You are on page 1of 81

KLASK DEDEKTF HKYELER

Yazarlar: Arthur Conan DOYLE, Agatha CHRSTE,


Jacques FUTRELLE, Frank GRUBER,
Stuart PALMER, Joyce PORTER
ngilizce asllarndan eviren: Zeynep Besen

Trke yayn haklar: Doan Kitaplk A
1. bask / ubat 2000 / ISBN 975-6770-54-6

Kapak tasarm: Dipnot
Bask: efik Matbaas


Doan Kitaplk A Hrriyet Medya Towers,
34544 Gneli-STANBUL
Tel. (232) 677 06 20 - 677 07 39 Faks (212) 677 07 49







Klasik Dedektif
Hikyeleri





eviren
Zeynep Besen
indekiler


Sussex Vampiri'nin Maceralar .............................. 5
Arthur Conan Doyle................................................... 5
Mavi Sardunya iei ........................................... 18
Agatha Christie ........................................................ 18
alnt Rubens........................................................ 30
Jacques Futrelle........................................................ 30
Bana Baka ey Sor ............................................... 38
Frank Gruber............................................................ 38
Sar Kanaryann Tekerlemesi............................... 53
Stuart Palmer............................................................ 53
Dover'la Endieli Bir Bekleyi .............................. 70
Joyce Porter.............................................................. 70

Sussex Vampiri'nin Maceralar
Arthur Conan Doyle


Holmes, son postadan kan bir notu dikkatle inceledi.
Daha sonra da bu notu, o kuru kahkahasyla bana uzatt.
- Modernizmin, Ortaa banazlnn, gerekiliin ve hayalperestliin
karmnn en u rnei bu olsa gerek, dedi. Sen buna ne dersin Watson?
Aynen okuyorum:

46 Old Jewry
19 kasm

"Vampirlere dair
Efendim, mterimiz olan, Ferguson ve Muirhead firmasnn sahiplerinden Mincing
Lane'li ay tccar Mr. Robert Ferguson, ayn tarihte bize yazarak vampirlere ilikin
bilgi istemiti.
Firmamzn ihtisas alan makineler olduundan, bu konu bizim ilgi alanmzn dnda
kalmaktadr. Dolaysyla Mr. Ferguson'a sizi tavsiye etmi bulunuyoruz. Konuyu
dikkatinize sunarz. Matilda Briggs Davas'ndaki baarl faaliyetleriniz hatrmzdadr.
Sayglarmzla.
MORRISON, MORRISON VE DODO
E. J. C. araclyla."

- Matilda Briggs gen bir kadnn ismi deildi, Watson, dedi Holmes, anlarla dolu
bir ifadeyle. Bir geminin Sumatra'nn dev faresiyle ilintili ismi. Dnyann henz duymaya
hazr olmad bir yk. Ancak biz vampirlerle ilgili ne biliyoruz ki? Bizim ilgi alanmza
giriyor mu? Her ey atalet ve durgunluktan iyidir geri, ama biz de bir Grimm masalna
takldk galiba. Kolunu uzat al da, V'nin ne dediine bir bakalm.
Geriye doru uzandm ve bahsettii kaln fihristi aaya indirdim. Holmes kitab
dizlerinin zerinde dengeledi ve sevecen gzlerle bir mrn bilgi birikimini, eski
davalarn kaytlarn yavaa tarad.
- Gloria Scott'n seyahati, diyerek okumaya balad. Bu kt bir iti. Hatrladm
kadaryla kaytlar sen tutmutun Watson, ama ben seni bu iten dolay tebrik
etmemitim. Sahtekr Victor Lynch. Zehirli kertenkele veya Gila. Olaanst bir
davayd. Sirk gzeli Vittoria. Vanderbilt ve Hrsz. Engerek ylanlar. Hammersmith'in
harikas Byk G. Merhaba! Merhaba! Benim emektar fihristim. Onu alt edemezsin.
Bunu dinle Watson. Macaristan'daki kan emicilik. Ayn ekilde Transilvanya'daki
vampirler. Sayfalar evkle eviriyordu, ama ksa ve dikkatli bir incelemeden sonra kitab
sylenerek, d krkl iinde frlatp att.
- Samalk Watson, samalk. Bizim, mezarlarnda ancak kalplerine saplanan
kazklarla zapt edilebilen yryen cesetlerle ne iimiz olabilir ki? Bu tam bir delilik.
- Ama, dedim, vampirin l bir insan olmas art deil ki. Yaayan bir insann da
byle bir alkanl olabilir. rnein ben, yallarn gen kalabilmek iin genlerin
kann emdiini okudum.
- Haklsn Watson, bu kaynaklar da bu efsaneden bahsediyor. Bu gibi eylere
ciddiyetle eilecek miyiz yani? Bu bro, ayan yere smsk basar ve yle de yapmal.
Dnya bizim iin yeterli. Hayaletlerin mracaat etmesine gerek yok. Korkarm ki, Mr.
Robert Ferguson' pek de ciddiye alamayz. Bu notun ondan gelmi olma ihtimali var ve o
kendisini neyin endielendirdii konusunda bize k tutabilir.
Birinci mektupla ii bittikten sonra masada dikkati ekmeyen ikinci mektuba uzand.
Bu mektubu nce alayc bir glmsemeyle okumaya balad, ancak daha sonralar
yzndeki glmseme yava yava kayboldu ve onun yerini youn bir merak ve ilgi
ifadesi ald. Bitirdii zaman mektup elinden sarkarak derin dnceye dald. Nihayet,
kendini bu durgunluktan kurtard.
- Cheesman's, Lamberley. Lamberley nerede Watson?
- Sussex'de, Horsham'n gneyinde.
- Pek de uzak saylmaz ha? Ya Cheesman's.
- O blgeyi bilirim Holmes. Oras, asrlar nce onlar ina eden adamlarn
isimlerini tayan evlerle doludur. Odley'ler, Harvey'ler, Carriton'lar gibi insanlar
unutulup gitmiler, ama isimleri evlerinde yayor.
- Aynen, dedi Holmes souk bir ekilde. Bu, Holmes'un marur ve iine kapank
tabiatnn tuhaf ynlerinden biriydi. Her yeni bilgiyi beyni hzla ve doru bir ekilde
kaydeder, ancak bilgiyi verene pek nadiren teekkr ederdi. Sanrm bu i bittiinde,
Cheeseman's, Lamberley hakknda ok daha fazla ey biliyor olacaz. Mektup,
umduum gibi Robert Ferguson'dan. Ayrca, seni tandn iddia ediyor.
- Beni mi?
- En iyisi sen bu mektubu oku. Mektubu uzatt. Balnda belirtilen adres vard.

Sevgili Mr. Holmes (diyordu), sizi bana avukatlarm salk verdiler. Fakat konu o
denli hassas ki, hakknda tartmak ok zor. Bu, adna hareket ettiim bir dostumla ilgili.
Bu bey be yl nce Perulu bir kadnla evlendi; Perulu bir tccarn kz. Bu tccar nitrat
ithalat esnasnda tanmt. Hanmefendi ok gzeldi ancak yabanc uyruklu ve farkl bir
dinden oluu, karkoca arasnda duygu ve ilgi alanlarnda bir ayrla neden oldu.
Bylece bir mddet sonra kadna kar hissettikleri azalmaya balad. Bu birlemeyi
hatal bulmu olmas pek muhtemel. Kadnn kiiliinde hibir zaman kefedemedii ve
anlayamad ynler olduunu hissetmeye balamt. Bu ok da ac vericiydi. nk
kadn, bir erkein sahip olabilecei en sevecen eti; her adan tamamen balyd adama.
imdi de karlatmz zaman daha ak bir ekilde ifade edeceim noktaya
geliyorum. Gerekten de bu mektup size durumun ana hatlarn vermek ve sizin bu ii
stlenip stlenemeyeceinizi anlamak iin yazld. Kadn her zamanki tatl ve yumuak
tabiatna aykr, tuhaf baz davranlar sergilemeye balamt. Erkek iki kez evlenmiti
ve ilk karsndan bir olu vard. Olan on be yandayd. ok ho ve sevecen bir genti;
her ne kadar bir ocukluk kazasnda talihsiz bir ekilde yaralanm olsa da, yleydi.
Kadn zavall ocua iki kez hi sebepsiz saldrda bulunurken yakalanmt. Bir kere
sopayla vurmu ve kolunda byk bir yara amt olann.
Bu, bir yalarnda tatl bir olan ocuu olan z ocuuna davranyla
kyaslandnda, ok ehemmiyetsiz kalrd. Bir keresinde bir ay kadar nce ocuk,
bakcs tarafndan birka dakika yalnz braklmt. ocuun can yanm gibi yksek
sesle alad duyulmutu. Bakc koarak odaya gelirken, evin hanmefendisinin bebein
zerine eilerek, onun boynunu srdn grmt. Bebein boynunda ufak bir yara
olumutu ve oradan kan akyordu. Bakc dehete kaplarak kocaya haber vermek
istemi, ancak evin hanm sylememesi iin yalvarm, ve sessiz kalmas iin be pound
vermiti. Hibir izahatta bulunmamt ve dolaysyla olay kapanp gitmiti.
Ancak, olay bakcnn zihninde korkun bir izlenim brakmt. Zaman zaman
hanmn dikkatle incelemeye balamt. Byk bir efkatle sevdii bebee daha ok zen
gsteriyordu dad. Ona yle gelmeye balamt ki, o anneyi gzaltnda tuttuka, anne de
onu gzlyordu. Bakc gece gndz bebei kollad, sessizce izleyen anne de, bir kurdun
kuzuyu bekledii gibi bekledi. Size ok garip geleceini biliyorum, yazdklarmn ancak
sizden bunlar ciddiye almanz rica ediyorum, nk bir erkein akl dengesi ile bir
ocuun yaam buna bal.
Sonunda gereklerin, artk kocadan daha fazla saklanamayaca o feci gn geldi.
Bakcnn sinirleri daha fazla, dayanamad ve tmn kocaya anlatt. Adama,
anlatlanlar inanlmayacak bir masal gibi geldi. Eminim size de yle gelmitir. Karsnn
sevecen bir kadn olduunu biliyordu ve vey oluna yapt saldrlar dnda da sevgi
dolu bir anneydi. O zaman kendi yavrusunu niin yaralasnd? Bakcya, hayal
grdn syledi; kukular deliceydi ve hanmna ynelik iftiralar ho grlemezdi.
Onlar konuurlarken acyla kark bir lk duyuldu. Bakc ile evin beyi birlikte bebek
odasna kotular. Mr. Holmes, adamn neler hissettiini dnn o anda! Karsnn,
bebein yatann yanndan ayrldn ve ocuun boynunda ve arafta kan olduunu
grdnde. Kars yzn a evirdii an dudaklarnn kenarnda kan grm ve
dehetle lk atmt. Hi phesiz, bu zavall bebein kann emen kii karsyd.
Olanlar bundan ibaret. Kadn odasnda hapis. Hibir izahat vermiyor. Adamsa yar
ldrm vaziyette. Vampirlik hakknda o da ben de fazla bir ey bilmiyoruz. ngiltere'nin
orta yerinde Sussex'de byle birey... Neyse sizinle bu konuyu sabahleyin konuabiliriz.
Beni kabul eder misiniz? Byk gcnz zihni dank bir adama yardm iin kullanr
msnz? Eer evet derseniz ltfen Cheeseman's, Lamberley'deki Ferguson'a telgraf ekin.
Ben saat 10.00'da odanzda olurum.
Sayglarmla
ROBERT FERGUSON
Not - Arkadanz Watson, Blackheath'te rugby oynarken ben de Richmond'da
savunma oyuncusuydum. Kendimle ilgili verebileceim tek kiisel referans bu."

- Tabi ki hatrladm, dedim, mektubu yerine koyarken. Byk Bob Ferguson,
Richmond'un sahip olduu en byk savunma oyuncusuydu. Her zaman iyi huylu bir
ocuktu. Bir dostunun bana gelenlere zlmek tam ona gre bir i.
Holmes bana dnceli dnceli bakarak ban sallad.
- Snrlarn hi renemeyeceim Watson, dedi. Senin kefedilmemi ynlerin var.
yi bir ocuk ol da bir telgraf yaz. "Sizin davanz memnuniyetle inceleriz" de.
- Sizin davanz!
- Bizim ajans aklszlar yata olarak grmesini istemem. Tabi ki onun davas.
Telgraf gnder ve olay yarn sabaha kadar unut!
Ertesi sabah saat tam 10'da Ferguson odaya dald. Onu, uzun boylu, ince, eklemsiz
gibi hareket edebilen, sratli biri olarak hatrlyordum. Bu hususiyetleri ona, birok
mdafaa oyuncusunun etrafndan dolama imkn salamt. Genliinde tandnz iyi
bir atletin sonraki yllarda enkazna rastlamak gibi hayatta ac veren bir ey olmasa gerek.
O gl bedeni km, gr sar salar dklm, omuzlar klmt. Korkarm ben
de, onda benzer duygular uyandrmtm.
- Merhaba Watson, dedi. Sesi hl gr ve toktu. Sen Old Deer Park'ta kalabaln
iinde iplerin zerinden attm adama pek de benzemiyorsun. Sanrm ben de biraz
deitim. Bu son birka gn beni ok yalandrd. Telgrafnzdan anladm kadaryla Mr.
Holmes, bakasn temsil ediyormuum gibi davranmama gerek yok.
- Dorudan temasa gemek daha kolay olur, dedi Holmes.
- Tabi ki yle. Ama insann yardm etmesi ve korumas gereken bir kadndan
bahsederken durumunun ne kadar g olabileceini tahmin edersiniz. Ne yapabilirim?
Byle bir ykyle polise nasl gidebilirim? te yandan ocuklarn da bir ekilde
korunmas gerekli. Bu delilik mi Mr. Holmes? Kandan gelen bir ey mi? Gemi
davalarnz arasnda buna benzeyen var m hi? Tanr akna bana bir akl verin, yoksa
aklm karacam.
- Gayet tabi Mr. Ferguson. imdi uraya oturun, sakin olun ve bana net, ak
cevaplar verin. Sizi temin ederim ki, ben aklm karmaktan ok uzam ve eminim ki
bir zm bulabileceiz.
- nce ne tr tedbirler aldnz syleyin bana. Karnz hl ocuklarn yannda
m?
- Korkun bir kavga ettik. ok sevecen bir kadndr, Mr. Holmes. Eer dnyada bir
erkei tm bedeniyle ve ruhuyla seven bir kadn varsa, o benim karmdr. Bu korkun ve
inanlmaz srr renmi olduum iin kalbi krld. Konumad bile. Benim sitemlerime
hi cevap vermedi, sadece kederli gzlerle bana uzun uzun bakp durdu. Daha sonra
odasna girerek, kendisini odaya kilitledi. Ondan beri de benimle grmeyi reddediyor.
Evlenmeden nceki tarihlerden beri onun yannda olan bir hizmetisi var, ad Dolores;
hizmetiden ok bir dost. Yiyeceklerini o gtryor.
- O zaman ocuk u anda tehlikede deil?
- Dad Mrs. Mason, ocuu gece gndz gznn nnden ayrmayacana yemin
etti. Ona tam anlamyla itimat ediyorum. Zavall kk Jack iin daha ok endie
ediyorum. Notumda da sylediim gibi iki kez saldrda bulundu ona.
- Ama hi yaralamad deil mi?
- Hayr, ona vahice vurdu. Bu daha da feci bir ey nk o zavall korumasz bir
sakat. Ferguson'n ask surat, olandan bahsederken birden yumuad. Bu zavall olann
durumunun, herkesin kalbini yumuatabileceini sanrsnz. ocukluktaki bir dmeden
kaynaklanan arpk bir omurga, Mr. Holmes. Fakat ok sevgi dolu bir yrek var
bedeninde.
Holmes, dnk mektubu eline alp, bir kez daha okumaya balamt. "Evinizde baka
kimler yayor Mr. Ferguson?"
- ki hizmetkr yanmzda yeni almaya baladlar. Evde kalan Seyis Michael,
karm, ben, olum Jack, bebek, Dolores ve Mrs. Mason; hepsi bu kadar.
- Anladm kadaryla evlendiinizde karnz pek de iyi tanmyordunuz?
- Tanal birka hafta olmutu.
- Bu hizmeti Dolores ne kadar zamandr onunla beraberdi.
- Uzun yllar.
- O halde Dolores karnzn tabiatn sizden daha iyi biliyor diyebilir miyiz?
- Evet diyebiliriz.
Holmes not ald.
- Sanrm, dedi, Lamberley'de olmam, burada kalmamdan daha yararl olur. Kiisel
aratrmalar yaplmas gereken bir vaka. Eer hanmefendi odasndan kmyorsa, bizim
varlmzn onu tedirgin etmesi ya da rahatsz etmesi sz konusu olamaz. Tabi biz
otelde kalrz.
Ferguson rahat bir nefes ald.
- Benim arzu ettiim de buydu, Mr. Holmes. Eer gelebilirseniz, saat 14'te
Victoria'dan kalkan mkemmel bir tren var.
- Tabi ki gelebiliriz. u anda ilerde bir durgunluk var. Dolaysyla size tm
dikkatimi verebilirim. Ancak, balamadan evvel tam manasyla emin olmam gereken bir
iki husus var. Bu mutsuz hanmefendi, anladm kadaryla her iki ocua da, yani hem
kendi ocuuna hem de sizin kk olunuza saldrm deil mi?
- Evet yle.
- Fakat deiik ekillerde yle deil mi? Olunuzu dvm.
- Bir kez sopayla, bir kez de insafszca eliyle.
- Olunuza niin vurduuna dair herhangi bir izahat vermedi mi?
- Hayr sadece ondan nefret ettiini syledi. Tekrar tekrar syledi bunu.
- Eh bu durum vey anneler arasnda ska grlr. Buna lm sonras kskanl
denilebilir. Hanmefendi kskan tabiatl mdr?
- Evet ok kskantr; o ateli tropikal sevgisi lsnde kskantr.
- Fakat olan on be yanda, vcudu hareketten yoksun olduu iin muhtemelen
akl ok gelimitir diyebiliriz. Olan bu saldrlarla ilgili hibir izahat vermedi mi?
- Hayr, hibir sebebi olmadn syledi.
- nceleri dost muydular?
- Hayr aralarnda hibir zaman sevgi yoktu.
- Buna ramen olann sevecen olduunu sylyorsunuz deil n?
- Dnyada bu kadar bal bir evlat olamaz. Benim hayatm onun hayatdr. Benim
yaptm ve sylediim her ey, onu son derece ilgilendirir.
Holmes bir kez daha not ald. Bir mddet derin dncelere dalm bir ekilde oturdu.
- Eminim, bu ikinci evlilikten nce olunuz ve siz ok yakn iki dosttunuz. kiniz
ok yaknlamtnz deil mi?
- Evet, aynen yle.
- Eminim ki olunuz, bu kadar sevecen bir tabiat olduuna gre annesinin
hatrasna ok balyd.
- ok balyd.
- ok ilgin bir gen olsa gerek. Bu saldrlarla ilgili bir nokta var. Bebeinize ve
olunuza yaplan bu garip saldrlar ayn zamana m denk geldi?
- lk vakada yle. Sanki cinnet geirmiti ve fkesini her ikisine birden
yneltiyordu. kincisinde ac eken, sadece Jack oldu. Mrs. Mason bebekle ilgili herhangi
bir ikyette bulunmad.
- Bu durum ileri biraz kartryor.
- Mr. Holmes, ne demek istediinizi anlayamadm.
- Tahmin ederim. nsan baz ereti teoriler gelitiriyor ve zamann ya da doru
bilgilerin bu grleri hakl karmasn bekliyor. Kt bir alkanlk Mr. Ferguson, ama
insanolunun tabiat zayftr. Korkarm bu eski dostunuz benim bilimsel metotlarm
abartm. Ancak, bu safhada u kadarn syleyebilirim: sizin sorununuz bana zmsz
gzkmedi, saat 14'te bizi Victoria'da bulabilirsiniz.
Kasvetli, sisli bir kasm akamnda antalarmz Lamberley'de kontrol ettirdikten
sonra Sussex'in virajl, amurlu, uzun dar yollarndan geerek Ferguson'n yaad eski
ve ssz iftlik evine vardk. Geni, byk bir binayd. Ortadaki yap ok eski, eklentiler
ise yeniydi. Muazzam Tudor bacalar ve Horsham kerestelerinden yaplma, bitkilerle
rtl yksek bir ats vard. Giri merdivenleri anm ve kavisli bir hal almt.
Sundurmann etrafnda eski zamandan kalma inilere, yapy ina eden kiiyi simgeleyen
bir adam ve peynir ekli kaznmt. eride tavanlar, ar meeden yaplma oluklu
kirilerle denmiti ve gayri muntazam zemin dik kavisler oluturarak kmt.
Ortada ok geni bir oda vard. Ferguson bizi bu odaya gtrd. Burada 1670 tarihli
demir paravanlarn arkasndaki eski tip bir minede yanan harika bir odun ateinden
alevler ykseliyordu.
Etrafma bakndmda odann eitli tarihlerin ve yerlerin bir karm olduunu
grdm. st ksmlar ssl tahtalarla kapl duvarlar, XVII. yzylda binann ilk sahibi
iftiye ait olmalyd. Duvarlarn alt ksmlar iyi seilmi modern suluboya resimlerle
sslenmiti. Yukardaysa meenin yerini sar sva alyordu. Burada, yukardaki Perulu
hanm tarafndan getirilmi olduu kuku gtrmez olan Gney Amerika'ya ait gzel bir
silah ve alet koleksiyonu aslyd. Holmes ayaa kalkarak, o evk dolu kafasndan fkran
merak duygusuyla duvardakileri dikkatle incelemeye koyuldu.
- Merhaba, diye bard. Merhaba!
Spanyel cinsi bir kpek kedeki bir sepette yatmaktayd. Glkle yryerek
sahibine doru seirtti. Arka ayaklar dzensiz admlar atyor, kuyruuysa yerlerde
srnyordu. Ferguson'n elini yalad.
- Ne oldu Mr. Holmes?
- Kpein nesi var?
- Veteriner de anlayamad, at kald. Bir eit fel. Omurga menenjiti diye
dnd, ama dzeliyor. Yaknda iyileecek, deil mi Carlo?
Sarkk kuyruktan onay belirten bir rperti geti. Kpek, yeis iindeki baklarn nce
birimize daha sonra dierimize yneltti. Onun durumundan sz ettiimizi biliyordu.
- Birden mi geldi fel?
- Bir gecede.
- Ne kadar zaman nce?
- Drt ay kadar nce diyebilirim.
- ok ilgin, ok anlaml.
- Burada ne gryorsunuz Mr. Holmes?
- Zaten dnmekte olduum eyin dorulandn.
- Tanr akna ne dnyorsunuz Mr. Holmes. Sizin iin bu sadece zihn bir
bulmaca olabilir. Ama benim iin lm kalm meselesi. Karm bir katil aday, ocuumsa
srekli tehdit altnda. Benimle oynamayn Mr. Holmes, konu ok ciddi.
Byk rugby oyuncusunun her yan titriyordu. Holmes, teselli edercesine adamn
koluna dokundu.
- Mr. Ferguson olay nasl sonulanrsa sonulansn, korkarm siz ac ekeceksiniz,
dedi. Size elimden geldiince ac ektirmemeye gayret ederim. u anda daha fazlasn
syleyemem, ama bu evden ayrlmadan kesin bir sonuca varabileceimi umuyorum.
- Tanrm ltfen yle olsun! Bana izin verirseniz Beyler, karmn odasna kp
herhangi bir deiiklik var m bakacam.
Birka dakikada ortadan kayboldu. Bu esnada Holmes, tekrar duvardaki ilgin
nesneleri incelemeye koyuldu. Ev sahibimiz ask suratla geri dnd; hibir ilerleme
kaydedememi olduu aikrd. Yannda ince, uzun, kumral yzl bir kz getirmiti.
- ay hazr Dolores, dedi Ferguson. Hanmna istedii her eyi gtr.
- O ok hasta! diye bard kz. Patronuna fkeli gzlerle bakarak. Hanmm yemek
istemiyor. O ok hasta, doktora ihtiyac var. Ben, yanmda doktor olmadan onunla yalnz
kalmaya korkuyorum.
Ferguson sorgulayan gzlerle bana bakt.
- Eer yardm edebilirseniz sevinirim.
- Hanmnz Dr. Watson' grmek ister mi?
- Ben onu gtrrm. Ondan izin almam. Onun doktora ihtiyac var.
- O halde ben hemen seninle geliyorum.
Duygularnn iddetiyle titremekte olan kz takip ettim. Merdivenleri kp eski bir
koridorda ilerledik, yolun sonunda demir kollu ar bir kapyla karlatk. Bana yle
geldi ki, eer Ferguson karsnn yanna zorla girmek isteyecek olsa, bu pek kolay
olmayacakt.
Kz cebinden bir anahtar kard ve ar mee kaplamalar, eski menteelerinin altnda
gcrdamaya balad, ieri girdim, kz evik bir hareketle beni izleyerek kapy arkasndan
kilitledi.
Yatan zerinde ateler iinde yanan bir kadn yatyordu. Yar baygn haldeydi, ama
ben ieri girerken korkmu gzlerle endie iinde bana bakt. Bir yabanc olduumu
grnce rahatlad ve iini ekerek yastklara gmld. Ben onun yanna yaklap teskin
edici szler syledim. Nabzna ve ateine bakldktan sonra sessizce yatt. Her ikisi de
yksekti, ama benim izlenimim, durumun, fiziksel nedenlerden ok sinirsel ve zihinsel
nedenlere bal olduu ynndeydi.
- Son iki gndr bu vaziyette yatyor. leceinden korkuyorum.
Kadn, kzarm gzel yzn bana dnd.
- Kocam nerede?
- Aada, sizi grmek istiyor.
- Ben onu grmek istemiyorum, istemiyorum. Ondan sonra sayklamaya balad.
Bu iblis! blis! Bu iblisle ne yapacam?
- Size bir ekilde yardm edebilir miyim?
- Hayr, bana kimse yardm edemez. Bitti her ey, mahvoldu. Ne yaparsam
yapaym her ey mahvoldu.
Kadnda garip bir vehim vard. Drst Bob Ferguson' bir ifrit veya iblis klnda
gremiyordum.
- Hanmefendi, dedim, kocanz sizi ok seviyor ve btn bu olanlara ok zlyor.
Tekrar bana o enfes gzlerle bakt.
- Beni seviyor, evet. Sanki ben onu sevmiyor muyum? Ben onun deerli kalbini
krmaktansa kendimi feda etmiyor muyum? Ben onu bylesine seviyorum ite. Ama o
benim yle olduumu sand ve bana onlar syleyebildi.
- Kocanz yeis iinde olduundan, bir trl anlayamyor.
- Hayr anlamas mmkn deil, ama itimat etmeliydi.
- Onu gremez misiniz?
- Hayr, hayr. Ne yzndeki ifadeyi ne de syledii korkun szleri
unutabiliyorum. Onu grmeyeceim. Haydi gidin imdi. Benim iin elinizden bir ey
gelmez. Ona bir tek ey syleyin: ocuumu istiyorum, buna hakkm var. Ona
gndereceim tek mesaj bu! Yzn duvara dnd ve daha fazla konumad.
Aadaki odaya indim. Holmes ile Ferguson hl atein yannda oturuyorlard.
Ferguson, grmeyle ilgili izahatm skntl bir ekilde dinledi.
- ocuu ona nasl yollayabilirim? dedi. Aniden acayip bir drtyle hareket
etmeyeceini nereden bilebilirim? Bebein yannda dudaklarnda kanla kalktn nasl
unutabilirim? Ans tazelenince tyleri rperdi birden. ocuk, Mrs. Mason'un yannda
gvende ve yle kalmal.
Bu evde grdmz en modern ey olan k bir hizmeti ay getirdi. ay servisi
yaparken kap ald ve ieri bir delikanl girdi. Dikkat ekici bir delikanlyd; soluk
benizli ve sarnd, kolayca heyecana kaplacak gibi grnen ak mavi gzleri vard.
Baklar babasna ilitii anda duyguland ve gzleri birdenbire sevin ltlarna
bouldu. Kotu ve seven bir kz ocuun teslimiyeti iinde kollarn babasnn boynuna
dolad.
- Ah Babacm! diye bard. Geleceini bilmiyordum. Bilseydim seni
karlardm. Ah seni grdme nasl sevindim.
- Sevgili ocuk, dedi adam sar salarn efkatle okarken, erken geldim nk Mr.
Holmes ve Dr. Watson geceyi bizimle geirmeye ikna oldular.
- Bu bey Dedektif Mr. Holmes mu?
- Evet
Gen ocuk bize, delip geen ve bence pek de dosta olmayan bir nazar atfetti.
- Dier ocuunuzdan ne haber Mr. Ferguson? diye sordu Holmes. Bebekle de
tanabilir miyiz?
- Mrs. Mason'a bebei buraya getirmesini syle, dedi Ferguson.
Delikanl, belirgin bir ekilde ayaklarn sryerek odadan kt.
Bir cerrah gzyle baktmda, bunun omurilik sorunundan kaynaklandn anladm.
Daha sonra geri geldi. Hemen arkasndan uzun boylu, zayf bir kadn kucanda Sakson-
Latin karm altn sal harikulade gzellikte bir ocuk tayarak geliyordu.
Ferguson belli ki ocuu ok seviyordu. Onu kollarna alarak, byk bir efkatle
okad.
- Bir insann buna zarar verebilecek bir yrek tadn dnmek bile zor, diye
sylendi ve o nur topu gibi ocuun boynundaki kzarm ve kabarm yara izine bakt.
te tam o anda tesadfen Holmes'a baktmda, yznde ok tuhaf, sanki kafas bir
yere taklm izlenimi veren bir ifade grdm. Surat, fildiinden oyulmu gibi ifadesizdi
ve gzleri bir an bebek ile babasnn zerinde gezindikten sonra odann br ucundaki bir
eye takld kald. Ben pencereden dar doru melankolik, yamurlu, baheye baktn
dnyordum. Panjurlardan birinin yar kapal olduu, dolaysyla dardaki manzaray
engelledii bir gerekti, ama Holmes'un dikkatle inceledii yer de pencereydi. Daha
sonra glmseyerek baklarn bebein zerinde gezdirdi. Bu tombul ensede kk,
buruuk bir iz vard. Holmes konumadan bu izi inceledi. En sonunda da, nnde
sallanan yumruu, gamzeli kk eli skt.
- Gle gle kk adam, hayata tuhaf bir ekilde balamsn.
Dad, sizinle zel olarak konumak isterim.
Kadn kenara ekerek, birka dakika samimi bir ekilde sohbet etti. Sadece son
szlerini duyabildim: "Endielerinizin en ksa zamanda ortadan kalkacam umuyorum."
Sessiz, aksi bir yaratk olan kadn ocuu alarak ekildi.
- Mrs. Mason nasl biridir? diye sordu.
- Dardan baklnca pek cazibeli biri deil grdnz gibi, ama altn gibi bir
kalbi var ve ocua da ok bal.
Holmes birden delikanlya dnerek "Dady seviyor musun Jack?" diye sordu.
Delikanlnn duygularn ele veren, ifadesi kolayca deien yznden bir glge geti ve
ban olumsuzca sallad.
- Jack'in sevdikleri ve sevmedikleri ok kesin bir ekilde ayrlr, dedi Ferguson,
kollarn olana dolayarak. Neyse ki ben sevdiklerindenim.
Olan akalaarak babasnn gsne ban yaslad. Ferguson yumuak bir tavrla
onu kendinden uzaklatrd.
- Ko git bakalm kk Jacky, dedi. Olan uzaklarken onu sevgi dolu gzlerle
izledi. imdi Mr. Holmes, diye devam etti, olan gzden kaybolduktan sonra. Sanrm
sizin zamannz bo yere harcadm. Bana yaknlk gstermekten baka ne yapabilirsiniz
ki? Bu durum sizin anzdan fazlasyla karmak ve nazik.
- Gerekten de ok nazik bir durum, dedi dostum, tatl bir glmsemeyle. Ama u
ana kadar bu konuda herhangi bir glkle karlamadm. Bu aklc karmlar yapmay
gerektiren bir vaka, ama bu trden bir karm tek tek vakalarla onaylandka
somutlayor ve biz gvenle neticeye ulam olduumuzu syleyebiliyoruz. Hatta
diyebilirim ki, ben neticeye Baker Caddesi'nden ayrlmadan varmtm. Gerisi sadece
baz gzlemlerden ve dorulamalardan ibaret. Ferguson kocaman elini krklarla dolu
alnna koydu.
- Tanr akna Holmes, dedi bouk bir sesle. Eer bu olayda gerei grebiliyorsan,
beni daha fazla phede brakma. Nasl davranaym? Ne yapaym? Neticeye nasl
vardn umurumda bile deil. Mhim olan varm olman.
- Muhakkak ki sana bir aklamada bulunmalym. Bu aklamay yapacam.
Yalnz bu olay kendi yntemimle halletmeme izin verir misin? Watson, hanmefendi bizi
grebilecek durumda m?
- Hasta ama, bilinci yerinde.
- ok iyi. Sadece onun nnde meseleyi akla kavuturabiliriz.
- O beni grmek istemiyor ama, dedi Ferguson.
- Hmmm, evet grecek, dedi Holmes. Bir kda birka satr karalad. Sen nden
buyur Watson. Hanmefendiye bu notu verir misin?
Tekrar yukarya kp notu, kapy ihtiyatl bir ekilde aan Dolores'e uzattm. Bir
dakika sonra ieriden, sevin ve aknlkla kark bir lk duydum.
Dolores ban darya uzatt.
- Onlar grecek, dinleyecek, dedi.
Ferguson ile Holmes'u yukar ardm. Biz odaya girince, Ferguson karsna doru
birka adm att, ama yatakta dorulmu olan kadn onu itti. Ferguson bir koltua kt,
Holmes da kadna selam verdikten sonra onun yanna oturdu. Kadn Holmes'u aknlkla
izliyordu.
- Dolores'e biraz izin verebiliriz, dedi Holmes. Ah! pekl hanmefendi, eer
kalmasn istiyorsanz, bence bir sakncas yok. Dinleyin Mr. Ferguson, ben ok arayan
olan megul bir adamm ve yntemlerim ksa ve nettir. En seri cerrah, en acsz olandr.
Sizi rahatlatacak olan eyi ncelikle syleyeyim. Karnz ok iyi, ok sevecen fakat
ziyadesiyle kt muameleye maruz kalm bir kadn. Ferguson oturduu yerden bir
sevin lyla hoplad.
- Bunu ispat edin Mr. Holmes, mr boyu size minnettar kalaym.
- Bunu yapacam, ama bunu yaparken de sizi baka bir ynden mthi bir ekilde
zeceim.
- Karm temize kardnz srece aldrmam. Yeryzndeki her ey bunun
yannda nemsiz kalr.
- O zaman size Baker Caddesi'nde aklmdan geenleri anlataym. Bir vampir fikri
bana sama gelmiti. Bu tarz eyler, ngiltere'deki su trleri arasnda yer almaz. Byle
olduu halde sizin gzleminiz kesindi. Siz hanmnz, ocuunuzun yatann yanndan
dudaklarnda kanla kalkarken grmtnz.
- Grdm.
- Kanayan bir yarann, kan imekten baka bir nedenle de emilebilecei hi aklnza
gelmedi mi? ngiltere tarihinde bir yaray iindeki zehri boaltmak iin emen bir ngiltere
kraliesi yok muydu?
- Zehir mi?
- Bir Gney Amerika evi. Duvardaki silahlar grmeden, igdsel olarak onlarn
varln hissetmitim. Baka bir zehir de olabilir tabi, ama bana yle gelmiti. Kk
kular vurmak iin kullanlan bir okun yannda bo bir ok klf grnce, aradm
buldum. Eer ocua, ok zehrine veya baka bir ilaca bulanm bu oklardan biri
batrlmsa, zehir emilerek dar karlamad takdirde lm kesin demektir.
Ve kpek. Eer insan byle bir zehiri kullanacaksa, zehrin gcn yitirip
yitirmediini anlamak iin nce bir kpekten yararlanmaz m? Kpei nceden
kestiremedim, ama benim olay kurgulama eklime uydu.
imdi anladnz m? Karnz byle bir saldrdan ekiniyordu. Bu saldry grerek,
ocuunun hayatn kurtard, ama gerei size sylemekten kand. nk sizin
delikanly ne denli sevdiinizi biliyordu ve gerein sizi ykacandan korkuyordu.
- Jacky!
- Az nce siz bebei okarken onu izledim. Panjurun nndeki cama akseden yz
aka grlyordu. Bir insann yznde nadiren byle delice bir nefret ve kskanlk
ifadesi olur.
- Benim Jacky'im.
- Gerei grmek zorundasnz Mr. Ferguson. Daha ac olan taraf, size ve
muhtemelen lm annesine duyduu sevginin, delice, abartl ve arpk bir sevgi oluu.
Bu sevgi, byle davranmasna neden oldu. Tm ruhu bu harika bebee duyduu nefretle
doluydu. Bu bebein salkl ve gzel oluu, kendi zaafyla tam bir eliki tekil
ediyordu.
- Aman Tanrm, inanlmaz!
- Gerei syleyebildim mi Hanmefendi?
Kadn yzn yasta gmm hkryordu. Derken aniden yzn kocasna dnd.
- Sana nasl syleyebilirdim ki Bob? Bunun, senin iin nasl byk bir darbe
olacan biliyordum. Beklemeliydim. Gerein baka birisinin azndan sylenmesi
gerekiyordu. Bu sihirli gleri olan bey her eyi bildiini yaznca, nasl sevindim.
- Bence benim Jack'e tavsiyem, denizde geirilecek bir yl! dedi Holmes
sandalyesinden doranrken.
- Bir tek ey ak deil Hanmefendi. Jack'e saldrlarnz anlayabiliriz. Nihayet bir
annenin de sabrnn sonu vardr. Ama iki gn boyunca ocuktan ayrlmay nasl gze
aldnz?
- Mrs. Mason'a sylemitim. Biliyordu.
- Tamam. Ben de yle tahmin etmitim.
Ferguson yatan yannda duruyordu. Boulur gibiydi. Elleri ileriye doru uzanm
titriyordu.
- Sanrm bizim ayrlma zamanmz geldi Watson, diye fsldad Holmes. Sen sadk
Dolores'in bir kolundan tutarsan ben de tekinden tutarm. Tamam byle ite, diye ekledi
ve arkasndan kapy kapad. Artk onlar brakalm, gerisini kendileri halletsinler.
Bu vakayla ilgili bir notum daha var: Holmes'un yazd son mektup, batakine cevap
tekil ediyor. Mektupta unlar yazlyd:

BAKER SOKAI
21 kasm
"Vampirler hakknda
Efendim, sizin 19 kasm tarihli mektubunuza istinaden mteriniz Ferguson ve
Muirhead firmasnn sahiplerinden Mincing Lane'li ay tccar Mr. Ferguson'n talebini
incelediimi ve tatmin edici bir sonuca ulatm bildiririm. Tavsiyenize teekkr ederim.

Sadk bendeniz
SHERLOCK HOLMES"
Mavi Sardunya iei
Agatha Christie


"Ben geen sene buradayken" dedi ve durdu Sir Henry
Clithering.
Ev sahibesi Mrs. Bantry ona merakla bakt.
Scotland Yard'n eski mdr, St. Mary Mead yaknlarnda yaayan eski dostlar
Albay ile Mrs. Bantry'nin yannda kalyordu.
Mrs. Bantry elinde kalemiyle, o akamki yemee altnc misafir olarak kimi
aracaklarn danmt kendisine.
- Evet, dedi Mrs. Bantry, tevik edercesine. Geen sene siz buradayken?
- Syler misiniz bana, dedi Sir Henry. Mrs. Marple' tanr msnz?
Mrs. Bantry ard. Bekledii en son eydi bu.
- Miss Marple' tanmak m? Kim tanmaz ki? Kurgu edebiyatnn tipik yal kz.
eker bir insan, ama an gerisinde kalm iflah olmaz biri. Yani yemee onu mu
armam istiyorsunuz?
- ardnz m?
- tiraf etmeliyim ki, biraz. Sizin byle bir ey isteyeceinizi tahmin etmezdim, ama
bir aklamas vardr herhalde.
- Aklamas ok kolay. Geen yl ben buradayken, zmlenmemi, gizemli
olaylar tartmay det haline getirmitik. Be alt kiiydik. Romanc Raymond West
balatt bunu. Her birimiz, cevabn yalnzca kendimizin bildii bir yky anlatyorduk.
Bu, sonuca varmay kolaylatrmak amacyla uygulama yapmak gibi bir eydi.
Hangimizin geree daha ok yaklatn grmeyi amalyorduk.
- Ya!
- Eski hikye. Miss Marple'n oynadn bile fark etmemitik. Ama gene de nazik
davranyorduk kendisine, zavall kadncaz incitmek istemiyorduk. Bir de ne grelim.
htiyar kadn bizi her seferinde yenip alt etti.
- Ne?
- Sizi temin ederim ki yle. Posta gvercini gibi dosdoru geree gidiyordu.
- Ne kadar olaanst bir ey. Zavall yal Miss Marple, St Mary Mead'in dna
bile kmad mrnde.
- Ama ona gre bu durum kendisine, insan tabiatn mikroskop altna yatrrcasna
inceleyebilmesi iin snrsz olanak salam.
- Burada bir gerek pay olabilir, diye onaylad Mrs. Bantry. En azndan insanlarn
basit taraflarn bilir insan. Fakat aramzda gerekten heyecan verici bir katil olduunu
sanmyorum. Yemekten sonra onu Arthur'un hayalet ykleriyle snamalyz. Buna bir
zm bulursa ona mteekkir kalrm.
- Arthur'un hayaletlere inandn bilmiyordum!
- Aa! nanmaz ki. Onu telalandran da bu zaten. Bu, bir dostunun; son derece skc
bir insan olan George Pritchard'n bana geldi. Zavall George iin ok trajik bir durum.
Ya bu olaand yk doru ya da...
- Ya da ne?
Mrs. Bantry cevap veremedi. Birka dakika sonra ilgisiz bir ekilde yle dedi: ,
- Biliyor musunuz, ben George'u severim. Onun byle olduuna insan inanamyor,
ama insanolu yle olaanst iler yapyor ki.
Sir Henry onaylad. O, insanlarn yapt olaanst ileri Mrs. Bantry'den bile daha
iyi bilirdi. O gece yemekte Mrs. Bantry yemek masasnn etrafndakilere bakt (Bunu
yaparken hafife titriyordu, nk yemek odas, btn ngiliz yemek odalar gibi ok
souktu). Gzleri, kocasnn sanda dimdik oturan yal kadna takld. Miss Marple
siyah dantel eldivenler takmt, omuzlarnda eski bir dantel al vard; baka bir dantel
paras da beyaz salarnn zerine ilitirilmiti. Heyecanl bir ekilde Dr. Lloyd'la
konuuyordu. Salk evinden ve blgede grevli olan hemireden phelendikleri
ihmalkrlklardan konuuyorlard.
Mrs. Bantry bir kez daha hayrete dt. Hatta Sir Henry'nin ok ince bir espri yapm
olabileceini bile dnd, sylediklerinin doru olabileceine inanmad.
Baklar aranmaya devam etti ve sonunda gzel ve popler bir aktrist olan Jane
Helier'la atlar hakknda konumakta olan krmz yzl, geni omuzlu kocasna sevgiyle
bakt. Sahnedeki halinden bile daha gzel olan Jane, (eer bu mmknse tabi) kocaman
mavi gzlerini ap, "yle mi? u ie bakn! Ne olaanst! diye fsldyordu muntazam
aralklarla. Atlarla ilgili hibir ey bilmiyordu ve buna aldrmyordu da.
- Arthur, dedi Mrs. Bantry. Zavall Miss Jane'in cann skp onu rahatsz ediyorsun.
Atlan brak da, yerine ona hayalet ykn anlat. Biliyorsun... George Pritchard'la ilgili
olan.
- Ne dedin Dolly? Ama bilmem ki.
- Sir Henry de duymak istiyormu. Ona bu sabah bahsediyordum bu konudan.
Herkesin bu konuda ne syleyeceini duymak ilgin olurdu.
- Ah! Ltfen anlatn. Ben hayalet yklerine baylrm, dedi Jane.
- Ee... diye tereddt etti Albay Bantry. Ben pek doast eylere inanmam. Ama
bu...
- Ben hibirinizin George Pritchard' tandnz sanmyorum. En iyilerden biridir.
Kars ld. Zavall kadn. u kadarn syleyebilirim ki, saken George'a pek gn
gstermedi. O, yar felli olan insanlardand. Gerekten bir sakatl vard. Ama her ne
idiyse sonuna kadar kullanrd bunu. Kaprisli, mantksz ve mkemmeliyetiydi.
Sabahtan akama kadar yaknrd halinden. George'un da her an emrine amade olmasn
isterdi. Adamn her yapt ey yanlt. Eminim ki erkeklerin pek ou, byle bir kadnn
kafasn baltayla uurur ve ona durmadan lanet okurdu. yle deil mi Dolly?
- Korkun bir kadnd, dedi Mrs. Bantry kendinden emin bir ekilde. Eer George
Pritchard kadnn beynim baltayla datsayd ve jride de birka kadn olsayd bile,
eminim ki rahatlkla beraat ederdi.
- in nasl baladn bilmiyorum. George bu konuda biraz belirsiz davrand.
Sanrm Mrs. Pritchard'n, her zaman falclara, el fal bakanlara, gaipten haber, verenlere
ve o tr ilerle uraanlara bir dknl vard. George'un buna bir itiraz yoktu. Eer
kadn kendini byle elendirebiliyorsa ne l. Ama adam, kendisini bu tr heyecanlara
kaptrmay reddediyordu. Bu da baka bir znt kaynayd.
Bir dizi hastane hemiresi geldi geti evden. Mrs. Pritchard birka haftada onlardan
bkyordu. Gen bir hemire bu falclk iine pek meraklyd. Mrs. Pritchard bir mddet
ondan ok holand. Derken birden onunla bozutu ve hemirenin gitmesi iin srar etti.
Eskiden kendisine bakm olan yalca bir hemireyi tekrar ie ald. Bu kadn, nevrozlu
hastalara kar anlayla davranmay biliyordu. George'a gre, Hemire Copling iyi
biriydi ve akl banda bir kadnd. Mrs. Pritchard'n sinir krizlerini ve huysuzluk
nbetlerini soukkanllkla karlyordu.
Mrs. Pritchard le yemeini daima st katta yerdi ve genellikle le yemei saatinde
hemire ile George leden sonras iin bir program yaparlard. Kesin konumak
gerekirse, hemire saat 14'ten 16'ya kadar izinliydi, ama George leden sonra serbest
kalmak istediinde, iznini ay saatinden sonra kullanrd. Bu sefer Golden Green'deki kz
kardeini grmeye gideceini, dolaysyla biraz gecikeceini sylemiti. George'un surat
asld, nk golf oynamay planlamt. Geri Hemire Copling ona teminat vermi:
"Mr. Pritchard ikimizin yokluunu da fark etmez." Ve gzleri ldamt: "Mrs.
Pritchard'n bizden daha heyecan verici bir misafiri olacak."
"Kimmi o?"
"Durun bakaym" Hemire Copling'in gzleri her zamankinden daha fazla ldad.
"Dorusunu bulaym. Gelecei Grebilen Medyum Zarida."
"Aman Tanrm" diye homurdand George, "Bu da yeni birisi mi?"
"Olduka yeni. Sanrm benim selefim Hemire Carstairs yollad onu. Mrs. Pritchard
henz grmedi kadn. Bu leden sonras iin randevu ayarlamak zere mektup yazdrd
bana."
"Her neyse, ben golf oynayabileceim" dedi George ve Gelecei Grebilen Medyum
Zarida'ya en iten duygular besleyerek uzaklat.
George eve dndnde, Mrs. Pritchard' altst olmu bir vaziyette buldu. Hasta her
zamanki gibi yatanda uzanmt ve elindeki iede sk aralklarla koklad amonyak
ruhu vard.
"George!" diye seslendi. "Bu evle ilgili ne anlatmtm ben sana? eri girdiim anda
burada bir tuhaflk olduunu hissetmitim! O zaman sylememi miydim sana?"
"Sen her zaman sylersin zaten" deme arzusunu glkle bastrarak, "Hayr
hatrlamyorum" dedi George.
"Benimle ilgili hibir eyi hatrlamazsn zaten. Erkekler o kadar duyarsz oluyorlar ki.
Ama ben senin birok erkekten daha da duyarsz olduuna inanyorum."
"Sevgili Mary, insafszlk etme."
"te sana sylediim gibi bu kadn annda anlad. Kadn ieriye girmeye ekindi ve
'Burada tehlike ve ktlk kol geziyor. Hissediyorum bunu' dedi."
George aklszca gld.
"Eh bu leden sonra parann karln almsn."
Kars gzlerini yumarak, ieyi uzun uzun koklad.
"Benden nasl da nefret ediyorsun. lyor olsam, glp elenirdin."
George itiraz etti ve kadn birka dakika sonra konumaya balad.
"stiyorsan gidebilirsin, ama ben sana her eyi anlatacam. Bu evin benim iin
tehlikeli olduunu syledi kadn."
George'un, Zarida'ya kar duyduu olumlu duygular deimeye balamt. Karsnn,
o yersiz inad tuttuu takdirde, yeni bir eve tanmak iin srar edeceini biliyordu.
"Baka neler syledi?" diye sordu.
"Pek bir ey sylemedi. O kadar skknd ki can. Bir bardan iinde menekeler
vard. Onlar gsterip bard: 'Onlar uzaklatr. Mavi iekler olmasn. Mavi iekler
senin iin ldrc olurlar, bunu unutma.' Bilirsin, mavi renk bana hep itici gelmitir.
gdlerim her zaman beni bu renge kar uyarr" dedi Mrs. Pritchard.
George, dndklerini ona sylemeyecek kadar akllyd. Onun verine, gizemli
Zarida'nn neye benzediini sordu? Mrs. Pritchard byk bir hevesle tarif etmeye balad.
"Siyah salar kulaklarnn zerinde toplanmt, gzleri yar kapalyd ve byk siyah
halkalar vard etrafnda. Azn ve enesini rten siyah bir tl pee vard ve ark
sylercesine konuuyordu. Belirgin bir yabanc aksan vard, spanyol'du galiba.
"Mesleinin tm gl zelliklerini yanstyordu yani" dedi George neeyle.
Kars hemen gzlerini yumdu.
"ok hasta hissediyorum kendimi" dedi. "Hemireyi ar. Bildiin gibi, sevgisizlik
beni hasta ediyor."
Bu olaydan iki gn sonra Hemire Copling, ask bir suratla George'un yanna geldi.
"Mrs. Pritchard'n yanna gelir misiniz? Kendisini ok zen bir mektup ald."
Karsn, elinde bir mektupla buldu. Kadn mektubu ona uzatt.
"Okusana" dedi.
George okudu. Mektup, byk ve siyah harflerle ar kokulu bir kda yazlmt.
"Gelecei grdm. ok ge olmadan ikaz ediyorum. Dolunaydan sakn. Mavi
uhaiei bir ikaz niteliindedir. Mavi glhatmi tehlike anlamna gelir, mavi sardunya
ise lm demektir."
George tam bir kahkaha koyuverecekti ki, Hemire Copling'in gzndeki ifadeyi
grd. Hemire, George'u ani bir el hareketiyle uyard. George biraz da beceriksiz bir
ekilde "Mary, kadn muhtemelen seni korkutmaya alyor. Zaten mavi uhaiei ve
mavi sardunya da yoktur" dedi.
Ama Mrs. Pritchard, gnlerinin sayl olduunu syleyerek alamaya balad.
Hemire Copling George'la birlikte merdiven sahanlna kt.
"Bu sama ve gln bir ahmaklk" diye patlad George.
"Herhalde yledir."
Hemirenin ses tonu dikkatini ekti ve aknlkla kadna bakt.
"Hemire siz de inanmyorsunuz deil mi?"
"Kesinlikle, Mr. Pritchard. Ben gelecei nceden grmeye inanmyorum. Bu
samalk. Beni artan, bunun anlam. Falclar, genelde elde edebilecekleri bir eyin
peindedirler. Fakat bu kadn, kendisine hibir menfaat temin etmedii halde Mrs.
Pritchard' korkutuyor. Bunun nedenini anlayamyorum. Bir ey daha var."
"Evet?"
"Mrs. Pritchard, Zarida'y bir yerden hayal meyal hatrladn syledi."
"Daha baka?"
"Dahas Mr. Pritchard, ben bu iten hi holanmadm, hepsi bu."
"Senin de bu denli batl inanl olduunu tahmin etmezdim hemire."
"Ben batl inanl deilim, ama pheli bir durum olduunda sezerim."
Bu konumadan drt gn sonra ilk olay meydana geldi. Bunu size aklayabilmem
iin nce Mrs. Pritchard'n odasn tarif etmem gerek.
- Brak onu ben yapaym, diye szn kesti Mrs. Bantry.
- zerinde iek demetleri olan yeni tarz duvar ktlaryla kaplyd oda. Aynen
bahedeymi gibi bir etki yaratyor; oysa ieklerin hepsi sahte. Yani o ieklerin
hepsinin ayn zamanda amas imknsz.
- Bitkiler konusundaki titizlik tutkunun, seni konunun dna tamasna izin verme
Dolly, dedi kocas. Senin ok hevesli bir bahvan olduunu biliyoruz.
- Evet ama, diye itiraz etti Mrs. Bantry. anieklerini, fulyay, ac baklay,
glhatmiyi ve yldzieklerini ayn grupta toplamak sama.
- Hi bilimsel deil, dedi Sir Henry. Ama siz yky anlatmaya devam edin.
- Pekl, o kmelenmi iekler arasnda uhaiekleri kmesi de var. Sar ve
pembe uhaiekleri. Ah tamam Arthur, bu senin ykn.
Albay Bantry ykye brakt yerden balad.
- Mrs. Pritchard, bir sabah zilini iddetli bir biimde ald. Ev halk koarak geldi.
Kadnn lmek zere olduunu sandlar. Hi de yle deildi. ok heyecanlyd ve duvar
kdn iaret ediyordu. Hakikaten de dierlerinin ortasnda mavi bir uhaiei yer
alyordu.
- Oh! dedi Miss Helier. Ne rktc.
- Soru uydu: mavi uhaiei daha nce de orada deil miydi? Bu, George'un ve
hemirenin dncesiydi. Ama Mrs. Pritchard bunu hibir surette kabul etmiyordu. Bu
iei bu sabaha kadar fark etmemiti. Dn gece de dolunay vard. Buna can ok
sklmt.
- George Pritchard'a o gn rastladm ve bana bunlar anlatt, dedi Mrs. Bantry. Mrs.
Pritchard'a uradm ve btn bunlarn gln olduuna ikna etmeye uratm onu, ama
baarsz oldum. ok endieli bir ekilde ayrldm oradan ve Jean Instow'a rastladmda
olanlar ona da anlattm. Jean garip bir kzdr. "Demek Mrs. Pritchard ok zgn?" dedi.
Ben de ona, kadnn pek ok batl inanc olduunu ve dolaysyla korkudan lecek
durumda olduunu anlattm.
Jean'n sonradan sylediklerinin, beni ok arttn hatrlyorum. Dedi ki: "Belki de
bu en iyisi, deil mi ama?" Ve bunu yle souk ve tabi bir ekilde syledi ki nasl
anlatsam, oke oldum. Tabi bugnlerde acmasz ve ak szl olmak moda, ama ben
alamyorum. Jean bana garip bir ekilde glmseyerek yle dedi: "Byle
konumamdan holanmayabilirsiniz, ama Mrs. Pritchard'n yaamasnn ne faydas var
kendisine? Hi. George Pritchard iin de cehennem hayat. Karsnn korkudan lmesi,
adamn bana gelebilecek en iyi ey!" Ben "George karsna kar hep ok iyidir" dedim.
O da dedi ki: "Evet, zavall adam bu dl hak ediyor. George Pritchard ok cazibeli bir
adam, Onunla alan son hemire -gzel olan hemire- yle dnyordu. Neydi ad?
Carstairs. Mrs. Pritchard'la aralarndaki kavgann nedeni oydu." Ben Jean'n byle
sylemesinden holanmamtm. Ama baz eyler insann aklna taklyor...
Mrs. Bantry anlaml bir ekilde ara verdi konumaya.
- Evet canm, dedi Mrs. Marple sakin bir ekilde. nsan her zaman byle eyleri
dnr. Miss Instow gzel bir kz myd? Eminim golf da oynuyordur.
- Evet, her trl oyunu iyi oynar. Gzel ve ekicidir. Sarndr, salkl bir cildi ve
gzel, duru mavi gzleri vardr. Tabi biz her zaman onun ve George Prichard'n
birbirlerine uygun olduklarn dnrdk, tabi ki olaylar baka ekilde gelimi olsayd.
- Ve arkadatlar galiba? diye sordu Miss Marple.
- Ah, evet. ok iyi arkadatlar.
- Dolly, acaba benim ykye devam etmeme izin verir misin? diye szland Albay
Bantry.
- Arthur, dedi Mrs. Bantry uysalca, hayaletlerine dnmek istiyor.
- yknn geri kalan ksmn George'dan duydum, diye devam etti albay. Ay
sonuna doru Mrs. Prichard'n fena halde iin sonuna gelmeye balad kuku gtrmez.
Takvimin zerinde dolunay olaca gn iaretlemiti ve o gece hem hemirenin hem de
George'un odaya gelip duvar kdn dikkatle incelemelerini salamt. Pembe ve
krmz glhatmiler vard ama aralarnda mavi glhatmi yoktu. Ondan sonra George
odadan knca, arkasndan kapy kilitlemiti.
- Oysa sabahleyin byk, mavi bir glhatmi vard, dedi Miss Helier neeli bir
ekilde.
- Tamamen haklsnz, dedi Albay Bantry. Ya da ksmen haklsnz. Kadnn hemen
bann stnde yer alan bir glhatmi maviye dnmt. Bu, George'u tereddde
drd, ama tereddd artt oranda ileri ciddiye almay da artt. Btn bu olanlarn,
bir eit aka olduunu iddia ediyordu. Kapnn kilitli oluu ve deiikliin Hemire
Copling'den nce kars tarafndan kefedilmi oluu gibi kesin delilleri bile gzard
ediyordu.
Bu olanlar George'u hayrete drd ve onu mantksz hale getirdi. Kars evi terk
etmek istiyordu, ama o bunu kabul etmedi. Geri bunu kabul etmiyordu, ama ilk kez
doast glere inanmaya hazrd. Genellikle karsnn isteklerine uyard, ama bu kez
yle olmad. "Mary kendisini gln duruma drmemeli" demiti. Ona gre tm bu
olanlar, iren bir samalktan ibaretti.
Ondan sonraki ay geldi geti. Mrs. Pritchard tahmin edilenin aksine itirazlarn azaltt.
Kaderinden kaamayacana inanacak kadar batl inanlyd sanrm. Tekrar tekrar
sylyordu: mavi uhaiei ikaz, mavi glhatmi tehlike, mavi sardunya ise lm.
Yataa uzanp en yaknndaki pembe krmz sardunya demetine dalyordu.
Btn bu iler olduka sinir bozucuydu. Bu sinirli hal hemireye de gemiti.
Dolunaydan iki gn nce George'a gelerek Mrs. Pritchard' uzaklatrmasn istemi,
George ise buna kzmt.
"Duvardaki btn iekler mavi eytanlara dnseler gene de kimseyi ldremezler"
diye barmt George.
"ldrebilirler. nsanlar daha nce de oktan ldler."
"Samalk" dedi George.
George eskiden beri kei gibi inatdr. Onu ynlendirmek zordur. Karsnn, bu
deiiklikleri gizlice tezghladn dnyor ve onun maraz, isterik bir plan olduuna
inanyordu.
Nihayet ldrc gece geldi att. Mrs. Pritchard her zamanki gibi odasn kilitledi.
ok sakindi, neredeyse soylu bir ruh hali vard. Onun bu hali hemireyi
endielendirmiti; ona uyarc bir striknin inesi yapmak istemiti, ama Mrs. Pritchard
bunu kabul etmemiti. Sanki kadn, bu durumdan bir eit zevk duyuyordu; George yle
sylemiti.
- Bu pekl mmkn, dedi Mrs. Bantry. Btn bunlarda garip bir ekicilik buluyor
olmal.
- Ertesi sabah zil iddetli bir ekilde alnmamt. Mrs. Pritchard genelde 8'de
uyanrd. Saat 8.30 olup da kadndan hi ses kmaynca hemire kapy serte almt.
Hi cevap gelmeyince George'u arm ve kapnn kilidinin almas iin srar etmiti.
Bir keski yardmyla atlar kapy.
Yatan zerinde cansz yatan bedene bir kez bakmak yetmiti, Hemire Copling'e.
George'u, doktora telefon etmesi iin gndermiti, ama maalesef ok ge kalnmt.
"Mrs. Pritchard en az sekiz saat nce lm" demiti doktor. Koklad tuzlar yatan
stnde, elinin yannda duruyordu ve duvarda pembe krmz sardunyalarn yannda
parlak koyu mavi bir sardunya gze arpyordu.
- Korkun, dedi Miss Helier rpererek. Sir Henry kalarn atmt.
- Baka ayrnt yok mu?
Albay Bantry ban hayr anlamnda sallamasna ramen Mrs. Bantry abucak cevap
verdi.
- Gaz.
- Gaza ne olmu? dedi Sir Henry
- Doktor geldiinde hafif bir gaz kokusu varm ve minenin yanndaki gaz
vanasn hafif ak bulmu, ama o kadar hafifmi ki, pek etkili olmazm.
- Mr. Pritchard ve hemire bunu fark etmiler mi ieriye girdiklerinde?
- Hemire "Kokuyu hafife duyduunu" sylemiti. George, "Gaz fark etmediini,
sadece bir eyden dolay kendini tuhaf hissettiini" syledi. Ama bunu geirdii oka
balad, ki muhtemelen de yleydi. Her iki kta da, gazdan zehirlenme sz konusu
deildi. Koku nemsenmeyecek kadar hafifti.
- yknn sonu bu mu?
- Hayr, deil. yle ya da byle farkl dedikodular yapld. Hizmetkrlar birok
eye kulak misafiri olmulard. rnein, Mrs. Pritchard'n kocasna, kendisinin lmesi
halinde kocasnn glp eleneceini sylediini duymulard. Daha yakn tarihte de baz
eyler duymulard. Bir gn kadn, kocasnn evden tanmay reddetmesi "Pekl yle
olsun. Ben ldm zaman umarm ki beni ldrdn anlarsn" demiti. Ve kt talihe
bakn ki, tam bir gn nce de bahe yollarndaki yaban otlar ldrmek iin zehir
hazrlamt. Gen hizmetkrlardan biri, onu zehiri hazrlarken, daha sonra da karsna bir
bardak scak st gtrrken grmt.
Dedikodu byyerek yayld. Doktor, raporunda lmn tam olarak nasl ifade
edildiini bilmediim ok, kalp durmas, beyne kan gitmemesi gibisinden, fazla bir ey
ifade etmeyen tbb bir nedenden kaynaklandm belirtmiti. Zavall kadncaz
mezarna gireli bir ay olmamt ki, cesedi mezardan karmak iin izin talep edildi ve bu
izin alnd.
- Otopsinin sonucunda bir ey elde edilemedi, dedi Sir Henry ciddi bir ifadeyle. Bu
sefer duman olan yerde ate yoktu.
- Bunlarn tm ok garip, dedi Mrs. Bantry. Mesela Falc Zarida'nn verdii
adreste, byle birini kimse tanmyordu.
- Bir keresinde ortaya kt, diye devam etti kocas. Sonra tamamen ortadan
kayboldu.
- Dahas da var, diye devam etti Mrs. Bantry. Onu tavsiye ettii ileri srlen kk
Hemire Carstairs falcy hi tanmyordu.
kisi birbirlerine baktlar.
- ok gizemli bir yk, dedi Doktor Lloyd. nsan baz tahminlerde bulunabilir, ama
tahminde bulunmak...
Doktor ban sallad.
- Mr. Pritchard Miss Instow'la evlendi mi? diye sordu Miss
Marple, yumuak bir sesle.
- imdi bu soruyu niye sordunuz? diye sorgulad Sir Henry. Miss Marple ak mavi
gzlerini at.
- ok nemliymi gibi geliyor, dedi Miss Marple. Evlendiler mi? Albay Bantry
ban iki yana sallad olumsuzca.
- Biz byle bir ey bekliyorduk, ama on sekiz ay geti. Birbirlerini pek fazla
grdklerini bile sanmyorum.
- Bu nemli ite, dedi Miss Marple. Hem de ok nemli.
- O halde siz de benim gibi dnyorsunuz, dedi Mrs. Bantry. Siz de dndnz
ki...
- Yapma Dolly, dedi kocas. Senin syleyecein ey ispat edilemez. Elinde hibir
delil olmadan insanlar sulayamazsn.
- Bu kadar erkek gibi davranma Arthur. Erkekler her zaman her eyi sylemeye
korkarlar. Ayrca bu aramzda kalacak. Jean Instow kendisine falc ss verdi. Bu, benim
ileri srdm lgnca bir dnce. htimal, sadece bir ihtimal bu. Belki espri olsun diye
yapt. Bir an olsun zarar vermek niyetinde olduunu sanmam, ama eer bu ekilde
davrandysa ve Mrs. Pritchard da korkudan lecek kadar aptalsa... Eee Miss Marple'n da
anlatmak istedii buydu deil mi?
- Hayr canm, pek de yle deil. rnein, ben birini ldrmek isteseydim. Tabi
ben byle bir ey yapmay bir an olsun dnmem, nk bu ok kt bir davran;
stelik ben bcek ldrmeyi bile sevmem. Geri ldrlmeleri gerektiini biliyorum,
ama bahvan en merhametli ekilde yapar bu ii. Durun bakaym ben ne diyordum? dedi
Miss Marple.
- Eer birini ldrmek isteseydim diyordunuz, diye yardmc oldu Sir Henry.
- Eer birini ldrmek isteseydim, korkudan medet ummazdm. Biliyorum, insan
korkudan len insanlar hakknda havadisler okuyor, ama bu pek de kesin olmayan bir
ey; asab insanlar sanldndan daha cesurdurlar. Ben daha kesin ve kati bir yntem
isterdim; onun iin de ayrntl ve gzel bir plan yapardm.
- Miss Marple, dedi Sir Henry, Beni korkutuyorsunuz. Hibir zaman benden
kurtulmak istememenizi umuyorum. Sizin planlarnz fazlasyla iyi olurdu.
Miss Marple adama sitemkr bir ekilde bakt.
- Byle bir ktlk yapmayacam aka belirtmitim, dedi Miss Marple. Hayr,
kendimi bir bakasnn yerine koymaya alyordum.
- George Pritchard' m kastediyorsunuz? diye sordu Albay Bantry. Ben George'un
yaptna asla inanmam. Ama sylemek gerekirse, hemire bile inanyor. Olaydan bir ay
kadar sonra, ceset mezardan kartldnda hemireyi grmeye gitmitim. Nasl
yapldn bilmiyordu; hatta hibir ey sylemiyordu, ama aka karsnn lmnden
bir ekilde George'un sorumlu olduunu dnyordu. Bundan emindi.
- Pekl, dedi Dr. Lloyd. Belki de tamamen haksz deildir. Ayrca unu da bilin ki,
hemireler ou zaman bilirler. Syleyemezler, kantlar yoktur, ama bilirler.
Sir Henry ne doru eildi."Haydi bakalm Miss Marple" dedi ikna edici bir sesle.
Rya lemine dalp gittiniz. Bize de anlatmaz msnz neler olduunu?
Miss Marple yerinden srad, rengi pembelemiti.
- zr dilerim, dedi. Bizim salk ocann hemiresini dnyordum. ok zor bir
mesele.
- Mavi sardunyalar konusundan da m zor?
- uhaieklerine bal her ey, dedi Miss Marple. Yani Mrs. Bantry sar ve pembe
olduklarn sylemiti. Eer pembe uhaiei maviye dnmse, her ey yerli yerine
oturur; ama eer sari bir iek dnmse...
- Sanrm pembeydi, dedi Mrs. Bantry.
Mrs. Bantry Miss Marple'a dikkatle bakt. Hepsi Miss Marple'a bakmaya baladlar.
- O zaman zld, dedi Miss Marple. Ban esefle iki yana sallad. Bcek
mevsimi, dier eyler ve tabi ki gaz.
- Sanrm size dier saysz kasaba facialarn anmsatmtr, dedi Sir Henry.
- Facialar deil, dedi Miss Marple. Ve kesinlikle sularla ilgili herhangi bir eyi de
deil, dedi. Sir Henry sadece salk ocann hemiresiyle ilgili bir problemi hatrlatt
bana. Ee nihayet hemireler de bir insan. Davranlarna ok dikkat etmeleri gerektiini, o
sert yakal niformalar giymek zorunda olduklarn ve ailelerle ok yakn ilikiler iinde
olduklarn da gz nne alrsak, olabilecek eyleri bir dnn.
Sir Henry'nin beyninde birden imek akt.
- Yani Hemire Carstairs'ten bahsediyorsunuz?
- Hayr, Hemire Carstairs'ten deil. Hemire Copling'den. Bakn, o hemire daha
nce de orada almt ve Mr. Pritchard'la ok yakn alyordu. Mr. Pritchard'n ok
cazibeli bir adam olduunu sylediniz. Kendi kendine baz eyler kurmutur, zavall ey.
Neyse o konuya girmeyelim imdi. Miss Instow'dan haberi yoktu sanrm; renince Mr.
Pritchard'a dman oldu ve adama mmkn olduunca zarar vermeye alt. Ama
mektup onu ele verdi deil mi?
- Hangi mektup?
- Durun bakalm. Mrs. Pritchard'n istei zerine falcya mektup yazp ard ve
falc da bu mektuba dayanarak kalkt geldi. Ama daha sonra o adreste yle birinin
olmad ortaya kt. Bu Hemire Copling'in de iin iinde olduunu kantlar. Sadece
yazyormu taklidi yapt, dolaysyla falcnn o olmas ihtimali yle yksek ki.
- Ben mektupla ilgili hususu hi fark etmemitim, dedi Sir Henry. ok nemli bir
nokta tabi ki.
- Biraz cesur bir davran, dedi Miss Marple. nk Mrs. Pritchard klk
deitirmesine ve gizlenmesine ramen onu tanyabilirdi, tabi tansayd aka yapyormu
gibi davranacakt.
- Ben malum kii olsaydm korkudan medet ummazdm demekle neyi kastettiniz,
dedi Sir Henry.
- Bu ekilde emin olamaz insan, dedi Miss Marple. Hayr, bence ihtarlar ve mavi
iekler, eer asker bir terimle ifade edersem, sadece birer kamuflajdr.
- O halde gerek ey?
- Biliyorum, dedi Miss Marple zr dilercesine. Beynimde kanatl bcekler var.
Zavall eyler. Binlercesi imha ediliyor, genellikle de gzel bir yaz gnnde. Fakat yle
dndm anmsyorum: bahvann, bahede potasyum siyanr kartrdm
grdmde, "Ne kadar da amonyak ruhuna benziyor" diye aklmdan gemiti ve eer
onun yerine amonyak ruhu iesi konursa... Ki zavall kadnn da, amonyak ruhu koklama
alkanl var gerekten de. nk siz, ienin elinin yannda bulunduunu sylediniz. O
zaman, tabi ki Mr. Pritchard doktora telefon etmeye gittiinde hemire onu gerek
ieyle deitirmi olabilir. Badem kokusunu gizlemek ve birisine fenalk gelirse bunu
maskelemek iin hafife gaz amt. Tabi yanlm da olabilirim, iedeki tamamen
farkl bir ey de olabilir. Ama bu pek fark etmez deil mi?
Miss Marple konumaya bir sre ara verdi, nefes nefese kalmt.
Jane Helier ne doru eilerek "Ya mavi sardunya ve dier iekler?" dedi.
Hemirelerin her zaman turnusol ktlar var deil mi? dedi Miss Marple. Yani
testler iin. Pek ho bir konu deil. Pek irdelemeyelim. Ben de biraz hemirelik
yapmtm. Rengi hafife pembeleti. Mavi asitlerde krmzya dnr, krmz
alkalilerdeyse maviye dnr.
Cieklerin, yani yatan yanndakilerin zerine krmz turnusol yaptrmak o kadar
kolaydr ki, zavall kadn amonyak ruhunu koklaynca, amonyak buhar onu maviye
evirir. Gerekten zekice. Tabi oday atrp ieri girildiinde, sardunya nce mavi
deildi; herkes sonradan fark etti. Hemire ieleri deitirirken, amonyak ruhunu bir
dakika kadar duvar kdna doru tuttu sanrm.
- Oradaymasna biliyorsunuz olaylar Miss Marple, dedi Sir Henry.
- Beni endielendiren, dedi Miss Marple, Zavall Mr. Pritchard ve o iyi kz Miss
Instow. Her ikisi de birbirlerinden phelendikleri iin uzak duruyorlar birbirlerinden.
Halbuki hayat o kadar ksa ki.
Ban sallad.
- Merak etmeyin, dedi Sir Henry. Benim de sakladm baz eyler var. Bir hemire,
kendisine mirasn brakan yal bir hastay ldrmek suundan tutukland. Potasyum
siyanr amonyak ruhunun yerine kullanarak ilemi cinayeti. Hemire Copling ayn
numaray tekrarlyor. Miss Instow ve Mr. Pritchard'n hibir kukular kalmamal.
- Ay ne ho deil mi? diye bard Miss Marple. Yani cinayetten bahsetmiyorum,
tabi ki. O ok zc bir durum ve dnyada ne kadar ktlk olduunu gsteriyor. Eer
bir kez buna imkn verilirse... Bu bana kasabadaki hemire hakknda Dr. Lloyd'la
yaptm sohbeti bitirmem gerektiini hatrlatt.
alnt Rubens
Jacques Futrelle


Matthew Kale, gresyandan elli milyon dolar kazandktan
sonra gzel sanatlara yatrm yapmaya balamt. Gayet basitti. Onda para, Avrupa'da ise
byk ustalar vard. Satn alma yntemi de, tam bir basitlik rneiydi. Mermer
maliknesinin salonunda kaplanacak aa yukar drt bin m2lik bir alan vard. Onun iin
aa yukar drt bin m2lik sanat eseri satn ald. Bazlar iyiydi, bazlar orta karar, ou
da kt. Bu koleksiyonun en nemli eseri, Roma'dan be bin dolara satn ald bir
Rubens'ti.
Kale, koleksiyonunu temin ettikten sonra, bunlarn asl olduu geni salonda baz
deiiklikler yapmaya karar verdi. Tmn duvardan indirip, ayn lde byk olan
balo salonunda yzleri duvara dnk ekilde asl olarak saklad. O srada Kale ve ailesi
yakndaki bir otele tandlar.
te bu otelde Kale, Jules de Lesseps'le tant. De Lesseps, sohbeti jimnastie
benzeyen Franszlardand. Asabi, hzl ve evikti. Kale'e, sadece ressam olmadn, ayn
zamanda bir sanat uzman olduunu sylemiti. Sahip olduu eylerle bbrlenmeyi
seven Kale, zel koleksiyonunu Lesseps'in takdirine sunmak iin her yolu denedi. Bu
olay balo salonunda gerekleti ve Fransz'n gzlerinde, gzel sanat eserlerini incelerken
gerek bir sanatnn mutluluk pnar gzlendi. Dier baz paralar incelerken
glmsemekle yetindi ama bu kmseyici bir glmseme deildi.
Kale, kendi elleriyle kymetli Rubens'i yerinden alp Fransz'a gsterdi. Bu, Rubens'in
Madonna ve ocuu adl resmiydi. lk gnlerindeki rengini, gzelliini ve parlakln
yllar boyu korumu olan fevkalade bir eserdi. Kale, Lesseps'in bu resmin karsnda
heyecanlanmamas yznden hayal krklna urad.
- Ama bu bir Rubens, diye kmt.
- Evet gryorum, diye cevap verdi Lesseps.
- Bana elli bin dolara mal oldu.
- Belki daha bile fazla eder, diyerek omuzlarn silkip arkasn dnd Fransz.
Kale ona hayal krkl iinde bakt. Lesseps, Rubens'in bir ressam ve bu resmin de
bir Rubens olduunu anlamyor olabilir miydi? Ya da ona elli bin dolara mal olduunu
anlamam olabilir miydi? Kale, insanlarn elli bin dolar duyunca balarn eip gzlerini
fal ta gibi amalarna almt.
- Beenmediniz mi? diye sordu.
- Gerekten ok beendim, diye cevaplad Lesseps. Ama daha nce grmtm.
Siz satn almadan bir hafta kadar nce Roma'da grmtm.
Resimleri kartrp gzden geirdiler ve sonunda incelemek zere bir Whistler
buldular. nl Thames serisinden suluboya bir resimdi. Lesseps'in yz heyecanla
aydnland ve birka kez suluboya resimden Rubens'in resmine doru bakt. Sanki
zihninde byk bir ustalkla yaplm daha yeni tarihli bir resmi, cesur renkler
kullanlarak usta bir teknikle yaplm eski tarihli bir resimle kyaslyormuasna
bakmt.
Kale Lesseps'in sessizliini yanl deerlendirdi. "Benim de bu resim hakknda pek
olumlu dncelerim yok" diye izah etti zr dilercesine. "O bir Whistler ve bana be bin
dolara patlad. Muhakkak benim olmasn istedim filan, ama gene de sevdiim tarzda
deil. Siz ne dersiniz?"
- Bence harikulade, diye cevap verdi Fransz byk bir hevesle. Bu eser,
Whistler'n almalarnn iinde en iyisi ve en esiz olan. Acaba benim bu resmin bir
kopyasn yapmam mmkn m? diyerek, Kale'e doru dnd. Benim resme biraz
yeteneim var; bunu kayda deer bir ekilde kopyalayabilirim.
Kale gururlanmt. Her geen dakika bu resimden daha ok etkileniyordu. "Tabi
olabilir" diye cevaplad. "Otelinize gnderirim, siz de..."
- Hayr, hayr, hayr, diye szn kesti Lesseps aceleyle. Ben resmin benim
emanetimde olmasnn sorumluluunu tayamam. Her zaman yangn ihtimali olabilir.
Ama buraya gelmeme izin verirseniz, bu oda geni, havadar ve aydnlk, ayrca sessiz
de...
- stediiniz gibi olsun, dedi Kale licenaplkla ben sadece dier yolun sizin iin
daha uygun olacan dnmtm.
De Lesseps bir elini milyonerin omzuna koyarak, "Sevgili dostum, eer bunlar benim
resimlerim olsayd, onlar sz konusu olduunda kimseye dn vermezdim" dedi
itenlikle. Anladm kadaryla bu koleksiyonun deeri, u haliyle...
- 687 000 dolar, diye atld Kale gururla
- Sizin yokluunuzda evinizde iyi bir ekilde korunuyorlardr eminim.
- iler gerekli deiiklikleri yaparlarken, evde yirmi civarnda hizmetkr var, dedi
Kale. tanesinin tek ii bu kapy gzetlemek Bizim girdiimiz kapnn dnda hibir
yerden giri k mmkn deil, dier kaplar kilitli ve demir muhafazalar var. Bu
kapdan giri de, benim yazl iznimle mmkn. Hayr efendim, kimse bu odadan hibir
ey alamaz.
- Mkemmel, mkemmel, dedi Lesseps hayranlkla. Hafife glmsedi. "Korkarm,
ben sizin bu kadar ileri grl bir iadam olduunuza ihtimal vermiyordum. Dnd, bo
ve dalgn gzlerle resim koleksiyonuna bakt. Ama akll bir hrsz, dedi pervaszca,
kymetli bir resmi, mesela Rubens'i keserek erevesinden karp rulo haline getirebilir,
paltosunun altna gizleyip kaabilir.
Kale glerek ban "Olmaz" dercesine sallad.
Lesseps, birka gn sonra otelde Whistler'n kopya edilmesi konusunu at. Kale,
kendisine malikneye kadar elik edip n almalarn izlemeyi teklif edince, ona
cmerte teekkrlerini sundu. Balo salonunun kapsnda durdular.
- Jennings, dedi Kale orada duran niformal hizmetkra. Bu Mr. Lesseps. stedii
gibi gelip gidebilir. Balo salonunda baz almalar yapacak. Kimsenin rahatsz etmesine
izin verme.
De Lesseps, Rubens'in zensizce baz resimlere dayanm olduunu, Madonna'nn
ulv yznnse dier resimlere dnk olduunu fark etti. "Bu resim bu ekilde
braklmayacak kadar kymetli, Mr. Kale" dedi. "Eer hizmetkrlarnz bana biraz adr
bezi getirirlerse, resmi ona sarp yerden kaldrr, masann zerine koyarm. Burada fareler
olduunu bir dnn!"
Kale ona teekkr etti. Gerekli emirler verildi ve nihayet resim dikkatlice sarlarak,
zarardan korunacak ekilde yerletirildi. Daha sonra da De Lesseps kendi hazrlklarn
tamamlayp, kt, vale, tabure ve dier eyleri temin ederek kopyalama iine balad.
Kale odadan ayrld.
gn sonra Kale, sanaty almalarna devam ederken buldu.
- yle bir uradm, diye izahat verdi. Galerideki almalarn nasl gittiini
grmek iin. Bir hafta sonra bitecek. Umarm sizi rahatsz etmiyorumdur?
- Hayr hi etmiyorsunuz, dedi De Lesseps. Bitirmek zereyim. Neler yaptm
grmek ister misiniz? valeyi Kale'e doru evirdi.
Milyoner, baklarn kopya edilmi resimden ayrarak, yanda bir iskemle zerinde
duran orijinal resme doru evirdi. Gzlerinde, sanatnn abasna ynelik ak bir
hayranlk belirdi.
- Ama ok gzel, diye seslendi. Dieri kadar iyi ve bahse girerim ki siz be bin
dolar istemiyorsunuzdur deil mi? O anda bu konuda sylenenlerin hepsi buydu. Kale,
evin iinde bir saate yakn dolatktan sonra balo salonuna geri dnd. De Lesseps ahs
eyalarn toparlyordu. kisi beraberce otele yrdler. Sanat, koltuunun altnda
gevek bir rulo haline getirdii Whistler kopyasn tayordu.
Bir hafta daha geti. Galeriyi yeniden tefri ve dekore etmekle uraan iiler ilerini
bitirip gitmilerdi. De Lesseps resimleri yeniden yerlerine asma ilerinde yardm etmeyi
teklif etti. Kale, memnuniyetle bu ii ona devretti. Bu iin balad gnn leden
sonrasnda Kale'le gle syleye sohbet eden De Lesseps, kymetli Rubens'i evreleyen
bezi yrtp at ve birden dehet iinde bararak durdu. Resim gitmiti ve etrafndaki
ereve botu. erevenin i ksmnda kalan ince bir tuval eridi, resmi kesmek iin
keskin bir ak kullanldn gsteriyordu. Btn bunlarn, Profesr Augustus S. F. X.
Van Dsen nam dier Dnce Makinesi'nin dikkatine sunulmas, Kale'in, Dedektif
Mallory'nin polis merkezindeki odasna koup Rubens'in alndn haber vermesini
takip eden gnlerde oldu. Yumruunu dedektifin masasna indirip, ona doru grledi.
- Bana elli bin dolara mal oldu! Neden bir eyler yapmyorsunuz? Niin orada
oturup bana bakyorsunuz?
- Heyecanlanmayn Mr. Kale, diye t verdi dedektif. Adamlarm eyi bulmak
iin grevlendirdim. eyi... Rubens de nedir Allah askna?
- Bir resimdir, diye bard Kale. zerinde boyalar olan bir tuval ve bana elli bin
dolara mal oldu. Bunu sakn unutmayn.
Polis rgt resmi bulmak iin harekete geirildi ve zaman iinde de bu mesele,
gazete muhabiri Hutchinson Hatch'in dikkatinden kamad.
Muhabir, resmin kaybolmasndan nceki olaylar renerek De Lesseps'i arad.
Sanatnn, neredeyse isterik bir heyecan iinde olduunu grd. Muhabirin,
ziyaretinin amacyla ilgili bir imas Lesseps'in patlayarak yle konumasna neden oldu:
- Mon Dieu!
1
Bu rezalet. Ben ne yapabilirim ki? Birka gn boyunca odadaki tek
insandm. Resmi korumak iin o kadar zahmete katlanan benim ve imdi resim kayp.
Telafi edilemez bir zarar. Ne yapabilirim?
Adamn ne yapabilecei hakknda Hatch'in kesin bir nerisi yoktu; onun iin devam
etmesine izin verdi. Sonunda, "Anladm kadaryla orada olduunuz srece sizden ve
Mr. Kale'den baka kimse yoktu odada deil mi Mr. Lesseps?" diyerek adamn szn
kesti.
- Hi kimse.
- Sanrm Mr. Kale sizin mehur bir suluboya resmi kopyaladnz sylemiti,
yle yapyordunuz deil mi?
- Evet, Whistler'in resmettii bir Thames manzaras, diye cevaplad.
- minenin zerinde asl.
Hatch resme hayranlkla bakt. ok enfes bir kopyayd. ok yetenekli bir sanatnn
maharetli slubunu yanstyordu. De Lesseps adamn yzndeki hayranl fark etti.
- Fena saylmaz, dedi alakgnlllkle. Carolus Duranla almtm!
Dier bilinen tm hususlara ilaveten o anda muhabire hi de deerli gibi gzkmeyen
bu ek bilgilerin tm, Dnce Makinesi'nin nne serildi. Bu stn adam, olanlar
bandan sonuna kadar hi yorum yapmadan dinledi.
Sonunda "Odaya kimler girebiliyordu?" diye sordu.
- Polis bunun zerinde alyor, dedi Hutchinson Hatch. Evde birka dzine
hizmetkr vard ve Kale'in kesin emirlerine karn bu emirlerin uygulamasnda biraz
gevek davranlyordu.
- Tabi bu, durumu daha da gletiriyor, dedi Dnce Makinesi, hi deimeyen
sinirli ses tonuyla. Bu onun en belirgin zelliklerinden biriydi.
- Belki de Mr. Kale'in evine gidip bizzat soruturmay yrtmemiz daha doru olur.
Kale onlar, zenginlerin basnla karlatnda genelde taknd ihtiyatl tavrla
karlad. Geli nedenlerini izah etmekte olan bilim adamnn ufak tefek endamna
merakla ve itenlikle bakt.
- Sizin bu konuda pek bir ey yapabileceinizi zannetmiyorum Beyler, diye izahat
verdi milyoner. Bu ii usulne uygun bir ekilde dedektiflere havale ettim.
- Mr. Mallory burada m imdi?" diye sordu Dnce Makinesi aksi aksi.

1
Aman Tanrm!
- Evet, yukarda hizmetkrlarn katnda.
- Resmin alnd oday grebilir miyiz? diye sordu bilim adam, Hatch'in ok iyi
tand o tatl dilli haliyle.
Kale, eliyle iaret ederek izin verdi ve onlar resimlerin sergilendii balo salonuna
doru gtrd. Odann ortasnda durup her yeri gzden geirdi Dnce Makinesi.
Pencereler yksekti.
Hollere, limonlua ve maliknenin ssz kuytu kelerine kan yarm dzine kap,
saysz k seenekleri sunuyordu. Bu uzun her yeri aratran baktan sonra Dnce
Makinesi, Rubens'in kesilip iinden alnd ereveyi eline ald. Uzun bir sre inceledi
ereveyi. Kale'in sabrszl belli oluyordu. Nihayet bilim adam ona dnd.
- Mr. De Lesseps'i iyi tanyor musunuz?
- Onu aa yukar bir aydr tanyorum. Niin sordunuz?
- Herhangi bir takdim mektubu getirmi miydi, yoksa ylesine tesadfi mi
tandnz?
Kale ona honutsuzlukla bakt.
- Benim kiisel ilerimin bu konuyla hi ilgisi yok. Mr. De Lesseps drst bir
beyefendi ve resmin kayboluuyla ilgili en son kukulanacam insan.
- Genelde yle olur zaten, dedi Dnme Makinesi ters bir ekilde ve Hatch'e doru
dnerek, Whistler'n kopyas nasl olmu, iyi bir kopya m?
- Ben orijinalini hi grmedim, diye yantlad Hatch. Ama fevkalade bir alma.
Belki Mr. Kale grmemize itiraz etmez.
- Tabi etmem, dedi Kale bezgin bir ekilde.
- Gelin ieri, galeri buras.
Hatch resmi dikkatli bir incelemeye tabi tuttu. "Bu kopya hemen hemen mkemmel
saylr" diyerek kararn bildirdi. "Tabi orijinali burada deil onun iin kesin
konuamam, ama ok iyi bir alma olduu muhakkak.
Tam nlerindeki geni bir kapnn nndeki perde birden iki yana ald ve ieri
Dedektif Mallory girdi. Elinde bir ey tayordu ama onlar grnce arkasna gizledi.
Yznde gizleyemedii bir zafer ifadesi vard
- Aa, profesr, sk sk karlayoruz deil mi? dedi.
Kale, "Buradaki muhabir ve arkada, De Lesseps'i de iin iine srklemeye
alyorlar bir ekilde" diye yaknd dedektife. "Byle bir ey olmasn istemem. Gidip
nne gelen her eyi basverir gazetesine. Her zaman yle yaparlar."
Dnme Makinesi, bir an ona dik dik bakt, daha sonra elini dedektife uzatt.
- Onu nerede buldun? diye sordu.
- Sizi hayal krklna urattm iin zgnm, dedi dedektif alayl bir ekilde.
Ama bu sefer biraz ge kaldnz, diyerek arkasnda tuttuu nesneyi uzatt:
- te resminiz Mr. Kale.
Kale akn, geni bir nefes ald ve tuvali, iki eliyle incelemek zere havaya kaldrd.
"yi" diye yantlad dedektifi "Bundan tr bir ey kaybetmemeni salarm. nk, bu
bana elli bin dolara mal oldu."
Dnme Makinesi, tuvalin st sa kesine bakmak iin ne doru eilerek, "Nerede
buldun onu" diye sordu yeniden.
- Hizmetkrlardan birinin odasndaki bir sandn dibinde skca rulo yaplarak
gizlenmi olarak, diye izahat verdi Mallory. Hizmetkrn ad Jennings. imdi tutuklu.
- Jennings! diye bard Kale. Nasl olur! O yllardr benim yanmda alr.
- tiraf etti mi? diye temkinli bir ekilde sordu bilim adam.
- Tabi ki hayr, dedi Mallory. Baka hizmetkrlarn oraya saklam olabileceini
syledi.
Dnme Makinesi, ban Hatch'e doru evet anlamnda sallad. "Sanrm hepsi bu"
diye belirtti. "Olay byle kolayca ve tatmin edici bir sonuca ulatrdnz iin tebrik
ederim."
On dakika sonra evden ayrldlar ve bilim adamnn evine gitmek zere bir taksi
tuttular. Hatch olayn beklenmeyen bir ekilde sonulandrlmasndan dolay biraz hayal
krklna uramt.
- Mallory'de ara sra insan zeksnn prltlar gzleniyor deil mi?
- Ben pek fark etmedim, dedi Dnme Makinesi aksi aksi.
- Ama resmi buldu, diye srar etti Hatch.
- Tabi, buldu. Oraya bulmas iin konmutu nk.
- Oraya bulmas iin konmutu! diye tekrarlad muhabir. Jennings almad m?
- Eer aldysa, aptal olmas lazm.
- Eer o almadysa, kim koydu resmi oraya?
- De Lesseps
- De Lesseps, diye yank gibi tekrarlad Hatch. Hangi akla hizmet elli bin dolarlk
bir resmi alp, bulunmas iin bir hizmetkrn sandna koysun?
Dnme Makinesi oturduu yerde dnerek, bir an iin muhabire souk souk bakt.
"Baz anlarda Mr. Hatch, sizin aptallnza ok ayorum. Mallory gibi bir adam yapsa
anlayabilirim, ama sizi her zaman zeki ve dirayetli bir insan olarak deerlendirdim."
Hatch bu serzenie glmsedi. lk kez duymuyordu bunu. Dnce Makinesi'nin
evine gelene kadar, mevcut sorun hakknda bir daha konumadlar.
- Benim zihnimi megul eden esas soru, dedi bilim adam eve varnca. Mr. Kale'in
resmini bulma zahmetine katlanaym m? O son derece honut ve fark da hibir zaman
anlayamayacak onun iin...
Birden Hatch bir ey sezinledi "Aman yarabbi" diye bard. "Mallory'nin bulduu
resmin gerek olmadn m sylemek..."
- Orijinalinin kopyas, dedi bilim adam serte.
- Ben ahsen sanattan hi anlamam, dolaysyla sadece resme bakarak kopya
olduunu syleyemem, ama iin mant bunu gsteriyor. Orijinali ereveden kesilirken,
bak sa st kede biraz kaym. erevede kalm olan tuval paras bunu gsteriyor.
Mr. Mallory'nin bulduu resimde bu ayrnt tuvaldeki resimle akmyor. Sonu aikr.
- yleyse orijinali De Lesseps'te mi?
- De Lesseps'te. Nasl ele geirdi? Bir dzine yolu var. Rulo haline getirip
paltosunun altna gizlemi olabilir. Bir su orta olabilir. Ama alelade bir hrszlk
eklinin ona cazip geleceini sanmam. Onun zeksn teslim edelim. Btn vakay
incelerken de bunu peinen kabul etmemiz gerek.
- rnein Whistler'i kopyalamay nerdi, ki bu resim Rubens'le ayn
byklkteydi. stei kabul edildi. Neredeyse muhafz gzetiminde kopyalad resmi, Mr.
Kale'in her an odaya gelme olasl mevcuttu. gn srmt kopyalama ii, kendi
ifadesine gre. Bu sre iinde odada yalnzd. Mr. Kale'in sanattan hi anlamadn
biliyordu. Bu durumdan yararlanarak Rubens'in yalboya kopyasn, yapmasndan daha
basit ne olabilirdi ki? Resmi rttkten sonra ereveden hemen karp yaknnda bir
yerde, gerektiinde abucak gizlenecek bir pozisyonda tutmutu. unu hatrlatmakta
yarar var resmin deeri elli bin dolard ve onun iin bu zahmete katlanmaya deerdi.
De Lesseps bir ressamd, bunu biliyoruz. Resim sanatndan hi anlamayan birisiyle
muhatap oluyordu, dolaysyla hibir korkusu yoktu. Bandan beri dncesi, Rubens'in
orijinalini aldktan sonra kopyasn yem olarak kullanmakt. Mallory'nin fark
anlamadn grdnz. Kale'nin de anlamayacan varsaymas doald. Yegne tehlike,
incelikle bu iten syrlmadan nce bir eletirmenin ya da belki de bir resim uzmannn
kopyay grme olaslyd.
Mr. Kale'e galeride resimleri yeniden asma iinde yardm etmeyi teklif ederek,
hrszl kendi kendisinin kefetmesini salad. Bylece pervaszln sergilemi oldu.
Resmi, Jennings'in sandna nasl yerletirdiini bilmiyorum. Birok yol dnebiliriz.
Bir an sandalyesinde geriye doru yasland; parmak ular birbirine deecek ekilde
ve gzleri yukar doru bakarak sessizce oturdu.
- Fakat resmi Kale'in evinden dar nasl tad? dedi Hatch.
- Byk bir olaslkla, Mr. Kale'le birlikte evden ayrldklar gn koltuunun altna
kstrd ve gtrd, diye artc bir cevap verdi.
Hatch hayretle adama bakyordu. Biraz sonra bilim adam ayaa kalkp yan odaya
getiinde oradaki telefon ald. Odaya geri dndnde, apkasn ald ve ikisi birlikte
dar ktlar.
Eve vardklarnda De Lesseps evdeydi. Kartvizitlerini yolladlar ve De Lesseps onlar
ieri buyur etti. Olay hakknda genel konumalar yaptlar on dakika kadar. Bu sre
zarfnda bilim adamnn gzleri merakla oday tarad. Nihayet kapda bir tkrt oldu.
- Dedektif Mallory geldi, Mr. Hatch, dedi Dnce Makinesi, kapy an da girsin.
De Lesseps bir an iin aalam gibi gzkt ama abucak toparland. eri
girdiinde Mallory'nin baklar soru doluydu.
- Mr. Mallory, diye balad Dnce Makinesi yavaa. minenin zerinde asl
duran Mr. Kale'in Whistler kopyasna dikkatinizi ekmek isterim. Mkemmel deil mi?
Orijinalini grmtnz. Mallory homurdand. Bu iltifat karsnda De Lesseps'in
yznde bir memnuniyet ifadesi belirmedii gibi beti benzi atm, elleri de skca
kenetlenmiti. Kendini yeniden toparlad.
- Bu resmin gzellii, sadece orijinaline sadk kalndan kaynaklanmyor. Ayn
zamanda olaanst artlarda yaplm olmasndan da kaynaklanyor, diye devam etti
bilim adam. rnein, siz biliyor musunuz bilmem Mr. Mallory, tutkal ile macunu ve
birka sradan malzemeyi kartrdnz zaman elde ettiiniz hamur, yalboya bir
resmin zerine srldnde etkin bir ekilde alttaki yalboya resmi tannmaz hale
getiriyor ve ayn zamanda suluboya iin mkemmel bir yzey oluturuyor.
Bir anlk sessizlik oldu. Bu sre zarfnda erkek de ona elikili duygularla sessizce
baktlar.
- Bu suluboya resim, bir Whistler kopyas, diye devam etti bilim adam.
Bahsettiim trde bir macunun zerine yaplm. Bu macun, alttaki Rubens'i kaplayp
gizliyor. Yalboya olan orijinal Rubens'e hibir zarar vermeden suyla kaznabiliyor.
Bylece elde bir Whistler kopyas yerine elli bin dolarlk orijinal bir Rubens kalyor.
Doru bu sylediklerim deil mi Mr. De Lesseps?
Soruya cevap gelmedi; gerek de yoktu.
Bir saat sonra De Lesseps gvenli bir ekilde demir parmaklklarn arkasna
konduunda Hatch, Dnme Makinesi'ni arayp bir soru sordu.
- Suluboya resmin Rubens'in zerine yapldn nasl tahmin ettiniz?
- nk bu Rubens'in onu arayanlarca bulunamayaca, ama te yandan tamamen
gvende olaca tek yoldu.
- De Lesseps'in akll bir adam olduunu sylemitim size, biraz mantkla da
gerisini kardm. ki kere iki her zaman drt eder, Mr. Hatch; ara sra deil, her zaman.
Bana Baka ey Sor
Frank Gruber


Oliver Quade sabah gazetesini okuyordu. plak ayaklar
yatan stndeydi ve sandalyesi radyatre doru kayklmt. Charlie Boston'sa yatan
zerindeydi. Battaniyeyi enesine kadar ekmi, Exciting Confessions' okuyordu.
Oliver Quade, nam dier Ayakl Ansiklopedi ile dostu ve yardmcs Charlie
Boston'n hayatlarndaki olaan ve sakin kahvalt sonras anlarndan biriydi.
Sonra Yaam, topya'nn alanna girip onu tedirgin etmeye balad. Yaam, Eagle
Hotel'in yneticisi temsil ediyordu. Ynetici kapya parmaklaryla "tk tk" vurdu. Quade
iini ekerek gazetesini yere brakt.
- Charles, kapy ap kurdu ieriye alr msn?
Charlie Boston battaniyesinden syrld. Kalarn atarak,
Quade'e "Odann kiras iin mi gelmitir ynetici?" diye sordu.
- Tabi ki yle. Kapy krmadan onu ieri al.
Ynetici gelmiti. Sa elinde baz tatsz rakamlarn yazl olduu bir hesap zeti
vard. "Kiranz hakknda grecektim Mr. Quade" dedi serte "Paray bugn almalyz."
Quade, Eagle Hotel'in yneticisine akn akn bakt: "Kira m? Param?"
- Tabi ki, diye tersledi ynetici. Bu hafta nc kez istedim sizden.
Quade'in gzleri ldad. Hem ayaklarn ve hem de sandalyesinin ayaklarn aniden
ayn anda demeye arpt.
- Charles! diye grledi. yle gl barmt ki, sesi odann sarslmasna ve
yneticinin yzn ekitmesine neden oldu. Bankadan o paray ekip bu ufak hesab
kapatmay unuttun mu?
Charlie, Quade'in iaretini hemen kapt.
- Hay aksi, ok zr dilerim. Dn bankaya giderken New York'tan eski dostumuz
John Belmont'a rastladm. O da beni bir iki imek iin Palmer House Bar'a srkledi.
Oradan kurtulmay baardmda banka kapanmt.
Quade ellerini kaldrd ve tekrar umutsuzca yana sarktt. "Grdnz m Mr.
Creighton, bu adama herhangi bir iin halledilmesi konusunda gvenmek mmkn deil.
imdi bu sabah, bu soukta benim bizzat gidip almam gerekecek."
Otel mdrnn gzleri fkeyle parlad. "Dinleyin, kfi derecede savsakladnz" diye
balad ama Quade birden elini ona doru uzatt. "Aklma gelmiken Mr. Creighton, baz
ikyetlerim var. Buras kfi derecede snmyor ve dn gece yandaki geri zekl,
radyosunun sesiyle geceyars bizi uyandrd. Sessiz olmasn salamanz istiyorum ve s
konusunu da halletmenizi. Ben, souk ve esintili odalara hi tahamml edemem.
Ynetici bezgin bir ekilde i ekti.
- Pekl ilgilenirim. Ama kira konusunda...
- Evet, tabi, diye szn kesti Quade. Oda hizmetisi bugn sadece iki havlu
brakt, isterseniz birka tane daha getirsin hemen!
Ynetici kapy arparak kt. Oliver Quade ks ks glerek gazetesini yeniden ald.
Ama Charlie Boston okumasna izin vermedi.
- yi syrdn Oliver, dedi. Ama son kez. Biliyorum, bahse girerim ki gece olmadan
bizi dar atacak. Bam zgn bir ekilde sallad. Sen Oliver Quade, bask altndaki en
byk zek, eksi on derecede sokaklarda m dolaacaksn bu gece?
- Tabi ki hayr Charles, diye i geirdi Quade. Sana bugn biraz para
kazanacamz sylemek zereydim. Bak, gazetede ne var: Byk Chicago Toplant
Salonu'nda Kmes Hayvanlar Gsterisi.
Boston'n gzlerinin ii bir an iin ldad ama sonra tekrar karard. "Bir kmes
hayvanlar gsterisinde haftalk kiramz kazanabilir miyiz?"
Quade ayaklarna oraplarn ve ayakkablarn giydi. "Bunu greceiz bakalm. Bu
gazete yirmi bin giri biletinden bahsediyor. Bu kadar insann iinde bilgisini artrmak
isteyen birka kii bulunur herhalde. Ee, hazr msn?"
Boston gardroba gidip paltolaryla birlikte ar bir bavul ald. Boston, orta boylu ve
salam yaplyd. Adaleli elleriyle demir ubuklar eebiliyordu. Quade daha uzun ve
inceydi. Yz ahin gibiydi, burnu biraz fazla sivri ve uzundu, fakat pek ok kiinin
nazar dikkatinden kaard bu. nsanlar, ounlukla onun delici parlak baklarn ve
kuvvetli kiiliini grrlerdi.
Toplant salonu, otelden aa yukar iki mil uzaktayd, ama yol paralar
olmadndan, Quade ile Boston oraya yryerek gittiler.
Toplant salonuna vardklarnda Quade, Boston'a nasihatta bulundu:
- Uyank ol Charlie. Sanki buraya aitmiiz gibi davran.
Quade d kapy at ve bilet giesinin nnden neeli bir ekilde geerek, toplant
salonuna yneldi. Kapnn nnde niformal bir adam elini uzatarak biletlerini istedi.
- Merhaba, dedi Quade candan bir sesle. Naslsn bugn?
- yiyim sanrm, dedi bilet kontrolr, ocuklar sizin giri izniniz var m?
- Aa tabi, biz sadece ieriye, reticilere malzeme gtryoruz. Brrr! ok souk
bugn. Ee, hadi grrz. Byle syleyerek bilet kontrolrnn nnden rzgr gibi
geti.
- Naslsn dostum, dedi Boston, Quade'in izini takip ederek.
Toplant salonu koskocaman bir yerdi, byle olmasna ramen sra sra tehir
kmesleriyle doluydu. Her kmesin iinde farkl trde tyl kmes hayvan vard.
- Ne ok geri zekl var, diye gzlemledi Boston.
- Bu kelimeyi kullanma burada, diye ikaz etti Quade.
- Bu kmes hayvanlarnn sahipleri tavuklarn ciddiye alrlar. Tavuklardan, "gzel
kular" veya "zarif kmes hayvanlar" filan diye bahset. Kahretsin bu halkla ilikileri.
- Ha?
Quade eliyle toplant salonunu iaret etti. Gazete, satlm yirmi bin biletten
bahsediyordu. "Sen burada ka kii gryorsun?"
Boston boynunu saa sola doru uzatt. "Eer elli kii varsa, bazlarn iki kez
sayyorum demektir. Bu kadar az katlmla masraf nasl derler?"
- Giri cretleri var. Burada iki bin civarnda tavuk var ve her tavuun giri creti
en aa bir buuk dolar. dl paras ok byk bir mebla tutmuyor. denen biletlerin
kazanc da cabas. Onlar tahsil ettiklerinden emin deilim geri ama.
- Hh, yirmi binmi! diye fkeyle homurdand.
- Boston ne yapyoruz, geri mi dnyoruz?
- Nereye? Tek ansmz odada kalmakt. Bahse girerim, biz kar kmaz ynetici
odann kilidini deitirmitir.
- O zaman ne yapacaz?
- almam gerekecek. Cann sevdiim Eagle Hotel'de.
Quade, kendisine yol ap bir geitten toplant salonunun en gerisine doru gitti.
Ticar olarak sergilenen hayvanlar, byk salonun drt bir yanndaki sat pavyonlarnda
muhafaza edilmekteydi, ama Quade gzden kam kk bo bir alan bularak, birka
kmesi o bolua itti.
Daha sonra o kmeslerin zerine trmanp konumaya balad.
Ayakl Ansiklopedi'nin sesi hayret vericiydi. Duyanlar, bylesine gl bir sesin
byle zayf bir adamdan kyor olmasna her zaman aarlard. Grnrde hibir aba
sarf etmeden konuuyordu; sesi kmesleri ap salona yaylyordu.
- Ben Ayakl Ansiklopedi Oliver Quade, diye grledi. lkenin en byk beynine
sahibim. Tm sorularn cevaplarn bilirim: yumurtam nce tavuk mu nceyi, dnyadaki
ehirlerin tmnn nfusunu, kmes alanlarnzdan fareleri yok etmenin yollarn,
tavuklarnzn daha ok yumurtlamalar iin yem karmlarn, her eyi ama
yeryzndeki her eyi; tarih, fen, tarm, matematik gibi herhangi bir konudaki her eyi.
Toplant salonunda saa sola dalm olan insanlar Quade'in etrafnda toplanmaya
baladlar. ki dakika iinde binadaki insanlarn drtte Quade'in nnde toplanm
durumdayd, geri kalanlar da gelmek zereydiler. Gl, tok sesiyle konumasna
hazrlanmay srdrd.
- Herhangi biriniz bana sual sorun, Ayakl Ansiklopedi olduumu ispat edeyim.
Tm suallerin cevaplarn bilen adam. Deneyin beni, herhangi biriniz, herhangi bir
konuda, tarih, fen, matematik, tarm herhangi bir ey.
Quade, ince iaret parmayla orta yata, ksa boylu, ak kahverengi giysili adam
gsterdi.
- Siz efendim, bana bir soru sorun.
Adam kalabaln arasndan seilmi olmaktan dolay kzard, bozard.
- Ay, aklma gelmiyor. Evet, geldi. Bir tavuun yumurtlad en fazla yumurta
rekoru nedir?
- te byle sorun, diyerek glmsedi Quade. Elini etkili bir ekilde havaya
kaldrd. Gzel bir soru ama cevaplamas ok kolay. Amerikan resm yumurta
yumurtlama yarmasnda en yksek derece 342 yumurtadr. 1930'da Georgia'daki
Athens'ta Yumurtlama Yarmas'ndayd ve tek tarakl beyaz Legorn cinsi bir tavuktu.
Hakl mym Baym?
Ksa boylu adam isteksizce bayla onaylad.
- Evet ama nasl bilebildiini bilmiyorum. Kmes hayvanlaryla ilgilenenler bile
bunu hatrlamazlar.
- Ah, ama size lkenin en byk beyninin bende olduunu sylediimi unuttunuz.
Ben her konuda sorulan sorularn cevaplarn bilirim. Bana basit kmes hayvanlaryla
ilgili sorular sormaya zahmet etmeyin. Daha zor bir soru sormay deneyin. Siz! Zayf,
aksi grnl bir adam seti bu kez. Bana zor bir soru sorun.
Adam bir an dndkten sonra,
- Peki en uzun sahil hangi eyalette? diye sordu.
Quade srtt. "Hileli bir soru bu, ama beni kandramazsnz. nsanlarn byk bir
ksm Kaliforniya ya da Florida diye cevaplar bunu, ama doru cevap Michigan'dr. Dier
hileli corafya sorusu soracaklar iin peinen syleyeyim, en fazla snr komusu olan
Kentucky'dir, Minnesota da, en kuzeydeki eyalettir. br soruya geelim.
Kelebek gzlk takm olan gen bir adam aka yollu sordu.
- Bir kedi neden ve nasl miyavlar?
- Ha ha! Quade boynunu yana doru uzatp gen adama bakt. Bakyorum aramzda
bir talebe var. Gen adam yle zor bir soru sordunuz ki, lkedeki profesrlerin tm
arp kalacaklar. Ama ben yle deilim. Ben yaknlarda Harvard Tp Okulu'ndan
Profesr E. L. Gibb'in bir yazsn okudum. Bu yazda Profesr Gibb, bu konuda drt yz
kedi zerindeki deneylerinin sonularn aklyordu. Sorunun ilk ksm basit, kedi mutlu
olunca miyavlar, ama miyavlama ilemini izah etmek biraz daha zor. Mutluluk, kedinin
beynindeki ana sinirleri gevetiyor, hipofiz guddesini ve solunum organlarn etkiliyor ve
kedinin grtlandan miyavlama sesi kartyor. Bunu arkadalarnzn birinin zerinde
deneyin bir sefer. Bakas soru sorsun bana.
Duru, dii bir ses "Ben bir soru sormak istiyorum" dedi. Quade'in gzleri parlad. Kz
daha nce fark etmemiti. Seyirciler arasndaki tek diiydi. artc bir gzellii vard.
Bir kmes hayvanlar sergisinde bulunmas beklenmeyecek tipte bir kzd. Gen bir kzd,
yirmi birinden fazla olamazd. Kalemle izilmiesine gzel olan hatlar, Quade'in
hayatnda grd en gzel hatlard. Sarn bir kzd. Yana yatk yeil apkas ve yeil
paltosu, ucuz eyler olmakla birlikte ona fazlasyla yakyorlard.
- Soru nedir? diye sordu Quade, birazck ne doru eilerek. Kzn enesi meydan
okurcasna havaya kalkt.
- Ben, kmes hayvanlarnn katld msabakalar yneten hakemlerin neden
boyal kularn da dll yarmalara katlmalarna izin verdiklerini renmek istiyorum.
Kalabalkta bir uultu oldu birden ve Quade taba rengi elbisesi olan gdk adamn
hzla dnp, kza fkeyle baktn grd.
- Oh! dedi Quade, hassas bir soru sormua benziyorsunuz. Eh ben gene de
cevaplayaym. Boyal Rhode Island tavuunu yara sokan hakem ya ok aptaldr ya da
dalavereci.
- Allah kahretsin seni, diye grledi kk adam, Quade'e dnerek. Bana byle
syleyemezsin. Ben... ben seni dar attrrm. Kalabal yararak ndeki ofise doru
ilerledi.
- Eer pabu uyarsa ayana giy, diye seslendi Quade arkasndan. Daha sonra kza
sordu.
- Bu adam kim?
- Burada alan bir hakem. Ad Stone.
- Ee hadi biz gsteriye devam edelim, diye devam etti Quade kalabala doru.
- Baka soru?
Quade, kza ynelik cesur cevabyla hibir ey kaybetmemiti. Seyirciler ona daha da
sndlar ve sorular art arda gelmeye devam etti.
- ABD'nin on birinci bakan kimdi?
- Magna Carta nedir?
- 220 metrede 1896 Olimpiyat ampiyonu kimdir?
- Tavuklarn kabuk tutmu bacaklarn nasl iyiletirirsiniz?
- Satrn dnyaya ne kadar uzaklktadr?
Quade kendisine yneltilen tm sorulan imek hzyla cevaplad. Ama birden
dramatik bir ekilde duralad. "Bu kadar soru yeter ahali. imdi size bu sorulanlarn
cevaplarn on bin fazlasyla reteyim."
Elini uzatt ve Charlie Boston, beraberlerinde getirdikleri bavuldan kard kaln bir
kitab ona frlatt. Quade kitabn sayfalarn evirmeye balad.
- Hepsi burada. Dostlarm bu kitap, "nsanolunun Bilgisinin zeti." Trnn
yaymlanm en byk rnei. 1 200 sayfa gereklerle dolu, bilmeniz gereken tm
bilgiler burada. Asrlarn bilgisi, tasnif edilmi, zetlenmi, ksaltlm. Bir ciltle tm lise
tahsili. Gnde on dakikayla, toplumunuzdaki en bilgili insan siz olursunuz.
Quade, sesini bir sr paylarmasna alaltt. "Dostlar, size duyabileceiniz en
sama eyi syleyip sizi artacam. Bu kitabn fiyat nedir, ne istiyorum bu kitap iin
biliyor musunuz? Yirmi be dolar m? Hayr, hayr yirmi dolar bile deil, hatta on be
bile deil. Sadece nemsiz, deersiz iki dolar doksan be cent'ik. Ama bu kitab sadece
bir kez bu fiyattan nereceim. ki doksan be. te geldim, buradaym."
Quade krsden aa atlayarak, satn alma havasna girdiini varsayd seyirci
kitlesine doru hcuma geti. Fakat kader o anda kitap satmasna imkn vermedi. Charlie
Boston paltosunun kolunu ekitirmeye balad.
- Bak Ollie, diye fsldad bouk bir sesle, polisleri getirmi.
Quade, parmak ularnn zerinde ykselip kmeslerin zerinden etrafa baknarak
inledi. nk taba rengi elbisesi olan gdk adam, arkasna bir alay polis takm,
ortadaki koridordan ona doru geliyordu.
Quade i ekti "Kitaplar bavula doldur Charlie." Tavuk kmesine yaslanarak,
sessizce ve teslimiyet iinde gzaltna alnmay beklemeye balad.
Fakat polisler ona doru gelmediler. Orta blmdeki koridora gelince, taba rengi
elbisesi olan adam sola ark ederek Quade'den uzaklamaya balad; polisler de onu
izlediler.
Quade'in seyircileri polisi grdler. ki kii kalabalktan koparak binann br
tarafna doru hamle ettiler. Bu hareket, topluca bir koumaya neden oldu. Bir dakika
sonra Charlie Boston ile Quade yapayalnz kalmlard.
- Orada bir eyler cereyan etmi, diye belirtti Quade. Acaba nedir?
- Polislerin kalabalk oluuna baklrsa, cinayet, diye cevaplad Boston, kuru bir
sesle.
Boston'n azndan cinayet sz yeni kmt ki, ayn kelime toplant salonunun br
tarafndan onlara doru savruldu.
- Gerekten cinayet var! diye yutkundu Quade.
- O zaman buras bize gre bir yer deil, diye bard Boston. Hadi toz olalm.
Kitaplar tayan bavulu kapt gibi darya seirtti. Ama Quade arkasndan seslendi.
- Faydasz. Kapda polis var. Burada kalmamz gerek.
- Tavuklar, diye feryat etti Boston. Otelde onlardan bahsettiin an bir eyler olaca
iime dodu. Bir onluuna da, geri yok ama, onluuna bahse girerim ki biz de bu ie
karacaz.
- Belki yledir Charlie, ama ben eer polisleri tanyorsam, sorgulama olacaktr. Pek
arkalarda kalmasak bizim iin daha hayrl olur. Haydi gidip neler olduunu renelim.
Toplant salonunun te yanna doru seirtti. Boston elindeki bavulu srkleyerek,
oflaya poflaya onu takip etti.
Kalabalk, kocaman maun bir dolabn; yani, dev bir kuluka makinesinin nnde
toplanmt. Makinenin kaps akt ve iki adam da iinde dolamaktaydlar.
Quade kuluka makinesinin kapsnn hemen iinde yerde bzlm yatan insan
grnce nefesini tuttu. Usulca kalabal yarp geti ve kuluka makinesinin ak
kapsnn nnde durdu.
Kk grup kuluka makinesinden dar kt. Deve ty palto giyip Hamburg apka
takm olan atk kal bir adam, yeil paltolu ve yeil apkal kzn nnde vaziyet ald.
Taba rengi elbisesi olan ve boyu, iri adamn koltuk altna kadar ancak gelen adam,
kavgac ispen horozu gibi sekerek yryordu.
- Anladm kadaryla dn adamla kavga etmisiniz? diye sordu iri adam kza. Ne
hakkndayd kavga?
Kz vcudunu dikletirerek, "nk kular boyalyd ve arkanzda duran adam, yani
hakem onlar diskalifiye etmeyi reddetti. Onun iin."
Gdk adam kekeledi: "Bu kz, yani bu, pis bir yalan." ri dedektif birden dnerek,
domuz budunu andran elini az gelimi adamn gsne dayayp onu kuluka
makinesine doru yle bir gle itti ki, kk adamn acdan nefesi kesildi.
- Dinle ufaklk, dedi dedektif, bu kz aleyhine hibir ey ispatlanm deil ve
ispatlanana kadar da o bir hanmefendidir. Biz buralarda hanmefendilere yalanc
demeyiz.
Tekrar kza doru dnerek, serte bir efkatle "imdi Bayan, olay dinleyelim" dedi.
- Hi olay olmad, diye beyanda bulundu kz. Ben onunla kavga ettim, tpk Hakem
Stone'la ettiim gibi. Ama ben Mr. Tupper' dn akamdan beri grmedim. Size
syleyeceklerim bu kadar, nk bu kadarn biliyorum.
- Dn ha. Dedektif etrafn evreleyen daire eklindeki kalabala gz gezdirdi.
Kimse adam burada grd m bugn?
- Evet, tabi, dedi krk be yalarnda tknaz bir adam. Bu sabah erkenden, insanlar
ieri alnmadan nce onunla konutum. Burada bir dzine veya daha fazla kii vard.
- Burann patronu siz misiniz?
- Tam anlamyla deil. Bu gsteriyi Kmes Hayvanlar Derneimiz tertipliyor.
Benim adm Leo Cassmer. Dernein sekreteriyim ve gsterilerden sorumluyum. Ne
demek istediimi anladnz m?
- Evet, ite ben de bunu sylyorum, diye cevaplad dedektif. Patron sensin. Bu
sergiye katlanlar tanyorsundur o zaman. Pekl, bu Tupper denen adam sabah erkenden
buradayken, baka kimler vard etrafta?
Serginin sekreteri Cassmer enesini ovuturdu.
- Ee, benim dmda, Hakem Stone, Wyandotte'un adam Ralph Conway, Hakem
Welheimer ve burada alan birka adam vard.
- Ya Miss Martin? O da burada myd?
- Buras resmen almadan o da gelmiti ama Tupper' grdm de, Miss Martin
yoktu.
- Welheimer ve Conway kimdir?
Uzun boylu, gri sal bir adam kalabaln arasndan syrlp ne kt.
- Benim adm Conway, dedi.
- Ya hakem? diye srar etti dedektif.
Kalabaln iinden uzun burunlu, alt duda sarkk bir adam isteksizce ortaya kt.
- Hakem Welheimer benim.
- Gerek bir hakem misin yoksa kmes hayvanlar hakemi misin?
- Sadece kmes hayvanlar hakemiyim. Ulusal Kmes Hayvanla-n Dernei'nden
lisansm var.
- Herhangi bir kamu greviniz var m? Sulh hkimi filan deilsiniz deil mi?
Uzun burunlu tavuk hakemi kzard. Ban "Hayr" dercesine sallad.
Dedektifin gzleri parlad. "Bu hakemlerle ilgili konumalar beni bir an
endielendirmiti. Siz tavuk hakemleri ve dierleri. Ben bu kasabann cinayet masasndan
Komiser Dickinson'm. Burada bir cinayet ilendi ve ben aratrma yapyorum. Bu
demektir ki, burada patron benim. Anlald m?"
Quade hafife glmekten kendini alamad. Komiserin keskin kulaklar Quade'i hemen
duydu.
- Siz kimsiniz?"
- Oliver Quade, Ayakl Ansiklopedi, diye cevaplad Quade rahatlkla.
Komiser Dickinson'n yz bozuldu.
- Benimle oyun mu oynuyorsun ha? Ortaya k da seni doru drst grebileyim.
Quade olduu yerde durdu. "Burada bir l var, llere fazla yaklamay sevmem."
Komiser, Quade'e doru yarm adm atarak durdu. Yz ifadesini dzeltmeye abalad,
ama hl fkeden kapkarayd yz.
- Seninle bir dakika sonra ilgileneceim arkada.
Gsterinin sekreterine dnp, kavgac bir sesle: "Hey sen, cesedi kim buldu? dedi.
Cassmer, otuz yalarnda uuk benizli bir adam iaret etti. Adam keyifsizce srtt.
- Evet, ben biraz ge gelmi ve etrafa ekidzen vermeye balamtm. O srada
birisinin uzun iviyi srgnn iine sokup kapy srglemi olduunu fark ettim. O an
buna pek anlam veremeyip kapy atm. Orada yerde yatyordu.
- Siz kuluka makinesi reten bu fabrika iin mi alyorsunuz? diye sordu
komiser.
Gen adam bayla onaylad. "Ben blge sat mdrym. Bu gsteriden
sorumluyum. Bu, piyasadaki en iyi kuluka makinesidir. Hayvan reticileri ve kuluka
iiyle uraanlar tarafndan kullanlr."
- Sat azlarn kesin, diye homurdand dedektif. Ben kuluka makinesi satn
alacak deilim. imdi ykye geri dnelim. Niin adamn cinayete kurban gittiini
sylediniz?
- Baka ne olabilirdi ki? O lmt ve kap da dardan kilitliydi.
- Bunu biliyorum. Kalp durmasndan lm olamaz m? Orada kfi derecede hava
var ve ayrca yukarda bir de havalandrma delii mevcut.
- ldrlmt, dedi Quade.
Komiser Dickinson hzla dnd. "Sen nereden biliyorsun?" Cesede bakarak,
"ldrlm olduunu herkes anlayabilir."
- yle mi. Belki sen bize nasl ldrlm olduunu sylersin. Vcudunda hibir iz
yok.
- Hibir darp izi yok nk o ekilde ldrlmemi. Zehirli gazla ldrlm;
siyanr ihtiva eden bir eyle.
Komiser dilerini skarak sordu: "Devam edin, peki kim ldrd onu?"
Quade ban olumsuz anlamda sallad. "O sizin iiniz. Ben size nereden
balayabileceinizi gsterdim."
- ok yardm ettiniz, dedi komiser. O kadar ki, sizi gzaltna alacam.
Charlie Boston, Quade'in kulana doru inledi: "Aznz kapal tutmay ne zaman
reneceksiniz?"
Ama Quade arszca srtmakla yetindi. "Beni tutuklarsanz, sizi yanl yere adam
tutuklamaktan dava ederim."
- Bunu gze alrm, dedi dedektif. Sizin bildiklerinizi bilen birinin cinayetle ilgisi
olmamas imknsz.
- ok byk bir hata yapyorsunuz, dedi Quade. Bu adamlar size, Tupper' birka
saattir grmediklerini sylediler. En az saat nce lm. Ben binaya on be dakika
nce geldim.
- Hakl, dedi Anne Martin. Ben onun geliini grdm. Onun ve arkadann. Onlar
binann br tarafna gittiler ve hemen sat konumalar yapmaya baladlar.
- Ne sat?
Kk kmes hayvanlar hakemi tekrar atld. "O bir seyyar satc. Sahte sorular ve
cevaplar numaras ekerek insanlar aalyor. Dnyann en zeki adam olduunu iddia
ediyor. Hh!"
- Sana hh, dedi Quade.
- Kesin! diye bard Komiser Dickinson. Bu iin dorusunu bulmak istiyorum.
Cassmer'e dnerek. Sen! diye seslendi. O gerekten on be dakika nce mi geldi?
Cassmer omuzlarn silkti. "Onu birka dakika ncesine kadar grmemitim. Ama
kontrolr var. O bilir."
Kontrolr kapdaki yerini bir polise brakmt, suratn buruturarak:
- Evet biraz evvel geldi. Hatrlamak iin ok nedenim var. O ve dostu biletsiz
girdiler. Beni atlattlar. Sekiz yldr kimse biletsiz girmemiti. Ama o ok kurnaz. O ...
- Detaylar brakn, diye soludu komiser Dickinson. Kurnazca hareket ettiini
tahmin edebiliyorum. Peki Baym, adam siz ldrmediniz. Ama syle bana, adamn
siyanrle ldrldn nasl bildiniz?
- Siyanojenin iinde hidrosiyanik asit vardr. Tamam, ceset kuluka makinesinin
iinde bulundu, kap da dtan kilitlenmiti. Bu, birisinin onu ieriye kilitlediini gsterir.
Onu ldren bir insan. Buraya kadar hakl mym?
- Dinliyorum. Komiserin gzlerinde dnceli bir ifade vard.
- Kuluka makinesinin iinde krlm cam paralar var. Katil, ieri bu maddeyi
ieren bir ie frlattktan sonra kapy kapatp kilitlemiti. ierideki adam bir dakika
iinde lmtr.
- Bir dakika. Cam paralan burada, o doru. Ama iinde siyanojen olduunu
nereden kardnz? Burada hi koku yok.
- Yok, nk katil havalandrma deliini am ve kuluka makinesinin iindeki
elektrikli vantilatr altrmt. Dardan yaplabilecek eyler hepsi. Vantilatr duman
temizlemitir. ok basit.
- O kadar da basit deil. Siyanojen olduunu nereden bildiinizi sylemediniz.
- nk btn belirtileri var. Cesede balon, gzbebekleri bym, gzleri
genilemi, aznda kpk var, yz mosmor ve vcudu kaskat bklm. Bu, iddetli
titremeler olduunu gsterir. Eer bu belirtiler siyanojen belirtileri deilse, ben hibir ey
bilmiyorum demektir.
- Baym, dedi dedektif. Siz kim olduunuzu sylemitiniz?
- Oliver Quade, Ayakl Ansiklopedi. Her eyi bilirim.
- Biliyor musunuz, size inanmaya balyorum. O zaman cinayeti kim iledi?
- Bu kurallara aykr. Ben adamn nasl ldrldn syledim size. Kimin
ldrdn bulmak sizin iiniz.
- Pekl ama.bir ey daha syle. Eer bu siyanojense, iinde hidrosiyanik asit
vardr ve o da ldrc bir zehirdir. Sokaktaki insan bunu kolayca elde edemez.
- ehirdeki insanlar demek istiyorsunuz. Siyanojen, baz bcek ilalarnn bazdr.
Ben bunun saf siyanojen olduunu sanmyorum. Bu sulandrlm ekliydi; muhtemelen
tavuk iftliindeki fareleri ldrmek iin kullanlan bir gaz. Herhangi bir kmes hayvan
yetitiricisi satn alabilir onu.
- Adl tbbn adam da geldi ite, diye aklama yapt Dedektif Dickinson. imdi
sizin sylediinizi kontrol edeceiz, Mr. Quade.
Adl Tabip Dr. Bogle, cesedi hzl fakat dikkatli bir ekilde derinlemesine inceledi.
Aklamalar, Quade'in tehisiyle artc bir ekilde akyordu.
- Siyanr veya hidrosiyanik asiti nefes yoluyla iine ekmi ve be dakika iinde
lm. buuk saat kadar nce.
Quade'in yznde garip bir glmseme belirmiti. Gruptan uzaklap gitti. Charlie
Boston ile Anne Martin de onu izledi.
- Olaanst bir i baardnz, sylememe izin verir misiniz? dedi kz hayranlkla.
- Sylemenizin sakncas yok, diye srtt Quade. Ben gerekten mthitim.
- Byle eyleri apkadan karr, diye sylendi Boston. ok zeki adamdr. Yalnzca
tek bir eyi beceremez.
- O nedir?
Boston tam cevap verecekti ki, Quade'in yzndeki sert ifadeyi grnce sustu.
Quade ksrd. "Aa bak, sosisli sandvi tezgh le yemei zaman olduunu
hatrlatt bana. Bir portakall gazoz ile sosisli sandvi ister misin Anne?"
Kz, adamn senlibenli tavrna glmsedi.
- tirazm yok epeyce acktm.
Boston, Quade'e sokularak, "Hey unuttun galiba, hi paran yok." Quade, " sosisli
sandvi ve portakall gazoz" dedi. Bir dakika sonra sosislerini yiyorlard. Quade
gazozunu bitirmiti ve sandviinin yansn yedii srada anszn parmaklarn klatt.
- Bu bana bir ey unuttuumu hatrlatt. Bir dakika izin verin bana, diyerek Charlie
Boston'n aknlna ve itirazlarna aldr etmeden kuluka makinesinin etrafndaki
gruba doru yrd.
Anszn Boston'n itah kat. Azndaki lokmay mmkn olduunca uzun sre
inedi. Kz sandviini bitirip ona glmsedi. "Bu ok iyi gitti. Bir tane daha yiyeceim.
Siz de yer misiniz?"
Boston neredeyse bouluyordu. "Aaah hayr, ben a deilim."
Kz bir sosisli sandvi ve bir gazoz daha syledi ve Boston sandviinin son lokmasn
yemeye alrken, kz onlar da bitirdi.
Tezghn sahibi, tezghn sildi. Boston'n ve Anne Martin'in etrafndaki tezgh da
sildi ve sonunda: "Borcunuz seksen cent Baym" dedi.
Boston, sandviin kalann azna tktktan sonra ceplerini aratrmaya balad. Kz,
onu merakl gzlerle izledi. Boston ceplerini itinayla kartrd. "Bu ok komik ite.
Czdanm otelde brakmm. Quade...."
- Ben deyeyim, dedi kz czdann sratle aarak.
Boston'n yz pancar gibi kzard. Bu tr eyler Quade iin utan verici deildi, ama
Boston yle hissetmiyordu.
- te Mr. Quade, dedi Anne Martin. Ona katlalm m?
Boston sosisli sandvi tezghndan uzaklatna memnun olmutu.
Soruturma devam ediyordu. Komiser Dickinson kuluka makinesinin iinde elleri ile
dizlerinin zerinde duruyordu. Kapda bir polis vard ve birka da makinenin dyla
ilgileniyordu.
Quade onlar elindeki bir tel parasyla selamlad.
- Delil aryorlar, dedi.
Kz rperdi. "Cesedi alp gtrseler ok iyi olurdu."
- Gtremezler. nce resmini ekmeleri lazm. Anladm kadaryla fotoraf ve
parmak izi uzmanlar gelmek zereymi. Gelmeleri de gerekmez ya. nk ben katilin
kim olduunu biliyorum.
Kz yutkundu, "Kim?"
Quade cevap vermedi. Elindeki tel parasna bakt. Bu, kmesten koparlm bir tel
parasyd, ama bklerek uzatlm ve bir soru iareti ekline sokulmutu. Quade,
Dickson'n omzuna bu telle dokundu.
Komiser gzlerini yukar kaldrp kalarn atarak, "Ne?" dedi.
- Bunu ister misiniz? diye sordu Quade.
- Neymi o?
- Yerden aldm bir tel paras.
- Ne yapmaya alyorsunuz, dalga m geiyorsunuz benimle?
Quade omuzlarn silkti, "Hayr, sizi ellerinizin ve dizlerinizin zerinde yerlerde bir
eyler ararken grdm. Aradnzn bu olduunu dndm."
Dickinson homurdand. "Eer cinayeti kimin ilediini sylemeyecekseniz, beni rahat
brakn."
"Peki" dedi Quade ve elindeki tel parasn tavuk kmesinin stne doru frlatt.
Anne Martin, Boston'a "Gelin, gidip binann br tarafndaki hindilere bakalm" dedi.
Boston ayaklarn sryerek Quade'in yanna geldi ve koridordan yrmeye
baladlar. "Cinayeti kim iledi Ollie?"
- u anda syleyemem, nk ispatlayamam. Bir mddet sonar belki.
Boston, tutmu olduu nefesini brakt, "Eer grdm en lanet olas herif sen
deilsen ne olaym."
Anne Martin, "Yani Komiser Dickinson'a sylemeyecek misiniz?" dedi.
- Aa evet, ama biraz bekleyeceim. Belki kendisi bir yerlere varr. Ben onu bu
zevkten mahrum etmek istemem. Saat ka?
- Bilmem, dedi Boston. Ben saatimi Kansas City'de kaybettim. O olay
hatrlyorsun deil mi Ollie?
Quade yzn buruturdu. Boston, saatini Ben Amca'nn Altn Top Maazas'nda
"kaybetmiti." Quade'inki de, St. Louise'de Moe Amca'nn dkknnda kalmt.
- Saat 12.30, dedi kz kol saatine bakarak.
Quade bayla onaylad, "yi, gazetelerin leden sonraki erken basklar cinayetle
ilgili haberler yazacak ve daha sonra birok maraz insan tipi buraya doluacak. Bu da,
benim reklam yapp kitaplarmdan bazlarn satabileceim anlamna gelir."
- Ben de sana onu sormak istiyordum, dedi Anne Martin. Bu sabah gerekten
olaanst sorular cevapladn. Bunu nasl yapabildiini katiyen anlamadm.
- Bir an tevazudan vazgeip syleyeyim. nk btn cevaplar biliyorum.
- Hepsini mi?
- Evet. Bak, ansiklopediyi batan sona drt kez okudum. Anne ona hayretle bakt.
"Btn bir ansiklopediyi mi?"
- Yirmi drt cilt. Ee, haydi geri dnelim Charlie, uyank ol.
- Ah, dedi Charlie Boston.
Dr. Bogle'n adamlar, ldrlm olan adamn cesedini gtryorlard. Komiser
Dickinson, suratnda tiksinti bir ifadesiyle adamlarm toplam gitmek zereydi.
- Gidiyor musunuz yoksa Komiser Dickinson? diye sordu Quade.
- Burada beklemenin ne yarar var? diye homurdand komiser. Herkesin, cinayeti
ilemediini ispat eden uyduruk bir delili mevcut.
- Ama arkadam, ya ipularnz?
- Hangi ipular?
Quade ban ileden km gibi sallad. "Ben size cinayetin nasl ilendiini
sylemitim, deil mi?"
- Evet, tabi. Herif adam kuluka makinesine kilitledi, ieri zehirli gaz iesini
frlatt, ondan sonra havalandrmay ap vantilatrleri altrd. Ama etrafta bir
dzineden fazla adam vard ve bunlardan herhangi biri de yapm olabilir bunu,
dierlerine fark ettirmeden.
- Hayr yanlyorsunuz. Sadece bir kii bu cinayeti ileyebilirdi.
Kalabalk birden sessizlie brnd. Charlie Boston yere melmi bir vaziyetteydi,
gergindi ve burnundan soluyordu. Polis komiserinin yz solgunlamt. Quade, bir sre
nce sonu karmadaki olaanst yeteneini sergilemiti ve Dickinson onun syledii
her eye inanmaya hazrd.
Quade tembelce bir kmesin zerine trmand, bir tel parasn eline ald ve aniden
bkerek kopard. Daha sonra kuluka makinesinin yanna indi.
- Bu havalandrmaya bakn, dedi. Buraya kolayca ulalabildiimi gryorsunuz.
Siz de ulaabilirdiniz komiserim. Biz hemen hemen ayn boydayz: 1,78 m. Ama 1,60 m.
boyunda biri, parmak ularnda bile dursa oraya yetiemezdi. Beni takip ediyorsunuz
deil mi?
- Devam edin, dedi Komiser Dickinson.
Quade, elindeki teli bkp uzun bir soru iareti ekline soktu. "Buraya bir kutu ya da
sandalye tayp onun zerine kmak dikkat eker" diye devam etti. "Onun iin katil
havalandrmay amak iin tel kulland. Bunun gibi." Quade havalandrmann engelini
yakalad ve ekerek kolayca at.
- Bu bana yeter, dedi Komiser Dickinson. Bir mddet nce bu teli bana neredeyse
zorla verdiniz, ama ben grmedim. Evet Hakem Stone, tutuklandnz.
- O bir yalanc, diye grledi tysklet hakem. Benim aleyhime byle bir eyi
ispatlayamaz. O tel parasn kmesten kopard u anda.
- yle, dedi Quade. Benim, telin asln yerden aldm ve komisere veremeyince
frlatp attm grdnz ve onu alp yok ettiniz.
- Siz beni, bunu yaparken grmediniz.
- Hayr, zellikle uzaklatm. Bylece size o telden kurtulma frsat tamdm. Ama
size bir tuzak kurdum. O tel elimdeyken zerine mrekkep srdm; sizin o teli elinize
aldnz ispatlamak iin. Ellerinize bakn Hakem Stone!
Hakem Stone iki avucunu havaya kaldrd. Sa elinin baparma ve dier parmaklar
siyah lekeliydi.
Komiser, kk kmes hayvanlar hakemine doru yneldi. Ama tysklet hakem
korkudan lk atp kat.
Charlie Boston "Hey!" diye bararak, adamn zerine atlad. Kaim kollarn ufak
adamn bedenine sararak, onu tutmaya alt. Ama hakem can havliyle mcadele
ediyordu. Boston'n yzn trmalad ve baldrlarn fkeyle tekmeledi. Boston bararak,
adam tutan kollarn gevetip brakt ve kendini yumruklaryla korumaya hazrland.
Tavuk hakemi aniden Boston'n karnna vurarak, onun geveyen kollarnn arasndan
kap kurtuldu.
Onu durduran Anne Martin oldu. Hakem, Boston'n yanndan kaarken, Anne Martin
ortaya kp sa ayam ileri doru uzatt. Kk adam, Anne'in ayana taklarak
toplant salonunun betonuna boylu boyunca serildi. Charlie Boston yeniden onun zerine
kmt bile. Komiser Dickinson ani bir hamle yapt. Bir elinde kelepeler vard. Katil
gzaltna alnmt.
Stone o anda pes etti. "Evet ldrdm onu, o pis antajcy. Kmes hayvanlarnn
katld yarmalarda yllarca onun tavuklarna avantaj saladm. Oysa o beni aldatp,
iten attrd."
- Hangi iten attrd? diye sordu Dickinson.
- Sibley Yem Fabrikas'ndaki blge mdrl grevinden, dedi Stone.
- Niye seni iten attrd? diye sordu Quade. Yemleri hileli tartarak kazk atyordun,
ondan m?
- O pis tavuklarnn alamayaca dller kazandrdm ona, diye terslendi hakem.
Yzde yirmi otuz eksik yem verdiysem ne olmu, misliyle avantaj saladm zaten.
- Yzde yirmi otuz, dedi Quade, bir ylda epey para tutar. Kmes hayvanlar
gazetelerindeki ilannda Tupper, ylda sekiz binden fazla tavuk yetitirdiini iddia
ediyordu.
- Baka bir eye ihtiyacm yok, dedi Komiser Dickinson. Pekl Mr. Quade,
gerekten de suluyu yakaladnz!
- Ben deil. Ben sadece katilin kim olduunu syledim. Eer Miss Martin
olmasayd, katil kam olacakt.
Quade baka tarafa doru yneldi. "Anne" dedi, "Charlie ve ben meteliksiziz. Bu
leden sonra buraya bir sr merakl doluacak ve onlardan ok miktarda para
kapacam. Fakat bu arada, o sosisli sandvi pek doyurucu deildi, acaba bizi le
yemeine gtrr mydn?
Anne Martin'in gzleri parlad. "Bak Mr. Quade, eer kuruuna kadar tm param
isteseydiniz verirdim. nk siz zaten o paray benden alrdnz, eer gerekten
isteseydiniz. Siz dnyann en byk satcssnz. Hakem Stone'a bile itiraf ettirmeyi
baardnz."
Quade srtt. "yle mi? Nasl?"
Quade'in ellerini iaret etti Anne. "Siz tel parasn plak ellerinizle tuttunuz. Nasl
oldu da sizin elleriniz siyaha boyanmad?"
Quade ks ks gld. "Akll kz. Komiser bile fark etmedi bunu. tiraf ediyorum. Ben
Hakem Stone'un ellerindeki lekeyi nceden grmtm, sat taktiimi hazrlarken.
Herhalde akan bir tkenmez kalem filan kullanmt."
- O zaman siz tele bir ey srmediniz mi?
- Hayr. Ama ben onun katil olduunu biliyordum ve o da biliyordu, ama o ellerinin
kirli olduunun farknda deildi. Bylece...
Kz derin bir nefes alarak, "Oliver Quade, le yemei benden" dedi.
- Ve akam yemei ile sonraki elence de benden, diyerek srtt Oliver Quade.
Sar Kanaryann Tekerlemesi
Stuart Palmer


Hafif bir nisan yamuru, Arthur Reese'in Times
Meydan'na yukardan bakan zel brosunun camlarna vuruyordu. Reese, masasnda
sinirli bir ekilde oturmutu ve nnde duran, baskdan yeni km ve hl slak olan
kt parasn inceliyordu. Yaamnn en nemli kararn tam o anda ald. O kz, yani
Thorens' ldrecekti.
Aylardr bu konuyu dnyordu. Bir tr zihinsel satran problemi gibiydi. Margie
Thorens'tan, sessizce kurtulma zorunluluu duyduu bir srada, ylesine yapt planlarn
tam anlamyla mkemmellemesine kendisi de amt. Baka eyler dnd bir
srada, bu bulmacay da zmlemiti denebilir.
Masann biraz tesinde bir kap vard. Reese, camn zerinde isminin ve "zeldir"
kelimesinin tersten yazln grebiliyordu. Reese kapya bakarken, bir glge kapnn
camna vuran gn n bir an karartt; kapnn vurulduunu duydu.
- Evet! diye seslendi.
Platin renkli trnaklarna ramen mkemmel bir sekreter olan tombul, kzl sal Miss
Kelly'ydi gelen. "Miss Thorens sizi grmek iin hl bekliyor" dedi Kelly.
Miss Kelly almaya balayal, Margie Thorens'n hangi sklkta ve ne kadar uzun
sre kapda bekletildiini renecei kadar uzun sre gememiti.
"Aman Tanrm!" derken, Reese'in sesinde belirgin bir bezginlik seziliyordu. Reese
saatine bakt ve saatin 17.05 olduunu grd. "Syleyin ona, ok megulm" diye sze
balad. Daha sonra," Hayr, resepsiyona urar, gitmeden nce bir dakika grrm onu.
Ne yazk ki o kza gene kt havadislerim var."
Miss Kelly bu besteci adaylarn iyi tanyordu, glmsedi. "Saat 17.30'da Mr. Larry
Foley'le olan randevunuzu unutmayn. yi geceler Mr. Reese" diyerek kapy kapad.
Reese, mzik parasnn olduu kd incelemeye devam etti. "Mays Gn. "Bir
balad. Szleri ve mzii Art Reese'e ait. Arthur Reese ve irketi tarafndan baslmtr."
Sayfay aarak koro ksmn buldu ve hatrda kolay kalan mzikten bir l mrldand:
"Ben seninle bir mays gn tantm, fevkalade gzel bir gnd..."
Mzik notasn gvenli bir yere kaldrd ve masaya doru uzanp dvlm gmten
yaplma byk cep matarasn ald. Arya kamadan epeyce iti ve cep matarasn arka
cebine soktu.
Mzikle uraanlar yava yava piyanolarnn bandan kalktka, dardaki salon
giderek sessizleiyordu. Vodvil grubunu oluturan kz kardeler, melankolik ak arklar
syleyen arkclar ve komedyenler, isteksiz, ii gemi, zor beenen ahaliyi elendirmek
iin yeni numaralar arama iine bir sre ara veriyorlard. Stenograflar ve memurlar
daktilolarn rtyorlard. Onlarn gnlk almalar bitmiti. Reese'inkiyse yeni
balyordu.
Cebinden ok ok kk bir kapsl kard. Renksiz bir kapsld bu, bezelye kadard.
Ama bir dzine kobra ylanndan daha tehlikeliydi. Kaderin garip cilvesi, aklndaki gizli
plann olumasn salamt.
yl nce ar duygusal bir gen kadn, kullanlm bir eldiven gibi kenara atlma
ihtimaliyle kar karya kalnca yeise kaplm ve hayatna son vermeye karar vermiti.
Bu durum Arthur Reese iin gerekten ok tatsz olmutu. ans eseri, son anda kzn
elinden potasyum siyanr almay baarmt. Kz u anda evliydi ve Avrupa'da
yayordu. Bylece potasyum siyanrn nereden geldiini bulmak mmkn olmayacakt.
Tamamen ansa kalmt.
Kapsl onun kendi fikriydi. Dhiyane bir bulutu. Kapsl, parmaklarnn arasnda
yuvarlad sonra saatine bakt. Saat 17.15'ti. Times Meydan'nn klar yanmaya
balyordu. Bir nisan gnnn uzayp giden kasvetli gn yla eliiyordu bu durum.
Reese, masann zerinde duran kahverengi zarf ald, paltosuna doru yrd ve bir ift
ince eldiveni cebine soktu. Daha sonra da l l aydnlk ama terk edilmi d ofise
geti.
Sandaki ilk kapnn camnn zerinde yalnzca "1" says vard. Kap kilitli deildi.
Aceleyle ieri girdi. Birisinin kendisini grp grmemesinin nemi yoktu, bunu biliyordu
ama gene de grnmemesi daha gvenli olurdu.
Margie Thorens piyano taburesinin zerinden frlayp kalkarak, Reese'e doru geldi.
Oda, gerektiinde Reese'in elemanlar tarafndan kullanlacak ekilde denmiti. Reese
dudaklaryla glmsedi fakat gzleri, kz ilk kez gryormuasna bakyordu.
ok da uzak olmayan bir tarihte Arthur Reese, bu korunmasz ocuksu kz, onun
siyah gzlerini, daha da siyah olan salarn ve azn ok cazibeli bulmutu. Ama o tarih
ok gerilerde kalmt. Kzn pcne tahamml etmek iin kendisini katlatrd ve
hissizletirdi, ama ona Yahuda pc vermesine gerek kalmad. Kz durmu,
baklarn adamn yznde gezdiriyordu.
- Otur Margie, dedi adam.
Kz tabureye kt. "Sen otur" dedi adama. Sesi bouktu. "Yoksa hemen gitmen mi
gerekiyor? Bu hafta sonu Atlantic City'ye bir yolculuk daha m var?" Kelimeleri anlam
doluydu. Siyah tularda nota ald.
- Sylenmeyi brak, dedi Reese. Sana haberlerim var.
- Umarm vardr. Kz, Reese'e doru hzla dnd. Benimle ilgili bir eyler yapman
lazm. Ben byle bir kenarda bekleyemem. Seninle ilgili bildiklerimi gz nne alrsan,
hi bekleyemem Lothario.
Kz sesini ykseltmiti, oysa Reese bunu hi istemiyordu. "yi haberler var!" dedi
aceleyle. Kzn gzleri hafife byd. "Hayr, o Tennessee arks deil; modas gemi
bir ey. Nihayet Larry Foley'ye 'Mays Gn'n dinlettim; o, bu arknn harika olduunu
dnyor. Yeni bir 'Vadide Yank' diyor ark iin. Onun iin yaymlayacam. Canl
yaynda orkestra arky almaya raz oldu, Hollywood'da yapaca bir filme koymak iin
aba gsterecek. Baardn nihayet, artk bir bestecisin!"
Margie Thorens adeta decek gibi oldu. "Hepsi doru" diye teminat verdi kza.
Gerekten de yleydi. Reese, gerei sylemenin yalan uydurmaktan kolay olduunu
biliyordu. Daha sonra da fark etmeyecekti zaten. "Basm hzlandracam, sabahleyin de
kontrat hazr olacak."
Kzn hl ba dnyordu. "Sen besteye ortak olmayacaksn ya da burnunu
sokmayacaksn deil mi Art?"
- arm gibisin, dedi Art, matarasn kartarak.
- Kutlamak iin imeye ne dersin?
Margie ban hayr anlamnda sallad. "A karnna olmaz" dedi yalvarrcasna. "Bir
bardak su isterim ama."
Arthur Reese'in zihninde, dikkatle kurduu plan tekrar ekillendi. Tpk sallantya
uram bir kaleydoskop gibiydi.
Aceleyle kedeki su soutucusuna doru yrd ve bir saniyelik bir aradan sonra
elinde hemen hemen azna kadar dolu kt bir bardakla dnd. "Bu sana iyi gelir" dedi
kza.
Margie bir yudumda iti suyu; adam da tekrar nefes almaya balad. Arthur saatine
bakt. Saatin 17.25 olduunu grd. Kapsl drt ila alt dakika iinde etkisini
gsterecekti.
- Daha da iyisi, diye hzla devam etti. Geen gn aklma gfteyle ilgili bir fikir
geldi. Foley de bu fikri beendi. Eer bu gfteye uyacak gzel, dokunakl bir beste
yapabilirsek...
Arthur ceplerini aratrmaya balad. "Yazdm notlar kaybetmiim" dedi. "Ama
eer yazarsan, szleri hatrlyorum. Ona sar bir kalem ile "Sevgilim Tennessee"
arksnn reddedilen metnini ieren zarf uzatt:
- yle balyor: "Elveda elveda...
Ar ar dikte ettirdi. Bu sre, adama saatler gibi geldi. Saatine bir gz attnda, drt
dakikann gemi olduunu grd. Bir satr dzeltip, sylerken buldu kendini.
- Bana bunu bir kez daha vermitin, diye itiraz etti Margie. Ama kafiyeler kt. Kz
ban kaldrd. Sanki birdenbire eski ve sylenmesi g bir srr hatrlam gibiydi.
Iklar a! diye bard. Bir eyler oluyor, Art! Gremiyorum! diye bard. Ayaa
kalkmaya abalad. Art, aman Tanrm bana ne yaptn!
Sesi zayflad, dudaklarnda kk kpkler olutu. Adamn onu tutmasna frsat
kalmadan ileriye doru dt.
Reese belirli bir ey hissetmemiti. Sadece kzn o kk vcudunun yeri sallayacak
kadar ar olmay karsnda minnet duymutu. Kz orada brakarak, sratle kapya
doru gitti. Etrafta, kzn son mitsiz yalvarlarn duyacak mesafede birisinin olduuna
dair hibir emare yoktu. ansndan tr kendini kutlad. Bu tr bir i, kitaplarn ne
srdnden ok daha basitti. Bu kadarn tahmin etmemiti.
Kapy kapatarak, mzisyenlerin almalarn rahatsz edilmeden srdrmelerini
salamak amacyla konmu olan srgy ekti. Daha sonra da grnty tamamlamak
iin sratle harekete geti. Margie Thorens'n kanlmaz intiharn tm dnyaya sunan
bir grntyd bu.
nce ince eldivenlerini takt. Kz hasr kanepeye kaldrmak fazla g
gerektirmiyordu; buna karlk insana bakan ak kalm gzlerinin gzkapaklarn
kapatmak iin duyduu arzuyu bastrmas gerekmiti.
Margie Thorens'n sol koluna takt, altn kaplama kayl ufack saatine doru
uzand. O noktada bir anlk bir engelle karlat. Reese saatin akrep ve yelkovann
18.05'e ayarlamaya, daha sonra da saati paralayarak intihar saatinin bylece tespit
edilmesini salamaya niyetliydi, ancak kz dtnde saatinin kristali krlmt.
Saat almyordu. Eldivenlerden birini kard ve dikkatle kk saatin ibresini
zorlayarak ileriye ald. Krk cam paralar ibrenin hareketini engelliyordu, ama gene de
hareket ettirebildi. Tekrar eldivenlerini takt.
Reese mee demenin zerine dm birka krk cam parasn yerden ald, can
ekiirken kanepenin kollarna arparak saat tabi ekilde kolunda krlm gibi
yerletirmeyi de ihmal etmedi.
Neyse ki hava hl aydnlkt.
Kt bardak yerdeydi. Parmak izlerinin kdn zerinden silinip silinmediinden
emin olmad iin barda buruturup cebine koydu. Raftan baka bir kt bardak alp
iine biraz su koydu ve iine bu amala saklam olduu zehir paralarndan birka zerre
att. Bu karm cansz yzn ve azn zerine dkerek, barda cansz parmaklarndan
dyormuasna yere att. Tekrar dnd ve barda yerden alp Margie Thorens'n
gevek elinin iine yerletirip eldivenli eliyle buruturdu.
Bu i bitmiti ve kusursuzdu, bunu biliyordu. New York'ta dostsuz ve arkadasz tek
bana kalm, gelecee dnk mitleri yklm, mal durumu bozuk, yalnz, gen bir
kzn intihara teebbs etmesinden kim kukulanrd ki?
Reese saatine bakt. Akrep ve yelkovan 17.35'i biraz gemiti. Eer bir gn lazm
olursa kullanmak zere, su ilendii srada baka yerde olduunu mkemmel bir ekilde
kantlamas iin gerekli delilleri ayarlamak zere yirmi dakikas vard.
Hl yapmas gereken ufak tefek ince ayar iler vard. Kapnn kilidini at ve ana
salona bakt. Hl botu. Kapy aralk brakarak dar kt ve kolunu ieri uzatp
srgy srglemek iin pirin kap tokman evirdi.
aksnn keskin yann kilidin yayma dayayarak kolunu dar ekti ve kapy kapad.
Daha sonra aky dar ekti ve kilidin kapanma sesini duydu.
Reese iki dakika sonra aa inerken asansr grevlisi delikanlyla akalayordu.
Asansrden ktktan be dakika sonra Roxy Grill'in erkekler tuvaletinden, ykanm,
paklanm, kt bardak ile zehir kapsln tayan kd tuvalete atm ve zehrin, su
ebekesi kanalyla sonsuza dek yok edilmi olduunu bilerek kyordu. Barn zerindeki
byk saat 18.10'u gsterdiinde Reese, Larry Foley'ye ikinci parti ikisini smarlamt
bile. Yavaa "Mays Gn" arksn mrldanyordu.
Mfetti Oscar Piper terliklerini giymeden nce "Spring 7-3100"i arad "Bir ey var
m Komiser?"
- Tin Pan Alley'deki bir kadnn pis bir intihar olayndan baka bir ey yok, dedi
telefondaki komiser. Temizliki kadn bulmu. Karakoldaki elemanlar orada imdi.
- Sabah urar bir bakarm, diye karar verdi mfetti. Bu tr olaylar hep birbirine
benzer.
Ertesi gn, cumartesiydi; dolaysyla Miss Hildegarde Withers, Jefferson lkokulu'nun
nc snfnda okuyan ocuklara bitkilerde yeerme ve filiz vermeyi retmekten
kurtulmutu. Ama yatakta, keyifle aylaklk yapma plan telefonun saygszca alyla
yanda kesilmiti.
- Evet, Oscar, dedi Miss Hildegarde bezginlikle.
- Sen birok kez bana polisin cinayeti intihardan nasl ayrt ettiini sormutun,
diyordu Piper. Eh ben u anda tipik bir intihar vakasnn gerekletii yerdeyim. Her
ayrnt, nemsiz gibi grnen bir tanesi dnda mkemmel. Gelip bir bakmak ister misin?
Eer acele edersen, cesedi morga gitmeden nce grebilirsin.
- Gelirim, diye kararn bildirdi retmen. Ama zellikle cesede rastlamamak iin
ii ardan alacam.
O kadar ardan ald on kat asansrle kt halde mzik yapmcs Arthur
Reese'in ofisine gene de morgun beyaz elbiseli adamlarndan nce vard. Saikan bir at
andran uzun surat, mfetti resepsiyondaki krk kilidi, mzik odasn ve odada yatan
gsterdiinde burutu.
Temizliki kadn geceyars gelmi ve kapy kilitli bulmutu. Kapnn dardan
kilitlenmi olmadm grnce, ieride birisinin hasta filan olduunu dnmler ve
dolaysyla gece bekisine kapy zorla atrmlard. Birisi vard ieride, dndkleri
gibi. Adl tabip son ete cinayetlerini aratrmak zere Long Island'da olduundan
gelmesi birka saati bulmutu. Adl tabip incelemesi sonucunda kzn aznn
kenarlarnda siyanr kalntlar buldu, otopsinin de bunu teyit edeceini syledi.
Miss Withers bayla tasdik ederek, "ok da gen duruyor" dedi.
- yleymi, dedi Piper ona. Kz soruturduk. Albany'de bir liseden, ark bestelemek
ve zengin olmak iin kam; onun iin zannettiinden de gen. Be aydr New
York'taym ama srekli reddedilmi. Baka bir ey elde edememi. Dn leden sonra
bir kez daha reddedilmi ve herkesin gitmesini bekleyip kendini ldrm. Piyanonun
zerine bir intihar notu da brakm. Mfetti kahverengi zarf uzatt. Reddedilen eserin
bulunduu zarfn zerine yazm notu. Dikkat ettin mi? Neredeyse son kelimeye kadar,
yazs ne kadar dzgn; eli hi titrememi.
Miss Withers'in dikkatini ekmiti bu. Eilerek kafiyeli notu inceledi. Grd
uydu:
"Elveda elveda diye alarm
Uzun ve son bir veda
Broadway'e ve klara elveda
Kederli gnlere ve yalnz gecelere elveda
Tek bama bekledim
Bu son arky sylemek iin
Elveda..."
Bir kez daha okudu sonuna kadar. "Kz imzalamam" diye devam etti Piper. "Ama
kzn el yazs olduu kesin. Zarfn iindeki reddedilmi arknn yazsyla uyuuyor.
Ayrca antasnda postalanmak zere duran mektuptaki yazya da uyuyor."
- Bir mektup mu? Miss Withers zarf geri verdi. Ama mektup tam bir d
krklyd. Metropolitan Gaz irketi'ne yazlm ksa bir nottu ve gecikmi borcunu
demek iin ksa srede iinde bir ek gndereceini bildiriyordu. Notu, Margery
Thorens adna imzalamt.
Miss Withers mektubu geri verdi. lm kza ait olan ufack el antasn alarak bir an
inceledi. "Ufak bir tkenmezkalemi varm, grdm kadaryla" dedi retmen.
"Yazyor da kalem. Neden kurunkalem kulland acaba?"
- Kurunkalem kullanm, ite burada. Piper ona yerde duran uzun sar
kurunkalemi uzatt. retmen kaleme uzun uzun bakt.
- Tablo mkemmel, dedi Piper neeyle. Bir ufak terslik var, ama o da pek nemli
deil.
Miss Withers tersliin ne olduunu bilmek istiyordu. "Sadece u" dedi mfetti.
"lm ann biliyoruz, nk kol saatini can ekiirken krm. Buna gre saat 17.55'ti.
Fakat o srada hava epey karanlkt ve ilk kez bir intiharn karanlkta meydana geldiini
gryorum. Genellikle n huzur verici etkisini ister insanlar bu durumda."
- Belki, dedi Miss Withers. Belki de daha nce lmt, saat yanlt. Ya da
ldkten sonra bir mddet daha alt.
Mfetti ban sallad. "Saat, kz dtkten sonra alamayacak ekilde krlm.
Zemberei krlm. Karanlk bastrdktan sonra lm olmal, nk ofislerde birileri
vard saat 17.30'a kadar. Size sylediim gibi..."
Mavi, zerine bol gelen bir niformas olan komiser, mfettiin szn kesti: "Reese
u anda geldi. Ofisinde beklemesini istediinizi syledim ona."
- Tamam. Oscar Piper Miss Withers'a doru dnd. Reese bu irketin patronu, bize
kzla ilgili bilgi verebilir herhalde, istersen sen de gel.
Miss Withers gitmeyi kabul edip. Mfettii takip etti; d ofisten sonra zerinde
"Arthur Reese" yazl bir kapdan ieri girdiler. Mfetti her zamanki numaray yapp,
Miss Withers'i stenograf olarak tantt.
Reese, neredeyse soluk almadan, "Olacak ey mi, hem de burada! Duyar duymaz
geldim. N'oldu?" diye patlad.
- Nerede olsa kt, dedi Miss Withers yava sesle.
- Zavall kk Margie, diye bitirdi szn masadaki adam.
Piper birden tam bir mfetti kesildi. "Margie ha? Onu iyi tanyordunuz o zaman."
- Tabi. Reese, bir kitap gibi ak ve netti. Aylardr benim canm kartyordu,
nk benim yeni bestecilerin bestelerini basma konusunda hretim vard. Ama ben ne
yapabilirdim? Yetenekten ok hrs vard...
- O zaman onu ahsen tanmyordunuz.
Reese ban hayr anlamnda sallad. "Doal olarak onunla bir dost olarak ilgilendim,
ama ofisimdeki herkes, besteci adaylaryla gezmediimi size anlatabilir. Bu, ileri
zorlatrr nk. Baz insanlar her zaman dostluklar istismar etmeye alrlar
biliyorsunuz."
Piper, "Thorens denen kz son kez ne zaman grdnz?" diyerek sz ksa kesti.
Reese dnp pencereden darya bakt.
- Korkarm ki, onu en son canl gren insan bendim, dedi. Eer bilseydim...
- Bunu kaydet Hildegarde, diye emir verdi Piper.
- Kaydettim ve edeceim, diye cevaplad retmen.
- Birka hafta nce, diye balad Reese. Margie Thorens bana "Sevgilim
Tennessee" adnda msvedde halinde bir ark verdi. Beinci veya altnc denemesiydi;
kt, hatta zr dilerim ama, feci bir arkyd. Basamazdm. Dn akam geldi ve ben de
ona kt haberi verdim. Mmkn olduunca krmamaya altm, ama d krklna
uram gibi gzkyordu. Hemen onu brakp gitmem gerekiyordu, nk 17.30'da
radyo arkcs Larry Foley'yle randevum vard. Onun iin onu, en son lm olduu
resepsiyon odasnda grdm; 17.30 veya biraz daha nceydi.
Miss Withers mfettie fsldad. "Ah" dedi mfetti "Thorens denen kzn resepsiyon
odasnda ldn nereden bildiniz?"
- Bilmedim, diye kabul etti sakince. Tahmin ettim. Krk kapnn nnde nbet
tutan polisi oraya i olsun diye koymadnz herhalde. Her neyse, yamur nedeniyle
randevuma birka dakika ge gittim. Foley'yle 17.40'ta buluabildim. O ve elli kii bu
konuda ahitlik edeceklerdir.
Piper bayla onaylayarak, cebinden parldayan bir nesne kard. "Bunu
tanyabildiniz mi Mr. Reese?"
Reese saati dikkatle inceledi. "lk bakta Margie'nin saati derim. Fakat kesin
bilemem."
- O zaman genelde saatin muntazam ileyip ilemediini bilemezsiniz herhalde?
Reese dnceliydi. "Tabi bilemem. Ama Margie genellikle zamannda gelirdi, eer
bu bir ey ifade ederse. Dn sabah bana telefon ettiinde, onu grebileceimi
sylemitim ve tam zamannda geldi. Ben meguldm, onun iin beklemesi gerekti."
Mfetti saati yeniden zarfa koyarken, Miss Withers elini uzatt. Kalarn atarak
saate bakarken, mfetti son sorusunu sordu.
- O zaman Miss Thorens'n zel yaamnda olabilecek ak maceralarndan haberdar
deilsiniz sanrm?
- Hayr, hibir bilgim yok. Nerede yaadndan bile haberim yok; sadece eyaletin
kuzeyinden bir yerden -Albany'den sanrm- geldiini biliyorum. Bestelerinden birinin
ad, "Albany'ye Gezinti"ydi.
Piper ve mzik yapmcs ar ar odadan karak, beyazlar giymi, gl kuvvetli
iki adamn hasr bir sepeti krk kapdan hzla dar tadklar yere doru yneldiler.
Miss Withers Thorens'a ait olan kol saatini incelemek amacyla biraz daha kalp oyaland.
Gsterili fakat deersiz bir aletti. Kare eklinde modern bir biimi vard. Miss Withers
bu tarz bir saate bakarak zaman anlamay g bulurdu. Yelkovann saat bana be
kalada, akrebin ise tam ters istikamette durduunu fark etti. Dikkatlice yerine koyup,
hzla mfettiin arkasndan seirtti.
Margie Thorens'n cesedinden arta kalanlarn dar tanmasyla birlikte Arthur Reese
and Company'nin ofisleri biraz canlanmaya balad. Kzl sal Miss Kelly, Reese'in
ofisinin nndeki masasna geri dnd. Miss Withers, Miss Kelly'nin giydii elbisenin
gs dekoltesinin iyeri iin fazla ak olduunu dnd. Memurlarn ve stenograflarn
tekrar odaya dnmelerine izin verildi, bir yerlerde bir adam piyanoyu grltyle almaya
balad ve bir ofis grevlisi Miss Withers'n yanndan koarak geti, elinde yeni baslm
mzik notalar vard.
- Pekl, biz gidiyoruz, dedi mfetti birden, Miss Withers'n kulana.
Miss Hildegarde Withers yerinden hoplad: "Pekl da ne?"
- Gidiyoruz. Olay apak, gn gibi aikr. Burada Cinayet Masas'n ilgilendiren
hibir ey yok."
- Kukusuz, dedi Miss Withers. Ama akl baka yerdeydi.
Mfetti onun fikirlerine deer vermeyi renmiti. "Yanl bir ey mi var? Benim
gzmden kaan bir ey mi fark ettin?"
Hildegarde Withers ban sallad. "te mesele de bu" dedi. "Ben bunadmdan
kukulanmaya balyorum. Bana syler misin", dedi Miss Withers. "ntihan kesinletiren
deliller nelerdir?"
- ncelikle yalnz kalabilmek iin kapnn kilitlenmi oluu dedi mfetti. kincisi
intihar notu, nk geriye iki satr brakmak insan tabiatna uygundur. nc sebep,
mutsuzluk. Drdncs, intihar eden duygusal ve nevrotik bir kiilik olmal. Beni anladn
m?
- ok net dedi Hildegarde.
- Diyelim ki kz karanlkta lmeyi seti, peki intihar mektubunu neden karanlkta
yazsn? Neden bir kurunkalemi esin?
- Ama kurunkalem erilmi deildi.
- Ben de aynen yle sylyorum, dedi Hildegarde Withers, dnceli bir ekilde.
Btn dikkate ve gayrete ramen Thorens davas bu ekilde kapand. Mfetti Oscar
Piper dikkatini daha nemli konulara yneltti. Adl Tabip Bloom, otopsi sonucunda,
lenin okul ya da niversite laboratuvarlarndan ya da belki de bir meyve bahesinde
kullanlan bir tarm ilacndan alnm ldrc dozda potasyum siyanrle intihar etmi
olduunu aklad.
Miss Hildegard Withers, Jefferson lkokulu'ndaki normal grevine geri dnd, ama
zihninin gerilerinde bir yerde srekli bir ses onu rahatsz etmeye devam etti. Kadncaz
kendi inatlna aakald. Ak ve net olan bu aklama biiminin, gerein ta kendisi
olmas pekl mmknd. Aklna, bilinen gereklere uyabilecek baka olaslklar
gelmiyordu. Ama te yandan...
Margie Thorens'n lmnden drt gn sonra, yani sal gn, Miss Withers Mfetti
Piper'a telefon ederek, daha etrafl bilgi talep etti. "Max van Donnen'a, kzn zehri
aldktan sonra ne kadar sre yaayabileceini sor olmaz m?"
Ama yal Alman laboratuvar uzmannn kalntlar analiz etmediini syledi Piper.
Dr. Bloom otopsinin bulgularn zetlemiti. Margie Thorens ani bir ekilde lmt.
Hayat organlar potasyum siyanr zerreleriyle doluydu. Bu madde, bilinen zehirler
iinde en hzl tesir edeniydi.
- Zehri aldktan sonra mektubu yazm olamaz deil mi? diye sordu Miss Withers.
- mknsz, dedi mfetti. Fakat Tanr akna neler...
Miss Withers telefonu kapamt bile. Gene duvara toslamt. Ama toslanan duvarn
bykl, btn bu ite bir terslik olduunun en iyi kantyd.
O leden sonra Miss Withers, Margie Thorens'in oturduu pansiyonu ileten ev
sahibesi Mrs. Blenkinsop' ziyaret etti. Kadncaz iman, bakmsz ve halden anlayan
biriydi.
- Gazetelerde zavall yavrucan, Albany'deki teyzesine gnderileceini ve lisedeki
snfnn tabutu tamak iin okuldan izinli saylacan okudum, dedi Mrs. Blenkinsop.
Zavall ocuk, ok sessiz biriydi. Ama yle insanlar sessiz ve derinden giderler.
Mrs. Withers da ona katld. "Acaba odasn grebilir miyim?"
- Tabi, diye onaylad ev sahibesi. Her ey olduu gibi duruyor, nk kiras nisan
sonuna kadar denmiti, o gne de bir hafta zaman var daha. Ev sahibesi yol gsterdi, bir
kat merdiven ktlar. Biliyor musunuz, bu ekilde gidip evdeki evcil hayvanlar iin
hibir hazrlk yapmam olmas, bu olayn en tuhaf yan. Sanrsnz ki..."
- Evcil hayvanlar m?
Ev sahibesi kapnn birini at. "Evet efendim, gzel bir dii tekir kedisi ve bir de
kuu vard. Grdm en mutlu ailelerden biriydiler. Sanrm Miss Thorens burada,
ehirde yalnz bana kalmt ve onun iin tm sevgisini onlara vermiti. Onlar besleyip
su verdim, haberi duyduum gnden beri..." Yaamak iin gerekli asgar dzeyde eyayla
donatlm, karanlk ve plak bir odaya girdiklerinde, ev sahibesi iman parmaklarn
klatt. Buras hem oturma hem de yatak odasyd. Bir de kk bir blmedeki mutfak ile
holn br tarafndaki banyo vard. Geni bir pencere plak atlara bakyordu. Miss
Withers odaya bir gz att ve odada yalnzca pencerenin kenarndaki kiralk konser
piyanosunun olduunu grd.
Mrs. Blenkinsop parmaklarn tekrar klatt ve az gelimi sska bir kedi yataktan
kalkp gerinmeye balad. "Cici kedicik" dedi Miss Blenkinsop.
Kedicik okanmay reddetti ve her iki ziyaretinin de yemek getirmediini anlaynca,
yastn zerindeki yerine geri dnd. ki adet kehribar rengi gz, piyanonun zerindeki
pencereden szlen gn altnda asl olan yaldzl kafese bakyordu. Kafesin iinde
kk sar bir kanarya vard ve davetsiz misafirlere kt kt bakarak "cik cik" diye
tyordu.
- Eyalar hakknda hibir talimat brakmad, zavall kzcaz, dedi ev sahibesi.
Sanrm birka para eyasn toplamam isterler.
Eer kedisi Pussy'i kimse istemezse ben alrm, nk bodrumda fare var. Fakat kuu
ne yapacam bilemiyorum, nk ben bu mbarek eylerden nefret ederim. Bir radyom
var, her neyse.
Kadn, sonu gelmez bir ekilde konumaya devam ediyordu. Miss Withers dikkatle
dinledi, ama ksa bir sre sonra Mrs. Blenkinsop'n Margie Thorens hakknda
kendisinden bile daha az ey bildiini fark etti. Kadn, Margie Thorens'n odasna hibir
zaman erkek ziyareti gelmedii konusunda emin olduunu sylyordu srarla.
Her ne kadar polisin olaan ilemler yaptm bilse de, gene de etrafa bir gz atmay
her eyden ok istiyordu Miss Withers. "Eskiden kalma, baylma ve bir bardak su isteme
numarasna bavurmal myd" diye dnrken, kap zilinin alnmas onu bu dertten
kurtard.
- Bir dakikada dnerim, diye sz verdi Mrs. Blenkinsop. Odadan hzla kt. Miss
Withers, sratli bir ekilde kk masann ekmecelerini ve piyanonun zerindeki
notalar kartrd, ama ona ipucu verecek hibir ey bulamad. ok miktarda nota kd
vard, be alt tane de msvedde halinde reddedilmi beste... tamam buydu. Odann
hibir zellii yoktu.
Miss Withers piyanonun bana oturup bir nota ald. Keke Margie'nin byk
ehirdeki dert orta olan bu alet konuabilseydi. Burada bir yerde bir sr bulunuyordu;
anlayl bir gzn ve kalbin kefedebilecei trden bir sr. Miss Withers parmaklarn
tular zerinde gezdirip, bildii basit birka notay ald. O srada kanarya bir arkya
balad.
"Dickie!" diye seslendi retmen. "Beni artyorsun." Btn kanaryalarn ad
Dickie'dir, hibiri de bunu bilmez. Ku arkya devam etti. inden geldii gibi, sesini
titreterek ve neeyle trapeze minik peneleriyle tutunup sallanarak syledi arksn. Miss
Withers kuun mstesna bir arkc olduunu hissetti. Duygularna Pussy de itirak
ediyordu, parlak trnaklarn yatak rtsne geirmi, kehribar rengi gzlerini ksmt.
ark srd gitti.
Miss Withers bir ey dnd o anda. Bir tarihlerde bir yerlerde okumutu. Bir
insann karakterinin anahtar, yaz masasnn gzlerindeki ktlarn altnda biriken
plerde yatyordu. Yaz masasna doru yneldi aceleyle kartrmaya balad. ki tane
dans program kullanlm ufack kalm bir kalem, ineler, dme ve ezilmi bir sigara
vard kaplamann altnda.
Kd yerine koymak zereydi ki, birinin merdivenleri ktn duydu. Bu Mrs.
Blenkinsop olmalyd. Telala giyim eyalarn ekmeceye tkt ve bunlarn altndaki
katlanm gazeteyi el antasna soktu. Kap aldnda Miss Withers hl akmakta olan
kula konuuyordu.
Mrs. Blenkinsop'a ziyaret nedeni hakknda hibir malumat vermeden, ksa bir sre
sonra oradan ayrld. Ev sahibesi, "Umarm boyal basndan deilsinizdir" dedi. "Evimin
hretine zarar gelmesini istemem."
Sokaa ktnda Miss Withers epey yer kaplayan katlanm gazeteyi antasndan
kard, fakat atmad. Pazar gazetesinin skandal sayfasndan kesilmi bir sansasyon
yksyd bu. Amerika'nn hit arklaryla ilgiliydi. Onlarn nasl klasik mzikten
uyarlandklarn ve her on senede bir yeniden stlp, yeni isimlerle nasl tekrar piyasaya
srldklerinden bahseden bir yazyd ve baz nl bestecilerin de resimleri vard.
Ama Miss Withers'in kartal gibi keskin baklar yknn konusundan baka bir eye
taklmt. Gazetenin st kenarnda bir kae vard ve iinde: "Hotel Rex'in hediyesi-
Amerika Rivieras - skele" yazs gze arpyordu.
- Dr. Bloom? Ben Hildegarde Withers. Evet Withers. Size ok hassas bir konuda bir
soru sormak istiyorum. Bu Thorens isimli kzn otopsisini yaparken, hamile olup
olmadna dikkat ettiniz mi? ok nemli bu doktor, yoksa sizi rahatsz etmezdim. Eer,
"Evet" derseniz, intihar cinayete dnebilir.
- Ben "Hayr" derim dedi sert tavrla Dr. Bloom. Ben dikkat ettim, hamile deildi.
Bu cevap, ta duvarlarn en ykseini oluturdu Hildegarde Withers iin.
- Sen nerelerde gizleniyordun Tanr akna? diye sordu mfetti, Margie Thorens'n
lmnden sonraki cuma gn Miss Withers onun ofisine gittiinde.
- Dersleri asyorum, dedi sakin bir sesle Miss Withers. Benim haylaz takmna bir
vekil retmen katlanyor bu gnlerde, ben de bilimsel aratrmalar yapyorum.
- yle mi? Ne tr bir aratrma? Mfetti neeliydi, nk hem ube mdr hem
de ehrin en azl gangsteri ehir dndayd. Beraber gitmemilerdi ama, ikisi de, New
York ehrinde ksmen de olsa asayi ve huzur havas estirecek kadar uzaa gitmilerdi.
- Ben kap amakta ustaym, dedi Miss Withers. Zehirler hakknda Max van
Donnen'dan bilgi almaya altm. Onun zehirler zerine unuttuklar, sizin adl tabibin
bildiklerinden fazladr. Max van Don-nen, kapsl iinde olmadnda ldrc dozdaki
siyanrn mideye gitmeden insan ldrebileceini syledi.
- Hl Thorens'n intiharyla m ilgileniyorsun? Mfetti bunu ok elenceli
bulmutu. Yahu, bu grdm en ak seik, ba sonu belli vaka.
- Oscar, sen hi nedensiz bir cinayet grdn m?
Oscar ban olumsuz ekilde sallad. "Byle bir ey sz konusu olamaz" dedi. Kadn
bayla onaylad, "Sonra grrz" dedi. Miss Withers metroyla ehrin kuzeyine doru
gitti. Times Meydan'n geerek, Mzik Yapmcs Arthur Reese'in ofisine geldi.
Kzl sal Miss Kelly neeli ve canl bir glmsemeyle bakt ona. "Mr. Reese u anda
ok megul" dedi. Miss Withers bir sandalyeye oturarak, uzun ofisi incelemeye koyuldu.
Son ziyaretinden beri faaliyetler iki kat artmt; bir ark alan vodvil sanatlar ayak
ileri yapan ofis elemanlar ve oraya buraya kouan radyo sanatlar. Kar duvarda yeni
arknn, Art Reese'in "Mays Gn" arksnn kapak resminin bytlm renkli
fotoraf aslyd. Her yaz masasnda ve dier masalarda yeni arknn -"Mays Gn"-
ynla kopyas vard.
- Demek Mr. Reese hem yapmc hem de besteci? diye sordu Miss Withers sohbet
edercesine. Miss Kelly dosta bir havadayd. Aa evet. Bilirsiniz o, nl ark "Sunny
Jim"i yazmt; zaten mzik piyasasna da yle girmiti. Tabi btn bunlar ben buraya
gelmeden nceydi."
- Ne zamand bu? diye sordu Miss Withers.
- En az yirmi yl nce. Ama "Mays Gn" hepsinden daha byk bir hit olacak. Bu
mevsimin olay yaratan arks olacak. Tm arkclar istiyorlar bu arky; plak iin
kontratlar bu hafta imzalanacak.
Miss Withers bayla onaylad. "ark bestelemekte byk para var deil mi?"
- Hit olursa evet. Berlin, "Rus Ninnisi" arksndan eyrek milyon dolar kazand.
Miss Kelly sesini ykseltmek zorunda kalmt, nk bir dzine blmedeki bir dzine
piyanodan yaylan oynak ve kulaa ho gelen melodiler birbirine karyordu. Bir
yerlerde bir kap ald ve Miss Withers, kz kardelerden oluan bir grubun uyumlu,
yumuak sesle, tatl tatl ark sylediini duydu... "Ben seninle bir mays gn tantm,
fevkalade gzel bir gnd... ve o benim en zinde gnmd... unutamadm bir gnd."
- Maysn birinde yaymlanacak, dedi Miss Kelly, sohbeti devam ettirerek. Bu
sebeple Mr. Reese ok megul. leden sonra dar kmas gerekiyor; korkarm bugn
sizi randevusuz kabul edemeyecek.
- Ha? diye irkildi. Miss Withers. Evet, tabi tabi kabul edemez, yani demek istedim
ki... Birden ayaa kalkt. "Mays Gnmn hareketli, canl mziini mrldanyordu. ok
tandk, akldan kolay kmayan, bir mzikti bu. Popler bestelerin nasl alndn
okumutu. Aniden sis perdesi dald ve ne olduunu anlad. O mziin birka lsn
nerede duyduunu anmsayarak -btn bunlarn ne anlama geldiini anlayarak-
bilmecenin cevabn buldu.
Asansrle aa indi ve ana holden darya sendeleyerek kt. Orada dondu kald.
Yryerek enerji harcayamazd. Gcnn tmn dnmeye sarf etmeliydi. Bilmecenin
tm paralar zihninde yerli yerine oturuyordu; yzlerce deiik ve acayip para yerli
yerine yerleiyordu. Her ey...
Orada uzun zaman durdu ve ne yapacan dnd. Bir ey yapmal myd? Her eyi
olduu gibi brakmak daha iyi deil miydi? Kimse ona inanmayacakt; Oscar Piper bile.
Oscar Piper ona hi inanmayacakt.
Saat 13 oluncaya ve hol, yemee giden memur ve stenograflarla doluncaya kadar
orada durdu. Ba aryordu, elleri buz kesmiti, gzleri ldyordu ve burun delikleri
ar derecede bymt.
Miss Withers tam hareket etmek zereyken birden kalakald; hareketsizlemiti.
Asansrn aa indiini, kapsnn aldn grd ve dar tombul, kzl sal Miss
Kelly kt.
Ban kaldrm Arthur Reese'in yzne bakarak glyordu. Reese yumuak, ama
anlalabilir bir sesle konuuyordu. Kendisine glmseyen scak ve ekici kzdan baka
hibir eyle ilgilenmiyordu.
Miss Withers yakna geldi ve yalnzca tek cmle anlayabildi: "Amerikan Rivieras'na
baylacaksn...." diye garanti veriyordu adam.
Ondan sonra gzden kayboldular.
Miss Withers'in adet be cent'i vard. yeri arad. lkinde Penn stasyonu'nu,
ikincisinde Mrs. Blenkinsop', ncdeyse Spring 7-3100' arayp, Mfetti Piper'
istedi.
- abuk! diye bard Miss Withers Oscar, buldum! Thorens intihar etmedi, bir
cinayete kurban gitti.
- Kim? diye sordu Piper makul bir ekilde.
- Reese tabi ki diye tersledi. Onu acilen gzaltna almam istiyorum...
- Ya kilitli kap ne olacak?
Miss Withers, Reese'in mzik ve resepsiyon odasna koydurttuu zel kilit sistemiyle
ve bir bak yardmyla ayn numaray kendisinin de yapabileceini syledi.
- Ya intihar mektubu?
Miss Withers bu konuda fikrini syledi. Ona gre kelimeler arasndaki mesafe ile
kzn yapt dzeltmeler gz nne alnrsa, bu mektup dikte ettirilmiti.
- Ama, ama Hildegarde, bir insan zehir yutmaya zorlayamazsn ki! Miss Withers
daha masumane bir eymi gibi zehrin verilmi olduunu syledi.
- Gene de sen delisin, diye direndi mfetti. Niin?..
Miss Withers onun ne dndn anlad. "Olay srasnda orada olmay m?
Pekl Oscar, cinayet Reese'in ofiste olduu srada ilendi, bu da gn n aklyor.
Kzn saatini krp akrep ve yelkovan ileri ald. Ama sen, yelkovan 17.55'i gsterirken
akrebin tam tersini gsteremeyeceini fark edemedin. Cam paralar araya girmiti, onun
iin akrep ve yelkovan bu pozisyonda kalmlard."
Piper'n son bir at kalmt: "Peki sebebi neydi cinayetin?"
- imdi aklayamayacam; tren yirmi dakika sonra kalkyor. Miss Withers ar
bir heyecan iindeydi. Platin renkli oje srse de, gene de iyi bir kz o, Oscar. Kz onunla
gitmemeli; sana sylyorum, eer eyaletten ayrlrsa sulunun iadesi gerekecek. Daha
Tanr bilir neler olacak, ok ge kalnacak.
- Bir asprin al yat, dedi Mfetti Piper kibarca. Sen bu konuda ok an gerginsin,
kzm... Piper telefonun suratna serte kapandm duydu.
Mr. Arthur Reese ho bir hafta sonu geirmeye hazrlanyordu. Yln ilk huzur verici,
gzel kokulu bahar havas esmeye balamt. Hem de aylardr ilk kez mutlu olduu bir
haftaya denk gelmiti, ans eseri olarak. "Mays Gn"nn yaymland gn hit olma
yolunda gsterdii belirtiler umulandan da iyiydi.
Hi hata yapmad. Miss Kelly'yi takside pmedi, hatta bavulunu alp Penn
stasyonu'na yaklarken bile denemedi. Bunun iin kfi zaman vard ileride.
- Bu, hem i hem elence gezisi olacak, dedi Miss Kelly'ye. Bu hafta olanlardan
sonra ikimizin de dinlenmeye ihtiyac var, benimle biraz elenmeni istiyorum. Bana Art
de...
- Tabi, dedi Kelly. Sen de bana Gladys diyebilirsin. Fakat Kelly'i tercih ederim.
Patronuna biraz daha sokularak, Ay bu ok heyecan verici, dedi. Daha nce hi Atlantic
City'ye gitmemitim; bir de stelik bir erkekle yan yana odalarda filan... annem neler
derdi.
- ok az insan bu tr eyleri anlar, dedi Reese rahatlkla. Bir kz ile bir erkein
beraberce kk bir macera geirebileceklerini. ok modern bir ey...
- Eer yle diyorsan yledir, dedi Kelly. Mr. Reese... Art senin yannda almaya
baladmdan beri senden holanyorum.
- Tabi, dedi. Ben de sana deli oluyorum. Bir an durdu. Gzleri yle ksld ki, bir
izgiye dnt, adeta grnmez oldu. Ka yandasn Kelly?
- Yirmi, dedi kz merakla. Niin sordun?
- Yirmi, iyi bir ya, dedi Reese, derin bir nefes alarak. Pekl Kelly, ite geldik.
Reese'in Atlantic City Special'da zel bir kompartman vard ve doal olarak bu
durum Kelly'i heyecanlandrm ve honut etmiti. Kz, adamn tahmin ettiinden daha
acemiydi. Reese bunu kendine borlu olduunu dnd. Zor bir haftann sonrasnda bir
dl. Bir hafta nce bugn...
- Ne dnyorsun? diye sordu Kelly. ok fkeli grnyorsun.
- , dedi Reese. Cebinden dvme gmten yaplma cep matarasn kard. Bir tek
atmak ister misin? Kz nce bayla reddetti teklifi, sonra kabul etti. Reese, kzn
itiinden daha byk bir yudum iti, nk ikiye onun daha ok ihtiyac vard. Daha
sonra kz arzuyla kollarnn arasna ald. "Ne kadar acemi olduumu belli etmemeliyim"
diye dnd Kelly
Kap ald birden ve ikisi de srayarak birbirlerinden uzaklatlar.
Orta yal, ssl retmen odaya giriyordu. Hem Kelly hem de Reese onu hayal
meyal bir yerden hatrladklarn dndler, ama dnya zayfa, yal ve evde kalm
kadnlarla doluydu.
- Buras zel bir kompartman, diye sylendi Reese.
- zr dilerim, dedi Hildegarde Withers. Konumaya balad zaman kim
olduunu ikisi de hatrladlar.
Miss Withers olduu yerde kalakald, iindeki bir his ona, kaplan kuyruundan
yakalam olduunu ve brakmayacan sylyordu.
- Onunla gitme, dedi Miss Withers Kelly'ye, Ne yaptn bilmiyorsun sen.
Kelly, doal olarak, "Sen kendi iine bak" dedi.
- Bakyorum zaten, dedi Miss Withers. Arkasndan kapy kapatt.
Bu adam elleri kanl bir katil...
Kelly, Reese'in ellerine bakt. Ellerinde hi krmzlk yoktu, ama tir tir titriyordu.
- Margie Thorens' zehirledi, dedi Miss Withers sohbet eder havasnda. u veya bu
ekilde seni de zehirleyecek.
- Bu kadn tam bir kak, dedi Arthur Reese sinirlenerek. Zr deli, kak. Ayaa
kalkp ileriye hamle etti. k git buradan! dedi. Sen ne sylediini bilmiyorsun.
- Sessiz ol, dedi Miss Withers adama. Kkhanm, nasihatimi dinleyecek misin?
Sana sylyorum, Margie Thorens bir kez bu adamla Amerika'nn Rivieras Atlantic
City'de bir hafta sonu geirdi. Bu yzden, lisedeki snf arkadalar imdi tabutunu
omuzlarnda tayorlar.
- Gider misin? diye bard Reese.
- Hayr gitmem. Tren hareket edince vagon birden sarsld. Perondan "Herkes trene
binsin" sesleri yankland. Bu adam tren hattnn br ucunda gzaltna alnacak. Margie
Thorens' zehirlemek ve daha sonra da mektup dikte ettirerek intihar ss vermek
suundan.
Reese, Miss Withers'n barmasna imkn vermeden sratli bir ekilde hareket etti.
Miss Withers barmay planlyordu, ama adamn elleri kadnn grtlan yakalad ve feci
bir ekilde skmaya balad.
Katilin bir tek dncesi vard; o da, bu itham edici sesi sonsuza kadar susturmak.
Bunu baarmak zereydi ki, kulann dibinde berrak bir soprano sesi duydu. "Dur! Onun
cann yakma diyorum sana"
Tren hzlandka, adam da kadnn grtlan daha kuvvetle skmaya balad. Bunun
zerine Kelly, Reese'in suratna matarasyla vurmaya balad.
Reese boulur gibi oldu; mataray yakalayp lgn gibi pencereden dar frlatt ve
kurbann brakt. fadesiz ve ksk bir sesle feci ekilde kfrediyordu. Kelly'yi kenara itti,
Miss Withers'in stnden atlayarak, deli gibi koridora kotu. Tren grevlisi orada
duruyordu. Sar kahverengi renkli surat, duyduu seslerden dolay gri yeile
dnmt. Reese, ona arparak yere ykt ve stne basp geti. Vagonlar arasndaki
kapal blme doru itie kaka gitti ve orada kaplan kapatmakta olan bir kondktrle
karlat. Reese ona vurup yere drd ve peronun ucuna doru atlad.
leriye doru hamle edince, bir aya tren ile peron arasndaki bolukta asl kald,
elleri havay trmalayarak, yana doru devrildi ve peronun arasndaki tahta blmeye
arpp dt, ama toparlanp doruldu.
Ayaa frlad. zgrd. Trenin durmas bir dakika alrd. Dnd ve peronun zerinde
ters istikamete doru komaya balad. Bir ocua arpp onu yere drd, tasmasnn
kay ayana taklan bir kpei vahice tekmeledi ve yoluna kan kadn ve erkekleri
iterek, yere devirerek ilerledi. Tren haval frenlerinden slk sesleri kartarak durmak
zereydi. Reese daha hzl kotu...
nndeki yolun, merdivenlerden aceleyle inen orta yal, ufak tefek bir adamn
dnda bo olduunu grd. Adam ona aptalca gz krpyordu. Arthur Reese onu yana
savurdu fakat sonra byk bir maharetle ileriye doru ift takla atmasna yol aacak
ekilde kendisi savruldu. Usta eller kolunu yakalayarak, boynunu arkaya doru actarak
bkt.
- Nedir bu byle? dedi Mfetti Oscar Piper. Nedir bu batasca acele?
Miss Withers ayldnda tren grevlisini yzne su serperken, Miss Kelly'yi de
mahcubiyet hissetmeden dua ederken buldu.
Tren durmutu. "yiyim ben" dedi Miss Withers. "Ama nereye gitti. Kat galiba."
Perona ktklarnda mfettii, yakalad adamn stnde otururken buldular. "Bu
herhangi bir istasyondan son yirmi dakika iinde kalkan yegne trendi" dedi Piper.
"Fikrimi deitirdim ve gelip ortal toparlayaym diye dndm. Birisi polis arabas
arsn."
Bir saat kadar sonra Miss Withers, Center Street'te mfettiin ofisinde bir koltukta
oturuyordu. Etrafndaki duvarlar epeevre i karartc afilerle doluydu. Hl keyifsizdi
ama Reese'in, Margie Thorens' nasl lme yolladn ortaya karmaktan vazgeecek
kadar da keyifsiz deildi dorusu. Birer birer her noktay gzden geirdi. "antasnda
tkenmezkalem olan bir kzn, biri vermedii takdirde kurunkalemle bir ey
yazmayacan biliyordum" dedi Miss Withers. "O kalem onun kalemi deildi nk ok
uzundu; mucizev bir ekilde ikiye katlanmad takdirde kzn antasna girmesi
imknszd. Ondan sonra gerek, yava yava ama kesin bir ekilde ortaya kt..."
- Peki cinayet nedeni!! diye srar etti Piper. Bir sebebi olmal. Reese'i aada
gzaltnda tutuyorum, ama neden olmadan tutuklayamam.
Miss Withers bayla onaylayarak sordu: "Seni grmeye bir kadn geldi mi? Mrs.
Blenkinsop adnda biri."
Mfetti ban hayr anlamnda sallad. "Hayr, a bir dakika. Geldi ve gitti. Ama
senin iin nbeti amire bir paket brakt."
- Bu yeterli, dedi Miss Withers. Eer Reese'i buraya arrsan nedenini
gstereceim.
Arthur Reese tuhaf bir biimde sessiz ve yznde glmseyen bir ifadeyle geldi. Her
iki yannda birer polis memuru vard, ama Piper onlar dar gnderdi.
- zr dilerim Hanmefendi, dedi Reese, Miss Withers'i grnce. O feci eyleri
sylediiniz zaman kendimi kaybetmitim ve ne yaptmn farknda deildim. Sizin bir
kadn polis olduunuzu bilseydim...
- Margie Thorens' ldrmek suundan tutuklandnz, diye szn kesti Piper.
Kanuna gre itirafta bulunabilirsiniz, ama cinayet sulamasnda suu kabullenip ceza
indirimi isteyemezsiniz...
- Sulu mu? Ama ben sulu deilim ki! Bir kadn, Margie Thorens' ldrdm
hususunda baz delice tahminlerde bulunmu olabilir, ama be adam sebebi ne? Aylar
nce o kzla sevitim diye...
- Ve kz on sekizine basmadan Atlantic City'ye gtrdn, diyerek szn kesti
Miss Withers.
- Kz reit olmad iin seni bu konuda tehdit ediyordu. Hrsl ve uyank bir tip
olduu iin, bestelerinden birini yaymlaman iin sana antaj yapyordu. Sonunda kzn,
bir aheser, popler bir melodi bestelemi olduunu fark ettin. Onun iin arky kendine
mal edip Margie'den kurtuldun. "Mays Gn" senin besten deil; ite neden bu.
Reese ban iki yana sallad. "Deliliniz yok" dedi, kendinden emin bir ekilde. "Bir
ahidiniz var m? Soruyorum size? Bir tanecik..."
- te bir ahit, dedi Hildegarde Withers, sakince. Masann arkasndan gazeteye
sarl bir paket kard. Gazeteyi anca altndan altn yaldzl bir kafes kt, iinde
kck, sar bir ku gzlerini krptrp hiddetle syleniyordu.
Miss Withers kafesi masann zerine koydu. "Bu Margie Thorens'n ailesi" dedi.
"rkm kk bir kzn yetikinler dnyasnda kendisine bir yer edinmek iin ura
verdii uzun gnler ve gecelerdeki iki dostundan biri." Kua dnp "cik cik" sesi kard
Miss Withers. Kuun kabarm tyleri tekrar inince de Miss Withers slk almaya
balad. Yaymlanmam olan "Mays Gn" arksnn birka lsn tekrar tekrar
syledi.
- "Ben seninle bir mays gn tantm!"
- Cik ciki ciki, ciki cik cik diye devam etti Dickie, grtlan iirerek. ikinci nc
llerle devam etti. Mfetti, dmemek iin masaya tutundu.
- Reese, sen Miss Thorens' hi ziyaret etmediini ve onun nerede yaadn
bilmediini sylemitin, dedi Miss Withers, zafer sevinciyle. O zaman bana, kuun
yaymlanmam hit arknn koro blmn nasl bildiini syleyebilir misin?
Arthur Reese bir eyler sylemek iin azn at. Syleyecei hibir ey yoktu. "Bu
sabah evcil hayvanlar satan maazann elemanyla konutum" dedi Miss Withers "Bana
akll bir kanaryaya tekrar tekrar dinletmek kaydyla her trl bestenin retilebileceini
syledi. Ve ite buradaki Dickie davann ilk tan!"
Arthur Reese'in tiz ve isterik kahkahas, Miss Withers'n syleyebilecei her eyi
bastrmt. Kanarya akmaya devam ederken, adam odadan srklenerek gtrlmt.
- Ben bu kuu evime alacam! dedi Miss Withers aniden. Dickie'yi birka aylna
ald, ama onun "Mays Gn"nden baka hibir arky renemediini kefedince, okul
mdrnn kars Mrs. Macfarland'a verdi.
Mfetti Piper aralk aynda resm bir yaz ald. New York Eyaleti adna tank olarak
bulunmak zere Arthur Reese'in 7 ocak geceyars idamnn infazna davetlisiniz... Sing
Sing Ossining New York L.E. tarafndan
- Memnuniyetle, dedi mfetti.
Dover'la Endieli Bir Bekleyi
Joyce Porter


ngiltere'de yaz aylar ne kadar berbat geerse gesin, hava
her yl en az bir gn gneli ve bunaltc derecede scak olur; hatta kurak yllarda bazen
bu gnlerin says ikiye kar. Erwin Garlick'in vahice katledilii de, byle istisna bir
gne rastlad. Gkyz masmaviydi ve gne de prl prld. Bakomiser Dedektif
Dover'in "soruturmas" da byle bir gn balad. Gerekten de, onun davay yrt
ekli ile mevsim normalleri dndaki hava birbirleriyle pek de ilgisiz saylmazd.
len olmak zereydi. Bakomiser Dedektif Dover, her zamanki gibi gen ve
yakkl muavini MacGregor'n eliinde Skinners iftlii'ne vardnda, hava scakl
otuzlu derecelere varmt. ou insan byle bir havada ehir dna, krlara gitmeye can
atard. Buna mukabil Dover, dier insanlara pek benzemezdi ve grnne ramen
Skinners iftlii de, Charing Cross'tan sadece yirmi be mil uzaklkta olduundan, tam
manasyla sayfiye saylmazd.
Anlayl insanlar, Dover'n kafasnn yava almasn hava scaklna
atfedebilirlerdi, ama gerekte o, en lman havalarda bile ar dnrd. O gn de
Skinners iftlii'nin, aslnda bir iftlik olmadn; dnyann iti kakndan uzakta,
beyaz ve siyah ineklerin yava yava gevi getirdii ayrlarla blnm bir alann
ortasnda, George dneminden kalma restore edilmi bir ev olduunu bir trl kafas
almamt.
- Sanrm bir iftlik denebilir buraya efendim, dedi MacGregor, ensesini kolal
beyaz mendiliyle hafife silerek. nk bir zamanlar bir iftlik eviymi.
- Kana susam sersemler! dedi Dover, aln boncuk boncuk terlerken. Havann
scaklna teslim olmu, paltosunu karmt. Ama yal melon apkas, mavi ynl
kumatan takm elbisesi ve anm izmeleri her zamanki gibiydi. "Amma scak!" diye
puflad Dover.
"Belki pencereyi biraz aabiliriz efendim" dedi MacGregor. Polis arabasndaki tuhaf
kokunun tarlalara sklan tarm ilacndan m yoksa Dover'dan m kaynaklandm bir
sredir merak ediyordu.
- Umarm u kr olas cesedi kaldrmlardr, diye sylendi Dover, gmleini
ekitirerek. Yoksa ar alaya ermitir kokusu.
MacGregor saatine bir gz att. "Henz kaldrmam olabilirler efendim" diye ikaz
etti. "Cesedi bulal henz bir buuk saat oldu. Anladm kadaryla ceset allkta
yatyormu ve gneten ksmen de olsa korunmu durumda."
- Beni gidip cesedi grmeye ikna edemezsin, diye peinen belirtti Dover. ddiasna
girerim stnde sinekler kaynyordur.
Araba zel garaj yoluna sapnca, dorularak sordu: "Geldik mi?" Skinners iftlii'nde
yaayan evli ift, tahmin edilecei gibi znt ierisindeydi ve Scotland Yard'dan gelen
bu iki deneyimli dedektifi, bu korkun sabahta balarna gelen feci olaylarn zm iin
Tanr'nn bir ltfu olarak gryorlard. stekle ev sahiplii yaparak an derecede terleyen
Dover' eve ve oradan da nispeten daha serin ve glgeli olan verandaya buyur ettiler.
Burada ona bambudan yaplm bir ezlong sundular, sigara temin ettiler ve souk
ieceklerden hangisini tercih ettiini sordular. Dover, gen ve gzel Mrs. Hewson'n
buzlu bira teklifini nezaketle kabul etti ve izmeli ayaklarn ayak dayayacak yere
uzatarak, geriye doru kaykld. Hayat buydu ite! Ve onu buradan kaldrabilmek iin
kahrolas bir cinayet davasndan daha fazlas gerekirdi.
Mr. Hewson birka dakika sonra, ieceklerle gelince, Dover gzlerini amak zorunda
kald. Yarm litre buz gibi biray midesine indirmek, zerinde epey canlandrc bir etki
yapt. Birka dakika sonra yerinde dorulmu ve etrafyla ilgilenmeye balamt bile.
Verandann, evden biraz uzakta olan geni ve gayet bakml bir baheye baktm fark
etti. Uzakta, aa kmelerine benzer bir yerde koyu mavi giysili birka kiinin dolat
grlyordu. Dover, bu puslu scak havada uzaklara bakarak gzlerini yormak istemedi.
Onun yerine ev sahibine alc gzle bakmakla yetindi. lgiyle baktnda Mr. Hewson'n
elli yalarnda, din ve gen grnl bir adan olduunu grd. Uuk mavi bir ort ve
ona uyan renkte bir tirt giymiti, ama tavrlar neeli ve rahat olmaktan uzakt. Zoraki
bir gl, cumartesi sabahlar cesetlere rastlamaya alk olmadn belirtiyordu.
Dover iindeki gerilimden kuvvetli bir geirtiyle kurtuldu, azn elinin tersiyle sildi.
- Siz buldunuz adamn cesedini yle mi?
- Hayr, tam manasyla yle saylmaz. Tansy buldu, dedi. Mutlu bir ekilde
Dover'n bardan yeniden doldurmakla megul olan karm iaret ederek. Ama tabi
ben de polise telefon etmeden nce gidip bir baktm. Karmn yanlm olmasn
umuyordum, diye szn tamamlad Mr. Hewson, souk bir glmsemeyle.
- Hl buralarda dolanyorlar deil mi? diye sordu Dover. Bunu sylerken yle bir
esnemiti ki, herkes aznn iini iyice grmt.
- Yerel polisi mi kastediyorsunuz? Evet. Mfetti oturma odasndaki telefonu
kullanyor; dierleri de aadaki eski meyve bahesindeler. Mr. Hewson, Dover'n
nceden belli belirsiz grm olduu aa kmesim iaret ediyordu. Aalarn altndaki
allar aratryorlar. Onlara burada olduunuzu sylememi ister misiniz?
Dover'n en son isteyecei, bir grup yerel igzarn bu scakta tepesinde
toplanmasyd. Gen ve gzel Mrs. Hewson'a cesaret verici ekilde yan gzle bakt, "Ne
olduunu anlatr msnz Bayan" diyerek bo bardan sallad.
Gen ve gzel Mrs. Hewson alamakl oldu. Olay daha nce drt kez anlatmt ve
ayn eyleri bir daha tekrarlamak istemiyordu. Dover'n bo bir bardak karsnda ne
yaplmas gerektiini kavramaktan yoksun bir kadna hi hogrs yoktu. "Of haydi
devam edin" dedi sabrszca.
Mrs. Hewson yutkundu, gzyalarn mendilinin ucuyla sildi. Kocasnn elini skca
tutarak denileni yapt. "Hepsi benim kabahatim, gerekten. Eer ben eski meyve
bahesini kazdrp sebze bahesine evirmeye kalkmasaydm, btn bunlarn hibiri
olmayacakt. Freddie bu fikre pek olumlu bakmyordu. Deil mi sevgilim? Zaman
geldiinde bu ii yapacan sylyordu. Eh, ne kadar megul bir insan olduunu
bildiimden, yapmas iin kasabadan bu gen adam bulup getirdim."
- Hangi gen adam? diye sordu Dover. Ayn anda bo bardan kadnn anlayaca
ekilde ona doru itiyordu; bylece ona gerekeni yapmas iin frsat tanyordu.
- Cinayete kurban giden gen adam; Elvin Garlick. Bahe tanzimi yapan bir
firmada alyor, dolaysyla onlarn alet edavatn dn alabiliyordu.
- Yani onun kendi hesabna m size i yaptn sylyorsunuz? MacGregor grev
bandayken iki imediinden limonatasn yudumlayarak not alyordu. Bu ortamda
birinin sorumlu davranmas gerekir, yle deil mi ama?
- Oh! evet, dedi Mrs. Hewson biraz gururlu. deme nakitti. Bylesi daha ucuza
geliyor, nk kimse gelir vergisi veya KDV gibi dolayl vergiler demek zorunda
kalmyor. Tek sorun, diye ekledi zntyle. Adam sadece hafta sonlan gelebildiinden
Freddie'den gizleyemiyordum. Halbuki ona bir srpriz yapmak istiyordum.
- Of! diye oflad Dover, sadece uyank olduunu belli etmek iin.
- Evet, Elvin bu sabah 08.30'da geldi, dedi Mrs. Hewson, gzel kk enesini
savunmaya geercesine yukar kaldrarak. Ona Elvin dememi istemiti benden. Herkesin
onu byle ardn sylemiti; zellikle de hizmet ettii insanlarn. Ona tam olarak ne
istediimi syledim ve iini yapmas iin onu brakp gittim.
- Siz bu esnada neredeydiniz efendim? diye sordu MacGregor, Mr. Hewson'a
dnerek.
- Ben henz yataktan kalkmtm. Cumartesileri benim izin gnm, biliyorsunuz.
Freddie Hewson, daha ayrntl bir izahat beklendiini dnd. Ben borsacym onun
iin btn hafta ehirdeyim.
- O zaman Mr. Garlick'i grmediniz mi?
- Hayr, birinin eve geleceini biliyordum tabi ki ve daha sonra da meyve
bahesinden gelen pulluun sesini duyuyorduk, ite o zaman bu yaramaz kz bana ne
ilere kalktn nihayet syledi, diyerek karsnn elini sevgiyle skt Mr. Hewson.
- yle at ki, dedi Mrs Hewson mutlu bir halde aptal aptal srtarak.
- Sonra ne oldu efendim?
- Eee, hibir ey olmad Komiserim. Ben ve Tansy burada, verandada kahvaltmz
ettik. Garlick o srada iyiydi, nk biz onun grltsn duyabiliyorduk; deil mi
sevgilim? Kahvaltdan sonra ben arabamla uramak iin evin arkasna gittim. Ben 1934
model Alvis marka bir arabay onaryordum. Scak bastrmadan yapp bitirmek istediim
iler vard.
- Ya siz Mrs. Hewson?
- Ben mutfaktaydm. Elimden geldiince abuk, akam yemei iin hazrlk
yapyordum. Byle harika bir gn scak ocan banda terleyerek geirmek istemez
insan, deil mi ama?
- Mutfak da evin taa br ucunda Komiser, diye izahatta bulundu Mr. Hewson.
Onun iin her ikimiz de meyve bahesinde olup bitenleri gremezdik. Bizler yaptmz
ilere iyice dalmtk Garlick epeyce uzaktayd ve makinesi de devaml alyordu. Evet,
saat 11.00 civarnda Tansy garaja gelerek bana bir fincan kahve getirdi. Aaya,
Garlick'e de bir fincan gtreceini syledi. Ben gidip gtrrdm, ama debriyajn
vidalarn skmeye balamtm; biraz tehlikeli bir iti onun iin brakp gitmek
istemedim.
- Benim iin bir mahzuru yoktu, akm, diyerek cilveleti Mrs. Hewson. Dediim
gibi, birka dakika mutfaktan kurtulup bacaklarm hareket ettirmek houma gitmiti.
MacGregor bayla onaylad. "yleyse elinizde kahveyle aadaki eski meyve
bahesine doru yrdnz deil mi Mrs. Hewson?"
- Evet yle. Oraya gittiimde Elvin'i gremedim, sesini de duyamadm, onun iin
ismiyle seslendim. Aa inmeye pek de merakl deildim, nk aada belinize kadar
srgan otuna ve yaban otlara batardnz. Mrs. Hewson biimli plak bacaklarn zevkle
izlenebilmesi iin ileri doru uzatt. Bylece anlatt konuyu da altn izerek aklam
oldu.
MacGregor da gerekten daha fazla terlemeye balad. Oysa bir kadnn vcudunun
herhangi bir yerinin Dover'n damarlarnda dolaan kann akn hzlandrd gnlerin
zerinden ok yllar gemiti. Melon apkasn geriye doru itti, "Fazla sigaras olan var
m? diye sormakla yetindi.
Hewson'lar deiik ynlere dalarak sigara, kltablas ve kibrit ararlarken, cinayet
soruturmas bir an kesintiye urad. Sonunda Dover'n kadehini doldurarak kendilerini
balattlar. Ancak, Dover ikisini keyifle iip sigarasnn dumann iine ekerken, Mrs.
Hewson yksn tamamlayabildi.
yknn sonu beklenen dm noktas deildi. Seslenilerine cevap alamaynca Mrs.
Hewson yava ve ihtiyatl bir ekilde eski meyve bahesine doru yrmeyi gze alm,
orada da Garlick'i yerde yzkoyun, trm srtna saplanm olarak yatarken bulmutu.
Gen ve gzel Mrs. Hewson barp barmadndan emin deildi, ama cesede
dokunmadn kesin olarak biliyordu.
- Zaten dokunmam da gerekmiyordu, diye bard mutsuzca.
- lm olduunu anlamtm. Her eyi atp, Freddie'ye sylemek zere buraya
kotum.
Brakt yerden Mr. Hewson srdrd yky. "Aa koarak meyve bahesine
daldm" dedi. "te oradayd. Hi soluk sesi duymadm. Garlick beline kadar plakt;
ayrca belirteyim, srtna sapl trmkla yere aklmt... Bunun kaza gibi bir ey
olamayacam anladm. Her eyi olduu gibi braktm ve buraya kp polise telefon
ettim."
- Ve biz de be dakikadan az bir zamanda bir devriye arabas gnderdik buraya.
Oturma odasnn kapsnn aznda duran ve uygun bir an kollayan adam ileriye doru
atld. Dover' grr grmez enesi pheye yer brakmayacak ekilde dt ve az ak
kald, ama ksa srede toparlanarak kendini tantt. Dedektif Mfetti Threlfall efendim.
Devriye arabasndaki 11 26 acele arsna karlk olarak buraya geldim ve geldiimden
bu yana da nsoruturmay yrtyorum.
Dedektif Mfetti Threlfall ezlongda uzanm olan doksan kiloluk adamn cevap
verebileceini dnerek bir an duraklad. Termometredeki cva bu kadar ykseklere
frlarken, Dover'n nezaket kurallarna ayracak hi enerjisi yoktu oysa.
Mfetti Threlfall boazn temizleyerek, yeniden giriimde bulundu: "Herhalde
cesedi grmek istersiniz efendim."
Bu Dover' yaama geri dndrd. "Hi istemem" diye grledi. Dardaki scak,
kzgn havaya kmak fikri bile onu hasta etmeye yetmiti.
- Doktor, Garlick'in kafasnn arkasna yedii bir darbeyle kendinden gemi
olduunu sylyor, Mfetti Threlfall, Dover'n olayn yle ya da byle cereyan etmi
olduuna hi aldr etmediini dnemezdi bile. Ondan sonra da baygnken trmk
saplanm. MacGregor mfettie acmt.
- Katilin hangi ynden geldii konusunda bir belirti var m efendim?
Mfetti Threlfall ban hayr anlamnda sallad. "Hayr, u ana kadar yok Komiser.
Buff ldrlmeden birka saat nce oray altst etmiti. Onun iin her eyi aratrp
incelemek g i. Bakn katil herhangi bir ynden gelmi olabilir. Evin yanndan usulca
gelmi de olabilir Mfetti Threlfall kollarn bahsettii ynlere doru sallad "Meyve
bahesine dier ynden girmi olabilir. Buradan gzkmyor, ama orada Buff1n
ldrld yerin yaklak 50 m kadar uzandan geen bir yol var."
Daha rahat bir pozisyon bulmaya urarken, Dover'n sandalyesi sinir bozucu bir
ekilde gcrdamaya balad.
- Buff kim? diye sordu MacGregor kalarn atarak.
Mfetti Threlfall omuzlarn silkti. "O, takma adyd. Ben onu ocuk mahkemelerine
kt gnlerden beri tanrm. O zamandan beri mahkemelerin devaml mterisiydi. Onu
zleyeceiz. Hemen her orbada tuzu vard: yal kadnlarn emekli aylklarn almak,
sarho olup uygunsuz hareketlerde bulunmak, haneye tecavz, araba almak,
maazalardan eya almak..."
- Aman Tanrm, diyerek hafife soludu Mrs. Hewson.
Mfetti Threlfall ona belli belirsiz aalamayla yle bir bakt.
"Wythenshaw'lardaki iini yle buldu, Hanmefendi. Onu gzaltnda tutmakla grevli
polis memuru, ona bu ii ayarlad. Ee her eyi denediler. Drst almann ona
yarayacam dndler. Wythenshaw'in Buff in o pahal aletleri dn aldn duyduu
zaman ne diyeceini ok merak ediyorum."
- Ama bana, patronunun bu aletleri kendisine memnuniyetle dn verdiini
sylemiti, dedi Mrs. Hewson, gzlerini kocasndan dikkatlice kararak.
- Tabi yle diyecekti, neden demesin Hammefendi? diye sordu Mfetti Threlfall
rahatlkla. Her zaman ok dzgn konumay bilirdi, zellikle de kadnlarla. Tekrar
MacGregor'a dnd. Ben sizin yerinizde olsam, aratrmaya buradan balardm Komiser.
Buff sizin ve benim yediimiz scak akam yemeklerinden ok daha fazla sayda kzn
bam derde sokmutur. Onun peinde kanma susam yzlerce baba, koca ve sevgili
vard eminim; kar cinsten olanlar saymazsak tabi.
- Bir kadnn ileyecei bir cinayete pek benzemiyor, dedi MacGregor kukuyla.
Aaya meyve bahesine inip her eyi bizzat grmek iin sabrszlktan atlyordu.
- Neden olmasn ki. Birisini bir odun parasyla ya da benzer buseyle bayltmak
iin ok gl olmak gerekmez. Trmn ular jilet kadar keskin ve sivriydi. Scak bir
ban tereyana girmesi kadar kolay batard.
- Aman Tanrm! diye inledi Mrs. Hewson, iki eliyle yzn kapatarak. Rengi atm
ve yz kt gibi bembeyaz olmutu.
Kocas ona doru atld ve korumak istercesine kollaryla onu sararak, ayaa
kalkmasna yardmc oldu. Ona duygusuz baklarla bakan polise zr dilercesine
glmseyerek: "Korkarm karm biraz sarsld, biraz uzanmasn salayacam. Bizimle
daha fazla iiniz yok deil mi? Bildiimiz her eyi anlattk sanrm." Bu neriye kimse
hibir ekilde ilgi gstermedi. Geri Dover yerinden dorularak, Mr. Hewson'a, kars ay
ikram edecek olursa bir fincan aya hayr demeyeceini belirtti.
- Bu souk iecekler iyi ama, dedi Dover, aran Mfetti Threlfall'a sr
verircesine. Bir fincan yeni demlenmi, scak ayn yerini hibir ey tutamaz; zellikle de
bu rezil havada. nsan iyice terletir.
- Ah evet, dedi Mfetti Threlfall. Ben planlarnzn ne olduunu merak ediyordum
efendim.
Dover gzlerini kukuyla kst: "Planlarm m?"
- Kasabaya gidip olann annesiyle bir grme yapmak istersiniz herhalde
efendim. Delikanl annesiyle yayormu; belki bildii bir eyler vardr. Bizim
ocuklardan bazlarn evrede soruturma yapmalar iin yolladm, ama Mrs. Garlick'i
size brakmay uygun buldum.
Tedirgin edici bir sessizlik oldu. Dover pek rahatsz olmamt.
Hava scakl yirmi derece dmeden, hibir kuvvet onu bu verandadan
kaldramazd. Ama asl mesele, bu mesaj o mfettie -ad neyse- itibarn yitirmeden
nasl ileteceiydi. "Ka kii delikanlnn bu sabah buraya almaya geleceini
biliyordu?" diye sordu Dover. Amac, dnmek iin zaman kazanmakt.
Mfetti Threlfall enesini ovuturdu. "Pek fazla kii bilmiyordu sanrm. Hele bu
kadar aleti izinsiz almken. Ayrca Buff m bo zamanlarnda yapaca trden bir i deil
bu. Normalde, daha fazla paraya ihtiya duyduunda arrd."
MacGregor stdudandaki teri sildi. Veranda da, nihayetinde darya gre serin
saylrd. "Belki de slah olmutu?"
- Muhtemelen, daha sonra soymak iin evi kefe gelmitir, dedi
Mfetti Threlfall. Hewson'lar, bu adam evin dibine kadar soktuklarna gre deli
olmallar.
MacGregor not defteriyle yavaa kendini yelpazeledi. "Bu daha ok Mrs. Hewson'n
fikriydi deil mi? Bence o sabah Garlick gelene kadar, kocasnn bu konudan haberi
yoktu."
- Meyve bahesinin olduu gibi kalmasn istiyormu anlalan, dedi Mfetti
Threlfall. Bahenin koruma altna alman doal alan gibi bir ey olduunu iddia ediyor.
Her ey olup bittikten sonra karsn azarlayacakt sanrm.
Soruturmann bu aamasnda Dover tamamen uyankt ve dikkatle dinliyordu; bu,
olaand bir durumdu. Ama ilgisini bu denli eken ey, Hewson'larn zel yaam
hakkndaki uyuuk konumalar deildi. Midesinden gelen ve bu konumalardan daha
ilgin olan grltyd.
MacGregor grm geirmi, bilgi adamlarn glyle kaytszca gld. "Hewson
ona kimin patron olduunu gstermek zorunda; aksi takdirde ruhunu kaptracak."
- u konuana bakn, dedi Dover alayc. Hava ne denli scak ve nemli olursa olsun,
insanlara kar kt davranma frsatn karmazd hibir zaman. Birka dakikalna
midesini kendi haline brakt. Sen, evlilik hakknda bildiin her eyi maden bir parann
zerine yazsan, parann zerinde dua kitabm yazacak yer kalr. Bir aptal bile kadnn
adam yularndan yakalam olduunu grebilir. Bir erkek yar yandaki uar bir kzla
evlenirse, baka ne beklenebilir ki?
- Ben onun o kadar da...
- Yarya yakn, ne fark eder, diye fkeyle cevap verdi Dover. Kar klmasndan
hi holanmazd, zellikle de kendini pek canl ve neeli hissetmedii zamanlarda. Yal
bir aptal gibisi yoktur.
- Evlilikten bahsetmiken, dedi Mfetti Threlfall, ama kimse onu dinlemiyordu.
Dover gene midesinden ykselen o meum seslere kulak vermeye balad.
MacGregor da tela iinde, Dover gzden kard bir eyi fark etmi miydi, anlamaya
alyordu.
- Bir kskanlk meselesi olabilir mi efendim? diye sordu Mac
Gregor, Dover'a kukuyla bakarak.
Dover gzlerini krptrd: "Ha?"
MacGregor'n endiesi daha da artt, "Yalca bir koca ile gen ve cazibeli bir e
efendim? Buna ilaveten kasabadan gen, seksi bir adam? Sizce Mrs. Hewson ile Garlick
arasnda bir eyler var myd?" MacGregor Mfetti Threlfall'a hitaben, "Garlick'in
kadnlar cezbettiini sylemitiniz deil mi efendim?"
- Bal anann sinekleri cezbedii kadar, diye onaylad Mfetti Threlfall.
MacGregor daha ok kard parlak sonularla ilgiliydi: "Ya da belki katil Mrs.
Hewson'd. Kahveyi aaya eski meyve bahesine gtrr ve gen adam ona sarkntlk
eder. Kadn adam reddeder. Adam srar eder.
- En yakndaki aa daln ya da her neyse onu alr."
- Hadi oradan, dedi Dover. Bu scakta bu samalk. Scakta, bu kadar enerji
harcandnn sz konusu edilii bile ona ate basmasna neden oluyordu. Kadnn o denli
gc yok. Bir ekirgenin dizkapana gelir boyu.
- Garlick o kadar iri bir adam deildi efendim, dedi Mfetti Threlfall. O srada, bu
iki Scotland Yard uzmannn henz cesedi grmediklerini anmsad. Cinayeti bir kadn
ilemi olabilir. Ama Hewson'larla ilgili bir konudan bahsetmek istiyorum.
- Eee, o zaman neden azndaki baklay karmyorsun? Btn gn senin sadede
gelmeni bekleyemem.
Mfetti Threlfall polis akademisinde onca yl ald eitimin yararn gryordu
imdi. Aksi takdirde Skinners iftlii daha da kanl bir cinayete tank olacakt. "Onlar
gerekten karkoca deiller efendim, hukuken evli deiller."
Dover geni omuzlarn silkerek, ellerini koca gbeinin zerinde kilitledi. "Ne olmu
yani? Beni rahatsz etmez." Baheden gelen parlak gneten korunmak iin gzlerini
kapatt, ama polis memuru arkadan mat etme duygusu hafife kestirme arzusundan
daha ar bastndan gzlerini at. "Kadn alyans takyor" diye iaret etti. MacGregor
armt bu gzleme, nk Dover'n byle eyleri fark etmesini beklemiyordu insan.
"Ve kendinden evli bir kadn olarak bahsediyor."
- Bu belki mmkn efendim, dedi Mfetti Threlfall, ok istedii halde mukabele
etmekten soylu bir ekilde kanarak. Ama onlar yasal olarak evli deiller; en azndan
birbirleriyle evli deiller. Hewson'n zaten bir kars var; yani, bilindii kadaryla var.
- Peki bu ne demek oluyor imdi?
- Kars bir samalk yaptnda, ben grevliydim efendim. Yani ilk kars. Hewson
gelip bana karsnn kaybolduunu bildirdii zaman grevliydim. Alt yl nce olmal.
Karsn bulmamz istemiti.
- Ama bulamadnz?
- Kaan bir ee yapabileceimiz bir ey yok ki efendim. Bunu bilirsiniz. Olaan bir
soruturma yaptm, ama kaybolmasyla ilgili pheli bir durum yoktu. Mr. Hewson'a
btn nerebileceim, Salvation Army'yi
1
denemesi oldu. Geri kadnn hayat tarzna
uygun bir kurulu deildi ama olsun.
Verandada konumak, geni ve altst edilmi bir bahede dolamaktan iyidir,
prensibiyle hareket eden Dover, Mr. Hewson'n ilk karsnn gizemli kayboluu hakknda
daha fazla bilgi talep etti. Mfetti Threlfall hafzasn zorlamak mecburiyetinde kald.
Hatrlad kadaryla, olay tamamyla sradan bir olayd. Geri Mr. Hewson'n ilk kars
tek kelime sylemeden gitmiti ve ondan u ana kadar kimse haber alamamt, ama bu
kadnn duyduu kin ve gareze balanabilirdi.
Dover, byk bir ilgiyle "Gareze mi?" diye sordu.
- Hewson'n onu boamas g efendim. u anki durumda, yedi yl beklemesi ve
ondan sonra da mahkemeye bavurup kayp karar karttktan sonra resmen ldn
kabul ettirmesi gerekir. O zamana kadar eli kolu bal. Yerini bilmediiniz bir kadn
aleyhine boanma davas aamazsnz. Hewson, kadnn yedi yl dolana kadar gizlenip,
son anda ktlk olsun diye ortaya kacam dnyordu. Kadn evi terk ettii srada
evlilikleri zaten sarsnt geiriyormu, ama kadn mcadele ettikten sonra adam
brakmay aklna koymu.

1
Fakirler iin para toplayan Protestan bir grup.
- Bunun bir dalavere olmadna emin misiniz?
- yice eminim efendim. Kadn btn elbiselerini, mcevherlerini ve pasaportunu
almt. Birka bavul kaypt ve bankada mterek hesaplarnda bulunan paray ekmiti.
Arabas, birka hafta sonra Gatwick Havaliman'nn uzun sreli park yaplabilen park
yerinde terk edilmi olarak bulundu. Ama kadnn nereye gittiine dair hibir ipucu
yoktu.
Dover tombul parman gmleinin yakasnn iinde gezdirdi. Lanet olsun, ok
scakt. Dover, onun, ismi her neyse, bir fincan ay getirmesinin btn bir gn
srmemesini umuyordu.
- Baka bir erkek mi varm?
- Hewson baka bir erkek olabileceine ihtimal vermiyordu, ama tam olarak
bilmiyordu efendim. Adam ehirde alrken, kadn uzun sre burada tek bana
kalyordu.
- Kadnn arkadalar ne diyorlar? Dover dnyann en parlak zekl dedektifi
olmayabilirdi, ama polis olarak geirdii uzun yllar boyunca o bile birka yntem
renebilmiti. Onlara kamak istediinden bahsetmi miydi?
Mfetti Threlfall ban hayr anlamnda sallayarak, "Hatrladm kadaryla hi
dostu yoktu; en azndan bu civarda oturan kimse yoktu" dedi.
- Akrabalar? Dover, sandalyesinde kayklarak oturmu bir yunus bal gibi saa
sola yalpalamaya balamt.
Mfetti Threlfall bu tuhaf davranlar endieyle izliyordu. iko, bir tr kalp krizi
mi geiriyordu, yoksa sadece ayaa kalkmaya m abalyordu? "Sadece rlanda'da bir kz
kardei var efendim, onunla da yllardr konumuyorlard."
Hrltl son bir solumayla Dover ayaa kalkmay baard. Hava hareket etmek iin
fazla scak olabilirdi, ama doann kurallar karsnda en ar hareket eden bile boyun
emek durumunda kalr. zellikle de Dover'nki kadar zayf bbrekleri olanlar. "Allah'n
belas ithal pislik!" diye sylendi. "stten girip alttan kyor. nsanlar niye doru drst
bir ngiliz biras ikram etmezler ki. Btn bu olanlarn kendisiyle hi ilgisi yokmu gibi
davranmakta olan MacGregor'a dnerek, "Nerede onun yeri evlat?" dedi.
Uzun yllar Dover'la birlikte almak, her seferinde ncelikli olarak onun yerinin
tespit edilmesinin gerektiini Mac Gregor'a retmiti. "Sanrm merdivenlerin alt
banda bir tuvalet var efendim."
Dover hzl admlarla ayrld oradan; arkasnda, verandada oturan, dncelerle dolu,
sessiz bir adam brakarak.
Mfetti Threlfall, kravatn geveterek, "Sk biri deil mi?" dedi n sonunda.
MacGregor sakin bir glmsemeyle neesiz karlk verdi: "Garlick'i kimin ldrd
hususunda bir fikriniz var m efendim?"
- Az ok, dedi Mfetti Threlfall. Yardmc olmak iin hibir sebep yoktu. Ona
braklsa, bu davay birka saat iinde kesin olarak zebileceini dnyordu.
- Kendi takmndan birileri mi ldrmtr sizce efendim?
- Olabilir.
- Cuma gnleri maa gndr genelde, diye belirtti MacGregor dikkatle. Sanrm
Garlick'in imeyi ok sevdiini sylemitiniz deil mi?
MacGregor bu konumalarn kayt d olduunu belirtmek iin defterini kapatt.
"Genellikle cuma akamlan sarho kavgalar kar. Belki bu seferki cumartesi sabahna
da sarkmtr. Arkadalar dnda onun bu sabah burada alacan kim bilebilirdi?
Mrs. Hewson dnda tabi. Byle bir havadis etrafa yaylmazd deil mi? O yoldan eski
baheye kestirme bir yol olduunu ancak yre halkndan biri bilebilirdi."
Mfetti Threlfall, kalarn garip bir ekilde havaya kaldrmakla yetindi. Eer
Yard'n zeki hafiyeleri byle dnyorlarsa, onlara iyi anslar olsun. Mfetti Threlfall,
onlara yanllarn gstermek iin kendini riske atmayacakt.
Uzun sre sonra Dover paytak paytak yryerek geldi. MacGregor hazr ayaktayken
onu cinayet mahalline gtrmeye alt, ama Dover komiserin abasn grmezden
gelerek tekrar sandalyesine kt.
- u anda evin arka tarafndan geliyorum, diye aklama yapt.
MacGregor'n kalbi duracak gibi oldu. Off! her ey ne kadar da alaltcyd! "Ama
efendim" diye feryat etti, "Ben size tuvaletin tam yerini sylemitim."
Dover elini sabrszca sallad."Onun iin deil, aptal" diye homurdand, "nce oraya
gittim, sonra da evin arkasn dolamaya gittim, yi ki gitmiim. Biliyor musun, garajdan
mutfa gremediin gibi mutfaktan da garaj gremiyorsun."
- Efendim?
- Bu, cinayeti adamn ilediini gsterir evlat, diye aklayarak yardmc oldu
Dover. Mfetti Threlfall'a doru neeyle ban sallad: imdi sadece bir buldozere ve
arama emrine ihtiyacmz var.
- Affedersiniz anlamadm efendim?
Dover'n iyi huyluluu buharlap yok olmak zereydi. Tahamml edemedii bir ey
varsa, o da aptallkt; zellikle de byle scan her eyi buharlatrd bir gnde.
- Kulaklarn sar m?" diye sordu Mfetti Threlfall'a serte.
- Cinayeti zdm senin iin. Bazlar her eyin ball kaymaklsn istiyorlar.
Mfetti Threlfall bu konumann anlayabildii blmne skca sarlarak,"Cinayeti
zdnz m efendim?" diye sordu.
Biraz da bbrlenerek, "Orada aklma geldi" dedi Dover. "Sadece parmaklarm
tlatmyordum, bilirsin ite. Arka tarafa gittim ve cuk oturdu. Her ey yerli yerine
oturdu. Btn yapacanz, delilleri gn na kartp, adam cinayetle sulamak."
- ey, yani kimi sulamak efendim?
- Aman, neydi adamn ismi, hay aptal adam! diye grledi Dover. Baka kim olabilir
ki Tanr akna? Bak bu sabah karsnn ya da her nesiyse, onun emniyetli bir ekilde
mutfakta kapal olduu zaman kollam, tamam m? Ondan sonra evin br tarafndaki
garajn etrafn dolap... Anladn m? O kahrolas baheye doru hzla gitmi.
Bu canl anlatma elik eden el kol hareketleri biraz belirsizdi, nk Dover tarif ettii
araziyi grmemiti. "Gizlice meyve bahesine girmi, gen adam -ad her neyse- bulmu,
en yaknda bulduu, sert bir .cisimle vurup bayltm. Tamam m? Ondan sonra da btn
yapaca, trmkla adamn iini bitirmek. Bezelye ayklamak kadar kolay bir i."
Mfetti Threlfall'n hayretten alm azndan ie yarar bir eyler kmayacan
anlayan MacGregor davann gidiatn olumlu bir yne evirmek iin gayret etti.
- Siz Hewson'n, Garlick'i ldrdn m sylemek istiyorsunuz efendim? Ama
niin byle bir ey yapsn ki? Garlick'i tanmyordu bile. Hatta... MacGregor igzar bir
ekilde not defterini kartrd. Garlick'i, ancak ldkten sonra grdn iddia ediyor.
Bu ok kesin bir beyan efendim ve aratrlmas da ok kolay!
Dover kalarn att, MacGregor'un kusurlarn bulmaya baylrd. "Garlick'i tanmas
gerekmiyordu" dedi ask bir suratla. "Kimi olsa haklayabilirdi."
- Mr. Hewson'n manyak bir katil mi olduunu sylyorsunuz efendim?
Dover'n atk kalar ve burumu yz karard. Eer hava ar scak olmasayd ve
MacGregor da bu kadar iriyar bir adam olmasayd; Dover hi vakit kaybetmeden karya
geip, ona bir tane akmaya yeltenebilirdi. Kstah ufaklk!
- Hewson, o eski meyve bahesini kazmaya kalkan herkesi ldrebilirdi, diye ters
ters sylendi, skt dilerinin arasndan.
Birden jeton dt. MacGregor kendine tokat atabilirdi. "Demek istiyorsunuz ki..."
- Yani kr olas ilk karsn oraya gmmt demek istiyorum, diye tersledi Dover.
Sylediklerini MacGregor'n kendi fikriymi gibi satmasn nlemi oluyordu bylece.
Kadn kap gitmemiti. Adam kadn ldrmt ve daha sonra da kadn elbiseleri,
mcevherleri ve dier eyleriyle birlikte meyve bahesine gmmt.
Mfetti Threlfall'n suskunluu gemi, konuma yeteneini yeniden kazanmt.
"Ama Mr. Hewson'n ilk karsnn kaybolmasn ben soruturmutum; kukulu bir durum
sz konusu deildi."
- Hadi canm sende, dedi Dover mutlu ve aalayan bir tavrla. Sen zerine atlayp
seni srsa bile kukulu durumu, fark etmezsin. Hewson senden daha akllyd, o kadar.
- Bu evliliin ok mutlu bir evlilik olmad doru, dedi Mfetti Threlfall, meslek
yeterliliine ynelik satamay uysallkla sineye ekerek. Ama biz bunu, kadnn adam
terk etmesinin nedeni olarak algladk. Karsndaki MacGregor'a yle bir bakt.
Gzleriyle destek talep ediyordu. Sanrm Hewson' arp birka soru sorabiliriz.
Dover bu neriye allmadk bir fkeyle cevap verdi. "Hayr, henz deil. Kahretsin,
imdi olmaz" diye ipe sapa gelmez bir ekilde sylendi. "Hl bana sz verdii ay
getirmesini bekliyorum." Bu Dover'n kendisine bile biraz yetersiz gelmi olmalyd.
"Ayrca" diye devam etti, eylemsizlik politikasn her trl kukudan arndrmak
amacyla, "yemee davetliyim ben."
- Baksanza, siz ikiniz niye gidip u meyve bahesini kazdrmyorsunuz? Herhalde iki
saat srer. Karsnn cesedim bulur bulmaz gelip bana haber verirsiniz. Ama saat
14'ten nce deil. O zaman ad her neyse adamla yzleip, suunu itiraf ettiririz. Endie
edecek bir ey yok. O adam kahraman olacak tipte biri deil. Adam biraz zorlarsak itiraf
eder. imdi defolup gidin de biraz sessizce dnebileyim, dedi Dover gzlerini
kapatrken.

You might also like