You are on page 1of 186

J ORGELUI S BORGES (24 Austos 1899, Buenos Aires/ Arjantin -14 Haziran 1986,

Cenevre/ svire), Arjantin tarihinde nemli yeri olan ngiliz asll bir aileden geli
yordu. I. Dnya Savann hemen ncesinde (1914) ailesiyle Cenevreye gt.
1919da buradan ayrlarak Mayorka ve Ispanyada birer yl kald. 1921de Buenos
Airese dndkten sonra doduu ehri bir anlamda yeniden kefetti. 1938dedokuz
yl boyunca alaca ktphane memurluuna balad. Ayn yl babas ld. Ar
dndan bandaki bir yarann iltihaplanmas sonucu geirdii kan zehirlenmesiyle
konuma yeteneini geici olarak kaybetti ve lmn eiine geldi. Uzunca bir sre
akit dengesini yitirecei korkusuyla yaad. Hastaln izleyen sekiz yl iinde
Kurgular dizisi ve Alef adl kitabnda toplanan hikyelerini kaleme ald. Yine bu
dnemde, H. Bustos Domecq takma adyla dedektif hikyeleri yazd (Don Isidro
Parodi in Alt Sorun - 1942). I 946da Jtati Peronun iktidara geliiyle, ktpha
nedeki iinden atld. 1955de Peron devrilince Arjantin Ulusal Ktphanesi M-
drlg'ne getirildi. Ayn sralarda Buenos Aires niversitesinde Ingiliz veAmeri
kan edebiyat profesrlne balad. Kaltmdan gelen bir hastalk nedeniyle
1920den beri grme bozukluu eken Borges bu yllarda grme yeteneini bt
nyle kaybetti. 1961deSamuel Beckettle birlikte Formentor dln kazannca
dnya edebiyat evrelerinin dikkatini ekti. Bu zamana kadar Buenos Airesin yazar
evreleri dnda pek tannan bir isim deildi. Borgesin, kurgularndaki karabasanl
dnyann anlatmnda gnlk dili zgn vekalc bir araca dntrerek kullanmas
veolaanst zeks, onu amzn ndegelen edebiyatlarndan biri yapmtr.
letiim Yaynlar 171 ada Dnya Edebiyat 30
ISBN 975-470-245-4
1. BASKI letiim Yaynclk A. . Mart 1992
2. BASKI iletiim Yaynclk A. . Austos 1992
KAPAK mit Kvan
KAPAK FOTORAFI Mnir H. Gle
DZG Maraton Dizgievi
DZELT Ahmet Abbas - Mustafa ahin
KAPAK BASKISI Sena Ofset
BASKI veCLT efik Matbaas
letiim Yaynlan
Klodfarer Cad. letiim Han No. 7 34400 Caaloglu stanbul
Tel. 516 2260-61-62 Fax: 516 12 58
JORGE LUIS BORGES
Glgeye vg
El ogi o de l a sombr a
EVREN Mni r H. Gl e
indekiler
EVRENN NSZ 7
ALAKLIIN EVREN SEL TARH (1935) 13
Korkun Kurtarc Lazarus Morell 15 / nanlmaz Sahtekr Tom Castro 24 /
Dul Ching, Korsan 31 / Hakszlk stencisi Monk Eastman 38 / '
lgisiz Katil Bili Harrigan 45 / Kaba Tren Yneticisi KotsukeNo Suke50 /
Maskeli Kuma Boyacs Mervli Hkim 56 /
PembeEvin Kesindeki Adam 63 / Mrekkep Ayna 72
SONSUZLUUN TARH (1936) 77
El-Mutasma Yaklam 79
KURGULAR / YOLLARI ATALLANAN BAHE (1941) 87
Dngsel Tapman Kalntlar 89 / Babil Kent Piyangosu 96 /
Herbert Quain'in Yaptlarnn ncelenmesi 104
KURGULAR / H LELER (1944) 109
Funes veSonsuz Bellek 111 / Y ahudann Deikesi 120 / Son 127/
Anka Mezhebi 131 / Gney 135
A LEF (1949) 143
l 145 / Tanrbilimciler 152 /
Tadeo I sidoro Cruzun Biyografisi (1829 - 1874) 162 /
Asterionun Evi 166 / teki l 169 / Deutsches Requiem XT1/
Eikteki Adam 185/ j4/ e/ 191
YARATICI (1960) 207
Yaratc 209 / D Kaplanlar 212 / Bir Diyalog zerineDiyalog 214/
Trnaklar 215 / rtl Aynalar 216 / Argumentum Ornithologicum 218 !
Tutsak 219 / Gstermelik 221 / Delia Elena San Marco 223 /
llerin Diyalogu 225 / r 228 / Bir Problem 229/Sar Bir Gl 231 /
Tank 233 / Martin Fierro 235 / Dnmler 237 /
Cervantes veQuijoteMeseli 239 / Cennet, XXXI, 108 240 / Saray Meseli 242 /
Herkes veKimse244 / Ragnark 247 / Cehennem, 1, 32 249 /
Borges veBen 251
GLGEYE VG (1969) 253
Etnograf 255 / Pedro Salvadores 258 1Sylence261 / Bir Dua 262 /
Sonu veBa 264
KAPLANLARIN ALTINI (1972) 267
Sz 269 / aknlk 271 / Drt evrim 273 /
Pedro Henriquez Urenamn D 275 / Saray 277 /
Hengist Adam Aryor 278
DEMR S K K E (1976) 281
M. S. 991 283 / Dman Olay 286
GECENN YKS (1977) 289
Biri 291 / Kaplan 292 / Bir Not 293 / Hkml 294 / Ai 296
RAKAM (1981) 297
Kitabn Eylemi 299 / Uykusuzluun ki Biimi 300 /
Dsel Bir yk in Not 302 / Andrs Armoa 303 /
Bir Df 305 / Nikon 306
SHAKESPEARE BELLE (1984) 309
25Austos 1983 311 / Mavi Kaplanlar 317/
Paracelsusun Gl 329 / Shakespeare Bellei 334
KOMPLOCULAR (1985) 345
At 347 / Abramowicz 349 / 1867 Ylnda Edmund Bishopun
zd Bir Kil Tabletten Paralar 351 / Biri Dlyor 353 /
flirt Dleyecek 355 / Sylencedeki plik 356 /
DneKavuma 357 / Edimburgda Dlenen D 358 /
Ser>Yapraklar 360 / Baka Bir Uydurma Para 363 /
Uzun Aray 365 / 982 367 / J uan Lpez veJ ohn Ward 368
BBLYOGRAFYA 369
TRKEDE BORGES 373
ev r en i n ns z
Yal n z krl eri n grd karanl kl ara bakmak
W. Shakespeare
B u KTAP, Borgesin setii bir balk, Glgeye vg (Elo-
gio de la Sombra) ad altnda, ilk yky kaleme ald 1935
ylndan, 1986da lmne dek yazd btn ykleri Trk-
eye kazandrma amacn tayor. spanyolca aslndan, b
tn eserlerinin topland Obras Completas I (Emece Edito-
res, Buenos Aires, 1974) ve I I (Emece Editores, Buenos Aires,
1989)ye bal kalnarak hazrland. Tomris Uyarn evirisi
lm vePusul a ile Fatih zgvenin evirisi Yollar atalla-
nan Bahenin, Kurgul ar ve Al efe ait ykleri ve benim Kum
Kitab ile Brodi e Raporu almalarm dndaki btn yk
ler bu kitabn kapsamna alnd.
Jorge Luis Borges adnn kaplad edebi dnyaya girme
nin en etkin yolu, belki de ncelikle iie girmi birok yazn
dan olutuunu kabullenmektir. Borges bu tanm birok Ba
tl yaratc iin kullanmtr (Joyce, Dante, Goethe, Queve-
do, Shakespeare), kendini de bu listeye katarsak, sanrm
pek yanlgya dm olmayz. Gerekte ada Arjantin ve
Latin Amerika edebiyatnn bir blm veya bir bal veya
7
bir eilimi deildir; lirikten metafizik masala, ultraist dne
minden son zamanlarndaki arkeolojik dleme, serbest na
zmdan son iirlerinin neoklasikliine, kendisi balbana
bir edebiyat oluturur. Bu edebiyatn kendi retorii ve bi-
embilimi, ilk bakta blk prk grnen bir yapt tutarl
bir btne dntren birletirici metafizii, uydurma alnt
lara dek uzanan benzersiz bir slubu vardr. Tm eitlilii
ne karn bu edebiyat, yaratcs ve gizli izlei olan kiinin,
Borgesin btnln aa karr.
Latin Amerikann en iyi yazarlar arasnda, Borgesi
yadsmak iin yazanlarn (Sabato, Marchal) veya onu a
mak iin yazanlarn (Marquez, Cortazar) says oktur. Ama
bir anlamda, hepsinin varl yalnzca ondan itibaren geerli
lik kazanr.
"Bir gelenek taklit etmemelidir, aksine srmeli ve verim
li olmaldr, canl ve kesiksiz bir deiim iinde olmaldr ve
bu deiimle zenginlemelidir."
Her ne kadar edeb anlaynda bir evrim grlyorsa da,
yazar tanmada ilk ykleri son ilediklerinden daha az
nemli deildir. nk, ilk ve son dnem eserlerinde byk
bir fark gzlenmez. Borgesde izlekler, yazsn oluturan ko
nular ve kavramlar pek deimezler: insan varlnn sannl
nitelii; somut dnyann aldatc doas; tm mantkl d
ncenin kanlmaz grelii; sonsuzluk ve sonsuz olaslk;
en kk olgunun tm evreni ierdii dncesi; aklmzdan
geen her eyin gerekten yaand veya yaanmasnn
mmkn olduu dncesi; her insann bir bakas, hatt
tm bakalar olduu inanc; baka bir yanlsama olarak Za
man; "dngsel zaman" ve "ebed tekrar" -insan deneyimleri
nin saysnn engin de olsa snrl olduu ve olaylarn gele
cekte yeniden yaanabilecei- gerei oalttklar iin ayna
lara duyulan kin, anlk mistik igrler ve kavraylar ve en
anlamls, hi eksik olmayan labirent simgesi.
Borges okurunun ileyebilecei yanlglarn banda, kur
gularn arkn sktkten sonra ilginin tkenecei inancna
saplanmak gelir.
Borgesin kulland dsel edebiyat, gereklerden ka
mak iin deil, gerein daha karmak bir biimini akla
mak iin kullanlr. Bu kurgularn zdeinde, grnte ni
hilist bir ileti alglyoruz: mantkla ynetilen, tresel ve zi
hinsel dzeyde deimez grnen ve bizim iinde yaadm
z sandmz dnya gerek deildir. Sama, karmakark ve
hepimizin yalnzca dlerde grd ve dlerimizin direten
kargaas sayesinde varolan dnyann nne gemeye al
an bir insan icaddr.
Gerein grnm bir maskedir ve Borges bu maske
araclyla ok daha kayg uyandrc bir karabasan esinler.
Bu nedenle, Borges metinlerini szc szcne okuyup,
nihilizmini yaptnn son aamas olarak grmek yanltr.
Kurgularnn ortaya koyduu evren, kaostan olumaz, olum
suz bak yalnzca grnmler dnyas iin geerlidir. Oku
yucu, kabuun altnda, gizli ve derin geree ulama yetisine
sahipse, kukusuz farkl bir gr edinecektir. Borgesin
amac basit grnmlerden daha gerek bir eyi aa kar
maktr. Bir putu, gereklii kabul edilmi bir eyi ykp, yeri
ne bir bakasn dikmek ona gre deildir.
Borgesin ykleri, bizi yalnzca saymaca olabilecek kesin
bir geree ulatrmaya almazlar, aksine kurgunun iinde
bizi, dnyayla ilikimizi oluturan zden farkl olmayan ve
onsuz gerek diye bir szcn varolamayaca yanlgya s
rklerler. Gerek olan tek btnlk, bizi btnyle yanlsa
maya drendir.
Yllar boyunca, adm adm, Borges dev ve hassas, esiz ve
garip yaptn iler. Eserlerinde binlerce yllk gemile yep
yeni izlenimler karrlar, Bat ve Dou ruhlarn birletirir,
gerek ve uydurma tm edebiyatlar ve tm felsefeleri bilen
9
usta ve kurnaz deha, grnmlerle ve sezilen gereklerle oy
nayarak, n tan skmyle, gerek imgenin aynadaki yan
ssyla kart basit olaslklardan oluan bir evren yaratr.
Tm yeryz yalnzca bir simgeler oyunudur ve her ey
bir bakas anlamna gelir. Hibir yapt, gizemi her zaman
pek yakn ve eriilmez olan bu birletirici grn derin ve
dehete drc gereini onun kadar iyi betimleyemez.
armak, sama bir ekilde, bu dnyaya yabanc den ey
leri grdn sanmaktr, oysa hibir ey olaanst deil
dir, nk evrenin kendi iinde elikiye dmesini engelle
mek bizim olanaklarmzn dndadr. Elimizden gelen tek
ey armak ve aknlmzn yeryznde yeri olmadn
bilmektir. Borgesin eserleri bu tuhafl abartarak yceltir
ve oaltr... ve gizlice rtr.
"Uzun bir d gibi tasarlanm bir yaam, belki de d
grenin olmad bir d, kendi kendini dleyen bir d, z-
nesiz bir d."
Bu metinlere dikkatle baknca, yklerin dnyasyla ya
ratcs arasndaki ortak kimlii sezeriz. Gerein Borges iin
bir karabasan olduu, bu yklerin de sanrl bir gerei, ya
zarnn gereini aktardklar duygusuna kaplrz. Bir yaza
rn btn yapabilecei dsel bir dnya yaratmaktr ve bu
dnyann yazarn kendinden baka snr yoktur.
Borges, dnyadan bir eyi yanstmaya kalkrsa, yalnz
ca kendini yanstarak bunu baarabileceinin bilincindedir.
Bundan sonra, kendi arayna kaplacak ve yalnzca kendi
kendini amaya zorlayan srekli devinimi yaama hkmn
giymeyi kabullenecektir. Sanki yalnzca sonsuz bir aray,
dnyann eksikliini bize fazlasyla hissettirdii btnlk al
dann salayabilirmi gibi. Bu gl sonsuzluu edimsel
klmann tek yolu imge iinde imgedir. nk gerekte imge,
aynalar ya da alef gibi, gizemli ve olanaksz her eyle birlikte
olas bir evren ierir.
10
Bu yklerin eretilemelerinin altnda, sonuta idealist
bir gerek kavray, insan olarak yazarn saplantl dene
yimlerine derinlemesine kk salm bir metafizik sakldr.
Maskelerin okluu, burada bir tek varln, yazarn btn
lne kar. Ama bu btnlk ardnda yine birok eyler
gizlidir. Bu yklerde, bitimsiz gecelerin, karabasan veya es
rime aralklarnda uykusuzluun sanrl berraklnn, sezgi
nin younlamasnn, alglamann ac dolu keskinliinin, en
belirgin eylerin birbirine kart ve snrlarn birdenbire
yok olduu anlarn rneklerine rastlayabiliriz.
Krlnn gitgide stne kapatt duvarlar arasna s
kan bu yalnz adam, kapal, fiziksel adan kstl, buna
karn, gerek boyutlarn asla renemeyeceimiz bir baka
dnyay tek bana yaratabilecek kadar zengin bir evrende
yayordu.
"insanlar gemii severler ve bu sevgiye kar benim
elimden bir ey gelmez, ne benim, ne de celltlarmn; ama
bir gn benimle ayn eyleri duyan bir adam gelecek ve bu
adam benim duvarm ykacak, benim kitaplar yokettiim
gibi ve benim anm silecek ve benim glgem ve aynam ola
cak ve kimse olmayacak.
Mni r H. Gle
evirilerin ithaf edilmesi pek allm bir uygulama deil, yinedeyllar
sren bir zdelemegerektiren vebu nc kitapla sona eren Borges
almam, yazdklarm okuyamayan en sevgili okuyucuma, Silviaya
veLena Dimaya sunmamn hogrleceini umuyorum.

Hi stor i a Uni ver sal de l a I nfami a
1935
K o r k u n K u r t a r i c i L a z a r u s M o r el l
Uzak neden
517DE Peder Bartolome de las Casas, Andlann zahmetli,
cehennemi altn madenlerinde canlan kan yerlilerin haline
ok acd. mparator Carlos Ve, onlarn yerine Andlann Rah
metli cehennemi altn madenlerinde canlar kacak zencileri
ithal etmeyi nerdi. Bir insanseverin yapt bu ilgin dei
tirime saysz olay borluyuz: Handynin "Wues'larn, Uru
guaylI ressam Don Pedro Figarinin Pariste elde ettii baa-
ny, yine Uruguayl Don Vicente Rassinin buruk dzyazs
nn gzelliini, Abraham Lincolnun mitlere yarar ycelii
ni, Kuzey-Gney savann be yz bin lsn, askeri de
neklere harcanan milyar be yz milyon, dsel Falucho-
nun heykelini, "Li nchar (lin etmek) fiilinin spanyol Dn
Kurumu szlnn on nc basksna alnmasn, coku
lu "Hallelujah" filmini, Carritoda "Pardos Y Morenos" (Es
merler ve Karalar)un nderi Solerein ynettii sngl
amansz saldry, bilinenine hanmn ban, Martin Fier-
15
ronun ldrd zenciyi, iler acs rumba "El Manisero"yu,
Toussaint Louverturen tutuklanp zincire vurulan Napol-
yonculuunu, Haitideki ha ve ylan "papaloi" bayla bo
azlanan keilerin kann, tangonun anas "habanera" ve
"candombe"yi.
Ayrca: korkun kurtarc Lazarus Morellin sulu ve gz-
kamatrc varln.
Yer
Sularn babas, dnyann en uzun nehri, Misissippi bu ben
zersiz rezile yarar bir sahne oldu (Misissippiyi Alvarez de
Pineda kefetti, ama ilk inceleyen eski Peru fatihi Kaptan
Hemando de Soto idi, nka efi Atahualpanm tutsaklk gn
lerini satran oynamay reterek ekilir hale getirmiti, g-
mt nehrin sular oldu).
Misissippi geni omuzlu bir nehirdir, Paranann, Uru
guayn, Amazonun, Orinoconun karanlk ve engin kardei
dir. Melez sulan olan bir nehirdir, denize kavutuu Meksi
ka Krfezine ylda boaltt drt yz milyon ton amurla
hakaret eder. Bunca eskil ve kutsal bir artk yn, srekli
erimekte olan bir ktann kalntlarndan beslenen dev ba
taklk servilerinin amur labirentlerinin, l balklarn ve
sazlarn snrlar geri ektii ve barn bu mide bulandrc
imparatorluun salad bir delta oluturdu. Daha kuzeyde,
Arkansas ve Ohio arasnda uzanan dz arazilerde yksek
ateli hastalklarn tuzanda, derisi kemiine yapm, sol
gun sar benizli, kendilerinde kum, tahta ve amurlu sudan
baka ey bulunmadndan, talara ve demire agzllkle
bakan bir insan rk yaar.
16
Adaml ar
19. yzyl balarnda (bizi bu zaman kesiti ilgilendiriyor),
Misissippi kylarndaki byk pamuk tarlalarnda zenciler
sabahtan akama kadar alrlard. Tahta kulbelerde, p
lak toprak zerinde uyurlard. Ana-oul ilikisi dnda, ak
rabalk balar saymaca ve belirsizdi. Adlan vard, ama so-
yadsz idare edebiliyorlard. Okumay bilmezlerdi. Yumuak
tiz sesleri, ar nl bir ngilizce ile arklar mmldanrlard.
Sraya girmi, kahyann krbac altnda iki bklm alr
lard, kamaya kalktklarnda, uzun sakall adamlar gzel
atlara biner, korkun kpekleriyle izlerini srerdi.
Kutsal Kitapm szcklerini, hayvansal umutlarn ve Af
rikadan kalma korkularnn kkeni zerine eklemilerdi; ya
ni inanlan sannkiydi. Kitle halinde ve yreklerinin derin
liinden ark sylerlerdi: "Go down Moses". Onlar iin Mi
sissippi iren rdn nehrinin gzkamatrc imgesiydi.
Bu zahmetli topraklann ve zenci srlerinin sahipleri,
uzun ve prl pml sal, isiz gsz ve agzl soylu kiiler
di. Nehre bakan ve beyaz amdan Grek taklidi stunlu girii
olan koca evlerde otururlard. yi bir klenin maliyeti bin do
lard ve uzun zaman dayanamazd. Kimisi hastalanmak ve
lmek gibi bir nankrlk yapard. Yaam bir gnlk bu ya
ratklardan olabildiince yarar salamak gerekiyordu. Bu
yzden tanskmnden gnbatmna kadar altmrlard.
Bu yzden ekimliklerden yllk ttn veya pamuk veya e-
karkam rn isterlerdi. Sabrsz ekim nedeniyle altst
edilip tkenen toprak, birka yl iinde ksrlaverirdi. a
murlu ve allarla kaplanm l ekimlikleri kaplard. evre
deki terkedilmi iftliklerde, sk ekerkam saplar arasn
da, kokumu balklarn ortasnda, "poor whites", beyaz
ayaktakm yaard. Balk, frsat dtnde avc, sr
17
hrsz, zencilerden alnt yiyecek art dilencisi bu adamla
r dknlklerinde ayakta tutan gururdu: katksz, safkan
olma gururu. Lazarus Morell bu beyazlardan iydi.
A dam
Amerikan dergilerinin yaymlad Morell fotoraflar gerek
deildir. Bylesine nl ve unutulmaz bir adamn gerek bir
portresinin bulunmamas raslant olamaz. Morellin nce iz
brakmamak amacyla, ayrca gizemini krkleyebilmek iin
gm levhadan kandn ileri srmemizde saknca yok.
Yaradltan kaynlm olmadn ve birbirine ok yakn
gzlerinin, ince dudaklarnn daha gen yata bile lehine a
lmadn da biliyoruz. Sonradan, yllar ona salar krla
an rezillerde, felein emberinden gemi ve cezasz kal
m sulularda grlen, bir eit hamet vermiti. Sefil o
cukluuna ve yaamn hakaretlerine karn, ne de olsa eski
bir gney soylusuydu. Kutsal Yazy bilmez deildi ve ei
grlmemi bir inanla vaaz verirdi. "Ben grdm onu, La
zarus Morelli kerevetin zerinde" diye belirtiyor Baton
Rougeun, Louisianadaki oyun salonlarndan birinin iletici
si, "rnek szlerini dinledim ve gzlerine yalarn dolduunu
grdm. Zina yaptn, zenci hrsz olduunu, Tanr nnde
katil olduunu biliyordum, yine de benim gzlerim de yalar
la doldu".
Bu kutsal idkmelerin bir baka deerli tankl da Mo
rellin kendidir: "Rasgele ncili atm, karma St. Pauln
son derece uygun bir ayeti kt ve bir saat yirmi dakika vaaz
verdim. Crenshaw ve arkadalar da zaman kaybetmediler ve
dinleyicilerin btn atlarn gtrdler; kendime ayrdm
kzl renkli kprdak biri dnda hepsini Arkansas eyaletinde
18
sattk. Crenshawm da houna gidiyordu, ama onun hibir
iine yaramayacan kantlamay becerdim."
Yntem
Bir eyalette alnp bakasna satlan atlar, Morellin sulu
meslek yaamnda basit bir araszden fazla deildir, yine de
imdi Alakln Evrensel Tarihinde gzel bir yeri olmasn
salayan yntemin nbelirtisidir. Yntemin esizlii yalnz
belirleyici "sui generi s" koullarndan deil, ayn zamanda
gerekli aalk lsnden, trajik umut smrsnden, ka
rabasann korkun evrimine benzer gelimesinden de kay
naklanr. Al Capone ve Bugs Moran, byk bir kentte, dev
sermayeler zerinde uysal makinal tfeklerle etkinlik gs
terdi, giriimleri yaygn, sradand. Tekel iin ekitiler, o
kadar. Morellin elinde, saylar bine varan, hepsi andimi
adam vard. ki yz tanesi Yce Divan oluturup emirleri
duyururken, teki sekiz yz kii uygulamay stleniyordu.
Tehlike astlarn payna dyordu. Bakaldr halinde, poli
se teslim ediliyor veya ayaklarna salam bir ta bal, sular
ar, gl nehre atlyorlard. Genellikle melezdi bunlar.
eytanca grevleri yleydi:
Sayg uyandrmak amacyla, geici gsterili yzklerle
donanm, gneyin geni ekinliklerini katederlerdi. Gariban
bir zenciyi gzlerine kestirip, zgrln salamay nerir,
kamasn ve uzakta baka bir iftlie satlmay kabullenme
sini tlerlerdi. Sonra sat fiyatndan bir yzde verip, yeni
den kamasn salayacak, ardndan da zgr bir eyalete
uurlayacaklard szmona. Para ve zgrlk, il il dolar
larla zgrlk, bundan daha iyi kkrtma olabilir miydi? K
le lk kan tehlikesini gze alrd.
19
Doal yol nehirdi. Bir sandal, bir vapurun ambar, byk
bir kayk, yksek bez tenteli veya bir kesinde kk bir
kulbe bulunan gkyz kadar geni bir sal, yerin nemi
yoktu, nemli olan yorulmak bilmez nehrin zerinde devinim
halinde ve gvencede olduunu duymakt. Baka bir ekimli
e satlrd. Yeniden saz ormanlarna ve akarsu yataklarna
doru kaard. O zaman, korkun yardmseverler (kle sa
knmaya balamtr bile) belirsiz masraflar bahane edip,
son bir kez daha satlmas gerektiini aklard. Karlnda
her iki satn yzdesini ve zgrln vereceklerdi. Adam
satlmaya raz olur, bir sre altktan sonra son defa polis
kpeklerinin ve krbacn tehlikesini hie sayard. Kan iinde,
ter iinde, umutsuzluk ve dlerle dolu geri dnerdi.
Son zgrl k
Geriye olgular hukuki adan incelemek kalyor: Morellin
kiralk katilleri, zenciyi sata sunmadan nce, ilk sahibinin
kam ihbar edip, bana dl koymasn beklerdi. O zaman
herhangi birinin yararlanmas mmknd, bylece sat
hrszlk deil, gveni ktye kullanmakt. Medeni adalet yo
luyla hak aramak gereksiz bir harcamayd, nk zararn
bedeli asla denmezdi.
Btn bunlar, geici olsa bile, rahatlatcyd. Ama zenci
konuabilirdi; zenci, saf minnetinden veya aptallndan, ko
numa yetisine sahipti. Eline vermeleri iin hibir nedeni ol
mayan gzelim pesolar savurmak iin gittii El Cairo Illi
nois genelevinde birka kadeh avdar vhiskysinden sonra
kpeolusu kle evladna giz miz vz gelir trs giderdi. Kle
lie kar bir partinin kuzeyi alkalad dnemdi, bir grup
zrdeli mlkiyet hakkn yadsyp, zencilerin zgrln ya-
20
yiyor ve onlar kamaya kkrtyordu. Morell anaristlerle
kartrlmak niyetinde deildi. O yankee deildi, gneyli bir
beyazd, beyazlarn olu ve torunuydu; bir gn ilerden elini
ekip, soylu biri gibi yaamay, fersah fersah pamuk tarlala
rna ve dizi dizi iki bklm klelere sahip olmay umuyordu.
Bunca deneyimden sonra, gereksiz risklere atlmayaca
akt.
Kaak zgrln beklerdi. O zaman Lazarus Morellin
karanlk melezleri bazen basit bir iareti amayan bir emir
iletir ve zenciyi grmeden, duymadan, dokunmadan, gnden,
rezillikten, zamandan, yardmseverlikten, balamadan, ha
vadan, kpeklerden, evrenden, umuttan, terden ve kendin
den kurtarrlard. Bir kurun, kallee bir bak darbesi, bir
tekne ve tek tanklar Misissippinin kaplumbaa ve turnaba-
lklar olurdu.
Y k m
Gvenilir adamlarn elinde i ancak byyp geliebilirdi.
1834 banda, altm kadar zenci Morell tarafndan "bam-
szlatrlmt; ve bakalar bu talihli ncleri izlemeye ha
zrlanyordu. Etkinlik alan genilemiti ve yeni yeleri silah
altma alma gerei ortaya kmt. Andienler arasnda, Ar-
kansastan bir delikanl, Virgil Stewart, ksa zamanda ac
maszlyla kendini gstermiti. Bu gen ok kle kaybetmi
bir soylunun yeeniydi. 1934 Austosunda yeminini bozup
Morell ve tekileri ihbar etti. Morellin New Orleanstaki evi
polis tarfndan kuatld. Morell ya dikkatsizlikten ya kar
hatrna, kamay baard.
U gn geti. Bu sre boyunca Morell Toulouse sokan
da, avlusu sarmak ve heykellerle dolu eski bir evde saklan
21
d. Anlald kadaryla, ok az yemek yedi ve dncelere
dalp birbiri stne puro tttrerek, durmadan yorulmadan
plak ayakla byk lo odalar arnlad. Evin klesiyle biri
Natcheze, teki Red Rivereeiki mektup gnderdi. Drdnc
gn, adam eve gelip tan aarncaya kadar onunla syleti
ler. Beinci gn, Morell akamst kalkt, ustura istedi,
zenle tra oldu. Giyindi ve dar kt. Dingin bir arlkla
kuzey mahallelerini geti. Krlara varnca, Misissippi dz
lklerinde daha hzl admlarla ilerledi.
Tasarsnda sarho gzpeklii vard. Kendine boyun e
me borcu olan son birka adam kullanacakt: gneyin yar
dmsever zencileri. Arkadalarnn katn grmlerdi,
ama dndn grmemilerdi. yleyse, zgr olduklarn
dnyorlard. Morellin tasars genel bir zenci bakaldr
sn, New Orleansn zaptedilip, igalini ngryordu. Taht
tan indirilmi ve ihanetten tr neredeyse aman dilemeye
dm Morell, kta boyutunda bir karlk vermeyi kuruyor
du, cinayeti Kurtulu ve Tarihe dntrecek bir karlk.
Durumunun en salam olduu yere, Natchezebu amala y
neldi. Bu yolculukla ilgili anlatsn aynen iletiyorum:
"Bir at bulmadan nce drt gn yrdm. Beinci gn,
suyla dirilip, biraz kestirmek iin bir dere kenarnda mola
verdim. Bir aa gvdesine oturmu katettiim yola bakar
ken, gzel, siyah bir ata binmi birinin yaklatn grdm.
Hemen o anda atma el koymaya karar verdim. Kalktm ve
gzel yivli bir tabancay zerine dorultup yere ayak basma
sn buyurdum; boyun edi; ben sol elimle dizginleri yakala
dm, adama dereyi gsterip ilerlemesi emrini verdim. ki yz
kar kadar yrd, sonra durdu. Soyunmasn buyurdum,
"Madem beni ldrmekte kararlsnz brakn da nce dua
edeyim" dedi. Duasn dinlemeye zamanm olmad karl
n verdim. Dizleri stne kt ve ensesine bir kurun sk
tm. Bir darbede karnn yardm, barsaklarn skp dere
22
nin dibine salladm. Sonra ceplerini kartrdm ve 400 dolar
37 sent ve bakmakla zaman kaybetmediim bir sr kat
buldum. izmeleri gcr gcrd ve ayama uyuyordu; benim
haat olmu izmeleri de derenin dibine gnderdim.
Natcheze girmem iin gerekli at ite byle elde ettim.
Kesi nti
Kendini asmay dleyen zenci bakaldrlarnn nderi Mo
rell; Morell nderlik etmeyi dledii zenci ordular tarafn
dan aslm - Misissippi Tarihinin bu gzkamatrc frsat
larnn hibirini alkoymadn itiraf ettiime kzyorum.
Btn iirsel adaletin (veya iirsel simetrinin) tersine, cina
yetlerinin nehri, kendi mezar bile olmad. 2 Ocak 1835te
Lazarus Morell, Silas Buckley adyla yatrld Natchez has
tanesinde akcier kanamasndan ld. Bir yatakhane arka
da onu tand. 2 ve 4 Ocakta, birok ekimliin kleleri, ok
kan dklmeden bastrlan bir bakaldr giriiminde bulun
dular.
23
NANILMAZ SAHTEKR TOM CASTRO
OnA BU ad veriyorum, nk 1850lerde Talcahuano San
tiago ve Valparaiso sokak ve evlerinde bu adla tannyordu;
yeniden adn stlendii de doru, imdilerde basit bir haya
let veya cumartesi elencesi sfatyla da olsa bu yreye dn
d.1Wapping nfus kt, admn Arthur Orton olduunu
belirtiyor ve 7 Temmuz 1834 tarihine kaydediyor. Bir kasa
bn olu olduunu, ocukluunun Londra kenar mahalleleri
nin i karartc yoksulluunu iyi tandn ve denizin ar
sn duyduunu biliyoruz. Olgunun tuhaf bir yan yok. "Run
away to sea", denize doru kamak, baba yetkesinden kop
mann geleneksel ngiliz yntemi, bir kahramanlk trenidir.
Corafyann d bu, hatt Kutsal Kitapn da (Mezmurlar,
CVII): "Gemilerle denize inenler, byk sul arda alanlar,
ite onl ar Tanr nm eserl eri ni ve dipsiz derinl i kl eri n ortas n
daki hari kal ar n grdl er."
(1) Bu ereti l eme, okuyucuya bu al ak yaam yklerinin bir akam gazet esi
nin haftal k cumartesi eki nde yayml andn anmsat ma olanan sal yor
bana.
24
Orton, iler acs kurum pembesi mahallesinden kat ve
bir gemiyle denize indi, allm d krklyla Gneyha
yldzlarn seyretti ve Valparaiso limannda firar etti. Tehli
kesiz bir aptald. Aklc bir bakla srtmas, sonsuz uysall
, Castro denen bir ailenin sevgisini ekti, adn da onlardan
ald. Bu Gney Amerika blmnden iz kalmad hayatnda,
ama minnetinin azalmadn 1861de Avustralyada hl
Tom Castro adyla ortaya kmasndan anlyoruz. Sydneyde
Bogle ile tant, zenci bir uak. Boglede, pek yakkl olma
sa da, yllarla, kilolarla ve zsaygyla ykl zencilerde gr
len, dingin ve antsal bir hava, kap gibi bir salamlk vard.
Etnografya el kitaplarnn onun rknda varolduunu kabul
etmedii bir baka nitelii de vard: deha esini. Daha ileride
kantn greceiz. yi ahlkl, doru drst, geleneklerin ve
Kalvinizmin ktye kullanm sayesinde eskil Afrika heves
leri gzelce yontulmu, bilgili bir adamd. Tanrmn arada
bir ziyaretini saymazsak (buna sonra deineceiz) btnyle
normaldi; kavaklarda durdurup, onu doudan, batdan, ku
zeyden, gneyden gelen ve yaamna son verecek zalim tat
tan kuku duymaya iten inat ve edepli korkusu dnda bir
zellii de yoktu.
Orton, bir akam Sydneyin yknt sokaklarndan birinin
kesinde onu farkettiinde, imgesel bir lm raslantsna
kar durmak iin cesaret topluyordu. Bir sre izledikten
sonra koluna girdi ve beraberce, ikisi de aknlk iinde,
tehlikesiz caddeyi katettiler. Gemie karan bir akamn o
anndan sonra, yarma ve kendine pek az gvenen zenci, i
ko Wappingli akl ksay kanatlan altna ald. 1865 eylln
de, ikisi de yeresi bir gazetede zn dolu bir iln okudular.
25
Taparcas na sevi l en l adam
1854 Nisannn son gnlerinde (Ortonun, ilililerin patio'la-
r kadar engin konukseverlik gsterilerini kkrtt bir sra
da), Mermai d vapuru, Rio de Janeirodan gelip Liverpoola
doru yolalrken, Atlas Okyanusu sularnda batt. Kayplar
arasnda, ngiliz subay, Fransada yetimi, ngilterenin en
byk Katolik ailelerinden birinin byk olu, Roger Char
les Tichborne da bulunuyordu. nanlmaz grnse de, ngiliz
ceyi en saf Paris vurgusuyla konuan ve yalnz Fransz ze
ks, incelii ve bilgiliinin bakalarnda uyandrd kz
gnl kkrtan, bu Franszlam delikanlnn lm, onu
asla grmemi Ortonun alnyazsnda temel bir dngy
oluturdu. Lady Tichborne, Rogerin dehete dm anas,
lmne inanmay reddedip, en geni datm olan gazete
lerde avunmaz bildiriler yaymlyordu. Bu bildirilerden biri
Boglenin yumuak ve kasvetli ellerine dnce, dahice d
nce ortaya kt.
Benzemezl i i n erdeml eri
Tichborne ince, ssl, keskin izgili, esmer tenli, siyah dz
sal, parlak gzl, rahatsz edici keskinlikte konumas olan
bir beyefendiydi; Orton bngl bngl, koca gbekli, sonsuz be
lirsiz hatlar olan, kzl tenli, kvrck kumral sal, uyuuk
bakl, bo veya sama sapan konuan kaba bir adamd.
Bogle, Ortonun grevinin, Avrupaya giden ilk vapura bin
mek ve Lady Tichbornea olu olduunu aklayarak umutla
rn doyurmak olduunu bulgulad. Tasar saduyuya aykr
ustalktayd. Kolay bir karlatrma aryorum. Sahtekarn
26
biri, 1914te Almanya imparatoru diye gemeye kalksayd,
ilk taklit edecei engel byklar, sarkk kollar, dik kalar,
gri pelerin, madalya dolu gs ve sivri ulu mifer olurdu.
Bogle biraz daha kurnazd, onun tantaca, tral, askeri,
simgelerden ve onursal kartallardan yoksun ve solkolu tutan
bir kaiser olurdu. Koutluu belirtmeyelim; dilediince gev
ek, tatl tatl aptalca srtan, kumral sal ve Franszca dili
konusunda ylmaz cehalette bir Tichborne sunduunu bilme
miz yeterli. Bogle zlemle beklenen Roger Charles Tichbor-
neun tpatp bir kopyasn salama olanakszlnn bilincin
deydi. Ayrca, elde edilebilecek tm benzerliklerin, kanl-,
maz farklar daha da vurgulamaya yarayacan biliyordu.
Bylece, btn benzeimlerden vazgeti. Savn kendini bil
mezliinin bile, bir sahtekrlk olmad konusunda inandr
c bir kant olacan anlad, nk bakas olsa bunca kar
tla bylesine kolaylkla boveremezdi. Zamann etkili i
birliini de unutmamak gerekir: Gney Yanmkrede geen
on drt yl ve talihin insan deitirebilecei gereini.
Bir baka temel neden: Lady Tichborneun bitimsiz ve
mantksz arlar Roger Charlesn lmediine kesinlikle
inandnn ve tanmak isteminin belirtisiydi.
K ar l ama
Tom Castro, hep uyarolu, oturup Lady Tichborne'a yazd.
Kimliini kantlamak ansna yarar iki beni ileri srd, ha
ni sol memesinin altnda, ocukluundaki ac, ite bu yzden
de unutulmaz olaydan, bir kovan dolusu arnn saldrsna
urad gnden kalma iki ben. Mektup ksayd, ve Tom
Castro ile Bogle kiiliine uygun, dilbilgisi ayrntsyla ken
dini skntya sokmayan bir mektuptu. Pariste bir otelin gr
27
kemli yalnzlnda, hanmefendi mektubu, gzlerinde ya
larla defalarca okudu ve bir-iki gn iinde olu tarafndan is
tenen anlar buldu.
16 Ocak 1867de, Roger Charles Tichborne, ayn otelde,
geldiini bildirdi. Saygl ua, Ebenezer Bogle ncelik edi
yordu. ok gneli bir k gnyd. Lady Tichborneun yor
gun gzleri yalarla buuluydu. Zenci pencereleri ardna ka
dar at. Aydnlk maske roln stlendi: anne savurgan o
lunu tand ve onu barna bast. Artk yanna dndne
gre, gnle ve Brezilyadan yollad mektuplara bovere-
bilirdi: on drt yas yl boyunca yalnzln besleyen basit,
sevgili yanslar. Marur, geri veriyordu bunlar: bir tanesi
eksik deildi.
Bogle, kendi kendine glmsedi: Sonunda Roger Charles-
n sessiz hayaletini belgelerle donatma olanana kavumu
tu.
A d maj orem dei gl ori am
Bu mutlu kabullenme -tam klasik trajedi- geleneklerine uy-
gun- mutluluu kesinletirerek veya en azndan olas k
larak bu yky talandrmalyd: gerek annenin, dzmece
ve uysal olun, dalaveresinin beklenmedik utkusuyla dlle
nen entrikacnn. Yazg (karmak binlerce nedenin sonsuz ve
kesintisiz bileimine bu ad veriyoruz) baka trl uygun gr
d. Lady Tichborne 1870te ld ve akrabalar medeni hale te
cavz gerekesiyle Arthur Ortona dava atlar. Gzya ve
yalnzlk tanmam ama agzl akrabalar, bu iko ve he
men hemen kr cahil, ok yersiz bir zamanda Avustralyada
ortaya kan savurgan oula hi kanmam iard. Orton, para
larn elde edebilmek iin Tichborne olduuna karar vermi
28
birok alacaklnn desteinden yardm umuyordu.
Aynca, aile avukat Edward Hopkinsin ve antikac Fran
cis J . Baigentin dostluuna bel balyordu. Her eye karn,
bu yeterli deildi. Bogle karlamay kazanabilmek iin,
halkn gl desteini salamak gerektiini dnd. Yk
sek apkasn ve kibar emsiyesini alp, Londrann namuslu
sokaklarnda esin aramaya kt. Akamd; Bogle bal rengi
bir ay, halka ak emelerin drtke sularnda ikiye bl-
nnceye dek dolat. Tanr ona yardm elini uzatt. Bogle bir
arabaya seslendi ve antikac Baigenteyolland. Antikac, Ti
mes gazetesine uzun bir mektup yazarak szm ona Tichbor-
neun yzsz bir sahtekr olduunu doruluyordu. Mektup
Isa Toplulukundan Peder Goudronun imzasn tayordu.
Baka ihbarlar bunu izledi, hepsi Papaclardand. Etkisi
annda grld: drst kiiler Sir Roger Charlesin Cizvitle
rin iren bir oyununa kurban gittiini kestirmekte gecikme
diler.
Ar aba
Dava yz doksan gn srd. Yze yakn tank, sann Tich
borne olduuna ant iti - aralarnda altnc Dragonlar Ala-
yndan drt silah arkada da vard. Yandalar sahtekr ol
madn, olsayd rneinin genlik resimlerine benzemeye
abalayacan tekrarlayp duruyordu. Bunun yansra, Lady
Tichborne onu tanmt ve bir annenin yanlmayacan her
kes bilirdi. Her ey, aa yukar her ey tkrnda gidiyordu,
Ortonun eski bir sevgilisi tank blmesine arlncaya ka
dar. Bogle, "akrabalarn" bu kallee oyunu karsnda so
ukkanlln kaybetmedi; apka ve emsiyesini isteyip
Londrann namuslu sokaklarnda bir nc esin aramaya
29
kt. Buldu mu asla renemeyeceiz. Primrose Hille var
madan az nce, alarn karanlndan beri peini brakma
yan korkun tat onu yakalad. Bogle geldiini grd, hay
krd, ama engel olamad. iddetle kaldrma frlatld. Beygi
rin badndrc nallar kafasn ezdi.
Hortl ak
Tom Castro, Tichbomeun hayaletiydi, ama Bogleun dehas
nn yaatt zavall bir hayaletti. lmn haber alnca, y
kld. Yalan sylemeyi srdrd, ama cokusuz ve sama e
likilerle. Sonu kestirmek kolayd.
27 ubat 1874te, Arthur Orton (namdier) Tom Castro,
on drt yl ar hapis cezasna arptrld. Tutukevinde, her
kesin sevgisini kazand, meslei buydu. rnek davran, ona
drt yl indirim salad. Bu son konukseverlik de -
tutukevininki- bitince, Birleik Krallkn kylerini ve balca
merkezlerini gezerek masumluunu aklayan veya suunu
dorulayan kk sylevler verdi. Alakgnlll ve bee
nilme arzusu ylesine itendi ki, birok kez savunmayla ba
layp, itirafla bitirdi, halkn eilimleri tek kaygsyd.
2 Nisan 1898de ld.
30
Du l Ch in g , K o r san
K A DI N korsan terimi, hafif rahatsz edici anlar uyandrma
riskini tayor: eski renksiz moda dergilerinin, ev kadn ol
duklar su gtrmez birilerinin, besbelli kartondan denizler
zerinde korsanclk oynamasnn ansn. Buna karn, ka
dn korsanlar vard: gemilerinin dmenini tutma, yontulma
m tayfalara komuta etme, yksek bordal gemilere rampa
edip saldrma yetenei olan kadnlar. Bunlardan biri Mary
Read idi, bir keresinde korsanlk mesleinin herkesin becere
bilecei bir i olmadm, ve yakr biimde yapabilmek iin,
onun gibi, yrekli bir adam olmak gerektiini bildirmiti.
Meslek yaamnn iddetli balangcnda, daha kaptan deil
ken, aklarndan biri geminin kabadaysnn hakaretine u
ram. Mary adam delloya arp, onunla iki elini birden
kullanarak dvm, Karaip Denizi adalanna zg eskil
usulle, sol elinde derin ve kukulu tabanca, sa elinde sadk
kl. Tabanca ate almam, ama kl sz dinlemi... 1720
ylna doru, Santiago de la Vega (Jamaika)da bir spanyol
daraac Mary Readin tehlikeli yaamna son vermi.
31
Ayn denizlerin bir baka korsan kadn da Anne Bonney
idi, dik gsl dank sal nefis bir rlandal, borda borda
ya birok saldrda, vcudunu tehlikeye att. Mary Readin
silah arkadayd, sonunda daraac orta da oldu. Sevgilisi,
kaptan John Rackam da bu gsteride, yal halatn kuand.
Anne, aalayarak, Ayenin Bahadr knamasnn u etin
deikesini buldu: "Eer erkek gibi dvseydin, kpek gibi
almazdn".
Daha talihli ve uzun yaayan bir bakas, Asya sularn,
San Denizden Annam snrndaki kylara kadar kasp ka
vuran kadn korsand. Pek saval Dul Chingden szediyo-
rum.
rakl k y l l ar
1797ye doru bu denizin birok korsan filosunun pay sahip
leri bir konsorsiyum kurup, bana Ching adl, adalet dk
n ve kendini kantlam bir adam amiral atadlar. Kylar
talan etmekte ylesine sert ve rnek davrand ki, oturanlar
dehete dp, armaan ve gzyalaryla, imparatorluktan
yardm dilediler. e dokunan dilekeleri yantsz kalmad:
kylerini yakmalar, balklk iini unutmalar ve ieri top
raklara gedip, tarm denen bilinmedik bir bilimi renme
leri buyuruldu. yle de yaptlar ve yoksun kalan istilaclar
ssz kylardan baka ey bulamadlar. Sonuta kendilerini
gemi saldrlarna vermek zorunda kaldlar: ncekinden da
ha zararl bir yamaclk, nk ticarete ciddi lde ket vu
ruyordu. mparatorluk ynetimi duraksamad, ve eski balk
lara saban ve boyunduruu brakp, alara ve kreklere
dnme emrini verdi. Bunlar, eski korkularna sadk kalarak
bakaldrdlar, ve yetkililer yntem deitirme kararna var
32
d: amiral Chingi mparatorluk Ahrlarna ef atadlar. Az
kalsn ayartlmay kabulleniyordu. Pay sahipleri zamannda
haber aldlar ve erdemli fkeleri, kendini pilav garnitrl ze
hirli yaprak sebze taba eklinde gsterdi. Oburluk ldr
c oldu: eski amiral ve mparatorluk Ahrlar acemi efi ru
hunu deniz tanrlarna teslim etti. Dul kans, bu ifte iha
netten ehre deitirmi halde, korsanlar toplantya ard,
bu bulank olay aa vurdu ve hem imparatorun sahte g
nl yceliini hem de kazanlar olan al pay sahiplerinin
nankr hizmetlerini reddetmeleri iin sktrd. Kendi he
saplarna bordalamalarn ve yeni bir amiral semelerini
nerdi. Seilen kendi oldu. ri kemikli, feri kam gzleri ve
rk bir glmsemesi olan bir kadnd. Kara ve yal sala
r gzlerinden daha prltlyd.
Sakin emirleriyle, gemiler tehlikeye ve ak denize atld
lar.
Komut
Yntemli serven dolu on yl geti. Donanma alt filodan
oluuyordu, herbirinde ayr renk bir bayrak dalgalanyordu:
krmz, san, yeil, siyah, mor ve ylanl olan amiral gemi
nindi. eflerin adlar Ku ve Ta, Da Suyunun Cezas, Tay
fann ncisi, Balk Dolu Dalga ve Yksek Gne idi. Dul
Chingin kendi eliyle kaleme ald tzk aman vermez bir
sertlikteydi; ve ksa ve z biemi, daha sonra birka ackl r
neini vereceimiz in resmi biimini aldatc bir grkemle
ssleyen retoriin solgun ieklerine boveriyordu. Birka
maddeyi kopye ediyorum:
"Dman gemisinden alman btn ganimet depoya ko
nulacak ve kaydedilecektir. Sonradan, her korsana kiisel
33
ganimetinin bete biri verilecektir; bakiye depoda kalacaktr.
Bu emrin ihlli lmle cezalandrlacaktr.
[zel izin almadan yerini terkeden korsann kulaklar
herkesin nnde delinecektir. Ayn suu bir daha ilerse
lmle cezalandrlacaktr.]
Kylerden karlan kadnlarla her trl oynama gver
tede yasaktr; gemi muhasebecisinden izin almak ve anbar-
lardan kmamak gerekir. Bu emrin ihlli lmle cezaland
rlacaktr."
Tutsaklarn salad bilgiler, bu korsanlarn gnlk ye
meklerinin balca peksimet, besili iko fareler ve halan
m pirinten olutuunu, ve arpma ncesi ikilerine barut
kattklarn kesinliyor. Hileli iskambil ve zarlar fantan kade
hi ve drtgeni, dl afyon piposu ve ufak fener bo saatlerde
onlar oyalyordu. Ayn zamanda kullanlan iki kl en ok
sevdikleri silahlard. Rampalamadan nce, yzlerine ve b
tn gvdelerine, top saldrlarna birebir gelen tlsm, sarm
sak demlemesini serperlerdi.
Tayfalar karlarn beraberlerinde getirirlerdi, kaptann
haremi vard, zaferlerin yeniledii be-alt kadndan oluur
du.
Gen i mparator Ki a-Ki ngin szl eri
1809 ylnda, bir imparatorluk ferman karld, ilk ve son
blmlerini eviriyorum. ok kii biemini eletirdi:
"Zavall ve zararl insanlar, ekmei ayaklar altnda i
neyen insanlar, vergi tahsildarlarnn ve kszlerin haykr
larna kulak asmayan insanlar, ejderha ve anka resimli i
amar giyen insanlar, basl kitaplardaki gerei yadsyan
insanlar, gzyalarn kuzeye dnk aktan insanlar, nehirle
34
rimizin mutluluunu ve denizlerimizin eskil gvenini bulan
dryor. Kt durumdaki krlgan tekneleriyle, gece ve gn
dz, frtnaya kar duruyorlar. Amalan iyiniyetli deil: ger
ek gemicinin dostu deil bunlar, asla da olmayacaklar. Ona
yardm elini uzatmaktan ok, kyc bir srayla baskn ya
pyor ve ykma, sakatlamaya veya lme srklyorlar.
Bylece Evrenin doal yasalann bozuyorlar ve bu yzden
nehirler tayor, kylar kayboluyor, oullar babalarna kar
kyor, ve yalk ve kuruluk yasalan karyor... Bu neden
den dolaydr ki, seni cezaya ykmlendiriyorum Amiral
Kvo-Lang gnl yceliinin bir imparatorluk ayncal oldu
unu ve bir uyruun buna hak iddia etmesinin kendini be
enmilik olduunu sakn unutma. Acmasz ol, adaletli ol,
uysal ol, utkulu ol."
Lf arasnda gemilerin kt durumuna gnderme, doal
olarak dzmeceydi. Kvo-Langm adamlarna cesaret verme
amacn gdyordu. Doksan gn sonra Dul Chingin kuvvet
leri Orta mparatorlukunkilerle arpt. Bin kadar gemi sa
bahtan akama savatlar. an, davul, top, kfr, gong ve
kehanet sesleriyle kark bir koro eyleme elik etti. mpara
torluk ordusu yenilgiye urad. Ne balama yasa ne salk
verilen acmaszlk kendini gsterme frsat bulabildi. Kvo-
Lang, bugnk yenilen generallerimizin unutmay setikleri
bir treni izledi: intihar.
Dehete kap l an k y l ar
Bylece, anl Dulun alt yz sava yelkenlisi ve krk bin ut
kulu korsan, yangnlar, iren enlikleri, iskele ve sancakta
kszleri birbiri ardna dizerek, Si-Kiang halicini trmand
lar. Baz kyler kknden kaznd. Bir tek yerde, tutsaklann
35
says bini at. Yakn kam ve eltik tarlalarnn kark s
mana saklanan yz yirmi kadn, bir ocuun bastramad-
alamas ile aa kt, ve Macaoda satld. Ne kadar
uzaksa da bu talandan kaynaklanan iler acs gzyalar ve
yas, Tanrnm olu, Kia-Kingin kulana alnd. Baz tarih
iler, bu haberin ona cezalandrma seferinin baarszln
dan daha az dokunduunu iddia ediyorlar. Her neyse, san
caklar, denizciler, askerler, sava gereleri, erzaklar, kahin
ler ve mneccimlerle donanm bir ikinci sefer dzenledi.
Buyruk bu kez Ting-Kveiye dt. Bu ar gemi topluluu
Si-Kiang deltasn kt ve korsan filosunun yolunu kesti.
Dul savaa hazrland. G, ok g, hatt umutsuz olduu
nun bilincindeydi; geceler ve aylar boyu sren yama ve e
lence adamlarn gevetmiti. Sava bir trl balamyordu.
Durmadan yorulmadan, gne titrek sazlar arasnda dou
yor ve batyordu. Adamlar ve silahlar uyank kalyordu.
lenler etin, le sonralar bitimsizdi.
Ej der ha ve di i ti l ki
Buna karn, imparatorluk filosu gemilerinden her akam
hafif ejderhalarn uyuuk uular ykseliyor ve dman su
larna ve gvertelerine kibarca konuyordu. Kattan ve saz
dan yaplma hava mekanizmalaryd, uurtmay andryor ve
krmz veya gm renkli yzeyleri hep ayn imgeyi tayor
du. Dul kaygyla bu dzenli gktalarn inceledi ve zerle
rinde, tekrarl nankrlklerine ve devaml uularna ra
men, dii tilkiyi korumay srdren ejderhann yava ve ka
rk masaln okudu. Ay inceldi, kattan ve sazdan imgeler
her akam ayn yky, alglanmas g deikelerle getirdi
ler. Dul zntyle dnceye dalyordu. Gkyznde ve kzl
36
suda yeniden dolunay belirdiinde, yk sonuna varma
benziyordu. Kimse bunun sonsuz bir balama m, yoksa di
i tilkinin zerine yklacak snrsz bir ceza m ldn
kestiremiyordu, ama kanlmaz son yaknd. Dul anlamt.
ki klcn nehire att ve bir kaya diz kp amiral gemiye
gtrlmeyi buyurdu.
Gn batmyd: gkyz, bu kez sar, ejderhalarla doluy
du. Dul bir cmle mrldanyordu; "Dii tilki ejderha kanad
n aryor" dedi gemi bordasna karken de.
Kutsama
Tarih yazarlar, dii tilkinin balandn ve uzun yall
n afyon kaakl yaparak geirdiini aktaryorlar. Dul ol
maktan da vazgeti; karl 'Gerek reti Prlts olan bir
ad ald.
"O zamandan sonra (diye yazyor bir tarihi) tekneler hu
zura kavutu. Drt deniz ve saysz nehirler gvenli ve bar
l yollara dnt.
Kyller kllar satp, tarlalarn srmek iin kz ala
bildiler. Kurbanlar kestiler, dalarn tepesinde dualar yakar
dlar ve gn boyunca paravann ardnda arklar syleyerek
neelendiler."
37
Ha k si z l ik st en c s Mo nk E ast man
Bu Ameri kadaki l er
MAV duvarlar ve engin gkyz nnde aka seilen, dar
kara elbiselere brnm, kadn ayakkablar giymi iki ser
seri dans ederler, ciddiyetle, eit uzunlukta iki ban dansn;
karanfil bir kulaktan dnceye, adamlardan birine bak sap
lanp, yatay lmyle mziksiz dans kapatmcaya dek. Yazgs
na boyun een teki, geni kenarl apkasn bana yerletirir
ve yalln bu esiz dellonun anlatmna adar. Bizim ayak-
takmnn aynntl yksnn tamam bu kadardr. New York
kavgaclarnnki ok daha badndrc ve kabadr.
teki Ameri ka''daki l er
New York eteleri tarihinde (1928de Herbert Asbury tara
fndan sekiz yapraklk 400 sayfadan oluan hatr saylr cilt
38
te ortaya karlmtr) barbar kozmogonisindeki ayn kar
maklk ve kan dkcle raslanr, dev budalalklara da:
ucuz zenci konutlarna dntrlm eski birahane mah
zenleri; katl harap bir New York; irkefler labirentini so
yan Bataklk Melekleri (Swamp Angel s) gibi hergele eteleri;
on-on bir yanda yeni yetme katilleri ie alan Daybreak
Boys (Tan ocuklar) gibi hergele eteleri; ynle doldurul
mu yksek kat apkalaryla, ve kenar mahalle yelleriyle
dalgalanan gmleklerinin geni etekleriyle sonradan gelenle
ri inanlmaz derecede gldren, ama ellerinde coplar ve de
rin tabancalar ile gezinen Kibirli Dayaklar (Pl ug Uglies) gi
bi yalnz ve gzpek devler; kavgaya bir sopann ucuna l
bir tavan sallandrarak giden l Tavanlar (Dead, Rabbits)
gibi hergele eteleri; alnndan sarkan iyice yalanm pere
mi, maymun kafal bastonlar, baparmann stnde sak
layp, hasmlarnn gzlerini oymakta kulland bakrdan
zarif aletiyle nl Zppe Johnny Dolan gibi adamlar; tek di
darbesiyle canl bir fareyi paralayan Kit Bums gibi adam
lar; onun iin gururla alan orospunun pezevengi, koca
l gzl sarn delikanl Kr Danny Lyons gibi adamlar;
New Englandl yedi kz kardein Noel gecesi gelirini hayr
ilerine ayrd ev gibi krmz fenerli evlerle dolu sokaklar;
lgna dnm farelerin ve kpeklerin kaptrld yerler;
in kumarhaneleri; Gophers etesini yneten btn erkekle
rin gzbebei ve tutkusu srekli dul Kzl Norah gibi kadn
lar; Danny Lyons haklandnda yas tutan ve onunla eski a
k l kr adam yznden dalaan Tatl Maggienin boazla
d Kumru Lizzie gibi kadnlar; hrszlarn yz yapy atee
verip, ii kenti ele geirme noktasna vardrd 1863 vahi
haftas gibi ayaklanmalar; denizde kaybolur gibi, adamn
lmne,ayaklar altnda ezildii sokak kavgalar; Zenci Yos-
ke gibi at hrsz ve zehircileri -bunlarn hepsi bu dank ta
rihi dokur. En nl kahraman Edward Delaney, namdier
39
William Delaney, namdier Joseph Marvin, namdier Jo
seph Morris, namdier Monk Eastmandir, bin iki yz ada
mn efi.
Kahraman
Bu aamal kimlikler (kimin kim olduunu bilmediimiz bir
maske oyunu gibi dayanlmaz) gerek adn unutturuyor - o
kadar ki dnyada byle adlandrlabilecek bir eyin varoldu
u dncesini gze alyoruz. Her neyse, Brooklyn, Williams
burg Nfus Dairesi ktnde Edward Ostermann ad altn
da kaytl, sonradan Eatman diye Amerikanlatrlm. in
garip yan, bu frtnal alan Yahudi olmasdr. Kosher de
nen ve haham sakall adamlarn, kurallara gre kan aktla
rak boazlanm ve kez ykanm danalarn etini tehlike
sizce sindirdikleri bir lokanta sahibinin oluydu. On dokuz
yanda, 1892ye doru, babasnn yardmyla bir kuu dk
kan at. Hayvanlarn yaamn izlemek, kk kararlarna
ve akl almaz masumluklarna tank olmak, sonuna dek ona
elik eden bir tutkuya dnt. Yllar sonraki grkemli d
nemlerinde, Tammanynin illi Sacheml ar mn sunduu Ha
vana purolarn horgryle geri evirirken veya gondoln pi
kardeini andran erken bir otomobille en iyi genelevleri tur
larken, satlk olmayan yz cins kediyi ve drt yzden fazla
gvercini barndran, ikinci ve sahte bir dkkan daha at.
Herbirini ayr ayr severdi, sk sk, seilen kedi kucanda,
ve kskanlkla izleyen tekiler ardnda, yurtluunda yr
ye kard.
Ypranm, antsal bir adamd. Boynu boa gibi ksa, g
s kar konulmaz, kollar kavgac ve uzun, burnu krk, y
z yara izleriyle kuanmsa da gvdeden daha az dikkat e
40
kici, bacaklar svari veya denizci gibi arpkt. Gmlekten
de, ceketten de vazgeebilirdi, ama koskoca kafas zerine
yerletirdii yamal, yksek, ufak apkadan asla. nsanlar
ansn hl saklyorlar. Bedensel olarak, filmlerdeki all
m gangsterler, prsk ve anlalmaz Caponenin deil,
onun solgun karikatrdr. Sylediine gre, Wolheimm
Hollywoodda ie alnmasnn nedeni, bedensel yapsnn,
rahmetli Monk Eastman dorudan antrmasyd. Monk
Eastman, omuzunda mavi tyl bir gvercinle hergeleler im
paratorluunu dolamay severmi, srtnda akrak kuu ta
yan boa gibi.
1894te, New York, dans salonlarndan geilmiyordu.
Eastman bunlardan birinde dzeni salamakla grevlendi
rildi. Efsanenin anlattna gre, patron onu ie almak iste
meyince, Monk o zaman grevde olan bir ift yarmann b
yk grlt patrtyla pestilini karp yeteneklerini kantla
m. 1899a kadar, korku saarak ve tek bana ii stlendi.
Yattrd her ateli iin, kaba topuzuna bakla bir
entik atyordu. Bir akam, bira bardana eilmi frlayan
dazlak bir kelle dikkatini ekti, ve bir cop darbesiyle yere
serdi. "Elliye bir entik kalmt" diye bard sonra.
Si pari
1899dan sonra, Eastman yalnzca nl deildi. nemli bir
kazann seim grevlisiydi, krmz fenerli evlerden, kumar
hanelerden, kaldrm gediklilerinden ve uursuz batakhane
hrszlarndan ykl para yardm topluyordu. Kurullar, k
t oyunlar dzenlerken ona danyordu, bireyler de. cret
leri yleydi: kulak koparmak 15 dolar, bacak krmak 19 do
lar, kalaya bir kurun 25 dolar, baklama 25 dolar, iin ta
41
mam iin 100 dolar. Arada bir, hamlamamak iin, Eastman
siparii kendi elleriyle hazrlyordu.
Bir snr sorunu (sonradan uluslararas kanunun ertele
dii tekiler gibi ince ayrntl ve iinden klmas g) onu,
yine ok nl baka bir ete reisi Paul Kelly ile kar karya
getirdi. Kurunlar ve devriyelerle dalamalar bir snr belir
lemiti. Bir sabah Eastman bu snr at ve be adamn sal
drsna urad. Badndrc maymun kollar ve topuzuyla
n yere ykt, ama karnna iki kurun yerletirdiler ve
l diye brakp gittiler. Eastman scak yarasn ba ve iaret
parma arasna sktrp sarho admlarla hastanenin yolu
nu tuttu. Yaam, yksek ate ve lm birka hafta boyunca
onu tarttlar, ama dudaklar kimseyi ele verme alaklna
dmedi. Taburcu olduunda, sava ortadayd ve 19 Austos
1903e kadar aralksz silah sesleriyle serpildi.
Ri vi ngton sava
Dosyalarda solan fotoraflardan belli belirsiz farkl yz ka
dar kahraman, dumana, ttne ve alkole doymu yz kadar
kahraman, hasr apkalarna canl renkli kurdeleler sarm
yz kadar kahraman, aa yukar hepsi belsoukluuna tu
tulmu, dileri rm, solunum veya bbrek bozukluklar
olan yz kadar kahraman, Troya veya Junin savalanndaki-
ler kadar anlamsz veya grkemli yz kadar kahraman, Ele-
vatedin tonozlarnn glgesinde, bu kara savaa kendilerini
kaptrdlar. Nedeni, Kellynin silahlarnn, Monk Eastman-
n dostu bir kumarhane sahibini hara vermeye zorlamasy-
d. Adamlardan biri ldrld ve olay izleyen yaylm ate
ksa zamanda saysz tabancann oluturduu bir kavga bo
yutuna vard. Sinekkayd tral adamlar yksek direklerin
42
ardna snm sessizce ate ediyorlard; sabrsz takviye,
Colt coplaryla tka basa ykl rktc kiralk arabalar uf
kunun merkeziydiler. Bu savan ncleri ne hissettiler? lk
olarak (sanrm) yz tabancann delice grltsnn onlar
orackta yokedecei ani kansn; ikinci olarak (sanrm) ilk
yaylm ateten haklanmadklanna gre silah ilemez olduk
lar aldatc gvenini. Kesin olan bir ey varsa, demirin ve
gecenin arkasnda sipere yatm, gzleri dnm savatkla
rdr. Polis iki kere karmaya alt, iki kere geri pskrtl
d. Gnn ilk klaryla birlikte, kavga kesildi, sanki edebe
aykr ve hortlaksalm gibi. naatn koca kemerlerinin al
tnda yedi ar yaral, drt ceset ve bir l gvercin brakld.
at rt l ar
Monk Eastmann hizmet verdii mahalli politikaclar, hl
kamuoyu nnde bylesine etelerin varln yadsyor veya
yalnzca basit elence topluluklarnn szkonusu olduundan
dem vuruyorlard. Patavatsz Rivington sava onlar kayg
ya drd. Atekesin gereklilii konusunda ikna etmek
amacyla iki efi karlarna ektiler. Kelly (politikaclarn,
polise kar onlar dnyadaki btn Coltlardan daha iyi ko
ruyabileceinin bilinciyle) annda kabullendi; Eastman (koca
kaba gvdesinin btn hametiyle) daha ok patlama ve kav
ga arzu ediyordu. Reddetmeye kalknca, hapisle tehdit et
mek zorunda kaldlar. Sonunda, iki nl haydut bir barda,
Havana purolar azlarnda sa elleri tabancalarnda ve
klyutmaz bir gangster kmesi evrelerinde, karlatlar.
Tam Amerikallara zg bir karara vardlar: bir boks ma
sonucu belirleyecekti. Kelly birinci snf boksrd. Dv bir
hangarda gerekleti ve lgncayd. Yamru yumru yksek
43
apkal serserilerden, hassas antsal sa tuvaletli kadnlar
dan oluan yz krk izleyici katld. ki saat srd ve her iki
sinin de bitkin dmesiyle son buldu. Birka gn sonra, ta
banca sesleri yeniden yanklanyordu. Monk, yedinci kez tu
tukland. Koruyucular rahatlayarak ilgilerini kestiler; yar
g, adaletle, on yl hapis cezasna arptrd.
Eastman Al manyaya kar
Hl aknlktan kurtulmayan Monk, Sing Singden kt
nda, etesindeki bin iki yz haydut dalmt. Toparlama
y baaramad ve kendi hesabna almak zorunda kald. 8
Eyll 1917de caddede kargaa kard. 9unda baka bir kar
gaaya katld ve bir piyade alayna yazld.
Birok askeri baarsn biliyoruz. Esir almay tutkuyla
knadn, ve bir keresinde (yalnz tfeinin dipiiyle) bu
iren uygulamay nlediini biliyoruz. Hastaneden kamay
becerdiini ve yeniden siperlere dndn biliyoruz. Mont-
faucon savalarnda sivrildiini biliyoruz. Sonradan, Bo-
werydeki birok kk salonun, Avrupa savandan daha
tehlikeli olduunu akladn biliyoruz.
Gi zeml i , mant kl son
25 Aralk 1920 sabah, Monk Eastmann cesedi, New York-
un ana caddelerinden birinde bulundu. Be kurun yemiti.
lden habersiz talihli, ok sradan bir kedi, bir eit akn
lkla, evresinde dolanyordu.
44
LGisiz Ka t l Bi l l Har r igan
ARIZONA topraklarnn imgesi, btn teki imgelerden nce:
Arizona ve New Mexico topraklarnn imgesi, alt grkemli altn
ve gmle dolu topraklar, badndrc ve gkdolu topraklar,
engin ve tatl renkli yksek yayla topraklan, kulann temizle
dii iskeletlerin gzalc beyazlnn panldad topraklar. Bu
topraklar zerinde bir baka imge, Billy the Kidin imgesi: at
na aklm svari, tabanca sesleriyle l sar eden delikanl,
by gibi uzaktan ldren grnmez kurunlar atyor.
Maden damarl, kurak ve parltl l. Yirmi yanda
lrken, insanlarn adaletine "Meksikallar saylmazsa" yir
mi bir l borlu olan ocuk denecek haydut.
Kur tuk dnemi
1859da n ve iddetiyle Billy the Ki d olacak adam, New
Yorkun bir yeralt yoksullar klasnda dodu. Yorgun bir r
45
landa rahminin dnyaya getirdii, ama zenciler arasnda b
yd syleniyor. Bu pis koku ve su kaosunda, illerinin
ve kzl yelesinin salad stnlkten yararland. Beyaz ol
ma gururunu kullanyordu; ayrca clz, rkek ve kabayd.
On iki yanda, irkef tanrsallar, Suamp Angel s (Bataklk
Melekleri) etesinde boy gsterdi.
Yank sis kokan geceler, mide bulandrc labirentten y
zeye szlr, bir Alman denizcinin peine taklr, krk ie
lerle haklar, i amarlarna kadar soyar, ve yeniden teki
lama dnerlerdi. Balarnda, sa krlamaya yz tutmu,
Gas Houser Jonas adl, atlan zehirlemesiyle de tannan bir
zenci vard.
Bazen, su kenarndaki kambur bir evin tavanarasndan,
bir kadn, geen birinin kafasndan aa bir kova kl dker
di. Adam debelenir, boulurdu. Ayn anda Bataklk Melekle
ri evresine r, soyup soana evirmek iin, hava deli
inden mahzene tkarlard.
Bunlar, Billy Harriganm, gelecekte Billy the Kidin
raklk yllar oldu. Tiyatro eserlerini de kmsemezdi; zel
likle (alnyazsnn harfleri ve simgeleri olduunu pek sezme
den) kovboy melodramlar seyretmekten hol^nrd.
Go west!
Bovvery halk tiyatrolar (perdenin almas az gecikse, gedik
liler "Kaldmn u aputu" diye barp armaya balarlar
d) bu atl ve tabanca sesli melodramlarla dolup tayorduy-
sa, en yaln aklamas, Amerikann ozamanlar Batnn e
kiciliine kaplm olmasyd. Gn batmmm tesinde, Neva
da ve Kaliforniyann altm vard. Gn batnmn tesinde,
daselvilerini ykan balta vard, bizonun koca Babil kafas,
46
Brigham Youngun yksek apkas ve bir sr yata, kzl-
derilinin trenleri ve fkesi, llerin zgr havas, snrsz a
yr, yaklanca deniz gibi yrek arptran z toprak vard.
Batnn arsyd. Uyumlu kesintisiz bir uultu bu yllar
doldurdu: Batya doru ilerleyen binlerce Amerikal.
1872de, aralarnda drtkoe bir hcreden kaan, hl tehli
keli Bili Harrigan gryoruz.
Bi r Meksi kal n n y k m
Tarih (bazen bir sinema ynetmeni gibi kesik kesik ayrmlar
la alr), imdi bize, ak deniz gibi etkili lde dikilmi tehli
keli bir meyhaneyi neriyor. Zaman, 1873n ateli bir gecesi;
belirgin yer, Llano Estacado (New Mexico). Toprak neredeyse
olaanst dzlkte, ama bulutlar ylm, frtna va ayn
yrtmmda gkyz, kazlan kuyularla ve dalarla kapl. Yer
de, bir inek kafatas var, akaln ciyaklamas ve gzleri glge
de, zarif binek atlan ve meyhaneden yaylan k. eride, tek
tezgaha dayanm, bezgin ve salam yapl adamlar kavgac
ikiler iiyor ve zerinde kartal ve ylan resmi bulunan gm
paralan ldatyorlar. Sarhoun biri soukkanllkla ark
sylyor. Bir ksm, ok V'li bir dil konuuyor, bunlara aa
layarak bakldna gre, spanyolca olsa gerek. Bili Harrigan,
yoksullar klasnn kzl faresi, ienlerin arasnda imdiden
iki kadeh ate suyunu devirmi, daha istemeyi dnyor, ne
deni de cebinde be kuruu kalmamas. Bu l adamlan onu
serseme eviriyor. Onlar korkun, frtnal, mutlu, ve buruk
tanm ve yksek atlan idare etmekte son derece yetenekli bu
luyor. Bir anda yalnz ark syleyen sarhoun farkna var
mad, bir lm sessizlii kyor. eri, yal yerli suratl,
dev gibi bir Meksikal girdi. Kstah bir apka ve iki yann
47
dan sarkan tabancalarla gz kamatryor. Kulak trmalayan
bir ngilizce ile, btn Gringolan, kafay eken kanck evlt-
lann selamlyor. Kimse meydan okumaya karlk vermiyor.
Bili gelenin kim olduunu soruyor, korkuyla Dago-e 1Diego -
ihuahual Belisario Villagrn olduunu fsldyorlar. Bir
patlama annda bu yant izliyor.
Kendinden uzun boylu bir sra adamn ardna gizlenen
Bili davetsiz misafire ate etti. Villagrnn elinden bardak
dyor, ardndan adam boylu boyunca uzanyor. Baka bir
kuruna gerek yok. Bu sekin lye bakma ltfunda bulun
madan, Bili konumay balyor: "yle mi?" diye yuvarlyor
aznda kelimeleri.1 "Ben de New Yorktan Bili Harrigan".
Sarho, anlamszca ark sylemeyi srdryor.
Yceltme kestiriliyor. Bili uzatlan elleri skyor, kutla-
malan kabul ediyor, yaalar, viskiler. Biri tabancasnda en
tik olmadn gzlyor ve Villagrnn lm ansna oyma
sn neriyor. Billy the Kid, bu birinin ban tutuyor ve
"Meksikallar iin izmeye demez" diyor. Btn bunlar, bel
ki, yetmiyor. Bili, ayn gece, rtsn cesedin yanbana se
riyor ve deliksiz bir uyku ekiyor herkesin gz nnde.
L af ol sun di ye l m
Bu talihli patlamadan (on drt yanda) Kahraman Billy the
Kid dodu ve bylece kaak Bili Harrigan ld. irkeflerin ve
knk ielerin veleti, nder saflanna ykseldi. Ata binmesini
rendi; Oregon veya Kaliforniya biimi geri kayklarak deil,
Wyoming veya Teksas tarz, eerde dimdik durmasni rendi.
Asla tam anlamyla efsaneye benzemedi, ama olduka yaklat.
(1) Is that so?, he drawled
48
Kovboyda her zaman New York serserisinden bir eyler
kald; eskiden zencilere adad kinini Meksikallara ynelt
ti, ama szckleri spanyolca kfrler oldu. Srtmalarn
gebe, bana buyruk sanatn rendi. tekini, daha g
olan, insanlar gtme sanatn rendi; her ikisi de iftlikle
ri bir gzel yama etmesine yardmc doldu. Arada bir, gitar
lar ve genelevler onu batan kard.
Uykusuzluun korkun berrakl ile, drt gn drt gece
sren kalabalk alemler dzenlerdi. Sonunda, tiksinti duyup,
hesab kurunlarla derdi. Tetii ekecek parma olduu s
rece, snrn en rktc (ayrca en bilinmez ve en yalnz)
adam oldu. Daha sonra onu ldrecek dostu, erif Garrett,
bir keresinde, Silah kullanmasn manda ldrerek ren
dim" dedi. "Ben, daha ok insan ldrerek" yantn ald tatl
lkla. Ayrntlar kayp, ama "Meksikallar saylmazsa" yirmi
bir cinayetten sorumlu olduunu biliyoruz. Yedi tehlikelerle
dolu yl boyunca kendine u atafat ikram etti; Yreklilik.
25 Austos 1880 gecesi, Billy the Kid kr atyla, Fort
Sumnerin ana veya tek sokan drt nala geti. Scak daya
nlmazd ve lambalar yanmamt; Bir aralkta sallanan is
kemlesinde oturan komiser Garret, tabancasn ekip kam
na bir kurun skt. Kr at yoluna devam etti; adam toprak
yola dt. Garret ikinci bir kurun yollad. Ky (yaralnn
Billy the Kid olduunu bilerek) kap ve pencerelerin ardna
ekildi. Can ekime, svglerle dolu ve uzun srd. Yanna
yaklap, silahm almaya cesaret edildiinde gne tepeye
varmt bile; adam lmt. Cesetlerde grlen kukla hava
s dikkat ekti.
Tra edilip, hazr elbiseler giydirilip halkn alaylar ve
deheti arasnda, en iyi dkknn cameknnda sergilendi.
nsanlar, atlarla veya arabalarla, her yandan akn akn
geldiler. nc gn makyaj yapmak gerekti. Drdnc gn,
byk sevin gsterileri arasnda gmld.
49
Kaba T r en YNETicisi Ko t suk e No Suk e
Bu BLMN ala kaba tren yneticisi Kotsuke No Su-
kedir, Ako Kulesi efendisinin aalanmasnn ve lmnn
nedeni ve hakl intikam buyurulduunda gerek bir soylu gi
bi, kendini yoketmek istemeyen uursuz devlet memuru. Bu
na karn, bu adam btn insanlarn minnetini hakediyor,
nk deerli doruluklar dourmay bildi ve lmsz bir gi
riimin karanlk ve gerekli k noktas oldu. Yz kadar ro
man, monografi, doktora tezi ve opera bu olguyu anyor -
damarl ve lake porselenlerle lacivert talarnn sevgi dolu
tanklndan ise hi szetmeyelim. Oynak selloite kadar
her ey onu kutsuyor, gerekten 47 Hi zmetlirin retici Ta
ri hi -ad bu- Japon sinemasnn en srekli esin kaynaklarn
dan biridir. Bu ateli sayg gsterilerinin dorulad titiz
vn ise fazlasyla yerinde: annda herkes iin en dorusu.
A. B. Mitfordun, yerel rengin sunduu kesiksiz sslemeleri
bir yana brakp, nl olgunun devinimini vurgulamay yele
yen anlatsn izliyorum. Bu talihli "dou zevki" eksiklii, bana
metnin dorudan Japonca aslndan evirildii izlenimi veriyor.
50
zl en ba
1702 ylnn baygn baharnda, Ako Kalesinin anl efendisi,
bir imparatorluk elisini arlamak ve scak davranmak zo
runda kald. ki bin yz yllk kibarlk, karlama trenini
bunaltc denecek kadar gletiriyordu. Eli, imparatoru
temsil ediyordu, ama yalnz antrma ve simge olarak:
abartmak kadar, nemsememek de odenli yersizdi. Kolaylk
la ldrc yanlglar nlemek amacyla , Yedo saray erk
nndan bir memur, tren yneticisi sfatyla eliden nce ge
lirdi. Sarayn rahatlndan uzak, kendine srgn gibi gr
nen dalk sayfiyeye hkml, Kira Kotsuke No Suke, yner
gelerini saygszca bildiriyordu. Bazen buyurgan davrann
kstahla vardryordu. rencisi, Ako Kalesi efendisi, bu
incitmeleri grmezden gelmeye alyordu. Karlk vermeyi
bilmiyordu ve disiplin her trl iddeti yasaklyordu. Bir sa
bah, ustann ayakkab ba zld, oda balamasn istedi.
Soylu kii alakgnlllkle, ama fkesini iine atarak syle
neni yapt. Kaba tren yneticisi ona, gerekten yola gelmez
olduunu ve yalnzca bir beceriksizin byle aptalca balaya
bileceini syledi.
Kale efendisi klcn ekip, ona doru savurdu. teki ka
t, hafife izilmi alnndan incecik kan szyordu. Birka gn
sonra, askeri mahkeme saldrgan aleyhinde karara varyor ve
intihar cezas veriyordu. Ako Kalesi merkez avlusunda, krm
z keeden bir kerevet dikildi, hkml stnde belirdi, eline
altndan ve deerli talarla ssl bir haner verildi, herkesin
nnde suunu itiraf etti, beline kadar yavaa soyundu, gele
neksel iki yarayla karnn at ve gerek bir samuray gibi l
d, uzaktaki seyirciler kan grmediler, nk kee krmzy
d. Kr sal bir adam zenli bir kl darbesiyle ban gvde
sinden ayrd: danman Kuranosuke, isim babas.
51
Al akl k tasl ayan
Takumi No Kaminin Kulesine el kondu, hizmetlileri datl
d, ailesi her eyini yitirdi ve erefi lekelendi, ad lanete has
redildi. Bir sylenti, canna kyd gece, hizmetlilerden krk
yedisinin bir dan tepesinde toplanp, bir yl sonra olacakla
r en ince ayrntsna dek tasarladklarn anlatyor. Doru
su, zorunlu gecikmelerle hareket ettikleri, ve birden ok top
lantnn, dan dik yamacnda deil, bir ormann derinliin
de, iinde aynalar bulunan drtke bir kutudan baka ss
olmayan beyaz, ahaptan, sradan kk bir evde yapld
dr. ce susamlard ve onlara ulalmaz grnyordu.
Kira Kotsuke No Suke, herkesin kin besledii tren yne
ticisi, evini berkimlemiti ve bir oku ve kl yn tahtre
vann evreliyordu. Namuslu, kesin ve gizli casuslar vard.
Kimseyi intikamclarn eleba kabul ettikleri kadar gzlemi
yorlard: Kuranosuke, danman. O da rastlant sonucu far
kna vard ve plann buna gre kurdu.
Gz renkleri asndan, imparatorlukta benzeri olmayan
kente, Kyotoya doru yola kt. Kendini kerhanelere, ku
marhanelere ve meyhanelere kaptrd. Ak salarna karn,
orospularla, ozanlarla, hatt daha beter cinsten kiilerle ya
knlk kurdu. Bir keresinde, bir meyhaneden kovdular ve er
tesi sabah, kafas kusmuk birikintisine dm, eikte uyur
buldular.
Satsumal bir adam onu tand, znt ve fkeyle: "Asa-
no Takumi No Kami nin lmne yard m eden dan man de
i l mi uradaki ? Efendi si ni n cn alacana, kendi ni sefa-
hata ve utanca m veriyor? Ey Samuray ad na yakmayan
sen!"
Uyuyann suratna tkrp, stnden geti. Casuslar bu
edilgenlii aktardnda Kotsuke No Sukenin ii rahat etti.
52
Olaylar bununla bitmedi. Danman karsn ve en kk
olunu kovdu ve genelevden bir kz satn ald; bu grlmedik
alaklk, dmann yreini enlendirdi ve saknml gzeti
mi gevetmesini salad. Sonunda, muhafzlarnn yarsn
iten kard.
1703 ylnn korkun k gecelerinden birinde, krk yedi
hikmetli Yedo blgesinde, bir kpr ile iskambil fabrikasnn
hemen yaknndaki terkedilmi bir bahede bulutular. Efen
dilerinin bayran tayorlard. Saldrdan nce, komular
uyarp, suikast deil, kesin adaletli bir askeri darbe olduu
nu akladlar.
Yara i zi
ki grup, Kira Kotsuke No. Sukenin sarayna saldrd. n ka
pya saldran ilkine danman nderlik ediyordu; kincisinin
banda ise, daha on sekiz yan bitirmemi ve ayn gece
len byk olu vard. Tarih, son derece bilinli bu karabasa
nn birok ann biliyor: halat merdivenlerden tehlikeli sar
ka inii, davul sesleriyle saldr, kuatlanlarn aknl,
damlara yerlemi okular, insann dirimsel organlarna
doru oklarn amansz uuu, kanla sulanan porselenler, k
sa zamanda buz tutan ateli lm; lmn utanmazl ve
kargaas. Dokuz hizmetli can verdi; savunucular daha az
ylmaz deildi ve teslim olmay reddettiler. Gece yarsndan
az sonra tm direni kesildi.
Kira Kotsuke No Suke, bu ballklarn yz kzartc ne
deni, ortalkta grnmedi. Altst olmu sarayn her kesin
de onu aradlar, ve danman, yatandaki araflarn hl
lk olduunun farkna vardnda, bulmaktan umut kesmek
zereydiler. Yeniden aramaya koyuldular ve bronzdan bir
53
aynann ardna gizlenmi dar bir pencere buldular. Aada,
karanlk kk bir avluda, beyazlar giyinmi bir adam onla
ra bakyordu. Titreyen bir kl sa elindeydi. ndiklerinde,
adam kar koymadan teslim oldu. Bir yara izi alnn iziyor
du: Takumi No Kaminin eliinin eski izimi.
te o zaman, kanl hizmetliler, bu tiksin adamn ayak
larna kapandlar, aalanmas ve lmnden sulu olduu
Kule efendisinin subay olduklarn sylediler ve gerek bir
samuray gibi intihar etmesi iin yalvardlar.
Onun kle ruhuna bu onuru sunmalar bounayd. Onura
erimesi g bir adamd; tan skerken ban vurmak zorun
da kaldlar.
Tan kl k
lerini duyurmu (ama fkesiz, yaygarasz ve acmasz),
hizmetliler efendilerinin kalntsn barndran tapnaa y
neldiler.
Kk bir kazann iinde, Kira Kotsuke No Sukenin ina
nlmaz kafasn tayor ve elden ele geiriyorlard Gnn i
ten nda tarlalar ve tara kylerini atlar. nsanlar, on
lar kutsadlar ve gzya dktler. Sendai prensi onlara ko
nukseverliini sundu, ama onlar da efendilerinin iki yla ya
kn zamandr bekledii karl verdiler. Alacakaranlkta
vardlar ve dmann ban sundular.
Yce Divan, tutuklanmalarn buyurdu. Bekledikleri ol
du: intihar etmeleri ayrcal tannd. Kimi ateli bir dingin
likle, hepsi boyun ediler, hepsi efendilerinin yanbanda
yatyor. nsanlar, oluk ocuk bu ballk rnei adamlarn
mezarna gelip dua eder.
54
Satsumal adam
Bu kutsal yolcularn arasnda, bitkinliinden ve stnde
ki tozdan uzaktan geldii belli olan bir delikanl vard. Da
nman Oii Kuranosukenin gmt nnde saygyla eilir
ve yksek sesle: "Seni Kyoiodaki genel evi n kaps nnde ya
tarken grdm ve efendi ni n cn almay tasarlad n d
nmedi m; seni erefsiz bi r asker sand m ve yzne tkr
dm. Senden zr dilemeye gel di m" der ve harakiri yapar.
Yreklilii barahibe dokunur ve onu da hizmetlilerin
yatt yere gmerler.
Krk yedi drst adamn yksnn sonudur bu - sonu
varsa eer, nk drst olmayan, ama bir gn olma umu
dunu yitirmeyen bizler, teki insanlar, en azndan szckle
rimizle onlar kutlamay srdreceiz.
55
Ma sk el K uma Bo yac isi Mer v l Hkm
A ngelica Ocampoya
YANILMIYORSAM, Horasanl El Mukanna, Peeli Pey
gamber (daha dorusu, Maskeli) zerine bilgi kaynaklar
drde indirgeniyor:
a) Baladhurinin koruduu "Halifeler Tari hi 'nden kesin
tiler,
b) Abbaslerin resm tarihisi bn Abi Tahir Tarfurun
"Dev El Kitab" veya "Aklama veDzeltme Kitab",
c) Peygamberin dine uygun kitab olan, "Karanlk Gl"
veya "Gizli Gl"deki iren sapknlklar rten "Glr
Yadsmas " balkl Arap el yazmas,
d) Mhendis Andrussovun Hazar Demiryollar yapm a
lmalar srasnda kazlarda bulgulad, zerinde insan res
mi bulunmayan madeni paralar. Bu paralar, Tahran Sikke
ler Hcresinde saklanmaktadr ve 'Yads ma "mn baz para
larn zetleyen veya elien Acemce beyitler tarlar. Gerek
"Gl" kayptr; 1899da bulunan ve "Morgenlandisches Arc-
hiv" tarafndan biraz hafife alnarak yaynlanan el yazmas
n nce Horn, sonra Sir Percy Sykes uydurma iln etmitir.
56
Peygamber, Batdaki nn Mooreun, rlandal bir ent
rikacnn sknt ve i ekmeleri ile ykl, geveze bir iirine
borludur.
K r m z l l rengi
Hicretin 120, Han 736. ylnda, o zaman ve yer insanlar
nn sonradan Peeli diyecekleri, Hkim adnda biri Trkis
tanda dodu. Vatan, balarnn bahelerinin ve imenleri
nin zntyle le ald eski Merv kenti oldu; orada, in
sanlarn soluunu kesen ve kara salkmlar zerinde beya
zms ince bir katman brakan toz bulutu karartmazsa, le
ler gzkamatnc beyazlktadr.
Hkim bu yorgun kentte byd. Bir amcasnn ona ku
ma boyacl mesleini rettiini biliyoruz: dinsizlerin,
kalpazanlarn ve dengesizlerin sanat, ona savurgan yaam
nn ilk aforozunu esinledi. "Yzm altndan" (diye belirtiyor,
Yads ma"nn nl bir sayfasnda) "ama lle batrdm ve
ikinci gece taranmam yne dal d rd m ve nc gece haz r
lanm yne doyurdum veada i mparatorlar bu kanl fistan
tartyorlar hl. te bylesine gnh iledim genlik ylla
r mda ve varlklarn gerek renkl eri ni deitirdi m. Melek ba
na kuzularn kaplan rengi nde olmadn sylyordu, eytan
Tanr nm byle istediini ve benim hneri mi ve llm kul
l and n sylyordu. Artk Melekin de, eytanm da doru
olmadm vebtn renkl eri n tiksin ol duunu biliyorum."
Hicretin 146. ylnda, Hkim vatanndan kayboldu. Kap
ve kazanlarnn yamsra bir iraz yataan ile bronzdan bir
aynay da paralanm halde buldular.
57
Boa
158 ylnn aban ay sonunda, lde hava berrakt ve insan
lar, gzleri gnbatmnda, itidal ve oru getiren Ramazan
aynn beklentisi iindeydiler. Bunlar kleler, dilenciler, da
lavereciler, deve hrszlar ve kasaplard. Merv yolu zerin
deki bir kervan konann sundurmas altnda, sessizce yere
km, iareti bekliyorlard. Gnbatmna bakyorlard, ve
gnbatm kum rengindeydi.
Badndrc ln (gnein ate, ayn sayklama verdi
i) derinliinden, onlara son derece yksek grnen ka
raltnn geldiini grdler: insan karaltsndan ortadaki-
nin ba boa biimindeydi. Daha yaknlatklarnda bunun
bir maske, teki ikisinin de kr olduunu anladlar.
Biri (1001 Gece Masall arn&aki gibi) bu tansn nedeni
ni sordu. "Kr onlar" diye aklad maskeli adam, "nk y
zm grdler".
L eopar
Abbaslerin tarihisi, ldeki adamn (sesinde garip bir yu
muaklk vard veya maskenin hayvansallndan yle geli
yordu) onlara tvbe ay iin iaret bekliyorlarsa, kendinin
daha iyi bir iaretin habercisi olduunu sylediini aktar
yor: tvbe dolu bir yaamn ve lekeli bir lmn. Onlara Os
man olu Hkim olduunu, Hicretin 146. ylnda evine bir
adam girdiini, abdes alp duasn ettikten sonra, bir yata
an darbesiyle kafasn uurduunu ve yanma alp cennete
gtrdn syledi. Adamn sa kolu (Melek Cebraildi) ba
n Tannya sunmutu, ozaman Tanr ona peygamberlik g
58
revi verdi, ylesine eskil szckler amlad ki, tekrarlanmas
azlan yakyor ve lml gzlerin dayanamad grkemli
bir parlt sayordu. Maskelinin aklamas byleydi. Yery-
zndeki btn insanlara yeni inanc retirken, ehre onlar
dan gizli olacak ve meleklerin tapt gibi, onlar da tehlike
sizce tapabileceklerdi. letisini haykrdktan sonra, Hkim
onlar kutsal savaa -"cihad"- ve yerinde bir ehitlie ard.
Kleler, dilenciler, dalavereciler, deve hrszlar ve kasap
lar ona inanmay reddettiler. Bir ses "byc", bir bakas
"sahtekr" diye bard.
lerinden birinin yannda bir leopar -Pers hkmdarl
bakclarnn av iin eittikleri ince yapl ve kan dkc cin
sin bir rnei belki- vard. Kesin olan zindanna son verdiiy
di. Peygamber ve iki yama dnda, herkes il yavrusu gibi
dald. Kaanlar geri geldiinde, hayvan kr etmiti. Parla
yan l gzlerin nnde, adamlar Hkime taptlar ve olaa
nst etkisini yakardlar.
Peel i peygamber
Abbaslerin resm tarihisi, pek cokuya kaplmadan, Peeli
Hkimin Horasanda ykseliini anlatyor. Bu yre -en nl
yol gstericisinin ykm ve armha gerilmesinden ok etki
lenmi- umutsuzluk ateiyle Iltl ehrenin retisi kucak
lam ve nne kann ve altnn sermiti. (O zaman, Hkim
hayvan maskesinin yerine, mcevherlerle ilenmi drt kat
beyaz ipekten bir pee takmt.) Banu Abbaslarn simgesel
rengi siyaht; Hkim Koruyucu Peesi, bayraklar ve sarkla-
n iin beyaz seti -en kart olan-) Kampanya iyi balad.
"Aklama Ki tab "n gre, Halifenin bayraklarnn her yerde
utkulu olduu doru, ama bu utkularn en sk raslanan so
59
nucu generalleri tahttan indirmek ve ele geirilmez kalelerin
dmesi olduundan, uyank okuyucu neye dayanacan bi
liyor, 161 ylnn Recep aynda, dillere destan Niabur kenti
bronz kaplarn Maskeliye at; 162 ylnn banda, sra As-
tarabada gelmiti. Hkimin asker yntemi (daha talihli bir
baka peygamber gibi), arpmalarn en heyecanl annda,
kzl devenin hrgc zerinden, Tannya dek ykseldii
yadsmamayacak bir tenor sesiyle dua okumaya indirgenebi
lirdi, evresinde vzldayan oklar, duasna dokunmuyordu.
Tehlikeyi arar gibiydi: korkun czzamhlarn saraynn etra
fnda aylak aylak dolat bir gece, onlar huzuruna ard,
pt ve gmler, altnlar verdi.
Ynetim sorunlarn alt yedi yandaa devretmiti. Derin
dnceler ve huzur aray iindeydi: yz on drt kr kadn
dan oluan bir harem, lah gvdesinin gereklerini dindir
mekle grevliydi.
ren aynal ar
Ne kadar patavatsz ve korkutucu olursa olsun, slm, Tanr
srdalarnn ortaya kmasna kar hogrldr, szckle
ri ile inan geleneini geersiz klmamalar kouluyla. Anla
ld kadaryla, peygamberin kendisi, bu horgrnn say
gnln, horgrmedi ama yandalar, utkular ve Halifenin
-Muhammed el Mehd- genel fkesi onu sapknla zorlad.
Bu anlamazlk ykmna neden oldu, ama ncesinde, tari
hncesi gnostik inanlarn belirgin szntlaryla dolu, kiisel
bir dinin maddelerini tanmlamasn salad.
Hkimin kozmogoni ilkesinde, hayaletimsi bir Tanr var
dr, Bu Tanr tm grkemiyle, ad ve ehresi gibi, kklerine
de aldrmaz. Deimez bir Tanrdr, ama imgesi, yaratlma
60
ya ltfettikten sonra, ilk cenneti eyizleyip, bakeye yerle
en dokuz glgeyi yanstr. Bu ilk epitken ta bir bakasn
dourdu, kendi melekleri, gleri ve tahtlar, ilkinin simetrik
ei olan, daha alak, ikinci bir cenneti kurdu. Bu ikinci mec
lis, kendi bir drdncde yansyan bir ncye yansd ve
999a dek bylece sregeldi yneten Tanr, en dipteki cennet-
tekidir -glgelerin glgelerinin glgesi- ve Tanrsallk kesiri
sfra yakndr.
Yaadmz yeryz bir yanlg, kaba bir yanslamadr.
Aynalar ve babalk irentir, nk bu yanlgy onaylar ve
oaltrlar. Bulant temel erdemdir. Bizi oraya iki reti g
trebilir (peygamber seme hakk tanyor): Yoksunluk veya
arlk; ehvet veya iffet.
Hkimin cennet ve cehennemi de az umutsuz deildir.
"Szck yadsyanlara Mcevherli Peeyi veehreyi yadsyan-
lara (diyor "Gizli Gl"n saklanan bir bedduas) olaanst bir
cehennem ayrdm ben, nk her lanetli, 999 ate imparatorlu
unda hkm srecek, her imparatorlukta 999 ate da, her
dan stnde 999 ate kulesi, her kulede 999 ate kat, her kat
ta 999 ate yata, her yatakta 999 ate biimi (ehresi ve sesi
olan) ona sonsuza dek ikence yapacak". Baka bir yerde: "Bu
yaamda bir tek gvdede ac ekiyorsunuz; lmde veHesapla-
mada saysz gvdeden ekeceksiniz." Cennet daha az somut
tur. "Orada hep gece hkm srer, orada ta havuzlar vardr ve
orada hkm sren mutluluk vedalamalarn, el etek ekmele
rin veuyuduunu bilenlerin zgn mutl ul uudur."
ehre
Hicretin 163nc ve Iltl ehrenin beinci ylnda, Hali
fenin ordusu, Sanamda Hkimi kuatt. Yiyecek ve ehitler
61
eksik deildi, ve ktan melekler alaynn imdada yetimesi
her an bekleniyordu. Korkun bir dedikodu saraya yayld
srada, durum byleydi. Haremde, zina ileyen bir kadnn
haremaalarmca boulduu anda, peygamberin sa elinin
yzk parmann olmadn ve teki btn parmaklarnn
da trnaksz olduunu haykrd anlatlyordu. Sylenti,
yandalarn kulana ulat. Yksek bir balkonun stnde,
gnein altnda, Hkim utku veya yakn Tannnm bir iare
tini diliyordu. Sessizce, balar ne eik -yamura kar ko
ar gibi- iki subay mcevherlerle ilenmi Peeyi skp att
lar.
Byk bir sarsnt oldu. Havarinin adanm ehresi, gk
lere kan ehre gerekten beyazd, ama bu irinli czzamn
belirgin beyazlyd. ylesine imiti ve inanlmazd ki
maskeyi andryordu. Ka yoktu, sa gzn alt kapa buru
uk yanaa sarkmt, ar bir kabart salkm dudaklar yi
yordu, insana benzer yan kalmam yass burun, aslan man
tarna benziyordu.
Hkimin sesi son bir kurnazla bavurdu. " ren g
nhl ar n z, gz kamatrc ln alglamaya engel ..." diye
balad.
Dinlemediler ve mzraklaryla delik deik ettiler.
62
Pembe E v n K es n d ek Adam
Bu KADAR adam varken, kalkp ebediyete gm Francis
co Reali bana sormanz ilgin. Evet, tanmtm, geri evre
mahallerinden deildi kendisi, daha ok kuzeyde, Guadalupe
ve eski topu klas taraflarnda srterdi. Toplasanz kez
konutuk, ve her de ayn gece, ama ne unutulmaz gecey
di o, ite o gece Lujanera yatmaya benim eve geldi -can yle
ekmiti- ve Rosendo Jurez bir daha dnmemek zere Arro-
yoyu terketti. Bu adn sizler iin pek anlam tamamas do
al, ama Bkn (el Pedagor) Rosendo Jurez, Villa Santra
Ritada iyi tannrd. Bak kullanmakta ok yetenekliydi, bu
sayede don Nicols Peredesin adamlarndan biriydi, o da
Morelin adamlarndan biriydi. ki dirhem bir ekirdek, ko
umlarnn tamam gmten, siyah atna binmi geneleve
bir gelii vard ki, adamlar ve kpekler sayg duyard, kadn
lar da; vicdannda iki l olduunu herkes bilirdi; yal sa
larn stne ince kenarl yksek bir apka takard; talih y
zne glerdi, yle derler ya. Biz Villann genleri tkrmesi
ne kadar her eyini taklit ederdik. Buna karn, bir gece Ro-
63
sendonun gerek kimliini gzler nne serdi.
Masala benziyor, ama bu benzersiz gecenin yks, tula
ocaklar ve ukurlar arasndan, tozlu toprak yollardan, dara
ck sokaklardan sarslarak gelen azna kadar adam dolu ve
parlak krmz tekerlekli kaba faytonda balad; stnde si
yahlar giyinmi iki kii gitarlaryla kyameti koparyor, ara
bac kamsn atlarn ayaklarna dolanan babo kpeklere
aklatyordu; ortada ponchosuna sarnm sessizce oturan
bir adam, ite bu adam dillere destan Tongac (el Corralero)
idi, dvmeye ve ldrmeye gidiyordu. Gecenin serin olmas
byk bir anst; atklar krn zerine oturmu iki kii,
bu yalnzln ortasnda, enlikte geit treni yapar gibiydi
ler. Birok olayn balangc buydu, ama henz farknda de
ildik. Genler, erkenden Juliann salonuna yollanmtk;
Gauna ve Maldonado arasndaki yol stnde oluklu teneke
levhalardan yaplma bir hangard. Darda asl krmz se
fih fener ve amata sayesinde ta uzaktan seilirdi. Julia bi
raz fazla esmerdi, ama iini iyi bilir, zen ve ciddiyetle ya
pard, ayrca algclar, iyi ikiler ve dansa dayankl eler de
hi eksik olmazd. Ama Lujanera, Rosendonun kadn hepsi
ni glgiede brakrd. imdi ld, baym, hatta yllar var ki
dnmedim bile, ama zamannda grmeliydiniz onu, o gz
lerini. Bir bak adamn uykusunu karrd.
eker kam ikisi, mi longa, avratlar, benim dostluk be
lirtisi diye kabullenmeye altm, Rosendodan gelen aa
layc bir kfr veya srta inen bir aplak: ksacas en mut
lu bendim. ok iyi uyum salayan, sanki admlarm nceden
kestiren bir ee dmtm. Tango bizi eline geirmiti, bizi
itiyordu ve ayryordu ve datyordu ve yeniden birletiri
yordu. Erkekler kendilerinden gemilerdi, dte gibiydiler.
Birden mzik sesinin artt duygusuna kapldm, aslnda
gitgide daha iyi duyulan faytonun gitarlarna karmasndan
ileri geliyordu. Sonra esinti yn deitirdi, duyulmaz oldular,
64
yeniden gvdemle, eimin gvdesiyle ve tangonun akmlary
la ilgilenmeye baladm. Uzunca bir sre sonra, dardan
kapya vuruldu ve bir ses duyuldu. Bir anda sessizlik kt,
kapya bir omuz darbesi ve adam ierideydi. Adam sese ben
ziyordu.
Bizler iin henz Francisco Real deildi, ama uzun boylu,
iri kym, tepeden trnaa siyahlara brnm, omuzuna do
ru renkli bir chalina atm bir adamd. Bak gibi, yerliyi an
dran profilini anmsyorum.
Kapnn kanad alrken bana arpmt. Yar sersemle
mi halde yeni gelenin stne atldm ve sol elimi suratnn
ortasna savurdum, bir yandan da sa elimle yeleimin sol
koltukaltndan ksa keskin ba ekiyordum. time ksa
srd. Adam dengesini bulmak iin kollarn gerdi ve ayak
altnda duran bir eyay kenara eker gibi, beni yana savur
du. Elim hl ie yaramaz silahn stnde, arkasnda yere
yaptm. Hibir ey olmam gibi, ilerlemeyi srdrd. Yo
lundan ekilenlerden bir ba yukarda ve hi grmez gibi
ilerliyordu. ndekiler -yalnzca talyan aylaklar- korkuyla
yelpaze gibi daldlar. Ama uzun srmedi. Sonraki grupta
ngiliz vard, bekliyordu ve yabancnn elini, daha omuzuna
demesine frsat brakmadan, yass bir bak darbesiyle
uyuturmutu. Darbenin hemen ardndan, herkes mthi bir
fkeye kapld. Salon olduka uzundu, adam dirseklerle dr
terek, slklar ve tkrklerle bir ucundan teki ucuna s
rklediler. nce yumrukladlar, sonra darbeleri savuturma
ya bile yanamadn grnce, ii resmen tokada dktler
veya chalina\ ann zararsz psklleriyle sanki dalga gemek
ister gibi, biraz da kede duvara dayanm ses karmadan
dikilen Rosendoya ayrmak ister gibi vuruyorlard. Sonra
dan aka greceklerimizi bilirmi gibi, sinirli sinirli cigara-
sm ekitiriyordu. Tongac, zrlayan ayak takm yelinin
ititirmesiyle, soukkanl ve kan iinde, nne geldi. Islk
65
lanm, tokatlanm, tkrklenmi bir halde Rosendo ile
kar karya gelince gzlerini dikip, kolunun tersiyle yz
n sildi ve ilk kez konutu:
- Adm Francisco Real, kuzeyden geliyorum. Francisco
Real benim, Tongac dedikleri. Bu garibanlarn bana el kal
drmalarna izin verdim-, nk benim aradm, gerek bir
erkek. Baz soytarlar, buralarda bak kullanmas, ve ac
maszl ile nl, ad Bkma km birini anlatyorlar.
Karlamak isterim, benim gibi bir hie yreklilik, ustalk
nasl olur retsin diye.
Btn bunlar sylerken, gzlerini stnden hi ayrma
d. O ana dek yeninde saklad bir bak sa elinde parlama
ya balad. titirenler, yava yava evresinden uzaklatrl
d, ve hepimiz byk bir sessizlikle ikisine bakyorduk. Ke
man alan melez bile, suratn oyana dnmt.
te ozaman, arkamda ayak sesleri duyup dndmde,
kapnn pervaznda Tongacnn etesinden alt yedi adam
grdm. Yank tenli, krl bykl kylye benzeyen en yal
lar birka adm atp durdu, btn bu avratlardan, klar
dan gzleri kamam gibiydi, saygyla apkasn kard.
tekiler, iler ktye giderse baklar ekmeye hazr, frsat
kolluyorlard.
Ya Rosendonun nesi vard, u st bozuu tekme tokat ka
p dar etmek iin ne bekliyordu? Gzleri yerde, ses karm
yordu. Cigaras, tkrm myd yoksa azndan m dm
t bilmiyorum. Sonunda, azndan birka szck dkld, ama
ylesine alak sesle sylenmiti ki, odann te ucunda dikilen
bizler, ne dediinden bir ey anlamadk. Francisco Real ikinci
kez meydan okudu, oyine alttan ald. te ozaman, kuzeylile
rin en genci slk ald. Lujanera delikanlya kyc bir bak
frlatt, salar beline dklmt, kaynamann ve kzlarn
arasnda kendine yolap, doru erkeine gitti, elini gsne
gtrd, ve knndan haneri kard, ona uzatrken:
66
f
- Sanrm, ihtiycn olacak Rosendo, dedi.
Tepede, tavana yakn bir yerde, dereye bakan uzunlama
sna bir eit pencere vard. Rosendo, ba iki eliyle sk s
kya tutmu, tanmaz gibi bo bo bakyordu. Birden gerildi,
bak havay yararak utu, pencereyi ap darda, Maldona-
doda kayboldu. Bir rperti duydum.
- Midemi daha az bulandrsaydn, barsaklarn deer-
dim senin, dedi teki, ve vurmak iin elini kaldrd. O zaman
Lujanera vcudunu adama yaptrp, kollarn boynuna do
lad, ve ogzlerini yzne dikip fkeli bir sesle:
- Brak unu, bizi erkek olduuna inandran gariban.
Francisco Real bir an duraksad, sonra tutkuyla kadn
kollarna ald ve algclara tangolar, milongalar almalarn,
bize de kprdayp dansa girimememizi buyurdu. Milonga
bir batan br baa alev gibi sard. Real arbal bir havay
la dansediyordu, ama ikisinin arasnda k szacak yer b
rakmyordu, ona sahip olmutu bile. Kapya yaklanca ba
rd:
- Yol an beyler, hazr maymken alp gtreyim!
Byle dedi ve yanak yanaa, tangonun alkantsnda gi
bi, tangoda yitmi gibi dar ktlar.
Utantan kzarm olmalydm. Kzlardan biriyle iki
kez daha dndm, sonra kabaca braktm. Sca va skkl
bahane edip, duvar boyunca ilerleyip dar ktm. Gzel
bir geceydi, ama kimin iin? Sokan kesinde fayton duru
yordu, oturulacak yerde iki gitar insan gibi dikiliyordu. Bu
kadar dikkatsizlik edilmesini irkin buldum, sanki eski gi
tarlar araklanmaya demezmiesine. Be para etmediimiz
duygusuna kaplmam, tepemi attrd. Kulamn ardndaki
karanfili bir fiskede su birikintisine frlattm, ve bir sre y
lece bo bo baktm, artk hibir ey dnmemek ister gibi.
Bir an nce ertesi gnn gelmesi iin, bu geceden kurtulmak
iin ok ey vermeye hazrdm. Bunun stne bir dirsek dar
67
besi yedim, neredeyse sevinecektim. Rosendo idi, tek bana
svyordu.
- Sersem herif, hep ayak altnda olman art m? diye ho
murdand, sakinlemek iin ve alkanlktan, bilemiyordum.
En karanlk sokaa, Maldonadoya gidene sapt. Onu bir da
ha hi grmedim.
Orada durup, yaam boyu grlen eylere baktm - yeter
dedirtecek kadar gkyz, tek bana ayakta direnen dere,
uyuklayan bir at, plak topraktan ara sokak, tula ocaklar;
ve hindiba iekleri ile kuru kemikler arasnda yeeren bir
tutam ottan fazla etmediimi kurdum. Bu plkten bizim
gibi az bol lf yapan, skda kalnca geveyen, sf kuru g
rlt adamlardan baka ne kabilirdi ki? Sonra, kendi ken
dime hayr dedim, mahalle ne kadar periansa, biz okadar
uyank olmalydk. plk m? Milonga yle bir amata ko
paryordu, evlerden yle bir grlt geliyordu ki, ayrca yel
de hanmeli kokusu getiriyordu. Bouna gzel bir geceydi.
stste ylm, baktka insann ban dndren yldzlar
vard. Kendimi, bu iin beni ilgilendirmediine inandrmaya
alyordum, ama Rosendonun tabanszl ve yabancnn
dayanlmaz yreklilii iime oturmutu. Bu gece iin bir ka
dn bile tavlamt uzun boylu adam. Bu gece ve sonraki ge
celer, belki de btn geceler diye iimden geirdim, nk
Lujanera ile durum ciddiydi. Hangi yne gittiklerini Tanr
bilir. Pek uzaklam olamazlard. Belki de, karlarna
kan ilk hendekte i tutmaktaydlar.
Geri dnmeye karar verdiimde, dans hibir ey olmam
gibi sryordu.
Olabildiince ufalp tekilerin arasna szdm, ve bizimki
lerden yalnzca birinin kirii krdn, kuzeylilerin de teki
lerle tangoladklarn grdm. Ne dirsek darbeleri, ne itime,
daha ok kuku ve incelik. Mzik uyukluyordu, kuzeylilerle
danseden kzlar da canlandrmaya yanamyordu.
68
Ben bir eyler bekliyordum, ama ne olacan kestireme-
mitim.
Darda bir kadnn alad duyuldu, sonra tandk bir
sesin, dinginlik dolu, hatt artk bir insana ait deilmi gibi
bir dinginlikle dolu:
- Gir ieri kzm, dedii duyuldu. Baka hkrk sesleri
geldi, ses sabrszlanmaya balar gibiydi.
- A diyorum sana! Asana orospu, kaltak, a kanck!
Bunun zerine kap titreyerek ald ve Lujanera ieri
girdi, tek bana. Arkadan biri itmie benziyordu.
- Hayalet gnderiyor, dedi ngiliz.
- Bir l, dostum, dedi ozaman Tongac.
Yz ayya andryordu. eri girdi, az nceki gibi nn
de alan bolukta sendeleyerek birka adm att ve direk gi
bi devrildi. Onunla gelenlerden biri srtst dndrp, ba
nn altna bir pancho yerletirdi. Bu nlemler adam kanla
lekeledi. O zaman gsnde derin bir yara grnd. Kan
oluk oluk akyor ve chal i nanm altnda kaldndan oana ka
dar grmediim ll rengi bir fular karartyordu. lk bakm
iin, kadnlardan biri atesuyu ve yank bezler getirdi Adam
aklama yapacak durumda deildi. Lujanera, kollan iki ya
nna sarkm, dalgn baklarla onu szyordu. Hepimiz ka
gz hareketleriyle soruturuyorduk, sonunda anlatt. Bera
ber dan ktktan sonra kk bir tarlaya gittiklerini, bir
ara yanlarna bir yabancnn gelip, kendinden gemiesine
Tongacy kavgaya kkrttn, sonra da ban saplad
n syledi; kim olduunu bilmediine, ama Rosendo olmad
na yemin etti. Kim inanrd ki?
Ayaklarmzn dibindeki adam lmekteydi. Onu bylesine
dzeltenin eli bile titrememi, diye dnyordum. Buna
karn, o adam mein gibiydi. Dtnde Julia mat hazr
lamaktayd ve lmeden nce mat salonun turunu atp yeni
den bana ulamt. "Yzm rtn" dedi sonun geldiini
69
i
hissedince. Gururundan baka eyi kalmamt ve can eki
irken yzn seyretmemize izin vermeyecekti. Biri, siyah,
yksek apkay bann zerine yerletirdi. Yumuak apka
nn altnda ld, szlanmadan. Geni gs artk inip kalk
madnda, stn amaya karar verdiler. llerde grlen
yorgun bir havas vard; o zamanlar topu klasndan g-
neye en gzpek adamlardan biriydi; cansz ve szsz ora
ckta yatar grnce, kinim gemiti.
lmek iin canl olmak yeterli, dedi kzlardan biri. Bir
bakas, oda dnceli dnceli:
- Bu kadar kibirli adam, alt st sinekler sn diyey-
mi, dedi.
te osrada, kuzeyliler aralarnda bir eyler fsldatlar,
sonra ikisi yksek sesle tekrarlad:
- Kadn ldrd.
Biri karsnda dikilip suratna haykrd ve hep beraber
evresini sardlar. Aniden, dikkat etmem gerektiini unutup,
yldrm gibi ortalarna daldm. Heyecandan neredeyse ba
ekiyordum. ounun, hatta hepsinin gzlerini bana evirdi
ini hissettim! Alayc bir sesle:
- Bakn u kadnn ellerine. Byle bir bak darbesini ba
trmaya gcnn ve midesinin dayanacan aklnz kesiyor
mu? dedim, ve gerek bir etin ceviz edasyla, tiksinti dolu
bir sesle ekledim:
- Sylendii kadaryla, mahallesinde tam bir eleba olan
lnn iinin byle irkin bir ekilde biteceini kim bilebilir
di? Hele buras gibi, dardan gelip te bizi oyalayan, sonra
da sprntden baka ie yaramayan kimseler olmasa, s
kntdan patlayacamz u cra kede.
Kimse sineye ekmek istemedi.
O anda, sessizlikte atl sesleri ykseldi. Gelen polisti. He
men hemen herkesin, bu karlamadan kanmak iin ne
denleri var gibiydi, nk elbirliiyle cesedi dereye atmakta
70
karar kldlar. Ban yldrm gibi getii uzun pencereyi
anmsyorsunuz kukusuz. Karal adam da ayn yolu izledi.
Birou elbiselerine yapt ve stndeki btn bozukluk ve
ufak tefek ykn de ayn eller hafifletti; hatta biri yz
n araklamak iin bir parman kesti. Vurguncu herifler,
baym, kendinden daha erkek bir adam iini bitirdikten son
ra, savunmasz kalan zavall bir lye saldrmay yrei kal
drana baka ne denir? yice bir yklendiler, gerisini hzla
akan su hlletti. Yzeye kmasn diye barsaklarn skt
ler mi bilmiyorum, bakmamay yeledim. Krl bykl yal
gzlerini benden ayrmyordu. Lujanera gitmek iin karma
adan yararland.
Kanun adamlar gzatmaya geldiklerinde, enlik yeniden
hararetlenmi saylrd. Kr kemanc yle habaneras alard
ki, artk duyulmuyor onlar. Darda, gn aarmaya yz tut
mutu. Bayrdaki tahta kazklar kimsesiz gibiydiler, sk tel
kafesi farketmek iin daha ok erkendi.
Sakince yalnz birka sokak tedeki rnnchoma dndm.
Pencereden hafif bir k szyordu, ama hemencecik snd.
Kavradmda, bir an nce varmak iin elimi abuk tuttum.
te ozaman, Borges, yeleimin sol koltuk altndaki ksa ve
keskin ba kardm ve yeniden gzden geirdim, yavaa,
yepyeni gibiydi, masum, tek bir kan damlas kalmamt.
71
M r ek k ep Ayn a
T a r h , Sudann en acmasz hkmdarnn Kasvetli Ya-
kup olduunu, lkesini Msrl Vergicilerin adaletsizliklerine
teslim ettiini ve 1842 ylnn Bermahat aynn 14nde sa
ray odalarnn birinde ldn biliyor. Kimileri onu sihir
baz Abdurrahman Masmudinin (adn "Yarglaycnn Ua
" diye evirmek mmkn) haner ya da zehirle ldrd
n iddia ediyorlar, ama Kasvetli dendiine de baklrsa, do
al bir lm daha-gereki grnyor. Bununla beraber yz
ba Richard Francis Burton 1853 ylnda sihirbazla konu
mu ve unlar anlatm:
- Kardeim brahimin sonradan kendisini ele veren Kor-
dofanl zenci eflerin kallee ve bo yardmlaryla hazrlad
gizli komplonun sonucunda, Kasvetli Yakubun zindanla
rnda tutsak yattm doru. Kardeim, adaletin kanl derisi
zerinde can verdi, sra bana geldiinde, Kasvetlinin iren
ayaklarna kapanp sihirbaz olduumu syledim ve beni ba
larsa ona Fanusi Jiyaldekilerden (sihirli lamba) ok daha
muhteem biimler ve grntler anlayacama sz ver
72
dim. Tiran hemen bir gsteri yapmam buyurdu. Sazdan bir
kalem, makas, byk bir kat, mrekkep dolu bir hokka, bir
maltz, kini tohumlar ve bir para da aselbent istedim.
Kad alt erit kesip, ilk beinin zerine tlsmlar ve yaka
nlar, altmcya da Cennetlik Kuranda bulunan u szleri
yazdm: "Peeni syrdk ve gzlerinin bak iimize iledi".
Snra, Yakubun sa elinin ayasna sihirli bir drtgen iz
dim, avucunu hafife kapatmasn isteyip, drtgenin ortasna
bir damla mrekkep srdm. Kendi yanssn avucunda
aka alglayabiliyor mu diye sordum; yant olumluydu.
Gzlerini yummasn syledim. Aselbentle kinii yakp, ya
karlar maltzda kl ettim. Yakubtan belirmesini istedii
ekli sylemesini istedim. Biraz dnd ve ln snrnda
ki ayrlarda otlayan yaban atlarnn en gzelinde karar kl
d. Baktnda yeil ve sessiz krlar grd, ardndan bir at
yaklat, leopar gibi evik, alnnn ortasnda beyaz yldz be
nek. Benden ilki kadar mkemmel bir at srs istedi ve
ufuktaki byk toz bulutunu, hemen sonra da at srsn
grd. Yaammn kurtulmu olduunu anladm.
Gn aarrken, iki asker hcreme girip beni Kasvetlinin
odasna gtrdler. Tts, maltz ye mrekkep beni bekli
yordu. Bylece o buyurdu, ben de dnyann btn grntle
rini gsterdim. lm insanlarn grm olduu, yaayanla
rn grmeyi srdrd her ey, bu iren lnn elinden
geti: yeryzn blen kentler, iklimler, krallklar, merke
zindeki gizli hazineler, denizleri aan gemiler, savalarda
kullanlan gereler, mzik ve cerrahlk, ekici kadnlar, du
raan yldzlar ve gezegenler, zmdklann iren tablolann
boyamakta kulland renkler, ierdikleri tm erdem ve giz
lerle mineraller ve bitkiler, Tanny vp krederek besle
nen gm melekler, okullarda datlan dller, piramitle
rin yreindeki ku ve hkmdar yontulan, dnyay tayan
boann ve boann altndaki baln yanstt glge, ba
73
layc Tanrnm lleri. Gaz lambasyla aydnlatlm sokak
lar, insan ln duyunca len balina gibi anlatlmas ola
naksz eyler grd. Bir keresinde bana Avrupa denen kenti
gstermemi buyurdu. Ben de caddelerinin en byn gs
terdim ve ou gzlkl ve hepsi siyahlara brnm bu en
gin insan nehrinde sanrm ilk kez Peeli Adam grd.
Bu kii, bazen Sudan elbisesi, bazen niforma giymi,
ama her zaman yz rtl, bundan byle grntlerde ye-
ralmaya balad. Adam artk hi eksik olmuyordu, ama kim
liini kestirmemiz mmkn deildi. Ayrca, mrekkep ayna
nn; balangta geici ve donuk olan yanslar, gitgide daha
karmak oluyordu. Benim buyruklarm yerine getiriyorlar
d ve tiran her eyi aklkla seebiliyordu. Kukusuz her se
ferinde bitip tkeniyorduk. Baz sahnelerin tyler rpertici
ieriinde de bir baka yorgunluk kayna yatyordu; iken
celer, idamlar, sakatlamalar, cellatn ve zalimin sevinleri.
Bylece Bermahat aynn 14nde tan skmne vardk.
Mrekkep damlas Yakubun avucundayd, aselbent maltzn
iindeydi ve yakarlar kl olmutu. kimiz yalnzdk. Kasvet
li bana, geri dn olmayan ve hakl olarak verilmi bir ce
za gstermemi buyurdu, nk ogn can bir l grmek is
tiyordu. Ona davullu askerleri, yere serilmi dana derisini,
seyretmekten honut kalabal ve adalet klcn elinde tu
tan cellt gsterdim. Cellt tanmaktan honut, bana "Bak
Abukir bu, Kardein brahimin ban ovurdu, bu ekilleri
senin yardmn olmadan arabilme ilmine eritiimde se
nin de kaderini o noktalayacak" dedi. Sonra hkmlnn g
rnmesini istedi. Getirdiklerinde sustu, nk karsndaki
yz rtl garip adamd. ldrlmesinden nce, peenin
karlmasn emretti. Ayaklarna kapanp "Ey Zamann, mad
denin ve btn yzyllarn kral, bu ekil tekiler gibi deil,
ne adn ne atalarn, ne ilini ne yurdunu biliyoruz, gnn bi
rinde hesap vermek zorunda kalacam bir gnah ilemek
74
ten korkarm" dedim. Kasvetli glmeye balad, eer bir g
nah varsa, kendi zerine alacana anditi. Klcnn ve Ku-
rann zerine yemin etti. O zaman, hkmlnn gmleinin
karlmasn, dana derisine yatrlp balanmasn, sonra da
peesinin almasn emrettim. yle de yapld. Yakubun
korku dolu gzleri sonunda bu yz grd -kendi yzyd.
Korkunun tutsa olup, lgna dnd. Titremeyen elimle
onun titreyen elini kavradm ve kendi lm trenini izlemeyi
srdrmesini buyurdum. Aynadan gzlerini alamyordu.
Gzlerini evirmeyi ya da mrekkebi dkmeyi denemedi bile.
Grntde, kl sulunun bana indiinde, beni duygulan
drmayan bir inlemeyle, cansz yere ykld.
"Mutluluk, hayatta kalp, snrsz Balama ve sonsuz
Cezann iki anahtarn elinde tutan kii ile beraber olsun."
75
onauslcigrcm
Hi stor i a de l a E ter ni dad
1936
EL -M u TASIMA YAKLAIM
PHI LI P Guadella, Bombayl avukat Mir Bahadur Alinin ro
man The Approach to El -Mutasmn, "evi reni nde byk i l
gi uyand ran u alegorik I slm i i rl eri ile kanlmaz olarak
J ohn H.Watsonu aan ve insan yaam n n i renl i i ni daha
da ilerleterek, Bri ghtonm en kusursuz bar nakl ar na kadar
vard ran u pol is rmanl ar nm olduka rahatsz edici bi r
bada m (a rather uncomfortable combination)'' olduunu
yazyor. Daha ncesinde, Mr. Cecil Roherts, Bahadurun ki
tabndaki "Wilkie Collins ve XI I . yzyln nl Acemi Feri -
dddi n Attarn ifte ve i nan lmaz vasiyetini" aa vurmu
tu. Guadella, bu kendi halinde gzlemi, pek bir ey katma
dan, ama fkeli bir anlatmla dile getiriyor. Temelde, iki ya
zarn birletii bir nokta var: her ikisi de eserin polisiye me
kanizmasn ve undercurrent mistikliini vurguluyor. Bu ka
rm aklmza Chestertonla bir yaknlk getirebilirse de, hi
balants bulunmadn saptayacaz.
El -Mutasma Yakl a mm ilk basks, 1932 yl sonuna
doru, Bombayda yaymland. Kd gazete kdna benzi-
79
yordu; Kapak, Bombay City doumlu birinin ilk polisiye ro
man olduu konusunda okuru uyaryordu. Birka ay iinde
halk biner adetlik drt basky tketti. Bombay Quarterly
Review, Bombay Gazette, Calcutta Review, Allahabad Hi n
dustan Review ve Calcutta Engl i shman kitab gklere kar
dlar. O zaman Bahadur, The Conversation with the Man
Called el-Mutasm (el-Mutasm Adl Adamla Oyun) adn
verdii ve A Game with Shi fti ng Mi rrors (Devinimli Aynajar
Oyunu) altbalkl, gzelim resimlerle sslenmi bir bask
yaymlad. Victor Gollanczn Londrada, nsz Dorothy L.
Sayerse emanet edip, resimleri kartarak -herhalde acd
iin- bir daha yaymlad bask da bu ite. Elimde de ayn
bask var; 1934 basksyla temel farklar gsteren, okudu
um bir ek blm sayesinde ok daha stn olduunu sezdi
im ilk basky bir trl ele geiremedim. Bu ayrlklar ince
leyip, tartmadan nce, eserin genel akn abucak belirte
ceim. Grnrdeki kahraman -ad bize asla aklanmyor-
Bombayl bir hukuk rencisidir. Atalarnn slm inancn
yadsr ve ona hakaret eder, ama Muharrem aynn ikinci ge
cesi, kendini birden Mslman ve Hindular arasndaki ba
bozuk bir kargaann yreinde bulur. Davullar ve yakarlar
gecesidir bu; dman kalabal arasndan, Mslman tren
alaynn kocaman kttan sancaklar yol aar. Bir Hindu
damndan bir tula uar; biri bir haneri bir kama saplar;
biri, Mslman veya Hindu, ayaklar altnda inenerek can
verir. U bin adam kapr; sopaya kar tabanca, kfre
kar beddua, blnmez Tanrya kar Tanrlar. aknlk
tan donakalm, zgr dnceli renci ayaklanmaya bula
r. Umudunu yitirmi elleri bir Hinduyu ldrr (veya l
drdn sanr). Gkgrlts gibi, uyku sersemi, atl ir-
kar polisi, yansz krba darbeleriyle devreye girer. renci,
neredeyse at nallar altndan kamay baarr. En cra ke
nar mahallelere ular. ki demiryolu veya ayn demiryolunu
80
iki kez aar. Dibinde dngsel bir kule bulunan dzensiz bir
bahenin duvarndan atlar. Kara gl aalarnn arasndan,
ay renkli bir kpek srs (a lean and evil mob of moonco-
l oured hounds) ortaya kar. d patlayan renci, kuleye s
nmaya abalar. Birka basama eksik demirden bir mer
diven trmanr ve bir kuyunun bulunduu balkonda, ay
nda melmi, vargcyle ieyen derisi kemiine yapm
bir adam grr. Bu adam ona, mesleinin Parslarn kuleye
getirip braktklar beyaz giysili cesetlerin altn dilerini
araklamak olduunu aklar. Baka irkin eyler de syler
ve ondrt gecedir manda gbresiyle artlmadm belirtir.
Gzle grlr bir kinle, Guceratl baz at hrszlarndan "k
pek ve kertenkele yiyicisi, sonuta ikimiz kadar rezil herif
ler" diye szeder. Gn doarken, havada besili akbabalarn
alaktan utuu gzlenir. Bitkin den renci uykuya dalar;
gne hl tepedeyken uyandnda, hrsz kaybolmutur.
Bir ift Trikiropolis purosu ile birka bozukluk rupi de kay
bolmutur. Bir gece ncesinin tehlikeleri karsnda, renci
Hindistann derinliklerine dalp, yolnu yitirmekte karar k
lar. Bir putatapar ldrebileceini kantladn, ama Ms-
lmann putatapardan daha hakl olduunu kesinlikle re-
nemediini dnr. Ne Gucerat ad, ne de Palampurda otu
ran, ceset soyanlar iin hakaret ve kin saymasyla yelenen
malka-sansi (ekyalar kast kadn) ad hi aklndan kmaz.
Bylesine inceden inceye aalk bir adama duyulan hncn
vgye deer olduunu savunur. Pek umut beslemeden, onu
aramaya karar verir. Dua eder ve emniyetli yavalkla, uzun
yola koyulur. Eserin ikinci blm burada biter.
Bunu izleyen on dokuz blmn olaylarn dile getirmek
olanaksz. nsan trnn devinimlerini (alaklktan mate
matik kurgularna kadar uzanan) tketir gibi grnen bir bi
yografiden ve engin Hindistan corafyasn kapsayan gergin
likten dem vurmamak iin, ba dndrc bir dramatis per-
81
sonae kaynamas olduunu syleyelim. Bombayda balayan
yk, Palampurun dzlklerinde srer, bir akam ve bir ge
ce boyunca Bikanirin ta kaps nnde oyalanr, Benares
lamlarnda kr bir gkbilimcinin lmn anlatr, Kat
mandunun okbiimli saraynda bir dzene katlr, Kalkta-
nn Machua Bazarmn i bulandrc kokusunda dua eder ve
zina iler, Madrasta bir noterin yazhanesinin pencerelerin
den denizin zerinde gn doumuna bakar, Travancor devle
tinin yksek bir balkonundan denizin zerinde akamn l
mne bakar, ndrapurda duraksar ve ldrr, fersahlar ve
yllar yrngesini ayn Bombayda, ay renkli kpeklerin bu
lunduu bahenin az tesinde tamamlar. te konusu: bir
adam, tandmz inansz ve kaak renci, en beter ei
dinden insanlarn arasna der ve bir tr rezillik yarnda
onlara denk olmaya urar. Aniden -Robinsonun kum ze
rindeki insan ayak izi nnde duyduu mucizeye benzer deh
etle- bu aalkta bir yumuama alglar: bu nefretlik adam
lardan birinde bir sevecenlik, bir cokunluk, bir sessizlik.
"Sanki diyaloga, daha karmak bir nc kii katlm gi
biydi." Onunla konuan aalk adamn bu anlk onura layk
olad kesin: kukusuz o an bir dostu veya bir dostun dostu
nu yanstmtr. Sorunu yeni batan ele alan renci, gizemli
bir kanya varr: Yeryznn herhangi bir yerinde, bu duru
l uun kayna olan bir adam var; yeryznde herhangi bir
yerde bu durul uun ei bi r adam var. Yaamn bu adam
bulmaya adamaya karar verir.
Genel konu sezinleniyor: bir ruhu baka ruhlar stnde
brakt duyarl yanslar arasnda, doyumsuzca aray: nce
bir glmseme veya bir szcn belli belirsiz izi; sona do
ru zihnin, imgelemin ve huzurun deiken ve gitgide artan
grkemi. Sorgulanan adamlar el-Mutasm daha yakndan
tandka, Tanrsallk oranlan da byr; buna karn, yalnz
ca birer ayna olduklar anlalr. Matematiksel terimlerle,
82
Bahadurun youn roman, son zm "el-Mutasm adl
adam" olan, artarak ykselen bir dizidir. El-Mutasmdan
hemen nce, incelik ve mutluluun yce niteliklerinde yaa
yan bir Acem kitap vardr; ondan tam nce de bir aziz...
Uzun yllardan sonra, renci "dibinde bir kap ve rgsne
birok renkli inci ilenmi ucuz bir hasrdan ve ardndan bir
ma gelen" bir galeriye ular. renci elleriyle bir iki kez
kapya vurur ve el-Mutasm sorar. Bir erkek sesi -el-
Mutasmn inanlmaz sesi- girmesini rica eder. renci per
deyi aralayp ilerler. Roman bu noktada son bulur...
Yanlmyorsam, bylesine bir giriimi iyi uygulamak, ya
zara iki eyi zorunlu klar: lki, bol ve eitli khince aynnt-
lar icat etmek, teki, bu izgiler ardnda belirlenen kahrama
nn basit bir ekil, bir hayalet olmamas kaygs gtmek. Ba
hadur, birinciyi baaryla yerine getiriyor; ikincisininse ne
lde yeterli olduunu bilemiyorum. Baka bir deyile, asla
duyulmayan ve grlmeyen el-Mutasmn yavan bir abart
malar karmaas deil, gerek bir kiilik izlenimini brakma
s gerekirdi bizde. 1932 deikesinde, doast imler seyrek;
"el-Mutasm adl adam 'm simgesel yan var, ama kiisel tep
kileri ve zel izgileri eksik deil. Ne yazk ki bu gzel edebi
tutum ksa srm. Elinin altnda bulunan 1934 deikesin
de, roman alegoriye gmlyor: el-Mutasm Tannnm belir-
gesi ve kahramannn izledii kesin yol, bir anlamda ruhun
gizemli ykseliini aktaryor. nemsiz koullar znt veri
ci: el-Mutasmdan szeden Koinli Zenci bir Musev, koyu
tenli olduunu sylyor; bir Hristiyan, onu bir kulenin tepe
sinde, kollar iki yana ak betimliyor; kzl bir lama, otur
mu "Tailhunpo manastmnda yak tereyandan yaptm
ve taptm imgeye benzediini" anmsyor. Bu tanklar in-
sanlann eitsizliklerini dzenleme yeteneine sahip birleti
rici bir Tann kavramn alamay amalyorlar. Pek uyanc
bir dnce deil bana gre. teki iin ayn eyi sylemeye
83
ceim: Tannmn kendinin Birinin araynda olduu ve bu
daha yce Birinin (en azndan ayn deerde, ama vazgeil
mez) baka Birinin araynda olduu ve bylece Zamann
Sonuna -daha da iyisi Sonsuzuna- dek veya evrimsel biim
de srp gittii sans. El-Mutasm (sekiz sava kazanan, se
kiz erkek ve sekiz kz ocuk dlleyen, sekiz bin kle brakan
ve sekiz yl, sekiz ay ve sekiz gn hkm sren sekizinci Ab
basnin ad) etimolojik olarak Destek Arayan anlamna gelir.
1932 deikesinde, Hac yolculuu ereinin kendisinin bir ha
c olmas, gerei bulmaktaki gl uygun bir ekilde hak
l gsteriyordu; 1934tekindeyse, yerini bahsettiim sama
Tannbilime brakyor. Bu sayede, Mir Bahadur Alinin sana
tn en baya ekiciliine, dhi olma arzusuna kar koyama
dn gryoruz. Yazdklarm gzden geirirken, yaptn
olumlu niteliklerini yeterince vurgulamadm kaygsna d
yorum. Eserde olduka medeni noktalar buluyorum; rne
in el-Mutasma yaklaldnn sezildii on dokuzuncu b
lmde, hasmnn safsatalarn, "zafer dolu bir ekilde hakl
kmamak iin" rtmeyen bir tartmacnn konumas.
Gncel bir kitabn, bir eskisinden tremesi onurludur;
kimse (Johnsonun dediine gre) adalarna borlu olmak
tan holanmaz. Joyceun Ulyssesiy^e Homerosun Odysseias
arasndaki durmadan yinelenen, ama anlamsz iliki, eleti
rinin yeltek beenisini -nedendir bilinmez- dinlemeyi srd
ryor; Bahadurun romanyla Feridddin Attarm kutsal
Mant kut-Tayr (Kul ar n Konumas ) arasndaki balant
lar, yalnzca Londrann deil, Allahabad ve Kalktann da
anlalmaz alklarn topluyorlar. Baka saptrmalar da ek
sik deil. Bir aratrc ortaya kp kitabn ilk sahnesiyle
Kiplingin On the City Wall (ehi r Duvar n n zerinde) yk
s arasndaki benzerlikleri sralad; Bahadur andrmalar
kabul ediyor, ama Muharrem aynn onuncu gecesini betim
leyen iki resmin ortak noktalar iermemesinin son derece
84
anormal olacan ileri sryor... Eliot, daha hakl olarak,
ba oyuncu Glorianann bir tek kez bile grnmedii, yarm
kalm alegori The Fari e Queenein yetmi ezgisini anms
yor (Richard William Churchn sert bir makalesinin belirtti
i gibi). Tm alakgnllmle, ben bile olas ve uzak bir
haberciyi imleyebilirim: bir ata veya bir ustann ruhunun,
rahatlatmak veya retmek amacyla bir zavallnn ruhuna
girebilecei, dncesini savunup yaymaya alan 16. yz
yldaki Kudsl Kabalac Isaac Luria. Ruhun bu ekilde gv
de deitirmesine I bbr ad verilir.(*)
O Bu yazda, Niabur' un yerl e bir edildii srada, Cengi z Han' n olu Tuluy t a
rafndan ldrl en Acem mistii Feridddin Abu Tal i b Muhammed bin bra
him At tarn Mantku't-Tayr (Kularn Konumas)ndan szetti m. iiri zet
l emek sanrm ilgi ekecekti r. Di l l ere destan kular kral, Si murg, in'in mer
kezi ne gzkamatrc bir ty drr; kular kadim anariye son verebil
mek iin ty aramaya karar verirler. Saraynn, yeryzn evrel eyen dn-
gsel Kaf danda olduunu bilirler. Hemen hemen sonsuz bu servene
atlrl ar; yedi vadi veya yedi deni z aarl ar; sondan bir ncekinin ad Badn-
mesi , sonuncusununki ise Yokol madr. Birok gezgi n kap gider, bakal ar
tel ef olur, ileriyle arnm yal nz otuz tanesi, Simurg'un dana ayak bas
may baarr. Sonunda gzl eri ni kaldrrlar, kendil eri nin Simurg olduunu,
Si murg'un onlardan her biri ve hepsi olduunu bulgularlar. (Plotirio da -
Enadas, V, 8, 4- kimlik ilkesinin buna benzer cennetsel bir uzantsna de
iniyor: Kavranan gkyznde her ey, her yerdedir. Herhangi bir ey, b
tn her eydir. Gne btn yldzlardr ve her yldz btn yldzlar ve g
netir.) Mantkut-Tayr Franszca' ya Garcin de Tassy, ngil izce'ye Edward
Fi tzGeral d tarafndan evrildi; bu yaz iin Burton evirisi 1001 Gece Masal
lar ve Margaret Smith'in monografisi The Persian Mystic: Attar (1932)' a
bavurdum.
Bu iirle Mir Bahadur'un roman arasndaki ilikiler ar deildir. Yirminci
bl mde, bir Acem kitapnn el-Mu'tasVa ait olduunu ne srd baz
szckl er, kahramann azndan kan baka szckleri n abartmasdr bel
ki; bu andr ve buna benzer bakal ar, arayan Ve arayann kimliini bil dire
bilir, ayn zamanda birinin teki zerindeki etkisini aktarabi li rler. Bir baka
bl m el -Mu' tasmn, rencisini n ldrdn sand " Hindu" olabi l ecei
ni esinliyor.
85
mrfoiItLir
F i cci ones
1944
E l J ar d n de Sender os Que se Bi fur can
1941
DNGSEL TAPINAIN KALINTILARI
And i fhe left off dreami ng about you...*
Through the Looking-Glass, IV
S a k n gecede kyya ayak bastn kimse grmemiti,
bambudan sandaln kutsal batakla daldn kimse grme
miti, ama birka gne kalmadan, suskun adamn Gney-
den geldiini ve vatannn, Grekeyle bozulmam Zend dili
nin konuulduu ve czzamn pek rastlanmad, yukarda,
dan rktc yamacndaki saysz kyden biri olduunu da
bilmeyen kalmamt. Kesin olan birey varsa, o da krl
adamn amuru pt, derisini paralayan sazlan aralama
ya yanamadan (belki de hissetmeden) kyya trmand ve
sersemlemi, kan iinde, bir zamanlar ate, imdi ise kl
renginde tatan bir kaplan veya atn talandrd yuvarlak
alana doru srnm olduuydu. Bu alan eski yangmlann
kavurduu, bataklk bitkilerinin saygszlna uram,
Tanrnm artk insan tapnmalarn kabul etmedii bir tap
nakt. Yabanc yontunun ayana uzand. Ykselen gne
onu uyandrd. Pek armadan yaralarnn kabuk balad-
(*) Ya seni dl emekten vazgeerse... L. Carroll - Aynann inden, IV.
89
n farketti; feri kam gzlerini kapatp yeniden uykuya dal
d, gvdesinin zayflndan deil, isteminin gc ile. Bu ta
pnan kar konmaz amac iin gerekli yer olduunu bili
yordu; geit vermez aalarn, rman daha aasnda, yine
tanrlar yaklm ve lm, amacna uygun baka bir tapna
n kalntlarn rtemediini biliyordu; kendisine den ilk
grevin uyumak olduunu biliyordu. Gece yarsna doru bir
kuun avuntu bulmaz t ile uyand. plak ayak izleri, in
cirler ve bir testi, yre insanlarnn saygyla uykusunu gzle
dikleri ve kendisinden koruma diledikleri veya bysnden
ekindikleri konusunda onu uyard. Korkunun soukluunu
duydu ve harap olmu duvarda gmte benzer bir kovuk ara
np, vcudunu bilmedii yapraklarla sarmalad.
Gtt ama, doast olmasna karn, olanaksz de
ildi. Bir insan dlemek istiyordu: onu en ince ayrntsna
kadar dlemek ve gerei benimsetmek istiyordu. Bu by-
sel tasar, tm benliini ele geirmiti; biri kalkp kendi ad
n veya gemiinden bir ey sorsa, ne yant vereceini bile
mezdi. Issz ykk tapnak iine geliyordu, nk evresinde
gzle grlebilir ok az ey vard; kyllerin yaknl da
iyiydi, hi olmazsa en basit gereksinimlerini stlenebilirler
di. Kabilenin pirin ve meyveleri, yalnzca uyumaya ve d
grmeye adad gvdesi iin yeterli besinlerdi.
Balangta, dler karmakarkt; ok gemeden eti-
imsel bir nitelik kazandlar. Yabanc kendini, bir anlamda
yanm tapnak olan, dngsel bir amftiyatronun ortasnda
dlyordu: bir yn sessiz renci, basamaklar dolduruyor
du; en uzaktakilerin ehreleri yzyllarn tesinde, yldzla
rn yksekliinde gibiydi ama hatlar belirgindi. Adam onla
ra anatomi, kozmografya ve by dersleri veriyordu; yzler
akgzllkle dinliyor ve akll yantlar vermeye abalyor
du, sanki aralarndan birini bu bouna grnt durumundan
kurtarp, gerek dnyaya katacak bu snavn nemini kavrar
90
gibiydiler. Adam, dnde ve uyanklnda hayaletlerinin
yantlarn tartyor, dzmecilerin oyununa kanmyor, baz
aknlklarda gelien bir zeknn varln kefediyordu. Ev
rene katlmay hak eden bir ruh aryordu.
Dokuz veya on gecenin sonunda, biraz znt duyarak,
edilgenlikle kendi retisini kabul eden rencilerden ok,
arada bir mantkl bir elikiye deinmeyi gze alanlara
umut balayabileceini anlad. Sevgi ve efkate deer olsalar
da, edilgenler asla bireylik konumuna eriemeyeceklerdi;
tekiler varolmaya biraz daha yakndlar. Bir akam (artk
akamlarn da uykuya adyordu, yalnzca tan skmnde
birka saat uyank kalyordu) bu geni imgesel renci toplu
luunu btnyle uzaklatrp, bir tek renciyle babaa
kald. Az konuan, abuk fkeye kaplan, bazen bakaldran,
dleyicisine benzer sar,yzl sert hatl bir delikanlyd bu.
Okul arkadalarnn birden yokedilmesinin keyfini karma
s uzun srmedi; birka zel dersten sonra, gelimesi ustas
n bile artmay baard. Buna karn, felket bagsterdi.
Bir gn, adam vck vck lden kar gibi dten uyand, n
ce akamn solgun n, tan kzll ile kartrd ve d
grmemi olduunu kavrad. Btn gece ve btn gn, uy
kusuzluun dayanlmaz berrakl stne yld. Bitkin d
mek amacyla orman aratrmak istedi, baldran otlarnn
arasnda clz, kaamak, ilkel grntlerle birka d n ya
kalad: hibiri ie yaramazd. Okulunu evresinde toplamak
istedi, azndan birka ar szc kmt ki, okul bozu
lup silindi. Neredeyse kesintisiz uyanklnda, ihtiyar gzle
ri fke gzyalaryla yanyordu.
Dleri oluturan tutarsz ve badndrc maddeyi yo
urmann, en st ve alt dzeydeki bilmeceleri zebilen biri
iii bile olsa, insann giriebilecei en etin eylem olduunu
anlad: kumdan halat rmekten, rzgrn varolmayan yz
n paraya basmaktan daha gt. Baarszl nlemenin
91
en bata kanlmaz olduunu kavrad. Balangta ona y
nn artan dev sanny unutmaya anditi ve yeni bir al
ma yntemi aramaya koyuldu. Denemeye kalkmadan nce,
bir ayn sayrln tkettii gcn toparlamaya adad. D
beklentilerinden btnyle vazgeti ve hemen nnda gnn
nemli bir blmn uyuyarak geirmeyi baard. Bu d
nemde grd seyrek dlere de dikkat etmedi. Yeniden ie
koyulmak iin, tam dolunay bekledi. Akam, kendini rma
n sularnda arndrd, gezegen tanrlarna yakard, gl
bir adm sylenmesine izin verilen hecelerini syledi ve uyu
du. Hemen nnda, dnde arpan bir yrek grd.
Bu yrek gl, scak, gizemli, skl bir yumruk byk
lnde, nar krmzs idi, yz ve cinsiyeti daha bilinmeyen
bir insan gvdesinin yar glgesin deydi; on drt berrak gece
boyunca, zenli bir sevgiyle onu dledi. Her gece daha b
yk bir tedirginlikle alglyordu. Dokunmuyordu: gereklii
ne tanklk etmekle, izlemekle, bazen de onu bakyla d
zeltmekle yetiniyordu. Alglyor, birok uzaklk ve ann de
rinliinden yayordu. On drdnc gece, iaret parmayla
nce ahdamanna, sonra dardan ieriye, yrein her yan
na hafife dokundu. Sonutan honut kald. Bilinli olarak,
bir gece d grmedi: sonra yeniden yrei ald, bir gezege
nin adn yakard ve bir baka temel organ grmeye alt.
Bir yl gemeden, iskelete, gz kapaklarna vard. Saysz sa
tellerini dnmek belki de iin en g yanyd. Btn bir
adam, gen bir adam dledi, ama bu delikanl ne dorulabi-
liyor, ne konuabiliyor, ne de gzlerini aabiliyordu. Geceler
boyunca, adam onu uyurken dledi.
Gnostiklerin kozmogonisinde, demiurgoslar, ayakta dur
may beceremeyen kzl renkli bir Adem yoururlar; byc
nn gecelerinde yaplan bu Adem, bu tozdan dem kadar ye
teneksiz ve kaba ve ilkeldi. Bir akamst, adam az kalsm
btn yaptn ykyordu, ama pimanlk duydu. (Yksayd
92
onun iin daha iyi olurdu.) Yer ve rmak tanrlarna yakar
lar tkettikten sonra, belki kaplan, belki at olan yontunun
nne kapaklanp, bilinmedik bir yardm dilendi. Alacaka
ranlkta heykelin dn grd. Canlyd, kprdyordu d
nde: artk kaplanla at aras korkun bir melez deil, ayn
zamanda hem bu iki ateli yaratk hem de boa, gl ve frt
na idi. Bu oul Tanr, ona yeryzndeki adnn Ate olduu
nu, bu dngsel tapnakta (ve benzeri bakalarnda) ona
kurbanlar sunulduunu ve tapmldm ve byyle dlenen
hayaleti canlandracan ve Atein kendi ve dleyen dn
da btn yaratklarn onu etten ve kemikten bir insan sana
caklarn amlad. Trenleri rettikten sonra, onu rman
aasndaki piramitleri ayakta kalan teki tapnaa gnder
mesini buyurdu, bu ssz yapda adn yceltecek bir ses bu
lunmalyd. D gren adamn dnde, dlenen uyand.
Byc buyruklar yerine getirdi. D ocuuna evrenin
gizemlerini ve ate trenini gstermek iin biraz zaman ayr
d (sonuta bu sre iki yl buldu). Ondan ayrlmaktan derin
bir i acs duyuyordu. Eitim gereklerini bahane ederek, uy
kuya ayrlan saatleri her gn daha da uzatyordu. Belki bi
raz kusurlu grnen sa omuzu da yeniden yapt. Btn
bunlar daha nce de yaad duygusu arada bir onu kayg
landryordu... Genelde, mutlu gnler geiriyordu; gzlerini
kaparken "imdi ol uml a birlikte olacam" diye dnyor
du. Veya, daha seyrek: "Yarattm oul beni bekliyor, eer
ona gitmezsem varolamaz".
Aamal olarak delikanly geree altryordu. Bir ke
resinde ona, uzak bir tepeye bir bayrak dikmesini buyurdu.
Ertesi gn, bayrak dorukta dalgalanyordu. Her seferinde
daha yrekli, benzeri deneyimler yapt. Biraz ii szlayarak,
ocuunun domaya hazr olduunu -belki de sabrszland
n- anlad. O gece onu ilk kez pt ve rman aasnda,
Bk orman ve batakln fersah fersah tesinde, beyazlaan
93
kalntlar seilen teki tapnaa gnderdi. Ama nce (asla
bir hayalet olduunu bilmesin ve kendini tekiler gibi bir in
san sansn diye) btn raklk yllarn belleinden sildi.
Utku ve erincini sknt glgeliyordu. Akamn ve tan s-
kmnn alacakaranlnda, gerekd olunun, rman
aasnda, teki dngsel tapnak kalntsnda benzer yin
ler uygulad inancyla, tatan imgenin nnde diz kyor
du; geceleri d grmyordu artk, ya da grd btn d
ler dier insanlardan farkl deildi. Evrenin ses ve biimleri
ni gitgide daha silik alglyordu: uzaktaki oul, ruhunun ek
silmesiyle besleniyordu. Yaamnn baka amac kalmamt;
adam bir eit srekli esrime hlindeydi. yksn aktaran
larn kiminin yllarla, kiminin beyllarla hesaplamay seti
i bir sre sonra, bir geceyans iki kreki tarafndan uyan
drld: yzlerini gremedi, ama ona Kuzey tapnanda,
atete yryp de yanmayan bir bycden szettiklerini
duydu. Byc birden Tanrnn szlerini anmsad. Yery-
zndeki btn yaratklar iinde, olunun hayalet olduunu
yalnz atein bildiini anmsad. Bu an, nce onu rahatlat-
tysa da, sonradan iini kemirmeye balad. Olunun bu
anormal ayrcalk zerine kafa yoracandan ve bir ekilde
bo bir grntden te olmadn bulgulayacandan ekini
yordu. nsan olmamak, baka bir insann dnn yanss
olmak, ne benzersiz aalanma, ne byk aknlk! Her ba
ba, saf karmaada veya mutluluk nnda dnyaya getirdii
(veya can verdii) ocuklar ile ilgilenir; bycnn rgen r
gen, izgi izgi binbir gizli gecede tasarlad bu oulun gele
cei iin kayg duymas doald.
Bu dncelerin sonu birden geldi; ama nceden baz be
lirtiler vard. nce (uzun bir kurakln ardndan), uzak bir
tepenin zerinde ku kadar hafif bir bulut; sonra Gneyde
leoparlarn dieti pembesinde gkyz; sonra gecelerin ma
densiliini paslandran dumanlar; son olarak da panie ka-
94
pilmi hayvanlarn kamas. Yzyllar nce olan ey yinele
niyordu. Ate tanrsnn tapnann kalntlarn ate yoke-
diyordu. Kularn kaybolduu bir tan skmnde, yangnn
duvarlar sardn grd. Bir an sulara snmak geti ak
lndan, ama o an lmn yalln talandrmaya ve abala
rn dindirmeye geldiini kavrad. Alevlere doru yrd.
Yalmlar etini dalamadlar, derisini yakmadan, okar gibi
sarmaladlar gvdesini. Dinginlikle, alalmayla, korkuyla,
kendinin de bir grnt olduunu, bir bakasnn onu dle
diini anlad.
95
Ba bl K en t Pyan g o su
B a BL kentindeki btn insanlar gibi, konsl oldum; hepsi
gibi, kle oldum; onlar gibi salt erki, utanc, zindanlar tan
dm. Bakn: sa elimin iaret parma eksik. Bakn: palto
mun yrtndan midemin stndeki kzl dvme grnyor:
kinci simge bu, Beth. Dolunay geceleri, bu harf bana Ghimel
imli adamlar zerinde yetke salar, buna karn, beni Alefli-
lere baml klar, onlar da aysz gecelerde Ghimellilere bo
yun emek zorundadrlar. Tan alacakaranlnda, bir maa
rada, kara bir ta nnde kutsal boalar kurban ettim. Bir
ay yl boyunca, grnmez iln edildim: haykrdm, yant gel
medi, hrszlk yaptm, elim kesilmedi. Greklerin bilmediini
rendim: belirsizlik. Bronzdan bir odada, celldn sessiz
mendili nnde umut, zevkler rmanda da korku yanmdan
ayrlmad. Heraclides Ponticus aknlkla, Pythagorasn
Pyrrhus, ondan nce Euphorbus, ondan ne de bir baka
lml olduunu anmsadn anlatyor; buna benzer dei
iklikleri anmsamak iin, lme, hatt sahtekrla bavur
maya gerek duymuyorum.
96
Korkun denebilecek bu eitlilii, baka devletlerin bil
medii veya yalnzca kusurlu ve gizli bir yntemle uygula
ndklar bir kuruma borluyum: piyango. Tarihini dikkatle in
celemedim; byclerin bu konuda gr ayrlklar olduu
nu biliyorum; bu gl tasarlardan benim bildiim, kendini
astrolojiye adamam bir adamn ay hakknda bildii kadar
dr. Piyangonun gerein temel paralarndan biri olduu,
badndrc bir lkeden geliyorum: bugne dek o lkeyi,
zlmez tanrlarnn davran veya kendi yreim kadar az
dndm. Bugn, Babilden ve onun sevgili geleneklerin
den uzakta, piyangoyu ve peeli adamlarn gnbatmnda
mrldandklar hakaret dolu sanlar biraz aknlkla ka
famda canlandryorum.
Babam, bir zamanlar -yzyllar veya yllar nce- piyango
nun Babil kentinde halka zg nitelikte bir oyun olduunu
sylerdi. Berberlerin birka sikke karlnda, kemikten
drtgenler veya simgelerle ssl parmenler sattklarn
anlatrd (doru mu bilmem). ekili gndz ortalk yerde
yaplrd: talihliler, rastlantnn bakaca bir destei almaks
zn, gm sikkeler kazanrlard. Grdnz gibi, ilem ba
sitti.
Doal olarak bu "piyangolar" baarszla urad. Mane
vi deerleri sfrd. nsan yeteneklerinin tamamna ynelik
deildi: yalnz umudu hedefliyordu. Halkn ilgisizlii kar
snda, bu karc piyangolar dzenleyen tccarlar para kay
betmeye balad. Kimileri bir dzeltim denediler: kazanan
numaralar arasna az sayda ters talih katma. Bu dzeltim
den sonra, numaral drtgen alclarnn belirli bir miktar
para kazanma, bazen de hatr saylr bir ceza deme ansla
r iki katna kyordu. Bu hafif tehlike (otuz kazanan numa
ra arasnda bir tane de uursuz vard) doal olarak halkn il
gisini uyandrd. Babil halk oyuna kapld. Talihini deneme
yen ekingenlikle, dleklikle sulanyordu. Zamanla, bu hak
97
l horgr ikiye ayrld. Oynamayan aalanyordu, afia ce
zay eken ve yenilenler de aalanyordu. irket (o zaman
byle anlmaya baland), cezalarn hemen hemen tamam
kasaya girmeden dllerine dokunamayan kazanllarn
karlarn korumay stlendi. Kaybedenlere dava at: yarg
hem cezay, hem de mahkeme harcn demeleri, yoksa bir
ka gn tutukevine gnderilmeleri hkmn verdi. irketi
batrmak iin, hepsi hapis yatmay setiler. Bir avu insann
gsterdii yalanc kahramanlktan, irketin salt erki, dinsel
ve metafizik gc ortaya kt.
ok gemeden, para cezalan listelerden kayboldu; her
uursuz numaraya kar gelen tutuklanma gn says ak-
lanmakla yetinildi. nceleri pek dikkat edilmeyen bu ksa ve
zl tutum iin en nemli noktas oldu. Bu, piyangoda para
di$ elerin ilk grnmesiydi . Baar bykt. Oyuncularn
basksyla, irket ters talih saysn artrmak zorunda kald.
Babil halknn manta, hatt simetriye ok dkn oldu
unu bilmeyen yoktur. Talihin yuvarlak sikkelerle, talihsizli
in de hapiste gn ve gecelerle saylmas tutarsz grnd.
Birka trebilimci, para sahibi olmann her zaman mutlulu
u belirlemeyecei ve sevin kaynann belki de daha dolay
sz baka biimler alabilecei zerine akl yrtt.
Kenar mahallelerde bir baka kayg yaylyordu. Rahip
ler kurulu bahisleri oaltyor ve korku ile umudun btn
deiimlerinin tadm karyordu; yoksullar (hakl veya ka
nlmaz bir kskanlkla) aka tadna doyum olmayan bu
gitgelden dlanmann acsn ekiyorlard. Zengin yoksul
herkesin piyangoya eit derecede ulaabilmesine ynelik
hakl heves, yllarn ansn silikletirmedii fke dolu bir ka
rkla neden oldu. Baz dikkafallar yeni bir dzenin, zo
runlu bir tarih evrenin szkonusu olduunu anlamadlar
(veya anlamaz grndler). Klenin biri mor diziden bir bilet
yrtt, ekilie gre bu numara sahibinin dili yaklacakt.
98
Yasa ayn cezay bilet hrszlarna da veriyordu. Baz Babilli-
ler adamn kzgn demirle dalanmay hrszlndan tr
hak ettiini ileri srdler; gnl yce bakalar, celladn ce
zay, yalnzca rastlantnn kararlarna uymak iin uygula
mas gerektiini belirttiler. Kargaalar oldu, kanlar dkld;
ama sonuta Babil halk, zenginlerin kar koymasna ra
men, kesinlikle istemini kabul ettirdi. Halk yrekli istekleri
ne fazlasyla kavutu. lk aamada, irketin toplumsal g
cn tamamn stlenmesini salad. (Yeni ilemlerin enginli
i ve karmakl gznne alnrsa, bu birletirme gerekliy
di.) kinci olarak, piyangosunun gizli, bedelsiz ve genel olma
sn elde etti. Talihin para karl sat yrrlkten kald
rld. Gne tanrs Baalin gizemlerini renmeye balam
her zgr insan doal olarak, altm gecede bir, tanrlarn la
birentlerinde yaplan ve bir sonrakine kadar yazgsn belir
leyen kutsal ekililere katlyordu. Sonular hesaba s
mazd. Mutlu bir oyun, onu mneccimler kuruluna ykselte
bilir veya bir dmann (nl veya zel) zindana atlmasn
Balayabilir veya odann dingin karanlnda, bizi kayglan
drmaya balayan veya bir daha grmekten mit kestiimiz
bir kadnla buluturabilirdi; mutsuz bir oyun sakatlanmay,
eitli rezillikleri, lm zerine ekebilirdi. Bazen bir tek
olay -Cnin herkesin iinde cinayeti, Bnin gizemli ululatrl-
mas- otuz krk ekiliin dhice zmyd. Oyunlar dzen
lemek gt; ama irket yelerinin sonsuz erke sahip ve kur
nazlk dolu olduklarn (hl da yleler) anmsamak gereki
yor. Birok olayda, baz sevinlerin rastlant eseri olduu
inanc erdemlerini azaltt; bu terslii savuturmak amacyla,
irket grevlileri telkin ve byye bavuruyorlard. Yntem
leri ve dalavereleri gizli kalyordu. Her kiinin en derin
umutlarn ve en derin korkularn renmek iin, astrolog
lar ve casuslardan yararlanyorlard. Birka tatan aslan
vard, Qaphqa adl kutsal bir ayakyolu vard, genel kanya
99
gre tozlu bir sukemerinde i rkete bakan atlaklar vard;
kt veya iyi niyetli kiiler ihbarlarn buralara brakyorlar
d. Alfabetik bir ariv bu az' ok gvenilir bilgileri derleyip
topluyordu.
in inanlmaz yan, dedikodularn eksik olmamasyd.
irket, kendine zg arballyla, dorudan karlk ver
medi. Bir maske fabrikasnn yknt duvarlar stne, artk
kutsal yazlar arasnda yerini alan ksa bir aklama karala
may yeledi. Bu reti paras, piyangonun rastlantnn
dnya dzenine sokulmas olduunu, hatalar kabullenme
nin rastlantya kar kmak olmadn, tersine desteklemek
olduunu gzlemliyordu. Bunun yansra, bu aslanlarn ve
kutsal kabn, (onlara danma hakkn reddetmeyen) irket
tarafndan yadsnmasa da, resm bir gvence olmadn da
belirtiyordu.
Bu aklama, toplumdaki huzursuzluu dindirdi. Ayrca,
belki yazarnn bile ngrmedii baka sonular da dourdu.
irketin genel eilim ve ilemlerini derin bir deiiklie u
ratt. Pek zamanm kalmad; geminin demir almak zere ol
duunu iaret ediyorlar bize; abucak aklamaya alaca
m.
Her ne kadar tuhaf grnse de, ogne dek kimse ortaya
genel bir oyunlar kuram atmay denememiti. Babilliler faz
la dnp tanmazlar. Rastlantnn kararlarn kabullenir
ler, yaam, umut ve korkularn ona teslim ederler, ama
onun labirente benzer yasalarn sorgulamay akllarndan
geirmezler, ve onu aa vuran dolambal yollar meraklar
n uyandrmaz. Buna karn, szn ettiim bu yar resm
aklama tzel-matematiksel nitelikte birok tartma esin
ledi. Bunlarn bazlarndan karak u tahmin yrtld:
eer piyango rastlantnn younlatrlmas, kozmosa dnem
sel bir kaos aktma ise, rastlantnn ekiliin yalnz bir deil,
btn aamalarnda devreye girmesi daha uygun dmez
100
iniydi? Rastlantnn birinin lmn buyurmas, ama bu l
mn koullarnn da -kalabaln ortasnda veya gzden rak,
bir saatlik veya bir yzyllk sre- ayn rastlantya balan
mamas sama deil miydi? Bylesine hakl kuruntular, so
nunda hatr saylr bir reforma yolatlar ki, bunun da (yz
yllk uygulamayla arlaan) karmakl belki yalnzca
birka uzmana anlalr geliyordu; yine de, simgesel de olsa
bir zet yapmaya alacam.
Bir adamn lmn buyuran birinci ekilii canlandra
lm kafamzda. Kararn uygulanmas iin, (diyelim) dokuz
grevliyi ieren bir ikinci ekilie bavurulur. Bu grevliler
den drd cellatn adn belirleyecek bir nc ekilie kal
kabilir, ikisi ters talihi mutlu bir yargyla deitirebilir (di
yelim bir hzinenin bulgulanmas), bir bakas lm cezasn
arlatrabilir, (iyice rezilletirerek veya ikencelerle ssle
yerek), geri kalanlar da cezay yerine getirmekten kanabi
lirler. Simgesel e*>abudur. Gerekte ekililerin says son
suzdur. Hibir karar son olamaz, hepsi bakalaryla dallanp
budaklanr. Cahiller sonsuz ekililerin sonsuz zaman gerek
tirdiini sanrlar; aslnda zamann sonsuz sayda blnebil-
mesi yeterlidir, nl kaplumbaa meselinin rettii gibi.
Bu sonsuzluk, ayet gzel bir ekilde, Rastlantmn dolam
bal tanrlar ve Platonculann bayld Piyangonun Gksel
Arketipi ile uzlar. Galiba geleneklerimizin biimsiz bir yan
ks Tibere kadar yaylm: Aelius Lampridius, Antoninus
Heli ogabalusun Yaam adl eserinde, bu imparatorun misa
firlerine kacak ksmeti deniz kabuklar zerine yazdn
anlatr, yle ki aralarndan biri on libre altn kazanrken bir-
bakas on sinek, on kstebek, on ay alyormu. Bu noktada
Heliogabalusun Orta Asyada, kavime adn veren tanrnn
rahipleri arasnda yetitiini belirtmekte yarar var.
Ayrca, kiisiz, amac belirsiz ekililer de vardr: biri F
rat nehrine bir Taprobana safiri atmay buyurur; bir bakas
101
bir kulenin tepesinden bir ku salvermeyi; bir bakas her
yzylda kumsaldaki saysz kum taneciklerinden birini al
may (veya eklemeyi) karara balar. Bazen sonular kor
kuntur.
irketin iyiliksever etkisiyle, geleneklerimiz rastlantya
doymutur. Bir dzine am arab testisi alan kii, birinin
iinden bir'tlsm veya engerek ylan kmasna armaya
caktr; bir anlamay kaleme alan noter, hemen hemen asla
hatal bir ayrnty katmadan edemez; ben kendim, bu acele
ci aklamada kimi grkemli, kimi korkun eyleri saptrdm;
belki baz gizemli tekdzelikleri de... Yerkrenin en anlay
llar olan tarihilerimiz bu geleneksel yanllar saptamak
ve rastlanty dzeltmek iin bir yntem bulgulamlardr;
aratrmalarnn sonularnn (genelde) gvenilir olduu iyi
bilinir; ama doal olarak, bu yntemin uygulamalar bir par
a saptrmaya uramadan yaymlanamaz. Bunun dnda,
irkete bulaan uydurmann byk ksm kendi tarihinden
kaynaklananlardr... Bir tapmaktaki kazlarda kartlan es
ki bir yazl belge, dnk ekiliin olduu kadar, yzyl nce
sinin sonucu da olabilir. Her rneinde birka fark olmayan
bir tek kitap yaynlanmamtr. Yazclar ekleme, karma,
deitirme yapacaklarna gizlice ant ierler. Dolayl yalan da
ayrca kullanlr.
irket, yce bir alakgnlllkle, her eit reklmdan
kanr. Grevlileri, doal olarak gizlidir: srekli (belki de
bitmek tkenmek bilmeyen) emirleri, sahtekrlarn savun
duklarndan farkl deildir. stelik kim kusursuz bir sahteci
olmakla vnebilir? Birden sama bir buyruk doalayan ay
ya, anszn dnden uyanp yannda yatan kadn elleriyle
boan adam, belki irketin gizli bir kararn uyguluyor ola
mazlar m? Tannnnki ile karlatrlabilecek bu sessiz ile
yi, her eit sany dourur. Bunlardan biri tiksindirecek bir
biimde, irketin yzyllardr varolmadn ve yaamlarm
102
zn kutsal dzensizliinin yalnzca kaltmsal, geleneksel ol
duunu ileri srer; bir bakas tam tersine, irketin sonsuz
olduunu dnr ve dnyann, son tanrnn eliyle yokolaca-
son geceye dek srecei retisini yayar. Yine bir bakas,
irketin gcnn snrsz olduunu, ama yalnz kck
eylere etki edebildiini savlar: bir ku t, pas ve tozun
fark, afak vaktinin yar dleri. Bakas, maskeli sapkn
mezhep kurucularnn azndan, onun asla varolmadn ve
asla varolmayacan bildirir. Daha az rezil olmayan bir ba
kas, karanlk kuruluun gereini kabullenmenin veya red
detmenin anlamsz katn, nk Babil kentinin sonsuz
bir rastlantlar oyunundan te bir ey olmadn dile getirir.
103
H er ber t Q u a i n i n Y a pi t l a r i n i n n c el en m es
HERBERT Quain Roscommonda ld; Ti mesn Edebiyat
Ekinin ona, iinde nne bir zarf getirilerek dzeltilmemi
(veya ciddi bir ekilde paylanmam) bir tek vc sfatn bu
lunmad, ancak yarm stunu kapsayan saygl bir lm
ilan ayrmasna pek armadm. Spectator ise anlaml say
snda ondan kukusuz daha ok ve daha saygl bir ekilde
szediyor, ama Quainin ilk kitabn -The God of the Laby
rinth- Mrs. Agatha Christienin, tekileri de Gertrude Stein-
inkilerle karlatryor: kimsenin kanlmaz diyemeyecei
ve ebediyete genin pek houna gitmeyecek artrmalar.
Ayrca, zaten kendinin bir dahi olduuna asla inanmamt;
basn oktan pesettirmi adamn hi sektirmeden Monsieur
Teste veya Dr. Samuel Johnsonu oynad Aristotelesi ede
bi sylei gecelerinde bile... Tam bir berraklkla, kitaplarnn
deneysel nitelikte olduunun bilincindeydi: bazen zgnlk
leri ve bir eit drst szsel tutumluluklaryla beeniye de
er bulunsalar da, tutku denen erdemderi yoksundular. Ben,
Cowleyin odlar gi bi yi m, diye yazyordu bana 6 Mart
104
1939da Longforddan. Sanata dei l yalnzca sanat tarihi ne
aidim. Ona gre, tarihten aa bir bilim kolu yoktu.
Herbert Quainin alakgnll bir zelliini aktardm;
doal olarak bu alakgnlllk dncesini tketmiyor.
Flaubert ve Henry James bizi, sanat eserlerinin seyrek rast
land ve ok emek vererek gerekletirildii varsaymna
altrdlar; 16. yzyl (Parnassos Yol cul uunu ve Shakes-
pearein yazgsn anmsayalm) bu zc kany paylam
yordu. Herbert Quain de. Ona gre, iyi edebiyat.olduka sra
dand ve hemen hemen sokaktaki lflamayla ayn deerdey
di. Ayrca, estetik olgunun artclk esinden vazgeeme
yeceini ve bellek yznden aknla dmenin g olaca
na inanrd. Gleryzl bir itenlikle, gemiin kitaplarn
"klece ve inatla koruma'ya acrd. Engin kuram hakl bulu
nabilir mi bilmiyorum; ama bildiim, kitaplar ar bir a
rtma amac gdyorlar.
lk yaymlad kitab, bir daha geri gelmemek zere bir
bayan dn verdiime yanyorum. Bunun, The God of the
Labyri nth adl bir polisiye roman olduunu sylemitim; ya
ynevinin kitab 1933 Kasmnn son gnlerinde piyasaya
srdn de ekleyebilirim. Aralk aynn ilk gnlerinde
Siamese Twin Mysterynm ho ve etin kvrmlar, Londra ve
New Yorku uratryordu; dostumuzun romannn baar
szln bu ykc rastlantya maletmeyi tercih ederim. Ayr
ca (btnyle iten olmak istiyorum) bu, romann zayf ku
ruluuna ve baz deniz betimlemelerinin gereksiz ve souk
atafatna balanabilir. Yedi yln sonunda, olayn ayrntla
rn yeniden kurmam olanaksz; unutmann bir ksrlatrd
(bir artt) biimiyle ite plan: Bataki sayfalarda zl
mez bir cinayet, ortalarda ar bir tartma, sonlarda da bir
zm var. Gizem aydnlandktan sonra, u cmleyi ieren,
gemie ynelik uzun bir paragraf var: Herkes iki satran
oyuncusunun kar l amas n n rastlant sonucu olduunu
105
sand . Bu cmle, zmn yanl olduunu st kapal belir
tiyor. Okuyucu, kaygl, usayatkm blmlere yeni batan gz
gezdiriyor ve teki zm bulguluyor, gerek olan. Bu ben
zersiz kitabn okuru, hafiyesinden daha zekidir.
Daha da aykrs, nc (ve tek) blm 1936da yaz
lan, "regresif, dal budak sarm roman" Apri l Marchdr. Bu
roman yarglayan hi kimse bir oyun olduunu sylemekten
kanmyor; yazarn da baka bir deerlendirmede bulunma
dn hatrlatmak yerinde olur. Bu yapt iin, her oyunda g
rl en ana hatlar ileri sryorum: simetri, keyfi yasalar, s
knt, dediini duydum. Balk bile zayf bir calembourdur:
Ni san Mar deil, kelimesi kelimesine Ni san Mart anlamn
tar. Biri bu sayfalarda Dunneun retilerinin bir yanksn
alglad; Quainin nsz, lmn doumdan, kabuk bala
mann yaradan, yarann darbeden nce geldii, Bradleyin
ters dnyasn artrmay yeler (Appearance and Reality,
1897, sayfa 215[*]).
(*) Herbert uai nin zavall derin bilgisi, 1897deki bir kitabn zavall 215. sayfa
s. Pl atonn Politika'sma konuanl ardan biri benzeri bir regresyonu beti m
lemiti: Kozmosun ters dnmesinin etkisine tabi tutulan Yeryz ocuklar
veya Yerliler, yall ktan ergenl i e, ergenl ikten ocuklua, ocukluktan hili
e ve yoklua geerler. Theopompi us da, Phillipicusunda, kuzey yarkre
de, yi yenlerde ayn geri ye doru uzant yaratan baz meyvel erden dem vu
rur. Zamanda yer deitirmeyi t asarl amak daha ilgin olur: Gel ecei anm
sayabi l ecei mi z ve gemi ten btnyle habersiz ol acamz veya bir par
ack sezebi l ecei mi z bir durum. Bkz. kahinliin presbitlikle karl atrld
Infernnun X. bl m, 97-102 dizel eri.
April March'm nerdi i dnyl ar regresif deildir; regresif olan ykleme
biimidir. Daha nce dediim gibi, regresif ve dal budak sarm. Eser on
blmden oluur. Birinci bl m, bir iskel ede, kimlii bil inmeyen birka kii
nin anlam bel irsiz diyalounu aktarr. kinci, ilkinden nceki gnn olayl ar
n aktarr. nc, yine geri ye dnk, ilkinden nceki bir baka olas gnn
olayl arn aktarr; drdnc, bir bakasnnkileri . (Birbirlerini kesinlikle dl a
yan.) Her bir nceki gn, ok farkl zel li klerde ayr nceki gne blnr.
Yani , eserin btn dokuz ayr roman; her roman da uzun blm ie
rir. (lk blm, doal ol arak btn romanl arda ortaktr.) Bu romanl ardan biri
si mgesel niteliktedir, bir bakas gerekst; bir bakas polisiye; bir baka-
106
s ruhbilimsel; bir bakas komnist; bir bakas antikomnist vs. Belki bir
ema yapy anl amaya yardmc olur.
X1
X2
X3
X4
X5
X6
X7
X8
X9
Bu yap zeri ne, Schopenhauer' i n, on iki Kant kategorisi konusunda sy
lediklerini tekrarl amak uygun der: her eyi simetri doymazl uruna kur
ban ediyor. ngrl ebi l ecei gibi, dokuz anl atdan biri, Quai ne yaramyor;
en iyisi ilk tasarl ad X4 deil, fantastik nitel ikte olan X9dur. tekil er, uza
yp giden nemsi z noktal ar ve gereksi z yal anc ayrntl ar yznden bozul
mutur. Kronolojik srayl a okuyanl ar (rnein X3, Y1, Z) bu tuhaf ki tabn z
gn tadn kaybederl er, iki anl at da -X7 ve X8- bireysel deer eksiktir; yan
yana konmal ar etkinliklerini sal ar... Apri l March' m yayml anmasnn ardn
dan, Ouain'in l dzenden pimanl k duyduunu ve onu taklit edecek in
sanl arn ikili birimi
i X1
Y1 X2
Z
ve demi urgosl ar ile tanrlarn, sonsuza dek dal l anp budakl anan sonsuz y
kleri yel eyecekl erini ne srdn anmsat mama gerek var m bilmiyo
rum.
ok farkl, ama yine gemi e yneli k olan bir ypt da The Secret Mirror
adl iki perdeli k kahramanl k komedyasdr. zeti ni verdiimiz eserl erde, bi
imsel karmakl k yazarn i mgelemini kreltmiti; burada, evrimi daha z
grdr. ilk perde (daha zengin olan) Mel ton Mowbray yaknl arnda, C.I.E.
General Thral ein kr evi nde geer. rnn grnmeyen merkezi, general i n
byk kz, Miss Ulrica Thral e'di r. Bir konuma srasnda, onun bir " ama
zon" ve kendini beenmi biri olduunu kestiriyoruz; edebi yatl a il gil enmedi
inden kukul anyoruz; gazet el er Rutland dkyle nianladn ilan edi yor,
Y1
i
X
Y2
/
\
Y3
107
gazet el er bu nian yalanlyor. Bir tiyatro yazar, Wi l fred Quarl es, onu ycel
tiyor. Bir keresinde kaamak bir pck vermi. Kiiler ok zengin ve kkl;
duygul ar ateli olmasna karn soylu; diyalog Bulwer-Lytton' un saf az ka
labal yl a Wi l de'i n ya da Mr. Philip Guedel la' nn epigramlar arasnda du
raksar gibi grnyor. Bir blbl ve bir gece var: bir t erasta gizli bir dello
var (hepsi kol ay ayrt edi l emeyen baz garip eli ki ler ve i ren ayrntl ar
var). Birinci perdedeki kiiler, baka adl arl a kincide de ortaya kyorlar.
" Tiyatro yazar" Wil fred Quarl es, asl ad John Wil li am Quigley, Liverpoollu
bir si msar oluyor; Miss Thral e gerekten yayor; Qui gl ey asl a grmemi ol
sa da, sapka onun Tatler veya Sketch'teki resimlerini biriktiriyor. Birinci
perdenin yazar Qui gl eydir. i nanl maz veya olanaksz "kr evi", gzelletirip,
vd, iinde yaad bir rl anda Yahudisinin pansiyonudur... Perdeleri n
rs paralel dir, ama kincide her ey hafiften korkun, her ey deimi,
ykma uramtr. The Secret Mirror un ilk temsi li nde, eleti rmenl er Freud
ve Julien Greenin adl arn andl ar. Birinciyi anmann bana gre hi de hakl
gsteri l ecek yan yok.
The Secret Mirro'un Freud'e zg bir komedi olduu iyice yayld; bu uy
gun (ve al datc) yorum ne kavumasn sal ad. Ne yazk ki, Quai n krkna
varm bulunuyordu; kendini baarszl a altrmt, dzen deiikliine
tatllkla boyun emiyordu. cn al maya karar verdi. 1939 sonunda, Sta
tements"i yayml ad; belki de ki taplarnn en zgn, kukusuz en az vle-
ni ve en gizemlisiydi. Quai n, okurlarn neslinin tkendi ini iddia etme al
kanl edinmi ti. Edimde veya eylemde bir yazar olmayan tek bir Avrupal I
yoktur, diye usavuruyordu. Ayrca, edebi yatn sal ayabi l ecei eitli mutl u
lukl ar ii nde en ycesini n i mgel eme gc olduunu belirtiyordu. Herkeste
bu mutlulua yetenek ol madndan, birok kii gstermeli klerl e yeti nmek
zorundayd, ite bu bir al ay "kusurlu yazar" iin Statements kitabnn sekiz
yksn kal eme al d Quai n. Her biri, yazarn istemiyle bozduu iyi bir
zn belirtisini veya umudunu tar. lerinden bir tanesi -en iyisi deil - iki
z ierir. Okur, kibir ve dal gnl kl a, bunlar kendini n yarattn sanr. n-
csnden, The Rose of Yesterda/dan, Yollar atallanan Bahe adl ki ta
bn yklerinden birini, Dngsel Tapnan Kalntlar'm tretmek safl nda
bulundum.
108
F i cci ones
1944
Ar ti fi ci os
1944
Fun es v e So nsuz Bel l er
U nu elinde koyu renk bir arkfelek iei ile anmsyorum
(bu kutsal fiili azma almaya hakkm yok; bu hakk yery
znde bir tek kii elde etti ve o adam da artk yaamyor),
hi kimsenin tan skmnn alacakaranlndan, gn bat-
mnn alacakaranlna dek, hatt btn bir yaam boyu
baksa, asla gremeyecei iek ile. Cigarasnn ardnda, tu
haf bir ekilde uzak, ask, Kzlderili suratn anmsyorum.
Kaba rgc ellerini (sanrm) anmsyorum. Ellerinin yan-
banda, Uruguay armasn tayan bir mate kadehini anm
syorum; evinin penceresinde geni bir gl manzarasn be
timleyen hasn anmsyorum. Sesini ak seik anmsyorum;
kenar mahallelerin eski sakinlerinin, imdiki talyan vzlda
masn tamayan ar, kskn ve genizden gelen sesi. Top
lam kereden fazla grmedim; sonuncusu 1887de... Onu
tanyan herkesin hakknda bir eyler yazmak isteme tasans
ok houma gidiyor; benim tanklm belki en ksas, kuku
suz en zayf olacak, ama yaynlayacanz cildin en yansz
olmayacak. Acnas Arjantinli konumum ditirambasa ba-
111
vurmama engel olacak -lkeden biri szkonusu olduunda
Uruguayda zorunlu tr- Mrekkep yalam, ahmak aldatan,
Buenos Aires zppesi ; Funes hakaret dolu bu szckleri kul
lanmad, ama onun gznde bu bahtszlklar simgelediimi
gayet iyi biliyorum. Pedro Leandro Ipuche, Funesin stn
insanlarn ncs "yabanl ve yerli bir Zerdt" olduunu
yazd; bu konuda tartmaya girmiyorum, ama baz onulmaz
snrlan olan Fray Bentoslu bir delikanl olduunu da unut
mamak gerekiyor.
Funes zerine ilk anm ok belirgin. Onu 1884 Mart veya
ubatmda bir akamst gzmn nne getirebiliyorum.
O yl, babam yaz geirmek iin beni Fray Bentosa gtr
mt. Kuzenim Bernardo Haedo ile San Fransiscodaki es-
tanci adan dnyordum. Atlara binmi, ark syleyerek yola-
lyorduk; ve bu gezinti keyfimin tek nedeni deildi. Boucu
bir gnden sonra, kayaanta renginde koca bulutlar gky
zn rtmt. Gney yeli frtnay kkrtyordu; aalar
azmlard bile; ilk yamurun bizi yedi yabann dznde bas
trmasndan ekiniyordum (bunu umuyordum). Frtnayla
bir eit yara girdik. Tuladan, ok yksek iki kaldrmn
arasna gmlm bir sokaa saptk. Hava aniden kararm
t; bamn stnde abuk ve neredeyse gizli admlar duy
dum; gzlerimi kaldmnca, dar ve ukurlu kaldmmda, dar ve
ukurlu bir duvar zerinde ilerler gibi koan bir ocuk gr
dm. Kabark goo pantolonunu, taban ipten pabularn
anmsyorum; sert yznde, sonsuz gibi grnen dev buluta
iaret eden cgarasn anmsyorum. Bernardo beklenmedik
bir ekilde ona seslendi: Saat ka I reneo? Gkyzne bakma
dan, hzn kesmeden teki yantlad: Drt dakika iinde,
saat sekiz olacak, sayn Bernardo J uan Franci sco. Ses tiz ve
alaycyd.
ylesine dalgnmdr ki, eer kuzenim, tekinin yreye
zg bir gururun neden olduu (sanrm) blml yant
112
na ilgisiz grnmek arzusuyla stelemeseydi, az nce aktar
dm konuma dikkatimi ekmeyecekti.
Sokakta karlatmz olann, kimselere taklmamak
Vebir saat gibi hep zaman bilmek gibi gariplikleriyle nl
Ireneo Funes olduunu syledi. K}'deki tc kadnn, Ma
na Clementina Funesin oludur, diye ekledi: kimine gre
babas tuzlama fabrikasnn doktoru ngiliz OConnor imi,
bakalarna gre ise Salto bucann at terbiyecisi veya reh
beriymi. Laureles iftliinin hemen tesinde, annesiyle bir
likte yaarm.
1885 ve 1886 yllarnda, yaz Montevideoda geirdik.
1887de Fray Bentosa dndm. Doal olarak, btn tandk-
lann haberlerini sordum, sonunda da "kronometre Funes'e
geldim. San Francisco estanci asnda yabani bir atn onu sr
tndan attn ve iyilemez biimde sakat kaldn anlatt
lar bana. Bu haberin bende uyandrd rahatsz edici by
izlenimini anmsyorum: onu bir tek kere grmtm, o za
man San Franciscodan atla geliyorduk, oda yksek bir yer
de yryordu; kuzenim Bernardonun azndan dinlediim
olgu, gemiteki elerle kotarlm bir d andryordu.
Gzleri arkadaki incir aacna veya rmcek ana dikili, d
einden hi kmadn sylediler. Akamlar kendisini
pencereye yaklatrmalarna izin veriyormu. Kendini yld-
nm arpma dndren darbe salna iyi gelmi gibi davra
nacak kadar ileri gtryordu gururunu... Sonsuz tutsaklk
durumunu daha da serte belirgin klan demir parmakln
ardnda onu iki kez grdm: bir keresinde gzleri kapal, de-
vinimsiz; bir baka sefer de yine devinimsiz, kokulu bir ak
pelin filizine dalp kendinden gemi.
O dnemde, biraz kendini beenmilikle, titiz bir Latince
incelemesine girimitim. Bavulumda Lhomondun De viris
il lustrihusu, Quicheratmn Thesaurusu, Julius Sezarm yo
rumlar ve Pliniusun Natralis Historiasmm takmndan
113
rastgele bir cilt vard ki bu da benim alakgnll Latince
bilgimi ayordu (hl da ayor). Kk bir kyde her ey
kolayca duyulur: Ireneo, kenar mahalledeki evinden, bu ku-
ralda kitaplarn geliini renmekte gecikmedi. Ssl ve
yapmackl bir dille bana bir mektup yazd, mektubunda "7
ubat 84"de ne yazk ki ayakst karlamamz anmsat
yor, ayn yl len amcam Don Gregoria Haedonun "Ituzain-
godaki kahramanlk gnnde, her ikimizin vatanna verdi
i" an eref dolu hizmetleri vyor ve kitaplarmdan birini,
bir szlkle birlikte, "zgn metnin iyice anlalabilmesi iin,
nk henz Latince bilmiyorum" kendisine dn vermemi
rica ediyordu. Hibir zarara uratmadan hemen hemen ertesi
gn iade etmeye de sz veriyordu. Yaz kusursuz ve incelikli,
iml Andrs Bellonun salk verdii biimdeydi: y yerine i, g
yerine j. Balangta, doal olarak bir aka olmasndan ekin
dim. Kuzenlerim ciddiyeti zerine gvence verdiler, bunlar
Ireneonun garipliklerindendi. etin Latincenin bir szlkten
baka ara istemedii dncesini yzszle mi, cahillie
mi, yoksa aptalla m vermem gerektiini kestiremedim; onu
btnyle yanlgdan kurtarmak amacyla, Quicheratmn
Gradus ad Parnassumu ile Pliniusun eserini yolladm.
14 ubatta, Buenos Airesten bir telgraf acele dnmemi
buyurdu, nk babam "hi de iyi deildi". Tanr beni ba
lasn, acele bir telgrafn hedefledii kii olmann bana sala
d saygnlk btn Fray Bentosa haberin olumsuz biimi
nin ve zarfn kesinliinin elikisini duyurma arzusu, erkek
e bir arballk taslayarak acm abartma eilimi beni her
eit ac olaslndan uzaklatrm olmalyd. Bavulumu
hazrlarken, Gradus ile Naturalis Historiann ilk cildinin
eksikliinin farkna vardm. "Saturno" ertesi sabah demir
alyordu; ayn akam, yemekten sonra, Funesin evine yol
landm. Gecenin, gndzden daha az boucu olmadn g
rnce ardm.
114
Dzenli Kk saygn evin kapsn bana Funesin annesi
at.
Bana Ireneonun en dipteki odada olduunu ve onu ka
ranlkta bulursam armamam, nk Ireneonun l saat
leri genelde mum yakmadan geirebildiini syledi. Ta d
eli avluyu, kk dehlizi ap, ikinci avluya vardm. Bir as
ma vard; bana kapkaranlk grnm olmas mmkn. An
szn, Ireneonun tiz ve alayc sesini duydum. Bu ses Latince
konuuyordu; (karanlktan gelen) bu ses cansz ve tekdze
bir zevkle, bir sylev, bir dua veya bir by sylyordu. Ro
mal heceler toprak avluda yankland; korkumdan onlar
anlalmaz, bitimsiz sandm; sonradan, o geceki olaanst
sylei srasnda, Natural i s Historiamn yedinci kitabnn
yirmi drdnc blmnn ilk paragrafn oluturduklarn
rendim. Blmn konusu bellekti; son szckleri ut nihil
nor iisdem verbis redderetur audi tum idi.
Sesini hi deitirmeden, Ireneo ieri girmemi syledi.
Yatanda cgara iiyordu. Sanrm yzn tan skmnden
nce grmedim; cgarasnn bir an yanp snmesini anmsar
gibiyim. Oda belli belirsiz rutubet kokuyordu. Oturdum; telg
rafn ve babamn hastalnn yksn anlattm.
imdi anlatmn en zor noktasna geliyorum. Bu da (oku
run artk bilmesi yerinde olur) yarm yzyl nceki bir diya
logdan te bir konu deildir. Artk yeniden sylenmesi mm
kn olmayan szckleri yanslamay denemeyeceim. Ire-
neonun bana syledii birok eyi geree uyarak zetlemeyi
yeliyorum. Dolambal slup uzak ve zayf; yknn etkisi
ni kurban ettiimin bilincindeyim; o gece beni bunaltp bit
kin dren kesik kesik aamalar dlemeyi okurlarma b
rakyorum.
Ireneo, Latince ve spanyolca olarak, Natural i s Historia
mn kaydettii inanlmaz bellek olaylarn sralamakla bala
d: ordularndaki askerlerin her birini adyla aran Pers
115
kral Krezs; imparatorluunun yirmi iki dilinde adaleti sa
layan Mithridates Eupator; mnemotekniin bulucusu Simo
nides; bir kere duyulan eyi aslna uygun olarak tekrarlama
sanatn reten Metrodorus. ten bir hayretle, byle olayla
rn aknlk yaratmasna ardn syledi, Kr-doru atn
onu srtndan att yamurlu le sonrasndan nce btn
Hristiyanlar gibi bir kr, bir sar, bir beyinsiz, bir unutkan
olduunu syledi bana. (Ona zaman tam alglamasn, zei
adlan aklnda tutmasn anmsatmaya altm; beni dinle
medi.) On dokuz yl boyunca, bir dte gibi yaamt; grme
den bakyordu, duymadan duyuyordu, her eyi, hemen he
men her eyi unutuyordu. Derken baylmt; kendine gel
diinde, imdiki zaman da, en eski ve en sama anlar da
zenginlik ve berraklklar yznden dayanlmaz hle gelmi
lerdi. Az sonra sakat kaldnn farkna varmt. Bu olgu
onu pek ilgilendirmemiti. Devinimsizliin yalnzca ufak bir
bedel olduunu dnmt (hissetmiti). Alglar ve bellei
artk yanlgya dmyordu.
Biz, bir bakta, masann zerinde bardak alglayabili
riz; Funes ise, bir asmay oluturan btn yapraklar, sal
kmlar ve meyveleri. 30 Nisan 1882 gnnn tan skrnn
de gneyden gelen bulutlarn biimlerini biliyor ve onlar
yalnzca bir kez bakt spanyol ii ciltlenmi kitabn ze
rindeki lekeli damarlar ve Quebracho saldrsndan nce Rio
Negroda bir krein kaldrd kpk ile karlatrabiliyor
du. Bu anlar basit deildi; her grsel imge, kaslar, s vs. gi
bi duyumlara balyd. Btn dleri, btn yar-dleri ye
niden kurabiliyordu. ki- kez btn bir gn yeniden kur
mutu; asla duraksamamt, ama her keresinde bu kurma
lar btn bir gnn almt. Tek bana benim anlarm,
dnya dnya olduundan beri tm insanlarn sahip olabile
ceklerinden daha oktur, demiti bana, ayrca: Benim dle
rim, sizin uyanklnz gibidir. Sabaha kar da: Benim bei
116
leim, baym, bir p yn gibidir. Kara tahtada bir daire,
dik al bir gen, ekenar drtgen bizim tam olarak kavra
dmz biimlerdir; Ireneo ise; bir tayn dank yelesini, ba
yrdaki birka srn kafasn, deiken atei ve saysz kl
lerini, banda sabahlanan lnn oul yzlerini ayn ekil
de alglyordu. Gkyznde ka tane yldz grdn bilmi
yorum.
te bana syledikleri; ne ozaman, ne de bugne dek do
ruluklarndan kuku duydum. O dnemde, sinematograf da
yoktu, fonograf da; buna karn, kimsenin Funes ile deneyim
yapmam olmas tuhaf, hatt olanaksz. Kesin olan bir ey
varsa, oda ertelenebilecek her eyi, ertesi gne brakmamz-
dr; belki de derinden derine lmsz olduumuzu ve er ya
da ge her insann her eyi bileceini ve her eyi yapacan
biliyoruz.
Funesin sesi, karanln iinden konumay srdryor
du.
1886da zgn bir numaralama sistemi bulduunu ve bir
ka gn iinde yirmi drt bini atn syledi. Yazya dkme-
miti, nk tek bir kere akima gelen, bir daha belleinden
silinemiyordu. Sanrm ilk gdlenmesi, Uruguayl Otuz
gossonun bir tek szck ve bir tek tmce yerine, iki szck ve
iki simge buyurmasndan duyduu honutsuzluktu. Bu zrva
ilkeyi teki saylara da uygulad. Yedi bin on yerine (rne
in) Maximo Prez diyordu; yedi bin on drt yerine deDemir
yolu; baka saylar Luis Melian Lafinur, Olimar, kkrt, se
mer, balina, gaz, kazan, Napoleon, Augustin de Vedia idiler.
Be yz yerine dokuz diyordu. Her saynn zel bir iareti,
bir eit imi vard; sonuncular ok karmakt. Bu blk pr
k szckler rapsodisinin, bir numaralama sisteminin tam
kart olduunu aklamaya abaladm. 365 demenin,
yzlk, alt onluk, be birim demek olduunu syledim: bu
zmleme Zenci Timoteo veya et rts "saylarnda yapla
117
mazd. Funes beni anlamad ya da anlamak istemedi.
Locke, 17. yzylda, tek tek her eyin, her tan, her ku
un, her daln zel bir ad olmasn ngren olanaksz bir dili
ileri srd (ve reddetti); Funes bir keresinde benzeri bir dili
tasarlad, ama ona ar genelleme, ar anlam belirsizlii
gibi grnd iin vazgeti. Gerekte, Funes yalnzca her
ormann her aacnn her yapran hatrlamakla kalmyor,
ayn zamanda grd veya dledii her kereyi de anms
yordu. Geen her gnn, sonradan saylarla tanmlayaca
yetmi bin kadar anya indirgeme kararna vard. ki dn
ce onu caydrd; iin bitimsizliinin bilinci ve iin, gereksizli
inin bilinci. lm saatinde ocukluk anlarn snflandr
may bitirmemi olacan dnd.
Bahsettiim iki tasar (saylarn doal dizisi yerine son
suz bir sz daarc, belleindeki btn simgelerin gereksiz
bir zihinsel katalogu) sama, ama yarm yamalak bir byk
l aa vuruyor. Funesin badndrc dnyasnn kap
larn hafife aralyorlar. Unutmayalm ki, genel, Platoncu
dnceler Funesin elinden gelmiyordu. Kpek cinsil simge
sinin farkl boy ve biimde birbirine benzemeyen bir sr ya
rat kapsamasn anlamasnn glnn yamsra; saat
on drtte (profilden) grd kpein, eyrek gee
(cepheden) grd kpekle ayn ad tamas onu rahatsz
ediyordu. Aynada kendi yz, kendi elleri her seferinde onu
artyordu. Swift, Lilliput imparatorunun saat akrebinin
ve yelkovannn devinimini ayrt ettiini anlatr; Funes s
rekli olarak yiyeceklerin bozulmasnn, di rmesinin, yor
gunluun sakin ilerleyiini ayrt ediyordu. lmn, nemin
gelimesini saptyordu. ok biimli, bir anlk ve neredeyse
dayanlmaz kesinlikte bir dnyann yalnz ve uyank seyirci-
siydi. Babil, Londra ve New York insanlarn imgelemini ky
c bir grkemle bunaltmtr, oralarn kalabalk kulelerinde
veya kpr kpr caddelerinde kimse, gn ve gecenin zerimi
118
ze kmesi gibi yorulmak bilmeyen bir gerekliin scakl
ve basksn, Gney Amerikada yoksul kenar mahallesinde
ki talihsiz Ireneo gibi duymuyordu. Uyumak ona ok g ge
liyordu. Uyumak, d dnyadan kopmak demekti; glgede
yatana uzanan Funes, kendisini evreleyen evlerin her at
lan, her silmesini kafasnda canlandryordu. (Tekrar edi
yorum, onun en nemsiz ans, bizim fiziksel bir zevk veya
azaptan algladmzdan daha titiz ve daha canlyd.) Dou
da, henz bir ev ynnn olumad bir blgede yeni, Fu
nesin tanmad irkin yaplar vard. Funes onlar kara s
kk, trde karartlardan yaplm diye hayal ediyordu;
uyumak iin ban o yne eviriyordu. Bir nehrin dibinde,
akntnn beiinde sallanp yokolduunu kurma alkanl
da vard. Pek zorlanmadan ngilizce, Franszca, Portekizce,
Latince renmiti. Buna karn, dnme yeteneine sahip
olduundan phe ediyorum. Dnmek ayrlklar unutmak
demektir, genellemek, soyutlamak demektir. Funesin ar
ykl dnyasnda, yalnzca anlk ayrntlar vard.
Tan skmnn ekingen aydnl toprak avludan ieri
girdi.
te o zaman btn gece konuan sesin yzn grdm.
Ireneo on dokuz yandayd; 1868 ylnda domutu; bana
bronz gibi antsal, Msrdan eski, kehanetlerin ve piramitle
rin ncesinden kalma grnd. Szcklerimin her birinin
(davranlarmn her birinin) dinmez belleinde yerettiini
dndm; gereksiz hareketleri oaltmaktan ekinerek
uyutum.
Ireneo Funes 1889 ylnda, akcier kanamasndan ld.
119
Y a h u d a n i n D e k e s
There seemed a certainty in degradation*
T.E. LAWRENCE
Seven Pillar s of Wisdom, CIU.
M i l attan sonra ikinci yzylda, Basilides kosmosun, ye
tersiz meleklerin gzpek ya da kt niyetli bir doalamas
olduunu haykrrken, Orta Asya veya skenderiyede yaam
olsa, Nils Runeberg benzersiz bir zihinsel tutkuyla, kk
gnostik manastrlardan birini ynetirdi. Belki Dante ona ate
ten bir gmt bile ayrrd; ad Satornilus ve Carpocratesin
yansra, nemsiz sapknlar katalogunu iirirdi; vazlarnr
baz paralan, Kilisenin tanmad, hakaretlerle bezeli Liber
adversus omnes haeresesde kalr veya Syntagma'nm son rne
ini yutan bir manastr kitapl yangnnda eriyip yokolurdu.
Bunun yerine, Tanr ona 20. yzyl ve niversite kenti Lund
u ayrd. 1904deKristus och Judas' m ilk basksn, 1909da
da baeseri Den hemlige Fralsareni de ite orada yaymlad,
(ikinci kitabn, 1912de Emil Schering tarafndan yaplm bir
Almanca evirisi vardr; bal Der heimliche Heilanddr).
(*) " Aal anmada bir kesinlik vard sanki"
T. E. Lawrence
Bilgeliin Yedi Stunu, Cl
120
Sz geen almalarn incelenmesine girimeden nce,
Ulusal ncil Birlii yesi olan Nils Runebergin son derece
dindar olduunu tekrarlamak gerekiyor. Parisin hatt Bue
nos Airesin entelektel evrelerinde, merakl okuyucu Rune
bergin savlarn rahatlkla bulgulayabilir; bu savlar, bu top
luluklardan birinde ne srlse, gereksiz, hafif savsaklama
ve kfr altrmalar saylrd. Runeberg iinse, tanrbilimin
temel gizemlerinden birinin zmn salayan bir anahtar
ve derin dnce ve incelemelere, tarih ve filolojik dinsel
tartmalara, grkeme, sevince ve dehete ynelten gereler
oldular. Yaamn hakl karp, mahvettiler. Bu makaleyi
okuyacaklarn dikkat etmesi gereken baka bir konu da, yal
nzca Runebergin kard sonulan kaydettii, diyalektik
ve kantlarna deinmediidir. Kukusuz kimileri sonularn
"kantlar'dan nce geldiini gzlemleyecek. nanmad ya
da vazlanna aldr etmedii bir konunun kantlarn ara
maya kim katlanabilir?
Kristus oc.h Judasm ilk basks, Nils Runebergin yllar
sonra anlamn ar geniletecei u ak epigrafi tar: Gele
nein Yahuda nkar iyot 'a malettii eylerin yalnz biri deil
hepsi sahtedir (De Quincey, 1857). Bir Almann izinden gi
den De Quincey, Yahudann say, onu Tanr olduunu ak
lamaya zorlamak ve Roma boyunduruuna kar geni bir
bakaldry kkrtmak amacyla ele verdiini kurmutu;
Runeberg metafizik nitelikte bir yeniden saygnla kavu
turma sreci nerir. Uzlukla, Yahudann eyleminin gerek
sizliini vurgulamakla ie balar. Her gn Havrada vaaz ve
ren ve binlerce insandan oluan kalabaln nnde mucize
ler gerekletiren bir ustann kimliini saptamak iin, bir
Havarinin ihanetine gerek olmadn belirtir (Robertson gi
bi). Buna karn, olay byle geti. Kutsal Kitapta bir yanl
olduunu varsaymak kabul edilemez; dnya tarihinin en de
erli olaynda rastlant pay olduunu varsaymak da bir o
121
kadar kabul edilemez. Ergo, Yahudamn ihaneti rastlantsal
deildir; insanln kurtuluunda gizemli bir yeri olan, nce
den saptanm bir olgudur. Runeberg srdrr: Tanr vcu
da gelince, heryerdelikten alana, sonsuzluktan tarihe, snr
sz mutluluktan deiime ve lme geti; bylesine bir zve
riye uygun dmek iin, btn insanlar temsil eden bir in
sann kurbanl haketmesi gerekiyordu. Yahuda Iskariyot
bu adamd. Havariler iinde bir tek Yahuda, sann gizli tan
rsalln ve korkun yazgsn sezdi. Tanr lml olma al
akgnllln gstermiti; Tannnn ra Yahuda bir
jurnalci (alakln kaldrabilecei en berbat sutur) ve ce
hennemin snmeyen atelerinin konuu olacak denli alala-
bilirdi. Alt dzen yce dzenin aynasdr; yeryz biimleri
gkyz biimlerine benzerler; derideki lekeler bozulmaz ta
kmyldzlarn haritasdr; bir anlamda Yahuda say yans
tr. Otuz dinar ve pck bu yzdendir; Tannnn gnahkr
reddetmesi iin gnll lm bu yzdendir. Bylece Nils Ru
neberg Yahuda bilmecesini aydnla kavuturdu.
Btn mezheplerin tanrbilimcileri bu sav rttler.
Lars Peter Engstrm onu Tanr, Ruhl-Kuds knumunu
bilmemekle veya grmezden gelmekle sulad; Axel Borelius,
sann insanln reddeden Docetist sapknln geri getir
mekle; Lundun kuralc Piskoposu da Lukaya Gre ncilin-
yirmi ikinci Bapnm nc ayetinin tersini sylemekle.
Bu eit aforozlar Runebergi etkiledi, knanan kitabn bir
ksmn yeniden yazd ve retisini deitirdi. Tannbilimsel
alan hasmlanna brakt ve dolayl ahlki nedenler nerdi.
"Her eye kadir Tannnn sunduu hatr saylr kaynaklardan
yararlanan" sann btn insanlar kurtaracak bir adama ge
reksinim duymadn kabullendi. Sonra, anlalmaz hain
hakknda hibir ey bilmediimizi iddia edenleri boa kar
d; Havarilerden biri olduunu, gklerin melekutunun yakn
da geldiini, hastalar iyi etmeyi, czzamllar artmay, l
122
leri kyam ettirmeyi ve cinleri karmay vzetmek iin sei
lenlerden olduunu biliyoruz, dedi (Matta 10:7, Luka 9:1).
Kurtarc tarafndan byle seilmi bir adam, eylemleri
nin daha soylu bir yorumunu yapmamz hakediyordu. Suu
nu agzllne balamak (Yuhanna 12:6y dayanak gste
ren kimilerinin yapt gibi), en baya gdlere boyun e
mekti. Nils Runeberg kart nedeni nerdi: snrsza varan,
hatta abartmal bir ilecilik. ileci, Tanrnn en yce vnc
olma uruna, gvdesini kk drp kreltir; Yahuda ru
huyla ayn eyi yapt. Saygnlktan, ahlktan, erinten, cen
netten, vazgeti, tpk bakalarnn daha az yiite, zevkten
vazgetikleri gibi.*
Korkun bir berraklkla, gnahlarn nceden tasarlad.
Genelde, zinada sevecenlik ve zverinin, cinayette yreklili
in, kutsal kavramlara saygszlk ve hakarette eytanln
prltsnn pay vardr. Yahuda hibir erdemin asla ilimedi
i sulan seti: gveni ktye kullanma (Yuhanna 12:6) ve
jurnalcilik. Akl almaz bir alakgnlllkle hareket etti;
kendinin iyi olmaya yaramadna inand . Pavlus yazyor:
vnen Rb ile vnsn (Korintoslulara Birinci Mektup
1:31); Yahuda Cehennemin araymdayd, nk Tannnn
mutluluu ona yetiyordu. Ahlk gibi mutluluun da tannsal
bir ayrcalk olduunu ve insanlarn haksz yere elde etme
meleri gerektiini dnd.**
(*) Borelius aka yollu sorar: " Neden vazgemekten vazgemedi ? Vazge
mekten vazgememek niye?
(**) Eucli des de Cnha, Runebergin bilmedii bir kitabnda, Canudoslu sapkn
Antonio Consel hei ro'ya gre erdemi n " dinsizlik saylabil eceini" belirtiyor.
Arjantinli okur Al mafuertenin eserl eri ndeki benzeri bl ml eri anmsayacak
tr. Runeberg si mgesel Sju insegel gazetesinde, Gizli Su adl zenl e betim-
l eye dayanan bir iir yayml ad; ilk bal amal ar grltl bir gnn olaylarn;
sonuncul ar ise buz tutmu bir glcn bulunuunu anl atr; air, bu suyun
sessi z direniinin yararsz fkemi zi dzenlediini ve bir anl amda varol mas
na izin veri p, bal adn esi nl emektedi r. i ir yle sona erer: Ormandaki
su mutludur; biz ise sapkn ve dertli olabiliriz.
123
Birok kii, post factum Runebergin savurgan sonunun,
savunma kaldrr balangcnda varolduunu ve Den hemlige
Fralsarenin, Kristus och Judasn dpedz saptrlmas ya
da younlatrlmas olduunu bulguladlar. 1907 yl so
nunda, Runeberg elyazmas metni bitirdi ve gzden geirdi:
baskya vermeden nce iki yla yakn bir sre geti. 1909
Ekiminde, kitap, DanimarkalI branice uzman Erik Erfjord
un (bilmece saylacak kadar lml) nsz ve sinsi bir epig
rafla -Dnyada idi ve dnya onun ile oldu ve dnya onu bil
medi (Yuhanna 1:10)- yaymland. Genel uslamlama karma
k deil, ama kartlan sonu iren. Tanr, insanln kur
tuluu iin insan olmaya kltt kendini, diye mantk y
rtyor. Runeberg; gsterdii zverinin kusursuz olduu,
herhangi bir eksik yznden geersiz kalmad veya gcn
yitirmedii tahminini yrtebiliriz. Can ekiirken ektii
acy armhta bir geceyle snrlandrmak hakaret saylr.'
nsan olduunu ve gnah ilemekten aciz olduunu savla
mak bir eliki ieriyor: impeccabilitas ve humanitas nitelik
leri birbirleriyle badamazlar. Kemnitz Kurtarcnn yor
gunluu, meyi, aknl, al ve susuzluu renmi
olabileceini kabul ediyor; gnah ilemi ve kt yola sapm
olabileceini de kabul etmemizde bir saknca yok. nl me
tin Fkracak bir kk gibi susam topraktan; ne grnm
ho olacak, ne de gzel; aalanm ve insanlarn sonuncu
(*) Mauri ce Abramowi cz yl e gzleml iyor: "Jsus, d'aprs ce Scandinave, a
toujours le beau rle; ses dboires, grce la science des typographes
jouissent dune rputation polyglotte; sa rsidence de trente-trois ans parnv,
les humains ne fut, en somme, du'une villgiature." Erfjord, Christeligo
DogmtiKm nc eki nde bu blm yalanlyor. Tanrnn armi h' a ger
meinin asl a son bul madn, nk zaman iinde bir kez varol mann, du
rup dinl enmeden sonsuzl ukta tekrarl andn belirtiyor. Yahuda, imdi g
mu sikkeleri almay srdryor; hl saya pck veriyor; paral arn tap!
naa savurmay srdryor: kanl krl arda bir hal at a dm atmaya devan
edi yor. (Bu gre arka kmak amacyl a, Jaromi r Hladik in Sonsuzluu
Savunmas adl eseri ni n ilk cildinin son blmn anmsatyor.)
124
Hu; aclarn adam, derin hznii bilen (aya 53:2-3) birok
lar iin armha gerilenin lm saatinin erken bir grnt
sdr; kimileri iin (rnein, Hans Lassen Martensen) hal
kn oybirliiyle saya malettii gzelliin rtlmesidir;
Runeberg iinse, vcuda gelen Tanrnn belirli bir anmn de
il, btn korkun geleceinin, zamanda ve sonsuzlukta, a
maz kehanetidir. Tanr kendini btnyle insan yapt, ama
alaklna kadar, lanetlenme ve ykmna kadar insan. Bizi
kurtarmak iin, tarihin akn an ren yazglardan her
hangi birini seebilirdi; skender veya Pythagoras veya Ru-
rik veya sa olabilirdi; ufack bir yazg seti: Yahuda oldu.
Stockholm ve Lunddaki kitaplarn bu anlamay ner
mesi boa kt. nanszlar bunu, a priori yavan ve zahmetli
bir tannbilim oyunu diye ele aldlar; tannbilimcier ise hor-
grdler. Runeberg btn kiliseleri kapsayan bu bilgisizlik
te, mucizeye benzer bir dorulama grd. Bu ilgisizlii buyu
ran Tanr idi; Tanr korkun gizinin yeryzne yaylmasn
istemiyordu. Runeberg zamann henz gelmediini kavrad.
Kadim tanrsal lnetlerin zerine evrildiini hissetti. Dan
tepesinde Tanry grmemek iin yzlerini rten lyas ile
Musay anmsad; gzleri grkemi yeryzn kaplayan gr
d iin iflh kesilen ayay; am yolunda gzleri kr
olan Saul; Cenneti grdkten sonra len hamam Simeon
ben Azaiyi; lemi grebildikten sonra ldran nl byc
Juan de Viterboyu; Shem Hamephorash, Tanrmn Gizli
Adn azlarna alan tanrtanmazlardan tiksinen Aramiler-
'i anmsad. Belki de kendi de bu karanlk sutan sorumlu
deil miydi? Balanmayacak olan, Ruha kar kfr (Mat
ta 12:31) deil miydi bu? Valerius Soranus, Romann gizli
dini aa vurduu iin canndan oldu; Tanrnn korkun
Adn bulgulayp, ifa ettii iin kendini hangi sonsuz ceza
bekliyordu?
Uykusuzluk ve badndrc diyalektikten sarho, Nils
125
Runeberg, Kurtarc ile Cehennemi paylama ltfunun ken
dine balanmasn haykrp yalvararak, Malm sokaklarn
da babo gezindi.
1 Mart 1912de anevrizmadan ld. Belki sapknl ince
leyenler anmsarlar; tkenmi grnen Oul kavramna, k
tln ve bahtszln apraklklarn eklemiti.
126
Son
JtVECABARREN, srtst uzand yerde, gzlerini aralad
ve eik sazdan tavan grd. teki odadan, bir gitar tngrt
s geliyordu, sonsuza dek dolanan ve yaylan bir eit zavall
labirent... Yava yava, artk hibir eylere deimeyecei
gndelik gerekleri anmsad. Merhamet duymadan, ie ya
ramayan koca gvdesine ve bacaklarn sarmalayan sradan
yn ponosuna bakt. Darda, pencere parmaklklarnn ar
dnda ayrlar ve akam uzanyordu; uyumutu, ama gky
z hl aydnlkt. Sol kolunu uzatp, yer yatann ayak
ucunda duran bronzdan ngraa dokununcaya kadar el yor
damyla arand. Bir iki kez nlatt. Kapnn te yannda, ba
sit ezgi yanklanmay srdryordu. alan, bir gece arkc
olma iddiasyla ortaya kan ve uzun bir beste dosuna giri
mek iin bir baka yabancya meydan okuyan bir Zenciydi.
Yenildikten sonra, sanki birini bekler gibi dkkna sk sk
uruyordu. Gitar alarak zaman geiriyordu, ama bir daha
asla ark sylememiti, belki yenilgi keyfini karmt. n
sanlar bu zararsz adama almlard bile. Recabarren, bak-
127
kaim sahibi, bu beste yarmasn kolay kolay unutamazd;
ertesi gn, mate testilerini toplarken, gvdesinin sa yan
aniden felce uram ve dili tutulmutu. Romanlardaki kah
ramanlarn dertlerine acya acya, sonunda kendi dertlerimi
ze an yanmaya balyoruz; tam tersine sabrl Recabarren
felci, Amerikann ekilmezlik ve yalnzlklarn kabul eder
gibi kabullenmiti. Hayvanlar gibi imdiki zamanda yaama
ya alkn, imdi gkyzne bakyor ve ayn kzl hlesinin
yamura iaret olduunu dnyordu.
Yerli grnml bir ocuk (belki olu) kapy aralad. Re
cabarren gzleriyle mteri var m diye sordu. ocuk, sus
kun, iaretle olmadn belirtti: Zenci saylmazd. Uzanan
adam yalnz kald; sol eli gcn gstermek istercesine, bir
an ngrakla oynad.
Gnein bu nlarnda ova soyut duruyordu, dte bir
grnt gibi. Ufukta bir nokta kprdand ve bu, eve gelen
veya gelir grnen bir atl oluncaya kadar byd. Recabar
ren geni kenarl apkay, koyu renk poroyu. ve kara at
grd, ama drtnala giden atnn dizginlerine aslp trsta
yaklaan adamn yzn seemedi. ki yz adm kadar te
de, yn deitirdi. Recabarren onu bir daha grmedi, ama ko
nutuunu, atndan indiini, atn kaza baladn ve ka
rarl admlarla dkkna girdiini duydu. Bir eyler arar g
rnen Zenci, gzlerini algsndan kaldrmadan, tatl bir ses
le konutu:
- Size gvenebileceimden emindim baym.
teki sert bir sesle karlk verdi:
- Ben de sana esmer. Birka gn beklettim, ama geldim
ite.
Bir an sessizlik oldu. Sonunda Zenci yeniden sze girdi:
- Beklemeye alknm. Yedi yl bekledim.
teki acele etmeden yantlad:
- Ben ocuklarm grmeyeli yedi yl at. Onlarla bugn
128
bulutum ve elinde bak gezinen bir adama benzememeye
altm.
- Anlyorum, dedi Zenci. Umarm salklar yerindedir.
Tezghn stnde oturan yabanc, iten bir kahkaha att.
Bir kadeh ate suyu istedi ve tadna vararak yudum yudum
iti.
- Onlara gzel tler verdim, diye aklad, fazla sayl
maz, bir zarar da dokunmaz. nsann insan kan dkmemesi
gerektiini de lf arasnda sylemeyi unutmadm.
Zencinin yantndan nce ar bir gitar ezgisi duyuldu.
- yi etmisiniz. Bylece bize benzemeyecekler
- Hi olmazsa bana, dedi yabanc ve yksek sesle d
nr gibi ekledi: Yazgm beni ldrmeye zorlad ve imdi yeni
den elime ilitiriyor ba.
Zenci duymam gibi, gzlemde bulundu:
- Gz gelince gnler ksalmaya balyor
- Kalan k bana yeter, dedi, teki ayaa kalkarken.
Zencinin tam nnde durdu ve bkm gibi konutu:
- Brak u gitar, bugn seni baka bir beste bekliyor.
kisi beraber kapya yneldiler. karken Zenci mrldan
d:
- Belki bu kez de talihim ilki gibi ters gider
teki ciddiyetle yantlad:
- lkinden ucuz kurtuldun. kinciye varabilmek iin ok
istekliydin.
Yan yana yryerek, evlerden biraz uzaklatlar. ayr
da bir yer tekine eitti ve ay ldyordu. Birden gz gze
geldiler, durdular ve yabanc mahmuzlarn kard. Zenci
konutuunda pololarn n kollarna atmlard bile:
- Balamadan nce sizden bir ey rica etmek isterim.
Bu dte btn cesaret ve ustalnz gsterin, yedi yl n
ce, aabeyimi ldrdnz gn olduu gibi.
Konumalarnn bandan beri, belki de ilk kez Martin
129
Fierro bu sesteki nefreti duydu. Kan dolamnn uyarldn
hissetti. Kavgaya giritiler ve ince uzun bak Zencinin yz
n yaralad.
Akamlan, aynn bir eyler sylemeye hazrland bir
saat vardr; asla sylemez, belki de alabildiince syler de
biz duymayz, ya da duyanz da mzik gibi dile gelmez... Yer
yatandan, Recabarren sonu grd. Bir saldr ve Zenci geri
ledi, ne yapacan ard, hasmmn yzne doru ban
savurdu ve derin bir darbe indirmek iin gerildi ve karna
saplad. Ardndan, dkkn sahibinin iyice seemedii bir
darbe izledi ve Fierro ayaa kalkamad. Zenci hi kmlda
madan, ac can ekimeyi izliyordu. Kanl ban otlarda
sildi ve ar ar, arkasna bakmadan eve dnd. alma g
revini yerine getirmiti, artk kimse deildi. Daha dorusu,
artk tekiydi: yeryznde gelecei yoktu ve bir adam ldr
mt.
130
An k a Mez h eb
A nk a mezhebinin kkeninin Heliopolis olduunu ve re
formcu Amenophis IVn lmn izleyen dinsel canlandr
madan trediini yazanlar, Herodotosun Tacitusun metinle
rini ve Msr antlarn dayanak olarak gsteriyorlar, ama
Anka adnn Hrabanus Maurusdan nce gelmediini ve en
eski kaynaklarn (rnein Flavius Josephusun Saturnal esi)
yalnzca Adet Mensuplan ya da Sr Mensuplarndan szetti-
ini bilmiyorlar veya bilmezden geliyorlar. Gregorovius, Fer-
raradaki gizli ayinlerde, konuma dilinde Ankann ok sey
rek anldn belirtmitir; Cenevrede syletiim zanaat
lara Anka adamlar olup olmadklarn sorunca beni anlama
dlar, ama Sr Mensubu olduklarn hemen kabul ettiler.
Eer yanlmyorsam, ayn ey Budistler iin de geerlidir;
kendi sylemledikleri ad, dnyann onlara verdii ile ayn
deildir.
Miklosich, an nl bir sayfasnda, mezhep yelerini
ingenelerle karlatrmtr. ilide ve Macaristanda, hem
ingeneler, hem de mezhep yeleri vardr; bylesine heryer-
131
delik dnda, her ikisinin ortak ynleri ok azdr. ingeneler
at cambaz, bakrc, demirci ve falcdrlar; mezhep yeleri ise
genellikle serbest mesleklerde baarldrlar. ingeneler be
lirli bir fiziksel tip olutururlar ve gizli bir dil konuurlar,
veya konuurlard; mezhep yeleri teki insanlarn arasna
karmtr, hi kyma uramam olmalar da bunun kant
dr. ingeneler renkli kiiliklerdir ve kt airlere esin verir
ler; mezhep yeleri romanslar, tabasmalann, ve bolerolar
es geerler... Martin Buber, Musevilerin zde dokunakl ol
duklarn aklar; mezhep yelerinin tm dokunakl deil
dir, hatt kimileri bundan tiksinirler; herkesin bildii bu
gerek, Ankann srailin bir trevi olduu yollu yaygn ya
nlgy (ki bu sav sama bir ekilde Urmann desteklemiti)
rtmeye yeterlidir. nsanlar aa yukar yle dnr
ler: Urmann duyarl bir adamd; Urmann Musevi idi; Ur
mann Pragn Yahudi mahallesinde mezhep yeleriyle ska
beraber oldu; Urmannn hissettii yaknlk, olgunun gerek
liini kantlar. tenlikle syleyeyim, bu gr kabul ede
mem. Mezhep yelerinin Musevi ortamnda Musevilereben
zemesi hibir eyi kantlamaz; yadsnamayacak gerek, Haz-
littin sonsuz Shakespearei gibi, dnyadaki btn insanlara
benzedikleridir. Havari gibi, herkes iin her eydirler; daha
geenlerde, Paysandulu doktor Juan Francisco Amaro, bu
lunduklar yere ne byk kolaylkla uyum saladklarndan
beeniyle szetmitir.
Mezhep tarihinin kymlar kaydetmediini sylemitim.
Buras doru, ama Anka yandalarn barndrmayan insan
topluluu olmadna gre, kurban edilmedikleri veya can al
madklar kym ya da iddetin de bulunmad ayn oranda
kesindir. Bat savalarnda olsun, Asyann cra kelerinde
ki arpmalarda olsun, yzyllardan beri dman sancaklar
altnda kan dkmlerdir; yerkrenin btn uluslaryla z-
demeleri pek ilerine yaramaz.
132
Kutsal Kitapn sraili biraraya getirmesi gibi onlar bir
letiren kutsal bir kitaptan yoksun, ortak bir andan yoksun,
bir baka an olan dilden yoksun, yeryznn drt bir yan
na dalm, renk ve izgilerinde farkl olarak bir tek ey
-Gizem- onlar birbirlerine balar ve zamann sonuna kadar
da balamay srdrecektir. Bir zamanlar, Gizemin yans-
ra, bir efsane (belki de kozmogonik bir mit) vard, ama An
ka 'nn yzeysel insanlar bunu unuttular, bugn yalnzca bir
cezann karanlk geleneini saklyorlar. Ceza, antlama veya
ayrcalk; yorumlar farkllk gsteriyor ve bir Tanrnn yar
gsna yle bir gzatmamza izin veriyor yalnzca: bu Tanr,
bir rkn insanlarna, kuaktan kuaa bir treni uygulamak
kouluyla sonsuzluu kesin klyor. Gezginlerin raporlarna
bavurdum, patriklerle ve tanrbilimcilerle konutum; tre
nin yerine getirilmesinin mezhep yelerinde grlen tek din
sel uygulama olduunu dorulayabilirim. Tren Gizemi
oluturur. Belirttiim gibi, bu kuaktan kuaa iletilir, ama
gelenekler, annelerin ocuklarna retmesine de, din adam
larnn aklamasna da kardr; gizeme kabul treni en aa
lk kiilerin grevidir. Bir kle, bir czzaml veya bir dilen
ci giz reticisidir. Ayrca, bir ocuk da bir baka ocua bilgi
verebilir. Kendi bana eylem basit ve anlktr, betimleme ge
rektirmez. Kullanlan gereler mantar, balmumu ve Arap
zamkndan oluur. (Ayin kitab balktan da szeder; bu da
ayrca kullanlr.) zellikle bu ayinin yaplmasna adanm
tapnaklar yoktur, ama bir yknt, bir mahzen veya bir deh
liz uygun yerler olarak benimsenmitir. Gizem kutsaldr,
ama biraz gln olduu da dorudur; uygulama kaamak,
hatt treddr ve yandalar bunun szn etmezler. Ad
landrmak iin nazik szckler yoktur, ama btn szckle
rin onu gsterdii, veya daha dorusu, kanlmaz olarak ona
gnderme yapt st kapal anlatlr; bu nedenle, bir syle
ide azmdan kan sradan bir eye, mezhep yandalan g
133
lmsediler veya rahatsz oldular, nk Gizeme dokunduu
mu sezdiler. Cermen edebiyatnda, mezhep yeleri tarafn
dan yazlm iirler vardr, ad geen konu deniz veya akam
alacakaranldr; bunlarn bir anlamda Gizemin simgeleri
olduunu tekrarlamay gerekli gryorum. Du Cangem
Glossaireine kaydettii uydurma bir atasz Orbis terrarum
est specul um Ludi der. Bir eit kutsal korku, kimi inanlla
rn bu basit treni uygulamasna engel olur; tekiler bunlar
aalarlar, ama daha ok kendi kendilerini aalarlar. Bu
na karn, bilinli olarak Trenden el ekip, Tanr ile doru
dan alverie girmeye hak kazananlar, byk bir saygnlk
kazanrlar; bu alverii aa vurmak amacyla ayin kitapla
rndaki resimlere bavururlar, bu yzden John of the Rood
yle yazmtr:
Bi l si n yedi kat gkkubbe Tannnn
Mantar veBalk gi bi lezzetli ol duunu
U ktada, birok Anka sofusunun dostluuna hak kazan
dm; balangta Gizemin onlara anlamsz, zahmetli, baya
ve (iin en garip yan) inanlmaz geldiini biliyorum. Atalar
nn bylesine oyunlara yzverdiklerini kabullenmek istemi
yorlard. Gizemin ta eskilerde kaybolmam olmas tuhaftr;
yerkrenin deikenliklerine karn, savalara ve glere
karn, korkun bir ekilde, inanllara ulayor. Biri, artk
igdsel olduunu ileri srerken duraksamad bile.
134
G n ey
871DE Buenos Airese ayak basan adamn ad Johannes
Dahlmannd ve Protestan kilisesinin papazyd; 1939da, to
runlarndan biri, Juan Dahlmann, Cordoba Caddesindeki bir
belediye kitaplnda grevliydi ve kendini ta derinden Ar
jantinli hissediyordu. Ana tarafndan dedesi, Buenos Aires
snrnda, Catriel Yerlilerinin mzraklarna hedef olarak can
veren, savunma hatt ikinci bl piyadesi Francisco Flo-
restiydi; Juan Dahlmann, bu iki uyumaz soy arasnda (bel
ki de kanndaki Cermenlik yznden) bu romantik ata
nn, ya da romantik lmn seti. Donuk yzl ve sakall
bir adamn daguerroti p portresi, eski bir kl, baz nakarat
larn ekicilii ve yreklilii, Martin Fi erronun balamlar
nn alkanl, yllar, ilgisizlik ve yalnzlk, onda biraz bi
linli, ama kesinlikle gsterii olmayan bir Yerli zellii ya
ratt. Kendini kimi eylerden yoksun brakmak pahasna,
Dahlmann bir zamanlar Florese ait olan, Gneydeki bir es-
tanci anm evini ve iki kar topran kurtarmay baarmt.
Belleinin alkanlklarndan biri mis kokulu okalipts aa-
135
lanyla eskiden kpkrmz olan pembe uzun konutun imge-
siydi. leri, belki de tembelliiydi onu kentte tutan. Her yaz,
yaylann belirli bir yerinde onu bekleyen bir evin sahibi olma
gvencesi gibi soyut bir dnceyle yetiniyordu. 1939 yl u
bat aynn son gnlerinde, bandan bir olay geti.
Yanlglara kar kr olan yazg ufack dalgnlklara kar
acmasz olabilir. O akamst Dahlmann, Weilin 1001
Gece Masal l ar nm eksik bir cildini satn almt; buluunu
inceleme agzllyle, asansrn inmesini beklemedi ve
aceleyle merdivenleri kmaya balad; karanlkta bir ey al
nn syrd. Yarasa myd? Bir ku mu? Kapy aan kadnn
yzne dehetin yayldn grd ve alnn svazlayan eli
kan krmzsna boyand. Yeni boyanm ve birinin kapamay
unuttuu kepengin sivri kesiydi bu yarann sorumlusu.
Dahlmann uyumay baard, ama gn aarrken uyand ve o
saatten sonra her eyin tad berbat gelmeye balad. Yksek
ate kasp kavurdu ve 1001 Gece Masall arnn resimleri ka
rabasanlarn sslemeye yarad. Dostlar ve akrabalar ziya
retine geliyor ve abartmal bir glmsemeyle onu iyi grdk
lerini tekrarlyorlard. Dahlmann onlar bitkin bir uyuuk
luk iinde duyuyor ve cehennemde olduundan habersiz ol
malar karsnda hayretlere dyordu. Sekiz yzyl kadar
uzun sekiz gn geti. Bir akam, doktoru baka bir doktorla
gelip onu Ecuador Sokandaki bir klinie gtrdler, nk
rntgen ekmeleri gerekiyordu. Meydanda evirdikleri taksi
nin iinde Dahlmann, kendi odasnn dnda bir odada niha
yet uyuyabileceini dnd. Kendini mutlu ve lflama iste
iyle dolu hissetti; klinie varnca onu soydular, kafasn t
ra ettiler, bir sedyeye baladlar ve gzlerini kamatrp ba
n dndrecek kadar aydnlattlar, dinlediler ve maskeli bir
adam koluna ine batrd. Biraz kuyuya benzeyen bir hcre
de, mide bulantsyla sarglar iinde uyand ve ameliyat izle
yen gnler ve geceler boyunca, o gne kadar yalnzca cehen
136
nemin bir kenar mahallesinde olduunu kavrad. Buz azn
da serinlikten iz brakmyordu. O gnlerde Dahlmann ince-
*den inceye kendinden nefret etti; kimliinden, gvdesinin ge
reksinimlerinden, kk dmekten, yzn diken diken
eden sakaldan nefret etti. ok ac veren tedaviye umursa
mazlkla gs gerdi; ama operatr az kalsn septisemiden
lmek zere olduunu sylediinde, Dahlmann kendi yazg
sndan duygulanp alamaya balad. Bedensel aclar ve kt
gecelerin bitmez tkenmez beklentisi lm kadar soyut bir
eyi dnmekten alakoymutu onu. Bir baka gn, operatr
iyiye gittiini ve ksa zamanda nekahet dnemini geirmek
in estanci asna gidebileceini syledi. nanlmaz bir ekil
de, vaadedilen gn geldi.
Simetriler ve hafif anakronizmalar gerein houna gi
der; Dahlmann klinie taksiyle gelmiti ve imdi yine bir
taksi onu Constitucin garna gtryordu. Yazn bunaltcl-
ndan sonra gzn ilk serinlii, lmn ve yksek atein
elinden kurtard yazgsnn doal bir simgesi gibiydi. Saba
hn yedisinde kent, gecenin verdii eski ev havasn yitirme-'
miti; sokaklar geni dalanlar, meydanlar avlu gibiydi. Dahl
mann mutlulukla ve belli belirsin bir ba dnmesiyle hepsini
tanyordu; gzlerinin alglamasndan birka saniye nce so
kak'kelerini, ilan tahtalarn, Buenos Airesin nemsiz
zelliklerini anmsyordu. Yeni gnn sar nda, her eye
yeniden kavuuyordu.
Gneyin Rivadavia Caddesinin te yakasnda balad
n bilmeyen yoktur. Dahlmannn, bunun kendiliinden be
nimsenmi bir ey olmadn, caddeyi aan kiinin daha es
ki ve daha kat bir dnyay girdiini tekrarlama alkanl
vard. Arabann penceresinden, yeni yaplar arasnda demir
parmakl pencereyi, kap tokman, kemerli kapy, dalan,
bildik avluyu aryordu. stasyonun ftaMnde yarm saat er
ken geldiini farketti. Birden, Brasil Sokandaki bir kahve
137
hanede (Yrigojenin evinden birka adm tede), aldrsz
tanrsal bir varlk gibi, mterilerin okamalarna ses kar
mayan kocaman kediyi anmsad. eri girdiinde kedi ora
dayd, mayk. Dahlmann bir fincan kahve istedi, iine ar
ar eker dkt, tadna bakt (klinikte bu zevk yasakt) ve
kara tyleri yalazlanrken, bu temasn aldatc olduvlnu, ke
dinin bir camla kendinden ayrlm gibi olduunu dnd,
nk insan zamanda, sreklilikte yaar, bysel hayvansa
imdide, ann sonsuzluunda.
Tren sondan bir nceki peronda bekliyordu. Dahlmann
vagonlar batan baa dolat ve en bo olanna yerleti. Ba
vulunu fileye koydu; hareket edince de, biraz duraksadktan
sonra, ap 1001 Gece Masall arnn ilk cildini kard. Talih
sizliinin yksne bu kadar sk skya bal bu kitapla yol
culuk etmek, bu talihsizliin artk yok olduunun dorulan
mas ve ktnn dknklna uram glerine neeli ve
gizli bir meydan okumayd.
Trenin iki yannda, kent kenar mahallelere dnyor
du; bu grnty izleyen baheler ve villalar okumaya ko
yulmasn geciktirdi. Dorusu, Dahlmann az okudu; mkna
tsl da ve kurtarcsn ldrmeye and imi cinin sihirli ol
duklar su gtrmezdi, ama sabah ve en basit ekliyle
varolmann da aa kalr yan yoktu. Mutluluk onu ehra-
zattan ve yersiz mucizelerinden uzaklatryordu; Dahlmann
kitab kapatt ve kendini saflkla yaamaya brakt.
le yemei (parlak madeni kaplarda sunulan etsuyu
orbas, imdi ok eskilerde kalan ocukluundaki tatil gn
leri gibiydi) sakin bir zevkti ve onu minnettar etti.
Yar n estanci ada uyanaca m, diye dnd; sanki iki
adam ayn anda varolur gibiydi: bir sonbahar gn yurdu
nun corafyasnda yolculuk edenle klinie kapatlp, yntem-
li klelie tabi tutulan. Svasz, uzun ve dik a yapacak e
kilde ina edilmi ve srekli trenlerin geiini seyreden tula
138
evler grd; tozlu yollarda ilerleyen atllar grd; hendekler
ve su birikintileri ve iftlikler grd; mermerden yaplm gi
bi duran parlak bulutlar grd ve btn bunlar, oyadaki
dler gibi, rastlantsal grnd ona. Adn bilemedii aala
r ve ekinleri tandn sand. nk somut ky yaam dene
yimi, zlemlerle dolu ve edebi bilgilerinden ok daha azd.
Bir keresinde uykuya dald ve trenin sallants dlerini
kaplad. lenin dayanlmaz beyaz gnei, alacakaranla
ncelik eden sar gnee dnmt bile ve krmz olmakta
gecikmeyecekti. Vagon da deimiti; Constitucinun pero
nundaki deildi: ova ve saatler iine ilemi, deitirip gzel
letirmiti. Darda, vagonun oynak glgesi ufka kadar uza
nyordu. Ne kyler, ne de baka insan izleri ilksel topra bu
landryordu. Her ey engin, ayn zamanda yakn, bir anlam
da gizemliydi. Geni krlarda, bazen bir boadan baka ey
yoktu. Yalnzlk kusursuz, belki de dmancayd ve Dahl
mann yalnzca Gneye doru deil, ayn zamanda gemie
doru da yol aldn varsayd. Onu bu olaanst sandan
ekip karan deneti, biletine bakarak, trenin her zamanki
istasyon yerine, Dahlmannn hayal meyal anmsad bir n
cekinde duraca konusunda uyard. (stelik adam bir ak
lama da ekledi, ama Dahlmann anlamad, hatta dinlemedi
bile, nk olaylarn ileyii onu ilgilendirmiyordu.)
Tren krlarn ortasnda bir yerde glkle durdu. Rayla
rn te yannda bir peron ve sundurmadan oluan gar bulu
nuyordu. Ortalkta araba yoktu, ama istasyon efi, on oniki
sokak tedeki bir dkkndan araba kiralayabilecei dn
cesinde olduunu belirtti.
Dahlmann bu zorunlu gezintiyi kk bir serven olarak
ald. Gne batmt, ama son bir aydnlk, gecenin silecei
diri ve sessiz ovay yceltiyordu. Yorulmay engellemekten
ok, yolu uzatmak amacyla, Dahlmann yava yryordu,
ciddi bir mutlulukla yonca kokusunu iine ekerek.
139
Dkkn bir zamanlar cart krmz idi, bereket versin yl
lar bu ar rengi yumuatmt. Yoksul mimarisinde bir ey,
yolcuya demir zerine yaplm bir oymay hatrlatt, Paul et
Vi rgi ni ein eski bir basksyd galiba. Duvardaki kaza bir
ok at balanmt. Dahlmann, ieri girdikten sonra dkkn
sahibini tand izlenimine kapld; Sonradan, klinikteki ha
demelerden biriyle olan benzerliinden tr kartrdn
anlad. Konuyu renen dkkn sahibi, arabaya hayvan ko
turacan bildirdi. Gne yeni bir olgu eklemek ve zaman ge
irmek amacyla, Dahlmann yemei dkknda yemekte ka
rar kld.
Bir masada bir grup adam grltyle yiyip iiyorlard,
Dahlmann bata onlara dikkat etmedi. Yerde, srtn tezgha
dayam yal bir adam melmi, hi kmldamadan duru
yordu. Uzun yllar onu kltm ve perdahlamt, sularn
bir ta ve kuaklarn bir zdeyii perdahlad gibi. Gne
ten yanmt, ksa boylu, bir deri bir kemikti, zamann dn
da, bir eit sonsuzlukta gibi duruyordu. Dahlmann honut
lukla, uval bezinden porcosunu, geni apkasn mahmuzlu
izmelerini, virasm gzlemleyerek, bylesine go^olarn ar
tk yalnzca Gneyde yaadklar zerine, Kuzeylilerle ve
Entre Rioslularla yapt yersiz tartmalar anmsad.
Dahlmann pencere kenarna yerleti. Krlar imdi bt
nyle karanla gmlmt, ama kokusu ve sesleri demir
parmaklklar aarak ona kadar ulayordu. Dkkn sahibi
sardalya, sonra da zgara et getirdi. Dahlmann hepsini bir
ka bardak krmz arapla mideye indirdi. Hibir ey dn
meden, buruk tadna varyor ve biraz uykulu gzlerini odada
aylak aylak dolatryordu. Gaz lambas, kalaslardan birin
den sarkyordu; teki masadaki mteriler kiiydiler: ikisi
iftlik srtmalarna benziyordu; teki, Yerliye benzer sert
hatl olan, apkasn karmadan iiyordu.
Anszn, Dahlmann bir eyin yzn syrdn hissetti.
140
Kirli, kaln caml bardan yannda, masa rtsnn izgile
rinden birinin stnde, bir ekmek ii topa vard. Hepsi
buydu, ama biri atmt.
teki masadakiler aldrmaz grnyorlard. Dahlmann
akn, hibir ey olmadna karar verdi ve gerei bastr
mak ister gibi 1001 Gece Masall ar cildini at. Bir baka to
pak, birka dakika sonra ona arpt ve bu kez de glme
ye baladlar. Dahlmann kendi kendine korkmadn syledi
ama nekahet devresinde biri iin, tanmad kieler tarafn
dan sonucu belirsiz bir dve srklenmek sama olurdu.
kmaya karar verdi. Dkkn sahibi yaklap kaygl bir ses
le konutuunda ayaa kalkmt bile.
- Senor Dahlmann, bu heriflere bakmayn siz, kafay bul
dular biraz.
Dahlmann tekinin imdi onu tanmasna amad, ama
bu uzlatrc szlerin aslnda durumu ktletirdiini sezdi.
nceden, srtmalarn kkrtmas rasgele bir yze ynel
tilmiti, daha dorusu kimseye; oysa imdi ona, onun adna
sesleniyordu ve komular renecekti. Dahlmann dkkncy
bir yana itti, srtmalarn karsna geti ve bir ey mi
arandklarn sordu.
Yerli suratl kabaday sendeleyerek ayaa kalkt. Juan
Dahlmannm iki adm tesinde, haykrarak kfretti, sanki
ok uzaktaym gibi. Sarholuunu abartr gibi yapyordu ve
bu abartma hem svg, hem alayd. Kfrler ve hakaretler
arasnda, uzun bir haner karp havaya att, gzleriyle izle
yip yakalad ve Dahlmann kavgaya davet etti. Dkknc tit
rek bir sesle Dahlmannn silahsz olduunu ne srerek kar
kt. Bu noktada beklenmedik bir ey oldu.
Dahlmannn kiiliinde Gneyin simgesini (kendi G-
neyinin) grd, esrik yal goo, bulunduu keden ona
doru plak azl bir haner savurdu, haner ayaklarnn
dibine dt, sanki Gney, Dahlmannn delloyu kabul et-
141
meine karar vermiti. Dahlmann haneri almak iin eildi
inde iki eyin bilincine vard. Birincisi, bu igdsel hare
ketle kavgaya giritii, ikincisi de sakar elindeki silahn ken
dini korumaya deil, ldrlmesini hakl karmaya yaraya
cayd. Btn erkekler gibi, o da bakla oynamt, ama
eskrim bilgisi, darbelerin aadan yukar doru savrulmas
ve kesici ucun dar bakmas gerektiinden te deildi. Kl i
nikte olsam, byleeylerin bama gel mesi ne izin vermezlerdi,
diye dnd.
- Hadi kalm, dedi teki.
Dar ktlar; Dahlmannn iinde umut yoktu, ama kor
ku da yoktu. Eii geerken, bir bak dellosunda, ak ha
vada ve hasmna saldrarak lmenin, onun iin zgrle ka
vuma, bir mutluluk ve bir enlik olacan hissetti. Klinikte
ilk gece, etine ine batrlrken, o zaman lmn seebilsey-
di veya dleyebilseydi, seecei veya dleyecei lmn
byle olacan duyumsad.
Dahlmann kararllkla, nasl kullanacan kukusuz bil
medii ba kavrad ve dzle kt.
142
E l Al eph
1949
l
B u en o s Airesin kenar mahallelerinden bir adam, yiitlik
taslamann verdii bir kendini beenmilikten baka zellii
^olmayan bir kabaday, Brezilya snrndaki atl llere dalsn
j vekaaklarn elebas olsun, ite ilk bakta olanaksz bir
ey. Bu dncede olanlara, Balvanera Mahallesinde kuku-
| luz hibir an brakmayan ve Rio Grande do Sul snrlarnda
kendine yarar bir lmle, bir tabanca kurunuyla can ve-
iren Benjamin Otlorann yazgsn anlatmak istiyorum. Se-
Jrveninin ayrntlarn bilmiyorum; bana amlandka bu
ayfalar dzeltip gelitireceim. imdilik, bu zet yararl
olabilir.
Benjamin Otlora 1891 ylnda on dokuz yandadr. Dar
lhnl, itenlik dolu ak renk gzl, bir Bask gibi kanl canl
[Uzun boylu bir delikanldr; talihli bir bak darbesi ne denli
{yrekli bir adam olduunu ortaya karmtr; hasmnn l
m de, annda yurdunu terketmek zorunda kalmas da onu
pek kayglandrmaz. Bucan efi eline Uruguayda Azevedo
Bandeira adl bir adama yazlm bir mektup tututurur.
145
Otlora gemiye biner, deniz yolculuu frtnal geer, gemi
gcrdar durur; ertesi gn, Montevideo sokaklarnda, kendine
itiraf edemedii, belki de farkna bile varmad bir znty
le aylak aylak dolar. Azevedo Bandeirann izine rastlamaz,
geceyansna doru, Paso del Molinoda bir dkknda, oban
lar arasnda bir kapmaya tank olur. Bir bak parldar;
Otlora kimin hakl olduunu bilmez, ama saf tehlikenin ta
d onu eker, bakalarnn kumar ya da mzikten etkilendii
gibi. Kargaann gbeinde, bir srtman koyu renk apka
l ve pono]\ bir adama savurduu bir bak darbesini savu
turur. Adamn Azevedo Bandeira olduu ortaya kar. (Ot
lora bunu renince mektubu yrtar, nk her eyi kendine
borlu olmay yelemektedir.) Salam yapl olmasna kar
n, Azevedo Bandeira nedense bir sahtelik izlenimi verir,
hep yakn duran yznde Yahudi, Zenci ve Kzlderililerden,
hareketlerinde de maymundan ve kaplandan izler vardr.
ehresini kesen yara izi de, diken diken kara by gibi, faz
la kaan bir sse benzemektedir.
Alkoln sonucu ya da yanlg, dalama balad kadar
abuk son bulur. Otlora obanlarla birlikte ier, sonra felek
ten bir gece alar ye gne ykseldiinde onlarn eliinde
Eski ehirdeki bir yapya varr. Son avluda, adamlar uyu
mak iin eyalarn plak topraa yayarlar. Otlora bulank
bir ekilde o geceyi bir ncekiyle karlatrr, artk dost in
sanlar arasnda ayan salam yere basmaktadr. Bir ey
den, Buenos Airesi zlememekten pimanlk duyduu iin
tasalanmaktadr. Sarho bir ekilde, Bandeiraya saldran
adamn onu uyandrd ikindi duasna kadar uyur. (Otlora
bu adamn da tekilerle birlikte geceleyin grltl patrtl
ve en akrak saatler geirdiini ve Bandeirann onu sana
oturtup imeyi srdrmeye zorladn anmsar.) Adam pat
ronun onu arttn syler. Evin giriine alan (Otlora
kanatlar yana alan bir giri kaps hi grmemitir) bir e
146
it alma odasnda, Azevedo Bandeira ve yannda km
seyerek bakan, ak tenli ve kzl sal bir kadn, onu bekle
mektedirler. Bandeira onu vgye boar, bir kadeh cana su
nar, yrekli bir adam izlenimi uyandrdn tekrarlar ve te
kilerle birlikte Kuzeye gidip bir at srs getirmesini ister.
Otlora kabullenir; afak skmeye balarken Tacuaremb
ynne doru yola koyulmulardr.
Bylece Otlora iin farkl bir yaam balar, engin gn-
batmlar, ev, at kokulu gnlerle dolu bir yaam. Onun iin
yepyenidir bu yaam, bazen de korkun; artk kanna ile
mitir, baka uluslarn insanlar nasl denizi ululayp sezer
se, biz de (bu simgeleri dokuyan adam dahil) nallarn altnda
nlayan sonsuz dzlkte yaamaya can atarz cokuyla.
Otlora, g duruma den tatlarn yardmna koan ara
baclarn, atllarn mahallesinde yetimitir; Tair yl geme
den goo olur. At evcilletirmeyi, atlar sr halinde yaat
may, bir hayvan paralara blmeyi, boynu skan kemendi
ve yere ykan tokmaklar kullanmay-, uykuya, frtnalara,
dona ve gnee kar koymay, slklarla ve haykrlarla
hayvan srmeyi renir.
Bu raklk dnemi boyunca yalnz bir kez grr Azevedo
Bandeiray, ama imgesi belleinden hi silinmez, nk
Bandei rann adam olmak demek, saylmak ve ekinilmek
demektir, te yandan, herhangi bir yiitlik gsterisi karsn
da, go^olar Bandeirann daha gl olduunu sylerler. Biri,
Bandeirann Cuareimin te yakasnda, Rio Grande, do Sul-
fla doduunu ileri srer; onu gzden drmesi gereken bu
ayrnt, kaynaan cengellerin, bataklklarn, zmleneme
yen sonsuz gibi uzaklklarn gizemli saygnln salar ada
ma. Yava yava, Otlora, Bandeirann ilerinin eitli oldu
unu, en bata gelenin de kaaklk olduunu anlar. At ba
kcl kleliktir; Otlora kaaklk mertebesine kmak
iin ortaya atlr. Bir gece, arkadalarndan ikisi bir miktar
147
ekerkam getirmek iin snr aarlar. Otlora birini k
krtr, adam yaralar ve yerini alr. Hrs ve anlalmaz bir
ballkla srklenmitir. Bi r bama btn Uruguayl I lar
dan daha a r bastm rensin u adam, diye dnr.
Otlora Montevideoya bir yldan nce dnmez. Arkada
laryla birlikte kenar mahalleleri, kenti (Otloraya ok b
yk grnr) arnlarlar; patronun evine gelirler; eyalarn
son avluya serer adamlar. Gnler geer ve Otlora Bandei-
ray gremez. ekinilerek hasta olduu sylenir; bir Zenci,
odasna mate ve ibrik karmakla grevlendirilmitir. Bir ak
am, bu i Otloraya emanet edilir. O kendini hafiften aa
lanm hisseder, bir yandan da honuttur.
Oda harap ve lotur. Batya bakan bir balkon, zerinde
krbalar, fieklikler, ateli silahlar ve kllar, baklar olan
gsterili bir dzensizlik iinde uzun bir masa vardr; uzakta
kararm bir ayna vardr. Bandeira srtst uzanm, sayk
layp inlemektedir; can ekien bir gnein son nlarna
benzer. Geni beyaz yatak onu ufaltr, bir glgeye dnt
rr gibidir; Otlora beyaz salar, bezginlii, zayfl ve yl
larn at yarklar farkeder. Bu moruun ef olmas ona
tiksinti verir. Hakkndan gelmek iin bir darbenin yeteceini
dnr. Tam bu srada, aynadan, ieri birinin girdiini g
rr. Kzl sal kadndr; yar plak, yalnayaktr ve onu so
uk bir merakla izler. Bandeira deinde dorulur; krsal
yaamla ilgili eylerden bahsedip, mate stne mate yuvar
larken, parmaklar kadnn sa rgsyle oynamaktadr. So
nunda Otloraya ekilmesi iin izin verir.
Birka gn sonra, Kuzeyedoru hareket etmeleri emri ge
lir. Sonsuz dzln herhangi bir yerinde olabilecek kayp bir
estanciaya varrlar. Ne aalar, ne dere, hibir ey dzl i
ac klamaz; gnein ilk ve son nlaryla arplr. Uzun boy
nuzlu ve alktan derisi kemiine yapm davarlar iin ta
tan allar vardr. Oflamadr bu iler acs iftliin ad.
148
Otlora, srtmalardan Bandeirann yaknda Montevi
deoya geleceini renir. Nedenini sorar; biri, goo yaamn
benimseyen bir yabancnn buyurmaya fazlasyla merakl ol
duunu aklar. Otlora lf akaya yorar, ama byle bir a
kann yaplabilmesi gururunu okar. Daha sonra, Bandeira-
nn blgenin politik liderlerinden biriyle arasnn aldn
ve adam desteklemekten vazgetiini renir. Bu habere se
vinir.
Kasalar dolusu tfek gelir; kadnn odas iin gmten
bir su testisi ve leen gelir; karmak desenli perdeler gelir;
gzel bir sabah, dalardan gr sakall, bir ponoya sarnm
i karartc bir atl gelir. Ad Ulpiano Surezdir ve Azevedo
Bandeiranm capangas ya da zel muhafzdr. ok az ve
Brezilya azyla konuur. Otlora sakmmnm dmanlktan
m, yoksa kmsemeden mi geldiini kestiremez, belki yal
nzca hdk herifin tekidir. Btn bildii, tezghlad plan
iin, dostluunu kazanmas gerektiidir. Ardndan, Benja-
min Otlorann yazgsna Gneyden Azevedo Bandeiray
getiren ve gmle sslenmi koumlar, kaplan postundan
pskll eer altn sergileyen kara ayakl doru at girer. Bu
debdebeli at patronun yetkesini simgeler ve bu yzden onu
elde etmek isteyen delikanly kskandrr, kin dolu bir ar
zuyla, alev sal kadn da arzulamas gibi. Kadn, koumlar
ve doru at, ykmak istedii adama aittir.
B noktada yk karmaklar ve derinleir. Azevedo
Bandeira, yar aka yar ciddi, yava yava yldrma sanatn
da, karsndakini adm adm kk drmeye dayanan
eytanca dalaverede ustadr; Otlora stlendii g i iin bu
anlalmaz yntemi uygulamaya karar verir. Ar ar Aze
vedo Bandeirann ayan kaydrmaya karar verir. Payla
lan tehlikelerle dolu gnler boyunca, Surezin dostluunu
kazanmay baarr. Tasarsn ona aar; Surez yardm et
meye sz verir. Sonra aralarnda benim yalnzca ufack bir
149
ksmm bildiim birok ey geer. Otlora Bandeiraya bo
yun emez; buyruklar unutmaya, dzeltmeye, deitirmeye
zen gsterir. Evren onunla elbirlii eder grnr ve olayla
rn akn hzlandrr. Bir gn, le saati, Tacuarembo krla
rnda Rio Grandeli adamlarla silahl bir atma olur; Otlo
ra Bandeirann yerini alr ve UruguaylIlarn bana geer.
Bir kurun omzunu deler, ama oakam Oflamaya efin doru
at stnde dner ve o akam kanyla kaplan postunu lekeler
ve o gece alev sal kadnla yatar. Baka anlatlar olaylarn
srasn deitiriyor ve hepsinin ayn gn getiini yadsyor.
Buna karn, Bandeira szde ef olmay srdrr. Yerine
getirilmeyen emirler verir; Benjamin Otlora, bir eit al
kanlk ve merhamet karmyla adamn kendisine ilimez.
yknn son sahnesi 1894 ylnn son gecesinin kark
lna rastlar. O gece, Oflamanm adamlar taze et yer, k
krtc alkol ierler; biri hi durmakszn, gitarla zahmetli bir
milonga alar. Masann ba kesinde, sarho Otlora sevin
stne sevin, nee stne nee kurar: bu ba dndrc ku
le, kar konulmaz yazgsnn simgesidir. Bandeira, hayk
ranlar arasnda suskun, amatal gecenin akp gitmesine ka
rmaz. Geceyars, saat tam on ikiyi alarken, bir ey yap
mas gerektiini anmsam gibi ayaa kalkar. Kalkar ve ha
fife kadnn kapsn tkrdatr. Kadn, sanki bu ary bek
ler gibi annda kapy aar. Yar plak ve yalnayak dar
kar. Kadns ve cansz bir ses kullanarak ef ona buyurur:
- Madem sen ve Buenos Airesli adam birbirinizi bu kadar
seviyorsunuz, hemen urackta, herkesin nnde onu pe
ceksin.
Kaba bir ayrnt da ekler. Kadn kar koymak ister, ama
iki adam kollarndan tutup Otloranm stne frlatrlar
onu. Gzyalanyla srlsklam, yzn ve gsn per. Ul-
piano Surez tabancay kavramtr. Otlora lmeden nce,
ta batan beri ihanete uradn, lme mahkm edildiini,
150
/gevmesine, ef olmasna, zafer kazanmasna izin verildiini,
nk oktan lm gzyle bakldn, Bandeira iin ok
tan lm olduunu anlar.
Surez, neredeyse kmsemeyle ate eder.
151
T a NRIBLMCLER
BAHEY yakp yktktan, kutsal anak ve sunaklar kir
lettikten sonra, Hunlar manastrn kitaplna atla girdiler,
anlalmaz kitaplar yrttlar yaktlar ve onlara svdler ve
belki harflerin demir bir yataan olan kendi Tanrlanna k
frler kapsamasndan ekiniyorlard. Palimpsestler ve elyaz
mas kitaplar yanp kl oldular, ama odun ynnn yrein
de, kllerin ortasnda, Platonun yzyllarn sonunda her e
yin eski durumuna dneceini ve kendisinin yine Atinada
ayn dinleyicilerin huzurunda, yeniden ayn retinin dersini
vereceini anlatan Civitas Defnin on ikinci kitab hemen he
men el dememi olarak kald. Yalazlarn ilimedii metin
zel bir hayranlk kazand ve bu uzak blgede onu okuyanlar
ve yeniden ele alanlar, yazarn bu retiyi daha iyi rtebil
mek amacyla sergilediini unuttular. Bir yzyl sonra, Aki
lea piskopos yardmcs Aurelien, Tuna nehri kylarnda ye
ni kurulan Monotonlar (Halkamslar da denirdi) mezhebinin
tarihin bir dng olduu, bir zamanlar varolmayp da, bir
gn yeniden varolmayacak hibir ey bulunmad retisini
152
yaydklarn rendi. Dalarda ark ve Ylan, Ha yerinden
etmiti. Herkes korkuyordu, ama Tanrnn yedinci simgesi
zerine bir kitapla sekinleen Pannonyal J ann bylesine
iren bir sapknla kar kt sylentisi ile biraz rahatla
dlar.
Aurelien bu haberlere, zellikle de sonuncusuna zld.
Tanrbilim konusunda, tehlikesiz yeniliin bulunmadn bi
liyordu; sonra kendi kendine, dngsel bir zaman savnn,
tehlikeyi ciddiye alamayacak kadar tutarsz ve benzersiz ol
duunu syledi. (Korkmamz gereken sapknlklar Ortodoks
lukla kartrlabilecek olanlardr.) Pannonyal J anm devre
ye girmesine -burnunu sokmasna- can daha ok sklmt.
ki yl nce, az kalabalk De Septi ma Affectione Dei sive de
Aeternitatesi ile Aurelienin uzmanlk konusunu gaspetmiti;
imdi de sanki zaman konusu kendine aitmi gibi, belki de
Procustos kantlarn kullanarak, Ylandan daha korkun
tiryaklarn yardmyla Hal kams l ar doru yola getirmeye
yelteniyordu... O gece, Aurelien Plutarkhosun frtnalarn
nlenmesi hakkndaki eski diyalogunun metnini okudu; yir
mi dokuzuncu paragrafta, sonsuz sayda gneler, aylar,
Apollonlar, Dianalar, Poseidonlar ile dolu, sonsuz bir dnya
lar evriminin varln savunan Stoac kart bir aka oku
du. Bu keif ona mutlu bir kehanet gibi grnd; Pannonyal
Jandan nce davranp, arkn sapknlarn boa karmakta
karar kld.
Bir kadnn akn elde etmeye alan insanlar vardr,
onu unutabilmek, bir daha dnmemek iin; ayn ekilde
Aurelien de Pannonyal J ana stn gelmek istiyordu, ona
ktlk etmek iin deil, uyandrd tiksintiyi nlemek iin.
almann, tasmlar yaratmann, svg araynn, negolar
ve autem\ er ve nequaquam\ ar yardmyla sakinleip, bu tik
sintiyi unuttu. zensizliin ve dilbilgisi hatalarnn km
seme biimlerini andrd, ara ara anlalmaz, neredeyse
153
iinden klmaz sralamalar kurdu. Kakafoniyi algya d
ntrd. Jann Halkamslara peygamberce bir ciddiyetle
yldrmlar saacan ngrd; onunla rastlamamak iin
alaya bavurdu. Augustin, sann, iinde dinsizlerin aylak
aylak gezindii dngsel labirentten bizi kurtaran doru yol
olduunu yazmt; onlar zrvalatrmak iin byk bir aba
harcayan Aurelien bunlar ksionla, Prometheusun cieriy
le, Sisyphosla, iki gne gren Thebaili kralla, kekemelikle,
papaanlarla, aynalarla, yanklarla, bostan dolab katrlary
la ve tuhaf tasmlarla karlatrd. (Burada ssleme grevi
ne indirgenmi Pagan sylenceleri varlklarn srdryor
lard.) Bir kitapla sahip herkes gibi, Aurelien derinlemesi
ne bilmemekten sululuk duyuyordu; bu ekime sayesinde,
bu savsaklamay yzne vuran birok kitab okuma olana
buldu. Bylece yazsna, Origenesin De Princi pi i sinden, Ya
hudi skariyotun say yeniden satacan ve Kudste Pet-
rusun stefanosun ehit olmasna bir daha tank olacan
yadsyan bir blm ve ieronun Academi a Priorasndan,
yazarn kendi Lukullus ile syleirken bakalarnn, sonsuz
sayda baka Lukulluslar ve ierolarn, sonsuz sayda z
de dnyalarda ayn eyleri aynen sylediklerini dleyenle
ri alaya ald bir blm sktrabildi. Ayrca Monotonla^a
kar Plutarkhosun metnini kulland ve lumen naturaenin
bir putatapara, Tanr sznn onlara olduundan daha ya
rarl gelmesi olgusunun yaratt rezaleti ifa etti. Bu al
ma dokuz gnn ald; onuncu gn Pannonyal Jann rt-
mesinin bir kopyas eline geti.
Neredeyse gln denecek kadar ksayd; Aurelien k
msemeyle bakt ve korkuyla okudu. lk blm, sann
dnyann kuruluundan beri ok kereler deil, yalnzca im
di devirlerin sonuna kadar bir defa kurban edildiinin sy
lendii branilere Mektupun dokuzuncu bapnn son ayetle
rini yorumluyordu. kinci blm kfirlerin bouna yineleme-
154
leri hakkmdaki ncildeki dinsel buyruklar (Matta 6:7) ve
;engin evrfende birbirine benzeyen iki yzn bulunmadn
Vurgulayan Pliniusun yedinci kitabndaki blm dayanak
1gsteriyordu. Pannonyal Jan birbirine benzeyen iki ruhun
da bulunmad ve en sefil gnahkrn, sann onun iin
dkt kan kadar deerli olduunu aklyordu. Bir tek in
sann eyleminin, gkkubbenin yedi katndan daha ar bast
n ve bunun kaybolup yeniden grnebileceini dlemenin
gsterili bir hoppalk olduunu iddia ediyordu. Kaybettii
mizi zaman onaramaz; ahiret bunu hamdetme iin, ayrca
ate iin saklar. nceleme duru, evrenseldi; somut bir kiinin
deil, herhangi bir insann, belki de btn insanlarn elinden
'kma benziyordu.
Aurelien neredeyse bedensel saylabilecek bir utan duy
du.' Kendi almasn yoketmeyi veya dzeltmeyi dnd;
sonra hn dolu bir drstlkle, bir tek szcn deitir
meden Romaya yollad. Birka ay sonra, Pergamum konsili
toplandnda, Monotonlarn yanlglarn rtmekle y
kml tanrbilimci (ngrlebilecei gibi) Pannonyal Jan ol
du; onun bilgin ve ll konumas sapkn Euphorbusun
yanarak idam hkmn giymesine yetti. Bu gemi te oldu ve
gelecekte de olmay srdrecek, dedi Euphorbus. Bi r odun y
n deil , bi r ate l abirenti yakyorsunuz. Yand m btn
odun y nl ar b irletirilseydi yeryzne s mazd ve melekle
ri kr ederdi. S k sk syledim bunu ben. Ardndan bir lk
att, nk yalazlar ona ulamt.
ark, Ham nnde dt,1ama Aurelien ve Jan gizli
ekimelerini srdrdler. Her ikisi de ayn saflarda yerald-
lar, ayn dle can attlar, ayn Dmana kar savatlar,
ama Aurelien, itiraf edilmese de, Jan altetmeye yeltenme
yen tek bir szck yazmad. atmalar grnmezdi, says
(1) Eski Cermen ve skandinav hal arnda, bu iki dman si mge, iie varol
may srdrr.
155
kabark dizinler beni yanltmyorsa, tekin in ad Mignenin
Patrologa'snn derledii Aurelienin birok cildinde bir kere
bile gemiyor. (Jann eserlerinden geriye yalnzca yirmi keli
me kald.) Her ikisi de Konstantinopolisteki ikinci konsilin
aforozlarm knadlar; her ikisi de Oulun soyunun sonsuz
luunu yadsyan Arrianclara saldrdlar, her ikisi de yery
znn Yahudilerin kutsal sand sakladklar adr gibi
drt ke olduu retisini kapsayan Cosmasm Topographia
Christi anasnn ilkelere uygunluuna tanklk ettiler. Ne ya
zk ki, yeryznn drt bir yanma baka bir frtnal sapkn
lk yayld. Msr ya da Asya kkenli (tanklklar birbiriyle
elikiye dyor ve Bousset, Harnackm nedenlerini kabule
yanamyor), dou blgelerini talan etti ve Makedonyada,
Kartacada ve Trevesde tapmaklar kurdu. Her yerde gibiydi;
Britanya piskoposluunda armhlarn baaa konduu ve
Kayseride bir aynann sann imgesinin yerini ald syle
niyordu. Ayna ve obolus, yeni sapknlarn simgesiydi.
Tarih onlar birok ad altnda tanr (Aynamslar, Dipsiz
ler, Kabilciler) ama en yaygn olan Aurelienin onlara takt
ve yzszce benimsedikleri kiyzller idi. Frigyada ve Dar
danyada onlara Hayaletl er denirdi, aml Yahya Bii mler
adn verdi; bunun Erfjord tarafndan reddedildiini belirt
mekte yarar var. Zrva geleneklerini hayrete dmeden akta
ran sapknlk bilimcisi yok. kiyzllerin ou ilecilii
rettiler; kimileri Orgenes gibi kendilerini sakatladlar; kimi
leri yer altnda, lamlarda yaadlar; bakalar gzlerini oy
dular; bakalar (Nitrial Nabucodonosorlar) "kzler gibi ot
luyor ve kllar kartal ty gibi uzuyordu". Sk sk nefsi k
reltmekten, sertlikten sua getiler; baz tarikatlar hrszl
hogryle karlyorlard; bakalar cinayeti; daha bakalar
olancl, aile ii cinsel ilikiyi, hayvanlarla birlemeyi.
Hepsi dine karyd; yalnz Hristiyanlk Tannsn lnetle
mekle kalmyor, kendi z tapmaklarnn gizli tanrlarn da
156
Itarglyorlard. kiyzller, bilginlerin kaybolmalarna
[zld kutsal kitaplar oluturdular. 1658de Sir Thomas
^Browne yle yazd: "Zaman, iddial kiyzl ncillerini y
netti, ama Dinsizliklerini eletirmekte kullanlan Kfrlere
^okunmad". Erfjord bu "Kfrler in (bir Yunan kodeksinin
gizledii) kayp kutsal kitaplar olduunu ileri srd. kiyz
llerin acunbilimini tanmyorsak bu anlalmaz grnebilir.
Hermesi kitaplarda, aada olann yukarda olanla, yu
karda olann da aada olanla zde olduu yazar; Zoharda
se aa dnyann yukardakinin bir yanss olduu. kiyz
ller, retilerini bu dncenin bir saptnm zerine kur
umulardr. Yeryznn gkyzne etki ettiini tantlamak
in Matta 6:12ye ("Ve bize borlu olanlara baladmz gi
bi, bizim borlarmz bize bala") ve Matta ll :12ye ("gk-
!yznn melektu zorlanyor") ve grdmz her eyin
lahte olduunu tantlamak iin Korintoslulara Birinci Mek-
jtup, 13:12ye ("imdi ayna ile muammal surette gryoruz")
bavurdular. Belki de Monotonlardan bulam olacak, her
insann iki insan olduunu ve asl olann teki, gkyznde-
ki olduunu dndler. Ayrca, eylemlerimizin ters yansd-
,fn, yani biz ayaktaysak tekinin uyuduunu, biz iftleir
sek tekinin iffetli kaldn, biz istifilik edersek tekinin
Savurganlk yaptn kurdular. lmmzden sonra bu ote
lci ile birleeceiz ve o olacaz (bu retilerin bir yanks
[Leon Bloyda kalmtr). Baka kiyzller olanaklarn says
Itkendiinde, dnyann son bulacan uslamladlar; nk
tekrarlar olanakszdr, namuslu kii en rezilce eylemleri ele-
tjjinek (ilemek) zorundadr ki bunlar gelecei lekelemesin ve
Isann Cennetine gelii abuklatrsn. Bu konu, dnya tari-
pinin her insanda gereklemesi gerektii grn destek
leyen baka mezhepler tarafndan reddedildi. Pythagoras gi-
ounluu, zgrlklerine kavuabilmek iin birok gvde
den gvdeye getmeliydiler; bazlar, Proteuscular, her kal
157
ba girenler "bir tek yaam boyunca aslanlar, ejderhalar, ya-
bandomuzlan, su, bir aa olurlar." Demosthenes, Orpheus
gizemlerine balayanlarn tabi tutulduklar amurla arnma
trenlerini anlatyor, benzer biimde her kalba girenler k
tlkle arnma arayndaydlar. Karpokrates gibi, son pulu
da deyinceye kadar, kimsenin hapisten kmayacan (Lu-
ka 12:59) anladlar ve tvbekrlar u teki yetle kandrma
detini edindiler: "Ben onlarda hayat olsun, ok hayat olsun
diye geldim" (Yuhanna 10:10). Ayrca kt bir adam olma
mann,. eytanca bir kibir olduunu sylediler. kiyzller
ok sayda ve farkl mitolojiler gelitirdiler; kimileri ilecilik,
kimileri babozukluk vaaz ediyordu. Hepsi de kark eyler
vaaz veriyordu. Bereniceli kiyzl Theopompus, btn sy
lenceleri reddetti; her insann, yeryzn duyumsamak iin
Tannnn uzatt bir organ olduunu syledi.
Aurelienin piskoposluundaki sapknlar, her eylemin
gkyzne yansdn iddia edenler deil, zamann tekrar
lardan zarar grmediini ne srenlerdendi. Bu durum ga
ripti; Romal yetkililere yazd bir raporda, Aurelien bu ko
nuya deindi. Raporu almas gereken papaz, imparatorie
nin gnah karcsyd; bu titizlik isteyen grevin, onu naza
ri tanrbilimin z zevklerinden alakoyduunu bilmeyen yok
tu. Yazcs -Pannonyal Jann eski i arkada, imdi aralar
akt- btn heterodoksinin en kat engizisyoncusu olma
onuruna erimiti; Aurelien, kiyzllk sapknlnn Gen
na ve Akileia gizli toplantlarnda gelitirildii ekliyle, bir
aklamasn da ekledi. Birka paragraf kaleme ald, birbiri
ne eit iki an olmadna ilikin korkun tezi yazmak istedi
inde, kalemi durdu. Nasl ifade edeceini bilemedi; bu yem
retinin tleri (nsan gzlerinin grmediini grmek ister
misin? Aya bak. Kulan iitmediini iitmek ister misin7
Ku tn dinle. Hibir elin dokunmadna dokunmak is
ter misin? Topraa dokun. Gerekte Tanrnn dnyay yarat
158
mak zere olduunu sylyorum) yazya dklemeyecek ka
dar yapmackl ve eretileme yklyd. Anszn, yirmi keli
melik bir cmle geldi aklna. Nee iinde yazd; hemen ardn
dan cmlenin kendine ait olmad kukusuyla kvrand. Er
tesi gn, bunu yllarca nce, Pannonyal J ann yazd Ad-
versus Annul aresde okumu olduunu anmsad. Alnty
aratrd; yerli yerindeydi. Kararszlk iini kemirdi. Bu sz
ckleri deitirmek veya karmak anlatm zayflatmakt;
yerinde brakmak, nefret ettii bir adamdan armakt; kay
nan belirtmek ise onu ele vermekti. Tanrnn yardmn
yakard. kinci tan skmnn banda, koruyucu melei
kulana uzlatrc bir zm fsldad. Aurelien szckleri
korudu, ama bana u uyary ekledi: Sapk nl ar n inanc ka
rtrmak iin havladklar n , bizim amzn ok bil gin bi r
kiisi su ilemek amacyla dei l , yle l af olsun diye syleyi-
vermiti. Ardndan korkulan, umutla beklenen ve kanlmaz
olan geldi. Aurelien bu adamn kimliini aa vurmak zo
runda brakld; Pannonyal Jan sapkn grler yaymakla
suland.
Drt ay sonra, kiyzllerin yalanlarna kanan Aventi-
nuslu bir demirci, ifti uabilsin diye kk olunun omuzla
rna demirden koca bir kre yerletirdi. ocuk ld; bu cina
yetin yaratt dehet, J ann yarglarn amansz bir katl
a zorlad. Jan szn geri almaya yanamad; cmlesini
yadsmasnn Monotonlarn pis kokulu sapknlna let ol
mak anlam tadn tekrarlad. Monotonlardan szetme-
nin oktan unutulmu bir eyden bahsetmek olduunu anla
mad (anlamak istemedi). Biraz bunaka bir bekinmeyle, es
ki kalem kavgalarnn en parlak dnemlerini sap savurdu;
yarglar baka zamanlarda onlar coturan bu szlere kulak
bile asmadlar. Kendini kiyzllkn en ufak lekesini bile
stne sratmamak yerine, suland nazar davann ke
sinlikle ilkelere uygun olduunu tantlamaya urat. Yazg
159
sna karar verecek jri yeleriyle tartt ve bu ii zek ve
alay badatrarak yapmak gibi byk bir acemilikte bulun
du. 26 Ekim gn, gn gee sren tartmalardan son
ra, yaklarak idam hkmn giydi.
Aurelien infz seyretti, aksi halde sululuunu itiraf et
mi olurdu. dam yeri, yeil doruunda, topraa derinlemesi
ne bir kazk aklm ve kazn evresine bol al rp yer
letirilmi bir tepeydi. Bir papaz mahkemenin kararn oku
du. le gneinin altnda, Pannonyal Jan yz tozlarn
iinde, hayvanlar gibi brerek yatyordu. Trnaklarn top
raa geirmiti; ama celltlar sktler, elbiselerini kardlar
ve kaza baladlar. Bann zerine kkrte bulanm sa
manlardan bir ta yerletirdiler; yanna da tiksin Adversus
Annul aresin bir rneini. nceki gece yamur yamt ve
odunlar kt yanyordu. Pannonyal Jan nce Greke, sonra
da bilinmeyen bir dilde dua etti. Aurelien gzlerini kaldrma
cesaretini bulduunda odun yn onu yutmak zereydi.
Ateten burgalar donup kaldlar; Aurelien ilk ve son kez
nefret ettii adamn yzn grd. Bu yz ona birini hatr
latt, ama kim olduunu kartamad. Sonra, alevler onu sar
maladlar; ardndan bir lk att, sanki bir yangn haykr
m gibi oldu.
Plutarkhos, Sezarm Pompeyin lmne aladn anla
tr; Aurelien J annkine gzya dkmedi, yaamnn bir par
as haline gelen aresiz bir hastalktan kurtulan bir adamn
hissedeceklerini hissetti. Akileiada, Efeste, Makedonyada
yllarn gemesini bekledi. Yalnzln yazgsn anlamaya
yardmc olabilmesi iin mparatorlukun iddetli snrlarn,
bunaltc bataklklarn ve dnceye dalmaya uygun lleri
ni arad. Moritanyada bir hcrede, aslanlarn kaplad ge
cede, Pannonyal Jana yneltilen karmak sulamay d
nd yeniden ve kimbilir kanc kere karar hakl buldu.
Kendi dolambal ihbarn hakl karmak daha ok zaman
160
m ald. Rusadirde Cehenneml i i n eti nde yak l an klarn
I konulu anakronik vaazn verdi. Hiberniada, cengelin
kuatt bir manastrn saman sapyla rtl kulbelerin
den birinde, bir gece tan aarmadan az nce, yamurun
uultusundan akna dnd. Bu incecik uultudan akna
dnd, Romadaki bir baka geceyi anmsad. leyin, bir
yldrm aalar tututurdu ve Aurelien tpk J ann ld
gibi ld.
yknn sonu yalnzca eretilemelerle anlatlabilir, n
k zamann varolmad Cennette geer. Belki Aurelienin
Tanr ile grt ve Tanr din konusundaki uyumazlk
larla son derece ilgisiz olduu iin, onu Pannonyal Jan san
d sylenebilir. Ama bu tanrsal tinde bir karmaklk oldu
u inancn dourabilir. Aurelienin Cennette, akl ermez
Tanrnn gznde kendisinde ve Pannonyal J ann (ortodoks
ve sapkn, nefret eden ve edilen, sulayan ve kurban) ayn
kii olduunu rendiini belirtmek daha uygun der.
161
T a DEO I s IDORO CRUZUN BYOGRAFS (1829-1874)
I m looking for the face I had
Before the world was made
YEATS, The Winding Stai r*
6 UBAT 1829 gn, Lavallein hrpalad gerillalar, Lo
pezin tmenlerine katlmak iin Gneye doru yolalrken,
Pergamino yaknlarnda adn bilmedikleri bir estanciaA
mola verdiler; tan skmne doru, adamlardan biri inatt
bir karabasan grd: barnan yan glgesinde boazndan
kopan belirsiz lk yannda yatan kadn uyandrd. N<
dlediini kimse bilmiyor, ama ertesi gn saat drtte, geril
lalar Suarezin svarileri tarafndan bozguna uratld ve ko
valama hznl buday tarlalarna kadar dokuz fersah sr
d. Adam bir ukurda can verdi, kafatas Peru ve Brezily.
savalarndan kalma bir klla yark. Kadnn ad Isidor;.
Cruz idi; dnyaya getirdii oul Tadeo Isidoro adn ald.
Amacm yksn tekrarlamak deil. Yaamn olutu
ran gn ve gecelerden yalnz bir gece beni ilgilendiriyor; buu
dan te, o geceyi anlamak iin gerekli olan eylerin dn.'
(*) Yzm Aryorum,
Dnya Yar at l madan nce Beni m Ol an
Yeats, Dner Mer di ven
162
kmayacam. Serven nl bir kitapta yazl; yani konusu
herkes iin her ey olabilecek bir kitap (Korintoslulara Bi ri n
ci Mektup, IX, 22), nk neredeyse tkenmez yinelemelere,
deikelere, saptrmalara elverili. Onun yksn yorumla
yan ok kii, ovann Tadeo Isidoronun yetimesi zerindeki
etkisini belirtiyorlar, ama onunla zde birok gaucho Para-
nann yabanl kylarnda ve Uruguay dalarnda doup l
dler. Tekdze, kaba bir dnyada yaam olduu doru.
1874 ylnda kara iek hastalndan ldnde ne bir da,
ne bir sokak feneri, ne de bir deirmen grmt. Ne de bir
kent. 1849da Francisco Xavier Acevedonun harasndan bir
at srsyle Buenos Airese gitmiti; obanlar fiekliklerini
boaltmak iin kente girmilerdi; Cruz ise, gvensiz, itlerin
bitiiindeki bir handa kapal kalmt. Suskun, yerde uyu
yarak, stste mate yuvarlayarak, tan skmnde kalkp
akam duasyla birlikte yatarak birka gn geirmiti orada.
Kentin ona yabanc olduunu (szcklerin ve usavurmann
tesinde) anlad. Srtmalardan biri, sarho olup onunla
alay etti. Cruz karlk vermedi, ama teki geceleri dnd
nde, ocak banda akalar arttryordu, o zaman Cruz (o
ana kadar hibir fke, ne de sabrszlk belirtisi gsterme
miti) bir bak darbesiyle iini bitirdi adamn. Kaak, bir
batakla snmak zorunda kald; birka gece sonra, bir cha-
j a l polisin etrafn evirdiini haber verdi. Ban bir
tutam ot zerinde denedi; gs gse kavgada rahatsz ol
mamak iin mahmuzlarn kard. Teslim olmaktansa d
vmeyi yeledi. Kolundan, omuzundan, sol elinden yaralan
d; grubun en azllarn ar yaralad; parmaklarnn arasn
dan kan szlmeye balaynca, her zamankinden daha b
yk bir yreklilikle kapt; tan skmne doru kan kayb
ban dndrd, silahn aldlar. O dnemde ordu ceza ile
vini stleniyordu: Cruz, Kuzey snrndaki bir tabyaya gn
derildi. Asker olarak i savalara katld; bazen doduu yer
163
iin, bazen de ona kar savat. 23 Ocak 1856 gn Lagunas
de Cardosoda, baavu Eusebio Lapridamn komutas altn
da iki yz yerliyle arpan otuz Hristiyandan biri oldu.
Kargaada bir mzrak darbesiyle yaraland.
Karanlk ve cesur yaamndaki kopukluklar oktur. 1868
ylna doru, yeniden Pergaminoda olduunu biliyoruz: evli
ya da nikhsz, bir olan babas, arazi sahibi. 1869da yerel
polis avuluuna getirildi. Islah olmutu; odnemde kendi
ni mutlu hissediyordu herhalde, ta derinlerde yle olmasa
da. (Gelecekte gizli, bekliyordu, berrak, temel bir geceyi: so
nunda kendi yzn grd gece, sonunda kendi adn duy
duu geceyi. yi anlalsn, bu gece yaamnn zne erime
sini salar; daha dorusu bu gecenin bir tek n, bu gecenin
bir tek eylemi; nk eylemlerdir bizim simgemiz.) Ne kadar
uzun ve karmaksa da, her yazg gerekte bi r tek an ierir:
insann kim olduunu anlad an. MakedonyalI skenderin
demirden geleceini Akhilleus'un masals varlnda, sveli
Charles XIInin de skenderde yansdn grd sylenir.
Okumas olmayan Tadeo Isidoroya gelince, bu bilgi ona bir
kitap araclyla amlanmad; kendini bir kapmada ve bir
adamda grd. Olaylar yle geliti:
1870 ylnn Haziran aynn son gnlerinde, adalet nn
de iki cinayetten sorumlu bir kanundy tutuklama emri al
d. Gney snrnda albay Benito Machado komutasndaki
birliklerden firar eden biriydi; bir iki lemi srasnda, bir
kerhanede zencinin tekini ldrmt; ve benzeri baka bir
olayda da Rojas kazas sakinlerinden birini; rapor Laguna
Coloradodan geldiini ekliyordu. Krk yl nce ayn yerde,
gerillalar cesetlerini akbabalara ve kpeklere teslim eden
lmcl servene atlmak iin toplanmlard; davullar fke
dolu ln bastrmak iin glerken Victoria meydannda
idam edilen Manuel Mesa buradan geliyordu; Cruzu dlle
yen ve kafatas Peru ve Brezilya savalarndan kalma klla
164
yarlarak bir ukurda can veren isimsiz de ayn yerden geli
yordu. Cruz bu ad unutmutu; hafif ama anlalmaz bir kay
gyla anmsad... Askerler tarafndan hrpalanan katil, atyla
ileri geri giderek uzun bir labirent dokuyordu; buna karn
^ Temmuz gecesi adam kstrdlar. Bozkrda otlarn aras
na saklanmt. Karanl delmek hemen hemen olanakszd;
Cruz ve adamlar, pusuya yatm kaan yol kollad ya da
uyuduu sk allarda saknml admlarla ilerlediler. Bir
chaja lk att; Tadeo Isidoro Cruz, bu an daha nce yaa
m olduu izlenimine kapld. Katil kapmak iin snan
dan kt. Cruz adam yle bir grd, korkuntu; uzun sala
r ve krl sakal yzn paralar gibiydi. Belli nedenden
tr kavgay anlatmaya yanamyorum. Firarinin Cruzun
birok adamn ar yaraladn veya ldrdn anmsat
makla yetiniyorum. Cruz karanlkta dvrken (gvdesi ka
ranlkta dvrken) kavramaya balad. Bir yazgnn te
kinden stn olmadn, ama her insann iinde tadna
sayg gstermesi gerektiini anlad. Artk apoletlerin de, ni
formann da rahatszlk verdiini anlad. En iten yazgsnn
sr kpeinin deil, kurdun yazgs olduunu anlad; teki
nin kendi olduunu anlad. Bitimsiz dzlkte gn douyordu.
Cruz kepini yere savurdu, bir yiidin ldrlmesine gzyum-
mayacan, bunun bir cinayet olduunu haykrd ve askerle
re kar vurumaya balad, Martin Fierronun yansra.
165
A ster on un Evi
Ve kralie bir gn Asterion adl bir oula can verdi.
Apollodoros, Biblioteca I I , 1
KENDN beenmilikle, belki yabanilikle, belki de delilikle
sulandm biliyorum. Bylesine sulamalar (yeri gelince
cezalandracam) gln kayor. Evden hi kmadm
doru; ama evimin kaplarnn (ki sonsuz saydalar*) gece ve
gndz insanlara ve hayvanlara ak olduu da daha az do
ru deil. Can isteyen girebilir. Giren, anlamsz kadnca ss
lemeler veya atolarn garip gsterii yerine sessizlik ve yal
nzlk bulacak. Ayrca yeryznde bir ei olmayan bir evle
karlaacak. (Bir benzerinin Msrda bulunduunu iddia
edenler yalan sylyorlar.) ftiraclar da dahil herkes evde
bi r tek eya olmadn kabul ediyorlar. Gln bir baka uy
durmaya gre, ben, Asterion, tutsakmm. Hibir kapnn
kapal olmadn yinelememe gerek var m? Hibir kilit bu
lunmadn sylememe gerek var m? stelik, bir gn ikin
dide sokaa da ktm; gece bastrmadan dndysem, kalaba
lktaki insanlarn bende uyandrd korku yzndendr,
(*) Metnin asl on drt diyor, ama birok neden bu saynn Asterion un aznda
sonsuz anl amn t adndndruyor.
166
renksiz ve dmdz suratlar, avucumun ii gibi. Gne bat-
mkt, ama bir ocuun aresiz alamas ve srnn aptalca
yalvarmalar tanndmn gstergesiydi. nsanlar yakaryor
lar, kayorlar, diz kyorlard; kimileri Bal tal ar tapna
nn bineine trmanyorlard, bakalar ellerine ta alyorlar
d. Geenlerden biri galiba denizin iine sakland. Annemin
bir kralie olmas bouna deil. Alakgnlllmn arzu
lad gibi, halkn arasna karamam.
Kimselere benzemediim gerek. Bir insann baka in
sanlarla kurabilecei iletiim beni ilgilendirmiyor; filozof gi
bi, hibir eyin yaz sanat yoluyla aktarlamayacan d
rtyorum. Can skc ve kaba hibir ayrntnn, engin ve yce
eylere yarar aklmda yeri yok; asla iki harf arasndaki far
k ayrt edemedim. Yce gnll bir sabrszlk okuma ren
meme engel oldu. Arada bir pimanlk duyuyorum, nk ge
celer ve gnler ok uzun.
Elencelerin eksik olmad ak. Saldrya geen ko gi
bi, bam dnp, yerlere serilene dek tatan dehlizlerde ko
arm. Takip edildiimi kurarak, bir sarncn glgesine ya da
bir geitin kvrmna saklanrm. Kan iinde kalana dek ze
rinden yere atladm balkonlar var. Her saatte, gzler kapa
l ve gl soluk alarak, uykuya dalm numaras yaparm.
(Bazen gerekten uyuduum oldu, bazen de gzlerimi at-
<mda gnn rengi deimiti.) Ama, bu kadar oyun arasm-
>da en sevdiim teki Asteriondur. Bir gn beni ziyarete gel-
diini ve ona evi gsterdiimi kurarm. Byk sayg gsteri-
j leriyle ona yle derim: i mdi ilk kesime noktasna dnyo
ruz veya i mdi teki avluya kyoruz veya Su yol unu bee
neceini sylemitim sana veya i mdi kumun rtt bi r
sarn greceksin veya Mahzeni n nasl atalland n gr
yorsun. Bazen arrm ve ikimiz birden yrekten gleriz.
Bu oyunlar bulmakla yetinmedim, ev hakknda da d
nceye daldm. Evin her blm ok saydadr, her yer bir
167
baka yerdir. Tek kuyu, tek avlu, tek yalak, tek yemlik yok
tur; yemlikler, yalaklar, avlular, kuyular on drt tanedir
(sonsuzdurlar). Ev dnya boyundadr, daha dorusu dnya
dr. Buna karn, kuyulu avlulardan ve gri tal tozlu dehliz
leri arnlamaktan usanp, sokaa kmay gze aldm ve
Baltalar tapna ile denizi grdm. Bunu nce anlamadm,
ta ki bir gece grnts denizlerin ve tapnaklarn da on
drt tane (sonsuz) olduunu anlayncaya kadar. Her ey
ok saydadr, on drt tanedir, ama dnyada iki ey yalnz
bir tane gibi grnyor: yukarda dolambal gne, aada
Asterion. Belki yldzlan, gnei ve koca evi ben yarattm,
ama anmsamyorum.
Her dokuz ylda bir, dokuz insan onlar aclardan kurtar
mam iin eve girerler. Admlarn ve seslerini tatan dehliz
lerin derinliinden duyar, neeyle onlar karlamaya koa
rm. Art arda derler, ellerim kanla lekelenmeden. Dtk
leri yerde kalrlar ve cesetleri dehlizleri birbirinden ayrma
ma yardmc olur. Kim olduklarn bilmem, ama ilerinden
biri lmeden nce, bir gn kurtarcmn geleceini bildirdi. O
gnden beri yalnzlk bana ac vermiyor, nk kurtarcmn
varolduunu ve sonunda tozlardan kp karma dikileceini
biliyorum. Yeryznn btn uultularn duyabilsem, onun
ayak seslerini seebilirdim. Yeter ki beni daha az dehlizli ve
daha az kapl bir eve gtrsn. Kurtarcm nasl olacak, di
ye sorarm kendime. Bir boa m, yoksa bir insan m? nsan
bal bir boa m? Yoksa benim gibi mi?
Sabah gnei, son kan damlasndan da arnm bronz k
lta ldyordu.
- nanr msn Ariadne? dedi Teseus, Minotauros kendini
savunmaya kalkmad bile.
Marta Mosquera Eastmana
168
TEK L
K yl kadar nce (mektubu kaybettim), Gannon, Guale-
guaychdan yazd ve Ralph Waldo Emersonun iiri The
Pastin belki de ilk spanyolca evirisine giritiini bildirdii
mektuba ekledii bir dipnotta, az da olsa anmsamam gere
ken don Pedro Daminn birka gn nce bir akcier kana
masndan ldn belirtiyordu. Yksek ateten iflah kesi
len adam sayklamasnda kanl Masoller gnn yeniden ya
amt; bu haber beni artmad, hatt doal karladm,
nk don Pedro on dokuz-yirmi yalarnda Aparicio Sara-
viann sanca altnda hizmet vermiti. 1904 devrimi onu
Rio Negro ya da Paysandda srtma olarak alt bir
estanci ada bastrmt; Pedro Damin, Entre Riostan, Gua-
leguaydan geliyordu, ama dostlarnn peinden gitti, onlar
kadar yrekli ve cahildi. Bir kapmaya ve son arpmaya
katld; 1905te yurduna dnp, alakgnll bir direnle
kendini yeniden krsal grevlere verdi. Bildiim kadaryla,
bir daha da tarasndan ayrlmad. Son otuz yln Nancay
yaknlarnda, olduka ssz bir yerde geirdi; 1942de bir ak
169
amst ite bu inzivasnda syletim onunla (sylemeye
altm). Ask suratl ve az bilgili bir adamd. Masoller ar
pmasnn grlts ve fkesi yaamnn yksn tketi
yordu; bu nedenle lm srasnda, ayn anlar yeniden ya
am olmas beni artmad. Bir daha Damin grmeyece
imi anlayp, hatrlamay denedim; grsel belleim ylesine
ktdr ki yalnzca Gannonun ektii bir fotoraf anmsa
yabildim. Adam yalnz bir kez, resmi ise sk sk grdm
dnrsek, bu olgunun hi de ilgin bir yan yok. Fotoraf
bana Gannon gndermiti; kaybettim, aramaktan da vazge
tim. Bulmak kayglandrrd beni.
kinci olay birka ay sonra Montevideoda geti. Entre
Rioslu adamn atei ve can ekimesi bana Masoller bozgunu
zerine fantastik bir yk esinledi; bu konuyu atm Emir
Rodrguez Monegol, savaa katlan Albay Dionisio Tabarese
iki satr yazd. Albay beni akam yemeinden sonra kabul et
ti. Bir avluya yerletirdii sallanan koltuundan, geliigzel
ve sevgiyle gemi gnleri and. Gelmeyen cephanelerden,
yorgunluktan can km at srlerinden, dolambal yr
ylerden bitkin dm uyuuk ve toz toprak iinde adam
lardan, Montevideoya girebilecekken uzaklaan Saravia-
dan, "nk goo kentten rker" bir bak darbesiyle kafas
uurulmu adamlardan, bana iki ordunun vurumasndan
ok, bir haydutun d gibi grnen bir i savatan szetti.
Illescasdan, Tupambaden, Masollerden szetti. Bunu oka
dar iyi kurulmu blmlerle yapt ki, ayn eyleri ok sk an
lattn kavradm ve bu szcklerin hemen hemen anlar
dan yoksun olduunu dndm. Ksa bir aradan yararla
np, Daminn adn sylemeyi baardm.
- Damin m? Pedro Madin ha? dedi, albay. Bu ahs be
nim emrim altndayd. ocuklarn Daymn dedii Yerli hatl,
ksa boylu bir adam. Albay grltyle kahkahalar atmaya ba
lad, sonra aniden yapmack veya iten bir utanmayla sustu.
170
Baka bir ses tonuyla savan da, kadn gibi erkekleri s
nadn ve dmeye balamadan nce, kimsenin ne oldu
unu bilmediini ekledi. Kendini korkak sanan yrekli, y
rekli sanan da korkak kard, ayn ey zavall Daminn da
bana geldi, pul peri al arda beyaz madalyonuyla yiitlik tas
lard, sonradan Masollerde tabanlar yalad. Zumaco\ ar\ a
silahlar atelerken erkeke davrand, ama ordular yz yze
gelip, toplar grlemeye balaynca ve her adam be bin ada
mn kendisini ldrmek zere birletiini hissedince durum
bambaka oldu. Zavall melez, yaamn kuzular ykamakla
geirmiti ve birdenbire kendini vatansever bir heves pein
de srklenir buldu...
Sama, ama Tabaresin deikesi canm skt. Olaylarn
byle gememi olmasn tercih ederdim. Yllar nce bir ak
amst yle bir grdm yal Damin farkna var
madan bir eit puta dntrmtm; Tabaresin deike
siyse bunu parampara ediyordu. Anszn Daminn inziva
ya ekilmesini ve yalnzlkta direnmesini kavradm; alak
gnlllkten deil, utantan tryd. Bir korkaklk eyle
minin vicdan azabyla kvranan bir adamn, sadece yrekli
bir adamdan daha karmak ve daha ilgin olduunu bo
yere yineleyip durdum kendi kendime. Gaucho LGo,so] Martin
Fierro, Lord Jimden veya Razumovdan daha az anlma
ya deer, diye dndm. Evet, ama Damin bir goo ola
rak Martin Fierro olmakla ykmlyd -zellikle Uruguayl
goolann gznde. Tabares der demez, artiguizm diye bili
nen krsal tad algladm: Uruguayn bizim lkeden daha
ilksel, dolaysyla da daha yabanl olduunun (kar konul
maz) bilinci... O gece, abartmal sevgi gsterileriyle vedala
tmz anmsyorum.
K gelince, fantastik ykm tamamlamak iin bir iki
ayrnt eksik kaldndan (aksi gibi, biimlendiremiyordum
bir trl), Albay Tabaresin evine uradm. Onu yal bir
171
baka adamla birlikte buldum: Paysanddan Dr. Juan Fran
cisco Amaro, oda Saravia devriminde vurumutu. Kestirile-
bilecei zere, sylei sonunda Masollere vard. Amaro bir
ka olay anlatt, sonra yksek sesle dnr gibi, ar ar
ekledi.
- Santa i rene gecesini geirdik, anmsyorum ve birka
adam bize katld. Aralarnda, arpmalardan bir gn nce
len bir Fransz veteriner ve Entre Rioslu bir koyun krkc,
Pedro Damin adnda biri vard.
Terslikle szn kestim:
- Biliyorum, dedim. Kurunlarn nnde pes eden Arjan
tinli.
Sustum; ikisi birden aknlkla bana bakyordu.
- Yanlyorsunuz baym, dedi, Amaro sonunda. Pedro Da
min her erkein arzu ettii gibi ld. leden sonra saat
drde geliyordu. Kzl piyade alay dan tepesinde sipere
yatmt; bizimkilere snglerle saldrya getiler; Damin
en bata, haykryordu ve bir kurun tam gsne sapland.
zengilerinde dikildi, ln tamamlad, yere yuvarland
ve atnn nallar arasnda kald. lmt ve Masollerin son
saldrs gvdesinin stnden geti. Yiit bir delikanlyd ve
yirmi yana basmamt.
Kukusuz baka bir Damindan szediyordu, ama iim
den bir ey melezin ne haykrdn sormaya itti beni.
- Kfrler, dedi albay, btn saldrlarda olduu gibi.
- Doru, dedi Amaro, ama "Yaasn Urquiza" diye de ba
rd.
Bir sre ses karmadk. Sonunda albay mrldand:
- Sanki Masollerde deil, Caganchada veya India Muer-
tada savam gibi, yzyl kadar nce.
ten bir aknlkla ekledi:
- Bu birlikler benim komutam altndayd, yine de Da
min diye birinin adn hi duymadma yemin edebilirim.
172
Anmsamasn salayamadk.
Buenos Aireste unutkanlnn bende yaratt hayret yi
nelendi. Bir gn leden sonra, ngiliz kitaps Mitchelln
bodrum katnda, Emersonun yaptlarnn on bir nefis cildi
nnde Patricio Gannonla karlatm. The Past evirisi ze
rine sorular sordum. evirmeye niyeti olmad karln
verdi ve spanyolca edebiyatn mthi skc olduu iin
Emersonu gereksiz kldn syledi. Bu eviriyi bana Da-
minn lmn bildirdii mektupta vaadettiini hatrlat
tm. Daminn kim olduunu sordu. Aklamaya uratm,
ama bouna. rkmeye balayarak beni tuhaf bir duyguyla
dinlediini farkettim ve talihsiz Poedan daha karmak, da
ha yetenekli ve kukusuz daha benzersiz air Emersonu e-
kitirenler hakknda bir edebi syleiye snmaya abala
dm.
Birka olguyu daha kaydetmek gerekiyor. Nisanda Al
bay Dionisio Tabaresten bir mektup aldm; bellei nceki gi
bi kr deildi ve imdi Masoller saldrsnda ba eken ve
ayn akam adamlar tarafndan dan eteine gmlen ufak
tefek Entre Riosluyu gayet iyi anmsyordu. Temmuz aynda,
yolum Gualeguaychdan geti; kimsenin adn iitmedii
Daminn kulbesini yerinde bulamadm. lrken yanba-
mda bulunan hayvan yetitiricisi Diego Abaroay sorutur
dum; ktan nce vefat etmiti. Daminn hatlarn kafamda
canlandrmaya altm; aylar sonra, albmleri kartrrken
artrdm esmer yzn Othello rolndeki nl tenor
Tamberlicke ait olduunun farkna vardm.
imdi tahminlere geiyorum. En kolay, ayn zamanda en
az tatmin edici olan iki Daminn varln nerir: 1946da
Entre Rios tarasnda len korkak, 1904te Masollerde len
yrekli. Yetersizlii, gerekte en gizemli ksm aklamama
snda yatar: Albay Tabaresin belleindeki garip gitgeller, bu
denli ksa bir zamanda savatan sa kmann imgesini, hat
173
ta adn bile silen unutu (daha basit bir tahmini, benim ilki
ni dlediim sansn kabul etmiyorum, kabul etmek istemi
yorum). Ulrike von Khlmannm kurduu doast tahmin
daha da tuhaftr. Pedro Damin, diyordu Ulrike, arpmada
can verdi ve lm annda Tanrya Entre Riosa dnmesine
izin vermesi iin yakard. Tanr bu ltufta bulunmadan nce
bir an duraksad, istekte bulunan bu arada lmt ve bir
ka adam onu derken grmt. Gemii deil, gemiin
imgelerini deitirebilen Tanr, lmn imgesini bir kaypla
deitirdi ve Entre Rioslu adamn glgesi, doduu yere geri
dnd. Dnd dnmesine, ama glge durumunu anmsamal-
yz. Yalnzla gml, kadnsz, dostsuz yaad; her eyi
sevdi, her eye sahip oldu, ama uzaktan, camn te yannda
gibi; "ld" ve krlgan imgesi dald, suyun suda kaybolma
s gibi. Bu tahmin yanl, ama bende hem daha basit, hem de
daha olaand olan gerek sany (bugn gerek olduuna
inandm sany) esinlemesi gerekirdi. Neredeyse bysel
bir biimde bulguladm bunu, Pier Damianinin De Omnipo-
tertia adl eserinde; bu yaptn incelenmesine de tam tamna
bir kimlik sorununu ortaya atan Cennetin XXI. blmnn
iki dizesinden varmtm. Yaptnn beinci blmnde Pier
Damiani, Aristoteles ve Frdgaire de Toursa kar karak,
Tannnn bir kere olann bir daha tekrarlanmamasn sala
yabileceini ileri srer. Bu eski tanrbilimsel tartmalar
okudum ve don Pedro Daminn trajik yksn anlamaya
baladm.
yle dnyorum: Damin, Masollerde sava alannda
bir korkak gibi davrand ve yaamn bu utan dolu zaafi d
zeltmeye adad. Entre Riosa dnd; kimseye el kaldrmad,
kimsede iz b rakmad , yrekliliiyle vnmeye kalkmad,
ama Nancay dzlklerinde allarda ve hayvanlar arasnda
dolaarak dayankllk kazand. Yava yava, kukusuz bil
meden, mucizeyi hazrlad. Yreinin ta derinliinde kendi
174
kendine "Yazg bana bir sava daha balarsa, hak etmeyi
bileceim" dedi. Krk yl boyunca, karanlk bir umutla bekle
di ve sonunda yazg ona bu hakk tand, lm saati alar
ken. Sayklama eklinde verdi ona, ama daha Grekler zama
nnda bizim bir dn glgeleri olduumuz bilinir. Can eki
irken, arpmay yeniden yaad, bir erkek gibi davrand,
son saldrda ba ekti ve bir kurun tam gsne sapland.
Bylece 1946da, uzun bir strabn eseri olarak, Pedro Da
min 1904 k ile ilkyaz arasnda geen Masoller bozgunun
da can verdi.
Tanr bi l i m zet Ki tab nda Tannnn gemiin varolmas
n salayabilecei yadsnr, ama enginlii ve kiisellii saye
sinde, imdiyi geersiz klmadan ve anlamsz olmak kouluy
la ilerinden bi r tek uzak olgunun kukusuz bozulabilecei
karmakark neden-sonu balantsndan sz edilmiyor.
Gemii deitirmek, bir tek olguyu deitirmek deildir; bi
timsiz olma eilimindeki sonularn geersiz klmaktr. Ba
ka bir deyile, iki evrensel tarih yaratmaktr. lkinde (diye
lim) Pedro Damin 1946 ylnda Entre Riosta ld; kincisin
deyse 1904te Masollerde. imdi yaadmz da budur, ama
ilkinin yok edilmesi annda gereklemedi ve aktardm tu
tarszlklar dourdu. Albay Dionisio Tabareste eitli evre
ler yerine geldi: bata Daminn bir korkak gibi davrand
n anmsad; ardndan onu btnyle unuttu; sonunda da g-
zpek lmn hatrlad. Hayvan yetitiricisi Abaroann du
rumu daha az anlaml deildir; sanrm onun lm nedeni,
don Pedro Damin hakknda ar ans olmasyd.
Bana gelince, benzeri bir tehlikeye atlmak istemiyorum.
nsanlarn eriemedii bir gelimeyi, mantn bir eit al
aklm kestirdim ve kaydettim; ama baz koullar bu kor
kun ayrcal hafifletiyor. imdilik, gerei yazdmdan
emin deilim. Anlatmda sahte anlar olduundan phe edi
yorum. Pedro Daminn (eer yaadysa) adnn Pedro Da-
175
min olduundan ve ona bu ad, gnn birinde yksn ba
na Pier Damianinin yaptnn esinlediine inanmak isteye
ceim iin verdiimden phe ediyorum. Buna benzer bir ey
ilk paragrafta bahsedilen ve gemiin geri dnlmezliini ya
yan iir iin de geerli. 195l edoru fantastik bir yk kale
me aldma inanacak ve gerek bir olay betimlemi olaca
m; iki bin yl nce iyi yrekli Vergilius da bir adamn dn
yaya geliini haber verdiini sanrken, bir Tanrnn douu
nu mjdeliyordu.
Zavall Damin! lm onu yirmi yanda unutulmu bir
savata ve bouna bir arpmada ald, ama o can att eyi
elde etti ve elde etmek iin uzun zaman urat, bundan b
yk mutluluk yoktur belki de.
176
D eu t s c h es R eq u i em
Beni ldrse bile, inanacam ona.
Eyp 13:15
A d i m Otto Dietrich Zur Linde. Atalarmdan biri, Christoph
Zur Linde, Zorndorf zaferinin yazgsn belirleyen atl saldr
snda can verdi. Anne tarafndan byk dedem, Ulrich For-
kel, 1870 ylnn son gnlerinde Marchenoir ormannda,
Fransz babozuklarn elinden katledildi; babam, yzba
Dietrich Zur Linde 1914 Namur kuatmasnda ve iki yl son
ra da Tunay geerken yararlk gsterdi.* Bana gelince, i
kenceci ve katil sfatyla kuruna dizileceim. Mahkeme d
rst hareket etti; ta bandan beri sululuumu kabul ettim.
Yarn, tutukevinin saati dokuzu alarken, lm lkesine gir
mi olacam; byklerimi dnmem ok doal, onlarn gl
gesine ylesine yaknm ki, bir anlamda ben onlarm.
Dava (bereket versin ksa srd) sresince hi konuma-
(*) Anl atann, en nl atasn, Hegel diyalektiini Kristolojiye uygul ayan ve kili
senin tanmad baz kitaplarn asl na uygun evirisiyle Hengstenberg san
srnn yl drml arnzeri ne eken ve Thi lo ve Geseni us' un onayn kaza
nan tanrbilimci ve i brani ce uzman Johannes Forkel'i (1799-1846) es ge
mesi olduka anl aml . (Yayncnnnotu.)
177
dm; o zaman kendimi aklamaya kalksam karar geciktirir,
stelik korkakm izlenimi uyandrrdm. imdi her ey de
iti; idammdan nceki gece ekinmeden konuabilirim.
Sulu olmadmdan balanma araynda deilim, ama
anlalmak istiyorum. Beni dinlemeyi bilenler, Almanyann
tarihini ve dnya tarihinin geleceini anlayacaklar. Bugn
olaanst ve artc grnen benimki gibi vakalarn ok
gemeden sradan olacan biliyorum. Yarn leceim, ama
ben gelecek kuaklarn bir simgesiyim.
1908 ylnda Marienburgda dodum. Bugn hemen he
men unutulan iki tutku, birok uursuz yla yreklilikle,
hatt mutlulukla kar koyma olana tand bana: mzik ve
metafizik. Bana iyilik edenlerin hepsini sayp dkmem mm
kn deil, ama sessizce geitirmeye katlanamayacan iki
ad var: Brahms ve Schopenhauer. iir zerine de biraz al
tim; bu adlara bir baka dev Cermenik ad eklemek istiyo
rum: William Shakespeare. Bir zamanlar tanrbilim ilgimi
ekmiti, ama Schopenhauer, laf dolatrmayan fikir yrt
meleri ile beni bu masals yntemden (ve Hristiyan inancn
dan) kopard, Shakespeare ve Brahms ise dnyalarnn son
suz eitlilii ile. Hayranlkla, sevgi ve minnetle bu yazgnn
kayrd gzdelerin eserlerinin herhangi bir noktasnda du
ralayan kii, benim, o iren adamn da oralarda duralams
olduumu bilsin.
1927ye doru, yaamma Nietzsche ve Spengler girdiler
Bir 18. yzyl yazar, kimsenin adalarna borlu durumu
dmek istemediini syler; ben de, eziciliini sezdiim bu
etkiden kurtulabilmek amacyla, Abrechnung mit Spengl a
baln tayan ve yazarn Fausta benzer dedii izgilere
en su gtrmez antn, Goethenin* kark dram deil, yir
(*) teki uluslar safl kl a yayorl ar, kendi ilerinde ve kendileri iin, madenli-
ve gktalar gibi; Al manya hepsini ieren evrensel ayna, dnyann bilinci
dir (das Weltbewusstsein). Goethe Hristiyan leminin bu anl aynn proto
178
mi yzyl nce kaleme alnm bir iir, De Rerum Natura ol
duunu belirttiim bir makale yazdm. Tarih filozofunun i
tenliinin, kkten Alman (kerndeutsch) ve asker dncesi
nin de hakkn teslim ettim. 1929da Partiye yazldm.
raklk yllarm hakknda sylenebilecek pek bir ey
yok. Benim iin, biroklarnkinden daha g oldu dorusu,
cesaretten yoksun olmasam da, iddete eilimim yoktur. Bu
na karn, yeni bir an snrnda olduumuzu ve slmiyet
in ya da Hristiyanlkn ilk dnemleriyle bir tutulabilecek
bu an, yeni insanlar gerektirdiini kavradm. Bireysel a
dan, arkadalarmdan tiksiniyordum; onlar bizi birletiren
yce emel iin, bireyliimizden vazgememiz gerektiine
inandrmak iin bo yere uratm durdum.
Tanrbilimciler, Tanrnn dikkati bir an olsun kalem tu
tan u elimden uzaklasa, bu elin ksz bir atele arplm
gibi yokolacan iddia ediyorlar. Bence, gerekesi olmadan
kimse varolamaz, kimse bir bardak suyu dudaklarna gt
remez ya da bir para ekmei sramaz. Bu gereke her insan
iin farkldr; ben, inancmzn dayanklln lecek aman
sz sava bekliyordum. Bu savan arpmalarnda bir as
ker olacam bilmek bana yetiyordu. Zaman zaman ngilte
re ve Rusyann dlekliinin bizi yoksun brakmasndan e
kindim. Rastlant ya da yazg geleceimi baka ekilde rd:
1Mart 1939 gn, gn batmnda Tilsitte gazetelerin bah
setmedii ayaklanmalar oldu; Havrann arka sokanda, iki
kurun bacam delip geti, kesmek gerekti.* Birka gn
sonra, ordularmz Bohemyaya giriyordu; si.renler bu olay
haber verdiinde, sakin bir hastanede yataa aklm, ken
dimi Schopenhauern kitaplarnda kaybedip, unutmaya a-
tipidir. Onu knamyorum, ama Spengl er savunun Faust' a benzer adamn
onda grmyorum.
(*) Bacan kesil mesinin sonularnn ok ciddi olduu fsl danyor. (Yayncnn
notu.)
179
lyordum. Bo yazgnn simgesi olan koca ve mayk bir
kedi pencere kenarnda uyukluyordu.
Parerga und Paral i pomenann birinci cildinde, doum
anndan lmne bir insann bana gelebilecek olaylarn ta
mamnn kendi tarafndan nceden belirlendiini yeniden
okudum. Demek ki, her savsaklama nceden dnlm,
her rastlantsal karlama bir szleme, her kk dme
bir tvbe, her baarszlk gizli bir zafer, her lm bir intihar
idi. Felketlerimizi kendimizin setii dncesi kadar kur
naz bir avuntu yoktur; bu bireysel erekbilim bize gizli bir d
zeni amlar ve bizi olaanst bir ekilde Tanr ile kartrr.
Hangi karanlk niyet bana bu gn batmm, bu kurunlan ve
bu kesik baca aratt? (diye sordum kendi kendime.) Sava
korkusu olmadn biliyordum; daha derin bir eydi. Sonunda
kavradm. Bir din iin lmek, onu btnyle yaamaktan da
ha basitti; Efesdevahi hayvanlarla kapmak (binlerce adsz
ehit byle yapt) sann klesi Petrus olmaktan daha az zor
du; bir eylem insann btn saatlerinden daha az nem ta
yordu. Sava ve zafer kolaylklard; Raskolnikovun giriimi,
Napolyonunkinden daha etindi. 7 ubat 1941de, Tarnowitz
toplama kamp mdr yardmclna atandm.
Bu grevin uygulanmas benim iin pek ho olmad, ama
asla savsaklama gnahn ilemedim. dlek, kllann arasn
da snanr; balayan, acyan insan snavn tutukevlerinde ve
bakasnn acsnda verir. Temelde, nazizm ahlki bir eylemdir,
yozlam insanln yeni deriye kavumak iin eski deriyi de
itirmesidir. Sava srecinde, subaylarn lklar ve bar-
malar arasnda, bu dnme sk rastlanr; sinsi, yanltc mer
hametin asrlk sevecenliklerle aklmz elmeye alt i ka
rartc zindanda durum ayn deildir. Bu szleri bo yere kul
lannyorm; Zerdtn st insan iin acma en byk g
nhtr. Breslaudan nl air David Jerusalemi bize gnder
diklerinde az kalsn (itiraf ederim) bu gnha giriyordum.
180
Elli yalarnda bir adamd. Bu dnyann mallarndan
yoksul, hrpalanm, yadsnm, ayplanmt, dehsn Mut-
' luluu vmeye adamt. Anmsadm kadaryla, Albert
Soergel Di chtung der Zeit adl yaptnda onu Whitman ile
karlatryor. Bu benzetme pek yerinde deil. Whitman, ev
reni nsel, genel, hemen hemen aldrmaz bir ekilde ulular;
, Jerusalem ise titiz kl krk yaran bir akla her eyden sevin
duyar. Asla saym dkme, kataloglamaya girimez. Kaplan
Ressam Tse Yang balkl, kaplanlar gibi izgili, enlemesine
ve sessiz kaplanlarla ar ykl ve delik deik o derin iirin
1birok alt ll dizesini ezberden tekrarlayabilirim. lm
saati aldnda, bo yere yanllarn balatmaya alan,
yaamnn asl gizli aklanmasnn mterilerinden birine
(yalnz bir kere grd ve anmsamad biri) Shylock kii
liini esinlemek olduundan habersiz, 16. yzylda yaam
Londral bir tefecinin kendi kendine mrldann konu edi
nen Rosencrantz Melekle Konuuyorn da unutamam. Akl
dan kmayan gzleri olan, sar tenli, hemen hemen kapkara
sakall David Jerusalem, her ne kadar aslnda yoldan km
ve nefretle anlan Ekenazlardan olsa da Sefarad Yahudile-
ri nin tam bir prototipiydi. Ona kar kat davrandm; ne ac
mann, ne de nnn beni yumuatmasna izin vermedim.
Olas bir cehennemin tohumunu tamayan hibir eyin va
rolmadn epeydir biliyordum; bir yz, bir szck, bir pusu
la, bir cgara reklam onlar unutmay beceremeyen birini de
li edebilirdi. Macaristan haritasn aklndan karamayan ki
i deli olmaz myd? Bu ilkeyi kampmzn disiplinli yneti
mine uygulamaya karar verdim ve...* 1942 sonunda Jerusa
lem akln yitirdi; 1Mart 1943te intihar etmeyi baard.**
(*) Buradabirkasatr karmak kanlmazd. (Yay incinin notu.)
(**) Jerusal em ad ne ari vl erde, ne de Scergel 'i n eserl eri nde yeralyor. Alman
Edebiyat ki tapl arnda da ad gemiyor. Buna karsn, bir kurgu kahraman
ol duunu da sanmyorum. Otto Dietri ch Zur Linde nin emri zerine, Tarno-
181
Onu yokettiysem, bunu acma duygumu yoketmek iin
yaptm Jerusalem anlad m bilmiyorum. Benim gzmde
bir insan, hatt bir Yahudi bile deildi; ruhumun nefret edi
len bir blgesinin simgesine dnmt. Onunla birlikte
can ekitim, onunla birlikte ldm, onunla birlikte kendimi
bir anlamda yitirdim; ite bu nedenle acmasz oldum.
Bu srada, mutlu bir savan byk gnleri ve byk ge
celeriyle couyorduk. Soluk aldmz havada aka benzer bir
duygu vard. Denizi yambanda hissetmi gibi, kanda bir
heyecan ve bir taknlk vard. Bu yllar boyunca, her ey
farklyd; uykunun tadna kadar. (Belki ben hibir zaman
tam anlamyla mutlu olamadm, ama bilindii gibi mutsuz
luk kayp cennetler gerektirir.) Btnlk iin, yani bir insa
nn uluabilecei deneyimlerin tamam iin can atmayan bir
tek insan yoktur; bu sonsuz kaltn herhangi bir yerinden
yoksun kalmaktan korkmayan bir tek insan da yoktur. Ama
benim kuam her eye sahip oldu, nk nce zafer ba
land, sonra da bozgun.
1942 ylnn ekim ya da kasmnda, aabeyim Friedrich
Msrn kum llerinde, ikinci El Alameyn arpmasnda l
drld; birka ay sonra, bir hava bombardmannda dodu
um ev yerle bir oldu; 1943 haziran sonunda da, bir bakas
laboratuvanm yoketti. Byk anakaralarn hrpalad
nc Reich can veriyordu, eli herkese kar kalkmt,
herkesin eli de ona kar. te o zaman benzersiz bir ey ol
du, ancak bugn anladm sanyorum. fkenin kadehini
tketebileceime inanyordum, ama son damlaya vardmda
beklenmedik bir tat beni durdurdu, gizemli ve neredeyse
korkun mutluluun tad. Birok aklamay denedim; hibi-
witZ'de birok Musevi aydn i kenceye tabi tutuldu, rnein piyanist Emma
Rosenzwei g. " David Jerusalem" belki birok kiinin simgesidir. 1 Mart
1943' te ld syl eniyor burada; anlatan 1 Mart 1939' da Tilsit'te yaralan
mt. (Yayncnnnotu.)
182
ri yeterli grnmedi. Bozgundan honutum, nk gi zl iden
gizliye sulu ol duumu biliyorum vebeni yal n z ceza bal a
tabilir, diye dndm. Bozgundan honutum, nk sona
Vardm veok yorgunum, diye dndm. Bozgundan honu
dum, nk gerekleti, nk geri dndrlemeyecek biimde
gemi, i mdiki vegel ecek olaylarla birleiyor, nk bir tek
gerek olguyu knamak veya ondan znt duymak btn ev
irene hakaret etmektir, diye dndm. Kendi kendime bu ne
denleri gsteriyordum, ta ki dorusunu bulana dek.
nsanlarn ya Aristotelesci, ya da Platoncu doduklar
Sylenir. Bunun anlam, Aristoteles ve Platon arasnda bir
kalem kavgasna konu olmayan soyut nitelikte hibir tart
mann bulunmaddr; yzyllar ve iklimler boyunca adlar,
leheler, yzler deiir, ama ebedi hasmlar asla. Toplumla-
nn tarihi de gizli bir sreklilik ierir. Arminius bir bataklk
ta Varusun tmenlerini kltan geirdiinde, Alman mpa-
ratorluunun bir mjdecisi olduunu bilmiyordu. ncil evir
meni Luther, yaptnn ncili sonsuza dek geersiz klacak
bir toplum yaratmak olduundan kukulanmyordu bile;
1758de bir Moskova kurunuyla ldrlen Christoph Zur
Linde bir anlamda 1914 zaferlerini hazrlad; Hitler bir tek
lke iin savatn sand, aslnda herkes iin, hatt saldr
ganlnn ve nefretinin kurbanlar iin savat. Kendi beni-
nin bilmemesinin nemi yok; kan ve istemi biliyordu. Dnya
Yahudilikten ve Yahudilikin hastal olan sa inancndan
lyordu. Bu kl bizi ldryor ve bizler bir labirent ren
ve gnlerinin sonuna dek iinde gezinmeye hkm giyen b
ycye veya bilmedii birini yarglayp lme mahkm eden,
ardndan da "Bu adam sensin" anlamasn duyan Davuda
benziyorduk. Yeni dzenin kurulmas iin birok eyin ykl
mas gerekiyordu; Almanyann bunlardan biri olduunu
lendik imdi. Yaammzdan biraz daha fazla bir ey verdik,
anayurdumuzun yazgsn. Kimileri lanetlesin, kimileri ala-
183
sn; ben yazgmzn evrimsel ve kusursuz olmasndan sevin
duyuyorum.
imdi amansz bir a dnya zerinde szlyor. Bu a
biz yarattk, bundan byle kurban olan bizler. ngilterenin
eki, bizim ise rs olmamzn ne nemi var? nemli olan,
kle ruhlu Hristiyan psrklar yerine iddetin hkm sr
mesi. Eer iddet ve hakszlk ve mutluluk Almanya iin de
ilse, varsn teki uluslar iin olsun. Yeter ki Cennet varol
sun, bizim yerimiz Cehennem bile olsa.
Yzm aynada seyrediyorum, kim olduumu, birka
saat iinde sonla yzyze geldiimde nasl davranacam
renmek iin. Bedenim korku duyabilir, ben asla.
184
E k t ek Adam
tSlNY Casares Londradan gelirken, gen azl ve sap H
biimi tuhaf bir haner getirdi; British Councilden dostumuz
Christopher Dewey, buna benzer silahlarn Hindistanda sk
kullanldn syledi. Bu savdan cesaret alp iki sava ara
snda bu lkede-grev yaptn da ekledi (J J ltra Auroram et
Gangem, dediini anmsyorum Latince, Juvenalesden kay
pak bir alnt yaparak). O gece anlatt btn ykler ara
sndan, aadakini kurmaya cesaret ettim. Yazdm metin
aslna uygun olacak: Tanr beni koullara bal ksa yk
darbeleri eklemekten ve Kiplingin katt paralarla, yk
nn egzotik ileyiini arlatrmaktan kurtarsn. te yan
dan, belki 1001 Gece Masal l ar gibi, Kiplingin kadim ve saf
tadn kaybetmek de yazk olabilir.
"Aktaracam olaylarn corafi kesinliinin pek nemi
yok. Ayrca, Amritsar ya da Udh adlarnn Buenos Aireste
yarataca kesinlik ne olabilir? O zamanlar, bir Mslman
kentinde kargaa ktn ve merkez hkmetin dzeni
salamak amacyla gl bir adam atadn sylemem ye-
185
terli. Bu adam skoyal, savalyla dillere destan bir ka
biledendi ve kannda iddet gelenei tayordu. Onu bir kez
grdm, ama kapkara salarn, kk elmack kemiklerini,
agzl burun ve azn, geni omuzlarn, bir Vikinge zg
iriyan gvdesini kolay kolay unutmam mmkn deil. Bu
akamki ykmde, ona David Alexander adn vereceim; bu
iki isim ona yakyor, nk zorbalkla hkm sren iki
kraln adlarydlar eskiden. David Alexander Glencairn (bu
ismi kullanmaya almalym) korkarm rktc bir adam
d; yalnzca gelecei haberi kenti yattrmaya yetti. Bu, e
itli etkin nlemler almasn engellemedi. Birka yl geti.
Kent ve kazada bar hkm sryordu; Si hl er ve Msl
manlar eski geimsizliklerinden vazgemilerdi ki birdenbire
Glencairn ortadan kayboldu. Doal olarak, karld ya da
ldrld dedikodusunun ard arkas kesilmedi.
Bunlar efimden rendim, nk sansr ok katyd ve
gazeteler Glencairnin kayboluunu yorumlamadlar (hatta
yanlmyorsam, kayda bile gemediler). Bir atasz Hindis
tann dnyadan daha byk olduunu syler; bir kararna
menin alt kesindeki imzann ona verdii kentte kukusuz
salt erke sahip Glencairn, mparatorluk ynetiminin arkn
da basit bir rakamdan te deildi. Yerel polisin aratrmalar
btnyle yararsz kt; efim bir hafiyenin daha az gven
sizlik uyandracan ve daha ok baan kazanacan d
nd. drt gn sonra (Hindistanda mesafeler olduka
nemlidir), bir adam yutan karanlk kentin sokaklarnda
pek umutlanmadan dolayordum.
Neredeyse annda, Glencairnin yazgsn gizlemek amac
gden bir komplonun varln hissettim. Bu kentte gizi bil
meyen ve saklamaya and imemi bir tek kii yok, dedim ken
di kendime. Sorguya ektiim kiilerin ou snrsz bir bilgi
sizlik grnmne brnyorlard; Glencairnin kim oldu
undan haberleri yoktu, asla grmemilerdi, adn hi duy
186
mamlard. Buna karn, bakalar onbe dakika nce Bil-
memkimle konuurken grmlerdi onu, hatt ikisinin bir
likte ieri girdikleri eve kadar bana elik ediyorlard, ama ya
evde kimse bir ey bilmiyordu ya da az nce ktklar syleni
yordu. Bu kuyruklu yalanclardan birinin suratna bir yum
ruk patlattm bile oldu. Tanklar beni rahatlatan bu davra
n onayladlar ve hemencecik baka dalavereler uydurdular.
Sylediklerine inanmadm, ama hesaba katmama yanlgsna
da dmedim. Bir gn leden sonra, elime bir zarf tututur
dular, zarfta stnde bir adres yazl bir kt vard.
Oraya vardmda gne alalmaya balamt. Mahalle
kalabalk ve yoksuldu; ev ok alak damlyd; kaldrmdan
plak topraktan bir dizi avluyu ve en dipteki aydnl see
bildim. Son avluda, ne olduunu bilmediim bir Mslman
enlii vard, elinde kzl tahtadan bir ut tayan bir kr gir
di ieri.
Ayaklarmn dibinde, bir eya kadar devinimsiz, ok yal
bir adam bada kurmu oturuyordu. Onu betimleyeceim,
nk bu yknn temel talarndan birini oluturuyor. Yl
lar onu kltm ve perdahlamt, sularn bir taa, kuak
larnsa bir zdeyie yapt gibi. Yrtk prtk paavralarla
rtnmt ya da bana yle grnd; bana dolad sark
da bir kuma parasyd. Alacakaranlkta, esmer yzn ve
bembayaz sakaln bana doru kaldrd. Dorudan ona David
Alexander Glencairnden szettim, nk btn umutlarm
yitirmitim artk. Beni anlamad (belki de duymad) ve Glen
cairnin yarg olduunu ve benim de onu aradm akla
mak zorunda kaldm. Bu szler azmdan dklrken, imdi
den belirsiz bir uultudan baka bir anlam tamadklarn,
bu baka bir an adamn sorguya ekmenin ne denli g
ln katn hissettim. Bu adam syandan ya da Ekberden
haberl er verebilir, diye dndm, ama Gl encai rnden asla.
Bana syledii de phelerimi dorulad.
187
- Bir hkim ha! diye vurgulad hafif bir aknlkla. De
mek bir hkim kayboldu da aranyor. Bu hadise ben veletken
oldu. Tarihini bilmem, fakat Nikal Seyn (Nicholson) henz
Delhi surlar nnde lmemiti. Akp giden vakit hafzada
kalr; o devirde neler olduunu hatrlamaktan aciz deilim
elbette. Allah kzp, insanlarn ahlknn bozulmasna m
saade etmiti; lnt, sahtekrlk ve hrszlk azlardan ek
sik olmuyordu. Yine de ahlkszlk herkese bulamamt ve
kralie bu memlekette Ingiltere kanunlarn tatbik edecek
bir adam yollayacan ilan ettiinde, en az yozlam olan
lar sevindiler, nk kanunun nizamszlktan iyi olduunu
anlamlard. Hristiyan geldi ve ok gemeden rvet alma
ya, zulmetmeye, en iren crmlerin stn rtmeye ve h
kmleri satmaya balad. Balangta, onu itham etmedik;
tatbik ettii ngiliz hakkaniyetini kimse bilmiyordu ve yeni
hkimin idrak edilen suistimalleri belki meru ve esrarl se
beplere tabiydi. Her eyin kitabnda bir mazereti vard r, diye
itimat etmek istiyorduk, fakat lemin kt hkimlerini hat
ra getiriyordu hep ve nihayet sadece bir haydut olduunu
kabul ettik. Bamza tiran kesildi ve zavall insanlar (besle
dikleri yalan midin intikamn almak iin) onu hapse tkp,
mahkemeye karma fikrini hesaplamaya baladlar. Lflar
kafi gelmedi, niyetten fiile gemek zorunda kaldlar. ok saf
larn ve yeniyetmelerin haricinde kimse bu cretkr niyetin
tatbik edilebileceine iman getirmiyordu; fakat binlerce Si h
ve Mslman szlerini tuttular ve bir gn, her birine imkn
sz grneni, bir trl inanmayarak tatbik ettiler. Hkimi ya
kaladlar ve cra bir kenar mahalledeki bir iftlie hapsetti
ler. Sonra, zulmettii ahslarla veya (bazen) yetim ve dullar
la btn bu yllarda celldn klc bo durmamt - babaa
verip muhakeme ettiler. Nihayet -iin en zor taraf bu oldu-
hkime hkmedecek bir hkim aradlar ve tayin ettiler.
Bu noktada, eve girmekte olan kadnlar szn kestiler.
188
Sonra, ar ar srdrd:
- Her nesilde gizlice kinat himaye eden ve Hak huzu
runda mazur gsteren drt drst adamn mevcut olduu
sylenir: bunlardan biri en mkemmel hkim olacakt. smi
mehul lemi dolayorlarsa, rastgelince tannmyorlarsa ve
kendileri mesul olduklar asil vazifeden haberdar deillerse,
nasl yapmal da bulmal onlar? O vakit biri, kader bize fera
setlileri yasaklyorsa, delileri aramamz zarureti bulunduu
nu mdafaa etti. Bu fikir ikna etti. Kurann mritleri, kanun
bilginleri, aslan isimli ve bir Tanrya tapman Si kl er, kalaba
lk tanrlara tapnan Hindular, kainatn eklinin bacaklar
ak bir adama benzediini reten Mahavira rahipleri, atee
tapanlar, Zenci Yahudiler mahkemeyi meydana getirdiler,
fakat nihai karar bir delinin hakemliine emanet edildi.
Bu noktada, enlikten ayrlan insanlar szn kestiler.
- Bir delinin hakemlii, diye yineledi, Tannnn ferasetinin
onun azndan dile gelmesi ve insanlarn azametini hicapla
, kaplamas iin. smi hafzalardan silindi ya da hi iitilmedi,
fakat yollarda plak ya da paavralarla rtl, baparmay
la parmaklarn hesaplayarak ve aalarla elenerek yrrd.
Saduyum bakaldrd. Yargy bir deliye emanet etme
nin, davay geersiz klmak olduunu syledim.
- Maznun hkimi kabul etti, oldu yant. Belki, eer ser
best kalrsa fesatlarn kendilerini bekleyen tehlikelerden
haberdar olduklarn bildiinden, sadece bir deliden lm ka-
' ran vermemesi beklenebilirdi. Hkimin hviyetini iittiin
de gdldn duydum. ahitlerin okluundan dolay,
jnahkeme gnler, geceler mddetince uzad.
Sustu. Bir ey onu kayglandryordu. Lf olsun diye ka
gn diye sordum.
- En az on dokuz, diye karlk verdi.
enlikten aynlan bakalar yine szn kestiler; arap
Mslmanlara yasaktr, ama yzler ve sesler sarholarnki-
189
ni andryordu. Aralarndan biri geerken yal adama bir
eyler seslendi.
- Tam on dokuz gn, diye dzeltti. mansz kpek karar
dinledi ve bak hiddetle boazn kesti.
Neeli bir yrtclkla konuuyordu. yky baka bir
tonda bitirdi:
- Korkmadan ld; en rezillerinde bir eit cesaret vardr.
- Nerede geti bu anlattn? diye sordum. iftlikte mi?
lk kez gzlerimin iine bakt. Sonra, szcklerini tarta
rak konutu:
- Bir iftlikte hapsedildiini syledim, hkmedildiini de
il. Mahkemesi bu ehirde yapld: alelade bir hanede, ha i
te uradaki gibi. Bir hane baka bir haneden farkl deildir:
mhim olan Cennette mi, Cehennemde mi ina edildiini
bilmektir.
Komplocularn bana ne geldiini sordum.
- Bilmiyorum, dedi sabrla. Bunlar vukubulal ve hafza
lardan silineli uzun seneler geti. Belki insanlar onlar mah
km etti. Tanr deil.
Bunu syledikten sonra ayaa kalkt. Bu szlerle benden
ayrldn ve o andan sonra, onun iin artk varolmadm
hissettim. Pencapm btn uluslarnn erkek ve kadnlarn
dan oluan bir kalabalk yakararak ve trk syleyerek s
tmze boald, neredeyse bizi bouyorlard: uzun giriler
den-azck daha geni olan, bunca dar avlulardan bu kadar
ok insann ktn grnce rktm. Komu evlerden ba
kalar kyordu; tahta perdelerin stnden atladklarna
kuku yoktu.. Dirseklerle drterek ve kfrederek kendime
yol atm. Son avluda plak, ba sar ieklerden bir tala
ssl, herkesin kuaklayp kutlad ve elinde bir kl tutan
bir adamla karlatm. Kl kana bulanmt, cesedini dip
teki avlulardan birinde bulduum Gencaimin ban gvde
sinden ayrmt.
190
Al ef
O God, I could be bounded in a nutshell and
count myself a king of infinite space.(*)
Hamlet, I I , 2
But they will teach us that Eternity is the stan
ding still of the Present Time, a Nunc-stans (as the
Scholls call it); which neither they, nor any else un
derstand, no more than they would a Hic-stans for an
Infinite greatnesse of Place.(**)
Leviathan, IV, 46
B ea t r i z Viterbonun kendini bir an iin bile duygusalla
ya da korkuya kaptrmad o zorlu can ekimeden sonra l
d yakc ubat sabah, Constitucein Meydannn ilan
tahtalarndan birinde bilmem ne sigarasnn reklamnn asl
m olduunu grdm; bu durum beni zd, sonsuz ve engin
evrenin bundan byle ondan uzaklatn ve bu deiimin
belirsiz bir dizinin ilki olduunu anladm. "Evren deiecek,
ama ben asla," diye dndm, hznl bir gururla; biliyo
rum, bouna tutkum zaman zaman onu ileden karmt;
lmnden sonra kendimi ansna adayabilirdim, umutsuzca
ama kk dmeden. Otuz Nisann yagn olduu gz
(*) Tanrm! Bir fndk kabuuna sp, gene de kendimi hudutsuz lkel eri n h
kmdar sayabil irdim.
Haml et , II, 2
(**) Ama bize ebedi yeti n, imdiki zamann durmas, (Skol asti kl eri n dedii gibi)
bir Nunc-skans (imdi olma) demek olduunu retecekl erdi r; bunu ne on
l ar ne de bakalar anl ar. Meknn sonsuz bykln, bir Hic-stans' da
(buraca olma) anl amadkl ar gibi.
Levi at han, IV, 46
191
nne alnrsa, bu gnlerde Garay Sokandaki eve urayp,
babas ve kuzeni Carlos Argentino Daneriyi selamlamak na
zik ve yerinde, belki de zorunlu bir davrant. Bylece, tk
lm tklm eyalarla dolu kk salonun yar kuytuluunda
yeniden bekleyebilir, yeniden birok portresinin ayrntlarn
inceleyebilirdim. Beatriz Viterbo, profilden, renkli, Beatriz
1921 karnavalnda, maskeli; Beatrizin ilk kudas ayini; Beat
riz, Roberto Alessandri ile evlendii gn; Beatriz boandk
tan hemen sonra, Binicilik Kulb yemeinde; Beatriz Quil-
mesde, Dalia San Marco Porcel ve Carlos Argentino ile;
Beatris Villegas Haedonun armaan ss kpeiyle; Beatriz
nden, yandan, glmserken, eli enesinde... Daha nceleri
olduu gibi, orada bulunmam hakl gsterecek kk arma
anlar, kitaplar gerekmeyecek; aylar sonra hl dokunulma
m olduklarn grmemek iin, sonunda sayfalarn nceden
ama alkanl edindiim kitaplar.
Beatriz Viterbo 1929da ld; o zamandan beri hibir
Otuz Nisan evine uramadan geirmedim. Genellikle eyrek
gee gelip, yirmibe dakika kadar kalyordum, her yl biraz
daha ge grnp, biraz daha ok oyalanyordum. 1933te
bardaktan boanrcasna yaan yamur ie yarad; akam
yemeine kalmam sylendi. Doal olarak bu ilk frsat sav
saklamadm; 1934te saat sekizi gee, elimde Santa Fede bir
pastaneden aldm bir pastayla geldim; byk bir doallkla
yemee kaldm. Bylece hi de erotik olmayan hznl ya-
gnlerinde, yava yava Carlos Argentino Danerinin gizleri
ne ortak olmaya baladm.
Beatriz uzun boylu, nazik, hafife kambur duruluydu;
yrynde (oximorona izin varsa) bir eit sevimli sakar
lk, bir esrime balangc vard; Carlos Argentino ise pembe
yzl, iriyar, beyaz sal, sert izgileri olan biri. Gney ma
hallelerindeki sradan bir ktphanede bilmem ne memurlu
u grevinde bulunuyor; dedii dedik, ama etkisiz bir adam,
192
ksa zaman ncesine kadar eve kapanmak iin geceleri ve ta
til gnlerini frsat bilirdi. ki kuak gemesine karn, tal
yanlarn sleri ve talyanlara zg takn el hareketleri onda
varlklarn srdryor. Zihninin almas srekli, tutkun,
deiken ve anlamszdr. e yaramaz benzeimler ve gerek
siz kuruntularla dolup taar. Elleri (Beatriz gibi) ince, uzun-
dur. Aylar boyu Paul Forta sapland kald, saplants onun
baladlarndan ok, tartlmaz bir n fikrinden kaynaklan
yordu. "Franszlarn ba airi" diye kendini beenmilikle yi
neleyip duruyordu. "Kar kman bouna, oklarnn en ze
hirlisi bile ona ulaamayacak."
Otuz Nisan 1941de, getirdiklerime yre konyaklarndan
bir ie eklemekte saknca grmedim. Carlos Argentino tad
na bakt, iyi buldu, birka kadehten sonra da, ada insann
savunmasn stlendi.
- Onu kafamda canlandryorum, dedi anlalmaz bir can
llkla, alma odasnda, sanki bir kentin gzetleme kulesin
de gibi; telefonlarla, telgraflarla, fonograflarla, radyo, sine
ma aletleriyle, sihirli lambalarla, szlklerle, saat izelgele
riyle, elkitaplar ve dergilerle donanm.
Bylesine bir insan iin gezi eyleminin gereksiz olduunu
ekledi: 20. yzylmz Hz. Muhammed ve da efsanesini dei
tirdi, imdi dalar modern Muhammedin ayana geliyorlar.
Bu dnceler bana ylesine budalaca, konumas ylesi
ne grkemli ve bo grnd ki, ister istemez bunlarla edebi
yat arasnda bir balant kurdum; szlerini neden yazya
dkmediini sordum. Tahmin edilebilecei gibi, bu ie oktan
balam olduu yantn verdi: bu dnceler ve daha az ye
ni olmayan bakalar, uzun zamandr reklama bavurmadan,
Sessiz sedasz alma ve yalnzlk adndaki iki destee daya
narak, zerinde alt iirin Giri Trks, ya da daha sa
de bir deyile Balang Trks blmnde bulunuyordu,
nce imgelerinin musluklarn ayor, sonra da eeyi eline
193
alyordu. iir Yeryz adn tayordu, gezegenin betimleme
sini konu alyordu ve kukusuz iinde ne konu d ekici ay
rntlar, ne de ince ynenmeler eksikti.
Bana ksa bir blm okumasn rica ettim. alma ma
sasnn bir ekmecesini ap, Juan Grisstomo Lafnur K
tphanesi antetini tayan koca bir tomar kt kard ve
cafcafl bir honutlukla okudu.
Grdm, Yunanl gibi, insanlarn kentlerini
leri, deiken renkli gnleri, al,
Olaylar deitirmiyorum, adlar bozmuyorum,
Ama anlattm yolculuk... autour de ma chambre
- Her andan ilgin bir balam, diye aklad. lk dize
profesrn, akademi yesinin, Helenistin, hi deilse ka
muoyunun hatr saylr blm oluturan bilgin geinenle
rin alklarn derliyor, ikinci Homerostan Hesiodosa gei
yor (yepyeni yapnn almacndan, retici iirin babasna r
tk bir sayg), ayn zamanda da kkeni yazda, saymda, k
mede, ymda bulunan yntemi genletirerek; nc dize
-artk barok mu, karamsar sanat m, artlm tapn ve bii
min banazl m?- bir ift ikiz yarm dizeden oluuyor; ak
a iki dilli olan drdnc, aklabanln patavatsz kkrtma
sna duyarl olan her kiinin eksiksiz onamas konusunda ba
na gven veriyor. Az bulunan uya ve drt dizede otuz yzy
ln youn edebiyatn kucaklayarak akll antrmay ger
ekletiren bilgece sanat zerine hibir ey sylemeyeceim.
Bu antrmalarn ilki Odysseiaya, ikincisi l er ve Gnlere,
nc ise bize Savoielnn kaleminin elencelerini kazand
ran lmsz samala.. Bir kez daha anlyorum ki modern
sanatn en ok gerektirdii eylerden biri de glmenin merhe
mi, yani aka. Kukusuz, Goldoninin sz geiyor burada!
Kendi kendine onaylayp, uzun uzadya aklad birok
baka balam daha okudu. Hibirinde aklda kalc bir ey
194
yoktu; bunlarn bir ncekine oranla .gzle grlr ekilde daha
kt olduu yargsna bile varamadm; kaleme alnmalarnda
zen, boyun eme ve rastlant ibirlii etmiti; Danerinin at
fettii erdemler ise sonradan eklenmiti.-abasnn iirin iin
de deil, iiri ekici klmak iin uydurulan gdlerde olduu
nu anladm; doal olarak, bu iir sonras alma, eseri kendi
gznde deitiriyordu, ama bakalar iin ayn kalyordu.
Danerinin syleme biimi dengesizdi; ldeki tutukluu, bir
iki kere dnda, bu dengesizlii iire iletmesini engellemiti.1
Michael Draytonun ngilterenin dikeyini, biteyini, su
varln, askeri ve dinsel tarihini yazd corafi destan Pol-
yolbionun onbe biri aleksandrenini inceleme olanan yal
nz bir kez buldum; bu snrl ama hatr saylr yaptn bile
Carlos Argentinonun benzeri enginlikteki giriiminden daha
az usan verici olduundan kukum yok. Carlos Argentino
btn gezegeni koua evirmeyi ama edinmiti; 941de,
Queensland Eyaletinin birka dnm, Obun akntsnn
bir kilometreden fazlas, Veracruzun kuzeyindeki havagaz
dposu, Concepcindaki kiliseye bal irketler, Belgranoda
11 Setiembre Sokandaki Mariana Cambaceras de Alvearn
kona, Brightonun tannm Deniz Mzesi yaknndaki
Trk hamamlar ile ilgili paralan tamamlanmt bile. ii
rin Avustralya ile ilgili blmnden skc kesitler okudu; bu
uzun ve biimsiz dizeler giriin greli canllndan yoksun
du. Birini aynen aktaryorum:
(1) Buna karn, kt airleri el etirdii bir t al amann u dizelerini anmsyo
rum:
u ozan savascl bir zrh veri yor iirine
Bilginin zrh,di eri ise bol ss ve grkem
kisi de bouna rpyor, gl n kanatl arn
Unuttular, garibanlar, GZELLK etkenini!
(Bana dediine gre) Yal nzca amansz ve gl bir dman ordusunu kar
sna al ma kaygs, iiri kaygszca yayml amaktan caydrmt onu. (Yaza
rn notu.)
195
Bilin ki, allagelen yol direklerinin sa kanadnda
(Kuzey kuzeybatdan gelirken tabii)
Bir iskelet sklyor -Rengi mi?-Gksel beyaz-
ayrdaki kuzulara kemik yn havas veriyor.
- ki cesaret rnei, diye haykrd sevinle, baardan g
z dnm! Kabul ediyorum. Biri "al lagelen" sfat, hakl
olarak krsal ve tarmla ilgili ilerin kar konulmaz sknt
sn dile getiriyor, bu sknty ne Georgia ne de bizim nl
Don Segundo bylesine sylemeye cesaret edebilirdi. teki
etkili bir iirsizlik (prozaizm), "bir iskelet sklyor" kasnt
okuyucu tiksintiyle dlamak isteyecek, ama erkeke beeni
nin eletirisine ister istemez baylacak. Bunun yansra dize
nin tamam an ilgi ekici. kinci yarm dize okuyucuyla
cokulu bir iletiim salyor; uyank merakn geride brak
yor, dudaklanna bir soru yerletirmiken, yantn veriyor...
annda. Ya u bulua ne diyorsun: "Gksel beyaz." Bu ekici
anlatm Avustralya grnmnde son derece nemli bir et
ken olan gkyzn esinliyor. Bu artrma olmasa, tasla
n renkleri ok koyu olacak ve okuyucu kitab kapatmaya
yeltenecekti, nk ruhu, ta en derininde, onulmaz, kapkara
bir melankoliye tutsak decekti.
Geceyarsna doru ayrldm
ki pazar sonra, Daneri bana telefon etti, sannm ilk kez.
Saat drtte buluup, "Zunino ve Zungrinin -ev sahiplerim,
anmsadn m?- ileri grleri sayesinde sokak kesinde
alm olan salon-barda karlkl bir bardak st ime" ne
risinde bulundu; "bu ekerci dkknn ille de renmeli'y-
dim. Cokudan ok, boyun emeyle kabul ettim. Zar zor bir
masa bulduk; son derece modern salon-bar beklediim kadar
berbat deildi, komu masalarda insanlar heyecanla Zunino
ve Zungrinin pazarlk bile yapmadan sarfettii paralardan
dem vuruyordu. Carlos Argentino klandrmada bilmem ne
196
ayrntlarm beenir grnp (daha nce rendiinden ku
kum yok), yaln olarak bana:
- Burann Floresin en sekin yerleriyle karlatrlabile
ceini kabul etmek zorundasn.
Ardndan, iirinin drt be sayfasn yeniden okudu. Bu
blmler kt bir szsel grkem ilkesine uygun olarak dzel
tilmiti: nce krmz yazd yerde, K z l l ar , krmz ms dan,
hatta almtrak'lan bile oaltyordu. Stl szc ona yete
rince irkin gelmiyordu ki bir yn ykama havuzunun takn
btnlemesinde stms, stlce, stel ve stsy yeliyor
du... Eletirmenlere ac ac svd; sonra iyi yreklilikle onlan
ne deerli madenlerine ne de para basmaya yarayan buharl
skaa, yaprak makinesine, slfrik asite sahip olan, ama ba
kalarna definenin yerini gstermeye kalkan" insanlara ben
zetti. Hemen ardndan "Ekeler Prensi Quijoteun elenceli n
sznde alaya ald "ndeyi dknln" eletirdi. Buna
karn, yeni bir yaptn bana parlak bir ndeyiin, keskin ve
gl bir yazarn imzasn tayan bir kutsamann uygun d
tn kabul etti. Ayrca iirin ilk blmlerini yaymlamay
dndn de ekledi. te o zaman bu tuhaf telefon ars
nn nedenini anladm; adam benden bu ukalca bir yn sa
mala nsz yazmam isteyecekti. Korkum yersizdi. Carlos
Argentino somurtkan bir beeniyle, Alvaro Melin Lafmurun
btn evrelerde elde ettii saygnl salam diye deerlendi
rirken yanlmadn belirtti, biraz stelersem iirine nsz
yazmaya seve seve raz olacakt. Baarlann en balanmaz
n nlemek amacyla, iki su gtrmez deerin habercilii bana
dyordu: biimin eitsizlii ve bilimsel kesinlik, "nk bu
engin balamlar, betiler, aranameler bahesi, kat gerei
dorulamayan bir tek aynnt bile iermiyor." Beatrizin Alvaro
ileberaber hoa zaman geirmi olduklarn da ekledi.
Uzun uzadya onayladm. Daha gerek grnsn diye,
pazartesi Alvaroyla gremeyeceini i, ama perembe gn
197
Yazarlar Kulb toplants iin verilen akam yemeinde sz
edeceimi belirttim (aslnda yemek falan yenmiyordu, ama
toplantlarn perembe gn olduu su gtrmezdi, Carlos
Argentino Danerinin bunu gazetelerden dorulayabilecek ol
mas, cmleye daha bir gerek havas veriyordu). steklerini
kestirip ayn zamanda kavrayarak, nszden sz etmeden
nce, yaptn ilgin plann izeceimi syledim. Ayrldk;
Berna'rdo de Irigoyen Caddesinin kesini dndkten sonra,
kar karya kald bak alarn yanszca gzden geir
dim: a) Alvaroyla konuup, Beatrizin kuzeninin (bu ak rt
mece, adn anmamam salyordu) kakm ve kargaa ola
naklarm sonsuza eker grnen bir iir yazm olduunu
sylemek b) Alvaroyla konumamak. Tam bir zihinsel ber
raklk iinde boverip, byi semeyi ngrdm.
Cuma gnnn ilk saatinden itibaren telefon beni huzur
suz etti. Birka kere bana Beatrizin artk yok olan sesini du
yurmu olan bu aletin, atlattm Carlos Argentino Daneri
nin gereksiz yaknmalarn, belki de fkesini iletecek kadar
alalabilecei dncesi beni tiksindiriyordu. Allahtan bir
ey olmad -bana tehlikeli bir tutumu zorla kabullendirip,
sonra da unutan bu adamn bende uyandrd kanlmaz
hntan baka.
Telefonun verdii rknt geti, ama Ekim sonunda Car
los Argentinoyla telefonda konutum. ok skntlyd; nce
sesini tanyamadm. znt ve fkeyle kekeleyerek u gz-
doymaz Zunino ve Zungrinin, koca ekercilerini daha da b
ytme bahanesiyle, evini ykacaklarn syledi.
- Ailemin evi, benim evim, Garay Sokandaki eski ev! di
ye tekrarlad, belki de acsn cmlenin ezgisinde unutarak.
skntsn paylamam pek g olmad. Krkn getik
ten sonra, her deiiklik geen zamann iren bir simgesi
dir; ayrc sz konusu olan, bana Beatrizi anmsatp duran
evdi. Bu ok hassas nitelii vurgulamak istedim, karmdaki
198
beni duymad. Zunino ve Zungri sama amalarnda diretir
lerse, avukat doktor Zunni tazminat olarak yzbin pesos
demelerini isteyecekti.
Zunninin ad beni etkiledi; Caseros ve Tecuarideki yaz
hanesinin arball dillere destand. Davay stlenip st
lenmediini sordum, Daneri o gn leden sonra grecei
yantn verdi. Duraksad, birine ok zel bir eyi aarken
kullandmz donuk ve kiiliksiz sesle, iirini bitirmesi iin
evin gerekli olduunu, mahzenin bir kesinde bir Alef bu
lunduunu syledi. Alefin, uzay noktalarndan biri olup, b
tn noktalan ierdiini belirtti.
- Yemek odasnn altnda, diye aklad, skntdan laflan
aznda daha da yuvarlayarak. Benim , benim o, kkken,
daha okula gitmeden nce buldum onu. Mahzenin merdiveni
diktir, daylarm inmemi yasaklamt, ama biri btn dn
yann orada olduunu syledi. Daha sonra rendim ki sz
ettii bir sandkt, benim anladm btn dnyann orada
olduuydu. Gizlice mahzene indim, yasak merdivenden yu
varlanp dtm. Gzlerimi atmda Alefi grdm.
- Alef mi? diye yineledim.
- Evet, evrenin tm noktalarnn, tm alarndan gr
np, birbirine karmadan bulunduklar yer. Buluumu kim
seye amadm, ama tekrar tekrar dnp geldim. ocuk bu,
ayrcaln ona bir gn adam iiri ilesin diye tanndn an
layamazd. Zunino ve Zungri beni soyamayacaklar, hayr,
binlerce kez hayr. Doktor Zunni elde yasa, Alefimin elimden
alnamayacan ispatlayacaktr.
i saduyuya vurmaya altm.
- Peki, mahzen ok karanlk deil mi?
- Gerek, kaln kafalnn kafasna dank eder mi hi. Eer
yeryznn tm noktalar Alefin iindeyse, btn lambalar,
btn k kaynaklar da orada olacaktr.
- Hemen gelip greceim.
199
zin vermediini sylemesine frsat brakmadan kapat
tm. Bir gerein renilmesi, oana kadar kukulanlmayan,
dorulayc birka benzer ayrntnn alglanmasna yeterli-
dir; imdiye kadar Carlos Argentinonun deli olduunu anla
mam olmama ardm. Btn Viterbolar da zaten... Beat-
riz (kendi kendime sk sk tekrarlyorum) neredeyse dinmez
bir ngrye sahip bir kadn, bir ocuktu; ama belki de ih
malkrlklar, dalgnlklar, hogrs, sahici acmaszl
patolojik bir aklama gerektiriyordu. Carlos Argentinonun
delilii beni sapkn bir mutlulua bodu; iten ie hep birbi
rimizden tiksinmitik.
Garay Sokana vardm, hizmeti beklememi rica etti.
Beyefendi, her zamanki gibi, mahzende fotoraf basmakla
urayordu. El srlmeyen bir piyanonun stnde, ieksiz
bir vazonun yaknnda Beatrizin acemice resmedilmi byk
bir portresi, gerekdndan ok ad, glmsyordu. Bizi
kimse gremezdi, umutsuz bir sevgi atlmyla portreye yak
lap:
- Beatriz, Beatriz Elena, Beatriz Elena Viterbo, sevgili
Beatriz, sonsuza dek kaybettiim Beatriz, benim, Borges, de
dim.
Az sonra Carlos geldi. Souk souk konutu; Alefinin
kaybndan baka bir ey dnecek durumda olmadn an
ladm.
- Kk bir kadeh yalanc konyak, diye duyurdu, sonra
mahzene dalacaksn. Srtst yatman kesinlikle art. Ayrca
karanlk devinimsizlik, gznn almas da gerekli. De
meye yatp, kmldamadan merdivenin ondokuzuncu basa
mana basacaksn. Ben kp kapa kapatacam, sen yal
nz kalacaksn. Birka dakika sonra Alefi greceksin. Simya
clarn, Kabalaclarn cam kresi, bizim dillere destan, ger
ek dostumuz, multtm in parvol
Yemek odasna geince ekledi.
200
- Doal olarak, eer gremezsen, beceriksizliin benim
tanklm geersiz klmaz... n aa, az sonra Beatrizin
btn grntleriyle sylemeye balayacaksn.
abuk abuk indim, bu bo szlerden iyice bkmtm.
Merdivenden pek geni olmayan mahzen, bir kuyuyu andr
yordu. Bouna Carlos Argentinonun szettii sand aran
dm. ie dolu kasalar ve bez torbalar bir keyi kaplyordu.
Carlos bir torba ald, katlad ve belirli bir yere yerletirdi.
- Yastk tam yerinde, diye aklad; bir santim oynatr
san, hibir ey gremez, sklm pklm kalrsn. Yatr koca
gvdeni yere ve ondokuz basamak say.
Gln ynergelerine uydum, sonunda gitti. Taban kapa
n dikkatle kapatt; sonradan seebileceim bir yana ra
men, btnyle karanlktaym izlenimine kapldm. O anda
iinde bulunduum tehlikeyi anladm: zehiri imi, sonra da
delinin tekinin beni gmmesine izin vermitim. Carlosun
meydan okumalar dehetin geliini grmemi engellemiti.
Carlos, kendini kaybetmesini savunmak, deliliini renme
mek iin, beni ldrmek zorundayd. Uyuturucunun devini
minden ok, katlndan kaynaklandn sandm, belirsiz
bir rahatszlk duydum. Gzlerimi kapadm, atm. O zaman
Alefi grdm.
imdi geliyorum anlatmn zne, dile smazlna ve
burada balyor yazarlk umutsuzluum. Her anlatm bir
simgeler dizisidir, kullanm kiilerin paylatklar ortak bir
gemii gerektirir; rkek belleimin ancak benimseyebildii
sonsuz Alefi bakalarna nasl aktarmal? Gizemciler, benzer
bir durumda, bol bol belirge kullanrlar: bir Pers Tanrsall
dile getirmek iin bir anlamda btn kular olan bir kutan;
Alanus de Insulis merkezi her yerde, evresi hibir yerde
olan bir kreden, Ezekiel ayn anda Douya ve Batya, Ku-
zeye ve Gneye ynelen drt yzl bir melekten sz ediyor.
(Bu kavranlmaz benzeimleri boa saymyorum. Alefle ilgi'
201
leri var.) Belki Tanrlar edeer bir imge bulmama kar k
mayacaklar, ama anlatm edebiyatla, yanllarla bozulmu
olacak. Ayrca, temel sorun zlemez: sonsuz bir btnn
ksmen de olsa sralanmas. Bu usa smaz anda harika ya
da korkun milyonlarca eylem grdm, hibiri hepsinin a
kmadan, saydamlamadan ayn noktada bulunmalar ka
dar artmad beni. Gzlerimin grd eyler ezamanly
d, yazacaklarm art arda gelecek, dil bylesine snrl. Her
eye karn, syleyeceklerim var.
Basaman altnda, saa doru, sat parlt neredeyse
dayanlmaz olan, renkli kk bir kre grdm. Bata dn
dn sandm; sonradan bu devinimin iindeki ba dnd
rc grnmlerin oluturduu bir yanlsama olduunu kav
radm. Alefin ap olsa olsa iki santimdi, ama evrensel
boluk oradayd, oylumu eksilmeksizin. Her ey (rnein ay
nann yz) sonsuz sayda eye denkti, nk her noktasn
dan aka gryordum. Kabark denizi, tan skmn ve
gnbatmn, Amerikadaki kitleleri, siyah bir piramidin
merkezindeki rmcek an, yklm bir piramidi (Londray
d) grdm, sanki aynada gibi bende kendilerini izleyen ok
yakn bitimsiz gzler grdm, gezegendeki btn aynalar
grdm ve hibiri beni yanstmad. Soler Sokann arka av
lusunda otuz yl nce Fray Bentondaki bir evin giriinde
grm olduum demelerin aynlarn grdm, salkmlar,
kar, ttn, maden damarlar, su buhan grdm, ekvatoral
llerdeki tmsekleri ve kum tanelerinin her birini grdm.
Invernesste unutmayacam bir kadn grdm, yaman sa
larn, kibirli vcudunu, gsndeki kanseri grdm, kaldr
mn birinde daha nce yerinde aa olan, kurumu, bir top
rak paras grdm, Adrogue kklerinden birinde Plinius-
un, Philemon Hollandn ilk ngilizce evirisinin ilk rneini
grdm, ayn zamanda her sayfann her harfini grdm (o
cukken kapal bir cildin harflerinin gece karp kaybolma
202
masna ardm), zamanda geceyi ve gn, Queretaroda
Bengaldeki bir gln rengini yanstrm gzken bir gnba
tmn, kimsesiz yatak odam grdm. Alkmaarda bir yaz
hanede, bulunduu iki ayna arasnda sonsuza dek oalan
yeryz yuvarn grdm, gnbatmnda Hazar Denizi kum
sallarnda sk yeleli atlar, bir elin narin kemik yapsn, bir
savata sa kalanlarn gnderdikleri posta kartlarn gr
dm, Mirzapurda bir cameknda spanyol iskambil ktla
rn grdm, bir serann toprana den eik ereltiotu gl
geleri, kaplanlar, pitonlar, bizonlar, kitleler ve ordular gr
dm, yeryznde varolan btn karncalar, bir Acem ustur
lab grdm, alma masasnn ekmecesinde (elyazs beni
sarst) Beatrizin Carlos Argentinoya gnderdii edepsiz,
inanlmaz, tek tek okunan mektuplar grdm, Chacaritada
ok sevilen bir ant, bir zamanlar nefis Beatriz Viterbo ola
nn kalntlarn, koyu kanmn dolamm, akin birleimini
ve lmn dnmn grdm, her adan Alefi ve Alefin
zerinde yeryzn, yeryznn zerinde yeniden Alefi ve
Alefin zerinde yeryzn grdm, yzm ve i organlar
m grdm, senin yzn grdm, ba dnmesine tutuldum
ve aladm, nk gzlerim insanlarn ismini haksz yere
kulland, ama kimsenin bakmam olduu u gizemli ve sa
nya dayanan nesneyi, kavranlmaz evreni grmt.
Sonsuz bir hayranlk, sonsuz bir acma duydum.
- arlmadn yerde alk alk baknmaktan iyice ak
na dnm olmalsn, dedi, nefret ettiim neeli ses. Ne ka
dar kafa patlatrsan patlat, bu anlamanm karln bana
yzylda deyemezsin. Ne akl almaz bir gzetleme kulesi,
deil mi, Sevgili Borges?
Carlos Argentinonun ayaklar en st basamaktayd.
Anszn beliren yar glgede, yerimden kalkmay baarp,
dilim dolanarak:
- Akl almaz. Evet, gerekten olaanst, diyebildim.
203
Sesimin duyarszl beni artt. Carlos Argentino biraz
kaygyla steliyordu:
- Her eyi grdn m, hem de renkli?
O anda intikamm nasl alacam kavradm. Bodru
mundaki konukseverlii iin Carlos Argentino Daneriye iyi
niyetli, kendine acdm aka belli eden, biraz sinirli ve
kaamak bir teekkr ettim, sonra da kimseyi, inann kimse
yi esirgemeyen bu zararl kentten uzaklamak iin evin y
klmasn frsat bilmesi gerektii konusunda steledim. Sa
kin bir kesinlikle, Aleften szetmeyi reddettim; ayrlrken de
kucaklayp, ky yaamnn ve sessizliin en iyi iki hekim ol
duunu yineledim.
Yolda, Constitucindaki merdivenlerde, metroda, btn
ehreler bana tandk grnyordu. Beni artabilecek bir
tek ey kalmamasndan ekindim, baka bir yerden gelmi
olma duygusunun beni asla terketmeyeceinden ekindim.
Neyse ki, uykusuz geen birka geceden sonra, unutkanlk
beni yeniden ele geirdi.
Post-scriptum: 1 Mart 1953 - Garay Sokandaki evin y
klmasndan alt ay sonra, iirin uzunluundan ylmayan
Procusto Yaynevi "Arjantin Metinleri nin bir derlemesini pi
yasaya srd. Sonrasnda neler olduunu yinelemeye hi ge
rek yok. Carlos Argentino Daneri Ulusal Edebiyat yarmas
ikincilik dln ald.2Birinci dl Dr. Aitaya, nc dl
(2) Acyl a kark kutl amal ar al dm, diye yazyordu bana, imdi kskanlkl a tir tir
ti triyorsundur, iler acs dostum benim, ama bu kez balm tylerin en k
zl nn talandrdn, sarm hal i fel ere yarar bir yakutun sslediini itiraf
etmeli si n (soluksuz kal ma pahasna bile olsa).
iki akl ama daha ekl emek istiyorum: biri Alef'in doas, teki si yse ad
zeri ne. Bilindii gibi, Kutsal Dil'in ilk harfidir. ykml e olan ilikisi pek rast
lantsal grnmyor. Kabal a'ya gre, bu harf En Soph, yani sonsuz ve kat
ksz Tanrsal l k anl amna gelir, ayrca aa dnyann yukardakinin aynas
ve haritas olduunu si mgel eyen, g ve yeri gsteren bir insan biiminde
olduu syl eniyor; Mengenl ehr e' ye greyse btnn, paralardan birinden
204
Dr. Mario Bonfantiye verildi; inanlmaz ama benim eserim
"Hilebazn Kartlar" bir tek oy bile alamad. Bir kere daha
anlayszln ve kskanln zaferi oldu bu! Daneriyi uzun
zamandr grmyorum, gazetelerin dediine baklrsa, yeni
bir kitabn hazrlklarn yapyormu. ansl kalemini (artk
Alefin krletmedii), Dr. Acevedo Diazin szlerini koua
dkmeye adam.
daha byk olmad sonsuztesi sayl ar simgesi dir. Bil mek istediim Car
los Argenti no'nun bu ad kendinin mi setii yoksa bir yerde mi okuduu,
yoksa t eki bt n nokt al ar i er en bi r nokt a ol duu an l amn evindeki Al ef-
in saysz meti nl eri nden birinin mi anl ad. Ne kadar i nanl maz grnse
de, baka bir Alef'in var olduuna (ya da varol mu olduuna) ve Garay So
kandaki Alef'in sahte bir Al ef olduuna inanyorum.
Kendi me gre nedenl erim var. 1867 yl l arnda yzba Burton, Brezi lya'
da ngiliz Konsolosluu grevi nde bulundu; 1942 Temmuzunda, Pedro
Henri quez Urena, Santosta bir ktphanede, ii nde Doulularn skender
Zl karneyn veya Al exandre Bi cornis'e malettikleri bir aynadan szetti i el-
yazmasn buldu. Aynann kristali tm evreni yanstyormu. Burton buna
benzer bakal armda ekliyordu: Keyhsrevin yedi katl kupas, Tark bin Zi-
yad'n bir kul ede bulduu ayna (Bi nbi r Gec e Masal l ar , 272) Lukianos de
Samosata' nn [Samsatl ] ayn stnde inceledii ayna ( Hi st ori a Verdadera,
I, 26), Capel l a'nn Sat i r i konunun ilk cil dinde Jpi tere atfedi len yanstc
mzrak, camdan bir dnyay anstan, yuvarlak ve oyuk, Merl i nin evrensel
aynas (Th e Faer i e Queene, III, 2, 19), ayrca u garip szleri ekliyordu: "A-
ma bu nesnel er (varol mamal arnn dnda) yal nzca optik aralardr. Kahi-
re' de Amr Cami i nde toplanan dini btnler, evrenin orta avluyu evrel eyen
stunl ardan birinin iinde olduunu ok iyi bilirler. Doal olarak, kimse bunu
gremez, ama kul an stuna dayayanl ar, ksa bir sre sonra, hummal bir
uultu algl adkl arn sylerler. Cami 7. yzyl dan kal madr; stunl ar slmi
yet ncesinin baka t apnakl arndan gel medi r, ibn Hal dun' un yazdna g
re " gebe kavi ml eri n kurduu h er devl et te, y ab an a et ki si esast r, zel l i kl e
duvar cl k konusunda."
Bu Al ef bir tan yrei nde mi ? Her eyi grdmde onu da grdm,
sonra da unuttum mu? Unutkanl k karsnda bell ekl eri miz del ik deik; ben
de, yl larn ac andrma etkisi al tnda, arptyorum, unutuyorum Beatriz'in
izgilerini.
Estel a Canto'ya
205
E l H acedor
1960
YARATICI
A s l a bellek zevkleriyle oyalanmamt, anlk ve canl izle
nimler zerinden kayp gitmiti. mlekinin nar krmzs,
her biri tanr olan yldzlarla kapl gkkubbe, duyarl parma-
kulannn altndaki przsz mermer, beyaz di darbeleriy
le paralamay sevdii yabandomuzu etinin tad, bir Fenike
szc, sar kum zerine bir mzran yanstt kara glge,
denizin veya kadnlarn yaknl, bal katarak koyuluunu
kestii arap ruhunun snrlarn btnyle doldurabilirdi.
fke ve yreklilik kadar korkuyu da tanyordu, bir keresinde
dman surlanna ilk trmanan o olmutu. Agzllk, me
rak, rastlant gdleriyle, anlk zevk ve ilgisizlikten baka
kural tanmakszn, diyar diyar dolam denizin her iki ya
kasnda, insanlarn kentlerini, saraylarn seyretmiti. Kala
balk pazaryerlerinde veya satirlerin yaayabilecei doruu
belirsiz bir dan eteinde, doruluunu renmeye kalk
madan, gerei kabullendii gibi kabul ettii dolambal y
kler dinlemiti.
Yava yava, gzelim evren ondan uzaklayordu; inat
209
bir sis elinin izgilerini sildi, gece yldzlardan yoksun kald,
ayaklarnn altnda toprak daha gvensiz hale geldi. Her ey
uzaklayor, karyordu. Krlemeye baladn anladn
da bir lk att. Stoac utanma daha icat edilmemiti ve
Hektor kk dmeden kaabilirdi. Bi r daha asla gremeye
ceim (diye duyumsad) ne mitolojik bi r korkuyla dolu gky
ziin, ne yllarn deitirecei u ehreyi. Gvdesinin umut
suzluu iinde gnler, geceler geti, ama bir sabah uyand
nda, kendisini evreleyen karmak eylere (artk dehete
dmeden) bakabildi ve anlalmaz bir ekilde, bir ezgiyi ve
ya bir sesi tanr gibi, btn bunlarn daha nce bana geldi
ini, rkerek, ama nee, umut ve merakla kar koymu ol
duunu kavrad. te o zaman, sonsuz gibi grnen bellei
nin derinliklerine dald ve belki dleri dnda asla dnp
bakmadndan, imdi yamur altnda bir sikke gibi parlda
yan yitik any, bu ba dndrc dipsiz kuyudan ekip
karmay baard.
An yleydi. Baka bir olann hakaretine uramt ve
babasna koup olay anlatmt. Babas, dinlemez veya anla
mazm gibi, konumasna ses karmam, sonra duvarda
asl duran, ocuun gizlice gz diktii, gzel ve g ykl
bronzdan haneri indirmiti. imdi artk ellerindeydi ve sa
hip olmann aknl urad hakareti unutturmutu, ama
babann sesi "Senin erkek ol duunu biri anlasn" diyordu ve
seste bir buyurganlk vard. Gece yollar krletirmiti; b
yl bir g duyumsatan haneri smsk kavrayp, evi evre
leyen dik yamac inmi ve Aias ve Perseusu dleyerek, tuz
la nemlenmi karanl yaralar ve savalarla doldurarak, de
niz kysna dek komutu. O ann keskin tad, imdi arad
yd. Gerisinin nemi yoktu: meydan okumann svgleri,
yz kzartc kavga, az kanl hanerle eve dn.
Bu andan, iinde yine bir gece ve bir serven beklentisi
bulunan bir baka an filizlendi. Bir kadn, tanrlarn gn
210
derdii ilk kadn, bir yeralt kemerinin glgesinde beklemiti
onu, o da tatan alara benzeyen geitler ve karanla gm
len dehlizler boyunca kadn aramt. Neden geri geliyordu,
bu anlar, neden imdinin basit bir nbelirtisi gibi, hi zn
t vermeden geri geliyorlard?
Kayg dolu bir aknlkla anlad. ine inmekte olduu
lml gzlerinin gecesinde, onu ak ve sava, Ares ve Afro-
dit de bekliyordu, nk imdiden, tanrlarn kurtaramaya
ca bir tapna savunan insanlarn ve sevgili adann aray
nda denizler aan kara gemiler sylentisini kestiriyordu
(nk evresini sarmt); yazgs lyadalann ve Odysseiala-
nn trksn sylemek ve insanln oyuk belleinde yank
lamakt. Btn bunlar biliyoruz, ama en son glgeye iner
ken duyduklarn asla renemeyeceiz.
211
D KAPLANLARI
OCUKLUUMDA, cokuyla kaplana tapnrdm: Parana
Adalan ve Amazon kargaasnn benekli kaplanma deil,
yalnzca bir filin stne dikilmi tabyann tepesinden, sava
larn kar durabildii izgili, Asya ah kaplanna. Sk sk
Hayvanat Bahesindeki kafeslerden birinin nnde saatler
ce oyalanrdm; koca ansiklopedileri ve doabilim kitaplarn,
barndrdklar kaplanlarn grkemi uruna beeniyle kar
tnrdm (bir kadnn ehresini ve glmsemesini bile bozma
dan anmsayamayan ben, bu imgeleri hl hatrlyorum.) o
cukluk dnemi geride kald, kaplanlar da, onlara olan tut
kum da geerliliini yitirdi, ama dlerimden eksilmediler.
Karanlklara gmlm, karmakark bir dzlemde ste
kmay srdryorlar: Uykuya dalnca, herhangi bir d be
ni kendine eker ve aniden bunun bir d olduunun farkna
vannm. O zaman dnmeye koyulurum: Bu grdm, bir
d, istemimin saf bir oyalamas olduuna ve sonsuz bir gce
sahip olduuma gre, bir kaplan aracam.
Ey yetersizlik! Dlerim asla arzulanan yrtc hayvan
212
yaratmay baaramaz. Kaplan belirir, bkesin, ama ya par
a para, ya krlgan, veya gln biimsel deiimlerle veya
kabul edilmez bir boyutta veya son derece ksa mrl veya
kpek ya da ku grnmnde.
213
B R DYALOG ZERNE DYALOG
A.- lmszlk hakknda bir tartmaya kaplm, lam
bay yakmadan geceyi etmitik. Yzlerimizi seemiyorduk.
Cokudan daha inandrc bir aldrmazlk ve yumuaklkla,
Macedonio Femndezin sesi ruhun lmszln tekrarl
yordu. Gvdenin lmnn btnyle anlamsz olduu ko
nusunda bana gven veriyordu. Macedonionun bayla oy
nuyordum o srada; ap kapyordum. Bir komu akordeonu,
eskiliine inandrldklar iin birok insann sevdii u
znl samal, la Cumparsitay alyordu... Sakince ko
nuabilmek iin intihar etmeyi nerdim Macedonioya.
Z. (alayc)- Sonuta bir karara varamadnzdan kuku
lamyorum.
A. (oktan dalp gitmi)- Dorusu, ogece intihar ettik m
anmsamyorum.
214
TIRNAKLAR
UYSAL oraplar gn boyunca okarlar, ivili ksele pabu
lar glerini artrr, ama ayak parmaklarm bunlara aldr
etmezler. Hibir ey onlar ilgilendirmez, trnak uzatmaktan
baka: boynuzsu, yar saydam ve esnek ince tabakalar; ko
runmak iin, peki kimden? Parmaklarm son derece aptal ve
rkek, bir saniye bile bu hafif silahlanmadan vazgemezler.
Evreni ve esrimeyi bir yana itip, aniden hzl Solingen maka
s darbelerinin abucak budad ve budamaya devam ettii
u anlamsz kntlar hazrlamay durup dinlenmeden sr
drrler. Doum ncesi kapanmann alacakaranlk doksan
gnnden sonra, bu esiz zenaat iletmeye baladlar. Reco
leta Mezarlnda, kuru iek ve tlsmlarla donatlm kl-
rengi bir evde tutulduumda, saplantl eylemlerini srdre
cekler, ta ki rme onlar sakinletirinceye kadar. Onlar ve
yzmdeki sakal.
215
r t l A y n a l a r
SLMYET, Kyamet gnnde, bir canlnn imgesini res
meden her kiinin eserleriyle birlikte dirileceini, onlar can
landrmasnn buyurulacam, baaramazsa da onlarla bera
ber cehennem ateine atlacan ne srer. ocukken, gere
i hayalet gibi yineleyen ve oaltan bu deheti tandm, ama
bu duygu aynalar karsndayd. Yanlmaz ve srekli ileyi
leri, devinimlerini izleme biimleri, kozmik pantomimleri, ge
ce bastrdnda olaanst grnrd o zamanlar. Tannya
ve koruyucu meleime srarl yakarlarmdan biri, aynalar
dme sokmamalaryd. Onlar kaygyla kolladm biliyo
rum. Kimi zaman, aniden gerekten kopacaklarndan, kimi
zaman da, yzmn iren talihsizliklerle irkinlemesinden
ekiniyordum. Bu korkunun, yeryznde inanlmaz lde va
rolduunu da rendim. Tarih olduka basit ve tatszdr.
1927 ylnda, karamsar bir kz tandm: nce telefonda
(Julia balangta adsz ve ehresiz bir sesti); sonra bir ak
am, sokan kesinde. Byklnden tr kayg verici
gzleri, kmr gibi simsiyah dz salar, gergin bir vcudu
216
vard. Birleiklerin torunu ve torun ocuuydu, benim Bir-
likilerin olduum gibi; ve kanlarmzn bu kadim geimsiz
lii, aramzda vatan daha iyi sahiplenme gibi bir ba olutu
ruyordu. Ailesiyle birlikte ok yksek tavanl, harap bir ev
de, drst bir yoksulluun krgnl ve sknts iinde ya
yordu. Akamstleri -arada bir de geceleri- onun mahallesin
de, Balvanerada yrye kardk. Demiryolu duvar bo
yunca ilerlerdik; bir keresinde Sarmiento Caddesinden, Yz
yl Parknn bayrna varmtk. Aramzda ne ak, ne de ak
kurmacas geti: onda ksnl bir yan olmayan ve beni rk
ten bir younluk seziyordum. Yaknlklarn kazanmak ama
cyla, kadnlara ocukluun gerek veya uydurulmu izgilerle
anlatlmasna sk rastlanr; bir keresinde ona aynalarn yk
sn anlatm olmalym; 1928de bunu yaparken, 1931 yln
da serpilecek bir sanrnn tohumunu atm oluyordum. Daha
yeni, akln kardn ve yatak odasndaki aynalarn zerle
rinin rtl olduunu, yoksa kendininkine tecavz eden be
nim yansm grdn ve titreyip sustuunu ve bysel ola
rak onun peini brakmadm sylediini rendim.
Yzmn, bir zamanki yzlerimden birinin uursuz y
kmll. Yz izgilerimin bu tiksin yazgs, beni de tik-
sin klmal, ama artk aldrmyorum.
217
A r g u men t u m Or n i t h o l o g i c u m
GZLERM kapyorum ve kularn uuunu gryorum.
Grnt bir saniye sryor, belki de daha ksa; ka ku gr
dm bilmiyorum. Saylar belirli mi, belirsiz miydi? So
run, Tanrmn varl sorununu gizliyor. Eer Tanr varsa,
saylar belirlidir. nk Tanr ka ku grdm bilir.
Eer Tanr yoksa, saylan belirsizdir, nk kimse sayma
mtr. Bu durumda, birka ku grdm, (diyelim ki) ondan
az, birden ok, ama dokuz, sekiz, yedi, alt, be, drt, veya
iki ku grmedim. Onla bir arasnda bir sayda grdm ki bu
ne dokuz, ne sekiz, ne yedi, ne alt, ne be vs. Bu tam say
kavranlamaz; yleyse, Tanr vardr.
218
T u t s a k
Bu YK Junin veya Tapalquede anlatlr. Bir Kzlderili
saldrsndan sonra, bir ocuk ortadan kaybolur; Yerlilerin
kard sylenir. Ana babas bouna aranp dururlar; yllar
sonra, i topraklardan gelen bir asker onlara oullar olabile
cek, mavi gzl bir Yerliden szeder. Sonunda izini bulurlar
(yaz koullan belirtmiyor, ben de bilmediimi uydurmak is
temiyorum) ve tandklann sanrlar. l ve yabanl yaamn
izlerini tayan adam, artk anadilinin szcklerini anlamaz,
yine de, ilgisiz ve uysal, eve gtrlmesine ses karmaz. Ka
pnn eiinde durur, belki tekiler de durduu iin. Kapya
bakar, anlamaz gibi. Birden ban eer, bir lk atar, koa
rak koridoru ve iki geni avluyu aar ve mutfaa dalar. Hi
duraksamadan, ocan dumandan kararm baca aralna
kolunu sokup, kkken oraya saklad boynuz sapl kk
ba kanr. Gzleri sevinle parlar ve ana babas gzyala-
nn tutamaz, ocuklanna kavumulardr.
Belki bu any bakalan izlemitir, ama Yerli drt duvar
arasnda yaayamaz ve bir gn lne dner. Gemi ve im-
219
dinin birbirine kart oba dndrc anda ne hissettiini
bilmek isterdim. Yitik oul bu esrimede doup ld m, yok
sa yeni domu bir bebek veya bir kpek gibi bile olsa, ana
babasn ve evini tanmay baard m bilmek isterdim.
220
GSTERMELK
952 TEMMUZUNDA bir gn, yal adam Chaco kynde
belirdi. Uzun boylu, ince yapl, Yerli havas tayan, bir bu
dalann veya maskenin donuk yzne sahip bir adamd. n
sanlar ona saygl davranyorlard, kendisi iin deil, simge
ledii veya bir zamanlar olduu kiilik iin. Irmaa yakn bir
rano seti; birka komunun yardmyla, iki destek zerine
bir tahta atp, zerine iinde sarn bir oyuncak bebek bulu
nan bir karton kutu yerletirdi. Yksek amdanlara drt
mum diktiler ve evresini ieklerle donattlar. nsanlar gel
mekte gecikmedi. Umutlarn yitirmi yal kadnlar, ak
na dnm ocuklar, iftlik yamaklar saygyla mantar ap
kalarn kartp, kutunun nnden geiyorlar, "En iten ba
sal di l ekleriml e, Generalim" deyip duruyorlard. Adam,
ac dolu bir tavrla, masann yanbanda, ayakta, ellerini ge
be bir kadn gibi kamnn zerinde kavuturmu, dilekleri
kabul ediyordu. Uzatlan elleri skmak iin sa elini yeriyor
ve yazgsna boyun een bir kesinlikle yantlyordu: "Kader
byle istiyormu. El den gel ebil ecek her ey yapld." Bir kum
221
baraya iki pesoluk yardm toplanyordu, bir kez gelmekle ye
tinmeyenlerin says oktu.
Ne cins bir adam bylesine uursuz bir akay tasarlayp
uygulad? (diye soruyorum kendime.) Banaz myd, melan
kolik mi, sannl m, sahtekr m, utanmaz m? karartc,
szldanan dul numarasn sahneye koyarken kendini Pern
mu sanyordu? Tarih inanlmaz, ama gerektir ve belki de
birok kereler farkl oyuncularla farkl yerlerde yinelenmi
tir. Gerekd bir an kusursuz simgesini oluturur. Bir
dn yanss gibi, Haml ette grlen dram iinde dram gibi
belirir. Yas tutan adam Pern deildi, sarn bebek kars
Eva Duarte deildi. Ama Pern da Pern deildi, ne de Eva
Eva idi, yalnzca adsz yabanclard (gizemli adn ve gerek
yzn bilmiyoruz) ve kenar mahallelerin abuk kanan duy
gusallna tiksindirici bir mitoloji rnei oluturdular.
222
Del i a E l en a San Mar c o
UNCE Meydan nn kelerinden birinde vedalatk.
Kar kaldrmdan bakmak iin dndm; siz de dnm
tnz ve bana el salladnz.
Aramzdan bir tat ve insan rma akyordu; herhangi
bir akamstnn saat beiydi; bu rman almaz, kasvetli
Akheron olduunu nasl bilebilirdim?
Birbirimizi bir daha grmedik ve bir yl sonra, lmtnz.
imdi, o any aryorum ve bakyorum ve bir yanlg oldu
unu ve basit bir hoakaln ardnda sonsuz ayrlk olduu
nu dnyorum.
Bu gece, yemekten sonra dar kmadm, bu eyleri an
lamak iin Platonun ustasnn dudaklarna yerletirdii son
retiyi yeniden okudum. Gvdenin ld an ruhun kaabi
leceini okudum.
imdi, gerein sonraki uursuz yorumda m, yoksa ar
hoakalda m bulunduunu bilmiyorum.
Ruhlar lmszse, vedalamalarnda taknlk olmamas
iyidir.
223
Hoakal demek ayrl yadsmaktr, yani: Bugn ayrlr
gi bi yapyoruz, ama yar n yeni den greceiz. nsanlar ve
dalamay icat ettiler, nk bir anlamda lmsz olduklar
nn bilincindeydiler, her ne kadar kendilerini rastlantsal ve
geici sansalar bile.
Delia: bir gn yeniden buluacaz -hangi rman ky
snda?- ve u belirsiz syleiyi srdreceiz ve dzlkte yitip
giden bir kentte, bir zamanlar Borges ve Delia mydk diye
soracaz kendi kendimize.
224
LLERN DYALOGU
ADAM 1877de bir k gn tan aarrken ngilterenin g
neyinden geldi. Al yanakl, kasl ve iman olmasndan tr
hemen hemen herkesin onu ngiliz sanmas kanlmazd ve
John Bull arketipine artc ekilde benzedii de doruydu.
Yksek bir apka takm, ortadan yrtmal ynden garip bir
pelerin giymiti. Bir grup adam, kadn ve ocuk i skntsy
la onu bekliyordu; birounun grtla kzl bir izgiyle ia
retlenmiti, bir ksmnn balan yoktu ve glgede gezinenler
gibi, ekinerek ve kaygyla hareket ediyorlard. Yabancnn
evresini sarmaya baladlar, uzaktaki biri bir kfr savur
du, ama sregelen bir dehet onlar engelliyordu, daha fazla
leri gitmediler. Yaz tenli ve ate gzl bir asker yanat;
keelemi salan ve kasvetli sakal yzn kemirir gibiydi.
On on iki lmcl yarann izlerini tayordu gvdesinde,
kaplanlann postundaki izgiler gibi. Adam grnce yabanc
nn benzi att, sonra ileri doru bir adm atp elini uzatt.
- Bylesine kalburst bir savann kallee silahlarla
devrilmi olduunu grmek ne ac! dedi abucak. Ama katil-
225
lerin Victoria Meydanndaki daraacnda kyalarnn cezas
n ekmelerini buyurmu olmak da ne byk kiisel doyum!
- Santos Perez ve Reinafelerden sz ediyorsanz, bilin k
onlara teekkr ettim, dedi, kan iindeki adam, yava ve cid
diyetle teki, bir alay ya da gzda beklermi gibi bakt,
ama Quiroga srdrd:
- Rosas, beni asla anlamadnz. Yazglarmz bylesine
farklyken anlayabilmeyi nasl dnyorsunuz? Avrupaya
ynelik ve dnyanm en nllerinden biri olacak bir kent yi>
netmeye arldnz; bense, Amerikann yalnzlklarnda
yoksul topraklarda yoksul ^solarla beraber savamak zo
runda kaldm. Mzraklar, uultular, kum ocaklar zerindi
kaybolmu cra kelerde, neredeyse gizli zaferler zerindi
hkm srdm. Bellekler iin ne sandr bu? nsanlarn am
larnda yayorsam, uzun yllar da yaamay srdreceksem
bu Barranca Yaco adl bir yerde, bir faytonun iinde, ata bin
mi, kl kuanm adamlar tarafndan katledilmemden tu
rdr. Bu garip lm armamm size borluyum, oan takti n
etmesini bilemedim, ama sonraki kuaklar unutmak isteme
diler. Birka gzel litografden ve San Juanl bir vatandan
kaleme ald ilgin yapttan haberiniz vardr kukusuz.
Kstahlna yeniden kavuan Rosas horgryle adama
bakt.
- Siz romantiin tekisiniz, yargsnda bulundu. Gelecek
kuaklarn vgs, adalarmkinden fazla deer tama/
hibir ie yaramaz ve birka banknotla satn alnr.
- Ne dndnz biliyorum, diye karlk verdi Qui
roga. 1852de, sizi tartmak isteyen yce gnll yazg, size
bir arpmada erkeke bir lm sundu. Bu armaana l y k
olmadnz gsterdiniz. nk kan ve dv yr ei ni / '
korku salyordu.
- Korku mu? dedi. Rosas, gneyde yabani atlar, sonra l.
btn bir lkeyi terbiye eden ben ha?
226
lk kez, Quiroga glmsedi.
- Biliyorum, dedi yavaa, khyalarnzn ve srtmala
rnzn yansz tanklklarna inanrsak, at srtnda birden ok
hner gsterdiniz; ama, o dnemde Amerikada ayn zaman
da at srtnda Chacabuco, Junin, Palma Redonda ve Caseros
adl baka hnerler de gsterildi.
Rosas hi sarslmadan dinledi ve yle yantlad:
- Yrekli olmam gerekmedi. Dediiniz gibi, hnerlerim
den biri, benden daha gzpek adamlarn benim iin savap
lmelerini salamakt. rnein, Santoz Perezin sonu sizinle
birlikte geldi. Cesaret dayanmaktr; kimi daha ok, kimi da
ha az dayanr, ama er veya ge herkes zayf der.
- Mmkn dedi Quiroga, ama ben yaadm ve ldm ve
bugne dek korku nedir bilmedim. imdi, benim silinme ve
baka yz ve baka bir yazg edinme saatim geldi, nk ta
rih iddete bavuranlardan bkt. Kim olacam, beni ne ya
pacaklarn bilmiyorum, ama bildiim onun korku duymaya
cadr.
- Kendim olmak bana yetiyor, dedi Rosas, bakas olmak
da istemiyorum.
- Talar da hep ta olmak isterler, dedi Quiroga ve yz
yllar boyunca yle kalrlar, ta ki toza dnnceye kadar.
lme varncaya kadar ben de sizin gibi dnyordum,
ama burada ok ey rendim. Dikkat edin, ikimiz de deii
yoruz.
Rosas aldrmad bile, yksek sesle dnr gibi konutu:
- Belki de l olmaya alamyorum, bu yerler ve bu tar
tma bana bir d gibi geliyor, hem de benim grdm bir
d deil de, sanki henz domam bir bakasnn d gi
bi.
Konumalar burada sona erdi, nk o anda Biri onlar
ard.
227
r
KORKUNLUU tam olsun diye, dostlannn sabrsz
haner darbeleriyle bir heykelin kaidesi nnde kstrlan
Sezar, baklar ve yzler arasndan, korumal, belki de
olu olan Marcus Junius Brutusun ehresini ayrmsar ve
kendini korumay bir yana brakp seslenir: "Sen de mi, o
lum!" Shakespeare ve Quevedo bu l dokunakl diye de
erlendirirler.
Tekrarlar, deikeler, bakmlar yazgnn houna gider;
on dokuz yzyl sonra, Buenos Aires tarasnn gneyinde,
gogonun biri, baka g'OjSolann saldrsna urar, derken,
vaftiz evlatlarndan birini grr ve yumuak bir knama ve
ar bir aknlkla (bu szckleri okumak deil, duymak ge
rek) "Akolsun!" der. Onu ldrrler ve bir sahne yinelensin
diye ldn bilmez.
228
Br Probl em
OLEDO DA, paleograflarn Cervantesin Don Quijotesinin
esin kayna olan Sidi Hamit Benengelinin elinden ktn
bildirdikleri Arapa bir metnin bulunduunu dnelim. Bu
metinde, saysz arpmalarn sonunda, kahramann (bilin
dii gibi, mzra ve klcyla spanya yollarn arnlyor ve
nne gelene herhangi bir neden bularak meydan okuyordu)
bir insan ldrdnn farkna vardn okuyoruz. Bu nok
tada elyazmas son buluyor; problem, Don Quijotenin tepki
sini kestirmeye, tahmin etmeye dayanr.
Bana gre, olas problem var. lki tamamen olumsuz;
zel bir ey olmaz, nk Don Quijotenin sanrl dnyasnda
lm byden daha az bulunan bir ey deildir ve bir insan
ldrm olmak, ejderhalarla ve byclerle savaan, ya da
savatn sanan birine vz gelir. kincisi dokunakl. Don
Quijote, efsanevi ykler okuyucusu Alonso Quijanonun
yansmas olduunu asla unutamamamtr; lm grmek,
bir dn ona Kabilin suunu ilettiini anlamak belki de si
neye ektii lgnlndan uyandrr onu, sonsuza dek.
229
nc zm daha akla yatkn. Adam ldkten sonra, Don
Quijote bu iren eylemin bir taknln sonucu olduunu
kabul edemez; sonucun gereklii onu, nedenin edeer bir
gerekliini varsaymaya srkler ve bylece Don Quijote de
lilikten asla kurtulamayacaktr.
spanyol anlna, hatt Batl anlna bile yabanc, da
ha eski, daha karmak, daha ypranm bir ortam gerekti-
ren bir baka san kalyor geriye. Don Quijote -artk Don
Quijote deil, Hindistan kabilelerinden birinin kraldr- ha
ininin cesedinin yanbamda, ldrmenin ve dllemenin,
aka insan durumunu aan bysel ya da tanrsal eylemler
olduunu anlar. lmn bir yanlsama olduunu kavrar,
arln elinde duyduu kanl kl, kendisi ve tm gemi
yaam ve engin tanrlar ve evren gibi bir yanlsama.
230
Sar i Br G l
N e O AKAM, ne de ertesi gn ld nl Giambattista Ma
rino, nn (onun sevdii bir imgeyi kullanrsak) hep ayn
eyi tekrarlayan azlar yeni Homerosu ve yeni Danteyi
haykryorlard, ama o anda bana gelen devinimsiz ve ses
siz olay, gerekte yaamndaki en sonuncu olay oldu. Yllara
ve vglere doymu adam, stunlar yontulmu geni bir s
panyol yatanda lyordu. Az tede, gn batmma bakan
sakin balkonu, biraz aada da defneleri ve mermerleri ile
drt ke bir suya merdivenlerini yanstan bir baheyi dle
mek pek g gelmeyecek bize. Bir kadn, bir vazoya sar bir
gl koymutu. Adam, dorusunu sylemek gerekirse, kendini
bile skmaya balayan kanlmaz dizeleri mrldanyordu:
Baheni n moru, ayrn ss
Bahar n yakutu, nisan n gz
te oanda Tanr esini geldi. Marino, gl, Ademin cen
net bahesinde grd gibi grd ve cmlelerinde deil,
231
sonsuzluunda varolduunu, adn syleyebileceimizi veya
artrabileceimizi, ama asla dile getiremeyeceimizi, oda
nn bir kesine altn renkli bir glge dren grkemli cilt
lerin (marurca dledii gibi) yeryznn aynas deil, yal
nzca dnyaya eklenen eylerden bir tanesi olduunu anlad.
Marino lmnn hemen ncesinde bu aydnlanmaya
eriti, belki Homeros ile Dante de tandlar bunu.
232
Tan ik
AHIRDA, tatan yeni kilisenin hemen glgesinde, gri yzl
ve gri sakall adam, hayvanlarn kokusunda uzanm, uyku
yu bekler gibi lme kavumaya alyor. Engin, gizemli ya
salara sadk gn, gsterisiz alandaki glgeleri hi durmadan
oynatyor ve kartryor; darda, srlm topraklar, l
yapraklarn krelttii ta oluk ve ormann balad yerdeki
kara amurda birka kurt izi var. Adam uyuyor ve dlyor,
unutulmu. Akam duas alan anlar onu uyandryor. ngil
tere krallnda an sesi akamn getirdii bir alkanlktr,
ama bu adam ocukluunda Odinin ehresini, tanrsal korku
yu ve yceltmeyi, aa gvdesine yontulmu ve Roma sikkele
ri ile ar elbiselerle yklenmi kaba putu, atlann, kpeklerin,
tutsaklarn kurban edilmesini grd. Tan skmnden nce
lecek, ve onunla birlikte pagan trenlerinin anlk son imge
leri de yokolacaklar ve bir daha geri dnmeyecekler; dnya
biraz daha yoksul kalacak bu Sakson ldnde.
Uzay kaplayan ve bir ansan ldnde sonu gelen olgu
lar bizi hayran brakabilir, oysa, bir ey veya sonsuz sayda
233
ey her can ekimede yokolur, eer teosofstlerin ne srd
gibi evrenin de bir bellei yoksa. Zaman say gren son
gzlerin de kapand gn tand; Junin arpmas ve Hele-
nann ak bir insanla beraber ld. Ben ldmde ne le
cek benimle beraber, dnya hangi dokunakl ve anlamsz
biimi yitirecek? Macedonio Fernandezin sesi mi, Serrano
ve Charcas arasndaki geni arazideki doru bir atn imgesi
mi, maundan bir yaz masasnn ekmecesindeki kkrt u
buk mu?
234
Mar t in Fier r o
5 a t a dev gibi grnen, sonradan anm bytmesiyle ger
ekten devleen ordular ite bu kentten ktlar. Yllardan
sonra, askerlerden biri dnd ve sesinde bir yabanc vurgu
suyla Ituzaingo ve Ayacucho adndaki yerlerde bandan ge
en ykleri anlatt. imdi bunlar sanki hi olmam gibi.
Bu lke iki zorbala tank oldu. lkinde, La Plata ar
sndan kan bir at arabasnn tepesindeki adamlar beyaz ve
sar eftali diye haber verdiler; bir ocuk rty kaldrnca,
altnda Birlikilerin, sakallar kana bulanm kafalarn gr
d. kincisi ok kii iin tutsaklk ve lm, herkes iin bir
huzursuzluk; gndelik ilerden bir lekelenmilik duygusu,
srekli bir aalanma anlamna geldi. imdi bunlar sanki
hi olmam gibi.
Btn szckleri bilen bir adam titiz bir seviyle yeryz
nn bitki ve hayvanlarna bakt ve belki de sonsuza dek, on
lar betimledi ve maden eretilemelerle hareketli gnbatm-
lann ve ayn biimlerini kda dkt. imdi bunlar sanki
hi olmam gibi.
235
Yine burada, kuaklar, sanatn zdeini oluturan sra
dan ve bir anlamda sonsuz deiimleri tand. imdi bunlar
sanki hi olmam gibi, ama 1860 ksurda, bir otel odasnda,
adamn biri bir dalamay dledi. Bir goo bann ucunda
bir melezi kaldrp, kemik torbasymasna yere savurur,
can ekiip lmesini seyreder, kat sanlmasn diye uyu
uk uyuuk atn zp eyerler. Bir kez olan, alabildiine yi
nelenir; gzle grlen ordular gider, geriye acnacak bir b
ak dala kalr; bir adamn d herkesin belleinin bir par
as olur.
236
D n ml er
.DIR koridorda yn gsteren oku grdm ve bu zararsz sim
genin -eskiden insanlarn ve aslanlarn etlerine saplanan,
Thermopilaede gnein n kesen ve Harald Sigurdarsona
sonsuza dek ngiltere toprandan alt arn salayan bir de
mir paras, kanlmaz ve lmcl bir mermi olduunu d
ndm.
Birka gn sonra, bir Macar atlsnn fotorafn gsterdi
ler bana; atnn gmldrne dolanm bir kement vard.
Eskiden havay delip geen ve otlaktaki boalara boyun edi
ren kement, pazar gnleri iin kaba bir ss, bir koumdan
te deildi.
Bat mezarlnda, kzl mermere yontulmu bir skandi
nav ha grdm; bir emberin evreledii kollar eriydi ve
gitgide kalnlayordu. Bu snrlanm ve sklm ha, kollar
zgr bir bakasn betimliyor, o da bir tanrnn ac ektii
ikence aletini, Samosatal [Samsatl] Lukianosun hakaret
ettii "irkin nesne'yi artryordu.
Ha, kement ve ok, bugn simge olarak aalanm veya
237
yceltilmi eskil insan gereleri; yeryznde unutulmada yi
tip gitmeyen ya da bellein saptrmad ve gelecein hangi
imgeye dntreceini kimsenin bilmedii tek bir ey bu
lunmad dnlrse, neden bylesine hayranlk duyduu
mu bilemiyorum.
238
Cer v a n t es v e Qu i j o t e Mesel
K r a l i n yal askerlerinden biri, yurdu spanya topraklarn
dan bkt ve avuntuyu Aristonun engin corafyalarnda, d
lerin boa harcand zamann bulunduu u ay vadisinde,
Montalbann ald Muhammedin altndan putunda arad.
Kendiyle tatllkla alay edebilmek iin, okuduu harika
yklerle kafas allak bullak olan, aklndan El Toboso veya
Montiel adl baya yerlerde yiitlik ve by peinde komak
geen saf bir adam yaratt.Gereklie ve spanyaya yenik
den Don Quijote, 1614 ylnda doduu kyde ld. Miguel
de Cervantes de pek fazla yaayamad onun ardndan.
Her ikisi iin de, dleyen ve dlenen, btn bu r iki
dnyann tutarszlndayd: valye romanlarnn gerekd
dnyas, 17. yzyln gndelik ve sradan dnyas.
Yllarn, sonunda kartl azaltacandan kuku duy
madlar, Manchann ve Montielin ve valyenin clz grn
tsnn gelecekte Sinbadn servenleri ve Aristonun engin
corafyalar kadar iirsel olacandan kuku duymadlar.
nk edebiyatn kayna mitostadr, sonu da.
239
Cen n et , xxxi , os
SCLYALI Diodoros paralara ayrlm ve datlm bir
tanrnn yksn anlatr; bu tanr alacakaranlkta yrr
ken veya gemiindeki bir tarihi belirlerken, sonsuz bir eyin
kaybolduunu hissetmedi asla.
nsanlar bir ehreyi kaybettiler, eksiklii giderilmez bir
ehre, ve hepsi de, Romada Veronicann mendilini grnce
inanla dolarak "ey sa, Tannm benim, gerek Tanr, demek
byleymi yzn senin" diye haykran (gklerde, gln altn
da dlenen) o yabanc olmak istiyordu.
Bir yolda, tatan bir yz ve "J aen Tanr s n n Kutsal eh
resi ni n Gerek Yz" diyen bir yazt vardr. Bu yzn ger
ekte nasl olduunu bilseydik, bu bizim iin meselin sonu
olurdu ve marangozun olunun ayn zamanda Tannnn da
olu mu olduunu renirdik.
Petrus onu, dili tutulmu duruma dren bir k, Yu-
hanna tm gcyle parldayan gne gibi grmtr; Teresa
ise birok kereler sakin bir kla ykanrken grmtr onu,
ama gzlerinin rengini seememitir asla.
240
Yz izgilerini yitirdik, sradan rakamlardan oluan b
yl bir sayy yitirmemiz gibi, kaleidoskopta bir imgeyi son
suza dek yitirmemiz gibi. Bunlar grebiliriz ve grmezden
gelebiliriz. Metroda bir Musevinin profili sann ehresi ola
bilir, bir gieden bize bozuk para uzatan eller, belki de bir
gn askerlerin armha iviledii ellerin hareketlerini tek
rarlyor olabilir.
armha gerilmi bir ehrenin izgisi belki de her ayna
nn ardnda kol geziyordur. Belki ehre lm, silinmitir,
Tanr herkes olsun diye.
, Bu gece onu dlerin labirentlerinde grmeyeceimizi ve
yarn unutmu olmayacamz kim bilir?
241
Sar ay Mesel
O GN, Sar mparator aire sarayn gezdirdi. Bir amfiti
yatronun snrlanmas g basamaklar gibi, bir cennete y;\
da baheye doru hafif eimle inen batya dnk taraalar
artlarnda braktlar. Madeni aynalar ve ard aalarndan
it rgs bile labirentin habercisiydiler. Balangta, kendi
lerini bir oyuna kaptrr gibi, iinde zevkle kayboldular, son
radan kayg duymaya baladlar, nk dmdz aal yol
lar tatl ama kesiksiz ve gizlice dngsel bir kvrma dn
yordu. Geceyarsna doru, gezegenlerin incelenmesi ve bir
kaplumbaann uygun bir ekilde kurban edilmesi, byl
gibi grnen blgeden uzaklamalarn saladysa da, sonu
na dek onlara elik edecek yitmi olma duygusuna etki etme
di. Sofalar, avlular, kitaplklar, iinde su saati bulunan alt
gen bir oda atlar, bir sabah, bir kulenin tepesinde bir dah;
asla grmedikleri tatan bir adam ayrmsadlar. Sandal
aacndan kayklar iinde gz kamatrc birok nehri, ya d;
ayn nehri birok kere atlar. mparatorluk alay geiyor ve
insanlar yerlere kadar eiliyordu, ama gnn birinde bit
242
adamn Gklerin Olunu asla grmedii iin yerlere eilme-
dii bir adaya ayak bastlar. Cellat adamn ban vurmak
zorunda kald. Gzleri ilgisizlikle kara salar ve kara dans
lar ve altn sars karmak maskeleri seyretti; gerek, dle
iieydi, daha dorusu gerek, dn grnmlerinden biriy
di. Yeryznn bahelerden, sulardan, yaplardan ve grke
min biimlerinden baka trl olmas dnceye smyordu.
Her yz admda, bir kule gkyzn yaryordu, gzler iin
renkleri hep aynyd, ama ilki sar, sonuncusuysa lal rengiy
di, ylesine inceydi farkllklar, ylesine uzundu dizi.
Sondan bir nceki kulenin eteinde air (tekilerin gzle
rini kamatran grnmlere yabanc kalmay srdryor
du), bugn artk kopmazcasna adna bal ve en zeki tarih
ilerin belirttii gibi, ona lm ve lmszlk salayan ksa
yazy okudu. Metin kayp; birok kii bir tek dizeden, baka
larysa bir tek szckten olutuunu ileri sryorlar. Kesin
ve inanlmaz olan, iirin, btnl ve en ince ayrntsyla,
nl porselenlerinin tamamyla, her porselenin her ssyle,
gnbatmlarnn glge ve klaryla ve bitimsiz gemiten
beri iinde yaayan anl lmller hanedanlarnn, tanrla
rn ve ejderhalarn mutlu ve mutsuz tm anlaryla usuz bu
caksz saray ierdiidir. Herkes sustu, ama mparator hay
krd: "saraym al d n beni m! ve celladn demir klc airin
yaamn biip yoketti.
Kimileri baka trl anlatyorlar yky. Dnyada birbi
rinin ei iki ey bulunamaz. Sylediklerine gre, sarayn yo-
kolmas iin airin dudaklarndan iirin dklmesi yetmi,
son heceyle yldrm arpm gibi yitip gitmi. Benzeri efsa
nelerin edebi kurgudan te olmad ak. air mparatorun
klesiydi ve yle de ld; iiri unutulmay hakettiinden
unutuldu; torunlar aramay srdryorlar, ama bulamaya
caklar, evrenin szcn.
243
H er k es v e Ki mse
INDE kimse yoktu onun; ehresinin (ki zamannn kt
resimlerinde bile kimselere benzemez) ve bol bol sat, ger
ekd ve cokulu szlerinin ardnda yalnzca biraz souk,
kimsenin grmedii bir d vard. Balangta herkesin ken
di gibi olduunu sand, ama bu boluu amaya kalkt bir
dostunun aknl ona yanlgsn gsterdi ve bylece bir ki
inin cinsinin llerine ters dmemesi gerektiini anlad.
Bir keresinde, derdine areyi kitaplarda bulacan dnd
ve adalarnn bilmesi gerektii kadar Latince ve daha da
az Greke rendi; ardndan, aradn insanln uygulad
ilkel bir trende bulabileceini sand ve uzun bir haziran
siestasnda Anne Hathawayin onu batan karmasna bo
yun edi. Yirmi bir yanda Londraya gitti. gdsel olarak,
sanki biriymi gibi grnme alkanl edinmiti, hi kimse
olduu anlalmasn diye; Londrada aln yazs olan oyuncu
luk mesleini buldu, sahnede baka biriymi gibi yapan, onu
izleyen insan topluluunun da o baka biri olduuna inanr
m gibi grnd oyunculuk. Aktrln grevleri ona,
244
belki de yaamnda ilk kez, esiz bir zevk verdi; ama son dize
vurgulanp, son l sahneden ekildiinde, gerekdlm i
ren tad yeniden saryordu her yann. Ferrex veya Timur-
lenk olmaktan kyor, yine hi kimse oluyordu. Bu umutsuz
durumdan kurtulmak iin, baka kahramanlar ve baka ili
masallar uydurmak geldi aklna. Bylece, gvdesi Londrann
kerhanelerinde ve meyhanelerinde yazgsnn gereklerini ye
rine getirirken, yakasn brakmayan ruhu, falcnn kehane
tine kulak asmayan Sezar, ve tarlakuunun sesini ekeme
yen Juliet, ve aslnda Parkalar olan cadlarla ovada syleen
Macbeth oldu. Kimse bu adam kadar ok adam olmamtr,
Msrl Proteus gibi o da varolmann btn yzlerini tket
meyi becerdi. Kimi zaman, bir yaptn bir kesine, zmle
nemeyeceinden emin, birka itiraf serpitirdi; Richard yal
nz kendi kiiliinde birok kiinin barndn syler, ve la-
gonun azndan garip bir ekilde "olduum kii deil im ben"
szleri dklr. Varolmann, dlemenin ve temsil etmenin
temeldeki benzerlii ona nice nl dize esinlemitir.
Yirmi yl diretti bu denetimli sanrlarda, ama bir sabah,
kltan can veren onca kral, ve birleen, ayrlan ve tatl tatl
can ekien onca mutsuz sevgili olmann sknts ve deheti
yapt yakasna. Ayn gn tiyatrosunu satmaya karar verdi.
Hafta bitmeden doduu kye dnd ve orada ocukluunun
aalarn ve rman buldu, onlarla esin perisinin ycelttii
ve mitolojik gndermeler ve Latince szcklerle nl kld
tekiler arasnda bir balant kurmad. Biri olmak zorunday
d; zamannda iyi para yapm, ikraza, davalara ve ufak ap
ta tefecilie tutkulu iten el ekmi bir emprezaryo oldu. Bu
gn bildiimiz ve tm dokunakl ve edebi izgileri kasten
dlad kuru vasiyetnameyi de ite bu ruh haliyle yazdrd.
Dostlarnn Londradan kalkp, ekildii kede onu ziyaret
etme alkanlklar vard, o da onlar iin air roln stlenir
di yeniden.
245
Tarih, lmeden nce ya da sonra, Tanrnm huzuruna k
tn ve ona "Bo yere bunca insan olan ben, yalnz bir tek
kii, kendi m olmak istiyorum" dediini yazyor. Bir burga
tan Tanrnn sesi yantlam: "Ben de kimse dei l i m; ben de
dnyay dledim, seni n yaptlarn dl edi i n gibi , William
Shakespeare, ve dmn grntl eri aras nda sen varsn,
benim gi bi sen de herkes ve kimsesin. "
246
R a g n a r k
D l er d e (diye yazyor Coleridge) imgeler, bizim onlarn
neden olduunu sandmz etkileri betimlerler; bir sfenksin
zorbalndan tr dehet duymayz, duyduumuz deheti
aklamak iin sfenksi dleriz. Bu doruysa, gece grdm
dn rgsn oluturan aknl, cokuyu, korkular,
tehlikeyi ve sevinci, yalnzca imgeleri sralamakla iletmem
olas m? Yine de bylesi bir aktarmay deneyeceim; belki
bu dn bir tek sahneden olumas, giriimin temel gl
n siliyor veya hafifletiyor.
Yer Felsefe ve Edebiyat Fakltesi, zaman akamst idi.
Her ey (hep dlerde olduu gibi) aslndan biraz farklyd;
hafif bir parlaklk nesneleri deitiriyordu. Yneticileri sei
yorduk; uyankln gereinde yllar nce lm olan Pedro
Henriquez Urena ile konuuyordum. Anszn bir gsteri ya
da olayn yaratt sar edici bir grlt patrt koptu. Ta
Bajodan kulaklarmza insan ve hayvan lklar geliyordu.
Bir ses "te gel iyorlar!" diye bard, sonra da "Tanr lar!
Tanr lar!" diye ekledi. Kalabaln iinden syrlan birka ki-
247
i Aula Magnann kerevetine dolutular. Hepimiz alkladk,
gzya dkerek; gelenler birka yzyllk srgnden dnen
Tanrlard. Kerevete knca daha da bym, balar geri
atlm, gsleri imi, sayg gsterilerimizi kibirle kabul
ettiler. lerinden biri elinde, kukusuz dlerin stnkr
bitkibilimine uygun den bir dal tutuyordu; bir bakasnn
gsterile uzatt el pene eklindeydi; Janusun yzlerin
den biri ekinerek Thothun kvrk gagasna bakyordu.
Hangisi olduunu anmsamadm biri, belki de alklar
mzla heyecana gelip, inanlmaz derecede batc, gargarayla
slk aras zafer dolu bir gurultu yanklad. O andan sonra,
iler deiti.
Her ey, Tannlarn konuma bilmedii zerine (belki bi
raz abartmal) bir pheyle balad. Yzyllar sren kaak vo
yabani yaam ilerindeki insanl kreltmiti; slamiyetin
hilaliyle Romann ha bu srgnlere acmasz davranmt.
Darack alnlar, sapsar diler, melez ya da yerlilerinki gibi
seyrek byklar, irkin hayvans dudaklar Olympos soyunun
yozlamasn haykryordu. Giysileri drst ve uygun bir
yoksulluun deil, Bajonun batakhane ve kerhanelerinin se
fih atafatnn izlerini tayordu. Bir dme deliinde bir ka
ranfil kanyordu; yamanm bir ceketin altndaki ikinlik b
an varln belli ediyordu. Birden son kozlarn oynadkla
rn, aslnda kocam yrtc hayvanlar gibi sinsi, cahil ve ac
maz olduklarn, korku ya da acmaya kaplp kazanmalar
na izin verirsek, sonunda bizi yokedeceklerini kavradk.
Ar tabancalarmz ektik (anszn tabancalar da girdi
de) ve neeyle Tannlar ldrdk.
248
C ehennem, i, 32
12. YZYILIN son yllarnda, bir leopar tan skmnn
alacakaranlndan, gnbatmnn alacakaranlna kadar
birka tahta paras, birka dikey demir parmaklk, yzleri
deien erkek ve kadnlar, bazen de kuru yapraklarla dolu
tatan bir oluk grd. Aka ve acmaszla ve avn parala
mann ateli zevkine ve geyik kokusuyla ykl yele zlem
duyduunu bilmedi, bilemezdi, ama iinde bir eyler daral
yor ve bakaldryordu, ve Tanr dnde ona seslendi: "Bu
zi ndanda yaayp leceksin, bildiim bi r adam sayl kez seni
seyretsin ve unutmas n, ekl ini ve si mgeni evreni n rsnde
belirli bi r yer tutan bi r iire yerletirsin diye. Tutsakl a kat
lanacaksn, ama i ire bi r szck katm olacaksn". Tann,
dte hayvann kabaln aydnlatt ve hayvan aklanan
nedenleri anlad ve yazgsn kabullendi, uyandnda iinde
anlalmaz bir boyun eme, yrekli bir cehaletten te bir ey
kalmad, nk dnya ark basit bir vahi hayvann anlay
ndan ok daha karmaktr.
Yllar sonra Dante, btn insanlar kadar yalnz ve ne ie
249
yaradnn bilincine varamadan, Ravennada lyordu. Bir
dte, Tanr ona yaamnn ve almasnn gizli amacn
anlad; Dante aknlk iinde sonunda kim olduunu
rendi ve ektii zntlere kretti. Uyandnda, bir daha
asla geri alamayaca, hatta hayal meyal bile gremeyecei
bitimsiz bir eyi ald ve yitirdii duygusuna kapld syle
nir, nk dnya ark basit bir insann anlayndan ok da
ha karmaktr.
250
Bo r ges v e Ben
H er EY tekinin, Borges denenin bana gelir. Ben, Bue
nos Aireste gezinirim, alkanlkla bir geidin kemerini ya
da bir avlunun demir parmakl kapsn seyretmek iin oya
lanrm; postadan Borgesin haberlerini alnm ve adn bir
profesrler kurulunda veya bir biyografi szlnde gr
rm. Kum saatlerini, yerkre haritalarn, 18. yzyl tipogra-
fisini, kahvenin tadn ve Stevensonun dzyazsn severim;
teki de bu seimleri paylar, ama kasntlkla ve oyuncula
ra yarar bir ekilde. likimizin hasmca olduunu ileri sr
mek abartmal olur; ben yayorum, kendimi yaama kaptr
yorum, Borges edebiyatn dokusun ve bu edebiyat benim
varlm geerli klsn diye. Deerli birka sayfa yazdn
seve seve itiraf ederim, ama bu sayfalar beni kurtarmaz,
kukusuz iyi olann kimseye, hatta tekine bile deil, dile ve
ya gelenee ait olmasndandr bu. Zaten ben yokolmaya h
kmlym, sonsuza dek, yalnzca benim birka anm tekin
de yaamay srdrmeyi baaracak. Yava yava her eyi
ona devrediyorum, arptp abartmak gibi sapkn bir alkan
251
lnn farknda olmama ramen. Spinoza her nesnenin ken
di varln korumaya abaladn kavramt; ta sonsuza
dek ta, kaplan da kaplan olmak ister. Ama ben Borgeste di
retmek zorundaym, kendimde deil (eer ben biriysem). Oy
sa, kendimi onun kitaplarndan ok, bakalarnda ya da bir
gitarn zahmetli tngrtsnda buluyorum. Yllar nce ondan
kurtulmaya altm ve kenar mahalle mitolojilerinden, za
man ve sonsuzluk zerine oyunlara getim, ama bu oyunlar
da artk Borgese ait, benim de baka bir ey dlemem gere
kecek. Bylece yaamm, her eyi yitirdiim ve her eyin ya
unutulmaya ya da tekine terkedildii bir kaa dnt.
Bu sayfay ikimizden hangisinin yazdn bilmiyorum.
252
E l ogi o de l a Sombr a
1969
E t n o g r a f
Bu YK bana Teksasta anlatld, ama aslnda baka bir
eyalette gemi. Ba oyuncu bir tek kii, her ne kadar btn
yklerde kahramanlar grnenler ve grnmeyenler, ller
ve diriler olmak zere binlerce kiiyse de. Sanrm ad Fred
Murdockt. Genelde Amerikallar gibi uzun boylu, ne sarn
ne esmer, profili yontulmu gibi keskin, az konuan bir
adamd. Dikkate deer hibir zellii yoktu, genlere zg
yapmack davranlar bile. Doal bir ekilde sayglyd, ne
kitaplardan, ne de yazanlardan saknrd. nsann daha kim
olduunu ve rastlantnn nerilerine nerede katlacan bil
medii bir yatayd; Acem gizemcilii ya da Macarcanm bi
linmeyen kkeni, savan ya da cebrin sunduu servenler,
kat ilkecilik ya da sefahat. niversitede ona Yerli dilleri
zerine renim yapmasn tlediler. Batdaki kimi kabi
lelerde esoterik baz trenler varln srdryordu; yan
ban alm profesr ona gidip bir rezerve yerlemesini,
ayinleri izlemesini ve byclerin raklarna amladklar
gizemi renmesini teklif etti. Dnnde kaleme alaca te-
255
zi, niversite yetkilileri yaymlatacak ti. Murdock sabrszlk
la kabul etti. Atalarndan biri snr savalar srasnda l
mt; rklar arasndaki bu eski anlamazlk artk bir baa
dnmt. Onu bekleyen glkleri ngrmt kuku
suz; kzl adamlarn onu kendilerinden biriymi gibi kabul
lenmelerini salamas gerekiyordu. Uzun bir servene atld.
ki yldan fazla, ayrlarda, kerpi duvarlar arasnda veya
kt hava koullarnda yaad. Tan skmnden nce kalk
yor, gece bastrrken yatyordu, atalarna ait olmayan bir dil
de d grmeyi becerdi. Buruk tatl sarayna alt, tuhaf
giysilere sarnd, dostlarn ve kenti unuttu, mantnn kar
kt bir ekilde dnmeye balad. reniminin ilk ayla
rnda, sessizce notlar alyordu defterine, bunlar sonradan
yrtt, belki phe ekmemek iin, belki de artk gereksiz ol
duklarndan. Tresel ve bedensel nitelikte baz almalarn
nceden belirlenmi sreci sonunda, rahip ona dlerini
anmsamasn ve gn doarken gelip anlatmasn buyurdu.
Dolunay geceleri bizonlar dlediinin farkna vard. Bu be
kinen dleri hocasna at, o da sonunda gizli retisini
anlad. Bir sabah, kimseye veda etmeden Murdock ekip
gitti.
Kente vannca, ayrda kentin zlemini ektii ilk akam
larn zlemini duydu. Profesrnn alma odasna gidip,
gizemi rendiini ve yaymlamamaya karar verdiini syle
di.
- Ant m itiniz? diye sordu teki.
- Nedeni bu deil, dedi Murdock. Orada syleyemeyece
im bir ey rendim.
- ngilizce mi yetersiz kalyor? diye ekledi teki.
- Hayr efendim. imdi gizemi bildiime gre, yz ayn ve
elikili ekilde dile getirebilirim. Nasl syleyeceimi bilemi
yorum, ama gizem ok deerli, ve imdi bilim, bizim bilimi
miz bana saf bir gereksizlik gibi grnyor.
256
Bir sre sonra ekledi:
- Ayrca, gizem beni ona gtren yollar kadar deerli de
il. Bu yollan amak gerek.
Profesr souk bir ekilde konutu:
- Kararnz Kurula bildireceim. Yerlilerle birlikte yaa
may dnyor musunuz?
Murdock yantlad:
- Hayr. Belki de ayra adm bile atmayacam bundan
byle. Bu adamlarn bana rettikleri her yerde ve her koul
da geerli.
Temelde btn konuma bu kadard.
Fred evlendi, sonra boand. imdi Yalede ktphaneci
lik yapyor.
257
P ed r o Sa l v a d o r es
J uan Murchi sonn
YAZININ, belki de ilk kez, tarihimizin en garip ve en h
znl olgularndan birini saptamasn istiyorum. Anlatya
olabildiince az karmak, dikkat ekici eklemelerden ve teh
likeli sanlardan kanmak bana en uygun aktarma yntemi
gibi grnyor.
Bir erkek, bir kadn ve bir diktatrn dev glgesi balca
kiileri oluturuyor. Erkein ad Pedro Salvadores; bykba
bam Acevedo, Caseros arpmasndan birka gn veya hafta
sonra onu grmt. Pedro Salvadoresin kiradan insanlar
dan pek bir fark yoktu belki, ama yazgs ve yaad yllar
onu esiz kld. Yoksa, dnemindeki birok kii gibi bir beye
fendi olacakt. (Diyelim ki) tarada bir arazisi vard ve Bir
likiydi. Karsnn gen kzlk ad Planesdi; ikisi beraberce
Temple Caddesi yaknnda Suipacha Sokanda yayorlard.
Olaylarn, getii ev tekilere benziyordu kukusuz: giri ka
ps, dalan, demir parmaklkl kap, odalar, derinlemesine
avlu. 1842 ylnda bir gece, gitgide artarak ve bouk bir e
kilde, sokakta yeri dven nallarn seslerini ve atllarn viva
258
ve muera lklarn duydular. Bu kez atlar uzaktan geip
gitmedi. Haykrlar, tekrar tekrar indirilen darbe sesleri iz
ledi, adamlar kapy krarken, Salvadores yemek masasn
oynatp, haly kaldrmay ve mahzene saklanmay baard.
Kadn masay yerine koydu. Mazorca baskn yapm ve Sal-
vadoresi gtrmeye gelmiti. Kadn, Montevideoya snd
n bildirdi. nanmadlar, kadn krbaladlar, btn mavi
kap kaa krdlar ve evi talan ettiler, ama haly kaldrma
y akl etmediler. Geri geleceklerine yemin ederek geceyans
evi terkettiler.
Pedro Salvadoresin yks gerekte bu noktada bal
yor. Dokuz yl boyunca mahzende yaad. Yllarn gnlerden,
gnlerin de saatlerden olutuunu ve dokuz yln soyut bir
kavram olduunu syleyebiliriz, yine de yk korkun. Gz
lerinin ayrt etmeyi rendii bu glgede, kin ve tehlike dahil
hibir ey dnmediine phem yok. Orada, mahzendeydi.
Ona yasaklanan dnyadan kimi yanklar, karsnn bildik
ayak sesleri, bilezik tana arpan kova, avluya den dolgun
yamur, kulana geliyordu herhalde. Ayrca, her gn sonun
cu olabilirdi.
Kars yava yava, ihbar edebilecekleri dncesiyle,
btn hizmetilere yol verdi. Btn hsmlarna Salvadores
in Uruguayda olduunu syledi. Ordu iin diki dikerek eve
ekmek paras getirmeye balad. Tm bu yllar boyunca, iki
ocuu oldu; yaknlar onlar bir sevgiliye malederek kadn
reddettiler. Tirann dnden sonra ayaklarna kapanp af
dileneceklerdi.
Pedro Salvadores neydi, kimdi? Korku, ak, Buenos Ai
resin grnmez varl, son olarak da alkanlk myd ona
tutsaklkta diren veren? Kars, onu terkedip, yalnz brak
masn diye pek kesin olmayan darbe giriimi ve zafer haber
leri veriyordu herhalde. Belki de korkakt ve kans bildikle
rini ondan saklyordu. Kimi zaman bir mumdan ve kitaptan
259
yoksun, mahzeninde dlyorum onu. Glge onu uykuya ta
yor. Balangta, eliin grtla arad korkun geceyi, s
sz sokaklar, ovay dlyor. Sonra yllar geiyor ve artk
kamay dnmyor ve mahzeni dlyor. Balangta ka
ak, tehlikede biriydi; daha sonra, kimbilir, ininde sakin bir
hayvan veya bir cins karanlk tanrs oldu.
Tm bunlar, Rosasm kat 1852de bir yaz gnne
dek srd. O zaman gizli adam gn na kt; bykba
bam onunla konutu. Tknaz ve imand, yz balmumu
rengindeydi ve yalnz alak sesle konuuyordu. El konan
mallarn asla geri vermediler; bildiim kadaryla yoksulluk
iinde ld.
Bu dnyadaki her ey gibi, Pedro Salvadoresin yazgs
bize anlamak zere olduumuz bir eyin simgesi gibi gr
nyor.
260
S yl en c e
XABL ve Kabil, Habilin lmnden sonra karlatlar.
lde yryorlard ve uzaktan birbirlerini tandlar, nk
ikisi de ok uzun boyluydu. ki karde yere oturdular, bir
ate yaktlar ve yemek yediler. Gnbatmnda yorgun d
m insanlar gibi, sessizlii bozmadlar. Gkyznde, henz
ad konmam birka yldz belirdi. Yalazlarn nda, Kabil
Habilin alnnda tan izini grd ve azna gtrmekte oldu
u ekmei yere frlatp, suunun balanmas iin yalvard.
Habil yantlad:
- Sen mi beni ldrdn, yoksa ben mi seni? Anmsamyo
rum; burada nceki gibi birlikteyiz yine.
- imdi biliyorum beni gerekten baladn, dedi Ka
bil, nk unutmak balamaktr. Ben de unutmaya ala
cam.
Habil yavaa konutu:
- Doru. Pimanlklar srdke, su da srer.
261
Br Dua
D u DAKLARIM Tanr Babamz duasn, bana yakn olan
her iki dilde de binlerce kez okudu ve okuyacak, ama ben
yalnz bir ksmn anlyorum. Bu sabah, 1Temmuz 1969, mi
ras olarak almadm kiisel bir duay denemek istiyorum.
Bunun, hemen hemen insanst itenlik gerektiren bir giri
im olduunu biliyorum. nce, bir dilekte bulunmamn ya
sak olduu ortada. Gecenin artk gzlerime dmemesini di
lemek lgnlk olur; gren binlerce insan tanyorum, hibiri
de zellikle mutlu, doru ve bilge deil. Zamann akm bir
neden-sonu rsdr, yle ki herhangi bir kayrada bulun
mak, ne kadar ufak olursa olsun, bu demir rnn bir halka
snn paralanmasn istemektir, kendi kendini paralam
olmasn istemektir. Bylesi bir mucizeyi kimse hak etmez.
Yanlglarmn balanmasn da dileyemem; balama bir
bakasnn eylemidir ve ben yalnz kendimi kurtarabilirim.
Balama saldrya urayan artr, saldrgan deil, hatta
onu ilgilendirmez bile. stemimin zgrl belki de aldatc
dr, ama verebilirim veya verdiimi dleyebilirim. Bende ol-
262
mayan yreklilii verebilirim; benim hissetmediim umudu
verebilirim; birazck bildiim ya da yalnzca yeni grmeye
baladm renme arzusunu verebilirim. Belleklerde air
den ok, dost olarak kalmay diliyorum; Dunbarn veya
Frostun veya geceyars kanayan aac, Ha gren adamn
ritmini tekrarlayan birinin, bunu ilk kez benim azmdan
duyduunu dnmesini diliyorum. Gerisinin benim iin
nemi yok; unutulmann ok bekletmeyeceini umuyorum.
Evrenin tasarmlarn tanmyoruz, ama berraklkla usavur-
mann ve dorulukla hareket etmenin, bize anlanmayacak
bu tasralara katks olacan biliyoruz.
Btnyle lmeyi diliyorum; u yol arkadamla, gv
demle birlikte lmeyi diliyorum.
263
So n u v e B a i
OAN ekimesi sona erdikten sonra, yalnz, paralanm,
itilmi, uykuya dald. Uyandnda, gndelik iler ve bildik
yerler onu bekliyordu; kendi kendine nceki geceyi fazla ka
faya takmamas gerektiini syledi ve bu kararla yreklenip,
acele etmeden giyindi. yerine varnca, grevlerini yle
byle yerine getirdi, yine de ayn eyi daha nce de yapm
olduu yolundaki tatsz ve yorucu izlenimden kurtulamad.
tekilerin gzlerini kardklarn grdn dnd; belki
de ldn oktan renmilerdi. O gece, karabasanlar ye
niden balad; geri gelecekleri kaygsndan baka hibir an
kalmyordu. Sonra bu kayg yayld; kendiyle yazmas gere
ken sayfa veya okumaya abalad kitap arasna girdi. Harf
ler karncalanyor ve kaynayordu; yzler, tandk yzler
yava yava siliniyor; nesneler ve insanlar onu terkediyorlar-
d. Anl, yapkan bir sayklamayla bu deiken biimlere
tutunuyordu.
Biraz garip grnse de, iin aslndan hi phelenmemi
ti; birden kafasnda akt. Dlerindeki biimleri, sesleri ve
264
renkleri anmsayamyorsa, biim, renk ve ses olmadmdan-
d, bunlar da d deildi. Bunlar onun gereiydi, alglama
nn, yleyse bellein tesinde bir gerekti. Bu kavray ona
lm saatinden beri anlamsz imgeler burgacnda srklen
dii olgusundan daha ok dokundu. Duyduu sesler yanky
d; yzler maskeydi; el parmaklarysa glgeydi, belirsiz ve
zdeksiz, yine de sevilen ve bildik glgeler.
Bir ekilde, grevinin btn bunlar ardnda brakmak
olduunu sezdi; artk u gemisiz ve imdisiz ve geleceksiz
yeni dnyaya aitti. Yava yava, bu dnya evresini sard.
Birok i sknts duydu, znt ve yalnzlk lkeleri at.
Bu geziler korkuntu, nk alglar, anlar ve umutlarla do
lu tm bir yaamn iinden geiyorlard. Btn dehet yenili
inde, grkeminde yatyordu. Balanmaya deer bulun
mutu, lmnden beri Cennetteydi.
265
E l Or o de l os T gr os
1972
Sz
Bu YKUYU bana Pringlesde doktor Isidro Lozano anlatt.
Bu ii ylesine tutumlu bir ekilde yapt ki, tahmin edilebile
cei gibi, daha nce birok kereler anlattn anladm; her
hangi bir ayrnt eklemek veya deitirmek edebi bir gnah
olurdu.
"Olay 1920 ylnda burada geti. Diplomam alp, Buenos
Airesten dnmtm. Bir gece, hastaneden beni almaya gel
diler. Keyifsiz yataktan kalktm, giyinip, ssz meydan ge
tim. Bakm odasnda, doktor Eudoro Ribera, bana seim ka
tillerinden birinin, Clemente Garaym karnnda bir bak ya
rasyla getirildiini syledi. Muayene ettik; imdi artk ka
arlandm, ama o zaman adamn birini barsaklar deilmi
grmek beni ok sarsmt. Gzleri kapalyd ve glkle ne
fes alyordu.
Doktor Ribera bana:
- Yapacak bir ey yok, gen meslekdam, dedi. Brakalm
bu aalk herifi de gebersin.
Gecenin ikisinde buraya kadar gelme zahmetine katlan
269
dm ve adam kurtarmak iin elimden geleni yapacam
karln verdim. Ribera omuz silkti. Barsaklar ykadm,
yerine yerletirdim ve yaray diktim. Bir tek inilti duyma
dm.
Ertesi gn yine uradm. Adam lmemiti; bana bakt,
elimi skt ve:
- Teekkrlerim size, gm bam da Riberaya, dedi.
Garay hastaneden ktnda, Ribera Buenos Airese git
miti bile.
O gnden sonra, her yl doum gnmde bir kuzu aldm.
1940a doru hediyeler kesildi."
270
AKINLIK
MORNLU bir komu u olay anlatt bana:
"Kimse Moritnla Esmer Rivarolanm bu denli azgn
dman olduklarn tam bilmez. kisi de Muhafazakr Parti
yesiydi ve galiba kurul toplantsnda tanmlard. Mori-
tn pek anmsamyorum, nk ldnde kck bir o
cuktum. Ailesinin Entre Rioslu olduu sylenir. Esmer ondan
sonra uzun yllar yaad. Kabaday falan deildi, ama tipi ok
uygundu. Ksa boylu ve ard ve esasl giyinirdi. kisi de d
lek deildi, ama Rivarola, ilerde greceimiz gibi, daha akl
bandayd. Uzun zamandr Moritndan kurtulmaya yemin
liydi, ama saknml davranmaya da kararlyd. Ona hak veri
yorum; biri birini ldrp de mapusta rmek zorunda ka
lrsa, budalalk etmi olur. Esmer ne yaptn iyi biliyordu.
Bir pazar gn, saat akamst be sularyd. Meydanda
insan kaynyordu. Rivarola her zamanki gibi siyah elbisesine
brnm, yakasna krmz bir karanfil ilitirmi, sakin sa
kin geziniyordu. Kuzeni ona elik ediyordu. Aniden, kz ke
nara itti, topuklar zerine melip, sanki bir horozmu gibi
271
kanat rparak gdaklamaya balad. nsanlar rkp, geri e
kildiler. Esmer gibi doru drst bir adamn byle eyler
yapmas, hem de btn Mornun gz nnde, stelik de bir
pazar gn! Yarm saat sonra, Esmer kanat rpmay ve g
daklamay srdrerek bir soka dnd, Moritnn evine
girdi. Dalan geti, bir srayta demir parmaklkl kapy
ap, avluya ulat. Kalabalk sokakta itiiyordu. Grlty
duyan Moritn teki uta belirdi. Korkun dmannn ze
rine atldn grnce, odalardan birine svmak istedi, ama
bir kurun ona ulat, sonra bir bakas. Riverolay polisler
gtrdler. Adam hl gdaklayarak, rpnyordu.
Bir ay sonra yeniden zgrd. Adli tp uzman Rivarola-
nn ani bir cinnetin kurban olduunu aklad. Btn halk,
onu bir horoz gibi hareket ederken grmemi miydi?"
272
D r t ev r m
YKLERN says drttr. Biri, en eski olan, yiit adam
larn kuattklar ve savunduklar kale kentin yksdr.
Savunanlar kentin demire ve atee teslim edileceini ve sa
valarnn yararsz olduunu bilirler; saldrganlarn en nl
s Akhilleus, yazgsnn zaferi gremeden lmek olduunu
bilir. Yzyllar bysel eler eklemitir. Ordularn urunda
can verdikleri Troyal Helenann gzel bir bulut, bir glge
olduu sylenir; Greklerin iine gizlendikleri tahta atn da
bir grnm olduu sylenir. Homeros da bu masal anlatan
ilk ozan deilmi; 16. yzylda biri aklmdan hi kmayan u
dizeleri brakm ardnda: The borgh brittened and brent to
brontes and askes. Dante Gabriel Rossetti, Troyann yazgs
nn, Parisin Helenaya olan ateli aknn doduu an belir
lendiini dlyordu herhalde; Yeats, Ledayla aslnda bir
tann olan kuunun birletii an seecektir.
lkine bal bir bakas, bir dn yolculuunun yks
dr. Tehlikelerle dolu denizlerde babo dolatktan ve b
yl adalarda yolundan alakoyulduktan sonra thakasna
273
kavuan Odysseusun yks; yeryznn, ykldktan son
ra, yeil ve berrak, yeniden denizden ktn gren ve i
menlerin ortasnda bir zamanlar oynadklar satran talar
nn kaybolduunu gren Kuzey tanrlarnn yks.
ncs, bir arayn yksdr. Bunda, bir nceki bi
iminin bir deikesini grmemiz mmkn. ason ve Altn
Post; dalar ve denizleri ap, Tannnn ehresini, ilerinden
her biri ve hepsi olan Simurgu gren, Acemin otuz kuu.
Gemite btn giriimlerin sonu iyiye varyordu. Biri yasak
altn elmalar aryordu; biri sonunda Graal kazanmay
hak ediyordu. Bugn, aray baarszla uramaya hkm
ldr. Kaptan Achab balinay bulur ve balina onu paralar;
James ve Kafkann kahramanlan ykmdan baka ey uma
mazlar. Yreklilik ve inantan ylesine yoksunuz ki, bundan
byle happy-ending bir reklam dalkavukluundan te deil.
Cenneteinanmamz olanaksz, olsa olsa Cehenneme belki.
Sonuncusu, bir tanrnn kurban ediliinin yksdr.
Frigyada Attis kendini sakatlar ve ldrr; Odin Odinesu
nulmu olarak, Kendi Kendine, dokuz gece boyunca aa
tan sarkar ve mzrak yaralar alr; say insanlar armha
gererler.
yklerin says drttr. Bize kalan zamanda onlar an
latmay srdreceiz, deitirerek.
274
Pedro Henriquez U renanin D
946 YILININ bir gn tan skerken Pedro Henriquez Ure-
nann grd dn tuhaf yan, imgelerden deil, ar ar
gelen szcklerden olumasyd. Onlar sylemeyen ses ken-
disininki deildi, ama benziyordu. Ses tonuysa, izlein doku
nakl olaslklarna karn, nesnel ve sradand. Ksa sren
bu d srasnda, Pedro odasnda uyuduunun ve kansnn
yannda bulunduunun bilincindeydi. Karanlkta d ona
seslendi:
Birka gece nce, Cordoba Caddesinin bir kesinde, Bor-
gesle sen simsiz Sevillalnm Ey lm, kendi ni duyurmadan
bazen okta gel di i n gi bi gel yakansn tartmtnz. Dize
nin, Latince bir metnin kastl bir yanks olduundan, byle
sine alntlamann edebiyatn ticaretten daha az nem tad
bizim bugnk arma kavramna yabanc bir an al
kanlklarna ters dmediinden phelenmitiniz. Ama
phe duymadnz, phe duyamayacanz, bu diyalogun
kehanet olduuydu. Birka saat sonra, La Plata niversite-
sindeki dersine yetimek iin, Constitucinun son peronuna
275
aceleyle gideceksin. Trene bindikten sonra, antan fileye
yerletireceksin ve pencere kenarndaki yerine oturacaksn.
Adn bilmediim, ama yzn setiim biri seninle konu
maya alacak. Karlk vermeyeceksin, nk lm ola
caksn. Bu sabah da, her gnk gibi karndan ve kzlarndan
ayrlacaksn. Bu d anmsamayacaksn, nk olaylarn
gereklemesi iin unutma gereklidir.
276
Sa r a y
S a r a y sonsuz deildir.
Duvarlar, toprak sekiler, baheler, labirentler, basamak
lar, taraalar, korkuluklar, kaplar, dehlizler, yuvarlak veya
drtke avlular, sarnlar, sofalar, odalar, yklkler, kitap
lklar, ambarlar, zindanlar, k olmayan hcreler ve yeral
t gmtleri, Ganjn kum tanelerinden az deildir, ama bu
saynn da sonu vardr. Gnbatmma doru, taraalarm te
pesinden, demirhaneleri, marangozhaneleri, ahrlan, tersa
neleri ve klelerin saman kulbelerini ayrmsayan biri hi
eksik olmaz.
Kimseye sarayn ufack bir parasndan fazlasn katet-
mek bahedilmemitir. Biri mahzenden baka ey bilmez.
Biz birka yz, birka ses, birka szck alglayabiliriz, ama
algladmz pek azdr. Hem pek az, hem de pek deerli. e
liin ta zerine kazd ve kilise kitaplarnn kaydettii ta
rih bizim lmmzden sonra gelir; hibir eyin bize dokun
mad zaman lm oluruz, ne bir szck, ne bir arzu, ne bir
an. Ben l olmadm biliyorum.
277
H en g i s t A d a m A r i y o r (m.s . 449)
H en g i s t adam anyor.
Kumun usuz bucaksz okyanusta kaybolduu uzaklar
dan, duman tten kulbelerden, yoksul topraklardan, Kt
nn belirsiz zdeinde yatt, kurt dolu derin ormanlardan
gelecekler.
ifti sabann, balk an brakacak.
Kadnlan ve ocuklar brakacaklar, nk adam gecenin
her yerinde bulunabileceklerini ve haklanabileceklerini bili
yor.
Hengist, paral asker, adam aryor.
Onlar, ad daha ngiltere olmayan bir aday fethetmek
iin aryor.
Boyun eerek ve acmaszca onu izleyecekler.
Erkeke savalarda hep ba ektiini biliyorlar.
Bir keresinde calma grevini unuttuunu ve eline yaln
bir kl tututurulduunu ve klla yapacan yaptn bi
liyorlar.
Krek ekerek denizler aacaklar, pusulasz ve direksiz.
278
Kllar ve kalkanlar, yabandomuzu biiminde tolgalar,
;ekini artrmak iin byler, engin kozmogoniler, Hunlar ve
Gotlar diyanndan masallar getirecekler.
Topra fethedecekler, ama asla Romann terkettii
kentlere ayak basmayacaklar, nk bunlar yaban anlklar
iin ok karmaktr.
Hengist utku iin, para iin, bedenin batan karlmas
iin ve unutulmak iin aryor onlan.
Hengist en yce imparatorluk kurulsun diye, Shakespea
re ve Whitman trkler sylesin diye, Nelsonun kadrgalar
denizi zaptetsin diye, dem ve Havva elele ve suskun, yitir
dikleri cennetten uzaklasnlar diye aryor onlar (ama bilmi
yor).
Hengist ben bu edebiyat dktreyim diye anyor onlar
(ama asla bilmeyecek).
279
L a Moneda de H i er r o
1976
MS. 991
H em en hemen herkes savan, u canl ve deiken eyin
onlar amla srklediine inanyordu. Akam on, on iki
kiiydiler. Sabann ve kreklerin ve bildik yorucu, dinmek
bilmeyen toprak ilerinin adamlar, artk asker olmulard.
Ne bakalarnn, ne de kendi etlerinin ektii aclar onlar
iin nem tayordu. Omzuna bir mzrak saplanan Wulfred
amln birka adm tesinde ld. Kimsenin yrei dosta
yanmad, kimse ban evirmedi. Yapraklarn youn glgesi
ne varnca, hepsi kendilerini yere braktlar, ama kalkan ve
yaylarndan ayrlmadlar. Aidan, oturmu, ar bir ciddiyet
le, yksek sesle dnr gibi konumaya balad.
- Efendimiz olan Byrhtnoth ruhunu teslim etti. imdi en
yal, belki de en glnz benim. Ka k daha sayabilecei-
mi bilmiyorum, ama bu sre, beni sabahtan ayran zamandan
daha ksa grnyor bana. anlar beni uyandrrken Wer-
ferth uyuyordu. Benimki yallarn hafif uykusudur. Kapdan,
oktan demir atm gemicilerin (Vikinglerin) izgili sancakla
rn farkettim. iftliin atlarn koup, Byrhtnothun ardm-
283
dan gittik. Dman grnnce, silahlar paylatk ve birok
el kalkanlarn ve demirlerin nasl kullanldn rendi.
Nehrin kar yakasna, Vikinglerin bir elisi, altn bilezikler
den hara istedi ve efendimiz eskimi kllarla deyecei
karln verdi. Nehrin kabarkl iki ordu arasndayd.
Savatan ekiniyorduk ve onu arzu ediyorduk, nk ka
nlmazd. Werferth hemen samdayd ve bir Norve okunun
onu bulmasna ramak kald.
Werferth, ekingen, sze kant:
- Oku sen kalkannla paraladn baba.
Aidan srdrd:
- imizden kii kpry korudu. Gemiciler yaylandan
gemelerine izin vermemizi istediler. Byrhtnoth kabul etti.
Sava arzulad iin ve bizim yiitliimize olan inancnn,
paganlan rkteceine gvendii iin byle davrand sanmm.
Dmanlar kalkanlann dorultarak nehri atlar ve kydaki
otlara ayak bastlar. Gs gse arpma geldi ardndan.
nsanlar dikkatle onu izliyordu. Aidann sralad olay-
lan anmsyorlard ve sanki yeni anlarm gibi grnyorlar
d, bir ses szcklerle arparken. Gn doduundan beri, n
giltere ve gelecekteki engin imparatorluu iin savamlard
ve bundan haberleri yoktu. Babasn iyi tanyan Werferth,
bu arbal sylevin ardnda bir eylerin gizlendiinden ku
kulanmaya balad.
Aidan srdrd:
- Az sayda kaan oldu, onlar halkn yzkaras olacak.
Burada kalan bizler arasnda, bir Norveli ldrmemi tek
kii yok. Byrhtnoth ldnde, ben yanbandaydm. Tanr-
ya gnhlarn balamas iin yakarmad, nk her insa
nn gnhkr olduunu biliyordu. Ona yeryznde kendine
verdii mutlu gnler iin, zellikle son savatmz gn iin
kretti. Bizlere bir ey kalyoT, lmne tankl hak etme
liyiz, bu byk gnn teki lmleri ve kahramanlklar gi
284
bi. Bunun iin en uygun yolun hangisi olduunu biliyorum.
Kestirmeden gidip, kye Vikinglerden nce varacaz. Yolun
iki yannda pusuya yatp, onlar oklarla karlayacaz.
Uzun sava bizi bitkin drmt, sizi buraya yorgunluk
atasnz diye getirdim.
Ayaa kalkmt, uzun ve dik Sakson gvdesiyle dikili
yordu.
- Ya sonra ne olacak? diye sordu, grubun en genci.
- Sonra bizi ldrecekler. Efendimizin ardndan sa kal
mamz yakk almaz. Bu sabah o komuta ediyordu; imdi de
ben. Aramzda bir korkan olmasn hogremem. Szm bu
kadar.
Adamlar yava yava ayaklandlar. Biri yaknd.
- On kiiyiz, Aidan, dedi en gen olan.
Aidan, her zamanki sesiyle srdrd:
- Dokuz olacaz. Werferth, olum, imdi sana sesleniyo
rum. Sana buyuracam kolay bir ey deil. Tek bana git
meli, bizi terketmelisin. Bu gnn insanlarn belleklerinde
yaayp gitmesi iin, kavgadan vazgemelisin. Bunu saklaya
bilecek tek kii sensin. Sen ozansn, airsin.
Werferth diz kt. Babas bu szlerle ilk kez konuuyor
du ona. Kesik kesik bir sesle:
- Baba, kaan teki sefiller gibi, oluna da korkak den
mesini ister misin? dedi.
Aidan yantlad:
- Korkak olmadn kantladn. Biz canmz vererek, sen
ansn zaman iinde saklayarak Byrhtnotha grevimizi ye
dine getireceiz.
tekilere dnerek konutu:
- imdi orman geeceiz. Son oku da savurduktan sonra,
kalkanlar dalaa atp, kllan ekeceiz.
Werferth, gnn ve yapraklann yar glgesinde kaybo-
lulann grd, ama dudaklan bir dize bulmutu bile.
285
D ma n O l a y i
YlLLAR boyu ka ve bekleyiten sonra dman artk
evimdeydi. Penceremden, g bela etin yamac trmand
n grdm. Bir bastona tutunuyordu, yal ellerinde bir si
lah deil, bir dayanak olabilecek kaba bir baston. Bekledii
mi duyunca kayglandm: kapnn hafif tklamas. zlemle
elyazmalarma, yanm kalan karalamalarma, Greke bil
mediim iin bo yere bende duran Artemidoresin dler
zerine yazd kitaba gz attm. Bir gn daha geti, diye
dndm. Bir sre anahtarla diditim. Adamn yklma
sndan korktum, ama birka kararsz adm att, bir daha
hi grmediim bastonunu brakt ve bitkin, yatamn ze
rine yld. Korkum sk sk imgelemeye almt, ama an
cak o zaman neredeyse bir karde gibi Lincolnun son port
resine benzediini farkettim. leden sonra saat drde geli
yordu.
Beni duymas iin zerine eildim.
- nsan yllarn yalnz kendini etkilediini sanyor, ama
bakalar iin de geiyor yllar. Sonunda burada kar kar
286
ya geliyoruz ve bir zamanlar olanlarn bir anlam kalmad
n gryoruz.
Ben konuurken, paltosunun dmelerini zmt. Sa
eli ceketinin i cebindeydi. Bir ey bana dorulmutu ve bu
nun bir tabanca olduunu sezdim.
Kararl bir sesle bana seslendi:
- Evinize girebilmek iin, acmaya bavurdum. Artk
elimdesiniz ve ben balayc deilim.
Birka sz etmeyi denedim. Gl bir adam deilim, beni
yalnz szckler kurtarabilirdi.
- Uzun zaman nce bir ocua kt davrandm doru,
ama artk ne siz o ocuksunuz, ne de ben o kak. Ayrca, c
de balama kadar kurumlu ve glntr, demeyi baar
dm.
- Artk o ocuk olmadm iin sizi ldrmem gerekiyor
zaten, diye karlk verdi. Bu bir c deil, bir adalet eylemi
olacak. Borges, sizin benim sizi ldrmemi nlemek iin uy
durduunuz bahaneler, duyduunuz dehetin yaratt d
zenlerdir. Artk yapacak hibir eyiniz kalmad.
- Bir ey daha yapabilirim, diye yantladm.
- Nedir o? diye sordu.
- Uyanabilirim.
yle de yaptm.
287
Hi stor i a de l a Noche
1977
BR
B el h , Niapur, skenderiye; adn nemi yok. Bir kapal
ar, bir meyhane, rtl yksek grlklerle evrili bir av
lu, kuaklarn ehrelerini yinelemi bir nehir imgeleyebiliriz.
Tozlu bir bahe de imgeleyebiliriz, nk l pek uzakta de
il. Bir daire olumu ve bir adam konuuyor. Byk sar,
cin gibi gzleri, zeytin rengine alan teni ve harikalar srala
yan buruk sesi skmek hakk bize tannmad (krallklar ve
yzyllar oktur). O da bizi grmyor; an kalabalz. lk
eyh ile ceylann veya takma ad Denizci Sinbad olan u
Odysseusun yksn anlatyor.
Adam konuuyor ve elini kolunu oynatyor. skenderin
sabahlad geceler oyalanmak iin evresine toplad gece
rapsodlanndan biri olduunu, confabulatores nocturni so
yundan geldiini bilmiyor adam (bakalar bilecek). Bizim
iyilik perimiz olduunu bilmiyor adam (asla da renemeye
cek). Birka kii ve birka sikke iin konutuunu sanyor ve
yitmi bir gemite 1001 Gece Masall arm dokuyor.
291
K a pl a n
SALAM parmaklklarn te yannda, zarif ve lmcl, son
suz bir igcyle ykl gidip geliyordu ve biz hepimiz ona
bakyorduk. Bu sabah Palermodaki kapland ve Dou Kapla
n ve Blakein ve Hugonun kaplan ve Shere Khan idi, imdi
ki ve gelecekteki kaplanlard ve ayn zamanda arketip kap
land, nk onun durumunda, birey btn cinsi yanstr.
Biz kan dkc ve gzel olduunu dnyorduk. Norah,
kk bir kz, "Ak iin yaratlm" dedi.
292
Bi r Not
IRM yllk alma ve tuhaf servenden sonra, Laerteso-
lu Odysseus thakasna dner. Demir klla ve yayla hakl
cn alr. Dehet ve hayretler iinde kalan Penelopeia onu
tanma cesareti gsteremez ve snamak iin ikisinin, yalnz
ikisinin paylatklar bir gizeme antrmada bulunur: ilen
dii zeytin aac yere balad iin hibir lmlnn kml-
datamad evlilik dekleri. Odysseusun yirmi nc bl
mnde okuduumuz yk byledir.
Homeros, her eyin dolambal bir ekilde sylenmesi ge
rektiini bilmiyor deildi. Doal dilleri d olan Grekleri de
bilmiyor deillerdi. Aatan evlilik dei masal bir eit e
retilemedir. Kralie yabancnn kral olduunu anlad, onun
gzlerinde kendini grd zaman, aknda Odysseusun a
k onu bulduu zaman.
293
H k ml
KIAN caddelerden biri Andes veya San Juan veya Ber
mejo olabilir; hepsi bir. Gnbatmnn devinimsizliinde Eze-
quiel Tabares bekliyor. Bulunduu sokak kesinden, kim
senin dikkatini ekmeden, sokan ortasnda kalan conven-
tillonxm ak kapsn gzleyebilir. Sabrszlk etmiyor, ama
arada bir kaldrm deitiriyor ve hep ayn cretlinin, boa
zn yakmayan ve birka kurua satn ald ard ikisini
sunduu tenha dkkna giriyor. Sonra, yerine dnyor.
Chengonun, Matildeyi elinden alan Chengonun kmakta
gecikmeyeceini biliyor. Sa eliyle, kruvaze ceketinin altn
da, kol deliinde tad ban kabartsna hafife dei
yor. Uzun zamandr kadn anmsamyor; yalnz tekini d
nyor. Alak evlerin yoksul varln hissediyor: tel ka
fesli pencereler, balkonlar, deme tal veya toprak avlu
lar. Adam bunlar grmeyi srdryor. Kendi farkna var
madan, Buenos Aires, grltyle aan bir bitki gibi, evre
sini sard. Yeni evleri ve koca kaba otobsleri grmyor -
grmek ona yasak-, nsanlar iinden geiyorlar ve o bilmi-
294
yor. Bir ceza ektiini de bilmiyor. ini kin kaplyor.
Bugn, on haziran bin dokuz yz yetmi yedi gn,
bin sekiz yz doksan ylnn birka dakikasna hkml l
kabaday Ezequiel Tabaresin sa elinin parmaklan, sonsuz
bir akamda olanaksz bir baa hafife deiyor.
295
At
BALANGITAN beri bekleyen ova. Son eftali aalarnn
tesinde, sulara yakn, gzleri uykulu byk bir at, sabah
doldurur gibi. Bir ran minyatrndeki gibi boynu bir yay i
ziyor, yelesi ve kuyruu burga burga. Duruu dik ve g
venli, yaps uzun erilerden oluuyor. Chaucern tuhaf dize
sini anmsyorum: a very horsely horse. Hibir eyle karla
trlamaz ve yaknda deil, ama ok uzun boylu olduu belli.
imdiden le olmasndan baka bir ey yok.
At burada ve imdide, ama onda farkl bir ey var, nk
ayn zamanda MakedonyalI skenderin dndeki bir at o.
296
L a Ci fr a
1981
KTABIN EYLEM
KTPHANENN btn kitaplar iinde, Arapa yazlm,
bir askerin birka kuru karlnda Alcana de Toledoda sa
tn alm olduu ve Dou dilleri uzmanlarnn tanmadklar
veya yalnzca spanyolca deikesini bildikleri bir kitap var
d. Bu kitap bylyd ve kahince bir slpla bir adamn elli
yandan, 1614teki lmne dek yaptklarn ve syledikleri
ni anlatyordu.
Bu kitab bulma ans kimseye tannmayacak, nk al
tnc blmde okunabilecei gibi, askerin kiisel dostlan olan
bir rahip ve bir berberin buyurduklar nl yangnda yitip
gitti.
Adam kitab ellerine ald ve okumad, ama Arabn dle
dii yazgy titizlikle yerine getirdi ve yapmay srdrecek,
nk serveni bundan byle toplumlann uzun belleinin
bir parasna dnt.
Bu dlem gerekte bir Tannnn ardna den slmi
yetin alnyazs ilkesinden veya bize o korkun, Cehennemi
seme gcn tanyan czi iradeden daha da artcdr.
299
U yk usuzl uun k BiiMi
U y k u s u z l u k nedir?
Soru retorik; yantn da ok iyi biliyorum.
Gecenin yreinde kanlmaz an seslerinden ekinmek
ve onlarn saysn tutmaktr, yersiz bir byyle dzenli so
luk almaya abalamaktr, aniden dnen gvdenin arl
dr, gzkapaklarmn kaslmasdr, kesinlikle uyanklk ol
mayan ve yksek atee benzeyen bir haldir, yllar nce
okunmu paragraflardan paralar sylemlemektir, bakala
r uyurken yalanmaktan tr sululuk duymaktr, uyku
ya dalmak isteyip de uykuya dalamamaktr, varolmann ve
varolmay srdrmenin korkunluudur, gelecei kukulu
gn aarmasdr.
Uzun mrllk nedir?
Yetileri azalan bir insan gvdesinde olmann dehetidir,
elikten akrep ve yelkovanla deil, onluk yllarla llen bir
uykusuzluktur, denizlerin ve piramitlerin, eski kitaplklarn
ve hanedanlarn, demin grd tan skmlerinin arl
dr, bedenime, tiksindiim sesime, adma, bir anlar alkan-
300
lna, ilemeyi beceremediim spanyolcaya, bilmediim La
tince zlemine hkml olduumu bilmezden gelmemektir,
lme dalmak isteyip de lme dalamamaktr, varolmak ve
varolmay srdrmektir.
301
D sel Br yk n Not
^VlSCONSIN, Teksas veya Alabamada ocuklar savalk
oynuyorlar ve taraflar Kuzey ve Gneyi temsil ediyorlar. Ye
nilginin, tantanal zaferin haketmedii bir onur gizlediini
biliyorum (herkes biliyor), ama ayn zamanda, yzyldan faz
la sren ve btn bir ktaya yaylan bu oyunun, gnn birin
de zaman geersiz klacan, ya da Pier Damianinin dedii
gibi gemii deitireceini de canlandrabilirim,
Bylesine bir ey gerekleirse, oyunun belirsiz aknda
Gney Kuzeyi aalarsa, bugn tm arlyla gemie y
nelecektir ve Leenin adamlar 1863 Temmuzunun ilk gnle
rinde Gettysburgda galip kacaklardr ve John Donnem eli
ruhun gleri zerine yazd iiri tamamlayabilecektir ve
yal hidal go Alonso Quijano, Dulcineann akn tanyacak
tr ve Hastingsin sekiz bin Saksonu, Norvelileri ezdikleri
gibi, Normanlan da ezeceklerdir ve Pythagoras bir zamanlar
Euphorbusken kuand kalkan Argosun kemeraltnda
anmsamayacaktr.
302
An d r s Ar mo a
IILLAR ona, frsat ktka kulland, ama zahmeti gze al
madan kolayca eviremedii birka Guaranice szck brakt.
teki askerler onu benimsiyorlar, ama kimileri (hepsi de
il) onda bir eit farkllk hissediyorlar, sanki sapkn ya da
zndkm veya hastalklym gibi.
Bu itilme cann yeni erlerin ilgisinden daha az skyor.
ikiye ar dkn deil, ama her cumartesi gn biraz
sarho oluyor.
Bir anlamda yalnzln dolduran mateye alkn.
Kadnlar artk ondan holanmyor, o da aranmyor pek.
Doloresde bir olu var. Uzun zamandr hi haber alm
yor, mektuplamayan btn sradan insanlar gibi.
Byk syleilerin adam deil, yine de hep ayn szck
lerle, Juninle San Carlos arasndaki uzun yry anlat
maktan zevk alyor. Belki de olaylar unuttuu ve szckleri
ezbere bildii iin hep ayn szckleri kullanyor. Yata yok.
Kafasn eerine yaslayp uyuyor ve karabasann ne oldu
undan haberi yok.
303
Vicdan rahat. Emirleri yerine getirmekle yetiniyor.
eflerinin gveninin tadn karyor.
Boazkesen o.
lde grd gn aarmalarnn hesabn karm.
Boazlarn hesabn karm, ama ilkini ve yabann y
zn unutmayacak.
Asla rtbesi ykselmeyecek. Dikkati ekmemesi gerek.
Tarasnda, at terbiyecisiydi. Artk bir yaban atn bile
zaptetmekten aciz, ama atlar seviyor ve anlyor.
Bir Yerlinin dostu o.
304
B r D
RANIN ssz bir yerinde, alak saylabilecek, kapsz ve
penceresiz tatan bir kule var. Tek odasnda (taban toprak
tan ve daire biiminde) tahta bir masa ve sra bulunuyor. Bu
dngsel odada bana benzeyen bir adam anlamadm bir
yazyla uzun bir iir yazyor, bir baka dngsel hcrede bir
iir yazan bir adam zerine, bir baka dngsel hcrede bir
iir yazan bir adam zerine, bir baka dngsel hcrede...
Srecin sonu yok ve kimse tutsaklarn yazdklarn okumay
baaramayacak.
305
N i h o n
RuSSELLIN sayfalan arasnda, sonsuzluklarnn bitimine
kadar sayarak gitse de lmsz bir adamn eriemeyecei
engin saylar neren ve aratran ve dsel hanedanlarn ra
kam olarak brani alfabesi harflerini kullandklan btnlk
ler retisini, Mergenlehreyi aynmsadm. Bu nazik labirenti
kavramama izin verilmedi.
Tanmlar, belitler, nermeler ve gerekeler arasnda, i
lerinde yer ve zamann da bulunduu, bir szc sylemle-
diimiz veya dndmz zaman, sonsuz ve anlalmaz
dnyalarda sonsuz olgularn ayn anda olumas gibi sonsuz
zniteliklere sahip olan Spinozann sonsuz tzn aynmsa-
dm. Bu hassas labirenti kavramama izin verilmedi.
Verlaine gibi, ayrm renge yeleyen dalar arasnda,
antrmay ileyip, abartmay es geen yazda, su ve tan
ottan- daha az nem tamad bahelerde, asla bir kaplan
grmemelerine karn bize neredeyse arketipini verenlerin
boyadklan kaplanlarda, onur yolu bushi doda, kprler, sa
bahlar ve tapmaklar arasnda kllara duyulan zlemde, ne-
306
redeyse sessizlik olan bir musikide, ynlannn bas seslerin
de yzeyini ayrmsadm senin ey Japonya. Bu hassas labi
renti...
1870 ylna dor u, asla bir kap, bronzdan bir kap tok
ma ya da bir pencere grmemi pampa Yerlileri Junin k
lasna geldiler. Manhattann bize grnd gibi, onlara da
ok artc gelen bu nesnelere baktlar ve dokundular, son
ra gerisingeri llerine dndler.
307
L a Memor i a de Shakespear e
1984
25 A u s t o s 1983
KK istasyonun saatinde gece on biri getiini gr
dm. Otele kadar yryerek gittim. Daha nce de olduu
gibi, ok tandk yerlerin bize esinledii boyun eme ve ya
tma duygusuna kapldm. Geni giri kaps akt; kr
eviyse karanla gmlmt. Dalanda soluk aynalar sa
londaki bitkileri tekrarlyorlard. Garip bir ekilde, patron
beni tanmad ve kayt defterini uzatt. Altla balanm
dolmakalemi elime aldm, bronzdan mrekkep hokkasna
batrdm ve ak defterin zerine eilirken, o gecenin ba
ma getirecei birok beklenmedik olaydan ilki ortaya kt.
Benim adm, Jorge Luis Borges, orada yazlyd ve mrek
kep daha kurumamt.
- Odanza km olduunuzu sanyordum, dedi patron.
Sonra bana iyice bakt ve dzeltti:
- zr dilerim efendim. teki size ylesine benziyor ki,
ama siz ok daha gensiniz.
- Hangi odada kalyor? diye sordum.
- 19 numarada, oldu yant.
311
Korktuum da buydu zaten.
Kalemi braktm ve koarak merdivenleri trmandm. 19
numaral oda ikinci kattayd ve iinde bir trabzanla, anms
yorum, bir meydan banknn bulunduu ssz, yoksul bir av
luya bakyordu. Otelin en yksek odasyd. Direnci krlan
kapy atm. Avizeyi sndrmemilerdi. Acmasz n al
tnda kendimi grdm. Dar pirin yatakta srtm dnk, da
ha yal, zayf ve ok soluk haliyle ben oradaydm, gzler
yksek aldan silmelerde yitip gitmi. Ses bana geldi. Tam
olarak benimki deildi; sanrm anlarmda duymu olduum
sevimsiz ve renksiz sesti.
- Ne tuhaf, dedi, hem ikiyiz, hem de bir. Ama dlerde
hibir ey tuhaf deildir.
- Yani hepsi bir d m? diye sordum rkerek.
- Evet, kukusuz, benim son dm.
Eliyle, n dt masann mermeri stndeki ka
pakl bo ieyi gsterdi.
- Yine de bu geceye varabilmek iin daha ok d grmen
gerekecek. Senin iin hangi tarih bugn?
- Tam bilmiyorum, diye yantladm aknlkla. Ama dn
altm bir yan doldurdum.
- Uyankln bu geceye vard zaman, dn seksen drt
yan doldurmu olacaksn. Bugn 25 Austos 1983.
- Bunca yl beklemem gerekecek daha, diye mrldandm.
- Benim iin pek zaman kalmad artk, dedi aniden.
- Az sonra lebilirim, bilmediimde yitebilirim've benzer
le dlemeyi srdryorum. Aynalarn ve Stevensonun bana
verdii ypranm izlek.
Stevenson artrmann bilgilik taslama deil, bir ve
da olduunu anladm. Ben oydum ve anlyordum. En coku
dolu anlar, Shakespeare olmak ve unutulmaz cmleler yaz
mak iin yeterli deildir.
- Bunun bana geleceini biliyordum, dedim onu oyala
312
mak iin. Yllar nce yine ayn yerde, aa kattaki odalarn
birinde, bu intiharn yksnn msveddesine balamtk.
- Evet, diye yantlad ar ar, anlarn toparlamak is
termiesine. Ama balanty kuramyorum. O msveddede
Adroguye yaplan bir yolculuktan szetmitim ve Las Deli
cias otelinde, tekilere en uzak 19 numaral odaya km
tm. Orada da intihar etmitim.
- te bu yzden buradaym ben, dedim.
- Burada m? Hep buradayz biz. Burada, Maip Sokan
daki evde seni dlyorum. Burada bir zamanlar anneye ait
olan odada gidiyorum ben.
- Anneye ait olan, diye yineledim, anlamay iim isteme
yerek. Ben seni avlunun stndeki 19 numaral odada d
lyorum.
- Kim kimi dlyor? Ben seni dlediimi biliyorum,
ama bunun beni dlediini bilmiyorum. Adrogudeki otel
yllar nce, belki yirmi, hatta otuz yl nce ykld. Kim bilir?
- D gren benim, diye karlk verdim, biraz meydan
okuyarak.
- En nemli iin, d gren bir tek adamn m, yoksa bir-
hirlerini dleyen iki adamn m varolduunu aa kavu
turmak olduunu anlamyorsun.
- Ben Borgesim, senin adn kayt defterinde grp odaya
kan.
Borges benim ve Maip Sokanda lm deindeyim.
Bir sessizlik oldu, sonra teki bana:
- Hadi kantlamay deneyelim, dedi. Yaammzn en kor
kun an hangisiydi?
Ona doru eildim ve ikimiz ayn anda konutuk. kimi
zin de yalan sylediini biliyorum.
Zayf bir glmseme yalanm ehreyi aydnlatt. Bu g
lmsemenin bir anlamda benimkini yansttn sezdim.
- Yalan syledik, dedi bana, nk kendimizi tek deil,
313
iki kii duyuyoruz. Gerek olan hem iki, hem de tek olduu-
muzdur.
Bu konuma beni kzdryordu. Bunu belirtip, sordum:
- Ya sen, 1983teki, nmde kalan yllar hakknda bana
bir eyler anlatmayacak msn?
- Ne anlatabilirim sana, zavall Borges? Artk altn
uursuzluklar tekrarlanacak. Bu evde tek bana kalacaksn.
Harfsiz kitaplara ve Swedenborgun ereveli kabartmasna
ve zerinde Birleiklerin Ha bulunan tahta tepsiye doku
nacaksn. Krlk karanlk deil, yalnzln bir biimidir. z
landaya yeniden gideceksin.
- Ey zlanda! Ey denizler zlandas!
- Romada ad, herkesinki gibi, suya yazl olan Keatsin
dizelerini tekrarlayacaksn.
- Romaya hi gitmedim.
- Daha baka eyler de var. En iyi iirimizi yazacaksn,
bir at olacak.
- Onun lmne mi? dedim. Ad syleme yreklilii gs
teremedim.
- Hayr. O senden daha ok yaayacak.
Bir sre sessiz kaldk. Sonra srdrd:
- Uzun zaman dlediimiz kitab yazacaksn. 1979 yl
na doru, szde yaptnn bir dizi msveddeden, eitli ms
veddelerden te bir ey olmadn anlayacaksn ve sama ve
boinanlara dayanan dev eserini yazma eiliminden vazge
eceksin. Goethenin Faustnnnn, Sal ammb'nun, Ulyssesin
esinledii boinantan sz ediyorum. nanlmaz bir ekilde
bir sr sayfa doldurdum.
- Sonunda da baarszla uradnn farkna vardn.
- Daha da beter. Szcn bunaltc yolunda ustalkl bir
eser olduunu kavradm. yi amalarm ilk sayfalardan ileri
gitmiyordu; tekilerdeyse labirentler, baklar, kendine bir
imge yaratan adam, kendine gerek adam yaratan yans, ge-
314
elerin kaplan, kanlarn dkld savalar, kr ve uursuz
Juan Murana, Macedonionun sesi, llerin trnaklarndan
yaplma gemi, le sonralarnda tekrar edilen eski ngilizce
vard.
- Bu mze bana pek bildik geliyor, diye belirttim ironiyle.
- Ayrca sahte anlar, simgelerin ikili oyunu, uzun srala
malar, yavanln iyi kullanm, eletirmenlerin sevinle bul
guladklar kusurlu simetriler, her zaman uydurma olmayan
alntlar.
- Bu kitab yaynladn m?
- Pek inan duymadan, belki atee atarak yoketmek gibi
iler acs bir amala oyalandm. Madridde bir takma ad al
tnda yaymlayarak noktaladm. Etrafta, kusuru Borges ol
mamak ve rneinin yalnz d grnmn yineleyen, Bor-
gesin beceriksiz bir Borges taklidinden szediliyor.
- Bu beni hi artmad, dedim. Her yazar kendinin en
az akll izleyicisi olur kar sonunda.
- Bu kitap, beni bu geceye getiren gezintilerden biriydi.
tekilere gelince... htiyarln alaltmas, her gn oktan
yaam olma inanc...
- O kitab yazmayacam, dedim.
- Yazacaksn. u anda imdiki zaman olan benim szck
lerim, azmdan kar kmaz bir dn bellei olacaklar.
Kesin tonu beni rahatsz etti, derslerimde kullandmdan
farkl deildi kukusuz. Bylesine birbirimize benzememiz ve
lmn yaknlnn ona salad cezasz kalma frsatn kul
lanmas beni rahatsz etti. Karlk vermek istedim.
- Bu kadar emin misin leceinden?
- Evet, diye yantlad. Asla duymadm bir yumuaklk
ve bir yatma hissediyorum. letebilmem olanaksz. Btn
szler paylalm bir deneyim gerektirir. Sana bir eyler
syledike bu denli rahatsz grnmen niye?
- nk ar derecede birbirimize benziyoruz. Benimki
315
nin karikatr olan ehrenden nefret ediyorum, Benimkinin
taklidi olan sesinden nefret ediyorum, benim olan dokunakl
szdiziminden nefret ediyorum.
- Ben de, dedi teki. te bu yzden areyi intihar etmek
te buldum.
Kr evinin damnda bir ku tt.
- Bu sonuncusu, dedi teki.
Bir el hareketiyle beni yanna ard. Eli benimkini ara
d. Geri ektim; ikisinin birbirine karacandan korktum.
- Stoaclar yaamdan yaknmamz gerektiini retirler;
zindann kaps aktr. Hep byle anladm, ama tembellik ve
tabanszlk asla yakam brakmad. Birka gn nce leyin
La Platada Aeneidin VI. Kitab zerine bir konuma yapyor
dum. Alt ll bir dizeyi vurgulaya vurgulaya sylerken, yo
lumun hangisi olduunu anladm anszn. Bu karan verdim.
O andan sonra, kendimi yara almaz hissetmeye baladm. Be
nim yazgm senin olacak, Latince ve Vergiliusun orta yerinde
ani anlama gelecek sana da ve o zaman iki ayr zamanda ve
iki ayr yerde geen bu garip kahince syleiyi btnyle
unutmu olacaksn. Uykuna dndnde sen benim yerimde
bulunacaksn ve sen de benim dm olacaksn.
- Unutmayacam ve yarn kda dkeceim.
- Belleinin derinliklerinde, dlerin gelgitinin altnda ka
lacak. Yazacan zaman da, dsel bir yk rdne inana
caksn. Yann olmayacak, yine de senin nnde uzun yllar var.
Konumas durdu, lm olduunu anladm.
Bir anlamda, ben de onunla birlikte ldm; i skntsyla
yastn zerine eildiimde kimse kalmamt bile.
Odadan katm. Darda ne avlu, ne mermer merdiven
ler, ne sessiz byk ev, ne okalipts aalan, ne heykeller,
ne kk meydan, ne emeler, ne de Adrogue kyndeki kr
evinin demir parmaklkl giri kaps vard.
Darda beni baka dler bekliyordu.
316
M a v K a pl a n l a r
BlA K EN nl bir sayfas kaplan ldayan bir ate ve K-
tnn arketipi diye betimler; ben, onu korkun zarifliin bir
simgesi diye tanmlayan Chestertonun cmlesini yeliyo
rum. Buna karn, kaplann, yzyllardr insan imgelemini
kurcalayp duran u biimin z olabilecek bir tek szck
yoktur. Kaplan beni her zaman ekmitir. Daha ocukken,
Hayvanat Bahesinde yalnz bir kafesin nnde taklp ka
lrdm: tekiler beni hi ilgilendirmezdi. Ansiklopedileri ve
Hayat Bilgisi kitaplarn ierdikleri kaplan resimlerine gre
deerlendirirdim. J ungl e Books bana anlandnda, Shere
Khann, kaplann, kahramann dman olduunu ren
mek hi de houma gitmedi. O zamandan beri, bu garip sevgi
asla peimi brakmad. elikili avc olma isteimden ve s
radan insanca deiimlerden yara almadan kt. Az zaman
nce -tarih bana uzak gibi geliyor, aslnda deil- Lahor ni-
versitesindeki gnlk grevlerimle sakin bir ekilde yaayp
gidiyordum. Bat ve Dou mant profesrym ve pazar
gnlerimi Spinozann eserleri zerine bir seminere adyo
317
rum. skoyal olduumu eklemeliyim; yani beni Aberdeen-
den Pencapa kaplan sevgisi getirdi. Yaammn ak ok s
radand, dlerim hep kaplanlarla doluydu. (imdiyse baka
biimlerle dolu.)
Bana bugn ok uzaklarda kalm gibi gelen bu olaylar
birok kereler anlattm, ama itirafmn gerei, bir kez de bu
rada tekrarlyorum.
1904 ylnn sonuna doru, Ganjm delta blgesinde, cin
sin mavi bir trnn kefedildiini okudum. Daha sonra da
telgraflar, bildik elikiler ve kartlklarla, haberi dorula
dlar. Eski akm yeniden alevlendi. Renk adlarndaki al
lagelen belirsizlii gznne alarak, bir yanllktan phe
lendim. zlanda dilinde, Etiyopyann adnn "Baland" oldu
unu, bunun da hem Mavi Toprak, hem de Kara Toprak an
lam tadn anmsadm. Mavi kaplan pekl kara panter
olabilirdi. izgilerden ve Londra basnnda kan, besbelli
uydurma, gm eritli mavi kaplan resminden hi sz edil
miyordu. izim bana gerekten ok, bir armay andryordu.
Bir dte, asla grmediim ve anlatacak uygun bir szck
bulamadm bir mavilikte kaplanlar grdm. Hemen hemen
siyah olduklarn biliyorum, ama bu zel durum, tm ayrnt
lar kestirmemiz iin yeterli deil.
Aylar sonra, bir meslekdam bana, Ganjn ok uzak bir
kynde, mavi kaplanlardan szedildiini syledi. Bu haber
beni artmad deil, nk bu yrede kaplanlara az rast
landn biliyorum. Yeniden mavi kaplan dledim, gr
kemli glgesini kumlu topraa yanstarak ilerliyordu. Bu k
ye doru -daha ilerde aydnlatmay deneyeceim nedenler
den tr adn sylemekten kanyorum- bir yolculua gi
rimek iin tatili frsat bildim.
Yamur mevsiminin sonunda oraya vardm. Ky, bana
yksekten ok, geni gibi grnen bir tepenin eteine sn
mt; koyu kahverengi bir cengelle evrilmi ve tehdit edil
318
miti. Servenimdeki bu kk ky Kiplingin sayfalarndan
birinden kmadr kukusuz, nk bu sayfalar btn Hindis
tan ve bir anlamda da btn dnyay ierirler. Sazdan nazl
kprlerin zerinden at hendein kulbeleri ancak koru
duunu aktarmam yeterli herhalde. Gneyde bataklklar ve
eltik tarlalar, adn asla renemediim amurlu bir nehrin
akt kk bir arazi, sonra yeniden cengel uzanyordu.
Ahali, Hindu dinindendi. ngrdm bu olgu pek hou
ma gitmedi. Her ne kadar slmiyet, biliyorum, Yahudilik-
ten kaynaklanan inanlarn en yoksuluysa da, Mslman
larla hep daha iyi anlammdr.
Hindistann insanlarla kaynadn hissederiz; kyde
hissettiimse ormann kaynad ve neredeyse kulbelerin ta
diplerine kadar girdiiydi. Gn bunaltcyd ve geceler serin
lik getirmiyordu.
Yallar beni ho karladlar ve onlarla belirsiz sayg gs
terilerinden oluan bir syleiye koyuldum. Yerin yoksullu
undan daha nce szettim, ama her insann, vatannn esiz
bir ey barndrd dncesiyle hareket ettiini de biliyo
rum. Kirli evleri ve bunlardan daha az pis olmayan yiyecekle
ri inceledim Ve bu blgenin nnn Lahora dek yayldn
syledim. Adamlarn yzleri deiti; o zaman gaf yaptm ve
bunu bir an nce onarmam gerektiini sezdim. Bir yabancyla
asla paylamayacaklar bir gizleri olduunu kavradm. Belki
de Mavi Kaplan kutlu sayyorlard ve benim atak szlerimin
saygszlk ettii derin bir ballk duyuyorlard.
Ertesi gn bekledim. Pirin tketilip, ay iildikten son
ra konuyu atm yeniden. nceki gnn sakarlna karn,
ne olduunu anlamadm, anlayamadm. Hepsi bana akn
lkla, nerdeyse korkuyla bakyorlard, ama onlara garip post
lu yrtc hayvan yakalamak amacn gttm syleyince,
beni rahatlayarak dinlediler. Biri kaplan cengelin ucunda
grdn syledi.
319
Beni geceyans uyandrdlar. Olann biri, bir keinin
aldan katn ve ardna dnce de, nehrin te yakasnda
mavi kaplan grdn bildirdi. Yeniayn nda renginin
tam olarak seilemeyeceini dndm, ama hepsi anlatla
n doruladlar ve ozamana kadar hi konumayan biri ken
dinin de grdn aklad. Tfeklerle dar ktk ve cen
gelin karanlnda yitip giden koca bir kedi grdm, ya da
grdm sandm. Keiyi bulamadlar, ama onu gtrenin
benim mavi kaplanm olmamas da pekl mmknd. Co
kuyla bana birok izi iaret ettiler, doal olarak bunlar hibir
eyi kantlamyordu.
Byle geen birok geceden sonra, bu uydurma alarmla
rn bir grenek oluturduunu anladm. Daniel Defoe gibi,
bu yerin adamlar duruma uygun izler icat etmekte ok us
taydlar. Kaplan herhangi bir zaman, Gneydeki eltik tar
lalarnda veya Kuzeydeki bataklklarda ortaya kabiliyor
du, ama ok gemeden gzleyicilerin kuku verici bir dzen
iinde sralandklarn farkettim. Benim varm, hi dei-
meksizin kaplann tam kat ana denk geliyordu. Her za
man bana bir iaret ve birka tahribat gsteriyorlard, ama
sonuta skl bir insan yumruu bu kaplan izlerinin sahtesi
ni brakabilir. Bazen gerekten l bir kpek grdm. Bir do
lunay gecesi, tuzak yemi olarak bir kei kullandk, ama gn
aarncaya dek bo yere bekledik durduk. Balangta, bu
gnlk masallarn, bana yiyecek sattklar ve baz ev ileri
mi yaptklar iin, kalmamdan honut olan ky sakinlerinin,
bu sreyi uzatmak amacyla dzenledikleri bir plana uydu
unu dndm. Bu varsaym dorulamak iin, onlara kap
lan daha aadaki bir yrede aramaya niyetli olduumu a
tm. Hep bir azdan karanm onaylamalar beni artt. Yi
ne de, ortada bir giz olduu ve hepsinin benden ekindii
inancn srdrdm.
Eteinde kyn kurulu olduu aal tepenin pek yksek
320
olmadn daha nce belirtmitim; bir yayla budamt onu.
te yanda, Bat ve Kuzeye doru, cengel srp gidiyordu.
Tepenin yokuu pek dik olmadndan, bir gn leden sonra
trmanmay nerdim. Saf szcklerim onlar byk acya
bodu. lerinden biri, yamacn ok sarp olduunu haykrd.
En yallar, byk bir ciddiyetle, tasarmn gereklemesi
nin olanakszln belirtti. Tepenin doruu kutsald, byl
engeller ulam yasaklyorlard. Ayak basma yrekliliini
gsteren lmllerse, kendilerini Tanry grme ve deli ya
da kr olma tehlikesine atyorlard.
stelemedim, ama gece herkes uykudayken, kulbeden
dar szdm ve ses karmadan kolay yokuu trmandm.
Yol yoktu ve allar beni engelledi.
Ay ufuktayd. Byk bir dikkatle, sanki gnn nemli,
gnlerimin en nemlisi olacan sezmi gibi, her eyi byk
bir dikkatle gzledim. Sk yapraklarn bazen nerdeyse siya
ha kaan koyu tonlarn hl anmsyorum. Ayn parlakl
solgundu ve ormanlarla evrili bu alanda hibir ku tm
yordu.
Yirmi otuz dakika sren trmantan sonra, yaylann top
rana ayakbastm. Eteindeki boucu kyden daha serin ol
duunu dlemem hi de g olmad. Henz dorua deil,
pek geni saylmayacak bir eit taraaya ulatm farket
tim; cengel, dan yamacnda, trmanmay srdryordu.
Kendimi zgr hissettim, kydeki gnlerim tutsaklkm gibi
geliyordu. Ky sakinlerinin beni aldatmak istemelerinin ne
mi yoktu; bir anlamda daha birer ocuk olduklar duygusuna
kapldm.
Kaplana gelince... Tm bu yoksunluklar merakm ve
inancm krletmiti, ama kurulmu makine gibi izleri ara
may srdryordum.
Yer atlak ve kumluydu. Pek derin olmayan ve baka bir
ok yara blnerek dallanp budaklanan yarklardan birin
321
de bir renk ayrt ettim. nanlmaz bir ekilde, dlerimdeki
kaplann mavisiydi. Aman Tanrm, keke grmez olaydm.
Dikkatle inceledim. Yark hepsi ayn boyda, yuvarlak, kay
gan ve kk apl akltalaryla doluydu. Dzenlilikleri on
lara yapay bir hava veriyordu, fie benziyorlard.
Eildim, elimi yarktan ieri kaydrdm ve birka tanesi
ni kardm. ok hafif bir titreme duydum. Bir avu ta,
iinde bir makas ve Allahabad haritas bulunan sa cebime
koydum. Hesapta olmayan bu iki nesne ykmde nemli bir
yer tutuyorlar.
Kulbeye dnnce, ceketimi kardm, yataa uzandm
ve kaplan dlemeye baladm. Dmde, yeniden hem kap
lanm, hem de yayla talarnn rengini grdm. Tepedeki
gne yzme vurduunda uyandm. Yataktan kalktm. K
k makas ve harita, yuvarlan almamda glk karyordu.
nce bir avu dolusu kardm ve iki katnn daha geride
kaldn hissettim. Bir eit gdklanma, ok hafif bir kpr-
danma elimi terletti. Anca, iinde otuz krk yuvar olduunu
grdm. On taneden az aldma yemin edebilirdim. Elimde
kileri masaya brakp, tekilere uzandm. oaldklarn an
lamak iin saymama gerek kalmad. Hepsini bir yn halin
de topladm ve tek tek saymaya kalktm.
Bu basit ilemin olanakszl ortaya kt. Rasgele birini
baparmamla iaretparmam arasna alyor ve gzlerimi
ayrmadan bakyordum ve tek bana kaldnda oalyor
du. Ateim var m diye denetledikten sonra, ayn ie yeniden
birok kez balyordum. Edepsiz mucize tekrarlanyordu.
Ayaklanm ve gbeim yor, dizlerim titriyordu. Ne kadar
zaman getiini bilmiyorum.
Hi bakmadan yuvarlar tek yn halinde toparladm ve
pencereden dan savurdum. Tuhaf bir rahatlamayla, sayla
rnn azaldn hissettim. Vargcmle kapy kapattm ve
yatan zerine yldm. Tam tamna olaydan nceki duru
322
uma dnmeye abalayarak, her eyin bir dten te olmad
na inandrmaya uratm. Yuvarlar unutabilmek ve za
man herhangi bir ekilde doldurmak amacyla, Etikann se
kiz tanmn ve yedi aksiyomunu ar bir kesinlikle ve yk
sek sesle tekrarladm. Bana yardmlar dokundu mu bilmiyo
rum. Anszn bir grlt duyduumda, bu eytan kovmaca
almalarna iyice dalmtm. gdsel olarak, kendi kendi
me konutuumu duymalarndan korktum ve kapy atm.
En yallar, Bagvan Dassd. Bir saniyede, varl beni
gnlk yaama geri getirir gibi oldu. Dar ktk. Yuvarla
rn kaybolduklar umudunu tayordum, ama hl orada, ye
re salm duruyorlard. Ka taneydiler acaba?
htiyar nce onlara, sonra bana bakt.
- Bu talar buradan deil, yukardan geliyorlar, dedi ken-
dininkine benzemeyen bir sesle.
- yle, diye karlk verdim. Biraz meydan okuyarak, ta
lan yaylada bulduumu ekledim, ama hemen ardndan, ak
lamada bulunmaktan utan duydum. Bagvan Dass, bana
pek aldrmadan, bylenmicesine gzlerini talardan ala
myordu. Toplamasn buyurdum. Kmldamad.
O zaman tabancam ekip, yksek sesle emri tekrarlad
m itiraf etmek ok canm skyor.
Bagvan Dass kemkm etti:
- Karna kurun, ele mavi tatan iyidir.
- dlein tekisin sen, dedim.
Sanrm ben de az rkm deildim, yine de gzlerimi
kapadm ve sol elimle, bir avu ta topladm. Tabancay tut
may srdrerek, teki ak avuca braktm. Saylar ok da
ha fazlayd.
Pek farkna varmadan, yava yava bu dnmlere al
mtm. Beni Bagvan Dassn lklarndan daha az artt
lar.
- oalan ta bunlar. imdi ok saydalar, ama deichi
lirler. Dolunay biimindeler ve u mavi renk yalnz dlerde
grlr. Babalarmn babalar glerinden sz ederken yalan
sylemiyorlard.
Btn ky halk evremizi sarmt.
Kendimi bu harikalarn bysel sahibi gibi hissettim.
Genel rknt karsnda, yuvarlan topluyor, havaya kald
ryor, yere brakyor, ortala sayor, garip bir ekilde oal
dklarn veya azaldklann gryordum.
Kalabalk, hayret ve dehetle iitiyordu. Erkekler, kanla
rn bu mucizeye bakmaya zorluyorlard. Biri gzlerini koluy
la rtyor, bir bakas gzkapaklarn skyordu. Oyuncak di
ye elleyen mutlu bir ocuun dnda, kimse yuvarlara do
kunma cesaretini gsteremedi. O anda, bu kargaann by
y bozduunu sezdim. Olabildiince yuvar topladm ve ku
lbeye -dndm.
Belki de, hl sonu gelmeyen mutsuz bir dizinin ilki olan
o gnn geri kalann unutmay denedim. Kesin olan, anm-
samadmdr. Karanlk basarken, zlemle nceki gn d
ndm: zel bir mutluluk duymamtm, nk tekiler gi
bi, o gn de kaplan saplantsyla ykl gemiti. Bu imgenin
ardnda bannmay dilemitim, dn g dolu, bugn anlam
sz. te o zaman, mavi kaplan bana Romalnn, ok geme
den Avustralyada bulgulanan kara kuusu kadar zararsz
grnd.
Daha nce yazdm notlar gzden geirirken, nemli bir
yanlgya dtm farkettim. Haksz yere ruhbilimsel de
nen iyi ya da kt edebiyatn verdii alkanlkla yoldan
kp, byfluumu tarih srasna gre dzenlemeye altm. Yu-
varlann korkun nitelii zerinde durmam daha yerinde
olurdu.
Bana ayda tek boynuzlu atlann yaad sylense, d
ncemi belirtirdim. Buna karn, alt yedi tek boynuzlu atn
ayda ettii sylense, hemen bunun olanaksz olduunu
324
dorulardm. art birin drt ettiini anlayana, bozuk para
larla veya parmaklarla, satran piyonlaryla veya kalemlerle
kant gerekmez. Anlar, bu da yeterlidir. Baka bir say tasar
lamas mmkn deildir. Kimi matematikiler art birin
drtle esz olduunu, drt demenin bir baka ekli olduunu
ileri srerler... Yeryzndeki btn insanlar arasnda, insan
mantnn bu temel yasasna aykr den yegne nesneleri
bulgulamak bana, ben Alexander Craigieye nasip oldu.
Balangta, delirmekten korkuyordum, zamanla sanrm
ldrmay yelerdim, nk kiisel sanrlarm, l evrenin
balca bileenlerinden birine dntren bu korkun kant
tan daha az nemliydi. veya bir, iki veya ondrt ederse,
mantk lgnlk olur.
Talar dleme alkanl edinmem de bu dneme rast
lar. Her gece d grmyor olmam, bana bir umut prlts
gibi geliyordu, ama bu da ok gemeden dehete dnt.
D, aa be yukar hep aynyd. Ba korkulu sonunun
habercisiydi. Bir trabzan ve sarmal inen demir basamaklar,
sonra dikine kesilen baka merdivenlere, demirci ocaklarna,
ar asma kilitlere, zindanlara, bataklklara gmlen bir
mahzen veya birok mahzen. zde, her zamanki yarklarn
da talar, ayn anda hem Behemoth, hem Leviathan olan,
Kutsal Kitapta Tanrnn mantkszln simgeleyen hay
vanlard. Titreyerek uyanyordum ve talar ayn yerde, ek
mecenin iinde, deimeye hazr buluyordum.
Ky sakinlerinin bana kar tutumlan deimiti. Mavi
kaplanlar diye adlandrdklar yuvarlardaki tanrsallk biraz
bana da bulamt, ama beni tepenin kutsallna saygsz
lk etmekle de suluyorlard. Gndz ve gece, her an tannlar
beni cezalandrabilirlerdi. Ne bana saldrmaya, ne de eylemi
mi knamaya cesaret ediyorlard, ama hepsinin tehlikeli bir
ekilde klece davrandklann farkettim. Yuvarlarla oyna
yan ocuu grmeye gitmedim. Zehirlenmekten veya srtma
bir haner saplanmasndan ekiniyordum. Bir sabah, tan s-
kmnden nce, kyden katm. Herkesin beni kolladn
biliyordum ve kam onlar rahatlatacakt. O ilk sabahtan
sonra, bir daha kimse talar grmek istememiti.
Lahora dndm. Kesemde bir avu yuvar bulunuyordu.
Kitaplarmn yaratt bildik ortam, aradm yatmay sa
lamad bana. Bu gezegenin stnde kinlendiim bir kyn,
cengelin, yaylayla dikenli eimin, yaylann zerinde kk
yarklarn, yarklarn iinde de talarn varolduunu biliyor
dum. Dlerim birbirine benzemez bu eyleri kartryor ve
oaltyordu. Ky talard, cengel bataklkt, bataklk da cen
gel.
Dostlarmdan kayordum. nsan bilimini temelinden
sarsan bu korkun mucizeyi onlara gsterme drtsne ka
plmaktan ekiniyordum.
eitli deneyimler yaptm. Yuvarlardan birine, ha eklin
de bir entik attm. Bunu tekilerin arasna srdm ve bir iki
dnm sonunda, yuvarlarn says artmasna ramen, kay
bettim. Bir ucunu yay biiminde trplediim bir baka yuvar
da ayn ekilde kayboldu. Bir zmbayla, birinin ortasn delip
deneyimi tekrarladm. Bir daha dnmemecesine kayboldu git
ti. Ertesi gn, hala iaretlenmi yuvar, yoktaki yolculuun
dan geri geldi. Talan yutan, sonra da zamanla, birbiri ardna
geri veren, akl ermez yasalara veya insanlkd bir isteme
boyun een uzay, ne mene gizemli bir uzayd acaba?
Matematiin znde de rastlanan ayn dzen arzusuyla,
bu usa aykm dourgan talarn oluturduu matematiksel
sapnta arandm durdum. nceden kestirilemeyen deike
lerine bir yasa bulmak istedim. Gnlerimi ve gecelerimi, de
iimlerin bir istatistiini karmaya adadm. Bu almalar
dan, gereksiz bir sr sayyla ykl, birok defter sakladm.
Yntemim yleydi: Gzlerimle taneleri sayp, not ediyor
dum. Sonra ikiye ayrp, masann zerine yayyordum. O za
326
man da her yndaki taneleri sayyordum, deftere not edip,
ileme yeniden balyordum. Dnglerde bir dzen veya her
hangi gizli bir ama aray anlamsz kald. En fazla tane sa
ys 419 kt; en az ise 3. Bir an geldi, hem yokolmalarn
umuyor, hem de bunun gereklemesinden ekiniyordum. Bu
deneyimlerden az sonra, dierlerinden ayr bir yuvarn oa-
lamadn ve kaybolmadn farkettim.
Doal olarak, drt ilem, toplama, karma, arpma ve
blme olanakszd. Talar aritmetie ve olaslk hesaplarna
bakaldryorlard. Krk yuvar blnnce dokuz olabilirdi;
dokuzu da blnnce yz yapabilirdi. Arlklar ne ka
dard? Bilmiyorum. Hibir tartnn yardmna bavurmadm,
ama arlklarnn ayn ve hafif olduundan emindim. Renk
leri de hep ayn maviydi.
Bu altrmalar, ldrmam nledi. Matematik bilimini
ykan talar kartrrken, birden ok kez, ilk rakamlar olan
ve birok dile "kalkl" szcn brakan Yunanlnn tala
rn dndm. Kendi kendime, matematiin k noktas
nn ve imdi de sonunun talarda bulunduunu syledim.
Eer Pythagoras bunlarla alm olsayd...
Bir ayn sonunda, kaosun iinden klmazhn kavra
dm.
Uysallamayan yuvarlar hep oradaydlar, bununla bera
ber onlara dokunma, o gdklanmay yeniden duyma, onlar
savurma, oalmalarn veya azalmalarn grme, tek ve ift
lere gzlerimi dikme arzusu da gemiyordu. Nesnelere, zel
likle onlan ellemekte direnen parmaklara sayrlk bulatr
malarndan ekinmeye baladm.
Gnler boyunca, kendimi yalnzca talar dnmeye
zorladm, nk unutmann yalnzca anlk olacan ve s
kntm sonradan yeniden bulgulamann dayanlmazlnn
bilincindeydim.
10 ubat gecesini uykusuz geirdim. Beni tan skmne
327
dek getiren uzun bir gezintinin sonunda, Vezir Han Camii-
nin kemerlerinin altnda yolumu yitirdim. In renklerini
henz aa vurmad saatti. Avluda kimsecikler yoktu. Ne
denini bilmeksizin, ellerimi sarncn suyuna daldrdm. Ca
miin ortasndaki alana gelince, Tanr ve Allahn ayn kavra
nlmaz Varlkm iki ad olduunu dndm ve yksek sesle
beni ykmden kurtarmasn diledim ondan. Hi kprdama
dan bir yant bekledim.
Hi ayak sesi duymadm, ama ok yaknmdan bir ses ba
na:
- te buradaym, dedi.
Dilenci yambamdayd. Alacakaranlkta bir sark, feri
kam gzler, zeytin renkli ten ve kr sakal setim. Pek
uzun boylu deildi.
- Sadaka, Yoksullarn Koruyucusu.
Ceplerimi arandm ve karlk verdim.
- Metelik yok zerimde.
- Fazlasyla var, oldu yant.
Talar sa cebimdeydi. Birini karp, avcunun ukuruna
braktm. Hi ses duyulmad.
- Hepsini bana verebilirsin, dedi. Hepsini vermeyen, hi
vermemi saylr.
Anladm.
- Sadakamn tehlikeli olabileceini bilesin, dedim.
- Belki de bu sadaka bana balanan tek sadakadr. G
nah iledim ben.
Btn talan avcunun ukuruna braktm. Denizin dibi
ne der gibi, hi ses karmadan dtler.
- Sadakann ne olduunu daha bilmiyorum, dedi bana,
ama benimki tehlikelidir. Seni brakyorum burada, gnler
ve gecelerle, bilgelikle, alkanlklarla, dnyayla.
Kr dilencinin ayak seslerini duymadm, alacakaranlkta
yitip gitmesini de grmedim.
328
P a r a c el s u s u n G l
De Quincey: Writings, XIII, 345
YERALTINDA iki odadan oluan ateyesinde, Paracelsus
Tanrsna, belirsiz Tanrsna, herhangi bir Tanrya, kendi
ne bir renci gndermesi iin yakard. Akam oldu. Ocakta,
zayf bir ate eri br glgeler yanstyordu. Demirden
lambay yakmak iin ayaa kalkmak byk bir g harca
may gerektiriyordu. Yorgunluktan dalgn den Paracelsus,
dua etmeyi unuttu. Kapya vurulduunda, gece tozlu imbik
leri ve kazan silmiti. Adam, yar uykulu, kalkt, ksa sar
mal merdiveni trmand ve kap kanatlarndan birini arala
d. eri bir yabanc girdi. O da ok bitkin grnyordu. Pa
racelsus ona bir sra gsterdi; teki oturdu ve bekledi. nce
leri hi ses karmadlar.
lk konuan usta oldu:
- Batnn ve Dounun yzlerini anmsarm, dedi biraz
abartyla. eninkini anmsamyorum. Kimsin ve benden ne
istiyorsun?
- Admn nemi yok, diye karlk verdi teki. Evine vara
bilmek iin gn, gece yrdm. rencin olmak istiyo-
329
rum. Btn servetimi yanmda getirdim.
Bir kese kard ve sa eliyle masann stne boaltt.
Sikkeler oktu ve hepsi altndand. Paracelsus, lambay yak
mak iin srtn ona dnmek zorunda kald. Geri dndn
de, sol elinde bir gl grd. Gl onu kayglandrd.
One eildi, parmaklarnn ucunu birletirdi ve konutu:
- Benim btn cisimleri altma eviren ta yourabilece-
imi sanyorsun ve bana altn sunuyorsun. Aradm altn
deil ve altnn senin iin nemi varsa, asla benim rencim
olamazsn.
- Altn beni ilgilendirmiyor, diye yantlad teki. Bu para
lar benim renme arzumun bir kantndan te deil. Bana
Byk Eseri retmeni istiyorum. Taa giden yolda sana e
lik etmek istiyorum.
- Yol, Tan kendisidir, dedi Paracelsus ar ar. Ta
k noktasdr. Eer bunu anlamyorsan, henz anlamaya
balamamsn demektir. nk ama admlarnn her birin-
dedir.
teki gven duymayan bir edayla bakt. Farkl bir sesle:
- Peki bir ama var m? diye sordu.
Paracelsus glmeye balad.
- Saylan aptallardan az olmayan kovculanm tersini id
dia ediyorlar ve beni bir dzmeci olmakla suluyorlar. Onlar
hakl bulmuyorum, ama bunun bir yanlsama olmas da
mmkn. Bildiim, bir Yolun "varolduudur."
Bir an sessizlik oldu.
- Yolu seninle birlikte amaya hazmm, dedi teki, uzun
zaman yolculuk etmek zorunda kalsak bile. Brak l ben
geeyim. Yldzlar varmama kar ksalar bile, brak kutsal
topra uzaktan greyim. Ama bu yolculua koyulmadan n
ce, bir kant istiyorum.
- Ne zaman? dedi Paracelsus kaygyla.
- Hemen, diye yantlard renci, ani bir kararllkla.
330
Syleiye Latince balamlard, imdi ise Almanca konu
uyorlard.
Delikanl gl havaya kaldrd.
- Hnerin ve sanatnla bir gl yakabilecein, sonra da
kllerinden diriltecein syleniyor. Bu mucizeye tank olma
ma izin ver yleyse. te senden istediim, sonra yaamm
sana vereceim.
- ok safsn, dedi usta. Safln iime yaramaz; ben inan
istiyorum.
- Ben saf olmadm iin gln yokoluunu ve diriliini
kendi gzlerimle grmeyi arzu ediyorum, diye steledi teki.
Paracelsus, gl eline almt ve konuurken bir yandan
da oynuyordu.
- Safsn, dedi. Bunu yokedebileceimi mi ileri sryor
sun?
- Onu yoketmeyi kimse baaramaz, dedi renci.
- Yanlyorsun. rnein, herhangi bir eyin hilie gnde
rilebileceine inanyor musun? lk Ademin Cennette bir tek
iei, bir tek filizi yokedebildiine inanyor musun?
- Biz Cennette deiliz, diye diretti delikanl; burada, ayn
altnda, her ey lmldr.
Paracelsus ayaa kalkmt.
- Baka nerede olabiliriz yleyse? Tannnn Cennet olma
yan bir yer yaratabileceine inanyor musun? Dn Cen
nette olduumuzun bilincinde olmaktan baka bir ey oldu
una inanyor musun?
- Gl yanabilir, dedi renci, biraz meydan okuyarak.
- Ocakta biraz ate kald, diye yantlad Paracelsus. Bu
gl kzlerin iine atarsan, yalazlarn onu tkettiine ve k
ln gerek olduuna inanacaksn. Ben sana gln sonsuz ol
duunu ve yalnzca grnmnn deiebileceini sylyo
rum. Benim bir tek szcm, onu yeniden grmen iin ye
tenidir^
331
- Bir szck m? dedi aknlkla renci. Kazan kayna
myor, imbikler tozla rtl. Dirilsin diye ne yaparsn?
Paracelsus zlerek ona bakt.
- Kazan kaynamyor ve imbikler tozla rtl, diye tekrar
lad. Uzun gnmn rs boyunca baka gereler de kulla
nyorum.
- Neler olduunu sormaya cesaretim yok, dedi teki mu
ziplik ve alakgnlllkle.
- Yeri ve g ve iinde yaadmz grnmez Cenneti
yaratmak iin ve bizden ilk gnah saklamak iin tanrsall
kullanandan szediyorum. Kabalada retilen Szckten
szediyorum.
renci, souk bir ekilde:
- Alakgnlllkle senden gl kaybetmeni, sonra yeni
den ortaya karman diliyorum, dedi. Tanr ile veya imbik
lerle alyor olmann benim iin nemi yok.
Paracelsus dnd. Sonra:
- Eer isteini gerekletirirsem, gzlerinin bysnn
uyandrd bir grnt olduunu syleyeceksin. Mucize, sa
na aradn inanc vermeyecek: yleyse, brak u gl bir ke
nara.
Hl kukulu, gvensiz, delikanl ona bakt. Usta sesini
ykseltti ve ona:
- Ayrca, sen kim oluyorsun da ustann evine girip, ondan
bir mucize gerekletirmesini istiyorsun? dedi. Bylesine bir
armaan haketmek iin ne yaptn?
teki titreyerek karlk verdi:
- Hibir ey yapmadm biliyorum. Glgende renim
greceim tm yllar adna bana nce kl, sonra gl gr
meme izin vermeni istiyorum? Baka bir ey istemeyeceim.
Gzlerimin tanklna inanacam.
Ani bir hareketle, Paracelsusun srann zerine brakt
kiraz pembesi gl ald ve alevlerin iine att. Gln rengi
332
deiti ve ok gemeden geriye yalnzca biraz kl kald. Son
suz bir sre boyunca, szckleri ve mucizeyi bekledi.
Paracelsus donup kalmt. Garip bir yalnlkla:
- Baseldeki btn doktorlar ve eczaclar benim bir dz-
meci olduumu iddia ediyorlar. Belki de hakllar. Bir zaman
lar gl olan, bir daha da olamayacak kller ite orada.
Delikanl utan duydu. Paracelsus bir arlatan veya basit
bir kakt ve kendi de, arsz konuk, kapsn zorlam ve
imdi de onu, nl by sanatnn kof olduunu itiraf etme
ye zorluyordu.
Diz kt.
- Balanmaz biriyim ben, dedi. Tanrnn inananlardan
istedii ballktan yoksunum. Brak u kle biraz daha ba
kaym. Daha gl olduumda geri geleceim, ite o zaman
senin rencin olacam ve Yolun sonunda gl greceim.
Gerek bir tutkuyla konuuyordu, ama bunca sayg du
yulan, bunca satalan, bylesine stn nitelikli, sonuta da
bo yal ustann esinledii acmadan te deildi. O, Johan
nes Grisebach, kim oluyordu da gnahkr bir elle, maskenin
ardnda kimsenin saklanmadn bulguluyordu?
Altn sikkeleri brakmak, sadaka vermek gibi olurdu. D
ar karken yeniden kesesine yerletirdi. Paracelsus, onu
merdivenin dibine kadar geirdi ve kapsnn ona her zaman
ak olduunu syledi. kisi de bir daha asla karlamaya
caklarn biliyorlard.
Paracelsus yalnz kald. Lambasn sndrmeden ve eski
mi koltuuna oturmadan nce, ufak kl ynn ukur av-
cuna ald ve bir szck mrldand. Gl birdenbire ortaya k
t.
333
Sh a k espea r e Bel l e
GOETHENN, Eddalann ve sonradan ortaya kan trk
Nibelungenliedin hayranlan vardr; benim yazgmsa Shakes-
pearedi. Hl da yle, stelik kimsenin -daha yeni Pretoriada
len Daniel Thorpeu saymazsak tabii -nceden sezemeyecei
bir anlamda. Bir de yzn asla grmediim biri var.
Adm Hermann Soergel. Merakl okur, bir zamanlar met
nin iyice anlalmasnda gerekli olduuna inandm ve s
panyolca dahil birok dile evrilen eserim "Shakespeare Kro-
nolojisi"ni kantrmtr belki. Ayn zamanda, Theobaldn
1734teki eletirel baskya ekledii bir dzeltiyle balayan ve
bugne dek yaptn ayrlmaz bir paras kabul edilen uzunla
masna polemii anmsamas da hi olanaksz deil. Hemen
hemen ineli diyebileceimiz sayfalarn anlatmna amyo-
rum bugn. 1914 ylnda, Yunanca uzman ve oyun yazan
George Chapmanm, farkna bile varmadan, ngilizceyi kke
nine, Anglosakson zne (Urprung) gtrene dek iledii Ho
meros evirilerinde karlalan bileik szckler zerine de
bir inceleme kaleme aldm, ama yaymlamadm. imdi tms-
334
n bile unuttuum sesinin gnn birinde benimkine benzeye
cei hi aklmdan gemezdi... Admn baharfleriyle imzala
dm bir baka yazyla, sanrm edebi biyografim tamamla
nyor. 1917 ylnda Bat cephesinde can veren kardeim Otto
Juliusun lmn dnp durmaktan kurtulmak iin gi
ritiim baslmam Macbeth evirimi de eklemek uygun d
er mi bilmiyorum. Sonunu getirmedim; ngilizcenin, ans
na, iki ses dzeninden de -Almanca ve Latince- yararland
n anladm, oysa bizim Almancamz, daha uyumlu olmasna
karn, yalnzca tek bir ses dzeniyle snrldr.
Daniel Thorpedan sz ettim. Binba Barclay, bir Sha-
kespeare kongresinde tantrmt bizi. Ne yeri, ne de tarihi
belirteceim; bylesi aklamalarn gerekte belirsizlik oldu
unu gayet iyi biliyorum.
nemli olan, yar krlmn unutmaya yardmc oldu
u Daniel Thorpeun ehresinin yayd mutsuzluktu. Ylla
rn sonucunda, insan pek ok eyde olduundan baka trl
grnmeyi baarabilir, ama asla mutluluk taslayamaz. Nere
deyse fiziksel bir biimde, Daniel Thorpe hzn yayyordu
evresine.
Uzun bir toplantdan sonra, gece bizi sradan bir ke
meyhanesine gtrd. Kendimizi ngilterede hissetmek iin
(o srada oradaydk) trenle testiler dolusu lk ve siyah bira
tkettik.
- Pencapdayken, dedi binba, bir dilenciden sz etmi
lerdi bana. Bir slm inan, kularn dilini anlamay sala
yan bir yz Hazreti Sleymana mal edermi. Dilencinin
bu yz elinde tuttuu dillere destanm. ylesine paha
biilmez bir eymi ki, adam kimselere satamam ve Lahor-
da Vezir Han Camiinin avlulanndan birinde lp gitmi.
Chaucern de bu harika yzk masaln ok iyi bildiini
dndm, ama sylersem Barclayin yksnn keyfi ka
m olacakt.
335
- Yze ne olmu peki? diye sordum.
- Btn byl nesnelerin geleneinde olduu gibi, kay
bolup gitmi. Kimbilir, belki de hl caminin gizli bir ke-
sindedir veya kularn yaamad bir yrede, adamn biri
nin parmandadr.
- Ya da syledikleri seilemeyecek kadar ok kuun bu
lunduu bir yerde, dedim.
- yknz Barclay, biraz meseli andryor.
te bu noktada konumutu Daniel Thorpe. Bunu da ki
iliksiz bir sesle, bize bakmadan yapmt. ngilizceyi garip
bir ekilde sylemliyordu, bunu Douda uzun sre kalmas
na yordum.
- Mesel deil ama, diye srdrd, mesel olsa bile gerek.
yle paha biilmez eyler vardr ki satlmalar mmkn de
ildir.
imdi toparlamaya abaladm szckler, onlar syler
ken Daniel Thorpeun duyduu inantan daha az etkilemiti
beni. Devamn getireceini sanmtk, ama konutuuna
piman olmuasna birden sustu, Barclay bizden ayrld.
kimiz beraberce otele dndk. Saat iyice ge olmutu, yine
de Daniel Thorpe bana syleiyi odasnda srdrmemizi
nerdi. Bir sre havadan sudan lafladktan sonra, bana:
- Size Hazreti Sleymann yzn sunuyorum, dedi.
Bunun bir eretileme olduu su gtrmez, ama bu eretile
menin ierii hi de yzkten aa kalmaz. Size Shakespea-
rein belleini sunuyorum, en ocuksu ve eskil gnlerinden,
1616 Nisan bana dek olan btn gnlerinin belleini.
Dilim tutulmutu. Sanki bana deniz sunulmutu.
- Sahtekr deilim, diye srdrd Thorpe. Deli de dei
lim. Beni sonuna dek dinlemeden bir yargya varmamanz
rica ediyorum. Herhalde binba, asker doktor olduumu ya
da bir zamanlar bu ii yaptm sylemitir size. yk bir
ka szce sdrlabilir. Douda, tan skerken, kanl bir
336
hastanede balar. Kesin tarihinin nemi yok. ki tfek kur
unuyla vurulmu olan bir asker, Adam ClaJ', lmnden
hemen nce, son nefesiyle bana deerli bellei sunmutu.
Can ekime ve yksek ate yaratcl artrr; pek gven
duymadan armaan kabul ettim. Ayrca, savata bir ar
pmadan sonra, hibir ey tuhaf kamaz. Armaann esiz
koullarn aklamaya yetecek kadar zaman kalmt yal
nzca. Bellei elinde tutann yksek sesle sunmas ve teki
nin de ayn ekilde kabul etmesi gerekiyordu. Veren sonsu
za dek yitiriyordu.
Askerin ad ve hznl sahne bana edebi grnd, szc
kt anlamda kullanyorum.
- Shakespearein bellei imdi sizde mi? diye sordum, bi
raz ylm bir sesle.
- imdi iki belleim var, diye karlk verdi Thorpe.
Kendiminki ve ksmen ben olan Shakespeareinki. Daha
dorusu ben iki bellein elindeyim. kisinin iie girdii bir
blge var. Hangi yzyla yerletireceimi bilemediim bir
kadn ehresi var.
- Shakespearein belleiyle neler yaptnz? diye sordum o
zaman.
Bir sessizlik oldu.
- Eletirmenlerin horgryle karladklar ve Amerika
Birleik Devletleri ve smrgelerde ticari bir baar kazanan
romans bir biyografi yazdm, dedi bir sre sonra. Sanrm
hepsi de bu kadar. Armaanmn bedava olmad konusun
da sizi daha nce uyarmtm. Hl yantnz bekliyorum.
Dnceye daldm. Garip olduu kadar renksiz yaam
m Shakespeare arayna adamam mydm? Yolculuun
sonunda da onunla karlamam yerinde deil miydi?
- Shakespearein belleini kabul ediyorum, dedim ve her
szc vurgulayarak.
Bir ey oldu kukusuz, ama kavrayamadm.
337
Sanki belli belirsiz bir yorgunluk duydum, belki de be
nim kuruntumdu.
Thorpeun bana sylediklerini ak seik anmsyorum:
- Bellek bilincinize yerleti, ama onu bulgulamanz gere
kiyor. Dlerde, uyanklkta, bir kitabn yapraklarn evirir
ken veya bir keyi dnerken birdenbire ortaya kacak. Sa
brszlanmayn, anlar uydurmaya kalkmayn. Rastlant,
gizemli ileyiine gre onu destekleyebilir veya kstekleyebi
lir. Ben unuttuka, siz anmsayacaksnz. Kesin bir tarih sz
veremem.
Gecenin arta kalan ksmn, Shylockun kiilii zerine
tartarak geirdik. Shakespearein Yahudilerle zel ilikisi
nin varl konusunda soruturmaktan kandm. Thorpeun
onu snamaya kalktm izlenimine kaplmasn istemiyor
dum. Yatarak m, yoksa kaygyla m bilmem, grlerinin,
benimkiler gibi, ok kuralc ve saymaca olduklarn belirttim.
Bir gece nce sabahlamama karn, sonraki gece de gz
me pek uyku girmedi. Daha nceleri de birok kez olduu gi
bi, dlein biri olduumun farkna vardm. Dkrklna
urama korkusuyla, kendimi umuda kaptrmyordum. Thor
peun armaannn aldatc olduunu dnmek iime geli
yordu. Kar konulamayacak ekilde, umut baskn kt. Sha-
kespeare benim olacakt, kimsenin kimseye ait olmad gibi,
ne akta, ne dostlukta, hatta ne de nefrette. Bir anlamda,
ben Shakespeare olacaktm. Tragedyalar, karmak soneleri
yazmayacaktm, ama ayn zamanda Parkalar da olan cadla
rn bana anland an anmsayacaktm, u engin dizelerin
iime doduu an da:
And s hake theyoke ofirauspicious stars
From the vorldujeary flesh
Anne Hathawayi anmsayacaktm, yllar nce, Lbeckde
bir dairede bana ak reten, imdi olgunlua ermi kadn
338
anmsadm gibi. (Anmsamaya alyorum onu, ama btn
anmsayabildiim sar renkte duvar ktlar ve pencereden
szlen k. Bu ilk baarszlk, beni sonrakilere hazrlama
lyd..)
Olaanst bellein imgelerinin her eyden nce grsel
olacan ngrmtm. Gerek hi de yle deildi, Gnler
sonra, tra olurken, aynaya doru bana yabanc gelen ve bir
meslekdamn Chaucern A,B,Csine ait olduunu belirttii
baz szckler mrldandm. Bir akamst, British Mu-
seumdan karken, asla duymadm ok basit bir ezgiyi s
lkla almaya baladm.
Okuyucu, bu ilk anlarnalarn ortak zelliini kavram
tr herhalde, eretilemelerin grkemine karn, bu bellek
grselden ok, iitseldi.
De Quincey, insan beyninin elyazs bir msvedde oldu
unu ileri srer. Her yeni yaz ncekini rter ve bir sonraki
tarafndan rtlr, buna karn snrsz gc olan bellek, ye
terli uyarnn salanmas halinde, ne kadar anlk olursa ol
sun, herhangi bir izlenimi kazp, gmld yerden kara
bilir. Vasiyetnamesine baklrsa,'Shakespearein evinde bir
tek kitap yokmu, hatta ncil bile, ama bavurdua yaptlar
bilmeyen yok. Chaucer, Gower, Spencer, Christopher Marlo
we. Holinshedin Tarih Defterieri, Florionun Montaignei,
Northun Plutarkhosu. Shakespearein bellei bana gizli bir
ekilde gelmiti; bu eski ciltleri okumak, yani yeniden oku
mak aradm uyar olabilirdi. En dolaysz yapt olan sonele
ri de yeniden okudum. Kimi zaman bir aklama veya bir do
lu aklama geliyordu aklma. yi dizeler, yksek sesle okun
may gerektirir; birka gn iinde, fazla zorlanmadan onal-
tmc yzyln piirtkl rlerine ve ak seslilerine yeniden ka
vumutum.
Zeitschrift fr germanische Phologiede, 127 numaral
sonenin Yenilmez Armadanm urad dillere destan bozgu
339
na gnderme yaptn yazdm. 1899 ylnda, Samuel Butler-
in bu sav ortaya attn anmsamadm.
Stratford-on-Avona yaptm bir gezi, nceden de anla
labilecei gibi, sonusuz kald.
Ardndan dlerim yava yava deiime uramaya ba
lad. Ne De Quinceyde olduu gibi grkemli karabasanlar,
ne de ustas Jean Paulde olduu gibi sofuca ve alegori dolu
grntler tayorlard. Tanmadm yzler ve odalar dle
rime girmeye balad. lk saptadm ehre Chapmannkiy-
di, Ben Johnsonun ve biyografilerin sz etmedii, ama Sha-
kespearein sk grt bir komusunun yzleri onu izledi.
Bir ansiklopedi satn alan kii, her satra, her paragrafa,
her sayfaya ve her izime sahip oluyor anlamna gelmez; yal
nzca bu eylerin bir ksmn tanma olanan elde eder. B
lmlerin alfabetik bir ekilde dizilii sayesinde, eer bu, so
mut ve grece basit birey iin geerlilik kazanyorsa, soyut ve
deiken, ondoyant ve divers bir birey iin, rnein bir l
mn bysel bellei iin neler olmazd?
Btn gemii eksiksiz bir ekilde, bir anda kavrama ay
rcal kimseye balanmamtr. Bildiim kadaryla ne
Shakespearee, ne de yar yarya onun mirass olan bana
balanmt bu yetenek. nsan bellei bir toplam deildir;
belirsiz bir olanaklar karmaasdr. San Augustin, yanlm
yorsam, bellein saraylarndan ve maaralarndan sz eder.
kinci eretileme daha dorudur. te bu maaralara girdim
ben de.
Bizimki gibi, Shakespearein bellei de alanlar, kendi is
temiyle saklad glge alanlar ieriyordu. Biraz utanarak,
Ben Johnsonun ona ezbere Latince ve Greke alt ll di
zeleri okuttuunu ve Shakespearein kulann, o benzersiz
kulann, arkadalarnn kahkahalar arasnda birok kez
teklediini anmsadm.
Sradan insan deneyimini aan mutluluk ve karanlk
340
hallerini biliyordum. Farkna bile varmadan, uzun ve zorlu
yalnzlk beni mucizeyi uysallkla karlamaya hazrlamt.
Otuz gn kadar sonra, lnn bellei beni canlandryor
du. Bir haftalk garip mutluluk boyunca, neredeyse Shakes
peare olduuma inanyordum. Yapt benim iin yenileniyor
du. Biliyorum, Shakespearee gre ay, Diana kadar ay deildi
ve u karanlk ve yavaa akan szck moon kadar Diana da
deildi. Bir ey daha bulguladm. Hugonun savuncal bir e
kilde sz ettii u absence dans VinfinVler yani Shakespeare
in gze batan zensizlikleri bilinli olarak yaplmt. Sahne
ye ynelik syleminin ar artlm ve ssl deil (nicht all-
zu glatt und geknstelt), doal ve iten grnmesi iin, Sha
kespeare bunlar hogrm veya metinlere katmt. Yine
ayn neden, onu eretilemelerini karmaya itmiti.
my way of life
I s fal l n into the sear, the yellow l eaf
Bir sabah, belleinin derinliinde bir suu ayrmsadm.
Tanmlamaya uramadm; Shakespeare her zaman ayn e
yi yapmt. Bu suun sapklkla hibir ortak zellii, olmad
n aklamakla yetineceim.
nsan ruhunun yetisinin, bellek, kavrama ve istemin,
renime bal kurgular olmadn anladm. Shakespearein
bellei, bana Shakespearein koullarndan baka bir ey
anlayamazd. Bunlarn da, airin esizliini oluturmad
su gtrmez; nemli olan bu krlgan malzemeyle yaratt
yapttr.
Safdilce, ben de Thorpe gibi, bir biyografi yazmay tasar
lamtm. ok gemeden, bu edebi trn benim sahip olma
dm bir yazarlk yetenei gerektirdiini anladm. Ben an
latmay beceremem. Shakespeareinkinden de olaanst
olan kendi ykm bile anlatmay beceremem. stelik byle
bir kitap yararsz olurdu. Rastlant ya da yazg, Shakespea-
341
ree, her insann bana gelen korkun ve baya eyleri ver
miti; o bunlar ykncelere, dnde grd renksiz
adamdan ok daha cani kiiliklere, kuaklarn dillerinden
dmeyecek dizelere, szl mzie dntrmeyi biliyordu.
Neden zmeli bu an rsiin, neden kertmeli bu kuleyi,
neden Macbethin sesini ve fkesini belgesel bir biyografinin
veya gereki bir romann snrl boyutlarna indirgemeli?
Goethe, bilindii gibi, Almanyann resm saygnln
oluturur; biraz zlem duyarak yaydmz daha iten bir
saygnlk da Shakespeare saygnldr. (ngilterede, ngiliz-
lere bunca uzak olan Shakespeare resm saygnlk ilevini
stlenir; ngilterenin kitab ncildir.)
Servenin ilk admlarnda, Shakespeare olma mutlulu
unu duydum; sonundaysa bask ve dehetini. Balangta,
iki bellein sulan birbirine kanmyordu. Zamanla, koca
Shakespeare nehri, benim kendi halinde dereme kart ve
neredeyse yok etti. rpererek atalarnm dilini unutmaya
baladmn farkna vardm. nsann kimlii bellee dayan
dndan, aklm oynatmaktan korkmaya baladm.
Dostlarm beni ziyarete geliyorlard; cehennemde olduu
mu alglamamalarna ayordum.
Beni evreleyen gndelik eyleri de (die alltagliche Um-
velt) kavrayamamaya baladm. Bir sabah kendimi koca ta,
tahta ve cam biimler arasnda yitirdim. Islklar ve uultu
lar beni serseme evirmiti. Bana sonsuz gibi grnen bir an,
Bremen istasyonunun lokomotiflerini ve vagonlarn tan
makta glk ektim. Yllar getike, her insan belleinin
artan ykne katlanmak zorunda kalr. kisi, kendiminki ve
tekininki, kimi zaman kaynar gibi olsalar da, iletiimsiz
likleriyle belimi bkmlerdi.
Her nesne kendi varlnda diretmek ister, diye yazyor
Spinoza. Ta ta olmak ister, kaplan da kaplan, ben de yeni
den Hermann Soergel olmay arzu ediyordum.
342
Yakam kurtarmaya karar verdiim tarihi anmsamyo
rum. En kolay ynteme bavurdum. Telefonda geliigzel
numaralar evirdim. ocuk ve kadn sesleri yant veriyordu.
Onlara saygszlk etmemeyi grev bildim. Sonunda, kltrl
bir erkek sesi telefonu at.
- Shakespeare'in belleini ister misiniz?, dedim. Size ne
rim son derece ciddi, farkndaym. yice dnn.
- Bu tehlikeyi gze alyorum, diye karlk verdi, pek
inanmayan bir ses. Shakespearein belleini kabul ediyorum.
Armaann koullarn akladm. elikili bir ekilde,
bir yandan yazmak zorunda olacam kitabn zlemini duyu
yordum, te yandan da misafirin, hortlan beni asla brak
mayacandan korkuyordum.
Telefonun almacn yerine koydum ve bir umut gibi, yaz
gsna boyun een u szckleri tekrarladm:
Simply 'the thing I art shall make me live
Eski bellei uyandrmak iin yntemler kurmutum; sil
mek iin bakalarn aramam gerekti. lerinden biri, Svve-
denborgun isyanc rencisi William Blakein mitolojisinin
incelemesiydi. G olmaktan te, karmak olduunu kant
ladm kendi kendime.
Bu ve bunun gibi baka yollarn yararszl ortaya kt;
hepsi beni Shakespearee gtryordu.
Bekleyi boyunca beni oyalayacak tek zm buldum
sonunda: titiz ve engin mzik: Bach.
P.S. 1924 - imdi tm insanlar arasnda bir insanm.
Uyanklmda, f dolabn uzmanca ekip eviren ve uz
manca bayalklar kaleme alan deerli Profesr Hermann
Soergelim, ama kimi zaman tan skmnde, d grenin
teki olduunu biliyorum. Arada bir, belki de gerek olan k
ck ve uucu anlar beni artyor.
343
L os Conj ur ados
1985
A i t
A r t i k senin oldu, Abramowicz, kimseden esirgenmeyen
lmn esiz tad. Bana da sunulucak, denizin ya bu ya teki
kysnda, sanki daha eski, teki Ren nehri olan Zaman gibi
kanlmaz bir ekilde akan senin Ren nehrinin kylarnda.
Zamann dnleri unuttuu ve hibir eyin geri dn olma
d yolundaki kesin bilgi ya da gnlerin hibir eyi yok ede
meyecei ve sonsuz bir glge yanstmayan tek bir eylem, tek
bir d bulunmad kesinlii de senin olacak. Cenevre seni
bir yasa adam, bir yarglar ve mahkeme adam diye tanyor
du, oysa szcklerinin her birinde, sessizliklerinin her birin
de sen bir airdin. Belki u anda bile, hep tasarladn, ar
dndan bir kenara ittiin ve yazmadn, bizim gzmzde
seni tantlayan ve bir anlamda varolan ok eitli kitaplar
dan birinin sayfalarn eviriyorsun. Birinci savata insanlar
birbirlerini ldrrken, biz adlan Laforgue ve Baudelaire
olan iki d grdk seninle. Btn genlerin bulgulad ey
leri bulguladk birlikte: bilisiz ak, alay, Raskolnikov veya
prens Hamlet olma arzusu, szckler ve gnbatmlan. G
347
lmseyerek bana ok yoruldum. Drt bin yana vardm
dediinde srailin kuaklar senin iindeydi. Bu Yeryznde
geti; Gkyzndeki yan kestirmeye abalamak anlamsz.
Hl biri misin bilmiyorum; orada beni duyuyor musun
bilmiyorum.
Buenos Aires, 14 Ocak 1984
348
A br a mo w i c z
Bu GECE, Saint Pierre tepesinin az tesinde, diri ve mut
lu bir Yunan ezgisi bize lmn yaamdan daha inanlmaz
olduunu, yleyse benden kaosa dnt zaman ruhun
sonsuza dek srdn anlad. Bunun anlam Maria Ko-
damamn, Isabelle Monetnin ve benim, haksz yere varsay
dmz gibi kii olmadmzdr. Drt kiiyiz, nk sen
de bizimlesin, Maurice. Salna krmz arap itik. Sesin
gerekmiyordu, elinin, belleinin dokunuu gerekmiyordu:
suskun oradaydn, kukusuz kimsenin lememesi gibi bil
dik bir olgunun bizi hl artmas ve hayran brakmas
dncesine glmseyerek. Oradaydn, yambamzda, ve
ncilin sayfalarnda okuduumuz, atalaryla birlikte uyu
yanlarn kalabal da seninleydi. Odysseusdan nce uku
ra ekilenler, Odysseusun kendisi ve bir zamanlar varolan
ya da varolduklarn kuranlarn glgelerinin kalabal se
ninle beraberdi. Herkes oradayd, benim atalarm da, He-
rakleitos da, Yorick de. yleyse nasl lebilir bir kadn veya
bir adam veya bir ocuk, bunca bahar ve bunca yaprak,
349
bunca kitap ve bunca ku, bunca sabah ve bunca gece olan
lar?
Bu gece erkeke alayabilirim, yanaklarmn zerinden
gzyalarnn szldn hissedebilirim, nk yeryzn
de bir tek eyin lml olmadn ve her birinin glgesini
yansttn biliyorum. Bu gece, szckleri kullanmadan, l
me bir enlie girer gibi girmek gerektiini syledin bana.
350
867 Yilinda Edmund Bishopun zd
B r KiL T abl etten Paral ar
... G l g es z saat. lenin doruundan, Tanr Melikertes
Kartaca denizine hkmeder. Annibal Melikertesin klcdr.
Apuliada bozguna urayan alt kere bin Romalnn
uval altn halkas limana geldi.
Gzn salkmlara vurduu zaman son dizeyi de yazdr
m olacam. oul Gkler Tanrs Baal kutlu olsun, Baalin
ehresi Tanith kutlu olsun, onlar Kartacaya zaferi balad
lar ve onlar beni, evrenin dili olacak, harfleri tlsml byk
Kartaca dilinin mirass yaptlar.
arpmalarda kahramanlk gsteren ve topraa vereme
yeceim oullarm gibi savata lmedim, ama geceler boyun
ca, iki savan ve ba dndrc sevincin arksn rdm.
Deniz bizimdir. Romallar denizi ne bilir?
Sarslsn Romann mermerleri; sava fillerinin grlt
sn duydular.
hanete urayan anlamalar ve yalan szlerin sonunda,
kllara dtk.
imdi senin olsun kl Romal; gsne ivili.
351
Anam Tyronun kzlnn trksn syledim. Alfabeyi
bulanlarn ve sular srenlerin ilerinin trksn syledim.
Ak Kralienin ateinin trksn syledim. Gemi direkleri
nin ve kreklerin ve iddetli kasrgalarn trksn syle
dim...
352
BiRi Dl yo r
-tER bugn bir doruk olan Zaman neler dlemedi imdi
ye dek? En gzel yeri dize olan klc dledi. Bilgelik tasla-
yabilen zdeyii dledi ve iledi. nanc dledi, korkun
Hal Seferlerini dledi. Diyalogu ve kukuyu kefeden
Grekleri dledi. Kartacanm ate ve tuzla ykmn dledi.
u kat ve beceriksiz simgeyi, szc dledi. Bir zamanlar
bizim olan veya bugn bir zamanlar bizim olduunu dledi
imiz mutluluu dledi. Urun ilk sabahn dledi. Gizemli
pusula akn dledi. Norvelinin pruvasn ye Portekizlinin
pruvasn dledi. nsanlarn en artcsnn, bir akam bir
armhta can veren adamn ahlkn ve eretilemelerini d
ledi. Sokratesin dili zerindeki baldran asnn tadn d
ledi. u tuhaf iki kardei, yanky ve aynay dledi. Bize
hep baka bir ehre anlayan u aynay, kitab dledi.
Francisco Lpez Merino ve imgesinin birbirlerini son kez
grdkleri aynay dledi. Uzay dledi. Kendini uzaydan
soyutlayabilen mzii dledi. Mzii de ierdii iin, mzik
sanatndan daha aklanmaz sz sanatn dledi. Drdnc
353
boyutu ve iinde yaayan benzersiz direyi dledi. Kumun
saysn dledi. Hesaplayarak ulalmayan sontesi saylar
dledi. Yldrmda Thorun adn ilk kez iiten adam dle
di. anosun birbirlerini asla grmeyecek kart iki ehresini
dledi. Ay ve ayn zerinde yryen adamlar dledi. Ku
yu ve sarkac dledi. Spinozann tanrs gibi, btn insan
lar olmaya karar veren Walt Whitman dledi. Dlendii-
ni bilemeyen yasemini dledi. Karnca kuaklar ve kral ku
aklan dledi. Dnyadaki btn rmceklerin rd u
suz bucaksz a dledi. Karasaban ve ekici, yengei ve
gl, uykusuzluun anlarn ve satran oyununu dledi.
Yazarlarn kaotik dedii, ama her ey gizli balarla birletii
iin, aslnda kozmik olan sralamay dledi. Junin garnizo
nunda, lden bir mzrak atmlk uzaklkta, Incilini ve Dic-
kensn okumakta olan ninem Frances Haslam dledi. Sa
van ortasnda Tatarlann ark sylediini dledi. Bir dal
gaya dnecek bir izgiyi izen Hokusainin elini dledi.
Aldatc Hamletin birka szcnde sonsuza dek yaayan
Yoricki dledi. Arketipleri dledi. Yazlar boyunca, ya da
tm yazlardan nceki bir gkte bir tek gln varolduunu
dledi. Bugn yalnzca soluk birer fotoraf olan senin lle
rini dledi. Uxmaldeki ilk sabah dledi. Glgenin eylemi
ni dledi. Thebainin yz kapsn dledi. Labirentteki
admlan dledi. Romann gerek surlar olan gizli adn
dledi. Aynalarn yaamlarn dledi. Bada kurmu ya
zcnn izecei imleri dledi. Baka yuvarlar kaplayan fil
dii yuvar dledi. Hastann ve ocuun bo zamanlarnda
deerli kaleydoskopu dledi. l dledi. Pusuda bekleyen
tan skmn dledi. Suyun adlan olan Ganj ve Thames
dledi. Odysseusun skemeyecei dnya haritalar dledi.
MakedonyalI skenderi dledi. skenderi durduran Cennet-
in duvann dledi. Denizi ve gzyan dledi. Kristali d
ledi. Birinin kendini dlediini dledi.
354
BR D l eyecek
ZLEMEYEN gelecek ne dleyecek? Alonso Quijano-
nun kyn ve kitaplarn terketmeden Donkiot olabilecei
ni dleyecek. Odysseusun bir gecesinin, ilerini anlatacak
iirden daha verimli olabileceini dleyecek. Odysseusun
adn tanmayacak insan kuaklar dleyecek. Bugnn
uyanklndan daha belirgin dler dleyecek. Mucizeler
yaratabileceimizi ama yaratmayacamz, nk imgele
menin daha gerek olacan dleyecek. Kularnn bir teki
nin tnn bile seni ldrebilecei son derece youn dn
yalar dleyecek. Unutmann ve bellein rastlantnn saldr
ganl veya iyilii deil, istemli eylemler olabileceini dle
yecek. u hassas yuvarlaklarn, gzlerin glgesinde Milton-
un diledii gibi, btn gvdemizle greceimizi dleyecek.
Makinesiz ve ac eken makine olan u gvdesiz bir dnya
dleyecek. Yaam bir d deil, ama de dnebilir, diye
yazyor Novalis.
355
SYLENCEDEK PLK
A r i a d n e NN, labirente dalsn, merkezine varsn ve boa
bal adam veya Dantenin istedii gibi insan bal boay
bulsun ve onun cann alsn ve sonunda yiitliini kantla
dktan sonra ta ilmekleri zerek yanna, akna geri dn
sn diye, Theseusun eline (teki eli klc tutuyordu) ilitir
dii iplik.
Olaylar byle geti. Theseus labirentin te yanndaki te
ki labirentin, zamann labirentinin aldn ve belirli bir ye
rinde Medeianm bulunduunu bilemezdi.
plik kayboldu; labirent de kayboldu. imdi, bizi bir labi
rentin mi, gizli bir kozmosun mu, yoksa tehlikeli bir kaosun
mu evrelediini bile bilmiyoruz. Bizim ho grevimiz, bir la
birentin ve bir ipliin varolduunu dlemektir. Asla iplii
ele geiremeyeceiz; gnn birinde bulmamz ve bir inan
eyleminde, bir ezgide, bir dte, felsefe denen szcklerde
veya basit mutlulukta yitirmemiz olas.
Knossos, 1984
356
D n e K a v u ma
O KADAR ok ey yitirdim ki, hesabn yapmam olanaksz,
ve imdi bu kayplarn bana ait olan tek ey olduunu biliyo
rum. Sary ve siyah yitirdiimi biliyorum ve bu olanaksz
renkleri, grenlerin dnmedikleri gibi dnyorum. Ba
bam ld ve yanbamda yaamay srdryor. imden
Svvinburnen birka dizesini vurgulamak gelse, onun sesiyle
yaptm sylyorlar. Yalnz len bizimdir, bizim olan yal
nzca yitirdiimizdir. Ilion yitti, ama Ilion ardndan gzya
dken alt ll dizelerde sonsuza dek srp gidiyor. srail
daha eskil bir zlemken iken yitti. Her iir zamanla ata d
nr. Bizi sonunda beklentiye, yani i skntsna ve umu
dun tehlikelerine ve dehetine yabanclam terkedip giden
kadnlar bizimdir. Yitik cennetlerden baka cennet yoktur.
357
E d i n b u r g d a k D
T a N skmnden hemen nce, soluumu kesen ve burada
dzene sokmay deneyeceim bir d grdm.
Seni atalarn dller. ln te ucunda tozlu odalar veya
tozlu hangarlar vardr ve bu odalarda ya da hangarlarda,
uzunluu fersahlarla veya birok fersahlar fersahlaryla l
len ve zerlerine tebeirle harfler ve rakamlar izilmi, pa
ralel olarak art arda dizilmi kayaantandan kara tahtalar
vardr. Toplam ka tane tahta olduu bilinmiyor, ama sayla
rnn ok olduu ve kiminin imlerle dolu olduu, kiminin de
hemen hemen bo kald anlalyor. Duvarlarn kaplar J a
ponyada olduu gibi yivli ve oksitlenmi metalden yaplma.
Yapnn btn dngsel, ama ylesine geni ki, dardan
en ufak bir erilik farkedilmiyor ve yalnzca bir dz izgi ay
rmsanyor. Yan yana sktrlm tahtalar insan boyundan
yksek ve beyaz ya da gri renkli aldan bir tavana kadar
ykseliyorlar. Tahtann sol kenarnda nce szckler, sonra
da rakamlar var. Szckler, bir szlkte olduu gibi yukar
dan aa diziliyorlar. lki Aar, Berndeki nehir. Ardndan
358
toplam belirsiz olan, ama sonsuz olmayan Arap saylamas
geliyor. Bu saylan bir nehri tam ka kere greceini, tam
olarak ka kere onu bir haritada bulacan, tam olarak ka
kere onu dleyeceini belirtir. Son szck herhalde Zvingli,
ama ok daha uzakta duruyor. Kocaman bir baka tahtada
neverness yazlm ve bu tuhaf szcn yannda imdi bir
rakam var. Yaamnn btn ak bu imlerde okunuyor.
Bir dizeyi eksiltmeyen tek bir saniye gemiyor.
Zencefilin tadna denk gelen rakam tketip, yaamay
srdreceksin. Kristalin kayganlna kar gelen rakam t
ketip, birka gn daha yaayacaksn. Yrein iin belirlenen
arpmalar tkettiinde, lm olacaksn.
359
Ser v Y a pr a k l a r i
B r TEK dmanm var. On drt Nisan 1977 gecesi evime
nasl girebildiini asla renemeyeceim. ki kap amas ge
rekiyordu; ar sokak kapsn ve benim kk dairemin ka
psn. I yakt ve beni artk anmsamadm, ama iinde
bir bahenin belirdii karabasandan uyandrd. Sesini yk
seltmeden hemen kalkmam ve giyinmemi buyurdu. ldrl
meme karar verilmiti ve idam edileceim yer biraz uzaktay
d. aknlktan dilim tutulmu, boyun edim. Benden daha
ksa boylu, ama salam yaplyd ve gcn duyduu kinden
alyordu. Yllar onu deitirmemiti; yalnzca koyu salar
nn arasnda birka gm tel. Kara bir keyif ona canllk ve
riyordu. Benden hep nefret etmiti ve imdi de beni ldrme
ye hazrlanyordu. Kedi Beppo kendi sonsuzluunun ta di
binden bize bakyordu, ama beni kurtarmak iin kln kpr
datmad. Odamdaki mavi seramikten yaplma kaplan da,
1001 Gece Masal l ar ndaki bycler ve cinler de bir ey
yapmadlar. Bana elik edilmesini arzu ediyordum. Yanma
bir kitap almak iin izin istedim. Bir ncil sesem fazla belli
360
ederdim. Emersonun on iki cildi arasndan elim geliigzel
bir tanesini seti. Grlt karmamak iin, merdivenlerden
indik. Tek tek basamaklar sayyordum. zenle bana dokun
maktan kandn farkettim, sanki byle bir deme onu kir-
letebilirmi gibi.
Charcas ve Maipnun kesitii kede, manastrn kar
snda, bizi bir fayton bekliyordu. Bir buyruk hkmndeki
yapmackl bir hareketle, nce beni bindirdi. Arabac gidece
imiz yeri biliyordu ve atlar krbalad. Yolculuk yava ve
ngrlebilecei gibi sessiz geti. Sonu gelmeyecek diye kay
glanyordum (veya umuyordum). Ayyla aydnlanm, sa
kin, yaprak kmldamayan bir geceydi. Sokaklarda kimsecik
ler yoktu. Arabann iki yannda, birbirinin ei alak evler bir
ift oluturuyorlard. Gneye vardk, diye dndm. Yk
sek glgesinde, bir kulenin saatini grdm; kl koca kadra
nnda ne say, ne de akrep-yelkovan vard. Bildiim kadary
la, hibir cadde gemedik. Korkmuyordum, korkmaktan da
korkmuyordum, korkmaktan korkmaktan da korkmuyor
dum, Eleaclarn davranlarndaki belirsizlik gibi, ama giri
kaps alp da inmem gerekince, az kald dyordum. Ta
basamaklar trmandk. Orada son derece dz toprak sahan
lklar ve ok sayda aa vard. Beni aalardan birinin alt
na gtrd ve kollarm kavuturup, srtst otlara uzanma
m buyurdu. Bu konumda, Romal bir dii kurtu semeyi ba
ardm ve nerede olduumuzu anladm. lm aacm bir
serviydi. Farkna bile varmadan, nl dizeyi tekrarlamaya
koyuldum: Quantum lenta solent inter vi burna cupressi.
Lenta szcnn bu balamda esnek bir anlam tad
n anmsadm. Hepsi birbirine benziyordu, kaba ve parlak ve
l bir maddeden. Her birinin zerinde bir ad oluturan
harfler yazlmt. Tiksintiye benzer bir ey ve yatma duy
dum. Beni byk bir abann kurtarabileceini kavradm.
Kamak ve belki de izimi kaybettirmek, nk o, kendini
361
nefretine kaptrm, saate ve korkun dallara dikkat etme
miti. Tlsmm yere braktm ve iki elimle smsk yere tu
tundum. lk ve son kez eliin ltsn grdm. Uyandm;
sol elim odamn duvarna deiyordu.
Ne tuhaf bir karabasan, diye dndm ve yeniden uy
kuya dalmakta gecikmedim.
Ertesi gn, kitaplarn durduu rafta bir boluk farket-
tim, dte kalan Emerson cildi yerinde yoktu. On gn sonra,
dmanmn bir gn evden ktn, bir daha da geri gelme
diini haber verdiler bana. Bir daha asla dnmeyecek. Kara
basanmdaki, tutsak, asla grmediim ayn altnda, saati kr
kenti, byyenieyen yalanc aalan ve bilmediim baka
eyleri dehetle kefetmeyi srdrecek.
362
B a k a B r U y d u r ma P a r a
USTANIN lencilerinden biri, onunla yalnz kalp gr
mek ister, ama bir trl cesaret edemez. Usta ona:
- Derdin nedir syle bana, der.
renci yantlar:
- Cesaretim yok.
Usta:
- Ben cesaret veririm sana, der.
yk ok eski, ama uydurma olmama olasl yksek bir
gelenek, bu adamlarn tan ve ln snrnda konutuklann
esirgemi.
renci:
- yl nce bir gnah iledim, der. Bakalar bilmiyor,
ama ben biliyorum ve tiksinmeden sa elime bakamaz hale
geldim.
Usta:
- Btn insanlar gnah ilemitir, der. Gnah ilememek
insanlar katnda yazl deildir. Bir bakasna kinle bakan,
yreinde onu ldrm saylr.
363
renci:
- yl nce Samiriyede bir adam ldrdm, der.
Usta ses karmaz, ama ehresi deiir ve renci fke
sinden ekinmeye balar. Sonunda konuur:
- On dokuz yl nce Samiriyede bir insana can verdim.
Yaptndan pimanlk duydun bile.
renci:
- Doru, der. Gecelerim yakar ve gzyalanyla dolu. Be
ni balaman istiyorum.
Usta:
- Kimse balayamaz, Yaratan bile, der. Bir insan yap
tklaryla yarglansayd, ne cehennemi ne de cenneti hak
edecek kimse olurdu. Kardeini ldren adam olduundan
emin misin hl?
renci:
- Beni kamay knndan karmaya iten fkeyi anlamyo
rum, der.
Usta:
- Gerek ruhlarn iine ilesin diye mesellerle konumaya
alknm ben, ama seninle bir babann oluyla konutuu
gibi konuacam, der. Ben gnaha giren o adam deilim;
sen o katil deilsin ve onun klesi olmay srdrmek iin ge
erli bir tek nedenin yok. te stne den, her insann yeri
ne getirmesi gereken grevler: hakbilir olmak, mutlu olmak.
Kendini kurtarmalsn. Senin yanln olarak kalan bir ey
varsa, onu ben stme alacam.
Diyalogun gerisi kayp.
364
Uzun Ar ayi
Z a ma n d a n nce veya zaman dnda (her iki syleyi de
anlamszdr) veya uzaya ait olmayan bir yerde, biz insanla
rn arad ve bizi arayan, grnmez ya da yansaydam bir
hayvan vardr.
Onu lmenin olanaksz olduunu biliyoruz. Onu betim
lemenin olanaksz olduunu biliyoruz, nk onu oluturan
biimler sonsuzdur.
Onu kulardan oluan bir kuta arayanlar oldu; onu bir
szckte ya da o szc oluturan harflerde arayanlar oldu;
onu iinde bulunduu ve Arapadan nce, hatta her eyden
nce yazlm bir kitapta arayanlar oldu ve hl arayanlar
var; onu Ben Ne sem Oyum cmlesinde arayanlar var.
Skolastik felsefenin evrensel biimleri veya Whiteheadin
arketipleri gibi, yalnzca grnmesiyle yitmesi bir olacak e
kilde iner. Aynalarda yaad, kendine bakann ona bakt
sylenir. Onu bir savan mutlu bir ansnda veya her yitik
cennete grener veya hayal meyal seenler var.
Kannn senin kannda dolat, her varln ona can
365
verdii ve onun tarafndan canlandrld ve sonsuzluunun
lsn almak iin su saatini ters dndrmenin yetecei sa
nlyor.
Turnern gnbatmlannda, bir kadnn baknda, alt l
l dizenin eski ahenginde, bilisiz tan kzllnda, ufuktaki
veya eritelemedeki ayda bizi gzlyor.
Saniyeden saniyeye bizden gizleniyor. Romalnn cmle
sinin anlam deiiyor, geceler mermeri kemiriyor.
366
1982
R a FIN dibinde, kitap sralarnn arkasnda bir toz yn
olutu. Gzlerim onu grmyor. Elimin altnda bir rmcek
a var.
Evrensel tarih ya da kozmik sre diye adlandrdmz
rnn ufack bir paras bu. Yldzlar, can ekimelerini,
gleri, deniz yolculuklarn, aylan, atebceklerini, uyku
suzluklar, iskambilleri, rsleri, Kartacay ve Shakespearei
kapsayan rnn bir paras.
Bir iir olmay baaramayan bu sayfa ve tan skmnde
grp de oktan yitirdiin d de rye katlyor.
rnn bir sonu var m? Schopenhauer, ehreler ve bir
bulutun biiminde grdmz aslanlar gibi, anlamdan yok
sun olduuna inanyordu. rnn bir sonu var m? Bu son
tresel olamaz, nk tre akl ermez tanrlara deil, insan
lara zg bir yanlsamadr.
Belki de toz yn r iin, bir imparatorluu tayan ge
milerden veya kediotu kokusundan daha az yararl deildir.
367
J u a n L o p e z v e Jo h n W a r d
A l INLARINA tuhaf bir ada yaamalar yazlmt.
Yeryz, her biri gereklerle, mutlu anlarla, byk ola-
salkla kahramanlklarla ykl bir gemile, haklarla, ya
knmalarla, zgn bir mitolojiyle, bronzdan byk adamlar
la, yldnmleriyle, demagoglarla ve simgelerle donanm e
itli lkelere blnmt.
Lpez kentte, sessiz akan nehrin yanbamda domutu;
Ward ise Peder Brownun yol ald kentin yaknlarnda.
Donkiotu okumak iin spanyolca renmiti.
teki, Viamonte sokandaki bir snfta bulup kard
Conrad sevgisini yayyordu.
Dost olabilirlerdi, ama yalnz bir kez, ad dillere destan
adalarda yz yze geldiler ve her ikisi Kabil ve her ikisi de
Habil oldu.
Onlar birlikte gmdler. Kar ve rme iyi tanr onlar.
Aktardm olay, bizim anlayamayacamz bir zamanda
geti.
368
Jorge Luis Borges B B L Y O G R A F Y A
R
- FERVOR DE BUENOS A I RES, Buenos Aires, 1923
- LUNA DE ENFRENTE, Buenos Aires, 1925
- CUADERNO SAN MARTIN, Buenos Aires, 1929
- POEMAS (1922-1943), Buenos Aires, 1943
- POEMAS (1923-1958), Bueonos Aires, 1958
- OBRA POETICA (1923-1964), Buenos Aires, 1964
- PARA LAS SEI S CUERDAS (MILONGAS), Buenos Aires, 1965
- EL OTRO, EL MISMO (1930-1967), Buenos Aires, 1968
- LA ROSA PROFUNDA, Buenos Aires, 1975
- LA MONEDA DE HERRO, Buenos Aires, 1976
- HISTORIA DE LA NOCHE, Buenos Aires, 1977
- OBRA POETICA (1923-1976), Buenos Aires, 1978
R VE DZYAZI
- EL HACEDOR, Buenos Aires, 1960
- ELOGIO DE LA SOMBRA, Buenos Aires, 1969
- EL ORO DE LOS T1GROS, Buenos Aires, 1972
- LA CIFRA, Buenos Aires, 1981
- LOS CONJURADOS, Buenos Aires, 1985
YK
- HISTORI A UNI VERSAL DE LA INFAMIA, Buenos Aires, 1935
- FI CCIONES, Buenos Aires, 1944
-EL A L EPH , Buenos Aires, 1949
- EL I NFORME DE BRODIE, Buenos Aires, 1970
- EL LIBRO DE ARENA, Buenos Aires, 1975
- LA MEMORIA DE SHA KESPEA RE, Buenos Aires, 1982
DENEME
- INQUISICIONES, Buenos Aires, 1925
- EL TAMAO DE MI ESPERANZA, Buenos Aires, 1926
- EL IDIOMA DE LOS ARGENTINOS, Buenos Aires, 1928
-EVA RI STO CARRIEGO, Buenos Aires, 1930
:()
- DISCUSION, Buenos Aires, 1932
- LAS KENNIGAR, Buenos Aires, 1933
- HISTORIA DE LA ETERNIDAD, Bueonos Aires, 1936
- ACPECTOS DE LA LITERATURA GAUCHESCA, Montevideo, 1950
- OTRAS I NQUISI CIONES, Buenos Aires, 1952
- MACEDONIO FERNANDEZ, Buenos Aires, 1961
- AN AUTOBIOGRAPHICAL ESSA Y, New York, 1970
- PROLOGOS, CON UN PROLOGO DE PROLOGOS, Buenos Aires,
1975
- BORGES ORAL, Buenos Aires, 1979
- SI ETE NOCHES, Mexico, 1979
- NUEVE ENSAYOS DANTESCOS, Buenos Aires, 1982
- ATLAS, Buenos Aires, 1984
- BI BLI OTECA PERSONAL, Madrid, 1988
ORTA K ESERL ER
ADOLFO BIOY CASARES ile:
- SEI S PROBLEMAS PARA DON I SI DRO PARODI, Buenos Aires,
1942
- DOS FANTASIAS MEMORABLES, Buenos Aires, 1946
- UN MODELO PARA LA MUERTE, Buenos Aires, 1946
- LOS ORI LLEROS EL PARAISO DE LOS CREYENTES, Buenos Ai
res, 1955
- CRONICAS DE BUSTOS DOMECQ, Buenos Aires, 1972
BETI NA EDELBERG ile:
- LEOPOLDO LUGONES, Buenos Aires, 1936
MARGARITA GUERRERO ile:
- EL "MARTIN FI ERRO, Buenos Aires, 1953
- MANUAL DE ZOOLOGIA FANTASTICA, Mexico, 1957
- EL LIBRO DE LOS SERES IMAGINARIOS, Buenos Aires, 1978
DELIA I NGENIEROS ile:
- ANTIGUAS LITERATURAS GERMANICAS, Mexico, 1951
ALICIA JURADO ile:
- QUE ES EL BUDISMO, Buenos Aires, 1976
370
LUISA MERCEDES LEVINSON ile:
- LA HERMANA DE ELOISA, Buenos Aires, 1955
MARIA ESTHER VASQUEZ ile:
- LITERATURAS GERMANICAS MEDIAVALES, Buenos Aires, 1965
- INTRODUCCION A LA LITERATURA INGLESA, Buenos Aires, 1965
ESTHER ZEMBORAIN DE TORRES ile:
- INTRODUCCION A LA LITERATURA NORTEAMERICANA, Buenos
Aires, 1967
MARIA KODAMA ile:
- BREVE ANTOLOGIA ANGLOASAJONA, Buenos Aires, 1979
ANTOLOJ
- EL MATRERO, Buenos Aires, 1970
- LIBRO DE SUEOS, Buenos Aires, 1976
ADOLFO BIOY CASARES ile:
- ANTOLOGIA DE LA LITERATURA FANTASTICA, Buenos Aires,
1940
- ANTOLOGIA POETICA ARGENTINA, Buenos Aires, 1941
- LOS MEJORES CUENTOS POLICIALES I, Buenos Aires, 1943
- LOS MEJORES CUENTOS POLICIALES II, Buenos Aires, 1951
- CUENTOS BREVES Y EXTRAORDINARIOS, Buenos Aires, 1955
- LA POESIA GAUCHESCA, Mexico, 1955
- LIBRO DEL CIELO Y DEL INFERNO, Buenos Aires, 1960
SILVINA BULLRICH ile:
- EL COMPADRITO, Buenos Aires, 1945
PEDRO HENRIQUEZ URENA ile:
- ANTOLOGIA CLASICA DE LA LITERATURA ARGENTINA, Buenos
Aires, 1937
EV R
- ANDRE GIDE, PERSEFONE (PERSEPHONE), Buenos Aires, 1936
- VIRGINIA WOOLF, UN CUARTA PROPIO (A ROOM FOR ONES
OWN), Buenos Aires, 1960
- VIRGINIA WOOLF, ORLANDO, Buenos Aires, 1937
371
- FRANZ KAFKA, LA METAMORFOSI S (DI E VERWANDLUNG), Bue
nos Aires, 1938
- WILLIAM FAULKNER, I A S PALMERAS SA LVA J ES (THE WILD
PALMS), Buenos Aires, 1940
- HENRI MICHAUX, UN BARBARO EN ASIA (UN BARBARE EN
ASI E), Buenos Aires, 1941
- HERMAN MELVI LLE, BARTLEBY, Buenos Aires, 1943
- THOMAS CARLYLE, DE LOS HEROES (ON HEROES)/ RALPH
WALDO EMERSON, HOMBRES REPRESENTA TIVOS (REPRESENTA TI
VE MEN), Buenos Aires, 1949
- WALT WHITMAN, HOJAS DE HIERBA (LEA VES OF GRASS), Bue
nos Aires, 1969
- SNORRI STURLUSSON, LA ALUCINACION DE GYLFI (GYLFA-
GINNING), Madrid, 1984
372
Trkede Borges
KTAPLAR
LM VE PUSULA- ev. Tomris Uyar, Ada, 1982, yk
YOLLARI ATALLANAN BAHE- ev. Fatih zgven, Can, 1985, y
k
NGLZ EDEBYATINA GR- ev. Celal ster, Afa, 1987, deneme
KUM KTABI- ev. Mnir H.Gle, letiim, 1988, yk
TILSIMLAR- ev. Glin Dalaman, Armoni, 1988, iir
BORGES VE BEN- ev. Celal ster, Afa, 1989, deneme/ yk
BRODIE RAPORU- ev. Mnir H. Gle, letiim, 1990, yk
ALAKLIIN EVRENSEL TARH- ev. Zeynep alayan, Logos,
1990, yk
SONSUZLUUN TARH- ev. Aye Atalay, Dzlem, 1990, deneme
GLGEYE VG- ev. Mnir H.Gle, letiim, 1991, yk
ANTOLOJLER
ADA LATN AMERKA R ANTOLOJS- ev. lk Tamer,
Adam, 1982, iir
MeleklereBenzeyen Evler, Rafael Cansinos Assense, Avlu, Mezar Yazt
LATN AMERKA HKAYELER ANTOLOJS- letiim, 1983, yk
lm vePusula, ev. Tomris Uyar
Yuvarlak Tapman Kalntlar, Borges veBen, ev. Fatma Akerson
Dello, ev. Fatih zgven
Tutsak, Bir Sar Gl, Delia Elena San Marco, ev. Yusuf Atlgan
MODERN DNYA EDEBYATI ANTOLOJS- Dnemli, 1988, yk
Alef, ev. Fatma Akerson
DERGLER
Shakespearein Bellei, ev. Tomris Uyar, Cumhuriyet, 1986, yk
Tehdit Edilen, ev. Mge Grsoy-Nesrin Kasap, Metis eviri, 1988,
iir.
Eikteki Adam, ev. Arzu Etensel ldem, Metis eviri, 1989, yk
373

You might also like