Professional Documents
Culture Documents
Siyasal Dnceler
Tarihi
ZET
Antik a, eski Yunan filozofu Sokratesin felsefeyi gklerden yeryzne indirmesiyle, bir dier ifadeyle, metafizik konulardan insana ve onun toplumsal hayatna ilikin meselelere ynlendirmesiyle balayp
yaklak olarak M.S. V. yzylda Roma mparatorluunun yklmasna dein geen dnemdir. Bu dneme
damgasn vuran iki medeniyet Yunan ve Roma medeniyetleridir. Bu dnemde siyasi teorilerini inceleyeceimiz dnrler arasnda materyalist ve idealist felsefe okulu mensuplar, Sofistler, Platon ve Aristo yer
almaktadr. Ancak bu nemli dnrlere gelmeden nce polis dzeni hakknda temel baz bilgiler vermek
yerinde olacaktr. Bu ilk derste, Yunan polis dzeninde site, klelik, vatandalk, demokrasi ve zgrlk gibi
kurum ve kavramlar genel hatlaryla incelenecektir.
Giri
Siyasal dnceler tarihinin konusu, siyasi iktidarn kayna ve kullanl ile ilgili olarak tarih boyunca
ileri srlen grleri kronolojik bir sra iinde vermektir. Siyasal dnceler tarihini, toplumsal ve siyasal sorunlara sistematik cevaplar aranmaya balanmasndan gnmze geen dnem iinde, kabaca drt
farkl dnem iinde incelemek mmkndr. Sosyo-ekonomik, siyasal ve kurumsal zellikleriyle birbirinden
farkllaan bu dnemler: 1- Antik dnyann polis (site-devleti) dzeni; 2- Orta an feodal yaps; 3- Yeni
ada milli devlet ve monari tartmalar 4- Yakn ada ulus-devlet ve milliyetiliin douu olarak belirlenebilir.
LK A
Site: Eski Yunanda siyasi hayat, polis (ehir/site devleti) dzenine dayanmaktayd. Site, gnmzde
modern devletin birok ilevini yerine getirmekle birlikte birok noktada modern yani ulus-devletten
farkllamaktayd. Yunanlar siteyi, tpk buday gibi, Tanrnn kendilerine bahettii ltuflardan biri olarak
grmekteydiler. Her polis siyasal adan bamszd ve kendi kendini ynetirdi. Yunanlar siteye sahip olmalar
nedeniyle, barbar kavimlerden ayr ve onlardan stn olduklarna inanyorlard. Site, sadece tek bir ehirden
olumamaktayd; bir ya da birok ehirle bunlarn etrafnda yer alan krsal kesim (kyler) de sitenin kapsamna
girmekte ve hep birlikte bir siyasi birlik oluturmaktaydlar.
Yunanlar siteye balayan hukuki balarn yan sra dini balar da sz konusudur. Her sitenin kendine
zg tanrlar vardr. Bu alamda, site siyasi olduu kadar dini bir birliktir. Dini bayramlar ayn zamanda milli
bayramlardr.
Yunan siteleri arasnda en nemlisi Atinadr. Farkl tanrlara sahip olmalar nedeniyle kendi aralarnda
farkllaan sitelerin en temel zellii ise hepsinin kendini Yunan medeniyetine ait hissetmeleri ve hepsinin
Yunan hukukuna tabi olmalardr.
Klelik: Klelik, ilk a uygarlklarnda nemli bir kurumdur. Yunan demokrasisi, yani Yunan sitelerinde uygulanan demokrasi kleci bir ekonomik dzene dayanmaktayd. Yunan site vatanda yaamlarn klelerin rettikleriyle srdryor, zamanlarn sitenin ynetimine ayryorlard. Sitelerde az saydaki vatandan
katlmyla uygulanan dorudan demokrasi kleler sayesinde mmkn olabiliyordu.
Eski Yunanda klelik kamuoyu tarafndan neredeyse hi sorgulanmam, dnrlerin geneli tarafndan (bas istisnalar hari) da tartma gtrmez konu olarak grlmtr. Yunan dnrlerin geneli iin klelik doal bir kurumdur. zetle sylemek gerekirse, Yunan demokrasisi az sayda vatandaa zg ve kleci
bir sosyoekonomik sisteme dayal bir ynetim biimidir.
SONU
Yunan dncesinin anlalabilmesi iin ncelikle Yunan siyasi ortamnn aydnla kavuturulmas
gerekmektedir. Bu ilk derste, Yunan site-devletlerinin genel baz zellikleri incelenmi; bu erevede site,
klelik, demokrasi gibi baz temel kavramlar zerinde durulmutur. Yunan siyasi hayat, polis (ehir/
site devleti) dzenine dayanmaktayd. Her polis siyasal adan bamszd ve kendi kendini ynetirdi.
Site, Yunanlar arasnda siyasi ve hukuki olduu kadar dini bir birliktelii de ifade etmekteydi. Polis
dzeni, kleci bir ekonomik dzene dayanmaktayd. Yunan ehir devletlerinde demokrasinin yan sra
farkl dnemlerde monarik ve oligarik ynetimler de uygulanmtr.
1. Eski Yunan dnrlerine gre monari ile tirani arasndaki iliki aadaki kavram iftlerinden
hangisinde mevcuttur?
a) Demokrasi - Oligari
b) Demokrasi - Anari
c) Cumhuriyet - Vatandalk
d) Demokrasi - Cumhuriyet
e) Hepsi
a)
b)
Hristiyanln douu
c)
d)
e)
stanbulun fethi
a)
b)
c)
d)
e)
ZET
Bu derste, Eski Yunan dnrlerinin demokrasi hakkndaki gr ve eletirileri ele alnacak, zellikle
Ksenofon ve Herakleitosun dnceleri incelenecektir. Ayrca Sofistlerin toplum ve siyaset, zellikle de devlet konusundaki fikirleri zerinde durulacaktr.
Herakleitosun bizim iin asl nemi, yakn dnem siyasi dncesine yapt etkiyle ilgilidir. 19. yzylda, nce Hegelin ortaya koyduu, ardndan Marksn gelitirdii diyalektik (eytiim) ynteminin kkleri
Herakleitos dncesinde bulunmaktadr. Herakleitosa gre evren srekli bir olu, bir sretir. Bu srete
ztlklar srekli olarak atr, birbirini izlerler. Evrende duran ve kalan bir ey yoktur: scak souk olur, souk
ise scak; ya kuru olur, kuru da ya. Efesli dnrn nl deyimiyle: Ayn nehirde iki kez ykanlmaz.
nk sular deiir, akp gider. Bugnk nehir artk dnk nehir deildir, sadece grnte dnkne benzer.
giriyorlar. Szlemeyi yapanlar, yani devleti kuranlar, eit haklara sahip olmal ve toplum halinde yaamann
nimetlerinden eit lde yararlanmallar. Sofistlere gre insanlar arasndaki tek ayrlk topluluu devam
ettirebilmek iin her ferdin ayr bir i grmesi, her birinin ayr bir grevi yerine getirmesidir. Bu noktada,
Sofistlerin o dnem iin son derece ilgin bir yn karmza kmaktadr. Sofistler, lk a filozoflarnn doal kabul edip zerinde hi durmadklar veya sorgulamaya cesaret edemedikleri bir kurumu eletirirler. Bu
kurum kleliktir. Sofist filozoflara gre, ayn toplum iinde yaayan insanlarn eitsiz bir durumda olmalar
toplumun temel yasasna yani szlemeye aykrdr. Tartlmaz kabul edilen kurumlarndan biri olan klelii
eletirmeleri dolaysyla Sofistler, dnemin geleneki evreleri tarafndan dlanmlardr.
Sofistlerin devlet hakknda savunduklar ikinci dnce, asrlar sonra gelitirilecek ada devlet teorilerinden birinin temelini tekil eden kuvvet kavramn esas almaktadr. Kallikles ve Thrasymachos gibi Sofistlere gre devletin ortaya knda szleme deil kuvvet rol oynamtr.
Thrasymachosa gre, insann genel eilimi ve temel igds kendi iradesini bakalarna kabul ettirmektir.
nsanlar, gller ve zayflar olmak zere ikiye ayrlr; yasalar gllerin zayflara kendi iradelerini zorla
kabul ettirmelerine hizmet eder.
Kalliklese gre ise adalet ve ahlak gibi kavramlar, acizlerin uydurduu eylerdir. Ama, gllerin
kuvvetlerini kullanmalarn engellemek veya snrlamaktr. Fakat gl insanlar bu hileye aldanmayacak
kadar zekidirler ve kuvvetlerini kullanmaktan geri durmazlar.
Kallikles ve Thrasymachos gibi Sofistlerin devlete dair savunduu bu ikinci gr, szlemeyi deil tersine mcadeleyi nceler. Devletin ortaya kndaki asl neden insanlar arasndaki mcadeledir. Bir toplumda
herkesin ayn haklardan faydalanmas sz konusu olamaz, toplumdaki nimetlerden gller faydalanr, zayf
olanlar ise bundan yoksun olarak yaarlar.
SONU
M.. V. yzyln sonlarndan itibaren Yunan sitelerinde meydana gelen toplumsal ve ekonomik gelimelere paralel olarak demokrasi kart dnceler belirmeye balamtr. Bir ksm dnr demokrasiyi toptan
reddetme eilimi gsterirken, bazlar da demokrasinin arlklarnn giderilmesi iin reformlar tavsiye etmitir. Eflatun, bir dizi reform ile demokrasinin olumsuz yanlarnn giderilebilecei dncesini savunmutur. Eitlie ve dolaysyla demokrasiye inanmayan Herakleitos ise ynetimin, vatandalara braklamayacak
kadar nemli bir i olduunu belirterek bu grevin sekinlere ait olmas gerektiini ileri srmtr. Sofistler
ise demokratik dzenin gereklerinin nasl yerine getirilebilecei zerine dnceler ortaya atmlardr. Tm
insanlar balayabilecek genel ve objektif (nesnel) bir hakikatin olmadna inanan Sofistler dorudan demokrasi dzeninde insanlarn her eyden nce gzel ve etkili sz syleme gcne sahip olmalar gerektiine
iaret etmilerdir. Sofistler ayrca devlet nedir? sorusuna cevap aramlar ve bu soruya szleme ve kuvvet
kavramlarn merkeze alan iki farkl yant vermilerdir.
1.
Yneticiler ve filozoflar
2.
3.
b)
c)
iftiler
d)
Zanaatkrlar
e)
Madenciler
19. yzylda Hegel ve Marxn gelitirdii diyalektik (eytiim) ynteminin temelleri hangi dnr tarafndan atlmtr?
a)
Aristo
b)
Eflatun
c)
Herakleitos
d)
Ksenofon
e)
Kallikles
ZET
Bu blmde, Eski Yunan dncesinin nemli iki ismi olan Eflatun ve onun rencisi Aristonun
savunduu fikirler (idealizm) ele alnacaktr. Bu iki dnrn devlet, ynetim biimleri ve birey-toplum ilikisi hakkndaki dnceleri ayr ay incelenecek, ayrca grleri arasndaki temel farkllklar
tartlacaktr.
felsefesinin de temelini tekil etmektedir. Ona gre Sitenin kamunun karlar bireyin karlarna gre
daha nemlidir. Bu gr, organizmac yaklamla da uyum iindedir: Organizmac gre gre her birey
organizmann (btnn) bir hcresi (paras) olmaktan ibarettir. Birey, tpk bir hcre gibi kendine den
grevi yerine getirmekle ykmldr.
Eflatuna gre iyi bir dzen tesis edebilmek iin ie Sitenin yneticilerinden ve askerlerden balanmal.
Bunlarn zihnen, ruhen ve bedenen (matematik, mzik ve jimnastikle) ok iyi bir ekilde eitilmeleri salanmal. Ancak eitim de yeterli deil; dzen ve adaletin salanabilmesi iin ayrca iki kurumun ortadan kaldrlmas art: aile ve zel mlkiyet. Sitenin muhafzlar (askerler) toprak ve ev (aile) sahibi olmamal; bunlarn
geimleri dier alan snflar tarafndan salanmal. Eflatun bu dnceleri ortaya atarak, muhafzlarn aile
ve mlk gibi tutkulardan arndrlmalar ve bylece kendilerini tamamen Siteye adamalarnn salanmasn
amalyordu.
Grld gibi Eflatun, eitli snflarn var olduu hiyerarik bir toplum dzeni neriyor. En stte, en
baarl muhafzlar arasndan seilmi ve bata felsefe olmak zere eitli konularda sk eitimden geirilmi
filozof-krallar yer almakta. Onlar muhafzlar izliyor. nc srada ise iftiler, zanaatkrlar ve tccarlar
geliyor. Bu sonuncular Sitenin yksek menfaatleri ile dorudan ilgili olmadklar iin mlk edinme ve aile
kurma hakkna sahipler. Sitede dzen ve adaletin temini iin bu farkl snflarn korunmas, yani hiyerarik
toplum yapsnn srdrlmesi gerekmekte.
Eflatunun ve genel olarak Antik Yunan dnrlerinin savunduu hiyerarik toplum, ayn dnemde
baz eletirilere maruz kalmtr. Site-devlete ve onun ngrd hiyerarik toplum dzenine kar kan
felsefi akmlarn banda sinizm (kinizm) gelmektedir. Kpek anlamna gelen Yunanca kyon kelimesinden
treyen sinizmin (kinizm) kurucusu Anthisthenes (M.. 444-365)e gre mutlulua ancak erdemle ulalr
ve erdem sahibi olmak da ancak dnyevi hazlar yadsmakla mmkn olabilir. Sinik dnrler, zenginlii,
aileyi, evlilii, vatandal ve n nemsemezler. Bunlarn insan daha deerli kldna inanmazlar. Toplumsal ayrcalklara kar nefret hisleri besleyen sinikler eski a anaristleri olarak kabul edilebilir. Bu nefret,
onlarn toplumsal eitsizliklere arkalarn dnemeye bu ayrcalklarn nemini yitirdii ruhsal bir evrene snmalarna yol amtr. mparator skenderin bir dilei olup olmad sorusuna Glge etme baka ihsan
istemem karln veren ve bir fnn iinde yaayan Sinoplu Diyojen (M. 413-327) sinik dncesin en
yetkili temsilcilerindendir.
Sinizmle ilgili bu ksa aklamadan sonra tekrar Eflatuna dnelim. Ona gre, eitimin ihmal edilmesi
veya mlkiyet zlemi ynetimin yozlamasna yol aar ve neticede timokrasi denilen rejim ortaya kar.
Savalarn diktatrl anlamna gelen timokrasi, zamanla zenginlerin diktatrlne yani oligariye
dnr. Buna tepki olarak ortaya kan demokrasinin yozlamas sonucu ise tek kiinin diktas olan tirani doar. Bu sonuncusu, Eflatuna gre en kt ynetim biimidir.
Eflatuna gre bir ynetimi iyi veya kt klan lt, o ynetimin kendi koyduu kurallara uyup uymamasdr. Monari (bir kiinin iktidar) keyfilie dnrse tirani olur, aristokrasinin (yani birka kiinin iktidarnn) keyfilii oligariyi dourur, demokrasi (ounluun iktidar) ise anariye dnr.
deal bir sitenin, yasalara gerek olmadan eitim yoluyla ve filozoflar tarafndan ynetilmesinden yana
olduunu belirttiimiz Eflatun, hayatnn son yllarnda bu fikrini gzden geirme ihtiyac duyar. Son eserine
Yasalar adn vermesi dikkat ekicidir. Yal Eflatun bu eserinde nceki grlerini bir kenara brakr ve
yasalarn gerekliliinden ve erdeminden bahseder. Ayrca zel mlkiyet ve aile konusundaki grlerini
yumuatr. Ynetim konusunda ise karma bir sistem nerir: bilgelii ve akl temsil eden monari ile zgrl
temsil eden demokrasinin karmas.
ni takip eden rencilerindendir. Hocasnn lmnn ardndan Lise adn verdii kendi okulunu kurmutur. stad Eflatun gibi Aristo da idealist bir dnrdr. Ancak hocasnn, soyut ve genel nitelikteki idealar
bamsz bir gereklik gibi tanmasn ve sadece onlar gerek olarak kabul etmesini eletirir. Aristoya gre
bu genel nitelikler ancak somut eylerin sfat olduklar lde gereklik tarlar. dealar, varlklarn iinde
yer alan zlerdir. Ksaca Aristo, Eflatuna gre daha somut bir dnce gelitirmeye gayret eder. Gzlem
yntemine nem verdii iin siyaset biliminin babas saylr.
Aristo da ideal devlet nedir? sorusuna cevap aramtr. Fakat o, bu soruya somut bir hareket noktasndan
kalkarak cevap aramtr: anayasalar. Aristo Yunan sitelerinin anayasalarn incelemi ve ideal devletin nasl
olmas gerektiine bu metinlerden hareket ederek cevap aramtr. Bu tavr, onun gzlemci yntemi benimsemi olduunun en arpc kantdr.
Aristoya gre devletin amac her eyden nce birlii salamaktr. Devletin amac konusunda Eflatunla
hemfikir olsa da ondan ayrld noktalar da mevcuttur: Aristo, devletin birliini salayabilmek iin ynetici
snfa zel mlkiyet ve aile kurma yasa getirilmesine gerek olmadna inanr.
Aristo u noktada da hocasyla hemfikirdir: Toplumda farkl kesimler arasnda nemli servet farklarnn
olmas devletin birlik ve btnl iin bir tehlikedir. Fakat Aristo bu tehlikenin bertaraf edilmesi iin zel
mlkiyetin kaldrlmasn nermez. Ona gre dengeyi salayacak olan orta snftr. Toplumun iyi ynetilmesi
ancak orta snfn gl olmasyla mmkndr.
Politika adl eserinde Aristo siyaset bilimi iin son derece merkezi bir nem tayan u soruyu sora ve
yantlamaya alr: stnlk veya dier bir deyile egemenlik hangi ilkeyle tesis edilmelidir? Bu ilkeleri
srasyla tartr: ounluk, belli bir aileye mensup olmak (asalet), zenginlik, askeri cesaret, bilim, erdem, deha.
Egemenlik ounlua m, her zaman aznlkta kalan ekin kiilere mi, eitli yetenekleri olan deha sahibi
kimselere mi ait olmal? Bu soruya Aristo egemenliin ounlua ait olmas gerekliliini belirterek cevap verir ancak neticede adaletin bu ilkelerin hi biriyle tam manasyla salanamayacan da belirtir.
Egemenlii ellerinde tutanlarn hibir zaman arla kamamalar iin tek yol yasalarn stnln
salamaktr. Bunun iin de Aristo yazl olmayan hukuku (teaml hukukunu) yazl hukuktan daha gl ve
nemli addeder.
Aristoya gre insan siyasi bir hayvandr ve tabiat gerei toplum iinde yaamak durumundadr. yleyse ama toplum olarak iyi yaamann salanmasdr. Bunun salanabilmesi iinse iyi vatandalara ihtiya
vardr. yi bir Site iin iyi vatandalar gereklidir. Son tahlilde nemli olan, ama olan Sitedir; birey (vatanda)
ise iyi bir Site iin aratr. Bu dnce, btnn paradan stn olduu inancndan kaynaklanmaktadr.
Peki, Aristoya gre vatanda kimdir? Vatanda, ynetime ve adaletin salanmasna katk salayan kimsedir. Bu fonksiyonel bir tanmdr ve Atinada uygulanan dorudan demokrasiye uygun dmektedir. Vatanda bir yandan ynetir, dier yandan emirlere boyun eer. Emirler, yazl ve yazl olmayan yasalardr.
Aristoya gre eitlik ve zgrlk doal bir durum deildir. Doal olan insanlar arar eitsizliktir ve bu
tartma konusu bile yaplamaz. Emir sahibi olan Yunal komutandr, Barbar ise itaat etmekle ykmldr.
Kadnlarn iradesi kleler kadar olmasa da snrldr ve onlar da buyruk altndadrlar. Bu tr eitsizlikler,
baba-ocuk ilikisinde sz konusu olan eitsizlik durumu gibidir: Babann ocuk zerinde haklar olduu
gibi, bir grup insann dier bir grup zerinde de hakk vardr.
Aristonun yukarda zetlediimiz grleri, onun toplum iindeki eitsizlikleri merulatran organizmac bir dnceyi savunduunu gsterir. Ayrca, ilk toplumun aile olduunu, bunu ky ve daha sonra da
ehir toplumlarnn takip ettiini syleyerek insanln tekml ettiini, olgunlatn, gelitiini ileri srer.
Bylece Aristo, 19. yzylla ilgili ileriki derslerimizde daha ayrntl olarak inceleyeceimiz ilerlemeci tarih
anlaynn temellerini atar.
SONU
Eflatunun savunduu idealizm felsefesine gre, btn varlklar aslnda dncenin kendisidir. Maddi gereklere (nesneler) oranla maddi olmayan ilkeler (idealar) daha salam ve asli bir varla sahiptirler. Maddi gerekler bu ideal varlklardan tremilerdir. Asl olan, deien dolaysyla
mkemmel olmayan eylerin (yani nesnelerin, grnlerin) arkasnda yer alan mkemmel ve
srekli olan idealardr. nsanlarn duyularyla alglad eyler, idealarn yansmalar veya glgeleridir. Eflatunun yeryznde kurmak istedii devlet, henz eine rastlanmam; ancak idea olarak
mevcut olan bir devlettir. Ona gre insan hayatnn temel amac erdem; bunun topluma yansmas
ise adalettir. Yasalarn yerini eitim almaldr ve toplumsal dzen yasalara gerek kalmadan eitimle
salanmaldr.
Eflatun ve Aristo iin asl nemli olan Sitedir; birey (vatanda) ise iyi bir Site iin aratr. Her
ikisi de genel karlarn bireysel karlardan nce gelmesi gerektiini savunmulardr. Ancak Aristo,
stad Eflatundan farkl olarak yasalar ok daha fazla nemser ve egemenlii ellerinde tutanlarn
arla kamamalar iin yasalarn her eyin stnde olmas gerektiini savunur.
1.
2.
3.
Eflatunun savunduu idealist felsefe, aadaki dnce akmlarndan hangisinin kart saylr?
a)
Romantizm
b)
Hedonizm (Hazclk)
c)
Materyalizm (zdekilik)
d)
Sofizm
e)
Stoaclk
b)
Eitliki olmas
c)
zgrlk olmas
d)
e)
b)
c)
d)
e)
ZET
Bu derste, sosyopolitik ve ekonomik gelimeler neticesinde sitenin boyutlarn aan yeni bir
devlet modelinin (byk monariler) ortaya k ve polis dzenin k ele alnacaktr. k
koullarnda gelien felsefi akmlar (Epikrclk ve Stoaclk) incelenecektir. Ayrca, Roma mparatorluunun kurulmasyla doan yeni hukuk sistemi ve Hristiyanlk dncesinin temel nitelii
tartlacaktr.
Site/Polis Dzeninin D ve k
Eflatun ve Aristonun site ynetiminin aksayan taraflarn dzeltmeye alan dnrler olduklarn
grdk. Ne var ki Eflatunun eitilmi vatandalarn egemenlii dncesi de, Aristonun savunduu lmllk ve orta snfn egemenlii nerisi de polisin kn engelleyememitir. Meydana gelen toplumsal-siyasal-ekonomik gelimeler sitenin boyutlarn aan yeni bir devlet modelinin ortaya kmasyla sonuland.
Yeni dnemde Yunan sitelerini ieren monariler kuruldu. skenderin kurduu Makedonya Krall ve Roma
mparatorluu bunlar arasndadr.
Ekonomik ilikilerin gelimesi, kendi kendine yeterlik ilkesi (otari) ilkesi zerine kurulu site-devleti
sarsan balca nedenlerdendir. Ayrca, toplumsal snflar arasnda giderek artan servet fark, varlkllar ile
yoksullar arasndaki mesafenin artmas daha nce Eflatun ve Aristonun belirttii gibi site dzenini tehdit
eden bir unsur haline gelmiti. Zenginlerin karlar, retimin ve ticari balarn artmasna imkn tanmayan
site dzeninden deil, Makedonya gibi byk devletlerden, konfederasyon ve monarilerden yanayd. skender, zenginliklerin yeniden paylalmas iin ba gsterecek ayaklanmalar bastrma sz vermekteydi.
Girilen bu yeni dnemle siteler tarih sahnesinden ekilmekte; bunlarn yerini, siteleri de bnyesinde toplayan
byk monarik devletler almaktayd.
Aristo sonrasnda, yani polis dzeninin d yllarnda, yeni felsefi akmlar da domutur. Helenistik
dnem olarak adlandrlan bu evrede ortaya kan nemli isimlerinden bir M.. 341-270 yllar arasnda yaayan Epikrdr. Epikrn dnceleri yaad bunalm dneminin karakteristik zelliklerini sergilemektedir. Bireyin siyasi kararlara katlmnn artk mmkn olmad, yani vatandalk niteliini kaybettii bu
dnemde, Epikr materyalist dncenin temellerini atyor. Ona gre insan, ksa hayatn mmkn olduu kadar mutlu bir ekilde yaamal ve bunu baarabilmek iin de kader karsnda ilgisiz kalmal. lmle
ilgili u mehur sz aslnda onun yaam felsefesini zetler: lmden korkmak anlamszdr, nk
yaadmz srece lm yoktur, lm geldiinde ise artk biz yokuz.
Vatandalk kavramnn deerini yitirdii, bireyin ynetimde artk sz sahibi olmad bu dnemde, Epikr insana ksaca u tavsiyede bulunur: Kendi irade ve isteinle deitiremeyecein eyler karsnda ilgisiz
kal. Epikrn bu tavsiyesi, ynetimle ilgilenmemeyi, genel olarak siyasetten uzak durmay da kapsamaktadr.
dzen ancak belli bir plana gre hareket eden stn bir akln, yani Tanrnn eseri olabilir. nsan da tanrsal bir
kaynaktan gelmektedir.
Stoaclar, tm insanlarn evrene hkim olan logosun (Tanr) ocuklar olduuna inandklar iin tek bir
dnya devletinin olmas gerektiini savunurlar. Tanrnn koyduu, insan tabiatna uygun ve deimez kurallar mevcuttur. Doal yasalar ya da doal hukuk ad verilen bu kurallar, devletin koyduu yasalardan
stndr. Doal hukuk, zaman ve mekn stdr, her insan iin ayn ve geerlidir. nsan yaps olan devlet,
mlkiyet, klelik vs. doal deil yapay kurumlardr ve doal yaama terstir. Stoacla ait tm bu dnceler
daha sonraki dnemlerde Hristiyanlk tarafndan ksmen yeniden yorumlanarak benimsenecektir.
retiyorsun. Sezara vergi demek yasal m, yoksa deil mi? deyelim mi, demeyelim mi?
sa onlarn ikiyzlln bildiinden, Neden beni denemeye kalkyorsunuz? dedi, Bana bir
dinar getirin de greyim. Getirdiler. sa sordu: Bu grdnz yz ve yaz kimindir? Onlar, Sezarn dediler. Bunun zerine sa, Sezarn hakkn Sezara, Tanrnn hakkn da Tanrya verin
dedi. Onun bu yantna aakaldlar.
Markosta zikredilen bu metin bir btn halinde deerlendirildiinde, Hz. sann kendisini su ilemeye itmek iin snamak isteyenlere kar alayc ve bir o kadar anlaml bir cevap verdii anlalmaktadr. Hz.
sa, zerinde resmi olduu iin kendisine ait olduu belli olan Sezarn parasn yine ona vermek gerektiini
sylemektedir. Sezarn hakk olan ey sadece ve sadece bundan ibarettir. Onun, insan hayat ve lm
zerinde hakk olmad gibi, insanlar savaa sokmaya ve lkeleri igal etmeye hakk yoktur. Bylece, onun
dnda kalan eyleri ise, onlarn sahibi olan Tanrya vermek gerektiini belirtmektedir. Bylece, yegne itaat
edilmeye ve yceltilmeye layk olann Tanr olduunu vurgulamaktadr.
Hz. sann bu sz, genellikle laikliin tarihsel temel dayanaklarndan biri olarak deerlendirilmektedir.
Ancak bu deerlendirme, yukardaki aklamalarmz nda bakldnda pek isabetli grlmemektedir.
Hata pay yksek olmakla beraber, genel kabul grm ve Hristiyanln laiklik dncesine ak, hatta bu
dnceyi hazrlayan bir inan sistemi olduu ynndeki bu iddiaya gz atmakta fayda var.
Sz konusu iddiaya gre, Hz. sann bu sz, yasa ve teaml yoluyla konulmu vergilere, yarg yetkisine, yrrlkteki siyasi kurumlara, ksacas yerleik dzene sayg gstermenin gerekliliine iaret etmektedir.
Nitekim Hristiyanln kurumsallam srdrcs olan Kilise, Hz. sann bu szne binaen, feodal dzenin de kapitalist dzenin de savunuculuunu yapmtr.
Hristiyanlk ile birlikte lk an monist (teki) yaps yerini dalist (ikici) bir yapya brakmtr. nceki
dnemde, site-devlet her eyi iermekteyken, din-devlet, dnyevi-uhrevi, ruhani-cismani ayrm sz konusu
deilken, Hristiyanln yukarda belirttiimiz yanl yorumu neticesinde bu ayrmlar ortaya kmtr.
Hristiyanlk ikici bir dnya grnn douuna neden olmutur. Bir Hristiyan iki ayr otoritenin buyruu
altndadr: Sezarn ve Tanrnn. te bu ikici gr, din ileriyle dnya ilerini birbirinden ayrmak anlamna
gelen laikliin ileriki dnemlerde Batda yerleip kk salmasn kolaylatrmtr. Hristiyanlk dncesinin
bu ikici yaps Bat siyasi dncesinin belirleyici niteliklerinden birini tekil etmektedir.
SONU
Bireyin siyasi kararlara katlmnn artk mmkn olmad, vatandaln anlamn yitirdii k
dneminde, Epikr materyalist dncenin temellerini atmtr. Stoaclar ise doaya uygun bir yaam srmek gerektiini savunmulardr. Onlara gre, Tanrnn koyduu, insan tabiatna uygun ve
deimez kurallar mevcuttur. Doal hukuk ad verilen bu kurallar, devletin koyduu yasalardan
stndr.
Roma dnemi, siyasi dncelerle deil, son derece gelimi hukuk sistemi ve siyasi kurumlaryla temayz etmektedir. Eski Yunan siyasi dncesinin at yoldan ilerleyen Romallar, dnya
apnda yeni bir dzen (pax romana), bir dnya bar kurmay ncelemilerdir. Romann yaylma
siyaseti gl ve kutsallatrlm tek bir efi (imparator) gerekli klmtr. Buna paralel olarak, imparatorun emirlerini yukardan aaya doru yerine getirebilecek merkez bir ynetimin ve gl bir
brokrasinin kurulmas gerekmitir.
Hristiyanlk ile birlikte lk an monist (teki) yaps yerini dalist (ikici) bir yapya brakmtr.
nceki dnemde, site-devlet her eyi iermekteyken yani din-devlet, dnyevi-uhrevi, ruhani-cismani gibi ayrmlar sz konusu deilken, Hristiyanln belli bir yorumu neticesinde bu ayrmlar ortaya
kmtr. Bat siyasi dncesi, Hristiyanln bu ikici yapsndan beslenerek gelimitir.
1.
2.
3.
a)
b)
Aristo sonras Helenistik dnemin en nemli dnce sistemini gelitirmiler ve Hristiyan felsefesini etkilemilerdir
c)
d)
nsanlarn evrene hkim olan logosun (Tanr) ocuklar olduuna inandklar iin tek bir dnya
devletinin olmas gerektiini savunmulardr
e)
Tanrnn koyduu, insan tabiatna uygun ve deimez doal yasalarn bulunduunu savunan ve
bunlarn devletin koyduu yasalardan stn olduunu ileri sren dnce akm hangisidir?
a)
Epikrclk
b)
Sofizm
c)
Sinizm
d)
Stoaclk
e)
Hristiyanlk
zgrlk
b)
Adalet
c)
Laiklik
d)
Eitlik
e)
Hepsi
ZET
Bu blmde, Roma mparatorluunun knn ardndan Bat Avrupann kendine zg koullarnda doup gelien feodal toplum dzeni incelenecektir. Orta a Avrupasna rengini veren
bu dzen, iktisadi, siyasi, hukuki ve toplumsal boyutlaryla ele alnacak, feodaliteyle ilgili kavramlar
(serf, fief, vassal, vb.) aklanacaktr. Ayrca, dnemin temel ideolojisi olan Hristiyanlk (Kilise) ile
devlet arasndaki atma zerinde durulacaktr. Bu erevede Hristiyan dnr Aquinolu Thomasnn fikirleri ve zelikle yasalar kuram incelenecektir.
ORTA A
kullanlmaktadr.
Roma devlet rgtnn ortadan kalkmasyla onun yerini alan feodal dzende senyrn hem sahibi hem
de hkimi olduu bir malikne sz konusudur. Feodalite, bir yandan devlet otoritesini dier yandan bireyin
zgrln salayan egemenlik ve mlkiyet kavramlarn birbirine yaklatrm, hatta eanlaml klmtr:
Egemenlik, bir mlkiyet hakkna dnmtr. Ksaca feodalite, egemenlik ve mlkiyetin zel bir rgtlenme biimidir.
Klelikten (veya kle-efendi ilikisinden) farkl bir durum olan bir kiiye ballk (yani serf-senyr ilikisi) barbar istilasnn yaratt gvensizlik atmosferinde ok daha hzl yaylm ve genellemitir. Yeni koullar
btn zgr insanlar kendilerine bir senyr semek zorunda brakmtr. Latince kle anlamn tayan
servustan gelme bir kelime olan serf, derebeylerin arazilerinde alan ve onlarn mlk saylan kyllerdir.
Serfler, ancak zerinde yaadklar, ileyip rn elde ettikleri toprakla birlikte alnp satlabilirlerdi. Siyasal
haklara ve istedii zaman baka topraklara g etme hakkna sahip deildiler. Feodal bir beye (derebeyi) balydlar ve beylii terk etmeleri yasakt.
zetlemek gerekirse, retim tekniinin gelimesi sonucunda geveyen klelik ba, dnya leinde
ortaya kan baz gelimelerin (Akdenizin dou ve bat kylarnn Mslmanlarn kontrolne gemesi) de
etkisiyle feodal rejimin domasna yol amtr. Bu rejimde topran serbeste kullanm sz konusu deildir. Senyrsz topraklar istisnadr. Topraklarn neredeyse tamam fief szlemesiyle hiyerarik bir dzene
tabidir. Fief, Orta ada senyrn vassalna geimlik olarak verdii topraktr. Vassal, iledii bu topraktan
kazandklar karsnda senyrne belirli bir miktar vergi verir ve askeri hizmet sunar. Ksacas, fief szlemesi
iki hr kii arasnda yaplan bir anlamadr. Taraflardan biri senyr, dieri ise ona tabi olan vassaldr. Hr
olmasna ramen hiyerarik olarak senyrn altnda bulunan vassal, ald topraklarn bir ksmn bakasna
devredebilir, bylece kendisi de vassal olduu senyre balln srdrerek senyr olabilir.
Feodal dzende kilisenin nemli bir yer igal ettiini belirtmek gerekir. Laik senyrlere ait topraklar (malikneler) olduu gibi rahip senyrlere yani kiliseye ait topraklar da vard. Rahip senyrlere ait malikneler
iletme ve ynetim bakmndan dierlerinden pek farkl deillerdi.
Feodal dzeni genel bir ema ile ifade etmek gerekirse, kraln en yksek senyr olduunu, feodal hiyerarinin en yksek katn igal ettiini syleyebiliriz. Dier bir deyile kral, senyrlerin senyr konumundayd. Ancak iktidarn paralanml ilkesi erevesinde kral, kendine tabi dier senyrlerin topraklarnda
yaayan halk zerinde herhangi bir nfuza sahip deildi. Neticede feodal hukukun gerei olarak, kendisi de
bizatihi feodal bir senyr olan kraln dorudan ynetimi (egemenlii) yalnzca kendi topraklaryla snrlyd.
Grld gibi, Orta a feodal toplum yapsnda eitli snflar sz konuydu. Bunlar soylular (senyrler), din adamlar (rahipler), hr kyller ve serflerdir. Her bir snfn farkl hukuki statleri vardr. Ekonomik
olduu kadar hukuki bir eitsizlik de sz konusudur. Feodal toplumu tekil eden snflar arasnda kesin snrlar vardr. Snflar aras geiler imknsz olmamakla beraber son derece gtr: Bir snftan baka bir snfa
gei belli hukuki ilemler ve merasimler gerektirmektedir. Soylular ve din adamlar ayrcalkl snflardr ve
topraklar bu iki snf arasnda paylalmtr.
Bu dnemin sonlarna doru, korunakl idari ve dini merkezler olan kentler yeni bir gelimeye sahne
olmutur. Buralarda meta (ticaret mal) retiminin artmas, zanaat ve ticaretin gelimesi sonucunda yeni bir
snf ortaya kmtr: burjuva snf (burjuvazi). Burjuvalarn (kent soylular) varl topraa deil kentlerdeki
meta retimine ve ticarete balyd. Sava sanatyla (askerlik) uramadklar gibi toprak sahibi de deillerdi.
Bu nedenle soylularn sahip olduu imtiyazlardan (hukuki ayrcalklar) yoksundular. Burjuvazinin giderek
daha glenecei ileriki dnemde bu durum ciddi bir elikiyi de beraberinde getirecektir. Ekonomik zenginlii elinde bulundurmasna ramen siyasi ve hukuki haklardan mahrum olan burjuvazi, bu duruma itiraz
edecek, gl bir toplumsal muhalefet rgtleyecek ve neticede burjuva devrimleri ortaya kacaktr.
bulunmaktadr. Bugn adna pozitif hukuk dediimiz, Aquinolu Thomasnn sralamasnda en altta yer
alan bu yasalar Tanrnn aklnn ve doal yasann zel artlara uygulanmasndan ibarettir. Aquinolu Thomas,
gelitirdii yasalar kuramyla, Tanr ile insan arasnda yukardan aaya bir iliki ve sreklilik salamtr.
Aquinolu Thomasnn yasalar arasnda kurduu hiyerari, ayn zamanda iktidarn snrlandrlmasn da
mmkn klmaktadr. Pozitif yasalarn (yani insanlarn koyduu yasalarn) Tanrsal/lmsz ve doal yasalarla uyumlu olma zarureti sz konusudur. Yeryznde iktidar elinde bulunduranlar, Aquinolu Thomasnn
yasalar kuramna gre, keyfi bir ynetim sergileyemezler, yetkileri Tanrsal ve doal yasalarla snrlandrlmlardr.
Aquinolu Thomasya gre iktidarn kullanlna Tanrnn dorudan bir mdahalesi veya etkisi sz konusu deildir. Tanr, yeryznde iktidar kullanmak zere herhangi bir kiiyi (kral) atamaz. Peki, yeryzndeki
somut iktidar kullanacak olan kiiyi, kral veya imparatoru kim belirler? Aquinolu Thomasya gre iktidar
kullanacak olan kiiyi (yneticiyi) belirleyecek olan halktr.
Bu dncelerinden dolay Aquinolu Thomasnn demokrasi savunucusu olduu sonucunu karmak
hatal olacaktr. Eski Yunandakine benzer bir demokrasi deildir onun nerisi. Ona gre, toplum ile ynetici
arasnda sarih (ak, belirgin) veya zmni (kapal, gizli) bir kontratn (szleme) olmas gerekmektedir. Eer
ynetici toplumla yapt sarih veya zmni szlemeyi inerse bu hareketinin yaptrmna (meyyide)
katlanmak durumundadr. Aquinolu Thomas bylece mutlak iktidarn nlenebileceini dnmektedir.
Aquinolu Thomas, yine Aristodan esinlenerek, monari, aristokrasi ve demokrasi karmas bir hkmeti
savunmutur. Bu karma ynetim biiminde arl en az olan demokrasidir. Sradan insanlarn, yneticinin
seilmesinde sz sahibi olmamas gerektiini, bu hakkn sekin (elit) bir gruba mahsus olduunu ileri srer.
Grld gibi Hristiyan bir Orta a dnr olan Aquinolu Thomas demokrasiyi savunmaz, ancak
tiraniden yana da deildir. ktidarn snrlandrlmas gereklilii, onun siyasi dncesinin temel talarndan
biridir. Savunduu bu fikirlerle Aziz Thomas, anayasaclk dncesinin tohumlarn atan dnrler arasnda yer alr.
SONU
Bu derste, feodal dzenin ortaya k ve geliimi zerinde durulmutur. nceki ada klelie
dayanan ekonomi, Orta a ad verilen bu dnemde derebeylik zerine kurulmutu. retim
tekniinde ortaya kan baz gelimeler kleci retim biiminden farkl bir ekonomik organizasyonu
gerekli klmtr. Bylece yeni dnemin koullaryla uyumlu farkl bir ekonomik rgtlenme, yeni
bir retim ekli ortaya kmtr. Feodalite veya derebeylik ite bu yeni siyasal, toplumsal, iktisadi,
hukuki rgtlenme biiminin addr. Feodalite, siyasi merkeziyetin olmad, devlet iktidarnn
paralanm durumda bulunduu bir dzendir. Feodalite, bir yandan devlet otoritesini dier yandan bireyin zgrln salayan egemenlik ve mlkiyet kavramlarn birbirine yaklatrmtr.
Bu dzende egemenlik, bir mlkiyet hakkna dnmtr.
Feodaliteye paralel olarak Orta aa damgasn vuran bir dier gelime Kilise ile devlet arasnda,
iktidarn kime ait olaca konusunda sren atmadr. Kilisenin stnl ele geirdii ilk dnemde Roma-Cermen mparatorluu teokratik bir nitelik kazanmtr. mparator lkeyi ancak Kilisenin
onayyla ve Papadan ald vekletle ynetebilmekteydi. Milli devletin kurulmas Kilisenin stnlne son vermitir.
Orta a dnrleri, iktidarn snrlar konusunda deiik fikirler serdetmilerdir. Aquinolu Thomas, kurduu yasalar hiyerarisiyle dnyevi iktidarn snrlarn izmi ve anayasaclk dncesinin tarihteki nemli temsilcileri arasnda yer almtr.
2.
3.
4.
b)
c)
d)
Avrupada feodal dzenin ortaya kmasnda, Akdenizin dou ve bat kylarnn Mslmanlarn
hakimiyeti altna girmesinin de pay vardr.
e)
Hepsi
b)
c)
d)
e)
Feodal dnemde, Kilise hiyerarisinin en altnda bulunan din adamlarna verilen ad.
Aada verilen tarihi olaylardan hangisi, Kilisenin Orta adaki stnlnn sona erdiinin gstergesidir?
a)
b)
c)
d)
e)
Fransz htilali
Yasalar hiyerarik bir sralamaya tabi tutmu, en stte insanlarn yapt yasalarn bulunduunu
ileri srmtr.
b)
c)
d)
e)
ZET
Bu blmde, ilk dnem slam siyaset dncesinin nitelii, temel kaynaklar ve ksaca geliimi
zerinde durulacaktr. Ayrca, Orta a slam dnrlerinden bn Haldunun toplum ve devlet ile
ilgili analizlerine yer verilecek, modern tarihilik ve sosyoloji disiplini asndan ifade ettii anlam
zerinde durulacaktr.
larn, ilerini aralarnda ura ile yani istiare ederek, birbirlerine danarak yapmalarn tlenmektedir
(ura Suresi, 38. ayet). Bu emir, slami siyaset ve ynetim anlayn belirleyen en temel ilkelerdendir.
Buraya kadar anlattklarmz Hlefa-i Raidin (Doru yolda olgun halifeler) denilen ilk drt halife dnemi iin geerlidir. Daha sonra, yani Hz. Aliden sonra ynetime gelen Muaviyenin kendi yerine, olu Yezidi
halife ilan etmesiyle slam tarihinde saltanata gei sz konusudur. Bu yeni dnem tarihte, Emeviler dnemi
olarak bilinmektedir.
yaamak zorundadrlar. Toplumlar arasndaki farklar ise corafi artlar ve iklim koullarndan kaynaklanmaktadr.
bn Haldun toplumlar iki ayr tipe ayrmtr: gebe toplumlar ve yerleik toplumlar. Sosyal dinamik,
dier bir deyile toplumsal deime, bu iki toplum tipi arasndaki diyalektik atmadan kaynaklanmaktadr.
Yerleik toplumlar zamanla gever ve yozlar. Bu toplumlarda yaayan insanlar zevk ve rahata dkn hale
gelirler. Gebeler ise daha savadrlar ve aralarndaki ba (asabiye) daha kuvvetlidir. Zamanla zenginleen
ve g kazanan gebe toplumlar, yerleik uygarlklar kurarlar ya da yerleik uygarlklar ykarak yerlerine
geerler.
Gebe toplumlarda dzeni yaratan sosyal iliki/ba veya bn Haldunun ifadesiyle asabiye, ayn zmreye mensup olmann yaratt dayanmadan doar. Bu ba nce kabiledeki akrabalk ilikilerinden doar.
Kabile gelitike, iine farkl soylar dhil olunca, asabiye dar anlamda bir akrabalk ba olmaktan kar geni
anlamda bir kavim ve kabile ba halini alr. Gebe toplumlarda dzenin kurulmasnda, asabiye bann
yan sra eflerin otoritesinin pay da vardr. efle kabile yeleri arasndaki ba, kendiliinden doan ve rfi
kurallarla desteklenen bir badr. Devlet rgtne sahip yerleik toplumlarn tersine, gebe toplumlarda
efin emrinde askeri bir g bulunmaz.
Toplumun yerleik bir dzene geiiyle birlikte devlet doar. Yerleik uygarlk srecine geile kabileler
(soylar) birbiriyle kaynar/karr ve nfus artar. Ayrca toplumda servet birikimi ortaya kar. Bu yeni durumda, dzeni salamak iin asabiye artk yeterli deildir. Merkezi bir bask ve kontrol aracna ihtiya vardr.
Bu ihtiyac karlamak zere siyasi iktidar (devlet) doar.
bn Halduna gre devlet, birbirleriyle rekabet ve mcadele halindeki kabilelerden birin dierlerine stn gelmesi ve onlar zerine stnlk kurmasyla balar. Devlet toplumdan farkl bir kategoridir. Toplum,
insanlarn birbirlerine yardm etmeleri zorunluluundan domutur. Devlet fikri ise, insan hemcinslerinin
saldr ve zulmne kar koruma gereinin sonucu olarak ortaya kmtr. nsanlar dier hemcinslerinin
tecavznden korunabilmek iin bir yasakya ihtiya duyar ve onun otoritesine boyun eerler. Devletin ortaya k sosyal bir olaydr ve tpk toplum gibi, bir zorunluluktan ileri gelmektedir.
bn Halduna gre kabile dayanmasna dayanlarak kurulan hanedan devletinde hkmdar bir mddet sonra kendi kabilesinin (aile ve soyunun) mensuplarna gvenemez olur. Bunlarn yerine dardan derlenmi, kendine bal bir askeri g salar. Bu usule devirme denir. Bu sistem, uzun sre Osmanl Devleti
tarafndan da uygulanmtr. Askeri ve sivil brokrasinin nemli bir blm, gayrimslim tebaadan ocuk
yata devirilen kiilerden oluturulmutur. Osmanl mparatorluunda devirmeler, devletin ok yksek
makamlarna (sadrazamla kadar) ykselebilmilerdir.
bn Haldun, yerleik yaamn ortaya kard karmak sorunlar zebilmek, hkmdarn yetkilerini
snrlandrp, belli kurallara uymasn salamak ve devleti kmekten kurtulabilmek iin devletin belli bir
siyaset izlemesi gerektiini ileri srer. Yerleik toplumlarn ynetiminde eit siyasetin uygulandn gzlemlemitir:
1.
Akl Siyaset: Devletin, insanlarn akl yoluyla bulup uyguladklar siyasetle ynetilmesidir. Bu siyasetin iki farkl tezahr sz konusu olabilir: Kamu karn n plana alan bir siyaset olabilecei gibi,
hkmdarn karlarna hizmet eden bir siyaset de olabilir.
2.
Medeni Siyaset: Filozoflarn szn ettii ideal siyasettir. Otoriteye gerek olmakszn, insanlarn bar
ve huzur iinde yaamas eklinde tanmlanabilir. Eflatunun bahsettii ideal site veya slam dnr Farabi (872-950)nin szn ettii erdemli ehir buna bir rnektir. Bu tr bir siyasetin gerekleebilmesi iin insanlarn erdemli ve olgun olmalar gerekmektedir. Kendi kendilerini denetleyebilen
faziletli insanlarn ynetimde olduu bu tr bir siyasetin pratikte gerekleebilmesi uzak bir ihtimaldir. bn Haldun, Farabinin Medinetl- Fazla (Erdemli ehir) adl eserinden bahsederken, toplumsal
gerekliin byle bir devleti mmkn klamayacan belirterek medeni siyaset dncesini aka
eletirir.
3.
Dini Siyaset: Devletin, Allahn elileri vastasyla bildirdii yasalar erevesinde ynetilmesidir. Dini
kurallar, sadece bireylerin deil, devletin izlemesi gereken yolu da gsterir. Peygamberden sonra halifeler tarafndan yrtlm olan bu siyaset, bn Halduna gre hem bu dnya hem de ahiret iin en
doru siyaset biimidir.
Medeni siyaseti tamamen hayali bir dnce olarak deerlendirip devre d brakan bn Haldun, akli ve
dini siyaset trlerini karlatrr ve dini siyasetin akli siyasetten stn olduunu ifade eder.
bn Haldunun bu tespitleri, onun gzlemci ynn ortaya koymaktadr. Devleti meydana getiren neden
veya zorunluluklar, sosyal olaylarla aklama eiliminde olan bu slam dnr, Mukaddime adl eserinde
devletlerin ve medeniyetlerin Arap-Mslman dnyasnda getikleri aamalar dngsel bir ekilde tasvir
eder. bn Halduna gre bir hkmdarln getii be aama vardr: Birinci aama hkmdarn halk ile
birlikte hareket ettii, zafer kazanlan ve devlet kurulan evredir; ikinci aamada olas rakipler ortadan
kaldrlr ve iktidar salamlatrlr; nc aama feragat ve rahatlk adr, hem yneten hem de ynetilenler bolluk iindedir, hkmdarlar tek balarna kendi dnceleriyle i grr; drdnc evrede hkmdar
seleflerinin yolundan giderek onlarn kazanmlarn korumaya alr ve bar korur; beinci ve son aama ise israf ve sap datma adr, hkmdar kendinden nceki kazanmlar kendi zevkleri uruna datr,
hkmdarla katks olanlar grevden uzaklatrr, ordu tekilat bozulur ve nihayet devlet tedavisi mmkn olmayan hastala tutulur ve yklr.
bn Haldunun kurulu, ilerleme, doruk noktas, k ve yok olma eklinde birbirini takip eden aamalarla tanmlad bir devletin hayat, insan hayat ile ok byk benzerlikler tamaktadr. Zaten kendisi de
bir devletin doal mr ile herhangi bir insannki arasnda benzerlik kurar ve devlet mrnn ounlukla
insan neslinin yaad sreyi, yani yaklak 120 yl gemeyeceini belirtir. Devleti kuran ilk nesildir; ikinci
nesil bolluk ve refah iinde yaar ve yerleik hayata alr, ancak daha sonraki srete zaferler kesintiye urar;
refah iinde yaamaya alan nc kuak ise devletlerini koruyamazlar ve devlet bu nesilde ihtiyarlk ve
yklma ana gelir, nihayet herhangi bir kuvvet saldrd takdirde devleti koruyacak ve kar koyacak kuvvet bulunmayacak, devlet yklacaktr. Ancak, bn Haldun her ne kadar bir medeniyetin geliim sreci ile bir
canlnn biyolojik dngs arasnda karlatrmaya gitse de hkmdarlk iin k, doal lm anlamna
gelmemektedir. Sz konusu hkmdarlk, kendisini fetheden baka bir toplumun egemenliine gemektedir.
Fethi gerekletiren yeni toplum ise yeni bir devletin temellerini atar ve yeni bir dng balar.
bn Haldunun yaad dneme kadarki tarihsel sreci analiz ederek oluturduu yaklamn, Osmanl
dnrleri arasnda da yank bulduunu yukarda belirtmitik. Nam rneinde olduu gibi Osmanl mparatorluunun iinde bulunduu durumu anlamlandrmada bu yaklama bavurulmutur. Nam (16551716) bir devletin hayatnda be aama ngrr: Kurulu dnemini iktidarn salamlatrld dnem takip
eder, nc aamada huzur ve rahatlk hkimdir, daha sonra bolluk ve arlklar dnemi gelir ve nihayet
zlme dnemi ile hkmranlk yklr. Bu dnemlendirmeye gre 1683 ylndaki ikinci Viyana kuatmas
ile Osmanl mparatorluu drdnc aamaya, yani arlklar dnemine girmitir.
Namnn bu yaklamnda bn Haldunun izleri ak bir ekilde grlr, ancak, bu benzerlie ramen
temel bir farkllk vardr. mparatorluun asker baarszlklar ve toprak kayplar yaad dnemden
itibaren yaplan analizler her ne kadar bn Haldununkiler ile paralellikler sunsa da, Osmanl devlet adamlarnn yaklamlarn belirleyen siyasal sistemdeki dengeyi ve bu dengeden hareketle toplumsal uyumu koruma amalardr. Dier bir ifadeyle ama, sadece sorunlar tespit etmek deil, ayn zamanda iktisad, siyas
ve toplumsal sorunlara zm nerileri getirmektir. bn Haldunun dngsel emasndan hareket eden, fakat
bu emay Osmanl mparatorluuna uygulamaya alan devlet adamlar, devletin saln kaybetmemesi ya da yeniden kazanmas iin birtakm neriler sunmulardr. Oysa bn Haldun iin imparatorluklarn
yklmas srecin doasnda vardr, yani yklma bir kaza deil kanlmaz bir sondur. Nitekim Fransz jeopolitika uzman Yves Lacoste, bn Haldundan hareketle u aklamalar yapmaktadr: Canl organizma, yaratlndan itibaren lmn mikroplarn iinde barndrr. Hayatn kanlmaz geliimi, lmn kanlmaz
SONU
slam dini, insann bireysel yaam iin olduu gibi toplumsal ve siyasal hayatla ilgili de belli normlar
getirmitir. slamiyetin birincil kayna olan Kuranda, bireyin yaam tarzna ilikin belli kurallarn
(emir ve yasaklar) yan sra toplum dzeni ve siyasetle (ynetim, devlet) ilgili baz temel ilkeler de
bulunmaktadr. Bu nedenle, slamda din-devlet, ruhani-cismani iktidar ayrm yoktur. Bu anlamda,
slamda, Hristiyanlkta olduu gibi devlete kar konumlanm Kilise benzeri bir kurum da sz
konusu deildir. slami ynetim anlaynn en nemli ilkelerinden biri danma, fikir alveriinde
bulunma anlamna gelen meverettir.
Orta a slam dncesinin en nemli temsilcilerinden biri bn Haldundur. Kuzey Afrikal bu
dnr, gzleme dayanan, ampirik almalaryla, 19. yzylda doacak sosyolojinin habercileri
arasnda saylr. Sosyologlarn en tarafsz olarak nitelendirilen bn Haldun, birok Osmanl ve
Batl dnr etkilemitir. mran lmini kurarak bilimsel tarihiliin ve sosyolojinin temellerini
atmtr. Nedensellik prensibini tarihe uygulayarak yani olaylar arasnda geriye dnk balantlar
kurarak, tarihe ve toplumlara ilikin yasalar bulmaya almtr. bn Haldun toplumlar gebe
toplumlar ve yerleik toplumlar olmak zere ikiye ayrm; yerleik toplumlarda tr siyasetin
sz konusu olabileceini gzlemlemitir: Akli siyaset, medeni siyaset, dini siyaset. Ona gre, toplumun ortaya k gibi devletin douu da sosyal bir olaydr ve zorunluluktan ileri gelmektedir.
Devletlerin kurulu, ilerleme, doruk noktas, k ve yok olma eklinde birbirini takip eden be
aamadan gemek durumunda olduklarn ileri srerek dngsel bir tarih anlayn benimsemitir.
1.
slam siyaset dncesinin temel ilkelerinden biri olan meveret hangi anlama gelmektedir?
a)
Akl yrtme
b)
c)
d)
e)
2.
3.
4.
bn Halduna gre yerleik uygarlklarda grlebilecek siyaset tipi aadaki klardan hangisinde
bir arada verilmitir?
a)
b)
c)
d)
e)
lerlemeci
b)
Materyalist
c)
Dz-izgisel
d)
Dngsel
e)
Hepsi
Toplumsal dayanma
b)
Toplumsal uyuma
c)
Toplumsal sapma
d)
Milliyetilik fikri
e)
Yaknlk ba
ZET
Bu blmde ilk olarak, Avrupada milli devletlerin douu ve merkezi krallklarn glenmesi
konu edilecektir. Bu erevede, Batda Hristiyanlk iinde yaanan nemli bir dnsel reforma,
Protestanln ortaya kna da deinilecektir. kinci olarak, talyan birliinin salanmasna ynelik
kaleme ald Prens adl eseriyle tannan Machiavellinin dncelerine yer verilecektir. Son olarak
ise XVII. yzylda mutlak monarinin tartmaya almasna ve kraln yetkilerinin snrlandrlmasna
kar kan ngiliz dnr Hobbesun Leviathan adl eseri ve toplum szlemesi kavram zerinde
durulacaktr.
sosyolojinin kurucu babalarndan Max Weber, Protestanlk ile kapitalizmin geliimi arasndaki ilikiye iaret
etmitir. Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu adl eserinde Weber, Protestanlk dncesinin temel niteliklerinin kapitalizmin dou ve geliimine imkn verdiini ileri srmtr. Protestanla gre insanlarn
kurtuluu, bu dnyada Tanr adna ok almalaryla mmkndr. Protestanla gre insanlar yeryznde
Tanrnn kralln kurmakla ykmldrler. Bunu salayabilmeleri iin Tanr insanlardan, ok almalarn, fazla retmelerini, tutumlu olmalarn, lks yaamdan kanmalarn beklemektedir. Webere gre ok
alma/retme ve tutumlu olma/biriktirme, kapitalizmin Bat Avrupada geliip serpilmesi iin gerekli ortam
hazrlamtr.
olur. O halde siyasetin amac, toplumda nlenemez ve vazgeilmesi mmkn olmayan blnml ve
atmay ynetmektir.
Machiavelli bir Rnesans dnrdr. Dolaysyla Machiavelliyi anlamaya alrken, talyann iinde
bulunduu siyasi durum (paralanmlk) kadar, yaad dnemde Avrupada ortaya kan kkl dnsel
deiim de hesaba katlmaldr. Bu dnemde Orta a Hristiyan dncesi eski nemini yitirmeye balam,
eletirel dnce boy atm, birey fikri gelimeye balamtr.
Machiavelli Prens adl eserinde, talyan birliini kuracan hayal/mit ettii prense, devlet ynetimi
konusunda tler verir. ktidar miras yoluyla deil kendi gcyle ele geiren bir prens, hkmdar aday
nasl davranmaldr? Machiavelli bu varsaymdan hareket ederek hkmdara kuvvetli, yrtc, kurnaz ve hatta ikiyzl olmas tavsiyesinde bulunuyor. Machiavellinin siyasi ikiyzllk dedii tavr, gnmz modern siyaset jargonunda siyasi propaganda olarak anlalabilir. Machiavelli propaganday siyasi iktidarn
temel unsurlarndan biri olarak deerlendirmektedir. Ona gre kuvvet kullanmadan iktidar yolunun almas
mmkn olmadndan prens, sava sanatn da ok iyi bilmek durumundadr.
Machiavelli insan tabiat konusunda karamsardr. nsan, tabiat gerei kt, bencil, korkak ve ikiyzldr. te bu nedenle devlet ynetiminde gerekirse baskc, acmasz hatta kan dkc de olunabilir. Fakat
acmaszlk ile efkat arasnda iyi bir denge salanmaldr. Srekli acmasz ve kan dkc olmak prensin
sonunu hazrlayabilir. Machiavelliye gre insan korktuuna, sevdiinden daha fazla hizmet eder. Prens hem
sevilir hem korkulur olmaldr; ama korkulur olmas, sevilir olmasndan daha iyidir.
Prens, savata olduu kadar barta da becerikli olmaldr. Devletleraras antlamalar hazrlar ve uygularken tilki gibi kurnaz olmak gerekir. Antlamalar bazen inenmek zere yaplr. Prens, ahlaki kurallarla
kendini balamad gibi milletleraras hukukla da kendini snrlandrmamaldr. Bylece Machiavelli,
milletleraras hukukun en nemli ilkelerinden olan Pacta sunt servanda (ahde vefa) ilkesini hie saymay
nermektedir.
Machiavelli tm bu fikirleri, talyan birliinin salanabilmesi iin ileri srmtr. Onun en temel amac,
talyann sadece corafi bir blgeyi ifade eden bir adlandrma olmaktan kp siyasi bir birlik haline gelmesi,
dier bir ifadeyle gecikmi talyan birliinin salanmasdr. Ne var ki Makyavelizm, siyasi dnce tarihine
ve siyaset literatrne amaca ulamak iin her yol ve ara mbahtr, merudur yaklamn dile getiren genel bir kavram olarak gemitir.
deil bireylerin karlarna dayanmaldr. Leviathan, dev ve yapay bir insandr. Bu yapay yaratk, devletin ta
kendisidir. Hobbesun Leviathan adn verdii bu dev insan, yani devlet, insanlar korusun diye bizzat insanlar tarafndan kendi aralarnda yaptklar bir szleme ile yaratlmtr.
Hobbesun, devletle ilgili dncelerinin hareket noktas doal yaamdr. Ona gre insanlarn doal
yaam srdkleri devletin olmad dnem altn bir a olmaktan uzaktr. Tam tersine, devletin henz
olmad bu dnemde insanlar cehennem hayat yaamaktaydlar. nsanlarn eit ve snrsz zgr olduklar
doal yaam koullarnda nsan insann kurdudur (Homo homini lupus) sz hakllk kazanmaktadr. nsanlarn srekli bir ekilde birbirlerinden korktuklar byle bir durumda uygarln ilerlemesi beklenemez. Hobbesa gre, insanlarn birbirini ezdii bu cehennem hayatna son vermek iin bir szleme (kontrat) yapmak
gerekmitir. Bu szlemeyle insanlar, nceden sahip olduklar snrsz zgrlklerine son vermiler; kendilerini temsil edecek ve ynetecek dev insan (devlet) yaratmlardr.
nsanlarn yaratt bu yce egemen g (Leviathan yani devlet), insanlarn kendi aralarnda yaptklar szlemeyle hibir ekilde bal deildir. nk insanlar doal yaam halindeyken sahip olduklar tm
haklar bara kavumak zere bu egemen gce yani devlete devretmilerdir. Egemen g, Hobbesa gre
monarktr (kral) ve o, yaplan szlemenin taraflarndan biri deildir. Bu nedenlerdir ki son derece geni yetkilerle donanm olmasna ramen Leviathann topluma kar hibir ykmll yoktur.
Hobbesun bu dncelerinden kan sonu udur: Hukukun tek bir kayna vardr ve o kaynak Leviathann yani devletin iradesidir. Dolaysyla, ngiliz dnre gre doru ile yanln ne olduuna karar verecek olan da monark ya da daha genel bir ifadeyle devlettir. Zira insanlar bu yetkiyi yaptklar szlemeyle
Leviathana devretmilerdir.
Hobbesa gre, mlkiyet de insanlarn ortak iradeleriyle yaratlan egemen gcn mutlak denetiminde
olmaldr. Doal yaam koullarnda herkesin her ey zerinde hak iddia etme durumu sz konuydu. Fakat
neticede kuvvetli olan istediine sahip olabiliyordu. Devletin yaratlmasyla, mlkiyet gvenlik altna alnmtr. Devlet, gerekli grd veya diledii zaman mlkiyeti yeniden dzenleme hakkna sahiptir. Hobbesa
gre devletsiz zel mlkiyetin bir anlam yoktur.
Hobbes, ayn mantk zincirinin devam olarak din konusunda da devleti merkeze almtr. Ona gre
insanlar iki efendiye birden hizmet edemezler. Bu noktada Hobbes, Katolikliin ortaya koyduu dalizmi
(ikicilik) reddeder; ruhani (Papa) ve dnyevi (Kral) liderlik ayrmna kar kar. bar salayabilmek iin
egemen gcn, ruhani (dini) ve cismani (dnyevi) iktidar tek elde toplamas gerektiine inanr.
Hobbesun ynetim biimleri arasnda monariyi tercih ettii ak. Fakat onun savunduu monaride,
monark (kral) gcn tanrdan deil toplumdan alr. Hobbesun mutlak monariyi savunmasndaki neden,
bireyin gven ve mutluluunun salanmasdr.
Hobbes her ne kadar monarinin ylmaz bir savunucusu olsa da, onun dncelerinin geliiminde yeni
yeni gelien bir toplumsal snfn yani burjuvazinin dolayl da olsa etkilerini grmek mmkndr. Sonuta
Hobbes ngrmese de toplum szlemesi ileriki dnemlerde burjuvazinin karlarna hizmet edecektir.
SONU
XVI. yzyldan itibaren merkezi krallklarn glenmesi ve bylece kurulan milli devletler, Kilisenin iktidarna ba kaldrmlardr. Bu durum zaman ierisinde kraln iktidarnn giderek snrsz ve
mutlak bir nitelik kazanmasna yol amtr. Ayn dnemde Kilisenin iktidar, Hristiyanlk iinde de
sorgulanmaya balamtr. Kilisenin kurduu hiyerarik dzene yneltilen eletiriler, Hristiyanlk
iinde Protestanlk ad verilen yeni bir akmn domasyla sonulanmtr. Papann iktidarna vurulan darbelerle krallar (dnyevi iktidar) tamamen rakipsiz kalmtr.
talyan birliinin salanmas iin aba sarf eden, Prensin yazar Floransal dnr Machiavelli siyaset ile ahlakn birbirinden ayr eyler olduunu syleyerek, bu ikisinin (siyaset ve ahlak) birbirine
kartrlmasnn insanlara bir fayda salamayacan ileri srmtr. Machiavelli, siyasi konular,
etik ve dini ilkelerden bamsz bir ekilde ele almas nedeniyle siyasi dnce tarihine nemli bir
yenilik getirmitir.
ngiliz dnr Hobbes ise, lkesinin ve Avrupann yaad genel kargaa dneminde, karaln yetkilerin snrlandrlmasnn yanl olduunu savunmu, mutlak iktidar salam temellere oturtmaya
almtr. Hobbesa gre mutlak iktidar kaynan, Tanrdan deil bireylerin ortak karlarndan
almaldr. Hobbes, ruhani ve dnyevi iktidar ayrmna kar km, i bar salayabilmek iin
egemen gcn, dini ve dnyevi iktidar tek elde toplamas gerektiini savunmutur.
1.
2.
Hristiyanln kaynana dnmeyi savunan, ncleri arasnda Martin Luther ve Jean Calvinin bulunduu Protestanlk hangi yzylda ortaya kmtr?
a)
13. yzyl
b)
14. yzyl
c)
15. yzyl
d)
16. yzyl
e)
19. yzyl
a)
b)
c)
d)
e)
Hepsi
3.
a)
b)
c)
Mlkiyet, insanlarn ortak iradeleriyle yaratlan egemen gcn mutlak denetiminde olmaldr.
d)
e)
Hepsi
8. Hafta
ZET
Bu derste, 1789 ncesi dnemde siyasi iktidar ele geirme abasnda olan burjuvazinin siyasi
dnceleri ele alnacaktr. Bu erevede, burjuva ideallerinin ve liberalizmin szclne soyunmu
iki dnrn, Locke ve Montesquieunn fikirleri incelenecektir.
BURJUVAZNN GLENMES:
LBERALZM ve DEMOKRASYE DORU
Sonraki yllarda ngilterede Toryler (Tories) muhafazakr partiyi, Whigler (Whigs) ise liberal partiyi meydana getireceklerdir.
Netice olarak Locke tm doal haklarn korunmas gerektiini savunur. Ancak ona gre ideal bir toplum
yaratabilmek iin gerekli olan unsur doal yaama halinde bulunmamaktadr. Bunlar:
1.
2.
3.
Yukarda da belirttiimiz gibi Lockeun amac toplumda kapitalist bir ekonomik ileyii mmkn klacak ve oluan dzeni yasalar vastasyla gvence altna alacak bir devletin kurulmasn salamakt. Doal
yaamdan toplum dzenine geerken insanlar sadece cezalandrma hakkn topluma brakyorlar ve bunun
karlnda gvenliklerinin salanmasn istiyorlard. Bylece herhangi bir zorlama olmadan szlemeye
katlyorlar ve doal haklarn da muhafaza ediyorlar. Lockeun nerdii modele gre insanlar sahip olduklar haklar muhafaza ederek devleti kendi iradeleriyle kurarlar ve sahip olduklar haklara devletin mdahale
etmesine msaade etmezler.
Lockea gre burjuvazinin geliimini srdrebilmesi iin iktidarn snrlandrlmas kanlmaz bir
gereklilik hatta zorunluluktur. ktidarn snrlar ise insanlarn doutan sahip olduklar doal haklarla izilmelidir. Bu haklar, yukarda da belirttiimiz gibi hayat hakk, zgrlk ve mlkiyettir. Lockea gre eer bir
ynetim, iktidar ktye kullanarak insanlarn bu haklarna tecavz ederse, insanlarn o ynetime ba kaldrma haklar vardr. Baka bir deyile, szlemeye riayet etmeyen tiranlk ynetimine isyan etmek de insanlarn
haklar arasnda yer alr.
lnden hareketle, buna uygun deimez ve evrensel bir hukuktan sz ederler. Doal hukuk kuramclarna
gre insan tabiatnn ve tabiata uygun yasalarn ne olduunu da gene baka bir deimez olan insan akl
bulup karacaktr. te Montesquieu bu dnceye kar karak farkl ortam ve toplumlarda farkl yasalarn
sz konusu olduunu ileri srmtr. Yasalarn Ruhunda savunduu fikirlerle sosyoloji bilimine ve hukuk
sosyolojisine nemli katklarda bulunmu, ayrca siyaset biliminin de kurucular arasnda yerini almtr.
Yasalarn Ruhu adl eserinde Montesquieu birok kuram gelitirmitir. Bunlardan en nemlileri iklimler
kuram, ynetim biimleri kuram ve kuvvetler ayrl kuramdr.
ncelikle Montesquieunn iklimin ve corafi koullarn ynetim biimleri zerindeki etkilerine dair
gelitirdii iklimler kuramna bakalm. Montesquieuye gre despotizmin daha ok Asyada ortaya kmas,
insan haklarnn ise Avrupada savunulmas iklim farkllklarna baldr. Asyadaki sert iklim koullar, ar
souktan ar scaa gei, kuzeydeki sert insanlarn gneydeki gevek insanlar zerinde egemenlik kurmalarna yol aar. Byk iklim farklarnn olmad Avrupada ise her rk ayn yapc ruhu tar ve zgrlk
ancak bu lk iklimde geliebilir. Ayrca Avrupa, dalar ve nehirlerle blnm ufak blgelerden olumutur.
Bu blgelerde birbirinden bamsz kk siyasi birimler yaar. Bunlardan her biri kendi kendilerini koruma imknna sahiptir. Bu yzden de bamszlk ve zgrlklerine dkndrler. Bu siyasi topluluklar hibir zaman kendilerini yutan byk despotik imparatorluklar iinde erimemilerdir. Oysa Asyada ok geni
dzlkleri iine alan doal engellerden yoksun alanlarda birok kavmi kendi egemenlii altna alan devasa
despotik imparatorluklar kurulmutur.
Montesquieunn ynetim biimleri kuramna gre tr ynetim biimi vardr: cumhuriyet, monari
ve despotizm. Fransz dnre gre cumhuriyet kraln olmad ynetim eklidir. Soylularn ynetimde
olduu kraln olmad bir cumhuriyet de mmkn olabilir. Cumhuriyette egemenlik halkn tamamna
veya bir blmne aittir.
Montesquieu dorudan ve temsili olmak zere iki tr cumhuriyetten bahseder ve kendi tercihinin
temsili cumhuriyet olduunu belirtir. Bu tercihini yle temellendirir: Halk, egemenliinin bir ksmn
devretmek zere setii kiileri hayranlk uyandran bir isabetle seer (...) Ancak uygulama ve sonulandrma
konusunda, zaman ve zemini semede yeteneksizdir. Ksaca sylemek gerekirse Montesquieuye gre halk
kendi kendini ynetecek yeterlikte deildir.
Montesquieuye gre her ynetim biiminin kendine zg bir temel ilkesi vardr. Rejimin yaamn devam
ettirebilmesi insanlarn bu temel ilkeye uygun davranmalarna baldr. Cumhuriyetin ilkesi erdemdir. Her
vatanda kamu yararn kendi karlarndan stn tuttuu, yani erdemli davrand srece cumhuriyet rejimi
varln srdrebilir. Dier bir deyile, cumhuriyetin varln koruyabilmesi ancak vatandalarn erdemli
olmalaryla mmkndr. Cumhuriyeti ayakta tutacak olan ey, kiilerin erdemli olmalardr. Bu ilke eitim
yoluyla bireylere kazandrlmaldr. Ayrca bu ilkenin yaatlabilmesi iin uygun yasalarn hazrlanmas da
gereklidir. Erdem ilkesinin gnmzdeki karl vatandalk bilinci veya yurtseverliktir.
Montesquieunn yaad dnemde cumhuriyet, ilk alardan yani Yunan ve Romadan kalma bir nostaljiden ibarettir. Eski alarda uygulanm olan cumhuriyet ynetimi, Montesquieu iin artk gerekletirilmesi pek mmkn olmayan bir ynetim biimidir. te bu nedenledir ki Montesquieu iin asl zerinde
durulmas ve dzeltilmesi gereken monaridir. Monariye yle bir form kazandrlmaldr ki lml ve dengeli
bir ynetim biimi haline gelsin; ksaca sylemek gerekirse soylular ve burjuvalar ynetimde birlikte yer alsn.
Monari, tek kiinin ynetimidir. Fakat Montesquieu monarinin nemli bir zelliine dikkat eker: Monark, yerlemi ve deimez yasalara riayet ederek ynetir. Bu ynetim eklinde ynetici kapris ve arzular
dorultusunda bir ynetim sergileyemez, zira monarkn yetkilerini snrlayan belli kanunlar vardr. Ayrca
monarkn bu yasalara uymasn salayacak, denge salayc baz gler de sz konusudur: Aristokrasi, Kilise,
burjuvazinin glenmesiyle meydana gelen Etats gnrauxlara seimle temsilci gnderen imtiyazl ehirler,
kral adna yarg yetkisini kullanan ve krala her konuda uyar ve tavsiyelerde bulunabilen parlamentolar bu
SONU
17. ve 18. yzyllarda ortaya kan siyasal dnceler burjuvazinin etkisinde gelimitir. Sz
konusu dnemde feodal hukuki yapya, mutlak monariye ve Kiliseye kar sava am dnrler
ortaya kmtr. John Locke gibi liberal, Montesquieu gibi aristokrat-liberal dnrlerin savunuculuunu yapt fikirler, genel olarak burjuva snfnn ideolojisini yanstmaktadr.
Locke, siyasal dnceler tarihinde igal ettii mstesna yeri dncelerinin derinliinden
ziyade ngilterede iktidara giderek yaklaan yeni snfn szcln yapm olmasna borludur.
Hkmet zerine ki Deneme adl eserinde, kapitalist retim tarznn ileyebilmesi iin elzem olan ve
burjuvazinin ihtiya duyduu kurumlarn dnsel temellerini zerinde durmutur.
Montesquieunn siyasal dnceler tarihindeki nemi ise yasalarla ilgili gzlem ve incelemelerinden kaynaklanmaktadr. Fransz dnr, yasalarn neden her yerde ayn olmadn, neden
farkl ortamlarda farkl yasalarn uygulandn aratrm ve bu farklla neden olan etkenleri tespit etmeye almtr. Yasalarn Ruhu adl nemli eserinde iklimler, ynetim biimleri ve kuvvetler
ayrl kuramlarn gelitirmitir. Ynetim biimlerini cumhuriyet, monari ve despotizm olarak
snflandrm ve ngilterede uyguland ekliyle, yani kuvvetler ayrl ilkesini esas alan bir
monariyi savunmutur.
2.
3.
17. ve 18. yzyllarda ortay kan siyasi fikirlerle burjuva snf arasnda ne tr bir iliki vardr?
9. Hafta
ZET
Bu derste, XVIII. yzylda ortaya kan kk burjuva ideolojisinin nitelii ve geliimi ele alnacaktr. Byk burjuvazinin karlarna uygun den temsili rejime kar, kk burjuvazinin kuramcs olarak dorudan demokrasi ve halk egemenliini savunan Rousseaunun fikirleri incelenecek,
toplum szlemesi ve egemenlik kuramlar ayrntl bir ekilde aklanarak ve tartlacaktr.
Kk Burjuva deolojisi
XVIII. yzyln ilk eyreinde ne kan dnrler, soylu aznln yerini paral aznln, dier bir
deyile soy aristokrasinin yerini para aristokrasinin almas iin aba sarf ediyorlard. Bu iki toplumsal zmre
(soylular ve byk burjuvazi) arasnda yer alan bir grup daha vard: kk burjuvazi. Eski rejime kar byk
burjuvaziyle birlikte mcadele veren kk burjuvazi, kapitalizmin gelimesiyle yok olmaya mahkmdu. Hi
phe yok ki Eski Rejim (Ancien rgime) yani feodalite, kk burjuvaziyi tatmin etmiyor, geliimine engel
oluyordu. Ancak byk burjuvazinin hkim olaca yeni rejimin, kk burjuvaziye hayat hakk tanmayaca da akt. Kapitalizmin gelimesiyle, kk burjuvazinin kk mlkiyetinin yok olmas kanlmazd.
Ne var ki tarihsel artlar, kk burjuvazi ile byk burjuvazinin ittifakn zorunlu klyordu. te bu durum,
kk burjuvazinin demokratik dncelerin ve topik dlerin peinde komasna yol amt. Kk burjuvazi, btn yurttalarn kk mlk sahibi olaca bir sosyal eitlik dzeninin hayalini kurmaktayd.
szclne soyunmu bir dnrd. Bu nedenle Rousseauyu, kk burjuvaziye ideoloji kazandrm bir
dnr olarak deerlendirmek yanl olmaz. Nitekim Fransz Devrimi srecinde, radikal cumhuriyetilerin
meydana getirdii mutlak demokrasi taraftar Jacobinler Rousseaudan esinlenmi, onun fikirlerini savunmulardr.
Rousseau her alanda eitlii ve mutlak demokrasiyi savunmutur. Onun savunduu mutlak demokrasi, Fransz Devrimi ile kurulan temsili rejimden net izgilerle ayrlr. Rousseaunun, Fransada Eski Rejim
dneminde ayrcalkl olmayanlarn, yani halkn meydana getirdii ve emekilerle birlikte burjuvaziyi de
kapsayan Tiers tat iindeki snf farkllklarn grmediini veya nemsemediini belirtmek gerekir. Ona
gre, hukuki olarak ayrcalkl snflarn dnda kalan herkes bir btn olarak halk oluturmaktadr. Ksacas
Rousseauya gre halk, soyut bir kavramdr.
Kk burjuvazinin kuramcs olarak Rousseau, zellikle egemenlik konusundaki grleriyle dikkat
ekmektedir. Rousseau, temsili demokrasinin temeli saylan milli egemenlii deil, daha ziyade halk egemenliini savunmutur. Ancak bu iki tr egemenlik anlayn birbirinden net izgilerle ayrmak ok kolay
deildir. Rousseauya gre egemenliin sahibi, kolektif ve soyut bir varlk olan millettir. Bu anlamda, egemenliin kayna bakmndan milli egemenlik prensibini, egemenliin kullanlmas ynnden ise halk egemenlii
prensibini savunduu sylenebilir.
Romandan pedagojiye, botanikten mzie ve siyasete kadar ok farkl alanlara ilgi duyan Rousseaunun bizi siyasal dnceler tarihi balamnda ilgilendiren en nemli eserleri 1755te yaymlanan nsanlar
Arasndaki Eitsizliin Kayna ve Temelleri zerine Konuma ve 1762 tarihli Toplum Szlemesidir. Demokrasinin gereklemesini salayacak hibir belirtinin henz bulunmad bir dnemde demokrasiyi savunmas nedeniyle bugnden bakldnda bir topyac olarak deerlendirilebilir. Rousseauya gre halk, iktidar dorudan temsilceler olmadan kullanmaldr veya birer memur statsnde olan vekillerini istedii
zaman azledebilmeli yani grevden alabilmelidir. Oysa burjuvazinin karlarna uygun den rejim, milletin
btnn bamsz milletvekillerinin temsil ettii temsili rejimdir.
Rousseau toplumun bir szlemeden doduunu savunur. Ancak ona gre doal yaama halinde insanlar eit ve zgrdr. Ancak daha fazla eye sahip olma hrs ve varlkl-yoksul ayrmnn ortaya kmas yznden mutlu yaam zamanla sona ermitir. Rousseauya gre toplum hayatnda da doal yaam durumunda
olduu gibi zgr olunabilecek bir sistem kurmak gerekir. Rousseaunun hayal ettii sistemde, toplumu tekil
eden bireylerin ortak iradeleriyle oluturacaklar kuvvet (devlet), bireylerin canlarn ve mallar korumal, ayrca zgrlklerini de gvence altna almaldr. Bu sistemde, devlete itaat ve bireysel zgrlkler ayn anda
sz konusudur. Bunun gerekleebilmesi iin birinci koul, bireylerin topluca tm haklarn topluma devretmeleridir. kinci koul ise herkesin iktidara katlmasdr. Bu iki koul birbirinden ayrlmadan yerine getirildii
takdirde, zgrlklerin korunarak can ve mal emniyetinin salanmas mmkn olabilir. zetle ifade etmek
gerekirse, halk denilen birlii oluturan bireyler, egemen varln oluumuna katlmalar dolaysyla vatanda, devletin yasalarna boyun emeleri nedeniyle de uyruktur.
Peki, halk egemenlii nedir? Egemen varlk yani devlet iktidar, Rousseauya gre kendini meydana getiren bireylerin toplamndan ibarettir. Toplum Szlemesi adl eserinde bu dncesini yle aklar:
Var sayalm ki devlet on bin vatandatan meydana gelmi olsun. Egemen varlk, ancak kolektif
bakmdan bir btn olarak dnlebilir, fakat her insan vatanda olarak bir birey saylr: Bu durumda egemen varln vatandaa nispeti on binin bire ilikisi gibidir; yani devletin yelerinden her
birinin payna, tamamen devlete tabi olmakla birlikte, devlet iktidarnn ancak on binde biri der.
Halk yz bin kiiden olusa da uyruklarn durumu yine deimez. Uyruklarn her biri yine kanunlarn btn gcn tar. Ama uyruklarn yz binde bire den oyu, kanunlarn konmasnda on kat
daha az etki yapar. Uyruk hep tek kald iin, egemen varln ilikisi vatanda says lsnde
artar ve sonunda devlet ne kadar byrse zgrlk de o kadar azalr.
Bu alntdan da anlald gibi, her vatanda iktidarn bir hissesine sahiptir. Toplumu oluturan bireyler
kendilerinde iktidarn bir parasn tarlar. Bu iktidar paralarnn bir araya gelmesinden yani kiilerin iradelerinin birlemesinden egemenlik yani en stn otorite ortaya kar.
Rousseau, yukarda zetlediimiz grleriyle halk egemenliinin temellerini atarken milli egemenlik
kuramna ve temsili rejim anlayna kar kmaktadr. Ancak herkesin kanunlarn yaplmasna katlmas
zorunluluu ile kararlarn ancak oy okluuyla alnabilmesi noktasnda nemli bir eliki ortaya kmaktadr.
Bu elikiyi Rousseau iki yoldan zmeye almaktadr:
1.
2.
Rousseauya gre alnan bir karara muhalif olanlarn iradesi genel irade olarak deerlendirilemez;
muhalif oy sahipleri genel iradenin ne olduu konusunda yanlmtr.
Grld gibi Rousseau genel iradenin yanlmazl ilkesini savunurken, genel iradeyi birey iradelerinin toplamndan ayrmak zorunda kalmaktadr. Ancak bir yandan aznln ounlua tabi olmasn istemek,
te yandan toplum szlemesine gre vatandalarn her birinin egemenliin bir hissesine sahip olduunu ileri
srmek birbiriyle badamayan iddialardr. Rousseaunun, genel iradenin toplum iinde yaayan bireylerin
iradelerinden ayr olduu iddiasyla halk egemenliinin sakatland fikri ileri srlm ve buradan hareketle genel irade vatandalarn iradelerinin toplam olmadna gre bireylerin iradelerinin dnda bir milli
iradenin var olduu iddia edilmitir. Bu iddiann sahiplerine gre Rousseau, halk egemenlii kuramnn yan
sra, milli egemenlik kuramnn da kurucusudur.
Ancak dier baz yazarlar, Rousseaunun halk egemenlii kuramnn, milli egemenlik kuramndan ayr
olduunu ileri srerler. Ayrca Rousseaunun demokrasi anlayyla milli egemenlik teorisinin mantki sonucu olan temsili rejimin kesinlikle birbirinden ayrldna iaret ederler. Bu grn savunucularna gre Rousseau, genel irade ile bireylerin iradelerinin toplamnn ayr eyler olduu fikrinden yola kan milli egemenlik kuramnn ve bu kuramn mantki sonucu olan temsili sistemin tam kart olan bir demokrasi anlaynn
savunucusudur. Rousseau her birey dier herkesle birletii halde yine kendine itaat etsin, eskisi kadar da
zgr kalsn derken yasa egemenlii ile kiisel zerkliin kesinlikle badatrlmas gerektiini ileri srmektedir. Oysa temsili rejimde, kiinin zerk kalmas mmkn deildir; zira kiiler yasalar bizzat kendileri
yapmamakta, yasa yapma hakkn bakalarna devretmektedirler. Rousseau ise kii zerkliini korumak iin
byk aba sarf etmektedir. Bylece mili egemenlii ve temsili rejimi savunanlardan ayrlmaktadr.
Rousseau yasalar halkn yapmasn art komaz; yasalar halkn onaylamas halk egemenliinin gereklemesi iin yeterlidir. Ehil kiiler yasalar hazrlayacak, halk da onaylayacaktr. Buradan hareketle milli egemenlik kuramnda demokrasinin art olan zgrln gereklemesi ve kiisel zerkliin korunabilmesi
iin iki temel ilkeden bahsetmek mmkndr:
1.
2.
Rousseauya gre yasalar onaylayacak halk meclislerinin yannda, yasalar hazrlayacak bir parlamento da
gereklidir. Ancak parlamento, temsili rejimde olduu gibi iktidar halk adna kullanacak bir meclis olmamaldr. Halkn bir tr memurlar durumunda olan parlamento yelerinin grevi sadece yasalar hazrlamaktan
ibarettir. Yasalarn yrrle girmesi ise halkoyuna baldr, yani referandum yoluyla mmkndr.
Rousseauya gre Avam Kamarasna gidecek olan temsilcileri semekle yetinen ngiliz halk, kendini zgr sanmakla yanlmaktadr. Birey, iktidar zerindeki hakkn terk edemez. Bireyin zerk kalabilmesi ancak
kendi yapt yasalara uymasyla mmkndr. nk siyasi iktidarn kayna olan genel irade temsil olunamaz. Dier bir deyile, halk egemenlii fikrini savunan Rousseauya gre, kanunlarn temsilciler tarafndan
yaplmas, halkn kendisine efendiler semesi anlamna gelmektedir. Efendilerin olduu bir toplumda ise
zgrlkten sz edilemez. Eitlik ve zgrlk ancak dorudan demokrasi iinde mmkn olabilir.
Ne var ki toplumu meydana getiren vatandalarn tmnn bir araya gelip yasalar hazrlamas gereki
deildir. Halk ancak yasalarn genel iradeye uygun olup olmadna karar verebilir. Rousseau, yasalarn bir
takm kiiler (yasa koyucular) tarafndan hazrlanmas gerektiini ileri srer. Yasalarn belli kiiler yani
yasa koyucular tarafndan hazrlanmas kanlmaz bir gerekliliktir ve halk egemenlii fikrine aykr deildir. Ancak bu kiiler milletin vekilleri veya temsilcileri deildirler. Bunlar milletin ancak memurlar
olabilirler: Hibir konuda kesin karar veremezler; zira halkn kabul etmedii her yasa hkmszdr.
Grld gibi Rousseau, Toplum Szlemesi adl eserinde halk egemenlii kuramnn bir sonucu olarak dorudan demokrasiyi savunmutur. Yasama yetkisi halkn elindedir. Yasalar, yasa koyucular tarafndan
hazrlansa bile bunlarn onaylanmas halk meclislerinin kararna baldr.
Burjuvazinin baars iin alan dier dnrler gibi Rousseau da asiller, rahipler ve halk (Tiers tat)
arasndaki eitsizlie kar kar. Ancak Rousseau dierlerinden farkl olarak, servetler arasnda da eitlik
salamay amalar; halk arasnda herhangi bir farkllamaya yol aabilecek tm yollar tkamaya alr. Ne
var ki Rousseaunun yaad dnemde monarka kar mcadelede birleen halk, kendi iinde sosyal snflara blnm durumdayd. Fransz Devriminin kaynann burjuvazi olduunu hatrda tutmak gerekir.
Halk iinde belli bir grubu ifade eden burjuvazinin iktidar ele geirmesi, halk egemenlii fikrinin bir kenara
atlmasna ve bu iktidara daha uygun bir siyasal rejimin (temsili rejim) aranmasna yol amtr. Son tahlilde,
halk egemenlii ile milli egemenliin birbirinden fakl eyler olduunu ve fikirleri bir btn olarak deerlendirildiinde Rousseaunun halk egemenliini savunduunu belirtmek gerekir.
SONU
Kk burjuvazinin, eski rejimin (feodalite) koullarnda gelimesi mmkn olmad gibi, byk
burjuvazinin hkim olaca yeni rejimde de yaama imkn yoktu. Giderek gelien kapitalist sistemde, kk burjuvazinin kk mlkiyetinin yok olmas kanlmazd. Tarihsel zorunluluklar
nedeniyle byk burjuvaziyle bir sre ittifak yapmak zorunda kalan kk burjuvazi, demokratik
dncelere en ak toplumsal snf oluturmaktayd. Kk burjuvazinin amac btn yurttalarn
kk mlk sahibi olaca bir sosyal eitlik dzeninin kurulmasyd.
Rousseau, topyalara snan kk burjuvazinin ve demokrasinin szcln yapm bir dnrdr. Byk burjuvazinin tercihi olan temsili demokrasiyi eletirir, egemenliin kayna bakmndan milli egemenlik prensibini, egemenliin kullanlmas ynnden ise halk egemenlii prensibini savunur. Rousseauya gre halk, iktidar temsilceler araclyla deil dorudan kullanmaldr.
Vekiller (parlamenterler) halkn memurlardr ve halk tarafndan gerekli grldnde azledilebilirler.
1.
Halk egemenlii ve milli egemenlik prensipleri arasndaki farklar ve ortak noktalar nelerdir? Rousseaunun grleri erevesinde deerlendiriniz.
-A-
-B-
Milli Egemenlik
Halk Egemenlii
Temsili Demokrasi
Doudan Demokrasi
Byk Burjuvazi
Kk Burjuvazi
10. Hafta
ZET
Bu blmde aydnlanma dncesinin temel ilkeleri, bu felsefenin nde gelen temsilcilerinden
Voltairein dnceleri, Ansiklopedi hareketi ve fizyokrat okulun savunduu iktisadi ve siyasi fikirler incelenecektir.
AYDINLANMA FELSEFES
Bir ekonomik ve sosyal dzen olan feodalitenin ideolojik temelleri dine, daha ak ifadeyle Kiliseye dayanmaktayd. nceki derslerde, burjuvazinin feodal dzen iinde yava yava gelierek ekonomik ve sosyal
alanda stnl ele geirdiini grmtk. Burjuvazinin maddi alanda glenerek iktidara doru yry beraberinde yeni bir dnya grn de beraberinde getirmiti. Burjuvazinin gelimesiyle orta kan ve
burjuva iktidarnn felsefi temelini tekil eden yeni dnya grne aydnlanma felsefesi ad verilir. Tabii
ki XVIII. yzylda tek bir felsefe ve siyaset kuramndan bahsetmek mmkn deildir. Ancak Batda bu asra
damgasn vuran bir dnya grnden sz edilebilir ki bu da aydnlanma felsefesidir.
Burjuvazi, iinde gelitii koullara gre farkl ekillerde tezahr etmi, farkl ortamlarda farkl grnmler alm, zamann ve meknn koullarna gre farkl iktisadi grler savunmutur. Bu anlamda, farkl
burjuvazilerden bahsetmek mmkn olsa da bu snfn bir btn olarak aydnlanma felsefesinin temel ilkelerini benimsediklerini belirtmek gerekir.
Aydnlanma felsefesin en temel zellii akln evrensel olduunu, dier bir deyile aklla varlan tm
sonularn tm insanl kapsadn iddia etmesidir. rnein XVIII. yzyl Fransz burjuvazisine bakacak
olursak, bu snfn akla ncelik tanyan bu dnya grne dayanarak Eski Rejimi sert bir biimde eletirdiini grrz. Fakat z itibariyle burjuva tarafndan kendi karlarna uygun olarak ekillendirilen bu felsefe, sadece Franszlara deil tm insanlara seslenen bir dnya gr olarak sunulmutur. Yani aydnlanma
felsefesi denilen ve akl n plana karan bu dnya gr, kendisinin evrensel olduunu, evrensel deerleri ihtiva ettiini iddia etmektedir. Aydnlanmac filozoflar, savunduklar ilkelerin sadece burjuvazinin deil
tm insanlarn menfaatlerine uygun olduunu ileri srmekte ve genel olarak insanlarn tamamna mutluluk
getireceini vaat etmektedir. Bu ilkeler arasnda zgrlk, ilerleme ve insan haklar saylabilir.
Aydnlanma felsefesine gre insan z itibariyle evrensel bir varlktr, zaman ve mekna gre deiiklik
gstermez, dolaysyla onun mutluluu da evrensel ilkelere baldr. 1789 tarihli nsan ve Yurtta Haklar
Bildirisi de bu anlamda evrensel olma iddiasndadr. zetle ifade etmek gerekirse, XVIII. yzyl aydnlanma
dncesinin amac evrensel insann mutluluunu salamakt.
Burjuvazinin iktisadi gc ele geirdii dnemde, kendi aklya kendi mutluluunu salayabilecek evrensel insan anlaynn nndeki balca engel, insanlarn yasalar karsnda eit olmamalaryd. Hukuki ayrcalklar fikri, aklc bir eletiriye dayanabilme gcnden yoksun olduu iin burjuvazi bu engeli akl olgusunu
n plana kararak amaya almtr. Hukuki ayrcalklarn kalkmasndan byk lde yararlanacak olan
burjuvazi bylece hukuki ayrcalklarn akla uygun olmad fikrini ortaya atmtr. nsanlarn evrensel akl
gerei doutan zgr ve birtakm haklara doutan sahip olduklar dncesi bu dnemde burjuvazi tarafndan hararetli bir ekilde savunulmutur.
Hukuki ayrcalklarn kaldrlmas ise ancak mutlak monarinin dayand feodal yapnn ortadan kalkmasyla mmkn olabilecekti. Burjuvazinin karlar, hukuki ayrcalklar ve farkllamalarn ortadan kalkmasn gerekli klyordu. Ekonomik olarak gl fakat hukuki ayrcalklardan yoksun bir snf olarak burjuvazi,
hukuki ayrcalklara kar sava am, ayrca mensubu olduu Tiers tatnn tmnn de bu savaa katlmasna uramt. nc snf veya nc tabaka anlamna gelen Tiers tat, toplumda aristokratlar ve din
adamlar dnda kalan nc snf adlandrmak yani halk ifade etmek iin kullanlan bir kavramdr. Tiers
tat iinde burjuvalar, iiler, esnaf ve zanaatkrlar bir arada bulunuyor, hepsi birden Tiers taty meydana
getiriyorlard.
Aydnlanma felsefesinin aklcl, ilerleme dncesini savunmas, insann mutlulua yeryznde kavuabileceini iddia etmesi sadece burjuvazi iin deil asiller ve rahipler snf hari halkn tamam iin
olumlu armlara sahipti. Byle aklc bir dnya grnn getirdii zgrlk fikri ticaretin gelimesini,
mutlulua yeryznde kavuma olana ise retimin artn salyordu. Sonuta zel mlkiyetin kutsal sayld bir ortamda ileri srlen bu fikirler, yeni retim aralarn ele geirmi bulunan burjuvazinin geliimini salayacak ve siyasi iktidarn merulatrlmasna yarayacakt. Ksaca sylemek gerekirse, aydnlanma
felsefesi ad verilen XVIII. yzyl felsefesi bir burjuva felsefesidir.
berliinde mmkn olabilir. Burada kastedilen akl, deimez yani evrensel akldr. Akl ksaca mutluluk
iin gerekli gerekleri bilmek anlamna gelmekteydi. Dnemin nde gelen dnrlerinden Diderotnun
nclnde hazrlanan Ansiklopediye gre yasa, genel olarak yeryznn tm halklarn yneten insan
akldr. Milletlerin siyasi ve medeni yasalar, bu insan aklnn uyguland deiik zel durumlardan baka
bir ey deildir.
E) Faydaclk: Bu kavram aydnlanma dncesinin nemli bir unsurudur. Faydaclk akmnn kurucusu kabul edilen ngiliz filozof Jeremy Bentham (1748-1832)a gre bireyin faydasna veya karlarna uygun
olan eyler ancak onun rahatlna katkda bulunan ve haz almasn salayan eylerdir. Bu anlaya gre genel
ahlaki deerlerin kiinin karlar karsnda pek nemi bulunmamaktadr. Yine bu dnceye gre iktisadi
sorunlar, siyasetten stn tutulmaldr.
yzyl Fransz burjuvazisinin aynas kabul edilir. Bu dev eser 17 cilt metin ve 11 cilt illstrasyondan (resimleme) olumaktayd. XVIII. yzyldaki fikirlerin bir sentezi saylan Ansiklopedide yer alan 71818 madde, alannda uzman 160tan fazla yazar tarafndan hazrlanmt.
Ansiklopediyi hazrlayanlar insanlarn eitim ve bilgilenme yoluyla deiebileceklerine inanmaktaydlar.
Bu deiim olumlu bir ynce gerekleecek ve bilgilendike insanlarn mutlulua ulamalar da mmkn olacakt. Ansiklopedistler bu deiimi salamak iin almay bir grev olarak kabul ediyorlard. Bu entelektel
gruba gre evren, bir zincirin halkalar gibi birbirine bal tek bir mekanizmadan ibaretti. Mutlulua ermek
iin bu mekanizmay kavramak gerekirdi ve bu da ancak bilimsel bilgiyle mmkn olabilirdi. Ksacas Ansiklopedi aydnlanma dncesinin en somut tezahrlerinden biridir.
Fizyokrat Ekol
Doa ve ynetim/iktidar kavramlarnn bileiminden oluan fizyokrasi 1750lerde Fransada domu bir iktisadi ve siyasi dnce ekoldr. Tabiatn gcne ve tabii yasalarn nemine inanan fizyokratlar
devletin de tabii kanunlarla ynetilmesi gerektiini savunmulardr. Bu anlamda fizyokratlarn dnceleri,
doal hukuk retisinin bir devam niteliindendir.
En nemli temsilcisi Franois Quesnay (1694-1774) olan fizyokrat ekol ekonomik haklara byk nem
vermitir. Bu haklarn banda mlkiyet hakk gelmektedir. Onlara gre toplum dzeni mlkiyet hakk zerine kurulmutur. Doa yasalar gerei tm insanlar almalarnn rn olan zel mlkiyete sahiptir. Fizyokratlara gre zel olmayan bir mlkiyet sz konusu olamaz, dier bir ifadeyle zel olmayan bir mlkiyet
hakkndan sz etmek mmkn deildir. Gerek mlkiyet toprak mlkiyetidir. Zenginliin tek yaratcs da
topraktr. Bu nedenle devlet toprak sahipleri tarafndan ynetilmelidir. Buradan hareketle fizyokratlarn hayalinin bir tarm kapitalizmi gerekletirmek olduu sylenebilir.
Fizyokratlar temelde mutlak monariye taraftardrlar. Siyaset anlaylarnda arac kurumlara (meclislere)
ve siyasi eitlie yer yoktur. Ancak ynetim mutlaka tabiat yasalarna riayet etmelidir. Fizyokrasi, doal hukuka verdii nem ve iktisadi zgrlkleri savunmas dolaysyla Fransz Devrimini etkilemitir.
SONU
Aydnlanma felsefesi, XVIII. yzyla damgasn vuran ve burjuva iktidarnn felsefi temelini tekil eden dnya grne verilen addr. Bu grn temel unsurlar arasnda akl, bilim ve doa,
dnyevi mutluluk, sekler erdem ve ahlak anlay ve faydaclk saylabilir. Bu dnce sisteminin
en nde gelen isimlerinden olan Voltaire (1694-1778) Fransz Devrimi ncesinde feodal sisteme ve
zellikle de Kiliseye kar kyla tannmaktadr. Bu Fransz dnre gre Katolik inanc pein
yarglar, bo inanlar ve banazlkla e anlamldr. Katoliklie ok sert eletiriler yneltmekle birlikte Voltaire genel anlamyla dinin ahlaki ve toplumsal olarak yararl bir kurum olduuna inanr.
Medeni zgrlkleri ve zel mlkiyeti savunmasna ramen temsil sistemine ve parlamentonun
stnlne inanmaz. Bu dncenin doal bir devam olarak aydn despotizmini savunur. Ayrca
toplumsal snflar arasnda bir hiyerarinin olmas gerektiini ileri srer. Voltaire toplumsal, siyasal
ve iktisadi hayatla ilgili somut reformlar nermitir: ikence ve lm cezasnn kaldrlmas, i gmrklerin kaldrlmas, feodal haklara son verilmesi, vicdan ve dnce zgrl gibi...
Aydnlanma ann en somut rnlerinden olan Ansiklopedi ayn zamanda Fransz burjuva snfnn
da aynas niteliindedir. Ansiklopedistler insanlarn eitim ve bilgilenme yoluyla deiebileceklerine ve mutlulua erebileceklerine inanmaktaydlar. XVIII. yzyln en etkili entelektel evreleri
arasnda saylan Ansiklopedistler, insanlar bilgilendirerek mutlulua ulatrmay bir grev addediyorlard.
Fizyokrasi ise 1750lerde Fransada ortaya km iktisadi ve siyasi bir dnce ekoldr. Tabiatn
gcne ve tabii yasalarn nemine inanan fizyokratlar devletin de tabii kanunlarla ynetilmesi gerektiini savunmulardr. Bu anlamda fizyokratlarn dnceleri, doal hukuk retisinin bir devam niteliindendir. Fizyokratlar bata mlkiyet hakk olmak zere ekonomik haklara byk nem
vermilerdir. Ban Quesnayin ektii bu iktisat ekolne gre zenginliin tek yaratcs topraktr
ve gerek mlkiyet de toprak mlkiyetidir. te bu nedenledir ki devlet toprak sahipleri tarafndan
ynetilmelidir. Bir tarm kapitalizmi gerekletirmeyi amalayan fizyokratlar siyaset alannda ise
mutlak monariyi savunmular fakat doal hukuka verdikleri nem ve iktisadi zgrlkleri savunmalar dolaysyla Fransz Devrimini derinden etkilemitir.
Aydnlanma felsefesinin temel ilkelerini gzden geirerek bu dnya grnn burjuvazi ile olan
ilikisini tartnz.
2.
Bir aydnlanma a dnr olarak Voltairein zelde Katolik inanc ve genel olarak din konundaki
grleri nelerdir?
3.
4.
Fizyokratlar mutlak monari taraftar olmalarna ramen Fransz Devrimini nasl etkilemitir?
11. Hafta
ZET
Bu derste Fransz Devriminin tm dnyay etkileyen sonular belirtildikten sonra, Devrim
srecinde oraya kan iki dnce ve siyasal eylem biimi incelenecektir: Devrim sonras Cumhuriyeti Fransa iin bir anayasa hazrlamak zere Sieys tarafndan gelitirilen milli egemenlik kuram
ve Devrimi korumay amalayan Jakobenizm.
Fransz Devrimi srecinde siyasal dnceler tarihi asnda nemli tartmalara imza atan dnrlerden biri Emmanuel-Joseph Sieys (1748-1836)tir. Sieysin hararetlendirdii tartmalar ulus kavram ve
temsil anlay olarak iki balk altnda toplayabiliriz. Sieys hibir zaman dorudan milli egemenlikten
bahsetmemesine ramen millet/ulus (nation) kavram ve milli birlik konusundaki grleriyle dolayl
olarak milli egemenlik kuramna katk salamtr.
Sieys Rousseaunun dncelerinin tam karsnda yer almaktadr. nceki derslerimizde grdmz
gibi Rousseau halk egemenliini savunmu, Sieys ise milli egemenlii n plana karmtr.
Sieys her eyden nce bir anayasacdr; millet ve temsil kuramn gelitirirken zihninde srekli olarak
bir anayasa hazrlama fikri bulunuyordu. Bu anlamda sadece 1789 burjuva devrimini gerekletiren sosyal
snfn siyasi dnce alannda nde gelen temsilcilerinden biri deil, ayn zamanda anayasa hukukunun da
nemli teorisyenlerindendir.
Sieyse gre millet/ulus, Tiers tatdr. Fakat toplumun btn ilerini grmesine ramen bu kesim (Tiers
tat), halkn srtndan geinen bir aznln basks altndadr. Ayrcalkl snflar ortadan kalkt zaman halk,
hak ve zgrlklerine kavuacak, hukukun nnde eit bir btn meydana getirecektir. Sieysin ve genel
olarak 1789un aktrlerinin benimsedikleri ve Kara Avrupas anayasa hukukuna da ilham kayna olan
ulus anlay genel hatlaryla bu ekilde ifade edilebilir. Ksaca ifade etmek gerekirse Sieyse gre ulus, ortak
bir dzene ve ortak yasalara uyan bireylerin meydana getirdii topluluun addr.
Tm bireyci ve liberal yazarlar gibi Sieys iin de ulus birbirinden bamsz ve yasalar nnde eit olan
bireylerden olumaktadr. Bireylerden oluan topluluk bir btndr; yani ulus, kendisini oluturan bireylerin
bir toplam deil sentezidir. Kimyadan rnek vermek gerekirse, bir araya gelerek bileen birok madde nasl
yeni bir madde ortaya karrsa Sieyse gre ulus da bireylerin toplamndan farkl, onu aan bir sentez yaratmaktadr. Ulusu tekil eden bireylerin tek balarna hibir gleri yoktur; iktidar btne aittir. Anayasa da
btne yani ulusa dayanacak ve onun rgtlenmesini temin edecektir.
lk bakta Sieys ayrcalkl snflar (aristokrasi ve Kilise) dnda hibir zmreyi ulusun dnda tutmuyor
gibi grnse de temsil meselesi hakknda ileri srd dncelerle bunun aksini yapmaktadr. Aktif vatanda pasif vatanda ayrm yaparak yalnzca ekonomik olarak gl olanlarn seime katlmalarn temim
etmeye almaktadr. Ayrca Sieys, devletin birliinin toplumda yaayan bireylerin birleerek halk meydana getirmeleriyle deil, ulus olgusuyla gerekletiini iddia etmektedir. Ksaca sylemek gerekirse devletin
birlii halka (yani somut olarak belli bir dnemde, belli bir lke zerinde yaamakta olan bireylerin toplam)
deil ulusa baldr. Peki, Sieyse gre ulus nedir? Ulus, kendisini tekil eden, oluturan bireylerden farkl bir
hukuki ahsiyettir. Sadece belli bir dnemde, lke zerinde yaamakta olan bireylerin toplamndan meydana
gelmez. Ulus yalnzca bugn deil, gemii ve gelecei de kapsayan manevi bir varlktr. Yaayanlarn yannda lm ve doacak olanlardan da meydana gelmektedir.
Sieysin at yoldan gidenler ulusu, yaam ve yaayacak kuaklar da iine alan, uzak gemiten
sonsuz gelecee doru srp giden ve kendisini meydana getiren kiilerden ve onlarn iradelerinden ayr,
kendine zg bir kiilik ve iradeye sahip bir tzel kiilik olarak tanmlamlardr. Bu tanmn tabii bir soncu
olarak milli/ulusal irade, milleti/ulusu meydana getiren kiilerin iradelerinden ayr ve onlarn iradelerine
stn bir irade olarak tecelli etmektedir.
Ulus kavramn nasl algladn daha berrak bir ekilde kavrayabilmek iin Sieysin temsil meselesine
nasl baktna da deinmek gerekir. Fransz dnre gre siyasi iktidar gibi sosyal hayat da temsile dayanmaktadr. Temsili sistemi savunurken ve merulatrrken iki gereke sunar: Temsilin bir gereklilik olduuna
dair sunduu birinci gereke iblmyle ilgilidir. Sieyse gre iktisadi alanda geerli olan kanunlar siyasal
alanda da geerlidir. Dolaysyla Adam Smithin ekonomi alannda gelitirdii iblm fikri, siyasal alan iin
de geerlidir. Ksacas iktisadi hayatta olduu gibi siyasi yaamda da iblm bir zorunluluktur. Ynetici
olmak bir yetenek meselesidir, bu yetenee sahip olmayanlar siyaset dnda baka ilerle uramaldrlar.
Bu varsaymdan hareketle Sieys ikinci gerekesini sunmaktadr: nsanlar arasnda doal bir eitsizlik
sz konusu olduu iin herkes ynetici olamaz. Yneticilik ancak temsile dayanan sekinlerin stesinden gelebilecei bir grevdir. Maddi ihtiyalarn srekli basks altnda bulunan ve eitimden yoksun halk tabakas
bu grevi yerine getiremez. Bu dncenin doal bir sonucu olarak ynetenler ynetilenler ayrm ortaya
kmaktadr.
Sieyse gre temsile dayanmayan her anayasa yanl bir anayasadr. Temsilcilerin yetkilerini snrlayacak
olan ise semenlerden aldklar veklet deil anayasadr. Bylece temsilciler, kendilerini seenlerin talimatlaryla deil, dorudan doruya anayasann hkmleriyle bal olacaklardr. Temsilcilerin sorumluluu, seim
blgelerinde kendilerine veklet veren ayr snfa mensup semenlere kar deil, milletin btnne kardr. Ulus ise yukarda da belirtildii gibi sadece bugn deil, gemii ve gelecei de kapsayan manevi bir
varlktr.
Ksacas Sieysin savunduu temsil anlayna gre iktidarn kullanlmas (yasama yetkisi), anayasaya
bal olarak ulus adna ounlukla karar alan ve semenlerine emredici vekletle bal olmayan bamsz temsilcilere braklmalyd. Burada dikkat ekici olan nokta udur: Ulus adna yasama yetkisini kullanacak olan
halkn ounluu deil, semenlerin ounluunun setii temsilcilerin ounluudur; yani Sieyse gre
yasama yetkisi, ounluun ounluuna ait olmaldr.
Sieys Temmuz 1789da Fransz Kurucu Millet Meclisinde yapt bir konumasnda insan haklarn doal ve medeni haklar ile siyasi haklar olmak zere ikiye ayrmaktayd. Doal ve medeni haklar pasif
haklar, siyasi haklar ise aktif haklar olarak niteleyen Sieys yle demekteydi:
Bir lkenin vatandalarnn tm pasif vatanda hukukundan yararlanmaldr. ahsnn, malnn, zgrlnn korunmas herkesin hakkdr. Ancak kamu gcnn kurulmasna ve ilemesine
katlmak herkes iin hak deildir; herkes aktif vatanda deildir. Bugnk durumda ocuklar, yabanclar, kamu gcne ve rgtlenmesine hibir yardm dokunmayanlar, toplumun ynetiminde
aktif rol oynayamazlar, onu ynetemezler. Tm toplumun yarattklarndan yararlanabilirler. Devlet denilen byk sosyal teebbsn gerek hissedarlar ancak kamu rgtne yardmc olanlardr.
Ortakln gerek yeleri, gerek aktif vatandalardr.
Sieys aktif vatandalarn kimler olduu konusunda bir aklama yapmaz. Fakat aktif vatanda
pasif vatanda ayrmnn iktisadi bir temele dayandn ve Sieysin burjuva dzenine hukuki bir zemin
hazrladn sylemek yanl olmaz. Nitekim devrimin nemli aktrleri, Sieysin bu ayrmna dayanarak
aktif ve pasif vatanda ayrmnn denen vergi miktarna baklarak yaplmas gerektiini savunmulardr. Bu
dnceye gre aktif vatandalar yani ynetime katlabilenler en fazla vergiyi verenler olmaldr.
Sieysin millet, egemenlik ve temsil konularndaki grlerini u balklar altnda zetleyebiliriz:
1.
ktidarn kayna, imtiyazl snflar dnda kalan Tiers tat, yani ulustur.
2.
3.
Temsilcilerin seiminde, insanlar arasndaki iblm ve doal eitsizliin sonucu olan aktif vatanda pasif vatanda ayrm temel alnmaldr.
4.
Temsilcilerin iradesi, dorudan doruya semenlerden alnan talimatla deil, anayasayla snrlandrlmaldr.
5.
Anayasa, olaan temsilciler tarafndan deil, olaanst temsilciler tarafndan hazrlanacaktr. Olaanst temsilciler ise millet tarafndan seilecek ve emredici vekletle bal olmayacaklardr.
6.
Siyasi iktidar, semenlerin ounluunun setii temsilcilerin ounluu tarafndan millet adna kullanabilecektir.
Meruiyetin birincil kayna hukuk deil, ideoloji ve ilkeleridir. Kart (yani kar devrimci) grler ise, yok edilmesi gereken ihanet ve sapmalardr.
2.
3.
Ama iin her vasta merudur. Devrim ve devlet iin hak ve hrriyetler, evrensel hukuk kurallar
inenebilir.
4.
Devrim srecinde tavizsiz bir siyaset izleyen Jakobenler, kuvvetler ayrl ilkesini de reddederler
ve sivil topluma egemen bir ve blnmez kamu otoritesi ile soyut bir milli egemenlik kavramn benimserler.
Jakobenlere gre devlet, topluma istedii ekli verebilir, hatta bu devletin bir grevidir. Bu anlamda Jakobenizmin bir tr toplum mhendislii abas olduunu sylemek yanl olmaz.
Jakoben demokraside, genel irade, seimle belirlenen ounluk iradesine benzemez. Jakoben liderlerden Saint-Juste (1767-1794)e gre Genel irade, ounluun iradesi deil, milleti gerek arzular ve gerek
mutluu hakknda aydnlatmakla grevli temiz insanlarn iradesidir.
Mutlak doruyu, yanlmaz akl, devrimi ve soyut bir milleti anlayn temsil ettii iindir ki Jakobenizme
gre devlet hukukun stndedir ve yarg ve hukuk, devlet karlarna tabidir.
SONU
1789 Fransz Devrimi, tarihin belirli bir dneminde, belirli bir lkede patlak verse de siyasi ve
dnsel olarak tm dnyay etkilemitir: ulusuluk dncesi, ulus-devlet modeli ve laiklik anlay bata Avrupann dier lkeleri (mparatorluklar) olmak zere tm dnyaya ok hzl bir ekilde
yaylmtr.
1789 Fransa iin toplumsal ve siyasal olarak Fransa iin ok sancl bir sre olmutur. Bu srete birok siyasi tartma alevlenmitir. Devrim sonras Cumhuriyeti Fransa iin hazrlanan anayasann oluumunda rol alan Sieysin milli egemenlik kuram bunlar arasndadr. Rousseaunun
savunduu halk egemenliine kar millet egemenliini savunan Sieyse gre millet/ulus
ortak bir dzene ve ortak yasalara uyan bireylerin meydana getirdii topluluun addr. Ulus, kendisini oluturan bireylerin bir toplam deil sentezidir. Ulusu tekil eden bireylerin tek balarna hibir gleri yoktur; iktidar btne aittir. Ulus, kendisini tekil eden, oluturan bireylerden farkl bir
hukuki ahsiyettir. Sadece belli bir dnemde, lke zerinde yaamakta olan bireylerin toplamndan
meydana gelmez. Ulus yalnzca bugn deil, gemii ve gelecei de kapsayan manevi bir varlktr;
yaayanlarn yannda lm ve doacak olanlardan da meydana gelmektedir. Sieys, aktif vatanda pasif vatanda ayrm yaparak temsil sistemini, ekonomik bir temele oturtmu ve burjuva
dzenine hukuki bir zemin hazrlamtr.
Devrim srecinde ortaya kan bir dier dnce ve eylem hareketi, ban Robespierrein ektii Jakobenizmdir. Jakobenizm, Fransz Devrimini lke iinde ve dndaki tehlikelere kar korumay amalamtr. Devrimci srecin bir kar devrimle sonlandrlaca ve vatann tehlike altnda
olduu endiesi, Jakoben dncenin ortaya knda nemli rol oynamtr. Robespierre, temsil
sistemine inanmaz ve parlamenter rejime kar kar; nk ona gre egemenlik hakk devredilemez. Bugn tepeden inmecilik olarak adlandrlan Jakoben dnceye gre meruiyetin birincil
kayna hukuk deil ideolojidir. Jakobenizm, g kullanarak kendi grlerini dayatmay meru
grr. Devrimi gerekletirmek ve korumak iin iddet ve bask merudur. Jakobenlere gre halk,
doruyu yanltan ayrt etme yeteneinden yoksundur ve karlarn bilmez. Halkn aydnlatlmas
Cumhuriyeti sekinlere den bir vazifedir.
1.
2.
Sieyse gre halk ve ulus arasnda nasl bir fark vardr? Ulusal egemenlik kuram erevesinde
deerlendiriniz.
3.
Bugn Jakobenizm yerine neden tepeden inmecilik ifadesi kullanlmaktadr? Jakobenler iin halk
ne ifade etmekteydi?
12. Hafta
ZET
Bu derste, Fransz Devrimi sonrasnda ortaya kan ve aydnlama dncesine, devrimin ideallerine, liberalizm ve demokrasiye eletirel yaklaan fikirler zerinde durulacaktr. Bu erevede
Edmund Burke, Auguste Comte ve Alexis de Tocquevillein eserleri ve dnceleri ana hatlaryla
incelenecektir.
Burke bu ilkelerin, soyut bir insana (bir Fransz veya ngiliz vatandana deil de insana) hitap ettii iin
hibir kymetinin olmadn ileri srmtr. Burke, kendisi iin asl nemli olann ngilizlerin haklar olduunu ifade eder. ngilizlerin, ynetime katlmak gibi bir talepleri olmadn, sadece iyi yasalar, etkin ve
drst bir hkmet ve kraln askerlerinin ve donanmasnn koruduu bir mlkiyet hakk istediini belirtir.
Burkee gre zamann ve insanlarn yaratt zel durumlar dikkate alnmadan yaplan soyut tartmalar
hi bir olumlu sonu dourmaz. Tecrbeler, gemi, gelenekler ve zel koullar gz nnde bulundurulmadan soyut bir hukuktan bahsetmek de yersizdir. Anayasalar da soyut bir biimde, irticalen (doalama yoluyla) yoktan var edilemezler; btn insani yaptlar gibi srekli, yava ve doal bir geliimin rn olmaldrlar.
Burada alt izilmesi gereken bir nokta, Burke iin doal olann, tm insanlar iin geerli olan anlamna
gelmediidir. Doal olan, uzun bir tarihi gelimenin sonucu olarak ortaya kandr. Ksacas doa tarihtir, ya
da tarihi tecrbedir.
Burke yukardaki grleri erevesinde baz Fransz dnrleri de eletirir. rnein Sieysin anayasa
anlayna kar kar, gelitirdii egemenlik anlaynn son derece soyut olduunu ileri srer. Rousseaunun
toplum szlemesi de Burkee gre anlamsz bir varsaymdr, somutlama ihtimali bulunmayan, uygulanmas mmkn olmayan bir kuramdr. Burke, genel olarak tm bu soyut kavram ve varsaymlar dzeni, otoriteyi ve gelenekleri yok ettikleri iin knar. Ayn ekilde, evrensellik iddiasndaki aydnlanma dncesini de
soyut bulduu iin eletirir. Ksaca sylemek gerekirse Burke soyut bulduu Fransz aklclna (usuluk)
kar, ngiliz ampirizmini (deneycilik, grgclk) savunur.
Burken deerli bulduu tek Fransz dnr ise Montesquieudr. nk Montesquieu zgrl,
dzeni ykmadan salamaya alm; tpk ngilterede olduu gibi snflar arasnda bir denge kurmaya nem
vermitir.
gemitir: teolojik, metafizik ve pozitif (bilimsel). nsanlar ilk olarak en yaln bilim olan matematikte
pozitif yani bilimsel dnmeye balamlardr. Bilimsel dnce daha sonra fizik, kimya, astronomi gibi
nispeten daha karmak bilim dallarna da yaylmtr. Biyoloji, dier bilim dallarna gre daha karmak
olduu iin, pozitif dnce bu dalda daha ge ortaya kmtr. Konusu toplum olan sosyoloji ise bilimlerin
en karmadr ve pozitif dnce en ge bu bilimde ortaya kmtr. Comteun bilim tasnifinde, hiyerarik
olarak en yukarda sosyoloji bulunur. Ne var ki doa ve fen bilimleri ile sosyal bilim (sosyoloji) arasnda yntem ve ama olarak bir fark bulunmamaktadr.
nsanlk tarihi de ayn l aamadan olumaktadr: teolojik, metafizik ve pozitif. nsanlk, ocukluk
dneminde, yani teolojik aamada, fenomenlere dini bir izah getirmi, etrafndaki olaylar bu ekilde aklamaya almtr. Genlik ana tekabl eden metafizik dnemde ise insanlar, soyut fikirlerin peinde
komular, evreni soyut fikirler (tabiat, ideolojiler) nda aklamaya almlardr. Son evre olan pozitif aamada ise insanlar artk fenomenlerin nedenlerini/anlamlarn/kaynaklarn aramay brakm, bunlar
yneten, idare eden yasalar kefetmeyi amalamlardr. lk iki evre, nsanlk tarihinin negatif yani ykc
aamalardr. Sonunda varlacak olan nihai evre ise (bilimsel evre), tm toplumlarn istisnasz olarak ulamak
durumunda olduklar pozitif, yani yapc evredir.
Yce bir varla inanmann insan iin doal ve engellenemez bir ihtiya olduuna inanan Comte, 1789
sonrasnda ortaya kan modern toplumda Kiliseden boalan yerin baka dnyevi bir dinle doldurulmas
gerektiini ileri srmtr. Bu nedenle, hayatnn sonlarna doru, bilimsel pozitivizmden dini pozitivizme
doru ynelmitir. Bylece pozitif ve evrensel bir din olarak nsanlk Dinini kurmutur. Bu yapay dinde yce
ve kutsanan varlk nsanlktr.
Pozitivizmin siyasi boyutuyla ilgili olarak da unlar sylenebilir: Comtea gre Fransz Devrimi sonrasnda insanlar bir anlamda babo bir halde kalmlardr. Ortaya kan yeni toplum tipinde, eskiden bata
din/Kilise gibi geleneksel kurumlarn doldurduu birok alan bo kalm, toplum ei grmemi bir bolua
dm, toplumsal-siyasal byk bir kargaa ortam domutur. te bu duruma son vermek iin toplumun
bilimsel olarak yeniden rgtlemek gerekmektedir. Bu grev yeni ve en gelimi bilim olan sosyolojiye dmektedir. Sosyoloji, modern toplumun rehberi olacak, toplumlarn dzen ierisinde ilerlemelerini salayacaktr. Nitekim Dzen ve lerleme, pozitivizmin temel ilkesi, balca slogandr.
Comteun kurduu pozitivizm maddeci/materyalist bir dnce sistemi deildir. Comte, insan maddeden ibaret grmez; insan sadece ekmekle yaamaz. nsanlar asl harekete geiren fikirlerdir, dncedir.
Comtea gre toplum ve devlet kar karya konumlanm, atan iki varlk deildir. Bu ikisinin uyum
iinde bulunmalar gerekir. Devletin vazifesi, toplumun maddi ve manevi birliini temin etmektedir. Devlet,
planlayan, doru yolu gsterendir. Ksacas devlet her alana mdahale etme yetkisine sahip olmaldr. zel
mlkiyet de bu alanlardan biridir. Comte ilkesel olarak zel mlkiyete kar olmamakla beraber, bu hakkn
ktye kullanlmasndan endie duymaktadr. Bu nedenle, devlet zel mlkiyeti denetleme ve gerek duyduu zaman mdahale etme ve dzenleme yetkisini kullanmaldr.
te yandan toplum da, bilimsel bir ynetim sergileyecek devlete itaat etmek, verilen grevleri yerine
getirmekle ykmldr. Comte bilimsel-pozitif dnemde artk haklardan bahsetmeyi brakp, bireysel ve
toplumsal vazifeleri n plana karmak gerektiini savunur.
ve zgrlk meseleleri zerinde durmutur. 1835 ve 1840da iki cilt olarak yaynlad Amerikada Demokrasi
adl eseri, Fransz hkmeti adna cezaevlerini incelemek zere gittii Amerika Birleik Devletlerinde yapt gzlemlere dayanan ampirik bir aratrmadr. Bu eserinde Tocqueville, dncelerin toplumsal snflar
tarafndan biimlendirildiini ileri srmekte, yakn bir gelecekte yeni bir sanayi aristokrasisinin doacan
ve dnyada Amerika Birleik Devletleri ve Rusyann hakimiyet kuracan ngrmekteydi. Tocquevillein bu
ngrlerinin gereklemi olmas, onun sosyolojik ve politik dehasna iaret eder.
Tocquevillein Amerikada Demokraside asl zerinde durduu mesele ise zgrlk ve eitliin nasl
badatrlaca sorunudur. Tocqueville ksaca u soruyu sorar: Eitliki bir ortamda zgrlkler nasl korunmaldr? Gzlemlerine dayanarak Amerikadaki demokratik rejimin eitlii salamada Avrupay oktan
getiini belirtir. Tocquevillee gre bu durum, Amerikada ayrcalkl snflarn (aristokrasi) olmayndan ve
kapitalizmin gelime dneminde frsat eitliinin bir sre salanabilmi olmasndan kaynaklanr. Toplumsal
dengeyi salayabilmek iin en nemli koul olan orta snfn glendirilmesidir ve Tocquevillee gre, Amerika bunu baarmtr.
Aristokratik bir aileden olmasna ramen Tocqueville, insanln 1789 sonras yeni dnemde geri dn
olmayan yeni bir aa girdiini iddia eder: Bu a eitlik adr. Yeni dnemde insanlar aras eitlii ortaya
karan faktrleri ise yle sralar: eitimin ve bilimin gelimesi, matbaann icad, ateli silahlarn gelimesi,
savalarda piyadelerin neminin artmas, hiyerarik bir dzen kurmu olan Katolikliin yerini birok blgede
Protestanln almas ve Amerikann kefi...
Tocquevillee gre, eitlik salandka insan igdsel olarak daha fazlasn ister. Giderek artan eitlik
talebi, ayrcalkllara kar nefreti dourur. Doutan ayrcalklarn ve zamanla ortaya kan iktisadi ayrcalklarn nlenmesi devletin grevidir. Devlet bu grevi yerine getirirken giderek merkezileir. Merkezi devlet
eitlii benimser ve destekler. Fakat devletin merkezilemesi, buna paralel olarak giderek artan bir ekilde
toplumsal ve ekonomik hayata mdahale etmesi demokrasileri yeni bir despotizm tryle kar karya getirir.
Tocquevillee gre, yeni dnemde, yani eitlik anda ortaya kan eitliki toplumun fertleri bencildir;
Tocquevillein ifadesiyle kiiseldir. Modern toplumun fertleri, kendi kabuuna ekilmeye ve sadece yakn
evresiyle iliki kurmaya meyillidir. Toplumda ortaya kan bu tr bir bireyselleme, devletin daha da despotiklemesine imkan verir. nk birey, merkezi devlet karsnda tek banadr.
Ancak tarihin geldii nokta itibariyle, eitliin salanmas yolunda ilerlemek dnda bir are bulunmamaktadr. Tocqueville, modern toplumu 1789 ncesine dndrmenin artk mmkn olmadn kabul eder.
Bu nedenle, kendisi gibi aristokrat bir dnr olan Montesquieunn nerilerine itibar etmez. Tocqueville,
Kanunlarn Ruhunda monariyi ve devlet ynetiminde soylulara ayr bir yer vermek gerektiini savunan
Montesquieunn fikirlerini benimsemez. Ona gre eitlik modern dnyann kanlmaz bir gereidir; eitlik
ve zgrlk badatrlabilir iki durumdur.
Peki eitliki modern toplumlarda, devletin despotiklemesi nasl engellenebilir? Bir toplumda eitlik ve
zgrlk ayn anda nasl mmkn olabilir? Tocquevillee gre bu iki koula baldr: Birinci koul siyasette
adem-i merkeziyet (decentralisation) yani yerinden ynetim sistemini tesis etmektir. lke iindeki blgelere
idari zerklik verilerek ynetimin tek elde ve tek merkezde toplamas nlenecek ve Tocquevillee gre bylece
siyasi zgrlk salanacaktr.
kinci koul ise siyasi, iktisadi, bilimsel, sanatsal vb. alanlarda insanlarn eitli birlikler (dernekler) kurmalarnn n almal, sivil toplum rgtleri tevik edilmelidir. Vatandalar bu tr birlikler (dernekler) bnyesinde rgtlendikleri oranda kiisellikten kurtulacaklar, kamu ileriyle ilgilenmeye balayacaklardr. Ksacas dernek (veya topluluk, cemiyet...) faaliyetlerinde bulunmak vatandalarn sorumluluk duygusunun
artmasn salayacaktr. Ayrca bu rgtlenmeler insanlarn devlet karsnda tek balarna (birey olarak) savunamayacaklar karlarn topluca savunulmasna da imkan verecektir. Bylece eitliki despotizmin nne
geilecektir.
Tocqueville modern toplumda dinin de toplumsal bir kurum olarak nemli bir ilev greceinden bahseder: Din, insanlarn kiisellemelerini, birey olarak devlet karsnda tek balarna kalmalarn ve maddi
karlar peinde komalarn engelleyen bir kurumdur. Bu nedenle de modern toplumun eitlik ve zgrle
bir arada sahip olabilmesi iin din elzemdir, vazgeilmezdir.
Bugnden bakldnda Tocqueville, toplumsal ve iktisadi alanda devlet mdahalesini asgariye (mmkn olan en dk seviyeye) indirgemeye alan, eitlikilik dncesine odaklanan ve zgrlkleri de savunan liberal bir dnrdr.
Tocquevillein dier nemli eseri olan Eski Rejim ve Devrim, 1856da yaynlanmtr. Bu kitap, zellikle
Devrim ncesinde Fransz toplumunun durumunu inceler. Tocqueville, bu dneme (Ancien Rgime / Eski
Rejim) yeni bak getirir ve Devrimin bir krlma, kopu olmadn, asrlardr devam eden ve devletin merkezilemesiyle sonulanan bir srecin neticesi olduu tezini ortaya atar. Bylece tarihte krlma ve kopularn
deil srekliliin altn izmi olur.
Tocquevillee gre Devrimin din kart olmas, zel politik nedenlerden kaynaklanmaktadr. Amerikada
Demokrasi adl eserinde de belirttii gibi, din ve demokrasi uyumaz iki kurum deildir. Fransada 1789 srecinde ortaya kan Kilise kart hareket aslnda siyasal varla kardr. Yani rahiplere kar verilen mcadele,
znde toprak sahiplerine, senyrlere ve yneticilere kar verilmi bir mcadeledir.
Tocquevillee gre 1789 olmasayd, eski sosyal yap er ya da ge zaten kecekti. Belki bir anda yklmayacak ama para para decekti. Dolaysyla Devrim, tarihi bir tesadf deil nceki dnemin bir neticesidir.
SONU
1789un hemen sonrasnda, Devrimin neden olduu sosyopolitik sorunlara dikkat eken dnrlerden biri
muhafazakr dncenin ilk ve en yetkin temsilcilerinden olan Edmund Burketr. Muhafazakrlk ksaca,
gemie zlem duyan, gerei gemite arayan ve mevcut durumu korumaya alan bir ideoloji olarak tanmlanabilir. Burke, Devrimin temel ilke ve ideallerinin soyut bir insana hitap ettiini, bu bakmdan kymet
tamadn savunmutur. Ona gre, tecrbeler, gemi, gelenekler ve zel koullar gz nnde bulundurulmadan soyut bir hukuktan bahsetmek de anlaml deildir. Ayn ekilde, anayasalar da soyut bir biimde
hi yoktan var edilemezler; btn insani yaptlar gibi srekli, yava ve doal bir geliimin rn olmaldrlar. Ksaca sylemek gerekirse Burke, soyut bulduu Fransz aydnlanma dncesinin aklclna kar ngiliz ampirizmini savunmutur.
Fransz Devrimi sonras ortaya kan en nemli dnce sistemlerinden biri de phesiz pozitivizmdir. Pozitivizmin kurucusu olan Auguste Comte ayn zamanda sosyoloji adn verdii yeni bir bilim dalnn da
isim babasdr. Comteun temel gayesi, Devrimin yaratt olumsuz sonular ortadan kaldrmak, dzeni
tesis etmektir. Comtea gre, sosyal ve siyasal alandaki bunalm esas itibariyle dce alannda ortaya kan
bunalmn bir sonucudur. Sosyal ve siyasal dzeni salayabilmek iin entelektel bir reforma ihtiya vardr.
Comteun Hal Kanunu adn verdii tarihi-toplumsal yasaya gre bilim ve nsanlk srasyla evreden gemitir: teolojik, metafizik ve pozitif. Comtea gre, Devrim sonras ortaya kan toplumsal-siyasal
kargaaya son verebilmek iin toplumun bilimsel olarak yeniden organize edilmesi gerekmektedir. Bu grev
gen fakat en gelimi bilim olan sosyolojiye dmektedir. Comteun pozitif siyaset anlayna gre devletin
vazifesi, toplumun maddi ve manevi birliini temin etmektedir. Devlet, planlayan, doru yolu gsterendir.
Toplum da, bilimsel bir ynetim sergileyecek devlete itaat etmek, verilen grevleri yerine getirmekle ykmldr.
Alexis de Tocqueville, liberal dncenin nemli referans kaynaklarndan biridir. Tocquevillein zellikle
zerinde durduu mesele zgrlk ve eitliin nasl badatrlaca sorunudur. Tocqueville 1789 son-
ras yeni dnemde, yeni bir aa girdiini belirtir. Bu a eitlik adr. Yeni dnemde, yani eitlik anda ortaya kan eitliki toplumun fertleri bencildir veya dier bir ifadeyle kiiseldir. Modern birey, kendi
kabuuna ekilmeye meyillidir. Toplumda ortaya kan bu bireyselleme/kiiselleme temayl, devletin
tek bana kalan birey karsnda daha da despotiklemesine neden olabilir. Eitliki modern toplumlarda,
devletin despotiklemesine engel olabilmek iin Tocqueville iki yol nerir: 1) siyasette adem-i merkeziyet
sisteminin tesis edilmesi ve 2) insanlarn birlikler (dernekler) kurmalarnn, yani sivil toplum rgtlerinin
tevik edilmesi.
1.
Muhafazakr dnce, Fransz Devrimini nasl deerlendirmektedir? Burken Aydnlama dncesi ve Fransz aklcl hakkndaki grleri nelerdir?
2.
Comte, dzen ve ilerleme ile ne kastetmektedir? Comtea gre 1789 sonrasnda toplumsal alanda
ortaya kan boluk(lar) nasl doldurulmaldr? Pozitivizm ve nsanlk Dini hakkndaki aklamalar
gzden geirerek tartnz.
3.
4.
Tocquevillee gre zgrlk ve eitlik nasl badatrlabilir? Eitliki toplumlarda despotizm tehlikesi neden sz konusudur? Devletin despotiklemesinin nne nasl geilebilir? Tocquevillein zm
nerileri nelerdir?
13. Hafta
ZET
Bu derste, millet kavram, milliyetilik dncesi ve farkl milliyetilikler incelenecektir. Bu
erevede, milliyetiliin Fransz Devrimine uzanan kkleri ve Napolonun Avrupada yrtt igal politikalarna bir tepki olarak gelien Alman milliyetilik dncesi zerinde durulacaktr.
Ayrca, XIX. yzyln iki nemli Alman dnrnn (Fichte ve Hegel) devlet ve millet kavramlar
zerine ileri srdkleri fikirler deerlendirilecektir.
Milliyetilik veya ulusuluk Fransz Devrimiyle eanl olarak ortaya kan ve sonrasnda hzla gelien
modern bir dncedir. Her ne kadar Fransz Devrimi tm insanl ilgilendiren evrensel ideallerden sz
etse de modern anlamyla ulus kavram ve ulusuluk dncesi 1789un bir rndr. Bu dnce ok
ksa zamanda bata Avrupa olmak zere tm dnyaya yaylm ve farkl etnik-dini topluluklardan oluan
imparatorluklarn sonunu hazrlamtr. rnein Osmanl mparatorluunu oluturan farkl rk ve dinlere
mensup, farkl diller konuan gruplar, XIX. yzylda ulusuluk dncesinin etkisiyle ayrlk siyasi-kltrel
taleplerde bulunmaya balam, merkezi ynetime bakaldrm ve bamszlklarn elde etmilerdir. Bu sre Osmanl mparatorluunun paralanp kmesiyle sonulanmtr.
Milliyetilik bir ideoloji olarak kuramsal yan zayf, ancak siyasal bir pratik olarak olduka etkili bir dncedir. Bu zelliiyle de kitleleri harekete geirme kabiliyeti son derece yksektir. Genel bir dnce veya
mstakil bir ideoloji olarak deerlendirmek gerekirse milliyetiliin nl teorisyenleri yoktur. Her milliyetiliin kendine ait tarihileri, edebiyatlar, yani ksaca entelektel bir grubu vardr. Bunlar, milliyetilik ideolojisini kuran deil, eitli milliyetiliklere rengini veren yazarlardr.
Son iki asrlk siyasal gelimelerin atsn milliyeti ilkelerin belirlediini sylemek yanl olmaz. Bu
kadar belirleyici olmu bir ideolojinin genel olarak anlamnn belirsiz olmas ilgin grnebilir, ancak milliyetiliin kitlelere ulama gcnn arkasnda tam da bu mulklk yatar. Milliyetilik koullara gre ii doldurulabilen bir ideolojidir. Bu anlamda, sabit veya evrensel nitelikli evrensel milliyeti ilkelerden bahsetmek
zordur. Milliyetilik liberalizm, muhafazakrlk, faizm ya da sosyalizme eklemlenmekte zorluk ekmemitir.
Hangi ideolojiyle ittifak yaptna bal olarak milliyeti ilkeler de farkllamaktadr. Dolaysyla tek bir milliyetilik yoktur, milliyetilikler vardr. Ancak milliyetiliin farkl grnmleri altnda genel bir anlam ve
zelliklerinin olduunu da belirtmek gerekir.
Siyasal bir hareket olarak milliyetiliin kkenlerinin Fransz Devriminde bulunduunu yukarda belirtmitik. Avrupa ktasnda yaygnlamas ise, Fransz Devriminin fikirlerini klla yayan Napolon Bonaparte
(1769-1821) savalaryla olmutur. Daha nceki derslerimizde de grdmz gibi Fransz Devrimiyle birlikte feodal balar zlmeye balamtr. Bu yeni dnemde Rousseaunun fikirlerinin etkisi daha fazla hissedilir
olmutur. Rousseau, ynetici-ynetilen ilikilerini genel irade kavram etrafnda yeniden kurgulamasyla
milliyeti dncenin nemli kalemlerinden, hatta kurucu yazarlarndan biri olarak kabul edilir. Yine daha
nce grdmz gibi Rousseau, milletin tek bir hkmdarn kiiliinde ya da ynetici snfta somutlanmasn reddetmi ve millet ile halk kavramlarn zdeletirmitir. Bu zdeletirme, Fransz Devriminin
temel ilkesi olurken, milliyetilik dncesinin de geliimine nemli bir katk salamtr.
Napolonun nderliinde milliyetilik militarizmle i ie gemitir. Milliyetilik, bir Fransz asker ve
devlet adam olan Napolonun igal ettii blgelerde hzla yaylmtr. Avrupann Napolon tarafndan igal edilen topraklarnda, feodal kalntlar temizlenmi fakat buna paralel olarak Rusyadan spanyaya, talyadan Almanyaya kadar geni bir blgede sert tepkiler ortaya kmtr. Napolon, talya ve Almanyada
paralanm topraklar birletirerek milletlemenin koullarn hazrlam, ayn zamanda sebep olduu fkeyle
milliyetiliin ihtiya duyduu tekinin yaratlmasn da kolaylatrmtr.
liyetiliinin en nemli temsilcisi kabul edilen Johann Gottlieb Fichte (1762-1814), Franszlarn Devrim adna Almanyay ele geirilerini ve Alman ordusunun yenilgisini yaam bir dnrdr. Bu yenilgi Alman
filozofu ok derinden etkilemitir. Fichte, verdii halka ak konferanslarda Almanlar saldrganlara kar
direnmeye, silaha sarlmaya davet etmitir. Kendisi de Napolon ordularna kar savaa bizzat katlmtr.
Almanlarn Franszlara kar elde ettii zaferden sonra ise Berlin niversitesinde profesrlk ve rektrlk
yapmtr.
Fichteye gre zgrlk, zgr dnce demektir. zgr dnceyi salayan ise bilimdir. zgrlk
anari deildir, nk bilim denge ve tutarllktr, saduyu ve akldr. zgrl ise kurallara balayacak, i
dengesini salayacak, tutarl hale getirecek olan hukuktur. Hukukun olmas iinse birok hukuk znesinin
(toplumu oluturan bireyler) yan sra gl bir devletin varl gerekmektedir. Toplumun amacna ulaabilmesi iin zgrln hukuk yani devlet tarafndan dzenlenmesi gerekmektedir. Gerek zgrlk dzenli
zgrlktr; dzenlenmeyen zgrlk bilim ddr.
Fichteye gre milli toplum, yani rgtlenmemi toplum (gesellschaft) devlete stndr. Devlet ancak milli toplumu kendi iinde toplayabildii an yetkinlie ulaabilir, tam ve kusursuz hale gelebilir. Milli toplumu
evreleyen devlet iktisadi alan da dzenler.
Fichte Alman Milletine Sylevler adl eserinin ilk blmnde, her eyi yitirdik, elimizde eitim kald,
onu akllca kullanmalyz der. Fichte, Jean-Jacques Rousseaunun 1762de eitim zerine yaynlad Emile
adl eserinden esinlenerek aktif bir eitim yntemi nermitir. nsan tmyle kavrayacak olan bu aktif eitim, karma ve yatl liselerde devlet tarafndan verilecek, ocuklar ailelerinden mmkn olduu kadar uzak
kalacaklardr.
Fichteye gre eitilmeye en elverili rk, Alman rkdr. Alman ulusunu oluturanlarn ortak noktas Almanca konumalardr. Alman milliyetiliinin en nemli unsuru dildir. Alman dili, Fichteye gre milli, yani
halktan gelen bir dildir. Latinceden gelen diller, rnein Franszca, milli kaynandan kopuk, l dillerdir.
Fichteye gre Alman milleti, dnyann en bilgin, en aratrmac milletidir, insanln gelimesinin ncsdr. Alman Romantikleri olarak adlandrlan entelektel grup da siyasi dnce alannda benzer fikirleri
savunmaktadr. Bu dnrler organisist bir yaklam savunurlar: Devlet her eydir; devlet, vcudu/btn
temsil eder, birey ise hcredir. Alman milliyetiliini iktisadi grleri ise Friedrich List (1789-1846) tarafndan dile getirilmitir.
Alman milliyetilii ve siyaset dncesi hakknda grlerine yer vermemiz gereken bir dier dnr
Georg Wilhelm Friedrich Hegel (1770-1831)dir. Hegel, Alman idealist dncesine son halini vermitir. Uygulad diyalektik yntem daha sonra Marx tarafndan da kullanlacaktr. Marx, o mehur deyimiyle, Hegelde elleri zerinde duran diyalektii ayaklar zerine oturtmu ve diyalektik materyalizmi savunmutur.
Hegel, Eflatunun idealist dncesini yenilemitir. Ona gre madde, ruhun rndr. Hegel de tpk
Fichte gibi gerein bilin alannda bulunduunu, bilinci zmleyecek olursak geree varabileceimizi savunmutur. Hegele gre varln z ztlklardr. Ztlklar olmasayd varlk da olmazd. Kartlklar, oluun
ilkesidir. Evrim, tez ve antitez arasndaki atma sonunda ortaya kan sentezdir.
Bu mantk erevesinde Hegele gre devlet, bireysel iradelerle genel iradenin karlat yerdir. Dier
bir deyile, bireysel irade ve karlarla genel kar arasnda bir sentezdir. Burada dikkat edilmesi gereken
nokta, devletin tek tek bireysel iradelerin bir ynndan ibaret olmaddr. Devlet, tanrsal bir irade, makul
ve canl bir btndr.
Hegele gre insan, gerekliini, nesnel anlamdaki ahlaki deerini ancak bir topluluun organ olmakla
elde edebilir. Bu yzden her eyini devlete borludur. Bireyin tm deeri tm manevi gereklii yalnzca
devlete baldr. zgrlk ancak ahlaki bir btn olan devletin varlyla gerekleebilir. Dolaysyla, doal
yaama halinde zgrlk sz konusu deildir.
Hegelee gre devlette her ey, genelle zelin birliine dayanr. Devletin ieriini milli ruh meydana
getirir. Milli ruh, din, hukuk, bilim, sanat, sanayi gibi zel alanlardan oluur. Bu alanlar iten bir bala birbirine baldr, tm birden milli ruhu tekil eder. Bir devlet ancak milli bir ruh tayorsa devlet saylabilir.
Hegel de Fransz Devriminin soyutluundan doan ykmlar nlemek iin somut olan yani tarih olan
ve var olan savunmutur. Diyalektik yntemi dnce alannda uygulayan, devleti mutlak ve yce bir deer
olarak gren Hegel, bir yanyla milliyeti, dier yanyla tutucu bir dnrdr.
SONU
Kkleri Fransz Devrimine uzanan milliyetilik, amz derinden etkileyen modern bir siyasal dnce ve harekettir. Milliyetilik dncesinin Avrupada yaygnlamasnda, Fransz Devriminin fikirlerini klla yayan Napolon Bonaparten byk rol olmutur. Sz konusu dnemde,
Rousseaunun fikirleri hi olmad kadar etkili olmaya balamtr. Rousseau, ynetici-ynetilen
ilikilerini genel irade kavram etrafnda yeniden kurgulamasyla milliyeti dncenin kurucu
yazarlarndan biri olarak kabul edilir. Rousseau, milletin tek bir hkmdarn kiiliinde ya da ynetici snfta yansd fikrini reddetmi, millet ile halk kavramlarn zdeletirmitir. Bu zdeletirme, Fransz Devriminin temel bir ilkesi olurken, milliyetilik dncesinin de geliimine
nemli katk salamtr.
Alman milliyetilik fikrinin geliiminde Fransann etkisi byk olmutur. Alman milliyetiliinin en nemli temsilcisi Johann Gottlieb Fichte (1762-1814)dir. Fichteye gre zgrlk, zgr
dnce demektir ve zgr dnceyi salayan da bilimdir. zgrlk, anari anlamna gelmez,
nk bilim denge, saduyu ve akl demektir. zgrl belli kurallara balayacak ve tutarl hale
getirecek olan ise hukuktur. Hukuktan bahsedebilmek iin gl bir devletin varl gerekmektedir.
Gerek zgrlk dzenli zgrlktr; dzenlenmeyen zgrlk bilim ddr.
Alman milliyetilii ve siyaset dncesinin nde gelen bir dier temsilcisi, Alman idealist
dncesine son halini veren Georg Wilhelm Friedrich Hegel (1770-1831)dir. Hegele gre, devletin
ieriini milli ruh meydana getirir. Milli ruh, din, hukuk, bilim, sanat, sanayi gibi zel alanlardan
oluur. Bu alanlar iten bir bala birbirine baldr ve birlikte milli ruhu tekil ederler. Ksacas devleti devlet yapan, sahip olduu milli ruhtur. Hegel, Fransz Devriminin soyut ilkelerinden kaynaklanan ykmlar nlemek iin somut, yani tarih olan ve var olan savunmutur. Diyalektik yntemi
dnce alannda uygulayan Hegel, devleti mutlak ve yce bir deer olarak grr.
1. Nation, millet ve ulus kavramlar, dnyada ve Trkiyede tarihsel olarak nasl bir anlam deiimi
yaamtr?
2. Fichteye gre zgrlk, hukuk ve devlet arasnda nasl bir iliki vardr?
3. Fichte, Alman rk iin nasl bir eitim tarz nermitir?
4. Hegele gre milli ruh hangi unsurlardan oluur?
5. Hegelin Fransz Devrimine ynelik en temel eletirisi nedir?
14. Hafta
ZET
Bu derste, topik ve bilimsel sosyalizm ile anarizm konular ele alnacaktr. Bu erevede srasyla, Saint-Simon, Karl Marx ve Pierre-Joseph Proudhonun grleri incelenecektir.
SOSYALZM
amzda zellikle XX. yzylda etkili olmu, bugn zerine hl ok eitli tartmalarn yrtld siyasi dnce akmlarndan biri de sosyalizmdir. Sosyalizm szc Fransa ve ngilterede, 1830-1840
tarihleri arasnda kullanlmaya balanmtr. Bilinen ilk kullanm, Fransz dnr ve siyaset adam Pierre
Lerouxya aittir. Leroux, 1832de sosyalizm kavramn eitlik ve zgrln badatrld ideal bir toplum
dzenini ifade etmek iin kullanmtr. Fransz dnre gre sosyalizm, mutlak bireyciliin kartdr.
Sosyalist dnce kendisini genellikle ilk alardan beri sren bir mcadeleye, bir atmaya gre tanmlar: varlklya yoksulun, retim aralarna sahip olanla emeinden baka bir eyi olmayanlarn kavgas.
Sosyalist dnceye gre, eitlik uruna verilen mcadele, Eski ada (kle-efendi), Orta ada (serf-senyr), Fransz Devrimi esnasnda (burjuva-aristokrat) ve sonraki dnemde (ii/proleter-iveren/kapitalist)
hep var olmutur. Bu eitsizlikler, siyasi dnce alanna giderek daha belirgin bir ekilde yansmtr. Sosyalist dnrler, eitsizliklerin her daim var olduu toplumu ve dolaysyla tarihi farkl snflar arasndaki
atmalar balamnda deerlendirmilerdir. Nitekim XIX. yzyln en nemli dnrlerinden ve sosyalist
dncenin temel referans kayna olan Karl Marx (1818-1883) insanlk tarihinin, snf mcadeleleri tarihi
olduunu savunmutur.
Sosyalizmin modern anlamyla siyasi dnce tarihinde yerini alabilmesi birbirine bal iki tarihi olayn
gereklemesiyle mmkn olmutur. Bu olaylardan ilki Sanayi Devrimi, ikincisi ise sanayileme sonucu ortaya kan ii snf, dier bir yaygn kullanmyla proleteryadr.
Sanayi Devrimi, XVIII. yzylda ngilterede balam, ksa bir sre iinde Kta Avrupasnn geneline yaylmtr. rnein Fransada, Sanayi Devriminin tamamlanmas 1850lerden sonra, yani XIX. yzyln ikinci
yarsnda gereklemitir.
Sanayi devrimi sonrasnda iyice glenen kapitalizmin ortaya kartt sorunlar u genel balklar altn-
da toplanabilir:
-
Serbest rekabet, bir denge ve koullarda eitlik yaratmam, servetlerin belirli ellerde toplanmasna yol
amt,
Kapitalist dzenin ortaya kartt bu tekelleme, fazla retime ve bunalmlara yol amt,
Sosyalistler genel olarak ite bu sorunlara areler aramaktayd. Nihai amalar eitsizlii tamamen ortadan kaldrmakt. Bunlar arasnda bir kesim tpk Aydnlanmac dnrler gibi insanlarn ektii strap
ve sefaletin, uradklar hakszlklarn, nerecekleri arelerle son bulacan savunmaktayd. Bu dnrlere
gre, o ana kadar bu hakszlklara bir are bulunamaynn nedeni, eitlii salayacak fikirlerin daha nceki
dnemlerde bilinmemesinden kaynaklanmaktayd. Dnce ile madde arasndaki ilikinin yaratt temel
elikiyi, dnceyi n plana kartarak zme eilimindeki bu dnrlere, siyasal dnceler tarihinde
topyac sosyalistler ad verilmektedir.
topyac Sosyalizm
Fransz Devrimi sonrasnda ortaya kan topik sosyalizmin en nemli temsilcilerinden biri Saint-Simon
(1760-1825)dur. Pozitivizmin habercisi saylan bu aristokrat dnr her eyden nce bilime ve ilerlemeye
inanr. Speklatif tartmalarn yerini pozitif fikirlerin, ilahi esaslara dayanan ahlak ve siyasetin yerini akla
dayanan ahlakn ve endstriye dayanan politikann almas gerektiini savunur.
Auguste Comteun en nemli ilham kaynaklarndan olan ve bir anlamda hocas saylan Saint-Simona
gre, alan snf ana snftr. Toplumu besleyen, ayakta tutan kesim de bu snftr. Siyasetin bir retim bilimi
olduunu savunan bu dnre gre devleti sadece ii snf deil, tm reticiler ynetmelidir. Franszcaya
industriel yani sanayici szcn kazandran Saint-Simona gre, toplumun maddi gcn sanayiciler,
manevi gcn ise bilim adamlar salayacaktr. Sanayici, toplumun genel olarak ihtiyalarn veya maddi
zevklerini karlayacak bir veya birok maddi vastay retmeye ve retilen bu mallar fertlere ulatrmaya alan kiidir. Sanayilemekte olan bir toplumda (rnein XIX. yzyln balarnda Fransz toplumunda) temel
eliki, Saint-Simona gre, retime her ne ekilde olursa olsun katlanlarla, katlmayanlar arasndadr.
Bu dncenin bir paras olarak, toplum iin hayati olan meslekler retime ynelik olanlardr. Bu nedenle bir toplum en iyi kimyagerlerini, mimarlarn veya ustalarn kaybederse, lkenin ihtiyalarn karlayan
bu reticilerin yerini doldurmak ok zor olacandan en azndan bir kuan byk skntlar yaamas kanlmazdr. Buna karlk, saray efradnn, subaylarn, bankaclarn, din adamlarnn veya mlk sahiplerinin
nde gelenlerinin yitirilmesi, toplumda byk zntlere yol asa da devletin gerek yapsnda bir deiiklie yol amayaca iin ikincil derecede nem arz etmektedir.
Saint-Simon, iktisadi alt yapnn nemine vurgu yapm, iktisadi ve siyasi liberalizm ile demokrasiyi
amanszca eletirmitir. Devletin, insanlarn ynetimiyle ilgilenmeyi brakmas ve sadece mallarn idaresiyle
ilgilenmesi gerektiini ileri srmtr. Ona gre ynetimde sadece uzmanlar grev almaldr: mhendisler,
mimarlar, teknisyenler, iktisatlar... Saint-Simonun nerdii bu ynetim tarzna bugn teknokrasi ad verilmektedir. Bu ynetim anlayna gre; sanayi, ekonomi ve devlet, politikaclar deil, uzmanlar, teknisyenler
ve uygulaymclar tarafndan ynetilmelidir.
Ksaca ifade etmek gerekirse, Saint-Simon eitlie inanmayan dnrler arasnda yer alr, hiyerariyi ve
aydnlarn stnln savunur.
Bilimsel Sosyalizm
Bilimsel sosyalizm, materyalist felsefe ile diyalektik yntemi birletiren bir dnya grdr. Bilimsel
sosyalizme gre bilim, ancak doadan hareket ettii zaman gerek bilimdir. Tarih ise, doa tarihinin insanla
ilgili parasndan ibarettir. Dnyay deitirmek, dnyann ne ynde deimekte olduunu bilmekle ve bu
bilgiyi kullanarak deiiklii hzlandrmakla mmkndr.
Bilimsel sosyalizmin veya dier adyla Marksizmin kurucular, Komnist Manifesto (1848) adl eserin
yazarlar olan Karl Marx (1818-1883) ve Friedrich Engels (1820-1895)dir. Engels Marksist retiye nemli katklarda bulunsa da n plana kan, retiye adn veren ve bilimsel sosyalizm denilen sentezi ortaya karak
dnr Marxtr.
Sz konusu sentez yaklamdan beslenir: 1) Hegelin diyalektik tarih felsefesi, 2) Klasik ekonomi politikas olarak adlandrlan ngiliz iktisat retisi ve 3) Fransz sosyalizmi.
Marksizmin her eyden nce, elleri zerinde yryen Hegelin diyalektiini ayaklar zerine oturttuu
sylenir. Hegel, diyalektii idealist bir dnce iin kullanyordu. Onun salt idealizmi siyaset alannda tutucu
sonulara varyordu. Oysa Herakleitostan esinlenen diyalektik yntem, z itibariyle hareket ve mcadele
zerine kurulmu, elikilerin ve ztlklarn mcadelesine dayanmaktayd.
Genliinde Hegelci olan Marx, diyalektii maddeye daha dorusu materyalizme uyarlamtr. Maddecilik nedir? Ksaca tekrarlamak gerekirse, ruh ile madde, dnce ile varlk arasnda belirli bir
iliki vardr. Materyalistlere gre, ilk ve esas olan maddedir. Evreni ve maddeyi yaratan ruh deildir; tersine
ruhu yaratan maddedir, yani evrendir, doadr. Ksacas ruh, maddenin yksek bir rnnden baka bir ey
deildir. Maddenin var olma biimi harekettir, dier bir deyie devinmedir. Hibir yerde hibir zaman hareketsiz bir maddeye rastlamak mmkn deildir. Marksistlere gre, burada sz konusu olan mekanik bir hareket deil, diyalektik bir harekettir. Her deime kart glerin atmasndan doar. Eer bir ey deiiyorsa,
bunun nedeni kendi kartn iinde barndryor olmasdr. Diyalektik ksaca, elikilerin bilimidir. Diyalektik dnceye gre, her deiim iki sre iinde gerekleir: nce nicel (kantitatif) bir deiim sz konusudur;
bu daha sonra nitel (kalitatif) deiime dnr. Daha ak bir ifadeyle sylemek gerekirse, nicel deiim belli
bir noktadan sonra nitel bir deiimle sonulanr.
Marksizme gre, diyalektik yntemi maddeye uygulayarak doay ve toplumu yneten yasalar renilebilir ve bu yasalardan hareketle doa gibi toplum da deitirilebilir. Marksizme gre insanlk tarihi, bir
yandan insann doayla te yandan insannn insanla mcadelesinden ibarettir. Daha doru bir deyile tarih,
snf mcadelelerinin tarihidir. Bu aklamalardan hareketle Marksizmin hem determinist (gerekirci) hem de
volontarist (iradeci) bir dnce olduunu syleyebiliriz.
Marksizm gerekircilik dncesini ngiliz iktisat retisinden dn almtr. Adam Smith ve David Ricardo gibi ngiliz iktisatlara gre zenginliin retimi srasnda insanlar (ii, patron, kyl, zanaatkrlar vs.)
arasnda kendi iradeleri dnda belirlenen ilikiler doar. Bunlar, insanlarn kendi iradeleriyle deitiremeyecekleri zorunlu ilikilerdir, yani retim ilikilerinin yaratt snflar aras ilikilerdir. Marksizmin temel
kavramlarnda olan snf ve snf atmasnn kayna ise Fransz sosyalizmine dayanr.
Felsefe, iktisat ve sosyoloji alanlarnn n de kapsayan Kapital (1867) adl ok nemli bir eser ortaya
koyan Marx, gelitirdii art deer kuramyla iktisat bilimine nemli bir katkda bulunmutur. zetle art
deer, iinin cret olarak aldndan daha fazla deer yaratmas ve aradaki farkn da iverene gitmesidir.
Marxa gre proletarya ile burjuvazi arasndaki bu smr ilikisi, proletaryann mutlak fakirlemesine yol
amaktadr.
Anlalaca gibi, bilimsel sosyalizm ne sadece bir iktisat retisi, ne de yalnzca bir siyaset retisidir.
Szcn en geni anlamyla bu felsefe, bir dnya grdr (Weltanschauung). Bu anlamda Marksist dnce, dnyay sadece aklamay deil deitirmeyi de amalayan bir felsefedir.
Bilimsel sosyalizmin siyasete bakn aklamak iin ncelikle Marksist sosyolojiden ve tarihi maddecilikten bahsetmek gerekir. Tarihi maddecilik, maddeci diyalektik yntemin toplumlarn tarihine uygulan-
masndan ibarettir. Tarih, insanlarn eseridir ancak onlarn tarihi yapan bilinlerini belirleyen, dncelerine
yn veren sosyal durumlardr, yani maddi koullardr.
nsann bilincini ncelikle belirleyen ey, onun varln etkileyen ihtiyalarn karlayan retimdir. retimi belirleyen en nesnel e ise retim tekniidir. retim teknii, insann eseridir fakat insann denetleyemeyecei sonular dourmaktadr. retim teknii, retim biimini belirler. retim biimi ise sosyal yapy
dourur.
retim ilikilerinin btn, toplumun iktisadi yapsn yani alt yapy meydana getirir. Bilimsel sosyalizme gre hukuki ve siyasi kurumlar st yapy meydana getirir ve alt yap tarafndan belirlenir. Bu tek ynl
bir belirlenme deildir; st yapnn da alt yapy etkiledii durumlar vardr, ancak son tahlilde belirleyici e
alt yapdr.
Marxa gre retim teknii gelitike, retim ilikileri ve st yap kurumlar da deimektedir. lkel snfsz toplum, kleci toplum, feodal toplum ve kapitalist toplumun her biri deiik retim ilikilerini yanstmaktadr. Ayn zamanda bu toplumlarn hepsi ayr st yap kurumlarna sahiptirler. Siteden imparatorlua,
mutlak monariden temsili monariye gei, rastlantlarn veya insan dncesinin evriminin bir sonucu deildir. Bu siyasi deiimlerin temel nedeni kol deirmeninden yel deirmenine, oradan da buharl makineye
geiin bir neticesidir. Yani tm bu deiimlerin temel etkeni, retim tekniindeki gelimelerdir. lkel snfsz
toplumdan balayp srasyla kleci, feodal ve kapitalist toplumdan geerek sosyalizme varacak tarihsel srete, deiimin temel nedeni maddi alanda sre giden deiimlerdir.
Marxa gre kapitalist toplumda retim aralar gittike tekelleecek, yani belirli ellerde toplanacaktr. Bu
durumda elikiler ve sefalet giderek artacak ve sonuta kapitalizm, proletarya tarafndan ortadan kaldrlacaktr. lkel snfsz toplum, kleci toplum, feodal toplum ve kapitalist toplumdan sonra retim biim olarak
sosyalizm gelecektir. Diyalektik bir sre neticesinde kapitalist toplum kendi kartna dnecek (kapitalist
toplumdan sosyalist toplum doacak) ve bylece snfsz topluma geilecektir. Fakat bunun iin ncelikli
olarak snfl toplumun st yap kurumlarnn ortadan kalkmas arttr. Bu gei, siyasi bir mcadeleyi de gerekli klmaktadr. Marksizme gre, siyasi mcadelenin odakland nokta ise devlettir.
Bilimsel sosyalizme gre devlet, toplumun tarihi geliimi iinde belirli bir dnemin rndr. Bu anlamda devlet, ne toplum d, ne de toplum st bir kurumdur. Devleti nemli klan ey ise toplumun snflara
blnm olmasdr. Engelse gre eliik ekonomik karlar olan snflarn birbirini yememeleri ve ksr bir
atma sonucu toplumun paralanmamas iin grnte bu atmalarn stnde olan, bu atmalar nleyecek bir gce ihtiya vardr. te toplumdan doan fakat ondan stn bir duruma geen ve gittike toplumdan uzaklaan bu g devlettir.
Yukardaki alntda da grld gibi devlet, bilimsel sosyalizme gre sosyal mcadeleyi yavalatan,
ona engel olan, iktidardaki snfn (yani ekonomik bakmdan stn durumda olan ve retim aralarna sahip
olan snfn) bask aracdr. Marx devletin temelde bir bask arac olduunu belirtmekle beraber baz durumlarda snflar aras g dengesinin bulunduu dnemlerde devletin hakem durumuna geebileceini de kabul
eder. Buna rnek olarak burjuvazinin ykseldii, aristokrasinin ise geriledii XVIII. yzyl mutlak monarilerini gsterir.
Marxa gre burjuva demokrasisi tarihi bakmdan gerekli, mutlak monariye kyasla daha ileri bir aamadr. Burjuva demokrasisi sosyalizme geebilmek iin nemli bir uraktr.
Anarizm
Anarizm, topyac sosyalizmin bir tr olarak deerlendirilebilir. Bilimsel sosyalizmden de beslenen
anarizme gre devlet, egemen snfn karlarn korumann dnda bir ilevi olmayan gereksiz bir kurumdur. zgrl ve eitlii salayabilmek iin ie, devleti ortadan kaldrmakla balanmaldr. Devletle
birlikte baskc her trl kurum da ortadan kaldrlmaldr.
Kendini anarist olarak niteleyen ilk kii Pierre-Joseph Proudhon (1809-1865)dur. Mlkiyet nedir?
(1840) ve Sefaletin Felsefesi (1846) adl iki nemli eseri olan bu Fransz dnr, aslnda topyac bir sosyalisttir. zellikle, Mlkiyet hrszlktr! szyle tannr. Dnceleri, zgrlk, her zaman zgrlk, sadece zgrlk, hkmetilie hayr! szleriyle zetlenebilir. Proudhon, anarizm szcn etimolojik
anlamyla kullanr. Bu anlamyla anari, hkmetsizlik demektir. Proudhon, ister kutsal hukuka dayal
bir monari, ister jakoben bir diktatrlk olsun, otoritenin her trlsn reddeder. Ona gre, snflar aras
atmann ba sorumlusu devlettir.
Proudhon Fransada yaad kinci mparatorluk Dneminde (1851-1870) anarist fikirlerinin ounun
gerekleemeyeceini grd iin federatif ilkeleri savunmaya nem vermitir. Mlkiyet hrszlktr diyen,
devlet otoritesine kar kan Proudhona gre halk vesayetten kurtarmak, bar ve zgrl salamak,
Avrupada devrim fikrini gelitirmek iin tek yol Fransay on iki blgeye ayrmak ve Parisi ortadan kaldrmaktr.
Proudhona gre demokrasi, gizli bir aristokrasidir. nk tecrbeyle anlalmtr ki burjuvazi halk
temsil etmez ve bu snfn karlar halkn genelinin karlarna terstir. Servetlerin eitsizlii ve egemenliin
veklet yoluyla devri demokrasilerde de srmektedir. Fransz tarihi ve devlet adam Louis Adolphe Thiers
(1797-1877)in mehur Kral hkm srer fakat ynetmez szn Proudhon, Halk hkm srer fakat ynetmez eklinde uyarlar ve demokrasiye sert eletiriler yneltir.
Proudhona gre siyasi dzen, birbiriyle elien iki temel ilkeye dayanr: otorite ve zgrlk. Her toplum
trnde geerli olan bu iki ilke, kendi aralarnda sava halindendirler. Ayrca bu iki ilkeden biri olmadan
dierinin anlam yoktur. En otoriter toplumlarda bile az da olsa zgrlk; en zgr toplumlarda az da olsa
otorite bulunur. Anayasalarn grevi, otoriteyle zgrlk arasnda dengeyi bulmaktr.
Rejimler genel olarak ikiye ayrlabilir: 1) Otoriter rejimler, 2) zgrlk rejimler. Fakat Proudhona
gre, birey-toplum ilikisi drt biimde kurulur ve her rejim iin ikier olmak zere drt ynetim eklinden
sz edilebilir. Bu ayrma gre otoriter rejimler, iki tr ynetim biimine yol aar:
1. Herkesin, bir kii tarafndan ynetildii monari veya patriarka,
2. Herkesin, herkes tarafndan ynetildii panari veya komnizm.
Bu iki ynetim biiminin ortak zellii iktidarn blnmez oluudur.
nsanln gelimesi sonucu otoritenin gnden gne zayfladn ileri sren Proudhon, zgrlk rejimleri de ikiye ayrr:
1. Herkesin, her bir birey tarafndan ynetildii demokrasi,
2. Her bireyin, kendi kendini ynettii anari veya self-government.
Bu son iki ynetim biiminin temel zellii ise iktidarn blnrldr.
SONU
Sosyalist dncenin merkezinde, insanlk tarihi boyunca hi eksik olmam bir atma bu-
lunmaktadr. Bu atma, Eski ada kle ile efendi, Orta ada serf ile senyr, Fransz Devrimi esnasnda burjuva ile aristokrat ve sonraki dnemde ii ile iveren arasndaki mcadeleden kaynaklanmaktadr. Sosyalizmin kendi kavramlaryla ifade etmek gerekirse, sz konusu atma, retim
aralarna sahip olanlarla emeinden baka bir eyi olmayanlarn mcadelesine dayanmaktadr.
Sosyalist dncenin nemli temsilcilerinden Karl Marxa gre insanlk tarihi, snf mcadeleleri
tarihinden ibarettir.
Sosyalizmin modern anlamyla siyasi dnce tarihinde yerini almas iki tarihi olayn gereklemesiyle mmkn olmutur: Sanayi Devrimi ve ii snfnn ortaya kmas.
Eitsizlii tamamen ortadan kaldrmay amalayan sosyalistlerin bir kesimi, insanlarn ektii strap ve sefaletin nerecekleri arelerle son bulacan savunmaktayd. Dnce ile madde
arasndaki ilikinin yaratt temel elikiyi, dnceyi n plana kartarak zme eilimindeki bu
dnrlere, topyac sosyalistler ad verilmektedir.
Fransz Devrimi sonrasnda ortaya kan topik sosyalizmin en nemli temsilcilerinden biri
Saint-Simon (1760-1825)dur. Pozitivizmin habercisi saylan bu aristokrat dnr her eyden nce
bilime ve ilerlemeye inanr. Speklatif tartmalarn yerini pozitif fikirlerin, ilahi esaslara dayanan
ahlak ve siyasetin yerini akla dayanan ahlakn ve endstriye dayanan politikann almas gerektiini
savunur. Saint-Simona gre toplumu besleyen, ayakta tutan kesim alan snftr. Devleti sadece
ii snf deil, tm reticiler ynetmelidir. Sanayilemekte olan bir toplumda temel eliki, retime
her ne ekilde olursa olsun katlanlarla, katlmayanlar arasndadr. Ynetimde sadece uzmanlar yani
mhendisler, mimarlar, teknisyenler, iktisatlar grev almaldr.
Bilimsel sosyalizm, materyalist felsefe ile diyalektik yntemi birletiren bir dnya grdr.
Bilimsel sosyalizm veya dier adyla Marksizmin kurucular, Karl Marx ve Friedrich Engelsdir.
Bilimsel sosyalizm unsurun sentezinden oluur: 1) Hegelin diyalektik tarih felsefesi, 2) Klasik
ekonomi politikas olarak adlandrlan ngiliz iktisat retisi ve 3) Fransz sosyalizmi.
Marx, diyalektii materyalizme uyarlamtr. Materyalistlere gre, ilk ve esas olan maddedir.
Evreni ve maddeyi yaratan ruh deildir; tersine ruhu yaratan maddedir. Diyalektik dnceye gre,
her deiim iki sre iinde gerekleir: nce nicel bir deiim sz konusudur; bu daha sonra nitel
deiime dnr. Nicel deiim, belli bir noktadan sonra nitel bir deiimle sonulanr.
Gelitirdii art deer kuramyla Marx, iktisat bilimine nemli bir katkda bulunmutur.
Art deer, iinin cret olarak aldndan daha fazla deer yaratmas ve aradaki farkn da iverene gitmesidir. Bilimsel sosyalizm ne sadece bir iktisat retisi, ne de yalnzca bir siyaset retisidir.
Szcn en geni anlamyla bu felsefe, bir dnya grdr. Bu anlamda Marksist dnce, dnyay sadece aklamay deil deitirmeyi de amalayan bir felsefedir.
Marksizme gre insann bilincini ncelikle belirleyen ey retimdir. retimi belirleyen en
nesnel e ise retim tekniidir. retim teknii, insann eseridir fakat insann denetleyemeyecei sonular dourmaktadr. retim teknii, retim biimini, retim biimi ise sosyal yapy
belirler. retim ilikilerinin btn, toplumun iktisadi yapsn yani alt yapy meydana getirir.
Bilimsel sosyalizme gre hukuki ve siyasi kurumlar (ideoloji, din, kltr, sanat vs.) ise st yapy
meydana getirir ve alt yap tarafndan belirlenir. Bu tek ynl bir belirlenme deildir; st yapnn
da alt yapy etkiledii durumlar vardr, ancak son tahlilde belirleyici e alt yapdr. Bilimsel sosyalizme gre devlet, toplumun tarihi geliimi iinde belirli bir dnemin rndr; sosyal mcadeleyi
yavalatan, ona engel olan, iktidardaki snfn bask aracdr.
Anarizm, topyac sosyalizmin bir tr olarak deerlendirilebilir. Anarizme gre devlet,
egemen snfn karlarn korumann dnda bir ilevi olmayan bir kurumdur. zgrl ve eitlii salayabilmek iin ie, devleti ortadan kaldrmakla balanmaldr. Devletle birlikte baskc her
trl kurum da ortadan kaldrlmaldr.
Kendini anarist olarak niteleyen ilk kii Pierre-Joseph Proudhondur. Proudhon, anarist
fikirlerinin ounun gerekleemeyeceini grd iin federatif ilkeleri savunmaya nem vermitir. Ona gre demokrasi, gizli bir aristokrasidir. nk burjuvazi, halk temsil etmez ve bu snfn
karlar halkn genelinin karlarna terstir. Ayrca, servet eitsizlii ve egemenliin veklet yoluyla
devri de demokrasilerde srmektedir.
2.
3.
Marksizm ve Anarizme gre devlet nedir? Bu iki siyasi akmn, devlete yaklamnda tespit ettiiniz
belirgin farklar nelerdir?