Professional Documents
Culture Documents
mitolojinin roman
Kitap zerine...
Girit'in nl labirent sylencesini, Theseus ve Minotaurus'un hikayesini imdiye
kadar eski Yunan ataerkil bak asyla okuduk. Brigitte Riebe'nin roman, bu
sylencenin anaerkil Girit kltr asndan da son derece heyecanl ve etkileyici
olduunu gstermektedir. Kralie Pasiphae ve bir boa cambaznn olu olan
Asterios, kehanete gre, Girit'i yok olmaktan kurtaracak ilk erkek rahiptir. Fakat
yar kardei Ariadne ile arasndaki trajik ak hikayesi ve Attika veliahd Theseus ile
yapt bir kavgada neredeyse lme ok yaklamas, ne kadar ar bir grev
stlendiini gstermektedir...
Brigitte Riebe, 1953 Mnih doumludur. Tarih, Germanistik, Sanat Tarihi renimi
grmtr. Bir sre mze pedagogu olarak, sonra da retim grevlisi olarak
almtr. Mnih'te yaamaktadr. Birok roman vardr.
mitolojinin roman eviri: Atilla Dirim
YURT
KTAP-YAYIN
NDEKLER
ndeyi.........................................................................11
Birinci Kitap
Dler Kervan..............................................................17
Ay ocuklar.................................................................38
Elementlerin Dans......................................................104
kinci Kitap
Kara Yelken................................................................211
Dnyalar Arasnda......................................................261
Geceye Uzanan Yollar................................................294
Snmaclar................................................................317
nc Kitap
Kutsal Evlilik..............................................................357
Ariadne'nin plii........................................................383
Gazap Gn................................................................402
Gnein lm...........................................................453
Sondeyi......................................................................482
Romandaki Kiiler
PASPHAE
MINOS
ASTEROS
seviyor
ARADNE
ANDROGEUS
DEUKALON
AKAKALLS
XENODlKE
KATREUS
GLAUKOS
PHAtDRA
KSTOS
Akakallis'in kocas
DNDYME
Akakallis'in kz
MIRTHO
MEROPE
JESA
Kralienin ba yazman
EUDORE
Jesa'nn yardmcs
PERPOS
Kralienin imrahoru
AAKOS
HATASU
GARAMOS
TYRO
PANEB
hocas
KEPHALOS
HEMERA
DADALOS
KAROS
ASSOS
AGEUS
THESEUS
YED ATNALI KIZ, "Rehineler"
LYSlDlKE
ASTERlA
KORONIS
MENESTHO
ERIBOIA
DAMASISTRATE
HlPPODAMElA
YED ATNALI OLAN, "Rehineler"
HERNIPPOA
ANTIOCHOS
ERYSTENES
DADOCHOS
PROKRTOS
HEUXlSTRATOS
Denizci ve adaylarn hocas Rahibe, adaylarn hocas Minos'un mimar; Atinal
Daidalos'un olu; Asterios'un arkada Kralienin parfmcs Atina kral Aigeus'un
olu
CONNY VE POLLO N;
ONLAR OLMADAN BU KlTAP ASLA
VAR OLAMAZDI
Grmek iin gzleriniz yoksa, Alamak iin gzleriniz olacaktr
Jean Paul
Ondeyi
Kara yanarda uzun sredir uyuyordu.
Duman stunu yava yava dalmaya yz tuttuunda, tas dev fkeli bir sesle
uzun uzun grledi. Pskrtt alev dilleri gkyzn kan krmzsna boyamt.
Kara, gzenekli bir kpe benzeyen kl bulutlar bir anda tm adann zerini rtt.
Toprak, erimi kzl kor kayalar fkrtan ate emesinin klar altnda, birbiri
ardna gelen ksa ve sert darbelerle dalgalanmaya balad.
Evler atrdayarak yklmaya balad ve yerde derin yarklar olutu. Yamur gibi
yaan kller her taraf kaplamt.
Aniden bastran karanl az da olsa aydnlatmaya alan ya kandillerinin ve
mealelerin altnda ocuklar alamaya balamt. Umutsuz yakarlar ve
yksek sesli atlar iitiliyordu her taraftan. Sokaklarda korkun bir kalabalk vard.
Yzlerce insan, yanan atlarn, gemi azya alm atlarn ve kpeklerin arasnda,
lgnca kamaya alyordu. Ellerine geirdikleri ilk kuma parasn veya yast
rtmlerdi baslarna. Etraf kaplayan duman gzlerini ve boazlarn yakmaya
balamt. htiyarlar ve genler, bir yandan alayarak ve inleyerek birbirlerini itip
kakarken, dier yandan da deerli eyalarn kurtarmaya alyordu.
Sokaklar insanlarn kaarken drd bronz amdanlar, metal kutular ve vazo
krklaryla dolmutu. Cesetlere ve hayvan lelerine taklarak yere dsen talihsizler,
ya ayaklar altnda ineri
niyor ya da duman ve kl tabakasnn altnda kalarak korkun bir ekilde can
veriyordu. Sadece gl kuvvetli genler kendilerinden yallar ezip geerek ve
kadnlarn yalvaran gzlerle uzattklar ocuklar itekleyerek kendilerine yol amay
baaryordu. nsanlar ldrm bir kalabalk halinde limana doru akyordu, fakat
kendilerini beklediini sandklar gemiler oktan alev alev yanan mealelere
dnmt bile...
Kap kurtulma imkn kalmamt. Zehirli gaz bulutlar kllerle birlikte ehrin
zerine kmeye balamt. Dolu gibi yaan kor halindeki kk talar, uan
kular bile cansz olarak yere dryordu. Bu arada dev bir amur deryas nne
kan her eyi yutarak dadan aa akmaya balamt. ehre ulat zaman
birok kola ayrlarak sokaklar doldurdu ve seviyesi giderek ykselmeye balad.
Ard ardna gelen birok amur dalgas ile daha da glenerek atlarn ve
tapnaklarn zerine kt, insanlar ve yaayan her eyi kirli-gri renkte bir kefen gibi
sarp sarmalad.
imdi de kraterden aa bir lav rma akmaya balamt. Bir sre sonra denize
ulat; hava ve suyla birleen erimi kayalar korkun tslamalarla katlamaya ve
annda paralanmaya balad. Dev dalgalar, kpkler, girdaplar, patlamalar... bir
ben...
Karanlk, zifiri karanlk. Uyand zaman ter iinde kalmt ve damanda hl
kllerin acmtrak tadn hissediyordu. lk anda nerede olduunu anlayamad.
Yatanda dorularak alnndaki slak salar geriye itti. Odann ii ok sessizdi,
sadece kalbinin hzl atlarn ve crcr bceklerinin ak pencereden ieri giren
mziini iitiyordu. Ellerini bedeninde gezdirdi nce yava yava, sonra da
yatanda...
14
Bir obann sert dei deildi bu!
Bir anda kendine geldi ve nerede olduunu anmsad: Mavi Yunuslar Saraynda
bulunuyordu. Kendisi de oban Astro deildi artk. Asterios deniliyordu adna;
kralienin gayri meru ocuu. Ve boa maskesini tayan, ta kendisiydi...
15
t
A
Dler Kervan
Sabah denizinin zerinde kayarcasna Msr'a doru ilerleyen gemiyi am, sedir ve
servi aalarnn kokusu doldurmutu. Yolculuun bandan bu yana esmeyerek
mrettebatn kreklere aslmasna ve kaptann kfretmesine neden olan rzgr,
nihayet biraz iddetlenerek kuzeybat ynnden kendisini hissettirmeye balamt.
Birka adam aceleyle tahta direi gvertedeki yuvasndan kararak yerine dikti.
Esparto otundan dokunmu yelken atrdayarak iti ve gemi ileri atld.
Sarp kayalklar hl sislerin ardndayd. Dalarn rengi gayet yava bir ekilde
deimiti; adann batsndaki kire talar yerlerini duman rengi, neredeyse mavi
parltlar saan kayalara terk etmiti. Her an adann gneyindeki korunakl limann
giriini iaret eden ateleri grmeleri gerekiyordu.
Fakat gvertedeki koyu renkli pelerine brnm olan kadnn huzursuzluu,
afan ilk klaryla birlikte daha da artmt. Artk yuvas olarak kabullendii Beyaz
Dalar dnyordu hl. Kudretli Knossos sarayndan ok uzakta bulunan ak
renkli kire ta ktlesinde uzun yllar gvenli bir yaam srmt. Olan da orada
gzetimi altnda bytmt. ocuk yllar boyunca sk mee ormanlarnn iinde
yaam, fundalklar ve allarla kapl derin vadileri, kt havalarda hayvanlarnn
22
lunmasna frsat vermeden. "Hemen hemen geldik zaten. Yaknda demir atarz."
Evet, hedeflerine hemen hemen ulamlard. Merope, dalara giden yola kolaylkla
ulaabilmeleri iin gneydeki bu kk liman zellikle semiti. Gereinden fazla
ihtiyatlyd. Yal bir kadnla gen bir olana kimin ne ktl dokunabilirdi ki?
Fakat yine de tedbiri elden brakmamalyd! Her ne kadar yirmi yldan bu yana
sarayla her trl ilikisini kesmise de, kt niyetli gzler ve dedikoducu azlar her
yerde bulunuyordu. Kralienin olu eve dnmt!
Bu arada gemi rotasn deitirmi ve doruca kyya ynelmiti. Hilal biimli
koydaki kk evler seilmeye balamt. Kumsal, iki tarafndaki kayalklar boyunca
uzayp gidiyordu. Gemiciler yelkeni indirerek krmz porfirden yaplma bir piramit
olan apay denize braktlar. Gne gkyznde iyice ykselmiti ve olanca
scaklyla parlyordu.
Bir an nce karaya kmalyz, diye dnd Merope. Daha epey yolumuz var. br
gn ilkbahar dnm. O gn mutlaka hedefimize ulam olmalyz.
Gemi limana biraz mal indirmek istedii iin, zerinde hummal bir faaliyet
balamt. Az sonra kk bir kayn gemiye doru gelmekte olduunu grdler.
"Bizi almaya m geliyorlar anne?"
Merope evet anlamnda ban sallad.
"Sonra da dalara m kacaz?"
Merope bir kez daha evet anlamnda ban sallad. Evet, tm zamanlarn
balangcndan beri seni bekleyen maaraya gideceiz olum. Orada tanrayla
karlaacaksn.
"Gidip kaptana veda edelim" dedi sonra da, "bize gsterdii dostluk iin ona
teekkr etmeliyiz."
Astro koarak nden gitti. Merope olann iriyar adamla heyecanla konutuunu,
adamn da onu babacan gzlerle szdn fark etti.
Erkeklerle konumaktan ve onlarn arasnda bulunmaktan ne
23
kadar da holanyor, diye geirdi iinden hafif bir hznle. Yoksa gerekten baba
zlemi mi ekiyor? Oysa aradan geen uzun yllar boyunca bana bu konuda hibir
ey sormad, tek bir ey bile! Sanki olaanst bir eyler olduunu her zaman
hissetmiti, babasnn denizden kan Beyaz Boa olduunu...
"Sana tekrar hayrl yolculuklar dilerim kaptan" dedi sonra yksek sesle. "Bizi
buraya kadar getirdiin iin teekkr ederim."
"Tanra sizi korusun" dedi ihtiyar deniz adam ve Astro'nun kahverengi salarn
okad. "Kendine iyi bak delikanl!"
Kpeteden sarktlan ip merdiveni kullanarak dikkatle aa indiler. Hemen hemen
Astro yalarnda gen bir adam olan kayk, onlar tek kelime etmeden kyya
gtrd. Sahile yaklanca s suya atlad ve kay iindekilerle birlikte kumsala
ekti. Merope ona biraz balmumu vermek isteyince de itiraz etti.
"Kaptan gereken her eyi halletti."
Sonra da kayn kumsaln daha i ksmna ekmeye balad.
Merope arkasn dnerek son bir kez gemiye bakt. Ba tarafa boyanm olan byk
bir gz resmi, gnete parlyordu. Tanrann yal maaray gzeten ve her eyi
gren gz, diye dnd. Byk Ana! Balamak ve zgr brakmak, yldzlarn
yollarn belirlemek, rzgrlara hkmetmek sadece sana mahsustur. Msr'a giden
bu gemiyi ve mrettebatn koru!
Astro karnnn acktndan ve susadndan ikyet ettii srada, hzla yryorlard
ve ovay geride brakmlard. Tm yol boyunca son derece sessizdi, yz ifadesiz
ve soluktu. leden sonra gneinin altnda mola verdiler. Yanlarnda bulunan
peynir, pide ve bir avu dolusu kuru inciri yedikten sonra, yaknlardaki bir dereden
su itiler. Merope onun her lokmay byk bir itahla silip sprmesini seyretti.
Olan az sonra biraz kurutulmu et isteyince, dosta fakat kararl bir sesle bu
isteini geri evirdi.
"Hedefimize bu kadar yaklamken artk et yemen doru deil. Yarndan itibaren
oru tutman gerektiini unutma."
Alktan korkmana gerek yok olum, diye geirdi iinden onun soran baklarn
grnce. Midenin kaznts abuk geer. Fa24
kat sonra o eski hayalleri greceksin. Kim olduunu ve byk grevinin ne
olduunu anlayacaksn.
"Hava kararmadan biraz daha yol alalm" dedi ona. "Geceyi geirecek bir yer
bulduktan sonra, cannn istedii kadar dinlenebilirsin."
kisi de dorularak knlarn baladlar ve yola koyuldular. Kk dere boyunca
sralanan zambak allklar, patlamaya hazr goncalarla doluydu. Karahindiba
iekleri sar, yabani gelincikler de krmz ltlar sayordu etrafa. Gkyz
bembeyaz bulutlarla ilenmi ak mavi bir rt gibiydi. Hava lkt ve badem
ieklerinin i bayltc kokular her yana yaylyordu.
Arduaz renkli bir dizi da zirvesi hemen nlerinde ykseliyordu. Arkalarnda da
mavi parltlar saan sradalar uzanmaktayd. Artk sohbet etmekten
vazgemilerdi. Sessizce yryerek ilk ykseltilere trmanmaya baladlar, kk bir
otla atlar ve ypranm kire talarndan yaplm irin evlere sahip kk bir
ky geride braktlar. Olan, soran gzlerle ky yoluna baknca, Mero-pe ban
sallad.
"Hayr, bu ve yarnki geceyi ak havada geireceiz. Aya mmkn olduunca yakn
olmalyz."
Yava yava akam olmaya balamt. Batmakta olan gnein sat kzl klar,
ykseklik arttka saylar azalmaya balayan zeytin aalarnn gm yeil
rengine karyordu. zerinde yrdkleri dar, tal patikada hibir insan sesi
iitmiyorlard; kulaklarna sadece birka kuun cvlts ile kendi ayak sesleri
geliyordu: hzl, aceleci, fakat temkinli bir arballkta. Zeytin aalarn da geride
brakmlard artk, imdi koyu yeil renkli ine yaprakl aalarn arasnda
yryorlard.
Bir sre sonra Merope durdu ve omzundaki kn yere koydu, bir yandan da hl
uzak ve uialmazm gibi grnen zirveye bakyordu. Konaklayacak bir yer
bulmann vakti geldi artk diye dnd, son yemei hazrlayp biraz dinlenmeliyiz.
Astro gl olmak zorunda. Ve ayet bu gece tanraya tapnmak istiyorsam, ben de
gl olmalym...
"Burada duralm artk Astro" diye seslendi olana ve az ileri25
deki akam gneinin aydnlatt kutsal koruya bakt. "Hadi, git biraz odun topla.
Hava kararmadan bir ate yakalm."
efkatli gzlerle olann ardndan bakt bir sre. Seni gidi duygusal ihtiyar! diye
kzd kendisine sonra. Onun kendi yolunda gitmesi gerektiine kendini altrmalsn.
Buna engel olamazsn. Astro'ya bu yolda bilgi ve cesaretle yrmesi gerektiini
retebilirsin sadece, hepsi o kadar!
etmem elbette ki doruydu, yoksa kendisini bekleyen byk grev ile nasl baa
kabilirdi ki?
Olan m? Uzun zamandr bir ocuk deil artk diye dzeltti iinden sylediklerini.
enesini ve yanaklarn epeydir bir ty tabakas kaplyor, sesi de iyice kalnlat. Ve
kzlarn ardndan bakmak pek houna gidiyor.
Kalbi acyla bzld. Byk Ana, kendisini douran kadnn karsna ktnda
neler olacak acaba? Ve ben ne olacam?
Merope aniden ne kadar bitkin olduunu fark etti. Yeniden yola koyulmadan nce
mutlaka bir sre uyumas gerekiyordu. Zorlukla ayaa kalkt.
Geleneklere uygun olarak son bir kez sol eliyle ta okad. Sonra da zerine arap
ve ya dkt. Toprak testilerin azlarn zenle kapadktan sonra, tekrar knna
koydu. Bir yandan kutsal
28
szckler mrldanrken, dier yandan da keskin obsidiyen bayla tan
evresindeki dikenlerin yeil yapraklann kesiyordu. Sonra onlar da testilerin
bulunduu kna tktrd. Koruya son bir bak frlatt ve ban sallad. Evet, tren
sona ermiti, ilkbaharn adaya geri dnebilirdi.
Tren alanndan ayrlarak olann bulunduu yere doru yrmeye balad. Zayf,
kzlms bir k yeni gnn douunu mjdeliyordu. Yorgunluuna ramen Merope
admlarn hzlandrd. Astro uyanm olmasn sakn?
Onu uyurken buldu. efkatle kahverengi salarn okad. Kralienin pii uykusunda
glmsyordu.
Bir gece, bir gn, bir gece. leden sonra nihayet zirvedeki yaylaya ulatlar.
Tehlikelerle dolu dar patikalar ve geitlerden oluan zorlu bir yol brakmlard
geride; Merope 'nin iindeki heyecan giderek byd iin gece pek az
uyuyabilmiti. Bu sre zarfnda her ikisi de hibir ey yememiti. Sk sk dinlenmek
ve su imek zorunda kaldklar iin, yry tempolar da devaml dyordu.
Merope olann kzarm yzndeki alk ve yorgunluk belirtilerini fark etmiti.
Kendi karnnn da a bir hayvan gibi homur-dandn iitiyordu. Ruhundaki yiyecee
ve dinlenmeye olan zlemi yok etmek iin bir anlna gzlerini kapamt ki, olann
att lkla irkildi. Acdan burumu bir yzle sa kolunu tutuyor ve hzla kabaran
bir yaray iaret ediyordu.
"Bir ar soktu beni!!"
Merope hemen olann yanna geldi ve arnn zehrini emmeye balad. Astro,
bembeyaz bir suratla kadnn emdii zehri yere tkrmesini seyrediyordu.
Duyduu ac, glkle ayakta tuttuu iradesinin yklmasna neden olmutu.
Korkuyordu! Merope bunu hem gzlerinden okuyor, hem de dkt souk
terlerden anlyordu. Bilinmeyenin korkusu. Yokluu ekilen bilgiye ulamann
korkusu. ocukluun sonu, diye geirdi iinden Merope. Ne kadar ani! Ne kadar
telafisiz!
Olann dilerinin arasndan ald sert soluklan iitti. "Nasl? imdi daha iyi, deil
mi?" diye sordu efkatle.
29
Astro cesur bir tavrla evet anlamnda ban sallamaya alt. Merope, aniden
gelen bu bedensel acnn onu ok sevindirmi olduunu hissediyordu.
Ar sokmasna kar en etkili are taze soand. yi ama, onu nereden bulacakt
imdi? Aniden baklar bir karahindiba demetine takld, ilerinden birini kopard,
trnayla sapn izdi ve dar akan beyazms st yarann zerine srd.
"Biraz sonra hibir eyin kalmayacak. leride tekrar acyacak olursa, imdi sana
gsterdiimi yap. Hazr bulmuken u ieklerden birka tanesini cebine soksan iyi
olur!"
Sonra ona oturmasn ve kendisini dinlemesini syledi. "imdi seni byk maaraya
gtreceim. gn boyunca yalnz kalacaksn orada. Elindeki knda bulunan
kurutulmu mantarlardan ve otlardan baka bir ey yemeyecek, u testideki
sudan baka bir ey imeyeceksin. Dikkatli ve uyank ol! Daha nce grmediin,
duymadn eyler kacak karna, hayaller, belki sesler ve siluetler. Sen onlarn
efendisisin Astro! Onlar yaratan da, yok eden de sensin. Fakat bu tamamen sana
bal. Sadece korkmadn mddete onlara hkmedebilirsin. ayet onlardan kaar
ya da maaray vaktinden nce terk edersen, sonsuza dek onlar hkmeder sana.
Hazr msn?"
Olann korku dolu bir ifadeyle ban salladn grd.
"Maarada yeni ismini de reneceksin. Seni bir erkek yapacak olan ismi. O isim,
senin bundan sonraki kaderini belirleyecek."
Olan gzlerini krpmadan bakyordu ona.
"Baka bir ey daha var, olum" diye ekledi Merope ok yumuak bir sesle.
ineleri, reke atallar, kk bir bronz kaplumbaa, velhasl iyi bir doum dilemek
iin gereken tm adak hediyeleri.
31
1
Beylik Tanrm kendisinin bir kadn maarasnda ne i^1, Kadm!^ Byk Ama'nn
kutsal bedenine ak ve bereket #e ^n girdilerini elbette ki biiiy0rdu. Doumdan
nce ve sorf nay^ ^ydi art^^ sunduklarm da. Kzlarn ilk ayW dan SorR &f anlg,
S k Dourgan'la ebediyen btnle^
^lar^l^ terk ettiklerini de.
,.
.,Ben
* gusU:ya olmutu 4_ Ne
Aradan aylar geti. ocuk, kralienin karnn giderek iir-iyor-du, fakat gzleri her
geen gn dahajazla hznle dolmaktayd . Geceleri uzun uzun alyor,
gndzlerden ve tasayla doluyordiM. O kocasna, kocas da ona ar szkr
sylyordu. Adam idd"etli bir kskanln penesine dmt. Karsnn
karnndaki -ocuun babas kimdi?
Kimse sylemedi ona bunu.Boa maskesinin ardnda kimin olduunu rahibelerden
bakas bilemezdi.
Kralie uzun sre gururlu ve gl olarak ynetti adasn, kuvvetini eski kutsal
...
;.
akt?
Adam sorguya ekti, fakat aher eyi inkr ediyordu. Kr~alice-
; aldr
\
karanlna dald. Kucan itj'itirl rinde dans eden iki yunusun olduu bir yzk
vard. Altn Jmjl dii zaman kalasnda orada olmas gerektii (inceden sJdan olan
alameti, kutsal ay iaretini grd; ift boynUzun si\^Kdu nispeten daha ak renkli
olan etin zerinde apalk belli qJ Kadn ayaa kalkt ve Astro onu tand.
Merope!
Neredeydi? Kimdi?
le
Boyu ok uzun deildi, fakat kasl ve kuvvetli bir vcudu vard. Gr kahverengi
salar omuzlarna dklyordu. Yz uzun-cayd, alacak derecede narin olan
burnunun ucu hafife havaya kalkkt, merakl ve ayn zamanda cesur bir hava
veriyordu ona. kk elmack kemikleri ve keli enesiyle ilk bakta bir taralyd ayet yosun yeili gzleri iin iine girmese. Geni alnnn altndan pheci ve
merakl baklarla szyorlard etraf. Yzndeki iyilemekte olan izikler, tra
olmakta henz pek tecrbeli olmadn gsteriyordu. Hafif kvrk, ince dudaklar ise
ona dnceli bir anlam kazandrmaktayd. Ksacas, hatlarnda ocuklara zg
hibir ey kalmamt.
Artk bir erkek olmutu. Maaradan sa salim kurtulmutu. Bundan byle Asterios
denilecekti ona.
Gnlerden beri ilk kez rahat bir soluk almt, kendisini zgr ve tasasz
hissediyordu. Maarada geceler boyunca hayaller ve yzler takip etmiti onu,
geceler boyunca yanan gzlerle karanlkta grmeye alt fslt, zihnindeki bir
davul gibi gmleyip durmutu.
Ne acayip, ne kark bir hikye! Grd hayaller ve duyduu sesler zerine uzun
uzun dnm, bu olup bitenlerde kendi rolnn ne olabileceini kavramaya
almt. Gemi, karanlk ve a bir hayvand onun gznde. Fakat gelecek daha
da ktyd. Aday tehdit eden tehlike neydi? Aday kurtarmak iin neden zellikle
kendisi seilmiti? mitsizlikle ona her eyi aklayacak olan
38
anahtar kelimeyi arayp duruyor, fakat bir trl bulamyordu. Me-rope de
maarada geen gnlerden sonra garip derecede suskunla-mt, sonunda
sorularnn byk ksmn kendine saklamak zorunda kald.
Gzlerinin sulanmasna ramen vedalarken alamamt Merope. Ksa, iten bir
kucaklama, Asterios'un zihninde ocukluk hatralarnn tmnn canlanmasna
neden olmutu. Bir sre sonra avcunda souk bir metal hissetti.
"Seni tekrar grebilecek miyim?"
"Her zaman yannda olacam, olum! Her zaman."
Sonra da sert, hzl admlarla yryp gitti. Yn rtsnn altndaki omuzlar her
zamankinden biraz daha dik gibi duruyordu, deri torbasn srtna vurmutu.
Arkasna bakmamt bir daha. Neden sonra avcunu amay akl edebildi. Elinde
neredeyse gvercin yumurtas byklnde, krmz parltlar saan altn bir
madalyon vard: Kutsal Boa'nn boynuzlan arasnda gne topu.
"Gitme!" diye fsldad gzlerinden yalar szlrken. "Geri gel! Sana ihtiyacm
var!"
Oysa kadn oktan gitmiti.
Fakat burada, deniz kysnda, son zamanlarn hznl dnceleri yava yava
yitip gitmekteydi. Asterios scak kumlara uzand. At. Maceralara atlmak, byk
iler baarmak istiyordu. Gc kuvveti oktan yerine gelmiti. Merope ona
maarann aznda lapa yedirmi ve tatl brtlen suyu iirmiti. Geceyi yaylada
geirmilerdi. afan ilk klaryla beraber Asterios kendisini aa inecek kadar
gl hissedince yola koyulmulard.
Yolculuklar btn bir gn boyunca srmt. San iekli keten tarlalaryla kapl
Messara ovasn boydan boya geerek, leden sonrasnn ge saatlerinde
hedeflerine ulamlard. Srs Asterios tarafndan Byk Saym'a gtrlecek
olan ihtiyar iftinin, Beyaz Dalar'dakine benzer bir oban kulbesi yoktu. Bir avu
alak daml evden oluan kyn hemen kysnda, yklmak zerey-mi gibi duran
ta bir evde oturuyordu.
Gregeri onlan kapda karlamt. Misafirlerini kk odas39
na buyur etmi, masaya nohut unundan yaplm bir pide, mercimek yemei ve bir
testi kp zerinde kei st koymutu. Karanlk iyice basmadan nce de ahra
gitmilerdi. Akamn mavi klarnda koyunlar rkek baklarla birbirlerine
sokulmular, keiler merakl baklarla gelenlere yaklamlard; Asterios zellikle iki
olaa yrekten balanmt.
Daha sonra yal adam Merope iin bir dek sermiti. Asterios'a ise dier gnlerde
erzak ve alet deposu olarak kulland odadaki tahta sray iaret etmiti. Duvar
boyunca krk yalaklar ve havanlar ylyd, aralarnda ise ponza tandan yaplma
zeytin ve tahl tcleri vard. Yatt yerin stndeki tavandan birka tane toprak
testi sallanyordu. Duvardaki bir rafta ise zmpara talar, anaklar, mlekler ve
testiler karmakark ylyd. Yerde ise yarya kadar yala dolu bir yn kaba saba
seramik amfora duruyordu, aralarna ilerinde zeytin, buday ve yulaf bulunan diz
yksekliinde pithoi'ler serpitirilmiti.
Uyumadan nce Merope nihayet yanna armt onu. Surat mum nda solgun
ve zgn grnyordu. Elini uzatmt. Asterios bir an iin onun kendisini eski
gnlerde olduu gibi gsne bastracan dnm, fakat aniden bundan pek de
emin olmadn hissetmiti. Maarada geen gnlerden sonra aralarnda o eski
yaknlk kalmamt. Aralarna bir soukluk girmiti; ikisi de susuyor ve yalnz
kalmay tercih ediyordu.
44
Kz, ne anlama geldii belli olmayan bir el hareketiyle cevap verdi. Konumadan
Asterios'un battaniyesini zenle katlayn seyretti. Keilere doru gidince de onu
takip etti.
Asterios keilerin ikin memelerini saarak, st deri bir kovaya aktt. Btn gece
yanm olan atein kzlerinin stne yeni odun paralar koymutu bu arada. St
kk bir bakr bakraca aktararak atein stne salamca yerletirdi ve yass bir
deri tulumdan iine birka damla incir nektar aktt. Sonra da dikkatle kartrmaya
balad.
Kz bu arada Asterios'a iyice yaklamt ve dikkatle ona bakyordu. Delikanl belli
etmek istememesine ramen, iine dalga dalga bir scakln yayldn
hissediyordu. Ellerinin titremesine zorlukla engel olabiliyordu.
Bir sre sonra bakr bakrataki st kesilmeye balad. Asterios kesilmi st tahta
bir kepe ile dikkatli bir ekilde st dallarndan yaplma elekten geirdi. Elein
altnda duran toprak anak tamamen dolunca, ban evirerek gnein durumuna
bakt. ok iyi bir yer semiti dorusu! Beyaz peynir serin glgede ksa zamanda
hazr olacakt.
Nihayet kalbi heyecanla arparak kza doru dnd.
"Ne kadar beceriklisin" diye bard kz, tm yzn aydnlatan scak bir
glmsemeyle. Asterios bir kez daha onun kendisiyle alay edip etmediini
anlayamamt.
"Ne oldu? Denize girmeyecek miyiz?" diye sordu bu yzden biraz sert bir sesle.
"Sen gir nce" diye karlk verdi kz ve salarn tutan tokay at. "Ben de hemen
geleceim."
Asterios mahcubiyetini kzdan gizlemeye byk gayret gstererek deniz kysna
doru yrd ve gmleiyle nln kard. Kzn merakl baklarnn plak
vcudunu inceden inceye aratrdn hissediyordu. Bu incelemeye daha fazla
dayanamad, koa koa suya girdi ve kendisini dalgalarn arasna att.
Henz kk bir ocukken bile denizde oynamay ok severdi. Bir yunus gibi
yzyorsun demiti ona Merope birok kez. Aklna gelen bu dnce iindeki tm
neeyi ve cokuyu bir anda alp
45
yok. Sadece aklm bama topladm ve kim olduumu hatrladm. Hepsi bu. Sen
ise... sen gerekten de ok tatlsn."
Asterios kzn gitmesini engellemek iin bir giriimde bulunmad, kafas o derece
karmt. Kz ata binmeden nce ona dnerek eliyle bir pck gnderdi. Sonra da
atna atlayarak bir arda gzden kayboldu.
Aysz gkyznn altnda uyand ve kza duyduu zlemi benliinin ta iinde yakc
bir nokta gibi hissetti. Uzaklardan bir at kinemesi ve krlan dallarn atrtlar
geliyordu kulana.
Gzlerini kapayarak, kz ihtirasla kucaklad o gzelim ryaya geri dnmeye
alt. Kzn dudaklarn aznda hissediyordu, kck ellerini de gsnde.
Gzlerini at. Kz yanndayd.
Bir eyler sylemek istedi, fakat kz sakn, sus dercesine parman dudaklarna
gtrd. Bunun zerine konumaktan vazgeti.
Asterios'un gzlerinin ta iine bakyordu. Bir anda kendisinin kim olduu, onun
nereden geldii nemini yitirmiti. O, ilk erkei olacak ve kendisini kadn yapacakt.
O, kendi seimi olan erkek. Yabanc, heyecan verici deri ve hayvan postu kokusu.
Tylerinin rperii. Onun ellerinde, onun dudaklarnda kendi misk kokusu. Ruhunda
bazen glenen, bazen de zayflayan ac dolu bir zlem duygusu vard. Fakat onu ilk
kez iinde hissettii zaman, hi ac duymamt.
"Sevgilim" diye fsldad nefesleri tekrar biraz olsun dzene girip konumay
baardklar zaman. Erkeinin kulan efkatle pt.
Asterios d ile gerek arasnda gidip geliyordu. Kzn scak yz kolunu styordu.
Daha nce hi bu kadar mutlu olmamt. Geri geldi, diye dnd Asterios. Her
zaman da geri gelecek. Ve kalbini kaytsz artsz teslim etti ona.
Gzlerini at zaman kz gitmiti. zerine kzn kokusu sinmi olan postun
zerinde esneyerek gerindi. afak skmek zereydi ve kendisini ok iyi
hissediyordu. Keyifle gece yaadklarn dnd.
47
Dudaklarnda kk bir tebessmle birbirlerine syledikleri sevgi szlerini, ebedi
ak yeminlerini tekrarlad. Kz ona ismini de ifa etmiti nihayet.
Ariadne, diye dnd ve gzleri doldu. Benim Ariadne'm. ilerini yapmak zere
ayaa kalkt, fakat henz dler leminden tam olarak geriye dnememiti. Akl
ikide bir gece yaadklarna kayyordu. Stlerini sadktan sonra hayvanlarla pek
fazla ilgilenmedi. Taze st, peynir ve civardaki allklarda yetien brtlenlerden
oluan kahvaltsn yapt. Sonra da kavaln alarak, gzel bir ezgi almaya balad.
O, iindeydi. O, kalbinin atlar gibi kendisine aitti. Asterios, onu hayalinde
canlandrabilmek iin gzlerini kapad. Fakat kpeinin havlamalar onu
hlyalarndan ayrd. Ne olduunu anlamak iin etrafna baknd istemeyerek.
Ilgn aalarnn arasnda koyu renk giysili bir kadn belirmiti. Ne yaptn bilen
admlarla ona doru yryordu. Kadnn vcudu iri kemikli ve glyd; topuz
yapt bembeyaz salanna ramen, yrrken dimdik duruyordu. Nihayet nne
gelip durduu zaman, Asterios'un iini bir korku sard.
Daha nce asla karlamam olmalarna ramen, kadn ona garip derecede
tandk gelmiti. Yksek ve ak aln. Sert az. nce uzun yznn ortasndaki
byke burun. Yz hatlar onda garip bir samimiyet duygusu uyandrmt. Kadnn
sabah n delip geen kapkara gzleri, dudaklarnda hafif bir glmseme belirene
kadar onu dikkatle szd. Sonra tekrar eski ciddiyetine brnd.
"Adn ne? Deniz kysnda ne iin var?" diye sordu Asterios'a.
Ona bir aklamada bulunmamay ok isterdi, fakat kadnn delici baklar altnda
Asterios kendisini yeni yrmeye balayan bir ocuk gibi hissediyordu. "Adm Astro
ve obanm. Bu da srm" diye ters ters cevap verdi sry iaret ederek.
"Kumsal hayvanlar iin yle pek de iyi bir otlak saylmaz" diye karlk verdi kadn
sknetle. "Nereden geliyorsun oban? Yoksa yolunu mu kaybettin?"
Doru sylyor diye dnd Asterios ve ona hak vermek zorunda kald. Fakat
yine de sorusu onu kzdrmt. Bu kadn ne
48
hakla iine burnunu sokuyordu ki? Zaman azalyordu. Bir an nce Elyros yolunu
tutarak kralienin sarayna ulamalyd, fakat Mero-pe'nin emirlerini yerine
getirmek, sadece ve sadece kendi iiydi. Nasihatlere ihtiyac yoktu.
"Yolumu kaybetmedim" diye ksaca cevap verdi kadna bu nedenle ve meydan
okurcasna bakt ona.
Kadn tekrar glmsedi. Bu o, diye geirdi iinden. Onu tanmann verdii mutluluk
dalga dalga yaylyordu ruhuna. Akll ve marur. Benim ellerimin dnyaya getirdii
ocuk. Kz kardeim Merope'nin yetitirip bytt olan.
Asterios kadnn gece mavisi keten elbisesini inceliyordu. Belinde altn ilemeli bir
kuak, boynunda ise yivli bir altn kolye vard. Parmana ar bir yzk takmt.
"Buraya niye geldin?" diye sessizlii bld Asterios. "Bir kyl deilsin."
"Doru, ben bir kyl deilim" diye karlk verdi neeyle. Ve buna ramen uzun
yllardr hizmet ediyorum diye dnd. Tanraya ve isteklerini her zaman yerine
getiremesem bile, seni douran kadna. Bir zamanlar kraln adamlarndan kaarken
Pasip-hae'ye elik etmitim. Dnyaya geldiin kk kulbede gbek ban
keserken kalandaki alameti grm ve gelecei bildirilen kiinin sen olduunu
anlamtk. Kehanetin syledii gibi, aday tarihinin en byk tehlikesinden
kurtaracak olan ocuk, Beyaz Boa'nn olu. Minos ve arkadalar ayaklanma
hazrl iindeydi. Kralieyi Byk Saym gn devirmeyi kararlatrmlard. ayet
duruma zamannda mdahale etmeseydik byk komplo az kalsn baarya
ulaacakt. Pasiphae, ihtiyacmz olan kararl ve soukkanl kralie deildi, bugn de
olmad gibi...
Aksi takdirde erkekler kadnlarn ezelden beri sregelen hkmranlklarna
bakaldrmaya cret edebilirler miydi? Devir deimeye balamt. Mutlaka yeni
zmler retmeliydik. Bunun iin de zamana ihtiyacmz vard. Hi kimse seni
emellerine alet etmemeliydi. Bu yzden de bizim etkimiz altnda bymeliydin. Merope seni doumdan hemen sonra gvenli bir yere gtrmt. Hem kskan kraln
fkesinden, hem de zayf bir kralienin sevgisinden korumak iin.
49
"Bir kz aryorum" dedi neden sonra. Elindeki omakla huzursuz bir ekilde atei
kartran Astro'yu bir an bile gzden karmadan. "Ad Ariadne. Onu grdn m?"
Asterios'un azndan Hayr! kelimesi yle bir iddetle kmt ki, kadnn kukulan
iyice artt. "Emin misin? Oysa atn buralara doru srdn grmtm."
Asterios ban sallayarak elindeki oma hzla korlarn iine soktu. Ate paralan
etrafa salmt.
Mirtho bir anda her eyi kavrad ve balangtaki sevincine glge dt. Delikanl
yalan sylyordu. Buna emindi.
Karlamlard. Daha da kts, birbirlerini tanyorlard. Ariadne'nin aniden
gsterdii garip davranlar ona doru bir ipucu vermiti. Endieyle kzn aslnda her
zaman ask olan yzndeki tebessm ve cilalanm bronz aynada saatler boyunca
kendisini seyretmesini dnd. Bu deiimin ardnda bir erkein olduundan
emindi zaten. Fakat bu erkein o olabilecei hi aklna gelmemiti.
Byk Tanra, ne yaptklarn bilmiyorlar! Ariadne bir daha asla grmemeliydi onu.
ok ge olmadan hemen u anda kralienin sarayn ve Elyros'u terk etmeliydi.
"Dinle beni Astro" diye stne basa basa konumaya balaynca, delikanl
aknlkla ban kaldrd. "Senin yolunu kaybetmi olduundan eminim. Elyros'taki
Byk Saym'n gn sonra balayacan bilmiyor musun? Yola koyulsan iyi
edersin."
"Ben... ben oraya geleceim" diye kekeledi Asterios elinde olmadan.
"yi" dedi kadn ve gitmeye hazrland. "Yolu biliyorsun. Bunu bildiinden eminim."
Baka bir ey sylemeden ve selam vermeden aalann arasnda kayboldu.
Asterios kadnn ardndan aknlkla bakakalmt. Bu ihtiya-nn niyeti neydi acaba?
nce onu merakl sorularla rahatsz etmi, sonra da emirler savurmaya balamt!
Kimseye bir ey sylemeyeceine dair Ariadne'ye sz vermiti ve szn tutacakt!
Fakat yola kmas iin yapt uyarnn doru olduunun farkndayd.
50
Her eyden haberdar olan bu kadn kimdi acaba? Ariadne'yle nasl bir iliki
iindeydi?
Aklna sevgilisi gelince iini bir efkat dalgas kaplad. Bu gece onu tekrar kollarnn
arasna alaca zaman her eyi ona soracak, her eyi onunla konuacakt. Hatta
zerinde dans eden yunuslarn bulunduu yz de gsterecek ve garip hikyesini
anlatacakt. Ariadne tamamen kendisine aitti nasl olsa, bu yzden ona gerek
ismini bile syleyecekti.
ihtiyarn delici baklarndan kurtulmann verdii bir rahatlkla belindeki nl
karp att, bir sre kumsalda kotu ve aniden dalgalarn arasna dald.
Mirtho yavaa sakland aacn arkasndan kt. Bu uzaklktan bile delikanlnn
kalasndaki doum lekesini grmt: Me-rope'yle kendisinin doumdan hemen
sonra grdkleri kutsal ift boynuzun ular! Hi phesi kalmamt artk. O,
Pasiphae'nin oluydu. O, kendisini zorlu bir grevin bekledii Asterios'tu. Harekete
gemeliydi. Olaylarn bir anlk bir gecikmeye bile tahamml yoktu.
Mirtho kraliyet saraynn bahesine ulat zaman, gne gkte epey ykselmiti.
Deniz kysndan kk saraya ulaan yolun sonunda durdu ve alnyla ensesindeki
terleri sildi. Bahedeki Bahar Bayram hazrlklar neredeyse tamamlanmak
zereydi. Meyva aalarnn alanma ilemi bitmiti. Baz bahvanlar bronz
makaslarla allklar budamaya balamt, bazlar ise sarn suyuyla doldurduklar
53
Kralienin kendisine Elyros'u derhal terk etmesini emrettii zaman, Ariadne'nin kl
bile kprdamad. Pasiphae'nin azarlamalarndan hi etkilenmemi gibiydi. Fakat
anas Knossos'tan sz eder etmez gzleri byd ve dudaklar bembeyaz kesildi.
"Bunu bana neden yapyorsun?" diye sordu titrek bir sesle. "Benim boa
cambazlarndan biri olduumu ve Phaistos'taki almalara katlmam gerektiini
bilmiyor musun? Kt niyetli insanlarn hakkmda yaydklar ipe sapa gelmez
dedikodular yznden beni srgne mi gndereceksin? Zaten her zaman baka
insanlarn szne inanrsn! Bana karmana izin vereceimi sanyorsan ok
aldanyorsun. Beni asla Knossos'a gnderemezsin!"
Pasiphae fkeyle dudaklarn sran kzna uzun uzun bakt. Bu kz kendisine dier
kzlarndan ok daha uzakt. Ona daha yakn olmak iin birok giriimde
bulunmasna ramen, bunu asla baaramamt. Her ne kadar ocuklarn soyu
anaya gre hesaplanyorsa da, Ariadne kesin olarak marur ve dikbal Minos'un
kzyd!
Kz kardelerinden o kadar farklyd ki - mantkl, uysal Aka-kallis, ekingen ve
suskun Xenodike ya da en bykleri olduu iin tahtn varisi de olan, her zaman
neeli Phaidra! Kendi gen kzl ile de bir ilgisi yoktu. Bazen ona yle geliyordu ki,
Ariadne kraliyet ailesinin doruca tanradan indii kabul edilen kadn yelerinden
birisi deildi; eski gelenekleri kabul etmeyen, yeni ve zapt edilmez bir trn ilk
temsilcisiydi sanki.
Yine de karsnda duran gen kzn kendi kendisiyle iddetli bir mcadeleye
giritiini hissedebiliyor, kat yz hatlarnn arkasna gizlenmi olan gnl krkl,
utan ve hatta korku duygularn grebiliyordu. Fakat Ariadne'nin zayflklarn
gzler nne sermeyeceini bilecek kadar iyi tanyordu, hele kendisinin karsnda,
asla!
"Seninle kavga edemeyecek kadar yorgunum" dedi Pasiphae hafif, fakat kararl bir
sesle. "Dediimi yapacaksn. Katiyen Knossos'a gitmek istemediine gre,
Phaistos'a gideceksin. Bana syleyecek baka bir eyin var m?"
Ariadne hayr anlamnda ban sallad. Anasnn bu kadar kesin kararl oluu, kabul
etmek istediinden daha fazla yaralamt
54
kendisini. Bir an iin ne yapacan bilmedi. Fakat sonra iindeki Kar koyma azmi
iine birtakm kurutulmu otlar ufalad ve zerine kaynar bir sv dkt. Oday gzel
kokulu bir buu doldurdu ve birbirlerine bakarak honutlukla glmsediler.
"Souk algnlna ve melankoliye kar, iine oul otu katlm scak araptan daha
iyi bir ey olamaz. Henz duman stndeyken i onu gvercinim. Scakken daha iyi
tesir eder."
Kralie sz dinleyerek barda boaltt ve Mirtho'nun bardan bir daha
doldurmasna izin verdi. zerine huzurlu bir arlk kmt.
"Bana neler oluyor?" diye sordu ve parmayla yatann stndeki tavam ssleyen
yaban kedisinin hatlarn takip etti. "Son zamanlarda kendimi sadece yorgun ve
mitsiz hissediyorum! Sanki gcmn tmn tketmi gibiyim. Yorgunum Mirtho.
Artk savamak istemiyorum. Btn bunlarn anlam ne? Hem Ariad-ne'nin
huysuzluklarndan, hem de Minos'un bana olan dmanlndan bkm. Kim bilir
arkamdan ne dolaplar eviriyordur imdi! Bazen bam alp gitmek iin dayanlmaz
bir istek kaplyor iimi. Saraydan, insanlardan, tm grevlerimden uzaklamak ve
yeniden tanraya yaklamak istiyorum."
Kralienin konumas esnasnda Mirtho bronzdan yaplm ayakl amdanlarn
iindeki mumlar yakmaktayd. Tm cesaretini yitirdiini dndn biliyorum
diye geirdi iinden. Fakat imdi zayflk gstermenin sras deil. Gl olmalsn
kzm, tanrann bize rettii gibi. nk tanrann bu kt zamanda tm g ve
zekmza ihtiyac var."
"Seninle konutuumun farknda msn?!"
"Arada bir anlarnn derinliklerinde yitip giden bu yal kad56
m bala" dedi Mirtho battaniyeleri dzeltirken. "Sylediklerini iittim. Fakat hi
houma gitmedi."
Bu arada yumuak bir koltua rahata kurulmu olan Pasip-hae, aknlkla ona
bakt.
"Bu aralar byle dnmen hi doru deil! Birka gn sonra neler olacan
unuttun mu? Adalarn btn obanlar ve iftileri sana gelecekler. Sen de sadece
Byk Ana'ya sunulanlar kabul etmekle kalmayp, onlar kayt ve muhafaza
edeceksin, ite o zaman gkyznn ve yeryznn efendisi olacaksn - insanlarn
tapnp armaanlar sunduu tanrann ta kendisi. Bunu sakn unutma!"
Mirtho doru szleri bulabildiini mit ediyordu. Byk Saym Girit iin son derece
nemliydi. Alnan rn sadece zenginlik veya fakirlik gstergesi deildi. Yllk vergi
toplama ve kurban treni, halka tanrann bizzat kendisi ile karlama frsat
veriyordu. iftilikle uraan veya hayvanlarnn peinde oradan oraya giden tm
Giritliler, tanrann fkelenmesi durumunda balarna neler geleceini gayet iyi
biliyordu: kt rn, alk, salgn hastalklar ve kazalar. Onun kt ve uursuz
ehresini herkes gayet iyi tanyordu. Nimetlerini insanlara kendiliinden
sunmuyordu. 'Sfatlar saysz olan' srekli ho tutmak gerekiyordu.
Tahtn zerinde oturarak armaanlar kabul eden kadn, gl, heybetli ve uyumlu
olmalyd: Her eyi douran ve her ey tekrar kendisine dnecek olan Byk Ana.
Bymenin ve rmenin, yaamn ve lmn tek efendisiydi o.
"Biraz dinlenmen ve gcn toplaman lazm" diye devam etti Mirtho hafif bir sesle.
"obanlar ve iftiler ldayan bir tanra grmek isterler karlarnda, gzlerinin alt
mor halkalarla dolu olan birini deil. Kendine gel, tatlm. Kim olduunu anmsamaya
al. Bunu yaparken sana yardmc olacam.
Kralieyi koltuundan kaldrarak yavaa rahat yatana gtrd. Pasiphae tek
kelime etmeden yataa uzand ve gzlerini kapad.
"Dnmeyi brak artk" diye fsldad Mirtho ve kadnn kapkara salarn okad.
"imdilik bu kadar kafan yorduun yeter."
zerine scack battaniye ekilen kralie, hem ho bir yorgunluk, hem de uyanklk
hissediyordu. Tandk ellerin vcudunu ok57
amalarn bekliyordu, ta ocukluundan bu yana yaptklar gibi. Fakat bekledii
dokunu gelmedi. Buna ramen bandan ve gsnden iine dolan bir scakln,
karnna doru aktn hissediyordu. Zihninde bir dizi hayal belirmeye balamt.
Tm vcudu kendisini stan, koruyan ve zgrletiren scaklk ile dolmutu. Ne bir
zaman vard artk, ne de bir mekn. Sadece bu harika scakln yayld eller vard,
o kadar.
Evet, kendisi Byk Ana'nn kz, tanrann ta kendisiydi, ocuklarndan aldklarn
onlara daha bol bir ekilde geri verecekti. Yaban asmalarnn altndaki bir tahtta
oturuyordu, ayaklarnn dibinde taze tahl balyalar vard, iki yanna iki dii aslan
oturmutu. Yaban arlar bann etrafnda dnyordu, kucana ylanlar
reklenmiti. Vcudu, ileride rn vermek zere yeni tohumlan kabul eden
bereketli toprakt. Kendisi yeryzyd, kendisi her eydi. Varolan her eyin anas.
Ak tanras. Bilgeliin ve gzelliin koruyucusu. Ezelden beri var olan ve ilelebet
var olacak olan.
Uzaklardan baklnca Elyros toprak boyal mozaik bir resme benziyordu. Tepenin
yamacna yaslanmt. Aralarda ise bahelerin ve kk tarlalarn yeili, renkli bir
halnn ilmekleri gibi duruyordu. Yama evlerinin kalbinin kralienin saray olduu,
ancak biraz yaklalnca grlyordu, dier evlerin tamam bu yapnn etrafna
kmelenmiti.
Ak renkli kumtandan yaplm olan katl saray, rmak kysnn zerinde
ykselen teraslara kurulmutu. Stunlu koridorlarla evrili geni ve ferah kanatlar,
sakinlerini yazn en scak gnlerinde bile ovann bataklk ikliminden koruyordu.
Ksmen zeri kapal, ksmen de ak olan ok sayda avlu, serinletici rzgrlarn
ieri girmesine izin veriyordu. Duvarlarda kn kapal tutulan birok dar kap vard.
Yazn bunlar hava dolamn salamalar iin ak braklyordu. Teraslardaki
bahelerde
59
W ese
lladi ,
:ff 3^1,
py* \
i < ^mCUran binalara yazn se|/
bu^pan sedir ve
^a meraki, baklardan
L\
ny pjr glgelik /// ^ ^ v //icj ba>> bir zamanlar pazar da ^ruyordu. ^/L^S
ok Ay, ^ >ma olana salayan
Elyros hem W W W<^WlU. H
sona ermiti. Evsafla boy ld jf^AVn *. gf
Unc> ehrin gneydou yeldeki sac zl,
ta V Vu^ta^ yn eiren ve boa^
veya al Mf }\u pj/U ,p, *. Ynl kumalann le^ birou oVlKVlb^leri^i j > $
jj ayaklarla inendi-k^larmda,n#{|> ^M yaW/L<em srasnda kullan-y* ,
kadnlar* 'fe \ fetflun^ LJL Gr, Vazm insann burnu-so^|lve sidM|V :L^
oiandl04Lyord^ydoudan esen hafif i .kurlar da b)\ tJA ytikse\\ '/{eginah bazen.
O zaman da la^ eriyiklerden s /L W e\y(/f' ^Jeki demetleri yakh-nu^n direini
kuf y
ada |re f
ak, rzgnn ynn
b^ Rzgr bu t(. V||/
yaplaca mer-
<ya /^ ^'m
Kralienin*ML, g^'e ^JL evl>, ehri bir rm-ke^ olarak u^^g^ ^ali^/^ydan^
srekli taze kay-yy ardaki reff bjj A bir ety*/ Halk^lan agora, dzgn T^ak
borular e1 f \\ kuml^Lsse^aik emeler yaz c\ a gibi sa W(i A (W yf/
<n
ime suyu sunu<Suyuu,y^i
Ubi^l
bh;
^j^lemti ve sokak-
Asteros | sf/,'/ ,^^nk Jie jf/^ka^e kar duyduu la^ (lkhm ukhA r^ bM^lbi//
y^ir, <nm suratna say-\fb toplan; VlJj^ \rian^W jz^^evgilisi deildi. diynf in
ardn^// wW. ^ U^kr giymi olan o^m o kadar \W lf *\ kPna ^ \ yivli altn bile-a
,cadikdikM|
Vlu- ''
lflOQ
V^tJ'J
Ksa keten tunikler ve konlu, uzun izmeler giymi olan gen erkekler yanndan
geiyordu. Kasl kollarnda yivli altn bile60
ziklerin parladn gryordu. Ama birou daha sade giyinmiti. Kolsuz, kaba
mintanlarnn iindeki marangozlar ar tahta kalaslar arabadan indiriyorlard, kaln
deriden bir nlk takm olan kasap ise, dkknnda bronz bir balta ile kemik
paralamakla meguld. Bileklerine kadar uzanan yn elbiseler iindeki plak ayakl
kyl kadnlar, omuzlarnda salatalk, patlcan ve bal petei dolu st sepetler
tayordu. Deri ve krk paralar, sngerta paralar, kuma balyalar, toprak
testiler, marul ve kavun ykl olan eekler, kalabaln arasndan kendilerine yer
ayordu.
Baz byk evlerde birka tane giri kaps vard. Bu kaplardan kimi yerin altndaki
depolara, kimi de doruca dkknlara ve iliklere alyordu. Ak pencere ve
kaplardan dar eki darbeleri, testere sesleri, akrtlar ve nlamalar
ykseliyordu. mlekiler bir yandan bara ara mallarna alc bulmaya alyor,
bir yandan da eri br sokaklarda oynayan ocuklar dkknlarnn nnden
kovuyorlard.
Baz adamlarn hava artlarnn ypratt yzlerini ve kee giysilerini grnce,
onlarn oban olduuna kanaat getirdi. Tam onlara doru giderek kraliyet ahrlarnn
nerede olduunu soracakken, iinde beliren ani bir utanma duygusu bunu
yapmasna engel oldu. Korkuyla duvar diplerine doru skan hayvanlar bir arada
tutmakta glk ekiyordu. Yar effaf domuz sidik kesesi veya yalanm parmen
takl olan tahta pencere pervazlarna bakt; kendisini yabanc ve burada
istenmiyormu gibi hissediyordu.
Kpei onun giderek artan i huzursuzluunu hissetmiti; havlayarak etrafnda
dolanp duruyordu. Kalabalktan ve tanmadklar kokulardan rken birka kei
srden ayrlarak bir evin bahe kapsndan ieri girdiler. Asterios lanet okuyarak
srtndaki deri kn yere brakt ve hayvanlarn peinden avluya dald. Bara ara
hayvanlarn st katlara kan merdivenin yanndaki badem aalarn kemirmeye
balamalarna engel oldu. Sokaa geri dnerek knn tekrar srtna ykledii
zaman, ter iinde kalmt. Yardm istercesine etrafna baknd. Acaba kraliyet
ahrlarna ne taraftan gidiliyordu?
Camlar angrdayarak krld. Tepeden trnaa her yeri toprak
61
testilerle ykl olan koca gbekli, ksa boylu bir adamla arpmt. Irkilen adam,
omzundaki tka basa dolu kuma kn yere drmt. imdi de fkeyle lanetler
okuyarak knn iini kartryordu.
Asterios yardm etmek istedi, fakat adam kaba bir hareketle buna engel oldu.
"ek elini! Yapacan yaptn zaten!" Adam g bela doruldu. "Yce Tanra,
kendime hkim olabilmem iin bana yardm et!"
Bir avu yal yal parlayan cam krn itham edercesine elinde tutuyordu.
"Balsam iemi parampara ettin! Gryor musun? Hepsi dar akm!" zenle tra
edilmi dolgun yz, geni alnnn altndan balamak zere parlak krmz bir renge
brnmt, su rengindeki gzleri ise fkeli kvlcmlar sayordu. "Yine ehre zarar
vermekten baka bir halta yaramayan o obanlardan biri! imdi benim zararm ne
olacak?"
"Elbette ki zararn ben karlayacam" dedi Asterios.
"Bunu nasl yapacan sorabilir miyim?" diye burnundan soludu adam. Kuku ve
pheyle Asterios'un srtndaki tozlu yn pelerine ve ayaklarndaki ypranm
sandaletlere bakyordu. "Yoksa eyalarnn arasnda tesadfen bir ie dolusu en iyi
cins Msr balsam m var? Ban m sallyorsun? Ne kadar yazk! O halde bu deerli
maddeyi elde etmenin ne kadar zor olduunu da bilmiyor-sundur. Yoksa bana
knlan iemin yerine yarn tanraya sunacan beyaz peynirleri mi vermeyi
dnyorsun?"
Asterios'un elini knna sokup kendisine uzatt nesneyi grr grmez, szleri
azna tklp kald.
"Bu da ne byle? Gne kurslu kutsal ift boynuz!" Madalyonu saygyla eline ald.
"Som altndan yaplm! Zararm karlamaya fazlasyla yeterli olur elbette."
Dnceli dnceli Asteri-os'u inceledi ve yz haan gevedi. "Bu deerli eyi
nereden buldun olum?" diye sordu sonra farkl bir sesle. "Yoksa onu aldn m?
Bana gerei syle!"
"Annem verdi onu bana" diye karlk verdi Asterios ksaca ve Merope'yi fazla
dnmemeye alt.
"Belki de annen bundan pek holanmaz... leride bir mesele
62
kmasn sakn?" diye kurcalamaya devam etti adam Asterios'u gzden
karmayarak.
"Bir ey demez!" diye sert bir sesle karlk verdi Asterios. "Annem... annem ld.
Zararna karlk madalyonu al ve gitmeme izin ver. Ahrlara gitmem ve geceleyecek
bir yer bulmam lazm." Arkasn dnerek yrmeye hazrland.
Kuvvetli eller onu omuzlarndan yakalad. "Bu kadar acele etme! Demek sen de
Byk Saym iin buradasn?" diye sordu adam aniden ok daha nazik bir sesle.
Asterios evet anlamnda ban sallad.
"O halde gece kalacak bir yer buldun bile! lassos, parfm taciri ve pomat ustas,
seni evine davet ediyor." Bu arada o kadar beceriksiz bir reverans yapt ki,
zerindeki bilumum ie ve testiler tehlikeli bir ekilde salland.
"Bilemiyorum..." diye itiraz etmeye alt Asterios.
"Hadi, hadi, gen dostum! Ben tm ehirde konukseverliimle tannrm. Adn
nedir?"
"Astro. Bana ahrlarn yolunu gsterebilir misin?"
"ok kolay. Bu yolu doruca takip et, ta ki byk meydanda keskin bir dnemece
gelene kadar. nce saa, sonra da sola dnen yolu tut. Bir sre sonra atlar
samanla kapl byk yaplar greceksin. Hayvanlarn oraya teslim et ve ayn yolu
kullanarak geri dn. Benim evim u karlfJaki kk kuleli yapdr. Seni akam
yemeine bekliyorum, unutma."
Asterios adamn davetini kabul etti. Hayvanlarn tarif edilen yne srmeye balad,
bu arada etraftaki yabanc seslerden rkmemden iin elinden gelen gayreti
gsteriyordu, nk ehirden bir ar kovann andrr grltler ykseliyordu. Birok
evin i avlusundan taze ekmek ve karm et kokular gelmeye balamt burnuna.
Acktn hissediyordu. Dz damlarn stlerinde ilk lambalar yanmaya balamt
bile.
Nihayet srsyle birlikte ahrlara ulat. Yaklak dzine tek katl saman daml
ev, rmaa kadar yaylmt. Aralarndaki im kapl alan ise itler yardmyla eitli
blmlereaynlmt. Ilk akam havasnda burnuna tandk nemli hayvan derisi,
saman ve te63.
testilerle ykl olan koca gbekli, ksa boylu bir adamla arpmt. Irkilen adam,
omzundaki tka basa dolu kuma kn yere drmt. imdi de fkeyle lanetler
okuyarak knn iini kartryordu.
Asterios yardm etmek istedi, fakat adam kaba bir hareketle buna engel oldu.
"ek elini! Yapacan yaptn zaten!" Adam g bela doruldu. "Yce Tanra,
kendime hkim olabilmem iin bana yardm et!"
Bir avu yal yal parlayan cam krn itham edercesine elinde tutuyordu.
"Balsam iemi parampara ettin! Gryor musun? Hepsi dar akm!" zenle tra
edilmi dolgun yz, geni alnnn altndan balamak zere parlak krmz bir renge
brnmt, su rengindeki gzleri ise fkeli kvlcmlar sayordu. "Yine ehre zarar
vermekten baka bir halta yaramayan o obanlardan biri! imdi benim zararm ne
olacak?"
"Elbette ki zararn ben karlayacam" dedi Asterios.
"Bunu nasl yapacan sorabilir miyim?" diye burnundan soludu adam. Kuku ve
pheyle Asterios'un srtndaki tozlu yn pelerine ve ayaklarndaki ypranm
sandaletlere bakyordu. "Yoksa eyalarnn arasnda tesadfen bir ie dolusu en iyi
cins Msr balsam m var? Ban m sallyorsun? Ne kadar yazk! O halde bu deerli
maddeyi elde etmenin ne kadar zor olduunu da bilmiyor-sundur. Yoksa bana
knlan iemin yerine yarn tanraya sunacan beyaz peynirleri mi vermeyi
dnyorsun?"
Asterios'un elini knna sokup kendisine uzat nesneyi grr grmez, szleri
azna tklp kald.
"Bu da ne byle? Gne kurslu kutsal ift boynuz!" Madalyonu saygyla eline ald.
"Som altndan yaplm! Zararm karlamaya fazlasyla yeterli olur elbette."
Dnceli dnceli Asteri-os'u inceledi ve yz hatlar gevedi. "Bu deerli eyi
nereden buldun olum?" diye sordu sonra farkl bir sesle. "Yoksa onu aldn m?
Bana gerei syle!"
"Annem verdi onu bana" diye karlk verdi Asterios ksaca ve Merope'yi fazla
dnmemeye alt.
"Belki de annen bundan pek holanmaz... leride bir mesele
62
kmasn sakn?" diye kurcalamaya devam etti adam Asterios'u gzden
kanmayarak.
"Bir ey demez!" diye sert bir sesle karlk verdi Asterios. "Annem... annem ld.
Zararna karlk madalyonu al ve gitmeme izin ver. Ahrlara gitmem ve geceleyecek
bir yer bulmam lazm." Arkasn dnerek yrmeye hazrland.
Kuvvetli eller onu omuzlarndan yakalad. "Bu kadar acele etme! Demek sen de
Byk Saym iin buradasn?" diye sordu adam aniden ok daha nazik bir sesle.
Asterios evet anlamnda ban sallad.
"O halde gece kalacak bir yer buldun bile! lassos, parfm taciri ve pomat ustas,
seni evine davet ediyor." Bu arada o kadar beceriksiz bir reverans yapt ki,
zerindeki bilumum ie ve testiler tehlikeli bir ekilde salland.
"Bilemiyorum..." diye itiraz etmeye alt Asterios.
"Hadi, hadi, gen dostum! Ben tm ehirde konukseverliimle tannrm. Adn
nedir?"
"Astro. Bana ahrlarn yolunu gsterebilir misin?"
"ok kolay. Bu yolu doruca takip et, ta ki byk meydanda keskin bir dnemece
gelene kadar. nce saa, sonra da sola dnen yolu tut. Bir sre sonra atlar
samanla kapl byk yaplar greceksin. Hayvanlarn oraya teslim et ve ayn yolu
kullanarak geri dn. Benim evim u kardaki kk kuleli yapdr. Seni akam
yemeine bekliyorum, unutma."
Asterios adamn davetini kabul etti. Hayvanlarn tarif edilen yne srmeye balad,
bu arada etraftaki yabanc seslerden rkme-meleri iin elinden gelen gayreti
gsteriyordu, nk ehirden bir ar kovann andrr grltler ykseliyordu. Birok
evin i avlusundan taze ekmek ve kzarm et kokular gelmeye balamt burnuna.
Acktn hissediyordu. Dz damlarn stlerinde ilk lambalar yanmaya balamt
bile.
Nihayet srsyle birlikte ahrlara ulat. Yaklak dzine tek katl saman daml
ev, rmaa kadar yaylmt. Aralarndaki im kapl alan ise itler yardmyla eitli
blmlere ayrlmt. Ilk akam havasnda burnuna tandk nemli hayvan derisi,
saman ve te63^
zek kokular gelmeye balamt. Ahr yamaklar bara ara konuuyor ve en
kahkahalar atyordu. Hayvanlar ise meliyor ve baryordu. Etrafna baknd. Gz
alabildiince kei ve koyunla doluydu ortalk! Ahrlarda ve allarda binden fazla
hayvan toplanm olmalyd. Kendi keileri de arkadalarn grnce girie doru
yneldiler. Ana giri kapsnn kanadan akt. Granitten yaplma bir ift boynuz
kapnn stn sslyordu.
"Dur bakalm! Yava ol biraz!" Siyah sal bir adam yolunu kesmiti. al gibi
kalar ve gaga burnu, suratna karanlk bir ifade veriyordu. Tabaklanm deriden
yaplma giysiler ve izmeler giymiti. Elindeki ya lambasn Asterios'un yzne
doru tuttu.
"Sen kimsin ve bu kadar ge bir saatte burada ne iin var?" diye azarlarcasna
sordu.
Asterios ona Merope'nin rettii ekilde cevap verdi. "Ben oban Astro'yum ve
Messara'daki Adopodolu'dan geliyorum, ihtiyar Gregeri'nin srsn sayma
getirdim."
"Daha erken bir vakitte gelemez miydin, oban?" Adam yzn ekiterek lambay
indirdi. "Hepiniz gelene kadar burada beklemek zorunda mym?" Kolunu uzatarak
ayrlan gsterdi, "ilgilenmem gereken hayvanlarn seslerini iitiyor musun? Kraliyet
im-rahoru olarak senin gibi sorumsuzlan beklemekten baka yapacak ilerim de var.
Evrakn greyim!"
Asterios cebinden tabaklanm bir deri paras kartarak adama uzatt. Kraliyet
imrahoru alnn krtrarak deri paras zerinde yazl olan saylarla hayvanlar
karlatrd.
"Pekl. Keilerini u kardaki yamaklara teslim edebilirsin. Kpein de srnn
yannda kalsn. Yarn sabah, gne domadan nce, Byk Saym balayacak. Dur,
aceleci olma" diye seslendi hayvanlanyla beraber ieri girmeye davranan Asterios'a.
"ite srnn belgesi. Yann sabah onu geri getirmelisin. Eer kaybedersen... tanna
sana acsn!"
Asterios'un eline iki baparmaktan daha byk olmayan bir kil paras sktrd.
Delikanl bir an gzlerine inanamad. Bylenmi gibi elindeki kil parasna
bakyordu.
Birbirlerine eilen iki yunus. Kuyruu aznda, az kuyru64
unda. Lambann titreyen nda hafif arpntl dalgalarn zerinde dans eder
gibiydiler. Az kurumutu. Bu kil paras cebindeki altn yzkten ok daha kaba
ilenmiti, fakat motifin ayn olduu hi phe gtrlyordu.
Btn gn boyunca aklna getirmedii dnceler, yldrm hzyla kafasnda
ekillendi tekrar. Yarn kralieye vermesi gereken yunuslu yzk! Fakat nasl ve ne
zaman?
Heyecandan avu ileri srlsklam olmutu. "Bu nedir?" diye sormay baard
sonunda.
"Kralienin mhr, ne olacak!" diye karlk verdi imrahor ters ters. "imdi git ve
yamaklardan sana yer gstermelerini iste. Yarn sabah da vaktinde burada ol."
Ahrlar terk ettii zaman gece kmt bile. Bulutlar hzla gkyzn kaplayarak
donuk renkli ay oran rtmlerdi. Byk meydana yaklat zaman, karanlk
dalmaya balad. Hl alacak kadar ok sayda insan vard yollarda. Bazlar,
dar sokaklardaki kanalizasyon oluklarna taklmamak iin, ellerinde bir fener
tayordu.
Asterios ise Ariadne'yi dnyordu. Bu evlerden birinde oturmas gerekiyordu!
Ama hangisinde?
Nihayet ortasnda kule biimli bir yapnn bulunduu iki katl evin nne geldi. Yal
parmen kapl tahta pencere pervazlarndan dar solgun klar yaylyordu. Kapy
vurdu.
Onu ieri alan bizzat tassos'tan bakas deildi. "Evim senin evindir" dedi onu
antreden ieri alrken. "u anda senin iin banyo hazrlanyor. Sonra da beraber bir
eyler yeriz. Fakat nce deerli mterimle ilgilenmeliyim."
"Boa zahmet etme, bugn iin ihtiyacm olanlarn tmn aldm."
Odann iine yaylan melodik ses, ilk bakta bir ocuk izlenimini uyandran ufak
tefek, narin bir kadndan geliyordu. Kolunda ii bitkilerle dolu bir sepet olduu
halde, antreye doru yaklayordu. "kseotu, klotu, melekotu, kokulu sar
yonca..."
"Ve kurutulmu varatika otunu da konutuumuz gibi haftaya
65
getirteceim, saygdeer Hatasu" diye bard lassos heyecanla. "Sz veriyorum."
"ok iyi" diye glmsedi kadn ve hi ekinmeden Asterios'a bakt. "Misafirin mi
var, lassos?"
Bir gen kz deildi artk. Asterios kadnn gerek yan belli eden gzlerinin ve
aznn evresindeki ince izgileri ancak imdi fark etmiti. Kuzgun karas dz
salar, yeil parltlar saan elbisesinin zerine dyordu. Boynundaki zincirin
ucunda dii bir aslan kafas sallanyordu. Teninin ak bronz rengi, siyaha boyanm
badem gzleri ve krmzya boyanm dolgun dudaklaryla daha da belirginleiyordu.
Duruu en az bir kralie kadar zarifti. Kadnn kendisi de, en az ismi kadar ilgin ve
ho gelmiti Asterios'a.
"Yardma ve destee ihtiyac olan gen bir taral" diye kaamak bir cevap verdi
lassos.
Sonra da kadn kibarca kapya gtrd ve yerlere kadar eilerek yolcu etti. Artk
Asterios'la ilgilenebilirdi. "Gel, gen dostum, sana yatacan yeri gstereyim."
"Bu gzel yabanc kim?" diye sordu Asterios merakla, bir yandan da lassos'un
ardndan st kata kan dik tahta basamaklar trmanyordu. Merdivenin
korkuluklarndan baklnca, ortasnda tatan bir yemek oca bulunan i avlu
grnyordu.
"Msr'dan gelen ve saraydan yaayan bir hanm" diye ksa bir cevap ald. "En iyi
mterilerimden biri. ok aklldr ve hi kimse ifal otlardan onun kadar iyi
anlamaz."
Asterios baka sorular da sormak istiyordu, fakat lassos ani bir hareketle iinde bir
dzine mum yanan bir odann kapsn at. Pencerenin altnda, zerine krmz bir
rt serili, geni bir yatak vard. ki tahta sandk ve bronz ayakl kk masa,
odann mobilyasn tamamlyordu. Mee aacndan imal edilmi kk masann
bronz ayaklar, bir turnann zarif bacaklar rnek alnarak yaplmt. Duvarlarn ak
mavi zemininin stne, rengrenk boyalarla dalga motifleri ilenmiti.
"Buras gerek bir kral saray! Sen ok zengin ve nemli bir adam olmalsn!"
lassos alakgnlllkle ksrerek itiraz etti. "Tek arzum
66
kendini evimde rahat hissetmen. nce ykan, sonra da beraber bir eyler yiyelim."
Ksa bir sre sonra yal bir kadn hizmeti kapy tklatarak, Asterios'a peinden
gelmesini iaret etti. Birlikte zemin kata indiler. Merdivenin hemen yanndaki kk
odada, neredeyse ierisini tamamen kaplayan tahta bir banyo teknesi vard.
Hizmeti kadn bir yn renkli kuma gstererek kurulanma hareketi yapt ve oday
terk etti.
Asterios byk bir mutlulukla zerindeki tozlu giysileri kard ve teknenin zerine
eilerek sudan ykselen harika ilkbahar kokusunu cierlerine ekti. Sonra da
mkemmel sdaki suyun iine dalarak zevkle gerindi. Is kaslarn tamamen
gevetmi ve onu derin bir yorgunlua srklemiti. lassos aadan yksek sesle
yemee gelmesi iin ona seslenince, uyuuk bir halde sudan k ve renkli, byk
kumalardan biri ile iyice kuruland. Tenine deen kuman yumuakl karsnda
hayrete dmt. Sonra da yn nln takt ve temiz bir keten mintan giydi.
Birbirinden leziz yiyeceklerle donatlm zengin sofray grnce, gzleri parlad.
Hizmetiden tabana tm yemeklerden koymasn istedi ve hepsini itahla yedi.
Kadn dar knca las-sos'a onun neden tek kelime olsun konumadn sordu.
"Hamys dilsizdir. Emin ol, onun gibi hizmetiler efendilerine birok kolaylk
salarlar. Fakat ltfen, buyursana!" diye bard hizmeti elinde dolu anaklar
olduu halde tekrar ieri girince. "Afiyet olsun!"
Asterios sote kalamardan ve piyazdan tabana bol bol doldurdu. Elindeki taze
ekmei de zeri soslu bala banarak azna tkyordu. Ta frndan yeni km bu
ekmein, her zaman inedii ta sertliindeki pideyle hibir ilgisi yoktu! Yemein
stne ekerlenmi zencefil ve tatl susam pastacklar vard. Bu arada taze kaynak
suyundan ve lassos'un byk bir eli aklkla sunduu araptan bol miktarda iti.
Sonunda lassos hizmetiden sofray toplamasn istedi. "Kk hkmdarlma
birlikte bir gz atmaya ne dersin?" Parfm tacirinin geni glmsemesi, iri ve
dzensiz dilerini gzler nne
67.
serdi. "Esans koleksiyonumun tm Girit'te ei benzeri yoktur. Fa-kat mterilerim
sadece az nce grdn Hatasu gibi ifac hanmlardan ibaret deildir. Kralienin
bizzat kendisi beni zel par-fmcs olarak atad!"
"Kralieyi tanyor musun?" diye sordu Asterios. "Onu iyi tanyor musun?"
"Sanrm yle! ok, ok uzun yllardan beri kendisine kokular, merhemler, yalar
ve bugn paraladn testideki deerli balsamdan satarm..."
"Peki nasl... nasl o?"
lassos kurnaz bakl gzleriyle Asterios'a merakl merakl bakt ve cevap vermeden
nce bir sre bekledi. "Ne demek istedin?" diye sordu sonunda. "Ne bilmek
istiyorsun?"
"Bilmek... istediim" diye kekeledi Asterios, "hakknda anla* ulanlar gerek mi?
Gerekten de ok zeki ve gzel mi?"
"Evet, tanra adna, gerekten de yle!" diye karlk verdi lassos heyecanla. "Ve
ayet daha mutlu olsa, daha da gzel olabilirdi. Alamakla geen gnler ve geceler
ypratt bir tene, en iyi yalarm ve merhemlerim bile etki etmez."
"Yalnz m?" diye sordu Asterios, "Yani onunla yalnz konumak mmkn m?"
Baklar bir kez daha tacirin pusuda bekleyen baklaryla karla. Adam, etli
kulaklarn bir tek kelimeyi bile karmamak iin Asterios'un azna iyice
yaklatrmt.
"Sunu trenlerinde ve seremonilerde rahibeler daima yannda bulunurlar. Sarayda
da daima soylular vardr etrafnda, yalnz olduu anlar ok enderdir. Elini yapmack
bir tavrla kzl-sar renkli seyrek salarnda dolatrd. "Halbuki Pasiphae yalnzlktan
holanyor ve kalabalk iinde kendisini rahatsz hissediyor. Onun neler hissettiini
hi kimse benden daha iyi bilemez."
Asterios'un yrei daralmt. Byk Ana, kralieyle yalnz konumay nasl
baaracakt?
"Kralieden ne istiyorsun?" assos'un kelimelerin stne basa basa konumas,
Asterios'u dald dncelerden ayrd. "Ona bir ey mi sylemen gerekiyor?"
68
"Hayr, hayr" diye bard Asterios ev sahibinin gzlerinin iine bakmadan. "Buraya
sadece saym iin geldim. Baka bir ey iin deil."
"Dediin gibi olsun" dedi lassos hayal krklna uram bir sesle. Kol konacak
yerleri ylan ba biiminde yontulmu geni koltuundan oflayp puflayarak kalkt.
"ayet gnn birinde fikrini deitirecek olursan, saray iyi tandm ve sana
yardm edebileceimi unutma. Neyse, bu kadar gevezelik yeter! Sana iliimi
gstereyim, sonra da dinlenmeye ekilebilirsin."
Asterios'u koridorun sonundaki ince uzun bir odaya gtrerek, duvardaki ya
lambalarn yakt. Sandklarn ve raflarn, masalarn ve taburelerin zerinde yzlerce
deiik ie ve anak mlek duruyordu: kimi kapal, kimi ak mermer kaplar,
iman karnl amforalar, zengi biimli kulplar olan askoi'le, kil ve bronzdan
yaplma uzun boyunlu testiler, boyalar ve merhemler iin ta pyxid'ler. itina ile
demet halinde balanm kurutulmu iekler ve otlar tavandan aa sallanyordu.
"Bunlarn hepsini sen mi topladn?"
"Tabii ki hayr" diye karlk verdi assos belirgin bir gururla. " tecrbeli merhem
imalat ustas benim iin alyor, birok gen rak ise ihtiya duyduumuz iekleri
ve bitkileri topluyor. Sadece Girit'te deil elbette ki!" Ksa ve anlaml bir ara verdi.
"Pomatlarm ve esanslarm hazrlamak iin gereken hammaddeler kolay
bulunmuyor. Onlan elde etmek iin kuzey halklaryla, Msrllarla, Suriyelilerle, hatta
"Ayaa kalk oban!" diye hiddetle bard imrahor. "Burasn cannn ektii gibi
yaylabilecein da ba m sandn?"
"Olan, ayaa kalk ve cevap ver" dedi Jesa daha tatl bir sesle. "Gregeri'nin
srsn sayma getiren sensin, deil mi?"
"Evet, bu yl sry onun adna ben getirdim" diye karlk verdi Asterios saygl bir
sesle. Bir yandan da telala ayaa kalkmaya alyordu.
"Bakalm bize neler getirmisin! Yirmi drt hayvan -bir nceki senede olduu gibive hepsi de gayet iyi durumda." Bayazc elindeki parmeni inceliyordu.
"Hayvanlarna itinayla bakan bir obansn galiba" diye ekledi sonra.
Asterios aslnda ihtiyar Gregeri'nin hak ettii bu vg karsnda pancar gibi
kzard. "Elimden geleni yapyorum" diye mrldand utanarak.
"Esas konuya gelelim" dedi Peripos sabrszlkla. "Geen yln vergisi olarak tane
hayvan alacaz. uradaki iki st keisiy-le ilerdeki ak renkli ola almamz
neririm. Ya da... o biraz sska gibi! itin yanndaki u siyah teke daha iyi galiba."
"Hayr Peripos, biraz yava ol bakalm!" diye bard Jesa. "Buna sen karar
veremezsin. Hayvanlarn seimi sadece ve sadece kralie adna bayazcya aittir.
Bu eskiden beri byle ve gelecekte de byle kalacak. mrahor sadece nerebilir.
ayet sorulursa tabii." Jesa adama doru bir adm anca, imrahor sanki kadnn
kendisine yakn olmasn istemiyormu gibi geriye kat. "Anlald m?"
Peripos evet anlamnda ban sallad. fkeden aln damarlar kabarmt. Kk,
fakat kuvvetli grnl kadna zor dizginleyebildii bir hiddetle bakyordu.
"Bakyorum sesin sedan kmyor!" diye tahrik edercesine bir
74
adm daha yaklat ona. Adam ban yana evirmiti, sabit baklarla uzaklar
szyordu. "Ama sylediklerimi kabul ediyorsun! Neden siz erkekler daima n plana
kmaya alyorsunuz?" Tekrar Asterios'a dnd. "imize devam edelim! Byk
Ana bize uzun zamandan beri bu kadar salkl hayvanlar armaan etmemiti. Bu
nedenle bu yl yasal vergiyi tam olarak almak zorunda deiliz. Kralienin srs iin
deil, iki hayvan alacaz sadece. Agzl olmaktan kanmalyz" dedi stne
basarak ve dik dik Peri-pos'a bakt. "Kraliyet srs iin sadece ihtiya duyulan
almakla grevliyiz. Bu yzden uradaki st keisi ile, tecrbeli imrahoru-muzun
gnln kaptrd siyah tekeyi alacaz." Peripos burnundan soluyordu. Jesa adama
dnerek hafife eildi. "Sen olmasan ne yapardk bilmem ki!"
zaman geti." Surat ciddilemiti. "Bu kudretli kadn dman edinmekten kan!"
diye uyard Asterios'u. "Nihayetinde sen basit bir obansn Astro, o ise kralienin en
yaknlarndan biri."
Asterios ban sallad. Sonra da aln kapsn at, hayvanlar dar kard ve
tren alayndaki yerini ald.
Henz Astro olduum zamanlar her ey ne kadar basit ve anlalrd, diye geirdi
iinden. imdi kimim ben? Yolunu bulmaya alan bir kr!
obanlarn alay dou ynnden yava yava saraya doru yaklayordu. Batdan
da kyl kadnlarn alay sunu alayna doru ilerlemekteydi. En nde gen kzlar
vard; balarn ieklerden rdkleri talarla sslemilerdi ve ellerinde mersin aac
yapraklaryla be-zedikleri uzun slar tayorlard. Kadnlar zeytin, enginar ve
smbl soanlar dolu sepetler kucaklamt; bakalar ise ilerinde ya veya reineli
arap bulunan testileri kafalarnda tayordu.
76
Yol kavanda Jesa'nn yardmclar ikinci alay uzun sre beklettiler, ta ki
obanlarn alay ne geene kadar. Bayazc tren alaynn bana gemiti ve
kran arklarn ynetmekle meguld, iki gen kadn davul alyordu, kzlar ise
flt ve oban kaval alyordu. Kadnlardan oluan koro bir anda ark sylemeye
balad.
Asterios kralieyi ta uzaklardan grd ve kalbi heyecanla arpmaya balad.
Erguvan renkli pelerininin iinde, sunak tann nndeki bir mealeyi andryordu.
Gm tellerle ilenmi kapkara salar omuzlarna ve gsne dklyordu. Altn
bir bant alnn sslyordu.
Biraz daha yaklatklar zaman gzleri dier ayrntlar da seebildi: nne katl
bir mahfazann kurulduu sunak tann sol tarafnda, beyaz elbiseli iki gen kadn
ellerinde kulplu testiler tutuyordu. Onlarn arkalarnda ise daha yalca bir kadn
duruyordu, krmz sal bir kz ocuunun elini tutmaktayd. Kz Asterios'a garip bir
ekilde tandk gelmiti. Daha iyi grebilmek iin gzlerini kst, fakat ocuk hafife
yana dnd iin suratn sadece profilden grebildi.
Sa tarafta ise Jesa ve Eudora bulunmaktayd. Onlarn belli bir mesafe uzanda ise
imrahorun durduunu grd; adamn omuzlarnda imdi mavi bir pelerin vard.
Asterios'un baklar tekrar bu arada tahtna oturmu olan kralieye kayd. Gzleri
acyana kadar ona bakt, fakat hatlarn tam olarak semeyi baaramad. Ayrntlar
gremiyordu bir trl. Dudaklarnn biraz gergin kenarlar, sa burun kanadnn
yanndaki kk ben, kara kalar arasndaki derin izgiler. Onu grd iin ne bir
mutluluk, ne de bir rahatlama hissediyordu; sadece sonsuz bir boluk duygusu
sonra da krbasndan su verdi. "nce biraz kendine gel bakalm. Gel, uradaki
glgelie oturalm."
Asterios sz dinleyerek biraz su iti ve birka lokma pide yedi. Yava yava
sakinlemeye balamt. Fakat kafasnn iinde binlerce dnce dolanyordu ve
korkakl yznden kendisine lanet okuyordu. Merope'nin karsna nasl kacakt
bir daha?
Tam bu anda kalabalktan bir uultu ykseldi. Asterios kralienin tahtnn sunak
tann tam nne yerletirildiini grd.
78
Kralie hi kprdamadan oturmaktayd. Gzlerini bat ynne dikmiti. Pelerinini
kartmt, zerinde gslerini akta brakan dar bir korse vard imdi. Kk bir
anaktan ald balsam hafife kalbine, grtlana, alnna ve bann zerine
dokundurdu. Arkasnda duran kzlarn ellerindeki buhurdanlklardan beyaz dumanlar
ykseliyordu. Koca meydandan t bile kmyordu artk.
Pasiphae kollarn ne uzatarak kutsal emberi gerekletirdi. Bu arada Jesa onun
nnde diz kmt.
"Sen var olu ve yok olusun, sen balang ve sonsun. Yaamn ve lmn tek
efendisi sensin." Byk Yakar'm szleri tm alanda nlyordu. "Sana sonsuz
kran borluyuz Byk Ana, insanlarn sal, hayvanlarn oalmas ve tarlalarn
bereketi iin. Bize verdiklerini mutlulukla sana geri sunuyoruz."
Siyah tatan yaplma, alacak derecede boa bana benzeyen bir riton'dan
gkyznn drt ynne doru birka damla kutsal ya sat. Sonra da on iki hafif
ukur anaa blnm olan kernos'u havaya kaldrd.
"Sonsuz ltufkrlnla bize bahettiklerini sana geri sunuyoruz: Kkler, tohumlar,
yemiler, meyveler, sebzeler, arap, ya, bal, ekmek, st, peynir ve yn.
Sunumuzu ltfen kabul et!"
Kernos'u dikkatle Pasiphae'nin nne koydu ve yerlere kadar eildi.
Asterios nefes bile almaya cesaret edemiyordu, iindeki boluk duygusu ac veren
bir arzuya dnmt. Onu arzuluyordu. Onu ezelden beri tanyordu. Onu
maarada bin bir deiik surette grmt.
Evet, o Byk Tanra'yd, her eye hkmeden Ana, yaam ve lmn efendisi.
Ezelden beri var olan ve ebediyen var olacak olan.
Jesa yavaa doruldu ve mahfazann kanatlarm at. ift Azl Balta'y alarak
sunak tana geri dnd. Imrahor onu orada beklemekteydi. Peripos'un kollarnda
ayaklar bal gen bir koyun vard. Krmz bir erit hayvann vcuduna apraz
olarak balanmt. Kuzuyu dikkatle sunak tann zerine koydu ve sonra
Pasiphae'nin nnde diz kt.
79
Davullar hzl, ateleyici bir ritimde vurmaya balamt. Bayazn bir kez daha
yakard.
"Labrys ile kurban kuzusunun kann aktacaz. Yukar ve aa dnyalarn
efendisi, sana sunduumuz kurban kabul et!"
Jesa ift Azl Balta'yi iki eliyle yavaa bann zerine kaldrd. Davullar daha da
hzl vurmaya balamt. Koca meydanda neredeyse elle tutulur bir gerginlik vard.
Pasiphae aniden bayla iaret verdi.
Balta hzla savruldu.
Kurban kuzusunun ah damar ikiye ayrlmt. Ak krmz renkli kan, sunak
masasndaki oluktan, aadaki cilalanm alaca akik anaa akyordu. Pasiphae'nin
plak gslerine de sramt.
Tm grtlaklardan ayn anda kopan vahi bir lk, erkek sesleriyle tiz kadn
seslerini birletirmiti.
Bunu takip eden sessizlikte kralie yerinden doruldu. Hayat aac gibi dimdik
durarak, kollarn iki yana at. Sanki meydan dolduran tm insanlar kucaklamak
ister gibiydi. Sonra da tekrar erguvani pelerinine brnd ve tahtrevanna yerleti.
ki erkek onu saraya tad.
Bu arada Jesa sesini duyurmaya alyordu. "Dinleyin, kadnlar ve erkekler! Kralie
hepinizi karanlk knce pazar yerinde balayacak olan lene davet ediyor.
Sarayn mutfa ve mahzeni emrinizde olacak, dilediiniz kadar yiyebilir ve
iebilirsiniz!"
Hafif bir rzgr bayram havasndaki ehre denizin tuzlu kokusunu tayordu. Birok
pencereden ince nak ileri sallanyordu, kaplarn stlerinde de rengrenk iek
elenkleri aslyd. Erkekler ve kadnlar, obanlar, kyller ve zanaatlar pazar
yerine akn ediyordu. Byk meydan, birok mealeyle l l aydnlatlmt.
Akta yanan atelerin zerinde koyunlar evriliyor, kzgn zgaralar stnde
balklar kzartlyordu. Yeil ve beyaz fasulyeden yaplan yemeklerin yan sra,
zeytinyana yatrlm peynir kalplan drt bir yana datlmt. Tatl olarak ise
badem ezmesi, kuru hurma ve incir, bal tatls ve susam toplan vard.
arap ve ra su gibi akarak bir yandan insanlarn dillerini 80
zyor, dier yandan da suratlarna budalaca bir ifade veriyordu. Tabaklarn birou
bir anda boalvermiti. Meydann stn kaplayan yemek ve ter kokusu, arap
kokusu tarafndan neredeyse bastrlyordu. nsanlar giderek daha yksek sesle
glyor ve atp tutuyordu. Kuytu kelerde iftler kucaklamaya balamt bile.
ki bardak araptan sonra Asterios da kendisini daha hafif hissetmeye balamt.
nc bardaktan sonra ruh hali tekrar bozuldu. len alannn en kenarnda bir
yere oturmutu ve olup biteni ilgisiz baklarla seyrediyordu.
Az sonra Baupios kolunda iriyar bir kadnla sallana sallana ona doru geldi. "Neden
bu kadar yalnzsn?" Eki nefesini Asteri-os'a doru fledi. "Gel, sen de bizimle
elen!"
"Beni rahat brak! Elenecek halde deilim."
"Hadi, kk dostum! Bu kadar nazlanma." Baupios tm arlyla Asterios'un
omzuna yasland. "Senin iin ateli bir kar ayarladm!"
Asterios hzla geri ekilince Baupios sendeledi ve dengesini yitirdi. "Senin derdin ne
biliyor musun? ok az arap imisin!" diye brd Asterios'un suratna doru.
alacak bir eviklikle delikanly omuzlarndan yakalad, arap tulumunun azn
dudaklarnn arasna soktu ve kuvvetle bastrd. Asterios'un enesinden ve
boazndan aa ince bir arap izgisi akmaya balamt.
Asterios ani bir srayla sarhoun ellerinden syrld ve ate saan gzlerle
karsna dikildi. "Defol buradan ve beni rahat brak!"
"Bak sen! Demek arkadalarnla iemeyecek kadar kibarsn! Ben olmasaydm tahtn
nnde bir solucan gibi srnecektin!"
Asterios'u sert bir hareketle itti. Delikanl bir an bile tereddt etmeden adamn
karn boluuna kuvvetli bir yumruk indirdi. Hemen ayn anda da Baupios'un sa
kroesini burnunun altnda hissetti.
Duda patlamt; kulak tozuna yedii ikinci bir darbe ile sendeledi. Hemen
kendisini toparlayarak yumruunu adamn iki kann arasna indirdi.
Ac ve fkeden deliye dnen Baupios onun zerine atlamak istedi, fakat onlar
seyreden insanlar arasndan iki adam onu tuttu.
81"Kralie ve kzlar!!"
Asterios kadnlara yol vermek iin aknlkla bir adm geriye ekildi. En nde bakr
sal kz yryordu. Pasiphae tam ortadayd. Arkaya doru dmdz tarad
salaryla kalabala glmseyip duruyordu. Sanda ve solunda ise, Asterios'un
tren srasnda fark ettii gen kzlar yryordu. kisi de birbirine benziyordu;
analarna daha ok benzeyen bynn hamile olduu ise aka belli oluyordu.
Jesa ve Eudore onlar biraz arkadan takip ediyor ve alak sesle aralarnda sohbet
ediyorlard. Surat ifadelerinden enlii ve insanlarn davranlarn kmsedikleri
anlalyordu.
Asterios kralienin yanna gitmeye almasnn uygun olup olmayacan dnd.
Fakat bunu basarsa bile gerekten bir ie yarar myd acaba? Btn bu kargaa
arasnda ona yz nasl verebilirdi ki? Zaten Pasiphae de arkasn dnerek
meydann kar tarafna yrmeye balam ve az sonra dar sokaklardan birine
girerek gzden kaybolmutu.
Boaz yanyordu, duda imiti ve sa kulanda nlayan bir ac vard. Yorgun
ve susuz hissediyordu kendisini, mekanik bir hareketle iman karnl arap testisini
kavrad. Sonra tahta sralardan birisine kercesine oturdu ve ban ellerinin
arasna gmd.
Meydan boalmaya balamt. Uykucular battaniyelerine sarldlar, sarholar
yalpalayarak evlerine gitmeye altlar.
"Gecenin kalan ksmn burada oturarak m geireceksin? Senin iin epey uzun bir
gnd, biraz uyumaya alman ok iyi olur!" lassos endieli bir suratla Asterios'un
zerine eilmiti. Delikanl o kadar ok armt ki, tek kelime bile edemedi.
"Bakyorum yaralanmsn. Acyor mu?" Parfm taciri alacak bir yumuaklkla
patlak dudana dokununca, delikanl kasld. "O kadar da kt deil, gen dostum!
Biraz serinletici papatya merhemi, biraz da doyurucu gdalar, birka gne kadar her
ey dzelir!"
"Hibir ey dzelmez" diye mrldand Asterios ve sustu. Baarszln ona nasl
anlatabilirdi ki?
"Bana gven!" Parfm taciri Asterios'un yanna oturdu. "Belki sana yardm
edebilirim."
82
"Belki de gerekten yapabilirsin bunu" dedi Asterios mitsizliin verdii bir
cesaretle. Tereddt etmesine gerek yoktu artk Kaybedecek neyi kalmt ki?
"Kralieyle mutlaka konumalym. Yalnz. Mmkn olduu kadar abuk."
"Btn derdin bu mu?" diye karlk verdi lassos hafif bir alayla.
"Bana yardm edebilir misin, yoksa edemez misin? Bo vaatlerle vakit kaybedecek
halde deilim."
"Kendimi olduumdan daha fazla gstermeye ihtiyacm yok" dedi lassos alnm bir
sesle. "Ayaa kalk, bir fikrim var! Beraber evime gidelim ve nce yaralarnla
ilgilenelim."
"Bu syrn ne nemi var ki? Pasiphae ile konumalym!"
"Korkma, onunla konuacaksn! Ona bir sonraki gidiimde seni de ram olarak
yanma alacam. Ne dersin?"
Asterios heyecanla ayaa frlamt. "Bu ne zaman olacak peki?"
"Yaknda. Pek yaknda." lassos giysisinin kvrmlarn dzeltti. " gn sonra
Pasiphae benden yeni malzeme alacak, nk Phaistos'a gitmeden nce ihtiyalarn
tamamlamas gerekiyor." Alnn krtrarak gkyzne bakt. "Hadi, slanmadan
gidelim buradan! Bu arada, seni kralieye gtrmek iin bir tek koul ne
sreceimi belirtmeliyim" diye devam etti karanlk sokaklarda eve doru yrrken.
lk yamur damlalar dmeye balamt.
"Ne demek istiyorsun?" Asterios durarak pheyle ona bakt.
"Kralieyle neden grmek istediini bana sylemelisin, ihtiyatm anlayla
karla. Ne de olsa tm sorumluluu ben tayorum."
"Bunu sana syleyemem" dedi Asterios mutsuz bir ifadeyle. Bunlar sylerken ok
masum ve ok ocuksu grnyordu. "Bunu yaparsam ettiim yemini bozmu
olurum. u kadarn bilebilirsin sadece: Kralieye ok uzun zaman nce yitirdii bir
eyi geri vereceim."
"Hepsi bu kadar m? Peki bunda bu kadar esrarengiz davranman gerektirecek ne
var?"
Asterios tekrar durarak knn kartrd. "Pekl" dedi sonra, "sana gveniyorum
ve bana yardm edeceine inanyorum."
83 Avcunu at. Yunus yz karanln iinde san ltlar sayordu.
"Fakat bu kralienin mhr yz!" diye bard tassos aknlkla. "nanlr gibi
deil! Bunu nereden buldun?"
"Bundan fazlasn sylemem mmkn deil, ltfen srar etme!" diye karlk verdi
Asterios neredeyse yalvarrcasna. Yz tekrar knna sokmutu. "Verdiin sz
yerine getirecek misin?"
Parfm taciri evet anlamnda ban sallad. Her kim olursan ol oban, diye geirdi
iinden, dostluunu kazanmann karma olacan hissediyorum.
Tm pencereler almt ve sabah rzgr ieri doluyordu. Domakta olan gnn
aydnlnda duvardaki resimler yeni boyanm gibi duruyordu. Sanki uyanmakta
olan ilkbahar pencerelerden ieri girerek odann iine dolmutu. nsann resimdeki
zambaklarn ve papirslerin hafif rzgrda dalgalanmaylarna zlesi geliyordu
neredeyse.
eri girdiklerinde Pasiphae abanoz aacndan yaplm kk bir masann nnde
ayakta duruyordu, lassos koca gbeine ramen yerlere kadar eilmeye
almaktan bir trl vazgemiyordu. Kralie onun beceriksiz ve hantal
hareketlerinden olduka eleniyor gibiydi.
"Yeter artk!" diye emretti sonunda glmseyerek. "Biraz daha devam edersen
yerlerde yuvarlanacaksn. Ayaa kalk da bana yannda getirdiinin kim olduunu
syle!"
Asterios suratndaki tm kann ekildiini hissetti, lassos ona bugn giymesi iin
gzel bir elbise diktirmi ve yeni izmeler yaptrmt. Alk olmad bu atafat
iinde kendisini dans bir ay gibi hissediyordu. Saraya ayak bastklarndan bu yana
tek kelime etmemiti. Gzlerini yere dikmiti ve mermer zemini seyrediyordu.
"Bu benim yeni ram" diye karlk verdi lassos aceleyle. "abuk ol delikanl,
kalan kaplar da ieri getir! Kralielerin en gzeli iin harika kokan yalar getirdim"
diyerek tekrar Pasiphae'ye dnd. Dudaklarn ileri uzatarak byk bir zevkle
anlatmaya balad. "Gl ve zambak ya, beyaz yanaklar iin erguvani allk, aboyas pudras ve son sefer ok houna giden mandragora ya!"
84
"Sabrszlkla bekliyorum!"
"Azck daha sabret! Bunlarn d... hayr, olamaz! En nemlisini unutmuum!"
lassos son derece zgn grnyordu. "Bana biraz izin ver! Onu hemen gidip
getirmeliyim. ram bu arada sana yardmc olacak."
Asterios'a cesaretlendirici bir ba iareti yapt, Pasiphae'nin nnde beceriksizce
eildi ve kapdan kp gitti.
Asterios kralieyle yalnz kalmt. Kadnn salarndan ve vcut haann ortaya
karan sar elbisesinden sandal aac kokulan ykseliyordu. Beklenti dolu gzlerle
ona bakt zaman, Aste-rios'un aklna aniden sunu trenindeki kan sram plak
gsleri geldi. Utanmt: bir anda kpkrmz kesildiini hissetti.
"Evet, bana neler getirdiini gstermeyecek misin?" Kralienin yeil gzlerinde
parlak klar dans ediyordu.
Asterios hafife ksrd. Bir kere, iki kere. Yrei azna gelmiti. "Bunu" diyebildi
nihayet ve kadna iman karnl bir testi uzatt. "Uzak doudan yasemin kokusu...
ve bunu." ileri uzatt sol elinde dans eden yunuslarn yz parlyordu.
Kralie sanki bir engerek ylan grm gibi irkildi. "Bu yz nereden buldun?"
dedi ona anlamsz bir sesle. "Onu nereden aldn?"
"Onu almadm" diye karlk verdi Asterios. Kadnn surat arkas grlmez bir
maskeye dnmt. Buna ramen Asterios onun son derece heyecanl olduunu
sezinleyebiliyordu. "Doumumdan sonra yanmda bulmular onu!"
"Kimsin sen? Nerelisin?"
"Ben assos'un ra deilim" diye karlk verdi bouk bir sesle, "birka gn nce
Byk Saym'da kutsadn bir obanm. Adm Asterios ve Beyaz Dalar'dan
geliyorum. Ve kalamda bir alamet tayorum."
Pasiphae aniden arkasn dnd. Asterios onun belli belirsiz titreyen dar srtn
seyrediyordu.
"Bu imknsz" diye karlk verdi boulurcasna. "Kalasnda alamet olan ocuk
nefes alamamt."
"Beni Merope bytt ve yetitirdi" diye devam etti alak bir
85
sesle. "Beni sana gnderen de o." Bir an iin durdu. "Merope bu alametin kutsal ift
boynuz biiminde olduunu sylyor."
Pasiphae hzla arkasn dnd. "Gster onu bana!"
Asterios kalalarn rten kuma zd ve plak kald.
"On alt yl nce boa burcunda domutu. Frtnal bir ilkbahar gecesiydi" diye
mrldand kendi kendine konuurcasna. " 'Kutsal Evlilik' treninin meyvesi, o
zamanlar neredeyse yaamma mal olacakt. Ve sahip olduum her eye. Artk
giyinebilirsin Asterios? Bir obann ismi Asterios olamaz. Bu isim seil... yksek
seviyeli insanlara aittir."
"nceleri Astro diye arlyordum." Pasiphae zaman kazanmak iin kk
masann bana dnmt. Bu o, diye dnyordu, yayor! Merope onu gizlice
bytm. Bana yardm et Byk Ana! O zamanlar Minos yznden kamak
zorunda kalmtm. imdi de Bilge Kadnlar'm beni olum hakknda yllar boyunca
aldattklarn rendim. O zamanlar yalnz ve yaralydm, ellerinde bir oyuncaktm
sadece. Fakat birilerinin benim zerimde hkmedecei gnler ok gerilerde kald!
Minos'un ayaklanmasn sonsuza dek bastrdm ve kendi dourduum ocuklarmn
kaderlerine de sadece ben karar vereceim!
"Sana teekkr ederim oban." Glmseyii biraz zorlama olduysa da, kendine
gvenen bir sesle konumay baarabilmiti. "Ve seni gnderen kadna da. Hizmetin
dlsz kalmamal. Bu andan itibaren srlerimin bekiliine atandn. Hemen
Phaistos'un yanna git. Orada sana yeni grevin hakknda bilgi verecekler."
Yce tanra! Bu gerek olamaz, diye dnd derin bir znt ve umutsuzlukla.
Beni tandna dair ne bir tek kelime, ne de bir tek iaret. O beni douran kadn ve
beni souk bir resmiyetle karlyor.
Megaronun ii o kadar sessizdi ki, kalbinin atlarn bile duyabiliyordu.
"Neden susuyorsun?" dedi Pasiphae sonunda. "Hi olmazsa bana teekkr
edebilirdin. ok kii yeni grevin iin seni kskanacak."
Ben senin olunum, diye geirdi iinden Asterios derin bir zntyle. Benimle bu
ekilde konuma!
86
"Bala beni" dedi sakin bir sesle konumaya alarak. "Srm dnyordum.
"Buhurlarn hizmetkrlardan birine ver. Pasiphae byle emretti" diye karlk verdi
Asterios her zamankinden daha sert bir sesle. "Benim iin yaptklarndan dolay
sana teekkr ederim. Fakat imdi gitmeliyim." Bo ellerini ileri uzatt ve hafife
glmsedi. "Maalesef sana verecek baka deerli bir eyim yok. Hayr, benimle
gelme!" diye onu geri evirdi, nk lassos ona refakat etmeye hazrlanyordu.
"Yalnz gitmeliyim. Tanra seni korusun."
lassos ban sallayarak uzun uzun delikanlnn ardndan bakt. Ne yapacana karar
vermesi iin uzunca bir sre gemesi gerekti. Sonra hatlar gevedi ve ince bir
glck yzn aydnlatt.
Kymetli buhurlarn hizmetkrlara teslim etmeye niyetli deildi tabii ki. Sabrla
bekleyecekti. Pasiphae'nin fkesi eninde sonunda yatacak ne de olsa, en ge
erguvani all bitince.
Yavaa byk ve serin kabul salonuna indi.
Senin dostun olmaya alacam oban, diye geirdi iinden. Hi de kolay
olmayacaa benzemesine ramen, iimde bir his, buna deeceini sylyor.
Sabah balayan lk yamur hi durmamacasna yamaya devam ediyordu. Mevsim
normallerinin ok stnde olan ya, ehrin dndaki zeytin bahelerinin arasndaki
tozlu yollar bir amur deryasna evirmiti. Havay nemli toprak kokusu
doldurmutu ve aalarn yapraklar dallarda parlyordu.
Chalara ahalisi, evlerinin dz damlarnn zerine derek tahliye oluklarndan
avludaki su depolarna akan bol suya seviniyordu. Yamur suyu buradan byk
yeralt sarnlarna akyor, sonra da karmak bir boru sistemiyle ehre ve Phaistos
sarayna dalyordu.
Pazarc esnaf byk pazar meydanndaki tezghlarn kurana dek, yamur
dinmiti. Chalara zerindeki gkyz bulutsuz ve masmaviydi yine, meydan
kaplayan krmz talar neredeyse kurumutu. Az sonra mteriler pazara
dolutular. Kyl kadnlar bara ara mallarm methediyorlard: tere, yaban
turpu, kereviz, bezelye, pancar, fasulye ve keiboynuzu aacnn uzun meyveleri.
Mevsimin ilk kukonmazlarnn ular st sepetlerden dar ba88
layordu. Marullarn ve limonlarn yannda dikenli enginar ynlar ykseliyordu.
Baz tezghlarda ise fndk, am fst, badem ve fstk sata sunuluyordu,
bazlarnda ise amforalar iinde am bal. Hemen her tezghn yannda ise, ilerinde
szma zeytinya bulunan siyah-krmz boyal zeytinya kpleri bulunuyordu. Kei
peyniri kalplarnn trl kokusu, kekik, biberiye ve nane kokularna karyordu.
rnleri pazar yerinde satma grevi kadnlara aitti; erkekler ve henz evde
bulunan ocuklar ise tarla ilerini yapmakla ykmlydler. Buna ramen
tezghlarn banda birok gen kza rastlamak mmknd. Bunlar, Girit
geleneklerine gre ailenin miras devralacak en byk kzlaryd. Glmeleri ve
gevezelikleri her tarafta arpyordu kulaa.
Asterios uzunca bir zamandr pazar yerinde srtp duruyordu. Birden zerindeki
kzgn yala dolu tavann iinde kek kzaran bir atein banda durdu. Asterios ktr
ktr kekten bir avu dolusu istedi ve a bir kurt gibi midesine indirdi. Sonra da bir
porsiyon daha istedi ve onu da ayn ekilde hrsla yedi. Kahverengi sal ve neeli
bakl gen bir kadn olan satc, elenen bir ifadeyle onu seyrediyordu.
"uraya bak! Ktlktan m ktn yoksa?" diye alay etti. "Takviye ister misin?"
Asterios gbeini okad. "Hi yer kalmad midemde! Daha nce bu kadar gzel bir
kek hayatmda yememitim."
"Kadnlarla nasl konuulacan biliyorsun!" Yanaklarnda gamzeler peyda olmutu.
"Bunlar zavall, yal bir kadnla alay etmek iin sylediini biliyorum."
"Asla yapmam byle bir eyi!" diye bard Asterios yapmack bir heyecanla. "Sen
yal deilsin zaten. En olgun yllarn yaayan, ok da gzel bir kadnsn!"
Kadn kkrdayarak gld. "yi ki kskan kocam sylediklerini iitmiyor! Sabah
sabah bu kadar nazik iltifatlar! iim bir tuhaf oldu dorusu!" Ellerini kalalarna
koyarak Asterios'u inceledi. "Keke on yl daha gen olsaydm! O zaman sende
ansm deneyebilirdim. Hey, aktan konuunca neden suratn buruturdun? Hale
bak, imdi de kpkrmz oldu!"
89
Kadnn yapt akalar delikanly derinden etkilemiti, fakat bunu belli etmeye
niyeti yoktu, "iecek souk bir eyin var m?" diye sordu konuyu deitirmek iin.
"Anlyorum" dedi ona dolu bir bardak uzatrken, "merakl sorular cevaplamak
istemiyorsun. Sana burada sadece su sunabilirim" diye glmsedi ve su kpn
tekrar glgeye koydu. "arap imek istersen tavernama gitmelisin. ehrin yabancs
msn?"
Ban sallad. "Yeni grevime balamak iin geldim buraya. Ve bir eyi aramak iin.
Daha dorusu, birisini aryorum."
iten ie, gevezelii yznden kendine kzyordu. Hikyesini kendisine saklamas
iin yeteri kadar gerekesi vard aslnda. Fakat kimseyle bu konu hakknda
konumazsa Ariadne'yi nasl bulabilirdi ki?
"Tamam, tamam!" diye szn kesti kadn. "Srlarn kendine sakla! Fakat gnn
birinde cann ho bir sohbet ekerse veya kalacak iyi bir yer ararsan, bizim oraya
gel! Boa oyunlarna pek az bir zaman kald. Tm cambazlar ehre geldi ve
akamlan gayet neeli geiyor. Yoksa burada yanlarnda kalabilecein akrabalarn
veya arkadalarn m var?"
"Burada kimseyi tanmyorum, sadece..." Dudaklarn srd. Syleyecei pek de
nemli bir ey deildi. Karsndaki kadn ak ilerinden olduka iyi anlar gibiydi. Ve
bir tavernann sahibiydi, ok sayda insan tanyordu herhalde.
"Bir kz aryorum. Ad Ariadne. Yaklak benim boyumda, kahverengi salar ve
aln sars gzleri var. Bu ehirde yaadn biliyorum."
Kadn burnunu arpm. "Ariadne? Ya devam? Ailesinin evinin nerede olduunu
bilmiyor musun? Veya hi olmazsa anasnn ya da babasnn ismini? Babas mleki
mi, demirci mi, kundurac m?.."
"Maalesef hibirini bilmiyorum" dedi zgn bir sesle. "Hakknda o kadar az ey
biliyorum ki.
"Bam o kadar dndrm ki, ismini sormaktan baka bir ey gelmemi aklna
anlalan!" Kadn dnceli dnceli ban edi. "ok zgnm, ama bu kadar az
bilgi ile Chalara'nn gzel kzlar
90
arasndan seninkini bulmak epey zor olacak. Seni tekrar grmek istediinden emin
misin?"
"Elbette!" diye parlad Asterios. "Beni sevdiini biliyorum."
"Sakin ol! Heyecanlanmaya gerek yok. ayet seni sevdiinden bu kadar eminsen,
nasl olsa er yada ge yoluna kacaktr! Bu niye bizim tavernamzda olmasn?"
Tekrar, tavernasnn akamlar ardna kadar ak mavi kaplarn ve ieri dolan neeli
insanlar uzun uzun methetmeye balad. "Chalara'da kime sorsan tavernamzn
yolunu sana gsterir."
Tezghlarn arasnda bir grup gen kz ve delikanl belirmiti. riyar, sarn bir
delikanl kzlardan birisini takip ediyordu. Nihayet kz kendisini emenin stunlar
arkasnda gvenlie ald ve delikanlnn arkadalar baarsz yaknlama giriimi
yznden onunla uzun uzun alay ettiler.
"Bu korkun olay hakknda daha fazla konumayalm ltfen!" diye rica etti Ariadne.
"Tekrar yannda olduum iin o kadar mutluyum ki! Fakat senin ehirde ne iin
var?"
"Seni aryordum" diye karlk verdi glmseyerek. "Ve her yerde seni aramaya
devam edecektim!" Kzn dudaklar delikanlnn dudaklarn buldu, hrsla, ihtirasla
ptler. Asterios vcudunun arzusunun uyandn hissetti. "Seninle beraber
olmak istiyorum. Bugn. Her zaman iin" diye fsldad kzn kulana, bir yandan da
boynunu pyordu. "Seni hissetmek istiyorum. Ve seni sevmek."
Ariadne onu yavaa kendisinden uzaklatrd. "ok, ama ok dikkatli olmalyz.
Chalara'nn binlerce gz ve binlerce kula vardr. Rahatsz edilmeden beraber
olacamz gizli bir yere ihtiyacmz var!"
"Bir fikrim var!" dedi Asterios biraz da korkarak. "Kaitos'un tavernasn biliyor
musun? Kars oda kiralyor."
"Olur ama kimsenin beni grmemesi lazm. Birisi anneme is-piyonlayacak olursa,
beni ok uzaklara gnderir."
Asterios kzn gzlerine bakt. "Sadece bir oban olduum iin mi?" diye sordu ve
kza gerei anlatmak iin iinde dayanlmaz bir istek duydu.
"Beni hi kimseye vermek istemiyor, hi kimseye, anlyor musun!" dedi Ariadne ac
dolu bir sesle. "Mutluluum onu hi mi hi ilgilendirmiyor. Benim iin kafasnda bir
sr plan var, fakat onu hayal krklna uratacam!" Kzn sesi o kadar zgn
kyordu
92
ki, Asterios onu teselli etmeye yeltendi, fakat bunun iin zaman yoktu. "tekilerin
yanna gitmeliyim. Bu akam tavernaya gelmeye alacam. Zemin katta bir oda
tut. Girii dierlerinden ayr olsun. Gelmek iin elimden geleni yapacam."
"Ya tekrar bo yere bekleyecek olursam?" Kzn kollarn, yanaklarn okuyor,
gitmesine izin vermek istemiyordu.
"Korkma Astro. Geleceim. Sen odayla ilgilen yeter."
Yavaa kollarnn arasndan syrld, ona bir pck gnderdi ve koarak uzaklat.
Asterios bir sre daha yar karanlk avluda durarak, iindeki takn duygularn biraz
yatmasn bekledi. Sonra gmleini dzeltti ve karanlkta gremedii knn arad.
Yznde mutlu bir ifadeyle az nce yanndan aniden ayrld kadnn bana dikildi.
"Oday tutuyorum" dedi fazla lafa gerek grmeden. Aurora byk gzlerle ona
bakt. "Fakat zemin katta olmal."
"yle mi?" Kadn srtarak arkasna yasland. "Duyan da kayp sevgilini bulduunu
sanacak."
"Byle bir odan var m, yok mu?" diye sordu Asterios sabrszlkla.
"Yava ol bakalm! Paray pein verirsen istediin trden bir odaya sahip olursun."
ok eyler ifade eden bir suskunluktan sonra devam etti. "Zemin katta ve rahata
girip kabilmesi iin iki kapl. Kalbini alan kz kskanmaya baladm bile! Git ve
kocama yaptmz anlamay anlat."
Szlerini bitirdikten sonra dier mterisine dnd.
Kaitos ve Aurora'nn tavernasnda her ey sakindi. Asterios yatanda yatyor ve
geen anlar dnyordu. Sabrszlkla doruldu, pencereye yaklat ve darsn
dinlemeye balad. Sonra da kk odada bir ileri bir geri dolanmaya balad.
Sonunda tekrar yatana uzand ve gzlerini kapad.
Aniden bir glge grd, bir fslt iitti.
"Astro?"
"Ariadne!"
Gen kz evik bir hareketle ak pencereden ieriye atlad.
93
Asterios kzn scak tenindeki ter tadn ald, parmaklarn gmd salarnn nemli
olduunu fark etti.
Birbirlerine sarlarak sert yataa yuvarlandlar. Birbirlerini okuyor, seviyor ve
tadyorlard. Kz dilini Asterios'un kulanda gezdirdi ve delikanlnn ellerini
gslerine gtrd.
"Seni o kadar ok zlediler ki" diye fsldad. "Her gn, her gece. Artk
dnemiyordum, uyuyamyordum, yiyemiyordum. O kadar yalnzdm ki, az kalsn
lecektim."
"Ben de o kadar zgndm ki" diye mrldand Asterios, "ne yapacam, nereye
gideceimi bilemiyordum."
Sabah gneinin scak nlan suratna dtnde, yalnzd. Ariadne gitmiti. Fakat
geri gelecekti. O zaman onunla konuacak, ona her eyi anlatacakt.
Fakat ona ismini syleyebilecek miydi? Hayr, ne yarn, ne de br gn. Phaistos'a
giderek kralieyle bir kez daha grmeden nce bunu yapamazd.
Ya sonra? Sarayda yaamaya mecbur kald takdirde, sevgilisini grmeyi nasl
baaracakt? Boann zerinden yapt cretkr atlaylar heyecanla anlatan gzel
cambaznn nerede oturduunu hl renememiti.
Aniden aklna bir fikir geldi. Bunu nasl olup daha nce dnememiti acaba?
Gregeri'nin ona hizmetleri karlnda verdii kk bakr klesi, oda kirasn
birka gn daha karlard. Burada uygun olan her anda grebilirlerdi. Ariadne'nin
tm esrarengiz davranlarna ramen onun Chalara'da yaadndan emindi artk.
Ve Phaistos saray buradan hi de uzak deildi.
Aklna gelen ilk dnce, ayaa frlayarak her eyi yoluna koymak oldu. Fakat
sonra kendisini toparlayarak tekrar yatana oturdu. Acele etmemeliydi. nnde
btn bir gn vard daha. Sevgilisini tekrar kollarna almadan nce Aurora'yla
konumak iin yeterli zaman. afak skerken deri ipin ucundaki madalyonu kzn
boynuna taksn hatrlaynca glmsedi. Ariadne'nin gzleri, boa boynuzlan
arasndaki gne kursu gibi parlamt sevinten.
tassos'un bu mcevheri kendisine geri verdiini hi fark etmemiti. Hatta bilmeden
birka gn de yannda tamt. Ancak Chalara'ya doru giderken Hamys'in
kendisine verdii deri kese aklna gelmiti. Merope bu madalyonu ona ihtiya
duymas halinde kullanmas iin vermiti. Fakat Asterios'un sevgilisinin boynu95
nu sslemesine de itiraz etmeyecei muhakkakt. Hayatnda ok nemli bir yer
tutan iki kadm dnerek uyuyakald.
Ariadne tekrar geldi, bu ve ertesi gece. Giderek daha yuvarlaklaan ay, buday
tarlalarn ve da srtlarn yumuak yla aydnlatyordu, tik akam, karanlk
ker kmez iindeki heyecan neredeyse cinnet geirmesine neden olacakt.
Pencerenin nne dikilerek yerinden azck bile olsun kmldamamt, ta ki
Ariadne'nin ayak seslerini iitene kadar.
iki kez daha geceyi gne evirdiler ve d dnyadan soyutlandlar. Sadece beyaz
badanal oda, mum ve birbirlerini tutkuyla kucaklayan vcutlar vard.
Bilinmedik topraklar yava yava kefeden kiflere benziyorlard.
brakt. Gece yaan yamur ortala ho bir serinlik vermiti; delikanl alayc
kulann tn ve kei ngraklarnn bildik mlamalann iitiyordu. Yolun
kenarnda kuzukula ve anason yetiiyordu, kr ieklerinin canl renkleri nar
aalarnn erguvani meyveleriyle rekabet ediyordu sanki. Dalardan esen hafif bir
rzgr, ovaya hanmeli ve grgen aac kokulan tayordu.
Bir sre sonra yol tala kapl geni bir cadde halini alnca, arkasn dnd ve
Phaistos kayalklann evreleyen Messara ovasna bakt. Olgun baaklarla kapl
tarlalar deniz gibi dalgalanyordu. Daha gneyde ise gerek deniz panldyordu,
tarlalar ise orada ye-il-san renkleriyle bir oyun tahtas gibi uzanyordu. Asterios
kardaki dan ift Boynuz'a benzer kayalk zirvesine bakt; hayatn deitiren
maara oradayd. O gnn hayalleri kendisini ele geirmeden nce, yoluna devam
etti. imdi nnde ykselen katl bina cephesini yakndan seyretme frsatn
bulmutu. Pervazn genilii, tahta kalplann bykl ve at sslemelerinin
gzellii onu akna evirmiti.
97
Giri kapsnn nnde iki muhafz bekliyordu. "Kimsin sen ve ne istiyorsun?" diye
sordular ona.
"Adm Asterios" diye karlk verdi ve hl alamad yeni isminin tnsn dinledi.
"Kralie beni bekliyor."
Szlerini bitirir bitirmez kap pervaznn karanlndan mavi elbiselere brnm bir
siluet dan szld. Asterios aknlkla karsnda Ariadne ile sahilde geirdii ilk
geceden sonra grd kadnn bulunduunu fark etti. Fakat kadn onu tandna
dair en kk bir imada olsun bulunmamt.
"Asterios sen misin?" diye sordu sadece.
Delikanl yavaa ban sallad. Aniden aklna baka eyler de gelmiti. Bu kadn
Byk Saym esnasnda da Pasiphae'nin yaknlarnda bulunuyordu. Kimdi o?
Sarayda ne ii vard? O zaman kendisinden ne istemiti? Bo yere o sabah yaptklar
konumann ayrntlarn hatrlamaya alt. Ariadne hakknda sorular sormam
myd? Ve kendisi yle birisini tanmadn syleyince de aniden ekip gitmemi
miydi?
Sessizce kadn szd.
"Adm Mirtho" diye devam etti kadn dudaklarnda belli belirsiz bir glmsemeyle.
"Nihayet gelebildin! Pasiphae iki kez gelip gelmediini sordu bile. Gel, seni ona
gtreyim!"
Delikanly nce byk bir kabul salonunun iinden geirdi. Birok adam, ellerindeki
eki ve keskilerle duvardaki en st boya tabakasn kazmakla meguldler.
atlayp paraland belli olan bir resmin sadece kalntlar grlyordu artk, dev
bir kara boann arka ayaklan.
Sonra dar bir koridora saptlar ve bir sre burada yrdler, ta ki birok kap ve
odann ald geni bir salona ulaana kadar. Koridorun sonlanna doru Asterios
hzl bir hareket grr gibi olmutu; beyaz, dalgalanan, fakat hemen gzden
kaybolan bir elbise.
Byk talar denmi bat i avluya yan yana ayak bastlar. Balkonlara kan
mermer merdivenin basamaklar rengrenk hallarla kaplanmt. Gz kamatrc
gn Asterios'u hazrlksz yakalamt. Sanki krlemi gibi olduu yerde
durmak zorunda kalmt. Etraftaki glgeliklerin altndaki glme ve konumalar,
bakla kesilmi gibi son buldu.
98
k giysili birka dzine erkek ve kadn, basamaklarn zerinde duruyordu.
Boyunlarnda ve bileklerinde en iyi ustalarn elinden kt belli olan altn zincirler
parlyordu, birounun kulaklarnda ise altn ya da gm halkalar sallanyordu.
itinayla tra edilmi suratlar, dalgal salar ve kalalarn rten dar, renkli
kumalar ile erkekler bile ok dii bir grnm arz ediyordu. Kadnlarn zerinde ise
etekleri uzun yrtmal, belleri bir kuakla iyice sklan kvrml elbiseler vard.
Bazlar ellerindeki geni yapraklar ile yelpazeleniyordu, birka ise kaln peeler
vastasyla gneten korunmaya alyordu.
Asterios'un gzlerinin nnde her ey bir anda btnleerek, tek bir renk
karmaasna dnt. Sessizlik kulaklarnda nlyordu ve avularnn terlediini
hissediyordu. Var gcyle etrafa bakmaya alt.
Sonra Pasiphae'yi grd. Erguvani elbisesinin iinde kymetli bir iee benziyordu.
Yar kapal gzkapaklannda gm renkli bir panlt vard. Surat duyduu heyecan
yznden sararmt. Sa tarafnda ise olayla pek ilgilenmez grnen iri yan, salan
krl-lam bir adam durmaktayd. Teninin koyu rengi, safran ans elbisesinin
iinde neredeyse zeytin rengini almt. Gaga burnu ona eriilmez bir hava
veriyordu, dar dudaklar ise bu duyguyu daha da glendiriyordu. Marur, tehlikeli
ve asla unutulmayacak bir surat.
"Minos" diye fsldad yanndaki kadn dudaklann oynatmadan. "Kralienin ei."
Onun yannda duran zayf bir adam, heyecanla aa bakmaya alyordu. Kapkara
salan uzun suratnn iki yanna dklyordu. kk avurtlar; krmz, slak
dudaklar. Cilalanm obsidiyen kadar parlak tez canl gzleri, merakla Asterios'u
szyordu. Vcudu elbisesinin grkemli kvnmlan arasnda kayboluyor gibiydi.
"Daidalos" diye fsldad bu defa Mirtho. "Kraln miman, kendisi Atinaldr. Sol tarafa
bak. Orada Pasiphae'nin kzlann ve oullanm greceksin.
Asterios Byk Saym esnasnda grm olduu kadnlar ve krmz sal kz tand.
Bugn de beyaz elbiselere brnmlerdi. Bir basamak aada duran olanlarn
nlkleri de beyazd. Pnl
99 prl parlayan yalanm vcutlar ile prenslerden ziyade greilere benziyorlard.
En byklerinin sar salar gnein altnda altn bir mifer gibi parlyordu.
Ve sonra da assos'un evindeki kadn grd. Hatasu, altn rengi elbisesinin iinde,
fildiinden yaplma bir heykel gibi narin ve zarif grnyordu. Babas olmas
muhtemel gl bir adamn yannda duruyordu. Asterios kadnn surat ifadesini tam
olarak anlayamamakla beraber, Hatasu gzn bile krpmadan bu yana bakyordu.
Sessizlik, gnein altnda yanan avluya ar bir yk gibi kmt. Sonra, nihayet
Pasiphae konumaya balad.
"Yakna gel Asterios!" diye seslendi ona. Delikanl onun ne kadar heyecanl
olduunu anlamt. "Bana bu n tattrdn iin sana kran borluyum Byk Ana.
Bugn nihayet yllar nce Mi-nos'un bana yapt byk hakszln telafi edildiini
rendim."
Yanndaki adam onu susturmak ister gibi bir hareket yapmaya kalkt. Fakat sonra
elini tekrar aa indirdi.
Pasiphae sert bir sesle fsldamaya balad, fakat avlunun yuvarlak biimi syledii
her kelimeyi rahatlkla anlalr bir ekilde
aksettiriyordu.
"On alt yldan daha uzun bir sre nce ocuklarm terk etmek zorunda kaldm.
Beni bir caniymiim gibi kovaladn, ocuklarmn ve karnmdaki bebein yaamn
tehdit ettin. nk karnmda kutsal evliliin meyvesini, Beyaz Boa'nn ocuunu
tayordum."
Kralienin gzleri ate sayordu.
"O zamanlar kralielik haklarm ayaklarnn altnda inemitin. Oysa douran
"Kralienin olu olarak Phaistos Saray'na ho geldin!" Sesinde zoraki bir sknet
seziliyordu. "Tanra seni korusun!"
"Teekkr ederim" diye karlk verdi Asterios mahcup bir ta101
:
IIi
>
!
bir
,jj
i! I
!
'
krdad.
"Neden bizden farkl olasn ki?" diyerek srtt Deukalion so-
sesleri ykseldi.
"Geliyorlar! Geliyorlar!"
le gneinin parlak nlar altnda avluya kapkara bir boa dald ve doruca
tribnlere saldrd. Az kpkler iindeydi. En alt sralarda lklar ve haykrlar
ykseldi, hatta birka kii yukarlara kamaya yeltenince, herkes onlarn acnacak
haline kahkahalarla gld.
Boa tribnlere saldrmaktan vazgeerek br tarafa dnd. ,
iki dzine gen erkek ve kz, hayvann etrafnda dans edi-
Yaklak
eden Tyro. Kutsanma sreci esnasnda dier adaylar onlara yan alayl, yar kskan
"ayrlmazlar" olarak sesleniyordu. Fakat aradan ok zaman gemiti, en azndan
kez on yl ve o zamandan beri ok ey deimiti.
Minos'un kaderi daha ta o zamandan izilmiti. Adaylk sresinin sonlarna doru
kralienin gelecekteki kocas olarak belirlenmiti. Gen bir erkein hayal gcn
iddetle altran bir durum. Halkn tanra olarak kabul ettii kudretli Girit
kraliesinin yannda, ona yapacak bir ey kalr myd acaba?
Eski geleneklere gre kraliyet srlerinin bakm ve muhafazas ona aitti, Girit'in
bereketi iin byk nemi haiz olan sulama kanallar da onun sorumluluu
altndayd. Bunlara ramen, her eyin zerinde tanrann yeryzndeki tezahr
olan kralie yer alyordu. ok ey, daha dorusu her eyi isteyen hrsl bir delikanl
iin, ne kadar ac bir tablo! Daha o gnlerde bile direni fikirleri domaya balamt
zihninde. Asla kadnlarn bir kuklas olmakla yetinmeyecekti!
Garamos, Aiakos, Tyro ve o, kutsanma srecini byk bir renme azmiyle, fakat
eletirel gzlerle sona erdirmilerdi. Kadnlarn geleneksel bilgilerini giderek daha
fazla reniyor, ilerindeki phe de ayn oranda artyordu. Gerekten de
kendilerine biilmi rolleriyle yetinmek zorunda mydlar? Rahibeler gruhu mu
belirleyecekti onlarn kaderlerini?
lerinde bitmez tkenmez bir kar koyma atei yanmaya balamt. Onlara
retilen bilgiler, gelecein hakkndan gelmek iin yeterli miydi? Onlann yerini
alacak daha yeni, daha nemli bir eyler yok muydu?
105
Kendi aralarnda tartmalar yaparak, erkeklerin de dinsel ve siyasal konularda sz
sahibi olduklar bir dnyann hayalini kuruyorlard. Her iki insan trn, yani kadn
ve erkei, tanra yaratmam myd? Buradan karlacak mantksal sonu, ynetme
ve karar verme yetkisinin her ikisine de ait olmas gerektii deil miydi?
leride yapmaya cesaret edecekleri ayaklanma giriiminin tohumlan ite o scak yaz
gecelerinde atlmt. Kendisine biilen rol ok ciddiye alan Minos, onlarn szcs
konumundayd. Dier arkadalar da onun liderliini kabul ediyor, sylediklerini
heyecanla destekliyorlard
Kuzey kanadndaki tadilat ilerini grmek zere Aiakos'u beklerken, dnceleri
devaml gemite dolanyor, ok zledii arkadalanna taklp duruyordu. Beraber
denize son dallanndan bu yana ne kadar zaman gemiti? Kadnlarn
hkmranlna kar bakaldrdktan sonra bir daha yapamamlard bunu. Baansz
giriimleri aralanndaki birlii datmt. Garamos, Pasiphae veya fkeli
yardmclannn kendisini herhangi bir yere srgne gndermelerini beklemeye hazr
deildi. Zehir ierek intihar eden arka-dalannn trajik sonu, Minos ve Aiakos'u
yreklerinin tam ortasndan vurmutu.
Tyros'un znts ise snr tanmyordu. nce kendisini gnlerce odasna
hapsetmi, sonra hizmetkrlarna teker teker yol vermiti. Sonunda da Knossos
sahilindeki lks villasn terk ederek, Nida dalarnn eteklerindeki yan maara, yar
kulbe garip bir eve mnzevi bir kei olarak yerlemiti. Arkadann kara kuru
surat gnlerden beri kafasndan kmyor ve zihnini megul edip duruyordu.
Ya Aiakos? Minos'un nc arkada, Msrl karsnn ve kznn yaad Nil nehri
kysna yerlemiti. Neith'in lmnden sonra ise kz Hatasu'yla birlikte Girit'e geri
dnmt. Pasiphae onun dnn pheyle izlemise de, herhangi bir engelleme
giriiminde bulunmamt. Minos onun nasl olup da Aiakos'u eskiden olduu gibi
boa cambazlannn retmeni olarak atadn bir trl anlayamamt. Acaba bu
greve layk baka birisini bulamad
106
iin mi? Fakat Pasiphae kocasnn en iyi arkadann ayaklanmaya olan katksn
asla unutmam ve onun Minos'la olan sarslmaz dostluunu gz ard etmemiti.
Yine de iki arkadan bir daha herhangi bir bakaldra cret edemeyeceklerini
dnyor olmalyd.
Minos o Byk Saym gnn asla unutamayacakt! Aslnda asilerin hazrlklarn
tamamlamalan iin, daha en azndan bir yla ihtiyalar vard. Fakat o skntl
austos gecesinde, Pasiphae'nn yzlerce insan nnde o boa cambazyla
birlemesinden sonra, Minos harekete gemeye karar vermiti.
Bugn bile karsnn boa maskesi tayan adamn altnda zevkten kendinden
geerek inlediini grr gibi oluyordu. Olduu yerde donup kalarak gzlerinin
nnde cereyan eden bu korkun sahneyi izlemiti. inde n alnamaz bir
kskanlk duygusunun ykseldiini fark ediyordu. Onun iin bu sahne Girit'e bolluk
ve bereket getirmesi iin Gksel nei temsil eden barahibenin, denizden gelen
Beyaz Boa'yla iftlemesi deildi. Hayr, geleneksel Kutsal Evlilik'ten apayr bir
eydi bu! Karsnda grd, evresinde olup bitenleri fark edemeyecek kadar
birbirinden gemi, lgnca sevien iki insand. Onlann yanna gitmeyi, adamn
yzn saklayan boa maskesini ekip almay ve ban atletik vcuduna
kabzasna kadar saplamay o kadar ok isterdi ki... Fakat bunlardan hibirisini
yapamad. Kutsal Evlilik treni herhangi bir olay kmadan sona ermiti.
Sonra Pasiphae bir de hamile kalnca, kskanl artk snr tanmamaya balamt.
Minos bir yandan kadna ar ithamlar ve ac sorular ile eziyet ederken, dier
yandan da gizli faaliyetlerine harl harl devam ediyordu: Sadece ticari amal
olmayan bir gemi filosu hazrlatyor, silah ve savunma gereleri yapmnda
iki rahibe, talihsiz bir kaza sonunda ld. Pasiphae hemen o gece
harekete geerek, kocaman karnyla saray terk etti ve gneye do-
ru kamaya balad.
Asilerin elinden artk tm kartlar ak oynamaktan baka ne
,
gelebilirdi ki? Minos, iktidar deiikliini halka bildirme zamannn geldiine karar vermiti.
kendisi gerekletirmek
'
iin elinden gelen her eyi yapt. Eer obanlar ve kyl kadnlar
Asiler kendilerinden son derece emindi. Fakat isyan baarya ulamad. Alelacele
toplam olduklar erkekler ordusu hibir eye hazr deildi ve iler ciddilemeye
balaynca adamlar evlerine dndler. Elebalarn evrelerinde bir avu gvenilir
adamdan bakas kalmamt, onlar bile kadnlarn gazabndan korkuyordu.
Byk Saym gn Pasiphae'nin yerine gemek isteyen Minos, tahtta Jesa'nn
oturduunu grd. ift Azl Balta kucan-dayd. Yzlerce kadn etrafnda etten bir
duvar rmt. Tek bir silah yoktu ortada, sadece gzler, gsler ve kollar.
Halk bararak kraliesini isterken, her eyi gze alm rahibeler Minos ve su
ortaklarnn etrafn evirmiti. Onlarn da ne mzraklar, ne de hanerleri vard;
fakat Bilge Kadnlar davranlar ile ok sayda silaha sahip olduklarn, icabnda
bunlar bir an bile ekinmeden kullanacaklarn, yanl anlamaya meydan
vermeyecek bir ekilde erkeklerin kafalarna sokmulard.
Erkekler yenilgiyi kabul ederek geri ekildiler. Neler olup bittiini hibiri tam olarak
anlayamamt,
Ksa bir sre sonra Pasiphae geri dnd, fakat
kucanda bebei olmadan. Herkes gibi o da ocuun doum esnasnda ldn sanyor ve bu
iin tek sorumlusunun Minos olduunu kabul ediyordu. Minos kendisini her eye
hazrlamt, fakat kadnn kendisine k yelleri kadar souk davranacan hi mi hi
hesaplama-mt. Yoldalann ku umaz kervan gemez yerlere srdkten sonra
bile Pasiphae Bilge Kadnlar'n rettii gibi ona souk ve ilgisiz davranmaya devam
etmiti. Kadn evreleyen buzdan em108
5er sadece bir kere krlmt, o lk sonbahar akamnda, Minos'u bile artan bir
davranla onu yatana almt. Ve o gecenin meyvesi Phaidra oldu.
Ertesi sabah Pasiphae kocasndan daha da ok nefret etmeye balamt. Hele en
gen ve dolaysyla tahtn varisi olan kznn zor doumu, aralarndaki uurumu daha
da derinletirmiti. Pasiphae az kalsn fazla kan kaybndan lecekti ve bu durumdan
da Minos'u sorumlu tutuyordu.
Pasiphae olup bitenlerden hibirini unutmuyor ve affetmiyordu, intikam almak ve
bedel detmek istiyordu. Sarayn tren avlusunda yapt k, aradan geen bunca
yldan sonra bile bu meseleye ne kadar nem verdiini gsteriyordu. zellikle de
Asteri-os'un yaadn rendikten sonra.
Aiakos aniden yannda beliriverince Minos bo bulunup irkildi.
"zr dilerim" dedi yeni gelen. "Genler arasnda ufak bir kavga km, onu
yattrmak zorunda kaldm."
"nemli deil, hatralarm gzden geirmem iin iyi bir frsat verdin bana" dedi
Minos glerek. "Gel, gidelim."
ki yarm stunlu byk bir kapdan geerek, kraliyet ailesinin yaad sarayn
kuzey blmne ayak bastlar. Son ziyaretlerinden bu yana tadilat almalar gzle
grlr bir ekilde ilerlemiti. Kerpi tula duvarlar yeterince ykselmi,
aralarndaki har oktan donmutu. Tavan ve duvarlara al ekilmi; keler
kabartmalar ve frizlerle sslenmeye balanmt, ileride Pasiphae'ya ait olacak
odalarda iiler mermer kaplamalar kzl renkli kuvars kumuyla ci-lalamakla
meguldler.
Minos Aiakos'a el sallayarak yan odaya gelmesini iaret etti. Spiral ve gl
motifleriyle ssl bir kapdan geerek, rzgrdan korunan bir terasa ktlar.
sa. Ondan sonra kopmaz balarla tanraya balanacak ve bu balar zaman iinde
daha da sklaacakt. Pasiphae'nin en gen kz olarak sadece tahtn deil, ayn
zamanda barahibelik makamnn da varisi oluyordu.
"Asterios kehanetin bize geleceini bildirdii kiidir" diye karlk verdi Mirtho
sknetini bozmadan. "Sizin de gayet iyi bildiiniz gibi kehanet bunu bir kez deil,
pek ok kere bildirdi. Bir-gn o da bizim yaptmz gibi tanraya hizmet edecek."
"Fakat o bir erkek!" diye itiraz etti Eudore. "Ona etek bile giydirsen, cinsiyetini
deitirmen mmkn deil!"
"Onu kardeim Merope'nin byttn unutmayn! Onu sradan bir erkek olarak
m yetitirdiini sanyorsunuz?"
"Etek falan giymeyecek" dedi Pasiphae. "O Kutsal Evliliin tohumundan olma,
dolaysyla da onun olu!"
"yi ama her eye ramen vcudu ayn vcut! Ne adet grdne, ne de
dourabildiine gre, dnm srecini nasl tamamlayacak ki?"
"Kutsanma yolunda o da yryecek" diye karlk verdi Pasiphae emredercesine.
"Hem de dierlerinden daha hzl olarak. Sonra da tanraya adanacak ve onun
hizmetine girecek. Kendi ellerimle yapacam bunu."
Kadnlarn birou Pasiphae'yi hl inanmayan ve gvenmeyen gzlerle szyordu.
"Bir zamanlar kocann balad ii imdi sen mi bitirmek istiyorsun?" Jesa kadnlarn
ortak korkusunu dile getirmiti. "Kadnlarn hkmranlna yumuak bir ekilde son
mu vereceksin? Erkeklerden bir tanesini bile rahip olarak aramza kabul edersek,
dierleri de hi vakit kaybetmeden devlet ilerinde sz sahibi olmak iin bizi
zorlamaya balayacaktr."
"Biz bir erkei deil, sadece Zambaklar Prensi'ni alyoruz aramza! Ve bu da onun
en doal hakkdr. Bizi sadece onun kurtarabileceini unutmayn! Byk Ana'nm
arzusunu yerine getirmek iin bana yardm etmenizi, beni desteklemenizi
istiyorum."
Kazanma. Dierlerinin suratndan okuyordu bunu. Kadnlarn tanrayla olan
anlamalar, her trl honutsuzluk ve fkeden daha kuvvetliydi.
114
"steini sadece imdilik kabul ettiler" dedi Mirtho beraber saraya dnerken. "Fakat
bir sre sonra bir araya gelecek ve hakllklarn ispatlamak iin yeni deliller bulmaya
alacaklar."
"Sen de ayn eyi yapsan iyi olur." Pasiphae durdu ve Phaid-ra'nn biraz
uzaklamasn bekledi. "Biz de ayn ekilde bir araya gelerek konumalyz - sen ve
ben" dedi alak sesle. Kalarnn arasndaki derin izgi, ne kadar asabi olduunu ele
veriyordu. "Akll kardein Merope de en ksa zamanda bize katlsa ok iyi olur.
Bunca yl kandrdnz beni! Bana gerek maksadnzn ne olduunu syler misin?"
"Merope ve ben de tanraya kutsal anlamayla balyz" dedi Mirtho sert bir sesle.
"Yaplmas gerekeni yaptk - tanrann adna. Girit'in gelecei senin duygularndan
daha nemlidir. Yoksa unuttun mu bunu kzm?"
Asterios gnlerden beri bo yere Ariadne'den bir haber, bir iaret bekliyordu. ine
dt sersemlikten kendisini ancak o kurtarabilirdi. Baka bir lemde yayordu
sanki, her ey ona uzak, bouk, yabanc geliyordu. Kuzey kanadnn tadilat
almalan henz sona ermedii iin, onu geici olarak sarayn gney kanadndaki
bir daireye yerletirmilerdi, i ie gemi iki odadan oluan daire ferah ve
aydnlkt, az sayda sekin mobilya ile denmiti.
Fakat Asterios'un gz ne duvardaki av sahnesi kabartmasn, ne de Pasiphae'nin
vakit geirmesi iin gnderdii mermer ve fil-diinden yaplma oyun masasn
gryordu. Kralienin kendisi iin dnd her eye alacak derecede az ilgi
gsteriyordu. Yemek yerken kardelerinin sorularna kaamak ve dalgn cevaplar
veriyor, neredeyse bir budala gibi davranyordu.
Yan kardelerinin hibirini kendisine yeterince yakn hissetmemiti. Deukalion
balangtaki yaknlama gayretinden imdilik vazgemi grnyordu, karanlk
suratl, iine kapank Katreus zaten ok az konuan bir yapya sahipti. O ve
kardelerin en k olan Glaukos, Asterios'a yaklamyor; onu sadece uzaktan
seyretmekle yetiniyorlard.
Asterios ise bunlann hibirinin farknda bile deildi. Fazla ko115 numak zorunda kalmad iin seviniyor ve ilk frsatta ortadan kaybolarak tekrar
odasma ekiliyordu. Saatler boyunca yataa yatyor, gzlerini tavana dikiyor ve
kafasn patlatrcasna dnyordu. le sca sona erdii zaman, bazen baheye
karak odasnn az ilerisindeki ulu narn glgesinde oturuyordu. Fakat burada,
scak otlarn zerinde otururken bile, kalbi huzur bulmuyordu.
Aniden kardei olan sevgilisinin akbeti hakknda birka kez birilerine soru sormaya
cesaret etmiti. Son derece dikkatli, son derece rkeke, nk kendisini ele
vermekten d patlyordu. Fakat rendii koca bir hiti. Deukalion ksa ve net bir
cevap vermiti: Ariadne kendisini iyi hissetmiyordu ve Mirtho'nun bakm altndayd.
Gen bir kz gibi gld ve Asterios ilk kez olarak kralienin yznde Ariadne'yi
andran bir eyler grr gibi oldu. Elinde olmadan kaslmt. Pasiphae onun endieli
baklarn yanl deerlendirdi.
"Korkmana gerek yok olum! Yoksa seni onun ellerine teslim edeceim mi sandn?
Niyetinin ne olduunu imdilik bilmiyorum. Ama her halkrda ondan abuk
davranacaz."
"Ne olursa olsun, umurumda deil" diye mrldand Asterios. "Bazen buraya hi
gelmemi olmay diliyorum."
"Ne! Byle bir eyi dnemezsin bile!" diye bard Pasiphae fkeyle. "Bu tr
szleri senden bir daha asla iitmek istemiyorum." Kadn Asterios'un mutsuz yz
ifadesini grd ve bir anda yumuad. "Senin iin hi de kolay olmadn biliyorum.
Saray, bir ym insan, uyman gereken bir sr kural, imdiye kadar srd117
gnden bambaka bir hayat." Asterios'un bir ey demesine meydan vermeden,
hemen konumaya devam etti. "Fakat sana yardm etmemize izin vermen gerekiyor
Asterios! Benim ve kardelerinin yardmn geri evirip, mark bir ocuk gibi odana
kapanman dorusu sana hi yakmyor. Bir an nce kendini toparlamaya
balamann vakti geldi artk."
Asterios soran gzlerle bakt ona.
Pasiphae gizem dolu bir fsldamayla konumaya balad.
"Beni iyi dinle Asterios! Girit tehlikede. Byk bir tehlike! Ne olduunu henz tam
olarak bilemesem bile, yaklaan tehlikeyi tm varlmla hissediyorum. Merope sana
eski efsaneleri anlatt m?"
"Pek ounu" diye temkinli bir karlk verdi Asterios.
"O halde 'Zambaklar Prensi' hakkndaki kehaneti de bilirsin."
"Tehlike annda ortaya kaca ve aday yok olmaktan kurtaraca syleniyor.
Byk Ana'nn bir rahibi olmas gerek" diye sze balad biraz tereddt ederek.
"Evet, bir rahip!" diye szn kesti kralie. "Kutsal evlilik gecesinde, denizden
gelen Beyaz Boa ile barahibenin yaptklar baerkekV
Asterios tek kelime etmeden ona bakyordu.
"imdi anlyor musun olum?" dedi kralie sonra. Asterios, seim ans olmadn
biliyordu. "Kehanetin geleceini bildirdii adam sensin! Bilge Kadnlar senin
tanrann rahibi olarak kutsanman kararlatrdlar. Tanraya bu yce grevde
hizmet eden ilk erkek sen olacaksn! Bu nedenle mmkn olan en ksa zamanda
kutsanmlarn arasna katlman lazm. Adaylarn kutsanma srecinin oktan
baladn biliyorum, bu nedenle epey hzl yol alarak onlan yakalaman gerekecek.
Fakat bu Pasiphae'nin olu iin pek zor olmasa gerek, yle deil mi?"
Birka gn sonra dier adaylarla bir araya geldi. Toplam otuz kiiydiler. Bunlardan
on drd Atinal gen olan ve kzlard, dierleri ise Mallia'daki bir balang
dneminden sonra, ksmen Phais-tos'ta, ksmen de Knossos'ta eitim almaya
devam eden Giritli genlerdi. Asterios annesine bundan sonra da saraydaki
dairesinde
118
oturmasna izin vermesini rica etmiti. Aiakos ise bu zel muameleye iddetle kar
kmt. Kimsenin kiisel duygular yznden zel bir muamele grmesi taraftar
deildi. Ancak Pasiphae'nin araya girmesi sonucunda, istemeden de olsa bu duruma
ses karmad.
Yine de saraydaki gnlerinin sayl olduunu biliyordu Asteri-os. Bir sre sonra
kendisi de saray arazisinin dndaki alak binalarda, dier adaylarla beraber
yaamaya balayacakt. Ve o zaman Ariadne ile gizlice iliki kurmaya almas,
neredeyse imknsz bir hale gelecekti.
Adaylarn kutsanma yolu, ta eskilerden beri drt element arasndan geiyordu. Girit
inanna gre Byk Ana bu drt elementten yaradln btnln oluturmutu.
Her aday geleneksel usullere gre su, toprak, hava ve ate ile yzletiriliyordu.
idrakin drt basamana ulaan yolun hatlar ok kesin olarak belirlenmiti;
bunlardan herhangi bir biimde sapmak yasakt. Bir basamaktan dierine gei,
ancak uzun bir hazrlk srecinden sonra mmkn olabiliyordu. Genlerin tabi
tutulduklar ruhsal ve bedensel pratik, doann bu ok eski, kar konulmaz
kudretine yava ama emin admlarla ilerlemelerini salyordu.
Kzlar ve olanlar, o an srada olan elementle nasl baa kacaklarn da renmek
durumundaydlar elbette ki. Bunun iin de bol bol bedensel ve ruhsal egzersizler
yapmalar gerekiyordu. Aste-rios dierlerine aradan epey zaman getikten sonra
katld iin, olduka sk almas gerekiyordu. Bu nedenle Ariadne ile karlama
frsat kollayacak zaman bile bulamyordu artk.
Sabah yakarndan hemen sonra uzun bir yrye kyor, sonra da vcudunun
eviklii iin esneme-uzama egzersizleri yapyorlard. Bunu takip eden akrobasi
idman ise, genel olarak leye dek sryordu. leden sonralar adaylarn
kendilerine aitti, diledikleri gibi vakit geirebilirlerdi. Asterios leden sonralarn
zel retmenleri olan Kaptan Kephalos ve Paneb'e ayrmt. Yukar Msrl, otuz
yalarnda bir adam olan Paneb, gen yana ramen tecrbeli bir gemi yapmcs
olarak kendisini kabul ettirmiti.
Dierleri yzmeye veya yelken kullanmaya giderken, Asterios tm vaktini eitli
denizci dmlerini birbirinden ayrt etmeye
119
ff
almakla, bir Kymbe veya zarif bir Gaulos iin hangi aalarn tahtalarnn
kullanlmas gerektiini renmekle geiriyordu. Gemicilik ilminin, hava rasadnn ve
haritacln yan sra, dmencilik ve gkbilimi dersleri de alyordu. Merope ona daha
nce yldz kmelerinin biim ve isimlerini retmiti; imdi yapt bunlar tekrar
edip hatrlamaktan ibaretti.
Bir sre sonra grd teorik eitim, pratik uygulamalar ile desteklenmeye balad.
Paneb onu sk sk kraliyet filosunun yaz aylarnda demirledii Kommos'a
gtryordu. Girit'in en nemli tersanelerinden birka da orada bulunuyordu.
Adann gney kesiminde baka hibir ehir bu kadar korunakl koylara sahip deildi.
Byk liman, ehirle ayn ismi tayan rman denize dkld yere kurulmutu.
Kuru havuzlara ekilerek bakm ve onarmlar yaplan gemilerin mrettebat, bu
arada ime sularn tazeleme frsat buluyordu.
Asterios ilk olarak iki direkli bir yelkenlinin gvdesinin hangi aamalardan geerek
o zarif biimini aldn hayretler iinde seyretti. Olaya biraz altktan sonra ise, bir
grup marangozun yannda alarak, geminin kaplamalarnn nasl yapldn ve
yerine nasl takldn rendi.
Sedir kalaslar, tahta yongalar, baltalar, testereler, kemik tutkal ve ot demetleri
arasnda geen gnler uzun ve yorucuydu, fakat Asterios memnundu. Ustalar ve
iiler arasnda kendisini sarayda olduundan ok daha iyi hissediyordu, yetenei
sayesinde ksa srede kendisini herkese sevdirmiti. retmenleri de onun
gsterdii ilerlemeden gurur duyuyordu ve Pasiphae her frsatta olunun durumu
hakknda bilgi almay hi ihmal etmiyordu.
Minos bile Asterios'a kar zel bir ilgi gstermeye balamt ve sk sk dersin tam
ortasnda kp geliyordu. Kraln delici baklarnn altnda Asterios kendisini olduka
rahatsz hissediyordu. Fakat Minos ona anlalmaz bir ekilde dosta davranmaya
balamt, hatta bazen aniden sorduu sorulara verdii zekice cevaplar karsnda
memnuniyetini gizlemeye bile gerek grmyordu.
Birden kalasnda bir dokunu hissetti. gdsel olarak irkil-miti. Aniden sular
yanld ve tam yan banda bir yunusun gm renkli gvdesi belirdi. Asterios'un
neler olup bittiini tam olarak kavramasna frsat kalmadan, hayvan gzden yitip
gitti.
Fakat tekrar geri geldi. Przl hissi uyandran az ile, oyun oynar gibi Asterios'un
dizine hafif hafif defalarca vurdu ve baldr-lanna srtnd. Sonra suyun yzeyine
karak, delikanldan bir ka-n uzakta yzmeye balad. Sonra tekrar yok oldu. Bir
an sonra ise, geni bir kavisle Asterios'un zerinden muhteem bir ekilde srad ve
aprtyla suya dt.
Yunus tekrar su yzne karak, delikanlnn etrafnda giderek daralan emberler
izmeye balad, sonunda da omzunu burnuyla drtkledi. Asterios elini uzatt ve
hayvana dokundu. Derisi parlak ve przszd; onu yavaa okad. Hayvan onu
bir kez daha drtkleyince sanki ryadaym gibi onun ne sylemek istediini anlad
ve yunusa sk sk tutundu. Birlikte dalgalan yararak ilerlemeye baladlar; Asterios
bu zahmetsiz yolculuktan byk bir haz duyuyordu.
kisi arasnda ayn gayn yoktu artk. Hayvann przsz vcuduyla birletii anda,
suyun muazzam gcnn vcuduna dolduunu hissetti. ine dolan her dalga eskiyi
silip gtryor, yeni bir yaam iin yer ayordu. Kapal gzlerle gnein etkisiyle
suyun buharlaarak gkyzne kmasn, bulut haline dnerek aa yamasn
ve nehirler halinde dalardan akarak tekrar denize kavumasn izliyordu. Btn
yaam biimlerini iine alan ebedi deveran kavnyor ve kendisinin de tm
yaayanlara bir paras olduunu
126
hissediyordu. inde phe ve inkrdan eser bile kalmamt artk; snrsz bir
ekilde teslim olmu ve grevini koulsuz olarak kabul etmiti.
Yunus yava yava ondan uzaklap derinlerde gzden kaybolduu zaman, Asterios
olmas gerekenlerin olmasna izin vermeye hazrd artk...
TOPRAK
Akakallis salkl bir kz ocuu dourmutu. Mutlu haber Phais-tos saraynda
cokulu enliklerle kutland ve adadaki rahibelerin tm sunu trenleri, meale
alaylar ve kran yakarlar dzenleyerek tanraya hamdsena ettiler. Kehanet
onlara kk kza Dind-yme adn vermelerini bildirmiti ve bylece ocuk dalarn
Byk Ana'sna adanm oluyordu.
Doumdan hemen sonra Pasiphae ve dier aile fertleri lousa yatann bana
toplanarak, daha imdiden kapkara salara sahip olan kk, krmz bebei
seyrettiler. Ariadne bile ksa bir sre iin kz kardeini ziyaret ederek iyi dileklerini
bildirdi, fakat hemen sonra izin isteyerek oradan ayrld. Allmadk derecede
suskun olmasna ramen, iyi olduunu sylyordu. Ailenin dier fertleri gelmeden
tekrar ortalktan kaybolmutu bile.
Herkes bebek iin hediye olarak zel bir tlsm getirmiti: inci taneleri, deniz
kabuklar, zel biimli akl talar, amber veya boyal deri paracklar. Yeni domu
bebein boynundaki deri ipin ucunda sallanan ve tad ismin koruyucu etkisini
artrmas beklenen altn mhr ise, Minos'un hediyesiydi.
Doum olduka zor olmutu ve neredeyse btn gn srmt. Fakat Mirtho
bunun byle olacan bildii iin hazrlklyd. Daha haftalar ncesinden ocuun
ana rahmindeki duruunu deitirmek iin uzun uzun masaj yapm, fakat olumlu
bir sonu elde edememiti. Yine de iki ebenin de yardmyla ters gelen ocuu
salkl bir ekilde dourtmay baarmt.
127 .
Akakallis ise olduka fazla kan kaybetmiti, solgun ye yorgun bir grn vard.
Yatak istirahat ve iltihaplanmay nleyici da ilei yapra ay, gcn
toparlamasnda ona yardmc olacakt. Yine de ocuunu kendisi emzirmek istemu.
Gsten ananda-ki oval ta stun atasn dzenliyordu, Dindyme ise dikkat
ekecek kadar itahl bir bebekti.
Anayla ocuk birbirleriyle o kadar meguldler ki, gen babann elinden onlan
uzaktan seyretmekten baka bir ey gelmiyordu. Geri ikstos zengin ve soylu bir
aileye mensuptu, fakat ekingen mizac, onun karnnn yannda glgede kalmasna
neden oluyordu. Aile efrad arasna o kadar gze batmayacak bir ekilde karmt
ki, kendisini tanmayan birisi onu rahatlkla Pasphae ile Mnos un oullanndan birisi
sanabilirdi. O da Akakallis kadar ince yaphve kL salyd; karsn ta ocukluundan
bu yana tanyordu Aka-kallis'in kardeleri e de uzun sredir arkadalk yapyordu
Fakat son yllarda zellikle Deukalion ile samimiyeti olduka ilerlemiti, nk
kendine olan gveni yznden ona buyuk bir sayg besl^Asterios pratiklerine sadece ksa bir sre ara vermiti Fakat yeni doan bebekle
annesi arasndaki duygusal iliki onu huzun-lendirmf ve kendi ocukluu ile ilgili
anlarn iine dalp gitmesine neden olmutu. Hatta Merope'nin srd amber
kokusunu bile odann iinde hisseder olmutu. Oradan aynlablmek iin geerli bir
mazeret bulduuna sevinmiyor da deildi bu arada.
Boa dansndan nceki son gnlerde Aiakos idmanlar sklatrmt ve
rettiklerinin harfiyen yerine getirilmesini istiyordu. Adaylar, karlanna kacak
olan hayvanlarn eviklii ve davran biimleri hakknda fikir sahibi olmak iin, uzun
sre danalar zerinde altrma yapmlard. Fakat adm adm yaplan bu
129
Asterios retmeninin baklarn zerinde hissedince, ban ne emiti.
retmeninden holanmasna ramen, ilikileri en bandan itibaren biraz sorunlu
olmutu. Aiakos nceleri ona yaplan zel muameleden honut deildi, Asterios
dier adaylarn kald basit binalardan birine tanmasna ramen aralarndaki
gerilim tam olarak ortadan kalkmamt.
Kzlar ve erkekler iin ayr ayr binalar vard; Asterios saraya en yakn olanlardan
birine yerlemiti ve Bitias ile ayn oday paylayordu. Adaylarn en genci olan
elimsiz yapl, sansn Atinal, bir keresinde biraz utanarak da olsa, hl mitle
bymeyi beklediini sylemiti Asterios'a. Ksa bacaklar yznden hzl komakta
olduka zorlanyordu ve Aiakos'un srekli uyarmak zorunda kald cambazlarn en
banda geliyordu.
"Ne yapaym, yeteneksizim ite" diye szlanyordu tm idman boyunca ve zgn bir
srtmayla bembeyaz dilerini gzler nne seriyordu. Hafif yumru kk burnu ve
saman sars salar ile, gerekten de saf ve ocuksu bir grn vard. Sesi de bir
ocuk sesi gibi ince kalmt, arkadalar onunla bu yzden de sk sk alay
ediyorlard. "Ne kadar alrsam alaym, asla baaramayacam ok iyi
biliyorum!"
Baarsz olduu her hareket sonras Aiakos onu balang noktasna geri
gnderiyor ve bir kez daha denemesi iin tevik ediyordu. Bitias ise gerilerek hz
alyor ve bu defasnda yan yana dizilmi aa ktklerinin zerinden gzel bir salto
atmay baaryor, fakat yere derken frtnaya tutulmu bir yaprak gibi
sallanyordu.
Aiakos ise asla memnun olmuyordu. "Dizlerin daha yumuak olmal!" diye kzyordu
ona. "Cilalanm bir kalas kadar sertsin! abuk, bir kez daha dene! Sizler ne
duruyorsunuz? Sylediklerim hepiniz iin geerli! abuk, abuk, i bana!"
Boa dansndan bir gn nce her zamanki programda bir deiiklik olmutu. Ksa
bir sabah gezintisinden ve birka esneme-uzama egzersizinden sonra, Aiakos
adaylara akama kadar izin vermiti. Onlardan gn sknet iinde geirerek, yarn
yaayacaklar tecrbeye ruhen ve bedenen hazrlanmalarn istemiti.
130
Asterios geceyi kbuslar iinde geirmi ve sonra da durup (jinlenmeksizin
Ariadne'yi dnmt. Bitias ekingen bir sesle kendisiyle beraber yryp
yryemeyeceini sorduu zaman, buna olduka memnun oldu. Fazla uzaa
gitmediler. Eskiden Phais-tos'un en byk ime suyu deposundan biri olan kk bir
gln aysnda durdular. Artk byk bir su kemeri vastasyla saraya dalardan taze
Asterios yldzlarla dolu geceye knca derin bir nefes ald. Hemen yatsa bile
uyuyamayacan biliyordu. Admlar istemi dnda sarayn bat blmne yakn bir
yere, Ikaros ve babasnn oturduu gzel villaya ynelmiti.
Uzaklardaki ift Boynuz'un ge ykselen zirveleri arasnda ay teknesi parlyordu.
Evin ii karanlkt. Arkadann hl uyank olduunu belli edecek ne bir k, ne de
bir grlt vard. Asterios bir sre tereddt ettikten sonra, kapy vurdu.
"Buraya geleceini tahmin etmitim" dedi Ikaros onu selamladktan sonra, ierisi
darmadankt ve mine buz gibiydi, yllardan beri el dememiti sanki. Sert
zeytin tahtasndan yaplan masann stnde, Ikaros'un keif gezilerinden getirdii
maddeler ylyd: aa kabuklan, kara yosunu paralan, paralanm bir bal
petei.
"Gel, otur uraya" dedi Asterios'u kolundan ekerek. "Anlat bakalm! Yarnki byk
maceradan nce kendini nasl hissediyorsun? Biraz heyecanl gibisin."
"Aslnda imdi tanraya bana yardm etmesi iin yalvanp yatrmalydm" dedi
Asterios. Sesinde belli belirsiz bir aclk vard. Buraya gelmesine neden olan
duygulan kelimelerle ifade etmekte glk ekiyordu.
133Ikaros bir ya lambas daha alp yala doldurdu ve fitili yakt. Sonra da ksa bir an
arkadan szd. "Yoksa bkp usandn m sylemek istiyorsun? Hem de sen!"
"Bugn her ey o kadar garipti ki" diye kaamak bir karlk verdi Asterios. "Aiakos
aslnda bizi yattrmas gereken uzun bir nutuk at. Fakat syledikleri kafam iyice
kartrd. Devaml yenmek zorunda olduumuz topraktan sz edip durdu. Artk
neye inanmam gerektiini ardm. Dalarda yaadm zamanlar kendimi Byk
Ana'ya burada olduumdan ok daha yakn hissediyordum."
"Burada ne gryorsun?" Ikaros ayaa kalkmt ve ona bir para yosunlu toprak
uzatmt. "Kk bir toprak paras, fakat batan sona yaam dolu! Beni anlyor
musun Asterios? Giritliler Tanra Byk Ana'ya, Atinallar ise Tanr Zeus'a
yakaryorlar. Tanr veya tanra, ne fark eder ki? Etrafmz evreleyen her ey
tanrsal deil mi? Hayvanlar, bitkiler, hatta her ta paras? Ve insan olarak bizim
grevimiz de bu bilginin altnda yaamak deil mi?"
"Bunun benim iin de geerli oluundan pek emin deilim" diye karlk verdi
Asterios hznle. "Ben dier insanlar gibi deilim."
"Bu da ne demek oluyor?" diye sordu Ikaros. "Ne demek istiyorsun?"
"Henz vaktin var" diye sze balad Mirtho efkatli bir sesle. "stersen fikrini
deitirebilirsin."
"Bunu nasl yapabilirim!" Ariadne ban iddetle sallad. "Hayr, fikrimi asla
deitiremezsin! Kardeimden olan bu ocuu dnyaya getirmeyi istemiyorum.
stesem de yapamam bunu!"
O senin yar kardein sadece, diye dnd ama dilinin ucuna kadar gelen
kelimelerin tmn yuttu.
Msr krallar da kanlarnn safln korumak iin kardelerinden ocuk sahibi
olmulard. Bu ocuun znde de gerek bir kraliyet cevheri yatt kesindi.
Ariadne'nin onun yaamasna karar
13S
"T^
vermesini gerekten de ok isterdi. Sadece bu nedenle aradan geen tm zaman
zarfnda susmu ve kzn srrn saklamt, nk iten ie, karnndaki bebein
bymesinin Ariadne'nin dncelerini deitireceini mit ediyordu. Fakat Mirtho
artk zamann deitiinin farkndayd - Byk Ana'nn adasnda bile. Ayn anadan
olan kardeler arasnda ilikiye izin veren eski yasann kutsallna ve geerliliine
inananlarn says ok azalmt. Kendisi de bu yasaya bal olan son birka
insandan biriydi. ou insan iin kardeler aras iliki tabuydu, Pasiphae ve gen
danmanlarnn birou da ayn gr paylayordu.
Her ey dnm iinde, diye dnd Mirtho. Anszn iplerin ucunu elinden
kard duygusuna kaplmt. Her ey deiiyor ve bizim iin ac verici olsa bile, bu
deiimi Byk Dnt-rc'nn bilgelii olarak kabul etmekten baka bir ey
gelmiyor elimizden.
"Kader kendi kitabn yazyor" dedi ve iindeki hayal krklna ramen
glmsemeyi baard. "Bu nedenle karanna boyun eiyorum. Ben hazrm. Ya sen?"
Ariadne evet anlamnda ban sallad ve titremelerine engel olmak iin ellerini
birbirine kenetledi.
"O halde bacaklarn a!"
Ariadne denileni yapt ve Mirtho becerikli hareketlerle deniz saz demetini kzn iine
soktu. Sonra da yumuak bir hareketle plak bacan okad. Gen kz istem d
bir hareketle irkildi.
hazr bekliyordu.
Alklar ve konumalar yava yava snd. Pasiphae dua etmek zere ayaa
kalkarak ellerini ge yneltti. zerinde zambak
137
ve ylan motifleriyle ssl kat kat bir etek ve erguvani bir korse vard. Sanatkrane
bir biimde taranm salarnn altndaki yzne o kadar koyu bir makyaj yaplmt
ki, sanki bir maske tayordu. Yksek ve anlalr bir sesle geleneksel yakara
balad zaman, sadece havaya kaldrd elleri belli belirsiz kmldyordu.
"Tanra sizi kutsasn ve kendisine adanm boann zerinden yapacanz
atlamada size yardmc olsun. O, yeryzn st yamuru ile besleyen gk ineidir."
Byk testilerden birisini alarak sunak tann nndeki yeri slatt ve birka damla
suyu da huu iinde kollarn kavuturmu olan seyircilerin zerine sratt.
"Sana yalvaryoruz, Byk Ana, bu gen atletlerin cesaret ve glerini honutlukla
kabul et. Onlara toprann ve yldzl gkyznn ocuklar olma erefini bahet."
Mahfazaya dnd ve kanatlarn at. Dkme bronzdan yaplma boynuzlarn
talandrd kzl-kahve stunlarn arasnda ift Azl Balta parlyordu. Kralie
kutsal eyann nnde hafife eildi.
Sonra Aiakos'a iaret verdi ve adaylar uzun bir sra oluturarak Pasiphae'nin
nnden gemeye baladlar. Kralie her adaya teker teker elindeki kepeden su
iiriyor ve kalarnn arasna gl-ya srerek onlar meshediyordu. Kepedeki su
bittike meme ulu testilerden tekrar tekrar dolduruyordu.
Asterios, sra kendisine geldii zaman kalarnn arasna giil-ya sren elin hafife
titrediini fark etti. Alnndaki parmaklar serin ve yumuak, kulaklanndaki ses ise
sert ve katyd.
"Tanra daima seninle birlikte olsun! Geecein tm yollarda sana yardmc olsun!"
Sonra Pasiphae tribne dnerek Deuklion ve Phaidra'nn arasna oturdu. Gen kz
heyecanla aaya bakyordu.
Her ey hazrd. Tahta perdenin kaps ald ve burnundan soluyan kocaman bir
boa hmla arenaya dald. Sivri boynuzlar altn varakla kaplanmt ve fkeyle
saa sola savurduu uzun kuyruu altn ipliklerle rlmt.
Ta basamaklarda oturan seyirciler nefes bile almaya cesaret edemiyordu.
138
Mirtho gne doduktan hemen sonra odasna girdii zaman, Ari-adne oktan
uyanmt. htiyar dad byk bir zenle saplan kard ve onlardan boalan yere bu
i iin kullanlan otlarla dolu tl kesecikler yerletirdi. Sonra da imesi iin gen kza
zehir gibi ac bir sv verdi.
Ariadne irenerek yzn gzn buruturmasna ramen fincan bir dikite
boaltt ve azn su ile alkalad. Sonra da tekrar yataa uzand.
Zaman geiyordu. Mirtho yava yava Ariadne'nin direncinin krldn ve teselliye
olan ihtiyacnn arttn hissediyordu. Gen kzn kk bir hareketi zerine onu
kollarnn arasna ald ve kk bir ocuk gibi sallamaya balad. Bu arada alak
sesle onu rahatlatacak szler mrldanyordu.
Uzun zamandr engellenen gzyalar nihayet sel gibi boand ve gen kz ihtiyar
kadnn gvdesine smsk sarld.
Sonra anszn ilk ac dalgas geldi. Ne bir uyarda bulunmu, ne de bir iaret
vermiti. Ariadne'nin vcudu kasld ve nefesi kesildi. rkilerek yatanda doruldu.
Mirtho ona dzenli bir ekilde nefes almaya devam etmesini syledi ve scak elini
Ariadne'nin gsnn zerine koydu. Kz kesik kesik nefes alarak kendine gelmeye
alrken, ilkinden daha iddetli bir ac dalgas daha geldi.
Duyduu ac nedeniyle surat tannmaz hale gelen Ariadne, igdsel bir hareketle
yataktan kalkarak odann kesindeki tabureye oturdu ve ellerini vcuduna
bastrmaya balad. Mirtho dizleriy-le onun srtna destek oluyordu.
"Zavall Ariadne" diye fsldad ve eliyle kzn yanan okad. "Acnn en iddetli
olduu anda nefes vermeye almalsn. Dalgalar artk giderek sklaacak.
stiyorsan barabilirsin, nk her eyin sona ermesi daha epey uzun srecek."
ekilen kuraya gre belirlenmiti sra. Asterios en uzun ikinci p ekmiti,
dolaysyla da sondan ikinci srada yapacakt aay-n. Dierleriyle beraber tahta
perdenin hemen arkasndaki oturma srasna yerleerek, boa dansn izlemeye
balad.
W
imdi sra Atinal delikanldayd. Bitias komaya balamadan nce korku dolu
gzlerle son kez ondan yana bakt. Asterios ona cesaret veren bir bak frlatt ve
eliyle gsn iaret etti. Kk Atinal iareti anlad ve neeyle glmsedi. Asterios
bu zel gn iin ona mavi deniz kabuklarndan yaplma bir tlsm hediye eni-ti
sabah. Bitias arkadann kendisine gsterdii ilgiden son derece memnun kalarak,
tlsm deri bir ip ile gururla boynuna asmt.
Kk Atinal balang yerine geerek, sakin ve dzenli nefes alp vermeye alt.
Boa zerine doru gelmeye balad zaman ise, birka kuvvetli adm atmay
baarabildi. Kararl bir hareketle hayvan boynuzlarndan yakalad. Boa kafasn
iddetle yukar savurunca, Bitias'n vcudu hayvann kocaman gvdesinin zerinden
utu ve sarsnn arkasna iki aya stne dmeyi baard.
Gen cambaz alklar arasnda Asterios'un yanna otururken, drt bir yana
glckler sayordu. Duyduu byk sevinci onunla da paylamak istiyordu. Fakat
herhangi bir tepki alamaynca Aste-rios'un tribnlerde bir yere bylenmi gibi
baktn fark etti. Asterios kalabaln arasndan yznde ciddi bir ifadeyle gzn
bile krpmadan kendisine bakan Hatasu'yu grmt.
Ac dalgalar ard ardna geliyordu. Ariadne zorlukla nefes alyordu, tm vcudu
iddetle kaslmaktayd. Yatan evresi kirli havlularla dolmutu. Kzn darmadank
salar nemlenmi, bumburuuk gmlei ter iinde kalmt. Mirtho onun kurumu
dudaklarnn stne devaml taze limon paralan koyuyordu, nk her ey bitene
kadar hibir ey imemeliydi.
Neredeyse len olmutu; pencerelerin nndeki koyu renkli keten kumalar, gz
kamatrc gne nn ieriye daha yumuak bir ekilde dmesini salyordu.
Yine de odann iinde bunaltc ve boucu bir hava vard. Mr aacnn keskin
kokusu bile, eki ter ve korku kokusunu bastramyordu. Kan durdurmak iin afyon
ruhu, temiz su ve temiz kelen sarglar hazrlanmt. Fakat henz ok erkendi.
Ariadne kendisini olduundan daha cesur gstermekten ok140
tan vazgemiti, iki bklm bir ekilde alyor, inliyor, haykryor ve o kadar yrek
paralayc bir ekilde hkryordu ki, Mirtho bile heyecanlanarak onu yattrmaya
alt. Tm efkatiyle gen kz kucaklyor, alnnda ve kollarnda biriken terleri bkp
usanmadan siliyor, salarn okayarak teselli edici szler sylyordu.
le gnei bronz renkli gl omuzlarnda parlyordu. Asterios bileklerindeki
bandajlar son bir kez sklatrd. Kendine olan tm gvenine karlk iinde garip bir
heyecan vard ve vcudu ona bugn her zamankinden daha az esnekmi gibi
geliyordu. Sar bir glgeliin altnda hi kprdamadan oturan annesine bakarak gz
krpt ve az ilerisinde oturmakta olan karos'un kendisine el salladn fark ederek
sevindi.
ki, kolunun beyaz kemii bile gzler nndeydi. Patlayan sol kandan yzne sel
gibi kan akyordu. Asterios tm gcn kullanarak sa gzn azck aralamay
baard.
Aiakos'un zerine eilmi olduunu grd. Yannda da Ika-ros duruyordu. Endieli
bir sesle birbirlerine bir eyler fsldyorlard. Onlarn arkasndaki suratlar ise bulank
birer hayal gibiydi.
Gzkapaklar arlayordu. "Sakin ol olum" diyen Pasip-hae'nin sesini duydu
anszn. "Sana hemen ar dindirecek bir ila vereceiz."
"Sadece kolum" diye itiraz etmek istedi Asterios, fakat bu kadar bile onu lesiye
yormaya yetmiti. "Gidip Ariadne ile ilgilenin, nk o..."
Altndaki zemin bir beik gibi sallanmaya balamt ve yumuak, gri bir bulut hzla
zerine doru geliyordu. Grd son ey, ektii aclar kendisiyle paylaan bir ift
kara gz oldu. Sonra bilincini yitirdi.
142
Hava
Aiakos'un Girit'e dnnden sonra yerletii ev, Phaistos'tan atla en fazla yarm
saatlik mesafedeydi ve ortasnda kk bir gl bulunan geni bir baheyle evriliydi.
Anayurtlar Msr olan lotus iekleri adann sert k iklimine dayanamadklar iin,
gln yeil sulan anemonlar ve nilfer iekleriyle kaplyd. Birok su kuu burasn
yuva olarak benimsemiti. Uzun selvi aalar arasnda meyve aalar gze
arpyordu; itin hemen yannda, neredeyse olgunlamak zere olan meyvelerle
dolu ihtiyar bir nar aac bulunuyordu.
ki katl villa bir platformun zerinde ykseliyordu. Ziyaretiler nce tala kapl bir
n avluya, oradan da byk salona alnyordu. Kuzey tarafnda geni bir loca salona
birleiyordu. Zemin katta yemek odas, eitli kilerler, depolar ve hizmetkrlarn
odalar yer alyordu. Aiakos ve Hatasu'nun oturduu dou ynndeki odalara, tahta
bir merdivenden klarak ulalyordu. Bat tarafnda ise eitli misafir odalar ile ev
sahibinin Syene'den getirdii zengin bir papirs ktphanesi bulunuyordu. Kk bir
merdiven yardmyla dama kmak mmkn oluyordu. Scak yaz gecelerinde
yldzlar gzlemek iin bulunmaz bir yerdi buras.
Evin her taraf, Aiakos'un Msr' ikinci vatan olarak kabul ettiini gsteren
iaretlerle doluydu. Sadece yemek odasnda duvarlar Girit usulnce mermer sva ile
kaplanmt; onun dnda ta duvarlarn tm hayvan ve bitki motifleriyle ssl
hasrlarla bezeliydi. Ta zemin, hava ok scak olduu zaman bile ierisinin serin
kalmasn salyordu. Kn ise hamamdan balayarak binann iine dalan karmak
olsun kabul etmeyince, iinde yanan ate yava yava snmt. Fakat hl
ihtirasnn alevlendii baz anlar olmuyor deildi. O zaman Hatasu daha nce baarile denenmi olan
144
yntemlerine tekrar bavuruyordu. Kraldan bucak bucak kat gnlerde,
Konossos ve dier saraylardan da uzak kalmay yelemi ve babasnn evine
kapanarak kendisini tamamen almalarna adamt. Girit'te onunla boy lecek
bilgide bir saaltc yok gibiydi.
Hatasu ilalarn gsne bir kalkan gibi bastrarak, frsat bulduka bir yan kapdan
sarayn iine szyordu. Balangta saraya adm atmamaya kesin kararl
grnyordu; fakat Mirtho ve Pasip-hae yal gzlerle hastay kurtarmas iin
kendisine yalvardktan sonra yumuam, hatta Phaistos'ta gece nbetine bile kalr
olmutu.
Buna ramen buhurdanlkta yanan ttslerden ykselen hafif anason kokusu,
iinde eski korkularn uyandrmyor deildi. O zamanlar her kede kraln ihtirasl
suratn grr gibi oluyor ve kendisini artk hastann odasna giden saaltc Hatasu
olarak deil, aksine bir zamanlar korku iinde titreyen kara gzl kk kz olarak
hissediyordu.
imdiye dek gemiten gelen bu rahatszl Asterios'tan gizlemeyi baarmt.
Delikanlnn boazndaki dm zd ve keten sarglar kard. Biraz i olsa bile
yara iyi kapanmt, koyu renkli dikiler derinin zerinde aka belli oluyordu.
Astcrios sa koluna gre olduka clz ve gsz duran sol kolunu pheyle bkt.
Sonra da hareket ettirmeye alt, fakat ters bir hareket yapnca acyla inledi.
"Sabrl olmalsn" diye teselli etti onu Hatasu, bir yandan da dikileri alyordu.
"Yarann zerine gnde iki kere bu papatya merheminden srebilirsin. En nemlisi
ise, onu yava yava ve byk bir dikkatle kullanmaya balamalsn."
"Bir daha boann zerinden atlamay deneyebilecek miyim?"
Hatasu ne eilince, kk gslerinin arasnda sallanan altn aslan ban grd.
Bu arada onun tm Msr'da salk tanras olarak tapnlan Sekhmet olduunu
renmiti. Gslerinin arasndan hafif fakat son derece kadns bir koku
ykseliyordu. Hata-su'nun scakln hissetmekten, onun yannda olmaktan zevk
alyordu.
"Elbette. Yeter ki kendine biraz zaman tan."
145
Odada yalnzdlar ve Hatasu kendisini biraz garip hissettiini kabul etmek
zorundayd. Asterios her zamanki gibi sradan bir nlk giymemiti, zerinde
kendisini yetikin gsteren pileli bir pantolon ve keten bir gmlek vard. Kahverengi
salar yeni taranmt ve Hatasu kolunun bakmn yaparken gereinden ok fazla
yaklamt ona.
O daha gen bir olan, diye geirdi iinden ve ayn anda kendisini aldatmaya
altn fark etti. Altn sars benekli gzlerinde ocukluktan eser bile kalmamt.
Asterios, Hatasu'nun uzun sredir uyuyan bir ynn uyandrmt.
Kadn sersemletiyordu. Ve kendine ekiyordu. Kadn onun yanndayken kendisini
gvensiz hissediyor, fakat yanndan uzaklar uzaklamaz onu zlemeye balyordu.
Asterios imdiye kadar tanm olduu erkeklerden o kadar farklyd ki! Ak, knlgan
ve gen yana ramen kendisine arballk ve olgunluk kazandran bir esrar
perdesiyle evrili. Hatasu onun retmeniydi. Fakat Aste-rios'un iindeki kadn
grmesi iin ok ey feda etmeye hazrd. Ya aralarndaki byk ya fark? Ya ait
olduu deiik kltr?
iindeki elikili dncelerden kurtulabilmek iin, ilk kez ona dnn gerek
nedenini sordu.
Asterios duraksad. "Bazen garip eyler gryorum" dedi sonunda alak sesle, "ne
olduklarn bilemediim. Gemite mi olmulard? Yoksa gelecekte mi olacaklar?
Bazen onlarn sadece kendi zihnimin hayalleri olmalarn diliyorum."
Hatasu aknlkla ona bakt. Kendi yurdunda bu yetenee sahip olan insanlar,
tanrlarn gzdesi olarak adlandrlrd.
"Sen, kinci Surat'a sahip olduunu mu sylyorsun?"
Asterios evet anlamnda ban sallad. "Mirtho yle demiti."
"Adaysn srasnda neler oldu Asterios?" diye tekrarlad sorusunu Hatasu onu
gzden karmadan.
"Bunu sana syleyemem" diye cevaplad aceleyle. "Korkun eyler grdm."
Dudaklarn srd.
"Anszn m? Herhangi bir belirti, bir iaret olmakszn m?"
"kinci Surat zerime bir frtna gibi kyor" diye karlk verdi mutsuz bir sesle.
"Ya da korkun bir karabasan gibi. Nerede olursam olaym ve ne yaparsam
Hatasu delikanlnn gidiinden sonra bile onun soru dolu gzlerini zerinde
hissediyordu. Neden onun akln bu kadar ok kartryordu?
Pasiphae ve Mirtho, Asterios'un Hatasu'ya yapt dzenli ziyaretlerden
haberdardlar. Kadn bunu babasna da sylemi, o da Minos'un herhangi bir
olumsuz giriimde bulunmasn engelleyeceine dair sz vermiti. Aiakos'un yllardr
saklad srr bilen tek kii olan Hatasu, Asterios ile olan ilikisine babasnn ne
kadar nem verdiini biliyordu. Bu nedenle de, resmi olarak kimsenin bu iliki
hakknda tek sz etmemesine ok seviniyordu.
En sevdii rencisinin yava yava iyilemekte olduunu grmekten byk bir haz
duyan Aiakos, kzndan Asterios'a idmanlara yeniden ne zaman balamay
dndn sormasn rica etmiti. Onu zorlamak niyetinde deildi, fakat onun
cevabn byk bir sabrszlkla bekliyordu.
Hatasu ise o gnden iten ie korkuyordu. Asterios kendisini gerekenden ve
istediinden ok daha fazla megul ediyor, iinde aslnda kendisine yasaklam
olduu duygulan uyandryordu. te bu yzden ona o zamana dek geen
yaamndan ok az bahsetmiti. Ne kadar yalnz olduunu renmesini asla
istemiyordu. Bu nedenle Asterios'a kar daima tetikteydi; ona kar elinden
geldiince souk ve mesafeli davranyor, aralarndaki retmen-renci ilikisini
deitirmek iin pek az giriimde bulunuyordu. Fakat haftalar getike aralarndaki
bu mesafeyi korumas giderek zorlayor, kendi kendine onun yaknnda
bulunmaktan ne kadar holandn itiraf etmek zorunda kalyordu. Onun itenlii,
bilgiye susa-mh ve yaama sevinci, kendisini mutlu ediyordu.
Msr'la Nubya arasnda bir snr blgesi olan Syene'de, neeli ve mutlu bir ocukluk
geirmiti. Buradaki byk ta ocaklarndan syenit ve pembe granit elde ediliyor ve
gemilerle N'den aa
149
yollanyordu. O zamanlar ismi Susai'ydi: btn gn gevezelik ederek kkrdayan
badem gzl, esmer tenli, kk bir kz ocuu. Kendisini seven ve koruyan
insanlar arasnda bymt. yle gnler grmt ki, gkyz scaktan bembeyaz
olmutu; geceleri ise gk tanras Nut'un ldayan vcuduyla gk kubbeyi
sarmasn aknlkla seyretmiti.
Annesi, Beyaz Nil kylarndan gelen bir sis rahibesiydi. Aia-kos'un kars olmadan
nce Nil deltasndaki tapnak ehri Buto'da tp dersleri veriyordu. Gelenee uygun
olarak, saaltma konusundaki tm bilgileri kzna aktarm. Ona hiyeroglif sanatn
retmi ve yava yava dinsel kurallarn iine ekmiti. Neith Hata-su'nun Isis
rahibesi olmas iin gereken her eyi yapm ve onu tapman bulunduu
grevine getirilmiti. Yln birok ayn Knossos veya Mallia'da geiriyor, bu nedenle
de kzna ayracak vakti burada da bulamyordu.
Hatasu giderek daha yalnz ve daha mutsuz oluyordu. Minos onu dizginsiz bir
ihtirasla arzulamaya ve Pasiphae de kskanlk krizlerine tutulmaya balad
zaman, iler iyice karmt. Bu aylar boyunca iyice kabuuna ekildi ve her yerde
dmanlar grmeye balad.
Minos'un ak snmeye yz tutunca ve kralie bu yabanc kzn kendisi iin bir
tehlike oluturmadndan emin olunca bile, sarayla olan ilikileri pek az dzelmiti.
Saraydaki debdebenin Msr zarafeti karsnda ne kadar basit kaldn gereinden
fazla ak bir ekilde ifade etmi, kendi yolunda yrmeye kesin karar vermiti.
Hl trenlere davet edilmesinin tek sebebi, babas Aia-kos'un sahip olduu byk
hretti. Btn bu yllar sonunda neredeyse bir mnzevi hayat srmeye balamt,
ta ki yaral Asteri-os'un zerine eildii gne kadar.
151.
Pasiphae'nin oluyla kendi kz arasndaki yakn ve bir ret-men-renci ilikisinin
snrlarn oktan am olan iliki, Aia-kos'un gznden kamamt. Bu konuyu
Hatasu'ya amadan nce uzun sre tereddt etti. Eski kabahatleri yznden hl
strap iinde kvrand bu gnlerde, kaderin yzne bu ekilde glecei hi aklna
gelmezdi.
Asterios haftalar boyunca evlerine geldikten ve kzyla arasndaki iliki iyice
samimiletikten sonra, devreye girmeye karar verdi.
Bir sabah, Asterios atndan inip n avludan gemeye hazrlanrken, kzyla birlikte
onu seyreden Aiakos hafife ksrd. "Artk idmanlara balamann vakti geldi de
geiyor" dedi sonra.
Gzleri sevinle parlayan Hatasu'nun rengi aniden soldu, nk babasnn szleri,
onu artk pek az grebilecei anlamna geliyordu.
"Peki" dedi ksa bir duraksama anndan sonra. Glkle sesini kontrol etmeye
alyordu. inde olup^jteni hi kimse renme-meliydi. "Bugn de normal
programmz uygulayalm, yarn zel bir veda treni dzenleriz."
"Onu seviyorsun" dedi Aiakos kzna dolambal yollara sapmadan. Akam
yemeine oturmulard ve hizmetkrlar yemek servisi yapyorlard. "Bir karde gibi
mi?"
Hatasu evet anlamnda ban sallad. Yanaklar hafife kzarmt. "Bir kardeten
daha fazla."
hallolur."
Asterios kzard. "Babann sylediklerini duydun. Yaknda ikinci kez boann
stnden atlamalym" dedi. "Fakat iim hi de rahat deil."
Hatasu delikanlnn kolunu brakt, nne diz kt ve insann iine ileyen bir sesle
konumaya balad: "Biz Msrllar iin boa, yeryznn kutsal bir semboln tasvir
eder. Yeryz bir avu tozdan ibaret deildir, tam aksine, zerinde yaayan her
eyin karlkl olarak birbirine muhta olduu canl ve karmak bir mekanizmadr.
Korkmana gerek yok Asterios! nk senin z elementin toprak, benimkisi ise
atetir. Fakat buna ok sonra sra gelecek." Glmsyordu. "Atlaytan nce son
haftalarda sana rettiklerimi hatrla, boay yenmeye senden daha uygun bir insan
olabilir mi dnyada?"
153
kinci denemeyi yapaca gn gelip atmt. Bu defa tiyatro avlusu rengrenk
elbiseler iindeki insanlarla dolup tanyordu, cambazlar alayna ne mzik, ne de
bayraklar elik ediyordu. Ak renkli ta basamaklarda sadece Jesa, Ikaros ve
Aiakos oturuyordu. Ha-tasu gelmek istememiti.
"Ben zaten daima senin yanndaym, bunu bilmiyor musun?" demiti ve anlalmas
imknsz gzlerle ona bakmt.
Kutsal mahfazann kanatlan son seferki gibi, ardna dek almt. Asterios ift
Azl Balta'nn parltsn grd. Pasiphae kutsal nesnenin nnde hafife eildi, onu
meshetti ve zerine biraz su sratt. Serin sonbahar sabahnn Asterios'u hafife
rpertmesine ramen, nefes al sakin ve huzurluydu. Gne, hrdayan aa
tepelerini altn rengine boyuyordu, usuz bucaksz ovadaki tarlalar oktan
anzlanmt.
Kara boa ban eip zerine hcum ettiinde, Asterios komaya balayabilmek
iin bir an kendisiyle mcadele elti. Fakat sonra Hatasu'nun sylediklerini hatrlad
ve zihnini dtan^elen alglara kapad.
Aiakos'un kendilerine rettii gibi, hafif eik bir biimde, kuvvetli admlarla
boaya doru komaya balad ve doru anda boynuzlar yakalad. Boa ban
yukar savurduu anda, sol kolunda keskin bir ac duymasna ramen, neredeyse
mkemmel bir saltayla hayvann zerinden atlad. Parmak ular boann geni
sarsna hafife dokunmutu.
Gzleri yere inmesi gereken noktay tespit etti, ayaklarn yumuak kum kapl
zemine inmeye hazrlad. Bir an sonra kara boann arkasnda sapasalam ayakta
dikiliyordu.
^........
Ayn gnn leden sonras, tren salonundaki byk duvar resmi bitmek
zereydi. Bir tarafnda hafif rjirjzgr ile sallanan iekler, allar ve otlarla kapl bir
manzara varken, br tarafnda ise boann zerinden yaplan atlay tasvir
ediliyordu.
Son dzeltmeleri yapmakta olan Laeto, kompozisyonu bir kez daha tmyle
deerlendirebilmek iin, birka adm geriye gitti. Duvarlarn stne nce ok ince
bir tabaka sva ekilmiti. Gzle154
^ni ksarak dikkatle bakt zaman, keskin kenarl bir obsidiyen paras ile svann
stne izdii ilk tasla fark edebiliyordu. Sonra da boyalar hazrlam ve henz
nemli olan zemin stne resmi yapmaya balamt.
Kadn honutlukla glmsedi. Renkler nemli svayla birlemi ve canllklarn
korumay baarmlard. Tam istedii gibi olmutu dorusu. Bu yntem sayesinde
Pasiphae'nin torunlar, hatta onlarn torunlar bile bu canl sahneyi hayranlkla
izleyebilecekti. Kzl renkli dikey izgilerle freski birok sahneye ayrm ve zemini
koyu bir kzl-kahve renge boyamt. Tam ortada drtnala uarcasna koan,
kahverengi-beyaz benekli bir boa tasvir edilmiti. Devasa gvdesiyle sanki
resimden dar frlayacakt. Sratinin ve arlkszlnn n plana kmas iin, drt
aya birden yerden kesilmiti. Boann stnden atlama hareketini ise harekette
tasvir etmeye karar vermiti: hayvann boynuzlarndan hz alrken, salto atarken ve
boann arkasnda yere inerken.
Laeto, blero fray eline alp cambazn yz zerinde son dzeltmeleri yaparken,
glmsyordu. Sadece erkek olarak tasvir ettii ortadaki vcutta krmz boya
kullanmt, kadn olarak tasvir ettii dier ikisini ise ak gri renge boyamt.
nlklerden sarkan renkli eritleri canl renklere boyad ve tm cambazlarn giydii
izmelerin krmz rengini koyulatrd. Sonra da salonun br tarafndaki manzara
resmini tamamlamakla megul olan yardmclarn ard.
Kadnlarn de hayranlkla resme baktlar: "Olaanst!" diye haykrd ilerinde
en gen olan ve iini ekti. "Pasiphae hayran kalacak."
Laeto fazla abartmamasn belirten bir hareket yapt. Biraz sert bir sesle kadnlara
boyalar ortadan kaldrmalarn sylerken, gzlerinin ii glyordu.
Birka saat sonra saray halknn neredeyse tm sanat eserinin nnde
toplanmt. Sanaty cokuyla tebrik eden Pasiphae; biraz daha sessiz duran, fakat
eserin gzelliini uzun uzun vmekten geri kalmayan Minos, Katreus ve Deukalion
yorum yapmadlar, ka-ros ise Laeto'ya soru zerine soru yadryordu.
155Biraz gecikerek de olsa dierlerinin arasna katlan Daidalos, o gn pek keyifsiz
grnyordu, iliini sadece Minos rica ettii iin terk etmiti. Salar slakt ve
ellerinde metal tozunun bir zerresi olsun yoktu; fakat ok az konuuyordu ve
syledii eyler ise Laeto'ya yneltilen eletirilerden ibaretti.
Asterios baba-olun birbirlerine syleyecek ne kadar az eyleri olduunu fark etti.
Bir kez bile olsun birbirlerine hitap etmemilerdi, sanki karos babasnn
yaknlarnda bulunmaktan rah^Rz oluyordu. Az sonra Mirtho, Akakallis ve Xenodike
de resme duyduklar hayranl vg dolu szlerle ifade edince, Daidalos'un ehresi
iyice karard. Resme yaklaarak, sanki iinde gizli bir srr grmek ister gibi
incelemeye balad. Minos'un ona yaklap yar fsldar bir sesle birka kelime
sylemesi zerine, Daidalos fkeli hareketlerle karlk verdi.
"Benden ne istediini anlamyorum" dedi dierlerinin de rahatlkla duyabilecei bir
sesle. "Elbette ki bu resmi eletirme hakkna sahibim! Ne de olsa ben de bir
sanatym!"
Minos'un ona akayla kark verdii cevab Asterios iitmedi. Gz Pasiphae'nin
zerindeydi, onun ayaa kalkmasyla beraber dierleri de dalmaya balad.
-N
Asterios tren salonunu terk ederekj atn almak zere ahrlara gitti. Gne nlar
Hatasu'nun evjnc giden yola dyordu; aalarn yapraklar yava yava
sonbatet/renklerine brnmeye balamt, arkasndan gelen bir atn nal seslerini
iittiini sand iin bir kere durarak etraf dinledi, fakat civarda en kk bir
yaprak bile kmldamyordu. Atn srmeye devam etti, az sonra sonbahar
ieklerinin ldad ve yaban zmlerinin olgunlat baheye ulamt.
Arkasnda hafif bir grlt iitip geriye dnnce, Ariadne'nin karsnda durduunu
grd.
"Seni takip ettim Asterios" dedi gen kz, "tm Phaistos'ta alkalanan dedikodularn
doru olup olmadklarn kendi gzlerimle grmek istedim. nce babam, imdi de
sen! Bu kadn byl glere sahip olmal."
Sradan bir mavi elbise giymesine ve salarna sadece yzne
156
^melerini engelleyecek bir bant takm olmasna ramen, Asteri-oS'un tm
"
Kollarnn arasndaki vcut aniden kaskat kesilince, yanl bir gereke kullandn
anlad. Ariadne sert bir hareketle yanndan uzaklaverdi.
"Buras Msr deil, Girit!" dedi kaba bir sesle. Asterios kzn yznde tekrar uyanan
pheyi grd. "Sana o kadar ihtiyacm olan o korkun haftalar boyunca
nerelerdeydin, o snrsz sevgin nerede kalmt? aresizlik yznden ocuumuzu
ldrdm gn neredeydin, erkek kardeimV
"Senin yannda!" diye bard Asterios. "Gece ve gndz! Aldn her nefesi ve
ektiin tm aclar ben de hissettim, ben de yaadm. ocuunu drdn anda,
ellerim boann boynuzlarn skalad. Yere dtm ve ar yaralandm. Hatasu beni
tedavi etmeseydi, imdiye oktan lm olurdum. Onun hakknda kt dnmeye
hakkn yok!"
"O Msr ylanndan ne byk bir ltuf!" diye tslad Ariadne. "lmen iin tanraya
yakardm bilmiyorsun, deil mi?"
"Seni seviyorum, Ariadne" diye\tekrarlad Asterios bouk bir
sesle.
r___J
"Bense senden nefret ediyorum! Defol Asterios! Defol! Seni bir daha asla grmek
istemiyorum!"
Ve anszn delikanlnn kollarna atlarak, yumuak gvdesini ona skca bastrd.
Onu o kadar sk kavramt ki, sanki bir daha brakmak istemiyordu, iki eliyle
kafasn kendine ekti ve delikanl kzn scack dudaklarn yznde hissetti.
"Burada deil" diye fsldad delikanlnn elleri gslerinde gezinmeye balad
zaman.
"Nerede peki?"
"Duymuyor musun? Birisi buraya doru yryor, buna eminim! Gitmeliyim
Asterios. Seni yarn akam Kaitos'un tavernasnda bekleyeceim."
Delikanlya bir pck yollad ve selvilerin arasnda kayboldu.
Asterios takn duygular iinde, olduu yerde kalakalmt. Gzleri kapalyd.
Yumuak bir el anszn yanan okaynca irkil158
(li. Hatasu yannda duruyordu; boynunda teninin kadife gibi parlamasna neden
olan, altn ve topaz krelerden yaplma uzun bir kolye vard. Dudaklarnda ac bir
ifade vard, fakat sesi her zamanki gibi yumuak ve mfikti.
"Geldiine sevindim!"
Gzkapaklarm altn rengine boyamt, kk elmack kemiklerine azck erguvan
dokundurmutu. Nefesi taze nane kokuyordu. Her zamankinden daha byk bir
zenle hazrland belli oluyordu.
"Sana teekkr borluyum, her ey iin" dedi Asterios kekeleyerek.
"Eve gidip vedalamamza kadeh kaldralm." Ona kolunu uzatt. "Artk Knossos
seyahatinin nnde bir engel kalmad."
"Burada kalmay ok isterdim" dedi Asterios, "arkadam ka-ros'un ve senin
yannda! Bu tabiat, denizi, mavi dalan o kadar ok seviyorum ki..."
"Ah, Asterios..." Hatasu glmsedi. Delikanly yemek salonunun hemen yanndaki
kk bir odaya gtrmt. Kk bir tabureye oturdu ve zerinde zarif bir cam
srahi, bardaklar ve meyve dolu bronz bir tepsi bulunan kk masay nne doru
ekti.
"Yapmam gereken iler olduunu ve gitmem gerektiini biliyorum. Fakat daha
imdiden burasn zlemeye baladm."
"ok deieceksin, Asterios, tahmin bile edemeyecein kadar" dedi Hatasu
bardaklar doldururken. Sesi o kadar hafif kyordu ki, Asterios onu iitebilmek iin
kulaklarn drt amak zorunda kald. "Bazlar kutsandktan sonra da ayn insan
olarak kalrlar, fakat sen deil, bunu ok iyi biliyorum."
Asterios soran gzlerle bakt ona. "Ne demek istedin? Sylemek istediini
anlayamadm."
"Kendini tanyacaksn" dedi Hatasu. "imdiye kadar varlnn sadece aydnlk
ynn tandn. Fakat bu senin sadece bir ynn. Hepimizin iinde hayat boyu
karlamak istemediimiz, hatta varln dahi kabul etmediimiz karanlk, tehlikeli
bir yn de vardr."
"Neredeyse beni bekleyen eyden korkmam gerektiine inanacam."
"Korkacaksn, buna eminim, ok korkacaksn. iddetle, hatta
159
zorbalkla yz yze geleceksin, belki de u anda tasavvur dahi ede-*f meyecein
eylerle karlaacaksn. Hibir ey insann kendi glgesi ile karlamas kadar zor
olamaz."
160
"Msr dilinde kz karde 'sevgilim' demektir" dedi neredeyse duyulmayacak bir
sesle. "Byk Ana seni korusun Asterios."
Chalara'da bir lakrd elalesiyle karlamt onu Aurora. nce epeydir ortalkta
grnmedii iin barp ard, sonra da fazlasyla ald cret karlnda eski
odasn alelacele boaltmaya sz verdi. Yataklara temiz araflar serdi, pencereyi
at ve odaya bir mangal gndereceini syledi. Sonra nihayet onu yalnz brakt.
Asterios, Ariadne'nin gelmeyecei korkusuyla odann iinde bir aa bir yukar
dolanp duruyordu. Ayn zamanda kzn salarnn kokusu ve vcudunun yumuak
dokunular onu korkutuyordu. Kendisini grnmez zincirlerle smsk balanm bir
tutsak gibi hissediyordu ve aslnda kurtulmak istemediini de gayet iyi biliyordu.
Bir sre sonra oda ona dar gelmeye balad ve ay olmayan, serin eyll
gecesine kt. Burada da bir aa bir yukar dolanmaya devam etti, ta ki
Ariadne'nin adm seslerini iitip onu kollarnn arasna alana kadar.
Gen kz deerli bir hazine gibi gtrd ieriye. Onu basit bir battaniye rtl
yatan zerine oturttu ve uzun uzun seyretti. Ari-adne yava yava soyunuyordu.
Mum vcudunu altn rengine boyuyordu. Epeyce zayflamt; delikanlnn
gzne neredeyse effaf ve korunmaya muhta grnmt.
"Buraya gel sevgilim!" diye fsldad kz arzu dolu bir sesle ve kollarn uzatt.
Asterios doru kelimeleri bulmadan nce epey tereddt etmiti. "Ya tanra
vcudunu yeni bir meyveyle kutsarsa?" diye sordu alak sesle.
Ariadne delikanlnn gzkapaklanm kk pcklere bodu. "Kara dolunay geceleri
tehlikesizdir" diye fsldad ve kucana sokuldu.
Gen kzn iine girdii zaman, kendisini ne kadar byk bir zlemle beklediini
anlad. Tm aclarnn geride kaldn, her eyin sona erdiini hissetti.
Zevkin doruuna ulatktan hemen sonra, nefes nefese Ariadne'nin kollarnn
arasna uzand ve aklna istemeden de olsa Hata161
su'yla olan son konumas geldi. "Msr dilinde kz karde sevgj demektir" szleri
kulaklarnda nlyordu.
hayvanlarn kanlarnn akmas iin kenarnda derin bir oluk vard. Her eyin stnde
ise, kutsayan kollarn iki yana am olan tanrann, siyah tahtadan byk bir
heykeli bulunuyordu.
Ortalkta hi kimse yoktu, fakat buna ramen Asterios'un iini yalnz olmadklarna
dair youn bir his kaplamt. Arkasn dnd. Kimse yoktu. rperdi. Souk terler
dkmeye balamt. Oradan kap gitmek iin dayanlmaz bir istek duyuyordu.
Fakat iindeki bir ses, kalmasn emretmekteydi.
karos'la ilgilenmeye gerek grmeden, gzlerini kapad. Kendi iine yneldi ve mavi
k zerinde younlat.
Havada lm kokusu vard. Sunak tann zerindeki kurbana bakt. zerinde
sadece krmz bir nlk bulunan, smsk balanm, plak bir olan ecel terleri
dkyordu.
Arka taraftaki iki adam dualar okuyor. Yanlarnda uzun, kara sal bir kadn var.
Onu ok net olarak grmesine ramen, yzn seemiyor.
Odada bir kii daha var. Kaln kal, elinde orak biimli bir bak tutan, dev gibi bir
adam. Anszn elindeki bakla olann atardamarn kesti. Ak renkli kan, sunak
tann altndaki kurban anana akmaya balad.
Birden tepelerine ta ve kaya yamaya balad. Kurban ana krlarak ikiye
ayrld; olann kan zemine yaylmaya balamt. Yer sarslyordu. Mealeler yere
dt; tahta kiriler yanmaya balad.
Tapnak yanyor! Dnya alev alev yanan bir ykntya dnyor. Sonun balangc
bu...
163
4
"abuk kalm buradan!" diyebildi Asterios g bela. Grd eyde kendi suu da
var myd? Ne yapmt?
"Sana ne oldu? Tir tir titriyorsun?"
"Bir ey hissetmiyor musun? Burnuna birtakm kokular gelmiyor mu? Talar!
Alevler! Her ey yanyor!"
Asterios koarak dar kt ve kendisini yere att. Ikaros ne yapmas gerektiini
bilmeden peinden kouyordu.
koyuldular.
Tabiat yumuam ve gzellemiti, gz alabildiince uzanan hafif ykseltilerin
zerinde, dierlerinin yan sra, zellikle de zeytin aalar bol bol yetiiyordu. Sk
sk baka atllarla karlayor, at arabalaryla en yakn pazara doru yol almakta
olan kyllerin ve zanaatlarn yanndan geiyorlard.
leye doru karos az ilerideki ky ayrnda mola vermek iin srar etti. Byk bir
narn altna oturarak, beyaz fasulye ve ttslenmi balk yediler. Susuzluklarn ise
bu yrede su ile kartrlarak iilen eki ra ile dindirdiler.
Archanes'teki olaydan bu yana neredeyse hi konumamalard. Sze ilk balayan,
Asterios'a Knossos'tan ne beklediini soran karos oldu.
Asterios omuzlarn silkti. "Dier adaylar epey zaman nce turna dansn
renmeye baladlar. Onlarn seviyesine ne kadar zamanda ularm, bilemiyorum."
"Turna dansn renmek sandn kadar zor deil. Onun yardmyla labirentin
merkezine giden ve -daha da nemlisi- seni tekrar dar kartacak olan yolu
bulabilirsin. Bu bilginin yokluu mahvolmana sebep olur. Fakat dansn admlarn ve
kurallarn iyice renirsen, spiralin iine sa salim gider ve dnm olarak tekrar
dar karsn."
"Bir zamanlar maarada olduu gibi mi?" diye sordu Asterios. Bu son szler ona
yine Hatasu'yu hatrlatmt. Sk sk dnyordu gzel Msrly. Ariadne'den o
kadar farklyd ki... Pasiphae'nin kz her eyi unutmasn salayan lgn bir rmak
gibiydi,
165 .
fakat Hatasu ise tam aksine, onu dnmeye zorlayan sakin ve sessiz, derin bir
gld sanki.
"Benzer ve farkl, Asterios! Labirent seni lm ve yeniden douun srlaryla, evreni
oluturan ve hepimizin iinde bulunan ebedi spiral yasasyla yz yze getirir. Oraya
ulatn zaman sadece rahibelerin sana rettiklerine gvenme, kendini de dinle,!
Sen dier adaylarn tmnden farklsn, bunu unutma! Sen kutsal evliliin
meyvesisin, bir tanrann olu!"
y /"
"Onun varln inkr ettiini sanyordum? Bir sre nce kendin sylememi miydin
bunu bana?"
"Amacm inanlarna saldrmak deildi" diye karlk verdi Ikaros zerine basarak,
"sadece tanrsalln yapsn kavramana yardmc olmak istiyordum. Fakat sen bunu
"Seni selamlyorum Merope, Byk Ana'nn rahibesi" dedi sonra. "Kaderimin senin
ellerinde olduunu biliyorum."
"Teekkr ederim Asterios" diye karlk verdi Merope sknetle. "Senin adn 'yldz
gibi olan' anlamna gelmektedir. Bu ismi laykyla tayacandan eminim."
Asterios ertesi sabah dier adaylarla bulutu. Adaylar dev Knossos saraynn gney
blmne yerletirilmiti. Odalar zemin katta uzanan ve pek az k alan bir
koridorun her iki yannda bulunuyordu. Genlerin tm Phaistos Saray'n, bakml
bahelerini, iek tarhlarn ve yal aalarn zlyordu. Burada ne gezmeye
klyor, ne de leden sonralar yelken kullanmaya gidiliyordu. Devasa ya169
p onlar yutmutu ve ancak labirentin karanlndan sa salim ktklarnda onlar
serbest brakacakt.
Hepsinin salar diplerinden kesilmiti ve sasz balar ok acayip grnmelerine
neden oluyordu. Saszlk bazlarna yak-mt; gl ense ve boyun kaslar onlara
azametli bir hava vermiti. Fakat dierleri acnacak bir haldeydiler.
Bitias sevinle Asterios'u karlad ve tekrar onunla oda arkada olmak istediini
syledi. "Yaknda bak senin kafan da ziyaV ret edecek" diye gld. "O zaman k
hibir engele uramadan iine girebilir."
Merope'nin dikkatli baklar altnda yardmcs Butho ksa bir sre sonra Asterios'un
salarn dibinden kesti, sonra da kafasn lav kpyle iyice sabunlayarak keskin
bakla almaya balad. Bir sre sonra Asterios'un kaznm kafasnn stnde
tanrann kutsal iareti belirmiti.
Sas deri gayet serindi. Asterios srekli elini banda gezdirerek, kafasnn
arkasnda Butho'nun bana kurban dmeyen birka tutam sa okayp
duruyordu.
leden sonra Merope onlan almaya ard. Altrmalar, sarayn yaknlarndaki
bir servi koruluunda bulunan koroda yaplacakt. Dans meydannn zemini,
aralarndan pembe mermer sslemelerin getii koyu renkli arduaz talaryla
kaplanmt. Bir tarafnda kayalklara alan tahta kanatl byk bir kap vard.
Asterios, ypranm tahtann zerinde birbirine sarl iki ylan vcudu grr gibi
olmutu.
Adaylar bir ember oluturdular ve altrmalarn yapmaya baladlar. Merope
yava yava birinden brne giderek, duru veya hareket hatalarn dzeltiyordu.
"Siz soylu turnalar temsil ediyorsunuz, bataklkta dolaan leylekleri deil!" dedi
biraz beceriksiz iki Atinal delikanlya. "Tapndmz ku eklindeki tanray
dnn!" Birka adm att; havada yrr gibi hafif ve evikti. "Vcudunuz gayet
serbest olmal, rzgrda sallanan an iekleri gibi. Ve bu arada dier yelerinizi de
unutmayn. Kollar! Bacaklar! Parmaklar!"
Asterios dans meydannn kenarnda ne yapacan bilemeden
170
kalakalmt. Merope onu bir para kenara ekti. "Dierlerinin haftalardr bu
admlan ve figrleri altn biliyorsun, deil mi?"
"Her eyi ksa zamanda telafi etmek zorunda kalmaya altm. Elimden geleni
yapacam."
"Bu kadarnn yeterli olup olmayacandan pek emin deilim. nk emberi
ynetecek dans lideri, sen olacaksn." Merope'nin sesi biraz endieli kyordu. "Ve
sadece bir haftamz var. Bu sre iinde her eyi renmelisin."
"Bunu baarabileceime inanyor musun?"
"Aklndaki her eyi silip kendini tmyle bu konuya verirsen, evet" diye karlk
verdi Merope neden sonra. "Yerdeki izgileri gryorsun, deil mi?"
Asterios dolambal yollar izen mermer sslemelere bakarak ban sallad.
"O halde imdi danslarn bana ge; ben sana ne yapman gerektiini
syleyeceim. Admlan renmek kolaydr, fakat kendini figrler zerinde mmkn
olduunca younlatrman gerekiyor."
Kzlar ve olanlar birbirlerini bileklerinden tutarak, l admlarla soldan saa
doru dans etmeye baladlar. Sonra da sola dndler ve sonunda ark syleyerek
durdular.
"Gayet iyi!" diye memnuniyetini belirtti Merope. Asterios'un bataki
tkezlemelerinden sonra, grubun ritmine ayak uydurmasn beeniyle izlemiti.
"Gkyznn doudan batya doru dnmesi gibi, siz de admlarnz nce saa
doru attnz. Sonra da sola doru, batdan douya doru hareket eden gne, ay
ve gezegenler gibi. Sonunda da, kinatn ortasnda hi kprdamadan duran dnya
gibi, olduunuz yerde kalakaldnz. te bu yaptnz, Geranul-kos'un yuvasn
kurmadan ve turna kraliesinin tylerinin arasna girmeden nceki balang
trenidir."
Kzlardan ikisi kkrdamaya balaynca, szlerine devam etmeden nce onlara sert
bir bak frlatt. "Sizi bekleyen labirent de bu dzene gre kurulmutur. Ne tarafa
gideceinizi bilmezseniz, bir daha dar kmay nasl baarabileceinizi
dnyorsunuz?"
Ortalk annda sessizleti ve Merope Asterios'a dnd. "Dikkatle bak, senin iin her
eyi bir daha batan alacaz!"
171
Adaylar ncekinden daha kk iki yeni ember oluturdular. Bu sefer parlak
krmz bir erit onlar birbirine balyordu. Bir kz, bir olan olmak zere art arda
dizilmilerdi; koronun dndan balayarak, giderek daha klen ve merkeze
ynelen daireler iziyorlard.
I
"Bu hareket ile gcnz birletiriyorsunuz" diye^bgrdiiMe-rope. "Vcutlarnzla
bir dalga oluturduunuzu dnn!" (
Ayn altrmay bu kez de Asterios'la beraber bir kez daha yaptrd, sonra da ikinci,
nc kere. Bkp usanmadan ayn hareketi yapmay srdrdler. Asterios
fkelenmeye balamt, figrlerini giderek daha isteksiz yapyordu. ember dans
ona giderek daha yapmack gelmeye balamt. Ve evresine baknd zaman,
arkadalarnn cokulu suratlar kendisine gln geliyordu.
Demek geliimi iin o kadar nemli olan turna dans buydu! Oysa bir ocuk oyunu
kadar anlamsz buluyordu burada yaptklarn.
Asterios'un dalan dikkati Merope'nin gznden kamamt. Sert bir sesle ona
seslenerek, ortaya gelmesini ve kendisine gsterecei hareketleri tekrar etmesini
syledi. Birbirini takip eden dokuz admdan ve bu admlan kesen sramadan
oluan turnalarn iftleme dans, ona zor ve karmak gelmiti.
Asterios isteksiz bir ekilde dans etmeye balad. Vcudu bir anda odun gibi
sertlemiti sanki, kendisini ok beceriksiz hissediyor ve dierlerinin baklar altnda
eziliyordu. Admlarn hatasz atana kadar Merope onun bir an bile baka bir ey
dnmesine izin vermedi. Srekli eletiriyor ve daha da iyi olmas iin tevik
ediyordu.
Ksa bir dinlenme aras haricinde, almay akama dek kesintisiz srdrdler.
Saraya dndklerinde karanlk basmt. rencilerin birounun dinlenmeye
ekildii srada, Merope Asteri-os'u yanma artt.
Dn akam mum na Merope'nin odas gzne gvende olaca bir yuva gibi
grnmt; oysa ayn oda imdi souk ve itici geliyordu. Hatta duvar resmindeki
kayalar ve gl aalan arasnda uuan mavi kularn canl renkleri bile,
parlaklklarn yitirmi gibiydi.
172
"Suratn asmaya hi olmazsa imdi biraz ara versen olmaz m?" diye sordu ona
Merope.
"Buraya bou bouna geldim" diye bard aniden Asterios. "Btn bunlarn ne
anlam var? Dans olmak iin en kk bir yeteneim bile yok!"
"Yaamnn gemisinin hangi limana yanaacan yolculuun banda bilemezsin"
diye karlk verdi Merope sknetle. "Koroyu, sana yol gsterecek olan bir harita
olarak kabul et. Yolcu ancak hedefine ulatktan sonra haritay gnl rahatlyla
ortadan kaldrabilir."
"ocuka bir dans iin byk szler!"
"taat etmeyi hibir zaman tam manasyla kabullenemedin, deil mi olum?"
Asterios yere bakyordu. Merope sustu.
"Esasl bir hazrlk olmadan labirentin stesinden gelebileceinize inanyor musun
yoksa?" diye sordu sonra. "Seni orada ne beklediine dair bir fikrin var m? inan
bana Asterios, turna dans bir ocuk oyunundan baka her eydir." Merope ayaa
kalkm ve pencereye yanamt. Cilal parmeni biraz yana ekince, odaya serin
sonbahar havas doldu. "Her insann yaam, ortasnda lm bulunan bir labirenttir"
dedi ok alak bir sesle, sanki delikanlnn orada olduunu unutmutu, "insan
yaamnn bu byk labirentinin iinde, grnte kendi iine kapanm bir sr
daha kk labirent bulunur. Onlar admlarken yaammzn bir parasn orada
brakrz, yani bir para lrz. Bu labirentin dierlerinden fark ise, merkezinde
zgrln bulunmasdr. Byk spiralin srr budur ite."
"Fakat neden spiral?" diye sordu Asterios. "Bu ne demek, ne anlama geliyor?"
"Buraya gel, olum" dedi ona Merope cevap vermek yerine. Birlikte beyaz ayann
aydnlatt gkyzne baktlar.
"Sorunun cevab her yerde" dedi Merope saygyla, "byk rnekleri orada, yukarda
greceksin. Baka spiralleri kendine ekerek giderek byyen yldz spiralleri. Ve
aada, yeryznde ise, daha kk rnekleri grebilirsin: Deniz kabuklan,
salyangoz ka-
173
buklan, hepsi sonsuzluun kk birer modelidir. Sarmalm iki anlam vardr;
kinatn nefes al ve bizi idrakin bir sonralti basamana gtrebilecek olan
iimizdeki yaayan ba. Bu yolun kestirmesi yoktur Asterios! Ne kadar abalarsak
abalayalm, nmze hep ayn yol kar. Her birimiz yaammzda dzen ve
karmaa arasnda seim yapma hakkna sahibiz. Fakat sk sk yle eylerle
karlarz ki, karar vermemizi neredeyse imknsz hale getirirler. te bu gibi
durumlarda gvenilir yardmclar, baka bir deyile doru haritalar, bize destek olur.
Turna dans da bunlardan biridir."
Asterios alnn krtrd.
"Girdiin labirentten nasl kacan sana semboller vastasyla anlatr ve seni
yeryznn canl ritmiyle btnletirir" diye devam etti Merope. "O kadar uzun sre
hareket edersin ki, sonunda yldzlar, bulutlar ve iekler seninle beraber dans
etmeye balar ve her eyi kapsayan emberle btnleirler."
Asterios kadnn gzlerinin iine bakt. Merope, onun altn ans benekli gzlerini ta
ocukluundan bu yana ok severdi, imdi bu gzlerde ksmen dnceli, ksmen de
bylenmi bir ifade gryordu. Ve ne kadar yorgun olduunu da.
"Bir tek akam iin bu kadar bilgelik yeter de artar bile" diyerek glmsedi. Dier
srlar iin henz ok erkendi. Onlar Toprak Ana'nn barna girecei gn ifa
edecekti.
"zellikle de aryan ba ve szlayan kaslar olan bir dans iin" diye karlk verdi
Asterios rahatlam bir ifadeyle.
"Yatmaya git Asterios. Bugn her eyi anlamadn iin de zlme, iine ekilen
tohumlar gerektii anda yeermeye balayacaktr."
Frtnal ve serin bir sonbahar gecesiydi. Koronun etrafna dikilen yksek tahta
direklere, alevleri rzgrda titreyen dzinelerce meale taklmt. Gkyzne
stten bir top gibi salnan ay ile beraber, meydan byl klara bouyorlard.
Adaylar ince giysilerinin iinde rperiyorlard. Kzlar baldrlarna kadar inen beyaz
elbiseler giymilerdi, belleri asma yaprak-lanyla ssl, rengrenk bir kuak ile
sklmt; erkeklerin zarif
174
gmleklerinin kenarlarnda gm saaklar sallanyordu. Deriden yaplma bir kn
iinde bulunan orak biimli bak hepsinde mevcuttu.
pis kokusunu.
Davullar ylesine yksek sesle gmbrdyordu ki, artk dayanamyordu. Kulaklarn
kapatarak oradan kamak istiyordu. Fakat onu tutuyorlard. Ona sesleniyorlard.
Ona ok eski bir mesaj iletiyorlard. Arkan dn, diye ark sylyorlard. Her eyden
vazge! Geriye bakma! Tm cesaretini toplayarak arkan dner ve zt istikmete
dou ilerlersen kurtulabilirsin ancak!
Anszn gc hissetmeye balad. Tam altndan, yerin merkezinden geliyordu.
Kutsal alann yayd ve onun vastasyla aadan yukar ykselen g ylesine
youndu ki, ayaklarnn alt titremeye balamt. Artk nnde hibir engel yoktu.
inden akan kuvvetli, berrak ve scak gc vcudunun en cra noktalarnda bile
hissediyordu.
Kck bir hareket yapt. Sonra bir tane daha.
nce hibir ey deimedi. Korkuyordu, boulacan dnyordu. Anszn zincir
canlanmaya balad. Danslarn oluturduu spiral sonsuz bir yavalkta hareket
ediyormu gibi geliyordu ona, dar doru hareket ederek S-biimli bir kvrm
oluturuyor ve milim milim ona yer ayordu. Zincirin bir ucu hl ok yava bir
ekilde merkeze doru hareket ederken, dier ucu ise aksi istikmete doru
ynelmiti. Danslar, onu hapishanesinden kurtarmt.
Son olarak adaylar ta kapl zemine uzandlar, snm vcutlarn denizin dalgalan
gibi bir aa, bir yukar kaldrmaya baladlar, ta ki dalgalar yava yava snene
kadar. Ortalarnda duran Merope kran duasna balad.
"Byk Ana! Yaam iindeki yolculuumuz, dalarn karanlnda kaynaklanan ve
nn okyanusuna ulaana dek daima ileri doru hareket eden bir rmaa benzer.
Binler ve binlerce ismin
176
isimsizi, asla grmememize ramen her yerde olan yce sonsuz, gnlerin ve
gecelerin anas, kzlarna ve oullarna merhamet ettin. Kalplerimizi a ki, senin
ihtiamn ve senin rahmetini ululayarak yaayabilelim!"
Gece rzgr pelerinini erguvan bir yelken gibi uuruyordu. Surat karanlktayd.
"Anne! Anne! Neredesin?" Phaidra'nn sesi, kraliyet ailesinin zel dairelerinin
bulunduu dou kanadnn merdiven boluunda nlyordu. Gnein nlar, saysz
k deliinden ieri derek, duvardaki spiral resimlerini altna boyuyordu.
Minos ve Pasiphae arasndaki yksek sesli konuma annda kesildi. Hl tozlu
yolculuk mantosunun iinde bulunan kralie, gece hi uyumam gibiydi; Minos ise
olduka fkeli grnyordu. Fakat kzn grr grmez yz hatlar gevedi.
Phaidra annesinin kollarna atld. "Artk bir daha geri gelmeyeceini dnmeye
balamtm!"
Pasiphae'nin dudaklarnda ince bir glmseme belirdi. Minos ise alnn krtrd.
"Grne gre Knossos'ta olduka kt zaman geirmisin" dedi alngan bir sesle.
"Halbuki ben, yal babanla birlikte olmaktan holandn kansna kaplmtm."
"Kt kt bakma bana!" Phaidra zr dilercesine glmsedi. "Ebette ki seninle
Amnyssos'a gitmek ve donanmann ka hazrlanmasn seyretmek ok gzeldi. Ve
bronz dkmhanesini incelemek!" Prl prl bir suratla Pasiphae'ye dnd. "Babam
bana demircilerin tanrs Talos hakknda o kadar ok ey anlatt ki!"
"Babann syledii her eye inanmamalsn." Pasiphae kzn alnndan perken,
Minos'a fkeli bir bak frlatt. "ok eskiden Talos isimli bir devin madenlerin
efendisi olarak yeraltnda oturduuna inanlrd ve insanlar onun yalnzlktan skld
iin kzp fkeleneceinden korkard. Fakat bunlar sadece birer masal, Phaidra, basit
insanlar kandrmak iin uydurulmu hikyeler." Sesi sertlemiti. "Talos adnda bir
tanr yok, nk var olan sadece ve sadece Byk Ana. Ben de uzun yllardan beri
onun barahibesiyim ve
177 sen de pek yaknda onun hizmetine gireceksin. Bana bak!" Pasip-hae nce kzn
yuvarlak yanaklarn okad, sonra da eliyle alnna tanrann kutsal iaretini izdi.
"ok byk grevler bekliyor seni, gzbebeim!" diye fsldad efkatle. "imdi uslu
uslu odana git ve bizi yalnz brak. Babanla konumam gereken nemli konular var."
"Ben de burada kalamaz mym? ok sessiz olurum!"
"Annenin sylediini yap!" dedi Minos ters ters. Salonun giri ksmndaki tahta bir
sraya oturmutu, bir yandan da nndeki mangalda ellerini styordu. Tatl bir
scaklk yaylmaktayd etrafa.
"iyi ama henz Deukalion, Asterios, Ikaros ve dierleriyle birlikte yann ava gidip
gidemeyeceimi bile sormadm" diye itiraz etti Phaidra. "Beni de yanlarnda
gtreceklerine dair, haftalar ncesinden sz vermilerdi."
"Senin gibi kk bir kzn tecrbeli avclar arasnda ne ii var?"
"Yaknda on yanda olacam" diye srar etti kz hayal k-nklyla. "Onlara
"Sabrm tarmaman sana iddetle tavsiye ederim" diye hrlad Minos tehdit
edercesine. "Asterios u anda adaylardan biri ve kutsanma yolunda yryor.
Oysa..."
"... oysa yaam iin endie etmesi gerekirdi, yle deil mi?" diye Pasiphae devam
etti onun yerine. "Ne yazk ki o zamanki gzel plann suya dt. Halbuki amacna
ulamana ne kadar az kalmt: sen, Girit hkmdar!" Parmayla adamn gsne
vurarak, tehlikeli bir ekilde gld. "Fakat kralie benim! Anka tahtna asla bir erkek
oturamayacak, beni anlyor musun, asla! Kutsanmann en st derecesine sahibim.
Ve eski srlarn koruyucusuyum! Sen ise sadece benim esimsin, hepsi o kadar!"
Minos'un beti benzi atmt. "Zaman oktan gemi geleneklere sarlmaktan vazge
artk! Harekete gemeliyiz, hem de kemeni" Kadnn gzlerinde bo yere bir
uzlama iareti arad. "Vaktimi boa harcadm biliyorum; fakat bunu yapmaya
mecburum. Kabul etmek istemesen bile, Girit byk bir tehlikede: Atinallar uzun
zamandan beri giderek daha da pervaszca ticaret stnl179
mz yok etmeye ve onlarla yaptmz anlamalar hie saymaya alyorlar. Eer
soylu ocuklar aramzda yaamasayd, eminim ki oktan ar silahlara brnm
olarak sahillerimize km olurlard! Bana onlarn madencilik alannda byk aama
gsterdiklerini sylediler. Aray ok ksa zamanda kapatmamz gerekli, yoksa..."
"Kudret! Fetih! Silahlar! Senin tek dndn bunlar!" Onu aalarcasna sesini
ykseltti. "lkemize mutluluk getiren, hayvanlar oaltan ve tarlalan
bereketlendiren seremonilerin senin iin hibir deeri yok!"
"Atinallar demir kllaryla zerine hcum ettiklerinde, o sylediklerinin sana
yardmc olacan hi mi hi sanmyorum" diye cevap verdi Minos son derece ciddi
bir ifadeyle. "Eer yeni aa ayak uydurmamakta direnirsen, gzel lkenin sonunun
gelmesi pek yakn demektir."
"Sen ne sylediinin farknda deilsin!"
"Farkndaym, hem de gayet iyi farkndaym! Ben olmadan, kraliem, kaybetmeye
mahkmsun. zin ver bu barbarlara birlikte kar koyalm! Uzun zamandr karkocayz, sekiz ocuk byttk ve en byk evldmzn yasm birlikte tuttuk, neden
hl bana gvenmiyorsun?"
Pasiphae susuyordu. Salon karanlkt, minedeki odunlar yanp kl olmutu. Serin
sonbahar gecesi kendisini hissettirmeye balamt. Kendi iinin de souk ve sert
olduunu hissediyordu. Bu kadar etkileyici konuan adama nasl bir cevap
182
san ald. "Art ayaklan krlm; okumla onun abuk lmesine yar-(jnic olmazsam,
aclar iinde kvrana kvrana lecek."
Havada vnlayarak uan ok hayvann alnnn lam ortasn sapland ve titreyerek
kafatasna sapland. Orak biimli aktma kzarmaya balamt. Boa, oktan
kurtulmak iin ban sallamaya balad.
"Yce tanra!" diye kekeledi Asterios. "lmedi. Onu yaraladn sadece."
Deukalion fkelenmiti. Bu defa hayvann gl srtna bir ok yollad. Yaradan aa
ince bir kan izgisi akmaya balamt.
Oklar birbirini takip etti.
Sanki av talihi Deukalion'u aniden terk etmiti. Boaya isabet eden oklar, onun
sadece daha fazla fkelenmesine neden oluyordu. Acyla kvranan hayvan,
burnundan soluyordu. Yaralarndan kanlar fknyordu ve ektii azaptan tr
gzleri donuklamt. Nihayet brme sesleri giderek azald.
Asterios boann acsn, korkusunu ve lm mcadelesini, kendi vcuduna batrlan
binlerce bak gibi hissediyordu. Ensesi sertleti ve son zamanlara kadar hayallerin
geliini haber veren geici sarl hissetti. Kar koymaya almad, aksine
gzlerini kapad ve iine dnd. Mavi k onu sard ve grmeye balad.
Sadece bir tek mealenin titrek nn aydnlatt karanlk ve alak tavanl bir
odadayd. Yalnz deildi. Odada bir bakasnn daha olduunu grmekten ziyade
hissediyordu. Bu adamn tek bir amac vard: onu ldrmek!
Kendi suratnda ise, nefes almasn zorlatran deri maske vard. Sadece gz
hizasndaki ince yarktan grebiliyordu darsn. Maskeyi karmaya alt, fakat
baaramad. Sonunda uramaktan vazgeti.
Sol kolunda kanayan bir yara aan rakibinin lmcl saldrsn son anda
savuturmutu. Adamn salar ona olgunlam baaklarla dolu bir buday tarlasn
anmsatyordu, gzleri ak renkli ve fke doluydu. Elindeki gm renkli ksa kl,
titreyen n altnda parlyordu. Silahn tekrar kaldrd ve byk bir hiddetle
bacana indirdi.
183
Asterios yksek sesle bard; var gcyle haykryordu. nanmaz gzlerle
kendinden gemiti. Gzlerini her gece ryalarna giren erkein vcudundan bir
trl ayramyordu. Bu ani bedensel yaknlk iindeki glkle basrd duygularn
yeniden canlanmasna neden olmutu; aniden alevlenen ihtirasna yenik dtn
hissediyordu. O zamana dek Deukalion onun gzne olaanst gzellikte, en
kk bir zayflk annda avna penelerini geirmeye hazr vahi bir hayvan gibi
grnmt.
Nubyal tellak masaj bitirdikten ve gen adamn zerini scak tutan yn havlular ile
rttkten sonra, Deukalion hafife ksrd ve sohbete kaldklar yerden devam
etmeye balad.
"Demek ki gerekten eminsin?" diye sordu karos'a bir kez daha. Miskin bir
hareketle ona doru dnmt.
"Hi phem yok" diye cevap verdi Ikaros konuda kalmaya alarak. "Asterios
kesinlikle kehanet yeteneine sahip. Bunu bana sylerken son derece dikkatliydi.
Bugnk boa hadisesinde olanlar bana anlatmam olsaydn, sana bu konuda tek
bir kelime bile etmezdim."
"Demek ki kralienin pii kutsal kehanet yeteneine sahip" diye mrldand
Deukalion alak sesle kendi kendine. "Annem bu konuda bir ey biliyor mu acaba?"
Ikaros byk bir korkuyla ayaa frlad. Deukalion onun iin yine yabanc ve uzak
birisi oluvermiti. O bir ann bys uup gitmiti. Keke hibir ey sylemeseydi!
Sadece Asterios'u dnmesi bile, kendisini bir gammaz olarak grmesine neden
oluyordu.
"Dinle, Deukalion" diye sze balayarak ona ricalar etmeye balad. "Bu konuyu
kendine saklasan ok iyi olur. Hi olmazsa Asterios labirent meselesinden kurtulana
kadar. Zaten kendisini ye186
telince yalnz hissediyor. Bu duyguyu daha youn olarak yaamasn istemem."
Deukalion ne anlama geldii belli olmayan bir hareket yapt. "Bunun pek doru
olacan sanmyorum" dedi dnceli dnceli. "Barahibeye bu konu hakknda
mutlaka bilgi verilmeli. Ne de olsa onun kinci Yz'le kutsanm biri mi olduuna, ya
da bir arlatan m olduuna, tanra adna o karar verecek."
"Ona gerekten de biraz daha zaman vermek istemez misin?"
"Demek yeni birini bulman bu kadar ksa srd?" Deukalion ona eziyet etmekten
zevk alr gibiydi.
karos itiraz etmeye frsat bulamadan kap ardna kadar ald ve Asterios ieri
girdi. rlplakt ve tepeden trnaa slak slak parlyordu.
"Buraya gel! Tam da senden bahsediyorduk" diye bard ona Deukalion canl bir
sesle.
karos dudaklarn srd. Asterios ikisi arasndaki garip gerginlii fark etti ve ne
yapacan bilemeden ylece kalakald. Deukalion ona gelmesi iin srar edince,
dinlenme sralarndan birisine oturdu.
"Umarm bu akamki ziyafette karnn tka basa dolduracak kadar iyi
hissediyorsundur kendini!" diye srtt Deukalion ona bakarak.
"Yeniden domu gibiyim" diye karlk verdi Asterios, buyandan da ilk kez bu
kadar telal grd karos'u gz ucuyla szyordu. "Bu hamamlar gerekten
harika, insan btn bir gnn burada geirebilir."
Deukalion'un dudaklarna zalim bir glmseme yerleti. "Aldn zevkin giderek
artacana emin olabilirsin!" Yava yava doruldu. "karos'un ellerine bir bak hele!
Onlarn ok zel yeteneklere sahip olduklarna dair seni temin ederim. Bu
yeteneklerin temelini Strongyle adasnda edinmiti. Sonra da onlar gelitirme frsat
buldu, hem de Girit'in en gzel kolonisinde" diye devam etti ve meydan okurcasna
karos'a bakt. "ok ynl yeteneklere sahip olduunu syleyebiliriz, yle deil mi
sevgili arkadam?"
karos uzun sre cevap veremedi. Nihayet ban dorulttuu
187
zaman, gzleri zntden gri bir renk almt. "Orada ok mutluyduk" dedi alak bir
sesle. "Birlikte geirdiimiz gzel vakti asla unutmayacam." Deukalion alay
edercesine dudaklarn bkt, fakat karos sznn kesilmesine meydan vermeden
konumaya devam etti. "Bakalarnn yannda beni kk drsen bile, bir
zamanlar bana duyduun yaknl imdi inkr etsen bile, sana olan sevgimi asla
yok edemezsin."
Ayaa kalkt, hafife eilerek onlar selamlad, belindeki havluyu vcuduna skca
sard ve bir kez olsun arkasna bakmadan oday terk etti.
Asterios, avclarn onuruna verilen akam yemeinde Pasiphae'ye elik edecekti.
Ona bu haberi ileten hizmetkr, kralienin karanlk basarken kendisini dairesinde
beklediini sylemiti.
Hava kararmaya balaynca Asterios kraliyet megaronunun kapsn ald; gen bir
hizmeti kz onu ieri buyur etti. Pasiphae odann br kenarnda, pencerenin
nndeki tahta srada oturuyordu. Ellerinin arasnda itinayla tuttuu bir nesneye
derin derin dalm gibiydi.
Asterios hafif bir gvensizlikle kapda durdu ve gzlerini odada dolatrd. Bu
megaron tm sarayn en gzel odasyd onun iin. Pek byk olmamasna ramen,
renkler ve eyalar ieriye scack bir hava veriyordu. Zemin ve kap yksekliine
kadar duvarlar mermer kaplyd. Mermer kaplamann sona erdii yerde ise, deniz
mavisi ve parlak krmz renklere boyanm ta bir ss kua duvar boydan boya
evrelemiti. Gney duvarnda bulunan ve saysz i avludan birine bakan yksek
pencere, k mevsimi sebebiyle yal parmenlerle kapatlmt. Douya doru oda
bir aydnla alyordu. Aydnl rozetlerle ssl balklar bulunan drt stun
sslyordu, tavanna da stun balklarndaki rozetler resmedilmiti. Fakat en gzel
ve en etkileyici resim, kuzey duvarnda bulunuyordu. Mavi bir yunus srsnn
tasvir edildii resim, gerekten de olaanst gzellikteydi.
Mavi Yunuslar Saray, diye geirdi iinden Asterios. Kendisini dalgalarn arasndan
tayan, byk ve ebedi deveranla btnle188
tiren hayvann kvrak vcudunu anmsamt. karos haklyd. Bu resim, Knossos'a
adn verecek deerdeydi.
Kendine gelebilmesi iin Pasiphae'nin ona birok kez seslenmesi gerekti. "uraya
bak, ne kadar gzel bir ey!"
Asterios yavaa kralieye yaklanca, ellerinin arasnda kk, beyaz-san renkte
bir figr tutmakta olduunu grd. Bir boa cambazyd bu; vcudunun st
plakt, belinde bir nlk ve renkli bantlar vard, cesur bir atlama pozisyonunda
bulunuyordu.
"Fildiinden oyulmu ve altn varakla kaplanm! Bu tr aheserleri sadece Msrl
sanatlar yaratabilir!" Pasiphae parmaklarn figrn zarif hatlarnda gezdiriyordu.
Anszn karanlk pencere niinden hafif bir ksrk sesi gelince, Asterios odada bir
baka kiinin daha bulunduunun farkna vard, lassos onlara doru yryordu.
enesindeki ksa sakal, ehresini neredeyse tannmayacak kadar deitirmiti.
"Gzel kraliemiz istisna olarak bu kez hakl deil" dedi atlak sesiyle. "Bu eserin
yapm yeri Strongyle adadr, bildiiniz gibi oraya Kalliste, yani 'Gzel Ada' ismi de
verilir; Onu pek uzun olmayan bir sre nce Zakros'lu zengin bir tccarn evinde
kefettim. Ve kralie Pasiphae'ye naiz bir hediye olarak sunmaktan da byk
Merdivenlerin sonu, devs stunlar tarafndan ikiye ayrlm olan byk bir salona
alyordu. Duvardaki resimler mumlarn titrek klarnn altnda parlyordu; zemin
ise ak renkli kuvars P kalarla kaplyd. Davetlilerin byk ksm kurulu sofradaki
yer e ni almlard.
.
s>
karos'un babasnn yannda bulunduunu fark etti. Glaukos ve Xenodike'yle
birlikte, yksek pencerelerin """j^ letirilmi olan sofraya oturmulard. Aday kasp
kavuran
^ rzgrlardan korunmak maksadyla, pencereler salam y
190
atlmt, pasiphae'nin artk kendisine ihtiyac lari s* J Asterios da onlara katld.
^adg11* Ij.jniannda bulunan kk tahta podyum zerinde geme" v
j,jr paraya balama hazrhndaydlar.
f^ yem-
solmu
gen bir adam! inde pusuya yatm olan korkulann seni malup etmesine izin
verme! Aklna ve sezgilerine gven. Ve terbiye edilmi duyulanna! Hedefine gvenle
gitmeni salayacak olan onlardr. Kibirli olma, fakat kendini olduundan daha
deersiz grme! Hepimiz labirente girdik." Konumasna ksa bir ara verdi ve
Asterios'a gz krpt. "Ve hepimiz tekrar dan ktk. Sana sylemek istediim esas
olarak buydu."
"Seni Minos mu gnderdi?"
"Kaydettiin aamalara byk nem veriyor. Sana zel bir ilgi gstermemi rica etti
benden."
"Fakat neden? Ben kralienin piiyim! Onun benden nefret ettiini biliyorum."
"Sen bir erkeksin Asterios" diye karlk verdi Aiakos anlaml anlaml. "Ve biz
erkekleri nemli grevler bekliyor. Fakat bunlar labirent tecrbesini geride
braktktan sonra anlatacam sana. Sana gveniyoruz. Bizi hayal knklna
uratma!" Asterios'un koluna dokundu. "Bilmen gereken bir ey daha var" dedi
alak bir sesle. "Sadece ve sadece seni ilgilendiren bir ey." Sesi titriyordu. "Ve
beni. Yaadn mddete kimseye sylememen gereken bir sr. Hi kimseye. Yemin
et!"
Asterios neler olduunu anlayamayan gzlerle ona bakyordu. "Ne demek
istiyorsun?" demek istedi, fakat azndan tek bir ses bile kmad. Yemin etmek iin
sessizce elini yukan kaldrd.
"Ben senin babanm. Benim tohumlanmdan yaratldn." Aia193
kos'un sesi bouk kyordu fakat olunun gzlerine dimdik bakmay baard.
"Sen?" diye fsldad Asterios bym gzlerle. "O sen miydin?"
"Evet, ben!" diye tekrarlad adam. "Kutsal evlilii gerekletirmek zere o zamanlar
ben seilmitim. Direnmek sz konusu bile olamazd. Bilge Kadnlar'a itaat
etmeliydim. Girit erkeklerinin kaderi tmyle sana bal Asterios!"
"Fakat o halde Hatasu benim kz kardeim!"
"Ve ikiniz de sizleri seven bir babaya sahipsiniz" dedi Aiakos. "Sizin iin her eyi
yapabilecek bir baba. Ltfen bunu asla unutma."
Erguvan denizin zeri kapkarayd. Gnlerden beri hibir gemi denize almaya
dzenli nefes almasna engel oluyordu. Oysa orada bir ey olmamas gerektiini ok
iyi biliyordu.
Boa, ta kendisiydi!
Labirentin bekisi, ta kendisiydi!
Burada, merkezde, aa inmeye cret eden kahramanlar kan brm gzlerle
bekleyecek olan, ta kendisiydi!
lecekti. Ve ada batacakt. nk boann zaman dolmak zereydi.
ATE
Asterios Phaistos tepesine ulat zaman, akam olmutu. Kendisini karla kapl da
geitlerinden ve geni ovalardan gneye tayan atnn nnde, sallanarak
yryordu. K mevsiminin olduka sert balam olmasna ramen, son birka
gndr yumuayan hava onu yol boyunca yamurlu frtnalar ve tipilerden
korumutu.
Gne, yeil k ekinleriyle dolu geni dzln zerinde batmaya balamt. Mavi
dan ift boynuzu douda ge ykseliyordu ve Asterios iindeki huzursuzluun
yava yava yatarak, yerini skna terk ettiini hissediyordu.
Derin derin nefes alarak karsndaki plak da zirvelerine bakt. Tam vaktinde geri
dnmt eve. Yln en uzun gecesi, yaklacak atelerle iki gn sonra kutlanacakt.
Fakat gndnm bayram onun Phaistos'a geliinin asl nedenini perdeleyecek bir
bahaneydi sadece; onu buraya aran Ariadne'nin yardm arsyd.
199
Biraz daha gayret, sonra nihayet onun yannda olacakt tekrar! Btn yol boyunca
kz o kadar youn bir ekilde dnmt ki, bazen onun yannda at koturduu
hissine bile kapld olmutu. Aslnda assos'un madalyonu kendisine vermesinden
hemen sonra yola kmay istemiti. Fakat nce labirenti malup etmesi ve
kutsanma yolunun nc basaman geride brakmas gerekiyordu.
Asterios'un kendisini biraz olsun toparlayabilmesi iin aradan gnler gemesi
gerekmiti ve imdi bile ac dolu sorular beynini kemirip duruyordu. Pasiphae ile
konumas gerekiyordu; fakat kendisini douran kadn ile deil, tannanm
hizmetkr olan barahibe ile. Labirentte grdkleri sadece kendisini deil, ayn
zamanda tapna, hatta tm aday tehdit ediyordu. Bilge Kadnlar'a da grdklerini
mutlaka anlatmalyd; hayallerine olsa olsa onlar bir aklama getirebilirdi.
Fakat daha nce akla kavuturmas gereken baka bir mesele vard. Ariadne'ye
ne olmutu?
Tahta giri kapsna vurdu.
Tknaz bir saray muhafz, suratnda kt bir ifadeyle kapy at. Fakat Asterios'u
tanr tanmaz tutumunu deitirerek onu saygyla selamlad, fakat grn onu
artma benziyordu. Delikanl tepeden trnaa amura bulanmt, ayakta duracak
kadar bile halinin kalmadn yeni yeni fark ediyordu.
Onu sarayn bat kanadna gtrdler. Kendisini kabul salonunda bekleyen kiinin
Mirtho olduunu aknlkla fark etti. Kadn sanki onun geleceinden haberdard;
yumuak rtler sermek suretiyle rahat bir dek haline getirdii srann zerinden
yavaa kalkarak delikanlya yaklat.
"Phaistos'a hogeldin!" diye onu selamlad ve delici nazarlarla szd. Son
grnden bu yana Asterios ok deimiti. Hatlar daha keskinlemiti; uzun oru
dneminin ve zorlu yolculuun izleri suratnda ok ak olarak grlyordu. Asterios
kadnn baklarna aynen karlk verdi.
Mirtho, aradn bulmutu delikanlnn gzlerinde, ilerinde boann kudretinin
yansmas vard. Erkek kuvveti ile Minos'un iktidar hrsna kar koyacak, dii
dayankll ile kadnlarn ezelden
200
beri Girit'te yarattklarn kollayacak ve koruyacak durumdayd. Mirtho'nun iini
gurur ve gven doldurdu, ruhunun bir ku kadar hafiflediini hissediyordu.
Yanlmamt: Asterios, kehanetin bildirdii gibi, Byk Ana'nm ilk erkek
hizmetkr, ilk rahibi olacakt. Rahibeler kendi elleriyle onun bana tavuslu tac
takacaklard, ayn Mavi Yunuslar Saray'ndaki duvar resminde tasvir edildii gibi.
Mirtho glmsedi. Neredeyse yolun sonuna geldi, diye geirdi iinden ve ho geldin
ikisi olarak ona bir bardak scak arap uzatt. Kutsanma yolunun drdnc ve son
basama uzanyordu artk nnde; ate, onu snrlarnn tesine tayacak ve demir
kadar sertletirecekti.
ikisini imekte olan delikanlnn ne kadar huzursuz olduunu hissetti anszn.
Asterios bir sre tereddt etti, ama sonunda dayanamayarak ruhunu alev alev
yakan soruyu sordu.
"Ariadne'yi nerede bulabilirim?"
"Ge kaldn" diye cevap verdi Mirtho dndnden de sert bir sesle.
Asterios'un rengi soldu ve kemerini tutan eli kasld. "Ona ne oldu? Bana bir ey
mi geldi?"
"Hibir eyi yok" diye sakinletirdi onu Mirtho. "Fakat saray terk etti. Evvelki gn,
donanmann kalan ksmn klk Amnyssos Liman'na gtrecek olan bir klavuz
gemiye bindi. Aslnda tm gemilerin k Kommos tersanelerinde geirmeleri
planlama, fakat son gnlerdeki gzel hava, Minos'un yeni emirler vermesine
neden oldu.
Asterios inanmaz gzlerle ona bakyordu. "Ben buraya elimden geldiimce abuk
ulamak iin neredeyse kemiklerimi kracaktm, oysa o Knossos yolunu tutmu bile!
Syle bana, onu oraya gnderme fikri kimin aklna geldi?"
Salonda bir ileri bir geri huzursuzlukla dolamaya balad.
fkeli haliyle ne kadar gzel, isyan ederken ne kadar gen ve masum! Mirtho
anszn onun Ariadne'den asla vazgemeyeceini anlad. Ne boa atlay, ne turna
dans, hatta ne de ona gelecekteki yaamn bildiren labirent bile, Ariadne'ye olan
sevgisine engel olamazd.
201 .
ini ekti. Ne kadar ac verici olsa bile, gerei ondan saklamas mmkn deildi.
"Byle olmasn Minos istedi. retmenin Paneb de ona refakat ediyor. Ariadne'nin
yapaca hibir ey yoktu" diye ekledi yumuak bir sesle. "Ariadne seni beklemek
istedii iin, son derece zgnd. Fakat itaat etmek zorundayd."
"Bizi ayrmak istiyor! Fakat bunu baaramayacak. Onu seviyorum! Ariadne'yi
sonsuza kadar seveceim!" Ate saan gzleriyle meydan okurcasna kadna bakt.
"Bu kadar yeter Asterios!" dedi Mirtho yksek sesle. "Kendine ok fazla acyorsun!
Elbette ki ektii aclardan bakalarn sorumlu tutan kk bir ocuk gibi
davranabilirsin. Fakat kutsanma yolunda emin admlarla ilerleyen bir yetikin gibi
davranmak da senin elinde!"
Asterios mealelerin titrek nn altnda, kadnn dudaklarnda gizli bir glmseme
grr gibi oldu. Aniden tm sertliini yitirmiti. "Bu yetikini yarn akam karanlk
basarken dada bekliyorum" diye devam etti szlerine. "Ve gndnm gecesinde
ay gkyznde grnd zaman, onunla beraber ate treninin gereklerini yerine
getirmek istiyorum."
Uzak yldzlara doru uzanan, dar ve tal bir patika. izmelerini bast yerden
Ayaklarn nce dikkatle, sonra da daha fazla cesaretle akkor halya bast. Sabah
iinin slatt taze imenlerin zerinde yryordu sanki. Bugne kadar kendisini
snrlayan her eyi atete brakt. Kehanet yeteneini tam olarak kabul etmeye
hazrd artk.
Ayaklarnn altnda tekrar serin topra hissettii zaman alamaya balad, fakat
gzyalaryla zerre kadar olsun ilgilenmiyordu. ini daha nce hi yaamad bir
huzur duygusu kaplamt.
Asterios Hatasu'nun gzlerinde anlay ve takdir okuyordu.
206
Fakat bunlarn ardnda, srarl bir beklenti, aklanamaz bir gerilim gryordu. Bir
anda kendisi de gerildi. Hatasu'dan dayanlmaz bir ekiciliin yayldn ve
kendisinin de buna kapldn hissediyordu. Bunlar kesinlikle kardee duygular
deildi! Kader ona ayn zalim oyunu ikinci kere mi oynayacakt yoksa?
Kzn bysnden kendisini glkle kurtarabildi. Geriye doru bir adm atarak,
serin havadan korunmak iin tekrar pelerinine brnm olan kadna bakt.
Aydnlanmakta olan gkyznn nnde karanlk bir siluet olarak duruyordu.
Asterios, aralarndaki salam ba hl hissediyordu. Ruhunda ac dolu nameler
uyandran bu sahneyi, daha nce nerede grmt?
Gzlerini kapad ve mavi n iine dald.
Akamd. Aralarnda Knossos'un bulunduu tepelerden birinin zerinde duruyordu.
Mavi Yunuslar Saray yok olmutu. Bir yknt vard sadece gzlerinin nnde,
yksek duvarlar ta ynna dnmt. Uzun zaman boyunca boann iktidarn
simgeleyen ift Boynuz larn paralar, her tarafa yaylmt. Nereye bakarsa baksn,
paralanm eyalar gryordu. Kapkara kllerle kaplyd hepsi.
Labirentteki kahramann kl darbelerinden kurtulmutu. nsanlar ve hayvanlar
ldren scak kl yamurunun altnda sendeleyerek yrmt. Kendisi yayordu,
ama dierleri lmt. indeki tek arzu, kendisinden nce br tarafa gidenleri
takip edebilmekti.
Yavaa zerinde sadece bir nlk kalana kadar soyundu. Yere oturdu ve bugne
kadar sadece kurban kuzularnn boazn kesmi olan orak ban knndan
kard. Vedalamak zere son bir defa gzlerini at ve bir zamanlar sarayn
durduu yere bakt.
"Kara! Kara grnd!" Dmencinin kaln sesi, uzun sredir dalgn dalgn beyaz
kpkleri seyreden Asterios'u dald dncelerden ayrd. rkilerek ban kaldrd
ve ileri bakt.
Yelkenleri iirdii iin denizcilerin hem sevdikleri, hem de dalgalan ev yksekliine
ulatrabildii iin korktuklar serin bat rzgn, Gaulos'u yuvarlak adaya hzla
yaklatmyordu. ilerinde kk kylerin bulunduu koylar, giderek
belirginlemekteydi. Kralienin teknesi batya doru gidiyordu. Hedefi, Storngyle
Ada-s'nn gney sahilinin en byk liman ehri olan Akrotiri'ydi.
Asterios ise gzlerini yanardaa dikmiti. Kara da imdi sakin grnyordu, fakat
ksa bir sre nce burada yaayan insanlar korku ve dehete drmt. Toprak
saatler boyunca sarslm, dadan aa akan kzgn lav rma ancak denize
ulanca durmutu. Ardnda ise yanm aalar ve ormanlarn arasnda uzanan
geni, plak bir yol brakmt. Adann gerek efendisi, diye geirdi iinden, kor ve
kl hkmranln yeniden kurmak iin uzun uykusundan uyanyor. Yzyllar
boyunca yaratlan her eyi, birka saat iinde yok edebilir isterse.
Yanardan sebep olduu tahribat daha iyi grebilmek iin kpeteden uzand.
Akrotiri Liman uzaktan pek bir hasara uramam gibi grnyordu. Fakat yakna
geldii zaman baz evlerdeki yangn izlerini fark etti. Ayrca k aylarnda liman
azgn dalgalardan koruyan setin byk ksm bir ta ynna dnmt. "uraya
bak! Hibir ey olmam gibi gnein altnda ekerleme yapyor" diye gld yannda
duran lassos yanarda iaret ederek.
211
Parfm taciri bu geziye katlmay kendisi istemiti. Asterios, Byk Ana'nn
kutsanm hizmetkr olarak seyahat ediyordu; ka-ros da ona refakat etmekteydi.
Yanarda pskrmesi adann tapnan ve ziyaretini ar tahribata uratmt.
Asterios tahribatn boyutlarn kendi gzleriyle grmek ve buradaki rahibelerle
bundan sonra neler yaplmas gerektiini konumakla grevlendirilmiti.
Kk, iman adam korkuyla Asterios'a bakt. "Umarm btn alar yrlmamr.
Firfir salyangozlannn hepsini kaybetmek korkun bir ey olur!"
"u anda kazancn dnmenin uygun bir ey olduuna inanyor musun
gerekten?" lassos ona ok fazla grltc ve kaba-saba geliyordu ve kendisine
kar olan duygularnn gayet iyi farkndayd. "nsanlarn aclarn ve kederlerini
dnmek daha uygun olmaz myd?"
"Senin iin konumak kolay tabii!" lassos fkeli bir tavr taknd. Dalgn bakl bu
gen Atinal kendisini utanlacak durumlara dryordu srekli. "Ne dersin, yoksa
kralieye dinsel giysilerini knayla boyamasn m salk vereyim?"
"Kesin u sama tartmay" diye araya girdi Asterios. "Btn yol boyunca
birbirinizi didiklemekten baka bir ey yapmadnz."
Denizin stnde ksmen hafif yamurun, ksmen de parlak gnein altnda geen
gnler, hepsini alngan ve sinirli yapm. Yerleri ok dard ve gvertede ate
yakacak bir yer olmad iin, tm yol boyunca zeytin, pide ve kurutulmu et ile
yetinmek zorunda kalmlard. Bunun haricinde ime suyu da snrl dalyordu,
nk yolculuk esnasnda taze su kayna olan adalara uramak her zaman
mmkn deildi.
"Buraya kavga deil, yardm etmek iin geldiimizi unutmayn" diye kestirip att
sonunda.
karos cevap vermedi, lassos ile alngan bir suratla kamarasna ekildi. Asterios,
arabuluculuk giriimlerini ancak belli bir snra kadar srdrebileceini biliyordu.
Aralarndaki anlamazlk ilk frsatta yeniden patlak verecekti. Birbirlerinden o kadar
farklydlar ki! Omuzlarn silkerek geri dnd ve adamlarna yksek sesle emirler
vererek gemisini kazasz belasz Akrotiris Liman'na yanatrmaya alan kaptan
seyretmeye balad.
212
Ksa bir sre sonra iki arkada kesme talarla deli yolda rahibelerin evine doru
yrmeye baladlar. Bu arada gece olmutu ve hemen her evin atsnda klar
yanyordu. ehir mkemmel bir ekilde ina edilmiti; halka ak emeleri ve
yoldan biraz yksekte bulunan yaya kaldnmlanyla, Chalara veya Knossos ile
rahatlkla boy lebilirdi. Fakat sokaklarda alacak kadar az sayda insan gze
arpyordu.
Denizden esen serin bir rzgr, ehri yosun ve tuz kokusuyla dolduruyordu. karos
byk bir zevkle derin derin nefes ald. "Ne mkemmel bir lezzet!" diye bard
cokuyla. "Hayatm boyunca denizde yaamay isterdim."
Asterios cevap vermedi. "Neyin var?" diye sordu ikaros endieyle. "Aniden
durgunlatn..."
"Bir ey hissetmiyor musun?" Asterios anszn durmutu. "Bir ey grmyor
musun?"
"Her taraf depremin eseri olan ykntlarla dolu."
"Tehlikeyi sezinleyebiliyorum" diye fsldad Asterios. "Evlerinden kaan insanlarn
korkularn koklayabiliyorum. Suratlarn-daki panii grebiliyorum. Tehlike henz
gemi deil! Da tekrar pskrecek!" diye anszn yle yksek sesle bard ki,
karos elinde olmadan irkildi. "Zelzele sadece bir uyaryd." Arkadan telala yan
sokaklardan birine srkledi. "u insanlarn neler yaptna bak!"
Birka adam, yolu kapatm olan ta ve tahta paralarn kenara ekmeye
urayordu. Dierleri ise, birok ya lambasnn altnda, salam halatlara
baladklan kalaslan yan yklm bir evin atsna ekmeye alyordu.
"Sanki hibir ey olmam gibi ilerini yapmaya devam ediyorlar. Hibir ey
kavrayamamlar! Yanarda tekrar uyand zaman, tm abalan boa gidecek.
Dadan yaan kl ve ate yamuru, hepsinin sonu olacak."
"Biraz sakinle, Asterios!" karos tahrip olmam birok binay iaret etti. "Buradaki
insanlar depremlere alknlar ve zel inaat teknikleri gelitirmiler. Hatta babam
bile onlann becerilerinden saygyla sz ediyor. Zaten hasar yle ok da nemli deil!
Hi l
213
yok, sadece birka yaral insan ve birka ykk ev! Onlar da en ksa zamanda
eskisinden daha salam ve gzel olarak onarrlar."
"Peki ya ziyaretteki hasar? Yklan tapnak?" Sesi alayacak-m gibi atallamt.
Ikaros dikkatle ona bak. Birbirlerinden gizledikleri gerekleri ortadan kaldrma
vakti gelmiti. "Ariadne'nin ynettii tapnak, demek istiyorsun herhalde! Bu yzden
geldin buraya" diye karlk verdi sknetle.
Asterios'un rengi soldu ve bir kez daha be yl nce Beyaz Dalar'dan gelen kk
oban anmsad. O zaman bile onun farkl biri olduunu hissetmiti.
"Bunu nereden biliyorsun?" dedi ac ve znt dolu bir sesle.
"Ben iyi bir gzlemci deil miyim? Ta kk yalardan bu yana, sylenmeyen
eylere dikkat etmesini rendim. Boann boynuzlarn skaladn anda iime bir
phe dmt. Fakat sonralar ukalalmn beni yanlttn dnmeye
balamtm, ta ki seninle Ariadne'yi Merope'nin cenaze merasiminde birlikte grene
kadar. Hakl olduumu anlamtm o anda." ne eildi ve elini Asterios'un omzuna
koydu. Surat kor gibi parlyordu. "kinizin srrn benden daha iyi hi kimse
saklayamaz! Deukalion'a kar tm kalbimle mitsiz bir ak beslediimi biliyorsun,
deil mi?"
Asterios evet anlamnda ban sallad.
"Halbuki erkek seviciliinin zevkini bana ilk tattran onun babasyd! Burada,
Strongyle Adas'nda."
Asterios aknlkla ona bakt. Kadnlara dknl dillere destan olan Minos mu?
Ikaros glmsemeye alt, fakat beceremedi. "Minos iin insanlar oyun
talarndan ibarettir. Hayattaki tek amac, onlar kullanarak bir eylere sahip
olmaktr. Fakat buna ramen etrafnda grdn her ey ruhuma kaznd, her ev,
her kaldrm ta!"
"Onu sevdin mi?" diye sordu Asterios.
"Minos'u mu? Hayr! htiras dindii zaman, beni brakp gitti. Birka yl sonra ikinci
kez Strongyle'ye geldim, bu defa Deuka-lion'la birlikte. Ve her ey yeniden balad.
Hayatmda ilk defa k olmutum ve sevildiimi hissediyordum. Bir daha asla o za214
manki gibi mutlu olamadm." Ban dikletirdi. "Fakat Girit topraklarna ayak basar
basmaz, bir daha suratma bakmad bile. Bugne kadar da durumda bir deiiklik
olmad."
Tekrar ana caddeye geri dndler. karos elini gzlerinin nne gtrmt.
Asterios, onun aladndan emindi.
"Marur kral ocuklarna z demek ki ikimiz de" dedi alayc bir tarzda. "Hem de
bize kar daima yabanc kalacaklann bildiimiz halde. Ariadne'yi ok sevmeme
ramen, onu anlayamadm anlar o kadar sk ki!"
"kimizi balayan kader sadece bununla snrl deil" diye karlk verdi karos,
kck bir glmseme geri dnmt gzlerine. "Senin arkadan olabildiim iin
mutluyum. Hi kimse ruhumu senin kadar iyi tanmyor."
"O halde bana inanmalsn karos!" Asterios tekrar ciddilemiti. "Balangc sen
yap. Kara devin sknetinin frtna ncesi sessizlik olduunu biliyorum. Buna
eminim."
Onu o kadar delici baklarla szyordu ki, karos gzlerini karmak zorunda kald,
"iyi ama ne yapabiliriz ki?"
"nsanlar aday terk etmeleri ve baka bir yere yerlemeleri konusunda ikna
etmeliyiz."
"Asla bir yere gitmezler. Buradaki rahat ve serbest yaam, bunu yapmayacak
kadar ok seviyorlar."
Asterios yere eildi ve sertlemi bir lav parasn eline ald. Bir sre inceledikten
sonra da yere brakt. Paralanan ta un ufak oldu. "Evlerinin ykntlan altnda
kaldktan sonra, zenginliklerinin ne nemi var? lm karsnda serbest yaanlan
ne gibi bir anlam ifade eder? Biz insanlar kendimizi dier yaratklardan ok daha
stn gryoruz, oysa bilgilerimiz o kadar snrl ki! Tm yol boyunca bir tek yunus
olsun grdn m?"
"Hayr. Gerekten de, imdi sen syleyince dikkatimi ekti."
"nk onlar tehlikeyi sezinliyor ve yavrularn gvenli bir yere gtrmek
istiyorlar."
"O halde daha ne bekliyoruz ki? nsanlan uyaralm! Yoksa ok.ge mi kaldk?" Bu
defa da Ikaros'un kalbi huzursuzlukla dolmutu.
215 "Hayr, henz ok ge deil. Da bir kez daha pskrmeden nce, bir sre
dinlenecek. Buna ramen vakit kaybetmemeliyiz." Asterios kendisini yorgun, ok
yorgun hissediyordu. "Yapmamz gereken ilk ey rahibeleri ikna etmek. Onlar aday
terk etmeyi kabul ederse, dierleri de gidecektir."
ATNA
Girit kalyonu Phaleron Krfezi'ne demir att zaman, vakit len olmutu.
Deukalion, Aiakos ve Bayazc Jesa eliindeki Minos, sandalcya kendilerini karaya
karmalarn emretti. ehre giderken maiyetinden sadece birka kii kendisine elik
edecekti; dierleri ise, herhangi bir tehlike durumunda hemen yelken aabilmek iin
kyda geici olarak kurduklar adrlarda kalacakt.
Kyda bir grup Atinal karlad onlar. ounun salar ksack kesilmiti ve
enelerini gri sakallar sslyordu; kaba dokunmu yn giysiler ve deri zrhlar iinde,
Giritlilerin gzne vahi bir barbar srs olarak grnyorlard. Szcleri iriyar,
bembeyaz sal bir adamd. Yana ramen gzleri akmak akmak ve srt dimdikti.
Hemen arkasnda duran kara yaz bir at, olduu yerde huzursuzlukla tepinip
duruyordu.
"ite bunlar Atina'nn en soylu kiileri" diye dilerinin arasndan fsldad Minos
Deukalion'a doru. "Sakn basit giysileri ve kaba saba grnleri seni yanltmasn!
Kartal kadar marur ve tilki kadar kurnazdrlar."
"Bizi bu kadar kalabalk olarak karlayan Atina soylularn selamlyoruz!" Adamlarn
nnde hafife ba krd. Atinallar ise karanlk baklarla onlar szmeye devam
ettiler. Minos arayan gzlerle kalabal inceledi. "Fakat Aigeus'u aranzda
gremiyorum. Yoksa hasta m?"
"Kralmzn salk durumu mkemmel" diye homurdand beyaz sal Pallas. "Sizi
kalesinde yemee bekliyor. Girit kralna he216
diye olarak bu at sunmaya memur etti beni." Sesinde gurur dolu bir ifade vard.
"Tm Attika'da daha gzelini bulamazsn."
"Hem sevindim, hem de mahcup oldum" diye karlk verdi Minos sz uzatmadan.
"Efendinin borazan olarak senden ona en nazik teekkrlerimi iletmeni rica
ediyorum."
Korkun bir utanmazlk! Pallas kpkrmz kesildi. "Buras kadnlarn hkm srd
Girit deil" diye cevap verdi. "Biz bamsz bir ehrin bamsz yurttalaryz,
kralmz da iimizden en yetenekli olandr. Aigeus'un borazana ihtiyac yoktur.
Kendi derdini kendi anlatacak gerek bir erkektir o."
Minos hafife glmsedi ve atna bindi. Hayvann boynunu okarken ne eildi ve
kulana bir eyler fsldad. Yanndakiler de atlarna bindiler ve Atinallarn kzgn
baklar alnda yola koyuldular.
Bir sre sonra lacivert denizi arkalarnda brakmlard. imdi kuzeydou ve bat
taraflar ksmen ormanlarla kapl olan dalarla evrili geni bir dzlkte, karann
ilerine doru at koturuyorlard. Yanndan getikleri buday ve arpa tarlalarnn ilk
filizleri yeermeye balamt, ekili olmayan topraklar ise servi aalan ve
fundalklarla kaplyd. Minos atn o kadar hzl sryordu ki, Deu-kalion onun
hizasnda gidebilmek iin epey abalamak zorunda kalyordu. Aiakos ise arkadan
gelerek, epey geride kalm olan Atinallarla aralarndaki mesafenin fazla
almamasna gayret ediyordu.
Minos susuyordu. Olu da bir sre suskun kald, fakat babas bir eylerin onu
rahatsz ettiinin farkna varmt. "Neden o terbiyesizlere haklarnda gerekten
neler dndn aka sylemedin?" diye sordu sonunda.
Minos'un dudaklarnda tehlikeli bir glmseme belirdi. "Bu burnu byk kyl
soylularyla uramaya hi niyetim yok. Kk kralln srekli olarak onlann iktidar
taleplerine kar savunmak zorunda kalan kral ile boy lmeyi tercih ederim.
Anladm ka-danyla artk kafas fazla almyor. Nereden geldii beli olmayan bir
pii kendisine veliaht tayin etmi. Aptal! Yapt kaama saklamay bile
becerememi!"
kisi de susarak Asterios'u dnmeye baladlar. Pasip217 hae'nin onu tanrann rahibi ilan etmesinden sonra ok deimiti. Artk kendi
yolunda yryordu. O tecrbesiz delikanl, kendisini hem kadnlara, hem erkeklere
kabul ettiren bir yetikin olmutu. Bakalann acmaszca ezip geen biri deildi,
fakat kimsenin kendisini kullanmasna da izin vermiyordu.
Bilge Kadnlar da fark etmiti bunu. Asterios kendisini ne bir piyon olarak
kullanmalarna izin veriyordu, ne de terbiyeli bir maymun gibi her isteklerini yerine
getiriyordu. Kendi nerilerini ortaya koyuyor, bugne dek ok normal olarak kabul
edilen eylerin eletirisini yapyor ve eitli taleplerde bulunuyordu. Davranlar
neredeyse Minos'un bir zamanlarki bakaldrsna benziyordu. Aradaki u fark ile:
Onun ihtiras iktidar ele geirmek deil, sadece ve sadece tm varlyla tanraya
hizmet etmekten ibaretti.
Talan yosun kapl berrak dereleri atlar, sk ormanlann iinden getiler; ekili
tarlalann kenarlannda sar ve erguvan iekler amt. "Bu Aigeus gzel bir lke
ynetiyor" dedi Deukalion sonunda.
"Bu grdn yeillik seni aldatmasn" diye karlk verdi Mi-nos. "Attika kayalk bir
lkedir. Yazlar kurak ve scak, klar ise souk ve frtnal geer. Topraklar ise
talarla dolu ve verimsizdir, hibir ey doru drst yetimez. Bu barbarlarn bizim
yurttalarmzn bilgi ve becerilerine olan ilgisi bo yere deil elbette."
"Hem her eyi taklit etmeye, hem de akta bulduklarnn tmn ceplerine
indirmeye alyorlar" diye cevap verdi Deukalion dnceli dnceli. Son
zamanlarda Giritli denizcilere yaplan saldrlar artmt. Ada tarihinde ilk defa
basknlar engellemek iin limanlara muhafzlar yerletirilmiti. Jesa ve yardmclar,
zarar ziyan belirtir uzun listeler hazrlamak zorunda kalmlard. "Yine de bizim
sahip olmadmz ok nemli bir ey var onlarda: Kymetli madenler!"
"Sus! Sessiz ol!" Bir anda telaa kaplan Minos, Atinallardan birinin konutuklarn
dinlemediinden emin olmak iin, arkasna bak. Fakat Aiakos hl arkalanndan
geliyordu, Atinallarn ise onlara yetimek gibi bir kayglan yoktu. "Burada kaldmz
sre zarfnda bu konuda tek kelime dahi etme! Attika saraynda isteme218
den de olsa bir eyler karmaman iin, sana ancak bu kadarn Eyleyebilirim: ok
yaknda hazrlklarmz tamamlanacak! Grne gre Daidalos'un yeni frn ok
yksek slara bile dayanabiliyor, hem de olduka uzun sre. Bylece demir
Minos'un uygun bir cevap vermesine frsat kalmadan, ilemeli kap ald ve Girit
heyeti ehre alnd.
STRONGYLE
Asterios ve Ikaros, rahibelerle birlikte Kadnlar Evi'nde oturuyordu. Harl harl
yanan bir mine ierisini styordu, nk ilkbahar geceleri hl yeterince serindi.
nlerindeki tabaklarda peynir, tuzlu pasta, taze fasulye ezmesi, kurutulmu incir ve
hurma vard. Adann mehur yanarda arabndan da birka srahi eksik deildi. Et
sadece ok zel durumlarda geliyordu sofraya.
Ortam biraz gergin ve sinirliydi, fakat Asterios bu duruma Girit'ten alknd. Orada
da rahibeler aralarnda bir erkein varlna henz alamamlard. eri girdii
zaman konumalar bakla kesilmi gibi sona eriyordu ve bu konuda tek kelime
edilmemesine ramen, kadnlarn kendi aralarnda yaptklar gizli iaretlemeler
Asterios'un gznden kamamt. Zuhur edecei bilinen Zambaklar Prensi'ni
beklemek baka ey, onunla etten kemikten olarak kar karya oturmak yine
baka bir eydi. Hele kendi iradesini kullanmas ve her eyi giderek daha fazla
Byk Ana'nn hizmetine dahil etmeye almas, akla hayale gelmeyecek bir eydi.
220
Burada da kadnlar aralarnda oturan ve ylanl kolluk takm olan adam, etrafn
kaplayan gizem perdesini aralamak istercesine gizliden gizliye szyorlard.
Aralarndan birka yanarda pskrmesini tasvir ederken, ilerinden en genci olan
Nais, nyargsz bir ekilde konumaya balad.
"Ben o srada Laeto'ya yardm etmek zere ziyaretteydim."
Asterios aknlkla kadn sanatnn karsnda oturmakta olduunu fark etti.
Pasiphae'nin emri ile ziyareti bir dizi resimle sslemek iin, yaklak bir yl nce
gelmiti buraya. Asterios onun iini oktan bitirmi olduunu sanyordu.
"Aniden ayaklarmn altndaki zemin sarslmaya balad ve yere dtm" diye
anlatmaya devam etti kz. "Yerin altnda bir canavar kkryordu sanki, sonra
karmdaki duvar gzlerimin nnde ikiye ayrld. Her ey yere dt.
Buhurdanlklar, kandiller.
"Tanraya kr, o srada yanmayan kandiller" diye tamamlad Laeto. "Yoksa
tahribat ok daha byk olurdu."
"Daha ne olsun?" dedi bir baka rahibe. "Ziyaret harabeye dnd, gzel
resimlerinin hepsi mahvoldu."
"Buna ramen hl hayattayz" diye karlk verdi Laeto serte. Bir rahibe
olmamasna ramen, Byk Ana'nn hizmetkrlar arasnda zel bir yere sahip
olduu belli oluyordu. "Hibirimiz yaralanmad veya lmedi. Tanrann koruyucu eli
yer sarsnts srasnda bile bizi kollamaya devam etti. Bu yzden her eye kadir
tanraya kran duymalyz." Ksa bir duraksamadan sonra devam etti. "Bana
den grev resimleri yeniden yapmak."
"Umarm tanra sana bunu yapacak kadar zaman tanr!" Asterios kadnn son
szleri zerine ayaa kalkmt. Odaya merakl bir sessizlik kt. Herkes bir eyler
olmasn bekler gibiydi. "Buraya belki de sizin beklediiniz gibi enkaz kaldrma
almalar hakknda konumak zere gelmedim. nk da tekrar kkredii
zaman, abalarnzn hibir anlam kalmayacak." Szleri sessizlikte bir krba gibi
saklad. "Ve balad ii bitirmek iin yeniden harekete geecek! te bunu
sylemek zorundaym size!"
"Peki sen nereden biliyorsun bunu?" Laeto Asterios'un sylediklerinden pek
etkilenmemi gibiydi.
221
"Biliyorum" dedi ksaca Asterios. "Olacaklar grdm."
"Kusura bakma ama, bu benim iin yeterli deil!" Kuru grltye pabu brakmak
niyetinde deildi. "Bu szler ylanl kolluu takm olan bir adamn azndan ksa
bile. Bu karanlk kehanet nasl yerleti kafana?"
Girit'te grm olduu tepkinin ayns! Pasiphae bile onun kinci Surat'a sahip
olduunu glkle kabul edebilmiti. Fakat lmekte olan boay grd hayallerine
ise daha da byk bir pheyle yaklamt. Asterios, annesinin soru ve endie dolu
baklarn zerinde hissediyordu srekli. Pasiphae rahatszd. Kendi yolunu izen
olu, onu git gide daha ok korkutuyordu. Keke, diye dndne emindi
Asterios, keke olu kendi istekleri, dnceleri ve iradesi olan etten-kemikten bir
insan olarak hayatna gireceine, o eski gzel ve zararsz kehanet olarak kalsayd!
Dier kadnlar manal baklarla birbirlerini szdler. Byk ihtimalle onlar da
benzeri eyler dnyorlard. Yaklak otuz yldan beri Kadnlar Evi'nde oturmakta
olan Demonike, ortal yattrmaya alt. "Sana inanmak istemediimiz iin deil"
dedi kibar bir glmsemeyle. "Fakat buradaki koullara pek alkn olmadn iin,
bir sre nceki patlamay gereinden fazla abartyorsun."
"Gerekten de tahribat epey byk ve ada ksmen korkun bir grntye sahip.
Fakat bize gvenebilirsin" diye destekledi onu Nephele.
"Greceksin, ksa zamanda byk iler yapacaz" diye sz verdi Nais. "Her eyi
hemen yoluna koyarz, yeter ki saray bize biraz yardm etsin. Kanaatkar bir yaama
alknz zaten, sk almak da bizi korkutmaz."
"Beni anlamyorsunuz" dedi Asterios zgn bir sesle. "Beni anlamak
istemiyorsunuz!" Bu kadnlar neden bylesine dar grlydler? Onlar bile
sylediklerine inanmazlarsa, szlerine kim kulak asard ki? Sknetini korumaya
alyordu. Umutsuzlua dmenin yeri ve sras deildi kesinlikle!
Anszn karos'un lafa karn aknlkla fark etti. "Asterios sizi srarla uyaryor.
Sizden rica ediyorum, onu dinleyin! nk hepiniz byk bir tehlikedesiniz!"
222
"Sen ne karyorsun? Onu savunmak sana m kald?" diye sordu Laeto. Nazik
konumaktan tmyle vazgemiti. "Onun j^kh olduunu nereden biliyoruz?
imdiye dek sadece rahibeler flcinci Surat'la kutsanmt; kadnlar, erkekler deil!"
"Byle bir anda ok nemsiz bir mesele deil mi bu?" dedi jjtaros alak sesle.
"Senin gibi Minos'a yakn olan ve kadnlara nem vermeyen birisi iin, belki" diye
devam etti Laeto Ikaros'un sylediklerinden etkilenmeden. "Fakat biz gl, zgr
ve tanraya bal Giritli kadnlarz! Erkeklerin verecekleri emirlere ihtiyacmz yok!"
Asterios ayaa frlad. "Hepiniz byle mi dnyorsunuz yoksa? Size neler oluyor?
Gerekten de bir erkek olarak size hkmetmeye geldiime mi inanyorsunuz?"
Teker teker kadnlarn suratlarn inceledi. Birou baklarn yere evirdi, fakat bir
ksm da dik dik ona bakt.
Demonike tekrar sze balad. "Byk Ana adna kutsandm zaman, henz kk
bir kz ocuuydum. Otuz yldan uzun bir sredir onun mahfazasnn bekisiyim. O
zaman onu hayatm pahasna koruyacama yemin etmitim. Ve ne yer sarsntlar,
ne de lav pskrten yanardalar beni bunu yapmaktan alkoyabilir." Neredeyse
alayacakt. "Strongyle batmaya mahkm olsa bile, lm gemisi gelip beni
yaammn esas sahibine gtrene kadar, mahfazay korumaya devam edeceim."
Dier kadnlar da onu onaylarcasna balarn salladlar.
"ite gryorsun" dedi Demonike. "Kz kardelerden hibiri, ne pahasna olursa
olsun aday terk etmeye niyetli deil. Aln yazmz burada karlamak istiyoruz."
Bu arada ona o kadar sert gzlerle bakyordu ki, Asterios dilinin ucuna kadar gelen
itiraz yutmak zorunda kald. Bu anda rahibelerle anlamas mmkn
grnmyordu. Yeni bir giriimde bulunmadan nce uzun uzun dnmeliydi. Fakat
pes etmeye asla niyetli deildi!
"Byk Ana'nn kz kardelerinin karar karsnda saygyla eiliyorum" dedi ciddi
bir ifadeyle, "beni son derece huzursuz etse bile. Gerekten burada kalmaya
kararlysanz, o halde kaln. Fakat
223
misyonumu srdrmeye devam edeceim iin beni affetmenizi diliyorum. Kar
karya bulunduunuz tehlike, beni bunu yapmaya zorluyor."
Bu szlerden sonra ayaa kalkt, karos'a bir iaret yapt ve kadnlara veda etti.
Sonra da birinci katta kendileri iin hazrlanm odaya ktlar.
"Paay bu kadar ustalkla syrdn iin seni tebrik ederim" diye mrldand
soyunarak yataa yatmaya hazrlanan karos. "Dindar kz kardeler seni keye
baya sktrmlard. imdi ne yapmay dnyorsun peki?"
"Bilmiyorum karos. u anda aklmda sadece Ariadne var. Hemen ona' ulamam
lazm. Yoksa endie ve zlemden delirece-im!"
"Vakit gece yans. Bu saatte seni asla onun yanna brakmazlar." Arkada onu
yattrmaya alyordu. "imdi ncelikle gzel bir uyku ek bakalm, az nce epey
ter dktn! Byk Ana'nn hizmetkr olmak zorunda kalmadm iin ok mutluyum
dorusu."
"akalarn kendine sakla!" diye umulmadk serdikte bir cevap geldi karanlklarn
arasndan; Asterios mumlar sndrmt. "Srekli tarafsz rol oynayarak paay
kurtaramazsn! Bu kadnn cesareti beni ok duygulandrd." Konumaya devam
ederken aniden sesi deiti. "Ya Ariadne de bana inanmazsa, o zaman ne
yapmalym sence karos?"
"Bu konuda tasalanmana gerek yok" diye karlk verdi karos. "Sevinle
izleyecektir seni. Nefret ettii tapnak hizmetinden kurtulmak ve tekrar eve dnmek
iin, eline geen her frsat deerlendireceinden eminim. Dikkat etmen gereken tek
ey, seni sadece bir ara olarak kullanmamasdr."
"Ariadne'yi tanmyorsun" diye mrldand Asterios. Yatana kvrlarak arkadann
dzenli nefes alp vermesini duyana kadar bekledi. Sonra battaniyesini omuzlarna
ald ve ak pencerenin nne geerek karanl seyretmeye balad.
224
ATNA
Promos'un merkezini oluturan ocaktan youn dumanlar ykseliyordu. Salonun
duvarlar isten kararmt ve bu yapkan katmann arkasndaki kaba duvar
resimleri, ancak belli belirsiz seilebiliyor-du. Jesa hor gren bir edayla etrafn
szdkten sonra, bir zr mrldand ve ortadan kayboldu.
Minos kadnn salonu terk etmesine baya bozulmutu. Aige-us ve arkadalaryla
artk onun destei olmadan baa kmak zorundayd. iakos da yannda yoktu;
Aigeus ve pii hakkndaki son bilgileri iletmesi iin onu Giritlilerin kampna
gndermiti, ancak ertesi gn leden sonra geri dnmesini bekliyordu.
Dnmeden verdii bu karardan dolay imdi ok pimand, epey zor geecei
anlalan bu akamda eski dostunun yannda olmas iin ok ey feda edebilirdi.
Ask bir suratla yksek tavanl lo salonun iinde gezdirdi baklarn. Kendi
yurdundaki kla renklerin oynat ve duvar resimlerinin gnllere ferahlk verdii
saraylardan ne kadar da farklyd!
Devasa talardan ina edilmi koca kalenin en byk yemek salonunda, konuklar
iin bir sofra hazrlanmt. Dvlm topraktan ibaret zeminin stnde bulunan
masif mee masada, Attika mutfann en sekin yemekleri dumanlar tten toprak
kaplar iinde sunulmutu: Akta yanan bir atein zerinde piirilmi, kll derisi
zerinde domuz kzartmas; bezelye lapas dolu anaklar. Oval biimli byk tahta
kaplarda ise, baharatl bir sosla hazrlanm tavan yahnisi ve kzartlm ay
peneleri vard. Masann yanndaki daha kk sehpalara ise, her biri neredeyse
birer araba tekerlei byklnde bademli pastalar ylmt. Bunun yannda bir
de yeil renkli arap sunulmutu ki, eki kokusu Minos'un hemen su testisine
uzanmasna neden olmutu.
Oluyla beraber masaya oturduundan bu yana, masadaki dier insanlar onu
ender bulunan bir hayvan gibi seyrediyordu. Atinallarn bir Giritli iin olduka kaba
saylabilecek bu davranna artk almt, fakat bu sefer soylulann baklarnn
ardnda bir art
225
niyet sezinler gibi olmutu. Bu onu bata fkelendirmise de, bu arada adamlann
fkelerini kendi kanna nasl kullanacana karar vermiti.
"Bak hele! Giritli Minos gzel arabmz imeye tenezzl etmiyor" diye alay etti
Aigeus'un en yakn adamlarndan biri olan Phylos. "Herhalde arabmzn onu ok
abuk etkisi alna almasn-dan korkuyordur."
"Belki de Girit'te her eye kadnlar karar verdii iindir" diye atld kahverengi sal,
atmaca burunlu gen bir adam. "Anladma gre Giritli erkekler onlara ya kr
krne boyun eiyor, ya da kapal kaplar ardnda dmenler evirmeye alyorlar."
Kadehini kafasna dikti ve hprdeterek boaltt.
"Geleneklerimiz hakknda ne kadar da geni bilgiler edinmisiniz!" dedi Minos alayc
bir gz krpmayla. "Bu arada, senin Aigeus'un sakisi olduunu daha nce hi fark
etmemitim" dedi doruca Phylos'a hitap ederek.
"Ben onun hizmetkr deil, arkadaym" diye karlk verdi Phylos marur bir
edayla. Aigeus de aceleyle onu tasdik etti.
Ne kadar yal ve kullanlm grnyor, diye geirdi iinden Minos. isteksizce
tabandaki domuz karnn kurcalad ve bu arada iyice peltelemi bezelyeleri
irenerek seyretti. Aigeus tirit bir ihtiyar olmutu, o eski marur bakl kraldan
geriye neredeyse hibir ey kalmamt. evresindeki eski dosan da ondan daha iyi
durumda deildi.
Dnceli gzlerle sofrada oturan adanlan szd ve iinin hznle dolduunu
hissetti. Ne tarafa bakarsa baksn, gzleri sadece erkek gryordu! Ne uzun bir
elbisenin davetkr hrts, ne arap ve taze meyve sunan yumuak bir el vard
ortalkta. Olduka iyi anlamasna ramen, kulana hl son derece kaba gelen
Attika lehesinde yaplan kaba akalar ve grltl kahkahalar, hepsi bu ite!
Burnuna gelen keskin kokulardan son derece rahatsz olmutu. Koca salona
rm nemli kumalarn, ucuz arabn ve kalitesiz kilden yaplma anak mlein
kokusu sinmiti. nsanlardan ise dalga dalga bastrlm kin ve nefret duygulannn
yayldn, gayet iyi hissediyordu.
226
Minos aniden kendisini ok yorgun hissetti. Atinallarn suratlar gzlerinin nnden
silinmeye balad ve baklar ok uzaklara dald. Dnceleri artk bu mevsimde
yabani gelinciklerin ve mavi kantaronlarn iek at adasndayd. Yzlerce kutsal
ift boynuzun ssledii Knossos Saray'nn silueti belirmiti zihninde. Kendisi oraya,
zarafet ve gzelliin merkezine aitti.
Hayr, Bilge Kadnlar'm yzyllardan beri alarak yarattklarn, mstakbel bir
erkekler egemenlii asla yok etmeyecekti! Buradaki Atinallar gibi ilkel bir
barbarln penesine dmek yerine, sevdii ve holand her eyi daha da
gelitirip gzelletirecekti- ini yle bir vatan hasreti kaplamt ki, gzleri yalarla
doldu. Fakat hemen sonra kendine geldi, irade gcn sonuna kadar zorlayarak,
etrafa keskin baklar frlatmay baard.
Girit hayalleri bir anda yok olmutu. Gzlerinin nnde artk sadece Atinallarn kh
araptan gevemi, kh fkeden donukla-m kaba suratlar vard. Neredeyse
"Ben mi?" diye ac ac gld karos. "Srekli olarak kendi ruhsal dengesizliklerim ve
phelerim arasnda bocalyorum. Neden byleyim, ben de bilmiyorum!"
Asterios arkadann gzlerinde beliren ani ac ifadesine dayanamad. "nk durup
dinlenmeksizin her eyin kkenine inmeye alyorsun" dedi scak bir sesle. "nk
sadksn ve sevmeyi biliyorsun."
230
"Teekkr ederim" dedi karos ve arkasn dnd. Asterios Demonike'yle
vedalatktan sonra birlikte yola koyuldular. Henz sabah olmasna karn hava
scak ve gneliydi. ehri geride brakarak, yapraklar yeni yeni yeermeye
balayan asmalarn arasndan getiler. Rengrenk ilkbahar iekleri ayrlar
doldurmutu ve aalarn arasnda cvldaan kular uuuyordu. Saman daml
kulbelerden oluan birok kyden getiler, buralar hemen hemen hi hasara
uramamt. Sadece dan yamacnda bulunan iki iftliin atlan yanarak
kmt. Dan kzgn soluu adann bu blmne yle bir urayp gemiti
sanki. Nihayet ykseke bir yerde mola verdiler. Lacivert deniz ayaklarnn altnda
uzanyordu.
ilkbaharn kokularn ve scakln ilerine ekerek, otlarn arasna uzandlar. karos
gzlerini kapamt. Aniden yanma uzanm olan Asterios'un aladn iitti.
"Her ey yok olacak" diye fsldad, ikaros onun bu kadar derin bir mitsizlie
dtn daha nce hi grmemiti. "Bu gzellik, bu bolluk... Tm kllerin
altnda kalacak."
"Ya gerekten de kader byle olmasna karar vermise?" dedi ikaros yavaa. Sesi
soru sorar gibiydi, sanki dncelerine biim vermekte glk ekiyordu. "Ya
ardndan yenisinin gelebilmesi iin, her altn a bir felaketle son bulmak zorunda
ise?" Asterios aknlkla ona bakyordu. "Ya burada da spiral kanunlar geerliyse
ve olmas gerekenler oluyor ise?" diye konumaya devam etti ikaros ona aldr
etmeden. "Bazen gzellii ve mkemmellii tasvir edebilmek iin yaptmz insan
giriimlerin, kendisini bize sadece belli bir yere kadar aan bir eyi kavramak iin
yaptmz umutsuz denemeler olduunu dnyorum." Sesi ok heyecanlyd.
"Neden biz insanlar dnyann sadece bizim iin yaratldna inanyoruz? Bizim belki
de sonsuz bir bykln iinde kck, nemsiz ve deersiz yap talar
olduumuz senin de aklna gelmedi mi hi?"
"Olup bitenler zerinde hibir etkisi olmayan seyirciler olduumuzu mu sylemek
istiyorsun?" diye sordu Asterios. Byle bir dnceyi sadece iitmek bile onun ban
dndrmeye yetmiti.
"Evet, bir tr bedavac seyirci" diye tasdik etti karos. "Elbet-
231
te ki bu her trl sorumluluktan uzak olduumuz anlamna gelmiyor. Fakat sadece
kendi yaammz ilgilendirir bunlar. Dnyann genel gidiat zerinde herhangi bir
etkimiz olacandan ok pheliyim dorusu"
"Seni bu derece yalnz klan bu dnceler mi?" diye sordu Asterios dikkatlice.
"Bu ve birok konuda ektiim yabanclk - erkek olarak, mlteci olarak, oul
olarak." Delici baklarla Asterios'u szd. "Fakat bana cevap vermedin! Yoksa bu
tr konular seni korkutuyor mu?"
"Sadece sylediklerinin beni son derece rahatsz ettiini syleyebilirim"
"Garip davranlarm affet ne olur!" diye rica etti Ikaros. Sanki utanm gibi hzla
ayaa kalkt. "Aclarm kafamda kurduum hayallerle yok etmeye alan zavall bir
vatanszm ben sadece!"
Sadece bir tek duvar ayaktayd. Tapnan geri kalan ksm, aralarnda tahta
kalntlarnn bulunduu bir ta ynna dnmt. Az ilerdeki tapnma alannn
merkezi olan orkestra da tamamen yklmt; evresindeki rzgrlktan ve nar
aalarndan eser bile kalmamt. Derin yarklar mermer levhalar ikiye ayrm ve
spiral bantlar, insan elinden kmad belli olan irkin atlaklarla kaplamt.
Tapnak danslarnn orkestraya kt iki dar koridor olan Paradoi'lerin tavanlar
kmt. Orkestrann etrafndaki tahta oturma sralar parampara olmutu. Fakat
en kt durumda olan, sunak tayd. Sanki bir yldrm tarafndan ikiye ayrlma
benziyordu.
iki arkada zgn bir ekilde ykntlarn arasnda dolayordu. "Yanarda sanki tm
kudretini bu tapna ykmak zere kullanm" dedi Ikaros sonunda.
"Neyse ki Kadnlar Evi'nin durumu biraz daha iyi gibi." Aste-rios'un aniden morali
bozulmutu. U-biimli bina epeyce uzaktayd. "at hemen hemen sapasalam.
Sadece veranda direklerinden biri devrilmi."
Anszn kendilerine doru yaklaan bir kadn silueti grdler. Yar yolda durdu ve
ellerini gzlerinin zerine siper etti. Sonra da admlarn hzlandrd.
232
"Asterios!" Delikanl onun sesini duyar duymaz, arplm gibi olduu yerde
kalakald. "Asterios! Nihayet! Nihayet!"
Yksek bir lk onun kendine gelmesini salad. Kral tribnnde oturan Aiegus
ayaa frlam ve azn dehet iinde eliyle
237
kapamt. Deukalion ste kmay baararak Theseus'a boyunduruk takmt; imdi
de delikanlnn boynunu boarcasna skyordu. Bir sre sonra Theseus'un gzleri
yuvalarndan frlayacakm gibi olunca, kollarn gevetti, ikisi de soluk solua ayaa
frlamt.
Theseus alacak kadar ksa bir srede kendisini toplad. Sonra da yeniden
saldrya geti. Alnl oktan yerdeki tozlarn arasnda srnyordu, sar salar
karmakark bir ekilde yzne gzne dmt. Rakibinin kolunu yakalad gibi
iddetle bkerek srtna yle bir bastrd ki, Deukalion ac dolu bir lk atarak
yava yava dizlerinin stne kmeye balad. Theseus rakibinin suratn
acmaszca yere bastryordu. Sonra dizini ensesine dayad ve Deukalion'un suratn
yere arpmaya balad. Bir kere, iki kere, , drt, be kere...
Bu bir msabaka deildi artk! Gerek bir lm kalm mcadelesi vard arenada.
Minos dirseklerini savura savura kendisine yol aarak greilere doru kotu, gz
dnm delikanlnn salarn kavrad ve onu var gcyle geriye doru ekti.
Theseus'un hareketleri yavalad ve vcudu gevedi. Minos bir sre sonra
delikanlnn salarn brakt, ama bu arada ona kuvvetli bir tekme atmay da ihmal
etmedi. Sonra da olunun hareketsiz vcudunu yavaa evirdi, suratndaki kan, ter
ve topra giysisinin eteiyle yavaa sildi ve rahatlayarak Deukalion'un sadece
birka kk syrkla paay kurtardn tespit etti. Olu az sonra gzlerini anca,
iinden tanraya ksa bir kran duas okumay da unutmad.
"Bir eyim yok." Deukalion glmsemeye alt. "Fakat msabakay kaybettim."
"Bu rezalet bir 'msabaka' olarak deerlendirilebilirse ayet" diye karlk verdi
Minos hrsla. Az nceki rahatlama duygusu yerini fkeye brakmt. "Bana kalrsa
daha ok planl bir cinayeti andryordu."
"Abartyorsun Minos" diye atld Aigeus. Deukalion'un yava yava ayaa kalkmas
karsnda gzle grlr bir ekilde rahatlamt. "Denk glerin heyecanl bir
kapmasyd sadece..."
"... ve ilerinde daha iyi olan kazand" diye bbrlendi The238
Giritliler onu iddetle alklyordu. Ok, hedefi bulmutu. Tahta parasnn krmz
renkli ortasna saplanm olarak, hafife titriyordu.
imdi Pallas sradayd. Oku hafif bir vnlamayla havada uarak, Giritlinin okunun
hemen altna sapland. Aralarndaki mesafe en fazla bir sa teli kadard. Tribnler
bir anda boalmt, herkes tahta hedefe hcum ederek, kimin okunun tam ortada
olduunu tespit etmeye alyordu. Aigeus ve Minos hedefe yaklanca, isteksiz de
olsa iki yana alarak onlara yol verdiler.
"Her iki ok da tam ortada!" dedi Aigeus vgyle. "Aslnda iki tane kazanan olmas
gerekir."
"Fakat kazanan belirleyen daima kk farklardr" dedi Minos souk bir sesle.
"Kazanann ad Aiakos. br ise..." oku tutarak kuvvetle ekti ve sapland
tahtadan kard "... hedefi az da olsa at." Oku elinde evirdi ve eliyle demir uca
dokundu. Baklar buz gibiydi. "Grld gibi son darbeyi vuran materyalin
kendisi deil, okunun elidir hl."
Theseus kalabal yararak onlara yaklamt. "Ya hedef tahta deil de et olsayd?"
diye sordu tahrik edercesine?
ok iyi! diye geirdi iinden Minos. Tuzama dt! Nasl da yuttu zokay!
Dncelerini belli etmeden suratn iyice karartt.
"Theseus!" diye bard Aigeus ona. "Son sz illa hep sen mi sylemek
zorundasn?" Oluna ilk defa gerekten kzmt.
"Sinirlenme Aigeus" dedi Minos ve oktan ayrd demir ucu kimseye fark
ettirmeden cebine kaydrd. "Gereksiz gevezelikleri ve dier uygunsuz davranlar
pek yaknda son bulacak. Zaten ondan istediim zrden de vazgetim. Bir ocuk
benden zr dilese ne olur, dilemese ne olur!"
"Bana 'ocuk' diyen hi kimse cezasz kalamaz!" diye patlad Theseus.
"Her neyse! Artk sevinmen iin bir nedenin var Aigeus" diye konumaya devam eti
Minos ona aldn etmeden. "nk iimde bir his senin olunun da bizimle beraber
Girit'e gelmek zere seilenlerden biri olacan sylyor!"
240
"Ciddi olamazsn!" diye kekeledi Aiegus. Bana ar bir darbe alm gibi sendeledi
ve yardm istercesine kolunu uzatarak bir ere tutunmaya alt.
"Bana imdiden teekkr etmene gerek yok" dedi Minos glmseyerek. "Daha
deil. Kendin syle: Girit ve Atina'y birbirine daha iyi balayacak baka bir yntem
biliyor musun?"
"O benim biricik olum ve ya dierlerinden ok daha byk!"
"Byle nemsiz bir meselenin ne anlam var ki? Mnasebetsizlii tm dier
kusurlarn rtyor. Dokuz yl bizim adamzda yaayp geri dndkten sonra, bir
daha onu tanyamayacaksn bile!"
Yan gzle Pallas'a bakt ve umduunu grd. htiyar adam istisnai olarak fkeli
deil, sevinli bir suratla seyrediyordu olup bitenleri.
Minos arkasn dnerek yrmeye baladktan sonra, elini cebine atarak ganimetini
okad. Attika okunun ucu souk ve sivriydi.
Strongyle
Karanln koruyuculuunda ka zamandr beklediini kendi de bilmiyordu artk.
zerindeki giysinin ince kuma, srtn dayad duvann tm soukluunu
hissetmesine neden oluyordu. Anszn hafif ayak sesleri ve elbise hrtlar geldi
kulana. Gl bir kadn eli, onu yksek duvarlarla evrili i avlunun iine
ekiyordu. Ay nn altnda yeil parltlar saan uzunca bir binann nne gelince
kadn durdu. Vcudunun kvrak bir hareketiyle onu bir odann iine itti. Sonra tekrar
gzden kayboldu.
Asterios eikte durarak etrafna baknd. Kendisini odaya gizlice giren bir hrsz gibi
hissettii iin, kalbi hzla arpyordu. zerinde saysz yumuak rtler ve nakl
yastklar bulunan geni bir yatak dikkatini ekti. Kar taraftaki minede keyifli bir
ate yanyordu. Hemen yannda ise koca bir odun yn vard. Duvarlar ak mavi
renge boyanmt; yerdeki hal ise ona k gnlerindeki
241
denizi anmsatyordu. Yatan yannda be kollu, ayakl bir amdan duruyordu,
tavandan ise gm bir buhurdanlk sallanyordu. Aste-rios tm duyularn
canlandran keskin kokulu duman cierlerine ekti ve minenin nne giderek
ellerini stmaya balad.
Kapnn almasyla birlikte odaya hafif bir hava akm doldu. Ariadne gelmiti.
Srtndaki koyu renkli pelerini yavaa zerinden syrd. Altndaki safran sars san
elbise belinden iyice sklmt, derin yrtmac neredeyse kalalarna dek iniyordu.
Belindeki kemeri zp elbisesini karmak iin kollarn yukar kaldrnca,
kollarndaki bilezikler sakrdad. Artk rlplakt. Asterios'un kendisini
seyretmesinden zevk ald her halinden belliydi.
Sakin bir hareket ile yola koyulma emri verdi ve ate saan gzlerle analan alaya
katlmaya zorlad.
Merasim alay glkle yolu koyulabildi. Delphi kehanetinin syledikleri hl
geerliydi, Atinallarn hibiri gerek bir muhalefeti aklndan bile geilmiyordu.
Denizin epeyce ekilmi olduu bu saatte, tapnak akll kumlarn zerinde
bulunuyordu. Ana giri kapsnn nnde durdular. Bat tarafndaki mermer stun
doruca denize uzanyordu.
258
Atinallar merasim hazrlklar yaparken, Girit heyeti yakn bir yerde dinlenmeye
ekildi. Minos ve Deukalion onlardan ayrlarak birlikte yapnn etrafnda dolamaya
baladlar.
Deukalion atnn alnln ssleyen kabartmalara bakyordu. Koyu renkli zeminin
stnde bir grup ak mavi yunus dans ediyordu.
"nanlarna gre yunus balklar llerin deniz stndeki yolculuklarn temsil
ediyorlar" diye aklad Minos ve glerek Deukalion'a az ilerde hummal bir faaliyete
girimi olan kadnlar iaret etti. "uraya bak" dedi alayc bir tavrla. "Gren de
ocuklarnn son saati alm sanacak!"
Az sonra garip bir ayin balad. Atinal erkekler, sunak tann etrafnda mstakbel
adaylar da iine alacak biimde bir ember oluturmulard. Ayn ekilde emberin
iinde kalan kadnlar da, salarn balarn yolarak kendilerini yerden yere atmaya,
alayp haykrmaya ve stlerini balarn yrtmaya baladlar. Grnmleri
korkuntu. Szlanmalar denizin yumuak sesini bile bastryordu.
Minos fkelendiini hissetti. Sahtekrlar! diye geirdi iinden. imdeki ilk drtye
uymu olsaydm, ortalk cesetten geilmezdi! Aptallar, kan davasndan vazgemenin
bana yllardr nasl azap verdiini nereden bilecekler! Geri iin iinde biraz da
politik karlar vard, ama...
istedikleri kadar alayp zrlasnlar, dnd hiddetle. Dokuz yl sonra kutsananlar
arasna katlm olan oullar ve kzlar saz daml kulbelerine dnmeyi istemeyip,
Girit saraylarnda yaamay tercih edince, ite asl o zaman alamak neymi
anlayacaklar!
Dudaklarnda zalim bir glmseme vard. Girit'i lmcl bir tuzak ve kraln insan
yiyen bir canavar olarak tasvir eden bu dini palavra, onu rahatsz etmeye
balamt. Olay ksa kesmeye karar verdi.
Fakat Theseus ondan nce davrand. Aniden yerlerde yuvarlanan kadnlarn arasna
atlad ve onlar elbiselerinden tutarak ekitirmeye balad. Kadnlarn atlar yava
yava dinmeye balamt.
"Apollon akna, ayaa kalkn!" diye bard fkeyle. "Giritlilere sizi alarken izleme
zevkini tattrmayn! Cesur olun, analar ve babalar! Bu defa ocuklarnz sonu
belirsiz bir maceraya gnder259
iniyorsunuz. Tanr ryama girerek bana hepimizin sa salim eve dneceini
bildirdi."
Kollarn gsnde kavuturarak Minos'u ylesine kstah baklarla szmeye
balad ki, Deukalion dayanamayarak elini hanerine att ve onun zerine yrmeye
balad.
Fakat Minos oluna engel oldu. "Bo ver! Brak da sahte kahramanlna devam
etsin. Nasl olsa en ge geminin gvertesinde kendisiyle nasl baa kacamz
gayet iyi anlayacak!"
Theseus byk bir zgvenle konumaya devam etti: " 'Korkmana gerek yok,
Aigeus olu' dedi bana. 'Boay alt edecek ve Atina kral olacaksn. Seninle beraber
gidenlerle geri dneceksin.' Duydunuz mu, bamza hibir ey gelmeyecek! Apollon
koruyucu ellerini zerimizden ayrmayacak!"
Kulaklarna inanamayan Aigeus olunun zerine yrd.
"Theseus, sana yalvaryorum, durumu daha da ktletirme!" diye yalvard ona.
"Neden bir kerecik olsun kendine hkim olamyorsun? Giritlilerin neler
yapabileceklerini bilmiyor musun?"
"Asl sen benim neler yapabileceimi bilmiyorsun" diye cevap verdi babasna
Theseus yavaa. "Kutsa beni baba!" diye bard sonra yksek sesle. "Apollon'u
honut klmak iin beyaz iplikle balanm kutlu zeytin daln senin elinden almak
istiyorum."
aknlktan ne yapacan arm olan Aigeus oluna itaat etti ve ak yeil zeytin
daln ona uzatt. Theseus Atinallara dnd. Zeytin daln bir zafer nian gibi
bann stnde tutuyordu.
"Gzn zerimizden ayrma, ey yce Apollon!" diye yakard yksek sesle.
"Tehlikeli yolculuumuz boyunca bizi koru ve gzet! Kehanetini gerekletir ve
hepimizin sa salim baba ocana dnmemize izin ver! Son bir defa Giritlilere boyun
eiyoruz. Kara yelkenli kederdir bizi onlarn adasna tayan. Fakat son kez! Son
kez..."
Sesi atallamt. "Atinal erkek ve kadnlar! Kutsal tapnan nnde sizlere yemin
ediyorum! Zaferin beyaz yelkenleriyle dneceiz evimize!"
260
Dnyalar Arasnda
Kulana gelen iki ses ryalarndan ayrmt onu, cilveli ve istekli bir kadn sesiyle,
rkek bir erkek sesi. Uyku sersemi doruldu yatanda, fakat yelkenlerin
atrtsndan ve kreklerin suya monoton vurularndan baka bir ey duymuyordu
artk.
Mahmurluunu tam olarak zerinden atamadan gzlerini gkyzne evirdi
Asterios. Parlak ay, bulutlarn ardna saklanmt ve bir tek yldz olsun
grnmyordu. Ryasnda lm teknesini grmt yine.
Anszn az nceki sesler kulana geldi tekrar. Az ilerisindeki karanlklarn iinde
duran bir kadn ve erkek, heyecanla fslda-yordu.
"Yeter artk! Vereceksen ver u iksiri!"
"Gereinden birka damla fazla ierse zehirleneceini unutma!"
Tiz bir gl sesi kadnn kimliini ele verdi: Ariadne. "Brak da onu ben dneyim
lassos!" diye karlk verdi serte. "Eer iksirin onu gerekten de bana tekrar k
ederse, bundan ziyadesiyle memnun olacan bilmelisin."
"yi ama o zaten seviyor seni!" diye inledi parfm taciri.
"Senin gibi bir moruk aktan ne anlar! Asterios bana kar buz gibi ve kafas sama
sapan hayallerle dolu. Tm bunlarn ardnda o Msrl ylann yattna eminim!
Yanma yaklamaktan nasl kandn fark etmedin mi? Btn gn Ikaros'un
arkasna saklanp durdu! Neyse, bo gevezeliklere gerek yok!" dedi Ariadne fkeyle.
"Ver u iksiri! Yoksa yaptn ilgin i anlamalarndan Pasiphae'ye sz etmemi mi
istersin?"
"Sakn! stediini alacaksn!" dedi lassos korkuyla. "Fakat sylediklerime harfiyen
uyman gerekir!"
261
" o halde!" Ariadne'nin elinde ii ste benzer, bulank bir sv bulunan kk bir
ie vard.
"Bu da ne?" Asterios hayal krklyla elini ekti. Oysa kalbinden geen her eyi
anlatmak ve ona tmyle teslim olmak zereydi! Gsterdii zayflk karsnda
duyduu utan yznden, konumakta glk ekiyordu.
"Soru sorma! !"
"Hayr!" dedi zorla da olsa. "Bu ekilde olmaz!"
"Demek akn bu kadar korkak?" diye alay etti Ariadne. "Beni izle Asterios, Byk
Ana'nn rahibi, her "eyden ok sevdiim kardeim!"
Kapan at kk ieyi dudaklarna gtrerek imeye balad.
Asterios ani bir hareketle ieyi kzn azndan ekti. "Hepsini deil! ldrdn m
sen?"
"Evet, ldrdm" diye glmsedi Ariadne. Kapal bir kutu gibiydi, ne yapmak
istediini anlamak imknszd. "Srekli szn ettiin lmden korkmuyorum ben!
Senin kollarnn arasnda lmekten daha gzel ne olabilir ki?" Aniden gzleri ince bir
izgi halini ald. "Beni gzetlemisin!" diye fsldad. "Demek bana duyduun gven
bu kadar!"
Asterios elini ona uzatt. "Neden Ariadne?" diye mrldand. "Bizim iin baka bir yol
olamaz m?"
"Bana soru sorman istemiyorum" diye kaamak bir karlk geldi kzdan. "Dikkatli
ol sevgilim! Benden kolay kolay kurtulamazsn! Eer sevgimi yok etmeyi baanrsan,
kllerinin altndan korkun bir nefretin doacan bil, seni her yerde takip edecek
olan, yakc ve yok edici bir nefret!"
264
Asterios onu kollarndan tutarak sarst. "Sen neler sylediinin farknda msn?
Kendine gel!"
Kucanda bez bir bebek gibi sallanan Ariadne, donuk gzlerindeki garip bir parlt
ile bo bo bakyordu ona. "ksir etkisini gstermeye balad" dedi soluk solua.
"Damarlarmda dolaan kann ate gibi yandn hissediyorum. Asla huzur
bulamayan zavall bam dnmeye balad! i, Asterios! ! Benim gibi sevmek ve
ac ekmek istiyorsan, i!"
erden iniltiler gelmeye balamt. "Gel" dedi Pasiphae kuru bir sesle. "Onu daha
fazla bekletme."
Asterios Merope'nin yatann yanna diz kt. Dermansz vcudu birok yastkla
desteklenen kadn, beyaz keten gmleinin iinde gen bir kz gibi grnyordu.
Parlak gzleri nemlenmiti.
"Olum! Demek gelebildin." Konumak onu ok yoruyordu. Yavaa Pasiphae'den
yana evirdi ban. "Onunla vedalamama izin verir misin - yalnz olarak?"
Pasiphae dar kt.
"Anne, lmeni istemiyorum, lmemelisin!" diye fsldad Asterios. Kadna sarlnca
onun bir deri bir kemik kalm olduunu fark etti dehet iinde.
"Hayr olum! lmem gerekiyor" diye cevap verdi Merope neredeyse neeli bir
sesle. "Tm varlklarn sahibi beni yanna ard." Hrldayarak gld. "ok garip
deil mi Asterios, birdenbire korkmaya baladm. Sana ruhun yaamdan yaama,
mekndan mekna dolatn, yaamn sonsuzluk anlamna geldiini ve zaman
dolduu zaman geride sadece kullanlm bir beden kaldn rettim. Kap krlsa
bile, iindeki ayn kalr." Hzl hzl nefes almaya balamt. "Yine de bu dnyadan
ayrlmak, sandmdan ok daha zormu" dedi glkle. "Yaama sk sk tutunan
vcut, lme kar mcadele ediyor, insann iindeki oktan krelmi duygular
yeniden canlandryor. Ruhun batdaki gnele btn le-mesi iin izlemesi gereken
yol, neredeyse sonsuzluk kadar uzun."
"Bu kadar ok konuma, kendine dikkat etmelisin!" Aste-rios yal kadnn alnndaki
terleri sildi.
266
"ok az zamanm kald" diye fsldad Merope karlk olarak. "Sana sylemek
istediim daha o kadar ok ey var ki..."
"Her eyi sen rettin bana" diye bard Asterios. ^'Bildiim her ey, senin
eserin."
"Hayr, akn eseri" dedi Merope neredeyse duyulamayacak bir sesle. Asterios
sylediklerinin tek kelimesini bile karmamak iin kulan yal kadnn azna iyice
yaklatrd, "Her eyin kkeni odur ve her ey ona geri dnmeye abalar. Ak, tek
kanundur; bilgeliin anasdr ve tm gizemlerin aklamasdr. Henz kk bir
ocuk olduun zamanlar sana anlattm yaradl hikyesini harlyor musun hl?"
Yce tanra, ne olur lmesine izin verme! diye yakard Asterios iinden. Onsuz ne
yaparm, bilmiyorum.
"Elbette hatrlyorum! Bana o kadar ok anlattn ki.. .*' Hatralar onu
suskunlatrd. Gzlerinin nnde ocukluunu geirdii saz daml kulbe belirmiti.
Neredeyse rzgrn uultusunu duya-cakm gibiydi.
"O halde konu" dedi Merope. "Yaradl hikyesini anlat bana!"
"Her eyin balad anda Byk Ana kaostan ayrld" diye balad sze ar ar.
"Yattn yer rahat m?"
"Ltfen Asterios! Anlatmaya devam et."
"Fakat ayaklarn basaca sertlikte bir yer bulamad. Bu yzden denizi gkten
ayrd ve dalgalarn zerinde cokuyla dans etmeye balad. Arkasnda rzgr
belirmiti. Onu ilci elinin arasnda ovalad. Bylece Ophion'u, Byk Ylan' yaratm
oldu. Isnmak iin lgnca dans ediyordu ve dans giderek daha da lginlat, ta ki
ylan onun kvrak hareketleri karsnda ehvete kaplp, bedeniyle onun tannsal
uzuvlarn sarana kadar. Sonra iftletiler."
"Devam et, sesini duymak istiyorum" dedi Merope.
"Ve tanra bir gvercin biimine girdi" diye devam etti Asterios, fakat kadnn
tutulduu ani ksrk nbeti karsnda donup kalma.
"Ne scak bal, ne de nane ya istiyorum" diye hrldad gsz bir sesle. Asterios
yatan yanndaki sehpada duran ieyi tekrar yerine koydu. "Anlat, sevgili olum,
ltfen devam et!"
267
bakyordu ona. Asterios'un iini korku kaplad. Acaba Pasiphae onunla Ariadne
arasndaki ilikiyi mi renmiti?
Sakin grnmeye alarak sordu. "Neler oldu?"
"Merope'nin ne kadar kendine has bir insan olduunu bilirsin" diye hkrd kralie.
"Ve ne kadar inat olduunu! Hastalnn bu kadar ar olduunu biz bile
bilmiyorduk. Kuru kuru ksr-dn epeydir ben de fark etmitim. Hibir ifal
bitkinin ie yaramadn da biliyordum. Fakat bir sre sonra ksrrken kan
gelmeye balaynca, Mirtho bize onun aslnda ne kadar hasta olduunu anlatt.
Phaidra ve ben hemen ayn gn Knossos'a hareket ettik."
ierden iniltiler gelmeye balamt. "Gel" dedi Pasiphae kuru bir sesle. "Onu daha
fazla bekletme."
Asterios Merope'nin yatann yanna diz kt. Dermansz vcudu birok yastkla
desteklenen kadn, beyaz kelen gmleinin iinde gen bir kz gibi grnyordu.
Parlak gzleri nemlenmiti.
"Olum! Demek gelcbiklin." Konumak onu ok yoruyordu. Yavaa Pasiphae'den
yana evirdi ban. "Onunla vedalamama izin verir misin - yalnz olarak?"
Pasiphae dar kt.
"Anne, lmeni istemiyorum, lmemelisin!" diye fsldad Asterios. Kadna sarlnca
onun bir deri bir kemik kalm olduunu fark etti dehet iinde.
"Hayr olum! lmem gerekiyor" diye cevap verdi Merope neredeyse neeli bir
sesle. "Tm varlklarn sahibi beni yanma ard." Hrldayarak gld. "ok garip
deil mi Asterios, birdenbire korkmaya baladm. Sana ruhun yaamdan yaama,
mekndan mekna dolatn, yaamn sonsuzluk anlamna geldiini ve zaman
dolduu zaman geride sadece kullanlm bir beden kaldn rettim. Kap krlsa
bile, iindeki ayn kalr." Hzl hzl nefes almaya balamt. "Yine de bu dnyadan
ayrlmak, sandmdan ok daha zormu" dedi glkle. "Yaama sk sk tutunan
vcut, lme kar mcadele ediyor. nsann iindeki oktan krelmi duygular
yeniden canlandryor. Ruhun batdaki gnele btnlemesi iin izlemesi gereken
yol, neredeyse sonsuzluk kadar uzun."
"Bu kadar ok konuma, kendine dikkat etmelisin!" Asterios yal kadnn alnndaki
terleri sildi.
266
"ok az zamanm kald" diye fsldad Merope karldc ola-^Ic, "Sana sylemek
istediim daha o kadar ok ey var ki..."
"Her eyi sen rettin bana" diye bard Asterios. "Bildiim her ey, senin eserin."
"Hayr, akn eseri" dedi Merope neredeyse duyulamayacak bir sesle. Asterios
sylediklerinin tek kelimesini bile karmamak iin kulan yal kadnn azna iyice
yaklatrd. "Her eyin kkeni odur ve her ey ona geri dnmeye abalar. Ak, tek
kanundur; bilgeliin anasdr ve tm gizemlerin aklamasdr. Henz kk bir
ocuk olduun zamanlar sana anlattm yaradl hikyesini hatrlyor musun hl?"
Yce tanra, ne olur lmesine izin verme! diye yakard Asterios iinden. Onsuz ne
yaparm, bilmiyorum.
gelmedi mi Asterios?"
Arkadann azndan bu szlerin dkld sahneyi gayet iyi hatrlyordu. Cenaze
merasimine katlanlar kyda toplanm, saylar yz akn olmalyd. En nde
Pasiphae duruyordu, yumuak akam nn altnda bembeyaz ve ipinceydi. ki
yannda duran Mirtho ve Phaidra karalar giyinmiti.
"Sen gemi, bugn ve geleceksin. Senin rtn henz hibir lml aralayamad."
Gen bir kznkini andran sesi, alayan ve hkran kalabaln grltsn
bastrmt. "Yeni bir bedenle tekrar aramza katlmas iin, kz kardeimiz Merope'yi
barna kabul et!"
Baklar Merope'nin cenazesinin yerletirildii tekneye kay-m. Ceset boazna
kadar kefenlenmi ve yaam ipini barna almak isteyen Byk Ana'nn iini
kolaylatrmak iin bir yan sa-aklanmt. Suratn ise beyaz bir pee rtyordu.
269
"imdi Derinlikler Anas'na sunacanz armaanlar getirin!"
Gne ufka doru yaklarken, kadnlar ve erkekler ellerinde tadklar iek ve
kurutulmu bitkileri Merope'nin cesedinin stne yerletirdiler. Bazlar kefenin
zerine bal dkt, bazlar ise tekneyi st, arap ve su ile slattlar.
imdi Asterios'un sras gelmiti. Kurban edilen kuzunun kannn bulunduu kab ilk
kez tutan elleri ok sakindi.
"Sana yaam suyunu sunuyorum" dedi ve sesinin ne kadar derinden geldiine
kendisi de ard. "Usuz bucaksz denizin tanras, annemin vcudunu barna
kabul et!"
Beyaz ketenin stne akan koyu kan, ardnda garip desenler brakmt. Asterios
kenara ekildi; Pasiphae, Mirtho ve Phaidra bu arada tekneyi al rpyla
doldurmaya balamlard.
Kadnlar glerini birletirerek alev alev yanan tekneyi denize ittiler. lm teknesi
uzun yolculuuna balamt.
"Asterios, burada ne yapyorsun! lmeye mi karar verdin?" Ikaros yere melmi
olan arkadann zerine eilmiti endieyle. "liklerine kadar slanmsn!
zerindekileri deitir hemen!"
"Ne kadar garip bir gece karos" diye mrldand Asterios ayaa kalkarken.
"Uyuyamadm."
"Ne o? Eve dndne sevinen birisinin szleri deil bunlar" dedi Ikaros.
"Gnlerden beri halin hi houma gitmiyor. Senin iin yapabileceim bir ey var
m?"
"Benim iin belki bir eyler yapabilecek olan tek insan artk aramzda deil."
"Merope?"
Asterios evet anlamnda ban sallad.
"Gemie snmaya alma!" dedi Ikaros. "Mklpesent sevgilin bununla asla
yetinmez."
"Biliyorum" diye fsldad Asterios.
"Biraz sabrl ol. Ariadne alk olduu evresine dnnce rahatlar belki biraz."
"Ne demek istiyorsun?"
"Kaderin sana ne gibi oyunlar oynamaya hazrlandn bili270
yor musun?" diye glmsedi karos. "Grdn hayallerin arasnda kendi
geleceine ait olanlar yok mu?"
Bazen, diye geirdi iinden Asterios. Ve grdklerim hi houma gitmiyor. Fakat
arkadana cevap vermeyerek denizi iaret etti. Geen geceki frtna, yerini dalgalar
hafife kprten yumuak bir melteme brakmt. Douda gnein douu
mjdeleniyordu, nlerinde ise, sihirli .bir el tarafndan dokunulmu gibi, aniden Girit
kylar belirmiti.
Kraliyet kalyonu hafta sonra Amnyssos Liman'na demir att. Attika yelkenlisi
onu dmen suyunda izlemiti. Bir tek yelkeni vard; o da birok bez parasnn bir
araya getirilmesinden olumu ve kirli kahverengine boyanmt.
nsanlar sabahn erken saatlerinden beri limana akn ediyordu. Kraln geri dnd
ve beraberinde nc kez Atinal mstakbel adaylar getirdii haberi, yldrm
hzyla yaylmt ehirde.
Yolcular ve eyalarn karaya karmak iin kayklar yola koyulmutu bile. Asterios,
kpete korkuluunun arkasnda duran Minos'u ta uzaktan fark etti; hemen yan
bandaki Deukalion'un sar salar gnete altn bir mifer gibi parlyordu. Ban
evirmeden yannda duran arkadann kasldn hissetti. Elini omzuna koyarak onu
sakinletirmeye alt, ikaros kk bir glmsemeyle teekkr etti.
Onlar gzetleyen Ariadne ise kmser bir edayla ban sallad. Karaya ayak
bastklarndan bu yana Asterios onunla aydnlatc bir konuma yapmak iin her
trl giriimde bulunmutu. Fakat kz mark bir ocuk gibi davranyordu. Birlikte
oturduklar kraliyet sofrasnda onu ya grmezlikten geliyor, ya da meydan okuyan
baklarla szyordu. Asterios insanlara bir ey belli etmemek iin byk aba
harcamak zorunda kalyordu.
Gnn birinde bat koridorunda yrrken aniden karsna kt Ariadne. Konumak
iin ok uygun bir frsatt. Etrafta onlar dinleyebilecek hi kimse yoktu. Kzn gzleri
solgun yznde iki kara ate paras gibi parlyordu. "Et ve kemikten yaplma
kadnlar kucaklayamayacak kadar korkaksan, neden uradaki tanra hey271
keline sarlmyorsun? Ben ak ve ihtiras istiyorum. Seninle olmazsa, bir
bakasyla!"
Asterios hi ses karmad. Aralarndaki yabancln artk almaz bir duvar halini
aldn hissediyordu. Fakat biliyordu ki, Ariadne kendisini ne kadar aalarsa
aalasn, artk ondan ayrlmasna imkn yoktu. Vcudunun her zerresiyle onu
sevmeye ve arzulamaya devam edecekti.
Nefesli sazlardan ykselen mzik ve heyecanl barmalar onu kendine getirdi.
Phaidra ve Eudore geliyordu kardan, etraflar bir grup gen kzla evriliydi.
Asterios bo yere kralienin erguvan pelerinini grmeye alt; ayn ekilde Mirtho
da grnrde yoktu. Anlalan Byk Ana'nn barahibesi karlama trenini
ynetmeyi en kk kzna brakmt. Phaidra her zamanki gibi beyazlara
brnmt. Boynundaki gm zincirde parlak bir ay sallanyordu. ok rahat
grnyordu, gzlerindeki huzursuz ifade de olmasa, Asterios'u bile aldatabilirdi.
Fakat Asterios onun gerekte ne kadar heyecanl olduunu gayet iyi biliyordu.
Son yllarda ne kadar da deiti, diye geirdi iinden hayretle. O merakl kz
ocuu, her trl marklktan uzak, olgun bir gen kadna dnmt. Erkeklerin
baklarn hi fark etmiyordu sanki. Kralienin en kk kz, en ok Bilge
Kadnlar'n yannda bulunmaktan holanyordu.
tnce suratnda ne Pasiphae'nin orantl hatlar, ne de babasnn hayat dolu canll
vard. Kzl-kahverengi badem gzlerin stnde, geni bir alm ykseliyordu. illerle
kapl, hafif kemerli uzun bir burnu, gl bir enesi vard, ince dudaklan genellikle
ciddi bir ifadeye sahipti. Sadece glmsedii zaman yanaklarnda oluan harika
gamzeler, suratnn ifadesini alacak derecede yumuayordu. Merope'nin
273
Phaidra kz kardeine ilgi gstermeden bir avu kzhms toprak ald ve babasnn
alnna tanrann kutsal iaretini izdi. "Evine ho geldin!" dedi ona ksaca.
Bu arada Minos'tan ayrlan Ariadne, elbisesindeki krklklar dzeltmeye
balamt. Deminki hareketinden tr biraz utanyordu. Sonra da dier Giritliler
gibi merakla ky'da ne yapacan bilmez bir ekilde duran yabanclar seyretmeye
balad.
"Phaidra'nn selam sizler iin de geerli" diye bard Minos onlara ve
yaklamalarn iaret etti. Genler korku ve endieyle ona yaklatlar. "Byk
Ana'nn adas, topraklarna ayak basan her konuu korur ve sayar. Fakat
yabanclardan da alakgnlllk ve sayg bekler. Kutsanma yolunuzda ilk admnz
Girit topraklarna diz kerek ve ona sayg gstererek atabilirsiniz."
Birbirleri ardnca yere diz ktler; bazlar o kadar ok eilmiti ki, neredeyse
alnlar topraa deecekti. Sadece Theseus ayakta dikilmeye devam ediyordu.
Alayc baklarla nce kalabal, sonra da Phaidra'y szd, sonunda da gizlemeye
gerek grmedii bir merak ile kendisine bakan Ariadne'de taklp kald.
Asterios onlarn uzun ve sessiz bakmalarn bylenmi gibi izliyordu. inde
kendisine bildik gelen, garip bir huzursuzluk ba gstermiti. Az sonra yabanc
adam gzlerini kendisine evirince iindeki huzursuzluk iyice artt ve elinde olmadan
gzlerini kapad. Neredeyse mavi n merkezine ynelecekti ki, kraln sert sesi
son anda buna engel oldu.
"Sen de bizim topramza sayg gstereceksin, gerekirse seni bunu yapmaya kendi
ellerimle mecbur ederim."
Theseus'un dudaklar bembeyaz kesildi ve vcudunda bir titreme dolat. Kar
koymaya hazrlanyormu gibi grnd bata, fakat sonra dizlerinin zerine dt
ve bam edi. Tekrar nne bakt zaman ise, gzleri iki parlak ayna gibiydi.
Asterios onun donmu ehresinin ardnda gizli nefreti fark etti. Ondan irenmiti,
fakat garip bir by ayn anda kendisini ona doru ekmeye balamt. Yava
yava Atinalya doru yaklamaya balad, grnmez bir tehlikeyi uzaklatrmak
ister gibi ellerini ne uzatmt. Fakat onu dikkatle izleyen Ikaros, soukkanlln
muhafaza ederek arkadann yolunu kesti.
274
Neyse ki Asterios'un iine dt aknl baka kimse fark etmemiti. Ariadne
heyecanla Minos ve Deukalion arasnda koturup duruyor ve kardeini kucaklyordu.
"Demek tanrann belirsiz bir gelecein stesinden gelmek iin siz kadnlara
rettiklerinin tm bu!" dedi neden sonra yazgsna boyun emi bir ekilde.
"Phaidra'ya miras olarak sadece bunu mu brakacaksn? Eer yleyse sana acyorum
Pasiphae! Belki de bo vaatlerle bu barbar etkilemeyi baarabilirsin. Fakat emin ol,
Girit'in gvenlii sorununu uzun vadede zmek iin alacan anlamsz tedbirlerin
tm hibir ie yaramaz!"
Pasiphae sanki kocas oday oktan terk etmi gibi oyun masasnn bana
dnmt. Sanki derin dncelere dalm gibi talara bakarken konumaya
balad, ama sesi o kadar hafif kyordu ki, sylediklerini anlamas iin Minos'un
dikkat kesilmesi gerekti.
"Sen bizim inanmz asla kelimenin tam manasyla anlamadn! Ama kulaklar
duymayan birisine ne anlatabilirim ki? Git imdi!"
Huzura kabul edilmek zere n avluda bekleen Atinal genler, kendi aralarnda
fsldayorlard. Olanlarn kimi atlak, kimi kaln seslerine, kzlarn ince ve tiz
sesleri karyordu, ilerinde zellikle bir tanesinin sesi ok gzeldi. Minos bu sesin
sahibini tanmakta gecikmemiti: Esmer ve ukala Pasiphae'nin ztt olan sarn ve
masum Eriboia.
Damarlarndaki kann daha hzl akmaya baladn hissetti. Henz yal bir adam
deilim, diye geirdi iinden kendinden ho278
nut bir tavrla. Bu yavruyla daha yakndan ilgileneceim. Fakat nce kendisini pek
ok kere artmay baarm olan kadnla baa kmalyd.
Pasiphae karalar iindeydi. Anka tahtnda^ beklenildii gibi er-guvani giysiler
iinde plak gsl bereket tanras Rhea deil, aksine tm yaam iplerini elinde
tutan yal Moira oturuyordu. Mi-nos, krmz renkten kara renge geen kadnn
ruhunda da kkl deiikler olduunun farkndayd: Pasiphae'yi bu kadar kudretli ve
sert, bu kadar tehlikeli ve gizemli olarak asla grmemiti. Ak ve lm dolu
gecelerin zalim kara tanrasyd o.
Adaylar giderek daha da huzursuzlayordu. Kzl sal Atinal delikanl Hernippos,
sabrszlkla Theseus'un nne gemiti. lk olarak o girmek istiyordu ieri. Fakat
taht salonunun eiine adm atar atmaz donup kald, ierideki kara varla koca
koca alm gzleriyle bylenmi gibi bakyordu. Mirtho ta kesilmi delikanly
drtkleyerek yoluna devam etmesine yardmc oldu. Sonunda birbiri ardsra ieri
girdiler; hepsi de aknlk ve korkuyla kara kralieyi szyordu.
Bat tarafndaki mermer srada oturarak heyecanla nndeki sahneyi izleyen Minos,
ister istemez Pasiphae'yi takdir etmek zorunda kald. Korkuyla birbirlerine sokulan
genler, gzelliin ve korkunun birletii etkileyici bir tablo oluturuyorlard.
Salonun duvarlar ve zemini koyu krmz renkteydi, sadece tahtn arkasnda fildii
bir kabartma bant gze arpyordu. Anka kular vard zerinde, kartal bal ve dii
aslan vcutlu masal yaratklar. Tahtn koruyucularyd bunlar. Gagalarn azametle
yukar kaldrmlard. Kaymakta taht ise stilize edilmi bitkilerin zerinde
ykseliyordu, fakat etrafa sat beyaz ltlar kara ylan kraliesi tarafndan
perdelenmiti.
Ylan kraliesinin bembeyaz surat, bir maske kadar donuktu. Yanaklarndaki
parltlar saan spiral desenler zenle izilmiti. Kara kalarnn altndaki yeil gzleri
zehirli baklarla szyordu etraf, dudaklar ise brtlen suyuyla laciverde
boyanmt. Boynundan balayarak bileklerine kadar inen kapkara elbisesinin
omuzlarna ve gsne, ylan benzeri zlfler dklyordu. Boy279
nunda ise uzun bir zincirin ucunda ift bal ylan tlsm sallanyordu. Tahtn nne
yarm daire biiminde dizilmi olan dzinelerce mumun oluturduu k duvar,
Pasiphae'nin suratnda gizemli glgeler oluturuyordu.
Kzlar ve olanlar yanna armak iin kollarn kaldrd zaman, Minos onun
gm barahibelik kolluunu takmam olduunu grd. Kara elbisesinin iindeki
inanlmaz beyazlktaki p. lak kollarna, iki tane canl ylan sarlmt.
"Her eyin balangcnda ylan vard" diye balad monoton bir sesle. Gzleri yan
kapalyd, zaman ve meknn ok telerinde gibiydi. "Topran kara barna
reklenmi fkeli ylan. Gecenin sunak talarnda kutsal kurban atei yand
zaman, bereketli rahminden varlklar ve nesneleri dourdu. Tm varlyla
ldayabilmek iin glgesinden syrlan dolunay gibi, o da kara derinliklerden tekrar
domak iin derisinden syrld. Onun kardei ise, marur uuuyla k lkesine
ulaan kularn kraldr." Tiz sesi kulaklar trmalamaya balamt. "Fakat
gkyznn sonsuzluunda yaayan bir kartal olabilmeniz iin, nce labirentin
kalbinde sizleri bekleyen boay malup etmeniz gerekiyor."
Eriboia'nn gzleri salonun zemininin her iki yannda uzanan, nemden kararm
oluklara taklmt. Az sonra baklar taht salonunun gney ksmndaki suni
maaraya kayd. Alacakaranln iinde ylan benzeri ekiller grr gibi olunca, artk
tamamen emin olmutu.
"Bizi ldrecekler" diye fsldad skntl sessizliin iine. "Hepimizi!"
"Apollon buna izin vermez! Ryam hatrla!" diye fsldad fkeyle Theseus. Fakat
sesi ok clz ve gsz kmt. Buhurdanlklarn gzel kokular bile genlerden
281
Phaidra onun onur krkln hissediyor, ve intikam duy. gularyla yanp
tututuunu biliyordu. Fakat fark ettii bir ey daha vard; zerindeki dar mintan
korku terleriyle srlsklam olmutu. Aniden aklna Glaukos geldi, o da aptalca bir
yaramazlk esnasnda sust yakaland zaman, ayn karsndaki delikanl gibi
fke ve korku dolu gzlerle cezasn bekliyordu.
Duygulanmt, iki kabn kendi dudaklarna dayad ve birka yudum iti.
"Baharl arap" dedi sadece Theseus'un duyabilecei bir sesle. "Tarn ve baka
baharlarla tatlandrlm."
Theseus kpkrmz kesildi. Utanmt. Yere diz kmeden kocaman bir yudum iti.
Phaidra riton' geri ald ve arkya katld. Bu arada Theseus gzlerini ondan
ayrmyordu. Belli belirsiz ban sallad an, Phaidra onun hazr olduunu anlad.
Ancak Theseus da arkya katldktan sonra gitmeye davrand. ark syleyerek
trensel iki kabn annesinin tahtna geri gtrd ve dikkatle basamaklardan birinin
zerine brakt.
Pasiphae ayaa kalkmak iin sadece Phaidra'nn geri dnmesini beklemiti sanki.
Mirtho'nun eliinde yeil parltlar saan suni maaraya doru ilerlemeye balad.
Basamaklara gelince durdu ve arkasn dnerek adaylara bakt. Kolundaki ylanlar,
gerekst resimlere dnmt.
Pasiphae bir kez daha konumaya balad, kudretin arks yava yava snmeye
balad, ta ki tamamen iitilmez olana kadar.
"Kara bir ku gibisin, yldrmlara gebe bir bulut gibisin, rzgr ve deniz yldz
gibisin! Sen balangc olmayan, tm varlklarn yaratld dipsiz karanlklarn Byk
Ana'ssn. Bu kz ve olanlarn ebedi banna geri dnmelerine izin ver!"
Sonra karanlk onu iine ald.
Minos her taraf tutulmu olarak ta sradan kalkt. O bile trenin bysnden
glkle kurtarabilmiti kendisini. Gen Atinallarn da ayn eyi hissettikleri kesindi.
Bu nedenle ancak grup biraz hareketlendikten sonra konumaya balad.
"Tanraya yakansnz sona erdi! imdi de Girit'e geliinizi
282
kutlamak iin dzenlenen lene katlacaksnz" diye seslendi onlara. Sonra da taht
salonunun darya alan bat kapsn bizzat kendi elleriyle at. "Beni takip edin!"
Genler scak ilkyaz gecesine ktklarnda gzle grlr bir ekilde rahatlamlard.
nce byk bir i avluyu getiler, sonra da dik bir merdivenden trmandlar. Birinci
katta Minos bir kapya vurdu. Kapnn ifte kanad yava yava almaya balad.
Az nce uzun uzun karanla yakarmlard; oysa imdi nlerinde ift katl ve kla
dolu geni bir salon uzanyordu. Kaymak-tandan yaplm zeminin fildii gibi
parlamasna neden olacak yzlerce mum ve kandil yanyordu ieride.
Duvarlar zambaklarla dolu manzara resimleri ile sslyd. Mavi renkli maymunlar
kayalardan kayalara sryor, krlanglar otlar arasnda ak arklar sylyordu.
Krmzms bir merdivenle klan ikinci kat, geni bir balkondan ibaretti.
Sanatkrane ilenmi korkuluklarn arasndan mzisyenlerin elbiseleri ldyor; lir,
arp, kaval ve simbolin sesleri salonu dolduruyordu.
Salonun gney duvarnda, zerinde birbirinden leziz yiyecekler bulunan bir sofra,
kurt gibi ackm genleri bekliyordu. Kzarm kei etinin kokusu, taze yapraklar
zerinde soumaya braklm pastalarn nefis kokularna karyordu. Sepetler
dolusu scak pide ve taze meyveler kenarda onlar bekliyordu, byk arap
srahileri ve su testileri de unutulmamt elbette.
Bu arada bir grup gen Giritli zarif admlarla yabanclara yaklamaya balamt.
Kendilerini gzelletirmekten ziyade irkinle-tiren kt boyal yn giysilerin iindeki
Atinallar, gen erkeklerin altn gibi parlayan plak vcutlarna ve gen biimli
nlklerine yar gptayla, yar da -ellerinde olmadan- bylenmi olarak
bakyorlard. Kzlarn zerinde ise rengrenk etekler ve gsleriyle kalalarn n
plana karan dar gmlekler vard. Birkann salar grkemli topuzlar halinde
toplanm ve ieklerle sslenmiti. Gen Giritliler yabanclarn akn baklarn
fark etmemi gibi yanlarna yaklatlar ve onlar birer ikier sofrann bana
gtrdler.
Ho geldin ikisi olarak gne ve scak rzgr tadnda bir arap ikram edildi.
Atinallar bu nefis araba byk ilgi gsterdiler
283
ve skntl hava az sonra dalverdi. Birka hizmeti genlerin elini glsuyu ile
ykad; dansa balama iaretiydi bu ayn zamanda. Artk gen Atinallarn gzleri de
prl prl parlyordu...
Asterios tm bu olup bitenleri st kattan seyrediyordu. Kulana gelen blk
prk cmleleri ve kelime krntlarn, kahkaha sesleri ile birletirerek bir anlama
sokmaya alyordu. Giritli ve Atinal adaylar arasnda bandan itibaren iyi
ilikilerin gelimesi iin elinden gelen gayreti gstermeye niyetli olduu halde, can
aaya inmeyi hi istemiyordu. Bir zamanlar kendi kutsanma yolda olan Bitias
gelmiti aklna. Bu garip ocua Girit'ten ayrlmak ok zor gelmiti, fakat sonunda
tercihini Atina'dan yana yapmt.
Aslnda daha ilk akam kurulan bu iyi ilikilerin kendisini sevindirmesi gerekirdi.
Dans srasnda Giritli gen kzlar ile Atinal delikanllar birbirlerine karm, neeyle
dans ediyorlard. Knos-sos veya Chalara'l delikanllar da Atinal gen kzlarla
akalamaktan geri durmuyorlard. Fakat Astcrios'un can garip derecede skknd.
Atinallarn kaba giysileriyle Giritlilerin rengrenk giysileri arasnda sk sk meneke
rengi kral mantosu gze arpyordu. Mi-nos byk bir neeyle Eriboia'ya kur
yapyordu. Az sonra onu dinlenme taburelerinin ve sralarnn bulunduu karanlk
keye ekmiti bile. Pasiphae'nin kocas hi kimseyi ve hibir eyi grecek halde
deildi.
Sonunda ift kanad kap bir kez daha ald ve Phaidra yannda karos olduu halde
ieri girdi. Tren elbisesini yeil renkli sade bir giysiyle deitirmiti; ince yzn
evreleyen bakr renkli salar, suratnn solgunluunun altn iziyordu. Phaidra
kapda grnr grnmez Theseus glmsemeye balamt. O zamana kadar
neredeyse hibir ey yememi ve Giritlilerle arkadalk etmeyi reddetmiti.
Aniden ayaa frlayarak, Hemippos ve Antiochos ile sohbete dalm olan Phaidra'nn
yanna doru yrd. Sabrszlkla yapt ka gz iareeri sonucu dier ikisi
durumu anladlar ve Phaid-ra'dan izin isteyerek ortadan kayboldular. Onunla
konuma sras imdi Theseus'dayd.
284
Asterios yukardan onlara bakyordu; Phaidra'nn nce g-lrnsediini, sonra da
ban salladn grd. Theseus kzn ce-vaplanndan honut deilmi gibi
grnyordu, onunla hem durmakszn konuuyor, hem de geri geri gitmeye
zorluyordu. Nihayet phaidra'nn srt duvara dayannca kzn akl bana geldi,
These-us'un kolunun altndan syrlarak oradan uzaklamaya alt.
Theseus onu izlemeye kararl grnyordu, fakat koluna yapan bir el ona engel
oldu. Arkasn dnd zaman, mum nn altnda neredeyse kehribar rengine
dnen bir ift gz grd. "Benim adm Ariadne. Sen kimsin?"
te tam bu anda Asterios neden kendisini yukarya saklanmak zorunda hissettiini
anlad. Iklar iindeki salonu grmyordu artk. Sanki duvarlar almt ve bir sre
nce o erkekle kadn grd kk koyda duruyordu. Gzlerinin n arada bir
azck alan bir peeyle rtlmt; zaman zaman Ariadne'nin bouk kahkahasn
iitiyordu. Bu ses, koydaki kadnn alamas gibi geliyordu kulana.
Byk Ana, bana yardm et, diye yakard iinden Asterios, grdklerim bir d, bir
hayal deil, gerein ta kendisi! Theseus beni ldrmek isteyen adam! Bu
gerekten kaamam ve kamamalym! Kara yelkenli gemi, intikam hrsn
dindirmesi iin onu Gi-rit'e getirdi. Klc gm renkli ve keskin, kalbindeki nefret
ise hepimize kar. Boay ldrecek olan kahraman geldi! Fakat sadece benim
sonum yetmeyecek ona. Sevdiim kadn da dahil her eyi yok etmek istiyor.
Yavaa merdivenlerden aa indi. Bacaklar onu kendiliinden tayordu. Theseus
ve Ariadne'nin birbirleriyle sohbet ettiklerini gryor ve kzn uh bir tavrla bir sa
llesini parmana dolamasn izliyordu. Kzn kendisine kaamak bir bak frlatt
da gznden kamad. Ariadne, onun her eyi grdnden emin olmak istiyordu.
Asterios karmakark duygular iindeydi. Ariadne'yi uyarmalyd! Onu uzaklara
gtrmeliydi, nereye olursa olsun, fark etmez! Yeter ki karsnda duran ve
kendisini dinlermi gibi yapan bu adamdan uzak bir yer olsun!
285
Fakat dndklerini gerekletiremedi. Bu durumda Ariad-ne'nin kendisiyle alay
etmekten baka bir ey yapmayacan bili-yordu. Ne yapp edip onun durumu
kavramasn salayacak baka bir yol, baka bir yntem bulmalyd.
Salonu terk edii o kadar sessizce ve o kadar gze batmadan oldu ki, kimse onun
gittiinin farkna bile varmad.
Sadece Ariadne bir sre sonra onun gitmi olduunu fark etti. Theseus'un tutuk
halini bir meydan okuma olarak kabul etmi ve onun Attika tahtnn varisi olduunu
anlaynca da, delikanly soru yamuruna tutmutu. Sonunda Theseus artk
dayanamad, Ariad-ne'yi olduu yerde brakarak sofraya geri dnd. Kzl sal kz
seyretmesini engelleyen mzisyenler saf d kalmt bu adan. Taburelerden birine
kerek onu izlemeye balad.
"Demek sen Aigeus'un olusun?" Theseus aknlkla arkasna dnd. Arkasnda
duran kara kuru adam ona kusursuz bir Attika lehesiyle hitap etmiti. Theseus evet
anlamnda ban sallad.
"Baban ok iyi tanrdm" dedi br adam. "Fakat aradan uzun zaman geti."
Karsnda duran gen suratta ona tandk gelen izgilere pek fazla rasayamamt.
Buz gibi gzler, ince ve kaba dudaklar. Fakat byk burnu ve kaln kalar ona kral
anmsatyordu.
Daidalos, Attika kraln yirmi yldan daha uzun bir sredir grmemiti. ayet o
zaman kap kurtulmu olmasayd, idam edilecekti. Ve bu hkmn yrrlkten
"Bir bardak arap ister misin?" diye sordu Asterios. Dilinin olduka pelteklemi
olduunu fark etmiti.
Hayr anlamnda ban sallayan kz belindeki nl kard. Sonra da bacaklarn
iki yana aarak Asterios'un kucana oturdu ve onu pmeye balad. Dudaklar scak
ve nemliydi, nefesi ok gzel kokuyordu. Sert bacaklarn onunkilere bastrarak,
kalalarn dairesel hareketlerle evirmeye balad. Bu arada eli Asterios'un organn
bulmutu; onu alacak bir yetenekle ovuturuyor ve okuyordu.
Asterios iyice heyecanlanmt.
"Bekle!" diye fsldad ve ayaa kalkmaya alt. Bu arada kz ylan gibi kvrak
hareketlerle onun nln zd ve bir keye frlatt. Asterios kzn vcudunun
scakln teninde hissediyordu.
Yataa kadar gitmeye sabrlar yetmedi. Soluk solua duvara dayandlar. Asterios
elleriyle kzn bacaklarn kaldrd ve iine girdi. Kesik kesik inlemelerle ona cevap
veren kz scak, dar ve doyumsuzdu, inanlmaz, lgn, vahi, umutsuz ve snrsz bir
zevk uurumuna dmlerdi. Ariadne'yle yaad sevgi ve efkat dolu anlardan o
kadar farklyd ki!
Zevkin doruuna ulamaya ok az kala Asterios gzlerini at ve karsndaki
boyalan akm surata, inci gibi kk dilere bakt. Kz soluk soluayd.
Aniden akl bana geldi ve geriye ekildi.
Kz ilk anda neler olduunu kavrayamad; onu pmeye ve elleriyle tahrik etmeye
almaya devam ediyordu.
Asterios ondan uzaklat. By bozulmutu. Yalnz kalmaktan baka hibir arzu
kalmamt iinde.
akn akn ona bakan kz, nln kapt gibi dar frlad.
292
ite tam bu anda Asterios onun Hatasu'ya ne kadar benzediini fark etti.
293
Geceye Uzanan Yollar
Frtnalar zaman nihayet sona ermiti. lkyazn balangc olan bu mevsimde deniz
sakin ve maviydi. Kutsanma merasimine katlacak olan adaylarn bindii gemi, hafif
bir rzgr yardmyla Zak-ros'a doru ilerliyordu. Minos bu yolculuk iin ilk kez her
iki yannda otuzar kreki bulunan bir Trikontor tahsis etmiti. Geminin esas hedefi
ise Fenike'ydi; onlar braktktan sonra madencilik almalar iin gerekli olan
cevher ve sedir odunu ykn alacak ve Girit'e geri dnecekti.
Yolculuklarnn ilk dura Lyktos'du. Krfezin dou tarafndaki bu liman, dalarla
deniz arasndaki ok uygun bir alana kurulmutu. Usuz bucaksz ekin tarlalar deniz
gibi dalgalanyordu, kolzalar yeermeye balamt ve dalarn kuzey uzantlarna
kadar gz alabildiine uzanan asmalar, ok yaknda olgun zmlerle dolup
taacakt.
ehrin tam ortasnda renkli kumtandan yaplma saray ykseliyordu. Yapnn dou
kanadndaki artk ok yetersiz kalan gda ambarlan yklmt; yerine yaplacak olan
yenilerinin temelleri ykselmeye balamt, fakat inaat daha uzunca bir sre
devam edecee benziyordu.
Adaylarn ilk gnk gerilimleri oktan yok olmutu ve keyifleri yerine gelmiti; asi
ruhlu Theseus hari. O, ona katlan drt delikanl ve kara sal, tknaz Koronis,
gemiye bindiklerinden bu yana kendilerinden istenilen her eye kar koymaya kesin
kararl grnyorlard. Aiakos hedefe ulancaya kadar onlarn protestolarn
grmezden gelmeye karar vermiti. iddetli tedbirler almay gereksiz buluyordu, bu
onlarn direnilerini krmak yerine daha da glendirirdi. Nasl olsa btn gn ar
beden idmanlan yapmalarnn
294
yan sra, gk bilimi, corafya ve seyrsefer konularnda youn dersler
gryorlard. Tersanelerdeki gemi kzaklarnn stnde geecek birka scak gn
sonunda, ortada direni namna bir ey kalmayacana emindi.
Yolculuun tm sorumluluu ona aitti. Atinallarn adaya ayak basmalarndan bu
yana olduka asabi olan Pasiphae, Trikon-tor'larn en konforlusunu kendisine
ayrmt. Elbette ki sarayn en havadar yeri olan bat kanad da ona tahsis edilmiti.
Sadece Glau-kos, Xenodike ve Phaidra elik etmiyordu ona; Ariadne bile bu uzun ve
zahmetli yolculuu gze almt. Fakat adaylara Zakros'a kadar elik etmeyecekti.
Pasiphae ona buradaki tapnakta yapmas gereken baz grevler yklemiti.
Asterios gemide deildi. Gruba sonradan katlabilmek iin Pa-siphae'den izin
istemiti; u anda youn bir yalnzlk ve sessizlik ihtiyac hissediyordu. Kralie
istedii izni vermi, fakat eitli kutsal maara ve pnarlar ziyaret etmesini salk
vermeyi de ihmal etmemiti. Gndnm bayramnda ise Zakros'ta bekleniyordu.
Sarayn byk avlusunda bulunan sunak tann nnde Pasiphae tanraya
yolculuk iin gzel bir balang ihsan etmesinden dolay teekkr etti. Sonra
gzlerini ilerilere evirdi, bu arada tm baklar onu izliyordu. Uzaklarda kara bir
kale gibi ykselen Dikte Da'na bakyorlard, mavi parltlar saan zirvesinin altnda
Byk Ana'nn maaras bulunuyordu. Gelenee gre tanra ilk olunu orada
dourmutu, ilk kez doum yapacak birok kadn tal ve dik bir patikadan yukar
karak, maarann aznda Byk Ana'dan kendilerine mutlu bir doum ihsan
etmesini diliyorlard.
Gen Giritliler huu iinde birbirlerinin alnlarna tanrann kutsal iaretini izdiler.
Atinallarn birou da manzaradan olduka etkilenmiti. Sadece Theseus etrafnda
toplanan asiler meydan okurcasna bir kenara ekildi.
Az sonra ise st katn balkonunda akam yemei hazrlanmt. Batmakta olan
gnein altn renkli klaryla boyanan deniz ve ehir, buradan olduka iyi
grnyordu. Pasiphae yemee katlmamt; kzlar ve Glaukos ise adaylar
arasnda oturuyordu. Maiyetin geri kalan ksm iinse yan odada bir sofra
hazrlanmt.
295
Theseus yemei hzl hzl ve aceleyle midesine indirmi, taba boalr boalmaz da
ayaa frlamt. Yan gzle srekli olarak Phaidra ve kardelerinin oturduu dier
masaya bakyordu. Sonunda tek kelime etmeden ortalktan yok oldu.
Ariadne uzun sre onun ardndan bakmt. Dudaklarnda beliren kk bir
glmseme ile izin isteyerek, o da yatmaya ekildi.
Ertesi sabah yolcular gemiye bindiler. Gne henz yeni domaya balyordu, deniz
bir araf kadar dzgnd. Havada en kk bir esinti bile yoktu; yelkenler
direklerden aa sarkyordu. Btn yk krekilerin omuzlarna binmiti, abuk
yorulan adamlar sk sk mola vermek zorunda kalyordu. Hava o kadar scak ve
bunaltcyd ki, ime suyu stoklarn idareli kullanmak zorunda kalmlard. Bu
nedenle ikindiye doru Gournia Liman'na demir attklarnda, hepsi rahat bir nefes
almt.
At nal biimindeki bir vadinin bandaki ykseke bir tepenin zerine kurulmu
olan ehir, ticaret yollarnn nemli bir kavayd. ehrin bu kadar gelimesinin en
nemli sebebi de buydu zaten. Girit'in dousundaki yksek da sralan deniz
kysna inmeyi ok zorlatnyordu; bu yzden ticaret mallarnn ou gemi ile
Gournia'ya gnderiliyor, oradan da kara yolu ile lkenin ilerine datlyordu.
Konforlu bir kraliyet saray tahsis edilmiti kendilerine. Kire tandan yaplma,
gerekten de ok gzel bir binayd buras. Onlar iin her trl hazrlk yaplmt:
araflar havalandrlm, kvetler scak sularla doldurulmu ve hafif bir yemek
hazrlanmt.
Bu akam ayin yaplmayacakt. Kafile saraya ulat anda Pasiphae ortadan
kaybolmu, Phaidra da yemee inmemiti. Aia-kos'un da limanda yapacak ileri
olduu iin, adaylar Jesa ve Eu-dore ile yalnz kalmlard. Theseus eline geen bu
frsat hemen deerlendirdi. "Onlann gzel yemekler ve araplarla sizi uyutma-lanna
izin vermeye devam edin bakalm!" dedi arkadalarn aa-larcasna. "Ne yapmaya
altklanm anlamyor musunuz? Gzel resimleri ve banyolanyla bizi satn almaya
alyorlar! Bunlann hepsi kan ii! Gerek bir Atinalya yakr eyler deil!"
296
Birou sessizce yemeklerini yemeye devam etti. Hatta Her-nippos ona doru
fkeli bir bak bile frlatt. Fakat arkadalarnn bazlar onu desteklediklerini
gsterir sesler kardlar. Theseus masada oturan herkesin ilgisini zerine ektiini
hissetmiti. "Bize gerek yzlerini ancak dnyann sonunda tutsak olarak
oturduumuz zaman gsterecekler!" diye devam etti. En sessiz yandalar olan
Erystenes ve Daidachos bile dierlerine meydan okurcasna baktlar. Theseus'un
syledikleri onlar cesareendirmiti.
"Annen Aithra, Troizenli deil miydi?" Eudore sar sal ince ban kaldrarak ona
bakt. "Sanrm oras Atina'dan epey uzakta."
Gen Giritlilerden bazlar kkrdamaya balad, hatta birka Atinal kz kahkahalar
atyordu. "Bunun ne ilgisi var imdi?" diye karlk verdi Theseus fkeyle. Fakat bu
arada suratnn kpkrmz kesilmesini engelleyememiti.
"Senin ifadene gre 'Giritli karlar' iin tm anneler kutsaldr" diye karlk verdi
Jesa ar ar. "Nereli olurlarsa olsunlar. Bizim annelerimiz ocuklarna yaayan her
varla sayg gstermeyi retirler. Eer kendini bu yzden aalanm
hissediyorsan, bu sadece senin sorunun."
Genlerden birou glmsedi; Theseus hzla taburesinden kalkt ve byk bir
fkeyle salonu terk etti.
Douya doru ilerledike gkyz giderek daha mavileiyor ve effaflayordu.
Zakros'a lenin en scak saatlerinde ulatlar. Konaklayacaklar saray limandan
fazla uzak deildi. Alnlnda bir ift kutsal boynuz bulunan bir ana giri kapsnn
nnde durdular. Theseus yukarsn iaret etti. "ite biat ettikleri zalim boa
inan!" dedi ksk sesle. "Korkmanza gerek yok, bir tekinizin bile ona kurban
edilmesine izin vermeyeceim."
Jesa ve Eudore anlaml baklarla birbirlerini szdler, fakat herhangi bir yorum
yapmaktan kandlar. Bir sre eyalarn indirilmesine nezaret ettiler; oda dalmn
yapmak ise Aiakos'un greviydi. Sarayn bat kanad dinsel faaliyetlere tahsis
edilmiti. Adaylar ise dou kanadndaki odalarda ikmet edeceklerdi.
Byk perhiz ertesi sabah balamt. nc gnn leden
297
sonras yaklarken, grubun arasndaki gerilim iyice artmt. Atinallardan bazlar
Giritli arkadalarnn azlarndan karanlk basnca neler olaca konusunda laf
almak istiyordu. "Bu trene katlanlardan hibiri bu konuda imdiye kadar tek
kelime bile sylemedi" diye karlk verdi Chalaral bir kz. Dnceli bir ifadeyle
devam etti. "Tanraya ihanet lm gerektirir bir sutur."
Theseus alnn krtrd. "Kendi z ocuklarna bile gvenmiyorlar" diye
homurdand. "Kim bilir bize ne tr rezillikler hazrlamlardr!"
Herkes gnein denizin ardnda bataca n iple eker gibiydi. Nihayet gkyz
turuncu bir renge boyanmaya balaynca, banyolarn bitirdiler. Herkes iin kara bir
elbise ve krmz bir kuak hazrlanmt; bunun dnda onlara mersin aac
dallaryla sslenmi birer asa ve birer elbise kn da verildi. Ayaklan plakt.
Sadece sa ellerine ve sol ayaklarna krmz bir yn iplik dolanmt.
"Mezbahaya gtrlen kurbanlk koyunlar gibiyiz" diye m-nldand Theseus.
Genlerden birka tanesi korku dolu gzlerle ona baktlarsa da, tartmaya girecek
vakitleri olmad. Jesa ve Eudore onlan tapnak blgesine gtryorlard. n avludaki
bir emenin nnde durdular.
"Buradan itibaren Byk Ana'nn lkesine ayak basyorsunuz" dedi Jesa trensel bir
sesle. "inizden hibiri geldii gibi terk etmeyecek burasn." Birbiri ardna genlerin
tmnn zerine su sratt. "Yaam suyu! Onlar gemilerinden arndr!"
Bir sonraki avluda bu defa Eudore onlar durdurdu ve eline ald anan iindeki
tahl tanelerini genlerin balarnn zerine serpitirdi. ""Yaam ekmei! Srlarn
onlara a! Topraktan fkran bir filiz gibi, onlann lm ve yeniden douu
renmelerini sala!"
Tapnakla aralarndaki son avluya gelince adaylar birbirlerine sokuldular. Ylan
kabartmalaryla ssl bir kapnn aralndan Phaidra geliyordu onlara doru, elinde
yanan bir meale vard. Yava yava her birinin nnden geti, onlara o kadar
yaknd ki, mealenin reine kokusu burunlarna doldu. Bazlar gzlerini krp298
299
Sonra Pasiphae'ye doru yrd ve ikisi de anszn ortadan kayboldu.
Eudore bitiik odaya alan kapnn kanatlarn aralamt. nlerinde karanlk bir
salon uzanyordu; sadece birka tane kk ya kandili zayf klarn yayyordu
etrafa. Her iki tarafta belli belirsiz uzanan birer basaman olduunu fark ettiler.
Hafif bir i sknts hissediyordu genler onlarla otururken. Bazlar balarn ellerinin
arasna almt, bazlar ise dimdik ve sakin oturuyordu.
"Duyuyor musunuz?" diye baran bir kz anszn yerinden frlad.
Hepsi dinledi. "Hibir ey duymuyorum" dedi birka. "Evet, evet, ta derinlerden,
dinleyin" diye karlk verdi bakalar. Garip grltler, homurtular, hrtlar ve
ksrkler geliyordu kulaklarna, sonunda da giderek iddetlenen bouk bir
nlama. Sanki birisi dev bir gonga vurmutu.
Anszn o belirdi karlarnda. Ia ve atee boulmutu.
Adaylarn tm onun vcudundan etrafa srayan alevleri grebiliyorlard.
"Theseus!" diye bard yksek sesle. Delikanl zorlukla ayaa kalkabildi. Bacaklar
ona itaat etmek istemiyordu. Tm vcudu ter iindeydi, boazna bir eyler
tkanmt ve kocaman dili azna smyordu. Sendeleyerek yrmeye abalad.
Birka admdan sonra yrmesi kolaylat. Sanki grnmez bir ba kendisini
ldayan kadn siluetine doru ekiyordu. Kaln bir pee rtyordu onun suratn,
fakat Theseus peenin ardnda kapkara gzlerin kendisine baktn fark etmiti.
Kadn onun elini tuttu ve bir eikten geirdi. Etrafnda ktan baka bir ey yoktu.
Kaynakland yer ise, zerinde parlak bir havann ve tokman durduu, gmten
yaplma benzeyen bir masa idi. Kadn her iki nesneyi de eline alarak, tokma
dzenli hareketlerle havana vurmaya balad. Theseus'un gzleri byk bir
aknlkla ardna dek almt. nndeki nesneler yava yava bir sis perdesinin
ardnda kaybolmaya balamt. Tekrar belirdikleri zaman ise, hatlar tamamen
deimiti. ki insan vard imdi nnde - bir kadn ve byk bir ihtirasla onun iine
giren bir erkek. Her ikisi de lgn ak oyunlarnn iinde kaybetmilerdi kendilerini,
bouk seslerle inli300
yorlard. Bir kr manzaras belirmiti gzlerinin nnde, ereltiot-lan her yan
kaplamt ve aalar rzgrda sallanyordu. Yaam ve bereketle dolup tayordu
her ey. Her eyin balangc, diye geirdi Theseus zihninden. Her ey byle
balamt.
"ite yaamn srr bu. Her eyin iinde var olan ve srekli kendisini yenileyen ak."
Kulana gelen kadnn sesi miydi, yoksa rzgrn uultusu mu? Theseus gzlerini
kapayarak, etrafn kaplayan uultulann ve fsltlarn bysne terk etti kendisini.
nce el ve ayak bileklerinde, sonra da vcudunda yumuak ellerin gezindiini
hissettiinde aradan ne kadar zaman getiini bilmiyordu. Vcudundaki yn ipler
zlmt.
Kadn bir ocuk gibi Theseus'un zerindeki giysileri kard, delikanl plak ve zgr
duruyordu artk onun karsnda. Sonra ok ince bir dokuma geirdi zerine. Ik
kadar beyaz bir elbise.
"Ho geldin Byk Ana'nm aday" dedi kulana gelen ses. "Kutsanma yolunda ilk
adm attn."
Teker teker alacakaranlk odaya geri dndler. Bembeyaz giysiler iindeydiler,
balarndan kurtulmulard. Yeniden domulard; yaam srrn kalplerinde
tayorlard artk. Bazlar ark sylemiti, bazlar suskun kalmt, bazlar ise vecd
iinde kendi eksenleri etrafnda dnmt.
Gne doduunda zaman ve mekn kavramlar tekrar bir anlam kazand. Hep
birlikte su kaynana geri dnmlerdi. Suyun tad ok gzeldi ve gecenin
sarholuundan syrlmalarna yardmc oldu. Fakat yine de akama kadar uurlar
bulank kalmt; etraflarndaki grlt ve renkleri ok daha youn olarak
alglyorlard. Nihayet uyku bir kurtarc gibi kucaklad onlar.
Al hafta kadar nce olmutu bu olay. O gnden bu yana kimse bu konuda tek
kelime dahi etmemiti ve Theseus o akam yaadklarnn derin bir uykunun ryalar
olup olmadna bir trl karar veremiyordu. Zaten kafas btn gn rendikleri bir
sr bilgi ile kazan gibi olmutu. Dier adaylar da renmeleri gereken ynla konu
karsnda aknla dmler ve ne yapacaklarn a301
rmlard. Atinallar vatanlarnda hibir esasa dayanmayan geliigzel bilgiler
rendiklerini kabul etmek istemiyordu. Kendilerinin geleneksel bilgileri ok
salamd. Bunun dnda gkte akan imekleri ve kularn uularn yorumlayan
khinlere de danyorlard, o kadar. Fakat burada ise baucu noktasna bakarak
yn bulmay ve pratik olarak iskandil kullanmasn reniyorlard. Akamlan ak
havada oturarak, kara ve deniz gezginleri iin nemli klavuzlar olan yldzlan
seyrediyorlard. Birou yzmeyi bile bilmiyordu. Giritli kzlar ve olanlar suyun
iinde balk gibi yzerken, Atinallar dibe batmamak iin bellerine kaba saba mantar
kalplan balamak zorunda kalyorlard.
Azar iiten adam kendisini savunmaya alt, ama Daidalos onun lafn azna
tkad. "Neyin mmkn olmadn dinlemekten bktm usandm! Artk bir sonuca
ulamam lazm!"
Dier adamlar ise almaya devam ediyordu, iki tane dkm oca srekli faaliyet
halindeydi. Meknn tam ortasnda ise byk bir rs bulunuyordu, etrafna ise daha
kkleri yerletirilmiti. Ocaklarn etrafnda kz derisinden yaplma birok krk
gze arpyordu, hava akm ise bambu kamlar yardmyla arzu edilen yere
ynlendiriliyordu.
Gen Atinal hi kimsenin dikkatini ekmemiti. zerlerinde sadece deri nlkler
bulunan yan plak iki adam, rsn banda alyordu, yanlarnda bulunan bir
ncs ise onlara belli bir tempo dahilinde iaret veriyordu. Elini her kaldrnda
byk demirci ekici havada geni bir kavis iziyor ve akkor halindeki maden
parasnn zerine iddetle iniyordu. "Ne yaparsak yapalm paralanyor!" diye
bard azar iiten adam. "Gel ve kendin bak, Daidalos!"
303
Daidalos evik bir hareketle o tarafa doru seirtti, fakat onlara bakan Theseus'u
grr grmez olduu yerde donup kald. "Ne iin var burada?" diye kprd sonra.
"Hemen toz ol! abuk!"
"Burada ne yapyorsunuz?" Theseus paralanm madene bakyordu.
"Defol!" diye bard Daidalos. "stne vazife olmayan ilere burunlarn sokan
merakllardan nefret ederim!" Bara ara iinin bana dnd, "ieriye kimsenin
girmesine izin vermemenizi daha ka kere syleyeceim?"
"Tamam, tamam" diye mrldand Theseus ve inanlmaz bir yumuak ballkla
gitmeye davrand. "stediin gibi olsun."
Bu olay zerine kimseyle tek kelime dahi konumad. Aradan birka gn gemesini
bekledi ve bu zaman zarfnda sarayn gney kanadndan uzak durdu. Scak bir
gnn leden sonras tm grup limana doru yola koyulunca, Theseus iddetli ba
arsndan ikyet etti. Adaylar saray terk eder etmez, soluu yeniden
dkmhanede almt.
Bu defa uygun bir zaman semiti; adamlar glgelik bir ardan altnda
dinlenmeye ekilmiti; maden cruflarn kartrmakla megul olan Daidalos ilikte
yalnzd.
"Yine mi sen?" dedi fkeyle onu karsnda grnce. "abuk kaybol! Burada
istenmediini hl anlamadn m! Kral baban sana iyi bir terbiye vermemi
anlalan." Fakat Daidalos'un sesi bir nceki sefere gre ok daha sakin kyordu;
kaderini kabullenmi bir havas vard sanki.
Theseus yerinden kmldamad. "Neden bu kadar sinirlendiini anlamyorum" dedi
sknetle. "Daha nce demir eritildiini hi grmediimi mi sanyorsun yoksa?"
"Bunu nereden biliyorsun?" diye sordu Daidalos fkeyle ve delikanlnn burnunun
dibine dikildi. Nefesi kekremsi kokuyordu.
Theseus bir adm geri ekildi. "Ben Troizen'de bydm" diye karlk verdi marur
bir edayla.
"Sonra?"
"Bykbabam Pittheus da benzer dkmhanelere sahipti" di304
ye devam etti Theseus. "Artk yal ve hasta bir adam; o nedenle ocaklar souk.
Fakat eskiden gece gndz yanarlard. Demir cevherinin ufalanmasn, tlmesini
ve ykanmasn birok kez izledim. Hatta bykbabam bu i iin zel bir sarn bile
yaptrmt."
"Ya ocaklar? Grnleri nasld?"
"Yere gml olanlar kil ve tulayla rlmt" diye ban sallad Theseus. "Fakat
pek bir ie yaramadklar iin olsa gerek, bykbabam onlardan hi memnun
deildi. Sonralar yeni bir usul gelitirdi: Yere at byk bir ukura doldurduu
cevherlerin zerine, kmrleri bir tepe gibi yyordu. Ben de bu ynn devaml
yanmasn salyordum."
Deukalion ban sallad. "O noktaya ben de geldim" dedi alak sesle. "Cevherin
zerine kmr katmanlar. Ayakla altrlan krkler, kil borularla flenen hava,
ak oluklar. Fakat bunlarn tm metali ilenecek kvama getiremiyor ne yazk ki.
En byk problem sy sabit tutabilmekte." Arka taraf iaret etti. "Fakat u
heriflerle olacak bir i deil bu! Keke onlar kleler gibi ocaklarn banda istediim
gibi alrabilseydim! Sabahtan akama kadar sahip olduklar haklar bama kakp
duruyorlar ve kendilerini srekli olarak pohpohlamazsam tm alma azimlerini
yitiriyorlar. Btn gn rahibelerin neler zrvaladklarn dinlemek zorunda kalyorum.
Anlalan o budalalar gerekten de tanrann demir eritilmesinden pek
holanmadna inanyorlar. Ulu Zeus, aklma mukayyet ol! Her gn yeni batan
onlarn kt akllarn biime sokmaya alyorum. yi de bunlardan sana ne?
pheyle szd These-us'u. "Benim sorunlarm seni ne ilgilendirir ki?"
geirdii haftalar sonunda ilk kez kk bir handa gecelemiti. Orada kutsal da
Tyro hakknda konuan insanlar dinlemiti.
Sabahn ok erken saatlerinde yola koyulmutu; birka saat
306
sonra yar kulbe, yan daa oyulmu maara biiminde garip bir mekna
rastlamt. nnde duran gri sal, zayf adam sknetle onu seyrediyordu.
Asterios orada durmu ve iki gn iki gece boyunca adamla arkadalk yapmt. Tek
kelime bile konumamalarna ramen, birbirleriyle gayet iyi anlayorlard. kinci
gecede, Asterios atein banda otururken adam ona arkadan yaklam, ellerinin
yumuak bir hareketiyle gzlerini kapam ve ksa bir sre bu efkatli dokunuu
srdrmt. Bu kadar yeterliydi zaten. As-terios'un gzlerinden yalar boanmaya
balamt, sanki gz pnarlarn kapatan setler yklmt. Asterios, Byk Ana'nn
rahibi, Merope'nin evlatl ve Pasiphae'nin olu, daha nce bu ekilde asla
alamamt. Gsndeki katlk hknklannn altnda yava yava eriyip gitmiti.
Ben, ben olanm, diye geirdi iinden. Karsnda Hatasu'nun kara gzlerini
gryordu. O ate treni gecesinde kendisini tanmasna yardm etmiti. Onun imdi
yannda olmasn ok arzu ederdi.
Gkyzne bakt ve dolunayn iki da srt arasnda ykseldiini grd. Gcnn ve
gveninin geri geldiini hissediyordu. Ben, ben olanm. Dudaklan belli belirsiz
aralanmt. "Yldz gibi olan" adn tayorum. Bu adn hakkn vermeliyim.
Asterios sadece birka clz n yanmakta olduu karanlk ovaya bakt ve bir anda
iini bu lkeye kar byk bir sevgi kaplad. Souk bakl Atinalnn karsna
kmaya hazrd. Girit iin lmek onun kaderiyse, buna uyacakt. Fakat Ariadne'yi
ondan kurtarmak iin elinden geleni yapacakt. Ne de olsa kendisi bilge ka-dmlann
hasretle bekledii Zambakh Prens'ti; yce tanrann olu. Rahibelerin kendisini
engellemek iin verdikleri tm mcadeleye ramen, grevini yerine getirecekti.
Asterios saraya atl arabayla gitmek yerine, yaya olarak yrmeyi tercih etmiti.
leden sonrasnn bu erken saatlerinde dkknlarn birou henz kapalyd. Fakat
ara sokaklardan birinden gelen iddetli gcrdama sesi, Asterios'u o tarafa yneltti.
Sonunda bir ta bileyicisinin dkknnn nnde buldu kendisini. Arka tarafta alan
iki gen adam, sabunta bir vazonun zerine spiral motifleri ilemekle meguldler.
n tarafta ise, yal bir adam
307
yksek bir tahta sehpann nne diz kmt. Sehpann zerindeki tahta
ayakln iine pnl pnl parlayan da kristalinden yaplma zarif bir rhyton
yerletirilmiti. Yal adam elindeki zmpara kd ile eserinin stnde son rtular
yapmakla meguld. Harika gzellikteki rhyton'un lleri son derece orantlyd.
Kulpu ise on drt tane iri kristal boncuktan oluuyordu. Ilts tm oday
aydnlatyor gibiydi.
"Daha nce asla bu kadar gzel bir ey grmemitim" dedi Asterios takdir ve
hayranlk dolu bir sesle. Sanat eserini zmparalamaya devam ediyordu. "Bu
akama bitmesi lazm" dedi sonra. "Saraydan sipari ettiler bunu. Yarn akam,
tepelerde ateler yand zaman, adaylar yaam tuzunu buradan alacaklar."
"Sana teekkr ederim" diye karlk verdi Asterios. "Onlara yaam tuzunu sunma
grevi verilen kii benim."
Asterios sanatnn yanndan ayrld. Adamn aknlk dolu baklarna iin iin
sevinmiti. Aslnda sahip olduu yksek mevkii onu hi gururlandrmyordu. Zaten
Girit halknn pek az onun birka sene nce Byk Ana'nn rahibi olarak
kutsandn biliyordu. Rahibelerin bu olay halka yayma tarafls olduklar
sylenemezdi. Onu hl aralarna szm bir erkek tehlikesi olarak gryordu byk
ounluu.
Saray kapsndan ieri girdii zaman iindeki gerilimin arttn hissetti. Bu nemli
grevi yerine getirmek, bal bana bir meseleydi. Gen ve hiddetli Atinalyla gz
gze gelmek ise, bambaka bir mesele!
Etrafna baknd ama onu hibir yerde gremedi. Kanlmaz karlama bir mddet
daha ertelenmiti herhalde. Zakros Sara-y'na en son iki yl nce ayak basm
olmasna ramen, her ey ona alacak kadar bildik geliyordu. Byk avluda
Aiakos'la karlat. Birbirlerini saygyla selamladlar.
"Her ey yolunda" dedi Aiakos birlikte dou kanadna doru yrrken. "Genlerin
hepsi de alkan ve abuk reniyorlar. Pa-neb ve Kephalos onlardan o kadar
memnunlar ki, ok yaknda evime dnebileceimi dnyorum." Bu konuda tek
kelime konumamalarna ramen, ikisi de tekrar grtklerine sevinmilerdi.
"Hatasu'nun beni beklediini biliyorsun" diye devam etti Aiakos.
308
Asterios evet anlamnda ban sallad. Onu dnd zamanlar garip bir biimde
duygulanyordu. Hatasu'nun da ayn eyleri hissettiinden hemen hemen emindi.
Evet, babalan birdi, fakat onlar birbirlerine balayan ok daha farkl eyler de vard.
Son yllarda birbirlerini grecek fazla zamanlan olmamt; tesadfen karlatklar
zamanlarda ise, yanlarnda hep baka insanlar oluyordu. Bu anlarda sarf ettikleri
nezaket cmlelerinin arkasnda gizli duygularn sakl olduunu ikisi de biliyordu.
315.
Odann bir kesinde yanmakta olan kk ya lambas, ieriyi beyaz bir kla
dolduruyordu. Geni yatan zerine plak Theseus uzanmt. Ariadne ise onun
zerindeydi. Salar darmadand. Ritmik bir ekilde aa-yukan hareket eden
narin srt, ter iindeydi.
Asterios onun ieri girdiini iittiine emindi. Fakat kz bir an bile duraksamad.
Dalga dalga inip kmaya devam ederken ne eildi ve gslerini adamn plak
vcuduna ihtirasla srtmeye balad. Sonra onu iyice tahrik edebilmek iin
kalalarn biraz yukar kaldrd ve anszn indirdi. Bu oyunu tekrar ederken, zevkten
inliyordu. Erkek ise, sanki hareketlerini ynlendirmek istercesine, parmaklarn kzn
kalalarndan bir an bile ekmiyordu.
Asterios glkle nefes alyordu. Ardna dek alm gzlerle karsndaki iki
vcudun zevkten kendilerinden getiini ve adamn bouk bir lkla kzn iine
boaldn grd.
Ariadne kvrak bir hareketle adamn yanna srt st uzand ve batan kartc
tavrlarla plak vcuda sokuldu. Elleri yumuak ve zafer dolu hareketlerle
delikanlnn plak bacaklarn okuyordu.
Sonra gzlerini kaldrd ve Asterios'a bakt. "Ho geldin, sevgili kardeim" diye
glmsedi kara, bulank gzlerle. "Sabrszlkla bekliyordum seni."
316
Snmaclar
Gney kanadndaki ocaklar haftalardan beri tam kapasite alyordu. Fakat
demirciler artk eskiden olduu gibi atei her sabah yeniden yakmyorlard, Daidalos
atein snmesi durumunda korkun cezalara arptrlacaklar tehdidini savurmutu
onlara. Gece vardiyasna kalan iiler, ocaklarn devaml ayn sda kalmalarn
salamak iin ellerinden geleni yapyorlard.
Sonbahar mevsimi mee aalarnn yapraklarn kzartmt. ukurlarn nnde
oturan adamlar, ellerindeki krklerle kil borularn ilerine durup dinlenmeksizin
hava flyordu. Hava serinledii iin omuzlarna birer battaniye atmlard. Kular
sabah arklarn sylemeye balar balamaz Daidalos ortaya kyor ve gecenin
sonularn kontrol ediyordu. Bazen de btn gece orada kalarak almalar bizzat
ynetiyordu. ok dikkatli olmak lazmd; tabakalar halinde st ste dizilen odun
kmr ve demir cevherlerinin birbirlerine olan oranlan ok nemliydi.
Ocak tamamen dolduu zaman, az kil bir tpa ile kapatlyordu. Sonra erime
scaklna ulaana dek hava akmn belli bir dzeyde tutmaktan baka yaplacak bir
i yoktu. Saatler sonra pel-temsi bir kitle yavaa dar akyor ve ukurda
birikiyordu. Bu demir peltesini mmkn olduunca abuk ukurdan uzaklatrmak
gerekiyordu, aksi takdirde zaten g olan ilenmesi neredeyse imknsz hale
geliyordu. Normal maden ilerinde kullanlan bronz aletler, bu i iin gereinden
fazla yumuak olduundan bir ie yaramyordu. En mantkls bu i iin demir
aletlerin kullanlmasyd elbette. Ama btn sorun ite burada balyordu.
Bu yntem bugne dek hibir ie yaramamt. En yetenekli bronz ustalar bile
demir paralarn eninde sonunda paralyorlar317
di. "Gn madeni" diye fsldyordu Daidalos. Neredeyse bir ya_ kar gibi
kyordu bu kelimeler azndan, fakat yine de bir faydas olmuyordu. Ustalara
yalvaryor, barp aryor, fakat ie yarar byklkte bir tek demir paras olsun
elde etmelerini bir trl sa-layamyordu. mitlerini yitirmiyorlard asla. Fakat elde
ettikleri tek sonu, hayal krklyd. Daidalos lgna dnerek ustalar dvmek,
kafalarn birbirine tokuturmak, onlar tepelemek istiyordu. Sonra bo veriyordu.
Ne faydas olurdu ki?
Giritliler yapmakla ykml olduklar ilerin tmn eksiksiz yerine getiriyor, fakat
bunlar dnda parmaklarn bile kmldatmyorlard. Demir eritmek onun arzusuydu,
kendilerinin deil! Bunu her gn Daidalos'un bana kakyorlard. Atinal nefret dolu
gzlerle szyordu onlar. zerinde ne denli byk bir bask olduundan haberleri
bile yoktu. Zamana kar yrtt amansz mcadelenin ise, farknda bile
deildiler.
Bir sre sonra Minos Zakros'a geleceini bildirmi ve tm saray sakinlerinin yan
sra, adaylarn tmnn de katlaca bir tren dzenlenmesini emretmiti. Bu
haberin ne anlama geldiini kimse Daidalos'tan daha iyi bilemezdi. Deney vakti
sona ermiti. Girit kral artk sonular grmek istiyordu.
O zamandan bu yana itah tamamen kapanmt ve gnde birka saatten fazla
uyumuyordu. Eski mide arlar yeniden depremiti. Sabahlar elinde kt kokulu
duman ve gazlara kar kulland bir azlk olduu halde ocan banda dikilirken
kendisini o kadar sefil hissediyordu ki, asla domam olmay arzu ediyordu. Fakat
ergime sreci azck bir ilerleme gsterdi mi, iindeki aratrmac ruh yeniden
canlanyor ve ona hkim oluyordu. Demir paralarnn kor halindeki kmrlerin
arasndan akmasn bekliyordu heyecanla.
Yine o ie yaramaz maden bozuntusu! Daidalos yklyordu. Aklna gelen her eyi
denemiti. Dan yamacnda rzgr kuvvetiyle alan krklerden vazgemi ve
ayrlmyordu. Kollarn kanat gibi rparak odann iinde bir aa bir yukar srad
zaman, kimsenin kendisini gzetlemediinden emindi. Ya da taburesinin veya
masasnn stne kp kollarn sallad zamanlar. ok sska olmalarna ramen
kendisine hl ok ar gelen bacaklarna fkeyle bakyor ve belki de bininci defa bir
ku gibi uarak tm dertlerinden kurtulu-vermek istiyordu.
Yapt bir beceriksizlik kendisini sonuca epeyce yaklatrmt. ok kt bir
geceydi. Uzun zamandr yaadklarnn en kts. Acdan iki bklm olmu bir
halde, ne olur ne olmaz diye daima yatann yannda yanar vaziyette duran ya
lambasna uzand. Fakat bunu yaparken elini bir yadanla arpmt. Bulank sv
bir paket izimin zerine akmaya balad. Daidalos kfrederek yapraklar masadan
kaldrd. Fakat ge kalmt, ktlar akan ya ilerine ekmilerdi.
organlarndaki dayanlmaz szlar yznden uzun bir sre ktlar bir daha
aklna getirmedi. Sonunda ehre kamt; Patane onu oturduu kahverengi evde
bildik solumasyla karlamt. Aceleyle soyunmu ve titreyerek kadnn krbacn
eline almasn beklemiti.
"Diz k!" diye emretmiti kadn ona kaba bir sesle ve bu geceki hizmetlerinin
karl olarak ald altn sa inesini gslerinin arasna kaydrmt. nenin
izledii yolu dnceleriyle takip etmek onu tahrik ediyordu, sanki o iki et dann
arasnda ezilen ta kendisiydi. lk krba darbesi zayf kalalarna indii anda zevkle
inlemiti.
"Devam et! Devam et!"
Gnahlarnn kefaretini bu gece her zamankinden daha sert ve ac dolu demeliydi.
Srtnda saklayan krba gzlerini yalarla doldururken, aklna Kalos ve Naukrate'nin
suratlar geliyordu. Krbacn her darbesi ile, bir sabah kars ve yeenini kendi
yatanda plak ve birbirlerine sarlm olarak bulduu zaman duyduu acy,
yeniden hissediyordu.
320
O zamandan beri hak ettii bu cezaya ihtiyac vard. O zamandan beri sadece kara
tanras ona zevk verebiliyordu. Bu nedenle istedii takdirde dnyalar bile
ayaklarnn altna serebilirdi.
Sakinleene kadar Patane'nin yannda kalmt. Kadn yaralarn temizlemi,
merhemlemi ve onu bir ocuk gibi dizlerinde sallamt. Bir sre sonra ise kadnn
yanndan ayrlmak zorunda kalmt. Geceyi onun yannda geirmek, kurallara
aykryd. Fakat ok yaknda bir kez daha gelecekti. ok yaknda.
Eve dnd zaman, yatann yanndaki yaa bulanm yapraklarn zelliklerinin
deimi olduunu fark etmiti. Onlar kvrmaya veya buruturmaya alm ve
ok ilgin bir durumla karlamt. zerine dklen ya emmi olan papirsler
eskisine nazaran ok daha dayankl ve esnekti. Daidalos uzun uzun ellerinin
arasndaki yal papirsleri seyretmi ve glmsemiti.
O gece uyku ona haram olmutu. Acyan kyla pencerenin altna oturmu, hava
aydnlanana kadar izim yapmt. Sonra da ellerini ve yzn ykayarak, ukurlar
bekleyen adamlarn yanna gitmiti.
inde herkesten zenle saklad bir mit belirmiti. Kraln ve
refakatindekilerin gelmesine ok az bir zaman kalmt, ama almalarnda kayda
deer en kk bir gelime bile olmamt. Bu da yetmezmi gibi, kendi
huzursuzluunu tm evresine de aktarmt. Ocan bandaki adamlar en kk
bir aksilikte aza alnmayacak kfrler etmeyi alkanlk haline getirmilerdi ve
ukurdaki iilerden ikisi sudan bir sebep yznden ldresiye kavga etmiti.
Dkmhanedeki hava ise iyice gerilmiti; en kk bir bahane ile adamlar tm
sinirlerini boaltmaya hazrdlar.
321
Theseus bile dkmhanedeki ortamn gerginliini fark ettii iin, davranlar
kendisinden beklenmeyecek kadar incelmiti. Daidalos'u ziyaret etmeyi bir alkanlk
haline getirmiti. Artk adamlarn hibiri ona aldr bile etmiyordu, hatta onu
kendilerinden biri gibi grmeye balamlard. Derslerin tmnde uyuyan ya da
dalga geen, en kk bir ii bile bin bir zorlukla yapan Theseus, rsn banda son
derece alkan ve yetenekli biri olup kyordu. Daidalos onun maden eritme
almalarn byk bir dikkatle takip ettiini fark etmi, hatta en kk bir baarya
bile itenlikle sevindiine ahit olmutu. Aigeus'un veliahdnn tm Girit adasnda
kendisini en iyi hissettii yer, pislik iindeki bu dkmhaneydi.
Bu durum Daidalos'u hem artm, hem de martmt. Delikanlnn kaba saba
mizacna anlayla yaklayor, hatta bu arada onu tanmaya baladn bile
dnyordu. Theseus'un ie drt elle sarlmas ok houna gidiyordu, iinde yanan
isyan atei ise kendi fkesini aktarabilecei bir emniyet vanas haline gelmiti.
Kelimelere ihtiya duymayan bir ittifak domutu aralarnda. Daidalos kendisini
eskisi kadar yalnz hissetmiyordu artk, hatta bazen ka-ros yerine onun gibi bir
oula sahip olmay istediini dnyordu. ayet darya hibir ey
szdrmayacaklar konusunda anlamam olsalard, Daidalos onu gece vardiyasna
kalan iilerin bana dikmek iin bir an bile duraksamazd. Bu kadar ok
gvenmeye balamt ona.
Theseus'un gerekte demircilikten nefret ettiini ve tek amacnn dmanlarla dolu
bu adada bir tane olsun mttefik kazanmak olduunu anlayamamt. Daha ilk
sohbetlerinde Daidalos'un ac dolu bir insan olduunu anlam ve onun Atina'daki
yaam hakknda blk prk de olsa baz eyler renmeyi baarmt.
Daidalos'un zerinde konumaktan zenle kand bir tek konu vard ki, Theseus
en ustaca manevralarla bile azndan laf almay baaramamt. Atinal mucidin
yaklak yirmi yl nce aday kaarcasna neden terk ettiini ok merak ediyordu.
Babasnn Daidalos ismini kendi yannda asla telaffuz etmediine emindi. Zaten ok
ksa sren saray yaamnda buna frsat bile olmamt. Bu nedenle dier adaylardan
bu konuda bilgi almak istiyor, fakat Daidalos ile olan
322
yakn ilikisini aa vurmamak iin bunu yaparken olduka zorlanyordu.
Sadece Eriboia birtakm eyler hatrlamt. "Babamn ayn isimli bir adamdan sz
etmi olduunu hatrlyorum." Var gcyle kafasn altryordu. "Acaba ihanet gibi
bir eyle ilgili olabilir ni? zgnm ama aklma gelenlerin hepsi bu!"
Zayf bir ipucu. Yine de Theseus pes etmedi. Bu srr aydnlatmaya kesin kararlyd.
Dierlerini tamamen avcuna almak iin bunu baarmak zorundayd.
Bu arada mucitle olan ilikilerini gelitirmeye de zen gsteriyordu. Minos'un
ziyaret vakti yaklat bu gnler buna son derece uygundu; Daidalos gece gndz
alyordu. Eski souk ve mesafeli davranlarndan tamamen vazgemiti. Hatta
Theseus'u grmek onun iin gerek bir sevin kayna olmutu. "Frsat bulur bulmaz
hemen buraya gel" dedi ona bir keresinde. "Daha pek ok ey renmen lazm.
Minos geldii zaman kim bilir neler olacak?"
"Eer bir budala deilse almalarna devam etmeni isteyecek" diye karlk verdi
Theseus, bu arada da kraln yrtc bir hayvana benzeyen profilini gznn nne
getirmekten kendisini alamyordu, iki Giritlinin karsnda kendisini zellikle
huzursuz hissediyordu. Bir tanesi Minos'tu. Dieri ise, altn benekli gzlere sahip
olan Asterios isimli garip rahipti. Bu adam ta en bandan beri onun gzne batp
duruyordu. Kendisini herkesin nnde azarlamas ve Ariadne'yle birlikteyken
sust yakalamas da cabasyd. O gnden beri onu dman olarak kabul
ediyordu.
"Minos'un bir budala olmadna phe yok" diye karlk verdi Daidalos. "Fakat
olaylarn kendi istediinden farkl gelimesini bir trl hazmedemiyor. zellikle de
demir konusunda." Ksa bir ara verdi. "Denenmemi hibir yntem brakmadm,
fakat maalesef hepsi baarsz oldu." Sesi bouktu ve gzkapaklar yan yarya
kapalyd. Patane'nin yanndaki son gece zor ve ac dolu gemiti. Fakat daha
kts, Minos saraydan ayrlana kadar onu ziyaret edemeyecek olmasyd. Onu
daha imdiden zlemeye balamt. Bulutuklar ilk gece kadnn kuvvetli kollar
gnahlarnn kefaretini detecekti ona. "Fakat ok kk bir ansmz daha var" dedi
aniden. "Dn aklma gelen yeni bir yntem."
323
"Ne demek istiyorsun?" diye sordu Theseus merakla.
"Bu konuda ancak kendimi hazr hissettiim zaman konumak istiyorum" diye
kaamak bir cevap verdi Daidalos. "Demir eritmek neredeyse bir yaratma sanatdr
ve her demirci kendi rsn karsndan daha iyi muhafaza etmelidir." Yorgun bir
glmseme belirdi dudaklarnda. "Demir ieren kutsal cevher, srrn hazinesini
koruyan bir bakire gibi saklyor. Bu hazineyi ele geiriimin ahidi olman umarm"
diye szlerine son verdi. "Ertesi gn, Mi-nos geldii zaman."
Gkyz dou ynnde aydnlanmaya balamt; deniz kenarndaki ehir
uyanyordu. Gece boyunca ukurlarn kenarlarna yerletirdikleri mealeleri artk
sndrebilirlerdi. Adaylar gece yarsndan beri maden eritme ocaklarnn bana
toplanm bekliyorlard. Sonbahar sabahnn havas o kadar berrak ve souktu ki,
genler ister istemez ukurun bana iyice yanamak zorunda kaldlar. Aralarndan
bazlar ta ukurun dibine kadar inen kil borulara dokunarak ellerini yakmlard.
Hepsi yorulmu ve ackmu, aada neler olup bittiini kimse seyretmek
istemiyordu artk.
"Daha ka saat bekleyeceiz burada?" diye mzldanmaya balamt kzlardan
bazlar. Isnmak iin olduklar yerde hoplayp duruyorlard. "Zaten grlecek doru
dzgn bir ey de yok!" Eri-boia kendisinden beklenmeyecek bir cesaretle onlann
szclne soyunmutu. "Burada dikilip madencilerin metal dvmesini mi
seyredeceiz?"
"Neler sylediinizin farknda deilsiniz galiba!" diyen Daidalos onlar akllarn
balarna toplamalar konusunda uyard. Gri pelerini iinde her zamankinden daha
zayf ve solgun grnyordu. "Madenciler, Toprak Ana'nn barndaki cevher ve
talan dntrme sanatna vakftrlar. Yaptklar i kutsaldr." Ate saan parlak
gzleriyle adaylara bakt. "Madenciler ve kullandklar aletler olan rs, eki ve
krk zerinde tanrann koruyucu eli uzanmaktadr. Yoksa bunlar size
retmediler mi?"
Kzlar mzldanmay keserek adamn karsndan uzaklatlar. Bu adamn sert
ehresi ve keskin kokulu nefesi karsnda kendile324
rini daima rahatsz hissetmilerdi. "Atina'da hi madencilik yaplmyor sanki! Fakat
bu kadar bytldne asla ahit olmadm" dedi Eriboia yavaa, fakat bunlar
sylemek iin nce Daida-los'un oradan uzaklamasn beklemiti.
"Daidalos da aslnda bir Atinal deil mi?" diye sordu genellikle sessiz kalmay
yeleyen Asteria.
"Bu adada geirdii yllar onu gerek bir Giritli yapm olmal" diye alay etti
Antiochos. O da asilerden biriydi. "Yapt ie o kadar byk bir hayranlk duyuyor
ki, neredeyse ocan iine decek."
Kendisine destek olmasn beklercesine Theseus'dan yana bir bak frlatt, fakat
delikanl oral bile olmamt. Tm dikkatini iinden her an bir eyler akmasn
bekledii kil borulara vermiti.
"Geliyor! Oluklara dikkat edin! Balyor!" Cevher ustasnn haykr hepsini irkiltti.
Hava kanalndaki tkalar karnca, pel-temsi bir kitle ar ar ukurlara akmaya
balamt. Hamur kvamndaki maden byk paralar halinde aa akarken, daha
ince olan cruf oluklardan dar akyordu.
Adamlarn hepsi var gleriyle alrken, Daidalos da bir ekirge gibi oradan oraya
srayarak ksa emirler yadryordu. Adamlardan bir ksm uzun kskalar
yardmyla kzgn maden klelerini kk potalara dolduruyordu. Dier iiler ise
yine ayn uzun kskalar ile bu kleleri mmkn olduu kadar sratli bir ekilde
dkmhaneye yetitiriyordu. Demir klelerine orada su veriliyor, bylece
ilerindeki son pisliklerden arndrlyorlard.
Sngere benzeyen gzenekli demir paralar, defalarca stlarak rslerin zerinde
kvama sokulmaya allyordu. Dkmhanedeki s korkun boyutlara ulamt.
Atein bandaki adamlar bardaktan boanrcasna ter dkyorlard, seyirciler de
zerlerindeki gereksiz giysileri oktan karp atmlard. eki darbelerinin kard
grlt doldurmutu mekn.
Daialos her tarafta ayn anda bulunuyordu sanki. Bir rsten dierine kouyor ve
adamlarn gayrete getirmeye alyordu, bir sonraki an ise maden ikmalinin
aksamamas iin kapnn arkasndan iilere bas bas bard iitiliyordu. Mevcut
sratten hi mi
325
hi memnun deildi. "Daha hzl" diye syleniyordu. "Acele edin! Neden bu kadar
yavasnz? Daha yapacak ok i var! Ne yapta nz sanyorsunuz? Minos'un sizi
bekleyeceini mi sanyorsunuz?"
"Nasl gidiyor?" diye baryordu Theseus arada bir hzla nnden geen adama,
"baaracak msn?"
Daidalos omuzlarn silkiyordu. "Bakalm" diye mrldanyordu her defasnda, "henz
hibir ey belli deil."
"Minos rettiin demir ile ne yapman istedi?" diye sordu Theseus adam bir kez
daha yakalamay baardnda.
"Ok ular. Nedenini ancak Zeus bilir." Daidalos tekrar rslerden birinin yannda
belirmiti. "Hazr msn?"
"Sanrm" diye homurdand maden ustas.
"Pekl." Daidalos arkasn dnd. "Sidik srahileri nerede?"
iki rak hemen istediklerini getirdi. Bir tanesi uzun bir kska ile srahilerden birini
yerdeki ta kalplarn zerinde tutuyordu.
"imdi!" diye bard Daidalos. Kzgn metalin zerine akan sar sv bir anda
tslayarak buharlat ve mekn iren bir koku doldurdu. Adaylarn birou elleriyle
az ve burunlarn rtmlerdi, ama Daidalos sanki koku alma yeteneini yitirmi
gibiydi.
Theseus'un gzleri aknlktan koca koca almt. Demek szn ettii kk
ans bu, diye dnd. Metali soutmak iin bugne kadar yapt gibi su ve
hayvan kan yerine, sidik kullanyor!
"Devam edin!" diye bard Daidalos sabrszlkla. "imdi dierini dkn! Dikkatli
olsanza!" neredeyse elindeki kskac drecekti. "Hepiniz ayn anda deil. Teker
teker!"
Ve nihayet hazr demir ok ularn eline alarak inceledi. Tahminlerinde yanlmamas,
tm sorunlarnn zld anlamna geliyordu. Akros'tan ve Patane'den
ayrlmasna gerek kalmayacakt. Suratnn sert hatlar bir anda gevemiti; yeni bir
umut domutu iine sanki.
"Senin de sran gelecek" diye teselli etti onu Denkalion. "Biraz daha sabret
bakalm! Bugn sra tecrbeli okularda."
Daidalos bu yarma iin zel olarak demir ok ular dkmt. Ikstos yayn gerdi,
hedefi nianlad ve okunu brakt. Hedef tahtasnn krmz merkezinin ok az yanna
isabet ettirmiti. Gzlerinden bu azck sapmann onu ne kadar zd okunuyordu.
Aiakos'un oku ise hedefin tam ortasn bulmutu. Bir an iin alan byk bir
sessizlik kaplad, sonra da lgnca alk sesleri. zellikle de Daidalos avularn
patlatrcasna alklyordu. Bu arada yan gzle tekrar tekrar Minos'a bakp
duruyordu. Girit kralnn konumaya balamasyla beraber, dier seyirciler de ne
olduunun farkna vardlar. "Bravo, Aiakos!" Hedef tahtasna doru yrd. "Fakat
bu oku dken adamn renmesi gereken daha ok ey var." Tahtaya saplanan ok
kendiliinden yere dmt. "Daidalos! Buraya gel!" diye emretti sonra.
Atinal mucit aniden ihtiyarlamt.
"Onu yerden al!"
Daidalos yere eildi.
"Buraya getir!" Giritli oyun oynar gibi oku bir sre elinde evirip evirdi. "Dktn
okun durumunu tasvir etmek gerekseydi, hangi kelimeyi kullanrdn?" Sesi buz
gibiydi.
"Paralanm."
"Daha yksek! Sylediini kimse duyamad."
"Okun ucu paralanm." Daidalos'un syledikleri imdi de daha iyi duyulmamt.
"Tahtaya dedii esnada un ufak olmu. zgnm. ok zgnm." Ac dolu bir
ifadeyle Minos'a bakt. "Uykusuz geen haftalar" diye devam etti. "Tutulan tm
nbetler. Yeni ocaklar. Deney stne deney. Ve sonra, anszn bir umut . Her
ey ok iyi gidiyordu. Neredeyse emindim."
Seyirciler derin bir sessizlik iinde onlara bakyordu. Geni omuzlu Giritlinin
karsnda duran Daidalos, ezilip bzlmekten bir avu kalmt ve daha da
klmeye devam ediyordu. Ikaros ta328
buresinden frlamaya yeltendi, fakat Asterios onu kolundan tutarak yerine
oturmaya zorlad. "Otur oturduun yerde! Durumu daha da ktletirme!" diye
fsldad.
"Neredeyse yeterli deil. Neredeyse bir yarmay bile zaferle sona erdirmeye
yeterli deil. Hele ok sava esnasnda ldrmek zere hazrlandysa, neredeyse hi
yeterli deil" diye kkredi Minos. "Kylarmza kan dmanlar ehirlerimize ve
tapnaklarmza saldrmaya cret ettikleri zaman, neredeyse Girit'in sonu anlamna
gelebilir. Adamzn gvenliine snm olan herkes bundan etkilenecektir. Bir Giritli
olmasa bile." Bu szleri sylerken delici baklarn Theseus'a dikmiti.
Theseus bu aalamadan tiksinmiti. Onu herkesin ortasnda rezil etmekle byk
bir hata yapyorsun Girit kral Minos, diye geirdi iinden. Daidalos'un bugn asla
unutmayacana eminim. Hibir Atinal bunu baaramaz. Bu arada kt kt
Minos'a bakmay da ihmal etmiyordu.
"Bu zc durum yarmay izlemenize engel olmasn." Minos zorlukla kendisine
hkim olmay baararak seyircilere dnd. "Aiakos, kstos ve dierleri! Sadaklarnz
salam Girit oklar ile dolu! Az nceki rezaleti onlarla telafi edebilirsiniz. Gen
dostlarmza okuluun ne demek olduunu gsterin bakalm!" Sonra da Daidalos'un
hl yannda durduunu yeni fark etmi gibi yaparak ona dnd. "Benimle gel!"
dedi ksaca. "Hemen imdi. Konuacak epey eyimiz var sanrm!"
"Demin yaptn gerekten de gerekli miydi?" diye sordu Da-idalos iliinin kapsn
kaparken. "Hayal krklna uradn anlayabilirim. Fakat durup dinlenmeden
altm sen de gayet iyi biliyorsun." Mahcup bir tavrla glmsedi. "Giritlilerle
almak gerekten de kolay deil" dedi sonra. "Bana baka adamlar ver, sana
baka sonular reteyim."
Minos bir sre cevap vermedi. liin iinde bir aa, bir yukar dolanp duruyor ve
etrafna sanki hayatnda ilk defa gryormu gibi bakyordu. rsn banda
almakta olan adamlar Daidalos'un bir iareti zerine ocaktaki atei sndrdler.
Minos hl etrafna baknp duruyordu. Ta gibi suratnda bir tek kas bile kiprdamyordu. Daidalos bu ifadesiz surat nasl yorumlayacan bilemedii iin,
korkmaya balamt. Barsaklarnn bztn hissediyordu.
"Beceriksizliini bakalarna mal etmeye alma" dedi sonunda. "Benim
muhatabm sensin, sradan maden ustalar deil! Fakat gelecekte her ey farkl
olacak."
"Bu ne anlama geliyor?" diye sordu Daidalos dikkatle. Gzleri arka kapya kayd.
Hafif bir atrt duyar gibi olmutu. Fakat bu herhalde gergin sinirlerinin kendisine
oynad bir oyundu. Kendisini berbat hissediyordu; u anda Nubyal kadnn
yannda olmak iin ok ey feda edebilirdi. Onu bir daha asla grememekten
korkuyordu. Bu dnce az kalsn cesaretinin tamamen krlmasna neden olacakt.
"Bunun konumuzla ilgisi yok!" dedi Minos abucak. Kapya yaklaarak kulak
kabartt, fakat herhalde yanl duymutu. Darda hi ses yoktu.
"Ama gerek bu" diye srar etti Daidalos. Gzleri pheyle parlyordu. "Epeydir
sylemek istiyordum bunu sana."
"Bugn gerekleri dile getirme gn ise, benim de syleyebilecek ufak tefek
eylerim var" diye glmsedi Minos kt kt.
Daidalos donup kalmt. Kahverengi ev ve krbal kadn, diye geirdi iinden.
imdi her ey ortaya kacak.
"O kk Atinaldan uzak dur! Bana onun buralarda srtp durduunu sylediler."
Demek buydu! Neyse! Hi olmazsa bana gelen felaketlerden biri azalmt.
Daidalos'un rengi heyecandan biraz daha solmutu. Kekeleyerek bir eyler
sylemeye altnda Minos bo ver dercesine elini sallad.
"Tamam, tamam. Bunun iin de hemen bir aklama yaratacana eminim. Fakat
dinlemek istemiyorum. Beni ilgilendiren tek ey, demir. Alet ve silah yaplacak
kadar sert ve salam demir. Bunu anladn m?"
"Evet" diye cevap verdi Daidalos yavaa. "Anladm."
331
"yi." Minos duvara yaslanmaktan vazgemiti. "O halde eyalarn topla.
Zakros'tan ayrlyorsun. Denemelerine Knossos'ta devam edeceksin. Adaylar da
seninle beraber Knossos'a gelecek ve k orada geirecekler. Fakat kk dostuna
fazla yakn davranmamaya dikkat et! Emirlerimin yerine getirilmemesinden ne
kadar rahatsz olduumu bilirsin."
"Ikaros ne olacak?" diye sordu Daidalos br kapdan kmak zereyken. "O da m
senin tutsan?"
Minos yavaa ona dnd. "Ikaros uzun zamandr iyi bir dostum. Neredeyse bir
oul gibi" diyerek anlaml anlaml srtt. "Bu gelecekte de byle kalacak. mit
ederim ki artk babas iin endielenmesine gerek kalmaz. Buna gerek yok, deil
mi?"
"Hayr" diye fsldad Daidalos beli belirsiz. "Gerek yok."
Theseus adamlarn ikisi de oradan ayrlana kadar sakland yerden kmad. Sonra
yavaa ayaa kalkt ve uyumu bacaklarn sallad. Sonra etrafna dikkat etmeye
devam ederek dkmhaneye girdi. Pencereden ieri domakta olan gnein nlan
dyordu. Ateler snmt ve her ey olduu gibi duruyordu.
Neredeyse efkatli denebilecek bir hareketle bronz bir keskiyi okad. Arka kapdan
karken yavaa glmsedi. Beklediine demiti.
"Asterios!"
"Hatasu!"
Bu defa her ey farklyd. Yalnz balarnaydlar. Etraflarnda dikkat etmeleri
gereken hi kimse yoktu. Dierleri hl sofradayd; sonra da mzisyenleri
dinleyeceklerdi. Buna ramen akam karan-lndaki bahede yan yana
durduklarnda birbirlerinin yzne bakmaya cesaret edemiyorlard.
Asterios kzn vcudunun scaklm hissediyor ve gzel kokusunu cierlerine
ekiyordu. Onu kollarnn arasna almay ok istemesine ramen, bunu
yapamayacan biliyordu. Hatasu onun yar kardeiydi ve Ariadne'nin yedei
olamayacak kadar deerliydi.
"Havada tehlike kokusu var" dedi Hatasu alak sesle. "Saray332
da. Tm adada. Ruhumu skan korkun, vahi bir ey. Sen bir ey hissetmiyor
musun?"
"Evet, hissediyorum" diye karlk verdi Asterios. "Atina'dan gelen gemi limana
demir attktan bu yana." Ve souk bakl adam karaya ayak bastktan sonra, diye
geirdi iinden. Beni ldrmek isteyen adam. Benden Ariadne'yi alan adam.
"Ve giderek gleniyor. Glendiini hissediyorum."
"Evet, giderek gleniyor" dedi Asterios. Ve giderek daha da glenecek, ta ki lm
kalm mcadelesi vereceimiz gne kadar: Theseus ve ben. Eski ve yeni zaman.
"Ne yapmay dnyorsun?" Sesi ok yumuak kyordu.
"Serbest kalmak istiyorum" diye karlk verdi Asterios. Verdii cevaba kendisi bile
armt. "Bamsz. Her trl sorumluluktan uzak. Sonra..."
"Fakat bunlardan hibirine sahip deilsin." Hatasu yavaa onun szn kesti.
Bir sre konumadlar. Zaten buna gerek de yoktu. Birbirleriyle kelimelere gerek
duymadan da anlayorlard.
"Hayr, gerekten de deilim. Hem de hi deilim."
Ona parmann ucuyla dokunmas yeterli olacakt. O denli yaknlard birbirlerine.
Fakat bunu yapmad.
Aksine ona dokunan Hatasu oldu. Ty gibi bir dokunula ellerini erkein
yanaklarnda dolatrd.
"Bilmen gereken bir ey var" dedi ona alak bir sesle. "Aia-kos ok iyi bir babadr,
tasavvur edebileceklerimin en iyisi."
Asterios hayretle kadna bakt ve ban sallad.
"Beni seviyor. Beni yetitirdi, karnm doyurdu ve tehlikelerden korudu. Fakat
gerek babam deil o. Annem onunla tant zaman zaten bana hamileymi."
Glmsedi. "Kendisinden nce bir bakas olduunu bana asla hissettirmedi."
"Ve ben de btn bu zaman boyunca..." diye kekeledi Asterios, "Aiakos bana
benim babam ol..." Ne syleyeceini arma. "Bunca yldr gerei benden neden
sakladn? Neden senin benim kz kardeim olduuna inanmam istedin?"
"Szn gerek anlamyla kardein deilim elbette" diye kar333
lk verdi Hatasu. "Fakat sana kendimi ok, ama ok yakn hissettiim iin, belki de
yleyim."
Byk gzleriyle ona bakt. "Sylemek istediklerimin hepsi bu deil." Sesi iyiden
iyiye kslmt, sanki konumak ona azap veriyordu. "Bunu sen de biliyorsun. Uzun
zamandr. Sen serbest kalncaya kadar konumak istemedim, Asterios. Beklemeye
devam edeceim. Ne kadar uzun srerse srsn. Bunu asla unutmaman istiyorum
senden."
"Asla!" diye fsldad Asterios.
Mavi Yunuslar Saray'na gzel ve gneli bir sonbahar gnnde geri dnmt; ne
var ki o andan beri de tekrar oradan ayrlmay iddetle arzu ediyordu. Ona kalsa
hemen atna atlad gibi gneye giderdi, fakat Pasiphae kesin bir dille ona burada
ihtiyac olduunu belirtmiti. Geleneksel olarak liman blgesinde kutlanan sonbahar
Asterios mavi yunuslar freskini bir kez hayranlkla inceleme frsat bulurken, o da
yan odada Jesa ve Eudore ile uzun bir grme yapyordu. Sonunda Asterios'un
bulunduu odaya girdi, kendisini bir koltua att ve oluna da oturmasn iaret etti.
"Jesa en kk bir dn bile vermek niyetinde deil" dedi yorgun bir
glmsemeyle, "kendisinden sonra geleceklere yer amak istemiyor. Eudore ise son
derece ihtirasl ve iktidar hrsna sahip. Sonu: Srekli birbirlerinin san ban
yoluyorlar, ben de araya girmek zorunda kalyorum!"
Asterios ilgiyle szd annesini. "ok ilgin! Halbuki ben bu ikisinin blnmez bir
btn oluturduunu dnrdm her zaman" dedi sonra.
"Evet, da kar yleler gerekten de. Fakat kendi ilerinde tam aksi bir durum sz
konusu. zellikle son zamanlarda neredeyse birbirlerinin gzlerini oyacaklar."
335
"Laf azmdan aldn" dedi Asterios dikkatle. "erisi ve dars - ben de seninle bu
konuda konumak istiyordum."
"Tren hazrlklarnda bir sorun mu var? stediin her konuda sana yardm ederim."
Asterios dudaklarna kadar gelen ac dolu bir glmsemeyi son anda bastrd. imdi
onu kzdrmann sras deildi. Uzun zamandr sylenmesi gerekeni sylemeliydi
nce.
"Sorunlar asl benim iimde" diye sze balad gayet temkinli olarak. "Ya da daha
dorusu, bana layk grdnz mevkide. ki arada bir derede kaldm.
Kutslakdese girmesi yasaklanm bir erkek olmadm gibi, tannayla ok yakn
balar iinde bulunan bir kadn da deilim."
Pasiphae kalarn kaldrd. "Senden nce hibir erkee bu kadar gvenmemitik"
diye souk bir sesle karlk verdi. "Sana izin verilen eyleri daha nce hi kimse
yapamamt. Sen Zambaklar Prensi'sin."
"Evet, Zambaklar Prensi!" Asterios fkeyle ayaa frlamt. "Srekli bana bunu
vaaz edip duruyorsunuz! Fakat bu ne demek? Bu unvann benim iin tad somut
anlam nedir?"
"Senden byk eyler bekliyoruz." Kadn soukkanll elden brakmyordu. "Bunu
biliyorsun. Bunu sana yeteri kadar ifade ettik. Umarm bizi hayal krklna
uratmazsm"
"Fakat bana en kk bir frsat dahi tannmazsa, baarl olmam nasl beklersiniz
"Evet" diye karlk verdi Asterios sert bir sesle. "Kesin kararm budur. Labirentin
bekisi olacam! Kutsal yeri yaam pahasna koruyacak kii."
Sonbahar enlikleri iin her ey hazrlanmt. Amnysos halk, denizciler, liman
iileri, marangozlar, iplik eiren kadnlar ve ta ileme ustalar byk bir kalabalk
halinde rhtmda toplanmlard. En arkada duran Asterios, raklarnn refakatindeki
parfm tacirini gzetliyordu.
337
lassos Strongyle adasn tehdit eden karanlk tehlikeler uyarsn ciddiye almt.
Dnnden hemen sonra denizin iinde kapal havuzlar ina ettirmi ve krmz
akl nedeniyle "kan azl" olarak adlandrlan bir cins deniz salyangozu retimine
balamt Firfir retimi uzun ve zorlu bir sreti. Salyangozlar nce ta havanlarda
iyice dvlyor, sonra tuza yatrlyor ve tekrar tekrar kaynatlyordu, ilk boyama
denemeleri bir sre nce yaplmt ve grne gre lassos sonutan memnundu,
nk drt bir tarafa glckler sayordu. Fakat herkes onun selamn almyordu.
Kralienin kudretli elleri bile adann her tarafna uzanamyordu; kendi karlarn
mdafaa etmeyi ok iyi bilen taciri kskananlarn says epey kabarkt.
Orada toplanan insanlardan bir ksm, sunan nnde rahibelerden biri yerine
Asterios'u grdkleri iin epey armlard; hatta kadnlardan bazlar huzursuzca
homurdanmaya balamt bile. Rzgrl bir sabaht; denizi simgeleyen lacivert
renkli keten bezler, sunan zerinde dalgalanyordu. Ancak Asterios kollarn dua
etmek zere kaldrd zaman meydan sessizlik kaplad.
"Denizlerin ve rzgrlarn, gelgitin ve yldzlarla dolu gkyznn tanras!
Balklarn, denizcilerin ve sularnda hareket eden her eyin Byk Ana's! Bunca
zamandr gemilerimizi koruyor ve insanlar tehlikelerden uzak tutuyorsun. Bize
acmak ltfun-da bulunduun iin sana kran borluyuz!"
Asterios sadece sylenmesi gelenek olanlarla yetinmi ve bir ekleme yapmamt.
Kk bir kz ocuu ona insan ba ve gvdelerini temsil eden kil heykelciklerle dolu
bir sepet uzatt. Asterios bunlardan bir avu dolusunu sert bir hareketle limann
sulanna savurdu. "Bizim yerimize bunlar kabul et!" Sonra da ileri kutsal yala dolu
iki bronz amforay ayn ekilde denize frlatt. "Yaayanlarn ve llerin
meshedilmesi iin!"
imdi sra sonuncu ve en deerli sunuya gelmiti: neredeyse bir kadn eli
byklnde, altn kapl bir tekne. Renkli sonbahar ieklerinden rlme bir elenk
bu sanat aheserinin etrafna dolanmt.
"Yaam teknemizi sevk ve idare eden yce tanra iin! Bizi
338
lm teknesine kabul edecek olan yce tanra iin! Barndan yaam suyu fkran
yce tanra iin!"
Tekne yava yava suya gmld zaman kalabalk hararetle alklamaya
balamt. Asterios insanlarn arasndan el sallayarak kendisine doru ilerlemeye
alan parfm tacirini grd.
"Gemiler! Ufukta gemiler var!" diye haykrd birden iaret fe-nerindeki gzc.
zerinde bulunduu balkondan srekli ufuklar gzetleyen adam var gcyle
borusunu ttrmeye balamt. Bkere, be kere, on kere, adam boruyu ttrmeye
bir trl son vermiyordu.
"uraya bak! Byk bir filonun tamam neredeyse!" lassos nefes nefese Asterios'un
yanna ulamay baarmt. Gzlerini kst. "Belki de veliahtlarn geri almaya
gelmilerdir!"
"Hayr. Bunlar Atinallar deil" dedi Asterios. akaklar szlamaya balamt,
bann evresindeki grnmez kordonun daraldn hissediyordu. Yava yava
yaklamakta olan gemilerin ince uzun, zarif direklerine, toplanm keten
yelkenlerine, limana yanaabilmek iin hzlarn azaltm olan krekilerine bakt.
Gemileri gemiler takip ediyordu, yle ki sonunda Amnyssos Liman'nda neredeyse
hi yer kalmamt. Sahip olduklar en byk gemiler olan Kymbe'lere binerek
gelmilerdi. Ve bu byk gemiler bile tka basa insan ve mal doluydu. "Yce tanra!
Bunlar Strongyle'den gelen gemiler! Sonbahar geldi ve kehanet ettiim gibi
yunuslar geri dnmediler!"
Gerekten de ona inanmlard. te buradaydlar! Bir sre iinde muazzam bir
mutluluk duygusu ykseldi, hatta gzleri bile nemlendi. Fakat kara da aklna
gelince tm neesi yok olup gitti, iindeki taknlk geldii kadar hzla gidivermiti.
Toplam on be gemi gelmiti. Demek ki Strongyle halknn sadece kk bir ksm
aday terk etmeye raz olmutu. Geri kalan ounluk hl korkun bir tehlikenin
tehdidi altndayd. Fakat hi olmazsa ilk adm atlmt. Belki de ada halknn kalan
ksmn da yaadklar yeri terk etmeye ikna etmeyi baarabilirdi. "imdi onlara
konukseverliimizi ispat etmenin tam vakti" dedi kendi kendine.
lassos dnceli dnceli kel kafasn kad. "Ortal kasp
339
kavuran bir karnca srs gibi!" diye bard. "Anlalan sahip olduklarnn tmn
tarttlar. Aday korkun bir tehlikenin tehdit ettiinden birou, muzun artk hi
phesi yok. Fakat bunun sebebinin tanrann bize duyduu kzgnlk olduunu
dnyoruz. Tapnaktaki adak mumlar artk hi snmyor ve yakarlarmz gece
gndz gklere ykseliyor. Bu nedenle mmkn olduunca abuk geri dnmemiz
gerekiyor."
"Peki o halde buraya neden geldiniz ki?"
"Bu sene yaz mevsimi adamzda ok sknl geti" diye karlk verdi Nais. "Ar
scaklar, kuraklk, durgun hava. ayrdaki otlar hemen kurudu ve baaklar
vaktinden nce olgunlat. Birok kuyunun suyu ekildi. Sanki lmn kzgn eli bize
doru uzanmt."
"Tavernalarda srekli kavgalar kyordu" diye atld Nephele. "Her gn senin
doruyu mu sylediin, yoksa bir arlatan m olduun tartlp duruyordu. Herkes
uzun zaman senin yanlm olman umdu. Sylediklerinden korkmayanlar bile.
insanlara kar anlayl olmalyz" dedi zr dilercesine, "birounun bandan
anavatanla ilgili hi de ho olmayan tecrbeler gemi."
"Fakat yaz sona erdi ve kutsal hayvanlar ortada yoklar" dedi Asterios yavaa.
"Yunuslar geri dnmeyince neler oldu?"
"Baz aileler g etmeye karar verdiler" diye karlk verdi Nephele. "Sandmzdan
ok fazlas. Uyarc szlerin meyvelerini vermeye balad." Eliyle snmaclar iaret
etti. Rhtm giderek daha kalabalklayor, insanlar knlar ve sandklaryla kk
alan dolduruyordu. "Onlarn gerekten de g edeceklerini anlaynca, Demonike
aramzdan iki kiiyi onlara elik etmekle grevlendirdi" diye devam etti. "Nais ve
beni. Bizden bu insanlarn kaderlerini Pa-siphae'ye teslim etmemizi istedi. Bu
snmaclar yznden sizin de banzn epey anyacamn farkndayz. Fakat onlan
buraya gelmeleri iin ne de olsa sen tevik ettin."
"Evet, bunu yaptm" dedi Asterios. "Szmde duracam."
"Bu meselenin yoluna girmesi iin elimizden gelen yardm yapmaya hazrz.
Grevimiz biter bitmez Byk Ana'nn dier kz kardelerinin yanna dneceiz."
Kadnlarn ikisinin de yzleri kocaman bir glckle aydnland. "Bizler de
yaadmz mddete Byk Ana'nn tapnan terk etmeyeceiz."
342
^F
Rahibelerin uzun konumalar esnasnda lassos gizlemeye gerek grmedii bir
ilgiyle dinlemiti onlar. "Peki ya dierleri?" diye bilmek istedi. "Strongyle'de kalan
geldi? Grd baz ktmser hayaller olumu rahatsz ettii iin! Bana buyruk
davranlarla tm ada halknn ekirgeler gibi Girit'i istila etmesine neden olduu
iin! Grdn her neyse, ondan son derece etkilenmie benzi-yorsun!"
Asterios bu tr bir darbeye hazrlkl deildi. Kralie bugne dek onunla asla bu
ekilde konumamt. inde korkun bir fkenin kabardn hissediyordu.
Kendisiyle bu ekilde konumaya nasl cesaret edebilirdi! Yoksa kendisini cannn
istedii gibi oynatabilecei bir kukla m sanyordu?
"Bu yetenei bana tanra ltfetti" dedi cokuyla. "Grdm hayalleri bana
gnderen onun ta kendisi; ben sadece onlar alglyorum. Ve onun istedii gibi
davranmaya da zorunlu hissediyorum kendimi. Benim araclmla sizi uyarmak
istiyor; benim de bu uyarlan size iletmem gerekli deil mi?"
346
"Byk Ana'mn iradesi yaamn ve lmn belirleyicisidir" diye karlk verdi kralie
bak gibi keskin bir sesle. "Hepsi bu kadar! Onun belirledii kadere kar koymak
bizim harcmz deil! ayet Strongyle'nin sonunun gelmesine karar vermise, kimse
bunun nne geemez. Biz bile."
"Yoksa onlarn tmnn lmne gz yumacan m sylemek istiyorsun?"
Sesinden kendisine glkle hkim olduu anlalyordu. Pasiphae'den hi bu kadar
nefret etmemiti.
"Bizi tanrann yasalar ynetiyor, benim iradem deil" diye karlk verdi Pasiphae.
"Onlar ne ben, ne de bu adann Bilge Kadnlar yarglayabilir. Tek bildiim, onun
inayetiyle yaadmz-dr. Sakn ola ki sen de kendini olduundan daha deerli
grmeye alma! Sen onun hizmetkrsn Asterios! Bunu sakn unutma."
"Demek hepsini lme gndermek istiyorsunuz?" diye bard Asterios. "Hem de
onlara yardm etmek iin parmanz bile kprdatmadan? Bunu yapamazsnz! Bunu
yapmaya hakknz yok! Tanrann arzusu bu deiV. Onlarn yzlerini grdnz m?
ocuklarnn alamasn iittiniz mi? Da yeniden pskrmeye balayp evresini
kllere boduu zaman, neler olacan tasavvur dahi edemezsiniz! Ben ise bunu
grdm. Olacaklar biliyorum, inann bana! Hi kimse kurtulamaz oradan! Bir tek
kii bile!"
"Asterios!" dedi Mirtho yksek denilebilecek bir sesle, fakat Byk Ana'mn
rahibinin kl bile kprdamad. Yzlerinden okunuyordu her ey. Kendisini anlamak
istemiyorlard. Syleyeceklerini dinlemek istemiyorlard. rmcek kafalyd hepsi
de, sabit fikirlerine saplanp kalmlard. Nasl olup da bunu daha nce
anlayamamt!
Birka gn sonra Pasiphae onu kendisine labirentte elik etmesi iin davet etti.
Aralarndaki kt iliki yznden Asterios ona bunun nedenini soramyordu.
Kutsanma yolunda aktif bir greve getirilmeyi talep ettii, fakat zellikle de
snmaclarn karaya ayak bast gnden beri, birbirleriyle karlamaktan zenle
kanyorlard. Fakat barahibe onu artmt ve tanrann hizmetkr bu arya
vadiler suyla dolduu zaman, aklmz neler olduunu kavramakta glk eker."
"Byk Ana topran efendisidir" diye karlk verdi Asterios alak sesle.
"Evet. Her eyi o yaratt" diye sze kart Pasiphae garip bir ses tonuyla. "ok
kr hatrlayabildin bunu!"
"Asla unutmamtm ki!" diye karlk verdi Asterios sert bir sesle.
"Bu ekilde deil" dedi Pasiphae. "Farkl bir biimde. Seni onun rahibi olarak
kutsadm. Bu mevkie lyk grlen ilk erkek sensin. Bu grevin hakkn vermeni
bekliyorum senden. taat edeceine yemin etmitin Asterios. Bunu hatrla." Hl o
garip ses tonuyla konumaya devam ediyordu, sanki dilinin altnda ho olmayan bir
eyler saklar gibiydi.
Ne anlama geliyordu bu?
"Btn k boyunca seni izledik" diye devam etti. "Ve grdklerimiz hi houmuza
gitmiyor. Sen doann kuvvetini gerei gibi kullanmak yerine, Bilge Kadnlar'a kar
koymaya almakla ziyan edip duruyorsun. Ve bana kar da."
Kadnn ses tonu deimemiti, fakat Asterios onun iki kann arasndaki izgilerin
derinletiini fark etti. "Topra kaybettin. Onu tekrar bulman iin sana yardm
edeceiz. nk sana ihtiyac352
nuz var." Pasiphae olunun ellerini kavrad ve skca kapkara, nemli topran iine
bastrd. "Toprakla olan balarn kopartmsn. Fakat onlar tekrar yaratacaksn.
Hem de eskisinden daha kuvvetli olarak. Kendin iin yapacaksn bunu. Ve Girit iin.
Ve bu aday kendi yaamlarndan daha fazla sevecek olan dier adaylar iin."
Labirentin kapsn iaret etti. "Kapdaki ylanlar gryor musun?"
"Gryorum" diye karlk verdi Asterios.
"Onlar adaylarn yaamlar boyunca sadece bir kez aacaklar eii koruyorlar.
Byk Ana'nn bar onlar yutar ve yeniden dnyaya getirir. Orada, her eyin son
bulduu, zaman ve meknn anlamn yitirdii yerde, kendi ilerindeki srlara vakf
olurlar ve tm insan haline gelirler. Ezelden beri bu byledir. Bundan te de byle
kalacak. Fakat hepsi bu kadar deil. Bana bak oul!" Asterios itaat etti. "Kadn
vcudunu erkek kudretiyle dolduran sen olacaksn" diye fsldad. "Kutsal Boa sen
olacaksn; labirentin kalbinde kutsanmlar bekleyen en son sr! Taleplerini yerine
getirmeye hazrz. Sen istediin iin deil, bu ekilde Byk Ana'ya en olumlu
biimde hizmet edeceine inandmz iin. imdi sana soruyorum: Gerekten hazr
msn?"
"Evet, hazrm" diye karlk verdi Asterios bir an bile duraksamadan.
"iyi." Pasiphae glmsyordu. "Fakat olay aceleye getirmek istemiyoruz.
Snmaclar aday terk ettikleri anda seni aaya gtreceiz. Bu greve almak
iin biraz zamana ihtiyacn olacak. Fakat baarl olacana eminim. Sen bu i iin
yaratldn, bu yzden kalanda o alameti tayorsun. Boann ay iareti. Sen
labirentin koruyucususun."
Gemiler Ahrotiri'ye doru yola koyulduunda Asterios da limanda bulunuyordu.
assos'un yanndaki gen boyac haricinde, tm geriye dnyordu.
Sandallar son seferlerini yapmakla meguldler. Rhtm bombo ve allmadk
derecede sessizdi. Yapacak baka ileri olmayan birka merakl dolanyordu
ortalkta sadece. Ne kardan, ne de kydan hi kimse el sallamaya istekli
grnmyordu.
353
Kymbeller pe pee demir almaya baladlar. Tmnn liman giriini terk etmeleri
epey uzun srd. Bat rzgr yelkenleri doldurduu iin, krekilerin neredeyse
yapacak hi ileri yoklu. Rzgr azalmad takdirde ksa bir sre sonra vatanlarna
ulaacaklard.
Asterios onlarn gidiini engelleyememiti. Oysa balarna gelecekleri ok iyi
biliyordu. Strongyle'de lm bekliyordu onlar.
Ya da acmak bilmeyen kara yanarda.
354
nc Kitap
Kutsal Evlilik
Adann zerinde kml kml bir scak vard. Sahil beyaz ltlar sayordu, deniz ise
gm renkli parltlar.
Gkyznde bir tek bulut bile yoktu; haftalardan beri yamur yamamt.
ayrlar, tarlalar ve zeytinlikler yaz mevsiminin kzgn nefesinin alnda ylece
duruyorlard; iekler solmutu ve otlar sanki son kez kokularn etrafa sayorlard.
imenler kurumu, toprak yarlmt. Maki allklar ve am ormanlar da gri renkli
bir tozla kaplanmt.
Derelerin birou tamamen kurumu, rmaklar ise kle k-le ince birer su
aknts halini almlard. Sadece dalarda su bulunuyordu. Orada yaayan
hayvanlar ve insanlar ise kprtsz havann altnda azap ekiyorlard. Arada bir
Afrika'dan beraberinde krmz toz bulutlan getiren l rzgrnn scak esintisi
hissediliyordu, o kadar. Bu toz her tarafa szmay baanyordu, kaplarla pencerelerin
smsk kapatlmalar bile bir ie yaramyordu. Halka ak emelerin hibirinden su
akmyordu. Sarnlardaki su seviyesi neredeyse tamamen dmt. Ta evlerde
oturan insanlar, bunun avantajn yayordu imdi. Tahta veya kil kulbelerde
oturan insanlar ise, kavurucu scaklktan slak kompresler yardmyla biraz olsun
kurtulmaya alyorlard.
Tarlalarda alan kadnlar gne domadan ie koyuluyor, leden sonray gne
batana kadar glgede geiriyorlard. Geceleri ise aileleriyle birlikte evlerin boucu
odalannda deil, ak havada uyumay tercih ediyorlard. Tm insanlar azck serinlik
iin inim inim inliyordu. Adann her tarafnda kadnlar ve erkekler yamur duasna
kmt. Rahibeler kurban stne kurban kesiyordu. Fakat her lk geceden sonra
kavurucu, mavi, bulutsuz bir gn daha
357
balamaktayd. Temmuz sonlaryd; yln en scak ay austos henz balamamt
bile.
Saray ahalisi daha haftalar ncesinden gneye tanmt. Ely-ros'taki yazlk saray
bu yaz bo kalmt. Kutsal Evlilik bayram austos aynn ilk gn Phaistos'da
kutlanacakt. Bununla birlikte ayn yz evriminden oluan Byk Yl da sona
erecekti. Bu zamann sonunda Girit'teki insanlarn, hayvanlarn ve bitkilerin
byyp gelimesi iin gerekli olan tren gerekletirilecekti: Byk Ana, denizden
gelen Beyaz Boa ile btnleecekti.
Tm dinsel trenlerin en nemlisi iin aylardan beri hazrlk yaplyordu. Su
kenarndaki tren alan yeniden dzenlenmi; Matala ehri yaknlarnda bulunan,
iki sra tepenin koruduu, bir koydu buras. akl talaryla kapl kk bir sahil
yavaa denize uzanyordu. Arka tarafa doru ise hafif bir eimle ykseliyor ve
tepenin etekleriyle birleiyordu. ok sayda insan sabilirdi buraya.
Gecelerin gecesini hi kimse karmak istemezdi. Byk Ana'dan insanlar ve
hayvanlara bereket vermesini dilemek iin, bundan daha uygun bir tren olamazd.
Bu yl da kadnlardan oluan uzun bir konvoy tren alanna ilerleyecek ve tanradan
kendilerine ocuklar ihsan etmesini dileyeceklerdi. Civar koylarda sabaha kadar
yaplan kutlamalar sonunda, birok kadnn dilei yerine geliyordu. Bu gecenin
meyvesi olan ocuklarn, doruca tanrann rahminden kopup geldikleri kabul
ediliyordu. Kadnlar kran ve minnet borcu olarak Byk Ana'ya saysz armaanlar
sunuyordu: St, bal, arap, ya, tahl ve meyveler. Yzyllardan bu yana uygulanan
bilge bir gelenek, bu besin maddelerinin rmesine engel oluyordu. Tren sona
erdikten sonra ihtiya sahipleri gruplar halinde oraya gelerek, canlarnn istedii her
eyi alp gtryordu. Ertesi sabah gne gkyznde ykseldii vakit, sadece
kyda kede kalm birka para yiyecei gagalamaya alan deniz kular gze
arpyordu. Tren alan zenle silinip sprlmt sanki. Byk Ana, kendisine
sunulanlar kabul etmeye tenezzl etmiti.
Bu byk olaydan nceki son gnlerde btn Phaistos bir ar kovann andryordu.
Drt bir yandan akn eden ziyaretiler civar kylere yerletiriliyordu, halta bazlar
Chalara'ya bile gnderil358
misti. Kadnlar her gn birok kez kutsal korularn etrafnda toplanarak, uzun uzun
yakaryorlard tanraya. Birou eek srtnda ya da yaya olarak gelmiti, dierleri
ise Kommos ya da Matala'da demir atan gemilerle. Geneyden gelen yolu sarayla
birletiren tren koridoru, yeni boyanmt. Yemyeil ayrlarn zerinde mavi
gvercinler uuuyordu. Bu parlak kuak kraliyet ailesinin yelerinin dairelerinin
bulunduu bat yakasna kadar uzanyordu. Sarayn bu blm eitli geitler ve
koridorlar yardmyla birbirine o kadar ustaca balanmt ki, dalardan esen sakin
rzgr gnn her saati ieri doluyordu.
Fakat odasn dolduran serin esintiye ramen Ariadne kendisini olduka bitkin
hissediyordu. le saatlerini yatanda geirmi ve pencereden dar bakarak servi
aalarnn yere den ince uzun glgelerini seyretmiti. Yavaa ayaa kalkt ve
szlayan gslerini tutarak br pencereye yaklat. Bir sredir her sabah
kusuyordu. Artk hi phesi kalmamt. Adet dnemi ikinci kez gecikiyordu. Tekrar
hamile kalmt.
Bir an iin Mirtho'nun otlarn dnd, fakat o gn ektii aclan hatrlaynca bu
dnceleri hemen aklndan silip att. Karnndaki ocuu kaybettii o gn asla
unutmayacakt. Asterios da o gn boann zerinden atlarken yaralanmt. Marur
bir ehreyle mavi dan ifte boynuzuna bakt. Asterios'un kalasndaki ay alametini
hatrlatyordu bu ona. Bu isim aklna gelince iinin kabarmas hi mi sona
ermeyecekti?
Ariadne ani bir hareketle pencereyi rten kuma yana ekti. Bu melankolik
dncelerden bkmt artk! Theseus tam yl nce dier Atinallarla beraber
gelmiti buraya. Balangta tek amac Asterios'u kskandrmak ve cezalandrmakt.
Fakat aradan geen zaman duygularn da deitirmiti. Artk mutlu bir gelecek
uzanyordu nnde. Theseus karnndaki ocuun babasyd.
Bu ocuu arzuluyordu. Olunu dnyaya getirmeye kesin kararlyd. Benim gl
daha iine kapank, daha sinirli ve daha zapt edilmezdi. Dier adaylarla beraber
Phaistos'a geldiinden bu yana Ariadne onu grme frsatn hemen hemen hi
bulamamt. Adaylar boa atlayn geride brakmlar ve turna dans almalanna
balamlard. Eer araya Kutsal Evlilik treni girmemi olsayd, Mavi Yunuslar
Saray'ndan kesinlikle aynlmazlard.
Merope'nin halefi olarak greve balayan rahibe Hemera, sertlie alkn bir
kadnd. Kzlara kar daha yumuak davranyorsa da, delikanllarla konuurken ses
tonu hemen sertleebiliyor-du. Adaylann tm kendilerini zorluyorlard. Hibiri
rahibenin kendilerini herkesin nnde azarlamasna izin vermek niyetinde deildi.
Dilerini skarak, kendilerinden beklenileni yerine getirmeye alyorlard. Bir
zamanlann asileri bile allmadk derecede gayretliydiler - Theseus haricinde.
renmek zorunda olduu dans figrleri, onun Girit'te en ok nefret ettii eylerin
tmn simgeliyordu. Bu nedenle her eye kar kyor ve figrleri renmeyi
reddediyordu. Hemera'nn tm uyanlan onu daha da ok siletirmekten baka bir
ie yaramyordu. Sadece, zorlu ceza tehditleri altnda yerinden g-bela kmldyor,
beceriksiz figrlerle ortada dolanyor ve mark davranlar yaparak dierlerinin de
younlamalarn engelliyordu. retmenleri ebed spiralin anlam ve kayna
hakknda konuurken ya bo gzlerle nne bakyor, ya da katla katla glyordu.
En ok da labirentten bahsedilmesinden nefret ediyordu.
Ksack buluma anlarnn birinde Ariadne'ye fkeyle bana gelenlerden sz etmiti.
Havas ok boucu olduu iin pek kimse tarafndan kullanlmayan gney kanatta
bulumay kararlatrmlard. Ariadne yatan tozlarn silmi ve bir nebze olsun
gzel bir ortam hazrlamaya almt. Midesi korkun derecede bulanyor-du;
iinden bunun hemen gemesi iin tanraya dualar ediyordu. Theseus bir ey
farketmemie benziyordu.
"ldrm tavuklar gibi meydanda koturup duruyoruz! Sonra da topran barna
inecekmiiz, lafa bak! Karanlklann iinde srnmenin kime ne faydas olabilir ki?"
361
Odann iinde hzla bir ileri, bir geri dolanp duruyordu, ta ki Ariadne'nin ba
dnene kadar. "Yanma gel" diye seslendi sonunda delikanlya.
Theseus ok ksa bir sre iin kzn yannda durdu. Fakat Ari-adne tam bir eyler
sylemek zere azn amt ki, yeniden oday arnlamaya balad. Kz artk
sabrn yitiriyordu. "Ne diye szlanp durduunu anlamyorum" dedi fkeyle. "Turna
dans, labirent, bunlar kutsanma yolunun birer basamandan bakas deil.
Hepimiz bu basamaklar trmandk. stisnasz hepimiz."
"Yani bu herkesin aa inmesi gerektii anlamna m geliyor?" Bu scak ve tozlu
Aklna dnk etine dolgun, kzl sal gen kz gelmiti. Kalalar geni, gsleri
kocamand, i yapmaktan ypranm kaba saba kyl ellerini de grd anda,
iinde ufack da olsa bir umut belirmiti. Elbette ki Patane'nin yerini hi kimse
tutamazd. Fakat iindeki strab bir nebze olsun bastrabilirdi belki.
Ama umduunu bulamad. Kz hi zorluk karmadan bacaklarn aarak yataa
uzanmak istemi, Daidalos da ona son anda glkle engel olabilmiti. Ondan ne
istediini aklamaya alt zaman ise, korku dolu gzler bulmutu karsnda.
"stediklerini yapamam." Daidalos kzn sesindeki irenmeyi hissetmiti. "Asla. Ben
ak iin yaratldm, cezalandrmak iin deil." Bunlar sylerken aptal bir inee
benziyordu. Daidalos onu dvmemek iin kendisini g tutmutu.
364
Yere atlayarak atn bir alla balad. Sahile yaklatka ilerin talimatlarna
uygun olarak yaplm olduklarn fark etti. Ac dolu gl, kyda atlayan
dalgalardaki martlarn feryatlarna karyordu. Ne kadar zavall bir duruma
dmt! Atina'nn en nemli mimar ve mucidi olarak ie balam, imdi de
Girit'in demircisi olmutu. Hepsi bu deildi ama! Minos'un emri zerine kumsaldaki
tepeleri mmkn olduunca dzletirmiti. Girit kral, en kk kznn
cambazlardan biri tarafndan becerilmesini herkesin seyretmesini istiyordu!
Ayaklarnn altndaki kk talar gcrdayarak sandaletlerine doldu. Daidalos
fkeyle backlarn zerek yrmeye yalnayak devam etti. Gen rahibenin
balanaca ereveyi kontrol etmesi gerekiyordu.
Minos kendisinden bu ereveyi daha salam ve kullanlr bir hale getirmesini
istemiti. Daidalos nce sert tahtalar kullanmay dnm, fakat bunun fazla
hareketsiz olaca kanaatna varmt. Bir tekerlei salam biimde yere dikmek
neredeyse imknszd. Yapaca tasarm hem eilip bklebilir, hem de salam ve
dayankl olmalyd; bu arada da yeterince hareket imkn salamalyd. Nihai
zm bulmas her zamanki gibi biraz zaman almt. Daidalos st dallarndan
rdrd ereveyi inceledi. Tren akam arasna bir hayvan postu gerilecekti.
Dallar esnekliklerinden hibir ey yitirmemilerdi. Bileklerin balanmasnda
kullanlacak deri kaylar ve balar de ok iyi durumdayd. Gerekirse zerindeki
kk metal tokalar yardmyla byklkleri ayarlanabilirdi, nk Gk inekleri'nin
lleri pekl deiebilirdi!
Aalar bir tavrla dudaklarn bzd. Kzlar her defasnda farkl davranlar
sergiliyorlard. Hepsi de irenti. Son seferki gen kz, cambaz kendisiyle
birletikten sonra aniden kutsal bir azgnla yakalanmt! Btn tren boyunca
suratndan inanlmaz bir gerginlik okunmutu ve etrafnda dans eden kadnlarn tiz
lklar bile ehresindeki korkuyu silememiti. ocukluktan syrlamam vcudu
korku terleriyle srlsklam olmutu. ehvetin ise izi bile yoktu. Bu kzn kim
tarafndan ve neden seilmi olduu onun iin bir muamma olarak kalmt. Benekli
inek derisinin ve inek
365
kulaklarn temsil etmesi gereken garip balnn altnda, rkek bir danaya
benziyordu. Oysa Pasiphae yle miydi? Kralie muhteem bir Gk nei olmutu!
Onun ehvetten arplan surat ve inek derisinin alunda kvrlan srlsklam vcudu,
aradan geen yllara ramen aklndan bir an olsun kmamt. Kadnlarn onu aka
getirmek iin kardklar ritmik seslere hi gerek duymamt. Asl onun barlar,
inlemeleri ve vahi rpnlar dier kadnlar heyecanlandrm ve zapt edilmez bir
cokunluk iine girmelerine neden olmutu. Btn meydandan ehvet dumanlar
ykseliyordu. Kadnlar trenin sonuna kadar sabredememiler ve karlarna kan
ilk erkekle olduklar yerde iftlemeye balamlard.
Fakat bugne kadar unutamad baka bir ey daha vard: Karsnn yaptklarn
dehet iinde izleyen Minos'un surat. Az incecik bir izgiye dnmt, alev alev
yanan gzleri ardna dek almt. Baka birisi barahibeyi bu tr bir trende
izleyen kraln verdii tepkiyi Daidalos'a anlatsayd, ona asla inanmazd. Onun neler
hissettiini iyi biliyordu, bir benzerini de kendisi yaamt nk. Kars Naukrate ve
yeeni Kalos. Minos'a bakar bakmaz onun aklndan neler getiini anlamt.
Kendisinin boynuzlanm bir kocadan baka bir ey olmadn dnyordu!
Acaba o gece Pasiphae Minos'u harekete geiren kskanlk ve intikam duygularn
gerekten de sezinleyememi miydi? Kralie akln kaybetmi gibiydi, iinden ksa
srede syrld benekli deriyi bir fazlalk gibi frlatp atmt zerinden; o kadar
sabrszd ki, deri kaylar bile sert bir hareketle ekip koparvermiti. Daida-los
bunu ok iyi biliyordu, nk sonradan kaylar tekrar yerine takmas emredilmiti
kendisine. Saray dedikodularna gre uzun zamandr sevgilisi olan adamla akl
talar zerinde lgnca sevimiti. Dorua ulamaya yaklatklarnda adamn deri
maskesi suratndan kayvermiti. Korku dolu birka lk iitilmi, hatta davullar
bile ksa bir sre iin susmutu. Fakat kimse onu tanyamamt. Sa eliyle deri
mahfazay tekrar yerine takm ve Pasiphae'yle birlemeye bir an bile ara
vermemiti. Sanki bir tek gvde halinde btnlemilerdi. Bazlan kralieyle onu
afak skerken bile sahilde
366
birbirlerine sarlm olarak grdklerini iddia etmilerdi, sanki kopmaz balarla
balanmlard birbirlerine.
Daidalos son olarak kalaslar kontrol etti. Zemin tal olduu iin yere aklmalar
gelmilerdi. liklerin kapatlmasndan bir nceki akam, aklanamaz bir drt ile
yere gmd demir kalplarn dar kartmt. Sonra da atein zerinde tekrar
dvmt onlar. Krlmamlard. Paralanmamlard.
Becerikli elleriyle ksa srede bir ok ucu yapmt. Soumasn beklerken
sabrszlktan kalbi duracakt neredeyse. Sonra da onu tahta bir okun ucuna
geirmiti. yi bir oku deildi, fakat u an iini grebilecek kadar yay ekmesini
biliyordu. Nian alm ve oku brakmt. Havada vnlayarak uan ok, tahta kapya
saplanp kalmt.
Vahi bir zafer cokusu kaplamt iini. Nihayet baarmt. Salam ve kolaylkla
ekil alan saf demir retmiti.
Adamlarn saatler ncesinden eve gnderdii iin ok mutluydu. Baarsndan hi
kimsenin haberi olmayacakt, Minos'un bile. Elinde son derece salam bir koz vard
artk. Zaman, kendi lehine iliyordu.
Asterios deri boa maskesini takmaya baladndan bu yana, hayaller ona her
zamankinden daha sk ve daha canl gelmeye balamt. Byk Ana'nn labirentinin
koruyucusu olduundan beri ok deimiti. Onunla beraber hayaller de... lk
balarda topran barna girerken ii daralmsa da aradan geen zaman zarfnda
mutlak karanla ve yalnzla almt. Topran derinliklerinde geirdii saatleri
seviyordu artk. Onun saysz zelliklerini dnyordu uzun uzun. Toprak sertti,
fakat susuz kalnca un gibi ufalan368
yordu; yumuakt, yaam dourmak iin sert kaya tabakasn kaln bir krk gibi
saryordu. Beklemeyi renmiti; toprak gibi sabrl ve dirayetli olmasn.
Karmak yollarda derin derin soluyarak ilerlemeye alan bir adayn sesini
duyduu zaman, dnmeye ara veriyordu. Arayan adm sesleri bir sre sonra kr
bir duvara arparak son buluyordu. Genellikle uzunca bir sessizlik takip ediyordu
bunu. Sonra admlarn hafif yanklan geri dnyor, yava yava ona yaklaarak
belirginleiyordu. te o srada Asterios duvarlarla btnleiyor ve kayalk zeminle
bir oluyordu. Bu mutlak btnleme onun iradesi dnda gerekleiyordu.
Yapabildii tek ey, olaanst bir younlamay aa karan bu olay akna
brakmakt. Bu younlamay vcudunun ortasnda bir enerji topu gibi tm
benliiyle alglyor ve idrak ediyordu ki, korku iindeki bir yrekle tm srlarn
sonuncusuna yaklaan karsndaki de ayn eyleri hissediyordu.
inden akan bu g, boann dnya kurulal beri var olan kuvvetiydi. Kara boann
kuvveti lm ve ykm getiriyordu, beyaz boannki yaam retiyordu. Asterios'un
bu kuvveti hissetmesi esnasnda, aday da urunda yeralt dnyasna yapt uzun
370
kefetmeye alan bulu andaki bu genlere gelimekte olan yaamn srlarn
nasl anlatabilirdi ki?
Byk sorunlarn zm genellikle alacak kadar basittir, diye dnd Asterios.
Merope'nin bir zamanlar bana aklam olduklarn anlatacam onlara. Kimse bu ii
ondan iyi bilemez. Genlerin arasnda yere oturdu.
"Size aktan sz edeceim" dedi onlara. "Ak, yaammza hkmeden en byk
kuvvettir. ster kadn, ister erkek olalm, onu sk sk bize ac veren bir eliki olarak
yaarz. Kutsal Evlilik ise bu acy dindirir. Dii taraf kkendir, varolan her eyin
temelidir; erkek taraf ise yaratlandr, bundan dolay da dii tarafn bir yansmasdr.
Kadn, her eyi kapsayan gkyzdr; erkek ise gnetir, kadnn ate topu. Kadn,
tekerlektir; erkek ise yolcu. Sadakat ve ballk iinde birbirleriyle birleirlerse,
ortaya yaam anlamna gelen snrsz bir ak kar."
Genlerden hibiri glmyordu artk.
"Sadece hissedilebilecek bir eyi kelimelerle ifade etmek gerekten de ok zor" diye
glmsedi. "Greceiniz eylerin nedenini ok fazla kurcalamaya almayn. Ak
olun. Brakn kalbiniz nefes alsn. Sonra her eyi anlayacaksnz."
Kapda bir sre daha Hemera ile konutu. Theseus korkun baklarla szyordu
onu. Fakat Asterios ona aldr etmeden rahibeyle konumaya devam etti ve
yardmclarna son talimatlar verdi. Adaylarn binecei arabalar sarayn nnde
hazr bekliyordu. Kadnlarn birou souyan havaya ramen yryerek yola
koyulmulard. Karanlk basar basmaz uzun bir tren alay eklinde koya
gireceklerdi. Gk nei'nin boasn bekleyecei kutsal yere!
"Hamileyim." Theseus bir an iin yanl duymu olmay mit etti. Fakat ldayan
gzler ona duyduklarnn doru olduunu sylyordu. "Bir ocuk bekliyorum. Senin
ocuun. Bizim ocuumuz." Theseus ryada gibiydi. Kzn bouk yanklarla
kulanda nlayan sesi, tekerleklerin gcrtsna karyordu. Arabalar olduka ar
ilerlemekteydi. Kadnlar ve erkekler, genler ve yallar, kk kzlar ve olanlar,
drt bir yandan akn akn geliyordu. En
371
gzel elbiselerini giymilerdi, kadnlarn birounun balarnda taze iekler gze
arpyordu. Sanki sevgilileri iin sslenmilerdi. Kzgn vcutlarndan etrafa salan
gzel kokular, susam ieklerin kokularna karyordu. Fakat bu yasemin ve
glya kokularnn arasnda burnuna gelen daha topraks, daha keskin bir koku
vard. Misk kokusuna benziyordu biraz, imdiye dek bildiklerinden farkl ve gizemli.
Burnuna giren, derisinin gzeneklerinden ieri szan bu koku onu heyecanlandrm,
onu tahrik etmiti.
Theseus bu kokuya direniyor, kendisini sersemletmesine ve etkisi altna almasna
izin vermemeye alyordu. evresindekilerin tm dmand - Giritli kanlar bile!
Anszn burnuna denizin tuzlu kokusu geldi. Vatan hasreti doldurmutu iini. Bunda
yanndaki Giritli karnn da suu vard! "Gidelim buralardan!" diye yalvarmt
kendisine. "Olumuzun bu adada dnyaya gelmesini istemiyorum. Gerek bir erkek
olmal o, tpk babas gibi. Beni Atina'ya gtr Theseus!"
"Peki bunu nasl yapmam dnyorsun? Bu hapishanede daha uzun yllar ile
ekmek zorundaym. Kim bilir, bu zamann bitiminde yar l, daha da kts, yar
Giritli olurum belki de."
"Kaalm!"
"Babann o hzl Kymbe'siyle bize yetimesi ka gn srer dersin? ki, belki de !"
Hayr, ka bir zm deildi. Elbette ki bu fikri daha nce binlerce kez enine
boyuna dnp tartmt. Fakat Aigeus'un olu bu aday bo ellerle terk etmek
istemiyordu. Kamasna deecek bir hazineye sahip olmalyd en azndan.
Ariadne arabadan inip dier kadnlarla birlikte sahile indii zaman, bo yere
etrafna baknd. Altn benekli gzleri olan rahip ortalarda yoktu. Byk ihtimalle
Ariadne'nin kendisine sz ettii boa maskesini geirmiti kafasna.
Ariadne bu akamki trenlere katlmayacakt. Hamileliini gizlemek iin gnll
olarak kutsal koruda hizmet etmek istediini bildirmiti. Oraya doru yola
koyulmadan nce son bir kez These-us'un yanna gitti. Surat dolgunlam ve
vcudu yuvarlaklamaya balamt. Ksa bir sre sonra byyecek olan karnnn
delikanly
372
kendisinden uzaklatracan gayet iyi biliyordu. "Labirentte bana neler geleceini
bilmeyi hl istiyor musun?"
"Evet." Theseus armt. Ariadne'nin bu konuyu neden ama gereini duyduunu
anlamyordu.
"Aada seni kardeim Asterios bekliyor." Ariadne zayf bir sesle gld. "Suratnda
deri boa maskesini tayor ve kutsanmadan ieri girmeye alanlara engel oluyor.
Ondan sakn Theseus! Senden nefret ediyor."
Daidalos gzne arpt ilk bakta. Atinal mimar kimselere fark ettirmeden ona
glmsedi. Theseus suratn buruturdu. Ukala dmbelei alak Giritli, diye geirdi
iinden. Mavi Yunuslar Saray'nda yerin kula vard, herhangi bir srrn saklanmas
mmkn deildi. Birden arkasndan yavaa itildiini hissetti.
"Elini ver!" diye fsldad Eriboia. Kz soluk soluayd. Theseus onun ok heyecanl
olduunu fark etti. Sa elini ise Giritli adaylardan biri olan Oikles tutuyordu.
Davullar almaya balamt. Tek bir kavaln inleyen nameleri elik ediyordu ona.
Beyaz elbiselere brnm gen kzlar adaylarn oluturduu emberin iinde
dolaarak genlerden her birinin dudaklarna bir bardak veriyorlard. Theseus
mmkn olduunca az imeye alt. Fakat kzlar iki kere daha geldiler ve sonunda
o da kendi payna den miktar imek zorunda kald.
Glkle duyulan derin titreimlerden oluan bir ark, denizin dalgalarna ve
bceklerin vzltsna kanyordu. Sonra giderek glendi ve yldzlarla dolu
gkyzne ykselmeye balad. Koca bir tekerlee benzeyen ay, beyaz ltlar
sayordu. Adaylar emberinin iindeki heyecan gzle grlr bir ekilde artmaya
bala374
mt. arknn tonu giderek ykseliyordu. Kvlcmlar ate bcekleri gibi salyordu
gecenin iine. Sesler giderek daha yukarlara trmanmaya ve emberin etrafndaki
gizemli ate deimeye balad. Giderek hzlanan bir ekilde dnen ate tekerleri
peyda olmutu etrafnd.
Havay dolduran tiz sesler Theseus'un kulaklarnda titreiyordu. inden gelen
glme isteini glkle bastryordu, bombo kafas alacak derecede hafifti. Bir
ku gibi hissediyordu kendisini; havalara ykselmek, bulutlarn zerinde dolamak
istiyordu.
"imdi!" Son bir lk. Theseus'un ate tekeri karanlklarn arasna frlayp gitti.
Beyaz giysi yere dmt. plak olarak karsnda duran kadn, Phaidra'yd. Dar
kalalar, dik ve diri gsleri vard. Ular gl aac rengindeydi. Zarif bacaklarnn
arasn alev rengi tyler kaplamt. Theseus baklarn ondan ayramyordu, inek
postu arkaya atlmt. Drt kadn ty gibi hafif vcudu havaya kaldrarak tahta
ereveye el ve ayaklarndan baladlar.
Bacaklar iki yana mmkn olduu kadar alm, kk k arkaya doru
gerilmiti. Kadnlar az sonra zerine abanacak olan adamn arlnn altnda
ezilmemesi iin, belinin arkasna bir battaniye sktrdlar. Sonra da inek postu ar
bir perde gibi vcudunu rtt.
kendinden emin dans admlaryla yava yava ona doru ilerlemeye balad. Boa
ban andrr deri bir maske ehresini meydan dolduran insanlardan saklyordu.
"Gel!" diye haykrd kalabalk beklenti dolu bir sesle.
"Tamam!" Bu hayvan bir brt myd, yoksa ehvetli bir erkek sesi mi?
"iftle onunla!"
Beyaz Boa kzn ardna yaklat ve inek derisinin altndaki gslerini okamaya
balad. Sonra da eli yava yava bacaklarnn arasna kayarak alev renkli ty
yuman okamaya balad. Kzn tm vcudu kaslmt, fakat azndan tek bir ses
olsun kmyordu. Ona kar koymas yasakt.
Adamn srtndaki gl kas demetleri tel tel kabarmt. Brleri titriyordu. Sert
bir hareketle kzn iine girdi. Gk inei sarslyordu.
376
"Evet! Evet!"
Adamn hareketleri giderek hzlanyordu. Kadn inliyordu. Adam soluk soluayd.
Herkes onunla birlikte soluyordu.
Adam ellerini kadnn kalalarna gmd. Altndaki kadn yava yava hareket
ediyordu, inek derisi syrlmt. Yzne den kzl salar, zarif boynuna doru
yaylyordu.
Ay myd bu? Ya da mealelerin titremesi mi? Aniden adamn vcudu ksa
kllarla kaplanm gibi grnmeye balamt. nek derisi ayaklarn baklardan
gizliyordu, fakat atal trnaklar zerinde hareket eder gibiydi.
iffetli rahibeyle iftleen bir hayvan-insan myd yoksa?
Theseus'un kasklar acmaya ve szlamaya balamt. Sanki rahibeyi beceren ta
kendisiydi. Kimdi bu yaratk? Neden onun yerinde olan kendisi deildi?
Aniden beyninde bir imek akt. Bu oydu. O.
Theseus daha fazla bakamad. Oradan uzaklamak istemesine ramen, dierleri
ona engel oldu. Tten vcutlardan oluan bir kazann iine dmt. Derin bir
strapla gzlerini kapad ve ancak deri maskeli adam iddetli bir lk atnca
yeniden at. Adam erevenin zerine ylmt.
beliriyordu.
Srt st st dallarna balanan Phaidra'nn aknl. Kal-asndaki ay alameti
hari kendisine ok benzeyen esmer cambaz. Sahip olma hrsyla gen bir adamn
beline sk skr sarlan Pasip-hae. Gen adam ehvetle gslerine saldrd
zamanki ihtirasl gl. Kendisinin rahmine dt gece de ayn eyleri yapm
olmalyd. Koltuunun altna bir ganimet gibi kstrd Eriboia ile komu koya giden
Minos. Altndaki kz ile neredeyse bir daha asla zlemeyecek bir dm haline
gelen Deukalion. Ve dierleri. Saylar o kadar oktu ki!
378
T
Asterios s suda srt st yatyordu. Kendisini dalgalarn yumuak okaylarna
brakmt. Srtnn altndaki akllar kuma gmlerek giderek derinletiren bir ukur
oluturdu. Keke denize karabilseydi! Dalgalarn arasnda eriyip beyaz bir kpk
haline geldiini hayal ediyordu byk bir zlemle, snrlar teker teker ortadan
kalkyor, sonsuzlukla btnleiyordu.
Vcudu nerede sona eriyordu? Su nerede balyordu? Ana karnndaki bir ocuk gibi
hissediyordu kendisini. "ldmz zaman, yere den kar taneleri gibi yok oluruz"
diyen karos'un sesi nlyordu kulaklarnda. "eklimiz ekilsizlik iinde eriyip gider.
Fakat buna ramen buradayz. Hatta her zamankinden de fazla. Irmak denize
kavutuu anda, kendisi de denizin ta kendisi olur, baka bir deyile,
sonsuzluun..."
Duyduu hafif bir grlt ile arkasna dnd. Karanlk yznden etrafn
seemiyordu. Grlt kendisine yaklaana kadar bekledi. "Sen!" dedi sonra
aknlk dolu bir sesle. Esmer tenli, kara sal bir kadn yaklayordu kendisine
doru.
"Evet, ben" diye glmsedi kadn. "Sen ve ben. Bu gece."
Asterios'un yanna gelince durdu, fakat ona arkasn dnerek yldzlarla dolu gk
kubbeyi seyretmeye balad. "Ay bile her zamankinden daha kuvvetli ldyor" dedi
sonra. "Byk, san bir meyve gibi. Benim yurdumda gk tanras bir kadndr,
vcudunu doudan batya doru bir kpr gibi uzatr. Yldzlar da kayklarn iinde
vcudu boyunca yol alrlar."
"Btn kadnlar birer kprdr" diye karlk verdi alak sesle. "Btn erkekler
gnn birinde bir kadnn kendilerini tamasn umut ederler."
"ok derinlere inmisin. ok derinlere."
Bu bir sorudan ziyade, bir tespitti. Kadnn gzleri ne anlama geldii anlalamayan
bir ekilde parlyordu. Kara ltlar saan yldzlar.
Asterios kafasn sallad. Artk korkmuyordu.
"Kutsal Evlilik ifa gecesidir." Kadnn sesi ok yumuakt. "Eski aclarndan
syrlman sadece sana baldr."
"O kadar ac verdi ki" diye fsldad Asterios. "Hl da veriyor."
379
Nihayet yars suyun iinde olan krmz bir bez iliti gzne Yavaa belindeki
nl zd.
Hazrd.
Gen kzn eteklii kalalarna kadar syrlmt. Theseus yava yava plak
bacaklarn okamaya balad, nce d, sonra da i ksmlarn. Bacaklarnn aras
slakt. Maskeli adamn ii, diye geirdi iinden fkeyle. Onu kirleten adamn.
Herkesin gz nnde onu iren emellerine alet eden adamn.
indeki efkat duygusu yok olmutu. Onunla beraber inleyen, onun altnda
ehvetle kvranan Phaidra'nn ta kendisi deil miydi? Neden imdi uyuyor numaras
yapyordu?
"Grndn kadar saf ve masum deilsin" diye fsldad kzn kulana. Bir yandan
da kaba etlerini ayryordu. Buz gibi sesi fke doluydu. "Artk el dememi bir bakire
deilsin, kk Phaid-ra." Alayla gld. "Artk hibir yerinde bakire olmaman da
ben salayacam."
Gen kz iinde duyduu korkun bir acyla uyand. lklar atyor, rkm bir at
gibi silkeleniyordu. Onu srtndan atmak iin elinden gelen her eyi yapyordu.
Altndaki st dallar atrdaya-rak esnediler, fakat krlmadlar. Phaidra
balarndan kurtulamyordu.
Aniden sa elinin serbest kaldn hissetti. Var gcyle ban evirmeye ve
omzunun stnden kendisine tecavz edenin tam olduunu grmeye alt.
Theseus soukkanllkla krmz bez parasna uzand ve suratn rtt.
Phaidra'nn tek grd krmz bir pee olmutu.
Gen adam sert penesini acmaszca kzn gvdesine bastrd ve yapt ie devalm
etti.
382
Ariadne'nin plii
Frtna kopmak iin sanki kraliyet ailesinin Knossos Saray'na ulamasn beklemiti.
Byk aile tahta arabalar, atlar ve eekler yardmyla, orak topraklarn zerinde
uzun bir yry yapmlard. Tarlalardaki ekinler kavrulmutu, toprakta irkin
yarklar almt, talar ve kaya paralar kzgn gnein altnda alev alev
yanyordu. Dn yolculuunu gemiyle yapmay tercih edenler biraz daha rahat
etmilerdi. Fakat hi rzgr olmamas, tka basa dolu gemilerin ilerlemelerini
olduka zorlatryordu. Krekiler glerinin neredeyse tmn harcamt.
Lyktos'u geride brakmlard; fakat esas hedefleri olan Amnyssos daha ok
uzaktayd ki, frtna koptu. Birka dakika iinde gkyz mor bir renk almt;
kulaklar sau- eden gk grltlerini iiten kyller aceleyle hayvanlar ahrlara
sokmaya almlard. Fakat imekler ok hzlyd; tarlalardaki iftileri ldryor
ve tahta evleri yakp kl ediyordu. Neredeyse tm tatan yaplm olan Knossos
saraynda bile ahap ksmlarn tm, yani ahrlar, depolar ve ilikler alev alev
yanmaya balamt.
Sonra da bardaktan boanrcasna yamur yamaya balamt. Sanki gkyz
aylardan beri su depolad sarnlarn kapaklarn amt. Fakat toprak o kadar
kuruydu ki, bir anda bylesine byk miktardaki suyu emmesine imkn yoktu. Ksa
srede gzn grd her yer su altnda kalmt. Yol kavaklarnda bulank gller
oluuyor, zeytinliklerin arasndaki yollar bir amur deryasna dnyordu.
Tekneleri alabora olan birok balk boularak can vermiti. Bu arada byk
kraliyet gemilerinin ikisine de yldrm dm, ilerindeki odun yk ra gibi
yanmaya balamt. Mrettebat ve yolcular panik iinde gverteden denize
adamt, fakat
383
ilerinde karaya kmay baarabilenlerin says pek azd. Deerli mallarla dolu
gemiler ksa srede azgn dalgalarn iinde yitip gitmi.
ki gn ve iki gece boyunca aralksz yaan yamur, kurtarma almalarn
neredeyse imknsz hale getirmiti. Sonunda balad gibi aniden sona ermiti
korkun frtna ve yamur. Kydan buharlar ykseliyordu. Deniz ise, gri renkli
youn bir lapaya benziyordu. Da zirveleri sisler iindeydi. Byk sarayn
teraslarndan bile kutsal ift boynuzu grmek mmkn deildi.
Pe pee gelen korkun felaket haberleri Knossos sarayn ac ve kedere
"Bilmiyorum" diye karlk verdi Asterios aknlkla. Phaidra buna benzer bir
soruyu kendisine daha nce de yneltmiti, snmaclarn Girit'e gelip rahibelerin
kendisine inanmak istemedii zaman.
"Her ey deiiyor Asterios" dedi Phaidra alak sesle. "Hibir ey olduu gibi
kalmyor. Tehlikeli, kt bir eyin yaklatn biliyorum. Bunu hissediyorum. Ve
korkuyorum."
O artk bir kz deil, diye dnd Asterios derin bir efkatle, duygulu ve akll bir
kadn.
"Bize yardm et, kardeim. Hayallerin ne diyor sana? imizde gelecei grebilen
bir tek sensin."
"Ve bu beni ok korkutuyor." Kzn ak szll karsnda hayrete dmt.
"Fakat hakkn var Phaidra. Bana inanlsa da, inanlmasa da, grmek benim grevim.
Mavi aracama sz veriyorum. Pek yaknda."
Phaidra kollarn Asterios'un boynuna dolaynca, gen adam
kadnn zarif vcudunu hissetti. Kendisine ok yakan gzel bir koku srnmt.
Kollarn boynundan ektikten sonra bile yanndan ayrlmad. Sadece Phaidra
Asterios'a kardee duygular besliyordu. Xenodike ve Akakallis ona yabanc
kalmlard. Sadece kz kardelerinin yaa en bynn ocuu olan Dindyme
kk bir kpek yavrusu gibi takip ediyordu onu, mmkn olsa tm gnn onunla
birlikte geirmek isterdi. Deukalion kendi izdii yolda yryordu.. Katreus ve
Glaukos ise aralarna bir nc kiiyi alamayacak kadar yakndlar birbirlerine.
Ya Ariadne? Asterios ona bir kz karde gzyle asla bakama-mt. O, sevgilisiydi.
Hatasu'yla geirdii gece kendisine baka dnyalarn kapsn aralam olsa bile.
Dudaklarnda iradesi dnda bir glmseme belirdi. Hatasu'nun yannda olmas,
kendisini sevmesi harika bir eydi.
"Balangta burada olmann senin iin hi de kolay olmadn biliyorum, bizimle ve
her eyle" dedi Phaidra. Bulutlar dalmaya balamlard ve dan zirvesi yava
yava aa kyordu. "Dlanm birisiydin. Belki de byle olmas gerekiyordu. Ne
de olsa irkin bir rdek yavrusuydun sen." Bir an iin suratnda beliren glmseme,
yerini hemen ciddiyete brakt. "Ne dndm bilmek ister misin?"
"Evet" dedi Asterios. "Ltfen, anlat bana."
"Byk Ana artk bizi sevmiyor" diye fsldad. "Onun sadece gazaba geldiine
inanmyorum. O, bizi terk etti! Koruda yakard-m veya tapnakta armaan
diye geirdi iinden. Ahr gibi kokuyor zaten! Bundan sonra Phaidra'y arzulamadan
ona dokunmam mmkn deil.
388
Ariadne onun dncelerini okumu gibi bir para kenara ekildi. "Neden hibir ey
sylemiyorsun?"
Bu itham dolu ses tonundan nefret ediyordu! Onu tamamen avcuna almann vakti
gelmiti artk. "Ka fikri hi de fena deil." Kzn elini tuttu ve hzla konumaya
devam etti. "Fakat Atina'ya dnerken hepimizin bir arada olmas lazm. Bunu
yapacama dair Apollon'a sz verdim."
"Yola karanlkta kalm" diye nerdi Ariadne. Theseus'la birlikte Girit'ten ayrlma
fikir onu o kadar heyecanlandrmt ki, akln yitirmekten korkmaya balamt.
"Yldzlara bakarak yn bulmasn rendiniz. Aday gecenin koruyucu rts altnda
terk edelim."
"Baaramayz." Theseus odann iinde dolanp duruyordu. "Minos ksa srede bize
yetiir."
"Ya yola kmadan nce onun gemilerini atee verirsek?" dedi Ariadne yavaa.
"Bunun iin en uygun zaman bile saptadm."
Theseus aknlkla kza bakyordu.
"imdi. Ya da nmzdeki haftalarda." Gzleri uyarc bir madde alm gibi
parlyordu. Fakat zihnini daha nce hi bu kadar ak hissetmemiti. "Kymbe'lerin
ve Triakontor'lann tm u anda Amnyssos Liman'nda demirli ve k buradaki
tersanelerde geirecekler. Bir rpda hepsini yok etmemiz iten bile deil."
"Sylediklerin kulaa ho geliyor" diye glmsedi Theseus. "Fakat yeterli deil.
Girit'in ald bu darbe sonrasnda bir daha to-parlanamayacandan emin olmam
gerekiyor. Minos bundan byle Attika evlatlarn bir daha asla burada rehin
tutamamal."
Ariadne esneme isteini glkle bastrabildi. Ona anlataca daha o kadar ok ey
vard ki! Girit hakknda, Minos hakknda, annesi hakknda. Fakat sze nereden
balayacana ve nerede son vereceine bir trl karar veremiyordu. Ne yapsa
faydaszd. Theseus esas meseleyi bir trl kavrayamyordu. Pasiphae'nin nefreti
ei-ninkinden ok daha derin ve kalcyd. Atina ile ban yapmay asla geirmezdi
aklndan. Asla! Kmrlemi gemi kalntlar bile durduramazd onu. Bildii tek ey,
Atinallarn olunu ldrm olmasyd. Ve bu sularnn cezasn mrlerinin sonuna
kadar ekmeleri iin elinden geleni yapmaya hazrd.
389
Theseus acaba bunu gnn birinde anlayabilecek miydi? Sevgilisinin harekete
gemeye hazr olduunu biliyordu. Kendisi de ona yardm etmeye hazrd. nemli
olan, birlikte yeni bir yaama balayabilmek iin Girit'i mmkn olduu kadar abuk
terk edebilmekti. "Peki bunu nasl yapmay dnyorsun? Yoksa annemle babamn
grtlaklarn m keseceksin?"
"Kimseyi ldrmeyi dndm yok" diye karlk verdi Theseus abucak. "ehrim
iin savamaya ve lmeye hazr olsam bile. Zaten onlar ok daha derinden
etkileyecek baka bir planm var."
"Ne demek istiyorsun?" Ariadne birdenbire souk korku terleri dkmeye balamt.
Theseus'un gzleri buz gibi ve donuktu. Her trl duygudan yoksun gibi
grnyorlard.
"Labirent" dedi alak bir sesle. "Labirenti ykmal ve boa maskesini ele
geirmeliyiz. Ancak bu ekilde zerimize ken lanetin sonsuza dek yok olacandan
emin olabiliriz."
Ariadne ister istemez Pasiphae tarafndan labirentin koruyucusu olarak atanan
Asterios'u dnd. Maskeyi o tayordu. Ve onu ele vermiti. Byk bir
tehlikedeydi imdi. Theseus'un amacna ulamak iin elinden gelen her eyi
yapacan ok iyi biliyordu.
"Sylediin eyi yapmak o kadar da kolay deil" diye cevap verdi sonra. "Sadece
kutsanmlar ieri giren ve kan yollar bilirler, ieriye izinsiz olarak girmeye
alanlarnn sonu lmdr."
Theseus kaba bir hareketle kzn bileini yakalayarak kendine ekti. "Fakat" diye
mrldand dudaklarn boynuna gmerken, "benim kk prensesim de bir
kutsanm deil mi?"
Ariadne geriye ekildi. "Ya ocuumuz?"
ite! Budala bir ana tavuk! diye geirdi iinden Theseus. Daha imdiden diiyle
trnayla civcivi iin mcadele ediyor.
"Bunu benden isteyemezsin!" diye bard Ariadne.
"Nedenmi o?" dedi Theseus fkeyle. "Girit'ten en az benim kadar nefret ettiini
dnyordum."
"Fakat senin iin labirente girip maskeyi almayacam!" Sesi atallam. "Benden
gerekten de ok fazla ey istiyorsun."
Theseus bir kez daha Ariadne'yi kendisine ekti ve elleriyle srtn okamaya
balad. Gzleri bo baklarla ilerisini szyordu.
390
Mekanik bir hareketle kzn kaba etlerini kavrad. "Benim iin bunu yapman
gerektiini de kim syledi? eri birlikte gireceiz, kk gvercinim" diye
mrldand. "Bundan sonra her eyi birlikte yapacaz. Sana sz veriyorum Ariadne!"
Ariadne'nin bulantsn dnecek hali kalmamt. Sabahn krnde yataktan
frlyor ve Theseus'un istedii bilgileri toparlamak iin oradan oraya koturuyordu.
Ve her akam ona rapor veriyordu. Balangtaki tereddtleri aradan geen zaman
zarfnda tamamen yok olmutu. Pasiphae benden en bandan beri nefret ediyordu,
diye geirmekteydi aklndan uykusuz gecelerde. Babam benimle asla ilgilenmedi,
Asterios ise sevgime layk olamad. Geriye ne kald? Theseus. O benim her eyim.
Geleceim. Yaamm.
Domam ocuuyla konumaya ve ona davranlarnn nedenini aklamaya
almaya balamt. ok zor gnler geiriyordu. Srekli olarak Theseus'a szlanyor
ve kendisine hi yardmc olmadndan ikyet ediyordu. "Kadnlarn elinden gelen
bu kadar ite! Erkekler olmadan hibir ie yaramazlar" diye sert bir cevap alyordu
her defasnda. "Fakat ok yaknda bu deiecek! Sorumluluu zerime aldm
zaman, sana sadece bana itaat etmek decek. Ve sakn benim bo bo
oturduumu dnme! Biraz daha sabredersen, neler baardm kendi gzlerinle
greceksin."
Labirent olay ise en nemli anlamazlk noktalar olarak kalmaya devam ediyordu.
Ariadne vatanna ihanet ederek gzn krpmadan Girit gemilerini atee vermeye
hazr olsa bile, kutslak-dese izinsiz girmek fikri onu lesiye korkutuyordu.
Tanraya duyduu korku ve sayg, ruhunda asla silinmeyecek bir ekilde yer
etmiti. Geri dini kural ve emirlerin hibirini nemsemiyordu ve Strongyle'deki
grevinden nefret etmiti, fakat btn bunlar Byk Ana'ya olan derin hrmetini bir
nebze olsun etkilememi ve azaltmamt. Theseus'un istediklerini yapmak onun iin
imknszd. Konumalar eninde sonunda bu noktaya varyor ve kavgaya
dnyordu. Theseus kz rica, minnet ve hatta tehditlerle yola getirmeye
alyorsa da, hi faydas yoktu. "Demek ki bana olan akn bu kadar!" diye fkeyle
burnundan soludu saatler s391
ren bo tartmalarn birinden sonra. "Yan kardeinin oturduu karanlk bir lam
Kraln ses tonu hi ho olmad iin, Atinal verilen emre hemen itaat etti. iliin ii
ok scakt. Minos, Daidalos'un ikram ettii arap ve ekmei geri evirdi. Merakl
baklarla etrafn szyordu. Elleri kemerindeydi. "lerleme kaydetmisin!"
Daidalos evet anlamnda ban sallad. Minos'un neden sz ettiini hemen
anlamt. Birisi enesini tutamamt anlalan.
"Bunu bana haber vermek iin uygun bir frsat kolladna eminim." Sesinde
tehlikeli bir sknet vard.
Daidalos bir kez daha ban sallad.
"O halde konu!"
"Henz kesin bir sonuca ulaamadm. Sadece pratikte de ispatlanmas gereken bir
teori var elimde." Birka kere ksrerek boazn temizledi. "Aksi takdirde sana
oktan gelmi olurdum." Glmsemeye altysa da baarl olamad.
395
"Peki bu teori nerede?" diye sordu Minos alayc bir sesle. "Onu grebilir miyim?"
Daidalos ayaa kalkarak anahtarnn sadece kendisinde olduu kasay at. "Bunu
sana kim haber verdi?"
Minos kasann iini gizleyen rty kaldrarak, Daidalos'un rettii ok ularn
inceledi. Sonra da yllardan beri cebinde tad Attika ok ularyla karlatrd.
Ia kar tutup dikkatle bakmasna karn, aralarnda en kk bir fark bile olsun
grmemiti. "Hizmetkrlarmdan biri" diye karlk verdi ona bu arada. "Gerekten
de beni aldatabileceine inanm miydin?"
"yle bir niyetim yoktu" diye cevap verdi Daidalos alamakl bir sesle. Korkakl
yznden kendisinden nefret ediyordu.
Minos gld. "Hem de yle bir istiyordun ki! Ne o, ardn m? Hakkndaki her eyi
biliyorum, Atinal!" dedi keyifle. "Her eyi. Nereye gittiini. Kimlerle konutuunu. O
rm kafann iini neredeyse kendi oturma odam gibi tanyorum." Yumruuyla
birka kere adamn kafasna vurdu.
Daidalos geri ekildi. "imdi ne yapmak istiyorsun?"
"Ne istediimi sen de en az benim kadar biliyorsun" diye karlk verdi Minos buz
gibi bir sesle. "Sana defalarca syledim bunu." Onu keye doru sktrmaya
Minos kapya doru yrd ve tam eie geldiinde arkasn dnd. Surat
alacakaranlkta kt ve tehlikeli parltlar sayordu. "Kraliyet muhafz ktasndan iki
subay bundan sonra seni bir an bile yalnz brakmayacak. Sakn ola ki bir daha
yanl eyler yapmaya kalkmay asn!"
Selam bile vermeden ilikten kp gitti.
Seni gebertmek istiyorum Giritli Minos, diye geirdi iinden Daidalos. Koluna
dokununca, iddetli bir ac ile yzn buruturdu. Seni geberteceim.
Kapnn vurulduunu iitince irkilerek yerinden frlad. Fakat iini saran korku
dalgas abucak yatverdi. Onlar olamazd. ayet, onu gtrmek isteseler, oktan
odasna dalm olurlard nasl olsa.
397
imdiye dek hi olmazsa geceleri rahat brakmlard onu. Fakat her sabah iliinin
kapsnda belirmeleri, bal bana bir felaketti. Giritli muhafzlar! Tek grevleri onu
kkrtmaktan ibaretti. Mi. nos'la ilk karlat gnden bu yana korkun derecede
yalanm hissediyordu kendisini. Midesi artk her eye isyan ediyordu ve tra
olmak iin cilalanm bronz aynaya baktnda grd kk avurtlu, donuk bakl
adam ona son derece yabanc geliyordu.
Hastalkl grn Ikaros'un bile dikkatini ekmiti. Gen adam her zamanki
tedbirli davranlarnn aksine laf hi gevelemeden ona durumunu sormutu. Olup
biteni anlatmak kendisini epey rahatlatmt. Daidalos'un suratnda bir glmseme
belirdi. Olu belki hayal ettii erkek olmamt, fakat duygu doluydu. Ve iyi bir
gzlemciydi. Bir kez daha kendisini ziyarete gelmi olmalyd. Kapy at.
Theseus ve Ariadne duruyordu karsnda. Birlikte!
"ieri girebilir miyiz?" Delikanlnn sesinin gayet gamsz kmasna karn, Giritli kz
olduka gergin grnyordu. Geceleri uykusuz geen biri gibi. "ok dikkat ettik.
Kimsenin bizi takip etmediine eminiz."
Daidalos ieri girmelerine izin verdi. Onlara oturacak yer gstermeden nce,
tedbirli davranarak yan odaya alan kapy kilitledi. Suya yatrlm elyaflar
grmelerine hi gerek yoktu. Zaten sipari ettii balyalar da bir gn nce gelmi ve
gzelce istiflenmiti. Buradan kamak iin besledii umutlann sonuncusuydu
doudan gelen bu gizemli kuma.
"Benden ne istiyorsunuz?" diye sordu kaba bir sesle. Yorgundu. Hastayd.
Gecelerini yalnz geirmek istiyordu.
400
"Ne olabilir ki?" diye serte karlk verdi Theseus. "Benim dediklerimi yapacak. ok
uzun sredir evden uzakta olduun belli oluyor. Fakat bunun ksa srede
deieceine eminim."
Yataa giderek Ariadne'nin zerine eildi. "Kalk artk" diye fsldad kulana. "Hava
aydnlanyor. Gitmeliyiz."
"Gemi" diye mrldand Ariadne. "Beni almadan yola koyuldu. Onu grebiliyorum.
Yzmeliyim..." Peltek peltek konuan bir sarho gibi anlalmaz eyler sylyordu.
"Ariadne!" Theseus kz yavaa sars. "Uyan! Benim, Theseus. Daidalos bize
yardm etmeye hazr. Girit'ten ayrlacaz. Hem de pek yaknda."
Ariadne dik dik delikanlnn suratna bak. "Gzlerin!" diye fsldad sonra. Asterios
kendisini bunlara kar uyarmt ite!
Kzn nefesi Theseus'un suratna arpt. Uyku ve kadn kokuyordu, tatl ve scak,
fakat u anda kaldrabileceinden daha ar.
"Ne olmu gzlerime?"
Ariadne ellerini skca karnna bastrd. Artk geriye dnemezdi. Bunun iin ok
geti. Fakat her eyi gze alarak, grdklerini sylemeye karar verdi.
"Gzlerinde lm var. lm grdm!"
401
Gazap Gn
Cenaze treninden sonra Asterios birok kez labirente indi, fakat akl anzl
tarlalarda, zm dolu balarda ve ekim aynn altn renkli klarnda kalmt. Neyse
ki aada boucu bir hava yoktu. Saysz hava boluklar, kanallar, bacalar ve
borular havann srekli temiz kalmasn salayan bir dolam oluturuyordu. Buna
ramen duvarlarn bazdan nemlenmiti; aasyla yukars arasndaki fark yeterince
bykt. Asterios iindeki huzursuzluktan kurtulabilmek iin elinden geleni
yapyordu. Zaten ortada herhangi bir tehlike belirtisi de grnmyordu.
Korkun frtnadan sonra sakin bir sonbahar aday etkisi altna almt. Frtnann
sebep olduu zararlar ksmen telafi edilmi ve llerin ardndan yeteri kadar
alanmt. Girit'te hayat normale dnmt. Minos k gelmeden nce herkesin
Labirenti meryemiye ve tts ile arndrmt. Bu kutsal yerin zerindeki tehdidi yok
etmesi iin tanraya biteviye yalvaryordu. Buna ramen iindeki huzursuzluk her
an artyordu. Sk sk tyleri rperiyor ve vcudu kaslyordu. Karanlk dehlizlerde
korku dolu bir yrekle ilerleyen bir zamanlarn aday olmutu sanki tekrar.
Ben, Asterios'um! Tapnan koruyucusuyum. Bu szleri tekrar etmek ksa bir sre
iin kendisini toparlamasna yardmc oluyordu. Fakat etkisi pek uzun srmyordu.
Bu durumda daha ne kadar kalabilirdi? iindeki kara duygular adaylarn zerinde
olumsuz bir etki yaratrsa, o zaman ne olurdu?
Sonra yava yava sakinleiyordu. Sadece bir tek aday, diye geiriyordu iinden,
kalbi daha yava arptnda ve ruhundaki k403
t dnceler daldnda. imdiye kadar birok aday gelip geti. Sadece son bir
tane daha. Sonra k tekrar bana geri dnecek.
Adayn ylanl kapya gtrlmesine kadar gizlendikleri yerden kmadlar. Adaym
yannda Hemera deil, Ariadne'nin sadece uzaktan tand beyaz sal bir rahibe
vard. Aday olmak isteyen gen insanlarn saysnn hzla oalmasndan beri,
devaml yeni yzler kyordu ortaya. Rahibe olarak kutsanmak isteyen kzlarn
says imdiye kadar asla bu kadar kabark olmamt. Fakat Bilge Kadnlar onlarn
arasndan sadece uygun olanlar semeye byk bir zen gsteriyordu.
Ylanl kapdan ieri girmeye hazrlanan aday clz bir delikanlyd ve uzun boylu bir
direni gstermeyecei kesin gibiydi. Rahibe kapnn kilidini at ve delikanlnn ieri
girmesine izin verdi. Ariadne trenin gidiatnda kk bir deiiklik yapldn fark
etmiti. Rahibe adayn gzlerini ieride balayacak, imesi iin Blechon'u verecek ve
dar kacakt. Bu noktada onu yakalamalar gerekiyordu. ayet delikanl labirentin
karmak yollarna dalacak olursa, bir daha onu bulmalarnn imkn kalmazd.
Theseus avularnn terlemeye baladn fark etti. indeki bir ses ona snn amak
zere olduunu sylyordu. Fakat artk geriye dnmesi mmkn deildi. Yandalar
arasnda bir tek Prokri-tos planlanndan haberdard. Her eyin yolunda gitmesi
durumunda dierlerine de haber verecekti. Atinallann tmnn kendisine
katlacandan emindi, nk olay bir lm-kalm meselesine dnmt. Hepsi de
biliyordu ki, olayn anlalmasndan sonra Minos ele geirdii Atinallann hibirinin
gznn yana bakmazd.
Yanndaki hayati nem tayan nesneleri bir kez daha kontrol etti. Kemerine
balad ipler. Az tkac. Su dolu krba. Daida-los'un dn gece ona verdii uzun
makara, karnnn stnde asl olan antadayd. "Doudan gelen yeni madde" diye
mnldanm. Mum nda parlak ve dzgn grnyordu. "Bir servet deerinde.
Aniden ayak parmaklan krke benzer yumuak bir eye dokundu. Theseus
irenerek olduu yerde durdu. Midesi azna gelmiti. Atina'da erkeklerin ata
binerken giydikleri izmeden bir iftine sahip olmak iin neler feda etmezdi! Bir
hayvan lei, diye aklndan geirdi. Bunun bir insan cesedine ait bir para olabilmesi
fikrini akl reddediyordu. Herhalde bir sre nce kurban etmiler!
Aigeus'un adamlannn parmaklaryla bu nereden tredii belli olmayan pii iaret
ettikleri zaman bile kendisini bu kadar yalnz hissetmemiti, iindeki her ey
kapkarayd ve lm kokuyordu. O kadar ok korkuyordu ki, farknda olmadan elini
duvardan ekmiti. Karanln ve sessizliin her geen an daha da younlatn
hissediyordu. Ne tarafa gidiyordu? leri? Geri?
Tm vcudu sarslyordu. Fakat birden kendine geldi ve tm iradesini toplayarak
sakin olmay baard.
te, przl duvar! Sa tarafta. Yukars. Aas. O denli rahatlamt ki, az kalsn
alayacakt. Terliyordu. Bir yudum su iti. Zihni berraklamt. Aklna Ariadne'nin
szleri geldi. "Aday kibrini yenmek zorunda olduu iin, tavan giderek alalr.
Mmkn olduunca eilmeye al."
Theseus yere giderek daha ok yaklayordu, neredeyse srnmeye balayacakt.
Sa eli srekli duvardayd. Karnndaki torba eilmesini gletiriyordu. Kendi terinin
iinde boulacakt neredeyse. Yerdeki kk akl talar bacaklarn yara bere
iinde brakmt. Bir hamambcei gibi srnyordu artk, iinde bulunduu dehliz
o kadar dard ki, tavann bann hemen stnde bulunduunu hissedebiliyordu.
Soluk solua srnmeye devam etti.
Anszn suratna serin bir hava dalgas arpt. Dehliz genilemiti. Theseus yava
yava ayaa kalkt.
Bu sefer farkl olacakt. Bunu hissediyordu Asterios. Ylanl kapnn bir kez daha
aldn hissetmeden nce, allmadk bir eylerin vuku bulduunu fark etmiti.
Karanlkta grebilmesine ramen,
407
gzlerini kapal tutmak istiyordu. Az sonra kendini toparlad, fakat kendisini ok
bitkin hissediyordu.
Akl baka yerde olmasna ramen yakarmaya balad. Dehlizlerde ilerlemeye
alan yabancy dnyordu. Varmak istedii yerden henz bir hayli uzaktayd,
fakat bu na dek olduka baarl olduu sylenebilirdi.
Sadece bir kii, dedi Asterios kendi kendine, tek bir tane. O da geriye nasl
Asterios byk bir dehetle gzlerini at. Bekledii aday deildi bu!
Adam aniden durdu. Sanki Asterios' un iinden geenleri hissetmiti. Yanandaki
orak biimli yara izi kpkrmzyd, tm varlyla dikkat kesilmiti. Tehlikeyi
sezinleyen vahi bir hayvan gibi etrafn kokluyordu. Glmsyordu, fakat gzleri
buz gibiydi.
Aralarnda oluan grnmez ba, onu ilerlemesi iin zorluyordu. Dinlenecek zaman
yoktu. Byk bir azimle ilerlemeye balad tekrar. Hedefe ulamt neredeyse.
Kk odada ihanet kokusu vard. Fakat buhurdanl yakacak vakti kalmamt.
Kutsal yeri kirleten kfir kendisine ok yaklamt, onun solumasn iitiyordu bile.
Alelacele etrafna baknd. Kk odada sadece bir meryemi-ye ana, bir sacaya
ve birka akmakta vard. Ve de bir dizi kk ya lambas. Bir tek fitili
tututurmas durumunda kayalarn iine oyulmu oda ieri girmeye alan adam
artacak kadar ay409
dnlanrd. Fakat ayn zamanda kendi lehine kullanabilecei kadar da karanlk
kalrd.
Yapabilecei baka ne vard ki zaten?
Silah yoktu. Byk Ana'nn rahibi labirenti kendi bedeniyle koruyordu. Fakat
brnn gm renkli klcn defalarca grmt. Mavi k onu uyarmt.
Yabancs olduu silahlara kar savaacakt.
Asterios tm vcuduyla titremeye balamt.
Anszn hmla ieriye dald. Solgun n karsnda aknlkla durdu. Gz
bebekleri klverdi. Asterios sakland keden adamn en kk bir hareketini
bile grebiliyordu.
Duvarlar sanki koyu renkli kristalden yaplm gibi parlyordu. Theseus gzlerini
karsndaki yara dikmiti. "Dar k!" diye bard. "Orada saklandn ok iyi
biliyorum."
Hibir ey olmad. Sessizliin uultusu daha da artmt. Anszn eelenmeye benzer
hafif bir srtnme sesi geldi kulana. Toynaklar m? Ya da duvara srtnen hayvan
derisi mi?
Derin bir soluma. Taa arpan boynuz sesi.
Tkezlemeye balad, hatta dizlerinin zerine kapaklanr gibi oldu, fakat son anda
kendisini toparlad. Tad maske ona bundan nce hi bu kadar eziyet
vermemiti. Fakat onu karmasna imkn yoktu. Maskeyi tad srece labirentin
koruyucusuydu. O olmadan ise, tanmad birisiyle lm-kalm savana tutuan
piin teki!
Karnn, bacaklarn, zellikle de kollarn hedef alan hamleler giderek daha
hzlanyordu. Theseus sular seller gibi terlemesine ve tm vcudundan buharlar
fkrmasna ramen, bir nebze olsun yorulmua benzemiyordu.
Aniden keskin kl bacana dokundu.
"Evet!" diye uludu parampara etein kzla boyandn gren rakibi. "Evet! Seni
delik deik edeceim. Yaam suyun damla
412
damla dar akacak." Kendisini kaybetmiti sanki. Surat korkun bir resim, az
ince bir izgiydi. Yanandaki yara kanl bir alamet gibi ldyordu. Gzlerine kzl bir
perde inmiti, bu renkten baka bir ey grmyordu. ldr! diye haykryordu ona
iindeki ses. Gebert onu!
Bacandaki yara aslnda kk bir izikti, fakat yanmaya ve acmaya balamt.
Asterios yreinde gerek korkuyu hissetti. Bunun daha balang olduunu
biliyordu. Yaknda vcudu derin yaralarla kaplanacak ve kan ta zemini sulayacakt.
Bir sonraki darbe dizkapan buldu. Sonra da baldrn. Kasklarn. Srtn. Nereye
dnerse dnsn ondan kurtulamyordu. Theseus her darbeden sonra kahkahalarla
glyordu.
"Kelleni keseceim" diye haykrd. "Maskeyi bana ver! Yoksa ikisini birden alrm!"
Sa taraftan iddetli bir hamle daha yapt.
Asterios ok kan kaybetmiti. Vcudu delik deikti. Oradan oraya kaarken
suratndaki deri maske biraz kaymt. Sadece tek gzyle grebiliyordu. Bir eliyle
saldrgana kar koymaya alrken, dier eliyle de maskeyi dzeltmeye alt.
Anszn sol kolunda yakc bir ac hissetti. Hibir zaman eski kuvvetine
kavuamam olan sol kolu. Theseus klcn olanca gcyle koluna saplamt. Ta
kemie kadar girdi, diye geirdi iinden Asterios acyla. Dman klc ekip
kartnca yaradan oluk gibi kan boanmaya balad.
Asterios korku dolu bir lk att. Salam elini yarann stne bastrmt. Brr
gibi baryordu.
Theseus irkilmiti. Bylesine korkun sesler karan canavar hangi taraftayd?
Asterios sonunun geldiini hissediyordu. Her geen an gten dyordu. Theseus
daha kuvvetliydi. Ve elinde kl vard. Onu alt etmesi iin tek bir ans kalmt.
Hayaller. Hayalleri
Kendisini bir anda yle bir younlatrd ki, neredeyse kafas atlayacakt. Mavi k
hemen gelmiti. Acaba resimleri grebilecek miydi? akaklar atmaya balad.
Gzleri yuvalarndan frlayacakt neredeyse.
413
Ben boaym, diye geirdi iinden ve ebedi gcn bir ksmnn iine aktn hissetti.
Yaam getiren beyaz boa. lm getiren kara boa.
Ben, ben olanm.
Korkun bir sesle brd. Kendini ok daha gl hissediyordu.
Theseus geri ekilmeye balad. Asterios, att her admn dayanlmaz azaplar
vermesine ramen, onu takip etmeye devam etti. Kanla ykanm gibiydi.
Seni ezip geebilirim, diye dnd. Gl omuzlarmla seni paralara ayrabilirim.
Boynuzlarmla karnn detiim zaman, i organlarn drt bir yana salacak. Sonra
seni toynaklarmla yle bir ineyeceim ki, kendi pisliinin iinde boulup
gideceksin.
Theseus derin bir soluk ald. Ac ve strap dolu bir ses karmt, boulan birisinin
almaya alt son nefes gibi. Biraz daha geriye ekildi. Gzleri artk eskisi kadar
parlak deildi.
Asterios bu gzlerde yzen korkuyu grd. Seni lapa haline getireceim, diye
geirdi iinden. Kayalar kann iecek. Senden geriye hibir ey kalmayacak.
Kck bir krnt bile.
Theseus yalpalad. Aya taklmt. Elindeki kl bir kayaya arpp yere dt.
Silah almak iin ikisi de ayn anda yere uzannca, kafalar birbirine arpt. Theseus
haykrarak doruldu. Elleriyle kafasn tutuyordu.
Deri maske ise Asterios'un kafasn korumutu. Dmannn zor durumundan
faydalanmak istedi, fakat yaral kollarn kullanamad iin anszn geri ekildi ve
rakibinin karnna sert bir diz darbesi indirdi.
Theseus lk atarak iki bklm oldu ve beklenmedik bir eviklikle Asterios'un
zerine atlad. ektii ac ona yeni bir g kazandrm gibiydi. Bararak iki eliyle
maskeyi yakalad ve var gcyle ekitirmeye balad.
Asterios suratnn derisinin yzld hissine kapld. Kar koymaya alt, fakat
elini kolundan ektii anda yarasndan kan boanmaya balad iin, tekrar zerine
bastrmaktan baka bir ey yapamad.
414
Theseus dizlerinin zerine dorulmay baarmt. Maskeye smsk yapm,
ekitirmeye devam ediyordu. Birden kulak trmalayc bir yrtlma sesi iitildi.
Maskenin kafasnda durmasn salayan deri kaylardan biri kopmutu.
"imdi!" diye inledi Theseus.
kinci deri kay da kopuverdi. Asterios suratnda alk olmad bir rahatlama
hissetti.
"ite!" Asterios aznn ortasna okkal bir tkrk yediini hissetti. "ren yaratk,
sonun geldi artk!"
Yere den kl anszn Theseus'un elinde belirmiti. Atinal klc kafasnn zerinde
sallamaya balad, dmannn grtlan kesmek istiyordu.
Asterios artk kar koyamayacak kadar gten dmt. Eli yavaa yarann
stnden kaynca, yeniden oluk oluk kan boanmaya balad. Denize akan kzl bir
rmak, diye geirdi iinden, karos'u, Ariadne'yi, Hatasu'yu dnd. Ve annesi
Merope'yi. Sevdiklerinin tmn. Gnn birinde bir yerlerde onlara tekrar
kavuacakt.
br de yorgun dm gibiydi. Darbeleri artk eskisi gibi hedefini bulmuyor,
aksine sandaki ve solundaki duvarlara arpp duruyordu.
Asterios sa eliyle yerde bir eyler aramaya balad. Az sonra orta byklkte bir
akmak ta bulmutu. Theseus keskin bir lk atarak klcn grtlana saplamaya
hazrland anda Asterios kolunu kaldrd ve kalan gcnn tmn kullanarak ta
rakibinin akana indirdi. Atinal garip sesler kartarak yere yld ve kendinden
geti.
Tekrar kendine geldii zaman etraf zifiri karanlkt. Ba korkun bir ekilde
Theseus burada lp gidecek olursa, ona kimin yardm ettiini renmesi asla
mmkn olmayacakt.
Onu a doru yapt strapl yrye sevk eden ite bu t dnceydi. Yol
boyunca davrannn doru olup olmad konu-[ sunda birok kez pheye dt.
Fakat artk geriye dn yoktu.
:
417
Giri blgesindeki son dehlize girmeden nce, ayaklan yolun ortasnda bulunan
scak bir eye taklnca korkuyla irkildi. Elleri ona bunun bir vcut olduunu
sylyordu, salar, bir surat.
"Kimsin sen?" diye sordu Asterios.
Fakat yerde yatann azndan kan bouk inlemeyi daha iitmeden bile onun kim
olduunu anlamt. Bo yere bekledii adayd bu.
"Yaral msn?" Delikanlnn azndaki tkac kard.
br inledi ve tkrd. "Kara bir glge" diye fsldad. Kelimeler azndan glkle
kyordu. "Bir dev bana arkadan saldrd. Beni bodu. Beni ldrd. Hem de birok
kere. Ben imdi l mym?"
"Hayr" dedi Asterios. Yaral kolu yznden onun balarn zemiyordu. "Yeterince
hava alyor musun?"
"kar beni buradan" diye yalvard br. "Glgeler tekrar gelip beni yiyecekler."
"Yardm armaya gidiyorum" diye onu sakinletirmeye alt Asterios. "Biraz
sabrl ol. Burada unutulmayacana emin olabilirsin."
Kapy dizleriyle at zaman gn aarmak zereydi. Ik o kadar parlak ve
aydnlkt ki, gzlerini krptrmak zorunda kald. Srnmeye devam edemeyecek
kadar kt hissediyordu kendisini. Dans meydan uzanyordu nnde. Ta hatlar
ona her zamankinden daha derin ve krmz geliyordu. Serin bir rzgr paralanm
vcudunu okad. Yayordu. Fakat kolunu bile kprdatamayacak haldeydi.
Dayanamayarak yere yld.
Onu beklemekte olan Hatasu o tarafa doru koarak yanna geldi. "Ne oldu?" diye
sordu zerine eilerek. Kire beyazlnda-ki suratnn tm kan ekilmiti.
"Kolum" diye inledi Asterios.
Hatasu elbisesinin eteini yakalayarak uzun bir erit yrtt. Yaray geici olarak
sarmas uzun srmemiti. "Acilen yardma ihtiyacn var. Atm karda. Seni saraya
gtreceim."
"Hayr" diye dorulmaya alt Asterios. "Saraya deil. Henz renmemeliler..."
Devamn getiremedi.
418
"Asterios!" diye yalvaran gzlerle bakt ona kadn. "Bana bak! Benim. Susai!"
"eride birisi daha var" diye fsldad Asterios. "Bal. Kapnn hemen arkasnda. Git
ve onu dar kar."
Hatasu kapya doru yrd ve eie gelince aknlkla duraklad. Eliyle ylanlar
okad. "Kuyruun ucuna ieri doru giden beyaz bir iplik balanm. Bu ne anlama
geliyor?"
"Sonra. nce delikanly kurtar!"
Hatasu biraz sonra adayla beraber geri dnd. Gnein klar yzn yalamaya
balaynca delikanl ellerini gzlerine bastrd ve alamaya balad. "Kr oldum!
Devler gzlerimi oydular!"
Hatasu efkatle onun kaznm kafasn okad. "Biraz sonra a alacaksn" dedi
ona yavaa.
"Su!" diye cevap verdi ona aday. "Ltfen bana su ver."
Hatasu delikanlnn azna bir krba dayad. ylesine byk bir hrsla iiyordu ki,
sular yanaklarndan ve enesinden aa damlamaya balamt. "Biraz daha!" diye
yalvard krbay ekmeye yeltenen Hatasu'ya. Sonra da elini tuttu. "Gitme. Ltfen."
"Adn ne senin?" diye sordu ona Hatasu.
"kelos."
"Pekl kelos. Gzlerini a."
Asterios kmldand. Boazndan anlalmaz hrltlar kyordu.
"Grdn gibi yaras ok ar" dedi Hatasu ona. "Onu bir an nce buradan
uzaklatrmalyz, yoksa lecek." Adayn gzlerinin ta iine bakt. "imdi cesur ve
kuvvetli olma vakti, kelos! Onu ata bindirmek iin yardmna ihtiyacm var. Sonra
Asterios bana sandndan daha iddetli bir darbe indirmi olmalyd. Kafas kazan
gibiydi, sol kulann stndeki bir blge ise tamamen hissizlemiti. mek iin
hemen hemen hi suyu kalmamt.
Neyse ki beyaz iplik karanln iinde parlayarak kendisine dar kan yolu
gstermeye devam ediyordu. Yine de gecenin iindeki yol bitecek gibi deildi.
Gerekten de canavar ldrmeden nce btn bu kelerden dnm, dehlizlerden
srnm myd? Ynn saptamak iin sk sk durmu olmalyd. Bu noktalarda
beyaz iplik yerde kk bir yn oluturuyordu.
420
Fakat baarmt ite, hem de Giritlilerin o kadar vndkleri kutsanma olmadan.
Zafer sarholuu iinde bu baarsnda Ariad-ne'nin oynad byk rol unutmu
gibiydi. Son birka saat boyunca bir kez olsun dnmemiti onu. Sadece Phaidra
ve bembeyaz vcudu vard aklnda. Ate krmzs tyler. Onu nasl karp gemiye
bindirecei konusunda kafa patlatyordu uzun sredir. Fakat kendi kan tehlikeye
atmadan bunu gerekletirmek neredeyse imknsz gibiydi. Kemerinde asl olan
maskeye dokundu. Gze ald byk tehlikenin delili ve dlyd bu.
Fakat henz hibir ey sona ermi deildi. Kafasndaki ar dayanlmaz boyutlara
ulamt. Bel kemii aryor, bacaklar grevlerini yapmay reddediyordu. Theseus
dayanamayarak biraz dinlenmek iin duvara yasland. Birden eline souk bir metalin
deydiini hissetti.
Bu nesne ok byk olmamasna karn epey ard. Karanlkta onun ne olduunu
anlayamamt. Fakat bir sre sonra bunun przsz bir diske taklan sivri iki utan
ibaret bir sunu olduunu anlad. Ta kalpli tanralarna sunduklar bir armaan olsa
gerek, diye geirdi iinden. Labirenti ele geirdiine dair baka bir kant.
Kk nesneyi elbisesinin cebine kaydrd, dikkatle ayaa kalkt ve zorlu
yolculuuna devam etti. Kendisini tmyle ileri doru yol almaya younlatrd
halde, zgrle alan kapya ulatnda darsnn karanlk olduunu fark etti.
Hangi gnn son erdiini bile syleyecek durumda deildi. Hava ok souktu,
paralanm giysilerinin arasndan ieri szan buz gibi bir ayaz kann donduruyordu.
yordu, susam ve ackmt. Scakla ve dinlenmeye ihtiyac vard. Ariadne
kendisiyle ilgileneceine sz vermiti. Lanet olsun! Neredeydi bu kan! Neden onu
labirentin giriinde beklememiti? Ya o kadar zenle balad aday nereye
kaybolmutu?
Dm zmek iin uramaya gerek grmedi. Kara ylann kuyruunun ucuna
bal olan ipliin ucunu fkeyle ekip kopard ve makaray rasgele civardaki
allklarn arasna frlatp att. Kendisini yeralt dnyasna gtren klavuzu
422
kat artk amacnn ne olduunu kavrayamyorum." Soluk solua kalmt. "Neden
yaptn bunu Theseus?"
"Yalnz msn?" karln ald cevap olarak delikanldan. Gzlerini ona dikmiti.
Phaidra cevap vermeden nce omzunun zerinden arkasna bakt. Sanki birisi dans
meydanna ayak basm gibi kk bir atrt ve bir soluma iitmiti. kisi de
karanln iine kulak kabartt. Mutlak bir sessizlik hkm sryordu. "Delikanl
kutsal koruda sendeleyerek yrmeye alyor ve anlalmaz eyler syleyip
duruyordu. Neden sz ettiini anlamam epey uzun srd. Akl tamamen karmt.
Onu eve gnderdikten sonra hemen buraya geldim." Sesi sertlemiti. "Burada
neler oldu Theseus? Ne yapmak istiyorsun?" Anszn gzleri Theseus'un kemerinde
sallanan deri maskeye takld. aknlktan elindeki ya lambasn yere drd.
"Yce tanra! Boa maskesinin sende ne ii var?"
Phaidra dehet iinde sendeleyerek birka adm geriye gitti.
"Asterios'a ne oldu? Bu maskeyi gnll olarak sana vermi olmas mmkn deil!
Nerede o? Kardeime ne yaptn?"
Theseus omuzlarn silkti.
Phaidra onun kolunu yakalayarak trnaklarn etine gmd. "Hemen onun nerede
olduunu syle bana!"
Theseus geri ekildi ve bayla arkasn iaret etti.
"Yoksa hl ieride mi?" Gzleri dehetten koca koca almt.
Theseus evet anlamnda ban sallad. Onu biraz daha oyala-malyd. En azndan
arkasndan yaklaan glge yeterince uzayana kadar. Karanlkta grd kk bir
lt iki defa sallandktan sonra, yavaa snmt. Onlar! Nihayet gelmilerdi!
"Yaral m?"
Kzn gzkapaklannn titrediini fark etti. Kendisine o kadar yaknd ki! ok yakn
bir gelecekte birbirlerinden bir daha asla ayrlmayacaklard.
Ban ksa ve sert hareketlerle iki defa pe pee sallad. "imdi!" Arkadaki glge
kolunu kaldrarak Phaidra'nn bana sert bir darbe indirdi. Kz sessizce Theseus'un
kollarna ylverdi.
sonunda ele geirirler nasl olsa. Bu birka saat sonra olsa ne kar ki?"
lassos ne yapacana karar veremeden ylece kalakalmt. "Peki, ya yardaklar?"
diye sordu. "Onun tm bunlar tek bana planladn dnmyorsun, deil mi?"
"Elbette ki hayr. Fakat bu meselenin ardnda kimlerin olduunu Asterios'un
bildiini dnyorum. Bana sylemek istemedi. Fakat eminim Pasiphae'ye
anlatacaktr."
"Nasl istersen yle olsun." assos tam anlamyla ikna olmamt. "afak skene
kadar burada bekleyeceim" dedi ve rahat bir koltua gmld. "Sonra da hemen
Knossos yoluna koyulacam." Endieyle kadna bakt. "Doru olan yaptmz
umarm."
"Dorunun ne olduunu kim bilebilir ki?" dedi Hatasu yavaa ve taban geri itti.
Daidalos'un saatlerdir bekledii koy souk ve rzgrlyd. Kaln pelerinini giydii
iin ok mutluydu. Yanna sadece en gerekli eyalarn almaya zen gstermiti.
Fakat her trl ihtimali gz nnde bulundurarak, Naxos'lu bir zanaatya elinde
kalan son bakr klesini vermi ve birka para deerli eyasn vatanna doru
yelken aan bir gemiye ykletmeyi baarmt. Her ey yolunda giderse, Atina'da
onlara tekrar sahip olacakt.
Midesi kaynamaya balamt yine. Huzursuzluunun bir deliliydi bu. Theseus'la
kesin bir zaman kararlatrmalarna elbette ki imkn yoktu. Fakat ayet bir sorun
kmam olsayd, Atina'ya gidecek geminin oktan buraya varm olmas gerekirdi.
Bir balkdan para ve yalvarlar karlnda satn alabilmeyi baard kaya
umutsuzlukla bakt. Bu ceviz kabuu ile ok uzaklara gidemezdi. Hatta Girit'in kuzey
kylarna ok yakn olan Dia Adas'na bile.
Tm umudu hazrlklarn alelacele sona erdirdii uu maki-nesindeydi. Onu
sadece kendisinin bildii bir yere saklamt. Son gnlerde gelien olaylar bir uu
denemesi yapmasna imkn tanmamt. Son ana kadar balonun ve altnda asl
olan sepetin zerinde almt. Scak hava salamak iin yeterince ra depola-m,
gerekli olan ku tylerini nceki gn ularna scak mum damlatlarak iki defa yalanm ve bu amala kk delikler alm kttan geirmiti
bile.
Hesaplarna gre yapt makine orta arlkta iki kiiyi uzunca bir sre havada
tayabilecek kapasitedeydi. Fakat teorik olarak. Pratikte deneme frsat
bulamamt.
ona acyp koca gvdesini iine alacak genilikte bir yark oluturmad. Terden
srlsklam kesilmi bir halde kekeleyerek sorulara cevap vermeye alyordu.
"Doru davranmadmz biliyorum" dedi ezilip bzlerek. "Fakat ar yaral
Asterios'la beraber kapma gelen Hatasu'yu evimden kovamazdm ya! Asterios'un
yaralarndan oluk gibi kan boalyordu. Tek amacm onun hayatn kurtarmakt."
"Fakat bunu bize bildirmek zorundaydn!" diye bard Deu-kalion. "Hem de hemen!
Neden bu kadar uzun sre bekledin? Onlarn kan kolaylatrdnn farknda deil
misin? Ve imdi de bize onun yaamnn tehlikede olduunu sylyorsun! ayet
lrse bu bo yere olacak!"
"Bizler lm kavrayamayz" diye mrldand mermer sralardan birinde oturan
Mirtho. "Sadece onun hizmetkr olduumuzu anlamamz iin yalanmamz
gerekiyor."
432
"Kes sesini, felaket kuu" diye patlad Minos kadnn szlerini takip eden derin
sessizlikte. "Alayp zrlamak yerine bir eyler yapmalyz."
"Onu rahat brak!" diye bard Pasiphae Minos'a. "Bir eyler yapmak istiyorsan git
ve bana ocuklarm geri getir. Hl ne duruyorsun? ocuklarm geri istiyorum! Bir
tanesini almlard zaten. imdi de kzlarm aldlar - Phaidra'm!" Alamaya
balamt.
Akakallis onu teselli etmek istermi gibi elini omzuna koydu. "Anne" dedi alak
sesle. "Ltfen sakin ol!"
"Grne gre tm gemilerimizi yakmlar" dedi Minos fkeyle. "Zaten onlar olsa
olsa takip edebiliriz, saldrmamz sz konusu bile olamaz. Unutmayn ki Ariadne ve
Phaidra ellerinde." Yere eilerek haneriyle tahtn yannda duran beyaz iplikten bir
para kesti. "Adamlarm bunu labirentin yannda buldular." Ika-ros'un nne
gelerek elindekini ona gsterdi. "Bu iplii daha nce hi grm mydn?"
"Hayr" diye karlk verdi karos. "Grmedim. Buna eminim."
"Verdiin cevab iyi dn" dedi Minos sert bir sesle. "Sana zerine basa basa bir
kez daha soruyorum: Bu iplii daha nce grdn mu!"
"Hayr" diye cevaplad karos sknetle. "Grmedim."
Minos ona iyice yaklat. "Baban nerede karos?" diye sordu. "Ne dairesinde, ne de
sarayda!.."
"Maalesef her ey ters gitti" diye karlk verdi Daidalos. "Bunu tahmin etmem
gerekirdi. Theseus'a labirentten kmasna yardm ettim, fakat o beni almadan gitti.
Ariadne de onunla beraber. Ariadne'nin ondan hamile olduunu biliyor musun?
Karnnda mstakbel Atina hkmdarn tayor!"
ikaros korkun bir aknla kaplmt. "Ariadne mi? Yalan sylyorsun! Bu
imknsz!"
"yle, yle!" diye srar etti Daidalos. "Bunu ok iyi biliyorum! ikisi birlikte
sylemiti bunu bana!"
434
"Yani Theseus'u labirente gtrenin Ariadne mi olduunu sylemek istiyorsun?"
Ban iki yana sallad. "Buna inanamam! Mmkn deil."
"Evet, onun ta kendisiydi" dedi Daidalos. "Theseus'u tekrar gn na kran iplik
de benim fikrim. Daha dorusu Ariad-ne'nin isteine uyarak bunu dndm.
Sanrm baarya ulatlar. Yoksa imdiye kadar oktan yakalanm olmalar
gerekirdi."
fkaros camlami gzlerle onu szyordu. "Ya Phaidra? Ya Asterios? Onun lmek
zere olduunu biliyor musun? Theseus onu karanln iinde bir hayvan gibi
boazlam!"
"Phaidra hakknda bir ey bilmediime seni temin ederim" dedi Daidalos. Gzleri
volkan cam gibi anlalmaz parltlar sayordu. "Ve dostun Asterios'un bana
gelenlere de emin ol, ok zldm. Theseus'un ona saldraca hi aklma
gelmezdi."
karos arkasn dnd. "Git baba" dedi alak sesle. "Suratn daha fazla grmek
istemiyorum. Beni yalnz brak. Ne yapacam dneceim."
Daidalos pencerenin yannda duran oluna doru yrd. "Hayr olum" dedi.
"Yanmda sen olmadan bu oday asla terk etmeyeceim. Seninle uzun zaman nce
ilgilenmem gerekirdi. Na-ukrate bu kadar erken olmasayd, belki de her ey daha
farkl olurdu. Burada ne iimiz var karos? Senin iini ok abuk bitirirler. Susuz
olmann hibir anlam yok. Sen benim olumsun. Ve bir yabancsn. Deukalion bile
senin iin bir istisna yapmaz. Yoksa yapar m? Yoksa ben mi yanlyorum? Syle
bana olum!"
Ikaros'un tm vcudu kaslmt. "Hi olmazsa onu bu ie kartrma!" diye
yalvarrcasna rica etti babasna.
"Seni hi savundu mu? Azndan susuz olduuna dair tek bir sz kt m?"
ikaros susuyordu. "Artk dayanamyorum" dedi sonunda ifadesiz bir sesle. "Bir anda
tm yaamm mahvoldu. Etrafmda pislikten baka bir ey yok."
Daidalos onu kapya doru itti. "Gereinden ok fazla dnyorsun. Henz ok
gensin karos! nnde daha koca bir yaam var. Gel, beraber zgrle ualm!"
Sabrszlkla onu ekitirmeye balad. "Haydi, benimle gel, abuk!"
435
karos ona bakt ve suratnda garip bir glmseme belirdi. "Uacak myz dedin?
Denizin zerinde mi?" Sesi heyecanlyd. "Nasl olacak bu?"
"Evet, en yakn adaya ulaana kadar uacaz" diyerek sylediklerini pekitirdi
Daidalos. Olunun nihayet fikriyle ilgilenmeye balamasna ok sevinmiti. "Denizde
gemileriyle, karada da atlaryla bizden hzl olacaklar kesin. Fakat havada deil."
Daidalos kollarn havaya kaldrarak grkemli iki kanat gibi rpmaya balad.
"Gklerin kralyz biz! Haydi karos! Daha ne bekliyorsun? Benimle gel!" Sesi
giderek yumuuyordu, sanki yaramaz bir ocuu kandrmak ister gibiydi.
Kbus grd geceler alayarak uyand zaman da babas onunla byle
konuuyordu. ok iyi hatrlyordu bu ses tonunu. Fakat Daidalos verdii szleri o
kadar abuk unutuyordu ki...
"Geliyor musun?"
"Evet" dedi karos. "Geliyorum."
Ariadne hibir eyi ansa brakmamt. Kararn gnler ncesinden vermiti. Attika
yelkenlisine gizlice binerek uygun bir yere saklanacakt. Theseu'un kendisini de
beraberinde gtreceinden ancak bu ekilde emin olabilirdi. Son zamanlarda
uykusuz geceler geirmesine neden olan bu pheciliin nereden kaynaklandn
bilmiyordu. Fakat Daidalos'la yaptklar konumadan sonra zellikle hissetmiti.
Theseus o zamandan beri ok deimi, neredeyse tannmaz hale gelmiti. Havai ve
ateli delikanl gitmi, yerine ince planlar yapan, zeki bir teorisyen gelmiti. Ona
artk gvenemezdi, gvenmemeliydi!
Kza elini neredeyse hi srmyordu artk, baklarnda ise buz gibi bir eyler vard.
Ariadne bunlarn tmn hamile olmasna balyordu, fakat ruhunun derinliklerinde
kendisini temkinli olmaya iten bir ac hissetmiyor da deildi. Son gnlerini
yapayalnz geirmiti. Uzun gezintilere kyor, sonradan hatrlayabilmek iin
etrafndaki her eye dikkatle bakyordu. Karnnda byyen ocukla da uzun uzun
sohbet ediyor, ona olup biten her eyi anlatyordu. Gnn birinde Antiochos ile
samimiyetini artrmaya karar verdi.
436
Delikanl onlar ak yaparak geirdikleri bir gecenin sabahnda grmt. O
zamandan bu yana da ilikilerinden haberdard.
Ona kendisinin zel birisi olduunu hissettirmek iin ok fazla uramasna gerek
kalmamt. Geri planlarnn kendisine neden Theseus tarafndan deil de Ariadne
tarafndan akland konusunda olduka g ikna olmutu, fakat sonunda eve
dn sevinci ar basmt. Theseus'a tm varlyla bal olan Prokritos'la beraber,
Antiochos da en bandan beri asilerin iinde olmutu. Girit'ten nefret ediyordu.
Adadan ve sakinlerinden vaktinden nce ayrlmak onu son derece mutlu etmiti.
Ariadne ona gveniyordu; Theseus'un labirentten kmasndan sonra onu sa salim
limana ulatracandan emindi.
ren kokan dar kamarada hayatnn en kt saatlerini geirmiti. u anda
topran derinliklerindeki kutsal mekn mtecavize kar savunmak zorunda kalan
Asterios geliyordu aklna srekli olarak. Theseus onu affetmeyecekti. Asterios'la
olan ilikilerinden ona tek kelime etmemi olmasna ramen, Theseus'un ondan
lesiye nefret ettiini biliyordu. Bu konuda sylemek istedii eyler birok kez
dilinin ucuna kadar gelmi, fakat hemen vazgemiti. Eliyle kamn okuyordu. Daha
dikkatli olmas gerektiini biliyordu. Aradan geen zaman zarfnda Atinallarn
Giritlilerden daha anlaysz ve kaba olduklarn iyice anlamt. ayet yar-kardeine
olan sevgisinden tek bir kelime bile etmi olsa, Theseus'un onu gverteden aa
atacana emindi.
Ancak Attikal adaylar gemiye ayak bastktan sonra rahat bir nefes alabilmiti. Her
ey plana uygun olarak yrmt. Rhtmn dier tarafndan alevler ykselmeye
balamt. Dierlerinin sevin lklarn duyduu zaman sakland yerden yavaa
dar kt. Babasna ait olan donanmann cayr cayr yann seyretmek, iinde
garip duygularn uyanmasna neden olmutu. Bu manzara karsnda derin bir oh
ekeceini dnmt her zaman. Oysa u anda ruhu sessiz ve sakindi. Tam
aksine, gzel ve eriilmez annesi gelmiti aklna. Bir an iin onun gzel kafasn
alevlerin arasnda grr gibi oldu, fakat grd bu hayal hemen yok oldu. Pasiphae'nin bir daha asla suratna bakmak istemeyeceinden emindi.
437
Theseus ile karlat anda gzne ilk arpan ey, delikanlnn kemerinde sallanan
boa maskesi oldu. Aniden yrei daralmt. "Asterios'a ne oldu?" diye sordu ona.
"Minotaurus mu?" Gl kaba ve zalimdi. "Kanl toynaklaryla topran
uzun gelmiti. Tuzlu su cierlerini yakyordu. Su ektii iin iyice arlaan kaln
paltosundan glkle syrlabildi.
karos'tan en kk bir iz bile yoktu.
Sepet ise sol tarafndaki delie ramen dalgalarn zerinde yzyordu. Ksa bir
sre sonra bap gidecekti. Kol tertibat, byk kuma balon, st dallan, kt
kaplamalar, hepsi de zlmez bir yumak halinde birbirine karmt. karos da bu
yuman iinde bir yerlerde olmalyd. Belki de hl yayordu. Belki de arpma
annda sadece baylmt.
Oraya doru yzd ve sepetin zerine trmanmaya alt. Fakat srekli olarak
kayd iin bunu baaramad. Hareketleri giderek yavalyordu. Bunun yan sra
souk su iliklerine ilemeye balamt. Fakat olunu boulmaya terk edemezdi ki!
Devirebilmek umuduyla sepete vurmaya balad. St dallarna taklan elbisesi
yrtld zaman iinde korkun bir fke dalgas kabard. Suyun yzne yaylm olan
beyaz balon kuma ona bir kefen bezi gibi geliyordu. Servetinin neredeyse tmn
harcamt ona ve imdi de olu altnda kalmt! Bu inanlmaz aptalln kefaretini
dnyann tm dayaklan ve sopalan deyemezdi artk.
441
Sonunda pes etti. Yans krlm olan kanatlardan biri yukar kalkmt. Daidalos son
gcyle krk kanatn tahtalarndan birine asld ve onun atrdayarak yerinden
koptuunu fark etti. Tahta paras hemen nnde dalgalann arasnda yzyordu.
Gkyzne akam kzll yerlemeye balamt. Dalgalarn arasnda ayakla-nn
rparak ilerlemeye alyor ve Dia ynne doru gitmekte olduunu mit ediyordu.
Bir balk teknesine tesadf etme umudu yoktu. Bu saatte, bu kadar akta! Artk
batdan esmeye balayan rzgr iddetini iyice artrmt. Havada frtna ve yamur
kokusu vard. Daidalos gzlerini kapad.
Bir martnn l ile kendine geldi. Kk ada hemen nnde, neredeyse
dokunabilecei uzaklktayd. Kemerindeki kk keseyi yoklad. Servetinden geriye
kalan sadece buydu. O kadar bitkindi ki, bir sre daha s suyun iinde yatt. Sonra
yava yava kumsala doru srnmeye balad.
Yksek ate alunda inlerken hayaller ona acmaszca saldryordu. Hatasu'nun kar
koymasna ramen onu Mavi Yunuslar Saray'na gtrmlerdi. O da onun bakmn
yapmaya devam etmek iin oraya gelmiti. Bunu yapmakla neye sebebiyet
verdiklerini hi kimse bilmiyordu. Onu odasndaki yataa uzattklar anda
karabasanlar yeniden kt zerine.
Kara da gryordu. Ve kraterinden fkran kara toz bulutunu. Alevler ykseliyor
ve etrafa salyordu. Ate yayordu gkyznden. nce kller tm evreye kara bir
rt gibi yaylyordu. Kayalar paralanyor, aalar kklerinden sklyordu.
Bir kez daha paralanan topran kkremeleri ve uultular arasnda feryat figan
alayan insanlarn seslerini iitti. amur rma her eyi kaplamadan nce denize
ulamay baaramamlard. Koca gemiler gzlerinin nnde ra gibi yanyordu...
Boulur gibi sesler karmaya balamt. Ter iinde kalmt; kendisini bir o yana,
bir bu yana atp duruyordu. Hayalleri zihninden uzaklatrabilmek iin var gcyle
uyanmaya abalyordu. Fakat
442
lm ye ykm hayalleri onu rahat brakmyor; grd ve grecei eyleri zorla
onun kafasna yerletirmeye alyordu.
Zehirli kkrt bulutlarnn tm yaam boduu Strongyle Adas'nda deildi. Girit
Adas'ndan ayrlmamt. Denizin kysnda duruyor ve kuzeye bakyordu. Etrafnda
birok gemi gryordu, birou kmrlemi kalntlardan baka bir ey deildi
artk. Sadece epey uzaklkta, kk bir tahta evin bulunduu yerde, salam
kalabilmi birka tanesi gze arpyordu. Buras kaak Atinallarn ateten izlerini
braktklar Amnyssos Liman olsa gerekti.
Anszn bulutlarla kapl gkyz gz kamatran bir kla aydnland. Parlak kllara
benzer k demetleri kaplamt ufku. imekler ve yldrmlar karanl yrtyordu.
Vcudunun iinde bir uultu hissetti, bir kabarma ve bir fkrma, bir sel baskn.
Onu uzaklara ekip gtrmeye alyordu.
"Sel baskn!" Asterios bir anda yatanda doruldu. "Geliyor! Onu gryorum! Onu
hissediyorum! Hepimiz boulacaz!"
Yatann ba ucunda uyuya kalm olan Hatasu onun lklar zerinde irkilerek
uyanmt. imdi de koca koca at gzleriyle ona bakyordu. Asterios'u
sakinletirmenin imkn yoktu. Yatanda yatmak istemiyordu. "Hepsini bir araya
topla!" dedi Hata-su'ya. Ona engel olmak imknszd. "ift Azl Balta salonunda,
byk bir yere ihtiyacmz var. Kralie, Minos, kardelerim. Hepsini! Bulabildiin
herkesi ar! Bunun bir lm-kalm meselesi olduunu syle!"
"Ben mi?" diye itiraz etti yavaa Hatasu. "Benim arma kulak vereceklerini mi
sanyorsun?"
"ok ge" diye mrldand Asterios. "Artk ok ge." Neden sonra Hatasu'nun hl
yannda durduunun farkna vard. "O halde bunu yapmasn Aiakos'tan rica et.
)
nanlarn yzlerine bakt. "Ve bunlarn hepsi ta uzaklarda bulunan bir adadaki
yanarda patlayaca iin! Bu masallar bana yuttura-mazsn."
Tek tuk sesler iitilmeye balanmt. Glaukos ve Xenodike de onun tarafn
tutuyordu. Akakallis ise alayc bir ifadeyle eine yaslanmt.
"Ltfen gvenin ona" dedi Hatasu alak sesle. Daha nce Girit kraliyet ailesinin bir
toplantsnda sz almaya asla cesaret edememiti. "Ona inanmalsnz! Onun
doruyu sylediini biliyorum."
"Aiakos! Kzma kendisini ilgilendirmeyen ilere burnunu sokmamasn syle!" diye
bard Minos. Pasiphae de onu onaylar-casna ban sallad. "Zaten yeteri kadar
sorunumuz var! Kzlarm Atinallar tarafndan alaka karld, Daidalos ve Ikaros
hak ettikleri cezaya arptrlmadan toz oldular..."
"Senin cezalandrmalarnn ve takibatlarnn ne anlam var ki?" diye onun szn
kesti Asterios. "Bunlarn u anda hibir neminin kalmadn anlayamyor musun?
lm hepimizi tehdit ediyor. lm, yan bamzda!"
"Kendine gel! Kiminle konutuunu bilmiyor musun?"
"Asterios, ltfen!" diye araya girdi Aiakos, "kralmz ile..."
"Sylediklerimi anlamyor musunuz?" diye haykrd Asterios. "Yaknda sel dalgas
gelecek ve hepimizi yok edecek! ayet gvenli bir yerlere ulaamazsak boulup
gideceiz."
Kimseden tepki gelmedi. Asterios'un elleri titremeye, sesi snmeye balad.
Kendisine inanmyorlard. Onlar ikna etmesi iin ne yapmas gerekiyordu acaba?
Yavaa Pasiphae'nin yanna gitti. "Anne! Tanrann bara-hibesi olarak gitmeleri
gerektiini onlara sen syle! insanlar kurtar. Ve kendi yaamn. Yalvarrm."
Pasiphae'nin azndan tek bir szck bile kmaynca dierlerine dnd. "Sizler ne
diyorsunuz - Katreus? Glaukos? Jesa? Deu-kalion? Tmnz! Kararnz nedir?"
Sorusuna cevap alamad.
Aiakos'un yanndan geerken adamn gzlerindeki sessiz ricay okudu. Asterios'un
aklna yllardan beri saklad sr gelmiti.
445
Yavaa ban sallad ve yrmeye devam etti.. Mirtho'nun yanna geldii zaman,
yal kadnn elini tuttu. Ayn anneden domu olan Merope gelmiti aklna.
"Yce tanrann kz kardei! Hi olmazsa sen inanyor musun sylediklerime?" diye
sordu umut dolu bir sesle.
"Hepimizin kaderini belirleyen Moira'nn iradesi biz insanlarn kavrayaca snrlarn
ok tesindedir" dedi yal kadn yavaa. "Hepimize baka bir grev vermitir o.
Eer dalara gitmek zorunda olduundan emin isen, o halde git Asterios! Ben
burada kalacam, nk benim yerim buras. Yllardan beri tanraya burada
hizmet ediyorum. Ve Pasiphae'nin yanndan ayrlmak istemiyorum."
"Bir defasnda benim Girit'in kurtarcs olarak belirlendiimi sylemitin" dedi
Asterios zgn bir sesle. Bir adm geriye giderek toplantda hazr bulunanlar szd.
"Fakat beni dinlemeye bile istekli deilseniz, sizi nasl kurtarabilirim ki? Ya da
hayallerime inanmak istemezseniz?" Bir sre sessiz kald. Sonra da kararn bildirdi.
"Bu gece yola kyorum" dedi byk bir sknetle. "Dalara gideceim, zirvelerinde
birok maarann bulunduu ta ift boynuza!"
"Archanes Da'na m?" diye sordu Deukalion aknlkla.
"Evet, Archanes dana" diye tasdik etti Asterios. "Tm varlklarn anasna, ok eski
alardan beri tapnlan maaralara. Yol boyunca karlatm herkese yaklamakta
olan tehlikeyi anlatacam. Yardmclarm hi olmazsa civardaki insanlar
uyarabilmek iin etrafa yaylacaklar. Fakat sizin desteiniz olmadan pek bir basan
salayamayz." Yan tarafna dnd. "Hatasu?" dedi soran bir sesle.
"Evet" dedi kadn ban dikerek. "Seninle geleceim."
Rengrenk bir kafile yavaa gneye doru ilerliyordu. Bazlar at ve eeklere
binmiti, fakat byk ounluk yaya olarak yryordu. Omuzlarnda knlar ve
antalar, yanlarnda ise srtlarna battaniye ve erzak yklenmi hayvanlar vard.
Ateinin ykselmi olmasna karn Asterios en nde ilerliyor446
du. Tm zaman boyunca dan ermii Tyro aklndan kmamt. Kendisini zihin
aklna kavuturan o adamn yannda olmay ok isterdi. Acaba Archanes
maaralarna gitme karar yerinde miydi? Yoksa beraberindeki korku dolu insanlan
Tyro'ya emanet etse daha m iyi olurdu?
Hatasu onu endieyle izliyordu. Gizlice lassos'la konumutu. Asterios gten iyice
dt zaman ata binmesi iin birlikte onu ikna etmeye alacaklard. Parfm
taciri, Hamys ve hizmetkrlarndan ikisi hi tereddt etmeden gmen kafilesine
katlmlard. Kafilede onlardan baka birka kadn ve erkek saray hizmetkr ile
halktan insanlar vard. Kadnlar, erkekler ve ocuklar yol boyunca onlara katlmaya
devam ediyorlard.
Asterios'un yardmclar mmkn olduu kadar ok insan uyarmak iin hl
yollardaydlar. Birou onlara glp geiyordu. Fakat onlara inanarak yola
koyulanlar da yok deildi.
Kraliyet ailesi yelerinden biri bile onlara katlmamt. Pa-siphae kutsal koruda
durup dinlenmeksizin yakanyordu; Mirtho ise bir an olsun onu yalnz brakmyordu.
Akakallis ve ailesi Xeno-dike'nin yanndayd; Katreus ve Glaukos ise btn bu
olanlar onlar hi ilgilendirmiyormu gibi davranyorlard. Minos sarayn iinde bir
yerlerde yitip gitmiti.
ok ksa bir an Aiakos gitmeye karar verir gibi olmutu. Fakat hemen sonra fikrini
deitirmiti. Knossos'u terk etmeyeceini bildirdii zaman Hatasu'nun gzlerinden
yalar dklmeye balamt.
"Beni anlamalsn Susai" diye kzn teselli etmeye alt ve yanaklarm pt.
"Minos'un tutunabilecei tek dal olarak ben kaldm. Bir zamanlar sonsuz sadakat
yeminleri eden drt arkadatan geriye sadece ikimiz kaldk. Onu imdi yalnz
brakamam. Korkun tehlikenin yaklamakta olduu bugnlerde bunu yapamam."
"Demek ki ona inanyorsun - oluna!" Bu kelimeyi kullanmaya ilk kez cesaret
ediyordu.
"Ona her zaman inandm. Ta en bandan beri" dedi Aiakos kararl bir sesle. "Daha
nce asla Asterios gibi bir rencim olmamt." Bir an duraksayarak elini kzn
bann stne koydu. "Bir447
likte olmanza ok seviniyorum" dedi yavaa. "Ve nihayet sizleri ayrmaya
kimsenin gcnn yemleyeceini anladnz iin. Dnyann tm mutluluklar sizin
olsun!"
"Hl fikrini deitirebilirsin" diye fsldad Hatasu gzyalar iinde. "Nerede
olduumuzu biliyorsun. evreyi de tanyorsun. Bizi rahatlkla bulabilirsin. Seni ksa
bir zaman sonra salkl olarak aramzda grebilmek iin dua edeceim. Sana
ihtiyacmz var baba!"
Aiakos onu gsne bastrd ve uzun sre salarnn arasna gzel szler fsldad.
Hatasu bunun son vedalamalar olduunun farkndayd, nk onun son ana kadar
Minos'un yannda kalacana emindi. Vatan Aiakos'un tek dostuydu, sahip olduu
yegne gerek aile.
Kafile ilerledike Asterios'un i sknts giderek daha da artyordu. Hatasu soran
gzlerle ona bakp duruyordu, fakat cann daha fazla skmamak iin susuyordu.
Sadece iki kez mola vermeleri iin onu ikna etmeye alt. Kafiledeki yallar ve
ocuklar epeyce geride kalmt, ar ykler tayan insanlarn inlemeleri gkyzne
ykseliyordu. Nihayet gne da srtlarnn ardnda gzden kaybolduunda ve
zirveler gece mavisi ltlar samaya baladnda durmalar iin elini kaldrd.
Byk bir ate yakarak evresine oturdular. Ateten yaylan ho scaklk bir an iin
ilerini huzur ve gven duygularyla doldurmutu. Fakat insanlarn can fazla bir
eyler yemek istemiyordu; konumaya ise hi istekli deillerdi. Bir sre sonra
birou battaniyesinin altna kvrlarak uyumaya alt.
afak skerken nal sesleri ve insan barmalar kaplad ortal. Asterios hemen
uyanmt. "Sensin!" diye haykrd inanamayarak ve battaniyesinden syrld.
"Demek ki sonunda gelmeye karar verdin!"
"Sylediklerin beni bir an olsun rahat brakmad" diye karlk verdi Deukalion. Tra
olmamt ve toz iindeydi, fakat yznde mutlu bir ifade vard. "Fakat yanmda hi
olmazsa adaylar getirmeden sana katlmak istemedim." Arkasndaki kk grubu
iaret etti. "Onlar ikna etmek zorunda kalmadm. Onlar iin bir kullanm alan
bulacamzdan eminim."
448
"Evet, ben de" dedi Asterios. inde sonsuz bir rahatlama hissediyordu. Anszn
verdii kararn doru olduunu idrak etti. Akl danmak iin bir ocuk gibi Tyro'ya
koturmasna gerek yoktu. Dan ermii her zaman onun yanndayd zaten. Fakat
ailesi aklna geldii anda glmsemesi snverdi. "Ya dierleri?" diye sordu tasayla.
"Pasiphae? Kardelerim? Aiakos? Bilge Kadnlar?"
"Hepsi sarayda kald" diye karlk verdi Deukalion. "Orasn kutsal bir yer olarak
kabullenmiler. Hibiri benimle gelmek istemedi. Katreus bile. ok srar etmeme
ramen. Fakat belki sonradan gelirler" diye ekledi hemen.
"Bir 'sonra' olmayacak ne yazk ki" dedi Asterios karamsar bir sesle ve yavaa
atna doru yrd. Eyere bal olan knn dmn sktrd. "Hemen yola
koyulmadmz takdirde bizim iin de geerli bu."
Nihayet Naxos'?an ayrlmlard. Delos bir inci tanesi gibi nlerinde uzanrken
bir ey yoktu. Biz de onu bir aacn altna yatrdk ve birbirinden gzel ryalara terk
ettik. Sanrm hl uyumaya devam ediyordur."
"Yalan sylyorsun!"
Theseus kzn suratna sert bir tokat att. Sonra tekrar glmsedi. "Yalan
sylemiyorum" dedi dosta. "Sana bunu bir kez sylemitim. Neden bana inanmak
istemiyorsun Phaidra? Gverteye kmana izin verseydim doru sylediimi kendi
gzlerinle de grebilirdin." Kk bir ara verdi. "Fakat, gzelim, yukardaki kzgn
gnein bembeyaz tenini yakmasna nasl izin verebilirim ki? Buras senin iin ok
daha iyi."
Theseus kzn elbisesinin eteini biraz yukar iterek baldrlarn okamaya balad.
"abuk ek ellerini!" diye bard Phaidra fkeyle. "Amacn ne? Ne yapmak
istiyorsun? Yoksa beni kullanarak babama bask m yapacaksn? Seni uyaryorum
Theseus: Bizi nereye gtrecek olursan ol, Minos eninde sonunda seni bulacak ve
bizi kurtaracaktr!"
450
"Dorusunu istersen bunu yapacan pek sanmyorum" dedi Theseus ve elini
yavaa kzn bacaklarnn st blmne kaydrd. Phaidra irkildi ama smsk bal
olduu iin yapabilecei bir ey yoktu. "nce Ariadne'nin bu gzel denizi ssleyen
adalardan hangi birinde olduunu tespit etmesi lazm. Sana gelince... Karm
olduun zaman onun da mutlu ve honut olacana inanyorum."
"Asla senin karn olmayacam" diye karlk verdi Phaidra buz gibi bir sesle. "Ben
bir Girit prensesiyim. Anka tahtnn varisi ve Byk Ana'nn en yksek rahibesiyim."
"Fakat sen benim karm oldun bile" dedi Theseus glmsemeye devam ederek.
"Hatrlamyor musun? Kutsal Evlilik gecesinde, hani!"
"Ben denizden kan Beyaz Boa'y karlayan Ay Ine-i'ydim." Sesi hafife
titriyordu. "Gn yeryzyle birlemesini temsil eden en kutsal tren. Sadece bir
Atinal bu olayla dalga gemeye kalkabilir."
Theseus kzn zerine iyice eildi. Neredeyse az dudaklarna deecekti. Yakndan
baknca kzn gzlerinin dipsiz denizlere benzediini fark etti. Onlarn iinde
boulmay o kadar ok arzu ediyordu ki...
"Dalga falan getiim yok" diye fsldad. "nce maskeli adam geldi. Ben ikinciydim,
hatrlamyor musun?"
Defol!"
457
den arptrld ceza ok ard. Oullarn kaybeden iki baba yan yana oturuyordu
artk. Aigeus onun bugn de geleceini biliyordu. ki kii olarak beklemek ok daha
kolayd. Ve mit etmek de.
Aigeus uzun zamandr giyilen bir gmlek gibi her geen gn eriyip giderken, br
ise tam aksine ta kesilmekteydi. Tm duygularn sert bir tabakann altnda
gizlemeyi baaran bir kaya.
Bugn ise aniden konumaya balamt. "Biz iki ihtiyar budalayz, Aigeus" dedi
ona. "Uzun sre yaam birbirimize zehir etmek iin uratk. Oysa imdi pabucu
dama atlm iki kahraman eskisi gibi denizi dikizleyip duruyoruz."
"Seni burada zorla tutan yok! Houna gitmiyorsa gidebilirsin" diye karlk verdi
Aigeus suratn ekiterek. "Kimseye bana elik etmesi iin yalvarm deilim."
"Samalama!" diye bard Pallas ve ona biraz daha yaklat. "Artk birbirimizin
gzn boyayamayacak kadar uzun sredir bu dnyadayz." kisi de uzunca bir sre
sustu. "Onlarn vaktinden nce dnmelerini umut ediyorsun" diye devam etti neden
sonra Pallas. "Bu umudu sana kimin aladn ancak ve ancak tanrlar bilir."
"imde bir nebze olsun umut yok" diye karlk verdi Aigeus. "Beni buraya getiren
korkudan baka bir ey deil."
Pallas'a bakmak iin yana dnd. Adamn yanaklar km, enesi sarkmt. ki
yaz nceki byk felaketten sonra sol gz kapa yar yarya kapal duruyordu.
Bumburuuk aznda hepsi hepsi bir avu salam di vard. Grd manzara
karsnda Aige-us'un yrei szlamt. "Byk bir hata yaptk" diye devam etti.
"Androgeus'u ldrmemeliydik. Sokak haydutlarnn ona saldrp ldrd
masalna hi kimse inanmad. Bu cinayetin laneti hl zerimizde, Pallas! Bu
alaka ii yapmasaydk imdi durumumuz bambaka olabilirdi. Belki de Giritlilerle
bar iinde dosta yaayabilirdik. Her halkrda yallk gnlerimizi ocuklarmzla
beraber geireceimiz kesindi."
"Fakat Giritlilere bir ders verme vakti gelmiti" diye karlk verdi Pallas. "Belki de
ok iyi bir fikir deildi, fakat baka nasl bir seeneimiz vard ki? Prens sadece bir
nc kuvvet, bir casustu. ayet onun burada kalmasna izin verseydik, peinden
dierleri de
458
gelecekti. Sonunda da seni tahtndan alaa etmek iin Minos'un ta kendisi."
"Ama hepimizi douran bir ana deil mi?" diye karlk verdi Aigeus dnceli
dnceli. "Seni? Beni? Yaayan ve netes alan her eyi? Her ilkbahar doan ve
sonbahar len tohumlar, filizler, bitkiler... Hepimiz onlara baml deil miyiz?
Bunlarn hepsi her eyi douran muazzam bir ana rahmini hatrlatmyor mu bize?"
"Bu sadece doann kutsamas, bir anann rahmi filan deil!" diye itiraz etti Pallas.
"Bak sen!" dedi Aigeus gzlerinde garip bir prltyla. "Ya senin ocuklarn? Onlarn
babalar doa m yoksa? Ne dersin, eski dostum?"
Pallas cevap vermedi. Yan yana usuz bucaksz, neredeyse bir araf kadar dz ve
dalgasz olan denizi seyrediyorlard. Hafif bir rzgr seyrek salarn okuyordu. "Bir
gemi!" diye haykrd anszn Pallas ve arkadann kolunu sert bir hareketle
kavrayarak. "Orada! Onu gryorum!"
"Nasl bir gemi?" diye sordu Aigeus vurgusuz kelimelerle.
"Byk bir tane... ok iyi seemiyorum, ama hzla yaklayor. te!" diye bard
heyecanla. "Bizimkilerden biri. Bir Trier."
Yelkenli doruca karaya doru geliyordu. Serin bir rzgrn iirdii yelkenler,
birok kez yamanm ve koyu kahverengiye boyanmt.
"Yelken!" diye fsldad Aigeus. "Bana tek bir ey syle: Yelkenler ne renk?"
Pallas cevap vermeden denize bakmaya devam etti.
"Rica ederim cevap ver!"
"Yelken..." diye cevap verdi Pallas ksk sesle,".. .kara... kara renkli!"
"Hayr!" diye haykran Aigeus ayaa frlad. "Ulu Zeus! Bu
460
gelen hi phesiz bir zamanlar ocuklarmz Girit'e gtrm olan gemi! Yelkenler
kara olarak dnyor, demek hepsi ld!"
Aigeus kayalklarn kenarna kadar gelmi ve denizi seyrediyordu. Sadece bir kez
ban evirerek soran gzlerle arkadana bakt, o kadar. Vcudu aada kayalar
dvmekte olan denize doru tehlikeli bir ekilde uzanyordu. Sanki grnmez bir
iplik onu tutuyormu gibi bir an denize yatay konumda durdu. Fakat gnein klar
geminin kara yelkenlerinin zerine der dmez beyaz kpkler arasndaki
kayalarn zerine kafa st akld.
Gemideki adam gnlerden beri tek kelime bile etmemiti. Hastalkl suratnn sarya
alan rengi dzelmi, hatta tra bile olmutu. Fakat buna ramen ince bacaklar ve
kemikli srtyla ar bir yk tayormu izlenimini veriyordu.
iki direkli ve otuz krekli zarif Fenike yelkenlisi onu Girit civarndaki bir adadan
almt. Kaptan, yannda hi eyas olmayan bu adamn Sicilya'ya yapaca
yolculuu deyecek maddi imknlara bizzat kendisi ikna olduktan sonra onun
gemisinde seyahat etmesine izin vermiti. Onun hayret dolu baklar altnda Naxos'lu olduunu ve Daidon ismini tadn iddia eden adam, kk bir keseden ince
bakr levhalar karmt, "iki tane yeter mi?" diye sormutu eki bir suratla.
Kaptann bunu yeterli bulacan dnd her halinden belli oluyordu.
"En az tane" diye cevaplamt br abucak. "Sicilya yolu epey uzun. ansmz
yaver gitmezse, yol stndeki adalarda mola vermemize neden olacak sonbahar
frtnalarna yakalanabiliriz. Gemide bulunduun mddete kamn doyurmak da
istersin herhalde!"
"Midemin durumu pek iyi saylmaz. Ancak birka eit yiyecei kaldrabiliyor. Belki
biraz ekmek, biraz peynir. zellikle de taze su. Size fazla zorluk karmam."
"Yine de tane demen gerekiyor, iine gelmiyorsa karaya geri dnebilirsin.
Kimseyi bizimle gelmesi iin zorlamyoruz."
Normalden ok yksek olan creti demi ve gemide kalmt. Yolculuk boyunca
mmkn olduu kadar gzden uzak yerlerde
461
bulunmay yelemiti. Sadece kendisiyle megul oluyor gibi grnyordu. Birka
kere mrettebattan bazlar onunla bo yere akalamaya ve onu sakland yerden
dar karmaya almlard. Fakat azndan glkle laf almay baarp birka gn
nce tek olunu kaybettiini rendikleri zaman ise, onu rahat brakmlard. Artk
Daidaon olan Daidalos d dnyayla ilgisini kesmi gibi grnyordu. Naukrate ve
Ikaros ile uzun uzun sohbet ettii baka bir dnyadayd artk. Onlara daha nce asla
bu kadar yakn olmamt. Anszn onu dinlemeye ve karmak teorilerini sonuna
kadar anlatmasna izin vermeye balamlard. Onlarn sessiz varlklar Daida-los'un
zihnini inanlmaz bir berrakla kavuturmutu. Srekli yeni tasarmlar geliyordu
aklna, yllardan beri zerinde alt sorunlarn zmleri. Aklna gelen her eyi
kaydetmek iin ne bir papirs parasna, ne de bir kil tablete ihtiya duyuyordu.
Zihni onlar en mkemmel bir ekilde koruyordu.
Hatta yeeni bile gelmiti aklna. Etrafndaki her ey derin bir sessizlie
brndnde ve ay parlak nlarn yeryzne gndermeye balad zaman, onun
tkaros'u en bandan beri sadece kendi iren emelleri iin kullanmt. Olunun ac
sonundan sadece onu sorumlu tutuyordu. Babayla oul arasndaki giderek artan
yabanclamaya onun ve Deu-kalion'un neden olduundan kesinlikle emindi artk.
Olunun bir Giritli gibi dnmesi, hissetmesi ve davranmas onlarn eseriydi.
Ne var ki karos gerek bir erkek gibi lmt. Kendi lmn planlam ve bir an
olsun tereddt etmeden uygulamt. Bu kararllk Daidalos'un iinde saygya benzer
bir eyler uyandrmt. Aradan aylar ve yllar gese bile, gnn birinde mutlaka
olunun intikamn alacakt. Henz bunu nasl yapacan bilemiyordu;
463
nk u anda kendi gelecei bile mphem ve karanlkt. Fakat bekleyebilirdi. ok
zaman vard. Bundan sonraki tm yaam boyunca srse bile, eninde sonunda
Girit'ten, hkmdarndan veya gelecekte oraya hkmedecek kiiden korkun bir
ekilde alacakt intikamn.
Ufukta kayalk kylar belirmeye balad zaman, kafasnda bu dnceler olduu
halde gvertede duruyordu, ite bir sonraki ada, diye geirdi iinden. Yeni bir
balang. Bakalm bu adada talihim yaver gidecek mi?
"Geldik" dedi kaptan. "Yolculuun sona erdi." Hayr, diye dnd Daidon isimli
kara-kuru clz adam. Yanlyorsun. Yolculuum olarak adlandrdn ey, asl imdi
balyor.
Nihayet lene doru hazrlklarn sona erdirmiti. Sar elbiseyi giymeden nce
ykam ve gnete kurutmutu. Salarn rmt ve gslerinin arasnda bir
daha asla karmayaca ift boynuzlu altn gne kursu sallanyordu. Ayakkablarn
ise deniz kysnda brakmt. Gidecei yerde onlara ihtiya duymayacakt.
Yaz mevsimi nedeniyle ip gibi akan bir dereye tesadf etmiti. Fakat bu azck su
bile, denizde ald banyodan sonra derisinde biriken tuz zerreciklerinden arnmaya
yeterli olmutu. Uyandndan bu yana kendisine eziyet eden alk hissi yok
olmutu. Geri biraz brtlen, birka tane de mantar yemiti ama, esas etken bu
deildi. ini kasp kavuran huzursuzluk ve memnuniyetsizlik duygular da
suskunlamt. Ne yapmas gerektiini biliyordu artk. Hi korkmuyordu; kurtuluun
yakn olduunu hissediyordu sadece.
Vedalayordu. Dn akamdan beri terk ettii insanlarla birlikteydi. Asterios'a olan
ak, Girit'ten ka - aradan sonsuzluk kadar uzun bir zaman gemiti sanki. Fakat
bunun bir rya olmadn biliyordu. Her ey gerekti. Tm sevdiklerine ihanet
etmiti; sevgilisine, annesine, babasna, kz ve erkek kardelerine.
Temiz elbisesinin kirlenmemesi iin dikkatle koyun st yere uzand ve suratn
kuru topraa srtmeye balad. Byk Ana'yd bu. Onu hissediyordu. Yazn bolluk
ve bereketini yeryzne sam, imdi de yeraltna dou yapaca yolculua
hazrlanyordu.
464
ilkbaharda tm hametiyle fkrmak iin yeni tohumlar kabul edecekti orada.
Sknet ve ciddiyet iinde her birinden teker teker zr diledi. nce kendisini
affetmesi iin, yaknlamay asla baaramad annesi Pasiphae. Sonra doum
gnnden nce kendisini kskand kk kardei Phaidra. Bir e ve ocuu bile ok
grd Akakal-lis ve skclkla damgalad Xenodike. Rekabet halinde olduu
kardei Deukalion. Anlalmaz bir kapal kutu gibi grd Katre-us. Kk kardei
Glaukos. Sra babasna geldii zaman ise, sesi titriyordu. Bir zamanlar byk bir
ihtirasla sevmi olduu kardei Asterios dnda en ok ona zarar dokunmutu.
"Affet beni" diye fsldad Ariadne. "Bu arada Mutlular Ada-s'na ulam olsan bile.
Senin sevgin karsnda ok yetersiz kalmtm. Bana vermek istediklerini almam
mmkn deildi. Keke kz kardein olmasaydm! Her ey o kadar farkl olabilirdi ki!
Affet beni, kardeim! Affet beni, sevgilim! Affet beni, Astro! Yalvarrm, affet beni!"
Yavaa ayaa kalkarken gzlerinden yalar boanyordu. Ellerini karnnn altna
koyarak, domam ve asla domayacak ocuu ile vedalat. "Belki bir dahaki
sefere" dedi teselli edercesine. "Bu sefer iin ok ge artk."
Uzun uzun aramasna gerek kalmad. Aacn hemen bulmutu. Elbise knndan
kemerini kard. Birka deniz kabuu daha ilave ederek onu biraz daha
geniletmiti. Tm gcyle kemere asld ve memnun bir ifadeyle ban sallad.
Bann epey stnde kuvvetli bir dal gzne ilimiti. Onun altnda da ikinci bir dal
vard. Bu dala trmanarak kemerini yukandakine frlatt ve yllar nce Paneb'le
Kephalos'un kendisine rettii ekilde dmlemeye balad.
Bir eliyle tlsm tutarak bir mddet daha dalda oturdu ve parlak gne altnda
ltlar saan dalgalan seyretti. Gne gn en yksek noktasna ulanca ilmii
boynuna geirdi ve kendisini aaya brakt.
Boynu hemen o anda krlmt. Fakat cesedi ksa bir sre dalda asl kald. Kemerin
bal olduu dal vcudunun arl altnda
465
eilip atrdamaya balamt. Bir sre sonra dal knld ve cansz vcutla beraber
yere dt. Uyuyormu gibi yatyordu yerde. Ksa bir sre sonra aalardan
dklen yapraklar tarafndan rtlecekti. Ariadne Byk Ana'ya dnmt.
"Ariadne!"
Saatlerden beri dalm olduu derin dnce durumundan bir anda syrlmt.
"Ariadne!"
Gzleri koca koca almt. Arka taraftaki iki meale tarafndan aydnlatlmaya
allan maarann ii yar karanlkt. Giriten ise bulank bir k szlyordu ieri.
Yoksa akam m olmutu? Kalbi deli gibi arpyordu. Acaba ne olmutu? Kzn ac
dolu, son derece zgn sesini ak seik iitmiti, sanki yan bandayd.
Asterios bir kez daha gzlerini kapad ve mavi ard.
Ariadne bir aacn dibinde yatyordu, vcudu garip bir ekilde kv-rlmt. Yksek
bir yerden dm olmalyd. Kolunun sanki vcuduyla bir ilgisi yoktu ve dizi yana
bklmt. Neden sonra kahverengi, zarif boynuna dolanm ilmei fark etti.
lmt, hi phesiz, o bir lyd artk! Kemeri kendi boaznda hissediyordu.
Dehet iinde kendisine bir anda ok dar gelmeye balayan elbisesini frlatp att.
Ariadne lmt!
Asterios dizlerinin zerine kerek, alnn sert duvara tekrar tekrar vurmaya
balad. Derisinin yanldm ve alnndan kanlar boanmaya baladnn farknda bile
deildi. Kafas her an patlayacak gibiydi. "Asterios! Neyin var? Ne oldu? Yaral
msn?" Hatasu kolunu ekitirmeye balad zaman Asterios kafasn duvara
vurmaktan vazgeti. Fakat onun varln fark etmemi gibi davranyordu. "Ariadne"
dedi ksk sesle. "O ld. Biliyorum." "ld m?" dedi Hatasu aknlkla. "Nereden
biliyorsun?" Asterios ayaa frlad. "Canna kyd" diye fsldad. "Kendisini ast.
zerimize gelen felaket pek yakn artk. Onu hissedebiliyorum. Hatta o kadar youn
ki, tm vcudum szlyor. Fakat onu henz gremiyorum."
466
"Bir ey oldu bile" dedi Hatasu son derece karamsar bir sesle. "Erystenes, o gen
Atinal... artk burada deil."
"Neler sylyorsun?" Asterios kendine gelmeye balamt. "Bu ne anlama geliyor?"
"Erystenes gitti" diye karlk verdi Hatasu. "Ve yalnz olarak deil. Knossos'lu
birka delikanl da onunla gitti. Ve..." Hatasu duraklad.
"Sonra?"
"...yardmclarndan ikisi, Ion ve Satos da yoklar. Onu Byk Ana'ya kurban etmek
istiyorlar. Tanrann gazabndan ancak bu ekilde kurtulabileceklerini sylyorlar.
Ona bir insan kurban edecekler, Asterios! ocuklardan biri onlard dinlemi."
"ldrm olmallar!" diye kprd Asterios. Grd korkun hayal gerekleiyor
muydu yoksa? "Girit'te hi kimse byle bir cinayet ileyemez - hele benim eittiim
insanlar, asla!" Anszn karsnda Ikaros'u grd. Archanes'e yaptklar yolculuk.
Tapnan kaps, lmn kara tanras, kan dolu kurban ana...
"Korkarm bu noktada yanlyorsun" diye itiraz etti Hatasu yorgun bir sesle. "Oysa
ki hakl olman yrekten isterdim. Tanraya o kadar ok yakarp yalvaryorsun ki,
evrende olup bitenlerin hi birinin farknda bile deilsin. Dalara getirdiin bu
insanlarn neler hissettiklerini biliyor musun? Ne kadar zgn ve umutsuz
olduklarn? Ne dndklerini? Neden korktuklarn?"
Hatasu kara sal ban sallaynca, Asterios alacakaranla ramen beyaz beyaz
parlayan telleri fark etti. Sanki geceler boyu iyi bir uyku ekmemi gibiydi.
"Bilmiyorsun" diye kendi sorusunu kendi cevaplad Hatasu. "En kk bir fikrin bile
yok, Byk Ana'nn rahibi! Kendi aclarnn derinliklerine ylesine gmlmsn ki,
onlar seni ilgilendirmiyor bile! insanlar phe etmeye balyor, Asterios! Daha ne
kadar bu maaralarda ile dolduracaklar? Balarna ne gelecek? Ve en nemlisi: ne
zaman? Btn bunlar bilmek istiyorlar, fakat hibir sana ak ak sormaya cesaret
edemiyor. Bunun yerine birbirleri ardna bana geliyor ve kendilerini
cesaretlendirmemi istiyorlar. Hepsiyle baa kacak kuvveti nereden bulmam salk
verirsin?"
467
Asterios gzlerini karsnda duran kadndan ayramyordu. O kadar cesur, gl ve
duyguluydu ki! Her zaman byle bir kadn hayal etmiti. Salam bir kpr. Onu
seviyordu. Onu uzun zamandr seviyordu.
"Bazen ne olacaksa abuk olmasn dilediim bile oluyor" diye devam etti Hatasu
ksk sesle, "ayet lmemiz gerekse bile! Bu sinir bozucu bekleyiten daha iyi
olduuna eminim!"
"Fazla beklemene gerek kalmayacak!" Asterios barr gibi konumutu. "Ban
evir ve arkanda duran delikanlnn omuzlarna bak!"
Hatasu denileni yapt. "Omuzlar kapkara" dedi sonra. "Bunun sebebi ne acaba?"
Hatasu parmayla delikanlnn omzundaki maddeye dokundu. "Scak kle
benziyor."
"Kln ta kendisi" dedi Asterios onu tasdik ederek. "Bunun ne anlama geldiini
biliyor musun? Balyor! Hatta balad bile! Dierleri nereye gitti? Atinal nerede? Ya
lon ve Satos?"
"Herhalde tapnaa gitmilerdir. Be kiiydiler. Yanlarnda kskvrak balanm birini
gtryorlard" dedi omuzlan kara klle kaplanm delikanl.
"O halde tm adaylar hemen buraya ar" dedi Asterios telala. "Hep birlikte
yoldan sapanlar tekrar yola dndrmeyi baarabiliriz sanrm."
Hatasu ve gen Giritli gizlice baktlar. "Burada ok fazla aday kalmad ne yazk ki"
dedi sonunda Hatasu. "Birou ailelerini uyarmak ve onlar gvenli bir yere
gtrmek iin dn akam gizlice buradan ayrld. Sadece delikanl ve Chalara'l
bir kz aramzda kald."
"Gvenli bir yere gtrmek... Aptallar! Aada onlar mutlak bir lm bekliyor!"
Asterios var gcyle ne yapacan dnyordu. "Sadece drt kii mi demitin?
ok fazla deil. Fakat yine de deneyeceiz! Bu cinayeti engellemek iin elimizden
gelen her eyi yapmalyz!" Yanlannda duran delikanlya dnd. "nsanlara syle,
yanlarndaki tm bezleri slatarak maaralarn azlarna kapasnlar. Yenebilecek her
eyi i ksmlara tayn. Acil durumlar iin sakladmz arabn bir ksmn datn.
Aksi takdir h sadece yal468
varp yakarmakla vakit gemez. Geri dndm zaman tanraya bizzat ben
armaan sunacam."
"Gel, sevgili Susai." Hatasu'ya elini uzatt. "Birlikte kurtarabileceimiz eyleri
kurtarmaya alalm."
Girit'in zerine ok erken kmt gece. Kyl kadnlar, obanlar, balklar,
ehirlerdeki ve dalardaki korku dolu insanlar kuzeye doru bakyorlard.
Gkyznde parlayan devs mavi ekirdek, drt bir yana kzgn nlar sayordu.
Adann zerine saatlerden beri kl yayordu, lav paralaryla kark scak bir
yamur. Gz kamatrc yldrmlar karanl yaryordu.
Adadaki insanlar uyumak bir yana dursun, bir an bile huzur bulamyorlard. Herkes
nce kendini evinde gvenlie almaya alt. Kaplar ve pencereler sk sk
kilitlenmiti. Fakat atlar zerlerinde biriken ar kl ve lav cruflarna
dayanamadlar. Korkun atrtlarla kiriler birbiri ardna krlmaya balad.
Sonra ilk iddetli yer sarsntlar balad. Artk yapacak tek ey, ak alanlara
kamakt. Scak ta yamurundan korunabilmek iin bir battaniyeye veya kaln bir
kumaa sarnan insanlar, var gleriyle dar kamaya baladlar. ken atlarn
dumann en youn kesif olduu yerde, hareketsiz yatan bir insan vcudu grr gibi
oldu. Gmleinin ucuyla azn kapam olmasna ramen aksnp tksrarak yere diz
kt ve Glaukos'un nabzn yoklad. Kalbi belli belirsiz, ok hafif atyormu gibi
geldi ona. Hareketsiz vcudu bo yere kaldrmaya alt. "Glaukos! Uyan! Buradan
hemen kmalyz!"
Arkasndaki topak testilerden yksek alevler fknyordu "Glaukos!" diye yalvard
ona. "Gzlerini a!"
\
VU'
470
Ay,
a%
bir^'Sl Jarpi
y
ala> tajh,k
i alev ald
< bel l>gm s#\ Ndl-
****** S
atla ve *
*en*>k} XSinde ilerlek;
vwu. 14 harap ^
^^Afcanalaeh^V; ^^lVmevcut^ h.
^^^nfclikanh.^
^n^^htJ[Wiyord)- ;;
^SfVigideA
F^tjkrakbag2
W biraz A
Ihlan bi<V
-
JJ:
lanlm^
Glaukos ortalarda yoktu. Hi kimse onun depoya indiini bilmiyordu. Kardeinin en
sevdii yayn saklamt oraya, imdi ise onu bulunduu yerden almak istiyordu.
Fakat bunu baaramad. iddetli bir yer sarsnts onu yere serdi. Derken byk
bir talihsizlik eseri olarak kafasn toprak testilerden birine arpmt. Krlan testiden
akan ya, anszn alev almt. Tm oda cayr cayr yanmaya balamt ok ksa bir
srede. Yerde baygn yatan Glaukos'un ise btn bunlardan hi haberi yoktu.
Katreus hibir ey yapmadan beklemek istemiyordu. "Onu aramaya gideceim"
dedi sonunda. "Muhakkak sarayda bir yerlerde olmal."
"ok dikkatli ol!" diye bard Pasiphae olunun ardndan. Pe pee gelen gk
gmbrtleri korkuyla titremesine neden olmutu. "Mmkn olduu kadar
birbirimizden ayrlmamaya alalm. Topran nasl sarsldn hissediyorsunuz,
deil mi? Byk Ana! Bize yardm et, tehlike annda bizi yalnz brakma!" mitsizlik
iinde etrafndakilere bakt. "Neden Asterios bizi uyard zaman ona inanmadk ki?"
Kimse sesini karmad. Fakat herkes ayn eyleri dnyor gibiydi.
Katreus koridora henz kmt ki, genzine buruk duman kokusu doldu. Kt bir
eyler olduunu hisseden delikanl korkuyla komaya balad. Mee aacndan
yaplma kapnn aralklarndan kopkoyu bir duman szlyordu. Kapy aarken
elinin yanmasna aldrmayan Katreus gz kapal ieri dald. "Glaukos! Glaukos!
Neredesin?"
Youn duman bulutuyla boua boua ilerlemeye alyordu. Odann sonunda,
dumann en youn kesif olduu yerde, hareketsiz yatan bir insan vcudu grr gibi
oldu. Gmleinin ucuyla azn kapam olmasna ramen aksrp ksrarak yere diz
kt ve Glaukos'un nabzn yoklad. Kalbi belli belirsiz, ok hafif atyormu gibi
geldi ona. Hareketsiz vcudu bo yere kaldrmaya alt. "Glaukos! Uyan! Buradan
hemen kmalyz!"
Arkasndaki topak testilerden yksek alevler fknyordu. "Glaukos!" diye yalvard
ona. "Gzlerini a!"
470
Ayaa kalkmaya alrken gmlei alev ald. Katreus byk bir korkuyla zerine
bana vurmaya balad. Baarl olamaynca da kendini yere atarak vcudundaki
yangn sndrmeye balad. at kirileri oktan yanmaya balamt. Kor halindeki
tahta paralan, tahta kapaklarla kapatlm olan pithoi'ler zerine dyordu. Sedir
aacndan yaplma koca bir kiri Katreus'un akana arpt. Delikanl sessizce
kardeinin hareketsiz vcudunun zerine yld.
Kl yamuru altnda ve karanlklar iinde ilerlemek o kadar zorlu bir iti ki,
Archenes'teki tapmaa ulamalar bir saatlerin almt. ehir terk edilmie
benziyordu, sadece harap evlerin birkandan atlar ve feryatlar ykseliyordu.
Drtnala ehrin yanndan geerken kk sarayn gney ksmnn artk mevcut
olmadn grdler.
Hedeflerine yaklatka Asterios ii giderek daha da ok sklyordu. Zihnindeki
hayaller canlanmt.
Hanerli adam. Kskvrak bal delikanl. lm kokan hava.
Ge kalmam olmalar iin dua ediyordu.
Kendinden gemi gibi kapy at. Yakc bir duman suratna bir yumruk gibi
arpmt. "Darda kalsanz daha iyi olur!" diye barmasna ramen Hatasu ve
adaylar onu takip ettiler. Alev alev yanan tahtalar ve ta paralan arasnda alt
cansz vcut yatyordu. Sunan zerindeki Erystenes kskvrak balanmt.
Belindeki altn renkli nlk haricinde tamamen plakt. Kendini korumaya alan
bir ocuk gibi dertop olmutu vcudu. lmt. Kesik boyun damarlanndan akan
kan, yerdeki ana doldurmutu.
Fakat onu kurban edenler de artk yaamyordu. Asterios yar-dmclann lmn
kara tannasnn ayaklarnn dibinde buldu. Cansz vcuan orak biimli ban
yanna uzanmt. Baka birisi ise yanan bir at kiriinin altnda kalm olmalyd.
Kmrlemi vcudunu kapya yakn bir yerde bulmulard, son ana kadar kamaya
almt herhalde. Onun biraz uzanda ise, bir kzn ve bir olann cesedi
yatyordu. Anlalan bir kavga sonucu birbirlerini ldrmlerdi. Bronz bir haner
saplyd delikanlnn kalbinin tam ortasna, kz ise kan kaybndan lme
benziyordu.
471
"Fakat neden?" diye sordu Hatasu. "Niye? Bu korkun gnah neden ilemek
zorunda hissettiler kendilerini?"
"Bilmiyorum" diye karlk verdi Asterios yorgun bir sesle. "Belki de anlayamadklar
eyler karsnda bir sulu bulma ve onu cezalandrma ihtiyacdr." Etrafna baknd.
"Buradan kmalyz" diye bard sonra. "abuk!"
"Gelin! Artk onlar iin bir ey yapamayz."
Hatasu adaylarn cesetlerini dar ekmeye alyordu.
"Brak onlar" diye seslendi ona Asterios. "Onlar gmmeye bile vaktimiz yok, eer
ki kendimiz de birer ceset olmay arzu etmiyorsak!"
Minos depoya ulat zaman her taraf alevler iindeydi. Dar koridorda ilerlemeye
alt, fakat bir ate duvar yolunu kesiyordu. "Orada, ierideler!" diye bard
arkasndan gelen Aiakos'a. "Kat-reus ve Glaukos! Oullarm!"
"Eer gerekten ierdclcrse artk yaamalar imknsz" diye bard Aiakos
heyecanla. "Minos, yalvarrm burada kal! Kendini bo yere tehlikeye atyorsun!
Hl yaayan ve sana ihtiyac olan insanlar dn!"
"Benim yaamm kimin umurumda!" Minos iler atld, fakat hemen geri ekildi.
"Alevlerin arasndan geemiyorum. Ne yapmalyz?"
Alevler drt bir yanlarn sarmt ve tavandan den tahta paralarndan srekli
saknmak zorunda kalyorlard.
"Suya ve alkan ellere ihtiyacmz var" diye haykrd Aiakos. "Bekle! Gidip yardm
getireceim."
iddetli bir yer sarsnts az kalsn onun yere yuvarlanmasna neden olacakt. Son
anda duvara tutunabilmiti. Aniden esmeye balayan iddetli bir gney frtnas,
pencerelerin yanndaki mealeleri yere drd. Tm koridor alevlerden olumua
benziyordu sanki.
"Pencereden atlamalyz" diye bard Aiakos. "abuk! Yoksa yanacaz."
Fakat Minos'un gc tkenmiti, iki eliyle boazn tutarak,
472
yava yava yere kmeye balad. Gzleri koca koca almt. Aiakos ate
duvarnn zerlerine doru geldiini grd. Ani bir hareketle dizlerinin zerine kt
ve kendi vcuduyla kraln vcudunun zerini rtt.
"O halde kapy a!" dedi Mirtho duygusuz bir sesle. "ayet kalbinin yeni bir yarayla
sarslmasn bu kadar arzu ediyorsan..."
Kralie titredi. "Kim?" diye sordu ayn duygusuz sesle. "Hangisi?"
"Akakallis" diye fsldad Mirtho ve garip bir ekilde ne eildi. "Ve... kstos..."
demeye alrken szlerini bitiremedi.
Tavandan den bir kalas bel kemiine isabet etmiti, ikinci bir kalas ise bana
dt. Pasiphae atein ne kadar yaklam olduunu imdi fark etmiti.
"Haklsn! Hemen dar kmalyz" diye bard Mirtho. "abuk, Mirtho, yalvarrm
abuk ol!"
Fakat cevap alamad. Pasiphae kadnn kafasn evirdi. Donuk bakl l gzler
kendisini szyordu. Alevlerin lts altnda derisi pembe pembe parlyordu.
Uzak ocukluk gnlerinin anal gzne byle grnyordu. Kendisini doyuran
kadn. Tm bildiklerini borlu olduu kadn. Kendisini Byk Ana'ya yaklatran
kadn. "Hayr! Beni terk etme! Sen yapma bunu!"
Bararak ve alayarak beklenmeyecek derecede ar olan vcudu glkle
omuzlad, sonra da birka adm atmaya alt. Son gcn kullanarak kapya ulat
ve bir an tereddt ettikten sonra d474
an kt. Ayn anta Mirtho'nun iyice arlaan gvdesi de omuzlarndan kayarak
yere dt.
Pasiphae burnunun ucunu bile zorlukla grebiliyordu. Yerin derinliklerinden bouk,
uursuz slklar geldiini iini. Sonra da ban kaldrarak, duvarlarn zerinde
bulunan byk ta ift boynuzlara bakmaya alt. Son grd ey ise zerine
doru gelen byk, kara bir cisim oldu. ift boynuz kafatasn parampara etmi.
Gnein solgun nlan ancak nc gnden sonra kara duman rtsnn altndan
szlmeye balamt. Asterios, Hatasu ve adaylar bu sre zarfnda sndklan
maaradan dar adm bile atmaya cesaret edememilerdi. Durumlan pek iyi
olmasa bile hayatta kalmay baarmlard. Elbiseleri vcutlarna yapyordu ve
kk snaklarnn iini keskin bir koku doldurmutu. Delikanllar tm cesaretlerini
toplayarak korkularn belli etmemeye ahyor-larsa da, Otis adl kz beklenmedik
her grltde tir tir titriyordu. Hatasu tamamen iine kapanmt. En korkun ta
yamuru altnda bile bir Msr tapnak kedisi gibi sessiz ve ulalmaz kalmt.
Snaktan ilk olarak Asterios kt. Fakat kmasyla tekrar ieri dalmas bir oldu.
Her taraf kefen bezine benzeyen bembeyaz kllerle rtlmt. Sonra teker teker
dar klar. Drt bir yana baktlar, fakat yeryz gz alabildiince gri ve beyaz
renklere brnmt. Adarnn paralanm cesetlerini gmmekle vakit kaybetmek
istemediler. Zaten mecalsiz dmlerdi. gn nce ay-nldklan alana doru
trmanmaya baladlar yava yava.
Saysz insan cesetlerinin, hayvan lelerinin, yapraksz aala-nn, yanp kl olmu
allann arasndan geen yol, olduka zorluydu. Rastladktan evlerin tm yklmt,
ancak epey yksee k-tklannda salam kalm birka tanesine tesadf ettiler. "Ne
dersin, sa kalmlar mdr sence?" diye sordu Hatasu maaralar grnce Asterios'a
dnerek.
"Umalm ki yle clsun" diye karlk verdi Asterios.
Anszn ince bir duman stunu arpt gzlerine. Admlarn hzlandrdlar. Onlan ilk
karlayan assos oldu. Seyrek salar ksmen kavrulmu, surat kir pas iinde
kalmt; ama gzleri l sld. "Yayorsunuz! Byk Ana'ya krler olsun!" diye
bard
475
heyecanla. "Geri dneceinizden emindim! Sizleri grdm iin o kadar mutluyum
ki!"
Hemen arkasndan Deukalion geliyordu. Tek kelime etmeden Hatasu ve Asterios'u
kucaklad. "Asterios! Hatasu!" diye bard neden sonra. "Artk kt eyler
dnmeye balamtk. Dierlerine ne oldu? Erystenes nerede? Ya Amnysoslu
genler?"
"Kaderin kendilerine izdii yolda yrdler" dedi Asterios. "Gnah ilemelerini
engellemek iin ok ge kaldk. Onlar bulduumuz zaman elimizden artk bir ey
gelmezdi. Hibiri hayatta deil artk." Yan gzle Hatasu'ya ksa bir bak frlattktan
sonra, daha canl bir sesle konumaya devam etti. "Ya sizler? Banza neler geldi?
Dierleri nerede?"
"Uyarlarnn tmnde haklydn" dedi Deukalion. "Sana inananlarn tm,
alayarak ve titreyerek de olsa, hayatta kaldlar. Fakat talimatlarna uymayanlar da
oldu." Biraz aada bulunan yar ykk bir maara giriini iaret etti. "Cesetlerini
oraya tadk. Burada onlar gmmeye yetecek kadar toprak yok. Ayrca senin
dnn beklemek istedik." Israrc bir sesle konuuyordu. "Acele etmemiz gerek
Asterios! Tmmz de hastalanmak istemiyorsak buradan bir an nce
uzaklamalyz!"
gereken elbisesi le gibiydi. Asterios kzn yznde gzyalar izleri grr gibi oldu.
Fakat kz kendisine baknca glmsemeye alt.
"Dindyme" dedi aknlkla. "Akakallis'in kk kz!"
"Yaamn lm zerindeki zaferi" diye karlk verdi Hatasu
479
ve kzn ban okad. "Ve umudun mitsizlik zerindeki. Byk Ana lmedi,
Asterios! Yoksa kk kzn bize gnderir miydi? Bu ocuk Byk Ana'nn bize
armaan ettii umut ."
Nil kylarndaki vatann kaybetmi olan sis rahibesi onu neredeyse sert
denilebilecek baklarla szyordu.
"O bizi asla terk etmedi. Kl tabakasnn altnda uyuyan u ovaya bir bak! imdi
her ey gri, fakat yeillik geri gelecek. Tahribat bereket takip edecek, lm de
yeni bir yaam."
Hafif bir rzgr esmeye balamt, fakat beraberinde scak kller tamyordu artk,
ikisi de kuzeye bakyordu.
"Byk Ana'nn gcn inkr eden yabanclar gelecek" dedi Asterios ksk sesle.
"Onlar hissedebiliyorum. Gl ve kudretli savalar, Theseus'a benzeyen erkekler.
Ykntlarn arasnda bulduklar her eyi yama edecekler. Varolan durumdan en iyi
ekilde faydalanp, uzun zamandr arzuladklar eye sahip olacaklar. Girit bir daha
asla eski gnlerine kavuamayacak."
Hatasu yavaa gld. "Belki de eski gnler bir daha geri gelmeyecek" dedi sonra.
"Fakat tanrann kudreti ebediyen baki kalacak. O tm savalardan daha
gldr, tm kadn ve erkeklerin iinde ebediyen var olacak. Senin iinde,
Asterios. Ve benim iimde. Seni seviyorum Asterios! Seni her zaman sevdim."
ikisi de sustuklar anda ocuk alamaya balad. "Karnm a" dedi. "Korkun
derecede de susadm. Bir eyler imek istiyorum!"
Asterios ve Hatasu birbirlerine baktlar. Sonra Asterios krbasn kartarak dikkatle
ocuun azna dayad. ocuk suyu yle bir hrsla imeye balamt ki, birka
yudum sonra iddetli bir hkrk imeye devam etmesine engel oldu.
"Burasn biraz yaanlr hale sokabilmemiz epey zamanmz alacak" dedi Asterios
ve kk kz dizlerinin zerine oturttu. "Yllar, belki de on yllar!"
"Evet" diye karlk verdi Hatasu. "ok, ok uzun zaman. Fakat hayatta kalacaz.
Tanra bizi asla terk etmeyecek. Her zaman yanmzda olacak. Tanra nefes alan
her varln iinde yaamaya devam edecek."
Rzgr iddetini artrmt. Kara bulutlan ksa srede data480
rak yeil ve kzl renklerde ldayan tt>ir gn batrnn ortaya ,k a-yordu. Bu
manzaray daha aylar boyfU akna seyredecelu~ji. Her de, yani Asterios,
Hatasu ve EPindyme gkyzne bakt,
Mavi Yunuslar Saray viran ohmu, falat jk Giritli in^3^-nn zerine bir mjde
olarak geri dnn*t.
%
ve kzn ban okad. "Ve umudun mitsizlik zerindeki. Byk Ana lmedi,
Asterios! Yoksa kk kzn bize gnderir miydi? Bu ocuk Byk Ana'nn bize
armaan ettii umut ."
Nil kylarndaki vatann kaybetmi olan Isis rahibesi onu neredeyse sert
denilebilecek baklarla szyordu.
"O bizi asla terk etmedi. Kl tabakasnn altnda uyuyan u ovaya bir bak! imdi
her ey gri, fakat yeillik geri gelecek. Tahribat bereket takip edecek, lm de
yeni bir yaam."
Hafif bir rzgr esmeye balamt, fakat beraberinde scak kller tamyordu artk,
ikisi de kuzeye bakyordu.
"Byk Ana'nn gcn inkr eden yabanclar gelecek" dedi Asterios ksk sesle.
"Onlar hissedebiliyorum. Gl ve kudretli savalar, Theseus'a benzeyen erkekler.
Ykntlarn arasnda bulduklar her eyi yama edecekler. Varolan durumdan en iyi
ekilde faydalanp, uzun zamandr arzuladklar eye sahip olacaklar. Girit bir daha
asla eski gnlerine kavuamayacak."
Hatasu yavaa gld. "Belki de eski gnler bir daha geri gelmeyecek" dedi sonra.
"Fakat tanrann kudreti ebediyen baki kalacak. O tm savalardan daha
gldr, tm kadn ve erkeklerin iinde ebediyen var olacak. Senin iinde,
Asterios. Ve benim iimde. Seni seviyorum Asterios! Seni her zaman sevdim."
kisi de sustuklar anda ocuk alamaya balad. "Karnm a" dedi. "Korkun
derecede de susadm. Bir eyler imek istiyorum!"
Minos inannda erkeksel g ise, eski Girit'te her yerde bulunan boa ile
simgelenmekteydi.
Minoslularn bereket ve bitkilerin geliimi zerine kurulu olan inanlarnn
kkenlerinde neolitik an izleri rahatlkla grlebilmektedir. Beslenme ihtiyalarn
tesadfe brakmaktan vazgeen ilk insanlar iin en nemli eylerden biri bereket -ve
dolaysyla diilik- dieri de bitkilerin yllk yaam evirimleriydi.
Bu nedenle bu inan kelimenin tam anlamyla "tutucudur", iinde her trl yenilie
kar derin bir gvensizlik barndrmaktadr.
Zaman ark acmaszca dnmeye devam ediyordu. "Analar" ve kadnlk hl
iktidarda olmasna ramen, erkekler yepyeni bir bilin -doann bilim ve teknik ile
alt edilmesi- ile tarihin kapsn almaya balamlard. Uzun bir gei dnemi
sonrasnda kar karya gelen iki g arasnda savunmaya ekilmi olan, yani
"kadnlk" yerini erkeklerin iktidarna brakmak zorunda kald.
Boann zaman sona erdii ve koun erkeksi saldrgan kimliinin giderek n plana
kt zaman bile, Girit'in her yannda en eski alardan bu yana yapld gibi
Byk Ana'ya tapnlyordu.
Hem tapmma ynelik, hem de gsterili karakterli birok saray kmt ortaya;
kylarda ve karann ilerinde binlerce nfusa sahip ehirler vard. Arlk merkezinde
resim, seramik ve heykelcilik bulunan bamsz bir sanat slubu gelitirmilerdi;
gnmze kadar ulaan eserler neredeyse empresyonist denilebilecek bir ifade
kuvvetine ve gzellie sahiptirler. Eserlerde kaba kuvvet veya iddetten eser bile
yoktur; tm de yaam sevinci, asalet ve zerafetle doludur. Bu sanat simgeleyen
en gzel rnek bence Knossos Sara-y'ndaki kralie odasnda bulunan ve mavi bir
yunus srsn tasvir eden resimdir. Romann ismi de bu ahesere ithaf edilmitir.
484
III
Minoslular bronz dkm tekniklerinin tmn byk bir yetenekle kullanyorlard.
Baarl olamadklan, daha dorusu arzu ettikleri sonuca ulaamadklar tek konu,
demir dkmcl ve ilemeciliiydi. Fakat bu yeni madenin zaferi kanlmazd.
Demir ann balamasyla birlikte Minos uygarl hzl bir ke urad.
O zamanlar Strongyle (Yuvarlak Ada), bugn ise Santorin olarak adlandnlan
adadaki yanarda pskrmesi sonunda, Girit de bir ate ve sel felaketi ile harap
oldu. Harabeye dnen Knossos Saray ise sonradan Mikenliler tarafndan iskn
edildi.
Lera MagariM ^
I- t; /
A'-* " J*sLilyi
Ualmyros Kovu
EGE
DENZ
%
^^^
'^
Di
W
J \hltthm Malann 1&*
^ -r iNo^osajt ulur
Mhtto A mm
k , , , "
w | M Chl
lj <.na
'1
Jijm*
# l*3((s
"VAkKOb
LBYA
DENZ
Yerleim yerleri XD Saray merkezleri J* Zirve tapnaklar A Klt maaralar U Ant
mezarlar
YURT
KTAP-YAYIN
HDlten CJefee...
Fedalerin Kalesi
ALAMUT
Wladimir Bartol
LK FEDA RGTLENMESNN, HASAN SABBAH'IN ROMANI
"Avni olum, Tahir'in torunu!" demiti ona.
"Doruca Demavend Da'na giden yolu tut.
Rey'e ulanca ahrud Irma'na giden yolu sor. Irman kayna sap
bir vadide bulunmaktadr; oraya k. Byk bir kale greceksin. Bu
yerin ad Alamut kalesidir, yani 'kartal yuvas.' ..."
... nl vezire cevap vermek istercesine nnde eilen Hasan
Sabbah'm fedasi, hzl bir hareketle haneri enesinin hemen altndan
O, kimileri iin bir tanra, kimileri iin fettan kadnn tekiydi. Kleopatra,
imparatorluunu eski gcne kavuturmak istiyor ve bu emeline ulamak iin tm
yeteneklerini ortaya koyuyordu: Kurnazl, politik dehas, efsanevi gzellii ve
batan kartcl. Bu artlar altnda Sezar ve Marcus Antonius gibi kudretli
Romallann bu gzel kralienin bysne kaplm olmalar hi de artc deildi.
Fakat kader her eye ramen bu byk ve tutkulu kadna trajik bir son hazrlad.
Badat'ta lm
HALLAC-I MANSUR
Wolfgang Gnter Lerch
NANCIN VE DRENN,
"DAR"DA HALLACI MANSUR'UN ROMANI
Ge dnem Mool el yazmalarn incelemek amacyla ran'n
sfahan ehrine giden bir profesr, arkasnda hibir iz brakmadan
ortadan kaybolur. Zaman ve mekn deitirerek gemie yolculuk yapan
profesr, Hallac- Mansr'un ikenceyle ldrlmesine tank olur.
Yazar Hallac- Mansr'un yaamn ve direniini roman diliyle
anlatmaktadr.
Jf
LYADA
Robert Krugmann
BATI KLTRNN KAYNAI LYADA DESTANFNIN ROMANI
Homeros'un destannn ilk kitab olan lyada, Troya Sava'nn anlatmdr. Kutsal
lion, binlerce Akha
savas tarafndan kuatlmtr. On yl boyunca korkun bir sava hkm srer.
Tanrlar tanrlarla, insanlar insanlarla savar.
Robert Krugman
bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu,
vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill
alfabesi ve benzeri formatlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda
ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde
satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz.
Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas
ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde
deneme yaynna geilmitir.
T.C.Kltr ve Turizm Bakanl Bilgi lem ve Otomasyon Dairesi Bakanl
ANKARA
bu kitap Grme engelliler iin dzenlenmitir.
Kitab Tarayan ve Dzenleyen Arkadaa ok ok teekkrler.
bu kitaplar bu hale gelene kadar verilen emee sayg duyarak ltfen bu
aklamalar silmeyin.
Brigitte Riebe _ Mavi yunuslar saray