You are on page 1of 83

Aasi Maclnte

Varoluul nk
Varoluuluk
Ad Maln
eviri
Halk Hnler
25. Padiga Kitab
Felsefe Dizisi 17. Kitp
Bu kitabn tm yaym hakla
Paadiga Yaynla'na aittir.
Ba
Engin Yaynclk
Birnci Bak:
stanbul, Eyll 201
PARADIOMA YA YlNLARI
Car mah. Seyit Haa sok. 124
Sultahmet 1 STANBUL
T (O 212 638 6 4)
Yaynevi lribat Tel: O 532 403 21 49
Aasdal Maclntye
V aroluuluk
TUrk: Ha Her
Paadigma
stbu, Eyll2l
indekiler
v Had 1 1
V aluuluk 1 7

Kerkegaad' Hristyanlk ve Et Yormu
1
l l
Kierkegaad' Hegel ile kisi 1 17
Kierkegaad' rri Aad
1
22
Jasprs'i Kullad Kierkeg;ad
1
26
Heidegger'in Fenomenolojiyc Ol Borcu 1
3
0
Sae'n Ontologyas
1
37
Sae'n nsa ikileri Betirni 1 41
Bayalatcla: Caus ve lMaeel
1
46
V aluu Temala
1
50
V a l ve Vaolu
1
50
Sama 1 60
Seim 1 61
V aoluuluk: Mmn Bir Aklama
1
10
Di 1 73
eviri Handa
"Kuran yle der: 'Allah her
millete kendi dilinde bir
peygamber gcinderitir'.
Bylece her evire n, kendi
milletine bir peygnmherdir."
Johann Wolfgag
vonGote
(Tomas Calyle'a
20. 6. 1817 t Mektpt)
Bir insAni toplumsal dnya iersinde evi etkinliinin ne
olduunu, Ms, brAi vb. yal kaynaann okuya kadim
Grekler, Grek metinlerini slAm sonras Arab kltrne
nakletme grevini stlenen SuryAniler ve oraa slAm
dncesini btn bir Hristiyalk dnyAsna ve dolaysyla
bugn Bat diye adldrdmz kUltUr dnyAsna aktara
Latinler ok iyi bilmekteydiler ve bizlerin de bunu bu
reklerden bilmekten baka bir yolumuz yok. Onla, yaptkla
na eri, bugn kullamaya falasyla alkn olduumuz d ve
teknik alalarda olmak zere, ne bilimsel ne akademik ne
artistik ne stilisti ne yaznsal ne linguistik ne

g .natik ne
sentaktik ne serantk ne semiolojik ne positivistik ne
pragmatistik ne psikolojik ne sosyoloji vb. kayglala ve ne de
en kts bir dnme cehAletine kap araayaca ekilde yaptla.
Biz falasyla naminalist ve. pragmatist modemler iin olduu
gibi, eviri, onar iin, bir baka dilde de okunup anlalabilecek
ideler, kavralara, tsaiaa ve nosyonlaa bir asesua olaa
2 Hakk Hnler
ilitiritmi ve konumann ve yazmann, anlamann ve
anlata bu bircil dzeyden ebkeleriin kasda olmasa
da olabilecek, aa olursa da bir kayba yol amayaca trden
ikicil ve dsal bir etkilik deildi. Onlarn yapkkla i,
bg yaygn olaak saa aksine, basite bir tam yabac
szcklerin yeterli bir renim temelide uygun karlklarnn
i ve son kez bir dkmn kaak gibi oturduklar yerden
kalaszn bceriliverecek salt uzmaca yeterlie dayal bir
i de deildi. Her szckte, her cmlede, her metde szcklern
yeni balarlardaki yeni kullanmlarnn douduu
problemlerle boumak, evirilerini kendi aadillernde yeni
kavrala douacak eklde ilemek, hem sahbldukla hem de
kendilerine milettikeri kavramla ve szckleri haaniayp
bun izini srerek, naklettikleri met ideti yeniden yamak,
alala yoklayp alalaa vaa ve bir baka ey iin deil,
bizzat szn bysn aktamak iin szn bysne kulak
kabarmak, tinsel dnyila aasda yolculuk etmenin srrna
erek, btn bunla, "tpk genleri yaaklandaki taivet
gibi" onlarn yaaklarnda gller atra hazz kaynayd.
Nietzsche'nin kendi yazlarn nasl yazd hakknda dile
getirdii bir aforizmy buraya uyariayacak olursak, onlar
yalzca baka hereyden soyutlanm zihinleriyle deil, fakat
btn bdenleriyle de eviri etkinliine katldla. Ola, genel
olaak dili, teknik ve metodik bir uzmanlk gerektiren bir
fagnaa veya kompaaa indirgemeksizin, btn bir kltrn
hayltna miledilebilecek ve btn bir kltrn hayatn
eklendirebilecek kadim bir bilgeliin tzsel dayaa olaak
aladla ve kuladla. Onlar iin dil, kendi ierisine kapal bir
cogito'nun kerameti kendinden menkul yksek hakiatlernin
kedi ierisinde ve kendisi aaclyla sese d trld bir
aa deil, fakat mensOboldukla topluluun her bir yesi
taafnda ortak olarak paylala ve anlalan bir koine
oluturak ynnde gdlen bir amat. Buun ne denli byle
olduunu kavraa iin uzun uzadya ayntl agumala
gelitirmeye hi gerek yok; sadece kadim Greklerin, oraa
eviri Haknda 3
slim dnrlerinin ve yine ortaa Latin Hristiyan
dnrlernin dnme ve. sz ustalklarn ulam olduu
doruklar, Platon'u,

Aristoteles'i, Firibi'yi, bn Rd',


Augustinus'u, Aquino'lu Thomas' aak yeterli olur. Bunla,
ama bi salaayla, ncelikle oevinen, sonra yormcu ve
nhayet dnr idiler. Do su, muaza bir bilgi aac en
olgun meyvalar ola bu figrler, bitmez tkenmez eviri
etkinliinin oluturduu kklerden bslenmemi olsaad, bl
de bizim iin, sr k ye drekten baka bir maksad olmaya
ve gkten ilhim inmesini beklerken kalemi azlada
geveleyerek masabanda vakit ldren en acemi iir
heveslilerinden hi fakl olmayacaklad. Bu alamda olmak
, philosophia perennis (bitmez tkenmez felsefe etlii),
hem farkl kltrler hem de farkl kuaklar arasnda
yrtlentranslatio perennis'in ya da szcn en ilksel
aada dialogia perennis'i soyktne iiense gerekti. Ve
evi, Maclntyre' After Virtue'd forule ettii anlada
geleneksel pratiinin isel iyilerinden pay aakstzn, her eyi
kendi daack perspktividen balat bir eviri uran bizi
dilde ve dncede, viride ve felsefede, nakilde ve aklda
sahibolduklamz kolaylkla elimizden almaya srkleye
ceinden de hi kuku duymamak gerekir. Bu meti, evi
akaplada diimi varola ve bl satraalada kendilerini
hissettirebilecek bu dnceler etafda ve fakat sebeblerinin
aatrlmasn dnce dnyizn anamasa da yadmc
olaca aklalma bir dayatma Trkiye'deki niversitelerin
aademik hayatna tekinsizce ayak bast bi orda evirildi.
Yaamak iin bu dili kullanmaktan baka hibir kar
olmayanla olaak tm tinsel vaoluumuzun geneliine zorla
zerkeilen ve bugne kada bilinen bir paehiri de olmaya ey,
Trkiye niversitelerinde -her ne aladaysa- bilim dilinin
ngilizce olduu eklinde ve ynetmelik maddelerinde
zetlenebilecek kada ak bir hkmd. Ve dolaysyla
kendimizi, yukada dncenin ieklenmesin doasna ad
olduuna dikkat ekmeye altmz yabac dillerden kendi
4 Hakk Hnler
aadilimize doru eviri etkliine deil de, t tersine nhaf
bir eklde kendi aadilimizde dnyoru gibi yaptklaz
yabanc terimiere ve gramatik yaplara aktaran bilimsel (! ?)
tersine eviri etkinliine (sanki yabac dillerin buna ihtiyac
va gibi) kat be kat daha fala deer biildii bir ortamda
bulduk. Anlatan da dinieyenin de aadilinin Trkiye Trkesi
olduu niversite dersliklerinde, anfilerinde anadili ngilizce
olalar bile yaryolda brakacak ekilde ngilizce dersler
verildiine, yaan da yadran da aadilinin Trkiye Trkesi
olduu akademik tezlerin ngilizce yazlda, savunann da
savunma alann da aalarndan rendikleri dilin Trkiye
Trkesi olduu akademik tez savunmalarnda paralayc bir
ekilde ngilizce konuulduuna tak olduumuz ve giderek
daha da fazla tank olacamz byk bir yabanclaman
girdabna kapld. Bizzat bu, teki btn eylerin adsa,
ierisinde teki btn eyler zerine konutuumuz aadilimizin
dahi brokratik rasyonalite karsnda ne denli dilsizletirilip
susturulduuna ilk elden tanklk etmektedir. Peki aresiz
miyiz? Bakalar ne der bilinmez aa, biz kendi admza, kendi
anadilimize yaptmz yle bilimsel (!?) kriterlerle kaim
olmayan her evirinin, omuzlamza yklan arlkla bu
girdibn ortasna srklenmekten bizi esirgeyecek, ierisinde
Greklerin, Suryanilerin, Latinlerin oturduklar o mutlu adaya
balam salam bir halat oluturduunu syleyebiliriz. Henz
o adaya kmadk ve sadece kendi bireysel urganmzn bizi o
adaya kadar tayp kurtarmaya yeterli olacan sanmak da
yanlynlendirici bir safdillik olur. eviren, her ne pahasna
olursa olsun, eviri pratiini Greklerden, Suryanilerden,
Latinlerden birlikte-renmeyi renmek durumundadr. imdi,
bu aklalma dayatmalam bir erdemmi gibi nmze getiren
zatlara ya da kendi ykmlan kendi varlk sebebleri klacak
ekilde bu dayatma karsnda derin uykularda olanlara, tam da
girdibn orta yerinde kaybolup gitmek zere olduklar bir
pozisyondalarken, "Niin eviri yapyoruz?" sorsunun cevabn
Greklerden, Suryanilerden, Latinlerden birlikte-renmemiz
eviri Hakknda 5
gerektii ansnda bulunak, acaba nezaketsiz ve mnasebetsiz
mi kaar? nk byle. bir pozisyonda onlarn asla
iitemeyecekleri ve anlayamayacaklar ey, bir zamanlar
Goethe'nin dile getirdii ve bizim de son derece alakgnll
ller ierisinde syleni bir tonda tekra etmekten teye
geemeyeceimiz " ... her evirmen, kendi milletine bir
pygamberdir" hakikatidir.

Varoluuluk metni hakkmda kk bir hatrlatma
Maclntyre'n "Existentialism" balkl bu metninin trke
evirisi hakknda esasen una dikkat ekmemiz gerekiyor ki,
elimizdeki metin, daa nce evirdiimiz ve yine Paadigma
yaynevi taafnda yaylaa Ethik'in Ksa Tarihi adl eserin
ngiliz dilindeki 1966 tarihli ilk basmndan iki sene nce
yaylanm olmakla birlikte, bir bakma Ethik'in Ksa Tarihi 'ne
yaplan bir ek, bir katk nitelii de tamaktadr. nk
Maclntyre, Ethik'in Ksa Tarihi'nde, burada vaoluuluk bal
altda ad geen Kierkegaad ve Sarre gibi yazariaa yer veri
ya da eitli gnderimierde bulunmusa da, bu yazarlan ayn bir
balk altnda en aznda varoluuluklann ethik cephesi
bakmnda ele alp ilememiti. Daas, Ethik'in Ksa Tarihi, ta
da Satre'a ve Sartre'n seim edimlerine dayal bireyci moral
felsefesine yapla gnderimlerle kapaaktayd. Varnluuluk,
ite tam bu noktadan
.
itibaen, her ne kada kendi ierisinde
bamsz bir btn olutursa ve Maclntyre'n bibliografik
kronologyas asndan aakronik kalsa da, adeta Ethik'in Ksa
Tarihi 'ne yapla bir ek gzyle bakmay nerebileceimiz bir 19.
Blm olarak okunabilir niteliktedir. Dolaysyla, Varoluu
luk, Ethik'in Ksa Tarihi evirisiyle biraada okunabilir kapsaml
bir inceleme saylabilir. Ve Maclntyre' After Virtue ve Whose
Justice? Which Rationalit? gibi eserleri kaleme almaya gtren
yolda Ethik'in Ksa Tarihi hagi rol oynadysa, onun varoluu
6 Hakk Hnler
dnceyle hesaplat Viroluuluk da, basz bi metin
olduu lde, benzer bir rol oynamtr denilebilir.

Bu eviri hakknda.
Burada evirisi yapla metnin orijinal knyesi yledir:
Maclntyre, Alasdair, "Existentialism", A Critica/ History of
Wester Philosophy, ed. D. J. O'Connor, Free Press, New York;
Collier-Macmillan, London, 196, 509-29.
eviride "n." (evirenin notu) ibiresiyle aksi belir
tilmedike tm dipnotlar dnrn kendisine iddir. Yalnz
eviri gl doura ba teknik terimierin ngiliz dilindeki
orijinallerinin de verilmesinin faydal olaca dnlerek,
bunlar yeri geldiinde paratez ierisinde ve italik yazm
karakterleriyle metin ierisinde gsterilmitir. Ayrca gerek
duyulan yerlerde ksa dipnotlar dlmtr ve metin
ierisindeki keli paratezlerin tm evirene iiddir.
Varoluuluk metni, tpk Ethik'in Ksa Tarihi'nde olduu
gibi, ierisinde yer alan Osmanlca terimierde Ferit Develli
olu'nun Osmanlca-Trke Lagat'nda yazm eklini takibet
mektedir.
Son olaak, bu eviiyi yapmam hem neren hem de tevik
eden ve ayrca orijinal metne ulama salaya sevgili Ahmet
Cevizci'ye; eviriten metpi orijinaliyle karlatran ve
nerileriyle ve uyarlayla eviriye kandil tutan eim Solmaz
Zelytt Hnler'e; ve belki de kendi zarana olmak pahasa, eviri
pratiinin olmazsa olma titizliini ve hassasiyetini dizgide ve
baskda aynen yanstan Paradigma Y ayniana teekkr etmeyi
eneden geilemeyecek birer bor sayyorm.
Hakk Hnler
9 Austos 201
Kayaka - zmir
Varoluuluk
SREN AABYE KIERKEGAAD 1813'te Kopenhag'da dodu.
Babas tarafndan hayli kat koullar ierisinde yetitirildi;
Kierkegaad'n babas, Tar huztrunda derin bir ekilde gna
ilemi olduuna inanyordu ve gen Kierkegaard pek ok
ocukta hem daha erken bir dnemde hem de daha youn bir
ekilde sululuk ve pimanlk nosyonlayla tantrld. O pek
tisindii Hegelcilikle Kopenhag niversiteside tant ve daha
sona Almanya'da renim grd. Kierkegaard, kendisini resmi
Lutherci kiliseni papazlna gtrecek ola renim hayatn
yada brakt ve Regine Olsen'le nianlln bozmasyla sona
e bir dizi servenden sonra ilai bir ekilde atand vazife
olduuna inand ie gmld: bir Hristiyan olmann ne
olduunu gstermek. Onun takma adlar kullanmas ve baka
adlala bizzat kendisinin yazm olduu baka eseriere yapt
saldrlar, kendi etkinliini mmkn olduu kadar gayr-i ahsi
klmak iin tasarlanmt. Bununla birlikte, Kopenhag'da
caibliiyle nam sald ve Korsan adl mizat dergisinde
karikatrleri izildi, keza Has Christian Andersen tarafndan da
hicvedildi. Onun bir kambur olduunu ileri srmek iin son
derece kukulu kantlar kullanlmtr ve Kierkegaad'n
iekapak ve atkl yapsna ilikin ayn lde kukulu pek
k psikolojik aklama vardr. mrnn son dneminde resmi
8 Alasdair Macntre
Danimaka kilisesine ka ata aa bir polemie giriti ve
Lutherci bir papaz taafnda kutsanmay reddetti. O, 1848'deki
halk hareketlerinin hastnlmasn memnOniyyetle karlayan
politik bir muhifazard. 1855'te ld.
Martiu Heidegger 1889'da Messkirch'te (Baden) dodu.
Freiburg niversitesinde eitim grd ve orada Husserl'in
rencisi oldu. Heidegger'i ald Katalik terbiye, 1927'de
Husserl'in retilerini ama giriiminde bulunduu Sein und
Zeit' ( Varlk ve Zman) ithif ettii Husserl nda bir Duns
Scotus icelemesi ola il eserinde grlebilir. 1933'te Hitler
iktidara geldi. Heidegger Nazi partisine katld, Freiburg
niversitesinin Rektr oldu ve al treninde yapt bir
konumad yeni rejimi selamlad. Husserl'i inkar etti (Husserl
bir YahOdi idi) ve akademik zgrln ykmna yalnzca
vgler dzmekle kalmad, katld da. Bu ksa aa tatsz serven
Heidegger'in gnll istifas ve emekliliiyle sona erdi. Nazi
rejimini geri kalan dnemi .ve 1945'ten sonraki belli bir sre
boyunca bir mnzevi olarak dalarda yaad. Ders vermeye
yeniden baladnda bu yaa, rencilerini kapal bir evreyle
snlad. Onun yaynla eserlerinin esoter dili, zgr .
ak eletirel tarma ifridn tefridii oluturan bir felsef
hayat tazn yastr.
Jean-Paul Sare 1905'te Paris'te dodu. Paris'te ve Berlin'de
felsefe okudu, ksa bir sre Le Havre'dai bir lisede retmenlik
yapt ve 1939'da Frasz Ordusuna katld. Bir sava tutsa
olaak yaad deneyimlerle noktalana dnemde demokrasi
davasna balam bir yazar olma kararna vard. Sartre'n
savatan nceki felsef yazlar ve ilk roman La Nausee
Burada unu hStrlatmak nemlidir ki, Maclntyre'n bu metninin
yaynland 1 964 ylnda varoluuluk en parlak gnlerini yayordu ve
varoluuluun bu metinde geen temsilcilernden ou, Kierkegard dnda,
Heidegger ve Sartre da dShil haYSttayd. Heidegger 1 976'da, Sartre 1 980'de
ldler -n.
Varoluuluk 9
(B ula nt ), hem Heidegger'in etkisin hem de Alexadre Kojeve'i
Hegel zerine derslerinin etkisini sergiler. Sava srasda ve
savatan sonra yazd oyunlar, sululuk, sorumluluk ve
zgrlk problemlerine ynelik hayalgcne dayal bir ilgiyi
i ederler. Sava sonas dnerde Sartre'n esas giriimi Les
Temps Modernes (Modem Zaanla) dergisi olmutur. Satre,
1948'de, Komunist partiyle ittifak ierisinde olan kk
bams bir sosyalist painin kurucularnda biri oldu. Fakat
bu pai Souk Savan basklaryla kp gitti. Sarre, hem
bula teorisinden hem de politik ve moral baarszlndan
dolay eletirdii Komunist Parinin hibir zaman bir yesi
olmam, fakat Komunist Partiyi ou kez Fransz
politiasdaki tek radikal g olaak grtr. Sare' ifade
ettii tercih, kksz bir hayat tarz lehine, burjuva oca
hayatnda ziyade cae hayAt lehine olmutur. Eserleri kimi
zama tamimlaamt: vaadedilen ikinci cilder nadiren ar
v Ls Chemins de la Liberte ( zgrln Yollar ) balyla
yad romalar dizisinde ila edilen son kitap hibir zaa
yalma grnr. Sae bir sre Caus'nn yakn dostu oldu,
faat onla Souk Sava byunca birbilerie uzak dtler. Gen
Sae ha nda mkemmel bir aaa Simone de Beauvoir'n
aa ierisinde yer alr.
.
-
"BEN B V AROLUU PEGLM" -Jaspers byle diyordu
ve Heidegger de byle diyordu. Tam da adn kendisi bunla kadar
merkezi filozoflarca reddedilirken, ayn zamanda onlarn
hayraanca St. Augustinus ve Norma Mailer, Blaise Pascal ve
Juliet Greco kadar farkh figrlere atfediliyorsa, insan
"vaoluuluk"un faydal bir tarma ulamakta hemen hemen
umudu keser. Muhtemelen vaoluu diye adiandianlan tm
taafda paylalan tek bir orta karakteristik bulamayz.
Merkezi figrlerin bazlar tarafndan paylalan retiye
10 Alasdair Mac/ntre
ilikin ksa bi ifade kullana bile kesilie pek az rastlaz.
Kierkegaard'n ve Sarre'n, Heidegger'in ve Maeel'in dnce
lerii ierecek kadar geni ve amalarmz kalayacak kadar
zl herhagi bir forul, tek tek dnrlerce verilen ok fazla
saydaki yorumdan ayn olara anlasz olur. rein "varolu
zden nce geli", felsef sloganla byk bir ksm gibi ok
fazla sayda yoruma yatkn bir ekilde balamszdr \
varoluuluu tanmlaak iin bu tr formulleri kullanlmas,
mnakaa maksadlayla hem Dostoyevski'ni hem de Aquinas'n
vaoluular olaak betimlenmesini mmkn klan eydir. Fakat
o halde balarken aa nasl inayacaz?
Baz yazalar -mei William Barrett-, varoluuluu,
Aydnlanma'ya, deduktiv metafizie, Marxisme, positivisme
kat atirasyonalist bakaldrnn bir paras olaak karaterize
etmek istemitir. Fakat bu, olsa olsa tehlikeli bir yar-hakikattir.
Bu kaakterizasyon, benzerlikleri grmezden gelmek pahasna
farkllklar vurgular. Sartre'n toplum felsefesi Aydnlan
ma'nn miraslarndan biridir, Sartre'n ethiki Anglo-Saxon
analitik felsefenin birinci dereceden kuzenidir, Sartre'n son
dnem yazlar itiraf etmeli ki Marxist'tir. Kierkegaard'n
kahraan Sokrates'ti. Jaspers, positivismde vgye deer pk ok
ey grr. Fakat mesele sadece bu tr tahsel karakterizasyonun
karmakl tekdze hie. getirip ortadan kaldrasndan \
grezden gelmesinden ibaret deildir. Mesele ayn zamanda,
nc varoluu filozofardan her birinin, ksmen, kendi
dncesine zg ola ve bakalaryla paylalmayan ey zerine
koyduu vurgudan dolay bir varoluu olarak karakterize
edilmesidir de. "Bir insa naslsa, felsefesi de yledir," demiti
Fichte. V aroluu tazda felsefe yapmann bi kriteri, bu isann
resmin ierisine sokulmasdr; o insann felsefesi ksmen onun
kendisinin olduu iin takdir edilir. Kahince bildirimiere ve
kendini-dramatize etmeye ynelik talihsiz eilim de ite bundan
kaynaar.
Dolaysyla, varoluuluu tartmak iin biraz keyf olma,
byk ksmyla belli bir intellektual srekliliin tanmlanaca
Varoluuluk 11
bir adlar listesi seip ayrak zorunludur. Bu adlada bazlar
kendilerini seerler: Kierkegaard, Jaspers, Heidegger, Sae.
Baka bazlar ise, daha byk adlarla ilikileri sebebiyle
meydana girerler: rnein Bultmann ve Camus. Hi deilse
nerede ve ne zaman balaaca konusunda herhagi bi problem
yoktur. Zaman 1813, yer Kopenag ve olay Sren Kierkegaad'
doumudur.
Kierkegaard'n lristiyanlk ve Ethik Yorumu
KIERKEGAARD'IN omuzlarna yklm esiz bir vazife
duygusu onun hayatn yazlaryla balar. Kierkegaard,
yazlarnda, otoriter ve sululuk-ykl babasyla ilikisinden,
bozulmu nianndan ve Hristiyanlk ile kilise hakkndaki
iilemlerinden rendii eyleri ifade ederek bu vazifeyi yerine
getirmektedir. Bu ikilemlerin fonu onu u sonucu karmaya
srkledi: ,i,,yJ&JJla .iili olduu kadayla hakikat
i
nesnel tedkk veya aguman yoluyla kavraaaz. Bunlar,
l:ma ve doa bilide kesilikle yerindedir. Faat nasl
. yaayacam hakdaki sorunlarda ba hibir yeri yoktur.

uada aklsal agumam yapabilecei tek ey altemativler


sua, seimler koymakt. Kierkegaad'n yazlan ksmen
byle bi sunum foruna brnr; tama adlarn kullanm,
k kaya gelen ve ata altemativlere ilik rab iddiaa
sumat ola bir ve aym ada olduunu gizler. Haikati
kazama iin, haklarnda mantksal olarak zorlayc hibir
aguman ileri srlereyecei retiler arasnda seim yapmak
durumundayz. nk herhangi bir arguman kendi sonucunu
alanmak durumunda olan ncllerden karsar ve eer bu
nclleri kendileri daha nceki ncllerden bir sonu olaak
arsanrsa, o zaa bu daha nceki ncller de sas geldiinde
aklanmaya ihtiyac duyacaklardr. Kanlmaz bir ekilde,
aguman deil, fakat kararn zorunlu olduu bir noktaya
vaak durmunda kalz.
12 Alasdair Maclntre
Kierkegaard'n grne gre, bu reti en nemli
uygulanmn otantik Hristiy.nln karakterizasyonunda bulur.
Kierkegaard, "Hristiyanla kar itirazlarn kukuda
kaynaklad"n yadsr. Bu itirazlar, "babozukluk, itaat etme
isteksizlii, her otoriteye kar bakaldr"dan kaynaklanr.
Bunda u kar k, Hristiyak apologyas bir hatad. Hatta bir
hatadan daha fazlasdr. Bu tr apologyalar, bizzat Hris
tiyanln kendisinin bir yanllanmasdr, ki bu da sradan
aklbanda insana ya da filozofa zorunlu olarak sama ve
paradoksal grnr. Yine de, bunu salt irrasyonalizm olarak
almak bir hata olurdu. Tam tersine, Kierkegaad unu ne srer k,
aralanda seim yapmak durumunda olduumuz iki mmkn
hakikat ve akl grnn birinden bakldnda Hristiyalk'n
sama ve paradoksal grnmek zorunda olduu sonucu kar.
Platon'un Menon'undaki Sokrates tarafndan koyulan para
dokstan hareket eden Felsef Fragmentler' de (Philosophiske
Smuler, Philosophical Fragments) bu i grn tasla izilir.
Herhangi bir eyi bilmeye balamak nasl mmkndr? nk
bilmeye balayacamz eyi ya daha nceden biliriz ya da
bilmeyiz. Fakat daha nceden biliyorsak bilmeye balayamayz;
,
ve daha nceden bilmiyorsak, karmza kan eyi bilmeyi
arzOladmz ey olarak tamamz nasl mmkn olabilir? Bu
paradaksun Sokratik zm, aslnda nceden bilgisine saib
almadmz eyi asla bilmeye balaadmz; daha ziyade, bir
zamanlar bildiimiz ama unuttuumuz eyi hatrladmzdr.
Hakikat bizim iimizde uyku dadr. Yalnzca onu aa
kartmalyz. Kierkegaard, bu Sokratik retide Platon'dan
Hegel'e kadar felsefenin u sayltsn grr: hakikati kavraa
yeterlii insan aklna aiddir, verili bir durumda hakikati bizim
iin aydnla kara ey (onun u retmendense bu retmen
olmas) ilinekseldir, retme zaten mevcud olan eyi ortaya
karmaktr. Bununla
.
birlikte varsayn ki diye ileri srer
Kerkegaad, tek ia bu olmasn. Bunun yerne hakikate yabac
olabileceimizi, hakikati insan aklnn kaynaklayla kavraya
mayacamz varsayalm. O zaman hakikat, bizi hakikati
Varoluuluk 13
kendisinden alabileceimiz ekilde dntrebilme yeterliine
sahip bir retmen tarafndan bize dardan getirilmek duru
munda olurdu ve byle bir

etmen ex hypothesi
*
isanda daha
fazlas olmak zorundadr
.
Fakat o bize retecek ise hangi
formda gelmek durmunda olacaktr? O, bi insan forunda ve
bizi yalnzca grn ya da gc yoluyla etkilemeyen nk
bu bize retmek deil bizim gzmz kamatak olurdu-,
fakat sadece kendisi ve retisi yoluyla etkileyen bi insan
formunda gelmek durumunda olacaktr. O, bir kle forunda
gelmek durumunda olacaktr. Bylelikle Kierkegaard, bu
sayltda haeketle, bi insan olaak grnen Tar forunda bir
vahyin zorunluluunu karsa. Kierkegaard' ioni bir ekilde
Hristiyan retiye yapt rl atralar, kendisinn isin
akl haikatle bants hakkndaki mmkn iki altemativ
sayltdan birinin sonulan yalnzca takibetmekte olduunu
vurgulamasndan dolay kaan getirir. Kierkegaad bu saylt
doru olup olmad hakknda konumay gze alama; o, bizi
yalnzca bi yanda Platonik veya Hegelci sltbda felsefe ile dier
yanda Hristiyan vahyi arasnda seim yapmakla babaa
brakabilir.
Kierkegaad'n karakteristii odur ki, Felsef Fragmentler 'de
sergiledii dzyaz sltbunun parlakl bizi u dzyazsal
hustsu gzden karaya sevkedebilir: Platon'a Menon' d
merkezi reini salayan hakikat geometrik hakikattir ve
Kierkegaard'n ilgilenmedii ise tam da budur. Ve sadee bunu
faketmek, Kierkegaard'n i altemativ hakkndaki taslann
tm zorlaycln kp yklmasdr. Ama hepsi bu deil.
nk Hristiyanl setiimizde, Kierkegaard'n grne gre
neyi semi olurz? Hristiyalk nedir? Hristiyanlk iselliktir
ve "isellik Tanr huztrnda bireyin kendisiyle batsd," ve
bundan da Hristiyanlk'n . gerektirdii ztrab tr kar.
Hristiyanlk inanan ii bir ztab konusudur, nk kendini bir
Tann buzOrunda kavramaktr, ki burada imann ve eylemin
ex hypothesi : hipotez gerei -n.
14 Alasdair Maclntre
talebleri bir kimsenin srada standardlar bu stadardlarla
yargladklanda oraya kacak samallar yoluyla istila
eder. Sama-olann isel kabQl darya gzkmez; imn
valyesi, bi vergi tahsildM gibi grnr. Korku ve Titreme'de
( Frgt og Baeno, Fear and Trembling) Kierkegaard, sradan
moralitenin kausal staddlarn ineyen, fakat ilahi bi emre
itat ierisinde olduu iin imann iselliiyle uyuan eylem
tipini irdeler. Ak ki burada Kierkegaad' kafasmda, ila bir
yolla atand vazife olarak grd eye gnderirde
bulunmakla haklkatt,

kendisinin Regine Olsen'le nia


lln bozmas vardr; gerekte ise o, brahim ve shak
hikyesini tart. brahim Tanr'dan olunu kurMn etmesi
emri ar. Bu emi, yalnzca eilie deil, fakat deve de ters
der. Tar, brahim'in sevdii shak'n kurban edilmesini
emreder; gerekten de brahim'in shak' sevmesi, bu olay bir
kurban etme lMine getiren eyin bir paasdr. Fakat brahim
devden de kopmak durumundadr; brahim'in Tanr'ya olan
ia, ciayet bi su deil de kutsal bir edim haline getiebili.
mdi burada en yksek insani bilin ile grnte sama-olan
ilahi mdahalesi arasnda bir yank vardr. Fakat bu noktada f
Kierkegaad ethik-ola ile dinsel-ola arasdaki ayrm izgisini
vgulasa da, baka yerlerde, zellikle Ya 1 Ya da' da ( Enten
Eller, Either 1 Or) dinel-ola ve ethi-ola bibiri ierisinde
eriti ve bunu onlan her ikisini ya da ikincisini "estetik-ola"
diye adlandrd bir kategoriyle kartlatrmak iin yapar.
Estetik hayt. kendi mutluluunden baka hibir kritere saip
olmaya insann haytdr. Bu insan dmanla ac ve daha zel
olarak caskntsd. Ethik hayat, bir kimsenin kendi lehine
hibir istisnay kabQl etmeyen devin, moral standadlarn
hayatdr. Anca uygun duygular srd srece devam eden ve
daia yeni doyurlaa kaat aa Romatik ak, estetik-ola
karakteristiidir; kanlmaz trden bala ve ykmllkler
taya evlilik ise ethik-olan kaakteristiidir. Ya./ Ya d'da
estetik-olan pozisyonu anonim bir "A"nn evrak ierisinde;
eth-ola pozisyonu ise yal bir ada, Yarg Wilhelm'in
Varoluuluk 15
mektuplar ierisinde sunulur. Bu iki pozisyon bir trl
rastlaamaz, nk ilki, thik-olan ile estetik-ola aasnda
estetik zeminlerden hareketle yagda bulunur ve ikincisi bunla
aasnda ethik zeminlerden haeketle yagda bulunur. Amma
hem estetik-olan hem de ethik-olan tesinde daha yksek bir
dzeyden hibir yarg kteri

var olaa; var olabilecek tek y,
okurn kendi seimidir. Fakat burada bi Ya 1 Ya da okumas
kanlma bir kuku dourur.
nk Kierkegaard bi yada ethik-ola ile estetik-olan
arasndaki seimn nihii olduunu vurgula. Bu sei, kriterler
. taafndan ynlendiilemez, nk kiterlerin bir seimidi.
Fakat br yadan Kierkegard'n bu iki tip hayita ilikin
betimlemeleri ntr deildir. Kierkegaad estetik hayit znde
yle bi hayit olaak resmeder ki, bu hayit ierisinde umutla
.
.
seyiat etmekten alna hazlar va noktasna fiilen ulald
anda yklp gider. Bu yzden estetik hayit, fiilen
gerekletiklerfde hedeflerini yitiren imkinlarla ilikilidir.
Nitekim imkanlar bu olup bitme olmakszn asli fiilen
gerekletiilemeyecek olduklar iin, Kierkegaad en yksek
noktasna varm estetik zihin durumu hakda "younlam
tutkuyla, umutsuzluk ierisinde her eyi hilie dntrmeye
yetecek kadar dialektik gle imkinlar doura hayilgcne
dayal bi isellik" diye yaabiliyordu. Buna ka, ethlk-olan


hedefi gelecekte deil imdi ierisinde.nn-olada deil
fili-olan ierisinde bulunur, yle k ayn pasajda Kierkegaard
ethik-ola "ll ethik grevi kucaklamakta" ola "dingin,
drst, ama sonsuz bi karihlk tutkusu" olarak betimler.
Aslnda, Kierkegaard, "A"y "Yarg Wilelm"den daha zeki
kld srirla belittiinde, bi pozisyonun dierinden daa
jkni edici bir ekilde sunulabilecei yolundaki kansn
istemeyerek de olsa aa vurur. Fakat bu i altemative ilikin
betimler sidece nt terilerle erevelenemekle kalmazlar.
Concluding Unscientic Postscript [Afsluttende uvidenskbelig Efterskrit,
Sonulandrc Bilimd Not -n.], trans. W. Lowre (Pnceton, 1941 ), s.
22.
16 Alasdair Maclntre
Ayn zamanda Kierkegaad'n bir sei1in dierinden daha doru
olabileceini zaman zama aka olumlad da bir vakadr.
Kierkegaard, kimi zaman, yapabileceimiz tek eyin seim
yapmak olduunu yazar; kimi zaan da, yeterince ciddiyede ve
yeterince tutkuyla seim yaparsak, bunun doru alterativi
sememizi garati edeceini yazar. Bylelikle, Kierkegaad, hem
ethik-olan ile estetik-olan arasnda seim yapmak iin hibir
kriter bulunmadn hem de bir alternativin dierine tercih
edilmek durumunda olduunu sylemenin bir anlam tadn
ileri srmek ister. Kierkegard'n ethik-olann tercih edilmek
durumunda olduunu sylediinde ethik bir bak asndan
konutuunu ve seimin kritersiz olduunu sylediinde ise hem
meta-ethik hem de meta-estetik bir bak asndan konutuunu
varsayaak onu tutarszlktan kuraabilirdik. Fakat bunun byle
olduu ak deildi -ve Kierkegaard kendi "bak as"ndan
konutuunda, bunun hakknda deil, kendi motivleri hakknda
konuur-ve Kierkegaad'n bu noktadaki mmkn tutarszl,
her halkarda, hakikatn znellik olduunu savunalarn
tmnn grleri hakknda fiki vermesi gereken bir ikilemin
yalnzca tek bir rei olacaktr. Bu ikilem yledir.
Hakikatn znellik olduuna inanyorsam, hakikat znel
liktir nermesinn inkarna hangi staty vereceim? Bu inka
rtecek argumanlar retirsem, hakikat hakkndaki hakatn
kendilerine bavuru yoluyla aklanabilecei kriterlerin var
olduu grne balanm grnrm. Byle bir durumda ne
arguman ne de kriterler olabilecei zemininde, argumanlar
retmeyi reddedersem, bu sefer de yeterli znel tutkuyla
benimsenen herhangi bir grn, hakikatn znellik olmad da
dahil, hakikat bakmndan baka herhangi bir gr kadar
gvenilir olduu grne balanm grnrm. Kierkegaard bu
kanlmaz ikilemle hibir zama yzlemez ve bunun sonucu
olarak bu ikilemin tuzana dm kalr. Bu ikilemin
kaynaklarnda biri, Kierkegaard'n znel ile nesnel arasndaki
ayrm failin bak as ile eletirenin ya da seyircinin bak
Varoluuluk 17
as arasndaki ayrmla eitlemesinin sonucu ola
katrmalarda yatar.
Kierkegaard, bireyin, yanlgya dmeksizin, dnya ieri
sindeki konumunu taafsz bir seyirciin, ideal ve gayr-i ahsi bir
gzlemciin konumu olarak tasalayamayacan vurgulamaya
ca atar. Birey daia ve zorunlu olaak bir katlmcdr. Byle
olmakla bireyin hayat bir kararlar dizisidir. Estetik, ethik ve
dinsel evreler, bunlardan birini takibeden bireyin tam da yapt
eyi mant gerei kendisii bir dier evreye geie zorlanm
bulaca kadar bantl deildir. Buna karlk, Hegel'in Tin'in
Fenomenolojisi 'nde ve Mantk'ta insan hayatnn ardk evre
lerini betimleme tarz tam da budur. Ve Kierkegaad una ianr
ki, Hegel, bireyi evreni kuran alsal sistem taafndan zmsen
mi olarak betimledii ve filozofu da bu aklsal sistemi zaa
d bir btn olarak gren tarafsz gzlemci olarak betinledii
iin, bunu yapabilir ve yapmaya mecbr kalr. Hem Kierkegaard'
Hegel'in dncesii nasl yorumlad hem de onun dncesine
niin tepki gsterek durumunda kald atr.
Kierkegaard'n Hegel ile ilikisi
KIERKEGAARD iin Hegel olgun yazlarn ve zellikle de
Berlin dnemini Hegel'idir.

Hegelcilik, evreni bir mantksal
. kategoriler kmesiin alm olarak tasalaya bir felsefedir. Bu
kategoriler, mutlak
.
ideann aklsal kendini-gelitirmesi
ierisindeki farkl evreleri temsil ederler. insani tarihteki her
dnem byle bir evrenin cisimlemesidir ve dnce tarihi,
zellikle de felsefe tarihi, kendi aklsal doasn z-bilincine
vaa ideadr. Olup biten hibir ey olumsal ya da keyf deildir,
yeter ki ideann sistematik geliimi balamnda anlalsn ve
Hegelci felsefe bu balarn btnsel aklsal serimlemesidir.
Aklsal arguma her konuda yagtr, nk aklsal-olan ve rcnl
olan akmas birebirdir. Grnte akla meydan okuyun
18 Alasdair Macntre
bireyler bile, akln kurazl yoluyla akln amalarna hizmet
eder hadedir. te bu, Hegel'e gre flozofun gereklii nesnel
bir ekilde ve bir btn olarak zihninde canlandrmaya hagi
. anlamda ykml olduunu ala. Kierkegaad iin bu felsefe
kavram imkanszdr, nk filozof, hakknda konutuu
gerekliin ierisinde oturmaktadr. filozof, zorunlu olarak
tikel, snrl, olumsal bir duru noktasndan konuur; filozofun
hakikatleri, gayr-i ahsi, nesnel veya zorunlu olaaz. Filozof,
hem bir fail olaak hakkda konutuu evrenin ierisinde olup,
hem de evreni bi seyirci olaak kavrayaa. Fakat niin olmas?
Failin duru noktas, ou zaman, evreni mmkn olduunca
tarafsz ve gayr-i ahsi bi ekilde grme bilgelii tayan bir
duru noktasdr. Kendi dolaymsz bakamz hibi zama
aamayacamz, empirik bir olgu sorunu olarak basite
doruluk-ddr. Bunu becerereyen failler, ou kez,
becerebilenlerden daa a baaldr. O hade, szlerinin srada
anlamlarnda alnmasna niyet ettii varsa yldnda Kierke
gad'n syledii ey bu kada ak bir ekilde yal ise, o nasl
olup da bunu sylemeye vard? Bunun yant kesinkes udur:
Kierkegaard'n vakabulerine reddetmeye alt Hegelcilik
habis bir ekilde bulamtr ve Kierkegaard'n "nesnel" ve
"znel" gibi terirleri kullamas Hegelci bir balan dda
kavralr deildi. Fakat Hegelci bir pozisyona saldrak iin
Hegelci vokabuleri dn lmala, Kierkegaad bir tr tersine
evrilmi Hegelcilikle bizzat ili dl hale gelir. Ve b,
vokabuler kada esasa da ilikin bi sorundur. nk Kierke
gad' insan doas kavra, insan deneyiminn eitlilleriin
o pore galerisinde, Tin'in Fenomenolojisi'nde zaten bulunacak
tr. Kierkegaard, hakikatten yabanctam olaak insan, hem
kendisinin dda bir nesnel gereklk ola ve hem de acak kendi
znel iselliini deneyimlerek yoluyla kavrayabilecei bir
hakikat aramaya zorlanm olarak betimlediinde, Hegel'in
"mutsuz bilin" diye adlandrd eye ilikin betimini 2,
kesinlile bilinsiz bir ekilde olsa da, olaast bir sadakatle
2 The Phenomenology of Mind [Tin'in Fenomenolojisi], Kei IV, B.
Varoluuluk 19
teka eder. Kierkegaard'n kalt Hegel rtmesi, sonunda
yle anlalyor ki, bizzat Hegel'in kendisinin felsefenin Hegel
cilie doru geliimindeki bir evre olaak tand bir retiye
dayanr. Kierkegaad kendi dncesinin halis Hristiyanln
dur noktasn ifde ettiine inad ve Hegel de bu sz konusu
kesimde tarihsel olarak Histiyanlkla zdelemi grd
ttma betimlemekte olduu iin, belki de bu akma ac
deildir. Fakat bunun zerinde duraya deer, n bu Hegelci
gr daha sonadan varoluu yaalarda teka ortaya ka ve
varoluu dncenin istikrarszlnn belli bir blmn
anlalr klmaya yardm edebilir.
Hegel'in haeket noktas, aklsallktaki ve bilgideki insani
geliimin basit bir stste eklenme sreci olmadd. O, insani
znenin yabaclama ( Entfremdung 1 alienation) yoluyla
yeniden-birlemeye ( Aneignung) doru yrd bir eliki \
' elikinin amas srecidir. Yabanclama ( alienation) kavram,
isanlan insani toplumsal hayatn ve dncenin rnerini
byle rnler olarak tanmadklar, fakat yanl bir biimde bu
rnlere bamsz bir gi ve gereklik atfettikleri tm
durumla kapsar. Bunlar aslnda bize yakn iken, yabanc gibi
grnrler. Bumn bir rei, insanlarn mora yasa kasnda
takndklar tutumdur. Gerekte, moral yasa insani idealleri ve
norlar ifade eder. O, insanlar taafnda yaplm bir eydir.
Fakat insanlar moral yasay karsnda yarglandklar ve
kendilerine dsal bir nesnel otorite olarak grrler. Bununla
birlikte, aklsal olarak ilerledike, bu tr rnlerin insani
kaakterini tanz ve hakiatn tam bir zmseniine yaatka
daha evvelki yanl bilincimizi ilerlememizdeki zorunlu bir
gurbete-dme (estrangement) ura olarak grebiliriz. Bu
Hegelci kavramlar muazzam bir ekilde etkili olmulardr;
bununla birlite onlar aslen kaygadrla. nk bu kavramlar,
dnyay btnsel bir ekilde aklsal bir sistem olarak gre
imkann, dnyay bireyin hibir rehbere sahip olmad
olumsallk ve keyflik ala olaak grme imkanyla balayp
birletireye alrlar. imdi her iki iman bir anda zihinde
20 Alasdair Macntyre
canladrmaya almak, birinden birinin imkann yok etmektir.
Evreni bizzat bizim yalnzc.a sonlu bir paas olduumuz ve
grmzn de evreni kendisine ilikin zorunlu olaak sonlu
ve ksmi bir gr olduu btnsel bir aklsal sistem olarak
tasadamaya alrsak, o zama tam da bu sebepten dolay
felsefemiz iin herhangi bir tamlk ve ereksellik iddiasn
terketmek zorunda kalrz. Fakat bu durumda sistemi ereksel bir
btn olarak kavram olmayz ve bu yzden de byle bir
sistemin var olduunu ve evrenin byle bir karaktere
sahibolduunu ileri srmek iin hibir zeminimiz olmaz. te
yada, kendimizi Hegelci alamda yabactam ( alienated) \
gurbete-dm ( estranged) olarak tasariaraya altmzda
ise, bu yklemleri, ancak yabanclam ve gurbete-dm
olmama ya da artk yabanctam ve gurbete-dm olmama
nosyonuna bir anlam verebilmemiz kouluyla anlaml
klabiliriz. Y abanclara ve gurbete-dme, Hegelci terimlerde,
olabileceimiz ya da sahibolabileceimiz ya da bilebi/eceimiz
ey ne ise o olmama ya da ona sahibolmama ya da onu bilmeme
olarak tanmlanr. Bundan u ka k, gurbete-dme ve yaban
clama alabilir; bunlar zorunlu olarak son sz olamazla.
Bunlar, gurbete-dmenin aklsal ve sistematik almasna doru
mmkn bir ilerleme ierisinde yalnzca uraklar olabilirler. Bu
yzden, evreni sistematik, aklsal bilgisi imkan ikan ima
eden Hegelci kavramlar benimsersek, byle bir ia
olumlanmasna doru srkleniriz, tpk Hegelci sistemi
olumlarsak, ayn zamanda sonlu bir varlk olarak bu sisteme
sahip olamayacamz olumlamaya srkleneceimiz gibi.
Bu Hegelci kavramlar bundan dolay kaygandrlar, yani onlar
aklsal sistematik bilgi imkann inar etmek ii kullarsak, bu
kavramlarn kullanm yoluyla Hegelci sistem gibi bir eye
doru srkleniriz; oysa ki sistemin kavramlarn ciddi bir
ekilde kullasak, Hgel'in Mantk'ta yapt gibi, sistemin
yalnzca paras olan bizzat kendisi olmak bakda sistemi
kurann sonlu snrlarn inkar etmek suretiyle, sonunda bu
kavramlardan ya vazgemek ya da kanmak zorunda kalrz.
Varoluuluk 21
Ciddi Hegelci, tarih-d bir mutlak gr noktas iddiasna
mecbOr kalr. Hegel, Mant k'ta, ifade etmekte olduu
dncelerin Tanr'nn dnceleri olduunu akladnda, kendi
pozisyonlar, kendisini Kierkegaard' mahkOm edecei her ey
olarak grne karta bir tarzda gelitirir; dier taraftan,
Kierkegaad insanlar hakikate ve ilahi-olana (bunlar aklsal
olmayan seimle kavrama yolu dnda) btnyle yabanc
kldnda, gelitirmekte olduu ey tam da Hegelci ikilemin
teki yadr. Bu yzden, Kierkegaad' ve onun kavramn mias
alanlarn dncesine, Hegelci tarzda sistem-inas giriimine
ilikin temel bir kaygan kazntr.
Bizzat Kierkegaad'n kendisinde bu salnm zaten apaktr. O,
yeminli bir ekilde sistemden yz evirir, fakat aslnda en kat
sistematik dnrlerden biridir. Hegel iin Hristiyanln
yalnzca Hegelci dnyann sylemesine izin verecei eyi
sylemeye icazetli olduu ikayetiyle Hegel'den yaknmasna
ramen, ayn ey bizzat Kierkegaard'n kendisi hakknda da
fazlasyla dorudur. Kierkegaard Hristiyal kendi felsef
grleri erevesinde sunar ve boylece yeminlerle yzevirmek
istedii her ey haline gelir. nk Kierkegaard Hristiyanln
yalnzca moral saldrsnn deil, fakat ayn zamanda intel
lektual saldrsnn da geri pskrtlemez niteliini vurgulamak
ister; ve bunu da Hristiyanln aklsal olarak haklka
rlamayacan gstermek sOretiyle yapar. Bir Hristiyan olmak,
bir sonuca vam olmak deil, fakat bir seim yapm olmaktr.
Fakat tm dinler ve moral inan (hem rakib dinlerin hem de
atheismin inanlar da daiO nihai aklsal haklkardan ayn
lde yoksun olduklar iin, ayrdedici olan, Hristiyanln
temelsizlii deildir. Temelsizlik, Hristiyanla sadece dinsel
ve moral inanla snfnn bir yesi olmak bakmndan aiddir. Bu
iddia, salamlatrlrsa, Hristiyan imana bu imann temelsiz
olduunu kantlamak sOretiyle saldran pheciye verilecek
aklsal bir yat salar. Elbette sala. Baka ne olabilirdi ki? Bu
yzden Kierkegaard'n aguman, Hristiyanln aksi takdirde bir
phecilik anda olacana inanmasn daha da kolaylatrr.
22 Alasdair Macntre
Kierkegaard'n apologya yazariarna duyduu dmanlk,
istediiden tamimen baka olan yazlarnn nesnel etkisini
nleyemez. Ve Kierkegaard'n kaderi genelde bu olmutur. O,
profesrleri ve akademisyenleri kmsedi; ama yala onan
ellerine dt ve balagta esisen niyedendiiden tamamen
baka amala iin kullald.
Bununla birlikte, Kierkegaard'n sadece akademik apolog
yaclaa deil, fakat ayn zamada akademik laikemecilere de
yem olmas arpcdr. Yine bu da kolaylkla anlalabilirdir. Bir
yada, Kierkegaad'n hayat, lbsen'in Brandd resmettii trden
dinsel bir kendini-dramatize-etme hayatndan ibaret olabilir;
fakat te yandan, Kierkegaard'n din tipi dinin ieriini asgaye
indirger, Hristiyanlk isellikten ibarettir; iman valyesi,
dandan bir vergi tahsildan gibi grnr. Bir Hristiyan
olman, isel olarak Tar buzOrunda olmann ne fark vadr?
Kierkegaad'n bu soruya verdii yant, onun merkezi tezinin
kolayca laikletirilmesine izi verir.
Kierkegaard'n rperti Analizi
KIERKEGAARD iin Hristiyanln ieriinin ne olduunu
anlamada oraya kan temel bir glk, onun yapt psikolojik
aaizin kavraabildikleri kadaryla dnyevi olan i durumlarn
analizi olmasdr. rein rperti Kavram 'nda (Begrebet
Angest, The Concept ofDreid) Kierkegaard'n sabit temas ilk
gnahtr; fakat Kierkegaard, bir olgu olarak ilk gnahn
aklanmaya gelmez olduunu kabi eder. Kierkegaard'n
sunduu ey, zgrlk, debi, kader, bireysellik ve hepsinden nce
de rperti gibi kvramlan birbiriyle balatl bir analizidir.
rperi, ta en banda itibaren argumana dahil olur. ("rperi"
<'Dread"> "Angst" evirisidir. Unamuno bunu Franszcaya
"agonie" diye evirdi, Sae ise "angoisse" diye. "Anxiete"nin
Varoluuluk 2
psikoaalizdeki
.
kullanm alama yakn der.)
A
dem dmeden
nce masOmdu. Fakat -"Masumiyet cehalettir." Bir masQmiyet
durumu ierisindeki insan henz "tin olarak belirlenmi"
deildir. (Yani, karakteristik bir ekilde insani farkndala ve
z
e
kaya sahip deildir.) O, san -ve huzOrludur, unun dnda:
insan olabilecei baka birey vadr. Bu baka birey nedir? O

henz mevcOd deildir. Yokluktur. Fakat bu yokluk insana

musallat olur ve rpertiyi retir.

rperti, korku (''e ar")


deildir. Korkuda, diye ileri srer Kierkegaard, daima belirli bir
nesne vad. Bua kan, rpertide bu tr hibir nesne yoktur;
ertini nesnesi yokluktur, "yalnzca teheyi haber verebilen
b
ir yokluk"tur, "zgrln kendi nnde bir imkan olarak
j
rnmesi" ola bir yokluktur. Kierkegaard, yine bir kez d
peri nesnesii "yokluk ola birey" diye betimler.
Buraya kadar, tannabilir bir zihin durumunun dramatik bir
ekilde ikna edici betimiyle ka kayay. Fakat Kierkegaad
bunu kendisinin aka benimsedii ilk gnah temasna k
tutmak iin nasl kullanyor? Kierkegaard, ilk gnahta sz
ettiinde, sadece
A
dem'

en deil, fakat btn insan soyundan sz


etmekte olduunu ne srer. Aslnda unu ne srer ki, "insan bir
.bieydir ve bir birey olmak bakmnda hem kendisidir hem de
bt soydur .... " Fakat bu durumda aklmza hemen u sorular
"

tr: Her bir birey dmek zornda mdr? Gnah masumyetn


tek altemativi midi? Cehaletimizden syrlp da iyi kalamaz
myz? lk gnah hakkndaki anlalmas g derin problemierin
her trlsn son derece sabrla ileyen Kierkegaard, bu dz
Kierkegaard'n "Angst" terimini kullanm, bizim dilimizde aniamca
"korku" ve "kayg" gibi terimlerden ok, "irperti" teriminin belli bir
kullanmna yakndr. nk Kierkegaard'a gre "Angst"n en nemli
k
a
akteristii onun nesnesiz olmas ya da nesnesinin belirsiz olmasdr. Bizi
yoklayan bireyin olduunu hissettiimiz, fakat o eyin ne olduunu
bilemediimiz, yai korktuumuz ya da kaygladmz eyin nesnesini tayin
edemediimiz durmlarda iimizin "Urperdiini" syleriz. "

rerti", bu
kullanmyla, "korku"dan da "kayg"dan da ayrdedilmelidir. Bununla
birlikte, Fransz dilinde "agonie" "can ekime, lm deindeki insann
yaad bunalt" anlamlannda ve "angoisse", "yrek darl, i sknts,
korku, kayg, idaralmas" alamlarnda anmlar tar -n.
24 Alasdair Maclntyre
sorulada yaa bsbtn sabszdr. Bu trden bir soru, "
A
der
gnah ilereseydi ne olurdu?." sorsu haknda Kierkegaad unu
belirtir: "Masum insana byle bir soru sormak asla olamaz,
fakat sulu insan bunu sorduunda gnaha gier; nk o, estetik
rerakyla, bizzat kendisinin dnyaya su getirdiini, masiyeti
su yoluyla yitirdiini rtbas etmek ister." Kierkegaad, John
Calvin'i bu estetik reraka sahip olanlar arasnda saymak
durmunda kalacan muhtemelen bilmiyordu, nk Calvin "si
Adam integer stetisset" (Ader btn kalm olsayd) ne olur
du? sorusu haknda ciddi bir ekilde konumaya hazd. Cavin
ile bu katlk, bu bkknlk verici sorularda onlar kuku deil
isyan alaretleri olarak, problemierin deil gnahlan iaretleri
olarak ele almak suretiyle kaaken Kierkegaard'n nereye kadar
gitmeye hazrlkl olduunu gzler nne serneye hizmet eder
yalnzca. Bu usul, gnah ve rperti nosyonlarnn zgl olaak
dinsel ierii sz konusu olduu lde bombo bir anla
lmazlk duvarna tosladrz anlamna gelir. Geriye kalan,
insanlk durumunun ayrlmaz bi paras olarak rpertiye ilikin
bir analizdir. Bu aalizden neanlamak durmundayz?
Glk urada yatar ki, Kierkegaard rpertiyi son derece zgl
bir duygu olarak almakta aslnda fazlasyla genel bir ey olarak
almaya doru yrr. Kimi zaman rperti, tm dier duygulara
keskin bir ekilde karttr; kimi zaman da tm dier duygular,
rperi formlar olarak anialma tehlikesine derler. Vurgula
nacak olan rperinin arl olduunda, ilk durum sz konusu
olur; rperinin her yerde haz ve narl vurgulaacanda ise
ikincisi. Bylelikle, Kierkegaard hi alalr olmayan bir ekilde
bize, ocuklada rperti "bir macera aay, olaast olaa,
esrarengiz olana duyulan bir susuzluk" formunda bulunduu
haberini verir.

rperinin her yerde haz ve nazr bulunmasnn


sebepleri belki de iki ynldr. Her eyden nce, Kierkegaad,
insan hayatnn tam merkezinde yer alan belli ynler ile rperti
arasnda zorunlu bir balant tesis etmek ister. . zgrlk ve
i zorunlu olarak rpertiyi ierirler ve zgrlk ve imkan
insan varoluunun zorunlu y

nleridir. Bu yzden Kierkegaard',


Varoluuluk 2
ieriside insaniann tm fiili deneyimleriin baraca apriori
bir ereve atar buluruz. Kendi sfatyla bu giriimde hi de kt
bir ey yoktur; yalnz u var ki, Kierkegaardc ereve, rahatsz
edici ve yanl ynlendiici llerde dar bir erevedir.
Kierkegaard'n ne yapmakta olduunu, onun grn
Hume'un grnn kasa koyarak ksmen ortaya serebiiriz:
"Bir insa neeli bir yaradla s8hipse, i iin ya da ortaklk ii
ya da herhagi bir trden elence iin uygundur; o doal olarak
kendini bunlara verir ve din min dnmez. Melankolik ve
hznl ise, durmadan kara kara grlmez dnyann
korkunlukan dlekten ve kendii daha da derin kederlere
batrmaktan baka hibir ey yapmaz." Hume da, Kierkegaard
gibi, dini kavrayla (apprehension) bala. Fakat Hume dini
tikel bir zihin erevesiyle balama isterken, Kierkegaard bu
zihin erevesinin her tarafa 'sinmiliini gsterek ister. Hume
iin mutlu normu oluturan bu dnyann ilerine duyulan nee
dolu ilgi, Kierkegaard iin insanlarn kendi rpertilerini
'kendilerinden gizlemek iin kalktklar umutsuz bir giriimdir.
Bir maske, bir sfret deitirme, bir katr.
Kierkegaard ile Hume arasndaki meseleyi nasl halle
debilirdik? Bu, kesinlikle dpedz empirik bir konu deildir.
htiyac duyacamz ey, bir yanda psikolojik gereklikler ile
dier yanda salt aklsallatrma, -m gibi yapmalar ve suret
deitirmeler arasnda aynm yapmak iin salam bir kriterdir.
Ve bu, imdiye kadar doyurucu bir ekilde hi gerekleti
rilmemi kavramsal bir aratray gerektirir. Bizi Kierke
gaad'n kavramsal psikolojisi hakknda kuku ieriside brakan
da, aka koyulmu herhangi bir kriterden ziyade, byle bir
aratrmann yokluudur. Kierkegaard, i deneyimlerimizi
karakterize etmek iin zorunlu kavrarlara ilikn a priori bir
aklama ile kendi ahsi deneyimini kayda geirme arasnda
huzfrsuz bir ekilde askda kalr. Kierkegaard' aklamasnn
zaaf , bunlarn birinden birine yeterince giremememizdir
.
Kierkegaard'n kiisel hayat, ak olan imkanlara iliki n
hissiyatn sama sapa bir ekilde snrlad; Kierkegaard i nsf
26 Alasdair Macntre
hayatn byk bir ksm hakknda derin bir ekilde caildir.
Onun kendi sfatyla ins.anlkta sz etme istei, kpr kpr bir
kiisel resital olabilecek eyin zerie zoraki bir soyutlama
havas ktrr; tuttuu Gnlkler'in ou kez yaylanm
eserlerinden daha aydntatc olmas rastlant deildir. Fakat
Kierkegaad otobiografinin Sklla's ile a priori genelletir
menin KharObdis'i
*
aanda hemen hemen kaybolup giti ise de,
ayn zamada kuvvetinin bir ksm ta burada topla. nk o,
hem dramatik ola hem de "Herkes"i ilgilendiren bi aniat
suna. zellikle tek tek reklerle ilgilendiinde, en aznda
hem bir ama younluu hem de psikolojik bir igr yetenei
telkin eder. Kierkegaad'n, benim ileri srdm ekliyle,
sistematik dnce karsndaki tutumu bakmndan iki yz
vadr. Bireysel duruma harcad dikkat, Kierkegaard' takbi
lerinden bazlarnn hemen ierisine dt mmkn bir
bayalktan kurtarr. Dolaysyla, Kierkegaad'n temalarnn
bayalatrlmasn ve sahici kullanmn srasyla incelemek
iin vakit harcamaya deer. ikincisinin esasl bir rei
Heidegger'dir; ilkine gz atmak iin ise, sadece Kal Jaspers'e
dnek durumunday.
Jaspers'in Kulland Kierkegaard
KIERKEGAARD'IN metafizik sistem-inasna saldmak iin
kulland kavramlar sonunda onu kkn kazmaya alt
ktlklerin ana drdyse, Kierkegaard, en ad,
istemeyerek kendi kendisinin ya da daa dorusu Hegel'in
kavramlann kurba oldu. Fakat Kal Jaspers ( 1883-[ 1969]) ile
Skdlla ile KharQbdis, Grek mitologyasnda

talya ile Sicilya arasndaki


Messina Boaz'nn iki yakasndaki kayalklarda oturduu dnlen iki
canavardr. Bat dillerinde kullanlan "Skilla ile KharQbdis arasnda
kalmak" medz, iki ynl kaa dmek alamnda "krk katrdan ya da
krk satrdan birni semek"le edeerdir.
Varoluuluk T
birlikte, Kierkegaard'n kavramla tamamen bilinli bir ekide
Kierkegaad'a yabanc giriimlerin hizmetine sokuldu. nk
Japers'in Kierkegaad' ola ilgisi, Kierkegaad'n hbir zama
ilgilenmedii trden problemleri zmeye almakta dodu.
Jaspers, psikatik rahatszlklar snfandnrken bunlar hayata
kar temel tutumlada bantlamaya balayan ve bununla
ezamanl olarak da zama'n felsefesinin bu tr tutumlara
ilikin gr olaak ald eyden -ve ayn zaanda bilimsel
psikologun zihinsel rahatszla ve normal kiilie kar
taknd tutum olarak ald eyden- tatmin olaaya
balayan bir tbbi psikoloji pratisyeniydi. Jaspers, felsefeyi,
evrenin nesnel bir aklaas verme kaygs taya, u ya da bu
Weltanschauung'u
*
aklsallnn tm dierlerine kar
aklanmasyla megul ve dolaysyla tm sornlarn saf akln
tezgahnda halledilebilecei grne balam bir ey olaak
gryordu. Psikolojiyi ise, noral olsun ya da rahatszlk iersin
farkl kiilik tiplerinin kkeninin btnyle determinist,
nedensel aklamasn verme kaygs tayan bir ey olaak
gryordu. Bu her iki aklama da bir ve ayn ihmali paylar ve
her isi de ayn Kierkegadc dzelteyi gerektirir. Her iksiin
de ihmal ettii ey, temel seimdir. Farkl dnya grleri
arasnda seim yapmak durumunda ola biziz, yoksa bu seimi
bizim yerimize akl yapmaz. Dahas, bilimsel psikiatrinin
gznnde bulundurabilecei tek ey olan, bir insann fiilen
olduu ekiyle kiilii hakkndaki inceleme, o insa baka ne
hale gelebileceini ihmal eder ve ayn zaada o insa iin baka
imkanlar karsnda tek bir imkan gerekletiren temel seimleri
de ihmal eder. Dolaysyla Jaspers, empirik ' zat' n (sel/
gerisinde, duru zsel olaak Kierkegaardc ola bir hak 'zat'
. (sel/ tasarlar. Bu otatik 'zat' , bizim iin, Jaspers'in snr
durular diye, korku, sululuk, lm uuru anlar diye
adladrd eyde aa vurolur. nk bu ala, bizi seimin
zorunluluunun bilincine varmaya zorlala. Buraya kada, bu
W eltans chauung: Dnyagr - n.
28 Alasdair Macntre
geliim Kierkegaad'nkine ok da benzemez deildir. Fakat bu
noktadan itibaren, Kierkegaard'n dncesi yalnzca yeni
kullanrlara sokulmakla kalmaz. Daha ziyade, Kierkegaad'a
hala szl haralar denirken, Kierkegaard'n nefret ettii her ey
dnp geri geli.
nk Jaspers'in hem bilim hem de rasyonalist metafizik
kasndaki tutumu Kierkegaad'nden gerekten de taamen
fakldr. Kierkegaad'n sisteme ilikin sahici gvensizlii, her
dnceyi zorunlu bir ekilde fragenter ve tamamlanmam
olarak grmesine yol aar. Jaspers ise, felsefenin valk olmak
bada val kavraa giriimi olabileceine, "kapsayc"
olabileceine inanr. O, adyla sanyla "sistem" diye yalvap
yakarrken, sistematik diye adlandrlmay umursamaz.
Positivism hataldr, nk doa biliminin her eyi ierdiini
dnr. dealism de Gest't alan hakknda ayn lde
totaliter iddialarda bulunur. Fakat her biri kendi grnn
sadece haikatin bir paras olduunu bir kabQI edecek olsun, ite
o zaman daa geni bi sentez ierisinde hepsie yer olur. Hibir
felsef gr, nihai ve tek olma iddiasnda bulunmadka yanl
deildir. Kierkegaad'n keyf, kritersiz seimi yerletidii bu
noktada, Jaspers btn felsefe tarihinin ilgilendii nesnel bir
akn ( transeende nt) gereklik kavramn yenden ieriye buyur
eder. Bu gereklik hakknda Jaspers'in syleyecek neyi var?
Syleyecei eyin baskn kriteri dier filozoflar -fakat
kesinlikle tm dier filozofar deil- arasndaki uzlam
olarak grnr. Felsefe tarihi hakknda son derece seici bir
baktr Jaspers'inki. u aa kadar Kierkegaad taamen geride
kalmtr. "Otantik zat" ("authentik self'), kendisinin seim
edimleriyle tanmlanmaz; onun grevi, salt empirik-olann
tesindeki bir gerekliin iaretlerini yorumlamaktr. Buradaki
anata terimlerden iksi, "haberleme" (" communication") ve
"aknlk"tr ("transefdence"); bunlardan i, baka insanlan
va olduunun bir farkndaln belirtir, ikincisi ise Ta iin
t Geist : Tin. Hegel'in felsefesinin dayand temel manevi ve kavramsal ilke
-n.
Varoluuluk 2
kullanlan bir takma ad olarak grnr. Jaspers'in kendisi bir
Protestan'dr, fakat akn-olan (thetranscendent) hakknda
izdii karakterizasyon, Platonculuk, Y ahOdilik ve Hristiyanlk
aasnda belirsiz-alaml kaacak kadar geneldir. Ama yine de bu
noktada itiraf edilmesi gerekir ki, berak olan herhagi bir
Jaspers aklamas tam da bu sebepten tr zorunlu olarak
sadikatsizdir. Jaspers'in dncesinin byk bir ksm, ifresinin
btnyle zlmesine direnen tumturakl bir Almancayla
yazld iin, benim burada indirgediim trden sofuca
teranelere indirgenemez. stelik, Jaspers, felsefenin niha olaak
antinomilerde, rakib grlerin birbirine muhalif
katlklada kendisini ifade etek zornda olduuna ak bir
ekilde inar. O, tam da Nietzsche'nin dncesi eliik
.nitelilerinden dolay Niet:sche hayrandr . . Dier vaoluu
filozoflar gibi, dncenin formal ynleri konusunda ar
lde ihmalkardr (burada Kierkegaad'n kendisi snrl bir
lde bir istisnadr; Kierkegaard, Trendelenburg'un Aristote
lesi mantk uyalamasn yama bir encisiydi) ve bu yzden
de bir sistem ierisine elikiyi buyur etmenin her trl lafa
icazet verek olduunun ayrda varaz. Beli de ksmen bu
sebeplerden dolaydr ki, Jaspers'in kltel zmlerinin ierii
bu kada botur. Jaspers, oralama, biliselci bir zi ereve
sinin Bat'y batan sona istila ettiini grr; zm, d
toplumsal dnyann reddettii hakikatleri isel olaak zm
semi olan tinsel bir aristokrasidir. Fakat bu iselliin ierii
nedir? Kierkegaad'n sakl iman tm husOsiyetini yitirir.
Kierkegaad'da bile, Tanr JuzOrunda olma duygusunun ne'den
ibaret olduunu kavramak zordur. Fakat bu duyguyu

Trendelenburg, Friedrich Adolf ( 1 802- 1 872): Alman dntr ve flolog.


Aristotelesi dncelerden ha
r
eketle Kant'n ve Hegel'in takipilerine
ynelttii eletirilerle tannmtr. Aristoteles'in Peri ps khe (Rh 'a Ddir)
balkl eserinin Almanca kritik bir edisyonunu da hazrlayan
Trandelenburg'un eserleri arasnda unlar saylabilir: Elementa Logi ces
Aristoteli cae (1 836; Aristoteles 'in Mantk 'nn

geleri ), Die logische Frage


in Hege/s System ( 1 843; Hegel'in Sisteminde Mantk Sorunu), Naturrecht auf
dem Grunde der Ethik (1 860; Ethi k Temelinde Doal Hak ) -n.
30 Alasdair Macntre
dnyevileti.eye ve genelletineye almak, onu buha
laaa uup gitm grektir. Kierkegaad'da, hele zellile
bizAt Hrstiyanla deilsek zmdeki ni ierik yokluunda
kuk duyabiz; Japers'te ise ierk yolou herkesin grecei
eklde oradadr.
Heidegger'in Fenomenolojiye olan Borcu
JASPERS Kierkegaad' bayalatryorsa, Heidegger de
Kierkegaad' halis bir ekilde kullar. Fakat Kierkegaad
Heidegger'i kaynaan da yalzca biri olduu iin buradan
balayaayz. Yalzca Heidegger'in Husserl'in fenomenoloji
s ilikin eletirisiyle balayabilirz. Fenomenolojini kkleri
Fra Brento'nun ( 1838- 1916) eserlernde bulunur. Brentao,
Britya empisistlerinden kaynaaa amc psikoloji
ve daa da zel olaa zihnsel hayAt mekaik bir eklde
ata tek tek bireysel eylerden (Lokeu ideler, Humecu
izienler ve ideler) ibiret olduu grnn bir eletneniydi.
Lke ya d Hue ii bir sav idetern bir yayaa getesidi;
bir duygu ( emotion) bir i olayd ("Tutkula original vaolu
lad" diye yazyordu Hume); irade etme ise isel bir
izlenmdi. Brento'ya gr bu, zihisel hayat blirleyici bir
bileenini, onun intentionalite'sii ihmal eder. Yag verme,
yle ve yle ola ey ha nda yag venedi. Bir ideye ynelik
olaak bir tavr tanmadir. deler daimi bizzat bireyin
ideleridir. Duygula bireye ynelik duyguladr. Bu bieyi,
Brentano, skolastik "intentio" t szcn dn alp,
inentionalit: ynelimselli: bir eye doA ynelmilik hlli. Burada zihnin
idelernin kendi zerlerine kapanm olmayp, hep kendisine yneldikleri,
handa olduklan bireyi ierdikleri katedilmektedir -n.
t intentio: atfetme, ykeme, bir eye ya da bir kimseye ynelik ithimda
bulunma. Bu szeOlUn ve tUrevlern'n felsef anlam yUkOne ve Latince
kullanmdaki eitli alrmlarna teknik adan bir zorlaa gesi
Varoluuluk 31
"intentional nesne" diye adland. Drentao'nun meseleyi
koyma taz, empiisistlerin izdii zihinsel dnya kaateri -
zayonunu kabOl etekte oiduunu, fakat hem empisistlerin
girdiler kataloguna eklemeler yapp (ideler zisel haylt
bicik nii bileenleri deillerdir, yagla da vadr) hem de
onla ideterin zglkleri hakkdai grn geniletekte
olduunu teln eder. Fakat aslda ziinsel dumlaa yapla
intentionalite atf, geleneksel empirisist pozisyondan ok daa
kkten bi kopuun iietidi.
nala, duygula, i6a sadece vuku bula ya da bulmaya
i olaylar deildirler. Onlarn nesneleri vardr ve onla
alalabilir bir ad paasd la; bu adk ierisi
deki balatlar, hep yayaa dmekten doa balatla deil,
faat kurallarn ve kavramlan, sebpterin ve de amalan
balatlad. ("Seni bua inamaya gtren nedir?", "Onunla
niin dagnsn?" ve "Bunu ne iin istyorsu?" sorla nedensel
cevapla gerektirezler.) " lnanlar, duygula (emotions) ve
izOla ok fakl trden kavramsal izila gerektirseler de,
mevcOd olmala mmkjn a mevcOd olma ihtiyAcda olmaya
nesnelere ynelmi, ksmen adla ve betimlern isel kulla
yoluyla tamlam olmala onla hepsi iin orakt. na
yal bir eklde mevcOd saydm birey hakknda olabilir;
duygu, hakknda yanl bifgilendirildiim. bir olayla ilgili
olabilir; irzO nesnenn karakteri hakkdaki yal bir inaca
dayaabilir. Fakat herbir durmda, inac bi ina, duyguyu bir
duygu, arzOyu bir irzO saymak iin, bir nesne olarak tasavvur
edilmek zornda ola birey vardr ve ite bu, Drentano'nun
" intentional nesne"den alad eydi. (Burada " intentional"'
szcnn sradan ngilizce kullamyla hibir alika yoktur.)
B rentao'nun merkezi ilgisi, yarg vereni, inama ve
benzeri eylerin karakterini soruturmakt. O, bu yzden
katmaak iin, ilgili szckler metin ierisinde orijinal olarak verlmitir
--
n.
1 Sd ngilizce kullamnda "intentional", niyete dayal, makadl, kasdi.
bile isteye vb. alamlana
.
gelir.-n.
32 Alasdair Maclntre
kavramsal soruturmalara angaje oldu ve daha sonraki
fenomenolojik yala Wittgenstein ve Ryle gibi flozoflan
kullad kavrasal aaliz yntemlerine ou kez yakn der.
Fakat Drento'nun ikinci temas, fenomenolojiyi tm kavrasal
aalizden ay. hem Wittgenstein hem de Ryle znde
at-Caresian flozofladr, buna karlk Brentano iednk
bilincin ieriklerine zellikle Caesia bir ncelik vermek ister:
burada [iednk bilinte] akla ve kesinlie, Evidenz'e sahip
oluruz. Bu yzden, d dnya zerine yarg veremiz hakknda
kuku ieriside olabiliiz, fakat kendi i 'zat'lamz ( sel
ha nda yag veriyarken hibir kuku duyaayz.
Eond Russed (1858- 1938) Drentao'nun aa temalanda
her ikisini de gelitirdi. Erken dnem yazlanda, Russerl,
matematikteki psikolojizme ka agomala ileri srd; d
sonasda ise, "zleri bilimi" hakknda tamamen olgunlua
erimi bir aklama gelitirdi . Russeri' in mantksal
sortrala hem klkkyaclk hem de genellik bamdan
Drento'nu tesine geer. Fat Russerl, Drentano'nun merkezi
pozisyonlar her ikisini alkoya ve Evidenz'e yapla bavuru,
vasini Russeri'in son yllarn "trascendental fenomeno
loji"side bulur. erken dnem Russeri iin fenomenoloji
kendisii varolusal savlamaya balamaz. Bu fenomenoloji,
vaolula deil zleri; nesneleri deil kavrala aklar. O,
herhagi bir eyin yle yle bir trden olacaksa ne gibi bir ey
olaca syler, fakat bu trden herhagi bi varln var olup
olmad ha nda suskun kal. Ge dnem Russerl'de, bilincin
intentional edirleri ve nesneleri tam da oldukla eyler ise,
bilincin ne olmak zorunda olduunu syleme giriimi
bulunmaktadr. Descares' Cogito ile koyulduu yolda yeni bi
balag yapma giiimi sz konusudur. Russeri'in erken dnem
fenomenolojisi, onu zaten, nesnelerin znn bilin "iin"
nesneler olmak, zihin durumlarna korelativ olmak olduu
retisine gtrt. Sonunda Russerl, dolaysz deneyim
olmaya her eye bilincin intentional nesneleri ola alamlar
tarafndan kurulmu gzyle bakmaya vad. te bu yzden,
Varo/uuluk 33
Drentano'nun intentionalite retisi son derece antisolipsistik
[tekbncilie kart] iken, Husserlci uyalama giderek aa bir
ekilde solipsistik [tekbeci] ya da en azndan Kant bir
uyalaadr, ki burada bilin alglaa dnyay bir ekilde oraya
koya.
Brentao ve Husserl hakkndaki bu son derece eksik ve arpk
aklama, Heidegger'in hem Russeri'den alp kabOlettiklerinden
hem de Husserl'de eletirdiklerinden dolay, herhangi bir
Heidegger tarmas iin zorunlu bir girizgahtr. Heidegger,
Husserl'in ve Descae'n koyduu sorular gerisine gitmeye
alaak yola koyulur. Onlar unu sorulad: "Bilin nasl
olup da bilincin dndaki bi dnyay bilmeye balayabilir?"
Husserl, bilinli zihin durumlarnn soruturolmasnn ve
dnya-ierisinde-bilin'in soruturolmasnn baka baka eyler
olduklar saki akn gibi davramt. Fakat bu doalismin
[ikicilik'in] sebebi ne? Bizi dualistler klan ne? "Ben neyi
bilebili?" sorusuu koya bu "Ben" de ne? ve onun bu soruyu
kayabiesi iin onu hakikati ne olmak zorunda? Heidegger'in
grnde, Descaes yeni bir balang yapma iddiasnda
buluduu ve Husserl fenomenolojin nvarsayms olduunu
iddia ettii halde, bu her iki adam da kendilerinin zihin ve madde,
bilin ve dnya dualismine keif yoluyla ulamakta ziyade t en
batan beri kesin gzyle baarla. Heidegger'in authentik olaak
ilksel ola eyden hareketle sahici bir balag yapma giriimi,
onu yeni bir felsef vokabuler uyduraya ve bu vakabulern daa
evelki teorizasyonun bulac etkisine marOz kalmad iddia
etmeye gtrr. Bu yzden, Heidegger, Caesia soruyu sora
"Ben"e ad verirken, onu en ilksel tarznda dnya-ierisinde-olma
diye, Daein diye, harfiharfine "orada olma" diye adladrr.
Dnya-ierisinde-olma'nn tarz nedir? O, eylere ynelik genel
bir harekettir, nesnelerin eriminin tesine varmadr.
ntentionalite her farkndaln kaakteristiini oluturur. Fakat
dnyay kavrama tarz -ki bilgidir-, ierisinde adm adm
kavramla ina ettiimiz daha genellemi bir eylerin-tesini
kavramada daha az temeldir. Daein'da, insan varoluunda
34 Alasdair Macntyre
sonra, bir kullama sihip olarak, iletler olaak, aalar olarak
kavraa eyleri kavram, yai ele yatan eyler gelir. Bundan
sonra, kullanma direnen, aalamza hizmet edereyecek ola
eylerle karlaz. te bylelikle kategorilerimzi ia ederiz.
Bu yzden sadece tek biri deil, iki felsef gelenek de
saplenilmemek durmundadr; hata, yalzca bilite balamak
ve dnyaya varmak deildir; faat Daein 'n ilsel gerekliini,
neden ve tz kavrala gibi, eyleri dnyasna uyguladmz
trevsel kavramlar araclyla snamak ve ele geirmek de
hatidr. Daein' dnya-ieriside-olma olarak kavraz ya da hi
kavraayz. Fakat Caresian dualism kasdaki bu zafer l afzi
olmatan daha fazla bir anlam tar m? Heidegger'in Sein und
Zeit [ Varlk ve Zman] adl eserindeki (k onu okumayanlan
genel olaak ciiz grdklerinden ok daa iyi bir kitaptr) byk
glk udur: gvenilirlii belkili olan geleneksel felsef
terinoloji kavray, eski bir probleme getirilen bir zmn
yerini tutacak yeni bir szcn icada haddinden fazla izin
verir (bu yeni szck, ou kez, tirelemeyle aylm tek heceli
szcklerin bir terkibidir ve bu yzden de tek bir darbede hem
metafizikiye zg sofistikasyon izlenimi hem de anaokuluna
zg ocuksu basitlikler izlenimi uyandrr). Peki o halde,
Heidegger'in anahtar szcn alrsak, Dasein nedir? Bu
noktada, Heidegger, Kierkegaard okumasn ve ayn zamanda
baka Hristiyan yazariara ilikin okumasn, zellikle de
Augustinus okumasn ii iie soka.
Sein und Zeit 'ta Dasei n Analizi
"DASEIN IST SORGE." Dasein, tasadr, kaygdr. (Sorge, Latin
dilindeki Cura'n bir evirisidir. ) O, . . . -den kayglamaktr.
Fakat kaygmz karakterie eden ey, bizim sonluluumuzdur ve
zaan in-be-in geip gidii ierisinde varlmzn tkenip
bitme tarzdr. Bununla birlikte, sadece imdiki an iin
Varoluuluk 35
varolmayz. nsan varoluu gelecee doru aktr. mkanla
yzyze geliriz ve Angst ile dolarz. te burada Heidegger,
Kierkegaard'n rperti analizini sk bir ekilde takibeder.
Angst'ta ancak u yolla kanabilirim: "nsan"n ( The One )"
(gayr-i ahsilii ifade etmek iin, "ben yle yle yapam"n
yerie gnk kulladaki ''insan yle yle yapar" deyiinden
hareketle Heidegger'in dolama soktuu yeni bir terimdir bu)
insani anoniliinin en aa seviyesine geri ekilmek yoluyla;
gelecekteki gereklii ierisinde kendi vaoluuma elik etmek
yoluyla deil, fakat kendimi baka birimler yannda bir birim
olarak gznne getirmek yoluyla. Angst' ancak u yolla
aabiliri: btnl ierisinde varoluumla yzyze gelmek
yoluyla ve insan vaoluu iin bu, ikan sr olarak kendi
lmm olgusuyla yzyze gelmektir. Hem vicdan hem de
sululuk burada kendi rollerini oynarla, nk vicdan ne olabilir
olduumu ve sululuk da ne olabildii baa bildirir. Daima
leceini bilen biri olarak yaamak yolu dnda, sahte, bezgin ve
tkenmi bir varoluta kaamam. Dolaysyla, "insa" sate
varoluu ile sahici varolu aasnda verilecek bir kararla kar
karya kalrm. Heidegger'in Daein aklamas, rperti
Kavram 'n ve Ya 1 Ya d'nn bir harmadr. Biz ark hakikatn
aahtar olarak seimle deil, ierisinde seimi de kendi yeri
ald sistematik ve sebeplere dayadrlm bir antologyayla
-ya da en azndan byle bir antologyaya ndeyile
yzyzeyiz. Bu ontologya, rperti Kavram 'n ontologyasdr
-Tandnda. Heidegger Tann'nn vaolduunu ak bir ekilde
reddeder deildir. Sadece Tanyoktur, o kada. Bizzat Heidegger,
kendisini bir atheist olduu telkinini infial ierisinde inar
Das Man: Bizim dilimiz, bu kavram, ou kez evirlerinde karlatmz
"Herkes" ya da "Onlar" gibi terimlerden ok "nsan" terimiyle ifade eder.
n bizim dilimiz, genel bir balk altna gayr-i ahsi bu snmay, "onlar
yle yle yapmaz" ya da "herkes yle yle yapar" eklinde deil. "insan
yle yle yapar'' ya da "insan bunu yapmaz" eklinde ifde eder. Bu ifade
ierisindeki kullanmyla "nsan" terimi, Heidegger'in "Das Man" teriminin
hem anlam hem kavram hm kullanm hem de ierik bakmndan
edeerdir -n.
36 Alasdair Macntre
etmitir. Gelgelelim, Augusinus'tan ve Kierkegaard'dan alna
kavralarn tm dnyeviletirilir ve bu dnyeviletirmey le
Heidegger Kerkegaad'n teologyasnn yaatt problemlerden
kendisini ka. Bununla birlikte, Heidegger hem Husserl'den
hem de Kierkegaard'dan miras ald problemlerden kendisini
kuraamayacaktr.
Bu problemlerden ilki, Heidegger'in insann yalzldr.
Benim dnyam ierisinde baka insanlarn vaoluu kesinlikle
kabOl edilir; fakat bakalarnn vaoluunun Dasein kavram'na
temas etmesine izin verilmez. Ama yine de nihai bir ekilde
insani varolu toplumsaldr. Biz, kendimizi baka insanlan
salad aynaimgesinden reniriz. fcadetmediimiz, fakat
renmek durumunda olduumuz bir dil kullanmna gireriz.
Heidegger'in dil teorisi bUunla tutasz deildir; ierisinde bir
suskunluun sylenen bir sz kadar anlaml olabilecei
kalkl anlama baiar zerinde nemle durur Heidegger.
Fakat sahici ve sate varolu aasndaki aynma baka bireylerle
ilikiden hibir ey giez. Ve bu d, sahici varoluun ieriinin
ne olduunu anlamay fazlasyla gletirir. Bu kav,
Kierkegaad'n isellik kavramnn bo olduu tarzda botur.
Saici vaoluu seme ynndeki tutkulu buyruun bu nosyonun
boluuyla balap birletirilmesi, Heideggerci'den alnacak e
andan seilen ve lm zerne kara kara dneyi gerektiren
herhagi bir trden ynergeye bizi hazr klmaldr. Heidegger'in
ksa bi dnem bir Nazi olduuna armamalyz, Sein und
Zeit'tai herhangi bir ey Nasyonal Sosyalizme gtrd iin
deil, fakat Sein und Zeit'ta hibir ey Nasyonal Sosyalizmi
veya herhangi bir baka irasyonalizmi eletirecek bir duru
noktas veremeyecek olduu iin.
kincisi, mantksal ve anthropolojik olarak ilksel nosyon
kavram, Husserl'in dualismi kadar felsef sayltyla ykldr.
Drentao'nun i algya verdii ncelik, Heidegger'in Daein'a
verdii nceliin atasdr. Heidegger, niin baz kavramlarn
ilksel ve niin baka bazln ikincil ve trevsel olduklarn
hibir zaman ak klmaz. Eer o, ilksel kavramlarn olgu
Varoluuluk 37
bakmndan ilk kez (ocuklar olarak ya da ilkel toplumlan
yeleri olarak) kazandrz kavramlar olduklarn iddia
ediyorsa, olgular bada basite hatil grnr. Eer ilk kez
kendi ilksel kavralann kazal olmak zorunda olduunu
iddia ediyorsa, Heidegger'in iddias yalnzca olgularn nda
ta olmakla kalma (nk nasl olur da olmayan ey zorunlu
olabilir?), Heidegger kendi iddias iin hibir arguman da
veremez. Aslda, Sein und Zeit nisbten pek a aguma ierir.
Daha da kts, kukusuz, Heidegger'in insan hayat
aklamasn, bo olmad yerlerde, saydam bir ekilde yal
olasdr. Kerkegaard, zaten rperti nosyonunu genelletirip
yaas g bir ey biline sokmutu; Heideggerci Angst ise
bsbtn kap gider. Ve Heidegger Sare taafnda btnyle
yen kullanlaa koulma olsayd, Heidegger'in nemi ne ise
o olmazd. Bundan dolay, imdi Sartre' a dnmeliyiz. Fakat
Sare' alaak iin, Satre', anlatmakta olduumuz btnsel
taih ierisine yerletirmeliyiz.
Sartre'n Ontologyas
JEAN-PAUL SARTRE, savalar arasnda Fransz aemik
felsefesine pek kt bir ekilde dagas vura Brunschvigci
idealismin ve Bergsoncu uralarn bulank durgun sularda
eitildi. Sartre'n ardarda Heidegger ve Hegel okumalar,
Merleau-Ponty gibi fenomenoloji yaarlann etkisiyle birlikte,
ona bir dizi serven iin malzeme salad; bu servenierin her
birinde, Sae, daha evvelki bi varoluu temay yeniden oraya
ata, fakat o temay dntrecek trden yeni bir balam
ierisinde. Sae, temel ontologyasn Heidegger'den alr. Dnya,
iki varlk trne blnr: "etre-en-soi" (harfiharfine,
Matematik yargy insan dncesinin en yksek biimi sayan ideal i s F nw
fozofu Uon Brnschvicg'in ( 1 869- 1 94) etisi -n.
38 Alasdair Maclntre
"kendinde-varlk") ve "etre-pour-soi" (harfiharfine, "kendisi
iin-varlk"). Bunlardan ilki, eylerin varldr, ikincisi ise
insanlarn. eyler basite vardrla; kendilerinde tadrlar. nsa
varlklar ise tam deildirler; onla gelecee, henz gerek
letirilmemi bir gelecee doru aktrlar. Bu gelecein
boluu, failin seimleri tarafndan doldurulmaldr. Gelec
einin boluuyla karkaya gelen fail, yalnzca Heideggerci
kayglar deil, fakat elemeter bulanty da hisseder. Fakat
Heidegger'den farkllk, bunda daha derindir.
Sae' i roman La Nausee'de [Bu/ant] roma kahraman
Antoine Roquentin varoluun btnsel anlamszlyla kar
karya kalr. Bu anlamszlk, eylerin salt va olmalarnda
ibarettir; eyler, oldukla gibi olmalarnn hibir yeter sebebine
sahip deillerdir. Onlar olumsaldrlar. Samadrlar. Eer
vaolutan anlam karmaya alrsak, zorunlu olarak yala
deriz. Hibir zaman varolmam olabilen bir tutarll
dayata gemi hakknda hikayeler alatrz. O halde, hayata
anlam ve tutarllk (ve onunla birlikte belki de zdeer
<ignity>) kazandran hibir yolu yok mudur? Roquentin'in
yerel galerilerde porrelerini grd burjuva ileri gelenleri gibi
hayatlarmzn anlamszlndan kamaya alabiliriz. Onlar,
insan varoluunu sanki . bu varolu yekpare ve belirlenimli imi
gibi gstererek arptrlar; sanki bu, nceden-varolan rolleri
doldurma meselesi imi gibi, zaten belirlenmi bir z sadece
doldura bir vaolu meselesi imi gibi arptrla. Fakat insann
z, insan varoluundan nce varolmaz. Vaolu, zden nce
gelir. O halde, bir yada umutsuzlukta ve bulantdan ve br
yanda yan

a dmekten kamann herhagi bir yolu var mdr?


L Nause'de sadece bir tek ipucu verilir. Ola k bir saat eseri, bir
ark ya da bir kitap, geometrik formlarn varolduu gibi
varolabilir, olumsallktan kurarabilir. Bu imkana hibir a
anlam verilmez ve Sare'n ne kasdetmi olabileceinin daa da
belirginletirilmesi ii L'Etre et Le Neant'a [ Varlk ve Yokluk]
dnek durmundayz. Hayattaki anlam yokluunun Sartre'n
atheismiyle balantl olduu burada ak hale gelir.
Varoluuluk 39
Tanr nosyonu, kendisiyle-eliiktir, kendinde-varln ve
kendisi-iin-varln imkansz bir harma olan bir varlk
nosyonudur. Seimler yapan ve kararlar veren biri olaak Tar
'kendisi-iin;
,
varolmak zorundadr; tam ve kendie-yeter biri
olaak Ta "kendinde" vaolmak zorundadr._ Tar, bir kiinin
zgrlne ve bir eyin tamlna siibolmak zorundadr. Bu,
Tanr kavramnn hedefe tam isabet eden bir eletirisidir.
Sartre'n terminolojisinden kolayca ekip kartlarak eski
takdir-i ilii problemi olarak koyulabilir: nasl oluyor da
geleneksel Tanr kavram u ithardan kanabiliyor: nasl
olabilir ki, Tann iin ba eylere henz karar verilmemi olmas
zorunlu olsun da ve fakat Ta iin her eye nceden kaar
verilmi olas da zorunlu olsun. Fakat Sare, bir tek atheismin
hakikatini tesis etmekle ilgilenmez. O, daha ziyade, Tar
kavramn, sayesinde insan hayat lye vurup olumsal ve
anlamsz bulduumuz imkansz bir kendine-yeterlik ve
alamllk idealini cisimletirdiini gstermek ister. nsan
hayat, bir yeter sebep, olmakszn olmak duundadr, n
Ta imkanszdr. Ta, insan bo yere ve umutsuzca olmaya
canatt eydir.
Sare'a gre insan doas zsel ierii, o halde, onu henz
blirlenemi bir tasa olduudur. nsan doas, gelecee doru
aktr. O, ierikle doldurolmak durumunda olan intentionalite
formudur. Sartre, aslnda, Russeri'in hantal ve Kant
argumalarla kalkt adm atm, fakat bunu basit savlama
yoluyla yapmtr. Husserl, bilincin intentional formunun
aaliziden bilincin fiiliyatta nasl olduunu veya nasl olmak
zorunda olduunu sylemeye gemek istemiti. Sartre ise,
intentional formun tam da bilincin olduu ey olduunu savla.
Satre, bu haeket noktasn, hem fizyolojik hem de Freudcu
duygu ( emotion) teorilerini eletirek iin kullanr. Duygula
intentional olduklar iin, onlar intentional nesnelerini
gznne getirmek yoluyla aklamak zorundayz. Onlar bir
bilin nesnesi olan birey'e doru ynelmi olaak aklamak
zorndayz. unu yapamayz: aklamaza ya nceki fizyolojik
40 Alasdair Maclntyre
koullar ya da bilind hatralar ve motivleri sokamayz,
nk bunla duygular gibi bilin alanna aid deildirler.
Satre'n resmettii ekliyle insan, o halde, mutlak olarak
fzyoloji yapsnca belilenmemitir. Eylemler, nedenlere saip
olamazla, fakat belirlenmemi seimlerin neticesidirler. nsa
davranda dzenlilikler vadr, nk insan davrann byk
bir blm, L Nausee'dek burjuva kodamanlar gibi sani
boyluboyunca koturmak durumunda olduumuz nceden
belirlenmi kulvarlarasna ele aldmz rutinleri ve rolleri
yaayp gitmekten oluur. Biz, sanki belirlenmiiz gibi
davranz; seimlerimizi sanki kanlmazlarm gibi sunarz.
Byle yapmakla, hem kendimizi hem de bakalan aldatmaya
alrz. Bizler itenliksizlikten suluyuz. tenliksizliin her
yerde hazr ve nazd Sartre'n dnyasna musallat olur.
Cafe'de iiyle uraan garson bir rol oynamaktadr -gason rol.
Szde ayartcsnn niyetlerini kendisine itiraf etmeyi reddeden
ve yaptklan bir dizi eyleq olarak deil, bir dizi olup bitme
-ki burada herbir episod onun kendi ynnden herhagi bir
sorumluluk dourmakszn bir sonrakine doru aka- olarak
alan kz da, paradigmatik bir itenliksizlik rei olarak sunulur.
tenliksizlik ylesine geni bir alana yaylmtr ki, "acte
gratuit" kavramnn, yani itenliksiz olmayan eylem kavra
nn ieriini alaak gtr. Gerekten de, Satre'n L'Age d
Raison (Akl a ) balkl romanlar dizisinde ba kahrama
Mathieu, umutsuz bi belirsiz-anlamllkla hakiaten kendisinin
olabilecek bir edim imkan peinde koar durur; 1940'ta
Almalaa kar umutsuz bir son direni ierisinde ldnde,
Mathieu'nn bunu baarp baarmad aklktan yoksun kalr.
Ve romandaki bu belirsiz-anlamllk, kavramn belirsiz
anlamllnn zorunlu bir sonucu olarak grnr. nk bir
yandan, Sartre, itenliksizlii insan hayatnn lavedilmesi
gereken tamamen olumsal bir ehresi olarak ele alr grnr;
gerekten de, bizi onda caydrmay ister. Fakat bu kavram
act e gratuit : herhangi bir dsal nedene yaslanmadan, babo bir ekilde, yani
Sartre'n anlad anlamda "zgr" bir ekilde gerekletiilen eylem -n.
Varoluuluk 41
toplumsal olarak tannm ya da tannabilir herhangi bir rol
yaaa kavramyla biraraya_ getirmesi, itenliksizlii hemen
he insin hayatn zorunlu bir ehesi biline dntrr. Ve
b d La Nausee'n retileriyle taamen tutarldr; eer insin
vaoluunun gereklii alamsz, sreksiz ve tutarsz olmak ise,
o hade herhangi bir tutarl hayat ya da eylem tarz zorunlu
olarak bir arptmadr. Eer bu gereklikle karkarya
geldiimizde zornlu olarak kaygya ve bulatya kaplacaksak,
atmaya geri ekile, insin hayatn merkezi ve kaateristik
bir ehesi haline gelecekti. Sartre'n problemi, tam da bunu
kabOl etmeyi istememesidir. Sae bizi bundan kurtarak ister.
Kurtulu modeli, Sare'n yalarnda ar a oraya ka ve
oraya ktnda ise Hegel' ve Kierkegaard'n byleyici bir
bileimi olur.
Sartre'n nsan likileri Betimi
HEGEL, bir insani iliki modeli veren ilk kii olarak sahneye
kar. Sarre, Hegel'in Tin'in Fenomenolojisi'ndeki u szn
byk bir ciddiyede ele al: "z-bilin, bi baka z-bilin ii
vaolduu lde ve varolduunda tr, kendinde ve kendisi
iin vaolur; yani o, ancak kabOledilmi ve tannm olmakla
vardr. " Bylelikle Sarre, Heideggerci insann yalnzlndan
kopa. Daas, Hegel'den Fenomenoloji 'nin ayn blmndeki
efendi ve kle dialektiini alr ve bu dialektii bir psikoloji
kurmak iin kullanr -bu psikolojide, insilar arasnda ak
daima efendilik-etme ya da efendilik-edilme bilinde arptlr.
Sartre, benim bir zne olmam (kendim iin zorunlu olarak
olduum ey) ile benim bir nesne olmam (bakalar iin zornlu
olarak olduum ey) aasnda niha bir aynm grd iin bunu
yapabilir. Sarre, kendisine baklm olmak yoluyla bir nesneye
dntrlmenin ne olduuna ilikin byleyici bir fenome
nolojik analiz yapar. Eer ben baka birini ba bir nesnesi
42 Alasdair Maclntyre
klasam, onu, zorunlulula, u ada benim iin bi nesne ola bi
ey olarak alrm; byle yapmakla da, kendimi ona zorla
dayatm. Ben, ak deil, fakat sadismi grne kam. Bu
durumu dzeltmek iin kendimi bakas baknn bi nesnesi
klmaya alsa, ak imkfu ayn lde yok ederim, nk
imdi de bu imkann yerine masochismi geiririm. Sadism ve
masochism dngsne hapsolup kalm isek, hagi k yolu var
olabilir? Sartre bir k yolu imkann bi ipucunu suna, fakat
L'Etre et Le Neant'da onun neye benzer olaca hibir zama
tesbit etmez. O, Kierkegaardc kurulu kadar ieriksiz kalr. Ya
da hi deilse, ancak Sartre yzn ethik'e ve sosyolojiye
evirdiinde ierik k.
L'Etre et Le Neant 'da insan zgrl hakknda sylenen ey
belisiz-anlamldr. zgrlk bir yktr. "Biz zgr olmaya
mahmuz." 1 940'ta sona bir Alman esir kampnda ve daha
sona da Frasz Dieniinde geirdii sre boyuca, Sae, youn
bir ciddiyetle demokasiden yana bir yaar olmaya kaar verdi.
Satre' insan doasnda asli ola zgrl politik zgrlkle
balayp biletime giiimi, o gnden bu gne uznan byk bi
uratr. Savatan sonra yazd ksa bir denemede
(L'Existentialisme est un Humanisme [Varoluuluk bir
nsnclktr]), Sartre,. tm moral ilkelerin bireyin seimine
dayandn; moralitenin hibi nesnel temeli olmadn ileri
srd. Eer bir dnceyi moral adan ia edici olarak
alyorsam, bunun nedeni, onu ika edici olaak dnmeyi semi
olmad. Bu tr seimleri yneten hibir kriter yoktur ve hibir
kriter olamaz; nk bizim temel seimlerimiz, kiteriere
ilikin seimlerdir. Nesnelci ahlak teorilerine inananlar
itenliksiz insanlan bir baka rneidirler; onla, aslda
kendilerine aid ola kararlan sorumluluunu kaydrp baka
birine ya da baka bi eye aktarmak isterler. Bununla bilikte,
eer seim yaparsa, u tikel biey olarak kendisi iin deil, fakat
herhagi bi insan olaak kendisi .iin yasa koymaya alan biri
olarak seim yapam. Kendimi semi olduum bi tmel ilke
altna koyarm. Bunu yaparken, kendimi herkes iin yaakoyucu
Varoluuluk 43
olaak grek durmunda olurum ve seimimin uygulann
benzer bir ekilde seim yapacak bakalarnn zgrlne
tecavz etmeyeceim eylen formlaryla snrlamak durumunda
olurum. Moral seimin tmel formu, moralite iin bir ierik
belirler: herkesin zgrlne sayg gster. Tpk apkadan
tava karr gibi moral formdan elabukluuyla moral ieriin
bu kani kukusuz Kat' sadece amsata bir ey olmaktan
daha tededir; ve Kant tezin tabi tutulduu eletirilerin
tmn zerine eker. Herhagi bir moral yargnn, ola ki moral
diye nitelenek iin, daima "bu koullardaki herhangi bir kimse
. . . -maldr" eklindeki gayr-i ahsilik formunda olmak zorunda
olduu geerli olsa bile, benim yarglarn herkesin
zgrlne saygy huyuracak trden bi ierie sahip olmak
zorunda olduu bundan niin ksn? "nsan, baka snflan
zgrl pahasna olsa bile, mlkiyet sahibi snflarn
zgrlne daima sayg gsterelidir" yags, aslnda pek ok
politia teorisyeni tarafnda ileri srlm ola mkemmel bir
ekilde tutarl ve anJalr bir yargdr. Demokratik ideal,
varoluu ncllerden hareketle kasanamaz.
Sae, daha sonraki yazlanda bu noktada bulank kalmay
srdrr. Fakat o, hem ne'de kurtalacamz hem de kendimizi
nasl kacamz ha nda ok daha ak bi aklaa verr. Bu
aklama, Sare'n kendini yeni yeni duyuran Marxisminde kk
sala; Sartre ile ortodoks Marxstler arasnda, savan hemen
sonrasnda cereyan eden felsef tartmalar hatriayanlara
atc gelen bir Maxisdir bu. 1 946 ylnn Sartre', insaa
her nedensel belirlenimden muaf olaak, seimlerinde koulsuz
ve snrsz bir ekilde igr olarak sunar. Bir Marxst olaak
Piere Naville, Sartre' insanla doadan bsbtn ayrmaya
almakla ve "eyleri kmseyi"le sulad. Lukacs, Sartre'n
zgrlk kavramnn insan doasnn zorunlu ve zsel bir
karakterini deil, fakat daha ziyade kksz burjuva
intellektualinin bugne zg kararszln resmettiini ileri
srd. Sartre'n bir ok meselede Fransz Komunist Partisiyle
politik fikirbirlii, hibir zama onu felsef polemikten bak
4 Alasdair Maclntre
klmad. Dolaysyla Sarre kendisini bir Marxis diye
adladrdda, ne dzeyde bir volte1ace sulusudur? Sadece en
yzeysel dzeyde. Sei yapmak mecbOyetinde olan Saec
birey, Kierkegaard'n bireyinin dnyeviletirilmi bir uyarla
masdr, ki Kierkegaard'n bireyi de muhtemelen t!rihin
dialektiinin dna ykseltilmi Hegel'in mutsuz bilincidir.
stelik, Sartrec birey bakalaryla ilikiye girdiide, bu
ilikisinin modelleri, daha nce belirttiim gibi, Hegel'in
mutsuz bilincin yabactamas aklamasndan aln. Fakat
yabaclama kavra bu kavran Hegelci balama bnzer
bireyleri ima etmeksizin kullanmak gtr ve muhtemelen
imkanszdr. Sartec insmn amaz, ou kez, tm insm
doasnn zornlu amaz olarak sunulur; fakat Sartre'n
btimleri, insm hayat tek bir forunun olumsal ehrelerinin,
oradan kaldrlabilecek ehrelerin betimleri olmaya doru
falasyla kolay bir ekilde kayala. Bu yzden, Sae, Critique
de la Raison Dialectique-te [Dialektik Akln Eletirisi ]
itenliksizliin ve genelde kt isin ilikilerinin snfara
blnm ve zellike de kapitalist toplumun hayatna iid
olduunu belirten bir forulasyonla kmesi suna.
Bununla birlikte, durumumuzu betimlemenin aahtar ifadesi
artk "itenliksizlik" deildir; "sraya-dizilme"dir. Biz,
toplumumuzun rutinleri ve katlklar taafndan sraya dizi
liriz: sraya-dizilmenin mkemmel rei, bir sra ierisinde
yalnzca bir bim olaca ekilde gznne getirilen bir kuyra
girmi yedir. Sraya-dizilme, (inenmesi lm cezasn
gerektiren bir kurala balanmayla birbirine kenetlenmi)
disiplinli birlii sayesinde yeni bir toplum formuna zorla
gtreek bir gp tarafdan alacaktr. Sare'n Critique'tek
politi bilim-kurgusu pek de dikate demez; gerek bi ilgi
uyandra ey, zgrlk ve etkinlik nosyonlarn teorik
kavrala olaak ciddiye ala bir sosyoloji kurma giriimidir.
Max'ta Sae' cezbden ey, t da "nsf kendi ti yapa,
volte1ace: dneklik -n.
Varoluuluk 45
faat .... " nosyonudur. Onu daha sonraki Maxismde rihatsz een
ey ise ekonomik deterismin mekanik kullamd. Fakat
Sare'n sosyolojisi olgulaa tahammlszln elinden ok
ke ve b sosyolojin yada bamaz gerken yaa i
yn vardr.
Bunlada ilki, Sae'n u genel iddiasdr: vaoluuluk ve
Marxism, birbirine kart deil, birbiini taiaycd.
Sarre'n ileri srd formda bu iddii kukuludur, n
Sae' yapmak istedi'i btn ey, varoluuluu Maxist iin
bieysel insai vaolua ekieniveren tikelliin, olumsall ve
seme gcnn hatrlatc bir iareti haline getirmektir, aksi
tadirde Marxist falasyla .a priori , fazlasyla kat, falasyla
determinist olacakt. Faat Sare deterinism zerie yapla
tartmalarda sz konusu olan kavramsal ya da olgusal
husOslarla hibir zaman gerei gibi penelemedii iin,
sylediklerinin deerini birek gtr. Sae, Flaubr'i ci
impaatorluk'un toplumsal bir ne indigeme giiimleriyle
elenir, fakat elden geirilip yenilenmi bir Saec Maxis'in
Flaubrt hada ne syleyecein yeteri derecede sylemez.
Daas, Sae, eserinde ayrm yapmay en fazla gerektren eyleri,
kavramsal-ola ve empirik-ola hibir zaa aya. Erken
dnem Sarre, kendi sfatyla insi vaoluuna, hemen hemen
kanlmaz sonucu itenliksizlik ola bir zgrlk ve bir
olumsallk atfetti. Faat itenliksizlik nlenemez grnse de,
Sartre, itenliksizliin n kadar yaygn olduuna ilikin
iddialarn empirik genellereye hibir zama dayadra
grnr. Son dnem Sae, bizi yaguz ola sya-dizilmeyi
insan varoluunun kendi sfatyla ins!na deil, burjuva
toplumuna iid ola olumsal ehrelerine atfeder. Fakat bir kez
d Sare, savlan empirik genellemelerden deil de, daa
zyae kavrasal irdelemelerden kar gibidi. Hem erken hem
de son dnem yazlada, Satre'n bol bol verdii ayrntl
rekler, gzler nne serdii iddia edilen kavramla yeterli
ala aaliz etmedii iin zaar grr. Buradaki gl
zek ipucu, belki de Sare'n romanlada ve oyunlanda
46 Alasdair Maclntre
yata. Sartre'n verdii .rekler ou kez kk apl hayalgc
eserleri olma eilimi tarlar, belki de felsef argumanlarn
romadaki ve oyunladaki husOslarn izahla olarak ele alnmas
bunun tam tersinin yaplmasnda ok daha iyidir. O zaman,
rekler felsef yazlarn ekirdei olarak grnrd; ve bu da,
daimi bir varoluu temann, soyutlamaya kart olarak
somutluk temasnn reini .tekil ederdi. En anda Fransa'da,
varoluuluk, hereyden nce edebi bir hayalgcn
ekillendirmi ve edebi bir moda keyfi veritir. Burada yalnzca
Sarre deil, fakat Caus ve Maeel de tam yerini bulur.
Bayalatrclar: Camus ve Mareel
Niin

intihar etmeyeyim? Camus'nn felsef denemesi Sisyphos


Miti bu soruyla ve bunun tm felsef sorular arasnda en
merkezi soru olduu iddiasyla balar. Fakat geleneksel
felsefenin ya bu iddiay deerlendirmek ya da bu soruyu
yantlamak iin ne sr olabilecei herhangi bir iddia,
alelacele savuturulur. Aristoteles'ten alnan bir ka cmle
yanl okunur, geleneksel rasyonalismin iddialar reddeditr ve
Don Jua, Kafa ve Dostoievski kadar birbirinden deiik
karakterler salneyi doldurur. Camus'nn argumannn z
basittir: insan hayat yabanc bir evren karsdadr. nsan
hayatnn deerlerinin hibir salam zemini yoktur. Ve insan
hayatnn anlam ite orada yata. nsan abasnn anlamn ne
yanl temellendirilmi umutlara kaplada ne de bu tr
umutlar devriJip gittii iin umutsuzlua kaplada buluruz.
Sama-olan dnyasyla kaarya kalrz, burada olumsallk
hkm srer ve hibir yeter sebep yoktur. Ve moder dnyada,
bunu yapan ve geleneksel rasyonalismin dini ya da din-kart
sate avuntulandan maOm kalm insan sama insadr. Bu
insan, Dostoievski'nin karakterleri arasndadr, Kafka'nn
kahramandr, Camus'nn romanlarnda incelenir. Aslnda
Varoluuluk 47
Camus'nn romala felsef yalarnda ok daha ilgi ekcidir;
fakat bu romanlar, Camus'nn fikirlerinin vaoluu rsnn
nasl olup da rtden daha fala bir ey olmad apa bir
ekilde sergilerler. Bu fikirlerio kendileri eski ve tadktrla.
nk Camus aslnda Aydnlanma'nn bir mirassdr, eski
moda bir atheisttir, fakat ok zaan nce bozguna uratld
iin theismin ar ba dma olamayaca bir konum ierisinde
yaa eski-moda bir atheisttir. Bu yzden Caus yeni bir ereve
ierisinde eski problemlerle megul olur: atheisti kudsiyetin ve
erdemin doas (La fes te . [ Veba] ve La C hute [D]) ve
Aydnlanma'dan bu yana dine ve tiranla bakaldan
deerlerini mutlaklatrmaktan ve tanrlatrmaktan doan
tehlikeler (L'Homme Revo/te [Bakldran nsan]).
Eer Camus varoluu vakabulerinin gerisinde basmakalp bir
atheist ise, Gabriel Mareel de kendi varoluu vakabulerinin
gerisinde basmakalp bir theisttir. Aslnda Marcel, Sare'n
atheismiyle mnakaaya zorlamam olsayd pek de bi varo
luu saylmayacakt. Marcel, kken itibayla Royce'un kiisl
idealisminin bi mridiydi ve umut ve umutsuzluk gibi durum
lar hakknda yapt fenomenolojik analizler Husserl'e pek a ey
borludur. Mareel'in meguliyederi Karl Jaspers'inkilere benzer
olmutur, her ne kadar felsefesi ciddi bir ekilde atisistematik
olduu iin hibir zama bir sistem kurmam olsa da. Macel,
problemler diye adlandrd eyler ile srlar diye adladrd
eyler arasnda ayrm yapar. Problemler doa bilimlerinin
kaakteristiidirler; onar, kendileri hakkda nesnel olabilecei
miz ve kiisel varoluumuzun dnda olan meselelere
ilikindirler. Tm verileri biaaya getirebilir ve kesin bir zm
sunabiliriz. Srlar ise, bizzat bizim problemin bir parasn
oluturduumuz ve ayr duramayacamz ve nesnel olama
yacamz kafakarklklardr. Burada hibir kesin zm
Josiah Royce (1 855- 1 91 6): Akla kart olarak bireysellik ve iride zerine
koyduu vurguyla 20. yy. A.B.D.'sinn felsef dncesini dernden etkileyen
ve en yksek iyi'ye "kiinin kendisini bir amaca isteyerek ve tam olarak
adamasyla ulalabilece"ni ileri sren A.B.D.'Ii idealist flozof.
48 Alasdair Macntre
ola ve bu yzden de slaa uyulan bi ilginin kaakterize
ettii felsefe ve di, problem-zme etknlikleri deildi.
En azda dikkati vaoluu felsefeni byk bi ksmnn
paylat bir sayltda odaklad iin Mareel'in bu yn
anlmaya deer. Varoluular tarafndan ou kez ne
srlmtr ki, insin hayat karateriyle ilgili veya daa zel
olaa kendinin-bilgisiyle igili ola problemler, hibir nesnel
aguma veya tama kaldaayacak problemlerdi. Bu, belki
de ksmen, kendini-bilgisine ulamada nesnel olmaya alma
problemi (gerek aa felsef olmaya bi problem) ile kendinin
bilgisi kavra analiz etmede veya kendinin-bilgisi hak nda
konumada nenel olmaya alma problemi (ki bu, hi de zel bir
problem deildi) aaspdaki bir katada ileri geli. Fakat
ayn zaada belki de daa orodoks filozoflan bu problem
hak nda son derece layetsiz bir eklde tama taznda ileri
geli. Zn felsefesideki bu noktada Catesianism eletisiin
hibir doldurma giriiminde bulunmad gerek bir boluk
vadr. Ve genelde, analitik filozoflarn ayak basmay
bceremedii yerlere vaoluula rler.
Theotojik Varoluuluk
Ba theologlarn vaoluulukla ilikisi, Camus'nnkinden ve
Maeel'nkinden ok daha skdr. sm, eer bizzat Kierke
gaad' kendisinden yola kasa, derhal Karl Barth'a gemeye
mecbO kal; Kal Barh' Romal/ara Mektup zerine yapt
yorm (1918), St. Paul'u aydlatmak iin Kierkegaad' temel
seim kavran ve Kierkegaad'n psikolojik aalizlerinden
bazlarn kullanr. Barh, burada, sadece aka saldrata
olduu liberal neo-Kat Protesta theologyadan deil, fakat
savunmata olduunu itiaf . ettii neo-Calvinismden bile bir
kopuu bli. nk Calvin, inaa verecei pek ok kah
bulunduunu grecek olsayd bile, kah vereyi Ta'nn
Varoluuluk 49
varolduu hakikatini bilmeye balama yolumuz olarak
dnmeyecekti. Buunla bilite, Ba, her eyi ka vereye
bal kldnda, verdiimiz kaa yoluyla gidiimiz Hrisliya
inancnn ieriine ilikin beliminde en azndan geleneksel
Potesta (ve Katolik) orodoksiye sadktr. Bir flozof olduu
lde, Bath vaoluu bir flozoftr, fakat Bath' bir filozof
olaak kaaterize etek bl de bir hata olur, nk Barh sei
min zornluluunu Paulc Hristiyanl doasda sa ve
Romal/ara Mektup zerine yapt yormda felsef agomalar
kullansa bile, daha sonralar kendisi bunu yapma usOl
hakknda kukular ifide edecekti. Tepeden ta Heideggerci bir
vaoluu ola Rudolf Bulta 'da dur taamen bakadr.
Bultman, Yeni Ahid'in mesajnn mitolojiden adlma
ihtiyac ierisinde olduuna inaa bi Yeni Ahid bilginiydi.
Yeni Ahid'in mesaj mitolojiklir, nk vaolusal bi mesaj,
Daein 'la ilgili bir mesaj saki bir kozmolojiymi gibi suna.
Yeni Ahid'in bilimselli-ncesi kozmolojisi ieri bamnda
Gnostitir: bu kozmoloji, evreni ve yeryzndek isi bir
yada Ta ile dier yanda k gleri aasnda t orada
asl kald kalmal bir yk resmeder. Bu kozmoloji zsel
olarak syleomekle olan eyi gizler, ki o da udur: sa'nn
kiiliide, insia, hayatmzn snrlayla yzleliimiz ve
daha zel olarak lnmzle yzleliimiz authentik isani
vaolu ile Angst'la ve Sorge'yle yzlemeyi reddetme tuzana
dtmz authentik-olmayan bir varolu arasda seim
yamaya arlrla. Bultman'a gre sa'nn Heidegger'in erken
ve kosOrlu bir nhabercisi olduu telknine direnmek gtr.
Bultma' kendisi bunu ia ederdi. Bultan, kendi grn
aynk bir ekilde Hristiya kla eyin authenti-olmaya vao
lutan authentik varolua geii kendi gcmzle gerekle
tiremeyeceiiz iddiis olduunu ileri srerdi. Fakat bu noktada
aktr ki, Bulta, bunun iin zorunlu olan gc basite kaira
dayal bir seim yoluyla kazanabileceimize inar. Bunda
dolay, Bultma 'n ia edip de Heidegger'in yapabileceimizi
ne srd eyin ne olduunu grek gtr. En ada oras
50 Alasdair Macntre
aktr ki, Bultman, Heidegger'i savunmasz kald ya da hi
deilse Se in und Zeit 'n He
.
idegger'iin savunmasz kald her
eletiriye kar savasz kalr.
V aroluu ballnn ayrntsnda Bultman'n belki de ei
benzeri yoktur. Baka teologyalarn ou vaoluu vokabuleri
yamalad veya vaoluuluktaki belli eilimlerin karakteristii
olan ayrmlan ya da kavramlar-kullad. Burada belli theologya
tipleri, zel olarak belki de Paul Tillich' inki ile Heidegger'in
sava-sonras yazlarnda ontelogyay ihya edii aasnda kurla
akrabalk zellikle t!Uihsizdir. Bu yazlarda Heidegger
Daein 'd Sein'a geer; o, esiz bir ekilde kendisine aid olakla
birlikte Sarre'da, Kierkegaad'da ve baka yerlerde mevctd olan
kavramlan kullaan kssal ve muamma ama geniletilmi bir
varlk aklamas meydana getirir. Bu yzden, yzyze geldii
miz kankln kklerini anlamak ve tek tek varoluu serimle
relerin ayrntlaryla haddinden fazla oyalanmakta kanak
iin, varoluu yaznda genellikle grndkleri eklyle valk ve
vaolu temalan icelerek bu noktada belki daha iyi olur.
Varoluu Temalar
VARLIK VE VAROLU
A. J. Ayer, "var olmak" fiilinin basit yanl kullanmndan
tr Sare'a kmtr. Pek dorudur ki, Sarre, Heidegger ve
bakala hepsi birden "varlk" ve "yokluk"u sanki kendilerine
atfedilen yklemlere saip olabilen konularn adlanym gibi
kullala. (Buradaki hata, yoldaki habereiyi hikimse geseydi
buraya i vaa hikimse olas gerekirdi diye dnen Alice'in
dnyasndai Krmz ah'n hatasdr.) uras da dorudur ki,
onla, sanki varlk, varoluun ve varolmay kendisinn trleri
olduu bir cins imi gibi yazar. Fakat bu hatalarn basit bir
katrmaya dayand doru deildir. Bu hatalar derin bir
Varoluuluk 51
kartrmadan doarlar. Vaolu hakndaki temel varoluu
kartrma, belki de bir anda haddinden fazla ey sylemeye
almaktan doar. Vaoluu, varoluun kavramlarla kavrana
mayacan, kavramlatay savuturduunu ne srdnde,
ou kez bu noktay Kierkegaard'n yapt gibi rhetorik bir
ekilde dile getirir: "Filozoflarn Gereklik hakknda
syledikleri ey, ou kez, bir dkkan penceresinde grdnz
stnde unlarn yad bir tabeta kadar hayalcd: Burada
t yaplr. Eer elbiseterinizi alp da tlenmesi iin buraya
getirseydiniz, sizi enayi yerine koyalad; nk burada s
tabela satlmaktadr."3 Filozoflarn gereklikle deil de
kavramlarla ilgilendikleri husisu, zorunlu olarak belirsiz
anlamld. n "gerek" ("real") bir sfat olarak pekala i
grr, fakat "gereklik" ("reality") bir ad olaak pek kt bir
ekilde i grr. "Gerek" alaml bir ekilde kullanldnda
daima baka bir eyle kartlk ierisindedir ve "gerek"in
anlaca yaratt etki kat klnmalta olduu eye gre deiir.
nsan, Madame Tussaud Mzsinde , balmumunda yaplm bir
modelden ziyade, gerek bir polis arayabilir. Bir agumada, bir
kural kasnda istisna olduu iddia edilen eyin gerek mi
-yoksa sadece zahiri mi-olduunu sorabil. Va Meegeren'int
eserine bakarken, gerek bir V ermeer'i 1 bir sahteden nasl
ayrabileceini sorabilir. imdi "gerek"i bu tr herhangi bir
balamda ayn ve bir ada dntrn; bu durumda elinizde
herhagi bir ak anla kalmaz. Varoluula gerekliin ya da
varoluun tam olarak kavramsallatrlamayaca iddiasna
vermeye niyetli grndkleri anlamlar arasnda en az ikisini
seip saptayabiliriz.
3 Either 1 Or [Enten-EIIer, Ya 1 Ya d] , Diapsalmata.
Marie Tussaud ( 1 761 - 1 850), Londra'da balmumundan figrlerin yer ald
Madame Tussaud Mzesi'nn Frinsz asll kurcusudur ,n.

t Asl ad Henricus Antonius van Meegeren olan Han va Meegeren (1 889-
1947), Vereer de dahil byk ustalaa atfederek yapp satt baarl s:hte
resimlerle tannan Hollandah ressa -n.
'
1 Johannes Vereer adyla da tanan Jan Vereer ( 1 632- 1 675), Felemenk
-resim ekolnn en baarl ve nl temsilcileri arasnda sayl -n.
52 Alasdair Macntre
Bunlardan ilki, insin vaoluunun kavramsallatrmay
eyleri vaoluunu yapmad bi ekilde savuturduu tezidir.
Bununla kasdedien, blki de bizim eylere ilikn kaakterias
yonlaz ta ya da eksi, dou ya da yanl, tauygun ya da
tauygunlukta yoksun olduudur: eyin betimini bizzat eyin
kendisiyle denkletirir dururz ve bunun da bir sonu yoktur.
Fakat insinla sz konusu olduunda, onlan nasl kaakterize
ettiimiz ve yaptmz kaakterizasyonlan tauygun oluu ya
da olmay, ksmen onlarn kendilerini nasl karakterize
ettiklerine bamldr. Daas, bir eyi betimlememizin tarz,
biziti, eyi deiti eyecekti, fakat insila betimlememizin
taz, eer bunun fakna varrlarsa, pekili onlar davran
deitirebilir. ok iyi bilinen kendini-kantlaa ve kendini
yalanlama ndeyileri gibi feomenler bunun rekleridi. Ba
varoluulann vaoluu kavramsallatran imkaszlda
sz ettiklerde sylemekte oldukla eyin bu olduu, onla
insin vaoluunda bilincin rol zerine koyduklar vurgu
yoluyla telkin edilir. Fakat rein Heidegger'in dikkate
almaz istedii ey ak ki bu deildir ve burada glk
Heidegger'in dikkate almak istedii eyi onun kendi dilini
kullanmakszn ve bylelikle kendimizi onun katrmalarna
bulatakszn aklamata yata. Fakat aklsal bir yeniden
yapladra yle bi ey olabilirdi.
Varolu kavramnn hatal olsa bile ak bir analiziyle
balayalm. Quine unu iler srmtr ki, "olak, bi deiken
deeri olmatr." Burada uyadrla fii udur: Bi deikene
bir deer olaak tasis etmk durumunda kaldmz her eyin
vaoluunu ne srek durumunda kalrz. Varolu nosyonu,
bieyler iin ve yklemler ii deiken ifadeler ieren bir dil
nosyonuyla daa nceden zaten tank olmamzda sona iin
ierisie gier. Byle bir dil, eer bi deiken nosyonunu ciddiye
alsak, formal bi dil olmak zorundadr. Dolaysyla Quine'n
grnden u sonu kar grnr: sylenebilecek herhangi bir
eyin formal hile getirilebileceini nvarsayan terimler
ierisinde varolu nosyonu hakknda anlalacak her eyi
Varoluuluk 53
anlayabiliriz. Bununla birlikte, bu son iddia, dor olsa bile,
formal hale getirmenin cmlelere ve cmlelerle yaptmz aa
cmleleri formal hae getirenin altemativ yollarn verli bir
cmlenin yapsnn fakl matksal zelliklerini aa kaak
iin kulladz bir ey olduu glne doyurucu bir yant
vermek durumundadr. Hangi deikenlerle kendimizi
baladmz, bunlara hagi deerleri tahsis etmek durmund
kaldz, sadece ilk batai cmlede (blli bir doal dilde) ne
sylediimize deil, fakat ayn zaada nasl formal hae
geteyi setiimize de bal olacaktr. Ve de biz foral hae
getirme hakknda seimler yapaz. Verili bir cmlede matk
yalzca aa kamak durumunda olduu tek bir gizli
matksal for yoktur. Michelagelo, heykeltral, ierideki
heykelin forunu aa katmak iin ta kazyp yontmak
olaa gznde canadt; bu t bir matksal for gr
de matky bir Michelagelo haine getirmek gibi grnr.
Bundan u sonu ka ki, verili bir sylem paasn fora ha.e
getirilmesinin hibir yolu ontolojik ballklamzn lsn
aa vuramaz. Ve mmkn alternativ anlama yollarn
tkettiimizden hibir zama emin olamayacamz iin, daha
tedeki tm ballklaa kapy hibir zama kapatmayz. Baka
deyile, "Va ola nedir?" ("What is there?") sorsunun na
bir yat hbir zaa olaa.
Bunda u ka ki, ver bir konu h da konuma hibir
yolu (ve formal hale getirmenin altemativ tazlan, doal bir
dilde bir ey sylemenin alternativ yollarn buraya dahil
edebiliriz) ya da hatta verili bir konu hakkda konuman bir
tam farkl yollar, var olduunu (is) sylemek istediimiz her
eyi zorunlu olarak tketmez. Fakat bundan, varlk'
kvralaz a asla yaalayaayaca bir balk olduu,
sylemimizin ve kavramlamzn saptayabilecei, gnderde
buluabilecei ve kaakterize edebilecei her eyin tesine ge
bir eyin, yai bizzat varoluun kendisinin var olduu sonucu
kmaz. Bizim dilimizin bize daima daha fazlasn syleme
imkan brakmasndan, asla syleyemeyeceimiz bir eyin,
54 Alasdair Macntre
kavramsal formda ifadenin tesinde yatan bir eyin, "varolu"
szcnn ya da "varlk" szcnn adladrd baka bir
eyin va olduu sonucu a. Ama yine de varoluu yaza
larn byk bir ksm tam da bu sonuca ya da buna yakn bir
sonuca varmak ister grnrlr. Kukusuz kimi zaman vaoluu
yazarlar, "vardr"n ( exist) "krmzdr"n bir yklem olduu
alamda bir yklem olmada dikkat eken tandk ve doru
husOsu sadece dramatik forda belirtmektedirler. Fakat kalk
lan irdelemenin haeket noktas ya da mantksal gc her ne
olursa olsun, varlan sonu hep ayndr: tikel varlklarn yarolu
unu tesinde ve zerinde, baka birey, bizzdt varlk'n kendisi
vardr.
Kierkegaard, Jaspers, Husserl, Heidegger ve Sartre, hepsi
varlk hakknda konuurlar. Kierkegaard'n ve Sartre'n duru
munda Hegel'in tartmalarna geri dnen bir gnderim vadr.
Russeri'in ve Heidegger'in durumunda da ortaa skolastiklerine
geri dnen bir gnderim vardr. Fakat bu her iki durumda da
"varlk"n kullanm, varoluu yazarlarn ortadan kaldrd
bir balarn denetimindeydi. Hegel'in Mantk'ndaki giriim
doann ve tinin barna kaznm kategorileri ortaya karp
sergilemektir; bir yklemler snfndan bir dierine doru
hareket, mutlak'n kendisiin-hareketine dntrlr ve bu
dntrmenin ak ierisinde belli bir anlamn yansra bir
yn anlamsz ey de anlatlr. Fakat orijinal giriim anlamsz ya
da alalmaz deildi. Oraallar Aristoteles'in M etafizik'te
varlk olmak bakmnda varl konusunu ileyiini kullandlar
ve erhettiler, ama Aristoteles' in konuyu ileyii varlk'n
kavramsallatray savuturdou yollu herhangi bir iddiann
tam kart kutbundadr. Aristotelesi aklama, "var olmak"
("to be") fiilinin kullanmlarnn birliini ve eitliliini
gstermeye ynelik bir giriimdir. Varlk olmak bakmndan
varlk tam da kavramlarn en geneli olduu ii bir trl ele
geirilemeyen tek bir varolann ( entity) ad olamaz. Aristote
les'in oraadaki kullanm, Aristotelesi ematizme Hristiyan
Tanrsn dahil etme giriimi yoluyla karmaklatlr. Her
Varoluuluk 55
sonlu varlk, tikel bi tarzda, tikel snrlamalar altda vaolur.
Tanr byle tikellemi deildir. O halde Tanr bu tr tarzlk
snrlamala olmakszn va olmaktadr ve skolastikler Tan
n'd Esse ipsum Subsistens (kendisiyle kaim varlk) olarak sz
ettikleride hem buna hem de Tanr'nn "Ben Ben'im" ("/ am
that I am") eklindeki Musevi alamna gnderirde bulunu
yorlard.
"Esse" ["var-olmak"] hakknda konumaya ynelik bu skolas
tk isteklilik, ierisinde "esse"nin bir yere sahibolduu Aristote
lesi (veya daha evvel, Platonik) ereveden koparlp aynl
mad srece tamamen zararszdr. nk biz valk hakknda
ortaya atlan iddialar bu ereve hakknda uygun grp
grmemeyi istediimiz iddialar nda deerlendirebiliriz.
Fakat modem neo-Tho!ist. dirili ierisinde, Aquinas, Marx' n
Hegel'i tersine evirdii kadar kkten bir ekilde baaa dnd
rld, ama maksadsz bir ekilde. nk varlk imdi bamsz
bi konu olarak sunulur oldu, fakat kavramsal aratrma nesnesi
olarak Aristoteles'in MetafiZik'inde olduu ekilde deil. Daha
ziyade, "varlk", ne id belirsiz olsa da, hakknda zgl soru
lar sorabileceimiz tikel bir konunun ad olarak ele alnp ilenir.
Kukusuz, bu, ondokuzuncu yzylda henz doru deildir.
Aristotelesi emann aklbandal, Brentano'da ya da aslna
baklrsa Russeri'de kaybolmu deildi. Kierkegaad'n merkezi
pozisyonlar, kendisinin "varlk"a ilikin Hegelci kullanm
larndan herhangi birine baml deildir. Fakat Heidegger'le ve
daha az bir lde Sarre'la birlikte, varlk kendine zg hale
gelir. Heidegger'in daha sonaki yazlada k noktas Leibniz
taafndan sorulan u sorudur: niin yokluk var deil de, var olan
eyler var? Leibniz'de bu soruya verilen yant Tanr'nn
varoluuna ilikin kosmalajik argumad. Heidegger'de ise yant,
bu soruyu sorada varlk ile onun kart olan ey, yani yokluk
arasndaki banty ciddiye almadmzdr. Heidegger, valk ve
yokluk hakknda hem kartiam gler olarak hem de
kartiam alanlar olarak konumaya giriir. O, bir ey (a thing )
olarak, biey (something) olarak yokluktan (nothing) acak
56 Alasdair Macntre
bilimsellik-d olmak pahasna sz edebileceimizi kabOl eder.
Filozofun ve ai burada bilim adama stn bi pozisyonda
oldukla sonucuna vanr. Valk ve yokluk hakknda, onla
nesneler olmadklann; matk' onlan kavrayaayaca faat
ngerektidiini; onla za zor kavradmz eyler oldukla
syler. Nietzsche hemen hemen kilince bir Heidegger ngr
syle bu kavramlardan [varlk ve yokluk kavraladan]
"buharlaaak uup giden gerekliin son bulutsu izi" diye sz
etmiti; Heidegger, Nietzsche'yi ana ve bu szn valk'n ve
yokluk'u son derece kayga zglklerie taklk ettiini ileri
srer. Varlk kavramn belilenimsizliine iliki her sulaa,
sanki valk'n belirlenimsizliinin katym gibi ele an.
Heidegger, S ei n (Valk) ve die Seienden (vaolala) aasnda
ayr yapar. Aslnda Heidegger, tm ikalana ramen, her i
termi de sanki nesnelern adlaym gibi ele alr. Fakat bu, yai
bir ifadenin belli bir balamda tikel bi gramati forla kulla
nlmasndan tr o ifadenin ayn gramatik for ierisinde a
lam deiikliine ya da kaybna uramakszn herhagi bir
balama atalabileceii vasaymak, Heidegger'in temel hatas
deildir. En basit trden [anlam] deiiklii[ni] alacak olursak,
Heidegger, "0, zellikle yoklukta korkar" ve "Onun korktuu
ey yokluktur" savla edeer olarak ele alr. Bu tazda konu
a, yalzca Heidegger deildi. Tillich de byle konuur ve
Tillch'in yazlada vaoluu ve skolastik terinoloji yeni bir
yolda kalar.
Tillich'e gre Ta bir .valk deil, fakat Varlk'n-Kendi
si'dir. Bu tarda konua oraa skolasteri u sebpten dolay
bu tarzda konuuyorlard ki, onlar ilahi varolu hk d
kendilerini ilahi valk olumsal valklarla zgl biimlerde
kart klmaya gtren bir trden katlar oraya koymulard.
Bu ortaa skolastiklerinin zenli Aristotelesilii, ayn
zamanda olumsuzluk hillerie ilikin kullamlarnda onlar
"va olma" filiyle snrlyordu. Heidegger'inkine ok bner
bir tarzda, varlk'n varhk-olmayaa direnme gcnden sz
edebilen Tillich'te durm byle deildi.
Varoluuluk 5
Tillich'in Heidegger'le ilikisi hibir anlamda rastlantsal
deildir; bunun nedeni, pek d dolaysz bir borluluk deil, fakat
Heidegger gibi Tillch'i de Husserlci bir felsefe kavranda ie
balayp bu kavramn tesine gemeye almasdr. Tillich una
inar ki, Husserl'in yapt gibi, dnce kategorilerinin yapsn
aaliz etmede, filozof bunlan sonlu bir valka iid kategoriler
olduklarn tmaya ve daa da te o dncenin ve onun nesne
lerinin gerisindeki koulsuz bir zemini tamaya srklenir.
Tillich'te kosmotoji argumaa bnzemez olmaya birey beli
r, fakat ta da Tillich bi agma suad ii onunla gs
gse boumak fazlasyla gtr. Tillich kendisii ontolojik
savlan psikoloji balamlada sunduunda Heidegger'e bnzer
l aa kar. V alkn valk-olmayaa direne gc ve val
olmayann varlka tecAvzlerinin yaratt korku, neurotik
anksieteyi belimlerede Tillich tarafndan canl bir eklde
kullal. rperimizin nesnesi ola Kerkegaad'n Yokluk'u,
yalnzca varoluumuzdaki gvenilir bir tutamak yoluyla
giderilecek ve uzalatlacaktr. Bunun hem daha a draatik
hem de hakikat, yallk ve snaa hakkndaki sorulaa d
fazla yatkn olan psikiatrik terimiere bir evirisini hepimiz
tahayyl edebiliriz. Benzer bir ekilde Heidegger'in de en ii
edici olduu yer psikolojisi ve en berbid olduu yer
ontologyasdr.
Bu brbidl vad son nokta, Heideggerci vaoluula ile
dejenere olu modem skolastisism uyar lamalarn desteki
leri aasda gerekleen dialog trdr. Aquinas' bir vaoluu
diye adiadrma giriimi, kendinde yeterince berbiddr; fakat
varlk'n ve varlk-olmayan karakteri hakkndaki ihtiliflar,
vaoluun bu i eyin kendisinin trleri olduu bir cins olarak
ilenmesi, zn ve vaoluun birbirine greli ncelii zerine
tartmalar, felsefe tarihinde ylesine nadiren ulalan bi
derinliin iaretidirler ki, bu derinliin bdeli felsefe tibinin
sistematik bir yal okunuudur. Bu yzden rein metafizi
okuma metinleri ieren ada bir kitap, Paendes'in,
Platon'un, Astoteles'in ve Descares'n hepsini birden rakib
58 Alasdair Macntre
yantlar verdikleri tek bir "Varlk nedir?" sorusu olduunu
telkin edebilmektedir; buna gre, Pamenides varlk Bir-olandr
diyerek, Platon "Varlk, ideala sayesinde, Bir ve ok-oladr"
diyerek, Aristoteles "Valk Tzdr veya tikel olarak kalc olan
eydir: bu yzden de hem bi hem de oktur" diyerek ve Descartes
da "Varlk Tzdtr, fakat dnce ve yaylm tarziarna gre"
diyerek bu soruya yantla vermilerdir.4 Bu skolastik yazar,
bundan sonra ok kolaylkla, Heidegger'in ayn soruya yie bir
baka yant verdiini zannedebilir. Fakat burada nemli olan, tam
d bu tarzda sorulan byle hibir sorunun olmaddr. Pare
nides, Platon, Aristoteles ve Descartes fakl sorula sordula ve
her biri "valk"a ya da ona e bir terime veya ona e terimiere bir
yer veren tamamen farkl tipte kavramsal emalar ileyip geli
tirdiler. Fakat linguistik veya kavramsal balamdan bamsz
olarak "valk"n yaln, saptanp ayrdedilebilir hibir kulla
yoktur ki biz onu alp rakib yantlar kyaslamak maksadyla
"Varlk nedir?" sorusunu sorak ii kullanabilelim.
Heidegger, felsefe taiinin bu eidine sadece borlu olmakla
kalmaz; ona bizzat nemli ve orijinal bir katkda da bulunur. Dil
konusundaki sapknlklarna ynelik eletirilere Heidegger'in
yant, kendisinin dili kesinlikle alk olmadmz biimlerde
kullanmakta olduu, fakat bunun kendisinin bir m6cid olma
snda deil, ama varlk hakkndaki hakikatn acak ierisinde
aa vurolduu o ilksel dil yalnlna geri dneye almata
olmasndan ileri geldii ynnde olacakt. Bu grev iin yeterince
saf olan tek felsefi vokabuler Grek pre-Sokratiklerinin
vokabuleridir ve Heidegger bu vokabuleri Homerik Grek
dnyasnda kk salm grr. Heidegger'in yntemi, zamanla
"varlk", "hakikat" ve benzeri szckler haline gelen szck
lerin etimolojilerini aramak ve sonra da etimotojik kkler
olduklarn iddia ettii eyleri szcn gerekte ne alama
geldiinin birincil kant olarak kullanmaktr. Ne yazk ki ilk
bata, Heidegger ele ald yazarlar yanl evirir ve yapt
4 A Modern Introduction to Metaphysics [Metafzik' e Modern Bir Giri], ed. D.
A. Dennen (New York, 1 962), s. 333.
Varoluuluk 59
clm00]ct0c 00]K h8lMM8 00ct. t8K8l 0M8 08 K0t080,
clm00]ctu u88 0ug 08 K8Vt8m8t8 g0l0tcu gug8t
08DcCcKctu hgDt 2MM 8gKM. Mc0cggct`u Dut808
K8WM8 D8a80 cDtuC0ucm0c0t.
tc-b0X8l LtcK 0208t 80cCc lcK Dt c 8gm-
0t8t0 0uM 2K8c lc0tctc 0ucK gtmctc, 0u
K08m00]ctc Vc K8Vt8m88 mu8mmMM8 D0um8Kl80M.
Mmcu0c8 N8t0M VM0t gD 0uC0ct0cu h8tcKcl c0ctcK
0cmc Vc g0KgclH M88lC 0m8K 20tuu08 00uu
K8ul8m88u 0uc 80t000u0c, V8t 0m8K uc Ku
m8ulK88 Dt gt8mct mc0u8 gcltmcc 0uc X 80mM
8lm8Kl80. t 28m8u Kgctu, 88l-ct Vc m88l8t
hctu c 0t08m8 Du 0K8, hcth8ug Dt c
80ccCcK8cu2Kcu0u2 uc c D8M8K 20Hu08 00uuuu2u
Kcclmcc 0ucK g8tcl Dt gtm M8lt. 8l0u, Sofist
l0Hu0cu 080gM08 Du gtm 08h8 08 ctc l8t 0c K
Dut808 0um8u2 Mg gt0Dcm, V8t 0m8M c hM 08u88
K0uu8DcCcm2c Ku Mc0cggct`u l0m gt0Dcmctu
D8208u 88V8DcCcm2 l0t0cu Dt cK0c 2lcu cc 8u.
Mc0cggct, 8l0u 0uCc8 LtcK 82MMu, 0 2MMM 8l0u`uu,
Pt8l0lcc8`u Vc 0u8tu 8t0Muu 08h8 08 gcltmcK gu
Ku8u8DH0Kct cu ctKcu 8gXM8 gtmctu gctgcKcltcu
8ZMM 08t8K 0c, 8K8l Kc8u 0M lMma K8Vt8mM
M8C8 uh gg0t0ct 0c c0cu 82MM 0M cc Mm8
8tt8 80t00t0t. uuu 8gm8K gu, Mc0cggct, cu0c8`u
VM 0m8K uc Ku Ku8um8Du0M cu Duu M
gcVtmcK Vc h8KK8l Vc 80cmcK l0t0u0cu 0cct gu
8Mlc clm00]ct 0tclmcK 0utumuu08 K8t.
Mc0cggct`uDu 08h8 80m 8M Dmu0Mlh82 08u
c, Du 828tu g808 l`8 PVtug88u08K c8ccuu Dc Du
D00m0u0 C00 DIt K8VtM88 M8lD80M 20c 0tl8K 0M8K
g88M Dt tlu8 0cmct K0l0uc 00u0l0tmcc 8t0m
clm 0m8M0t. Mc0cggct`u 8u8m82 2M8t 8u8m82 -
Klt. t8K8l 88u08 08t

8u8m08 K0uuut88K VM0ugu


MM82K 0c0t. Sein und Zeit Mc0cggct`u V88cl 0M
6 Alasdair Maclntre
kalm olsayd, veyatOd da Heidegger'in dncesi ha nda
Heidegger'in kendisinin gelitirmesine deil, yalnzca Satre'n
gelitirmelerine sahibolsayd, eletiri iin ok daha zorlu ve ok
daha ilgi ekici bir grevii olmu olurdu. n en belirleyici
varoluu tez, vaoluun tikel varolanlar tesinde bir alan
olduu dei, fakat o varoluun ve zellile de insan varoluunun
basite sama olduudur. Dolaysyla imdi bu temaya dnek
zorundayz.
S AMA
"Sama", Alman varoluuluundan ziyade Fransz
vaoluuluunun meguliyeti olmutur. Sae, vaoluu s
diye adlandrdnda, iki ana iddiay balayp birletirir
grnmektedir. Bunlardan ilki, eylerin olduklar ekilde
olmalarnn ve baka trl olmamalann hibir yeter sebebi
olmadd. incisi ise, eylerin olumsal olduklar ve zorunlu
olmadklardr. kinci iddiay irdeleyerek balayabiliriz. Bir
Anglo-Saxon analitik filozof u aguman ileri sre eilimi
tayabilirdi. nsanlar da dahil maddi nesnelerin vaoluunun
olumsal olduu, "yle yle bi nesne vad"n zornlu deil,
da olumsal bir hakikat olduu bizzat zorunlu bi hakikatti.
Dolaysyla, bunun baka trl olmasn dilemek, zorunlu bi
hakikatn inkarnn doru olarak ileri srlebilmesini
dilemekti. Fakat zornlu bir hakikatn inki mantksal bir
ikanszl ifade eder ve nasl ki mantsal olarak imkansz
ola eyi alamladrayorsak, mantksal olaak iansz olan
eyi alamladray dilemeyi de alamland.aayz. n biz
bu durmda neyi dilerekte olacamz syleyemeyiz. Bununla
bilikte, bu aguman iki nemli hata ierir. lki udur: bu
arguman, bi ifadeni anlaml olmasnn veya anlamlan
dasn ne olduuna iikin epeyce him bir nosyon ieri. Bir
ifaden, grnte, sz konusu olas ya da vaolmas matksal
Varoluuluk 61
olaak imkansz olan eyi bildimesiden, o ifadenin alaml
olmad sonucu kmaz. Aslnda, o ifdeyi iide ettiimiz ekl
de karakterize etmemizin oir koulu, onun ierisindeki matksal
imkanszl kefetmemizin bir koulu, onun alamn alaa
mzd. Bu, hem "yuvalak kae" gibi yaln durmlada hem de
bir matematikini bir (ormul, kendi iinde tutarsz olduu iin
bir sistemin bir theoremi olaayacan katlaman ilk adm
olarak anlad durumlar gibi karak durumlada dorudur.
Byle bir katlama uzun ve zahmet verici olabilir ve mate
matikiin henz formuln tutarsz olup olmadn bilmedii
bir aaada, matematiki onun tutarl olduu ve bi theorem
olaak katlaabilecei umudunu pekala besleyebilir, nk olur
da katlanabilirse, matematiksel ve hatta fiziksel baka belli
imkanlarn yolu alabilir. Matematiki tutarszl kefet
tiinde bunun byle olmasa yap yakmabili ve hepimizin
matematikiyi anlaas gerekir. yle ki ZOInlu hakiatierin ne
iseler o olduklarna ve baka trl olmadklarna yanp
yaada anlamsz hibir ey yoktur. Bu yzden Sae eylerin
olumsallna yanp yakrken bu noktaya kadar anlam ilal
etmez. Fakat bunu gsteri olmak Sare' aklamaya yetmez.
Matematiki kendisinin tutarsizlk kantlamasna yap
yakdda, yap yakd husOs uydu: tutaszlkla olma
sayd baka imkanlarn yolu alacakt. Bu imkanla olasayd,
matematikinin yap yaknmak iin kullad szckleri
anlayabilirdik, fakat onun yanp yaknmasn anlamazdk
Matematikinin neye zldn bilmezdik. Onun syledii eyi
alamaz, yapt eyi ise anlamamaz gerekidi. Satre'n
olumsalla yanp yakndnda ne yapmakta olduunu nasl
anlayacaz? Aksi takdide alaca ola hagi imkala yolu
Sare'a kapat? l Nauee'yi ya d L'Etre et Le Neant'm bu
konuyla ilgili ksmla yazmaktaki gaye neydi?
Bir La Nausee okumas, eylerin olumsallnn yanp
yaknlabili olduunu, nk eylerin olduklar gibi olma
lann bi yeter sebebinden ta da bu yzden yoksun olduklan
kuvvetle tel eder. Bunun byle olas, eyleri ve isanlar
62 Alasdair Maclntre
fakl fakl etkiler. eyler bulat verici tm doluluklar
ierisinde sidece vardrlar. Onla, Aquinas'm "nc Yol"u
nu olumsal valkla gibi kendilerinin tesine ya da da
iiret etmezler. eylerin olumsal olmas eyler iin bir
yoksunluk deildir. Burada Yap yaacak hibir ey yoktur.
Fakat insin vaoluuyla birlikte, insin kendisin ve eylerin
olduklar gibi olmalarn bir yeter sebebinden yoksunluk bi
mkemmeliyetsizlik alama gelir ve bu, Heidegger'in "d
mlk" dedii eyin Sartrec bir kald. Biz, durdurak
bilmeksizin ve kanlmaz bir ekilde alamiadraya
atmz alas bir dnyidayz. te bu, hem eylerin hem
de kendimizin samald. Bir yeter sebpten yoksunlua yap
yaknmay alaladrabilir myiz? Evet aa, evren Leibniz'i
ya d da rasyonalist metazi r hilleri ierisinde Hegel'in
olduunu syledii ey olsayd, imdi bizden esirgenen imki
larn yolunun bize alm olmas gerektiini vasaymamz
kouluyla anlamladabiliriz ancak. Fakat Sarre'n kendi
durunda, eer Leibniz ya da Hegel hal olsalad, zgr
olmaktan kesilmemiz gerekirdi. Kukusuz Sartre bizden
zgrle ma edilmi olaak sz eder, bu yzden bli de
zgUrlmz gerektiren bir ey durumuna yanp yakmak
hakldr. Ama yine de ayn. zamanda Sarre kaakteristik bir
ekilde insii hayat tm imkanla zgrle sahibolmaya
mecbdr olduklan aka gsteri. yle ki Sarrec yap
yanmada yanl giden bireyler vardr. Bunun ne olduu, L
Nauee'deki Sartrec insin doas betimini Simone de
Beauvoir'nn Sae' bu eseri yazmakla olduu zaanki hayit
ve tavrla hakndaki alada syledileriyle karlatrrsak
ok ak bir eklde meydaa ka. Orada Sae, bir ok dostyla
Thomas Aquinas'n Tann'nn varltnn zornlulutuna gtren deliller
olarak sundutu "be yol''dan n<s, bu dnyldaki varlklarn
olumsalilnn bir sebep dncesi etrafnda aklanmak ihtiyic ierisinde
oldutunu ve bu sebbin de bu dnylnn tm olumsal dzleminin dnda var
olan zorunlu bir varlkta bulunmak zorunda oldutunu ileri srmekle,
kosmolojik aguman diye .tannan argumann bir versiyonunu ya d parasn
oluturur ,n.

Varoluuluk 6
Vc l88M88 DtKlc 88D82 D1 02cmc 00u, MM Dt
h8l 80tcu D1 0M8K tc8c01. bMtc`u Kutm8C8 M8l
Pl0uc 0uculu`u 8c Duu8K8tu 8uM8, D0 D1 VM0uu
V8t0t Vc b8tltc`u Dclmuu g0C0, 0guculu`u 02cu
8lu08K gctgcK, mcl82K D0uu g2ccu l0gum88
h8U 8u K8l KcclmcKlc 00uu 008808 8U. c
VM K b8Htc Du 00Hmu gD 08VtMm82. b8Dc` Kcu0
t0mMm8 0u0uu g0Vcu, 0guculu`u Dt Kl8g 82m8uu
Kcu08u 0um88Kl8u Kutl8t8DcCc 0u0u0cK gMc82
umu0wuug0K 0lc8uc gcgct. O h80c bMc` glc082uc
8c0g 0M cuc 07 (n bMc` Kcu0 08VtM Vc 0uuu
08Vt8uuu 0tcll 0tclctc lul8t82, g8tgC Dt
glcm2K 0Uc0t.] E i 8c0g 888Dt.
uu8t08u K, bMlt`u h8KtKu8 ut8m Dt
t880u88l 00uu0ut. uuu 80cmcKc, 80cCc b8Htc`u
Ducu LMlc8M cmctuc 1cl cm0Hm. M8 20c
wu K880c00Hm K, b8tc, 80tcK 0M8K, LMc8M 8 08
LcDu2M 8 08 McgcM 00u g0100uc Dc02ct D1cctu
00tu gKm88u DcKctm 0c Duuuu 00tu gKmM880M
h8m8 ut8m gD 82M. Mct c 20tuuu 08t8K
00uu gD 0m8, l0m gMg8M lcK Dt 8K88 D0l0u0u hct Du
00uu c Vc 00uu cKc 0m88u D1 clct 8cDcDuc 8Mg
80uu g0t0u0mct 0m80, K 8u2C8 Duuu Dmcm2 Dc
D0l0u8c 0M 00uHCu Dt l0t0cu 8K88 Dt h8KgKMm Vc
Dt 8gKM8 88M0. bMc` cm8808u8MTa 0uuu8
CM8lm888 Vctcu 0ucm, 8u2C8 Du DMm0 8u88DH0t.
u 08, l8 DlM8 cmg188lctuu Mu08u Dct lMM
K8Vt8m88 u0Kl8M Dc1llu0c, b8tltc`u Duuu L0CKc`l8,
ctKcc`0c Vc Mumc`08 0 8l gcKcCcK 0g00c Duum8M Dt
0IM 8 08 h8ll Du mc00t8m 0ugu8u8 8gm88u 8cDcDu
8gK8t. X0K88 Du hcg m D0c07 A Treatise of Human
Nature' [nsdn Doas zerine Bir nceleme] I. l8Duu
80uw08MumcKcu08uu cg8lcm00]K D800umc8 0cucm
0lmc0u0c, L Nausee'n 00u88g0K8K82 mDu
80Hu8t8 88K Du8K 00um Vc cu 0ctu K8t8uK8 gcVtccum
6 Alasdair Macntre
ve her yenin ve yetinin kullanmfdan bsbtn yoksun
bam olaa, hayaledilebili en acnacak durmda olduum
kurnrusuna kaplmaya baladm. "! Hangi sorunla? Hume'u
"hibir kay bir dierinden daha olas veya muhtemel bile
saymaz" hile getiren sornla. Niin? Tm olaslk sornla
induktiv genellerelere dayad ve Hume induktiv argumanla
haklkaramayacamiz ileri srd iin. Hume'un bwda
kulland argumanla, ou kez belirtilmi olduu gibi ,
induktiv argumanlarn deduktiv bir ekilde haklkarlama
yacana, induktiv arguman iin ihtiyac duyduumuz eyi
kendisiden haeketle deduktion yoluyla kasayabileceimiz,
otoritesini kendinden alan hibir ak ve kesin ilk ilke
bulamyacaz iaret etye var. Baka deyile, induktion'u
halkaa konusuda empirisist baaszl, haka
rasyonalist standardlann bir kabOlne dayar. Hume'un
empirisismi, hayalkrklna uram bir rasyonalistin
empirisismidir. Fakat bu noktada Hume, dostluun ve tavla
oyununun verdii avuntulaa dner; doay ve grenein ve
alkanln gcn yardma arr. Biz grenekten ve
alkalkta hareketle induktiv agumanla ileri sreriz ve
kukunun da bi sonu vadr. Skeptik kukunun hibir derecesi
doaya kar baskn kamaz. Sare'a ak olmayan haeket ite
budur. Sarre'a gre grenek ve alkalk sahteliklerdir, klk
deitirmelerdir. Sarre'n metafizik rasyonalizmin beklenti
lerinin zornlu olarak hayalkrklna uradn kefetesi,
onu dnyay bireylerden yoksun olaak karakterize etmekle
babaa b. Agumanda dha gerideki bir aaaya dnesi ve
"yeter sebep" gibi terimierin rasyonalist kullanmnnn
btnn sorgulaas gerektii yerde, Sae bu dili aynen korr
ve dnyan rasyonalist betimlemelerin ona uygulanmaz ve
uygulaaa trden olduunu syleyerek dnyay kaakterize
eder. Bu, aimist betimleme formlann aalaa ve kayalaa
uygulamaz olduunu gsterdiimizde aalar ve kayalar
tamuygun olaak kaakterize etmi olduumuzu vasaymaya
S A Treatise of Hun Nature (

ndn Dotas

zerine Bir

nceleme ), l, v, 7.
Varoluuluk 6
benzer. lkel dinin rtlesi botai'in ve jeoloji'nin yerini
tutma; metafizi rasyonaltzmin rtlmesi de tamuygun bi
matk'n ve kavrasal psikoloji'nin yerini tutmaz. Fakat btn
hikiye bu deildir. Bi baka ve kaaklatnc bir eten de
vadr. O da udur: (rasyonalist metafizii ve ayn zaada
rasyonalist metafizie yakldan benzeyen belli bir theologya
trnn niyet ettii anlada) hibir yeter sebep, hibir nihai
haklarm olmadn kefetmenin yaatt sarsnt sadece
Sare'n ahsa zg deildi. nalarn ve stadadla niha
hakam sorunu, toplumsal formlarn istikhl ve top
lumsal atman asgari dzeyde olduu zamanlada insanlan
byk ounluu iin nisbeten nemsiz kalr. Bununla birlikte,
uygaiam toplumsal hayit kura ve ne Hume'un dnd
gibi doann eseri ne de Sartre'n dnd gibi kendini
kadrma ola grenek ve alkanln salad destek hzl
endustriyel deiim, sava, esir kaplar ve ikence, Nazizm ve
totaliter devlet dnemlerinde olduu gibi geri ekildiinde,
isinla haklkam haknda noralde pek ortaya kmaya
sorla sorak zornda kalrla. Dahas, byle en ar durumlar
insinlarn tm normal tepkilerini tartmaya aar. Tad
faydac hakllaa siip, toplumsal olaak takdir edilen ve
vlen kamusal davranlar ola eyler, toplumsal bir boluk
hissi ierisinde zel oaak taknlan tavrlar biline gelirler.
Herkes ok uzun zamadan beri senden ok daha kt davran
makta iken, "Ama herkes seni gibi davransayd ne olurdu?"
sorsunun a hibir hkm kala. Daa uzaa gitmeye gerek
yok, 1933'ten 1945'e kadar Avrupa'nn byk bir blmnde
durm ite buna bnzer bireydi .
. Bu durumda, sama insann, boluk hissi ierisinde tavr
takna insann psiolojisi blirleyici hale gelir. Faat Sae'n
bu insana ilikin incelemesi nemli bir bakmda kustrludur.
Saman veya alk durmunun psikolojisine ilikin baka i
incelereyi irdeleyelim. Psikoanalist Bruno Bettelheim Hitler
taafndan Dachau'da ve Buchenwald'da ieri tkldnda unu
grd ki, esirler ierisinde bulunduklar durumun arlna
6 Alasdair Maclntre
tepki gsterme ta, kendisin sada bayata ilikn gemiteki
deneyimi ve sda hayat teorize edii temelinde sap olduu
beklentilere uymuyordu. yle ki Bettelhei ar durmlan
psikolojisini teorize etmeye baladda, bu, temerkz kamp
davra "noral" davr-nn kart haline geldii bir
bala ierisinde oldu. Ya da bunun yerine Sare'n megu
liyederine daa da yakn olarak Camus'nn L'Etranger ( Yabanc)
isimli roman merkezi kaaterini alalm. O, normal hibir
insaduyguya ya da tepkiye sahip deildir. Baa iler gelir ve
eylemlerde bulunur, fakat hepsi bir duygusal boluk ierisinde.
Ne umudeder ne de umutsuzlua der. Ne ilgilidir ne de ilgisiz.
Sadece vadr. Bir an enin lm, bir kz akada dilekleri,
tanmadk bir kiinin tesadfen ldrl -tm bunla,
birrek olmasa bile, eitli tipte noral ve stadad tepkilere
yol aa trden olayladr. Bu tepkilerle kaakterize edilmemi
ve zgn ya da pima olmadn sylemenin yeterl olmayaca
kd kkten bir ekilde bu tepkiler gstereyen bir kimseye ne
anlam vermeliyiz? qna .gre, bunlar pek de anlamad
sfatladr. Onun iin szcklerin anla yoktur. Camus'nn
romanndan niin derin. bir ekilde etkileniriz? Ksmen, e
adan, srada insa hayatna katlktan tr. Normal
tepkilerin anla ve gayesi; bunlada yoksun ola bir insana
ilikin bu betimle keskin bir tezad ierisine sokularak
blirginletirilir. Fakat hem roma yaps iin hem de rom
merkezi karakterini alaaz iin zsel ola ey, o kaaerin
aoral ve istisnai olmasdr. Normal olala bu kartlk
kulmaksz ne yapaca ne diyeceimizi bilemez bir halde
olamz gerekirdi ve roma d masaddan yoksun kald, tpk
unun gibi: arkaplandaki sradan hayat zemini kaldrlp
gtrlseydi Betteleim' temerkz kap davra aklaa
la d masadia yitirirdi. mdi, her ne kadar L Nausee'de
sonaki romanlanda ve hepsinden nce oyunlannda kesie
yok deilse ve en adan ia yoluyla ve k zaada ak ifade
yoluyla var olsa bile, Satre'n felsef yazlarnda olmayan
akapladr bu. Ve ite bu yzden Satrec insann vaoluuna
Varoluuluk 61
bulaa samalk maksadrda yoksundur. Fakat ayn zamada
Sae'n grd rabet kolaylkla aklar. Sarre, kklerinden
koparlm ve yerlerinden yurtlanda edilmi pek ok insin
tarafnda kolaylkla kab61 grebilecek bir insin vaoluu betimi
verir; itenliksizlikten bahsettiinde, bakalan niin kendile
r byle grediklerinin bir aklamas sunar. Ne tuhafr ki,
Sae, kendisinin toplum felsefesinde, grenek ve alkalk
aldatmacalarn burjuvazinin. toplumsal hayatyla zdeletirir
-tuhaftr, nk Sartre'n belimini kendilerine uygulaay
kab6ledenlerin ounluu muhtemelen bujuva snfn kksz
yeleridir. Saa ki Frasz iilerinin ou Saec olsunla.
Hegel'de "mutsuz bilin" tek bir tarihsel evreye, tek bir
psikolojik tipe aiddir. nsanaa deil, tek bir trden insina ala
ipucudur. O, tam da mutsuz bilincin problemleri zlebilecei
iin, insin doasna ala ipucu olaa. Ayn ekilde, modem
psikoaalistler, hastalanda samann ya da Kierkegaardc
trperinin veyihOd da Sarrec bulatnn deneyimini faket
tiklerinde, bunla tedavi ediebilecek ya da tedavi edilmesi gere
I bir durumun semptomlar olaak grrler. Fakat Sartre'da,
Eletiri'nin fazlasyla zorlama, kavramsal olaak kark politik
altemativlerinden baka hiir altemativ nermeyen bir insinlk
durumu belimiyle yzyze karz .
SEM
Tm bunlara u yat verilebilirdi: burada Sare'n gerekte
maksadiarn ortaya koymaktaki ap fazlasyla km
senmektedir. nk moral ilkeleri baka hi kimsenin benim
adma seemeyecei, ilkeleri sememde eninde sonunda yalnzca
kendime dayanabileceim ve benzeri trden iddialarda Sare'a
destek kmak iin bamsz taklklar ne srlebilir. Ne David
Hume ne de R. M. Hare alldk bir ekilde varoluu saylrla,
68 Alasdair Macntre
fakat Sartre yalnzca Hume'un "olar"dan "olmas gereken"i
kasayaayacamz tezie
.
deil, fakat daha da fazla temelde
Hare'nkine benzer bi haklkarm grne arlkl olaak
yaslar. Hare'a gre, semi olduumuz ilke trne dayal olaak
eylemenin sonula aka belirginletirdiimizde, bu ilenin
bi paras olduu hayat tarzn aka belirginletirdiimizde,
ilkelerin haklkam bir sona varr.6 Burada atk aguman ileri
sremeyiz, yalnzca karar verebiliriz. Fakat ayn zamada bu,
grnte Sartre'n da ethik pozisyonudur ve hatta Kierkegaard'n
bile. Bu gr, Aristoteles'in dnp-tanmann ve seimin
birbirlerine aid olduklar grnn kartdr -nk hem
Hare hem de Sarre iin, daha te dnp-taaya hibir mahal
olmad yerde, seim yerindedir. Bu seim zorunlu olarak
kritersizdir.
Hume'da ve Hare'd karmza kan, grnte bir souk
martk meselesinin Sarre'da dramatik bir ekime meselesi
haine gelmesinin sebeplerinden biri, Hume'un ve hatta Hare'n
toplumsal olarak alabildiine geni bir moral uzlam baiar
varsayabilmeleri ve Sartre'n varsaymamasdr. Moral olarak
neyi seeceimizi bildiimizde, seimlerimizin daha te
haklkarmnn olmadnn sylenmesi, moral olarak neyi
seeceimizi bilmediimizde ve u yoldansa bu yola sapmak iin
sebepler aradmzda olaca kada huzOrumuzu bozmaz. Fakat
Hare ve Sartre gerekte hakl mdrlar? Kritersiz seimler var
mdr ve moral ilkelerin temelinde onlar m yatmaktadr? Bu
sorya bir ka yoldan yaklaabilirdik. Bunladan biri, seimlerin
reklerini isterek ve seimin kriterlerle bantsn incelemek
olurdu. Burada, belki de, grnte kritersiz seimlere verilen
fiili rneklerin bir eya piyangosunda apkadan numaral bir
bilet seme trnden daima zel ve yanl-ynlendirici durumla
gibi grndkleri sonucu kacakt; bu rekte u ya da bu bilet
arasnda kaar vermek iin bir kriter olmas zorunlu deildir,
nk btn mesele bilet ekiliinin geliigzel yaplmasd. Ve
6 The Language ofMorals (Ahltn "Dili /Oxford, 1 952), s. 68-69.
Varoluuluk (
bu da, yaplan seimin bir kriter tarafndan ynlendirildiini,
yani her bir biletin ekilite eit bir ansa s3hip olduunu
sylemektir. Her ne olursa olsun, moral ilkelerin seimi byle
grnmez. Dahas, Sartre-Hare grnden u sonu kar ki,
moral bir ilke (mantksal olarak) u ya da bu her trl ierie
s3hip olabilir. Bir kimsenin hagi moral ilkelere s3hip olduu o
ksenin seimlerine bamldr ve bu seimler, seim kriterleri
tarafndan kstlanmam olmakla, her trl ey haknda
olabilirler. Fakat bu durmda unu syleme ynnde kuvvetli bir
yatknlk hissederiz: bir adam kp da ak szl bir ekilde
daima elimizi bamzn zerine koyarak yrmemiz gerektiini
moral bir ilke yapsayd, onun syledii eyi anlalmaz
bulmamz gerekir. Eer bu adamn bu hareketi yapman belli bir
hastal nlediine ya da kendisine veya bakalarna ha
verdiine vey3ud da kabuledilebilir baka bir insani iyiyle
balantl olduuna inandgnn farkna varsaydk, o zaman
anlamaya balamamz gerekir. Ve bu da, moral ilkelerin
ieriinin bizim sememize tam da bu tarzda ak olmadn;
bizim bir iyi kavramnn karakteri tarafndan snrlandrl
dmz kuvvetle telkin eder. Fakat bunu kabUl etmek, Sartre'
kendisinin bete-noire 'n , belli bir trden nesnel bir moral
dzeni kabUl etmeye sevkederdi.
Arzularn seim kriterleri salamada hibir rol oynaa
grndklerini irdelediimizde Sartre'n pozisyonundaki bir
tuhafl her halkarda anlayabiliriz. Bunun sebebi basittir.
Sartre, bizzat arzUlan ve duygularn kendileriin seildiklerini
dnr. Eer zgnsem, diye ileri srer Sartre, byle olmay
setiim iin zgnmdr. Sartre, yle bir insan resmi izer ki, o,
odaya baka biri girdiinde kendisini hemen bir ilgi ve nee
durumuna sokan, melankoli durumu ierisindeki bir insandr.
Fakat Sartre'n varsayd gibi, bundan o insann kendi setii
ekliyle zgn olabilecei ya da olaayaca sonucu kmaz.
Byle bir durumda unu sylemek ok daha tabi olurdu: o insan,
bete-noir: en korkulan, en nefret edilen ey, gulyabani, c, umac n.
70 Alasdair Maclntre
020ul080u0 D8K8 D1uc g08lcHcmcK l010u0cu D8K8 Du c
g0K g0K 8lct8c, 020ul08u0cu 8Dg CMM8DH1. bcgmccu
cct 0M i a Vc 0uguM8 Ku D1ii Du 0Kuu,
KuKu 0K K, bMltc`u u8u 08VtM8 Ku uo
8gK8m881 Vctmc 8lcK82uc D801. ctKcg0`,
Mc0cggct`u Vc bMc` mc2cl1, 0uguMm88 h8M Ku
8gM8Mu08 intentional 0gc ii clmcmcct0u, 8K8l
Duuuu uc0cu8c D1 8gK8m8 VcHcKc D808m82 00uuuu
lc cllXctu0c, 0uM uc 80c0u M8m8K g0gl01.
Varoluuluk: Mmkin Bir Aklama
Mct uc 0u188 08uu, VM0ugu g0280u8 lMh8c 0M u88
u80MM0 k 08 g0g 0c0u. tc8cc0c 8c8
c D888u Vc 8ul c 80u8 ctcu 00ucm t0cccm. u
00ucm0c, Dc cg8lcm00]K gt0Dcmct K0u0u, 8m8
g020mc0. u gt0Dcmct, gct8u0c K0u0uK8t K8VtM88
gctgcVcc hm 0M 888t08u 008 g020cmc0ct.
guu D0l0u0u0u, Kcu08uu cg8lcm00]K K8uMM0M
h8NKclc cu0cu uc0mcK0uw08 00uu 8Dm, lcK
Dt Dcu 02uc VM0t. uuuu 80uuCu 08u, mMlK88 0M8K
g0Vcut 80m8t 8 08 0uu-0cucmuu K8l Vctct1
8t88 Dgm2u

0tg0lcuu g02ct 0u0uc 8ctmc0c
0c0uKlV Dt m00c KuMm V8101. bKcglK g0g0Kctm
88DcCc 888 Vc MgumM lKM008 Du g0g0Kct
8mguM `0Mmc0c0um880ucKD18lcKVM01.
8CMc8` M 8 0um 0ccDm c 2K8c 00u M88u0
gc0 K8g8l. Ml` M8 00cV c cm M880 M
K8g8l. Mumc`uu 0088 8D1 deus ex mchina'd.
Mcgc,c8CMc8`lM Ml`8K80Mu2MMg8 cg8lcm00]K
88lH8tu lctKcll. t8K8l Mcgc, 88lcmuu K8D0u0 Du
c8c gt0Dcmctc gcl1cCcK Dt g020m0u 00c hMuc gclu
g0HmcKlc0. Nc Du 88lcm tc00c0cuct, 08h8 cVVcK g8u
Varoluuluk 71
sayltlana geri ekilme eilimindeydiler. Kierkegaad'da bu
eilm olsa olsa rk olara buluu. uas kesin ki, ethk-ola
ile estetik-olan arasndaki seimi, aklsal temelin orada
kaldas dmda Kt'm -ev ile eilim aasdak sei
b

kopyas olaa grebiliriz. Ve daha genel olaak, Kierke-
gad'm bireyi, Cogito'suz Caesia "Ben"i ad. Bu bnzer
l, Sae'n miris ald, Husserl'in ak Caesiaismi taafm
da pkit. Saee insa, aklsal ilk ilkelerin yerne kter
siz seimlern geirilmesi kouluyla, bilgi teorisinde Caesia
insid ve etde Kat isad. Evrenin aklsalln gaa -
t alta alaca hibir Mveya doa yoktur; ve yie ayn ekil
de, sAbolduumuz bilgiyi ve ona sAiblma tzm alalr
kl iin zornlu ola toplumsal olaa yerleik ve kabOl
edilen kterlerin oluturduu bir adala yoktur. Sae insin,
Descaes'm yapayalnz epistemolojik kA miissdr.
O hide, vaoluuluk bir dizi hata md ve hepsi bu mu?
Hepsi bu olsayd bile, vaoluuluk deersiz olmayacakt.
Felsefe tiribinin cihili olmak onu tekrarlamaya mahkOm
olmaktr sz burada yerini bulur. Belli bir anlamda, ama
vaoluulan niyet ettiinden taireo baka bir alada,
vaoluuluun byk

bir blm belli felsef teorilerin bir


reductio a absurdum 'uu
"
olut. Felsef teorileri zorlayp
kabOledilemez bir sonuca srklemek sOretiyle, onlada hati
ola ne olduu ve dolaysyla ayn zaada buu yerine bizim
ne sylememiz gerektii konusunda ok daha ak bir gr elde
ederz. Faat Sae' ve Heidegger'in ve Kierkegaad'm ilerine
ka hide doruk noktasna va belli bal igrler
vadr, zellikle ziin felsefesinde. Bunla ierisine kadkla
srlarda zp ayrak, vaoluuluun gemi tiribinden
Ziyide gelecekteki felsefe tiribinin iidir. rein Satre,
duygular ( emotions) zerine yad erken dnem denemesinde,
duygular hakknda sidece onlarn intentional olduklan
sylemekle kalma: o, duygula hakkndaki btn bir teoriyi
reductio a absurdu: samaya indigeme, abese i -n.
72 Alasdair Macntre
duygulan dnyay ya-byl aralarla deitirmeye ynelik
aal giiimler olmala temelinde aklar. Benim korkum,
bi korkuta eyden kurulmaya ynelik bir giriimdir. Kierke
gaad'n estetik-olaa, tragik. acya ve bu acy hissetmemizin
sebbine ilikin tarmasnn a ierisinde gelitidii aaiz,
bir insan baa gelen eyi o insindai bir kusOra bal grek
ie o insa bana gelen eyi evrendek bi kusOra bal grek
arasndaki ayrm hakknda gelitirilen parlak bir analizdir.
Heidegger'in zamasallk konusunda ve zaasallk deneyimi
konusunda Augustinus'u dnyeviletinesi, onun antologyasma
kopalaa bir ekilde bal deildir. Her halkada, felsefenin
ve psikolojinin snr noktasnda bulunan almalaa nihai
deilse bile ciddi bir kat vad.
Vaoluuluun paadoksu, byk varoluu sloganlada
bi bir felsef sistem ina ete imkan i etek olas;
byk vaoluulada bi tekn bile bunu yapmat kama
maa; ve onlan hepsi ii geerli olmak zere, sistematik
forun ta da onlan yapacan syledikleri etiyi yapmas,
ya kendilerinin bireysel kavramsal igrlerini aksi takdirde
siip olacaklanda daha az kabfl edilebili formla hainde
arplm ve taif etmi olmasdr. Bunda renilecek ders
udu: felsefede sistem hemen hemen kalmadr; bunu ay
dna varak sistematik formla ok fazla tehlike yaratmaszn
kulaabilir olmaktr; bunun ayda varay baaamaak i,
haddinden fazla kmseme iddias gttmz eye hemen
hemen kalma bi ekde kurbin dmekti.
Dizin
aln kul, 1 8
Andersen, Has Crstia, 7
agoiss, 2
at 22, 35, 49
ati-Caresia, 3
aiete, 22
a por, 2, 45
Auquinal Tomas, 3, 10, 55, 62
Augustus, 3, 9, 34, 36, 72
Arstoteles, 3, 29, 4, 54-58, 68
Aydnlama, o, 47
Ayer, 50
ayna imgesi, 36
Baden, 8
Barett, William, o
Beauvoir, 9, 62
Berson, 37
Bereey, 63
bilin, 33
Brntao, 3 , 32
Ba, Kal, 48-49
cogito, 2, 32, 7
Cus, 9, , 4, 47, 6
Cavin, 2, 48
Dai, 33-36, 50
. 32-33, 57-58
Dstoioveki, o, 4
D St, 8
dnya-ierside-olma, 33-34
ekonomik deterinizm, 45
estetk evre, 7
et evre, 7
eviden, 32
Faabi, 3
felsefe thi, 7, 28
fenomenoloji, 30-33
Fichte, o
Freud, 39
geist, 2
Greker, , 2, 4
Goete, , 5
gnah, 22-24
haiat, 2, 1 6, 35, 58, 6
Har, 67-69
Hege, 2, 7-2 , 26, 29, 37, 4-4,
55, 62, 70
Hegelciik, 7, l 7- 8
Heideger, 8, 10, , 26, 30-37, 4 ,
49-50, 52, 5457, 7
Hrstiya, , 3, 19, 2-22
Hume, 2, 30, 63-65, 68
Husserl, 8, 3033, 36, 39, 47, 54
lbsen, 22
bn RUd, 3,
brahim, 14
ielli, 29
itensizlik, 45
ide, 303
idealizm, 28
intentionalite, 30-3
itentionel nesne, 3 -32, 39
irsyonaizm, 1 2, 36
Japr, 9- , 2630, 47, 54
Kafa, 46
kyg, 3, 38
Kat, 29, 33, 39, 43, 70-7
Kierkegad, 7, O-9, 21-30, 34,
36, 4 , 4, 48, 50, 54, 57, 67
Kojeve, 9
korku, 2, 2627
Lter, , 4
Libniz, 55, 62
Le, 63
Lkeu ideer, 30
Luter, 7-8
74 Alasdair Macntre
Luk, 43
Mailer, Nora, 9
Macel, o. 7
Ma, 4, 55
Maism, lO, 43, 45
mutsu bilin, 8, 67
nyonal sosyaizm, 36
Naville, Per, 43
Nietce, 2, 29, 56
ora-olma, 33
ottk zt, 27-28
Z 38, 55
zbilin, 4
Uk, 22, 24, 39, 42-3, 45
zl, 1 6, 1 8
Paenids, 57, 59
P, 6, 9
Platon, 3, 1 2, 57-58
pzitiviz, o, 28
PreSokatiler, 58-59
Quine, 52
Rouentin, 38, 63
Royc, 47
Ryle, 32
sa 4. 38, 4, 6
sci vaohq, 35-36
s. 5. 8, , 37, 39. 5. 47.
50, 6, 6. 70
. 12-13, 5-16, 27, 42
Sokates, 1 O, 12
Ta, 7, 3-4, 22, 28, 35, 39, 48, 5
456, 70
Tillich, 56-57
Trendelenburg, 29
trsendent fenomenooji, 32
Unauno, 22
r. 22-2, 35, 37, 57
valk, 53-58
valu, 38, 54
vaiUfuluk, l O, 45-, 71-72
Wittgenstein, 32
yabanclama, 19
y
a vere, 3031
yo
kuk, 2, 55-56
zihin felsefesi, 48

You might also like