You are on page 1of 497

-

22

1997

81.2-4
T 23

:

:
,
:
, ,

23 - /- /.
:, 1997.496 .
ISBN 5-85840-285-2
,
.
.
22 .


.
, .
22 .

4 4(03)-97

ISBN 5-85840-285-2

81.2-4
., 1997
., 1997
X., 1997

TATARCA-TRKE
SZLK
Ahmet Veli Menger Vakf yardmyle
baslmtr

22 bin civarnda kelime verilmitir

NSAN YAYINEV
KazanMoskova
1997

Koordinatr:
Prof. Dr. Fuat Ganiyev
Redaksiyon:
Halil Akgz, Asiye Rahimova
Yazarlar:
Fuat Ganiyev, Rifkat Ahmetyanov, Halil Akgz
Szlk Trk dilini renmeye isteyenler iin esas yardmc,
Tatar dilini bilmeye isteyenler iin de malumat vastas olarak
kullanlabilecektir. Ayn zamanda o canl konumalar sresin
de de yardmc olabilecektir.
Szlkte 22 bin civarnda kelime verilmitir.


-
, , .
.
, ,

. .

,
.

( )

(- )
.

. .

,
. XV-XVI ,
, ,
. XIX
, XIX
XX
.
, ., .,
., ., ., , ., ., ., . .. .
-
. : , (),
.

. ,
.
() , , (), , , , ,
, , , , ,

. ()
,
.

. .
.

.
7 .
,
, .
,
. ,
, ,

.
1- -
, 1- . -
.

, - .
,

, , ,
-,
,
: , , , ,
, , ,
, ..
,
,
, , -
. ,
,
, :

,
. , ,
,
,

?!
.
,
,
.
, , ,
.
, .
, - , ,
.
.

" " (1977-1981)
.
,
.

.

, , , ..
.
, ,
,
.

.
"
" ( . )
. , -
.
- ,

,

.

:
121019, , , - , ""
.

nsz
Tatarlarn babalar, ta Mool ftuhatna kadar Idil, Kama, Ak Idil boy
larna ve bu nehirlerden biraz Batda bulunan topraklara yerlemi eski
bir halktr. Bilindii gibi, onlar kendilerinin meydana gelmesi ve by
mesi devrinde ok karmak yol gemiler. Tatar halk, tam dier halklar
gibi, pek ok etnik tabakalarn ve kabilelerin birlemesi ve ayrlmas
neticesinde oluuyor. Ama bu srete karde olan iki yakn etnik unsur,
yan Bulgar ve Kpak unsuru, ba rol oynuyor. Tatar halk, bylece,
douu bakmndan bir ynden Idil boyunda ve dilden Batda ve G
neyde bulunan topraklarda yaam Kpaklar ile balanmt. Bunun
neticesinde genel Tatar dili kendinde, esasta Bulgarlarn varislar olan
Orta lehe temsilcileri dili (Bulgar dili) zelliklerini ve Kpaklarn varislar olan Bat lehe temsilcileri dili (Kpak-Mier dili) zelliklerini birle
tirmitir.
Trk yazma edebi dili Idil boyu Bulgarnda olumaya balyor. Ora
da edebi dil grevini genel Trk dili gerekletiriyor. Zaman getike,
yerli dil zelliklerini benimseyen eski Tatar edebi dili Idil boyu Trksi,
yan eski Tatar edebi dili oluuyor. Eski Tatar edebi dili XV-XVI yzy
llarda, rnein, Muhamedyar manzumelerinde, u zaman diplomatik
belgelerde grnyor. Bu edebi dil XIX yzyln ikinci yarsna kadar
kullanmaktayd, XIX yzyln ikinci yarsnda ve XX yzyl banda genel
mill Tatar dili ve onun hep tarzlar (slpleri) ile edebi dil ekli ortaya
kyor. Mesel, o zamandaki edebiyat stbunu G.llyas, F.Halidi, Z.Bigiyev, G.Kamal, G.Tukay, Gayaz Ishak, G.lbrahimov, M.Gafur,
F.Emirhan, .Kamal ve bakalarn eserleri tekil ediyor.
Tatar dili Trk dilleri ailesinin Kpak-Bulgar grubuna aittir. Onun
lehesi var: orta, bat (mier), dou leheleridir.
Orta lehe temsilcilerine, adet, Kazan Tatarlar derler. Onlar o
unlukla Tataristanda, Bakurdistanda ve Ural dalarndan Batda bulu
nan baka blgelerde yayorlar.
Bat (Mier) lehesi temsilcileri amara, Ulyanovsk, Sartau (Saratov),
Penza, Ryazan, Tben Novgorod, Orenburg, Volgograd, Astrahan bl
gelerinde ve Tataristan, Mordov, uvaistan, Udmurt, Bakurdistan
cumhuriyetlerinin baz mntakalarnda yayorlar. Bat lehesi (Mier)
temsilcilerine Mierler derler, onlar Idil boyu Tatarlar grubuna aittir.
Dou lehesi temsilcileri Bat Sibiryann esas halkn tekil ediyorlar.
Onlarn edebi dili Tatar edebi diline aittir. Onlara Sibirya Tatarlar derler.
imdiki zamanda Tatar dili resmi ekilde Tatarstanda devlet dili olarak
ilan edilmitir. Tatarlarn says son istatistiklere gre, 7 milyondan biraz
artktr.

Tatar halk ile Trk halk arasnda balar, tab, ok eskiden beri ge
liyor. Artk Altn Urda ve Osmanl imparatorluu, Kazan hanl ve Os
manlI imparatorluu arasnda ok tarafl ilikiler olmu. Gerekten de,
Moskova Rusyas Kazan hanln kana batrp fethettikten sonra, bu
ilikiler ok daralyor, ama kan karde ve bir dindeki Trkler ile bu ili
kiler tamamiyle ortadan kaybolmuyor.
XIX yzyl banda canlanmaya balam kltrel-edebi ilikiler, XIX
yzyln ikinci yarsndan ok salamlamaya balyor. XX yzyl ban
bu ilikilerin ok bym devri diye adlandrabiliriz.
Ekim devriminden sonra boleviklar iktidar bana gelince, Tatar-Trk
(genel Trk) balar daha fazla zayiflanmaya balyor. Ama ta Devrime
kadar Trkiyeye gelmi ve Devrimden de sonra Rusyadan kap ve e
itli yollar ile Trkiyeye gelip yerlemeye mecbur olmu Tatar bilim ada
mlar, yazarlar, kltr adamlar, bu meden-edeb, bilimsel balarn
cidd bir ynn tekil ederek, eitli alanlarda ok neticeli yaratc i
icra ediyorlar. Bunlar: Yusuf Akura, Sadri Maksudi, Gayaz shaki, Zeki
Velidi, Akdes Kurat, Hamid Zbeyr Koay, Abdulla Battal, Reid Rah
meti, Ahmet Temir ve sairedir.
Son zamanda demokrasi rzgarlar esmeye balayp, Rusyadaki hal
klar biraz serbeste nefes almaya balaynca, Tataristan ile Trkiye
arasnda eitim, iktisad alanlarnda, ayn zaman medeniyet ve edebiyat
sahasnda da ilikiler olduka hzl ilerledi. rnein, bu szln baslp
kmas da, yukarda zikredilmi ilikilerin bir misali olarak kabul edi
lebilir.
Daha da byle bir eyi hatrlatmak lazm ki, bizde ipsiz sapsz bir
yalan yaamakta idi: bir dindeki karde halklarn bir biriyle dostlamaya
arzular milliyetilik (komnistler onu rklk ve ovenlik diye anlatr
lard) diye bildirildi, u fikri syliye syliye kafalarmza koyup, beyinimizi
mphemletirmeye altlar. ki halkn, genel nsan deerlere dayana
rak, dost olmaya istei, eer de o baka halklarn menfaatlerine kar
yneltilmemi ise, o istek niin milliyetilik (komnistler anlamnda) ol
sun?! Bu szlk, ite u dostluu bytme yolunda bir adm olacak diye
dnlyor.
Szlk Trk dilinde konumaya ve bu dili renmeye isteyenler iin
malumat kitab, bununla beraber Tatar dilini bilmeye arzedenler iin de
bir yardmc olabilir.
Szln hedefi, elbette, yalnz bununla snrlanmyor, o canl konu
ma ve grme srecinde yardm edebilir.
Byle maksatlar gz nnde bulundurarak, Tatar dilinin szleri ve ok
banal szlerin gereken manalar seilip alnd. Bu szle edebiyata,
bilimsel-populer slbe, basn diline ve konuma diline ait olan kelimeler

10

ithal edildi. Bunlar ile beraber bilimin baz tarmaklarna ait olan kelimelere
ve bilimsel-teknik terimlere de belirli bir derecede yer verildi.
Tatar kelimeleri manalarn aklamak ve onlar evirmek iin,Tatar
dilinin anlatma szl (1977-1981) esas olarak alnd.
Snrlanm hacimde gramer ve slp iaretler sistemi de kullanld.
Szlkte Tatar dilindeki sk kullanlm olan gncl kelimelerin hepsini
vermieye altk, diyebiliriz.
Szlkte son zamanda Trkiye ile Tataristan arasndaki ekonomik,
bilimsel, kltrel, edebi ve saire ilikileri daha fazla salamlatrmaya
yardm eder diye inanoyruz.
Szln, ilk almet olarak, baz taleplere tamamiyle cevap ta
vermemesi ihtimali var ve byle yeni ve byk apl ite, tab, eksiklikler
de olabilir. Szl yapanlar, onun kalitesini ykseltmeye yardm edecek
aklamalar ve teklifleri minnettarlk ile kabul edecekler.
Szln el yazs nce stanbulda, Trk Dnyas Aratrmalar
Vakfnda (Bakan profesr Turan Yazgandr) bilgisayarda dizildi. Sonra
Kazan ehrinde baz dzeltmeler ithal edilip, szln basma maketi
yapld.
Babas Tataristan topranda domu, biznes alannda byk
baarlara erimi ve bu szl basmay kendi stne alm Ahmet Veli
Menger Vakf Bakan Safiye Imre hanma icraclar samimi kalpten en
byk kranlarn bildiriyorlar.
Szlk zerine olacak amlamalar ve teklifleri aadaki adrese
yollamaya mmkndr:
Rusya, 121019, Moskova ehri, Gogol bulvar, ev 6, "nsan" yaynevi.

11


1. , l-, ,
, 1977, 476 .
2. , ll-, ,
, 1977, 725 .
3. , -, ,
, 1981, 852 .
4. - , , , 1988,
464 .
5. - , , ",
1991, 735 .
6. , ,
, 1983, 280 .

7. Trk Dil kurumu. Trke szlk. 1. , A-K, Geniletilmi 7. bas
k, Ankara, 1983, 779 sayfa.
8. Trk Dil kurumu. Trke szlk. 2. , L-Z, Geniletilmi 7. bas
k, Ankara, 1983, 593 sayfa.
9. iml klavuzu. Ankara, 1993, 347 sayfa.
10. Trke-rusa szlk, , ,
1977, 968 .
11. Rusa-trke szlk, ,
, 1972, 1028 .

12


1. ()
.
2.
.
3. ,
, :
[belzem] 1. urup; 2. yak
[belek] tonu
[yok] uyku; [yok arala] uyku aras;
[yok blmese] yatak odas
[yok kap]
1. yuku tulumu; 2. ok uyuyan (kimse), uykucu
4.

;
I [barlk] varlk; - [barlkka kil-] ortaya kmak
[bre] br, kurt; [br aya] kurt aya (b itkia d i)
5. ,
, ,
:
[kat] 1. sert, kat; koyu; 2. merhametsiz; 3. iddetli
[buy] boy - [buy birme-] tb olmamak; [buy cit-] 1. bymek, (kzlar hakknda) rte ermek; 2. bir eyi almaya
imkn olmak
6.
:
[bebey] bk.
7.
( ) :
[ilek] elek; ... *> - [ilek aa tker-] elekten geir
mek
8. ,
,
- :
- I [kamala-] kuatp olmak
- II [kamala-] su samuru derisi ile sslemek

13

9. ,
,
:
: - [vaz: vaz ki-] vaz gemek, caymak
10. :
[boz] buz; - [boz kuzgal-] buz akmaa balamak
11.
. () .
()
. - / -
:
- [bul-] olmak...
- [vaklan-] ufaklanmak
12.
:
[kakagan] kuruyup gevemi
- [kaderle-] hrmet, sayg gstermek; deer vermek;
[kaderlep] hrmet, kymet gstererek; deer vererek
13.
:
- [iseplen-] hesaplanmak, tasarlanmak
14. :
[belekey] kk
[beysiz] bamsz
15.
,
-s / s i (/i)
. ~ ()
:
[kapitalistik] kapitalist (kapitalizm ) ~ (s)i
16. ,
, .
17. :
- [bgr-bgr] fkr fkr
18.
, :
[bu] bo
[bun] boum
19.
.

14

20.
.
21.
, () , , ,

.

(ksaltmalar)
a. - Arapadan -
anat. - anatomi terimi -
astr. - astronomi terimi -
bk. - bak -
bot. - botanik terimi -
ed. - edebiyat -
esk. - eskimi sz -
gr. - gramer terimi -
f. - fiil -
fars. - Farsadan -
i. - isim -
mat. - matematik teimi -
. - mecaz anlamnda -
mes. - mesal -
mit. - mitoloji -
mz. - msik terimi -
sif. - sifat -
tek. - teknik -
fiz - fizik terimi -

15

16

- [a] a harfi
[abaga] erelti otu O
[abaga eek atka] hi bir zaman
[abagalk] erelti otu
nun bittii yer
[abagasmannar] ereltigiller
[abajur] abajur
,

[abaylamastan, abaylamya] dik


katsiz ekilde, istemeden
[abaylau] 1. dikkatli ol
mak; 2. sezmek, farkna varmak
[abau] abov!
[abzar] 1. ahr; 2. al;
[abzar art] hel;
[abzar iyese] ahr veya al
koruyucu ruh; - [abzar] ahr-avlu
[abzats] paragraf
[abzy] 1. olgun ve kendi
sinden yal adam; 2. beyefendi;
3. Kendisinden byk erkek kar
de; [abzy ke]
sayg deer kii
[abituriyent] yksek
okulda okumak iin giri snavlar
verici kimse
[abonement] abone
kd veya bileti
[abonent] abone olan
kimse
[aborigen] yerli
[abort] krtaj

[abrikos] kays
[abruy] otorite, yz su
yu, abruy
[abruyl] otoriteli
[abruysz] otoritesiz
[absolut] 1. mutlak ha
kikat; Hakk; 2. mutlaka
[absolutizm] mutlakiyet
- [absol'utlatr-] mutlaklatrmak
[abstrakt] soyut, m
cerret
- [abstraktlatr-] soyutlatrmak, mcerretletir
mek
[absrd] sama
[absurdlk] samalk
[abhaz] Aphaz, Abhaz,
Abaza
[aby] kendinden byk
karde, aabey; [aby
kee] kendinden byk ve tandk
olmayan erkek kimse
- [abna-ygla] y
k la sendeleye
- [abn-] yklmak, sr
mek, sendelemek
[abstay] 1. imamn
Kars; 2. kzlara din bilgi veren
[avaz] avaz, ses; [avaz bir-] ses vermek, barmak;
[avaz iyerteme] ses
taklidi
[avazda] 1. kafiyeli,
sesde; 2. mec. uygun
[avazdalk] uygun
luk
[avangard] nc
[avangardlk] n

17

clk, birincilik
[avans] avans
[avanslau] avans ver
mek
[avanslata] avans e
klinde
[avantyura] mcer
[avantyurist] mcerc, dolandrc
[a va n tyu ristik]
mcerl, mcerya meyilli
[avantyuristlk]
mcerclk
[avariye] kaza
[avgust] austos
[aviabaza] hava ss
[aviadesant] hava
indirmesi
[aviamodl] uakmodeli
[aviamodelizm]
uak modelcilii
[aviamodelelek] bk,
[avianosets] uak ge
misi
[aviatsion] havaclk
le ilgili
[aviatsiye] havaclk
[avral] alarm
[avtobaza] gara]
[avtoberleme]
*o iletme birlii
[avtobiografiye]
gemi, tercmeihl
[avtobus] otobs
[avtovokzal] oto garaj, oto gar
[avtograf] kendi yazs
"e imza

[avtografik] kendi
yazs ile ilgili
[avtozavod] araba
fabrikasi
[avtokar] yk tayc
araba
[avtokolonna] ara
ba kervan
[avtokran] vinli kam
yon
[avtokterge] vin
li araba, vin
[avtol] motor ya
[avtomagistral]
otoban
[avtomat] 1. otomatik;
2. makinal tfek
[avtomatik] otomatik
[avtomatlatr-] otomatikletirmek
[avtomat] otoma
tik silhl er
[avtomobil'] otomo
bil
[avtomektep] o
fr okulu, srclk okulu
[avtonom] zerk
{avtonom iye] zerk
lik, zerkli idare
[avtonom iyele] z
erkli
[avtonomlk] zer
klik
[avtor] yazar
[avtorda] birlikte ya
zan
[avtordalk] bir
likte yazarlk
[avtorem ont] oto
mobil tamiri

18

[avtoreferat] yazar
tarafndan yaplan eser zeti
[avtoritet] itibar, say
gnlk, otorite, prestij
[avtoritetl] itibarl,
otoriteli
[avtorlatrlgan] yazarn kendisinin kontrol
ettii (tercme)
[avtoruka] tkenmez
kalem
[avtosaug] otoma
tik inek sac
[avtotye] oto
matik ykleyici
[avtohucalk] oto
mobil iletmecilii
[avtoerg] oto
matik sulayc
[avtozbuatk] otomatik boalt
[avtolege] oto
matik ls, tart, kantar
[avz] az;
[avz icat] halk edebiyat, flklr
edebiyat; -[avz a-] iftar
etmek O - [avz
ap kal-] mahrum kalmak;
() - [avz ap (
) tor-] hi bir ey yapmamak;
- - [avz
balda-mayda bul-] iyi eyler
yemek; - [avz
belen tngla-] az ile dinlemek;
- [avz da ama-]
hi bir sz dememek;
- () [avz da
arma- (atrma)] hi bir sz ver
memek; ep- [avz yr-] m
nsz yere glmek; - [avz

it-] tadna bakmak; [avz yom-] kendi istei ile hi bir


ey sylememek;
- [avz yomp utr-] az ka
patp oturmak; - [avz
pe-] mec. az yanmak;
- (ak-) [avz sular kil(ak-)] itahlanmak; tavz tursayt-] surat asmak;
- [avz ayka-] ok konu
mak; [avz eende botka peer-] aka
sylememek, telafuzu bozuk ol
mak; [avz eennen] mrldanarak;
[avzga algsz] aza alnma
yacak; - [avzga ka
rat-] aza baktrmak;
(, )
[avzga su kapkan kebek (tsle,
ikelle)] aza su alm gibi, ses
siz; [avzdan avzga] azdan aza, kulaktan ku
laa; - [avzdan ut
e-] sert ve ok sylemek;
[avzdan zep] di
ten artrp; [avzn yge el-] hi bir ey ye
memee mecbur olmak, a kal
mak; - [avz
kolakka cit-] az kulaklarna ver
mek, srtmak;
! [avznga bal da may] ok
gzel sylyorsun!;
[avzngnan cil alsn]
azndan yel alsn; [avzlandr-] ilk yemek vermek
(bebek iin)] - [avzlan-]
iin vb. az almak
[avzlk] azlk, gem

19

- [avzlkla-] gem vur

mak
[avzlkl] azlkl
[avl] ky; [avl
aay] kyl; [avl
keese] kyde yaayan;
[avl sovet] ky ihtiyar he
yeti
[avlda] ayn ky
den, kyde
[avr] ar O (-) [avrayp tor- (kit-)] uykulu
olmak
- [avrayt-] ar klmak
- [avrla-] arlamak
[avrl] hmile
[avrlk] arlk;
- [avrlk it-] arlk etmek
[avrlkl] arlkl
[avrlksz] arlk
sz, hafif
[avrsnu] ar duy
ma hali
- [avrsn-] ar duy
mak, ar hesab etmek
- [avrt-] ar olmak
- [avrttr-] artmak,
arttrmak
[avrtu] ar O
[avrtkan
baka timer tayak] aryan baa
demir dayak; (
) () [avrtkan cirge
(syelge) basu (kaglu)] aryan
yere parmak basma
- [avr-] hastalanmak
[avru] hasta
[avrul] hastalkl
[avruan] sk sk has
la n a n (kimse)

[av] eim, meyil, eri


- [av-] emek, meyilli ol
mak
[avlk] eimlik, meyillik
[avma] eri, yan
- [avtr-] eriltmek
ara [aga] aabey, aga
[agay] 1. aabey; 2. mec.
kyl
- [agay-] aabeykarda
[agaltn] ak altn, pltin
- [aal-] aas varolan;
- [agal-enele] birderan
[agar] akar
[aga] aa;
[aga agzu] aa aktma;
[aga bakas] aa uru <>
[aga avz] kaba szl
(kimse)\ [aga aka] de
ersiz para; [aga atka atlandr-] aldatmak;
- [aga atka
atlanp kal-] aldanmak;
[aga tl] kaba dil
- [aalan-] tahta gibi ol
mak, sertlemek, katlamak
[aalk] aalk
[agasl] aa gibi
[agasman] grn
aaca benzeyen
[agent] ajan
[agentlk] ajanlk
[agentura] ajan rgt
[agitator] ajitasyoncu,
propagandac
[agitatorlk] ajitasyonculuk

20

[agitatsion] ajitasyon
ile ilgili
[agitatsiye] ajitasyon
- [agitatsiyele-] aji
tasyon yapmak
[agitkollektiv] aji
tasyon rgt
[agitpunkt] ajitasyon
yeri
[agrar] ziraat, tarm
[agrar] ziraat
[agregat] makinalar ta
km
[agregat] makina ta
kmnda ileyen kimse
[agressiv] saldrgan
- [agressivla-j sal
drganlamak
[agressivlk] sal
drganlk
[agressiye] saldr
[agressor] saldrc
[agrouku] ziraat kursu,
tarm kursu
[agroara] tarm ted
birleri
ary [agu] a, zehir;
[agu kaytarg] panzehir;
[agu ut] panzehir otu
[agulag] zehirleyici
- [agula-] zehirlemek
- [agulan-] zehirlenmek
[agulauc] zehirleyici
(kimse)
[agul] zehirli
[agullk] zehirlilik
[agusz] zehirsiz
:
[agly: agly belen tagly] her za
man birlikte olan (kim se/e)

[am] aknt, akm;


[am ungayna] 1. akm
ynne; 2. hepsi gibi;
[agmga kar] akntya kar
[agmdag] gnlk
[agnt] aknt
[a] ak
[ada] ada
- [ada-] 1. yolunu kaybet
mek; 2. azmak; yoldan kmak,
sapmak O [adakan pulya] serseri kurun, kr
kurun
- [adatr-] yanl yola
sokmak, yoldan saptrmak
[advokat] avukat
[advokatlk] avuka
tlk
[adekvat] uygun
[administrativ]
dar
[administrator]
idareci
[administratsiye]
idarecilik, memur tekilt
[admiral] amiral
[adres] adres
[adresat] (yazm alar
da) alc
- [adresla-] yneltmek
- [adreslan-] adreslen
mek, yneltilmek
[adresli] adresli
[adressz] adressiz
[adm] adm;
[adm sayn] her admda
- [admla-] admlamak
[adml] adml
[adem] adam O
() [adem akt

21

(Kald)] en kt adam;
[adem balas] insan olu;
[adem klkese] alay
Konusu; maskara
[ademi] 1. insan; 2. nsa
n; [ademi zat] insan
olu, Adem olu
[ademe]
adamca,
adam gibi
[ayk] ayk O
[ayk batan] ayk kafa ile;
[ayk kara] ayk gr
[ayklk] ayklk
[ayl] toka (kaylarda)
aep- [ayr-] ayrmak
[ayrata] ayrca
[ayrgsz] ayrmak
mmkn deil
I [ayrg] gr. belirtici
II [ayrg] ayrc
[ayrma] 1. ayrm; fark;
2. mat. fark
[ayrmal] farkl
[ayrmasz] farksz
[ayrmak] ak se
ik; ok belli
- [ayrt-] ayrtmak, ayrlma
ya mecbur etmek
[ayrua] ayrca
[ayra] yapraklardaki her
dilim
[ayral] dilimli
[ayn] ayr; [ayr toyakllar] ayr toynak
llar
[ayrlgsz] ayrl
mas mmkn olmayan
[ayrlmas] ayrlmaz
[ayrlmaslk] ayr,lmazlk

[ayrlm] gr. belir


tilen
- [ayrl-] ayrlmak
- [ayrl-] boanmak
[ayrm] ayr, baka dier
O [ayrm alganda] zel alnca
- [ayrmlan-] farkl
lamak
[ayrmlk] farkllk
- [ajgr-] kudurmak
[ajdaha] ejderha
[ajur] ajur
[ajurl] ajurlu
[az] az
- [az-] azmak
[azagnaa] sonuna
kadar
- [azay-] azalmak
- [azayt-] azaltmak
[azlap] az olarak
[azak] son, bitim, sonu
[azakkaa] sonuna ka
dar
[azakk] sonuncu;
() [azakk mertebe
(tapkr)] sonuncu defa, son defa
[azaktan] sonunda, en
son
[azamat] 1. iri gvdeli
(kims&)\ 2. nc kuvvette yer alan
25-30 yalarndaki asker
[azap] azap O (-) [azap kr- (ik-)] azap gr
mek (ekmek)
- [azapla-] azap vermek
- [azaplan-] 1. azap gr
mek; 2. bo yere uramak
[azapl] skntl
[azapsz] skntsz

22

[azart] cokunluk, hararet;


[azart belen] cokun
lukla
[azartl] cokun, hara
retli
[azartllk] cokun
luluk, hararetlilik
[azat] hr, zgr, mstakil;
- [azat it-] kurtarmak
[azatlk] hrriyet, mstekillik, zgrlk
[azau] az O
[azau yargan] az yaran
[azgn] azgn
- [azgnlan-] azgnlan
mak
[azgnlk] azgnlk
- [azdr-] azdrmak
[azimut] (gsterilen) yn,
taraf, yan, semt
[aziyel] Asyal
[azlk] azlk
- [az-maz] biraz
[azman] azman
[azmanlk] azmanlk
[azot] azot
[azotl] azotlu
- [azsn-] az saymak
[azlk] azclk
[azk] azk
- [azklan-] azklanmak
[azklata] azk olarak
[azklk] azklk
[azkszlk] azkszlk
[azktamr] azk kk
- [azk-tlek] azk ye
mek
[aznu] aznmak
- [azndr-] azndrmak

! [ay] ay!
[ay] ay; [ay sayn]
her ay O ,
[ay krd, koya ald] grnp
kayboldu
[aybalta] ay balta
[aybalk] ay balk
[ayva] ayva
- [ay-vay] ay vay [ay-vayga karamya] ay vayna bakmadan
[aygr] aygr
- [ayka-] 1. (kl) sallamak;
2. kartrarak aramak
- [aykal-] salnmak, sallan
mak
- [aykala-aykala] salna alkalana
- [aykaldr-] salndrmak
[aylap] aylar boyunca
[ayl] ayl
I [aylk] aylk
II [aylk] aylk para, maa
[aylklap] aylk olarak
[aylkl] aylkl
[aylk] aylk
- [ayml-] rastlama
mak, buluamamak
- [ayn-] 1. aylmak; 2. al
kol bitmek
[aynk] 1. iki imeyen;
ayk; 2. alkol biten
- [aynt-] 1. aytmak; 2. al
kol tketmek
[ayntk] 1. ayltc;
2. alkol bitirici
- [aynng-aynda]
her ay
- [ayhayla-] ay hay de

23

mek
aK I [ak] ak, beyaz;
[ak altn] ak altn, pltin;
[ak may] tereya; [ak
tlk] ak tilki, kutup tilkisi;
[ak r] kknar;
[ak y] misafir odas; [ak
erem] pelin O [ak kul] a
lmay sevmeyen (kimse)]
[ak yul] hayrl yolculuk
II [ak] 1. gzn ak ksm; 2.
gz lekesi
- [ak-] akmak O
[akkan su ] akan su
gibi; [akmasa da
tama] akmasa da damlar
- [akay-] gzleri fal tai gibi
almak
: () [akay:
akay kz (kzle)] patlak gz
- [akayt-] gzleri fal tai
gibi amak
[akbalk] ak balk, mer
sin morinas
[akbur] tebeir
- [akburlan-] tebeirlenmek, kirelenmek
[akburl] tebeirli, ki
reli
[akbz] 1. ak bez, pa
muklu bez; 2. ak kr (atn dn)
[akgvardiye] ar ta
raftar asker, arn muhafz
[akgvardiyec] ar
taraftar
[akkoyrk] ak kuyruklu
ku
[akkord] akort
[akko] kuu
[akkreditiv] akreditif

[akkurga] kalay
[akkbelek] ak kele
bek
- I [akla-] aklamak, beraat
etmek, hakl gstermek
- II [akla-] aklamak
- I [aklan-] sutan kurtul
mak
- II [aklan-] ak olmak,
aarmak
[aklar] Beyaz ordu (mensub/ari)
[akl] akl
[aklk] aklk
[akl-karal] akl
karal, siyah beyaz
- [akman-tokman]
1. ubat-mart dnemi; 2. ilkbahar
frtnalar
[akmuyn] ak boyun (ku
ad)
[akrn] yava;
[akrn gna] yavaa;
- [akrn kymlda-] ok
yava ilemek
- [akrnay-] yavalan
mak
- [akrnayt-] yavalat
mak
- [akrn-akrn] yava
yava
- [akrnla-] yavalamak
[akrnlap] yavalaya
rak; [akrnlap kna]
yavaa
[akrnlk] yavalk
[aksak] aksak
[aksakal] aksakal, ol
gun, stad
- [aksakla-] aksaklamak

24

[aksaklk] aksaklk
- [aksak-tuksak] sa
kat
- [aksa-] aksamak O
() [aksagan yak (cir)]
eksik taraf (yer)
[aksioma] aksiyom
[aksl] akl
- [aksllan-] akllan
mak
[aksllk] akllk
[aksm] protein
[aksml] proteinli
[aksrgak] ak sarmak
[aksrgaklk] ak
sarmaklk
[aksyek] soylu
[akt] 1. hareket, eylem; 2.
zabt, rapor
[aktamr] ayrk otu
- [aktar-] aktarmak, kar
trmak
- [aktarn-] aktarnmak
[aktyor] aktr
I [aktiv] etkin, ilek, aktif
II [aktiv] aktif hesap
- [aktivlan-] aktiflen
mek, etkinlenmek
- [aktivla-] aktifle
mek, etkinlemek, ileklemek
- [aktivlatr-] et
kinletirmek, aktifletirmek
[aktivlk] etkinlik, i
leklik
[aktrisa] aktr kadn-kz
[aktuaf] gnlk, aktel
[aktuallek] aktellik
- [aktual'le-] akt
ellemek
- [aktualleter-]

aktelletirmek
[aktnda] en so
nunda
[aktk] en son O
[akt bulsn] son olsun;
[aktk ik] son had, son
kerte
[aktkkaa] en sonu
na kadar
[akt] ak d (ak dl
at, kpek vb.)
[akula] kpek bal
[akuer] ebe
[aka] ake, para; laka suk-] para basmak
[akalata] para ile
(deme)
- [akalan-] para almak
[akal] paral;
[akal uyn] paral oyun, talih
oyunu, kumar
[akarlak] mart, ak
mart
[akasz] akesiz, pa
rasz
[akaszlk] akesizlik, paraszlk
[akar] badana, kire
- [akarla-] badanala
mak, kirelemek
- [akarlan-] badana
lanmak, kirelenmek
[akarl] 1. badanal,
kireli; 2. ok boyanm (kadn)
[akl] akl; [akl
tee] akl dii O - [akl
bir-] akl vermek, retmek;
- [akl kit-] akl bandan
gitmek; - [akl sat-] akl
satmak; (,

25

) [aklga say (zegyf, cingel)] akldan noksan; [aklga kil-] akla gelmek,
[aklga symaslk] akla
smazlk; - [aklga
utr-] akl baa gelmek;
[aklga yatl] akla
yatkn;
- (-)
[akldan a- (yaz-)] akl batan
gitmek; - [akldan
yazdr-]
delirtmek,
ldrtmak;
[akl kska] akl
ksa; [akl ze
belen] akl da kendisi gibi
[akll] akll
- [aklllan-] akllan
mak
[aklllk] aklllk
[aklsz] aklsz
- [aklszlan-] akli
szlanmak
[aklszlk] aklsz
lk
- [akr-] barmak
- [akrt-] bartmak
[akrtp] barta barta
[akrnuan] bargan
- [akrn-] sebepsiz ba
rmak
- [akr-] barmak
I [al] n, ileri - [al
birme-] ne geirmemek,
- [aldan kal-] (yemek iin) ok
olmak;

[aldngnan kalgan] ok yemek;


() [aldngnan artng (yahi)] ykl git! (n
nden arkan (iyi))
II [al] ak pembe

[al da gl] hepsi gzel


- [al-] almak
[ala] ala, alaca, benekli;
[ala karga] ala karga
[alabay] 1. ala kpek; 2.
hrsz (kimse)
[alabuga] tatlsu levrei
[alabuta] kara paz
[alay] onun gibi, yle;

[alay bulga] yleyse,


onun gibi ise; [alay
bulsa] onun gibi ise, yleyse;
[alay bulsa da] yleyse
de; [alay da] yle de, ona
ramen; [alay iken] yle
iken, yle imi; - [alaybolay] yle byle
[alaysa] yleyse
- [ala-kola] alaca bulaca
- [ala-kolal] alaca
bulacal
- [alalan-] alalanmak, ala
calanmak
[alama] 1. eski; 2. kt
[alamalk] 1. eskilik;
2. ktlk
- [alam-salam] eski
ve kt her ey
[alan] orman alan
[alanlk] alanlk
[alar] onlar
[alarnk] onlarnki
[alara] onlarca, onlara
gre
[alaa] alaca (kuma)
[alaak] alacak (para,
ma!)
[alak] alak, adr
[alaa] idi edilmi at
[albast] kt ruh

26

[alga] ne, ileriye


- [alga sr-] ne srmek;
[alga abu] lzumsuzca, hz
l yrme; - [alga k-]
ne kmak; [alga
ciber] ilerletmek
- [algar-] ilerlemek, geli
mek
[algebra] cebir
[alg] ndeki;
[alg blme] n oda, giri
[algr] 1. alc (mes. ku);
2. becerikli
[algrlk] beceriklilik
[alda] nde O [alda bar-] nde gitmek; falda yr-] nde yrmek
[aldav] hileli;
[aldav kzge] eytan
(dev)aynas
[aldag] ndeki
[aldak] yalan, hile
[aldak] yalanc, hilekr
[aldaklk] yalan
clk, hilekrlk
- [aldala-] aldatmak
[aldan] nden, nceden;
- [aldan kiset-] nce
den engellemek, uyarmak;
[aldan krelmegen]
nceden grlmeyen; [aldan kr-] nceden grmek;
[aldan kren] n
ceden grc, ileri grl
[aldanuan] aldank
- [aldan-] aldanmak
[aldar] ok yalanc, pek
hilekr
- [aldat-] kendisini aldat

maya imkn vermek


[aldausz] aldatmadan
- [alda-] ok aldatmak
-: -
- [aldm-birdem: aldm-birdem
yasa-] aldm verdim yapmak (n i
khta)
[aldn] nden;
- [aldn k-] yenmek (sporda)
-: -
[aldn-artn: aldn-artn
uylamya] nn arkasn dn
meden
[aldng] ndeki, ileri
deki, nc
[aldnglk] nc
lk
- [aldr-] aldrmak
[alebastr] kaymak ta
[aliment] nafaka
[alihe] ilhe
[alka] 1. halka; 2. kpe
- [alkala-] halkalamak
- [alkalan-] halkalanmak
[alkogol'] alkol
[alkuma] gr. n
ek
[alkn] 1. suyun en hzl
akan yeri; 2. elektrik akm
- [alk-salk] tembel,
ikircimle, zensizce
[alk] alk
- [alkla-] alklamak
[alla] Allah;
[Aliaa ker] Allaha kr;
- [Aliaa tapr-] Allah'a
smarlamak
- [allan-] allanmak, krmzlanmak
[allasz] Allahsz

27

[allaszlk] Allah
szlk
- [all-artl] nl ar
kal, birbiri ardnca
- [all-glle] all gll
[alma] elma;
[alma bakas] elma bahe
si; [alma kbelege] elma kelebei
[almaga] elma aa
[almaz] elmas
- [almalan-] elmalanmak
[almal] elmal
[almauar] elma illeri
gibi benekli at
[alma] 1. al-veri,
dei-toku; 2. posta, vardiya;
[alma tok] dalgal elekt
rik akm
- [alma-] 1. deimek;
2. dei etmek
[almalap] sra ile,
deierek
[almalap] sra
sra ile, deitirerek
[almal] sral, dei
ikli
[almalk] gr. zamir
[almasz] deitirilmesiz; daimi
- [alma-tilme]
deitire deitire
- [almatr-] deitir
mek
[almatrgsz]
(b ir eyin, kimsenin) yerini baka
hi bir ey (kimse) tutamaz
[almatrrlk]
deitirilebilir

- [alman-] (kendi
kendine) deimek
[almanu] deime

[almanuan]
deiken
[alpavt] derebeyi, top
rak beyi
- [alpan-tilpen] pay
tak paytak, badi badi
[alpar] alper, kahraman
- [alp-salp] tembel
ce
[alsu] pembe
- [alsulan-] pembele
mek
- [alsulandr-] pem
beletirmek
[altatar] tabanca
[altau] alts birden
[altm] altm
[altmar] altmar
[altmlap] altma
yakn
[altrnn] altm
nc
[alt] alt
[altl] altl
[altlk] altlk
[altn] altn O
[altn kull] hnerli, usta, mhir;
[altn kz] altn gz,
15 Eyll - 15 Ekim aras;
- [altn taular
vegde it-] altn dalar vaad etmek,
ok eyler vaad etmek ama s
znde durmamak
- [altnla-] altnlamak,
yaldzlamak
- [cltnlan-] altnlanmak

28

[altnl] altnl
[altnsman] altn
gibi, altn renkli
I [altn] altnc
II [altn] kuyumcu
, [altar,
altarlap] altar, altl grup ile
[altren] pullukta n
deki ince bak
[alu] alc
[alfavit] alfabe
[ala] erik
[alart] n art
[alyapk] ii elbise
si, nlk
[alm] usl, yol
[alml] usll, yollu
[aln] km, ekin vb. bi
ilirken ndeki ksm
- [aln-] alnmak
[alnma] gr. yabanc ke
lime
[alnmal] sklebilir,
takma
[alp] alp, bahadr, yiit,
kahraman <> [alp ba
tr] alp batur, kahraman; - [alp-satar] karaborsac
[al] ok uzak
- [al-] 1. deitirmek; 2.
gremek; - [al-bire] al veri
[altrgsz] bk.

- [aln-] deitirilmek
[al'bom] albm
- [alc-] halden dmek
- [alct-] halden drmek
[ambar] ambar
[ambulatoriye] ya

taksz dispanser, klinik


[amnistiye] (genel) aff,
affetme; - [amnistiyege elek-] affa uramak
- [amnistiyele-] af
fetmek
[ana] ana; [ana
tele] ana dili O
[anadan turna] anadan doma
[anakay] ana yerine ge
en (hrmet ifadesi)
[analara] analar gibi
[analiz] analiz
[analitik] analitik
-
[anal-balal]
anal ocuklu
[analk] 1. analk; 2. ra
him
- [anal-kzl] anal
kzl
- [anal-ull] anal
oullu
[ananas] ananas
[anar] anar
[anasz] anasz
[anatomik] anatomik
[anatomiye] anatomi
[anda] onda; -
[anda-monda] onda bunda, orada
burada; - [anda-sanda]
onda bunda, orada burada, arasra
[andz] andz
[andy] onun gibi;
[andy gna] onun gibi az,
nemsiz O
[andylardan tgel] onun gibilerden
deil; - [andy-mondy] onun bunun gibi
[anekdot] fkra, ltife,

29

nkte
[ankta] anket
[annan] 1. ondan; 2. daha
da
- [annan-monnan]
oradan buradan
[annan] sonra, daha da,
stelik
[anneksiye] ilhak et
mek, (yer) katma
- [anneksiyele-] ilhak
etmek, (yer) katmak
[annotatsiye] zet
[anonim] anonim
[anonim] imzasz
mektup yapan (kimse)
[ansambl'] topluluk
(oyun), grup, hey'et
[ansat] kolay
- [ansatlan-] kolaylan
mak
- [ansatla-] kolayla
mak
- [ansatlatr-] ko
laylatrmak
[ansatlk] kolaylk
[ansz] onsuz
[ansz da] o olmasa da; [ansz - dnya san
sz] ondan baka dnya hi bir
ey
[ant] ant, yemin [ant boz-] ant bozmak; - [ant
^-] ant imek
[antagonizm] uzla
mazlk
[antogonistik] e
likili, uzlamaz
[antarktik] Antarktika it

[antenna] anten
[antik] antik
[antikvar] antikac
[antiteza] antitez
[antologiye] antoloji
[antonim] kart anlam
l, antonim
[an] onu
[ank] 1. tam, kesin olarak
belli; 2. hazr; [ank
itep] aka, ayrntl olarak O
(-) [ankka tank
(bul-)] hazra konmak
- [ankla-] 1. belirlemek;
2. hazrlamak
- [anklan-] belirlemek
[anklag] gr. belirti
ci
[anklanm] gr.
belirlenmi
[anklk] belirlilik, ha
zrlk
[anksz] belirsiz, tah
mini
[ank] onunki
- [an-mom] onu bunu,
tekisi <> -
[an-mom uylamastan] onu bunu
dnmeden
[ans] o sizin dediiniz
- [ans-mons]
u bu
[anng] onun <>
() [anng karav (karu)] onun yerine, buna karlk;
[anng sayn] daha da
ok; [anng stene]
onun stne
[annga] ona gre
ana [apa] 1. abla; 2. (hrmetti)

hanm
[apakay] (hrm et ifadesi
olarak) abla
- [apal-sengelle]
ablal kk kz kardeti
- [apal-enele] ablal
kk erkek kardeli
[apara] cvk hamur, yal;
mayalanm hamur
[apatiye] duyumsamaz
lk
[apelsin] portakal
[apogey] yrngenin yer
den uzak noktas
[appagm] bembeyaz
(kz-kadn)
[apparat] let, makina;
kadro, memurluk
[apparat] memurlar
sisteminde ileyen
[appetit] itah
[appetitl] itahl
[] nisan
[apteka] eczahane
[apteka] eczahaneci,
eczac
- [aptra-] amak, ap
kalmak
() [aptragan(lk)]
akn(lk)
- [aptrat-] artmak
[aptraul] akn
[aptra] aknlk;
- [aptrata kal-] a
knlk iinde kalmak
[aptrai] hayret
dolu (bak), akn
I [ar] Udmurt
II [ar] hektarn yzde biri
apa [ara] ara O - (-)

[ara boz- (buta-)] ara bozmak;


- (-) [ara sun(salknay-)] ara soumak; apara
- [araa al-] araya almak; apara
[araa ker-] araya girmek;
- (-) [araa k
sl- (tgl-)] araya zorla girmek
[arada] arada
[aradag] aradaki
[arada] ara dzelten
(kimse), ara bulucu
[aradalk] ara bulu
culuk
[arada] ara bulucu
[aradalk] ara
buluculuk
[arak] rak, iki, votka
- [arala-] 1. aralamak; 2.
(zayf) savunmak
- [aralan-] aralanmak
[aralau] aralayc
[arala] 1. katlm, gir
mi; 2. seyrek; [kn
arala] gn ar
- [arala-] 1. girimek,
katlmak; 2. karmak
- [aralatr-] katmak,
kartrmak
[aralau] katlma, ka
rma
[aralauan] karc (kimse)] konumay seven
(kimse)
[aralk] aralk;
[tereze aral] ifte
pencere arasndaki yer
[aran] at ve inek ahrndaki
her gz
[arata] 1. basamak (aa
merdivende)] 2. lento, atk

31

[aratala-]

basamak

Koymak

- [ara-tire] yer yer, sey


rek, bazen
[arahis] yer fst
[arba] araba;
() [arba kkrege (mender)] arabann n ksm
[arbitr] hakem
[arbitraj] arbitraj, tah
kim
[argamak] ok iyi at, bi
nek at, sava at
[arganlk] yorgunluk
[argument] kant, delil
- [argumentla-] kant
lamak
[arg] teki, o yerdeki
- [ardr-] yorultmak, yor
mak
[arena] arena
[arenda] kira;
- [arendaga al-] kiralamak
[arendator] kirac
[arzan] ucuz;
- [arzanga t-] ucuza gelmek
- [arzanay-] ucuzlanmak
- [arzanayt-] ucuzlat
mak
- [arzanlan-] ucuzlan
mak
[arzanl] ucuz, dk
kaliteli
[arzanlk] ucuzluk
[aristokrat] aristok
rat, soylular
[arifmetika] aritme
tik, matematik
[arka] arka, srt;
() [arka miye (celege)]

omurilik siniri (ilii)


[arka] arka, srt
() [arkada (ar
kasnda)] arkasnda, neticede, so
nunda
[arkada] arkada
- [arkalan-] arkalanmak
- [arkalandr-] arka
landrmak
[arkalk] at eyerinde ar
ka kay
I [arkan] kement, urgan;
- [arkanda tot-] ba
lamak
II [arkan] arkaya
- [arkanla-] (kement ile)
balamak, yakalamak
[arkanl] kementli
[arkau] arga
[arkaulk] argalk
I [arkl] enine, apraz,
aykr; () [kl aga (brene)] apraz aa
(tomruk); [arkl bal
ta] az apraz balta;
- [arkl t-] aykr dmek,
kesinlikle kar olmak;
- [arkl k-] aykr gemek O

[arkln buyga alp salmas] hi bir
ey yapmayan tembel
II [arkl] aprazlama
aykr olarak; - (
-) [arklga s- (eyel-)] geni
lemek; - [arklgabuyga)] enine boyuna - - [arklgabuyga yrep k-] her yeri gemek-grmek; -
[arkl-torkl] aprazlama

32

- [arl-birle] oral bu
ral, oraya buraya
-
[armas-talmas]
hi yorulmaz (kimse)
[armatura] kafes
[armatur] kafesi
[armiye] ordu
- [army-talmy]
hi yorulmadan
I [arpa] arpa O
[arpa eende br
boday] arpa iinde tek buday,
yalnz
II [arpa] (gz kapanda
kan) arpack
[arpagan] arpaan
[art] art, srt, arka;
[art iek] arka kap; [art
san] belden aa; [artna tip-] arkaya tepme, red
detmek; - [artnnan
yr-] ardndan gitmek O
- (-) [art sabagn
ukt- (yret-)] ders vermek, ceza
vermek
- [art-] artmak
[artezian] arteziyen;
[artezian koys]
arteziyen kuyusu
[artel] takm
, [artel'lep, artelleep] takm olarak
- [artelle-] grupla
mak
[artele] takm men
subu, takm bakan
[artilleriye] topu
[artist] artist
[artk] arkadaki
[artta] arkada

[arttag] sondaki
[arttalk] geri kalmlk
[arttan] arkadan;
- [arttan t-] tkib etmek
- [arttr-] arttrmak
[arttrusz] arttr
makszn
[artk] 1. fazla, ok ge
reksiz; 2. akn, fazla;
[artk m] fazla harcama
O [art belen]
fazlasyle, gereksiz yere;
- [artn klan-] kt dav
ranmak
[artklk] fazlalk;
[artklk dere
cese] gr. pekitirmek
- [artk-portk] ge
reksiz
- [artksn-] gereksiz
grmek
[artm] art, artma, o
alma
[artnda] arkasnda
[art] ard
apy [aru] ar, saf, temiz, salkl
- [arulan-] temizlenmek;
saalmak
[arulk] bayramlk, te
mizlik
- [aru-talu] yorgunluk
- () [aru-talun belmie (belmesten)] hi yorulmadan
[aruga] bayramlk
[arhaizm] arhaizm
[arhaik] arhaik
[arheologiye] arke
oloji
[arhiv] ariv
i

33

[arhiv] arivci
[arhipelag] takm ada
[arhitektor] mimar
[arhitektura] mi

marlk
[aran] kk ard
- [ar-] artmak, temizle
mek, ayklamak
[arn] arn
- [arnla-] arnlamak
[aryak] (nehir, y o l iin)
br yaka O
[aryagna kkan] hadden kan
[ar] o yere, daha;
[ar torsn] geri dursun, fa
kat
- [ar-] yorulmak
- [ar-bire] oraya buraya
- [argay-] zayflamak
[arganlk] yorgunluk
I [ark] zayf
II [ark] ark
- [arklan-] zayflanmak
[arklk] zayflk
- [arn-] arnmak
- [arndr-] arndrmak
[arslan] arslan O
[arslan yrekle] cesur; [arslan
st] mec. rak
- [art-] yormak
[ar] avdar; ^ [ar anas] avdar mahmuzu;
- [ar kamla-]
yldrm dmek, imek akmak
ac I [as] as, kakm
ac- [as-] asmak
() [as(t)] alt; (-) [astna sal- (suk-)] altna sal
mak; - [astna sz-]

altna izmek O tastn ske kiter-] altn stne


getirmek
[asat] kolay
[asbest] amyant
[ask] alttaki
[aslam] fiz;
- [aslamga sal-] fize koymak
[aslam] fizci, tefeci
[aslk] altlk
- [asl-sle] altl stl
[asma] tak
[amal] takl
[aspirant] yksek li
sans talebesi
acpa- [asra-] 1. besleyip bak
mak, terbiye edip bytmek; 2.
korumak, muhafaza etmek;
- [asrarga al-] (b ir kim
seyi, ocu) himayesine almak;
evlat edinmek
acpay [asrau] kadn hizmeti
[assambleye] kurul
- [assignatsiyele-]
tahsis etmek
[assimilyatsiye]
iine alma, eritme
- [assimilyatsiyele-] iine almak, eritmek
[asszk] alt izgi
- [asszkla-] alta iz
gi ekmek, vurgulamak
[asta] altta O [asta kaldr-] altta brakmak
[astag] alttaki
[astan] alttan O
- [astan ut yrt-] gizlice tahrik
etmek
[astar] astar
- [astarla-] astarlamak

34

[astarlk] astarlk
[astma] astm, nefes dar
l
[astronom] astronom
[astronomik] astro
nomik
[astronomiye] ast
ronomi
[astrtn] gizli olarak,
gizlice, rtl;
[astrtn gna] gizli olarak
[astrtnlk] gizlilik
[asfalt] asfalt
- [asfaltla-] asfaltla
mak
[asfaltl] asfaltl
I [asl] asl
II [asl] dip, kk
III [asl] asil; (
) [asl zat (syek)] soylu;
[asl ko] 1. tc gzel ku;
2. gzel kadn; [asl
syfat] gr. asl sfat
[aslda] dorusunda
[aslma] aslma, asma
[almal] amal
[aslta] mcevher,
deerli ta
- [asln-] aslnmak
I [at] at; [at abzar] ahr; [at karau]
seyis; [at kuzgalag]
at kuzala; [at kte] at
srs; [at ab] at
yar
II [at] ad, isim; O [at korgr] ad batsn;
- [at k-] ad kmak
- [at-] atmak
[ata] baba; ,

[ata ber, ana baka] baba


bir ana ayr; [ata yort]
ata-baba yurdu; [ata kaz]
erkek kaz O ,
[ata uln, ana kzn belmi] hikimse birbirini tanmyor;
karmakarklk
- [ata-] ad vermek, isim ver
mek
- [ata-ana] ana baba
- [ata-anas yuk] ok
kt, dzensiz
- [ata-analara] ana
baba gibi
- [ata-anasz] anasz
babasz
[ataka] hcum, saldr
[atakay] kendi babas ol
mayan baba, babalk
[atakl] anl, mehur,
hretli, naml
[atakllk] anllk,
mehurluk, hretlik
- [atalan-] dllenmek
- [atalandr-] dllet
mek
[atalara] babalar gibi
[atalg] matkap
- [atal-anal] anal
babal
[atalk] babalk
- [ata-baba] ata baba
- ()
[ata-baba krmegen (belmegen)]
tuhaf, acayip
- [atal-] isimlendirilmek
- [atal-ull] babal
oullu
[atama] tantma, lakap,
nvan; terim

35

[ataman] ete ba, ta


km ba; - [ataman
bul-] ete ba olmak
[atamanlk] bakan
lk; - [atamanlk it-]
bakanlk etmek
[ataz] babasz
- [atasz-anasz]
ksz, anasz babasz
[ataszlk] babaszlk
[atau] ada
[ataul] 1. adal; 2. tyin
edilmi (kimse)
[ateizm] ateizm
[ateistik] Allahsz
[atkazangan] ad ka
zanm, hret bulmu
- [atkazan-] ad kazan
mak
[atk] mancnk
[atk] atk, kemik oyunun
da atlan uzun sopa
, [atlav, atlag] st kartrmak iin kullanlan
aa alet
[atlam] geni adm
[atlama] at omurga
aac
- [atlan-] atlanmak, ata
binmek
- [atlandr-] atlandr
mak, ata bindirmek
[atlanmay] atlav ile
'karlan ya, tereya
I [atlas] atlas, kuma
II [atlas] atlas, harita ki
tab
- [atla-] atlamak, admla
mak o [atlagan sa|] her admda

-
- [atlat] admlatmak
I [atl] atl, svari;
[atl gasker] svari, atl
II [atl] adl, isimli
- [atlk-] atlmak O
- [atlgp tor-] ok istekli
olmak
[atmosfra] atmos
fer
[atna] 1. hafta; 2. cuma g
n; [atna ara
snda] hafta arasnda, alma
gnlerinde; [atna sayn]
her hafta; [atnaga br]
haftada bir; [atna kn]
cuma gn
[atnalap] haftalarca
[atnalk] haftalk
[atom] atom
[atom] atomcu
I [atsz] isimsiz , atsz;
[atsz barmak] at
sz parmak, yzk parma
II [atsz] atsz
[attestat] diploma
[attestatsiye] rtbe
verme
- [attr-] attrmak
[atu] ate etme
[atu] atc
-, -
[atlp-berelep, atla-berele] acele
ile
- [atl-] atlmak
- [atndr] atndrmak,
sallamak
- [atn] sallanmak
-: - - [atab: at-ab k-] kt hret;
kt hreti kmak

36

[at] at
ay [au] av; ay [au ete] av
kpei; ay [au yetmese]
balk av; ay - [au kor-] av yap
mak
ay- [au-] dmek, kmek, y
klmak
- [audar-] ykmak, ymak
[avdarma] arabada yk
boatma leti
[audarmal] yk yk
maya yararl
[auditoriye] 1. snf,
salon, dershane; 2. dinleyici
- [aula-] avlamak
[aulak] gizli yer;
[aulak tkrk] sakin sokak;
[aulak y] sakin ev, gen
lerin topland ev
[aulakta] gizlice
[aumakay] her sze
inanan
- [aumakaylan-] her
sze inanmak, inanr olmak
[aumakaylk] her
sze inanma
- [aunakla-] (gem i iin)
alkalanmak
- [aunaklat-] (gem i iin)
alkalandrmak
- [auna-] dalgalanmak, y
klmak, anamak
- [aunat-] anatmak
[au] avc
[avlk] avclk
[aferist] dolandrc
[afia] afi
- [afiala-] afilemek
[aforizm] aforizm
[afet] afet

[afetle] afetli
[ahak] akik
- [ahahayla-] hah hah
demek, glmek
-: - - [ah-vah: ahvah it-] ah vah etmek
[ahiri] ahret kardei, dost
[ahiret] 1. kyamet gn;
2. bk.
[ahmak] ahmak O
[ahmak sz] ahmaka sz
- [ahmaklan-] ahmak
lanmak
[ahmaklk] ahmaklk
, [ahr, ahrs] belki,
muhtemelen, her halde
[ahun] hoca, mullalarn
bal
[aham] akam
- [ahlda-] ah etmek
[ahr] ahir, son
[ahrzaman] ahir za
man
[ahrgaa] sona kadar
[ahrg] sondaki O
[ahrg isepte] neticede,
son hesapta;
[ahrgs bulsn] sonuncusu olsun
[ahrda] sonunda
[ahrdan] sondan
[ahrnaa] sonuna
kadar
[ahrnda] sonunda
- [a-] amak; - [aa
t-] biraz aklamak; [ap sal-] aa karmak
[a] a; [a karinga] a karna; [a
yangakl] a yanakl O [a
kz] a gz; [a kzle]

37

a gzl;
[anng helen tuk belmi] an

hlinden tok anlamaz


[ak] anahtar;
[ak baltas] anahtar
az
[alk] alk
- [al-tukl] al toklu
[au] kzma; fke O [au al-] acsn karmak; intikam
etmek; [au itep] kzarak;
(, ) [au kabaru (kaynau, tau)] ok hiddet
lenmek; [au kiterge-] ac getiren;
[au yot-] acsn yutmak
- [aulan-] kzmak, hid
detlenmek, fkelenmek
- [aulandr-] kzdr
mak, hiddetlendirmek, fkelendir
mek
[aul] kzgn, hiddetli, f
keli, dargn
[ausz] hiddetsiz, fkesiz
[auta] ap
[a] ac [a
telle] ac dilli
- [ak-] akmak
[ak] ak O
(ak avz] akn, gafil
- [aklan-] aklanmak
[aklk] aklk
- [aktan-ak] a
ktan aa, aka
- [al-] almak
[almal] alacak
[all] karlkl,
hiddetlenili
- [an-] anmak

- [andr-] andrmak
[anul] anl
-.[argalan-] ac ac
yaklmak
- [at-] actmak
[atk] maya
[a] a, keif
- [a-yalanga] a
ak, ak plak
[a] a, yemek O
! [az temle bulsn] afiyet olsun; ,
[an aagan, yeen
yeegen] lse de yazk deil ok
yaam
- [a-] 1. amak; 2. yksel
mek, amak; 3. gereklemek
[aa] aarak, geerek; ar
- [aa-] yemek
- [aadan-aa] do
rudan doruya (gemek; detmek)
[aaluan] kolay a
nan
[aamlk] yemek
[aamsak] obur
- [aat-] yemek yedirmek,
geindirmek
[aatu] geindirici
[aau] yeme
[aau] yiyici, boaz
-- [aa-e-] yemek imek
() [akazan()] mide
- [akn-] ekinmek, ace
le etmek
- [akndr-] ekindirmek, acele ettirmek
[aknul] aceleli
[aknuan] aceleci

[aknuanlk]
ekinmecilik, acele etmecilik

38

[alama] gbre;
- [alama kert-] gbre
serpmek
auna- [ala-] gbrelemek; gb
re vermek
[at] 1. al; 2. kolal
[alk] alk, tahl, ekin
- [al-sul] bol ye
mekli (kim se)
- [a-su] a su, yeme ime
[ahane] ahne, ye
mekhane, lokanta
[a] a
[ayaulk] sofra r
ts
- [aga-aga] ace
le acele
- [ak-] acele etmek
[ag] aceleli, acil;
[ag yardem] ilk
yardm
[aglk] acelecilik
- [ak-pok] ok
acele, apar topar
- [aktr-] acele ettir
mek
[aktrg] abuklandrc
- [ap kit-] haddndan
ar olmak O [ap
uzgan] haddndan ar oalm
- [ar-] armak, ykselt
mek, gerekletirmek
[aerovakzal (ayrovokzal)] havaalan
[aerodrom (ayrodrom)] hava alan pisti
[aeroana (ayroana)] haval kzak
[ayu] ay; [ayu

balan] mrver; [ayu


kpese] ay kam
[ayu may srtu] akna
evirmek, bana i amak;
- [ayu hezmete
krset-] iyi hedefle kt i yapmak
[ayuka] ay yavrusu
[ayukolak] ay kula
(bitkisi)
[ayu] ayc
[aya] 1. el ayas; 2. yn ta
ra
- [aya-] merhamet etmek, ac
mak, korumak
[ayagre] ayak st
[ayaz] ak, bulutsuz, ayaz
- [ayaz-] ayazmak
- [ayazlan-] ayazlanmak
[ayak] ayak; [ayak
ast] ayak alt; [ay
ak astndag] ayak altndaki;
[ayak kiyeme] ayakkab;
[ayak mainas]
ayakl diki makinas;
[ayak o belen] ayak ucu
ile O (-) [ayak
astnda (bul-)] ayak altnda olmak;
(-, -) [ayak
astnda (ural-, butal-)] gereksiz
yere dolamak; [ayak cirge time-] ok abuk y
rmek; [ayak basmau]
ayak ekmek; [ayak suzu] lmek; - [ayak tar
tma-] ayaklar geri geri gitmek;
[ayak trep] ayak direyip;
- [ayak al-] ayak elmek;
[ayak yal] ayak bast
paras, ayak kiras; [ayakka yl-] ayak pmek;

39

- [ayaktan yk-] kkten


ykmak; - [ayak-kul] el ayak
O - [ayak-kul
blen kar] batan ayaa kar;
- - [ayak-kuln bey
le-] el ayan balamak
- [ayaklan-] (istekle) ha
rekete gemek
[ayakl] ayakl O
[ayakl kaza] ayakl felket;
[ayakl mal] evcil hay
vanlar; [ayakl tarih]
ayakl tarih
- [ayak-sayak] seyrek
[ayaksz] ayaksz
- [ayaksz-kulsz]
elsiz ayaksz
- - [ayaksz-kulsz kal-] elsiz ayaksz kalmak
[ayaku] orap yerine
ayaa dolanan kuma paras
[ayan] znt, esef
[ayanl] zntl,
esefli
[ayau] koruma
: [ayau: ayau
atnas] 1. 21-28 Haziran (en ksa
geceli en uzun gnlerde) tabiat
koruma haftas; 2. ocuk douran
kadnn ilk haftas
[ayausz] acmasz, mer
hametsiz
- [ayauszlan-] merhametsizlenmek
[ayauszlk] merha
metsizlik
[acagan] imek
[ang] anlay, dn, bi,ir*, uur O ! [ang bul!]
^n! anla! hatrla!; - [ang

ker-] akl bana gelmek; [angga kil-] uuru yerine gelmek;


- [angnan yaz-] uurunu
kaybetmek
[anga] ona O
[anga kalsa] ona kalsa; onun (yan
l) fikrince
[angar] ona (kimseye)
[angarda] onda (kim se
de)
[angardan] ondan (kim
seden)
- [ang-belemle] ei
timli, tahsilli
[angar] (belli) vakte
kadar
[anggarmastan]
kendisini bilmezden, tesadfen,
uursuzca, beklenmeksizin
- [angg-mngge] ba
ylmaya yakn; kendisini de bil
mezce
[anggra] ahmak, aptal
O (, ,
) [anggra beren (sark,
tavik, yabalak)] koyun beyinli
- [anggrayt-] (biraz va
kitte) akln kaybettirmek
- [anggralan-] (biraz
vakitte) akln kaybetmek
[anggraik] uur
suzluk
[anggralktan]
uursuzluktan
I [angkau] dalgn, dikkat
siz, zensiz
II [angkau] az arkas,
damak; [angkau
avazlar] gr. az arkas sesleri
- [angk-] ok kokmak

40

- [angkt-] ok kokutmak
- [angla-] anlamak
[anglayl] anlayl
[anglayllk] an
layllk
[anglaysz] anla
ysz
[anglamastan] an
lamazdan
[anglamya] anla
mazdan, bilmezden
[anglarlk] anlalr
- [anglat-] anlatmak, ak
lamak
[anglatma] anlatma,
aklama
[anglatmal] anlat
mal, aklamal; izahl
- [angla-] anlamak
- [anglal-] anlal
mak
[anglalmau] an
lalmama, aklanmama

[anglalmaulk] anlalmamalk (b ir bi
rini), anlalmazlk, anlamamazlk
[angl] dnceli, uurlu
[angllk] dncelilik,
uurluluk
[angsz] dncesiz, u

ursuz
[angszdan] anszn,
birden bire
- [angszlan-] uursuzlanmak, dncesizlenmek
[angszlk] uursuz
luk, dncesizlik
- [ang-] (vaziyeti) anla
mak
[angmya] (b ir
birini, vaziyeti) anlamaynca
ah [ah] ah O ah - [ah it ] ah
etmek; ah op- [ah or-] ok ah et
mek
- [ah-vah] ah vah O -
- (-) [ah-vah it- (kil-)] ok ah
vah etmek (gelmek)
- [ah-zar] ahuzar, alayp
szlamak
- [ahlda-] ahlamak, ah
etmek
[aheng] ahenk
[ahengde] uygun
[ahengle] ahenkli
[ahenglelek] ahenkli
lik
- [ahengle-] ahenkle
mek
- [ahengleter-] ah
enkletirmek

41

- [ba] b harfi
[bab] bab
[baba] dede;
[baba ko] kaka ku;
[baba tel] eski dil, esas dil
[babay] dede; her ihtiyar
adam
[babasr] barsak kur
du; [babasr ut]
barsak kurdunu karan bitki,
kurt drc ot
[baba] snneti
[bavr] bar
[bavrgalk] barlk, eyerde karn kay
- [bavrlan-] ok koyulanmak
[bavrsak] hamurdan
yaplma yuvarlaka yemek
[bagaj] bagaj
[baana] stun, direk;
[baana umarta]
uzun bal kovan O
- [baana kebek katp
kal-] odun gibi durmak
- [bala-] balamak
[balan] balant
[bagor] engel
[bagu] ileri grl
(kimse), bakc, falc
- [bala-] adamak,
balamak
- I [bay-] (gne, ay iin)
batmak
- || [bay-] zenginlemek

- [bayt-] zenginletmek
[baz] (insan tarafndan) a
lan ukur, mahzen
- [baz-] cesaret gstermek
[bazalt] bazalt
[bazar] 1. pazar; 2. oto
rite, kymet (-) [bazar kterel- (t-)] pa
zar, kymeti, otoritesi ykselmek
(dmek); - (-) [ba
zar yasa- (kor-)] her kafadan bir
ses karmak
[bazarlkl] pazarlk,
satlk
[bazarlksz] pa
zarlksz
[bazis] temel, alt yap, baz
[bazik] iri yapl, boyluboslu
[bazml] cesur, cesa
retli
[bazmz] cesaretsiz
[bay] zengin;
[bay etelekle] zengin mnderecatl
[baybak] bobak, da s
an
[baybike] zenginin ka
rs
[baybete] zenginin
olu
[baygura] kaba zengin
(kimse)
[bayg] bayku, miskin
- [bayglan-] sessiz
durmak
[baydarka] sporcu ka
y
[baylk] zenginlik
[bayrak] bayrak

42

[bayrak] bayrak,
bayraktar
[baytak] 1. olduka, bir
hayli, epeyce; 2. ok;
[baytak vakit] bir hayli zaman
[baytal] gen ksrak
[baytar] baytar
[baytirek] 1. mit. kk
yedi kat derinlerde, ba yedi kat
gkte olan aa; 2. yeni doan o
cuk iin dikilen aa
- [bak-] bakmak
[baka] kurbaa;
[baka yefege] kurbaa bitkisi,
yosun; [baka kabg]
midye kabuu (dir!)\
[baka ka] midye vb. kabuu
(/)', [baka sakal]
bitki ad; [baka
tengkese] su mercimei;
[baka yafrag] sinir otu
- [bak-bak] vak vak
[bakaleye] bakkaliye
[bakaley] bakkal
[baken] deniz feneri
[beken] deniz feneri
bakcs
[baklajan] patlcan
[bakra] karamuk
[bakterial*] bakteri
ile ilgili
- [bakterizatsiye!e-] bakteri retmek
[bakteriologiye]
bakteriyoloji
[bakteriye] bakteri
[baka] bahe, ba
[bakalk] bahelik,
balk
[baka] baheci, ba

c
[bakalk] bahe
cilik, baclk
[bak] bak! bakn! bakn
ne oldu!
- [baklda-] vak vak et
mek
[bakr] 1. bakr; 2. ibrik
tepsisi; [bakr aka]
bakr para; [bakr
ylan] bakr renkli ylan
- [bakr-] barmak

[bakr] bakrc
I [bal] bal; [bal
ikmege] bal petei kapa;
[bal kort] ar
II [bal] balo
[bala] ocuk, yavru;
[bala itek] spanyol etek;
[bala karau] ocuk
bakcs; - [balaa uz-]
gebe olmak
[balavz] balmumu,
mum O - [balavz
sk-] sessiz alamak (hkrmak)
- [balavzla-] mumla
mak
[balavzl] balmumu
katarak yaplan
[balagan] 1. baraka, ke
sekten yaplm ev; 2. adr ti
yatrosu
[balak] paa (panta/onun)
[balalayka] balalayka
- [balala-] ocuk dour
mak
- [balalan-] ocukla
mak
[balalara] ocuka
[balalk] ocukluk

43

[balan] kartopu (bitkisi)


[balanlk] kartopu bit
kisi olan yer
[balans] bilano, denge
[balasz] ocuksuz
[balaszlk] ocuk
suzluk
- [balast-] ocuk gibi
grmek
- [baia-aga] oluk o
cuk
[balaak] ocukluk a

[balaar] bal yiyen ku


[balbal] balbal
[baldak] halka, kasz
yzk <> ,
[baldak barmakka kre, yar yrekke kre] baldak
parmaa gre yar yree gre
[baldz] baldz
[balerina] balerin
[balet] bale
: - [bali: bali
bul-] rte ermek
[balimer] bal emer
(ku)
[balkalak] kk kak
[balkarak] bal yiyici
(bcek)
[balkak] bk.

[balkon] balkon
- [balk-] parlamak
[balk] parlak k, hle
[bali] iddet, kuvvet, g
ibava)
[baltada] balad, efsane
iir
- [ballan-] ballanmak

[ballast] safra, balast


[ballon] tp, lastik, balon
[ball] ball;
[ball baba] ball baba;
[ball gmbe] ball mantar;
[ball kuzak] kei boy
nuzu; [ball k] ball
i, ballk
[balta] balta;
[balta ostasi] balta ile i
leyen kimse; [balta
sabi] balta sap O
[baltas suga tken]
kaygl, kederli, hznl, elemli
[balta] dlger
[baltalk] dlger
lik
[baltr] baldr
[baltrgan] baldran
[balk] balk
[balkl] balkl
[balksl] bala
yakn
[balk] balk;
() [balk ag (ste)] balk st
[balkl] balkl
[balk] balk
[baiklk] balk
lk
[bambuk] bambu
[banan] muz
[banda]ete
[banderol'] kk pa
ket
[bandit] eteci
[banditlara] ekiyalkla
[bandtlk] etecilik
[bank] banka [bank suk-] kt oyuncusu para

44

kazanmak; - [bank tot-]


kt tutmak
[banka] kavanoz
[banket] ziyafet
[bankir] banker, bankac
[bankrot] mflis;
- [bankrot bul-] ifls etmek
[bankrotlk] mflis
lik
[bant] band, fiyonk
[baptizm] baptizm
[baptist] baptist
I [bar] var; - [bar it-]
var etmek
II [bar] varlk O
[bar kader] varlk kadar
III [bar] bar, pavyon
- [bar-] varmak, gitmek, ula
mak, yetimek O [menep bar-] kmak (mes. da
a)', - [yahlanp
bar-] gittike iyilemek; [ukp bar-] her zaman okumak;
, [bara tora,
bara torga] vara vara, gitgide;
[bargan sayn] her
vardnda; - [barp
kayt-] gidip gelmek; [barp k-] varp kmak;
- [barp cit-] varp yetmek
[baraban] 1. davul,
trampet; 2. top
[baraban] 1. da
vulcu; 2. topu
- [bara-bara] yrye
rek
[barak] baraka
I [baranka] simit
II [baranka] dmen, di
reksiyon (otomobilde)

[barda] posa
[barja] mavna
[bariton] bariton
- [barla-] varlamak, yok
lamak
[barlau] varlama, yokla
ma
I [barlk] varlk;
- [barlkka kil-] ortaya
kmak; - [barlikka kiter-] ortaya karmak
II [barlk] gr. olumluluk
[barlk] hepsi, tamam
- [barl-yukl] varl
yoklu, pek az
[barmak] parmak O
[barmak aa
karau] (b ir eye) gz yumma;
[barmak buy] par
mak kadarck; (
) [barmak isebe (hisab)] he
ce l, hece vezni;
[barmak yanau] parmak ile iaret
ederek azarlama;
[barmakka barmak
sukmau] parmak kmldatmama
[barmaka] eldiven
parma
[barometr] barometr
[baron] baron
[barrikada] barikat
[bars] hepsi, tamam
[barhan] barkan
[bara] hepsi, tamami
[barina] angarya
usl
I [bar] fakat
II [bar] hepsi, tamam
[barber] hepsi bir, far
ksz, ayn, eit, nasl olsa da

45

[barnda] var iken


[barna] var olduka
[bar] pars
[bar] var, yry, gi
di
[banly] {b ir yere)
giderken
[baryer] bariyer, engel
[bas] bas {ses)
[basa] 1. erkek kendir; 2.
uzun mddet evlenmemi erkek,
bekr
- [bas-] basmak; [basp al-] ele geirmek, istila et
mek; - [basp gar-]
neretmek
[baskak] tar. baskak
[basketbol] basketbol
[basketbol] basketbolcu
[baskn] baskn
[baskn] basknc
[bask] merdiven
I [basma] merdiven aya
, basamak
II [basma] basma
III [basma] basma, ku
ma
[basma] Trkistan
azatlk hareketi mensuplar ( 19201930)
[basmalk] bas
maclk
[basseyn] havza, havuz
[bastion] hisar
- [bastr-] bastrmak
[bastrg] {kt)
bastracak
[bastrk] araba ile ta
nan otlar stten bastrmak iin

balanan aa
- [bastrkla-] bastrk ile bastrmak
- [bastrl-] bastrl
mak; albast veya kbus tara
fndan bastrlmak
[basu] tarla, parsel, arsa;
[basu kapkas] tarla
kaps; [basu yul] tarla
yolu
[basulk] tarlalk
- [basl-] baslmak
[basm] 1. basn, bask,
basm; 2. vurgu; - [ba
sm yasa-] bask yapmak
[basmsz] basmsz,
basnsz
[basmak] halim,
arlksz, mut
[bask nk] sakin
- [basnklan-] sa
kinlenmek, tel etmemek
- [bat-] batmak
[batalyon] tabur
[batareye] batarya; pil;
kalorifer dilimi
- [bata-uma] batarak
[batist] patiska
[batkak] batak
[batkaklk] bataklk
[batman] batman
[batrak] renper
[batraklk] renperlik
[batnk] batk
[batr] batur, baatur
- [batr-] batrmak;
an- [batrp al-] batrp almak
- [batrlan-] bahadr gi
bi davranmak
[batrlara] bahadr

46

gibi
[batrlk] bahadrlk
[batrlk] cesa
retlilik; - [batrlk
it-] cesaret (cret) etmek
[bau] ba
[bahbay] (ocuk dilinde)
at, dahdah
[bahir] fakir, dkn (kim
se)
[batsilla] basil, mikrop
[ba] ba; - [ba i-]
ba emek; [ba syege] ba kemii, kafa tas O
[ba aa] st makam
ap daha ste mracaat etme;
- [ban aa-] yok et
mek; - [ba bet-] felke
te uramak; - [ba birme-] ba ememek; [ba vat-] bir meselenin zm
ile ok dnmek; kafa tlemek;
- [ba katr-] ba ka
rtrmak; - [ba tart-]
ba ekmek, reddetmek; - [ba kter-] ba kaldrmak,
isyan etmek; - [ba tzet-] biraz iki ile sarholuun
mahmurluunu atmak; [ba tn-] ba yorulmak;
- [ba eylen-] ba dnmek;
[ba ste] ba stne!;
- [ba cit-] akl ermek;
- [baka kit-] bana
vurmak; [ba tiek]
kula delik
I [baak] baak;
- (-) [baak gar- (ciber-)] baak karmak
II [baak] (ok, mzrak,

sng) ucu
- [baaklan-] baak
lanmak
[baakl] baakl
[baakllar] baak
l bitkiler
[baayakl] batan
bacakl

[baayakilar]
batan bacakllar
[babatak] keyfince
davranmaya dkn; dikbai
- [babataklan-]
keyfince davranmak

[babataklk]
keyfince davranmalk
[bavatk] zm
g olan (ey)
[baka] baka
- [baka k-] baa kmak;
ailesinden ayrlmak
[bakala] ba ehir
[bakalk] bakalk
- [bakar-] yrtmek, be
cermek
[bakarma] yrtme,
becerme
[bakaru] yrt
c, becerici
[bakatrg]
zm g, aprak
[bakaa] ayrca, ba
ka trl
[bakiser] ba kesen
(kimse), haydut, ekiya
[bakoda] kz isteme
ye giden birinci adam
[balam] ba ksm, gi
ri
- [balan-] balanmak

47

[balang] balan

g
[bala] bada
[bal] bal, akll
I [balk] balk
II [balk] rehber, kla
vuz, bakan
-: - [bal-kzle: bal-kzle bul-] ev
lenmek: - - [balkzle it-] evlendirmek
[balca] balca
- [bama-ba] baa
ba
[bamak] 1. pamak; 2.
iki yandaki sr;
[bamak tana] iki yandaki inek,
dana
[bamak] pamaki

[banya] kule
[basz] basz, aklsz
- [baszlan-] aklsz
olmak
[baszlk] aklsz
lk, baarszlk
[bata] nce
[batag] nceki
[batan] nceden
[batanayak] ba
tan ayaa, tamamen
[batben] tepesi s
t
[baya] (yakn) geen ( vakit)
[baya] nceki
[bayan] akordiyon
[bayan] akordiyoncu
[baca] bacanak
[bahadir] bahadr
[bahadirlk] baha

drlk
[begemot] suaygr
I [bz] biz
II [bz] biz, sivri ulu let
- [bezelde] vzldamak
[bezkoyrk] bir cins
yaban rdei
[bezneke] bizimki
[beznenge] bizim gi
bi; bizim dndmz gibi
[belge] uzman, bilgin
[belgelek] uzmanlk,
bilginlik
- [belgen-krgen]
tandk
[beldekle] bilgili
[beldeksez] bilgisiz
- [belder-] bildirmek; be
lirtmek
[belder] 1. bildirme; 2.
ilan, duyuru
[belekle] bilgili, lim
[beleksez] bilgisiz, c
hil
[belem] ilim, bilim
[belemle] ilimli, bilimli
[belemsez] 1. ilimsiz;
2. okuma-yazma bilmeyen
[beln] aktma (yemek)
- [belen-] bilinmek
- [beler-belmes] bi
lir bilmez
[bele] bili
- [bele-] bilmee al
mak, renmek
[belele] bilgisi ok
olan kimse
[beleme] 1. bilime;
2. bilgi alma verme, tantma
[belemelek] ta

48

ntmalk
- [beleter-] bilitir
mek, kendi kendini anlamak

[bltrmie]
bilitirmeyerek, kendi kendini an
lamayarak

[blltristika]
edebiyat
[blmie] bilmeden
[blmem] bilmez
lik; - [blmemke saln-] kendini bilmezlie
vurmak
[beluga] mersin morina
s, ak balk
[bltaj] (tiyatroda)
birinci mevki
[blezk] bilezik
[belek] bilek
[blekse] bileke, bi
leklik
[blen] ile
[bele] bilei, ege
- [belele-] bileilemek,
eelemek
[benzin] benzin, motorin
[br] bir; [ber
katl] bir katl; [ber
kzenekl] bir gzeli (hcreli), tek
hcreli (hayvan)]
[ber megnel] tek anlaml;
[ber perdele] tek perdeli;
[ber aylk] bir aylk;
[ber atnalk] bir haf
talk; [ber yllk] bir yl
lk; [br koak] bir ku
cak; [br segatlek]
bir saatlik; [ber totam]
bir tutam; [br mtm] bir imdik; [br

yarm] bir buuk; [ber


ylk] bir yandaki O
[br avz sz] tek kelimelik
sz; [ber digen] ok iyi;
- [br tabaktan
aa-] bir tabaktan yemek;
[ber utruda] bir oturum
da; [br
cbktan srlgen] bir kkten syrlan; - [brge
bin ku-] bire bin katmak, m
bala etmek, abartmak
[bravzdan] bir
azdan
[beravk] bir an
[beraz] biraz
[brazga] az vakte
[brazdan] birazdan
- [br-br] bir bir
[brbun] bir terimli
() [brvakt(n)] bir
vakit
[brvaktta] ayn
zamanda
[brge] birlikte, beraber
- [brge-br] bire bir
- [brge-brge] hep
birlikte
[brgelk] birliktelik
[brgelep] birleerek
[brdey] bir gibi, ben
zer, tamamiyle benzer
[brdeylk] eitlik
[brdem] hep birden, bi
rlikte
[brdemlek] birlik,
dayanma
- [brdem le-] bir
lemek, birlik hline gelmek
[brden] birden, anszn

49

[berdenber] yegne,
yalnz, tek
- [berek-] birikmek, yap
mak
[berek] ortak, dernek
[berekkenlek] ya
pkanlk
- [berekter-] yaptr
mak
[berene] birinci
[bereneden]
bi
rinci delil olarak, birinisi
[berenel] ilk, birincil
[berenelek] birin
cilik
[beret] bere
- [ber-ike] bir iki, pek az
[berile] [<ber+ile] tek
dze, monoton
[berkavm] bir an
[berkader] biraz
[berkayda] hi bir yer
de
[berkayan] hi bir
zaman
[berkatl] 1. bir katl;
2. ok sade (kimse)
[berkatllk] 1. tek
katillik; 2. ok sade olma
[berkaya] hi bir yere
[berkem] hi kimse
- [berkt-] yaptrmak
[berketke] yaptrc
[berketme] 1. zabt
tutma, kaydetme; 2. protokol
[berkye] bir makamda,
bir tarzda
[berkn] bir gn
[berknge] bir gnlk
[berle] (derecelemede) s

()
fr, en kt dk not
I [berlek] birlik
II [berlek] gr. teklik
- [berle-] birlemek
[berleep] birleerek
[berleken] birleen
[berleme] birleme
- [berleter] birletir
mek
- [berme-ber] bir bir,
iki defa fazla
[bermelne] bir anda
[berni] hi bir ey
[bernikader] biraz,
biraz ok
[bemindi] hi bir
[bernihetle] bir azca
[berniakl] bir ne
kadar, biraz
[berniek] asla, hi bir
trl
[bernie] bir ka
[bernerse] hi bir ey
[berretten] yan sra
[berse] biri, birisi
- [berse-ber] hi biri,
hi birisi
()
[bersekn(ge)]
br gn(e)
[berszsez] itirazsz
[bertavtan] oy
birlii ile
[bertigez] ayn
[bertotatan] dur
madan, aralksz olarak
[bertugan] ayn anababadan karde
(),
[bertuktamy(a), bertuktausz]
aralksz, durmadan

50

[bertrl] bir eit,


ayn
[bertsl] 1. ayn renk;
2. ayn
() (berak(n)] bir gn,
bir defa
[beryllk] bir yllk
[bryul]
birden;
(onun) ile birlikte
[bryakl] tek yanl
[bregeyl] kuvvetli;
bir, ama ok gl (mes. d e lil)
- [berem-berem] bi
rer birer
[bremlk] birim
[berem lep] birer bi
rer, ayr ayr
- [berem-serem] az
az ve ayr ayr
- [beremtekle-] birimliklemek
[brer] birer
[bererse] bir kimse
[bere] 1. bir tane (adet
saymada); 2. (kimse) biri, birey
[berzleksez] dur
madan, ayrmadan, art arda
[brz] kendisi, yalnz
bana
[brk] ltfen
[bet] bit
- [bet-] bitmek O
[btken ba btken] ne
olursa olsun
- [btr] bitirmek, tamam
lamak
[betrg] silgi
- [betrn-] tasalanmak
[btl] bitli
- [btmes-t-

kenmes] sonsuz, bitmez-tkenmez


[bton] beton
- [btonla-] betonlamak
[beton] betoncu
! [btt!] tamam!
[bte] sivilce
[btel] sivilceli
- [btele-] sivilcelemek
- [bte-] bitimek
[bibk] kz kuu
[bibliograf] bibliyo
grafya ile megul olan (kimse)
[bibliografiye] bi
bliyografya
[bibliyotka] ktphne
[bigrek] 1. daha ok, a
r; 2. (~te) bilhassa, zellikle
[bidon] bidon
- [biy-] oynamak, dansetmek
- [biygey-] bymek,
ykselmek
- [biygeyt-] bytmek,
ykseltmek
[biyk] byk, yksek
[biyklk] byklk,
ykseklik
- [biyt-] oynatmak
[biz] bez, beze
- [biz-] bezmek
[bizgek] stma
[bizmen] kantar
[bizns] i, ticaret ii
[biznsmn] i (tica
ret) adam
[bizon] bizon
- [bize-] bezemek
[bizek] bezek

51

[bizekle] bezekli, ssl


- [bizekle-] bezemek,
sslemek
I [bik] srg, mandal
II [bik] pek, ok;
[bik ep] peki, pek iyi
[bikle] srgl
- I [bikle-] kapamak
[bikleve] 1. srg dili;
2. trkaz
- [biklen-] kapanmak
- II [bikle-] hatmetmek
[bikre] mersin bal
[bike] 1. zengin kadn; 2.
isimlerden sonra kullanldnda
diilik bildiren
[bike] yeni evli gelin
[bil] bel; bzlme; - [bilge tayan-] elini beline koy
mak; () - [bil (ne) bu-] ku
anmak - [bil bk-] bel
bkmek
[bilbau] kemer, kuak,
bel ba
[bilge] iaret, damga, not;
- [bilge sal-] iaret koy
mak
[bilgele] bilinen, belli
[bilgeleme] tanm
- [bilgele-] iaretlemek;
tayin etmek
- [bilgelen-] iaretlen
mek, tayin edilmek
[bilgesez] bilinmez,
belli olmayan
[bilgeszlek] bilin
mezlik
[bildeme] 1. kadn el
bisesinde belde kendisine dikilmi
kemer; 2. kasaplk hayvanlarn

belkemiklerinin iki tarafndan ka


rlan et
[bilet] bilet
[bille] belli, beli varolan
[bilen] dikenli yabani ot
[bilyard] bilardo;
[bilyard tayag] bilardo
sopas
-1[bile-] (yere-topraa) sa
hip olmak
- II [bile-] belemek
[bilem] bo bouna gez
me; - [bilemde yre-] gezmek, volta atmak
[bileme] bo bouna
yryen
[bileme] mstemleke
olan topraklar
[bile] belek, kundak bezi
[bilese] 1. dar belek;
2. belek ba
[bilee] (toprak~yertere) sahip olan (kimse)
[bimaza] rahatszlk
- [bimazala-] rahatsz
etmek
[bimazal] rahatsz
[bina] bina
[binihaye] sonsuz, b
yk
[binokl'] drbn
[binom] binom, iki terimli
[bint] bant, sarg bezi
- [bintla-] bantlamak, sar
g bezi ile sarmak
[biografik] tercme-i
hl (hayat hikyesi) ile ilgili
[biyografiye] biyogra
fi
[biosfera] biyolojik

52

evre
[biofizik] biofizik
[biohimiye] biyokimya
[birge] buradaki, yakndaki
[bire] buraya, beri
[birege] beri, buraya
[birede] burada, beride
[bireden] buradan, be
riden
- [birel-] 1. verilmek; 2. g
nl vermek
[birlp] gnlden
[birelen] heveskr,
merakl
[birm] dev, ev devi
- [bire-] 1. zayf dmek;
2. teslim olmak
[biremeen]
teslim olmayan (kimse)
[birja] borsa
[birja] borsac
[birka] sata sunulan
mallarn cinsini, kalitesini, l
sn ve fiyatn bildiren levhack
[birle] (o zamandan) beri,
itibaren..... den itibaren
[birne] ehiz (eyiZ)
- [birtl-] 1. bertilmek; 2.
yara izi kalmak
- [birey-] (yara veya vur
madan dolay) yara (kabark iz)
kalmak
[biren] obur, ok yiyen
[birese] verecek, verile
cek (deme)
[bireek] verecek
[bis] alk nlemi
[biste] mahalle, semt
I [bit] ki, ne,ne de olsa
II [bit] yz O - [bit

pe-] utanmak; [bitke berep eyt-] yze vurmak;


[biten yumagan]
arsz, yzsz
III [bit] sayfa
[bitaraf] bitaraf, taraf
sz
[bitaraflk] tarafsz
lk
[bitlek] yz rts, pee;
- [bitlek ki-] pee tak
mak; - [bitlegen a-]
maskesini drmek
[bitlep] sayfalarca
[bitsez] yzsz, utan
maz
[bitum] zift
[biter] daha fazla
[bihisap] hesapsz
[biara] aresiz
[biura] ev ruhu (iy i ruh)
[bie] beyin kars
[bi] be; [bi
metr] be metre
[bibarmak] be
parmak (yemek)
[bibltr] ok za
manlar nce
[biek] beik
[biene] beinci
[biine] be ine (orap
rmek i in )
[bikullap] be el ile,
ok istiyerek
[bile] (derecede) beli;
ok iyi
[bilek] belik para
[bimet] kaftan
[bipomak] be k
eli; begen

53

[biter]

srt

torbas

(uval)

- [biterle-] (s rt torba
srta almak, srtlamak
[biurnl] be hne-

s n )

li

[biyllk] be yllk
(pln)
[bierlep] beerleyerek

[bie] be tane
[blelep] bei birden
[biy-] dans etme, oynama
[biy] oyuncu, dansz,
dansr
[biye] ksrak
[biyeley] parmaksz el
diven
[blank] bo kt, form
[blindaj] siper koruna
I [blok] makara, yapma,
ktle, beton blok
II [blok] g birlii
[blokada] abluka
- [blokadala-] abluka
ya almak
[bloknot] bloknot
[blyuming] ar tezgh
[bluza] blz
[bobrik] 1. tyleri dik olan
kuma; 2. ksa sal (kimse)
[bogau] buka, zincir
- [bogaula-] bukala
mak, prangaya vurmak
[bogaul] bukal, zin
cirli
[bogl] 1,5 metre boyun
da kuru ot yn
[boday] buday
- [boyk-] kederlenmek, h

znlenmek, bunalmak
[boyk] hznl, kederli,
bunlu
[boyklk] kederlilik, ha
zinlik, bunluluk
[boyendrk] boyun
duruk
- [boyr-] buyurmak
[buyrk] buyruk
[bojan] eek ars
[boz] buz; - [boz
kuzgal-] buz akmaa balamak;
- [boz suk-] don vurmak,
dolu vurmak O [bozga utrt-] aldatmak
- [boz-] bozmak
[bozau] buza
- [bozaula-] buzala
mak
[bozvatk] buz krc
gemi
[bozg] bozucu
[bozlavk] (yer, yol)
buz ile kaplanan
- [bozlan-] buzlanmak,
buz tutmak
[bozl] buzlu
[bozlk] buzul
[bozk] bozuk;
[bozk bocra] mantkta ispat
kendinde grlen hkm, ksr
dng O () [bozk yul
(e)] ahlak bozukluu;
[bozk uy] bozuk fikir
[bozklk] bozukluk
- [bozl-] bozulmak
- [bozl-] bozumak
[boykot] boykot
[bokal] kadeh, bardak
I [boks] boks

54

II [boks] (hastahanede) yo
un bakm (tecrit) odas
III [boks] ksa sa
[boksit] boksit
[boks] boksr
[bolagay] taklan (kim
se)] aklaban
- [bolagaylan-] ak
labanlk etmek
[bolay] byle;
[bolay gna] yle byle, se
bepsiz
[bolak] bulak, pnar, ka
nal
[bolamk] bulama
[bolan] ren geyii;
[bolan mge] (ren geyiinin
yedii) yosun
[bolanlk] ren ge
yii besleme (ii)
- [bolga-] 1. bulamak; 2.
sallamak
[bolgavr] kark, fe
satl (zaman)
- [bolgan-] bulanmak
- [bolgandr-] bulan
drmak
[bolgank] bulank
- [bolgank suda balk tot-] bulank su
da balk avlamak
- [bolganklan-]
bulanmak
- [bolga nklandr-] bulandrmak
[bolgan] bulank
( vaziyet)
[bolgari] iyi kaliteli gn
- [bolgat-] kartrmak,
bulatmak

[bolgatk] kartrc
let (makine)
[bolgatma] bulatma
[boldr] merdivenli eik
[bolt] civata
- [boltla-] civatalamak
[boln] ayr
[bolnlk] ayrlk
I [bolt] bulut
II [bolt] su mantar
- [boltla-] bulutlamak;
- [boltlap tor-] bu
lutlanp gemek
- [boltlan-] bulutlan
mak
[boltl] bulutlu
[boltsz] bulutsuz
[bol'nitsa] hastahne
[bol'vizm] bolevizm
[bol'evik] bolevik
- [bolevikia-]
boleviklemek
- [bol'eviklatr-] bolevikletirmek
[bol'evistik] boleviklik ile ilgili
[bomba] bomba;
- [bombaga tot-] bombaya tut
mak
- [bombala-] bombala
mak
[bombardirovik] bombardman ua
I [bor] bor (elementi)
II [bor] di delgi leti
- [bor-] burmak; an[borp al-] burup almak;
[borp kerterge] burup
sokmak; - [borp ci-

55

-1 geri dndrmek, kabul et


memek
[boray] bir eit buday
[borau] burgu
- [boraula-] burgu ile
delmek, burgulamak
[boraulau] burgucu
- [borgalan-] burgulan
mak, her tarafa dnmek
-- [borgalansrgalan-] dneklik etmek
[borg] 1. burucu; 2.
emniyet anahtar
- [borgla-] burmak
[borgl] burgulu;
[borgl borau]
burgulu burma
[borma] burma
[bormal] burmal
- [bormal-srmal] dolambal; kvrla kvrla
giden
- [borna-] 1. bk.
-; 2. ccklenmek
- [borsalan-] kayglan
mak
[bort] borda, kpete
[bora] pire
[borak] burak O
[borak kader] kk;
- [borak sip-] ilgi ekici
szler sylemek
[boru] znt, sknt
[borul] skntl, zn
tl
[boruan] znt ve
rici, rahatsz edici
- [bor-] zmek, rahatsz
etmek

- [borl-] zlmek
[borlul] zlmeli
[borluan] zlen
[bors] bor orbas
-
[borla-sarla]
saa sola kvrlarak
[borlma] kvrlma
[borlmal] kvrlmal
- [borl-] kvrlmak;
- [borlp kara-] dnp
bakmak
[borl] dn, dne
me
I [born] burun;
[born temekese] enfiye
<> - [born aa
syle-] ak sylememek;
[born bana] kelle ba
na; herkese
II [born] eski, kadim, ev
vel; [born zaman]
ok eski zaman
- [born-bornnan] evvel zamanlardan
[borng] ok evvelki
[bornglar] ok ev
velki {kimse) ler; cetler
[bornglk] ok es
kilik
[bornga] ok eski
gibi
[borndk] 1. burundu
ruk; 2. bir cins kemirici hayvan
- [bornla-] (civciv) yu
murta kabuunu krmak (burun
gstermek)
[bornnan] eskiden
[bornk] kk bu
run
[bors] kalas

56

[bor] biber
- [borla-] biberlemek,
aclamak
[borl] biberli, acl
[bostan] bostan, iekli
bahe
[boston] bir eit kuma
[bot] but [bot buy] kk ocuk boyu (hakknda)',
- [bot kterep yat-]
yan gelip yatmak
[bota] oon
- [bota-] budamak
[botak] budak
- [botaklan-] budaklan
mak
[botakl] budakl
I [botanik] botanik (kim
se)
II [botanik] botanik ile il
gili
[botanika] botanik (ifmi)
- [botarla-] (hayvan)
yzmek, paralamak
[botinka] bot, ayak kab
[botka] lapa
- [botl-atl] (ayak
lar) aprazlanm; ok budakl
(odun)
[bohar] Buhara'da yap
lan, Buhara'dan gelen (kimse,
nesne) O [bohar siye] zahit gibi, Buhara kedisi gibi
[botsman] lostromo
[boyar] boyar, derebeyi
(eski Rusya'da)
[bocra] zincirin bir hal
kas
- [bocralan-] halkalan-

mak
[bocral] halkal
[bocr] fndk tavuu
[brak] skarta (mal), ku
surlu, zrl (mal)
[brakonyer] kaak
avlanan (kimse)
[brakonyerlk] ka
ak avclk
[brandspoyt] itfaiye
arabas
[brauning] bir tr ta
banca, brovning
[brezent] branda bezi
[brigada] ekip, kol, tim
[brigadir] ekip, kol, tim
bakan
[brigadirlk] (k
k) bakanlk
[briz] meltem
- [briketla-] biriketlemek
[briketl] biriketli
[briket] biriketi
[brilliant] prlanta
[britan] ngiliz
[britva] ustura
[brom] brom
[broml] bromlu
[bronevik] zrhl araba
[bronemaina]
zrhl (byk) araba
[bronepoyezd] zrh
l tren
[bronetransportyor] zrhl makina
[bronza] bronz, tun
- [bronzala-] bronzlamak, tunlamak
[bronhial'] brona it
[bronhit] bronit

57

[bron'] kontenjan
[bronya] zrh
[bronyal] zrhl
- [bronyala-] zrhlamak
[broka] bro
[broyura] bror
- [broyurala-] bro
r yapmak
[brustver] siper
[brutto] brt
[brnza] beyaz peynir
[brynet] esmer (kimse)
I [bu] buhar; [buga eylender] buhara evirmek;
- [buga eylen-] buhara
evirilmek
I! [bu] bu; [bu yuh]
bu defa
- [bu-] bomak
6ya [bua] baraj gl O
[bua buarlk] pek ok
[buaz] gebe
[buarylan] boa
ylan
[bubi] bubi
[bugaz] boaz O ep(-) [bugaz yr- (kiyer-)] boaz
yrtmak (germek); [bugazga yab-] grtlana yap
mak; (-) [bugaz9a bugaz (kil-)] boaz boaza gel
mek
- [bugazla-] boazlamak
[bugay] galiba, her halde,
muhtemelen
[bugalak] ilmik
[budda] putperest
[buddizm] budizm
[budka] kulbe
- [budr-] lstik ile bala

ma
[budrg] orap ls
tii vb. halka
[budrma] orap lstii
6ye [buy] boyu
[buyma] boyuna, boyun
ca, gre, zerine
[buyna] boyunca
[buy] boy O [buy birme-] tb olmamak;
- [buy cit-] 1. bymek, (kzlar
hakknda) rte ermek; 2. bir eyi
almaya imkn olmak; [buyga uz-] hmile olmak
- [buy-buy] boy boy
[buyvol] manda
[buydak] bekr (kimse)
- [buyla-] boylamak
[buylap] boyunca
[buylatp] boydan bo
ya
[buyl] yollu
- [buy-sn] boy-bos
- [buysn-] tbi olmak,
boyun emek
- [buysndr-] tbi et
mek, boyun edirmek
[buysmuan] bo
yun emeye meyilli
[buysnuanlk]
boyun emeye meyillilik
[buyan] uzun boylu,
boylu boslu
[buket] buket, demet
[bukinist] sahaf
[buksir] 1. yedek halat;
2. romarkr
[buka] kuma anta
- [bul-] olmak;
[barp bula] gitmek mmkn;

58

[elegen bula] baa


rsz alarak davranyor;
[bula kalsa] o takdirde;
[bula torp] olarak;
- [bulp k-] tesadfen
olmak, denk gelmek;
[bula birsen] yle olsun O
[bula gna krmesen] (yle) olmasn, sakn;
[bulmy torgan] olma
yan; , [buld
ni, bulmad ni] olsa ne, olmasa ne
[bulavka] toplu ine
- [bulan-] buharlanmak
[bulat] elik
[bulaak] olacak
[bulgan] alkan,, bece
rikli, hamarat
[buldkl] gl, muk
tedir, kabiliyetli, becerikli
[buldkllk] gl
lk, yeteneklilik, muktedirlilik, be
ceriklilik
[buldksz] yetenek
siz, kabiliyetsiz, beceriksiz
- [buldkszlan-]
yeteneksizlenmek
[buldkszlk] ye
teneksizlik
- [buldr-] yapabilmek,
baarmak
[bulka] francala
[bulmagan] tembel,
beceriksiz
- [bulr-bulmas]
olur olmaz
[bullk] yardmlk;
- [bullk it-] yardm
etmek; - [bullk krset-] yardm gstermek

[bul] yardmc
- [bul-] yardm etmek
[bul'var] bulvar
[bul'dog] buldok
[bul'dozr] buldozer
[bul'dozr] bul
dozer srcs
[burna] sar'a, sar'a nbeti;
[burna ytel] bountulu ksrme
[bumazi] dimi
[bumal] sar'al (kimse)
[bunker] 1. kmrlk; 2.
snak
[bunt] isyan, ba kaldrma;
- [bunt kter-] isyan et
mek, ba kaldrmak
[buntar'] isyanc
[buntarlk] isyanc
lk
[bunt] isyanc
m I [bur] tebeir
II [bur] hrsz
III [bur] sondaj leti
iv
I [bura] tomruktan yaplan
duvar; kiler
II [bura] denek oyunu
- I [bura-] tomruklardan du
var yapmak (rmek)
- II [bura-] (ka r) brmek
[burazna] saban izi
- [buraznala-] yer sr
mek, bir defa saban ile yer amak
[buran] boran, kar frt
nas O - [buran tuzdr-] frtna estirmek
- [buranla-] boranlamak
[buranl] boranl
[burjua] burjuva
[burjuaziye] burjuvazi

fi -___________________59

- [burjuazla-] burjuvalamak

[burjuy] burjuva (k'mse)


[burzay] taz
I [burka] kepenek
II [burka] kee konlu
izme
[burlak] nehir gemilerini
akntya kar kydan iple ekerek
yzdren kimse, yedeki
[burlaklk] yedekilik
[burlat] koyu krmz,
arab

[burl] akl krmz (at)


[burovoy] sondaj kulesi
[burovoy] sondaj
iisi
- [burs-] kokumak
[bursk] porsuk
[burt] sebze yn
[bur] bor; [burka al-] borcuna almak;
- [burka bir-] bor ver
mek; - [burka bat-]
borca batmak
[busaga] eik O
- [busagan tapta-] eik
andrmak
[busagal] eikii
- [buta-] kartrmak
[butav] kartrc let
[butag] 1. kartrc;
2. dolandrc (talim at vb.)
- [butal-] 1. karmak; 2.
dolamak; 3. yanlmak;
- [butalp yr-] ayak al
anda dolamak; [butalp kal-] amak, armak
- [butaldr-] 1. kartr
mak; 2. artmak

[butalk] kark
[butalklk] kar
klk, kargaalk
[butal] karmaa, kar
gaa, dolak
- [btandr-] kartr
mak, aratmak
[butaforiye] butafor
[buterbrod] sandvi
[butnik] sokaktaki
beki
[bufer] tampon
[bufet] bfe
[bufet] bfeci
[buh] (nlem ) kt; [buh it-] kt diye dmek
[buhanka] bir somun
ekmek
[buhgalter] mhasip,
muhesebeci
[buhgalteriye] mu
hasebe
[buhta] (deniz ve suda)
koy
[bu] bo; - [bu
yat-] 1. isiz olmak; 2. faydasz ol
mak; [bu ara] bo za
man; [bu cir] bo arazi
[bu ba] chil, bil
gisiz; [bu bugaz] bo
boaz; - [bu itme-]
cretsiz koymamak;
[bu kuk] lafazan
- [buay-] boalmak
- [buan-] 1. boa kal
mak; 2. tuvalette byk abdest
yapmak; 3. gc bitmek
[buka] boa, faydasz
(i, f i i l ) O - [buka
kitme-] boa gitmemek

60

[bulay] parasz, be
dava
[buiat] denizci ceketi
[bulk] boluk, aralk
- [bul-] boulmak
[bun] boum
- [bunlan-] boumlamak
[buntk] boum yeri,
boum
[buntkayakllar] boumlu ayakllar
- [buya-] 1. boyamak; 2. kir
lemek
- [buyal-] 1. boyanmak; 2.
kirlenmek
[buyaluan] kir tutar
- [buyan-] boyanmak, sslemek, ar makyaj yapmak; 6y- - [buyan- yasan-] ar
sslenip giyinmek
[buyau] boya
[buyal] boyal
[buyausz] boyasz
[buyau] boyac
- [bgr-bgr] fkr
fkr
-, - [bgrda-,
bkrda-] fkrdamak
[byl] bu yl
[bylg] bu yldaki
- [bzla-] vzldamak
- [bzlda-] (srekli) v
zldamak
[bikirdik] amurlu, pis
[blbtl] blbl
[bltr] bir yldr, geen
yl
[bltrg] geen yl
daki

[brg] (askerlikte) boru


[brg] borucu
- [btblda-] bldrcn
sesi karmak
[btbldk] bldrcn
- [btlda-] mrldamak
- [btr-btr] ptr p
tr
[byudjet] bte
[byuro] bro
[byurokrat] brokrat
[byurokratik] bro
kratik
[byurokratiye] b
rokrasi
- [byurokratla-]
brokratlamak
- [byurokratlatr-] brokratlatrmak
[byust] bst
[byustgalter] styen
[bebi] bebek;
[bebi tuy] bebee isim koymak
vb. ziyafeti
- [bebile-] bebeklemek,
dourmak
[bebke] 1. kaz ve rdek
yavrusu; 2. yavrucuk;
[bebke len] kaz ve rdek yav
rularnn severek yedii ot
[bebey] bk.
I [bebek] (gt) bebei
II [bebek] tomurcuk gz
[bevel] sidik
[begze] bz
[begr'] bar, yrek
[begrem] sevdiim
[bedbehet] bedbaht,
kadersiz
[beddoga] beddua

61

[bedref] tuvalet
[beden] beden
[beyt] beyit, ksa destan
[beyt] destanc
[bez] bez
I [bey] ba, ip, urgan O
- [beyden ikin-] ipten
kurtulmak
II [bey] bey
III [bey] vay (nlem i)
- [bey-bey] ocuu uyut
mak iin sylenen sz
[beyg] at yar, yar
I [beyl] bal, ilgili
II [beyl] bal
[beylk] gr. balama
edat
[beylelk] ballk
- [beyle-] 1. balamak; 2.
rmek
[beylev] ksa ba,
balam
[beylem] 1. rg; 2.
balam
- [beylem beyle-]
rg rmek
- [beylen-] 1. balanmak;
2. azarlamak, yersiz kmak
[beylen] balan,
ilgi; - [beylenke
ker-] balant yapmak;
- [beylen tot-] balanty de
vam ettirmek

[beylensz]
balansz, ilgisiz
[beylenk] azarla
man (kimse), yersiz kan
[beyleneklk]
azarlayclk
[beylenen] azar

layc
[beyle] 1. balama; 2.
rme
[beylesz] balamasz
[beyle] balayc
- [beyne-beyne] ta
ne tane, ayrntl olarak
[beynelmilel] mil
letler aras
[beyrem] bayram;
[beyrem ald] arefe;
- [beyrem it-] bayram
etmek O
[beyrem kotl bulsn] bayramnz
kutlu olsun
[beyreme] bayramlk
[beyreme] bayramc
[beysez] bamsz, ms
takil
[beyszlek] bam
szlk, mstakillik
[bek] bey
[bek] buz stne su al
mak iin alan delik
[bekel] toynak boumu
[bela] bel O
- [beladan ba-ayak] bela
dan kurtulmak iin adak
- [bela-kaza] bela kaza
[belal] bell
I [bel] iine et, pata
tes, pilav vb. koyarak piirilen ek
mek dolmas
II [bel] vay, vay mn
sna nlem
[belzem] 1. urup; 2. ya
k
- [belzemle-] 1. mezhemlemek; 2. tahnit etmek

62

[belkem] belki
[belki] belki
[bellr] billur, kristal
- [beltere-] (zayflk do
lay ) titremek
[belek] toku
- [belekle-] tokulamak,
tokalamak
[belekey] kk
[belekeyden] ( ocuk
i in ) kklkten
- [belekeylen-] k
lmek
[belce] keser
[bende] bende, mrit, kul
I [bepke] ekin demetleri
yn
II [bepke] at iskeleti
[bepek] st iei
goncas
- [ber-] vurmak, arpmak
[beraber] 1. beraber; 2.
yerine
[beraberene] (onun)
yerine
- [bergele-] kzgnlkla
arpmak
- [bergelen-] kzgnlkla
saa sola arpmak
- [berel-] arplmak
[berel] vuruma,
arpma
- [berele-] vurumak,
arpmak
[berep] keskin olarak
( "vurmak" ta n )
[bertes] sazangillerden,
tatl sularda yaayan bir cins ba
lk
[berhet] kadife

[bereket] bereket
[bereketle] bereketli
[bereketsez] bere
ketsiz
[beren] kuzu, olak
- [berenle-] kuzulamak
[berengge] patates
I [bes] (souktan olan) don
II [bes] 1. demek ki; 2. yeter
[besle] (souktan) donlu
- [beslen-] ( souktan)
don almak
- [beser-] donmak
[beti] bk.
.
[behet] baht O
[behetke kar] bahta do
ru
[behetle] mutlu
[behetsez] mutsuz
[behetsezlek] baht
szlk
[behil] hellleme sz;
[behil bul] benden raz
ol!
[behillek] helllik; ra
zlk
- [behille-] helllemek,
hell etmek
- [behillet-] hell ettir
mek
- [behille-] hellle
mek
[behes] bahis, ekime,
anlamazlk, tartma
[behesle] tartmal,
mbahaseli
[beheslelek] anla
mazlk, bahislilik
- [behesle-] bahislemek, ekimek

_________________

63

[behessez] bahissiz,
ekime5'2

[behessezlek] ba-

hjSsizlik,

tartmazszlk

[behese] tartmac

[beye] baha, kymet, fiyat,


deer; - [beye bir-] deer
vermek; - [beyese t-]
deeri dmek;
[beyese kterei-]

deeri artmak
[beyele] deerli, kymetli,
pahal
- [beyele-] deer (kymet)
vermek
[beyeleme] deer (ky
met) verme
[beyan] beyan; [beyan it-] beyan etmek, akla
mak
[beyesez] deersiz, ky
metsiz
- [beyesezlen-] deersizlenmek, kymetsizlenmek
- [be-be] ninni ara s
z, e, e.,
[beha] baha
- [bgel-] bklmek, eirilmek
-- [bgel-sgl-] eilip
bklmek
[bgele] bkm
[bgelme] bklme
[bgelen] bklmelj
[bgelen] bvelek
[bgelce] yarmhalka
- [bgerle-] krtrmak,
buruturmak
- [bgerlen-] krmak
[bdre] kvrck

_______ _________
- [bdrelen-] kvrck
lanmak
- [bdrele-] kvrcklamak
[bye] rmcek, tarantel
[byek] byk (kimse)
[byer] br, bbrek;
- [byerge tayan-] elini
beline koymak
[bke] kapak, tpa
- [bkele-] (ie) kapat
mak
[bokken] ay rei
- [bklen-] bklmek
- [bkle-] 1. bkmek; 2.
yumrultma, ak kemiini oyunda
bel hline getirmek
[bkre] kambur
- [bl-] ifls etmek, batmak
- [blder-] ifls ettirmek,
batrmak
[blderge] ifls etti
rici, sersemletici
[blderme] kam sa
pnda bulunan kay ba
- [br-] brmek, bzmek
[bre] tomurcuk
- [bre yalga-] (aa) a yap
mak
- [brelen-] tomurcuk
lanmak
- [bre-] brmek, bu
rumak, bzmek
- [brke-] pskrtmek; f
krtmak
[brkege] pskrte
- [brkel-] pskrmek;
fskiye edilmek; fkrmak
[brket] kartal
[brkete] kartal ile av

64

lanan avc
- [borken-] rtnmek
[brkenek] brm
ck; duvak
[brke] rt
[brk] ok scak ve ru
tubetli hava
[brkle] ok scak ve
rutubetli olma
- [brklen-] ok scak
ve rutubetli olmak
[brlegen] brtlen
[brme] brme, bzme
[brmele] brmeli
- [brmele-] brmelemek
[brtek] tohum, tane
[brtekle] taneli O
[brtkle alklar]
tahl
- [brtekle-] tanelemek,
tohumlamak, mec. ayrntlamak,
iyice amak
[brteklep] taneleyerek, ayrntl ekilde
[brek] kumata vb.
bulunan kk ve sk benek,
nokta
- [brek-brek]
kumlu
- [brekle-] kumla
mak, nokta nokta renklenmek
[brle] bzgl
[bten] btn, hep
[btenese] btn,
hepsi, tamam
[btenley] tamamiyle,
tam
[btenleyge] tama
men, btnyle

-
[btenlete] btn e
kilde
- [bteney-] btn olmak
- [btr-] (ip vb.) bkmek;
frldatmak
[bterge] tapa, frl
dak
- [bterel-] 1. (ip) bkl
mek; 2. (kimse) frldamak;
- [bterep al-] yakasna
yapmak
[bterke] (ip, sa vb.)
bklm, kvrlm ksm
- [btrkelen-] kvrmlanmak
[bterke] (byk ve
san) husus bklm ksm
[btrek] topa, frl
dak
[bti] muska
[btnek] nne (b itk is i)
- [btey-] 1. btn olmak;
2. ev bark sahibi olmak
- [bteyt-] ev bark sahibi
ettirmek, giyinip kuandrmak
- [bye-] baraj yapmak
[byet] 1. ot yastk; 2. ha
mut, semer iine konan ot
[bcek] bcek
[bgen] bu gn;
[bugennen alp] bugnden
tibaren
[bugenge] bugnk O
[bgenge
kn blen yee] gnn gn et
mek
[bgngee] bugne
kadar
- [bugen-irtege] bu
gn yazn, bugnlerde

65

[bdene] bldrcn
I [bz] bez kuma, bez
II [bz] mat beyaz
[bk] kayn aac
[bki] bc, c
[bkse] byk gs O
[bkse kiyer-] gs
kabartmak
[bken] kaln gvdeli
aatan tek paral sandalye,
oturmak veya dikmek iin ktk
- [bl-] blmek, paylamak,
pay etmek
[blge] blc, ayrc
- [blgele-] blmek, ayr
mak, paralara ayrmak, parala
mak
[blek] be; blm;
[blk ba] balk (ga
zetede vb.)
[bleke] alt be
[blem] blm, ksm;
[blem san] gr. -ar,
-er, -ar, -er say ekleri ekli
[blemtek] kk b
lm, ksmck, dilimcik
- [blen-] blnmek;
- [blenep k-] ayrl
mak; [blenmi
torgan] ( saylarda) blnmeyen;
[blene torgan]
(saylarda) blnebilen
[blendek] salg
[blene] blnme
[blene] (saylarda)
blnebilen; (bakteri) blnebilen
- [ble-] blmek
- [blkelde-] lkrdacumbuldamak
[blme] oda

- [blt-blt] luk luk, lk


lk
[blterek] 1. gz mev
siminde domu kuzu; 2. iki
yandaki kurt; 3. cce (kimse)
- [bltey-] dbkey ol
mak
[blteyme] 1. kabart,
bomba; 2. d bkey
[blek] hediye, armaan,
ba; - [blek it-] hediye
etmek, armaan etmek
[bleklek] hediyelik
- [blekle-] 1. hediye
vermek; 2. nian vermek
- [blek-sanak] he
diyeler (her trl)
[ble] blc
[bre] br, kurt;
[bre aya] kurt aya (b itk i
adi)\ [bre balas] 1.
kurt yavrusu; 2. ok yaramaz o
cuk; [bre kze] bir cins
ilek; [bre trna]
bir cins bitki; [bre u] 1.
srgan otu; 2. bir eit hastalk;
[bre ete] kurt kpei;
[bre ilee] bir cins
ilek, kurt ilei <>
[brese ulagan] ksmeti ayana
gelmi
[brek] brk, balk
[breke] brk, ap
kac, kalpak
[brekelek] brklk, apkaclk
- [brt-] kabarmak, brtmek,
az pimek
- [brtn-] kzarmak, f
kelenmek

66

- [brtter-] brttrmek,
kabartmak
[brenke] huni
[brene] tomruk O
- [burene
arkl bre kr-] bilgilik taslamak
- [bs-] 1. patlayp dklmek;
2. mec. patlayncaya kadar yemek
- [bsl-] patlayp dkl

mek
[bsr] ftk
[bteke] 1. ku midesi,
ku kursa; 2. mec. kk ve
tombul
[bten] baka, dier
[btene] bakaca,
ayrca

0____________________

67_____________________

- [vaba] veba
- [vagay-] ufalanmak
- [vagayt-] ufalatmak
[vagon] vagon
[vaym] kayg; [vaym ik-] kayg ekmek
- [vaymla-] kayglanmak
[vayml] kaygl
[vaymllk] kaygllk
[vaymsz] kaygsz, ta
sasz
[vaymszlk] kayg
szlk
: - [vaz: vaz ki-] vaz
gemek, caymak
[vaza] vazo
[vazgyet] vaziyet, du
rum
[vazelin] vazelin
[vazelinle] vazelinli
[vazifa] vazife
[vay] vay! ;
(vayga almau] kayglanmama
- [vay-vay] vay vay
[vak] ufak, kk ince;
[vak brtekle] ufak tane>i; [vak aka] bozuk
Para; [vak bele] ktik beli; [vak
milklek] kk mlkiyetilik O
- (-, -)
tvak ilekten ile (uzdr, tker-)] kln krk yararak incelemek;
() [vak sz(le)] incir ekir

deini doldurmaz sz(l).


() [vakant(l)] ak, bo
(ye/)
- [vak-vak] ufak ufak
- [vakla-] ufaklamak, ufala
mak
[vaklag] ufalayc
let
[vaklanma] kesir
[vakianmal] kesirli
- [vaklan-] ufaklanmak;
[vaklap] ufaklanarak;
- [vaklap sat-] ufaklayp
satmak, perakende satmak
[vaklau] ufalayc
- [vakla-] ufaklamak;
kl krk yarmak
[vaklk] 1. ufaklk; 2. bo
bouna davranmalk
[vaksa] cil
- [vaksala-] cillamak
- [vaksn-] ufak saymak;
ufak ilere nem vermek
- [vak-tyek] ufak tefek
[vakuum] vakum, boluk
[vakl] incir ekirdeini
doldurmaz; ehemmiyetsiz
- [vakllan-] nemsiz
ilerle megul olmak
[vakllk] nemsiz
ilerle megul olma
[vakyga] vka, hdise,
olay
[vakit] vakit;
[vakit hisab] vakit hesab;
[vakt belen] vakit
ile; [vakt kkan]
eskimi; [vakit bar
ele] daha vakit var;
() [vakit kiler (citer)] vakit

68

gelir (yeter); - [vakit


uzdr-] vakit geirmek;
[vakt kilgende] vakit
geldiinde, vaktinde;
[vakt citkene] vakti gele
ne kadar; [vakt
citke] vakti yettike
- [vaki-vakt] vakit
vakit
[vakitli] vakitli, sreli;
[vakitli matbugat] sreli yayn; - [vaktl-vaktsz] vakitli vakitsiz
[vaktla] vakitlice
[vakitsiz] vakitsiz
[vaktnda] vaktinde
I [val] aft, mil
II [val] toprak set
[valentl] deerli
[valentlk] birleme
deeri
, [valeryan]
valeryan
[validol] kalp ilc
[vallahi] vallahi
[valk] krnt
[valgn da] hepsini
[val's] vals
[valyuta] dviz
[vanadiy] vanadyum
[vandallk] vandallk, vahilik
[vanna] banyo; kvet
[varvar] barbar
[varvarlara] bar
barlarca
[varvarlk] barbarlk
[variant] versiyon, fark
- [variyatsiyele-] varyasyonlamak

-
[varis] vris
[varista] miraslar
dan her biri
[vassal] vassal
[vasiyet] vasiyet
[vasiyetname] va
siyetname
- [vat-] krmak, paralamak,
bozmak; - [vatp al-] bo
zup almak, krp almak (b ir par
asn )
[vatan] vatan
[vatanda] vatanda
[vatan] vatanperver
[vatanlk] vatan
perverlik
-,
-
[vata-sndra, vata-cimere] bozuk
ekilde (sylemek), atra patra
[vatin] astar iin pamuk
[vatk] ceviz, fndk vb.
krma leti
[vatman] mhendislerin
kulland bir cins kt, karton
- [vatt-segat] vatsaat
- [vattr-] krdrmak, par
alattrmak
[vatk] bozuk, krk; -, - [vatk-kitek, vatk-snk] bozuk krk;
- [vatk-cimrek] ha
rabe
- [vatl-] krlmak, bozul
mak
[vatlgan] bozulmu
[vatluan] bozulacak
gibi, gevrek
-, -pen [vatp-sndrp, vatp-cimerep]

69

(dh ban gzn yararak (ko


numak), atra patra

, - [vau, vau- vau] hav


hav
[vafat] vefat; [vafat bul-] vefat etmek
[vaflye] gofret
[vahta] vardiya; ()
- [vahta(da) tor-] vardiyaya kal
mak
[vegetariyan] vejeteryen, et yemeyen
[vedomost'] bordro
[vedomstvo] idare,
genel mdrlk
[veksel] bono
[vektr] vektr
[velosiped] bisiklet
[velosiped] bisik
leti
[velvet] kadife kuma
[vna] toplardamar
[vengr] Macar
[vengra] Macarca
[venerik] zhrev
[vertilyatsiye] hava
landrma
[veeranda] veranda,
ayvan
[vermie!] tel eh
riye
[vertikal] dik (dey)
izgi
[vertolyot] helikopter
[vertolyot] heli^Pter pilotu
[veteran] 1. gazi; 2.
h e k ta r
[veterinar] veteriner,
aytar

[vterinariye] vete
rinerlik, baytarlk
[veto] veto
[vzvod] (askeri) takm
[vznos] deme, aidat, tak
sit
[viza] vize
[viktorina] bilgi yar
mas
[vinegret] Macar sala
tas, Rus salatas
[vnograd] zm,
zm asmas;
[vinograd bakas] zm ba;
[vinograd stre] zmc
[vinogradlk]
zmclk
[vint] 1. vida; 2. pervne;
3. uskur
[vintovka] piyade t
fei
[virs] virs
[vrusl] virsl
[vitamin] vitamin
- [vitaminlatr-]
vitaminletirmek
[vitaminli] vitaminli
[vitrina] vitrin
[vklad] mevduat
[vlasf] iktidar, hkimiyet,
devlet tekilt;
- [vlat' banda tor-] hakimiyet
banda durmak
[vodorod] hidrojen
[vodorodl] hidrojenli
[vokal'] vokal; nl (ses)
[vokzal] gar, garaj
[voleybol] voleybol
[voleybol] voley

70

bolcu
[volokita] 1. krtasiye;
2. mec. kadn dknl
[volokita] 1. kr
tasiyeci; 2 kadn dkn
[vol'fram] volfram,
tungsten
[vosstaniye] isyan,
ayaklanma
[vra] doktor, hekim
[vuz] yksek okul
[vuzara] yksek okullar
aras
[vulkan] volkan, yanar
da
[vulkanik] volkanik
[vulgar] vulgar, halk se
viyesinde
- [vuigarlatr-]
vulgarlatrmak, halk seviyesine
indirmek
, - [vj, vj-vj] vz,
vz vz
-, - [vjgr-, vjgrt-] kovmak, kovdurmak
- [vjla-] 1. vzlamak; 2.
abuk gitmek
- [vjlda-] 1. vzlda
mak; 2. ok abuk hareket etme
[vjldavk] ocuk
larn ip veya sopa ile vzldatarak
oynadklar oyun leti
[vmpel] flma
[vka] kule
[ve] ve
[vegaz] vaaz
- [vegaz'le-] vaaz et
mek
[vegaze] vaiz, vaazc
[vegde] vaad, sz ver

me; - [vegde bir-] sz


vermek; [vegde
birnese] (k/z/a/) sz kesti hedi
yesi; [vegde blege] (herkes) sz hediyesi;
- [vegde it-] vaad etmek, sz
vermek; - [vegdede
tor-] sznde durmak O [vegde-iman] sz bir, Allah
bir
[vegdele] 1. vaadini
tutan; 2. nianl
- [vegdele-] vaadlemek
[vegdesez] sznde
durmayan, sebatsz
[vegdesezlek] se
batszlk
[vegdeel] sznde
duran, sebatl
[vezir] vezir
[veyran] viran, harap;
- [veyran bul-] harap
olmak, viran olmak; [veyran it-] harap etmek, viran
etmek
[veyranlk] viranlk
[vekalet] veklet;
- [vekalet bir-] veklet ver
mek; [vekalet kegaze] veklet kad, vekletnm e
[vekaletle] veklet
verilmi (kimse)
[vekaletname] ve
kletname
[vekar'] vekar, ar ba
llk; [vekar' belen]
vekar ile, ar ballkla
[vekarle] ar bal'>
vekarl

________________________________71_________________________________

[vekil] vekil, temsilci; [vekiller la


tas] millet vekilleri meclisi
[vekillk] vekillik; kon
solos
[vekillekle] veklet
verilmi (lke)] konsoloslu
[vesvese] vesvese;
- (-) [vesvese sal(tarat-)] vesvese salmak (yap
mak); - [vesvesege
t-] vesveseye dmek
[vesvesele] vesveseli
- [vesvesele-] vesveselemek, vesveseye drmek
- [vesveselen-] vesveselenmek
[vesvesee] vesveseci
[vesselem] vesselm
[vehi] 1. vahi; 2. zalim
[vehilek] vahilik
- [vehilen-] vahilen

mek
[vehilere] 1. vah
iler gibi; 2. canavarca
[vehet] vahet
[vehetle] vahetli
[vcdan] vicdan O
[vcdan gazab] vic
dan azab;
[vcdan kukana] vicdan emrince;
[vcdan tinlg en] vicdan ra
hatl iin
[vcdanl] vicdanl
[vcdanllk] vicdanllk
[vcdansz] vicdan
sz
- [vcdanszlan-]
vicdanszlanmak
[vcdanszlk]
vicdanszlk
[vcd] vcut, varlk

72

- [gabardin] gabardin
[gabarit] boyut
[gabaritl] boyutlu
[gavam] avam
[gaga] deniz rdei, pufla
[gagara] boynu benekli
rdek
[gadel] dil, adi
[gadellek] dillik, ada
let
[gadellekl] adaletli
[gadelleksez] ada
letsiz
[gadelsezlek] ada
letsizlik
[gadi] di, basit, sade;
[gadi gene] sadece;
[gadi vaklanma] di ke
sir; [gadi sylem] gr.
konuma dili; [gadi
cmle] gr. basit cmle
[gadilek] dilik, sadelik
- [gadilender-] (ma
tematikte) basitletirmek
- [gadile-] basitlemek
- [gadileter-] basit
letirmek
[gadileterelgen] basitletirilmi
[gadiletercelek] basitletiricilik
[gadet] adet, gelenek, g
renek; [gadetten
t] fevkalde, olaan st;
- [gadet it-] det edinmek;

- [gadetke ker-] det


olup gitmek
[gadetene] 1. detince, allm; 2. sradan, alelde
[gadeti] det, sradan,
alelde, allm
[gadetilek] detlk
[gadetle] detli
[gadetlengen] al
lm
- [gadetlen-] allmak,
almak
- [gadetlender-] al
trmak
[gadetsez] terbiyesiz
[gadetsezlek] ter
biyesizlik
- [gadetsezlen-] terbiyesizlenmek
[gadette] deten, kaideli
[gadettege] her gn
k, allm
[gadettegee] her
gnk gibi
[gadete] det olduu
zre
[gayep] ayp, su; [gayep it-] ayp saymak O
- [gayeben a-] tehir etmek;
- (-) [gayep tak(tala-)] sulamak, ayplamak;
[gayp e] ayp i, su
[gayeple] aypl, sulu
[gayeplelek] aypllk,
sululuk
[gayeplene] ayp
lanm (kimse), sulanm (kimse)
- [gayeple-] ayplam ak,
sulamak
[gayeple] a y p la m a ;

73

sulama karar
[gayeplee] ayplayc, sulayc
[gaypsz] aypsz, su
suz; - [gaypsezge gar-] aklamak
[gayepsezge] susuz
olduu halde
[gayepsezden] su
suz olarak
[gaypszlk] su
suzluk, aypszlk
[gayet] dini bayram
I [gaz] gaz; [gaz
lege] gaz l leti;
[gaz tkerg] gaz aktma bo
rusu
II [gaz] bir cins dokuma tr,
kanavie; [gaz yaulk]
gazl bezden barts
[gazap] azap; (-) [gazap kr- (ik-)] azap gr
mek (ekmek); - [ga
zap iktr-] azap ektirmek
- [gazaplan-] azaplanmak
- [gazapla-] azaplamak
[gazapl] azapl, sknt'l, elemli
[gazapllk] azapllk
[gazel] gazal, ceylan, ge
yik
[gazta] gazete
[gazt] gazeteci
[gaziz] aziz
- [gazla-] gazlamak, gaz
vermek
- [gazlandr-] gazlan
m ak, gaz vermek

[gazl] gazl
[gazrail] Azrail
- [gazszla-] gazszlamak
- [gazszlandr-]
gazszlandrmak
[gazsman] gaz gibi
[gaile] aile;
[gaile torm] aile yaay
[gailele] aileli
[gaileel] ailesine d
kn
[gaybet] gybet, dediko
du, lkrd; - (-)
[gaybet sat- (eyne-)] dedikodu
yapmak
[gaybet] gybeti,
dedikoducu
[gaybetl] gybet
dkn
[gaybeten] gybeti
- [gayglda-] 1. vaklamak; 2. kahkaha atmak
[gayre] gayr, baka, dier
[gayret] gayret O
[gayret belen] gayret ile;
- [gayret kr-] gayreti
gelmek, gayretlenmek; op(-) [gayret or- (e-)] cesurluk
taslamak; - (-) [gayretn igr- (kaytar-)] il
gi, sevgi ve istei azalmasna se
bep olmak
[gayretl] gayretli
[gayretllk] gay
retlilik
- [gayretlen-] gayret
lenmek
- [gayretlendr-]
gayretlendirmek

74

[gakl] akl
[gakll] akll
[gaklllk] aklllk
[galaktika] galaksi
[galantereye] tuha
fiye
[galibane] galip olarak,
galip ekilde
[galim] lim
- [galim-goleme]
lim ulem
[galimlek] limlik
[galo] galo, konsuz
lstik ayakkab
[galstuk] kravat
[galem] lem
[galemet] 1. almet,
iaret; 2. ok fazla
[gamak] hamak
[gama] tozluk
[gamma] (muskide) gam
[gamma nurlar]
gamma klar
[gam] gam, kayg <>
[gamende de yuk]
fikrinde yok; - [gam' ik-]
gam ekmek
[gam'le] gaml
[gam'sez] gamsz
[gam'sezlek] gam
szlk
- [gam'sezlen-] gamszlanmak
[gamel] amel; uygulama ;
- [gamel kl-] dini amel
yapmak; - [gamelge
a-] gereklemek;
- [gamelden gar-] yrrlk
ten kaldrmak;
[gamelden kkan] yrrlkten kal

drlm (kanun vb.)


[gameide] hakikatte,
gerekte
[gameldege] yrr
lkteki
[gangrena] kangren
[gangrenal] kang
renli
[ganimet] ganimet
[garantiye] garanti;
- [garantiye bir-] ga
ranti vermek
[garantiyele] garan
tili
- [garantiyele-] ga
ranti altna almak
[garasat] arasat; frtna
[garderob] gardrop
[garderob] gard
ropu
[gariza] ariza, dileke
[garz] 1. arz; 2. yer yz;
3. paralel
[garip] sakat
[gariplek] sakatlk
- [gariple-] sakatlamak
- [gariplen-] sakatlan
mak
- [garipiender-] sa
katlandrmak
[garmoniye] uyum
[garmoniyele] uyu
mlu
[garmoniyelelek] uyumluluk
- [garmoniyele-]
uyum iinde olmak
[garmoniyesezlek] uyumsuzluk
[garmun] akordeon

75

^!

[garmun] akordeonU

[garnizon] garnizon

[garpun] zpkn
[garpun] zpknc
: - [gark: gark
kUl-] 1. suda boulmak; 2. ok
fazla ie vb. batmak, gmlmek;
3. bkmak; [gark
bulgan] bouluncaya kadar; tka
basa (yemek)
[gar] ar, namus
[gariek] arlk, namus
luluk
- [garlen-] arlanmak
- [garlender-] arlan
drmak
[garsez] arsz
[garel] namusuna d
kn; darlgan
[garellek] namusu
na dknlk, arllk
[garep] garp, bat
[garep] Arap
[garepe] 1. Arapa; 2.
Arap harfleriyle
[gasabi] asabi
- [gasabilan-] asabi
lenmek
[gasabilek] asabilik
[gasker] ordu
[gaskeri] asker, er; rac [gaskeri hezmet] as
kerlik hizmeti
[gastrit] gastrit
[gastronom] 1. yiyeCek dkkn; 2. yemek uzman
[gastronomiye] yi
tecek sahas
[gasr] asr;

[gasrdan gasrga] asrdan


ara; [gasrlar
buyna] asrlar boyunca
[gasrlara] asrlar
ca
[gauga] kavga <> - (-, -) [gauga kubar- (kter-, gar-)] kavga kopar
mak (kaldrmak, karmak)
- [gaugala-] dalamak
[gaugal] kavgal
[gaugasz] kavgasz
[gauga] kavgac
[gaugal] kavga d
kn
[gafu] aff, affetme;
[gafu itelmeslek] affedilmezlik; [gafu iterlek] affedilecek; - [gafu
ten-] af dilemek
[gayk] k;
- [gayk bul-] k olmak;
- [gayk it-] k etmek
[gayyar] gayretli
[gayyarlek] gayretlilik
[gayet] gayet; [ga
yet te] pek
[gaciz] ciz; [gaciz it-] ciz etmek O [gacz bul-] ciz olmak
[gacizlek] cizlik
[gaceyep] tuhaf, tered
dtl, acip
[gacep] 1. alacak, a
rtc; 2. acab! ( nlemi) O
[gacep nerse] tuhaf
ey; - [gacepke kal-]
tereddtte kalmak;
[gacepke kar] tereddde doru
- [gaceplen-] amak,

76

hayret etmek
[gaceplenerlek urn yuk]
tereddde yer yok
[gaceplender-]
artmak, hayrette brakmak
- [gacepsen-] tuhafsnmak, tuhaf bulmak
- [gangglda-] gakkldamak (kat)
- [gangglda-] gakkldamak (kazlai)
[gvardiye] muhafz bir
lii
[gvardiyee] muhafz
birlii mensubu;
[kzl gvardiye] kzl muhafz
mensubu
[gegemon] hegemon
[gegemonlk] hegemonluk
[geyzer] gayzer
[gektar] hektar
[gektarlap] 1. hektar
kadar; 2. hektar olarak leyerek
[gektograf] teksir makinas
[gel] her vakit
[general] general
[general'] umum, ge
nel
[] 1. daha, epeyce, ol
duka; 2. yeteri kadar
[geograf] corafyac
[geografik] corafya
ile ilgili
[geografiye] corafya
[geometrik] geometri
ile ilgili
[geometriye] geo
metri

[geyorgin] dalya
rep [ger] arlk; top
[gerb] arma
[gerbl] armal
[gerkules] yulaf kr
[gerle] arlkl;
[gerle le] arlk l leti
[geroizm] kahramanlk
yolu
[geroik] kahramanlk ile
ilgili
[geroy] kahraman
[geroylara] kahra
manca
[geroylk] kahramanlk
[gibrid] melez;
[gibrid tokm] melez rk
- [gibridlatr-]
melezletirmek
[gibridlatrlgan] melezleen
[gigant] dev gibi, devce
[gigiyena] shh, sallk
[gigiyenal] shhate
uygun, salkl
[giday] ok fakir, sefil

[gidroelektrostantsiye] hidro elektrik


santrali
- [giz-] gezmek
[gize] gezici, gezgin;
[gize yol
dular] gezegenler
[gimn] mar
[gimnast] jimnast
[gimnastyorka] as
ker gmlei
[ginekolog] jinekolog,
kadn hastalklar uzman
[ginekologik] jineko

77

loji ile ilgili


^ [ginkologiye] jine
koloji
[gipertonik] hiper
tansiyon ile ilgili, tansiyon yksek
lii ile ilgili
[giprtoniye] hiper
tansiyon, yksek tansiyon
[gipnoz] hipnoz
- [gipnozla-] hipnozlamak
[gipnoz] hipnozcu
[gips] al, al ta
- [gipsla-] alya almak
[gipsl] all
[gitara] gitar
[gitara] gitarc
[gladiolus] glayl,
kuzgunklc
[globus] yer kresi
[glkoza] eker, gli
koz
[gzer] zr; rica; [gozer it-] rica etmek
- [gozerlen-] yalvar
mak
[gozerlep] yalvararak
[gol] gol
[gmer] mr;
() [ni gmer (buld)] ne ok,
zaman (oldu); ( )
[gmer (gmerde
de) ontasm yuk] mr boyunca
Unutmam; - (-, -)
[gmer it- (kier-, sr-)] mr ya
amak; - (-) [gomr uzdr- (tker-)] mr geir
mek; [gmer yaz]
mr ilk bahar, genlik a
[gomerge] mre

- [gomer-gomerge]
mr boyunca, her zaman, ebedi
yen
[gmerle] mr uzun
[gomrlk] mrlk,
btn mr boyunca devam ede
cek
[gomerlekke] btn
mre
[gomersez] mrsz
[gomum] umum
[gomumanglayl] herkesin anlad
[gomumi] umum;
[gomumi be
lm mekteb] umumi tahsil veren
okul
[gomumilk] umumi
lik
[gomumiletrlgen] umumletirilmi
- [gomumileter-]
umumiletirilmek
[gomumen] umumiyet
le; [gomumen
alganda] umumiyetle ele alnnca;
[gomumen eytkende] umumi olarak sylendiin
de
[gonorar] telif hakk, c
ret
- [gorf-gadet] rf
det, gelenek grenek
[gorizont] ufuk
[gorizontal1] yatay
[gorur] gururlu
- [gorurlan-] gururlan
mak, vnmek, iftihar etmek
[gorurl] gururlu
[gorurlk] gurur, iftihar

78

[goritsa] hardal
[gospital] asker hastahane; - [gospital'ge sal-] hastahaneye yatrmak
[gravyor] gravrc, uz
man hakkak
- [gravyorla-] gravrlemek
[gravyura] gravr
[gradus] derece; [graduslar eltere]
dereceler ebekesi;
- [graduslarga bl-] derecelere
blmek
[gradusl] dereceli O
... [gradusl sal
kn] (...) dereceli souk
[gradusnik] derece l
m leti
[grajdan] vatanda, si
vil, teb'a; [graj
dan kiyemende] sivil giyimli O
[grajdannar
sug] i sava
[grajdanlk] vatan
dalk; [grajdanlk hokuk] vatandalk haklar;
[grajdanlk
bur] vatandalk borcu
[grajdanlk] vatanclk
[gramm] gram
[grammlap] gramlar
saysnca
[gramota] 1. takdirnme; 2. okur yazar olma
[gramotal] 1. takdirnmeli; 2. okuryazar

[gramotallk]
okur yazarllk, okur yazarlk

[gramotasz] okur
yazar olmayan
[gramotaszlk]
okur yazar olmaktan mahrum
[granat] nar
[granata] el bombas
[grandiyoz] azametli,
ok byk
t,
[granit] granit
[grafa] stun
- [grafala-] stunlamak
I [grafik] grafik, izgi,
cetvel
II [grafik] ressam
[grafika] grafik
[grafit] grafit
[gratsiye] zariflik
[gratsiyele] zarif
[gratsiyelelek] za
riflik, zarif olma
[grim] makyaj; [grim sal-] makyaj yapmak
- [grimla-] makyaj yap
mak
[griml] makyajl
[gripp] grip, nezle
[grippl] gripli
[gruzin] Grc
[gruzina] Grcce
[grunt] 1. toprak; 2. toprak
(astar) boyas
- [gruntla-] toprak boyas
ile boyamak
[gruppa] grup
[gruppalap] grup h
linde
- [gruppala-] gruplamak
[gruppai] gruplu
[gruppalk] grup
uluk

79

[grua] armut
rpyh [gruh] grh, grup;
[kara gruhlar] Rus ihtilli
srasnda ar taraftar
[gubernator] vali
[gubernatorlk]
valilik

[gumanizm] hma
nizm
[gumanist] hmanist
[gumanistik] hma
nizm ile ilgili
[gumanl] adamcl
[gumanllk] adamclk
[guc] 1. obur (kimse); 2. tamahl, haris (kimse)
[gj] hrlt (nlemi)
-, - [gjla-, gjlda-] hrldamak
, [gjlavk, gjldavk] hrltl
[gybadet] ibadet;
- [gybadet kl-] ibadet
etmek

[gybadethane]
ibadethane
[gybare] ibare
[gybaret] ibaret
[gybret] ibret;
- [gybret al-] ibret almak
[gybretle] ibretli
[gylem] ilim
[giyimi] ilm
[gynvar] ocak ay
[gyfrit] ifrit
[gyffet] iffet
[gyffetle] iffetli
[gyk] ak;
- [gyk tot-] ak ekmek, kara

sevdaya tutulmak
[gna] bk.
- [gr-gr] hr hr, hor hor;
- - [gr-gr kil-] horla
mak, horuldamak
[girildik] hrldayan,
horuldayan (kimse)
[gep] sz, konuma O
- (op-, -)
[gep sat- (or-,
suk-)] gereksiz yere konumak
- [gaple-] konumak,
sohbet etmek
[gere] geri
[gerebe] kehribar, kehlibar
[gerenke] turpgillerden,
kk yenilen, algama benzer bit
ki; [gerenke kbelege] algam kelebei
[gede] gvde, vcut;
- [gedene turayt-]
gvdeyi dorultmak
[gedel] gvdeli, iri
- [gedelender-] e
killendirmek, tasvir etmek
- [gedelen-] ekillen
mek
[gedelene] ekil
lenme
[geher] cevher
[gbe] aaf, yayk;
- (-) [gbe atla(atla-)] yayk yaymak, bikeklemek; [gbe may] tere
ya; () [gbe
eyrene (ste)] yayk ayran (st)
[gber] aa, yosunu
- [gberde-] gmbrde
mek
[gberke]1. aa kabu

80

unda yosunlu yer; 2. kumata


kabartma
[gberle] yosunlu; yo
sun gibi kabartmal;
[gberle baka] kara kurbaa
[gble] kk kelebek
[gbediye] pirin,et, yu
murta, peynir, zm kartrlarak
yaplan pide
[gj] grlt; - [gj
kil-] grlt yapmak
- [gjle-] grlt karmak,
vzldamak, uuldama
[gl] gl, odada yetitirilen
iek; [gl bakas]
iek bahesi;
[gl sterelek] iekilik
[glbadran] eek tur
pu, gendegeyah
[glbaka] iek bah
esi
- [glderde-] gmbr
demek
[glsirin] gliserin
: - [glt: glt-glt]
pr pr; - [glt it-] parlamak;
- [glt itt r-] (oday vb.)
aydnlatmak
[gleek] gl
[gleekleler]
glgiller
[glep] yabani gl
[glcime] kuburnu,
yaban gl
[gman] fikir, gr, yo
rum, dnce; - [gman
it-] dnmek; tahmin etmek, se
zinlemek
[gmanl] 1. dnceli;
2. hmile

-
[gmber] balklar aa
doru srmek iin suda aplt
karan aa sopa; :
[gmbert: gmbert it-] ses
kararak suya dmek
[gmbe] mantar
[gmbez] kubbe
[gm bezle] kubbeli
[gmbezsman]
kubbe gibi
[gmbele] mantarl
[gmbelek] mantarl
yer
[gmbee] mantarc
[gnah] gnah; [gnah kl-] gnah ilemek
- [gnahlandr-] gnahlandrmak, gnaha sokmak
[gnahl] gnahl;
- [gnahl bul-] gnahl
olmak
[gnahllk] gnahllk
[gnahsz] gnahsz
[gnahszlk] g
nahszlk
- [gpelde-] gmbr
demek, gp diye dmek
- [gpeldet-] gmbr
detmek, gp diye drmek
[gr] gr!; [gr
kilp] hep birden konumaa ba
layarak; - [gr kil-] se
vinle konumaa balamak
[grge] boru temizleme
leti
- I [gr-gr] gvercin sesi
karma; - - [gr-gr kil-]
kuurmak (gvercin); sevinle ko
numak (aklar)

-
- II [gr-gr]

81

kr ebe

oyunu
- [grelde-] grldemek
[greldevek] grl
t

[greldevekle] g
rltl
[grelte] grlt
[grecde] bir cins man
tar
[grlevek] grlt ile
akan su
- [grle-] 1. grl grl ak
mak; 2. kr ebe oyununda say
mak, ebe olmak; - [grlep ak-] grleyip akmak;
- [grlep tor-] grlt yapmaya
devam etmek O [gr
lep yee] gvercinler gibi yaa
mak, pek iyi yaamak
, [grs, grst] top sesi
(nlem) gm, gm; () [grs (grst) it-] gm gm etmek
- [grselde-] gmbr
demek: erbin-[grsldep yl-] gmbedek dmek (y

klmak )
[grenke] eski arlk
ls O [gorenkese cingel] akl yok
[gsle] kanuna benzer bir
saz
[gslee] kanun algs
alc
[g] uult
- [gyelde-] uuldamak
[gzel] gzel, enfes, zarif
[gzellek] gzellik
- [gzellen-] gzellen
mek
- [gzellender-] g
zellendirmek
- [gle-] gvercin gibi ses
karmak; bk.
[gr] mezar O [gr
iyese] mezar shibi, l O
[grge kergene] lene
kadar; [grge kert]
mezara sokma, ac ektirmek
[grgee] mezara kadar
, [gye, gyeki] gya

82

- I [da] da, dahi


II [da] ve, dahi
[davl] frtna, kasrga;
() [davl
ko (heberse)] mart, frtna ha
bercisi (kuu)
- [davlla-] frtna kar
mak
- [davllan-] frtna
karlmak
[davll] frtnal
[daa] nal
[dagabornl] nal
burunlu
- [dagala-] nallamak
[dagal] naili
[dagan] salncak
[dagasman] nal gibi
[daimi] daim;
[daimi revete] daim ola
rak
[daimilek] daimlik,
devamllk
[daire] daire, idare teki
lt; ortam
[dala] bozkr, step;
[dala meese] da kedisi
[dalal] bozkrlk
[damba] bent, set
[damka] dama oyununda
damaya kan ta
[dan] ad, an, hret;
[dan cr] an trks
- [dan al-] ad san kazan
mak, an almak;

() [dan syelek (yaratuanlk)] hretperestlik;


- [danga km-] hrete bo
mak; - (-, -)
[dann sat- (tarat-, gar-)] kt
lemek, adn karmak
- [danla-] hretlemek
[danl] hretli
[danlk] hrettik
[danlkl] hretli;
- [danlkl it-] hretli
etmek
[dane] tane
[danelep] taneleyerek,
tane tane
: [dar: dar aa]
dar aac
[daru] il
- [darula-] ila vermek,
tedavi etmek
- [darulan-] tedavi ol
mak
[darul] ill
[daruhane] eczahane
[darn] tarn
[dar] barut
[dastan] halk destan
[dastan] destanc
[data] tarih
[datal] tarihli
[dau] dava, kavga O
- (-) [dau kubar- (kter-)]
dava koparmak (karmak)
- [daula-] srarl olarak ta
lep etmek
- [daula-] davalamak;
- [daulap al-] kav
ga ile almak; [daulap yre-] kavgalamak (de
vaml olarak)


[daul] kavgal
[dau] kavgac
[dauI] ok

83

kavgac,
kavgaya dkn
[daa] vill, yazlk ev, yal
[daalk] villalk, yaldk
[daa] tatilci
- [dangglda-] tangldamak
- [danggldat-] tangldatmak
- [danggrdat-] tangr
datmak
- [danggr-donggr] tangr tungur
[dahi] dh
[dahilara] dhlar
gibi
[dahilik] dhlik
[dvigatel] motor
[dvoryan] soylu, asil
zade
[debet] tiftik, yn
[deviz] dviz, slogan
[degazatsiye] gaz
kesme
- [degazatsiyele-]
gaz kesmek
[deget] katran
[degetle] katranl
- [degetle-] katranlamak
- [degetlen-] katran
lanmak
[degete] katranc
[degradatsiye] ge
mleme, yozlama
[deduktiv] dedktif
[dejur] nbet, nbeti; * [dejur blmese] ne* odas; [dejur tor-]

nbet tutmak
[djurlk] nbetlik
[dezertir] kaak (as
ker)
[dezertirlk] kaa
klk
[dezinfektsiye] de
zenfekte
- [dezinfektsiyele-] dezenfektelemek
[dekabrist] Aralk ih
tillcisi
[dekabr] aralk (ay)
[dekada] on gn
[deklamatsiye] 1.
inat etme; 2. tumturakl konuma
[dklarativ] beya
nname eklinde
[deklarativlk]
gstermelik
[deklaratsiyon] bil
diri (beyanname) ile ilgili
[dekoratsiye] dekor
[dekret] 1. kararname;
2. doum izini; [dekretka gar-] doum izinine
karmak
- [dekretlatr-]
kararname ile salamlatrmak
[delegat] delege, tem
silci
[delegatlk] dele
gelik, temsilcilik
[delegatsiye] heyet,
delegasyon
[delfih] yunus; yunusbal
[demagog] demagog,
lfazan
[demagogik] dema

84

gojik, lf salatas ile ilgili


[dmagogiye] dema
goji, lf salatas
[dmagogiyel] de
magojin
[demilitarizatsiye] askerden boaltma
- [dmilitarizatsiyele-] askerden boaltmak;
silahszlandrmak
[dmobilizatsiye] terhis
- [dmobilizatsiyele-] terhis etmek
[demokrat] demokrat
[demokratizm] de
mokrasi
[demokratik] demo
kratik
[dmokratiye] de
mokrasi
[demokratla-]
demokratiklemek
- [demokratla
tr-] demokratikletirmek
[demokratlk] de
mokratlk
[demonstrativ]
gsterme(lik);
[demonstrativ reveste] gs
termelik olarak; protesto iin
[dmonstratsiye]
gsteri
[demonstratsiye] gsteriye katlan (kimse)
[dndrariy] tropik se
ra, arboretum
[depo] depo
[dputat] m illetvekili,
delege, murahhas

[dputatlk] millet
vekillii
[dputatsiye] delege
heyeti
: - - (-,
-) [der: dr-dr it- (kaltra-, kil-)]
tir tir etmek
I [drldk] titrek, tit
reyen
II [dereldek] paa don
durmas
- [drlde-] zangrda
mak, sakrdamak
[drldevk] titrek
[derjava] byk devlet
[derjava] byk
devleti
[drt] irkilme nlemi;
- [drt it-] irkilmek
[dsant] karlan (indiri
len) askeri birlik, karma (indirme)
[dsant] karma
(indirimci) er
[dsrt] tatl, tatllk iin
yaplan
[dspot] despot, mste
bit
[dspotlk] despotlk,
mstebitlik
[dtal] detay, ayrnt
[dtallep] detayl
(ayrntl) biimde, ayrntl
[dtktiv] detektif
[dtktor] detektr
[dtektorl] detektrl
[dfis] ksa izgi
... [dtsi] desi
- [dnggldet-] tn
grdatmak

85

[denggerde-] tngr

damak
[djem (cem)] marmelt
[dzot] beton tahkimat
() [di (diler)] 1. der,
denir, denilir; 2. kabul edelim, di
yerek, sayalm
[diabet] diyabet, eker
hastal
[diabetik] diyabetli
(kimse)
[diagnoz] tehis;
- [diagnoz kuy-] tehis koy
mak
[diagonal'] apraz,
kegen
[diagramma] diyagramm, grafik
[dialekt] diyalekt, leh
e, ive
[dialektal'] lehece,
hehedeki, ive ile ilgili
[dialektizm] lehe
sz, ive sz
[dialektik] diyalektik,
diyalektik ile ilgili
[dialektika] diya
lektik
[diametr] ap, kutur
[divan] divan, kanepe
[divana] divane, deli;
- (-) [divanaga sab- (saln-)] divane gi
bi olmak, kendini divne yerine
taymak
- [divanalan-] divanelenmek, delirmek
[divanalk] divane
li delilik
[diversant] kundak

(kimse)

[diversiye] kundaklk
[diviziye] tmen
[digen] denen, denilen
[didaktik] didaktik, di
daktik ile ilgili
[didaktika] didaktik
- [diyel-] denilmek
[diyeta] diyet, perhiz,
rejim
[diyetik] diyet, diyet ile
ilgili
[dizel] dizel, dizel mo
toru
[dizelle] dizelli
[dizele] dizelci
[diktant] dikte, iml
[diktat] dikta
[diktatr] diktatr
[diktatura] diktatrlk
[diktor] spiker
[dikkat'] dikkat;
[dikkat belen] dikkat
ile; - (-) [dikkat1 it(bir-)] dikkat etmek
[dikkat'le] dikkatli,
ihtiyatl
[dikkat'lelek] dik
katlilik
[dilbege] dizgin O
[dilbege buy] uzun;
- [dilbegene buayt-] dizginleri salvermek;
an-[dilbegene z
kulna al-] idareyi kendi eline al
mak
[dim] 1. at terbiyesi; 2. mec.
inandrma, tavsiye, kandrma
- [dimle-] 1. terbiye et
mek; 2. mec. inandrmak, kandr-

86

, tavsiye etmek
[dime] kandrc, inan
drc, mec. p atan
[dimelek] kandr
clk; - [dimelek it-]
araclk etmek
[dimek] demek (ki)
[din] din; [din
gyleme] ilhiyat - [dim
tot-] din vecibeleri yerine getirmek
[dinamik] 1. dinamik,
hareketli; 2. hoparlr
[dinamika] dinamik
[dinamikal] dina
mik ile ilgili, hareketli
[dinamikallk]
dinamiklilik, hareketlilik
[dinamit] dinamit
[dinamitli] dinamitli
[dinastiye] hanedan,
slle
[dindar] dindar
[dindarlk] dindarlk
[dinde] dinda
[dindelek] dindalk
[dini] din
[dinle] dinli
[dinlelek] dinlilik, dinli
olmak
[dinsez] dinsiz
[dinsezlek] dinsizlik
[dine]dini, din taraftar
[dinel] dinedkn, din
dar (kimse)
[dinelek] dincilik
[diplom] diploma;
() [diplom yazu (yaklau)] mezuniyet tezi ya
zar (kimse)

[diplomat] diplomat
[diplomatik] diplo
masi ile ilgili
[diplomatiye] diplo
masi
[diplomatlk] dip
lomatlk
[diploml] diplomal
[dirbiye] malzeme tak
m, tesisat, donatm
[direktiva] direktif, y
nerge
[direktr] direktr, m
dr
[direktorlk] direk
trlk, mdrlk; [direktorlk it-] direktrlk yapmak
[direktsiye] mdrlk
[dirijabl'] gdml
balon, zeplin
[dirijor] orkestra efi
(ynetmen^
[dirijorlk] orkest
rada ynetmenlik; [dirijorlk it-] orkestra ynetmek
[disbe] tespih
[diskriminatsiye]
blclk
- [diskriminatsiyele-] blclk yapmak
[diskussiyon] tart
ma ile ilgili
[diskussiye] tartma
[diskussiyele] tar
tmal
[dispeter] hareket
memuru
[dissertatsiye] tez
[dissimilyatsiye]

87
ayrlm al deime
[dite] on tane, onluk
[distelegen] ona

ya
kn
[distelep] 1. on tane
yaparak; 2. ona yakn
[distelere] onlarca;
birka on (yirm i otuz)
[distsiplina] disiplin
[distsiplinal] di
siplinli
[disetine] disetine
(80x40 sajen/iye r isi!)
[disetnik] onba
[difterit] difteri
[diftong] diftong
[differentsial] di
feransiyel
[differentsiyatsiye] ayrmlama, farkllama
[diy] dev O [diy periye] dev gibi kimse
[diyerlek] yaklak ola
rak, gy, yakn
[dinggez] deniz;
[ginggez akarlag]
mart; [dinggez
arslan] bir cins deniz kpei;
[dinggez buyndag] deniz boyundaki;
[dinggez brkete] deniz
kartal, balkl;
[dinggez kozgn] kara batak;
[dinggz meese] de
niz kedisi
[dinggeze] denizci
[dinggezcelek] de
nizcilik
- [dinke-] yorularak dikkati
kaybetmek

[doza] doz
- [dozala-] doz almak
( vermek)
[dozor] nbet, kol
[dozor] nbeti, kolcu
[doklad] rapor, tebli
[doklad] teblici
[doktor] doktor
[dukument] dokmen,
malzeme, belge
[dokumental'] do
kmanlara dayanan, belgesel
- [dokumentlatr-] belgelemek
[dollar] dolar
[domna] yksek frn
[donor] kan verici
[donorlk] kan verici
lik
[doprizvnik] asker
aday
[dorfa] kaba
- [dorfalan-] kabala
mak
[dorfalk] kabalk
[dotsent] doent
[doman] dman;
- [doman bul-] d
man olmak; - [doman
kr-] dman grmek (bilmek,
saymak)
- [domanla-] d
manlamak
- [domanlatr-]
dmanlatrmak
[domanlk] d
manlk; - [domanlk it-] dmanlk etmek
[domannara]
dmanlar gibi

88

[dong] dong!
- [donggrda-] dongrdamak
[drama] dram
[dramalatr-]
dramlatrmak
[dramal] draml

[dramaturgye]
dramatrji
[drama] drama (ti
yatro) yazar

[dramtgerek]
amatr tiyatro topluluu
[drana] aa kiremit
[drujina] hassa ordusu,
gnll asayi takm
: - [du: du it-] grlt
yapmak: - (-, -)
[du kil- (kubar-, kter-)] grlt
yapmak (koparmak, karmak)
[duadak] 1. byk toy
kuu; 2. ksr kaz; [du
adak kaz] ksr kaz
[duamal] dncesiz, ih
tiyatsz; [duamal
revte] ihtiyatszca O
[duamal ba] akln kullan
mayan (kimse)
- [duamallan-] akln
kullanmamak, dncesizce dav
ranmak
[duamallk] aklszca
davran
[dublyor] dublr
[dublikat] ikinci nsha
[duga] araba okunun ucun
daki yay, koum yay O
- [duga belen pe
en ap-] sama sapan, manasz
ekilde konumak

[dugay] 1. nehirin eski


yolundaki gl; 2. pencere rt
sndeki kemer, yay; 3.yarm ay
ekli
-, - [dugalan-,
dugaylan-] yarm ay ekline gel
mek
I [duyn] amur, dip amu
ru
II [duyn] tortul

- [dula-] kudurmak
- [dulat-] kudurtmak
[dulkn] dalga;
[dulkn kaytarg] dal
ga krc, dalga kran
- [dulkn-dulkn]
dalga dalga
- [dulknlan-] dalga
lanmak
- [dulknlandr-]
dalgalandrmak
- [dulknlandrg-] dalgalandrc
[dulknl] dalgal
[dulknsman] dal
gaya benzer
[dumbra] dombra, telli
musiki leti
[dumbra] dombrac
[dus] dost; - [dus-i]
e dost
[duskay] dostuum
- [duslan-] dostlanmak
[duslara] dostlar gibi,
dostluk ile
- [dusla-] dostlamak
- [duslatr-] dostla
trmak
[duslk] dostluk
[dustane] dostne

89
[duar] urama, duar;
- [duar bul-] duar ol

mak; - [duar it-] duar


etmek
[dumak] boha brei
[du] du
- [dulda-] grlt yap
mak
[duel] dello
[dunggz] domuz
- [dunggzlan-] do
muzlamak, alaka davranmak
[dunggzlk] domuz
luk
[dunggz] domuzu
[dunggzlk] domuzculuk
[dm] nem, rutbet, slakl
lk; [dm tartkan] nem
ekici, nem tutmu
- [dmlandr-] nemlen
mek
[dmlanganlk]
nemlenmilik
- [dmlandr-] nem
lendirmek
[dml] nemli, slak
[dmllk] nemlilik
[dmsu] biraz nemli
- [dmsulan-] biraz
nemlenmek
- [dmk-] biraz slanmak
[dmk] slak; rutubetli
- [dmklan-] rutubetli
olmak
- [drlda-] grldemek
- [dngglda-] tanglamak
- [dnggrda-] tngr
damak

-[dnggrdat-] tan
grdatmak
- [dmggla-] basarak
doldurmak
[deva] deva
- [devala-] devalamak,
tedavi etmek
-[devalan-] devalanmak, tedavi olmak
[devalau] devalama
[devalau] devalayc, tedavi edici
[deval] ifal
[devam] devam;
- [devam it-] devam etmek;
- [devam itter-J devam
ettirmek; [devam
ittere] devam ettirici
[devaml] devaml
[devamllk] de
vamllk
[devaman] ok de
vam eden
[devam] devam et
tirici
[dever] devir
[degva] dava;
- (-) [degva it- (kl-)] dava et
mek (klmak)
- [degvala-] davalamak
- [degvala-] dava
lamak
[degval] daval
[degva] davac
[degval] dava d
kn
[degvalk] da
vaya dknllk
[delil] delil
- [delille-] delilli

90

- [delille-] delillemek
[delilsez] delilsiz
[delilsezlek] delilsizlik
- [delilsez-nisez]
hi delilsiz, belgesiz
[deliye] dalya iei, yl
dz iei
[dervi] dervi
[dervilek] dervilik
[deres] ders; [deres bir-] ders vermek
[derslek] derslik, ders
kitab
[derman] derman
[dermana] iekli, ok
yllk ve tedavide kullanlan bitki
[derre] hepsi birden
[dert] dert, sevda, aklk,
sevgi, tutku, ihtiras, cokunluk;
- [dert bir-] dert vermek;
- [dert sn-] dert sn
mek; - [derten snder-] derdini sndrmek
[dertl] dertli
[dertlelek] dertlilik
- [dertlen-] dertlenmek
- [dertlender-] dert
lendirmek
[dertlenderg]
dertlendirici
[dertsez] dertsizlik
- [dertsezlen-] dertsizlenmek
[derya] 1. byk nehir; 2.
mec. deniz, okyanus
[derece] derece;
- [derecege kter-]
dereceye ykseltmek O
- [derecesen ter-]

-
derecesini indirmek, derecesini
drmek
[derecele] dereceli
[derecelelek] derecelilik
[defter] defter
- [de-] 1. armak, gel de
mek, 2. mracaat etmek; , - [deminitmi, demi-tnmy] suskun;
- [demi kal-] karlk ver
memek
[de] 1. dev; 2. ok byk;
[de eni] dev ana, anne
anne, byk anne; [de
eti] dev ata, babann babas, dede
[delet] 1. devlet; 2. zen
ginlik
[deletara] milletler
aras
[deletklem] dev
let lsnde
[deletle] devletli, zen
gin
[deletleter-]
devlet (hkmet) eline geirmek
[deletcelek] dev
letilik
[dehet] dehet
[dehetle] dehetli
- [dberde-] gmbrde
mek; - [dberdi
bala-] gmbrt balamak;
an- [dberdep al-] oyna
mak
- [dberdet-] gmbr
detmek O - [dberdetp yee-] debdebe ile ya
amak
- [dber-dber] g

91

mbr gmbr
[dbert] gmbrt
[dge] pirin, pirin bitkisi
[dldl] dldl
[dm] tamamen, tam;
[dm sukr] tam kr;
[dm karangg] kap ka
ranlk
[dmbe] suda balk kor
kutmak iin yuvarlak bal aa
sopa
- [dmbesle-] yumruk
lamak
- [dmek-] gebermek
[dmekkre] geber
sin!
- [dmekter-] gebert
mek
[dnya] dnya O
[dnya beyese] ok pahal;
[dnya giz-] dnya gez
mek; - [dnya kuptar-] tela drmek; ayaa kal
drmak; [dnya kuyu]
lm; [dnya kr]
dnya gezisi; [dnyaga kara] dnya gr;
- [dnyaga kl-] dnyaya
gelmek, domak; (-, -) [dnyadan kit- (t-, ki-)]
lmek
[dnyavi] dnya ile ilgili
[dnyadag] dnya
daki
[dnyaklem] dn lsnde
[dnyalk] dnyalk
, - [dp,dp-dp] tp,
t'P tp
- [dpelde-] dapldamak

- [dpeldet-] dapldatmak
[dres] drst, doru,
hakikat; - [dresen
syle-] dorusunu sylemek
, ,
[drese, dresende, dresreg]
dorusu, dorusunda, en dorusu
O () - [drs(ke) k-]
doru kmak; [dresten de] dorudan da, hakikaten
[dreslek] doruluk,
hakikat
[dreslekte] do
rulukta, hakikatta
- [dresle-] dorula
mak, tasdik etmek; [dreslep kuy-] tasdik etmek;
- [dreslep k-]
ayarlamak
- [dreslen-] dorulan
mak
- [drle-] (ate, a/ev, yay
gn) grleyip parlamak
- [drlet-] grletmek
- [drselde-] gmbr
demek
[dye] deve
[dyee] deveci
- [dnggelde-] tangr
damak
- [dnggerde-] tangr
damak
- [dnggerdet-] tan
grdatmak
[ddek] byk toy kuu
[dlene] ak diken
[drt] drt; [drt
san] drt aza, iki ayak ve iki kol;
[drt ayaklap] drt

92

ayak ile [drt


kullap] drt el ile, ok sevinerek;
-[drt kz be
len kt-] ok beklemek;
[drt yagng kybla] drt
taraftan da git ! nereye gidersen
g it!
[drtene] drdnc
[drteneden] dr
dncden
[drtenel] (Jeolojide)
drdnc oluum
[drtkel] drtken
[drtkelle] drt keli
- [drtkelle-] drtkenlemek; drde katlamak

[drtkrlk] drt ke
narl
[drtle] drtl
[drtlek] drtlk
[drtletelgen] drtlet ilmi
[drtlete] drt kat faz
lasna
[drter] drder
[drte] drt tane
, [drtelep, drteleep] drt tane ola
rak
[dembe] pazartesi
[dnggelek] 1. aa
halka; 2. bir cins bozkr bitkisi

93

-[yevrey] Yahudi
- [yevropala-] Avru-

palamak

[yevropal] AvrupalI
[yevropaa] Avrupadaki gibi
[yegerme] yirmi
[yegermle] yirmili
[yegermelep] yakla
k yirmi
[yegermene] yirmin
ci
[yegermeer] yirmi
er
[yeget] yiit; [get ak] delikanllk zaman
! [yeget ikenseng!] civan
mertsin!
[yegetlek] yiitlik
- [yegetlen-] yiitlenmek
[yegetlere] yiitler
gibi
- [yget-cilen] yiitler,
genler
*- [yl-] yklmak;
' [ylp ung-] ok verimli olmak
^ [ylp kitim]
(yemin sz) inan olsun!
- [ldr-] yktmak
[yeger] 1. inat, sebat, diJeh; 2. kapasite; - [yeger
k,t'] halsiz dmek
[yegerle] 1. inatl, cesa. direnli; 2. kapasiteli
[yegerlek] kapasite bi

rimi
- [yegerlen-] inat gs
termek, sebat gstermek, ayak di
remek
[yegersez] dirensiz
[yl] yl; [yInng ylnda] yldan yla;
[yl blen] ayr yllar ile O
- (-) [yl kil- (kile-)]
yl iyi gelmek
- [yla-] alamak; - [ylap ciber-] birden alama
a balamak
[ylak] alayan, sulu gzl
[ylaklk] alayanlk
- [ylamsra-] alama
kl olmak
[ylamsraul] a
lamakl
[ylan] ylan O
() [ylan ayan kisken (nerse)] kan kuras
[ylanbalk] ylan ba
l
- [ylap-skrap] acndrc bir sesle; istemiye istemiye
- [ylat-] alatmak
[yla] alay
esnra [ylga] akar su, rmak, va
di; [ylga tamag] su
ata
[ylgalap] nehir gibi
[ylgr] kvrak, becerikli,
kurnaz
- [ylgrlan-] kvraklan
mak
[ylgrlk] kvrakllk
[yldaga] her yldaki
gibi
[dam] evik

94

- [yldamlan-] evik
lenmek
[yldamlk] eviklik
- [yldan-yl] yldan yla
[ylda] tayda, yata
[yldrm] yldrm
[ylk] at, ylk
- [ylklda-] (kuma ve
sa iin) parldamak
[yllagan] yllanm
[yllap] yla yakn; yl ola
rak
[yllara] yllarca
[yllk] yllk
[yllklap] yllanm
olarak
- [ylmay-] glmsemek
[ylmayu] glmseyi
[ylmayul] glckl
[ylsz] ylsz
[ylt] prl; - - (-)
[ylt-ylt it- (kil-)] prl prl etmek
[yltr] prltl;
[yltr kara] prltl kara; - [yltr-yltr kil-] prl p
rl olmak
[yltravk] prltl,
yaldz
[yltravkl] pr
ltl, yaldzl
- [yltra-] yaldzlamak
- [yltrat-] yaldzlatmak,
pr ti latmak
[ylyazma] yllk, sal
name
[ylyazma] yllk,
vakanvis
- [yly-yly] alaya
alaya
- [yl-] yaknlamak

.
- [yltr-] yaknla,
trmak
[yenot] rekun
ep- [yr-] amak (mes. hendek)
- [yragay-] uzaklamak
- [yragayt-] uzaklatr
mak
[yragrak] daha uzak
[yrak] uzak, rak;
[rak baba] byk babann
babas, byk dede; [yrak ebi] anne anne;
[yrak cir] uzak yer O
() [yrak bara (kite)
almassng] hi bir ey yapamaz
sn; () [yrak bulu
(toru)] uzak durma, anlamama
[yrakka] uzaa
- [yraklan-] uzaklamak
[yraklap] 1. uzak ola
rak; 2. mec. ima ederek (sze
balam ak)
- [yraklat-] uzaklatr
mak
- [yrakla-] uzaklamak
[yraklk] uzaklk;
[yraklk lege]
uzaklk l feti
[rakta] uzakta
[yraktag] uzaktaki
[yraktan]
uzaktan;
- [yraktan kr-] ileriyi
grmek
- [yrgala-] bir ka defa
yarmak, yrtmak
[yrganak] yark, sel ya
r
[yrganakl] yarkl
[yrmak] derin yark
- [yrmala-] yrtmak

egrcan&z
- [yrtkala-] yrtmak
[yrtk] yrtc (hayvan)
- [yrtklan-] yrtc
yayvan gibi olmak (davranmak)
[yrtklara] yr
tc hayvanlar gibi
[yrtklk] yrtclk
[yrtla] yrtc gibi alan (kimse)
- [yrtlalan-] yrtc
gibi almak
[yrtlalk] yrtclk
[yrtk] yrtk; [yrtk-portk] yrtk prtk
[yrtlgan] yrtlrcasna
- [yrtl-] yrtlmak
[yrk] 1. ak; 2. yrtma
<> [yrk avz] her vakit
glmseyen (kimse)
- [yrl-] almak, kesilmek
[yrm] yark
[yesavul] Rus askerle
rinde yasavul
[yefreytor] on ba-

dan kk rtbeli asker


[yefek] ipek;
[yefek aga] dut;
[yfek kort] ipek bcei;
[yefek kubelege] ipek kele
bei
I [yefeke] ipeki
II [yefeke] ormana za
rar veren bcek
[yefekelek] ipeki
lik
[yehidna] karnca yiyen
[y] sk
- [yay-] sklamak
- [yayt-] sklatrmak
[ykn] ormanda sk yer
[yknlk] ormanda
sklk
euna- [yla-] sklamak, sk sk
olmak
- [ylan-] sklamak
[ylk] 1. sklk; 2. or
manda sk yer; 3. younluk;
[ylk lege] yo
unluk ls

96

- [jaket] ceket
[jaloba] ikyet;
- [jaloba bir-] ikyet etmek
[jalu] ikyet
[jandarm] jandarma
[janr] janr, tr
[jargon] argo
[jelatin] jeltin
1] jle
[jenen] jenen,
in'de kan bir cins kk
[jton] jeton
[jikt] ceket
[jilt] yelek
[jiraf] zrafa
[jirebe] kur'a;
- [jirebe sal-] kur'a ekmek
[jonglyor] hokkabaz
[jonglyorlk] hok

kabazlk; - [jorv
glyorlk it-] hokkabazlk etmek
: - [ju: ju it-] korkudan ir
kilme, zonklamak
- [jula-] vzldamak, uulda
mak
[julik] dolandrc
[juliklk] dolandrclk
[jurnal] dergi
[jurnalist] gazeteci
[jurnalistika] ga
zetecilik
[jurnalistlk] ga
zetecilik, gazete ile ilgili alma
- [julda-] uuldamak
(<devaml olarak)
[jri] jri
[jel] yazk, ackl, esirgeyiti
- [jelle-] acmak, esirgem
ek
- [jellet-] acndrmak
[jelleen] merha
metli, yufka yrekli

97

[zabastofka] grev
[zabastofka]
grevci
[zaboy] maden ocandaki
galeriler
[zaboy] madenci
[zavod] fabrika
[zavu] okulda mdr
yardmcs
[zagovor] komplo
[zagovor] komp
locu
[zagotofka] yar ma
mul
[zags] nikh dairesi
[zayom] tahvil
[zakaz] sipari, rezerva
syon
[zakazl] siparili
[zakaz] siparii
[zaklad] rehin;
- [zakladka sal-] rehine ver
mek (koymak)
[zakladtag] rehinde
ki
[zakon] kanun
- [zakonla-] kanunla
mak
- [zakonlatr-] ka
kla trm a k
[zakonl] kanun, meru; [zakonl revte] kanun olarak
[zakonllk] kanun*4luk, meruluk

[zakonsz] kanunsuz,
temelsiz
[zakonszlk] ka
nunsuzluk
[zakona] kanuna uy
gun
[zakonalk] 1. ka
nuna uygunluk; 2. yasallk
[zakonalkl] ka
nun
[zakon] 1. kanuna uy
gun hareket eden ( kimse); 2. ka
nun koyucu
[zakonl] kanuna
dkn
[zal] salon
[zalim] zalim
[zalimlek] zalimlik
[zalimnere] zalim
ler gibi
[zalog] 1. rehine koyma;
2. kefalet
[zalp] salvo
[zamazka] cam macunu
- [zamazkala-] ma
cunlamak
[zaman] zaman;
- [zamanga yaraklatr-] zamana uygunlatrmak
[zamana] zamane
[zamanda] ada
[zamana] bugn iin,
ada
- [zamanalatr-] adalatrmak
[zamanalk] a
dalk
[zamannda] zama
nnda
[zam] gderi

98

[zapas] stok, rezerv


[zapasl] stoktu, rezerv
li; tedarikli
[zapastag] yedek
[zapasllk] tedariklilik
[zar] yaknma; keder
- [zar bul-] skntya uramak;
- [zar yla-] ok alamak
[zarar] zarar
- [zararla-] zarar vermek
- [zararlan-] zararlanmak
[zararl] zararl
[zararllk] zararllk
[zararsz] zararsz
-, [zararsziandr-, zararszla-] zararszlandrmak, zararszlamak
- [zar-intizar] muhta;
- - [zar-intizar bul-]
ok muhta olmak; zlmek
- [zarlan-] zarlanmak, ya
knmak
[zarl] zarl, kederli
- [zar-mong] sknt
[zarur] gerekli
[zaruri] zorunlu
[zarurlk] gereklilik
[zaruret] zaruret
- [zark-] sknt ile bekle
mek
- [zarktr-] sknt ile
bekletmek
[zarktrg] skn
t ile bekletici
[zat] 1. ey; 2. kimse; 3.
kk, nesep, soy; 4 gr. ahs
[zatlanl] gr. ahsl

[zatlansz] gr,
ahssz
[zatl] kaliteli; soylu
[zatllk] kalitelilik
[zatsz] kalitesiz; gr
gsz
- [zatszlan-] aalanmak, alaklanmak
: -, () - [zaya:
zaya bul-, zaya(ga) kit-] bo, bo
olmak, boa gitmek
[zveno] grup;
[zveno bal] grup bakan
[zvonok] zil
[zenit] ba ucu noktas
[zenit] en yksee
atan silh ile mcehhez atc
- [zerelde-] zrldamak
- [zereldet-] zrldatmak
[zere] pek, ok
[zefir] 1. sabah yeli; 2.
ilek reelinden hazrlanp kpr
terek yaplan ekerleme
- [znggeldet-] zngr
datmak
[zilzile] zelzele, deprem
[zim] 1. su stnde ince
buz paras; 2. arlara koyulmu
bal
[zina] zina;
[zinadan tugan] pi
[zinnet] ziynet
[zinnetle] ziynetli, ss
l
- [zinnetle-] ziynetlemek
[zinhar] ltfen, ne olur ^
[zinhar en] ltfen!
[zinharlap] ltfen di
yerek; yalvarp yakar olarak

99

[zirat] kabristan, mezarlk

[zirek] kzl aa;


[zirek urman] kzl aa
koruluu
[zireklek] kzl aa bi
ten yer
-, -: -
- [zir-zeber, zir-zber: zir-zber
kii-] alt st, st alt olmak
[zirek] zeyrek, zihinli
[zireklek] zeyreklik, zihinlilik
- [zireklen-] zeyreklenmek
a[zifa] biimli, endaml, boy
lu boslu; [zifa buyl]
boylu boslu
- [zifalan-] boylu boslu
olmak
[zifalk] endamllk
[ziyek] ssl yakalk
[zihen] zihin; [zihen yrt-] dnmek, zihin yor
mak; - (-) [zihen
taral- (ual-)] zihni dalmak
(dmlemek); - [zihenge al-] zihne almak, akla yer
letirmek
[zihenle] akll
[zihensez] aklsz, be
yinsiz
[zolm] zulm
[zolmet] zulmet
[zona] blge
[zonal] blge ile ilgili
30 [zontik] emsiye
^ [zoolog] zoolog
[zoologiye] zooloji
[zubr] bizon
[zur] byk; [zur

gna] yeteri kadar (olduka,


epeyce) byk O - [zurga
kit-] apramak; [zurga ciber-] apratrmak;
- (-) [zurdan kup- (kter-)] 1. dozunu karmak; 2. ok
nem vererek hazrlanmak
- [zuray-] bymek
- [zurayt-] bytmek
[zuraytk] bytc,
byte
[zurat] tahta iskele stne
ylp koyulmu ekin demetleri
- [zur-zur] byk byk
- [zurla-] hrmet gster
mek
[zurlara] bykler gibi
[zurlk] byklk
- [zurl-keknele] kkl bykl
: - [zk: zk kup-] (hep
birden) grlt koparmak;
- [zk kuptar-] grlt kopar
tmak
[zk] ( aalarda) iri don
[zkl] iri donlu
[zincir] zincir
- [zncrla-] zincirle
mek
[zincirli] zincirli
-: - - [zr-zr:
zr-zr it-] fr; fr fr dnmek; - [zr-zr eylen-] fr fr
dnmek
- [zrlda-] frldamak
[ziyan] ziyan; zarar;
- [ziyan it-] zarar vermek;
- [ziyan kr-] ziyan grmek;
- [ziyan sal-] ziyan ver
mek O [ziyan itmes]

100

zarar dokunmaz; [ziyan


yuk] ziyan yok!
[zyanda] 1. ziyana
urayanlardan her biri; 2. sar'a
[zyandal] sar'al
- [zyanlan-] zarar gr
mek
[zyanl] ziyanl, zararl
[ziyansz] ziyansz
[zyan] ziyankr
[ziyanl] ziyan ver
meye dkn
-, - [zngglda-,
zngla-] zangrlamak, zargldamak
[zevk] zevk
- [zevklan-] zevklen
mek
[zevkl] zevkli
[zevksz] zevksiz
[zevkszlk] zev
ksizlik
[zegfran] safran
[zegyf] zayf
[zegyflek] zayflk
- [zegyflen-] zayf
lanmak
[zeytn] zeytin (bitkisi);
[zeytn gle] zeytin
gl; [zeytn may]
zeytin ya; [zey
tn cimee] zeytin
[zehmet] 1. zahmet; 2.
hastalk; - [zehmet cik-]

zahmet ekmek; (-) [zehmet kagl- (ti-)] hastalk


gemek O [zeh
met tkre] bel desin!
[zehmetle] zahmetli
[zenggele] vitaminsiz
lik hastal, iskorbt
[zengglele] vita
minsizlik hastalna
urayan
(kimse)
[zengger] mavi, gk;
[zengger eek]
Peygamber iei
[zenggerle] gk renk
li; mavi
[zenggerlek] mavilik
- [zenggerlen-] ggermek, mavilenmek
- [zenggersulan-]
mavimsilenmek
[zeher] zehir; fke, hm
[zeherle] zehirli;
- [zeherle ylmay-]
zehirli glmseme;
[zeherle iskert] istihzarl sy
leme; [zeherle kara] fke dolu bak;
[zeherle kee] kt kalpli kii;
- [zeherle kl-] kinci
gzler ile bakarak glmek
- [zeherlen-] zehirlen
mek, hmlanmak
[zbercet] zebercet

101

- I [i] ey!
II [i. '! '

- [i-] emek, bkmek :


- (-) [: - (-)] iyi
y e gelmek (gitmek);
[jge kilme] sz dinlemeyen
(kimse)\ , [iye
kilse, kye kilmi] uyumlu olsa da
keyfi yok
-: -
() [ibe-cebe: ibe-cebe krenmi
(yuk)] dzeni olmayan
[iblis] iblis O [iblis vesvesese] ayartma;
() [iblis
kee (tkerege)] ayartan; ok
kurnaz ve kt ocuk;
[iblis tokm] iblis tohumu,
eytan soyunnan olan (kim se)
[igane] ine
[igez] ikiz
[igezler] ikizler
[igezek] 1. ikizlerden biri;
2. ikizler burcu
[igelek] iyilik, hayr;
- [igelek kaytar-] kar
lkl iyilik yapmak; 9lk krset-] iyilik gstermek O
[iglgn kr] iyiliini
9r, bayrn gr
[iglkl] hayrl; bere
ketli
- [iglklen-] yararlan
mak
[ilksz] iyiliksiz,

hayrsz
[ign] ekin; - [ign
ik-] ekin ekmek;
[ign konggz] ekin bcei O
[ign meles] 1.
ekin yn; 2. tombul (kimse)
[igenl] ekinli
[ignlk] ekinlik
[ignlete] ekin olarak
(demek)
- [ign-taru] her trl
ekin
[igene] ekinci
[ignlk] ekincilik
-: - ()
[ig-cig: ig-cig krenmi (yuk)]
ucu buca grnmez (yok); he
sapsz, saysz
[iglan] iln; [iglan it-] iln etmek
[igtibar] itibar, dikkat;
[igtibar blen] dik
kat ile; - (-) [igtibar
it- (bir-)] dikkat etmek (vermek);
,
[igtibar iter-lek, igtibarga
alrlk] dikkate lyk;
- [igtibar krset-] dikkat gs
termek, hrmet etmek;
[igtibarga laykl] itibara
lykl; an-[igtibarga al] dikkate almak
[igtibarl] 1. dikkatli;
2. hrmetli
[igtibarllk] dik
katlilik
[igtibarsz] 1. dik
katsiz; 2. hrmetsiz;
- [igtibarsz kaldr-] dikkat
siz brakmak; aldrmamak

__________ 102
[igtibarszlk]
dikkatsizlik
[iger] zaar, av kpei
[iger] hamur artndan
yaplan ekmek
[ige] kz yeen
-: - - [ige-yge: ige-yge kil-] nasihat kabul
etmek
[ige] ee; [ige
born] bir cins yabani rdek
- [igele-] eelemek
[igle] ekili (yet)
[iglek] ekilmi (yer), s
rlm tarla
[idare]idare; [idare it-] idare etmek
[idarehane] idareha
ne
[idaree] idareci; [idaree daireler]
idare daireleri
[ide] gr. yardmc fiil idi; -d,
-di, -du, -d
[ideal] ideal
[idealizm] idealizm
[idealist] idealist
[idalistik] idealist
- [idealiatr-] ide
alletirmek
[idal1] mkemmel, ide
ale uygun
[idel] 1. dil nehri; 2. her
byk nehir; [idel
k belee] idil kelebei O
, [idi krmi, itek salmylar] dereyi grme
den paay svamazlar
[ideolog] ideolog
[idologik] ideolojik

[Ideologiye] ideoloji
[idye] fikir, dnce
[idyel] fikirli, dnceli
[idyefeek] fikirlilik,
dncelilik
[ideyesez] fikirsiz, ma
nasz, dncesiz
[ideyesezlk] mana
szlk, dncesizlik
[iden] deme;
[iden ast] deme alt, kiler;
[iden balavzt] deme
cils; [iden yaltratu] deme cilcs
[iye] evet!
- [iyl-] eilmek O
[iyelgen
ban kl kismes} eilmi ba k
l kesmez
- [iyele-] (kuma, d e ri vb.)
terbiye etmek, terbiyetemek
[iynke] eilmi, bkl
m; [iynke kayn] bir
cins kayn aac
- [iz-] 1. ezmek; 2. smrmek
[] eza, sefa; - [iza
ik-] eza ekmek; - [iza
iktr-] eza ektirmek
- [izala-] ezalamak
- [izalan-] ezalanmak
[izvst] kire;
- [izvst krt-j kirelemek
[izvstle] kireti
- [izvstle-] kirelemek
[rzvstta] kire ta
[izg] mukaddes;
[izg segat'te] mukaddes
saatte
[izglk] m u k a d d e s lik
hayrseverlik

[izglkl] erdemli;
hay,rsever
- [izl-] ezilmek
[zlgen] ezilmi; - [izlp yokla-] derin
uyumak
[izmej 1. (yem ek iin) ez-2. har bulama;
[izme bolgatk] har kartj/ic makin -flzmesn iz-] (kimse,) dvmek
[izolyatsiye] izolasyon
- [izolyatsiyele-] ya
ltmak, tecrit etmek
vep- [tere-.] 1. ezilmek, cvkla
mak, maymak; 2. uyuklamak
- {izret-] 1. ezdirmek, cvklatmak, maytrmak; 2. uyuk
latmak
(insan el ile at ba
ile) aret etmek
I [i2] ezme
jl [Iz] gmlek az, yaka
dOmelenen ksm, kenar
[iz] ezici (kimse)
- tik-} ekmek, ekin yetitirmek
[k] iki;
Jike basult e eylen?] iki parselli iftilik ii;
Pkbun] iki bilinmeyenli, iki terimJi; [ik vlastllk]
hkimiyetlllik;
kapkahiar] iki kabuklular;
1 {ike karde kan] iki
J^nkli iek; {ik
^iagap] iki yllk;
urrrl san] iki rakaml say;
^ eHecfle {ike cenesle] iki cinsli
( {ike avz sz oytra

(cyp eyte) almy] sz bilmez;


- [ike aga
arasnda ada-] iki aa arasnda
yolunu kaybetmek, kolay amak;
[ike admlk cir]
iki admlk yer, ok yakn;
- [ike ayan
ber kunka tk-] iki ayan bir pa
buca sokmak;
[ike ayaknng
brsn de atlamym] hi bir za
man gelmeyeceim;
() [ike
bozauga baak (kibek)] ay ra blmi] hi bir i elinden gelmez;
- [ike de uylama-] hi
dnmemek;
[ike dnyadan bu kalgan]
iki dnyay da bilmez; [ik isep-ber hisap] Ha
an kasap ayn hesap;
[ik kullap] memnuniyetle;
[ik kulsz itt] yardmsz
brakt; - [ik kulsz
kal-] yardmsz kalmak;
[ik knnng beren
de] iki gnde bir, gn ar;
- [ik kz drt bul-] iki
gz drt olmak; -
[ik sngar-br kiyem] nasl
olursa olan ayn netice; ()- [ik syleme-] iki sy
lememek, bir defa sylemek;
- [ike tiyn - ber ak
a] kymetsiz, ehemmiyetsiz;
[ik yakka da yuk] fay
dasz; [ik yakl
pak] ikiyzl (kim se), keskin;
[ik yatp
br tke krmi] hi bir zaman

104

anmyorum; ()
[ike cirde ike(ng) drt] iki
kere iki drt gibi;
[ikeneng berse] ikiden birisi;
, [ikese
keeneke berse kreneke] ikisi
kiinin, birisi komunun, hi biri de
benim deil
[ikeyzlek] iki yzlk
[ikyzlelek] iki
yzllk
- [ikeyzlelen-] iki
yzl olmak
[ikekanatllar] iki
kanatllar
[ikele] ikili; dk not
- [ikele-mikele] ka
rarsz, pheci
- [ikele-] iki defa artrmak
- [ikelen-] phelenmek
[ikelenle] tereddtl,
kukulu
[ikelenen] karar
sz (kimse)
[ikelenenlek]
kararszlk
[ikelete] iki kat fazlaya
[ikene] ikinci, deiik;
[ikence ber] ikinci bir;
[ikence derecedege] ikincil O
[iknce kz belen] baka bir gz
ile; [ikence
eteke kader] horozlarn ikinci
tne kadar, ge vakte kadar
[ikenel] ikinci derece
de, ikincil
[ikneley] ikinci defa
- [iknelen-] dei
mek

[ikenese] kincisi
[iketllelek] iki diu
lilik
[ikeer] ikier
[ikeerle] ikierli
[ikeerlep] ikier iki.
er olarak
- [ike-] iki ,az O -
[ike- sz blen]
sz ile; ksaca
[ikmek] ekmek;
[ikmek aga] ekmek aa;
[ikmek katis] ekmek
kabuu ()
[ikmek bsere (ubr)] ekmek
oburu, tembel O (
) [ikmek yzen (gira
yn) krmim] ekmek yz grme
yeyim (yemin sz)
[ikmekle] ekmekli
[ikmeklete] ekmek
olarak
-: - [ikmek-su: ikmek-suga utrtu] ekmek
su karn tokluu; - [ikmek-toz] ekmek tuz O -
- [ikmek-toz blen
karla-] ekmek tuz ile karlamak
[ikra] havyar
- [iksez-iksez] hu
dutsuz, snrsz, sonsuz
- [ik s e z - ik s e z lek] sonsuzluk
[ikrar] ikrar; '
[ikrar it-] kabul ve tasdik etmek
[iken] iken
[ike] iki tane, ikisi birden
- [ikeden-ike] iki'
si birlikte, ba baa
, [ikeleP

105_________

jeleep] ikisi birden olarak


I [il] il,devlet, memleket, el;
^ - [il giz-] memleketler gez
mek O m [il avz] el az;
^ [il
avzna ilek kaplamassng] el al
na elek kapayamazsn; el az
torba deil ki, bzemezsin; arachi () [il aas (kart)] el aa
s, hrmetli kimse;
p. [il arasna ker-] ele gne ka
mak; [il belen] hep bi
rlikte; , [il tkerse, kl bula] el tkrse gl olur
II [il] ar topluluu;
-) [il ayr- (or-)] (an iin)
oullamak; - [il tot-] oul ar
lar tutmak; [il tubal]
oul arlarn tutmak iin kullanlan
aa kabuundan kova
- [il-ana] vatan ana
[ilau] hngr hngr ala
ma
- [ilavla-] hngr hngr
alamak
[ilah] ilh
[ilahi] lh
[ilahilik] ilhilik
[ilahiyet] ilhiyat
[ilbasar] basknc, talanc
- [ilbasarlara-]
basknclar gibi
[ilbasarlkl baskn
dk
[ilgizer] seyyah, gezici,
turist
^ [ilgezek] ak szl, mu^ [ilgezekle] ak sz

llk, munislik
- [ilgezeklen-] ak
szl olmak, munis olmak
[ilde] vatanda
- [-] bara bara ala
mak
- [il-yort] vatan
- [il-kn] el gn, halk, ya
ay
- [il-kz] el gz, dnya
[ilklem] vatan l
snde
I [ille] elli
II [ille] ellilik
[illelep] elliye yakn
[illne] ellinci
, [illeer,
illeerlep] ellier, ellier ellier
[illyuziye] illzyon
[ilyuziyele] illzyonlu

[iliyuminatsiye]
aydnlatma
[illyustratsiye] ill
strasyon, resimleme
- [ilyustratsiyele-] resimlemek
[ille] ille
- [ille-meger] ille de
- [ilsez-yortsz] va
tansz
- [il-su] sivil ve asker; btn
halk
[ilsyer] vatanperver
[ilsyerlek] vatanper
verlik
- [ilt-] gtrmek, iletmek;
- [iltep tala-] uzak yere
alp atmak
[iltifat] iltifat
[iltifatl] iltifatl, mu

106

teber
[iltifatsz] iltifatsz,
itibarsz; - [iltifatsz kaldr-] iltifatsz brakmak
[ile] eli O
[ilege lem yuk] eliye zaval
olmaz
[ilelek] elilik
- I [ile-] elemek
- II [ile-] tabaklamak
[ilek] elek; [ilek
ast] elek alt; - [ilek ile-]
elek elemek; [ilek
yoldz] lker yldz;
[ilek ksas] elek emberi;
[ilek ste] elek st, kalbur
st O [ilek avz] ge
veze; - [ilek aa
tker-] elekten geirmek;
[ilek ba] unutkan ( kimse)\
[ilek bit] iek bozuu
yz; [ilek soraganda ilek bir-] elek
sorana aa kova vermek, soru
lana baka cevap vermek;
[ilekneken ilekke]
sama sapan, dedikodu
II [ilek] (parada) yaz ta
raf
- [ileklep-ileklep] bardaktan boanrcasna (ya
m ur yam ak)
[ilemle] ferahl, rahat;
gzel
[ilemsez] biimsiz, ir
kin
[ilemte] l.elek st; 2.
seilmemi
[ilemen] tima hizmeti
sever (kimse)

[iles] 1. sanr, hallsinasyon; hayal, hayalet; 2. bk.

[ilesl] 1. sanr l, hayal


gren; hayal grme hastalna
mptel; 2. anormal hareketli
(kimse)
[ileslk] anormallik
- [ileslen-] 1. hayal gr
mek, hayal meyal gzne grn
mek; 2. sebepsiz barmak; 3. de
lilenmek
- [iles-miles] 1 her
eye merakl olma; 2. anormal ha
reketli; - - [iles-miles
kil-] anormal hareket etmek; - [iles-m ileslen-] hayal
grmek
- [il-cir] vatan
[ilham] ilham; [ilham al-] ilham almak;
- [ilham bir-] ilham vermek
- [ilhamlan-] ilhamlanmak
[ilhaml] ilhaml
[ilham] ilham verici
[m] em, il; - [im
imle-] tedavi etmek; - [im
tap-] tedavi bulmak <> [im
tgel] art deil; ()
[im n (imge) de yuk] zer
resi yok
- [im-] emmek
[imam] imam; [imam tor-] imam olmak
[iman] iman; [iman kiter-] kelime-i ahadet ge
tirmek, mslman olmak
- [iman ktme-] iman bekle
memek; - [iman sat-]

107

jrT1an satmak; () jirnan(n) ukit-J halamak, azarla


mak; [imanm ka^il] tam inanmay ifade etme ke
limesi
[imana] 1. adam bana
verilmi yer {ta rla yer/)] 2. yer veri
len kimsenin dedii vergi;
- [imana tile-] kendine veri
len arazi iin vergi demek
[imanlr] Tanrya inanan
[mansz] imansz
[imbir] zencefil
[imge] vantuz
[imgel] vantuzlu
I [imgek] sakat
II [imgek] bakma muh
ta, sfkntl (kimse)
- [imgen-] yaralanmak, sa
katlanmak
- [imget-] yaralamak, sa
katlamak
- [imez-] emzirmek
[imezlek] emzik
{imz] 1. memeli;
2. emzikli
[ime] sanki, deta, gya
- [ime-mime] ri
vayet
[imeter] gya ki
[imza] imza; can-[imza sal-] imza etmek
- {imzala-] imzalamak
- [imzalan-] imzalanmak
[imzasz] imzasz
[imi] meme
[imin] emin
[iminlek] eminlik, gvenlik; [iminlek
komitet] gvenlik komitesi;

- [iminlkte yee-] em
niyet iinde yaamak
[imla] 1. iml; 2. dikte im
la; [imla kagydelere] iml kideleri
- [imle-] 1. by (nefes) ile
iyiletirmek; 2. tedvi etmek
[immigrant] gmen
[immunitet] bak
lk
- [imne-] bk. [imperator] imparator
[imperializm] em
peryalizm
[im perialistik]
emperyalist
[imperiye] imparator
luk
[import] ithal, ithalt
- [imtekle-] memeyi drtklemek (mes. buzai)
[imtihan] imtihan;
- (-) [imtihan bir-(tot-)]
imtihan vermek (etmek)
- [im-tom] kocakar ilc;
- - [im-tom it-] kocakar
ilc ile tedavi etmek
- [im-tomlk] halk
hekimlii
[ime] emci, halkhekimi
[imelek] emcilik
[imek] meme ucu, em
zik
[imekte] st kardei
[imen] mee aac;
[imen barmak] iaret par
ma; [imen iklevege] mee palamudu O
[imende iken
iklevek] karmak saylp kolay

108

zlen eydir
- [imen-] grnt ve se
sinden ok korkmak
[imene] korkun
[imenlek] meelik
[imenser] kk me
elik
- [inan-] inanmak
[invalid] sakat (kimse)
[invalidlk] malullk,
sakatlk
[inventarizatsiye] envanter sistemi
[inventar'J envanter
[ingliz] ngiliz
[inde] 1. imdi; 2. bundan
sonra; [inde de] imdi de
[indeks] indeks
[individualistik]
individalizm ile ilgili
[individual] individal
[individuallek]
individallik
[induktsiye] indksiyon
[industrial] ends
triyel
[industriye] endstri
- [industriyele-]
endstrilemek
- [industriyeleter-] endstriletirmek
[inert] inert, deimez
[inertsiye] deimeme,
sredurum
[ine] gmlek astar
[ine] ay, kk dere
[injener] mhendis
[injnerlk] mhen
dislik

.
[initsiativa] inisyatif,
teebbs
[initsiatival] inisyatifli, mteebbis
[inkubator] kuluka
makinas
[inkubatsiye] 1. ku
luka; 2. kuluka sresi
[inkyar] inkr; [inkyar it-] inkr etmek
(-) [inkyarn
inkyar (it-)] inkr inkr (etmek)
I [innek] allk, pembelik
II [innek] srklardan ya
plma kap (alkaps)
[insan] insan
[insaniyet] insaniyet
[insaf] insaf
[insafl] insafl
[insafsz] insafsz
[inspektor] mfetti
[inspektsiye] mfet
tilik
[instantsiye] merci
[instinkt] igd, insi
yak
[instinktiv] igdsel
[institut] enstitt
[instruktaj] talimat
verme, talimat
[insruktor] talimat
[instruktsiye] talimat,
ynerge; - [inst
ruktsiye bir-] talimat vermek
[instrument] let, ta
km
[instrumenti]
leti
- [intk-] ac ekmek; yok'
sunluk ekmek

109

[integral] integral
[intgral*] integral ile
ilgili
[integle] ackl, acl
[intekterge] strap
verici; ypratc
- [intekter-] strap ek
tirmek
[intellektual'] intelektel
[intelligent] aydn
[intlligentlik]
aydnlk
[intelligentsiye]
aydnlar, entelijansiya
[intensiv] youn
- [intnsivlatr-] younlatrmak
[interval] aralk, ara
[intervent] igalci
[interventsiye] m
dahale, igal
[internat] yatl okul
[internatsional]
milletleraras
[internatsiyonalizm] enternasyonalizm
[internatsionalistik] internasyonalizm ile il
gili
[intim] mahrem
[intonatsiye] ton, ton
lama, vurgu
[intriga] entrika
[intriga] entrikac
[intiktsiye] duyumcu
luk, sezgi
[infarkt] enfarkts
[infektsiye] infeksiyon
[infinitiv] fiil ismi,

mastar

[informatsiyon]
bilgi al verii, haberleme ile ilgili
[informatsiye] bil
gi, haber; - [infor
matsiye yasa-] bilgi vermek
[ine] miras kalan gayri
menkul
[ina] ina
I [ine] ine, bk.
II [ine] ana, anne
- [inel-] inlemek, yalvarmak
[inelle] yalvarmal
[ncil] ncil
[incir] incir
[ion] iyon
- [ionla-] iyonlamak
- [ionlatr-] iyonla
mak
[ip] uygun hl; [ip
belen] uygunluk ile; (-) [ipke kil-(ker-)] dzene gir
mek; uysal olmak; - [ip
ke kiter-] uygunlatrmak
[ipi] ekmek; [ipi
kala] hamur kartrma kepesi
<> [ipi korsak
ezlemi] ekmek kursan aramaz;
- [ipi eret-] ekmek
rtmek, bo kalmak,bo durmak;
[ipi rlege] az;
- [ipi rlegene menep t-] azna vur
mak
[ipilk] ekmeklik
()- [ipi(lek)-tozlk]
1. ekmek ve tuz almaya yeterlik;
2. bir dilin az ok konuulduunu
anlatr
[iplelek] uyumluluk

110

- [iple-] uygunlatrmak
- [iplen-] uygunlamak
[iplep] uyumlu ekilde
- [iple-] uygunlamak
[ipsez] 1. uyumsuz; 2. be
ceriksiz
[ipte] 1. yolda, arkada;
2. e; [ipte kz] kz
arkada
[iptele] 1. arkadal;
2. eli
[iptelek] yoldalk,
arkadalk; - [iptelekke al-] evlenmek
[iptelere] arka
dalar gibi, arkadaa
[ir] 1. koca, e; 2. er, erkek,
erkek adam; [ir bala] o
lan, erkek ocuk; [ir ke
e] er, erkek ( adam)\ [ir
urtas] olgun erkek; [ir
hatmi] evli kadn; - (-)
[irge k- (bar-)] evlenmek (kadn)',
[irden ayrlgan]
boanm (kadn)
- [ir-at] erler
[irde] evli (kadn)
[irdem] erdem
[irdeke] erkek gibi ka
dn
[ireg] bkma
[irek] 1. serbestlik, hrri
yet, zgrlk; 2. erk, kudret;
[irek syen] hrriyetsever O - [irek al-] hr
riyete kavumak; -(-)
[irek bir- (kuy-)] imkn vermek
[irekle] 1. serbest, hr,
zgr; 2. erkli, kudretli O
() [irekle batan

(knnen)] kendi isteiyle


- [irkle-ireksez]
ister istemez, g ile
[ireklelek] hr olma,
serbestlik
[ireksez] hrriyetsiz,
kendi irdesi dnda; [ireksez it-] zorlamak, mecbur et
mek
[ireksezden] isteme
yerek
[ireksezlek] hrri
yetsizlik, gszlk
- [ireksezle-] zorla
mak, hrriyetsiz brakmak
[ireksezlep] zorla
yarak
[iren] dudak;
[iren avazlar] dudak sesleri O
- [iren kymldatma-] hi bir ey sylememek;
- [iren tele-] susmak;
- [iren tursayt-] dudak
bkmek, gnl kalmak
- [iren-] tembellik gster
mek, erinmek, enmek
[irenderge] bktrc
[irenle] dudakl
[irenie] duda byk
(hayvan)
[irenle] gr. dudak
sesi hline gelme
[irenek] eringen, tem
bel, enge
- [ire-] erimek, ulamak;
[iree almaslk]
eriemezlik
[ireelmeslek]
eriilmezlik
[ireerlek] eriirlik

eriilebilir, ulalabilir
- I [ireter-] eritirmek
- II [irter-] (birin!) kz
drarak zevklenmek, elenmek
[iris] 1. ssen; 2. bir eit
ekerleme
[irken] ferah, geni, ak,
rahat; [irkn hava] ak
hava O [irken kngelle] geni gnll, gnl geni;
- [irken sula-] rahat so
lunmak; [irken sul]
rahat solunum;
[irken torml] varlkl, hli vakti
yerinde; - [irkn yee-]
refah iinde yaamak
[irkeniek] ferahlk, ge
nilik, aklk
- [irknle-] kendisini fe
rah sezmek (ve tem bellik yapmak)
[irknlep] ferahlk ile
[irkenelek] 1. fe
rahlk, hrlk; 2. varlkl olma
- [irkney-] genilenmek
[irke] 1. mark; 2. sevdii
kimse O [irke tay]
mark ocuk
[irkek] erkek (hayvan)
[irkele] gnl okayc;
tatl
[irkelek] marklk
- [irkele-] okamak, sev
mek
- [irkelen-] marklan
mak
[irkelele] okayc,
tatl
[irkem] sevgilim, canm
[irle] erli, eli (kadiri)
[irlek] erlik

- [irl-hatnl] kar
koca
[irlere] erkek gibi
[ime] mlek duda
[ironiye] istihza, alay, iro
ni; [ironiye belen] is
tihza ile
[ironiyel] istihzal,
alayl
[irrigatsiye] sulama
[irsek] erkee dkn (ka
dn)
[irseklk] erkee d
knlk
[irtamr] ok kkl su
bitkisi
[irte] 1. sabah; 2. erken; 3.
vaktinden nce; [irte
belen] sabahleyin;
[irteden birle] sabahtan beri O
;
[irte tangnan
kara tnge akl; irteden kike ka
der] sabahtan akama kadar;
, [irteyuk, ki yuk] gecesi
gndz yok
[irtege] yarnki
[irtege] yarn
[irtegeden] yarndan
(itibaren)
[irteges] gelecek
(gn)] [irtegese
knne] gelecek gn(cfe)
[irtegesn] 1. yarn;
2 .sabah
[irtegeg] yarndaki
- [irtegele-bgnl] bugn yarn
- [irte-ki] akam sabah
[irtelek] sabah gr

112

mesi, merasimi
- [irtele-kile] sabah
akam
- [irtele-] sabah sabah
( erkenden) kalkmak
[irteleren] sabah va
kitlerinde
- [irteme-songm]
eninde sonunda, bir gn
[irten] sabah vakti(/?cte)
[irten irtk] tanvakti(/jcfe)
[irtenge] sabahki, le
den nceki
[irtengelek] kahvalt
[irtengee] sabaha
kadar
[irtenek] erken vakit
ile
[irtesen] yarnki erken
vakit ile
[irteel] erken kalkma
ya alkn
[irtk] ok erken
- [ir-ulak] erkekler
-flrey-] kibirlenmek, byk
lenmek
I [is] koku; - [is ker-] 1.
kokulanmaa balamak; 2. bu
lua ermek; - [is tiy-] (gaz vb.
ile) zehirlenmek O
() [ise de kalmad (yok)]
kokusu da kalmad (yok); - [isen isne-] kokusunu almak
II [is] zihin, hatr, hafza, akl;
- [is kit-] hayret etmek;
[iske alngan] anlm;
- [iske t-] hatra gelmek;
- [iske ter-] hatra
getirmek; [iste

kala torgan] aklda (hatrda) kala


cak (ekilde); - [iste tot-]
hatrda tutmak; - (
-) [isten ck- (gar-)] hatrdan
kmak (karmak) [is
cy-] kendine gelmek;
[ise de kitmi] akl yazmaz;
, [isende de
yuk, iste de yuk] tamamyle unut
mu; - [isten yaz-] kendi
sinden gemek
- [is-] (yeI) esmek
-: - [is-akl:
is-akln al-] akllara durgunluk ver
mek
-: - - [is-ang: iske-anga kil-] akl bana gelmek;
- [iste-angda yuk]
aklda yok
[isbat] isbat; [isbat it-] isbat etmek
- [isbatla-] isbatlamak
[isem] isim, ad;
[isem tuy] isim koyma merasimi;
[isem figl] gr. fiil is
mi, mastar; [ieme
atalgan] isimi mezkr O
- [isem kter-] haksza ad k
mak; ... [isemde ge
ne] bir szden ibaret olmak;
, ;
[ieme bar, ciseme yuk; ieme ge
ne] ad var kendi yok, ismi var cis
mi yok; ()
[iemem (felen) bulmasn] bir
ii yapacana inandrmak iin
sylenir
[isemendege] adn
daki
[isemle] isimli, adl

113

[isemlk] liste
- [isemle-] isim, ad ver
mek, adlamak
[isemle] gr. isimlemek

[isemsez] isimsiz, adsz


- [ier-] sarho olmak
[iserek] sarho, esrik;
[iserek batan]
sarhoken, sarho kafa ile
[isereklek] sarholuk,
esriklik

[isertke] alkoll iki


[iske] eski;
[isk karal] gerici O
[iske avzdan yanga
sz] eski azdan yeni sz;
[iske abata] malarya; peri
[iskeden] eskiden
[iskelek] eskilik, bakiye
- [iske-mosk] eski
psk, hurda, paavra
-
[iske-mosk]
hurdac
- [isker-] eskimek
[iskergen] eskimi
[iskee] 1. hurdac, es
kici; 2. tutucu
[iskeclek] tutuculuk
[iskee] eskisi gibi
, [iskitke,
skiterlk] hoa; ren [iskiterlek tgel] ok hoa
deil, pek iyi deil
-: -() [iskong:
ls6-kong(s) yuk] is koku(su) yok;
kayplara karmak
-: -
t's-kos: iste-kosta bulmaganda]
Eklenmedik bir srada

[iskerme] aklama, ha
iye
[iskermegende]
anszn
, [iskermesten, iskertmesten] birden
bire, anszn
- [iskert-] hatrlatmak
[iskert] hatrlatma
[iskertle] hatrlat
mal
[slam] slam
[slah] islh
I [isle] kokulu;
[isle gl] kimyon; [isle
sabin] kokulu sabun;
[isle yaran] kokulu sardunya
II [isle] akll
[islelek] aklllk
[islemay] lvanta, par
fm
- [islen-] kokmak, koku
mak
- [isnet-] 1. kokturmak; 2.
esnetmek
- [isnen-] hafiyelik yapmak
-: - [is-os: ise-os
yuk] grnmez olan; kaybolan; - - [iske-oska kerme-]
aklndan bile gememek
[isperek] bir tr yabani
ot
[israf] israf; [israf it-] israf etmek
, [israfan,
srafl] msrif olan
[israf] msrif
[isrekba] sarho, ay
ya
I [issez] kokusuz;

114

[issez erem] kokusuz pelin


II [issz] hatrsz, aklsz
[isterik] isteri hastal
na mptel
[isteriye] isteri
[isteriklik] isteriklik
[istrebitl] avc
ua
[istelek] hatra
[istelekle] tesirli, ha
trda kalm
[ise] ise
[isen] sa, esen;
() [isen bul(gz)] hoa
kaln O
[isen gene torasngm] saln
yerinde mi; bu de nereden kt?
- [isengere-] sersem
lemek
- [isengeret-] sersem
letmek
- [isen-imin] emin esen
[isenlek] salk
()- [isen(lek)-savlk] esenlik salk
- [isenle-] hl hatr so
rumak
() [ienme (sez)] iyi
misiniz
- [isen-sav] esen sa;
- [isen-sav akta]
iyiyken
I [isep] say, hesap;
- [isepke al-] hesaba almak O
, [isepke bar,
sanga yuk] hesaba gelir, saygya
gelmez; - [isepne z-]
hesab kapatmak; [isepten gar-] hesaptan kar
mak; (), ()

[isebe de, hisab da yuk] says


hesab yok; - [iseb krenme-] hesab grnme
mek; - [iseben .
galt-] saysn kaybetmek
II [isep] pln, hesap, d
nce, tasar O - (-)
[isep it- (yrt-)] plnlamak, tasar
lamak; - (-) [isep kor(tot-)] hesaplamak, tasarlamak
I [iseple] hesapl, sayl
II [iseple] plnl, dzen
li, hesapl
- I [iseple-] hesaplamak
- II [iseple-] plnlamak,
tasarlamak
- [iseplen-] hesaplan
mak; tasarlanmak
[iseplep] hesaplayarak
- [iseple-] hesapla
mak, hesaba almak
[iseple] hesaplama;
plnlama, tasarlama
I [isepsez] hesapsz,
saysz; [isepsz kp]
pek ok
II [isepsez] hesapsz,
plnsz
- [isep-hisap] hesap
kitap
[iser] deli
[it] et; - (-) [it s- (r-)]
ur kmak; et bitmek, yara kapan
mak O () [R
bken (melese)] iman, g
bekli (kimse)] - [it kun-]
etlenmek; , [itte
yuk, yon da yuk] faydasz;
[it y u g n d a
pke de tansk] iyisi olm adnda

115

t yarar
- [it-] 1. etmek, yapmak; 2. etyardmc fiil

[itagat'] itaat
[itagat'le] itaatli
[itagat'leiek] itaatlilik
[itek] izme; - [itek
bas-] kee izme yapmak;
[itek basu] kee izme
yapc
[iteke] izmeci
- [iten-] edinmek
[itle] etli
[itle] ok etli
- : - - [it-may:
it-mayda yz-] et yag: ette yada
yzmek
[itsez] etsiz
[ite] eti, kasap
[itek] etek O
[itek astnnan] etek altndan, sa
man altndan;
- [itek kisep cing yama-] etek
kesip yen yamamak; bir yerden
alp dier yerdeki a kapamak;
[itegene ut
kapkanday] etei yanmaa bala
ma; etei tutuma
[ifrat] ifrat
[ih] eh!
[ihata] ihata, it
[ihatal] ihatal, itli
() [ihaha(y)] ha ha hay!;
() - [ihaha(y) kil-] kah
kaha atmak
[ihlas] ihlas, samimi; [ihlas kngelden]
9nl samimiyetiyle
- [ihlaslan-] ihlaslan-

mak
[ihlasl] ihlasl
[ihlaslk] ihlaslk
[ihlastan] ihlas ile
[ihlastr] samimiyet ile!
(inandrm ak iin kullanld keli
me)
[ihtilal] ihtill
[ihtimal] ihtimal
[ihtimallk] ihtimaliik; [ihtimallk toriyese] ihtimallik teorisi
[ihtiol] balk ya
[ihtiram] ihtiram, hr
met
[ihtiraml] hrmet
gsteren (kimse)
[ihtiramllk] ihtiramllk
[ihtiraml] hrmetkr
[ihtiyar] ihtiyar, irade;
- [ihtiyarna kuy-]
kendisine brakmak O [ihtiyarng-z kyarng]
ne yaparsan yap
[ihtiyari] ihtiyar
[ihtiyarl] iradeli
[ihtiyarllk] iradelilik
- [ihtiyarlihtiyarsz] ihtiyarl-ihtiyarsz; zoraki
[ihtiyarsz] 1. ihtiyar
sz; 2. istemeyerek

[ihtiyarszdan]
elinde olmadan
[ihtiyarszlk] 1.
iradesizlik; 2. esret
[ihtiya] ihtiya
[i] ya; [an

()

116

beleseng i] onu biliyorsun ya


() [imasa(m)] hi ol
mazsa
[i] e, ift, kendisi gibi (nes
ne); denk,iftli eyin teki; [i kil-] denk gelmek O
[i i# belen] e ei ile
-1[i-] rmek, bkmek, urgan
rmek
- II [i-] krek ekmek
[ian] mrit
[iare] iaret; [iare it-] iaret etmek
[iarele] iaretli
- [iarele-] iaretlemek
[iaret] (e l) iaret
[ie] (kendisigibi) ei
[iek] kap, ev kaps, eik;
[iek ald] avlu;
[iek bav], gerdee girecek
olan gveyinin kapy tutan arka
dalarna dedii bahi;
() [iek ba (ste)] kap
st raf; [iek yangag] kapnn her iki yanndaki du
var O [iek ak] kap
ak, ak kap; ,
[iek ak, yul takr] kap ak
yol dz,gidebilirsiniz;
-fik tupsasn ter-]
eik andrmak
- [iekle-trle] (ev
iinde) aa yukar (yrmek)
- I [iel-] eilerek, akarak
dmek; [ielep] eilerek,
akarak
- II [il-] rlmek, bkl
mek
[iel] eilme, alttan ka
zlp ukurlama

[im] rlm bklm


ksm
- [iet-] iitmek, duymak;
- [ietmi kal-] vakitinde
iitmemek, duymamak O
! [ietsen kolagng] kula,
n iitsin, anla duy!
- [ietel-] duyulmak
- [ietelerietelmes] duyulur-duyulmaz
[iet] iiti, duyu
[ietmeme] iit
mez gibi davranan (kimse)
[iet] iitme, duyma
[ike] krek (ayak, let);
pervne
- [i-ku] e ve ek
[ikegayakl] krek
ayakl (hayvan); aya perdeli y
zc (hayvan)
[ikek] krek (gemi)
[ikekle] krekli (gemi
de)
[ikeke] kreki (gemi
de)
[iken] burmal, brml
O [ikenseng iken]
ne gzel yapmsn?
[ile] ift, eli, ok
- [ilen-] iftlenmek, e
lenmek
[ime] rme
[isez] esiz
- [isen] e (denke) say
mak
- [iey-] oalmak
- [ieyt-] oaltmak
[iek] eek; *
[iek kolak] spanak (bitkisi); 0|<
[iek marul] eek mar^

117

(p itk i)\ [iek milevese] eek menekesi O

-fyujaK [iek tek


kaderen belmes] eek dek ky
metini bilmez
[ieklk] eeklik, ahm
aklk
[i] krek ekme
[iyl'] temmuz
[iyn'] haziran
[iye] 1. sahip; malik; 2. gr. z
ne; 3. ruh; - [iye bul-] sahip
olmak, malik olmak; [iye
cmle] gr. isim cmlesi
[iyesene kre biyese]
at sahibine gre
[iyek] ene O - [iyek
biyet-] ene oynatmak; yemek ye
mek
[iyele] 1. sahipli; 2. zenli;
3. ruhlu, eytanl, cinli;
[iyele cmle] gr. zenli cmle
[iyeiek] iyelik;
[iyelek kilee] gr. ilgi hli
- [iyelen-] 1. sahiplenmek;
2. bk.
- [iyele-] almak
- [iyeleter-] ele al
trmak
[iyer] eyer O [iyerde tot-] at hazr etmek
- [iyer-] izlemek
[iyerle] eyerli
- [iyerle-] eyerlemek
[iyerme] art arda gelen,
b'r birini izleyen
- [iyert-] izletmek
[iyertle] gr. sral
[iyert] gr. sralayc
[iyeren] 1. dul kadnn

ilk einden olma kendi ocuu; 2.


izleyici, uydu; 3. uydu, peyk;
[iyeren bala] dul kad
nn eski kocasndan olma ocuu;
[iyeren kisek] gr.
cmlenin ikinci dereceli unsuru
[iyerenle] 1. ocuklu
(du!kadm )\ 2. izleyicili, uydulu
[iyer] izleme
[iyere] yknmeci
[iyesez] 1. sahipsiz; 2. gr.
znesiz (cmle)
[iyesezlek] sahipsizlik
[icadi] yaratc
[icat] icat; - [icat
it-] icat etmek
[icatta] icatta
[icattalk] icattalk
[icat] icat, yaratc
[icek] hece;
[icek yasag] gr. hece yapc
[iceklep] heceleyerek
(okumak)
[ictimagy] itimai
- [ictimagypolitik] sosyal siyaset ile ilgili; sosyopolitik
[itihat] itihat, gayret;
- [itihat it-] gayret et
mek, almak
[ictihatl] gayretli, a
lkan
I [ing] 1. en, genilik; 2. iki
omuz aras; 3. bir eit yer lm
O [ingennen buyna] enine boyuna; [ingne ingge kuy-] omuzu omuza
koymak; [ingnen inge]
enden ene

118

II [ing] en, ok;


[ing zur urtak ble] mat.
en byk ortak blen;
[ing kekene urtak
kabatl] mat. en kk ortak katl
olan; [ing elek] birinci, ilk
[inba] omuz
- [ingge-ing] omuz omu
za
[inggen] inmi
- [ingder-] indirmek
[ingkl] (birat) kk (ye/)
[ink] kme
[inklek] knt (ye/)
[ingle] enli

.
[inglek] 1. enlik; 2. en ku
ma
-
[inglep-buylap]
enine-boyuna alarak
- [ingle-] enini almak; geni,
ligini igal etmek; [inglep]
enine alarak; enine geniliine
- [ingre-] inlemek, inildemek
[ingre] inleme
[ingse] ense
[ingsele] geni enli
- [ingselek] enlik, enselik
- [ingsele-] omuzuna al
mak, onaylamak

119

-W

! [!] !
[yognt] tesir, etki;
- [yognt yasa-] tesir
etmek
[yogntl] tesirli
[yogrt] bir tr yabani bit
ki
[yog] bulama
- [yoglan-] bulamak
[yogl] bulac
[yogllk] bulaclk
[yogsz] bulac ol
mayan
- [yogszlandr-] bulacln gidermek
[yogszlk] ba
klk
[yod] iyot
- [yodla-] iyotlamak
[yodrk] yumruk O
- (-) [yodrk aa- (al-)]
yumruk yemek (almak);
- [yodrkka irek bir-] yum
rua imkn vermek, dvmek
- [yodrkla-] yumrukla
mak, yumruk yapmak
[yodrka] (makinede
vb.) yumrukuk, takoz
[yodrkal] yumrukuklu, takozlu
[yozak] kilit O [yozakta tot-] kelit stne kilit vur
mak, kilitlemek
- [yozakla-] kilitlemek;

- [yozaklap kuy-]
kilitleyip brakmak
[yozakl] kilitli
[yozak] kiliti
- [yok-] bulamak
- [yokla-] uyumak;
- [yoklap al-] biraz uyumak,
uyuklamak; - [yoklap
kal-] 1. uykuya kalmak; 2. ge kal
mak, mahrum kalmak
[yoklatk] uyku ilac
- [yoklat-] uyutmak
- [yoktr-] bulatrmak,
hastalk sokmak
[yok] uyku;
[yok arala] uyku aras; [1 blmese] yatak odas O
[yok kap] 1.
uyku tulumu; 2. ok uyuyan (kim
se), uykucu; [yok
lmege] ok uyuyan (kimse), uy
kucu; - [yok tuydr-]
doyuncaya kadar uyumak O
- [yok bazarna kit-]
uyumak; [yok kiterge] uyku verici;
[yok simert] uykuyu imanlat
mak, ok uyumak
[yokl] uykulu
[yoklk] yeni doan be
bein kafasndaki kepek
- [yokmsra-] uyuk
lamak
- [yokmsrat-] uyuk
latmak
[yoksz] uykusuz
[yokszlk] uyku
suzluk
[yokan] uykulu, uy
kuya dkn

120

[yokcanlk] uykuculuk
- [yol-] 1. yolmak, koparmak;
2. kurtarmak
[yola] det, tre
[yolaa] dete, treye
uygun
[yoldz] yldz;
[yoldz atlu] yldz amak,
kaymak ^ [yoldzlar tur kil-] yldz barmak
[yoldzak] yldz iei
[yoldzara] yldzlar
aras
[yoldzl] yldzl
[yoldzlk] yldzlk
[yoldza] makineler
de kk dili yldzck
- [yolk-] yolmak
- [yolkn-] 1. kurtulmaa
almak; 2. yolunmak O
[yolkngan tavik
kebek] yolunmu tavuk gibi
[yolk] baldr plak
- [yolklan-] arsz
lamak, hayaszlamak
[yolklk] arszlk,
hayaszlk
- [yom-] 1. yummak; 2. giz
lemek - [yomp kal-]
1. (sucu, noksant) gizlemek; 2.
kendinde saklamak
- [yomarla-] 1. yuvar
lamak; 2. yumruk yapmak
[yomarlavk] yu
varlak (nesne), topak

[yomarlavkl]
yumrulu
[yomarlak] yuvarlak,
topak

[yomarlam] yuvarlak
(nesne), topak

[yomarlaml] yu
varlakl
- [yomarlan-] yuvarlak
lanmak; - [yomarlanp bt-] tostoparlak olmak, bu
ruturulmak
[yomarl] yuvarlakl
[yomgak] 1. yumak; 2.
hkm, sonu, dm;
- [yomgak yasa-] sonulandr
mak, balamak O
() [yomgakn st (i)] d
m zmek;
[yomgakn uvaltu] dm artr
mak; [yomgaknng
o] meselenin z;
- (-) [yomgaknng
on yugalt- (yeer-)] yuman
ucunu gizlemek
- [yomgakla-] 1. sar
mak; 2. sonulandrmak
[yomg] yumuklu;
[yomg kzenekler] yumuk gzenekler
- [yomdr-] yumdurmak
[yomdrg] yumdurucu; [yomdrg
yar] yumdurucu zar
- [yomray-] yusyuvarlak
olmak
[yomran] tarla sincab
I [yomr] yumru, yuvar
lak; [yomr gedel] dolgun gvdeli (Ar/z);
[yomr karta] yumru irden
O () [yomr ba(l)]
sivri akll; [yomr sz]
sivri sz

121

II [yomr] yuvarlak eki


ld e k i testi, kse
- [yomrla-] yuvarlakla
nmak

- [yomrlan-] yuvarlak
lamak
[yomrlandr-]
yuvarlaklandrmak
[yomrlk] yuvarlaklk
- [yoma-] yumuamak
I [yomak] yumuak;
[yomak angkau]
damak etei; [yom
ak kna] olduka yumuak O
[yomak altn]
kymetli deri; [yom
ak ba] kafas almaz;
[yomak kngelle] yumu
ak gnll; (,
) [yumak urn (yak, cir)] k
II: [ipi
yomag] ekmek yumua
- [yomaklan-] yumu
aklanmak
[yomaklk] yumu
aklk; - [yomaklk krset-] yumuaklk gs
termek
[yomaktenleler] yumuakalar
- [yomar-] yumuamak
- [yomat-] yumuatmak
[yomartk] yumu
atc
- [yomart-] yumuat
mak
[yomk] yumuk
- [yomklan-] yumul
mak
[yomklk] yumukluk

[yomky] suskun (kim


se)

- [yoml-] yumulmak
[yomrka] yumurta;
[yomrka ag] yumurta
ak; - [yomrka sal-]
yumurtlamak
[yomrkal] yumurta
l
[yomka] yonga
[yomkan
yom itep] yoktan sebep kara
rak
[yomj] grev;
- [yom t-] (birine) ii d
mek
- [yomla-] grevi be
cermek
[yoml] grevli, me
muriyetteki
- [yomlyomsz] sebepli sebepsiz
[yom ii] ulak
[yon] yn; - [yom
koyl-] yn dndrmek O
[yon batr] yalanc pehlivan;
() [yon ungayna (yatna) sypa-]
okamak
[yonkoyar] yn dkc,
ty dker
- [yonlan-1 ynlenmek
I [yonla] ok ynl;
[yonla sarklar]
yn koyunlar
II [yonla] ok ynl hay
van ad
[yonl] ynl
[yonmamk] ynl pa
muklu (kuma)

122

[yonsz] ynsz
I [yona] burun ve kulak
kl
II [yona] bir tr yabani
bitki
[yonu] yprama, halsiz
leme, kuvvet dme
[yonul] yorgun
- [yon-] ypramak, hal
sizlemek, kuvvetten dmek
- [yonl-] ypranmak,
halsizlenmek, kuvvetten dmek

[yon Iganlk]
yorgunluk
- [yont-] yorgun dr
mek, ypratmak
[yort] 1. ev; 2. vatan, devlet
-, - [yort ka
ra-, yort kt-] evin maietini temin
etmek, ev bakmak;
[yort canl] evine dkn, evcil
- [yortla-] evcillemek
- [yortlatr-] evcil
letirmek
[yortta] ayn avluya
alan evlerde oturan
- [yort-cir] ev avlu
- [yort-cirsez] yersiz
yurtsuz; - - [yortcirsez kal-] yersiz yurtsuz kalmak
[yorttag] evdeki
[yorttuma] yerli (mat),
ieride imal edilen
[yot] 1. ktlk, kvam, alk;
2. doymak bilmez
- [yot-] yutmak
[yotklk] yutak
- [yotlk-] alktan yut
kunmak
[yotlk] l.don vakti; 2.

alk; [yotlk yl] alk


ve don olan yl
-fyotl-] yutulmak
[yotm] yudum;
[ber yotm su] bir iim su
- [yotmla-] yudumla
mak
[yotmlap] yudumlarla
- [ygen-] 1. eilmek; 2.
sayg ile eilmek
- [yger-] komak
[ygerek] seri, yrk,
abuk; [ygerk
ayakl] hzl yryen;
[ygerek kolar] koucu ku
lar O [ygerek zihenle] abuk kavrayl
[ygerekik] yr
ktk, serilik, hzllk, abukluk
- [ygereklen-] yrklenmek
- [ygeren-] hzl hzl bir
yerde yrmek
[ygere] yarma, ko
u yarmas
- [ygere-] hep birden
yrmek (komak)
[ygree] koucu
- I [ygert-] koturmak,
abucak gndermek
- II [ygert-] (altn, gm
vb. ile) kaplamak
- III [ygert-] (kei ve ko
yun iin) ko katmak
- [ygre-atly] ko
arak atlayarak
[ygen] yular
[ygenle] yularl
- [ygenle-] yularlamak
[ygensez] 1. yularsz;

123

2 pec. serseri
[ygensezlk] mec.
serserilik

[ygenszlen-]

ffgc. serserilenmek

- [yde-] yorulmak, halsiz


bkmak, can kmak
- [ydet-] yorultmak, halsizletmek, bktrmak, cann kar
mak
[yde] yorulma, halsiz
leme, can kma
I [yz] yz says <>
[yzge ber tulmagan] yarm akll; [yze blen] yz kere, ok
II [yz] yz, ehre O
- [yzen yrt-] yzn yrtmak;
- [yz suvn tk-] yz
suyu dkmek; [yzge berp eyt-] yze vurmak;
[yzge kara yagu]
yzne kara almak;
() [yz kara (bulgr)] y
z kara ksn; - [yzn
a-] aklamak; -[zen kzart-] yzn kzartmak
III [yz] kesici letlerin kesi
ci ksm; - [yzn
kaytar-} kesici leti ktletirmek
[yzg] yzge
_ - [yzge-yz] yz yze;
- - [yozge-yz ora-] yz yze karlamak
[yzgelek] su stnde
k hzl yzen bir bcek
- [yzdr-J yzdrmek
[yzk] yzk
[yzm] zm;
[yzm bakas] zm
lemek,

ba; [yzm brtg] zm tanesi


[yzml] zml
[yzmlk] zmlk
[yzmlk] zm
clk
[yzn] yznc
I [yzlk] yzlk
II [yzlk] grlen yer,
yz, st
III [yzlk] yze giyilen
koruyucu nesne, yzlk
- [yzlkle-] yzlk
(stlk) koymak
- [yzle-] yzlemek
[yzlegen] yzlerce
[yzlep] yze yakn
[yzlere] yzlerce
[yzlete] yz kat
[yzme] yzme
[yzsz] yzsz, utan
maz
[yztben] yz koyun
[yzyafrak] bir cins
ok yaprakl bitki
[yzyllk] yz yllk
[yzer] yzer
[yze] yzc
I [yk] yk; [yk at]
yk at; - [yk buat-]
yk boaltmak;
[yk eylene] yk getirip gtr
mek O [yge blen]
ok, yk ile, ynla;
- [yk bulp tor-] yk olmak
II [yk] gebe; (-) [ykke uz- (kal-)] gebe kal
mak
I [ykle1] ykl
II [ykl] gebe, ykl

124

- I [ykle-] yklemek
- II [ykle-] yklemek, g
revlendirmek
[ykleme] ykleme
[yklene] yk oran
[yklenme] yklenme
[yksez] yksz
[yke] yk tayc, ha
mal
[yntes] kll (kimse)
- [ynteslen-] kllanmak
- [ynteslender-]
kliandrmak
- [yr-] yrmek, gitmek
[yrgesez] yrme im
kn olmayan
[yremsek] 1. yaygn;
2. ok yryen
[yremtel] mec. yay
gn
- [yren-] bir aa, bir yu
kar dolamak
[yr] yry, yrme
[yrele] yryl;
[tiz yrele] tez y
ryl
- [yre-] bir birine gidip
gelmek
- [yrt-] yrtmek, srdr
mek; - [yrtep al-] (a t)
gezdirmek
[yrtk] motor
[yrtterge] (yrdrc) let, pervane, uskur
[yrek] yrek;
[yrek auru] kalp hasta
s; [yrek ut] kalp atei

O [yrege boz] souk

kalpli; - [yregne
ker-] canna demek;
(, ) [yrek alna (kuba, yarla)] yrek kopmak;
[yrek as] yrek acs,
kalp ars, gnl ars;
- (-) [yrek basl-(tn-)]
yrek serinlemek;
() [yrek ba rem (parem)]
cier parem; - (
-) [yrek iten aa- (tala-)] yre
ini dalamak; - [yrek
kak-] yrek vurmak (arpmak);
- [yrek yan-] yrek yan
mak
[yrekkeyem] canm,
yreim
[yrekle] yrekli, cesur
[yreklelek] yrek
lilik, cesaretlilik
- [yreklen-] yreklen
mek
[yreksez] yreksiz,
korkak; merhametsiz
[yreksezlek] y
reksizlik
- [yreksen-] yreklen
mek, cesaret gstermek
[yreksman] yrek
gibi, yrek eklinde
- [yrekten-] yrekten
[yrekel] tevekkl
gsteren (kimse)
- [ytker-] ksrmek
[ytkerek] ksrk
- [ytkeren-] ksrnmek

^aga

125

[kaba] iplik eirme leti, ta

rak saptanm kaln tahta


I [kabak] 1 . kabak

bitkisi;

2 . kabak yemei [ka

bak ba] byk bal ve ahmak


(kimse)
II [kabak] gz kapa
III [kabak] 1. bozkrdaki
ldeki istasyon; 2. alttan ste
alm kap; 3. meyhane
- [kabaklan-] kabaklan
mak
[kabaka] sakz kaba
[kabakalar] kabak
giller
[kabak] meyhaneci
[kabala] 1. dil olmayan
anlama, angarya; 2. klelik;
- [kabalaa ker-] anga
ryaya girmek
[kabalal] angaryal
[kabalan] acele acele,
tella
- [kabalan-] tel etmek,
acele etmek
[kabalanuan] te
ll
: [kaban:
aban dunggz] yaban domuzu;
^ [kaban t] yaban dodii gibi di
: [kabar: kaar aga] kauuk, kauuk aac
^- [kabar-] kabarmak
[kabarga] Sibiryada ya

ayan bir cins geyik


[kabardinka] kabarday at
[kabare] kabare
- [kabart-] kabartmak
[kabartma] kabartma
yemei
[kabartmal] kabart
mal
[kabark] kabark, ka
barck
- [kabarn-] 1. kabark
lanmak; 2. lfkelenmek, honut
suz olmak
[kabarnk] kabarm
- [kabarnkbatnk] inili yokulu
[kabarnklk] ka
barklk
[kabat] 1. defa, kere; 2.
tekrar, yine
- [kabat-kabat] bir
ok defa
- [kabatla-] bir kere daha
yapmak
- [kabatlan-] bir kere
daha olmak
[kabatlan] tekrar
lanma
[kabatlap] tekrarlana
rak, tekrar
[kabatlau] 1. bir kere
daha yapma; 2. gr. pekitirme, yi
neleme; 3. mat. arp
[kabattan] yeniden
[kabahet] kabahat, kt
[kabahetlek] kaba
hattik, ktlk
- [kabahetlen-] kabahatlanmak, ktlenmek

126

[] kablo
[kabele] kablocu
[kaber] kabir;
[ kazu] 1. mezar, ka
bir kazc; 2. mes. bir kimseyi l
me srkleyici O -[ber kaz-] bir kimseyi lme s
rklemek; - [kaberge
krt-] lme gtrmek;
[kaberge kergence] ln
ceye kadar; [kaber
tnlg] lm sessizlii;
! [kaberengde tn
yokla] mezarnda rahata uyu
[kaberlek] mezarlk
[kaberstan] kabristan
[kabere] kabir kazc,
mezarc
[kabiliyet] kabiliyet
[kabile] kabile
[kabilede] ayni ka
bileye mensup
[kabileelek] kabilecilik
[kabina] kabin
[kabinet] oda, kabine
[kabih] kabh, ok kt
[kabotaj] kabotaj
[kabotaj] kabotaj
[kabul] kabul; [kabul bul-] kabul olmak; [kabul it-] kabul etmek;
[kabul it] kabul etme
[kabulhane] bekleme
odas, kabul odas
- [kabz-] ate yakmak
[kabzg] 1. akmak;
2. buji
[kabzu] ateleyici
[kabk] kabuk

- [kabkan-] kabuklan
mak
[kabk] 1. kabuku; 2.
kabuk yiyici (bcek)
[kabm] lokma
[kabmlk] lokmalk
- [kabn-] alev almak
[kabrga] kaburga O
- [kabrgasn sa
na-] vurmak, dvmek;
[kabrgas krenep
tora] ok zayf;
[kabrgasn sanarlk] ka
burgalar saylacak kadar zayf
- [kabrgalkaml] gen kz ve erkek oyunu
[kabrk] 1. kabukuk; 2. ilik
[kavaler] kavalye
[kavalrist] svari,
atl adam
[kavaleristlara] svariler gibi
[kavaleriye] svari ta
km
[kavem] kavim
[kaverna] lop, boluk,
lopuk
[kavz] su deirmeni ka
nal, ark
[kavk] sa dibinde kan
kepek
- [kavklan-] kepeklen
mek
[kavm] az zaman, az va
kit, an
[kavn] kavun
- [kavn-karbz] ka
vun karpuz
[kavnlk] kavunluk,

127

postan
[kavmlk] kavunculuk

[kavrsn] 1. ku telei
sap; 2. plstik madde
- [kav-] kavumak
- [kavtr-] kavutur
mak
- [kagay-] kaskat olmak,
kurumak
- [kagayt-] kurutmak
[kaan] kaan
, [kaganat, ka
anlk] kaanlk
- [kak-] 1. kakmak; 2. itip kak
mak; 3. dmek; 4. rpmak
-- [kak-suk-] itip kakmak;
incitmek
[kagiyde] kaide;
[kagiyde bularak] kai
de olarak
- [kagl-] demek
[kaglgsz] 1. yedekin en gizlisi; 2. dokunulmaz
[kagilgisizlik]
dokunulmazlk
[kaglma] kaklma
[kaglmal] kaklmal
[kagl] ilgi, mnase
bet
- [kagn-] silkinmek, tozunu
almak, rpnmak
- [kada-] batrmak, sapla
mak
[kadav] ineli tak, ro
zet, firkete
I [kadak] ivi; fbN [kadak surg] ivi skc,
keser, kerpeten
II [kadak] 409 gramlk

arlk ls
[kadaklap] 409 gram
lk arlk lsyle
- [kadakla-] ivilemek O
[kadaklap
kuyganday] kmldamadan
[kadak] ivici
- [kadal-]1. batman, bak,
ok vb. batmak; 2. almaa a
lmak
- [kadaldr-] 1. batr
mak; 2. ldrmek
[kadaluan] alc
[kadau] aa ivi
[kader] kymet, kadir
[kaderle] kymetli, ka
dirli
- [kaderlen-] kymetlen
mek
- [kaderle-] hrmet, say
g gstermek; deer vermek;
[kaderlep] hrmet, kymet
gstererek; deer vererek
[kadersez] kymetsiz,
deersiz
- [kadersezlek] ky
metsizlik, deersizlik
- [kadersezle-] ky
met (deer) vermemek
- [kadersezlen-] ky
metsizlenmek, deersizlenmek
- [kader-hrmet]
kadir kymet, hrmet, sayg
I [kadet] Konstittsiyon
Demokratik Parti yesi
II [kadet] arlk Rusyas
Harp Akademisi talebesi
[kadim] kadim, eski
[kadime] gerici
[kadimelk] geri

128

cilik
[kadime] eskice ( okut
mak siub)
I [kadr] kadro
II [kadr] kadr
[kadril] bir eit dans,
oyun
[kader] kadar
[kaderge] kadarki
[kaderle] kadarlk
- [kay-] kaytan yapmak (dik
mek)
[kayz] hlamur aacnn
kaln kabuu
- [kayzla-] 1. hlamur
aac kabuunu ilemek; 2. mec.
derisi yzlene kadar dvmek
[kayzlag] rende
[kayk] kayk
[kayk] kayk
[kayn] kayn aac;
[kayn gmbese] kayn
mantar; [kayn i
lee] orman ilei, yabani ilek
[kaymaa] kayn bira
der
[kaymana] kaynana
[kaynata] kayn baba,
kaynata
[kayene] k kayn bira
der
[kaynige] grmce
[kayni] kadnn kk
erkek kardei, kayn birader
[kaynlk] kaynlk or
man
[kaynsar] kayn korusu
[kaynsengel] erke
in gelinden kk kz akrabas
- [kayr-] kanrmak

[kayrg] levye, kaldra


- [kayrt-] kanrtmak
- [kayr-] kannlmak $
[kayrlp unggan]
ok verimli
[kay] kay;
[kay yafrak] kay yaprakl bir tr
bitki
- [kaylan-] kaylan
mak
[kay] kay
[kaz] kaz
[kaza] kaza
I [kazak] 1. asker; 2. be
kr adam,
II [kazak] Kazak Trk
, [kazaki, kazakin] 1. eski Tatar askeri niforma
s; 2. yensiz kaftan
[kazamat] kla
[kazan] kazan
- [kazan-] kazanmak
[kazan] kazan
[kazan] kazanma,
muvaffakiyet
[kazayak] kazayak (bit
kisi)
[kazein] zamk, yaptr
c maddesi
I [kazna] hazine
II [kazna] kaide, taban
[kaznalk] kaidelik, ta
banlk
[kazuistik] hkim kur
nazl ile ilgili
[kazuistika] hkim kur
nazl
[kazus] mahkemece ara
trlmaya gerekli grlen i
[kazu] kazc

129

[kaz] 1. at sucuu; 2. be
ya birikintisi
- [kaz-] (yet) kazmak, kaz
mak; an- [kazp al-] kazp
bulmak; - [kazp gar-] kazp karmak
[kazy] kad, hkim
[kazk] kazk;
[kazk te] kpek di;
[kazk iten] kazk it
[kazldk] kaz bulun
tusu, kaznt
I [kazlma] yol ukuru
II [kazlma] kazda bu
lunan (nesne)
[kazlk] at sucuu
- [kazn-] kaznmak
[kaznt] kaznt
[kay] hangi; [kay
arada] ne kadar ksa zamanda
[kayber] her hangi bir
() [kaybere(ler)]
her hangi bir (adamlar)
[kayvakt] ne zaman,
her hangi zaman
[kayvaktta] her han
gi bir zamanda
[kayg] kayg, dert, fel
ket, bel, znt; [kaygga ter-] kaygya dr
mek; -[|
urtakla-] derdini paylamak, dert
rtakl etmek
[kaygl] kaygl, dertli
- [kaygr-] dertlenmek,
kayg duymak, zlmek
- [kaygrt-] dnmek;
2en (ihtimam) gstermek
[kaygrtul] zenli
[kaygrtuan] zen

dende

gsteren
[kagsz] kaygsz, der
tsiz
[kaygszlk] kay
gszlk
- [kaygi-hesret] kay
g ve hasret, znt
[kayda] nerede
[kaydadr] nerededir
[kayda n] nereden
[kaydandr] nereden
dir
[kayma] kaytan ilenen
kenar
[kaymak] kaymak
- [kaymala-] kaytan ile
mek
[kaymal] kaytanl
- [kaymk-] (kol, ayak, e l
vb.) kmak
- [kaym ktr-] (kol,
ayak, e l vb.) karmak
[kaynagan] kaynak,
kaynam, kaynar
[kaynamagan] kay
namayan
[kaynar] kaynar;
[kaynar ime] scak pnar
- [kayna-] kaynamak
- [kaynarlan-] kaynar
olmak
- [kaynarlat-] stmak
- [kaynat-] kaynatmak
[kaynatk] kaynatc
[kaynatma] kaynatma
- [kayna-] kaynamak
- [kayra-] bileilemek
[kayrag] bilei leti
[kayrak] 1. bilei ta; 2.
kayrak; ekmein kzarm alt ks

130

m
[kayrak] bileici, bi
lei yapan kimse
[kayrau] bileici, bileileyici
[kayn] hlamur vb. aacn
ilenmee yarar kabuu; katla
trlm deri; [kayr
korti] kabuk kurdu;
[kayr kabk] sert kabuk;
[kayr tun] sert deriden yap
lan elbise
- [kayrl-] kanrlmak, bu
rulmak
[kays] hangi, hangisi O
[kays kaya] her tarafa,
bertaraf
[kaysbr] hangi biri
[kaysdr] bilmem
hangisi (kim )
- [kayt-] geri dnmek;
- [kaytp kit-] eve dnmek;
- [kaytp t-] anszn
dnmek
[kaytavaz] yank, eko
() [kayta(dan)] yeniden,
tekrar
- [kaytar-] evirmek, ide
etmek, dndrmek
[kaytarg] para st
[kaytarg] yanstc
(/et)
[kaytarma] 1. evirme;
2. para st
[kaytarmal] evir
meli, ideli
[kaytma] yeniden gelen
(olan)
[kaytm] yatrm kr
(g e ri vermesi)

.
I [kayt] dnme
II [kayt] kk, az
[kaytly] dnd
zaman
[kayagnda] ayr
ayr vakitte
[kayak] ayr ayr vakit
[kayakta] ayr ayr va
kitte
[kayan] ne zaman
[kayanga] ne zamana
[kayangaa] ne za
mana kadar
[kayang] ne zamanki
[kayandr] ne za
mandr
[kayannan] ne za
mandan (beri)
[kay] makas
I [kak] pestil
II [kak] st dz ve sert olan
(nesne)
[kakadu] Gney Amerika
tut kuu
[kakao] kakao
- [kakla-] kurutmak
[kaklagan] pestillemi
- [kaklan-] kurumak, pes
tillemek O -[lanp utr-] kaklp kalmak
- [kaks-] bayatlamak
[kaksgan] bozularak
kuruyan, sertleen (yiyecek)
[kaksk] kurumu, sert
lemi, bozulmu, bayat
[kakts] kakts
[kakt] yuvarlak piiri
len pestil
[kaka] kuru (kimse)
- [kakalan-] kurumak.

? !

131

sertlemek
- [kaka-] kuruyup geve
mek
[kakagan] kuruyup
gevemi
[kak] yaprakl bir tr yeye
cek bitki
- [kaklda-] gaklamak
- [kakr-] aksrmak
[kakrk] balgam
- [kakrn-] aksrk kar
mak
-[kal-] 1. kalmak; 2. yardmc
fiil
[kala] kasaba , kale
[kalay] teneke
[kalay kz] duygusuz ve b
yk gz; [kalay ete]
teneke horoz, lafazan
- [kalayla-] teneke kap
lamak
- [kalaylan-] parlda
mak
[kalayl] tenekeli
[kalay] tenekeci
[kalak] yass ve uzun olup
ksa sapl tahta krek;
[kalak syege] krek kemii
[kalambur] kalambor
[kalana] kule (itfaiye
vb. iin)
[kala] 1. simit; 2. pide
[kala] 1. simiti; 2.
Pideci
[kalgan] kalm, artk
- [kalgan-poskan]
ar*k, krnt
- [kalg-] ( oturup) uyukla
mak
[kaldk] 1. artk; 2. kesir

- [kaldk-postk]
artk, krnt
- [kaldr-] brakmak
[kaleydoskop] i
ek drbn
[kalendar'] takvim
[kalibr] kalibre, ap;
[kalibr leg] ka
libre ls
- [kalibrla-] ap lmek
[kalibrlag] kalibre
veya ap ayn hle getiren let
[kalibrlau] kalib
re ustas
[kaliy] potasyum
[kaliyl] potasyumlu
[kalkav] olta mantar
[kalkan] kalkan
[kalkansman] kal
kan gibi
[kalku] kalkk, yksek O
- [kalku itep krset-] bir tarafn ayrp daha iyi
gstermek
[kalkul] stn olan,
yksek
[kalkulk] ykseklik;
plto
- [kalkn-] ykselmek;
kalknmak
- [kalk-] kalkmak, yksel
mek; - [kalkp k-] or
taya kmak
- [kalkt-] ykseltmek
[kalligraf] hattat
[kalligrafik] hat
tatlk ile ilgili
[kalligrafiye] hatta
tlk
[kaloriye] kalori

132

[kaloriyele] kalorili
[kaloriyesez] kalorisiz
[kalo] bk.
[kalpak] kalpak, balk
[kalta] kuak veya kemere
aslan kese
- [kaltay-] gnete kuru
yarak kvrlmak
- [kaltra-] titremek;
- [kaltrap tor-] titremek
(devam l)
[kaitravk] titrek;
[kaitravk eek] titrek iek (b itk i)
[kaltravkl] titre
kli, titreimli
- [kaltran-] kendi ken
dine titremek
- [kaltrat-] titretmek
[kaltraul] titremeli
[kaltra] kaltra
[kalfak] kz bal
[kalfak] balk
[kalan] okluk, sadak
[kalm] kalm
[kaln] kaln;
[kaln suzk] kaln ses <>
[kaln tirele] kaln derili
- [kalnay-] kalnlamak
- [kalnayt-] kalnlatr
mak
[kalnlk] kalnlk
[kalp] kalp; biim
- [kalpla-] 1. kalpla
mak; 2. mec. aldatmak
- [kalpla-] kalpla
mak, ekillenmek
[kalpl] kalpl
- [kal-] geri kalmak

[kai'ga] kale, hisar


[kal'ka] 1. geirme ka.
d; 2. gr. taklit
- [kalkala-] 1. geirmek; 2. taklit etmek
- [kal'kalatr-]
taklit etmek
[kal'kulyator] hesap
makinesi
[kal'kulyatsiye] he
saplama
- [kalkulyatsiyele-] hesaplamak
[kal'son] i amar, i
donu
[kal'tsiy] kalsiyum
[kal'tsiyl] kalsiyumlu
[kalem] kalem;
[kalem sabi] kalem sap;
[kalem savt] kalem
kutusu [kalem ka]
kalem ile izildii ka;
() [kalem bal (haki)] kalem
hakk; - [kalem tibret-] kalem oynatmak;
[kalemde] yaz arkadal
[kala] etin en lezzetli ye
ri
- [kalcay-] arplmak
- [kalcayt-] arptrmak
[kam] kam, aman
[kama] 1. su samuru; 2.
yaka veya etek postu; [kama tot-] elbise yakasna, etek
lerine ve brke su samuru krk
geirmek
- [kama-] kapamak, kuat
mak
[kamak] 1. soba kub
besi; 2. az tavan, damak kub

besi

133

- I [kamala-] kuatp al
mak
- II [kamala-] su samuru
derisi ile sslemek
[kamal] kuatma
iinde bulunma
I [kamau] kuatma
II [kamau] gveiye oyun
etmek ve onu bylemek
I [kamaul] 1. kuatmal; 2. mat. kapal
II [kamaul] birinci ve
drdnc msral ayn kafiyeli kta
- [kama-] kamamak
- [kamatr-] kamatr
mak
[kambala] kalkan bal
[kamvol1] ince ynl do
kuma
[kemeliye] kamelya
[kamera] 1. hcre; 2. ka
mera
[kamerton] diyapazon
[kamzul] gmlek stne
giyilen yensiz ve yakasz st giyi
mi, yelek
[kamil] kmil
[kamillek] kmillik
- [kamille-] olgunla
mak, yetkinlemek
- [kamilleter-] ol9unlatrmak
[karnin] ispirto oca
[kamka] 1. ssl ipek ku
ma; 2. in ipei; 3. uur bcei
[kampaniye] 1. kamPanya; 2. ksa mddetli arpma
[kampaniyeel]
ampanyaya dkn

[kampaniyeelk] kampanyaclk
[kamsa] hami ( bal)
[kamuflyaj] kamuflj
[kamfara] kfur
[kamadal] Kamatka
yarmadasnda yaayan kii
[kamat] 1. kenarna su
samuru krk dikilmi brk; 2. bir
cins su samuru;
[kamat brek] su samuru krkn
den yaplm brk
[kam] kam
- [kamla-] kamla
mak
[kamil] 1. tahl bitkilerinin
sap; 2. anz
[kamillik] anzlk
[kamr] hamur;
[kamr aga] kzlck O
[kamr batr] 1. bir ma
sal kahraman; 2. gsz, ama
cesur (kimse)', [kamr bulgan] hamur olmu; yumu
am
[kamrlk] 1. hamurluk; 2. kzlck biten yer
- [kamrlan-] hamur gi
bi olmak
[kamt] hamut;
() [kamt ayak(l)] hamut
ayakl, raitizm hastalna yaka
lanm
- [kamtla-] hamutlamak
[kam] kam;
[kam pg] kam
kuu
[kamlk] kamlk
[kan] kan; - (cay-)
[kan ber- (sau-)] kzarmak;

134

[kan koyu] kan dkme;


[kan eylenee] kan do
lam, kan devran [kan ylat-] kan alatmak; ikan yot-] kan yutma, derde u
ramak; - [kan kaynat-]
fkelendirmek, kzdrmak; [kan kat-] merhametsiz olmak;
- [kan kostr-] kan kus
turmak; [kan e-] kan i
mek, kan emmek; [kanga toz sal-] yaraya tuz bas
mak
- [kana-] kanamak
[kanal] kanal
[kanalizatsiye] ka
nalizasyon
- [kanalizatsiyele-] kanallar amak
I [kanat] urgan, kement
II [kanat] kanat
- [kanat astna al-] ka
nat altna almak; [kanatn kayr-] kolunu kanadn
kurutmak
[kanatayakllar]
kanat ayakllar
- [kanatlan-] kanatlan
mak
- [kanatlandr-] ka
natlandrmak
I [kanatl] kanatl
II [kanatl] urganl, kementli O [kanatl sz]
veciz, vecize
[kan'atm] dostum
- [kanat-] kanatmak
[kanva] 1. kanavie; 2. ze
min
[kanga] doyuncaya

kadar
[kandala] tahta kurusu;
[kandala oyas] tah
ta kurusu yuvas;
[kandala lene] tahta kurusu ld
ren ot
[kandidat] aday
[kandidatlk] aday
lk
[kandidatura] aday,
aday
;
[kandil] kandil
[kaneke] vampir
[kanikul] tatil
[kanitel] 1. ince ip; 2.
mec. kark i
[kanifol] yayl sazda
yalama maddesi
- [kanifolle-] mzik
leti telini yalamak
[kankoyg] kan d
kc
[kankortk] mec.
kan kurutucu
- [kanlan-] kanlanmak
[kanl] kanl
[kanl ya] kanl ya
[kannibal] yamyam
[kanniballk] yam
yamlk
[kanonada] toplarla
ate etme
[kanonerka] gambot
[kanoe] kanova
[kansz] kansz
- [kanszlan-] kansz
lanmak
- [kanszlandr-]
kanszlandrmak
[kanszlk] kanszlk

135

- [kansra-] kann akt


mak, kanlanmak
[kant] elbiseye yamalarla
yaplan ssleme
[kantamr] damar
I [kantar] kantar, 50 kg.
lk arlk birimi
II [kantar] 1. kantar; 2.
balk topak topra
- [kantarlan-] kantarlanmak
[kantarl] srlm
yerdeki topak toprakl
[kantata] kantat
[kanton] 1. kanton; 2.
XVIII-XIX asrlarda Bakurt, Mier
ve Tatarlar'dan alnp eitilen as
ker
[kanun] kanun
- [kanunla-] kanun
lamak
- [kanunlatr-] ka
nunlatrmak
[kanunl] kanunlu, ka
nuni
[kantselyariye] kanilarya, kalem
[kantselyariyeelek] brokrasicilik
[kantslr] anslye
[kantslerlk] anslyelik
- I [kank-] kin duymak
- II [kank-] gzlerine kan
brmek
[kanegat] kanaat, kank
[kanegatle] kanaatli,
kanaatkr
[kanegat'lek] kanaatlilik

- [kanegat'len-] kan
mak, doymak, tatmin ve memnun
olmak
- [kanegat'lender-] kandrmak, doyurmak, tatmin
ve memnun etmek
[kanegat'sez] kanaatsiz
[kanegat'sezlek]
kanaatsizlik
- [kanegat'sezlen-] doyumsuzluk, tatminsizlik et
mek
[kanefer] karanfil
[kanefereler]
karanfilgiller
[kaolin] kaolin
I [kap] byk uval
II [kap] kap, kutu
- [kap-] kapmak, aza al
mak, yemek dilemek, srmak,
yutmak
[kapella] mzik top
luluu
[kapillyar] klcal da
mar
[kapillyarlk] klcal
damarl olma
[kapital] kapital, ser
maye
[kapitalizm] kapi
talizm
[kapitalist] kapitalist
[kapitalistik] kapi
talist (kapitalizm ) ~ (s)i
- [kapitalla-] kapitallemek
- [kapitallatr-]
kapitalletirmek
[kapital'] temel

136

[kapitan] 1. yzba; 2.
kaptan
[kapitulyant] teslimi
yeti
[kapitulyantlk]
teslimiyetilik
[kapitulyantl]
teslimiyete dkn
[kapitulyatsiye] tes
limiyet
- [kap-yot] a gzl
[kapka] kap, cmle kap
s; [kapka ast] kap
alt O
[kapka baganalar brtugan] kap
bir komu
[kapka] kapak
[kapka] kapc
[kapkorsak] obur, i
man
[kapkn] kapan
- [kapla-] kaplamak, ka
patmak
[kaplav] kaplayc
kapak
[kaplam] kaplama
[kaplama] cep kapa
[kaplan] pars
- [kaplan-] 1. kapanmak;
2. lmek; - [sulu kap
lan-] soluu durmak, lmek
[kaplanp kitkere-]
yklsn gitsin!
- [kaplandr-] devir
mek, ykmak
- [kaplat-] 1. kaplatmak,
kapattrmak; 2. sr vb. iftletir
mek
[kaplaul] kapatlm
- [kapma-kar] kar

karya
[kapot] kaput
[kapral] onba
[kapriz] kapris
[kaprizl] kaprisli
[kapron] sentetik kuma
[kapsyul'] kapsl
- I [kaptr-] 1. kopalamak; 2. balk tutmak
- II [kaptr-] aza ver
mek
[kaptrg] mandal;
kopa
[kaptrma] kopa
- [kaptrmala-] kopalamak
[kaptrmal] kopal
- [kaptrn-] kopalanmak
[kapu] ok byk kap; ka
le vb. kaps; kale
[kapk] uval
[kapktk] uvallk
[kapav] duyarga
- [kapa-] dokunmak, duy
mak
- [kapan-] duyulmak,
dokunmak
() [kapl(t)] birden bire,
anszn
[kar] kar; [kar baz]
kar kuyusu; [kar su blen yulgan] erimi
kar suyu ile ykanm;
[karday ak] kar gibi beyaz, bem
beyaz
I [kara] kara, siyah;
[kara balk] kara balk;
[kara brlgen] kara

137

brtlen; [kara su] gz


hastal; [kara tal] bir
cins st, kara st;
[kara rdek] bir cins yabani rdek
^ [kara altn] petrol;
() [kara yrek(le)]
kt niyetli; [kara elej
kt niyetli (dnceli);
[kara yagu] kara alma
II [kara] mrekkep;
[kara savt] mrekkep hok
kas
- [kara-] bakmak, seyret
mek; [karap toru]
bakp duran, isiz; [karap ster-] bakp bytmek;
[karar kzge] d g
rn
[karaba] bir cins ka
m
[karabin] ksa namlulu
tfek, karabina
[karaboday] kara
buday
[karabrek] tc bir
cins ku
[karavat] kerevet
[karavl] nbeti, bek
i; karakol
- [karavlla-] bekle
mek, nbet tutmak
[karavllk] karakol
luk
[karavl] nbeti
[karav] hizmeti kad'n, cariye
[karagay] melez aa,
am
[karagaylk] melez
aa biten yer

[karaganda] oran
layarak, nisbetle
[karagat] kara frenk z
m
[karaga] karaaa
[karagruh] eski Rusyada ar ve Ortodokslua dkn
olanlar grubu
[karagruh] ar ve
ortodoksluk taraftar
[karagruhlk]
arclk ve ortodoksuluk
- [karay-] 1. kararmak; 2.
kirlenmek
[karak] hrsz, harami
- [kara-kar] kar
karya; - - [karakar kil-] kar karya gelmek;
- [kara kar y]
adamlarnn kaps kar karya
bakan ve ayn salona alan odal
ev
[karaklk] hrszlk;
- [karaklk it-] hrszlk
etmek
[karakort] kara kurt
[karako] kara ku, kar
tal
- [kara-kukl] kara
kzl
- [kara-kren] kara
kahverengi
[karakl] 1. bir cins ko
yun; 2. astragan krk
[karaklelek] karakulculuk
- [karal-] 1. kararmak; 2.
kirlenmek
- [karala-] karalamak
[karalama] karalama;

138

taslak
[karale] bak hale!
- [karalt-] karartmak
[karalt] yap, bina
- [karalt-kura] bina
ve duvar
[karaiuan] kararma
a msait
[karalu] asker aday
[karal] karal
[karalk] karalk
[karal] bakmllk
[karalc m] karaya a
lar
[karama] bir cins aa
[karamanda] ida
resi altnda, zerinde
[karamay] petrol
[karamastan] ra
men
[karamel] karamel
[karamk] karart
[karam k] kara lekeler
yapan hastalk
- [karan-] baknmak
[karanda] kurun ka
lem
[karantin] karantina
[karap] bakarak
[karar] karar; [karar it-] karar etmek (yapmak)
- [kararla-] kararla
mak
[karasu] karaya alar;
esmer
[karat] krat
- [karat-] baktrmak, itaat
ettirmek
[karata] hakknda, dair,
ait

() [karatut(l)] esmer,
yaz
[karat] kk bir cins
kara gsl ku
[kara] kara koyun
[karaay] Karaay
[karak] korkuluk
[karakl] kararan
(mes. yaprak)
[karakllan-]
(yaprak) kararmak
[karaman] esmer
[kara] mavir, han se
ici kurulu
[kara] bakm; bak, g
r
- [kara-] bakmak
[karacilek] keiyemii
[karacime] erikkurusu
[karangg] karanlk
- [karangglan-] ka
ranlklanmak, karanlk olmak,
- [karanggla-] karanlklamak, karanlk yapmak
[karangglk] karan
lk
- [karangglyaktl] alaca karanlk
[karbid] karpit
[karbike] karkz, kardan
yaplan kz
[karbol] temizleyici asit
[karbz] karpuz
[karbz] karpuzcu
[karbzlk] kar
puzculuk
[karbyurator] karb
ratr
[karga] karga; -

139

[karga born] bir eit bitki;


[karga milee] mr
ver
- [karga-] beddua etmek,
kargamak
[karga born] karga
burnu, kska
- [kargan-] beddua etmek,
karganmak
[karg] beddua, karg
[kargl] beddual,
kargl, kahrl
[kardan] kardan
[kardanl] kardanl
[kardinal] kardinal
[kardinal'] temelden,
en nemli
[kardiogramma]
kardiyogram
[karde] karde; erkek
karde
[kardelek] kardelik
[kardelere] kar
deler gibi
- [karde-ru] hsm,
akraba
- [karde-rusz]
hsmsz akrabasz
[] dirsekten parmak
ucuna kadar l biriminin drt kat
uzunluu
[karende] bk.
[kareta] ssl at arabas,
kupa araba
[karkatura] karikatr
[kankatural] kar'katrl
[karkaturalk]
karikatrlk

[karkatura] ka
rikatrc
() [kari(e)] kri; okuyucu;
Kur'an okuyucu
[karkas] karkas
- [karklda-] gaklamak
- [karlan-] karlanmak
[karl] karl
- [karl-bozl] karl
ve buzlu, dolulu (yamu/)
- [karl-buranl]
karl frtnal
[karlgan] frenk zm
[karlga] krlang
- [karlk-] ( souktan) se
si kslp deimek
- [karma-] elle yoklamak
[karmak] olta;
[karmak sabi] olta sap
can-[karmak sal-] olta atmak;
- [karmakka kap-] ol
tay yutmak, aldanmak
[karmav] dokuna
- [karmala-] bk.
[karnaval] karnaval
[karp] sazan bal
I [karsak] bask
II [karsak] bir cins tilki,
bozkr tilkisi
[kart] yal, ihtiyar, kart O
[kart bre] yal kurt, ii
ni iyi bilen; [kart tlke]
yal tilki, ok kurnaz;
[kart pk] tecrbeli (kimse)
[karta] harita
[karta] gevi getirici hay
vanlarn ikembesi
- [kartay-] yalanmak, kart
olmak
- [kartayt] yalandrmak,

140

kartlatrmak
[kartel'] kartel
[karter] karter
[karterl] karterl (mo
tor)
[karte] sama
[kartina] tablo, manzara
[kartinka] kitap iindeki
resim, fotoraf; gzel (nesne)
- [kart-kon] yallar
[kartlara] yallar gi
bi
[kartla] moruk
[kartlk] yallk
[kartogramma] ha
rita verileri
[kartografiye] ha
ritaclk
[karton] karton
[katon] kartoncu
[kartoteka] kartatek
[kartoka] kart
- [kartsn-] yal grmek,
yal saymak
[kartuz] glgelii sert
apka
[karu] 1. kar koyma, ta
hamml; 2. kesin karlk;
- [karu kaytar-] karlk ver
mek
[karusz] 1. ksz; 2.
karlk veremeyen (kimse)
[karuszlk] karlk
verememe hli
- [karula-] kesin kar
lk vermeye almak
[karun] karun, ok zengin
ve tamahkr (kimse)
[kartser] hapishanede
hcre, hapis yeri, ayr hcre

[karga] atmaca; .
[karga born] karga
burun
[kark] yal kadn
- [kark-kork]
yal kadnlar
[karklara] yal
kadnlar gibi
I [kar] kar; [kar al-] karlamak; [kar kuy-] kar koymak;
- [kar kil-] kar gelmek;
- [kar tor-] kendisini kar
koymak; -fkar t-]
kar koymak, kar olmak;
- [kar k-] kar kmak
II [kar] kar (edat)
[karga] karya
[karda] kar tarafdaki
- [karla-] karlamak
- [karlan-] karlan
mak
[karlk] karlk
[karlkl] karlkl
[karnda] karsnda
[karndag] kar
sndaki
[karsna] kars
na
[karz] bor
[kary] ok yal (kimse)',
[kary kz lene]
koca kar otu
[karylk] ok yal ol
ma
- [kark-] (hayvanlar iin)
cins istek duymak
[karmta] kendisinden
yamalanm mal yamalama

141

[karn] karn; [karn a-] karn amak


[karnda] karde
[karndk] 1. diyafram;
2 . pencere
[karnk] hrltl
[kannk] karnck
[kar] kar
- [kar-] 1. kar olmak;
2 .karmak, sarmamak
- [karla-] karlamak
[karlavk] trtl;
karlayarak yryen kurt
[karyer] ta ve maden
oca
[karyera] kariyer, rtbe
[karyera] kariyer
(rtbe) gzetici
[karyerist] kariyer ve
rtbe dkn
[karyeristlk] rtbecilik
[karye] ky
[kas] kt niyetli
[kaska] kask, mifer
[kasmak] 1. kazmk; 2.
stn yznde toplanan yal kat
man
- [kasmaklan-] yap
mak; kaymak tutmak
[kassa] kasa, vezne, gie
[kassap] kasap
[kassatsion] temyizli
[kassatsiye] temyiz
[kasseta] kaset
[kassir] kasac, vezneci
[kast] kast, kastetme, mak
sat
[kasta] kast
[kastor] hint ya

[kastryul] kuane,
tencere
[kask] kask
[kase] kse
[kat] kat
-1[kat-] katlamak, donmak;
kirlenmek; mec. lmek
- II [kat-] katmak, (ip) bkmek
I [kata] ksa konlu kee
izme
II [kata] boyunca, katarak,
geirerek
[kataklizm] tufan
[katakomba] yer alt
evi
[katalog] katalog
[katapulta] katapolt;
su sratma leti, szg
[katay] bir bakurt kabi
lesi
[katar] katar; ingin
[katastrofa] kaza,
felket
[katastrofal] ka
zal, felketli
[katastrofik] kaza
ile ilgi, felket ile ilgili
[katafalk] katafalk, ce
naze arabas
[katgy] kat, kesin
[katgylk] katlik, ke
sinlik
[katgoriye] kategori
[katel] katletme, ldrme
[kater] srat motoru
[katt] dik gende bir bi
rine dik kenarlar
[katetr] sonda
[katib] sekreter
[katibe] sekreter kz

142

[katkak] kuru balk


[katkanak] kuru bal
kl (yot)
- [kat-kat] kat kat
- I [katla-] katlamak
- II [katla-J tabakalandrmak, st ste ymak
[katlam] kat, tabaka; kat
man
[katlama] katlamal ye
mek
- [katlam-katlam]
kat kat; katman katman
- [katlamla-] tabakalamak
[katlaml] katl, taba
kal
- [katlan-] tabakalanmak
[katlau] katlama, kat
man; tabaka
- [katlau-katlau]
katlama katlama, katman katman
- [katlaulan-] karmamak, giriftlenmek, etinlemek
- [katlaulandr-]
katlamalandrmak, karmatrmak,
giriftletirmek, etinletirmek
[katlaul] katlamal, gi
rift, aprak
[katlaullk] karma
klk
- [katl-katl] katl
katl, katmanl katmanl
[katnar] ekme kat
I [katna] karma, dahil
II [katna] kark
- [katna-] katlmak, gir
mek, dahil olmak
[katnalk] karklk
[katnama] karma

[katnamaulk] karmazlk
- [katnatr-] kartr
mak, dahil etmek
[katnau] dahil olu
cu, karc
[katna] katlan, gj.
ren, dahil olan
[katod] katod
[katodl] katodlu
I [katok] patinaj yeri
II [katok] merdane, silindir
- [katokla-] patinaj yap
mak, silindirlemek
[katolik] katolik
[katoliklk] katoliklik
[katorga] krek cezas
[katorjan] krek ceza
sna mahkm (kimse)
[katre] katre
[katu] nefes durma hasta
l,nefes darl
[katuka] bobin, ma
kara
[kat] 1. sert, kat, koyu; 2.
merhametsiz; 3. iddetli
[kat begr'le] merha
metsiz; [kat born]
domuz; [kat kull]
despot
[katiyi] ktil, cni
[katk] yourt
- [katklan-] yourt ol
mak
[katkl] yourtlu (.ye
mek)
- [kat-kot] bayat
- [katl-] 1. yourtlanmak;
2. dahil olmak
- [katlan-] katlanmak

143

[katlk] katlk
[katma] nezdine, huzuru
na
[katnda] nezdinde, hu
zurunda
[katnnan] nezdinden,
huzurundan
- [katr-] katlatrmak,
salamlatrmak
[katrg] karton
[kat] katma, dahil olma
KaTbiu-[kat-] birlikte katlmak
- [kattr-] kartr
mak, dahil ettirmek
[katyua] katyua fze
si (topu)
[kau] 1. kav; 2. kuru ot; 3.
deri deitiren hayvanlarn dei
tirdikleri deri, kabuk
- [kauvdarlan-] acele
etmek, tellanmak
[kaudarlk] telllk,
acelecilik
- [kaula-] kovalamak
[kaury] ku telei, te
leke; - [kaury gar-]
ty karmak (ku vb.)\
[kaury kalem] ty kalem
[kaurysman] tyebenzer
[kauuk] kauuk
[kauukl] kauuklu
- [kaua-] akna dn
mek; gevemek
- [kauat-] akna dn
drmek; gevetmek
[kafe] kahvehane; ayha
ne
[kafedra] blm
[katedral] katedral

[kafeteriy] kafeterya
[kafehane] kahveha
ne
[kaftan] kaftan
-1 [ka-] kamak
- II [ka-] (hayvanlar iin) if
tlemek
[kaak] kaak
[kakn] askerden ve de
vlet iinden kaak
[kaknlk] kaakllk,
kaknlk
[kar] katr
-1 [kar-] karmak
- II [kar-] gizlemek, sak
lamak; (hayvanlar iin) iftletir
mek
[ka] kamaca (oyun),
komaca
[kal] kamacal,
komacal
[ka] ka O [ka imer-] ka atmak
[kaaga] kap (pencere)
kemerini ssleme eleman
[kaalot] amber bal
[kabau] alnlk
[kaemir] kamir
[kaka] aln aktmas olan
at
[kakalak] su tavuu
[kakary] kagar gl
[kaki] keke
[kalak] yama, da ya
mac
[kane] boyun atks
[katan] kestane; kesta
ne rengi
[katanlk] kestane
lik

144

[kak] kak;
[kak umar] kak lokma
s; [kak yasau]
kak; - [kak-ayak]
kak ve testi
[kak] kak
- [kan-] kanmak
[kayul] nakl, kaytanl
[kayuta] kamara, kabin
[kaya] nereye
[kayadr] nereyedir
[kayaz] byklbalk
[kayan] nereden
- [kangglda-] gakla
mak
- [kanggr-] yersiz yurtsuz
olmak, gurbet ekmek;
- [kanggrp yre-] yersiz
yurtsz gezmek
[kaharman] kahraman
[kaharmanlk] kah
ramanlk
[kaharmannara] kahramanlar gibi
[kahve] kahve
[kahvehane] kahve
hane
[kahkahe] kahkaha
[kaher] kahr O
() [kaher sukkan (sukkr)] kahr demi, kahrolas
[kaherle] kahrl; mer
hametsiz
- [kaherle-] kahr etmek
- [kaherlen-] kahrlan
mak
[kvadrant] tekerin drt
te biri
[kvadrat] kare; drdl
- [kvadratla-] kare

-
yapmak; - [kvadratlap-oyalap] kareleyerek yuvalayarak
[kvadratl] kareli; dr
dl eklinde
[kvalifikatsion]
tavsif ~(s)i
[kvalifikatsiye]
tavsif, dereceleri ayrma
[kvalfikatsiyel] meslekli (uzman)', ehliyetli
- [kvalifikatsiyele-] kalitesini tabir etmek, nitele
mek, mesleini bildirmek
[kvalifikatsiyesez] mesleksiz,vasfsz
[kvant] kvantum
[kvartal] 1. mahalle; 2.
aylk sre, yln drtte biri, ey
rei
[kvartet] mz. drtl ...
[kvartir] daire, ev
[kvarts] kuvars
[kvartsl] kuvarsl
[kvas] iine ekmek konu
larak yaplan alkolsz iki
[kvintet] mz. beli
[kvitantsiye] makbuz,
alnd
[kvorum] yeter say
[kebek] gibi
[kebi] gibi
[kegelban] bovling
oyunu
[kegl] kk topuk
[kedr] sedir aac
[keks] kek
[kel] mecus duas
[kelt] kldr (ses)
- [kelter-kelter] fcl-

e/rrePfl

145

dr kldr (ses)
- [keltere-] kldr kldr et
mek
- [kelt-kelt] tk tk; - [kelt-kelt it-] tk tk etmek
- [kele-] 1. mecus duas
etmek; 2. dilenmek
[kele] kap engeli
[keley] zamk, yaptrc
- [keleyle-] yaptrmak
[keleyme] da, damga
[keleymele] dal,
damgal
- [keleymele-] dala
mak, damgalamak
[kelem] kilim
[keleme] kilimci
- [kelen] dilenmek
[kelene] dilenci
[kelenel] 1. dilenme
e dkn; 2. kendi kendine eilip
kalkan bir tr bitki
[kelet]1. kiler; 2. gerdek
[kelete] kilerci
[kelee] kerpeten
[kele] mecus kurban
bayram; [kele yort]
mecus tapna
[kelelek] mecus kur
banlk
[kem] kim
[kemder] kimdir
[kemneke] kiminki
[kemse] kimse
[kendek] gbek;
[kendek ebise] gbek ke
sen ebe O
tkndeklere yabkan] bir birinden
1 iki kimse
[kendeke] gbek ebe

si
[kene] ancak, yalnz, sade
ce
[kenege] hesap defteri
[keneri] kanarya;
[keneri lene] kanarya
otu
[kepka] kep, apka
[ker] 1. kir, pislik; 2. ykan
m ey; [kr yuu]
amarc
[ker-] girmek
[keramik] seramik
[keramika] inicilik
- [kerdele-ktl] girdili ktl, zikzakli; sebatsz
[kerem] gelir, varidat
-1 [kerem-gm] ge
lir ve giderler
I [kere] girimek, bala
mak
II [kere] 1. yay kirii; 2.
dil altndaki et
- I [kere-] girimek, ba
lamak
- II [kere-] girimek, kar
mak
[kerele] girili, yakn
- [kereter-] sklatr
mak
[kerle] kirli
- [kerlen-] kirlenmek
- [kerlender-] kirlen
dirmek
[kerlenen] kirlen
meye meyilli
[kem] tahlil iin yer altn
dan boru ile alnan toprak
[kerogaz] motorin ile su
stcs

146

[kerosin] motorin
[kerosinka] motorin
ile su stcs; gaz oa
[kerosin] motorin
satcs
[kerpe] kirpi
- [kerpelen-] dik duru
ma gelmek
[kersez] kiriz
[kersezlek] kirsizlik
- kert-] 1. sokmak, iine al
mak; 2. tecavz etmek
[kertem] deme, yatr
ma, kayt creti, giri creti
- [kert-kert] krt krt;
- - [kert-kert it-] krt krt
etmek
[kerfek] kirpik;
- [kerfek te kakma-] gz
krpmamak, hi uyumamak
[kerfekle] kirpikli
[keren] kirlenmeye m
sait ( nesnej, kir tutan
[keren] krem
[keren] yemee lezzet ve
ren bir cins kkl bitki, acrga
- [kerenle-] acrga koy
mak
[kre] 1. kire; 2. kiremit
dme
[kereen] krein tatar;
hristiyanlam trk
[keree]da krlangc
[keree] 1. zpkn; 2.
kk gemi apas
[kesiye] 1. kese, torba; 2.
hrsz;et hrszl yapan bir ku
[kesson] keson
[kese] cep;
[kese kara] cep hrsz, cepci

[kesese bu] parasz;


- [kesee suk-] keseye
dokunmak, pahal olmak;
[kesese kaln] paras ok,
cebi ikin;
[kesese takraygan] kesesi tamta
kr; [kesee kergen]
hrszlk yapm
[kesel] niastadan yap
lan bir eit iimlik, tatl
[kta] som bal
[ktgut] ameliyatta kulla
nlan organik iplik
- [ketrde-] ktrdamak
[kterdevk] katr
helva; dondurma klh
- [ktrdet-] ktrdatmak
- [ktr-ktr] ktr
ktr
- [keti- keti] gd gd
[ketkeldek] kkrdak,
kikirdek
- [ktklde-] kkrda
mak, kikirdemek
- [ket-ket] kkr kkr, kikir
kikir; - Ken-[ket-kt kl-] kkr
kkr (k ik irk ik ir) glmek
[ketek] tavuk ve tavan
gibi hayvanlar iin yaplan kkkulbe, tnek
[keteklek] tnektik
[kefal] kefal
[kefir] kefir (b ir eit yo u rt)
[kee] kk; [keetei] kk dil
[keek] ufak, kk
[keelek] alak g n l'
llk
[klekle] alak '

147

nll
- [keerey-] klmek
- [keereyt-] kltmek
[keereytke] k
ltc

[kekentey] ok k
k, mini, minik
[kekene] kke, k
k
[kekeneden] k
klk andan
[kekenelek] kk
lk
[keteki] mini mini, pek
kk
[ke] samur; samur krk
[ke] 1. kii; 2. yabanc
kimse, bakas O
[ke aldnda] bakas nnde;
- [kese bul-] adam ol
mak; [kee isebene] adam yerine; - [kee
it-] adam etmek;
- [kee kulna kal-] adamn s
tne kalmak
- [kee-kara] halk ve
bakalar
[keelek] kiilik, bee
riyet, insanlk
[keelekle] kiilikli,
ahsiyetli
[keeleklelek] kiiliklilik, ahsiyetlilik
[keeleksez] kii
liksiz, ahsiyetsiz
[keeleksezlek]
kiiliksizlik, ahsiyetsizlik
- [kee-mazar] bilgikimse, birisi
[keeneke] bakas-

nnki
[keesez] sahipsiz, s
sz.
[keesman] insana
benzer (mes. m aymun)
- [kee-felen] insan
falan
[keee] herkes gibi
- [kene-] kinemek
[ketek] (kerpi, tula,
kuma vb. da) yama, para, krnt
[keen] buka, kstek
- [kenle-] (tay iin)
ksteklemek
[ki] ki
- [ki-] giymek
[kibarane] kibarca
- [kibk-] suyu ekilmek,
kurumak
- [kiben-] kendi kendine
kurunmak
[kiber] kibir
[kiberle] kibirli
I [kibernetik] kibernetik, sibernetik
II [kibernetik] kiber
netik ile uraan (kimse)
[kibernetika] kiber
netik ilmi
[kibet] dkkn, kk ma
aza
[kibete] dkkn sahibi,
satcs
[kibek] kepek, baak ka
lnts O [kibek ba]
ahmak, ebleh
[kiben] byk ot yn;
tokurcun; () [ki
ben zege (e)] kiben sopas
(daya)

148

- [kigez-] giydirmek
[kigi] teker oku
[kigeven] at sinei
- [kider-] giydirmek
[kiyez] kee;
[kiyz basu] keeci;
[kiyezitk] kee izme
- [kiyezlen-] keelenmek
- [kiyezlender-] keelendirmek
[kiyek] geyik, yabani ve eti
yenebilen hayvan;
[kiyek kaz yuh] saman yolu
[kiyeke] avc
[kiyelgen] giyilmi (e l
bise)
[kiyem] giyim, elbise;
[kiyem kalb] gzel giyin
mi kii; manken
- [kiyem-salm] giyim
kuam
- [kiyen-] giyinmek
- [kiyender-] giyindirmek
-- [kiyen-yasan-] giyinip
kuanmak ve taklarn takmak
[kiyerge] gergef
- [kiyergele-] gergeflemek
[kiyerge] gergi, kasnak
- [kiyergeye-] kasna
a germek
- [kiyrel-] gerilmek
[kiyerelep] gerilerek
[kiyerenke] gergin
[kierenkelek] ger
ginlik
- [kiyerenkelender-] gerginletirmek
- [kiyrnklen-]
gerginlemek

-
- [kiyert-] sktrmak, ger.
dirmek, giydirmek
[kizek] tezek
- [kizen-] vurmaya hazr
lanmak
I [kiz] 1. nbet, sra; 2. n
beti; - [kiz tor-] nbet
beklemek
II [kiz] salgn (hasta/k)
bulac hastalk
[kizlek] nbetilik
[kiyerle] salamlat
rlm, gerilmi
[kiy] bilardo sopas
- [kiker-] geirmek
[kikerk] gegirti
[kikrik] ibik O
- [kikrigen ingder] kibir
lenmesini ortadan kaldrmak
[kikrikk] 'r (ho
roz tsil)
- [kil-] gelmek; yardmc fiil;
[kilep eytte] geliyerek
syledi; [eyte kilde]
syleye geldi
[kilbet] grn, klk, k
yafet
[kilbetl] iyi grnl,
klkl kyafetli
[kilbetlelek] iyi grnllk
[kilbetsez] klksz
[kilbetsezlek] k
lkszlk
- [kilgen-kitken] 9el'
mi gemi
- [kilde-kitte] geldi '
ti, her gelen geen (kimse)
- [kildele-kittel^l
geldili gittili, sznde kararsz

149

[kil] havan, dibek;


[kile sabi] havan, dibek tokra1

- [kilem-kitem] geli

gidi
[kilen] gelin
[kilende] elti
- [kilen-kirtek] yeni
gelinler
[kiler] gelir
I [kile] gr. hl
II [kile] gelme, geli
-1 [kile-] uygun gelmek,
anlamak
- II [kile-] yakmak;
[kilemegen
cire yuk] her yeri uygun
- [kile-kilbet] boy
bos
[kill] yakkl
[kileli] gelirken
[kilemegen] yak
mam, yaramaz (kelim e vb.)
[kilmeen] zt,
ters, uzlamaz
[kilemeenlk] uzlamazlk
[kilsz] yakmaz
[kilesezlek] yak
maz!k
- I [kileter-] uzlatr
mak, bartrmak
- II [kileter-] yaktr
mak, yaratrmak
[kile] anlama, szleme
[kileen] bar,
ar| taraftar
[kileenlek] ba
z lk

[kilmeek] muhacir,
sonradan gelme
[kilo] kilo
[kilovatt] kilovat;
- [kilovatt-segat] kilovat
saat
[kilovolt] kilovolt
[kilogramm] kilogram
[kilolap] kilo kilo
[kilometr] kilometre
[kil'] gemi omurgas
[kil'vater] dmen su
yu
[kil'ka] hamsi
[kilep] kelep;
[kilep aga] kelep letindeki iki
aa
- [kileple-] kelep yapmak
[kilese] gelecek, n
mzdeki
[kileek] gelecek
[kim] kem; [kim
digende] kem denildiinde;
- [kim kr-] kem grmek
[kimek] kkrdak
[kimende] azca, daha
az
- [kime-] azalmak
- [kimer-] kemirmek
[kimerek] kemik sini
ri
[kimere] kemirici
- [kimt-] azaltmak
[kimete] mat. azal
tc
[kimlk] kemlik, noksan
lk, hakszlk
[kimono] kimono
- [kimsen-] kendini nok
san saymak

150

[kimsenl] aalk
duygusu olan
- [kimset-] noksan gr
mek, aalatmak
[kimsetl] ( b irin in )
gururunu incitecek (mes. sz)
- [kim-hur] noksan ve ha
kir; - - [kim-hur bul-]
noksan ve hakir olmak
- [kim-hurlk] noksan
lk ve hakirlik
[kimelek] 1. kusur; 2.
noksanlk, eksiklik
[kimlkle] nok
sanlkl
[kimel] seviye, dzey
[kime] mat. azalm
[kinaye] kinaye, nkte
[kinayele] kinayeli, nk
teli
[kinayelep] nkte ile
[kinder] kendir ipi, ku
ma; [kinder sse]
kendir lifi, iplii;
[kinder pg] kendir kuu
[kindera] kendir bit
kisi
[kindere] sicim
[kinematograf] si
nema
[kinematografik] sinema ~ (s)i
[kinematografist] sinema ile megul olan kimse
[kinematografiye] sinemaclk
[kineskop] projeksi
yon; tp
[kinetik] kinetik ile ilgili
[kintika] kinetik

[kinjal] haner
[kino] sinema
[kinoaktyor] sinema
artisti
[kinoaktrisa] sine
mada kadn artist
[kinoapparat] si
nema gsterme makinesi
[kinokartina] filim
- [kinolatr-] sinemalatrmak
[kinoplyonka] sine
ma eridi; filim
[kinoprokat] sinema
kiralama
[kinostudiye] stdyo
[kinofestival] si
nema festivali, filim festivali
[kinofikatsiye] sinemalatrma, filimletirme
[kinofil'm] sinema fil
mi
[kinohronika] gn
lk filim
[kinokran] sinema
perdesi
[kine] kin
[kinele] kinli
- [kinen-] fazlasna sahip
olmak, gnenmek
- [kinender-] gnendirmek
[kinene] gnen
[kinesez] kinsiz
[kinesezlek] kinsizlik
[kinet] birdenbire, anszn
[kinetlek] birdenbirelik
[kinetten] birdenbiredeanszdan
[kineel] kinci, kindar

151

[kiosk] kulbe
[kiyosk] kulbede
sat yapan kimse
- [kip-] suyu ekilmek, kuru
mak
[kiparis] servi
[kipken] kurumu, suyu
ekilmi, zayf; [kip
ken balk] kuru balk O
- [kipken balkka ey
len-] kuru bala evrilmek, zayf
lamak
- [kiptr-] kurutmak
[kiptrg] kurutucu
[kiptr] kurutma
uzman
- [kipen-] kurunmak
- [kiper-] kurunmak
- [kipert-] kurutmak
[kire] geri; - [kire
bir-] geri vermek; - [kire
kak-] reddetmek; -tkir
kaytar-] geri vermek; [kire kayt-] niyetinden vb. dnmek,
geri dnmek; - [kire i-]
geri evirmek, engel olmak;
[kire btken] ters, zt,
kart
[kirge] geriye;
- [kirege kit-] geri gitmek
[kirlk] gerilik
- [kirlen-] direnmek; zt
olmak
- [kirelet-] geriletmek,
9eri brakmak; ztlamak
[kirs] zdd, aksi, tam
tersi
[kirsne] tam aksine gre
[kirza] bir sun deri kuma

[kirke] ta yontma leti,


keser
- [kirl-mrl] ztlca; eliik
[kirmen] kale, hisar
[kirp] tula, kerpi
[kirpe] tulac
[kirt] kertik, entik
[kirtk] kertik yeri, entik
yeri
- [kirtkle-] kertiklemek
- [kirt-] kertmek
[kirtle] kertikler al
m (yer, omak vb.)
- [kirtle-kirtle]
entik entik, kertik kertik
- [kirtle-] kertiklemek,
entiklemek
- [kirtlele-] ok kertik
amak
[kirte] delikli duvar; engel,
mnia O - [kirte kor-] en
gel koymak; - (-) [kirte
kuy- (sal-)] engel tretmek;
- [kirte ikr-] kaidelere uy
mamak, bozmak; [kirtege kr-] kaidelere girmek;
- [kirteden k-] kanun
dan ayrlmak; snrlarn dna k
mak
- [kirtele-] duvar ile e
virmek
- [kirtelen-] duvar ile
evrilmek
[kiregne] gereince
[kirek] gerek; [kiregn al-] cezasn almak;
[kiregnbir] cezasn
vermek; [kiregnnen artk] gereinden fazla

152

- [kirek-] gerekmek
[kirekle] gerekli
[kirekle kier yafrag] gerekli olmayan (kim
se)
[kireklek] gereklilik
- [kirekle-kireksez] gerekli gereksiz, yerli yersiz
[kirekmegen] gerek
meyen, yersiz
[kirekmegenlek]
gerekmeyenlik, yersizlik
[kireksez] gereksiz,
yersiz
[kireksezge] bou
bouna
[kireksezlek] gerek
sizlik
- [kireksen-] gereksin
mek, ihtiya duymak
[kirekte] gerekli vakitte
- [kirek-yarak] pek ge
rekli tehizat,malzeme
[kiremet] 1. mecus me
zarl; 2. bir cins kara aa; 3.
mecuslerden geleceine inanlan
ktlk; - [kiremet
gar-] bir ktlk yapmak
[kire] at iskeleti, iskelet
[kireke] mifer, balk
- [kis-] kesmek; (para) ayr
mak, (arazi) ayrmak; durdurmak,
ksaltmak, ksmak, (asit) bozmak,
( mit) yok etmek O
[ksep talagan trnana da tormy]
(onun) trna da olmaz
[kisap] dibek veya havan
tokma
[kisek] kesik

- [kisel-] kesilmek
[kisele] kesilme, ke
sili
[kisem] kesim
[kisemte] mat. doru
paras
[kisente] 1. kesinti, kr
pnt; 2. ormann kesilen ksm
[kisentek] ormann ke
sildikten sonra ak kalan ksm
[kisentele] kesintili,
ormanda aa kesilen (yet)
[kisentelek] orman
da aa kesmee el verili yer
[kiset] kemere taklan k
k torba
[kise] vuru, sava
- [kise-] 1. vurumak, sa
vamak; 2. kesimek
- [kiseter] kesitirmek;
vuruturmak
[kiseye] kanavia
[kisken] keskin (sz);
keskin, sert, pek; kuvvetli
[kiskenlek] keskinlik
- [kiskenle-] keskin
lemek
- [kiskenleter-]
keskinletirmek
[kiske] kesici;
[kiske teler] kesici di
ler
[kiske] ksa ve youn tom
ruk
[kislorod] oksijen
[kislorodl] oksijenli
[kislota] asit
[kislotal] asitli
[kislotallk] asit
lilik

153

[kisme] kesme, kesilmi


[kismek] tekne, tomruk

tan yaplan yalak


[kismeke] tekne, ya
lak yapan kimse
[kismen] aa kurdu
[kista] kist
[kistr-] 1. kestirmek; 2.
kesinlikle sylemek
[kistoka] resim fra
s
[kisten] parmaklara ge
irilerek dvte kullanlan demiryumruk leti
[ksek] para, ksm; ke
sek
[kisekl] parak, ksml
- [kisekle-] paralamak
[kiseklete] para par
a
[kisekten] birden
[kisekek] ok kk
para
I [kiseke] gr. edat; ek
II [kiseke] zerre, kk
para
- [kiset-] tehdit etmek
[kisetme] ikaz
[kisetmele] ikazl
[kiset] tehdit etme, teh
dit
[kisetle] tehditli
[kise] 1. ocak ateini ka
ptrmaya yarayan demir let; 2.
Yar yanm odun; [kiSe aga] yar yanm odun; [kise gmbese] av
dar vb. baanda biten mantar,
fastk
[kise] kesici

[kit] balina
- I [kit-] 1. gitmek; 2. (yard
mc fiil olarak) devam etmek
- II [kit-] bir paray koparmak
[kitab] kitab
[kitap] kitap;
[kitap kort] kitap kurdu
[kitaphane] ktpha
ne
[kitaphanee] k
tphaneci
[kitapa] kitab
[kitapalatp] ki
tabiletirerek
[kitap] kitap
[kitaplk] kitap
lk
[kitek] 1. krnt; 2. krlan
yer; 3. krk
[kitklek] krklk
- [kitl-] krlmak
[kitel] asker niforma
[kitelen] krlmaa
elverili
[kitem] gider
- [kitr-] getirmek;
- [kiterep gar-] ortaya
karmak; - [kiterep te
re-] getirip dayamak
[kiterelme] alvyon;
tortul
[kiterep] kendi eliyle
[kite] gitme, gidi
[kiteli] gitme vaktinde,
giderken
[kitmen] apa, kazma
- [kitmenle-] apalamak, kazmak
[kitmene]apac, kaz
mac

154

[kitsene] ne sylyor
sun?
[kiten] keten
- [kiter-] gidermek
[ki] akam; [ki
belen] akamleyin, akam ile;
- [ki bul-] akam olmak
- [ki-] gemek, vaz gemek,
yrmek, gitmek, gezmek, amak
[kiegsez] gecikme
siz
- [kiek-] gecikmek
[kiekmesten] der
hal, geikmeden
[kiektergesez]
geikmesizlikce, ok acele
- [kiekter-] geciktirmek
[kin] akamleyin
- [kin-] yaamak, gein
mek
-1 [kier-] geirmek
- II [kier-] affetmek
[kike] akamki
[kikrn] akama doru
[kike] akam, akamleyin
- [kile-] akamlamak, ak
ama kalmak
[kiten] akamdan
I [kie] dn, dnk gn
II [kie] gece ziyafeti
[kiege] dnk
[kiegenek] dn, dn
k gn
[ki] geit
[kier] havu
[kimi] kuru zm, ki
mi
[kite] raf
[kienke] fndklarn
toplu hli

[kienk] birka tane


fndk oturan yuva
- [kienkele-] yuvasndan ayrarak fndk toplamak
[kierlek] bir kimseye
ait yer, arazi
[kiye] mecus mdafaac ruh
[kiye] gveyi, gvey;
[kiye yegete] sad, nker; - [kiyege bar-] gveyiye gitmek; - [kiye
ge bir-] gveyiye vermek;
- [kiyeden kayt-] gveyiden
ayrlmak, boanmak
[kiyede] evli
[kiyedege] evli olan
(kadn)
[kice] fabrikada imal edi
len ince pamuk iplik
[kicele] pamuk iplikli
- [kice-mamk] ip ip
lik
[king] geni; [king
bitle] geni yzl; [king
retle] geni sral;
[king yafrakl] geni yaprakl O
[king kola alu] ok ge
ni kula alma; [king
kolal] geni kulal;
[king kngelle] geni gnll
[kinglek] genilik
[kingsu] bir az geni
[kinge] bir az genilen
mi
- [kingey-] 1. genilemek,
2. fiz. genlemek
- [kingeyt-] geniletmek
[kinge] 1. dan, gr
me; 2. akl, tavsiye; 3. meclis,
kurultay; - [kinge bir-)

155

al vermek, tavsiye etmek;


- [kinge it-] grp konumak;
[kinge hokuk] istiari hak
- [kinge-] grp konu
mak, akl al verii etmek, bilgi
vermek, toplanmak
[kingele] meclis va
stas ile yaplan (i)
- [kingele-] grp
konumak, toplamak
[kingeme] toplant
[kingete] karlkl
grp konuanlardan her biri
[kingee] mavir,
akl verici
[kingeyen] genile
yici
[kingeyenlek]
fiz. genleme zellii
[klaviatura] klavye
[klavi] 1. tu, di; 2. no
ta sehpas
[klavil] tulu, dili
[kladovoy] kiler, am
bar
[klapan] supap
[klarnet] klarnet
[klarneti] klarneti
[klass] snf, mevki
I [klassik] klsik
II [klassik] edeb klsik
[klassifikatsiye]
S|nflandrma, tasnif;
- [klassifikatsiye yasa-] s
nandrmak, tasnif etmek
[klassl] kaliteli, seviye
li
[klassta] ayn snfta
buyanlardan her biri

[klever] yonca, tirtil


[kleyonka] muamba
- [kleyonkala-] mu
amba rtmek
[kleyster] iri
[klemma] vidal kska
[klerikal] hristiyan ra
hipliine mensup (kimse)
[klerikallk] hristiyanclk
[klerikal'] hristiyanla mensup (cereyan vb.)
[klerk] noter, avukat sek
reteri
[kletatka] selloz
[klyo] glo
[kliyent] mteri
[klizma] rnga
[klimakteriy] menapoz devri
[klimat] iklim
[klimatl] iklimli
[klinder] halka (unlu yiy
ecek)
[klinik] klinik ile ilgili
[klinika] klinik
[klie] klie
- [klile-] klie yapmak
[kloun] soytar
- [klounlan-] soytar gi
bi davranmak
[klounnara] soytar
gibi
[klub] klp
[klumba] ieklik, tarh
[knopka] raptiye
- [knopkala-] raptiye
lemek
[koalitsiyon] koali
syon

156

[koalitsiye] birlik, koa


lisyon
[koba] ak kestane rengi;
[koba kzl] kestane
krmzs
[kobal't] kobalt
[kobra] kobra ylan, gz
lkl ylan
[kobura] kubur, kuburluk,
tabanca klf
[kovboy] kovboy
[kod] kod
[koda] 1. dnr; 2. grc
[kodagy] dnr kadn
- [koda-kodagy] h
sm akraba
- [ kod a-kodagylk] hsm akrabaclk, hemehricilik
- [kodala-] kz istemek,
talep etmek
[kodaa] dnrleen
kimselerin kzlar
[kodein] kodein
[kodeks] kodeks, korumlar mecmuas
[kodifikatsiye] kodifikasyon
- [kodifikatsiyele-] kodifikasyon yapmak
[kodret] kudret
[kodretle] kudretli
[kodretlelek] kudretlilik
- [kodretlen-] kudretlenmek
[kodretsez] kudretsiz
[koy] kuyu
- [koyl-] 1. serpilmek, d
klmek; dalmak; 2. krntlanmak

O - [koylp t-] kas

kat kesilip kalmak


[koyildik] sprnt ba
ak, dknt ekin
[koylma] kle
[koyn] saanak
- [koyn-] su dknmek
- [koymdr-] zerine su
dkmek
[kojan] mein ceket
[kojimit] sun deri
;
[kojuh] mahfaza, kaput,
klf
[kozau] sepet, zembil
[kozgn] kuzgun
[kozryok] apkada si
perlik
[kozr'] koz
- [koy-] 1. ok dkmek; 2.
madem eritip ekil vermek O
[koyp kuygan] heykel gibi;
(birine) ok benzeyen
I [koyka] paa yemei
II [koyka] koryola, yatak
- [koykalan-] pestelemek, jlelemek
I [koyma] tahta duvar
II: [koyma:
koyma yangr] saanak
[koymak] gzleme
- [koymala-] tahta du
var yapmak, it evirmek
[koymal] tahta duvarl,
itli
[koyrk] 1. kuyruk; 2. k;
- [koyrk tot-] dmen
dutmak, dmen kullanmak O
[koyrk bolgau] kuyruk
sallamak, yaltaklanmak;
- (-) [koyrkta bar-] (sy-

157

rel-)] 9er' kalmak, kuyrukta kal


mak; - [koyrgn ks-]
kuyruum ksmak, korkmak,
[koyrkl] kuyruklu;
[koyrkl yoldz]
kuyruklu yldz
[koyrksz] kuyruksuz
[koyrk] 1. dmenci;
2. geri eken (kimse)
[koyrklk] 1.
kuyrukuluk; 2. gericilik
[koyt] kt, fena
- [koyt lan-] ktle
mek, fenalamak
kok [kok] gemilerde a
[kokain] kokain
[kokain] kokainci
[kokarda] kokart
[koketka] 1. koket, yos
ma; 2. cilveli kadn
[koklyu] bomaca
[kokon] koza
[kokos] hindistan cevizi
[koks] kok kmr
- [koksla-] kok kmr
yapmak
[kokslanuan] kok
kmr olmaya elverili
[kokteyl1] kokteyl
[kol] kul, kle;
[kollar sedegere] kle
tccar; [kol hezmete]
kle hizmeti, angarya
[kola] kula (at)
[kolak] kulak; kulak gibi
nesne; [kolak alkaS|] kulaa taklan halka, kpe; ko [kolakyafrag] kulak
kepesi O
dolana ayu bakan] musikyi

anlamayan; () -[lak(ka) kirt-] kulana kpe etmek;


- (-) [kolak
iten aa- (kimer-)] bann etini
yemek; [kolak
ietmegen] kulg iitmedii;
- [kolak kak-] kaybetmek, sahip
olamamak; - [kolak sal-]
dikkatle dinlemek; [kolak sast-] kulak artmak;
- [kolak torgz-] dikkat
ekmek; () - [kolak(lap) re tor-] kulak dikmek;
- [kolakka da elme-]
kulaa koymamak;
[kolakka kat] sar; [kolakka yat-] kulaa uygun gel
mek; gzel (sz, ketime)
[kolakay] sarca
- [kolakla-] kulak yap
mak; kova vb. kulaa benzer hal
ka yapmak
[kolaksa] duvar rlr
ken kelerde braklan tomruk
knts, knt
[kolakn] balkta ku
la rten ksm
[kolan] kulan (yaban i
eek)
[kola] kula;
- [kola salp yz-] kula
atp yzmek O [kola
ceyep] kula aarak
- [kolala-] kulalamak;
- [kolalap yz-] ku
lalayp yzmek
[kolal] byk ll,
geni
[kolaa] oluk, tekne, te
neir

158

[kolba] cam kab


[kolbasa] sucuk
[kolbasa] sucuku
[kolbilee] kle sa
hibi
[kolbileelek]
klelik
[kolga] gnder, uzun direk
[kolgasar] uzun boylu
[kolenkor] bir cins sert
kuma
[kleye] ray; tekerlik izi
[kollara] kleler gibi
[kollega] meslekta
[kollgial] meslek
ta heyeti, kollegyum ile ilgili
[kollegial'lek] kollegyumluk
I [kollektiv] kollektif,
birlik
II [kollektiv] kollektif
ile ilgili
[kollektivizm] kollektivizm
- [kollektivla-] ko
lektiflemek
- [kollektivlatr-] kolektifletirmek
[kollektiv] kole
ktifi
[kollektivl] kolektiflie dkn
[kollektivlk]
kolektifilik
[kollektor] kolektr
[kollektsiye] kolek
siyon; [kollek
tsiye cyu] koleksiyoncu
[kollektsiyee] ko
leksiyoncu

[kolliziye] kendi ken


dine tartma
[kollk] kulluk, klelik;
- [kollkka ter-]
kle etmek
[kolmak] erbeti otu
[kolmaklk] erbeti
otu biten yer
[kolmak] erbeti
otu yetitiren (kimse)
[kolmaklk] er
beti otu yetitirme ii
[kolovorot] matkap
[koloda] oyun kd
destesi
[kolonializm] ms
temlekecilik, smrgecilik
[kolonial] smrge
ile ilgili
[kolonizator] s
mrgeci
[kolonizatorlk]
smrgecilik
[kolonizatsiye] kolonizasyon, mstemleke
[koloniye] koloni
- [koloniyeleter-] koloniletirmek, mstemleke
etmek
[koloniyee] smr
geci
[kolonka] tulumba, e
me; banyo oca
[kolonna] kolon, stun;
kol
[kolonnal] kolonlu,
stunlar olan
[kolorit] renklilik, ahenk
li

[koloritl]

renkli,

159

ahenkli

[koloritllk] ren
klilik, ahenklilik, zellik
[kolossal'] ok byk
- [kolt-kolt] gult gult
(yutma)
[kolun] byk balta;
[kolun balta] byk
yarc let
[kolhoz] kolhoz
[kolhozara] kolhozlar
aras
- [kolhozla-] kolhozlamak
- [kolhozlatr-]
kolhozlatrmak
[kolhoz] kolhoz men
subu
[kolhozlk] kolhozculuk
[koledan] bakr cev
heri bulunan maden
[kolin] kulun, tay
- [kolnla-] tay dour
mak
[kol'rabi] lhana turpu
[kol't] kolt tabanca
[kolyaska] ocuk ara
bas
[kom] kum O [komga utr-] apa oturmak; kom - [komnan arkan
'?-] ipe un sermek; (kom koyl-] ihtiyarlamak, hi bir
ey yapamamak, gszlemek
[komagay] hrsl, ta^ahkr
- [komagaylan-] hr
slanmak, tamah etmek
[komagaylk] hrs-

llk
[komay] gze grnme
yen mitolojik kpek;
[komay lene] sulu yerlerde biten
bir cins bitki
[komak] byk san, fare
[komanda] 1. kuman
da; komut, emir; 2. takm
[komandalk] kumandalk; - [komandalk it-] komut etmek
[komandarm] ordu
kumandan
[komandir] komutan
[komandirlara]
komutanlar gibi
[komandirlk] ko
mutanlk; - [komandirlk it-] komutanlk etmek;
[komandirlk kurslar] komutanlk kurslar
[komandirovka]
grevlendirmek, grevle gitmek
[komanduyuiy]
komutan, kumandan
[komar] 1. kumar oyunu;
2. gl istek; tutka, ihtiras, nefs
- [komarlan-] hrsl a
lmak (davranmak)
[komarl] 1. kumar
oyunu; 2. tutkulu, ihtirasl
[koma] 1. al renkli bir
eit kuma; 2. al ( renkl'!)
[komaau] engel, m
ni; - [komaau it-] en
gellemek, mni olmak
- [komacaula-] engel
lemek; mni olmak
[komacaulk] engellik; - [komaaulk

160

it-] engel olmak


[komayak] kumsal, plj
[kombayn] bier dver
[kombaync] bier
dverci
[kombaynlk]
bier dvercilik
[kombat] tabur komutan
[kombed] kombed (Rusyada 1920-1930 yllarda fukaralare zengin kylleri kar bala
tan tekilt)
[kombiazk] hayvan
yem kombinesi, karma yem
[kombinat] kombina;
mterek imalt yapan fabrika
I [kombinator] usta,
dzenbaz; mhir
II [kombinator] d
zenleyici
[kombnatsion] d
zenleme, kombinasyon; kombine
ile ilgili
[kombinatsiye] 1.
dzenleme; 2. kombinezon; 3.
kombine
- [kombinatsyele-] birletirmek, bir birine uydur
mak; kombine yapmak
[kombinezon] i el
bisesi , tulum
[kombisilos] tarm
rnlerinden silo deposnda hazr
lanan hayvan yemi
[kombrig] tugay komu
tan
[komgan] ibrik
[komdiv] tmen komu
tan
[komediant] 1. ko

medyen, komedi aktr; 2. sah


tekr
[komediye] 1. komedi;
2. sahtekrlk ,
[komediye uyna-] oyun yapmak,
dzenbazlk etmek
[komendant] kuman
dan
[komendatura] ku
mandanlk karargh
[kometa] meteor, gk tai
I [komik] 1. komedyen; 2.
elendirici, aklaban, maskara
II [komik] komik, gldr
c, gln
- [komiklan-] komiklanmak, komiklemek
[komiklik] komiklik,
[komissar] komiser
[komissariat] komi
serlik makam, tekilt
[komissarlk] ko
miserlik, komiserlik ii
[komission] komisyon
ile ilgili
[komissiye] komisyon
[komitet] komite
[komitetc] komitei
[komkazg] kum
kazc makine
[komkor] kolordu komu
tan
[komkorsak] kum ba
l
[koml] kumlu
[komlk] kumluk yer

[kommentariy]
izah, yorum, tefsir, haiye, erh;
- [kommentariy

161

^-] yorumlamak
[kommentator] yo
rumcu
[kommersant] tc
car
[kommersantlk]
tccarlk
[kommertsye] tica
ret, alveri
[kommun] tar. 1. komn,
kamu; 2. komnist
[kommuna] komn
[kommunal'] kom
ne, kamuya ait
[kommunar] komn
c
[kommunizm] ko
mnizm
[kommunikatsiye]
haberleme, ulam yollan; ba,
balant
[kommunist] kom
nist
[kommunistik] komnistik, komnizm ile ilgili
[kommunistlarca] komnistlar gibi
[kommutator] 1. komtatr; 2. telefon santral
[kommyunike] resmi
bildiri
[komod] komodin, konsol
() [kompakt(l)] sk,
toplu
() [kompakt(l)lk]
S|klk, skklk, topluluk
[kompaniye] 1. meclis,
kumpanya; 2. irket

[kompaniyeel]
^unis; meclise dkn

[kompanyon] 1. ar
kada, kafadar; 2. ortak, erik
[kompartiye] kom
nist partisi
[kompas] pusula
[kompensatsiye]
karlama, tazmin, denti
- [kompensatsiyele-] karlamak, tazmin etmek,
zarar demek
() [kompetent(l)]
bilgili, kompetan; becerikli
() [kompetent
(l)lk] kompetanlk
[kompetentsz]
kompetansz
[kompetentsiye] 1.
kompetanlk; 2. mesullk, mesul
iyet, sorumluluk
[kompilyatv] derle
me
[kompilyatsiye] der
leme ii
- [kompilyatsiyele-] derlemek
[kompleks] birleik,
btn
[komplekslap] b
tnyle
[kompleksli] birle
mi, karma
[komplekt] takm, dizi,
sra
- [komplektla-] takmlatrmak
[komplektl] takml
[komplektsz] ta
k msz
[komplektsiye] ya
pl, yap

162

[kompliment] komp
liman
[kompozitor] beste
kr, besteci
[kompozitorlk]
bestekr! k

[kompozitsion]
kompozisyon ~ s(i)
[kompozitsiye] kom
pozisyon
[komponent] para,
kanat, taraf
[kompost] kimyev gb
re
[kompot] komposto
[komprese] kompres
[komprssiye]
ktrma
[kompressor] kom
presr
[kompromiss] uyu
ma, uzlama
[kompromissl]
uzlamal, uzlatrc
[kompromissz]
uzlamasz
[kompyutr] bilgisa
yar, komptr
[komsomol] 1. komsomol (eski SSRB de kom nist
genler b irlii); 2. komsomolcu,
komnist genler birliinin bir ye
si
[komsomollara] komsomollar gibi
[komsorg] komsomol
kurulu bakan
[komsostav] subay
heyeti; komutanlar heyeti
[komu] kumlu

[komsz] tamahkr, a
gzl, hrsl
- [komszlan-] tamah
etmek
[komszlanp] a
gzllkle
[komszlk] tamahk
rlk
[komsl] kum kark
(toprak)
[komta] kum ta
[komfort] konfor
) [komfortabl'(le)] konforlu
[komfortl] konforlu
[konventsiye] uzla
ma, anlama
[konversiye] 1. dei
tirme; 2. gr. fonksiyon deitirme
- [konversiyele-] de
itirmek
[konvert] zarf, mektup
zarf
[konvoir] muhafz polis
- [konvoirla-] refakat
etmek
[konvoy] muhafaza; re
fakat
[konglomerat] ka
rm
[kongress] kongre

[kongressmen]
kongre yesi
[kondensator] kondensatr
[kondensatsiye]
toplama; younlama, sklama
- [kondensatsiyeie-] younlatrmak
- [kondensatsi-

163

yelen-] toplanmak, sklamak


[konditer] 1. pasta,
e k e r, ekerleme; 2. pastac, e
kerci
[konditer] pastac,
ekerci
[konditsion] kondisy
on, ie yarar durumda olan
[konditsiye] kullanl
hl, art, durum
[konditsiyele] kullanll. uygun, kondisyonlu
[konditsiyelelek]
kondisyonluluk
[konditsiyesez]
kondisyonsuz
[konduktor] kondk
tr; tren, tramvay vb. biletisi
[kondz] 1. kunduz; 2.
kunduz derisi
:
[kondrl kodaa] nazl kz, hrmet
talepkri kadn
[konkret] ak, sarih,
net, belirli, konkre
- [konkrtla-] belirlemek
- [konkretlatr-]
belirlemek
[konkretlk] aklk,
sarihlik
[konkrtllk] ak
llk, belirlilik
[konkurent] rakip
[konkurentsye] re
kabet
[konkurs] imtihan, giri
mtihan, yarma
[konkursl] yarma
l

[konserv] konserve
- [konservla-] konservelemek
[konservlag]
konserve leti
[konservlau]
konserve yapc
[konservativ] mu
hafazakrlk ~ s(i)
[konservativlk]
muhafazakrlk
[konservatizm]
konservatizm
[konservator] mu
hafazakr (kimse)
[konservatoriye]
konservatuar
[konservatorlk]
muhafazakrlk
[konservatsiye]
muhafaza, koruma
- [konservatsiyele-] muhafaza etmek
[konsilium] tbb ku
rul, konsulto
[konsolidatsiye]
konsolidatsiyon, birletirme, peki
tirme
- [konsolidatsiyele-] birletirmek, pekitirmek
[konspekt] zet, hla
sa
- [konspktla-] zet
lemek, zet karmak
- [konspektlatr-] zetlemek; (kitab vb.) k
saltmak
[konspirativ] gizli
[konspirativlk]
gizlilik

164

[konspirator] giz
lilik uzman, gizli olarak alan
[konspratsiye] gizli
tima i
- [konspratsyele-] gizli tima i yapmak
[konstatatsiye] tas
dik etme
[konstitutsiya] ana
yasa
[konstitutsiyele]
ana yasal
[konstruktiv] 1. bn
yeye uygun; 2. ie yarar
[konstruktor] proje
mhendisi
[konstruktorlk]
proje mhendislii
[konstruktsye] yap
- [konstruktsiyele-j yap yapmak
[konsl] konsolos
[konsullk] konsolos
luk
[konsul'tant] dan
man
[konsul'tativ] da
nma ile ilgili
[konsul'tatsiye]
danmanlk
[konsz] gzel deil
[kontakt] mnasebet, il
gi, kontak
[kontaktl] mnase
betti, ilgili, kontakt
[konteyner] konteyner
[kontekst] tam metin
[kontingent] konten
jan

[kontinent] yer kt'as


[kontinental'] kara
ile ilgili

[kontinentara]
kt'alar aras
[kontora] dire, bro,
yazhane
[kontor] bro memu
ru
[kontr] zt
[kontrabanda] ka
aklk, kaak mal
[kontrabandist]
kaak
[kontrabas] kontrbas
[kontrakt] anlama,
szleme, mukavele
[kontra ktats iye]
szleme yapma
- [kontraktatsiyele-] anlama yapmak; mukave
le ile vermek
[kontramarka] da
vetiye
[kontrast] zddiyet, e
liki
[kontrastl] zddi
yeti!, elikili
[kontrastllk] elikililik
[kontrataka] kar
saldr
- [kontratakala-]
kar saldrye gemek
[kontrgayka] emniyet
somunu
[kontributsiye] taz
minat
[kontrolyor] kontrolc
[kontrol'] kontrol

165

[kontrol'sez] kont
rolsz
[kontrol'szlek]
kontrolszlk
- [kontrol'-le]
kontrol ls
[kontrrazvedka]
gizli polis tekilt
[kontrrazvedka] hafiye
[kontrrevolyutsion] kar devrim ~(s)i
[kontrrevolyutsioner] kardevrimci
[kontrrevolyutsiyonlk] kar devrimcilik
[kotrrevolyutsiye] kar devrim
[kontrhcm] karsaldr, kar hm
[kontuziye] uurkayb
[kontuziyele] uuru
nu kaybetmi (kimse)
[kontur] evre izgisi
[konu] koni
[konussman] ko
niye benzer
[konfederatsiye]
konfederasyon

[konferans'ye]
konferanse
- [konferents-zal]
konferans salonu
[konferentsiye]
konferans, toplant
[konfet] ekerleme, bon
bon
[konfetti] konfeti
[konfiguratsiye]
ekillenme, grn

[konfidentsiyal']
gizli, mahrem; gizlice
[konfiskatsiye] elkoyma, haciz, msadere;
- [konfiskatsiyele-] elkoymak, msadere etmek
[konflikt] ihtilf, an
lamazlk, niza
[konfliktl] ihtilft,
anlamazlkt; nizal
[konfliktsz] ihtilfsz, anlamal, nzasz
[konfliktszlk]
ihtilfszlk, nizaszlk; dzlk
[konforka] zgara
[konfuz] utanverici h
dise
[kontsentrat] besle
yici, youn (gda)\ arnm cevher
(maden)
[kontsentratsiyon] younlatrlm, konsantra
syonu
[kontsentratsiye]
1. toplama, yima, biriktirme; 2.
konsantrasyon, teksif, younluk
- [kontsentratsiyele-] toplamak, ymak, biriktir
mek
[kontsentrk] konsantrik
[kontseptsiye] 1. kav
ray; 2. mana, anlam, z; 3. ba
k as, yaklam
[kontsrn] konsersiyum, byk irket
[kontsert] konser
[kontsessiye] imtiyaz
antlamas
[kontslager'] topla

166

ma kamp
[konyunktivit] konyoktivit
[kon'yunktur] kon
jonktr durum (vaziyet) ile ilgili,
konjonktr ~(s)i
[konyunktura] kon
jonktr
[kon'yak] konyak
[konyuh] seyis, at bakc
s
I [kooperativ] koo
peratif, ortaklk
II [kooperativ] ortak
laa (yaplm i)
- [kooperativla-]
kooperatiflemek
- [kooperativlatr-] kooperatifletirmek
[kooperativ] kooperatifi
[kooperatsiye] i or
takl
[kooptatsiye] ( birinin )
seim yaplmadan bir meclise ye
olarak alnmas
[koordinat] koordinat
[koordinatsion]
koordinasyon (dzenleme) ~(s)i
[koordinatsiye] d
zenleme
- [koordinatsiyele-] dzenlemek, birbirene uydur
mak
[kopirovka] kopye k
d, karbon kd
[kopiye] kopya
- [kor-] kurmak, yapmak
[korab] byk gemi
[koral] silh;

[koral yrte] silh taycs


O - [koral kter-] isyan
etmek, silh gstermek, tehdit et
mek
- [korallandr-] si
lhlandrmak
- [koradan-] silhlan
mak
[korall] silhl
[koralsz] silhsz
- [koralszlandr-] silhszlandrmak
[koralszlk] silhszlk
[koral] silh
[korama] krkpare
[koramal] ok ya
mak, krkpareden olumu
[korban] kurban;
ae [korban ay] kurban ay, zilhic
ce; - [korban bul-]
kurban olmak;
() [korban beyreme (gayete)]
kurban bayram; - [kor
ban it-] kurban etmek;
[korban bal] apak ba
l
[korbanlk] kurbanlk
- [korgaks-] kurumak;
kurumaya yz tutmak; zayflamak
(aa eyler hakknda)
[kord] lstik teker doku
mas
[korda] ada
[kordon] kordon

[koridor] koridor
[korifey] dahi stad
- [kor-kor] hor hor
I [kornet] korno
II [kornet] eski Rus or-

167

duunda ilk subay rtbesi


[koroleva] kralie
[] kral
[korollek] krallk
[koronka] kuron
[korporatsiye] korporasyon
[korpus] 1. bina, yap; 2.
kolordu
[korrekt] dzenli
[korrektiv] dzeltme
[korrektirovka]
dzenleme, dorultma
- [korrektirovkala-] dzenlemek, dorultmak
[korrektl] dzenli
(kimse vb.)
[korrektllk] d
zenlilik
[korrektor] musahhih,
dzeltici
[korrktura] dzel
tilmi veya dzeltilecek (metin)
[korrespondent]
muhabir
[korrespondentsye] muhabere, haberleme
[korroziye] anma,
paslanma
[korruptsiye] rvet
ilik; ahlkszlk
[korsak] 1. karn; 2. ge
belik, hamilelik; [kor
sak tife] tifo; - [korsak
a-] ackmak; - [kor
sak ster-] karn bytmek, semi
rmek, imanlamak, gbeklenmek
[korsakl] 1. karnl; 2.
9ebe, hamile
[korset] korse

I [kort] 1. kurt; bceklerin


kanatsz yavrusu; 2. mec. huzur
suzluk, endie; kapris; [kort t-] kurt sarmak, kurt re
mek; [krt tken]
kendisini kurt sarm, kurtlanm
II [kort] kurt, br
III [kort] kurut, kurutulmu
szme yourt
[kortik] me
[kortka] dul kadn; kocal
yal kadn
[kortk] asalak
[kortklk] asalak
lk; - [kortklk it-]
asalaklk etmek
- [kortla-] kurtlamak
- [kodlan-] 1. kurtlan
mak; 2. kapris yapmak
I [kortl] 1. kurtlu; 2. kap
risli
II [kortl] kurutulmu yo
urtlu
[kortllk] kurtluluk
[kortlk] arclk
[korul] kurulu, dolu (si
lh)
[korangg] uyuz O
[korangg tay] ha
ar delikanl
- [korangg lan-]
uyuzlanmak; huysuzlanmak
- [kora-] kuatmak
[korau] ember, kuak
<> - [korau at-] ember
atmak
- [koraula-] ember
lemek, kuaklamak
[kor'en] Kur'an
[kor] kuru; [kon

168

a] etsiz orba; [kor


boz] kuru buz; [kor
syekle] hafif, zayf (kimse)',
[kon cir] krlk, kara
- [kor kal-] mahrum kalmak;
[kor kul blen]
hediyesiz (gelmek );
[kor kuk] boboaz, geveze;
- [kor tot-] sk tutmak
- [kon-] kurumak
[korbotak] 1. ban;
2. ocuksuz adam
[korga] kuruya, boa
[korgan] kurumu
(aa vb.)
[kork] ucuna ilmik taklp
dman askerini, at, vb. hayvan
lar tutup drmee yarayan srk
- [korl-] kurulmak
[korlay] kuru ekilde,
kuru halde
- [korlan-] kurulamak
[korlata] kuru halde
- [korlda-] koruldamak
(civcivyrten tavuk hakknda)
I [korlma] kurulma
II [korlma] elektrik y
k
[koriltay] kurultay
[konlk] kuruluk; ku
raklk; () [korlkka dam(l)] kurakla daya
nkl
[korlkl] kurak
[korl] kurulu
[kor m] kurum
[kormba] rastk
- [kormla-] kurumlamak
- [kormlan-] kurum

lanmak
[korml] kurumlu
- [kor-sar] kuru ye
mek
- [kont-] kurutmak
[kon] elik O
[kor at] traktr
- [konla-] elik ile kap
lamak
- [korlan-] eliklenmek
- [kor-] zayflamak
[korkak] zayf
- [kos-] kusmak
[kosinus] kosins
[kosmetik] kozmetik
~(s)i
[kosmetika] kozme
tik
[kosmik] kozmik
[kosmogoniye] koz
mogoni
[kosmodrorr] uzay
ss
[kosmologiye] koz
moloji, uzay bilgini
[kosmonavt] kozmo
not
[kosmonavtika]
kozmonotluk bilimi
[kosmopolit] kozmo
polit
[kosmopolitizm]
kozmopolitizm
[kosmos] kozmos, ki
nat, uzay
[kostyol] Polonyadaki katolik kilisesi
- [kostr-] kusturmak
[kostrg] kusturucu

169

[kostyum] kostm, el
bise, takm elbise
[kostyumlk] kos
tmlk
[kosk] kusuk
kot [kot] 1. kut; 2. kut, uur,
can; 3. ( evdeki) konfor; 4. put;
- [kot o-] korkudan can k
mak; - [kot koy-] put yap
mak
- [kotay-] iyilemek, gzel
lemek, konforlamak
[kotangens] kotanjent
[kotelok] (askerde) a
kab
[kotik] bir cins kunduz,
kunduz krk
[kotkarg] kurtarc
(nesne)
[kotkaru] kurtarc
(kimse)
- [kotkar-] kurtarmak
[kotk] tahrik; [kotk sal-] tahrik etmek, tahrik
edici davranmak;
[kotk salu] tahrik edici
[kotk] tahriki
[kotklk] tahriki
lik
- [kotla-] kutlamak, tebrik
etmek
[kotlau] tebrik
[kotlau] kutlayc
[kotlet] klbast, kfte,
Pirzola
[kotlovan] temel hen
dei
[kotl] kutlu, uurlu O kot [kotl bulsn] kutlu ol
sun!

[kotok] korkun, k
t, perian
[kotsz] 1. kutsuz, uur
suz; 2. irkin
[kotszlk] 1. kutsuz
luk, uursuzluk; 2. irkinlik,
[kottedj] sayfiye
[kotkk] korkun,
kt, perian
[koty] kapakl kk kab,
aatan yaplma bardak gibi kab
[kotyk] kk koty
- [kotl-] kurtulmak, kan
mak
[kotlgsz] kanl
maz
[kotlgszlk]
kanlmazlk
- [kotldr-] kurtarmak
[kotp] kutup
[kotp] kutup aratr
macs
[kotrngan] kudur
mu
[kotrgan] kudurmu,
kuduz
- [kotrt-] kudurtmak
[kotrk] kuduruk
- [kotrn-] kudurmak;
comak
[kotrnk] kudur
mu; cokun
- [kotr-] kudurmak
[kofe] kahve
[kofein] kafein
[kofehane] kahvehane
[kofta] blz
- [ko-] kucaklamak
[koak] kucak O
- [koak

170

kar al-] kucak ap karlamak


- [koakla-] kucaklamak
- [koakla-] kucak
lamak
[koegar] atei
- [ko-] kucaklamak;
sevimek
[ko] ku; [ko
abzar] kmes; [ko
balas] ku yavrusu;
[ko karau] ku besleyici, kuu
[ko tele] yumurtal
hamurdan dil gibi hazrlanp yada
piirilen bir cins brek
[koyovka] kzak
- [ko-kort] evcil hay
vanlar
[kotabak] kk de
rin tabak
[ko] kuu
[ko k] kuuk
[kolk] kuuluk
[koeffitsiyent] kat
say
[koyu] dkmc
[koya] gne;
[koya aagan] soluk (kuma)]
() [koya
bat (bay)] bat;
[koya torgnlg] gn dn
m; [koya g]
dou [koya
belen berge] erken
[koyal] gneli
[koyatr] yemin ola
rak vallahi, billahi mnsna "g
nei grmeyeyim demek.
[konggz] sert kanatl b
cek
[konggrt] kahverengi

[krab] aanoz
[kray] (Rusya'da id ari nite
olarak) el, diyar, eyalet
[kraybakarma]
diyar idaresi, eyalet idaresi
[kraykom] komnist
partisinin eyalet komitesi
I [kran] musluk
II [kran] vin
[kran] vin makinisti
[krater] krater, yanarda
az
[krahmal] niasta; kola
- [krahmalla-] kolala
mak
- [krahmallan-] kola
lanmak
[krahmall] niastal,
kolal
[krahmaillk] niastallk, kolallk
() [krevet(ka)] karides,
krivetka
[kredit] kredi;
- [kredit bir-] tahsisat vermek
[kreditor] alacakl
[kredo] kanaat
[kreyser] kruvazr
[kreking] petrol rnle
rini ayrtrma
- [krkingla-] petrol
rnlerini ayrmak
[krem] 1. krema; 2. kundu
ra boyas
[krmatoriy] ceset
yaklr yer
[krematsiye] l yak
ma
- [kremla-] kremlemek ('
[kremi] kale, kremlin

171

[kremniy] silisyum
[kreol] Amerikann melez
halk
[krep] krep
[krepdein] krepdin
[krepostnoy] toprak
klesi
[krepost] kale
[kreslo] koltuklu sanda
lye
[krestyan] kyl, zira
at
[krestyanlk] ky
llk
[kretin] 1. cce; 2. man
kafa, salak, aptal
[kretinizm] 1. ccelik;
2. aptallk
[krizis] kriz
[krimnal] cinayet, su
[kriminalist] kriminalist (kimse)
[kriminalistik] kri
minalist ~(s)i
[kriminalistika]
hukuk bilimi
[krim inal'] cinayet
- (s)i
[kriptogramma]
gizli yaz
[kriptografiye] giz
li yaz ilmi
[kristali] billr, kristal
- [krstalla-] kris
tallemek
- [kristallatr-]
kristalletirmek
[kriteriy] miyar, mi
henk, l

I [kritik] tenkit ~ (s)i, ele


tirim ~ (s)i
II [kritik] eletirimsel
[kritika] 1. tenkit; 2. ten
kitilik
[kroket] kroke
[krokodil] timsah O
[krokodil kz
ye] yapmack gz ya
[kron] kromlu boya
[kronteyn] konsol;
destek
[kross] kros
[krossvord] bulmaca
[krujka] metal bardak
[krunik] hamal
[krjovnik] bektai
zm
[ksyondz] katolik papaz
[kslografiye] tah
ta bask
[ksilofon] ksilofon
[ku] kav; mantar kav
- [ku-] 1. kovmak; 2. damtmak
[kuak] funda, al
- [kuaklan-] fundalanmak
[kuakl] fundal
[kuaklk] fundalk
- [kuala-] kovalamak;
- [kualap gar-] kova
layp karmak; [kualap ciber-] kovalayp gnde
rmek
- [kuan-] kvanmak, sevin
mek
- [kuandr-] sevindir
mek, kvandrmak
[kuandrg] sevin
dirici, kvandrc
[kuan] kvan

172

[kuanl] kvanl
- [kuan-] karlkl k
vanmak, birlikte sevinmek
[kuas] 1. iine ekmek ko
nularak yaplan bozaya benzer al
kolsz iki; 2. hamur leeni
I [kub] kp; [kub
metr] kp metre, metre kp
II [kub] kp
[kubalak] kavlak
- [kubalaklan-] kav
laklanmak
- [kubar-] koparmak
- [kubarl-] 1. koparl
mak; 2. kyamet gnnden dirilip
ayaa kalkmak
[kubatura] hacim
I [kbik] kk kp
II [kbik] kbik, kp ek
linde
[kubok] kupa
[kubometr] metre kp
[kubrik] gemi kprs
(kpetesi)
[kubz] kopuz
[kubz] kopuzcu
[kuvin] testi
[kuga] 1. bir cins sazlk otu;
2. nehrin kenarna biriken ot ve
p
I [kugn] takipiler, kova
layanlar
II [kugn] tomruklar ne
hirde yzdrc
- [kudr-] damtmak
[kudrg] damtc
[kuy] koyu; [kuy
yeel] koyu yeil; [kuy
kzl] koyu kzl
- [kuyl-] (b ir yere veya ie)

koyulmak, ortaya konulmak, ve


rilmek
- [kuylan-] koyulanmak
[kuylma] takma, seyyar
[kuylm al] menkul,
takmal
[kuylk] koyuluk
[kuyl] koyulma, koyulu
[kuyn] koyun; elbise ile
gs aras ksm;
[kuyn deftere] not defteri
- [kuyr-] 1. koyulamak; 2.
mec. kudurmak, gerginlemek
- [kuyrt-] 1. koyulatrmak;
2. gerginletirmek
[kuyrtk] buharlatra
rak elde edilen koyultulmu yiye
cek
[kuyrk] bulank; ok p
dolu (iecek)
[kuz] kz, kor
[kuzak] fasulye bitkisinin
meyvesi; baklagillerin meyvesi
- [kuzaklan-] ( baklagil
lerde) meyvelenmek
[kuzakllar] baklagil
ler
[kuzalak] iki tekerli yk
arabas
- [kuzga-] yerinden kmlda
mak
- [kuzgal-] 1. hareket et
mek; 2. topluca isyan etmek
[kuzgalak] kuzu kula
[kuzgalmas] 1. kmldatlamaz; 2. tanmaz
- [kuzgalt-] hareket ettir
mek, yerinden kmldatmak
[kuzgal] toplu isyan

173

- [kuzgat-] kmldatmak,
hareket ettirmek
[kzgatlmas] tan
maz
[kuzla] 1. fayton src
snn oturduu yer; 2. tomruk
oturtulan atma aa
[kuzna] ak kemii
[kuzov] kamyon kasas
I [kuz] ceviz
II [kuz] koza
[kuzy] kuzu
[kuy] (kuyruklu) koyun;
[kuy koyrg] koyun kuy
ruu
- [kuy-] koymak, yerletirmek
[kuy] koyuncu
- [kukray-] gs kabart
mak
[kukuruz] msr
[kukuruz] msrc
[kukuruzlk] msrclk
[kukr] gs kabartan
(kimse)
[kul] el, kol; - [kul
kuy-] 1. imzalamak; 2. rzaln
bildirmek; [kul pks] el bks; [kul
sug] yz yze sava;
[kul ug] el O [kul
astnda] el altnda; [kul
ke] kol gc; - [kul kter-] el kaldrmak; - [kul
sal-] 1. el koymak, 2. sarkntlk
etmek; - [kul slte-]
9ereksiz grmek; - [kul
suz-] el uzatmak; [kul
bkm] el ile dvme cezas ver
me; - [kul ap-] el rp

mak, alklamak; - [kulga


al-] ele almak, yakalamak;
- [kulga ter-] ele dr
mek, kendine mal etmek;
- [kuldan kil-] elden gelmek;
[kul kska] eli ksa,
gsz; [kul ozn] eli
uzun, hrsz; - [kul uyna-] parman kartrmak;
copa- [kuln sora-] evlenme teklif
etmek; ! [kulngn al]
el ek!
[kulavz] klavuz
[kulagay] rveti (kim
se)
[kulay] kolay
[kulak] zengin kyl;
[kulak iyerene] zen
gin kyl taraftar
[kulalma] karlkl
yardm
- [kul-ayak] el ayak
[kulbau] bilezik
[kulba] omuz
- [kulga-kul] el ele
[kuldan] elden
[kulda] yardmc
[kulinar] a
[kulinariya] alk
[kullama] bir tr orba
- [kullan-] kullanmak
[kullanma] kullanma
[kullanl] kullan
l
[kullan] kullan
[kullantag] kul
lantaki
I [kulon] kolye
II [kulon] elektrik l bi
rimi

174

[kulsa] (makine vb.) kol


[kulsz] elsiz, kolsuz
[kuitamga] imza, par
mak izi damgas
[kultk] koltuk;
[kultk tayag] koltuk daya
- [kultkla-] koltuklamak
[kultksa] merdiven
korkuluu, koltuk kolu
[kultksai] koltuklu,
korkuluklu
[kuluar] kulvar, koridor
[kulyug] el ykamak
iin altndan ivi ile tkal su hazneli let.
[kulyazma] yazma, el
yazma
[kulyaulk] mendil
[kul'minatsion]
zirvedeki, en utaki
[kul'minatsiye] zir
ve, en u
[kul't] klt
[kul'tivator] toprak
ileyen makine
- [kul'tivatsiyele-]
makine ile topra ilemek
[kul'tpohod] mesire
[kultura] kltr
- [kul'tura-agartu]
kltr yayma ile ilgili
-
[kulturaknkre] meden hayat tarz
- [kul'turala-] kltrlemek
- [kul'turalatr-]
kltrletirmek
[kul'tural] kltrl
[kul'turallk] kl
trllk

- [kul'tur-massal] kltr yayma ile ilgili


[kul'turasz] kltr
sz
[kul'turalk]
kltrclk
[kultumik] kltr mi
syoneri
- [kun-] konmak
[kuna] hamur sehpas, ha
mur ama sehpas
[kunak] misafir, konuk;
[kunak blmese]
misafir odas; - [kunak it-]
misafir etmek; [kunak
kz] misafir kz; [kunak
ye] misafir evi
-1 [kunakla-] 1. konakla
mak; 2. tnemek
- II [kunakla-] misafir ol
mak
- [kunak-tem] ok
ve eitli misafir
[kunakhane] 1. otel;
2. misafirhane
[kunakl] misafirper
ver
[kunakllk] misa
firperverlik
[kunaa]tnek
- [kundr-] kondurmak
- [kuna-tne] yata kalka
[kunk] konmu kk
parack vb. toz toprak
[kun] kon
- [kup-] kopmak
[kupay] kibirli, gururlu,
gsteri dkn
- [kupay-] kibirlenmek, gs
teri yapmak

175

- [kupayt-] bytmek, m
bala etmek
[kup] kompartman
[kupele] kompartmanl
[kupets] (eski Rusya'da)
tccar
[kuplet] nakarat, kta,
para
[kuporos] za
- [kuptar-] koparmak
- [kuptarl-] koparlmak
[kupak] gevek
- [kupaklan-] geve
mek
[kup] 1. k adam, k
lk dkn, cakac; 2. k, zarif
(giyim)\ mkellef
[kupl] saka kuu
- [kuplan-] k ol
mak; k giyinmek
- [kupla-] k olmak;
(giyim) sslemek
[kuplk] klk;
- [kupr-] kopmaa ba
lamak
[kup] kse, orba ksesi
I [kura] 1. sert ve byk
sapl ot; 2. ahududu;
[kura cilege] ahududu ilei, aa
ilei
II [kura] al
[kuraz] 1. yabani horoz;
2. dv horozu
[kuray] 1. karg; 2. kaval,
flt
[kuray] kavalc
[kuraik] ahududu vb.
biten yer
[kurant] kulelere konmu
byk alar saat

[kurator] snf danma


^
[kuratorlk] snf da
nmanl
*
[kura] ksa ve dar (elbi
se)] zayf (kimse)
[kurgan] kurgan
[kurga] (lehim iin) ka
lay, kurun
- [kurgala-] kalayla
mak, kurunlamak
[kurgal] kalayl, kur
unlu
[kurgan] kurun
[kurganl] kurun
lu
[kurkak] korkak
- [kurkaklan-] korkak
olmak
[kurkaklk] korkaklk
[kurku] korku; [kurkuga t-] korkuya dmek
[kurkul] 1. korkulu; 2.
korkun
[kurkulk] kurun dk
me yolu ile tedavi etmek
[kurkusz] korkusuz
[kurkuan] korkak
[kurkuanlk] kor
kaklk
[kurklk] korkuluk,
bostan korkuluu
- [kurkn-] kendi kendine
korkmak
[kurkn] korkun
[kurknl] korku
veren
[kurknlk] korkunik
[kurknllk]
n

176

korkunluluk
[kurknsz] kor
kun olmayan
[kurknszlk]
emniyet
- (-) [krk- (kurk-)] kor
kmak
- [kurkt-] korkutmak
[kurktk] korkutucu
[kurnos] bask burun
[kurok] tetik
[kurort] kaplca
[kurortl] kaplcal
[kurort] kaplcac
[kurp] ot srgn
I [kurs] yn, istikamet, yol,
cihet
II [kurs] kurs
[kursant] 1. kurs gren
kimse; 2. asker okul talebesi
[kursiv] yatk, italik (ya
z)
[kursistka] kz okulu
talebesi
[kursta] ayn kursta
okuyanlardan her biri, kursta
[kurtka] kazak, ceket
[kurak] 1. bebek; 2. b
cek yavrusu
- [kuraklan-] hareket
siz yavru bcek olmak
[kurs] hlamur kabuu
[kur'yer] kurye
[kurjn] heybe, hur
[kustar] zanaatkr, es
naf
[kustarlk] es
naflk
[kutr] ban kabuu,
ban ba

- [kutrla-] ban kmak


[kuuziku] bir cins b-yk
algam
[kuharka] a kadn
[kuhnya] mutfak
[kuer] 1. araba srcs;
2. arabac
I [kukar] 1. ko; 2. d
v kou; 3. gl arkada
[kreneng kuzs kukar akl] kom
unun kuzusu kokar gibi (gr
nl)
II [kukar] soba az-nn
stndeki raf
[kukl] koyu kahverengi
[ku] ift, e, koa; [ku it-] e, ift etmek, yanna ko
mak; [ku trnak] ift
trnak, trnak O [ku
yrekl] ok cesur;
[ku kullap] iki kol ile
- I [ku-] komak, yanna
yerletirmek, yanna koymak
- II [ku-] emretmek; talep
(teklif) etmek
[kuavaz] bir hdise
zerine yaklan trk
[kuak] kuak
[kuamat] lkap
[kuayak] tarla faresi
[kuayaklap] iki aya
ile birlikte
[kuba] bir cins byk
kafal bal
[kubugaz] gr sesli
(kimse)
[kutka] kuet; divan,
kerevet
[kukanatllar]

177

I^li kanatllar, sinekgiller


[kukolak] tavan
[kukbek] ifte, iki
namlulu tfek
[kuykbekle] ifteli
- [kulan-] ift olmak
I [kuma] 1. katkl; 2. gr.
ift, tamlama, birleik
II [kuma] sal
[kumalk] bir masraf
ta elik; - [kumalk
it-] elik etmek
[kumetallar] bir
taraf baka maden ile kapl ma
den eyalar
[kuorlk] ift tohumlu
(bitki)
[kusuzk] gr. ift ses,
diftong
[kutan] 1. yardak, dal
kavuk; 2. yosma
- [kutanlan-] 1. yardaklk yapmak, dalkavukluk yap
mak; 2. yosma olmak
[kutanlk] 1. dalka
vukluk; 2. yosmalk,
[kuu] ift avu
[kuulap] ift, iki
avu ile
[kuyaulk] byk
ba rts
- [kul-] katlmak, itirak
etmek
[kuldk] nehir kolu
[kulma] 1. katlma,
karm; 2. birleim
[kulu] itiraki
[kumta] 1. ek, ilve;
2- nakarat
[kuma] gr. ek

- [kur-] kavrmak, bir


letirmek
[kuk] kovuk;
[kuk gmbe] ii bo mantar O
[kuvg ingde] ii indi
- [kuklan-] kabarmak,
kovuklanmak
[kukl] kovuklu;
[kukl len] kovuklu ot
- [kul-] kovulmak
- [kur-] kavurmak
[kurma] kavurma ( et)
[kurma] kavurma;
kavurulmu kkrdak
- [kurl-] kavurulmak
[ku] 1. boluk, kovuk; 2.
kou, alak
- [ku-] kovalamak
- [kulan-] kovuk ol
mak
[kul] kovuklu
[kulk] kovukluk
[kuyan] tavan;
[kuyan baltas] kk balta;
[kuyan iren] tavan du
dakl; [kuyan kolag]
tavan kula (bitki)',
[kuyan kuzgalag] kuzu kula;
[kuyan kebestese]
tavan lhanas;
[kuyan kerekese] yabani bezelye
O () [kuyan yrek(le)]
korkak
[kuyan] tavanc
[kuyanlk] tavan
clk
- [kuy-] 1. koymak, brakmak,
gstermek, ortaya koymak; 2. yar
dmc fiil
, [kuy, kuygz] koy,

178

koyunuz, braknz!
[kue] kabiliyet, g
[kuet] 1. kuvvet; 2. santral
kapasitesi
[kuetle] kuvvetli
- [kuetle-] desteklemek,
uygun grmek
- [kuetlen-] kuvvetlen
mek
- [kuetlender] kuvvet
lendirmek
- [kuetle-] destekle
mek
[kuetsez] kuvvetsiz
[kuetsezlek] kuvvet
sizlik
- [kuetsezlen-] kuvvetsizlemek
- [kbrda-] kprdamak
- [kbrdan-] kprdan
mak
- [kbrdat-] kprdat
mak
- [kbrs-] kprdakla
mak, kprdamak
[kbrsk] kprdak
- [kibirsin-] kprdamak
[kdra] dvken
- [kdralan-] dv
ken olmak
- [kidir-] hi bir yerini
brakmadan (ehir, ky, lke vb.)
gezmek; - [kdrp
ezle-] her yeri gezip aramak
[kdrm] her yeri ge
zen (kimse)
- [kygay-] 1. apraz ol
mak, yan olmak, ei olmak; 2.
mec. yan izmek

- [kygayt-] aprazla
mak, emek, eik izmek
[kyk] eri; [k
yk avz] 1. eri az; 2. mec. ya
lanc; [kyk e] doru
olmayan i; [kyk yul]
eri yol
[kykba] tek tarafl
at
- [kykla-] eri yapmak,
apraz yapmak
- [kyklan-] apraz ol
mak, yan olmak
- [kyklandr-] ap
raz etmek, yan yapmak
[kyklap] eri olarak
[kyklatp] imal ola
rak; dolayl
[kyklk] 1. erilik; 2.
at malzemesi
- [kyk-myk] eri b
r
() [kyk pomak(l)] dar al
[kyka] gen eklin
deki rt
- [kyl-] kylmak, eri kesil
mek, atlmak
[kyn] zor, g
- [kynay-] zor olmak
- [kynla-] zorlamak
- [kynlatr-] zor
latrmak
[kynlk] zorluk
- [kynsndr-] zor
grdrmek, zor saydrmak
- [kynsn-] zor gr
mek, zor saymak
- [kynlk] zorluk
- [kyrst-] gcendirmek

179

[kyrstu] gcendirici
[kyrk] ekmek kenar,
ekmek ky
[ky] eri, apraz
- [ky-] karlkl vuru
mak, ekimek
- [ky-my] eri
br O - [ky-my szler] yanl szler
[kz] kz; [kz
blege] kz hediyesi; [kz
bagu] kz bakma; [kz
ozatu) gelin gnderme;
[kz sorau] kz isteme;
[kz urlau] kz karma
- [kz-] kzmak
[kzgan batan] sarho
iken; [kzp itken]
kan beynine sram; [kzp al-] iki imek, sarho olmak
[kza] san yiyen (ku)
[kzalak] l llesi
[kzamk] kzamk
[kzamkl] kzamkl
- [kzar-] kzarmak; - [kzar-buzar-] kzarmak,
bozarmak
- [kzart-] kzartmak
[kzartk] 1. kzart; 2.
soba azndaki kz
[kzartma] kzartma
(yemek)
- [kzarn-] utancndan
kzarmak; -- [kzarn-brten-] kzarp bozarmak
[kzau] sandk
- [kzgan-] 1. acmak; 2.
esirgemek, kskanmak; 3. cimrilik

- [kzgandr-] acndr
mak
[kzganu] acma
[kzganul] acmal
[kzganusz] acma
sz
[kzgan] ackl (kim
se, hl ), zavall O
[kzganka kar] maale
sef, ne yazk ki
[kzganl] zavall
[kzgansz] ac
masz
[kzglt] krmzya a
lar, krmzmtrak;
[kzglt kren] krmzmtrak kah
verengi; [kzglt sa
r] krmzmtrak sar
- [kzdr-] kzdrmak, k
zartmak, stmak, heveslendirmek
[kzdrg] kzdrma
leti
I [kzdrma] kzartma
II [kzdrma] stma
- [kz-krkn] gen kz
lar
[kzlk] kzlk;
- [kzlkka al-] kz evltlk almak
[kzlkl] kzlkl, bkire
[kzmaa] hafif, akr
keyif
[kzteke] kz gibi davra
nan erkek, kz olan
I [kzu] scak, s
[kzu kanl] scak kanl
II [kzu] abuk
- [kzula-] hzl olmak
-1[kzulan-] atelenmek
- II [kzulan-] hzlanmak

180

I [kzulk] scaklk
II [kzulk] eviklik; ate
lilik
[kzuan] abuk fke
lenen, kzgn
- [kz-hatn] kz kadn
[kzy] ey kz! nlemi
[kzk] kk kz
- [kzk-] meraklanmak,
dkn olmak, gpta etmek
[kzk] ilgin; dikkat ekici;
gln; tuhaf
[kzkl] ilgi ekici
[kzklk] ilgi ekicilik,
tuhaflk
[kzkllk] bk.

[kzksz] ilgin olma


yan; kaytsz, aldrmaz
[kzkszlk] ilgi
ekmezlik
- [kzksn-] merak et
mek, zenmek
- [kzksndr-] ilgi
sini ekmek, meraklandrmak
[kzksndrg] zendirici, meraklandrc
[kzksndru]
zendirme, meraklandrma
[kzksnuan]
renmeye dkn, merakl
[kzksnuanlk] renmeye dknlk
- [kzktr-] cezb et
mek, imrendirmek
[kzktrg] cazip,
ekici
[kzl] kzl, krmz;
[kzl aga] kzl aa;
[Kzl Armye] Kzl

Ordu; [kzl bor] k


zl biber, krmz biber;
[Kzl gvardye] bolevik
ordusu; [kzl gm
be] krmz mantar;
[kzl kaz] flamingo;
[kzl karlgan] kzl frenk z
m; [kzl yakut] kzl
yakut; [kzl mal] satlk
kuma; [kzl pomak] propaganda kesi;
[kzl sr] cval kibrit;
[kzl tenle] kzlderili;
[Kzl Ha
cemgyete] Kzl Ha Cemiyeti;
[kzl yul] paragraf sat
r; [K
zl Yarmay cemgyete] Kzl ay
kurumu O [kzl kamt kder-] (hayvan iin)
kesmek; [kzl kar
yauga] kzl kar yadnda; hi
bir zaman; [kzl ete]
yangn; [kzl cep bulp suzl-] sk sk tek
rarlanmak
[kzlarmiyee]
kzl ordu mensubu
I [kzlba] 1. kzlba; 2. iranl, fars
II [kzlba] byk kr
mz iekli bir bitki
[kzlkanat] kuyru
u krmz bir cins balk
[kzlkoyrk] kuy
ruu krmz bir cins ku
[kzlkz] gz krmz
bir cins balk
- [kzllan-] kzllanmak
[kzllar] Kzl Ordu

181

(,mensuplar,i)
- [kzllat-] kzllatr
mak
[kzllk] kzllk
[kzlsu] krmzms, k
zlms
[kzltamr] kkleri
krmz olan bir cins ot
[kzlt] sere cin
sinden gs kzl ku
I [kzla] kzlck has
tal
II [kzla] sar iekli
funda cinsinden bir bitki; onun eki
meyvesi, kzlck
[kzlcime] kzl
ck
- [kzn-] kznmak, gne
te kalmak
- [kz-] kzmak
- I [ky-] kymak, yer kesmek
- II [ky-] cesaret gsterip
yapmak
[ky] gbrede biten her e
it bitki
[kybat] pahal O
- [kybat alma-] dvd
m iin para almam demek
- [kybatlan-] pahalan
mak
[kybatl] pahal
[kybatlk] pahallk
[kybatllk] paha
llk
- [kybatsn-] pahal
saymak
[kybatl] pahalya
veren
[kybatlk] pa
k lk

-
[kybla] 1. kble; 2. mec.
bavurulan yer
[kyblaname] pu
sula, kblenma
- [kygak-kygak]
kaz sesi, gak gak
- [kygakla-] gaklamak
[kyga] yan, ekik (ka)
- [kygala-] ekiklen
mek
- [kyglda-] hafif ve
ince sesle (ka t) gaklamak
[kyg r] akdoan
- [ky-ku] yaygara; barp
arma
[kymmet] 1. deer, k
ymet; 2. kymetli, pahal, fiyat
[kymmetle] kymetli,
pahal
[kymmetlek] de
erli, kymetli
[kymmetllek]
pahallk, kymetlilik
- [kymmetlen-] pa
halanmak
[kymmetsez] de
ersiz
- [kymmetsezien-] deersizlenmek
- [kymmetsen-] de
erli saymak
[kymmetelek]
pahallk
- [kymlda-] kmlda
mak, kmldanmak
! [kymldagz] k
mldaynz! (abuk alnz !)
- [kymldat-] kml
datmak
- [kyml-kyml]

182

kml kml
- [kyna-] iddetli dvmek
- [kyna-j dvmek
[kyna] dv,
dve dkn
[kypik] kymk, bez par
as
[kyplck] krk, par
a, kymk
- [kypl-] kymklanmak
- [kyra-] datmak, dar
madan etmek, bozmak
- [kyral-] darmadan ol
mak, dalmak, bozulmak
- [kyrat-] bozmak, kr
mak
[kyrat] krat
- [kyrattr-] dattr
mak, bozdurmak
[kyssa] kssa;
[kyssadan hissa] ks
sadan hisse
[kytga] kt'a
- [kyay-] erilmek
[kyk] eri
[kyklk] erilik
[kl] kl - [kl da kymldatma-] kln
bile kprdatmamak;
- [kl abata kider-] kl pabu
giydirmek, aldatmak;
- [kl stende tor-] kl stnde
durmak; - [kln
krkka yar-] kl krka yarmak;
- [kln irtep kara-] kln kartrp bakmak, (halini}
yoklamak
- [kl-] klmak, etmek
[klavn] kl dokuma
- [klan-] 1. davranmak; 2.

cilve yapmak
[klank] cilveli, fin
girdek
- [klanklan-] cil
velenmek, fingirdemek
[klanklk] fingir
deklik
[klant] davran
[klara] (teknikte) ok
kk aklk, kl genilii
[klau] ak su, ak basma,
perde
[klgan] bir cins ak renkli
ot, bozkr otu
[klganlk] ak renkli ot
biten yer
[kldau] kova sap
[klka] 1. kl katlan doku
ma; 2. kllar km dokuma
[klkoyrk] kl kuyruk
- [klla-] kllamak
[kll] kll
[klt] birden, aniden
- [kltay-] 1. fke ile bir
den sz deitirmek; 2. kibirlen
mek
[kltk] 1. aniden szn
deitirmi (kimse)-, 2. kibirli
- [kltra-] kldr kldr
gelmek
- [kltr-kltr] kldr
kldr
[klk] klk
- [klklan-] klklarmak
[klkl] klkl
[klksz] klksz:
[klksz balk]
klksz balk
[kly] a

183

- [klylan-] a olmak
[klylk] alk
[klk] huy, miza O
[kl kra
siymy] davranlar kt olan
- [kln-] klnmak
[kl] kl;
[kl born] kl burun;
[kl len] kl otu
[klbaz] kl oyun
cusu
[klbazlk] esk
rim, kl oyunu
[klbalk] kl ba
l
[kmz] kmz
[kmzlk] kmz tad
veren bir cins bitki
[kmz] kmz
[kmzlk] kmzlk
- [kmrc-] gcklamak
- [kmrct] bk.

[kn] kl, milli toprak katma


n
() [kn()] kn
[kna] kna
[kna] bk.
[kpsur] kerpeten
[kpak] kpak
I [kr] kr; kr yer, yabani,
bozkr; [kr bene]
Vabani ve dikenli ot; ^ [kr berenggese] yabani patates! [kr zegfran]
1 safran; [kr kJ^s] yabani kna; [kr
*cese] yabani kei;
[kr kgerene] yabani g-

ercin; [kr sabini] sa


bun gibi kpren yabani ot;
[kr tavg] yabani tavuk;
[kr aan] aka aa
II [kr] ky, snr; evre, u;
kenar; keskin ky kenar
- [kr-] krmak, kazmak
[kragay] bozkrl; ya
bani
[kran] kran, bulac
hastalk O [kran
da bulmas] hi bir ey olmaz
[krau] kra; [krau t-] kra dmek
[kra] kra
[krgavl] 1. nbeti,
asker; 2. sln
[krgayak] krkayak
[krgy] 1. yabani; 2.
vahi; [krgy kin
der] yaban kendir;
[krgy mee] yabani kedi
- [krgylan-] yabani
olmak, vahi olma
[krgylara] ya
bani ( vahiler) gibi
- [krgyla-] yabani
lemek, vahilemek
[krgylk] yabanilik,
vahilik
[krgn] kran;
[krgngz kilgere] eli
niz (soyunup krlsn!
[krg] rende
- [krgla-] krmak,
rendelemek
[krknt] krknt, kr
pnt
[krkry] hkrk otu
- [krla-] ky yapmak

184

[krlau] ky yapc
I [krla] kn en souk
zaman
II [krla] 1. bataklk ve
sazlk ortasnda bulunan ada; 2.
tarlada srlmeden kalan yer; 3.
sazlk adasnda bulunan bir ot
[krl] keskin kenarl;
[krl borak] mercimek
[krlgan] ada ay
[krlk] krlk
() [krlkura(y)] ke
narl kaval
I [krma] gz hastal,
trahom
II [krma] ksa braklan
sakal
[krmavk] yapkan
bir cins ot
[krmazy] 1. krmz
renkli kuma; 2. krmz (krm z
boya)\ 3. koyu krmz renkli
[krmska] karnca
[krmskaaar]
karnca yiyen
[krpak] kk taneli kar
[krpu] brk, apka veya
elbise kenarna dikilen deri krpnt
- [krpula-] krpnt ek
lemek
[krpul] krpntl
: [kirpi: kir
pi bal] byk mersin bal
[krt] birden, keskin olarak;
[krt kisep] birden ke
serek
- [krt-krt] krt krt; git
git
- [krtla-] gdklamak
[krt] aa kabuu,

toprak yz
[kr] tarla iisi, kr iisi
[krl] bir cins tarla otu
[krlk] krclk
[krn] sa kran (hasta/)
[krnl] sa kranl
[krau] tekerin demir
kua, ember - [krau at-] topu atmak
- [kraula-] emberle
mek
- [krldr-] ty ve
ya hav dktrmek
- [krl-] ty veya hav
dklmek, tirfillenmek
[krgaldar] ok al
datc
[kr] len iin krknc
gn yaplan dua merasimi
[kry] kenar
[krydag] kenarda
ki; ehemmiyetsiz
[krydan] kenardan,
yandan
[krylatp] yan ta
raftan
[krk] krk says;
[krk ilekle] krk kova
lk; [krk karta] krk
bayr O [k
rna ber iman] inanszlar;
[krkka ber
tulmagan] az akll; [krkka yarla] krk tarakta bezi
olmak
[krkm] bir ile iki
aras yata olan tay; 1
[krkm tay] bk.
[krktartma'l

185

krk ambar; ky ky dolaan sa


tc
- [krl-] krlmak, kazlmak
[krl] krl, bir biri
ni krma
[krmsagz] kauuk
bitkisi
[krn] yan; (
) - [krn (kz belen) ka
ra-] yan gz ile bakmak
- [krn-] tra olmak
- [krnay-] yatklamak,
eilmek
- [krnayt-] yatklatr
mak, eriltmek
[krng] tra ba,
jilet
[krnda] yannda
[knndag] yanndaki
[krnnan] yanndan
- [krp-seberep]
hepsini birden toplayarak, toptan
[kr] sert sk, iddetli,
kat gl
- [krslan-] sertlenmek
[kirilik] sertlik
- [ks-] 1. ksmak, skmak; 2.
bask yapmak
I [ksa] ereve
II [ksa] korse
[ksan] dar, sk, az ksk
- [ksanay-] darlanmak,
Aslmak
- [ksanlan-] bk. - [ksanla-] darla
mak
[ksanlk] darlk, ks
klk
" [kska] ksa O

[kska ayak] kadn, eksik etek;


[kska koyrk] ak
szl olmayan; - [kska
tot-] ksa tutmak, ksaltmak;
[kska terte] tez canl, hrn
[kskalk] ksalk
- [kskar-] ksalmak
- [kskart-] ksaltmak
[kskartma] ksaltma
[kskas] (szn) ksa
s, ksacas, zetle
[kskaa] ksaca
[kskaalk] ksaca
lk
I [ksk] kska, maa
II [ksk] 1. yengecin
makas; 2. yenge
[kla] yenge
[kslank] nadas
[kslasmannar]
yengegiller
[ksmr] cimri, pinti, ha
sis
[ksrk] 1. dar; 2. kstrl
m, bastrlm
- [ksrkla-] sktr
mak, kstrmak; bastrmak;
- [ksrklap gar-]
bastrp karmak
[ksrklk] darlk
- [kstal-] 1. stelenmek,
srar edilmek; 2. skmak
- [kta-] srar etmek, ste
lemek, zorlamak
[kstby] yufka ile ya
plan bir cins brek
[kstrg] kstrc,
toka, mandal
[kstrul] kstrlm,
mandall

p-

186

- [kstr-] kstrmak
- [kstrl-] kstrlmak
- [kstrn-] kstrnmak, elbiseyi giyip skmak
[ksk] ksk
- [ksl-] 1. kslmak; 2. s
klmak
- [ksla-ksla]
zar ile, sktrlarak
[ksluan] ksalc
[ksluanik] ksalclk
[kslp] kslarak
[ksl] 1. ksl; 2.
dahil, ilgi, iliki
! [kslng bulmasn] il
gin olmasn!
- [ksl-] skmak
[ksm] skm
[ksnk] dar, skntl
- [ksmklan-] dar
lanmak, sklmak
[ksnklk] 1. dar
lk; 2. ktlk
[ksr] ksr, meyvesiz,
dlsz; [ksr eek]
ksr iek O ()
[ksr kayg (hesret)] dayanksz
dert (kayg hasret)
[ksrlk] ksrlk
[ktay] 1. in; 2. inli;
[ktay almas] in el
mas; [ktay karas]
ini mrekkebi;
[ktay iklevge] yer fst
[ktayl] inli
[ktaya] ince
- [ktakla-] gtgdaklamak
[ktat] inden gelen sk

ipek dokuma
- [ktklda-] 1. bk.
-; 2. kkr kkiK glmek <>
- [ktkldap tor-] bir ii
yapmaa hazr olduunu defalar
ca bildirmek
-, - [kt-ktk,
kt-kty] git gdak!
[ktlk] ktlk
[ktk] gdk
- [ktklan-] gdklan
mak
- [ktkla-] gdklamak
- [ktktandr-] gd
klandrmak
[ktkl] gdkt
[ktr] ptr, prtk, p
rz
- [ktrda-] ktrdamak
- [ktrdat-] ktrdatmak
()- () [ktr(t)-ktr(t)] ktr ktr
- [kt rlan-] przlen
mek, prtklenmek
[ktrl] przl, prtk
t
[ktrllk] przl
lk, prtkllk
[ktr] 1. kaba ptrl; 2. przl {dil)
- [ktrlan-] ptrlenmek
[ktrlk] przl'
lk

: - [kh: kh it-] kes


mek, ldrmek
- [kkr-] barmak, '
krmak, barp armak
- [kkrt-] bartmak,
bartp artmak
f

187

[kkrtp] barta barta


[kkrk] bart,
lk
- [kkrn-] barp a
rmak
[kkrp] 1. barp
arma ile; 2. yksek sesle;
- [kkrp uku-] yksek
sesle okumak; - [kkrp-kkrp] barp a
rma ile O [kkrp torgan] ak, belli
[kkr] karlkl
barp arma; az dala
- [kkr-tala] az dala
[ku] uyuz, kant
- [k-] bk. - [kn-] kanmak
- [kt-] kandrmak
[ktkan] srgan;
[ktkan bizgeg]
srgan stmas; [ktkan gl] srgan iei;
[ktkan yefege] srgan ipei bitkisi;
[ktkan kbeleg] srgan
kelebei; [kitkan pg] srgan kuu
[ktkan tl] srgan
^Hi (kimse), dikenli dil
[ktkanlk] srga
n n bittii yer
[k] k;
tkika daml] ka dayankl;
[k garga] k ge
dmek O [k babay]
el baba;
S kn kar birmes] cimri, hasis

[kk] ktaki, k ~(s)i


[klavk] klk ev
[klak] klak
I [klau] klak
II [klak] k geiren
[klk] klk
[klkl] klkl
- [ktrda-] hrda
mak
[ktrdavk] hrdayc
- [ktrdat-] hrdat
mak
[ktrdk] hrtl
()-() [ktr(t)ktr(t)] hr hr gelmek
[kn] kn; - [kn-ceyn] kn ve yazn
[kyu] cesur; yiit, gz pek
- [kyulan-] cesaret gs
termek
[kyulk] cesaret
[kyusz] cesaretsiz
- [kyuszlan-] cesaretsizlenmek
[kyuszlk] cesaret
sizlik
[kya] kaya; [kya
tau] kayal da; [kya ta]
kaya ta
[kyak] uzun ve dar yap
rak; [kyak gl] uzun ve
dar yaprakl iek;
[kyakl sugan] yaprakl soan
- [kyakla-] svmak,
kamak
[kyaklk] uzun ve dar
yaprakllarn bittii yer
[kyakllar] buday
giller

188

[kyala] yukardan aa
ya yan ve doru izgi eklinde
[kyal] kayal
[kyam] kyam
[kyamet] kyamet O
[kyamet kne] kyamet
gn
[kyar] hyar, salatalk
[kyar lene] hyarotu
- [kyar-kymas] yar
cesaretli yar cesaretsiz
- [kyarlan-] hyarlanmak
[kyas] 1. kyas; 2. gelir gi
der defteri; - [kyas t-]
karlatrmak
[kyafet] grn; klk
kyafet
[kyafetle] kyafetli,
gsterili
[kyafetsez] grn
kt, gsterisiz
[kyafetsezlek]
gsterisizlik
- [kcra-] bir ey yapma is
tei uyanmak
[knggr] 1. eik; 2. mec.
eri
[knggravk] ng
rak
- [knggray-] eilmek,
erilmek
- [knggrayt-] eri
koymak, eriltmek, emek
[knggrau] byk n
grak; [knggrau
gl] ngrak iei;
[knggrav eek] ngrak gibi
iek; [knggrau
len] ngrak otu

.
[kvet] kvet
[kyre] papaz
[kyri] radyoaktiflik l birimi
[krhane] atlye
[kfr] kfir
[kebap] kebap
[keben] 1. nikh; 2. mihr;
3. nikh merasimi; [keben koy-] nikhlamak
[kebeste] lhana
[kebise] kebise;
[kebise yl] kebise yl
[kebem] canm, cicim, e
kerim
[keve] kolay giyilen ha
fif ayakkab
[kevee] ayakkabc
[keveelek] ayak
kabclk
[kegaz'] kt
[keg'be] kbe
[keyef] keyif O [keyef a-] keyiflenmek; [keyef sr-] keyif srmek;
- [keyef ik-] keyif ekmek
[keyefle] keyifli
[keyeflelek] keyiflilik
- [keyeflen-] keyiflen
mek
- [keyeflender-] ke
yiflendirmek
- [keyef-safa] keyif
safa
[keyefsez] keyifsiz
[keyefsezlek] keyif'
sizlik
- [k e y e fs e z le n der-] keyifsizlendirmek
- [keyefsezlen-] ke-

189
yjfsizlenm ek

[key] 1. kt, fena; 2. zayf,


sska (ocuk, ekin)
[keyle] klnk
[keylee] klnk
[keyten] kaytan
[kekkk] guguk
- [kek-kk] guk guk
[] eri;
[kekre ayakl] eri ayakl;
[ boronl] eri bu
runlu O - [kek
re kaynga tret-] eri kayna da
yatmak, aldatp gitmek;
[ koyrk] eri kuyruk,
kpek, bo kimse;
[ kull] eri elli, hrsz
- [kekre-bkre] eri
br
[1] erilik
- [kekrelen-] erilmek
[kekrszkl] eri
izgili
- [kekreu-] 1. erilmek; 2.
mec. lmek
- [kekreyt-] eriltmek
[kelam] kelm O [kelme-hikmet] Kuran-
Kerim; - [1erif] Kur'an- Kerim ve Hads-i
erifler
[kelige] hayvan yemi olarak kullanlan algam
[kelime] kelime
[kelte] kertenkele O
() [kelte ylan()] kurnaz ve
evik kadn
[kelek] parlak pullu bir
Clr*s balk
[kele] otluk ekin

[keleve] revani
[kelep] kellepu
[kelepe] kellepuu
[kele] nianl kz
[1] klbast, pir
zola
[kemalet] kemlet, ol
gunluk
[kemana] kemene
[kemit] sirk oyunu
[kemit] sirk oyuncusu
[kemitelek] 1. sirk
oyunculuu; 2. komedyenlik
[kendi] anak; orba k
sesi
[kendil] kandil
[kenizek] cariye
[kenitil] 1. srma, trtl;
2. zahmet; engel
[] zahmetli
(i?)

[kenseler] kanilarya,
kalem odas
[kentey] 1. kanck, dii
kpek; 2. svme sz
- [kenteylen-] kanck
olmak, arszlanmak
[kenfit] ekerleme
- [kenfitlen-] yl
mak, dalkavukluk etmek
[kenefi] kanepe
- [keprey-] kurum sat
mak, kabarmak
[kepe] en basit balk,
basit kellepu, takke O
[kepe born] domuz
- [kepele-] bitirmek, ta
mamlamak
[keramet] keramet;

190

[keramet iyes] kera


met sahibi
[kerametle] kera
metli
[keramete] kera
met gsterici
[kerbez] zarif elbiseli
[kerbezlek] zariflik
[kerben] bir hayli ok,
ar
[kervan] kervan
[kervansaray] ker
vansaray
[kervan] kervanc
[kereke] yabani fi
[kerzin] sepet, sele,
zembil
[kerkeden] gergedan
[kerle] cce, bodur, bcr
[kemiz] korni
[kerre] kere, defa
[kert] kart, oyun kd
[kertl] kt oyunu
[kerte] kat oyuncusu,
kumarbaz
- [keri-] ekifnek
[kereme] ekime, asit
[kerez] petek
[kerezie] petekli
[kereke] sazangillerden
bir tr tatl su bal
[kes] srldnde imen
leri ile birlikte yatm toprak
[kesep] kesp; kazanma;
- [kesep it-] kesp etmek,
kazanmak
- [keseplen-] kazan
mak, alp kazanmak
[kesepte] alma
arkada, meslekta

[kespe] kk esnaf
- [kele-] imen kaplamak
[kestrl] tencere
[kestene] kestane
[kese] kse
[kesebee] i adam
[kesefet] kt tesir;
[kesefeteng
yoga ] ktln bular
[keterme] peksimet
[ketmen] apa
[kette] 1. en byk; 2. kz
larn sevdii gen, yavuklu
[ketk] makara
[kefen] kefen
[kefenlek] kefenlik
- [kefenle-] kefenlemek
[keerke] yeni domu
bebein srtnda kan kl
[keemir] kamir, kemir kuma
[keef] keif;
- [keef it-] kefetmek
[keekhane] mozole
[keeke] engelli sopa;
[keeke tayak] ho
key sopas
[kese] aacn esas gv
desi
[keser] kevser
[kee] kei;
() [kee betiye (berene)]
olak; [kee gm
bese] kei mantar;
[kee imege] kei memesi bitkisi;
[kee mgez] kei
boynuzu; [kee tekese] erkek kei, teke O
[kee bileti] devlet iinde a
lmay engelleyen belge;

*_

191

- [kee kaldr-] oyunda


yenm ek

[kecele] inat, kapris


- [kecelen-] inatlamak
[kecesakal] kei sa
kal { )
[kecl] kei derisinden el
de edilen gn
[kbe] 1. zrh halkas; 2.
Zrh gmlek
[kbele] bir cins parazit
ekirge
[kbre] bir eit tropikal
bitki
[kbek] tfek, top namlu
su
[kdre] kvrck (sa, ty)
- [kdrele-] kvrcklamak
- [kdrelen-] kvrck
lanmak
- [kdrelender-]
kvrcklandrmak
- [kodrelet-] kvrcklatmak
[kye] biim, ekil ,tarz
[kyek] 1. yank (ye), 2.
mec. hasret
[kyekle] hasretli
- [kyen-] hasretlik duymak,
'i yanmak
[kyne] hasret, i
O [kyen^ke kar] ne yazk ki
[kyenele] hasretli
[kyene] tarzda, biim|>ekilde
[kyene] tarzda, biimde,
ekilde; (b e lli b ir vasfta) olarak
[kz] gz, son bahar

I [kzge] gzdeki, son ba


hardaki, gz ~(s)i
II [kzge] ayna
[kzgelekte] son ba
harda, gzde
[kzgee] aynac
[kzgee] gz vaktine
kadar
[kzen] gzn
[kzlek] gzlk
[kzli] gzn, ktan nce
- [kzle-] gzlemek
[kzen] 1. kokarca; 2.
kramp
I [ky] makam, melodi, bes
te; - [ky kyle-] ma
kam ile seslenmek;
[ky garu] besteci
II [ky] tertip, l; hi, ke
yif; - [kye kit-] dzeni bo
zulmak; - [kyge sal-]
tertib etmek, dzenlemek
- [ky-] 1. gymek; az az
yanmak; 2. hasretlenmek
[kygelek] 1. dertli,
kaygl; 2. bir cins ku
- [kyder-] 1. yakmak,
yandrmak, gyndrmek, ttsle
mek; 2. kei idi etmek
[kyderge] yakc,
ac
I [kyle] yollu, yolunca,
uygun
II [kyle] besteli
- I [kyle-] yoluna koy
mak, dzenlemek
- II [kyle-] ark mrlda
mak
[kylege] regltr,
dzenleyici

192

- [kylen-] yoluna kon


mak
[kylen] yola ko
nu, yoluna konma
[kylep] beste ile
- [kylep-ylep]
nasihat ile celb ederek
[kylele] dzenle
meli
[kyle] dzenleyi
ci
I [kyme] kayk O
- [kyme komga terel-] gemi karaya oturmak; apa
oturmak
II [kyme] araba tentesi
[kymele] tentesi olan
(araba, tekne)
[kymee] tekne ida
recisi, kaptan
- [kyre-] (ate) yava ya
va harlamak
- [kyret-] (ate) harlat
mak
I [kysez] dzensiz,
huysuz
II [kysez] bestesiz, melodisiz
I [kysezlk] dzen
sizlik
II [kysezlek] bestesizlik, melodisizlik
- [kysezle-] engel ol
mak, bozmak
- [kysezlen-] huysuzlanmak, dzensizlenmek
[kl] kl
- [kl-] glmek
[klderge] gldr
c

- [kldr-] gldrmek
- [kldert-] gldrtmek
- [klemsre-] g
lmsemek
[klemser] glmser
[kle] glme
- [kle-] glmek
[klke] 1. glme; 2. g
ln O - [klkege
kaldr-] gln vaziyete sokmak;
- [klkege ciber-]
ciddiyetten uzaklatrmak
[klkele] gln, gld
rc
I [klle] kll
II [klle] kll, hepsi, ta
mam
[kllk] kllk
[kllelek] ktllk
- [klle-] kllemek
[klsu] kll, kl renginde
[klte] deste, demet;
[klte bav] deste (de
met) ba; [klte
beylege] demet balayc ma
kine
- [kltele-] destelemek,
demetlemek
[klte] deste bala
yc, demet balayc
[kle] francala, kk
ekmek
[klepere] geni klh, kukuleta
[kle] gle
[klelek] glelik
[kme] gm; >
[kme servi] ak sedir aa
c
[kmeke] bir ei*

193

yaplan alkoll iki


- [kmele-] gmle, gm kaplamak
- [kmelen-] gm
lenmek
[kmesman]
gm renginde
[kmee] gm
[kmeelek] gmlk
[kmen] yk, arlk, ha
milelik
[kmenle] hamile, yk
l
[kn] gn [kn bozl-] hava bozulmak;
- [kn it-] yaamak;
[kn kebek ak] gn gibi
ak; - [kn kier-] gn
geirmek; - [kn
krsetme-] gn gstermemek;
- [kn kr-] gn grmek;
[kn sayn] hergn;
[knnerden ber knne] gnlerden bir gn
[knarala] gn a
r
[knbag] gnebakan, ay iei;
[knbag may] ay iek ya
[knbat] bat
[kngere] kanguru
[kndez] gndz
[kndezge] gndzde
ki
[kndezen] gndzn
[kndege] her gn
[kndegee] her
9nk gibi
I [kndelek] gndelik

evde

II [kndelek] gnlk
[knde] 1. ayn erkek
ile evli kadnlar; 2. rakiblerden her
biri
- [knen-tnen] ge
ce gndz
[knite] bk.

[knkre] yaama
tarz, gnlk, gndelik
I [knlek] bir gnlk
II [knlek] gnlk
[knlekle] gnlkl
[knleklep] gn he
sabna
[knleke] gnlk
[knleklek] gn
lklk
- [knle-] (eini) kskan
mak
[knlep] gn hesab ile
- [knle-] kskanmak;
imrenmek
- [knnen-kn] gn
den gne
[knozn] gn boyunca
- [kn-tn] gece gndz
[kne] kskan kimse
[knel] kskanmaa
dkn
[knelek] kskanlk
[knelekle] kska
nlkl
[kng] dou;
[kng
gyleme] dou bilimi, arkiyat
[konyak] gney;
- [knyak-knbat]
gney bat
[knyaktag] gney

194

deki
[knyaer] mr bir
gnlk kelebek
[knegen] evvelki gn
[knzek] gnlk, gn
delik, aktel
[kncet] susam
[kncele] reke O
[kncele ba] da
nk sal kadn;
[kncele tayag] reke sopas
[kpe] ii yn veya pamuk
ile doldurulup yorgan gibi dikilen
yelek
[kpek] teker, dzenteker; [kpek bkene] parmaklkl aa tekerin mil
ksm
[kpekle] aatan
dolu tekerli
[kpeke] aatan
dolu teker yapc usta
[kpe] ii bo bitki; ah
ap ve madeni boru
[kpek] 1. yumuak
(toprak); 2. yumuak, gevek
(mes. bazu)
[kpeklek] yumu
aklk, geveklik
- [kpeklender-]
yumuaklandrmak, yumualtmak
- [kpeklen-] ii bo
almak, yumuaklanmak
[kpele] ii bo boru
gibi gvdesi olan
- [kpelen-] ii boa
lp boru gibi gvdelenmek
- [kpe-kndez] gpe gndz
[kr] 1. hayvan gc ok

olan hayvan; 2. semiz


[krende] kar ve buz
tmsei
[krlek] semizlik, gl
lk
[krmek] dm, boum
- [krmekle-] dm
lemek
- [krmeklen-] d
mlenmek, (d ili) dolamak
- [krmekle-] dmlemek, gremek
- [krmel-] dmlen
mek, balanmak
I [krpe] 1. yeni doan
kuzu; 2. yeni doan kuzu yn ve
benzeri yumak ynler; 3. yumak
minder O [krpe ba]
1. yumak ve ksa sal kimse; 2.
gnahsz ve ahmak
II [krpe] un elendiinde
elekte kalan un ve kepek kalnts
- [krsen-] kayglanma,
kederlenme, mahzun olma gibi
halleri nlem ile bildirmek, ah, of,
vah demek
[krt] ok kar yn
[krtlek] keklik
[krek] snr noktas O
- [krekke terel-]
snra dikilmek, hi bir imkn ol
mamak
- [kre-] krmek, kremek
[krege] iki kab
[kregei] iki datan
- [krey-] semirmek; gl
olmak
- [kreyt-] semirtmek;
glendirmek
[krek] krek

195

[kren] yank rengi, kah


verengi; [kren
tufrak] kahverengi toprak
- [krenlen-J kahve
rengi olmak
[krensu] kahveren
gimsi
[kre] gre, yar
- [kre-] gremek
[krete] ayn safta
yer alan yarlardan her biri
[kre] grei, ya
r
[krce] gle ocuk
[ks] kk balklar srs
[ksmen] kayk knda
bulunup dmen vazifesi gren k
rek
- [ksen-] istemek
- [kt-] beklemek, gzetmek
O () [ktmegen
cirde(n)] birdenbire, tesadfen
, [ktesege,
kteekke] vadesiz, bor olarak
[ktelmegen] bek
lenmedik
[ktelmegende]
beklenilmediinde
[ktephane] ktp
hane
[ktmegende] bek
lenmediinde, aniden
[kt] sr
[ktlek] sr otlatlan
yer, ayr
[ktlep] grup ile
[kte] 1. src, obaf; 2. bek;
Ikt brgs] oban borusu; [kt kubz] o

-
ban otu; [k
te sumkas] 1. oban antas; 2.
bir bitki; [kte
enes] kaktse benzer bir bitki
[ktelek] obanlk
[kfer] kfr
[kferlek] kfrlk
- [kferlen-] kfr i
lemek
[k] g, zor O
[k politikas] bask poli
tikas; - [k tk-] g sarfetmek; [k citkene] g yettiince;
- [kten tay-] halsizlemek
[kek] kpek yavrusu,
enik
[kergene] 1.
gerginlik; 2. gerilim, voltaj
- [k-kuet] g kuvvet
[kke] var gc ile; zor
[kle] gl
[klelek] gllk
- [klelen-] gllenmek
- [kle-] g ile zorlamak
- [klen-] baskya ura
mak
[klele] zorlamal
[klee] zorlayc,
zorba
[ksez] gsz
[ksezlek] gsz
lk
- [ksezlen-] gszlenmek
- [ksezlender-]
gszlendirmek
- [k-hel] g hl
- [k-yardem] g ve

196

yardm
- [key-] gc artmak,
glenmek
- [keyt-] gcn artr
mak, glendirmek
I [keytke] glen
dirici, ykseltici
II [keytke] gr. pe
kitiriri
- [ken-] gcn topla
mak
[kene] g toplama
! [k] k!
I [kel] baaktan ayrl
m ekin yn
II [kel] su kstebei
- [kkellen-] naz
lanmak
[kye] gve
[kyez] gvez
[kyezlek] gvezlik
- [kyezlen-] gvezlenmek
- [kyele-] gvelenmek
[kyelek] hznl sesler
karc, kukucu
- [kylen-] hznl ses
ler kararak kayglanmak
[kyelenen] h
znlenmeye dkn, alamakl
[kyente] su tamakta
kullanlan iindirik terazi;
() [kyente yoldz()]
terazi yldz <>
[kyente ikelle] terazi ekilli ( eri
lemek)
[kyentele] terazili
[kcele] hayvanlarda
deri hastalklar tedavi etmekte
kullanlan bir cins aa ve bu aa

cn z suyu
[kbavz] ok azl
parazit
[kbayak] ok ayakl b
cek
I [kbek] kpk
II [kbek] kpe benzer
bir eit yemek
[kbekle] kpkl
- [kbeklen-] kpk
lenmek
- [kbeklender-]
kpklendirmek
- [kben-] 1. iirmek; 2.
kskanlk duymak (gstermek)
- [kbender-] iirtmek
[kbesene] pek o
u ile
[kburnl] mat. ok
hneli
[kbe] kk ot yn
- [kbey-] oalmak
- [kbeyt-] oaltmak
[kbeyt] oaltma
[kbek] ekini bacandan
ayrmaa yarayan sopann sap
- [kbele-] kk yn
lar yapmak
[kbelek] kelebek;
[kbelek kort] kele
bek kurdu; [kbelek
kar] ilk baharda yaan geni yap
rakl kar; [k-belek eek] kelebek iei O
[kbelek gmere]
kelebek mr; az mr
- [kbeleklen-] kelebeklenmek
[kbe] pek ok
[kgelcem] mavimt-

-____________ 197
rak, mavimsi
- [kglcmlen-]
mavimtrak olmak
[kgel] yabani rdek
I [kgen] kken
II [kgen] mentee
[kgenlek] menteele
rin bittii yer
- [kger-] 1. germek; 2.
pas tutmak; kflenmek O
[kgergen tav] ksk
ses
[kgerek] kf; pas
- [kgeren-] gk rengine
girmek
[kgern] gvercin
[kgerenem] g
vercinim, gzelim
[kz] 1. gz, 2. ilmik; delik;
[kz ag] gz ak;
[kz aldnda] gz altnda,
nnde; [kz almas] gz yuvarla; - [kz bu] gz balamak; [kz
buu] gz bac;
[kz bebee] gz bebei;
[kz beyle] gz bala
ma; [kz vra] gz
doktoru; [kz kaba]
9z kapa; [kz
karas] gz karas;
[kz kara] gz bak; fkz ks-] gz atmak, gz krpmak;
3 [kz okr] gz u [kz len] gz
hj; O [kz am] benim
9zmn ak, gzelim; - [kz aldnda tot-] gz
nnde tutmak; - [kz
a|fna-] gzn alamamak;

- [kz al-] karlkll bak


mak; [kz aksz]
gz atrmaz (rzgr)]
[kz ap yomgan]
gz ap yumuncaya kadar;
- [kz de arma-] gz
atrmamak; - [kz buya-]
gz boyamak; [kz
buyau] gz boyayc; - [kz beylen-] gz greme
yecek hle gelmek, hava karar
mak; [kz de
yommya] gz yummadan;
- [kz karas
kbk sakla-] gz bebei gibi
saklamak; [kz krgen] gz grm, tandk, bildik;
- [kz sal-] 1. gz atmak,
2. gz koymak; - [kz tk] gz dikmek; - [kz tere] gz dikmek; - [kz ti-] gz
demek; - [kz tot-] gz
altnda tutmak; - [kz
t-] gzn tutmak;
[kz leve blen] gz kararyle; - [kz cit-] gz
yetmek; - (-)
[kzge berl- (talan-)] gze ar
pmak; ()
[kzge berep (trep)] gzne
sokup;
[kzge trtseng krnmes] gze
soksan grnmez (karanlk)]
[kze ak] gz ak;
[kz blen ay]
gz ile yiyiyor; [kzden kir-] gzden geirmek;
- [kzden t-] gz
den inmek, otoritesini kaybetmek;
! [kzmnen yu-

198

gal] gzmden git!;


! [kzm erep ksn]
gzm ksn!; - [kzn
a-] gzn amak;
[kzen kan bakan] gz
n kan brm
- [kzallla-] gz nne
getirmek
! [kzaimam] gz el
mam, gzelim
- [kzge-kz] gz gze
- [kzek-] gz demek
- [kzkter-] gz de
dirmek
[kzldrk] at
gzl; toz vb. den korumak iin
taklan gzlk
[kzikmek] kz ekme
i
- [kz-kolak] gz kulak
[kzl] gzl
- [kzle-bal] ev
lenmi
[kzlk] gzlk
[kzlkl] gzlkl;
[kzlkl ylan]
gzlkl ylan, kobra
[kzlut] gzl ot
- I [kzle-] gzlemek
- II [kzle-] 1. gz as
yapmak; 2. ine deliine ip geir
mek
[kzlevk] delik, maz
gal; buzlar arasnda donmam
kalan yer (mes. glde)
- [kzleter-] yzle
tirmek
[kzsez] gzsz
- [kzsn-] nazar demek
- [kzsndr-] nazar

dedirmek
[kze] (b itk i aa vb.)
gz
- [kze-] bk. -1
[kzenek] petek gz;
hcre; gzenek
[kzenekara] gze
nekler (hcreler) aras
[kzenekl] gze
nekli
[kzenekller]
gzenekliler
[kzenekel] gze
nekleri olan
- [kzet-] gzetmek, gzet
lemek
- [kzetel-] gzetilmek
[kzete] gzeti
[kzet] asker keif
kolunda yer alan kimse
[kzetlk] asker
keifilik
[kzet] bak, gzlem
[kzete] gzetici,
bakc
[kzeten] gizlice
bakc; gzetleyici; gzlemeye
dkn
[kzefe] grm, gz
nnde, grlen yer
[kzefesez] ak
(retim)
I [kk] gk, gk yz;
[kk gm beze] gk kub
besi
[kk blen cir arasnda] gk ile
yer arasnda; [kk
kkre-] gk grlemek;
[kk trev] gk direi, uzun boyl
kimse; - [kkke kter-l

____________________
ge karmak; [kkten t-] gkten dmek
II [kk] gk rengi, mavi;
[kk susn] gk ssen;
[kk ey] gk ay, yeil ay;
[kk ytel] gk bamaca; [kk ilek] ya
ban mersini
III [kk] gibi
[kkba] belemir, pey
gamber iei
[kkbz] gk boz ( at) O
[Kkbz at] kutup yl
dz yanndaki bir yldz
[kke] guguk kuu;
[kke sabim] biber gibi
krmz ieklerini karan bir cins
iek; [kke yee] orki
de; [kke citene] bir
cins yosun <> [kke ba]
ok yanlan kimse, dikkatsiz
[kkeba] cier otu
- [kkelde-] guguklamak
[kkert] 1. kkrt; 2. gk
grlts; [kkrt
lene] kkrt otu
[kkertle] kkrtl
- [kkertle-] kkrtlemek
[kkkz] peygamber iei, gk kantaron
[kklek] gklk
- [kkle-yell]
1- 9kl yeilli; 2. inili kl ses
- [kkle-] 1. kklemek; 2.
aralkl olarak dmlemek; ilte,
9 vb. dikmek
[kkrek] gs;
[kkrek avru] gs ariS|. verem; [kk-

rek bakas] bronit;


[kkrek zehmete] gs a
rs, verem; [kkrek
syeg] gs kemii O
- [kkrek belen
kar tor-] gs germek;
- [kkrek kak-] gs kabart
mak, byklenmek; [kkrek kiyer-] gs kabartmak,
kibirlenmek; [kkrek
ste] ana st;
[kkrek tav] gs sesi
[kkreke] styen
- [kkre-] kkremek
[kkrele] grltl
[kksagz] sakz otu
- [kkse-] kflenmek
[kksel] mavimsi
[kksellek] mavimsi
lik, gkms
- [kksellen-] mavim
silenmek, germek
[kkta] gk ta
[kkeek] peygamber
iei, gk kantaron
[kkel] boz
[kke] kestane kargas
[kkey] yumurta;
[kkeyaar] yumurta yiyici
bir hayvan
[kkeylek] yumurtalk
[kkeysman] yu
murta gibi
[kl] gl
[klbuga] balkl
[kldevek] su birikinti
si, glk
[klem] 1. ie ara vererek
azck yemek yemek; 2. bir srmlk yer

200

[kullevk] su birikinti
si, glck
[klmek] gmlek
[klmeken] (hava
nn souk olmasna ramen ) bir
tek gmlek giymi
- [klmek-tan]
don gmlek
[klee] glge O
- [klee kebek yr-]
glge gibi yrmek;
- [klee ter-] glge dr
mek; - [klee t-]
glge dmek;
- [klegede kaldr-] glgede
brakmak; [kle
gede kalu] glgede kalmak
[klegele] glgeli O
[klegele yak] gl
geli taraf
[klegelek] glgelik
- [klegele-] glgele
mek, glge etmek
[klem] l birimi, hac
mi; metre kp
[klemle] ok byk,
hacimli
[kleme] hacimce,
hacmine gre
- [km-] gmmek
[kmge] gmc
- [kmder-] gmdrmek
- [kmel-] gmlmek
[kmer] 1. kmr; 2. ta
kmr, maden kmr;
- [kmer yandr-] odun k
mr yapmak;
[kmer yandru] kmrc
[kmr it] yok etmek,
kl etmek

.
[kmerle] kmrl
[kmerlek] 1. kmr
lk, 2. semaverin kmr yaklan
yeri
- [kmerlen-] kmrlenmek
- [kmrlender-]
kmrlendirmek
[kmere] kmrc
[kmereiek] k
mrclk
[kmek] 1. ortak, mte
rek; 2. ortak kollektif; kme
[kmeklek] kmelik,
okluk; [kmek
lek isem] yaln isim
[kmeklep] hep bera
ber, ortaklaa
- [kmekle-] kme
lemek, kooperatiflemek
- [kmekletr-]
kmeletirmek, kooperatifletirmek
[kmekelek] ko
operatifilik
[kmerte] toptan; gt
r
[kmertelep] top
tan, btnyle
[kme] kk ekmek
[kmelek] kk ek
meklik
[kmee] kk ek
meki
I [kn] gn
II [kn] parann tura taraf
III [kn] eski bir para birimi
- [kn-] raz olmak
I [knder-] gnderm ek
- II [knder-] raz etmek

201

uygunlatrmak
[kndem] her eye raz
olan {kimse)
[kndemlek] razlk
[kng] idman, talim
- [knek-] almak
- [knekter-] altrmak
[knekme] idman, ta
lim vb. almalarn bir blm
[knlk] gnlk
[kn] gnc
[knelek] gnclk
[kne] cva
[knek] gn kova
[kneyak] hindiba
[kp] ok;
[kp baskl] ok merdivenli;
[kp basul] ok arazili;
[kp rr.illionl]
ok milyonlu; [kp
megnele] ok manal;
[kp sanl] ok sayl;
[kp sul] ok sulu;
[kp szle] ok szl;
[kp tarmakl] ok dall;
[kp toml] ok ciltli;
[kp fazal] ok fazl O
[kp eynelgen]
ok inenmi, fazla konuulmu;
[kpten tgel] ya
knda, son gnlerde
- [kp-] kprmek, hacmi ar
tmak, kabarmak
[kpbun] ok terimli
[kpbunl] ok te
rimli; ok kademeli
: [kpek:
kpek bal] kpek bal
[kper] kpr
- [kper-] kabarmak

- [kperen-] kabarnmak
[kperenke] kabar
m, kabark
- [kpert-] kprtmek, ka
bartmak
[kpertke] kabar
tc, kprtc
[kpertme] kprt
me, kabartma
[kperek] kprck
[kpkymmetle]
mat. ok rakaml
[kpkymmetlelek] ok rakaml olma
[kpkrl] 1. ok ke
narl; 2. etrafl
[kpkrlk] ok ke
narlk
[kpkrllk] etrafllk
[kpke] ok defa; uzun
srecek, uzun bir mddet iin
[kplek] okluk
[kplep] ok olarak
[kpler] pek ok (kimseiei)
[kppomak] ok
a, okgen
[kppomakl]
ok al
- [kpsen-] 1. ok say
mak; 2. artk (fazla) grmek, ge
reksiz bulmak
- [kpter-] kabartmak
[kptrme] 1. kabart
ma; 2. kabartmal yemek
[kpten] oktan, ok n
ce; [kpten ktelgen] oktan beri beklenen;

202

[kpten tken
zaman] gr. oktan gemi zaman
[kpteng] ok za
mandan beri (gelen)
[kptennen] eskiden
beri
[kptrle] ok trl,
eitli
[kptrllk] ok
eitlilik
- [kp-] ekiyerek ka
barmak
[kpk] inedanlk
[kpelk] ounluk
[kpyllk] ok yllk
[kpyakl] ok tarafl
- [kr-] 1. grmek; 2. becer
mek, baarmak O
[kr de tor] bak ne oldu;
[krer kzge] grr gze;
[kre torp] gz gre
gre
- [krgez-] gstermek
[krgezme] sergi
[krgezmel] ergili
[krgezmellk]
sergilik
I [krek] grk, gzellik
II [krek] krk
III [krek] krk
[krekle] grkemli, g
zel
[krksz] grkemsiz,
gsterisiz
[kreke] krk
- [krl-] grlmek
[krlmegen] g
rlmemi
I [krem] (kadnlar iin)
ayba

II [krem] fal
[krm] falc
- [kren-] grnmek
[krengene] grl
d gibi
[krenekle] mehur,
anl
[kreneksez] tann
maz
[krne] grn
[krenme] grnme
[krnenlek]
gr uzakl
- [kr-] grmek
- [kreter-] grtr
mek
I [krke] hindi O
- [krke kebek kabarn-] hindi gibi kabarmak
II [krke] kozalak
[krkem] grkem
[krkemlk] grkemlik
- [krkemlen-] grkemlenmek
[krre] kr gibi; miyop
- [krset-] gstermek
[krsetmel] gs
termeli
[krsetmellek]
gstermelilik
[kr] komu; [kr-klen] kap bir komu
[krlk] komuluk
- [kr-tire] komu
lar ve evre
[kre] gre; iin
[kree] kuru kays
[kreze] 1. gelecei bil

203

me iddiasnda bulunan (kimse); 2.


falc, bakc
[krezelek] bakclk,
falclk; - [krezelek
it-] falclk etmek
[krezee] falc
[krezeelek] fal
clk
- [krelma-] kin duy
mak, nefret etmek
[krelmaulk] kin, nefret
[krelete] gre gre,
bilerek
[kren] bir eit ii dolu
kam
[krese] daha grecei
[kreseng] belki, galiba
[kreek] grlecek(ler)
[kse] san, fare
[kse] kse
[ksek] 1. kaln sopa; 2.
mec. ahmak
- [ksekle-] sopa ile
karlkl vurumak
- [kter-] ykseltmek, kal
drmak
[kterge] kaldra
- [kterel-] 1. yksel
mek, kalkmak; 2. vnmek O
- [kterelep berl-] ok kzmak
[kterele] yksel
me, kalknma
[kterelme] 1. gr.
ykselen; 2. alr kapanr (kpr)
[kterelmele] bk.

- [kteren-] yklenmek
[kterenke] 1. co

kun, heyecanl; 2. fazla, ok ar


[kterenkelk] 1.
cokunluk; 2. arlk
[kterme] ykseltilmi
kap eii; rhtm
[ktertk] ykseltici,
kriko
[kterem] bir kucak do
lusu (mes. odun)
I [k] 1. g; 2. ar oulu
II [k] toprak yn
- [k-] gmek
[kemle] gr. geili
[kemlelek] gr.
geililik
[kemsez] gr. gei
siz
[kemsezlek] gr.
geisizlik
- [ken-] g etmek, g
mek
[kene] g edici
- [kr-] grmek; ko
pya etmek; - [kerep utrt-] fidan bir yerden bir
baka yere dikmek;
- [kerep yalga-] fidan, aa
alamak; - [kerep
yaz-] kopya etmek
[kerge] ablon
[kerelme] menkul
[krme] kopya
[ker] kopyac
[ke] gme, deime
[kme] gmen, gen
[kmen] gmen (kim
se)
[ktene] hediye (g
da)
[ke] dar ve kk sokak

204

[ken] lahanann gvde


ksm
[ker] mil
[ket] fide, fidan
[k] gmen
[k] araba stnde yarm
kapal ksm
[kek] kk
- [kek-] souktan uyu
mak (brmek)
[kle] stnde yarm
kapal ksm olan (araba)
[ke] 1. dokumada ar
iplikleriyle meydana getirilmi sa
ak rmesi; 2. bitki kk
- [ke-] gevi getirmek
[kege] rt, saak
[keeler] gevi
getiriciler
[kes] ahap hamur kova
s
[khgel] gnl O
[kngel az] gnl gdas;
- /[kngel a-] gnl
amak; [kngel
baylg] gnl zenginlii;
- fcngel bul-] gnl olmak,
kanaat etmek; [kngel yomar-] gnl yumua
mak; - [kngel kal-] g
nl kalmak; [kngel
ko] gnl kuu; [kngel krl-] gnl krlmak;
[kngel kz] gnl g
z; - [kngel sum-]
gnl soumak; [kngel t-] gnl dmek, me
raklanmak; [kn
gel trende] gnl ba kesinde;

- [kngel ere-] gnl


erimek; [kngel yaras] gnl yaras; [kngel yat-] gnl yatmak;
- [kngel cit-] gnl yetmek;
- [kngelge kil-] gnle gelmek; - [kngelge sal-] hatrnda kaldrmak;
- [kngelge yat-] gnle yatmak; [kngelden k-] gnlden kmak;
- (-) [kngelen
kr- (tap-)] gnln kazanmak;
- [kngelne bas-]
gnln ferahlandrmak;
- [kngelne kr-] gnln kr
mak; - [knglne
trna-] gnln trmalamak;
[kngelneng
kegbese] gnlnn kbesi
[knglde] ezberde
[kngelden] ezberden
I [kngelle] gnll
(asker vb.)
II [kngelle] sevinli
[kngellelek] g
nlllk, sevinlilik
- [kngelllen-] fe
rahlanmak
[kngelsez] neesiz,
dertli
[kngelsezlek] 1.
neesizlik; 2. ktlk, dert
- [kngelszle-] k
tlk yapmak, dert olmak
- [kngelsezlen-]
kayglanmak, dertlenmek
[kngelek] alak g
nll

205

- / - [la/le] sz ve fiil sonla


rnda phe, belki fonksiyonlu edat
[labial'] dudaksl
[labirint] lbirent
[laborant] lborant
[laborator] lboratuar ~ (s)i
[laboratoriya] lboratuar
- [labrda-] az kala
bal ile sylemek
[labrdk] az kala
bal ile syleyen kimse
[lava] lv
[lavka] dkkn
[lavr] defne
[lavsan] bir eit sente
tik kuma
[lager'] kamp
[ladya] kale (satranta)
[layk] lyk
[laykl] lyk, hak etmi
[layksz] lyk olma
yan
[lazaret] revir
[lazer] lzer
[lazim] lzm
[lay] amur
I [layka] Sibirya kpei
II [layka] yumak deri
[layla] smks madde
- [laylalan-] smkenmek, salyalanmak
[laylal] smkl, sal
yal

[layla] salyangoz
[layner] byk gemi
[lak] lka, vernik
[lakan] daar
[lakey] hizmeti, uak
[lakeylara] uak
gibi, yaltaka
[lakeylk] uaklk; yal
taklk
- [lakirovkala-] lkalamak, verniklemek, parlatmak
[lakirovka] lka
c, verniki, parlatc
- [larla-] parlatmak
[lakl] lkal
[lakmus] turnusol
- [laklda-] lakrdamak
[lakldk] geveze
[lale] lle;
() [lale eege (gle)] lle i
ei (gl)
[lampa] lmba
[land] inci iei
[landaft] manzara
[lap] lp (nlem )
[lapas] hayvan dam
- [lap-lop] lap lup {n
lem)
[lapta] sopa ile oynanan
top oyunu
- [laptrda-J lap lap
yrmek, sallanmak
[lapk] sarkk
- [laplda-] lk gibi
{oturmak)
- [lapr-lopr] lapr
lupur (nlem )
[lar] un sand
[laryok] ahap dkkn
[laryok] dkkanc

206

[laringit] bir eit grt


lak hastal
[lasso] kement
[laureat] armaan
(dl) sahibi
[laf] lf; op- [laf or-]
ok vnmek, mbala etmek;
[laf oru] yalanc
[lafet] top arabas, kun
dak
[lafetl] kundakl
I [la] ok slak
() II [la (t)] slak bir nesne
ile vurulduunda kan ses, v,
v sesi
- [laklda-] vckla
mak
- [la-lo] sakz ineme
sesi
[lan] ln
[laman] esk. aa
kesmek ve sal yapmak ile megul
olma, tomrukuluk
[laman] aa
kesmek ve sal yapmak zere kul
lanlan mahkm, tomruku
[lamanlk]
.
- [latrda-] bol ayak
kab ile yrmek
- [latr-lotr]
har huur
[layakl] ok sarho,
ayanda duramaz
[lebyodka] vin
[legal'] ak, meru, ka
nun
[legallek] meruluk,
kanunlik
- [legalle-] meru

lamak, kanunlemek
- [legalleter-]
merulatrmak, kanunletirmek
[legenda] efsane, ma
sal, rivayet
[legendar] efsane
kahraman gibi
[legion] ok sayl askeri
birlik
[legioner] asker er
- [legirla-] esas metale
baka metaller katarak salamla
trmak
[lederin] sentetik gn
[lezviye] jilet
[leyborist] ngiliz ii
partisi yesi
[leytenant] temen
[lekalo] pistole, eri g
nye
[leksik] kelime bilimi
~(s)i
[leksika] kelime hzine
si
[leksikografik]
szlklk - (s)i
[leksikografiya]
szlklk
[lektor] konferans
[lektoriy] konferans
yeri
[lektsiya] konferans,
ders, tebli, konuma
[lenta] erit, film
- [lepelde-] (yrek, ka
nat) arpmak
[lepeldek] kelebek
kanad; iek yapra
- [lperde-] aa yap
raklar hrdamak

207

[lepke] bngldak
[letargik] letarji ~ (s)i
[letargiya] uyku has
tal, letarji
[letuka] ksa toplant
[liana] sarmak
[liberal] liberal
[liberalizm] libera
lizm
- [liberallan-] libe
ral olmak
[liberal'] liberal
[liberal'lek] libe
rallik
[libretto] libretto
[libretto] libretto
yazar
[liga] lig, birlik
[lider] lider
[liderlik] liderlik
[likbez] Abi okulu
[likvidator] tasfiyeci
[likvidatsye] tasfiyecilik; tasfiye
- [likvidatsiyele-]
tasfiye etmek
[likyor] likr
[liliput] cce
[limit] limit
[limon] limon;
[limon sar] limon sars
[limonad] limonata
[limuzin] limuzin
[limfa] lenf
[lingvist] dilci, dil bilgi
ni
[lingvistik] dilcilik
~ (s)i
[lingvistika] dil bili
mi

[linyka] 1. cetvel; 2.
ayakta yaplan toplant
[linza] mercek
[liniya] izgi
[linkor] zrhl harp gemi
si
[linoleum] linol
[linotip] linotip
[linotip] dizgici
[lira] 1. lira; 2. lir, alg le
ti
[lirik] lirik
[lirika] lirik iirler
[lirokoyrk] bir cins
Avustralya kuu
[listovka] bildirge, be
yanname
[litografiya] ta
basma
[litr] litre
[lift] asansr
[lift] asansrc
[lifik] styen
[liha] trafik kaidelerine
uymayan kimse
[lihalk] trafik kaide
lerine uymamalk
[litsey] lise
[lobzik] kl testere
[logarifm] logaritma
[logarifmik] logarit
ma ~ (s)i
I [logik] mantk ~(s)i
II [logik] mantk
[logika] mantk
[logikal] mantkl
[logikasz] mantksz
[logoped] kt konu
an ocuklara konuma reten
hekim

208

[logopediya] konu
mayan ocuklara konuma ret
me ilmi
[lodjiya] i balkon
I [loja] silh kunda
II [loja] loca
[lozung] slogan
[lokal'] mevzi
- [lokalletr-j
mevziletirmek
[lokator] radar
[lokaut] lokavt
[lokma] lokma
[lokomotiv] lokomo
tif
[lom] ksk; hurda demir
[lombard] rehin, rehin
sand
- [loprda-] rzgr te
siriyle asl amarlarn kard
sesi bildirir; hrdamak
[lord] lord
[lornet] tiyatro vb. seyir
ilerinde kullanlan sapl gzlk
[lotereya] piyango
[loto] tombala
[lotok] tabla
[lotos] lotus
[lotsman] deniz klavu
zu, klavuz kaptan
[loyal'] grnte rejime
bal (kimse)
[loyallk] grnte
rejime ballk
[luza] bilardo topu torbas
[lupa] byte
- [lbrda-] hrdamak
[lbrdk] hrtl
[lgrdavk] geve
ze, lkrdl

- [lgrda-] gevezelik
etmek, lkrdamak
[lgrdk] geveze
(kimse)
- [lgr-lgr] lakr
lakr (nlem )
- [lklda-] ok ve an
lalmaz ekilde sylemek
- [lprda-] hrdamak
- [lrt-lrt] yava yrte kan ses
- [lklda-] aprda
mak
- [lkldat-] apr
datmak
[lma] slak (elbise vb.)
[lk] burun ekme sesi
[l'gota] imtiyaz
[lyuk] kaporta
[lyuks] lks
[lyupin] ac bakla
[lyuteran] lteryen, lterci; [lyuteran di
ne] lter dini
v
[lyutsema] yonca
[lyapis] cehennem ta
/ [le / la] sz ve fiil sonun
da phe, belki fonksiyonlu edat.
[lebasa] tasdik, inkr,
soru, mit, phe fonksiyonlu ki,
ya, yani ile paralel bir edat
[leve] lava yemei
[legnet] lnet O
op- [legnet or-] lnete ura
mak; [legnet uk-] l
net okumak
[legnetle] lnetli
- [legnetle-] lnetlemek
[leen] leen
t

209

[lezzet] lezzet
[lezzetle] lezzetli
- [lezzetlen-] lezzet
lenmek
[lezzetsez] lezzetsiz
[leziz] leziz
[leysen] leysen, nisan
yam uru

[lekin] lkin, ama


[leklek] leylek
[leke] 1. erite; 2. geli
nin kocas evinde piirdii ilk or
ba
[lekete] olmayan bir i
ve netice iin vnme, alm
- (-) [lekete sat(suk-)] alm satmak ( vurm ak)
[lele] lle
[lem] su dibinde biriken mi
neralli tortu
[lemke] esk. nehir gemi
lerini akntya kar yrtmek iin
at ile ekerken kullanlan geni ve
kaln kay [lemke
tart-] kay ekmek, iin en ar
tarafn yklenip yrtmek
- [lem-mim] Lm Mim,

hi bir ey deme! O -
- [lem-mim eytme-] hi bir
ey dememek
[lepre] iyilemez ban
[lete] 1. gelincik (hay
van)', 2. sevimli ve vah kadn
[leh] szma derecesinde
sarho; - [leh bul-] sar
holuktan szmak
[leht] lhit
[letit] safsata, geveze
lik; - [letit sat-] dedi
kodu etmek
[le] ejderha; [le
yl] ejderha yl
[leke] hamamda gbek
ta vazifesi gren seki
[lehe] levha
[lengldk] havlayc
- [lenglde-] (fino k
pei) havlamak
- [leng-leng] fino kpei
havlama sesi
[lgat] lgat, szlk
[lgatlk] szlk
madde balar
[lgat] szlk

210

- [mavzoley] mozole,
anit mezar; trbe
[mavguan] hevesli
- [mavk-] heveslenmek
- [mavktr-] heves
lendirmek
[mavktrg] ca
zip (i)
[magazin] maaza
[magik] byleyici
[magistral'] ana yol
[magnit] mknats;
[magnit kr] manyetik
saha; [magnit ug]
pusula ibresi
- [magnitlandr-]
manyetiklenmek

[magnitlan]
manyetikleni
- [magnitla-] manyetiklemek
[magnitl] manyetikli,
mknatsl
[magnitllk] ma
nyetiklilik
[magnitofon] teyp
[magnitsz] manye
tiksiz
- [magnitszlan-]
manyetiksizlenmek
- [magnitszlandr-] manyetiksizlendirmek
- [maymla-] tka basa
yemek, bkmak
- [maymlat-] tka basa

yedirmek, bktrmak
- [maymsra-] ok yi.
yerek ii baylacak hle gelmek
[maza] rahatlk, keyif; me
ze
- [mazal-] rahatl, mezeli
[mazar] 1. mezar; 2. fa
lan, filn; - [kemazar] insan filn
[mazasz] rahatsz,
mezesiz
- [mazaszla-] rahat
sz etmek
- [mazaszlan-] ra
hatszlanmak
[mazlum] mazlum
[mazut] mazot
- [mazutla-] mazotlamak
[mazutl] mazotlu
I [may] ya; [may atla-] ya karmak; [may yaz-] ya ayrmak;
[may bizlere] ya bezleri O
[may kmas] fay
dasz (i, alma)',
[mayna dy almy] var
lktan bozulmak; ! [may
kap] sus!; ()
[may kebek (ikelle)] ya gibi uy
gun (gelmek)', - [mayda yz-] yada yzmek, ok zen
gin olmak
II [may] mays;
[may konggz] mays bcei
- [mayla-] 1. yalamak; 2rvet vermek;
[maylagan kebek] yalanm gibi,
ya gibi

211

[maylav] ya fra
s

- [maylan-] yalanmak
- [maylandr-] ya
landrmak
- [maylap-caylap] yalayp ballayp
[maylau] yalayc
[mayla] yal gibi
parlak (yz)
[mayii] yal;
[mayii buyau] yal boya;
[mayii gmbe] ya
l mantar [mayii
kala] yal lokma
[maylk] yalk
- [mayllan-] yallanmak
- [mayllandr-]
yallandrmak
[mayllk] yallk
[mayml] maymun;
[mayml aga]
maymun aac; -
[mayml-kee] yar maymun insan
- [maymllan-] maymunlanmak
[maymlsman]
maymun gibi
[maym] balk yav
rusu
- [mayszla-] yaszamak
- [mayszlan-] ya
zlanmak
- [mayszlan< 4 yaszlandrmak
[mayskk] ya
karc let
- [maytar-] 1. saldry

pskrtmek; 2. mec. ok byk i


grmek
[may] yac
[maylege] ya
ls
[makmr] mahmur
- [makmrla-] mahmurlamak
[maksat] maksat;
- [maksat it-] maksat etmek
[maksatl] maksatl
[maksatsz] maksat
sz
[maksata] maksada
gre
[maksatalk] ma
ksada uygunluk
[maksatan] maksa
dna uygun hareket eden (kimse)
[maksatanlk]
maksada uygunluk
[maksimal'] maksimal
[maksimum] maksi
mum
- [makta-] vmek
- [maktan-] vnmek
[maktank] vnen
(kimse)
[maktanklk]
vnmee dknlk
[maktan] vnme
e deer
- [maktan-] karl
kl vnmek
[maktau] vme, medih,
sitayi
[maktaul] vlm
I [mal] mal; - [mal
it-] hayvan iyice yetitirmek;

212

[mal karau] hayvan


bakcs; - [mal krt]
hayvan ala toplamak
II [mal] mlk, tanr ve ta
nmaz mal
[malay] olan, oul, er
kek ocuk [ma
lay akt] tekne kaznts
[malaylara] o
lanlar gibi
[maiaylk] 1. olanlk; 2. aklszlk, tecrbesizlik, o
cukluk
- [malay-salay] o
lan ve delikanl
[malbagor] oban
[malkuar] kr sala
mada becerikli ve baarl kimse
[malkura] al iti, al
[mall] 1. mall; 2. zen
gin (kimse)
- [mal-mlket] mal
mlk
- [mal-tuar] mal davar
[mallk] hayvan
yetitirme
[mamk] pamuk;
[mamk bete] pamuk biti;
[mamk tek] pa
muk dek
[mamkaar] pa
muk yiyici bcek
[mamkba] pamuk
gibi bir cins ot
- [mamklandr-]
pamuklandrmak
- [mamklan-] pa
muklanmak
[mamkl] pamuklu
[mamk] pamuku

[mamkl] pamuk
gibi
[mamklk] pa
mukuluk
- [man-] banmak, boyamak
[manara] minre
[mandat] manda, imti
yaz
[mandolina] man
dolin
[manyovr] manevra;
- [manyovr yasa-]
manevra yapmak
- [manyovrla-] manevralamak
[manyovrl] manevral
[manevran] ma
nevraya dkn; kolay manevra
yapan
[manzara] manzara
[manikyur] manikr
[manifest] manifesto,
bildiri
[manma] banma, slak
- [mant-] biraz iyilemek
[mantyk] mantk
- [man-] suya batrp
karmak
- [manl-] slanmak,
suya dmek
[maral] geyik
[marafon] maraton
[marinad] turu, turu
suyu
- [marinadla-] turu
kurmak
[marinadl] turulu
[marka] 1. posta pulu; 2marka

213

- [markala-] 1. posta
pulu yaptrmak; 2. marka vur
mak
[marksizm] marksizm
[marksist] marksist
[marksistlk] mark
sizm - (s)i
[marlya] sarg bezi, gazl
bez
[mart] mart
[marten] elik frn
[marten] elik frn
c
[mar] mar
- [marla-] mar mar
yrmek
- [masay-] mest olup gu
rurlanmak
- [masayt-] mest edip
gururlandrmak
[masayuan] mest
olup gururlanmaa dkn
[masayuanlk]
mest olup gururlanmaa dkn
lk
[maska] maske
[maskal] maskeli
[maskirovka] stre,
rt
- [maskirovkalan-] rtlmek, gizlenmek
[maskirovkal]
streli, gizli
I [massa] maddelerin ha
cim ve arl
II [massa] halk, ktle,
ahali
[massaj] masaj;
- [massaj yasa-] masaj
Yapmak

- [massajla-] masajlamak
[massaj] masajc
- [massa-klem]
ahalinin hepsine it
- [massaia-] ahaliye
yaylmak
- [massalatr-]
ahaliye yaymak
[massalk] halk
lk
[master] 1. kalifiye (kim
se), usta, uzman; 2. iletme m
dr
[mastab] l, mik
yas
[mastabl] lm
l, mikyasl
[mastablk] mik
yas cetveli
[mat] (satranta) mat
[matavk] mec. engel,
kstek
- [matavkla-] engel
lemek, ksteklemek
- [matavklan-] en
gellenmek, ksteklenmek
[matavkl] kstekli
- [mata-] 1. karlkl
ksteklemek, elmelemek; 2. bir
ii becermeye kalkmak, dene
mek
- [matatr-] 1. ks
tekletmek; 2. denemek
[matbaga] matbaa
[matbugat] matbuat
[matbugat] matbuat
[matdi] madd
[matde] madde

214

I [matematik] mate
matik ile megul olan kimse
II [matematik] mate
matik ~ (s)i;
[matematik mes'ele] matematik
problemi
[matematika] ma
tematik
[material] materyal,
malzeme
[materializm] ma
teryalizm
[material'] madd
[materiye] 1. nesne; 2.
kuma
[matras] ilte; somya
[matros] tayfa, deniz eri
[matur] gzel
- [maturay-] gzelle
mek
- [maturayt-] gzelle
tirmek
[maturkaym] gze
lim
- [maturla-] gzelle
mek, bezemek, sslemek
- [maturlan-] gzellen
mek
- [maturlat-] gzellet
mek, ssletmek, gzelletirmek
[maturlk] gzellik
[mata] hatl
[matem] mtem;
- [matem tot-] matem tutmak
[matemle] matemli
(): () - [mah():
mah() bir-] denemeden geeme
mek
[mahau] czam;
[mahau avru] czam

.
hastal
[mahsus] mahsus, hu
susi
[ma] talih, ans, imkn;
- [ma bir-] imkn ver
mek; - [ma kil-] ans
vurmak
[mata] yelken direi
[maina] makine
- [mainalatr-] makineletirmek
[maemay] 1. ocuk di
linde kpek; 2. aalayc ibare
[maya] 1. maya; 2. fol;
[maya yomrka] fol;
[maya mal] sermaye
[mayak] 1. fener; 2. iret
[mangkal] smkl
[mahir] mahir
[mahirlik] mahirlik
[meditsina] tp
- [men-] binmek, kmak;
- [menep bar-] yukar
kmak; - [menep t-]
kp inmek
[menge] binit at, binek
- [mender-] bindirmek,
ykseltmek
[mender] yastk, minder
[mene] ite, imdi
[mene gene] yakn;
! [ digen] ok iyi;
! [mene singa
kirek bulsa] hoppala!
- [-] p
hesiz ve yakn zamanda
[] miskin
[1] miskinlik
- [!-] mis*

215

Idnlenmek
[mtall] metal, maden

[metallurgiya]
metalrji
[metal] madenci
[metall] madenli

[mteoiyeren]
meteoroloji uydusu
[meteor] meteor, gk
ta
[meteorologik]
meteorolojik
[meteorologiya]
meteoroloji
[metod] metod, usul
[metodik] metodik
[metodologik] me
todolojik
[mtr] metre
[metrlap] metrelerce
[mtrl] metreli
[metro] metro
[meh] kymetli krk
[mehanizatsiye]
mekanize
- [mhanizatsiyele-] makineletirmek, mekanizasyonlatrmak
I [mehanik] mekanik
4e uraan kimse
II [mehanik] mekanik ~
(s)i
[mehanika] mekanik
[mhl] krkl
[meh] krk
[mean] maddeci
[meanlk] madde
cilik
[meng] bin says; [meng bela belen] bin

trl bel ile;


[meng belage ber cavap]
bin belya bir cevap;
[meng yee] bin yaa
[mengene] bininci
- [mengle-] binlemek
[menglep] bin kadar
[mengnere] binlerce
[megyafrak] bin
yaprak (okyaprakl b ir cins o t)
[menger] biner
[mi] beyin O - [mi tn] ba dnmek; - (
-) [mige seng- (sngp kal-)]
beyine sinmek (sinip kalmak);
[miye yuk] aklsz, beyinsiz
[mizgel] 1. an, lhza; 2.
ksa zaman
[mizgelsez] vakitsiz;
utanmaz
- [mingelsezlen-]
arszlanmak
[mikroalama]
mikro gbre
[mikrob] mikrop
[mikborl] mikroplu
[mikrodnya] k
k dnya, mikroskop ile grle
bilen dnya
[mikron] mikron
[mikroskop] mikro
skop
[mikrofon] mikrofon
[mikdar] miktar
[mikdarl] miktarl
[miken] mi iken, mi imi
[mikenni] mi iken ne,
mi imi ne
[milek] mlk;
[milek tsenz] mlk snr

216

[milekle] mlkl
[mileke] mlk
[militsioner] milis,
polis (erf)
[militsiya] milis; polis
[milli] mill
[milliard] milyar
[milliardlap] mil
yarlarca
[milligramm] mili
gram
[milligramml]
miligraml
[millimetr] milimetre
[millimetrl] mili
metren
[million] milyon
[millionl] milyonlu
[millionn] mil
yonuncu
[milliyet] milliyet
[milliyete] milliyeti
[millet] millet
[milletara] milletler
aras
[millette] milletta
[millete] milleti, ven(ist)
[milletelek] milletilik
[mile] vez;
[mile aga] vez aac;
[mile pg]
vez kuu
[milelek] vez biten
yer
[milee] meneke;
[milee ts] me
neke rengi
[mimik] mimik ile ilgili

[mimika] mimik
[min] ben
[mine] beni
[minga] bana
[minnen] benden
[minde] bende
[mina] mayn
[minal] maynl
[mina] maync
[minbelemlek]
ben bilirimcilik
[mineke] benimki
[minem] benim
[mineme] bence
[mineral] mineral
[mineral'] mineral,
madeni
[minimal'] ok az
[minimum] minimum
[ministr] bakan
[ministrlk] bakan
lk
- [min-minlek] ben
cilik
- [min-minlekle]
bencillikli
[minomyot] havan topu
[minomyot] ha
van topusu
[minut] dakika
[minutl] dakikal
[minutlk] dakikalk
[minel] bencil
[miras] miras;
[miras hokuk] miras hakk
[miras] miras
[mirza] mirza
[misal] misal O
[misali bulmagan] em

217

salsiz

[misall] misalli
[misalsz] misalsiz
[misez] beyinsiz
[mistik] mistik ile ilgili
[mistika] mistik
[misr] Msr;
[misr boday] msr;
[misr kgerene] kum
ru
[miting] miting
[mit] mit
[mifik] mitik
[mihnet] mihnet O
- (-) [mihnet ik- (kr-)]
mihnet ekmek (grmek)
[mihnetle] mihnetli
[mi] kuzine, soba;
[mi ba] soba st;
[mi salu] soba yapc;
- [mi yak-] soba yakmak
[mike] f O
[mike korsak] f karnl
[mikele] fl
[mikee] fc
[mie] sobac
[mie] 1. arabaya kou
lu esas atn arkasna koulan ye
dek at; 2. yardmc;
[mie at] yedek at
[miele] yedekli
- [miele-] yedekle
mek; - [mielep
cik-] yedekleyip komak
[miyau] miyav
[miyaubike] dii kedi
- [miyaula-] miyavlamak
[ming] ben
- [minggerey-] afalla
mak, amak

[minggere] sersem
[minggrelek]
sersemlik
- [minggerelen-]
sersemlemek
- [minggerelender-] sersemletirmek
- [minggerelet-]
sersemletmek
[mingle] benli, benekli
[miherban] mihriban;
- [mihrban kil-]
iyilii dokunmak
[miherbanl] mihribanl
[miherbanllk] mihribanllk
[miherbansz]
mihribansz
[mobilizatsiye] 1.
mobilizasyon; 2. seferberlik
- [mobilizatsiyele-] 1. mobilize etmek; 2. sefer
ber olmak
[mogciza] mucize
[mogcizal] mucizeli
[moda] moda
[modal] modal
[model'] model
[modele] modelci
[model'le] modelli
- [modelle-] model
yapmak
[mokt] aptal, kt beyinli
[molekula] molekl
[moment] 1. moment;
2. an
[monda] burada, bunda
[mondag] bundaki,
buradaki

218

[mondy] bunun gibi


[monnan] bundan;
(, ) [monnan
ar (bolay,song)] bundan sonra;
[monnan t] bun
dan baka
[monopolistik]
tekelci ~ (s)i
[monopoliya] tekel
[monopoliyele]
tekelli
- [monopoliyeleter-] tekelletirmek
[montaj] montaj
- [montajla-] montajlamak
[montaj] montajc
[monumental']
abidev, muazzam
[mon] bunu
[mons] bununks
[moral'] moral, ahlk
[morj] 1. souk denizde
yaayan memeli bir cins hayvan,
2. mec. kn souk su ile ykanan
kimse
[morza] asilzade, zaden
[morca] baca
[motlak] mutlak, mutla
ka
[motor] motor
[motorl] motorlu
[mohit] muhit
[mohtac] muhta;
- [mohtac bul-] muhta ol
mak
[mohtaclk] muh
talk; - [mohtaclkka t-] muhta vaziyete

dmek
[mong] bun, sknt
[monga] buna;
[monga kader] buna kadar
- [mongay-] bunalmak
[mongar] bu ana ka
dar
- [mong-zar] bun ve s
knt
- [mong-zarl] bunlu
skntl
- [monglan-] bunlanmak,
i sknts duymak
- [monglandr-] bu
naltmak
[mongl] bunlu
[mongllk] bunluluk
[mongsu] biraz bunlu
(kederli)
- [mongsulan-] biraz
bunlulanmak
[mongsulk] biraz
bunluluk
[muyn] boyun;
[muyn tamn] boyun da
mar O - [muynga asln-] boynuna sarlmak,
: [muynnan: e muynnan] i boyundan
[muynsa] kolye
[muynsz] boyunsz;
korkak
[muyntk] boyun gibi
olan yer
[muynak] boyun tas
mas O - [muynak
ki-] mec. boyuna tasma takmak
- [muynakla-] tasmalamak
- [muynaklan-]

___________________________ 219

_______________ -

tasmalanmak

[mgrdk] mrltc
[myk] byk O
- (-) [myk astnnan ylmay-(kl-)] byk altndan
glmek, glmsemek;
- (-) [mykka ura- (orna-)] hatrna almak
[mykbay] gr bykl
[mykla] bykl b
cek
[mykl] bykl;
[mykl balk] bykl
balk
[myka] kk byk
[mj] vzl
- [mjglda-] vzlda
mak
- [mjg-] 1. sratle ha
reket etmek; kml kml kayna
mak; 2. ok sratli konumak;
- [mjgp tor-] kay
nap durmak
- [mjla-] ok sratli hare
ket etmek
[mjk] mzk
[mltk] tfek;
[mltk ttese] tfek dipii
[mltklap] tfek al
tnda olarak;
- [mltklap alp bar-] silh al
tnda yrtmek
- [mraula-] miyavla
mak
- [mrktlda-] domuz
sesi karmak
- [mtrda-] ar ha
reket etmek
[mtrdauan]
ar hareket edici
- [mngrda-] homur

[muzey] mze
[muzka] mzik
[mul] bol, ok;
[mul torml] bolluklu ya
ay
[mulla] molla, imam
[muilk] bolluk
[muna] hamam;
- [muna ker-] hamamda y
kanmak O - [muna
krt-] ykamak, azarlamak
[munala] hamam ke
sesi; silme, ykama iinde kul
lanlan hlamur vb. aa lifi
- [munalala-] lifle
mek
- [munalalan-] lif
lenmek
- [munalaiandr-] liflendirmek
[muna] 1. hamam
sahibi; 2. tellak
[murt] gevrek
- [murtay-] gevrek olmak
[muskul] kas
[mut] 1. msrif, savurgan;
2. dolandrc
- [mutlan-] dolandrmak
[mutlk] dolandrclk
[mgrdavk] mnldayc
- [mgrda-] mrlda
mak
- [mgrdan-] mrl
danmak
[mgrdaul] m
rltl
[mgrdauan]
Mrldanmaya dkn

220

danmak
[megarif] maarif, ei
tim, retim
[megare] maara
[megkul] makul;
- [megkul kr-] ma
kul grmek
[meglm] malm;
- [meglm it-] malm
etmek; [meglm ki]
bilindii zre
[meglmat] mal
mat
[meglmatl] ma
lmatl
[megne] mana;
- [megne bir-] mana vermek
[megnevi] mana
~ (s)i; anlam ~ (s)i
[megnede] anlam
da
[megnedelek]
anlamdalk
[megnele] 1. manal;
2. mhim
[megnesez] mana
sz
[megnesezlek]
manaszlk
[megrifet] marifet
[megrifetle] ma
rifetli
[megrifete] maarifi
[megrifetelek] maarifilik
[meer] meer
[medrese] medrese
[medhiye] methiye
[medeni] meden, kl

trel
[medenilek] mede
nlik
- [medenile-] me
denlemek
- [medeniletr-] medenletirmek
- [medenileterel-] medenletirilmek
[medeniyet] medeni
yet
[meyel] meyil, istek
[meyet] meyyit, l
[mezin] mezzin
[mezek] mizah, ltife, fk
ra
[mezekle] ltifeli
[mezeke] mizah, ltifeci
[mezeken] nekre
[mezhep] mezhep
[meydan] meydan
- [meydan tot-] mey
dana hkim olmak;
- [meydanga kil-] meydana
gelmek, ortaya kmak
[meydank] mey
danck
[mek] haha
[mekal] ata sz
[mekale] makle
[meker] hile, dolandrc
lk
[mekerle] hileli, sinsi
[mekrlelek] hile
krlk, dolandrclk
[mekersez] hilesiz
[mekle] hahal
[mektep] mektep, okul;
[mektepten t]

221

d
[mektepkee] oku
la kadar
[mektepte] ayn
mektepte okuyan kimselerden her
biri
[mel] a, vakit, an
[bir mel] bir an
[melgun'] melun
- [melcere-] sarslmak
[memi] 1. meme; 2. be
ceriksiz (kimse) O
[memi avz] gevek, meleme
[men] mana, z
[mensez] beyinsiz, eek
kafal
[mergen] keskin nianc
[merkez] merkez
[mermer] mermer
[mersin] mersin bal
[mert] baygnllk derece
sindeki uyku; - [mertke
kit-] uyku hastalna girmek
[mertebe] 1. defa; 2.
mertebe; 3. rtbe
[mertebele] mertebeli, rtbeli, dereceli
[merhemet] merha
met; - [merhemet it-]
merhamet etmek
[merhemetsez]
merhametsiz
[merhm] merhum
[mercen] mercan
[meslihet] tavsiye
[meslek] meslek; ruh
0, mefkre
[meslekte] mes'ekta
[mehere] istihza,

okul

alay; rezalet; - [me


here bul-] rezil olmak;
- [mehere it-] istihza etmek,
alay etmek
[mesherele] ms
tehzi, alayl
- [mesherele-] istih
za etmek
[mes'ele] mesele O
[meseleler cyntg] problem dergisi
[mesel] masal
[mesele] masalc
[meselen] mesel
[mete] mlek bal
[metrke] mor renk
li iekleri olan bir tr bitki
- [metel-] takla atmak;
- (-) [metelep
kit- (t-)] takla atp gitmek, d
mek
- [metelder-] takla et
tirmek
[metelek] bir defa
takla, perende; [metelek at-] bir defa takla at
mak, perende atmak
[mehluk] mahlk
[mehelle] mahalle
[mehrm] mahrum;
- (-) [mehrm bul(kal-)] mahrum olmak (kalmak);
- [mehrm it-] mahrum
etmek
[meher] maher
[mehebbet] muhab
bet, sevgi O [mehebbet sum-] muhabbet sou
mak
[mehebbetle] mu-

222

habbetli, sevimli
[mehebbetname] muhabbetname, mektup

[mehebbetsez]
muhabbetsiz, sevimsiz
[mee] kedi;
[mee bal yabalak]
kedi bal puhu kuu;
[mee len] kedi otu
[meet] mescit, cami
[mekey] cad; aram
ba kars
: - [me: me kil-]
kaynamak
[megul'] megul;
- [megul' bul-]
megul olmak; [megul' it-] megul etmek
[meekat] meakkat;
- [meekat ik-]
meakkat ekmek
[meekatle] me
akkatli, zahmetli
- [meekatle-] me
akkat vermek, zahmete sokmak
- [meekatlen-]
meakkatlenmek, zahmete katlan
mak
- [meekatlender-] meekkatlendirmek

[meekatsez]
meakkatsiz, zahmetsiz
[mehr] mehur
- [meelde-] melemek
[mecbr] mecbur;
- [mecbr bul-] mec
bur olmak; - [mecbr
it-] mecbur etmek
[mecbri] mecbur;
[mecbri re-

vete] mecbur ekilde


[mecles] meclis
[mecsi] mecus
[mengge] ebed, bengi
[menggelek] ebedlik,
bengilik
- [menggele-] ebedlemek
- [menggeleter-]
ebedletirmek
[mehabet] mehabet,
byk
[mehabetle] meha
bet olan
[meher] kaln, arlk
[mgayn] muayyen
[mgallim] muallim,
retmen
[mgallime] mualli
me, kadn retmen
[mgamele] muame
le
[mgez] boynuz
[mgezborn] ger
gedan
[mgezie] boynuzlu
[mgezsez] boynuz
suz O ()
[mgezsz syr (teke) ke] boynuzsuz sr (teke) gibi,
her yere davetsiz giren, arsz,
yzsz
- [mrge-] brmek
[mgeri] al veriten
sonra kutlamak maksadyla birlikte
iki vb. ime
[mdir] mdr
[mderris] mderris,
profesr
[mkatdes] mukad'

223

des
[molaym] mlyim
- [mlaymlan-] m
layimlenmek
[mlaymlk] m
lyimlik
- [mldere-] (gzleri)
bulutlanmak, (gzlerinde) yalar
tanelenmek
[mldereme] az
na kadar dolu olma;
- [mldereme it-] azna kadar
doldurmak
[mlket] mlkiyet
[mlketle] mlkiyetli
[mmkin] mmkn;
- [mmkin bul-] mm
kn olmak; (
) [mmkin kader (hetle)] mm
kn olduu kadar;
[mmkin tgel] mmkn deil
? [mmkinme] izin
var m?
[mmkinlek] mm
knlk, imkn; [mmkinlek bir-] imkn vermek
[mnesebet] mna
sebet; [mnesebetle sz] gr. mnasebetli sz
[mrtet] mrtet
[mrecegat] m
racaat
[msafir] misafir, sey^ah, gezgin

[mselman] mslman
[mstekyl] msta
kil; [mstekyl revete] mstakil olarak;
[mstekyl sz]
gr. yaln sz
[mstekyllek]
mstakillik;
[mstekyllek hokuk] istik
ll ( bam szlk) hakk
[mhterem] muhte
rem
[mherrir] muharrir
[mkel] mkl
[mkellek] mk
lt
- [mkellen-] m
kllenmek, aprazlamak
[mke] deirmen tan
dan unu tahliye eden oluk, rt
[mhr] mhr;
- [mhr suk-] 1. mhr bas
mak; 2. deerini vermek, izin ver
mek
[mhim] mhim
[mk] yosun
[mkle] yosunlu
- [mkle-] yosunlamak
- [mklen-] yosunlanmak
[mke] yosuncu
[mkelep] drt ayak ile
- [mkele-] emeklemek

224

- [] at srme nlemi (deh!)


[navigatsiya] seyr
sefer
[nagan] toplu tabanca
[nadan] nadan, cahil
[nadanlk] nadanlk,
cahillik
[najdak] zmpara
[najdakl] zmparal
[naz] 1. naz; 2. kendini sev
dirmek iin sylenen ark
- [nazla-] okamak, mar
tmak
- [nazlan-] nazlanmak
- [nazlandr-] naz
landrmak
[nazlanuan] nazl,
nazl olmaya dkn
[nazl] nazl
[nazllk] nazllk
[nakaz] talimat, ynerge
[nalog] vergi; [nalog sal-] vergilendirmek;
[nalog tlee] vergi m
kellefi
[namaz] namaz;
- [namaz uk-] namaz klmak
[namazlk] namazlk
[namaz] her zaman
namazn klan kimse
[namus] namus (rz, if
fet); - [namus ku-] na
mus emri ile yapmak
- [namuslan-] utan
mak

[namusl] namuslu
[namusllk] na
musluluk
[namussz] namus
suz
- [namusszlan-]
namussuzlanmak
- [namussn-] utan
mak
[narasy] nareside, sa
bi
[narat] am (aaci)\
[narat gmbese]
am mantar; [na
rat lene] am otu;
[narat cilege] am ilei
[naratba] at kuyru
u (ama benzer b ir o t)
[naratlk] am aa
lar biten yer
[naratalar] am
yaprakllar, diken yaprakllar
[nardugan] 21-28 Ha
ziran ve 21-28 Aralk gnlerinde
kutlanan gn dnm haftas
[narzan] narzan suyu
[narkoz] narkoz
I [narkotik] uyuturucu
II [narkotik] uyutu
rucu madde
[nasos] tulumba, pompa
[nasyp] nasip, ksmet;
- [nasyp bul-] nasip
olmak; [nasyp
bulsa] nasip olsa
[natriy] sodyum
[natura] tabiat, natura
[naturalata] mal ile
(deme)
[naturalist] natra-

225

list, tabiat
[natural] natrel
[naftalin] naftalin
[nahak] nahak, haksz
[nahakka] nahak yere,
haksz yere
[natsionalizatsiye] millletirme
[naalnik] ba, ba
kan, mdr
[naar] kt;
[naar syfatl] kt ka
liteli; [naar niyetle] kt niyetli; [naar
uy] kt fikir; [naar
yul] kt yol
- [naaray-] ktlemek
- [naarayt-] ktle
tirmek
- [naarlan-] ktlen
mek
[naarlk] ktlk
[naatr'] niadr
[nayan] 1. kurnaz, sinsi; 2.
cilve, ive
[negativ] negatif; olum
suz
[negr] zenci, siyah
[neylon] naylon
[neytral] ntr, btafaf, tarafsz, tesirsiz
- [nytralletr-] tesirsiz etmek
[neytron] ntron
[nektar] 1. nektar; 2. bal
z
[nemets] Alman
[neon] neon
[nerv] sinir, asap 1 - [nervda uyna-] sinir

ile oynamak, sinirlendirmek


[nervl] sinirli
- [nervlan-] sinirlen
mek
[nerpa] fok
[neft] petrol;
[neft barjas] petrol tan
keri (gemisi); - [neft'
kudr-] petrol ayrtrmak;
[neft tkerge] petrol
borusu
[neftle] petroll
[nefte] petrolc
[neke] ince;
[nke ilek] ince elek;
[neke yonl] ince ynl O
() [nike
kngelle (hisle)] ince gnll, hisli;
[neke bil] ince bel,
gzel; [neke tamak] mklpesent, yemek be
enmez, titiz
[nekelek] incelik;
[nekelek bil
gese] inceltici, ince okutan iaret
- [nkele-] incelemek
- [nekelen-] titizlen
mek
[nekelep] inceleye
rek, titizlenerek
- [neker-] incelenmek
- [nekert-] inceletmek
I [ni] ne; ()? [ni
beye (hak)] ka para;
[ni de bulsa] ne de olsa;
[ni derecede] ne dere
cede; [ni tsle] ne renk,
hangi; [ni sebeple] ne
sebepten; [ni en] niin
[ni bulgan] hepsi,

226

tamam; () [ni
bulsa(da) bulr] ne olursa olsun;
[ni gmer
den birle] ok nceden beri;
- [ni kz belen
kr-] her hangi bir durum, hareket
karsnda hayrete dmek;
[ni krem] ne gryorum;
! [ni pagma] niin,
ne sebeple!; ,
[ni eseng, un
urrsng] ne ekersen, onu biersin
II [ni] ne.... ne.... O
, [ni Aliaa, ni
mullaga] ne Allah'a, ne mollaya;
, [ni ar, ni bire]
ne oraya ne buraya; ,
[ni on tgel, ni
kamr tgel] ne un ne hamur;
, [ni zne, ni
keege] ne kendisine ne bakas
na
[nibar] sadece, topu
topu
[nigez] 1. temel, esas; 2.
esas delil; - [nigez bul-]
temel olmak; - [nigez
kor-] ev temeli atmak, evlenmek;
- [nigez sal-] temel at
mak; [nigez salu]
temel atc [nigez
ta] temel ta
[nigezde] esasnda
[nigezden] derinden,
esastan, temelden
[nigezle] 1. temelli,
esasl; 2. delilli
[nigezlelek] esasllk, temellilik
- [nigezle-] dayamak

- [nigezlen-] dayan
mak
[nigezsez] 1. esassz,
temelsiz; 2. delilsiz
[nigezsezlek] 1.
esasszlk, temelsizlik; 2. delilsizlik
[nigmet] nimet
[nige] niye
[nigeder] niindir
[nider] nedir
[niden] neden
[nizag] niza
- [nizagla-] nizalamak
[nizagl] nizal
[nizag] nizac, kavga
c
[nizam] nizam
[nizamname] ni
zamname
[nik] niin
[nikader] ne kadar
[nikaderle] ne kadar
[nikah] nikh
- [nikah yangart-] nikh ye
nilemek
- [nikahlan-] kz ve er
kek nikhlanmak
[nikahl] nikhl
[nikel'] nikel
[nikelle] nikelli
- [nikelle-] nikellemek
[nikotin] nikotin
[niktr] niindir
[nilekten] niin
[nindi] hangi, nasl;
[nindi bulsa da] han*
gi de olsa;
[nindi gene bulsa da] herhangi bin
[nindi de bulsa]

227

hangi de olsa
? [nindi iller talad]
hangi rzgr att?
[nindider] bir; bilmem
nasl
[nindirek] ne gibi
[nirge] tomruk duvarda
drt tomruk erevesi ve ls
[nisbi] nisb;
[nisbi syfat] gr. nisb sfat
[nisbilek] nisbilik;
[nisbilk teoriyese] izafiyet teorisi
[nisbet] nispet, oran
[nisbetle] nispetli,
oranl
[nisbetlelek] nis
bilik, oranllk
- [nit-] ne yapmak
! [nihel] naslsn!?;
? [nihel itmek kirek]
ne yapmak istersen?
[nihetle] ka
[niakl] ka
[niek] nasl;
[niek alay] nasl yle;
[niek kene] nasl O
(, ) ()
[niek itte (kirek, itte) alay (ulay)] dikkatsiz ekilde;
[nik te] nasl olursa olsun, her
naslsa
[niekter] bilmiyorum
ki nasl
[n'ya] ( oyunda) bera
berlik
[nie] ka?, ne kadar O

[nie eyneseng de br ba!k ba] nasl inersen, ayn ne

tice; [nie eytseng de] nasl sylersen syle;


[nie
eytseng de ber sz] nasl syler
sen syle, neticesi ayn
[niele] kal
[nielep] yaklak ne
kadar
- [nieme-nie] ok
mu ok, pek ok
[niene] kanc
[niese] ka; kadr;
ka tanesi
[nieer] kaar
[nie] ka tane
[niatr] niadr
[nilemek] ne yap
mal
[nilep] niin, nasl yle
- [nile-] ne yapmak;
[nilim inde] ne ya
paym imdi
[niliseng bit] ne yapyorsun ya;
- [nilerge
de belme-] ne yapmay bilmemek
- [nilet-] ne yaptrmak,
ne hle getirmek
[niyet] niyet; - [ni
yet it-] niyet etmek; - [ni
yetle-] niyet etmek; - [ni
yetlen*] niyetlenmek
[nihayet] 1. sonunda;
2. nihayet, son
[novator] yeniliki
[novatorlk] yenilik
ilik
[novella] hikye
[nogt] nohut;
[nogt borag] nohut tanesi;
- [nogt sal-] nohut ile

228

fal amak
[nokta] nokta O
- [nokta kuy-] nokta koymak
[noktal] noktal;
[noktal ter] noktal
virgl
, [, nul] sfr
[nomer] 1. numara; 2.
oda; 3. oyun; - (-)
[nomer kuy- (suk-)] numara koy
mak (vurmak)
- [nomerla-] numarala
mak
[nomerl] numaral,
sayl
[norma] norm, dstur;
- [norma kuy-] norm
koymak; - [normaga
ker-] normaya girmek
- [normalatr-]
normlatrmak
[normali] normlu
[normal'] 1. normal,
tabi, olaan; 2. akl yerinde
- [normalleter-] normalletirmek
[normativ] normatif
I [nota] (mzikte) nota
II [nota] nota
[notarial'] noterlik
[notarius] noter;
[notariusta
raslangan] noter tarafndan tasdiklenmi
[notk] nutuk
[noyabr] kasm
[nu] 1. haydi; 2. deme, yok
canm
[nugay] Nogay
[nuja] sknt, yoksulluk;

- (-) [nuja kr- (ik-)]


sknt grmek (ekmek)
[nukta] gem takm, yular;
- [nikta kider-] yular
takmak
- [nuktala-] yularlamak,
gemlemek
[nur] 1. nur.; 2. radyasyon
<> [nur sibep
torgan] nurlu, parlak
- [nurla-] 1. nurlamak; 2.
radyasyonlamak
- [nurlan-] 1. nurlanmak;
2. radyasyonlandrlmak
[nurlan] nurlan,
radyasyona maruz kalma
[nurl] nurlu
[nurllk] nurluluk
[nursz] nursuz
- [nurszlan-] nursuzlanmak
[nutriye] bataklk kundu
zu
- [ng-] salamlamak;
- [ngp cit-] blua
erimek
- [ngt-] 1. salamlatr
mak; 2. srar etmek
[ngtma] hisar, sur
[ngtp] srarla (syle
m ek)
[nk] salam, berk
[nklap] salamlatra
rak
[nkl] 1. salam; 2. kuv
vetli
[nklk] salamllk, kuvvetlilik
[neglet] nlet
[negz'] kaliteli

229

[nederba] ho ko
kulu bir kr iei
[nezaket] nezaket
[nezaketle] nezaketli
[nezaketlelek]
nezaketlilik
- [nezaketlen-] nezaketlenmek
[nezaret] nezaret
[nezberek] yemek se
en
[nezbereklek] ye
mek seenlik
- [nezbereklen-]
yemek semek
- [nezegey-] ince olmak
[nezek] ince
[nezeklek] incelik
- [nezekle-] inceltmek
- [nezeklen-] incelmek
[nezer] nezir, adak;
- [nezr eyt-] adak ada
mak
[nek] 1. zaten, asl; 2.
tam; sanki; deta;
- [nek stene bas-] tam stne
basmak
[nek] nak;
- [nek sal-] nak yapmak;
- [nek uy-] nak oy
mak
[nekle] nakl
- [nekle-] naklamak
[neke] nak
[nekes] ok kaln
[nelet] nlet, lnet
[nelet tsen] lnet
dsn!
[neni] minik;
(neni gene] biraz

[nerkis] nergis
I [nerse] ne, ne ise, ney
se; [nerse de
bulsa] ne de olsa;
[nerse en] ne iin; niin
[nerse tag] daha ne
II [nerse] nesne, ey
[nersege] niin
[nersegeder] niin
dir
[nerseder] nedir
[nesel] akraba, soy, ne
sil; [nesl aga]
soy kt; [nesel
ba] cedd, byk ata

[neseldenlek]
soyculuk, genitik
- [neseldenneselge] nesilden nesle
[neselde] ayn nes
le mensup kimselerden her biri
[neselle] soylu
[nesellelek] soylu
luk
- [nesel-nesep] ne
sil nesep, soy sop
- [nesel-nesepsez] soysuz sopsuz
[neselsez] soysuz
[neselsezlek] soy
suzluk
- [nesel-ru] nesil rk,
akraba
[nesr] nesir
[nesyhet] nasihat;
- [nesiyhet bir-] na
sihat vermek
[nesyhete] nasihati
[netice] netice, sonu;

230

- [netice gar-J ne
tice karmak;
[netice cmle] gr. netice cmlesi
[neticele] neticeli
[neticelelek] neticelilik
[neticesende] ne
ticesinde
[nefes] nefis, benlik, e
hvet <> - [nefes t-]
ehvet duymak
[nefeste] nefisli
[nefis] nefis, gzel, sa
natl; [nefis film]
sanatl film
[nefistek] nefislik, g
zellik
[nefret] nefret O
[nefret ut] nefret alevi
(atei)
[nefretle] nefretli
- [nefretlen-] nefret
etmek
[neer] neir, yayn;
- [neer it-] neretmek, ya

ynlamak
[neriyat] neriyat
[nebet] nevbet, nbet;
[nebet belen] nebet ile, sra ile; [nebetke kuy-] sraya koymak;
[nebetten t]
beklemesiz, srasz
[nebettege] sra
daki
[nemiz] nevmt, mit
siz
- [nemizlen-] nevmitlenmek, mitsizlenmek
[nerep] buzlu kiler
[nerz] nevruz;
[nerz beyreme]
nevruz bayram;
() [nerz gle (eege)]
nevruz otu (gl)
[neces] necis, pislik
[nkte] dargnlk
[nktele] dargn olmak
[nshe] nsha

231

[oyk] orap
[oykba] ksa orap
[oykan] sadece orap
- giyerek (yrme)
-1[oy-] (st) kesilmek, maya
[oazis] vha
lanmak
[obkom] blge komitesi
- II [oy-] 1. uyumak; 2. kes
[oboy] duvar kd
tirmek
- [oboyla-] duvar kd
[oyra] pht
yaptrmak
- I [oyt-] (st) ekitmek,
[oboy] duvar kd (st) mayalamak; yourt yapmak
yaptras
- II [oyt-] 1. uyuturmak; 2.
[oborona] savunma, (st) kestirtmek
mdafaa
[oytk] st mayas;
[obraz] suret, hayal, tarz, - [oytk sal-] (s t) maya
lamak, mec. fikir vermek; mec.
ekil
[obrazl] suretli, ekilli, kkrtmak
tarzl
- [oy-] 1. phtlamak; 2.
[obrazllk] suretli- uyumak, uygun hle gelmek,
lik, ekillilik
birlemek, tekil edilmek
[obrok] eskiden derebey [oykanlk] birlelere verilen bir tr vergi
melik, tekil edilmelik
I [oyma] tekilt, r
[obrokl] vergi mkel
lefi
gt, kurulu
II [oyma] toplama, te
[obina] grup
[obykt] 1. nesne, obje; kil edilmi; rgtl;
2. konu
[oyma eekler] topla
I [obyektiv] 1. taraf ma iekler; [oysz; 2. objektif, nesnel
ma cime] toplama yemi
[oytrma] 1. topla
II [obyektiv] (fotoraf
ma; 2. gruplatrma
M akinesinde ) objektif
- [outr-] kurmak; te
[obyktivizm] ta
sis etmek, tekil etmek
rafszla dknlk, objektivizm
[oytru] tertip
[obyektivlatr-] nesnelletirmak
leyici, tesisi
- [ozay-] uzanmak
[obyektivlk] ob
jektiflik
- [ozayt-] uzatmak, uzun
[oda] methiye
srmek, boyuna gitmek,
[ozaytma] uzatma
[odekolon] kolonya
[ozak] uzak, uzun sre;
[odeyal] battaniye

232

[ozak vakitli] uzun


vakitli; [ozak ktelgen] uzun zaman beklenmi;
- [ozak utr-] ok otur
mak; - [ozak tor-] uzun
zaman durmak; [ozak
yatkan] ok beklemi (nesne)
[ozakka] ok zaman,
uzun mddet; - [ozak
ka kit-] srklenmek;
(-, -) [ozakka suz(tart-, ciber-)] ok zaman srklet
mek (mes. ii)
[ozakkaa] ok zamna kadar
- [ozakla-] ok zaman
geirmek (bekletmek)
,

[ozaklamy, ozaklamya] az son


ra, yaknlarda
[ozaklap] ok zaman
boyunca
- [ozaklat-] ok zaman
geirtmek
- [ozak-ozak] ok ok
zamanlar
- I [ozat-] geirmek, uur
lamak; () [ozata (ozatp) bar-] uurlamak;
- [ozatp ciber-]
geirip gndermek
- II [ozat-] ipi uzun hle
gitirmek, iplerden ar zg yap
mak
[ozatk] dokumada
ar ipliklerini geren tahta, boz
I [ozatu] uurlayc;
yol gsterici klavuz
II [ozatu] mekik do
kuyucu

[ozon] ozon
- [ozonla-] ozonlamak ,
[ozonl] ozonlu
[ozn] uzun;
[ozn arba] uzun araba;
[ozn ayakl] uzun ayakl;
[ozn buyl] uzun
boylu; [ozn gomerle] uzun mrl O
[ozn kolak hebere] tez
dalan haber; [ozn
kull] 1. hrsz; 2. dv;
[ozn szneng
kskas] uzun szn ksas;
[ozn tlle] uzun dilli
[oznay-] uzunlamak
- [oznayt-] uzunlatr
mak
[oznayak] 1. tez dal
m haber; 2. uzun ayakl
[oznborn] sivrisin
ek
[oznlk] uzunluk
- [ozn-ozak] ok uzun
[ozna] uzunca
[okean] okyanus
[okkupatsiye] igal
etme
- [okkupatsiyele-]
igal etmek
[oklad] maa, aylk
[okop] siper
[okrug] evre, blge, daire
[oktyabr] 1. ekim; 2.
tar. 1917 yl Rus ihtilli;
[oktyabr ald] Rus ihtillin
den nce;
[oktyabrden songg] Rus ihtillin
den sonraki
[oktyabrgee] Rus

233

ihtilline kadar
- [olak-] 1. fazlaca uzaa
gitmek; 2. mec. yer yarlp iine
girmek
- [olaktr-] ok uzaa
gndermek
[olau] 1. atl araba; 2. yk
ile uzun mesafe gitmek;
- [olau yr-] yk ile uzak me
safe yrmek; [olau at]
yk beygiri; [olau be
len] pek ok
[olaulap] byk lde
[olau] atl araba sr
cs
[olaulk] atl araba
srcl; - [olaulk it-] atl arabaclk etmek
[oleandr] zakkum ( b it
k is i)
[olimpiada] olimpi
yat
[olimpiya] olimpos;

[olimpiya
uynnar] olimpiyat oyunlar
[olimpiyae] olimpiyat
[olif] bezir ya
- [olifla-] bezirlemek
[olpat] haybetli, azametli
[oltan] taban, ayakkab
alt; - [oltan sal-] taban
yapmak
[oltanl] tabanl ( ayak
kab)
[oltanlk] ksele
[oltrak] ayakkab ta
banl
[oltrak
bit] utanmaz (kimse)
[olug] 1. ulu; 2. muhtar;

[olug canl] yce ruh


lu
- [olugla-] uluglamak, y
celtmek
[oluglk] ululuk
[ol] ihtiyar, koca;
[ol kee] ihtiyar insan;
[ol yul] byk yol O
- [ol ban kee it-]
alak gnlllk etmek
[olgay-] ihtiyarlamak,
kocamak
- [olla-] ululamak, hrmet
gstermek
- [ollan-] ululanmak
[ollara] ulular gibi
[ollk] ululuk
-, -
[oll-keel, ols-keese] kkl
bykl
[ollkl] ululuklu
[omonim] homonim,
sesleri ayn, manas farkl szler
[omonimlk] anlam
da ayr seste bir olma
- [omtl-] 1. hzla gitmek;
2. heves etmek, umut etmek
[omtl] heves, sev
da, arzu
[omtll] atll
[omtlllk]
atlllk
[omtlsz] atlsz
[on] un; [on su] bu
lama
[ondatra] su faresi
- [onla-] unlamak
[onlata] un ekilinde
[onl] unlu

234

[onta] un tozu
[on] uncu
[onl] unlanm, tozlan
m {b itk i)
[onllk] unlanmlk, tozlanmlk ( bitkide )
[onk] torun
[onka] torun kz
- [ont-] unutmak;
[ontp kaldr] unutup b
rakmak; [ontkanda ber] at pat, tek tk
[ontuan] unutkan

[omtuanlk]
unutkanlk
- [ontl-] unutulmak;
kendini unutarak davranmak
[ontlmas] unutul
maz
[ontlmaslk]
unutulmazlk
[ontlp] kendini
unutarak
[opeka] vaslik
[opekun] vas
[opekunlk] insan
iin vaslik; -[kunlk it-] vaslik etmek
[opera] opera
[operativ] abuk
[operativlk] a
bukluk
[operatsiya] 1. ameli
yat, operasyon; 2. hareket, mua
mele
[opretta] operet
[optika] optik
[optimal'] optimal
[optimist] iyimser, nik
bin

[optimisttik] iyim,
serlik, nikbinlik
[opt] bk.
op- [or-] vurmak
[orator] 1. hatip, konu,
mac; 2. belat sahibi
[orbita] yrnge
[orbital'] yrnge
~(s)i
[organ] organ
[organ] org
[organizm] organizma
I [organik] organizma
ile ilgili, organik
II [organik] organik, uy
dun, ayrlmaz
[organ] orgu
[orden] nian
[ordenl] nian veril
mi (kimse)
-- [or-ber] vurmak, arp
mak
[original] orijinal
[original'] orijinal
(kimse)
[original'lek] oriji
nallik
[oriyentatsiya] 1.
yneli; 2. anlay kabiliyeti;
- [oriyentatsiya bir-]
nasihat, bilgi vermek;
- [oriyentatsiya tot-] ynel
mek
- [oriyentatsiyele-] yneliini gstermek, ynel
tmek
[oriyntir] belge, nok
ta
- [oriyentirla-] hare
ket ynn gstermek

235

- [oriyentla] belge
lere gre yn tayin etmek
[orkestr] orkestra
- [orkestrlatr-]
orkestralatrmak
[orlk] tohum, dl;
[orlk konggz] tohum
bcei
- [orlklandr-] to
humlandrmak, dllendirmek
- [orlklan-] tohumlan
mak, dllenmek
[orlkl] tohumlu, dll;
[orlkl kindr]
dii kendir
[orlklk] tohumluk;
[orlklk cir] tohu
mluk yer
[orlksz] tohumsuz;
[orlksz cime] tohumsuz (ekirdeksiz) mey
ve
[orlka] sert kabuklu
tohum
[orlk] tohumcu
[orlklk] tohum
culuk
[ornament] ss, be
zek
[ornamentla-]
sslemek, bezemek
[ornamentl] ss
l, bezekli
[orfografik] iml ~
(s)i
[orfografiya] iml
[ork] i
[orkba] arak
[orka] kertenkele
[on] 1. ur; 2. aa uru

- [orn-] dokunmak, de
mek, teet gemek
[ornma] teet
- [orp-berep] vurup
krp
[or] 1. vurma, vuru; 2.
sava, cenk
- [or-] kmak, kna
- [or-tala] eki
me
[osta] usta;
[osta kullar tgerege]
usta eller dernei
[ostabike] imamn ha
nm
[ostaz] stad
[ostazlk] stadlk
[ostalk] ustalk
- [ostar-] ustalamak
- [ot-] 1. tmek; oyunda ka
zanmak; 2. ezberlemek; [otp al-] ezberleyip almak; kazan
mak
[otkr] ezberci (ocuk)
[otlinik] ok baarl
(renci, i i)
[otpor] kar saldr
[otryad] ekip, takm, ete
- [ottr-] (oyunda) kaybet
mek, yenilmek; [ottrp betr-] (oyunda) tamamen
yenilmek
[ottr] (oyunda) kay
betme, yenilme
[ottrl] yenimeli
[ottrsz] yenimesiz
- [otl-] (oyunda) kaybet
mek, ziyana uramak

236

[ot] kazan, ikramiye


[otl] kazanl, ikramiyeli
[otsz] kazansz
[ofitser] subay
- [oftan-] oflanmak, hayf
lanmak
[ofk] ufuk
[ohra] a boyas
- [oha-] benzemek;
- [oharga tr-]
benzemeye almak
[ohatu] benzeme
- [ohatl-] benzetilmek
- [ohat-] benzetmek
[ohaul] gibi
[oha] benzer
- [oha-] benzemek
- [ohalandr-]
benzetmek
- [ohalan-] ben
zemek
[ohal] benzer
[ohalk] benzerlik
I [o] u [on oka yalga-] ucu ucuna ye
tirmek;
[ona garlk tgel] ucu grn
mez; - [ona k-] ta
mamlamak
II [o] dokuma rulosu
- III [o-] umak
[oa] kala, but;
[oa syege] kala kemii
[oar] gmen (ku)\
[oar ko] gmen ku
[oarbalk] uan ba
lk
[oerk] rportaj
[okak] bitkilerde uuan

tohum tozu
[oklk] hkrk;
- [oklk tot-] hkrk
tutmak; [oklk
lene] hkrk otu
[okn] kvlcm
- [oknnar gar-]
ok iler baarmak
- [oknlandr-] kvlcmlandrmak
- [oknlan-] kvlcmlanmak
[oknl] kvlcml
[okr] uucu (ku)
[ok] uak
- [ola-] ucunu sivriltmek;
- [olap k-] bir ii bi
tirmek
- [olayt-] ulu hle getir
mek
- [olay-] ulu hle gel
mek
I [olap] rulo hlinde
II [olap] arka arkaya;
- [olap cik-] arka ar
kaya komak
[ol] ulu O
[ol kzl] ok iyi gren (kimse)',
() [ol tel(le)] sivri dil
li, dili uzun
[olk] 1. uluk; 2. uzant
[orak] hdise, vaka
[orakl] tesadfen
[orakllk] tesa
df, raslant
- [ora-] rastlamak, rast
gelmek
- [orat-] rast getirmek,
rastlamak
- [ora-] rastlamak,

237

karlamak
- [oratr-] bulu
turmak, rast getirmek
[orau] buluma, kar
lama
I [osz] ucuz
II [osz] usuz; [osz-krysz] usuz
bucaksz
- I [oszlan-] ucuz
lanmak
- II [oszlan-] son
suzlamak
[oszl] ucuz
[oszlk] ucuzluk
[otag] utaki
[ou] uma
[ou] uucu
I [ok] baak kalnts
II [ok] sidik damlamas
hastal
- [on-] umak, comak
- [ondr-] uundurmak, coturmak
, [org,
ortk] uurtma
- [or-] uurmak
- [ort-] uurtmak
[ortp] uurtarak
[o] uu
- [oa-] yakmak
- [oat-] yaktrmak
[oya] 1. yuva; 2. kk; -

[oya kor-] yuva kurmak;


[oya tavg] kuluka tavuu
[oyada] gr. ayn kk
ten gelme kelimelerden her biri
- [oyal-] utanmak
[oyalap] yuva aarak;
- [oyalap e-] yuva
ap dikmek
- [oyala-] yuvalamak
- [oyalt-] utandrmak
[oyalan] utanga
[oyalanlk] utan
galk
[oyal] yuval
[oyal k] yuval k
[oyat] utan, utanma; skl
ma <> - [oyatka kal
dr-] utandrmak; [oyatka kal-] utanmak
[oyatl] utanl O
- [oyatl bul-] utanl olmak;
- [oyatl it-] utanl et
mek
[oyatsz] utanmaz O
[oyatsz revete] utansz ekilde
- [oyatszlan-] utanszlanmak
[oyatszlk] utanszlk
[oyak] yuvack
[ocmah] cennet
[ocmahl] cennetli

238

- [pavilon] pavyon
[padiah] padiah
[payok] tayin, erzak
[pay] pay
- [payla-] paylamak
[payteht] pyitaht,
ba ehir
[pay] payda
[paket] paket
[pakize] pakize, temiz,
pak
[pakt] pakt, siyasi antla
ma
[pak'] pak, temiz;
[pak kngelle] temiz g
nll; [pak kngelllek] temiz gnlllk
[paklek] paklik, temizlik
- [pakle-] paklamak, te
mizlemek
[palas] palas
[palata] 1. oda ( mes.
hastahanede)\ 2. parlamentonun
blm
[palatal'] gr. yumuak
- [palatalle-] gr.
yumuaklamak
[palatka] adr
[pala] pala, cellt
[palalk] palaclk
[paluba] gemi deme
si, gverte
[palma] palmiye
[palto] palto
[paltolk] paltoluk

[pantsir'] 1. zrh; 2. ba
z kabuklu hayvanlarn baas
[panel'] 1. kaldrm; 2.
kaplama
[panika] panik;
[panika taratu] panik
yapc
[panikyor] panik yarat
c
[panorama] panora
ma
[panoramal] pa
noramik
[pansion] pansiyon
[pantomma] panto
mim
[pantsir'l] 1. zrhl;
2. kabuklu (hayvan)
[papiros] sigara
[papka] dosya
I [par] buhar; [parga eylen-] buhara evrilmek;
- [par sal-] 1. buhar kar
mak; 2. hzlandrmak
II [par] nadasa braklan tar
la; - [par kter-] nadasa
braklan tarlay srmek
III [par] ift; [par
atl] ift atl; - [par kil-] (kz
ve olan) uygun gelmek;
[par toy aklilar] ift
toynakllar
[paragraf] paragraf
[parad] askeri resmi geit
[parazit] parazit
[parazitlara] pa
razitler gibi
[parali] fel;
- [parali suk-] felce uramak;
[parali sukkan]

239

felce uram
- [paralilan-] fellenmek
[] paralel
[parallellek] pa
ralellik
[parafin] parafin
- [parafinla-] parafinlemek
[parayut] parat
[parayut] para
t
[pardan] ayn ekilde,
ift
[parik] peruk
[parikmaher] ber
ber, kuafr
[park] park
[parket] parke
[parlag] buharlama
leti
[parlak] parlak
[pariamnt] parla
mento, meclis

[parlamntar]
parlamenter ~ (s)i
[parlamentyor] 1.
parlamenter; 2. sava meydann
da eli
[parlandrg]
buharlat rc let
- [parlandr-] buhar
latrmak
- I [parlan-] buharla
mak; [par
lanp pken] buharlap pimi
- II [parlan-] ift olmak
[parlap] ift olarak
-1[parla-] buhar karmak
- II [parla-] ift etmek

- [parla-] ift olmak


[parlap] ift olarak
I [parl] buharl
II [parl] ikili;
[parl cr] ikili ark
- [parl-parl] ift
ift
[parnik] camlk, ser, li
monluk
[parovoz] lokomotif
[parodiye] parodi
[parodiyee] parodi
yazar
[] parola
[parom] araba vapuru,
feribot
[parom] araba vapu
ru ile geirici
[parohod] vapur
[parohodlk]
vapurculuk
- [par-par] ift ift
[parta] snf sras
[partbyuro] parti b
rosu
[parter] parter
[partizan] partizan,
ete
[partizanlk] parti
zanlk, etecilik; [partizanlk it-] etecilik etmek;
izinsiz hareket etmek
[partizanlk]
etecilik, izinsiz hareketilik
[partiye] parti
[partiyele] partili
[partiyelelek] partililik
[partiyesez] partisiz
[partkom] parti komi

240

tesi
[partnyor] partner
[partoyma] partirgt
[partorg] parti rgt
bakan
[parfyumriya]
parfmeri
I [para] para
II [para] kuma ss;
ssl kuma
- I [parala-] parala
mak, datmak
- II [parala-] kuma
ss yapmak, ssl kuma yapmak
[paral] ssl
- [para-para] par
a para
[pare] 1. pare, para; 2.
Kur'an'n otuzda biri; -
[pare-pare] pare pare; -
- [pare-pare kil-] para para
olmak
[pas] (sporda ve oyunda)
pas
[pasport] hviyet cz
dan, pasaport; sertifika
[passaj] 1. pasaj, ar;
2. ( mzikte) geit
[passajir] yolcu
I [passiv] pasif, hareket
siz
II [passiv] ( muhasebe
de) pasif (hesap)
[passivlk] pasiflik
[pasta] macun
[patent] 1. ihtira berat;
2. patenta
- [patentla-] berat ver
mek

[patentli] patental,
beratl
[patefon] gramofon
[patriarhal'] eski
[patriot] vatansever
[patriotizm] vatan
severlik
[patriotik] vatanse
verlik ~ (s)i
[patriotlk] vatan
perverlik
[patron] 1. mermi; 2.
lmba yuvas
[patrul'] devriye, kol
[pata] padiah
[patalk] padiahlk;
- [patalk it-] padi
ahlk etmek
[pauza] ara, durak
[pafos] heyecan, ihtiras
[pafosl] heyecanl,
ihtirasl
[patsiyent] hasta m
teri
[paka] paket
[pakalap] paketleye
rek
[pakal] paketli
[paa] paa
[patet] 1. cier ezmesi;
2. iine meyve ezmesi konarak
hazrlanan bir tr rek
[pedagog] pedagog
[pedagogik] pedagoji
~ (s)i, pedagojik
[pedagogika] peda
goji, eitim bilimi
[pedal'] pedal
[pedant] 1. uzman; 2.
kaide dkn

241

[pdantlara] 1.
uzmanlar gibi; 2. kaide dknleri
gibi

[pedantlk] 1. uz
manlk; 2. kaide dknl
[pdiatriya] ocuk
hekimlii
[peyzaj] peyzaj
[ple] kel
- [plelen-] kellen
mek
[penal] kalem kutusu, ka
lemlik
[pnsioner] emekli
[pnsiya] emekli maa
[pnsne] sapsz gzlk
[priod] sre, devir
[periodik] sreli
[periskop] periskop
[perpndikulyar] dik, dik ekilde
[perron] peron
[personaj] ahs
[personal] personel,
eleman
[personal'] ahsen
[perspektiv] pers
pektif
[prspktiva] 1.
derinlik; uzaklar; 2. ndeki gele
cekteki grnler; 3. gelecek
midi
[prspktival]
1. perspektif; 2. gelecek vaad
eden
[peratka] eldiven
[psi] 1. pisi, kedi, kedicik;
2. st gz;
() [psi borag (cilege)]
kedi bezelyesi (ilei);

[psi btng] kedi nanesi;


[psi tars] kedi da
ns; [pesi len] kedi
otu O ,
[psi kbk, psiym gne] sessiz
yrgen kimse
- [psiym-pesiym] uysal, yumuak
[pesike] kedi yavrusu
: [psil:
psil tal] gzl dal, bir cins st
- [psilen-] susmak
[psnek] isket
- [ps-ps] pisi pisi
[pessimizm] bedbin
lik, karamsarlk
[pessimistik] bed
bin, karamsar
[pessimistlk]
bedbinlik, karamsarlk
[pste] fstk
[ptitsiya] toplu dileke
[ptlitsa] yakaya tak
lan rtbe iareti
[phota] piyade
[pehota] piyade as
ker
- [p-] 1. hayvan idi et
mek; 2. bir kimseye gizli ktlk
etmek
, [plgen,
pken] idi; [pken teke] idi teke;
[pken gz] idi kz
[pny] biskvi
- [petr-] idi etmek
[pen] hayvana veril
mek zere kesilen ot;
[pen bte] ot bcei;
- [pen ap-] ot bimek;

242

[peen abu] bi
ici; [peen apk] bier dver; [p
en st] biim vakti
[penlk] 1. biimlik
ayr; 2. ahr st
[pen] biici
-1[p-] pimek
- II [p-] olgunlamak
- [pk-] gnete piir
mek
[pk] piik
- [pekle-] kaynar su
ya batrp karmak
[pkleg] (aa
vb.) piirme yeri
[pke] a
[pklk] a
lk
- [pr-] piirmek
- [prl-] piirilmek
- [prn-] piirmek
[pka] ( satranta) piya
de ta
[pkek] yaykta ya
karmak iin kullanlan ucu teker
lekli let, biek
[pkekl] biekli
[pken] piik <>
[peken alkan] be
ceriksiz kimse
[pmegen] beceri
ksiz (kimse), psrk
[pianino] piyano
[pibk] kz kuu
[pigmnt] pigment, siba
[pidjak] ceket
[pijama] pijama
[pik] 1. doruk; 2. tepe, u;

[pik segat'ler]
en hareketli saatlar ( vakitler)
I [pike] pike
II [pik] (dokuma) pike
I [piket] iaret kaz
II [piket] grev nbetilii;
karakol
[pikt] grev nbetisi
[piknik] piknik
[pilmen] kk hamur
paralarna et konularak yaplan
yemek
[pilot] pilot
[pilotka] pilot apkas
[pima] yn izme
[pingvin] penguen
- [pinele-] sulamak
[pionr] 1. izci; 2. kk
komnist
- [pi-pi] bi bi!
[piramida] piramit
[piramidal'] piramitli
[pirat] korsan
[piratlara] korsa
nlar gibi
[pirs] kara kadife
, [pirog, piruk] bir
eit kymal hamurlu yemek
[pire] keskin bira
[pis] pis
[pier] eski Rusyada
aa dereceli memur, sekreter
[piratlk] korsanlk;
- [piratlk it-] korsan
lk etmek
[pistolt] tabanca
[piston] piston
[pitomnik] fidanlk
[piton] boa ylan

243

[pitrau] 12-13 temmuz


gnleri yaplan hristiyan bayram;
ekin bime bayram
[piet] mhr ^
- (-) [piet bas (suk-)] 1.
mhr basmak; 2. tasdik etmek
[pietle] mhrl
[plazma] plazma
[plakat] levha, pankart
[plan] pln; (-) [plan kor- (tz-)] pln kur
mak (yapmak);
[plannan t] pln d
[planer] planr
[planer] planrc
[planeta] seyyare, ge
zegen
[plantariy] gk ci
simlerini gstermek iin yaplan bi
na
[planka] levha
[plankal] levhal
- [planlatr-] plnlatrmak
[plantatru] pl
nlama
[planl] plnl;
[planl revete] plnl
ekilde
[planllk] plnllk
[plantaj] 1. aa dik
mek iin yer ama; 2. deri naklet
mek
[plantajlap] 1.
aa dikerek; 2. deri naklederek
[plantatsiya] byk
iftlik, malikne
[planet] pln tahtas
I [plastik] plstik
II [plastik] ( sanatta)

plstik
[plastiklk] plstiklik
[plastilin] sun a
mur, oyun hamuru
[plastinka] 1. plka;
2. levha, plka
[plastmass] plstik
maddeden yaplm (nesne)
[plastmassa] pls
tik madde
[plastr'] yara yaks
[platforma] 1. plt
form; 2. kk istasyon; 3. st
ak vagon
[platsdarm] sava
alan
[platskart] yer ayrtma
makbuzu
[pla] pards, yamur
luk
[plebey] cemiyette en
aa tabaka
[plebeylk] aa ta
bakaya mensupluk
[pln] esaret
[plenar] genel, umum,
umum toplant ile ilgili
[plyonka] zar, perde
[plyonkal] zarl, per
deli
[plnum] zirve toplan
ts
[plita] levha; kaldrm
ta, deme ta
[plitka] levha, kaldrm
ta paras
[plite] mutfak oca
[plomba] kurun m
hr; di kurunu; (-) [plomba sal- (suk-)] kurun

244

mhr ile mhrlemek


- [plombala-] 1. kur
un ile doldurmak; 2. di doldur
mak
[plotina] bent, baraj
[plyus] mat. art
[plyu] pel
[plyaj] plj
[pnevmoniya] so
uk yznden nefes darl
[povar] a
[povstka] resm celp
[povest] byk hikye
[povidlo] marmelt
[pogon] apolet
[pogrom] soy krm
[pogrom] soy krmi
[podval] bodrum
[podnos] tepsi
[podpolkovnik]
yarbay
[pogpyad] ihale
[podryad] ihaleci
[podipnik] rulman
[poyezd] tren
I [pozitiv] pozitif
II [pozitiv] pozitif (re
sim )
[pozitsiyon] pozisyon
ile ilgili
[pozitsiya] pozisyon
[pokrau] hristiyanlarn
ekim (yaz b itti) bayram
[pokrka] jant
[polemik] polemik ile il
gili, tartma ~(s)i
[polemika] polemik,
tartma
[poligon] poligon

[poligrafiya] polj.
grafi
[poliklinika] polikli
nik, revir
I [polimer] polimer
II [polimer] polimer ile
ilgili, polimer ~(s)i
[polimerlau] polimerleme
[politbyuro] kom
nist partisinin en yksek organ,
politbro
[politehnik] politehnik
I [politik] politik, siyas
II [politik] politikac, si
yaseti
[politika] politika, siya
set
[politruk] orduda parti
temsilcisi
[polittgerek] po
litik bilgi dernei
[politekonomiya] ekonomi politik
[politsiya] polis
[polietilen] polieti
len
[polk] alay
[polkovnik] albay
[polkovodes] ba
komutan
[polkovodeslk]
ba komutanlk
[polkta] ayn alaya
mensup kimselerden her biri
[polonez] Polonya m
zii ve oyunu
[polosa] erit, aa efl'
di

245

[polotno] resim levhas


[pol'ka] Polonya oyunu
[polyus] kutup
[polyar] kutup ile ilgili
- [polyarla-] kutup
lamak
[polyarlau] kutup
lama
[pomidor] domates
[poni] kk at, midilli
[ponton] duba kay
[ponton] dubac
[pop] papaz
[popugay] papaan
- [popugaylan-] papaanlamak
[populyar] popler
- [populyarla-] po
plerlemek
[populyarlatr] poplerleme
[populyarlatru] poplerletirici
[populyarlk] pop
lerlik
[porolon] porolon
[porook] toz, toz du
rumunda
[port] iskele, liman
[portativ] portatif
[portret] portre
[portret] portreci
[portupeya] tabanca
klf kay
[portfel'] el antas
[port] iskeleci
[portsiye] porsiyon
[portsiyele] porsiyonlu
noc [pos] pus, sis

noc- [pos-] pusmak, sinmek


[posyolok] kasaba
[poskn] pusu;
[poskn kla] pusu yengeci
[post] 1. karakol; posta
mevkii; 2. vazife;
[postta toru] karakol bekisi,
beki
[postau] uha
[postau] uhac
[poslka] koli
I [pot] pud (yaklak 16 ki
loluk rus arlk ls )
[pot belen] pek ok;
[pot ber tiyen] pek ucuz
II [pot] put, buda;
[potka tabnu] puta
tapan; [pot
ka tabnulk] puta tapclk
[pota] potasyum
[potentsial] potan
siyel
[potentsial1] potan
siyel, gizil
[potl] pud lsnde
[pohod] 1. yry, gezi;
2.silhl sefer
[poerk] el yazs ekli
[poyot] an, eref
[potl] anl, erefli
[pokak] deri krpnts,
krpnt deri
[pomak] a;
[pomak lege] a l
s; - (-)
[pomaktan tip- (ber-)] keden
tekme atmak (vurmak)
- [pomakla-] kele
mek
[pomakl] keli,

246

al
[pomaklk] gen
cetveli, ablon
[pomaka] a de
recesi boyunca
- [pomaklan-] 1. k
elenmek; 2. gerginlemek
[pota] posta
[potal'yon] postac
[potamt] postahane
I [pok] bucuk, yarm
II [pok] ksa ve kalkk
{burun)
- [po-] dertlenmek, kayg
lanmak, zlmek, gynmek, pi
man olmak
[poaman] piman O
- [poaman sal-]
piman etmek; [poaman t-] pimanlk dmek;
- (-) [poamanga t- (kal-)] pimanla d
mek (kalmak)
[poamanl] pi
manl
[poamanlk] pi
manlk
[poamansz] pi
mansz
- [pokr-] pskrmek;
grltl soluk vermek
- [pokrt-] pskrtmek
- [pokrn-] pskrnmek
[polina] gmrk ver
gisi; - [polina sal-]
vergi tayin etmek
[pomas] dertlenmez,
kaygsz, gamsz
- [po-po] puf puf

[poy] mus, Avrupa


musu
- [pok-] piman olmak
, [pomsz, ponmas] piman olma
yan, pimanlk bilmeyen
- [pon-] kayg duymak,
zlmek
- [porgalan-] ok
kayglanmak, dertlenmek
[poeziya] nazm
[] iir, manzume
[poetik] iir sanat ile il
gili, iir ~ (s)i
I [praktik] pratik ile ilgili
II [praktik] pratik (kim
se)
[praktika] pratik;
- [praktikaga
kert-] hayata sokmak
[praktikant] pratisy
en
[praporik] en k
k rtbeli subay
[predmt] 1. nesne,
ey, madde; 2. konu; 3. ders;
bran
[predpriyatiye] i
letme, messese, tesis
[predsedatel']
bakan, reis
[predsedatllek] bakanlk;
- [predsedatellek it-] ba
kanlk etmek
[prezident] bakan
[prezidentlk]
bakanlk
[prezidium] bakan
lk konseyi

247

[premiya] mkfat, dl
['] ilk defa
konulmu prmiyer
- [premyerministr] babakan
[preparat] preparat
[press] pres
- [pressla-] preslemek
[prestij] prestij
[pretenziya] 1. iddia,
talep; 2. ikyet
[pretnziyele] id
dial
[pretenziyelelk] iddiallk
[pribor] let, cihaz, ta
km
[pribor] leti, cihazc, takmc
[privilgiye] imtiyaz
[privilgiyeie]
imtiyazl
[priz] kupa, armaan, dl
[prizl] kupa konmu,
armaanl, dll
[prizma] prizma
[prizmal] prizmal
[prizmatik] prizmatik
() [priisk(a)] maden
oca
[prikaz] emir;
- [prikaz bir-] emir vermek,
emretmek
[prikazik] esk. 1.
tccar yardmcs; 2. satc
[primat] maymunlar, pri
mat
[primitiv] primitif, ipti
da
[primitivlk] pri

mitiflik, iptidailik
[primus] gaz ocak
[prirtsip] prensip
[printsipial'] pren
sip ile ilgili
[printsipiallek]
prensiplilik
[printsipsz] pren
sipsiz
[printsipszlk]
prensipsizlik
[pristan'] nehir iskele
si
[prial] iskele babas
[proba] prova;
[proba palatas] prova sa
hnesi
[probirka] tp
[probiema] problem
[problemal] prob
lemli
[problematik] pro
blemli
[problematika]
problemler
[provintsial'] vil
yet ~ (s)i; taral
[provintsiya] vilyet;
tara
[provodnik] klavuz
[provokator] provo
katr
[provokatorlk]
provokatrlk
[provokatsion]
provokasyon - (s)i
[provokatsya] pro
vokasyon; - [vokatsiya yasa-] provokasyon
karmak

248

[prognoz] tahmin, ke
if; - [prognoz yasa-]
tahmin yapmak
[prognoz] tahmini, kif
[programna] prog
ram
- [programmala-]
programlamak
[programmal]
programl
[progress] ilerleme,
gelime, kalknma, terakki
[progrssiv] ilerici
[progressiya] mat.
dizi
[progul] ie izinsiz ara
verme; - [progul
yasa-] ie izinsiz ara vermek
[progul] ie izinsiz
ara verici
[produkt] 1. mahsul,
netice; 2. tahl, yiyecek
[produktiv] prodktif,
verimli
[produktivlk]
prodktiflik, verimlilik
[produktsiya] ma
hsul
[proyekt] proje, tasar,
taslak
- [proyektla-] proje
yapmak, tasarlamak
- [proyektlatr-]
projelendirmek, tasarlatmak
[proyekt] projeci
[proyektsiye] projek
siyon
- [proyektsiyeie-]
projeksiyonlamak

[projektr] projektr
[proza] nesir
I [prozaik] nesir yazar
II [prozaik] nesir ile ya
zlm
[proizvodstvo]
istihsal, retme
I [prokat] haddelenmi
maden
II [prokat] kira
- [prokatla-] haddeden
geirmek
[prokat] haddeci
[proklamatsiya]
bildiri, beyanname
[prokuratura] sa
vclk
[prokuror] savc
[proletar] proletarya
~(s)i
[proletariat] prole
tarya
[proletariy] proleter
- [proletarla-]
proleterlemek
- [proletarlatr-] proleterletirmek
[prolog] prolog
[promtovar] sanayi
mallar
[promsel] zanaat
[promsel] zanaatkr
[promlennost] sanayi, endstri
[propaganda] pro
paganda
- [propagandala-]
propaganda yapmak
[propagandist]

249

propagandac
[] pervane
[propiska] ikametgh
ilmhaberi, oturma kayd;
- [propiskaga kert-]
ikamete kaydetmek
[proportsionai']
orantl
[proportsional'lek] orantllk
[proporrsiye] oran,
nispet
[proportsiyele]
orantk, nispetli
[propusk] permi
[prorab] antiye efi
[prospekt] 1. cadde;
2. prospekts
[protz] protez
[proteksiye] himaye
[protest] protesto;
- [protest belder-]
protesto etmek
[protivogaz] gaz
maskesi
[protokol] protokol, tu
tanak, zabt
[professional]
uzman
[professional']
profesyonel, uzmanlk ile ilgili
[professiya] meslek
[professor] profesr
[profilaktik] ted
bir ile ilgili, profilaksi ~ (s)i

[profilaktika]
tedbir, profilaksi
[profil] profil
[profkom] sendika ko
mitesi

[profsoyuz] sendika
[profthmektep] teknik meslek okulu
[prohod] galeri
[prokod] galerici
[pudra] pudra
- [pudrala-] pudralamak
[pulat] byk bina, palas
[pulemyot] makineli t
fek
[pulemyot] maki
neli tfeki
[puls] nabz
[pul'satsiye] dalga
lanma, nabz atmas
[pul'satsiyele]
(nabz gibi) atmakl
[pul't] sehpa
[pulya] kurun, mermi <>
[pulya kebek] kurun
gibi
[pumala] soba borusu
temizleme fras;
[pumala ba] fra gibi ba
[punkt] 1. nokta; 2. puan
[punktir] tire ile meyda
na gelen izgi
[punktual'] tam za
mannda, dakik
[punktuallk] da
kiklik
[punktuatsiye] gr.
noktalama iaretleri
- [pupala-] samalamak,
kekelemek
[puta] kemer, kuak
[putal] altn boya, yaldz
[putall] yaldzl
[putyovka] kaplca vb.
yerlerde dinlenmek zere verilen

250

belge
[puf] pf; - [puf it-]
pf etmek
- [puf-puf] pf pf
- [puflda-] puflamak
[puh] ok doyan hayvanlarn
kard geirti; - [puh it-]
(hayvan iin) geirmek
[puka] top
[punina] kymetli krk
[pj] fiek ve mermide ba
rut ile kurun arasna konan sk
trc madde, sk
[pjik] kutup geyiinin ya
vrusunun krk
[plau] pilv
[pr] (ku uu) pr;
- [pr tuz-] fke ile barp a
rmak; - [pr tuzdr-]
fke ile her eyi datmak, tozu
tmak
-:
-
- [pran-zaran: pran-zaran kil-]
datlmak; - [pran-zaran kitir-] sarf etmek
- [pranla-] fke ile r
pnmak
- [pranlat-] fke ile
datmak
- [prahlat-] fke ile
datmak, vurmak
[prdmsz] hl ve
hareketleriyle zamana uymaz kim
se
- [prdmszlan-] aykr davranmak
- [prla-] 1. umak; 2. f
ke ile rpnmak
: - [prh: prh
it-] kendini tuta tuta glmek

- [prhlda-] iten ie
glmek
- [prlda-] frlamak
- [prldat-] frlatmak
- [pskakla-] isildemek, iselemek (yamut)
- [psk-] hafife yanmak,
ttmek
- [psklda-] klamak,
hkrmak
[pskldk] cvltl
ve ince sesli
- [pskt-] ttmek, kokut
mak
- [pt-pt] pt pt
- [ptlda-] 1. pt pt da
mlamak; 2. anlalmaz ekilde
sylemek
[ptmr] alene
- [ptrda-] ene al
mak
- [ph-ph] pt pt, t t
[pak] bak;
[pak yze] bak yz;
[pak kayrau] bak
bileyici O
[pak blen kisep alr
lk] ok koyu; [pak kergere] bak girsin!;
? [pagma kirekm] gereksiz, lzumsuz;
[pak tl] sivri, keskin dil;
[pakka pak] b
ak baa
- [pakla-] baklamak
- [pakla-] baklamak
[pakl] bakl
[paksz] baksz
[pk] bk, testere;

251

[pk bavu] bk
ba; [pk balk]
testere bal; (,
) [pk b (vag, yar
mas)] bk art, kymk, tala
- [pklda-] (yara)
sulanmak
[pk] bkc
[prak] pis, kirli;
[prak szl] pis szl
^ - (-) [prak
at- (tala-)] bhtan etmek
[praklk] pislik, kir
lilik
- [pran-] pislenmek,
kirlenmek, pis i grmek
- [prat-] pislemek, pis
letmek, kirletmek
- [ptr-ptr]
aprdamak, akrdamak
[prg] at derisinde
kan sulu yara
[pi] f; - [pi it-]
f etmek
- [pkrt-] fkrtmak;
sigaray tellendirmek
- [pilik-] elbise altn
dayken scaktan yanmak (pimek)
- [p-p] fsl fsl;
- - [p-p it-] fsl fsl
etmek; - - [pp syle-] fsl fsl konumak
- [ptrda-] hrda
mak
- [pk-pk] i
eke eke; - [pk-pk yla] i eke eke a
lamak
[pldavk] ses
siz sessiz fsldayc

- [plda-] fsldamak
[pldau] fsldama
[piin] fsl
- [pn-pn] f
sl fsl
I [pyala] cam;
[pyala basma] cam bask;
- [pyala kaynat-]
cam kaynatmak;
[pyala mamk] cam pamuu;
[pyala mercen] sun
mercan; - [piyala r-]
cam flemek; [pi
yala kuyu] camc
II [piyala] kse, piyle
- [pyalala-] camlamak
- [pyalalan-] camlan
mak
[pyalal] caml
[pyala] cam gibi (ek
linde); [pyala
kbelek] cam kelebei
[pyala] camc
[p'esa] piyes
[peygamber] pey
gamber
[peygamberlek]
peygamberlik; [peygamberlek it-] peygamberlik
etmek
[peyda] peyda;
- [peyda bul-] peyda olmak
[peke] ak ba
[penceembe]
perembe
: - [pep: pep it-] p
mek
[pervay] terbiye;
[pervavsz] dncesiz;
- [/ it-] terbiye et

252

[pervana] pervane
[perde] perde;
- [perde kor-] perde koymak
[perdelek] perdelik
- [perdele-] perdelemek
- [perdelen-] perde
lenmek
[peri] peri;
[peri arbas] eytan arabas otu O
[peri avz] geveze, k
t konuucu kimse;
() [peri
almatrgan (abaklagan)] peri de
itirmi, kt (kimse) ocuk;
[peri balas] kt o
cuk; [peri tuy] eytan
dn; - (-)
[periye kil- (kuzgal-)] cokunla
mak, heyecanlanmak
[perile] perili
[perevez] rmcek a
[pereme] pereme
yemei, tatar brei

[perence] araf, pee


[pehleve] baklava
, [, peci] erkek
kendirden yaplan ip
- [-] prsmek O [pecegen alkan]
beceriksiz kimse
[pehlevan] pehlivan
[pehlevanlk] pe
hlivanlk
[pskrt] pskrme,
ttsleme
- [pskrt-] pskrtmek,
ttslemek
[phte] tertipli, munta
zam, dzgn
[phtelek] tertiplilik,
muntazamlk, dzgnlk
- [phtelen-] tertiplen
mek, dzenlenmek
[plen] biilmi tomruun
bir paras
[pnetey] polisin gs
terdii hit

253

-, [rabbe, rabbu]
rabb
[rabfak] yksek okula
hazrlk kursu
[radar] radar
[radian] radyan
[radiator] radyatr
[radiatsiye] radyasy
on
[radiatsiyele] rady
asyonlu
[radiy] radyum
[radikal'] radikal
[radio] radyo;
[radio sye] amatr rady
ocu
[radioaktiv] radyo
aktif
[radioaktivlk]
radyoaktiflik
[radioalg] radyo
alcs
[radiogramma]
telsiz telgrafla verilen haber
[radiodulkn] ra
dyo dalgas
[radiola] pikap
- [radiolatr-] ra
dyo kurmak
[radiolokator] ra
dar
[radiolokatsiya]
radyo dalgas ile yer tesbit etme
[radiostantsiya]
radyo istasyonu

[radiotaprg] radyo vericisi


[radiotapru]
radyo yaym
[radijotehnik] radyoteknik ~ (s)i
[radiotehnika] radyoteknik
[radioelemte] ra
dyo balants
[radist] radyocu
[radius] yarap
[radon] radyoaktif bir ele
ment
[razvedka] asker ke
if; - [razvedka ya
sa*] asker keifte bulunmak
[razvedka] askeri
keifi
[razryad] snf, kategori,
cins, ustalk derecesi
[raz'yezd] iki istasyon
arasnda makas deitirme yeri
[razy] raz
[raybakarma] il
e komitesi
[raykom] ile parti komi
tesi
[rayon] ile
[rayonara] ileler ara
s
- [rayonlatr-] 1.
ile yapmak; 2. iklime uygun hle
getirmek
[rayzek] ilemerkezi
[rak] kanser
[raketa] roket
[raketa] roketi
[raketka] tenis raketi
[ram] ereve

254

[ramazan] ramazan
[ramka] ereve, daire
- [ramkala-] erevele
mek
- [ramla-] ereve koy
mak
[raml] ereveli
[rang] derece, rtbe, snf
[rapira] dz kl, flre
[rapira] eskrimci
[raport] rapor;
- [raport bir-] rapor vermek
[ras] 1. rast; 2. doru;
() - [ras(ka) kil-] rast
gelmek
[rasa] rk
[rasa] rk
[rasalk] rklk
- [rasla-] tasdik etmek,
gereklemek
- [raslan-] rastlanmak,
tasdiklenmek
[raslk] rastlk, doruluk
[raspisaniye] ders
program
[raspiska] makbuz
[rashod] masraf, gider
O - [rashodka gar-] ldrmek
[rasyot] 1. hesap kapa
ma; 2. iten kma (karma)
[ratifikatsiye] tas
dik, onay
- [ratifikatsiye*
le-] tasdik etmek, onaylamak
[rauan] parlak
[rahit] raitizm
[ratsion] gndelik tayn
[ratsionalizator] rasyonelletirici

[ratsionalizatorlk] rasyonellitiricilik
[ratsional'] rasyonel,
akla uygun
[ratsionallek] ra
syonellik, akla uygunluk
[ratsiya] telsiz
[rak] ufak taneli kar
[ratua] Noel bayram
[rabilitatsiye]
eret ve itibarn iade etme, akla
ma
- [reabilitatsiyele-] eref ve itibarn iade etmek
I [reaktiv] reaktif
II [reaktiv] reaktif ile il
gili
[reaktivlk] reaktiflik
[reaktr] reaktr
[reaktsion] reaksiyon
ile ilgili
[reaktsioner] reaksiyoner
[reaktsionlk] reaksiyonluk
I [reaktsiya] reaksiyon,
karlk
II [reaktsiya] reaksi
yon, gericilik
- [realizatsiyele]
gerekletirmek; satmak
[realizm] realizm
[realist] realist
[ralistik] realizm ile
ilgili
[] reel, gerek
[reallik] reellik, ger
eklik
[revan] rvan
[revanistik] r

255

van e ilgi
[revan] rvan
[revanlk] rvanlk
[revizionizm] revizyonizm
[revizionist] revi
zyonist
[reviziya] revizyon;
- (-) [reviziya ya
sa- (tker-)] revizyon (kontrol)
yapmak, yoklamak
- [reviziyele-] reviz
yon yapmak
[revizor] mfetti
[revmatizm] roma
tizma
[revmatik] romatizma
l, romatizma hastas
[revol'ver] tabanca,
rvolver
[revoltsion] ink
lp
[revolyutsioner]
inklp, ihtillci
[revolyutsionlk] inkilplk
[revolyutsiya] inkilp
[rgion] blge
[regional] blge ile
ilgili
[registratura] ka
yt yeri
[registratsiya] ka
yt
- [registratsiyele-] kaydetmek
[reglament] toplant
larda vakit dzeni;

- [reglament bilgele-] vak


ti dzenlemek
[reglamntlatr-] vakit dzenini tayinletirmek
[rgulyar] dzenli;
[regulyar revete]
vakit dzenine uygun olarak
[regulyarlk] dzen
lilik
[redaktr] redaktr
[redaktorlk] re
daktrlk
[redaktsion] redak
siyon ile ilgili
[redaksiye] redaksi
yon, editrlk
- [redaksiyele-] re
daksiyon yapmak; editrlk yap
mak
[redaktsiyele]
dorulama, dzenleme
[redis] turp
[reyestr] liste, sicil, k
tk
[rejim] rejim
[rejiml] rejimli
[rejissyor] rejisr, y
netmen
[rejissyorlk] re
jisrlk, ynetmenlik;
- [rjissyorlk it-] rejisrlk
etmek, ynetmenlik yapmak
[rezeda] muhabbet ie
i
[rezerv] ihtiyat , yedek,
rezerv; - [zervka kaldr-] ihtiyata brakmak,
yedee almak; - [zervta tot-] rezervde tutmak, ye

256

dekte tutmak
[rezin] lstiktan yaplm
[rezina] lstik
[rezolyutsiya] top
lantda alnan resm karar, resm
karar
[rezonans] rezonans,
seselim
[rezyume] zet, hulsa;
- [rezyume yasa-]
zetlemek, hulsa yapmak
I [reyd] liman
II [reyd] baskn, yoklama,
apul
[rys] sefer
[rekvizitsiye] istim
lk; - [rekvizitsiye
yasa-] istimlk yapmak
- [rekvizitsiyele-]
istimlk etmek
[reklama] reklm;
- [rklama yasa-] rek
lm yapmak
[reklama] reklm
c
[rekomendatsiya] tavsiye; tavsiyename;
- [rekomendatsiya
bir-] tavsiyename vermek
[rekonstruktsiya] rekonstrksiyon, iyi duruma
getirme
- [rekonstruktsiyeie-] iyi duruma getirmek
[rekord] rekor;
- [rekord ku-] rekor krmak
[rekordl] rekorlu
[rkord] rekortmen
[rektr] rektr
[rel] rle, deitirge

[reiyef] rlyef, kabart


ma
[relyefl] rlyefti, ka
bartmal
[rl's] ray
[ri'si] rayl
[remont] tamir;
- (-) [rmont yasa- (tker-)] tamir yapmak (geirmek);
[rmont yasau]
tamirci, tamir edici
- [remontla-] tamir et
mek
[remont] tamirci
[renta] rant
[rentabel'le] veri
mli
[rentabel'lelek] verimlilik
[rentgen] rntgen
[rentgenografiya] radyografi
[repertuar] repertu
ar
[repetitor] cretli
retmen, yedek retmen
[repetitsiya] tekrar;
prova; - [rptitsiya yasa-] tekrar yapmak; prova
yapmak
[rplika] replik
[reportaj] rportaj
[reportyor] muhabir
[repressiv] bask
~(s)i
[reprssiya] bask,
ceza
- [repressiyele-]
bask yapmak
[rproduktor] ho

257

parlr
[respublika] cum
huriyet
[respublika]
cumhuriyeti
, [ressor, ressora] makine yay
[ressori] yayl
[restavrator] res
tore etici, eski dzeni kurmak is
teyen kimse
[restavratsiya] re
store, yeniden ina;
- [restavrasiya yasa-] eski
durumuna (biimine) getirmek
- [restavratsiyele-] eski durumuna getirmek
[restoran] restoran,
lokanta
- [retranslyatsiyeie-] radyo yaynn kuvvetlen
dirmek
[retu1] rtu
- [retu'ia-] rtuiemek
[rtu'] rtuu
[rferat] zet, tez hak
knda rapor
[refleks] refleks
[reforma] reform
[retsenziye] tenkit,
eletiri
- [retsenziyele-] ten
kit etmek, eletirmek
[resenziyee] ten
kiti, eletirici
[retsept] reete
[re] nutuk, konuma;
- [re syle-] nutuk
atmak

[rivayat'] rivayet
[rigaya] riayet
[riza] rza; - [riza
bul-] raz olmak
- [rizalat-] raz ettirmek
- [rizala-] razlamak
[rizalk] razlk;
[rizalk belen] raz ola
rak; - [rizalk bir-] ra
zlk vermek
[rizaszlk] rzaszlk
[rizk] rizk, erzak O
- (-) [rizk bet- (kisel-)] rizk bitmek (kesilmek); l
mek
- [rizklan-] rizklanmak
[risvay] rsva;
- [risvay bul-] rsva olmak;
- [risvay it-] rsva et
mek
[risvaylk] rsvalk
[ritm] ritim, hz
, [ritmik, ritml]
ritmik
[ritual] ritel, merasim
[ritual'] merasim ile ilgili
[rifma] kafiye;
- [rifmaga sal-] kafiye yap
mak
- [rifmala-] kafiyelendirmek
- [rifmala-] kafiyelemek
[rifmal] kafiyeli
[rivet] rvet
[rivete] rveti
[rivetelk] r
vetilik

258

[riya] riya; - [riya


sat-] riya yapmak
- [riyalan-] riyakrlanmak
[riyali] riyali
[riyallk] riyakrlk
[riyasz] riysz
[robot] robot
[roza] gl;
[roza bakas] gl bahesi
[rozaalar] glgiller
[roztka] elektrik priz
[rolik] rulman, bilya
[rolikl] rulmanl, bilyal
[rol'] rol
I [roman] roman
II [roman] ak maceras
[romantizm] roman
tizm
I [romantik] romantik
II [romantik] roman
tiklik ile ilgili, hayalperestlik ile ilgili
[romantika] roman
tik, hayalperestlik
- [romantikiatr-] romantikletirmek
[romantiklik] ro
mantiklik
[romaka] papatya
[rossiyele] rusyal
[rota] blk
[rotor] dndrc
[rotorl] dndrcl
[] piyano
[rubin] kzl yakut
[rubka] gverte kamaras,
kaptan kk
[ruda] maden filizi
[rudal] maden filizli
[rudnik] maden oca
[rulet] sarma, tatl sarma

[rulon] rulo
[rul] direksiyon, dmen,
diden
pynop [rupor] megafon
pyc [rus] Rus
[ruslakan] ruslam
- [ rusla-] ruslamak
- [ruslatr-] ruslatrmak
, [rusalap, rusalatp] bilhassa rusa ko
nuarak
[ruh] ruh; - [ruh
kter-] ruh ykseltmek;
- [ruh kterel-] ruhu yksel
mek; [ruh tenkelege] ruh aal;
- [ruh t-] alak ruhlu olmak,
bezgin olmak
[ruhamy] 1. hristiyan
din adam; 2. mslman din ada
m, manev kimse; mukaddes kim
se
[ruh] ruh;
[ruh tenkelek] ruh kn
t; [ruh halet] ruh
hlet
- [ruhlan-] comak, ilham
almak
- [ruhlandr-] co
kunlatrmak; ilham vermek
[ruhlandrg]
bk.
[ruhlandru]
coturucu, ilham verici
[ruhlanu] coma, ilhamlanma
[ruhl] cokun, ilhaml
[ruhsz] kalpsiz, hissiz

259

[ruhszlk] kalpsizlik,
hissizlik
[ruka] kalem
[rtsar'] valye
[rag] kaldra kolu, manivel
[ryukzak] srt antas
[revaj] rvent
[reve] 1. revi, ekil,
tarz; 2. gr. zarf;
[reve figP] gr. zarf fiil
[revesez] ekilsiz
[reyel] ssl, zarif,
k
[reis] reis
[reislek] reislik;
- [reislk it-] reislik etmek
[reyhan] reyhan
- [rence-] incinmek, zl
mek, rencide olmak
- [rencet-] incitmek, z
mek
[renctrlk] inci
tici, zc
[renct] incitici,
zc (kimse)
[rence] incinme
[renc] ok incinme
[renc l] zntl
[resem] resim;
- [resmge t-] resmini ek
tirmek
[resmle] resimli
[resmi] resm
[resmilek] resmlik
- [resmile-] resmemek
- [resmileter-]
resmletirmek
[resmen] resmen

[ressam] ressam
[resl] resl
I [ret] 1. sra, dizi, saf; 2. bir
takm, bir ok; 3. yarar, fayda, im
kn; [ret ara] sra aras;
[ret aras] sralar aras
- (-) [ret bet- (kit-)]
imkn sona ermek; [ret krenme-] imkn grnme
mek; - (-) [rete kit(ual-)] bozulmak; [reten tap-] imknn bulmak;
- [retn ciber-] dzenini
bozmak; - (-) [retke
kil- (kr-)] dzene girmek;
- (-, -) [retke krt(kitr-, sal-)] srasna koymak; - [ret-irat] sras n
beti
II [ret] defa
[retle] imknl; [retle-bal] imknl (kim
se)
- [retlen-] sralanmak,
dzenlenmek
- [retle-] sralamak, d
zenlemek
- [ret-ret] sra sra
[retsz] srasz, dzen
siz
[retten] sradan
[rehim] merhamet, ac
ma; () [rehim it(gz)] buyurun, buyurunuz;
[rehim itp] ltfen
[rehiml] merhametli
[rehimllk] merhametlilik
[rehimsz] merha
metsiz

260

[rehimsezlek] me
rhametsizlik
- [rehim-efkat]
merhamet efkat
[rehmet] 1. rahmet; 2.
teekkr; - [rehmet
uk-] ok teekkr etmek;
- [rehmet eyt-] teekkr etmek
()! [reh
met yaugr (yausn)] ona ailah
rahmet versin (yardm etsin)!
[rehet] rahat, ferahlk O
- (-) [rehet tap(ik-)] ferah (ra h a t) olmak;
[reheten kr] rahatln
gr!; - [rehette yz-]
rahatta yzmek
[rehetlek] rahatlk, fe
rahlk
[rehetlenep] rahat

bir ekilde
- [rehetlen-] rahatlan
mak, ferahlanmak
[ree] ufuk sisi
[reetke] parmaklk,
kafes
[reetkele] parmak
lkl, kafesli
- [reetkele-] parmaklklamak, kafes yapmak
[rhset] ruhsat, izin, m
saade; - [rhset bir-]
izin vermek; - [rhset
it-] msaade etmek;
() [rhset it(egez)] msa
adenizle!
[rhsetname] ruh
satname
[rhsetsez] ruhsat
sz, izinsiz

261

- I [saba] sabah;
[saba cil] sabah rzgr, sa
bah yeli
II [saba] kmz vb. iin deri
matara
- [saba-] amar tokalamak
I [sabak] sap;
-, - [sabakka
utr-, sabak gar-] sap bitmek;
- [sabakka s-] sapna
bymek
II [sabak] gnlk ders ko
nusu (malzemesi), ders;
- [sabak al-] ders almak;
- [sabak bir-] ders vermek
- [sabaklan-] saplan
mak
[sabakta] ayn ko
nuda ders grenlerden her biri
[saban] 1. saban, pulluk;
2. budaygiller tarlas;
[saban basu] budaygiller
tarlas; [saban
al] budaygiller tanesi;
[saban sukas] budaygil
ler ekim, srm vakti; [saban sr-] saban srmek;
[saban tuy] saban toyu (bay
ram)-, - (-) [sabanga kr- (t-)] saban srmee
balamak
[sabanda] ayn za
manda saban sren kimselerden
her biri

[saban] sabanc
[sabotaj] sabotaj;
- [sabotaj yasa-] sa
botaj yapmak;
[sabotaj yasau] sabotajc
[sabotajlk] sabotajlk
[saby] sabi;
[saby ak] sabi a
- [sabylan-] sabilenmek, ocuklamak
[sabylk] sabilik
[sabin] sabun;
- [sabin kaynat-] sabun
kaynatmak; [sa,)in
lene] sabun otu O
- [sabin kbeg or-] i yap
mad halde yapm gibi gster
mek; - [sabin
suna utrt-] ayann altna karpuz
kabuu koymak
- [sabnla-] sabunla
mak
[sabnl] sabunlu
[sabr] sabr; [sabr it-] sabretmek
[sabrl] sabrl
[sabrlk] sabrllk O
[sabrlgm
btt] sabrm tkendi
[sabrsz] sabrsz
-[sabrszlan-j sa
brszlanmak
[sabrszlk] sa
brszlk
- [sab-] uramak, d
mek, olduundan baka bir biim
de grnmek
[savap] sevap
[savapl] sevapl

262

[savrga] samaK
[savu] sama
, [savu, savm] sac
[savgu] saalma
- [savk-] saalmak, iyile
mek
- [savktr-] iyiletir
mek
[savktrg] sa
altc, iyiletirici
[savm] sam
[savr] 1. sar; 2. sar
derisi
[savt] anak, mlek,
kp vb. kap kacak; -
[savt-saba] anak, mlek tence
re gibi mutfak eyas - - [savt-saba altrat-] kar koca kendi arasnda kav
ga etmek
cara [saga] ak oyununda vur
mak iin kullanlan ak
- [sagay-] kukulanmak
- [sagayt-] kukulandr
mak
- [sagala-] saklanp bek
lemek; - [sagalap
yr-] birini yakalamak (vurmak)
niyetiyle arkasndan yrmek;
- [sagalap tor-] birini ya
kalamak niyetiyle beklemek
[sagalak] 1. nbeti; 2.
bek
[sagaldrk] 1. at
balnda ene alt kay; 2. ger
danlk
[sagayu] korku ile saklan
mak, kuku
[sagayul] kukulu

[sago] hint irmii


[saz] sakz O
- [saz bul-] sakz olmak, yapmak; - [saz eyne-] sakz inemek
- [sagzla-] sakzlamak
- [sagzlan-] sakzlanmak
[sagzl] sakzl
- [san-] zlemek
[sagndrg] ha
yal ettirici, dndrc, hatrlatc
- [sar-] zletmek
[sagnul] dnceli,
zlemli
[sagml] zlentili;
ok beklenen
[sag] tatl ve hznl
dnce
- [sagla-] tatl ve h
znl dnmek
- [saglan-] kendi
kendine tatl ve hznl dn
mek
[sagl] tatl ve h
znl ( dnce)
[sade] sade
[sadelek] sadelik
[sayk-] 1. s olmak; 2.
azalmak, bitmek
[sayn] her
[sayskan] saksaan
[sajin] 2.13 millik uzun
luk ls birimi
[sajinl] 1. 2.13 mil; 2uzun
I [saz] saz;
() [saz kargas (tilgene)l
saz doan (ayla);
[saz yaran] saz tr

263
II [saz] (m zik le ti) saz
- [saza-] bekr kalmak
[sazan] sazan
[sazanak] sazlk als
[sazlamk] az sazl

yer
- [sazlan-] sazlanmak
, [sazl, sazlk
l] sazl, sazlkl
[sazlk] sazlk; bataklk
[sail] dilenci
[say] 1. s; s yer; 2. y
zeysel, sath; ()
[say urn (cir)] s yer;
- [sayga utr-] (gem i) karaya
oturmak O () - [say(dan) yz-] bilgisi s olmak
- [sayga-] sralamak
I [saygak] deme tahta
s
II [saygak] bozkr antilo
bu
- [sayla-] semek
- [saylan-] 1. seilmek;
2. iinden ayrlmak
[saylandk] seilip
alnanlardan geri kalan (nesne)
[saylanma] seilip
ayrlm olanlardan en iyisi, sekin
, [saylanuan, saylank] titiz
[saylan] seme,
ayklanma
- [sayla-] semek, ayr
mak; - (-) [saylap
a|- (kuy-)] semek
[saylau] seme, seim
[saylaul] seimli
[saylau] semen
[saylk] slk

- [sayra-] 1. (ku vb.) t


mek; 2. mec . gzel ve ho syle
mek
[sayrar] tc (ku vb.)
[sayrau] tme
- [sayra-] tmek
- [sayrap yee-]
dosta yaamak
I [sak] sak, dikkatli, tetikte,
uyank; ! [sak bul] uyank
ol; - [sak bul-] uyank ol
mak; - [sak yokla-] sak
yatmak
II [sak] karakol; Top
rakta tor-] karakol beklemek, n
bet tutmak; - [sak
astna al-] tutuklamak
[saka] saka kuu
[sakal] sakal
[sakalbay] byk sa
kall kimse
[sakall] sakall;
[sakall saby] sa
kall ocuk, ocuk gibi davranan
(kim se )
- [sakal-myk] sakal
byk
[sakau] peltek
- [sakaula-] peltek ko
numak
- [sakaulan-] peltek
lenmek
[sakaulk] pelteklik
- [sakla-] 1. korumak; 2.
saklamak; - [saklap
kal-] kurtarmak; [saklap tor-] yedeklemek;
- [saklap tot-] az az harcamak
[saklag] 1. sigorta;
2. koruyucu dolap

264

- [saklan-] 1. saklanmak;
2. saknmak
[saklanu] saklanma,
saknma
[saklan] saklan,
sakn
[saklau] koruma;
[saklau urn] koruma
yeri
[saklau] koruyucu,
saklayc
[saklk] 1. dikkatlilik; 2.
uyanklk; 3. emniyet;
[saklk blen] dikkat ile
[saksaul] Asya l aa
c
[saksz] dikkatsiz
- [sakszlan-] dikkatsizlenmek
[sakszlk] dikkatsiz
lik
[sak] beki
[sakl] kendisinde sak
lamaa dkn (kimse)
[sakllk] kendisin
de saklamaa dknlk
[saklk] 1. bekilik
yeri; 2. beki takm; 3. bekilik
[sal] sal; can - [sal
az-] sal aktmak
- [sal-] 1. salmak; 2. koy
mak; 3. srmek; 4. gndermek
[sala] byk ky;
[sala aay] kyl
[salavat] salavat;
[salavat kper]
gk kua
[salam] saman;
() [salam turag
(kiske)] saman dorayc (kesici)

[salam syrak]
ince baldrl, gsz;
- [salam kstr-] methiye dz
mek; [salam torhan] hi bir varl olmad halde
kendisini ok zengin vb. gsteren
kimse
I [salat] imlendirilip kuru
tularak bira yapmak iin hazrlan
m arpa, malt
II [salat] salata;
[salat savt] salata taba

[salkn] serin, souk;


- [salkn tider-] so
uk dedirmek; - [sal
kn tiy-] souk demek (vurmak)
O - [salkn yger-]
souk souk terlemek;
[salkn kan bilen] so
uk kan ile; [sai
kn kanl] souk kanl;
[saikn koral] souk silh, ate
li olmayan silh;
[salkn sug] souk sava
-, - [salknay-salknlan-] souklatmak, so
uklanmak
- [salknayt-] sout
mak
[salknlk] se rin lik,
soukluk
[salkna] serince
-[salknalan-] se
rinlenmek
[salknalk] se
rinlik
- [sallan-] ar almak
[sall] okkal, ar, sall
[salma] katksz drm ^

265

[s a lm a savtna menep t-] a


zna vurmak
[salmak] 1. ar (kim seyt 2. okkal
- [salmaktan-] ar
lanmak; yorulmak
- [salmaklat-] ar
latmak, yavalatmak
[salmaklk] arlk
[salm] sarho
[salon] salon
- [salpay-] gevemek,
sarkmak
[salp] gevek, sarkk O
[salp kolak] sarkk
kulak (mes. kpek)
[salu] yol kenarnda mey
dana gelen meyilli yer
- [salula-] meyillenmek
[salul] meyilli
[salfetka] mendil, ka
t mendil
[sal] salc
[salm] vergi, salma;
- [salm sal-] salma sal
mak, vergi koymak;
[salm cyu] vergi toplayc
- [saln-] 1. salnmak; 2.
konulmak; - [salnp
t-] salnp sarkmak
- [salndr-] sarkt
mak, salmak
[salnk] salnm
- [sal-] birlikte salmak
[salyut] 1. selam durma;
2- bayram (merasim) topu (fiei)
atmak; - [salyut bir-]
bayramda top atmak
[samavr] semaver

[saman] saman kerpi


[sambo] sambo
[sambo] sombocu
[samimi] samim
[samimilek] sami
mlik
[samimyat] samimi
yet
[samoderjaviye]
arlk hkmeti
[samolyot] uak
- [samsra-] rahatsz
olmak
I [san] say; - [san
al-] saysn bilmek;
[san yagnnan] say bakmndan
II [san] sayg; (-, -) [sanga al- (sana-,
suk-)] sayg gstermek, saymak
III [san] beden, gvdenin
btn
- [sana-] saymak;
- [sanap beter-] sayp bitir
mek
- [sanal-] saylmak
[sanam] ocuk oyu
nunda saymaca
[sanat] senato, senatr
[sanatoriy] sanato
ryum
[sanaul] sayl, az
[sanausz] saysz
[sanau] 1. sayc; 2.
mat. payda, blen
- [sana-] 1. ( oyunda) sa
ymak; 2. saymak, sayg gs
termek
I [sandal] rs;
[sandal syek] rs kemii
II [sandal] 1. sandal; 2.

266

sandal aac boyas


[sandali] sandalet
[sanduga] blbl O
- [sandu
ga bulp sayra-] blbl olup
tmek, gzel sylemek
[sandk] sandk
[sandka] kk
sandk
[sanitar] hasta bakc
[sanitariye] hfzsshha
[sanitarlk] hasta
bakclk
[sanktsiye] resm tas
dik
- [sanktsiyele-] res
men tasdik etmek
- [sanla-] sayg gstermek
- [sanla-] karlkl sa
yg gstermek
I [sanl] sayl
II [sanl] saygl
I [sansz] saysz
II [sansz] saygsz
III: - [san
sz: sansz kal-] hareketsiz kalmak
- [sanszlan-] saygszlanmak
[sanszlk] 1. sa
yszlk, okluk; 2. saygszlk
[santehnika] shh
tesis
[santimetr] santi
metre
[santimtrl] san
timetren
[santy] sayklayan (kim
se), budala
- [santylan-] sayk

lamak, budalalanmak
[santylk] budalalk
[sana] sayca;
[sana kymmet] say
verilerek takdir edilen deer
[sanem] sanem, put
can [sap] sap, kabza
can- [sap-] sapmak
[sapyor] istihkmc
- [sapla-] 1. sap takmak;
2. ineye vb. ip takmak
: [saplam: ber saplam cep] bir saplamalk ip
cap- [sar-] sarmak
[saray] saray;
[saray hezmetcese]
saray hizmetisi
[saran] cimri; hasis
- [saranlan-] cimri ol
mak; hasislenmek
- [saranla-] hasisle
mek, cimrilemek
[saranlk] cimrilik, ha
sislik
[sarana] ekirge
[sarafan] askl entari
- [sargay-] sararmak
- [sargayt-] sarartmak
[sarglt] sarms, sarmtrak
- [sargltlan-] sarmtraklanmak
[sardl'ka] sosis
[sarkazm] aalayc
alay
-[ark-] szmak
[arkm] yourt suyu
- [sarkt-] suyunu akt'
mak; szdrmak

267

[saru] mide ekidiinde


peyda olan sar su; Kbi4 [saru kaynatk] zc {kim
se, sz); - [saru kay
nat-] 1. mide kaynatmak; 2. gn
ln incitmek, zmek
[sarut] im, imen
[sar] sar;
[sar avrut] sarlk hastal;
[sar may] erimi tere ya;
[sar metrke]
kl otu; [sar tamir]
sar kk; [sar tufrak] balk; - [sar t-]
sarlk hastalna yakalanmak;
[sar pk] sar
sere; [sar yort] t
marhane
[sark] kuyruksuz koyun
[sarklk] kuyruk
suz kyclk
- [sark-gez] misk
sr
- [sarl-] sarlmak
- [sarlan-] sarlanmak
[sarlk] sarlk
[sarmsak] sarmsak
- [sarn-] sarnmak
[sarf] sarf; [sarf it-] sarfetmek
[sas] pis kokulu;
[sas kzen] kokarca
[sasgan] le gibi ko
kan, kf kokan
[sask] 1. le kokusu; 2.
tahta kurusu
[saslk] pis kokuluk
- [sas-] pis kokmak
- [sast-] pis kokutmak
- [sat-] satmak;

[satp alu] mteri, alc;


- [satp al-] satp almak;
- [satp bter-] satp
bitirmek - [satp bir-]
szl dalata yenmek
- [sata-] 1. sayklamak;
2. yanl yapmak; 3. delirmek
[satakan] sapkn,
ahmak, deli
- [satatr-] sayklat
mak, delirtmek
[satau] sayklama, de
lirme, yanl yapma, mecnun olma
[satin] saten
[satira] satir, hiciv, tala
ma, yergi
[satira] satir yazar
I [satirik] hicivci
II [satirik] satirik, hicivli
[atlk] satlk
[atlk can] hain
[satu] satma, ticaret;
- [satu it-] ticaret etmek; [satu-alu] al veri
- [satula-] pazarla
mak
[satu] satc
cay [sau] sa, diri, salam
cay ()! [sau bul(gz)]
sa olunuz, Allaha smarladk ma
nasnda; cay - [sau kal-] sa
kalmak
()! [saum(sz)] sa
msnz! naslsnz? manasnda
- [saubulla-] sa
ollamak, vedalamak
- [saudr-] sadrmak
I [saulk] salk
II [saulk] dii kuzu
, [saur, saury]

268

sar
[sausz] salksz
- [sauszlan-] sal
n kaybetmek
[sauszlk] salks
zlk
- [sau-selamet] sa
selmet, din
I [saf] saf, sra;
- [safka bas-] sraya girmek;
- [saftan gar-] s
radan karmak; [saftan k-] sradan kmak
II [saf] saf, temiz O
[saf batan] aklllkla;
[saf kanl] temiz kanl,
soylu, soyu temiz;
[saf kngelden] temiz kalp ile;
() [saf
nesell (tokml)] soylu
- [saflan-] saflamak,
temizlenmek
- [saftandr-] safla
trmak, temizletmek
[saflk] saflk, temizlik
[safsata] safsata O
- [safsata sat-] saf
sata satmak
[saharn] sakarin
[sahra] sahra, l
[sangak] solunga
[sanggrau] sar;
[sanggrau gm
be] kula sar eden mantar
- [sanggraulan-]
sar olmak
- [sanggraulat-]
sar etmek
- [sanggraulatr-] sarlatrmak

- [sanggrauia-]
sarlamak
[sanggraulk] sa
rlk
[sbor] askerlik hizmeti iin
yedeklik arma
[svarka] metal kayna,
lehimleme
, [svarka,
svarik] kaynak, lehimci
[svetofor] trafik ia
reti
[sviter (seviter)] sveter
[svodka] gnlk rapor
[seans] seans
[] Sibirya;
[ bursg] Sibirya
porsuu
- [!-] sprlmek
- [-] sprmek
- (-) [
tala- (ar-)] sprp karmak
[seberke] sprge
[seberklek] spr
gelik
[sbrke] sprge
lie uygun baak
[^] spr
gelie uygun baakl
[sz] siz
[] sizinki
[sznnge] size g
re
[szon] mevsim, sezon
[sezonl] mevsimli, sezonlu; [sezonl ] sezon iisi
[sezonllk] sezonluluk
[szon] sezon iisi

269

[seysmik] sismik
[sekretar'] sekreter
[sekretar'ik] se
kreterlik; - [se
kreterlik it-] sekreterlik etmek
[sktor] 1. blm, ksm;
2. sektr,
[sekund] saniye
[sekundlap] saniyeleyerek
[sekundlk] saniyelik
[sektsiye] seksiyon
[sektsiyele] seksiyonlu
[selyodka] ringa, ttn
bal
- [selekkele-] silkele
mek
[selektsiye] tohumla
ma
[selitra] gherile
-, - [selke-, selek-]
silkelemek
-Jselken-] silkinmek;
- [selkenep al-] oyna
mak, dans etmek
[selken] silkinme,
silkini
[selkenek] 1. sar
sntl; 2. dondurma paa yemei
- [selket-] silkindirmek O
- [selketep al-] silkin
dirmek (b ir defa)
[selte] alkali, kll su
[sltele] alkalili
- [seltele-] alkalilemek,
kll su ile kartrmak
- [seltelen-] alkalilenmek
- [selte-] sallamak

- [selten-] vurmak iin


sallamak
, [selten,
selten] sallama
[sel'd1] ringa bal
[selegey] salya, tk
rk O - [selegey
az-] alayp durmak
[selegeylek] salya
bezi, tkrk bezi
[selesen] vaak [seleen] barsak
solucan
[semafor] tren yolu
trafik iareti
[seminar] seminer
[seminariya] papaz
okulu
[sem'ya] aile
[sem'yal] aileli
[sem'yal k] ailelik, giller
[snaj] kurutulup un h
line getirilen ot
[senat] senato
[sensatsiye] sansas
yon
[sensatsiyele] san
sasyonel
[sentimental']
santimantal, hiss
[sentimentallek] santimantallik, hisslik
[sntyabr' (sinteber)]
eyll
I [separat] ayr, mnfe
rit
II [separat] stten ya
ayran makine
cep [ser] sr O cep - [ser

270

birme-] sr vermemek; cep


- [ser itep tot-] sr tutmak; cep
(-) [ser itep (eyt-)] srn
sylemek; cep - [ser siy-] sr
tutmak, kendisine inanlr olmak;
- [serlere kile-]
srda olmak
[srviz] servis
[serde] srda
[serjant] avu
[sriye] seri, dizi
[sriyel] serili, dizili
I [srke] 1. iek tozu,
pollen; 2. bit sirkesi; [srke or-] iek tozu umak;
- [srkege utr-] i
eklerde tozlamak O
[srkes su ktermi] ok
abuk fkelenir (kimse)
II [srke] sirke;
[srke savt] sirke kb
[srkelk] (bitkilerde)
toz kesesi
-1[srkelen-] bit sirke
si peyd olmak
- II [srkelen-] (b itki
lerde) tozlanmak
- [serkelendr-]
(bitkilerde) tozlandrmak
[srkelen] sirkelenme, tozlanma
- [srkele-] bit sirkesi
peyda olmak
[srkele] (bitki)
tozlayc bcek
[srke] (bitkide) toz
karc organ
[srl] srl;
[serl revete] srl olarak
[srllk] srllk

- [srle-] srlamak
- [srey-] dikilip durmak
[sessiye] parlamento
toplants
[setka] a, file
- [sng-] 1. su iilmek; 2.
sinmek, saklanmak, pusmak,
- [snggr-] smkrmek
- [sngdr-] iine ek
mek, imek; sindirmek
, [sngdrle, sngdren] sindirimi
(iine ekmesi) kolay
[sngl] kk kz karde
[senglke] sevimli
kk kz karde
[sengr] kiri, sinir; yay
kirii
[sngrl] dayankl
[sngre] kk sinir
! [snglem] kk kz
kardeim!
- [sibl-j serpilmek, dal
mak
[siblme] serpilme,
dalma
[siblen] serpil
mee uygun
- [sibele-] (yam ur iin)
ara ara yamak
[sigara] puro
[sigaret] kk sigara
[sigz] sekiz
[sigzayak] ahtapot
[sigzn] sekizinci
[sigzl] sekizli
[sigzlk] sikizlik
[sigezr] sekizer
[sigze] sekizi birden
[signal] sinyal;

271

- [signal bir-] sinyal vermek


[signalizatsiye]
sinyalizasyon
[sidek] sidik;
[sidk yuh] sidik yolu
- [sidrt-] sidirmek
[sidertke] ietici, id
rar sktrc (mes. il )
- [siz-] sezmek
[sizger] hassas, duyarl
[sizgeriek] hassaslk
- [sizgerlen-] hassas
olmak, duyarlanmak
- [sizdr-] sezdirmek
,

[sizdrmie, sizdrmesten] sezdirmezden


- [sizel-] sezilmek
[sizelerlek] sezilirlik
- [sizeler-sizlmes] sezilir sezilmez
[sizm] sezgi, sezme
[sizemle] sezgili
[sizemlelek] sezgililik
- [sizmle-] sezinle
mek, sezimlemek
- [sizen-] sezinmek
[sizn] sezinme
: ca- [sizmemke: sizmemke
sal-] duymazdan (sezmezden)
gelmek; sezmiyormu gibi davran
mak
[sizmesten] duy
mazdan, sezmezden
- [sizre-] bzlmek
- [sizret-] bzmek
[siz] sezi, sezme
[sizen] sezici

[sizenlek] sezicilik
- [ikr-] atlamak, sra
mak
[sikrg] atlama ipi
-, - [sikrgele-, sikrn-] ok sekmek
[sikrgelep] seke
rek; - [sikerp mn-]
srayp (sekip) binmek;
- [sikerep tor-] srayp sekip
durmak; - [sikrp
t-] srayp sekip dmek;
- [sikrp gar-] s
rayp sekip kmak
[sikr] srama, s
ray
[sikrl] srayt
- [sikrt-] sektirmek, s
ratmak
[sikertp] sektirerek
[sikr] sekme, srama
[sikr] srayc
[siksen] seksen
[siksenn] sek
seninci
[sikelte] ukur (yolda)
[sil] sel
[silikat] silisyumlu ta
[silos] silo
- [silosla-] silolamak
[siluet] siluet
[simvol] sembol
[simvolik] sembolik
[simz] semiz
[simzlk] semizlik
- [simr-] semirmek
- [simrt-] semirtmek
[simrtk] semirtici
[simrt] semirtme

272

, [simmtrik, simmtriyel] simetrik


[simmetriye] simetri
[simmetriyesez]
simetrisiz
[simmetriyeseziek] simetrisizlik
[simuiyant] hastalk
hastas, sayrmsak
[simfonik] semfonik
[simfoniye] semfoni
[sin] sen; [sin
digene] senin dediin gibi O
[sin digende ayak idende] ba stne!;
[sin kr de min
kr] arabuk;
[singa yaragan minga ya
ram ly] sana yarayan bana ya
ramyor
[sineke] sininki
[sinonim] anlamda,
sinonim
[sinonimik] anlam
da (sz)
[sintaksik] cmle bil
gisi ile ilgili
[sintaksis] cmle bil
gisi, sentaks
[sintez] sentez
- [sintezla-] sentez
yapmak
[sintetik] sentetik, sun
olan (nesne)
[sintetika] sun, sen
tetik
[sinhron] senkronik,
ayn zamanda
[sin'ka] ivitleme, ivit
- [sin'kala-] ivitlemek

- [sip-] sulamak; serpmek,


koymak; pskrtmek
[sipkel] il
[sipkelle] illi
[sipke] su serpme leti,
fkrtma leti
- [siple-] tamir etmek (evi)
- [sipter-] fkrmak
[sipterge] fkrk
[sirat kpere] s
rat kprs
[sirena] canavar dd
, siren
[siren'] leylk
- [sirpe-] bir defa bakmak,
gz krpmak
[sirtme] kuyu vb. saln
cak kaldrac
[sirtmele] kaldrat;
[sirtmele koy] kal
drat kuyu
-, - [siregey-,
sireklen-] seyreklenmek
- [siregeyt-] seyrekletmek
[sirek] seyrek
[sireklek] seyreklik
- [sirekle-] seyreklemek
[sireklege] seyrekleyici
[sireklep] seyrek sey
rek
- [sirek-mirek] ok
seyrek, ara sra
- [sisken-] irkilmek, silkin
mek
- [siskender-] silkin
dirmek, irkiltmek
[sistema] sistem;
[sistemaga sal-] si

^ -_________

273

steme koymak
- [sistmalal)r.] sistemletirmek
[sistemal] sistemli
[sistemallk]
s iste m lilik

[sistemasz] sis
temsiz
[sits] basma
[siher (sihir)] sihir, by,
bozmak
[siherle (sihirli)] sihirli
- [siherle-] sihirlemek,
bylemek
[sihere] byc
[siherelek] by
clk
[sihri] sihr, sihirli
[sihet] shhat
[sihetle] shhatli
[sihetlek] shhatlik
- [sihetlen-] shhatlenmek
[sihetsezlek] shhatsizlik
[siembe] sal
[skvajina] gedik, de
lik, kuyu
[skelet] iskelet
I [skeptik] phe ile
'Igili, septik
II [skeptik] pheci kim
se- septik
[skeptiklk] phe
cilik, septiklik
[skipidar] terementi,
terebentin
[sklad] ambar, depo, stok
[skleroz] doku sertle
mesi

[skripka] keman
[skripka] kemanc
[skul'ptura] heykel
cilik
[slesar'] ilingir
[slesar'lk] ilingi
rlik
[sliva] erik
[slyuda] mika
[smena] deitirme, var
diya, nbet
[smenal] vardiyal,
nbetli
[smeta] muhasebe defte
ri
[smotr] 1. tefti; 2. gste
ri
[snayper] keskin ni
anc
[snaryad] mermi
[sovet] ura, kurul, sovyet
[sovetil] sovyet ta
raftar
[sovhoz] sovhoz
[soda] soda
[sodal] sodal;
[sodal su] sodal su
,

[soklang, soklandrg] hayran


ettirici
- [soklandr-] hayran
etmek
- [soklan-] hayran olmak;
- [soklanp kara-]
hayran hayran bakmak
[soklanu] hayran olmak
[soldat (saldat)] asker,
er
[soltan] sultan
[soltanlk] sultanlk

274

[sol] yulaf;
() [sol botkas (yar
mas)] yulaf ezmesi (yarmas);
[sol pg] yulaf
seresi
[solba] yulaf gibi bir
yabani bitki
[solh] sulh, bar;
- (-) [solh tze- (yasa-)]
bar anlamas yapmak
[sola] yulaf gibi kk
bir bitki
- [son-] sunmak
[sonor] I, n, r, m nszleri
copa- [sora-] sormak
- [soran-] dilenmek
- [sorat-] sordurmak
[soratu] 1. talep, istek;
2. kz isteme
copay [sorau] soru, sual; copay
- [sorau al-] sorguya ekmek;
copay [sorau alu] savc
O [soravna kre cavab] sorusuna gre
cevab
[soraul] sorulu
[soraulk] soruluk, so
ru kd
[sorausz] izinsiz
[sorau] soru sorucu
- [sora-] sorumak;
[sorap bel-] soru
turup renmek
- [soratr-] sorutur
mak
[sorglt] grimsi, boz
renge yakn
[sorka] kstebek derisi
[sornay] zurna
[sort] eit, cins, tr, nevi;

- [sortlarga ayr-]
eitlere ayrmak
- [ortla-] eitlemek, iyisini ayrmak
[sortl] cins, kaliteli
[sor] gri, klrengi, boz
[sorkort] 1. erkek ar,
ar bey; 2. haylaz, tembel
[sorkortlk] hay
lazlk, tembellik
- [sor lan-] grilenmek,
klrengi almak, bozarmak
coc- [sos-] 1. kepelemek; 2.
vurmak
coca [sosa] susa, mekik
[sosiska] sosis
[sosk] sprge krei,
fara
[sosk] byk kepe
[sosla] ra
[sostav] 1. terkip, takm;
2. katar tren
coyc [sous] sala
[sohari] peksimet
- [sotsial-demokrat] sosyal-demokrat
- [sotsialdemokratik] sosyal-demokrasi ~
(s)i
[sotsializm] sosya
lizm
[sotsialist] sosyalist
[sotsialistik] so
syalizm ile ilgili
[sotsial'] sosyal
[sotsiologik] sos
yoloji ~ (s)i; sosyolojik
[soyuz] birlik; ittifak
[soyuzda] ayn birli'
e mensup olanlardan her biri

q q

_____________________275__________________

[soya] soya fasulyesi


I [song] 1. son; 2. ge
[song derecede]
son derecede
II [song] sonra
III [song] ya!
- [songar-] gecikmek
[songgarak] sonra
dan, daha sonra
[songgargan] ge
kalm
[song] son, sondaki;
() [song
mertebe (tapkr)] son defa;
[songg sz] son sz;
[songg ara] son are;
[songg ikte] son snr
da, en sonunda
[songglk] son, dl
yata, dl ei, meime
- [songla-] ge davran
mak (kalmak)
[songrak] daha sonra
[songnda] sonunda
, [songnnan, songntn] sonra
[spektakl'] piyes;
oyun
[spektr] tayf
[spktral'] tayf ile il
gili
[spekulyant'] vurgunCL*, kara borsac

[spekulyatsiye]
sPeklsyon
[spetsial'] hususi,

zel

- [spetsialle-] uz
manlamak, ihtisaslamak
- [spetsialle-

ter-] ihtisaslatrmak
[spetsifik] husus,
has
[spetsifikatsiye]
1. spesifikasyon; 2. tasnif
I [spiral'] helezon
II [spiral'] helezonik
[spirt] ispirto, alkol
- [spirtla-] alkole koy
mak, alkol koymak
[spirtl] ispirtolu
[sport] spor
[sport] sporcu
[spravka] resm belge
[srok] mddet, sre
[srokl] sreli
[sroksz] sresiz
[stabil'] istikrarl
- [stabil'le-] istik
rar kazanmak
- [stabilletr-]
istikrar kazandrmak
[stadion] stadyum
[stdiye] safha, merha
le, devre
[staj] staj
[stakan] bardak
[stakanlap] bardak
bardak
[standart] standart
- [standartla-]
standartlamak
- [standartla
tr-] standartlatrmak
[stanitsa] rus kazak
ky
[stanok] tezgh
[stanokl] tezghl
[stanok] tezgh
[stantsiye] istasyon

276

[starosta] muhtar;
bakan
[start] start, balang;
- [start al-] balanmak
, [starter, startyor] ( motorda) mar
[starina] baavu
[statist] figran
[statistik] istatistik ile
ilgili
[statistika] istatistik
[statya] kanun maddesi
[statsionar] 1. hastahane; 2.sabit
[staka] grev
[staka] grevci
[stearin] mum yapmak
ta kullanlan kimyevi madde
[stellaj] raflar
[stena, estina] duvar; set
O - [stenaga tere-]
kuruna dizmek
[stend] sergi raf
[stenografik] stenografya ile ilgili
[stenografiye] stenografya
- [stenografiyele-] steno ile yazmak
[stereotip] klie
[steril'] artlm, saf,
yaltlm
[stilistik] slp ile ilgi
li
[stilistika] slp
[stil] sli'p, stil, tarz
- [stilleter-] stilizasyonlatrrnak
stimul] drtc
p- [stimullatr-]

drtmek
[stipendiye] burs,
kredi
[stihiye] 1. tabiat gc;
2. felket, afet
[stihiyele] tabi, ken
diliinden
[stihiyelelek] ida
resizlik; kendiliinden olu
[stolyar] marangoz
[stolyarlk] maran
gozluk
[stomatologik] di
hastal ile ilgili
[stomatologiye]
di hastal ilimi, stomoloji
[strategik] stratejik
[strategiye] strateji
[strahovaniye] si
gorta
- [strahovkala-] si
gortalamak
[strelka] demir yolu
makas
[strelka] demir yo
lu makass
[stroy] askeri saf
[strofa] (nazmda) bend,
kta
[struktur] yap (bnye)
ile ilgili
[struktura] yap, b
nye
[student] talebe,
renci, niversite talebesi
[studentlk] talebe
lik, rencilik
[studiye] stdyo
cy [su] su; [su anas]
su (anas) perisi; [su ast]

277

su alt, deniz alt; - [su


^as-] su basmak;
[su banyas] su deposu;
[su boras] su rmcei; cy
6ye [su buy] su kys;
[su blge] su taksim leti;
[su iyese] su perisi; [su kayt-] su ekilmek;
[su kandalas] su bcei;
- (-) [su ker- (koyn-)]
suya girmek, suda ykanmak; cy
[su ko] su kuu; cy
[su komay] bir tr su yosunu; cy
[su kz] su kz; cy
- [su kterel-] su yksel
mek; - [su sip-] su serp
mek; cy [su syn] su ay
gr; cy [su tavg] su ta
vuu; cy [su tau] su
tac, saka; cy [su eege] su iei; [su yul]
(geline gsterilm i) su yolu, kuyu
yolu; cy - [su t-] su gemek; cy
[su cltk] su stc;
- [suga bat-] suya bat
mak, lmek, boulmak; [suga kit-] su almaa gitmek;
[suga daml] suya da
yankl <> cy - [su kebek
e] su gibi bilmek (okumak); cy
[su sibp strgendey] ok abuk bymek
hakknda; - [su yaz-] fayda
sz i ile megul olmak;
[suga senek be
len yazgan] su stne atal ile ya
zlm, belirsiz; [suga tken tavik ke
bek] suya dm tavuk gibi; cy - [sudan kor k-]

sudan kuru kmak


[sualan] solucan
[subay] iri kazk, kaln s
tun; - [subay suk-] kazk
akmak, stun dikmek
[subayl] stunlu
[subsidiye] para yar
dm
[subtropik] suptropik
[subuyar] krmz renkli
bir cins su bitkisi
[sub'yekt] ahs, kim
se, zne, fail
[sub'yektiv] sbjektif
[sub'yektivlk]
sbjektiflik
[suveren] egemen,
mstakil
[suverenlk] ms
takillik
[sugan] soan O
- [sugan sat-] konu ile ilgisiz
szler sylemek;
- [sugan su sur-] ackmak, a
kalmak
[suganba] kelle so
an
- [suganlap-borlap] soan biber konula
rak; mec. sert szler syleyerek
- [suganl-borl] ok ac (sz)
[sugana] sarmsak dii
[suganal] sarm
sak dili
[sugan] soanc
- [sugar-] sulamak, suvar
mak
[sugaru] sulama;

278

[sugaru kanallar] su
lama kanallar
[sugarul] sulanlan,
sulanlm (yer, arazi)
- [sugarl-] sulanlmak
[sugu] darbe, vuru
- [sugl-] 1. vurulmak, d
vlmek; 2. girip kmak
[sugm] kesim, kesimlik
[sugmlk] kesimlik
[sugm] kasap
[sug] sava O
[sug ut kabzu] harp kundaks;
[sug ukmar] sava gr
z; sava taraftar
- [sug-] 1. dvmek; 2.
savamak
- [sugtr-] savatr
mak
[sugu] sava
[sugan] saldrgan,
militan
[suganlk] sa
valk, saldrganlk; militanlk
[sug] sava, d
v
[sud] yarg, mahkeme;
[sud karar] mahkeme ka
rar; [sud protsess] mahkeme sreci
[sudak] uzun levrek
- [sudla-] mahkemele
mek
[sudno] gemi
[sud'ya] hakem, yargc
[sud'yalk] hakemlik,
yargclk; - [sud'ya*k it-] hakemlik etmek
cyep [suyr] yaban horozu

[suy] kesme, kesi


- [suy-] bir birini kesmek
- [suz-] 1. sunmak, vermek;
2. uzatmak, geirmek (vakit )\ 3.
uzatmak
- [suzay-] ince uzun by
mek
[suzan] ince uzun kimse
[suzk] gr. nl
- [suzl-] 1. uzanmak, 2.
(vakit vb.) uzanmak
[suzlma] esnek
[suznk] uzun uzun
devam eden ses
[suylak] uykucu, tembel
- [suy-] 1. soymak; 2. kes
mek <> [suygan da kaplagan] soymu da kap
lam, ok benzer
- [suk-] vurmak, dvmek
[suka] 1. saban, kara sa
ban; 2. srme; [suka
ba] saban ucu; [suka sukala-] saban ile srmek
- [sukala-] 1. saban ile
srmek; 2. biraz bilmek (mes. d ii)
- [sukalat] saban ile sr
drmek
[suka] saban
[sukbay] serseri
[sukbaylk] serserilik
[sukk] harman maki
nesi, patos
[sukmak] patika
[sukno] uha
- [sukran-] homurdan
mak, mrldanmak
[sukranu] homurdanma
[sukranuan] homurdayc

p-

279

- [suktr-] 1. vurdurmak;
2. harman dvdrmek; 3. hrszlk
yapmak, almak
[suku] tonilato
[sukr] kr;
[sukr ktkan] kr sr
gan; [sukr lampa]
kr lmba, kandil;
[sukr tkan] kr san, kstebek;
[sukr teke] kr ebe
oyunu; [sukr tereze] kr pencere;
[sukr bn] cibin;
[sukr ek] kr barsak O
[sukr ber
tiyen de tormy] deeri yazs silin
mi, bir demir para da etmez;
[sukr beht] kr talih;
[sukr tavik] kr ta
vuk, grmez kimse, dikkatsiz kim
se; [sukr anu]
kr inan
- [sukray-] tamamen
kr olmak
- [sukrayt-] kr et
mek, gzn karmak
- [sukrlan-] grmez
olmak
[sukrlara] kr gibi
[sukrlk] krlk
[sul] sol;
[sul taypl] sol sapma;
[sul yak] sol taraf; [sul
yaktan] sol taraftan
- [sul aya blen tor-]
sl ayann stne kalkmak; ne
fesiz, sinirli; - [sulga
ele-] mesai vaktinde kendi he
sabna ilemek
- [sul-] solmak

[sulagay] solak
[sulagaylap] solak
olarak, sol el ile
- I [sula-] sulamak, slat
mak
- II [sula-] solumak
- [sulan-] sulanmak, slan
mak
- [sulandr-] sulandr
mak, slatmak
[sulgan] solmu
- [sulklda-] i eke
eke alamak, hkrarak alamak
- [sulla-] sollamak
[sullk] solluk, solculuk
[sulu] soluma, soluk, ne
fes; - [sulu al-] soluk al
mak; - [sulu kap-] nefesi
tkanmak; - [sulu taray-] nefesi daralmak
[sul] sulu
[sulk] sulu (yer vb.)
- [sulk-] biraz solmak
- [sulk-sulk] soluk
solua, hkra hkra
[sul] 1. soluma; 2. din
lenme, ara verme; [sul al-] dinlenmek;
- [sul ksl-] nefes kslmak;
- [sul kap-] nefesi t
kanmak O - [sul r-]
canlandrmak
I [sum] sum, para birimi
II : - [sum it-] kemi
ksiz et
[suma] para kesesi
[sumala] reine;
- [sumala kaynat-] re
ine karmak
- [sumalala-] reinele-

280

[sumalal] reineli
[sumal] keseli, paral
[sumka] anta
[sumkal] antal
[summa] toplam, yekn
[summar] toptan
[sumsa] samsa yemei
[sunar] 1. yeni yam
kar; 2. kardaki izleri takip ederek
av avlama
[sunar] avc
[sunarlk] karda
ki izleri takip ederek yaplan avc
lk, avclk
I [sur] bir cins koyun derisi
II [sur] sur
[surg] mhr mumu
- [surgla-] mum ile
mhrlemek
[surik] slen, krmz
boya
- [surk-] suyu szmak
[suret] suret, resim;
[surette] gr. eer, ise;
- [suretke t-] fotoraf
ekilmek
[suretle] suretli, resimli
- [suretle-] tasvir etmek
[surete] grafiker
cyca- [susa-] susamak
[susaklag] bent
cycap [susar] sansar
cycay [susau] susama;
- [susaun bas-] susuz
luunu gidermek
[susz] susuz
[suszlk] susuzluk
[susl] sulu (meyve ve
b itk i)

[susllk] sululuk
[susn] susuzluk; susama
[sut] z su, usare
[sutl] z sulu, usareli
[sutllk] z sululuk,
usarelilik
[sufi] 1. sofi, dervi; 2. ev
liya; 3. sofuluk taslayan
[sufilk] 1. sofilik, der
vilik; 2. evliyalk; 3. sofuluk tas
lama
[sufilk] tasavvuf
[suflyor] suflr
[suffiks] ek, son ek
[su] sucu
[suk] souk; [suk ti-] souk demek, souk al
gnl olmak; tmek;
- [suk tidr-] tmek, souk
dedirmek O [suk ayak]
hediyesiz gelen misafir, davetsiz
misafir
- [suklan-] souklan
mak
[suklk] soukluk
- [sum-] soumak
- [sundr-] soutmak
-1[surt-] su karmak
- II [surt-] ekin savurtmak
- [surl-] 1. su karl
mak; 2. mec. suyu emilip zayflan
mak
- I [sur-] emmek, sormak,
su karmak
- II [sur-] savurmak
- [sut-] soutmak
[sutk] soutucu, buz
dolab
[susm] su bitkisi
[sutkerg] su bo

281

rusu
[su cyar] su toplayc
[sfra] 1. kre; 2. mec.
idare, daire
[shma] ema, kroki,
pln
[shematik] 1. ema ile
ilgili; 2. kaba taslak ekilde
[shemalk] ka
bataslaklk
[sholastik] skolastik
[stsenariy] senaryo
[s'yezd] kongre
[sbzg] ddk
- [sl-] sklmak; bkl
mek
, [sl
ma, sglmal] yayl, esnek, kvrak
[sglmallk]
yayllk, esneklik
cbirbuy4awibiK[sgluanlk] es
neklik
- [sn-] snmak
[snt] meyve suyu
- [sidir-] 1. kam ile vu
rarak iz brakmak; 2. syrmak
- [sdrt-] 1. kam ile
vurarak iz braktrmak; 2. syrt
mak
-, - [syay-, sykla-] cvklatmak
[sygaytlgan]
cvm, cvk, sv
[syk] cvk, sv
[syklag] cvklatc, sv yapc
- [syklat-] cvklatmak,
svlatrmak
[syklk] cvklk, s
vlk

[syka] az cvk, sv
- [syn-] snmak
- [syndr-] sndr
mak
[syn] snak
[syr] inek;
[syr abzar] inek ahr
- [syr-] syrmak
[syrk] srck
[sy] i hacim, cma
sahas
- [sy-] smak; uymak,
uygun dmek
[syl] ...sml
[stylk] ...smllk
-1[sz-] izmek
- II [sz-] gynmek, erimek,
yanmak, srlamak
[sza] susuz vadi
- [szgala-] iziktirmek
- [szgan-] (elbise vb.) s
vamak
[szg] aa iinde kul
lanlan izgi leti
- [szgr-] slk almak
- [szg:rt-] ses kart
mak
[szgrk] slk
- [szgrn-j kendi
kendine slk almak
- [szgr-] karlkl
veya hep birlikte ses ve slk
karmak
I [szg] cetvel
II [szg] keman yay
III [szg] kibrit kutu
sunun kkrtl yeri
- [szdrt-] 1. izdirtmek; 2. kamlamak; 3. tabanlar
kaldrmak

282

- [szdr-] 1. izdirmek;
2. kamlamak; 3. ustalkla ark
sylemek (almak)
[szlavk] szlayc
ban
- [szla-] szlamak
- [szlan-] szlanmak
- [szlandr-] szlan
drmak
[szlau] szlama
[szlaul] szlamal
I [szma] izme, keroki
II [szma] izme, izgili
(ekme)
[szk] izgi
[szkl] izgili
I [szka] ksa tire
II [szka] doru izgi
ile yaplan (nesne)
- [szl-] 1. izilmek; 2.
(ta n y e ri) aarmak
[szm] izim
[szmta] siluet
[szm] izimci
[siy] ikram
- [siy-] smak
- [siydir-] sdrmak
,
[sydr, sydrllk] s, sd
r, sdrllk
[sydrl] sd
rt 4
- [syla-] ikram etmek
- [sylan-] kendi kendine
ikram etmek; yemek, imek
[sylau] ikram etme
[synfy] tabaka (s
nf) ~ (s)i
[synf] tabaka, snf
[synfl] snfl

[synifsz] snfsz
[synflk] snflk
-, - [sypala-, sypa-] samak
- [sypalan-] sanmak
[syrak] kaval kemii y
n
I [syfat] kalite
II [syfat] 1. gr. sfat; 2.
grn; [syfat
figl] sfat fiil, portisip
- [syfatla-] sfatlamak
[syfatl] kaliteli
[syfatllk] kali
telilik
[syfatsz] kalitesiz
- [sy-hrmet] izzet
ikram
- [sk-] skmak
-, - [skra-, skran-] szlanmak
[skranuan] szlanc
- [skta-] hkrmak, kla
mak
[sk] aalar bryen
kr
- [sklan-] krlanmak
[skl] krl
, [slanuan, slank] svanc, yapkan
- [slan-] svanmak
- [sla-] 1. svamak; 2. ov
mak
[slau] 1. svama; 2. ov
ma
- [slta-] bahane bulmak

283

[sltau] sebep, bahane


[slu] gzel, endam gzel
- [slulan-] gzel ol
mak, endaml olmak
[slulk] gzel endamllk
, [smak, sman]
gibi
[sn] 1. endam, boy bos,
grn; 2. put, heykel;
- [sna tabn-] puta tapnmak
- [sn kat-] ta kesilmek
- [sn-] krlmak, bozulmak;
[sngan urn] krl
m yeri; - [snp t-]
krlp dmek
- [sna-] 1. bir kimseyi d
grnnden, suretinden tan
mak; 2. imtihan etmek, snamak,
denemek
[snalan] denenmi
- [snai-] denenmek
[snam] telakk
- [snat-] yenilmek, midi
krmak, brakmak, zayfln belli
etmek
[snau] 1. imtihan, snav;
2. deneme, szme; [snau al-] imtihana almak, imtihan
etmek
[snaul] 1. imtihanl;
2. tetkikli (bak)
[snauan] tetkike
dkn
[snau] tetkiki
- [sna-] birbiriyle eki
mek
- [sndr-] krmak, krdr
mak; - [sndrp al-]
k|np almak

[snl] heykelli;
[snl sengat'] heykeltralk
[snu] krlma;
[snu pomag] krlma as
[snuan] krlmaya
uygun
[snk] 1. krk; 2. krk
yer; [snk szk] k
rk izgi O - [snkka slta-] ehemmiyetsiz bir eyi
bahane etmek
[sini] krlma
[sn] 1. kyafet yorum
cusu; 2. heykeltra
- [ptr-] 1. (kay, kam
vb.) aplatarak vurmak; 2. al
mak; 3. ok yemek
- [spl-] dokumada iplik
ular kmak
- [pr-] el ile sprmek
- [sprt-] koarak ka
mak
[sr] 1. sr; 2. parallel izgi
ler; 3. boya
() [sr (syr)] peynir
- [sr-] 1. srma yapmak; 2.
sarmak
[sra] bira
[srahane] birahane
[sra] birac
[srac] 1. sarmak; 2.
sarmak gibi ss
[srga] kpe;
[srga len] kpe iei bitkisi
- [srla-] oyuk izgiler iz
mek
[srlan] yapkan otu
- [srlan-] oyuk izgiler
izilmek

284

[srl] srl; izgili;


[srl belek] izgili toku
[srma] yorgan gibi dikil
mi yelek
- [srpalan-] sanmak
[srt] srt [srt kabart-] srt kabartmak;
- [srt sn-] dayanaktan mah
rum kalmak
[srtlan] srtlan
[srtsz] arkasz, daya
naksz, temelsiz
[srhau] saalmaz has
talk, srekli hastalk
- [srhaula-] srekli
hastala uramak
[srhaul] srekli has
talkl
[srhauhane] s
rekli hastalar hastahanesi
[srnt] kar ve kum
dalgas
- [sr-] srnamak
[srkak] srnak
- [st-] 1. sert skp iindeki
svy karmak; 2. skp suyunu
karmak, bozmak, ezmek, bur
mak
[stk] sivilce
- [stkla-] sivilcelenmek
[stkl] sivilceli
[stk] buruuk
- [stl-] sklmak, ala
maa balamak
[sngar] iftten biri
[syujt] sje, vaka
[syujtl] sjeli
[syurpriz] srpriz

[sebep] sebep
[sebeple] 1. sebepli; 2.
iin, dolaysyle
[sebeplelek] sebeplilk
[sebepsez] sebepsiz
[sebepe] msebbip
[segedet] saadet
[segedetle] saadetli
[seget] saat;
[seget sayn] her saatte O
, -
[segete blen, seget-minut
blen] tam saatinde, saati saatine,
dakikas dakikasna;
[seget sukt] saati vurdu; za
man geldi
[segetl] saatli
[segetlep] saat bo
yunca
[segetlere] saat
lerce
[seget] saati
[sedaka] sadaka
[sedep] kk dme;
- [sedep tak-] kk
dme takmak
- [sedeple-] dmele
mek
[sedef] sedef
[seyr] tuhaf
[seyrlk] tuhaflk
- [seyrsn-] tuhafa
saymak
[seylen] seylan; kk
buncuk
[seke] seki
[selam (selem)] selam;
- [selam (selem) bir-)
selam vermek

285

- [selamle-] selamla
mak
[selamet (selemet)]
selmet; [selamet
akl] selmet akl; !
[selamet bul] selmet ol!
[selametlek] 1. se
lmettik; 2. salk;
- [selametlek sakla-] sal
korumak
- [selametlender-] saln iyiletirmek
- [selametlen-] sa
l iyilemek
- [selperey-] salnp
dmek, sarknmak
[seleme] 1. yrtk prtk
elbiseli (Ar/mse); 2. eski psk el
bise
- [selemelen-] yrtk
prtk olmak
[selet] salhiyet
[seletle] salhiyetli
[seletlelek] salhiyetlilik
[seletsez] salhiyetsiz
[semih] 1. am sakz; 2
mika
[semrug] simurg;
[semrug ko] simurg ku-

u
[semen] semen, serma
ye
[senget] sanat
[sengetle] sanatl
[sengete] sanat
[sengete] sanata
[sengetelek] sanat deeri
[endere] tahta yatak

lk
[senek] yaba; dirgen
[senek
ten krek bulgan] kendi kendini
yetitirmi, alayl
[seneksman] ya
ba gibi
[servi] servi, selvi
[sergasker] serasker,
bakomutan
[serdek] tomruk sergisi
[serde] anuar (bitkisi)
[seren] serin
[serktip] serkatip
[sermaya] sermaye
[serpinke] bir eit
satran bezekli dokuma
[serhu] sarho
- [serhulan-] sar
holanmak
[serhulk] sarho
luk
I [sefer] sefer
II [sefer] safer (ay)
[sefere] seferde olan,
gezen (kimse), gezgin
[sehife] sahife
[sehne] sahne;
[sehne ald] sahne n;
[sehnege kuyu]
sahneye koyucu, ynetmen O
- [sehneden t-]
sahneden dmek
- [sehneleter-]
sahneletirmek
[sehneletere] sahneletirici
[ehre] sahra, ova;
- [sehrege k-] sahraya
kmak

286

[sehtiyen] sahtiyan
[seyesi] siyas
[seyeset] siyaset
[seyehet] seyahat;
- [seyehet it-] seyahat et
mek
[seyehetname] se
yahatname
[seyehete] seyahati, gezgin
[sede] ticaret;
- [sede it-] ticaret yapmak
[sedeger] tacir, tc
car
[sedegerlek] ta
cirlik, tccarlk
[secde] secde;
- (-) [secde it- (kl-)] secde
etmek; - [secdege
kit-] secdeye varmak
[sl1] sual, soru
[syekle] sevgili
[syeklem] sevgilim
- [syen-] sevinmek
- [syender-] sevindir
mek
[syen] sevin
[syenele] sevinli
[syene] mutuluk,
mjde hediyesi; - [s
yene al-] mjdelik almak, mutu
luk almak
- I [sz-] ssmek;
- [szep kara-] ssp bakmak
- II [sz-] szmek;
- [szp al-] szp almak
[szge] szge
[szgek] ok ssc
[szemte] netice, so
nu, zet

- [sze-] ssmek
[szme] szme
[szek] yatay
[szeklek] yataylk
[sygen] seven, sevmi;
[sygen yar] seven yar
- [syder-] sevdirmek
[syderge] sevdirici, by, sihir
[sykemle] sevimli O
[sykemle syek]
sevimli kemik; sevimli taraf
[sykemlelek] se
vimlilik
[sykemsez] sevi
msiz O [sykemsez syek] sevimsiz kemik;
sevimsiz taraf
- [syke-] dayamak, yasla
mak
- [sykel-] yaslanmak,
dayanmak, sykenmek
- [syle-] sylemek, an
latmak; - [sylep bir-]
hepsini sylemek;
- [sylep tala-] s y le n m e m e s i
gereken bir sz sylemek;
[sylep telgen] sy
lenip geilmi
[sylis de yuk] buna kar sz
yok, akan sular durur
[sylek] ibret a ln a ca k
hdise, hatra
[sylem] telffuz, sy
leni
[sylemek] konu
kan
- [sylender-] sy
lendirmek, konuturmak
- [sylen-] sylenmek

0 0

287

[syle] az
- [syle-] sylemek;
- [sylep al-] sy
leip almak; - [sy
leip kit-] syleip gitmek, konu
maya dalmak
[syleengen]
szlemi, pazarl bitmi
- [syletr-] syle
tirmek
[syle] syleme
[syle] syleme, telf
fuz, konuma; [sy
le tle] konuma dili
[syle] konumac
[symen] ucu sivri de
mir sopa
- [syre-] srmek, srk
lemek
- [syrel-] 1. srlmek,
srklenmek; 2. en sonda yr
mek; 3. hovardalk etmek
[syrelek] hovarda
[syrele] srn
gen
[syreleler] 1.
srngenler; 2. hovarda
- [syret-] srklemek,
srmek
[syretke] ekici
[ske] ten, kirtil
[slge] havlu, pekir
[slgelek] havluluk,
Pekirlik
[slek] slk; Islek sal-] slk yaptrmak
[sleyman
^alg] som bal
[sm] biyolojik sezgi, dutabi dalga;

[sm toymas] hissiz, sezgisiz


[smba] emsiye i
ei
[smbel] smbl
[smsez] sezgisiz, duyusuz
[smsezlek] sezgisizlik, duyusuzluk
- [smsezlen-] sezgisizlenmek, duyusuzlanmak
[smser] biyolojik ener
ji, his, sezgi; - [smsre koyl-] byolojik enerjisi
bitmek, zntden hissizlenmek
(sezgisizlemek)
I [snnet] snnet;
[snnetke utrt-] o
cuu snnet ettirmek
II [snnet] Peygamber'in
szleri, davran, hayat prensi
pleri
[snnetle] snnetli;
[snnetle brek]
kenarl brk
-1[sr-] srmek, kazmak
- II [sr-] srmek, srgn et
mek
- III [sr-] geirmek, yaa
mak
[srgen] srgn;
- [srgenge ciber-]
srgne gndermek
[srelgen] 1. srl
m (yer)\ 2. srgn edilmi (kim
se)
I [srem] deri vb. tabak
lamakta kullanlan kimyev madde
II [srem] kokulu koyu
duman, tts; - [srm kap-] koku ve duman ile ba

288

artmak
[sreml] koyu duman
ve kokulu
- [sremlen-] kokulu
duman karmak
- [sremle-] ttslemek
[sre] sre
- [srlek-] srmek
[srme] 1. srme, rastk;
2. antimon; - [srme
tart-] srme (ra stk) ekmek
[srmele] srmeli
- [srmele-] srme
(ra stk) ekmek, srmelemek
- [srse-] (e t ve ya)
rmek, bozulmak
[szsegen] 1. rk,
pis kokulu; 2. bozulmu, boucu
(mes. hava) O
[srseoen byurokrat] kaar
lanm brokrat
- [srt-] silmek
- I [srten-] 1. srtn
mek; 2. ( etini, yzn, bedenini}
silinmek
- II [srten-] srmek
[srtke] silme eyas
[srhentey] tembel,
i kakn
[sreke] kk a
[sren] 1. kreinlerde
eytan kovma bayram; 2. alarm;
- [sren sal-] alarm ver
mek, alarm vurmak
- [srenle-] tehlike an
nda barp ararak haber ver
mek, alarm vermek
[srene] 1. kreinler'de eytan kovma bayramna kat
lan kimse; 2. alarm veren kimse

I [sr] (ye r) srme


II [sr] srme, srgn et
me
[srle] srlm (ye/)
[st] st; - (-)
[st ayrt- (ayr-)] st kayman
dan ayrtmak (ayrmak);
[st anas] st ana;
[st tee] st dii; - [st
t-] st toplanmak ,
[stten ak, sudan
pak] gnahsz, masum
[stle] stl;
[stle bilen] stl bir cins ot
[stlegen] stleen
[stlelek] stllk
[stle] st ok olan
hayvan
[stle] stl orba
[ste] st
[stelek] stlk
[sy] sevgi
[sye] sever, heveskr; [radio sye]
radyo sever
[syek] kemik;
() [syek res (ee)] ke
mik ii O
[syeksez tel ni eytmes] dilin
kemii yok
[syekle] kemikli
- [syek-sanak] ke
mik, iskelet
[soyekle] kemii k
m
[syel] nasr O
- [syelene bas-] nasrna bas
mak
- [syel-] sykelmek, da
yanmak

289

[syell] nasrl
- [syellen-] nasrlan
mak
- [syellender-] nasrlatmak
[syem] 17,7 cm uzunlu
undaki l birimi
[syen] kabuu soyulmu
hlamur tomruu
- [sy-] sevmek
- [sye-] syketmek, daya
mak
[ syerke] metres
[snge] sng, mzrak
[sngee] sngc,
mzrak
- [sgen-] svmek
[sgen] svme, kfret
me
[sge] s, sv
- [sge-] smek, s
vmek
[sz] sz; - [sz al-]
sz almak; - [sz al-]
szlemek; [sz
arasnda] sz arasnda; [sz bar-] sz gemek;
- [sz bala-] sze balamak;
[sz ba] sz ba, n
sz; - [sz bir-] sz ver
mek; - (-) [sz kat(ku-)] konumay balatmak, sz
atmak; - [sz tngla-]
sz dinlemek;
[sz trlenderge] gr. sz ekil ve
hletleri; ()
[sz ungaynda (aynda)] sz
arasnda; [sz yasa9i] gr. sz tretici;
[sz yasai] gr. sz yapl;

- [szge kil-] aralar almak


<> ()

[sz artmnan (iyere) sz a]


lf lf aar; [sz ber] s
z bir; - (-,
-) [sz berket- (berleter-,
kuy-)] ifah olarak szlemek,
anlamak; [sz botkas] sz salatas; [sz
de yuk] hi bir sz yok; [sz yrt-] sz tamak, lf ta
mak; - [sz kaytar-]
karlk vermek; [sz kreter-] tartmak;
- [sz sal-] efaat ederek sz
sylemek; [sz
tidergesez] sz kondurulamaz;
- [sz tidertme-]
sz kondurmamak;
() ,
[sz ezlep kesee (krege) kermi, szge aptramy] her
eye cevap bulmak, hazr cevap
olmak; - [szden kal-]
cevap verememek (bulamamak);
[sze te] sz gemek;
- [szen birme-] tar
tmada yenilmeyi kabul etme
mek; - [szen sz it-]
szn yerine getirmek, dediini
yapmak; - [szende
tor-] sznde durmak
-, - [szgesz, szme-sz] sz sze, sz
szne
[szde] szde
[szle] szl
[szlek] szlk
[szleke] szlk
[szleke] lgate,

290

kk szlk
- [szle-] az kavgas
yapmak
[szsez] 1. szsz; 2.
mutlaka
[szen] geveze
- [sk-] smek, svmek,
kfretmek
[sl] lenf svs, serum;
[sl bizlere] lenf bezleri
[slle] serumlu
[slpen] slpk, yava
[slpenlek] slpk
lk, prsklk; yavalk
-, - [slpenlen-, slpeney-] slpklenmek,
yavalamak
[sltamr-] lenf da
mar
[sleme] slmen
- [sn-] snmek
[sngen] snm
- [snderel-] sndrl
mek
- [snder-] sndrmek
[snek] snk
[snmes] snmez
- [sner-snmes]
sner snmez
- [srl-] 1. atei azalmak;

2. mec. soumak
[srenke] isteksiz
I [sre] sre
II [sre] srg
[sren] ksk alev
[srenlek] ksk alevlilik
-, - [srenlen-, sureney-] 1. alevi kslmak
(azalmak); 2. cokunluu azalmak
[sr] zar, kabuk, d;
[sr teoriyese] zar
teorisi
[ss] lif, tel, iplik;
[ss citene] lif keteni
[ssl] lifli
- [sslen-] liflenmek
- [sslender-] liflen
dirmek
- [ssle-] liflemek
[ssen] ssen
- [sser-] liflemek
- [ssert-] lifletirmek
- [st-] skmek
[stek] skk
- [stl-] sklmek
, [stelme,
stelmele] sklme, sklmee
uygun

291

- I [taba] tava;
[taba a] tava yemei O
[taba kebek] tava gibi, yay
van; [ta
badan gna tken] yeni ortaya
km, iei burnunda
II [taba] doru, tarafa
[tabaga] tavay frna
koymak veya karmak iin kulla
nlan kanca
I [tabak] tabak
[tabak bit] tabak yzl
II [tabak] tabaka
[tabaklk] tabaklk
- [tabak-savt] a
nak mlek
[tabakta] eskiden
medresede ayn karavanadan yi
yenlerden her biri
- [tabala-] baa kakmak
I [taban] taban;
[taban ast] taban alt O
- [taban mayla-] taban
yalamak; - [taban
omart-] ok yrmek;
- [taban yala-] taban yalamak;
- [taban yaltrat-]
kamak
II [taban] ayakkab alt;
[taban balk] gl ba!'
[tabet'] tablo, i cetveli
[tabele] i cetveli tu
tan kimse, puantr
[tabib] tabip, hekim, dok

tor
[tabibe] kadn doktor
[tabiblk] tabipilik
[tabigat'] tabiat;
[tabigat' belgee]
tabiat bilimi uzman;
[tabigat' 1] tabiat bili
mi; [tabigat'
fennere] tabiat bilimleri;
[tabigat'ten stn] ola
an st O [ta
bigat' balas] tabiatta yaamaktan
holanan kimse;
[tabigat' koanda] tabiat
kucanda
[tabigate] tabiat
[tabigy] 1. tabii; 2. ta
bii, elbette,doru
[tabigylek] tabilik
[tabletka] tablet, hap
tanesi
[tablitsa] tablo, cetvel
[tabut] tabut
- [tabii-] bulunmak
[tabldk] buluntu
[tabn] 1. drt kiilik sof
ra; 2. ok kiilik sofra, ziyafet;
- [tabn cey-] sofra yay
mak
- [tabn-] tapnmak
[tabnda] ayn so
fraya oturanlardan her biri
[tabnu] tapnc
[tabn] sofra hizmet
isi
[tabnlk] ziyafetilik
[tabir] 1. birlikte otlayan
at srs; 2. gmen grubu; 3. as

292

ker birlik, tabur klas


[tab] 1. kr, kazan,
gelir; 2. yaz boyunca arlarn birik
tirdii bal
- [tablan-] kr yap
mak
[tabl] krl
[tabl urn] krl
yer
[tabllk] krllk,
kazanllk
[tabmak] bilmece;
- [tabmak eyt-]
bilmece sylemek
[tabsz] krsz, ka
zansz
- [tab-] bulumak
{tavis] tavy
[tavik] tavuk;
[tavik bete] tavuk biti;
[tavik yl] tavuk yl;
[tavik ite] tavuk eti;
[tavik kargas] tavuk yiyen
doan, ala doan;
[tavik kteg] tavuk tnei;
[tavik kunaas] tavuk
tnei sopas; [ta
vik krav] tavuk kras;
() [tavik kz()] tavuk gz;
[tavik tans] tavuk
dans; [tavik len]
tavuk otu ()
[tavik aya (tepiy)] esk. tavuk
penesi, ar tarafndan verilen ha
eklindeki kahramanlk nian;
[tavik yrek] korkak;
- [tavik ketegne kert-] tavuk kmesine sok
mak; st makamdan alt makama
tayin etmek, tenzl-i rtbe etmek;

-
[tavik kler] tavuklar
bile gler;
[tavik tene tar kere] a ta
vuk kendisini buday ambarnda
grr;
[tavik plep btrgsz] pek ok;
- [tavk-ebe] tavuk
ve pililer
[tavklk] tavuk
uluk
[tav] 1. ses; 2. oy, rey;
- [tav bt-] ses ksl
mak; - [tav bir-] oy
vermek; [tav bir]
1. ses vermek; 2. oy vermek;
- [tav kisl-] sesi k
slmak; - [tav yaz-] se
si teybe almak; - (tavka kuy-] oylamaya koymak <>
- (-) [tav kter- (gar-)] barp armak;
- [tavka kil-] az da
lana girmek;
- [tav byernnen k-]
sesi karnndan kmak, gurur ile
sylemek;
! [tavngn garma] azn
bile ama! sesini karma!
- [tav-gauga] ba
rp arma, kavga
[tavyotk] ses
yutucu, ses geirmez kuma
- [tavlan-] seslen
mek, sesini fke ile ykseltmek
[tavl] sesli
[tavsz] sessiz
- [tav-sztnsz] sessiz, sakin; - [tavsz-tnsz kal-]
sessiz (sakin) kalmak

293

[tavtotk] ses
tutucu
- [tav-tn
yuk] sesi soluu yok
[tagan] sehpa, ayak,
dayaklar ile yaplan spa; salncak
sehpas; - [tagan
atn-] salncak sallanmak
[tagarak] 1. aa vb.
tekne; 2. daar
[tag] daha, da, de
- [tagl-] taklmak
[taglma] 1. taklma; 2.
rmork
[tagn] daha, yine;
[tagn ber hel] ne ise! ne
gezer!,' [tagn ]
yjne gelip
[taz] 1. sa kran; 2. sa k
ran hastal olan kimse
[taza] 1. gl, kuvvetli
(kimse)] 2. salam; 3. temiz;
[taza torml] varlkl
[tazalk] 1. salamlk;
2. temizlik
- [tazar-] 1. olgunlamak,
kuvvetlenmek; 2. sal iyilemek
- [tazart-] 1. kuvvetletirmek, olgunlatrmak; 2. temizle
mek
[tazartk] temizleyi
ci let
[tazartu] temizleme
- [tazarn-] 1. semir
mek; 2. kendi kendine temizlen
mek
- [tazlan-] 1. kel olmak;
hile yapmak, aldatmak
[taife] taife, grup
[tay] tay O

[tay tipmegen] tay tepmemi, ah


mak olmayan
- [tay-] 1. aya kaymak; 2.
prensipten ayrlmak, kaymak; 3.
kamak
[tayga] tayga orman
, [taygak, taygalak] kaygan yer, kaygan yerdeki
- [taygaklan-] kaygan
lamak
- [taygakla-] patinaj
yapmak
- [taydr-] kaydrmak
[taym] haftaym
- [taypl-] 1. sendele
mek; 2. yoldan kmak j(sapmak)
,
ftaypHusz, taypdsz] engelsiz,
sarslmaz
.
[tayph] yoldan k
ma (sapma)
[taytoyak] tay toyna
na benzer yapraklar olan bitki,
deve taban
- [tay-tulak] 1. trl
yataki taylar; 2. genler
- [tayan-] korkup yoldan
kmak (sapmak), savulmak
[tak] 1. tek; 2. sar pence
re; 3. deme tahtas; [tak barmakllar] tek
sayl parmaklara sahip varlklar;
[tak karavl] tek ebe
li oyun; [tak toyakllar] tek toynakllar
[takelaj] gemi urgan
[takmaza] tekerleme O
- [takmaza sat-] bo
szler sylemek
[takmak] drt msral i

294

ir, koma; - [takmak


eyt-] koma sylemek
- [takmakla-] koma
gibi sz sylemek;
- [takmaklap yla-] koma gibi
sz syleyerek alamak
[takmak] koma
syleyici, halk airi
I [taksa] ksa ayakl bir
cins kpek
II [taksa] sabit fiyat
[taksi] taksi
I [takt] 1. mzikte l biri
mi; 2. ritmik hareket
II [takt] edep, hay
[takta] tahta;
[takta ey] tahta gibi presletirilmi
ay; [takta yarg]
tahta yarc, hzar; - [tak
ta yar-] tahta yarmak, tomruktan
tahta elde etmek;
[takta yaru] tahta yarc kimse,
hzarc O [takta
kkrekle] tahta gsl
- [taktalan-] tahtalanmak
[taktalk] tahtalk
I [taktik] taktik uzman
II [taktik] taktik ile ilgili
[taktika] taktik
I [taktl] ritmik, ritmik ha
reketli
II [taktl] edepli, hayl
[taktllk] edeplilik
- [tak-tok] tak tuk
[taktsz] edepsiz
-, - [taklda-,
takldat-] takldamak, takldatmak;
mec. ok konumak
[takldk] mec. geve

ze
[takr] 1. takr, kuru; 2.
otsuz ve susuz (llemi) yer; 3.
mec. tam takr; [takr
basu] bo tarla, nadasa kalm
yer; () [takr ba(l)]
sasz
- [takray-] dmdz ol
mak; bitmek (mes. yemek, para)
- [takrayt-] dmdz
etmek
- [takrlan-] bombo
olmak
[takrlk] kup kuru
(ye/)
- [tak-tok] pek az
[takya] takye, takke
[tal] st aac;
(, ) [tal bebkes (brese, pesiye)] st to
murcuu; () [tal gl(e)]
zakkum; [tal bg]
st ubuu O
- [tal bg aat-] st u
buu ile dvmek;
, (
) [tal bg , tal bktay
(bgday)] gzel endaml
- [tal-] dalmak, yorulmak
- [tala-] 1. dalamak, sr
mak; 2. yama etmek, gasp et
mek
I [talak] dalak O
- [talag ta-] dala kabar
mak, ok fkelenmek
II [talak] talk, boanma,
boama; - [talak kl']
boamak
- [talan-] dalanmak; ya'
malanmak

295

[talant] istidat, yetenek,


kabiliyet; [talant iyese] kabiliyet sahibi
[talantl] kabiliyetli
[talantsz] kabiliyet
siz
- [talat-] dalatmak; yama
latmak
I [talau] yama; dalama
II [talau] dalak hastal
- [talaula-] hastalanp
yklmak, debelenmek
[talau] yamac
[tala] dalama
- [tala-] dalamak; -
[tala-kkr]
dalama barna
[talal] kavgal
- [talatr-] dalatr
mak
[tala] kavgac
[talgn] dalgn, yava,
hafif
[talgna] dalgn bir
ekilde, yavaa
- [talgnlan-] dalgn
olmak, azalmak, kesilmek
[talgnlk] dalgnlk;
uyumluluk, rahat durgunluk
- [taldr-] yorultmak
[talir tengke] g
m para
[talkan] yulaf unu;
- [talkan it-] un ufak etmek
^ [talkan kor]
sert huylu (kimse)]
- [talkan talk-] bir ok defa sz
tekrarlayp vurgulama
[talkanlk] yulaf unlu

Yemeklik

[talku] kendir vb. den


lif karc, dvc
[talk] kendir lifleme leti
- [talk-] 1. kendir vb.en
dverek lif karmak; 2. ok tek
rarlamak
- [talkn-] 1. lif karl
mak; 2. ok defa dvlmek
[talk] kendir p;
[talk keleve]
kendir pne benzer helva
[tallk] stlk
[talon] yiyecek vb. karne
si
[talpan] kene;
[talpan bizgege] keneden
geen hastalk
- [talp-] kanat rpmak
- [talpn-] kanat rpn
mak, alp abalamak
, [talpnu,
talpn] 1. kanat rpma; 2. al
p abalama
[taltirek] sgte ben
zer bir cins byk aa
- [tal-tirek] st ve
kavaklar
[talalar] sgte ben
zer giller
[talbk] 1. st u
buu; 2. gzel endaml kz
- [talk-] yorgun dmek
[talkkanlk] ok
yorgunluk
- [talktr-] ok yor
gun drmek
[talktrg] yo
rucu (i)
- [talik-] monotonluktan
yorulmak

296

[talim] 1. zor beenme;


2. zevk
- [talmla-] 1. zor be
enmek; 2. yemek semek
, [talimli,
talman] zor beenici
[talmllk] zor beenicilik
[talmsak] yemek se
en
[talmsz] 1. her eyi
yiyebilen; 2. zevksiz
[talmszlk] 1.
her eyi yiyebilme hli; 2. zevksiz
lik
[tal'yan] talyan;
[tal'yan garmun] talyan
armonikas
[talep] talep; [talep it-] talep etmek;
[talepler yugarlgnda] seviyeli taleplere uygun
[talepen] talepkr,
istekli
[talepenlek] talepkrlk, isteklilik
- [tam-] damlamak
[tamak] 1. boaz, damak;
2. yeme arzusu (istei );
[tamak almas] boaz k
krda; [tamak ast]
ene altnda biriken ya, gerdan;
[tamak bakas] bo
az anjini; [tamak
bize] boaz bezi; - [ta
mak kr-] hafife ksrmek O
- [tamak asra-] boaz
bakmak; - [tamak a-]
karn ackmak; - [tamak
yrt-] grtlak yrtmak (patlatmak)

- [tamak kip-] iki imek


istemek; [tamak koli]
sadece yemek imek iin yaayan
(kimse)\ - [tamak
tuydr-] karn doyurmak;
[tamak tbe belen]
gururlanarak; -,
- (tamak yalga-, tamak
yalgap al-) karn gurultusunu bas
trmak; () [tamak
yal(na)] karn tokluu(na);
[tamag tuk] karn tok;
! [tamagna
tglgr] boazna dursun!;
-,
- (-) [tamakka ta
bul-, tamakka ta bulp uir- (kadal-)] boaza ta gibi oturmak;
- [tamaktan kal-] yiyip
imekten kesilmek; - [tamaktan tme-] boazdan
gememek
[tamaksa] atn boaz
kay
[tamaksau] obur
[taman] tam uymak
- [tamanla-] uygun hle
getirmek
[tamanlk] boyca uy
gunluk; tam olmak
[tamaa] temaa, sey
retme, bakma; - [ta
maa it-] seyretmek, izlemek
[tamaa] seyirci,
izleyici
I [tambur] trende va
gonlar arasndaki eyvan (s a h a n lk )
II [tambur] tambur
[tamga] damga;
- (-) [tamga sal- (suk-)l

dam ga

297

vurmak (basmak)
[tamgala-] damgala

mak
[tamgal] damgal
[tamojnya] gmrk,
gmrkhane
[tamojnya] gm
rk
[tampon] tampon
[tam] damla;
[tam gl] damla iei;
[tam brtek] ok az
miktarda
[tamlap] damla
damla
- [tamla-] damlamak
- [tamz-] damlatmak
[tamzg] damlatc
- [tamz-] damlatmak
[tamz] 1. kk; 2. da
mar; - [tamir al-] mat.
kk almak; [ta
mir belgese] mat. kk iareti;
- [tamir tart-]
kasn gelmek O (-) [tamir ciber- (cey-)] (b itk i)
kklenmek; () - [tamr(lar)ga taral-] damar
lara dalmak; (-) [tamirin kort- (yolk-)]
damarn kurutmak (yolmak);
- [tamrna
balta ap-] damarna, kkne bal
ta vurmak; ok zarar vermek
[tamrazk] kk yi
yecek
[tamrayakl*ar] kk ayakllar
, [ta
mdan, tamrnnan] kknden ta

mamyla
[tamrda] kkde
- [tamrlan-] kklen
mek, damarlanmak
- [tamr-tomr] ku
ru sebze
[tamra] kkten kan
kk kk
[tamral] kk
kkl
[tamrk] klcal da
mar
- [tan-] inkr etmek
[tam] dana;
[tana bozau] dii buza
[tanau] burun delii
[tank] tank
[tanker] tanker
[tanketka] 1. kk
tank; 2. iskarpin
[tankist] tank
[tank] tank
[tansk] dilenerek (is
teyerek, dnlerek) alnan (nes
ne)
[tanskka] eitlendir
mek iin
- [tanskla-] (yemek)
istemek, dilemek
[tantana] tantana;
- [tantana it-] tantana et
mek
[tantanal] tantanal;
[tantanal
revete (tste)] tantanal ekilde
[tantanallk]
tantanallk
- [tan-] tanmak, bilmek
[tank] delil
[tanklk] 1. kimlik; 2.

298

belge, sertifika, diploma


- [tanl-] tannmak
[tanlgan] tannm
mehur, nl
[tanmaslk] tann
maz (tannmayacak) hlde
[tanrlk] tannacak
hlde
- [tant-] tantmak
- [tantl-] tantlmak
[tan] 1. tan; 2. tan
k; [tan bulmagan] tandk olmayan;
! [tan bulgz] tan
nz!; - [tan-bele]
tan bili; - [tan-bllk] tan bililik
- [tan-] tanmak;
[tantk] tantk;
[tantk buyna] tan bili olduundan
- [tantr-] tantr
mak
[tanu] tanma
I [tap] leke O [tap ter-] leke drmek
II [tap] tam; - [tap
but-] tam bulmak; rastamak;
- [tap kil-] tam gelmek, ras gel
mek
- [tap-] bulmak
- [tapa-] 1. demir keski ile
salatalk, lhana vb. doramak; 2.
balta ile doramak
[tapalgan] doranm
I [tapkr] defa, kere;
II [tapkr] hazr cevap
- [tapkrla-] mat. arp
mak
- [tapkrlan-] mat.

arplmak
[tapkrlanu]
mat. arplan; [tapkrlap ik-] kanavie ilemek
[tapkrlau] mat. ar
pma, arpm
[tapkrlau] mat.
arpan
[tapkrlau]
mat. arpmada her ksm
- [tapr-] 1. vermek,
iletmek; 2. radyo vb. yaynlamak
[taprg] 1. radyo
vb. vericisi; 2. g aktarc
[tapru] 1. verme; 2.
g aktarma;
[allaga tapru] Allah'a smarlamak
[tapru] verici
- [taprl-] gemek;
verilmek
- [taprn-] 1. mt-, uliyet verilmek; 2. smarlanmak
[tapkrlk] hazr ce
vaptk
[tapkrg] mat.
arpma sonucu
- [tapla-] lekelemek
- [taplan-] lekelenmek
- [taplandr-] leke
yapmak
[tapt] lekeli
[tapsz] lekesiz
- [tapta-] 1. inemek,
ayak altnda ezmek; 2. aalamak
- [taptal-] 1. i n e n m e k ;
2. aalanmak
[taptalgan] mstamel
kullanlm
- [taptan-] yerinde say-

299

[taptat-] ezdirtmek
[tar] dar [tar kanatllar] dar kanatllar;
() [tar cir (urn)] dar
yer; [tar balak] dar pa
a, yeniliki; [tar
karal] dar grl;
[tar kngeli] dar gnll, haseti
[tara] kilograma girmeyen
her trl hacim, kutu vb. , dara
- [tara-] 1. taramak; 2. az
az almak
- [taray-] darlamak
- [tarayt-] darlatrmak
[tarak] tarak
[tarakan] hamam bce
i, kalorifer bcei;
[tarakan cime] kuru
zm <> - [tarakan
katr-] hamam bceini ldrmek;
(
) [tarakan kakan (talap kkan)] bo ev; - [tara
kan ker-] phe dmek, pheye
dmek; - [ta
rakan sanap yat-] faydal i yap
mamak
- [taraklan-] taraklan
mak
[taraksman] tarak
eklinde
[taralgan] dalm
- [taral-] dalmak
- [taral-] dalmak
[taran] kaln ve ok kkl
bir cins tarla bitkisi
[tarantas] oturacak
Veri itli at arabas
- [tarat-] datmak

[taratu] datma
[taratu] datc
[tarau] dank
[taraf] taraf
[tarafdar] taraftar
[tarafdarlk] ta
raftarlk
[tarafnnan] tara
fndan
[tarikat'] 1. tarikat; 2.
ruh olgunluu
[tarif] tarife
[tarih] tarih;
[tarihka kaderge] tarih n
cesi
[tarihi] tarih
[tarihilik] tarihlik
[tarihkaa] tarihin
balangcna kadar
[tarihi] tarihi
[tarkalgan] ayrlm,
paylatrlm
[tarkalganlk] ayrlmlk, dalmtk
- [tarkal-] ayrlmak, pay
lalmak, dalmak
[tarkal] ayrlma,
dalma
- [tarkat-] datmak, ay
rtrmak
[tarkau] dalm, ay
rm
[tarkaulk] dalmlk, ayrlmlk
[tarlavk] da boaz,
derbent
[tarlau] tarla yeri
- [tarlan-] darlanmak
[tarlk] darlk
[tarmak] dal

300

- [tarmaklan-] dallan
mak
- [tarmakla-] dallamak
[tarmakl] dall;
[tarmakl boday]
dall buday
[tarmaka] kk dal
- [tar-mar] tarumar, dar
madank; - [tarmar it] tarumar etmek, yakp ykmak
,

[tarsldap, tarsldatp] gm gm
ederek
- [tarslda-] (kalp)
gmlemek
- [tarsn-] dar grmek
- [tart-] ekmek, tartmak
, [tartay, tartar]
bldrcn klavuzu O
[tartar telennen tabar] blbln ektii dilinin be
lsdr
[tartkala] ekime,
tartma
- [tartkala-] eki
mek, tartmak
[tartma] ekmece, kutu
[tartma] ekmececi
- [tarttr-] 1. srkle
yerek ektirmek; 2. sigara vermek;
[tarttrp
beylerge] ekip balamak
! [tarttr monnan]
defol buradan!
[tarttru] srkleyerek
ekme
[tartk] gr. nsz
[tartlgan] ekilmi,
tartlm
- [tartl-] ekilmek, tartl

mak
[tartl] ekim
I [tartm] 1. tartm; 2. bi
raz benzer (ekmi)
II [tartm] gr. ahs e
kimi
[tartml] ekimli,
benzer
[tartmlk] ekimlik,
benzerlik
- [tartn-] ekinmek
[tartnk] gergin
[tartnklk] gergi
nlik
[tartnu] ekinme
[tartnusz] utan
maz, utanmadan
[tartnuan] utan
ga
- [tartp-suzp] l
p biip
[tart] ekime, tart
ma
- [tart-] ekimek, tar
tmak
[tarhan] 1. devlet kon
seyi yesi; 2. oyunda takm ba
kan; 3. arlk devrinde imtiyazl
tatar-bakurt asilzadesi; 4. mec.
arazi vergisi vermekten kaan
kyl; [tarhanda] isiz
duran (kim se)
[tarhanlk] tarhanlk
[tar] dar;
[tar pg] dar seresi;
[tar yarmas] dar yar
mas
- [tar-] rast gelmek, tesa
df etmek, atmak
- [tarik-] sklmak, bkmak

301

[tas] tas
[tasvir] tasvir;
- [tasvir it-] tasvir etmek
[tasvirlama] tasvir
- [tasvirla-] tasvir et
mek
- [tasvirlan-] tasvir
edilmek
[tasvirli] tasvirli
[tasvirllk] tasvirlilik
[tasvir] tasvirci
[tasviry] tasvir;
[tasviry sengat]
tasvir sanat
- [tasla-] 1. tomruu d
zeltmek, kereste yapmak; 2. para,
elbise vb. dzeltip koymak O
[taslanmagan tel]
kaba dil, kaba konuma
[tasma] 1. tasma; 2. kur
dele, kordon;
[tasma sualan] uzun solucan, te
nya <> [tasma tel] dil
baz; - [tasma tellen-] dil dkmek
- [tasmala-] kurdele gi
bi olmak; - [tasmalap e-] kordon gibi ekmek
[tasmal] 1. tasmal; 2.
kurdeleli
[tastar] 1. bembeyaz ke
ten dokuma; 2. bu dokumadan ya
plm ba rts
[tastmal] destmal,
Pekir
()- [tas()ray-] gz dikip
bakmak
()- [tas()rayt-] gzleri
tal ta gibi amak

[tat] tat, tatllk, lezzet


[tatar] 1. Tatar; 2. diat. er,
erkek; [tatar atnas] 1. eski zaman sisteminde 5
gnlk hafta; 2. bu haftann son
gn; [tatar ka
] byk aa kak;
() [tatar aan
(rengese)] tatar aka aac
[tatara] tatarca
[tatl] tatl, lezzetli;
[tatl berengge] tatl pa
tates; () [tatl
kuzak (mgez)] kei boynuzu O
[tatl tel] tatl dil;
[tatl hyal] tatl hayal
- [tatllan-] tatllanmak
- [tatllandr-] tatllandrmak
[tatllk] tatllk
[tatu] dirlik dzenlik, dost
luk kardelik ile
-,
[tatulan-, tatulatr-] dostlatrmak
-, - [tatulan-,
tatula-] dostlamak
[tatulk] dostluk, dirlik,
dzenlik
- [tat-] tatmak, tadna bak
mak; lezzet almak
- [tatlda-] bebek gibi
konumak
[tatildik] bebek gibi
konuan (kimse), dr dr
[tatm] tadm
[tatml] tadml
[tau] da; [tau as
t] da alt; [tau
balavz] yer yzne kp koyu
laan petrol; [tau bile]

302

da beli; [tau bite] da


yz; [tau keese]
yabani kimse; (
) [tau ku (tiege)] maara;
[tau keese] da ke
isi; [tau pg]
da seresi; - [tau u-]
dadan kaymak; [tau
eese] madenci; [tau
ya] da taraf; [tau
citene] amyant O -,
- [tau aktar-, taun
tauga ber-] byk iler becermek;
() [tav kader
(akl)] da kadar
[taul] dal
[taulk] dalk
- [tau-ta] da ta
- [taual-] tavsamak; za
man gemek; ypranmak
[taualgan] tavsa
m; ypranm
- [taualdr-] tavsat
mak; ypratmak
[tahil] yeni bir ey aln
dnda kutlamak iin yiyip ime,
slatma
- [tahille-] yeni bir ey
alndnda kutlamak iin yiyip i
mek, slatmak
I [ta] tam, sanki, deta, tp
k; - [ta kil-] kendisine uy
gun olmak
II [ta] (tkrme sesinden)
ap; [ta itep] ap ede
rek, appadak
[taka] el arabas, domuz
arabas
[taklda-] (azn)
aprdatmak

[ta] ta; [ta


gasr] .ta devri; [ta toz]
kaya tuzu; [ta uram]
ta sokak; [ta
omartu] ta yontucu;
[ta yul] asfalt; - [ta
cey-] ta yaymak;
[taka bakan] 1. ta basmas
olan; 2. dos doru O
() [ta astnnan
gar (kkan)] her trl engele
kar dayankl; ()
[ta yrek(le)] ta yrekli (kalpli);
[ta kapk] hapis
hane; [ta kebek] ta
gibi; [ta mangay]
ta kafa; ()
[ta yausa (yarlsa) da] yer yar Isa
da; [taka
tamga salan] 1. unutulmaz, ebe
d; 2. kara cahil;
[taka lim] ok kt;
- () [tatan yke
suy- (kayzla-)] hi bir ey almak
mmkn deil;
[tatan yaralgan] tatan yaratl
m; () - [ta
(talar) kz-] ta kzmak, en heye
canl a olmak
- [ta-] tamak; [tap tor-] tap durmak
[taayak] seramik a
nak mlek
[tabaka] kaplumbaa
<> [tabaka adm belen] kaplumbaa
aya ile, ok yava
[tabasma] ta bas
ma
I [taba] bir eit akar

su bal
l [taba] 1. anlay
sz, ta kafa; 2. yaramaz ( ocuk)
[tavatk] ta par
alayc let
[takabak] kaln ka
buklu kabak
[takiske] ta ke
sici makine
[takuran] ta at
laklarnda biten bir bitki; takran;
yaban keisi
[taskuranalar]
yaban keisi giller
[takurak] 1. ta
bebek; 2. mec. d grn g
zel kz
[takn] takn, sel;
cy [takn su] takn su
- [taknlan-] takn
lanmak
[taknl] taknl
[takmer] takm
r
- [tala-] 1. brakmak; 2.
atmak; 3. elden karmak;
- [talap kit-] 1. evi, ei b
rakmak; 2. atp gitmek
[talama] kolaylk
[talandk] brakl
m, atlm
- [talan-] 1. braklmak,
atlmak; 2. atlmak, hcum etmek
[tal] tal
[talk] talk
[tapulat] byk ta
bina
[tau] tama
[tau] tayc
[ta] ta

[tayazma] ta ya
zt, abide, kitabe
- [ta-] tamak, naklet
mek
- [tan-] tanmak
- [tat-] tatmak
[tayak] dayak, denek, so
pa O - [tayak aa-] da
yak yemek, dvlmek;
- [tayak aat-] dayak yedir
mek, dvmek, dvdrmek;
[tayak astnda] dayak al
tnda; - [tayak tk-] takoz
koymak, omak sokmak;
() [tayaknng yuan (avr) ba] i veya ce
zann ar taraf
- [tayakla-] dayak atmak
[tayak] kr kimseyi so
pasndan tutup gezdiren (kimse,
ocuk)
[tayak k] basil
- [tayan-] dayanmak
[tayang] koltuk, san
dalye vb. arkas, dayanlacak yer
- [tayandr-] dayandr
mak
- [tayan-] dayan
mak, yardmlamak
[tayan] mec. yardm
c, dayanlan kimse, day
[tayansz] mec.
daysz
[tac] ta
[tacgl] taca benzer
yapraklar olan iek
[tacdar] 1. tacdar; 2.
tal tavuk
[tal] tal
I [tang] tan vakti; -

304

[tang ald] tandan nce;


[tang aldnnan] tandan
nceden; - [tang at-] tan at
mak, ufukta tan belirmek;
- [tang szl-] tan yeri
aarmak; () [tang irte(n)] ok erken;
[tang yoldz] tan yldz;
[tang su] iy O
[tang tiegennen] pek erkenden
II [tang] hayran; ()
- [tang(ga) kaldr-] hayran
brakmak; () - [tang(ga)
kal-] hayran kalmak
[tangg] tandaki
[tangkuat] gelinin ba
ba evinde arkadalaryla geirdii
son gece; - [tang
kuat eyt-] gelinin baba evinde
geirdii son gecede arkadala
ryla birlikte syledikleri veda ar
ks
- [tangla-] 1. hayran kal
mak; 2. semek, ayrmak, iyisini
ayrmak
- [tanglan-] 1. hayran
olunmak; 2. seilmek, ayrlmak
[tangsu] tan rengindeki
- [tangsn-] hayran kal
nacak kadar gzel saymak
[teatr] tiyatro
[tege] teki, te;
() [tege vaktta (akta)] teki vakitte (ada);
[tege dnya] hiret;
- (-) [te
ge dnyaga ciber- (olaktr-)] ldr
mek; - [tege-bu] teki beri
ki, teberi, o bu -
[tgne-mon

uylap tormya] onu bunu dn


meden
[tegele] dikili
[tegeley] 1. teki tara
fa; 2. yle, yle;
[tegeley gene] baka bir ey;
, [tegeley de,
bolay da] yle de byle de, nasl
olursa olsun
- [tegeley-bolay]
1. yle byle; 2. teye beriye;
- - [tegeleybolay kitr-] altn stne getirmek
[tegeleyge] teki ta
rafa
- [tegeleyme-bolaym] nasl olursa olsun
[tegeleyrek] 1. bheli; 2. biraz aklsz
[tgem] dikim
[tegendi] teki gibi
- [tegendi-mondy] teki beriki gibi
[tegende] tede
- [tegende-monda] orada burada, tede beride
[tegenderek] biraz
uzak
[tegermen] deirmen;
[tegermen ta]
deirmen ta O - (-) [tegermen tarttr(tart-)] horlayarak uyumak;
- [tegermene tart-] i
tahl olmak, ok yemek;
- [tegermenene su
koy-] dolayl yardm etmek
[tegermene] de
irmenci
[tegese] tekisi;

305

, [tgs de, moni


st da] o da bu da
[tgercp] salam di
ki P'
[tg] dikme
[tg] terzi, dikici
[teglek] dikicilik
[tez] diz; [tez ast]
diz alt; [tez ba] diz
st; [tez kapka]
diz kapa; - [tz
gep utr-] diz kp oturmak
- [tz astna suk-]
beklenmedik zamanda byk za
rar vermek;
- (-) [tz bunnar kaltra- (bua-)] diz balar zlmek;
- [tz k-] diz kmek
- [tz-] dizmek
[tzgn] dizgin O
- [tzgnn kulga
al-] dizgini ele almak;
(, ) - [tzgnn
kat (nk, kska) tot-] dizgini sa
lam tutmak; [tzgnnen ikin-] dizginden bo
anmak
- [tzgnle-] dizginle
mek
[tzgnsz] dizgin
siz
[tzden] dize kadar
- [tezl-] dizilmek
- [tzl-] birlikte dizil
mek
[tezem] 1. dizi, sra; 2. gr.
Slralanm cmle;
Kzm salg] dizi yapc let
[tzis] tez
- [tezlen-] diz stnde

durmak; - [tzlenp utr-] diz stnde oturmak


- [tzlendr-] diz s
tnde durdurmak
[tzme] 1. dizme, srala
ma; 2. iir
[tezle] dizili
I [tek] dik
II [tk] gibi, benzer, ayn
- [tk-] dikmek
- [tklde-] tkldamak
- [tkrde-] tkrdamak
[tkme] it, dikme
- [tekmele-] itlemek
- [tkme-tk] ayrntl
olarak, tafsiltyle
[tkst] metin
[tekstil] tekstil
[tkstil] tekstilci
[tekstual'] metin ile il
gili
- [tk-tk] tk tk; -
- [tk-tk it-] tk tk etmek
- [tktr-] diktirmek
[tke] dik, sarp, yaln;
[tke yar] yaln kaya
- [tke-] (gz) dikmek
[tkelk] diklik, sarplk,
yalnlk
, [tkelp, tkep]
dikkat ile (bakm ak)
- [tkel-] (dik dik ) bak
mak
[tl] 1. dil, sz; 2. konuma,
sylem; 3. az; 4. lf;
[tl blg] dil bilgini;
[tl blme] dil bilimi
[tl ak] zihin akl;
- [tl al-] dili almak,
konumaa balamak; -

- [tel barma-] dil varmamak;


- (
-) [tel belen tegermen kor(tarttr-)] lf ile peynir gemisi yrt
mek; [tel bistes]
pazar az; - [tl boz-] dili
bozmak; - (-) [tl beylen- (krmeklen-)]
dili balanmak; - [tl
kaytar-] karlk vermek; - [tel ka-] sz ile vakit geir
mek; - [tel kymldat-] dil kmldatmak, oynatmak;
() () - [tl()
(tller) kt-] 1. konuma arzusu
duymak; 2. gereksiz konumak;
- [tl ozayt-] dil uzat
mak; - [tl onda
tor-] dilin ucuna gelmek;
[tl tgrmen] dil deir
meni; - [tl tidr-] sz
vurmak, lf arpmak; [tel tidergsz] eksiksiz,
noksansz, kusursuz;
- [tel totlk-] dili tutulmak;
[tel tb] asl mana, sylen
mek istenen asl mazmun;
- (-) [tl arla- (omart-)] dil akalar ile vakit geir
mek; - [tl yazdr-] bas
k ile syletmek, itiraf ettirmek;
- [tl yaz-] bask altnda
sylemek, itiraf etmek; [tlge al-] dile almak;
[tlge alrlk] dile almaa de
er; - [tlge kr-] dile
dmek; - [tlge kil-] 1.
dile gelmek; 2. konumaa bala
mak; [tlge osta] dilde
usta; - [tlge saln]

kesin cevap yerine ok konumak;


[tlge tkn] dilde
keskin; - [tlde yr-]
azda dolamak; (-) [tlden kal- (yaz-)] az dil
den kalmak, artk konumamak;
[tlden tlge] dil
den dile; [tlden
tme] dilden dmemek;
- [tele avzna
syma-] dili azna smamak;
- [tl blen
ko tot-] az ile ku tutmak;
- [tl tlge yokma-] dili diline yapmamak, hzl
konumak; - [tel il-] dili zlmek, dili almak;
- [tln bl-] dilini bil
mek; [tlnnen tartp sylet-] azndan
sz ip ile ekmek;
[tlne aytan tkrgen] diline eytan tkrm;
() [tlng
kalmas (kormas)] dilin kalmaz,
syle! gizleme!;
() [tlngn yotarsng (yotarlk)] dilini yutarsn, ok
lezzetli; ()
[tlngn tle (ty)] dilini tut! ko
numa!;
[tlenge tile kkn] dilinde siil
ksn!
- [tl-] dilmek, yarmak
[telg] falete
- [tlgelen-] dilimlen
mek
- [tlgele-] dilimlemek
[tlden] azdan, ifah,
szl

307

[tlder] dilli
[tlvizion (televiz
yon)] televizyon ile ilgili
[televiziye] televiz
yon
[tlvizor] televizyon
alcs
[telegramma] telegraf, telgraf; (-) [tlgramma suk- (bir-)] tel
graf ekmek (vermek)
[telegraf] telgraf leti
[telm] dilim
[tlmtrik] telemetrik
- [tlmle-] dilimlemek
[tlemlep] dilim dilim
olarak
- [tln-] dilinmek, para
lanmak
[tlpatiye] telepat
[tlskop] teleskop
[tlskopik] teleskopik
[tltayp] teletayp
[tlfon] telefon
[tlfon] telefon
cu
[telle] dilli
- [tll-tl] dilli
dili, dili, tuttuunu koparr (kim se)
- [tllen-] dillenmek
- [tlle-] 1. dillemek;
2. az kavgas etmek
- [tlletr-] az
kavgas ettirmek
[tlsz] dilsiz;
- [tlsz kal-] dilsiz kalmak
[tlszlk] dilsizlik

- [tlsz-ukrak]
sar dilsiz
- [tlsz-nsz]
sessiz sedasz; -
- [tlsz-nsz kal-] sessiz se
dasz kalmak
-: - [tl-te: tl-t kuzgatma] hi bir
ey sylememek
- [tel-tsz] mec.
sakin, uysal
[tl] dilci
[tlcen] dilli, konukan,
dil ile satakan
[tlcenlk] dillilik
- [tele-] dilemek;
[tlegen hetl] dilediiniz
kadar O ,
[tleseng yla, tleseng kl]
ister ala, ister gl
[tlegene] diledii
niz kadar, istediiniz gibi
[tlek] dilek, istek, dile
me; - [telekke ir-]
arzusuna erimek
[tlekte] ayn eyi
isteyenlerden her biri, dilekde,
grleri bir
[tlektelk] dilekdelik, dayanma;
- (-) [tlektelk it(krset-)] dilekdelik etmek (gs
termek)
[tlemesten] iste
meyerek
- [tlen-] dilenmek;
- [tlenp al-] dilenerek
almak; srar ederek almak
[tlen] dilenci
[tlenelk] dilen

308

cilik
[telep] isteyerek
- [teler-telemes]
ister istemez
[telese] her bir, her iste
dii; [telese kaydan] her istedii yerden;
[telese kayan] her iste
dii zaman; [telese
kaya] her istedii yere;
[telese kem] her istedii kim
se, her biri; ()
[telese ni (nerse)] her istedii ey;
[telese nindi] her
istedii ekilde
- [telese-telemese] istese istemese, istesen de
istemesen de
[tele] dileme
[telelek] mecusi
adak yeri
[tema] konu, mevzu, tem
[tematik] konuya (mevzuya) ait
[tembr] sesin tonu
[temperament]
istidat, heyecan

[temperamentl] istidatl, heyecanl


[temperatura] suhunet, scaklk ve soukluk dere
cesi
[tendentsioz] ka
stl, tarafgir
[tendentsozlk] kastllk, tarafgirlik
[tndentsiye] meyil,
yn; istidat eilim

[tendntsiyele]
meyilli, istidatl, ilimli

-
[tennis] tenis

[tennis] tenisi
[tenor] tenr
- [tente-] her yeri didik di
dik etmek
- [tentel-] her taraf didik
didik edilmek
[tent] her taraf didik
didik etme; - [tent ya
sa-] didik didik arayp taramak
[teorema] teorem
I [teoretik] nazariyeci,
teorici
II [teoretik] nazar, te
ori ~ (s)i
[teoriye] teori, nazariye
[tplitsa] sera
[teplovoz] dizel loko
motif
[teplohod] dizel mo
tor ile ileyen gemi
[terapevt] i hastalk
lar doktoru
[terapiye] terapi
- [tergez-] 1. alevlendir
mek, atelendirmek; 2. canlandr
mak, diriltmek
[tere] diri, canl, sa, ha
yattaki; [tere kile]
diri diri; [tere kmer]
atei olan kmr
[terek] diri kimse, canl
[terekler] dirilik, can
llk; - [tereklk it-]
yaamak; [terelek iyese] hayat sahibi;
[tereleksu] b- hayat, lm
szlk suyu
[terekme] cva
- [terek-terek] abuk

309

[termos] termos
abuk ve ksa ksa (adm )
[temekle] 1. salam;
[trel] dirilmek
[terelek] dirilik
2. varlkl
- [terneklen-] 1. sa
- [terlt-] diriltmek

[tereltke] diriltici lamlamak; 2. varla ermek
. [terp] trp, raspa
(iil vb.)
, [tereley, te [terrasa] taraa, teras
relete] diri iken;
[territorial'] top
rak
ile ilgili
[tereley avrlk] diri iken arl
[trritoriye] toprak,
O - [tereley tu
arazi
na-] ldrmeden yamalamak
- [terkelde-] abuk ve
[terror] terr
ksa ksa yrmek
[terroristik] terr
[terke-] 1. derip koymak; ile ilgili
[terror] terr, te
2. kaydetmek
[terkege] gr. balama rrist
[terrorlk] ter
edat
[terkegel] gr. rizm
balama edatl
[tersek] dirsek, boum;
- [tersekke tayan-]
[terke] kayt, kaydetme
[terlk] evcil (ehli) hay dirsee dayanmak <>
van, dirlik; [terlek - [tersekne tele-] dirseini
abzar] evcil hayvan al; kemirmek, ok piman olmak;
[terlek az] hayvan yemi; [tersekke ter
[terlek ast] hayvan sek] dirsek dirsee
alt, gbre; [ter
[tersekle] boumlu,
lek karau] hayvan bakcs, o boum boum
ban
- [tert-tert] abuk a
- [terlek-tuar] mal, buk
davar
() [tere(n)] tetik, evik,
[terleke] hayvanc,
hzl, abuk
hayvanclk uzman
- [tere-] diremek, direnmek,
[terlekelek] hay ayakta durdurmak
vanclk
, [tereve, te [termik] termik
rege] direme, dayama
[termin] terim
[terek] direk
[terminologiye]
[terekle] direkli
terminoloji
- [terel-] dikilmek, dayan
[termometr] termo mak O - (-) [teremetre
lep tor- (kat-)] dikilip durmak

abuk,

310

[terep] direnerek, direte


rek
- [teret-] dayak koymak;
desteklemek, payanda vurmak
[tre] dayak, destek; pa
yanda
[terele] dayakl, des
tekli
- [tt-] ditmek
- [ttl-] didilmek
[tetke] ditme leti,
- [tetkele-] paavra hli
ne getirmek
- [tetkelen-] didiklen
mek; - [tetkele bet-] didiklenip bitmek, paav
ra hline gelmek
: - [ttme:
tetmesen tt-] azarlamak; tozunu
dumanna katmak
- [ttre-] titremek
[tetrevek] titrek
- [ttren-] titrenmek
[ttrendrg] tit
retici
, [ttren, ttre] titreme, titreyi
- [ttret-] 1. titretmek; 2.
sarsmak
[ttretk] titretici,
sarsc
- [ttre-] titremek
[tetrele] titre
- [tttr-] 1. dittirmek, 2.
en akrak yaamak
[tttrep] 1. en ak
rak yaayarak; 2. grlt patrt ile
I [thnik] teknik
II [thnik] teknik ile ilgili
[tehnika] teknik O

- [tehnikan iyerle-]
teknii eyerlemek, at gibi kullan
mak
[thnikum] teknik
meslek lisesi
[thnologik] tekno
lojik
[tehnologiye] tek
noloji
[t] di; [te
bakas] di ii; [te
vra] di doktoru, di hekimi;
[te kaznas] di eti;
[te ku] di kovuu;
- [te k-] di karmak
- [t aart-] srt
mak; [te arasnnan gna eyt-] di g
crdatarak sylemek; [te kayra-] di bilemek;
- [te kama-] di kamamak,
dii kamamak; [te
kort] kafa patlatc;
- [t kort bul-] di ars
olmak, musallat olmak; [t ks-] diini skmak;
- [t sndr-] di krmak;
- [t akldat-] ok a
olmak; - [t rjayt-]
di gstermek; (
) [t tmi (batmy)] di geir
memek; () [t() teke timi] dii die demiyor,
ok mek; - [t
k-] di kmak, tecrbeli;
[t sirek] dii seyrek, ge
veze; [ten
ksp kna] hi istemeden;
[tnge tiyer] diin geirememez, fazla gelir; -

311

[teke ti-] sinirine dokunmak


[t] dii
[tl] dili;
[tl tgrme] dili ark
- [tle-] dilemek, sr
mak; - [tlep al-] s
rp almak; - [tlep z-]
dileyip kesmek
[tleg] kerpeten,
kska
[tlek] mec. diini sk
m, kapal kutu (kimse)
- [tleklen-] kapal
kutu gibi olmak
[tlem] di sras (ya
ps)
- [tle-] dilemek,
di die mcadele etmek
[tsez] disiz;
[tsz mollyusk] yu
muakalar
[tszlk] disizlik
-: - (
-) [t-trnak:
t-trnak (t-trnag) blen] di
trnak ile
I [tee] dii keskinletir
mek
II [te] di karmak
- [teet-] dii keskinletir
mek, testere diini bilemek
- [tngklde-] (z il) tn
grdamak
[tngke] sinir;
-, - [tngkege
ti-, tngken kort-] sinirine de
mek, sinirini kurutmak
- [ti-] demek
[tibn] tepinme
| - [tibn-] tepinmek

[tibeng] atn eyeri alt


na konan kee
[tib] 1. tepi, tepme,
yrek arpnts; 2. hzl, evik
- [tib-] tepimek
[tibkek] tepimee
dkn at
- [tibre-] tepremek, titre
mek, harekete geirmek
- [tibreldr-] sallan
drmak, sarsmak
- [tibrel-] sallanmak
- [tibren-] sallamak, dal
galanmak
[tibrenmele] sal
lantl, titreimli, dalgalanan
[tibren] titreme
[tibrenl] sallantl,
titreimli
- [tibret-] sallatmak, oy
natmak
- [tiber-] tepip karmak
[tibet] bebek gmlei
[tigzj 1. yass; 2. ayn,
bir birine denk, eit; 3. dostane; 4.
ayn seviyede;
[tigz kymmetl] eit kymetli;
()
[tigz avrlktag (avrlkl)] denk
arlktaki (arlkl);
() [tigz zurlktag (zurlkl)] eit boyuttaki (bo
yutlu); [tigz hokukl] eit hakl;
[tigz hokukllk] denk hakllk
- [tigz gomr
it-] denk mr srmek, bir yastkta
kocamak
- [tigz-] (zarar, ziyan)
dedirmek, vermek

312

[tigezlek] denklik, eit


lik
- [tigezle-] ayn seviye
de dzenlemek, bir seviyeye getir
mek, denk hle getirmek
[tigezlege] denk
hle getiren let
[tigezleme] denkle
me
- [tigezlen-] denklen
mek
[tigezlene] denkleni, denklenme
- [tigezle-] denkle
mek, eitlemek
[tigezleelek]
eitlemecilik
[tigezpomakl]
e kenar gen
[tigezsez] 1. przl;
2. ayn seviyede olmayan, denksiz
[tigezsezlek] denksizlik, przllk
[tigezyakl] iki taraf
denk (eit)
[tigezyanl] iki yan
denk (eit)
, [tigen, tigenge]
parasz, bedava
[tigene] tekne
[tigenek] dul avrat otu
O - [tigenek
kebek yab-] yapmak, taklmak
- [tider-] dedirmek
I [tiyen] sincap
II [tiyen] kuru O
[tiyenene kader] kuruuna
kadar, hepsini
- [tiyen-] bir nesneye niha
yet sahip olmak, ulamak

[tiyenlek] bir kuruluk


maden para
[tiye] 1. borlu; 2. deer;
3. lzm, gerek;
[tiye bulmagan] gerek olmayan,
yaramaz, demez
[tiyeene] gerektii
kadar
[tiyele] gerekli, lzm;
- [tiyele kr-] gerekli
grmek O [tiyele beyesen bir-] kymetini
vermek
[tiyelek] zaruret
- [tiyele-tiyesez] gerekli gereksiz
[tiyesez] gereksiz
[tiyesezge] bou
bouna
- [tiyesen-] deerli
(gerekli) saymak
[tiz] tez, abuk, hzl;
[tiz eren] abuk eriyici;
[tiz arada] az vakitte,
hemen, abuk abuk; ! [tiz
bul] abuk ol! tez ol!;
[tiz vakit eende] az za
manda, abuk, hzl; [tiz
gene] pek abuk;
[tiz yrele] tez yryl;
[tiz kaytuan] fkesi a
buk geici; ()
[tiz kulga (kuldan)] tez elden;
() [tiz knde (knnen)] tez gnde; - [tiz tot-]
tez yapmak; [tiz
lgerele] tez yetiici (byyc)
[tizatk] makineli t
fek
[tizden] abuk, yakn za

313

manda
[tizlk] tezlik, abukluk;
hz, srat
[tizlekte] hzla
- [tizlen-] hzn artrmak
[tizlene] hzn artr
ma
[tizlenele] hzn
artrc
- [tizlet-] hzlandrmak
[tizletelgen] hz
landrlm
[tizletke] hzlandr
c
[tizeytke] tekerleme
[tizek] tezek, gbre
I [tik] tek, bir, yalnz;
- [tik yre-] isiz yrmek;
[tik yre] isiz yryc; ! [tik kene tor]
tek dur! yaramazlk yapma!
- [tik kaldrma-] cezasz
brakmamak; (
) [tik torganda (torgannan)]
durur dururken; - [tik
torma-] tek durmamak, yaramaz
lk; - [tik tor-] isiz durmak;
- [tik yatma-] tek durma
mak, ilemee devam etmek;
- [tik yat-] isiz durmak
II [tik] sadece, tek, yalnz
[tikke] faydasz;
[tikke tgl] sebepsiz deil
, [tikle, tiklem] ka
dar
[tikmege] sebepsiz
- [tikme-tikke] bou
bouna
, [tiktomalga, tiktomaldan] sebepsiz

yere
[tiktormas] tek dur
maz, hareketli, yaramaz
[tiktor] hareketsizlik
- [tikr-] 1. tefti etmek,
aratrmak, incelemek; 2. soru
turmak
- [tikerel-] aratrl
mak, incelenmek
- [tikeren-] aratr
mak, incelemek
[tikeren] aratr
ma, inceleme

[tikerne]
aratrc, aratrmac, incelemeci
[tikermie] d
nmeden, aratrmadan
[tiker] tefti, ara
trma, inceleme, tetkik;
[tiker astndag] so
ruturma altndaki
[tikere] 1. arat
rc, lim; 2. soruturucu
[tiken] diken
[tilgen] aylak
[tile] deli; [tile
boday] deli buday;
[tile narat] porsuk aac;
[tile torma] deli turp;
[tileler yort] tmarha
ne [tile
kznng tuyna] deli kzn dn,
manasz; [tile kke] za
mansz yaplan i, zamansz dav
ranan kimse; [tile pu
lya] serseri kurun
[tileberen] deli otu,
akr dikeni
[tileberen orlg aagan] akl hafif

314

[tilelk] delilik
- [tilelen-] delilenmek
[tillere] deli gibi,
delicesine
- [tile-mile] ahmak
- [tile-miieiek] ah
maklk
[tilrgen] delirmi
- [tiler-] delirmek
- [tilert-] delirtmek
- [tilmer-] efkat bekle
yerek bakmak; copa[tilmerp sora-] yalvarmak
- [tilmrt-] afkat bek
leyerek baktrmak
- [tilpn-] kanat rpmak
[tile] pamukuk, aft O
[tile tel] ac dilli
[timgel] vcut lekesi, be
nek; dknt (ekzeme tarznda)
[timgll] lekeli, dkntl
- [timgellen-] vcu
dunda leke kmak
- [timgl-timgl]
leke leke , benek benek
[timr] demir;
[timr aga] demir aa;
() [timer
kazk (yoldz)] kutup yldz;
[timer krek] demir k
rek; [timer yul] demir
yolu O [timer kull]
demir el(li); [timer
ihtiyar] demir irade;
[timrn kzunda
suk] demiri tavnda dvmek
[timrayak] paten
[timrayakc] pa
ten ile yaran kimse

- [timr-bton] be
tonarme
- [timer-kk] demir
renkli (a t)
[timrl] demirli
- [timerle-] demirlemek
[timrta] demir ma
deni
- [timer-tomr] hur
da demir
[timer] demirci;
[timre alag]
demirci dkkne;
[timer ua] demirci oca
[timrlk] de
mircilik
[timrcbk] (de
m ir) tel
[timryulc] demir
yolcu
[timre] liken, tuzlu bal
gam
[timur] savata yara
lanan kimselere yardm eden o
cuk
- [tintre-] 1. tutarak tut
mak; 2. strap ekmek
- [tintret-] musallat ol
mak, zihni daltmak
[tintek] 1. tutarakl ko
yun; 2. aptal (kimse)
[tinteklk] aklszlk,
aptallk
- [tinteklen] aptal ol
mak
I [tip] def
II [tip] tip
- [tip-] tipmek
[tipik] tipik
- [tipiklatr-] tip'

315

(etirmek
[tipiklik] tipiklik
[tipke] tepki
- [tipkele-] tepelemek,
tekmelemek; [tipkelep cgar-] tekmeleyip kar
mak
[tipografiye] tipografi
[tipologk] tipolojik
- [tipter-] en akrak ol
mak O [tiptrp
yee] en akrak yaama
[tiptr] en akrak ya
ama
[tipter] gney Ural bl
gesinde yerli halk tabakas
- [tipe-] seyrek dikmek
I [tir] ter;
[tir avru hastas] tifs has
tal O [tirge batu] te
re batmak; [tir kiptr] terini soutmak, mec. gere
kenden ok dinlenmek, uzun tatil
yapmak; - [tir tk-] ter dk
mek
II [tir] at hedefi
I [tiraj] piyango ekilii
II [tiraj] tiraj, bask adedi
[tiran] tiran
[tiranlk] tiranlk
- [tirbel-] sallanmak
- [tirbeldr-] sallan
drmak
[tirbel] sallanma,
yaylanma
[tirbelmele] sallanmal, yayl
- [tirben-] kendi kendine
sallanmak

[tirbenk] beikli
sandalye
- [tirbet-] ( beik) salla
mak
- [tirge-] azarlamak
- [tirgel-] kfretilmek,
azarlanmak
- [tirgen-] kendi kendine
svmek
[tirge] bir birine kfret
me, kfrleme
- [tirge-] bir birine kf
retmek
[tirge] kfretme, azar
lama
[tire] deri;
[tir astndag] deri altndaki;
- [tire ile-] deri ilemek
(tabaklamak); [tire
ile] tabak; - [tire i
len-] deri ypranmak O
;
[tire belen syek kene;
tirese syegene yabkan] bir deri
bir kemik, derisi kemiine yap
m, ok zayf; [tirese kaln] derisi kaln;
- [tiresen tuna-] derisini yz
mek;
- [tiresennen garday bul-]
btn gayretini sarfetmek;
- [tirsne syma-]
derisine smamak
[tirs] 1. gbre; 2. ters;
[tirs kort] gbre
bcei; [tirs bn] pislik sinei [tires
bit] 1. mec. kfr sz olarak te
res; 2. mec. eytan; [ti
rs ayak] uursuzluk getiren (kim -

316

se), eytan

[tiresl] gbreli
[tirslengen] gb
relenmi
[tireslek] gbrelik
- [tiresle-] gbrelemek
[tiree] derici
[tireek] st deri
- [tire-yar] deri ikem
be
[tirle] terli
- [tirlep-peep]
acele ve eviklikle
- [tirlet-] terletmek;
[tirlete torgan] ter
letici hap
{tirleen] terleyen
(kim se)
[tiren] ok terleyen
(kim se )
[tirleenlek]
ok terleyicilik
[tirme] gebe adr,
derme
[tire] civar, yre
[tirek] 1. kavak aac; 2.
ssleme unsuru olarak kullanlan
aa ve bitki ekli
[tireklek] kavaklk
- [tire-kre] yre
komu
[tirelk] yrelik, muhit,
evrelik
[tireli] 1. etrafnda, yre
sinde; 2. dorusunda, boyunca,
dorultusunda
- [tirele-] 1. evrelemek;
2. evresinde gezmek;
- [tirelep al-] evreleyip almak
[tiren] derin; -

[tiren megnel] derin mana


l; [tiren sul] derin
sulu - [tiren
bat-] derin dnceye dalmak;
- (-) [tirenge kit(ker-)] derine gitmek (girmek)
[tirenlek] derinlik
- [tirenlen-] derinlen
mek, derinlemek
, [tirennen,
tirenten] derinlen O (
) - [tirenten (tiren
nen) sukala-] derin derin dnmek
- [tireney-] derinlemek
- [tireneyt-] derinletir
mek
[tiresnde] 1. ev
resinde; 2. boyunda, dorultusun
da
- [tire-yn] yn yre
- [tire-yn'de] y
nnde, yresinde
- [tire-yak] evre taraf,
epeevre
- [tire-yakta] her taraf
ta, evrede
[tiskere] 1. ters; 2. geri;
3. kzey; 4. ters, zt, kt; 5. mat.
eksi; [tiskere kee]
ters kii; [tiskere yak]
ters taraf
[tiskerelek] terslik
- [tiskerelen-] ters
lenmek
[titak] bir aya aksak; - [titak uyna-] tek ayak
stnde seksek oynamak
- [titakla-] bir aya ak
samak, topallamak
I [titan] ok byk (kimse)

317

II [titan] 1. bir cins atee


dayankl maden; 2. atee daya
nkl madenden yaplan kazan
[titanik] ok byk
-: - [titi-miti: titi-miti uyna] el akas
yapmak
-- [ti-ti-ti] tavuk arma
nlemi
[titul] nvan
[titull] nvanl
[tif] tifs, tifo
- [ti-] demek, delmek
[tiek] delik; [tiek ti-] delik delmek O
[tiek avz] bo boaz;
[tiek ber tiyen
de] delik para, kymetsiz (nesne)]
[tiek br
tiyn kebfek] ppadak gelmek;
[tik born] smkl;

[tiek umanga kymege utrtu]
delik kaya oturtmak
[tiekle] delikli;
[tiekle me] de
likli me, kepe
-
[tiekl-tiekle] delik delik
- [tiek-tok] delik
deik
- [tiekle-toikl] delikli deikli
- [tiel-] 1. delinmek, de
ilmek; 2. tohum fkrmak;
[tielep betken]
delinip paralanm
[tiele] tohumlarn
srme gc
[tik] delgi leti

- [tikelen-] delik de
lik olmak
I [timen] byk delgi
leti
II [timen] aa kurdu
[tiyere] tespit edilmi
- [tiyer-times] deer
demez
[tiyese] b k .
- [ting-] denk; [ting
kil] denk gelmek; - [ting
kr-] denk grmek;
[ting tgel] denk deil O
- [ting sana-] denk saymak,
dengi olmak; (
) [ting bulmagan (krelmegen)] grlmemi; [tinye yuk] dengi yok
[tingde] dengi olan
lardan her biri;
[tingde kisekler] gr. denk unsurlar
[tingdesez] denksiz
, () [tingennen, tingente(n)] denginde
[tinglek] denklik
- [tinglerge-] denkle
mek, benzetmek, denk grmek
- [tingletr-] denk
letirmek
- [tingle-] denklemek
[tingletergesez] denkletirmek mmkn olma
yan, esiz
- [tingme-ting] denk
mi denk, tam denk
[tingsez] denksiz, esiz
[tingsenerge] ken
dini denk grmek
[toba] longuz

318

[tobal] longuzlu
[tovar] davar, mal;
- [tovar alma-] mal
deimek; [tovar
belge] mal bilimcisi;
[tovar eylenee] mal de
iimi
[tovarlk] 1. satlk; 2.
mal bulunan yer
[tovarlkl] piyasalk, satlk
[tovarlksz] sa
tlmaz, kalitesiz
[toyk] drt msralk man
zume, tuyug
- [toyl-] 1. duyulmak, hissolunmak; 2. grnmek;
- [kebek toyl-] gibi duyulmak
(grnmek)
[toyem] kavray, alg, du
yum
[toz] tuz; - [toz
kaynat-] deniz suyundan tuz elde
etmek; [toz kaynatu] tuz imalts;
[toz savt] tuzluk; - [toz
sal-] tuz koymak;
[toz ermese] salamura;
[toz cingel] tuzu azca, az
tuzlu O [toz kz] tuz gibi
parlak gzl; ,
[toz tgel, eremesseng]
tuz deil, erimezsin
[tozak] tuzak O
- (-) [tozak kor- (sal-)] tu
zak kurmak; (-) [tozakka elek- (t-)] tu
zaa dmek
[tozlak] ok tuzlu yer
[tozlavk] tuzlak, ok

tuzlu
[tozlagan] tuzlanm;
[tozlagan it] tuzlan
m et
- [tozlan-] tuzlanmak
- [tozlandr-] tuzla
mak, tuzlatmak
- [tozlap-boriap] tuzlayp biberleyip
- [tozla-] tuzlamak
[tozlau] tuzlama, tuzla
y
[tozlau] tuzlayc
[tozla] tuzlu yerde biten
bitki
[tozl] tuzlu; cy
[tozl su] 1. tuzlu su; 2. mec. gz
ya; [tozl tufrak]
tuzlu toprak
[tozlk] salamura
[tozllk] tuzluluk
[tozsz] 1. tuzsuz; 2.
mec. manasz
- [tozszlan] 1. tuzsuzlanmak; 2. manasz szler
sylemek
- [tozszlandr-]
tuzsuzlandrmak
- [toy-] doymak
[toyg] duygu, his;
[eke toyg] i duygusu
- [toydr-] 1. duyurmak;
2. sezdirmek, duyurmak
[toymastan] duy
mazdan; hissetmeden
tok [tok] elektrik cereyan
[tokar'] tornac
[tokma] erite O
[tokma patriotizm] erite vatanperverlii.

319

endi Kymetsiz varl ile vnme


: [tokfnal: tokmal a] erite orbas,
tutma orbas
[tokm] 1. nesil; 2. cins,
s0y; [tokm ba] ulu
ecdat; - [tokm bozl-] soyu bozulmak; [tokm kor-] soyu kurumak O
- [tokmn kort-] so
yunu kurutmak
[tokml] soylu, saf
kanl, cins
I [tol] dul; [tol ir] dul
erkek; - [tol kal-] dul kal
mak; [tol hatn] dul ka
dn
II [tol] bir cins patlayc
madde, trotil
[tollk] dulluk
[tolok] bitpazar
[tolok] elbise vb.
satan kimse, eskici
[tolokman] brutto
[tolm] sa rgs
[tolp] gocuk
[tol] katranl karton
[tom] cilt
[toma] tkal;
[torna balavz] bir cins ar mu
mu
- [tornala-] tkamak, ka
pamak; - [tomaap peer-] kapatp piirmek;
- [tomalap kaldr-]
kapatp brakmak
[tornalan] domalan,
mantar
- [tornalan-] kapanmak,
brnmek

[tornan] duman
[tornana] cahil
- [tomanalan-] cahil
olmak
[tomanalk] cahillik
- [tomanlan-] duman
lanmak
- [tomanlandr-]
dumanlandrmak, duman ile rt
mek
[tomanl] dumanl
[tomanlk] dumanlk
[tomansu] dumans,
duman gibi
[tomat] domates
[tomau] nezle, souk al
gnl, duma; - [to
mau t-] nezle olmak
- [tomaula-] nezlelenmek
: [tomrap: tomrap torgan] ok salkl
[tomk] gaga <>
[tomk boron] gaga
burun
- [toml-] btn gcyle
komak (hcum etmek, yumul
mak)
- [tomrl-] btn g
cyle hcum etmek (yumulmak,
vurulmak); [tomrlp talan-] kendini atmak
- [tomr-] 1. balta ile bir
vuruta yarmak; 2. ok g kulla
narak bir nesneyi atmak (vurmak);
frlatmak; 3. mec. az dolusu ye
mek
[ton] ton
- [ton] donmak, kmek, ku
lak sarlamak, gz grmez ol-

320

[tondrg] ktrc
- I [tondr-] sv iin ya
banc maddeleri ktrmek
- II [tondr-] vurmak, at
mak, frlatmak
[tonna] ton, bin kilogram
lk arlk
[tonnalap] tonlarca
[tonnel'] tonel
- [tonk] havaszlktan
boulmak
- [toncktr-] bodur
mak
[tonktrg] bo
ucu (gaz vb.)
[tonik] 1. yabanc madde
leri dibine kp durulmu, temiz
szlm; 2. donuk (gz vb.)
- [tanklan-] 1. szl
mek; 2. donup kalmak
[tanklk] donukluk
[topaz] topaz
[topografik] topografi
[topol] ak kavak
- [tor-] durmak
I: [tora yat] dr
dnc gbekten akraba
II [tora] drdnc nesil, g
bek
III [tora] 1. mecusi ta
pna; 2. kk ehir
- [tora-bara] gide du
ra, vakit getike
[torak] mesken, konut, ev
[tarakl] oturmaa ve
yaamaa evi-yeri olan
[taraksz] konutsuz,

evsiz
[torata] mecusi putu
O - [torata
bulp kat-] ta kesilmek
- [tora-tora] zaman
aralklar ile
[tora] drdnc nesil
den kz-kadn
I [torba] 1. baca; 2. surnay
II [torba] torba
[torba] 1. bacac; 2.
surnayc
[torg] maazalar zinciri
olan ticaret irketi
[torgan] durmu, duran;
[torgan sayn] vakit
getike
- [torgz-] 1. ayaa kal
drmak; 2. restore etmek; 3. (e*)
yapmak
[torgzu] yeniden kur
ma
[torgn] durgun
[torgnlk] durgunluk
- [torklda-] turna sesi
karmak
[torma] turp O ec [torma stene toz] kt
lk stne talihsizlik
[tormoz] fren;
- (-) [tormoz sal- (bir-)]
fren yapmak O - [tor
moz yasa-] engellemek
- [tormozla-] frenle
mek
[torm] 1. hayat, du
rum, yaant; aile hayat; 2. mai
et, geim; [tormka ar-] hayata g e irm e k ;

-________ 321
() [torpfi iptee (yulda)] hayat arka
da. ei; - [torm
kor-] aile kurmak;
[torm kuu] hayat mecburiyeti,
maiet; [torm
tertib] maiet (geim) tarz;
[torm yuh] hayat yo
lu; - [tormka a-]
hayata girmek, gereklemek;
- [tormka k-]
(kzlar iin) evlenmek
-.
[tormknkre] hayat, gn grme
[tormta] (kz iin)
evli
[torman] hayata
uygun
[tormanlk]
hayata uygunluk
[torna] turna;
[torna borag] ac bakla;
[torna yaran] bir
cins bitki O
- [torna tepi alp kl-] (ocuk)
yrmeye balamak;
[torna ayak] baston ayak
[tornakay] mec. srk
gibi (uzun boylu kim se)
[tornalk] uzun boylu
olma
[torpeda] torpido
[torpeda] torpidocu
[tort] tort, turta
[toru] durma
[torf] bataklkta saz ve t
erin suda iyice ylmasndan
Meydana gelen birikinti, turba;
[torf kiske] turba

kesme leti; [torf


sazl] turba sazl
[torfl] turbal
[torflk] turbalk
[torr] seyyar lamba
[torik] 1. itlerde ve kp
rlerde her bir kazk aras blm;
2. omurga uzunluu (ls)
[torm] durum
- [tormnantormga] durumdan duruma, vakit
vakit, zaman zaman
[tormtay] boz turgay
kuu
- [torp-torp] durup
durup
[torpa] muamba
[torrlk] dururluk
[tor] durum, duru
- [tor-kilbet] du
ruu, kyafeti
- [tor-kile] duru
u gelii
[tost] erefe kadeh kaldr
ma
- [tot-] tutmak; [totp kal-] 1. tutup kalmak, 2.
mec. para kesmek; [totp kitep-] tutup getirmek
[tot kapgngn] hi
bir zaman olmaz;
[totarsz koyrgn] tutars
nz kuyruunu; [totkan
yul] tuttuu yol, ideal;
- [totkan crden
sndru-] tuttuu yerden krmak,
kendi dediini yaptrmak;
- [totp al-] abuk anlamak, kav
ramak; - [totp aa-]
tutup yemek; -

322

() [totp ta karagan(m)
yuk] bir ucundan tutan yok
- [tota-kaba] acele
acele
[total'] total
[totam] tutam;
- [totam tot-] 1. tutam tutmak;
iin 2. herhangi bir sopay sra ile
tutarak nbet srasn belirlemek
- [totam-totam] tu
tam tutam
[tota] ilgili, atk;
[tota kalar] atk ka
lar; [tota blen]
btnyle
- [tota-] 1. tutumak, a
tlmak, dmlenmek; 2. birikmek;
[totakan
savtlar] birleik kaplar
[totalk] atklk, dmlk
[totama] balama;
balama yeri, dm
[totatan] batan so
na kadar
- [totatr-] dmle
mek, atmak, balamak
[totatrma] 1. d
mleme, tututurma; 2. mat. sa
ylarn denklik gruplandrmas
[totatru] dmle
me, atma, 1;
[totatru muftas] ba
lama manonu (ek bilezii)
[totka] tutamak, sap
[totkar] engel, mnia;
mni
[totkarlag] en
gelleyici
[totkarlama] en

gelleme;askeri engel
- [totkaian-] engel,
lenmek
[totkarlanu] engel
lenme
- [totkarla-] engelle
mek
[totkarlk] engellik;
- (-) [totkarlk it(yasa-)] engellik karmak
[totkarlksz] va
kit geirmeden
[totkarsz] engelsiz
[totkn] mahkm, mah
pus
[totknlk] mahkum
luk, mahpusluk
[totk] tutacak, maa
vb.
- [totlk-] tutuk tutuk sy
lemek
[totlksz] durmadan,
devaml
[totnak] 1. tutanak; 2.
sabitlik
[totnakl] 1. ttanakl,
sabit; 2. edepli
[totnakllk] 1. sa
bitlilik; 2. edeplilik
[totnaksz] 1. tutar
sz; 2. edepsiz, hayasiz
[totnakszlk] 1tutarszlik; 2. edepsizlik
[totrk] salam, sabit
- [totrklan-] sabitlen
mek, salam olmak
[totnkl] salam, sa
bit, yklmas
- [totrkllan-] sa
lamlanmak, sabitlenmek

323

[totrkllk] sabit
lilik, salamllk
[totrksz] ereti, sa
bit olmayan
- [totrkszlan-]
e re ti olmak, salam olmamak
[totrkszlk] e
re tilik, sabit olmazlk
- [tottr-] tutturmak, eline
vermek
[totu] tutma
[totu] sahip olucu
[totlgan] kullanlm
[totlu] 1. tutulma; 2.
kullanlma
- [totl-] 1. tutulmak; 2.
kullanlmak
[totl] 1. kullanl,
sarf edili; 2. ay tutuluu
[totm] tutam
- [totn-] 1. tutunmak; 2.
ie balamak
[tot] tutum, davran,
hl

- [tot-] sra belirlemek


iin karlkl saymak
[toyak] 1. toynak; 2. tazmi
nat; [toyak len] toynak
yaprakl bitki O - [to su e-] sknt ekmek
[toyakl] toynakl
[toyakl lar] toynakl
lar
- [tocra-] (g zle ri) fal ta
9ibi almak
- [tocrayt-] (gzlerini)
*al ta gibi amak
[tocm] rmcek
[travma] travma
[travmatologi-

ye] travmatoloji
[tragediye] trajedi
I [tragik] trajedi ile ilgili,
feci
II [tragik] trajedi oyuncu
su
[traditsion] ananev,
gelenee bal
[traditsiye] anane,
gelenek
[trayektorye] at
ve uu yolu (yrngesi)
[traktr] traktr
[traktor] traktr s
rcs
[tral] trol
[tramvay] tramvay;
[tramvay yrte] vatman
[tramplin] tramplen
[tranzistor] transis
tor
[tranzistorl] transistrl
[tranzit] transit, aktar
mak
- [transkriptsiyele-] transkripsiyon yapmak
[translyatsiye] rad
yo dalgas aktarc
- [translyatsiyele-] nakletmek, naklen vermek
[transparant] pan
kart, dviz
[transport] ulatrma,
tama, nakliye
[transportyor] zrhl
araba
[transport] ta
mac, nakliyeci

__________ 324
[transforma
tr] transformatr
[traneye] siper, hen
dek
[trapetsiye] trapez
[trassa] hat, yol
[travler] tarama a
olan gemi
[trafa ret] resim kal
b, klie
[trahoma] trahom
[trahomal] trahom
lu
[trevoga] alrm, en
die, tel
[trener] antrenr
[trenirovka] idman,
antrenman; - [tre
nirovka yasa-] idman (antrenman)
yapmak
[trest] trst
[tribuna] tribn
[tribunal] asker mehkeme
[trigonometrik]
trigonometrik
[trigonometriye]
trigonometri
[triko] triko
[trikotaj] trikotaj, rg
[trollybus] troley
bs
[tropik] 1. tropikal; 2. tro
pik yer
[trotuar] trotuar, yaya
kaldrm
[trofey] ganimet mal
[truba] boru
[trubka] 1. ahize; 2. pipo
[trusk] klot

[tryuk] trk
[tryukc] trk
[tryum] gemi ambar
- [tu-] domak, dnyaya gel
mek; [tup sken] do
up bynen (ye/);
[tugannan birle] doumdan
itibaren
- ( -) [tumagan
balaa biek yasa- (klmek tek-)]
domam ocua beik yapmak
(gmlek dikmek);
[tumagan
taynng bilen sndru] domam
tayn belini krmak; bir ii ba
lamadan bozmak;
[tumas boron kartaygan] domadan ihtiyarlam
[tualet] tuvalet
[tuar] davar
[tuarlp tuvarlp] her
iten vaz geerek
- [tua-tumtan]
doutan
[tubal] aa kabuundan
yaplan kova; [tubal
bitle] geni yzl;
[tubal hetle] geni izgili
[tubalak] topalak
[tubalba] salar
karmank olan kimse
[tubal] koltuk ticareti
yapan kimse, iportac
[tubrkulyoz] verem
[tubk] 1. diz; 2. topuk
[tublg] ayr melikesi
[tubr] ur
[tubrtel] az bozuk
- [tubrla-] ur yapmak
[tubrl] urlu

325

[tubrsk] kk
[tubira] yumak topla
mak iin budakl aa top
[tubrk] 1. kozalak;
2. tka; 3. mec. yerinde durmaz
(ocuk)
[tug] tug, han bayra
[tugay] nehir kvrmlar
arasnda kalan ayrlk
- [tugaylan-] nehir kvrmlar arasnda kalan ayrlk ha
line gelmek
[tugayl] ayrl
[tugaylk] ayrlk
- [tugay-tugay] ayr
ayr
[tugan] karde; ana
[tugan apa] kz karde, abla;
[tugan il] vatan;
[tugan kn] doum gn;
[tugan tl] ana dili;
[tugan tiyl] karde kar;
[tugannan tugan]
kardeten doan
[tuganda] yakn, ak
raba (topluluk vb.)
[tugandalk] ya
knlk, akrabalk
! [tugankay] ey karde!
- [tuganla-] kardelemek
- [tuganlatr-]
kardeletirmek
[tuganlk] kardelik
[tuganlkl] karde
likti
[tugannara] kar
deler gibi
- [tugan-tumaa]
hsm akraba

- [tugan-tumaalk] hsmlk akrabalk


[tuganl] kardeine
dkn
[tuganclk] kardeilik
, [tugany, tuganm] kardeiim
- [tugan-ru] karde
soy, soy sop
- [tugan-sken] do
mu bym; -
[tugan-sken il] doup bynen
lke; - [tugan-sken yort] doup bynen ev bark
- [tugar-] koumdan kar
mak
- [tugarl-] 1. koumdan
karlmak; 2. her ii brakmak
- [tula-] hamur, yumurta
vb. alkalamak, rpmak
, [tuglav,
tuglag] hamur, yumurta vb. rp
ma leti, mikser
- [tuglandr-] alka
latmak, rptrmak
[tugr] doru
[tugrlk] doruluk
[tugrlkl] sadk
[tugz] dokuz;
[tugz tapkr] dokuz defa;
[tugzdan br] dokuz
da bir; [tugz
da brge] dokuzu birden <>
[tugz tyme] deli, divane,
mecnun; [tugzga
bgel] domalmak;
[tugzdan kalgan
tukab] kardeleri lp tek kalan
ocuk

326

, [tugzar,
tugzarlap] dokuzar, dokuz dokuz
[tugzau] dokuzu birden
[tugzl] dokuzlu
[tugzn] dokuzun
cu
[tudk] erkek yeen
[tudkay] kz yeen
- [tudr-] dourmak
[tudru] ata, cet,
ana, baba
[tuymsz] doymak bil
mez
- [tuymszlan-] a
gzl olmak
[tuymszlk] a
gzllk
- [tuyn-] beslenmek, gdalanmak; yemek
- [tuyndr-] doydur
mak;
[tuyndru transformator] do
yurucu transformatr
[tuyndrlgan]
doyurulmu
I [tuz] ak aa kabuunun
zar; [tuz ilek] ak aa
kabuunun zarndan yaplma kova
[tuzga yazmagan] yazlmam, olmam, yalan;
[tuzga
yazmagann syle] samalamak,
ipsiz sapsz eyler sylemek
II [tuz] 1. kt oyununda
bey; 2. mec. kodaman, kocaman
kimse
- [tuz-] 1. tozmak, tozarmak;
2. eskimek, ypranmak; 3. ok fkelemek
[tuzan] toz;

[turan brtege] toz tanesi;


- [tuzan kun-] toz
konmak; - [tuzan suvr-] toz almak, temizlemek;
- (-, -) [tuzan
tuzdr- (kter-, gar-)] toz kar
mak <> - [tu
zan astnda kal-] toz altnda kal
mak, tozlanmak; - [tu
zan ile-] tozlu yolda oraya buraya
yrmek; ()
[tuzan kader (hetl) de] toz ka
dar; () [tuzan(n) tuzdru] ok fkelenmek;
[tuzanga ou] yok ol
mak, harap olmak;
- [tuzandayn tubalday it-] pireyi deve yapmak;
- [tuzann kak-] 1. ceza
landrmak; 2. toz kaldrmasna oy
namak
- [tuzanla-] tozlandr
mak
- [tuzanlan-] tozlan
mak
- [tuzanlandr-]
tozlandrmak
[tuzanl] tozlu;
[tuzanl kise] arbon
(bitkilerde)
[tuzanllk] tozluluk
[tuzansz] tozsuz
[tuzba] bir cins zehirsiz
ylan; [tuzba ylan]
su ylan
[tuzgak] dank, kar'
m O [tuzgak ba] 1dank ba; 2. yabani hindiba
- [tuzgaklan-] dal'
mak, karmak

327

[tuzgan] eskimi, ypran


m

[tuzganak] yabani hin


diba
- [tuzg-] karmak, kar
trlmak
[tuzggan] dalm
- [tuzgt-] kartrmak
-1[tuzdr-] tozdurmak
- II [tuzdr-] eskitmek,
yprandrmak
[tuzu] 1. tozdurma; 2. es
kime, ypranma O
[tuzu itken] ok ihtiyarlam
- [tuzn-] ok kavga etmek
- [tuz-] itiip kakmak
[tuy] dn, toy;
[tuy ba] dn ba; (-) [tuy it- (uzdr-)] dn
yapmak (geirmek);
[tuydan song dmbrge] dn getikten sonra def al
mazlar
- [tuy-] doymak (karn)
[tuyganc] doyuncaya
kadar
:
[tuygsz: aap tuygsz] doyulamaz: yemee bklmas, ok lez
zetli; [karap tuygsz] bakmaa doyulmaz
- [tuydr-] 1. doyurmak;
2' bktrmak
[tuydruc] doyurucu
- [tuyla-] dn yapmak
v - [tuyla-] beraber d
n yapmak
[tuymas] doymaz O
* [tuymas tamak]
bur

[tuyra] (b irc in s ) kavak


[tuyralk] kavaklk
[tuk] tok
- [tuklan-] beslenmek
- [tuklandr-] beslen
dirmek, gdalandrmak
[tuklanu] beslenme, gdalanma
[tuklk] tokluk
[tuklkl] besinli
[tuklkllk] besinlilik
- [tukma-] ok defa vur
mak
[tukmak] tokmak
[tukmak boron] ksa
kaln burun
- [tukmakla-] tokmak
lamak
- [tukmakla-] 1. tokmaklamak; 2. savamak
[tukmar] omak
[tukran] aakakan <>
[tukran tebese]
tutulamaz tvbe
[tukranba] yonca
[tuksan] toksan O
[tuksan tugz] 1. bir
taktas eksik, 2. pek ok;
[tuksan tugzl] akl eksik
[tuksann] toksannc
- [tukta-] durmak;
[tuktale] dursana; [tuktap kal-] durup kalmak;
- [tuktap tor-] durup durmak
- [tuktal-] 1. durmak, dur
durulmak; 2. kalmak, inmek;
- [tuktalp tor-] aksa
mak, durmak

328

[tuktal]
durak;
[tuktal
noktalar] mat. durak yerleri, l
noktalar
[tuktamastan] dur
madan
- [tuktat-] durdurmak;
- [tuktatp tor-] biraz
durdurmak
[tuktausz] durmak
szn, durmadan, sonsuz;
[tuktausz ah] sonsuz
ah
- [tuk-tuk] tak tak {n
lem)] - - (-) [tuk-tuk it(kil-)] tak tak etmek (gelmek)
[tuku] dokunma {megul
iy e t), dokuma ii
[tuku] dokumac, do
kuyucu
[tukulk] dokuma
clk, dokuyuculuk
- I [tuk-] bir sz tekrarla
mak
- II [tuk-] dokumak
- [tuklda-] takldamak
- [tukldat-] takldatmak
[tukma] dokuma, ku
ma
- [tukn-] dokunmak
: [tukr: tukr
ko] dokur: dokuycu ku
- [tul-] dolmak
[tula] uha; - [tula
bas-] uha doldurmak
[tulaym] btnyle, tamamiyle, toptan;
[tulaym alganda] tamamiyle
alndnda

[tulay] toplam, yekn; .


[tulay torak] yurt
[tulgak] doum ars;
- [tulgak tot-] doum
arsnda vb. hastalkla dalgalanmak
- [tulgakla-] doum a
rsnda vb. yatmak
[tulgan] dolmu;
[tulgan ay] dolunay O
[tulgan aym] dolunaym
- [tulgan-] 1. dolanmak;
2. yatakta (uykusut) dolanp yat
mak
[tulgan] dop dolu
oluncaya kadar
[tulgan] dolant, do
lan
- [tulgan-] dolanmak
[tulma] dolma {yem ei)
[tulmaulk] l
de, tartda eksiklik
[tulpar] mit. kanatl at
[tuh] dolu, tam;
[tuh hokukl] her trl hak
ka sahip {kimse)\
[tuh yanggral] tam manasyle; [tuh ay] dolunay;
[tuh bulmagan]
tamamlanmam;
[tuh vekletle] tam vekletti;
[tuh disteler] m at
tam desteler;
() [tul kymmetle (siyfatl)] tam deerli (kaliteli);
() [tul kyence (kile)] tamamile, bsbtn
[tul kanl] eksiksiz;
[tul tgl] az akll

329

- [tullandr-] tam
etmek, tamam etmek, eksiklerini
bitirmek
- [tullan-] dolu olmak
[tullk] doluluk
[tulmsa] dolgun (kim
se)
- [tul-] dolmak O
[tulp akan] ar derecede;
[tulp yata] ok
: [tuls:
tuls belen] dolusu ile, tamamiye
[tulsna] dolusun
ca
- [tul-] dolumak
[turna] 1. doma; 2. do
utan; 3. doann bana giydiri
len balk, tomaa
[tumaa] ortak cetten
son ikinci nesilden olan kimselerin,
her biri, domaca
, [tumai, tumay] ortak cetten son ikinci ne
silden olan kz ve kadn
[tumba] kaldrm ta
[tumboka] komodin
- [tumpay-] kabarmak,
yumrulamak
[tumpak] topak
[tumran] tomruk
- [tumr-] aatan tomruk
kesmek
[tum] domu
[tumtan] domu
tan, doutan;
(tumtan kilgen] doutan gelen
[tun] krk manto
- [tuna-] derisini yzmek
- [tunat-] derisini yzdr
mek

[tungus] Tungus
[tundra] tundura;
[tundra kaz] tundura
blgesinde yaayan bir cins kaz
[tunnel'] tnel
I [tup] top
II [tup] top; [tup
arbas] top arabas; [tupka tot-] topa tutmak
[tup it] mec. top gllesiyle lecek
asker
III [tup] top- tup-tp (nlem i)
O - [tup it-] tp etmek, tp
diye sekmek; [tup itep]
mes. anden, anszn
[tupa] kt, krelmi
- [tupar-] krelmek, ktle
mek
- [tupart-] ktletirmek,
kreltmek
[tupas] 1. kaba; 2. topar
lak
- [tupaslan-] kaba ol
mak
[tupaslk] kabalk
[tupk] kmaz sokak
(yo l)
[tuplavk] hayvanlarn
toplanmasna uygun (ye r), toplan
ma yeri
[tuplam] toplam
[tuplanganlk] toplanmalk
[tuplanma] toplanma
- [tuplan-] toplanmak
[tuplan] toplan
- [tupla-] toplamak
[tuplau] hayvanlarn top
lanmasna uygun yer; toplanma
[tupi] toplu;

330

[tupl hokky] top ile oynanan


hokey
[tupsa] 1. mafsal; 2. eik;
- [tupsaga utr-] ei
e oturmak O [tupsan ter-] eik andrmak
[tupsal] mafsall
- [tup-tup] dos doru
[tup] topu
- [tup-] st ste dikmek
, [tupy, tupyk]
top gibi; [tupyk
born] top gibi burun
[tupl] ya kavak aa
-, - [tuplda-,
tupldat-] zplatmak
[tupldk] zplayc
- [tuprda-] tpr tpr
ses kararak yrmek;
[tuprdap torgan] tpr
tpr ses karp duran
- [tuprdat-] tpr tpr
ses kartmak
,

[tuprdatp, tuprdap] tpr tpr


ederek
- [tuprda-] tprdamak, tpr tpr ses karmak
I [tur] yan, evre, dolay, do
ru; , ,
, [turgzda, tun
larda, turmda, turnda] hakknda,
dorusunda
II [tur] 1. file; 2. katarakt
III [tur] tur
[tura] yourt, un, yumurta
kaymak vb. ile yaplp yada pii
rilen yemek
- [tura] doramak O
- (-) [trap sal- (tala-)]

dman ok ldrmek
[turag] dorayc let
- [turay-] doru olmak
- [turayt-] dorultmak
[turaytk] dorultucu let
: [turak: turak
ut] ay kula bitkisi
- [turakla] dilim dilim
doramak
[turam] doram
[turama] dorama
[turbina] trbin
[turbinal] trbinli
()
[turbovint(l)]
trboproplu

[turboreaktiv
(turboreyaktv)] turbojet
[turgay] turgay
[turist] turist
[turistlik] turistlik
[turneps] yem alam
[turnik] idman iin sabit
yatay ubuk
[tumir] turnuva
- [tursay-] 1. dudak ve
ene kabartmak; 2. fkelenmek
- [tursayt-] dudak ve e
ne kabartmak
[tursayuan] fke
lenmee dkn
I [tursk] kayn aac
urundan yaplma testi
II [tursk] kabark
[turta] tortu
[turun] torun
I [tur] doru; [tur kanatllar] doru ka
natllar; [tur sy
lem] sylenen szlerin aynen tek

331

rar; [tun eek] gten,


rektom [tur kil]
mecburiyetinde kalmak;
[tur kiterep] doru getirip;
[tur kiter] bulmak,
uydurmak; [tur szie]
doru szl; - [tur
yulga sal-] doru yola koymak;

[tur eytken tuganna yaramagan] doru sz gze batar
II [tur] doru (a t );
[tur burl] doru bozlu
[turga] doru, dos do
ru
[tunda] hakknda
[tundan] dorudan
doruya, gizlemeden, aka O
- (-, -) [tu
ndan ber- (yar-, suktr-)] aka
sylemek, sert sylemek; - [turdan-tur] dorudan
doruya
- [turlan-] 1. dorult
mak; 2. yneltmek
- [turlan-] dorulmak
[turlk] doruluk
[turlkl] sadk
[turlkllk] sa
dklk
[turnda] hakknda
[turpomakl]
dik al
[turpomaklk]
dik alk
[turs] dorusu [tursn
eytkende] dorusu sylendi
inde
[tursnda] doru

sunda
[tusry] dolgun
[tustagan] aa teste
() [tustagan kz(le)] ok byk gzl
I [tut] pas
II [tut] dut; [tut
aga] dut aac;
[tut yefekse] ipek kurdu
[tuta] byk abla; teyze
[tutakay] benim byk
ablam, ablacm
[tuta] evlenmeyen de
likanl kz ve ona mracaat sz
[tutkl] benli (yz)
: [tutl: kara
tutl] esmer (yz)
- [tutk-] paslanmak;
- [tutgp bet-] tamamen
paslanmak
[tuty] tot O
- [tuty ko tot-] ele geirmek
[tutk] paslanm yer;
paslanm metal tozu
[tutkl] ok pasl
[tutkmas] paslanmaz
- [tutktr-] paslandr
mak
[tutrg] dolduruc
[tutrma] doldurma
[tutrk] doldurulmu
- [tutr-] doldurmak;
[tutrgan tavik] ta
vuk doldurmas; - [tutrp a-] (gzn) fal ta gibi a
mak; - [tutrp ka
ra-] ak gz ile bakmak
[tuu] doma
[tuf] snger ta
[tufan] tufan

332

[tufli] iskarpin
[tufrak] toprak;
[tufrak ast] toprak alt;
[tufrak belgee] top
rak uzman;
() [tufrak belme (gyleme)] toprak bilgisi;
[tufrak yomartk] top
rak yumuatc let
[tufrak tartu] toprak ek
mek; lmek iin gelmek
[tufraksa] toprak dam
I [tu] 1. buz stnde don
mu yeni buz tabakas; 2. buz
stne km su
II [tu] gvde
III [tu] tu
[tu'] ini mrekkebi;
[tu1 kaleme] ini mrek
kebi kalemi
- [tu'la-] karaya boya
mak
[tum] doum;
() [tum su (siykas)]
doumda kan son suyu
I [tuya] maz als
II [tuya] doyuncaya kadar
- [tuyar-tuymas] do
yar doymaz
[tung] don, buzlanma;
[tung may] ervi;
[tung cir] don yer; [tungga sr] nadasa srmek
[tung aga] nadan;
() [tung ayak (tepi)] davetsiz
misafir; (, )
[tung ba (bken, tumran)] aptal,
ahmak, anlaysz;
() [tung yrek (timer)] his
siz, souk kalpli; [tung

kolak] sarlk taslama;


[tung ken] cahil, hissiz, duy
gusuz
, [tunggak,
tunggalak] donmu kar (amur)
- [tungdr-] dondurmak;
- [tungdra t-] bir
ka dondurmak
- [tungkay-] domalmak
- [tungkayt-] domaltmak
[tunglk] 1. donluk; 2.
donukluk
[tungu] donma;
[tungu noktas] suyun don
ma derecesi
- [tung-] donmak, buz tut
mak; - [tunga t-] bir
ka donmak
[tf] fu (tkrme nlem i)
[tz] tkz, dolu O
[tz totu] sktrmak;
[tgzga kil] acele
ye gelmek
- [tgzla-] 1. skmak,
bastrmak, tkzlamak; 2. acele et
tirmek; - [tgzlap
kert-] zorla sokmak;
- [tgzlap gar-] skarak
karmak, yerini almak
- [tgzlan-] 1. tkz ol
mak; 2. acele etmek
[tgzlatk] sk
trc
[tgzlk] tkzlk
- [tgldr-] tkmak; el
sokturmak, mdahale ettirmek;
yol, nehir, boaz vb. tkamak
[tglu] tklma; el sokma
- [tgl-] 1. tklmak; 2. el
sokmak; 3. mdahale etmek; 4.

333

yol, nehir boaz vb, tklmak


- [tn-] ok yemek, tkn
mak
- [ty-] men etmek
- [tk] tkmak, sokmak
[tknu] karma
- [tkn-] her yere ve
sze girmee almak, sokul
mak, karmak; el sokmak
- [tklda-] tk tk et
mek
-, - [tkldatrga, tkrdarga] tk tk ettirmek,
tkrdamak
- [tkrdatrga] tkrdat
mak
[tiyi] arka; cephe gerisi O
[tiyi ksese] cephe
gerisinde kendisine i uydurup sa
vatan kaytaran kimse
[tlaky] her yere ve
sze girmee, sokulmaa, kar
maa dkn kimse
[tlma] dilma, terc
man
- [tlmala-] szden
sze tercme etmek
: [tlmalk: tlmalk it-] 1. terc
manlk, tercmanlk etmek; 2. ge
reksizce anlatmaa almak
[tlsm] tlsm
- [tlsmla-] tlsmlamak
[tlsml] tlsml
[tlsm] tlsmc
[tmzk] 1. rzgrsz
(hava); 2. yava akan akarsu O
[ti
mizi k klne kort basar] yere ba

kan yrek yakan


[tmk] rzgrsz hava
I [tn] din, sakin
II [tn] nefes;
[tn yullar] nefes yollar;
[tn alu] nefes almak, dinlenmek;
- [tn al-] nefes almak, so
luu almak; - [tn bet-] ne
fessiz kalmak; - (-,
-) [tn kap- (ks-, ksl-)]
sratli yryten nefesi kapan
mak (kslmak); [tn bet] nefes darl, ihtinak;
- [tnn kur-] nefesi kavur
mak; ()
[tn algsz (kurg)] ok gergin;
[tn aldru] dinlendir
mek; [tn alma
tan] dinlenmeden; ()
[tn(narn) da almya] soluk olmadan;
;
[tn da kmy; tnnarn da garmylar] sessizce hareket etme;
[tnn arttan
alu] korkudan ses karmamak
- [tn-] dinmek
[tna] defa, kere
[tnal] 1. solu; 2.
dem {alma)
, [tng, tnglk] 1. sessizlik; 2. dinlenme vakti
[tngsz] endieli, ra
hatsz {kimse)
- [tngszla-] rahat
sz etmek, endielemek
- [tngszlan-] en
dieli olmak, endielenmek
[tngszlk] te
l, endie, heyecan

p-

334

- [tndr-] dindirmek, ya
ttrmak
: [tnl:
trl orkstr] nefesli sazlar orkes
tras
[tnlk] sessizlik; sakin
lik
[tnmastan] dinlen
meden; ara vermeden
[tnsz] sessizce, grl
tszce O - [tnsz it-]
hayran brakmak; (-) [tnsz kal- (bul-)] hayran
lktan nefessiz olmak
[tnu] boucu, bunaltc
[tnulk] boucu ha
va (scaklk)
- [tn-] bozulmak
[tn] din, rahat O
() [tn bul(gz)]
rahat ol, tellanma!;
[tn yok] iyi geceler;
[tn kary almy]
tarafsz olamaz;
[tn kngel belen] rahat
gnl ile
- [tnlan-] dinlen
mek, rahat etmek; susmak
[tnlandr-]
dinlendirmek; yattrmak
[tnlandrg] dinlendirici (mes. are, il)
[tnlap] dinlenerek
[tnlk] 1. sknet;
2. bar; [tnlk sye] barsever
[tnsz] telal, he
yecanl
- [tnszla-] rahat
sz etmek

- [tnszlan-] he
yecanlanmak
[tnszlanuan] heyecanlanmaya meyilli
[tnszlk] ra
hatszlk
[tn] durmak, nefes,
dinlenme; [tn bilgelere] noktalama iaretleri
- [tn-] sakinlemek, ra
hata erimek, durgunlamak
[tp] tap (nlem i );
[tp itep] tap etip
- [tp-tp] tp tp (nlem i)
[tprdavk] 1. aya
klar ile tap sesi karan (kimse)\
2. heyecanl, tell; 3. halk oyu
nunda bir figr
- [tprdan-] bulundu
u yerde ayaklar ile ses karmak,
zplamak
- [tprdat-] tprdat
mak, ayak stnde zplamak
- [tpr-tpr] tpr
tpr
- [tprn-] ayak dire
mek, direnmek
: [tray: tray
tib] bo gezmek
- [trakla-] tek ayak s
tnde seke seke gitmek
[trang] lgn aac
- [trklda-] tek ayak
ile seke seke yrmek
[trma] 1. trmk; 2. trmk
ile ileme zaman;
- [trma trmala-] trmk ile ile
mek
[trmav] trmk
[trmavl] trm

335

olan
- [trmala-] trmklamak
[trmalau] trmklama
- [trman-] 1. trmkla
mak; 2. trmanmak
[trma] tarla trmks
- [trma-] 1. trman
mak; 2. ok almak
- [trna-] trmalamak, tr
naklamak; - [trnap al-]
trnaklayp almak; [trnap beter-] trnak izi brakmak
[trmak] trnak;
[trnak gl] peygamber tr
na iei;
[trnak toyakllar] trnak toynak
llar; [trnak eze] tr
nak izi O (
) [trnak astna (tr
nana) leg] penesine dmek;
[tr
nak astnnan ker ezle] bir kimse
nin aybn bulmaya almak;
[trnak batru] tr
nak batrmak, almaa kastetmek;

[trnak blen de iyrttrme]
trnan bile dokundurmamak;
[trnak krset]
di gstermek, direnmek;
[trnak o kader
de] trnak ucu kadar
[trnakl] trnakl
- [trnan-] kendi kendine
kanmak
- [trna-] ok trmala
mak, trnaklamaya dkn olmak
[trp] dik, sivri
- [trpay-] kabarmak; ka

rtrlmak
- [trpayt-] dik (sivri)
durdurmak
- [trplda-] sabrsz
lkla tepinmek
-: - - (-)
[tr-pr: tr-pr kil- (it-)] zrt prt
gelmek
[trr] at durdurmak nle
mi,
- [trtay-] dnek olmak;
hindi gibi kabarmak
- [trt-trt] ksa adm
larla abuk yrme hli
-: - - [tr
tr: tr-tr ygr-] zrt prt yrmek;
- - [tr-tr it-] yerinde
duramamak
- [trk-trk] ksa
admlarla devaml yrme hli
[trldavk] moto
siklet vb.
- [trlda-] motosiklet
sesi karmak
- [trldat-] motosik
leti aktrmak
- [trm-tragay]
her tarafa, o yana bu yana;
- - (-) [trmtragay bul- (kil-)] darmadan ol
mak
[trs] kayn kabuundan
yaplma bardak, kk kova
[tr] zenli, alkan,
gayretli
- [tr-] ok almak,
zenmek
[trlk] alkanlk
- [trtr-] alarak
bulmak

--

336

-- [tr-trma-]
btn gcyle almak
- [trptrmap] zenip bezenerek
[tkan] san;
[tkan borag] san
bura; [tkan
koyrk] san kuyruu;
[tkan tans] san da
ns; [tkan ut]
fosforl aa O
[tkan aarlk ta] azack bile
yok;
[tkan ban yarrlk] (kiler, mut
fak vb.de) bombo
I [ti] d; - [tka k-] 1. dar kmak; 2. tuva
lete gitmek ,
[ttan al da
gl, kalgann zeng bel] dardan
al gl, kalann kendin bil;
, - [t yefek, ee
- kibek] d ipek, ii kepek
II [ti] hari, fazla;
[klasstan ti] snftan
hari; [plannan ti]
plndan hari, fazla
[tav] kstek
- [taula-] kstekle
mek
[taul] kstekli
[tkar] dar
[tk] dardaki;
[tk krene] d
grn; [tk yaktan] d taraftan (bakmdan)
- [tla-] dardan rt ile
rtmek, kaplamak, dlamak
[tlav] dardan rt
me, kaplama, dlama

[tlk] dardan rt
mek iin kullanlan malzeme, d
lk
[tta] dta
[ttan] dtan, dar
dan; ()
[ttan karavga (karaka)] d ba
kmdan, dtan bakldnda
[ta] d kabuk, kaplayc
[tyu] men etme, engelle
me, mani olunma
[tyulk] engebelik, set,
bent
[tngk] hm hm konu
an, burnundan konuan
- [tngklan-] hm
hm etmek, burundan sylemek
[tngklk] burnun
dan konuma hli
[tnglamas] sz din
lemez
- [tnglan-] dinlenmek,
kulak kabartmak
- [tngla-] dinlemek
[tnglau] dinleme
[tnglausz] sz ve
t dinlemez (ocuk vb.)
[tnglauan] sze
uyan (kimse)
[tnglauanlk]
sze uyan olma hli
[tnglau] dinleyici
talebe
[tyk] balya
- [tykla-] yk dengi yap
mak
[tylen] fok bal
[tyl'] tl
[tyrkologiye] tr

337

koloji
[tyaga] (araba) ekici,
traktr
[te] da /de, dahi
[tebe] kapan, san kapan
[tebikmek] tava ek
mei, tepsi ekmei
[tebrik] tebrik;
- [tebrik it-] tebrik etmek
- [tebrikle-] tebriklemek
[tebe] sahanda yumurta
[tebelderek] pedal
[tebenek] 1. bask, d
k, ksa; 2. tknaz [kim se)
- [tebeneklen-] ba
sk olmak, ksa olmak
[teber] bir cins kokulu bit
ki
[teve ko] deve ku
u
[tevekkel] tevekkl O
[tevekkel ta
yarr] tevekkl (kimse) ta da ya
rar
[tevekkellek] tevekkllk
- [tevekkelle-] mte
vekkil olmak
[tegayen] tayin
[tegayenlek] tayinlik
- [tegayenle-] tainlemek, tayin etmek
[tegam] taam, yemek, a
[tegbir] tabir;
- [tegbir it-] tabir etmek
[tegbirlerge] ta
bir etmek
[teglimat] nazariye,
teori

[tegerme] teker, te
kerlek; [teger
me bkene] teker mili O
[tegermeke ta
yak tgu] tekerine takoz (ta) koy
mak
[tegermele] tekerli
[tegerege] merdane
: [tegerey: tegerey len] eytan ara
bas otu
- [tegere-] tekerlenmek,
yuvarlanmak; - [tegerep kit-] tekerlenip gitmek;
- [tegerep k-] yuvarlana
yuvarlana kmak; [tegerep yat-] yuvarlanp yatmak
O [tegeregene aau] patlayncaya kadar ye
mek
- [tegeret-] 1. tekerlet
mek; 2. ykmak; [tegeretep kert-] yuvarlata yuvarlata girdirmek; [tegeretep kiter-] yuvarlata yuvar
lata getirmek; [tegeretep gar-] yuvarlata yuvar
lata karmak
[tedbir] tedbir
[tek] 1. tek, yle; 2. isiz
[tekaf] takat O
- (-, -) [tekat it- (kiter-,
tot-)] takat getirmek; - [tekat1 kor-] takati tkenmek
(kurumak); - [tekatne kort-] takatini kurutmak (t
ketmek)
[tekat' sez] takatsiz;
[tekat'sez bul-] ta
katsiz olmak

338

- [tekat'sezlen-]
takatsizlenmek
- [tekelde-] 1. yle yle
demek, tasdik etmek; 2. ok ko
numak
[teklif] teklif
[tekrar] tekrar
- [tekrarla-] tekrarla
mak
[tekva] takval
[tekvalk] takvallk,
takva
[tekdim] takdim;
- [tekdm it-] takdim etmek;
- [tekdim yasa-] ev
lenmeye teklif etmek
[tekdir] takdir;
- [tekdir it-] takdir etmek
[tekdirde] takdirde
[teke] teke;
[teke mgeze] 1. kei boynuzu
(b itk i)] 2. kei boynuyuzuna ben
zer; [teke ana] kk
kzak
[tetebber] tekebbr
[tekebberlek] tekebbrlk
- [tekebberlen-] ki
birlenmek
[tekellef] tekellf
[tekellefle] tekellft
- [tekelleflen-] tekellflenmek
[tekellefsez] tekellfsz
[tekellefsezlek] tekellfszlk
[tekerlek] 1. tavuscuk
kuu; 2. illi (kimse)

[telge] salkm
,
-
[telgelep, telge-telge] salkm
ile, salkm olarak, salkm salkm
[telinke] tabak, anak
O () [telinke
totu (yalau)] anak tutmak (yala
mak); [telinke totu] anak tutucu, dalkavuk;
[telinke yalau]
anak yalayc, yaltak
[telinkele] tabakl,
anakl
[telleteve] ulluk
[teleke] 1. ksa kesilmi
dal, sert denek; 2. elik omak
oyununda ksa denek; 3. aatan
yaplm halat balama yeri O
[teleke kzdru] 1.
dal paras ile srterek ate yak
mak; 2. gereksiz i ile megul ol
mak; [teleke tayag] ate yakmak iin kullanlan
denek
[tem] lezzet, tat; (-) [tem bir- (kert-)] lezzet
vermek; - [tem ker-] 1.
lezzet girmek; 2. bozulmak <>
- [tem tap-] lezzet bulmak;
() - [tem(en) tat-] tadna
bakmak; - [teme kit-]
lezzeti gitmek;
[temen belep] lezzetini bilerek (du
ya duya); - (-)
[temen ciber- (kiter-)] tadn kar
mak
[temam] tamam;
- [temam bul-] tamam olm ak;
- [temam it-] tamam et
mek

339

- [temamlan-] tamam
lanmak
[temamlanmagan] tamamlanmam;
[temamlanmagan tken zaman] gr. ta
mamlanmam gemi zaman
[temamlan] ta
mamlan
- [temamla-] tamamla
mak
[temamltk] gr. cm
lede nesne;
[temamlk cmle] nesne cmlesi
[temg] a gzllk, ar
arzu <> [temg suzu]
a gzllk yapmak
[temle] tatl, lezzetli O
[temle
nerse kp bulmy] lezzetli eyler
ok olmaz; [temle
tamak] azn tadn bilen;
[temle telle] tatl dilli
- [temle-tatl] lez
zetli tatl
- [temle-toml] lezzetlendirici, tatl
- [temlender-] lez
zetlendirmek
[temlep] lezzet duya
duya
- [temle-] tadna bakmak
[temletke] lezzetlendirici
[temsez] lezzetsiz, tat
sz O [temsez telte] ac dilli
[temsezlek] lezzet
sizlik
- [temszlen-] lez-

zetsizlenmek
- [temsezlene-]
karlkl az kavgas etmek
- [temsezle-] lezzetsizlemek
- [tem-tom] lezzet ve tat
veren nesneler
[temug] tamu, cehennem
O [temug gazab]
cehennem azab;
() [temug kiseve (ukmar)] cehennem sopas, grz;
[temug ut] cehennem
atei; [temug utn]
cehennem odunu, gnahkr
[temeke] ttn, sigara
vb:, () [temeke gl()] yapra ttn gibi olan bir cins
ev iei; [temeke kabzu] sigara yakmak;
[temeke kegaze] siara
kd; [temeke
savt] sigara kab, tabaka, ttn
tabakas; - [temeke
tart-] sigara imek;
[temek tpege] izmarit;
[temeke yang]
ttn kesesi
[temekee] sigara ti
ryakisi
[ten] ten O - [ten
kun-] etlenip butlanmak; [ten sat-] fahielik (orospuluk)
yapmak
[tenbih] tembih
[tenkiser] yapra
keskin bir cins bitki
[tenkyt'] tenkit;
- [tenkyt it-] tenkit et
mek, eletirmek;

340

[tenkyt' kznnen] tenkit


gznden (gz ile) O
[tenkyt'ten tben] ten
kitten aa
- [tenkyt'le-] tenkit
etmek
[tenky'te] tenkiti,
eletirici
[tenkytel] tenki
de dkn
[tenek] ak yuvar veya
al yuvar
[tenefes] teneffs
[tepi] hayvan ve ocuk
aya; - [tepi bas-] adm
atmak; - [tepi yre-] y
rmeye balamak; - [tepi
kit-] (ocuk vb) bir ka adm at
mak, yrmee balamak
[tepile-] ocuk yrmek,
yaya yrmek
- [tepi-tepi] yayan; - - [tepi-tepi yre-]
(ocuk) yrmee balamak
[tepie] 1. kk ayak;
2. yaz mevsiminde kuru ve yere
yapan ot
[tepke] kk apa
- [tepkle-] (kk capa
ile ) apalamak
- [tep-tep] 1. tp tp y
rme hli; 2. apalama hli; - [tep- tep it-] 1. yrmek;
2. apalamak
- [tepele-] tepelemek
- [tepole-] tepelemek
[t ] aatan ar ko
van gibi yaplan ve iine bal, ya
koymaa yara\an f;
[tepen ba ! fdan iki veren

kimse
- [teperle-] buruturmak
[tepe] 1. harmanda ba
ak dvmek iin kullanlan ksa
sopa; 2. ksa sopa, cop
- [tepele-] sopa ile vur
mak
[terbiye] terbiye;
- (-) [terbiye bir- (it-)]
terbiye vermek (etmek);
[terbiye krmegen] ter
biye grmemi
[terbiyevi] terbiyev
[terbiyele] terbiyeli
[terbiyelelek] ter
biyelilik
[terbiyele] terbiyelemek
- [terbiyelen-] terbiyelenmek
[terbiyelene]
terbiyelenici
[terbiyesez] terbiye
siz
[terbiyesezlek]
terbiyesizlik
[terbiyee] terbiyeci
[tere] 1. ha; 2. ikon;
[tere pohod] hal seferi
O [tere baganas]
ha konmaa yarayan stun;
[tere tabaga] ha
tamak iin kullanlan sopa
[tertip] tertip;
[tertip blen] tertip ile;
[tertip bozu] ter
tip bozucu; [tertip
san] tertip says, dereceleme sa
ys; - [tertip sakla-]
emniyeti korumak; yp

341

- [tertip urnatr-] emniyeti


korumak; - (-)
[tertipke kil- (ker-)] tertibe gelmek
(girmek); - (-,
-) [tertipke kiter- (sal-, krt-)]
tertibe koymak (sokmak)
[tertipl] tertipli
[tertiplelk] tertip
lilik
- [tertiple-] tertiplemek
[tertipsz] tertipsiz
[tertipsezlek] ter
tipsizlik
- [tertipszlen-]
tertipsizlenmek
[terte] araba oku;
[terte bav] araba oku ba
[tertege tib] pro
testo etmek, ii bozmak, dzeni
bozmak; [terteden
gu] dzenden kmak;
[terten boru] istikamet de
itirmek; [ter
ten sndru] kzmak, hrslanmak;
[tertes
zirkten kska] abuk fkelenen
(kimse)
[tereze] pencere;
[tereze gmbez]
pencere kemeri;
[tereze kapka] pencere kapa;
[tereze ksas]
ereve; [tereze
Perdes] pencere perdesi;
[tereze tbe] pencere kenari [tereze yangag]
Pencerenin iki dik yanndan her
biri, ske
[terekky] terakki;
- [terekky it-] tepakki

etmek
[terekky] terak
ki taraftar
[terenc] turun
[teret] taharet, tuvalet
[tere] morina
[tere] didiklenmi ken
dir elyaf; [tere ta
ra] keten tara
[terel] taranm yn
ve onun takld sopa;
[terele kaba] taranm yn
kabas; [terele
ss] taranm lif
- [terele-] yn vb. ta
ramak, temizlemek
[tercme] tercme;
- [tercme it-] terc
me etmek
: [tercmeyi: tercmeyi hel] tercm-i
hl
[tercme] terc
man, mtercim
[tebih] tespih;
- [tebih tart-] tespih ekmek
[tet] tetik
- [tet-] ksmet olmak
, [tetldk, tetldevk] abuk ve ok ko
nuan (kimse)
- [tetlde-] abuk a
buk ve ok konumak
[teti] 1. iek gibi gzel
nesne, oyuncak;, 2. gzel;
[teti kul] sa kol ve el;
[teti kpe] gzel ve kovukl bir cins bitki
- [tetilen-] 1. gzelle
mek; 2. kendine gzel gstermek

()

342

() [tete(y)] 1. gzel abla;


2. fahie O
[teteyler yort] genelev
- [tefkelde-] fino k
pei gibi rmek, ses karmak
[tefsil] tafsil
[tefsille] tafsilli, tafsi
ltl
[tefsillep] tafsilleyerek
[tefsir] tefsir
[tefti] tefti
[tehet] taht;
- [tehetke utrt-] tahta kar
mak; - [tehetten
ter-] tahttan indirmek
[tevi] tevi O
- (-) [tevike
sal- (ter-)] tevike salmak (trmek)
[tevile] tevili
- [tevilen-] tevie
dmek
[tekil] tekil;
- [tekil it-] tekil etmek
[te'min] temin;
- [temin it-] temin etmek
[te'minat] teminat,
bulma
[te'minatc] temi
nata
[te'sir] tesir; [te'sir it-] tesir etmek;
- [te'sir kaldr-] tesir brakmak
[te'sirl] tesirli
- [te'sirlen-] tesirlennek, tesir almak
[te'sirlenen]
tesirlenmeye dkn, duygulu
[te'sirlen-

_________
enlek] tesirlenmeye dkn olma
[teessorat] tesirat,
tesirler
[te] ilk
[tebe] tvbe; -,
- [tebe it-, tebege
kil-] tvbe etmek, tvbeye gelmek
[tege] ilki, birinci
[telek] bir gece bir gn;
[telk saen] her
gn ve gece
() [telekle(k)] yirmi
drt saatlik
[teleklep] yirmi drt
saat boyunca
[teleklere] pek
ok gn ve gece boyunca
[terat] tevrat
[tefik] tevfik, edep O
[tefik iyesi] tevfik
sahibi, edep sahibi;
- (-) [tefikka kil- (utr-)]
edepli ve hayl olmak
[tefikli] edepli ve
hayl
[tefikllk] edeplilik
[tefiksz] edep
siz, serseri
() [tec(e)] at arabasnn
okundan tekere balanan zincir
[tecel] acele
[tecribe] tecrbe, de
neme
[tecribele] tecrbeli
[tecribesez] tecr
besiz
[tecribesezlk]
tecrbesizlik

343

[tecribee] tecrbe
(deneme) yapan kimse
[tenggel] 1. seviye; 2.
d e n k lik

, [tenggele, tenggelende] dengi, denginde;


- [tenggel kil-] denk
gelmek
[tenggellek] denklik
[tengk] 1. maden para,
pul; 2. para birimi; [tengke kanatllar] kelebekgiller; [tengke
sal] (oyunda) para koyma;
[tengke tireleler]
pul derililer; [tengke
cuvar] benekli at;
[tengke yafrak] pul yaprak
[tengkel] pullu
[tenre] tanr
[teharet] 1. teharet; 2.
abdest; - [teharet al-]
abdest almak; - [te
haret sn-] abdesti bozulmak
[tbende] dibinde, esa
snda
[tbenee] dibine ka
dar, derinlemecesine
[tbt] byk gvdeli o
ban kpei
-: -
[tb-tamm: tbe-tamr
blen] dibine kkne kadar, k
knden (mes. kazm ak)
- [tbe-] (gz, tfek vb.)
dorultmak, dikmek; [tbep kara-] gz dikip bakmak;
- [tbep kil-] mahsus
9elmek
[tbek] diyar, ile, yre

- [tbel-] 1. ynelmek; 2.
gz dikmek
[tgel] tam doru
[tgellek] tom doru
luk
[tgellksz] tam
doru deil, dzeltilmee muhta
- [tgelle-] 1. tketmek,
tamamlamak; 2. (ifa d e yi) dzelt
mek
[tgellengen] ta
mamlanm
- [tgellen-] tamam
lanmak
[tgelszlk] 1.
yanl, yanllk; 2. gecikme
-1[tyl-] ezilmek
-1[tyl-] dmlenmek
[tylgen] dvlm,
un gibi edilmi
[tyn] dm
- [tynle-] dmlemek
- [tynlen-] dmlen
mek
[tynlen] dmleni
[tynk] boha
[tyr] hamur, yemek vb.
iinde dm halinde kalan tortu,
yumru O [tyr tl]
zehirli (kinli) kimse
[tyrl] dml, tortu
lu, yumrulu
[tyrllk] dmllk, tortululuk, yumrululuk
[tyrtamr] kkn
de yumrular olan bir cins bitki
[tyrk] dmck,
yumrucuk, tortucuk
[tyrkl] dm-

344

ckl, tortucuklu, yumrucuklu


[tz] dz; [tz
gedele] doru gvdeli;
[tz lapas] ahr
- [tz-] kurmak, ina et
mek, yapmak
[tzek] dzgn, dzenli
[tzklk] dzenlilik,
dzgnlk
- [tzklen-] dzgn
olmak
- [tzeklender-]
dzenlendirmek, dzgnletirmek
- [tzl-] kurulmak, yapl
mak, ina edilmek
[tzele] inaat
[tzelme] yap
[tzlek] doruluk
- [tzle-] dzlemek, doru
etmek
- [tze-] nian almak
- [tzey-] dorulmak
- [tzeyt-] dorultmak,
dzgn yapmak
- [tzel-] 1. dzelmek; 2.
iyi olmak
[tzelmes] (.yara vb.)
iyilemez
[tzelmeslek] (ya
ra vb.) iyilemezlik
- [tzelt-] dzeltmek
- [tzet-] dorultmak, dz
gnletirmek, dzeltmek
[tzetelgen] dzel
tilmi
- [tzeten-] klk kyafe
tini dzeltmek
[tzetme] 1. dzeltme;
2. tashih
[tzet] 1. tamir edilme,

onarlma; 2. dzeltilme, tashih


edilme
[tzee] nianc
[tz] 1. ina etme; yapm;
kurma; 2. tekilt yapma
- [tz-montaj] pikay-montaj
[tze] inaat, teki
lt
- [ty-] ufak etmek, dvmek
[tyge-] havan tokma
- [tygle-] tokmak ile
dvmek (un ufak etmek) O
[tygelep
tutrlgan] tk tk doldurulmak
[tygen] dvlm, ezil
mi
[tyme] dme O
[tyme boron] dme
burun; [tyme
tymi] usta, mahir;
[tymeden dye
yasau] dmeden deve yapmak,
pireyi deve yapmak
- [tymelen-] dme
lenmek
- [tymele-] dmele
mek
- [tyne-] 1. dm yap
mak; 2. bohalamak
[tyneg] dmleyici
- [tynel-] dmletirilmek
[tk] ty, kl
- [tkr-] tkrmek O
[tkr bana] tkr
yzne, brak!; - [tkerep kara-] tkrp bakmak;
[tkerep te birmi]

345

ta asmyor
[tkerk] tkrk;
[tkerk savt] t
krk hokkas;
[tkrek len] tkrk otu O
[tkerk kene] t
krk kadar, pek az;
() [tkeregen
(tkerekleren) yotu] tkrn
yutmak, yemek yemek istemek;
() (
) [tkerek(leren) eep (eretp)] tkrk saarak, ok fke
lenerek
- [tkerekle] tkrklemek; - [tkereklep beter-] tkre bomak
- [tkeren-] 1. saa sola
tkrmek; 2. fkelenip kendi ken
dine tkrmek
- [tkere-] karlkl t
krmek
- [tkert-] tkrtmek
[tkle] tyl;
[tkle kzlut] bir cins tyl bit
ki [tkle
ayagng belen] ho geldiniz
[tkletura] aya ty
l bir cins uucu bcek, yabani ar
[tkse] 1. yz tyl; 2.
mec. ask suratl
[tksel] her taraf tyl
[tkselek] ask surat
llk
[tksellek] tyllk
-, - [tkselen-,
tokser-] ask suratl olmak; tylen
mek
[tke] tyck
[tkeleler] tyckKulak

l bitkiler
- [tken-] tkenmek
[tlke] tilki;
[tlk gmbese] tilki manta
r; [tlke koyrk] tilki
kuyruu bitkisi O
; [tlke
may srt; tlke ulpasn e] tilki
orbas imek, aldatmak, kandr
mak
[tlkelek] tilkilik, hi
lekrlk
- [tlkelen-] tilkilenmek, hile yapmak, yalan sylemek
[tmse] ksk kl, snk
[tmen] esk. tmen;
[tmen trle] ok
trl, on bin
[tn] gece, akam;
[tn bal] gece su st
ne kan bir cins balk; ()
, [tn(e) buy, tn
kata] gece boyunca;
[tn gle] gecesefas;
, [tn kargas, tn kgerene] kei saan
kuu; [tn kbelege] pervane; [tn
lan] bozdoan;
[tn mileuese] salep;
- (-), - [tn uzdr(tker-), tne-] gece geirmek;
[tn urtas] gece yar
s; - [tn utr-] gece otur
mak, gece boyunca almak;
- [tn k-] gece geirmek;
[tnge kar] gece
ye doru (,
) [tn ko (periye, yabalag)] gece kuu, gece uyumayan

____________ 346
kimse;
[tn perdese astnda] karanlkta;
,
[tnne knge, knne tnge yalgap] geceyi gndze katarak;
[tnneng tn
buyna] gece boyunca;
[tnboyok] beyaz nilfer
[tnboykalar]
nilfergiller
[tnge] gecelik, gecedeki;
[tnge lampa] gece
lmbas, idare
[tnn] gecede
[tnlek] gecelik
[tnle] gece vaktinda; O
[tnle tugan] gece
domu, karanlkta domu, akl
sz
- [tnle-] {biryerde) yatya
kalmak
, [tnletp, tnneletep] gece vakti, gece
leyin
[tnneren] gece vak
tinde, geceleri
[tnozn] gece boyun
ca
[tntek] somurtkan
- [tneklen-] somurt
mak
[tnyak] kuzey;
[tnyak balk] kuzey
parlts
- [tnyak-knbat] kuzey bat
- [tnyak-kng] kuzey dou
, [tne, tnegen]
bir gn nce,dn

-1[tne-] tnemek
- II [tne-] alkollenmesi iin
beklenilmek, mayalanmak
-1[tnet-] tnetmek
- II [tnet-] mayalatmak,
alkollendirmek
[tnetme] eriyik
[tp] 1. dip, ktk; 2. esas;
, [tbe, tbende]
altnda; [tp akazan] esas mide; [tp
ba] kesik aa dibi;
[tp koda] gelin veya damadn
kendi babas; [tp
nshe] esas nsha;
[tp ynele] esas yneli O
[tp bana utrtu] aldatmak;
[tp bana utru] aldanmak;
[tp yort] gelin veya da
madn anne babasnn evi;
[tpke kit] batmak;
[tpke ciber] dibe gn
dermek, batrmak;
() [tpten yuan (kkan)]
btnyle iman
[tpke] 1. derindeki; 2.
koumdaki esas {a t)
[tpkel] 1. derin yer; 2.
merkeze uzak yer
[tple] mec. makul, zeki
- [tple-] 1. diplemek; 2.
dip koymak; 3. {kitab vb.) ciltle
mek
[tpllk] zekilik
[tplem] bir ciltte bulu
nan bir ka kitap, klsr
- [tplen-] 1. d ip le n m e k ;
2. yerlemek
[tpsez] 1. dipsiz; 2. te

347

melsiz, esassz, ispatlanmam;


[tpsez umarta]
dipsiz ar kovan, f
(, ,
) [tpsez arbaga
(anaa, kymege, umanga) utrtu] aldatmak;
(, ) [tpsez
(arbaga anaa, kymege) utru]
aldanmak; [tpsez
mike] dipsiz f, masrafl i
[tpsezlk] 1. dipsizlik; 2. esasszlk, temelsizlik
[tpse] 1. (kap kasak vb)
altlk; 2. iraze
[tpte] aslda, esasnda
[tpten] esastan, dipten,
derinden
- [tpe-] bir meselenin
dibine kadar inmek, etraflca ara
trmak
- [tpen-] aratrmak,
incelemek
[tpek] 1. en son o
cuk; 2. izmarit;
[tpek yafrak] esas yaprak dibin
de ortaya kan kk yaprak
[tr] tr
- [tr-] sarmak, sarmalamak
[trara] trler aras
[trbe] trbe
[trg] 1. drc let;
2. ta yaprak
[trgek] drm, paket
- [trgek-trgek]
drm drm
[trde] trda, ayn
trden
[trdelk] trdaayn trden olma hli

[trek] 1. Trk, Trkiye


Trk; Osmanl; 2. Trk;
() [trek hatmi (k
z)] Trk kadn (kz)
[trekmen] Trkmen;
() [trek
men hatmi (kz)] Trkmen kadn
(kz)
[trekmene] Trkmene
[treke] Trke
[trem] drm
- [tren-] brnmek, r
tnmek
[trkem] 1. ayn cins
nesneler grubu; 2. toplum
[trkemle] toplu
- [trkemle-] grupla
trmak, tasnif etmek
-, - [trkemlen-, trkemle-] grup hline
gelmek, tasnif edilmek, toplan
mak, toplamak
,
,
- [trkemlep, trkemleep, trkem-trkem] grup
drup

[trkemelek]
grupuluk
[trkme] alt grup
[trki] 1. Trke it; 2. eski
Tatar trkesi
[trkie] eski Tatar
edeb dili
[trle] trl, eitli;
[trller] her trl, eit
eit; [trle tsle]
trl (eitli) renkli;
[trle yullar belen] her trl
yol ile

348

[trllk] trllk
- [trllendr-] eitlilendirmek
- [trlelen-] eitlen
mek
- [trl-trl] trl
trl
[trle] trl ekilde

[trlendrg]
gr. isim ve fiil ekim eki
- [trlender-] 1. gr.
isim ve fiil ekimi yaptrmak; 2. de
itirmek
- [trlen-] 1. gr. isim ve
fiil ekimi yapmak; 2. deimek
[trlene] gr. isim ve
fiil ekimi
:
[trlen: trlen beyrem] deitir
me: yeni yl bayram
[trlenen] tr de
itiren
[trme] hapishane
[trmece] gardiyan
- [trt-] drtmek, sokmak,
saplamak; - [trtp
krset-] parmak ile gstermek;
- [trtp ti-] drdp
delmek; - [trtp
ter-] itip drmek;
- [trtp gar-] itip karmak;
- [trtp ciber-] itip
gndermek O
[trtseng avarga
ilrge tora] drtsen hemen yk
lacak
- [trtl-] kendini soku
tur
- [trtn-] ha karmak
[trtk] nokta

.
[trtkel] noktal
, [trtme, trtmel] drtme, drtmeli, dikenli
- [trttr-] 1. drttrmek;
2. kinayeli sz ile tenkit etmek
[tre] alt tr
[tren] saban demiri;
[tren syek] gs ke
mii
[trenl] saban demirli
[ts] renk; [ts
birme] renk vermemek
[ts alu] rengini almak, ek
line gelmek; [ts bir] 1.
renk vermek, ak vermek; 2. ren
gi solmak; [ts bozu]
rengi atmak, fkelenmek;
() [ts kau (kit)] (y
znden) rengi kamak;
() [ts kr (kunu)] rengi gel
mek; [ts tgl] yak
maz; [ts kakan]
rengi kam, umu;
[tsn de krme] yzn
bile grmemek;
[tsn yugaltkan] rengini karm;
, [ts t
gl, tsng tgl] yakmaz; , - [ts-ba, tskyefet] grn, klk, kyafet
I [tsl] renkli;
[tsl tenller] kzlderililer
II [tsl] gibi, benzer
[tsmr] 1. ait renk; 2.
at rengi, donu
- [tsmrlen-] belir
mek
- [tsmrle-] kyafetin
den hatrlamak, rengini hatrla

349

; renk vermek
[tssez] renksiz
- [tssezlen-] renksizlenmek
[ttn] duman;
[tten bolt] duman bulu
tu; - (-) [tten
kaytar- (gar-)] duman karmak
(tepmek); - [tten sal-]
duman salmak; [tten
yul] duman borusu
[tten bulp ou] duman
olup umak, yok olmak;
[tten sanau] tembel
kimse; [t
ten tav tottru] yerine getirilmez
sz vermek; [tten
ciber] gzel szler ile aldatmak;
() [ttene dres a (yri)] duman
doru kar (yrr)
[ttnle] dumanl
- [ttnlen-] duman
lanmak
- [ttnle-] dumanla
mak, duman karmak
[ttnsz] dumansz
[ttnsu] duman ren
ginde
-, - [ttkez-, ttker-] yettirmek, yetirmek
- [tte-] dumanlanmak
- [ttesle-] ttslemek
[ttetk] ttslk
[tte] tts mantar
I [t] 1. tuzsuz; 2. mayaS|z; [te koymak]
hayasz hamurdan yaplan ye^ek; [te kamr]
hayasz hamur; [te

torma] tatl turp; [te


iye] tatl kiraz <> [t
telle] tatl dilli;
[t tllen] tatl sz sylemek
II [t] sraca;
[t avru] sraca hastal
[tlk] tuzsuzluk;
mayaszlk
- [tlendr-] 1.
mayaszlatrmak; 2. mec. tatllandrmak
- [telen-] 1. mayaszlanmak, tuzsuzlanmak; 2. gzel
davranmak
- [te-m] maya
sz falan
[tkltm] tad tuzu
biraz az
- [tkr-] haprmak
[tkrk] haprk;
[tkrk ut
len] haprk otu
- [tkrn-] ok defa
haprmak
- [tckrt-] 1. haprt
mak; 2. bir kimseyi fkelendirmek
[tlgen] 1. svl bir
cins bitki; 2. aataki bol z su;
[tlgen
konggz] aa kabuunda yaa
yan bir cins bcek
I [t] d, rya O
[t kr] d grmek, rya
grmek; [t yurag] d tabiri kitab, tabirname;
- [tke kr-] ryaya
girmek O [t kbk]
d gibi;
[tne de krmegen] ryasna bi
le girmemi

350

II [t] le vakti;
[tten song] leden sonra;
[t aldnnan]
leden nce; [t vakt] le vakti
III [t] kabuklu yemilerin
ii, .ekirdek; [t
kortk] ekirdek kurtu vb.\
[t reaktor] ekirdek
(atom ) reaktr
IV [t] yer, ke, taraf
- [t-] dmek; inmek;
[tp kalgan] dp
kalm
I [tm] kr, gelir
II: [tem: tem kilee] gr. akkuzatif
hli; [tm ynel] gr. edilgenlik
[tmle] para kazan
mak msaadesi olan
- [tn-] iyi anlamak
- [tndr-] iyi anlat
mak
[tnk] meyus, mell
[tenklk] hznllk
[tne] anlam; d
nce
- [tr-] 1. drmek; 2.
para kazanmak; 3. biraz iki i
mek
[trlme] dey;
alalan
[tk] le vaktindeki;
[tk a] le yemei
[tklk] lende
yenen yiyecek
I [tlk] dlk, rya-

lk, tabirname
II [tlk] lenlik
- [tlen-] ihtilm olmak,
sayklamak
[tlen] ihtilm olma,
sayklama
[tme] stten alta do
ru
[tk] kk ekirdek
- [tye-] yklemek
[tyeg] ykleyici
[tyelgen] yklenmi
- [tyel-] yklenmek
- [tyen-] kendi kendine y
klenmek
[tye] hammal, yk
leyici
[tbe] 1. tepe; 2. ev ats;
[tbe yabu] at ya
pcs; [tbe cir] yksek
yer O [tbes
kkke tiy] ba gklere demek;
[tubes tiek] dili
anlar; [tbesennen akan] bandan am
- [tbele-] tepelemek, te
pesine vurmak
[tbeleme] tepeleme
ylm
[tbele] tepeleme, bir
birine vurma
- [tbele-] tepelemek, vurumak
[tben] aa;
[tben am] nehrin aa
taraf; [tben taba]
aa doru; [tben y]
aa ev; - [tben t-]
inmek O
[tben avl tlere re] aa kyn

351

kpekleri ryor; karnm gurulduok am


[tbenge] aaya
[tbende] aada;
[tbende
kul kuyular] aada imzas bu
lunanlar; [t
bende eytlgen] aada sylenen
[tbendeg] aa
daki
[tbendege]
aadaki gibi
[tbenlek] 1. aa
ova, alak ova; 2. alaklk
[tbennen] aadan
- [tbensen-] kendini
aa grmek, kmsenmek
- [tbenset-] km
setmek, aalamak;
[tbensete torgan] ha
karet edii
[tbenten] yere yakn
[tbenlk] alak
gnlllk;
[tbenlk blen] alak gnll
lk ile
[tbenlkl]
alak gnll
- [tbeney-] aaya y
nelmek, alalmak
- [tbeneyt-] alaltmak
[tbetey] tepe giyimi,
takke; [tbetey
karta] ikembe
[tgl] deil
- [tgl-] dklmek
[tglgen] dklm
[tgnt] dknt
[tgeney] sr
- [tgeney-tge-

y 0r,

ney] sr arma nlemi


[tgerek] 1. deirmi, yu
varlak, 2. aratrma grubu;
[tgerek yzl] deirm
yzl; [tgerek
pk] yuvarlak bk O
[tgerek stel] deirmi ma
sa, yuvarlak masa, kk toplant
[tgereklk] deir
milik, yuvarlaklk
- [tgerekle-] 1. yu
varlaklatrmak; 2. tamamlamak,
bitirmek, toplamak
- [tgereklen-] 1. yu
varlaklamak; 2. tamamlanmak,
toplanmak
- [tgereklet-] 1. yu
varlaklatrmak; 2. tamamlatmak,
toplatmak
[tgereklk]
heveskr aratrmaclk
- [tz-] dayanmak, sabr et
mek O [tzgen
tz ind] biraz daha dayan;
[tzep kne tor] dayana
bilirsen dayan!;
[tzp torgsz] ekilmez;
[tze almaslk] daya
nlmaz; [tzer hel kalmad] dayanmaya hl
kalmad
[tzem] dayanma, daya
nkllk
[tzml] dayankl
[tzmllk] daya
nkllk; [t
zmllk blen] sabrla
[tzmsz] dayank
sz
[tzmszlk] da

352

yankszlk;
[tzmszlk belen] sabrszlkla;
- [tzmsezlek blen kt-] drt gzle bek
lemek
[tzmszlenp] dayankszlanarak
[tzmeslk] dayanl
maz
[tzerlk] imdilik da
yankl
[tk] yk,denk
- [tk-] dkmek
[tklde] tk tk etmek
- [tkmi-emi] bir
kimsenin dedii aynen ( syleme)
[tl] dl; [tl cyarga] dl toplamak
- [tle-] demek; [tlep al-] satp almak;
[tlep btrgsz] de
mekle bitmez ( b or )
[tleme] ok zararl bir
sr hastal, sr vebas
[tleme] (borcu
n u ) adede demeyen
[tle] 1. deme; 2. sal
ma; - [tle tle-] vergi
vermek
[tlel] demeli
[tlesz] bedava
[tle] deyici
[tmgek] tmsek O
- [tmgekn tau it-]
tmsei da yapmak, abartmak
[tmgekl] tmsekli
[tmgeklk] tmseklik
[tmer] 1. ksa tomruk,
yarlmaz tomruk; 2. anlaysz

kimse
- [tn-] dnmek
- [tndr-] dndrmek
[tndrba] bald,
ran
- [tnter-] dndermek,
dndrmek
[tnterge] dndr
c let
I [tp] posa, kspe
II [tp] (ocuk) dme n
lemi; - [tp it-] ( ocuk) d
mek, yklmak
[tr] evde ba ke;
[tr baka] evin yanndaki
bahe O [tr ba] evde
ba ke
[trg] evde ba kedeki
[tre] 1. bakan, memur;
2. tre, kanun
[trelk] bakanlk
[ttk] ddk
, [tti, ttey] teyze,
teyzecik
[tte] 1. dvd, balta tersi;
2. dipik
[ttel] sebze tarh
[tterem] eyrek
-, - [t-t, t-tt] tt
dt nlemi, (b ir e fi karmak an
lamnda
[te] srlar kovma nle
mi
[t] d; [t
bav] gs ba; [t it]
gs eti; [t kse] ya
ka cebi <> - [t kiyer-]
gs germek
[tke] yzlm hay
van gvdesi

|]6

353

[tlek] dlk
- [te-] demek
[tek] dek O
- [tek yangart-] yeniden

-
evlenmek; [tekte
yatu] lmeye yatmak
- [tek-yastk] dek yastk

y-

354

- -

- [u-] 1. ovmak; outurmak; 2.


ykamak
- [ual-] ufalanmak
- [uala-] ovalamak
[ualuan] ufalanr, ufa
lanmaya meyilli, ufalanmaya hazr
- [ubl-] (yer) kmek, g
mek
[ubalk] eski meskn
yer, ren yer
[ublma] km yer
[ubr] 1. obur; 2. kt ruh;
[ubr ut] 1. obur otu; 2.
ani kan ate
[ubrl] kt ruhlu O
[ubrl kark]
oburlu kar, al kars, cad
- [ugala-] oalamak, ova
lamak
- [ugalan-] oalanmak,
ovalanmak
[uglan] 1. evlenmemi er
kek; 2. esk. hassa askeri
[uglevod] karbon hidrat
[uglvodorod] hid
rokarbonat
[uglrod] karbon
[uglrodl] karbonlu
[ugr] hrsz
I [ugz] az st
II [ugz] Ouz
[ugl] oul
[ug] rende
[udar] darbe, vuru
I [udarnik] tetik inesi

-
II [udarnik] resm ok
iyi alan kimse
[udamiklara]
ok iyi alanlar gibi
[udarniklk] resm
olarak iyi alkanlk
- [uyl-] oyulmak
- [uyldr-] oydurmak
[uylma] oyuk, oyulma
[uyl] oyulma, oyulu
[uym] oyum, oyuk, yark
[uymtk] oyuk yer
[uymtkl] oyukl
- [uym-uym] oylum
oylum
[uyn-] 1. oyun; 2. aka; 3.
kt oyununda kor O
[uyn gna] ok kolay;
[uyn tgl] oyun deil, cid
di; - [uynga al-] akaya
almak; - [uynnan uymak k-] akadan ktlk
kmak
- [uyn-klk] oyun
bazlk, oyun ve glnlk
- [uynl-nl] akal gerek
[uynsz] aka deil
[uynt] oyuntu
[uyntk] oyulm yer
[uynak] oynamaya d
kn, oyunbaz
[uynaklk] oyun
bazlk
[uyn] oyuncu
[uynk] oyunak ^
() [uynk kebek (ikll)] oyunak gibi
-: -
[uym-n: uyn-cn brge] oyunu

355

da gerei de bir
- [ujarlan-] kudurmak;
bulanmak
- [uz-] 1. yandan gemek; 2.
(zaman, mi) gemek; 3. yarta
vb. geride brakmak, yenmek
[uzaman] 1. oyunda ba
kan; 2. ampiyon
[uzardan] kouda yar
arak
[uzgan] gemi, geride
kalm; [uzgan g
mer] gemi mr, geride kalm
mr; [uzgan za
man] gemi zaman O
[uzgan ber] kardan karya ge
enlerden her biri; [uz
gan e] gemi i;
[uzgan eke salavat]
gemi ie ancak salavat getirilir,
gereksiz
- [uzgan-bargan]
gelip gemi
[uzgn] 1. geici; 2. ileri
giden
[uzgn] 1. gelip gei
ci; 2. yolda yryen (kimse)-, 3. ile
ri gtrc
- [uzdr-] 1. geirmek; 2.
zaman (mr) geirmek
- [uzdrp ciber-] 1. al
drmamak; 2. stnln gster
mek
[uzdr] (a t) yar
, [uzdrtan, uzdrp] yararak
[uzel] kavak, merkez
- [uzn-] haddini amak, s
nrdan kmak
- [uzndr-] haddini a

trmak, snrdan kartmak


[uz] 1. yar; 2. geme,
gei
- [uz-] yarmak
[uzly] geerken
[uztan] "yaralm"
denilerek
[uz] kouda vb. ya
r
I [uy] dnme , fikir, hatr,
akl, hayal, tasavvur, niyet
(, ) [uynda
(uymda, uyda) da yuk] hayalimde
hi yok; [uyndag telende] fikri ne ise zikri de o;
- [uy tot-] tasavvur etmek;
[uyga da almy]
hayaline hi getirmiyor; (-) [uyga kal- (tal-)] dnceye
gelmek, hayle dalmak; (-) [uyga um- (bat-)] derin
dnceye dalmak (batmak);
- [uyga kil-] dnceye (tasav
vura) gelmek; - [uyda
tot-] aklda tutmak
II [uy] ova
- [uy-] oymak
[uygur] Uygur
[uygr] mucit ocuk, zey
rek, zeki
[uyg] oyma leti
[uydag] akldaki
[uydrma] uydurma
[uydrma] uydur
mac, yalanc
- [uyla-] dnmek, tasav
vur etmek; hayal etmek, akletmek,
fikretmek; niyet etmek; pa- [uylap kara-] dnp hayal
edip bakmak; - [uylap

356

tap-] kefetmek; [uy


lap tabu] keif;
[uylap tabu] kif;
[uylap tabulk] kiflik
[uylamagan
Jrden] beklenmeyen yerden;
[uylap ta karama]
fazla dnme!;
[uylap ta toras yuk] fazla
dnmee gerek yok;
[uylap ta tormastan]
fazla dnmeden; [uylap gar-] dnp karmak;
[uylap garlgan] dnlp karlm, uydur
ma
[uylamaganda]
dnmeden
[uylamastan] d
nmeksizin
- [uylan-] dnmek, d
nceye dalmak; hayal etmek;
[uylanp betmegen] dnlp tamamlanmam
- [uylandr-] dn
drmek
[uylanma] tasavvur
edilme, uydurma
[uylanu] dnme
-:
-
[uylap-nitep: uylap-nitep tormya] daha biraz dn
meden
[uylau] dnme
- [uyla-] birlikte dn
mek
[uyl] dnceli
[uymak] diki yzk;
[uymak eek] yzk
iei O [uymak

avz] ok kk az, mim az;


[uymak kebek] diki
yz gibi
[uymr] oyma ve delme
leti
- [uyna-] oynamak
[uynak] oynak
- [uynakla-] oynamak,
alkalanmak
- [uynaklat-] oynat
mak, alkalatmak
- [uymaklan-] oyuk
oyuk olmak
[uynaklk] oynaklk
- [uynal-] 1. oynanmak; 2.
ekili yaplmak
[uynal] 1. oynama,
oynay; 2. ekili yapma
[uynap] aka yaparak
- [uynat-] oynatmak
[uynau] oynayc
[uyna] zina, oyna;
- [uyna it-] (oyna) etmek;
[uynatan tugan]
oynatan domu, pi
- [uyna-] 1. oynamak;
2. zina yapmak
[uyna] oyna, fa
hie, zinakr
[uysu] ukur yer, vadi
[uysulk] ukurluk, vadilik
[uysz] dncesiz, fikir
siz; aklsz
[uyszlk] d n c e
sizlik, fikirsizlik, aklszlk
[uyan] dnmeye d
kn, dnceli, dalgn
[uyanlk] d n m e
ye dknlk

357
I [uk] ok
II [uk] ayn, bizzat
[uka] srma; [uka
uk] kordon, niforma sslemesi
^ [ukang koylmas] bir ey yapldnda ktlk
gelmez, hi bir zarar ziyan gelmez
[ukaz] kararname
[ukal] srmal;
[ukal para] srmal ku
ma
[uka] srmac
[uklau] oklava, merdane
O [uklau yotkan]
baston yutmu
[ukma] bir birine yap
k, yl; [ukma
eek] bir birine yapk iek
- [ukma-] bir birine ya
pmak, yumak hline gelmek
- [ukmatr-] bir birine
yaptrmak, yumak hline getir
mek
[ukra] hayvan derisinin al
tnda yaayan parazit kurt O
? [ukrang basl
m ] gereksiz teln bitti mi?; - [ukras basl-] ge
reksiz tel bitmek
- [ukrala-] srtnda para
zit kurt peyda olmak
[ukral] 1. kurtlu; 2. teill
[ukrop] dere otu
[uksman] ok gibi, ok
eklinde
[uktay] ok gibi abuk
[uku] okuma
- [uku-uktu] eitim retim

[uku] 1. okuyucu; 2.
renci, talebe
- [uku-yazu] okuma yaz
ma
[uk] oku
- [uk-] kusmak iin kn
mak
- [ukt-] kusturmak iin
kndrmak
[ukyafrak] ok yaprakl
bir cins bitki
- [uk-] okumak; [ukp k-] okuyup bitirmek;
- [ukrga t-] ilk okula be }lamak
[ukgan] okumu
-: -
[uky-yaza: uky-yaza bele] okur
yazar
- [ukl-] okunmak
[ukl] okunma, oku
mak
[ukll] okunakl
[ukm] okunmu olan
bilgi
[ukml] bilgili,
okumu (kimse)
[ukmllk] bilgililik
- [ukn-] kendi kendine iin
den dua okumak
- [ukt-] okutmak
[uktu] okutma
-:
-
[uktu-agartu: uktu-agartu elere] eitim retim ileri
[uktu] retmen,
okutman
[uktulk] ret
menlik

358

- fuktl-] okutulmak
I [ul] oul
II [ul] 1. o (sadece yal haida)\ () [ul vaktta (akta)] o zaman, o halde;
() [ul vakttag
(aktag)] o zamanki; [ul
kader] o kadar; 2. dr/dir (bildirm e
eki)
- [ula-] ulumak; - [ulap ciber-] ulumaa bala
mak
[ulak] oluk
[ulakl] oluklu
[ulau] uluma
- [ul-bu] o bu O -
[ul-bu bula kalsa] her
hangi bir ey ortaya ksa; -
[ul-bu bulmasn] bir
ey olmasn, sakn ! .
- [ul-busz] onsuz bun
suz
[ullk] oulluk;
- [ullkka al-] vey evlatla al
mak, oullua almak
[ulm] olum
[ul'timatum] ltima
tom
[ul'trakska] ok
ksa
[ul'tramilee]
ltraviyole
[ul'tratav] ltra
ses
[umarta] ar kovan;
[umarta kort] ar
[umartalk] an ko
vam konulan yer
[umarta] arc
[umartalk] ar

clk
[uma] ovma
[umrau] omuz kprck
kemii
: [uml: uml
ut] kse otu
- [umr-] eli ile koparmak
[umrzaya] kardelen
otu
- [umrt-] 1. bir let ile ok
kopartmak; 2. ok yemek
[umrtka] omur;
[umrtka baganas]
omurga kemii
[umrtkal] omurgal
[umrtkalk] omurgalk
[um nikahlar]
omurgallar
[umrtkasz] omur
gasz
[umrtkaszlar]
omurgaszgiller
[un] on; [un sumlk] on rublelik; [un
tapkr] on defa;
[un tiyen kme] on gm kuru;
[un tiyenlek] on ku
ruluk; [un cirde] on
defa, on kere; [unnan
ber] onda bir O
- [unn tugzga eylender-]
onu dokuza evirmek, azaltmak
[unalt] onalt
[unar] onar
[unarlap] onar onar
[unarl] onarl;
[unarl vaklanma] onarl kesir
[unarlk] onarlk

359

[unau] onu birden


, [unaulap, unaulap] onu ile birlikte
[unber] on bir
[unbi] on be
[undrt] on drt
[univermag] byk
maaza, spermarket
[universal] niversel
(kimse)
[universal'] niver
sel olmu
[universitet] ni
versite
[unikal1] tek, yegne
[unike] on iki;
[unike ille eek] on iki
parmak barsa
- [unifikatsiyele-]
bir modele gre yapmak
[unknlek] on gnlk
[unlap] ona kadar
[unlata] on kat fazla
[unl] onlu
[unlk] onluk
[unnara] onlarca
[unsigez] on sekiz
[untugz] on dokuz
[unyllk] on yllk
[unn] onuncu
[un] on
[uncide] on yedi
yn- [up-] 1. yer yarlp kmek;
2- hepsini azna almak
[upkn] (yerde) derin
knt, yark
[upravlyayuiy]
ynetici, mdr, khya
[ur] siper, hendek
- [ur-] 1. bimek; 2. ok ye

mek (imek); - [urp


ciy-] hasat yapmak;
[urp cyu] hasat
ypa- [ura-] 1. dolamak; 2. ev
relemek, kuatmak; 3. sarmak
ypa! [ura] zafer naras (nlem )
[urag] ip vb. dolama
leti
[uraz] mecuslikte mutluluk
tanrs, himayeci tanr
[uraza] oru;
() [uraza beyreme
(gayete)] ramazan bayram;
- [uraza tot-] oru tutmak
[urak] 1. orak; 2. bime;
[urak sabi] orak sap;
yp- [urak ur-] ekin bimek;
[urak ste] orak st,
ekin bime zaman
[uraksman] orak
eklinde, orak gibi
[urak] orak
- [ural-] 1. dolanmak; sarl
mak; 2. dolamak, germek
- [uraidr-] dolandr
mak, sardrmak
[uralma] bir defa sarl
ma
[uralmal] sarmal;
[uralmal krla] sarmak cinsinden bir bitki
[uram] sokak; cadde;
[uram at] kavak
[uram seberkese] sokak sprgesi;
[uram sze] kaba sz;
[uram tele] sokak dili;
[uzum ete] sokak kpei
[urama] ip vb. sarma
[urama] sokaktaki gibi

360

[uran] uranyum
- [uran-] sarnmak
- [urat-] 1. sardrmak; 2. do
latrmak; - [uratp
syle-] sz uzatarak (dolak)
sylemek
, [urau, uraul] do
lak
[urgl] suda hzl akntl
yer
- [urgl-] hzl akmak
[urg] bime makinesi
[urda] orda
- [urdr-] makine ile bi
tirmek
- [urla-] almak
[urlangan] alnm
[urlau] alma
- [urla-] almaya dkn
olmak
[urman] orman;
[urman avz] orman az;
[urman bt] orman
biti; [urman
blemtege] orman paras;
[urman karavls]
orman bekesi; - [ur
man kis-] orman kesmek;
[urman kisentese] ke
silmi orman yeri;
[urman kise] orman kesicisi;
[urman kgerene] orman gvercini, veyik;
[urman meese] or
man kedisi, yaban kedi;
[urman tavg] yaban ta
vuk; - [urman utrt-]
orman dikmek;
[urman hu-calg] orman bakcl;
[urman ldiy]

orman ulluu; [ur


man elep] orman iinden;
[urman elere] urman i
leri; O (,
) [urman iyese (sarigi, hucas)] orman devi, orman ruhu;
[urman eliyese]
zahit, salak; [urmanda sken] ormanda bym
- [urman-dala] or
manl bozkr
[urmanl] ormanl
[urmanlk] ormanlk
- [urman-tundra]
ormanl tundura
[urman] ormanc
[urmanlk] or
manclk
- [uma-] yerlemek
- [urnatr-] yerletir
mek
[urologiye] roloji
[urt] avurt; [urt ite]
avurt eti O - [urt ite
aa-] fkelenerek tellamak;
[urt te] avurt dii, az dii
[urta] orta; [urta gasr] orta a;
[urta helle] urta halli;
[urta ye'tege] orta yataki O
[urta barmak
kbek] orta parmak gibi, ok g
zel, fevkalde; - [urtaga sal-] ortaya koymak
[urtadan] sradan (bir
kim se)
[urtak] ortak;
[urtak blene] mat. or
tak blnen; [urtak
ble] mat. ortak blen;

361

[urtak tapkrlau]
inat, ortak arpan
- [urtak tl tap-] ortak dil bul
mak
[urtakka] ortaklkla, or
takla, ortaklaa; [urtakka le-] ortaklaa ilemek
- [urtakla-] ortakla
mak, blmek, paylamak
[urtaklau] ortakla
ma, blme, paylama
[urtaklau] or
taklardan biri
[urtaklk] ortaklk;
[urtaklk isem] gr.
cins isim;
[urtaklk ynel] gr. ortaklaalk
eki, itelik, mareket
[urtaktan] ortaklaa
olarak
[urtak] ortak
[urtakul] vasat
[urtaklk] ortak
lk
[urtalay] ortalayarak
: , [urtal: ni urtal, ni purtal] az
da deil, ok da deil; yersiz
[urtalk] ortalk
[urtan] ortanca
[urtasnda] ortasn
da
[urtaa] ortalama;
[urtaadan tben]
ortalamann altnda
[urtaalk] ortalama
lma hli
- [urtla-] avurtlamak, avurttakini yutmak
[urtlam] yudum, lokma

-
ypy [uru] ekin bime
[uru] ekin biici
- [urk-surk] 1. ora
da burada; 2. az az
- [url-] ekin biilmek
[urlgan] biilmi
[urn] 1. yer, mekn; 2.
grev, vazife, mevki, makam;
- [urn bir-] yer vermek,
mevki vermek; [urnda le-] grevli olmak;
[urn belen] yeri ile, ye
rine gre <> - [urn
tapma-] yerini bulamamak, yerin
de duramamak;
[urn kilgende] yeri geldiinde;
[urn
cennette bulsn] yeri cennet olsun;
- [urnna kal-] bir
kimsenin yerine kalmak;
- [urnnnan al-] iinden at
mak (karmak), vazifesinden al
mak; ! [urnngnan kuzgalma] yerinden kal
kma!
[urnbasar] yardm
c, muavin; vekil
-: -
[urn-vakt: urn-vakt kil] gr. lokatif hli, -de hli
[urnda] grevli, vazifeli,
iinde
[urndag] i yerinde
ki; [urndag k] grevli kii; memur
[urndk] sandalye
[urnl] yerli, deerli
[urnllk] yerli ol
ma, deerlilik
- [urnl-urn

362

sz] yerli yersiz


[urnsz] yersiz
[urnszga] sebepsiz
yere
[urnik] 1. hemehriciiik; 2. mahallicilik
[urnna] yerine
- [urn-cir] yatak
[urs] Rus
[usak] titrek kavak aac;
[usak gmbese]
ormanda yetien bir cins mantar
O [usak yafrag kebek kaltra-] kor
kudan ok titremek
[uaklk] kavaklk
[usaksar] kavak koru
luu
[usal] keskin, sk, sert, k
t; - [usal kl-] kt kt
glmek, srtmak;
[usal niyet belen] kt niyet
ile; [usal niyetlelek] kt niyetlilik;
[usal telle] sivri (keskin) dilli;
[usal holkl] sert miza
l, kt huylu
- [usallan-] keskinle
mek, sertlemek
- [usalla-] keskin
(se rt) davranmak
[usallk] keskinlik, k
tlk, sertlik
- [usal-untagay] ha
rami haydut
[ustav] nizamname
I [ut] 1. alev, ate, ot, yangn;
2. k; - [ut al-] ate almak,
yakmak; - [ut a-] ate a
mak; - [ut kap-] ate kap

mak, yangn balanmak; (-) [ut sal- (trt-)] atee ver


mek; - [ut snder-] atej
(yangn) sndrmek; [ut
tav] volkan, yanar da;
[ut trte] ate karc, kun
dak; [ut yaktsnda] ate nda;
[utka tabnu] atee tapc;
- [utka tot-] atee tutmak;
() [utka dam(l)] ate
e dayankl;
[utka damllk] atee dayankllk
O cy [ut len su arasnda] ate ile su ara
snda; [ut boras]
ate piresi, pire gibi (kimse);
- [ut yot-] ate yutmak, ok ke
derlenmek; [ut
kapkan kebek] yangna dm
gibi; [ut kebk] ate gibi;
- [ut uynat-] ate oynat
mak, abuk ilemek;
? [ut kkanm elle] ate
almaya m geldin?; - [ut
e-] ate samak; ate pskrmek; - [ut yap
tala-] ate yakp dalamak;
- [ut yan-] ate gibi yanmak;
- [utka bastr-] atee
bastrmak; - [ut
ka kerosin sip-] atee krkle git
mek; atee benzin dkmek;
- [utka sal-] atee sokmak;
- [uttan alp
suga sal-] ateten alp suya sok
mak; [utsz
tten bulmy] atesiz duman ol
maz
II [ut] ot (b itk i)

363

- [uta-] ekini zararl ottan te


mizlemek
[utar] 1. derebeyi evi ve
evresi, ato; 2. iftlik al
- [utal-] zararl ottan temiz
lenmek
[utau] ekini zararl ottan te
mizleme ii ve zaman
[utau] tarlan ottan te
mizleyici
[util'] pl prt
[utkabzg] ak
mak
[utkoyrk] bir cins kzl
kuyruklu ku
- [ut-kz] ot kz, ate kz
- [utla-] otlamak
[utlavk] ayr
- [utlat-] otlatmak
[utla] ateli, alevli
I [utl] ateli O
- [utl tabaa bastr-]
kaynar kazana koymak
II [utl] otlu
I [utlk] otluk, ahrda ot
konulan yer
II [utlk] ate konulan yer,
atelik
- [utl-kzll] ate
li kzll
- [utl-yeenle] ate
li imekli
[topik] topik
[utopiye] topya
[utrak] yerleik, yurtlan
m
- [utrakla-] yerle
mek, yurtlanmak
[utraklk] yerleiklik,
kurtlanm olma

[utraksa] oturak, kala


[utrau] ada
[utraulk] adalk
- [utrau-utrau] ada
ada
-: [ut-su] ate su; sknt;
- - [utka-suga ker-]
atee ve suya girmek, skntlara
girmek; - - [utn-sun ki-] skntlar geirmek
[utz] otuz;
[utz yllk] otuz yllk
[utzl] otuzlu
[utzmenge] 1950
yllarda kylere gnderilen kom
nist partisi temsilcilerinden biri
[utzn] otuzuncu
[utn] odun;
[utn aga] 1. odun aac; 2. mec.
ahmak (kimse)
[utnlk] odunluk
[utn] oduncu
- [utr-] 1. oturmak; 2. k
mek; 3. hapse girmek, hapiste
yatmak; [utrgan
bal] bitmi bal, ekerlenmi bal O
[utrgan kz] evde
kalm kz; [utrgan tavik] kulukaya yatm ta
vuk; - [utrp kal-] ev
de kalmak; - [utrp
k-] haps olup kmak;
- [utrp yavu-] (yamur) rz
grsz ve devaml yamak
[utrg] tabure, iskem
le
[utrda] ayn toplan
tda veya ziyafette bulunanlardan
her biri
I [utrma] oturmak, ksa

364

sre ile konuklua gitme, misafirli


e gitme
II [utrma] su kabnn
dibinde biriken kum tortusu
- [utrt-] 1. oturtmak; 2.
bitki dikmek; 3. hapse sokmak
[utrtk] bitki ve aa
dikme leti
[utrtma] dikilmi
(aa), oturtma;
[utrtma iten] seyyar it
- [utrtl-] 1. oturtulmak;
2. (bitki) dikilmek; 3. hapse koyul
mak
[utr] oturum, toplant
- [utr] oturumak
[utr] oturuma
katlan kimse
[uf] uf
- [uftan-] esef etmek, ac
mak
- [uflda-] uf demek
yx [uh] oh
[uhvat] frn mlei kre
i
- [uhlda-] oh demek
[u] avu; [u
syeklere] el kemikleri O
[u tutrp] avu dolusu;
[u tbe kader] avu
ii kadar; - [u t
be clt-] rvet vermek;
- [u tbende
gene yrt-] avuta bakmak, itibar
etmek; [u
tbendege kebek] avu iinde gi
bi, iyi grlmek
[uak] ocak, ate
[uar] 1. aata dallarn
ayrlma noktas; 2. ihtiyarlar mecli-

-
- [uarlan-] bir yerden
ok dallanmak, ylmak
[uarl] bir yerden k
ma ok dall
[uastok] 1. emniyet
blgesi, karakol blgesi; 2. yer,
arazi
[uyot] saym, hesap, mu
hasebe
[uili] lise, kolej
- [ula-] avulamak
[ulam] bir avu
[ulap] avulayarak
[uma] tutam
- [umala-] tutamlamak
[u] bilin, uur, anlay;
- [u cit-] anlay yet
mek
[ul] uurlu
- [ul-] ovulmak
[uldk] balk yumurtas;
- [uldk e-] (balk)
yumurtasn samak (dkmek)
[uldkl] balk yumu
rtal
- [um-] ovunmak
- [uyan-] uyanmak
[uyanmas] uyanlmaz
(u yku ), uykulu, uyku mahmuru O
- [uyanmas
yokga tal-] lmek
[uyanu] uyanma
- [uyamr-uyanmas] uyanr uyanmaz
- [uyat-] uyandrmak
[uyau] uyank, gz ak;
- [uvat bul-] uyank olmak
- [uyaul-yokl]
uyur uyank

365

[uyaulk] uyanklk, ak
gzllk
[ucm] 1. kar altnda k
geiren ekin; 2. gz ekini;
[ucm yabalakg]
bir cins zararl bcek;
() [ucm kgerege
(tutg)] bir cins bitki hastal O
[ucm bozav] kay
gsz ve beceriksiz kimse
[ung] 1. sa; 2. iyi, kolay; 3.
yz (kumata ); [ungnar]
saclar (p a rtis i)] [ung
kulda] sag tarafta, sa kolda;
() [ung kul()] bakann birin
ci yardmcs; sa kolu; [ung kr-] onamak, tasdik etmek;
iyi tanmak
- I [ung-] 1. iyi mahsul (rn)
vermek; 2. onmak
- II [ung-] solmak, rengi at
mak
[ungagay] sa kolu ile
ileyen kimse
[ungaynnan] mna
sebetiyle, sebebiyle, dolaysyle
[ungay] kolay; olumlu;
[ungay belen] dolaysyle - [ungayna
tor-] iyi diye tasdik etmek;
- [ungay kil-] kolay gelmek
[ungayda] (i ie/) yo
lunda, tkrnda
[ungaydan] kolaylkla
- [ungayla-] kolaylamak,
yoluna koymak
- [ungaylan-] kolaylan
mak, yoluna koyulmak
[ungaylap] kolaylaya
rak, kolayca

- [ungayla-] kolay ol
mak
[ungayl] kolay; elverili
[ungaylk] kolaylk, el
verililik
[ungayllk] kolaylk
[ungaysz] elverisiz,
kolay olmayan
- [ungayszla-] rahat
sz etmek
- [ungayszlan-] 1.
ekinmek; 2. kolay olmamak
[ungayszlk] ra
hatszlk
- [ungaylan-] iyilemek
- [ungaylat-] iyiletir
mek
[ungga] saa <>
[ungga da sulga da] sa
a da sola da
I [unggan] 1. onmu, veri
mli (ekin)] 2. alkan, isever
II [unggan] rengini atm
[ungganlk] alkan
lk
[ungdr] 1. topran
verimi; 2. ondurma
[ungdrl] verimli
(toprak)
[ungdrllk]
verimlilik
- [ungl-sull] sal
sollu
[ungmagan] 1. onma
m; 2. i bilmez
[ungmas] onmaz, onul
maz
[ungnan] sadan
[ungnan da
suldan da] sadan da soldan da

366

- [ung-sul] sa sol; - [ungn-sulm ayr


ma-] san solunu ayramamak
(bilmemek); - () [ungga-sulga karamly(a)] saa sola bakmadan
[ung] 1. rn, mahsul;
2. baar, muvaffakiyet, ans;
- [ung kazan-] ba
ar kazanmak

[ungl] 1. baarl; 2.
mahsull, verimli
[ungsz] 1. baar
sz; 2. verimsiz
[ungszik] 1.
baarszlk; 2. verimsizlik o
- [ungszlkka ora-] baarszla uramak
yhy [uhu] oha (hayret ve biraz
da alay nlem i)

367

-.
[fabkom] fabrikada
sendika komitesi (ksaltm a sim)
[fabrika] fabrika
[fabrikant] fabrikac
[favorit] 1. gzde; sev
gili; 2. favori
[fagot] fagot
[fagot] fagotu
[faza] faz, safha
[fazal] fazl
[fazan] sln
[fayda] fayda;
- [fayda it-] fayda etmek
[faydalanu]
faydalanc
- [faydalan-] fayda
lanmak, kullanmak O
- [faydalanuga tapr-] faydalanmaa vermek;
- [faydalanp kal-]
faydalanp kalmak
[faydal] faydal
[faydallk] fayda
llk
[faydasz] faydasz
[faydaszlk] faydaszlk
[fakl] meale, ra
[faksimile] faksimile
[fakt] vaka, hdise, ger
eklemi hdise, var olan
[faktik] bilfiil, gerekten
[faktta] gerekte, haki
katte
[faktr] faktr

[faktoriye] ssz yer


lerdeki ticaret istasyonu
[faktura] 1. yapl; 2.
fatura
[fakultativ] ihtiya
ri, semeli
[fakultet] faklte
[fakr] miskin, garip
[fal] fal; - [fal a-]
fal amak
[falanga] 1. falanj; 2.
askeri saf; 3. parmak kemikleri di
zimi
[falname] falname
[fal] falc
[fal'sifikator]
sahtekr, tahrifi
[falsifikatorlk] sahtekrlk, tahrifilik
[fal'sifikatsiye]
sahtekrlk ii
- [falsifikatsiyele-] sahte davranmak
[fal''] yapmack, riya,
sahte
[familiye] soy ad
[familiyede] soy
adda
[familyar] lbalice
[famlyarlk] lbalicilik
[fanatizm] fanatizm
I [fanatik] fanatik ile il
gili
II [fanatik] fanatik, mu
taassp
[fanatiklara] fa
natikler gibi
[fanatiklik] fanatik
lik

368

[faner] kontrplk
[fani] fani
[fanilik] fanilik
[fantazyor] hayalpe
rest
[fantaziye] fantezi,
hayal
[fantast] hayalperest
[fantastik] fantastik
ile ilgili
[fantastika] ham
hayal
[fantastiklik] fan
tastiklik
[fanfara] uzun boru
[fanfara] uzun
borucu
[fara] far
[faraz] farz; [faraz it-] farz etmek
[farazan] faraza
[farvater] nehir ve
boazda gemi yolu
[farisey] mrai, yalan
c ( lini)
- [fariseylan-] murailemek
[farmakolog] far
makolog
[farmakologiye]
farmakoloji
[farmatsevt] eczac
[farmatsevtik]
eczaclk ile ilgili
[farmatsevtika]
eczaclk
[fars] kaba aka, gsteri
[farfor] porselen
[fartsofik] yaban
c misafirden mal alp satan kimse

[far] kyma
- [farla-] kyma yap.
mak
[farz] farz
[fasad] cephe, yz
[fask1] fasik
[fasiklk] fasiklik
[fasol'] fasulye
[fason] fason
- [fason tot-] modaya gre dav
ranmak
[fasonl] fasonlu
[fasl] fasl
[fatalizm] fatalizm,
kadercilik
[fatalist] fatalist, ka
derci
[fatalistk] fatalizm
ile ilgili, mukadder
[fatir] kiralanm daire
(ev, oda vb .)
[fatir] kirac
[fatiha] 1. takdis hayr
dua, ana baba duas; 2. dua, izin;
- [fatiha al-] dua almak;
- [fatiha bir-] razlk
vermek, dua etmek
- [fatihala-] bir ii iyi
bulduunu dua ile dile getirmek,
razlk vermek
[fauna] bir yerde bulu
nan hayvanlarn hepsi
[fahi] bozuk, ahlksz,
kt
[fahilek] ahlksz
lk, bozukluk; fuhu
[fahie] fahie
[fahielek] fahie
lik; - [fahielek it-]
fahielik etmek

___________________ 369 __________________


: - [fa: fa bul-]
fa. ak olmak; - (-)
[fa it- (kl-)] fa etmek (klmak)
[faizm] faizm
[faist] faist
[faistik] faist ~ (s)i
[faistlara] fa
istler gibi
- [faistlan-] faist
lenmek
- [faistla-] faist
lemek
- [fala-] fa etmek
[faeton] fayton, payton
[fayans] fayans
[facie] facia
[faciele] facial, fec
[facielelek] faciallk
[fevral] ubat
[federal'] federal
[federativ] federatif
[federatsiye] fede
rasyon
[feyerverk] hava fi
ek
[feldmaral] b
yk mareal
[feldfbl'] ba
avu
[felder] salk me
muru
[fel'dyeger] eski
den asker kurye
[fel'yeton] gazete fk
ras
[felyeton] fkra
c
[fenol] fenol, asit
[fenolog] bitkilerin ve

hayvanlarn hayat hakknda bilgi


sahibi
[fenologiye] bitkile
rin ve hayvanlarn hayat hakknda
bilgi
[fnomen] fenomen,
hdise, vaka, duyular ile elde edi
len
[feodal] feodal
[feodalizm] feoda
lizm
[frz'] satranta vezir
I [ferma] iftlik yeri
II [ferma] at makas
[ferment] fermant en
zimi
[frmentl] fermantl
[frmer] iftlik sahibi,
iftlik kiracs
[festival'] festival
[fti] feti
- [fetla-] fetilemek
- [fetilatr-] fetiletirmek
[fetilk] fetilik
[ftne] fitne
[fetnee] fitneci
[fetneel] fitne yap
maya dkn
[fetneelk] fitne
cilik
[fetr] ftr
[fehtovalik]
eskrimci
[fehtovaniye] es
krim
[fiasko] fiyasko
[fibra] tel, lif

370

[figura] 1. figr; 2. en
dam
[figural] 1. figrl; 2.
endaml
[figura!] mecazi
[figura] figrc, pa
tinaja
[figl] fiil
[fida] feda; (-) [fida it- (kl-)] feda etmek
(klmak)
[fidai] feda
[fidakr'] fedakr
[fidakrlek] fe
dakrlk
[fidiye] len kimse nam
na verilen sadaka
[fidiyee] sadaka alc
I [fizik] fiziki
II [fizik] fizik ile ilgili
[fizika] fizik
[fiziologik] fizyolo
jik
[fzologiye] fizyo
loji
[fizioterapvt]
fizyoterapi uzman
[fizioterapevtik] fizyoterapi ile ilgili
[fiziotrapiye] fi
zyoterapi, fizik tedavi
[fizkul'tura] kltr
fizik, beden eitimi
[fzkultura]
kltr fiziki, sporcu, atlet
[fikerjfikir; [fiker al-] fikir al verii yapmak;
[fiker iyese] fikir sa
hibi; - (-) [fiker yrt(it-)] fikir yrtmek

[fikerde] fikirde
[fikerdelek] fj.
kirdelik
[fikerle] fikirli
- [fikerle-] kendi kendi
ne fikirlemek (dnmek)
- [fikrle-] karlkl
fikirlemek (dnmek)
[fikerle] fikirleme,
dnme
[fikri] fikr
[fiksaj] fiksaj
- [fiksajla-] fiksajlamak
[fiksator] fiksaj yapc
[fiktiv] fiktif, uydurma,
sahte, dzmece
[fikus] bir cins tropikal ev
bitkisi
[fiktsiye] sahte grnt
[fil] fil
[filantrop] hayrse
ver kimse
[filantropik] hayr
sever
[filantroplk] ha
yrseverlik
[filarmoniye] filar
moni
[filathlst] pulcu
[filateliye] pulculuk
[filyonka] kaplama ta
htas
[filial] ube
[filigran] filigran, telkr
[filigran'le] filigra
nl, telkrli
[filister] kk burju
va

____________
[filisterlk] kk
burjuva olma
[filolog] filolog, dilci ve
edebiyat
[filologik] filolojik
[filologiye] filoloji
[filosof] felsefeci
[filosofik] filozofik,
felsefi, felsefe ile ilgili
[filosofiye] felsefe,
felsefecilik
[filte] fitil
[fil'm] filim
[filmoskop] sine
maskop
[filmoteka] filim
arivi
[filtr] filitre, szge
- [filtrla-] filitrelemek,
szmek
[fimiam] gnlk
[final] final
[final] finalist
[finans] finans
- [finansla-] finans et
mek, para yatrmak
[fini] fini, son
[finka] kasatura
[fint] aldatmaca
[firgaven] firavun
[firk] frka, parti
[frkl] frkal, partili,
Partiye mensup
[firma] firma
, [fireze, firze]
firuze
[fiskal] dedikoducu
[fitontsid] mikrop l
drc bitki tozu
[fitret] 1. ftrat, yaratl,

tabiat; 2. ahir zaman


[flag] sancak
[flagman] bayraktar,
[flagtok] bayrak di
rei, gnder
[flamingo] filmingo
kuu, filman
[flang] asker safn bir
kanad
[flanel] bez, bir tr
dokuma
[flegmatik] 1. sakin
mizal; 2. sakin mizal kimse
[fleyta] flt
[fleyta] flt
[fleksiye] bkn
[flektiv] bknl
[fligel] kma ev
[flirt] flrt
[flomaster] flomaster
[flora] bitkiler dnyas
[flot] filo
[flotiliye] filo grubu
[flot] filocu
[flyugr] frldak
I [flyus] avurt ikinlii
II [flyus] maden tortusu
[flyaga] matara
[foye] fuaye
[fokster'yer] tilki gi
bi kpek
[fokstrot] fokstrot
I [fokus] artc hner
(oyun), hokkabazlk
II [fokus] odak
[fokus] hokkabaz
[fokuslk] hokka
bazlk
[foliant] byk cilt

372

[fol'klor] folklor
[folkloristika]
folklorculuk
[folklor] folklor
cu
[fon] zemin, fon, evre
[fonar] fener
[fonar] fenerci
[fond] vakf, fon, stok, ar
iv
[fonema] gr. fonem
[fonetik] fonetik ile ilgili
[fonetika] fonetik
[fonetika] fone
tiki

[fonogramma]
banda alnm konuma
[fonograf] banda al
ma leti, bant
[fonologiye] fonoloji
[fonoteka] bant arivi
[fontan] fskiye
- [fontanla-] fkrmak
[fora] oyunda nceden
say verme
[forvard] top oyunun
da nc, forvet
[forel'] ala balk
[forint] macar para biri
mi
[forma] 1. forma; 2. e
kil; 3. kyafet
- [formala-] ekil ver
mek
- [formala-] ekillemek, ekillenmek
- [formalatr-]
ekilletirrmk
[formalizm] forma
lizm, ekilcilik

[formalist] forma
list, ekilci
[formalistik] e
kilcilik ile ilgili
[formalistlara] ekilciler gibi
[formal] 1. form al;
2. ekilli
[formal'] resm, ekl
[formal'lek] forma
lite, resmilik, ekllik
[formasz] 1. formasz; 2. ekilsiz
[formaszlk] 1.
formaszlk; 2. ekilsizlik
[format] forma, ebat
[formatsiye] gelime
safhas
[formovik] ma
den kalp
[formula] forml
[formulyar] sicil
[forsat] frsat O
- [forsat tap-] frsat bulmak
[forsunka] fskiye ucu
[fort] kk kale, istihkm
[fortepyano] k
k piyano
[fortep'yano]
kk piyanocu
[fortifikatsiye]
tahkimat, tahkimat ilmi
[fortoka] kk pen
cere
[fortuna] talih, baht
[forum] forum
[fosgen] fosgen
[fosfat] fosfat
1
- [fosfatla-] fosfatlamak

373

[fosfatl] fosfatl
[fosfor] fosfor
[fosforit] fosforit
[fosforl] fosforlu
[foto] fotoraf, resim
[fotoalbom] foto
raf albm
[fotoraf] fotoraf
[fotografik] foto
raf ile ilgili
[fotografiye] fotografya ii
[fotozuraytk]
fotoraf bytc let
[fotokartoka] fo
toraf kart
[fotokopiye] fotokopi
[fotokorrespondent] foto muhabiri
[fotokeaz] fotoraf
kd
[fotolaboratoriye] fotoraf laboratuvar
[fotomaterial]
fotoraf malzemesi
[fotomontaj] foto
montaj
[foton] k zerresi
[fotorazvedka]
fotoraf ile gzetleme
[fotorele] fotoraf r
lesi
[fotoreportaj] fo
to rportaj
[fotoreportyor]
foto muhabiri
[fotoresem] fotoresim
[fotosintez] foto
sentez

[fototehnika] foto
teknik
[fototipik] fototipi ile
ilgili
[fototipiye] fototipi
[fototovar] fotoraf
malzemesi
[fotohronika] gn
lk foto haberleri
[fotohebere] fo
to muhabiri
[fotoelement]
elektrie eviren let
[fotoeffekt] foto
elektrik hdisesi
[fragment] para, fra
gman
[fragmentar] par
a para
[fragmentarlk]
para para olma
[fraza] ibare, ifade
[frazeologizm]
deyim
[frazeologik] de
yim ile ilgili
[frazeologiye] 1.
deyimler hakknda bilgi; 2. bir dil
deki deyimlerin hepsi
[frak] frak
I [fraktsion] fraksi
yon, grup
II [fraktsion] svnn
bir katna it, tabakaya it
I [fraktsiye] fraksiyon,
grup
II [fraktsiye] svnn
katlam bir tabakas
[fraktsiyee] grupu, hizipi

___________

374

[fraktsiyeelek]
grupuluk, hizipilik
[frank] fransa para birimi
[frantsuz] Fransz
[fraht] 1. navlun; 2. yk
- [frahtla-] 1. navlun al
mak; 2. gemi kiralamak
[fregat] firkateyn
[freza] freze
- [frezerla-] madeni
delmek, frezelemek
[frezer] frezeci, de
lici
[fren] asker niforma
nn bir tr
[freska] fresk
[frikadel'ka] ky
ma
[frikadel'kal]
kymal
[frikativ] szc ses
[front] cephe, saha, alan
[frontal'] etrafl, e
peevre, btn cepheleriyle
[frontovik] cephede
bulunan asker
[fronton] alnlk
[frontta] ayn cep
hedeki kimselerden her biri
[fruktoza] frktoz
[ftiziatr] verem hasta
l uzman
[ftor] flor
[ftorl] florlu
[fu] f (irenme nlem i)
[fuganok] aa rendesi
[fugas] 1. tahrip bomba>; 2. lm (haznesi)
[fugasl] tahrip (bom
bal)

[fujer] alkol az ikilerin


iildii kab
[fuksiye] bir cins ev bit
kisi, kpe iei
[fundament] temel,
esas
[fundamental]
esasl, temelli, salam (aratrma)
[funduk] fndk
[funikulyor] teleferik
[funktsional'] fon
ksiyonel
[funktsiye] fonksiyon,
vazife
: [funt:
funt sterling] ngilterenin para bi
rimi font sterling
[furaj] yem, hayvan yemi
[furajka] kasket, bir
eit apka
[furaj] ahr aas
[furgon] st kapal b
yk at arabas
[furnitura] tali gere
ler
[furunkul] byk
ban
[futbol] futbol
[futbol] futbolcu
[futlyar] mahfaza, klf,
kutu
[futurizm] ftrizm
[fufayka] kaln kazak
: - [fr: fr it-] fr et
mek
- [frla-] frlamak
[frt] k giyimli

- [frtlan-] klanmak
[frtlk] klk
- [frlda-] frldamak

375

[ftr] ftr sadakas


[fyuzelyaj] uak gv
desine ait iskelet
[fekt] fakat
[fekyr] fakir
[fekyrgz] faki
riniz
[fekyrlek] fakirlik
- [fekyrlen-] fakir
lemek
[fekyrlere] fa
kirler gibi
- [fekyr'-fekare] fakir fukara
[fekyrelek] her
yerdeki fakirlik
[felket] felket
[fellah] fellh
[felsefi] felsef
[felsefe] felsefe
[felek] felek
[felen] falan, filn
- [felen-tgen] fa
lan filan
- [felen-fesmeten] falan femekn
[fen] fen; [fen
iyes] fen sahibi
[fenni] fenn
[fennilek] fennlik
- [fenni-popu*] ilm popler
- [fenni-thnik]
fenn teknik
[fene] ilim bakmndan,
im itibariyle
[ferete] ferite, me

lek; [ferete ut]


melek otu
[fereteneng amin digen a] dua kapsnn ak
olduu zaman, duann kabul edil
dii zaman
[ferman] emir, buyuruk; - [ferman kl-]
emretmek
[fes] fes
[fesahet] fesahat;
[fesahet blbl]
fesahat blbl;
[fesahet ehllere] fesahat
ehilleri
[fesahetle] fesahatli
[fetva] 1. fetva; 2. mas
lahat; - [fetva bir-] 1.
fetva vermek; 2. maslahat vermek
[fehe] fuhu
[fehelek] fahielik;
- [fehelek it-] fahi
elik etmek
[fehehane] umum
hane, genel ev
[fekel'gade] fev
kalde
[fehem] fehm, fehim
[fehml] fehimli, tez
anlayl
[fehmlek] fehimlik
- [fehemle-] fehmetmek
[fekare] fukara
[fryad] fryd, feryat;
- (-) [fryad it(kl-)] feryat etmek (klmak)

376

- X -

[hadim] hadim, cemiyet


ileri gren, hizmet ehli
[hadime] hadime
[hadise] hdise
[hain] hain
[hainlek] hainlik
[hayvan] hayvan
[hayvani] hayvan
[hayvanlk] hayvan
lk
I [hak] Hakk Allah
II [hak] 1. hak, doru; 2. hak
III [hak] hak, fiyat, emek
karl; ? [ni hak] ka pa
ra?; - (-) [hak
kuy- (bilgle-)] fiyat vermek;
[hak kuyu] fiyatlandrc;
- [haki k-] paras fiyata
denk gelmek
[hakim] hkim
[hakimiyet] hkimiyet
[hakimlk] hkimlik;
- [hakimlk it-] h
kimlik etmek
[hakl] 1. hakl; 2. pahal
[hakltk] haklk, doruluk
[haksz] haksz
[hakszga] haksza,
hakszca
[hakta] hakknda
[hakykat'J hakikat
[hakykaten] haki
katen
[hakna] hakkna
[haknda] hakknda

[hakeret] hakaret
[halayk] halktan topla,
nan kimseler
[hali] hl, bo
[haltura] yerine getiril
memi i, dzgn olmayan i
[haltura] iini dz
gn yapmayan usta
[halturalk]
dzgn olmayan i yapma hli
[halik] 1. halk; 2. kalaba
lk; 3. millet
[halkara] milletler
aras
[halkan] halk
[halkanlk] hal
klk
[halet] hlet
[han] han
[han zamannda] ok eskiden
[hanlk] hanlk
[hanm] hanm
[haraktr] karakter
[haraktristika]
karakteristik
- [haraktrla-] karakterize etmek
- [harakterlan-] karakterize edilmek
[harakterl] karak
terli
[haraktrsz] ka
raktersiz
[haram] haram
[harap] harap, bozuk;
- [harap bu!-] harap ol
mak; - [harap it-] harap
etmek O [ha
rap bulgan iken] harap olmuken
[has] 1. has; 2. esas;

377

- [has bul-] has olmak


[hasil] hsil;
[hasil bul-] hsil olmak; [hasil it-] hsil etmek
[hasiyet] 1. hususiyet,
zellik; 2. iyi mana, netice
[hasiyetle] 1. hususiyetli, zellikli; 2. manal, neticeli
[hasiyetlep] iyileti
rerek
- [hasla-] ait etmek
[hasta] hasta
[hastalk] hastalk
[hastahane] hastane
[hat] 1. mektup; 2. hatt, ya
z; - [hat al-] mektup
lamak; [hat tau]
postac
[hata] hata; - [ha
ta yasa-] hata yapmak; - [hata ciber-] hata etmek
[hatai fahi] b
yk hata, hat-i fhi olmak
- [hatalan-] hatalk ol
mak
[hatalk] hatalk
[hatasz] hatasz
[hatire] hatra
[hattat] hattat
- [hat-heber] mektup
haber
[hatn] kar, e, hatun,
kadn; [hatn ke]
birinin kars olan kii
- [hatm-kz] kadn kz
[hatnl] karl, eli (er
kek)
[hatnlk] 1. karlk,
elik; 2. kadnlk
[hatnlkka] e ola

rak
[hatna] kadns
- [hatnalan-] kadnslanmak
[hafa] korku, ekinme;
- (-) [hafaga sal(ter-)] korkuya drmek;
- [hafaga t-] korkuya
dmek
- [hafala-] korkutmak
[hafalan-] korkmak,
ekinmek
[hafal] korkulu
[hafz] hafz
xa-xa-xa [ha-ha-ha] glme n
lemi
- [hahlda-] kahkaha
atmak
- [hahlda-] kahkahalamak
[hahldau] kahkaha
[ha] ha
[hac] hac; [hacga bar-] hacca gitmek
[haci] hac
[hacet] hacet
[hezmet] emek, i, a
lma, hizmet; - [hez
met it-] hizmet etmek;
[hezmet iyes] hizmet sahibi,
emeki; [hezmet kne] i gn; - [hez
met krset-] hizmet gstermek;
[hezmet syen] i sever, alkan;
[hezmet syenlek]
alkanlk; [hezmet
haki] hizmet hakk, maa, aylk;
- [hezmeten tutr-] (asker!) hizmeti bitirmek;

378

[hezmetke
seletlelek] alma kabiliyeti
[hezmetker] 1. hiz
metkr; 2. memur
[hezmette] emekta, ayn yerde hizmet edenlerden
her biri
[hezmettelek]
hizmettalk; [hezmettelek it-] hizmettalk et
mek
[hezimete] hizmeti
[hezmetel] hizmet
etmee dkn
[hezmeten] 1. hiz
mete dkn; 2. alan emeki
[hibeshane] hapis
hane
[hikmet] hikmet;
[hikmet iyes] hikmet sahibi
: [hik
meti: hikmeti hoda] hikmet-i hd
[hikmetle] hikmetli
[hikeye] hikye;
[hikeye cmle] hikye
cmlesi; [hikeye
fi il'] hikye fiili
[hkayet] hikyet, uzun
hikye
- [hikeyele-] hikye et
mek
[hikeye] hikyeci
[hilaf] hilf
[himaye] himaye
I [himik] kimyac
II [himik] kimya ile ilgili
[himiye] kimya
[hirurg] cerrah
[hirurgik] cerrah
[hirurgiye] cerrahi

[hirs] hrs
- [hirslan-] hrslan
mak
[hirsl] hrsl
[hirslk] hrsllk
[his] his, duygu; - [his
it-] hissetmek; [hiske
bay] duygulu; - [his
ke birel-] duygulanmak
[hisap] hisap;
- [hisapka al-] hesaba almak
[hisap birmie]
hesap vermeyerek;
[hisap kne] kyamet gn, hesap
gn; [hisab yuk]
hesab yok; -,
- [hisabn yugalt-,
hisabma kma-] hesabn ar
mak
- [hisapla-] hesaplamak
- [hisapla-] hesap
lamak
[hisapsz] hesapsz
[hisap] hesap
[hisaplk] hesaplk, muhasebecilik
[hisle] hisli
[hislelek] hislilik
[hissa] hisse
t
[hissez] hissiz
[hissezlek] hissizlik
[hissiyet] hissiyat
-- [hi-hi-hi] hi hi hi (glme
nlem i)
- [hihlda-] ksk ses ile
glmek
[hlor] klor
[hlorl] klorlu
, [hoda, hoday] Hu
da; [hodaym] ey Allahm

379

[hoday
nasyp itsn] Allah nasib etsin;
[hoday saklasn]
Allah saklasn;
[hoday bendese] Allah bendesi
[hozur] huzur
- [hozurlan-] huzur
bulmak
[hozurlk] huzurluk
[hokkey] hokey
[hokkey] hokeyci
[hokuk] hak, hukuk;
[hokuk beleme] hu
kuk ilmi; [hokuk
belgee] hukuk uzman;
- [hokuk boz-] kanuna aykr i
yapmak; [hokuk
bozu] kanuna aykr hareket
eden kimse
[hokukl] hakl, kanuna
uygun
[hokuksz] haksz
[hokukszlk] hak
szlk
[holk] hulk, huy, miza,
gzel hl
[holkl] huiklu, gzel
huylu
[holksz] huysuz
- [holkszlan-] huysuzlanmak
- [holk-fil'] hl
hareket
[honsa] hnsa
[hor] koro; [hor
belen] koro ile, koro hlinde
[horafat] hurafeler
[hortum] hortum
[hor] korocu
, [hosusan,

hosusen] hususen
[hosusiyet] hususiyet
[hosusy] hususi;
[hosusy milek] hu
susi mlk
[hrestomatiye]
okuma kitab, edeb eserlerin en
gzel paralarndan tekil edilen
kitap
[hristian] hristiyan
[hristianlk] hristiyanlk
[hrom] krom
- [hromla-] kromlamak
[hroml] kromlu
[hronik] kronik, mzmin
[hronologik] krono
lojik
[hronologiye] kro
noloji
[hrustal'] kristal, billur
[hudojnik] ressam
[huligan] serseri
- [huliganlan-] ser
serilik yapmak
[huliganlk] serseri
lik
[hup] hub, gzel, iyi;
- [hup kr-] iyi grmek
- [hupla-] iyi olduunu tas
dik etmek
I : - [hur: hur bul-]
hor olmak; - [hur it-] horla
mak
II [hur] huri; [hur
kz] huri kz
[huriye] huri kz
- [hurla-] horlamak, hor
grmek
- [hurlan-] kendi kendini

380

hor grmek
[hurlav] horlayc
[hurlk] horluk;
- (-) [hurlkka kal(t-)] horlukta kalmak, hor vazi
yete dmek; [hurlk kter-] horluk tamak
[hurlkl] utanl;
[hurlkl revete]
utanl olarak
[hu] ho; ,
[hu, hugz] ho olunuz! hoa
kalnz!; [hu isle] ho
kokulu; ()
[hu kildegez (kilesez)] ho geldi
niz; - [hu kil-] ho gel
mek, houna gitmek
[hubuy] ho buy, ho
koku, amber; - (-) [hubuy srt- (srten-)] ho
koku (amber) srmek (srnmek)
- [hula-] karlkl ve
da etmek, vedalamak
[huca] sahip; [huca bul-] sahip olmak
[hucabike] evin sahibi
kadn, hanmefendi
[hucalara] sahipler
gibi
[hucalk] 1. ekonomi;
2. ev ve ona bal mlk; ev ileri;
[hucalk isebe]
gelir gider hesab; [hucalk it-] sahiplik etmek
[hucalk] demir
ba mdr; demirba mallardan
sorumlu kimse
[hucalkl] tutum
lu
[hucasz] sahipsiz

[hucaszlk] 1. sa
hipsizlik; 2. sorumsuzluk, tutum
suzluk
- [hytlan-] mihnet ek
mek
- [hrlda-] horlamak,
grltl ses karmak
[hrldavk] horlayc
[hrlt] horultu
[hyal] hayal
- [hyalga um-] hayale dal
mak; [hyal dingezende yz-] hayal de
nizinde yzmek
[hyaldag] hayaldaki
- [hyallan-] hayallenmek
[hyallanuan]
hayal dkn
[hyaly] 1. hayal; 2.
divane, mecnun
[hyanet] hyanet;
- [hyanet it-] hyanet et
mek
[hyanetsez] hyanetsiz
[hyanete] hyanet
edici, hain
[hyanetel] hyane
te meyilli
[heber] haber; (-, -) [heber it- (bir-, sal-)]
haber etmek (vermek, gnder
mek, salmak)
[heberende de yuk] hi haberi
yok
[heberdar] haberdar
[heberdarlk] ha
berdarlk

381

- [heberle-] haber
lemek
[haberleil] haber
leme
[hebersz] habersiz
- [heber-heter] se
lm kelm; - [heber-hetr yuk] selm kelm yok
[heber] 1. haberci;
2. muhabir
[hevez] havuz
[hevf] havf, korku, ta
sa; () - [hevf(ke)
sal-] havfa salmak, korku vermek
[hevfl] havfl, kor
kun, tehlikeli
- [heveflen-] havflanmak, korku duymak
- [hevf-heter] havf
hatar
- [hevef- hetersz] havfsz hatarsz
I [heyr] 1. hayr, iyi; fay
da; 2. sadaka O co p a -(
-) [heyr sora- (sora-)] hayr
sormak, dilenmek; !
[heyeren kr] hayrn gr!
II [heyr] mamafih
- [heyr-doga] hayr
dua
[heyerle] hayrl;
[heyerle bulsn] ha
yrl olsun; [heyrl
irte] iyi sabahlar, hayrl sabahlar;
[heyerle ki] hayrl
akamlar; [he
yrl sagatte] hayrl saatte;
[heyrle tn] hayrl gece
ler; [heyerle yul]
hayrl yollar; [he-

yrlge tgl] bunda hayr yok


[heyrsz] hayrsz
- [heyer-sedaka]
hayr sadaka
- [heyer-fatiha]
hayr dua; - [heyr-fatiha bir-] hayr dua ver
mek
[heyr] dilenci; mis
kin - [he
yr knne kal-] dilenci vaziye
tine dmek;
[heyrege cil kar] dilenciye
rzgr da dman
[heyrlk] dilen
cilik, fakirlik; [heyrlekke t-] fakirlie d
mek
I [hezr] imdi, hemen,
hlen; [hezr gne]
hemen, imdi; [hezer k]
u anda
II [hezr] hazr
[hezrg] hazrki, bu
gnk, ada;
() [hezrg vaktta (knde)]
imdiki zamanda, (gnde)
[hezrge] hlen; gene
grrz!
[hezrgee] bu ana
kadar
[hezrlk] hazrlk
[hezrlkl] hazr
lkl
[hezrlksz] ha
zrlksz
- [hezrle-] hazrlamak
- [hezrlen-] hazrlan
mak
[hezrle] hazrlama

382

[hezerlee] hazr
layc
[hezine] hazine; [hezinede bar] hzi
nedeki her ey ile
[hezinede barna] h
zinedeki her ey kadar
[hezinedar] hazine
dar
[hezret] 1. imam; 2.
efendi
[hezreti] sayn, deerli,
hrmetli
[heyle] hile [heyle kor-] hile kurmak;
- [heylege kere-] hileye
girimek; - [heylesen tap-] bir yolunu bulmak
[heyleker] hilekr O
[heyleker tlke]
hilekr tilki
[heylekerlek] hile
krlk
- [heylekerlen-] hilekrlanmak
[heylele] hileli
- [heylele-] hilelemek
[heylesez] hilesiz
[heylesezlek] hi
lesizlik
[heyran] hayran;
- (-) [heyran bul(kal-)] hayran olmak (kalmak);
[heyran gna] epey
ce; - [heyran kal
dr-] hayran etmek
[hel] 1. h l; 2. g; [hel al-] halletmek; - (-)
[hel bet- (kit-)] hl bitmek, gitmek;
- (-) [hel bel- (so-

ra-)] hl bilmek (sorumak);


- [hel it-] halletmek;
),
[hel kadere(ne), helden kilgene]
elden geldii kadar; - [hel
ker-] g kazanmak;
[hel figl] gr. zarf fiil;
[hel citmeslek] g yet
mezlik; - [hel cy-] g
toplamak; [hel cmle]
gr. hal cmlesi [hel
eende] bugn yarn lecek (kim
se)-, - [helge ker-] hle
girmek, yardmda bulunmak;
[helge keren] bir
kimsenin hlini anlayc;
- [helden kil-] elden gelmek,
becermek, baarmak;
- [helden tay-] btn gcn
kaybetmek; [helden taydr-] btn gcn kay
bettirmek
[helbuki] halbuki
[helve] helva
[helde] hlde
[helitke] halledici
[halife] halife
[helle] hili O [helle-helene] hili hlince
- [hellen-] hllenmek
[helsez] hlsiz, gsz
[helsezlek] hlsizlik
- [helsezlen-] hlsizlenmek
- [helsezlender-]
hlsizlendirmek
[helfe] esk. 1. retmen;
2. asistan
[helfelek] retmen

383

lik
[hele] elden geldiince
[helel] hell;
[helel cefet] hell e, hanm
veya erkek
[heleliek] helllik, e
- [hel-ehvel] hl ahvl
[hemer] sert iki
[hener] haner
[herabe] harabe
[herbi] askeri
[herbilere] asker
ler gibi
- [herbileter-] as
keriletirmek
- [herbile-] askeri
lemek
[heref] harf;
[haref cyu] dizgici;
[heref kassas] dizgi ka
sas - [heref tan-]
okur yazar olmak; - [herefke-heref] harfiyen;
- [herefke yabp yat-] kanuna vb. sonuna ka
dar uymak;
[heref yatlaulk] kanun vb. her
harfine uygunculuk
[herefle] harfli
[hereke] hareke
[hereket] hareket;
,
[hereket ittere, hereketke kitere] hareket ettirici, ha
rekete getirici; - [here
ket it-] hareket etmek;
- [hereketke kil-] harekete
9emek; - [hereketke kiter-] harekete getirmek
[bereketle] hareketli

- [hereketlen-] ha
reketlenmek
[hereketlendr-] hareketlendirmek
[hereketlenderge] hareketlendirici
[hereketsez] hare
ketsiz
[harekettege] ha
reketteki;
[herekettege armiye] hareketteki
ordu
, [hereketel, hereketen] pek hareketli
[herem] haram
[heremze] haramzade
-, - [heremle-, heremle-] oyunda hile yap
mak
[hereme] 1. oyunda
hilekr; 2. namussuz
[heremel] 1. oyun
da hilekrla dkn; 2. namus
suzlua dkn
[hesret] 1. ar kayg,
mutsuzluk ekme, kederlenme,
hasret, tasa; 2. beceriksiz kimse
<> [hesret kap
] beceriksiz kimse;
- [hesret ut yot-] kayg
atei yutmak; - [hesret
ik-] hasret ekmek, kayg ek
mek, tasa ekmek
[hesretle] kaygl,
hasretli, tasal
- [hesretlen-] kayg
lanmak, hasretlenmek, tasalan
mak
[hesretsez] hasretsiz, tasasz

384

[hester] ihtimam, gaile


-, (-) [hesteren kr-, hesterene ker- (kere-)] ihtimam et
mek, kaygsn ekmek
[hesterie] ihtimaml
[hesteriek] ihtimamllk
- [hesterie-] ihtimam
gstermek, hazrlanmak
- [hesterlen-] ihtimam
gstermek
- [hetten a-] haddini
amak; [hetten akan] haddini am
[heter] 1. hatr, zihin; 2.
not; [heter def
tere] not defteri O [heter kaldr-] hatrn krmak;
- [heter kal-] hatr kal
mak; [heter kap
] pek hatrl kimse; - [heter sakla-] unutmamak;
- [heter ual-] zihin kar
mak; () [heter
en (gene)] hatr iin;
- [heterge al-] hatrna getirmek,
hatrlamak; - [heterge
kil-] hatra gelmek;
- [heterge ter-] hatra d
rmek;

[heterde kaldr-] hatrda tutmak;


- [heterde kal-] hatr
da kalmak; - [heterde
tot-] hatrda tutmak;
- (-) [heterden ar(k-)] hatrdan karmak (k
mak); - [heteren kr-]
gnln almak
[heterden] hatrdan,

ezberden
[heterle] hatrl
- [heterle-] hatrlamak;
- [heterlep kal-] ha
trlamaa devam etmek
- [heterlet-] hatrlat
mak; benzetmek
[hetersez] hatrsz
[hetle] 1. kadar; 2. hatl
[hetsez] hatsz;
[hetsez kp] hatsiz, ok
[hetta] hatta, bile
[hetfe] kadife;
[hetfe gl] kadife iei
[heter] hatar
[heeret] haarat
[heyat] hayat
[hkem] hkm;
- [hkem it-] hkmetmek;
- [hkem yrt-] hkm
yrtmek; - [hkem
ar-] hkm karmak;
- [hkemge tart-] muhakeme
ye ekmek - [hkem
sr-] hkm srmek
[hkemdar] hkm
dar
[hkmet] hkmet
[hr] hr; [hr
fiker] hr fikir
[hrme] hurma;
[hrme aga] hurma aac
[hrmet] hrmet;
- [hrmet it-] hrmet et
mek; [hrmet iye
se] hrmet sahibi
[hrmetle] hrmetli
- [hrmetle-] hrmetlemek
[hrriyet] hrriyet \

()

385

() [hrt(i)] dolak, atal,


kark, mahv
- [hrtilen-] (i) kar
mak, dolamak, ktlemek, mahv
olmak
[hresen] ahmak ve
tembel (kimse) O

[hresen yalkav] ok tembel


[hset] haset, kskanlk
[hsetlek] hasetlik,
kskanlk
- [hsetlen-] haset
lenmek
[htbe] hutbe

386

-u [tsarizm] arlk, arlk


rejimi
[tseytnot] 1. (satran
oyununda) vakitsizlik; 2. skntl
vaziyet
[tsellofan] selofan
[tselluloid] selloit
[tsellyuloza] sel
loz
[tsement] imento
- [tsementla-] imen
tolamak
[tsenz] 1. seviye; 2. ans
[tsenzl] 1. seviyeli; 2.
ansl
[tsnzor] sansr yapan
kimse
[tsenzura] sansr
[tsentner] kental
[tsentnerlap] ken
taller saysnca
[tsentralizm] santralizm, merkezcilik
[tseremoniye] t
ren, merasim
[tseremoniyal]
trenli, merasimli; tekellfl

[tseremoniyesez] trensiz, merasimsiz; tekellfsz


[tseh] atlye, daire, i yeri
[tsehara] atlyeler ara
sndaki
[tsiyan] kiyanus, siyan
[tsianl] kiyanuslu

[tsivilizator] me
deniyeti
[tsivilizatorlk] medeniyetilik
[tsivilizatsiye] me
deniyet, uygarlk
[ts iviIizats iyele]
meden
- [ts ivilizats iyele-j medenletirmek, uygarlatr
mak
[tsigeyka] muton
[tsikl] devir, devre
[tsiklik] devr
[tsikll] devirli, devreli,
[tsiklllk] devirlilik,
devrelilik
[tsiklon] siklon,
[tsiklop] tepegz
[tsilindr] silindir; silin
dir, apka
[tsilindrik] silindirik,
silindir eklindeki
[tsilindrl] silindirli
[tsink] inko
- [tsinkla-] inko kapla
mak
[tsinkl] inkolu
[tsirk] sirk
[tsirka] sirk artisti, canbaz
[tsirkl] pergel
[tsirkulle] pergelli
[tsirkulyar] genelge,
tamim, sirkler
[tsirkulyatsiye] do
lam, deveran, sirklasyon
[tsisterna] sarn
[tsitata] iktibas; 3
- [tsitata kiter-] iktibas etmek

387

[tsitrus] narenciye, tu
rungiller
[tsiferblat] saat kad
ran
[tsifr] rakam

[tsifrl] rakaml
[tsokol] kaide, taban
- [tslatr-] mier ve
sibir tatarlarnda - yerine ts- sesi
ni kullanmak

388

- [abaga] el deni, el
dveni
- [abagala-] ekle
meli sopa ile vurmak
[abak] apak bal
- [abakla-] avu ayas
ile vurmak, tokatlamak
- [abalan-] abalan
mak
[aban] oban
[abanlk] obanlk
[abar] postac, tatar ula

[abata] hlamur aacn


dan elde edilen iplerden rlm
pabular; [aba
ta bamak] hlamur pabu terlik;
[abata kinderese] hlamur pabu kendiri
- [abata tuzdr-]
ok yrmek
[abata] hlamur
pabuu
[abu] palto (pardes) ete
i
[abulk] eteklik
[abn] bimek iin bra
klm ayr
- [abn-] hamamda ka
yn dal ile vura vura ykanmak
- [abndr-] hamam
da kayn dal ile vura vura ykat
mak
[abnlk] bimek iin
braklm ayrlk

[abr] vcutta kan irinli


kabarklklar; [abr
] kekik otu
- [abr-] vcutta irinli ka
barklar karmak
- [abrt-] vcutta irinli
kabarklklar kartmak
[abrtk] vcutta
kan irinli kabarklk
[abrtma] bk.

[ab] 1. at koturma;
2. at yar; [ab arbas] at yar arabas;
[ab at] kou at
- [ab-] 1. koturmak;
2. kouda yarmak
[abk] soylu kou
at
[ab] koucu
[avl] kayn aac fidan
[avllk] kayn fidan
l
I [aa] aa, koyun yavru
su
II [aa] ar inesi
- [agala-] kuzulamak
[aan] aka aa
[aganlk] aka aa
lar biten yer
[agu] gne nn ok
dt yer
[al] sarp kaya, yar, ke
pez
- [al-] yansmak
[aglta] akl ta
- [agldr-] yanst
mak
[agldrg] yan
stc

389

[agluanlk]
yanstclk
[agl] yanstl
[anda] vaktinde
I [ar] akr (re n kli)
II [ar] krmz arab,
akr
- [agtr-] karla
trmak, mukayese etmek, kyasla
mak
[agtrgsz]
karlatrmaa imkn olmayan
[agtrma] kar
latrma, altrma, mukayese
- [agtrma-genetik] mukayeseli genetik
[agtrmal]
mukayeseli, karlatrmal
[agtrmasz] mukayeseye imkn olmayan
- [agtrma-tarihi] karlatrma tarihi
[agtrmaa]
nisb, mukayeseli olarak
[agtru] mukaye
se, karlatrma, kyaslama
[adra] araf, pee
[aj] 1. ekin biilirken kan
ses; 2. ylan sesi; [aj
lene] bataklkta yetien bir cins
sert ot
- [ajgr-] aj gibi ses
karmak
- [aj- oj] ca cu
[ajilda-] aj gibi ses
karmak
- I [ayka-] 1. alkalamak;
2- ykamak, temiz sudan geir
mek, aykamak; taykap k-] ykayp bitirmek

- II [ayka-] sallamak
- [aykaldr-] alka
latmak, sallandrmak
- [ayka-] alkalamak,
sallamak
- [aypal-] kabdaki sv
hafif dalgalanmak
- [aypaldr-] kabda
ki svy hafif dalgalandrmak
- [aypalt-] kabdaki s
vy hafif dalgalandrmak
I [ak] a, zaman, devir,
vakit
II [ak] 1. tam, denk; 2. uru
ucuna
-1[ak-] kav ile ate vb. yak
mak
- II [ak-] bcek vb. sokmak
(srmak, inesini batrmak)
[akk] 1. bceklerin
srma inesi; 2. srgan otu dikeni
[aklak] bozkr batakl
[akl] kadar
[akma] akmak
[akmal] akma tal
[akmata] akmak
ta
[akmatal] ak
mak tal
[akrm] kilometre, a
rm
[akta] vakitte
- [ak-ak] ucu ucuna
- [ak-ok] maden ar
pmasnda kan nlem
- [aklda-] akrdamak
- [akr-] armak, davet
etmek
- [akrt-] artmak, da
vet ettirmek

39

[akru] davetname
[akrul] davetli
[akrl] davet,
arma
[al] ak, aarm ak sal
-1[al-] algn almak
- II [al-] 1. elmek, 2. (hay
van ) kesmek
- [alar-] aarmak,
[albar] pantalon
[albarl] pantalonlu
[albarlk] pantalonluk
[albar] pantaloncu
[alg] ot bime leti, tr
pan; [alg sabi] tr
pan sap
, [alg, algut] sar iekli bir cins bitki
[alg] ot biici
- [aldr-oldr]
aldr uldur; -
[aldr-oldr kil-] aldr uldur
gelmek
[alka] gemi urgan
[alkan] srt st (yat
ma) O - [alkan sal-]
grete rakibi srt st yatrmak
- [allan-] (sa, sakat}
aarmak
[alma] sark;
[alma eek] akayk iei
[almaba] akayk
[almal] sarkl;
[almal gl] koyun g
z, mrver iei
[almal karak] zimmetine
para geiren hrsz
- [almatr-] 1. ba
cak bacak stne atp oturmak; 2.

dansta ayak ayak stne atp oy


namak
[alpu] yedi yol kava
na gmlen mecus kurbanl
: [alt: alt ayaz]
ak aydnlk, ayaz
- [altra-] metal sesi
kmak, ngrdamak
- [altrat-] metal sesi
karmak, ngrdatmak
- [altr-oltr]
angr ngur
[alu] 1. elme; 2. yol d
nemecinde meydana gelen ukur
- [alula-] (kzak) eil
mek
- [alulan-] 1. ukurlan
mak; 2. (kzak) eilmek
[alulk] yoldaki erilik
- [alay-] eilmek, yamulmak
- [alayt-] eriltmek,
yamultmak
[alm] vasf; ehre, si
ma
- I [aln-] dolamak, ka
tmak
- II [aln-] gze arpmak
(alnmak)
[al] yamuk, eik
- [al-] 1. ayak ayak
stne atmak; 2. vurumak, kesi
mek; 3. kesmee yardm etmek
- [allandr-]
eriltmek, yamultmak
- [allan-] erilmek,
yamulmak
[allk] erilik, ya
mukluk
[alma] st ste a

391

prazlama olma
- [altr-] kesitir
mek
- [al-ol] eri
br
[ama] 1. yakn l; 2. l
sn bilme; 3. tahmin niyet;
[ama belen] yakla
k olarak, aa yukar, tahminen
[amalap] lsn
tahmin ederek
- [amala-] lsn
tahmin etmek
[amal] tahmin ll
[aman] tembel at, st
beygiri
[amas] tahmin l
m
[amasz] 1. tahmin
lsz; 2. olaan st
[amasnda] tahmi
nen
[an] an
[ana] kzak;
[ana taban] kzak taban;
() [ana tee
(trna)] kzak dii (trna)
[andr] 1. karn kas;
2. zayf, gbeksiz
- [andrlan-] zayf
lanmak, gbeksizlenmek
[andrlk] zayflk,
gbeksizlik
: [ab: ab
ikkan] ad km
[apak] cesur, atlgan
[apalak] tokat, aplak;
sinek aplas
[apan] kaftan
[apk] 1. kazma, apa;

2. sebze ayklama ba
[apkn] 1. apkn; 2.
postac, tatar ula
[apkr] ok koucu
(kimse, a t)
[apk] ot kesme ma
kinesi
[aprak] eyer rts,
aprak
[aprak] eyer rt
s ustas
[aptar] koyu sar (a t)
- I [aptr-] at kotur
mak; - [aptrr
bar-] koturup gitmek;
- [aptrp kil-] koturup gel
mek
- II [aptr-] (a/yHemek
- [aptrda-] aprda
mak
- [aptrdat-] sulu
yerde davranmak (komak vb.)
- [aptr-aptr]
apr apr
[apak] amak
[apak] amak
- [aplda-] dudak a
prdamak
- [apldat-] dudak
aprdatmak
- [aprda-] suda apr
damak
- [aprda-] s su
da hareket ederken ses karmak,
aprdamak
- [apr-opr] a
ptr upur
[ar] bilei tezgh
[ara] are; - [a
ra kr-] are grmek

392

[arasz] aresiz
[argl] drt yaprakl bir
cins bitki
[ardak] ardak
[ardakl] ardakl
[ardugan] kabir st
ne konan drt keli kafes, mezar
parmakl
- [arla-] bilei tanda bi
lemek
[arlak] kara mart
- [arlan-] bilenmek;
[arlangan] kurnaz ve tec
rbeli kimse
[arlau] bileici
- [ar-near] aresiz
ce
- [art-ort] atr utur
[arau] perde, ibinlik,
rt
[araulk] perdelik,
ibinlik
[arl] drt yapra
gm renginde bir cins bitki
I [ark] 1. sulama dolab;
2. deirmen ark
II [ark] ark
- [arlda-] nlemek,
barmak
[ars] 1. trs; 2. huysuz
[asovoy] nbeti er
[ast'] askeri blk
I [at] kavak, drt yol az
[at sayn] her kav
akta
II [at] ap, kask
III [at] btnyle, dolu
sunca - [at yab-]
btnyle yapmak
[atak] 1. atal, dallanp

-
budaklanma, atallanm; 2. biraz
deli
[ataktk] atallanm.
lk
[atan] aksak
- [atanla-] aksamak
- [atanlan-] aksaklan
mak
[atanlk] aksaklk
[atk] 1. kvlcm; 2. yan
sm k
- [atklan-] (k) yan
smak, kvicmlanmak
[atkl] yansmal, k
vlcml
- [atla-] atlamak, patla
yp yarlmak
[atlama] atm a
[atla] yampiri
[atl] atall, kavakl
[atlk] atalllk, kav
aktk
[atma] atma dokuma
- [atna-] atlamak
[atnama] aalar
atlatan (souk)
- [atnat-] atlatmak
[atnatp] (s t) ayr
ayr (sylem ek)
[atr] adr;
[atr eekleler] adr
iekgiller
- [atrda-] atrdamak,
atr utur gelmek
[atrdavk] 1. a"
trdayan, 2. abuk ve anlalmaz
konuan kimse
- [atrdat-] atrdat
mak, atr utur yakmak, krmak
- [atr-otr] at|f

393

utur
[auka] seyrek ve kk
aa koruluu
[ahotka] verem
[ahotkal] veremli
[aak] saak
- [aakla-] saaklamak
- [aaklan-] saaklanmak
[aakl] saakl
[aya] atlgan, cesur
- [ayalan-] atlgan ol
mak, cesur olmak,
[ayalk] atlganlk, ce
sur olma hli
[ayan] akrep
I [ang] an;
[ang kagu] an alc, an sallayc, an vurucu
II [ang] yol tozu
[angg] kayak
- [angglda-] angr
damak
[angg] kayak
[eben] sinek;
[eben gmbese] zehirli
mantar O (
) - [ebenge ukmap
(ksek) kter-] sinee grz (sopa)
gstermek, tfek ile sinek avla
mak, kk hdiseler iin ok
byk tedbir almak;
[eben termes] karncay
incitmez
- [ebenle-] sineklen
mek
[ebentotk] si
nek ldrc let
[ebene] al blbl
[ebenel] sinek ka

-
pan
- [ben-erki] si
nek ve sivri sinek
[ebe] 1. civciv; 2. g
sz ve zayf kimse; 3. yara bere
[behane] civ
civ besleme kmes
[ebi] civciv; yara bere
- [ebile-] yara bereli ol
mak (mes. avucun te rsi)
[eget] yourttan yapl
m bazlama
[egen] ingene
[egene] ingene gibi
I [ek] ek
II: - [ek: k itter-] kt ettirmek
[eka] eka (rus ih tiiii'n den sonra kar devrim /eri tkip
eden polis te kil t)
[kist] eka mensubu
- [ekrey-] ksk ve fkeli
bakmak, yan bakmak
- [ekreyt-] ksk ve f
keli baktrmak
[lem] 1. pipo; 2. ttn
[lle] 1. k ve yaz ay
larnda en souk ve en scak krk
gnlk zaman; 2. mec. scak za
man, a
[elpereme] ok
paralanmak; [elpereme kil-] tuz buz etmek;
- [elpereme ki
ter-] tuz buz hle getirmek
- [elter-elter]
rl rl, al al
- [eltera-] rldamak
-: - [elt-elt: elt-lt yom-] gzn

394

krpmak
[elter] 1. oya, dantel; 2.
ebeke; [el
ter kanatllar] dantel kanatl b
cekler
[lterl] dantelli
- [elterle-] dantel h
line koymak
- [eltere] dantelci
- [ley-] gz belermek
- [eleyt-] gz belertmek
[elen] balkl kuu;
[elen ayak] aa dalla
rndan yaplma ve stne bas
larak yrnen sopa
[m] 1. tel; 2. yaprak sap
- [mrde-] prtk
prtk olmak
- [mr-mr]
prtk prtk
- [emet-] imdiklemek
[mtm] imdik
- [mttr-] imdik
letmek
[modan] bavul, valiz
[modan] bavul
cu, bavul hamal
[empion] ampiyon
[empionat] ampiyonat; ampiyonluk
4eMnnowibiK[empiyonlk] am
piyonluk
- [m-] imdik imdik
(az az) almak
- [mkle-] imdik
lemek, imdik imdik yemek
- [emen-] kendi ken
dine imdik imdik yemek
[er] ince rlt sesi, r
[rvonts] on ruble

lik
- [ere-] rmek
[rk] rk;
[rk avru] ar hastal
[ereklek] rklk
- [erek-ark] ark
rk
- [rlde-] rldamak
[erekdevek] rlt
veren her ey
[reme] rme
[rpitsa] kiremit
- [ret-] rtmek
[rtk] rtc
- [rklde-] rlda
mak
[rki] sivrisinek
- [rle-] rlamak
[rt] 1. gl d
man, ret; 2. maksadna ula
mak iin her trl yola ba vuran
kimse, inat
- [r-r] r r
[sua] pamukl kuma
(dokuma)
[trk] karmaklk,
giriftlik, etrefil
[trkl] 1. etre
filli, kark; 2. g a, etin
[trklelk] 1.
etrefillik; 2. gllk, etinlik
- [treklen-] kar
maklanmak, etinlemek
[ehol] mahfaza
[t] ormanck kuu
- I [ngle-] kulak nla
mak
- II [ngle-] gelin kza
veda trks okuyup oynamak
- [nglet-] gelin kza

395

veda trks okutup oynatmak


- [ng-ng] tn tn;
- - [ng- ng it-] tn tn
etmek
[i] 1. iy, pimemi, ham; 2.
slak, nemli; 3. tarlada srlmemi
otlu toprak paras
[iber] gzel, yakkl
[iberlk] gzellik, ya
kkllk
- [iberlen-] gzel ol
mak, gzel hle gelmek
- [iberle-] gzel et
mek, gzel klmak, gzelletirmek
[iglgen] (srma, di
ki ) ekilmi, ilenmi
- [igen-] ekilmek, gerile
mek
- [igndr-] ekilmek,
mecbur etmek, geriletmek
[ign] 1. biraz e
kinme, ekilme; 2. ara sz
[ign] ekilme, ekin
me
- [igr-] fiyat drmek,
indirim yapmak
- [igert-] fiyat drt
mek, indirim yaptrmak
[ig] 1. nak, ine
oyas; 2. ssl, bezekli
I [ige] akak;
[ige sakal] akak sakal,
zlf
II : [cige: ige
y] teker miline taklan koruyucu
ivi
[ig] ileme
[igl] ilemeli
[ig] nak
- I [iyert-] fiske ile vur

mak, telli sazlarda tele pena veya


mzrap ile vurmak
- II [iyrt-] (b a lk) olta
kapmak
[iyrtk] mzrap,
pena
[iyrtlk] fiske ile oy
nanan oyun
[ik] snr; hat; [ik
buy] snr boyu; [ikten ti] haddinden fazla O
[ikten akan] snrdan k
m (ktlk)
- I [ik-] ilemek, nak ek
mek
- II [ik-] ekmek
[ikrtke] ekirge
[ikken] ilenmi
[ikl] snrl
[ikllk] snrllk
- [ikle-] snrlamak, hudut
koymak
[iklevk] ceviz, fn
dk vb, meyve;
[iklevk pg] fndk seresi
[iklevklk] fn
dklk
[ikleg] snr koyan
let
[ikleme] snrlama
- [iklen-] snrlanmak
[iklengen] snrlan
m
[iklengenlk] s
nrllk, darlk
[iklenmegen] s
nrlanmam
[iklel] belli snr
olan, snrl
[ikmen] cepken

3%

[ikmenlek] cepkenlik
[iksz] snrsz;
[iksez kp] snrsz ok
[iksezlek] snrszlk
[ikte] snrda, komu
[iktelek] snrda
lk, komuluk
- [iklda-] cvldamak
- [ile-pl] yar
pimi yar pimemi; yarm i
[ilek] kova
() [ilegene (kre)
kapka] kpne gre kapak
[ileklep] bardaktan
boanrcasna yamur yamak
hakknda
- [ilen-] 1. slanmak, nem
lenmek; 2. slak kalmak; 3. sknt
ile ilemek (yaamak)
- [ilender-] 1. slat
mak; 2. skntya sokmak
[ilete] slak slak, nemli
hlde
[imal] ham madde
I [in] derece, rtbe
II [in] in
- [ina-] ince sesle bar
mak, nlemek
[inar] anar
[inovnik] memur
[inovniklara]
memurlar gibi
- [ip-ip] tavuk arma
nlemi
[ir] hastalk;
- [irge sab-] hastala tu
tulmak
- [ir-or] hasta mata

- [ira-] sv stnde zar


veya don peyda olmak
[irak] (ip) sert bklmek
[irat] nbet, sra;
[irattan ti] sradan ha
ri, olaan st
- [irat-] nemli yer stnde
biraz don peyda olmak
[iratlap] sra ile, n
betlee
- [iratla-] nbetlemek
ile hareket etmek
- [iratla-] nbetle
mek
[iratsz] nbetsiz, s
rasz
[irattag] sradaki
[irk] eyrek
[ireklep] eyrekleyerek
- [irkandr-] iren
dirmek
- [irkan-] irenmek
[irkandrg] irendirici
: - [irkank: irkank al-] 1. naho bir
duygudan kurtulmak; 2. mec. ilk
imtihandan gemek
[irkan] irkin, i
ren
[irkanlk] i
renlik, irkinlik
[irken] irkin, ok pis
[irke] kilise
- [irke-mehelle] hristiyan mahallesi
[irle] hastalkl
[irlelek] hasta olma
hli

397

- [irle-orl] hasta
mata, hastalk mastalk
- [irle-] hasta olma
[irleke] sk hastala
nan (kim se)
[irme] Mari (h a lk)
- [irt-] fiske vurmak
[irte] fiske vurma
[irtele] fiske vura
rak oynanan (oyun)
- [irtter-] 1. bal olta
ya taktrmak; 2. bir eyi ele geir
mek iin frsat kollamak
[irem] im, imen
[iremlek] imlik, i
menlik
[irep] seramik
4npY[ir] 1. eri, ordu; 2. b
cek yn
[islo] ay hesabna gre
gn
[ista] temiz, pak
4HCTanbiK[istalk] temizlik, pak
lk
- [istar-] temizlenmek
- [istart-] temizlemek
[istartk] temizle
yici let ve malzeme
[istartu] temizle
yici
- [istarn-] kendini te
mizlemek
I [it] kenar, yan, taraf;
[itten torp] 1. devam
etmeden (renim)] 2. seyirci ka
larak
II [it] d, yabanc;
[it il] hari, d lke;
- [it ilge gar-] ihra et
mek; - [it ilden

-
kert-] ithl etmek
[itek] etik, izme
[iteke] etiki
[iten] etin
[itenlek] etinlik
- [itenlen-] etinlen
mek
- [itenle] etinle
mek
- [itenleter-] e
tinletirmek
[itensenmek] e
tin saymak
[itke] dar
[itkere] da doru
[itlek] kafes
- [itle-] zhlamak, ere
velemek
- [itlet-] 1. uzaklatr
mak; 2. nem vermemek, aa
lamak
[itletep] kinaye ve
ima ile
[itle] itleri bir olan,
snrda
-[itle-] ekilmek, uzak
lamak
[itlekenlek] e
kilmi (uzaklam) olma hli
- [itleter-] uzakla
trmak
- [itsen-] yabanc say
mak (grmek)
[ittege] dardaki
[iten] 1. it; 2. sepet;
[iten arba] itli at ara
bas
[itenlk] itlik
- [i-i] fare sesini bildirir
nlem

398

[ie] esk. ok karl bir


erkein ocuunun esas anasn
dan baka dier hanmlara hitap
ederken kullanlan sz
[ien] halk airi, k
- [i-] zmek
- [iel-] zlmek
[ielgesez] zlmezlik
[iele] zlme
- [ien-] elbise soyun
mak
- [iender-] soyun
durmak
[ime] pnar, eme
[imele] emeli, pnarl
[iye] kiraz;
[iye tnetmese] kiraz likr
[iyelek] kirazlk
[iyeli] dmleyerek
[iyelep] dmleyerek
- [iyelt-] dmletirmek
- I [iyelen-] dmlen
mek
- II [iyelen-] kirazlanmak
- [iyelender-] d
mlendirmek
[len] ye, aza
[lenlk] yelik, azalk
- [ok-] kazk vb. ile kaz
mak, ukur amak; [okp gar-] mec. bir kimsenin
eski ayplarn aa karmaa
almak
- [okn-] 1. bir kim
senin ayplarn aratrmak; 2. ka
znmak
- [okn-] kendi kendine

toprak eelemek, kaznmak, ukur


kazmak
I [okr] ukur
II [okr] anak
- [okray-] ukurla
mak
- [okrayt-] ukurla
trmak, ukurlatmak
[okrl] ukur yer
[okrlk] ukurluk
- [okrl-] ok ukurlu
yer
- [okr-akr] u
kurluk
[okrk] kk u
kur, cukurcuk
[olan] kiler
- [olga-] 1. kuatmak, sar
mak, muhasara etmek; 2. (ayaa)
sarmak
- [olgan-] sarlmak, ku
atlmak, muhasara edilmek
[olgan] muhasara,
kuatlma, sarlma
[olgau] (ayaa) sarma,
dolak
[olgaulk] sarmalk,
dolaklk
[olgau] muhasarac, kuatc
[olk] tabi ar yuvas
[olk] tabi ar yuva
sn sahiplenen kimse
[ombrak] ok uzak
taki yer
[or] a, devir, zaman;
[takmer or]
takmrlerinin oluma devri
*'
[orda] ada

[orma] at aras
5

399
- [orma^] sarmalamak
[ormavk] sarmak
- [oma-] (ip, te i v b .) sar
mak
[ornav] (ip, te i vb.)
sarma leti
- [ornal-] sarnmak
[ornau] ip sarc
[orsz] edepsiz
[os] tell, becerikli, ma
haretli
[onggl] nehirde vb.
ok derin yer
[u] arktan daha basit deri
ayak kab
[uak] ok aydnlk ve lk
gn
[ual] balk soba
- [ual-] 1. dolamak, kar
mak, sarlmak; 2. yanlmak; 3.
ayak altnda dolamak
- [ualt-] 1. dolatrmak,
kartrmak; 2. yanltmak
[ualk] karklk, d
zensizlik
[ualkl] karmaka
rk
[ualklk] karma
karklk
[ual] kargaalk
- [ual-] ayak altnda
oraya buraya dolap durmak
[uan] ban O
- [cuanna ti-] nasrna (yaras
na, damarna, bamteline) basmak
[uar] ala-bula, alaca, a
par; [uar konggz]
apar bcek, ala bcek;
[uar kpe] bir cins ii kouklu ve alaca bitki;

[uar srtlan] apar srtlan,


alaca srtlan; [uar
tarakan] apar kara fatma O
[uar yrekle] p sevdi;
[uar kngelle] p
sevdi; endieli
- [uarla-] 1. apar ren
ge koymak, alacalamak; 2. ayrntlamak
- [uarlan-] aparlanmak, alacalanmak
- [uarlandr] aparlandrmak, alacalandrmak
[uarlk] aparlk, ala
calk
[uval] uval
[uyn] 1. dkme demir; 2.
demir tencere; [uyn
yul] demir yolu
[uyr] akl ta
[uyrta] akl ta
[uk] pskl
- [ukla-] pskllemek
- [uklandr-] pskllendirmek
[ukl] pskll
[ukmar] grz, topuz,
okmar; [ukmar s
yek] uyluk kemii
[ukmarba] iriba,
kurbaa yavrusu
- [ukmarla-] topuzlamak
- [ukmarlan-] topuzlanmak
[ukrak] 1. akntsz
(gt), glet; 2. sar;
[ukrak gmbe] topuz mantar
- [ukraklan-] sar
olmak

p-

400

- [ukraklandr-]
sarlatrmak
[ukraklk] sarlk
- [ukrak-telsez]
sar dilsiz
[uktamr] pskl kk
l
- I [uk-uk] pskl ps
kl
- II [uk-uk] ok ok,
pek ok
[ukr] 1. munta kuu; 2.
bir cins mersin bal
- [uk-] gagalamak
[ukn-] 1. istavroz kar
mak; 2. hristiyanlamak
! [uknp kit] (hristiyanlap) l!; [uknp
kitim] yemin sz leyim!" demek
- [ukndr-] 1. hristiyanlatrmak; 2. azarlamak
[uknk] ktleme
sz "hristiyanlam mrtet"
- [ukrda-] cik cik ku
nlemi karmak
- [ukrda-] ku sesi
karp tmek
[ula] melez
[ulak] olak
- [ulaklan-] olaklan
mak
[ullk] ulluk
[ulpan] olpan yldz,
oban yldz
I [ulp] gm, altn vb.
pullarla yaplan sa rgs ss
II [ulp] kepe
[ult] tan suya dme se
si, cump
- [ult-ult] cump cump

[ulk] drdnc gbek


ten torun
- [um-] suya dp bat
mak, dal yapmak
[uma] veba, taun
[umak] at arabas teke
rine konulan katran krbas
[uman] kabuk sandk
[umar] orbaya konulan
bir tr hamur kesii
[umara] 1. hamur ke
siinin iine aka yollu konulan
kmr, para vb.\ 2. ans oyunu
geliri; 3. rvet vb. paras, dubara
[umara] gayr
meru para kazanmaa dkn
kimse, dubarac
[umga] bir cins byk
yabani rdek
[umgalak] karaba
tak
- [umdr-] suya batr
mak, daldrmak
[umiza] in dars
[umr-] tepeleme kep
eyle almak
4yMbiprbi4[umrg] byk kepe
[up] ap diye pme nlemi
[uptar] dokuma sra
snda yaplan ssleme
- [uptarla-] dokuma
da sslemek
- [uplda-] aprda
mak, ap diye pmek
- [upldat-] aprdat
mak, ap diye ptrmek
- [uprda-] aprda
mak
- [uprda-] apr-

401

damak
[ur] 1. bozulmas ho g
rlmeyen eski det; 2. kurbaa
barts, vrak
[ura] 1. hann asker tem
silcisi; 2. kul gibi sadk kimse
[uraman] eski det
leri saklayan ev ruhu
- [urla-] 1. vraklamak; 2.
(sz) ok sylemek, sz fesa
hat ve belgat ile sylemek
[urtan] turna bal
- [urt-uraman] 1.
eytan ve ruhlar; 2. her trl yara
maz kimseler
I [ut] 1. hesap makinesi; 2.
say
II [ut] bir cins dzeltme bal
tas
-1[utla-] hesaplamak
- II [utla-] balta ile dzelt
mek
[utsz] saysz
- [ut-ut] blbl t
nlemi
- [utlda-] blbl gibi
ses karmak
[utr] opur
[ufa] yer badam
[uka] domuz
[bk] ubuk
[bk o] ubuk ucu, uzak
akraba
- [bkla-] ubuklamak
[bka] kk ubuk
- [bk-abk] dal
ubuk
[bldk] ibinlik
[brk] krba, kam'I [br-

k bldermese] kamnn kay


- [brkla-] kam
lamak
[ganak] kaynak
- [gar-] karmak;
- [iseplep gar-] he
saplayp karmak; [ksp gar-] ksp karmak;
- [dan gar-] n karmak,
n yaymak; [brakka gar-] skartaya karmak
- [garp al-] ka
rp almak, kz karmak
- [garl-] karlmak
[garma] istisna
[garlma] karl
ma
[garl] karl,
mezun olu, mezun olma;
[garl kiese]
mezuniyet gn (gecesi)
[gar] kar,
karma, mezun olma
[gtay] aatay
- [gl-] klmak
[m] masraf, gider
- [mla-] ahlanmak
- [gmlan-] masraf
yapmak
[gml] ok masrafl
[gm]ahlanan (at)
- [gmia-] ah
lanmak
[gnk] kk
[gnt] knt
[gntl] kntl
[r] krk O
- [grnnan gar-]
rndan karmak
I [g] 1. konuma

402

yapmak; 2. tebli okumak


II [g] k;
[g kilee] -den hli
[gl] rengi (tad)
kan (nesne)
- [da-] dayanmak O
[dap kna tor]
dayanp dur; [dar hel kalma-] dayanmaa g
kalmamak
[dam] dayankl;
[utka dam] atee daya
nkl
[daml] dayankl
[damlk] dayanklk
[damllk] daya
nkllk
[damsz] dayan
ksz.
[damszlk] da
yankszlk
- [ylda-] cvldamak,
cyaklamak
- [yldat-] cvldat
mak, cyaklatmak
- [ylda-] cvlda
mak
[yldk] ok cyakla
yan
, [j, jj] cz
- [jla-] czlamak
- [j-pj] cz biz
- [jlda-] czldamak
[k] iy; [k
tams] iy damlas
- [k-] 1. kmak, inmek; 2.
dolmak
[kl] iyli;
[kl len] drosera, sinekkapan

.
- [k-k] ak ak
- [klda-] akldamak
- [krda-] akrdamak
- [lan-] nemlenmek
- [lat-] nemlendirmek,
nemletmek
[lbr] zincir, ilbir
- [lbrla-] ilbirlemek, zincirlemek
[lbrl] zincirli
[lgy] 1. ku ty tele
i; 2. byk ucu
[ldr] ldr sesi
[ltr] oldr uldur
- [ltra-] zil sesi kar
mak
[ltravk] zil, n
grak
- [ltrat-] zil sesi
kartmak
- [mrda-] 1. tyleri
diken diken olmak, rpermek; 2.
( st ) ptr ptr olmak
[n] 1. gerek, hakikat, ha
kiki; 2. ciddilik O
[n kngelden] samimiyetle
[nayak] 1. porselen;
ini; 2. ini kadeh (bardak)
[nbarlk] gerek,
varlk
[nga] geree, hakika
te
- [nla-] cidd olmak
[nlap] cidd olarak
[nlk] gereklik
[nnan da] hakika
ten de, gerekten de
- [nk-] salamlamak,
kuvvetlenmek, tavlanmak
- [nktr-] salar0'

403

latrmak, tavlamak
[pta] hasr;
[pta sugu] hasr dokuyu
cu; [ptal ana]
hasrl kzak
- [ptala-] hasrlamak
[pta] hasrc
[pk] sere;

[pk
kuzgalag]
sere kuzukula
- [prda-] ipi ipi et
mek
[r] orba vb. stnde mey
dana gelen ya tabakas
[ra] ra O
kal-] raya dnmek, ok
zayflamak
[raga] ra odunu
[ray] ehre;
- (-) [ray boz- (st-)] su
ratn asmak O [
ray kakan] rengi umu, surat
aslm, hasta;
[ray kl kebek] yz kl gibi
[raysz] silik, alm
sz; [raysz
yabalak] kukumav
[rak] ra
- [rakla-] gecede ra
'nda balk avlamak
[ralk] ralk
- [rklda-] 1. cvlda
mak, ldamak; 2. cilve ile gl
mek
- [rklda-] 1. cV|ldamak; 2. cilve ile glmek
- [rla-] crlamak
[rl] 1. st yal, yz
yal; 2. mec. gze arpan (k t)
- [r-u] cvlt

[rk] ev ekirgesi,
ocak ekirgesi
[r] kknar;
[r beyreme] yl ba
bayram; [r lene] kknara benzer bir cins ot
[rlk] kknarlk
[rn] ar kovannda
kurt yemi
- [ryla-] cavl cuvul
barmak
[tlk] iveli (k t)
- [tlklan-] ivelenmek
[tk] atk (y t)
[tr] dal yn
- [trda-] atrdamak
[trman] sk orman,
sk al
[trmanlk] sk
allk
- [tr-tr] atr
utur
- [-p] fslt
[ng] ngrt, n n
[nggl] madene ma
den arplma sesi, ngrt
- [ngglda-] ngr
damak
- [mggldat-] ngr
datmak
[nglavk] ngrak
- [ngla-] nlamak
[nglau] nlama
- [ng-ng] n n
[eberek] kuluka al
tnda bozulmu yumurta
[eberklek] bo
zulmutuk
- [eberklen-]

bozulmak
[ebe] kpei kovalama
nlemi, hot!
[ebek] (ocuk) avular
n birbirine vurma oyunu
- [ebekle-] avularn
birbirine vurmak
- [ebelen-] abalan
mak
- [ebelender-] abalandrmak
[eyer] reine
[eyerle] reineli
- [eyerlen-] reinelenmek
[ey] ay
[eylek] aylk, bahi
[eynek] aydanlk
- [eyne-] inemek
- [eyne-] az ile da
lamak
[eyhane] ayhane
[eyhur] ay sever
[eye] ayc
- [eke-] akmak ta ile bir
defa vurmak
[ekek] ekek (hamur
a)
- [ekele-] ekimek
I [eken] koan, kam
ba
II [eken] demir sapl e
ki; [eken uyn] e
ki oyunu
[ekenba] kam ko
an
; - [ekenle-] eki ile g
m vb. maden sslemek
- [ekenlen-] koanlanmak

*
- [eke-] kadeh tokutur
mak
[ekke] araba teke
rini tutmaya yarar ivi
- [el-] almak
- [elder-] abuk almak
[elter] kaval kemii
[eme] 1. yelek; 2. ayak
kab srmas, aplike
[emcele] 1. yelekli; 2.
aplik
[emey] ak oyununda
kullanlan bir cins ak
-, - [ene-, ene-]
sanmak; saplamak; batrmak
[eneke] 1. diken; 2.
yemek atal
[enekele] 1. dike
nli; 2. ac, dokunakl, dikenli (st)
- [enel-] 1. batmak,
saplanmak; 2. intihar etmek, ken
dini ldrmek [encelep kit-] lp gitmek
[enelgere] bed
dua sz "kendini ldr!"
- [enelder-] ldr
mek
[enem] (b ii) diki aras
: [ene:
ene barmak] sere parmak
[eneke] ocuk kza

[eperek] k u yru ksa lla y a n (uzun kuyruklu sere g


ku)
- [epe-] 1. aplatmak; 2protesto etmek
- [epe-] 1. aplamak; 2oyunda topu vurmak; 3. amur s1'
vamak (atmak)

405

[epeme] 1. oyunda to
pu vurmak iin krek gibi yaplan
let; 2. toka
[erdek] uyluk veya bazudaki kk kemik
- [erdeklender-]
yarmalandrmak
- [erdekle-] yarmala
mak
- [erdeklen-] yarma
lanmak
[erek] 1. kap, kapak vb.
tahtalarn salam tutmak iin kar
lkl kelere yan aklan tahta;
2. i dayankll
[erekle] dayankl
[ereksez] dayanksz
[ereldek] ince ses ile
baran {kimse)
- [erelde-] ince ses ile
barmak
[ereldevek] ince
ses ile baran (kimse)
[erke] 1. ense st ke
mii; 2. iki kab
[erembe] aram
ba {gn)
[e] sa; [e
alu] berber; [e pekese] ustura; O [ee re tor-] sa dikelmek;
- [eleren yolk-]
san yolmak
- [e-] samak
, [ebey, ebi]
gr sal kadn
- [eel-] salmak
[eke] mibzer makine
si
[eke] iek

[eme] nesir, nesr


- [ere-] sramak O
- [erep kit-] srayp
gitmek, lmek; - [e
rep tor-] srayp durmak, ok ha
reketli olmak
[erevk] sramaya
meyilli
- [eret-] sratmak
- [erete-] karlkl
sratmak
[etamr] klal kk
- [ee-] yemek yerken ak
srp pskrmek
I [eek] iek; [eek at-] iek atmak, iek
karmak, iek amaa balamak;
[eek konggz]
iek bcei; [e
ek kebeste] karnbahar;
[eek tirelege] iek
yuvas; [eek ttele] iek tarh
II [eek] iek hastal
[eekle] iekli
[eeke] ieki
[eekelek] iek
ilik
[een] halk airi
[eenlek] szde us
talk
- [eet-] yemek srasnda
azdan ve burundan pskrttr
mek
[e] ekin ekme (sama)
[elek] ekinlik
[erge] 1. kordela;
2. at boynundaki st kas
[eke] bataklk samuru
[eke] alaca karga

406

[eelek] civelek
- [enggelde-] angldamak
[ehre] ehre, gzel yz
[gender] pancar
[genderelek] pancarclk
[ge] a (bal)
- [yel-] zplatlmak
[yelderek] araba
okunu hamuta balama kay;
[yelderek ba
v] araba okunu hamuta balama
kay ba
- [yer-] evirmek, {yut)
evirmek
[y] aa ivi;
[y yazu] ivi yazs
[y buau] eli aya tutmaz
olmak; - [y kak-] ivi
kakmak; vmek
- [y-] zplatmak
- [ylek-] tahterevallide
bir tarafa hzla yklmak
- [yle-] 1. ivi ile sa
lamlatrmak; 2. vmek
[ysman] aa ivi
gibi
[yyazma] ivi yaz
ma, ivi kitbe
[k] ak kemiinde ukur
ksm, k
- [kerde-] samimiyet
le sylemek (konumak)
- [kerde-] samimi
yetle karlkl sylemek (konu
mak)
[ldi] eyrek litre
- [mer-] smrmek
[nki] nk

[le] eri ulu keski ve


delgi leti
[] , dur!
[bek] ktk, tarant O
[bek ba] 1. kei
kafal, ahmak, aklsz; 2. mec. ka
dn; - [bek eyne-]
tekrar tekrar sylemek
- [beklen-] yapalanmak, ktk ktk olmak
-[beklender-] ktklatrmak
- [gele-] melmek
- [ge-ge] mele
mele
- [k-] kmek
- [ke-] eki ile dvmek
- [kel-] 1. eki ile d
vlmek; 2. dvlebilir olmak
[kelen] dvle
bilir
[kelenlek]
dvlebilme
[ke] eki;
[ke balk] eki bal
[kele] ekili
- [kle-] ekilemek
[ke] ekii
[keek] kk e
ki
[l] l; [l
brese] 1. akal; 2. l kurdu
[llek] llk
[lmek] mlek
[lmekle] mlekli
[lmeke] mleki
[me] me, kepe
[mele] tnaz, dokur
cun; [mele salg] demet toplayc makine

407

- [me-] kmek, melimek


[nnik] kn ar kovan
n koruma yeri
[p] p; [p
tg] p; [p
len] yabani ot, arsz bitki
[p te tgl] p bile
deil, hi bir nemi yok;
[p te bulmas] p bile
olmaz, hi bir deeri yok;
[pke de sanamy]
pe de saymaz
[pl] pl
[plk] plk;
[plk ba] p dklen
yer
[pllek] pllk
[plem] (dokumada)
ift sulu ssleme; dokunmu de
sen
[pleml] (dokuma
da) ift sulu sslemeli, iinden de
senli (kuma)
- [plemle-] (doku
mada) ift sulu ssleme yapmak
- [plendr] plendirmek
- I [ple-] 1. p brak
mak; 2. tane tane olmak, topla
mak
- II [ple-] (dokumada)
ift sulu ss yapmak
- I [plen-] (dokumada)

ift sulu sslenmek


- II [plen-] plenmek
[pre] hamur mayas
[prek] aput, paavra;
[prek cyu]
sokaklarda paavra (kt) topla
yc [prek ba]
aklsz
- [preklen-] paav
raya evrilmek
- [prek-aprak]
paavra bez
[prek] 1. paav
ra, kt toplayc; 2. ar elbise
dkn
[preklk] pa
avraclk
[pre] mayac
- [p-ar] p le
[r] kle kz
[re] ters taraf, astar tara
f
[reli] etrafnda, ev
resinde, yresinde
[rek] rek
I [rekey] 1. kk
gvdeli bir cins yabani rdek; 2.
kk boylu kimse
II [rekey] golf sopas
[t] az
- [t-t] 1. az az, biraz,
azck; 2. zar zor, daradar
[ek] patik
[ek] patiki

408

-U l [aba] 1. resm i bitti


demektir; 2. kendi kazancna ile
mek
[aba] resmi iten
baka kendi kazanc iin baka
yerde misafir olarak ileyen kimse
[ablon] ablon
- [ablonla-] ablonlamak
[abr] buram buram;
(-) [abr tirge
(bat-)] tere batmak, buram buram
terlemek
- [abrda-] tkrdamak
- [abr-obr] t
kr tkr
[ava] yayvan aa tekne
[avl] grlt
[agr] air
[agre] aire, kadn
air
[adra] 1. (yzde) iek
bozuu yeri, izi; 2. opur
- [adrala] opuriamak
- [adralan-] opur
lanmak
[adral] opurlu
[ayba] 1. conta, pul; 2.
hokey diski
[aybal] 1. contal,
pullu; 2. diskli (hokey)
[ayka] 1. ete, haydut
birlii; 2. hamam tas
[aytan] eytan;
[aytan tayag] eytan

-
sopas bitkisi
[aytan algn] eytan alsn;
[aytan
ayan sndrr] eytan ayan
sndrr; ok kark;
[aytan belsn] eytan bi
lir, ben bilmem;
[aytan da bulmas] hi bir
ey olmaz; (,
) [aytan suv (ste,
zemzeme)] iki
[ak] 1. deirmen ark fre
ni; 2. salam berkitme leti
[akal] akal
- [akkat-] 1. birden bire
durdurmak; 2. ok hayran kalmak
, [akkatk, akkatmal] hayran bra
kc, hayrette brakmaa imkn
veren
- [akkatr-] hayrette
ve hayranlkta braktrmak
[akkatrg] hay
rette brakc
[akmak] 1. drtgen; 2.
kare kbik
- [akmakla-] 1. drtgenlemek, karelemek; 2. kbik
odunu kesmek
[akmakl] drtgenli,
kareli
[akty] epey, epeyce,
pek; [akty y]
epeyce sk; [akty
zur] epeyce byk;
[akty song] epeyce ge:
[akty uk] epey ok
[akul] ekle, akul
- [ak-ok] aac aaca
vurunca kan ses nlemi, ak

409

ak; - - (-) [ak-ok


kil- (it-)] ak ak etmek
[ak] pis
- [akla-] pislemek
- [aklan-] pisle
mek
[aklk] pislik
- [aklda-] akldamak
[akldavk] ak
ak ses karan bir eit haberle
me leti
- [akldat-] akldatmak
, :
- [akrayp (akrdap):
akrayp kat-] kaskat donmak
[alapay] tembel ve
ie yaramaz
-^11-] tem
bel olmak
[ala] ot ve dallardan
yaplma baraka, sala
- [aldra-] trdamak
[aldravk] mey
vesi trt karan bir cins ot
-
() [aldr-oldor (altr-oltor)] aldr uldur; paldr kldr;
- - (-) [altr-oltor it- (kil-)] paldr kldr et
mek (gelmek)
[alkan] algam;
[alkan may] algam ya
[alkan beyese] ok ucuz
[alt] t sesi; [alt it-] t etmek
[altr] telefon sesi, zr
sesi

- [altra-] ngrda
mak; - [altrap
kit-] ngrdayp gitmek
[altravk] 1. n
grak; 2. ok konuan ama i yap
mayan geveze kimse
- [altrat-] 1. telefon
etmek; 2. ngrdatmak
[ama] ay tortusu
[amakay] soytar
- [amakaylan-]
soytarlanmak
[amakaylk] soy
tarlk
[aman] aman, kam
[an] an
[anl] anl
[ans] ans
[antaj] antaj
- [antajla-] antaj
yapmak
- [an-hret] an
hret
[ap] ap nlemi; [ap it-] ap etmek
- [aptrda-] kprda
mak
- [aptrdat-] kpr
datmak
- [aptr-optr]
apur upur
[apak] 1. pislikli (kitvse)\ 2. pasakl
- [apaklandr-] pisliklendirmek, pasakllandrmak
- [apaklan-] pisliklenmek, pasaklanmak
- [apaklat-] pislikletmek, pasaklatmak

410

[apaklk] pasak
tk
[apalak] sinek l
drme leti
- [aplda-] apldamak
- [apldat-] apldatmak
[apldk] ap ap
etmee meyilli
- [aprda-] aprda
mak
- [aprdat-] aprdat
mak
- [aprt-] ok vmek
- [apr-opr] a
pr upur
- [aprn-] ok vn
mek
[aprnk] vnme
(szleri)
[apmnuan]
vnmeye dkn

[aprnuanlk] vnmeye dknlk


I [ar] 1. yuvarlak, kre, to
parlak; 2. bilye O [ar
kz] yuvarlak ve byk gz bebei
olan (kimse)\ - [ar sal-]
oy vermek; - [ar suk-]
aa kre ile oynamak; vakit l
drmek
II [ar] tamamen, sonuna
kadar, tam; [iek
ar ak] kap sonuna kadar ak
- [ar yr-] 1. sonuna
kadar yarp amak; 2. gizli, sakl
bir haberi bir ey brakmadan sy
lemek
[ar] aatan yaplma oyun

topu
- [ara-bara] ufak t
fek, her ey
[arada] hece bilme
cesi
[arj] karikatr, resim
- [arklda-] kahkaha
atmak; - [arkldap kl-] kahkaha ile glmek
[arkldk] kahka
ha ile glen kimse, akrak
- [arla-] arlamak, a
lamak; - [arlap ak-]
arlayp akmak, alayp akmak
[arlavk] elle
[arlama] alama,
alayan
- [arlandr-] gz
n fincan gibi amak
- [arlan-] gz fincan
gibi olmak
[arlatan] arlatan
[arlatanlk] ar
latanlk
[arl] kreli, toplu
[arnir] mentee, maf
sal
[arnirl] menteeli,
mafsall
[arsman] kre gibi,
top ekilli; [arsman yeen] kre (top) gibi im
ek
I [art] art; [art kuy-] art koymak;
[art cmle] gr. art cm
lesi; [art terkegee] gr. cmle ba art edat O
- (-) [ar
tna citker- (kiter-)] artn yerine

411

getirmek
II [art] pat nlemi;
- [art itter-] pat ettirmek
[artayak] oyun sopas
- [artla-] patlamak
[artlavk] patlat
ma oyunca
[artlagan] pat
layana kadar
- [artlat-] patlatmak
[artlatk] patlat
ma malzemesi
[artlau] patlama
[artiaul] patlamal
[artlauan] patla
maya hazr
[artl] artl;
[artl refleks] artl ref
leks; [artl revete] artl olarak
[artllk] artllk
[artname] artname
[artsz] artsz
[arf] earp, atk
[ark] bilyecik
[at] ad, en, neeli, mem
nun, sevinli, honut O
[at kngell] memnun g
nll
[atalak] gln (kim
se), komik, akrak
- [atlan-] atlanmak,
sevinmek, honut olmak, memnun
olmak
- [atlandr-] ad
landrmak, sevindirmek, honut
etmek
[atlk] adlk, enlik,
memnunluk
[atlkl] enlikli

[atlksz] enliksiz
- [atrda-] atrdamak
- [atrdat-] atrdat
mak
- [atr-otor] a
tr utur, gmbr gmbr
I [au] batan baa, tamamiyle
II [au] uultu, grlt
- [au-gr] grlt, pa
trt; - - [au-gr kil-]
grlt patrt gelmek
[aukm] 1. tesir; 2. so
nu
[aukml] tesirli
[aula-] 1. uuldamak; 2.
grlt karmak; [aulap ak-] grldeyip akmak;
- [aulap al-] (ksa s
re li) grlt yapmak
- [aula-] uuldamak
[aui] uultulu, grltl
- [au-u] uultu, grlt
O - - [au-u kil-]
grlt patrt etmek; -
- (-, -) [au-u
kter- (kuzgat-, kuptar-)] grlt
(patrt) koparmak
- [au-ul] grltl,
patrtl
- [au-usz] grl
tsz, patrtsz
[aftal] eftali
[ah] satranta ah;
- [ah bir-] satranta ah ver
mek
[ahmat] satran
[ahmat] satrani

[ahta] maden oca,

412

maden kuyusu
[ahtyor] madenci, ma
den iisi
- [a-] amak, hayret et
mek
[aka] 1. dama ta; 2.
dama oyunu
[aka] dama oyun
cusu
[akn] akn
- [atr-] artmak
- [an-] kendi kendine
amak, hayretlenmek
[ayan] 1. aka yapmaya
dkn; 2. aklaban
- [ayanlan-] aka ya
pc olmak
[ayanlk] aka yap
clk
- [ayar-] 1. aka yapmak;
2. (ocuk) oynamak, yaramazlk
yapmak
- [ayart-] bir kimsenin
yzne kar aka yapmak
[ayartu] yz yze aka
[ayartul] akal
- [ayart-] akala
mak
[ayaru] aka
[ayaruan] akaya
dkn
[ayet'] ayet, belki de,
biraz pheli
- [anggrda-] angr
damak
- [anggrdat-] an
grdatmak
[ah] ah, padiah, hkm
dar
[ahzade] ehzade

[ahine] ah hanm,
hanm sultan
[ahit] ahit
[ahitlik] ahitlik;
- [ahitlik it-] ahitlik
etmek
[ahlk] ahlk
[ahedet] ahadet
[ahedetname]
ahadetname
[elte] azar, tekdir;
- [elte al-] tekdir almak;
- [elte belder-]
tekdir bildirmek
[eltele] tekdirli
- [eltele-] azarlamak,
tekdir etmek; - [eltelep al-] (biraz) tekdir etmek
[epken] sar hardal,
kolza
[erenga] askeri sra,
saf, dizi
[ef] ef
[flk] eflik;
- [eflik it-] eflik etmek
I [e] i
II [e] ikinlik
[eek] iik, ikinlik,
ur, tmr
- [e-] imek
- [een-] iinmek;
- [eenep bet-] tamamiyle iinmek
- [eender-] iin
dirmek, iman hle gelmek
[eenke] ikin
-[enkelen-] i
kinlenmek
[eede] iki arka
da

413

[eele] ieli
[iblit] potin
[ive] ive
[igri] iir ile ilgili
[igrilek] iirlik
[igriyet] iiriyet, na
zm
[igriyetle] iiriyetli
[gryetlelek]
iiriyetlilik
[igy] i
[igylek] ilik
[igr'] iir
- [igey-] kulak kabartmak
[ik] ek, phe
- [ik astna al-] phe al
tna almak; - [ik sal-]
phe salmak; [ik totu] phede bulunmak;
[ik yuk ki] phe yoktur ki;
- (-) [ikke kal- (t-)]
phede kalmak, pheye d
mek
[ikyet'] ikyet;
- (-) [ikyet' it- (kl-)]
ikyet etmek
[ikayete] ikyeti
[ikelle] gibi, eklinde,
benzer
[ikle] pheli
[iklelk] phelilik
- [iklen-] phelenmek
- [iklendr-] phe
lendirmek
[iklenen] p
heye dkn, pheci
[ikme] atda yan kap
lama tahtas
[iksez] phesiz

[kel] phelenmeye
dkn
- [ik-bhe] ek
phe
- [ik-bhele]
pheli
[iker] eker
[ikerle] ekerli
[ikerlelek] eker
lilik
- [ikerlen-] ekerlen
mek
- [ikerle-] ekerlemek,
eker katmak
[ikerlep] eker ile
[imal'] kuzey
[imali] kuzey
[imbe] cumartesi;
[imbe mese] toplu ve
gnll olarak karlk grmeden
yaplan almalar
[in] tekerlek lstii
[inel'] kaput
- [inla-] teker lstii tak
mak
[irbet] erbet O
ae [irbet ay] dnden son
ra birinci ay
[irbetle] erbetli
- [irbetle-] erbetle
mek
- [irbetlen-] erbet
lenmek
[irket] irket
[irma] paravana
[ifa] ifa;
-, - [ifas bul-, ifa
bir-] ifas olmak, ifa vermek;
- [ifa tap-] ifa bulmak
[ifal] ifal

414

[ifahane] sanatory
um
[ifr] ifre; [ifrn ae] ifresini zmek
- [ifrla-] ifrelemek
[ifrl] ifreli
- [ing-] solmak
[inggen] solmu
- [ingder-] soldurmak
[ingmes] solmaz;
[ingmes gl] sol
maz gl
[kaf] dolap
[lak] cruf
[lang] lstik hortum, ls
tik boru
[lem] mifer, balk, tol
ga
[lyuz] nehirde ve kanal
larda su ykseltme havuzu
[nur] sicim, kaytan
- [nurla-] kaytanlamak
[obaga] kur'a (ekme)
O - (-, -) [o
baga sal- (tart-, tot-)] kur'a ek
mek (tutmak)
[ovinizm] ovenizm
[okolad] ikolata
[okoladl] ikolata
l
[olgan] bozkr (orman )
san
[om] korku, kt tesir b
rakan haber O - [om
sal-] korku (endie) vermek;
- [omga t-] korkuya (en
dieye) dmek
[oma] 1. dmdz; 2. her
hdisenin altndan kolay kabilen
(kim se)\ [oma kp-

e] melek otu
[omakay] her hdi
senin altndan kolay kabilen kim
se
- [omakaylan-]
her hdisenin altndan kolay ka
bilmek
[omalk] 1. dmdz
olma hli; 2. iyi davranl (kimse)
- [omar-] 1. dzlemek;
2. her hdisenin altndan kolay
kalkabilmek
- [omart-] 1. dzletir
mek; 2. ayplar kapattrmak
- [omlan-] kendi kendi
ne korkmak, endie duymak
- [omlandr-] kor
kutmak, endielendirmek
[oml] korkulu, endieli
[omlk] korku, endie
veren hl ve nesne
[omllk] korkulu
(endieli) olma hli
[ompol] tfek ve top
namlusunu temizleme leti, mil
- [ompolla-] 1. tfek
namlusunu temizlemek; 2. sopa
cezas vermek, falakaya yatrmak
- [omray-] (kedi, k
pek, a t vb.) kulan ksarak sal
drmak, kzmak, fkelenmek
- [omrayt-] kulan
ksmak
[omrt] kukiraz; ku
zm; [omrt ka
ra] ku zm karas
[omrtlk] ku
zml
- [oprda-] kak e
yemek yerken aprdamak

415

- [oprdat-] aprdat
mak
[osse] ose
[ofyor] ofr, src
[ofyorlk] ofrlk
[ongkar] unkar, sun
gur
[ongkar] sungurcu
[pal] demir yolu kereste
si
[pana] sokak hrsz
[pion] ispiyon, casus
[pionaj] casusluk ii
[pionlk] casusluk,
casusluk ii; - [pionlk it-] ispiyonluk etmek, casus
luk etmek
[por] mahmuz
- [porla-] mahmuzla
mak
[prits] rnga
[tab] ordu vb. karargh
[tamp] 1. keli mhr;
2. pres kalb; 3. ablon, klie;
- (-) [tamp suk(bas-)] mhr basmak
- [tampla-] pres kal
bndan karmak
[tampofka] pres
kalbnda presleme
[tanga] 1. futbol kale
sinde st direk; 2. halter
[tanga] halterci
[tat] kadro, personel;
[tattan ti] kadro
d
, [tatl, tattag] kadrolu
[tmpl] kk m

hr, stampa; [tmpl suk-] mhr basmak,


stampa basmak
- [tmplle-] m
hrlemek
[torm] frtna, kasrga
[traf] yasak, ceza;
- (-) [traf sal(tlet-)] yasak koymak, ceza det
mek
[traf] cezal (er)
asker
[tukatur] sva, sva
ma, svalama
- [tukaturla-] sva
mak
[tukaturi] sval
[tukatur] svac
[turval] dmen ark
[turval] dmenci
[turm] mfreze hcu
mu, saldr; - [turm
yasa-] hcum yapmak, saldrmak
- [turmla-] saldrmak
[sturmlk] sald
rclk
[tk] kasatura, sng
- [tkka-tk] sn
g sngye
- [u-] 1. kaymak, srklen
mek; 2. izinsiz ve habersiz gitmek,
svmak
[ugak] kaygan (aa,
ye r vb.)
[ugalak] patinaj pisti
- [udr-] 1. kaydrmak;
2. srklemek; 3. gizlice alp g
trmek, almak
[udrg] 1. kaydr
mak iin konulan kalas; 2. rulman

416

[udrma] 1. kantar
topu; 2. kap srgs
[udrmal] srg
l
- [udrt-] 1. srmek; 2.
kaydrmak
[uk] 1. yaramaz (ocuk);
2. uh (kadn), cilveli O
[uk kull] hrsz;
[uk tll] uh dilli
- [uklan-] 1. yaramaz
olmak; 2. uh olmak
[uklk] yaramazlk,
uhluk
[ul] u, bu, o; ...
[kem...ul] kim...u;
[ul arada] u arada, u vakitte;
[ul kirek] u gerek (l
y k ), ona o lyk;
[ul revl] u ekilde;
[ul uk] yine u, kendisinin ayn;
[ul hetl] u kadar,
ok, pek; - [ul-ul] u
u, doru doru (tasdik manasna)
[ulay] yle, bunun gi
bi, yle; ..., [niek...,
ulay] nasl..., yle O
[ulay bulga] yle olun
ca; [ulay bulsa
da] yle olsa da, yle de olsa;
[ulay itep] bylece,
bylelikle; [ulay ul]
yle doru;
[ulaydr ul] belki yle olabilir
[ulaymni] yle
mi?
[ulkader] o kadar
[ulpa] orba
[ulpal] orbal
[ulak] o zaman

[ulakl] o kadar
[unda] 1. urada; 2. o
anda; [unda uk] he
men
[undag] oradaki
[unduk] hemen
[undy] onun gibi
[unlktan] dolaysyle, sebebiyle, o yzden
[unnan] undan, dolaysyle; [unnan
song] bundan sonra, undan son
ra
[unsz] onsuz, o olma
dan
() [uns (uns)] bir tek u
[unng] onun, unun,
bunun; [unng arkasnda] unun (onun, bu
nun) neticesinde;
[unng blen brge] onun
la birlikte (daha),
[unng stne] daha;
[unng n] onun (bunun)
iin
[u] u, bu;
[u arada gna] tam
bu srada; [u ti
rede] u yrede; [u
uk] ayn, daha u
[ulay] yle
[unda] unda, tam
burada
[undag] tam
buradaki
[undy] tam bu
nun gibi
- [ut-] gizlice gtrmek,
almak

417

- [u-] 1. (ocuk) emek


lemek; 2. srnmek
[unga] 1. una; 2. iin,
gre; [unga
karamastan] buna ramen;
[sunga kre] una gre
, [ungar,
ungaa] o vakte kadar, ona ka
dar
[bn] tfek ubuu
- [brda-] 1. hrda
mak; 2. prdamak, aprdamak,
akrdamak; (yamu) tkr tkr
vurmak
- [br-br]
pr pr, hr hr, tkr tkr
[grm] dopdolu, tk
lm tklm; (
) [grm tul (tulgan)] dopdolu,
tklm tklm
- [grda-] gcrdamak
- [gr-gr] g
cr gcr
[grdavk] gcrdayc, gcrdal
[grdavkl]
gcrtl
[grdap
torgan] ok yeni
- [grdat-] gcrdat
mak
- [ylda-] hrdamak
I [k] k k nlemi
II [k] 1. k, nur; 2. g
zellik, temizlik
[ksz] ksz, nursuz
- [kszlan-] kszlanmak, nursuzlanmak
- [kszlandr-]
kszlandrmak, nursuzlandrmak

[kszlk] ksz
lk, nursuzluk
- [krda-] krda
mak, gcrdamak, cayrdamak, c
zrdamak
- [krdat-] krdat
mak, gcrdatmak
- [l-] 1. delik stnden
gemek; 2. gizlice kamak, sv
mak
- [ldr-] 1. delik s
tnden geirmek; 2. gizlice sat
mak; kamak
[ldrma] palanga,
makara
- [ltra-] ngrda
mak - [ltrap
tor-] her eyi syleyip durmak
[m] sessiz, sakin, sus
kun; - [m bul-] sessiz
olmak, suskun kalmak;
[m gna] tam suskun, tam
sessiz
[m] casus, hafiye
[mla-] hafiyelik
etmek
[mlk] casusluk,
hafiyelik; - [mclk it-] casusluk etmek, hafiyelik et
mek
[mtr] hi yok, tam
takr
[lan] sprge otu
[na] tomruk yarmak iin
kullanlan keski
I [p] p, sessiz;
- [p bul-] p olmak;
[p kna] tam sessiz
II [p] izme ivisi
[plap] sk doldurarak

418

[prt] sessiz, fslt


[prtlap] fslt ile
[prtn] 1. sessiz;
2. gizlice
I [r] 32 kg.lk l birimi
II [r] 1. esk taht nnde
ki kee; 2. bo; [r
dala] kee gibi bozkr
[r tile] soytar
[ragay] safdil (kim
se), salak
[rantay] 1. kuru
mu aa; 2. zayf ve uzun boylu
kimse
- [rklda-] ks ks
glmek
- [rklda-] ks ks
glmek
I [rp] kibrit
II [rp] al rp, di
kenli al; - (-)
[rp ker- (kadai-)] al dikeni gir
mek, al dikeni kaklmak
- [rpla-] dokuma ve
deriyi iviler ile germek
[rpl] dikenli
[t] prt, pt sesi
- [rtla-] prtlamak, ptlamak
[rtlavk] 1. fermu
ar; 2. anta vb. kilidi
[rtlaka] srt dikenli
bir cins balk
- [rk-rk] ks
ks; - - [rkrk kl-] ks ks glmek
- [t-] u vermek, yeer
mek, filizlenmek, (tohum) atla
mak
- [ttr-] 1. u vermek,

yeertmek, filizlendirmek, (tohum)


atlatmak; 2. abartmak, mbala
etmek
[tm] (tohum) atla
ma, u verme
- [trda-] atrdamak
- [trdat-] atrda
mak
- [lda-] ksrdamak
- [nggrda-] (or
manda krlan dallai) akis vermek;
- [nggrdap tor-]
kuru dal ve tomruk akis vermek
- [ng-] alamakl ses
karmak; (kpek) enilemek
[ngk] alamakl
ses karan
- [ebey-] 1. evik olmak;
2. diri (canl) olmak; 3. vnmek
[egban] aban (ay)
[eyeh] eyh
- [ebeyt-] 1. evikletir
mek; 2. canlandrmak; 3. cotur
mak
[ey] ey; konu
- [eyle-] grr gibi ol
mak, sezmek, duyar gibi olmak
- [eylen-] grnr gibi
olmak, sezilmek
[ekel] ekil
[ekert] 1. akirt; 2. din
okul talebesi
[ekertlek] 1. akirt
tik; 2. talebelik; 3. kendine has fikir
sahibi olmamaklk
[ekli] ekli
[ekeker] uzun
eek (oyun)
[el] al

419

[elpk] slpk, sarkk


[elpk avz] sar
kk dudakl; azm bile toplayamayacak kadar beceriksiz
- [elperey-] slpk
lenmek, solarak sarkmak
- [elpey-] slpmek,
sarkmak
- [elpeyt-] slptmek,
sarktmak
[elyaulk] al rt
[em] mum, kandil
[email] 1. bir nesne
nin cephesini izme; 2. Mekke
ve Medine resmi
[emdel] amdan
[emehe] kzl mavi,
mor
[ep] 1. ahane, harika; 2.
evik, hzl; 3. coku
[eple] cokulu
[eplek] 1. ahanelik; 2.
eviklik
[eplep] hzla, evik
likle
[erab] arap
[er] buz stne km su
[erh] erh, izah
[erigat] eriat
[erik] esk. erik, birlikte
okuyan kimselerden her biri
[erif] erif
[erran] aktan aa;
[erran yara] (yk
sek sesle) aktan ak (konu
mak, anlatm ak)
[ere] 1. plak; 2. orman
sz (ye r), aasz (ye r)
[erelek] plaklk;
aaszlk

[erelen] 1. plak ol
mak, plaklanmak; 2. ormansz
olmak
- [erelender-] p
laklandrmak
[eref] eref
[erefle] erefle
[et] galiba, belki
[efkat'] efkat;
- (-) [efkat' it- (kr
set-)] efkat etmek (gstermek);
[efkat' iyese] ef
kat sahibi; [ef
kat tuta] hemire
[efkatle] efkatli
[efkatlelek]
efkatlilik
[efkatsez] ef
katsiz
[efkat'sezlk]
efkatsizlik
- [efkatsezlen-] efkatsizlenmek
[efek] afak;
- (-) [efak bat(sn-)] afak batmak (snmek)
[ehes] ahs;
[ehes kl't] ahs klt
[ehsi] ahs
[ehsen] ahsen
[evel] evval (ay/)
[eket] evket
[elegen] sarasma
kuu
[ele] le
- [elelen-] lelenmek
[ecere] ecere
[engge] iine patates
vb. pre konularak piirilen hamur

420

[ehvet] ehvet
[ehit] ehit
[eher] ehir;
[eher keese] ehirli;
[eher halk] ehir hal
k
[eherara] ehirler
aras
[eherlek] eskiden
ehir bulunan yer
- [eherle-] ehir
lemek
[eherek] kk e
hir, kasaba
[eherelek] ehir
cilik
[bhe] phe
[bhele] pheli
- [bhelen-] phe
lenmek
[bhesez] phesiz
[gl'] megul olma,
urama
- [gl'len-] megul
olmak, uramak
[ker] kr
[krana] teekkr et
mek
[ketsez] klksz, k
yafetsiz

[ketsezlek] k
lkszlk, kyafetsizlik
[lder] zil, ngrak
[ldi] ulluk
[pe] eek ars
[rep] vida
() [rebe buagan (kakagan)] vidas geve
mi, tahtas eksik
- [reple-] vidalamak
[reple] vidal
[hret] hret;
- (-) [hret al- (ka
zan-)] hret almak (kazanmak)
[hretle] hretli
, I [r, sr] baz hay
vanlarn korkudan kard sv ve
koku O - [r ciber-]
ok korkmak
II [r] or, tuzlu toprak
[re] masura
[relek] masuralk
[rlek] raf
- [rle-] 1. (baz hayvan
larn) korkudan sv ve koku kar
mak; 2. ok korkmak
- [rlet-] ok korkutmak
[rleen] ok kor
kak
[rele] orman ruhu

421

- [yotka] fra
- [yotkala-] frala
mak
[it] 1. kalkan; 2. tablo

422

-- [br-br] kk
iler ve eyler
- [br-brl]
ufak tefek olma hli
- [g-zg] zrlama, yay
gara - - [g-zg
kil-] zrlamak, yaygara karmak;
- - [g-zg kuptar-] yaygara koparmak
- [g-zgl] yayga
ral
- [g-zgsz] yaygarasz
- [jgr-] rzgr (frtna)
vzldamak
[jgrp torgan] frtna gibi gl vb.
- [jla-] vzlamak, rgala
mak
- [jlama-] kayg ekme
mek, rgalamamak O
, [jlamy da,
jlap ta birmi] hi kayg ekmez
- [jlda-] vzldamak
[izan] 1. srlm bir sra
toprak; 2. saban ile izilen snr,
hizan; [izan baganas] snr direi
[zanda] snrda
- [izanla-] snr ekmek;
- [zanlap al-] ere
velemek, snrlamak
- [zg-] az kavgas
yapmak; - (-)
[zg kuptar- (kter-)] az kavga
s koparmak

[zgl] kavgal, g
rltl
- [zg-tala] kav
ga, dalama
- [zgtr-] az dala
ettirmek
[zgtru] orta
lk kztrc
[zg] kavgac
- [zg-cencal]
kavga cedel
-: - - (-) [kmk: k-mk it- (kil-)] kla skla
sylemek
-- [k-mkla-] kla sk
la sylemek
[ktmat] kyafeti dz
gn
- [k-mk] klya sklya
[l] am inesi
[lsl] ineli (aa),
[lsl urman] ine
yaprakllar orman
[m] im, iaret; (-) [m kak- (yasa-)] gizlice ia
ret etmek
- [imla-] ima etmek;
- [mlap akr-] iaret
parma ile veya ima ile szsz
armak
- [mla-] iaretlemek
[imli] iaretli
[imlik] gr. nlem
[imsiz] iaretsiz, nsz
- [imsin-] itahlanmak;
- [msnp kal-] itahlanp kalmak
- [msndr-] itah
landrmak

423

[msndrg] i
tahlandrc
[indir] harman yeri;
[indir taba] temiz
lenmi harman yeri;
[indir tbe] harman dibi
[ndr] 1. harmanc;
2. harman hrsz; 3. harmanda
yemeye dkn kaz rdek vb.
hayvan
[rgak] kanca
[rgakl] kancal
- [rgl-] ileri atlmak O
- [rglp tor-] ileri
atlp durmak
[rgi] saldr
[rgm] ykseltme, frlat
ma
- [rg-] zplamak
- [rgt-] zplatmak, frlat
mak, atmak; - [yrtp
rgt-] yrtp atmak; [szp rgt-] izip atmak;
- (-) [rgtp ber- (ta
la-)] atvermek, atmak
[rgtk] zplatc, frlatc let
[rgtu] frlatc kim
se
- [rjay-] di gstermek
- [rjayt-] di gstertmek
[rjk] 1. dilek; 2. gld
nde di etleri grlen kimse O
() [rjk kebek
(hetle)] dilek az gibi
- [rla-] hrlamak
- [rl-m rl] hrl
mrl; - - (-)
[rl-mrl tor- (yee-)] kedi kpek
gibi olmak (yaamak)

[rmau] ahap iine yap


lan keli oluk; - [rmau
al-] oluk amak
-[|1-] oluk amak
[rmaul] oluklu
- [r-mr] hr gr; -
- (-) [r-mr it- (kil-)] hr gr
etmek
[ru] 1. soy, nesil; 2. dour
ganlk
[rug] airet;
[rug aksakal] airet reisi
[rugda] ayn airete
mensup kimselerden her biri
[ruglk] airettik
[ruda] soyda
- [rk-rk] iveli
cilveli
- [rlda-] hrldamak,
hrlamak
[irim] by; [rm it-] by yapmak O
- [irimin bl-] bysn
bilmek
- [rmla-] bylemek
[rm] byc
[rml] byye d
kn
[nmlk] byc
lk
- [rm-rm] her
trl byc sihir
- [rp-yrp] yararak;
- - (-) [rp-yrp
k- (t-)] ar vaziyetten kurtul
mak
[s] is; - [s kun-] is
konmak, is koymak; - [s
sal-] is salmak
- [sla-] islemek;

424

- [slap kakla-] isleyip kurut


mak, ttslemek
- [slan-] islenmek
[islangan] islenmi,
fme; [islangan
azk] ttsl yemek
[sl] isli
[spay] dzgn elbiseli;
[spay kiyem] sipahi
gibi dzgn giyimli
- [spayla-] dzgn giy
mek, giyimini dzeltmek
- [spaylan-] dzgn
giyinmek, giyimini dzenlemek
[spaylk] (giyimde)
dzgnlk
[sul] usul
- [slda-] tslamak
- [h it-] h etmek
[h ta itmi] h bile demiyor,
hi ikyet etmiyor
- [hlda-] hldamak
- [ikin-] 1. kopmak, k
mak, zlmek; 2. kamak, uzak
lamak, koarak kamak
- [kndr-] kay vb.
zmek; - [knp
kit-] kopup gitmek; [knp k-] kopup (zlp) k
mak
- [an-] inanmak, gven
mek
- [andr-] inandr
mak, gvendirmek;
- [andrp kuy-] inandrp va
ad etmek
[andrg] inan
drc
[anmaslk] ina
nlmaz

[anmau] inanma
ma, gvenmeme

[anmauan]
inanmaz, gvenmez
[anmaulk]
inanszlk, gvensizlik;
- (-) [anmaulk belder- (krset-)] gven
sizlik bildirmek (gstermek)
[anu] 1. inanma, g
ven; 2. hurafe
[anul] inanl, g
venli
[anuan] abuk
inanan, safdil

[anuanlk]
safdillik
[anu!:k] hurafecilik
[anp] inanarak, g
venerek
[anrlk] inanrlk,
gvenirlik
[an] inan;
- [an bet-] inan bit
mek; [an gramotas] gven belgesi O
- [an bala-]
gven duymak
[anl] inanlr,
gvenilir; [anl vekil] gvenilir vekil
[anllk] g
venilirlik
[ansz] gven
siz
[anszlk]
gvensizlik
[k] k, rende
- [kla-] rendelemek

425

[klau] rendeci,
rendeleyici
[klu] 1. srtnme; 2.
srtme
- [ikil-] srtlmek
- [kn-] srtnmek
- [k-] srtmek;
- [kp tuzdr-] srtnerek
andrmak
[na] ormandan alma
tarla; - [na a-] orman
aarak tarla yapmak
[tan] i donu
[tansz] 1. i don
suz; 2. mec. ar cmert O
- [tansz kal-] ok fa
kirlemek
[tanszlan-]
ar cmert olmak
[tr] ayak dola O
[tr bit] suratsz
[k] 1. rzgrdan korun
mu yer; 2. siper, set
- [kta yee-] siperde yaa
mak

- [kla-] siper ve set


ile korumaya almak, siper etmek
[klag] koruyu
cu nesne, siper, set
[klama] husus
koruma siperi
- [klan-] sipere s
nmak
[klk] siperli (rz
grsz, korunakl) yer
- [lda-] ldamak
[nggra] inilti
- [nggra-] inlemek,
inildemek O
[nggrap kna] hi raz olmayp,
inleye inleye
[nggrak] at arabas
oklarn kolana balamaya yarar
kk eyercik;
[nggrak bav] kolan
- [nggr-nggr]
inim inim; zar zar
, [hm, hhem]
hm nlemi

426

- [bonit] ebonit
[evakuatsiye] tah
liye
- [evakuatsiyelen-] tahliye edilmek
- [evakuatsiyele-]
tahliye etmek
[evkalipt] okalipts
[egoist] egoist, bencil
(kimse)
[egoistik] egoist, ben
cil
[egoistlik] egoistlik,
bencillik
[ez] iz
, [ezden, ezennen] izden, izinden, arkasndan <>
- (-) [ezge bas(t-)] 1. iz bulmak; 2. normalle
mek, rayna oturmak; tz yeer-] iz saklamak, delil yok
etmek; - (
-) [eze de krenme- (bulma-)]
izi de grnmemek (olmamak), hi
bir izi yok; - [eze sum-]
izi soumak; - [ezennen bar-] arkasndan gitmek, taklit
etmek
[ezbasar] iz src;
[ezbasar au] iz
src avc
-, - [zge-z, zme-ez] iz ize
[ezkuar] izci kpek, za
ar

[ezlekle] birbirini takip


eden, mteselsil; [ezlekle bul-] takip fikrine sahip ol
mak, mantkl olmak;
[ezlekle revete] takip ede
rek
[ezleklelek] takip
fikrine sahip olma hli, tutarllk
[ezleksez] silsilesiz,
tutarsz; srekli
[ezleksezlek] silsilesizlik, tutarszlk
- [zle-] aramak;
- [zlep yre-] aratrp yr
mek; - [zlep tap-]
aratrp bulmak, kefetmek
- [ezlen-] 1. aranmak; 2.
incelemek, aratrmak
[ezlen] arama, aratr
ma
[ezlene] aratrc,
inceleyici
: [zop: zop te
le] kinayeli dil
[ezsez] izsiz, izi yok; - [ezsez-hebersez]
izsiz habersiz
[eztabar] izci
[ezer] altn renkli kemer
[ezerle] altn kemerli
- [ezerle-] kovalamak, ta
kip etmek
- [ezerlekle-] izle
mek, takip etmek, kovalamak; s
ktrmak
[ekvator] ekvator
[ekvivalent] muka
bil, e deer, karlk
[ekvivalentl] e
deerli, karlkl

427

[ekzamen] imtihan;
- [ekzamen al-] imtihan
yapmak; [ekza
men alu] imtihan edici;
- [ekzamen bir-] imtihan ver
mek
[ekzema] ekzema
[ekzemal] ekzemal
[ekonomik] ekonomik,
ktisad
[ekonomka] ekono
mi, iktisat
[ekonomiye] ekono
mi, iktisat; - [ekono
miye yasa-] ekonomi yapmak, ik
tisat etmek
[ekonomiyele] eko
nomi ile (yaplar)
[ekonomiyelelek] ekonomililik
[ekonomiyesz]
ekonomisiz
[ekran] 1. ekran; 2. perde
- [ekranlatr-] fi
lim hline getirmek
[ekskavatr] ekska
vatr
[ekskavator]
ekskavatrc
[ekskursye] gezi, zi
yaret, seyahat
[ekspeditsiye] ara
trma gezisi, etd
[eksperiment] tec
rbe, deneme, deney
[eksperimental'] deneme ile ilgili, deneysel
[eksperiment] tecrbeci, deneyci
[ekspluatator] s

mrc
[ekspluatatsiye]
1. smrme, istismar; 2. iletme
- [ekspluatatsiyele-] 1. smrmek, istismar et
mek; 2. iletmek
- [ekspluatatsiyelen-] 1. smrlmek, istismar
edilmek; 2. iletilmek
[ekspluatatsiye] 1. istismarc; 2. iletmeci
[ekspot] ihra, ihracat;
- [eksportka gar-] ihra etmek
- [el-] ilmek, asmak, takmak,
geirmek; - [elp kuy-]
ilip koymak O - [elep al-]
1. iliip kalmak; 2. yersiz yere ok
azarlamak; - [elep
kiptr-] kt vaziyette tutmak
[elastik] elastik
- [elastikian-] elas
tiklenmek
[elastiklik] elastik
lik, esneklik
[lge] 1. elbisede ask
yeri; 2. elbise asks; 3. kap vb. il
me leti, reze
[lger] 1. nc asker; 2.
nc
[elgerge] nceki
- [elder-] 1. ildirmek, ilitir
mek, astrmak; 2. koarak kamak
- [eldert-] koarak ka
mak
[elk] 1. ilk nce; 2. (b ir
eyden) nce
, [elekke, ekkkege] nceki, eski
[elekkegee] nce

428

ki gibi, eskiden olduu gibi


[lektr] elektrik;
[elektr plitese] elektrik
oca; [1
stansiyes] santral;
[elktr tkerge] elektrik
geirici
[elktrifikatsiye] elektrifikasyon
- [elktrifikatsiyele-] elektrifikasyon yapmak
- [elektrla-] elektrikle
mek
- [elektrlatr-]
elektrikletirmek
- [elktrla-] elektriklemek
[elektrl] elektrikli
[lektrovoz] elekt
rikli lokomotif
[elektron] elektron
[lktr] elektriki
[elekte] eski zamanda,
eskiden
[elekten] eskiden beri
- [elek-elekten] ok
eskiden beri
[element] element
[elementar] ok ba
sit, sade, iptida
[lemte] 1. iliki, mna
sebet, alka; 2. ulatrma, haber
leme
[elemtee] 1. haber
ci; 2. ulat rmac
- [elen-] ilinmek
- [elenk-salnk] salna salna; zensizce, sav
saka
[!1] asma;

seyyar
[elme] kara aa
[elmek] ilmik
- [elmekle-] ilmiklemek
[elmelek] kara aalk
[1] ince tabaka, zar
- [elek-] 1. ilimek, takl
mak, iliip kalmak; 2. tuzaa d
mek
- [leg-] 1. ilimek, bir
birine taklmak; 2. biraz ihtilf et
mek, anlamazlk karmak
- [elekter-] 1. takmak,
kancalamak; 2. ele geirmek, elde
etmek; - [elekterep
kit-] takp gitmek; [lektrp kuy-] ilitirip koymak
[elekterge] ilmek
(asmak, takmak) ii yaplan let
- [ele-tanak] nitelik be
lirleyici; - - (-) [ele-tanag bulma (kalma-)]
nitelik belirleyicisi olmamak (kal
mamak)
- [ele-tanaksz] ni
teliksiz
[ell] ilinmi, ilikli
[emal'] mine
[emal'le] mineli
- [-] minelemek
[ ] amblem;
sembol
[emigrant] muhacir,
gmen, mlteci, snmal
^migratsiye] hicret,
mltecilik; [migratsiyege kit-] hicret etmek,
getmek
[emotsional] duy
gulu, hiss, heyecanl

429

[emotsiye] duygu, hiss


[emotsiyele] duygu
lu, hissli, hissli
[ende] hitap, nlem;
[ende sz] gr. hitap
sz, nlem
- [ende-] hitap etmek
! [endeme] hitap et
me!, sus!; () - [demi(e) kal-] suskun kalmak
- [endemi-nitmi] hibir sz sylemeden, suskun
hlde
[] kk erkek karde
[nke] kk erkek
kardeiim
[] kk erkek kar
deim
[energetik] enerji uz
man
[energetik] enerji ile
ilgili
[energetika] enerji
ilmi
[energiye] enerji
[11] enerjili
[entsiklopdiya]
ansiklopedi
[] ine;
[ 11] ine derililer, oklugiller; [ kara] bir
cins ekirge <>
- [ene belen koy kaz-] ine ile
kuyu kazmak;
- [ tker-] ine
deliinden geirmek;
[ tgl] ine deil, bulunur;
(-) [ stnde (utr-)] ine stnde otur
mak, diken stnde oturmak;

[enesennen cebene kader] inesinden ipli


ine kadar
[enekarak] bir cins e
kirge
[1] ineli
[] inci;
[ eek] inci iei
[1] ncili
- [1-] incilemek
[epidmiye] epidemi,
salgn
[pizod] hdise, vaka,
olay; oluntu
[epitt] sfat, sfatlama,
vasflandrma
[] epope, byk
eser
[epos] epos, destan
[] devir, a, za
man
[era] 1. devir, tarih; 2. jeolo
jik devir
: [bt: erbet iklevege] sedir fst
[] 1. duvar; 2. yan
[ergede] yanda;
[rgede pomak]
yanda ke
[] iri; [
brtekle] iri taneli;
[ ciml] iri yemili (tohumlu)
O [ syekle] iri
kemikli O - [ syles-] kibirli konumak
- [ere-] erimek; [ t-] eriyip bitmek
- [erele-vakl] iriliufakl
[!] 1. irilik; 2. kibir

430

lilik
- [1-] 1. irilenmek;
2. kibirlenmek;
[1 kene] kibirli ekilde
- [elendr] 1. irilen
dirmek, bytmek; 2. kibirlendir
mek
- [1-] (paray) btn
letirmek
[eremek] lor
[eremekl] lorlu
[] erime, eriyik
[] irin; [ ciy-] irin oalmak
- [1] irinli
- [erenle] irinlemek
- [1-] irinlenmek
- [renlet-] irinletmek
- [ret-] eritmek
[eretke] eritici (nesne)
[] alam
- [1-] eirmek
[1] eirim
[rle] eirici
[eruditsiy] geni bil
gi
[eruditsiyele] geni
bilgili
[eruditsiyellek] geni bilgililik
[eskeripke] kemene, keman
[ uzun ve byk
ot yn; - [eskertke
sal-] uzun ot yn hline getirmek
- [-] uzun ot y
n yapmak
[skiz] eskiz
[eskek] cmbz
- [skekle-] cmbz ile

(ty) almak
[ kem iye] iskemle
[] mengene,
pres, cendere
[esketer] sofra rts
[] scak; [ sal-] scaklk vermek;
[ daml]
scaa dayankl; - (-)
[ess suk- (kap-)] scaktan ba
armak
[esselek] scaklk
- [essele-suvkl]
souklu scakl; -
- [ssle-suvkl bul-] scakl
souklu olmak
- [ssele-] scaklk his
setmek
- [esselen-] scaklan
mak, scak olmak
^stetika] estetik
[et] kpek, it; [et
bal] bir cins kpeklerin yedii
balk; [t omrt] it
zm; [et eg] it
sarma ,
[t ba, syr ayak] it bal sr
ayakl; ayak ba belli deil;
[t belen mee ikelle] kedi ile kpek gibi;
[t bulp] ok skntlar ile;
[t kay] kpek kay,
her zorlua dayankl;
() - [etke peen
salp (abp) yr-] bo yere zaman
ldrmek; [ alp tke sal-] sze it ile ba
layp it sz ile bitirmek, ok
svmek
- [t-] itmek, ittirmek, kakmak

431

[taj] kat
[etap] 1. etap; 2. ksm,
para, merhale; 3. asker karar
gh; [etap belen] gz
altnda
- [tl-] itilmek, kaklmak
[etem] itme, kakma
- [eten-] itinmek, kaknmak
- [ete-] itimek, kakmak
- [ete-trte] iti
kak
[etika] etik
[etlek] itlik, kpeklik, d
manlk O [etlek ele]
dmanlk yapmak
- [etle-meele] ke
dili kpekli
- [etle-] zor i ile megul et
mek
[etley] bir cins balk
- [etlen-] zor i ile megul
olmak
- [etlendr-] zor i ile
megul ettirmek
- [etle-] itlik yapmaa,
almak, dmanca davranmaa
abalamak
[etnografik] etno
grafya ile ilgili
[etnografiye] etno
grafya
[eterg] ittirici, sevk
edici (nesne)] - [eterge bir-] sevk etmek
- [eter-] 1. ittirmek; 2. bir ie
sevk etmek, zorlamak, tevik ve
tahrik etmek; [eterep kert-] zorla sokmak;
- [etrp kuy-] ittirip koy
mak; - [eterep ci

ber-] zorla gndermek


[etere] ittirici, sevk
edici (kimse)
I [efir] radyo dalgas uzay
dairesi; - [efirga k-]
radyo ve televizyon haberine konu
olmak
II [efir] eter;
[fir may] eter suyu, uucu ya
[efirl] eterli
[effekt] 1. efekt; 2. te
sir, netice
[effektl] 1. efektli; 2.
tesirli, neticeli
[effektllk] tesirlilik
[eh] eh! nlemi
[e] 1. i; 2. can, gnl
- [e buat-] iini boal
tmak; - [ ju it-] i uul
damak; - [e kat-] ii katl
mak; - [e kit-] ishal olmak;
- [e po-] can sklmak;
() - [e eke
(arkaga) yab-] karn srtna ya
pmak, alktan ok zayflamak;
[eendege
tnda] iindeki dnda;
- [eke cl ker-] ie lklk
girmek; [ne times] iini delmez, zarar vermez;
- [ete brler
ula-] ite kurt ulumak
- - [eenge-bavrnga ker-] iine barna
girmek
- [e-] imek
[eemlek] iimlik, ii
lecek her trl nesne
[eende] iinde

432

[eennen] iinden
- [eer-] iirmek
- [eert-] iirtmek
I [eke] i, dahil, derin;
[ke yak] i taraf;
[ek yaktan] i taraftan
II [eke] iki
[ekerle] sinsi, kahpe,
kaypak, hilekr, kinci
[ekerlelek] sinsi
lik, kahpelik, hilekrlk, kaypaklk
[ekersez] hilesiz
[ekersezlek] hi
lesizlik
[ekee] ikici, ayya
[ekelek] ikicilik,
ayyalk
() [ker(g)] iinde
ki, derinindeki
[ele] ili, astarl
[elek] astarlk; iirik, dol
gu
- [ele-] astarlamak; iine
koymak
[eporg] bkt
rc
[telek] (kitap vb.)
iindekiler, konu, mana
[etelekle] konulu,
manal
[eteleksez] konu
suz, manasz
[eten] iten, iinden, ca
nndan, gnlden <> [eten tn-] 1. kendini dinlemek; 2.
susmak
[eek] barsak;
- [eekler ural-] barsak d
mlenmek
-, - [eek-

bavr, eek-karn] i bar, bar,


barsak
[eeklek] karn ii
[eelek] ikicilik
[e] 1. i, megale, 2. vazi
yet, durum; [e
arasnda] i arasnda;
[e kegz'lere] belgeler;
[e kne] i gn;
[e ke] i gc; [e
haki] i hakk, maa, yevmiye,
aylk; [eke se
lefle] ie salhiyetli, yetkili;
- [eten ku-] iten kovmak;
- [ten gar-] 1. i
ten karmak; 2. bozmak, pislet
mek O [e
batan akan] i batan am;
[e bannan] g
tr; - [e zurga kit-]
i bymek (zorlamak, kar
mak); - [e it-] i edinmek,
bir ii kimse ile yapmak;
- [e kuzgat-] mahkemeye ver
mek; - [e tala-] grev
yapmak; - [e t-] i d
mek, mracaat etmek, ba vur
mak; - [e yasa-] i uydur
mak; [e ste] i st, i
yaparken, alrken, i zaman;
- [eke a-] ii neticelen
dirmek, sonucunu almak;
[eke amaslk] ii tamamlayamamak hli;
[eke ar-] ii neticelendirmek;
- [eke kert-] ie
sokmak, i edinmek, ie dahlet
mek; () (,
) [e(ler) mkel (harap,
hrti)] iler mkil (harap, kt),

433

vaziyet ar
[ebakaru] i
becerici, idareci
[eelon] 1. tren katar;
2. ordu kademesi
- [eelonlatr-]
cepheyi kademeletirmek
- [eer-] 1. toplamak, y
mak, kaydrmak; 2. saldrmak
[eerme] kap srgs
[eermele] {kap)
srgl
[ekuar] menfaati,
karc, i bilir, iini bilir
- [ekert-] ilemek, de
erlendirmek, ii neticelendirmek
[ele] ili
[elekl] faal {kimse)
[lekllek] faallik
[eleksez] hareket
siz, avare, haylaz
[eleksezlek] ava
relik, haylazlk
[eliye] binit takmndaki
deri aksam
- [ele-] ilemek, almak;
- [elep al-] ileyip al
mak; - [elep tap-] ile
yip bulmak; - [elep
tle-] alarak demek;
- [elep gar-] retmek
- [elen-] becerilmek, ba

arlmak
[eslene] becerilme,
baarlma
[elenme] mamul, i
lenmi
[elepe] apka, ftr
apka
[elepele] apkal
: - [ilete:
elete tle-] i bana demek
[emeker] i adam
[emekerlek] {ti
ca ri vb.) i, alp satmak, imal et
me, retim vb.
[esez] isiz, bo
[esezlek] sizlik
[ee] ii;
[ee kler] ii gler
- [e-krest'yan]
iiler ve kyller
[een] ie dkn
[eenlek] 1. ie d
knlk; 2. yaplan ilerin hepsi
[] gnein gurup
vakti
- [enger-menger]
alaca karanlk
[eh] h
[] h, evet nlemi
- [ehelde-] hlamak
[ehem] hm nlemi

434

-- [yu-] ykamak
[yua] yabani soan, kpek
soan
[yuaik] yabani soan bi
ten yer
[yuan] youn, kaln, i
man; [yuan korsakl] kaln gbekli
- [yuan-] avunmak, teselli
bulmak
- [yuanay-] younlamak,
kalnlamak, imanlamak
- [yuanayt-] kalnlatr
mak, imanlatrmak
[yuandrg] avundurucu
- [yuandr-] avundur
mak, teselli ettirmek
- [yuanlan-] kalnlan
mak, imanlanmak
[yuanlk] kalnlk, i
manlk
[yuantk] gvdesi kaln
(kimse)
- [yuantklan-] gv
desi kalnlamak, biraz imanla
mak
[yuantklk] gvdesi
kaln olma hli
[yuan] avun, teselli
verici megale vb.
[yuanl] avunlu, te
selli verici
[yuanllk] avunluluk

[yuatksz] avuntusuz, tesellisiz, dzelmez


[yuatk] teselli verici
- [yuat-] avutmak, oyala
mak, teselli vermek
[yuaa] mayasz hamur
dan yaplan bir eit brek
[yua] yava, sakin, uslu,
halim
- [yuaay-] sakinlemek,
uslanmak
- [yualandr-] sa
kinletirmek, uslandrmak
- [yualan-] sakinle
mek, uslanmak, susmak
[yualk] sakinlik
[yubiley] jbile, yldn
m
[yubilyar] kendine jbile
yaplan kimse
[yubka] eteklik, etek,
[yuvelir] 1. kuyumcu,
mcevherci; 2. ustalkl
[yuvelirlara] us
talk ile ve pek ince
[yuvelir] kuyumcu,
mcevherci
- [yugal-] kaybolmak;
- [yugalp kal-] ba dn
mek, kendini kaybetmek
- [yugalt-] kaybetmek
[yugaltu] kaybetme
[yugalu] kaybolma
[yugartn] yukardan
[yugar] yukar
[yugarga] yukarya
[yugarg] yukarki
[yugarda] yukarda;
[yugarda
krsetelgen] yukarda gsterilmi.

435

mezkr
[yugardag] yuka
rdaki
[yugardan] yukar
dan
[yugarlk] yukarlk
- [yudr-] 1. ykamaa ver
mek, ykatmak; 2. (s) stnden
alp gtrmek
- [yudrt-] 1. hortumla y
kamak, ykatmak; 2. (s) alp gtrtmek, temizlemek
[yugyse] yok ise, yok
sa
[yugnda] 1. hi olmaz
sa; 2. yok iken
[y] slak, slanm, ya,
nemli
[yelk] slaklk, ya
lk
- [yelender-] s
latmak, yalandrmak, nemlendir
mek
- [yelen-] slanmak,
yalanmak, nemlenmek
- [yele-] slamak, yalamak, nemlemek
- [yuelet-] slatmak,
yalandrmak, nemlendirmek
[yuk] yok; - [yuk bul-]
yok olmak; - [yuk it-] yok
etmek; - [yukka k-] 1.
kaybolmak; 2. bitmek, sona er
mek; - [yukka gar-]
1. bitirmek; 2. reddetmek;
[yuk digende] hi olmazsa,
en azndan; [yuk n]
sebepsiz yere O ()
[yuktan (gna) kodagy]
keinin olmad yerde koyuna

Abdurrahman elebi ( derler)


[yuka] ince
[yukaba] aklsz
[yukaga] hlamur sopa
s
[yukalk] incelik
[yukam] yufka ek
mei
- [yukart-] inceltmek
- [yukar-] incelmek
- [yuk-bar] var yok
[yukka] yok yere, sebep
siz, bahanesiz
- [yukl-barl] varl
yoklu, ok az
[yuklk] yokluk
[yuksa] yok ise, yoksa
[yuksl] yoksul, fakir
[yuksllk] yoksulluk
- [yuksn-] yoksunmak,
zlemek
[yke] hlamur O
[yke y] gnl alc sz;
[yke telefon] kulaktan
kulaa alm haber, dedikodu
[ykelk] hlamur aac
biten yer
- [ykele-] gnl alc sz
sylemek
[yul] 1. yol; 2. satr, msra;
- [yul al-] yol almak; [yul a-] yol amak; [yul
buy] yol boyu; - [yul yre-] yol yrmek; - [yul tot-]
yol tutmak; yollanmak;
- [yul krset-] yol gstermek;
- [yul kis-] yol kesmek;
- [yul t-] 1. yol ortaya k
mak; 2. yolu dmek;
[yul ste] yol st; [yul

436

at] yol ata (kava);


[yul zee] yolsuz zaman;
- [yulga saln-] dzenlen
mek; - [yulga k-] yola
kmak; - (-) [yuldan yaz (k-)] yoldan kmak, yo
lunu kaybetmek .
[yulau] 1. tandk ol
mayan yolcu; 2. partili olmad
halde partiyi destekleyici
[yulbars] pars
[yulbasar] yolkesici,
haydut
[yulbasarlk] hay
dutluk; - [yulbasarlk it-] haydutluk etmek
[yulba] nder, li
der
[yulbalk] n
derlik, liderlik; [yulbalk it-] nderlik etmek
- [yulga-yul] satr satr
na
[yulda] yolda
- [yullan-] yollanmak
- [yulla-] 1. yollamak; 2.
kanun yollar ile hakkn aramak
[yullama] 1. yollama; 2.
yolculuk ve oturma belgesi
[yullau] yollayc
[yull] yollu
I [yullk] yolluk
4 II [yullk] soba borusu
[yulsz] yolsuz
[yulszlk] yolsuzluk
[yulnbar] ulak, pos
tac
[yuk ] yolcu
[yu!i] defa, kere, sefer, yol,
yolu

- [yulk-] yolda uramak,


tesadf etmek, uramak
[yulk] torunun torunu, be
inci gbekten doan kimse
- [yul-yul] yol yol
[yler] 1. ehvetli; 2. ah
mak
[ylerlek] ahmaklk
- [ylerlen-] ahmak ol
mak
[ylerlere] ahmak
lar gibi
-[ylerset-] ahmak say
mak, ahmak grmek
[yuma tll] tatl dilli
[yumakay] vc, ok
ayc, yaltaklanc
- [yumakayian-] v
mek, okamak, yaltaklanmak
[yumakaylk] v
clk, okayclk, yaltaklanclk
- [yumala-] pohpohlamak
[yumart] cmert
- [yumartlan-] cmert
olmak, cmertlik gstermek
[yumatlk] cmert
lik
[yumor] mizah
[yumoristik] mizah
[yumorl] mizahl
[yumor] mizah
- [yun-] yonmak, yontmak
[yung] yontma leti
[yunkr] eski Rusya'da
yksek asker okul talebesi
[yunkerlk] yksek
askeri okul talebesi olma ii
[yunk] yontuk; yonga
- [yunl-] yontulmak, yonulmak

437

I [yn'] 1. yn; 2. mana, an


lam
II [yn'] 1. imkn, yntem;
2. ucuz
[ynle] 1. manal, anla
ml; 2. biraz iyi; 3. yntemli
- [yn'len-] biraz iyile
mek
[yn'lep] yntem ile
[ynsez] 1. manasz,
anlamsz; 2. yntemsiz
[yn'sezlek] 1. ma
naszlk, anlamszlk; 2. yntem
sizlik
-tyn'sezlen-] 1. manaszlanmak; 2. yntemsizlenmek
- I [yney-] hastalktan bi
raz iyilemek, sihhat yerine gel
mek
- II [yney-] ucuzlamak
- I [yneyt-] iyiletirmek
- II [yneyt-] ucuzlatr
mak
- [ynelder-] ynlen
dirmek
-1[ynel-] ynelmek
- II [ynel-] iyilemek
I [ynele] 1. yn, ta
raf; 2. yneli
II [ynel] gr. fiilin
hareket istikameti, yneli
[ynelele] ynelili
[ynelelelek]
ynelililik
- [ynelt-] yneltmek
- [ynet-] 1. ynetmek; 2.
her hangi bir yol ile bulmak
- [yura-] yormak, yorumla
mak, tabir etmek
[yural] yorma, yoru

mlama
[yuramal] hususi, bile
rek, deneme maksatyle
[yuramalga] husus
olarak
- [yurat-] yordurmak, yoru
mlatmak, tabir ettirmek
[yurau] yorama, yorum,
tabir, fal O - [yurav yu kil-] yorumu ho gelmek
(doru gelmek)
[yurauname] tabirna
me, falname
[yurau] yorumcu, tabirci
[yurga] yorga (a t)
- [yurgala-] yorgalamak
[yurgan] yorgan
[yurganlk] yorganlk
[yri] husus, kasten
[yuridik] hukuk, adl
- [yuri-mory] aka
yaparak, akacktan
[yuristkonsul't]
avukat, hukuk maviri
[yurisprudentsiye] hukukuluk, adliye
[yurist] hukuku
- [yurt-] ( at) rahvan yrmek
[yurtak] rahvan at
- [yurtakla-] rahvan git
mek
[yustitsiye] hukuk ilmi
[ytel] ksrk; ksrkl
hastalk
- [ytelle-] ksrmek
- [yutellet-] ksrtmek
[yuu] yuyucu, ykayc
[yuft'] teltin, bir cins yu
muak gn

438

[yuha] m it. ylandan kadn


hline gelmi vampir kadn <>
[yuha ylan] hilekr (cilveli
ve kt) kadn
- [yuhalan-] dalkavukluk
etmek
[yuhalk] dalkavukluk
[yu] doru; - [yu
kil-] doru gelmek
[yukn] yapkan ma
deni tortu, kire
- [yuknlan-J kire
lenmek
[yuknl] kireli

[yke] baca kapa


- [yul-] 1. ykanmak; 2. (su
i/ ) sprlp gtrlmek
[yung] lvabo
- [yundr-] ykandr
mak, ykatmak
[yunt] kirli su
[yuntk] kirli (s), bu
lak suyu
- [yum-] ykanmak
- [yurt-] (at) rahvan y
rmek
- [yurttr-] at rahvan
srmek

439

- I [ya] ya nlemi
II [ye] ya, evet nlemi;
[ye inde] bak hle; [ye 1]
haydi
III [ye] ya ... ya karlatrma
edat O , [ye
leseng, ye kalasng] ya lrsn,
ya kalrsn
[yabaga] yapa;
- [yabaga koy-] yapa dk
mek; [yabaga tay] bir
yan doldurmu tay
[yabalak] bir cins ak ba
yku [yabalak kar]
lapa lapa kar; [ya
balak kz] byk gz
[yabalakba] gece
ortaya kan bir cins kelebek
[yabalakk] kk
bayku
[yabalda] dallaryle
birlikte aacn kaplad alan
[yabaldal] dallar
geni yer kaplayan aa
[yabu] 1. at ulu; 2. rt;
- [yabuda tot-] (a t vb.)
rtdam altnda tutmak
[yabul] rtl
- [yabk-] zayflanmak;
- [yabgp bet-] tama
men zayflamak
I [yabk] zayf, ark;
[yabk kna] pek zayf
II [yabk] kapal; op [yabk orlkllar] kapal

tohumlular; [yabk hat]


kapal zarf, gizli yaz
[yabklk] zayflk
- [yabktr-] zayflat
mak, zayflandrmak
- [yabl-] kapatlmak;
- [yablp yat-] 1. kapanp
kalmak; 2. unutulup kalmak
[yablmal] kapanr
- [yablr-yablmas] kapanr kapanmaz
- [yabn-] kapanmak
[yabna] yamurluk
- [yabndr-] kapandr
mak
- [yabnl-] her taraftan
saldrmak, yumulmak;
- [yabrlp aa-] yumulup ye
mek; - [yabrlp
kil-] yumulup gelmek
[yabrlu] her taraftan
saldrma, yumulma
- [yab-] yapmak;
- [yabpk-] (k z ) d
nsz ve gayr resm olarak ev
lenmek O - [yabp
tor-] (elbise vb.) yakmak;
- [yabp yat-] yapp
kalmak
[yabkak] yapkan;
[yabkak balk]
yapkan balk
- [yabtr-] yaptr
mak; - [yabtrp
al-] (k z ) karp almak
[yabuan] yap
kan
[yabuanlk]
yapkanlk
[yavz] ok kt, saldr

440

gan, merhametsiz; [yavz k] kt g;


[yavz niyet belen] kt niyet
ile; [yavz niyetle]
kt niyetli; () [yavz holk(l)] kt huylu
- [yavzlan-] ktle
mek, merhametsizlenmek
[yavzlara] ktler
gibi
[yavzlk] ktlk;
- (-) [yavzlk
ele- (it-)] ktlk ilemek (etmek)
O [yavzlknng ba] ktln ba
[yavm] ya
[yavml] yal;
[yavml knner] ya
l gnler
-, - [yavm-tem, yavm-eem] ya
mur, kar, ya
-, -
[yavm-tmle, yavm-eemle] yamurlu, yal
[yaa] kenar, sahil
- [yagaly t-] yak
nndan gemek
[yagu] 1. yakacak; 2. yak
ma; [yagu may] yakacak
olarak kullanlan petrol vb.
[yagulk] yakt
[yeni] yani
- [yal-] 1. stlmak; 2. ya
klmak, yandrlmak
[yagml] alml, yak
kl, mlyim
[yagmllk] alml
lk, yakkllk, mlyimlik
- [yan-] makyaj yapmak

[yad] yd (etme)
[yadau] ok zayf
[yadker] yadigr
[yadkerlek] yadigrlk
[yedre] 1. glle; 2. atom
ekirdei; 3. bilye, domuz kuru
nu; - [yedre rgt-]
kurun glle atmak
[yedrele] kurunlu, ku
rulu; [yedrele
mltk] kurulu tfek
[yede] 1. ldes; 2. ldes
kemii; - [yede ayr-]
ldes tutumak; [ye
de syege] ldes kemii
[yaz] ilk bahar; [yaz
kne] ilk bahar vakti;
[yaz kbelee] ilk bahar kelebei
- I [yaz-] yazmak; [yazp al-] yazp almak, kopya et
mek; - [yazp bar-] de
vamlca
yazarak
kaydetmek;
- [yazp beter-] yazp
bitirmek; - [yazp kuy-]
yazp koymak
- II [yaz-] yaymak, sermek
- III [yaz-] 1. yanlmak, sap
mak, uzaklamak; 2. ayrmak
- IV [yaz-] yazmak yardmc
fiili
[yazg] ilk bahardaki;
[yazg yon] ilk bahar yn,
yapa; - [yazg-kzge palto] ilk bahar ve gz
lk palto
, [yazglkta, yazlkta] ilk bahar zamannda
-1[yazdr-] yazdrmak
- II [yazdr-] ayrmak,
uzaklatrmak

441

[yazly] ilk bahar olduu


nda
- [yazl-kzle] ilk ba
har ve sonbahar vaktinde
[yazma] yaz, yazma;
[yazma revete] ya
z eklinde, yazl olarak
[yazm] yazlm, aln
yazs, kader, baht
- [yazm koa
na tala-] kendi kaderine terk edil
mek;
[yazm ihtiyar blen] kaderin se
imi ile;
[yazmtan uzm yuk] kaderden
kamak yok
[yazu] yaz; - [yazu tan-] okuma yazma bilmek;
[yazu ee] okuma yazma
ii, bro ii; [yazu rnege] yaz rnei
[yazul] yazl
- [yazu-szu] yaz izi
[yazu] yazc, yazar
[yazulk] yazarlk,
yazclk
[yazk] yazk, su, gnah,
[yazkl] gnahl, sulu
[yazksz] 1. gnahsz;
2. bakire
-1[yazl-] yazlmak
- II [yazl-] serilmek, yayl
mak
[yazlu] yazlma, abone
olma
[yazl] yazl, iml
ekli
- [yazl-] resm nikh
yapmak
[yazlu] resm ni

kh yapma
[yazn] ilk bahar zamann
da
- [yazn-kzen] ilk
baharda ve gzn
[yazu] yazma, mek
tuplama
- [yaz-] yazmak
[yeise] ya o, ya bu, yoksa
I [yak] yak kz
II [yak] taraf, yre, blge
-1[yak-] yakmak
- II [yak-] yalamak, srmek
[yaka] yaka O
- [yakaga yaka kil-] yaka ya
kaya gilmek; - [yaka
dan al-] yakadan tutmak;
-, - [yakas
na yab-, yakasnnan al-] yakas
na yapmak
- [yakala-] yakalamak,
yaka yakaya gelmek, kavga et
mek
[yaki] veya
- [yakla-] 1. taraf almak, ta
raftar olmak, desteklemek; 2. m
dafaa etmek; - [yaklap
kal-] kurtarmak
[yaklau] mdafaa etme,
savunma
[yaklau] 1. taraftar;
2. avukat; 3. tez mdafaa edici
- [yakla-] birilikte taraf
olmak, desteklemek
[yakl] yanda, yanl, taraf
tar
[yakor'] lenger, apa, de
mir; - [yakor' ter-]
demir atmak; - [yakor'da tor-] demirlemek

442

[yakla] hemeri
[yakt] parlak, kl, aydn,
aydnlk; [yakt
sizen] a duyarl;
- [yaktdan kurk-] ktan kor
kmak O [yakt dnya]
parlak dnya; [yakt dnyaga kil-] parlak dnya
ya gelmek, domak;
[yakt yz blen] gler yz
ile; [yakt yzle] gler
yzl; - [yakt
kn krsetme-] iyi gn gsterme
mek; () [yakt
kzde (akta)] gndz gzyle
[yaktlk] 1. parlaklk,
aydnlk; 2. k; [yaktik toy-] parlakllk duymak;
[yaktlk klegese] parlaklk glgesi;
- [yaktlk sip-] k serpmek
- I [yaktr-] parlaklanmak;
- [yaktrp kit-] tebes
sm etmek
- II [yaktr-] (soba, ha
mam vb.) yaktrmak, yaktrtmak
[yaktrgan] gn
doduunda, tan attnda
[yaktrtk] klandrc
[yuktrtu] klandrma
[yaktrtl] k
landrma derecesi
[yakut] yakut ta
[yekemb] pazar g
n; [yekembe
mese] pazar gn yaplan al
malar; bk. ,
[yakn] yakn;
[yakn arada] yakn zamanda;

[yakn knnerde]
yakn gnlerde; - (-)
[yakn it- (kr-)] yakn etmek, gr
mek; [yakn tirede]
yakn yrede
[yakn da bara tor
gan tgl] yanna yaklamak m
mkn deil; [ya
kn da kilmi] raz deil;
[yakn da kitrmi] yanna
yaklatrmyor
- [yaknay-] yaklamak
[yaknayt-] yanna al
mak
[yaknda] yaknda, ya
kn zamanda
[yakndag] yakndaki
- [yaknla-] yakla
mak, yaknlamak
- [yaknlatr-] yak
latrmak
[yaknlk] yaknlk
[yaknnan] yakndan;
[yaknnan tan]
yakndan bildik (tandk)
- [yakn-tire] yakn y
re
- [yakn-tirede] ya
kn yrede
- [yakn-tiredege]
yakn yredeki
[yakna] aa yokar,
yaklak
[yaknalk] yakla
klk
- [yak-yakka] her tarafa
I [yal] dinlenme, istirahat;
- [yal it-] dinlenmek, istirahat et
mek; [yal it] dinlenici, istirahat edici

443

II [yal] cret le ileme, al


ma, cret
III [yal] yele
[yala] 1. sama, safsata; 2.
bhtan, iftira; [yala yagu] iftirac, bhtanc; [yala yak-] iftira yakmak
- [yala-] yalamak
[yalagay] yaltak (kimse)
- [yalagaylan-] yal
taklanmak
[yalagaylk] yaltak
lk
I [yalan] 1. plak; 2. aa
sz byk yer O [ya
lan kader] ok geni;
[yalandag yalgz
tav] muhatabn bulmayan tavsi
ye (konuma)
II [yaian] daima, devaml,
her zaman
- [yalan-] yalanmak
[yalanayak] yaln ayak
[yalanayakl] yaln
ayakl
[yalanba] ba ak
[yalanga] plak;
[yalanga balk]
plak balk; [ya
langa kile] plak halde
- [yalanga kaldr-]
plak brakmak
- [yalangalan-] p
laklanmak
[yalangalk] p
laklk, fakirlik, yoksulluk
[yalankul] plak kol
ile, plak el ile, eldivensiz
[yalanlk] kr, geni
ak yer

[yalantau] ormansz
da
[yalan tepi] plak
ayak, yaln ayak
- [yalan-yalan] her za
man O -
[yalan-yalan mayii botka
bulmy] her zaman yal lokma ol
maz
[yalans] (kn) gmlek
ile, paltosuz
[yalau] 1. bir eit ilik; 2.
mifer tepesindeki alem
- [yalvar-] yalvarmak
[yalvaru] yalvarma
[yalvarul] yalvarmal
- [yalga-] eklemek
[yalgam] a, kalem
[yalgama] ilve ekleme
[yalgan] yalan;
[yalgan teglimat] ya
lan nazariye; [yal
gan ahit] yalanc ahit; - [yalgan kattr-] yalan
katmak; - [yalgann
tot-] yalann aa karmak O
[yalgan kap]
yalan kutusu
- [yalgan-] eklenmek
- [yalganla-] yalanla
mak
[yalganlk] yalan olma
hli
[yalganma] eklenme,
ekleme
[yalganu] eklenme ii
[yalgan] yalanc
[yalgau] ekleme (nesnesi)
[yalgaul] eklemeli, ilveli

444

[yalga] yalak, yalaka


[yalgz] yalnz, tek;
[yalgz ana] gayri meru
ocuk douran ana
[yalgz ba] evlenmemi, e
siz
[yalgzak] 1. kolhoza
girmeyen kimse; 2. teke tek d
v; [yalgzak
kla] bir cins deniz yengei
[yalgzlk] yalnzlk;
[yalgzlk isem]
gr. zel isim
[yalg] yanl O
- (-) [yalg yulga
ker- (kit-)] yanl yola girmek (git
mek)
- [yalg-] yanlmak, hata
etmek
[yalglk] yanllk;
[yalglk be
len] yanllkla; (-, -) [yalglk it- (e
le-, ciber-)] yanllk etmek (ile
mek), hata yapmak
[yalgsz] yanlsz
- [yalgtr-] yanlt
mak
[yalgu] yanlg
[yele] haydi... bakalm
[yalkau] tembel
- [yalkaulan-] tembel
lik etmek
[yalkaulk] tembellik
- [yalklda-] yalm ya
lm parlamak
[yalkn] yalm
- [yatknlan-] 1. yalmlanmak; 2. heyecanlanmak
- [yalknlandr-]

-
yalmlandrmak
[yalknlanp] heyecanlanarak
[yatknl] yalml
- [yalknsn-] kzarp
kabarmak
[yalknsny-] kzarp
kabarma
- [yalkt-] bktrmak
- [yalla-] bir kimseyi cret
ile altrmak
- [yallan] ret talep ede
rek almak
[yallau] ret ile i ver
me
[yallau] cret ile i
veren
I [yall] cretli (i)
II [yall] yeleli;
[yall bre] srtlan
- [yalma-] az dolusu yut
mak; - [yalmap al-] az
dolusu alp yutmak; [yalmap kuy-] azna alp bitirmek
[yalmavz] mitolojik
obur kadn, koca kar
[yalman] 1. fare; 2. ks
tebek
- [yalman-] yalanmak
[yalpak] yayvan
[yalt] parl parl; zp; [yalt it-] 1. parlamak, yaldrak ol
mak; 2. yaldzlanmak;
- [yalt itp kit-] parlayp ak
mak; [yalt itkene]
yaldrak olana kadar; [yalt itter-] temizleyip yaldzlamak
- [yalt-yolt] imek pa
rlts, akmak akmak; -
- [yalt-yolt it-] imekler ak-

445

; - - (-)
[yalt-yolt karan- (kara-)] akmak
akmak gzler ile bakmak
[yaltr] yaldr
- [yaltra-] yaldzlanmak,
parlamak
[yaltravk] yaldzl;
yaldrak; [yaltravk ygrt-] yaldzlamak
[yaltravkl] yal
dzl, yaldrakl
[yaltrak] yaldrak
- [yaltrat-] yaldzlat
mak, parlatmak
- [yaltratk] yaldzlayc
-
[yaltr-yoltr]
akmak akmak, trl trl; - - (-) [yaltryoltr it- (kil-)] dalga dalga parla
mak
[yal] rgat; tarm iisi
[yallk] rgatlk;
- [yallk it-] rgatlk et
mek
- [yalk-] bkmak
- [yalk-yolk] l
l, prl prl, tiril tiril
- [yalktr-] bktrmak
[yalktrg] bk
trc
- [yaln-] biraz yalvarmak
[yalnul] yalvarmal
(ses)
[yaln] yalvarmaklk,
yalvarma
[yaln kalmad] yalvarmaya ge
rek kalmad; - [yaln t-] yalvarmaya gerek ol
mak

[yam] ulaklk yolu ve siste


mi; - [yam ap-] posta yo
lunda at koturmak;
[yam abu] postac, ulak
- [yama-] yamamak
- [yamal-]yamanmak;
[yamalp betken] ok
yamal
[yamalgan] yamanm
[yaman] yaman, kt, fe
na; [yaman kutr] k
t ban; [yaman ni
yet] kt niyet; [ya
man e] kt i, kanser O
[yaman kz] kem gz;
[yaman tel] kt dil;
- [yaman tellen-] kt ko
numak
- [yaman-] yamanmak
[yamanat] kt ad, kt
hret O [yamanat kkan] kt hreti k
m; - (-)
[yamanatn sat- (gar-)] kt ad
yaymak
[yamanatl] kt
hretli
- [yamanla-] ktlemek
[yamanlk] yamanlk,
ktlk, fenalk
[yamansu] kederli ke
derli, mahzun mahzun, zgn z
gn
- [yamansular-] ke
derlenmek, zlmek
[yamansulk] kederlilik, mahzunluk
[yamau] yama; [yamau sal-] yama yapmak
[yamau ste-

446

ne yamak] yama stne yama


[yamaul] yamal
; [yamaulk] yamalk
[yeme] evet mi? nlemi
[yam] ulak, postac
[yamlk] ulaklk,
postaclk
[yem'] gzellik, yakkllk,
ss, bezek; - [yem bir-]
gzellik vermek;
-) [yemen ciber- (kiter-)]
gzelliini yok etmek (gidermek)
- [yem'le] gzellikli
[yem'lelek] gzel ol
maklk
[yem'lender-] g
zellik vermek, gzelletirmek,
- [yemle-] gzellik ver
mek
- [yem'len-] gzellen
mek, bezenmek, sslenmek
[yemsez] ehresiz, az
gzel, az yakkl
[yemsezlek] ehresizlik
- [yemsezlender-] ehresizlendirmek, kt hle
koymak, gzellii azaltmak
- (-) [yemsezle- (yemsezlet-)] gzelliini gi
dermek
- [yemsezlen-] gzeliini yetirmek, gzelliini boz
durmak
- [yemsezlene-]
bir biriyle kt olmak
- [yem'-tem] gzellik tat;
- - [yem'-tem tapma-] gzellik tat bulmamak, lezzet
almamak

[yem'k] yasslm,
yamuk
- [yem'ey-] yasslmak
- [yemeyt-] yassl
mak
[yan] 1. yan; 2. kaburga;
[yan belen] yan taraf ile;
[yanga cik-] (a t vb.) ya
na komak; - [yanda
yrt-] alp gtrmek; [yanga kal-] sarfedilmemek O
- [yanga kaldr-] yann
da brakmak
- [yan-] yanmak
- [yana-] 1. el ve kol ile teh
dit etmek; 2. (trpan, orak vb.) bi
lemek
[yanav] (trpan, orak
vb.) bileyi ta
[yanar] yanar (da vb.)
[yanau] tehdit
[yanaul] tehditli
[yanba] yan taraf, kal
a; [yanba syege] kala kemii
[yanvar'] ocak (ay)
[yanga] yana
[yangn] yangn;
[yangn snderge] it
faiye ve itfaiye letleri;
[yangn sndr] yan
gn sndrc, itfaiye eri O
cy
[yangn sndererge ista su kirekmi] yangn sndrmeye taze su
lzm deil
[yangn] yangn sn
drc, itfaiye eri
[yandag] yandaki
- [yandr-] yandrmak

447

[yandrg] yandrc
let
- [yandrl-] yandrl
mak
[yankapka] yan kap
[yankorma] ek bina
[yannan] yandan, yan ta
raftan
- [yantay-] yana yatmak
- [yantayt-] yana yatr
mak
[yantrek] yan direk
[yantk] yan
[yantktan] yan taraf
tan
[yanu] yanma, yanma ii
[yanut] yrtc sincap
gillerden bir cins hayvan, bk.
[yanuan] yanc
[yank] kk anta
[yanyzer] suda yan
yan yzen bir cins bcek
[yank] yank
[yanna] yanna
[yannda] yannda
[yanndag] yannda
ki
- [yanp-peep] ya
np piip
[yannnan] yanndan
- [yene-] ezerek ukur
latrmak
[yenek] ezilerek ukur
lam
- [yenel] ezilerek ukur
lamak
, [yene, yeneden]
yine, yeniden, tekrar, tekrardan
[yenes] gya, gya ki,
imi

[yenee] yanaa, yan


na, yan yana;
- [yenee tn yee-] yan ya
na bar iinde yaamak O
- [yenee kuy-] yan yana koy
mak, karlatrmak
[yeneelek] yan ya
na olma hli;
[yeneelek beylenee] gr.
eksiz balanma
- [yenee-tire] yan
yre
- [yap-] kapamak, kapatmak,
rtmek
[yapan] yaban, ssz yer
- [yapa-yalgz] yapa
yalnz
[yapma] duvarsz ve st
rtl bina, baraka
[yapon] Japon;
[yapon gle] bir cins kk i
ekli al
- [yapsar-] 1. st ste bingitirmek; 2. ispat etmek
[yep'] birletirilmi veya d
mlenmi ip (tel, dal vb.)
[yep'le] dall, telli
[yepte] 1. birlemi
her dal ve telden her biri; 2. arka
da
I [yar] yar, sahil, ky, yaka;
[yar buy] ky boyu;
[yar buyndag] ky bo
yundaki; [yar karlgac] yar krlang
II [yar] yr, sevgili
- [yar-] 1. yarmak; 2. (bitki,
aa vb.) yeermee balamak
[yara] yara;
[yara avz] yara az;

448

[yara ta] yarada kan durduran


bir cins ta; [yara eze]
yara izi O - [yaraa
toz sip-] yaraya tuz basmak
- [yara-] yaramak
, [yarabbi, yarabbem] ya rabbi, ya rabbim
[yarak] 1. yarak, silh; 2.
malzeme
- [yarakla-] 1. al
mak; 2. uygunlamak, rejime uy
gun hle gelmek
- [yaraklatr-] 1.
altrmak; 2. uygunlatrmak
[yarakl] ie yarar, uy
gun; - [yarakl bul-]
ie yarar olmak, uygun olmak
[yarakllk] ie ya
rarlk, uygunluk
[yaraksz] ie yara
maz, gerekmez, uygun olmayan,
iskarta; - [yaraksz
tap-] ie yararsz bulmak;
[yarakszga gar-]
iskartaya karmak;
- [yaraksz helge kil-] ie
yaramaz hle gelmek, bozulmak
[yarakszlk] ie
yaramazlk
- [yaral-] var olmak; do
mak, yaratlmak, embriyen hline
gelmek
- [yarala-] yaralamak
- [yaralan-] yaralanmak
[yaralg] embriyen
[yaralu] var olma, yaratl
ma
[yaral] var olma hli,
yaratlma ekli
[yaral] yaral

[yarallk] yarallk
[yaramas] yaramaz
[yaramy] 1. yaramyor;
2. yasak; 3. olmaz

I [yaran] 1. yran, arka


da; 2. yardmc
II [yaran] tr iei
[yarar] olur, yarar, iyi, ya
sak deil; [yarar inde]
eh yle olsun, imdilik olur
[yararl] yararl
[yararlk] yararl, fay
dal
- I [yarat-] sevmek, ak
olmak; - [yara
tp beterme-] pek sevmemek
- II [yarat-] yaratmak, var
etmek
- III [yarat-] uygunlatr
mak
[yaratkan] sevdik, sev
dii, seven
- [yarattr-] sevdirmek
[yaratu] sevgi
[yaratuan] sevgiye
dkn
I [yaratu] seven,
sever; sevici
II [yaratu] yaratc,
yaratan
[yaratl] yaratl
- [yarat-] sevimek
- [yara-] 1. yaramak; 2.
barmak, uygunlamak
[yarakan] uygunla
m
I [yarau] yarama, yara
ma, uyma, uygun olma
II [yarau] olgun, tam, de
erli; [yarau at] olgun at

449

- [yaraulan-] (at) yar


ve i iin hazr olmak
[yaratlandr-] (a t)
yar iin hazrlamak
[yaraul] yara hazr
lanm (a t)
[yaral] yarakl;
[yaral revete]
yarakl ekilde
[yarallk] yarakllk
[yarasz] yaraksz
- [yaratr-] yaratr
mak
[yarau] 1. yarama; 2.
gr. uygunluk
[yarauan] alkan,
uygunlua meyilli

[yarauanlk]
alkanlk, uygunluluk
[yargak] 1. yn dkl
m eski deri; 2. eski yn deri el
bise
- [yargala-] bir ok defa
yarmak
- [yargalan-] bir ok de
fa yarlmak
[yardem] yardm;
- (-) [yardem it- (krset-)]
yardm etmek (gstermek)
[yardemende] yar
dm ile
[yardemlek] yardm
c; [yardemlek sz]
gr. yardmc sz
- [yardemle-] yar
dmlamak
[yardemle] yar
dmlama
[yardeme] yardmc

[yardeml] yardm
sever
[yardemellek]
yardmseverlik

[yardemsez]
yardmcsz
[yarka] tomruk yars, yar
ma; [yarka brene]
ortadan yarlm tomruk <>
[yarka ] ilenmi tom
ruk gibi, ok gzel ve salam, am
yarmas gibi
[yaradr-] yardrmak
[yarkanat] yarasa
[yarl] fakir, yoksul, sefil,
[yarlk] 1. yafta, etiket; 2.
af (kad)
- [yarlka-] affetmek,
merhamet etmek
- [yarlkan-] affedilmek,
merhamet edilmek
- [yarllan-] fakirle
mek, sefillemek
[yarlau] dik ky, yaln
kaya, sarp yer
[yarilk] fakirlik, yok
sulluk
- [yarl-yabagay] fu
kara, sefiller, yoksullar
[yarma] yarma, bulgur;
[yarma kar] kk yu
varlak taneli kar;
[yarma yarg] bulgur deirmeni
- [yarmalan-] yarma
(g ib i) olmak
[yarmal] yarmal
[yarminke] fuar, pana
yr
[yarovoy] ilkbaharlik, baharlk, yazlk

450

- [-] 1. imanla
mak, semirmek, gbeklenmek; 2.
stnlk taslamak, kibirlenmek
[yarpa] kibirli, gururlu,
[yarsu] 1. kzgn, ok he
yecan; kzgnlk, heyecanllk; 2.
k'zgn, kprm, fkeli
[yarsulan-] kzmak, f
kelenmek, heyecanlanmak
[yarsul] kzgn, fkeli,
heyecanl
[yarsuan] kzmaya,
(fkeye, cokunlua) meyilli
[yarsuanlk] oskunlua meyillilik
- [yars-] ok heyecanlan
mak, kprmek
- [yarsn-] okunluk duy
mak
[yarsnuan] co
kunluk duymaya meyilli
- [yarst-] coturmak
[yarstk] coturucu
[yart] yar, yarm
[yart akll] yarm akll;
[yart szden] yarm
szden; - [yart
yulda kal-] yar yolda kalmak;
- [yart cann al-] ya
rm cann almak
- [yart-yort] yarm
yamalak
[yartla] yarm ekil
de; [yartla ak]
yarm ak ekilde;
[yartarlap] yarmar ekilde, ya
rm yarm
[yarus] 1. galeri, balkon; 2.
kat, tabaka
[yarut] yar otu

[yark] arapnel paras


[yar] zar, perde
[yary] 1. yaryor; 2. izin
var, yasak deil; 3. olur;
... [yary la...] ah keke;
[yary inde] eh yle olsun,
imdilik olur; [yary ele]
hele, imdilik
[yarys] epeyce, iyice
[yark] yark, patlak O
[yark baraban]
patlak davul, geveze
- [yarl-] yarlmak, patla
mak O [yarlp yata]
nasl olduu ok iyi grnyor;
[yarlrga citep-]
yarlmaa az kalm gibi, olanca
kuvvetiyle
[yarm] yarm, yar;
[yarm krgy] yar yaban;
[yarm resmi] yar
resm; [yarm alka]
yarm halka
[yarmavtomat]
yar otomatik
- [yarm-yort] ya
rm yamalak, yetersiz; -
[yarm-yort ara] yarm
yamalak are, yetersiz are
[yarm tgerek]
yarm halka
[yarm bi] hektarn
bete ikisi kadar l birimi
[yarmutrau] yarm
ada
[yarm final] yar
final
[yarml] yar l
[yarmar] yarm kre
[yarmtkerge]

__________ 451
yan geirgen, yar iletken
[yarmtkergele] yar geirgenli
[yar] yar
- [yar-] yarmak
[yaru] yar
[yar] bk.
- [yere-] sz kesmek, ni
anlanmak
[yereelgen] szl,
nianl (k z )
[yere] nianlanma
- [yasa-] 1. yapmak; 2. d
zenlemek, tertip etmek
[yasak] vergi
[yasak] vergi toplay
c
[yasalma] uydurma, su
n; [yasalma sz] gr.
tremi isim
[yasalmalk] davra
nta sunlik, yapmack
- [yasal-] 1. yaplmak; 2.
dzenlenmek
- [yasan-] kendini tertibe
koymak, klk kyafetini dzenle
mek
- [yasat-] 1. yaptrmak; 2.
dzenlettirmek, tertipletmek
[yasau] 1. yapma; 2. d
zenleme
[yasin] yasin duas;
- (-) [yasin k- (uk-)] ya
sin okumak
- [yaskan-] bir ie bala
maa can atmak (ok istemek)
[yesle] ocuk yuvas, kre
[yesmin] yasemin
[yasmk] mercimek
[yasmk kz] merci

mek gz; kk ve batk gz


[yass] yass, yayvan ve
dz; [yass ta
banl] dz taban;
[yass taulk] yass dalk, yayla
[yasslan-] yasslan
mak
[yasslk] yasslk, yay
vanlk
[yastk] yastk
[yest] yats (namaz)
[yat] yabanc, yad;
() [yat il (cir)] yabanc lke
(yer); [yat kee] yabanc
kii; - (-) [yat kr- (L-)]
yabanc grmek (etmek)
- [yat-] yatmak
[yatak] yatak
[yatakhane] yatakha
ne
[yete] makbul
[yetim] yetim ( ulan);
[yetim bala] yetim ocuk;
- [yetim kal-] yetim kal
mak
[yetimlk] yetimlik
[yetimlere] yetim
ler gibi
[yetime] yetim (k t)
- [yatkz-] yatrmak; sak
lamak, bekletmek
[yatklk] dl yata
I [yatkn] beklemi, yat
m, bayat
II [yatkn] 1. yatay; 2.
maden cevheri yata
- [yatkr-] yatrmak
- [yatla-] ezberlemek
I [yatma] maden cevheri
katman

452

II [yatma] ufk , yatay


- [yatsn-] yadrgamak
[yattan] ezbere, ezber
den
[yatnk] yatk, eik;
meyilli
- [yat-] hep birlikte yat
mak
[yatl] yerine uygun,
makbul
[yatsz] yerine uy
mayan, uygunsuz
[yet'me] byk gzenekli
a
[yau] 1. dman ya; 2. ordu
- [yau-] yamak
[yaugir] yaver
- [yaudr-] yadrmak
- [yaula-] 1. fethetmek; 2.
mec. kazanmak, elde etmek
[yaulau] fethedici,
zaptedici, ftih
[yaulk] ba rts
[yau] kz isteyici, dnrc
[yaul] savaa dkn
kimse, askerlie dkn kimse
- [yaula-] dnr d
mek
[yaulk] dnrclk
[yauan] yavan otu
[yafrak] yaprak;
[yafrak bal] arlarn aa
yapraklarndan aldklar bal;
- [yafrak koyl-] yaprak
yere dmek; - [yafrak
yar-] yaprak karmaa balamak
O [yafrak ast] bor
cunu demekten kama, gizlenme
[yafrakl] yaprakl;

[yafrakl urman]
yaprakl aalar orman
[yafraka] kk yap
rak
[yahta] yat, tekne
[yahta] yat
[yahtalk] yatlk
- [yahatlan-] kendini
iyi gstermek
[yahatl] kendini iyi
gsteren (kimse)
[yahi] iyi, gzel;
[yahi gna] epeyce, iyi;
[yahi nesll] soy
lu; [yahi yak] iyi taraf;
[yahi tgl] iyi deil
O [yahi atllk]
iyi adllk, iyi hret;
- [yahi dip tap-] iyi deyip bul
mak, kanaat getirmek;
- [yahi kz blen
kara-] iyi gz ile bakmak;
[yahi kngll] iyi g
nll; [yahi niyet
le] iyi niyetli;
- [yahi sz blen iske al-]
iyilikle anmak; (
) [yahi akta (anda)] iyi
likle, iyi zamanda
- [yahlan-] iyilemek
[yahlap] iyice
[yahilik] iyilik;
[yahilik blen]
iyilikle; [yahilik
it] iyilik edici;
[yahilik tele] iyilik di
leyici
[yahikka yamanlk] iyilie kt
lk; [yahlknng kadrn bel-] iyiliin

453

kadrini bilmek
[yahlkta] iyilikte
- [yahr-] iyilemek
- [yahrt-] iyiletirmek
[yahrtlgan] iyi
letirilmi
- [yahsnma-] e
kinmek
- [yee-kart] genci
yals
[yeel] yeil;
[yeel len] yeil ot O
[yeel tav belen]
keskin ses ile; [yeel uram a-] geni imkn ver
mek
[yeelba] yeil bal
rdek
[yeellek] yeillik
- [yeellen-] yeillen
mek
- [yellender-] ye
illendirmek
[yellender]
yeillendirme
[yele] sebze, zer
zevat, salatalk vb:,
[yeele bakas] sebze
bahesi; [yeel saklag] sebze saklayc
(koruyucu) oda:
[yeele stre] sebze ye
titirici
[yeeelek] sebze
lik
[yeelee] sebzeci
[yelelek]
sebzecilik
[yeen] yldrm;
() [yeen

kaytarg (uzdrg)] paratoner O


[yeen sukkandan] yldrm arpm gibi;
[yeen taday] ok
abuk; ,
[yeen tizlege
belen, yeen tizlegende] yldrm
hz ile, yldrm hznda, ok a
buk, sratli
[yeenle] yldrml; i
mekli
- [yenle-] imek ak
mak, yldrm dmek
- [yeer-] gizlemek
[yeeren] gizli, sakl,
st kapakl;
[yeeren revete] gizli ekilde;
- [yeeren sayla-]
gizli semek; [yee
ren yul] gizli yol
- [yeeren-] gizlenmek;
- [yeerenep yat-]
gizlenip yatmak (durmak)
- [yeeren-batrn] gizleyerek, batrarak, gizli
sakl O -
[yeeren-batrn tgel] gizli sakl
deil
[yeerenlek] gizlilik
[yermie] gizleme
den, aka
[yerten] gizli, gizli
ce
I [ye] gen; [ye
yeget] gen yiit, delikanl;
[ye kilen] gen gelin, yeni
gelin; [ye rayl]
gen grnl [ye ak - yler ak]
genlik a ahmaklk a

454

II [ye] ya, yl; ()


[(sezge) nie ye] ka
yandasnz?; - [ye
k-] ya tamamlanmak; [ye uz-] ya gemek;
[ye itken] ya yetmi
, [yee
kp te, akl yuk] ya ok da, akl
yok
III [ye] gz ya;
[ye brtege] gz ya
damlas; [ye
imedey] gzya eme gibi O
- [yeke tgl-] a
lamaktan tkanmak
, [yekelt,
yekeltem] yeilce, yeilimtrak, ye
ilimsi
- [yekelt-sor] ye
il gri, gri yeili
[yele] yal (gt)
I [yelek] genlik, deli
kanllk; [yelege
belen] genlii ile
II [yelek] (ka ) yalk;
[nie ye'lek] ka
yanda
[yeli] gen iken, deli
kanllk anda
- [yelen-] (gz) ya
lanmak
[yelere] genler gi
bi
- [yene-] yldrm ak
mak, imek akmak
[yenep torgan a
] yldrm gibi olunan a, ok
gayretli vakti
[yeten] genlikten
[yete] tayda

- [ye-cilkenek]
genler, delikanllar
- [yee-] yaamak, hayat
srmek, mr srmek;
[yeep kilgen] yaayp gelmi,
sre gelmi;
[yeerge seletle] yaamaa salhiyetli, gc olan
[yeeye] yaay
[yeeyele] salam,
mrl, imknl
-1[yeer-] genlemek
- II [yeer-] yeillenmek
- [yeert-] genletirmek
[yeertk] genle
tirici
[yeesen] yaasn
[yee] yaama, hayat,
mr; [yee urn]
yaama mekn, ikametgh;
[yee ke] yaama gc
[yeee] yaayc, ik
met edici
[yeeen] yedi canl,
yaamaya gc olan
[yeeenlek] ya
ama kabiliyeti
[ysmr] yeni yet
me; [yesmr ak]
yeni yetme a
[yanga] yeni;
[yanga tugan] yeni domu;
[yanga ay] yeni ay, hill;
[yanga kee] yeni kii;
[yanga kiyem] yeni giyim,
yeni elbise; [yanga
heber] yeni haber; [ya
nga cir] yeni yer O
[yanga seberke] bir mevkiye yeni
gelmi idareci; -

455

[yanga tugan ay kebek] hill


gibi
[yangabatan] yeni
batan
[yangadan] yeniden
I [yangak] yanak;
[yangak muskullar] ya
nak kaslar, yz kaslar;
[yangak syege] yanak ke
mii - [yangagna menep t-] tokat atmak,
amar vurmak
II [yanak] (pencere, kap
vb.) iki yan tarafndan her biri, s
ke
- [yangakla-] tokatlamak,
amarlamak
[yangalf] 1920-1940
aras SSCB'de baz trk dilli halk
lar tarafndan kullanlan yeni alfa
be, latin alfabesi
[yangalk] yenilik;
- [yangalk kert-] yenilik
sokmak; [yangalk kerte] yenilik getirici
- [yangar-] yenilemek, tek
rarlamak
() [yangarak (k
na)] yeni, biraz nce, yenice
- [yangart-] yeniletirmek,
tekrarlatmak
[yangar] rnesans;
[yangar or] r
nesans devri

[yangaa] yenice, biraz


nce
[yanggr] yamur;
[yanggr bolt] yamur
bulutu; [yanggr telenese] sarasma (yam ur
dan nce ortaya kan b ir cins
ku)\ [yanggr
pcg] yamur seresi
- [yanggra-] yanklan
mak, aksiseda yapmak
[yanggrark] yank,
aksiseda
[yanggravkl]
yankl, aksisedal
- [yanggrat-] yanklat
mak
[yanggrau] yank, ak
siseda
[yanggraul] yan
kl, aksisedal
[yanggra] szn telaffz ekli, diksiyon
- [yanggrla-] yamur
yamak
[yanggrl] yamurlu
[yanggrsz] yamur
suz
[yanggrszlk]
yamursuzluk
[yanggr] yamur
kuu
[yehdi] Yahudi

456

- I [e] e', lkin; ama manasna


cmle ba karlatrma edat
II [e] e nlemi
[ebekey] 1. erkein kay
nanas; 2. yal kadna hitap sz
[ebelheyat] abhayat
[eberen] kk or
man gvercini
[ebi] 1. ebe; 2. yal kadn;
3. byk anne
[ebiler uag] sonbahardaki scak
lk, pastrma yaz
- [ebi-babay] atalar,
cetler
[ebilek] ebelik
[ebrekey] lm
[ebdeshane] abdeshane, tuvalet
[ebek] ebe tutmaca oyunu
[ebekle] ebeye vurma
oyunu; - [ebekle uyna-] ebe oyunu oynamak
- [ebekle-] ebe tutma
oyununda vurmak
- [ebek-ebek] (o
cuk) avularn birbirine vurmak
[ebelek] zayf yaratll, nahif, hiss, duygulu
[ebet] tarlada yenilen le
yemei, le yemei vakti
[ebe] ey, ebi nlemi
[ebcehl] 1. Eb
Cehil; 2. ok cahil kimse
[ebced] ebced
[even] ekin demetlerini ku

rutmak iin husus yaplan dam;


[even baz] ekin de
metlerini kurutmak iin husus ka
zlan ukur; - [even suk-]
kurutulmu baak ve demetlerdeki
ekin tanelerini ayrmak O
[evn kebek] iman ve k
l kyafeti dzgn olmayan kim
se; ()
- [evene yangan (kee) kebek
yr-] ekini harman yanm kii gi
bi yrmek
[evenlek] 1. ekin kurut
mak iin geici baraka; 2. be bin
demetlik ekin demeti l birimi
- [ever-] evirmek, deitir
mek, evirmek
- [everel-] evrilmek, ek
li deimek, evrilmek
- [everlder-] evirt
mek, deitirtmek
[everne] 1. kelep yap
ma leti; 2. rmcek a;
[everne syege] kala ke
mikleri;
[everne eekleler] anak iekli
ler
[evernele] a olan
rmcek;

[evernele konggz] srtnda rm


cek ana benzer bir ekil olan
bcek
[eves] hatl
[eveslek] hatIlk
- [eve-tve] o kabdan bu kaba dkme O -
[eve-tve kiter-] al
veri yapma
- [evele-] hamurdan ek
mek yuvarlamak

457

[evere] avare;
- [evere bul-] avare olmak;
- [evere it-] avare etmek
- [everelen-] avare
lenmek
[eves] hevesli
[egza] aza, ye
[egzalk] azalk, ye
lik
[eg'la] esk. pek gzel,
kaliteli
[eger] eer; [eger
de] eer O [eger
de meer] eer, meer
[edep] elbisede etek ke
nar, kol, yaka vb. ift katl yerlere
konulan kalnca erit
[edeple] erit astarl
- [edeple-] erit ile astar
lamak
[edip] edip, edebiyat
[ediplek] ediptik
[edres] bir cins reng
renk yarm ipek kuma;
[edres gl] renk renk yaprakl
iek
[edebi] edeb
[edebilek] edeblik
- [edebileter-]
edebletirmek
[edebiyat] edebiyat
[edebiyat] edebi
yat
[edep] edep;
[edep belen] edep ile;
[edep kagydelere]
edep kaideleri; - [edep
sakla-] edeple davranmak;
- (-) [edepke kil(utr-)] edebe gelmek, edeplen-

mek; - [edepke yret-] edep retmek


[edeple] edepli
[edeplelek] edeplilik
- [edeplelen-] edepli
olmak
[edepsez] edepsiz
[edepsezlek] edep
sizlik
[edepsezlen-]
edepsizlenmek
[ez] az
[ezer] hazr, hazrlanm,
emre, amade; - [ezer
bul-] hazr olmak; - [ezer
tor-] hazr durmak <>
[ezerge hezer] hazra kon
mu komu
[ezerlek] hazrlk
[ezerlekle] hazrlkl
- [ezerle-] hazrlamak;
- [ezerlep kuy-] ha
zrlayp koymak
- [ezerlen-] hazrlan
mak; - [ezerlenep
kuy-] hazrlanp koymak
[ey] hey
[eyber] ey, eya
[eyberlete] eya ola
rak
[eybet] iyi, gzel;
- [eybet bul-] gzel olmak;
[eybet kene] iyice, ne iyi
ne kt, orta karar
[eybetlk] gzellik,
iyilik
- [eybetlen-] gzel ol
mak, iyi olmak
[eybetlep] gzel e
kilde

458

- [eybetle-] gzelletir
mek, iyiletirmek; [eybetlep kuy-] gzelletirip koy
mak
[eyde] haydi
- [eyde-] (at, eei vb.)
haydalamak
- [eydekle-] haydi de
mek, haydalamak
[eydee] nder, lider,
rehber
[eydk] ho geldiniz!
[eyye] evet, tamam, olur,
peki; [eyye bit] deil mi?;
[eyye ul] yle, doru
- [eyl-eyl] yle
byle, yle yle, kararsz ortala
ma
- [eyle-] eylemek, klmak,
etmek yardmc fiili
- [eylen-] 1. dnmek, e
vrilmek; 2. bakalamak;
- [1 kayt-] geri
dnmek; - [eyle kara-] dnp bakmak;
- [1 kil-] gidip gel
mek; - [1
t-] kat kararndan dnmek O
[1 kkan]
fazlaca (mes. yem ek)
- [eylen-beylen]
ocuklarn el ele tutuup oynad
oyunu
- [eylendr-] dndr
mek; - [eylend al-] ku< tp slmak;
- [eylenderep sal-] g
rete ban stnden arp vur
mak
- [eylen-tulgan-]

bir yerde dolamak, volta atmak


[eylene] yan ve uzun
yol
[eylen] 1. bir defa
dnme; 2. dolam; 3. kullan
[eylenl] dnerli,
dolaml, kullanl
[eylenteg] kul
lantaki
I [eylenme] dnme,
dolama, kvrm
II [eylenme] gr. de
yimleme
[eylenmel] dner,
dnerli; [ey
lenmel uynk] dnme oyuncak
[eylenek] dner nes
ne; [eylenek
sualan] dner soluan
[eylene] 1. daire; 2. et
raf, evre
[eyleneli] evresin
den, etrafndan
- [eylene-tire] tabi
evre, yre
[1] dnerli
[eyren] ayran O
[eyren ba] ahmak kafal
- [eyt-] sylemek, konumak,
sz sylemek, ifade etmek;
- [eytep beter-] tamamen
ifade etmek;
[eytep betergesez] sz ile ifade et
mek mmkn deil;
- [eytep yazdr-] dikte ettir
mek, syleyip yazdrmak O
- [eytep bir-] ifade etmek;
[eytep te torasi
yuk] sylemek gereksiz
- [eytl-] sylenilmek, ifa

459

de edilmek, konuulmak
[eytele] telaffuz, dik
siyon
[eytlme] basma kalp
[eytem] deyim
[eyterlek] sylemee
deer
() [eyterseng (le)]
gya ki
[eyte] karlkl sz
oyunlar ile konuma (atma)
- [eyte-] 1. karlkl sz
atmak; 2. az kavgas etmek,
atmak
[eytik] diyelim ki, farz
edelim ki
[eytkene] syledik
e, konutuka, sylenen gibi
[eytmeli] syledii
gibi, ... sylemi gibi
[eytmie] nceden
sylemeden, nceden haber ver
meden
- I [eytter-] ( kzdan) sz
almak; cevap almak
- II [eytter-] raks etmek,
oynamak
[ekiyet] masal
[ekiyete] masalc
[ekren] yava, hafif, az,
sakin, ksk
[ekrenlek] yavalk,
sakinlik, ksklk
[ekrnlep] yava ya
va, sakin sakin
- [ekreney-] yavala
mak, sakinlemek
- [ekreneyt-] yava
latrmak, sakinletirmek
[ekele] mee palamudu

- [ekem-tkem] s
mkl bcek, salyangoz
[ekemet] meczup O
[ekemet kee] 1.
garip, meczup kii; 2. soytar
[ekemetle] hikmetli
[ekemetlek] hikmetlik
[ekemete] soytar
[elbe] lousa erbeti
[elbette] elbet, elbette
[elvidag] 1. elveda; 2.
veda merasimi
I [ele] hele O [ele
gene] tam imdi, u anda, hemen;
() [ele(de) yary] yle
olur ki
[elee] yukarda zikredi
len, mezkr
[elee de baya] ok anlm
[elegedey] yukarda
ki gibi
[elegese] sylendii,
yukardaki
[elee] imdilik;
() [elee kader (akl)] bu ana kadar, bu vakte kadar
[elegee] bu ana kadar
- [eleden-ele] srek
li, tekrar tekrar
[elif] elif O
[elifne tayak dip te
belmi] elifin denek ekline ben
zediini dahi bilmiyor, ok cahil
[elifba] alfabe;
[elifba kitab] alfabe
kitab
- [elli-belli] ocua
ninni nlemi
I [elle] ya... ya...

460

II [elle] 1. yle mi?; 2. bil


mem ne?; 3. yoksa;
() [elle kaydan (kayan)] bil
mem nereden (nerelerden);
[elle kayan] bilmem ne
zaman, ok nce; [elle
km] 1. bilmem kim; 2. byk kim
se; (,
) [elle nikader (niakl, nihetl)] bilmem ne kadar O
-, - [elle
km bul-, elle kmlen-] ok ma
rur olmak; ( ) [elle nige (elle nide) br]
bilmem ne srede, seyrek;
[elle ni tora] ok pahal;
[elle ni tgl] 1. hi
bir fevkalde olmamak; 2. bir ey
deil; [elle tagn] da
ha bilmiyorum
- [elle-le] znt veya
sevin nlemi
- [elsre-] scaktan (ha
vaszlktan) halsizlemek
- [elsret-] halsiz et
mek
[elfirak] ayrlk trk
s
[elek] iftira
- [elekle-] iftira etmek
- [elekle-] 1. sk sk
iftira etmek; 2. karlkl iftira et
mek
[elek] iftirac
[elekel] iftiraya d
kn
[eleklk] iftiraclk
[elem] alem
[el] erik; [el
<ag] erik pestili

-
- [elc-mlc] (g
ze grlen ) hayal meyal; - [elc-mlc kil-] g
ze hayal meyal gelmek
[eman] 1. aman!, sakn!;
2. emniyet
[emanet] emanet;
- [emanet it-] emanet ver
mek
[emr] emir; [emr it-] emretmek
[emir] emir, hkmdar
[emma] ama;
[emma lekin] ama, lkin
[emel] 1. are, il, der
man, tedavi; 2. emel;
- [emeln tap-] aresini bul
mak
- [emelle-] elle yapmak;
dzeltmek
[engerek] ylan zehirini
tedavi eden bir cins ot
[eni] 1. ey anne! nlemi; 2.
anne
[enis] anason bitkisi
[enke] 1. ana; 2. yavrul
hayvan
[enkey] anneciim nlemi
[enk] 1. enik, yavru,
yrtc hayvan yavrusu; 2. ana k
pek; 3. yavru kpek
- [enklen-] (kadna
kar sylenir) kpek gibi davran
mak
[ene] ite o, te, aha gster
me edat
[ep] p! nlemi; - [
it-] p etmek
- [epn-tpn] anayarak tepinerek

461

[] ocuk dilinde ber sz; - [ it-]


min etmek, yemekten sonra Allah Ekber demek
[er] ar, namus, hay; sitem;
- [er ietter-] sitem
etmek
[erbe] saman
[erbelk] samanlk, sa
man sepeti
[ervah] 1. ervah, ruhlar;
2. len kimsenin ruhu
[ergezimbay] kar
delen
[ergen] latama leti
[erdene] 1. hazrlanp
ylm odun; 2. stok mal;
[erdene utn] stok
odun
- [erdenele-] dzenli
(tertipli) ymak
[erdenelep] stoklanarak, yarak
[erekmen] geni yap
rakl bir cins dikenli ot, dul avrat
otu; [erkmen kbelege] dul avrat otu ke
lebei
[erem] pelin otu
[erem tl] ac dilli
[eremle] pelin otlu
- [ereple-] sz harbi
yapmak, az kavgas etmek
- [erpletr-] az
kavgas ettirmek
[erle] arl, namuslu, utan
ga
- [erl-birl] oraya
buraya; - - (cy-) [erl-birl yr- (sugl-)] ora

-
ya buraya (yardm dilenmek iin )
yrmek, gidip gelmek
[erlen] hamster
- [erle-] arlandrmak;
- [erlep tala-] donat
mak, azarlamak
- [erle-] karlkl s'tem
etmek
[ermek] kaln yn ipler
den yaplm dokuma ve pardes
- [em-] ok armak, sz
lamak
- [ernt-] ok artmak,
szlatmak
[erntk] ok artc
[em] ok arma, szlama
[eml] ok arl, szl
[ersz] arsz; [erszge ki-] i elbisesi giymek
[erszlk] arszlk; ka
nklk
- [ersezlen-] arszlan
mak
[ertil] i grubu
- [ere-] (meyve, sebze)
soymak
[erem] 1. ok masrafl; 2.
ziyan; 3. haram; 4. bou bouna;
- [erem bul-] ziyan ol
mak; - [erem it-] ziyan et
mek
[eremge] ziyana, bou
bouna; - [eremge kit-]
ziyana gitmek
[eremtamak] ekti,
asalak, otlak
- [erem-erem] za
rar, ziyan; - [erem-erem it-] zarar (ziyan) et-

462

[] nehir boyunda
yetien al
[eremelek] allk
[erete] stunlar arasna
konulan yatay aa
[erce] kfe
[esarat] esaretlik, esirlik
[esas] esas
[esir] esir; - [esir
al-] esir almak; - [esir it-]
esir etmek
[esirlek] esirlik;
- [esirlekke t-] esir
dmek
I [eser] eser
II [eser] eser, tesir
- [eser-] tesir altnda kal
mak
I [eserle] eserli
II [eserle] tesirli
- [eserlen-] tesirlenmek
- [eserlender-] tesirlendirmek
[eti] 1. ata, baba; 2. ey ba
ba! nlemi
- [eti-eni] baba-ana, ana
baba, ebeveyn
[etkey] 1. baba; 2.gelinin
kayn babas
- [etmelle-] 1. set iin
ip germek; 2. uluorta i yapmak;
3. msvedde yapmak
[etraf] etraf, evre
[etrafl] etrafl ( ara
trm a), etraflca
- [etrek-elem] sevi
yesiz, arsz, serseri, baldr plak
kimseler
[ettehiyet] 1. ettahiyat

duas; 2. mesleini kt icra eden


kimse
[etembi] 1. tarlada kal
m ekinden biten ekinler; 2. dar
madan ordudan kalma kalnt
askerler
[ete] horoz;
[ete gmbes] horoz man
tar; [ete gomrl] horoz mr kadar hayat, ok
az mr
[etelek] horozluk
- [etelen-] horozlan
mak
[eflisun] portakal
[efsen] efsun, afsun; si
hir; - [efsen uk-] ef
sun okumak, sihir sz okumak
- [efsenle-] afsunlamak
- [efsen-tfsen]
afsun szleri
[efyun] afyon
[efyun] afyonke
[efende] efendi; bey
[efendem] efendim
[ehbar] ahbar, haberler
[ehbaret] istihbarat
[ehvel] ahval, haller
[ehlak] ahlk
[ehlakl] ahlkl
[ehlakllk] ahlk
llk
[ehlaksz] ahlksz
- [ehlakszlan-] ahlkszlanmak
[ehlakszlk] ah
lkszlk
[ehlak] ahlk
[ehlaky] ahlak
[e] 1. eki; 2. tuzlu top-

463

, tuzlu yer
- [ee-] ekimek
[eegen] ekimi, bozul
mu, bayatlam
[eelk] 1. ekilik; 2.
tuzlu yer; 3. esk medrese avlusu
- [eet-] actmak; mayala
mak
[eetke] maya
, [ekelt, ekeltem] ekimtrak, ekimsi
-
[ekeltem-tkeltm] eki meki
[emuha] librenin se
kizde biri arlk ls
- [etik-ptek] az
az
[ee] ah vah nlemi
[ene] gizli ve kt iler
de aina dost, arkada
[enelek] gizli arka
dalk, ainalk; dostluk
- [enelen-] kt i
lerde arkadalk yapmak
[enelere] kt ar
kadalar gibi
- [enele-] kt ve
gizli emeller iin dostlamak
[eneelek] kt ve
gizli yolda arkadalk
[eeke] pis, kt
[eekelek] pislik, k
tlk; - [eekelek ele-] pislik yapmak, ktlk
yapmak
- [eekelen-] pislen
mek, ktlemek
- [eekelender-]
pisletmek, ktletirmek
[e] ey cevap nlemi

[evel] evvel, nce


[evelge] evvelki, eski,
nceki
, [evelgdey, evelge] evvelki gibi,
nceki gibi, ayn
[evelden] eskiden,
evvelden, nceden
- [evele-ahr]
evveli ahiri, ba sonu O [evele-ahr
ul bulsn] evveli ahiri u olsun,
tekrar olmasn, hayrl olsun
[eliya] evliya
[emek] st ste ylma
oyunu
- [emekle-] st ste
ytmak
- [emekle-] st s
te ylmak
[ecer] ecir, cret
[ecrle] ecirli
[ecrsez] ecirsiz
[ecel] ecel O
[ecel daru] ecel ilc; bulun
mas imknsz olan ey;
- [ecele ct-] eceli yetmek
[ecet] dn, bor
[enggeme] sohbet;
- [enggeme kor-] sohbet
kurmak
[enggemee] sohbeti
[ehel] ehil
[ehe] ha! sahi mi? yle mi?
manasna hayret nlemi
[ehemiyet] ehemmiyet;
- [ehemiyet bir-]
ehemmiyet vermek;
[ehemiyetke iye] ehemmiyete

464

sahip
[ehemiyetle] ehemmiyetli
[ehemiyetlelek]
ehemmiyetlilik

[ehemiyetsz]
ehemmiyetsiz
[ehemiyetsezlk] ehemmiyetsizlik

465

- [] harfi
- [g-] vme-konuklama
- [yl-] st ste ylmak
- [yele-] 1. st ste y
lmak; 2. bir yere toplanmak
[ylme] 1. yntl; 2.
ynt
[ym] ynt
- [yem-yem] yn y
n
[yer] kpek vb. srs
[yerge] dndrc
- [yer-] frl-frl dndrmek,
frldatmak
- [yer-yer] yn yn,
sr sr; - - [yryer yr-] sr sr yrmek
- [yerel-] 1. frldamak; 2.
dnerek bir yere ylmak
[yerme] frtna, hortum
[yrmele] frtnal
- [yermelen-] frtna
eklinde dnmek
- [yert-] frtna gibi dn
drmek
- [z-] ayrmak, koparmak; ip
vb. liflerini koparmak
[zge] artel; elektrik
dmesi
- [zgele-] 1. ok defa
ayrmak (koparmak); 2. para par
a etmek, paralamak
[zgelege] otoma
tik birletirici, rle

- [zgelen-] 1. ok defa
ayrlmak (koparlmak); 2. zl
mek, kayg duymak, zlemek
[zderep] znt ve
rerek (m usik dinletm ek)
- [zder-] 1. ayrttrmak,
kopartmak, paralatmak; 2. zn
t vermek
[zk] 1. ayrlm, kopmu
(y e r ); 2. ksm, para, hisse; 3.
hesab tasfiye edilmi;
() [zek vakit (ak)] ktlk
zaman (a)
[zekle] ayrlm, kesik,
kopuk, bozuk
[zeklek] ayrlmtk,
kesiklik, kopukluk, bozukluk
[zeksez] kopuk olma
yan, kopuk yeri olmayan
- [zek-zek] kopuk
kopuk, ayr ayr
[zelgenlek] ayrlklk, kopukluk, bozukluk
[zelp] znt ile
- [zel-] 1. ayrlmak, kop
mak, bozulmak, sona ermek, dur
mak; 2. zlmek
[zmte] (eserden) par
a, karma, koparp alma
[zep] zerek
- [zep-zep] zp
zp, znt vererek
[ze] 1. ayrma, kopar
ma, paralama; 2. hesap kapama
- [ze-] 1. ayrmaa yar
dm etmek; 2. hesap kapatmak
- [zlek-] yeniden hasta
lanmak
[zleksez] durmadan,
devaml, daim

466

[zleksezlek] de
vamllk, daimlik
- [zmi-kuymy] s
zn saknmadan
- [zelen-] zlmek
[zerem] zgn
[zengge] zengi;
() [zengge kay
(bav)] zengi kay (ba)
[y] ev, bark, mstakil ev;
[y tbese] ev tepesi;
() [y (yort) iyese] mit.
ev sahibi, iyi ruh; [y
ky] ev ats; [y tuy]
yeni yaplm ev iin merasim (zi
yafet); [y ikrtkese] ev ekirgesi O
[y tavg] ev tavuu, evinden d
ar pek kmayan kimse
- [y-] ymak
[yald] hayat, caml taraa
[yde] ayn evde yaa
yan kimselerin her biri
[ylek] evlik
[yle] le vakti
- [ylen-] (erkekler iin)
evlenmek
[ylengen] evli, evlen
mi
- [ylender-] evlendir
mek
- [lene-] bir biriyle
evlenmek
[yre] yarma orbas
[yrege] ot yn iinde
braklan boluk
[yrelek] orbalk
- [yren-] renmek
[yreng] renmek

iin yaplm i, rencilik


[yrenk] 1. rak,
zanaat rencisi; 2. renmek iin
yaplm
[yreneklek]
raklk
- [yret-] 1. retmek; 2.
terbiye etmek
[yretelgen] 1.
retilmi; 2. terbiye edilmi
[yretme] nazariye,
retici
[yrete] 1. retici;
2. terbiye edici
[ysez] evsiz
[ke] puhu kuu
[lge] 1. bir nesnenin ekillenii; 2. ksm, para; 3. rnek,
ablon
[lger] yetkin, yetikin
- [lger-] yetkin olmak
[lgergen] olgun
[lgergenlek] ol
gunluk, yetkinlik
[lgere] 1. yetime
ekli; 2. erime
[lgrlek] yetkinlik
- [lgrlen-] yetkinlen
mek
[lgermee] bilgi
ve renmede zayf
- [lgerter-] ( vaktinde)
yetitirmek
[le] l, pay, hisse, k
sm, para; [leten ele-] icara ilemek, pay
na ilemek
[lete] payda, his
sedar
[le] lei, pay ve

467

ren, hisse veren


[leek] kk pay
[lee] biraz, tam de
il
[lenge] d perde, g
nelik
[lke] il, vilyet lke
[lken] ulu, byk, resm
dereceli, rtbeli
- [lkeney-] byk (ulu)
olmak
[lker] lker
[lkee] kendi vilyeti
ne dkn kimse, hemehrici
[lkeel] kendi vilye
tine dkn, hemehrici
[lkeelek] hemehricilik
[lfet] lfet
- [le-] lemek, pay ver
mek
- [leter-] letirmek,
pay verdirmek
[lee] leici, pay
verici
[met] mit, umut;
- [mt bala-] mit bala
mak; - [met it-] mit et
mek
[metle] mitli
- [metlen-] mitlen
mek
[metiender-]
mitlendirmek
[metsz] mitsiz
[mtsezlk] mit
sizlik
[metszlen-]
mitsizlenmek
[mmi] mm

[mmet] mmet
[me] toplu ve gnll ola
rak karlk grmeden yaplan a
lmalar
[mee] toplu ve gnll
olarak yaplan almalara katlan
kimse
I [n] gerek, varlk, rya
deil, grnt O - [nge
kil-] kendine gelmek
II [n] in
III [n] n, ses O [ne ka-] korkudan sesi kslmak;
- [nen al-] korkutup se
sini kstrmak; - [nsez
kal-] sessiz kalmak
[ndeme] 1. slogan; 2.
barp arma
I [nde] slogan atma;
kkrtmak
II [nde] barp a
rarak davet etme, davet
[ndele] davetli
[ndee] kkrtc
- [ne-] yakn olmak, gnl
den kabul etmek, onamak
- I [r-] rmek, kpek hav
lamak
- II [r-] frmek;
- [rep kabart-] fleyip ka
bartmak; - [rep
snder-] fleyip sndrmek
[rge] krk
- [rder-] krklemek
[rderge] otomatik
krk
[re] orba suyu vb. stn
deki ince zar
[rek] kays
- [-] kabarmak, yksel-

468

[rele] ince zarl


-, - [rk-, rek-] rk
mek
- [rkt-] rktmek
[rkek] rkek
[rkeklek] rkeklik
[rke] hrg
[rlk] kiri, kalas
[rpe] ince ve yumuak dik
ty, tiftik keisi ty
- [rpey-] rpermek, ty
leri diken diken olmak
[rpek] rpermi
- [rt-] rtmek
[rt] rtme
[rtle] rtl, rtlm
[rtsez] rtsz
[rfiye] tl;
[rfiye el] tl al
[rek] len kiinin baka
sna grnen ruhu, hortlak
[rengge] aka aa
, [s, st] st, yz s
t; [s kiym] st gi
yimi; - [ske al-] elbise sa
tn almak - [stne
bas-] tam stne basmak;
- [ske k-] yze kmak
- [s-ba] st ba, giye
cek
[syz] st yz, sath
[ske] stteki, yukardaki,
yzndeki, zerindeki
[skorma] st yap
[slek] stlk, sath
- [slet-] kpek kkrt
mak, rmek
, [ss, ssi] kpei k
krtma nlemi

[stn] stn;
- (-) [stn bul- (tor-)] s
tn olmak (durmak), yukarda dur
mak; - [sten kal-] s
tn (yukarda) kalmak;
[sten katlau] st tabaka
[stnde] stnde
[stenlek] stnlk;
- [stenlek it-] stn
lk etmek
[stenlkle] stn
lkl
[stennen] stnden;
- [stnnen yr-]
einin stne daha bir kadn ile
yaamak
[stne] stne
- [ster-] stne saldrtmak, kkrtmak, rmek
- [stere-] srmek, s
rklemek
- [strel-] 1. srklen
mek; 2. srtmek
[sterelek] hovar
da, srtk
- [st-stne] st
ste
[ste] stne, zerine,
boynuna
- [ste-] zam yapmak
[stevene] ilve ola
rak
[stege] stteki
[stel] masa
- [stel-] zam yaplmak
[stelme] ilve, ek
[steme] ilve, ek;
[steme doklad] ek
tebli, ilve tebli;
[steme sz] ilve sz;

469

[steme tab] fazla gelir;


[steme
mnar] ilve harcama
[sten] 1. stten; 2. sath
- [sten yz-] sath,
seviyesiz (mes. incelem ek)
- [sten-sten] st
ten stten
[ste] zam
[syazma] kitabe
[sek] ambar
- [t-] tmek
[te] t
I [tek] tlenmi, biraz
yanm
II [tek] tlenmi kl vb.
kokusu
- [tel-] 1. tlenmek; 2.
( elbise vb.) biraz ypranmak, es
kimek
[ter] virgl
[terge] keski
[tke] tleme leti;
[tk suklar] zem
heri souklar
- [telen-] kendisini paralarcasna davranmak
- [tesle-] ttslemek;
ttmek
[te] yakc
, - [f, f-f] f f
nlemi; -, - - [f it-,
f-f it-] (ocuu vb.) ok mart
mak
- [fer-] frtmek; -
- [f-tf it-] frklk etmek
[] ; [ basul] tarlaya sra ile ekilmi
(nesne)] [ basulk]
tarlal sistem; [

krl] prizma; [
pomakl] keli;
[ urnl] basamakl (sa y)
[ayak] sacaya
[barmak] par
mak
[bun] bilinmeyen
[bunl] bilinme
yenli
[en] iin
[ene] nc;
[ene derecedege] nc derecedeki
[eneden] n
c olarak
[ieneley] nc
olarak
[enekn] evvelki
gn
[cenel] jeolojide
nc a
[ese] lnn arkasn
dan nc gn yaplan dua me
rasimi
[kel] 1. gen; 2.
gen rt
[kellep] gen ek
linde
[le] lk, orta (dereceli)
- [le-] lemek
[lete] kat fazla
- [let-] letmek
[pomak] 1.
gen; 2. gen eklinde brek
[pomakl]
gen keli, gen
[yakl] tarafl
[er] er
[erlep] er er
- [erle-] erlemek

470

- [erle-] erlemek
[e] birlikte
[elep] birden
- [-] mek O
[egen avz] istediini syleyemeyen kimse
- [et-] tmek
- [etter-] ttrmek
- [ker-] tedavi maksad
ile frmek, frk yapmak
- [kert-] tedavi iin
frtmek, frk yaptrmak
[kerelek] f
rklk
- [en-] halsiz dmek
[engenlek] ezil
milik, bitkinlik

[enderge] ok
yorucu, ypratc
- [ender-] halsiz d
rmek, ypratmak
[enek] kuma ve
dokuma eyiz
[en] nk
[yez] kaza, ile
[yenke] bir cins byk
st aac, salkm st
[01] stlk
[yenek] zonklama; sara
hastal
[] zonklamal,
saral
- [1-] (yere ) inmek,
dmek

471

- [b] pme
- [be-] pmek
[gez] kz;
[gz kze] bir cins iek;
[gez tele] sr dili
[gez kebek] kz gibi;
[gezne mgzennen lektr-]
kz boynuzundan ekmek, iin
can noktasn ele almak
[gt] t
- [getle-] tlemek
-
[get-nesihet]
t nasihat
[gi] vey, ey;
[gi ana] vey ana;
[gi ana yafrag] ksrk
otu; [gi ata] vey baba;
[gi bala] vey ocuk,
vey evlt; [gi kz] vey
kz; [gi ul] vey oul
- (-) [gi it- (kr-)] vey
evlat gibi grmek
- [gisn-] veysinmek
- [giset-] vey saymak
[z] 1. kendi; 2. z; 3. can; 4.
esas O () [z
avru (ir)] sara;
[z aklnda] kendi akl ile;
[z bana] kendi bana;
[z beldege
belen] kendi bildiine; [z beldegene] kendi
bildiince; [z vaktnda] kendi vaktinde;

[z digenende toru]
kendi dediinde durmak, dediim
dedik demek; [z
irk blen] kendi ihtiyar ile; (-) [z it- (kr-)] kendisinden
bilmek, kendisine yakn grmek;
[z ratnda] ken
di srasnda
[zaga] aa z
[zagm] {i!) oluruna
brakma, otomatik
[zag] (i/) oluruna b
rak, otomatik
[zagl] otomatik
[zaldna] kendi ken
dine
[zall] mstakil, bam
sz
[zara] kendi arasnda O
[zara g
na eytkende] arada (aramzda)
sylendiinde
[zang] uur, bilin
[zba] mstakil
[zbldkl] 1. ken
di bildiince hareket eden (kimse)]
2. serseri, haneberd
[zbldkllk]
1. kendi bildiince hareket etme
hli; 2. serserilik, haneberdlk
,
[zbilglen, zbilglen] kendi
kaderini kendi tayin etme
[zbuatk] dam
perli kamyon
[zge] zge, baka
[zgelk] zgelik, ba
kalk
[zgelkl] baka
trl olma

472

- [zgelen-] bakala
mak
- [zger-] deimek, ba
kalamak
[zgere] deime, de
iim
[zgerele] dei
meli, deiimli
[zgerme] deime,
deiim
[zgermes] deimez
- [zgert-] deitirmek;
- [zgertep kor-] ye
niden kurma
[zgeren] dei
meye meyilli
[zgerenlk]
deimeye meyillilik
[zgee] bakaca
[zdistsiplina] z
disiplin
[ze] kendisi, kendi O
[zen ayamya] ken
disini korumadan, can siperne,
fedakrlkla; [zene
] zel, husus, zellikli, hu
susiyeti!; [zene
baka] kendi zellii olan;
[zene bertrle] ayr
zellikli; [zene kre]
kendisine gre;
[zene kre tgel] kendisine gre
deil; [ze telep] ken
disi isteyerek; [ze
yugnda] kendisi yok iken
[znde] kendisinde,
kendi yerinde
[zeneke] kendininki;
- [zeneke it-] kendine
mal etmek O - [ze-

neken it-] kendi istedii gibi dav


ranmak
-[-] ken
di kendine, otomatik () [zennen-ze anglala (bilgele)] kendi
si kendisinden anlalr (bilinir)
[zene] kendince, ken
di grnce
[zenelk] zellik,
hususiyet
[zenelekle] zel
likli, hususiyetli;
[zenelekle kee] zellikli kii
[zeen] heveskr;
[seen sengt] heveskr sanat
[zeenlek] he
veskrlk
[zidare] kendi kendini
idare, zerk
[zidarele] zerkli
[zyrele] otoma
tik
[zkymmet] mali
yet
[zle] zl;
- ( -) [zlegennen
uk- (blem al-)] kendi kendine
okumak, ilim tahsil etmek
[zlk] nitelik, hassa
[zlekle] nitelikli, hu
susiyetli, zellikli
[zlelek] zllk
- [zlen-] zl olmak
- [zlender-] zlendir
mek
- [zle-] benimsemek
- [zleter-] kendine
mal etmek

473

[zmaksat] esas ga
- [zsen-] almak
- [zsnder-] altr
mak
[zszle] kendi karar
ile hareket eden (kim se ), diren
li
[zszlelek] direnlilik
- [zszlelen-] di
ren gstermek
[zhereket] kendi
kendine hareket
[zhereketle] ken
di kendine hareketli
[zyeeye] kendi
kendine yaay, mstakil hayat
[zyeeyelelek] kendi kendine yaaylk, z
gnlk
[zek] 1. merkez; 2. z;
[zekke omtlu] merkeze ynelici;
[zekten kuu ke] mer
kez ka gc O [zek
zge] can skc;
[zek zel] can zlmek, can s
klmak; - [zekke t-]
kalbe ok zor tesir etmek
- [zeklen-] (bitkilerde
ve banda) z peyda olmak
- [zekle-] merkezle
mek
- [zekleterel-]
merkezletirmek
[zektege] merkezde
ki, merkez
[zekte] ayn merkezli
[zen] vadi, nehir vadisi

[zenlek] vadilik
[zensu] ingin, mnhat
- [z-zen] kendi kendi
ni
- [z-zene] kendi ken
dine
[k] pekitirme edat, aynen,
bizzat
- [ken-] piman olmak
[kene] pimanlk;
[knke kar]
pimanla kar
- [ker-] brmek;
- [ yla-] brp a
lamak; - [ ciber-] brvermek
- [kse-] hkrmak;
- [ yla-] hkrp ala
mak
[ksz] ksz
[ksezlk] kszlk;
- [kszlkte ye
e-] anasz babasz yaamak
[ke] 1. ke; 2. topuk O
- (-) [ke kter- (yaltrat-)] abuk kamak;
- [kesene bas-] k
esine basmak, arkasndan yeti
mek
[kel] keli
[kesez] kesiz
- [l-] lmek O
[lgen yrek] l kalp, hissiz kalp;
[lgende de] lsem
de; - [ yokla-] l
m gibi uyumak; - [lep
tor-] can kadar sevmek
[le] l
[1 kapital] l sermaye;
[! sezon] l mevsim;

474

[l tabigat'] l tabiat,
canszlar; [l teller]
l diller; [le cannar] l canlar
I [lk] 1. ceset; 2. lm
kimse
II [lek] l doku;
- [lek ciyl-] l doku bi
rikmek
[lkl] l dokulu;
[lkl urn] l dokuiu yer
- [lkle-] l doku hsl
olmak
- [lklendr-] l
doku meydana getirmek
[lm] lm
[lm gazab] lm azab;
[lem yoks blen yokla-] turu gi
bi uyumak; [lm
tnlg] lm sessizlii;
[lm lmeg] lm per
vanesi
[lmdar] lme mah
km kimse
-,
-
[lm-kitm-, lm-citm] lm gi
dim, lm yetim
[lmsz] lmsz
[lmszlk] lm
szlk
[lmtk] l gmme
malzemeleri
- [l-krl]
lm krgn
[lmes] lmez;
[lmes gl] lmez iek
[lev] l ka
[leg] lc let,

-
kantar, tart, terazi vb:,
[buy leg] boy lc let;
[k leg] g l
c let
[lem] lm
- [le-] lmek;
- [lep bir-] lp vermek O
- [lep syle-] lp
sylemek
- [len-] lnmek, ll
mek
[len] lnmek
[lenl] lnmeli, l
- [le-] karlkl l
mek, lmeye yardm etmek
- [let-] ltrmek
[le] 1. lme; 2. l
leti, l
[lel] ll
[lelk] llk
[lesz] lsz
[le] lc
[lekse] le O
[lekse kolar] le kar
galar
[lekselk] le bira*
klan yer
[lemet] lme yakn
(kimse, hayvan)
[len] ot; otlu yer;
[len basul] nadasl;
[len bt] ot biti;
[len katnamas] ot karmas (kar);
[len on] ot unu
[lenlk] otluk
[lenl] otgiller
- [ler-lmes] lr
lmez

475

[let] salgn hastalk, let


O - [let kr-] let krmak

[l] lm kimse;
[llr san]
lm oran
- [p-] pmek
I [pke] akcier;
[pke avru] verem;
- [pke -] gs zar
iltihaplanmak; (
) [pke yars (perdese)] g
s zar
II [pke] fke, serzeni, kin
O - (-) [pke tat
makla-)] kin tutmak
- [pke-bavr] takm
cier
- [pkele-] fkelenmek,
kin duymak
- [pkelet-] fkelendir
mek
- [pkel] kindar, kinci
- [pter-] ptr
[r] 1. yoku, bayr; 2. tepe,
tmsek; - [r mn-] bayr
kmak - [r yaula-] ba
ar kazanmak
-1[r-] rmek
- II [r-] kk atmak, kk sal
mak
[rg] tmsekteki
[rglk] (patates, ilek
vb.) bitki fidan olarak kullanlan
kk
[rgn] fidelik kk
- [rdr-] fide imletmek
[rdek] rdek;
[rdek bebkes] rdek
yavrusu O - [rdek
or-] yalan yaymak;

[rdek heber] yalan haber


I [rdekborn] yay
van gagal bir cins memeli hayvan
II [rdekborn] yay
van azl kerpeten
- I [rl-] tutmak veya al
mak iin el uzatmak
- II [rl-] rlmek
[rm] rg
[rnt] bitki fidesi, fi
dan imi
[rntlk] bitki fi
delii
[rke] hrg
[rl] tepeli, tmsekli
- - [rl-krl
ikr-] aa yukar sramak
- [rle-] yava yava k
mak (ykselmek, uzanmak)
- [rlet-] 1. yava yava
bindirmek (uzatmak); 2. atein
alevini artrmak
[rme] 1. rg; 2. rlen;
rme, 3. sarmak
[rmek] rmcek;
[rmek perevez] rmcek a
[rmel] sarmak;
[rmel gl] sarmak
iei; [rmel
klvr] sarmak yoncas
- [rmele-] 1. sarma
mak; 2. derece (rtbe) almak;
- [rmelep bar-] sr
nerek varmak; [rmelep yr-] emeklemek
[rnek] rnek, numune;
[rnek tertip] rnek
disiplin
- [rselen-] lesiye s

476

trap ekmek
- [rte-] bir kimseyi fkelen
dirmek
- [rtel-] ok fkelenmek
- [rtelen-] ate gibi f
kelenmek
I [rm] retim
II [rm] fide, fidan
[remle] verimli
[remlelek] veri
mlilik
- [re-] oalmak, remek
- [ret-] retmek, oalt
mak
[rtk] retici, o
altc
[re] dik, dimdik; !
[re kat] hazr ol! emri;
- [re ikr-] zplamak, dik s
ramak; - [re tor-] ayaa
kalkmak
[ree] koruyucu file
- [s-] bitmek, filizlenmek, ye
ermek
[sm] bitme, filizlenme,
yeerme
[smlk] bitki
[smlklk]
bitkicilik
- [sn-] vld iin se
vinmek (ruhlanmak)
- [sndr-] verek ruhlandrmak
[snt] filiz
[s] bitme, oalma,
artma
[smr] 12-15 ya aras
ocuk, yeni yetme
[smrlk] yeni yet
me a

[smrak] yeni yet


me a
- [str-] 1. bitirmek, filiz
lendirmek, yetitirmek; 2. cotur
mak, ruhlandrmak
- [strl-] 1. bytl
mek, yetitirilmek; 2. ruhlandrlmak, coturulmak; 3. rtbesi yk
seltilmek
[t] d; [t kug] d
kesesi - [tke ti-] gn
lne dokunmak; nasrna basmak
- [t-] 1. gemek, amak; 2.
satlmak; - [tp kr-]
geip girmek; - [tp kit-]
geip gitmek
[tm-] (mal) srm, satl
ma derecesi
[tml] srml;
[temle tovar] srml
mal
[tmsz] srmsz,
satlamaz, sat az
- [tn-] rica etmek, dile
mek; copa- [tnp sora-]
ok rica etmek, yalvarmak
[tn] rica, dilek, yal
varma
[tnl] ricali, dilekli,
istekli
- [tr-] ldrmek
[trg] ldrc let
- [trl-] ldrlmek
[tr] ldrc, ka
til
[t] dn, bor
[tli] geerken
[tkl] da geidi
[tkn] keskin, sivri O
[tkn tll] sivri dilli;

477

[tken tele] sivri


dili
[tkenlek] keskinlik,
sivrilik
- [tkenle-] bilemek, siv
riltmek, keskinletirmek
- [tkenlen-] bilenmek,
sivrilmek, keskinlenmek
- [tkeney-] keskin ol
mak
[tker] 1. keskin; 2. girgin
[tkerlek] 1. girginlik;
2. keskinlik
- [tkerlen-] 1. kes
kinlemek; 2. girginlemek
[tksez] geitsiz
[tken] gemi;
[tken zaman] gr. gemi za
man; [tken e] gemi
i, olup bitmi i
[tkendege] gemi
teki
- [tken-stken] gel
mi gemi
- [tkez-] (delikten ) geir
mek
- [tker-] 1. geirmek; 2.
bitirmek
[tkerge] geirici
- [tle-] 1. ok yemekten
azna gelmek; 2. yemekten bk
mak
[tlevek] ok yem ye
mekten kusan (hayvan)
- [tlet-] (yemek) bktrmak
[tmes] 1. kr, kt, kes
mez; 2. satlmaz, gemez (m al)
- [tmeslen-] ktle
mek, keskinlii azalmak
[te] ar, fazla, ok, artk

derecede, te;
[te krnmel] saydam; - [te kren-] 1. saydamla
mak; 2. ok zayflamak
- [te-] yerine getirmek, de
mek
- [teden te] engel
siz (geme)
- [tel-] yerine getirilmek,
denmek
[tele] yerine getirme,
baarlma
[teli] tam geerek;
[teli krene
torgan] saydam; [teli krenenlek] say
damlk; [teli cil] hava
akm, cereyan
[te] baarma
[tk] t leti;
[tk asl] t altl
- [tkle-] tlemek;
[tkle stele] t
masas; [tk
le taktas] t tahtas
[] , kin O - (
-) [ al- (kaytar-)] almak;
- [ it-] kin duymak;
[ itkendey] sanki aircasna
- [ek-] duymak
- [kie-] fke ve kin
uyandrmak
- [ekle-] karlkl
fke ve kin duyurmak
- [ekter-] karlkl f
ke ve kin duyurtmak, kkrtmak
[le] l, kinli
[en] tembel (at, hayvan)
[enlek] tembellik

478

[cet] azimli, sebatl


[cetlek] azimlilik, sebatllk
- [cetlen-] azim duy
mak, sebatl olmak

[ngge] bakalam, de
imi
- [ngger-] bakalamak,
deimek, gemek; (boya) umak
[nge] yemek borusu

479

- [cavap] cevap;
- [cavap al-] cevap almak;
- [cavap bir-] cevap
vermek; [cavap bire] cevap verici; - [cavap kaytar-] cevap ver
mek; - [cavapka
tart-] mahkemeye celp etmek O
- [cavapka
aptrama-] kolay cevap vermek
[cavapl] 1. cevapl; 2.
mesul, sorumlu (kim se)
[cavapllk] so
rumluluk, mesuliyet - [cavapllktan ka-]
mesuliyetten (sorumluluktan) ka
mak
[cavapsz] 1. cevap
sz; 2. mesuliyetsiz, sorumsuz
[cavapszlk] 1.
cevapszlk; 2. mesuliyetsizlik, so
rumsuzluk
[cavap] sank
[cazibe] cazibe
[cazibele] cazibeli
[cay] yer, durum, imkn;
zaman, zamann bekleme;
() [cay (cay) belen]
kendi zaman ile; (-) [cayn kiter- (tap-)] vaktini
(imknn) getirmek (bulmak);
() - [ayna (caynnan) tor-] vaziyetine uygun ol
mak; [cay gna] ya
vaa, sakince;

[cay kkanda] vakti geldiinde;


- [cayga kil-] uygun h
le gelmek; - (-)
[cayga sal- (kitr-)] uygun hle ge
tirmek; [cayga
salngan] kendi dzenine sokul
mu
[caydak] svari
- [ayla-] dzenlemek,
yerletirmek, kurmak
- [caylan-] dzenlen
mek, yerlemek
[caylanma] dzen
leme malzemesi, kurma, yap
[caylan-] yerini ve vak
tini bekleyerek
- [cayla-] uygunlamak
[caylakanlk]
uygunlam olma
- [caylatr-] uygun
latrmak
[caylauanlk] vaziyete uygunlamaya meyillilik
[caylau] vaziye
te uygunlac
[caylaulk]
vaziyete uygunlaclk
[ayl] uygun, kolay O
[ayl sltau] uy
gun bahane
[cayllk] uygunluk,
kolaylk
- [cayl-caysz]
yerli yersiz
[caysz] rahatsz
- [cayszla-] uygun
suz olmak, rahatszlamak
- [calpay-] imanlamak
- [cayszlan-] rahat

480

sz olmak, kolay olmamak


[cayszlk-] kolay
ve rahat olmama hli
[camayak] testi
[can] can, adam, kimse, i,
gnl; [can bana]
adam bana;
[can bannan] adam bandan;
- [can isebn al-]
nfus saymak () [can(n) al-] can almak; acpa[can asra-] skntl yaamak;
- [can at-] can atmak;
[can as belen] can
havliyle; [can au] can
acs; - [can ayama-]
cansiperne almak;
[can bizderge] can bez
dirici; - [can bir-] can ver
mek; [can gazab]
lm azab; [can dusti] can dostu; [can iye
se] can sahibi; (-)
[can kebek (kr-)] can gibi (gr
mek); - [can kert-] can
flemek, nefes vermek; [can ker-] can girmek;
[can kisegm] can param;
- (-) [can ky- (kis-)]
can kymak; [can kyg] can skc; [can
rehet] can rahat; [can sakla-] can korumak;
- [can sat-] can satmak;
[can sygen] candan sev
dii; () [can(ng)
telegen] cann istedii;
- (-) [can tirge bat- (t-)]
can tere batmak;
- [can tirler k-] can teri k

mak; - [can tn-] can din


lenmek ( kurtulmak);
[can tnlg] can dinlii,
can sakinlii; - [can tz-]
can dayanmak; - [can
k-] can kmak; - [can
ere-] affetmek;
() [can emetke (zge)]
can skc; [can
esere de yuk] ssz, skin (ye/);
[can tk] i
rpertici; - [canga tiy-]
canna dokunmak; [cann al-] cann almak;
- [cann kaya
kuyarga belme-] ok cefa ekmek;
[can bar] can var, da
yankl, hayat eseri var;
[can u tbnde
gene] bitkin bir halde;
[can yuk] can yok, cansz, hayat
eseri yok; [canng ni tli] gnln ne isterse
, , [cana, cankay, cankisek] gzelim,
canm, cierim
[canvar] canavar
[cankyg] katil
- [canlan-] canlanmak
- [canlandr-] can
landrmak
, [canlanu, canlan] canlanma
[canl] canl;
[canl k] canl g;
[canl misal] canl misal O
[canl tarih] canl
tarih
[canllk] canllk
[cansz] cansz

481

- [canszlar-] can
szlamak
[canszlk] cansz
lk
- [can-ten] can ten O
()-() [can()ten(e) blen] caniyle teniyle
-() [can ferman
ca)] ok acele ile, tel ile, can
atarak
[cany] sevdiim
[canclml] can
cierli, dostane
[cariye] cariye
[cahil] cahil
[cahillk] cahillik
- [cahillen-] cahil ol
mak
- [cahille-] cahille
mek
[cbgen] 1. slak su
da yumuam; 2. sulu (kim se) O
[cbgen avz]
kendi isteini sylemekten de ciz
(kim se)
[cbgenlk] be
ceriksizlik, cizlik
[cbk] ite gevek (kim
se)
- [cebe-] suda yumua
mak, slatmak, nemlendirmek O
- (-) [cbp t(kit-)] gevemek
I [ck] (tahta, ta vb. yap
larda) boluk (ara) O
- [cgn ckke kitr-] ta
gediine koymak
II [ck] tek, yalnz O
[k tiyen de] tek kuru
bile

[celek] kemik ilii O


- (-) [celegn
kort- (sur-)] iliini kemiini kurut
mak (smrmek);
[clegne snggen] iliine
ilemi; - (-) [lkke t- (t-)] iliini kemiini
szlatmak
[!!] 1. ilikli; 2. da
yankl (kim se)
[1] 1. iliksiz;
2. dayanksz, hastalkl
- [-] prlda
mak
- [1-1]
prl prl
- [cemlde-] prlda
mak
- [-] prl prl;
- - (-) [- it(kil-)] prl prl etmek
[cen] cin;
[ balas] cin ocuu O
- [ au k-] cinler
baa kmak; [
karg] cin kars; [cen kar-] cini kovmak;
() [ (i)] cin gibi;
[ kbk li] cin gibi alyor;
- [ kagl-] cini
vurmak (arpmak);
[ symi] cini sevmiyor, yldz
barmyor; - (-)
[ kile- (yara-)] cinleri ba
rmak; - [cene k-] ci
ni kmak; - [
gar-] cinini karmak
II [] kas ve sinir lifi
[cenaza] cenaze;

482

- [cenaza uk-] cenaze


namaz klmak
[cenes] cins, cinsiyet;
[cenes orlg] cins
tohumu
[censsez] cinsiyet
siz
[cenessezlek] cinsiyetsiziik
[ceni] cinli
- [cenlender-] cin
lendirmek
- [cenlen-] cinlenmek
- [cen-peri] cin peri
[censi] cins;
[censi ksezlek] cins g
szlk, iktidarszlk;
() [censi telek (his)] cins
istek (his)
[centekle] ayrntl, in
ce
[centeklelek] ayrntllk
- [centekle-] ayrntlamak, tasnif etmek, eitlemek
[cep] ip; - [cep
ala-] ip alamak; [cep
ylan] ip ylan; - [cep kat-]
ip katmak; - [cep sapla-] ipi ineden geirmek;
[cep sualan] ip solucan;
[cep erle] ip eirme;
[cep erlee] ip eirici [cep o] ip ucu;
[cep syrak] ince
ayakl, gsz, dayanksz;
- [cep zerlek te hel kalma-] ip ayrmaya bile
hli kalmamak, gszlenmek
[cepsel] lif

[cepselle] lifli
[cepse] salamlatrc
- [cepe-] kar eriyip su
lanmaya balamak
[cepek] sulu kar;
() [cepek kn (ha
va)] kar erimeye balam gn
(hava)
- [cepeklen-] (kat)
erimeye balamak
- [cepen-] (kar) biraz
erimeye balamak
- [cepet] (kat) biraz eri
meye evrilmek
[ete] koyu, keskin;
[ete kzl] 1. koyu krmz;
2. mec. kzl komnist
[cetelek] koyuluk, kes
kinlik
[cefet] iftin biri, e; ko
ca; kar
- [ci-] yemek
[cibril] Cibril, Cebrayil
- [ciber-] 1. gndermek;
2. vermek yardmc fiili
- [ciberel-] gnderilmek
[cibere] gnderici
- [cigl-] 1. (at) koulmak;
2. ie balamak
[cigem] koum takm
[cig] koum (at)]
[cig at] koum at
[cigle] koulu
[cide] yedi says;
[cide yelek] yedi yan
da; (, )
[cide kat (tapkr, mertebe)] yedi
kat (defa, kere), ok defa O
[cide babadan
kalgan] yedi gbek atadan kalm,

483

pek eskiden kalm;


- [cide babasn tant-]
yedi ceddini tantmak, vurmak;
- [cide baba
sna cit-] yedi ceddine yetmek,
azarlamak;
' [cide kat cir astnda] yedi kat
yer altnda; [ci
de tn utas] yedi gece ortasnda,
karanlk gecede;
[cide yul at] yedi yol kava;
[cide yat] yedi gbek ya
banc, uzak;
[cide kat tir kkan] yedi
kat ter kncaya kadar, ok al
arak
[cidegen] yedi kar
deler yldz kmesi, Byk ay
[cideyllk] yedi yl
lk
[cidele] yedili
[cidlk] yedilik
[cidelete] yedi defa
fazla
[cidene] yedinci
[cidese] l arkasndan
yedinci gn dua merasimi
[cideer] yedier
[cideerle] yedierli
[cide] yedisi birden
, [cidelep, cideleep] yedisi beraber
[ciz] pirin metal
[cizba] bir cins ylan
, () [cizni cizne(y)]
enite
[cik] 1. yek, eytan; 2. azap,
sknt; - [cik kr-] sknt
grmek

- [cik-] 1. (at) komak; 2. bir


ie ekmek
- [cikr-] fke ile bar
mak, haykrmak
- [cikeren-] haykrmak
[cikerenen] f
ke ile haykrmaya meyilli
- [cikse-] tamamiyle bez
mek, tiksinmek, irenmek
- [ciksen-] eytan gibi
grmek, sevmemek, tiksinmek, i
renmek
- [cikst-] sevdirmemek,
tiksindirmek, irendirmek
[ciken] kara koanl ka
m
[cikenba] kara ko
anl kamn koan
[cikenlek] kamlk
[cil] 1. yel, rzgr; 2. v
cutta adale ar; 3. hava;
- [cil aa-] yz yelden dolay
beneklenmek; [cil kap
ka] kolay alr kapanr tahta kap;
[cil tegermene]
yel deirmeni; [cil
ungayna] yel ynne;
[cil eege] bir eit iek
hastal O [cil alganday] yel alm gibi, kaybol
mu; - [cil al-] yel almak;
[cil ayak] mitolojik at;
ay- [cil isken
yakka au-] yel esen tarafa dn
mek; - [cil ku-] yel kov
mak; [cil uynatp]
ok abuk, gayretle; [cilge o-] yel alp gtrmek;
- [cilge or-] rzgra ver
mek, yele vermek;

484

() [ilden kilgen (tugan)]


pi; [iller isken]
yeller esmi, kaybolmu;
[iller uyny] yeller oynu
yor, bo
[cilbegey] dmesiz
ve basz elbise;
- [cilbegey ciber-] dmesiz
brakmak
[cilbezek] cilveli
[ciibezeklek] cilvelilik
- [cilger-] savurmak
[cilgerge] savurma
makinesi
- [cil-davl] yel frtna
-[cilder-] at stnde ko
turarak varmak
- [cildert-] at stnde
koturarak ulatrmak
[cilm] zamk, tutkal;
[ilem basma] tutkal
basma (kitap)
[cilmbalk] tut
kal bal
[ilemle] tutkall
- [cilmle-] tutkallamak
[cilemsman] tutkalms, pelte
[ilemse] niasta
[ilen] 1. inek memesi; 2.
inekte gebelik hli; - [ilen bala-] gebelii bala
mak, dllenmek
- [ilenle-] dllenmek
- [ilken-] 1. silkinmek,
kanat rpmak; 2. evklenmek,
hamle etmek
- [cilkender-] evklendirmek

-;
[cilkenek] evkli
- [cilket-] itahlandrmak,
coturmak
[cilkuar] hava, cidd
bir i ile megul olmayan kimse
[cilke] artkafa, ense O
[cilke tamiri] ense
kk; - [cilkege t-]
omuzuna konmak;
[cilkeden tau tken kebek] omuzdan da dm
gibi, arlktan kurtulmu gibi;
- [cilkesen kimer-] bakasnn srtndan gein
mek; [cilkesende tatu] yk kendi omuzlarnda
hissetmek
- [dikele-] boynuna al
mak, omuzuna almak, ykseltmek
[ilken] yelken;
- (-) [ilken kiyer- (kor-)]
yelken amak
[dikenle] yelkenli
[cilkene] yelkenci t
[ille] 1. yelli, rzgrl; 2.
yel gibi alkan ve becerikli (kim
se)
!
[cillek] hava penceresi
- [cillen-] 1. yellenmek;
2. heyecanlanmak
- [ille-] yellemek, (gn
vb .) rzgr yapmak
- [cillet-] 1. havalandr
mak; 2. yelpazelemek
[cilletke] pervane,,
vantilatr
[cilmayan] mit. ka
natl at, deve
- [cilp-] 1. bir defa kanat
rpmak; 2. teknedeki tahllar sal

485

lamak
- [cilpen] 1. kanat rp
mak; 2. tahl teknesi sallamak
[cilpu] tahl teknesi
[cilpeze] yelpze
[cilsez] yeisiz, rzgr
sz
[cilsezlek] yelsizlik,
rzgrszlk
- [ilsen-] yel ars vur
mak
- [cilt-cilt] tin tin
- [ditere-] fr fr dn
mek, rzgrda yelpirdemek
- [cilteret-] 1. fr fr
dndrmek, yelpirdetmek; 2. yel
gibi atmak [cilteretp cgar-] bir kimsenin elin
den tutup dar karmak
- [cilferde] yelpirde
mek
[cilferdek] yelpirdek
- [cilfrdet-] yelpir
detmek; - (-) [cilfer-cilfer it- (kil-)] yelpir
yelpir etmek (gelmek); - [cilfer-cilfer yr-]
yelpir yelpir yrmek
[cil'yak] heyecanl, bi
raz ahmak
- [cil-yanggr] yel ya
mur - [cil-yanggr tidrme-] yel yamur
dokunmamak, tenkit edilmemek,
azarlanmamak
[ilek] ilek;
[ilek su] ilek suyu
() [ilek kebek (i
kede)] ilek gibi gzel ve salkl

(k z )

[cilekl] ilekli
[ileklek] ileklik
-
[cilek-cim]
meyveler
[ilen] cbbe
[ciles] serin;
[ciles hava] serin hava
[cileslek] serinlik
- [cileslen-] serinle
mek
- [cil-cil] tin tin
[cim] yem
[cimbalk] yem ba
l
- [imer-] 1. ykmak, ha
rap etmek, bozmak; 2. (y t) bu
ruturmak
[cimerge] ykc let,
harap edici
[cimrek] harabe, y
kk
[cimereklek] hara
belik
- [cimerel-] yklmak,
buruturulmak <> [cimerelep ung-] verimli olmak, ekin
baaklar eilmek
() [cimrelmes(lek)] yklmaz(lk), devrilmez(lik)
-[imer-] bozdurmak, yk
trmak
- [cimrtter-] ykt rtmak
[cime] 1. yemi, mey
ve, 2. verim, semere;
- [cime bir-] meyve vermek,
semere vermek
[ciml] 1. yemili,
meyveli; 2. verimli

486

[cimlek] yemilik,
meyvelik
- [cimelen-] yemilenmek, meyvelenmek
[cimeelek] yemiilik, meyvecilik
[cimle] yemli
[cimlk] yemlik
[cimlelek] yemlilik
- [cimle-] yemlemek
[cimen] tomurcuk dibi
[cinayet1] cinayet, su
- [cinayet
stende tot-] cinayet stnde
tutmak (yakalamak), crm me
hut yapmak, su st yapmak
[cinayete] cani
[cinayetel] sua
meyilli
[cinayetelek] cinayetilik, sululuk
[cir] yer, arazi;
[cir ast] yer alt; [cir
ba] arazi ba; - [cir
bile-] araziye sahip olmak;
[cir bilee] derebeyi;
[cir buy] bir eit arazi
l birimi, 180 metre;
[cir kazu] yer kazc;
[cir may] petrol;
[cir reyhan] yer fesleeni;
[cir tamiri] yer kk,
yer elmas; - [cir ttre-]
yer titremek, zelzele olmak;
[cir tzelek] arazi
dzenlemecilii;
[cir iklevege] yer fst;
[cir y] zeminlik, toprak dam;
[cir cilege] yer ilei;
- [cirge totatr-]

yere tututurmak O
() - [cir astna (kuynna) kr-] yer altna (koynuna)
girmek, lmek;
[cir belen kk ayrmas]
(on/a/) yer ile gk gibi, farklar o
kadar byk;
[cir belen kk arasnda]
yer ile gk arasnda, belirsiz;
- [cir blen tigezle-] yer ile yeksan etme;
[cir bit] yer yzl, pis yzl;
[cir yotkan kebek]
yer yutmu gibi; () [cir yotsn (upsn)] yer yut
sun; [cir yze] yer yz;
[cir kort] emekleme
andaki ocuk, bebek;
[cir tiegende] yer kovu
unda;
- [cir tiegene kererdey bul-]
utantan yere girmek;
[cir itende] ok uzakta;
- [cir cimertep yr-]
ok gayret etmek;
- [cirene citker-] yerine getir
mek, ulatrmak, tamamlamak
[cirde] defa, kere
[cirde] ayn yerden
olan kimselerin her biri, hemeri
[drende] yerinde
- [cir-kk] yer gk O
- - [cir-kk
beterep zle-] her yerde aramak;
- [ciren-kgen ontp] her eyi unutarak
I [cirle] yerli;
[cirl syle] yerli syle
yi; [cirle halik] yerli
halk

487

II [cirle] yerli, yerinde,


tam srasnda, doru
[cirlk] zemin
- [cirle-] ly defnetmek,
gmmek
- [cirle-] yerlemek
[cirsez] 1. yersiz; 2. arazisiz
[cirsezlek] yersizlik
- [cirs-] kendi lkesinin
hasretini ekmek
- [cir-su] yer su; -
[cir-su hayvannar]
yer ve su hayvanlar
[ciren] kestane rengi;
[ciren gmbe] kes
tane renkli mantar;
[ciren kzl] kestane krmzs;
[ciren kaka] kes
tane rengi ak benekli at
, ,
[cireng, cirenderge,
cirene] iren, irendirici
- [ciren-] irenmek
- [cirenlen-] kestane
rengi olmak
[cirensu] kestane ren
gine alar renk
[cirenek] irenmeye
meyilli
[cirenen] iren
meye dkn
[ciren] irenme, iren
[cismani] cisman
[cismen] cismen
[cism] cisim, nesne
[cisemle] cisimli
- [cit-] yetmek, ulamak
; [citdi] cidd <>
- [citdi ts al-] ciddi ekil almak

[citdilek] ciddlik
- [citdilen-] ciddlenmek
- [citdile-] ciddle
mek
- [citdileter-] ciddletirmek
[citez] her yere yeten,
evik ve abuk (kim se)
[citezlek] eviklik ve
abukluk
-- [citez-citez] a
buk abuk
[citen] keten;
- (-) [citen yolk- (yolk-)]
keten yolmak (kklemek);
, [citen
kindere, citen tuk ma] keten do
kuma; [citen orlg] keten tohumu;
[citen sabag] keten sap;
[citen talkg] keteni lif
lerine ayrma leti;
[citn talk] keten tortusu
[citen ele] ke
ten sal, sar sal
[citenke] tra gelmi
sa
[citenelek] ketencilik
[cit] varlkl
- [cite-] 1. ulamak, ye
timek; 2. epey zengin olmak
()! [cite(gez)] (her
yem ekten) yiyiniz!
[citele] varlkl
[citelek] zenginlik
[citmeelek] yetimezlik, biraz fakirlik
[citesez] noksanl,

488

eksikli
[citsez yak] eksik
[citesezlek] ek
sik taraf
- [citeter-] yetitir
mek, retmek, imal etmek
[citeter] yetitir
me, retim
[citetere] ye
titirici, retici
[cittren]
retimci, verimli
[citterenlek] retim oran, verim, ran
dman
- [citkr-] yetirmek, ula
trmak
- [citkez] ulatrmak
[itken] yetkin, olgun
[citleg] yetkinlemek,
olgunlamak;
[citlekmi tugan] prematre
[citme] yetmi
[citme cid trle] yetmi yedi eit; ok
eitli
[citmeene] yet
miinci
[citmese] yetmezse,
daha da

[citmeelk]
noksanlk, eksiklik
- [citekle-] 1. yedekle
mek; 2. nderlik yapmak;
- [citeklep al-] yedekleyip
almak; [citek
lep yrt] yedekleyip yrtc
- [citekle-] yedekle
mek, el ele tutuarak birlikte y
rmek

[citek] nder, reh


ber; danman
[citekelek] nder
lik, rehberlik, danmanlk;
- [citekelek it-] nderlik
(rehberlik, danmanlk) etmek
[citerlk] yeterli
- [citer-citmes] ye
ter yetmez
[cit] tra gelmi sa
[ciyek] elbise vb. kuma
kenarlarna dikilen erit, kaytan,
zh
[ciyekle] zhl
- [ciyekle-] zhlamak
[ciyen] yeen
[cing] yen, kol;
() [cing kaytarmas
(o)] elbise kolunun bilezik ksm;
- [cing utrt-] yen dik
mek O - [cing szgan-] kol (yen) svamak, kollar
svamak
- [cing-] yenmek, malp
etmek
[cingge] yenge
, [cinggi, cinggey] yengeciim nlemi
, [cingei,
cingeey] yengecik
- [cingder-] yendirmek
[cingel] 1. yeni, hafif; 2.
kolay; [cingel eren] kolay eriyici;
[cingel avtomobil] hafif oto
mobil; [cingel arba]
hafif araba; [cingel
atlet] hafif sporcu;
[cingel atletika] hafif sporcu
luk; [cingel

489

anglayl] kolay anlayl


[cingel akll] hafif
akll; [cingel
aklllk] hafif aklllk;
[cingel kuldan] ie iyi balayp
bitirme istei ile;
- [cingl sulap ciber-] hafif
nefeslenip kalmak;
[cingel syekl] hafif kemikli;
[cingel holkl] hafif
karakterli
- [cingel-] yenilmek
[cingellek] hafiflik,
kolaylk, yenilik
- [cingllen-] 1. ha
fiflenmek, kolaylanmak; 2. biraz
akliszlanmak
- [cingelle-] hafifle
mek, kolaylamak
- [cingelleter-]
hafifletirmek, kolaylatrmak
[cingelmes] yenil
mez
[cingele] hafife, ko
layca
- [cingeley-] hafifle
mek, kolaylamak, kendini hafif his
setmek
- [cingeleyt-] hafiflet
mek, kolaylatmak
[cingele] malp
- [cing-] yenme, yeni, galebe
[cingsez] yensiz
[cingse] 1. kolluk; 2. st
ste eklenen boruda ek yeri; 3.
mehbil, dlyolu
[cing] yenme, zafer, ga
lebe
[cingle] yenili, galibi-

yetli
[cinge] yenici
[cingen] ok yenici
[cihaz] cihaz; mobilya
- [cihazla-] cihazlamak; tefri etmek
- [cihazlan-] cihazlanmak; tefri edilmek
- [cihazlandr-] cihazlandrmak; tefri etmek, de
mek
[cihazl] cihazl; d
eli
[cihan] cihan
[comga] cuma
[cor] abuk dilli, dilbaz
- [corian-] aka ltife
yapmak, dilbozlanmak
[corlk] dilbazlk
[cot] 1. ktlk, alk; 2. hrsl
[cofar] 1. desman, ken
disinden kokulu madde alnan k
k bir cins su hayvan; 2. gzel
kokulu madde
- [cuy-] sprp yok etmek;
yok etmek, kayb etmek
[cuylmas] kaybolmaz
[cuylmaslk] kaybolmazlk
- [cuyl-] kaybolmak
[cbtk] pasakl, me
leme
- [cyl-] ylmak, birik
mek, derlenmek, toplanmak
[cylma] 1. ylma; 2.
klliyat
[cylu] ylma, yl
[cyl] toplant
- [cyl-] ylmak,
toplanmak

490

[cym] ym, ylma,


para biriktirme, hslat
I [cyn] 1. yn; 2. kyler
birlii; 3. kyler birlii bayram
II [ciyn] btnyle, hep
si, her trl; - [cyn
yuk-bar] her trl var yok
- [cyn-] hazrlanmak
[cyntk] derleme, al
manak; kitap
[cyns] hepsi
- [cyr-] buruturmak, k
rtrmak
[cyra] bir kat buru
uk (kark)
[cyrk] buruuk, k
rk
- [cyrklan-] bu
ruuklanmak, krklanmak
[cyrkl] buru
uklu, krkl
- [cyrl-] burumak, k
rmak
- [cytr-] tertip et
mek, temizlemek
[cytru] ha
deme
- [cytnn-] ter
tiplenmek, temizlenmek
- [cy-] 1. ymak; 2. dzen
lemek; 3. temizlemek; 4. gizle
mek; 5. defnetmek; 6 biriktirmek
[cyg] yma leti, yc
[cyma] yma;
[cyma isemner] gr. y
n isimleri
- [cyna-] ymak, bir ye
re biriktirmek
[cynak] 1. elbisesi, e

yas vb. tertiplenmi; 2. iini vak


tinde baaran kimse; 3. tknaz, yo
un, orta boy
[cynaklk] tertiplilik,
haarllk, tknazlk, younluk
[cynaksz] tertip
siz, baarsz
- [cynal-] birikmek, bir
yere gelmek, ylmak
[cynau] ylm halde
,

[cynaulap, cynaulap] yn ha
linde
[ck] soydan (nesilden,
irsiyetten) gelen hastalk, bel;
- [ck bul-] irs hastalk
bul-mak (uramak);
(, ) [ck
(tigere, bulgr)] Allah daimi bel
versin! manasna beddua sz
- [cklan-] bellanmak,
irs hastala uramak
[clu] suda buz tutmaz yer
[cl] 1. lk; scak; 2. s
caklk; [cl
tkerenlek] scaklk geiricilik;
[cl syen] s
cak seven, tropikal (bitki, hayvan)-,
[cl abzar] lk ahr,
i ahr, klk ahr; [cl
a] scak yemek; [cl kanllar] scak kanllar
O () [cl oya
(pomak)] scak ke (ev, oda);
[cl sz] samimi sz;
[cl uzn] az ili ok
paral memuriyet
[cllk] lklk, scak
lk
[clm] balk tutma a

491

[clmsa] biraz lk,


lcak
- [cln-] lmak, lnmak
[clsylk] ter
mik kapasite ykseklii
- [clt-] ltmak, stmak
[cltk] stc
[cr] ark, trk;
[cr balau] solist;
[cr kitab] ark (tr
k) kitab; - [crga sal-]
metni trkletirmek O
[cr crlangan] ( arka
sndan) trks sylenmi, bitmi,
lm, yok olmu;
- [crn crla-] (kim in) trksn
sylemek
- [crla-] ark (trk)
sylemek <> - [crlap yee-] mrn gzel yaamak
[cr] arkc
[cyu] 1. yc; 2. hiz
meti
[ceber] cebir, zorlama;
- [ceber kr-] cebir
(zorlama) grmek; [ceber sal-] cebretmek, zorla
mak
- [ceber-zolm] ce
bir zulm
- [ceberle-] zorla
mak
- [ceberlen-] zorlan
mak
[ceberlee] zor
layc
- [cebersen-] zorlan
m hissetmek
- [ceberset-] daim
zorlamak

[cedit] cedit
[ceditelk] ceditilik
[cede] yades, ldes
- [ceyelder-] yayltmak,
atrmak, datmak
- [ceyel-] yaylmak, al
mak, dalmak;
[ceyelgen pomak] mat. geni a
O - [ceyelip kit-] ya
ylp gitmek, imanlamak;
- (-) [ceylp utr(yat-)] yaylp oturmak (yatmak),
hi bir i yapmamak
I [ceyen] yazn, yaz vakti
II [ceyen] yayn bal
[ceyenke] geni;
[ceyenke pomak]
mat. geni a;
[ceyenke cmle] gr. geni cmle
- [-km] ya
zn kn
[ceza] ceza; [ceza bir-] ceza vermek;
- [cezaga tart-] cezaya ek
mek (arptrmak); [cezasn kr-] cezasn grmek
- [cezala-] ceza vermek;
- [cezalap ter-]
cezalandrp ldrmek
[cezasz] cezasz
[cezbe] pergel
[cey] yaz; [cey
ba] yaz ba; [cey kne] yaz gn; [cey
nde] yaz iinde;
[ceyneng cey buy] yazn yaz
boyu, yaz boyunca
- [cey-] yaymak
[ceyge] yazlk;

492

[ceyge lle] 22 Haziran 2 Austos aras en scak krk yaz


gn
, [lekte, ceylekte] yaz gnlerinde
- [ceyle-] yaz geirmek,
yazlamak, yaylamak
[ceyle] yayla, yaylak
[ceyme] 1. araf, yay
g; 2. yaym, yayma;
[ceyme citen] yayma keten
[ceypek] yayvan
- [ceypeklen-] yay
vanlamak
[ceyran] ceyln
- [ceyre-] uzanmak, ya
ylmak, serilip yatmak;
- [ceyrep yat-] yaylp yatmak
[celep] celep; [celep it-] celbetmek
[cellad] cellt
- [celpey-] yasslamak,
yayvanlamak
- [celpeyt-] yasslatr
mak, yayvanlatrmak
[celt] birden, aniden, he
men, ok acele
- [celt-celt] acele ace
le, tella
[cemgyet] cemiyet;

[cemgyet cen kurknl] cemiyet
iin korkun
[cemegat] cemaat;

[cemagat' baslang tertibende] ahs teebbs
- [cemegat'leter-] halka iktidar vermek
[cemegat'l] ce

miyet ilerine dkn


[cemegat'elek] cemiyetilik, toplumculuk
[cenap] hrmetli, sayn
[cenlek] vah hayvan,
yrtc hayvan;
[cenlek tirese] kymetli krk;
- [cenlek asra-] yrtc
hayvan bytmek (beslemek)
[cenlekelek] yr
tc hayvan besleyicilii
[cennet] cennet
[cencal] rezalet, kav
ga, sava, vuruma
() [cencal kuptar(gar-)] kavga koparmak (kar
mak)
[cencall] kavgal,
cadaloz
[cencal] kavgac
[cep] yaba letinin bir par
ma, bk.
[ceple] parmakl
[erin] gelecek yl
[cerehet] cerahat O
- [cerehetke
toz sip-] yaraya tuz basmak
[cerehetle] cerahatli
- [cerehetlen-] ce
rahatlenmek
- [cerehetle-] yara
lamak
[cefa] cefa; (-) [cefa cik- (kr-)] cefa ek
mek, cefa grmek
- [cefala-] cefa vermek
[cefalau] cefalayc
[cefal] cefal
[ceye] 1. yay, ok yay; 2.

493

parantez; [ ree] yay kirii;


- [ tna cgar-] parantez
dna almak; - [ceyeler a-] parantezlerini amak, izah
etmek
[1] yayl
- [ceyelen-] yaylanmak
[ceyeu] yaya, yayan;
- [ceye yrep k-]
yaya yrmek
[] yayan, piya
de; [ bu
ran] yerin stnden srp gelen
kar frtnas; [
gasker] piyade snf
- [ceyele-] yayan git
mek, piyade gitmek
, [ceye1, ceyeletp] yayan
[cevher] 1. cevher, ky
metli ta; 2. gizli kymet
[cehennem] 1. ce
hennem; 2. ok kt yer O
() [ce
hennem artna (aryagna)] cehen
nem arkasna (tarafna);
[cehennem artnda]
cehennem ardnda; bilmem nere
de; [cehen
nem gazab] cehennem azab;
- [cehennemge
o-] cehenneme gitmek;
- [cehennemge ciber-] cehenneme gndermek

[cehet] 1. ceht, gayret; 2.


abuk, abucak, hz, hzl;
[cehet ] abucak
[cehetlk] cehtlik a
bukluk, hzllk
[cgere] sprge dan
s, dar
[cda] cd
[cy] 1. diki yeri, ek yeri;
2. yara izi
- [cylen-] yara izi ol
mak
- [cyle-] diki dikmek
[cysz] dikisiz
[cye] dikii (kadn)
[cmle] cmle;
[cmle kisege] cmle e
si, cmle birikimi
[cmhriyet] cum
huriyet
[cp] ift ( s a y );
[cp san] ift say
- [ple-] 1. iftlemek; 2.
sz tasdik edip durmak
[cr'et] cret;
- [cr'et it-] cret etmek
[cr'etle] cretli
[cr'etlelek] cretlilik
[cr'etsez] cretsiz
[crme] ksa kam, r
me
- [crme-] dikite atlata
rak dikmek

494

- [] harfi
[] !
[hava] 1. hava; 2. gk y
z; 3. gurur; 4. (hava/at) hl, va
ziyet; - [hava al
matr-] hava deitirmek;
- [hava al-] hava almak;
- [hava al-] hava almak;
[hava upkn] hava
boluu; [hava hele]
hava durumu; [hava
ar] hava balonu; (-) [havaga kter- (or-)] ha
vaya ykseltmek (uurmak); mec.
ok vmek; - [havaga
o-] havaya umak, ok sevin
mek; (
) - [havada aslnp (ele) kal-] havada aslp kalmak
[havadag torna]
havadaki turna, bo vaad
- [havalan-] havalan
mak, gururlanmak
[havalanuan] ha
valanmaya dkn, gururlu
[haval] haval, gururlu
[havallk] havallk,
gururluluk
[havasz] havasz
[havaistartk] hava temizleyici let
[havacltk]
hava stc let, klima
[hay] hay nlemi
[hayt] hayt nlemi

- [hay-hu] hay huy nlemi


-- [hay-hula-] hay huy
salmak
[haman] daha devaml
[haman da 1]
daha daha; [haman
sayn] her vakit
han [hap] hop nlemi
hay-hay [hau-hau] hav hav (k
pek havlama nlem i)
- [haula-] havlamak
-, - [haula-,
havlda-] havlamak
he, [, ] h, hm, evet,
yle nlemi
[hi] vay! hayret nlemi
[hibe] hibe
[hilal] hill
[himmet] himmet, te
ebbs, girikenlik, inisyatif;
[himmet iyese] inisyatif
sahibi; - [himmet it-]
teebbs etmek, girimek
[himmeti] mteeb
bis, giriken
[himmetlelek]
mteebbislik, girikenlik
[himmetsezlek]
inisyatifsizlik, hareketsizlik
[hind] Hintli
: [hindi: hin
di tele] Hindistann resm dili
[hindle] Hintli
[hindu] hind dinine men
sup
[hindiba] hindiba
[hindbal] hindibal
[hi] hi O
[hi alay tgl] hi yle deil;
[hi bulmasa] hi olmaz

495

sa; [hi de] hi


de; [hi yugnda] hi
olmazsa; [hi yukka]
yok yere
[hibr] hi bir;
[hiber vaktta] hi bir
zaman (Me); [hi
ber trle] hi bir ekilde (Me);
[hiber kem] hi bir
kimse
[hibere] tek bir
kimse bile (dahi)
() [hivakt(ta)] hi
bir vakit, hibir zaman
[hikayda] hi bir yer
de
[hikaydan] hi bir
yerden
[hikays] hi biri
[hikayan] hi bir
zaman
[hikaya] hi bir yere
[hikem] hi bir kimse
[hini] hi ne
[hinindi] hi bir, hi
[hinik] hi bir e
kilde, hi
[hinerse] hi ne, hi
bir ey
[hiszsez] hi bir
szsz
[hituktausz]
durmakszn
[hiiksez] hi p
hesiz, mutlaka
[homay] humay kuu
hy, hyy [hu, huu] hu nlemi
[hu] 1. ho; 2. anlay,
uur, bilin [hu
kiterlek] ok gzel; ok kt;

hayret verici; - [hutan


yaz-] uurunu kaybetmek, kendin
den gemek, baylmak
- [hu-akl] akl uur;
- - [hum-aklm kit-] aklm uurum gitmek
[husz] baygn;
[husz helde] baygn
halde
- [huszlan-] uu
runu kaybetmek, baylmak
[huszlk] uur
suzluk, bilinsizlik, aklszlk
[heves] heves; [heves it-] heves etmek
[hevesker] heveskr
[heveskerlek] he
veskrlk
[heveskerlere]
heveskrlar gibi
[heveslek] heveslik
- [heveslen-] heves
lenmek
- [heveslender-]
heveslendirmek
[heveslenep] he
veslenerek
[heybet] heybet
[heybetle] heybetli
[heykel] heykel, ant
[helak] helk; [helak bul-] helk olmak;
- [helk it-] helk etmek
[helket] felket;
- [helketke ora-]
felkete uramak
[helketl] felketli
[hem] ve
[hemme] hep
[hemmese] hepsi

496

[] ; [her
ikese] her ikisi; ()
[her kn (knn)] her gn;
() [her taraf (cir)] her
taraf (yer); ()
[her yaktan (yaklap)] her taraftan,
herkes bakmndan;
[her cirde] her yerde
[herber] her bir, her biri
, [herbere,
herbrs] her biri, her birisi
[hervaktta] her va
kitte
[hervakttag]
her vakitteki
[hervakttaga] her vakitteki gibi
[herkayda] her yer
de, her tarafta
[herkaydan] her yer
den
[herkays] her, her
hangi biri
[herkayan] her za
man
[] herkes
[herniek] her hangi
bir surette, ne yapp yapp
[hernerse] her ne ise
[hertrle] her trl,
her eit O
[hertrle yullar belen] her

trl yollar ile


[herhelde] her halde,
ne olursa olsun
[herakta] her ada,
her zaman, her vakitte
[heryak] her taraf, her
yn, her cihet
[heryaklap] her ta
raftan, her bakmdan
[heryakl] her tarafl,
etraflca
[heryaktan] her ba
kmdan
[hdhd] hdhd kuu
[hner] hner, meslek,
ustalk; [hner iyese]
hner sahibi
[hnermen] hnermend
[hnere] zanaatkr,
usta
[hnerel] hnermend
[hnerelek] za
naatlk, hnercilik
[hcm] hcum;
- (-) [hcm it- (yasa-)] h
cum etmek, hcum yapmak
[hcme] hcumcu
[hcmen] hcuma
dkn

, ,
- ~ Tatarca-Trke Szlk
15.01.97, 24.03.97. 60x90/16.
N1. ... 31,2. 10000 . 78.
, 121019, , -,6


121019, , ., 13.

You might also like