You are on page 1of 7

Kadı Burhaneddin

(1344 -1398)

Görkemli şair Kadı Burhaneddin Ahmed, Kadı Burhaneddin'in şiirleri dünyevî ve


Oğuzların Salur boyundan gelmektedir. Baba tarafı beşerî duygularla yazılmış güzel ve orijinal eser-
kadı neslidir. Annesi ise devlet adamı Abdullah lerdir. Bu şiirler Azerî Türkçesi nazım geleneğinin
Çelebi'nin kızıdır. Kadı Burhaneddin, daha ço- ilk örnekleri olsa bile, muhteva ve sanat de-
cukluğunda yüksek bilgiler tahsil etmiş; kadı, naip ğerleriyle ön plana çıkmaktadır. Divanın dili de
ve hükümdar olarak tanınmıştır. Emir Timur'a çok sade, açık, tabii ve tazedir. Bu şiirlerde aksini
karşı çıkmış ve on yedi yıllık hakimiyetini "barış ve bulan Terekeme saflığı ve samimiyeti, daha da ilgi
savaşlarda" geçirmiştir. 1398 yılında Akkoyunlu çekicidir.
hükümdarı Kara Yoluk Osman Bey tarafından öl-
dürülmüştür. Azerbaycan Edebiyatında ilk şair ve hü-
Kadı Burhaneddin, Azerbaycan Edebiyatı ta- kümdar sayılan Kadı Burhaneddin, kahramanlık
rihinde ana dilinde yazdığı divanı günümüze şarkıları yaratmış, mertliği, yiğitliği, savaşçılığı teb-
kadar ulaşan ilk şairdir. O'nun divanının kopyası, liğ etmiştir. Onun lirik kahramanı; erdemli, cesur
daha şairin sağlığında 1393 yılında çıkarılmıştır. ve hünerli bir insan tipidir. Sevgi duygularıyla se-
Divan, 608 sayfadır. Gazellerde mahlas yoktur ve vilen bu âşık, aynı zamanda kahramanlık gösteren,
divan da elifba sırasıyla tertip edilmemiştir. Di- kılıç çekip mutluluğuna yol açabilen bir yiğittir.
vanda 319 gazel, 20 rubai, 108 tuyug ve birkaç da Kadı Burhaneddin'in eserleri, edebî dil tarihi
müfret bulunmaktadır. Tuyug şeklinde ilk şiir ya- için de zengin malzemeler ihtiva etmektedir. Onun
zanın Kadı Burhaneddin olduğu da dikkat çe- şiirleri, kendinden sonra gelen Nesimî, Hataî ve
kicidir. Fuzûlî'nin sanat anlayışına da tesir etmiştir.

Qazeller

Nigârine, bu gözlerden nesîbi qanı üşşâqun, Ey eşsiz güzel! Senin bu gözlerinden âşıkların
Ki, her dem leblerim içün dökilür qanı üşşâqun. alacağı pay hani? Öyle ki her zaman senin du-
dakların için âşıkların kanı dökülür.
Müberqe oluben, şâhâ, nühüfte qıla hüsnüni, Ey güzellerin şahı! "Uşşak"ın cam, madem ki ne-
Nevası, rastı yoxdur meğer ki, canı üşşâqun. vası ve rastı yoktur, mübarka olunca güzelliğini
gizlemelidir. ( Bu beyitteki mübarka, neva, rast
ve uşşak kelimeleri musikîde makamları ifade
etmektedir.)
Belün kibi xilal oldux, ağızm tek xeyal oldux, Ey güzellerin şahı! Hayalin âşıkların misafiri
Xeyâlun olalı, şâhâ, bu dem mehmânı üşşâqun. olalı belin gibi hilâle döndük ve ağzın gibi gö-
rünmez olduk.
Gel ey eşqine quşanan, dil ü can ver, cefâ cövr al, Gel, ey sevgilinin aşkına talip olan kişi! Gönlünü
Geh assı, geh ziyan eyle, budur dükkânı üşşâqun. ve ruhunu verip karşılığında eziyet ve sıkıntı al.
Bazen kâr, bazen de zarar et. Ancak âşıkların
dükkânı böyledir.
Egerçi âm îmânın tamam eyler şehâdetler, Ey güzeller şahı, eğer halkın imanını kelime-i şe-
Kemâle irmeye sensüz, şehâ, îmânı üşşâqun. hadet tamamlıyorsa âşıkların imanı da sensiz ol-
gunluğa ulaşmaz.
II

Canumı eşqüne satdum dexi behâ ne gerek, Canımı aşkına karşılık olarak sattım, bana başka
Bana xo yoluna can vermeğe behâne gerek. karşılık gerekmez. Bana O'nun yoluna can ver-
mek için bahane, sebep gerekir.
Nigâra, qâmetüne qılmuşuz könüli feda, Ey eşsiz güzel! Gönlü senin boyuna feda etmişiz.
Zira ki, serv-i revane revan revâne gerek. Çünkü yürüyen selvi gibi boyuna karşılık can
gitmesi gerektir.
Dükâne baxmadı, bazarı olmadı könlüm, Gönlüm şimdiye kadar pazara çıkmadı,
Ve leyk le'l-i lebünçün varam dükâne gerek. dükkânlara bakmadı. Ancak şimdi kırmızı lal
taşı gibi dudağın için dükkâna gitmem gerekir.

Qanumı lebleri içdi vü düşdü araye qan, Sevgilinin dudakları kanımı içti ve aramıza kan
Canum dexi quşanuban bu qana qane gerek. girdi. Canımın da isteyerek bu kana kanması ge
rektir.

Nigâra zülfüni tağıd, qarası çoğ olsun, Ey eşsiz sevgili! Saçlarını dağıt, siyah rengi çok
Ya ada, ya sana layiq çeri yasane gerek. olsun. Ya adına , ya da sanına lâyık asker top-
lamak gerekir.

Kenarı andan ü andan kenare istemegil, Onun kucağını ve ondan uzaklaşmayı isteme.
Miyane derd-i dil ehli işi miyane gerek. Gönül dertlerinin işinin ortada olması gerekir.

Çü lütfüni bilürem ger günah qıldım ise, Madem ki onun bağışını bilirim; eğer günah iş-
Yazana qılma cefayı, cefa yazane gerek. lediysem, bunun cefasını yapana verme. Bu cefa,
onu kader olarak yazana gerektir.
III

Çin edelüm saçı çini xetâya saldı beni, Sevgilinin saçını kıvrım kıvrım edelim. Saçının
Sebeb nedür ecaba ki, cezaya saldı beni. kıvrımı beni yanlışlığa sürükledi. Acaba beni ce-
zalandırmasının sebebi nedir?
Dodağı buse dedi ve hevâle qıldı yüze, Dudağı öpme dedi ve yüze havale etti. Madem
Egerçi neqd idi vechi bir âya saldı beni. ki çok kıymetliydi, neden beni bir ay yüzlüye
gönderdi?
Gözüyle ki, könül xestedür davam umaram, Sevgilinin gözlerinden dolayı gönül hastadır ve
Tebib bilmedi nebzi, davaya saldı beni. ben ilaç beklerim. Ancak doktor nabzımdan an-
lamadı ve beni çare bulmaya gönderdi.

Könüli gendüye qullab ilen getürdi saçı, Sevgilinin saçı gönlümü çengeliyle kendine
İrağa atmağ içün qaşı yaya saldı beni. çekti. Sevgilinin kaşı beni uzağa atmak için yaya
koydu.
Ne dem durur ki, mis altun degül vücudun ile Ne zaman ki bakır, senin ateşine kendini feda
Feda olmaz oduna, kimyaya saldı beni. edip senin vücudunla altın olmadı, o an beni
kimya ilmiyle uğraşmaya mecbur etti.
IV
Xub cananda çox velî nâzik ü dilrübâ gerek, Dünyada güzel çok, ama nazik ve gönül çalan
Cana vida qıluban eşqine merhaba gerek. olmalı. Öyle ki cana veda edip onun aşkına mer-
haba demek gerekir.

Ben kim olam ki, depremdem bir qılmı gîsusunun, Ben kimim ki, sevgilinin başını elime alarak sa-
Başın eline alıban ol iş içün sebâ gerek. çının bir kılını kıpırdatayım? Bunu yapmak için
doğudan esen hafif ve tatlı bir rüzgar gerekir.

Qonça ağızın açmağa kimün eli irişiser, Goncaya benzeyen ağzını açmaya kimin gücü
Ateş- i eşq mevsümi irişiben hevâ gerek. yetebilir? Bunun için aşk ateşi mevsiminin gel-
mesi ve o mevsimin iklimi gerekir.

Ta ki, sefa gire ele Ke'be yüzinde ol bütün, Ne zaman ki, o put gibi güzel sevgilinin Kabe'yi
Cünne dexi qeba olub yene qeba ebâ gerek. andıran yüzünde mutluluk bulurum, o zaman
tülden dahi elbise olur. Ancak yine de elbisenin
kaim kumaştan olması gerekir.
Derdi ile çü esrüken dürdi ile yazam xumar, Sevgilinin derdiyle sarhoşken şarabın tortusuyla
Pes nedelüm çü xesteyüz derdümüze deva gerek. sarhoş yazayım. Ancak ne yapalım ki, hastayız
ve derdimize ilaç gerekir.
V
Serxoş gözü bilür ki, mestâne-yi eşqem ben. Sevgilinin sarhoş gözleri bilir ki, ben aşk sar-
Bir âqil-i me'nîyem dîvâne-yi eşqem ben. hoşuyum. Bir mânâ akıllısı ve aşk delisiyim.
Her bixiredün sözi ki, te'ne qılur bana, Her akılsızın sözü beni ayıplar. Ancak beni sen-
Senden beni ayırmaz, ez xane-yi eşqem ben. den ayıramaz, ben aşk hanesindeyim.
Cananeye ben canı çoxdur ki, revan etdüm, Ben sevgiliye çok defa canımı vermek istedim.
Canum benüm oldur ki, canane-yi eşqem ben. Çünkü benim canım odur ve ben aşk sev-
gilisiyim.
Gencîne-yi hüsnini püshan edeli dilde, Güzelliğinin hazinesini gönülde saklayalı gü-
Gökçeklikle bay oldur, vîrâne-yi eşqem ben. zellik zengini odur. Ben ancak aşk hazinesinin
bulunduğu viraneyim.
Rövşen bu durur, yanmaq oldu yüzine vâcib, Yüzün için yanmak bana şart oldu, bu açıktır.
Şem olmağa her cana pervane-yi eşqem ben. Her gönüle mum olmayabilir. Ben aşk per-
vanesiyim.

VI
Can olur ise bari canâne-yi eşq olsa, Can olursa aşka gönül vermiş olsun. İnsan, sar-
Mest olur ise kişi mestane-yi eşq olsa. hoş olursa aşk sarhoşu olsun.
Gözlerim inci akıtır, sarraf getirip göster. Eğer
süs taşı olarak inci hâline gelecekse bari aşk in-
Gözlerüm axıdur dür, serraf getür urdur, cisi olsun.
Dürdane olur ise dürdâne-yi eşq olsa.
Her kişi dünyada yiğitlik iddiası güder. İnsan
Her bir kişi dünyada erlikden eder deva, yiğit olursa, bari aşk yiğiti olsun.
Merdâne olur ise merdane-yi eşq olsa.
Herçend ki, her seme pervane düşer olur, Nasıl ki, her muma bir pervane tutulur. Yoldaş
Yoldaş bize bu yolda pervâne-yi eşq olsa. d bu yolda bize aşk pervanesi olsa.
Qddı lebi ol yarun şerbetlerini hazır, O yârin dudağı divane deli için şerbetlerini ha-
Dîvâne içün liyken dîvâne-yi eşq olsa. zırladı. Keşke bu divane, aşk divanesi olsa.

Rubailer

Dedüm lebüni sorsam ü emsem ola mı? Sevgiliye dudağını emsem, benim bu
Bu derdüme benüm eceb em-sem olamı? derdime acaba ilaç olur mu, dedim.
Çün irmez elüm veslüne, düşmişem irax, Madem ki senden uzak düşmüşüm, sana
Düşde xeyâlünün lebin emsem ola mı? kavuşamam, rüyamda hayalinin
dudağını emsem olur mu?
II
Şâd olur isem, veslün ile, qem ola mı? Bu senin kavuşmanla mutlu olursam,
Ben irmez isem, nesne size kem ola mı? üzülür müsün? Ben kavuşmazsam malınız
Sed pare vü mecruh eder idüm ciğeri, azalır mı? Ciğerimi yüz parça ve yaralı
Le'lün ile bilsem ana merhem ola mı? ederdim. Kırmızı lâl taşı gibi dudağın ona
III merhem olur mu?

Şâhâ, yüzünün gülini dersem, ola mı? Ey şah! Yüzünün gülünü dersem, toplasam
Ne çekdigümi yüzüne dersem ola mı? olur mu? neler çektiğimi senin yüzüne
Püste lebünün dileği benden candur, karşı söylesem olur mu? Fıstık dudağının
Redd eyleyüben sözüni sirsam, ola mı? benden istediği candır. Ben onu reddedip
IV
Mestane gözün dane-yi badam ola mı? Sarhoşça bakan gözlerin tanesi midir?
Xal ile saçun dane-yi ba dam ola mı? Benim ile saçın tuzaktaki buğday tanesi
Şirin dodağun baxdum idi baxtumdur, midir? Tatlı dudağın talihim idi, yine
işbu azacux dünyada bir kam ola mı? talihimdir. Bu kısacık dünyada bir mutluluk
V var mıdır?

Servün ki, revan oladı, revana vereler mi? Serviye benzeyen boyun yürüse, onu
Le'lüni bu dünyâ tolu cana vereler mi? cana verirler mi? Lâl taşı gibi kırmızı
Ben canı feda qılur isem, baxmağa bir kez dudağını, bu dünya işleriyle dolu olan
Hüsnüne senün şer' ile qana vereler mi? cana verirler mi? Ben senin güzelliğine
bir kez bakmak için canımı feda
edersem Tanrı buyruğuyla doyana
kadar bakmama izin verirler mi?

VI
Könlüm yene ol Leylîye Mecnûn olmış, Gönlüm yine o Leylâ'ya Mecnun olmuş.
Yaşum yene yar yoluna Ceyhun olmış, Göz-yaşm yine sevgili yolunda Ceyhun
Baxdum aralarında meğer xûn olmuş. nehrine dönmüş. Sevgilnin dudakları
Lebleri çekişmiş konlümi ola mı? gönlümle çekişip savaşmış mı ki, çünkü
aralarında kan bulunduğunu gördüm.
VII
Şükr ana ki, ben dilber-i narin severem, Ona şükür olsun ki, ben narin, ince dilberi se
Könlümü yar yoluna narin severem. verim. Gönlümü de sevgili yoluna narin, in
Bu gün severem ağzını ki, ölem anunçün, citmeden severim. Bu gün ağzını severim ki,
Ta yene dirilem deyü yarın severem . onun için ölmeye razıyım ve yine dirileyim
diye yarın da severim.
VIII

Le'lün, senama, derdüme em-sem olur ise, Ey put gibi güzel sevgili! Lâl gibi dudağın dert-
Bir sınamağ içün, nola, emsem olur ise, lerime ilaç olursa bir denemek için emsem ne
Dem qüdı lebün yüregümi nûşdur ana, olur? Dudağın yüreğimi tamamen kana çevirdi.
Can dexi fedâdur nola dem dem olur ise. Yüreğim ona içki oldu. Sevgiliye can dahi feda
olsun. Kan üstüne kan olsa ne olur?
IX

Xettün ki, xetâ eyledi, şâhâ ne qılam ben, Ey padişahım! Yanağında beliren ayva tüyleri
Ol ortada barı, senemâ, ben ne qılam ben. hata ettiyse ben ne yapabilirim? Ey tapılacak
Könlüm quşı içün eğer anı tuzağ etdi, derecede güzel olan sevgili, bir defa o hata
Hacet degül ansuz dexi zîrâ ki, ilem ben. meydanda, ben ne yapabilirim? Gönül
kuşunu avlamak için o ayva tüylerini tuzak
olarak kurmuş. JfîVX Buna gerek yok.
Çünkü ben zaten onlara tutulmuş bir dostum.

Könülde gizli bolsa bir tasadür, Gönülde bir başa geçme hevesi gizli olsa
Ömür ile ecel dexi hemkasedür da hayat ile ölüm aynı kâsededir. (Kâse;
Dünya bezminde iki alem dexi, burada beyni örten kemik kısım
Eşq eri gatmda hem bir kasedür. anlamındadır) . Dünya XI> meclisinde iki
âlem dahi, aşk erlerinin gözünde bir
kâsedir.
XI

Belüdür Haq qatmda girdarümüz, Allah'ın nazarında durumumuz bellidir. Öyle ki,
Eyle kim var mismü ü murdarumuz. kirli ve temiz taraflarımız vardır. Ey içki sunan
Saqi, vergil elüme tolu eyax, güzel! Elime dolu bir kadeh ver ki gönlümüzden
Kim gede bu könülden Jengarumuz. kirli yönlerimiz gitsin.
XII

Söz deyem sana eğer inanasın, Eğer inanırsan sana bir söz söyleyeyim:
Yar gözündür gözüne, ne sanasm. Sevgili gözüne gözündür, sen ne sanırsın-
Yarum anda bilesin ne durur, Eğer rakibe karşı meyledersen sevgilinin
Ger qerime qarşu sen yasanasm. ne olduğunu o zaman bilirsin.
XIII

Görmedüm sen tek letif, nazik cevan, Senin gibi lâtif ve nazik bir genç görmedim.
Tapuna olsun feda can u cehan. Can ve cihan sana feda olsun. Bir damlacık
Qetrece lütfün bize irer bolsa, lütuf bize erecek olsa, benim gözümde bin
Qetre tek ola qatumda bin uman. okyanus bile bir damlacık gibi olur.
XIV
Könlüni qaraxladı göz qarası, Sevgilinin gözlerinin karası gönlünü
Gör meni nene saldı göz qarası. yağmaladı. Kara gözleri gör beni ne hâle
Dirilmek yeg tağmğan imkanı var, koydu? Toplanmak iyi, ancak dağılmak
Necesi dirile eşq avarası. ihtimali de vardır. Aşk sersemlerinin ne
kadarı toplanabilir?
XV
Sohbet etdük bu gece şol yar ile, Bu gece o sevgiliyle; o gözleri yağmacı ve
Şol qaraxcı gözleri eyyar ile. hileci sevgiliyle sohbet ettik. Onunla bu an
Anı qılmalum anunla bu dem, esir olalım. Çünkü başka kimse ile olmadık.
Kir- qılmmadux dexi deyyar ile.
XVI
Tutmağıl bizge, ey can sen deg dexi, Ey can! Bize sen de kusur bulma. Allah da çok
Tutmağay köp mücrime deh Heq dexi. günahkârı iyi,hoş tutmayacak. Senin mekânında
Adem olduğ ise tapunda, nola, insan olduksa ne oldu? Üstelik leylek dahi bül-
Bülbül olmuşdur hele leqleq dexi. bül olmuştur.
XVII

Hemişe aşiq könlü biryan bolur, Âşığm gönlü daima kebap hâline gelir. Garibin
Her nefes qerib gözi giryan bolur. gözü ise her nefes alışında yaş döker. Sofu in-
Sufilerin dileqi mehrab, nemez sanların diliği mihrap ile namazdır. Yiğit kişinin
Er kişinün arzusu meydan bolur. arzusu ise savaşacağı bir meydandır.
XVIII

Yene can bir ummana talısardur, Can, yine bir okyanusa dalacaktır. Dalıp da çok
Talıban köp güherler alısardur. inciler alacaktır. Kara kılıç odanızdan çıkınca
Otanuzdan çıxıban qara qılıc, düşmandan çok ülkeleri alacaktır.
Düşmenden köp illeri alısardur.
XIX

Dövletinden qaçan olur xaksar, Senin devletinden, saadetinden kaçan perişan


Aşiq olur me'şuqmdan şermsar. olur. Âşık, sevgilisinden utanır. Himmetimiz iki
Himmetümüz iki alemde gezer, âlemde dolaşır, Amasya ya da Niksar nedir ki?
Nolısar Amasiya ya Nikisar.
XX

Can bu meydan içre agâh ola gah, Can, bu meydan içinde bazen uyanık olmalıdır.
Eşq erinün varlığı âh ola, ah. Aşk yiğidinin bütün varlığı da "âh" çekmek ol-
Kim bu yolda toğru ger varur ise, malıdır. Eğer bu yolda doğru olan kimse varsa o
Erligün evreninde şâh ola, şah. yiğitlik âleminde padişah olur.
XXI

Bu dünya bir nef s üçün olmış yalax Bu dünya bir nefis için yalak gibidir. Onun dibi
Dibi yaxındur onun degül irax. uzak (derin) değil, yakındır. Ey beyim! Saçlarını
Zülfüni tağıtma cem eyle, begüm, dağıtma, topla; yoksa bu cihan allak bullak ola-
Yoxsa olur bu cahan alax-bulax cak.
XXII
Tenimi hökm ede yar ya canımı? Sevgili vücuduma mı, ruhuma mı hükmeder?
Eşq eri tene cana yacanımı? Aşk yiğidi vücut ve can vermekten çekinir mi?
Yar yoluna can ü ten oynamayan Sevgili yolunda canından ve vücudundan vaz-
Erenler yasaqma yasana mı? geçmeyen, ermişlerin töresine dayanabilir mi?
XXIII
Meclisi kim xoş tutar enber, enber. Anber kokusu, toplanma yerini hoş hâle getirir.
Könüli kim aparur dilber, dilber. Dilber ise gönlü alıp götürür. İşini doğru yapan
Dünya ehlinün başını kim çeker, başkan, dünya insanlarının başını çeker.
İşini toğru qılan server, server.

You might also like