreus koridora henz kmt ki, genzine buruk duman kokusu doldu. Kt bir
eyler olduunu hisseden delikanl korkuyla komaya balad. Mee aacndan
yaplma kapnn aralklarndan kopkoyu bir duman szlyordu. Kapy aarken
elinin yanmasna aldrmayan Katreus gz kapal ieri dald. "Glaukos! Glaukos!
Neredesin?"
Youn duman bulutuyla boua boua ilerlemeye alyordu. Odann sonunda,
dumann en youn kesif olduu yerde, hareketsiz yatan bir insan vcudu grr gibi
oldu. Gmleinin ucuyla azn kapam olmasna ramen aksrp ksrarak yere diz
kt ve Glaukos'un nabzn yoklad. Kalbi belli belirsiz, ok hafif atyormu gibi
geldi ona. Hareketsiz vcudu bo yere kaldrmaya alt. "Glaukos! Uyan! Buradan
hemen kmalyz!"
Arkasndaki topak testilerden yksek alevler fknyordu. "Glaukos!" diye yalvard
ona. "Gzlerini a!"

470
Ayaa kalkmaya alrken gmlei alev ald. Katreus byk bir korkuyla zerine
bana vurmaya balad. Baarl olamaynca da kendini yere atarak vcudundaki
yangn sndrmeye balad. at kirileri oktan yanmaya balamt. Kor halindeki
tahta paralan, tahta kapaklarla kapatlm olan pithoi'ler zerine dyordu. Sedir
aacndan yaplma koca bir kiri Katreus'un akana arpt. Delikanl sessizce
kardeinin hareketsiz vcudunun zerine yld.
Kl yamuru altnda ve karanlklar iinde ilerlemek o kadar zorlu bir iti ki,
Archenes'teki tapmaa ulamalar bir saatlerin almt. ehir terk edilmie
benziyordu, sadece harap evlerin birkandan atlar ve feryatlar ykseliyordu.
Drtnala ehrin yanndan geerken kk sarayn gney ksmnn artk mevcut
olmadn grdler.
Hedeflerine yaklatka Asterios ii giderek daha da ok sklyordu. Zihnindeki
hayaller canlanmt.
Hanerli adam. Kskvrak bal delikanl. lm kokan hava.
Ge kalmam olmalar iin dua ediyordu.
Kendinden gemi gibi kapy at. Yakc bir duman suratna bir yumruk gibi
arpmt. "Darda kalsanz daha iyi olur!" diye barmasna ramen Hatasu ve
adaylar onu takip ettiler. Alev alev yanan tahtalar ve ta paralan arasnda alt
cansz vcut yatyordu. Sunan zerindeki Erystenes kskvrak balanmt.
Belindeki altn renkli nlk haricinde tamamen plakt. Kendini korumaya alan
bir ocuk gibi dertop olmutu vcudu. lmt. Kesik boyun damarlanndan akan
kan, yerdeki ana doldurmutu.
Fakat onu kurban edenler de artk yaamyordu. Asterios yar-dmclann lmn
kara tannasnn ayaklarnn dibinde buldu. Cansz vcuan orak biimli ban
yanna uzanmt. Baka birisi ise yanan bir at kiriinin altnda kalm olmalyd.
Kmrlemi vcudunu kapya yakn bir yerde bulmulard, son ana kadar kamaya
almt herhalde. Onun biraz uzanda ise, bir kzn ve bir olann cesedi
yatyordu. Anlalan bir kavga sonucu birbirlerini ldrmlerdi. Bronz bir haner
saplyd delikanlnn kalbinin tam ortasna, kz ise kan kaybndan lme
benziyordu.
471
"Fakat neden?" diye sordu Hatasu. "Niye? Bu korkun gnah neden ilemek
zorunda hissettiler kendilerini?"

"Bilmiyorum" diye karlk verdi Asterios yorgun bir sesle. "Belki de anlayamadklar
eyler karsnda bir sulu bulma ve onu cezalandrma ihtiyacdr." Etrafna baknd.
"Buradan kmalyz" diye bard sonra. "abuk!"
"Gelin! Artk onlar iin bir ey yapamayz."
Hatasu adaylarn cesetlerini dar ekmeye alyordu.
"Brak onlar" diye seslendi ona Asterios. "Onlar gmmeye bile vaktimiz yok, eer
ki kendimiz de birer ceset olmay arzu etmiyorsak!"
Minos depoya ulat zaman her taraf alevler iindeydi. Dar koridorda ilerlemeye
alt, fakat bir ate duvar yolunu kesiyordu. "Orada, ierideler!" diye bard
arkasndan gelen Aiakos'a. "Kat-reus ve Glaukos! Oullarm!"
"Eer gerekten ierdclcrse artk yaamalar imknsz" diye bard Aiakos
heyecanla. "Minos, yalvarrm burada kal! Kendini bo yere tehlikeye atyorsun!
Hl yaayan ve sana ihtiyac olan insanlar dn!"
"Benim yaamm kimin umurumda!" Minos iler atld, fakat hemen geri ekildi.
"Alevlerin arasndan geemiyorum. Ne yapmalyz?"
Alevler drt bir yanlarn sarmt ve tavandan den tahta paralarndan srekli
saknmak zorunda kalyorlard.
"Suya ve alkan ellere ihtiyacmz var" diye haykrd Aiakos. "Bekle! Gidip yardm
getireceim."
iddetli bir yer sarsnts az kalsn onun yere yuvarlanmasna neden olacakt. Son
anda duvara tutunabilmiti. Aniden esmeye balayan iddetli bir gney frtnas,
pencerelerin yanndaki mealeleri yere drd. Tm koridor alevlerden olumua
benziyordu sanki.
"Pencereden atlamalyz" diye bard Aiakos. "abuk! Yoksa yanacaz."
Fakat Minos'un gc tkenmiti, iki eliyle boazn tutarak,
472
yava yava yere kmeye balad. Gzleri koca koca almt. Aiakos ate
duvarnn zerlerine doru geldiini grd. Ani bir hareketle dizlerinin zerine kt
ve kendi vcuduyla kraln vcudunun zerini rtt.

Ormanlar ve korular saatlerdir yanyordu. Dierlerinin kendilerini bekledikleri


byk maaraya canl ulama imknlar kalmamt. Yldrmlar akyor, gk korkun
seslerle gmbrdyordu. Asteri-os, Hatasu ve adaylardan oluan kk grup, yer
sarsntlar ve iddetli frtnalar arasnda son anda kk bir maaraya snarak
canlarn kurtarabildiler.
Sel dalgas Girit'e doru yaklayordu. Alev alev yanan kudurmu denizden kan
korkun grltler, insanlarn korku dolu saatler boyunca iittikleri seslerden ok
daha uursuz, ok daha korkutucuydu.
lm ok abuk geldi. nsanlar tepelerine inen dev dalgann henz sesini bile
duyamamlard ki, sular adann ta ilerine bile yaylverdi. Azgn sular karlarna
kan her eyi silip spryor-du. Evler temellerinden yklyor, aalar kklerinden
sklyor, tm yaratklar oyuncak bebekler gibi oradan oraya savrulup duruyordu.
Geri ekilen su tepelere snmaya alan insanlar tutunduklar yerlerden ekip
alrken, ikinci bir dalga onlar yekrar karann ilerine kadar atverdi.
Sel dalgasnn tuzlu sular, epey yksekte kurulu olan ve ksmen alevler iinde
kalm olan Mavi Yunuslar Saray'na kadar ulamt. Fakat bu durum Pasiphae'nin
umurunda bile deildi. Xe-nodike'nin cesedinin bana diz km, hngr hngr
alyordu. Yangn onu merdivenlerde yakalamt. Korkuyla aa atlayan kzn
boynu krlmt.
"Akakallis ve Ikstos nerede?" diye alyordu Pasiphae. "Ya Dindyme?"
"Bana bak, gvercinim" dedi Mirtho. "Korkmana gerek yok, ben yanndaym!
Eminim onlar da hemen geleceklerdir! Gel, dan kalm. Byk avluya gitmeliyiz."
473
"Fakat o zaman bizi nasl bulabilirler ki?" diye alamaya devam etti Pasiphae. O
kadar zgnd ki, Mirto az nce grd korkun sahneyi ona syleyemiyordu:
Akakallis ve kstos'un birbirlerine sarl cansz bedenleri, gizli geitlerde birinde
yatyordu. Ayn anda lm olmalydlar. Fakat ocuk ortalarda yoktu.
Pasiphae istemeyerek de olsa birka adm att. Sonra aniden ta kesilmi gibi
olduu yerde kald. "Benden bir eyler saklyorsun" dedi Mirtho'ya. "Ne oldu? Bana
hemen cevap ver!"
"nce dar kalm" dedi Mirtho onu kandrmaya alarak. Salon alev alev
yanyordu ve ierisini kesif bir duman kaplamt. kisi de ksrmeye balamt.
"imdi renmek istiyorum!" Pasiphae geri geri gizli geidin kapsna kadar yrd.
"eride neler olduunu grmem lazm!"

"O halde kapy a!" dedi Mirtho duygusuz bir sesle. "ayet kalbinin yeni bir yarayla
sarslmasn bu kadar arzu ediyorsan..."
Kralie titredi. "Kim?" diye sordu ayn duygusuz sesle. "Hangisi?"
"Akakallis" diye fsldad Mirtho ve garip bir ekilde ne eildi. "Ve... kstos..."
demeye alrken szlerini bitiremedi.
Tavandan den bir kalas bel kemiine isabet etmiti, ikinci bir kalas ise bana
dt. Pasiphae atein ne kadar yaklam olduunu imdi fark etmiti.
"Haklsn! Hemen dar kmalyz" diye bard Mirtho. "abuk, Mirtho, yalvarrm
abuk ol!"
Fakat cevap alamad. Pasiphae kadnn kafasn evirdi. Donuk bakl l gzler
kendisini szyordu. Alevlerin lts altnda derisi pembe pembe parlyordu.
Uzak ocukluk gnlerinin anal gzne byle grnyordu. Kendisini doyuran
kadn. Tm bildiklerini borlu olduu kadn. Kendisini Byk Ana'ya yaklatran
kadn. "Hayr! Beni terk etme! Sen yapma bunu!"
Bararak ve alayarak beklenmeyecek derecede ar olan vcudu glkle
omuzlad, sonra da birka adm atmaya alt. Son gcn kullanarak kapya ulat
ve bir an tereddt ettikten sonra d474
an kt. Ayn anta Mirtho'nun iyice arlaan gvdesi de omuzlarndan kayarak
yere dt.
Pasiphae burnunun ucunu bile zorlukla grebiliyordu. Yerin derinliklerinden bouk,
uursuz slklar geldiini iini. Sonra da ban kaldrarak, duvarlarn zerinde
bulunan byk ta ift boynuzlara bakmaya alt. Son grd ey ise zerine
doru gelen byk, kara bir cisim oldu. ift boynuz kafatasn parampara etmi.
Gnein solgun nlan ancak nc gnden sonra kara duman rtsnn altndan
szlmeye balamt. Asterios, Hatasu ve adaylar bu sre zarfnda sndklan
maaradan dar adm bile atmaya cesaret edememilerdi. Durumlan pek iyi
olmasa bile hayatta kalmay baarmlard. Elbiseleri vcutlarna yapyordu ve
kk snaklarnn iini keskin bir koku doldurmutu. Delikanllar tm cesaretlerini
toplayarak korkularn belli etmemeye ahyor-larsa da, Otis adl kz beklenmedik
her grltde tir tir titriyordu. Hatasu tamamen iine kapanmt. En korkun ta
yamuru altnda bile bir Msr tapnak kedisi gibi sessiz ve ulalmaz kalmt.

Snaktan ilk olarak Asterios kt. Fakat kmasyla tekrar ieri dalmas bir oldu.
Her taraf kefen bezine benzeyen bembeyaz kllerle rtlmt. Sonra teker teker
dar klar. Drt bir yana baktlar, fakat yeryz gz alabildiince gri ve beyaz
renklere brnmt. Adarnn paralanm cesetlerini gmmekle vakit kaybetmek
istemediler. Zaten mecalsiz dmlerdi. gn nce ay-nldklan alana doru
trmanmaya baladlar yava yava.
Saysz insan cesetlerinin, hayvan lelerinin, yapraksz aala-nn, yanp kl olmu
allann arasndan geen yol, olduka zorluydu. Rastladktan evlerin tm yklmt,
ancak epey yksee k-tklannda salam kalm birka tanesine tesadf ettiler. "Ne
dersin, sa kalmlar mdr sence?" diye sordu Hatasu maaralar grnce Asterios'a
dnerek.
"Umalm ki yle clsun" diye karlk verdi Asterios.
Anszn ince bir duman stunu arpt gzlerine. Admlarn hzlandrdlar. Onlan ilk
karlayan assos oldu. Seyrek salar ksmen kavrulmu, surat kir pas iinde
kalmt; ama gzleri l sld. "Yayorsunuz! Byk Ana'ya krler olsun!" diye
bard
475
heyecanla. "Geri dneceinizden emindim! Sizleri grdm iin o kadar mutluyum
ki!"
Hemen arkasndan Deukalion geliyordu. Tek kelime etmeden Hatasu ve Asterios'u
kucaklad. "Asterios! Hatasu!" diye bard neden sonra. "Artk kt eyler
dnmeye balamtk. Dierlerine ne oldu? Erystenes nerede? Ya Amnysoslu
genler?"
"Kaderin kendilerine izdii yolda yrdler" dedi Asterios. "Gnah ilemelerini
engellemek iin ok ge kaldk. Onlar bulduumuz zaman elimizden artk bir ey
gelmezdi. Hibiri hayatta deil artk." Yan gzle Hatasu'ya ksa bir bak frlattktan
sonra, daha canl bir sesle konumaya devam etti. "Ya sizler? Banza neler geldi?
Dierleri nerede?"
"Uyarlarnn tmnde haklydn" dedi Deukalion. "Sana inananlarn tm,
alayarak ve titreyerek de olsa, hayatta kaldlar. Fakat talimatlarna uymayanlar da
oldu." Biraz aada bulunan yar ykk bir maara giriini iaret etti. "Cesetlerini
oraya tadk. Burada onlar gmmeye yetecek kadar toprak yok. Ayrca senin
dnn beklemek istedik." Israrc bir sesle konuuyordu. "Acele etmemiz gerek
Asterios! Tmmz de hastalanmak istemiyorsak buradan bir an nce
uzaklamalyz!"

Hayatta kalmay baarm olanlar yava yava maaralardan karak onlara


yaklamaya balamlard.
"Birka gn daha bekleeniz daha iyi olur" diye itiraz etti Asterios." Burada
gvendesiniz. lmn souk nefesi adada kol geziyor. Kara da u anda
suskunlama benziyor, fakat bu durumun ne kadar sreceini ancak yce tanra
bilebilir!"
"Ne yapmalyz o halde?" diye sordu Deukalion. Sesi allmadk derecede aresizdi.
"Burada hayatta kalmay baarabilir miyiz? En iyi ihtimalle birka gnlk erzamz
kald."
"u anda hayatta olmanz bizim iin yeterli" diye karlk verdi Asterios. "Salgn
hastalk tehlikesine karn cesetleri kl ile rtn. Bu ii yapanlar sonradan iyice
temizlensinler. Sonra ne yapacanza ben Knossos'tan dndkten sonra karar
veririz."
"Bizi terk mi ediyorsun?" diye sordu Hatasu endieyle. "Knossos'a m gideceksin?"
476
Asterios evet anlamnda ban sallad. "Mavi Yunuslar Sara-y'na gitmeliyim. Orada
neler olup bittiini renmek zorundaym."
"Ben de geliyorum" diye bard Deukalion. "Ne de olsa onlar benim de ailem!"
"Burada kalrsan herkese daha faydal olursun" diye itiraz etti Asterios. "Bunun
byk bir fedakrlk olduunu biliyorum, fakat u anda bu gerekli!"
Deukalion dudaklarn srd. "Pekl! Dediin gibi olsun!" dedi sonunda istemeden
de olsa. "Yalnz gitmeni istemiyorum ama, ne yapaym! Umarm ksa zamanda geri
dnersin."
"Fakat ben seninle geleceim" dedi Hatasu abucak. "Hayr, bo yere itiraz etme!
Ancak lm beni bunu yapmaktan alkoyabilir!"
Byle son yem taynlarn silip spren iki gsz ata binerek, karanlklar lkesinin
iine daldlar. Her an yeni bir felket kyordu karlarna. Dalarn yamalarndaki
kyler tamamen yerle bir olmutu; duvarlar yklm, asrlk aalar kklerinden
sklmt. zm balan kle dnm, zeytinlikler paralanm, tarlalar yerle bir
olmutu. Ortalkta ot namna bir ey kalmad gibi, aa-lann plak dallar sanki
bir kar frtnasna tutulmu gibi bembeyaz kllerle kaplanmlard.

Fakat en dehetli manzara insan cesetlerinin grntsyd. Kadnlarn, erkeklerin,


ocuklarn plak, karn yarlm, kafatasla-n paralanm cesetleri, sa kalmay
baaran ar yaral, vahile-mi hayvanlar tarafndan paralanmt.
"Girit'in sonu bu" diye mnldand Asterios. "Gzel ve mutlu dnyamzn sonu.
Phaidra haklyd. Byk Ana bizi sevmiyor artk. Bizi tm zamanlar iin terk etmeye
karar verdi."
Mavi Yunuslar Saray koca bir harabeye dnmt. Bir zamanlar dardaki
manzaraya alan pencerelerin yerinde kara boluklar vard. Neredeyse
yryemiyorlard bile. Zemin kmrlemi tahta paralan, duvar ykntlar ve ok
uzun zamandr boann kudretini simgeleyen yzlerce ift boynuzun kalntlanyla
doluydu. Bu kar477
maa ortamnda neyin ne olduunu anlamak neredeyse imknszd. Bilgisiz kiiler
eskiden bu saray mehur labirent ile kartryordu, oysa imdi bu haliyle gerekten
de bir labirente benzemekteydi. Hatasu Aiakos'un izini srerken, Asterios aresizlik
iinde ykntlarn arasnda dolanp duruyordu.
Bir sre sonra da i avluya ulamay baard. Yangn burada en az depolardaki
kadar byk bir tahribat yapmt. De kalka yrmeye devam ediyordu ki, krk
bir ift boynuzun altnda yatan bir ceset iliti gzne. Darmadan olmu surat
tanyamamt. Fakat kara salar ve kzl elbise cesedin kimliini aka belli
ediyordu. Sersemlemi bir halde birka adm daha att ve kapnn yannda tamamen
yanm, daha kk ikinci bir cesede rastlad. Bu cesedin bir zamanlar Mirtho
olduunu anlamas uzun srmedi. Son na kadar Pasiphae'nin yannda kalmt.
Asla terk etmemiti onu.
indeki ac o denli iddetliydi ki, soluu kesilmiti. Ykntlar dolamaktan
vazgemiti artk. indeki bir ses ona dierlerinin tmnn de lm olduunu
sylyordu. Ykntlarn altnda kalm, yanm veya boulmulard. Bu maher
gnnden hibiri kurtulamamt. Byk Ana onlar itaatsiz bir evlat srs gibi
cezalandrmt.
Anszn elinde boa maskesini hisseder gibi oldu. Yayordu. Labirentte Theseus'un
indirdii lm darbelerinden kurtulmutu. Birok insann lmne sebep olan kl
yamuru ona zarar vermemiti. Fakat sevdii herkes ldne gre, hl neden
yayordu ki? nsanlar koruyup kollayan tanrsal bir gc artk hissetmediine gre,
bu dnyann ne anlam kalmt?
Gzlerini kaldrarak daha birka gn ncesine kadar bereketli bir ova olan kefen
rtsne bakt. Beyaz kllerle kararak gri bir bulama oluturan sel dalgasnn

tuzlu izleri aka grlyordu. Ve bu bulamacn altnda canl bir ey kalmamt.


Kara dan homurdanmaya balad an izilmiti kaderleri.
Artk geriye dnmek ve dierlerini ac haberlerle kedere bomak istemiyordu. Nasl
olsa lme adanmt hepsi! inde sadece kendisinden nce gidenleri takip etme
istei vard artk - Ariadne, Merope, Mirtho, Pasiphae. lmeyi o kadar ok
arzuluyordu ki!
478
Yava yava elbiselerini karmaya balad, ta ki zerinde sadece nl kalana
dek. Sonra l topraa uzand ve orak ban eline ald. Bir zamanlar Mavi
Yunuslar Saray olan harabeyle vedalamak zere, son bir kez ban kaldrd.
Aniden ensesinde hissettii hafif bir dokunu onu irkiltti. Ve bir anda, kesin bir bilgi
var gcyle onun zihnini zapt etti.
Ben, ben olanm.
Bunlar bir zamanlar kendisine gven ve bilgelik alayan kelimelerdi. Onu dier tm
insanlardan farkl klmlard. Ona huzur ihsan etmilerdi.
Ben, ben olanm.
Bu kelimeler, iinde hissettii kara lm duygusundan daha glydler.
lmeyecekti. Bu kelimeler onu korku ve mitsizlie kar uyaryordu. Bunlar daha
nce duyduu kelimelerdi! Bunlar Mirtho ve Hatasu kendisini elementlerin en
soylusu olan atele kutsadklar ate gecesinde grmt. Hatasu'ya olan aknn
alevlendii ilk gece. O zaman bu ak hissetmek istememiti, onu geri evirmeye
almt. nk kalbinde sadece Ariadne iin yer olmasn istiyordu. Fakat artk
Hatasu'y sevdiini biliyordu, bundan emindi.
"Nihayet hatrlayabildin mi?" diye sordu arkasndaki ksk ses.
"Ate. Mirtho ve sen. Kadnlarn kudreti. ok gl, ok mutlak. Evet, hatrlyorum"
dedi alak sesle. "O saatleri asla unutmayacam."
"O halde arkan dn."
Asterios itaat etti.
"Yalnz deilim" dedi Hatasu. "Bak, sana kimi getirdim!"
Elinde kara sal kk bir kz ocuu tutuyordu. Bir zamanlar beyaz renkte olmas

gereken elbisesi le gibiydi. Asterios kzn yznde gzyalar izleri grr gibi oldu.
Fakat kz kendisine baknca glmsemeye alt.
"Dindyme" dedi aknlkla. "Akakallis'in kk kz!"
"Yaamn lm zerindeki zaferi" diye karlk verdi Hatasu
479
ve kzn ban okad. "Ve umudun mitsizlik zerindeki. Byk Ana lmedi,
Asterios! Yoksa kk kzn bize gnderir miydi? Bu ocuk Byk Ana'nn bize
armaan ettii umut ."
Nil kylarndaki vatann kaybetmi olan sis rahibesi onu neredeyse sert
denilebilecek baklarla szyordu.
"O bizi asla terk etmedi. Kl tabakasnn altnda uyuyan u ovaya bir bak! imdi
her ey gri, fakat yeillik geri gelecek. Tahribat bereket takip edecek, lm de
yeni bir yaam."
Hafif bir rzgr esmeye balamt, fakat beraberinde scak kller tamyordu artk,
ikisi de kuzeye bakyordu.
"Byk Ana'nn gcn inkr eden yabanclar gelecek" dedi Asterios ksk sesle.
"Onlar hissedebiliyorum. Gl ve kudretli savalar, Theseus'a benzeyen erkekler.
Ykntlarn arasnda bulduklar her eyi yama edecekler. Varolan durumdan en iyi
ekilde faydalanp, uzun zamandr arzuladklar eye sahip olacaklar. Girit bir daha
asla eski gnlerine kavuamayacak."
Hatasu yavaa gld. "Belki de eski gnler bir daha geri gelmeyecek" dedi sonra.
"Fakat tanrann kudreti ebediyen baki kalacak. O tm savalardan daha
gldr, tm kadn ve erkeklerin iinde ebediyen var olacak. Senin iinde,
Asterios. Ve benim iimde. Seni seviyorum Asterios! Seni her zaman sevdim."
ikisi de sustuklar anda ocuk alamaya balad. "Karnm a" dedi. "Korkun
derecede de susadm. Bir eyler imek istiyorum!"
Asterios ve Hatasu birbirlerine baktlar. Sonra Asterios krbasn kartarak dikkatle
ocuun azna dayad. ocuk suyu yle bir hrsla imeye balamt ki, birka
yudum sonra iddetli bir hkrk imeye devam etmesine engel oldu.
"Burasn biraz yaanlr hale sokabilmemiz epey zamanmz alacak" dedi Asterios
ve kk kz dizlerinin zerine oturttu. "Yllar, belki de on yllar!"

"Evet" diye karlk verdi Hatasu. "ok, ok uzun zaman. Fakat hayatta kalacaz.
Tanra bizi asla terk etmeyecek. Her zaman yanmzda olacak. Tanra nefes alan
her varln iinde yaamaya devam edecek."
Rzgr iddetini artrmt. Kara bulutlan ksa srede data480
rak yeil ve kzl renklerde ldayan tt>ir gn batrnn ortaya ,k a-yordu. Bu
manzaray daha aylar boyfU akna seyredecelu~ji. Her de, yani Asterios,
Hatasu ve EPindyme gkyzne bakt,
Mavi Yunuslar Saray viran ohmu, falat jk Giritli in^3^-nn zerine bir mjde
olarak geri dnn*t.
%
ve kzn ban okad. "Ve umudun mitsizlik zerindeki. Byk Ana lmedi,
Asterios! Yoksa kk kzn bize gnderir miydi? Bu ocuk Byk Ana'nn bize
armaan ettii umut ."
Nil kylarndaki vatann kaybetmi olan Isis rahibesi onu neredeyse sert
denilebilecek baklarla szyordu.
"O bizi asla terk etmedi. Kl tabakasnn altnda uyuyan u ovaya bir bak! imdi
her ey gri, fakat yeillik geri gelecek. Tahribat bereket takip edecek, lm de
yeni bir yaam."
Hafif bir rzgr esmeye balamt, fakat beraberinde scak kller tamyordu artk,
ikisi de kuzeye bakyordu.
"Byk Ana'nn gcn inkr eden yabanclar gelecek" dedi Asterios ksk sesle.
"Onlar hissedebiliyorum. Gl ve kudretli savalar, Theseus'a benzeyen erkekler.
Ykntlarn arasnda bulduklar her eyi yama edecekler. Varolan durumdan en iyi
ekilde faydalanp, uzun zamandr arzuladklar eye sahip olacaklar. Girit bir daha
asla eski gnlerine kavuamayacak."
Hatasu yavaa gld. "Belki de eski gnler bir daha geri gelmeyecek" dedi sonra.
"Fakat tanrann kudreti ebediyen baki kalacak. O tm savalardan daha
gldr, tm kadn ve erkeklerin iinde ebediyen var olacak. Senin iinde,
Asterios. Ve benim iimde. Seni seviyorum Asterios! Seni her zaman sevdim."
kisi de sustuklar anda ocuk alamaya balad. "Karnm a" dedi. "Korkun
derecede de susadm. Bir eyler imek istiyorum!"

Asterios ve Hatasu birbirlerine baktlar. Sonra Asterios krbasn kartarak dikkatle


ocuun azna dayad. ocuk suyu yle bir hrsla imeye balamt ki, birka
yudum sonra iddetli bir hkrk imeye devam etmesine engel oldu.
"Burasn biraz yaanlr hale sokabilmemiz epey zamanmz alacak" dedi Asterios
ve kk kz dizlerinin zerine oturttu. "Yllar, belki de on yllar!"
"Evet" diye karlk verdi Hatasu. "ok, ok uzun zaman. Fakat hayatta kalacaz.
Tanra bizi asla terk etmeyecek. Her zaman yanmzda olacak. Tanna nefes alan
her varln iinde yaamaya devam edecek."
Rzgr iddetini artrmt. Kara bulutlan ksa srede data480
rak yeil ve kzl renklerde ldayan bir gn batmra ortaya karyordu. Bu
manzaray daha aylar boyu aknlkla seyredeceklerdi. Her de, yani Astenos,
Hatasu ve Dindyme, gkyzne baktlar. Mavi Yunuslar Saray viran olmu, fakat
k Giritli insanla-nn zerine bir mjde olarak geri dnmt.
Son Deyi
I
Akdeniz adalan arasnda Girit'in tarihsel ve kltrel olarak ok zel bir yeri vardr.
Drt bin yl ncesinin bronz a esnasnda kltr dnyamzn kenarnda bulunan bu
adada Avrupa'nn en yksek kltr geliti. Komu Mezopotamya ve Msr
uygarlklanyla birlikte gelien bu uygarla, efsanevi kral "Minos"a atfen Minos
uygarl ad verildi; snrlar neredeyse kara Yunanistan'na, hatta daha darlara
bile tayordu.
Byk saray komplekslerinin, iyi gelimi ehir yaplanmala-nnm ve ta deli
ticaret yollarnn arkeolojik kazlar sonucu gn na karlm olmalarna ramen,
tarih ararmalan bakmndan Minos tarihinin birok ayrnts gnmze dek smn
korumutur. Ayn ekilde Minos kltr zerine youn aratrmalar yaplm
olmasna ramen, elimizde hl zlmeyi bekleyen birok muamma
bulunmaktadr.
Avrupa'nn kayp balangcnn tekrar kefine uzanan yol, sylencelerden
gemektedir. Yunanllarn tanrlar ve onlardan nce yaayan halklar sylencelerde
bugne kadar yaayagelmitir.
Sylencelerde gemiin sadece en nemli noktalar irdelenmektedir; hatta C.G.

Jung ve Kari Kerenyi'ye gre insani ve ilahi davranlarn psikolojik kkenleri de bu


sylencelerde bulunmaktadr. Bu nedenle sylencelerin amacnn gemite olan
olaylan dolaysz olarak nakletmek olduu dnlmemelidir; aksine sylenceler
anlatldktan aa bir anlam vermek, sonsuz gerekleri ve insan kaderini ifade
etmek iin varlardr.
482
"Sylenceler insanlarn geree, anlama "ulamak zere srdrdkleri sonsuz
araylarn hikyesidir" diyor byk sylence aratrmacs Joseph Campbell.
"Hepimiz hikyemizi anlatmal ve hikayemizi anlamaya almalyz. Hepimiz lm
anlamal ve lmle anlamalyz, nk hepimiz doumdan yaama, sonra da lme
geerken yardma ihtiya duyarz."
Sylenceler "gerek" midir? Ryalar ile ortak bir kkene sahip olan sylenceler,
yaam bilgelii zerine sylenen hikyelerdir aslnda. nsan ruhunun, vcut ve doa
kanunlar ile uyum iinde kalmasna hizmet ederler.
Sylenceler ne kadar gerektir? Kral Minos Atina'dan Girit'e yelken aarken
yannda iki kere yedi rehine vardr; Bat dnyasnn birok sylencesi onun Atina
veliahd si Theseus'a nc seferinde tesadf ettiini belirtmektedir.
Eski alarda gnein evresinde kendilerine zg rotalarnda yol alan be gezegen
-ek olarak ay ve gne- olduu bilinmekteydi. Gezegenlerin bir ileriye, bir geriye
doru izledikleri sarmal biimli bu rota, labirentin sarka hareketi ile kyaslanabilir.
Hermann Kern, Gustav Schwab veya Hermann Weidelener gibi sylence
aratrmaclar, Atina'dan gelen ve eitimlerini Girit saraynda tamamlayan iki kere
yedi rehinenin bu gezegenleri temsil ettiklerini kabul etmektedirler - hem de dii ve
erkek ynlerini ortaya koyarak.
II
Bugne dek edindiimiz bilgiler uyarnca, Minos tanr inannn merkezinde toprak
ve bereket tanras Byk Ana'nn bulunduunu syleyebiliriz. Tanna Girit'te
maaralar, kovuklar ve korularda tapnm gryordu; rahibeler ona hizmet
etmekteydiler. Ana kavramnn tanna olduu kabul edilen dinlerde, tm dnya
onun vcudu olarak kabul edilmektedir. "Baka yerde" diye bir ey yoktur.
483
Byk Tanra'nn sylenceleri btn yaayanlarla duygusal birlii retmektedir.
Bunun yansra topran kutsal olduu da kabul edilmektedir, nk toprak
tanrann vcudunun ta kendisidir.

Minos inannda erkeksel g ise, eski Girit'te her yerde bulunan boa ile
simgelenmekteydi.
Minoslularn bereket ve bitkilerin geliimi zerine kurulu olan inanlarnn
kkenlerinde neolitik an izleri rahatlkla grlebilmektedir. Beslenme ihtiyalarn
tesadfe brakmaktan vazgeen ilk insanlar iin en nemli eylerden biri bereket -ve
dolaysyla diilik- dieri de bitkilerin yllk yaam evirimleriydi.
Bu nedenle bu inan kelimenin tam anlamyla "tutucudur", iinde her trl yenilie
kar derin bir gvensizlik barndrmaktadr.
Zaman ark acmaszca dnmeye devam ediyordu. "Analar" ve kadnlk hl
iktidarda olmasna ramen, erkekler yepyeni bir bilin -doann bilim ve teknik ile
alt edilmesi- ile tarihin kapsn almaya balamlard. Uzun bir gei dnemi
sonrasnda kar karya gelen iki g arasnda savunmaya ekilmi olan, yani
"kadnlk" yerini erkeklerin iktidarna brakmak zorunda kald.
Boann zaman sona erdii ve koun erkeksi saldrgan kimliinin giderek n plana
kt zaman bile, Girit'in her yannda en eski alardan bu yana yapld gibi
Byk Ana'ya tapnlyordu.
Hem tapmma ynelik, hem de gsterili karakterli birok saray kmt ortaya;
kylarda ve karann ilerinde binlerce nfusa sahip ehirler vard. Arlk merkezinde
resim, seramik ve heykelcilik bulunan bamsz bir sanat slubu gelitirmilerdi;
gnmze kadar ulaan eserler neredeyse empresyonist denilebilecek bir ifade
kuvvetine ve gzellie sahiptirler. Eserlerde kaba kuvvet veya iddetten eser bile
yoktur; tm de yaam sevinci, asalet ve zerafetle doludur. Bu sanat simgeleyen
en gzel rnek bence Knossos Sara-y'ndaki kralie odasnda bulunan ve mavi bir
yunus srsn tasvir eden resimdir. Romann ismi de bu ahesere ithaf edilmitir.
484
III
Minoslular bronz dkm tekniklerinin tmn byk bir yetenekle kullanyorlard.
Baarl olamadklan, daha dorusu arzu ettikleri sonuca ulaamadklar tek konu,
demir dkmcl ve ilemeciliiydi. Fakat bu yeni madenin zaferi kanlmazd.
Demir ann balamasyla birlikte Minos uygarl hzl bir ke urad.
O zamanlar Strongyle (Yuvarlak Ada), bugn ise Santorin olarak adlandnlan
adadaki yanarda pskrmesi sonunda, Girit de bir ate ve sel felaketi ile harap
oldu. Harabeye dnen Knossos Saray ise sonradan Mikenliler tarafndan iskn
edildi.

Yanarda pskrmesi tm evrede korkun felaketlere neden olmutu. Yeryzne


akan magma tarafndan oluturulan boluklara dolan deniz suyu, ani scaklk
deiimi nedeniyle iddetli patlamalar yaanmasna neden oldu. Bu patlamalar
sonucu koni biimli yanardan yardan fazla bir ksm havaya umutur.
Santorin Adas bugnk grnmne ite o zaman kavumutur. Patlama sonucu
gne batlar yeil-kara renklerle gzlenmi ve tm Avrupa zerindeki gkyz
uzun sre kararmtr.
Hatta eski izlanda'nn en nemli eserlerinden saylan "Edda" arklarnda bile
Fimbulvitri, yani "Kara Geceler" kavram sk sk karmza kmaktadr. Bu felaket o
zamann insanlarna dnyann sonu olarak grnm olsa gerek.
Ykseklikleri yz metreye kadar ulaan sel dalgalan ve bunu takip eden kl
yamuru, yksek Girit uygarlnn sonu oldu. Birok aratrmac, Platon'un
naklettii Adantis sylencesinin kkeninde Santorin felaketinin bulunduuna
inanmaktadr.
485
IV
Elbette ki bu yorumlan kabul etmeyen bilim insanlar da bulunmaktadr. Yaklak
t.. 1500 yllarnda vuku bulan yanarda pskrmesinin gerekten de Girit Minos
uygarln sona erdirip erdir-mediini, ileride yaplacak aratrmalar akla
kavuturacaktr. Kesin olan bir ey var ki, yanarda pskrmesi sonras anakarann
efendileri aday iskn etmilerdir. Yeni gelenler, gl ve erkeksi Miken ruhunun
hkim olduu kltrlerini Girit'in drt bir yanna yaymlardr.
Ataerki bir daha terk etmemek zere iktidar ele geirmiti.
V
Anlald kadaryla Mikenliler Minoslulann sadece gelimi ynetim mekanizmasn
kabul etmekle kalmam, yazlarn da devralmlardr. Minos Linear -A- Yazsn
gelitirtikleri Linear -B-Yazsm erken Yunanca olarak ifade edebileceimiz dillerini
yazmakta kullanmlardr.
Fakat burada da karmza yeni srlar kmaktadr. Elimizde bulunan Minos
dnemine ait saray ve tapnak ynetim tabletleri, zellikle isimler, kavramlar,
saylar ve miktarlar ile doludur. Fakat bunlar bize -imdilik- eski Minos kltr
tarihine alan kapy ara-lamamaktadr.
Eski Girit isimlerinin yazl ve okunular da imdilik tam olarak bilinmemektedir.

Ben romanda genel olarak kabul edilen biimlerini kullandm.


Bugn kullanlan kimi Girit yer isimlerinin kkenleri bilinmemektedir. "Kralienin
Saraynn" kazld bugnk Hagia Triada ehrini (Byk Saym'n yapld yer)
romanda Elyros olarak adlandrdm.
486
Bugnk Mallia ise Minos devrinde (muhtemelen) Lyktos ismini tamaktayd.
Phaistos Saray civarnda gn na karlan ve arkeolojik olarak bugne dek pek
az bir ksm aratrlm olan ehir, Chalara olarak adlandrlmaktayd. Bu ismin
kkeni bilinmemektedir.
Kii adlarnda da sylencede verilen isimleri kullanmaya zen gsterdim. On drt
Atinal gencin isimleri de dahil olmak zere, pek ok isim artc bir kesinlikle bize
ulamtr. Fakat kimi de belirsizliini korumaktadr.
Be yllk aratrma ve inceleme dnemim srasnda meydana kan "kara lekeleri"
hayal gcmn yardmyla doldurmaya altm. Bu arada ataerkil topluma ait olan
ve erkek kahramanlar n plana kartarak, anaerkil balang dneminden mmkn
olduunca sz etmemeye alan "resmi" efsaneden daha fazla yol aldm
sylemeliyim.
Bu durum zellikle "Minotaurus" Asterios'un -Byk Ana'nn boa maskesini
tayan ilk erkek rahibi- drt element arasndan geen yolunun tasvir edilmesi
srasnda belirginlemektedir.
Tren ve seremonileri tasvir ederken, gemii on be yl ncesine dayanan anaerkil
toplum almalarmdan yararlandm. Bu son derece ilgin konu zerine imdiye dek
yaplm olan aratrma ve incelemeler, alacak derecede yavan ve canszdr.
Gerekli grdm yerlerde hayal gcm kullanarak eski Girit'e dndm ve yaam
zevki dolu bir inann icraatna bizzat ahit olarak, biz modem insanlara duygulu ve
canl bir ekilde tasvir etmeye altm.
487
VI
"Mitolojik bilin geree sahiptir" diyor Bat dnyasnn byk ruhsal
retmenlerinden ve filozoflarndan Hermann Weidelener. "Mitolojik adan sol taraf
kalbin bulunduu yerdir ve bu nedenle gemiin tarafdr. Yani, insandaki dii taraf.
Mitolojik bilin glmseyerek idrak etmemiz gereken tek bir ey sylyor bize:

devaml kendimize doru gidiyoruz. Tm yaammz, kendimize uzanan bir yolda


yaptmz bir yryten baka bir ey deildir.
VII
Bir rportaj esnasnda kendisine sylenceler zerine yapt aratrmalarda
yaamn anlam hakknda konuup konumad sorulan Josehp Campbell, yle
cevap vermitir:
"Hayr, hayr, hayr. Ben sadece varoluun anlamnn aratrlmas zerine
konuuyorum."
488
GRT
| J' frltmotfo
s Cham Krfezi
r
^

Lera MagariM ^

I- t; /
A'-* " J*sLilyi
Ualmyros Kovu
EGE

DENZ

%
^^^
'^

Di

W
J \hltthm Malann 1&*

^ -r iNo^osajt ulur

Mhtto A mm

k , , , "

w | M Chl

lj <.na

'1

Jijm*

# l*3((s

"VAkKOb

LBYA
DENZ
Yerleim yerleri XD Saray merkezleri J* Zirve tapnaklar A Klt maaralar U Ant
mezarlar

YURT
KTAP-YAYIN
HDlten CJefee...
Fedalerin Kalesi
ALAMUT
Wladimir Bartol
LK FEDA RGTLENMESNN, HASAN SABBAH'IN ROMANI
"Avni olum, Tahir'in torunu!" demiti ona.
"Doruca Demavend Da'na giden yolu tut.
Rey'e ulanca ahrud Irma'na giden yolu sor. Irman kayna sap
bir vadide bulunmaktadr; oraya k. Byk bir kale greceksin. Bu
yerin ad Alamut kalesidir, yani 'kartal yuvas.' ..."
... nl vezire cevap vermek istercesine nnde eilen Hasan
Sabbah'm fedasi, hzl bir hareketle haneri enesinin hemen altndan

boynuna saplad. Vezir o kadar armt ki ac bile duymad. Sadece


gzlerini iri iri at, mektupta yazl bir tek cmleyi okudu:
"Cehennemde grmek zere... bni Sabbah."
Hammurabi'nin Mhr
BABL
Hans Kneifel
SADAKATN, ENTRKANIN, KANUNLARIN, EFSANEV LDER HAMMURAB'NN,
BABL'N ROMANI
Grkemli Babil ehri, Kral Hammurabi'nin dil ynetimi altnda
huzur ve refah dolu altn an yaamaktadr. Hammurabi Kanunlar komu
lkelerde bile saygyla kabul edilmektedir, tacirler dnyann ucundaki lkelerle bile
gven iinde ticaret yapabilmektedir. Bu durumdan rahatsz olan karanlk gler ise
Hammurabi'yi ldrmek ve iktidar ele geirmek istemektedir... Hans Kneifel,
yazarlk kariyerine bilim-kurgu kitaplaryla balam, ok sayda genlik kitab,
radyo oyunu, aratrma-inceleme ve roman yazmtr. Yazar tarihi romanlar
iin unlar sylemektedir:
"Tarihin kuytuluklarnda insanln kaderinin izlerini aratrmak
ve zamanmzdan binlerce yl ncesinin dnyasnn bizim iin ne
denli nemli olduunu, tannlarla dolu bir gkyz altnda dnya
kavraynn ne denli zengin olduunu ortaya koymak beni
bylemekledir."
Gne Tanrs Ra'nn Kz
KLEOPATRA
Gerhard Konzelman
FTE MISIR KRALES KLEOPATRA'NIN ROMANI

O, kimileri iin bir tanra, kimileri iin fettan kadnn tekiydi. Kleopatra,
imparatorluunu eski gcne kavuturmak istiyor ve bu emeline ulamak iin tm
yeteneklerini ortaya koyuyordu: Kurnazl, politik dehas, efsanevi gzellii ve
batan kartcl. Bu artlar altnda Sezar ve Marcus Antonius gibi kudretli
Romallann bu gzel kralienin bysne kaplm olmalar hi de artc deildi.
Fakat kader her eye ramen bu byk ve tutkulu kadna trajik bir son hazrlad.
Badat'ta lm
HALLAC-I MANSUR
Wolfgang Gnter Lerch
NANCIN VE DRENN,
"DAR"DA HALLACI MANSUR'UN ROMANI
Ge dnem Mool el yazmalarn incelemek amacyla ran'n
sfahan ehrine giden bir profesr, arkasnda hibir iz brakmadan
ortadan kaybolur. Zaman ve mekn deitirerek gemie yolculuk yapan
profesr, Hallac- Mansr'un ikenceyle ldrlmesine tank olur.
Yazar Hallac- Mansr'un yaamn ve direniini roman diliyle
anlatmaktadr.
Jf
LYADA
Robert Krugmann
BATI KLTRNN KAYNAI LYADA DESTANFNIN ROMANI
Homeros'un destannn ilk kitab olan lyada, Troya Sava'nn anlatmdr. Kutsal
lion, binlerce Akha
savas tarafndan kuatlmtr. On yl boyunca korkun bir sava hkm srer.
Tanrlar tanrlarla, insanlar insanlarla savar.

Sonunda Troya yok olur. Bu yok olu, yeni bir balangtr...


ODYSSEA
Christoph Martin
BATI KLTRNN KAYNAI ODYSSEA DESTANFNIN ROMANI
Homeros'un destannn ikinci kitab olan Odysseia, Troya Sava'ndan geri dnen
kahraman Odysseus'un eve dn yolunda yaad maceralar anlatr. Odysseus,
on yllk kan dolu bir savatan ve
on yllk bir felaketler zincirinden sa olarak kurtulmay,
vatanna, yoldalarna ve ailesine olan derin sevgisine borludur.
Eve geri dnd zaman bu sevginin karlksz olmadm
grecektir...
LYADA
Herkese Tarih Herkese Mitaloji -2OLMPOS TANRILARI
_ -

Robert Krugman

"Lydia'nn altn ovalarndan geliyorum. ran'n gneten kavrulan krlarn,


Baktria'nn uzun surlarn, Media'nn buzlarla rtl topraklarn, saadet diyar
Arabistan', tuzlu denizin kylarnda uzanan btn Asya lkesini, Barbarlarla
Hellenlerin kark yaad, gzel hisarlarla ssl ehirleri dolatm. Oralarda
korolarm topladm; dinimi, ayinlerimi rettim; imdi kendimi 'nsanla' tantmak
istiyorum. Gl-game'in izini sryorum oktan toprak olmu ehirlerin
ykntlarnda; Hammurabi'nin, Dari-us'un, Byk skender'in kan ve bilgelikle
yorulmu anlarnn peindeyim..." Kkleri anyoruz, kklerden gelecei!..
Kimliimizi aryoruz... Yitenieri, gidenleri... Anadolu, Mezopotamya, Ortadou
inanlarn...Frat ile Dicle'nin arasnda, Anadolu'da gelecee k tutan byk
uygarlklar kuruldu...Tanrlar Babil'den Bat'ya gidildike baka baka isimler aldlar.
ama Apollon oldu, nanna . nce tar, sonra Afrodit... Smer, Babil, Msr, Girit,
Yunan, Hitit, Arap, Ouz ve dier kltrlerin destanlar,masallar, sylenceleri
aratrmaclarnn ve edebiyatlarnn esin kayna oldu.
Tanrlarn Babas ZEUS

Evliliin Koruyucusu HERA


Ik ve Aydnlk Tanrs APOLLON
Avc Tanra ARTEMS Zeka Tanras ATHENA Atein Topal Efendisi HEPHASTOS
Ak Tanras AFRODT Denizler Tanrs POSEDON Bereket Tanras DEMETER
arap ve Nee Tanrs DONYSOS Tanrlarn Habercisi HERMES Sava Tanrs ARES
Yeralt Tanrs HADES
Bilimin Kaplar
ARMET
Jeanne Bendick
Arimet Antik Yunan'in en ilgi ekici kiiliklerinden biriydi. Bat dnce kltr,
Arimet'in de bir yesi olduu Yunan kltrnden derinden etkilenmitir. rnein
eitim alanndaki birok fikir, bu kitabn balarnda da yer alan Yunan eitim
sisteminden gelmektedir. Eitim hakkndaki fikirlerin en nemlisiyse Arimet ve
onun gibi dnenlerden gelmitir. Gerei araylar, gerein, getirdii fayda
nedeniyle deil, kendi bana nemli olduunu savunular son derece nemlidir.
Yazarn Arimet'in fikirlerini ve bilim dnyasna katklarn, iinde yaad dnyann
koullaryla ve belli karakteristikleriyle birlikte sunuu, tek kelimeyle byleyici bir
btn oluturuyor.
Gen yata kuramsal bilgiler renmenin en iyi yolu, bu fikirleri belli baz kiilerin
suretinde grmektir. Bir ocua, "gerek kendi iinde bir sondur" demek yeterli
olmaz. Alldk eitim kitaplarnn sklkla dt hata budur. Bunun sonucunda en
ilgi ekici fikirler bile, fazla soyut anlatldklar takdirde sama ve skc grnr.
Bunun aksine "Bilimin Kaplar Arimet", Arimet'in fikirlerini ne denli heyecanl
yollarla bulduunu gsterip bu fikirleri aklayarak okuyucuya kendi bana keifler
yapma olana tanr. Adna da uygun olarak bu kitap gen okuyucularn iinden
geip bilim dnyasna adm atabilecekleri bir kapdr.
Brigitte Riebe _ Mavi yunuslar saray
www.kitapsevenler.com
Merhabalar
Buraya Yklediimiz e-kitaplar
Grme engellilerin okuyabilecei formatlarda hazrlanmtr.

Buradaki E-Kitaplar ve daha pek ok konudaki Kitaplar bilhassa grme engelli


arkadalarn istifadesine sunuyoruz.
Ben de bir grme engelli olarak kitap okumay seviyorum.
Ekran okuyucu program konuan Braille Not Speak cihaz kabartma ekran ve
benzeri yardmc aralar
sayesinde bu kitaplar okuyabiliyoruz. Bilginin paylaldka pekieceine
inanyorum.
Siteye yklenen e-kitaplar aada ad geen kanuna istinaden tm
kitap sever arkadalar iin hazrlanmtr.
Amacmz yayn evlerine zarar vermek ya da eserlerden menfaat temin etmek
deildir elbette.
Bu e-kitaplar normal kitaplarn yerini tutmayacandan kitaplar beenipte engelli
olmayan okurlar,
kitap hakknda fikir sahibi olduklarnda indirdikleri kitapta ad geen
yaynevi, sahaflar, ktphane ve kitaplardan ilgili kitab temin edebilirler.
Bu site tamamen cretsizdir ve sitenin ieriinde sunulmu olan kitaplar
hibir maddi kar gzetilmeksizin tm kitap dostlarnn istifadesine sunulmutur.
Bu e-kitaplar kanunen hi bir ekilde ticari amala kullanlamaz ve kullandrlamaz.
Bilgi Paylamakla oalr.
Yaar MUTLU
lgili Kanun: 5846 Sayl Kanunun "altnc Blm-eitli Hkmler " blmnde
yeralan "EK MADDE 11. - Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl
ilim
ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar ama
gdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc

bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu,
vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill
alfabesi ve benzeri formatlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda
ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde
satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz.
Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas
ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde
deneme yaynna geilmitir.
T.C.Kltr ve Turizm Bakanl Bilgi lem ve Otomasyon Dairesi Bakanl
ANKARA
bu kitap Grme engelliler iin dzenlenmitir.
Kitab Tarayan ve Dzenleyen Arkadaa ok ok teekkrler.
bu kitaplar bu hale gelene kadar verilen emee sayg duyarak ltfen bu
aklamalar silmeyin.
Brigitte Riebe _ Mavi yunuslar saray

You might also like