You are on page 1of 8

İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER……………………………………………………………2
KISALTMALAR………………………………………………………….3
GİRİŞ...……………………………………………………………….……4

1_ KAVRAM………………………………………………………………4

2_ CAVAP VE DÜZELTME HAKKININ TARİHÇESİ………………5

3_ CEVAP VE DÜZELTME HAKKININ HUKUKİ NİTELİĞİ…......6

4_ RADYO VE TV YAYINLARINDA CEVAP VE DÜZELTME


HAKKI…………………………………………………………………….7

5_ CEVAP VE DÜZELTME HAKKININ KOŞULLARI……………11

6_ CEVAP VE DÜZELTME METNİ………………………………….13

7_ YAPTIRIM…………………………………………………………...14

SONUÇ…………………………………………………………………...16

KAYNAKÇA…………………………………………………………….17

GİRİŞ
İnsan kişiliği, çağdaş hukuk düzenlerinin önde gelen esaslı unsurlarından birisidir. Ancak
çağımızda bilim ve teknik kesintisiz olarak hızla gelişmekte, bu gelişme karşısında kişilik,
bilhassa özel yaşam alanı daha bir savunmasız kalmaktadır. Bunun yanında basın hürriyeti ile
kişilik hakkı, anayasa kanunlar ile uluslar arası bildiri ve sözleşmelerde düzenlenip, koruma
altına alınmış iki temel hak ve değer olarak karşımıza çıkar.
Basın, haber verme (olayları açıklama) ve eleştiri yapma (değer yargısında bulunma) haklarını
kullanarak kamu oyunu oluşturma ve oluşan kamu oyunu açıklama görevlerini yerine
getirirken kişi ve kurulular hakkında gerçek dışı bilgiler vererek olumsuz kanaatlerin
oluşmasına ve zarara yol açabilir1. İşte bu basın açıklamalarından zarar gören kişi ve
kuruluşların, bu zararın tazmini ve sorumluların cezalandırılmaları amacı ile başvuracakları
hukuk ve ceza davaları yollarının yetersiz kalması ve bu yollardan netice almanın güç ve uzun
süre alması sebepleriyle, bir de cevap ve düzeltme hakkı kabul edilmiştir.
Ben de bu çalışmamda kişilik hakkını koruyucu vasıtalardan biri olan cevap ve düzeltme
hakkını ele alacağım. Bunu yaparken izleyeceğim yol; öncelikle cevap ve düzeltme hakkı
kavramını açıklayarak bu kanuni düzenlemenin tarihçesini açıklayacağım. Ardından cevap ve
düzeltme hakkının hukuki niteliği üzerinde durduktan sonra bu hakkın uygulama alanını,
uygulama koşullarını, cevap ve düzeltme metnini anlattıktan sonra son olarak bu hakkın
ihlalindeki yaptırımları aktaracağım.
1_ KAVRAM
Radyo ve televizyon yoluyla kişilik haklarının ‘cevap ve düzeltme ’ hakkı en önemli korunma
araçlarından biri olarak dikkat çekmektedir. Bu kuruma bakış açısına göre farklı tanımlar
yapılabilirse de genel olarak şu şekilde tarif edebiliriz: Düzeltme cevap hakkı, basın
özgürlüğünün kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla, ilgili kişi ve kuruluşlarla aynı
araçlardan yararlanarak, düşüncelerini açıklama, kendilerini savunma, yanlış açıklamaları
düzeltme imkanı tanıyan bir haktır. Hukukumuzda cevap ve düzeltme hakkı bir bütün olarak
ele alınmış ve tekzip kavramını da bünyesinde barındırmıştır2.
Cevap ve düzeltme hakkının amacı, iletişim özgürlüğünün kullanımı sırasında iletişim araçları
tarafından kişilik haklarına yönelik saldırılara karşı, hem kişilerin korunması hem de yanlış
bilgilerin düzeltilmesidir. Radyo ve televizyonun giderek artan etkinliği karşısında kişi ve
kuruluşlara verilen bu savunma aracı, iki taraf arasındaki dengenin sağlanmasına ve konunun
çıkarlarına da uygun düşmektedir.
2_ CEVAP VE DÜZELTME HAKKININ TARİHÇESİ
Cevap ve düzeltme hakkı anayasa hukukumuz açısından gösterdiği gelişme şöyledir: 1876
Kanuni Esaside basın hürriyeti yer almış ancak cevap ve düzeltme hakkına yer verilmemiştir.
Aynı durum 1924 Teşkilatı Esasiye kanunumuz içinde geçerlidir. Bu konu ile ilgili ilk
anayasal düzenleme 1961 Anayasasında yapılmıştır. Bu anayasanın 27. maddesinde cevap ve
düzeltme hakkına yer verilmiştir. Bu anayasadaki benzer düzenlemeye 1982 Anayasasının 32.
maddesinde yine yer verilmiştir.
T.C. Anayasası madde 32.
E. Düzeltme ve cevap hakkı
MADDE 32. – Düzeltme ve cevap hakkı, ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması
veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve kanunla
düzenlenir.
Düzeltme ve cevap yayımlanmazsa, yayımlanmasının gerekip gerekmediğine hâkim
tarafından ilgilinin müracaat tarihinden itibaren en geç yedi gün içerisinde karar verilir.
Cevap ve düzeltme hakkı 1864 Matbuat Nizamnamesinden itibaren basın hukuku ile ilgili
bütün normatif sistemlerde yer almıştır3. Fransız Basın Kanununun etkisi ile yapılan bu
nizamnamade belli dönemlerde değişiklikler yapılmıştır.
1950 yılında çıkarılan 5680 sayılı Basın Kanununda cevap ve düzeltme hakkı 19. maddede
düzenlenmiş ve 29. maddede bu hakka uyulmadığı takdirde uygulanacak müeyyideler
gösterilmiştir4. Bu düzenlemeden ve hükümet gerekçesinden anlaşılacağı üzere bu hakkın
kullanılması zorlaştırılmıştır. Çünkü 19. maddeye göre cevap ve düzeltme hakkı mutlak bir
hak değildir.
5680 sayılı Basın Kanununun 19. maddesi 4676 sayılı kanun ile değişikliğe uğramıştır. Yeni
düzenleme cevap ve düzeltmeye konu olan yayının nasıl olacağı konusunda daha ayrıntılı bir
düzenleme getirilmiştir.
En son yürürlüğe giren 5187 sayılı Basın Kanununda ise cevap ve düzeltme hakkı 14.
maddede düzenlenmiştir. Bunun yanında cevap ve düzeltme hakkı 3984 sayılı Radyo ve
Televizyon Yayınlarının Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 28. maddesi ile 2954 sayılı
TRT Kanununun 27. maddesinde düzenlenmiştir. 3984 sayılı RTKYHK m.28 radyo ve
televizyon yayınlarına karşı cevap ve düzeltme hakkını özel olarak düzenlediği ve bir ayrım
yapmadığı için artık TRT yayınları içinde bu kurum kapsamında cevap ve düzeltme hakkı
kullanılacak, TRT Kanunu m.27 kullanılmayacaktır5.
3_ CEVAP VE DÜZELTME HAKKININ HUKUKİ NİTELİĞİ
Cevap ve düzeltme hakkının hukuki niteliği konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür.
Önceleri kamu hukukuna ait olarak kabul gören bu kavram, daha sonra, özel hukuka ilişkin
niteliğini de dikkate alan bir seyir izlemiştir. Bir görüşe göre; cevap ve düzeltme hakkı, meşru
müdafaanın basın alanındaki bir tezahürü olarak ele alınmıştır6. Bu görüş sahipleri, konuyu
kişilik hakkı çerçevesinde ele almakta, cevap ve düzeltme hakkının doğumu için, kişinin
adının yayında geçmesini yeterli saymaktadır. Bir başka görüşe göre cevap ve düzeltme hakkı
kişinin, basına karşı bireyselliğini, kişilik hakkını korumaya yönelik bir haktır. Dolayısıyla
manevi tazminatın bir türü olarak ele almaktadır7.
Bir başka görüş sahipleri cevap ve düzeltme hakkını, kitle iletişim alanında, birey ile basın
arasındaki silahların eşitliğini bir ölçüde sağlamaya çalışan, mali bir karakter taşımayan bir
hak olarak tanımlamaktadırlar. Kocayusufpaşaoğlu ise cevap ve düzeltme hakkını durdurma
davasının özel olarak düzenlenmiş biçimi olarak kabul etmektedir.
Cevap ve düzeltme hakkının kullanımında, söz konusu açıklamanın hukuka aykırı olması
zorunlu olmadığı için cevap ve düzeltme hakkını basın hukukunun kendine özgü müessesesi
olarak kabul etmek yerinde olacaktır8.
4_ RADYO VE TV YAYINLARINDA CEVAP VE DÜZELTME HAKKI
Biraz önce kısaca bahsettiğim üzere 1994 tarihinde 3984 sayılı yasanın kabulü ile bütün radyo
ve televizyon yayınları, hem özel hem de TRT yayınlarını kapsayacak şekilde, tek bir çatı
altında toplanmıştır. 3984 sayılı kanun, 2954 sayılı kanunu yürürlükten kaldırmadığı için her
iki yasada yürürlükte kalmaya devam etmiştir. Bu konuda çeşitli kuşkular ortaya çıksa da
sonuç olarak; kuruluş, görevler, organların teşkili, mali hükümler, personelle ilgili hükümler
gibi sadece TRT yi ilgilendiren hükümlerin dışında 2954 sayılı kanun uygulanabilirliğini
yitirmiştir. Yani getirilen yeni rejimin ilke ve esaslarına aykırı bulunmayan ve sadece
TRT’nin iç bünyesini ilgilendiren konularda 2954 sayılı kanun, buna karşılık tüm diğer
konularda 3984 sayılı kanun uygulanacaktır. Aynı zamanda 28. maddede herhangi bir
sınırlama ve istisna olmadığı için, burada düzenlenen cevap ve düzeltme hakkı,(özel kamu)
bütün radyo ve televizyon yayınlarını kapsar nitelikte olup, 2954 sayılı kanunun 27.
maddesinin uygulama olanağı bulunmamaktadır.
3984 sayılı kanun madde 28.
Düzeltme ve Cevap Hakkı
Madde 28.- Gerçek ve tüzelkişilerin kişilik haklarına saldırı teşkil eden yayınlar ile gerçeğe
aykırı olduğu iddia edilen yayınlara karşı cevap ve düzeltme hakkı tanınması için ilgililer
yargı yoluna başvurabilirler.
Yayın kuruluşları yaptıkları her yayının bandını bir yıl muhafazaya mecburdur. İlgili dava
açmaya esas olmak üzere, yazılı olarak Üst Kurula başvurarak yayın bandından ücretini
ödeyerek bir kopya isteyebilir.
Yargıya yapılan başvuru üzerine yargı gerekli incelemeyi yapar. Başvuru yerinde görülürse
düzeltme ve cevap, saldırı teşkil eden veya gerçeğe aykırı yayının yapıldığı ayni saatte, aynı
program içinde yayınlanır. Yayın süresi ve şeklini halin icabına ve delillere göre hakim takdir
eder.
Kişilerin yargıya başvurmaları yayından itibaren 10 gün içinde yapılır. Mahkeme 3 gün içinde
karar verir. Verilen karara karşı tebliğden itibaren 3 gün içinde bir üst mahkemeye itiraz
edilebilir. Üst mahkeme 3 gün içinde karar verir. Verilen karar kesindir.
Mahkeme kararı ilgili kuruluşa tebliğ edildiğinin ertesi günü yayın yapılır.
(Değişik: 15/05/2002–4756/12 md.) Yayını yapmayan veya karara uygun şekilde yapmayan
veya geciktiren kuruluşun yayınlarından sorumlu en üst yöneticisi ile kuruluşun sahibi olan
anonim şirketin yönetim kurulu başkanına otuz milyar liradan doksan milyar liraya kadar ağır
para cezası verilir. Ayrıca, kuruluşa Üst Kurulca eylemin ağırlığına göre üç aya kadar gelir
getirici yayın yapma yasağı verilebilir. İkinci kez tekrarı halinde yayın izni iptal edilir ve en
yüksek para cezasına hükmolunur. Bu cezalar ertelenemez. Hangi yayınların gelir getirici
yayınlar olduğu Üst Kurul tarafından belirlenir.
Yetkili ve görevli mahkeme ulusal yayın yapan kuruluşlar için Ankara Sulh Ceza Mahkemesi,
bölgesel ve yerel yayın yapan kuruluşlar için başvuru sahibinin ikametgâhı sulh ceza
mahkemesidir.
(Değişik: 15/05/2002–4756/12 md.) Gerçek ve tüzel kişilerin ayrıca genel hükümlere göre
ilgili yayın kuruluşuna karşı tazminat davası açma hakkı saklıdır. Yayın kuruluşu ile birlikte
şirketin yönetim kurulu başkanı da müştereken ve müteselsilen sorumludur. Zarar doğurucu
fiilin işlenmesinden sonra yayın kuruluşunun devredilmesi, başka bir kuruluşla birleşmesi
veya sahibi olan şirketin herhangi bir surette değişmesi halinde yayın kuruluşunu devralan,
birleşen ve her ne suretle olursa olsun yayın kuruluşunun sahibi veya hissedarı olan şirket ve
şirketin yönetim kurulu başkanı da bu fiil nedeniyle hükmedilen tazminattan yayın kuruluşu
ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. Tazminat talebinin haklı görülmesi
halinde tazminat miktarı, on milyar liradan az olmamak üzere fiilin ağırlık derecesine göre
belirlenir. On milyar liralık alt sınır her yıl Maliye Bakanlığınca ilân edilen yeniden
değerleme oranında artırılır. Bu Maddeye göre açılacak manevi tazminat davalarında hâkim
tensip kararı ile birlikte bilirkişiyi de tayin eder ve davayı en geç altı ay içinde karara bağlar.
(15/05/2002–4756/12md. Ek) Bu Maddeye göre açılan davalarda tazminata hükmedilmesi
halinde, bankalarca uygulanan en yüksek işletme kredisi faizi üzerinden temerrüt faizine de
hükmedilir.
Burada dikkat çeken diğer bir husus da Anayasanın cevap ve düzeltme hakkıyla ilgili 32.
maddesi ile 3984 sayılı kanunun cevap ve düzeltme hakkını düzenleyen 28. maddesi
arasındaki uyumsuzluktur. Anayasanın 32. maddesinde, cevap ve düzeltme hakkı için
‘gerçeğe aykırı yayın’ dışında ‘haysiyet ve şerefine dokunulması’ şartını ararken, 3984 sayılı
yasanın 28. maddesinde, ‘haysiyet ve şerefine dokunması’ yerine, ‘kişilik haklarına saldırı’
deyimi kullanılmıştır. Kişilik haklarına saldırı deyimi, şeref ve haysiyet deyiminden, çok daha
geniş bir kavramdır. Yeni, 3984 sayılı yasanın kapsamı anayasa hükmünden daha geniş
tutulmuştur. Dolayısıyla, anayasanın 32. maddesinin kapsamı ile 3984 sayılı yasanın 28.
maddesi arasında bir uyumsuzluk söz konusudur. Bu uyumsuzluğunun iki şekilde giderilmesi
mümkündür: Birincisi, 3984 sayılı yasanın 28. maddesindeki, ‘kişilik hakkı’ deyiminin, ‘şeref
ve haysiyet’ olarak dar yorumlanması, ikincisi ise, yasayı anayasa uygun hale getirmek veya
anayasanın 32. maddesinde bu uyumsuzluğu giderecek değişiklik yapmak gerekir. 3984 sayılı
yasanın 28. maddesinde veya anayasanın 32. maddesinde değişiklik yapılması daha
meşakkatli ve uzun bir yol olduğu için, bu değişiklik yapılıncaya kadar, son çıkan yasa ve
temel kanun olan 3984 sayılı yasa, kişilik hakkı açısından daha koruyucu hükümler
getirdiğinden, 3984 sayılı yasa hükmünün uygulanması radyo ve televizyon yayınları için
daha uygun olacaktır.
5187 sayılı Basın Kanunu madde 14.
Düzeltme ve Cevap
Madde 14 - Süreli yayınlarda kişilerin şeref ve haysiyetini ihlal edici veya kişilerle ilgili
gerçeğe aykırı yayım yapılması halinde, bundan zarar gören kişinin yayım tarihinden itibaren
iki ay içinde göndereceği suç unsuru içermeyen, üçüncü kişilerin hukuken korunan
menfaatlerine aykırı olmayan düzeltme ve cevap yazısını; sorumlu müdür hiçbir düzeltme ve
ekleme yapmaksızın, günlük süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç üç gün
içinde, diğer süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren üç günden sonraki ilk nüshada,
ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak
zorundadır.
Düzeltme ve cevapta, buna neden olan eser belirtilir. Düzeltme ve cevap, ilgili yazıdan uzun
olamaz. Düzeltme ve cevaba neden olan eserin yirmi satırdan az yazı veya resim veya
karikatür olması hallerinde düzeltme ve cevap otuz satırı geçemez.
Süreli yayının birden fazla yerde basılması halinde, düzeltme ve cevap yazısı, düzeltme ve
cevap hakkının kullanılmasına sebebiyet veren eserin yayımlandığı bütün baskılarda
yayımlanır.
Düzeltme ve cevabın birinci fıkrada belirlenen süreler içinde yayımlanmaması halinde yayım
için tanınan sürenin bitiminden itibaren, birinci fıkra hükümlerine aykırı şekilde
yayımlanması halinde ise yayım tarihinden itibaren onbeş gün içinde cevap ve düzeltme talep
eden kişi, bulunduğu yer sulh ceza hakiminden yayımın yapılmasına veya bu Kanun
hükümlerine uygun olarak yapılmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hakimi bu
istemi üç gün içerisinde, duruşma yapmaksızın, karara bağlar.
Sulh ceza hakiminin kararına karşı acele itiraz yoluna gidilebilir. Yetkili makam üç gün içinde
itirazı inceleyerek karar verir. Yetkili makamın kararı kesindir.
Düzeltme ve cevabın yayımlanmasına hakim tarafından karar verilmesi halinde, birinci
fıkradaki süreler, sulh ceza hakiminin kararına itiraz edilmemişse kararın kesinleştiği tarihten,
itiraz edilmişse yetkili makamın kararının tebliği tarihinden itibaren başlar.
Düzeltme ve cevap hakkına sahip olan kişinin ölmesi halinde bu hak, mirasçılardan biri
tarafından kullanılabilir. Bu durumda, birinci fıkradaki iki aylık düzeltme ve cevap hakkı
süresine bir ay ilave edilir.
Cevap ve düzeltme hakkının kullanımının ön koşulu, yayının, ‘süreli nitelikte’ olmasıdır.
Çünkü süreli yayınlar süresiz yayınlara göre daha büyük kitlelere diğer bir deyişle anonim
nitelikteki okuyucu kitlesine seslenip daha büyük etki yapabilir. Aynı zamanda süreli yayınlar
cevabın kısa sürede aynı yoldan yayınlanmasına elverişli niteliktedir9. Dönemsel olmayan
yayınlarda cevap ve düzeltme hakkı kullanılamayacaktır.
Cevap ve düzeltme hakkı hem haber (olay açıklaması) hem de değer yargısı(eleştiri)
şeklindeki yayınlara karşı kullanılabilir. Düzeltme cevap hakkının konusu bir yazı olabileceği
gibi, fotoğraf, karikatür vs. de olabilir. Bunun yanında ilan ve reklamlara karşı da bu hak
kullanılabilir. İsviçre hukukunda okuyucu mektuplarına karşı da cevap hakkı kabul
edilmektedir10.
5_ CEVAP VE DÜZELTME HAKKININ KOŞULLARI
a- Yayın, Haysiyet Ve Şerefe Dokunacak VE Gerçeğe Aykırı Olmalıdır:
Cevap ve düzeltme hakkının doğmasına yol açan ilk sebep yayının, yayına konu olan kişinin
haysiyet ve şerefine dokunması halidir. Bu tür yayınların hakaret ve sövme suçlarına vücut
verecek nitelikte olmalarına gerek yoktur11. Kişinin haysiyet ve şerefine dokunan her türlü
yazıya karşı cevap ve düzeltme hakkı kullanılabilir.
Yayının kişinin haysiyet ve şerefini ihlal edip etmediği, kişinin resmi ve hususi hal durumuna,
örf ve adetlere, kişini toplum içindeki yerine ve nihayet kişinin şahsi telakkilerine göre
belirlenmelidir12. Politikacı, sanatçı gibi meslekleri gereği kendilerini toplumun eleştirisine
sunmuş kişilerin özel hayat alanları diğer kişilerinkine nazaran daha dardır. Bu kişiler,
meslekleri gereği, diğer kişilere göre daha ağır eleştirilere katlanmak zorundadırlar. Bu
itibarla, bu kişiler açısından, haber verme ve eleştiri hakları kullanılırken, hakkın sınırları
içinde kalındığı durumlarda, cevap ve düzeltme hakkının kullandırılması basın hürriyetinin
sınırlandırılmasını sonuçlayabilir13.
b- Cevap ve Düzeltme Hakkı, İlgili Kişi Tarafından Kullanılmadır:
Cevap ve düzeltme hakkının kullanılabilmesinin koşullarından biri de, cevap ve düzeltmenin
‘ilgili kişi’ tarafından kullanılmasıdır. Cevap ve düzeltme hakkını kullanmaya gerçek ve tüzel
kişilerle, devlet daireleri ve kamu kuruluşları sahiptir14. Kanunumuz böylece cevap ve
düzeltme hakkının kullanımını çok geniş tutarak yayınla ilgili herkese bu hakkı tanımıştır.
Tüzel kişilerde bu hak, tüzel kişiyi temsil yetkisi olan kişi tarafından tüzel kişi adına
kullanılır. Ya da tüzel kişi bu hakkı kullanması için belirli bir kişiye yetki verebilir. Tüzel
kişiliği olmayan insan topluluklarının cevap ve düzeltme hakkı yoktur.
Gerçek kişilere bu hak verildiğine göre, medeni haklarını kullanma ehliyetinden mahrum olan
kişilerinde bu hakları vardır. Bunlar bu hakkı kanuni temsilcileri vasıtasıyla kullanabilirler.
Bu bağlamda cevap ve düzeltme hakkının vekil tarafından kullanılıp kullanılamayacağını
incelemek gerekir. Bu konuda çeşitli görüşler ortaya atılmasına karşılık genel olarak kabul
edilen görüş vekaletnamede özel olarak yetki verilmesi halinde, vekil tarafından bu hak
kullanılabilir. Yargıtay’ın da uygulaması bu yöndedir15. Mirasçıların bu hakkı kullanması
bakımından ise 14. maddenin son fıkrasında bir düzenleme getirilerek hak sahibinin ölmesi
durumunda mirasçılara bu hak tanınmıştır.
c- Cevap ve düzeltme metni, kanuna uygun olmalıdır:
Düzeltme ve cevap metninin içeriği, tüm yayınlar için geçerli kanun hükümlerine, yayın
ilkelerine uygun olmalı, suç unsuru içermemelidir. Cevap ve düzeltme metni, cevap ve
düzeltmeye konu yayınla ilgili olmalıdır. Aynı zamanda cevap ve düzeltme başka bir cevap ve
düzeltme hakkına imkan vermemelidir. Ve bu hak yasal süresi içerisinde kullanılmalıdır.
6_ CEVAP VE DÜZELTME METNİ
Cevap ve düzeltme yazılı şekle tabidir. Bu itibarla, cevap ve düzeltme hakkının kullanımı
şeklindeki irade beyanı imza ile tamamlanır. Cevap ve düzeltme hakkının kullanılması için
yayının yapıldığı tarihten itibaren iki aylık bir süre öngörülmüştür. Yargıtay Yedinci Ceza
Dairesini, 11.05.1989 tarih ve 11366-4732 sayılı içtihadı ile bu sürenin hak düşürücü süre
olduğu kabul edilmiştir16. Bu nedenle bu sürenin kesilmesi veya uzaması mümkün değildir.
Cevap ve düzeltme metninin uzunluğu, 5187 sayılı kanunun 14. maddesinde düzenlenmiştir.
Burada cevap ve düzeltme yazısı ile ilgili dikkat çeken hususlar; ‘yayına konu olan yazıdan
uzu olamayacağı’, ‘yayının yirmi satırdan az yazı veya resim veya karikatür olması hallerinde
düzeltme ve cevap otuz satırı geçemeyeceği’dir. Bu şekilde konulan sınırlamalar yürürlükten
kaldırılan Basın Kanununa (5680 sayılı kanun) göre daha kısıtlayıcıdır.
3984 sayılı kanuna göre, cevap ve düzeltme hakkının kullanılabilmesi için, (yayın kuruluşuna
başvuruya gerek olmaksızın) ‘direkt yargıya başvurulması gerekmektedir. Bu yönüyle Basın
Kanunundaki cevap ve düzeltmeden ayrılır. Burada yayın süresi ve şeklini halin icabına ve ve
delillere göre hakim takdir eder (m.28/3).

8_ YAPTIRIM
5187 sayılı yasa açısından;
Düzeltme cevap yazısının sorumlu müdüre ulaşmasından sonra, sorumlu müdür, hiçbir
düzeltme ve ekleme yapmaksızın (günlük süreli yayınlarda) en geç üç gün içinde, diğer süreli
yayınlarda üç günden sonraki ilk nüshada yayınlanmak zorundadır (m.14/1). Cevap ve
düzeltme yazsının üç gün içinde yayınlanması halinde ilgili, yazının yayınlanması için sulh
ceza hakimine başvurabilir. Sulh ceza hakimi üç gün içinde, duruşma yapmaksızın karar verir.
Sulh ceza hakiminin kararına karşı itiraz yoluna gidilebilir. Yayın kuruluşu cevap ve düzeltme
yazısını, (itiraz etmemişse sulh ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinden itibaren, itiraz
etmişse yetkili makamın verdiği kararın tebliğinden itibaren) üç gün içinde yayınlamak
zorundadır.
Düzeltme ve cevabın yayımlanmasına ilişkin kesinleşmiş hakim kararlarına uymayan sorumlu
müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili on milyar liradan yüz elli milyar liraya kadar
adli para cezasıyla cezalandırılır. Adli para cezası, bölgesel süreli yayınlarda yirmi milyar
liradan, yaygın süreli yayınlarda elli milyar liradan az olamaz (m.18/1). Para cezasının
ödenmesinden, yayın sahibi sorumlu müdür ile sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili birlikte
müteselsilen (zincirleme) sorumludur. (m.18/2). Düzeltme ve cevap yazısının
yayımlanmaması veya 14 üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen şartlara uyulmaksızın
yayımlanması hallerinde hakim ayrıca, masraflar yayın sahibi tarafından karşılanmak üzere,
bu yazının tirajı yüz binin üzerinde olan iki gazetede ilan şeklinde yayımlanmasına da karar
verir (m.18/3).
Bu yaptırımlar dışında sırf bu hakka riayet edilmemesinden kaynaklanan bir manevi tazminata
hükmedilip edilemeyeceği bakımından Yargıtay şu şekilde karar vermiştir: ‘Tekzip metnini
yayınlamayan gazete aleyhine açılan ve kısmen kabulüne karar verilen manevi tazminat
davasında, davacının, yayın nedeniyle ayrı bir dava açarak uğradığı zarar giderildiği, tekzip
isteminin yerine getirilmemiş olmasının ayrı bir tazminat davasını gerektirmeyeceği, davanın
reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar
verilmiştir’17.
3984 sayılı yasa açısından;
3984 sayılı yasaya göre, cevap ve düzeltme hakkı, mahkeme kararı ile kullanılabilir.
Mahkemenin cevap ve düzeltme yazısının yayınlanmasına ilişkin kararı, ilgili kuruluşa tebliğ
edildiğinin ertesi günü yayınlanması gerekir (m.28/5). Yayını yapmayan veya karara uygun
şekilde yapmayan veya geciktiren kuruluşun yayınlarından sorumlu en üst yöneticisi ile
kuruluşun sahibi olan anonim şirketin yönetim kurulu başkanına otuz milyar liradan doksan
milyar liraya kadar ağır para cezası verilir. Ayrıca, kuruluşa Üst Kurulca eylemin ağırlığına
göre üç aya kadar gelir getirici yayın yapma yasağı verilebilir. İkinci kez tekrarı halinde yayın
izni iptal edilir ve en yüksek para cezasına hükmolunur. Bu cezalar ertelenemez. Hangi
yayınların gelir getirici yayınlar olduğu Üst Kurul tarafından belirlenir (m.28/6).
Ayrıca Radyo Televizyon Yayınları, Yayın Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik18 de
yukarda değinilen madde 28 de belirtilen gelir getirici yayınlar ‘reklâmlar ve program desteği
alan yayınlar’ olarak tanımlanmıştır. Yönetmelikte ihmalin niteliğine ve ağırlığına göre,
kademeli bir yaptırım gösterilmiştir. Buna göre;
Madde: 38/9 ‘Mahkeme kararına rağmen düzeltme cevap metninin yayınını yapmayan veya
karar uygun şekilde yapmayan ya da geciktiren kuruluş hakkında ilgilinin müracaatı üzerine
Üst Kurulca eylemin ağırlığına göre;
a)- Yayının yapılmaması hallerinde 20 günden az olmamak,
b)- Yayının mahkeme kararına uygun yapılmaması hallerinde 10 günden az olmamak,
c)- Yayının geciktirilmesi hallerinde 7 günden az olmamak, üzere 3 aya kadar gelir getirici
yayın yapma yasağı uygulanabilir.’
SONUÇ
Günümüzde tekniğin gittikçe ilerlemesi, ekonomik hayatta ferdin karşısına büyük güç
odaklarının çıkması, yeni mücadele şekillerinin kendini göstermesi, politik mücadelenin
zaman zaman dürüst sayılmayacak şekilde cereyan etmesi, halkın dedikodu merakına gittikçe
hitap eden bir medyanın oluşması karşısında, kişiliğin ve özel yaşamın daha etkin bir şekilde
korunması gereği ortaya çıkmaktadır. Haberleşme hukukuna münhasır bir hak olan cevap ve
düzeltme hakkı, basın hürriyetinin kötüye kullanılmasını önlemeyi ve güçlü basın karşısında
kişi ve kurumları korumayı amaçlar.
KAYNAKÇA

ÇELEBİ, Funda ;Kişilik Haklarından, Kişinin Özel Yaşamının ve Gizliliklerinin İhlali Ve


Korunması, KÜFD, Kasım 1997, S.1., s.270-296.
ÇİFTÇİ, Ahmet; Yazılı Basında Cevap ve Düzeltme Hakkı, AÜFD, C.42, 1991–1992, s.47–
80.
DÖNMEZER, Sulhi ; Basın ve Hukuk, İstanbul, 1976.
HELVACI, Serap; ;Türk İsviçre Hukuklarında Kişilik Haklarını Koruyucu Davalar, İstanbul,
2001.
İÇEL, Kayıhan; Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul, 1998.
ÖNGÖREN, Gürsel; Kitle İletişim Araçlarında Özel Yaşamın Gizliliği ve Türkiye, KÜFD,
Kasım 1997, S.1, s.473-483.
ÖZEL, Sibel; Uluslararası Medya ve İnternete Kişilik Haklarının Korunması, Ankara, 2004.
ÖZEL, Sibel; Basın Yoluyla Kişilik Haklarının İhlali Davalarında Yetkili Mahkemenin
Tesisinde Ele Alınan Haksız Fiilin İka Yeri Kurala Avrupa Adalet Divanı Tarafından
Getirilen Yorum, Ergun Önen’e Armağan, İstanbul, 2003, s.263-279.
ÖZEL, Cevat; Kitle İletişim Araçları ve Kişilik Haklarının Korunması, İstanbul, 2003.
TEKİNAY, S. Sulhi; Kişilik Haklarına İlişkin Yasal Değişiklikler Hakkında Eleştiriler,
Tandoğan Armağan, 1990, s.55-66.
YENİSEY-ÖZEL; İçtihatlı Basın Hukuku, İstanbul, 1996.

1 Çiftçi, A.; ‘Yazılı Basında Cevap ve Düzeltme Hakkı’ AÜHFD, c.42 (1991-1992) s.47.
2 Çiftçi, A.; ‘Yazılı Basında Cevap ve Düzeltme Hakkı’ AÜHFD, c.42 (1991-1992) s.48.
Özel, S.; Uluslararası Alanda Medya ve İnternette Kişilik Hakkının Korunması, Ankara,
2004, s.68.
3 Çiftçi, A.; s.55. Dönmezer, S.; Basın ve Hukuk, İstanbul, 1976, s.320.
4 Dönmezer, S.; s.320.
5 Özel, S.; s.69.
6 Dönmezer, S.; s.317.
7 Çiftçi, A.; s.77.
8 Özel, S.; s.69.
9 Çiftçi, A.; s.63.
10 İçel, K.; Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul, 1998 s.182. Helvacı, S.; Türk-İsviçre
Hukukunda Kişilik Hakkını Koruyucu Davalar, İstanbul, 2001, s.144.
11 Dönmezer, S.; s.327.
12 Çitçi, A.; s.58.
13 Çelebi, F., ‘Kişilik Haklarından, Kişinin Özel Yaşamının ve Gizliliklerinin İhlali ve
Korunması’ KÜHF Kasım_1997 S.1 s.282.
14 ‘… özel yasası bulunan iktisadi ve devlet teşekkülleri ile birlik oda gibi meslek
kuruluşlarını ayrık tutarak, GAP idaresinin cevap ve düzeltme başvurusu hakkı olduğu…’
Yarg. 7. C.D. 7.06.1995 E.1995/4522, K.1995/5259.
15 Yarg. 7 C.D., 09/04/1991 tarih E.1991/882, K.1991/4356.
16 Özel, C.; Kitle İletişim Araçları ve Kişilik Haklarının Korunması, İstanbul, 2003, s.43.
17 Yarg. 4.HD. 13.05.2002tarih E.20022613 K:5692.
18 R.G. Tarih: 17/04/2003, R.G. Sayısı: 25082, Radyo ve televizyon üst kurulundan
??
??
??
??
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Cevap Ve Düzeltme Hakkı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.Metin Gül'e
aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi
(http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa
alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya
kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.

You might also like