You are on page 1of 25

T.C.

AMASYA NVERSTES
ETM FAKLTES
REHBERLK VE PSKOLOJK DANIMANLIK
ANABLMDALI





OBSESF KOMPULSF BOZUKLUK






Hazrlayan
Burak ENTRK



Danman Hoca
Erturul AHN





AMASYA 2014


Obsesif-Kompulsif Bozukluk Kavram ve Tarihesi
1838 ylnda Esquirolun, Mademoiselle Fnin ksmi deliliini bir eit uslamlama veya drt
monomanisi (reasoning or insticntive monomania) olarak snflamasna kadar obsesif-kompulsif davranlar
antik alardan beri genellikle sosyal ve dinsel terimlerle aklanmaya allmtr. Esquiroln bu snflamas,
psikiyatri alannda obsesif-kompulsif bozukluk ile ilgili yeni bir ufuk amtr. Esquirol Uslam veya drt
monomanisini istemsiz, nlenemez ve drtsel aktivite olarak tanmlamtr.
Mademoiselle F. uzun boylu, 34 yanda, bekr, muhasebeci bir hastadr. MFnin hastal, bir gn
halasnn deerli eylerini cebine koymu olabilecei korkusu ile 18 yanda balamtr. Hesaplar yanl
tutarm ve dokunduum paralar veya deerli eyler parmaklarma yapp farknda olmadan cebime girer
korkusu onun balca takntsdr. MF bu endiesinin yersiz ve sama olduunu bilmektedir fakat kontrol
edememektedir. Sonradan el ykamalar ve giyeceklerinin bir eylere dokunaca korkular balamtr. Byle
hissettiinde eliyle grnmez maddeleri silmektedir. Bu endie hali yiyeceklere kadar yaylm ve bu yzden
hizmetkr tarafndan beslenmeye balamtr. Esquirol, MFnin bu yaantlarnn isten zayfln yanstt
kanaatine varmtr ancak Obsesif Kompulsif Bozukluun bir dnce bozukluu mu yoksa bir isten bozukluu
mu olduuna karar verememitir. Esquiroln Obsesif Kompulsif Bozukluun bir eit monomani olduu gr
ok da uzun mrl olmamtr. 1850li yllarda bu kavrama kar grler ileri srlmeye balanmtr. Morel
1866 ylnda Obsesif Kompulsif Bozukluk kavramnda nemli bir alm salamtr. Daha nce delilik snf iine
sokulmaya allan ve zeka (intellect) bozukluu olduu dnlen bu bozuklukta hastalarn duygusal bir
bakaldr iinde olduklar ve durumlarnn farknda olduklarna ilikin gzlem delilik iinde yer alan monomani
tanmn klinik olarak bu bozukluk iin kabul edilemez klmaktadr. Morel etiyolojik snflandrmaya olan
dknl ile bu bozukluu, bir eit ganglionik (otonomik) sinir sistemi hastalnn karmak bir grnm
olabileceini ileri srmtr. Dlire motif olarak adlandrlan bu durum delilikten ok nevroz kavram iine
girmektedir. Morel ilk kez dlire terimini klasik kullanm dnda igrnn olduu bir durum iin kullanmt.
Luys o dnemde Morel ile ayn fikirde deildi. Tm vejetatif ilevlerin ganglionik sistemle alakal olmadn bir
ksmnn korteksten, hatta bir adm ileri giderek acayip fikirlerin, istemsiz duygulanmlarn ve kompulsif
davranlarn farkl korteks blgelerinden kken aldn iddia etmekteydi. Obsesif Kompulsif Bozukluun bir
eit nevroz olarak yeniden tanmlanmas biliten, emosyonlardan ve iradeden sorumlu beyin blgeleri ile bu
bozukluun ilikilendirilebilecei olasln yeniden gndeme tamtr (Berksun, 2003, s. 38).
Obsesyon terimi ilk kez 1866 da Morel tarafndan kullanlmasna ramen 4000 yl kadar nce
Mezopotamyada grldne dair bilgiler bulunmaktadr. Kutsal kitaplarda M.. 11. yzyln ikinci yarsnda,
srail kral olan Saul u sk sk eytandan gelen zararl dncelerin yakalad, damadnn da arp alarak zararl
dncelerinden kurtard yazlmtr. Shakespeare, Lady Machbet kimliinde el ykama kompulsiyonlarnn
zgn rneini vermitir Ortaada, birok psikiyatrik hastalk iin olduu gibi, OKB de by ve din
kavramlaryla aklanmaya allmtr. Zamanla dinsel grler yerini tbbi aklamalara brakmtr(Belene,
2007). Bir din adam tarafndan yazlm olan Malleus Maleficarum (eytann ekici) adl kitapta orta ada bir
papazn herhangi bir kilisenin nnden geerken ve dua ederken eytann etkisi ile srekli dilini kardndan,
kendini rahibi dinlemeye verdike eytann daha da fazla etkilediinden sz etmektedir. Kraft-Ebing 1867 de
fobileri, impulslar, kompulsif endieleri, tikleri ve hatta cinsel sapklklar ieren kompulsif idealar kavramn
gelitirmi ve bunlara depresif bozukluun sebep olduuna inanmtr () (Erek, 2006, ss. 8-9).
19. yzylda obsesyonlarn nasl delsyonlardan ayrlmas gerektii dnlyorsa benzer olarak
kompulsiyonun da impulsiyondan ayrlmas gerektii dnlyordu. O dneme kadar yaygn bir biimde
obsesyon ve delsyonlarn atas olarak kullanlan sabit fikir kavram 1880lerde sadece obsesyon ve fobiler
iin kullanlmaya balanmt. mpulsyonlar, paroksismal, stereotip ve istemsiz eylemler iin kullanlan bir
terimdi. Dagonet 1870 ylnda impulsif delilik terimini (folie impulsive) fobileri, homisidal ve suisidal
eilimleri, hipokondriak uralar, manik davranlar ve epileptik nbetleri kapsayacak ekilde yeniden
canlandrmaya alm ancak ok da baarl olamamtr. Obsesif Kompulsif Bozukluk tanmlamas 1875 ylnda
Legrand du Saulle tarafndan yaplan almayla neredeyse bugnk netliine kavumutur. Lagrand du Saulle,
27 Obsesif Kompulsif Bozukluk vakas yaynlad almasnda Obsesi Kompulsif Bozukluu bir ksm psikotik ve
depresif belirtiyle de komplike olabilen, fluktuasyon gsteren, sinsi balangl, igrnn olduu delilik hali
olarak tanmlamtr (Erek, 2006, ss. 8-9).
() OKBnin ilk modern formulasyonunu yapan Westpal fobik semptomlar ve anankastik bozukluu
birbirinden ayrarak kompulsif fikirleri kiinin bilincine giren, inanlarna ters dnceler olarak tanmlamtr.
20. yzyln banda Pierre Janet fobi, obsesyon ve kompulsiyonlar psikasteni bal altnda toplamtr.
Freud ise psikoanalitik adan fobilerle OKB nin ayr bozukluklar olduunu, obsesif durumun bastrlm cinsel
sululuk anlarna kar ortaya kan psikolojik savunmalar olarak aklamtr (Erek, 2006, s. 9).
Freud 1895 ylnda obsesyonlarn agresif veya cinsel drtlerden kaynaklandn ileri srmtr. Bu
drtlerin ar anksiyeteye neden olduunu fakat represyon ve reaksiyon formasyon gibi ego savunma
mekanizmalar tarafndan bu anksiyetenin giderilmeye alldn sylemitir. Bu fikir pek ok Obsesif
Kompulsif Bozukluklu hastada saptanan agresif ve cinsel fantazilerin varl ile uyumlu grnmektedir. Freud
ek olarak obsesif belirtilerin, hastalarn anal dneme regrese olmalaryla birlikte ortaya ktn ve bir sonraki
genital ve dipal aamalarla ilikili drtlerle ba etme yolu olduunu iddia eder. Psikanalitik-psikodinamik
kurama gre kompulsiyonlarn, ego savunma mekanizmalarndan yap-bozun kullanmndan kaynaklanmakta
ve anksiyetenin kontrol altna alnmas amacna hizmet etmektedir. Obsesif Kompulsif Bozukluk, yz yl akn
bir sredir, iyi tanmlanan bir bozukluk olmasna karn ayr bir tan olarak ok sonralar tan sistemlerine
girmitir. 1980 ylndan sonra DSM sistemi iinde yer alan bu bozukluk gnmzde hala insanlar tarafndan ok
az tannmaktadr (Berksun, 2003, s. 39).

Obsesif-Kompulsif Bozukluun Tanm
Obsesif kiinin dnce alannda, kompulsif ise kiinin davranlarnda grlen bir bozukluktur. Bir
dnceye veya bir davrana saplanma ou kez bir arada ortaya kar ve byle bozukluklara Obsesif-
Kompulsif ad verilir. Obsesif-Kompulsif bozukluklar olan bireylerde, devaml olarak phe etme, bulac
hastalklarla ilgili dnceler ve bireyin kendine ya da bakalarna zarar verme gibi kayglar vardr. rnein,
byle bir kii, birka dakikada ellerini ykayabilir veya giyimde ve ite srekli dzenlilik iin abalar. Saplant,
uzun zaman bireyi terketmeyen dnce ya da zihinsel bir resimdir. O kadar rahatsz edicidir ki, bireyin
yaamnn btn ynlerini etkiler. Ar saplantsal davranlar, bireyin baka bir dncenin zerine konsantre
olmasn engeller (nl, 2001, s. 159).
Ouz Tana gre (2005),
Frenkler takntya obsesyon derler. Obsesyon saplant kelimesiyle de Trkeye evrilebilir. Net bir tarif yaparsak,
obsesyon veya saplant/taknt:
1-stenmeden gelen,
2-Sknt verici,
3-Tekrarlayc ve srekli dnce, drt veya hayaldir.
Kiinin taknt dorultusunda yapt ve kendini alkoyamad eylemlere ise komplsiyon deriz. () zetle
komplsiyonlar yle davranlardr (veya dua etmek vs. trnden zihinsel eylemlerdir) ki:
1-Takntya cevap olarak gerekletirilir.
2-Kii kendisini bu davranlar yapmaktan alkoyamaz.
3-Tekrarlaycdr. (Defalarca el ykanr, srekli zemin veya priz kontrol edilir, yedi veya yedinin katlar kadar
estafurullah denir.)
4-Genellikle kat biimde, hatta merasim katlyla uygulanr (Belli ekilde belli sayda el ykanr, belli sayda tvbe
edilir, priz kontrol edilip deftere tarih ve saat dlerek not alnr.) (ss. 20-21).
Toplumda olduka yaygndr. Oran 50 kiide bir kiiye kadar ykselebilmektedir. Olu mekanizmasnda
genetik yatknln byk pay vardr. Genellikle soyaekim bir hastalktr. Baz kiilerde ar titizlik, dzenlilik,
temizlik, takntl dnce yaps gibi zellikler hastalk olarak birden ortaya kmamtr, kiilie sinmitir
(Arslanolu, 2002, s. 91).
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) yaygnl % 1.9-3.3 arasnda deien ve biyolojik kkeniyle ilgili
youn aratrmalarn yrtld bir rahatszlktr (Sayar, Uurad, ve Acar, 1999 s. 142). Obsesif kompulsif
bozukluk (OKB) tekrarlayc, istenmeyen, sknt yaratc dnce, imaj ya da drtler ve elik eden
davranlardr. OKB tablosunda komponent vardr. lki kiide tekrarlayc, zorlayc nitelikte dnce, imaj ve
impulslarn bulunmas, ikincisi bu dnce ve eylemlerin bilisel ve davransal olarak kontrol edilme abasdr.
ncs ise kiinin obsesyonlarn kendisinden kaynaklandn ve isel orijinli olduunu bilmesidir.
Patofizyolojik olarak, orbitofrontal kortekste ve bazal ganglionlar blgesinde kafa travmas ya da temporal lob
epilepsisine sekonder geliebilir (Bilge, nar, Hascan, Erkutlu, & Eyiipgil, 2011).
Doan Cceloluna gre ise (1997),
Obsessif-kompalsif (obsessive-compulsive) bozukluklar dnme ve davranma saplantlarn ifade ederler.
Obsessif bir kii kafasna taklan bir fikirden kurtulamaz, fikir kafasnda srekli tekrar eder, bir nevi dnce saplants
oluur. Belirli bir arky hi istemediiniz halde srekli zihninizde tekrar ettiiniz anlar oldu mu? Bu durumun ar derecesi
obsessiflii ifade eder. Kii belirli bir davran yapmaktan kendini alkoyamyorsa ve belirli bir davran yapmaya saplanp
kalmsa, o kiiye kompalsif ad verilir. Bu ikisi, yani bir dnceye veya bir davrana saplanma ou kez bir arada ortaya
kar ve byle bozukluklara obsessif-kompalsif bozukluklar ad verilir () (s. 443).
Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB)un temel belirtilerini obsesyonlar ve kompulsiyonlar
oluturmaktadr. Obsesyonlar, kiide anksiyeteye neden olan yineleyici ve srarc dnce, drt ve imgeleri
tanmlarlar (Aksoy, 2006, ss. 3). Genel bir deyimle, "obsesif davran" adyla da bilinen obsesif dnceler ve
kompulsif eylemleri, ortaya km biimleri ynnden grupta inceleyebiliriz: (1) Kararszlkla birlikte gelen
dnce karkl nbetleri; (2) art arda yaplan trensel eylemler; (3) dehet verici eylemiere geme
dncesiyle birlikte gelen rktc nbetler. Nbetler ayn insanda, yukarda tanmlanan biimlerin birinden
dierine deiebilir; bazen hafif geitirilir, bazen kiiyi bunaltrlar; seyrek olarak ortaya ktklar gibi, gnde
birka kez de gelebilirler (Getan, 1997, s. 196)
Erikin hastalar tarafndan en sk tanmlanan obsesyonlar grlme sklklarna gre u ekilde
sralanmaktadr: kirlenme (%37.8), kuku (%23.6), simetri (%10), bedensel ve fiziksel belirtilerle ilgili ar ura
ile ilgili obsesyonlar (%7.2); dini ve mistik uralar (% 5.9) ve cinsel ierikli rahatsz edici dnceler (ecinsellik,
pedofili gibi) (%5.5).
Kompulsiyonlar ise obsesyonlara yant olarak veya belirli kurallar erevesinde kiinin gerekletirmek
zorunda olduunu hissettii, davransal ya da zihinsel eylemler olarak tanmlanabilir. Kompulsiyonlar ak bir
ekilde bir eylem olarak gerekletirilebilecei gibi-rn. kontrol ya da temizlenme eylemleri, rtk bir biimde
zihinsel uralar da kapsayabilmektedir (rn. dua okumak, belirli szckleri tekrarlamak gibi). Bu rtl
(covert) obsesyonlarn ortaya konmas ve kiinin diren gstermesi bakmndan daha zorludurlar.
Kompulsiyonlar, kiide bir doyum ve haz oluturmay yalnz anksiyeteyi ntralize edici nitelikleri ile impulsif
davranlardan ayrlrlar. En sk rastlanan kompulsiyonlar ise sklk srasna gre: kontrol (%28.8), temizlenme
(%26.5), tekrarlayc davranlar (%11.1), rtl (covert) kompulsiyonlar (%10.9), dzeltme-dzenleme (%5.9)
olarak sralanabilir.
Klasik olarak benlie yabanc (ego distonik) olarak tanmlanan OKB belirtileri, zarardan kanma, riski
azaltma, igr, direnme (belirtileri basklamak iin direnme), haz yokluu ile birliktedir. OKB ye bal
yaknmalar tbbi literatrde 300 yl ncesine dayanmaktadr.
OKB yeni bir fenomen olmayp paramedikal literatrde de bahis konusu edilmitir. nl ngiliz air ve
yazar Shakespearin Macbeth adl eserindeki Macbeth karakteri bu duruma bir rnek tekil etmektedir.
Charles Darwin ve John Bunyan gibi nl kiilerde de bu hastaln olduundan sz edilmektedir.
Erken dnem tanmlamalar Anglo-sakson literatrnde obsesyonlarn dini ieriklerine, Alman literatr
dncelerin akld ierikleriyle balantl olarak psikotik olarak da deerlendirilebilecek niteliine gnderme
yaparken, Fransz literatr ise kuku ve kendilik deerinin kayb zerinde durmutur. Zamanla birlikte
obsesyonlarn kiilerin dnemsel olarak sahip olduklar kltr ve bilgiden etkilendii anlalmtr. 1960l yllara
kadar obsesyonel bozukluklarn prognozu olumsuz olarak kabul edilmekteydi ve uzun dnem hastane yatlar,
destekleyici tedavi ve hatta psikoirurjik giriimlerin gerekliliinden sz edilmitir.
Geleneksel tanmlamaya aykr olarak, OKB hastalarnn nemli bir ksmnn obsesyonlarn anlamsz ve
sama olarak deerlendirmedii, belli bir oranndaki hastalarn ise bunlara inandklar ileri srlmtr. OKB
hastalarnn bir grubunda bu durum ar deerlendirilmi fikir olarak ya da daha nadiren hezeyan olarak
tanmlanabilir.
Psikiyatri klinik uygulamalarndaki tan kategorileri olan DSM-IV ve ICD- 10da OKB tans konabilmesi
iin obsesyonlarn ve kompulsiyonlarn varl gerekli grlmtr.
Kii bu obsesif nitelikteki dnce, drt ve imgelerin kendi zihinlerinin bir rn olduunu kabul
etmeli, dsal bir faktr ya da kiiye atfetmemelidir. Bununla birlikte obsesyonlara ynelik igrnn deiken
olduu bildirilmektedir.
DSM-IV ile birlikte hastalk epizodu srasnda kiinin obsesyonlarnn ve/veya kompulsiyonlarnn ar ya
da anlamsz olarak deerlendirmedii durumda igrs az olan alt tip snflandrmaya girmitir. Obsesif
Kompulsif Bozukluk DSM-III (APA 1980) ve DSM-III-R de obsesif kompulsif nevroz terimleri ile adlandrlrken
DSM-IV ve DSM-IV-TRde Obsesif Kompulsif Bozukluk terimi kullanma girmitir (Aksoy, 2006, ss. 3-5).















Obsesif-Kompulsif Bozukluk iin tan ltleri (DSM-IV-TR)
A. Obsesyonlar ya da kompulsiyonlar vardr:
Obsesyonlar aadakilerden (1), (2), (3) ve (4) ile tanmlanr
(1) bu bozukluk srasnda kimi zaman istenmeden gelen ve uygunsuz olarak yaanan ve belirgin anksiyete ya da
skntya neden olan, yineleyici ve srekli dnceler, drtler ya da dlemler grlr.
(2) dnceler, drtler ya da dlemler sadece gerek yaam sorunlar hakknda duyulan ar zntler
deildir.
(3) kii, bu dnceleri, drtleri ya da dlemlerine nem vermemeye ya da bunlar bastrmaya alr ya da
baka bir dnce ya da eylemle bunlar etkisizletirmeye alr.
(4) kii, obsesyon dncelerini, drtlerini ya da dlemlerini kendi zihninin bir rn olarak grr (dnce
sokulmasnda olduu gibi deildir).
Kompulsiyonlar aadakilerden (1) ve (2) ile tanmlanr:
(1) kiinin, obsesyona bir tepki olarak ya da kat bir biimde uygulanmas gereken kurallarna gre kendini
alkoyamad yineleyici davranlar (rn. el ykama, dzene koyma, kontrol etme) ya da zihinsel eylemler
(rn. dua etme, say sayma, bir takm szckleri sessiz biimde syleyip durma) vardr.
(2) davranlar ya da zihinsel eylemler, skntdan kurtulmaya ya da var olan sknty azaltmaya ya da korku
yaratan olay ya da durumdan korunmaya yneliktir; ancak bu davranlar ya da zihinsel eylemler ya
etkisizletirmesi ya da korunmas tasarlanan eylerle gereki bir biimde ilikili deildir ya da aka ok ar
bir dzeydedir.
B. Bu bozukluun gidii srasnda bir zaman, kii, obsesyon ya da kompulsiyonlarnn ar ya da anlamsz olduunu
kabul eder.
C. Obsesyon ya da kompulsiyonlar belirgin skntya neden olur, zamann boa harcanmasna yol aar (gnde 1
saatten daha uzun zaman alr) ya da kiinin olaan gnlk ilerini, mesleki (ya da eitimle ilgili) ilevselliini ya da
olaan toplumsal etkinliklerini ya da ilikilerini nemli lde bozar.
D. Baka bir Eksen I bozukluu varsa, obsesyon yada kompulsiyonlarn ierii bununla snrl deildir (rn. bir yeme
bozukluunun olmas durumunda yemek konusu zerinde dnp durma; trikotillomaninin olmas durumunda
sa ekme zerinde durma; vcut dismorfik bozukluunun olmas durumunda d grnmle ar ilgilenme; bir
madde kullanm bozukluunun olmas durumunda ilalar zerinde dnp durma; hipokondriyazis olmas
durumunda ciddi bir hastal olduu biiminde dnp durma; bir parafilinin olmas durumunda cinsel
drtler ya da fanteziler zerinde dnp durma yada major depresif bozukluk olmas durumunda sululuk
zerinde gevi getirircesine dnme).
E. Bu bozukluk bir maddenin (rn. ktye kullanlabilen bir ila ya da tedavi iin kullanlan bir ila) ya da genel bir
tbbi durumun dorudan fizyolojik etkilerine bal deildir.
Varsa Belirtiniz:
grs Az Olan: O sradaki dnemde ou kii obsesyon ya da kompulsiyonlarnn ar ya da anlamsz olduunu
kabul etmiyorsa
Obsesif-Kompulsif Bozukluun Etiyolojisi
Biyolojik Kuramlar
Taknt hastal, yani obsesif kompulsif bozukluk, mide, karacier, kalp, barsak, kemik
hastalklarndan fark olmayan bir hastalktr. Bu hastalk beyin hcrelerinde ortaya kan bir alma
bozukluundan kaynaklanr. () yle kolay yntemlerle, kendi kendine zlebilecek bir karakter zayfl
deildir. Kalp yetmezlii nasl gs kafesimizin iindeki et parasn iyi almamasndan kaynaklanyorsa,
taknt hastal da kafatasmzn iindeki et paramzn iyi almamasndan kaynaklanr (Tan, 2005, ss. 101-
102).
nceki yllarda daha ok psikolojik etyolojiye sahip bir hastalk olarak dnlen OKBnin nrobiyolojisi
ile ilgili aratrmalar son yllarda giderek artm ve nemli bulgular ortaya konmutur.
zellikle iki alanda almalar yaplmaktadr:
1. Beyin grntleme almalar hastalkta orbitofrontal-limbik-bazal gangliyon ilev bozukluu olduunu
desteklemektedir.
2. Nrofarmakolojik almalar hastaln patofizyolojisinde serotonerjik sistem anormalliklerinin nemli
olduunu dndrmektedir. OKBnin etiyolojisinde biyolojik faktrlerin nemli olduunu dndren
bulgular yle srayabiliriz:
Kafa travmasndan sonra balayan OKB olgular.
Beyin grntleme yntemleri ile hastalkta orbitofrontal-limbik-bazal gangliyon disfonksiyonu olduunun
ortaya konmas.
Nropsikolojik testlerin de frontal lob disfonksiyonunu desteklemesi.
zellikle erken yalarda balayan OKB de ailesel geiin olmas ve OKB ile Tourette bozukluunun genetik
ilikisinin bulunmas.
Baz Sydenham koresi olgularnda OKB nin grlmesi
Birok bazal ganglion hastalyla (ensafalit, parkinson, hungtington, tourette, idyopatik bazal ganglion
kalsifikasyonu gibi) OKBnin birlikte grlmesi.
Singulotomi ve stereotaktik cerrahi gibi baz cerrahi yntemlerin OKByi dzeltmesi.

Psikoanalitik Kuram
Freud 1909da Rat Mani yaynlad. Bu obsesyonel nevrozu olan bir olgunun psikanaliziydi. nceleri
obsesyonel dnceleri aklamak iin cinsel travmalar zerinde duran Freud, daha sonralar obsesyonlar
bilinalt drtlere verilen savunmaya ynelik psikolojik yantlar olarak teorize etmitir. zellikle dikkatini
anne-ocuk ilikisine yneltmi, tuvalet eitimi srasndaki agresyon ve otonomi zerinde durmutur.
Bu dnemde ocuk yaamnda ilk olarak birbirine kart ve drtsel ynden ykl iki yetiyi (tutma ve
boaltma) kullanabilme durumuna gelmitir. Ancak bu yetiyi balangta kendinin deil de annenin isteklerine
ve eitim biimine gre kullanmaktadr. ocuun bu ilevlerinin ar denetlenmesi, cezalandrc ve sulayc
tutumlar bu dnem sorunlarna yol aar. ocuk sululuk korkusu ile fke ve kar koyma istei arasnda,
sonraki yaamnda da her eylemin olumlu ve olumsuz yanlar arasnda bocalar.
OKB de asl sorun birbirine kart drtlerin basksna kar denetim salama abasdr. Kii srekli
olarak kendi iinden gelen, bir trl kabul edemedii; sanki bysel gcyle bir etki yapabilecek gibi alglanan
dnce ve eilimlere kar savamaktadr. Psikoanalitik teori, obsesif kompulsif nevrozlar, psiik aygtn
savunma amal dipal ncesi anal-sadistik evreye gerilemesine balar. Kullanlan temel savunma dzenekleri
ise bastrma, yaltma, kart tepki kurma ve yapp bozmadr.






Davran Kuram
renme ilkelerine dayanan bir kuramdr. OKBnin oluumu ve devamnda Mowrer (1960)in ki
Aamal renme kuramnn yeri nemlidir. Bu kurama gre klasik koullanma yolu ile renilen korku,
edimsel koullanma yoluyla (kanma davranlar ile) artarak pekiir ve devamllk kazanr. Klasik koullandrma
ilkelerine gre, znde korkutucu olmayan veya anksiyete oluturmayan bir uyaran (koullu uyaran ), doal
olarak korkutucu bir uyaranla (koulsuz uyaran) eletirildiinde; koullu uyaran yansz olma zelliini
kaybederek, rahatsz edici bir uyaran zellii kazanr. Edimsel koullandrma ilkesine gre, o davrann
oluturduu sonulardr. Bir davran, sonucunda dl getiriyorsa, tekrarlama olasl artar. Bir davrann
kendi oluturduu sonulara gre deiiklie urama srecine ise davran pekitirme ad verilir. Olumlu
pekitirmede bir davran izleyerek alnan olumlu sonular, davrann skln artrr.
Olumsuz pekitirmede ise, bir davran izleyerek ortaya kmas beklenen olumsuz sonularn
olumamas veya olumasnn engellenmesi, yine ayn davrann oluma skln artracaktr. eitli uyaranlara
ynelik kayg, klasik koullanma yolu ile geliir. Kayg veren uyaranlardan kama/kanmann kaygsn
azalttn gren kii, bu kanma davranlar sayesinde dllenmi olur (edimsel koullanma) ve bylelikle
kanma davranlar pekiir.
Davran modele gre, znde korkutucu olmayan ve herkesin aklna gelebilecek dnceler (r:
mikrop kapma, hastalanma gibi) koullanma yolu ile bireyde anksiyete duygularla balantlanmakta ve rahatsz
edici zellikler (bu dncelerden korkma) kazanmaktadrlar. Bu tr dncelerin akla gelmesi artk bireyde
anksiyete oluturmakta ve birey anksiyeteden korunmak iin kama ve kanma davranlar gelitirmektedir.
Bu kama ve kanma davranlar ise anksiyeteyi azaltarak, bir tr pekitire gibi rol oynamaktadr. Bundan
baka bir dizi tekrarlayc (kompulsif) davranlar gelitirerek de anksiyetesini azaltmaya almaktadr.
Kompulsif davranlar da anksiyeteyi azaltt iin pekitire gibi rol oynayarak, ayn davranlarn artmasna yol
amaktadr. Anksiyete ile baa kmakta yalnzca kama / kanma / tekrarlama gibi stratejiler kullanldndan,
anksiyete arttka (obsesif dncenin skl, younluu ve bu dnceye inan) bu stratejiler daha da ok
kullanlmakta ve bylelikle ksr dng iine girilmektedir.
Bilisel Kuram
OKB de bilisel gr ilk ortaya koyan Carr, OKB de gerek d tehdit ieren deerlendirmeler
olduunu bildirmitir. Bu kiiler tehdidi en yksek noktalarda yaamaktadrlar. nk hem olasy hem de
gereklemesi istenmeyen bu olasnn gerekletiinde olabilecekleri abartmaktadrlar. Sonuta bu abartl
deerlendirmeler anksiyeteye ve kt sonlanacak olay etkisizletirme, engelleme abalaryla trensel
davranlara yol amaktadr.
Bu kuram sonralar Beck ve Ellis ile gelitirilmitir. Bu yaklama gre hastaln temelinde kiilerin
nesnel gerein mantksz varsaymlar ve dncelerle, arptmalar bulunur. Bir dier deyile kiinin sorunlar
deneyimlerden deil bu deneyimlerle ilgili arpk alglamalardan kaynaklanr. arpk anlamalar ve yorumlar
otomatik olarak ortaya kar, yani kii olaylar bu ekilde alglama ve yorumlama sorununun farknda deildir.
Bu yaklamn nl rnei A-B-C modelidir. Burada A gerek bir olay, B bu olayla ilgili arpk anlamalar ve
yorumlar, C ise olayn arpk yorumlamalarndan kaynaklanan olumsuz duygular sembolize eder.
OKB de dnceler intrusive yani kontrol edilemeyen, tekrarlayc ve rahatszlk verici zelliktedir.
ntruzyonlarla ilgili almalar, ierik itibariyle obsesyonlara benzer dncelerin normal (tedavi iin herhangi
bir bavurusu olmam) poplasyonun %90nda grlebildiini ortaya koymutur. Bu bulgu, normal
populasyonda da zorlayc dncelerin yaygn olduunu ve ieriinin OKBdekinin ieriinden farkl olmadn
ortaya koymutur. Normal kabul edilen zorlayc dnceler ile obsesif dnceler arasndaki fark, bu
dncelere verilen anlam ile ilgilidir. OKB tans konan hastalar dier anksiyete bozukluu olan hastalar gibi
eitli bilisel hatalar yaparak intrusive dnceleri katostrofik olarak yanl yorumlarlar. Dncenin ierii ile
ilgili yorum, yalnzca tehdit veya tehlike zerine odaklandnda ortaya kan tablo anksiyetedir. Obsesif tablo
ancak dncenin oluturabilecei olas zarardan kiinin kendisini sorumlu tutmasyla ortaya kar. Bu
sorumluluk bir yandan huzursuzluk ve anksiyete olutururken, bir yandan da sorumluluu azaltmaya ynelik
yanszlatrma abalarna yol aar. Bylece istemli olarak balatlp devam ettirilen etkinlikler ortaya kar.
Sonu olarak, zorlayc dnceler ancak sorumluluk duygusunu harekete geiriyorsa OKB tablosu
oluur. Bu balamda OKB deki en tipik bilisel hatann Sonu zerinde etkim varsa, sonutan ben
sorumluyum eklindeki dnce biimidir. Artm sorumluluk daha derinlerdeki ara inanlar ve emalarla
ilgilidir (Karahan, 2006, ss. 13-20).
Obsesif-Kompulsif Bozukluun Alt Tipleri
OKBnin klinik grnmleri ok eitli olduu iin tek bir hastay tipik olarak belirlemek olduka zordur.
Bu eitlilie, ak belirliler gzlemlenerek yaklald takdirde (ou aratrmac ve klinisyenin benimsedii
temel eilim budur), obsesyon ve kompulsiyonlar, geni kapsaml muhtelif terimler kullanlarak tanmlanabilir:
(a) Agresif, cinsel, dinsel, somatik obsesyonlar ve kontrol kompulsiyonlar (b) Simetriyle ilgili, obsesyonlar,
dzenleme, sayma ve tekrarlama kompulsiyonlar (c) Kirlilik obsesyonlar ve temizlenme kompulsiyonlar (d)
Biriktirme davran. Birbirinden farkl boyutlar ve belirti alt tiplerini snrlamaya ynelik aratrmalar, bu
blmlemeleri destekleyen sonular vermitir. Ancak tek bir OKB olgusunda birden ok alt tip bulunabilmekte,
kimi hastalarn belirtileri, -cinsel obsesyonlar ve temizlenme kompulsiyonlarnn ayn hastada olmas gibi-
nceden tanmladmz rntlerle badamayabilmektedir (Abramowitz, McKay, & Taylor, 2008, s. 15).
Grld gibi DSM-IV-TRde obsesif kompulsif bozukluun alt tipleri mevcut bulunmadndan DSM-5
kana kadar pek ok kitapta bu ve bunun gibi zmlemeler paylalmtr.
Beden Algs Bozukluu (Vcut Dismorfik Bozukluu)
3000.7 (F45.22)
A. D grnmnde, bakalarnca gzlenebilir olmayan ya da bakalarnca nemsenmeyecek, bir ya da birden
ok kusur ya da zr alglama dnceleri ile urap durma.
B. Kii, bu bozukluun gidii srasnda bir zaman, d grnmyle ilgili kayglarndan tr yinelemeli
davranlarda (rn. aynaya bakp durma, ar boyanma, derisini yolma, gvence aray) ya da zihinsel
eylemlerde (rn. d grnmn bakalaryla karlatrma) bulunur.
C. Bu dnsel uralar, klinik adan belirgin bir skntya ya da toplumsal, ile ilgili alanlarda ya da nemli
dier ilevsellik alanlarnda ilevsellikte dmeye neden olur.
D. D grnmle ilgili bu dnsel uralar, bir yeme bozukluu iin tan ltlerini karlayan belirtileri olan
bir kiide, vcut ya ya da arl ile ilgili kayglarla daha iyi aklanamaz.
Varsa belirtiniz:
Kas algs bozukluu ile giden: Kii, vcut yapsnn ok kk ya da yeterince kasl olmad dncesi ile
urap durmaktadr. Kiinin, ou zaman olduu gibi, dier vcut blgeleriyle ilgili dnsel uralar da
olsa bu belirleyici kullanlr.
Varsa belirtiniz:
Beden algs bozukluu inanlaryla ilgili igr derecesini belirtin (rn. irkin grnyorum ya da Biimsiz
grnyorum).
grs iyi ya da olduka iyi: Kii, beden algs bozukluu inanlarnn kesinlikle ya da olaslkla gerek
olmadnn ya da gerek olabileceinin ya da olmayabileceinin ayrmndadr.
grs kt: Kii, beden algs bozukluu inanlarnn olaslkla gerek olduunu dnr.
grs yok/sanrsal inanlar: Kii, beden algs bozukluu inanlarnn gerek olduuna kesin olarak
inanmaktadr.
Biriktiricilik Bozukluu
300.3 (F42)
A. Gerek deeri ne olursa olsun, sahip olduklarn elden karmakta ya da onlarla ilikisini kesmekte srekli
olarak bir glk ekme.
B. Bu glk, sz konusu nesneleri saklamann gereklilii algsndan ve onlar elden kartmann yaratt
skntdan kaynaklanr.
C. Sahip olduklarn elden karma gl, bu nesnelerin birikmesi ile sonulanr, dolaysyla bunlar yaam
alanlarn kaplar, ortala ylr ve byk lde kullanm amalarndan uzaklar. Yaam alanlarnda bir
ynt yoksa, bu ancak nc kiilerin (rn. aile bireyleri, temizlikiler, yetkili kiiler) giriimleriyle
salanmtr.
D. Biriktiricilik, klinik adan belirgin bir skntya ya da toplumsal, ile ilgili ya da nemli dier ilevsellik
alanlarnda (kendisi ve bakalar iin gvenli bir evreyi srdrmeyi de kapsar) ilevsellikte dmeye neden
olur.
E. Biriktiricilik, baka bir salk durumuna balanamaz (rn. beyin yaralanmas, serebrovaskler hastalk,
Prader-Willi sendromu).
F. Biriktiricilik, baka bir ruhsal bozukluun belirtileriyle daha iyi aklanamaz (rn. taknt-zorlant
bozukluundaki takntlar, yein depresyon bozukluunda isel gcn azalmas, izofreni ya da psikozla
giden dier bozukluklarda sanrlar, yein nrobillsel bozuklukta bilisel eksiklikler, otizm alm
kapsamnda bozuklukta kstl ilgi alanlar).
Varsa belirtiniz:
Ar edinme ile giden: Sahip olduklarn elden karmakta gle, gereksinilmeyen nesneleri ar edinme ya
da artk yaanacak bir boluk kalmamas elik ediyorsa.
Varsa belirtiniz.
grs iyi ya da olduka iyi: Kii, biriktiricilikle ilgili inanlarnn ve davranlarnn (nesneleri elden
kartmakta glk ekme, yma ya da ar edinmeyle ilgili olarak) sorunlu olduunun ayrmndadr.
grs kt: Tersi kantlar olmasna karn, genelde kii, biriktiricilikle ilgili inanlarnn ve davranlarnn
(nesneleri elden karmakta glk ekme, yma ya da ar edinmeyle ilgili olarak) sorunlu olmadna inanr.
grs yok/sanrsal inanlar: Tersi kantlar olmasna karn, kii, biriktiricilikle ilgili inanlarnn ve
davranlarnn (nesneleri elden karmakta glk ekme, yma ya da ar edinmeyle ilgili olarak) sorunlu
olmadna tam olarak inanr.
Trikotillomani (Sa Yolma Bozukluu)
312.39 (F63.2)
A. Sa yitimi ile sonulanacak biimde kiinin yineleyici olarak san yolmas.
B. Yineleyici olarak sa yolmay azaltma ya da durdurma giriimleri.
C. Sa yolma, klinik adan belirgin bir skntya ya da toplumsal, ile ilgili alanlarda ya da nemli dier
ilevsellik alanlarnda ilevsellikte dmeye neden olur.
D. Sa yolma ya da sa yitimi baka bir salk durumuna (rn. dermatolojiyle ilgili bir durum) balanamaz.
E. Sa yolma, baka bir ruhsal bozukluun belirtileriyle daha iyi aklanamaz (rn. beden algs bozukluunda
d grnmle ilgili alglanan kusur ya da zr dzeltme giriimleri).
Deri Yolma Bozukluu
698.4 (L98.1)
A. Deride berelenme (lezyon) ile sonulanan yineleyici deri yolma.
B. Yineleyici olarak deri yolmay azaltma ya da durdurma giriimleri.
C. Deri yolma, klinik adan belirgin bir skntya ya da toplumsal, ile ilgin alanlarda ya da nemli dier
ilevsellik alanlarnda ilevsellikte dmeye neden olur.
D. Deri yolma, bir maddenin (rn. kokain) ya da baka bir salk durumunun (rn. uyuz hastal) fizyolojiyle
ilgili etkilerine balanamaz.
E. Deri yolma, baka bir ruhsal bozukluun belirtileriyle daha iyi aklanamaz (rn. psikozla giden bir
bozuklukta sanrlar ya da dokunsal varsanlar, beden algs bozukluunda d grnmle ilgili alglanan
kusur ya da zr dzeltme giriimleri, basmakalp davran bozukluunda basmakalp davranlar ya da
intihar amal olmayan kendi kendini yaralamada kendine zarar verme amac).
Maddenin/lacn Yol At Taknt-Zorlant Bozukluu ve likili Bozukluk
A. Klinik grnme takntlar, zorlantlar, deri yolma, sa yolma, bedene odakl dier yinelemeli davranlar ya
da taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluklara zg dier belirtiler egemendir.
B. yk, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularndan elde edilen kantlar (1) ve (2)nin varln gsterir:
1. A tan ltndeki belirtiler, madde esriklii (entoksikasyonu) ya da yoksunluu srasnda ya da az bir
zaman sonrasnda ya da bir ila aldktan sonra gelimitir.
2. Sz konusu madde/ila, A tan ltndeki belirtileri ortaya karabilir.




C. Bu bozukluk, maddenin/ilacn yol amad bir taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozuklukla daha iyi
aklanamaz. Ayr bir taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluk olduunun kantlar unlar olabilir:
Belirtiler, madde/ila kullanmndan nce de vardr; belirtiler, akut yoksunluun ya da ar esrikliin
bitmesinden sonra nemli bir sre (rn. yaklak bir ay) kalc olmutur ya da ayr bir maddenin/ilacn yol
amad taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluun baka kantlar vardr (rn. maddenin/lacn yol
amad yineleyici dnemlerin olduuna ilikin bir yk).
D. Bu bozukluk yalnzca deliryumun gidii srasnda ortaya kmamaktadr.
E. Bu bozukluk, klinik adan belirgin bir skntya ya da toplumsal, ile ilgili alanlarda ya da nemli dier
ilevsellik alanlarnda ilevsellikte dmeye neden olur.
Not: Madde esriklii ya da madde yoksunluu yerine bu tannn konabilmesi iin klinik grnmde A tan
ltndeki belirtilerin daha baskn olmas ve bunlarn klinik adan ele almay gerektirecek denli ar olmas
gerekir.
Kodlama notu: [zgl maddenin/ilacn] yol at taknt-zorlant bozukluu ve likili bozukluklar iin ICD-9-CM
ve ICD-10-CM kodlar aadaki izelgede gsterilmektedir. ICD-10-CM kodlar, ayn madde kmesinden bir
madde kullanm bozukluu etansnn olup olmadna gre deiir. Maddenin yol at taknt-zorlant
bozukluu ve ilikili bozukluk ile birlikte ar olmayan bir madde kullanm bozukluu etans varsa, 4nc
konumdaki simge 1 olacaktr ve klinlsyen maddenin yol at taknt-zorlant bozukluu ve likili bozukluktan
nce ar olmayan [madde] kullanm bozukluunu yazacaktr (rn. ar olmayan kokain kullanm bozukluu
le birlikte kokainin yol at taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluk). Maddenin yol at taknt-zorlant
bozukluu ve ilikili bozukluk ile birlikte orta derecede ya da ar bir madde kullanm bozukluu etans varsa,
4nc konumdaki simge 2 olacaktr ve klinisyen maddenin yol at taknt-zorlant bozukluu ve ilikili
bozukluktan nce, madde kullanm bozukluu etansnn arlna bal olarak orta derecede [madde]
kullanm bozukluunu ya da ar [madde] kullanm bozukluunu yazacaktr. Madde kullanm bozukluu
etans yoksa (rn. bir kez ar madde kullanmndan sonra), 4nc konumdaki simge 9 olacak ve klinisyen
yalnzca maddenin yol at taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluk yazacaktr.
Varsa belirtiniz (madde kmesine elik eden tan iin Madde ile likili Bozukluklar ve Bamllk Bozukluklar
blmndeki izelge 1 'e bakn):
Esriklik (entoksikasyon) srasnda balayan: Maddeyle esriklik iin tan ltleri karlanyorsa ve belirtiler
esriklik srasnda gelimise bu belirleyici kullanlr.
Yoksunluk srasnda balayan: Maddeden yoksunluk iin tan ltleri karlanyorsa ve belirtiler
yoksunluk srasnda ya da ksa bir zaman sonra gelimise bu belirleyici kullanlr.
la kullanmndan sonra balayan: Belirtiler, ilaca balanmasyla ya da ila kullanmnda bir deiiklie
gidilmesinden sonra ortaya kabilir.
Yazarken zlenecek Yol
ICD-9-CM. Maddenin/ilacn yol at taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluun ad, taknt-zorlant
belirtilerine ve ilikili belirtilere neden olduu dnlen zgl madde (rn. kokain) ile balar. Tansal kod,
madde kmesine bal olarak, tan ltleri takmnda yer alan izelgeden seilir. Herhangi bir kmeye
girmeyen maddeler iin, baka bir madde kodu kullanlmaldr; bir maddenin neden olucu etken olduu
yargsna varld, ancak maddenin zgl kmesinin bilinmedii durumlarda bilinmeyen bir madde ulam
kullanlmaldr.
Bozukluun adndan sonra, bu bozukluun nasl balad belirtilir (esriklik srasnda balayan, yoksunluk
srasnda balayan, ila kullanmndan sonra ba]ayan). Maddenin yol at bozuklukla madde kullanm
bozukluunu tek bir kod altnda toplayan ICD-10-CMde yazarken izlenecek yoldan deiik olarak ICD-9-CMde
madde kullanm bozukluu iin ayr bir tansal kod verilir. Sz-gelimi, ar bir kokain kullanm bozukluu olan bir
erkekte, esriklik srasnda yinelemeli davranlarn ortaya kmas durumunda tan 292.89 kokainin yol at
taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluk, esriklik srasnda balayan olacaktr. 304.20 ar kokain kullanm
bozukluu ek tans da konur. Taknt- zorlant bozukluu ve ilikili bozukluklarn ortaya kmasnda birden ok
maddenin nem tad yargsna varlrsa, her biri ayr ayr sralanmaldr.


ICD-10-CM. Maddenin/ilacn yol at taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluun ad, taknt-zorlant
bozukluu belirtilerine ve ilikili belirtilere neden olduu dnlen zgl madde (rn. kokain) ile balar.
Tansal kod, madde kmesine bal olarak, tan ltleri takmnda yer alan izelgeden ve madde kullanm
bozukluu etans olup olmadna gre seilir. Herhangi bir kmeye girmeyen maddeler iin madde kullanm
etans olmayan baka bir madde kodu kullanlmaldr; bir maddenin neden olucu etken olduu yargsna
varld, ancak maddenin zgl kmesinin bilinmedii durumlarda bilinmeyen bir madde ulam
kullanlmaldr.
Bozukluun adn yazarken, (varsa) madde kullanm bozukluu etans nce yazlr, arkasndan ile birlikte
szckleri gelir, bunun arkasndan da madde kullanmnn yol at taknt-zorlant bozukluu ve ilikili
bozukluun ad gelir, ardndan nasl balad belirtilir (esriklik srasnda balayan, yoksunluk srasnda balayan,
ila kullanmndan sonra balayan). Szgelimi, ar bir kokain kullanm bozukluu olan bir erkekte, esriklik
srasnda yinelemeli davranlarn ortaya kmas durumunda tan F14.288 ar kokain kullanm bozukluu ile
birlikte kokainin yol at taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluk, esriklik srasnda balayan olacaktr.
Ayr bir ar kokain kullanm bozukluu etans konmayacaktr. Madde kullanm bozukluu etans olmadan
maddenin yol at taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluk ortaya karsa (rn. bir kez ar madde
kullanmndan sonra), elik eden herhangi bir madde kullanm bozukluu belirtilmez (rn. F15.988 amfetaminin
yol at taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluk, esriklik srasnda balayan). Taknt-zorlant bozukluu ve
ilikili bozukluun ortaya kmasnda birden ok maddenin nem tad yargsna varlrsa, her biri ayr ayr
sralanmaldr.
Baka Bir Salk Durumuna Bal Taknt-Zorlant Bozukluu ve likili Bozukluk
294.8 (F06.8)
A. Klinik grnme takntlar, zorlantlar, d grnmle ilgili dnsel uralar, biriktiricilik, deri yolma, sa
yolma, bedene odakl dier yinelemeli davranlar ya da taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluklara
zg dier belirtiler egemendir.
B. yk, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularnda, bu bozukluun, baka bir salk durumunun dorudan
patofizyoloji ile ilgili bir sonucu olduuna ilikin kantlar vardr.
C. Bu bozukluk, baka bir ruhsal bozuklukla daha iyi aklanamaz.
D. Bu bozukluk yalnzca deliryumun gidii srasnda ortaya kmamaktadr.
E. Bu bozukluk, klinik adan belirgin bir skntya ya da toplumsal, ile ilgili alanlarda ya da nemli dier
ilevsellik alanlarnda ilevsellikte dmeye neden olur.
Varsa belirtiniz:
Taknt-zorlant bozukluu benzeri belirtilerle giden: Klinik grnme taknt-zorlant bozukluu benzeri
belirtiler egemense.
D grnmle ilgili dnsel uralarla giden: Klinik grnme, d grnmle ilgili alglanan kusur ya da
zrlerle ilikili dnsel uralar egemense.
Biriktiricilik belirtileriyle giden: Klinik grnme biriktiricilik egemense.
Sa yolma belirtileriyle giden: Klinik grnme sa yolma egemense.
Deri yolma belirtileriyle giden: Klinik grnme deri yolma egemense.
Kodlama notu: Dier salk durumunu ruhsal bozukluun adnn iinde geirin (rn. 294.8 [F06.8] serebral
infarktse bal taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluk). Dier salk durumu, genel salk durumuna bal
taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluun ncesinde ayr olarak kodlanmal ve yazlmaldr (rn. 438.89
[169.398] serebral infarkts; 293.8 [F06.8] serebral infarktse bal taknt-zorlant bozukluu ve ilikili
bozukluk).





Tanmlanm Dier Bir Taknt-Zorlant Bozukluu ve likili Bozukluk
300.3 (F42)
Klinik adan belirgin belirgin bir skntya ya da toplumsal, ile ilgili alanlarda ya a nemli dier ilevsellik
alanlarnda ilevsellikte dmeye neden olan, taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluun belirti
zelliklerinin baskn olduu, ancak bunlarn taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluklar tan kmesindeki
herhangi birinin tans iin tan ltlerini tam karlamad durumlarda bu kategori kullanlr. Tanmlanm
dier bir taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluk kategorisi, taknt-zorlant bozukluu ve ilikili
bozukluklardan herhangi zgl biri iin tan ltlerini karlamamann zel nedeni klinisyenlerce tartlmak
istendiinde kullanlr. Yazarken, tanmlanm dier bir taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluk diye
yazmann ardndan zel neden yazlr (rn. bedene odakl yinelemeli davran bozukluu).
Tanmlanm dier ad kullanlarak belirlenebilecek grnmler iin rnekler unlardr:
A. Gerek zrlerle giden beden algs bozukluu: D grnmdeki zrler ya da kusurlarn bakalarnca
aka grlebilir olmas (nemsiz olmaktan daha ileridir) dnda beden algs bozukluuna benzer. Bu gibi
durumlarda, bu kusurlarla urama aka ar bir dzeydedir ve ilevsellikte belirgin bir dmeye ya da
skntya neden olmaktadr.
B. Yinelemeli davranlar olmayan beden algs bozukluu: Kiinin, d grnmyle ilgili kayglarna tepki
olarak yinelemeli davranlarnn ya da zihinsel eylemlerinin olmamas dnda beden algs bozukluuna
benzer grnmler.
C. Bedene odakl yinelemeli davran bozukluu: Bu durum, yineleyici bir biimde, bedene odakl yinelemeli
davranlarla (rn. trnak yeme, dudak srma, yanak ineme) ve bu davranlar azaltmak ya da durdurmak
iin yineleyen giriimlerle belirlidir. Bu belirtiler, klinik adan belirgin skntya ya da toplumsal, ile ilgili
alanlarda ya da nemli dier ilevsellik alanlarnda ilevsellikte dmeye neden olur ve sa yolma
bozukluu, deri yolma bozukluu, basmakalp devinim bozukluu ya da intihar amal olmayan kendini
yaralama davran ile daha iyi aklanamaz.
D. Takntsal kskanlk: Bu durum, einin kendisini aldatt algsyla ilgili sanrsal olmayan dnsel uralarla
belirlidir. Sz konusu dnsel uralar, aldatlma kayglarna tepki olarak yinelemeli davranlara ya da
zihinsel eylemlere yol aabilir. Bunlar, klinik adan belirgin skntya ya da toplumsal, ile ilgili alanlarda ya
da nemli dier ilevsellik alanlarnda ilevsellikte dmeye neden olur ve sanrl bozukluk, kskanlk tr
gibi baka bir ruhsal bozuklukla ya da kukucu kiilik bozukluu ile daha iyj aklanamaz.
E. Shubo-kyofu: Beden alg bozukluuna benzeyen taijin kyofushonun (bak. DSM-5te yer alan Ruhsal
Bozukluklarla lgili Kltrel Kavramlar Szlkesi) deiik bir biimidir ve bedensel biim bozukluu
olmasndan ar bir korku duyma ile belirlidir.
F. Koro: Dhat sendromu ile ilikilidir (bak. DSM-5te yer alan Ruhsal Bozukluklarla lgili Kltrel Kavramlar
Szlkesi), penisin (ya da kadnlarda vulva ve meme ularnn), olaslkla lme yol aabilecek biimde,
bedenin iine ekileceine ilikin, birden balayan, youn bir kayg duyma dnemidir.
G. Jikoshu-kyofu: Taijin kyofushonun deiik bir biimidir (bak. DSM-5te yer alan Ruhsal Bozukluklarla lgili
Kltrel Kavramlar Szlkesi), kt bir vcut kokusunun olmasndan korkma ile belirlidir (kokusal alnma
sendromu olarak da adlandrlr).
Tanmlanmam Taknt-Zorlant Bozukluu ve likili Bozukluk
300. (F42)
Klinik adan belirgin belirgin bir skntya ya da toplumsal, ile ilgili alanlarda ya da nemli dier ilevsellik
alanlarnda ilevsellikte dmeye neden olan, taknt- zorlant bozukluu ve ilikili bozukluun belirti
zelliklerinin baskn olduu, ancak bunlarn taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluklar tan kmesindeki
herhangi birinin tans iin tan ltlerini tam karlamad durumlarda bu kategori kullanlr. Tanmlanmam
taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluk kategorisi, taknt-zorlant bozukluu ve ilikili bozukluklardan
herhangi zgl biri iin tan ltlerini karlamamann zel nedeni klinisyenlerce belirlenmek istenmediinde
ve daha zgl bir tan koymak iin yeterli bilgi olmad durumlarda (rn. acil servis koullarnda) kullanlr
(Amerikan Psikiyatri Birlii, 2013, ss. 131-141).



Obsesif-Kompulsif Bozukluun Ayrt Edici Tanlar
Obsesif-Kompulsif Bozukluk Genel Tbbi bir Duruma Bal Anksiyete Bozukluundan ayrt edilmelidir.
Obsesyonlar ya da kompulsiyonlarn zgl genel tbbi bir durumun dorudan fizyolojik bir sonucu olduu
yargsna varlrsa tan Genel Tbbi bir Duruma Bal Anksiyete Bozukluu olacaktr. Bu, yk, laboratuvar
bulgular ya da fizik muayeneye gre belirlenir. Bir maddenin (yani, ktye kullanlabilen bir ila, tedavi iin
kullanlan bir ila ya da bir toksinle karlama) obsesyonlar ya da kompulsiyonlar ile etyolojik olarak ilikili
olduu yargsna varlmasyla Madde Kullanmnn Yol At Anksiyete Bozukluu Obsesif-Kompulsif
Bozukluktan ayrt edilir (Amerikan Psikiyatri Birlii, 2000, s. 666).
Obsesif-kompulsif bozukluklar, hem ar aksiyeteyi iermeleri hem de ayn hastada grlebilmeleri
bakmndan fobik bozukluklarla ilikilidir. Ne var ki, nemli farkllklar vardr. Fobisi olan kiiler kendi korkular
hakknda nadiren derin dncelere dalarlar; ritel niteliinde kompulsif davranlar da gstermezler. Bu iki
bozukluk, farkl uyaranlar gerektirir. Kirlilik, mikroplar ve bakalarna zarar verme -ki bunlar yaygn obsesif-
kompulsif uralardr- fobisi olan kiiler iin nadiren byk sorunlara neden olur (Atkinson, Atkinson, Smith,
Bem, & Nolen-Hoeksema, 2010, s. 533)
Baka birok mental bozukluun kapsamnda da yineleyen ya da istenmeden gelen dnceler,
drtler, dlemler ya da davranlar ortaya kabilir. Dncelerin ya da yaplan etkinliklerin ierii yalnzca
baka bir mental bozuklukla ilikili ise (Vcut Dismorfik Bozukluunda d grnmn zerine, zgl ya da
Sosyal Fobide korkulan nesne ya da durum zerine, Trikotillomanide sa ekme zerine dnp durma gibi)
Obsesif-Kompulsif Bozukluk tans konmaz. erii sz konusu mental bozuklukla ilikili olmayan obsesyonlar ya
da kompulsiyonlar varsa ek tan olarak Obsesif-Kompulsif Bozukluk tans konmas yine gerekir.
Bir Majr Depresif Epizodda ortaya kabilecek ho olmayan durumlar ya da olas baka etkiler zerine
srekli dncelere dalnd sk grlr ve bunlar obsesyondan ok depresyonun duyguduruma uygun yn
olarak grlr. Szgelimi, deersiz olduu zerine dnp duran depresif bir kiinin bu tr dncelere dalp
gitmeleri ego-distonik olmad iin bu kiinin obsesyonlarnm olduundan sz edilemez.
Yaygn Anksiyete Bozukluu ar kayglanma ile belirlidir; ancak bu tr kayglar obsesyonlardan, kiinin
bunlar gerek yaam koullan ile ilgili ar kayglar olarak yayor olmasyla ayrt edilir. Szgelimi, kiinin iini
yitirebileceiyle ilgili olarak ar dzeyde endielenmesi bir kaygdr, bir obsesyon deil. Bunun tersine
obsesyonlarn ierii genellikle gerek yaam sorunlarn kapsamaz ve obsesyonlar ilgili kii tarafndan
uygunsuz olarak yaanr.
Yineleyen sknt veren dnceler, yalnzca, vcut semptomlarnn yanl yorumlanmasndan
kaynaklanan, ciddi bir hastala yakalanaca korkusu ya da ciddi bir hastal olduu dncesiyle ilikiliyse
Obsesif- Kompulsif Bozukluk yerine Hipokondriazis tans konmaldr. Bununla birlikte, bir hastala
yakalanaca kaygsna, bu hastalkla ya da bu hastal bakalarna geireceiyle ilgili endieleriyle ilintili ar
ykanma ya da kontrol etme davranlar gibi trensel davranlar elik ediyorsa ek bir tan olarak Obsesif-
Kompulsif Bozukluk tansnn konmas gerekebilir. Temel kayg bir hastala yakalanma ile ilgili ise (bir hastal
olduundan daha ok) ve herhangi bir trensel davran yoksa hastalk iin zgl Fobi tans daha uygun den
bir tan olabilir.
Kiilerin obsesyonlar ya da kompulsiyonlar ar ya da anlamsz bulma yeterlikleri bir sreklilik
gsterir. Obsesif-Kompulsif bozukluu olan baz kiilerde gerei deerlendirme yetisi bozulmu olabilir ve
obsesyon sanrsal boyutlara ulaabilir (rn. baka bir kiinin lm olmasn istedii iin lmesine neden
olduuna ilikin inan). Bu tr olgularda psikotik zelliklerin varl Sanrsal Bozukluk ya da Baka Trl
Adlandrlamayan Psikotik Bozukluk ek tanlaryla gsterilebilir. Obsesyonla hezeyan arasndaki snrda yer
alan durumlarda grs Az Olan belirleyicisi yararl olabilir (rn. btn uras bulama zerine olan bir
kiinin, abartl bile olsa btn uras Sanrsal Bozuklukta grldnden daha az youn olur ve gerekten
mikroplarn her yerde bulunduu gerei onu hakl kartr).
izofrenide ortaya kan, gevi getirircesine dnlp durulan sanrsal dnceler ve anlamsz
basmakalp davranlar, ego-distonik olmalaryla ve gerei bozuk deerlendirmeye bal olmalaryla obsesyon
ve kompulsiyonlardan ayrt edilirler. Bununla birlikte baz kiiler hem Obsesif-Kompulsif Bozukluun, hem de
izofreninin semptomlarn gsterirler ve her iki tannn birlikte konmasn gerektirirler (Amerikan Psikiyatri
Birlii, 2000, ss. 666-668).

Ergenlikte izofreni OKB'yi andran bir tarzda balayabilir veya izofrenik bozukluu olan hastada
obsesif dnceler ve kompulsiyonlar bulunabilir. izofreninin zellikle balang dneminde OKBye benzer
belirtiler olabilmektedir. izofrenideki obsesyon ve kompulsiyonlar genellikle garip ve stereotipiktir.
izofrenide saptanan obsesif dnceler benlikle uyumludur. Ayrca bu hastalarn anksiyetesi azdr ya da
duygulanmlar knttr. OKB'de ise anksiyete belirgin olarak youndur. izofreni hastas genellikle obsesyon ve
kompulsiyonlarn nlemek iin uramaz. Bunlarn kendisine ok sknt verdiini, yaamn kstladn
belirtmez (Karaman, Durukan, & Erdem, 2011).
Tikler (Tik Bozukluundaki) ve basmakalp davranlar (Basmakalp Davran Bozukluundaki)
kompulsiyonlardan ayrt edilmelidir. Tik, birden ortaya kan, hzl, yineleyici, ritmik olmayan, basmakalp bir
motor hareket ya da ses karmadr (gz krpma, dil karma, boaz temizleme gibi). Basmakalp davran,
yineleyici, grnte amal ve ilevsel olmayan motor davrantr (kafa vurma, olduu yerde sallanma, kendi
kendini srma gibi). Kompulsiyonun tersine tikler ve basmakalp davranlar genellikle daha az karmaktr ve
bir obsesyonu ykszletirmeye ynelik deildir. Baz kiiler hem Obsesif-Kompulsif Bozukluun, hem de bir
Tik Bozukluunun (zellikle Tourette Bozukluu) semptomlarn gsterirler, bu durumda her iki tannn birlikte
konmas gerekir.
Yemek yeme (Yeme Bozukluklarnda olduu gibi), cinsel davran (Parafililerde olduu gibi), kumar
oynama (Patolojik Kumar Oynamada olduu gibi) ya da madde kullanm (Alkol Bamll ya da
Ktyekullanmnda olduu gibi) gibi baz etkinlikler ar yaplnca "kompulsif" olarak adlandrlmaktadr.
Ancak bu el kitabmdaki tanmlarna gre bu etkinlikler kompulsiyon olarak saylmazlar, nk kii yapt
etkinlikten genellikle haz alyordur ve yalnzca sala zararl sonularndan tr buna kar koymak istiyor
olabilir.
Hipokondriyazis: Hipokondriyak hastalarda gerek d bir zihin meguliyeti vardr ve fiziksel bir
hastalktan yaknrlar. Bu obsesyona benzer. Ayrca somatik kontroller ve dzenli doktor ziyaretleri anksiyeteyi
azaltmak iin yaplan kompulsif hareketlere benzer. Fakat hipokondriyaklar belirgin bir kompulsif tekrarlay
gstermezler. Hasta anksiyeteyi azaltmak iin (ki azaltmak istedii anksiyete, somatik ikayetlerden dolaydr)
bir davrani sergilemiyorsa(doktor bavurular gibi) OKB tans daha doru olur (Akpnar, Ergenlik Dneminde
Obsesif Kompulsif Bozukluun Yaygnl, 2007, s. 17).
Obsesif-Kompulsif Kiilik Bozukluu ile Obsesif-Kompulsif Bozukluun adlar birbirine benziyorsa da bu
bozukluklarn klinik grnmleri olduka farkldr. Obsesif-Kompulsif Kiilik Bozukluu, obsesyon ya da
kompulsiyonlarn varl ile belirli deildir; bunlarn yerine dzenli olmak, mkemmeliyeti olmak ve denetim
altnda tutmak zerine dnlp durulmaktadr ve byle bir tan konabilmesi iin sz konusu bozukluk gen
erikinlik dneminde balam olmaldr. Bir kii hem Obsesif-Kompulsif Bozukluun, hem de Obsesif-Kompulsif
Kiilik Bozukluunun semptomlarn gsterirse her iki tan birlikte de konabilir.
Batl itikatlarla ve yineleyici kontrol etme davranlaryla gnlk yaamda sk karlalr. Bunlar
zellikle zamann boa harcanmasna ya da klinik adan ilevsellikte belirgin bir bozulmaya ya da skntya yol
ayorlarsa ancak Obsesif-Kompulsif Bozukluk tansnn konmas dnlmelidir (Amerikan Psikiyatri Birlii,
2000, ss. 668-669).











Obsesif-Kompulsif Bozuklua Elik Eden zellikler ve Bozukluklar
Elik eden tanmlayc zellikler ve mental bozukluklar. Sklkla, kirlilik ya da pislik gibi obsesyonlarn
ieriiyle ilgili durumlardan bir kanma vardr. Szgelimi kirlilikle ilgili obsesyonlar olan bir kii genel tuvaletleri
kullanmaktan ya da yabanclarn elini skmaktan kanabilir. Hipokondriak kayglar da sk grlr, gven
salama aray iinde tekrar tekrar doktora gidilir. Patolojik bir sorumluluk duygusu olarak sululuk duygusu
bulunabilir. Uyku bozukluklar olabilir. Ar miktarlarda alkol ya da sedatif, hipnotik ya da anksiyolitik ila
kullanm olabilir. Kompulsiyonlar yerine getirme temel yaam etkinlii olabilir, kiinin evliliiyle, mesleiyle
ilgili ya da toplumsal yetersizliklere yol aabilir. Yaygn bir kanma kiiyi eve balayabilir.
Obsesif-Kompulsif Bozuklua Majr Depresif Bozukluk, dier Anksiyete Bozukluklar (zgl Fobi, Sosyal
Fobi, Panik Bozukluu, Yaygn Anksiyete Bozukluu), Yeme Bozukluklar ve birtakm Kiilik Bozukluklar,
(Obsesif-Kompulsif Kiilik Bozukluu, ekingen Kiilik Bozukluu, Baml Kiilik Bozukluu) elik edebilir.
ocuklarda ayn zamanda renme Bozukluklar ve Ykc Davran Bozukluu ile ilikili olabilir. Tourette
Bozukluu olan kiilerde Obsesif-Kompulsif Bozukluk grlme insidans yksektir, yaklak % 35-50 dolaylarnda
olduu kestirilmektedir. Obsesif- Kompulsif Bozukluu olan kiilerde Tourette Bozukluu insidans daha
dktr, bunun da yaklak % 5-7 dolaylarnda olduu kestirilmektedir. Obsesif-Kompulsif Bozukluu olan
kiilerin % 20'si ile % 30'unun o srada ya da gemite tiklerinin olduu bildirilmektedir.
Elik eden laboratuvar bulgular. Obsesif-Kompulsif Bozukluk tans koyduracak herhangi bir
laboratuvar bulgusu belirlenmemitir. Bununla birlikte, Obsesif-Kompulsif Bozukluu olan bireylerden oluan
gruplarda kontrol gruplarna gre ok eitli laboratuvar bulgularnn anormal olduu bildirilmitir. Bu tr bir
bozukluu olan baz kiilere akut verilen baz serotonin agonistlerinin semptomlar artrdna ilikin baz
kantlar vardr. Laboratuvarda obsesyonu tetikleyen koullarla kar karya getirilen byle bir bozukluu olan
kiiler artm otonomik aktivite bulgular sergileyebilirler. Kompulsiyonlarn yerine getirilmesinden sonra
fizyolojik tepkiler azalr.
Elik edesi fizik muayene bulgular ve genel tbbi durumlar. Suyla ya da yakc temizleme maddeleriyle
ar derecede ykanmann neden olduu dermatolojik sorunlar gzlenebilir (Amerikan Psikiyatri Birlii, 2000,
ss. 663-664).














Obsesif-Kompulsif Bozukluun DSM 4 TRye Gre Yaygnl (Prevalans) ve lkemizdeki
Aratrmalardaki Yaygnl
Toplum almalar yetikinlerde yaam boyu prevalans % 2.5 ve bir yllk prevalansn % 0.5 - % 2.1
olarak hesaplamtr. Ancak kullanlan deerlendirme aralar ile ilgili yntemsel sorunlar gerek prevalans
oranlarnn ok daha dk olduu olasln gndeme getirmektedir. Toplum almalar ocuk ve
adolesanlardaki yaamboyu prevalans % 1 - % 2.3, bir yllk prevalans % 0.7 olarak hesaplamtr. almalar
Obsesif-Kompulsif Bozukluun prevalansnn dnyann eitli kltrlerinde benzer olduunu belirtmektedir.
Gidi
Obsesif-Kompulsif Bozukluk genellikle ergenlik ya da gen erikinlik alarnda balarsa da ocukluk
anda balad da olur. Balang ya erkeklerde kadnlara gre daha kktr: Erkeklerde 6-15 yalar
arasnda balarken, kadnlarda 20-29 yalar arasnda balar. ou zaman yava yava balar, ancak baz
olgularda birden balad da bildirilmitir. ou kiide kronik, alevlenip yatan bir gidii vardr. Bu
alevlenmeler stresle ilikili olabilir. Bu kiilerin yaklak % 15'i mesleki ve toplumsal ilevsellikte ilerleyen bir
ykm gsterir. Yaklak % 5inin ise epizodlar arasnda ok az semptomun olduu ya da hi semptomun
bulunmad dnemlerin olduu epizodik bir gidii vardr (Amerikan Psikiyatri Birlii, 2000, ss. 665-666).
lkemizdeki baz aratrmalarda ki yaygnl ilikin unlar sylenebilir. Abay, Pulular, Memi, & St
(2010), Edirne ili genelindeki 8037 lise rencisinden cinsiyet ve renci saylarna gre yaplandrlarak tabakal
rnekleme yntemiyle seilen 3107 renciden MOKSLden 25 ve st puan alan 117 renci bir st
deerlendirmeye almlardr. Bylece, nceden OKB asndan deerlendirmeyi hak eden renciler
belirlenmi. Bu deerlendirmede toplam krk kiiye OKB tans konmu, OKBnin nokta yaygnln %1.4 olarak
bulmulardr. Bir baka aratrma da ise Selvi, ve dierleri (2010), Van il merkezi lise son snfta bulunan 4719
renciyi temsil eden 20 okuldan 520 kiilik bir renci grubuna yaplan aratrma materyalinde rneklemin
%5.9'u (n=31; erkek=%7.1 ve kadn=%5.3) OKB olarak deerlendirilmitir. Ailesinde ruhsal hastalk
tanmlayanlarda (%1.7) ve sigara ienlerde (%12) OKB yaygnl anlaml olarak daha yksek bulunmutur. OKB
tans konan 5 hastada (%16.1) obsesyon olmakszn kompulsiyon bulunurken, 2 hastada (%6.5) yalnzca
obsesyonlarn varl OKB tans iin yeterli olmutur. Dierlerinde (n=24, %77.4) obsesyon ve kompulsiyonlar
birlikte tespit edilmitir.
Bila, Ercan, Uysal, & Aydn (2014), 12 okuldan, %5 hata payyla 417 renci seerek, bunlarn kzlarda
%0,5, erkeklerde %0,9unda obsesif kompulsif bozukluk (OKB) saptanmtr. Ayn ekilde Akn ve
arkadalarnn (1995), SCL-90-R leini kullanarak yapt bir aratrmada, 320'si kz, 217'si erkek olmak zere
toplam 537 salk meslek lisesi rencisinde, alt skalalar ynnden deerlendirildiinde, obsesif kompulsif
belirtiler 373 (%69) rencide GSI 1'in zerinde kmtr.
Kaya, illi, & Gler (2003), tarafndan yaplan cevaevlerindeki bir almada 96 infaz koruma memuru
ile CIDI (Uluslararas Bileik Tan izelgesi) 2.1 12 aylk versiyonu kullanlarak grlm, bu grmede infaz
ve koruma memurlarnda DSM-IV ltlerine gre her bir psikiyatrik bozukluun 12 aylk yaygnl ayr ayr
lmlenmitir. Grmede erkeklerin 17si (% 19.4), kadnlarn 5i (% 55.5) DSM-IV ltlerine gre herhangi
bir psikiyatrik bozukluk tans almtr. Bu aratrmada obsesif-kompulsif bozukluk tans % 2 (2.1) deerinde
kmtr.






Obsesif-Kompulsif Bozukluun Tedavisi
Obsesif kompulsif bozukluk, yaam boyu devam eden, fonksiyon kayplarna yol aabilen ve tedaviye
ileri derecede diren gsterebilen bir hastalktr. Zaman iinde semptomlarn iddetinde dalgalanmalar olabilir.
Hastalarn yaklak % 10unda ise, OKB un kt gidili ve gerileyici bir seyri vardr (Erek, 2006, s. 8).
OKBnin etiyolojisinde n planda biyolojik faktrlerin nemi aklkla bilinmekle birlikte tedavide
Psikofarmakoterapi kadar ve Bilisel-Davransal Terapi yntemleri de baaryla kullanlmaktadr. Bu tedavi
seeneklerinin hangisine ncelik tannaca, kombine mi kullanlaca tamamen hastann zellikleri ile
belirlenir. Fakat genel olarak Obsesif-kompulsif bozuklukta, hem ila tedavisinin hem de bilisel-davran
terapinin etkili olduu gsterilmitir.
Psikofarmakoterapi
Obsesif-kompulsif bozukluun tedavisinde kullanlan balca ilalar serotonin gerialm inhibitrleridir. Bunlar
arasnda, serotonerjik trisiklik bir antidepresan olan klomipramin ve seici serotonin gerialm inhibitrleri olan
essitalopram, fluoksetin, fluvoksamn, paroksetin, sertralin ve sitalopram vardr.
Tedavinin aamalar unlardr:
Birinci seenek olarak, bir SSRIla (iluvoksamin 300 mg/gn ya da sertralin 200 mg/gn ile) birlikte
davran terapi (kar karya gelme ve trensel davran nleme) uygulanr.
kinci bir seenek olarak, serotonerjik trisiklik bir antidepresan olan klomipramin (250 mg/gn) ya da dier
bir SSRlla (fluoksetin 80 mg/gn ya da paroksetin 60 mg/gn) birlikte davran terapi (kar karya
gelme ve trensel davran nleme) uygulanr.
Tam yant alnamamsa lityum (300-600 mg/gn), buspiron (15-60 mg/gn), trazodon (100-200 mg/gn),
klonazepam (1-3 mg/gn), alprazolam (0.5-2 mg/gn) ya da ievotironin sodyumla (10-25 mg/gn)
glendirme tedavisi ile birlikte davran terapi (kar karya gelme ve trensel davran nleme)
uygulanr.
Yant alnamamsa, ikinci bir SSRI denenir ve birlikte davran terapi (kar karya gelme ve trensel
davran nleme) uygulanr.
levsellii ok dk, ileri derecede ar hastalarda, en az iki ila ve glendirme tedavisinin yan sra
davran terapi, en az be yl sreyle baarsz kalmsa ve ar bir kiilik bozukluu yoksa, nroirrjiye
(anterior kapslotomi, singulotomi ve limbik lokotomi; burada, korteksle bazal gangliyonlar ve ilikili
yaplar arasndaki balantlarn kesilmesi amalanr) bavurulabilir.
Kii, yeterli dozda ve yeterli srede kullanlan herhangi bir SSRIa tam yant vermemise, sorulacak soru, nce
SSRIn m deitirilecei, yoksa bir glendirme ilacnn m eklenecei olacaktr. Hi yant alnmamsa, en iyisi
nce baka bir SSRIa gemektir. Ancak bir lde yant alnmsa, en az iki-sekiz hafta sreyle bir glendirme
tedavisinin eklenmesi daha doru olur (Krolu, Psikiyatri Ders Kitab, 2012, s. 146).













Bilisel-Davran Terapi
Obsesif-kompusif bozukluklarn tedavisinde en etkili yaklam maruz brakma ve tepki nleme tedavilerinin
birleimi olan davran bir tedavi biimi gibi grnyor (Butcher, Susan, & Hooley, 2013).
Bilisel-davran terapinin bilisel esi, OKBta sklkla karlalan dnsel arptmalar deitirmeye
yardmc olan zgl yntemlere karlk gelir. Bilisel-davran terapinin davran esi, OKBta, yapmaya
zorlanlan trensel davranlar gibi eylemleri ortadan kaldrmak iin kullanlabilecek zgl yntemlere karlk
gelir. OKBun tedavisinde en etkili olduu dnlen bilisel-davran tedavi yntemi Kar Karya Gelme ve
Trensel Davran nleme (KKGTD) yntemi olarak adlandrlr. Bu ynteme Kar Karya Gelme ve Tepkiyi
nleme yntemi ad da verilir.
Kar karya gelmenin amac, bir alkanlk sreci yaratarak obsesyonlara elik eden rahatszl ve
anksiyeteyi azaltmaktr. Alkanlk, uzun sreli, yineleyen uyaranlara sinir sisteminin almas ya da sinir
sisteminin bunlardan sklmas ile sonulanan doal bir sretir. Bu, gerek yaam kayglaryla ve trensel
davranlar ortaya kartan durumlarla uzun sreli olarak kar karya gelinerek salanr. Buna yaayarak ya
da gerek yaamda kar karya gelme de denir.
Szgelimi, kiiye, bo bir p kovasna dokunmas ve ardndan, anksiyetesini gidermek iin her zaman
yaptndan deiik olarak elini ykamamas sylenir. Yinelenen uygulamalardan sonra hasta, korktuu kt
sonularn ortaya kmadn ve bu duruma balangta elik eden anksiyetesinin zamanla azaldn grr. Bu
bir alkanlk srecidir.
Kar karya gelme uygulamalar aamal olarak yaplr. Korkulan ve kayg douran bir nesne ya da duruma
kar tam bir alkanlk salanana dek bebek admlaryla ilerlenir. Szgelimi, yukardaki rnekte, nce p
kovasnn gvenli bir noktasna, tek bir parmak ucuyla dokunulur. Daha sonra, btn bir parmakla, alkanlk
oluana dek dokunulur. Sonra birka parmak, daha sonra elin n yz, en sonunda elin arka yzyle dokunulur.
Her admda korkuyla yzleilir, belirli dzeyde bir anksiyete ortaya kar, daha sonra aamal olarak belirli bir
alkanln doal olarak olumas salanr.
Kimi zaman korkulan ya da kayg duyulan durum yeniden yaratlamayabilir. Szgelimi, hastalanma korkusu ya
da sevdii birini yitirme korkusu, belirli bir erevede yaratlabilir durumlar deildir. Bu gibi durumlarda imgesel
kar karya gelme yntemi kullanlr. mgesel kar karya gelmede, korkulan imge ya da durum, ard ardna,
alkanlk oluana dek uzun bir sre, zihinde grselletirilir.
Trensel davran nlemenin amac, trensel davranlarn skln azaltmaktr. OKBu olan kiiye, korktuu
uyaranla karlamas, trensel davranlarda bulunmaya zorlanma yaantsn yaamas, ancak el ykama ya da
ar lde denetleme gibi trensel davranlarn durdurmas ynergesi verilir. Balangta, kiiye, trensel
davrann ertelemesi, daha sonra aamal olarak bu davrann tmyle durdurmas sylenebilir. Trensel
davran nlemenin amac, btn trensel davranlar en sonunda tam anlamyla durdurmaktr. Byle
davranmak, balangta kiiye ok korkutucu, hatta olanaksz gelebilir. Ancak dzenli bir aba ve uygulama ile
ve terapistin ya da aile yelerinden birinin salad destekle trensel davranlarn nne geilebilir (Krolu,
Psikiyatri Ders Kitab, 2012, s. 147). Bu alma ile yapc kendi kendine konuma, bilisel yeniden yaplanma ve
dnce bastrmann etkilerini mmkn olduunca en aza indirmek amalanr. Tedrici ya da byk bir miktarda
(maruz kalmann ar bir formu) korkulan uyarana maruz kalmann, her ikisinin de etkili olduu gsterilmitir.
Tedavinin son blmnde genelleme ve tekrar ortaya kmasnn nlenmesi zerinde durulur (Austin & Sciarra,
2012, s. 177).









Bilisel Terapi
Yukarda da sz edildii gibi, bilisel-davran terapinin bilisel esi arptlm dnceleri deitirmeye
dayanr. Davran terapi uygulanmadan tek bana bilisel terapi uygulanmas etkili olmayabilir.
Bilisel terapide, kiinin aklc olmayan dncelerini aklc dncelerle deitirmesi salanr. Aada OKBta
sk karlalan bilisel arptmalar sralanmtr:
Siyah ya da Beyaz (ya Hep ya da Hi Biiminde) Dnme
rnei: Tam gvende deilsem, byk bir tehlike altndaym demektir.
Bysel Dnme
rnei: Kt bir ey aklma gelirse, kesinlikle kt bir ey olacak demektir.
Tehlikeyi Gznde Bytme (Abartma)
rnei: En ufak bir deiiklik bile yapsam, kt bir ey olacak gibi geliyor.
Ar Trecilik (Ahlaklk)
rnei: En kk bir yanlgm bile, byk lde cezalandrlmam gerektirir.
Bakalarna Kar Ar Sorumluluk Tama
rnei: Hibir suu olmayan birine en ufak bir zarar vermemek iin her zaman ok dikkatli olmalym.
Belirsizlie Katlanamama
rnei: Her eyden yzde yz emin olmadka ve her eyin yolunda gideceini tam olarak bilmedike
rahatlayamam. Herhangi bir eyi (geleceim, salm, sevdiklerimin sal) tam olarak bilememek katlanlr
gibi deil... (Krolu, Klinik Psikiyatri, 2012, s. 292).
Davran Terapi
Kar karya gelme ve trensel davran nleme (KKGTD) yntemi, bir lde, korku, kayg ya da kanma
davranna neden olan nesne ya da durumlarla kar karya gelmeyi gze alarak, korkunun stesinden
gelinebilecei ilkesine dayanr. Kar karya gelme, birbirleriyle balantl, iki nemli renme srecine dayanr:
Alkanlk ve snme.
Alkanlk, yeni bir uyaranla, uzun sreli olarak, st ste ilikide bulunmaktan tr, sinir sisteminin uyumas
olarak tanmlanabilir. Bu, doal bir eilimdir. Hepimiz gnlk yaantmzda alkanlk srelerini yaarz.
Szgelimi, souk bir suya girdiimizde titremeye balarz. Bu aamada beynimize giden uyaran, suyun souk
olduuna ilikin bir uyarandr. Sudan hemen kmazsak, titrememiz giderek azalr ve su artk nceki gibi souk
gelmemeye balar. Burada su snm deildir, ancak sinir sistemimiz, titreme duyumlarna kar uyumutur
ve souk suya alrz. Korktuumuz birtakm durumlar iin de benzer bir sre ortaya kar. Kii, uaklar gibi,
belirli birtakm durumlara kar alkanlk gelitirebilecei gibi, kendi dncelerine kar bile bir alkanlk
gelitirebilir. Korkulan durumlarla, ard ardna, uzun sreli olarak kar karya kalnca, insann sinir sistemi
korku tepkilerine kar giderek duyarszlar ve balangta yaanan korku, daha stesinden gelinebilir bir
dzeye gelir.
Kar karya gelme ve trensel davran nlemenin (KKGTD) temelini oluturan dier temel bir renme
ilkesi snmedir. Btn davranlarmz sonularna gre ynetilir ve ynlendirilir. Dier bir deyile,
davranlarmz belirleyen ve biimlendiren sonulardr. Bunlar, vlme, yceltilme, ilgi grme gibi olumlu
birtakm sonular olabilecei gibi eletirilme, knanma, utandrlma, cezalandrlma gibi olumsuz birtakm
sonular da olabilir. Olumlu sonular iin kullanlan dier bir terim pekitiretir. Pekitireler, ya aldmz
holanma duygusunu artrarak ve rahatmz salayarak ya da gerginliimizi, ektiimiz acy ve duyduumuz
rahatszl azaltarak davranlarmz etkilerler. Yemek yiyerek aln gidermek buna bir rnektir. Bir pekitire
artk holanma duygusu yaratmyorsa ya da artk gerginliimizi ve duyduumuz rahatszl almyorsa, ortaya
kan duruma snme ad verilir. Szgelimi, gemite yapmaktan byk zevk aldmz bir sporu artk yapmaktan
holanmadmz dnelim. Genellikle bu durumda yapageldiiniz davranmz yapmay brakrz ve bu
davranmz snp gider.
Davranlarmz sonularna gre ynlendirildiine gre trensel kompulsiyonlarn (el ykama, denetleme,
sraya koyma gibi) obsesif kayglar ve korkular nasl glendirdiini ve pekitirdiini anlamak zor deildir.
Trensel kompulsiyonlar, obsesyon dncelerinin ve duygularnn yaratt kaygy ve gerginlii en azndan
geici bir sre giderdikleri iin obsesyonlar artrrlar, bunlar glendirir ve pekitirirler. Kar karya gelme ve
trensel davran nlemede, trensel davranlarn nne geilerek sndrme yoluyla obsesyonlar azaltlr.
Obsesyonlar pekitiren davranlar nlenince obsesyonlar giderek azalacaktr (Krolu, Klinik Psikiyatri, 2012,
ss. 292-293).

Psikolojik Danmanlarn Obsesif-Kompulsif Bozuklua Sahip Bireylere likin Danma Yaparken
Kullanabilecekleri 3 Farkl Teknik
Psikolojik danmanlarn kullanabilecekleri en temel teknikler davran-bilisel terapi teknikleridir.
Obsesif-kompulsif bozukluk iin en ok kullanlan tekniklerden birisi altrma (exposure) ve tepkiye engelleme
(response prevention) teknikleri kullanlr. Her iki tekniin temeli; "belirti" olarak karmza kan eski uyumsuz
tepkilerin sndrlmesi ve bunlarn yerine daha salkl ve yeni davranlarn kazanlmasdr. Uygulamalar
srasnda hastalar, kendilerinde bunalt oluturan ya da kanma davranna yol aan uyaran veya durumlarla
aamal olarak kar karya getirilir ancak kompulsiyonlara izin verilmez. Birey anksiyete oluturan bir durumla
karlatnda anksiyete giderek artmakta; daha sonra varabilecei en st dzeye ulamakta ve ardndan yava
yava azalarak ortadan kaybolmaktadr. Bu tekniklerin uygulanmas srasnda hastaya korku ya da bunalt
oluturan uyaranlarla karlatrldnda anksiyetenin ortaya kabilecei ancak bir sre sonra yataca
belirtilmelidir. Altrma seanslar srasnda ortaya kan anksiyete dzeyleri tedavi sonucunu etkilememektedir.
Bu nedenle daha nceleri altrma seanslarnda ileri derecede bunalt yaayan bireylerde bunaltnn
giderilmesi iin ek olarak uygulanan geveme (relaxation) egzersizlerinin eski nemi kalmamtr. Hasta
bunaltsn gidermek amacyla alkol ya da benzodiazepin kullanyor olabilir. Byle bir durumda kullanlan alkol
ve/veya benzodiazepin miktar yava yava azaltlarak kesilmelidir.
Davran-bilisel terapilerde hastann sorunlar ile ilgili kaytlar tutmas tedavinin en nemli elemanlarndan
biridir. Hastann kendi sorunu ile ilgili kaytlar tutmas obsesyon ve kompulsiyonlarn eitlilii, sresi, skl ve
oluturduu bunalt dzeyi ile ilgili somut verilerin hem terapist hem de hasta tarafndan bilinmesi salar. Bu
kaytlar yansra hem tedavi balatlmadan nce hem de tedavi srasnda belirli aralkla uygulanan psikometrik
lmlerden elde edilen sonular tedavinin gidii hakknda da net veriler salar.
Davran-bilisel tedavilerin yrtlmesi ve baarya ulamasnda ev devlerinin yaplmas byk bir nemi
tamaktadr. Ev devleri tedavinin yalnzca terapi seanslarna snrl kalmayp seanslar arasndaki dnemde de
srdrlmesini salar. Bu nedenle aile yelerinden birinin, gerek ev devlerinin yaplmasnda gerekse
denetlenmesinde yardmc (ko-terapist) olarak belirlenmesi faydal olabilir. ou hastada obsesyon ve
kompulsiyonlar kendi evlerinde daha belirginlemektedir (hastalar d ortamda kendilerindeki belirtileri
saklama eilimi gsterebilirler). Bu nedenle hasta ailesi ile ilgili iletiim ve etkileim de byk bir nem
kazanmaktadr. Aile yeleri hastann yaknlar ile ilgili daha ayrntl bilgi verebilir. Aile ile yaplan grmelerde
hastaya ilikin duygu ve dncelerin paylalmas; hastalk ve tedavi yaklam yan sra hastaya nasl
davranlmas gerektii hakkn bilgi verilmesi ve ev devlerinin yrtlmesi ve denetlenmesinde yardmc olacak
aile bireyinin seilmesi gerekir (Bayraktar, 1997, ss. 30-32).











Obsesif-Kompulsif Bozukluk Olgu (Vaka) Sunumlar
Vaka rnei 1: Nikolas
Nikolas, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) tans olan beinci snfta okuyan 11 yanda bir ocuktur. Bozukluu
ilk defa 2 yl nce okullarda ortaya kan ar grip salgnn nlemek amacyla, iyice ellerini ykamas iin srar ile
tetiklenmi olabilir. Bundan sonra, Nikolasta ilk bata sadece tuvaleti kullandktan sonra ellerini ykama
alkanl gelmi, daha sonra dier ocuklar, yetikin ya da sk sk temas ettii yzeylere herhangi bir temastan
sonra ykama davran grlm. Nikolasn anne babas her gn iki kalp kadar sabun kullandn, ellerinin
atlam ve yara olmaya balad fark edince mikroplarla ilgili uralar nedeniyle obsesif olabilecei endiesine
kaplmlar. Son zamanlarda, Nikolasta kontrol davranlar baladn fark etmiler (rn. kapy anahtarlar
kez dndrerek kilitleme, kapnn kilitli olup olmadn kontrol etme ve musluun da kapal olduundan
emin olmak iin sk sk kontrol etme.) Nikolasn retmenleri de bu ritelleri gzlemleyerek bildirdiler.
Barda taran son damla birka ay nce gereklemi, Nikolasn annesi onun bir hafta boyunca her sabah
giyinmeden nce rutini yerine getirdiini gzlemlemi. Ritel, eitli giyim eyalarn giyinmeden nce, yksek
bir sesle kez sayma sonra da varln teyit etmek iin okamadan oluuyormu. Nikolasn anne babas
dier aksiyete bozukluklar ile OKB olan ocuklarn gtrmeye tan ve tedavisinde uzmanlam bir ocuk
psikolouna ocuklarn gtrmeye karar veediler. Dr. Attwood sonuta Nikolasa OKB tans koydu.
Nikolasn obsesif-kompulsif davranlarnn en tartlan etkisi okula dzenli bir ekilde giderken ve grevlerini
yaparken var olan dzenliliidir. Nikolasn annesi onun kronik gecikmelerinin OKB ile ilikili kompulsif
davranlar nedeniyle olduu aklayan bir notu onunla okula gnderdi. rnein, ou sabahlar Nikolas okula
bir saat ge kalr, nk sabah kiisel hijyen ritellerini ve giyinip soyunmas en azndan bir saatini alyor.
imdiye kadar bu durumlarda, Nikolas tehdit, ceza ve tevik ederek acele ettirme giriimleri etkisiz oldu.
Nikolas nesneleri sralama kompulsiyonu gsteriyor. rnein, birok farkl srayla masann stne der kitabn
koyuyor, yan sra kalem, not defteri eklinde dzenliyor. Bu dzenlemeyle ilgili herhangi bir bozulma Nikolasta
aksiyete yaratyor, gvenlik ve esenlik duygusunu eski haline getirmek ve orijinal dzeni salamak iin zorluyor.
Dier renciler bu kompulsiyonlar gzlemleyerek bazen onu kkrtmak amal kalemini ekip onun
dzenledii masa dzenini bozabiliyorlar. Aslnda Nikolasa ok ar gelen bu alay zaman zaman eitli
vesairelerle yaplyordu ve fke patlamalarn tetikliyordu (Austin & Sciarra, 2012, s. 173).

Vaka rnei 2: Filiz
Filiz, 28 yanda bir devlet dairesinde alyor. Eitim dzeyi yksek. Bekr ancak son 1 yldr sren bir
arkadal var. Erkek arkada kendisinden 6 ya byk. Evlenme aamasna yaklatklarn umuyor. Beklentisini
hi arkadana dorudan belli etmemi ancak ondan yeterince ak mesajlar aldn dnyor. yi anlayorlar.
Aralarnda belirgin bir sorun yok. Klinie Sal gnleri ile ilgili taknts nedeniyle geldi. ay nce bir arkada
sevgilisinden ayrlm ve ayrldktan sonra ayrld gne ve ilikisindeki sarsntya vurgu yapmak zere sal
sallanr demi. Bu ayrl arkadann azndan ilk duyduu anda birden kendini ok kt hissettiini ve iini
ksa sren bir tela kapladn hatrlyor. O anda arkadann sal sallanr sz sanki bakla oyulmu gibi
kafasna yer etmi. Sal gnnn lanetli olduunu iimde derinlerde bir yerde hissettim sanki diye anlatyor.
O gnden sonra sal gnleri yapaca tm nemli ileri baka gnlere aktarmaya balam. Arkadann sal
gnlerinde kma tekliflerini ise felaketin ta kendisi gibi alglar olmu. Sal gn onunla bir ey yapmak bir yana
onun telefonunu bile asam bu bende inanlmaz skntya neden oluyor; Telefonuna kmasam, neden
kmadm ona anlatmam ok g ne yapacam ardm eklinde aresizliini anlatyor. Hastann son 1
aydr bu taknts ok ilerlemi ve artk sal szcn bile duymak istemiyor. Duyarsa iinde uursuzluu
hissediyor ve bu yzden neredeyse panie kaplyor. Yaadklarn sama olarak niteliyor ancak bu takntnn
kontrolnden ktn belirtiyor (Berksun, 2003, ss. 42-43).






zet Ksmlaryla Trkiyede Gerekleen 6 Farkl Aratrma
Elaz Blgesindeki Obsesif Kompulsif Bozukluklu Hastalarda Psikososyal zellikler
ZET
almamzda obsesif kompulsif bozukluk tans alan blgemiz hastalarnn psikososyal zelliklerinin
belirlenmesi amalanmtr. alma grubunu Frat niversitesi Tp Fakltesi Aratrma ve Uygulama Hastanesi
Psikiyatri Klinii'ne, Ocak 1994-Ocak 1996 tarihleri aras bavuran, DSM-III-R tan kriterlerine gre obsesif
kompulsif bozukluk (OKB) tans konulan 108 hasta oluturmutur. Sosyodemografik bilgi formu, Zung
Depresyon lei uygulanan hastalarn obsesyon ve kompulsiyonlar ierikleri ynnden Khanna ve
Channabasavanna tarafndan gelitirilen snflandrma sistemine gre snflandrlmtr. Hastalarn byk
ounluunun kadn, ev hanm, dk-orta ekonomik dzeyde olduu, anksiyete bozukluklar, depresif
bozukluklar ve somatoform bozukluklarn OKB'a sklkla elik ettikleri, kirlilik, kir ve pislik bulamas konulu
obsesyonlarn ve dinsel obsesyonlarn ilk sralar aldklar belirlenmitir (Tezcan, lkerolu, Kulolu, & Atmaca,
1997).

Obsesif Kompulsif Bozukluu Olan ocuklarn Ailelerinde Obsesif Kompulsif Belirti Puanlar: Karlatrmal
Bir Klinik alma
ZET
almada Temmuz 1994-Aralk 1994 tarihleri arasnda ukurova niversitesi Tp Fakltesi ocuk Psikiyatrisi
polikliniine bavuran ve DSM-III-R'ye gre Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) tans alan 7-15 ya aras
ocuklarla (n=17), bunlarn birinci derece yaknlarnn (n=43) Maudsley Obsesif-Kompulsif Soru Listesi (MOKSL)
puanlar kontrol grubu ocuklarla (n=13), bunlarn birinci derece yaknlarnn (n=41) MOKSL, puanlar ile
karlatrlmtr. Her iki gruptaki ocuklarn ve birinci derece yaknlarnn MOKSL puanlar arasnda istatistiksel
olarak anlaml bir farkllk bulunmam tr. Bu almadaki olgu says az olmakla birlikte, sonular OKB'un
toplumda sanlandan daha yaygn olduunu desteklemekte, alan almalarnn nemini ortaya koymaktadr.
(Avc & Arslan, 1995).

Obsesif-Kompulsif Bozuklukta Kiileraras emalar, Mkemmeliyetilik ve Dnce-Eylem Kaynamasnn
Yordayc Rol
ZET
Ama: Bilisel yatknlk faktrlerinin obsesif-kompulsif bozukluun etiyolojisinde nemli rol oynad
dnlmektedir. Obsesif-kompulsif belirtilerin ortaya knda rol oynayan olas mekanizmalar daha iyi
aklayabilmek iin, eitli belirtilere ilikin nozolojik snflamalar yaplmaya allmaktadr. Daha nceki
dnemlerde yaplm almalar, mkemmeliyeti tutumlarn ve dnce-eylem kaynamasnn klinik olan ve
olmayan rneklemde, obsesif kompulsif belirtilerle ilikilerini ortaya koymutur. Buna karn, kiileraras
emalar gibi, yatknlk oluturabilecek etkenler ve obsesif-kompulsif belirtiler arasndaki ok boyutlu ilikilerin
yeterince ele alnmad grlmektedir. Bu almada, bilisel yatknlk oluturan faktrler ve obsesif-kompulsif
belirtiler arasndaki ilikiler incelenmektedir.
Yntem: Bu almaya 263 niversite rencisi katlmtr. Elde edilen veriler yapsal eitlik modellemesiyle
analiz edilmitir.
Bulgular: Bu almann sonular, ilevsel olmayan kiileraras emalarn obsesif-kompulsif bozuklukta,
mkemmeliyeti tutumlar, dnce eylem kaynamas ve semptom iddetini yordayc en nemli risk faktr
olduunu gstermektedir. Obsesif temizlik ve kesinlik aray belirtilerindeki art, kontrol etme belirtilerindeki
arta baldr. Kiileraras snrllk emalar, mkemmeliyeti tutumlar ve dnce-eylem kaynamas obsesif-
kompulsif belirtilerin ortaya kmasnda yatknlk oluturan faktrlerdir. Obsesif-kompusif belirti kategorileri
iinde kontrol etme, belirti iddetindeki art iinde nemli bir yere sahiptir.
Sonu: Obsesif-kompulsif belirtilerin ortaya kmas ve srmesi, ok boyutlu bir sretir. Olumsuz kiileraras
inanlar nemli bir risk faktr gibi grnmektedir. Bulgular konuya ilikin teorik tartmalar nda ele
alnmtr (Aydn, ve dierleri, 2012).

Edirne li Merkezindeki Lise rencilerinde Obsesif-Kompulsif Bozukluun Epidemiyolojisi
ZET
Ama: Edirne ili merkezindeki lise rencileri arasnda obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) yaygnln
aratrmak, OKBnin sosyodemografik zelliklerini ve OKB belirtilerinin skln saptamak.
Yntem: alma, Edirne ili merkezindeki liselerde eitim grmekte olan 1., 2. ve 3. Snf rencileriyle yapld.
rneklem bykln hesaplamada, toplumda OKB grlme yaygnl %3 olarak alnd ve il genelindeki 8037
renciden, OKB yaygnln saptamak iin, tolerans deeri %0.6 ve %95 gvenle 3107 rencinin seilmesinin
yeterli olduu saptand. rneklem, il genelindeki liselerden cinsiyet ve renci saylarna gre yaplandrlarak
tabakal rnekleme yntemiyle seildi. lki, katlmcnn kendisinin dolduraca sosyodemografik veri formu ve
Maudsley Obsesif-Kompulsif Soru Listesi (MOKSL), ikincisi, grmeci araclyla doldurulacak CIDI (Composite
International Diagnostic Interview) OKB lei ve CIDInin depresif bozukluk ve yaygn anksiyete bozukluu
olmak zere toplam iki alt lei de almamza dahil edildi. Biyoistatistik uzman yardm ile yaplan
almada, normal dalm kuramndan hareketle MOKSLden 25 ve st puan alan 117 renci bir st
deerlendirmeye alnd. Bylece, nceden OKB asndan deerlendirmeyi hak eden renciler belirlendi.
Sonraki aama olan CIDI lei ile OKBnin yan sra yaygn anksiyete bozukluu (YAB) ve majr depresyon (MD)
e tanlar da incelendi.
Bulgular: Toplam krk kiiye OKB tans konmu, OKBnin nokta yaygnl %1.4 olarak bulunmutur. Vakalarn
sosyodemografik zellikleri ynnden yaplan karlatrmada, vaka grubuyla, toplam 2856 renciden
MOKSLden 25 ve st puan alan 117 kii dnda kalan rencilerin eit aralklara blnmesiyle elde edilen
kontrol grubu arasnda istatistiksel olarak anlaml farkllk yoktu. En sk, bulama obsesyonu (%40) ve kontrol
kompulsiyonu (%22.5) saptanm, majr depresyon e tans %47.5, yaygn anksiyete bozukluu e tans %5
orannda bulunmutur.
Sonu: almamzda sosyodemografik zellikler literatrden farkl bulunmutur ve bulgular kontrol grubundan
istatistiksel olarak anlaml farkllk gstermemitir. Ergenlik dnemi, dier ya dnemlerinden farkl zellikler
tayan, hassas bir dnemdir. Bu nedenle, bu ya grubuyla almann glkleri almamzda da
gzlemlenmitir. Psikiyatrinin tm toplumda, zellikle ergenlik dneminde daha iyi anlalmas iin daha fazla
bilgilendirici almann yaplmas gerektii ne srlebilir (Abay, Pulular, Memi, & St, 2010).

Obsesif Kompulsif Bozukluk Maddelik Tarama le Ergen Topluluunda Saptanabilir mi?
ZET
Obsesif Komplsif Bozukluk (OKB) ergen topluluunda yaygn olarak grlmektedir. OKBsi olan ergenler
genellikle ilevsellii nemli lde bozulduunda tbbi yardm aramaktadr. Bu sebeple ergen topluluunda
OKB taranmas nemlilik arz etmektedir. Bu almada kolay, hzl ve zbildirime dayal uygulanabilen
maddelik taramann duyarllk, zgllk ve tahmin edebilme glerini deerlendirmeyi amaladk. Bu
almann alan rneklemini 14-17 yalar arasndaki toplam 177 lise birinci snf rencisi oluturmaktadr.
DSM-IV Eksen I Bozukluklar in Yaplandrlm Klinik Grme Aratrma Formu OKB modul sonular ile
zbildirime dayal ocuk Ergen Davranlarn Deerlendirme leinden gelitirilen maddelik Obsesif
Kompulsif leinin (EDD-OK) tahmini sonular karlatrlmtr. OKB skl (imdiki) yaplandrlm
grmeye gre %2.8 olarak saptanmtr. Obsesif Kompulsif lei taramasna gre olas OKB %46 olarak
saptanmtr. maddelik EDD-OK leinin duyarll %60, zgll %54, pozitif prediktif deeri %4 ve
negatif prediktif deeri %97 olarak bulunmutur. Sonu olarak; soruluk tarama ile OKB saptama ynteminin
duyarll ve zgll orta dzeydedir. OKB olmayan ergenleri ayrmas iyi dzeydedir. Buna karn pozitif
tahmin etme gcnn dkl sebebiyle bu yntemin yeniden gelitirilmesi gereklidir (Akpnar, ve dierleri,
2013).





Van l Merkezi Lise Son Snf rencilerinde Obsesif Kompulsif Bozukluk Yaygnl
ZET
Ama: Son yllarda yaplan almalar obsesif kompulsif bozukluun (OKB) ergenlerde sanld kadar seyrek
olmadn gstermitir. Literatrde yllk yaygnln genellikle %5'in altnda olduu bildirilmiken, birka
almada %5-10 arasnda deien deerler tespit edilmitir. Bu almada Van ili lise son snf rencilerinde
OKB'nin bir yllk yaygnlnn aratrlmas amalanmtr. Yntem: Van il merkezi lise son snfta bulunan 4719
renci (1781 kz, 2938 erkek) almann evreniydi. Bu evreni temsil eden 20 okuldan 520 kiilik bir renci
grubunda aratrma materyali uyguland. Tan lei olarak Uluslararas Bileik Tan Grmesinin (CIDI 2.1)
OKB blm kullanld. Bulgular: rneklemin %5.9'u (n=31; erkek=%7.1 ve kadn=%5.3) OKB olarak
deerlendirilmitir. Ailesinde ruhsal hastalk tanmlayanlarda (%1.7) ve sigara ienlerde (%12) OKB yaygnl
anlaml olarak daha yksek bulunmutur. OKB tans konan 5 hastada (%16.1) obsesyon olmakszn
kompulsiyon bulunurken, 2 hastada (%6.5) yalnzca obsesyonlarn varl OKB tans iin yeterli olmutur.
Dierlerinde (n=24, %77.4) obsesyon ve kompulsiyonlar birlikte tespit edilmitir. Sonu: almamzda lise son
snf rencilerinde OKB'nin bir yllk yaygnl %5.9 olarak bulundu. Yaygnl daha dk bulan almalar olsa
da, yntemsel ve blgesel zellikler bu farkllklar aklayabilir. Van il merkezinde yaplan bu alma farkl
blgelerde yaplacak benzer almalarla desteklenerek lkemizdeki OKB yaygnl ve sosyodemografik
etkenler hakknda daha doru veriler elde edilebilecektir (Selvi, ve dierleri, 2010).

KAYNAKLAR
Abay, E., Pulular, A., Memi, . ., St N. (2010). Edirne li Merkezindeki Lise rencilerinde Obsesif-Kompulsif
Bozukluun Epidemiyolojisi. Dnen Adam, 23: 230-237.
Abramowitz, J. S., McKay, D., & Taylor, S. (2008). Obsesif-Kompulsif Bozukluk ve Balantl Sorunlar Klinik El
Kitab (1. Bask.). (Y. B. Doan, ev.) stanbul: Okuyan Us Yaynevi.
Akpnar, A. (2007). Ergenlik Dneminde Obsesif Kompulsif Bozukluun Yaygnl. ili Etfal Eitim ve Aratrma
Hastanesi Psikiyatri Klinii, stanbul.
Akpnar, A., Alpak, G., evik, M., Bakm, B., Gksan, B., Yumrukal, H., Ertekin, H., Karamustafalolu O. (2013).
Obsesif Kompulsif Bozukluk Maddelik Tarama le Ergen Topluluunda Saptanabilir mi. Gaziantep Tp Dergisi,
19 (3): 155-158.
Aksoy, U. M. (2006). Obsesif Kompulsif Bozukluk ve Panik Bozukluu Hastalarndaki Cinsel lev Bozukluklarnn
Karlatrlmas. Bakrky Ord. Prof.Dr. Mazhar Osman Ruh Sal ve Sinir Hastalklar Eitim ve Aratrma
Hastanesi, stanbul.
Amerikan Psikiyatri Birlii (2000) DSM-IV-TR Tan ltleri Bavuru Elkitab, kinci bask (DSM-IV-TR) (E.
Krolu, ev. Ed.) Hekimler Yayn Birlii, Ankara: 2005.
Amerikan Psikiyatri Birlii, DSM-5 Tan ltleri Bavuru El Kitab, Beinci Bask (DSM-5) (E. Krolu, ev.)
Hekimler Yayn Birlii, Ankara: 2013.
Arslanolu, K. (2002). Psikiyatri El Kitab (3. Bask.). stanbul: Adam Yaynlar.
Akn, R., Ilsu, B., illi, A. S., Altu, F. B., Kaya, N., & Kucur, R. (1995). Lise rencilerinde SCL-90-R ile Semptom
Taramas. Dnen Adam, 8(1), 43-47.
Atkinson, R. L., Atkinson, R. C., Smith, E. E., Bem, D. J., & Nolen-Hoeksema, S. (2010). Psikolojiye Giri (6.
Bask.). (Y. Alogan, ev.) Ankara: Arkada Yaynevi.
Austin, V. L., & Sciarra, D. T. (2012). ocuk ve Ergenlerde Duygusal ve Davransal Bozukluklar (1. Bask.). (M.
zekes, ev. Ed.) Ankara: Nobel Yaynlar.
Avc. A., Arslan. H. (1995). Obsesif Kompulsif Bozukluu Olan ocuklarn Ailelerinde Obsesif Kompulsif Belirti
Puanlar: Karlatrmal Bir Klinik alma. Dnen Adam, 8 (2): 11-15.
Aydn, A., Boysan, M., Tutarel-Klak. ., Kalafat, T., Selvi, Y., Beirolu L. (2012). Obsesif-Kompulsif Bozuklukta
Kiileraras emalar, Mkemmeliyetilik ve Dnce-Eylem Kaynamasnn Yordayc Rol. Dnen Adam, 25:
1081-118.
Bayraktar, E. (1997). Obsesif-Kompulsif Bozukluk. Psikiyatri Dnyas, 1, 25-32.
Belene, A. (2007). izofreni Hastalarnda Obsesif-Kompulsif Belirtilerin; Pozitif, Negatif ve Depresif Belirtiler, la
Yan Etkileri, ntihar Dncesi, Sosyal levsellik ve gr le likisi. Bakrky Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh
Sal ve Sinir Hastalklar Eitim ve Aratrma Hastanesi, stanbul.
Berksun, O. E. (2003). Aksiyete ve Aksiyete Bozukluklar. Ankara: Turgut Yaynclk.
Bila, ., Ercan, E. S., Uysal, T., & Aydn, C. (2014). lkretim rencilerinde Anksiyete ve Duygudurum
Bozukluklar Yagnl ve Sosyodemografik zellikler. Trk Psikiyatri Dergisi, 25.
Bilge, S., nar, S. M., Hascan, B., Erkutlu, L., & Eyiipgil, T. (2011). Serebral skemi Sonras Gelien Obsessif
Kompulsif Bozukluk Olgusu. Balkan Medical Journal, 28(3), 313-315.
Butcher, J. N., Susan, M., & Hooley, J. M. (2013). Anormal Psikoloji (1. Bask.). (O. Gndz, ev.) stanbul:
Kakns Yaynlar.
Ccelolu, D. (1997). nsan ve Davran. (7. Bask.). stanbul: Remzi Kitabevi.
Erek, . (2006). Obsesif Kompulsif Bozukluk ve Panik Bozukluu Olan Hastalarda Bipolar Bozukluk Komorbiditesi
ve Afektif Temperament zelliklerin Karlatrlmas. Bakrky Ruh ve Sinir Hastalklar 9. Psikiyatri Birimi,
stanbul.
Getan, E. (1997). Psikodinamik Psikiyatri ve Normald Davranlar (13. Bask.). stanbul: Remzi Kitabevi.
Karahan, D. (2006). Erken Disfonksiyonel emalarn Obsesif-Kompulsif Bozukluu Olan Hastalar ve Salkl
Kiilerdeki Aktivasyonlarnn Karlatrlmas. Haydarpaa Numune Eitim ve Aratrma Hastanesi Psikiyatri
Klinii, stanbul.
Karaman, D., Durukan, ., & Erdem, M. (2011). ocukluk a Balangl Obsesif Kompulsif Bozukluk.
Psikiyatride Gncel Yaklamlar, 3(2), 278-295.
Kaya, N., illi, A. S., & Gler, . (2003). Cezaevinde alan nfaz ve Koruma Memurlarnda Psikiyatrik
Bozukluklarn Bir Yllk Yaygnl. Genel Tp Dergisi, 13(2), 59-63.
Krolu, E. (2012). Klinik Psikiyatri (1. Bask.). Ankara: HYB Yaynclk.
Krolu, E. (2012). Psikiyatri Ders Kitab (1. Bask.). Ankara: HYB Yaynclk.
Sayar, K., Uurad, I. K., & Acar, B. (1999). Obsessif Kompulsif Bozuklukta Fenomenoloji. Klinik Psikofarmakoloji
Blteni, 9(3), 142-147.
Selvi, Y., Beirolu, L., Akbaba, A. T., Aydn, A., zbebit, ., Atli, A., zdemir O. (2010). Van l Merkezi Lise Son
Snf rencilerinde Obsesif Kompulsif Bozukluk Yaygnl. Klinik Psikiyatri, 13: 5-19.
Tan, O. (2005). Takntlar. (3. Bask.) stanbul: Tima Yaynlar.
Tezcan, A. E., lkerolu, F., Kulolu, M., Atmaca, M. (1997). Elaz Blgesindeki Obsesif Kompulsif Bozukluklu
Hastalarda Psikososyal zellikler. Dnen Adam, 10 (4): 22-27.

You might also like