You are on page 1of 24

TAB HUKUK GRNDEN SOSYOLOJK HUKUK

GRNE
#

Do. Dr. Tartk

ZBLGEN

N D E K L E R : G R I . K o n u - I I . H u k u k u n b i l i m s e l k i m l i i - I H . H u k u k u n kav
r a m s a l ve etik o b j e k t i v i t e s i a y r m ve bu a y r m n h u k u k u n bilimsel k i m l i i
y n n d e n d e e r i . B R N C B L M : H u k u k u n E t i k Bamszlk K a z a n m a
snda T a b i H u k u k G r n n R o l ; H u k u k u n E t i k O b j e k t i v i t e s i Dncesinin
E v r i m i - I . lk ada tabii h u k u k u n ahlk t e m e l i n e d a y a n d r l m a s . 1} H e r a c l i t e
ve S o p h o c l e s . 2) S t o i s y e n l e r ve C i c e r o . 3) H u k u k u n etik o b j e k t i v i t e s i ynn
den ilk a tabi h u k u k dncesinin d e e r i .
I I . O r t a an teolojik karak
t e r l i tabi h u k u k g r . A ) lk a ve orta a T a n r a n l a y l a r a r a s n d a k i ay
r l n tabi h u k u k dncesi z e r i n d e k i e t k i s i . 1) lk an n a t r a l i s t i m m a n a n
T a n r anlay ile tabi h u k u k gr a r a s n d a k i b a n t . 2) O r t a adaki trans
s a n d a n ve p e r s o n a l T a n r a n l a y n n tabii h u k u k dncesi z e r i n d e k i e t k i s i .
B) T e o l o j i k k a r a k t e r l i tabi h u k u k a n l a y n n k r i t i i . 1) Doal d z e n - T a n r
sal dzen z t l y n n d e n tabi hukuk
gr ile teolojik h u k u k a n l a y n n
b a d a m a z l . 2) Pozitif h u k u k - t a b i h u k u k d a l i z m i le pozitif h u k u k - T a n
rsal h u k u k d a l i z m i a r a s n d a k i a y r l k y n n d e n , tabi h u k u k gr ile teo
lojik h u k u k a n l a y n n b a d a m a z l . 3) H u k u k u n evrensellii p r e n s i b i y
n n d e n tabi h u k u k gr ile teolojik h u k u k a n l a y n n badamazl.
I I I . Rnesans sonras lik tabi h u k u k g r n n , tabi h u k u k u h u k u k t e m e l l e r e
d a y a n d r m a abas. K N C B L M : T a b i H u k u k G r n n D e e r i - I . T a
bi h u k u k g r n n e p i s t e m o l o j i k ve methodolojik ynden y e t e r s i z l i i ; T a
bi h u k u k dncesinin m e t a f i z i k k a r a k t e r i - A ) T a b i h u k u k dncesine
Hal K a n u n u asndan bir bak. B) T a b i hukuk
a k m n d a pozitif - b i l i m s e l
anlaya yneli e i l i m l e r i ; 1) T a b i h u k u k a k m z e r i n d e m a t e m a t i k dnce
nin e t k i s i . 2) S o s y a l fizik dncesi : Hobbes ve Spinoza.
I I . Tabi hukuk
grnn etik y n d e n yetersizlii 1) T a b i h u k u k g r n n sosyal muhte
v a y a k a p a l l . 2) S o s y o l o j i k h u k u k grne geiin a n l a m : S o s y a l muhte
v a y a al.

GR
I. K o n u :

Hukukun bilimsel kimlik kazanmasnda tabi hukuk akmnn


rol son derece byk olmutur. Fakat bu, sz geen akmn hu
kuka gerek kimliini kazandrd anlamna gelmez, Tabi hukuk
dncesi gerek epistemolojik ve metodolojik gerekse etik ynden
(*)
Sosyal hukuk deyimi, ounlukla, alanlarn hukuku anlamn
da kullanld iin, sosyolojik hukuk gr deyimi tercih edilmitir. A a
daki aklamalarmzda grlecei zere, burada sadece alanlar ile ilgili hu
suslar bahis konusu deildir.
281

TARIK

282

ZBLGEN

bir takm yetersizlik ve yanllklar tamaktadr. Hukuk alannda,


sosyolojik bir anlayn ortaya km ve tutunmu olmasnn nede
ni de, tabi hukuk akmnn tad bu yetersizlik ve yanllklarda
aranmaldr.
ite bylece etdmzde bahis konusu edeceimiz problemleri
belirlemi oluyoruz: Hukukun bilimsel kimlik kazanmasnda tabi
hukuk dncesinin olumlu rol ve deeri; tabi hukuk dncesi
nin epistemolojik, metodolojijk ve etik bakmdan yanl ve yetersiz
bulunduu. imdi bu problemleri zmlemek zere, yukardaki so
yut dnce ve iddialarmz teker teker ele almamz, aydnlatmamz
ve gerekelendirmemiz gerekmektedir.
II. Hukukun bilimsel kimlii :

Hukukun bilimsel karakter kazanmas, phe gtrmez k i , objektivitesinin alglanmas ile balar. Bu ise onun, kanun koyucunun
iradesi dnda bir varla sahip bulunmas demektir. Zira hukuk,
srf kendisini meydana getirenin eseri olsa, bir dier syleyile ka
nun koyucunun istedii ekilde varlk gsterse idi, bilimsel bir in
celemeye konu olamyacak ve dolaysyla da bilimsel bir karakter,
bilimsel bir kimlik tayamyacakt.
III. Hukukun kavramsal ve etik objektivitesi ayrm ve bu ayr
mn hukukun bilimsel kimlii ynnden deeri :

Hukukun bamszl iki bakmdan sz konusu olmakta; hu


kuk, i k i bakmdan objektivite kazanm bulunmaktadr. Bunlardan
birincisi kavramsal objektivite, ikincisi de etik objektivitedir. Hu
kukun bilimsel kimlik kazanmas ynnden kavramsal objektivitenin rol ve nemi, inkra smyacak derecede ak ve byk olmu
tur. Kavramsal objektivite, yani hukukun belirli bir takm kavram
ve deyimlere balanmas ,kk lde olsa da, kanun koyucunun
iradesini snrlandrmakta ve dolaysyla etik alana da yansmakta
dr. Daha ak bir deyile, iradesini ancak belirli bir takm kavram
ve deyimlerle bildirmek durumunda bulunmas, kanun koyucunun
tam keyf davranlarna, kk de olsa. bir set ekiyor demektir '.
Bu aklamalardan anlalyor ki, hukukun bilimsel kimlik ka
zanmas abalarnn orijininde, bata nl Roma hukukular oldu1) Karlatrnz: al
1963, s. 128.

(O.M,);

Hukuk

Balangc

Dersleri,

stanbul,

T A B H U K U K V E SOSYOLOJK H U K U K

283

u halde, hukuk bilginlerinin almalar, merkez bir yer tutmak


tadr. Bugn dahi, zellikle H. Kelsen'in Viyana Ekol olmak zere,
normativist pozitivizm tarafllar, hukuk biliminde btn arln,
hukukun transsandantal - lojik bnyesi zerinde toplandn ne
srmekte; basit bir deyile, hukuk biliminin konusunu, hukukun
mantk yapsnn, yani hukuk kavramlarnn incelenmesine indir
gemek istemektedirler. Bunlara gre, mantk yapnn muhtevasn
tekil eden sosyal ihtiyalar ve etik deerler, metajridik (hukuk
tesi) karakter tamakta, hukuk biliminin inceleme alan dnda
kalmaktadrlar *
Btn bunlar etdmzle dorudan doruya ilgili bulunmadk
lar iin, zerlerinde duramyacaz. Fakat u kadarn syleyelim
ki, hukukun objektivitesi ve dolaysyla da bilimsel kimlii, sadece
mantk yapsnn bamszl ile salanamaz. Hukuk tekniine ve
sistematiine tamamile uygun olarak konan ve fakat gerek sosyal
ihtiyalara ve gerekse etik deerlere srt evirmi hukuk normlarna
rastlama imkn her zaman iin vardr. yleyse, bu imkn ortadan
kaldrmak, hukuka yalnz ekil deil ve fakat ayn zamanda muhte
va itibariyle de bamszlk kazandrmak zorunluluu zihinleri kur
calamak gerekir. te tabi hukuk dncesini douran da bu gerek
lilik olmutur. imdi, tabi hukuk akmnn, bu gereklilii nasl ve
ne lde karlam bulunduunu aratralm.
Birinci

Blm

H U K U K U N ETK BAIMSIZLIK K A Z A N M A S I N D A T A B H U K U K
- G R N N ROL: H U K U K U N ETK O B J E K T V T E S
D N C E S N N EVRM

Tarihsel evrimi iinde gerek hukuku, gerek ahlk ve gerekse


filozoflar tarafndan ele alnp ilenmi bulunan tabi hukukun, hukuk
mu, ahlk m, yoksa filozofi mi olduunu bilen yok gibidir. Bu konu
da, tabi hukukular arasnda dahi bir gr birliine rastlanma
maktadr . Ancak, bilinen ve zerinde gr birliine varlm bu
lunan bir gerek varsa o da, btn tabi hukuk akmlarnn, huku
kun etik bamszl prensibini hareket noktas yapm olduklar
dr. Her tabi hukuk grnn temelinde, hukukun, kendisini ha
zrlayanlarn iradesi karsnda bamsz bir etik deere sahip bu

b i b i

B-^^^^^^^^^^^^^^H-^^^^^^^K

2) Bak. Kelsen (HJ: Thorie pure du Droit, Introduction la science


du Droit, trad. H . Thvenaz, Neuchatel. 1953, p. 11.
3) Leclerecq (JJ: Du droit naturel la sociologie, Paris, 1960, p. 11.

TARIK

284

ZBlLGEN

lunduu dncesi vardr. Bu bakmdandr ki, orijininden itibaren


tabi hukuk, ynetmenlerin (idare edenlerin) iradesini snrlayan
yksek ahlk kurallar olarak dnlmtr. Tabi hukukun ilk
adan itibaren gelimesine bir gz atmamz, bu iddiamz dorula
maya yetecektir.
I. lk ada tabi hukukun ahlk temeline dayandrlmas :

1. Heraclite

ve Sophocles:

Tabi hukuk grnn orijini, ou tarihiler tarafndan Heraclite'e kadar indirgenmektedir \ Gerekten, tabi hukuk metodiinin dayand pozitif hukuk - tabi hukuk dalizmine, M.. IV. yz
ylda yaam bulunan bu Yunan filozofunun, Nomos (sosyal dzen)
ve Phusis (doal dzen) ayrmnda rastlamak mmkndr. Heraclite'e gre, metafizik karakterde bir evrensel dzen vardr ve insan,
gerek ferd ve gerekse sosyal hayatn, bu dzene uydurmakla g
revlidir. Bunlardan birincisi, yani ferd hayatn evrensel dzene uy
durulmas devi ahlk; ikincisi, yani sosyal hayat evrensel dze
ne uydurma devi ise tabi hukuku meydana getirmektedir.
Her ne kadar burada, tabi hukuk ile ahlk arasnda bir ayrm
yapld izlenimi beliriyorsa da, gerekte, tabi hukuk ta bir eit
ahlk dncesine dayandrlm bulunmaktadr, lk a tabi hu
kuk anlaynn ayrc karakterini tekil eden bu ahlk dncesi,
ynetmenlerin (idare edenlerin) ahlkdr. Yani, ilk a dnr
leri, tabi hukuku, ynetenlerin ve zellikle hkmet edenlerin ah
lk olarak dnmlerdir. Bir dier deyile, ynetmenler ve zel
likle hkmet edenler, tabi hukuk prensiplerine uygun davranmak
la, tabi mukuk prensiplerine uygun kurallar koymakla ykml
drler.
lk a tabi hukukunun bu karakterini, Sophocles'in nl An
tigone trajedisinde de ok ak bir ekilde gzleyebilmek imknndayz. Antigone burada, kardeinin gmlmesini yasaklayan tirann
4) Hraclite'in tabi hukuk anlay, ahlk karakter tad kadar, ay
n zamanda teolojik karakter de tamaktadr. Bak. Strauss (L.): Droit na
turel et histoire, trad. fran., Paris, 1954, p. 110. Zaten, Grotius'a gelinceye kadarki btn tabi hukuk anlaylar iin durum ayndr. Ancak, natralist ve
immanan karakterli ilk a Tanr anlayndan, transsandan ve personal T a n
r anlayna geilmekle orta ada, gerek anlamyla bir tabi hukuk gr
nden nasl uzaklald, aada belirtilecektir.
5) Bak. Leclercg (JJ; op. cit, p. 16.

T A B H U K U K V E SOSYOLOJK

kanunlarna kar,
rn var olduunu
bugnn ve ne de
gemiten ktn

HUKUK

285

ilh kanunlarn, yazsz ve deimez kanunla


bildirmekte ve yle demektedir: :Bunlar, ne
dnndrler ve hi kimse bunlarn hangi uzak
bilmemektedir.

2. Stoisyenler ve Cicero:
lk an etik ve filozofik akmlar arasnda sekin bir yeri
olan stoisizmin tabi hukuk anlay da, gene bu eitten ahlk bir
karakter gstermektedir . Stoisyenler, pozitif kanunlardan bam
sz bir takm hak ve devlerin var olduu; bu hak ve devlerin ise,
insan bantlara hkmeden bir adalet zerine kurulu bulunduu
ve pozitif kanunlarn, uurlar balayabilmesi iin, dil olmas ge
rektii tezini savunmulardr. Bu tutumun anlam, tabi hukukun
ahlka indirgenmesidir.
lk an sekin hatibi, politikacs ve filozofu olan Marcus
Tullius Cicero'nun tabi hukuk grnde de, bu iddiay dorulama
mz imkn vardr. Kendinden nceki tabi hukukularn filozof ve
ya ahlk olmalarna karlk Cicero'nun, ayn zamanda bir hukuk
u olmas, pozitif hukuku meslek edinmi bulunmas, bu konudaki
fikirlerine ayr bir zellik ve nem kazandrmaktadr. Bu zellii
bakmndandr k i nl Roma'l filozofun, tabi hukuku, hukuk bir
karakterde kavramaya altn gryoruz. Ona gre hukuk, in
sanlarn kanaat ve iradesi zerine deil, fakat tabiata dayanmakta
ve dnceye kendini empoze etmektedir. nsanda doutan var
olan bu tabi kanuna, kimse kar gelemez ve onu yrrlkten kal
dramaz.
Demek oluyor k i tabi hukuk ,insann varlnda sakl ve her
zaman yrrlkte olan bir hukuk dzenidir. Ancak, konuya biraz
daha yakndan ve dikkatle baklacak olursa, Cicero'nun da, ilk a
geleneinden ayrlmad, tabi hukuku ahlk bir karakterde kav
ramaya alt grlecektir. Filozof yle diyor: Milletlerin btn
messese ve kanunlarn dil saymak, ok byk bir samalktr.
Bu hle gre tabi hukuk, kuvvetlilerin adaletsizliklerine kar za
yflarn sndklar bir merci, pozitif hukukun dilliini kontrole
yaryan bir deer ls durumundadr. Ksacas, Cicero'nun tabi
hukuk anlayna hkim olan dnce de, dier ilk a tabi hukuk
ularnda olduu gibi, pozitif hukukun ve dolaysyla da hkmet
edenlerin, ahlkla snrandrlmalan, ahlka bal klnmalardr.
8

6)

bid, p. 19.

TARIK

286

ZBLGEN

3. Hukukun etik objektivitesi


dncesinin deeri:

ynnden

ilk a tabi

hukuk

Grlyor k i ilk a tabi hukuk dncesi, pozitif hukuk ku


rallarnn kendilerine uymak zorunda olduklar objektif etik de
erlerin varl grnden hareket etmek suretiyle, hukukun etik
bamszln ortaya koyma amacna ynelmi bulunmaktadr. Bu
karakteri itibariyle ilk a tabi hukuk anlay, yukarda da belir
tildii zere, ynetmenlerin ve zellikle hkmet edenlerin ahlk,
yni yneten ve hkmet edenlerin faaliyetlerini snrlayan ahlk
kurallar kimliini tamaktadr.
Tabi hukuka, ou kere kendilerine kar direnmek iin ba
vurulduu ynnden ynetmenler, genellikle tabi hukuktan pek holanmamlardr. Zira her ynetmenin doal eilimi, paternalizme
dorudur. Her ynetmen, ynetimi altndakilere, mecbur olduun
dan ok fazlasn yapt inancndadr ve bunun iin de, onlardan
minnettarlk bekler. Ynetmenin herhangi bir eyi yapp yapamyacan tartmak ve hele bu konuda snrlayc bir tedbir dnmek,
onun bilgisinden veya faziletinden phe etmek demektir .
Ynetmenlerin, tabi hukuk karsndaki bu olumsuz tutum
lar, Bat'da daima baarszla uram; Bat lkelerinde her tr
l despotizm hareketi, daima yenilgeyle sonulanmtr. Dou'da
ise durum tersinedir. Politik gelenei itibariyle despotik karakter
tayan Dou lkelerinde tabi hukuk dncesi herhangi bir yans
mn bulamam; hkmdara kar hukukun var olmad, onun her
istediini yapabilecei yolundaki despotik ideoloji, en eski alar
dan itibaren Dou'da geleneklemi kalmtr \
7

II. Orta an teplojik karakterli tabii hukuk gr :

zellikle Saint Thomas d'Aquin tarafndan temsil edilen, orta


an tabi hukuk anlay da, ilk an etkisi altnda olmak ze
re, yukarda szn etmi olduumuz ahlk karakteri benimsemi
t i r . Bundan baka, her ikisinin de dine dayanmakta oluundan t0

7) Leclercq (JJ: op. cit., p. 17.


8) Ibid, p. 18.
9) bid, p. 20. Orta a tabi hukuk anlay hakknda etrafl bilgi
iin bak. Ayn eser s. 20 ve d.; Rommen (HJ: Le Droit Natrel, Histolre doctrine trad. fran. E . Mary, Paris, 1945, pp. 54 et s.; Le Fur (L.): X V I I inci
asrdanberl Tabi Hukuk Nazariyesi ve Modern Doktrin, ev. N. Erim, istan
bul, 1940, s. 40 ve d.

T A B H U K U K V E SOSYOLOJK H U K U K

287

r, bu i k i an tabi hukuk anlay arasnda, grnte olduka


sk bir benzerlik vardr. Yalnz, burada nemli bir noktaya dokun
mak zorundayz. Zira bu nokta dolaysyladr ki, her ikisi de dine da
yanmakla birlikte, ilk a ve orta an tabi hukuk anlaylar bir
birlerinden tamamiyle ayrlmakta; gene bu nokta dolaysyladr k i
orta a, tabi hukuk dncesinin tarihsel geliimi ynnden,
bir byk hamle getirmi olmakla beraber byk bir gerile
meye de yol am bulunmaktadr. Bu nemli nokta, her iki an din
ve Tanr anlaylar arasndaki ayrlktr .
K1

A. lk a ve orta a Tanr anlaylar


tabi hukuk dncesi zerindeki etkisi:

arasndaki

ayrln,

1. lk an natralist - immanan Tanr anlay ile tabi hu


kuk gr arasndaki bant.
lk aa natralist bir din ve immanan bir Tanr anlay hkim
dir. Yni doal dzen, tanrsal dzendir ve Tanr da doann dn
da bir varla sahip olmayp doada yerleik (mekn - immanent)
bulunmaktadr. Bir dier deyile, ilk a din anlaynda Tanr, ev
renin, her zerresine sinmi ruhudur; bundan tr de, tanrsal d
zen - doal dzen dalizmi sz konusu olamaz. Tek bir evrensel d
zen vardr; o da, evrenin ruhu tarafndan konmu ve yrtlmekte
olan doal - tanrsal karakterdeki, cri dzendir. O halde, doal d
zeni kavramakla, tanrsal dzenin ne olduunu renmek imknna
kavuulmu olur.
Bu tarz bir dncenin, bilimsel gelime ynnden ne derece el
verili bulunduunu uzun uzadya aklamaya ihtiya olmasa ge
rektir. Gerei, kutsal kitaplarda yazl olduu gibi deil ve fakat
doada var olduu gibi kavramaya almak, phe yok ki her trl
pozitif bilim anlaynn temelinde yer alan bir prensiptir.
te ilk an ve zellikle eski Yunan'n bu din anlay, tabi
hukuk dncesi zerinde de yansmaktan geri kalmamtr. Eski
Yunan'da tabi hukuk ta, tanrsal bir dzen olarak kavranmaya a
llm; tanrsal dzen doal dzen ile ayn olduu iin de, moral
karakterli doal dzenin ne olduu aratrlmtr. Bu aratrmada
pek fazla bir ey bulunduu iddia edilemez. Fakat uras rahata
iddia olunabilir ki, yet orta a din anlay itibariyle ilk adan
ayrlmam olsa, bu ada da szn ettiimiz Yunan gelenei sP

m.

* J <

10)

Karlatr. a

(O.MJ:

a.g.e., s. 287:

288

TARIK

ZBLGEN

regelse idi, pozitif bilimler alannda olsun, etik alanda olsun insan
lk, bugnk merhalesini ok daha nceden alglam bulunacakt.
Bunun iindir ki orta a, genellikle, bir karanlk a ve insanln
gelime abas ynnden bir kayp olarak karlanmaktadr . Biz
burada konuyu sadece tabi hukuk asndan ele almak durumunda
yz, iddiamz, doal dzen - tanrsal dzen aynlna dayanan ilk
a geleneinden ayrlmakla orta a teolojisinin, tabi hukuk d
ncesinin gelimesini ksteklemi olduudur. imdi, bu iddiamzn
gerekesini vermek zere, orta an din anlayndaki farkll ve
bu farklln tabi hukuk alanndaki yansmalarn (in'ikslarn)
grmeye alalm.
11

2. Orta adaki transsandan ve personal Tanr anlaynn ta


bi hukuk dncesi zerindeki etkisi.
Orta aa, ilk an tersine, transsandan ve personal bir Tanr
anlay hkimdir. Artk doal dzen ve Tanr aynl kaybolmu;
bunun yerini, doal dzenin yaratcs durumunda ve dolaysyla da
stnde bir varla sahip bulunan bir Tanr dncesi almtr. Ar
tk Tanr, gerek madd ve gerekse manev dzenin kurucusu, evren
sel bir kanun koyucu kimliindedir. Bu halde, gerek madd ve ge
rekse manev dzen hakknda gerek bilgi edinmenin en doru yolu,
phe yok ki, Tanr iradesini renmektir. Tanr ise iradesini, bir
takm peygamberler vastasyla bildirmi ve bu bildiriler de kutsal
kitaplarda toplanm bulunmaktadr. yleyse yaplacak i, bu kut
sal kitaplar anlamaya ve yorumlamaya almak ve buradan, k
yas yolu ile bir takm sonular karmaktr.
ite iskolstik dncenin, srf kyasa dayanan bir metodu be
nimsemi olmasnn nedeni burada aranmaldr. Zira kutsal kitaplardaki bilgiler, herhangi bir dorulamaya (tahkike) lzum gster
meyen saf (mahz) gerekliklerdir. Biz, kyas yanlsz uygulad
mz takdirde, elde edeceimiz sonucun, geree tam uygun olaca
muhakkaktr.
Orta a teolojisinin dogmatik karakteri de buradan gelmek
tedir. Biz, birer dogma, birer saf gereklik (mahz hakikat) olan bu
kutsal kitap bildirileri sayesinde, gerek ampirik ve gerekse metafi11) Bununla beraber bu kannn tersini savunanlar da yok deildir. Bak.
obanolu
(R.): Rnesans felsefesinde tabi hukuk, in Tahir Taner'e Arma
an, istanbul, 1956, s. 708 ve d.; Lon (P.): Doctrines sociales et politiques du
moyen ge, ds origines au I X . sicle, in Archives de Pilosophie du Droit et
de Sociologie Juridique, 1932, No. 1-2, p. 256 et s.

TAB H U K U K V E SOSYOLOJK

HUKUK

289

zik alan ile ilgili her trl doru bilgi edinmek imknna sahip bu
lunmaktayz.
skolstik dogmatizmin bir doal sonucu, otoriteye ballktr.
Kutsal kitaplarn bildirileri saf gereklikleri deyimledikleri cihetle,
herhangi bir konuda bilgi sahibi olmay isteyen kimse, kutsal k i
taplarn bildirilerini ve dolaysyla da bu bildirileri en iyi ekilde bi
lenlerin grn kabullenmek zorundadr. Bu da gayet tabi kar
lanmaldr. Zira kimsenin Tanr'dan fazla bilgi sahibi olmas d
nlemez. Kutsal kitaplarn Tanr kelm olduuna itiraz edileme
dii cihetle, Tanr'mn konutuu yerde insana den, susmak ve
dinlemektir.
B.

Teolojik

karakterli tabi hukuk anlaynn

kritii:

Orta an teolojji anlayn, ana hatlaryla bylece zetle


dikten sonra, bu anlayn, gerek tabi hukuk dncesi ile bada
mazln gstermeye alalm. Bu badamazlk bakmdan bahis
konusudur. lk olarak, tanrsal dzen dncesi, doal dzenin ger
ee uygun bir tarzda kavranlmasn engellemektedir. Teolojik hu
kuk anlay, ikinci olarak, tabi hukuk dncesinin dayanmas
gereken metodda dalizm ve nihayet, evrensellik prensibi ile ba
damamaktadr. imdi bu noktay teker teker ele alp inceleye
lim.
1. Doal dzen - Tanrsal dzen ztl ynnden, tabi hukuk
gr ile teolojik hukuk anlaynn badamazl.
i l k an natralist - immanan tanr anlaynn yerini, orta
ada transsandan - personal tanr anlaynn almas ile ortaya
kan doal dzen - tanrsal dzen dalizmi, gerek anlamda bir ta
bi hukuk dncesinin varlk imknn son derece azaltm ve hat
t yok etmitir, diyebiliriz. Her ne kadar tabi hukuk, bir deyim
olarak varln korumakta ise de, gerekte yerini tanrsal hukuka
brakmtr.
Artk, hkmet edenlerin stnde ve onlarn iradelerini snrla
yan hukuk dzeni, manev tabiata hkim olan bir spontane dzen
deil, tanrsal emirlerden kurulu bir tanrsal hukuk dzenidir. Ar
tk tabi hukuk alannda, insan aklnn, eyann tabiatndan kar
d hareket hatt kaideleri deil ve fakat Tanr'mn iradesinden s
dr olduu sylenen bir takm hatt hareket kaideleri sz konusu
dur. Hatt baz kereler. Tanr iradesi olduu sylenen bu kaideler,
insan aklnn verileri ile tam bir atma halinde de bulunmaktadrHuk. Fak. Mec. 19

TARIK

290

ZBLGEN

lar. Mesel dinin yerlemesi iin yaplan korkun zulmler, katli


amlar; dinin yaylmas uruna cereyan eden kanl savalar... Nite
kim hristiyan tabi hukuk dncesinin en nl savunucularndan
Aurelius Augustinus (Saint Augustin) olsun, Thomas Aquino
(Saint Thomas d'Aquin) olsun, kutsal kitaplarn bildirilerine uy
gun olmayan davranlarn iddetle cezalandrlmasna cevaz ver
mekte tereddt gstermemitir.
Bu ho grmezliin temelinde ,insan aklnn gerekleri kavrama
konusunda ehliyetsizlii gibi eliik bir dnce yer almaktadr.
Sanki Tanr, insana akl, onun yanltmak iin vermi gibi! Bilim ve
etiin gelimesini bu eliik dnce engellemitir; Galilee'yi l
me mahkm eden de, hrriyet urunda alanlar kana boan da,
hep bu eliik dnce olmutur. Oysa ki, her eit gereklii ve bu
arada da Tanr'y alglamann tek kar yolu, hr dncedir ; her
trl pein yarglardan syrlm insan akldr. Bu itibarladr k i , in
san akl ile badamayan tanrsal emirler, gerekte, Tanr dnce
sini kendi karlar yolunda smren bir takm arlatanlarn uydur
malarndan baka eyler olamaz.
Demek istediimiz, transsandan ve personal Tanr dncesi
nin, tabi hukuk ile eliik bulunmaddr. Evrensel bir kanun ko
yucu olarak Tanr'nn, kt bir kanun koyucu misali, madd ve ma
nev ihtiyalara zt bir takm hareket hatt kurallar koymas d
nlemez. Fakat ne yazk ki orta a teolojik anlay ters bir yn
tutmu; doal dzen - tanrsal dzen dalitesine ve ztlamasna yol
amtr.
12

13

14

2. Pozitif hukuk - tabi hukuk dalizmi ile pozitif hukuk - tan


rsal hukuk dalizmi arasndaki ayrlk ynnden, tabi hu
kuk gr ile teolojik hukuk anlaynn badamazl.
Tabi hukuk dncesindeki pozitif hukuk - tabi hukuk daliz
mi, teolojik hukuk anlaynda yerini, pozitif hukuk - tanrsal hu
kuk dalizmine brakmtr. Artk pozitif hukuklar, tabi hukuka
deil, tanrsal hukuka uygun bulunmakla ykml saylmaktadr. Bu
ise gerekte, tabi hukukun ayrc karakterlerinden birini tekil
eden dalist grn ortadan kaldrlmas sonucunu dourmak-

12) Bk. Okandan (H.G.); U m u m


1959, s. 362.
13) Bk. Ayn eser, s. 378.
14)

Bk. al

(O.M.):

mme

a.g.e., s. 31, 290 dip

Hukuku Dersleri,

not.

stanbul,

T A B H U K U K V E SOSYOLOJK

HUKUK

291

tadr. Zira tanrsal hukuk, kutsal kitaplarda formllendirilmi bir


eit pozitif kurallardan ibarettir; yni, beer hukuka stn bir yer
tutmakla beraber, bir eit pozitif hukuk karakterini tamaktadr.
Tpk, alelade kanunlarn anayasaya uygun bulunma zorunluluu
gibi, beer hukuk ta, bu pozitif karakterli tanrsal hukuka uygun
bulunmakla ykmldr. Bu hal, phesiz k i , hukuk alannda bir
dalite yaratmaktadr; fakat bu, tabi hukuk dncesinin anlad
ekilde bir dalizm pozitif hukuk dzeni ve onun stnde, onun
lld bir dier hukuk dzeni tarznda dnlen bir dalizm
deildir .
15

3. Hukukun evrensellii prensibi ynnden, tabi hukuk gr


ile teolojik hukuk anlaynn badamazl.
Tabi hukuk dncesinin bir dier ayrc karakterini tekil
eden evrensellik prensibi bakmndan da, orta an teolojik karak
terli tabi hukuk gr, tatminkr olmaktan hayli uzaktr. Gr
nte, her biri ayn Tanr'nn kulu olduu cihetle, btn insanlar,
tanrsal hukuk nnde eit ve dolaysyla da, tanrsal hukuk tam
bir evrensellii haiz bulunmaktadr. Gerekte ise, Tanr'nn kulu
olma karakteri, Tanr'nn varln kabul etmi kimselere inhisar
ettirilmektedir ki, bu da ancak o dini benimsemekle mmkn sayl
maktadr.
Bu ekilde ortaya kan mmin - mnkir ztlamas, evrensellik
prensibinin varln tamamiyle teorik klmakta; mnkirlere, eit
hak tanmak yle dursun, yaama hakk dahi tannmamaktadr.
Bunun iindir ki i politikann temeli ikence, d politikannki ise
harp olmutur.
15) Metodda dalizm dncesine aykrlk ynnden teolojik hukuk ile
tabi hukuk grlerinin badamazl yollu iddiamz, hakl bir takm itiraz
lar dourabilecek bir iddiadr, n c e urasn belirtelim ki iddiamz, dnyev
meseleleri inceden inceye dzenlemek suretiyle tanrsal hukuku bir pozitif
hukuk k a y n a haline getiren islmlk bakmndan tam gerei deyimlemektedir. Hristiyan tabi hukuk tarafllar genel ve soyut bir takm prensiplerle
yetinmiler ve bunlara belirli muhtevalar
kazandrmaya
almaktan kan
mlardr (Bh. Leclercq, op. cit., p. 25). Aydnlanma ann lik ve rasyo
nalist karakterli Tabi Hukuk Ekol ise, belirli muhteval bir tabi hukuk
anlayn savunmutur. Bununla birlikte dalizm yok olmu deildir; insan
tabiatnn prensipleri, gene de pozitif hukukun deer ls olmakta devam
etmektedir Oysa ki hristiyan tabi hukukunda deer ls, ortaya atlan
prensiplerin kendisidir. Bunun iin de pozitif hukuk kurallar, gene pozitif ka
rakterli bu prensiplere gre deerlendirilmekte; ortada, -mesel insan tabiat
gibi- pozitif hukuka deer ll yapacak bir esas kalmamaktadr.

TARIK

292

ZBLGEN

III. Rnesans sonras lik tabii hukuk grnn, tabii hukuku


hukuk temellere dayandrma abas:

Dou dnyasnn tersine olarak Bat leminde, tabi hukukun


varln daima koruduunu; hkmet edenlerin ahlk d davra
nlarna kar giriilen mcadelelerin her zaman baar ile sonu
landn sylemitik. Bu, tabi hukukun, srekli olmasa da, bir ta
km tehlikelerle karlatn; hkmet edenlerin, tabi hukuk ku
rallar dna kma imknlar bulabildiklerini gstermektedir. Ta
bi hukuk, ahlk esaslarna dayandrld, ahlk kurallar eklin
de algland srece, bunun byle olmas, daima bir takm ihll
edici hareketlerin ortaya kmas mukadderdir. Zira ahlk kuralla
r, dorudan doruya i leme mteallik bulunduklar cihetle
ne kodifikasyona ve ne de madd meyyidenin uygulanmasna elve
rilidirler .
te bu sebepledir ki, Rnesanstan itibaren, tabi hukuku ah
lktan ayrma amacn gden bir hareketin baladn grmekte
yiz . Bu hareket, Tabi Hukuk Ekol adnda yeni bir tabi hukuk
akmnn ortaya kmasna yol am ve ylesine bir etki yaratm
tr ki, bundan sonra tabi hukukun bu Ekol'e zg bir gr olduu
sans yerlemi; tabi hukuk gr ile Tabi Hukuk Ekol birbi
rine kartrlmtr .
Bu hareketin en nemli ve ayrc karakteri, hukukularn ah
lklardan ayrlmasdr. Orta a tabi hukukunun katolik ahlk d
nrleri tarafndan savunulmu ve dine dayandrlm olmasna
karlk, Tabi Hukuk Ekol, protestan hukuk dnrleri tarafn
dan kurulmu ve lik temellere dayandrlmtr. rnein, biroklarnca modern tabi hukukun b a b a s olarak tannan ve tantlan
Hugo de Groot (Grotius), lik ve protestan bir Holanda'l hukuk
udur. Bunun gibi, kendisini izleyen Samuel Pufendorff ve Christian
Thomasius da, gene protestan ve lik olup teolojik problemlere kar
kaytsz Alman dnrleridir. Bu yzdendir ki Tabi Hukuk Eko
l, dinden ve dolaysyla da ahlktan bamsz bir tabi hukuk anla

11

19

16) atl (OM.):


a.g.e., s. 55.
17) Leciercq (JJ: op. cit. p. 22.
18) bld, p. 23.
19) Bk. he FUT ( L J : a.g.e., s. 37 ve d. Yazar, bu grn tersini savun
maktadr. Bundan baka, zellikle Otto von Gierke tarafndan, deeri ortaya
karlm bulunan Johannes Althusius olmak zere, Grotius'a ngelen bir ta
km modern a" tabi hukukularnn varlna iaret etmek gerektir. Bk. o~
banolu (R.J: a.g.mak., s. 718 ve d.
(

TAB H U K U K V E SOSYOLOJK

HUKUK

293

lay meydana getirme yolunu tutmutur. Grotius, bu bakmdan


bir geii deyimlemektedir; X V I . yzyl byk teologlarnn etki
sinden tamamiyle kurtulamam, yeni Ekol'n tam kuruluu da ken
disini izleyenler tarafndan gerekletirilmitir. Lkin din ve ahl
k karakterli tabi hukuk geleneinin, lik ve hukuk karakterli bir
tabi hukuk anlayna evrildii noktada Grotius'un bulunduu da
phe gtrmese gerektir -.
Grotius ve izleyicileri, bir filozofik sistem kurmak amacyla de
il ve fakat hukuku, zellikle milletleraras hukuku, temellendirmeye yaryacak gvenilir veriler bulmak amacyla hareket etmektey
diler. Bunun iin de, daha ileri gitmek istememilerdir. Onlara g
re tabi hukuk bir veridir, o kadar. Onlar ilgilendiren, pozitif kural
larn yokluu halinde, hukukun neye balanacann bilinmesidir.
Hareket noktalar devletler umum hukuku olduu ve henz bu alan
da da. pozitif kurallar koyacak devlet st bir iktidar sz konusu
olmad iin, herkese hrmet gsterilecek prensipler bulunmasna
zorunluluk vard .
Daha sonralar, bu zorunluun i hukuk bakmndan da var ol
duu inancndan hareketle Ekol, i hukuk alanndaki uygunsuzluk
ve yanllklarn ortadan kaldrlmas amacyla, dnce ve faaliyet
lerini milletlerin i hukukuna yaymtr. Bu yzdendir ki, pozitif
hukuka model devi grecek bir tabi hukuk anlay ortaya km
ve pozitif hukukun kendisini kopya etmekle ykml olduu bir ta
bi hukukun, hemen hemen en ince ayrntlarna kadar tespitine alalmtr.
Bylece Ekol, tabi hukuku az sayda ilk prensiplere indirgeyen
ortaa dncesinden tamamiyle ayrlm oluyordu. Ancak, ura
sn kabul etmek zorundayz ki tabi hukuk, bir pozitif hukuk siste
mi haline getirilmi olmakla beraber, gene de ahlk bir karakter
tayor; evrensel olduu bildirilen bir ahlk dzeni, hukuk kimliine
sokulmak isteniyordu Ortada kalan problem, evrensel bir takm etik
prensiplerin var olduunu kabul ettirmekti. Oysa ki Ekol mensup
lar, hukuku ve sosyal reformatrlerdi ve bu bakmdan da pozitif
bir takm tedbirlerin alnmas ile grevli bulunmaktaydlar. Tabi
hukuk prensiplerinin doruluklarn aratrmak ve ispatlamak yolun
da harcanacak abalar, bahis konusu tedbirlerin alnmas ynnden
zaman kaybna yol aacakt, Orta a teologlarnn aratrmalarna
21

20)
21)

Lecercg:
op. cit, p. 23.
bid, p. 24.

TARIK

294

ZBLGEN

iltifat gstermek ise, asla sz konusu olamazd. Bu yzdendir ki


problem, bu prensiplerin apak (bedih) olduklarn sylemek gibi,
son derece kestirme bir yoldan zmlendi; daha dorusu geiti
rildi .
Bu suretle btn hukuk dzeni, Aydnlanma a filozoflar
nn grlerine balanm olmaktayd. Bu ise, X V I I . ve X V I I I . yz
yllarn sosyal realitesine balanmak demekti. Zira, ounlukla sa
nld gibi filozof, kendi dncesi ile kurduu bir soyut lem iin
de yaamamakta; btn insanlar gibi, bir sosyal evre iinde tamamlamaktadr. Bu evrenin empoze ettii gerekleri, filozof ta,
dierleri gibi, bir apaklk (bedahet) olarak kabullenmek durumun
dadr - . yleyse yaplacak i, tabi hukuk grnden sosyolojik
hukuk grne geiteki zorunluluu belirtmek zere, Aydnlan
ma a dncesini, bir eletiri szgecinden geirmektir.
22

kinci

Blm

TAB H U K U K G R N N

DEER

Buraya kadarki aklamalarmz, hukukun etik objektivite ve


dolaysyla da bilimsel kimlik kazanmas ynnden tabi hukuk d
ncesinin oynad rol ve tad nemi ortaya koymu bulunmak
tadr. nce, pozitif hukukun uymakla ykml bulunduu ahlk
prensiplerden kurulu bir ereve meydana getirilmi; bu yetmeyin
ce de daha sonralar, btn pozitif hukuku, insan tabiatna uygun
decek tarzda belirleme yoluna gidilmitir. Bununla birlikte, et
dmzn banda da bildirdiimiz zere, bu belirleme yolunda, epistemolojik ve metodolojik bir takm yanllklara dlm; bunun
iin de yanl bir etik dzene varlmtr. imdi bu iki hususu ay
r ayr ele alp inceleyelim.
I. Tabi grnn epistemolojik ve metodolojik ynden yeter
sizlii : Tabi hukuk dncesinin metafizik karakteri .

Rnesans ve onu izleyen Aydnlanma a ile, hukuk dnce


sinin tarihsel geliiminde teolojik a kapanm olmaktadr. Bu
nunla birlikte henz pozitif bir hukuk anlaynn varlndan sz
22)
23)

bidom, p. 25.
bidem, p. 26.

T A B H U K U K V E SOSYOLOJK

HUKUK

295

etmemize de imkn yoktur. Tabi Hukuk Ekol, Aydnlanma ana


hkim bulunan metafizik halin btn karakterlerini sinesinde top
lam grnmektedir. Durum, gerekten, Hal Kanunu'nun n
grd tarihsel geliim emasna uygundur. imdi, Hal Ka
nunu'nun doruluu probleminin konumuz dnda kaldna dikkati
ekerek bu iddia ve kanmzn gerekesini vermeye alacaz.
A.
bak:

Tabi hukuk dncesine

Hal Kanu/nu asndam, bir

nce, Auguste Comte'un Hal Kanunu'nu ksaca hatrlaya


lm. Comte'a gre insan dncesinin evrimi, safhadan gemek
tedir: Teolojik veya fiktif hal, metafizik veya abstre hal, bilimsel
veya pozitif hal. nsan zihni bu halde, birbirine taban tabana zt
metod kullanmtr: Teolojik metod, metafizik metod, pozitif
metod. Bu metod veya filozofiden birincisi zorunlu bir balang,
ncs kesin ve deimez bir hal, ikincisi ise bir ara a deyimlemektedir.
Aslnda birinci halin basit bir genel deiiminden ibaret olan
metafizik halde, doa st ajanlar, yerlerini soyut kuvvetlere,
lemin eitli varlklarnda sakl ve olaylar yaratma kudretini
haiz bulunan kiilendirilmi soyutlamalara (abstractions per
sonnifiees) brakmtr . Demek oluyor ki metafizik hal, teolojik
halden kopma abasdr. Bu aba ok iddetli bir biimde kendini
gstermekte; metafizik hal, eletirici ve devrimci kimliklerle kar
mza kmaktadr , Bununla birlikte, bu konuda baar salanm
deildir; az nce de belirttiimiz gibi, teolojik metod ve zihniyet,
sadece ad deitirmitir, o kadar. Yni teolojik ve metafizik haller,
bir bakma bir tek a tekil etmekte; zira. her iki aa da, ayn
karakterler hkmetmektedir. Auguste Comte'a, bir teolojiko - me
tafizik halden sz etme imknn veren de budur. Comte'a gre, bu
teolojiko - metafizik halde dnce; gidi itibariyle idealist, zihni
yet itibariyle salt, uygulanma itibariyle ise keyfdir .
J1

25

ae

24)

Comte (A.):

Cours de philosophie positive, T. I, Paris, V. d., 1892,

p. 3.
25) Bk. Comte (A.):
pp. 73, 80, 155, 199.
26) bid, p. 213,

Cours de pilosophie positive, T. I V , Paris,

1869,

296

TARIK

ZBLGEN

te metafizik halin btn bu belirttiimiz zelliklerine, tabi


hukuk dncesinde rastlama imkn vardr - . Tabi hukuk dn
cesi, teolojik hukuk anlayndan kurtulma abasdr. Reaksiyon ve
eletirileri son derece sert olmu; tabi hukuk, Fransz Devrimi'nin
dnce temelini tekil etmitir. Bununla birlikte, teolojik hukuk an
layndan kopu abasnda tam bir baar saland da sylene
mez. Zira, bir vka olarak hukukun anlam ve mahiyeti problemine
tamamiyle kaytsz kalnm; adalet, zgrlk, mlkiyet, kiilik gibi
temel kavramlar, bir takm soyutlamalar biiminde incelenmekle yetinilmitir. Sosyal realite ile ilgisini kesmi bu eit soyutlamalarn,
etik ynden nasl yanl sonulara gtrd aada ele alnacak
tr.
Comte'un teolojiko - metafizik hal iin ne srd karakter
ler de tabi hukuk dncesine tamamen uygun dmekte; tabi hu
kuk dncesi, gidi itibariyle idealist, zihniyet itibariyle salt, uy
gulan itibariyle ise keyf karakter tamaktadr. rnein, tama
miyle idealist temellere dayandrd salt bir zgrlk anlayndan
hareketle tabi hukuk dncesinin, uygulanma alannda nasl key
fliklere kat ve geni insan ktlelerinin zgrlkten yoksun ka
llarna nasl yol am bulunduu, tabi hukuk grnn etik
ynden yetersizlii bahsinde belirtilecektir. imdi, tabi hukuk g
rnn pozitif bilimlere doru yneliinde ayn zihniyetin ortaya
kard yetersizlik ve yanllklar gstermeye alalm.
7

B. Tabi hukuk akmnda


hareketleri:

pozitif - bilimsel

anlaya

yneli

Metafizik hal ve dolaysyla da tabi hukuk dncesi, teolojik


filozofi ve metoddan kopma abasdr, dedik. Bu, ayn zamanda, bi
limsel veya pozitif bir filozofi ve metoda yneli abas demektir.
Nitekim, tabi hukuk akmnda byle bir aba da gze arpmakta;
tabi hukuk dncesi, bir yandan matematik, te yandan da deney
sel bilimler metodii ile bantlara girime eilimleri gstermek
tedir. nce, tabi hukuk dncesinin, matematik dnce ile ba
nts problemini zmleydim.
1. Tabi hukuk akm zerinde matematik dncenin etkisi.

27) Burada, daha ok sz konusu olan, Tabi Hukuk Ekol'dr. F a k a t


gerek ilk ve orta alar tabi hukuk gelenei, gerekse tabi hukuktaki rne
sans hareketi bakmndan da durum pek farkl deildir.

T A B H U K U K V E SOSYOLOJK

HUKUK

297

Bilindii gibi, matematik gereklikler, srf akla dayandklar


cihetle, salt (mutlak) gerekliklerdir; bu bakmdan da deimezler,
her zaman ve her yerde ayndrlar. X V I I . yzyldaki bilimsel rne
sans hareketi ve bu arada zellikle kartezyanizm (Descartes'lk)
akm, bilimsel alanda matematie son derece nemli bir yer vermi
bulunmaktadr. Gerekten, Descartes metodolojisi, filozofi de iin
de olmak zere, btn bilgi alanna matematik metodun uygulan
mas demek olan bir evrensel matematik (mathesis universalis)
anlayna dayanr. Mathesis universalis, her ne kadar btn bilim
leri sinesinde barndran bir evrensel (kll) bilim deilse de, btn
bilimlere uygulanan ve uygulanmas gereken kurallardan meydana
gelmi bir evrensel metoddur \
te, X V I I . ve X V I I I . yzyllardaki rasyonalist tabi hukuk ak
m ilhamn, bu kartezyanizm anlayndan alr grnmektedir, r
nein Descartes (1595-1650) ile, ayn zamanda yaam ve aydn
lanma ann rasyonalist karakterli tabi hukuk dncesinin ku
rucusu bulunan Hugo Grotius (1583-1645) un hukuk anlay ara
snda yaplacak bir karlatrma, bu banty aka ortaya ko
yacaktr- : Descartes, Tanr'ya inanc tam olmakla beraber, bilimi
her trl teolojik grten kurtarmtr. Gene .Tanr'ya inanc tam
olmakla beraber Grotius ta, hukuku teolojinin tamamen dnda ele
alm ve bu suretle de lik tabi hukuk anlaynn kurucusu nvann kazanmtr. Bu konuda Grotius'un, matematikten yararlan
dn da gryoruz. Gerekten, Grotius'a gre, tabi hukukun pren
sipleri, tpk matematiin prensipleri gibi, salt gerekliin deyimi
dirler. Tanr, bu prensiplerin yaratcs olmakla birlikte, tpk ma
tematik prensipler gibi, istese de artk bunlar deitiremez. By
lece tabi hukukun prensipleri, zaman ve yere gre deimeyen salt
gereklik karakteri de kazanm olmaktadr. Bir genin i alar
toplam nasl her zaman ve her yerde 180 derece ise ve Tanr iste7

-^-

28) Fndkolu
(Z.FJ:
itimaiyat, ikinci cilt, Metodoloji Nazariyeleri,
istanbul, 1961, s. 206.
29) A m a c m z tarihsel bir gereklii ortaya koymak deil, Groti-usun
tabi hukuk dncesindeki
kartezyen rengi belirtmektir. Bununla beraber,
Descartes felsefesinin Holandada ok abuk yayld da tarih bir gerektir.
Bk. Rivaud (A.): Histoire de la Philosophie, T. m , Paris, 1950, pp. 171 et s.
Bundan baka. Descartes filozof isinin, aydnlanma a tabi hukuk anlay
zerindeki etkisi iin bk. Levi (A.): Descartes felsefesinin hukuka tesiri, ev.
T. zbgen, I mec, say 182, istanbul. Bu arada, Pufendorff ve Leibniz'in de
hukuku matematik bir espri ile ele alm bulunduklarna iaret etmek isteriz.
Bk. Le Fur (LJ: a.g.e., s. 71.
\

TARIK

298

ZBLGEN

se de bunu deitiremezse, bunun gibi, rnein insan kiiliinin say


g deerlii de her zaman ve her yerde ayndr ve Tanr istese de
bunu deitiremez . Yni, tabi hukuk Tanr tarafndan halk edil
mise de, onu anlayabilmek ve kavrayabilmek iin, Tanr iradesine
bavurmak, zorunlu ve gerekli deildir.
Descartes filozofisinin tabi hukuk akm zerindeki bir etkisi
ne de, daha nce szn ettiimiz, otoriteden kurtulma eilimi y
nnden rastlamaktayz. Dediimiz gibi tabi hukuk akm, hukuku
otoritenin rn olmaktan karmak suretiyle, onun bilimsel kimlik
kazanmas zerinde nemli rol oynamtr. te bu konuda da tabi
hukuk akm, ilhamn kartezyen felsefeden alm bulunmaktadr.
Zira, Descartes filozofisinin en esasl prensiplerinden biri de, bilim
sel gerekliin tannmasnda otoriteye gvensizliktir. Yni, bilim
sel gereklik, u veya bu otoritenin grlerine dayanaraktan deil,
fakat akl ile alglanabilir. Aydnlanma a rasyonalist karakterli
tabi hukuk akmna gre de hukuk gereklikler, politik otoritelerin
grlerini yanstan deil ve fakat akl tarafndan bulunup ortaya
karlan gerekliklerdir.
ite ilhamn mathesis universalis dncesinden ald iindir
ki X V I I . ve X V I I I . yzyldaki tabi hukuk akm, hukuku, bir akl
gereklik olarak kabullenmi; dolaysyla da onun her zaman ve her
yerde ayn olduu, yani bir salt gereklik kimlii tad sonucuna
varmtr. Matematik espriden ilham almasnn tabi hukuk akmn
da hasl ettii dier iki karakter ise formalizm (ekilcilik) ve so
yutluktur (mcerretlik). Gerekten, matematik gereklikler, formel
(ekl) ve soyut (mcerret) gerekliklerdir. Matematikiyi ilgilen
diren, iki kere ikinin drt ettiidir. Ama bu, drt insanm veya drt
hayvan, drt bitki, drt cansz eymi; oras matematikiyi ilgilen
dirmez, i k i kere iki, bir soyut ekil, bir kalp olarak drttr, o ka
dar, ite tabi hukuk tarafllar da, tpk bunun gibi, mlkiyet, z
grlk, eitlik, insan kiiliinin sayg deerlii gibi esaslar, sa
dece soyut ekiller olarak ele almakla yetinmilerdir. Bu yetiniin,
etik alanda nasl elimelere ve keyfliklere yol atna aada do
kunmak imknn bulacaz. imdi gelelim, tabi hukuk akmndaki
deneysel bilimler metodiine kar olan eilime.
0

30) Grotius'taki din eilim hakknda bk. Leclercq, op. cit., p. 23; obcmolu (R.): a.g.c., s. 731; Le Fur (LJ: a.g.e., s. 40 ve d.. Hukuku, Tanr ira
desinin keyf icad deil ve fakat tanrsal akln, Tanrfmn tabiatnn rn sa
yan Leibniz'in gr de, Grotius'unki gibi, kartezyen bir espriyi yanstmak
tadr. Bk. Le F u r , ayn eser, s. 71.

T A B H U K U K V E SOSYOLOJK

29W

HUKUK

2. Sosyal fizik dncesi: Hobbes ve Spinoza.


Aydnlanma a tabi hukuk grnn en nemli dayanakla
rndan olan sosyal szleme dncesinin, Hobbes ve Spinoza ta
rafndan, pozitif bilimler metodiine gre ele alnd grlmektedir.
Bu bakmdandr ki bu davrana sosyal fizik ad verilmitir . Sos
yal fizik anlaynda bahis konusu olan, deneysel tabiat bilimleri
nin metodlarn, sosyal problemlere uygulama abasdr. Bununla
birlikte gene de mathesis universalis dncesinin ar bast gz
den kamamaktadr. Nitekim, deneysel tabiat bilimleri metodiinin
en kuvvetli esaslarndan olan gzlem yoluna hi bir ekilde iltifat
edilmemi, sadece analiz metodunun uygulanlmasna gidilmitir.
Gerekten de Hobbes ve Spinoza, deneysel tabiat bilimlerinin
analiz metodunu, tamamiyle soyut bir ekilde olmak zere, sosyal
realiteye uygulamak yoluna gitmiler ve bylece de, toplumu mey
dana getiren en kk para olarak ferdi bulmulardr. yle ise, ya
placak i, toplumun bu en kk parasn ele alp incelemektir.
Bunun iin de onu, sosyal realiteden ekip almak, soyutlamak (tec
rit etmek) gerekmektedir, ite tabi hal dncesinin deyimledii
anlam, budur. Bilindii gibi bu tabi hal, insanlarn inorganize
(tekilatlanmam) olarak yaadklar, bir politik toplum ncesi a
deyimlemek zere dnlmtr. O halde, inceleme ve aratr
malarn balang noktas, bu tabi hal olmaldr.
Bu tabi hal de fertler, tabiaten, yaradllar icab, bir takm
haklara sahiptirler; hukuk dzen de, fertlerin yaradllar icab sa
hip bulunduklar bu haklardan meydana gelen bir tabi hukuk (droit
naturel) dzeni, daha dorusu bir tabiat hukuku (droit de nature)
dzenidir **
Sosyal fizik dncesi rasyonalizmin etkilerine de tamamiyle
kapal kalm deildir. Zira, fert - atomlarn, toplumu meydana ge
tirmek zere kaynamalar, mekanik bir ekilde vcut bulmamakta,
fertlerin, birbirlerini tahrip etmeksizin bir arada yaayabilmeleri,
akln ie karmas sonucu mmkn olmaktadr. Bylece hem toplum
ve hem de dolaysyla hukukun varln, rasyonalist bir esasa ba
lanm gryoruz. Akl, bu fert-atom larn, birbirlerini tahrip et
meksizin, ahenkli ve dengeli ekilde bir arada yaayabilmelerini
mmkn klmak zere, anlamalarn emretmi; iktidar ve gerek
;;

31)
32)

Gurvitch (GJ: Elments de sociologie juridique, Paris, 1940, p. 40.


Sz konusu ayrm iin bk. Le Fur (LJ: a.g.e., s. 70.

TARIK

300

ZBLGEN

anlamyla hukuk ta, fertler arasnda aktedilen bir sosyal szleme,


daha dorusu, bir politik szleme, ile vcut bulmutur.
Salt ve idealist bir dnceden hareketle, btn hukukun esa
sn fiktif ve ipotetik bir sosyal szlemeye dayandran sosyal fizik
anlaynn da, uygulanma alannda keyflie yol amaktan geri
kalmad grlmektedir. Nitekim, ayn dnceyi paylaan i k i f i
lozoftan Hobbes, tamamiyle totaliter bir devlet grne varm ;
Spinoza ise, vicdan ve dnce zgrlnn devlet mdahelesi d
nda kald grn savunmutur .
Bylece tabi hukuk grnn epistemolojik ve metodolojijk
yetersizliini belirtmi olmaktayz. Bir tek cmle ile bu yetersizlik,
tabi hukuk grnn metafizik karakteri ile ilgili bulunmaktadr.
imdi bu yetersizliin etik alana nasl yansmakta olduunu grme
ye alalm.
11

34

II. Tabi? hukuk grnn etik ynden yetersizlii :

Metafizik karakterin, tabi hukuk grn matematik metoda


ve dolaysyla da formel ve soyut bir hukuk anlayna gtrdne
yukarda iaret etmitik. Bu bakmdan, tabi hukuk dncesi, be
lirli muhteval olduu halde dahi, sosyal muhtevaya kapal kalm
tr. Burada nce bu sosyal muhtevaya kapal kal ele alnacak;
sonra da bunun etik alanda ortaya kard uygunsuzluklar belir
tilecektir.
1. Tabi hukuk grnn,

snsyal muhtevaya kapahh :

Hukuk pozitivizme kar ilk sistemli reaksiyon, Aydnlanma


a'nn rasyonalist karakterli tabi hukuk akmndan gelmitir. Ya
ayan hukukun pozitif hukuka isyan mahiyetinde olan bu tabi
hukuk anlay, saf akldan karlan bir takm prensiplere dayan
maktayd. Bu suretle hukuk artk, srf ekl bir karakter ve srf so
yut bir deer tamaktan km oluyordu. Asl hukuk realite, ar
tk kanun koyucunun sdar ettii soyut normlar deil; fakat akl
tarafndan kefedilen bir doal dzendi. Pozitif hukuk kurallar, ancak bu doal dzene uygun olduklar takdirde bir deer kazanabil
mekte, hukuk addedilmekte idiler.
M

^^^^^

33)
34)
35)

Okandan (R.G.:
a.g.e., s. 677.
Ayn eser, s. 692.
Gurvitch (G.): op. cit. p. 9.

T A B H U K U K V E SOSYOLOJK

HUKUK

301

Tabi Hukuk Ekol, pozitif hukukun yan banda yer alan ve


onun gerekletirmekle ykml bulunduu bir hukuk realitesinin
varln kabul etmesi ynnden, hukukun gerek kimliini kazan
mas yolunda atlm en nemli bir admdr. Bu suretle hukuk bili
mi, idare edenlerin iradelerini yorumlayan bamllktan kurtulmu;
tpk dier bilimler gibi, hi bir kimsenin otoritesine bal olmak
szn, realiteyi aratrma imknn elde etmitir.
ite sosyolojik hukuk grnn, hukuk biliminin tarihsel ge
liimi iinde, bu tabi hukuk akmn istihlf etmeye altn g
ryoruz . imdi bu istihlfn (bu yerini aln) gerekesini ve bu
gereke iinde de, Tabi Hukuk Ekol'nn etik ynden yetersizlii
nin yerini belirlemeye alalm.
Bir tek cmle ile dey imleyecek olursak, bu yerini aln (istih
lf n) gerekesi, hukukun sosyal realitesi ile ilgili bulunmaktadr.
Evet, Tabi Hukuk Ekol; hukuku hkmet edenlerin rn olmak
tan tamamen kurtarmak suretiyle, onun etik objektivitesi ve bam
szln alglamtr. Fakat bu alglayn eksik ve yanl ynleri
vardr.
Hukukta sosyolojik anlay, tabi hukuk akmnn epistemolojik ve etik ynden olan bu yanllk ve eksiklikleri dzeltmek ve ta
mamlamak zere ortaya kmtr, dedik. Tabi hukuk akmnn so
yut ve rasyonel karakterli matematik metodu benimsemi olmasna
karlk, sosyolojik hukuk anlay, bilimsel alandaki gelimelere
paralel olarak, somut (mahhas) ve deneysel karakterli gzlem me
todunu benimsemitir. Gerekten, metodolojik alandaki gelimeler,
bilimsel gerekliklerin aratrlmasnda akln fazla gvenilir olma
dn ortaya koymu; bu suretle gzlem metodu n plna gemi
bulunmaktadr. Gzlem metodunun hukuka uygulanmasnn, etik
ynden dourduu en nemli sonu ise, sosyal muhtevaya al ol
mutur.
3ti

2. Sosyolojik
vaya al :

hukuk grne

geiin anlam:

Sosyal muhte

Hukuk anlaynn tarihsel geliiminde, muhtevann primer


nem kazanmas, sosyolojik dncenin hukuk bilimine girmesi ile
balar. Her ne kadar Tabi Hukuk Ekol'nn, belirli muhteval bir
hukuk anlayn savunduu sylenirse de , bu tarzda soyut fikirT

36)
37)

bid, p. 10.
Bk. al (OM.):

a.g.e., s. 191 ve d., 290 ve d.

302

TARIK

ZBLGEN

lerin muhteva diye hukuka sokulmas gerekte, muhtevaszlktan


baka bir anlam tamamakta ve bir takm tehlikeler dourmaktan
da geri kalmamaktadr. Nitekim Tabi Hukuk Ekol ve buna daya
nan hukuk dzenleri, soyut ve salt bir ekilde, insanlarn zgr ve
eit olduklarn bildiriyorlar ve sonra da, sosyal realite sanki byle
zgr ve eit kiilerden kurulu imicesine kurallar koyuyorlard; bu
ise, geree uymad bir yana, etik alanda zararl ve tehlikeli olu
yordu.
Tabi hukuk anlay, gerek muhtevaya inemedii iindir k i ,
hukuk ekil ile hukuk vaka arasndaki ayrlk ve bant proble
mine kar kaytsz kalmtr \ rnein tabi hukuk akm, insan
larn zgr olduklar gibi soyut ve forrrel bir dnce esasndan ha
reketle, hukuk alanda szleme zgrln savunmaktayd. Oy
sa ki bu zgrlk, sadece hukuk ekil olarak kalmakta; hukuk va
ka ise, ekonomik bakmdan kuvvetli bulunanlarn tahakkm olmak
tayd. Sosyolojik hukuk anlay, gzlerini insanlarn sosyal eitsiz
lii gereine evirmi ve hukuk ekil ile hukuk vaka arasndaki
ztlamay ortadan kaldrmak zere, szleme zgrl prensibini
bir kenara brakm, bunun yerine kollektif szleme esasn benim
semitir.
*
Tabi hukuk dncesinin mlkiyet, eitlik ve insan kiiliinin
saygdeerlii konularndaki tutumu da ayn olup hukuk ekil ile
hukuk vaka arasnda, aynlk yle dursun, en ufak bir uygunluk
salamaktan bile uzak bulunmakta; her kiinin, mlkiyet hakkn
haiz, eit ve saygdeer olduu yollu hukuk ekil, hukuk vaka
ile asla badamamaktadr.
te, hukuk ekil ve hukuk vaka arasndaki bu uygunsuzluk
ve ztlama dolaysyladr ki, son zamanlarda, btn bu alanlarda
tabi hukuk gr braklm ve sosyolojik,sosyal muhtevaya ak,
bir hukuk anlay benimsenmitir Anayasamzn 10, 36, 37, 38,
39, 40, 41, 42, 43, 44, 45 ve 48. maddeleri, bunun en yakn ve en can
l delilidir.
:

89

38) Bk. Radbruch (G.): Du droit individualiste au droit social, in Arch.


de Phil. du Dr. et de Soc. Jur. Paris, 1931 No. 3 - 4 , p. 389.
*
39) X X . yzyldaki rnesans hareketi ile tabi hukuk gr, muhteva
nn degiirlii prensibini benimsemi ve bylece bir suples kazanmtr. Geri
sz konusu rnesansn yaratclar kapitalizmi savunmaktan v a z g e m i de
illerdir ( r n e i n bk. Ch. Beudant, L e droit individuel et l'Etat, Introduction
l'tude du droit, 3. d., Paris, 1920, pp. 63 et s.; G. Renard, L e valeur de la
loi, Paris, 1928, p. 23). Bununla birlikte bu suples, tabi hukuk dncesine,

T A B H U K U K V E SOSYOLOJK

HUKUK

303

Sosyolojik hukuk grne geiin bize ykledii dev, btn


pozitif hukuk alanlarnn gzden geirilmesi ve sosyal muhtevaya
uygun dmeyen hukuk kurallarnn tespiti ile, uygunluun salan
masdr. rnein bugn hl zel hukuk alannda, hkimin kar
mazl prensibi hkm srmektedir. Bu prensip ise, herkesin ken
di yararn en iyi ekilde dnd yollu, realiteye uymayan bir
kii anlaynn rndr. Bunun iindir ki hukuk dvalarnda h
kimler taraflara yol gsterememekte ve bir ok hallerde de, hakl
taraf dvay kaybetmektedir. Sz konusu prensibin, salt ve soyut
kii anlayna dayanan bir tabi hukuk grnn rn olduuna
phe yoktur. Sosyolojik hukuk gr hesabna yaplacak i, hu
kuk ekli hukuk vakaya uydurmak zere, hkime, karma hak
kn tanmak ve hatt yol gsterme devini yklemektir '".
Grlyor ki sosyolojik hukuk gr, hukuk anlaynn tarih
sel evrimi iinde, tabi hukuk grnn yerini almaya alan bir
dnce tarz olarak karmza kmaktadr. Zaten sosyolojinin bir
bilim olarak ortaya knn nedeni de, ayn ihtiyacn karlanma
sdr. Bir ilim olarak sosyolojinin douu, cemiyet meselelerine kar
hasbi bir tecesssn giderilmesi kaygusundan ziyade, tabi hukuk
ularn ve Fransz ihtillini hazrlayan ve idare eden politikaclarn
halledemedikleri sosyal ve politik meselelere ilm, objektif hal su
retleri bulmak, msbet bir siyaset ilmi meydana getirerek cemiyeti
istikrara ve huzura kavuturmak endiesine dayanr .
4I

Do. Dr. Tark

ZBLGEN

BBLYOGRAFYA
Beudant (Ch.) Le droit individuel et l'Etat, Introduction l'tude du
Droit, 3. d., Paris, 1920.
Comte (A.) Cours de philosophie positive, T. I , Paris, V. d., 1892.
Comte (A.) Cours de philosophie positive, T. I V , Paris, 1869.
al (O.M.) Hukuk Balangc Dersleri, stanbul, 1963.
obanolu
(RJ Rnesans felsefesinde tabi hukuk, in Tahir Taner'e
Armaan, stanbul, 1956.
metafizik kimliine uygun bir keyflik salamaktan geri kalmamtr. Bu sup
les sayesindedir ki tabi hukuk gr, sosyal hukukun tabii hukuk dnce
sinin bir rn olduunu iddia edecek kadar ileri gidebilme imknn bula
bilmektedir (Bk. L . Strauss, op. cit., p. 169).
40) Bk. Radbruch (G.): op cit., p. 396.
41) Topuolu
(H.): Hukuk Sosyolojisi Dersleri, Sosyoloji Asndan Hu
kuk, cilt I , Ankara, 1963, s. 211.

301

TARIK

ZBLGEN

Ftndkolu
(Z.FJ timaiyat, ikinci cilt, Metodoloji Nazariyeleri, s
tanbul, 1961.
Gurvitch (G.) Elments de sociologie juridique, Paris, 1940.
Kelsen (HJ Thorie pure du droit, tra. H . Thvenaz, Neuchatel, 1953.
Leclercq (J.) Du droit naturel la sociologie, Paris, 1960.
Lonn (P.) Doctrines sociales et politiques du moyen ge, ds origines
au DC. sicle, in Arch. da Phil, du Dr. et de Soc. Jur., 1932, No. 1-2.
Levi (A.) Descartes felsefesinin hukuka tesiri, ev. T. zbilgen,
Mec. say 182, stanbul.
Le Fur (LJ X V I I inci asrdanberi Tabi Hukuk Nazariyesi ve Modern
Doktrin, ev. N. E r i m , stanbul, 1940.
Okandan (R.G.) U m u m Amme Hukuku Dersleri, stanbul, 1959.
Radbruch (G.) Du droit individualiste au droit social, in Arch. de Phi.
du Dr. et de Soc. Jur.. 1931, No. 3 - 4 .
Renard (G.) L a valeur de la loi, Paris, 1928.
Rommen (H.) Le Droit Naturel, Histoire - Doctrine, trad, E . Marmy,
Paris, 1945.

:
'7
Strauss (LJ Droit naturel et histoire, trad. fran., Paris, 1954.
Topuolu (HJ Hukuk sosyolojisi Dersleri, Sosyoloji asndan Hukuk,
cilt, 1, Ankara, 1963.

You might also like