Professional Documents
Culture Documents
3
4
Abdullah GÜL
Cumhurbaşkanı
5
6
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
7
8
Murat BAŞESGİOĞLU
Gençlik ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı
9
10
İçindekiler
11
Çanakkale savaşı Türk’ün ateşle imtihanıdır. Bu ve “artık yeter!” dediğimiz bir noktadır.
imtihandan Türk zaferle çıkmış ve “Çanakkale
Çanakkale’ye düşman, o zamana kadar dünyanın
Geçilmez!” mührünü tarihe vurmuştur.
görmediği teknolojik bir yığınak yapmış, yüzbinlerce
Zaferlerle anılan bir tarihe sahip milletin yeni asker ve güçlü birkaç donanma getirmişti.
kuşakları, atalarının bu şanlı destanlarını algılayamaz
•••
ve anlayamazsa topyekün bir millet için o tarih ne ifade
edebilir? Âsım'ın nesli... Diyordum ya... Nesilmiş gerçek:
İki yüz yıl boyunca çekilen ve neredeyse İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.
Avrupa’daki bütün varlığını terk eden devletimiz, daha
ne kadar çekilecekti?
Şühedâ gövdesi, baksana, dağlar, taşlar...
Çanakkale, Devletimizin çekilebileceği son rad-
denin bütün dünyaya tescili anlamına gelmektedir. O, rükû olmasa dünyâda eğilmez başlar,
Birinci Dünya Savaşı, üç asır boyunca Türk-İslam’ın
Avrupa’dan atılması projesinin Şark Meselesi başlığı
altında Batı’nın en donanımlı, en kararlı atılımı olmuş- Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor;
tur.
Bir hilal uğruna, yâ Rab, ne Güneşler batıyor!
Türkiye çekirdeği ile Anadolu’su ile varolacak
mıydı, olmayacak mıydı?
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!..
İşte bu son radde bilinci, bütün ulusu
Çanakkale’de şımarık emperyalistlere en keskin, en Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
net, en yalın dersi verme kararlılığına sevketti … genç,
yaşlı, kız, kızan, evli barklı, çoluk çocuk, zengin fakir
hemen herkes “artık buraya kadar” deme iradesini Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i...
ortaya koydu.
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi...
1850 yılına kadar dünyanın birinci devleti unvanını
taşıyan Osmanlı devleti bu tarihten sonra bir yandan
borçlanmaya, bir yandan da yenilgilerle sınırlarını Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
daraltmaya başlamıştı. Batının “Hasta Adam” adını
"Gömelim gel seni târîhe!" desem, sığmazsın.
verdiği bu ülke bir kısım sömürgecilerin iştahını artırı-
yordu. Hele hele Birinci Dünya savaşı sırasında •••
yaşananlar o zamana kadar mağlubiyet psikolojisini hiç
Ey şehîd oğlu, şehîd isteme benden makber,
yaşamamış her ufak yenilgiden sonra mutlaka zafer
kazanmasını bilmiş bir millete derin üzüntüler yaşat- Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.
mıştı.
Türkiye’yi tamamen Avrupa’dan ve dahası İstiklal marşımızın şairinin dediği gibi, yedi iklim-i
Anadolu’dan çıkarmağa karar vermiş güçler, bunun
cihan karşımızdaydı. Kıtalar ötesinden Anzaklar,
hep böyle gideceğini, artık tarihten silineceğini yahut
dünyanın her tarafından paralı askerler kinlerini kustu-
da Orta Asya’ya geri döneceklerini sanıyordu.
lar. En kesif ordular, Avustralya ile beraber Kanada,
İşte Çanakkale, son raddenin tescili anlamındadır yedi iklim...
12
Çanakkale olmasaydı belki yine Kurtuluş Savaşı ola-
caktı. Ama Kurtuluş Savaşı’nın tetikleyicisi, kıvılcımı değil
mi Çanakkale? Oradan alınan milli şuur uyanıklığı ve milli
mücadele direnci ile Kurtuluş Savaşı gerçekleştirildi.
Çanakkale’de alevlenen ruh, 9 Eylül’e kadar süren bir
Anadolu dirilişi ortaya koydu ve bin yıllık terkibin, devlet
millet varlığının Cumhuriyet’e kanatlanmasına sebep oldu.
Çanakkale’de askerini tarif eden Mustafa Kemal Paşa
onun iman gücüyle neler yapılabileceğini anlayarak
Kurtuluş’un şifresini orada yakaladı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale’de şahit
olduğu ve bize aktardığı asker davranışının her dem farkın-
da olmalıyız.
Üç dakikaya kadar öleceğini bilen siperlerdeki askerin
iman gücünü en yakından kavrayan oydu.
“Siperler arası mesafe birkaç metre, üç dakikaya
kadar öleceğini biliyor, ama en küçük bir fütur yok. Kuran
okumasını bilenler, açmış okuyorlar. Öndekiler siperlerden
çıkıyor ve şehit oluyor. Ardındakiler onların yerlerini alıyor.
İşte Çanakkale’yi kazandıran bu ruhtur!”
Avustralya’dan gelip burada ölen dedeleri için anma
toplantıları yapanlara bağrımızı açıyoruz. Tıpkı Atatürk’ün
yaptığı gibi…
Onlara sormuyoruz, ne işiniz vardı, şimdi buralarda
ne işiniz var diye…
Ama biz zaferimizi, şanlı zaferimizi bile layık-ı veçhile
anıyor muyuz?
Evet! Tarihimizin her devresini, her demini anmalı,
idrak etmeliyiz.
Gençlik, her geçen yıl daha büyük bir milli şuur
uyanıklığıyla Çanakkale’yi anıyor.
Çanakkale’yi ziyaret etmek isteyen, oradaki kahra-
manların ruhuna fatiha göndermek arzusunda olan genç-
lerimizin sayısı her geçen gün artıyor. Bu millî şuur uyanık-
lığının bir ifadesidir.
Gençliğimiz Çanakkale’deki siperlere gidiyor, sanki o
eski anları yaşıyor, damarlarında hissediyor. Onlarla
beraber şehitliğe, siperlere, çıkarmanın gerçekleştiği
mevkilere, Gelibolu’ya, çatışmanın en yoğun yaşandığı
cephelere gitmek; orada onlarla birlikte tarih bilincine
erişmek ve böylece yaşadığımız toprakların nasıl vatan-
laştığının idrakine ermek görevlerin, aynı zamanda düş-
lerin en huzur verenidir.
“Biz gençliğimizin rehberliğinde düşler ülkesinde
yaşarken, görev yapmış gibi değil de soluk alıp veriyormuş
gibi hissediyoruz.”
Elinizdeki kitapçıkta, Türkiye’nin her yanından
Çanakkale’ye gelen gençlerimizin orada neler hissettikleri-
ni bulacaksınız. Orada nasıl bir yeniden kaynaşma ve ken-
dini bulma yaşandığına şahit olacaksınız.
Genel Müdürlüğümüzce yürütülen bu projeye destek
olanlara, katılanlara ve emeği geçenlere teşekkür ediyor,
yarınlarımızın gençlerimizle birlikte ülkemiz için huzurlu
mutlu ve başarılarla dolu olmasını diliyorum.
13
Çanakkale savaşı, bir Büyük Milletin var gecesi Nusret Mayın gemisinin deposunda kalan
olma mücadelesinin tarihe zafer olarak son 26 mayın Çanakkale’yi nasıl geçilmez kıldı
nakşedildiği Büyük Türk Milletinin şanlı tarihinin ise, Türk gençliğinin beynindeki iman ve irfan
şeref levhasıdır. ışıkları da bu vatan topraklarını geçilmez kılmak-
tadır. O günün zor şartlarında O, 26 mayın
Çanakkale zaferi , Türkiye Cumhuriyetinin
Fransız ve İngiliz gemilerini nasıl Ege’nin derinlik-
kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri
lerinde boğdu ise , bu günün gençliği de imanı,
dehasının milletimiz tarafından keşfedildiği,
irfanı, idealleri ve bilgi donanımıyla karanlığı,
bütün dünya devletlerince kabul edildiği, Büyük
cehaleti, her türlü kötülüğü ve zulmü yok ede-
Komutan olarak nitelendirildiği zaferdir.
cektir.
Çanakkale savaşı; asırlarca dünyaya
Seyit Onbaşıdan, 57.inci Alay Şehitlerine
adaletle hükmetmiş bir milletin, dünyayı
kadar Çanakkale savaşında yer alan ve bu güne
sömürmek için toplanan, işgal eden emperyalist
kadar görülmemiş kahramanlığı gösteren Türk
güçlere dur dediği bir büyük olaydır.
milletinin asil evlatlarını rahmet ve minnetle
Ve Çanakkale savaşı; bir büyük Türk anarken Türk gençliğinin omuzlarındaki büyük
Devletinin (Türkiye Cumhuriyeti) temellerinin onurlu ve şanlı yükü gururla taşıdıklarını görmek-
atıldığı büyük zaferdir. ten mutluyuz.
Çanakkale destanı insanın inandığında Bu gün her zamankinden çok ihtiyaç duy-
neleri başarabileceğinin ispatıdır. duğumuz birlik ve beraberlik ruhunu
Çanakkale’deki şehitlik anıtını ziyaretimizde
Çanakkale zaferi; imkansızın başarılmasının
koyun koyuna yatan Karslı ile Edirneli, mersinli
adıdır.
ile Trabzonlu da yeniden yaşamaktayız.
Çanakkale zaferi; sadece bir milletin yok
Kısaca geçmişi olmayanın geleceği de
olmaktan kurtuluşu değil bir inancın topyekün
olmaz. Geçmişe sahip çıkmayana gelecek de
yok edilmesinin 250 bin can vererek son anda
sahip çıkmaz. Hele hele bizim gibi şanlı ve
önlendiği bir insanlık zaferidir.
onurlu bir maziye sahip olanlar için ise bu daha
1915 yılının 07 Mart’ı 08 Mart’a bağlayan büyük bir onur ve gurur vesilesidir.
14
Alemlere nizam vermek gayesi ile cihan farklı kültürlerden bir araya gelen gençlerin büyük
hakimiyeti kuran ve gittiği her yere adaleti bir çoğunluğunun Vatan kelimesinin anlamını
götüren Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşunun yeni keşfettiklerini, birlik ve beraberlik ruhunun ne
gerçekleştiği yer olan Bilecik ilinin de gençlerimiz demek olduğunu yeni anladıklarını gözlemlemek,
tarafından görülüp gezilmesi gerektiğine inandık. bizlere ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu bir
Söğüt, İnönü savaşlarının yaşandığı alanlar, kez daha anlattı.
Metristepe ve İntikamtepe anıtlarının ayrı ayrı
Unutmamak gerekir ki tarihini tanımayan bir
önem ve değerleri vardır.
millet yok olmaya mahkumdur. Bu amaçla her yıl
Milletleri millet yapan en önemli özelliklerden
düzenlemeye devam edeceğimiz Çanakkale ve
ikisi o milletin kültürü ve tarihi geçmişidir.
Bilecik gezileri ile Büyük önder Atatürk’ün başlat-
Gençlerimiz kültürünü yaşamalı, değerlerine mış olduğu yolda, gençlerimize ışık tutarak, zaten
sahip çıkmalı ve tarihi hafızayı hiçbir zaman var olan vatan sevgisini en üst moral değere
koparmamalıdır.
çıkartarak yürümeye devam etmeye çalışacağız.
Çanakkale ve Bilecik gezilerini gençlerimize
Unutulmamalıdır ki her millet gençlerinin
tarihi yeniden yerinde yaşatmak amacıyla düzen-
sahip çıktığı kültür ve değerleri ölçüsünde yaşar
ledik.
ve yücelir.
Gezilerimize katılan gençlerimizden ve lider-
Sevgili gençler; millet olarak sizlere güveniyor
lerimizden derlemiş olduğumuz, ilerleyen say-
ve sizlerle gurur duyuyoruz.
falarda sizlerinde okuyacağı metinlerden anlaşıla-
cağı üzere Çanakkale- Bilecik gezilerine katılan ve
15
Gönüllü Bombacý
16
Kahraman Mehmet Çavuþ
Seddülbahir ve
Conkbayýr'ýn büyük
kahramanlarýndan biri-
de Bombacý Mehmet
Çavuþ'tu. Bu kahraman
Anadolu çocuðu,
Ýngilizlerin
siperlerimize fýrlattýðý
el bombalarýný
korkusuzca hemen
yakalar, karþý tarafa
fýrlatýr ve zararýný
kendilerine
dokundururdu.
Ýngilizler bunu
anlamýþ olacaklar ki
bombalarý bir kaç sayý
saydýktan sonra
fýrlatarak Mehmet
Çavuþ'un iadesini
önlemeye çalýþmýþlardý.
Ýþte böyle bir bomba
Mehmet Çavuþ'un
elinde patlayarak sað
elinin bileðinden
kopmasýna sebep
olmuþtu. Bu yiðit
delikanlý vazife þuuruy-
la hastahaneden
tabur kumandanýna
yazdýðý mektupta
þöyle diyordu:
"Sað kolumu kaybet-
tim, zarar yok, sol
kolum var. Onunla da
pekala iþ görebilirim.
Beni müteessir eden ve
yine kýtama iltihak
edip düþmanla
çarpýþmama mani olan
þey yaramýn henüz
kapanmamýþ olmasýdýr.
Hastahaneden kurtu-
larak halen harbe
iþtirak edemediðim
için beni mazur
görünüz, affedeniz
muhterem
kumandaným.."
17
Seyit Onbaþý
Türklerin vatan sevgisiyle dolu olan göðüsleri lanetli ihtiraslara karþý daima
demirden bir duvar gibi yükselecektir.
Mustafa Kemal ATATÜRK
18
Siperlerde Düþman Gözetleyen Mehmetçikler
19
Arýburnu'nda 19 ncu Tümen Komutaný
Yarbay Mustafa Kemal, Esat Paþa ve diðer Komutanlar
20
Cephe Gerisinde Ekmeklerini Paylaþan Mehmetçikler
21
Çanakkale muharebe sahasý gerisinde
istirahat eden birlik
22
7 nci Tümen Karargâhý Abdurrahman Bayýrý'nda
düþmanýn çekilmesini müteakip sahili ve düþman
siperlerini seyrederken
23
Muharebe baþladýðý zaman müstahkem mevki istihkamlarý
ve toplarý Hamidiye Mecidiye Aziziye Tabyalarý
24
Topçu Onbaþý Müstecip tarafýndan esir alýnan
Turkuaz Denizaltý Gemisi
25
ÇANAKKALE ÞEHÝTLERÝ’NE
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtmede yer
O ne müthiþ tipidir: Savrulur enkaaz-ý beþer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boþanýr sýrtlara, vadilere, saðnak saðnak.
---
Þüheda gövdesi bir baksana daðlar, taþlar...
O rüku olmasa dünyaya eðilmez baþlar,
Vurulup tertemiz alnýndan uzanmýþ yatýyor,
Bir hilal uðruna ya Rab, ne güneþler batýyor!
Ey bu topraklar için topraða düþmüþ, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alný deðer.
---
Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsýn?
“Gömelim gel seni tarihe” desem, sýðmazsýn.
---
Ey þehid oðlu þehid, isteme benden makber.
Sana aðuþunu açmýþ duruyor Peygamber.
MEHMET AKÝF
26
27
Genel Durum
Kumandanlar Çanakkale
Sir lan Hamilton Otto Liman von Sanders
Güçler
Deniz Harekatý – Kara Harekatý – Seddülbahir
6 tümen (baþlangýçta) 5 tümen (baþlangýçta) Cephesi – 1.Krite – 2.Kirte – 3.Kirte –
14 tümen (sonunda) 14 tümen (sonunda) 1.Kerevizdere - Zýðýndere - 2.Kerevizdere -
Kirte Baðlarý – Arýburnu Cephesi – Anafartalar
Kayýplar Cephesi – I. Anafartalar
252.000 (205.000 Ýngiliz,
253.000
47.000 Fransýz)
28
Kronoloji - Çanakkale Savaþlarý
29
Kronoloji - Çanakkale Savaþlarý
30
Kronoloji - Çanakkale Savaþlarý
31
Kronoloji - Çanakkale Savaþlarý
32
Kronoloji - Çanakkale Savaþlarý
33
Kronoloji - Çanakkale Savaþlarý
34
GELÝBOLU YARIMADASI
TARÝHÝ MÝLLÝ PARKI
Doðal ve kültürel deðerleri yanýsýra dünya savaþ Yarýmadasý üzerinde, Çanakkale Savaþlarýnda hayat-
tarihi açýsýndan büyük önem taþýyan ve Mustafa Kemal larýný kaybeden yabancý askerler için de anýt ve
komutasýndaki Türk ordu birliklerinin dünyayý þaþýrtan mezarlýklar vardýr.
cesaret ve kahramanlýklarýnýn sergilendiði Çanakkale
Savaþlarýnýn izlerini ve anýlarýný korumak amacýyla
1973 yýlýnda Milli Park ilan edilmiþtir. ÇANAKKALE SAVAÞLARI
Gelibolu Yarýmadasý Tarihi Milli Parký, ilimizin en Çanakkale Savaþlarý, Birinci Dünya Savaþý içinde,
önemli gezi yerlerinden birisidir. Parkýn kara sýnýrlarýný tarihin en kanlý bölümü olarak bilinir. Türk'ün sayýsýz
Gelibolu Yarýmadasý'nýn Saroz Körfezindeki Ece Limaný zafer, þan ve þerefle dolu tarihinin en parlak sayfasýdýr.
I.Dünya Savaþý'ndan kýsa bir süre önce, 1911-1912 yýl-
ile Çanakkale Boðazýnda yer alan Akbaþ Ýskelesi
larýnda Osmanlý Devleti son Afrika topraklarýný Ýtalya'ya
arasýnda çizelecek bir hat oluþturur. Seddülhabir Köyü
kaptýrmýþ, 1912-1913 Balkan hezimeti ise, Rumeli'deki
çevresindeki Tekke ve Hisarlýk Burunlarý, Ertuðrul,
son Türk hakimiyetini silip süpürmüþtür. Bulgar
Morto, Ýkiz koylarý, Alçýtepe, Kerevizdere, Zýðýndere ile
Ordularýnýn Ýstanbul kapýlarýný zorlamasý, 500 yýldýr
kuzeydoðuda yer alan Arýburnu, Conkbayýrý, Türk olan Rumeli'nin kaybý, Ýstanbul ve boðazlarýn
Kocaçimen, Kanlýsýrt, Anafartalar ve Suvla koylarý, güvenliðinin tehlikeye girmesi, o zamanýn devlet
savaþýn cereyan ettiði baþlýca alanlardýr. Çanakkale adamlarýnda siyasi yalnýzlýðýmýzýn tabii bir sonucu
Savaþlarý sýrasýnda büyük cesaret göstererek þehit olan olarak deðerlendirilmiþtir.
birlikler ve þahýslar adýna bugün Gelibolu
Yarýmadasýnda çok sayýda þehitlik vardýr. Dolayýsýyla I. Dünya Savaþý'na rastlayan günlerde
Osmanlý devleti yalnýzlýktan ve emniyetsizlikten kurtul-
Her biri ayrý bir kahramanlýk örneði olan bu þehit- muş fakat, Balkan savaþýnýn kötü hatýralarýnýn tesiri
liklerin en önemlisi Morto Koyu'nda, Hisarlýk tepe altýnda kalan her iki blokta Türk ittifakýný küçüm-
üzerinde tüm þehitlerimizin anýsýna dikilen semiþler ve bu ittifakýn kendileri için bir yük olmasýndan
ÇANAKKALE ÞEHÝTLER ABÝDESÝ'dir. Gelibolu endiþe etmiþlerdi. Ancak, Alman Ýmparatoru, her iki
35
CHURCHILL'in ýsrarla üzerinde
durduðu bu fikirlere önceleri pek
itibar edilmemiþtir. Ancak 1914
Aralýk ayýnda baþlayan Türk
Sarýkamýþ harekatý üzerine
telaþlanan; çok zor durumda
kalan hiç deðilse bir kýsým Türk
kuvvetlerinin baþka Cephelere
çekilmesini isteyen Rusya'nýn
yükünü azaltmak için, Çanakkale
seferine karar verilmiþ, fakat
kesin neticeyi batý cephesinde
arayanlarý darýltmamak amacýyla
önce sadece donanmayla ve
zorla Çanakkale Boðazý geçil-
meye çalýþýlmýþtýr.
18 Mart 1915'te yaklaþýk bir
aydýr sürekli olarak bombaladýðý
boðazýn her iki tarafýndaki Türk
tabyalarýnýn artýk sustuðunu
varsayan 12 zýrhlý, 18 muhrip, 7
mayýn tarama gemisi, çeþitli
nakliye destek gemisi ve uçak
gemilerinden meydana gelen I.
blok arasýndaki savaþta, Osmanlý devletinin hiç deðilse
Dünya savaþýnýn en büyük ve en modern donanmasý,
bir kýsým düþman kuvvetini meþgul edebileceði
boðazý geçme giriþiminde bulunmuþtur. Ancak ehliyetli
gerekçesiyle müdahale etmiþtir.
ellerde sevk ve idare edilen kahraman Türk askerinin
Bu suretle Osmanlý devleti, kaderini alelacele, 2 hayatýný hiçe sayarak, kanýný fedakarca akýtmasý
Aðustos 1914'te "Üçlü ittifak'a baðlamýþtýr. Ýþte sayesinde dünyanýn en modern silah ve teçhizatýyla
Çanakkale Zaferini yaratan kuvvet. 1914 yazýnda donatýlmýþ düþman donanmasý, 7 modern savaþ
küçümsenen deðeri hakkýnda yanlýþ teþhis konan bu gemisini ve binlerce askerini, kaybederek geri çekilmek
TÜRK ORDUSU'dur. Avrupa'da savaþ bütün þiddetiyle zorunda kalmýþtýr. Zira, Mehmetçik, düþmaný denizden
sürerken, hareket harbinin yerini siper harbi almýþtýr. Bu bir adým bile geçirmemeye yemin etmiþtir.
cephede yarma yapmak ve kesin sonuç almak son Anadolu bozkýrýnýn o güne kadar deniz görmemiþ
derece zorlanmýþtýr. Halbuki "üçlü itilaf"ýn askeri gücü çocuklarý, sanki kýrk yýldýr denizlerde savaþýp da piþmiþ
günden güne artmaktadýr. kiþilere özgü beceriyle zýrhlý düþman gemilerine geçiþ
Bu güç, hareket savaþýna müsait baþka savaþ alan- hakký tanýmamýþtýr.
larýnda kullanýlmalýdýr. Ýngiltere Baþkaný Lloyd GEORGE Bunun üzerine 25 Nisan ve 6 Aðustos 1915 tarih-
ve Bahriye Nazýrý CHARCHILL bu görüþü benim- leri arasýnda düþman kara kuvvetleri Gelibolu
semiþlerdir. Çanakkale Savaþlarý, iþte bu görüþü benim- Yarýmdasýna çýkarýlmýþ olup, çýkarma þöyle özetlenebilir.
seyenlerin esiridir. Asýl kuvvetler Gelibolu Yarýmadasýnýn güney ucuna iki
Hareket sahasý olarak Gelibolu Yarýmadasý'nýn ayrý noktadan çýkacak ve boðazlarý kontrol eden
seçilmesi, bu bölgenin jeopolitik bakýmdan çok büyük tepeleri alacak, bunu baþarmak için, iki tümenden
öneme sahip olmasýndandýr. Boðazlar, Güney Rusya ve oluþan bir Anzak (Avustralya ve Yeni Zelanda)
Kolordusu Kabatepe bölgesine çýkacak ve iki İngiliz ve
bütün Karadeniz kýyýlarýnýn açýk denizlere olan tek çýkýþ
bir Fransýz tümeni ile bir Hint tugayýndan oluþan kuvvet,
noktasýdýr. Harp halinde bu geçidin kapanmasý, Rusya
Seddülbahir bölgesini ele geçirecektir. Ayný anda bir
için hayati önem taþýmaktadýr. Zira, Rusya'nýn insan ve
aldatmaca olarak, boðazýn güneyinde Kumkale böl-
hammadde kaynaklarý zengin, fakat sanayi ve mali
gesinde ikinci bir çýkarma yapýlacak ve bazý donanma
imkanlarý sýnýrlýdýr. Bunun için uzun ve sürekli bir
birlikleri orada da çýkarma olacaðý izlenimi vermek
savaþýn gerektirdiði silah, cephane ve malzeme ikmali-
üzere Saroz körfezine doðru seyredecektir. Fakat,
ni temin edemeyecek durumdadýr.
kahraman TÜRK askerinin hayatýný hiçe sayarak
Bu durumda boðazlar doðu cephesinin en müsait kahramanca döðüþmesi TÜRK komutanlarýnýn ve bil-
ve hayati menzul hattýný teþkil etmektedir. Bu geçidin hassa Mustafa KEMAL'in üstün sevk ve idareleri sonu-
açýlmasýyla Rusya'yý takviye edecek, batý cephesinin cunda düþman baþarýsýzlýða uðrayarak savaþ, siper
yükünü hafifletecek, dolayýsýyla savaþý kýsaltacaktýr. savaþý halini almýþtýr.
Osmanlý devletinin savaþ dýþý edilmesiyle, muhtemelen Gelibolu Yarýmdasýnda çýkarma yapan düþman
Balkan devletleri ve Ýtalya "itilaf" devletleri yanýnda kuvvetlerini meydana getiren askerlerin milliyetleri son
savaþa katýlacaklardý. derece enteresandýr. Ýngiliz ve Fransýzlar'ýn yanýsýra, bi-
O zaman Ýngiliz Bahriye Nazýrý olan zimle hiç ilgisi olmayan Cezayir Berberilerini, Sengal
36
zencilerini, Avustralyalý, Kanadalý, Yeni Zelandalý ve herkes öldürmek ve ölmek için düþmana atýlmýþtýr.
Hintlileri üzerimize salmýþlardýr. Þair. Þu mýsralarla,
Mustafa Kemal, bu savaþý "Bu öyle alelade bir
"Eski dünya, yeni dünya, bütün akvam-ý beþer, Kaynýyor
taarruz deðil, herkesin muvaffak olmak veya ölmek
kum gibi, tufan gibi, mahþer mi hakikat mahþer. Yedi
arzusuyla harekete geçtiði bir taarruzdur" diye ifade
iklimi cihanýn duruyor karþýnda, Avustralya'yla beraber,
etmiþtir. Burada meþhur 57'inci Alay, hiç kurtulma-
bakýyorsun Kanada! Çehreler baþka, lisanlar, deriler
renkgarenk, sade bir hadise var ortada, vahþetler denk. macasýna Mustafa Kemal'in emrine uyarak tamamen
Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela" þehit olmuþtur. Nitekim çeþitli milletlerden meydana
diyerek, bunu ne güzel dile getirmiþtir. gelmiþ, düþman askerleri, yapýþýp kaldýklarý
Arýburnu'nun yalçýn yamaçlarýndan bir adým bile ileri
Evet, düþman yalnýzca birkaç devletten ibaret atamamýþlardýr.
olmayýp, sanki karþýmýzda bütün dünya vardý. Düþman
donanmasý II. Dünya Savaþý'na kadar, dünyanýn Öncelikle Ýstanbul'u tehdit eden düþmanýn
gördüðü en büyük ve en modern donanmasýydý. Hal Gelibolu Yarýmdasýna yaptýðý bu taarruzu
böyle iken kazanýlan zaferin deðeri daha iyi anlaþýl- Kocaçimentepe'de durduran Mustafa Kemal, bu
maktadýr. Zira bu savaþ; yenilmez sayýlan devletlerin baþarýsýndan dolayý haklý olarak Albaylýða yük-
maðlubiyetidir. seltilmiþtir. 6-7 Aðustos 1915'te Türk askerini yandan,
yani Anafartalar'dan çevirmek isteyen Klýchner ordusu
Çanakkale'de tarihin kaydettiði en büyük ve en
da bu bölgenin Grup komutanlýðýna atanan Mustafa
kanlý savunma savaþlarý verilmiþtir. Bu savaþlar Mustafa
Kemal'in 10 Aðustos günü ayaðýnýn tozunu silmeden
Kemal gibi bir askeri dehanýn Türk ve dünya kamuoyu
giriþtiði karþý taarruz sonucunda eriyip gitmiþtir.
tarafýndan tanýnmasýnýn saðlanmasý açýsýndan son
Mustafa Kemal bu savaþ sýrasýnda göðsünden bir
derece önem taþýmaktadýr. Düþman durmadan saldýr-
þarapnel parçasý ile yaralanmýþ, fakat kalbi üzerindeki
maktadýr. Anafartalar ve Arýburnu cephelerinde emir
saat kendisini mutlak bir ölümden kurtarmýþtýr.
komuta karmaþasý vardýr. Bu durum çok tehlikelidir.
Yarbay Mustafa Kemal, Ordu komutaný Alman General Bu savaþlarýn akabinde, 17 Aðustos'ta Kireçtepe
Liman Von Sandres'ten bütün mevcut kuvvetlerin Zaferini, 21 Aðustos'ta 2'nci Anafartalar Zaferini
emrine verilmesini ve bundan baþka çare kalmadýðýný kazanan Mustafa Kemal, düþmaný büyük hezimete
bildirmiþ. Alman General "Çok gelmez mi?" diye sor- uðratarak Çanakkale Muharebelerinin kaderini belir-
duðunda Mustafa Kemal, "Az gelir" diye cevap ver- lemiþ, 9 Ocak 1916'da düþman, Türk topraklarýndan
miþtir. Ertesi gün emir gelmiþ ve bütün birliklerin komu- geri çekilmek zorunda kalmýþtýr.
tasý Mustafa Kemal'e verilmiþtir. Bir cephe komutan-
lýðýnýn çok gelip gelmeyeceðini yarbay Mustafa Kemal'e Halbuki, 2 Mart 1915'te Ýngiliz Amiral CARDEN
soran ve "az gelir" cevabýný alan Alman General Londra'ya "Hava bozmazsa iki haftaya kadar Ýstanbul'-
karþýsýndaki Türk'ün "ATATÜRK" olduðunu yýllar sonra dayýz" þeklinde mesaj çekmiþ, ayrýca İngiliz ordularý
öðrenecektir. Baþkomutaný General HAMÝLTON, resmi raporunda
ise, "Türkler, birbiri ardýnca mükemmel taarruzlarda
Çanakkale Savaþlarý'nýn temel aðýrlýk noktasýný, bulundular" diye yazmýþtýr. Hatta bu harekatý hazýrla-
Mustafa Kemal oluþturmuþtur. Mustafa Kemal yarak idare eden W. CHURCHILL’de hatýralarýnda
Çanakkale Savaþlarý baþlamadan kýsa bir süre önce 2 muharebelerden bahsederken, Mustafa Kemal'in
Þubat 1915'te Tekirdað'da yeni kurulacak olan 18'inci
emsalsiz bir komutan, Türklüðün kaderine hakim bir
Tümen Komutanlýðýna atanmýþtýr. Derhal göreve
deha olduðunun daha o zamanlarda anlaþýldýðýna
baþlayan Mustafa Kemal, o tümeni kýsa bir zaman
iþaret ederek, "bir Miralay'ýn karþýmýza çýkýþý bütün tali-
içinde savaþa hazýr seçkin bir tümen haline getirmiþtir.
himizi deðiþtirdi" diye belirtmiþtir.
Fakat kýsa bir zaman sonra Mustafa Kemal bu bölge-
den alýnarak, tümeni ile birlikte Bigalý köyüne çe- Mustafa Kemal'in Çanakkale'de verdiði bütün
kilmiþtir. Mustafa Kemal, düþmanýn Gelibolu çýkarmasý- emirler kesin ve sonuç alýcýdýr. O, verdiði emirde aynen
na kadar, yani 25 Nisan 1915'e kadar orada yedek þöyle demiþtir. "Benimle burada muharebe eden bil-
kuvvet olarak kalmýþ, fakat Arýburnu taarruzu baþlar cümle askerler katiyen bilmelidir ki, uhdemize tevdi
baþlamaz, kendi insiyatifi ve teþebbüsü ile emir bek- edilen namus vazifesini tamamen ifa etmek için bir
lemeden, Arýburnu'na yetiþerek taarruza geçmiþtir. adým bile geri gitmek yoktur. Ýstirahat aramanýn, bu isti-
Düþmaný Kocaçimentepe'de durdurarak, yarýmadanýn rahattan yalnýz bizim deðil, bütün milletimizin ebediyen
tahliyesine kadar düþmanýn ilerlemek için yaptýðý bütün mahrum kalmasýna sebebiyet verebileceðini cümlenize
taarruzlarý ve þiddetli hücumlarý erimeye mahkum etmiþ hatýrlatýrým. Bütün arkadaþlarýmýn hemfikir olduklarýna
ve Türk'ün yiðit mehmetçiði Çanakkale'de sanki etten ve düþmaný tamamen denize dökmedikçe yorgunluk
ve kemikten bir kale yaratmýþtýr. belirtisi göstermeyeceklerine þüphe yoktur". 30
Bütün savaþlardan farklý bir savaþ malzemesi Nisan'daki komutanlar toplantýsýnda Mustafa Kemal,
görülmüþtür. Bu da "ÝNANÇ"týr. Topa, tüfeðe, üstün "İçimizde ve askerlerimizde Balkan Harbi'nin utancýný
kuvvete, çeliðe karþý dimdik duran ve kafa tutan bir bir daha görmektense, ölmeyecek yoktur. Böyleleri
inanç kendini göstermiþtir. Mustafa Kemal'in "Size taar- varsa, onlarý kendi ellerimizle kurþuna dizelim." þek-
ruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye linde kesin konuþmuþtur. Çanakkale Zaferi, meydana
kadar geçecek zaman zarfýnda, yerinize baþka kuvvetler getirdiði nihai sonuçlar açýsýndan son derece önem-
ve kumandanlar kaim olabilir" dediði bu savaþlarda, lidir.
37
Çanakkale Savaþlarý üstüne onlarca komutanýn ayrýntýlý hatýralarý elli yýldýr
önümüzde dururken, Çanakkale üzerine bir film ve bir tiyatro yapýlmayýþý,
utancýmýzdýr. Tarihimizin en eþsiz sayfasýný oluþturan 57. Alay'ýn isminin tek bir
sokak ve caddeye verilmeyiþi de ayrý bir utanç.
Kwai Köprüsü ve benzer II. Dünya Savaşı film- kiþi savaþtý. Bu arazi, tamamen fundalýk, çalýlýk,
lerini bin defa seyreden gençlerimiz, dünya tarihinin engebeli, çukurlarla dolu. Deðil savaþmak yürümek
en eþitsiz ve en eþsiz Çanakkale Savaþý'ný kulaktan mümkün deðil. Düþman komutanlarý hatýralarýnda,
dolma bilgilerle geçiþtirir. Oysa hepimiz bu savaþý 'Haritasýz, barýþ zamanýnda dahi yürünemez.
avcumuzun içi gibi bilmeliyiz. Bu trajedilerin en Karmakarýþýk, çapraþýk, çukurlarla, tehlikelerle dolu,
büyüðünü dönüp dönüp anlatmak, vatan ve insanlýk dikenli otlarla kaplý' diye yazmakta!
görevidir.
Kara savaþlarý 25 Nisan 1915'te baþladý, tam
Avcumuzun içi gibi. Sol elimiz, Gelibolu olsun. sekiz ay sürdü. Savaþýn ilk dört günü verilen muhare-
Sol avuç ayamýzý açalým. Serçe parmaðýmýz kýyýsý belerin þiddeti tüm sekiz aya bedel. Düþmaný ilk
Saroz Körfezi'ne açýlan Arýburnu olsun. karþýlayan 27. Alay'ýn komutaný Þefik Aker'dir, ardýn-
Baþparmaðýmýz Çanakkale Boðazý. Avucumuzun dan 57. Alay'dýr, komutaný Mustafa Kemal'dir, sol
ortasýnda büyük çizgiler, dereler, Arýburnu'na yanýna takviye gelen alayýn adý ise 77. Alay'dýr.
dökülen, Aðýl deresi, Çatlak Deresi, Sazlý dere.
Baþparmaðýmýzýn en yüksek yeri Kocaçimen. Onun Sekiz ay boyunca onlarca alayýmýz, fýrkamýz,
altý, dik bayýr Conkbayýrý, onun da altý Þahinsýrtý tepe- komutanýmýz kahramanca savaþtý, herbirini anlat-
si. Bileðinizde nabzýn attýðý yer Anafartalar olsun. mak kitaplar doldurur, bu üç alayýmýzýn özelliði, düþ-
Avcunuzun içindeki tepelerin, yerlerin isimleri yoktu, maný ilk karþýlamalarý ve durdurmalarý!
savaþ sýrasýnda haritalar çýkartýlýrken verildi: Bir manga dokuz kiþiden oluþur. Dokuz manga
Süngübayýrý, Topçutepesi, Kanlýsýrt.. Korkuderesi, bir takým demek... Bir bölük, üç takýmdan oluþur.
Domuzderesi, Kemalyeri.. Ve parmakuçlarýnýzdaki Düþmanýn ilk çýkartmasý dörtbin askerdir, bu dörtbin
sahil Seddülbahir, Gelibolu'nun tam ucu. askere karþý önce, sadece iki takým asker savaþmýþtýr.
Parmakaralarýnda Azmak deresi, Kozlar çayýrý, Suvak Yani arkadan 27. Alay gelene kadar otuz-kýrk kiþi
kuyusu..
düþmaný oyaladý... Dörtbin kiþiye karþý otuz kiþi...
Bu küçük bir avuç harita üstünde tam 950 bin Tarih kitaplarý bu birkaç manga askerin kahraman-
38
lýðýný ayrýntýlarýyla yazmakta. Mesela bir çavuþumuz,
omuzundan vuruldu, devam etti, diðer omzundan
vuruldu, yine devam etti, bir bacaðýndan vuruldu,
yine devam etti...
Savaþýn stratejisi basittir, Arýburnu'na gelen
dünyanýn gelmiþ geçmiþ en büyük en kalabalýk zýrhlý
gemileri, önce Þahin Sýrtý'na, hemen üstüne
Conkbayýrý'na týrmanýp, sonra, boðaza hakim tepe
Kocaçimen'i ele geçirince, Çanakkale'den düþman
gemileri rahatlýkla geçebilecek.
Ancak, düþmanýn hangi sahilden çýkartma
yapacaðý, komutanlar arasýnda bugüne kadar süren
tartýþmalar yarattý. Düþman, Gelibolu'nun ucu
Seddülbahir'den de çýkabilir, Arýburnu'ndan da,
terir. Çünkü bu topu Türkler, Kafkasya cephesinden
göstermelik olarak Anadolu kýyýsýna asker çýkarabilir!
Süveyþ'e sürmüþ, Süveyþ'ten Çanakkale'ye, biz de bu
Bu tereddüt düþmanýn sahile çýkar çýkmaz vurulmasý
topu Çanakkale'den Avustralya'ya getirdik!'...
hazýrlýðýný karýþtýrmýþtýr!
Üstelik, yine komutan hatýralarýnda, bu topun
Her alayýmýzda sadece bir makinelitüfek takýmý
da arýzalý olduðu söylenir. Ýngilizler Arýburnu'na yap-
var ve bu makinelitüfeklerin geri çevirme mekaniz-
týklarý çýkarmayý yýllar boyu milli bir bayram gibi
malarý yoktu. Ýlk günlerde düþman öndeyken sakýn-
'andýlar'.. Ýngiliz komutanlar hatýralarýnda askerlerine
casý yoktu, ama sonraki günler bu makinelitüfekler
iþe yaramadý. Askerlerimizin sýrt çantalarý bu 'kahramanlýk' payýný bol keseden biçti... Mesela bir
çukurlarla dolu arazide çok yük olmuþtur. Yemekleri, Ýngiliz komutan, 'O gün Conkbayýrý tepesindeki
kazma kürek takýmý dýþýndaki yükleri atýlýnca askerler makinelitüfeði ele geçirdik', diye yazýyor. Bizim komu-
hafifleyip, yükten kurtulmanýn sevinciyle bayram yap- tanlarýmýz, bu hatýralarý okuyunca, hatýralarýný
makta. Çünkü bu arazide yürümek, savaþtan daha yeniden yazmaya baþlýyor: 'Ele geçirdikleri o
yorucu! makinelitüfeði iki saat sonra ellerinden aldýðýmýzý
neden yazmýyorlar' diye...
19. yüzyýlda tüm dünyayý sömürgeleþtirip, uçsuz
bucaksýz köle ve maden kaynaklarýna ulaþan Ýngiliz- Daha ilk gün, düþman, Arýburnu'ndan karaya
ler, dünyanýn en büyük savaþ gemilerine sahip. çýkýnca, hemen harekete geçen düþmaný göðüs
Açýkta demirlemiþ yüzlerce gemi, laz askerler, kýyýda göðüse karþýlayan 27. Alay'ýn komutaný Þefik
henüz savaþtan habersiz horon tepmekte... Okumuþ, Aker'dir. Ardýndan ona yetiþmeye çalýþan 57. Alay'ýn
bilgili, genç teðmen, askerlere, 'Düþman açýkta, siz komutaný Mustafa Kemal'dir. Hem Þefik Aker, hem
burada horon tepiyorsunuz', der, 'O gemiler asker Mustafa Kemal, komutanlarý Enver Paþa ve Limon
dolu, hepsinde azrail gibi toplar var', der. Laz asker: Von Sanders tarafýndan eleþtirildi. Oysa hem Þefik
'Korkma komutaným, Allah'tan büyük deðiller ya' Aker, hem Mustafa Kemal, silahsýz, bombasýz, top-
diye cevap verir. suz, alayýna sürekli cesaret ve yiðitlik telkin ederek,
onlarý, çýplak bir boðazlamaya sürüklemekte, eþsiz
Bu inanýlmaz toplara, yüksekten keþif yapan nutuklar atmakta. Türk tarihine geçen: 'Size ölmeyi
balonlara, bomba atan ve yine keþif yapan yüzlerce emrediyorum, sizler ölürken arkadan birliklerinizin
teyyaresine karþýlýk, Türklerin bir topçu cephanesi yetiþmesi için zaman kazanacaksýnýz' nutku, 57.
fabrikasý yoktu. Ýstanbul'da Yüzbaþý Piepen topçu Alay'a söylenmiþtir. Avustralya Gelibolu müzesinde
cephanesi fabrikasý kurulmuþtu. Ama hikaye. Yirmi sergilenen bir sancaðýmýzýn önünde þu bilgiler var:
toptan ancak biri patlýyor. Yine de komutanlar, boþ 'Ey ziyaretçi, önünden geçmekte olduðun sancak,
mermileri manevra topu gibi atýyor, askerlere
dünya müzelerinin en nadir eseridir. Gelibolu'dan
psikolojik destek için. Piyadeler, 'topçular bizi destek-
getirilmiþtir. Son askerin altýnda cansýz yattýðý bir
liyor' sansýn diye. Toplarýn boþ seslerini kullanýyor.
aðaç dalýnda asýlý bulunmuþtur!'
Bugün dahi komutanlar, arkalarýna topçu desteði
alamadýklarýný kahýrla anlatýyor. Elimizde Bulgar Mermileri bittikten sonra elleriyle ve süngüleriyle
cephanesinden kaptýðýmýz birkaç top! gýrtlak gýrtlaða savaþan bu alayýmýzýn tümü þehit
olmuþtur..
Bir de komutanlarýn hatýralarýnda naklettiði,
hepsi bir alem, Fatih zamanýndan kalma toplar. Þefik Aker Paþa, Cemil Conk Paþa, Fahrettin
Þimdi Avustralya'da Gelibolu müzesindeki bir topun Altay Paþa, Selahattin Adil Paþa ve Mustafa Kemal
hikayesi ilginçtir. Bu bilgileri komutanlarýmýzýn gibi daha nicelerinin hatýralarýnda Þahin Sýrtý,
hatýralarýndan aldýlar. 'Ey ziyaretçi, önünden Conkbayýrý ve Kocaçimen muharebelerinde bu alay-
geçmekte olduðun top, Türkler'in 1. Dünya larýmýzýn kahramanlýðý ayrýntýlarýyla ve çok dokunaklý
Savaþý'nda ne kadar zaruret içinde olduðunu gös- iþlenir!
39
Ýlk günkü savaþlarýn en trajik yaný, 27. ve 57.
Alay'ý çaresiz býrakan, 27. Alay'ýn solyanýný korumak-
la görevli 77. Alay'ýn çözülmesi ve savaþ dýþý
kalmasýdýr.
77. Alay korktu ve çalýlýklara daðýldý. Saða sola
belirsiz ateþ açýyor, hepsi baþlarýnýn çaresini düþünü-
yor. Kimi karýn aðrýsýna tutulduðunu, kimi komu-
tanýný kaybettiðini bahane ediyor. Muharebenin en
çetin safhasýnda 27. Alay'a takviye diye gelen 77.
Alay, bir Arap birliðiydi. O kadar ruhsuzdu ki, cesed
gömmek için verilen küçük aralarda keyifle nargile
içiyorlardý. 77. Alay, ordumuzun tüm birliklerinde
büyük hayalkýrýklýðý yarattý. Tüm komutanlarýmýz
hatýralarýnda, bu Arap birliði yerine ön cephede,
Topu, tüfeði, mermisi kalmayan, arkadan yanýmýzda bir Türk birliði olsaydý, savaþýn ön cep-
takviye almasý imkansýz, süngüsüyle düþman üzerine hesinde bu kadar aðýr kayýplar verilmezdi, deniyor.
çullanmaktan baþka hiçbir þansý kalmayan kahra-
man Þefik Aker ve Mustafa Kemal'in çaresizlikle Düþmanýn Arýburnu mu, Seddülbahir mi, Saroz
askerlerine sabah akþam nutuk çekmesi... Onlara Körfezi'nden mi çýkartma yapacaðý tartýþmasý, komu-
yalýnkýlýç, yumruk yumruða kavgadan baþka þanslarý tanlarýn arasýný açtý, sinir krizi geçirip, aklýný kaybe-
olmadýðýný anlatmasý... Türk milletini... Fakru den komutanlarýmýz oldu. Çünkü, Arýburnu'na
zaruretleri... Anadolu'yu... Yetimleri, öksüzleri, yok- çýkarýlan birlikler 'göstermelik' olabilir, bütün kuvvet-
luðu, açlýðý anlatmasý... Düþmanlarý anlatmasý... leri Arýburnu'na çýkartma yapýlýyor diye buraya yýð-
Silahsýz askeri, yumruklarýyla, dünyanýn en büyük mak da çok tehlikeli olabilirdi...
mekanize birlikleri üstüne sürüklemeleri, dünya savaþ Sonraki aylarda.. Ýngilizler 21 Aðustos'ta, tüm
tarihinde eþine bir daha rastlanmayacak, güçlerini toplayýp, büyük bir taarruza geçtiler. Bu
olaðanüstü, masalsýdýr! taarruzda, Ýngiliz birlikleri içinde, Ýngiliz soylu
Daha ilk gün düþmana yumruklarý ve süngü- ailelerinin en seçkin çocuklarý, hassa birliði, büyük
leriyle çullanan 27. Alay'ýn komutaný Þefik Aker ve kayýplar verince, Ýngilizler'in gözü korktu. Ve savaþý
ardýndan yetiþen 57. Alay'ýn komutaný Mustafa artýk savunmaya, geri çekilmeye doðru düþünmeye
Kemal'in savaþ tarihindeki tartýþmalarý sürmekte, baþladýlar. Sayýsý hala tartýþmalý, kýrk, elli, yüz
çünkü, Enver Paþa ve Limon Von Sanders, ilk gün ani nakliye, savaþ gemisi, aylarca Ýngiltere'ye, Londra'ya
kararlarla büyük kayýplar verildiðini düþünürler. Þefik cesed taþýdý. Beþyüz bin asker çýkardýlar sahile.
Aker'in iddiasý, 'Acil ve ani kararla düþmanýn önü Conkbayýrý'na sürünerek çýkan beþyüz bin
kesilmeseydi, savaþ baþlamadan Çanakkale düþe- kertenkele. Hepsi gördü sonunda, neymiþ,
cekti', der. Ve birçok komutan hatýralarýnda, bu ilk Çanakkale!
dört gün içinde 27. ve 57. Alay'ýn ani kararýný destek-
ler. Ayrýca, Þefik Aker ve Mustafa Kemal'in ani karar Mustafa Kemal'in 57. Alay'ý yönettiði yerin adý
vermek zorunda kalmasý, arkadaki birliklerden hiç Kemalyeri konuldu. Bugün topraðý kazýn, havada bir-
haber alýnamamasýdýr. birine çarpýþýp kaynaþmýþ mermiler bulacaksýnýz.
Enver Paþa cepheyi ziyaretinde bu yüzden Birbirlerinin gýrtlaklarýna sarýlmýþ iskeletler göre-
Mustafa Kemal'in yanýna uðramaz. Mustafa Kemal ceksiniz. Birbirinin kaburgasýna süngü girmiþ ve ikisi
iþte o gün Enver Paþa'ya küser. Savaþýn sonraki de karþýlýklý dizçökmüþ iskeletlerle karþýlaþacaksýnýz.
aylarýnda Mustafa Kemal, arkadaki, Anafartalar'a Boðaz boðaza, gýrtlak gýrtlaða böyle bir savaþý
tayin edilir. tarih yazmaz.
O günlerin Time dergisi, Çanakkale Savaþý'na Komutanlarýmýz hatýralarýnda 'Kahramanla-
muhabir gönderir ve savaþý 'kavimler savaþý' olarak rýmýz, uçarak düþmana hücum ettiler' diye yazýyor ve
niteler. Çünkü Ýngilizler'in yanýnda, Ýskoçyalýlar, Ýrlan- peþinden þöyle ekliyorlar: 'Buradaki uçarcasý lafý bir
dalýlar, Avusturyalýlar, Yeni Zelandalýlar, Gurkaslar, benzetme deðil, gerçekten uçtular. Conkbayýrý tepesi
Çýðlar, Pencabiler, Fransýzlar ve Senegalliler omuz uçurum, düþmaný kovalarken peþinden uçarak hava-
omuza savaþýyordu. Bizim birliklerimiz, geçtiðimiz
da öldüler!'..
beþ yýl içinde, Balkanlar'da, Süveyþ'te savaþmýþ, çok
yorgun, hepsi Yozgatlý, Çankýrýlý, Trabzonlu ve özellik- Yaralanmayan Türk komutaný yoktur, askerler
le Ýstanbullu çocuklardý. Ýstanbul çok yakýn olduðu savaþtan düþmesin diye, hepsi göðüslerindeki þarap-
için ve sürekli takviye birlik istendiði için, Ýstanbul'dan nel parçalarýný askere göstermez.
savaþa erkek göndermeyen tek hane kalmadý. Bir de Sedyeyle götürülen askerler, düþmanla biraz
birlikte savaþa girdiðimiz için yanýmýzda Almanlar'ýn daha savaþamadým diye, kahýrdan küfürler savuru-
beþyüz kiþilik sembolik kuvveti vardý. yor. Kýpkýrmýzý sedye üstünde, yaralarýndan deðil,
40
savaþtan geri kaldýklarý için acýyla naralar atýyorlar. topraðý boþaltýp, arkadaþýnýn bacaklarýný, karnýný
dýþarda býraktýðýný, yeniden üstüne toprak atmam
Ýþte o savaþýn ön cephesinde savaþan
gerekiyor, diye cevap verdi'...
Avusturyalý Anzaklar, tam seksen sene, hiçbir sene
sektirmeden, her yýldönümü, gemilerle yine Arýburnu Komutanlarýmýz hatýralarýnda, 'Ýngilizler bizi,
sahiline geldiler. Conkbayýrý tepesinde onlarý gazi zavallý Hintliler, uyuþuk Çinliler, ilkel Etiyopyalýlar gibi
dedelerimiz bekledi. Bu sefer süngüyle deðil, kollarýný kolaylýkla esir alýp burnumuza köle halkasý takacak-
açarak, sarýlmak için birbirlerine koþtular. larýný sanýyorlardý', diyor.
Ýnsanoðlunun büyük trajedisine yazýlmýþ, çok Bu savaþ, ordularýmýza komutanlýk yapan Limon
aðlamaklý sahnelerdir bunlar. Mustafa Kemal'in Von Sanders'in ve birçok komutanýmýzýn özetlediði
topraklarýmýza gömülen Anzak þehitliðine yazdýðý o gibi, çeliðe karþý, etin ve kemiðin savaþýydý.
meþhur: 'Onlar artýk bizim evlatlarýmýzdýr' kitabesi,
Mevziler sekiz ay, yüz-yüzelli metre mesafeye
edebi olarak çok güçlüdür.
kadar düþtü, ancak, savaþýn bazý bölümlerinde
Düþman gemileri günlerce Conkbayýrý sýrtýný mevziler inanýlmaz ama, beþ metreye kadar düþtü.
bombalýyor. Ýngiliz komutanlarý çok haklý, bu kadar Gemiler durmaksýzýn aylarca, gece gündüz dövüyor
bombardýmana tek bir otun, tek bir böceðin yaþa- Þahinsýrtý'ný, Conkbayýrý'ný, Kocaçimen'i...
masý mümkün deðildi. Türk siperleri tamamen Komutanýmýz atýndan iner inmez büyük bir top atýþý
paramparça edildi. Yeniden siper kazmak vakit alý- parçalýyor atý, et parçalarý, yüzüne çarpýyor, ya da,
yor. Kazýlsa da fazla derin kazýlamýyor. Bu komutanýmýz haritasý baþýndayken bir bombayla
'paramparça', büyük toplarla tamamen yerin altýna komuta ettiði bölüðün tümü bir anda havaya
gömülmüþ siperlerden, Türk askerlerinin yerin altýn- uçuyor...
dan fýþkýrýyor gibi yeniden savaþa koþmasý, herkesin
Ya da, düþman laðýmcýlarý, yerin altýndan,
aklýný baþýndan aldý. Gerçekten 'aklýný' aldý, çünkü
otomatik kazýcýlarla, muhtemelen motorlarla, bizim
çok sonra, geride kalan askerlerimiz, þehidlerimizin,
mevzilerin gizlice tam altýna kadar gelip dinamitliyor-
yeþil sarýklýlarýn yanýmýzda savaþtýðý gibi bir yýðýn
lar. Mevzilerimiz, üç-dört minare yüksekliðinde
hikaye anlattý.. Bir yeþilsarýklý Türk birliði hikayesi,
havaya uçuyor.
çok meþhurdur.
Mustafa Kemal anlatýyor, birinci siperdekiler hiç
Askerlerimiz siper için, þehid arkadaþlarýnýn
kurtulamamacasýna düþüp ölüyor, arkalarýnda
cesed bedenlerini kullanmakta. Türk askerleri, önün-
bekleyen ikinciler hemen siperlerine geçiyor, bir daki-
deki arkadaþýnýn ölüsüne, yanýna ve soluna tahta
ka sonra onlar da düþüyor, arkada bekleyenler, üç
koyup, üstüne birkaç kürekle toprak atýp, cesed yük-
dakika sonra kendilerinin de öndekiler gibi öleceðini
sekliðinden sipere giriyor. Bir komutanýmýzýn hatýrasý:
biliyor ve koþar adým yerlerini alýyorlar, onlar da ölü-
'Siperde atýþ yapan askerim, ikide bir doðrulup önün-
yor!..
deki kumula toprak atýyor, ayaða kalktýðýnda düþ-
mana hedef oluyor, 'ne yapýyorsun' dedim. Asker,
düþman mermilerinin ölen arkadaþýnýn üstündeki
41
OSMANLININ KURULUŞUNDAN CUMHURİYET’E GİDEN YOL
KURULUŞUN VE KURTULUŞUN BEŞİGİ BİLECİK
Ahilerin
mühim bir şah-
siyeti olan Şeyh
Edebali'nin kızı ile evlenerek,
gücünü artırmıştır. Bundan sonra
Osman Gazi, Bizans'a karşı genişleme poli-
tikasını uygulamıştır.
Tarihte
Bilecik İlinin Osman Bey 1286 yılında İnegöl yakınındaki
en eski adı Agrilion Hisarcık kalesini Bizanslılardan zaptetmiş. 1287
yada Agrillum’dur. yılında İnegöl Tekfuru’nu Domaniç yakınındaki
İkizce’de (Erice) yenilgiye uğratmıştır.
Osmanlı Devleti’nin Kuruluşuna
Beşiklik yapan Bilecik 1. ve 2. İnönü Savaşlarına Osman Bey ve silah arkadaşlarının Bizans
ev sahipliği yapmış, 3 kez Yunan işgaline uğra- Tekfurları ile olan savaşlarını izleyen Selçuklu
yarak yakılıp yıkılmış, Kurtuluş Savaşı esnasında Sultanı III. Alaeddin Keykubat büyük bir ordu ile
ilk direniş çetelerini kurmuş, Büyük Taarruzla Karacahisar önlerine gelmiş. Osman Bey’in
beraber 6 Eylül 1922 de işgalci güçlerden kur- kuvvetleriyle birleşerek Bizans elindeki bu kaleyi
tarılmış ve sonrasında Cumhuriyetin kurulmasına kuşatmıştır. Kuşatma sürerken Selçuklu Sultanı
da beşiklik yapmıştır.1924 yılında da il olmuştur. geri dönmüş, Osman Bey’e bir sancak, tuğ alem
ve gümüş takımlı bir at göndererek Söğüt ve
Anadolu(Türkiye) Selçuklularının 1308 yılında
Eskişehir’i de içine alan bu sancağı Osman Bey’e
ortadan kalkmasıyla beraber, özellikle Batı
vermiştir. Karacahisar’daki Rum kilisesini camiye
Anadolu'daki beylikler arasında, Türk birliğini
çeviren Osman Bey ilk kez kendi adına hutbe
yeniden tesis etmeyi amaçlayan mücadeleler
okutmuştur (1289). Bu olaylar Osmanlı
kızışmış ve bu mücadelelerin neticesinde
Devleti’nin kuruluşunun ilk işaretleri olarak nite-
Anadolu'da Osmanoğullarının yıldızı parlayarak
lendirilmektedir.
altı yüz yılı aşan muhteşem bir Türk devletine
tarih tanıklık etmiştir. O sıralarda Bilecik henüz Türkler tarafından
fethedilmemişti. Bizanslılara ait bir kentti. Bilecik
Tarihi kaynaklara göre Osmanlı devletini kuranlar,
(Belekoma) ve Yarhisar tekfurları vergiye bağlan-
Oğuzların 24 boyundan biri olan Kayı boyuna
mıştı. Osman Bey 1299 yılı yaz başında Belekoma
mensuptur. Oğuz an'anesine göre Kayılar, sağ
kalesini ve peşinden Yarhisar kalesini fethetti.
kolda yer alan Boz-okların Günhan kolunun en
büyük boyudur. Dolayısıyla Oğuz teşkilât yapısında Bilecik, Yıldırım Bayezid dönemine kadar Osmanlı
Kayılar, hakim unsurdur. yönetiminde kalmış, ancak, 1402 yılında Ankara
meydan savaşında Bayezid’in Timur’a yenilmesi
Osmanlı Beyliğinin Kuruluşu;
sonucunda 2 ay kadar Timur’un hakimiyetine
1230’lu yıllarda Kayı Boyundan 400 çadırlık bir geçmiş ve Çelebi Sultan Mehmet tarafından geri
grup Ertuğrul bey yönetiminde Söğüt çevresine alınmıştır.
yerleşmiştir. Selçukluların Bizanslılarla yaptıkları bir
Bu tarihten sonra, Osmanlı yönetimi sırasında
savaşta gösterdikleri başarıdan dolayı 1. Aleaddin
Bilecik giderek gelişmiş, ancak, şehrin kurulu
Keykubat tarafından Söğüt kendilerine mülk
bulunduğu alanın iskân için uygun olmaması
olarak verilmiştir. 1281 yılında ölen Ertuğrul Beyin
daha hızlı gelişmesini engellemiştir. Bununla birlik-
yerine oğlu Osman Bey başa geçmiştir.
te Bilecik, Bursa ve İznik’ten Eskişehir’e ve
Osman Bey, Oğuz aşiretlerinin ittifakıyla başa Anadolu içlerine giden yol üzerinde önemli bir
geçtikten sonra, siyasî ve dinî bakımdan konaklama ve dinlenme yeri olarak önemini koru-
Anadolu'nun en itibarlı ve nüfuzlu tarikatlarından muştur.
42
Ey Oðul! Sabretmesini bil,
vaktinden önce çiçek açmaz...
Þunu da unutma!
Ýnsaný yaþat ki, Devlet yaþasýn...
Kurtuluş
Savaşında Bilecik
İstiklal Savaşında T.B.M.M.
hükümet ile İstanbul’da bulunan
hükümet arasında ortaya çıkan ihtilafı gidermek
amacı ile İstanbul’daki Tevfik Paşa hükümeti adına ve
Dahiliye Nazırı Ahmet İzzet Paşa, Ankara Hükümeti ile 26 Mart’ta
bir görüşme yapmak istedi. Görüşmenin Bilecik İstasyon ise Söğüt-Gündüzbey
binasında yapılması kararlaştırıldı. yolu, Yazıahlat-Karaköy
Heyetler 5 Aralık 1920 günü Bilecik İstasyon binasında demiryolu ve Bozüyük’ün batısı-Karasu
bir araya geldiler. İstanbul Heyeti Ahmet İzzet Paşa, Salih çizgisinin oluşturduğu asıl mevzilerinde
Paşa, elçilerden Cevat Bey, Ziraat Nazırı Kazım Bey, savaşılmıştır.
Hukuk Danışmanı Münir Bey ve Hoca Fatih Efendi’den İntikam Tepe, Zevvare Tepe ve Nazımbey Tepelerinde
oluşmuştu. Ankara heyetine ise Mustafa Kemal Paşa kanlı çarpışmalar olmuş, Yunanlılar 1 Nisan 1921
başkanlık etmişti. Heyette İsmet Bey (İnönü) de bulunu- akşamı 1. ve 61. tümenlerimizin yaptığı saldırılarla
yordu. Bilecik Mülakatından olumlu ve somut bir sonuç buralardan atılmışlardır. II. İnönü Savaşı şanlı Türk
elde edilememiştir. Ordusunun kesin zaferiyle sonuçlanmıştır.
Yunan Ordusu 6 Ocak 1921 günü Bursa ve Uşak dolay- II. İnönü Savaşları sırasında Bilecik iki kez daha
larından taarruza geçmiş. 8 Ocak 1921 akşamı Bilecik- Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir (ikinci ve üçüncü
Karaköy-Muratdere hattına kadar gelerek Bilecik’i işgal). Geri çekilirken 12 Temmuz’da Karaköy ve
işgal etmiştir. (Bilecik’in Yunanlılar tarafından ilk işgali). Yeniköy’ü işgal eden Yunan birlikleri, 13 Temmuz
I. İnönü Savaşı 1921’de Bilecik’e girmişler (ikinci işgal), fakat, Türk
Kuvvetlerinin karşı saldırıları sonucu şehri birkaç gün
I. İnönü Savaşı tümüyle Bilecik toprakları üzerinde içinde boşaltmışlarsa da 22 Temmuz 1921’de yeniden
geçmiştir. Akpınar, Oklubalı mevzilerinde göğüs göğüse Bilecik’i üçüncü kez işgal etmişlerdir. En uzun işgal de bu
kanlı çarpışmalar olmuştur. Üst üste yenilgiyi alan Yunan olmuştur. Ancak 30 Ağustos 1922’deki Başkomutanlık
ordusu geri çekilmeye başlamış, öyle ki, 11 Ocak 1921 Meydan Muharebesiyle istilacı Yunan ordusuna karşı son
günü taarruzu ilk başlattıkları Zevvare Tepe, Tepeköy, ve kapsamlı zaferi kazanan Türk ordusu, 4 Eylül 1922’de
Oluklu, Rızapaşa, Poyra, Beşkardeş Dağları, Zemzemiye Söğüt ve Bozüyük, 5 Eylül de Pazaryeri ve 6 Eylül
ve Bursa’nın doğu mevzilerine kadar çekilmişlerdi. l922’de ise Bilecik’i Yunan işgalinden kurtarmıştır.
Bilecik’in ilk işgali 8-11 Ocak 1921 tarihleri arasında
sadece 4 gün sürmüştür. Yunanlılar bu ilçeler ve il merkezini boşaltırken bir çok
yerde yangınlar çıkararak buraları harabeye çevir-
II. İnönü Savaşı mişlerdir. Örneğin, Bilecik’te ancak Yukarı Mahalledeki
II. İnönü Savaşı, 23 Mart 1921’de Yunan ordusunun birkaç evle, Tabakhane Mahallesi yangın ve tahripten
yeniden Bursa-Uşak kesimlerinden taarruzu üzerine kurtarılabilmiştir. Yangınlar sırasında 1956 ev, 331
başlamış ve Bilecik ili toprakları üzerinde geçmiştir. dükkân, 18 han, hükümet konağı, tüm ipek fabrikaları,
okul, cami ve türbeler yanarak kullanılamaz duruma
Albay İsmet Bey yönetimindeki Türk kuvvetleri, Yunan
gelmiştir.
birliklerini Bilecik-Pazaryeri ve İnegöl hattında karşılamış
43
Şeyh Edebalı 1206 yılında Merv'de
doğdu.Selçukluların Şeyh'ül İslam'ı Şeyh Sadrettin Konevi
ve Mevlâna Celâleddini Rumi'nin çağdaşıdır.Künyesi
İmadüddin Mustafa b.İbrahim b.İnac el-Kırşehri'dir.
Edebalı ilk tahsilini Karaman'da yaptı.Hanefi hukukçusu
Necmeddin ez-Zahidi'nin öğrencisi oldu.Daha sonra
Dımaşk'a(Şam) giderek Sadreddin Süleyman b.Ebül-iz ve
Cemalettin el-Hasiri gibi dönemin tanınmış alimlerinden
dini ilim tahsil etti.Şam'dan ülkesine dönünce tasavvufa
yöneldi.Eskişehir yakınlarında bulunan İtburnu Köyü'nde bir
zaviye kurarak halkı irşada başladı.Aşıkpaşazade
zaviyesinin hiç boş kalmadığını, Edebalı'nın gelip geçen
fukaranın hertürlü ihtiyacını gidermeye çalıştığını,hatta bu
maksatla koyun sürüsü bulundurduğunu kaydederler.
Ertuğrul Gazi
Osman Gazi,mübarek günlerde Edebalı'nın zaviyesine giderek
dini ve idari konularda ,onun görüşlerini alırdı. Osman bey Misafir Doğum tarihi kesin olarak
olarak kaldığı bir gecede gördüğü rüya şöyle idi.Şey Edebalı'nın koy- bilinmediği gibi, Genel kabule
nundan çıkan bir ay geldi kendi koynuna girdi.Göğsünden bir ağaç göre 1189’da doğmuş,
bitti.Öylesine büyük bir ağaç oldu ki dalları gökleri,kökleri tüm 1231’de Söğüt’e yerleşmiş
dünyaya sardı.Gölgesi bütün yeryüzünü tuttu.İnsanlar o ağacın göl- 1281’de ise vefat etmiştir.
gesinde toplandılar.Ulu dağlara ve dağların eteğinden çıkan coşkun Ertuğrul Gazi, çevresinde
sulara hep o ağaç gölge etti. bulunan beylik ve devletlerin
Osman Bey rüyasını Şeyh Edebalı'ya anlatır.Edebalı rüyayı durumlarını, siyasi şartlarını iyi
şöyle yorumlar:"Oğul Osman,Hak Teala sana ve soyuna hükümranlık değerlendirdi. Komşularıyla
verdi mübarek olsun,kızım Malhun Hatun senin helâlin daima iyi geçinerek aşiret ve
olsun."der.Edebalı'nın bu yorumu üzerine Osman Gazi Malhun Hatun tebaasını güçlü bir durumda
(Rabia Bala Hatun)ile evlenir. rahat ve huzur içinde yaşattı.
Ertuğrul Gazi’nin ölümünden
Şeyh Edebalı ahi teşkilatının reisi idi.Ahi Şeyhliğinin
sonra, küçük oğlu, Osman
Edebalı'dan sonra kime geçtiği bilinmemektedir; ancak daha sonra
Gazi kavim ve kabilesinin reisi
I:Murat'a intikal etmiştir.Bilecik'in Osmanlılar tarafından
oldu. Osman Bey’in bağrın-
fethedilmesinden sonra zaviyesini buraya taşıyan Edebalı, aynı şekilde
dini hizmetlerine devam etmiştir. Osman Gazi'nin vefatından sonra dan çıkarak denizleri,
kızı ve torunu Alâaddin Bey ile Bilecik'te Edebalı'ya Kozağaç (Şimdiki diyarları, kıtaları ve ülkeleri
Karaağaç) köyünün öşür ve hasılatı verilmiş,kızı Rabia Hatun da muhteşem dalları arasına
kendilerine verilen bu köyü tekkeye vakfetmiştir.Şeyh Edebalı uzun bir alacak olan çınarın kökü
hayat sürdükten sonra 726(1326) yılında Bilecik'te vefat etti. toprağa yayılmaya başladı.
Zaviyesinin mescid olarak kullanılan odasına defnedildi. Öyle ki,bu çınarın gölgesi
altında bütün insanlık Asr-ı
Edebalı, mutasavvıf olmasının yanında ilk Osmanlı kadısı ve Saadetten sonra, bir daha
müftüsüdür. Dönemin birçok fakihi ile görüşmüş ve onlardan ders
görüp hayal edemediği bir
almış, çok sayıda talebe yetiştirmiştir. Önde gelen öğrencilerinden
şekilde tam altı asır yaşadı
aynı zamanda damadı Dursun Fakih, Edebalıdan sonra Osmanlı
Devleti'nin ikinci müftüsü ve kadısı olmuştur. Mevlidi Şerif'in yazarı Ertuğrul Gazi, kuruluş döne-
Süleyman Çelebi, Mahmut Paşa yönüyle ikinci kuşaktan Şeyh minde Ahi Şeyhi olan
Edebalı'nın torunudur. Edebalı’dan büyük yardımlar
Bilecik Edebalı zaviyesine kendisiyle birlikte hanımı, kızı, görmüş ve oğlu Osman
zamanın büyüklerinden Molla Hattab-ı Karahisar, Şeyh Muhlis Baba Gazi’ye vasiyetinde’de bunu
ve isimleri bilinmeyen bazı yakınları defnedilmiştir. açıkça dile getirmiştir
44
Ahi reisi Şeyh Edebalı kendisini dinleyenlere;
"Toprağa bağlanın.Suyu israf etmeyin. Mirasınızın
sağlam kalmasına dikkat ediniz. Veriniz, cömert olunuz elleriniz
yumuk kalmasın. İlim sahiplerini koruyunuz. Ağaç dikiniz.
Ödünç aldığınızı fazlasıyla iade ediniz. Kuran-ı Kerimi güçlü
olmak için okuyunuz. Bağınızı bahçenizi viran bırakmayınız.
Hadis ezberleyiniz. Bildiklerini öğretenler unutmazlar. Asıl ölüm
ilimden payını almayanlaradır. Faydalı ile faydasızı bilenler bilgi
sahipleridir...."der ve tavsiyelerde bulunurdu.
Şeyh Edebalı geleceği görebilen bir kişiliğe sahip-
ti.Neyin ne kimin kim olduğunu bilen bir insandı. O gelecekteki
Türk birliğini, Kayı Boyunun dolayısıyla Osman Bey'in kura-
cağını sezmişti. Tüm Kayı Erenleri Edebalı’dan feyiz almıştı.
45
toprakların değerini idrak edemeyecek kadar
da aciziz. Ancak inanıyorum ki bir gün gele-
cek biz gençler vatanı sahiplenip Atatürk’ün
aydınlattığı yol da emin adımlarla ilerleye-
ceğiz,
Mislina ALSAN
Benim Hazinem
Bir milletin en büyük hazinesidir tarihi.
27.04-06 / 01 – 05 – 06 Tarihleri arasın-
Ve ben öyle bir tarihe sahibim ki, kelimelerin
da Çanakkale’ye yaptığımız gezi,
dahi anlatmaya yetmediği, düşündüğünde
Kültürümüzü ve Tarihimizi yerinde görerek bir
“iyi ki Türküm” dedirten bir tarihe. Bunun en
kez daha hatırlamak ve öğrenmekti. Ders
büyük kanıtıdır. “Çanakkale Zaferi”
kitaplarında hepimiz ilköğretim dönemlerinde
Düşmana verdiğimiz en güzel cevaptır. İnsan
bunları okuduk ama yerinde görerek bir kez
nasıl böyle bir tarihle gurur duymaz ki… Nasıl
daha dinlemek gerçekten farklı şeyleri de
bir hazineye sahip olduğunu gidip görmeli
öğrenmek olacaktı. Gençlerin birçoğunun
insan. Yaşamalı…
şehir dışına ilk çıkmalarıydı ki doğrusu genç-
lerin hem bu kadar öğrenmeye, gezmeye, Ne büyük ve güzel bir tarihe sahip
görmeye istekli hem de grup dinamiğini olduğumu gittim gördüm ve ben iyi ki bu
yakalamış olduklarını yolculuk yaparken vatanın evladıyım.
gördüm.
Mihriban TÜRKMEN
Farklı kültür düzeyinden ama ortak yan-
ları imkanı kısıtlı gençlerin, başarılarının bir
ödülü olarak da gördüğü bu gezi gençler Bildiğiniz gibi iki şehir de kuruluş
üzerinde inanıyorum ki çok etkili olmuştur. şehirleri. Bilecik Osmanlı İmparatorluğunun,
Kendileri toplumdaki yerlerini ne şekilde alır- Çanakkale ise Türkiye Cumhuriyetinin….
larsa alsınlar hayatları boyu hatırlarında kala- Ben bu geziye gitmeden önce buraları
cak olan onurlu bir milletin, onurlu vatan- sıradan bir yerler biliyordum. Fakat gidip
daşları oldukları, yurt topraklarını korumanın görünce buraların kesinlikle düşündüğümün
ne kadar önemli olduğunu da belleklerine tersi olduğunu gördüm. “Buraları kesinlikle
yerleştirdiler. gidip görmem lazım” dedim. Çünkü buraların
Filiz YALDIZ havası, suyu, toprağı kesinlikle farklı. Yani
kendilerini belli ediyor bu şehirler özellikle
Adana / Seyhan Gençlik Merkezi Lideri
Çanakkale…
Ben Bilecik’ten etkilendim. Hele
İnsan için değerli olan şey en çok emek Osmanlı İmparatorluğu’nun manevi kuru-
verdiği şeydir. Bu vatan için verilen emeği, cusu Şeyh Edebali Hazretlerinin türbesinin
malı bir yana koyun, bu vatan için verilen oralar müthişti. Oranın manevi havası her
canlar, vatanın değerini kat kat arttırmıştır. yerden belliydi. Ama Çanakkale’den daha
Zaten zor elde edilen şeylerin gerek maddi, çok etkilendim. Bilmiyorum neden ama
gerekse manevi olarak değerli olduğu en
bariz gerçekse bu vatana olan borcumuz biter
mi? Ya da bütün ömrümüz boyunca ağlayıp,
kanla yıkanan vatanımızı gözyaşlarımızla
yıkasak vicdanımız rahat bir gün bile uyuya-
bilir miyiz? Ama uyuyoruz. Hatta bastığımız
48
Çanakkale’nin benim açımdan havası daha güzeldi.
Buranın havası buram, buram şehit kokuyor. Belki de
bu etkiledi, Çünkü Truva ve Asos’ta bu kadar etkilen-
meme rağmen şehitliklerde de içime bir şeyler olu-
yordu.
Selahattin ÖZTÜRK
49
çok iyi ifade eden yerdir burası. Mücadele bi-
lincinin oluşması için kendi canını düşün-
meden; milleti, bayrağı, toprağı, uğruna
savaşmaktan geçtiğinin kanıtıdır. Çanakkale
Zaferi. Rehberimizden savaşları dinlerken,
toprağa adımlarımızın ne kadar dikkatli atıl-
ması gerektiğini anladım. Her bir adımda
şehidin yattığını düşündüğümde ise vücudu-
mun baştan aşağıya iğnelendiğini hissettim.
Zühal IŞILDAK
50
şehit kanıyla sulanmıştı Gelibolu toprağının. Orada
şehitlikleri gezerken gördüğüm siperler bende sanki
savaş dün olmuş gibi bir his uyandırıyordu.
Songül KONUKER
51
Bu gezide öncelikle ülkemi tanıdım.
Atalarımızın nasıl bir ruha sahip olduklarını
gördüm, hissettim. Olayları yerinde görerek aklı-
ma yerleştirdim ve canlandırdım. Truva ve Asos
kentlerinde ise M.Ö. yıllarda bile insanların nasıl
mantıklı düşünceleri olduğunu gördüm.
Çanakkale’ye ilk kez gideceğim
için heyecanlıydım. Böyle bir fırsat Şehitliklerde yürürken şehitlerin bastığımız
sunulduğu içinde çok mutluydum. toprakta olduğunu düşündüm ve dizleriminin
Daha otobüsteyken oraların hayalini titrediğini hissettim.
kurmaya başladım. Televizyon’da Ülkemin insanlarını gerçekten tanıdım.
izlediğim ve kitaplarda okuduğum Onların ne yüce insan olduklarını vicdanlı
kadarıyla oraların güzelliğini gözümde olduğunu anladım.
canlandırmaya başladım.
Esra YILDIZ
Karmaşık duygular içindeydim.
Hüzün, mutluluk, heyecan hepsini bir
arada yaşıyordum. Kesinlikle her Türk Yolculuk sırasında Truva filmini seyrettik.
gencinin mutlaka gelip görmesi, Çanakkale’ye geldiğimizde o olayların geçtiği
yerleri gezdik. O kadar hayran kaldım ki büyük
gezmesi ve o anki duyguları yaşaması
bir incelikle ve vay be nasıl düşünüp de yapmış
gerektiğini düşünüyorum.
dediklerim oldu. Gelibolu yarımadası ise başlı
Çanakkale’yi, şehitleri ve o inanılmaz
başına bir harikaydı. O kadar duygulandım ki
manzaraları gördükten sonra bu güze- bizim askerlerimiz bir karış toprak için kanlarını
lim, eşsiz Türk topraklarının bir kez canlarını vermişler. Ben de şunu fark ettim bu
daha değerini anladım. zorluklarla alınan topraklara yeterince ilgi
Özlem FENT göstermiyoruz. Bir daha Çanakkale gezisi olsa
büyük bir zevkle gelirim.
Kezban ZENGİN
52
Türkiye’nin kaderinin değiştiği ve bu
günleri borçlu olduğumuz o yerleri görmek
heyecan vericiydi, Şehit olan binlerce askeri-
mizin yattığı o yerleri görmek hem güzel hem
de hüzün vericiydi tarihimi ve ülkemi daha
yakından tanıdım. Katkılarından dolayı hem il
müdürlüğüm hem de Gençlik Merkezime
teşekkür ederim.
Muhammet ALPASLAN
53
Öncelikle böyle bir gezide bulunduğum için
çok mutluyum. Bu geziyi düzenleyen Gençlik
Spor İl Müdürlüğü’ne binlerce teşekkürler.
Gezimiz Bilecik ve Çanakkale’yi gezmek ve
görmekti. Bilecik’te atalarımızın yani
Osmanlı’nın 700 yılı aşkın hüküm sürdüğü
toprakları yani Osmanlı’nın kurulduğu yerleri
gezdik. Tarihimizi yeniden yaşadık ve
Çanakkale’yi gezdik. Açıkçası hissettiğim duygu-
ları daha öncede yaşamıştım. Mehmetçikleri-
mizin kahramanlıklarını dinlemek o fakir
Çanakkale! dönemde nasıl çarpıştıklarını ne koşullarda
savaştıklarını duymak ve yerinde görmek göz
250.000 şehit verdiğimiz diyar, yaşlarımıza hakim olamamamıza neden oldu.
düşman ordularını denize döktüğümüz Bu vatanı bize bırakan atalarımıza ne yapsak
yer ve halen ismini duyduğumuzda bile azdır.
tüylerimizin diken diken olduğu o
büyük şehir. Cumali GÖRGÜLÜ
54
gereken bütün mesajlar alıyorduk. Bu şekilde her
şey son derece zevkli oluyor, bizleri sıkmıyordu.
Gezimizin kısa olması dışında hiçbir olumsuz
şey yoktu. Bu güzel geziyi hazırlayan ve bizlere
gezide emeğini esirgemeyen, yardımcı olan
herkese teşekkür ediyorum. Herkese kesinlikle
Çanakkale’yi gezip, görmelerini tavsiye ediyorum
tabiî ki iyi bir rehber eşliğinde. Emin olduğum bir
şey var ki; fırsat bulduğumda ilk işim tekrar
Çanakkale’ye gitmek olacak!!!
Merve SEVİNDİK
Devletimizin bizim gibi imkan bulamayan Bu geziden çok etkilendiğimi ve çok şey
gençlere gezi düzenlenmesi çok güzel bir şey. öğrendiğimi içtenlikle açıklayabilirim. Öğrendik-
Böylelikle bütün sene çektiğimiz derslerin sıkın- lerimin başında sahip olduğumuz şeylere sahip
tısını ve stresini atmış olduk. Hem de çıkmadığımız gibi onlara sahip olduğumuzun
Çanakkale savaşlarının yapıldığı yerleri tanıma farkında bile değiliz. Yabancı turistlerin bu kadar
fırsatı bulduk. Bu geziler bizim tarihimizi uygu- ilgisini çekip de bizim neden farkında
lamalı olarak öğrenmemizi sağlıyor. Bunun için olmayışımızın nedenini de sadece kitap okuma-
Gençlik Merkezine teşekkür ediyorum mak olarak değerlendiriyorum. Hangimiz tarih
Gülcan TÜRKMEN dersinde Çanakkale Zaferini işlerken onunla ilgili
kitaplar alıp çok daha detaylı okuduk. Biz sadece
Gezinin bana katkılarının hepsini sizinle bize verilenle yetinip daha fazlasını merak etmi-
paylaşmak mümkün değil. yoruz. Buda bizim geçmişten alabileceğimiz
Geziye gidilen ortamda gezi yeri kadar dersleri kısıtlıyor.
önemli bize büyük özen ve dikkat gösteren Toplu halde yaşıtlarımla geziye ilk defa çık-
görevlilerimize çok teşekkür ederim. tım. Ama beni bu kadar etkileyeceğini düşün-
Az sürede çok şey ifade eden bu gezi bana müyordum. Birde bizi hiç tanımayan ilk defa
çok değerler kazandırdı. gören başımızdaki görevlilerin bizimle bu kadar
samimi ve içten ilgilenmesi geçilecek bir nokta
İhsan KURT değil tabiî ki. Bu yüzden onlara ve bize bu şansı
Bu gezide amaç sadece birkaç yer görüp, tanıyanlara çok teşekkür ediyorum. Kendimi bu
eğlenmek değildi kesinlikle! Hem bizleri bil- gezide yer aldığım için de çok şanslı hissediyo-
gilendirmek, hem de birçok sonuç, görüş ve rum.
ders çıkartmamızı sağlamaktı. Belkide gezi- Beni en çok etkileyen ise “Şeyh Edebali”
mizin birçok geziden farkı da buydu!!! Boş türbesi idi. Daha sonra Bilecik’in bir köyüne git-
gezmiyor, bakıp bakıp geri dönmüyorduk. Hem tik. Orada yöresel yemeklerini tatdık. O köyde
geziyor, hem eğleniyor, hem de almamız çömlekçiliğin yaygın olduğunu öğrendik ve çöm-
lek atölyelerini gezdik. Akşam Bilecik Gençlik
Merkezi’ne döndük. Akşam yemeğinden sonra
biraz dinlendik ve daha sonra bizim için hazır-
lanan eğlenceye katıldık. Bittikten sonra yola
çıkarak Çanakkale’ye gittik. Vardıktan sonra
öğlene kadar serbesttik, isteyen denize girdi,
isteyen uyudu, öğleden sonra Truva’yı gezdik.
Truva’nın hikayesi beni çok etkiledi. Birde atın
düşmanlar tarafından neden içeri alındığı
hakkında rehber eşliğinde tartıştık. Hala bir bir
aklımda. Çünkü çok hoşuma gitti. Akşam şehir
merkezini gezdik, gece otele döndük. Ertesi gün
erken kalkarak feribota yetiştik. Midilli adasını
gördük. Şehitlikleri gezdik. Şehitlikler gerçekten
çok etkiledi beni. Öğlen yemeğinden sonra da
Asos’u gezdik. Asos’un da bu kadar güzel
olduğunu tahmin etmiyordum.
Özge KURT
55
çıkmalarına, geleceklerini daha bilinçli plan-
lamalarına yardımcı olacaktır.
Nilüfer ALTUN
Ankara Gençlik Merkezi Üyesi
56
Şu anda muhteşem bir denizin
üzerindeyiz. Denizin insan ruhuna garip bir
etkisi var ama Çanakkale’ye doğru giderken
üzerinden usul usul aktığımız bu masmavi
denizin benim ruhuma etkisi bir ayrı.
Mutluluk ve en önemlisi huzur bu suların
üzerinden yavaş yavaş ilerleyip tüm kollarıy-
la sizi sarıyor, ana gibi, yar gibi.
Çanakkale’yi daha önce gezmemiştim.
Bu vasıtayla şunu anladım ki buraya adım
atmadan bu ömrü noktalamak Türk yur-
duna yapılacak en kötü ihanet olurmuş.
Çünkü biz rahat evlerimizde elimize çayımızı
alıp oturabilelim; bu güzelim yurdun
denizinden, ormanından velhasıl saymakla
bitmeyecek binbir güzelliğinden gururla-
nabilelim diye dedelerimiz, ninelerimiz,
analarımız, babalarımız kendilerini siper
etmişler.
Pınar ÖZDEMİR
25 yaşına kadar görmenin nasıp
olmadığı Çanakkale’nin Türkiye için büyük
değerlere sahip bir il olduğunu düşünüyo-
rum. Daha önce görmeyi çok istedim. Bir
kez daha Türk evladı olmaktan gurur duy-
dum. İnşallah bir daha gelmek nasip olur.
Alev ER
Sincan Gençlik Merkezi
57
Kanlısırt’taki düşmanın ileri siperlerinden birinde götürürüm” dedi. “Satmıyorlarmış galiba!” diye latife
tek bir mitralyözü vardı ki fırkanın bütün cephesini etti. (Hiç bir)imiz de bu sözü ciddi söylediğine kani
taciz edip duruyordu. Daha ikmal edilememiş rah-ı değildik. Fakat o hiç tavrını bozmadı gülümsemedi
mesturlardan bazıları bu mitralyözün altında idi. Ara bile. Yalnız kendisini siperin üstüne fırlattı. O zaman
sıra acı haberler alıyorduk. Üçüncü bölüğün emirberi anladık ki hakikaten mitralyözü almak için gidiyor.
sipere gelirken vurulmuş. Dördüncü mangadan bir kendisini en çok seven iki hemşerisi arkasından
nefer şehit olmuş, yüzbaşı yaralanmış... koştu. Biraz sonra bu üç yiğit asker diğer bütün
gecelerden daha korkunç ve daha siyah bir gecenin
Artık bu mitralyöz bizim için meşum olmaya
enginlerine doğru kopup gitmişlerdi.
başlamıştı. Hatta bombalardan toplardan daha
meşum! Çünkü bu silahların az çok mizacını biliyor- Hepimiz akabinden heyecandan sararmıştık.
duk. Mesela büyük torpil makinesi haftada iki gün Avuçlarımızdaki tüfekleri sıkıyorduk. Şu dakika
bizim cephemizi ziyaret ediyordu. Bombalar, daha hücuma kalkmak için öyle dayanılmaz bir lezzet
fazla akşamdan sonraki ziyaretçilerimiz meyanına duyuyorduk ki... Hey yarab, eğer gidenler gelemeye-
dahildir. cek olursa!.. Bu sefer orada kalsak bile, ey
Kanlısırt’taki düşman mitralyözü, artık sen yerinden
Velhasıl daimi bir ülfet neticesi olarak harbin
oynamıştın!
kendisine mahsus imtiyazlarını öğrenmiş, ruhumuz-
da bir huzur ve sükun tesis edebilmiştik. İşte Kulaklarımızı toprağa yaslamış, karanlıklar
Kanlısırt’taki melun mitralyöz bizim bu kıymetle asa- içinde gittikçe artan kurşun seslerini, bomba uğul-
yişimizi ihlal ediyordu. tularını dinleyerek tam bir çeyrek bu vaziyette bek-
ledik...
Gece toplanmış konuşuyorduk, ber mutad
müsahabemiz bu uğursuz nokta üstünde deveran İnanılmaz şey! Mustafa Çavuş arkasında bir
ediyordu: mitralyözle geliyordu. Yanında bir kişi vardı. Sonra
anladık ki üç arkadaş görünmeksizin ilerlemişler,
- Eee! Bu mitralyöz tahrip edilemeyecek mi?
mitralyözün bulunduğu siperin içine atlamışlar,
- Siperler yakındır, topçu ateş edemez. birkaç süngü darbesinden sonra büyük bir baskın
- Bir hücum yapsak! verdiğini zanneden düşman dağılmaya başlamış.
Mustafa Çavuş mitralyözü omuzlamış, dönerken
- Kumandan müdafaada kalmayı tercih ediyor.
arkadaşı alnına isabet eden bir kurşunla şehit
- Sen ne diyorsun ha, Mustafa Çavuş, can sık- düşmüş...
mağa başlamadı mı bu mitralyöz?
Mustafa Çavuş arkasında zaptettiği mitralyöz,
O, cevap vermedi, derin derin düşünüyordu: gözleri yaş dolu yanımıza geldi. Kaybettiği
fakat doğrusu ya en baba yiğidimizde kendisiydi. arkadaşının tesiriyle titreyen bir sesle ve kendi
Bahis değiştirmek üzere iken Mustafa Çavuş bir şivesiyle “Alun şu uğursuzu” dedi “bana pahalıya
heykel gibi karşımıza dikildi “ben bunu gidip oturdu!”.
58
Bir tanecik Kardeşim Oğlum Mehmet.
Sen daha küçüksün, aklın ermez, ama Türk oğlu cenge girince aslan kesilir. Hey
babam hey! Buraya geldik geleli öyle savaşıyoruz ki yerlerden babalarımız başlarını
kaldırıyor, bize bakıyor. Göklerden melekler iniyor. Ne dersin Mehmet? Ben bir gece
iki melek gördüm. Biri geldi, omzuma kondu. Öbürü gözümün önünde uçuştu,
durdu. Amma! Nasıl düşman yaylım ateş ediyordu. Kurşunlar dolu tanesi gibi yağı-
yordu. Bu melekleri, bizim büyük şefaatçi peygamberimiz, beni korumaya gönder-
mişti. Dualar edeyim dedim, kollarımı kaldıramam ki…
Ağabeyin
Ömer Onbaşı
59
Şimdiye kadar tarih derslerinde anlatılanlar
örneğin ipek yolu beni bu kadar etkilememişti. O
anda orda bizzat tercüme eden hocamızdan
başlayan bir büyüyle onun anlattıklarıyla sanki o
anki fırtınayı bende oluşturdu. Ardından Ertuğrul
Gazi’nin eşinin ve kızının türbesini
gördüğümüzde heyecanım daha da bi kasırgaya
dönüşmüştü.
Türbelerde okuduğumuz yazılar, sözler çok
farklı sanki her şeyi o anda yaşıyormuş duygusu
uyandırıyordu özellikle oralarda tarihten kalan
Metris Tepe’ye geldik. Diğer adıyla değerin güzelliği insanı teşvik ediyordu.
Siper Tepe’ye tabi bu yeni öğrendiğim bil- Metris tepesi en çok savaş adını anımsat-
giler arasında. Çok yüksek bir yerdeydi ve mıştı. Tarihe isteğim olmadığı için burada
sis içindeydi. Birbirimizi göremiyorduk. Ama gördüklerim bana çok etkileyici geldi. Ama
yine de burada İnönü Savaşları’nın yazıya dökemiyorum. Her şeyin bir cennet gibi
yapıldığını bilmek insana ayrı bir duygu güzelliğinin oluşu. Yaşanan olaylarla ve
veriyor. Bu savaşların nasıl kazanıldığını anlatılanlarla çok şeye karşı ilgim değişti
anlıyorsunuz ve vatanınıza olan bağlılığınızı
anlıyorsunuz. Hele İnönü şehitliği… İnsan o Hacer SİMAV
kadar soğuğa rağmen soğuğu hissetmiyor.
Orada yatan şehitler bize bu duyguları
Bilecik’e geldik. Bilecik Gençlik Merkezinde
yaşatan. Onlar sayesinde şu anda böyle
kahvaltımızı yapıp Bilecik’in destansı güzellikleri-
huzurlu ve mutlu yaşıyoruz. Onlar savaş ni görebilmek için yola koyulduk.
zamanında Atatürk’ün önderliğinde yurdu-
muzu düşman eline bırakmamak için çok Bir müddet sonra ilk durağımız olan Şeyh
çetin savaşlar verdiler ve bu güzel yurdu- Edebali Hazretlerinin türbesine ulaştık. Şeyh
muzu düşman eline bırakmadılar. Aç, Edebali kimdir derseniz. Osmanlı devletinin
susuz, giysisiz… canla başla savaştılar. manevi kurucusuymuş aynı zamanda Osman
Bunları duydukça onlarla gurur duyuyor- Gazinin kayınpederiymiş
sunuz. Buradan ayrıldıktan sonra Dursun Fakıh
Ayşe KAYATEPE Türbesini görmek için yola koyulduk. Yolculuk
sırasında Bilecik’in güzel konumunun iyice farkı-
na vardım. Bu kadar güzel olmasa Osmanlının
2. başkenti olmazdı. Daha sonra Ertuğrul Gazi
türbesine geçtik. Ertuğrul Gazi Osmanlı
İmparatorluğunun ilk adımlarını atan kişi, aynı
zamanda Osman Gazi’nin babasıdır. Ertuğrul
Gazi türbesini de gezdik ve Osmanlı imparator-
luğu macerasını sona erdirmiş olduk. Artık
Kurtuluş savaşının ayakları olan yani Türk mil-
letini ayakta tutan İnönü Savaşı’nın yapıldığı yer-
ler ve şehitlikleri görecektik. Yaklaşık 1 saat
süren yolculuğun ardından Metris tepeye ulaştık.
Metris tepe’de yerle gök birleşmişti sanki. Metris
tepe (siper tepe) yolculuğu ardından İnönü
şehitliğini görmek için yola koyulduk. İnönü
şehitliğinde tüylerimi ürperten bir tabloyla
karşılaştım. I. ve II. İnönü savaşlarının ardından
1846 şehit anısına 141 temsili kabristan bulun-
maktaydı. Bu şehitlikte benliğimde olan bir
dörtlük yazmak istiyorum.
“Ey yolcu, Burada şu gördüğün mezar
Türklerin istiklal abidesidir
60
Bir gökten bin göğe haykıran rüzgar
İnönü cenginin zafer sesidir”
Nihat AKYOL
61
Vatanı kurtarmak için canlarını hiç
düşünmeden feda eden bu kahraman mil-
letin evlatlarını ilk defa ziyaret etmek beni
çok duygulandırdı.
Gezi sırasında sanki o günleri yaşıyor-
muşum gibi hem duygulandım hem de
hüzünlendim. Aklımdan hemen şu
düşünceler geçti. Bu vatanda bu millet
yaşadığı sürece bu vatan ebedi kalacaktır.
Ne mutlu Şehitlik Mertebesini görenlere.
Murat ÖZTÜRK
62
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün bize
böyle imkanlar sağladığı için çok teşekkür
ediyorum. Aynı faaliyetlerin devamını isti-
yorum. Hayatımda en çok görmek iste-
diğim GELİBOLU’yu görme imkanı
sağladığınız. Yolculuğumuz çok iyi geçti.
Hiçbir zorlukla karşılaşmadık.
Ceyhun ÇELİKTAŞ
63
duyguyu yaşayanların davranışları da
değişecek. Daha olgun bir insan olacaklar.
Öncelikle böyle bir geziye katılacağım
hiç aklıma gelmezdi. Ama hep hayal
etmişimdir. Beni çok etkileyecek ve hayatım
boyunca unutamayacağım yerleri gezip
görmeyi. Neyse ki hayalim gerçek oldu.
Artık benim de hayatım boyunca unuta-
mayacağım güzel bir anım oldu. Bilecik ve
Çanakkale’de geçirdiğim 3 gün benim için
çok önemliydi. Oraların havası bile insana
Çok geçti saat. Yıldızlar güneşi perdelemişti huzur veriyordu. Ormanlık alanları, çayırı,
artık. O gece bir yolculuk yapacaktım. Bu sefer çimeni dahi başkaydı. Manevi değerlerin
yapacağım bu yolculuk sıradan değildi. Geçmişi hepsi sanki oradaydı. Eserlerin hepsi de ayrı
öğrenmeye, bugün bu topraklarda huzur ve güven ayrı güzellik taşıyordu.
içinde yaşamamı sağlayan kimlerdi? Onu öğren-
Nilüfer Zehra ÇELİKBİLEK
meye gidiyordum.
Çanakkale’nin “Çanakkale” ismini nereden
aldığını hep merak etmişimdir. Ama en sonunda Tarihin bir bölümü Bilecikteydi. Bilecik
öğrendim. Çanakkale’de çanak ve çömleğin çok bana sıradan bir il gibi geliyordu. İçinde
satılması nedeniyle “Çanak” ismini, Osmanlı saklı o kadar tarih vardı ama ben farkında
Devleti’nin kullandığı dilde “kale” ismi bugünkü değildim. O gün farkına vardım. Şeyh
anlamda “şehir” anlamına geldiği için “kale” ismi- Ebebali, Orhan Gazi, Ertuğrul Gazi, Dursun
ni de buradan almıştır. Fakıh, Söğüt, Domaniç, Kınık adeta hiç
görmediğim ve ismini duymadıklarımdı. O
Artık anlamaya başlamıştım vatanın kıymeti- kişilerin ve yerlerin geçmişten günümüze
ni. Daha çok çalışmam gerektiğini de anlamıştım kadar çok öğrenilecek şeyleri varmış ama
vatanım için. Bir insan tanımak nasıl yeni bir ben neredeyse ayakta uyumuşum. Oraları
dünya tanımaksa, ben de Çanakkale’yi tanıyınca gezmek bana adeta mutluluk, huzur veri-
geçmişimi tanıdım. Böylece geleceğimide. Boşa yordu. Tarihi öğrenmek, tarihi yerleri
dememişler geçmişini bilmeyen geleceğini bilemez gezmek ve görmekten mutluluk duyu-
diye… yordum. Tarihin bir bölümü de
Filiz ARMAN Çanakkale’deydi. Çanakkale’de Atalarımı-
zın geçmişten günümüze kadar yaptıkları
Düzenlenen bu gezi sayesinde bizlerin hayata vardı. Kendimi adeta bir rüyada hissediyor-
bakış açısı değişti. Buna eminim. Sanırım bu dum.
Tarihimi ve geçmişimi öğrenince tarih
hakkındaki fikirlerim değişti. Bunları
öğrendikçe içimde bir azim, bir sevinç, bir
heyecan ve bir şeyleri başarma arzusu
doğuyordu. Bende onlar gibi çok çalışıp
gelecekteki nesillere tarihler bırakmak isti-
yordum. Sesimi, sevgimi ve azmimi tüm
dünyaya duyurmak istiyordum.
Şimdi düşünüyorum da geçmişimde
çok şey atlamışım. Gözlerim kör olmuş
sanki. Ama oraları gördükten sonra tarihi
araştırıp, bende onlar gibi bir yerlere gelme-
ye çalışacağım ve ne olursa olsun vatanımı
düşmanlarımıza vermeyeceğim. Zorluklarla
savaşıp, mücadele edip bu vatana sahip
çıkacağım. Daha çok çalışıp atalarımızın
bizlere bıraktığı bu vatanı daha iyi koruya-
cağım.
64
Bu şekilde akıp geçen hayat bilinçsiz yaşa-
mamıza neden oluyor.
Gittiğimiz Çanakkale gezisi attığımız
adımları daha sağlam kıldı. Gittiğimiz yer-
lerde sanki savaş yıllarını yaşadık tekrar,
yani geziye kısacası zaman makinasına
girmek de diyebiliriz. Her gün birbirinden
daha güzeldi.
Artık topraklarımızın değerini daha iyi
Özellikle Çanakkale’den çok et- biliyorum. Umarım bu tür geziler hiç bit-
kilendim. Rehberimizin hissederek anlatımı mez. Gençlik Merkezine üye olmanın ayrı-
benimde o günleri daha iyi anlamamı calığını bir kez daha yaşadım. Tekrar
sağladı. teşekkür ederim.
Bugüne kadar bu toprak üzerinde Gülen KAYNAK
yürürken ne kadar rahat olduğumu hatır-
ladım.
Aytuğ KARAMEŞE 13-15 Ekim 2006 tarihinde gerçek-
leşen Çanakkale ve Bilecik gezi prog-
ramını gerçekleştiren ve yerine getiren
Gerçekten de çok etkileyiciydi. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne sonsuz
Kendimi o savaş yıllarında gibi hissettim. teşekkür ederim.
Bu hissi yaşamama vesile olan Gençlik ve Yapmış olduğumuz bu gezi sayesinde
Spor Genel Müdürlüğü’ne sonsuz teşekkür- ecdadımızın bu topraklar için verdiği
lerimi ileterek başlamak istiyorum. mücadeleyi sanki bire bir yaşadım. Bu
Biz de dahil olmak üzere bir çok genç vatanın nasıl zorluklar altında kazanıldığını
geçmişe değil geleceğe bakarak yaşıyor. ve kurulduğunu yerinde görme imkanını
Bizi de alıp sürükleyen teknoloji zaten bu gezi sayesinde yaşadım. Ayrıca değişik
geçmişi unutturuyor. Geçmişi bilmeden illerden gelen genç arkadaşlarla tanışma
attığımız adımların temeli sağlam olmuyor. ve kaynaşma imkanı buldum.
Kıvanç ERDEM
65
sayesinde bu kadar rahat yaşıyoruz. Onlara
ne kadar teşekkür etsek azdır. Allah onlar-
dan razı olsun. Ruhları şad olsun!….
Murat DADAYLI
66
Hangi kelimeleri bir araya getirip bir
cümle halinde orayı anlatsam bilmem ki.
Orada yaşadığımız iki günlük gezide bize
eşlik eden ve orayı tanıtan iki rehberin
olması ayrı bir güzellik kattı. Anlattıkları ile
kimi zaman gururlandık, kimi zaman
güldük ve kimi zaman göz yaşlarımızın sel
olup akmasına mani olamadık. Sadece
ama sadece “ÇANAKKALE” demem
yeterli olur mu? Hayır. Bu kadar geçmişi
Çanakkale seyahati hem arkadaşlıklar
şanlı bir tarihle dolu olan bir yeri tek
geliştirmede hem de kültürümüzün
kelime değil bin cümle bile anlatamaz.
gelişmesinde çok faydalı oldu. Gezi sırasın-
Orda anlatılanlarla bir anda hayaller ale-
da hiçbir sıkıntımız olmadı, çünkü hocamız
minden çok uzaklara tam asırlar öncesine
bütün ihtiyaçlarımızı karşıladı.
gittik. O anlar gözlerimiz de canlanıver-
Çanakkale’ye gitmeden önce Bilecik’e
mişti. Yüreğim sızladı, boğazım düğüm-
uğradık burada bizi çok iyi karşıladılar.
lendi. Bugünkü rahatlığa kavuşmamız için
Bilecik’te Osmanlı Devletinin kuruluş yerini
geçmişte anaların yavrularını bize kurban
gezdik, daha sonra Söğütte Ertuğrul Gazi
etmek için yetiştirmiş olmalarından
Müzesini gezdik. Akşam eğlence vardı.
bihaber yaşamış olmam bende bir eksiklik
Tunceli, Batman, Balıkesir ve Bilecik’in
hissi yarattı. Çanakkale anlatılarak anlaşıl-
oluşturduğu gruplarla herkes çok eğlen-
maz, gidip görmek lazım. Bu yazıyı
di.Bilecik’ten sonra Çanakkale’ye geçtik
okuyanlar!
oradaki tarihi yerleri gezip gördük.
Ne duruyorsunuz, sizce hemen yola
Truva şehri hakkındaki bilgileri, daha
koyulmanın vakti gelmedi mi? Şuna inan-
sonrada Assos’u ziyaret ettik. İki yerden de
manızı isterim ki; oraya gidince asırlar
çok etkilendim. İkinci gün ise Gelibolu yarı-
öncesine bir yolculuk yapacaksınız. Ama
madasını gezdik. Çanakkale gezisinin bana
hiçbir şey için geç kalmış sayılmazsınız.
verdiği ders ise okumak ile görmek arasın-
Gidin ve görün. Merak ediyorum acaba
daki farktı.
hissettiklerinizi anlatabilecek misiniz?
İdris TUTUŞ
Adil SERİHAN
67
gileri duyduk. Çok güzel ve eğlenceliydi.
Truva’dan sonra yürekleri sızlatan siperleri
ve abideleri ziyaret ettik. Atalarımızın ne
kadar mert ve ne kadar cesur olduğunu
öğrendik. Hele Seyid onbaşım böyle bir
insan daha görülmemiştir, diye düşünüyo-
rum. Bizim bu günümüzde bu rahatlıkla
yaşamamızı onlara borçlu olduğumuzu bir
kez daha anladım. Bizim için uğraşıp, bizim
için savaşmış ve kan dökmüşler. Buradan o
savaşta kan döken bütün şehitlerimize canı
Türk’ün cesaretini gösteren 1915 yılında gönülden saygılarımı sunarım. Teşekkürler
başlayan o büyük savaşı, Çanakkale savaşını Oğuz AKTÜRK
herkes Türk Milletinin kaybedeceğini tahmin
ediyordu.
Bayburt’tan uzun bir yolculuk sonunda
Türk Milleti o büyük cesareti ile savaşa
nihayet Çanakkale’ye ulaştık. Tarih kitap-
başlamış. Çok ama çok zorluklarla savaşa
larından öğrendiğimiz savaşları, kahraman-
başlayan Türk Milleti yinede yıkılmamıştır. Askerler
ları bir de gerçekleşen yer de göreceğimiz
zaman zaman aç, zaman zaman ayakkabısız vb.
için çok heyecanlıydık. Bir zamanlar vatan
kalsalar da yine de yenme umudunu hiç kafasın-
kalbinin attığı yerleri görmek ve her şeyini
dan atmamış ve tam 250.000 şehit vererek bu
vatanı için seve seve veren insanları hatır-
savaşı bu zorluklarla, bu güçlüklerle kazanmayı ladıkça duygulanıyorduk. Bir de o insanların
başarmış. Biz bu yolculukta bunları sadece gördük savaştığı yerleri gördüğümüzü hayal ettikçe
ama rehberin anlattıklarıyla adeta yaşadık bu sah- heyecanımız zirveye ulaşıyordu.
neleri. O zaman Türk Milletinin ne acılar çektiğini
anladık. Sefa BAŞYİĞİT
Berat KÖSE
Bu gezinin amacı bence geleceğin
büyüklerine bu vatanın kolay kazanıl-
Çanakkale gezisinde ilk durağımız madığını kavratmaktı. Her ne kadar biraz
Eskişehir’di. Eskişehir’den çıktıktan sonra dalgaya alınsa da rehberimizin anlattıkları
Çanakkale’ye vardık. Çok güzel bir geziydi. hepimizi etkiledi. Önceden kitaplardaki
Çanakkale’de Truva şehrini ve Truva’nın tarihini gördüğümüz resimlerle yetinirken şimdi ise
inceledik. Truva’nın dönemlerini araştırdık. Mimari yurdu için canını feda eden insanları anla-
yapısını inceledik. Hayatımızda duymadığımız bil- maya ve onların yerine koymaya çalıştık
kendimizi.
Hayal gücümüzü zorlayan tarihimizi bir
kere daha sanki yaşamışçasına gözümüzün
önünden geçirdik olayları.
…Seyit çavuşun mermi taşıması şehit-
lerimizin cesurca siperlerde savaşması beni
gerçekten hem sevindirdi hem de gurur-
landırdı. Bizim yurdumuzda ne kadar güzel
insanlar yaşamış diye…
Bence biz de onları örnek almalıyız.
Çünkü rehberlerimiz olayları zihnimizde
yaşatırcasına anlattılar bize. Hepsine
teşekkür ederim. Bana göre çok faydalı bir
geziydi.
Hülya AKBAŞ
68
Ertesi gün ise 250 bin şehit verdiğimiz
Gelibolu yarımadasına gidecektik. Vapurla
karşıya geçtik. Teker teker şehitlikleri ve ata-
larımızın ruhlarını taşıyan anıtları gezmeye
başladık. Vatanı ve bayrağı uğruna ölümü hiç
sayarak paslı silahlarla savaşan kahraman ata-
larımızı gurur ve rahmetle andık. Onların
savaştığı siperleri ve kanlarının toprakla har-
manladığı yerleri gezerken tüylerim diken diken
oluyor ve adeta kanım donuyordu. Bu gezi
sayesinde o yerleri gezip görmüş ve atalarımızı
saygıyla anmıştık. Bence Türküm diyen her
genç o kutsal yerleri gezip görmeli.
Çanakkale’nin o unutulmaz savaşlarının
yaşadığı her kareyi, her köşeyi bize gösterip, Onur ALGIN
öğretip, insanların çektiği acıları bir nebze olsun
yaşamamızı, şehitlerimize dua etmemizi,
Türkiye’nin güzelliklerinin bir yüzünü görme- Çanakkale gezisi benim için ve
mizi, arkadaşlıklarımızı pekiştirmemizi, yeniden arkadaşlarım için çok yararlı oldu. Daha önce
yardımlaşmayı paylaşmayı öğrenmemizi hiç gidip göremediğimiz şehitlerimizi gördük ve
sağladığı için gençlik merkezine çok teşekkür onlar için dua etme fırsatı bulduk. Bilecik ilimiz
ederim. Osmanlının kuruluşu ve Cumhuriyetin Kurtuluş
Beşiği olan bir ildir. Osmanlı’dan Cumhuriyete
Burcu ERKAN bir geçiş dönemi yaşadık. Truva ve Assos’u
gezerken M.Ö.’sini yaşadık, gezinin ikinci
gününde Cumhuriyetimizin kurulmasında
Sonunda biz Bilecikli gençlerinde vatanın ve milletin bölünmezliğinde en büyük
Çanakkale’ye gitme zamanı gelmişti. rolü oynayan Çanakkale Savaşlarının ve bu
Çanakkale’ye ulaştık. Burada Gençlik kam- savaşlarda şehit düşen atalarımızın kabirlerini
pında konaklayacaktık. Bu gezi bizler için bir ziyaret edip onlara manen bir dua okuyarak
eğlence olmaktan öte, bugünlerde hürce yaşa- azda olsa borcumu ödediğimizi düşünüyorum.
mamızı sağlayan aziz şehit atalarımızın kabir- Cemile ÇELİK
lerini ziyaret etmek ve o günleri, çok az da olsa
o duyguları yaşayabilmekti. Gezinin ilk günü,
bin yıllar öncesi kurulmuş ve kalıntılarının Ben de Gençlik Merkezi’nin bir üyesiyim ve
günümüze kadar dayanarak kaldığı Truva ve bundan çok mutluyum. Onların sayesinde
Assos antik şehirlerini gezdik. Rehberimizin Çanakkale’yi gezip görme imkanı buldum. Bu
eşliğinde ve anlattığı hikayelerle adeta o günleri geziden çok keyif aldım.
tekrar canlandırdık. O gün eğlenmiştik.
İlk başta Asos’a gittik. Altta deniz, üstte
Behram köyü var. Her taraf taştan hiç beton ev
yok. Evlerin hepsi taştan. Harika bir köy. Bu
köyün önemi Behramkale’den geliyor
Behramkale’nin bulunduğu yer ilk felsefe okulu-
nun açıldığı yermiş. Her yıl dünyanın dört bir
yanında felsefeciler gelirmiş buraya toplantıya.
Burayı gezdikten sonra taş yollardan aşağıya
indik. Yine her yer taştandı. Deniz kenarında
tahta masalar, masaların üstünde sardunyalar.
İkinci gün, Gelibolu’yu gezdik, gururlandık,
hüzünlendik küçük şeylere üzülmemizin ben-
cilce bir şey olduğunu anladık. Gerçekten de
ağladığımız, sızlandığımız, surat astığımız şeyler
o kadar küçük ki insan orda olanları öğrenince
kendini bu yüce, mücadele karşısında küçük
hissediyor. Gelibolu gezimiz süresinde bu
duyguyla dolandık, durduk. Bu her Türk vatan-
daşının yerine getirmesi gereken bir görevdi ve
bizde bu görevi yerine getirdik, Gelibolu’yu
ziyaret ettik. Her şey için teşekkürler.
Melis DEMİRCİ
69
Çanakkale-Bilecik gezisi benim için
çok anlamlı ve güzel geçti.
Bu güzel geziyi asla unutmayacağımı
biliyorum. Her zaman televizyonda,
resimlerde görüp, hayran kaldığımız yer-
Çanakkale-Bilecik gezisi süresince leri canlı canlı görme imkanı bulduk. Her
gözlemlediğim kadarıyla ben şunu yer büyüleyici güzellikteydi. Yeni
anladım. Meğer biz, bu yolda yavrusunu arkadaşlar edinip, farklı bir bölgeyi
kaybetmeyi göze alan milyonlarca tanıdık. Çok güzel vakit geçirdik.
ananın, her şeyini bu uğurda kaybederek Bu geziyi, gördüklerimi çevremde-
fedakar bir şekilde ön siperlerde elinden kilere aktarıp onları da bilgilendireceğim.
gelenin üstü bir çaba harcayarak Bu gezide bizlere yardım edenlere,
savaşan Türk kadınının, uğrunda 14 hocalarımıza, rehberlerimize, katkıları
yaşındaki çocukların bile canlarını hiçe geçenlere çok teşekkür ediyorum. Sağ
sayıp kahramanca savaştıkları ve bana olun. Çok teşekkürler.
göre dünya da eşi ve benzeri bulun-
Şeyma ÖZTEKİN
mayan, bereketli, aziz ve her şeyden
önce toprağı sıksan karış karış her
tarafından şehit fışkıran bu topraklar Bingöl Gençlik Merkezi’nin hazır-
üzerinde yaşıyoruz ve bir çoğumuz lamış olduğu Bilecik ve Çanakkale
bunun ne kadar önemli olduğunun gezisinden dolayı kendilerine öncelikle
farkında bile değiliz. teşekkür ederim. Böyle güzel geziyi ve ilgi-
Bu gezide emeği geçen herkese çok leri bize okul öncesi moral oldu. Bilecik ve
Çanakkale hem doğal güzellikleriyle hem
teşekkür ederim.
de orada bulunan tarihi ve kültürel eser-
Filiz KAYĞAN ler yönünden muazzam bir güzelliğe
sahiptiler.
Bu geziden bu kadar memnun ola-
cağımı hiç düşünmüyordum. Gezide
katkısı bulunan herkese teşekkürler.
Sait DEMİRCİ
70
devleti, Osmanlı İmparatorluğu’nun temel-
lerinin atıldığı toprakları bekliyordum.
Bekleyişim fazla sürmemişti Bilecik’e varmıştık.
Bilecik’in görülmeye değer bütün yerlerini
gezdik. Osman Bey’in babası olan Ertuğrul Gazi
ve eşi Bala Hatun, Bala Hatun’un annesini ve
babası Şeyh Edebali’nin türbelerini ziyaret ettik.
Tam o gün Bilecik Belediyesi’nin düzenlediği bir
şenlik vardır. O şenliğe katıldık, çok güzel yarış-
malar ve konserlerle eğlendik. Yarışmalarda üç
altın kazanmıştık. Ben yoğurdun içindeki altını
bulmuştum. Çok eğlendik fakat Çanakkale bizi
bekliyordu. Sonra Çanakkale’ye geçtik ve
Atalarımızın yıllarca süren savaşlar sonu-
oradaki Gençlik Merkezine gittik. Burada da bizi
cu canları pahasına akıttıkları kanlar neti-
çok iyi karşıladılar. İlk önce Truva’ya gittik. Truva
cesinde bizlere emaneten bıraktıkları o toprak-
şehrinde rehberimizden bilgi aldıktan sonra
ları, Bilecik’i Çanakkale’yi gördüğüm an
şehri ve Truva atını dolaştık. Daha sonra Assos
itibariyle ne kadar sevindiğimi, ne kadar mutlu
şehrine gittik. Buradaki cami ve kiliseleri gezdik.
olduğumu anlatamam.
Burada deniz kenarında muhteşem bir tatil köyü
Kültürümüzü, dilimizi, dinimizi, ırkımızı vardı. O kadar müthiş manzaralar vardı ki düş-
sahipsiz bırakmayıp bu günlere taşıyan ata- lerimde bile kuramayacağım. Türkiye’nin en uç
larımızın o an yerinde olmak için neler ver- noktasındaydık. Dönme vakti gelmişti. Assos’a
mezdim ki… hoşcakal derken deniz ve güneş adeta bize
gülümseyerek güle güle diyorlardı. Akşam
Çünkü geçmişimizi, bugünümüzü, ve
yemeğinden sonra diğer illerden gelen
geleceğimizi biz o insanlara borçluyuz. Belki
arkadaşlarımızla çeşitli oyunlar oynadık ve
bizler onlar gibi vatanımız için savunmadık
eğlendik. Güneşin ilk ışıklarının odamızın
ama hiç olmazsa onların bize verdikleri
penceresine vurmasıyla uyandık. Bu gün çok
emanetlere sahip çıkalım.
yoğun olacaktı. İlk önce vapurla karşı tarafa
Adem TAŞKAYA geçtik. Hava oldukça rüzgarlıydı. Dalgalar kıyıya
o kadar sert çarpıyordu ki yoldan geçen araçlar
bile ıslanıyorlardı. Burada ilk önce şehir
Evet Çanakkale gezisine gidiyorduk. merkezini iyice gezdik. Ardından İngilizlerin en
Hocamız bize önce Bilecik şehrine ardından iyi donanmalarından olan Ochean zırhlısını 275
Çanakkale’ye gideceğimizi söylemişti. kg’lık mermiyi tek başına kaldırarak bu zırhlıyı
Sabırsızlıkla altı asır boyunca din, ırk, mezhep hedef alıp ve onu derin sulara gömen Seyit
ayrımı yapmadan üç kıtada birden hüküm Onbaşı’nın temsili heykelini ziyaret ettik. Daha
süren adeta gönüllerde taht kuran cihan sonra o kadar yer gezdik ki her bir yer bir
öncekinden daha anlamlı ve daha duygusaldı.
Muhammet Emin ÇOBAN
71
Bu gezide emeği geçen herkese çok
çok teşekkür ederim.
E.Burak BİLGÜCÜ
72
anlattı. Adeta orayı canlandırmamız için
bizlere ruh kattı. Bunun yanında bizim
yanımızda gelen öğretmenlerimiz de bize çok
iyi davrandılar. Bize öğretmen gibi değil
arkadaşçasına yaklaştılar, bu da benim ve
arkadaşlarımın çok hoşuna gitti. Haa birde
unutmadan gezide yorulduğumuzda oldu
ama gittiğimiz o güzel ve eşsiz yerler bize
yorgunluğumuzu unutturdu. Çanakkale ve
Bilecik-Çanakkale gezisine gelmeden Bilecik kentlerinin ülkemiz açısından ne kadar
önce sadece tek yönlü bir gezi olacağını değerli ve önemli bir yer olduğunu bu gezide
düşünüyordum. Fakat geziye çıktığımızdan biraz daha pekiştirdik.
itibaren, gerekse yolcu arkadaşlarımızın bir-
birleriyle anlaşmaları birbirleriyle kaynaş- Zeynep ÖĞÜTCÜ
maları en güzel gözlemlemeydi. Ancak bu
gezinin sosyal, kültürel yönden ve tarihi açı-
Türk tarihi için büyük önem taşıyan bu
dan herkes için iyi bir faaliyet olduğunu
şehir için harika demekten başka bir şey
düşünüyor ve her zaman tekrar yapılmasını
diyemiyorum. Ekibimiz ve rehberimiz tek
arzu ediyorum. Her şeyiyle harika bir
kelimeyle harikaydı. Gezip gördüğümüz yerler
geziydi.
insanın geçmişini ve tarihini, atalarını unutul-
Afife KARACA maz kılıyor. Duygu yüklü bu yerleri her
Türk’ün görmesi şart diye düşünüyorum.
Ben gezi sırasında çok güzel duygular Bizim süremiz kısıtlıydı. Umarım daha
hissettim. Önceden bu haberi öğrenince çok sonra buraları uzun uzun gezmek nasip olur.
heyecanlandım. Bir de oraya gidince bu Kübra KÜTÜK
heyecanım iyice canlandı. Her şey çok
harikaydı. Rehberimiz her şeyi çok güzel
73
Askerlerimizin mücadelelerini, fedakarlık-
larını anlattıkça üzerinde gezdiğimiz toprakların
kıymetini bizler, bir kez daha anlıyorduk. Şehit-
liklere gittiğimizde bizleri orada karşılayan
hüzünlü bir havayla geziyorduk. Gezdiğimiz her
toprak parçasının altında sanki hemen
karşımıza çıkacak askerlerimizin adeta ruhlarını
hissediyorduk.
Mustafa
74
En başta şunu belirtmek isterim ki hayatım-
daki en güzel gezilerden birini yaşadım.
Mukkemel bir 4 gün geçirdim. Duygularımı
yazıyla ifade etmek isterdim ama oraları anlat-
maya kelimeler yetmez. Gezmek görmek lazım
ve oralarda zaman geçirmek gerek. Bu geziyi
asla unutmayacağım.
İsmail OBALI
75
Şimdi biz gençlere düşen görev Kemal
Atatürk’ün ve aziz şehitlerimizin yolunda
yürümek, bu şanlı vatanı onların bize emanet
ettiği şekilde korumak ve gelecek nesillere
ulaştırmaktır.
Ali EROĞLU
76
hafife alması beni en çok kızdıran şey oldu.
Televizyonda gördüğüm bir savaşa davet edilen
düşmanların sanki bir tatile gidiyormuş gibi bir
afiş bastırması bizi hafife aldıklarının gösterge-
sidir. Ama Türkün sınırsız imanı onların teknolo-
jik bütün ürünlerinden üstündür.
Bilecik’te ise dünya topraklarının 1/3’ine
hakim olan Osmanlı’nın kurulduğu mekanları
gezdik bu topraklar Osmanlı imparatorluğunun
doğduğu eşsiz mekanlardır. Benim dileğim bu
tarihi gezilerin sık sık yapılmasıdır.
Furkan AYKAÇ
Tarihi önemi ve turistik yerleri bakımından
çok gelişmiş bir tarihe sahip olan Çanakkale’yi
bugün son kez gördüm. Öncellikle bu organi- İlk önce o büyük imparatorluk Osmanlının
zasyonu gerçekleştiren Çorum İl Spor ve kurulduğu yerleri gördük. Oralar bizim için çok
Gençlik Müdürlüğü’ne çok çok teşekkür ede- önemli yerlermiş bunu öğrendim. İpek ve
rim. Gezi öncesi bu maneviyatı böylesine derin baharat yolları yani bütün dünyanın kullandığı
yaşayacağımı ummuyordum. Ama gerek gezi ticaret yolları ordan geçmektedir. Buda bize
sırasında, gerekse de gezi sonrasında duygu- bizim topraklarımızın ne kadar değerli olduğunu
larım çok değişti. Medeniyetler beşiği olan gösterir. Çanakkale bir zafer değil Türk milletinin
Anadolu’nun en önemli deniz ticaretinin yeniden doğuşudur. Birlik ve beraber olduktan
yapıldığı Çanakkale 1915 yılında efsanevi bir sonra 7 düvel gelse en ufak bir kazanma umudu
savaşa ev sahipliği yapmıştır. Çanakkale olsa bile savaşmayı göze almışızdır. Çanakkale
savaşları sonrası yeni bir Türk devleti kurul-
muştur. Eğer biz şimdi bu topraklarda rahat hem tarihi hem de turistik olarak çok güzel bir
rahat dolaşabiliyorsak atalarımızın yerdir.
sayesindedir. Onlar gerçekten her şeyi hak İbrahim TUFAN
ediyorlar.
Onlara ne unvan versek azdır. Çünkü
onlar şehitlik mertebesine eriştiler bir karış Çanakkale tarihinin ve Türkiye’min kalbi so-
toprağı için kanlarıyla suladılar. Bu geziyi lunan havasının her zerresinde zafer kokusu, her
düzenleyen tüm görevlilere ayrı ayrı teşekkür bir toprak parçasında aziz şehitlerimizin saf kan-
ederim. ları. Biz bu vatan üzerinde yaşıyorsak, bir hür-
Alparslan TOPCU riyetimiz varsa; vatan, bayrak ve namus için bir
an bile düşünmeden canlarını feda eden şehitle-
rimiz sayesindedir. Bizler için, aç, sefil ve bitap bir
Gezi sonrası 250 bin şehit vermiş olduğu- biçimde vatanı savundular. Şuan biz rahat bir
muz, hem de atalarımızın şehit olacağını bile biçimde yolda yürüyebiliyoruz, istediğimiz şeyleri
bile düşman askerlerine karşılıksız ilerleme bizi yapıyoruz ve en önemlisi benim vatanım, benim
duygulandırdı. Düşman askerinin Türkleri bayrağım kelimelerini sarfedebiliyoruz. Bunun
için şehitlerimize ve M. Kemal Atatürk’e sonsuz
minettarlığımızı bir nebzede olsa onların yanına
giderek, görerek bildirmiş olduk. Bu söyledikle-
rimin sonucu olarak bu vatanın ve bu bayrağın
değerini bilelim. Bir Türk evladı olmanın ayrı-
calığını en iyi şekilde yaşayalım. “Ne Mutlu
Türküm Diyene!” Bu vatanın evladı olmaktan
gurur duyuyorum.
Zehra ÇETİN
77
45 nci Alayın 8 nci Bölük 2 nci Takım komutanı idim. 17 Nisan
1915’de alayımızla Akbaş Limanı’na çıkmıştık. 18 Nisan’ı Maydos
Civarındaki zeytinlikde geçirdik. 2 Nisan’da bütün tümen Soğanlı
Dere’de toplandı. O gün saat 07.00’de, Tümen Komutanı Miralay
Şükrü Bey, Alay komutanları ile Tabur komutanlarını yanına çağırarak
gerekli emirleri verdi. Tabur komutanımız İsmail Hakkı Bey’de bize iki
günden beri yapılan ateşlerden düşmanın kuvveti kırılmış olduğu cihetle
bu gece düşmana taarruz edilerek halkın desteğiyle denize döküleceği-
ni, mümkün olduğu kadar toplu bir vaziyette silahlar doldurulmamış ve
çantalar çıkarılmış olduğu halde gidileceğini, emir verildiği zaman
süngü takılarak ilerideki avcı hattı ile birleşip düşmana hücum ede-
ceğimizi tebliğ etti.
Askerleri bu emir gereği hazırlayarak, saat 09.00’da ileri hareket ettik.
Ufak bir mertek gerisine geldiğimiz zaman kurşun ve şarapnel taneleri
mevcudiyetini hissettirmeğe başlamıştı. Düşman Çertik Tepesini
oldukça şiddetli bir topçu ateşi altına almıştı. “Yere yat” emri verildi. O
aralık tabur komutanı gelerek, süngü takıp ilerideki avcı hattı ile bir-
leştikten sonra hücum edeceğimizi söyledi. 1 nci Takım öne çıktı. Ben 2
nci Takım’la onu takip ediyordum. Her sıçrayışta bir çok düşman mak-
tulleri çiğneyerek cephemizde iki mevzi siper atladık.
Nihayet son defa askerlere mevzi aldırdığım zaman cinsini tayin
edemediğim bir topçu mermisi kolumun aşağı kısmına isabet ederek
ağır surette beni yaraladı. Takım’ı çavuşuma teslim ettim. İki asil kalpli
asker beni kolları arasında sargı mahalline götürdü. Soğanlı Dere’de
kanın durdurulması için kolum sarıldıktan sonra hemen Kilitbahir
Hastanesine gönderildim. Gözümü açtığım vakit kendimi yatakta kol-
suz olarak buldum. Vatan için bu hale geldiğimi düşünerek teselli
oldum. Oradan İstanbul’a gönderildim. Üsküdardaki Zeynep Kamil
Hastanesinde, Moda ve Vitali Köşkü Subay Rhabilitasyon Merkezinde
itina ve şefkatle tedavi edildim. Vücudumda eski kuvveti hissettiğim
zaman boş durmamayı vicdanım emretti. Bir hizmete tayinimi istedim.
Genelkurmay Başkanlığı Yaverliği refakatine tayin olundum. Şimdi
orada bulunuyorum. Yüce Türk Milletim ve mukaddes vatanım için
feda olan koluma acımıyorum.
78
17 AĞUSTOS 1915
KEREVİZDERE, KURT KUYULARI
Harbin en müthiş ve en ateşli bir gününü yaşı- siperlerinde kazdıkları kuyuları görürsün.
yorduk. Düşmanın piyade ateşi, bombaları,
Maksadını anlamıştım. Bu fedakar vatanperveri
alışkanlık nedeniyle artık bize doğal geliyor,
bakışlarımla ve bütün ruhumla takdir ve teşvik
hatta bir eğlence teşkil ediyordu. Üzerimizden
ederek “Peki, Sadık! Göreyim seni” dedim.
geçen kurşunları hemen el ile tutacak gibi
idik… Fakat, bu defa düşman, ölüm fırtınaları
koparan koca mermilerini o kadar büyük bir 18 AĞUSTOS 1915
mes’uliyetle üzerimize savurmuş ve o kadar çok
top ve havan mermisi atmıştı ki, nasıl olup da Şafak atar atmaz, düşmanın karşımızdaki iki
siperlerimizin alt üst olmadığını onlardan çok siperinin müthiş sesler, gözleri tırmalayan infi-
biz hayret ediyorduk. Düşmana bu müthiş laklarla alt üst olduğunu ve pek çok zaiyat
faaliyetini, yine bir makam ve bir şey kazandır- verdiği görülüyordu.
mamakla nihayetlendiren gece bastırdı. Kahraman Sadık, gece yerleştirdiği top ve
Biraz sonra bölüğümün 1 nci Takım Çavuş’u havan mermilerini, tam isabetli atışlarıyla infilak
bana yaklaşarak; ettirmekte muvafak olmuştu. Hemen yanına
gittim. Ben o’na “Aferin Sadık” diye taktir ve
- Efendim, dedi. Bizim takımdan Kadir oğlu teşekkür etmek isterken o:
Sadık, şimdi siperden fırladı. Düşmanın gündüz
attığı top ve havan mermilerinin patlamayan- - Beyefendi bak, akşam dediğim kuyuları görü-
larını kucaklayıp düşman siperlerinin önüne yor musun? Diyor ve gülüyordu.
götürüp, bırakıyor. Kendisine o kadar söyledik. Akşama kadar yapılan hücumlarda hep
Etme be Sadık! Gel… Tehlikelidir, dedik, ama Sadık’ın düşmana bir arslan gibi saldırdığını
dinlemedi… ve eliyle göstererek; gördüm. Ne çare ki akşamüzeri hain bir kurşun
- İşte… bakın! Dedi. onu yeni bir kahramanlığı sırasında topraklara
serdi.
Gerçekten kahraman Sadık karanlıktan istifade
ederek, top ve havan mermilerini düşman Yine kendi kurşunuyla yaralanan bir düşman
siperlerinin önüne taşıyor, yerleştiriyordu. askerini ölümden kurtararak siperimize
Dönüşünde Sadık’ı çağırdım… getirmek üzere iken, yan tarafından gelen bir
kurşun, Sadık’a pek sevdiği şehitlik rütbesini
- Sadık, ne yaptın! Dedim. Yarın yine bize atsın kazandırdı.
diye mi, düşmana top ve havan mermisi taşı-
yorsun? Ne kadar gıpta edilecek bir durumdur ki, ölüm;
o’nu, hayattakilere yeni ve son bir kahramanlık
- Hayır, beyefendi. Onları kendi kazdıkları ilavesine engel teşkil etmemiştir.
kuyuya düşüreceğim.
- Nasıl! Onlara cephane, mermi, top ve havan
mermisi taşıyarak mı? KÜNYESİ
79
gezmesini isterim. Bir daha böyle bir imkanım
olsa yine gelirim. O kadar güzel yerlerdi ki
keşke Denizli’ye hiç dönmesek, bir ömür boyu
burada kalsak.
Çanakkale’de o kadar güzel bir yer ki
gezdiğimiz yerleri tek tek yazsam kağıtlar ve
kalemler yetmez. Her attığım adımda rehbe-
rimiz Ahmet abi’nin anlattığı şeyleri gözümde
canlandırdım. Ben imkanı olan herkesin
şehitlerimizin kanının bulunduğu bu toprak-
Bir gecelik yolculuktan sonra Bilecik ları ziyaret etmesini isterim. Gerçekten
Gençlik Merkezine gelmiştik.Bilecik Gençlik görülmeye değer yerlerdi. Denizli’ye gidince
Merkezindeki kahvaltıdan sonra arkadaşlarıma tek tek anlatacağım.
Trabzon’dan arkadaşlarımız geldi. Buradan Birsen SALMAN
Bilecik Belediyesine ve ŞEYH EDEBALİ’YE
bir gezi turuna başladık. Önce Belediyeyi
ziyaret ettik. Belediye Başkanı bize Bilecik’i Girdiğim resim yarışmasından Çanakkale
kısaca şöyle tanıttı. “Taşı mermer, toprağı gezisi kazandığımı duyunca çok sevindim.
seramik, yaprağı ipek.” Buradan Şeyh Çanakkale gezisine gideceğim zaman çok
Edebali Türbesini dolaştık. Şeyh Edebali heyecanlı ve çok mutluydum. Çünkü oradaki
Türbesinden sonra Ertuğrul Gazi’nin şehitlerimizin mezarını görecek onlara dua
Türbesine ve bu zamana kadar kurulan okuyacaktım. Yolda çok eğlendik. Çanakkale
devlet büyüklerinin anıtını ziyaret ettik. öyle bir şehir ki her yerinde ayrı bir güzellik
Bundan sonra Özel Sevgi İ.Ö.O. da akşam var. Truva atı ayrıca başka bir güzellikti.
yemeğimizi yedik. Yemekten sonra Bilecik Müzelerde şehitlerimizin kullandıkları
Gençlik Merkezine geldik. Akşam saat eşyalar vardı. Onları görünce içimde bir heye-
20.00 civarında Çanakkale’ye gitmek üzere can hissettim. Ayrıca Bilecik’te güzel bir şehir
yola çıktık. Çanakkale’ye geldiğimizde orada bir çok türbeleri gördük. Beğendiğimiz
sabah olmuştu. Biraz dinlendikten sonra yerlerin fotoğraflarını çektik. O fotoğraflar
kahvaltı yaptık. Kahvaltıdan sonra sahile bizim için çok güzel bir anı olacaktır.
indik. Çanakkale turuna daha başlamadık. Çanakkale Assos ve benzeri bir çok yeri
Bilecik çok güzel yerdi. İmkanı olan herkesin gördük. Ben öğrendim ki şehitlerimiz öyle çok
şey yaptı ki asla unutulmayacak.
Dilek CUMHUR
80
Çanakkale’nin 5 bin yıllık Truva kenti ayrı bir
tarihi güzelliği, Assos kentinin ayrı tarihi güzellik-
lerinin yanında bir çok medeniyetlerin bu kent-
lerin ayağına kadar gelip yaşatması, ülkemizin
yıllar boyunca değişik kültür ve medeniyetlere
sahip çıktığı ayrı bir özelliği göstermektedir. Hele
ki o Çanakkale Savaşı’ndaki cephelerde yaşanan
o muhteşem sahneler, atalarımızın daha değer
vermeye vatanımızı daha önem vermeye gayret
göstereceğimizin canlı canlı örnekleridir. Bu gezi-
lerin diğer kardeşlerimizin de vatan sevgisini
yaşayabilmeleri için devam etmesi yararlı olacak-
tır.
Bu konuda yardımcı olan devletimize sonsuz
şükranlarımı sunarım
Yağmur ÖZYILMAZ
81
Bu şehrin çok farklı bir atmosferi vardı.
Gezdikçe gözümde tarih canlanıyordu.
Gördüğüm yerlerin atalarımızın kanıyla bo-
yanmış olması, onların savaş zamanında çek-
tikleri sıkıntılar vb. beni çok duygulandırmıştı.
Özellikle şehitlikte vatan uğruna şehit
olan bu kahramanların hikayelerini dinlerken
bu vatanın anaları böyle evlatlar doğurduğu
için önce onlarla gurur duydum sonra böyle
bir vatanda yaşadığım için Allahıma şükret-
Bu benim ilk gezim oldu ama tim.
muhteşem bir gezi olduğunun kanaatinde-
Mehmet CANDAN
yim. Geçmişimi bu gezi sayesinde görerek
bizzat savaş alanındaymış gibi hissettim.
Kitaplardan hep okurdum Çanakkale Sevgili günlük;
Savaşını ama o hazzı alamıyordum. Savaş
alanına girişimizde şehitlikleri gezerken çok Şimdi sana anlatacaklarımızın hepsi
etkilendim. Hani derler ya “geçmişini Çanakkale Gezisinin hatıralarıdır.
bilmeyen geleceğinden emin olamaz” diye İki güne sığdırdığımız gezide
bu söz gerçekten de öyle. Bu vatan ne zor- Çanakkale’nin nasıl bir muhteşem şehir
luklarda ne canlar vererek elimizde kaldı. olduğunu anlatacağım.
Bugün bunu devam ettirmekse Türk
Çanakkale geçmiş yüzyıllardan beri bir
gençliğinin elinde.
çok medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır.
Gizem OKAN Bunun en bariz kanıtı da Truva’dır. Dokuz
medeniyet bu görkemli şehre hüküm sür-
müştür. Bu medeniyetlerin sonuncusu da
Çanakkaleye gideceğimiz gün çok Türkiye olarak kabul edilir.
heyecanlıydım. Önceleri Çanakkale’yi
sadece kitaplardan bilirdim. Fakat bu şehri Evet. Çanakkale’nin güzellikleri Truvayla
görünce bu şehirle ilgili düşüncelerim çok sınırlı değildir elbette. Mitolojinin de apayrı bir
değişti. yeri vardır. Bunun bir örneği ise “Helen
Tapınağıdır”. Bu tapınağı anlatmaya kalemler
yetmez. Helen Tapınağına çıktığın vakit sanki
Çanakkalenin tek hükümdarı senmişsin gibi
görürsün kendini.
Bunların hepsini bir kenara koyup bir de
kahramanlığını dile getirmek istiyorum. Bu
82
şehir öyle bir kahramanlığa sahne olmuştur ki
Dünya’nın hepsi bu kahramanlığın önünde diz
çökmüştür. Bu kahraman ne biliyor musun? Tabiî
ki Çanakkale Zaferi’dir. 18 Mart 1915’te itilaf
devletleri karşısında kazandığımız zaferdir.
Mehmet Ali DEMİR
83
Bu topraklar için kan dökenler
Yarınlar için bugün ölenler
Bu yurt için canını verenler
Çanakkale’de şehit düşen askerler
84
Yukarıdaki künyesi yazılı Çavuş, Arıburnu’nda 16 ncı
Tümen ile birlikte bulunmuş, 125 nci ve 47 nci Alaylarla
birlikte bu alayların cephesinde harp etmiştir. Bu esnada
bulunduğu bölük, Edirne’de Kale İstihkâm Taburunun 1
nci Bölüğüdür.
Bir gün, Arıburnu önünden kopup gelen beş düşman
gemisi Kabatepe önünde karaya çıkmışlar. Bu bölükten
Ali Çavuş ve kardeşi Nuri ile Bölük Başçavuşu Sadık ve
diğer dört asker öğleden önce saat 8:00’de sahile inip
soyunarak gemilere girmişler ve oradan iki tekerlekli 36
İngiliz arabasıyla, 11 fıçı tuzlu balık ve bir çok lastik
borular, sandal küreği ve bir çok çuval peksimet çıkar-
mışlardır. Bunları çıkarırken gemilere yaklaşan bir düş-
man torpidosu, gemileri projektörlerle aydınlatıyordu.
Arıburnu’nda düşman sol taraftan üzerlerine arasıra
mitralyöz ateşi yapılıyordu. Bu fedakarlıktan sonra kendi-
leri ellişer kuruş, Başçavuşa bir lira para ödülü ve her biri
ayrıca sigara ve bisküvilerle ödüllendirilmişlerdir.
Bundan başka, Arıburnu’nda 47 nci Alay cephesinde
mayın muharebeleri yaparken kendisi posta başı imiş.
Bir gün inşa etmekte oldukları bir mayının altında bir
kazma gürültüsü hissetmişler. Bu çavuş gürültüyü sustu-
rarak araziyi dinlemiş ve tam alt taraflarında düşmanın-
da bir tünel kazdığını anlamış. O günden iki gün evvel
dahi böyle bir olaya tesadüf ederek piyade taburuna
mayının acele ateşlenmesi için emir vermişler. Tabur
alaya, alayda tümenden müsaade talep edinceye kadar
epeyce bir zaman geçmiş. Bu zaman zarfında düşman
yapmış olduğu mayını ateşleyerek bizim henüz bitmiş
olan mayını havaya uçurduğu gibi bir çok barut ve insan
kaybı olmuştur. Bunu dikkate alan Ali Çavuş, yine aynı
hal tekrar eder düşüncesiyle her ne olursa olsun diyerek
kendiliğinden mayını ateşlemiş ve bu olaydan yalnız
kendi subayını haberdar ederek, onayını almıştı. Mayın
patlayınca hakikaten düşman mayın tertibatının bozul-
duğu gibi mayıncı askerlerinin de tamamen öldüğü
görülmüş. Yalnız, Çavuş o zaman ne ödül, ne de ceza
almıştır. Çanakkale Muharebeleri’nde dört yerinden
yaralanmıştır. Sağ bacağında kurşun parçaları vardır.
85
hizmeti Çanakkale’de profesyonel rehberler
tarafından gerçekleştirildi. Rehberlik hizmetinin
profesyonelce olması çok iyi oldu, Assos için
uzunca bir yol gidildi bu yolun uzunluğuna
değdiğini söyleyebilirim. Assos tek kelime ile
mükemmel bir yerdi, orada huzur buldum ve
yorgunluğumu unuttum. Gece tesislerde rahat
bir uykudan sonra 3. güne hazırdık. Gezinin 3.
gününde Gelibolu yarımadasında Çanakkale
Savaşı’nın geçtiği tarihi yerleri ve şehitlikleri yine
profesyonel rehberimiz eşliğinde gezdik. Bu
savaşın anlatılması ve anlaşılması Türk Milleti
Bilecik’te bizi son derece sıcakkanlı için gerçekten gerekli. Gezi öğleden sonra
karşıladılar. Kahvaltımızı orada yaptık, oradaki 15.00 gibi bitti ve biz de Edirne’ye doğru yola
kahvaltıda diğer illerden gelen arkadaşlarla çıktık.
kaynaşma ortamı sağlanmıştı. Bizim kafileye
Özben İPÇİ
rehberlik etmeye çalışan Bilecik Gençlik
Merkezi Üyesi Zeynep arkadaşımız bilgisi,
kültürü ile bize Bilecik’i son derece güzel tanıt-
11 Mayıs Perşembe 24.00’de yola çıktık. Sabah
tı. Bilecik’te tarihi yerleri gezdik ancak yolculuk
Bilecik’teydik, burada Bilecik Gençlik Merkezi
çok uzun ve yorucu idi. Öğle yemeğini Bilecik
bizi karşıladı. Buradaki günümüzü seramik atöl-
Termal Seramik fabrikasında yedik. Yemeği
yelerini gezerek, topraktan çanak çömlek
böyle bir fabrikada yemek ve bir kuruluşun bu
yaparak ve Osmanlı’nın kurulduğu Söğüt’ü,
etkinliğe destek olması beni son derece mutlu
Domaniçi görerek geçirdik. Ertuğrul Gazi ve
etti. Bilecik halkının bize gösterdiği ilgi açıkçası
Edebali türbelerini gezmek bize tarihi yeniden
beni şaşırttı. İlgiden öte tam bir misafir perver-
yaşatırken yarı Karadeniz yarı Marmara bitki
likti. Bilecik’teki rehber arkadaşların anlatım-
örtüsü ve serin iklimiyle yol yorgunlumuzu attır-
ları sayesinde her türlü merakım giderildi. Aynı
mamızı sağladı. Akşamaysa yaptıkları tiyatro,
akşam Bilecik Gençlik Merkezindeki eğlence
dans ve canlı müziklerle hoş bir akşam yaşadık
çok iyiydi. Bilecikli arkadaşlar son derece güzel
ve diğer şehirlerin gençleriyle tanışma fırsatı
hazırlıklar yapmış ve güzel bir program hazır-
bulduk. Ertesi sabah Çanakkale’ye Güzelyalı
lamışlardı. Gösterilerinden büyük bir keyif
tesislerine vardık. Buraya yerleştikten sonra o
aldım, eğlence bittikten sonra bekleme yap-
günü Truva ve Assos’u gezerek geçirdik.Truva
maksızın Çanakkale’ye doğru yola çıktık.
üst üste kurulmuş 9 farklı şehir ve kültürüyle ta-
Çanakkale’deki tesis tek kelime ile mükemmel
rihsel bir şölen yaşatırken Assos, taş evleri ve
bir yere kurulmuştur. Truva ve Assos gezisi ile
masmavi deniziyle bize huzur verdi.
gezinin 2. günü başladı. Bize verilen rehberlik
Pazar günüyse şehitliği gezdik. Bütün şehitlik-
lerde içimiz burkulsa da gurur duyarak gezdik.
Daha önce belki de önemsemeyerek çöp
attığımız bu toprakların aslında ne kadar da
kıymetli olduğunu anladık.
Banu AKKOYUN
86
gitmesi gerekir. Böylece o üzerinde serbestçe
dolaşabildiği topraklar için ne zorluklar çekildiğini
anlasın diye.
Çanakkale benim için farklı bir ortamdı.
Düşünüyorum da ben Çanakkale’deydim tari-
himiz zenginlikleriyle beraber tüm zerafetiyle
karşımda duruyordu. Burada geçirdiğim günlerim
hayatımda büyük yer edecek.
Gülay AKBABA
87
bize görme fırsatını Elazığ Gençlik Spor ve İl
Müdürlüğü verdi.
İlk olarak Bilecik Gençlik Spor Merkezine geldik.
Orada bize gösterilen ilgi ve sevgiden gerçekten
çok mutlu olduk. Sonra Bilecik’i çok iyi bilen
insanlar bize rehberlik ederek en güzel yerleri
gezme ve görme fırsatını bize sağladılar.
Yaklaşık beş saat süren yolculuktan sonra
Çanakkale Gençlik Spor Merkezine geldik ve
geceyi orda geçirdikten sonra sabah kalkıp ilk
işimiz Çanakkale şehitlerimizi ziyaret etmek
oldu. Çanakkale savaşını çok iyi bilen bir rehber
Acaba bastığım o topraklarda kaç tane bize savaşı ayrıntılarıyla anlattı. Anlatılanlardan
şehidimizin kanı vardı. Tabi ki olayı yaşayan- o kadar etkilendim ki kendimi o an savaşın
lar kuşkusuz daha iyi bilirlerdi. Bu savaşa içindeymişim gibi hissettim.
Türk milleti girmeye zorlanmıştı. Fakat
Fikret SÜSLÜ
topraklarına kavuşmak elde edilen toprakları
düşman ellerine yar etmemek için
savaşmışlardı.
Bilecik’e giderken nasıl bir yerle karşılaşacağımı
Çanakkale’ye girdiğimde o güzel muntazam bilmiyordum. Bizi Gençlik Spor’da çalışan
yeşillikler içinde adeta bir cenneti anımsatan görevliler karşılamıştı. Önce zincirli kayanın
dağların arasında ilgimi çeken bir yazı oku- olduğu yere gittik. Oraları gezerken çok güzel
muştum. “Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın anılarım oldu. Gençlik Spor görevlilerinin bizler
bu toprak bir devrin battığı yerdir” bu yazı için düzenlediği gecede çok eğlenmiştim.
beni çok etkilemişti. Bastığımız bu topraklar- Çanakkale’ye sabaha karşı varmıştık. Öğlen
da şehit topluluğu vardı. Topraklarda belki Truva’yı gezmeye gittik. Truva atını görünce çok
binlerce şehidimizin kemiklerine basıp kilolar- hoşuma gitti. Çok güzeldi. Hiç böyle güzel
ca kanların üzerinden yürüyorduk. Bunun için yapılan bir at görmemiştim. Oradaki kaleleri
bu toprakların değerini ve kıymetini Türk görünce şaşırmıştım. Farklı dönemlerden kalan
evladı olarak bilmemiz gerekiyor. taşlar bu zamana kadar kaldığı için ilgimi
bayağı çekmişti.
Şenay CENGİZ
Çanakkale’de olduğumuzun ikinci günüydü.
Şimdiye kadar yaşadığım kentin dışına çıkma
Çanakkale şehitliklerini görmek için feribota
yurdumuzun diğer illerini görme fırsatı elime
binmiştik. Bindiğimiz andan itibaren içimi bir
geçmemişti. Yurdumuzun birkaç güzel illerini
hüzün kaplamıştı. Ağlamamak için kendimi zor
tutuyordum. Nelerle karşılaşacağımı tahmin
ediyordum. Tahmin ettiğimden daha fazla
duygulanmıştım. Hayatımın en önemli anların-
dan biriydi o gün. Gezerken adım attığım her
an biraz daha hüzünleniyordum. Vatanımız için
yaptıklarını duydukça kendime güvenim artıyor-
du.
Cüneyt ÖZATLI
88
Atalarımızın dünya tarihinde eşi benzeri
bulunmayan bu direnişi yaptığı yerleri biz-
zat yerinde görmek benim için gurur ve
duygu vericiydi. İçimde uyandırdığı bu
hissin rüzgarı sanki beni alıp o günlerdeki
cephelere sürüklüyordu.
Alperen ÇİTAK
Sonsuz Teşekkürler:
Çanakkale’de o yıllarda yaşanan tarihi
olayları yüzbinlerce şehit verilerek santim
santim şehit kanlarıyla sulanarak sahip
olduğumuz vatanın bizler için ne kadar
değerli olduğunu geziden sonra daha iyi
anladım. Bizlerin bu gezilere katılmamızı
sağlayan Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
yetkililerine ve devlet büyüklerimize çok
teşekkür ediyoruz.
Çanakkale Geçilmez.
Onur GÜLER
89
Bilecik’e gittiğimizde daha da heyecan
sardı içimizi. Liderler ve Gençlik Merkezi
Müdürü çok iyi karşılayıp misafir ettiler. Bir
eğlence düzenlediler. Orada çok eğlendik.
Sonra akşam arabaya binip sabah
Çanakkale’ye ulaştık. O anda o beldeye
indiğimiz zaman içimi bir heyecan kapladı.
Bir devrin battığı yeri görme heyecanı
herkesi kapladı. O dünya tarihinin en
önemli savaşının olduğu yerdeydik artık.
Bilecik ve Çanakkale bu iki şehir hakkın-
Bol bol gezip fotoğraf çekerek bu anı ölüm-
da kitaplardan birçok şey öğrenmiştik,
süzleştirmek istiyordum. Ve öyle de oldu.
ama kitaplarda okuduğum ve tanıdığımı
sandığım bu iki şehrin aslında tarihin ta
kendileri olduğunu bilmiyordum. Tarih
konusunda ne kadar az şey biliyormuşuz.
Osmanlıdan günümüze neler yaşanmış. Anlatılanları dinlerken herkes gözyaşlarına
boğuldu. Sanki o tarihi yaşıyormuş gibi
Bilecik’e vardığımız an itibariyle tarihle iç oldum. İçim birden ürperdi. Rehberimiz
içe olmaya başladık. Çanakkale ve Şehit- Türk askerlerinin birbirlerinin cephelerine
likler anlatılamaz. Bu kadar etkilenece- yiyecek attığını söyleyince Türklerin ne
ğimiz aklıma gelmezdi. kadar fedakar olduğunu anladım.
Bu anlamda yaşanan kahramanlıklar Artık gezi bitmişti eve dönüyorduk. İçimizde
hepimizin hayata bakışını etkiledi. biraz hüzün biraz da burada gördüklerimizi
Şehitlerimize minnet duygularımızı nasıl arkadaşlarımıza anlatmanın heyecanı
dile getireceğimizi bilemedik. sardı.
Bu geziden sonra hayatımıza nasıl yön
vermemiz gerektiğini anladık.
90
Ben Bilecik’e gelmeden önce Bilecik’in bu
kadar güzel olduğunu bilmiyordum.
Söğüt’te gördüğüm müze ve türbeler beni
çok etkiledi. Çünkü atalarımızı ve onlardan
kalan eserleri görmek öğle etkiledi ki…
Bilecik’teki arkadaşlarımızın hazırladığı
gösteriler çok güzeldi. Yolculuğumuz çok
eğlenceli geçti. Çanakkale’de birici gün
Truva ve Assos’u gezdik. 2. gün feribotla
Gelibolu’ya geçtik. Bunu gerçekten söylü-
yorum. Gelibolu’da gezdiğimiz her yer çok
Başta bu geziyi hazırlayan Gençlik ve Spor güzeldi. Gelibolu’da şehitlikleri, müzeleri
Başkanımıza, İl Başkanımıza ve bu geziyi gezdik. Gelibolu’da gördüğüm siperler,
hazırlayan herkese teşekkür ederim. sanki bende o savaştayım havası yarattı. En
Önce Söğüt’e gittik. Orada müzeleri çok da Seyit onbaşı. Buralarda olmak, ata-
gezdik. Şeyh Edebali’yi gezdik. Ondan larımızın mezarlarını gerçi onlar ölmedi
sonra Bilecik’e gittik. Bilecik’te tarihi yer- yaşayanlar mezara gömülmez ama… beni
lere, müzelere ve Ertuğrul Gazi’ye gittik. hem duygulandırdı hem de mutlu etti. Her
Oraları gezdik fotoğraflar çekildik zaman televizyon ve gazetede gördükleri-
fotoğraflar çektik. Oradan Çanakkale’ye mizi daha yakından gördük... Bu inanın
gittik. Orada Truva, Assos’a, gittik. anlatılmaz yaşanır.
Fotoğraflar çektik. Çanakkale’de bir gece Özgen KIRMIZIBEKMEZ
kaldık. Sonra tekrar gezdik. Orada bütün
yaşadıklarımı ömrüm boyunca unutmaya-
cağım. Bu gezdiğimiz yerleri hiç unutmaya- Bu gezinin bana çok faydası oldu. Coğrafi
cağım. Bütün bunlar için teşekkür ediyo- bilgim arttı.Yurdumuzun güzelliğini fark
rum. ettim.
Sibel ÖZLER Yurdumuzun düşmanlardan nasıl kurtul-
duğunu yurdumuzdan düşmanları nasıl
attığımızı fark ettim. Bunun sayesinde yur-
dumuzun kıymetini daha iyi anlıyo-
rum.Teşekkür ederim.
Sercan YANIK
91
kurucusu olan bu ulvi kişiliği ziyaret etmek, o
uhrevi havayı solumak bence her Türk gencine
yaşatılmalı.
İnönü şehitliğinden içeri girdiğimiz andan
itibaren şehitlik temsili olmasına rağmen uhrevi
hava üzerine çöküyor. Her şey anlamsızlaşıyor
maddi alemden manevi aleme geçiyorsunuz.
Nefes almak güçleşiyor, kolunuz kanadınız
kırılıyor ve orada kefensiz yatan şehitlerle
aranızda manevi bir rabıta başlıyor.
Metris tepeye çok komik bir sebep’ten dolayı
gidemedik. Yollar bozuk olduğundan dolayı oto-
Yol boyunca liderlerimizin abarttığını, bu kadar büs çıkamıyormuş. Japonlar bir bitkinin bile
bilgiye ihtiyacımızın olmadığını düşünüyordum. bitmediği topraklara çocuklarını götürürken biz
Ne kadar çok şey biliyorlar diye kendi kendime neden metris tepe gibi şanlı bir mekana
söyleniyordum. Ama daha sonra bu gidemiyoruz?
düşüncelerimden dolayı kendimden utandım.
Son durağımız Ertuğrul Gazi türbesiydi. Burada
Az bile anlatmışlar bize.
şanlı milletimizin nasıl azgın bir insan sürüsü ile
Çanakkale’de geçen günlerim boyunca başta mücadele ettiğini daha iyi gördüm. İnsan
kendim olmak üzere tüm gençleri eleştirdim. O demek biraz iltifat kaçar bunu yapanlara Türk
savaş zamanında yaşanan olayları anlatan milletinin bağımsızlığına kasteden gafil düşman
Türkülerimizi hiç birimiz bilmiyoruz. Neyse bu gerisin geri kaçarken bir türbeye kurşun sıkacak
eksikliklerimizin sadece biri Türkü’de demiş ki kadar aşağılık olabilir mi? Bilecik’te
Çanakkale içinde vurdular beni, ölmeden geçirdiğimiz geceden sonra Çanakkale’de ilk
mezara koydular beni. Buradaki mezardan durağımız antik kent Truva oldu. Zamanın en
kasıtları, atılan topların düştüğü yerlerde toprak modern yapı teknikleriyle yapılmış bu şehir
öyle bir havalanırmış ki oradaki askerlerin günümüzde bile parmak ısırtıyor.
üstüne düşermiş ve canlı canlı toprağın altında
Sonraki durağımız Assos’da ki kullanılan yapı
kalırlarmış. Böyle nice Türkülerimiz var.
teknikleri ve o zaman ki eğitim sistemi insanı
Nihan BULUT kendine hayran bırakıyor. Sonra ki gün
Eceabat’a geçtik. İlk durağımız şanlı bir zaferin
altın sırmalarla yazılmaya başlandığı yerdi. Seyit
Keyifli ve rahat bir yolculuktan sonra ilk onbaşıydı sonraki durağımız şahin dere şehitliği.
durağımız olan Bilecik’e ulaştık. Kahvaltıdan Burada bedbaht düşmanın kendi Türk askerinin
sonra ilk durağımız Şeyh Edebali oldu. sargı yerlerinden tedavisi yapılan kendi
Osmanlının manevi kurucusu ve ahi teşkilatının askerinin üzerine bomba yağdıracak kadar
kalleş olduğunu gördüm.
Alcı tepe köyünde geçtikten sonra şehitlik
abidesine ulaştık. Burada yatan isimsiz
şehidimizin kabrini görünce ister istemez yaşlar
boşanıyor gözlerinizden. Bu ne caniliktir ki
vatanın bekası için mücadele eden bir yüce
insanın kafasını kesip hatıra diye götüresiniz
92
yanınızda. Sonraki durağımız Yahya çavuş’tu .
Burada Türk askerinin dehasını cesaretini açıkça
görüyoruz. Nasıl olur 63 kişi 3000 kişiyi 10 saat
karaya ayak bastırmaz? İşte sözlerin bittiği an bu
an kanlı sırt mevkiine geldiğimizde mücadelenin
ne kadar zirvede olduğuna daha iyi idrak ediyor-
sunuz.
Daha sonra conk bayırı mevkiine doğru yola çık-
tık. Bu yer Atamızın Türk Milletine bağışlandığı
yer. Burada Türk askerinin dehasını tekrar
gördüm. Bir gecede 600 düşman askeri süngü
hücumuyla şehit olmuş.
Gün bitip yola çıktığımızda çok değişik duygular
içindeydim. Ve aklıma bazı sorular takılıyordu.
Sinan ERDOĞAN
93
Valideciğim,
Dört asker doğurmakla iftihar eden şanlı Türk annesi!
İçinden öğüt alınacak mektubunu, Divrin Ovası gibi güzel, yeşillik bir ovacığın ortasından
geçen derenin kenarındaki armut ağacının altında otururken aldım. Tabiatın yeşillikleri
içinde mest olmuş ruhumu bir kat daha takviye etti. Okudum, okudukça büyük büyük
dersler aldım. Tekrar okudum. Şöyle güzel ve mukaddes bir vazifenin içinde bulun-
duğumdan sevindim. Gözlerimi açtım, uzaklara doğru baktım. Yeşil yeşil ekinlerin rüz-
gara mukavemet edemeyerek eğilmesi, bana, annemden gelen mektubu selâmlıyor gibi
geldi. Hepsi benden tarafa doğru eğilip kalkıyordu ve beni annemden mektup geldi
diyerek tebrik ediyorlardı.
Gözlerimi biraz sağa çevirdim; güzel bir yamacın eteklerindeki muhteşem çam ağaçları
kendilerine mahsus bir seda ile beni müjdeliyorlardı. Gözlerimi sola çevirdim; çığıl çığıl
akan dere, bana validemden gelen mektuptan dolayı gülüyor, oynuyor, köpürüyordu…
Başımı kaldırdım, gölgesinde istirahat ettiğim ağacın yapraklarına baktım; hepsinin
benim sevincime iştirak ettiğini, yaptıkları rakslarla anlatmak istiyordu. Diğer bir dalına
baktım; güzel bir bülbül, tatlı sedasıyla beni müjdeliyor ve duygularıma ortak olduğunu
ince gagalarını açarak göstermek istiyordu.
İşte bu geçen dakikalar anında, hizmet eri;
- Efendim, çayınız, buyurunuz, içiniz dedi.
94
Çanakkale köylerinden her gün yüzlerce genç savaşa katılmak üzere birliklerde toplanmaktadır.
Acemi askerlerin eğitim ve techizatı tamamlandıktan sonra cepheye gönderilmektedir. Yüzbaşı Sırrı
Bey, ikindi vakti yeni gelen erleri teftiş ederken, içlerinde bir tanesinin saçının bir tarafından kınalan-
mış olduğunu görür ve takılır:
-“Hiç erkek kınalanır mı?”
Mehmetçik
-“Buraya gelmeden evvel, anam kınalamıştı komutanım” der ve sebebini bilmediğini ilave eder.
Komutanın isteği üzerine anasına yazdığı mektupta: “Niye benim saçımı kınaladın?” diye sorar.
Gelen cevabi mektupta ise şunlar yazılıdır:
Ey Gözümün Nuru Hasan’ım,
Köyümüzde rahat rahat oturalım mı? Vatan sevgisi içimizde alev alev yanıyor. Sen ecdadından,
babandan aşağı kalamazsın… Ben, senin anan isem, beni ve seni Allah yarattı, vatan büyüttü.
Allah, bu vatan için seni besledi. Bu vatanın ekmeği iliklerinde duruyor…
Sen bu ailenin seçilmiş bir kurbanısın…
Hasan’ım, söyle zabit efendiye… bizim köyde kurbanlık ayrılan koyunlar kınalanır… Ben de seni
evlâtlarımın arasından vatana kurban adadım. Onun için saçını kınalamıştım…
Allahın hükmüyle, Allah, seni İsmail Peygamber’in yolundan ayırmasın. Seni melekler şimdiden rah-
metle anacaktır.
Gözlerinden öperim.
Annen Hatice
95
Anadolu’nun kalbi sayılacak yer. Dünyayı dize
getiren Osmanlı devletinin kurulduğu yer. 700
yıllık çınarın tohumunun düşüp çimlendiği
yerdeyim. Ufak bir kahvaltıdan sonra tarihi yer-
leri gezmeye başladık. Buram buram tarih
kokan Bileciği daha güzel ve daha düzenli bek-
liyordum açıkçası. Belki de bir daha uğramaya-
cağım. Bilecik camiinde kıldığım Cuma
namazından sonra bazı türbe ve müzeleri
ziyaret ettik. Herkesin aklında akşama yapıla-
cak olan eğlence vardı. Derken akşam üstü
farklı şehirlerin kardeşliğini, Türklerin sıcak kan-
lığını bir kez daha kanıtladık. Hiç tanımadığım
Çorumlu, Adıyamanlı arkadaşlarla halay çek-
Çanakkale… Taşıyla, toprağıyla binlerce mek güzeldi. Yine yollardayız.
şehidimize mezar olan, onları bağrına basan
ve batan güneşlerimizi en mükemmel şe- Çanakkale!!! O tarihi yer. Bir devrin battığı, bir
kilde koruyan şehir; ulu nehir. O öyle büyük vatan kalbinin attığı yer. Her karışı Mehmetçik
bir şehir ki; anlatmaya kelimeler yetmiyor. kanıyla sulanan yer. Yavaş yavaş şehitlikleri
geziyoruz. Henüz 15-22 yaşlarında gençleri-
Daha birkaç yıl önce Çanakkale’ye şiirler mizin şehit olması insanın gözlerinin dolmasına
yazardım. Bana çok kolay gelirdi iki dizeyi yetip de artıyor. O kahramanlıkları başka hangi
birbirine bağlamak. Ama şimdi herşey bam- millet yapabilirdi ki? Savaş anındaki atmosferi
başka bir hal aldı. Yani orayı gezip gördük- yaşamak için bir sipere giriyorum. İçim buruk-
ten sonra, şehitlerimize bir kalp atışı kadar laşıyor. Allah’ım diyorum. Ne mutlu bana ki bir
yakın olduktan sonra; kısacası bu zaferin Türk evladıyım. O tarihi yerleri tek tek geziyoruz.
mutluluğunu tattıktan sonra inanın ki;
oraya, o güzellikleri anlatmaya değer bir Arif AKSOY
kelime bulamıyorum.
Bence Çanakkale’nin her bir yerini, taşını, Çanakkale’yi gezerken tarihi geçmişini ve güzel-
toprağını altından bir çerçeveye koyup liklerini öğrenirken hiç tatmadığım duygular tat-
yüreğimizin en güzel yerine asmamız lazım. tım. Hiç bilmediğim şeyler öğrendim.
Her an şehitlerimizi anmamız lazım. En Duyduklarım ve gördüklerim beni çok etkiledi.
önemlisi de vatanımızın ve Mehmetçikleri- Eğlenceli ve bilgi dolu bir gezi geçirdim. Gezide
mizin değerini anlamamız lazım. tarihi bir olay olan Truva’nın tarihinide
Ebrar KAYA öğrendim, onların ata ne kadar çok değer ve
hayatlarında büyük bir yer verdiklerini
öğrendim. Ama beni en çok etkileyen şehitlik
anıtları oldu. Gezdiğim yerlerde ayak basacak
bir yer bulamadım. Çünkü her yerin ayrı bir
tarihi vardı. Sağım ve solum her tarafım tarihi
anılarla doluydu. Nice şehitlerimiz bu yerde
yatıyordu. O kadar büyülendiğim bir yer daha
önce hiç olmamıştı. Rehberimizin anlattığı
şeyler beni ve arkadaşlarımı bazen güldürdü
bazense büyük bir anlaşılmaz duygulara
96
bürüdü. Anlatılanlar kanımı donduracak kadar acı
ve cesaret doluydu. Özellikle 16 yaşında şehit olan
cesur kardeşimiz Beyokat 124. Alay’dan İsmail
oğlu Ali oldu. Onun cesaret öyküsü beni büyüledi
ve bir o kadarda gurur verdi. Onların bu toprak
parçası için canlarını hiç düşünmeden ortaya koy-
maları beni çok mutlu etti. Şu anda en çok iste-
diğim şey; gelecekteki ve şimdiki gençlerimizin bu
cesarette ve bu inançta olmasıdır.
Kübra ŞAHİN
97
yabancı abideleri de geziyorduk. Yine dikkatimi
çeken o abidelerin özeninin daha faz olmasıydı.
Sonuç olarak ise herkesin içinde atasının
yaşadığı toprakları yakından tanıma mutlu-
luğuyla yolun etkisi altında Gümüşhane’ye
geldik.
Burak AŞKIN
98
artmıştı. Bende böyle bir asker olmak istiyorum.
Çanakkale’de kalıp şehitlerimizin bekçiliğini yap-
mak istiyorum. Bunu yapamadığım için üzülüyo-
rum ama geri dönmek zorundayım.
Görkem KALAYCI
99
Merhabalar ben Süheyla, gerçekten bize böyle
bir fırsat tanındığı için ilgililere teşekkür ederim.
Önceden Çanakkale denince bir zafer deyip
geçerdim, şimdi ise gerçekten aklıma öyle bir
yer edindi ki hiçbir zaman unutmayacağım bir
güzellik oldu. Açıkçası o güzelim yerler tarih
kokuyor ve bizzat kendimi ilk defa tarihi bir
yerde bu kadar insiyatifli hissettim. Başta
atamızın ve şehitlerimizin savaştığı toprakların
üzerinde kendimi bir başka hissettim. O an işte
şehitlerimizin savaştığı yer bu topraklar dedim.
Ve ben ilk defa böyle güzel yerleri ve değer ve-
rilecek tarih kokan toprağı ilk defa gördüm.
Hakkari gençlerine yapılan bu etkinlik belki
ömründe batıyı görmeyen bizler için Hakkari Süheyla ÖZKAN
gelenekleriyle ve farklı etkinlikleriyle karşılaştır-
mak ve onları kendi yüreğimize taşımak açısın-
dan çok güzel olmuştur. Mesela; ben her Çanakkale şehri sadece bana okul hayatımda
sabah uyandığımda sümbül dağını görür ve hocalarımın, savaşlarından Çanakkale’nin
günümüzü sümbül dağı görmek ile geçirirdik. geçilmez olduğundan ve doğal güzelliklerinden
İşte Gençlik Merkezinin düzenlediği bu etkinlik bahsettiği bir rüya kentiydi. Hep görmek iste-
en azından farklı şeyler ve farklı güzellikler dim bu şehir uğruna binlerce şehit canını siper
görmemizi sağladı. Farklı farklı illerin insanı ile etti, milyonlarca kahraman aynı cephelerde
karşılaştık ve onlarla diyaloğa geçtik. savaşmış ve Çanakkale’yi kurtarmışlar. İşte ben
bunları gözümle görmek istedim. Ve böyle bir
Rüstem ÇAKÇI gezi çıkıncaya kadar. Nasıl anlatacağımı bilmi-
yorum. Evet yıllarca içimde saklı olan özüme
son vermeye gitmiştim. Hakkari gençliği olarak
Dışarıya hiç çıkmadığım için çok mutlu ve biraz Çanakkale’nin tarihi yerlerini, cephelerini,
heyecanlıydım. Ayrıca o “Çanakkale Şehitliği- milyonlarca kahraman şehitlerimizin huzur
ni” görüpte hüzüne kapılmamak ne mümkün. içinde yattıkları şehitlikleri gördük.
İnsan orayı, o şehitleri görünce tüyleri ürperi-
yor. Allah oraları görmeyen arkadaşlara Saime ADIYAMAN
oraları görmeyi nasip eder. Devletimize bize
böyle bir imkan sağladığı için teşekkür ederiz.
Ayrıca bizimle bir dost, bir arkadaş ve bir baba Çanakkale gezisinde öncelikle tarih ve geçmişi-
gibi olan Adil Hocama da sonsuz saygı ve ni hep bildim fakat oraları görmek hiç kısmet
sevgilerimi sunarım. olmadı yoksa Truva’nın adını bilmeyen insan mı
vardır. Hayır yoktur bana göre veya şehitliği,
Zozan PALA Assos daha bir çok yer. Artık oralarıda gördüm
ne mutlu bana.
Çanakkale’de gezdiğim, adımımı attığım her Birde gezi hakkında ki düşüncelerimi anlatmak
karış toprak zafer, barış ve sevgi kokuyordu. istiyorum. Bizimle birlikte kafileye katılan
Bence her Türk evladı oralara gidip gezmeli, Kastamonu ve Yozgat Gençlik ve İl Spor
görmeli, o topraklardaki zafer barış ve sevgi Müdürlüğünün kafilesinden bir sürü kişiyle
kokusunu almalı. Eğer elimden gelse tüm Türk tanıştım, Arkadaş olduk, aynı masalarda
evlatlarına o duyguyu yaşatırdım. Hiçbir şeyi yemek yedik, konuştuk, sahile gittik basket
yaşamadan anlayamayız ve bence biz, bizim
bugünlerimiz için bir an bile düşünmeden can-
larını veren o kahraman askerlerimiz için onları
kalplerde ve hafızalarda yaşatmalıyız ve yücelt-
meliyiz.
Dilan AKDAĞ
100
maçı yaptık, halay çektik onlar bizim oyunları
oynamaya çalıştı biz onların oyunlarını v.s.
Artık Hakkari’ye geldiğimde çok farklı duygularla
gelmiş bir insan olarak gezdim.
Ne mutlu bana.
Recep ONAYLI
101
Uyuyan bir neslin uyandığı, topraklarının
kanlarla yıkandığı adeta ayrı bir ülke olan
Çanakkale’yi kalplerimizi açarak geçmişi
anımsayarak gezdik. Her Türk vatandaşı,
bu toprakları vatanımızın ne zorluklarla
kazanıldığının bilinciyle gezmeli bugününe
şükretmeli ve gelecek için elinden geleni
yapması gerektiğini unutmadan yaşa-
malıdır. Bizlere bu imkanı sağlayan
herkese teşekkür ederim.
Zeynep GÜLER
102
Harp saflarında kurşunla vurulup düşen bir subayın son
nefesi:
- “Kıble ne tarafta?”
103
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Gençlik
Hizmetleri Müdürlüğü ve Gençlik
Hizmetleri Daire Başkanlığının yardımlarıy-
la düzenlenmiş olan Çanakkale-Bilecik
gezisine katıldım. İlk başta böylesine tarihi
yerleri gezeceğim için çok heyecanlan-
mıştım. Hep kitaplarda okuduğum bu tari-
hi yerleri gezmek beni çok gururlandırdı. Bu
Gençlik Hizmetleri Daire Başkanlığımızın gezi, arkadaşlarıma anlatacağım önemli
düzenlemiş olduğu Çanakkale-Bilecik bir anım, unutamayacağım bir gezi oldu.
gezisine katıldım. Böyle bir geziye katıla- Iğdır Gençlik Hizmetleri Müdürlüğü ve
cağımı rüyamda görsem inanmazdım. Gençlik Hizmetleri Daire Başkanlığı
Ama Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ve olmasaydı böyle bir geziye katılamayacak-
Gençlik Hizmetleri Daire Başkanlığımızın tım. Bu nedenle bize bu imkanları sağladık-
sayesinde böylesine önemli bir geziye ları için öncelikle Gençlik Hizmetleri Daire
katıldığım için çok mutluyum. Bu gezide Başkanlığına, Iğdır, Bilecik ve Çanakkale
adeta tarih içinde dolaştık diyebilirim. Gençlik Hizmetleri Müdürlüklerine çok
Atalarımızın başarıları beni çok gurur- teşekkür eder,saygılarımı sunarım.
landırdı. Bu günlere gelmemiz için ata-
Fatma Nur EKİNCİ
larımızın ne zorluklar çektiği, ne kadar
büyük fedakarlıklar yaptıklarını gördükçe
onlara gıpta ettim. Bu gezide ayrıca Gençlik Hizmetleri Daire Başkanlığının
Kocaeli ve Nevşehir’den gelen organize ettiği Çanakkale-Bilecik gezisine
arkadaşlarımızla da tanışma imkanı bul- katıldım. Gezimizin ilk gününde Bilecik’e
duk. Çok güzel, unutamayacağım bir gezi gittik, buradaki tarihi yerleri, Osmanlı
oldu. Bu gezide emeği geçen herkese çok Devletinin kuruluş yeri olan Söğüt’e, Şeyh
teşekkür ederim. Edebalı Hazretlerinin Türbesine gittik, daha
Özgürcan TOSUN sonra İnönü Şehitliğine gittik, bu tarihi yer-
leri gezmek beni çok gururlandırdı. Akşam
Bilecik’teki eğlence ve kaynaşma gecesin-
den sonra Çanakkale’ye gittik, burada
fedakar atalarımızın kazanmış olduğu
büyük zaferler bizi çok gururlandırdı. Eğer
bugün bu kadar rahat yaşıyorsak bunu
şehitlerimize borçlu olduğumuzu şimdi çok
daha iyi anlıyorum. Bu geziye katıldığım
için çok mutluyum
Bu geziye katılmamızı sağlayan herkese
teşekkür ederim.
M.Hasan TEZEL
104
Gençlik Hizmetleri Daire Başkanlığının
organize ettiği Iğdır, Bilecik, Kocaeli,
Nevşehir ve Çanakkale Gençlik Hizmetleri İl
Müdürlüklerinin katkıları ile düzenlenen
Bilecik, Çanakkale gezisine katıldım.
En çok görmek istediğim ve merak ettiğim
Gelibolu ve Şehitlikler gezisinde rehberimizin
anlattıklarını dinledikçe gözlerimizden yaşlar
aktı, bir destanın yazıldığı o yerlerin havasını,
Atmosferini solumak bambaşka bir şey,
Herkesin gitmesi, görmesi gereken bir yer
olduğuna inanıyorum o büyük insanlara
minnettarız. Bu geziye katılmamızı sağlayan
ve bu gezide emeği geçen herkese çok
teşekkür ederim.Saygılarımı sunarım.
Fatih AKTAN
105
medeniyete ev sahipliği yapmış Truva… tam
karşımızda durmaktaydı.
Daha sonra Assos Behramkaya’ya gittik.
Burada 2 dine hizmet etmiş ve hala hizmet
eden camiyi gördük. Tepe’nin zirvesinde
Marmara’nın muhteşem manzarası ve eski
yunan medeniyetinden kalma tapınak bulgu-
ları...
Pazar günü feribotla Eceabat’a geçtik yani
Gelibolu’ya ayak bastık. Gelibolu’da bizi ilk
Cuma sabahı Bilecik’teydik. Bilecik Gençlik
bekleyen “Dur Yolcu Bilmeden gelip bastığın
ve Spor il Müdürlüğü’nün binasında kah-
bu toprak bir devrin battığı yerdir” yazısıydı.
valtımızı yaptıktan sonra biraz dinlendik ve
gezimizin ilk adımı olan Şeyh Edebali’nin Bu yazı bile anlatmıyor muydu tarihimizi
türbesini ziyaret ettik. Bu türbenin yanında Gelibolu’da 57. Alay şehitliğini, Anzak
bulunan Orhan Gazi Camisi ve diğer tür- koyunu, Conk Bayırını gezdik. Bu şehitlikleri
beleride ziyaret ettik. gezerken rehberimizin bize anlattığı yaşanmış
olaylar tüylerimizi ürpertiyor ve duygulandırı-
Daha sonra altı yüzyıl dünyaya hüküm süren
yordu. Oranın maneviyatını içimizde hissedi-
Osmanlı İmparatorluğu’nun temellerinin
yorduk.
atıldığı Söğüt’e gittik. Söğüt’le Ertuğrul Gazi
türbesine ve Söğüt’te bulunan küçük bir Hatice AKBAŞ
müzeyi ziyaret ettikten sonra I. İnönü
Şehitliği’ne doğru yola çıktık. Şehitliğe
Ben Gülistan İlköğretim Okulu 8. Sınıf öğren-
geldiğimiz zaman grubumuzdaki çoğu kişi
cisi Mertcan ÇEVİK. Müdürümüz bir gün
duygulanmıştı. Duygulanmamak elde değil-
arkadaşlarıma ve bana Gençlik ve Spor İl
di. Şehitlikten sonra Bilecik’in Kınık köyüne
Müdürlüğü tarafından düzenlenen Bilecik-
gittik. Burada çok güzel topraktan çömlek-
Çanakkale gezisi olduğunu ve başvuru yapan
lerin ve süs eşyaların yapıldığı bir köydü.
öğrenciler içinden kura ile seçilen öğrenci-
26 Mayıs 2006 Cuma günü Çanakkale’ye lerin gideceğini söyledi. Biz de başvurduk
ayak bastık. Bizi dinlenmeye aldılar öğleye ama kurada bir tek ben çıktım. İyi bir yolcu-
kadar dinlendikten sonra rehberimizin luktan sonra saat 6’da Bilecik’e vardık ve
eşliğinde Truva’ya doğru yola çıktık. Onlarca güzel bir uykudan sonra geziye başladık.
Bilecik’te Şeyh Edebali ve Ertuğrul Gazi gibi
Osmanlı büyüklerinin mezarlarını ziyaret
ettik. Daha sonra bazı şehitliklerle müzeyi
gezdik ve Bilecik Gençlik ve Spor İl
Müdürlüğünün misafirhanesine geri döndük.
Artık bir çok arkadaşım olmuştu. O Akşam
misafirhanede bir parti düzenlenmişti. Partide
eğlendikten sonra Cuma gecesi 00.00’da
Çanakkale’ye hareket ettik. Çanakkale’de ilk
gün efsane iki kent olan Truva’ya ve Assos
kentlerini gezip rehberimizden efsanelerini
öğrendik. İkinci gün ise Çanakkale Savaşı’nın
merkezi olan Gelibolu yarımadasına geçtik.
Orada Anzak Koyu, Conk Bayırı ve Hain tepe
gibi savaşın yapıldığı yerlerin yanı sıra bir sürü
106
şehitlik gezdik ve asker hikayelerini duyup çok
duygulandık. Aynı zamanda atalarımızın
başarılarıyla gururlandık.
Mertcan ÇEVİK
107
Bir tarihin doğduğu topraklarda, vatanı
uğruna canını verdiği 250 bin kefensiz yatan
şehidin kanlarıyla sulanan topraklarda olmak
beni çok duygulandırdı. Böyle bir milletin
evladı olmaktan çok büyük bir onur duydum.
Hangi millet böyle bir tarih yaşamıştır, böyle
bir mücadele görmüştür. Ne şanslı bir
insanım ki Türkiye Cumhuriyeti’nin ve kahra-
man bir milletin evladıyım. Gezdiğim kutsal
topraklara layık birey olabiliyorsam “Ne
mutlu bana” “Ne Mutlu Türküm Diyene”
Çanakkale gezimiz sonrası anladım ki bu
ülke yaşanmış yüz binlerce kahramanlığın Esin METİN
bir kültür hazinesidir. Yüz binlerce askerin
gözünü kırpmadan bu ülke için canını feda
etmesi beni onore ettiği kadar, ben ve benim Bilecik iline hayatımda ilk defa gittim. Küçük
gibi gençlere düşen önemli sorumlulukların bir İl olduğunu biliyordum. Tarihimiz açısın-
omuzlarımızda olduğu bilincine daha iyi dan da önemli bir yer olduğu kitaplarda vur-
vardım. Atatürk ve askerlerinin bin bir zorluk- gulanıyordu. Fakat yine de aşırı şekilde bana
la kazandığı ülkemiz biz aydın Türk gençle- önemli gelmiyordu. Çünkü okumak ile
rine emanettir. görmek birbirini bütünleştirir. Bunlardan
birinin olmaması bazı eksikliklere sebep ola-
Bu gibi gezilerin Gençlik Merkezi tarafından
bilir.
biz gençler için organize edilmesi beni ayrıca
sevindirdi. Tarihimiz açısından çok önemli bir yer olan
Çanakkale’yi görmek nasıl ki her Türk vatan-
Tarih kitaplarımızdan okuduğumuz tari-
daşını duygulandırdığı gibi beni de duygu-
himizi, hazinemizi yazı kültürümüzü birebir
landırdı. İnanılmaz bir şey… Ama üzüldüğüm
Çanakkale’de gezmek benim için çok heye-
noktalar oldu. Onların başında biz kendi
can vericiydi. Bu imkanları bizlere
ülkemizde kendi tarihi yörelerimizi bilmiyoruz.
sağladığınız için siz Gençlik Merkezi idareci-
Bu durum beni çok üzdü. Yabancıların
lerine çok teşekkür ederim.
ülkelerinden kalkıp buralara gelmeleri bun-
Elif YÖNDEM lara rağmen biz birkaç saatlik bir yerleri
göremiyoruz. Bizlere bu imkanı veren Gençlik
ve Spor Genel Müdürlüğü’ne teşekkürlerimi
sunuyorum.
Turgut TAŞKIN
108
Sultantepe Gençlik Merkezi Lideri ve üyesi
olarak katıldığım Bilecik ve Çanakkale-Gelibolu
gezileri gerçekten her yönüyle çok güzeldi.
Bilecik’te geçen İnönü savaşları ve Çanakkale-
Gelibolu’da geçen ulusal kurtuluşumuzun
temeli olan savaşların geçtiği yerleri yerinde
görmek, biz gençleri bu günümüze ne şartlar
altında geldiğimizi açık ve net bir şekilde
gözlemlememize neden oldu. Her Türk gencinin
gezip görmesi gereken yerleri bizlere gösteren,
buraya gitmemize imkan sağlayan herkese
teşekkürlerimizi bir borç biliriz. Gençlik olarak
yaptığımız faaliyetlerle (Çanakkale şiirleri –
Makale – Bağlama - Gitar gösterileriyle) gerek-
tiği yerde hüzünlendik gerektiği yerde de gülüp
eğlendik. Hem bu şekilde Gençlik olarak tari-
himizi yerinde inceleyip bilgi sahibi olduk hem
de aramızda kaynaşarak yeni yeni arkadaşlıklar
edindik. Burada özellikle şunu da belirtmek
isterim ki Çanakkale - Gelibolu’da bize rehberlik
eden kişinin o anları sanki yaşıyormuş gibi
anlatması hem bizi o yıllara götürüp duygu-
landırdı, heyecanlandırdı hem de gururlandırdı.
Ali ŞEN
109
badirelerden geçtiğini ve milyonlarca
insanımızın bu ülkeyi düşman kuvvetlere kap-
tırmamak için canlarını bile hiçe saydıklarını
anlattı. Seddülbahirde kanlı sırtta yalnız
çamda kıran kırana düşman kuvvetlerle nasıl
savaşıldığını daha ayrıntılı ve en önemlisi
görerek öğrendim. Bu ataların torunu evladı
olmaktan gurur duyuyordum. Rehber öğret-
menimiz tarafından anlatılan ayrıntılar
duygulanarak hüzünlenerek his ve duygu-
larımın daha da perçinleşmesini sağladı. Ben
Gerçekten görmek isteyip de göremediğimiz
böyle vatanı için bir emirle ölüme atılan ata-
(imkanlarımız el vermediği için) bu güzel yer-
larımın evladıyım.Ruhları şad olsun.
leri gezmek, görmek imkanı bulduk.
Fatma ÇELİK
Gezi tertibatı, düzeni ve aktiviteleriyle çok
harika bir geziydi. Gezi boyunca bir eksiklik
göremedim, her şey çok güzel bir şekilde
Çanakkale şehitliğini gezerken Türk
düşünülmüş ve ayarlanmıştı. Böyle gezilerin
Bayrağının o kırmızı renginin ve ne anlama
sık sık yapılmasını istiyorum.
geldiğini ve Bayrağımızın nasıl oluştuğunu
Çanakkale, ecdatlarımızın şehrini görmek en çok daha iyi anladım.
büyük hayalimdi. Bana bu imkanı verdiğiniz
Çanakkale’de her metrekarede atalarımız
için Allah sizden razı olsun. Çanakkale’yi
şehit düştüğü yerleri görünce tüylerim diken
gezerken ve ayrıca rehberimizin de
diken oldu. On binlerce insanın o daracık
anlatımıyla beni geçmişe götürdü ve ata-
yerde daha adım atmadan şehit düşmesi ve
larımızın ne zorluklar çektiğini daha iyi
bu yerleri yaşarken görmem beni çok etkiledi
anladım. Şehitlerimizin kanıyla sulanmış bir
ve tam olarak atalarıma nasıl saygı duymam
memleketti.
gerektiğini anladım.
Zeynep KARASU
Alper ABLAK
110
“Bombasırtı Olayı (14 Mayıs 1915) çok önemli ve dünya harp tarihinde eşine rastlan-
ması mümkün olmayan bir hadisedir. Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metre, yani
ölüm muhakkak. Birinci siperdekilerin hiçbirisi kurtulmamacasına hepsi düşüyor. İkinci
siperdekiler yıldırım gibi onların yerini alıyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve
tevekkülle, biliyor musunuz? Bomba, şarapnel, kurşun yağmuru altında öleni görüyor, üç
dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılma yok.
Okuma bilenler Kuran-ı Kerim okuyor ve Cennet’e gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler ise
Kelime-i Şehadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar. Sıcak, cehennem gibi kaynıyor.
Yirmi düşmana karşı her siperde bir nefer süngü ile çarpışıyor. Ölüyor, öldürüyor. İşte, bu
Türk askerinde ruh kuvvetini gösteren dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan tebrike değer
bir örnektir. Emin olmalısınız ki; Çanakkale Muharebelerini kazandıran, bu yüksek ruhtur.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
111
olmak için. Her şey için sağ olun, kanlarınızla
suladığınız topraklarda filizlenen gençlerin
adına.
Ayşegül DANACI
112
param parça olan vücutlarında sapasağlam
bir ruh var. Şerefiyle, cesaretiyle aslında
aslan gibi bir kalp hala atıyor içlerinde! Ve
bu topraklar üzerinde tek bir Türk bayrağı
dahi kalsa yine atacak, yine atacak! Ne diye-
bilirim ki
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Hande ÇELİKKAYA
113
Çanakkale Gezisi tüm yaşamım boyunca sürek-
li hatırlayacağım çok güzel bir geziydi. Öncelik-
le ben 22 yaşında Çanakkale’yi görmenin mut-
luluğunu yaşamış olmakla beraber, her Türk
gencinin oraları daha ilkokul yaşlarında görme-
si gerektiğini öğrendim bu gezi dönüşünde,
çünkü oraya giden herkes ancak oraları
gördükten sonra bu vatının ne zor şartlarda
alındığını anlayabileceğini düşünmekteyim.
Fatma DUMAN
114
Şimdiye kadar tarihin önemini hiç bilmez kendi tari-
himiz denilince hiçe sayardım. Şimdi çok daha iyi
anlıyorum Atatürk’ün “Tarihini bilmeyen Millet, gele-
ceğini yaşayamaz sözünü”
Bilecik’te Osmanlı devletinin Kurucusu Osman Bey
ve onun kayınpeder Şeyh Edebali’yi ziyaret etmek
bunların yaşadıklarını öğrenmek, bunların yaptığı
şeyleri bilmek, tarihin gerçeklerini öğrenmek
dünyanın en büyük zevki bu olsa gerek.
İnönü’de devletin mukus talihini yenmek için canla
başla savaşan şehitlerimiz, bu şehitleri-mizden her
mezarda 15-20 kişinin yattığı yeri görmek, buraları
İnsanlar her zaman gezip bir yerlere gidip, kendi- bilmek, kendi devletimizin tarihin en güzel yararıdır.
lerine tarihi duyguları aşılamak isterler. Hele git-
mek istenen veya gidilen yer, şehitlerle dolu Bin yıllardır tarihimizi aydınlatan Çanakkale denilince
ÇANAKKALE’yse… akla ilk gelen Truva bunun tarihini öğrenmek, nere-
den nasıl geldiğini bilmek, sırf o küçük bölge için kaç
Başta çok heyecanlı, bir o kadar da duygu doluy- devletin yıkıldığını öğrenmek, buradan çalınan
dum. Kolay değil. Bastığın her yere tek tek bakmak hazineleri bilmek Gelibolu, Gelibolu, Gelibolu….
yada o havayı soluyabilmek önemliydi. Şu yaşa-
mak için alınan nefeste bile hissedebiliyor insan Anadolu’nun beklide bu günkü Anadolu olmasını
kurşun veya kan kokusunu. Her ne kadar insan burası sağladı. Burada Yurdumuzu haince paylaşan
duyduğu hikayelere inanmış olsa da o yükü taşı- ve işgal etmeye çalışan diğer devletlere karşı bizim
mak inanın ki hiç kolay değildir. Gezdikçe içim askerlerin nasıl savaştığını bilmek, insanın içinden bir
burkuluyordu ama geri dönünce çevremdekilere savaşa katılasım geliyor.
anlatacaklarım aklıma geldikçe yüzünde bir Nuh YAZ
tebessüm oluşuyordu. Şehitlik yerleri gezdikçe, o
şehitlerin yerinde olmak istediğimi ne kadar anlat-
sam, yine de anlayamazsınız. Bu vatanın öyle kolay kazanılmadığını ne uğraşlar
“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı” diye verildiğini, hatta canlarını ortaya koyduklarını bir kez
ne güzel demiş Mehmet Akif Ersoy. Ben de daha anladım ve bir kez daha Türk olmanın haklı
tanıdım. Az da olsa o duyguları, yüreğimde hisset- gururunu yaşadım.
tim. Hissettiklerimi de bir ömür boyu yaşayacağı- Şunu da samimiyetle belirtmek isterim ki böyle bir
ma adım gibi eminim. gezi bugüne kadar bize anlatılanlardan, tarih ders-
Ömer FARUK BOY lerinde gördüklerimizden daha çok şey anlattı.
Çünkü; her şey sözle bitmiyor. Gidip oraları görünce
bu vatan için can veren şehitlerimizle gurur duydum.
Çanakkale yeşiller içinde her kente sahip olmayan Onlar vatan için, bizim için bunları yapmışsa bizlerde
kimliğiyle bizi bağrına bastı. Gelibolu Yarımadası, bunun değerini bilmeli, vatanın öyle kolay kazanıl-
Conkbayırı, 57. Alay gezilip görülmesi gereken madığını herkese anlatmalıyız.
güzide yerlerden birkaçı. Türkiye’nin dört bir yanın- Gezdiğim yerler hakkında söyleyeceğim çok şey ola-
dan gelen arkadaşlarla tanışıp, Çanakkale üzerine cak...
sohbetler ettik. Düşman gemilerinin nerelerden Fatih DAŞDEMİR
taarruz ettikleri, bizim askerlerimizin siper yerlerini, Gülahmet Aytemiz
kullandıkları muhimmatları gezip gördük. Üç gün Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi
içinde koca bir tarihi gezip görmek mümkün değil-
di fakat o atmosferin içinde olmak bile insana
yetiyor.
Pazar akşamı diğer arkadaşlarla ve son defa
Çanakkale’yle vedalaştık. Düştük yollara fakat
gelirken bir daha tepelerine çöken karanlık müthiş
bir manzaraya sahip olan Çanakkale’ye baktım.
Ali İhsan KOÇ
115
Kastamonu Gençlik Merkezinin düzenlemiş
olduğu Bilecik ve Çanakkale gezisinden
duyduğum mutluluğu sizlerle paylaşmak
istiyorum. Gezimiz tam manasıyla mükem-
meldi.
Emeği geçenlere sonsuz teşekkürler.
Şükriye KOLAT
116
akıl edemeyeceğimiz şeyler. Duvarlarının eğimli
olması, kapı girişlerinin oval olması zekalarının
ne kadar gelişmiş olduğunu kanıtladı bana…
Dünyanın en büyük hazinesi olması ve ilk arke-
oloji çalışmalarının Truva şehrinin en önemli iki
özelliği olması beni fazla şaşırtmadı.
Kelimeler yetmez oraları anlatmaya. Ne aslan
yürekliler, ne analar, ne babalar, ne ihtiyarlar
varmış bizi düşünen. Rehberimiz her anlattığın-
da gözyaşı döktüm. Şehitlerimi fazla anlatmak
Bu gezi hayata, vatanımıza, milletimize bakış istemiyorum. Çünkü bu yazıyı okuyanların o
açımızı, ufkumuzu genişletti. Tarihimizi tanı- tarihi kendilerinin yaşamasını istiyorum.
mamıza çok büyük katkısı oldu. Bundan Esra BATMAN
sonra olaylara bakış açımız değişti. Sanki o
anı bir daha yaşadım ve Türklüğümden gurur Tarihtir şan, tarihtir şeref ve bu şeref uğruna
duydum. Bu geziyi düzenleyen ve aracı olan ölecek olandır bizler. Yaşananları göremesek ve
herkese şükranlarımı sunar teşekkür ederim. yaşamayasak bile emin olun ki anlatılan o
Cahit SAKİN anların üzerimizde bıraktığı etki akla, hayale
durgunluk verebilecek kadar büyük ve onur
Eski bir tarihe tanıklık yaptım. Daha önce doluydu.
duymuştum ama yaşamak daha farklı. Neler Bence her Türk çocuğu bu yerleri gezip oranın
geçirmişler. Nasıl direnmişler. Bunun guru- manevi değerini damarlarında hissetmeli. Bizim
runu yaşadım. Zincirli kayada anne ve kızın bu yolculukta hissettiğimiz gibi.
çektiği işkenceler yaktı içimi. Söğütteki Atalarımız bu vatanın üstünde rahat bir yaşam
kalenin sadece temellerinin kalması beni çok sürebilmemiz için kanlarının son damlasına
üzdü. İnönü şehitliği. Gezinin en güzel bölüm- kadar savaşmışlardır. Bunun en güzel örneği
lerinden biriydi. Bir mezarda 20 kişinin yat- Çanakkale savaşında gözlerini kaybeden aske-
tığını söylediklerinde kulaklarıma inana- rimizin duygularıdır. Ve bu duygularda gözler bir
madım. Onun gibi daha niceleri yatıyordu tek şeyi görmek istemiştir. Düşmanların boğaz-
orada buna eminim. dan kaçıp gitmesi. Askerimiz bu duygularını
Truva şehri ya insanlar 5000 yıl önce neler “Benim gözlerim göreceğini gördü” diyerek
düşünüp yapmışlar. Belki de şimdi bizim bile açıklamıştır.
Tuba YALTIR
117
Mehmetçiklerin ne zorluklarla savaştıklarını,
peki kaçımız biliyoruz onların vatanımız uğruna
nelerden vazgeçtiklerini… Belki geriye dönüp
baktılar ama kör olup göremediler ailelerini,
belki gitmek istediler, sakat oldular, ayakları tut-
madı, belki çocuklarının, kardeşlerinin son söz-
lerini duymak istediler, sağır oldular duya-
madılar ve belki de tekrar dönmek istediler işte
o zaman bedenleri değil, yürekleri öldü vatan
sevgisi uğruna.
Çanakkale hayatımın bakış açısını değiştiren
İşte Çanakkale… Asya ile Avrupa’yı birbirine
şehir. Bu benim ilk uzun yolculuğum ve ilk
bağlayan Boğaz Köprüsü, kış ile yaz mevsimini
tarihi gezim. Öyle duygular içindeyim ki
birbirine bağlayan bahar kadar değerlidir.
sözler, kelimeler yetmiyor. Şehitliği gezerken
Hayatımızdaki yeri… Çünkü Çanakkale buram
rehber hocam Barış Kaya askerleri yani
buram şehit kokmaktadır, çünkü Çanakkale
Mehmetçikleri anlatırken gözyaşlarımızı tut-
toprakla değil kanla örtülüdür, çünkü
mak o anları hissetmemek elde değil çok
Çanakkale’de vatanla insanı birbirine bağlayan
samimi söylüyorum dağdaki yazı gibi dur
bir köprüdür ve çünkü Çanakkale’dedir
yolcu bilmeden gelip bastığın bu toprak bir
vatanımızın tarihi, mazimiz orada yatmaktadır.
devrin battığı yerdir. Gerçekten de öyle
bastığımız bu toprakların her bir karışın da bir İşte Çanakkale… Şehitlerimizin bulunduğu
ananın gözyaşını bir evladın baba diye topraklar, savaştıkları yerler… Önemli olan
haykırışı bir eşin kocasını bulma çabasını savaşmak değil, ölmektir ve bizim uğrunda
hissedeceksiniz. Evet bu topraklar bir devrin canımızı vereceğimiz bir vatanımız var. Ne
battığı yerdir. Mutlu ki Bayrağımız göklerde dalgalanabiliyor,
ne mutlu ki şehitlerimiz şimdi rahatça uyuya-
Remziye POLAT
biliyor ve yine ne mutlu ki biz de ileride rahatça
uyuyabileceğiz. Bunları bize yaşatanlar sağ
Şimdi rahatça yollarda yürüyebilmek değildi olsun. NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE….
vatan sevgisi.. Kaçımız biliyoruz Seda KARAKUŞ
118
Vatan, özgürlük çoğu zaman unuttuğumuz
kavramlar aslında her şeyden daha önem-
liymiş. Vatan için ne fedakarlıklar edilmiş, ne
zorluklar çekilmiş en acısı ne canlar verilmiş.
Bu zamanda bunları tam anlamıyla bilen kaç
tane genç var. Tarih kitapları okumak yerine
internette chatleşmeyi yeğliyorlar. Belki de
özgürlük bize doğuştan verildiği için bu kadar
kıymetli olduğunun farkında değiliz.
Türkan KARAKUŞ
Artık yepyeni bir insanım. Tarihi
içmişim, Marmara sularında
Otobüsümüz Çanakkale’den Kilis’e dönmek
yıkanmışım. Bundan sonra görev,
üzere yola çıktığında ben de yeni bir kavşağı
ödev ve sorumluluklarım tam
dönüyordum hayat yolunda. Bu gezi bana çok
olarak yerine getireceğim. Daha
şey öğretti. Her karışı şehadet şerbetiyle sulan-
duyarlı daha bilgili ve de daha
mış o toprağın yüzüne nakış nakış işlenmiş
çalışkan olacağım. Bana emanet
medeniyetleri okudum. Okudukça şaşırdım,
olan vatanıma, milletime ve
duygulandım, ürperdim, gurur duydum,
Cumhuriyetime sahip çıkacağım.
kızdım. Kitabı okudukça anladım ki ben daha
Tüm dünyaya da Türkleri tanıta-
hiçbir şey bilmiyormuşum. Sabrın, fedakarlığın,
cağım. Buna da yabancı dilimi
cesaretin ilmik ilmik örülüşüne baktıkça kendi
geliştirerek başlayacağım. Tüm
kendime kızdım. Vatanım için fedakarlıklar
bunlar için kendime şeref sözü
yapmıyorum diye. Sabır ipliğinde boncuk
veriyorum. Bunları yapacağım
olmam gerekirken bu vatan için gece gündüz
çünkü ecdadıma borçluyum.
çalışmam gerekirken, bencilliğin en hat
safhasında bocalıyor kişisel çıkarlarım her şey- Yıldız GÜNAY
den önce tutuyorum. Ecdadımın benim için
kanını döktüğü, dağ gibi bedenlerini öğüttüğü
topraklarda yürürken tüm uzuvlarım titriyordu,
utançtan.
119
Çanakkale ve Bilecik gezimiz çok güzel geçti.
Bu gezi süresince yeni arkadaşlar edindik,
denize girdik, şarkılar söyledik, Çanakkale’de
ve Bilecik’te rehberlerin anlattıkları çok ilgimi
çekti. Çanakkale Zaferi’nde askerlerimizin
göstermiş olduğu çaba ve mücadeleden ders
çıkarmalıyız. Bilecik’te de ilgimi çeken zincir-
li kaya oldu. Askerlerimizin emeklerini boşa
çıkarmamalıyız. Bunun için de bize düşen
görevleri tamamiyle eksiksiz olarak yerine
Çanakkele tarihi öneme sahip bir ilimizdir. getirmeliyiz.
Biz buraya gelmekle atalarımızı, tarihimizi
Remziye DEMİR
öğrenmiş olduk.
Benim en çok gitmek istediğim yerler; Truva
ve Mehmetçik Abidesidir. Televizyonda Şunu söylemek isterimki bu gezi hepimiz için
gördüğümüz gibi değildi, yakından görmek çok güzel ve önemli bir geziydi. Zincirli kaya-
daha başka. Diğer yerler de çok güzeldi da olan olaylara çok üzüldüm.
ama bu yerler daha başkaydı. Çanakkale Savaşı’nda olanlara insanların
Her şey çok güzeldi. Sadece Mehmetçik şimdi biz burada rahat gezelim diye canlarını
Abidesi’nde İstiklal Marşı’nı dalga geçer ortaya koydular ve çoğu şehit oldu. Buna çok
gibi söylemeleri hiç hoşuma gitmedi. Kimisi üzüldüm.
kalktı söyledi, kimisi yürümeye devam etti. Aynı zamanda kazandığımız zaferler ve Türk
Hiç hoş değildi. askerinin cesareti beni çok mutlu etti.
Ve bizim korumamız gereken yerleri başka Nilüfer ÇETİN
ülkelerin sahip çıkması, koruması güzel bir
olay değildi. Kendi değerlerimize kendimiz
sahip çıkmamız ve korumamız gerekir. Özellikle denizi çok sevdim. Çünkü hayatım-
da ilk kez deniz gördüm. Liderlerimize ayrıca
Rabia ERCAN
teşekkür ederim.
Şehitlerimizi gördüğüme sevindim. Çünkü
hep görmek istiyordum. Yemeklerimizden
çok memnunum hepsi çok güzeldi. Vapura
ilk defa girmiştim çok güzeldi. Burada yazı-
ma son veriyorum.
Cemile KAHRAMAN
120
Bu gezi bana çok şey kazandırdı. Tarihimi
öğrendim. Nelere sahip olduğumu ve neleri
bilmediğimi öğrendim. Yeni arkadaşlıklar
edindim. Bunlar beni en mutlu edenler tabi
ki. Daha benim farkında olmadığım bir
sürü kazandığım şeyler var tabi ki. Bu geziyi
düzenleyip bizi tanıştırıp kaynaştıran ve ayrı-
ca tarihimizi öğrenmemizi sağlayan
herkese çok teşekkürler!
Alper GÜREL
121
Gençlik Merkezinin Çanakkale’ye bir ziyaret
programı düzenlediğini duyunca çok heyecan-
landım. Kahraman Ecdadıma zaferin yerinde
bir fatiham nasip olacaktı. Her şey önceden
Gençlik Merkezi tarafından planlanmıştı. Gezi
boyunca hiçbir olumsuzlukla karşılaşmadım. Bu
da benim geziye konsantremi arttırdı.
Çanakkale’deydim
Bastığım yerleri toprak diyerek geçmedim.
Ayaklarım titredi, tüylerim diken dikendi, Asil bir
ırkın kahraman ecdadın torunu, deden yokluk-
Çanakkale Şehitliklerini gezmek her Türk’ün
la, imkansızlıklarla, tüm varı pahasına bu
yapması gereken vatandaşlık görevlerinden
toprağı geçilmez kıldı.
biridir bence. Ben bu görevi Çanakkale’ye
gitmeden anlayamamıştım. Daha doğrusu Tuncay ŞAHİNER
oranın atmosferine bu kadar kapılacağımı
sanmıyordum. Hele ki rehberimiz aracılığıyla
öğrendiğim bilgiler gerçekten de kanımı don- Bu gezi bence her yönden yararlı bir geziydi.
durdu, diyebilirim. Sanki yaşanması imkansız Hem yeni arkadaşlar edinip, sosyalliğimizi
olaylar anlatılıyormuş gibi geldi ilk başta. geliştirdi. Hem de Türk Devleti için gerçekten
Ama oranın havasını soluduğum her geçen önemli bir yeri ziyaret ettik.
dakikada bu fikrimden vazgeçtim. Ve gerçek- Özellikle Çanakkale’de Gelibolu Yarımadası’na
ten o topraklarda destan yazıldığına, oranın gitmemiz çok iyi oldu. Böylece o ünlü savaşı
her Türk için kutsal bir yer olduğuna inan- yerinde dinlemiş olduk ve bu gerçekten önemli
maya başladım. İlk başlarda da bunun farkın- bana göre. Çünkü duyduklarımızı hissederek
daydım; ancak duygularım bu kadar yoğun anladık. Yani bende böyleydi zaten bastığın yer-
olmamıştı. Bence şehitlerimiz için daha fazlası lerde bir zamanlar bu topraklar için savaşıldığı;
yapılmalı. kim bilir kaç şehit düştüğünü düşünmek bam-
Tuğba BOYNUEĞRİ başka bir duygu.
Bu gezi süresince beni en çok etkileyen ise
Abide’ye gittiğimiz zaman rehberimiz bize olay-
Her yıl 18 Mart’da televizyonda Çanakkaleyle
ları anlatırken, askerlerin “Her şey vatan için”
ilgili belgeselleri, programları ilgiyle izlerdim.
diye bağırarak gelmeleri oldu. Ve daha sonra
hep beraber İstiklal Marşı’nı söylememiz. O an
gerçekten çok duygulandım. Ayrıca çok da
gururluydum. Hiç yaşamadığım duygular
içindeydim. O yüzden ifade etmek biraz zor.
Ayşenur ÖZKAYA
122
eğlenceden sonra saat 11’de Çanakkale’ye
doğru yola çıktık. İlk gün Truva ve Assos’a
gittik. 2 gün Gelibolu Yarımadasına gittik.
Orada savaş alanını gördük. Sonra Şehitlik-
leri gördük. Oradaki rehber öğretmen bize
savaşı anlattı ve bu Çanakkale savaşının çok
kolay geçmediğini anladık. Sonra Seyit
Onbaşı’nın nasıl 275 kilo topu kaldırdığını
anlattı rehber öğretmen. Sonra Körfeze
doğru yola çıktık.
Çok sağ olun değerli büyüklerimiz, böyle Esra ŞEKER
güzel bir organizasyon düzenlediğiniz için.
Türkeyi’nin kuruluşundan bu güne kadar Uyan gafletinden ey Türk Gençliği
atalarımızın bizler için neler yaptığını üç Bak! Nasıl da sızlıyor atalarının kemikleri
gün içinde gösterdiğiniz için. Bu geziler Ne canlar verildi, ne analar ağladı bir karış
gençlerimizin geçmişimiz hakkında olum- toprağım uğruna
suz düşüncelerini olumlu yöne çevrilmesi Al bayrağımızdaki ay yıldız özgürce dalgalan-
için çok önemli. Şehitlerimizin anıtları, sın diye
savaş alanları, o zaman yaşananlar insanı
hayretler içinde bırakıyor. Tüylerimiz diken Kem gözler her daim üzerinde iken cennet
diken oldu, gözyaşlarımı tutamadım. yurdumun
Atalarımızın bu vatanı kurtarmak için gös- Sen bilmelisin özünü
terdiği çaba müthiş bir olay. Her şey için Seni sen yapan ve geleceğin olan geçmişini
teşekkürler. Gezi çok güzeldi. Bakma artık sadece, gör tüm gerçekleri uyan
Özlem ATALAY
Bu vatan uğruna canlarını feda edenler seni
Sabah 5’te kakmıştık. Gençlik Merkezinden bekler.
Bilecik’e gittik. Orhan Gazinin Mezarını, Bu vatan Sana emanet…
Şehitlikleri gördük. Sonra tekrar Bilecik’e Kocaeli Gençlik Merkezi
doğru yol aldık. Orada yapılan güzel bir
123
dan tanıdığım, unutamayacağım dolu dolu bir
dört gün geçirdim.
Özellikle Çanakkale’ye hayran kaldım. Kendi
tarihimi, özdeğerlerimizi, bu vatan uğruna neler
yapıldığını, bizim bu toprakları kolay
almadığımızı ve kolay kolay da vermeyeceğimizi
bir kez daha anladım. Rehber bir gezide
gerçekten önemli bir yere sahip, rehberimiz bizi
gerçekten çok güzel bir şekilde bilgilendirdi.
Onun sayesinde bir çok bilmediğimiz konuyu
öğrendik.
Çanakkale deyince ilk önce akla gelen bura-
da yazılan büyük destandır. Bu destanın Uzun bir yolculuktan sonra elbette yorgunum şu
yazıldığı toprakları görmek hep hayalimdeydi. an ama bu yorgunluğa değen bir geziydi. Bize
Bu hayalimde Gençlik Merkezi sayesinde bu fırsatı verdiği için Gençlik Merkezine ve
gerçekleşmiş oldu. emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.
124
Yol boyunca hayal ettim Çanakkale’yi. Dillere
destan 90 yılı geride kalmış o eşsiz mücadeleyi.
Herşey rüya gibi başlamıştı içimde. İnanılmaz
duygular vardı. Adını koyamadığım birşeyler!
Yavaş yavaş yaklaşıyorduk, bütün benliğimi
duygularımı Çanakkale Destanı sarmıştı.
İşte Çanakkaledeydik. Adım adım geziyorduk
heryeri. İçim kıpır kıpırdı. Bambaşka bir yerdi
burası. Ayrı alemlere götürüyordu insanları.
Anlatılanları dinledikçe sanki yaşıyordum o
naştı. Belki de sıcak dostluklar kurul-
günleri.
du. Bunda hocalarımızın emeği de
Binlerce askerin Vatan uğruna yaptığı çok önemli bir husus. Bizimle çok iyi
mücadele, yüreklerindeki inanç ve iman ilgilendiler. Sıcak, dostça davrandılar.
gücüyle yılmadan savaşmaları. Analara Bu yüzden hocalarımıza da çok
yazılmış mektuplar. Kelimelere dökülmeyen teşekkür ediyorum.
onca şey. Ama içimde kopan fırtınalar.
Sonuç olarak bu gezinin amacına
Anılardan ve zihinlerden çıkmayacak eşsiz ulaştığına inanıyorum.
güzel yerler. Kelimelere sığdıramıyorum ama
Hüvel TÜRER
içimde yaşatıyorum. Geçmişimizin ve tari-
himizin kıymetini iyi bilelim. Bu topraklar kolay Çanakkale gezisi bizler için bir
elde edilmedi. dönüm noktası oldu. Zamanımız o
kadar güzel geçti ki daha önce hiç
Gençlik Merkezi Üyesi
tatmadığımız duyguları tattık. Ayrıca
bugüne kadar Çanakkale tarihi
Çok eğitici aynı zamanda da eğlenceli bir gezi hakkında aslında pek birşey
oldu. Yakın tarihimizi tüm ayrıntılarıyla bir kez bilmediğimizi anladık. Rehberimiz
daha gözden geçirdim. Osmanlı Devleti’nin Ahmet beyin sayesinde gerçekten
temellerinin atıldığı merkezleri gezdik. Bu aklımızdan silinmeyecek bilgiler
büyük devletin hangi temeller üzerine kurul- edindik. Bu güzel gezi için üyesi
duğunu öğrendik. Ayrıca gezinin gençlerin olduğumuz Gençlik ve Spor İl
sosyalleşmesi açısından da çok faydalı Müdürlüğüne ve Gençlik Merkezine
olduğunu gördüm. İnsanlar birbirleriyle kay- çok çok teşekkür ediyorum.
Umarım biz gençlerin yön-
lendirilmesindeki bu başarıları devam
eder. Gençlik Merkezindeki bu gezi
için emeği geçen herkese ayrıca
teşekkür ediyorum.
Veli ODABAŞI
125
malzemesiz olarak nasıl savaşmışlar daha sonra
İnönü şehitliğine gittik ve sonra Çanakkale’ye
doğru yola koyulduk.
Çanakkale’de benim için en önemli yere
gelmiştik. Atalarımızın vatanımız için canlarını
hiç düşünmeden verdiklerinin bir göstergesi
olan bir yere gitmiştik. Seyit Onbaşı ile
başladığınız gezi 57. Alay Şehitliği, Çanakkale
Şehitliği ve Abide gördüğümüz siperler ve
bence hepsinin vermek istediği anlam aynı
Gezimiz Bilecik’teki Osmanlı Devleti’nin olmalı. Oraların nasıl kazanıldığı... vatanımızın
manevi kurucusu olan Şeyh Edebali türbesini ne büyük bir tehlike atlattığı ve o toprakların
ziyaretimizle başladı. 600 sene 8 kıtaya şehit kanlarıyla sulandığı... Biz de onları
hakim olan Osmanlı İmparatorluğu’nun gördüğümüz gibi aynı onlar gibi olmalıydık.
manevi kurucusunun huzurunda olmak beni Yani Yahya Çavuş, bir Seyit Onbaşı olmalıyız.
çok duygulandırdı. Daha sonra Osmanlı Damarlarımızda onların hissettiklerini hisset-
Devleti için ayrı bir önemi olan ve bir dünya meliyiz. Gezinin en sevdiğim kısmı Gelibolu
devleti olan Osmanlı imparatorluğu’nun bölümüydü.
bağımsızlığını sağlayan Osman Bey adına
Ahmet İYİSAN
verilen hutbeyi okuyan o büyük alim Dursu
Fakıh’ın türbesini gezdik. (Dursu Fakıh
Osman beyin bacanağıdır.) Söğüt’e Bugün benim için çok farklı bir gündü. Diğer
geçtiğimizde Osmanoğulları Beyliğinin temeli günlere yada yaptığım gezilere göre daha heye-
olan kayı boyunun lideri olan Ertuğrul canlı daha da istekliydim. Çünkü gittiğim yer
Gazi’nin türbesini gezdik. Burada hanımının Çanakkaleydi, bence orası her Türk vatan-
mezarı ve oğlu Osman Bey’in manevi kabri daşının görmesi gereken yerlerden birisi. O
vardı. Kurtuluş Savaşı’nın en önemli kahraman Türk Askerlerinin canla başla bir an
savaşlarından olan I. ve II. İnönü Savaşları’nın bile düşünmeden nasıl kahramanca savaştığını
geçtiği Metris tepeye geçtik hava sisli olduğu belkide en iyi anlatan yerlerden birisi orası işte
için tam olarak her yeri göremedik. Şunu içimde o buram buram kahramanlık kokan,
anladım biz arabayla oraya çıkmakta zor- şehitlerimize kucak açmış bir yere gitmenin
lanırken atalarımız düşmanla orada heyecanı vardı. İlk olarak Bilecik’e gittik, orada
türbeleri ziyaret ettik, daha sonra birbirimizle
daha çok kaynaştık.
Belki o anları, o savaşları görmedim ama
anlatılanlar bile insanın tüylerini ürpertmeye
yetiyor.
Derya ULUALAN
126
Orada ne Türk, ne Kürt, ne Çerkez, ne alevi, ne
de sunni ayrımı yapıldı. Hepsi can-ı gönülden
bir dakika sonra öleceklerini bile bile savaştılar.
Vatan için her şeyin yapılacağını, milli birlik ve
beraberliğin en zoru bile başaracağını anladık
bu gezide. Her Türk Gencinin oraları görmesini;
neler pahasına yurdun kazanıldığını
benimsemesini isterim.
Neslihan S. KÜÇÜKER
127
Kabatepe müzesine girdiğimizde neredeyse
hepsi yabancıydı. Buna biraz üzüldüm,
doğrusunu söylemek gerekirse. Bizim kendi
insanımız Çanakkale’ye gelmeye üşeniyor ama
millet ta Japonyalardan, Almanyalardan
ülkemizi gezmeye geliyor.
Ezgi ORAN
128
sergileme fırsatı buldular. Yörelerimize ait oyun-
larla, şarkılarla eğlendik şiirlerle duygulandık.
Daha sonra Çanakkale’ye uzanan yolda
giderken Mardin ilimize ait şarkıları, türküleri
hep bir ağızdan söyledik.
Çanakkale gerçekten görülmeye değer bir şehir.
Şehitlikleriyle, Truvasıyla, Asosuyla, antik
müzeleriyle, tiyatrolarıyla büyüleyici bir şehir
Çanakkale’yi anlatmak için yaşamak, havasını
solumak, yaşanan zorlukların farkına varmak,
zaferlerin haklı onurunu kazanmak gerekir.
Çanakkale gezisinden sizlere bazı şeyler
Çanakkale bana göre zor elde edilen güzellik-
nakletmek istiyorum. Gezimiz Truva ile
lerin, onurunu, şanın ve vatan sevgisinin nelere
başladı. Truva Hamerus’un kenti olarak bilin-
mal olduğunu gösteren bir simge. Atalarımızın
mektedir. Daha demirin bile bilinmediği erken
canlarını, mallarını, çocuklarını gözlerini
tunç çağlarına kadar uzanıp 5000 yıllık sur
kırpmadan feda ettiği bir vatanda yaşadığımız
duvarları tarihin en muhteşem savunma siste-
asla unutmamalı ve bu duruma layık bir şekilde
mi ve dilere destan Truva atını, gördüm.
yaşamalıyız. Gerektiği zaman bizlerinde şehitle-
Assos kalesinin manzarası görülmeye değer- rimizin kanıyla sulanan vatanımız uğruna
di. Bir tarafta Ege denizi bir taraftan da çekinmeden can verebileceğimizi öğrendim.
Marmara denizi muhteşem bir şekilde
Müzeyyen KÖSESOY
görünüyordu.
Ve Yüce Şehitlerimiz;
Çanakkale
Türk’ün o şanlı zaferini bilhassa kendi içimde
yaşadım. Çünkü bastığım her yerde Evet Çanakkale bazı şeyler vardır anlatılmaz
şehitlerimizin o kutsal kanı vardı. Onlar neler yaşanır buda öyle olsa gerek o yüzden sadece
feda etmedi ki bu vatan uğruna... dilime getirebildiklerimi şu kağıda dökeyim.
Tuba KOÇ Gideceğim zaman bu kadar etkisinde kala-
cağımı tahmin etmiyordum. Fakat üzerinden
günler geçti ama ben etkisinden hala kurtula-
Müthiş bir organizasyonla yola çıktığımız madım. Aslında kurtulmakta istemiyorum.
gezimizde ilk durak olarak Bilecik Gençlik Maneviyatı bu kadar zengin bir yere iyi ki git-
Merkezi tarafından karşılandık. Sıcak seve- mişim iyi ki böyle güzel bir şansı biz gençlere
cen, atmosfer bizleri çok sevindirdi hazırlanan tanımışlar. O gün bu gündür gittiğim her yerde
özel gece eğlencesinde Gençler yeteneklerini anlatıyorum herkese bu kadar heyecanla nasıl
anlatıyorsun diyorlar. Bide görseler ne derler.
Rahatsızlığımdan dolayı belki her şeyi net
anlatamam.
Zaman da yolculuk son buluyor hepimiz geri
dönüş yolundayız ve ben dönerken hiçbir şeye
yabancı olmadığımı hissediyorum. Sanki ben o
anı daha önce yaşamıştım. Önce rüyamda
gördüğümü düşündüm ama sonra düşününce
bizden öncekilerin yaşamlarının beni etkilediğini
ve sanki onlarla yaşamışım gibi geldiğini fark
ettim. Hiçbir zaman aklımdan gitmeyecek
gezim burada son buluyor ama yaşananlar her
zaman aklımda. Teşekkür etsem de az gelecek
bu güzellikler hayatım da bir iz taşıyacak evet
Atam izindeyiz.
Aycan ÖZMEN
129
Cumartesi sabahı Çanakkale Güzel Yalıdayız.
Denizin kulağımıza fısıldadığı, kuşların en
güzel şarkılarını bizim için söylediği
muhteşem bir yer. Daha önce mavinin bu
kadar tonunun bir arada olduğunu
görmemiştim.
Nefise CAM
130
Adım Necati KISAÇ 12 yaşındayım. İlk kez ailem-
den ayrı böyle bir geziye katıldım. Döndüğümde
kendimi çok bilgiyle yüklü ve mutlu hissediyor-
dum.
Bayram TETİKOĞLU
131
ile evlendiğini söyledi. Bu 2 yeri gezdikten
sonra kaldığımız yere yani Çanakkale Gençlik
Merkezine geri döndük. Erkenden yattık
çünkü yarın bizi daha güzel bir gezi bekliyor-
du. Sabah erkenden kalktık ve kahvaltımızı
yaptık. Feribotla Eceabat’a geçtik. Burada
Koca Seyid’i, Şahin dere şehitliğini,
Mehmetçik Abidesini, Seddülbahir’i gezdik.
buradan sonra Alçı tepe’de öğle yemeği
yedik. Öğle yemeğinden sonra Kaba tepe
müzesi, Anzak köyü, 57. Alay şehitliğini ve
Bilecik Gençlik Spor Merkezinde kah-
conk bayırı’ı gezdik. Burada Atatürk’ün
valtımızı yaptıktan sonra buradaki tarihi yer-
gözetleme yerini gezdik ve Atatürk’ün burada
leri ve türbeleri gezmeye çıktık. İlk gittiğimiz
askerlerine söylediği sözler akla geldi” Ben
yer Şeyh Edebali türbesiydi. Türbeyi ve
size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum”
buradaki birkaç tarihi yerleri ve türbeleri
dediği ve savaşı başlattığı. Atatürk burada
gezdikten sonra Bilecik Gençlik Merkezine
aldı göğsüne kurşunu, saati parçalanmıştı
geri döndük. Tabi burada da herkesi bir
ama çelik gibi umutları vardı. Türk halkının
heyecan sarmıştı. Çünkü akşam Gençlik
geleceği için orada 250 bin asker şehit ver-
Merkezinde kaynaşma gecesi yapılacaktı.
mişiz. İşte burada anlam kazanıyor bir
Sivas, Manisa ve Muğlalılar hepimiz bu
destandır Gelibolu sözü...
gecede eğlendik. Gerçekten eğlenceli bir
kaynaşma gecesiydi. Tuğba BALTACI
Hameros’un kentine yani Troya gittik. Bize
rehberimiz en güzel bir şekilde anlattı.
Eşsiz şehri dolaşmaya başladığımızda içimde
Daha sonra burada 5000 yıllık sur duvar-
kocaman bir heyecan vardı. Her biri geçmişi
larını, tarihin en güzel savunma sistemini ve
simgeleyen eserleri gezmeye, görmeye
dillere destan Truva atını gezdik. Buradan
başladığımda, o şansa sahip olmanın
sonra Aristo’nun kentine yani Assos’a gittik.
getirdiği bir mutluluk kapladı içimi. Bu mutlu-
Rehberimiz Aristo’nun burada bir felsefe
luk yavaş yavaş geçmişimizin binlerce şehit
okulu kurduğunu ve Assos kentinden bir kız
verilerek bir dilim katı ekmek ve bir tas üzüm
hoşafı içilerek günlerin geçirildiği yerlerde
yerini acıya bırakıyordu. Ya şehitlerimizin
yaşadığı acılar? Ama bu acılar vatan aşkının
yanında neydi ki? Koca bir hiç. Gerçekten her
132
bastığım adımda Mehmetçiklerimizin gözlerinde-
ki gurur, yüreklerindeki cesaret geldi gözümün
önüne gerçekten Çanakkale’yi yaşamak
lazım.Tüm bunların arkasında koca bir sahne,
koca bir yürek, koca bir kahraman MUSTAFA
KEMAL en ön siperde yüreğindeki sonsuz vatan
aşkıyla damarlarındaki coşkun millet sevgisiyle
ölüme meydan okudu, eşsiz şehrin eşsiz kahra-
manı
Hicran DURAN
Sahipsiz vatanın batması haktır, sen sahip olur- larını vatanı uğruna feda etmişlerdir.
san batmayacaktır. Düşman Çanakkale Boğazı’nı İkinci saldırıda atalarımız düşmanı
geçerek, İslam aleminin ümidi ve kalesi olan anında vurmuşlar. Bu savaşta bir
İstanbul’u ele geçirmek, itilaf kuvvetlerine metrekareye 6000 kurşun gelmiş buna
Rusya’ya giden yolu açmak istiyordu. rağmen Türkler yılmamış ve Türk mil-
Çanakkale savunması imanın, idealin ve letinin canı, geleceği için kendilerini
cesaretin; fenne ve teknolojinin her türlü silahına siper etmişler. Türk kadınları düşman
karşı direnişi olmuştur. İngilizler Seddülbahir’de askerleri gelip namuslarına göz
tahmin etmedikleri bir dirençle karşılaşmışlardır. dikmesin diye kendilerini hayvan pislik-
Kendinden o kadar emin olan itilaf devletleri ilk lerine boyayıp, çocuklarını düşmana
saldırılarında başarılı olamamışlar ve geri karşı gönderip her tarafta yardımcı
çekilmek zorunda kalmışlardır. Bu savaşta birçok olmaya koşmuşlardır. Bu savaşta Türk
gencimiz şehit olmuştur. Ülkemizdeki asker milleti diğer milletlere Çanakkale’nin
sayımız azalmış ve diğer saldırı için eli silah tutan geçilmez olduğunu bir kez daha kanıt-
40 kiloyu geçen herkes savaşa alınmıştır. Türk lamıştır.
milleti, vatan ve milletini kurtarmak için, Fatma ÇELİK
İngilizlerin dünyanın çeşitli yerlerinden toplayıp
getirdikleri düşman ordusuyla savaşmış ve can-
133
Türkiye’de istediğimiz konumda olabilmemizde
büyük rol oynayan büyüklerimizin yaşam tarzı,
bulundukları yerler ve daha da önemlisi ölüme
kadar süren kardeşlik hikayeleri içimi ürpertti.
Sanki o an bende savaşın içindeymişim gibi belli
belirsiz duygulara kapıldım. Bütün yorgunluğu-
ma, bıkkınlığıma rağmen her şeyi unutup,
Çanakkale’ye öz memleketim gibi baktım.
Çanakkale… Çanakkale… Çanakkale…
Kültürünle tarihinle öz geçmişinle varsın ve hep
öyle kalacaksın
134
Beklediğim gibi güzel geçti. Çok yararlı ve
eğitici olduğunu düşünüyorum. Herkesin fay-
dalandığını düşünüyorum. Sizlere teşekkür
ediyorum.
Mediha GÜNER
135
insanın yaralandığı topraklarda gezmek,
anlatılanları dinlemek sanki insanı o zamana
alıp götürüyor.
Burada gördüğüm Çanakkale hayal ettiğim
Çanakkale’den çok daha güzel, Ne Mutlu
Türk askerlerine ki bizlere bu kolaylığı
sağladınız.
Ebru ONGUN
136
Bence anlatmak değil gelip görmek çok
önemli birde o şehitlerimizin yerinde
olmayı çok isterdim.
İnşallah şehitlerimizin kemiklerini sızlatla-
tacak hiçbir şey yapmamışızdır.
Nur içinde huzur dolu yatsınlar
Tuğba DANA
137
mezarlığında her gün esen o rüzgar belki de
onların bize söylediği bir türküydü, belki de
isyandı şimdiki zamana…
Duygu BAŞKAYA
Önce Bilecik’e gittik. Osmanlı Devleti’nin Evlatlarını bu topraklar için şehit olmaya gön-
kurulduğu yerleri görmek canlı canlı deren anaların ellerinden öpüyorum. O
yaşamak, hem bir gurur hem de buruk- şehitler sayesinde tarih yazılan Çanakkale’yi
luk verdi. Küçük ama şirin bir İl’di. Ve gördüm. Savaşılan yerlerdeki insan üstü
sonra Çanakkale fedakarlık örnekleri beni duygulandırdı.
Bildiğim gerçek, bastığım yerlerin altında
Yemeğe,içmeye hiçbir şey bulamazken
onlarca şehidin durduğuydu.
karda kışta kanının son damlasına kadar
mücadele veren o aziz şehitlerimizi nasıl Çanakkale’nin doğal yapısının korunarak,
sığdırabilirim şu kağıda?...Nasıl burayı açık hava müzesi haline getiren yöneti-
kıyaslayabilirim o zamanla bu zamanı? cileri kutluyorum. Her Türk gencinin
Çanakkale’yi görmesi, vatanımızın nasıl
İnsanların tüylerini ürperten bir destan
savunulduğunu öğrenmesi gerekir.
vardı. Çanakkale’de gözleri dolduran
anıtlar, göz boyayan bir doğa vardı. Öyle Çanakkale’de kaldığım iki gün beni çok
de bir rüzgar vardı ki… Aslında, şunu büyüttü, bana çok şey öğretti, tarihin yanın-
düşündüm o an. Çanakkale şehit da, güzelliği, güzelliklerin yanında arkadaşlığı
öğrendiğim için şanslıyım. Bu güzel olayları
bize yaşatanlara minnettarım.
Ercenk ÖZEL
138
Bir Türk genci olarak vatanım ve bayrağım
için hiçbir şey yapmadığımı hissediyordum.
Sevmek diyordum kendi kendime vatanı ve
bayrağı sevmek; insanların dillerinden
düşürmediği sözcükler evet bunları söyle-
mek yada başkasından duymak çok güzel.
Peki vatanımızı severken onlar için ne yap-
tığımızda önemli değil mi?
Mehmetçiklerimi, dedelerimiz, babalarımız,
ağabeylerimiz ve onlara her zaman yardım
eden analarımız, Türk kadınları onlar vatan
ve bayrak sevgisi için savaş meydanlarında
ölüm kuyruğuna girdiler. Conk Bayırı’ında,
Anafartalar’da ve daha bilmediğimiz ülke-
mizin dört bir köşesinde.
O topraklarda gezerken üzerimde bir ağır-
lığın kalktığını hissettim. İçimdeki mutluluğu
sizlere anlatmam imkansız ancak şunu
söylemek isterim ki; Görevini yerine getiren
insanların duyduğu huzur ve mutluluğu
yüreğimde hissediyor, o güzel insanları
bugüne deyin ziyaret etmemenin hüznünü
içimden atamıyorum.
Hanım GÖK
139
Bilecik’e ulaştığımızda gençlik merkezinde
kahvaltı yaptıktan sonra rehberler eşliğinde
türbeleri gezmeye çıktık. Türbelerin farklı
kokuları ve farklı hikayeleri vardı. Bilecik’te
İpek yolunu, kervansarayların zamanı öğren-
mesi için yapılan saati ve çok beğendiğim;
içindeki birçok şey el yapımı olan Yörük çadır-
larını görebildik… Bilecik’te beni en fazla
etkileyen İnönü şehitliği oldu… Bu şehitlikte
onlarca mezar vardı. Her mezarda 15 (on
beş) kadar kişinin olabileceği söyleniyordu.
Bilecik ve Çanakkale gezisi benim için
Bu mezarların üzerinde isim yazmıyordu.
son derece yararlı oldu. Çünkü bu yerleri
Sadece ay yıldız vardı. Şimdi isimlerini dahi
daha önce görme imkanı bulamamıştım.
bilmediğimiz bu şehitler bizlerin ay yıldızlı
Böyle bir geziye katıldığım için kendimi
bayrağımızın altında huzurlu yaşayabilmemiz
şanslı görüyorum. Bence bu yerleri her
için can vermişlerdi.
Türk gencinin gezip görmesi gereklidir.
Çünkü bu iller tarihimizde çok önemli yer Çanakkale’deki gezimiz oradaki rehberler
tutuyor. Tarihin akışını değiştiren eşliğinde başladı. Truva Atı, efsane masalları,
Çanakkale savaşında şehit olan ecdat- büyük bir özenle yapılan duvarları, farklı
larımızın savaştığı yerleri gördüğümde inanç ve kültürlerden kalan izleriyle
gerçekten bu vatan toprağının her Çanakkale adeta masallar diyarı. Her yerin
parçasının ne kadar kutsal olduğunu farklı olağan dışı bir hikayesi var.
anladım. Özellikle Çanakkale’yi gezerken Aysel BERKSOY
tüylerim diken diken oldu. Kulaklarımda
her zaman Atatürk’ün şu emri çınlıyordu:
“Ben size taarruzu emretmiyorum, 22-24 Ağustos tarihleri arasında gerçek-
ölmeyi emrediyorum.” Böyle bir tarihe ve leştirdiğimiz Bilecik – Çanakkale ve şehitlikler
kutsal bir vatana sahip olduğum için Gezisi’nde birçok tarih ve kültürel kalıntılar
kendimi şanslı hissediyorum. görerek geçmişimizi tanıma imkanı bulduk.
Selma İNCE Kendi tarihi bilgilerimizin gerçekliğini test
ettik.
İlk olarak gittiğimiz Bilecik gezisinde tarihi
türbe ve şehitlikleri gördük. Osmanlı’nın ilk
başkenti olan Söğüt’ü de ziyaret ederek
rehberlerimizden burası hakkında bilgi aldık.
Daha sonra tarih sayfalarımızın şüphesiz en
140
önemli yeri olan Çanakkale’ye gittik. Orada
yapılan büyük savaşı yerinde, kalıntılarıyla görerek
o savaşın önemini bir kez daha anladık. Orada
gördüğümüz atalarımızın hala kanı üzerinde
duran giysileri, ayakları içinde kalmış ayakkabıları,
başlarından kurşun geçmiş kafatasları savaşın
boyutunu ve önemini bize anlatmaktaydı.
Murat Hasan BALLİ
141
Düşmez düşman eline
Bu kahraman milletin
Boğulurlar seline
Bilecik’te kuruldu
Osmanlı’nın düzeni
Viyana’ya dayandı
Bilecik ve Çanakkale, Şanlı Türk tarihinin
Şanlı devletin eli
en önemli merkezleridir. Bilecik Viyana
kapılarına kadar dayanan 600 yıl hüküm Geçilmez Çanakkale
süren Osmanlı imparatorluğunun kurul-
Geçemedi düşmanlar
duğu yer. Çanakkale Türk’ün son kalesi
yüz binlerce şehit verilerek yedi düvelin Yüz binlerce şehidi
mağlup edildiği yer. Her Türk gencinin Almıştır o toprak
ülkemizin nasıl vatanlaştığını ve bu gün-
Mustafa TİRYAKİ
lerimizin kıymetini iyi bilmeleri için mutla-
ka görmeleri icap eden yerlerdir.
Günümüzde bile süren sonu bitmek bilmeyen
bir tartışma var ya hani “Çok gezen mi yoksa
Rize’den çıkıp geldik
çok okuyan mı bilir? Bu bir tek yer için geçer-
Biz Bilecik İline li değil. Orası da Çanakkale
Severiz TÜRKİYE’Yİ Okudukça tüylerimizi diken diken eden yerleri
Bu böylece biline görmek bambaşka bir şeymiş. Gözlerimi kırp-
madan baktım her yere, her noktasına, her
Bizim güzel yurdumuz
taşına. Bu yazdığım şeylerin aslında hiçbir
manası yok, çünkü yazarak anlatacağım
hiçbir şey yok. O kadar şehidin can verdiği
topraklar da tek yapabildiğim dinlemekti.
Sessizliği ve o havadaki tarifsiz uğultuyu.
Çanakkale öyle bir yer ki ruhunuzu alıp başka
bir yere götürüyor. Herkes orayı görmeli.
Görmezse çok şey kaybedeceğini de bilmeli.
Bilecik de bulunmak ise bambaşka bir keyifti.
Osmanlının kurulduğu yeri görmek ise bana
şaşkınlık verdi. Ufacık bir yerden koca bir
imparatorluğa. ATAM ne güzel demiş “Bir
Türk cihana bedeldir”. Bu gezide emeği olan
herkese teşekkürler.
Caner ÇELİK
142
Bilecik gezisinde beni en çok etkileyen yer
Kocatepe bizim bile şapkalar montlar ve atkılar
takmamıza ve iliklerimize kadar üşümemize rağ-
men, dedelerimizin dedeleri o soğukta üzerlerinde
doğru düzgün giyecekleri yokken orada savaş-
maları beni duygulandırdı. Çanakkale gezisinde
ise en çok etkilendiğim olay en son durağımız olan
müzeydi. Müzedeki bir kalıntı çok kötüydü. Bir
askerin ayakları postalında kalmıştı. Onu görünce
bir an dona kaldım.
Nejdet AVCI
143
Çanakkale gezisi boyunca tarihimizle ilgili
duyduğumuz gerçeklere birde görsel olarak
şahit olduk. Gerçekten çok etkileyici bir geziy-
di. Türklüğümüzle birkez daha gurur duyduk.
Gökhan KÖSTERELİ
144
Katılmış olduğum Bilecik ve Çanakkale
gezisinde bilmediğim bir çok şeyi öğrenme ve
görmediğim yerleri görme imkanı kazandım.
Ayrıca daha önce edindiğim bilgileri gezi
sırasında gezip gördüm ve rehberimizin
anlatımlarıyla pekiştirerek bilgimi arttırdım.
Daha önemlisi yeni bir ortamda yeni insanlar
tanıyıp, yeni arkadaşlar edindim. Ve bu gezi
benim için iyi bir deneyim oldu.
Adem ŞENOCAK
145
olmadığımızı anladık ve bize bizi düşman
gösterenleri hatırladık.
İbrahim Emre ERMAN
146
lar eşsizdi. Bunu ancak yaşayan anlar. Ama
şunu bilin ki şimdi geleceğime ve yurdumun
geleceğine daha hırsla, daha inançla bakıyo-
rum.
Özlem KÜÇÜK
147
Destanlar şehri Çanakkale
Birinci Dünya Savaşı Osmanlı devleti’nin
istemeden de olsa girdiği ve insanlık tarihinin en
kanlı geçen savaşıdır.
Bizler Sivas Gençlik Merkezi olarak
Çanakkale’ye geldik. Çanakkale’yi görmek
hepimiz için inanılmaz bir duyguydu. Aramızda
önceden giden olmadığı için herkes rehberi bir
sevinçle, bir heyecanla dinliyordu. I. Dünya
Savaşı’nda Çanakkale Cephesi açılmıştı. Bu
Cepheye Osmanlı İmparatorluğunun çökmesi ile
Bugüne kadar tarih adına hiç bir şey bilmiyor- işgal edilen vatan topraklarını, kurduğu milli
muşum meğer. Çanakkale aslında tarihimizi, ordularla kurtaran, hem Türkiye Cumhuriyeti’ni
bizi, biz Türkleri tam manasıyla yansıtan bir kuran hem de yaptığı yenilikler ve koyduğu
mekan. ilkelerle onu güçlü medeni bir ülke yapan devlet
O kadar karmaşık duygular içerisindeyim ki adamı M. Kemal Atatürk bulunuyordu.
düşüncelerimi tam manasıyla yansıtamıyorum Neslihan YILDIRIM
bile. Ama bu karmaşıklık beni daha da çok
tetikliyor yani, bugüne kadar geçen
zamanımın boş geçmesinin ızdırabını daha bi BASTIĞIM YERLER…
içim sızlayarak çekiyorum Çanakkale’de
Çanakkale’de gerçekten dedikleri gibi o savaş
vatanı kurtarmak uğruna canlarını hiçe
duygularını tattım o kutsal yerlerin gerçekten
sayarak düşmana karşı savaşan askerlerimizin
değerli olduğunu anladım. Okullarda yapılan
ayak bastıkları, yattıkları ve kan döktükleri
törenlerde neler anlatılır ve onların ne anlatıl-
toprakların üzerinde yürümek o kadar güzel
mak istediğini anlamazdım ama o yerleri
bir duygu ki şu an bile tüylerim ürpertiyor.
gördükten sonra bize verilenleri anladım.
Buşra TUFAN Oradaki dakikaları hissettim, yaşadım.
Bizlerin bile birbirimize vermediğimiz değeri ata-
larımız canlarıyla kanlarıyla korumuşlar ve bütün
dünyaya Türkleri ispatlamışlardır. Bu dünyadaki
değerimi anladım. Kimbilir belki bastığım her
adımda üst üste kefensizce yatan yüzlerce
dedelerimiz atalarımız vardır. O anda kuş olup
oraları çiğnememek isterdim. Attığım adımda
sanki bana toprak basma diyordu. Mehmet Akif
Ersoy’un
Bastığın yerleri toprak ! diyerek geçme, tanı;
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı;
Sen şehit oğlusun, inciltme, yazıktır, atanı;
Verme, dünyaları olsanda, bu cennet vatanı.
Dizelerinden daha iyi kendimi ifade edemezdim.
Elif Dilara YEŞİL
148
11.05.2006 Çanakkale gezisi benim Daha önce hiç Çanakkale’ye gitmedim ama
hayatımda yeni bir dönüm noktası oldu. çok merak ederdim ve bu merakımı Gençlik
Bu gezide o kadar çok şey öğrendim ki Spor sayesinde çözdüm.
gerek tarih gerekse dostluk, arkadaşlık ve
Çanakkale’ye gitmemizin amacı orada
daha güzel bir paylaşım.
gezmek değil ordaki topraklar üzerinde
Çanakkale ve Bilecik’te çok güzel farklı oynanan oyunları ve bizim bugün böyle rahat
insanlar tanıdım. Hepsi o kadar sıcaktı ki bolluk içerisinde yaşamamızı sağlayan ve
gerçekten bu gezinin olması beni çok Hürriyetimizi bize veren Kemal ATATÜRK’ün
mutlu etti. Böyle bir gezi her insana kıs- o topraklar da verdiği mücadeleyi hissetmek.
met olmaz ben kendimi çok şanslı bulu- Savaş yapılan yerleri Kemal ATATÜRK’ün,
yorum. Umarım bütün kardeşlerime nasip Seyit onbaşının vb. kahramanların mücadele
olur. ettikleri yerleri ve heykellerini canlı olarak
gördük.
Merve ŞELLİ
Kasım AKILLI
149
Bu tür gezilerin başka amaçları da vardır.
Bunların en önemlisi değişik yerlerden, hiç
tanımadığımız insanlarla beraber oluyoruz. Bu
da hayatımız açısından çok önemlidir.
Gerçekten de bu geziye katıldığım için son
derece mutluyum. Umarım diğer arkadaşlar
da mutlu olmuşlardır.
Mahmut ÜREN
Gençlik Spor İl Müdürlüğü tarafından hazır- İlk başta bu gezinin benim için çok faydalı
lanan bu yılki gezimiz Bilecik ve olduğunu belirteyim. Geçmişini bilmeyen gele-
Çanakkale’ydi. Bugüne kadar kitaplardan, ceğinde başarılı olamaz. Bu sözden ders alarak
dergilerden başka kaynaklardan duyduğumuz herkesin bu tür etkinliklere katılmasını istiyo-
tarihi olayları, çağları artık gözlerimizle rum. Hiçbir şekilde burada anladıklarımı kesin-
gördük. likle okulda öğreneceğimizi sanmıyorum.
Uygulama, görme ile anlatma hiçbir zaman bir
olamaz. O tarihi eserleri gördüğümde gerçek-
tende duygulandım.
Muhammed ANIK
150
Ben İdil Lisesinde Abdulgafur UZUN. İlk önce
bu tür faaliyetlerde bulundukları için il gençlik
spor müdürlüğüne teşekkür ediyorum.
Ben hayatımın en güzel gezisini ve tüm
dünyanın ortak bir eseri olan Truva antik kenti-
ni, bir kahramanlık adasından Gelibolu adasını
yani şehitler diyarını gezdim ve hayran kaldım.
Ben bir Şırnaklı olarak bu diyarların gezilmesini
her hemşerime tavsiye ediyorum. Nasıl her
yolun bir sonu varsa, her hayalinde mutlu bir
sonu vardır ve biz bu hayalleri gerçekleştirdik.
Abdulgafur UZUN
151
kez daha hayretler uyandırmış ve daha önce
öğrenmediğim bilgilere ulaşmıştım.
Ceyhan İLERİ
152
durağımıza gittik. İlk durağımız Şeyh Edebali
türbesiydi. Daha önce Edebali hakkında
hiçbir şey bilmezken şimdi ise Osmanlı
İmparatorluğunun kurulmasında büyük
önemi olduğunu biliyorum. Söğüt’e git-
tiğimizde Ertuğrul Gazi müzesini ve türbesini
gezdik. Bu sefer ki durağımız İnönü
şehitliği’ydi. 141 mezar vardı. Her mezarda
da 10-12 tane şehit yatmaktaydı. Bu askerler
1. ve 2. İnönü savaşlarında şehit olmuşlardı.
Bilecik’ten ayrılmadan önce bizim için bir
parti verilmişti. Partide çok eğlenmiştik.
Sonra on bir gibi yola çıktık.Sabah saat yedi
gibi Çanakkale’ye varmıştık. Bir antik kent
olan Truva’ya gitmiştik. Truva 5000 yıllık bir
geçmişe sahip olup 10 katmandan oluşmuş-
tur. Son katman olan 10. katmanda ise
Türkler yaşamaktaydı. Gelibolu’daki şehitlik-
leri daha önce gezmiştim. Ama yine de her
gidişimde içim pır pır ediyordu. O kadar
insanın öleceklerini bile bile bizim için can-
larını çekinmeden vermeleri herhalde her
insanın içinde birazcıkta olsa bir kıvılcım
oluşturur.
Tuse MALTEPE
153
Çanakkale’ye gitmeyi herkes gibi bende çok
istiyordum. Oraları gezip, bizlerin bugün yaşa-
masını sağlayan atalarımızın şehit oldukları
yerleri görmek benim için çok önemliydi.
Oraları gidip gördüğüm için çok şanslıyım.
Çanakkale’deki manzarayı görünce geçen
tarihimizi görmüş yaşamış gibi oldum.
Askerlerimizin bilek gücü ve alın teriyle birlikte
iman güçleriyle kazandığı bu savaş yerlerini
görmek çok gurur vericiydi. Gerçekten bizlere
Benim için Çanakkale’ye gidip tarihimizi o ilimizi öğretmek için çabalayan, bunlardan
bizim için savaşıp kanlarını, canlarını ders almamızı sağlayan herse teşekkür ediyo-
veren aziz şehitlerimizi ziyaret etmek ve o rum.
günleri hissedip tekrar yaşamak hayaldi.
Merve BAYLAN
Hala hayallerimin gerçek olduğuna
inanamıyorum. Buradan ayrılırken büyük
gurur ve mutluluk duyuyorum. Bilecik Çanakkale gezisinde bize tarihimizi
Allah tüm gençlere nasip etsin ve tarihini öğrettiğiniz için teşekkür ederim. Benim de
unutup bilinçsiz yaşayanların kendilerine hayallerimden biri Çanakkale’yi görmekti.
gelmesini nasip etsin. Çünkü Çanakkale büyük bir savaşın yaşandığı
yerdi ve bu topraklarda bizim atalarımız
Son olarak o mübarek insanların bıraktığı
savaştı ve kan döktüler. Bu güzel mekanı
emanete sahip çıkmanın Türk milletinin
görme fırsatı verdiğiniz için emeği geçenlere
en önemli görevi olduğunun bilinmesini,
teşekkür ederim.
o güzel yerlerin herkese anlatılmasını ve
korunmasını istiyorum. F. Mustafa DOĞAN
Mihrap TOKATLI
154
Bir milletin, cephede savaşan evlâtları Savaşta Mehmetçik; hisseden, duyan varlık
dünyayı hayretler içinde bırakan kahramanlıklar halinden çıkar, düşmanını ezen, yakan, kavuran
yaratmışsa, hiç şüphe yok ki; o milletin yalnız bir ateş kütlesi olur ve yurdunun masum toprak-
cephede savaşan erleri değil beşik sallayan larına göz diken düşmanını yok eder.
anaları, okul çağındaki evlâtları ve ak saçlı ihti-
Mehmetçik, tarih boyunca zaferden zafere,
yarları, sonuç olarak bütünü kahramandır.
alevden bir sel gibi akıp gitmiş ve geçtiği her yerde
Bütünü kahraman olan bir milletin fertlerini uygarlık, asalet, adalet izleri bırakarak yeni
ismen ayırt etmek, kahramanlıklarını sayabilmek ülkelere doğru ilerlemiş ve bazen de kendi yurdu-
ise imkansızdır. İşte onları hepsini bir tek adla mu, özgürlüğünü, bağımsızlığını ve şerefini savun-
bağrına basmak için Türk Milleti, adları ayırt mak zorunda kalmıştır.
edilemeyen evlatlarının hepsine birden, bir sevgi,
Orta Asya’dan, Tuna Boyları’na ve bütün
kendisini savaş alanlarında tanıyan düşmanları
Akdeniz kıyıları’na nam salmış ve katıldığı her
ise bir saygı nişanesi olarak “Mehmetçik”
savaşta zaferler kazanmış olan Mehmetçik ile,
demiştir. Mehmetçik, bütün Türk Ordusunun
bütün milletce haklı olarak iftihar ve gurur duy-
sembolüdür. Mehmetçik, bir isim değil bir fikirdir,
maktayız. Türk Milletinin potasında her biri seçkin
bir idealdir.
subaylarının ellerinde yoğrularak meydana gelen
Mehmetçiğin manevi varlığında; mertlik, Mehmetçik, hiçbir milletin askerine nasip
doğruluk, büyüklerine saygı, küçüklerine sevgi, olmayan uzun ve parlak bir geçmişe sahiptir
komutanlarına itaat ve bağlılık, cesaret, kahra-
Tarihin her sayfasında, onun örnek zaferlerini
manlık, fedakarlık, tevazu ve yurt sevgisi bütün-
bulmak ve görmek mümkündür. Bu zaferler,
leşmiştir.
Mehmetçiğin kanı ve canı pahasına milli şeref ve
O, askerlik şerefini, Türklüğün yüceliğini öz namusu uğruna yazılmış bulunmaktadır.
varlığının çok üzerinde tutar. O’nda askerlik duy-
Bizlere düşen görev, bu zengin özelliklere
gusu beşikte başlar. Fedakarlık, hak için, yurdu ve
sahip askerlerimize sahip çıkmak, onlarla yakın-
ulusu için her şeyi, gaziliği, şehitliği göze almayı,
dan ilgilenmek, onlardaki bu özellikleri daima
kendisine söylenilen ninnilerden öğrenmiştir. O,
sıcak ve taze tutmaktır. Ruhsuz ve heyecansız bir
silahının milletinin kutsal emaneti olduğunu bilir.
kıt’a asla başarılı olamaz.
O’nun için en büyük rütbe şehitlik, sonra
gaziliktir.
155
bombalar, yağmur gibi yağan mermiler altın-
da geçen kahramanca mücadeleyi yaşıyor
gibi oluyor insan.
Serkan SERBEST
156
Şeyh Edebali türbesini ziyaret ettik, buradan
manevi bir haz aldım. Buradan da Kınık
köyüne çamurdan yapılan güveç ve hediyelik
eşyaların yapıldığı yere gittik, canlı olarak
gördük bazı arkadaşlarımız yapmaya çalıştı
ve komik şekiller elde ettiler bu da bizim için
ayrı bir anı olmuş oldu. Buradan da Söğüt’e
gidecektik fakat aracımız arızalanınca
gidemedik, başka bir araçla Bilecik’e geri
dönmek zorunda kaldık. O akşam Bolu,
Denizli ve Trabzon Gençlik Merkezlerinin
düzenlemiş olduğu tiyatro ve halk oyunları
gösterileri oldu.
Ülkemiz ve bizim için canını feda eden, düş-
mana geçit vermeyen ecdadımızın beden-
lerinin bulunduğu o muhteşem şehre
Çanakkale’ye gelmiştik artık, çok duygulan-
mıştım. Bütün gençliğimizle birlik beraberlik
içinde her zaman bu ülkeye fazlasıyla sahip
çıkacağımızı göstermemiz lazım tüm
dünyaya. Bunun için sonuna kadar birbiri-
mize sahip çıkmalıyız. İçimizdeki düşmanlara
göz yummamamız gerekli, o düşmanların
hepimizi rahatsız ettiğinin farkına varmalıyız
artık. İnanıyorum ki bu gençlik bunun
üstesinden gelecektir.
Özgür GÜNEY
157
ayakkabılarına göre kullanılmayacak durum-
dayken onların o ayakkabıları bile zor bulması
önemli derecede beni etkiledi
Hazal SALTIK
158
lere merakım arttı. Bu gibi gezilere katılmak
istiyorum.
Bence Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı tamamen
fedakarlık savaşıdır. Arıburnu’nda Atatürk’ün
saatinden vurulması büyük bir mucizedir. 57
Alay’ı gezerken çok duygulandım. Bizim şimdi
burada olmamızı sağlayan tüm Türk askerlerine
layık olmaya çalışacağım.
Büşra OSMANLI
Çanakkale stratejik olarak önemli bir yere Gezi sonrası bilgilerden ilk olarak en çok
sahiptir. I.Dünya savaşında da itilaf devlet- etkilendiğim Seyit Onbaşı’nın o topu kaldırmayı
leri bu önemli toprakları ele geçirmek iste- başardığı manevi gücü anlatırdım. Truva kenti
diler. Açılan Çanakkale Cephesinde ve oradaki savaşları. Ayrıca yolculuğumuz
Mustafa Kemal’in ve Türk ordusunun sırasında değişik illerden kişilerle tanışıp onlarla
gücüyle Çanakkale’nin geçilmeyeceğini iki gün içinde nasıl kaynaştığımızı anlatırdım.
dünyaya ispatladık. Özellikle Bitlis’li arkadaşlarımız çok canayakın,
Bir avuç toprak parçasına canlarını feda doğu – batı her yerdeki insanlarla bir olmamız
etmiş şehitlerimizle gurur duyup ve benimde güzeldi. Onları olduğu gibi kabullenmek ve her
olası bir savaşa karşı bu tutumu sergilemem yöreden bir şeyler öğrenmeye, anlamaya çalış-
gerektiğini bir kat daha anladım. Ayrıca mak da hoşuma gitti.
attığım her adımda acaba burada kaç Savaş sırasında kazılan siperler, Truva’daki ilk
askerimiz şehit oldu, düşüncesi oluştu. Son buzdolabı ve ölülerin de onunla gömülmesi eski-
olarak da doğululara karşı bakış açım den insanların din anlayışının bugünden daha
değişti. Onların hiç bu kadar arkadaş canlısı farklı olarak geliştiğini anlatırım. Yani doyasıya
olduğunu bilmiyordum. Tarih yaşadığımı söylerim.
Mesut BÖLME Yeşim BÜLBÜL
Tarih dersinden sıkılırdım. Ama gidip Beni daha çok Ertuğrul Gazi Türbesi ve Edebali
gördükten sonra olayları birebir yaşayınca Türbesi etkiledi. İnsan Ertuğrul Gazinin yaptık-
tarih daha zevkli gelmeye başladı. Gezerken larını duyunca daha çok etkileniyor. Hameros
çok duygulandım. Bundan sonra tarihi yer- kenti de farklıydı. Çünkü tunç devrine kadar
uzanıp, sur duvarları, tarihin en muhteşem
savunma sistemi ve dillere destan Truva atını
gördüm. Aristo’nun Assos kentinde bir felsefe
okulu kurduğunu ve buradan bir kız ile
evlendiğini öğrendim.
Koca Seyit’in arkasında 276 kg mermiyi taşı-
ması bence onur duyulacak bir duygu.
Mehmetçik Abidesi, Gelibolu yarımadasının en
büyük şehitliği, Gelibolu’nun neresinden bakılır-
sa bakılsın Hep M harfi şeklinde.
Kabatepe Müzesi hepsinden farklıydı. Çünkü
orada savaştan kalma eşyalar vardı şehitlerin,
kafa tasları, dişleri, kıyafetleri, hançerleri, kota-
lar, ayakları, bir toprak kesitinde yüze yakın mer-
minin olması bir askerin su matarası, eski sikke-
ler, paralar, mühürler, şarap şişeleri, şehitlerin
parmak kemikleri vardı. 57. Alay şehitliği, Bu
olayın asıl önemi, bu şehitlikte hiç kimsenin sağ
kalmamasıdır.
Sevil KARAHAN
159
Bize bu imkanı sağlayan herkese çok teşekkür
ederim. Vatanımız uğruna şehit düşen bin-
lerce insanı ziyaret etmek hem gurur verici,
hem hüzünlendiriciydi.
Süheyla ADIYAMAN
160
Her savaşta olduğu gibi, Çanakkale Harbi’nde de kahra-
manca savaşan Türk askeri, düşmanlarını bile hayran bırak-
mıştır. Bu savaşta, bir kolu ile bir ayağını kaybeden Fransız
Generalinin yurduna döndükten sonra anlattığı bir savaş
hatırası şöyledir:
161
bunlara rağmen asla vazgeçmediklerini
bilmek gözlerimizi yaşarttı. Her bir
Mehmetçiğin cesurca ölümü kabullenmesi, şu
an bastığımız toprağın nasıl kazanıldığını
yeterince anlatıyor olmalı.
Geçmişimizle bu kadar iç içe olmamızı
sağladığınız için tekrar tekrar teşekkür
ederim. Son olarak bilmelisiniz ki biz bu
toprakların kıymetini biliyoruz ve sonuna
kadar sahip çıkacağız.
Yola çıktığımızda açıkçası bu kadarını bek-
lemiyordum. Bilecik’e vardığımızda Yağmur KIZILTAN
arkadaşlarımız bizi çok iyi karşıladılar. Güzel
bir gezi geçirmemiz için ellerinden geleni
yaptılar. Gezdiğimiz her yer geçmişimize bizi Dünya’nın birçok ülkesindeki savaşların ve
bir adım daha yaklaştırdı. Osmanlı felaketlerin anlatılarak Vatan ve Millet
Devleti’nin ilk kurulduğu yerlerde yürüdük. sevgisinin daha iyi kavratıldığını duyuyorduk.
Onların yaşadıklarını daha iyi anladık. Ve sizler geçte olsa bir çok dünya ülkelerinde
Tarihimize sahip çıkmamız gerektiğini, ne yapılanın aynısını bize de yaşattırdınız...
zorluklarla kurulduğunu bunları bir tarih Ülkemizin aydınlık günlerinin bizleri beklediği-
kitabını okumaktan çok daha öte de ni anımsattınız.
olduğunu, bu yerlere gitmemiş arkadaşlara İşte bununla beraber biz gençler olarak
söylemek isterim. Çanakkale’de ise duygu- dünyaya bakış açımızı bir an da değiştirdik.
larımız ağır bastı. Atalarımızın bize bugün- Diğer gençlerimizin de bizim gördüklerimizi,
leri yaşatmak için ölümüne savaştıklarını, hissettiklerimizi, tüylerimizin diken diken
ne zorluklarla karşılaştıklarını görmek tüm oluşunu ve vatan sevgisinin ne olduğunu
görmelerini isterim.
Güzel yarınlar bizleri bekliyor……..
Ece Seçil AKBAŞ
162
ni daha iyi öğreniyor. Aslında bu geziler tari-
himizi öğrenmemiz için büyük şanstı. Bunu da
en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştık. Akşam
ise Bilecik’teki arkadaşlar bize bir eğlence
düzenlendiler. Bizlerde bu eğlencede bir katkı-
da bulunduk. Bilecik’ten sonra Çanakkale’ye
gittik. Çanakkale’de herkeste bir hüzün vardı.
İnsan kökeniyle ilgili bir iki şey öğrenmesi
mutlu ediyor. Kendi benliğimizi daha iyi
benimsememizi sağladı. Çanakkale ile ilgili
bilgileri bir çok kitaptan okuduk ama insanın Öncelikle bizim gibi gençlere böyle bir
o yerleri gözleriyle görmesi ve yakından fırsat vermenizden dolayı bu uğurda
incelemesi bir başka oluyor. emeği geçen herkese sonsuz teşekkür-
Özge KOVAN lerimi sunuyorum. Bu gezide
vatanımızın hangi zorluklar altında
alındığını şahsen gezerek öğrendim.
İlk olarak uğranan Bilecik’te Gençlik Merkezi Vatani duygularımız kabardı. “Bastığın
üyelerinin sıcak karşılamasıyla başladı. yerleri toprak diyerek geçme tanı” cüm-
Bilecik’te bir çok tarihi yer gezildi. Bu yerlerde lesini artık çok daha iyi anlamaktayım.
Osmanlı Devleti’nin yerleşim yerleri hakkında Karış karış her toprağı gezdik ve
bilgi edinildi. İkinci olarak gezilen yer üstünde yürümek bile insanı duygu-
Çanakkale şehriydi. Orada büyük bir zafer landırmaya yetti. Buram buram tarih
kazanıldığı, Türk askerinin cesurca, mertçe, kokan topraklarda gezmek çok güzeldi.
canını hiçe sayarak düşman ordusuna karşı Keşke her Türk genci bu topraklar da
geldiği bize anlatıldı ve cepheler tek tek gezil- gezebilse… Gerçekten geçmişimden bir
di. Rehber öğretmen eşliğinde gezilen bu yer- kez daha gurur duydum. Tüm şehitleri
lerde çok ilgi çekici, önceden bilmediğim ve bir kez daha saygıyla anıyorum.
öğrendiğimde de şaşkınlığımı gizleyemediğim Yaptığınız çalışmaların devamını diler
şeyler duydum. saygılarımı sunarım.
Murat BAYRAM Eda Ebru NANECİ
163
şey çok güzeldi farklı şeylerle farklı kültürlerle
farklı insanlarla tanıştık. Bize bu geziyi
düzenleyen ve emeklerini bizden esirgemeyen
sevgi dolu hocalarımıza canı gönülden
teşekkür ediyorum.
Şerife ŞAHİN
Her gezdiğim ilde gerçekten duygu dolu Sevgili hocalarım sizlere çok teşekkürlerimi
anlar yaşadım. Bu topraklarımızın ne sunuyorum. Bu gezi hayatımın en güzel gün-
kadar değerli olduğunu bize sunmuş lerini ve en duygulu günlerimi geçirmeme
olduğunuz gezide gördüklerimizle daha neden oldu. Bu gezide atalarımızın bize sun-
iyi anlamışızdır umarım. Gerçekten her duğu büyük nimeti fark ettim.
Süleyman ŞAHİN
164
Yıl 1945. Arıburnu çıkartmasında (25 Nisan 1915) esir düşern iki Anzak subayından
biri, eşi ile birlikte 3o yıl sonra harp ettiği toprakları ziyarete gelir. Çanakkale harp sahaları
1945' de yasak bölgedir. anzak subayı Genelkurmay başkanlığına müracaat ettiğinde
onlara yardımcı olan 1915 yılında 57.Piyade alay komutanı Şehit Yarbay Hüseyin Avni beyin
oğlu emekli Hv.K.K. Orgeneral tekin ARIBURUNDUR. O günlerde Genelkurmay
Başkanlığında hava dairesi komutanıdır. Arıburun okyanusun öbür ucundan kalkıp gelen bu
aileye üç gün izin alır. Onlardan tek ricası Çanakkale dönüşü Ankara'ya tekrar gelip bir
kahvesini içmeleridir.
Babası şehit olduğu zaman sekiz yaşında olan Tekin Paşa, yıllardır baba özlemini içinde
taşımaktadır. Anzak subayı üç gün sonra Çanakkale'den, eşi ile Ankara'ya döner. Tekin Paşa
onları karşılar ve evine götürür. Salona buyur eder ve ikramda bulunmak için mutfağa gider.
herşeyden habersiz olan Tekin Paşa salondan ingilizce "Bu komutan bizi esir almıştı" cüm-
lesini duyar. Salonda Babasının üniformalı ve kalpaklı bir resmi asılıdır. O zamana kadar
babasının harp hatıraları hayatta kalan arkadaşları tarafından Tekin Paşa'ya anlatıla
gelmiştir.
Bunlardan biri de şudur: Çıkartma sırasında esir düşen iki Anzak subayı, 57. Piyade
alay komutanının çadırına kadar getirilir. İkisi de tir tir titremektedir. Alay komutanı anzak-
lardan bilgi alabilmek için onlara ikramlarda bulunur. Üzerlerinde ki tabanca, dürbün, incil
vs. eşya alınır. Fakat kendilerine başka hediyeler verilir. Anzaklar'ın titremeleri hala devam
etmektedir.
O hatıra Tekin Paşa'nın hafızasında canlanır. Hemen salona girer ve bir dolaptan fildişi
kaplı incili, tabancayı ve dürbünü çıkararak misafirlere gösterir.
İhtiyar anzak "aaa.... eşyalarım" der.
Tekin Paşa sorar: "Babamın çadırında neden saatlerce titrediniz?"
Misafirin cevabı enteresandır:
"Bakın, bugün hayattayım; diğer arkadaşlarımda Avustralya'da yaşıyor. Babanız bize
misafir gibi muamelede bulundu. Bugünümüzü ona borçluyuz. Çadırında ki asil muamele-
den sonra hicap duydum. Bizzat babanıza söyledim. Fakat bizi esir alanlara işaretle anlat-
mıştım. Şimdi size burada anlatıyorum. Çıkartmadan bir gün önce Limni Adasında bizlere
hitap eden ordu komutanı "Sakın Türklere esir düşmeyin ve ölene kadar çarpışın.Çünkü
Türkler yamyamdır, sizi yerler" demişti. Bizler de o gün esir düştüğümüzde yenileceğimiz
saati beklerken, Türkler tarafından hiç beklemediğimiz centilmenlikle karşılaştık. Ve bu asil
bir milleti yakından tanımış ve vatanları için ne büyük fedakarlıklara katlandıklarını görmüş
olduk."
165
bütün çabaları. Ve başardılar. Çünkü onlar
içlerinden vatan sevgisiyle çıkmışlardı yola.
Emindiler, yemin etmişlerdi bu vatanın evlat-
ları olup, bu vatana daha nice Türk evlatları
vermeye.
Biz de bugün onların, kazanmaya yemin ettiği
o toprakları gördük. Çok değişik duygular
yaşadık. İnsan hem gururlanıp hem de hüzün-
leniyor.
Bu gezi benim ilk gezimdi. Benim için hem Zehra TAŞDELEN
ilk olması, hem de tarihimizi tanımam
açısından çok önemli ve çok heyecanlı bir
geziydi. Ey, Koca destanları içinde barındıran kutsal
memleket… Sen nasıl bir büyüsün ki ayak
Çanakkale’yi ve Çanakkale’de olan
bastığım an içimde bir gurur duygusu uyandı.
savaşları bana anlattıklarında hayal gibi
Ve ben bugün bir kez daha Türk olduğum için
gelirdi bana her şey, bugün bunu yaşadım
gurur duydum.
ve olanların hayal olmadıklarını anladım ve
çok duygulandım. Tuğba SARIKAŞ
Armağan ESGÜN
Bu topraklara basabilmek,şehitlerimizin anıt-
larını ziyaret etmek benim için şeref ve onur
Canım Vatanım;
verici olmuştur.
Senin uğruna,binlerce Türk askeri canını,
En duygu yüklü anlarımı Çanakkale’de
gözünü bile kırpmadan vermiştir. Taşı
yaşadım.Bu geziyi düzenlediğiniz için hepinize
toprağı altın olan bu vatana sahip olmaktı
candan teşekkür ederim. Bütün Türklerin
bütün vatanseverlerin Çanakkale’yi ziyaret
etmesini isterim.
Sinem YILDIZ
166
Bu gezi sayesinde çok şeyler öğrendim. Türk
olduğumdan bir kez daha gurur duydum.
Diğer arkadaşlarımın da burayı görmesini çok
isterim.
Seçkin DELİCİK
Çanakkale’deydik bugün
Bir devrin battığı yerde… Atatürk’ün askerlere
ölmeyi emrettiği yerde… Türk tarihinin
değiştiği yerde… Oraları gezip, gördükten
sonra anladım Türk olmanın ne demek
olduğunu ve ne kadar önemli bir tarihin bekçi-
leri olduğumuzu
Elif Birce ERK
167
168
169
170
171
172
173
Gençlerimizin; serbest zamanlarında yapmış
oldukları sanatsal-kültürel ve sportif etkinlik-
lerini aktif olarak sergilemelerini, milli değer-
ler etrafında toplumla bütünleşmelerini,
görev ve sorumluluk duygularını
geliştirmelerini sağlamak amacıyla 15-21
Mayıs tarihlerini içine alan haftanın Gençlik
Haftası olarak kutlanması 15.4.l983 gün ve
83/6394 sayılı bakanlar kurulu kararı ile
uygun görülmüştür.
174
“Gençlik haftası” nedeniyle her ilden 1,
KKTC’den 2, engelli gençleri temsilen 4 ve
çalışan gençleri temsilen 3 gencimiz Ankara’ya
gelmekte, Ankara’ya gelen gençler devlet
büyükleri tarafından kabul edilmekte ayrıca
başkentteki etkinliklere katılmaktadırlar.
175
176
Gençlik Hizmetleri Dairesi Baþkanlýðý
Tel: 0 312 430 33 78 Fax: 0 312 430 33 79
E-mail: bilgi@genclikhizmetleri.gov.tr
URL: http://www.genclikhizmetleri.gov.tr