You are on page 1of 119

skender Pala _ Mstesna Gzeller

nsz/7
MSTESNA SZELLER/9
Mstesna Gzeller/11
Yine Yakm Yr Mektubun Ucunu /15
Vuslat/21
"Kfr le Dnya Durur Zulm ile Durmaz" Derler/ 24
iir ve Ezan/28
Askerlik Htras/34
nsafn O Yerde Nm Yok mu? / 40
stina Beyitleri/45
Tara Kadlar / 50
Yz Yln Adaleti/ 57
ay Kltr/70
Mani ve Maniheizm / 73
Ttlerve Kargalar/ 77
Gelenler ve Gidenler/80
Yryenler ve Srnenler / 84
Hizmet, hret, Menfaat/87
syanlar ve Tevbeler / 90
ki Ters Bir Yz/93
Nal Deyip Gememeli / 96

Krler Diyarnn Sultanlar /101
en le Tabaka'nn Hikyesi /104
Sokak Lambalar ve amur Deryalar /107
Asr Mecnunlar/111
Gam Defterinin Tamam Yok mu? /117
EKLDEN MUHTEVAYA/121 Sanatlar Dnyas/123 tikak/131 Harfler Dnyas /136
airler ve Oyuncaklar/148 Hz. uayb'n Beyleri /156 "Mazmn"un Mazmunu /160
Beyit, air ve O iir AnUy /170 "Yazmak" Fiilinin Eski iirimizdeki
Macera/178 Hikmet Denizinde Gemiler/192 "Huz M Safa Da'm Keder"/199 Felekten
ikyet/202 Olur Olmaz Mfredler/ 206 Olur Olmaz Beyitler/210
SHAN ERBABI/215
ltifat Et Sflhan Erbabna/217
iirin portacs.-Zat/223
eyhlislam Yahya Efendi / 227
airlerin Hsrev-i Rum'u: Necat / 232
Ekmeli uara-y Rm: Nab / 236
Son Byk stad: eyh Galib/241
Fuzul'nin Bir Gazeline Ahmed Remzi Dede'nin Tahmisi / 244
ORU FASLI/251
Eski iftarlar/253
Oruca Dair Beyitler/259
Oru Tuhaflklar/264
Surre Nedir?/267
Hill Grnd/270
XVI. Asrda Bir Bayram Ertesi / 273
Dizin/281

nsz
Sevmek, tanmakla balar. nsan, bilmedii eye kar nce tedirginlik ve
antipati duygularyla yaklar. Eitim ve retim, hayatn hangi sahasnda
olursa olsun, zaman ierisinde sevmeyi beraberinde getirir. Bugn Divn Edebiya-
t'nn laykyla bilinemeyii ona dman kazandrmakta ve bir kenara itilmesine
sebep olmaktadr. Gerek hayat artlarnn deimesi ve modern dnyann etkisi
ile bakalaan dnce sistemi; gerekse birtakm aydnlarn yanl tutum ve
karalamalar sonucunda Divn iirine kar ilgisizlik ve hatta cephe alma
srecini balatmtr. Ancak son yllardadr ki bilimsel almalar geliip
geniledike atalarmzn edebiyatn inkr etmekliimizin ne denli byk bir
hata idii grlr olmutur.
Bu kitap bilimsel bir gayretin rn olmaktan ok, z kltrmze kar
hissedilen bir vefa borcunun yerine getirilmesi iin dzenlenmitir ve
yazdmz makaleler arasndan seilen 50 adet yazy ierir. Divn iiriyle
tarih ve imdiki hayatmz buluturma gayesiyle kaleme alman bu yazlar, baz
edeb dergi ve mecmualarda yaynlanmtr. lk

birka yazdan sonra okuyucudan grdmz ilgi, bizim iin tevik edici bir
unsur oldu ve bu ilginin gnbegn arttm grdk. Kendi mill deerlerimize
ynelme ihtiyacnn bir paras olarak deerlendirilebilecek bu ilgi, Osmanl
bedi zevkinin yksek kltr atmosferindeki yansmalardan kesitler sunan yeni
yazlar kaleme almamza vesile oldu. Bylece Mstesna Gzeller, in oldu,
Efsane oldu, Ak oldu...
Tuttuumuz yol, yrndke uzayan ve her duranda bir baka hayranlkla
seyrettiimiz asude gzellikleri olan bir yoldur. O vadide grlecek daha nice
menziller, gidilecek daha nice yollar vardr. Buyurunuz bu gzellikleri
beraberce seyredelim ve sohbetlerle yoldalk kuralm. Zaten gayemiz de 6 yzyl
boyunca soluduumuz bir gzellikler manzumesini sizlere yeniden tantabilmek ve
sevdirebilmektir. Rastladmz o mstesna gzellikleri sizinle paylamaktan
mutluyuz.

MSTESNA GZELLER
Eylerim hep byle mstesna gzeller intihb Tab'- mstesna-pesendim dilberimden
bellidir
Alaybeyizde Naci
Hep byle mstesna gzelleri seerim
Yarathmdaki mstesna tutkusu, sevdiim dilberden de
bellidir.

Mstesna Gzeller
Divn iirinde baz beyitler vardr ki hangi ynden baklrsa baklsn
istisna tekil ederler. Sanat, mn, syleyi vb. ynlerden gerekten birer
aheser olarak karmza kan bu tr beyitler gerek sylendikleri devirde;
gerekse mteakip zamanlarda hafzalarda yer edinmi ve bedi zevk adna, Trk
toplumunu derinden etkilemitir. Pek ou reh-i n-refte (gidilmemi yolda),
bikr-i mazmun veya bikr-i mny hv bu tr beyitler, daha sonradan pek ok
air tarafndan iktibas, tanzir veya taklit edilmitir. Ancak ilerinden
yalnzca bir tanesi izgi d gzelliiyle kendini kabul ettirmi ve hemen
daima atalar sz mesabesine erimitir. Hani Na-b'nin dedii gibi:
Szde darb'l-mesel iradna sz yok amma Sz odur leme senden kala bir darb-
mesel
1 Veled elebi (Izbudak) "Mstesna Gzeller" bal alnda Trk Yurdu
mecmuasnda seri makale neretmitir. (bkz. Trk Yurdu, C. II, nr. 10; C.
III, nr. 13 ve 15). Bu balk alnda biz de eski edebiyatmzn baz "Mstesna
Gzel-leri"ni sz konusu edeceiz. Bu yazmzda Veled elebi rahmetlinin
makalelerinde zikrettii iki beyti deiik adan ele alarak size aktarmaya
altk. Ruhu d olsun.

Sz esnasnda (veya iirde) atasz kullanmaya bir diyeceimiz yok. Ama yle bir
sz syle ki btn leme, senden bir atasz olarak kalsn. te asl sz odur.
Bazen bu tr benzer beyitlerde insan hangisinin daha gzel olduuna karar
veremiyor. Belki her biri ayr ynden "mstesna gzel"lik tacn taknyorlar.
Bak bir gazelinde,
Dernun pr-marifhem-ninin merd-l arif kl Alma ey yz gl ahs- nadana
kitb-s
Ey gl yzl (mahbub)!. ini bilgi ile doldur, dostlarm da bilgelerden edin.
Kitap gibi her (nne gelen, uygunsuz) cahil kiiye alma!
Beyte gre bir insan bakmdan kitap gibi olmaldr:
1. Sinesi maarifle dolu olmak
2. Daima bilgelerle dp-kalkmak
3. Nadana almamak.
Birinci maddeye rnekler getirelim.
Ayet-i kerime: "Rabbim ilmimi arttr." (Kur'n, 20/114)
Hads-i erif:
"lim in'de de olsa araynz."
"Beikten mezara kadar ilim reniniz."
Bu hususu Nab,
Bilmek elbette deil mi ahsen Sorsalar ben onu bilmem demeden
veya
Etme r ren oku ehlinden Her eyin ilmi gzel cehlinden
beyitlerinde ayrca vecizeletirmitir.
kinci kural Trke'de bir atasz ile yaamaktadr. "Cahilden dostun olacana;
limden dmann olsun."

nc kural da en az dier ikisi kadar nemlidir: Nadana almamak. Yani
emaneti ehline vermek. Kef-i rz eylememek. Yine Nab bu konuda:
Kef-i rz eyleme bignelere Verme yol meclise divnelere Herkesi mahrem-i esrar
etme Srrn zver-i bzr etme
Ehli olmayan kiilere srlarn aarak divanelerin meclise girmelerine izin
verme. Herkesi srlarna ortak etme ki (srlarn) pazar ss (dilden dile
dolaan ve herkesin glp alay ettii gerekler) olmasn.
buyurur. imdi bu beytin btn ahengini, btn selasetini, btn edeb
sanatlarn bir yana brakarak yalnzca mefhumuna baksak bile, karmza
mstesna bir gzel kar. Bak'nin bu beytinin getii gazele pek ok air
tarafndan nazireler yazlm, ayn slupta pek ok beyit terennm edilmitir.
Ancak hibiri bu derece mstesna olmamtr. lerinden Nergis'ye ait olan u
beyit en gzellerinden biridir:
Ne mnlar, ne szler mndemicdir safha-i dilde Egeri sret-i zahirde hmun
kitb-s
Her ne kadar grnte kitap gibi susuyorsam da (aslnda) gnlmde ne mnlar,
ne szler var (bir bilseniz)...
Bu beyitte air, ifade edemedii pek ok gerekler bakmndan kalbini bir
kitaba benzetmekte, yani kitap imajn baka bir duygu mecrasnda istimal
etmektedir. Buradaki kitap bir okuyucuya muhtatr. Okuyucunun vasflar
sylenmemitir. Ancak Bak'nin dedii trden, ndn olmayaca kesindir. Zira
nadanlar kitap amazlar. Bu kitap okunduu zaman gnl maarifle dolar ve artk
bilgelerle dp kalkma gerekleir. Nergisi, Bak'nin kitap-insan tebihiyle
yukarda sayd satrlar tekrarlamyorsa, phesiz btn bunlarn yaygn
teaml hlinde o devirde herkese artk bilinmesindendir. Yani Bak'nin o
mstesna gzeli, artk toplumun tamam tarafndan mahede edilmi, Nergisi de
bu-

nu yemden sylemeye gerek duymamtr. Nazire geleneine gre benzer iir,
benzetilen iirin imknlarn kullanmaya mstehakr.
* * *
Nevres'in aadaki beytinde kitap yerine deirmen imaj kullanlarak ayn
tebih ifadesine ulalmtr.
nn ardn gzet, fikr-i dakik et, onda bir syle tme azna her ne gelirse
siyb-s
(Szn) nn ardn gzet, ince dn, onda bir syle. Deirmen gibi azna her
ne gelirse tme (syleme)!
Bu beyit ifade ve kurulu ynnden Bak'nin beytine ok benzer. Burada da sz
sylemenin kurallarm buluruz.
1. nn ardn gzetmek
2. Her sz iyice dnmek
3. ok susup az sylemek
4. Aza gelen her sz sarf etmemek.
Bu beytin mstesna gzellii hemen her kelimenin deirmen ile ilgili
oluundandr.
n ve ard kelimeleri deirmende budayn konulduu ve deirmen tann
bulunduu mahalde (kutup mahalli), tahln dkld "gz (gzet)" denilen hazne
borusunun giri ve kdr.
Dakik, "un" demektir. stanbul'daki "Unkapan" semtinin eski ad "Kapan-
dakik (Kapandakik)"tir. "Onda bir", deirmencinin tme hakkdr. Yine ayn
onda kelimesindeki on hecesi, eski harflerle yazlnca "un" eklinde okunabil-
mektedir. ikinci dizedeki tme, malumdur. "Azna" kelimesindeki az,
deirmen tann ekseni civarna denir ki zaten buday da burada tlr.
"siyb" keza deirmen demektir. "s" benzetme ekinin "as" hecesi de
deirmen demektir.
Bak'ye ulaamasa da gerekten mstesna bir gzellik.

Yine Yakm Yar Mektubun Ucunu
Tarihte ilk mektubu kimin kime yazdn bilmek isterdim dorusu. Eski
medeniyetlerin mektup ve haberleme sistemleri hakknda bilgiler maalesef pek
azdr. Belki yaz icad edildikten ksa bir mddet sonra mektup da icad
edilmitir. Rivayetler Eski Msr'da posta servisi olduunu syler. Heredot ise,
Keyhusrev'in Iskitlerle yapt savata (M.. 500) posta hizmetinin
kullanldn yazar. Hz. Pey-gamber'in komu devletlere gnderdii dine davet
mektuplarndan bir ksm hl mzelerdedir. Ayrca O'nun devlet, kavim, kabile
ve kiilere hitaben yazdrd 23 mektup bilinmektedir.1
Osmanl'da mektup, Sultan II. Mahmud'a gelesiye dek yalnzca devlet
haberlemesinde kullanld. II. Mahmud 1838 ylnda bir ferman kararak,
istanbul ile dier merkez ehirler arasnda sivil posta hizmeti kurulmasn ve
creti mukabilinde, gizlilik ilkesine uyularak mektuplarn tanmasn, rey ve
yabanclar ile mslmanlar arasnda da bir
1 Bkz. A. Snmez, Raslullah'n islm'a Davet Mektuplar, s. 208, stanbul
1984.

ayrm gzetilmemesini emreder. Bir yl sonra Tanzimat ilan edilince de posta
ileri kamu hizmetleri grubuna dahil edilir. Ertesi yl Yenicami avlusunda bir
posta idaresi (bugnk Byk Postahane) kurulmutur. Daha sonra Musul, Sivas,
Diyarbakr gibi merkez yerlere postaneler alr, ite o gn bu gndr mektup
mvezzilii, eitli gelimeler gstermi ve bugn modem usllerle mektuplarmz
ehrin bir semtinden bir semtine 15-20 gn gibi ksa (!) bir srede ulaabilir
olmutur.
* * *
u telefon ve faks denen aletler icat edileli dnyada mektup gelenei neredeyse
kayboldu. Oysa bir dnemlerde mektup taycln resm surette i ve grev
edinen insanlar varm. Faaliyetlerini srdren bu kiilere tatar denirdi.
Tatarlar bir ocak itibar edilir (Ocak tatarlar) ve hususi posta ilerini
yrtrlerdi. Ulak da denilen bu tatarlar, seri hare-lG ketli ve hzl
yryt kiilerden seilirmi. nceleri Tatar boyundan kiilerle ifa
edildiinde bu adla anlmlardr. ^ Bunlarn kendilerine has kalpak ve
elbiseleri vard ve bu k-~ yafet bakalarnca kullanlmazd. Evliya elebi
Van'dan Is-* tanbul'a 13 gnde mektup getirdiini kendisi yazar. Amiral
Slade de istanbul'dan Badat'a kadar olan mesafeyi (2.300 km.) 14 gnde
alan bir tatarn rekorunu 9 gne indiren ve 6 grevini ifadan 2 saat sonra
dayanamayp len baka bir tatardan bahseder. Durmadan, dinlenmeden at srtnda
gnlerce yol alan tatarlar, dilimize de baz kelimeler hediye etmitir. Tatar
aas, tatar dolamas, tatar kalpa, tatar oku bunlardandr. Bugn hl yar
pimi etler iin "tatar" kelimesi kullanlr. Herhalde posta tatarlarnn
acele etmelerinden dolay, onlar iin alelacele piirilen yar i etlerden
kinaye olmaldr. Nab'nin bir beytinde bu kelimeyi grrz:
Getirin eki edelim m-hazar Puhte olmazsa da olsun tatar
Hazrda ne varsa getirin yiyelim. Pimi olmasa da yar pimie razyz.

Tatarlar eski toplumumuzun nemli grevlerinden birini yrtmekle sosyal ve
kltrel hayatn da iinde yer almlardr. Zaman zaman Divn iirinde adlarnn
anlmas da bunun sonucudur. Mesela Srur, tatarlarn ok hzl i grdn,
durup dinlenmeye vakitleri olmadm,
Tatar itb ile memur iken konak yerine Uladrmazsa durup atna koan m verir
beytiyle anlatrken Nedm, ibrahim Paa'y verken bize o dnemin iki nl
tatarmn da adn nl Tatar hanlar Tuluy ve getay (Oktay) da te'mihen
ylece bildirmektedir:
Sadr- tskender-haem kim dergehinde bir nice Nme-ber tatarlar var Tolu v Okta
gibi
skender gibi hml olan o sadrazam ki onun kapsnda Tolu ve Okta gibi mektup
tayan nice tatarlar mevcut.
Beyitten anladmz bir baka husus da vezirlerin, kendilerine bal bir
tatar oca atklar ve burada ok sayda tatarlar bulundurduklardr. Her ne
ise!.. Biz yine mektup bahsine dnelim.
Eskiden okuma yazma bilen insanlar parmakla gsterilir derecede az imi. Bu
demektir ki mektup; yle hercai ve harc- lem bir ey deil, ok nemli bir
yaz, bir nmedir. Bizce mektup o zamanlarda edeb bir mahsul de saylmyordu ve
ancak nemli kiiler, yine nemli grdkleri hususlarda mektuba bavuruyorlard.
Zira mektuplamak pahal bir lks idi. Yalnzca devlet ilerinde ve mecbur
kalndnda yazlr gnderilirdi.
O zamanlarn mektuplar resm ve zel diye tasnif edilebilir. Ancak ulaklar,
yani tatarlar, hem resm, hem de zel mektuplar tarlard. Keza yolcularn da
gayr-i resm olarak zel mektuplar tad bir vakadr. Ediplerin, meyhn,
limlerin vb. bu tr zel mektuplar belli bir srede yerine ulamak kaydn
tamazsa da en erken zamanda ulamas elbette matlubudur, ite bunun iin
eskiler "Bedh" uslne bavururlar. Bedh, bugnn APS yahut, taahhtl mektubu
gibidir.

Bedh, bir rivayete gre Allah'n isimlerinden biridir. En g ileri en kza
zamanda yapan" demektir. Bir baka rivayette ise "mektuplar yerine ulatrmakla
ykml melein ad"dr. ite bunun iin eskiler mektup zarflarnn yahut
mahfazalarnn zerine "Ya Bedh", "Bedh" gibi kelimeler, yahut bunun ebced
hesabnda mukabili olan "2-4-6-8" rakamlarn yazarlarm. Bylece mektup
kaybolmaktan kurtulur imi (Dorusu bu, her zamankinden ok bugn kullanlmas
gereken bir yntem. Kim bilir belki PIT idaresi "Bedh" yazl bir mhr
yaptrr da zarflar bundan byle onunla mhrler). Divn airleri de bu usl
biliyor olmallar ki zaman zaman Bedh'tan sz ederler. Km'nin bir beytinde,
Varak-1 hsnn yazdkta debr- kudret Nokta-i hli komu vuslatna br- Bedh
buyuruyor. u demek: "Kudret ktibi senin gzellik sayfan yazd zaman
(zerine de vuslatn iin Bedh iareti olarak (yanan-daki) bir nokta gibi
olan benini koymu." air sevgiliye vuslatn t ezelden bu yana Bedh'lu
olduunu, dolaysyla ona elbet bir gn kavuacan ma ediyor. ffet isimli
baka bir air de gzellerin arzuhalleri zerinde Bedh olmay, bu vesile ile
sevgiliye yaknlk ve vuslat kesbetmeyi,
Yazlsam arz- hl-i dilbern zre Bedh olsam
msrayla ne gzel de anlatmakta. Aslnda buradaki "yazlsam" ifadesinde
"serilmek, yaylmak" anlam, "arz- hl"de ise "nz u hl (yanak ve ben)" mas
vardr. Ne muziplik!..
Sz mektuptan almken Nail'nin u beytini de grmezden gelemedik:
Edenler nme-i akn cevabnda suver-kr Rakibi meclis-i cnaneden matrh
yazmlar
Ak mektubunun cevabn resimler ile ssleyenler (o resimlerde) rakibi,
sevgilinin meclisinden srp karmlar.
Elbette k, maukuna mektup yaznca sadece onu ve kendini resmeder. Arada
rakibin ne ii var. i ie gemi iki

kalp izilir ama kalbin izildii grlmemitir. Buradan anladmz o ki,
okuma yazma bilmeyenler, ilerinden geldii gibi izdikleri resimler ile meram
anlatm olurlard. Bugn, birisine hibir harfin yer almad resimli bir
mektup gndermek ve meram resimlerle anlatmak, herhalde orijinal bir mektup
olur ve belki yazdan daha tesirli kar. Nail'nin beytine benzeyen bir imaj
air Rza de kullanmtr. yle diyor:
Arz- hl iin Rza ol eh-i hsne hemn Levhal bir nmedir bu h-
tenkimiz
Beyitteki ifadeye gre Rza, gzeller sultan sevgilisine bir mektup yazm.
Mektubun altna da azndan ateli h dumanlar kan bir k resmi izmi.
Dorusu gzel bir bulu. Herhalde resmin altna da:
"Rza'nin azndan kan ateli ahlarn resmidir"
ibaresini koymutur.
Buna benzer bir espri de mektuplarn bir kesini yakma detidir. Bylece
k sevgiliye akndan dolay barnn yank olduunu ma eder. Birka yl
evvelinin dillerde dolaan bir arksnda bu anlatlyordu. Keza bu arkda
telefonun icad ile mektuba rabet kalmad da rneklendirilmi durumdadr:
Yine yakm yr mektubun ucunu Askerlikte sevda ekmek zor diyor Ykleyip
postann bana suunu Hatrm teller ile sor diyor
Eskiden tatarlarn gizli mektuplar klahlarna yahut salarna gizledikleri,
bilinen usllerdendir, izzet Molla bunu yle anlatyor:
Bulduk fesinde nsha-i sihr fsunu biz Mektb- fitneyi arayn peremindedir.
Casuslar da devlet srlarn ihtiva eden mektuplar yine

salarnn iinde tarlarm. Dahas, casusun bana dvme usulyle mektup
yazld da olurmu. Azz'nin,
ehr-i yrime ku umaz ki edem arz- niyaz Kalmad nme-resn nak- serimden
gayr
beytinde bunu ma vardr. air diyor ki: "Sevgilimin ehrine (veya ehriynma)
ku umaz (yani posta gvercinleri oraya ulaamaz, ok uzaktr) ki isteklerimi
bildireyim. Bu durumda basmdaki naklardan gayri bir mektup gtrc (ulak,
tatar) kalmad. (Tek are, sevgiliye kendim gitmemdir)."
Ve bir kssa;
Abbas halifelerinden birisi bir casusun bana dvme suretiyle mektup
yazdrp salar byynce yola karm. Adamck en ksa zamanda istenilen yere
varm, ilgili kii hemen salarn tra ettirip mektubu okumu. Mektubun son
satr ok ilgi ekici:
- bu nmeyi imha ediniz.

Vuslat

Hoca Vahy yle diyor:
Vesile-cy- vuslat olduum yre duyurmular Nifak etmiler amma manev himmet
buyurmular
Bu beyti okuyunca insann ii ho bir duygulanma ile birdenbire
boalveriyor. Ne mstesna bir syleyi, ne zarif bir nkte ve ne ince bir
zek!.. air bir techl-i arifane ile meramn ne gzel anlatm. Bir sz hem
syleyip hem de "Ben sylemedim." demenin en gzel yolu bu. Binaenaleyh,
sevgilinin bu sze kzabilecei ihtimalini peinen ortadan kaldran "Vallahi ben
masumum" derken bile "Evet ben syledim" mnsn n plana karan ifade de bu.
Beytin bugnk dile evirisi aa yukar yledir:
Vuslat iin bahaneler aradm cananma duyurmular. (Bu iin failleri), nifak
(sevgiliyle aramda bozgunculuk) yapmlar. Ancak (ne mutlu bir tesadf ki byle
bir nifak karmakla) hakkmda (bilerek ya da bilmeyerek) manev himmet
buyurmular.
air aslnda sevgiliye kar byle bir vuslat niyeti tama-

dn, niyeti olsa bile reddedilme yahut azarlanma ihtimalinden ekindii iin
azn aamadn; buna ramen isteinin de bu olduunu, arada nifak
karanlarn ise kendisini bu amaca ulatrdklarn; dolaysyla bu nifakn
iyiye almet olduunu ve bir tr manev himmet kabul edilebileceini, bylece bu
szleri sevgiliye yetitiren mnafklara kzmak yle dursun, belki teekkr
gerektiini vs. vs. pek ok eyi iki veciz msrada anlatmakta. Burada bir
mnafklk (ikiyzllk) sz konusudur. Dnmek lazmdr: Mnafkln vuku
bulmas iin airin bu szn, gven iinde birilerine sylemi olmas ve
gvendii kiilerin de onun bu itimadn sarsacak biimde szlerini sevgilisine
aktarm olmalar gerekir. Yani aslnda air mnafklara "sevgiliye vesile iin
vuslat aradn" mutlaka sylemi olmaldr. O hlde beyitte "nifak etmiler"
demekte pek de hakl saylmaz. Belki nifak edilsin diye bu sz kasden sylemi
olup, mnafklara teekkr borludur.
Sonuta ne olacaktr? Sonuta sevgili, bu kn arp sorguya ekecektir:
"Benimle vuslat iin bahaneler aryor-musun, ha!..."
el-Cevap:"?!..."
Soru ve cevap ne olursa olsun, byle bir nifak meselesinin gndeme gelmesine
ve bu hususta konumaya kap aralanmasna en ok air (k) sevinecektir. Artk
gerisi sevgilinin huzurunda el pene divn duran ve hazan yapra misali
titreyen kn maharetine kalmtr. Hk-mk da edebilir; konu almken
meseleyi de balayabilir.
Bizim iin burada nemli olan, beyitte teksif edilmi olan bunca mndr.
Toplam 11 kelime ile bir yn tebessm, telezzz ve tehayyr... Daha da garibi,
beytin batan sona btn ifade rgs, olumsuz tutumlara gebe. Ancak doan mn,
tam airin istedii olumlulukta: Hayret!...
* * *
Zat'den:
Ey itti ol peri bir gn dne girren bir eb Sevincimden nice yllar geipdr
gbrmedm uyhu

Mn murad olundukta:
O peri (gibi gzel sevgili) bir gn bana, "Bir gece ryana gireceim" dedi. Nice
yllar geiyor ki (bu iyi habere) sevincimden bir trl gzme uyku girmiyor,
demek olur.
Zavall air, sevgiliyle bir trl vuslat bulamam. Ancak gnlerden birinde
talih yzne glm ve nasl olduysa, sevgili ona iltifat gsterip "Haydi,
gnln olsun artk, bir gece ryana gireceim" deyivermi. Demez olaym, bu
sefer de bu sevin ile kn uykular kaar olmu. Belki uyuyabil-se, ryasnda
sevgiliyle vuslat da mmkn olacak. Ama heyhat! Byle bir sevin haberinden
sonra uyku ne kelime! Kaderin de bylesi dman bana...
Bir tane de UM'den:
Arz- hl etmee cn seni tenh bulamam Seni tenh bulacak kendimi asla bulamam
Mny siz anladnz, ama "Et-tekrru ahsen" kavlince 23 biz yine de
syleyelim.
"Sevgilim! Hlimi (yani akndan dolay bama gelenleri ve isteklerimi) arz
etmek iin seni tenha bulamyorum. Seni o. tenha bulunca da kendimi asla
bulamyorum."
?o
Bu ne mthi bir beladr ki mauku grnce k kendi- 1
ni kaybeder, cnuna varr. Bir bakma gne dounca yldz
larn kaybolmas gibi bir ey. te vuslata hi ulaamayan Di
vn airininin klk teaml bu bir beyitte zetlenmi du
rumdadr. O, sevgilinin evresini daima rakiplerle dolu g
rr. Onu yalnz grp kulis yapmas mmkn deildir. Da
has, bunu aklna bile getiremez. nk bunun hayali mu
bah ise de vukuuna imkn yoktur ve imkn bulan da olma
mtr. k bu yzden, bylesi bir ihtimal zerinde durmaz,
abesle itigal etmez. Oysa byk dnmek lazmdr; rzi-
grn ne yandan esip nereden dnecei hi belli deildir. a
irin hayalinin bile eriemedii bu hadise, bir mutlu tesadf
le ayana geliverecek olursa ite byle arr kalr, kendini
kaybeder asla bir daha bulamaz. "f. C.

"Kfr ile Dnya Durur Zulm ile Durmaz" Derler
Tarihte adaletiyle nl insanlar vardr. Sleyman peygamber, Nirevan, Hz.
mer gibi., insanlk tarihine damgasn vuranlar arasnda, adaletle hkmedenler,
herhalde derin bir vecd ve bitmez tkenmez sayglarla anlmlardr. Her millet
kendisini idare edenlerden birok meziyet ve faziletler bekler. Ancak btn bu
meziyetlerin en banda, hi phesiz adalet ruhu yer alr.
Milletlerin tarihi aratrlrsa, en zirvede olduklar dnemlerin, en adil
yneticiler zamanna rastlad grlr. Oysa medeniyet a saylan asrmzda,
adaletin ve tabiatyla hrriyetin yerinde yeller esmektedir, insanlarn yaama
haklar ellerinden alnrken, milletleraras bir adaletten sz etmek de abes
olur. Gnmzn meden (!) dnyas, Bosna-Hersek rneinde grld gibi, 14
asr ncesindeki Nec-'nin menfi, Haccc'm da mspet ynde eline su dkeme-
yecek derecelerde zulme giriftardr.
Tarih boyunca toplumumuzda bagsteren zulm anlaynn kalntlar bugn
biraz daha semirmi canavarlar olarak etrafa dehet samakta, her gn evremizde
birtakm masumlar incitmektedir.

Bu tutumun temelinde bir tek sebep aramak beyhudedir. Topyekn bir inan
sisteminin sarslmas ile bugnk hle gelinmitir. Aadaki beyitlerde, zulm
ve adaletsizliin eitli boyutlarn grmek mmkndr. Sze Nab'nin (. 1712)
hikmetli beytiyle balayalm:
Batl hemie btl u bhdedir vel Mkl budur ki sret-i haktan zuhur ede
insanlar btl haktan ayrabilirler. Bu basittir. Ancak btl, hak suretinde
grnr; yahut hak yolda olduuna kanaat getirilen kiilerden sadr olursa,
elbette daha tehlikelidir. nk o zaman pek ok masum aldanarak btl hak
sanacaktr, zellikle kendisine gvenilen insanlar, bilgeliine hkmedilen
mncler, drstlne bel balanan idareciler ve ilmiyle amel olunan limlerin,
btl suret-i haktan gstermeleri felaket dourur. Bunu ac tecrbelerle
renmi olan zzet Molla (. 1829) u sznde pek hakldr:
Mehurdur fisk ile olmaz, cihan harb Eyler an mdhane-i limn harb
Her devirde fisk zere davranlar, hak yoldan sapmalar, sefahet, hainlik ve
ahlkszlk bulunabilir. Bunlar cihan harb etmez. Ne zaman ki limler
dalkavuklua ve nabza gre erbet vermeye balarlar, ite o gn lem fesada
vard, devlet harah oldu demektir. nk, Aazde Dilver'in dedii gibi:
Fesd olsa essnda binann payidar olmaz.
Binann temeline bylece dinamit konulduktan sonra artk zlme
balayacaktr. Tarih boyunca da byle olmutur, iler rndan bir kt m,
insan hangi kuruma, hangi icraata dokunsa elinde kalr. Bu hususta devrinin
alkantlarn, frtnalarn grm ve atlatm olan Yeniehirli Avni Bey (.
1883) olduka ktmserdir.
Ehibb ve-i yamada mebht eyler a'dy Huda gstermesin sr- izmihlal bir
yerde

Bu beyit gnmz iin sylenseydi, dorudur derdik. Zira bozulma emareleri
grlnce, dmanlardan evvel dostlarn parsa kapma yarna girimelerini
gnmzde yak-nen grmekteyiz. Oysa Avni Bey'in yaad Tanzimat dnemlerinde
olmu her ne olmusa... Demek ki o zamanlarn cemiyeti de bugnknden farkl
deilmi. stelik ayn dnemlerin insan saylabilecek Enderunlu Vsf (. 1824)
da meseleyi daha zele indirerek bunu dorular eyler sylemitir, ite bir
tanesi:
Bir kerre kii dmesin lemde yerinden Ol an dalr meclis-i cem'iyyet-i ahbb
Bu iki msra, "Denin dostu olmaz" atalar sznn sanatkr kaleminden
km, kuyumcu titizliiyle ifadelendirilmi eklidir.
"Hele bir d de gr!" derler ya. Kii dnce yalnzca dost ve yr meclisi
dalsa iyi; dman ve ayar meclisi de harekte geecektir. Hele hele insaf
elden brakm, halka zulmetmi, mazlumun hn alm, batl hak gstermi,
yetim hakkna uzanm ve daha bilmem ne kadar -m, -mi'li icraatta bulunmusa
kiinin vay hline!.. Szn ksas kii zulme bulamsa elbette "zulm ile dnya
durmayacaktr." Ya ne olacaktr? Cevab Bursal Beli (. 1729) versin:
Komaz halk intikamn zalime idbri vaktinde Zahmdr olsa ef an mrn eyler
efgende
Zalim bir engerek ylan lnce, zavall saylan karncalar tarafndan
didiklenmesi ne mthi bir ibret sahnesidir. nk "Dmez kalkmaz bir
Allah"tr. O, zulme bavuranlar elbette daha bu dnyada zebn eder. Hani ne
diyordu Said Paa (. 1921):
Hakk eder ashb- sdkn hasmn elbet zebn
Doruluk ve drstlk timsali insanlarn hakkn gasp edenleri Allah elbette
gzetir ve o zalimden intikam almalarna frsat verir. Mverrih Raid'in (.
1735) bir msra vardr hani:

Sktun merd-i dana hasmn ilzam iin saklar
Ancak mrvvet sahipleri, yine de dmann zell olmasyla sevinmezler. Tpk
hasmn lmesine sevinilemeyecei gibi. Gerek yiitlik, eline frsat geince
dmann dahi ba-layabilmektedir. Koca Ragp Paa'nn (. 1763) u msralar
bunun ifadesidir:
Muzaffer vakt-i frsatta addan intikam almaz Mrvvetmend olan n-kmi-i
dmanla km olmaz
Meseleyi balayalm. Kiiler ne denli zulmden uzak olurlarsa o kadar mamur
olurlar. Mevki sahipleri iin hem bu dnyada, hem te dnyada yegne geerli
ake adalet ve hakk korumaktr. Ne demi air:
Pdih olsan da derler "Eeer kii niyyetineee!"

iir ve Ezan
28 Divn Edebiyat ekil ynnden her ne kadar snrl bir
Z yapya sahip ise de muhteva ynnden namtenahi denile-= cek
kaynaklarla zenginleir. Btn din ve felsef mdevve-a nat, Kur'n-
Kerm, hads-i erifler, kssalar, mucizeler ya- nnda din ilimlerin
hemen her kolu, Divn airinin ilgi ala-Z n iindedir. Bunun yannda
airin sahip olduu her trl kltr ve birikim, zihniyet, gnlk hayat,
olaan hadiseler vs. din d oluumlar da iirin balca tema ve malzemesi
hlinde vezne dklp msraa dnr. Binaenalayh bir Divn airinin herhangi
bir beyti sylemek iin, zel konular aramaya kalktn, yahut "Hangi
meseleyi ele alsam?" gibi bir endie tadn sylemek hatal olur. O
genellikle iinde bulunduu ann tedaileriyle bir beyit syler ve eer yek-vaz
bir manzume oluturacak ise ancak o zaman konu endiesiyle hareket edip ilk
beyte uygun decek konular arar. Oysa Divn iirinin, btn yerine para
gzelliine nem veren yaps, manzume yerine beyti n plana karmaktadr. Bu
da beyitlerin ayr ayr gzellii demektir. O hlde bir airin anlk fikir,
hayal, hdise ve oluumlar yine o anda vezne dkmesinden daha tabi bir ey
dnlemez. Szgelimi

bir mecliste sohbette ise, dostlarla beraber olmann erdemini; bir satran
msabakas seyrediyorsa, satran tarihiyle ilgili bir telmihi; bir kr
elencesinde ise tabiatm mstesna gzelliini ve tasvirini, bir mahbub ile
karlamsa akn erdemini, hasret ekiyorsa acy; bir tekkede zikirde ise,
mecazen arab ve arabn haletlerini vb. o anda iirletiriver-mesinde ne mani
olabilir? Bazen bir manzumedeki beyitlerin bir ksmnn klasik kltr en canl
biimde yanstan mcerred ve felsef konulardan bahsetmesi, dier bir ksmnn
ise hayatn iinden ses vermesinin sebebi de budur.
O hlde, diyebiliriz ki Divn airi herhangi bir zorlamadan ok, bir ilgiden
ilham alarak iirine yn verir. Aada sz konusu edeceimiz beyitler bunun en
canl rneidir. Bu beyitlerin ortak zellii ezandan bahsediyor olulardr.
Burada ezan hakknda ne srlen grler ve felsef-din yaklamlar yannda
ezann Osmanl toplumunun hayatndaki yeri ve gnlk ezan manzaralar da
terennm edilmi durumdadr. Sanyoruz ki bu beyitlerin yazld/sylendii
esnada airler, ya ezann da sz konusu edildii bir sohbette bulunuyor, ya
bizzat ezan dinliyorlard. Ancak airlerin bilgi ve kltr seviyeleri ayn
konuyu terennm ederken birbirlerinden ne kadar farkl olduklarn ortaya
karr. Hele edeb meslekleri (kane, hakmane, hane vs.) de iin iine
girince, ayn konunun ne kadar zengin almlarla ele alnd grlecektir.
Nev' (. 1599) limlii ile airlii birbirine denk den, her iki sahada da
ayn stn baary gstermi bir airdir. Ezandan bahsederken deta ilmini ve
kltrn konuturur. te bir beyit:
Var salt- hams ile sedd et havss- hamseni Leker-i Ye'cc- nefi "Allahu
Ekber"den kaar
"Be vakit namaz klmakla be duyunun (azgn isteklerin) nn kes! Zira nefis
Ye'cc'unun ordusu "Allahu Ekber" nidasn duyunca kaacak delik arar."
Burada Nev''nin, ezan dinlerken alelade bir ift kulaktan daha farkl
seviyede dinlediini ve sahip olduu birikim ile hadiseler karsndaki tavrn
aka grebiliyo-

ruz. Salt- hamse ile havss- hamseyi yanyana getirii, nefis ile mcadelenin
nasl ve niin yaplmas gerektiini vurgulay, "Allahu Ekber" nidasnn
manev etkisini terennm, tam bir bilim adam tavrn sergiler. Nitekim ayn
konuda baka bir beytinde:
Ak ehline daim elem-i savm u riyzt Ayara hemte niam- tyde saladr
(Dnya gidiat), ak ehli olanlara daima oru ve riyazet skntsn; ayara
ise bayram nimetlerine (kavuma) arsn tekrarlamakta (veya sunmakta)
diyerek zamandan ve zamaneden ikayetini bildirir. Orucu tutan ile bayram
yapanlarn farkl oluu dnyann daimi hlidir. Hl da yle deil mi? Bu
syleyi ekli tam bir kinayeli tenkid nazarndan kaynaklanr. Bunun iin de
yine kltr ve birikim yannda hadiseleri geni yelpazede deerlendirebilecek
bilimsel bak as gerekir. te o da Nev''de vardr.
Kad Burhaneddin (. 1398), airlii yannda devlet adam-lyla da tarihe
malolmu bir ahsiyettir. mrnn byk blm savalarla gemitir. Onun
airlik mizac da ister istemez savala ilgili konular daha fazla terennm
etmesini gerektirecektir, ite misal:
ehd eyler bizi gzn nigr Ne gazi Trk olur "Allahu Ekber!"
Ey sevgili! Gzn bizi (ak) ehidi eylemekte. (Bu haliyle o) ne gazi bir Trk
(savas) olur. Allahu Ekber!
Beyitteki "Allahu Ekber!" nidas her ne kadar ezann banda ve sonunda
toplam alt defa tekrarlanyorsa da eskiden bir hayret ifadesi iin de
kullanlrd. Yani bir muvahhid kul, hadiseler karsnda aknlndan parmak
sryorsa "Allahu Ekber!" diyerek hayretini gsterir, bylece Allah'n
yceliini de hemen tasdik etmi olurdu. Bu kullanmyla "Allahu Ekber!" lafz
"Allah'n takdirine bak! Yce Allah nelere kadir! Bu hadise karsnda Allah'n
bykln grmemek imkn d! Allah Allah!..." gibi mnlar ifade eder. Bey-

tin konumuzu ilgilendiren ksm ise Kad Burhaneddin'in bu hayret ifadesini bir
sava ortamnda ele almasdr. nk onun tab'ma uygun den airnelik budur.
Ak (. 1574) mrnn tamam halkn arasnda gemi, fazla tahsili olmayan,
ama samimi edal bir airdir. tima hayat orta seviyede yaam ve ylece
terennm etmitir. Konumuzla ilgili iki beytinden biri ak elinde tkenii ifade
eder:
Ey mezzin gel cenazem stne feryad kl ldmden yri agh eyle ruhum d kl
air vasiyetini "Ey mezzin, ben lnce cenazem iin bir sala oku ve
lmmden sevgiliyi haberdar etmekle ruhumu d eyle!" diyerek yazar. Bu beyitte
sala hakknda ne bir bilimsel gerek, ne de bir felsef yorum vardr. Yani orta
insan tipinin dncesiyle yorulmu basit bir ifade. Ama o lde de halktan ve
gereklerden yana. Baka bir deyile gnlk hadiselerin icabn terennm.
Ak'nin bir cuma namazndaki i ezan armn da u beytinde buluyoruz:
Sen kyam etsen varp camide ol saat kopar Her taraftan na'ra-i Allahu Ekber
cum'a gn
(Ey sevgili!) Sen cuma gn camiye varp da yle bir ayaa kalkverecek olsan,
her bir yandan "Allahu Ekber (Bu ne gzellik)!" sadlar ykselir.
airin hsn-i tlil yoluyla anlatt manzara, bir cuma namaznda, imamn
hutbe iin ayaa kalkmasyla mezzinlerin i ezan okumaya balamalardr.
Burada sz konusu edilen hadise bir seltin camiinde gemi olabilir. airin
mahbub olarak anlatt kii ayaa kalknca i ezan balar. Ancak buradaki
Allahu Ekber nidalar cemaatn gzellik karsndaki aknlklarn ifade
etmektedir.
XVI. asrn baka bir airi, Talcal Yahya Bey (. 1582) bir beytinde ezan
din misyonu iinde yle deerlendiriyor:
Gam deil szm dinlemese ehl-i nifak Fask mustarib'l-hl edervz- ezan

Yahya Bey, bir idarecidir. Kanun dneminde brokrasi kademesinde bulunmu ve
pek ok asker faaliyete dahil olmutur. Medresede iyi bir eitim de grm
olan, ancak ilim yerine iirde kalem oynatmay tercih eden air orta hili bir
Osmanl aydndr. Bilimsel olarak da Nev' ile Ak arasnda bir yerde bulunur.
Yukardaki beytin ilk msranda da medreseli bilimselliini buluruz. O idar
mekanizmann yanllna "Nifaklar benim doru szm dinlemeseler de gam
deil" diye dikkat ektikten sonra "Zira oldum olas ezan sesi, fasklar
tedirgin eder." diyerek de probleme medrese azyla gereke bulup teselli olur.
Bilindii gibi mnafklar ezan duyunca namaza gidip gitmeme hususunda endie
duyarlar. lerinden camiye girmek gemezken, dlarndan herkesin ne diyeceini
dnerek tedirgin olurlar. Yahya Bey onlarn bu hlini, gnlk hayatta kiiler
arasnda nifak karanlarn hline benzetir. Kendi szlerini ise ezan kadar
doru kabul eder. te orta hili bir brokrat tavr. Onun bu grnde srar
ettiini,
Cumhr- batl varmaz namaza Divn- Irak'tr zra musalla
beytinden de anlayabiliyoruz. .
Btn bunlardan kan sonu o ki, Divn Edebiyat'nn her airi kendi
mikdarnca ve ilgileri lsnde iir sylemektedir. Yani tpk gnmzdeki
gibi. Aralarnda seviye fark olan insanlarn farkl yaklamlar ile
mesleklerini icra etmeleri elbette tabi haldir. Ancak gnmz airleri iin
uygun grdmz bu seviye farkn Divn airlerinde tenkid etmek
kadirninashktr. Onlar saray airi, halktan uzak, aristokrat vb. gibi
yaktrmalarla tek standartl gstermek yerine, toplumun ilgileri lsnde
onlarn da zengin yelpazeler gelitirdiklerini artk kabul etmek gerekir
sanyoruz. iir var olduka, farkl kltr, birikim ve bilgiye sahip airlerin
de var olacana bugn nasl inanyorsak, eski alarn da bundan farkl
olmadn, Divn iirinin ise bu ortamda her eit konuyla klasik ller
iinde zenginletii gereim gz ard edemeyiz.

Bizce bu eitlilik her edebiyatta mutlaka vardr ve olmaldr. Tabi olan da
budur. Hle uygun msra Hayal Bey'e (. 1613) syletelim:
Ezan okunmad m dnyeden gidince Bill

33

Askerlik Htras
Divn airleri bezmden (meclis, elence) bahsettikleri kadar rezmden de
(sava, ekime) bahsederler. Hatta ak iinde onlarn rakipleri ile olan
mcadeleleri bitmek bilmeyen bir tr rezm hlidir. Yani bir bakma Divn airi,
savan lsn bilir. Mamafih eskiden sosyal hayatmzn nemli bir blmn
sava ve savala ilgili unsurlarn oluturduu da bir gerektir. Herkes
gerektiinde asker olabildiine, sefere katldna, donanmaya yazldna gre
klasik iiri de askerlikten ri grmek hatal olur. Ata binmeyi, kl
kullanmay, ok atmay vs. toplumun her kesiminden insanlarn deta bir spor
kabul ettikleri o devirlerin pek ok msra ve beytinde de bu hayat artlarnn
izlerini bulmak mmkndr. Bunun tabi sonucu olarak, dorudan doruya sava
konu alan trler (Divn iirinde gazavatnmeler; halk iirinde destanlar gibi)
ile nazm ekilleri (Divn iirinde baz murabba ve terkb-i bendler; halk
iirinde koaklamalar gibi) edebiyatmzda nemli yer tutar. Aslnda eski
iirimizde-ki askerlik konular balbana incelenmesi gereken bir husustur.
Ama biz burada ne yenieri airlerinden, ne levend ve sipahilerden, ne
tozkoparan okulardan, ne uan kuu

vuran nianclardan, ne talim ve talimgahlardan, ne toptan ve ne de tfein
icadyla bozulan mertlikten bahsedeceiz. Bahsimiz, iirimize sindirilen asker
zelliklerden olacaktr.
Nef' bir kasidesinde,
Evc-i hevda syt- akk- tdan Avz- ra'd u saika reh gmknn olur
diyor. Bu ifade bir meydan savann en iddetli ann tasvirden ibarettir ve
aa yukar u mnya gelir: (Sava meydannda) kllarn "ak!, ak!" diye
kard arkrtlarndan, gkyznn doruklanndaki yldrm ve imek sesleri
yollarn arr (ve kaacak delik ararlar).
Burada Nef' her zamanki mbalaal slubuyla sava tasvir ediyor ve kl
seslerinin velvelesi ile yeri g inleten iddetten bahsediyor. Hele beytin ses
ahengini oluturan "akk"lar, kulamzda gerek birer kl savann
akrtlarn uuldatr. Nef' asker deildir. Ama sava onun ruhunda byle
makes bulur. Ne de olsa yiit edal bir airdir ve mcadelenin en eddi bile
tab'na uygun der.
Buna benzer bir ifadeyi de Bak'nin nl Kanun mersiyesi matlanda
buluyoruz.
Ey pay-bend-i dam-geh-i kayd u namu neng T key hev-y megale-i dehr-i b-
direng
"Mn murad olundukta?" demiyoruz. Zira konumuz beytin mns deil ses ve
hengidir. imdi bir an bu iki msra kaln ve gr sesli birinin, vezne uygun
ekilde inad ettiini dnelim. Her bir male ve uzun hece telaffuz edilirken,
Yahya Kemal'in bahsettii seherlerden gelen top seslerini duyar gibi oluruz.
zellikle Hasan Mutlucan'a okutursanz sanki Viyana kuatmasndaki
balyemezlerin, Sivastopol nndeki kavallarn sesi ruhlarmzda eski bir hatra
olarak canlanr. Tekrar okuyalm:
Ey pay-bend-i dam-geh-i kayd u namu neng
Bir mersiye, ancak bu kadar gzel balayabilir ve Kanun hakknda da bundan
daha basit bir ifadeye cevaz verilemez. Hani ne demi atalarmz: At sahibine
gre kiner!

Fuzul'nin "bekleriz" redifli mthi gzellikte bir gazeli vardr. Bu gazelin
her beyti bir ncekinden muhteemdir. Ancak yllar nce okuduumda gazelin bir
beytini hi anlayamam ve pek ok kiiye sordumsa da tatminkr cevap
alamamtm. Daha sonra asker oldum; nbeti olarak devriye gezdiim deniz
okulunda, ayaz m ayaz bir gecede, nbeti erlerin sistematik haberlemeleri
usl ile beytin sun zld. Beyit uydu:
Sanmanz kim geceler beyhudedir efganimiz Mlk-i ak ire hisr- istikamet
bekleriz
Fuzul buyuruyor ki; "Geceler boyu (t sabaha kadar) barp durduumuzu
bouna sanmayn. Biz ak lkesi iinde istikamet hisarn beklemekteyiz."
Beytin btn mns, "istikamet" kelimesi zerine teksif edilmi. air,
istikamet kelimesini "doru yol, Allah'a ynelmi yol" yani "Srt- mstakim"
mnlarn istihdam edecek ekilde kullanm. Ancak hisar ile istikamet birlikte
kullanlnca eski bir gelenek de kendini gstermekte. Buna gre; eskiden
serhadlarda bulunan hisarlarda azap, sekban, lamc, msellim ve Hisarllar
bulunurdu. Hisarhlarn grevi hisar erleri ile kaleyi korumak ve nbetleri
tutmak idi. Geri kaynaklarda bulamadk ama bu trden, gnn her saati nbet
tutulan hisarlara belki de "hisr- istikamet" deniliyordu. Zira buradaki
istikamet kelimesi tamamen nbetin nasl tutulduunu anlatr. Bugn de hl
geerli olan istikamet sistemine gre birbirlerine belirli mesafelerde nbet
tutan erler geceleyin belli zaman aralklar ile ve sray armadan ddk
almaya balarlar. lk ddk sesini duyan nbeti, bir sonraki nbetinin ddk
sesini dinler. kinci nbeti keza ddn ttrp sradaki dier nbetinin
ddk sesine kulak kesilir. Bylece asker birliin evresi ddk sesleriyle
devredilmi olur. Eer aradaki nbetilerden biri ddn almazsa istikamet
aksam demektir. Bu durumda hemen nbeti avuu yahut miri, gidip o nbetiyi
kontrol eder. Uyumu mudur, donmu mudur, dman tarafndan ldrlm mdr,
her ne ise, ortaya kar.

Benim ocukluumda tara ehirlerindeki gece bekilerinin de byle istikamet
tuttuklarn hatrlyorum.
ite Fuzul'nin yukardaki beytinde hisarn sra sra burlar arasnda
istikamet tutarak ak lkesini koruyan bu hisarhlarn hikyesi vardr. Ancak
onlar ddk almak yerine birbirlerine nida ile istikameti tamamlarlard.
Geelim bir baka asker hikyesine:
elebi Sultan Mehmed saltanatnn ilk yllarnda olu Murad' Amasya'da
yerine vekleten brakp kendisi bir mddet Merzifon'da ikamet eder. O srada
Timur ordularnn svari talimlerini rnek alarak svari talimi yaptrlmasn
irade buyurur. Kendisi Merzifon'da maiyetinde bulunan 200 kadar svariyi alp
Suluova'ya iner. Murad da Amas-ya'daki svarilerden bir o kadar getirmitir.
Sra talimlere gelir. Gya bunlardan bir ksm dman, dierleri dost
olacaklardr. O zaman henz imdiki manevralarda olduu gibi krmz kuvvetler
ile beyaz (bazen yeil) kuvvetler icat edilmemitir. Askerleri de birbirinden
ayrmak gerekmektedir. 37 Dnp tanrlar ve areyi bulurlar: Amasya,
bamyasyla mehurdur. Merzifon'da ise byk lahanalar yetiir. Buna is- *-
tinaden Amasyal svarilere "Bamyaclar" Merzifon efra- => dnda da
"Lahanaclar" tesmiye olunur. Bu iki ismin manev- ralarda kullanlmas
daha sonra o kadar tutunur ki Osmanl ^ tarihi boyunca btn talim ve
manevralarda "Bamyaclar -aa; Lahanaclar yukar" komutlar verilip
eitimler yaplmaya balanr.
Gel zaman, git zaman!.. Sultan III. Selim bir bahar gn Davutpaa'da kendi
maiyyetini toplayp askerlerin karsna karr. At oynatmak, cirit atmak,
silah kullanmakta hangileri daha mahir, grmek ister. Bunlardan bir taraf
lahanaclar, dierleri bamyaclar olurlar. Maharetler ortaya dklr, elenilir
ve talimler sona erer. Seyredenler arasnda bulunan air Nid, olanlar
anlatrken lahanaclarla bamyaclar da msralaryla tarihe geirir. Bu beyitler
o iirdendir:
Hele gayret-ken- Lahana kerrrlk etti Hcum-1 Rstem'yi eyleyip aaz icraya

Deil mi Bamya alay ki tahsine yeste Dayand byle zr-hamle-i levend-fersya
Biri birine yle kahraman hamleler kld Feleklerde melekler balad sp-
gyya
Nid'e gre ne lahanaclar; ne de bamyaclar birbirlerinden aa deildir.
airin her iki taraf da vmesi bundandr. O kadar ki gkte melekler bile her
iki guruba aferinler ekiyorlar.
Bize gre bu eitimi mutlaka askerler kazanmtr. Ama Nid ne yapsn!
Padiah maiyetinin malup olduunu syleyemez ya! airin bu hli bizde bir
hikyeyi arm yaptrd:
Ali Kemal yle anlatyor:
"Bir gece Mehmed Bey bize dedi ki:
- Bugn Nazr (Kmil) Bey'le aramzda tuhaf, ibretengiz bir mlakat geti.
Araba ile Maliye Nezreti'nden geliyorduk. Divanyolu'ndan mrur ederken Nazr
Bey bana Sadk Paa'nn konan gstererek:
- Mehmed Bey, ne mkemmel konak, hele ne byk bir baheye maliktir, dedi.
Ben de:
- Evet efendimiz. Harikulade! Ya o bahenin limonluklar, havuzlar, o
portakal, limon aalar, o balklar! nsana hayret verir, dedim.
Kmil Bey durdu. Glmemek iin dilerini skyordu.
Bir lahza sonra;
- Fakat Mehmed Bey, bu konak kadar battal, tatsz bir ko
nak olamaz. Bahe dediin ise ufak bir harabedir. Limon
luklar, havuzlar nerede?
- Evet efendimiz. Bendeniz de mtehayyirim. Byle
koskoca bir konan yle mtemilat olmak icab ederdi,
niin yok?!..
Kmil Bey dayanamad:
- Aman Mehmet Bey! Deminden ne sylyordun, imdi
ne sylyorsun?

Dedim ki:
- A veli nimet! Ben byle yapmasam, Bb- Zaptiye kap
uhadarlnda kalabilir miyim? Mteaddid nazrlarn pey
derpey nedm-i hslar olabilir miyim? Bizim nasibimiz
ezelden byle imi.
Nazr Bey bir an duraklad, yznde ac bir tebessm belirdi:
- Mehmet Bey, itiraf et ki nasibin hazin imi! Fakat biz de
yle deil miyiz? Acaba biz de byklerimize, tpk senin ba
na yaptn gibi yapmyor muyuz? Keke bakkal, hamal ol
saydk da bu mihnetlere maruz kalmasaydk.
Nazrn gzleri sulanmt, samimi, mteheyyi idi".1
Hadise tarihen nl bir dalkavuun patlcan hikyesine
ne kadar da benziyor. Hani dalkavuk, srf efendisini tasdik
etmi olmak iin patlcan yemeini nce vp sonra zem
metmi de niin byle yapt sorulunca "Devletlm! Ben
zt- lilerinizin dalkavuunuzum: patlcann dalkavuu de
ilim a!" demi ya!.. 39
^~
n>
iare
"O
0*
T. C.
SELUK NVERSTES Eitim Fakltesi Ktphanesi
1 Ali Kemal, mrm (Yayna hz. Z. Kuneralp), s. 114-115, stanbul 1985.

nsafn O Yerde Nm Yok mu?
Nevres-i Kadm diyor ki,
Zlfn grenlerin hep baht siyah olurmu Tek zlfn greydim bahtm siyah
olayd
imdi, ister akn evrensellii deyin, ister klarn ortak ilesi; sevday
kader edinenlerde ak ile strab birlikte grrz. Bunu da en ili biimde
terennm edenler Divn airleri olmutur. Her edebiyat aktan bahsetmitir, ama
akn has bahesi Divn Edebiyat'dr. isterseniz Fuzul'yi dinleyelim:
Bende Mecnn'dan fzn klk isti'dd var k- sadk menem Mecnriun ancak
ad var
El-hak doru bir sz! Divnndaki, neredeyse her beytin biri bu yce
duyguya hasredilmi.
imdilerde zpr genlerin aktan bahsetmeye haklar yoktur bence. Ak
hasrettir, acdr, kederdir. Bunlar olmadan ak olmaz. Olsa olsa ilgiden,
sevgiden sz edilebilir. Daha tantklar gnn ertesinde genlerin randevuya
sadakatle uymalar, densizlikten baka bir ey saylmaz. Belki bunun

iindir ki sevgiler abuk tkeniyor, evlilikler hsrana varyor. V esefL
Divn airleri elbette ktrlar. Deil flrt etmek, bir defa seyrettikleri
mn cemli mr boyu bir daha grmek de muhal! Onlarn vuslata hakk yoktur.
Ancak hayal edebilirler. Vuslat akn sonu ve tkeniidir. Vuslat olan yerde
artk k da yok olur. air ne buyurmu:
Arz- hl etmee cn seni tenh bulamam Seni tenh bulcak kendimi asla bulamam
ite bu, tam bir cnun hlidir. Mauka iin var olmak ve o olunca yok olmak.
Akn vuslat ancak mezardadr. Leyla lnce Fuzul, onun kabri banda Mecnun'a
unlar syletir:
lem ho idi ki vr idi yr nyryok, olmasn ne kim vr
Mtaknam ey ecel kerem kl Def- i elem eyle ref'i gam kl
Ref et ne ise arada hil Eyle beni ol nigra vsl
Teklif- i visal eder bana yr Bir halvetde ki yoktur ayar
Ben gitmemek eylesem hatdr Senden bana bir meded revadr
Y Rb bana cism cn gerekmez Canan yo ise cihan gerekmez
Leyla!., dedi verdi cn- rn Ol k- bkarr u miskn
ite insan talihinin ak denen mucize ile olan alkas!.. Bu ak, ebediyete
akp giden zamanda, gemi mevsimlerin btn gnler ve gecelerin, hatta daha da
geecek saatler ve dakikalarn en ulv duygularna gebedir. Btn alara ait
beer hisler yannda en ilah duyularn, sezilerin terenn-

m de yine bu ekilde ifade bulur. Divn airlerini birer ak ktibi olarak
kabul edersek, hepsinin ayn kutsallkla ve titizlikle bu grevi yrttklerine
ahit oluruz. O kadar ki, modern aa gelesiye dek takvimlerin ak u alka
yapranda pek bir deiiklik yok gibidir. Her k ne kadar ahs ve zel
olursa, o kadar beer ve evrensel nitelik kazanr. Onlarn yr diye sevdikleri
sanki birer synet meleidir. Dnyay kendilerine zindan etmi olsalar bile bu
gerek deimez. Sitemlerle beraber krler, ikayetlerle beraber medihler
onlar iin vardr. Zira ak irad deil, mecburdir. Kimse isteyerek k olmaz.
Bu bir sihir gibidir. Dokuz zincirle dokuz kaza bal olsa, kn gnln
yine ak gcyle canan yolunda giderken grrz. Nitekim bu konuda Fuzul'nin,
Aknda mptellm ayb eden sanr Kim olmak ihtiyar iledir mbtel sana
dediini, Ruh'nin de;
oktur eer derd bels muhabbetin Amma ne are elde deil ihtiyarmz
diye ilve ettiini grrz.
Ruhlardaki hzn, gnllerdeki dasslay ifade etmek iin bittecrbe
hadiselerin iinde yaamak, sahnede yer almak lazmdr. En orta hili klarda
bile kalbe dolan hislerin, hznlerin, aclarn ve bu aclardan mtevellid
duyulan nazlarn ifadesi elbette pek gtr. "Men t senin yannda bile hasretem
sana" diyebilecek babayiitler, sahipkranlar gibi ancak asrda bir gelirler.
Bir Necat, bir Yahya, bir Nab, az klar mdr? Hele,
Ezelden h- akn bende-i fermanyz cn Mahabbet mlknn sultn-1
alanyz cn
diye meydan okuyan Bak'ye ne demeli?!.. Ya NedmL Ne-dm mstesna bir ktr.
Hangi birini syleyelim. Daha iin banda,
Ya seferdir ya tahamml anla akn rfsi

diyerek dert yanan; yahut da,
Halk- lem ylda bir kez tyd iin kurbn eder Dembeden sat-be-sat ben senin
kurbannam
diyerek sevgiliye teslimiyet arz eden bir airin aka dair sz m biter!...
Eskiler her eyi sylemiler ve sylenmedik sz kalmam. Ama ak bahesi
istisna! Aka dair daha neler ve neler sylenecek kimbilir!... Minibslerde bile
artk "mr biter ak bitmez!" yazlar yer alyor.
Tardiyye nazm eklini yalnzca eyh Galib denemitir ve muhteem sylemitir.
Yine kendisinin,
Ben atm o genci ben tkettim
msran tardiyyeleri iin kullanmak mmkndr. Ancak ilerinde bir tanesi
vardr ki hem bir aheser, hem de konumuzu balayacak bir ak terennmdr.
Hsn Ak mesnevisinde Ak'in Hsn' anarak gzyalar iinde inad ettii
bu tardiyyeyi birlikte okuyalm.
Ho geldin ey berd-i canan Bah et bize bir nvd-i canan Cn olafed-y yd-i
canan B-sd ola m md-i canan Yrin bize bir selm yok mu
Ey Hzr- ftdegn syle Bu srr edip lyn syle Ol sen bana tercemn syle
Ketm etme yegn yegn syle Gam defterinin tamm yok mu
Y Rb ne intizrdr bu Gemez nice rzigrdr bu Hep gussa ve nr nrdr bu
Duysam ki ne ive-krdr bu Vuslat gibi bir meram yok mu

Km ald bu cerhten gedlar Ferdalara kald inlar Durmaz m o ahdler vefalar
Gemez mi bu ettiim dualar Hl-i dilin intizm yok mu
Dil hayret-i gamla ll kald Galib gibi b-mecl kald Gnderdiim arz- hl
kald El'n bir ihtiml kald nsafn o yerde nm yok mu?
Ve son sz iin yine Fuzul'ye mracaat edelim:

stina Beyitleri



Ak imi her ne var lemde

Divn iirinin i yapsn oluturan konu ve mazmunlar, hemen her air iin ayn
olmakla birlikte, ifadedeki his ve hayal kudretidir ki onlar yekdierinden
ayrr. Birbirlerine ok benzeyen, hatta nazire olarak yazlan manzumelerde bile
airlerin ahs zellikleri, ayrdedici bir mihenk tekil eder. Tabiatlar ve
mizalarnn farkllklarna ilveten, iir kltr ve birikimleri de her airi
ister istemez belli bir tarza yneltir. Buna, dili kullanma ve gelenekten
istifade becerisi de eklenince her airin kendi miktar, msrama yansyverir.
imdi ayn kaynaktan beslenen bu iir rmaklarnn ne derece alayanlar
oluturarak ve hangi vadilerde gezinerek yine ayn denize dkldklerini grmeye
alacaz. Yazmz snrlayabilmek iin XVI. asrn nde gelen yalnzca be
airinin beyitleri zerinde duracaz. Sz konusu beyitler onlarn birbirlerine
nazire olarak syledikleri "istemez" re-difli gazellerinden alnmadr. stina
gsterip istemedikleri bu hususlar da genellikle onlarn kafiye kelimelerinde
dile getirilir. Yani genellikle redifleri fiil, kafiyeleri de nesne yaparak
beyit olutururlar.

Sz konumuz olan airlerden Muhibbi iki (toplam 13 beyit), Bak bir (5
beyit), Hayal iki (toplam 16 beyit), Yahya Bey bir (7 beyit) ve Fuzul bir (8
beyit) adet gazel yazarak neleri isteyip neleri istemediklerini anlatrlar.
Aslnda bu ifadelerinde onlarn bir tr mcerred istina licenaplklarn
buluruz. Ancak bu istinalarn derecesi de airine gre deiir ve derecelenir.
Szgelimi, Muhibbi gerek bir sultandr. Onun istinas dierlerine nazaran daha
geni kapsaml olmak zorundadr. Belki biraz da bunun iin, der ki:
ol ki istina eririne oturdu hvr Ser-te-ser olmaa heft-iklme sultan
istemez
Yr elinden ey Muhibbi bir kadeh n eyleyen Hzr elinden ger olursa b- hayvan
istemez
Tokgzllk tahtna sultanvr kurulan kii, yedi iklime batan baa sultan
olmay istemez.
Ey Muhibbi! Sevgilinin elinde, hayat balayan bir kadeh iki yudumladktan
sonra, insan Hzr elinden b- hayat imeyi neylesin?
Bu ifade tarz, Kanun'deki istinann belki orta derecesidir. Zira ayn
redifte baka bir iirin matla beytinde,
Skin-i kuyun olan ba- glistan istemez Arzn grenler her giz hr u glman
istemez
Ey sevgili! Senin mahallende ikamet erefine nail olanlar, ba bahe gezintisini
istemezler. Nitekim cennete benzeyen yanam grenler de hibir zaman huri ve
glman peinde olmaz.
diyerek cenneti de reddeder. Kanun'nin bu ifadesinde Yu-nus'un, "isteyene ver
anlar / Bana Seni gerek Seni" ermiliinin derin tefekkr vardr.
Sz deitirip devrin gerek sultanndan airler sultanna geecek olursak,
onun istinasn daha bir ho grrz. Der ki stad:

Ho gelir ana rebb vzesi gavgas yok Pdih- ak olan dergh u divn
istemez
Derd-iyr ile unun kim ba hodur Bkiy lmeye canlar verir derdine derman
istemez
Ak padiah olan kii, dergh ve saray istemez. Ona rebab sesi (yani kendi
inleyileri) yeterli zevktir. Yoksa bo didimelerle ban kavgaya veresi
deildir.
Ey Bak! Banda sevgilinin derdi olup da bundan memnun olan kii, lme can
atar da derdine asla derman aramaz.
Bu beyitlerde Bak'nin Kanun'den daha dk ayarda bir istinasn
gryoruz. Yani her trl nimete sahip insanlar gibi dnemiyor. Oysa koca
stad kazaskerlie kadar ykselip devletin her trl imknndan ve sultann
balarndan faydalanm st dzey bir brokrattr. Bu bakmdan "Kadrinin seng-
i musallada bilinecei"ni sylemesi bize sanki biraz hakszlkm gibi
grnyor. Umulurdu ki istina vadisinde daha li meknlar yurt edinmi
olsayd!.. Geelim!..
imdi kendisine bilfiil bir paye olarak verilmi olmamasna ramen sultanlk
bahsinde her Trk'n gnlnde taht kuran Fuzul'nin ifadesini grelim: Diyor ki
szn sultan:
Tene-i cm- visalin b- hayvan istemez Mil-i mr- hatn mlk-i Sleyman
istemez
Eylemez meyl-i behit ftde-i hk-i derin Skin-i knc-i gamn seyr-i glistan
istemez
Sevgilinin vuslat kadehine susayan kii b- hayat istemez. Nitekim sevgilinin
ayva tylerinin karncasna meyledenler de Hz. Sleyman ihtiamna aldr
etmezler. Senin eiinin toprann dknleri cennete meyletmedikleri gibi,
ayrln gamyla kendi kesine ekilenler de gl bahesinin zlemini
ekmezler.
Evet, sevgilinin vuslatn yaayanlar, b- hayat neylesin! Bir karncann
Sleyman olmas ne mmkn? Mm-

kn olsa bile, Fuzul'nin bunu istedii yok ki!.. Sevgilinin kapsn gzleyen
kii, cenneti elbette gzden karr. Ancak dikkat edilirse Fuzul'nin bu
istinas, sahip olunamayan eyler zerinedir. Evvelki airlerimiz, nimete
boulmu iken istina gsterenlerdendi. Fuzul'deki tokgzllk o derecedir ki
elde olmayan da istemez. Rbia'nn Basra kpeklerine dattklar misill!..
Yani sonsuz tamahszlk!.. Birtakm nimetlere erime endiesinden ok, bulunan
hlden ikayetsizlik. Ksacas "Elhamdlillah al klli hl (Her hl iin
Allah'a kr)" makam. Onu szn sultan yapan, biraz da bu hayat felsefesi
deil mi zaten!.. Ah koca s-tad!.. Hlin mbarek olsun!..
* * *
Talcal Dukakinzde Yahya Bey, devlet erbab ile srtmelerde mr
tketmi bir ynetici ve askerdir. Rumeli'nin pek ok yresinde devletin en
yetkili kiisi olarak, iki dudann arasndan kanlar, kanun saylyordu.
Ancak o yine de saltanat merkezinden uzakta olmann acsn yreinden hi
atamamtr. Sanki bu syleyi o hicran iindir:
Bende-ifakr ufen teklf-i sultan istemez Emr-i ma'rf- Huda'dan gayr ferman
istemez
Saymayan etr-i hmynu rmcek ana Knc-i uzlet var iken eyvn- keyvn
istemez
zetle u demek: "Kaderi fakirlik olan kii sultanlk teklifi beklemez ve
Allah'n iyi bir kulu olmaktan te hakknda ferman istemez. Padiahlk adr
ona gre bir rmcek andan te deildir. yle kendi hlinde olmak varken,
a'aaya ne haceti..."
Biraz serzeni, biraz istina, Fuzul'nin tersine, talihe bir krgnlk var
bu beyitlerde. Kimin ne demeye hakk var!...
Yahya Bey'in, "Ona verilen imknlar bana verilseydi..." diyerek kskanp
hayfland ve daima glgesinde kalmaktan muzdarip olduu Hayal Bey, yine bir
asker olarak o dnemde devletin nimetlerinden bol bol istifade etmi, serzd,

rindmerep ve ksmen de dnyev ihtirastan arnm bir hl ehlidir. Onun
istinasnda hem Yahya'nn, hem de Kanu-n'nin ortak zellikleri var gibidir.
Nitekim nce Yahya gibi seslenir ve,
Cme-i zerrini neyler, vermeyen cisme vcud Sayesinden r eden hurd-i rahn
istemez
der. Bu ifade olduka byk iddiadr: "Cismine varlk yaktrmayan kii altn
elbiseyi neylesin. Kendi glgesinden bile r eden kii parlak gne ister mi
hi?!.." Bu derece hakrlik ile aadaki beyitte sz konusu edilen istina
biraz elikili gibi grnyorsa da airin mizacna uygun dmtr sanrz:
Ey Hayal b-tekellfhn- dil n eyleyen Minnet ile Hzr elinden b- hayvan
istemez
Mn murad olundukta, "Teklifsiz kan yutmak, minnet ile b- hayat imekten
yedir."hikmeti ortaya dklr.
imdi, btn bu airler elbette bu szlerin mbalaa yapyorlard. iir
silkinde bu bir davran tarzdr ve herkesi mildir. Ancak mbalaann
temelini tekil eden ruh hli ve hadiselerin cereyan tarz da her airi, beer
baznda dierlerinden ayrmaya kfidir. Bizce onlar yine iinde bulunduklar
hayatla birlikte ruh hllerini terennm etmekteydiler.

Tara Kadlar
Dnyann en eski mesleklerinden biri herhalde kadlktr. Hz. dem'in
oullaryla balayan kavga, ekime, geimsizlik ve savalar, yeryzndeki dier
demoullar arasnda var olduka da, bu meslee ihtiya her geen gn
artacaktr.
Kadlar, ihtilaflar fasletmeye, hakly haksz ayrmaya memur kiilerdir.
lk insanlardan itibaren, adna ne denilirse denilsin kad olacak kiinin
bilgili, saygn, tecrbeli, gn-grm kiilerden seilmesine dikkat edilmi, en
nemli zellik olarak da onlarda bir gvenilirlik vasf aranmtr. Muahhar
devirlerde kadlar, devletin resm grevlileri olarak sosyal yapda yerlerini
alnca, yine belli bir tahsil ve seviye ile muttasf olmalar art aranmtr.
Osmanllar dneminde kadlk makam byk nemi haiz idi. Tanzimatla birlikte
getirilen yeni tekilat yapsna kadar da (1839), bu nemini korudu. Daha evvel
kazaskerlere ve dolaysyla sadrazama bal olan kadlar, bu devirde meihat
makamna balandlar. II. Merutiyetle birlikte de (1908) adliye tekilatna
naklolundular. Cumhuriyet devrinde ise kadlarn deruhte ettikleri er'
mahkemeler lavedile-

rek bugnk yasama tekilatnda yerlerini aldlar. Biz imdilik iin bu bilimsel
cihetini lber Ortayl Hoca'ya brakp edeb muhitte bahis konusu edilen,
kadlarla ilgili birka epizot zerinde duracaz.
Divn airleri ierisinde kadlk mesleinden olanlarn says bir hayli
kabarktr. Dolaysyla daha XVI. asrdan itibaren pek ok iirde kadlarla
ilgili yine pek ou menfi gr ieren canl tablolar bulmak mmkndr. Zira
kadlk kadar suistimale ak baka bir meslek daha bulmak zordur, zellikle de
tara yerlerde!... nk kadlar tamamen vicdanlarna dayanarak hkm veren
insanlardr. man ve drstlk, menfaat ve nefs ile arpnca, genellikle bu
ikinci grup galip kar: Hele bir de hesap soran yoksa! Bu durumda halk, kad
huzuruna kmaktan ke bucak kaacaktr elbette! Her ne kadar "Kad anlata
gre fetva verir" ise de son asr kadlar iin "Davacn kad olursa yardmcn
Allah olsun" denilmitir. nk bu meslei kabul etmemek iin hapis yatmaya raz
olan Imm- zm'lar a gemi, yerine "Kad ekmeini karnca yemez."
anlayn ortaya koyan bir kad hakimiyeti devri balamtr.
Osmanl devlet tekilatnn en hzl dejenere olan kurumlarndan biri de
herhalde yine kadlk tekilatdr, ite Sreyya Beyzdeolu dostumuzdan naklen
o devirlere ait bir rnek:
XVI. asr airlerinden Selk, kad olduu srada gzlerinde rahatszlk
kar ve grmez olur. Devrin nl tezkire yazar k elebi aadaki beyti
syler:
Kad olmudur Selk n'ola a'm olsa ger Hak demilerdir "tz ce'l-kaz umye'l-
basar"
Beyit aa yukar yle nesre evrilebilir:
Selk kad olmutur. m olmasna amamak gerekir. nk doru bir sz vardr:
"Kaza gelince gz grmez olur."
air beyitte geen kaza kelimesini "kader"in tezahr olan "kaza" yerine
deil de "kadlk meslei yerine istihdam edince hem bir nkte yapm, hem de
ta gediine koymu

oluyor. Ancak nemli olan, Selk'nin kad olduktan sonra kr olmasn, deta
ald (aldysa eer) rvetlerin "gzne dizine durduu" eklinde
yorumlamasdr ki bu bize, daha o devirde kadlarn ne derece kt hrete
ulatklarn ispatlar. Nitekim yine k elebi'nin ifadesine gre (Tezkire,
Millet Ktp. v. 150.) Koca Kei diye adlandrlan bir kad, Krkkilise'ye
tayininin yaplmas iin skender elebi'ye 100 flori rvet verince, air Ltf
u ktay syler:
Vermese yz papaz Koca Kei Mansba kimse raz olmaz idi
Olmasayd papaz el-hsl Krkkilise'ye kad olmaz idi
Bu ktadaki edeb incelikler bir yana, airin er' hkmler veren bir kady
Koca Kei lakabyla anmas, rvetin flori (papaz) cinsinden alnmas, kad
olmak iin papaz zelliklerine brnme gibi hususlar olduka manidardr. Ne
diyelim; "Mahkeme kadya mlk deil!"
mrn mahkemeler icra etmekle geiren nice kadlarn Mahkeme-i Kbr'y
unutmalar ne acdr!. Ancak hepsini ayn kategoride deerlendirmek elbette
hakszlk olur. Birka kad kt icraat yapnca bunun hepsine temil edilmesi de
hakszlktr. Elbette kiilerin beer zaaflar vardr. Ancak halk nazarnda en
drst olmas gereken kiiler de phesiz kadlardr. Halk, kendinde leke kabul
edebilir, ama kendisi hakknda hkm veren kadda asla!.. Bunun benzerini bugn
"hac" olmu kiiler yaar. Halk hac olmu bir insanda artk zerre kadar hata
grmek istemez. Grrse de imdilerde olduu gibi btn haclar ayn kefeye
koyuverir.
Her neyse! iyi kadlarn da var olduunu pek ok tarih, menkb ve siyaset
kitaplar yazarlar. Padiahlar bile sank mevkiinde oturtan kadlar, mslime
kar gayrimslimi hakl karan adalet timsali insanlar, drstlyle n
yapm mstesna kiilerin hikyelerini gururla anlatr, dinleriz. Keke hepsi
byle olsayd:
k mer, irnme'sinde Asker'den bahsederken,

Asker leme gulgule sald Kadlar sadrnda hkmet kld Molla Cemlddin
ilmiyle oldu Hakikat bahrinin gevher-i kn
diyor. imdi Asker denen air iin kim "kt kadyd" diyebilir? Molla
Cellddin ilmine sahip olmakla hakikatler denizinin incisi sfatn alan bir
kadya, kimin yolu urasa kretmez! Zira daval bilir ki, adalet yerini
bulacaktr, ite byle kiilerin hkmleri iin denilmitir ki! "eriatn
kestii parmak acmaz:" k mer devrinden sonra ems,
Muhtesip her kiinin kalmasa eksikliine Kad incitmese hoayd mselmnlar
diyerek, kaddan hogr isteyen bir beyit sylyor. Kimbi-lir nasl bir hadise
yaand ki air, iltimas talebinde-bulunuyor. te halkn bu tutumudur ki
kadlarn hkmden sapmalarna kap aralar ve yaplan iin crmn deersiz
gsterir. Oysa islam'n ilk kads saylan Hz. Peygamber, hrszlk yapan kadna
verilecek ceza hususunda asla iltimas gs-termeyip kz Fatma da olsa ayn
hkm uygulayacan buyurmam myd?.
XVIII. asra gelindiinde, biraz da otorite boluundan istifade ile Osmanl
kadlarnn pek ou doru yoldan sapm gibidir. Asrn balarnda Hayriyye adl
nl nasihatnmesini yazan Nab, bu eserinde kadlktan uzak durmas iin oluna
50 beyit boyunca uzun uzun tler vererek der ki:
Olma Allah' seversen kat' Tlib-irh- kaza v fetva
Asrda lk kaza mkildir Hkm-i Hak olmaycak batldr
Daha sonra Nab, kadlarn Allah korkusu tamadklarn, rvetsiz i
yapmadklarn, mahkeme kapsn bir ticarethaneye dndrdklerini, emirlerinde
alan grevlileri de kanunsuz ilerine alet ettiklerini, ne padiah, ne
Allah'tan ekindiklerini, isterlerse borluyu hakl, gaddar madur

gsterdiklerini halk zorla soyduklarn, devlet iinde devlet olduklarn vs.
pek ok hakszl sayp dker.
Yeri gelmiken srada A. Nezihi Turan dostumuzdan dinlediimiz hazin bir kad
hikyesi var: O dnemlerde Rumeli'de bir kasabaya bir kad tayin olunmutur.
Kad zulm ve soygunculukla ksa zamanda halk cannda bezdirir. Kasaballar
stanbul'a bir arza gnderirler ve durumu anlatrlar. Padiah kady grevinden
azleder. Kad kasabay terketmek iin evinin eyalarn kanlara ykler. Halk
sureta onu uurlamaya gelmi gibi evinin nne toplanp tecesssle maln
mlkn gzetlemektedir. Kasabaya ulsuz gelen kadnn 3-4 kanya smayan
btn eyalar yklenir. Son olarak kad, evin mahzeninden bir kp karr.
Neyse!.. Khyalar kp zorlukla tamlar. Kad kp kanya yklemeden evvel
yere koydurtmu, sonra merakla seyreden halka,
- Yaklan, demi, yaklan; size bir ey gstereceim!
Herkes gelip merakla kpe bakm. Grmler ki koca
kp, altnla dolu. Tabi ki bunlar kendilerinden alnan altnlar. Halk gzlerine
inanamam hlde akn akn bakarken kad sze balam:
- Ey ahli: Size acyorum. Hliniz harap, istikbaliniz ha
zin!.. Bakn hele u kpe! Dolmasna iki parmakk yer kal
mt. Sabredemediniz!... imdi yeni gelen kad, bo kp ile
gelecek:
-?!...
XVIII. asrda zellikle taradaki kadlarn bu tutumu pek ok vak'anvis kadar
bir hayli air tarafndan dile gitirilmi-tir. Hatta divn airleri kadar saz
airleri de bu bahiste manzumeler sylemilerdir. Szgelimi Seyrn'ye
(Everekli) ait iki ayr manzumeden birer kta yledir:
Mahkeme meclisi icd olduu em-i rvetin ahmaklndan Kza bel ile lem
dolduu Kazalarn kadya umaktndan

Rvet ile yazar hkim hcceti Hccet ile alr kad rveti Halk bilmiyor, dini,
er'i, snneti Bozuldu sikkenin tucuna kald
Gerekten de kadlar grevlerini drst yapmazlarsa hem lem kaza bela ile
dolar hem de halk dini iman unutur. Bu hl, Osmanl'nn gerileyi anda daha
iddetle hissedilmitir. Bunu dzeltmek iin gayret sarfedenler yok mudur?
Elbette vardr, ama ne are kad bir deil!.. M. Z. Paka-ln'm, Osmanl Tarih
Deyimleri ve Terimleri Szl'nde bu yolda bir pasaj vardr (C. II. s. 125):
"kinci Sultan Mahmud'un saltanat zamannda Edirne valisi olan Vezir Hakk
Paa, Silivri naibine ok dikkate deer u mektubu yazmtr:
- Silivri naibi, eriat hini. lmn grdm, kahkahayla gldm. Meali
hezeyan, hkm hilaf- Kur'n! Mhr-i m-eyyedimi basarm, seni mahkeme kapsna
asarm."
Silivri naibi bu ihtardan sonra tavrn deitirmi midir, bilmiyoruz; ama
yine o sralarda Ziya Paa'mn nl terkibinde,
Lyk mdr inn olana hkm-i kazada Hak zahir iken btl iin hkm imlet
Kad ola da'vac v muhzr dahi ahit
Ol mahkemenin hkmne derler mi adalet
dediine baklrsa bu iin dzelmesi iin daha ok kadlarn hikyeleri
anlatlmak gerekir, zellikle Rumeli taraflarnda kadln bir adalet mercii
olmaktan te, bir ticaret menba olduunu bize u hikye ispatlyor. (Hikyeyi
ya Sayn ismail Yakt'tan ya da Sayn Hsrev Hatem'den duymutum, tam
hatrlayamyorum):
Bir zaman cennette iki salih kul ve muttaki m'min gezi-niyorlarm. Bir ara,
armut aacnn altna gururla bada kurmu bir ayya rastlamlar ki bir eli
armutta, bir eli balda!.. Biri dierine hayretle sormu:

- Azizim! Cennette baz hayvanlarn olacan biliyor
dum, ama onlar iinde ay var myd, Allah akna!?..
-Vallahi muhterem, zeyir Aleyhisselam'n eei, Salih Peygamber'in devesi,
Ashb- Kehf in Ktmir'i falan cennete gireceklerdi. Ama dorusu bu ay kimin
nesi olur, ben de atm.
ki ahbap dnp tanmlar ve nihayet bu mkil vaziyetin izahn aynn
kendisinden sormaya karar vermiler. Birisi ayya yaklam, bakm ki ay bir
hayli yal ve gn-grm, XVI. asr diliyle sul eylemi:
- Ey ayu! Ne sevb ileypsen ki cennete girpsen?
Ayu ayutmu (Ayutmak, sylemek demektir):
- Ben ki dalarn efendisiyem, vakt-i zamannda Priz-
ren'den kodra'ya ma'zlen zm-i rh olan bir kady ol yolda
yedigm in, Rab Tel beni bu ecr-i cezl ile mczt eyledi.
Ayya mbarek olsun!..
Kadlar hakknda pek ok fkralar anlatlr. Dorusu bu 56 husus ayr bir
inceleme konusudur. Bu fkralardan eski sos-? yal yapmz hakknda pek ok
ipular yakalamak mmkn-^ dr. Biz Selmi reden kardeimizin patentiyle bir
hikye ~ daha anlatp sz tamamlayalm:
Vaktiyle bir adamcazn ocuu lmcl hasta olmu.
Ne kadar tabip ve hoca varsa mracaat edilmise de ocua ^ bir are
bulunamam. Nihayet adamck bir gece, yats na-E mazn takiben son are
olarak ocuu karsna oturtup
hastalkla konumaya karar vermi. Elini ap Allah'tan ifa
diledikten sonra yle demi:
- Ey hastalk! Sabaha kadar yavrumu terk edip gitmezsen
Anadolu kazaskerinin gnah boynuna olsun!..
Sabah olmu. ocuk iyilemi. Zpr zpr oynamaya bile balam. Herkes
merak etmi, bu ocuk nasl iyi oldu, diye. Nihayet babasna durumu sormular.
Adamcaz olup biteni anlatm. Dinleyenlerden biri merak edip niin Rumeli
deil de Anadolu kazaskerinin gnahn vesile ettiini sorunca, adam cevap
vermi:
- Rumeli kazaskerini byle kk bir hastalk iin harcar
mym hi?!.. Belki gn olur lkede tn kverir!

Yz Yln Adaleti
Birlemi Milletler Genel Kurulunca 10 Aralk 1984'de bir bildiri yaynlanr.
nsan Haklar Evrensel Bildirgesi adn tayan bu bildiri "nsanlk ailesinin
tm yelerinin ayrlmaz bir paras olan onura ve bu yelerin eit ve
devredilmez haklarna gsterilecek sayg, zgrlk, adalet ve dnya barnn
temeli olduuna gre..." diye balar ve hemen hemen zn slam prensiplerinden
alan 30 ayr madde hlinde devam eder. Oysa tarihin bilinen ilk insan haklar
bildirgesi Hz. Peygamber'in Veda Hutbesi'ydi. Binaenaleyh Kur'n- Kerm'in pek
ok ayetinde insanlar arasndaki eitlik, anlay, kardelik, hogr, iyi
muamele vb. erdemler sk sk tekrar, telkin ve emredilir. Zira temel prensip
"emr-i bi'1-mrf, nehy-i ani'l-mnker (iyilii emredip, ktlkten men
etme)"dir.
nsan Haklarna er'f Bir Yaklam
Insanlararas ilikiler, adalet sistemine dayanr, islam toplumu mutlak
adalete vabestedir. "De ki; Rabbin adaleti emretti1" ve "Allah adalet yapanlar
sever2" ilah dstur ve
1 Kur'n- Kerm, Araf 29.
2 Kur'n- Kerim, Mmtehine 8.
1
mjdeleri, adaleti bir toplum nizam hline getirir. Keza adaletin doruk noktas
saylan ksas (ki zahirde adalet, batnda merhamettir) yahut kadn-erkek
eitliini salayan ve hatta kadn ba tac eden aile sistemi de bu nizamn
insan haklarna uzanan ilah emirleridir.
Kadn evinin ss grp, hibir hizmetle ykml tutmayan, ocuk dourmay
yegne grevi kabul edip dourduu ocuu dahi emzirme mecburiyeti koymayan,
amar, bulak, ev ileri yapmasn ltuf kabul eden bu nizam (Aman bunlar
feministler duymasn!...) gerek bir adalet sisteminin en mtekmil eklidir.
Adalet "her eyi yerli yerine koymak, er' llere riayet" anlamlarna gelir
ki zdd zulmdr. Dier bir deyile, adaletten ayrlmak; zulme kap amaktr,
insan ya adil olur; yahut zalim. Adil olamazsa zalimlikten de kurtulamaz.
Asr- Saadet'ten itibaren zaman aktka ahlk kaideleri ve hukuk kurallarnda
ibrenin adaletten zulme doru ar ar kayma gsterdiine ahit oluruz. Gnl
rzas ile olmayan bir gayr-i mslimin arazisine yaptrlan camiin yklmas
emrini veren ve "Kenr- Dicle'de kurda yem olan koyunun hesab" altnda ezilen
adaletli mer'den sonra pek ok insan haklan savunucusu gelip gemitir. Ancak
ne borlusunun duvarnda glgelenmeyi rib kabul eden Imm- zam, ne hakszlk
ileyen kiiyi olu sanarak klcyla ikiye bien Gazneli Mahmud, ne de
Basra'nn kpeklerini kendinden ye tutan Rbia, bu sapan ibreyi durdurabilmi,
d-zeltebilmilerdir.
Osmanl Adaleti ve Sapmalar
Hilafet Osmanl'ya getii yllarda dnyann pek ok yerinde olduu kadar
islam topraklarnda da adaletten sapmalar vard. Ancak Huzur- Ilah'de "bende-i
halka-be-g"luu cihan sultanlndan ye tutan ve kulana klelik kpesini
takacak kadar adil olan Yavuz Sultan Selim, devleti ve hilafeti stlenirken
adaletten hi sapmam, ne olursa olsun adaletli davranmt. Daha iin banda
bir

imtihan geirmi, Msr seferi, devlet hazinesini skntya sokmutu. uradan
buradan bor para tedarik ediliyordu. Bu arada gayr-i mslim bir tccardan da
birka bin altn alnmt. Ancak ok gemeden alacakl lm iki kk ocuk ve
bir byk servet brakmtr. Zamann defterdar padiaha bir arza sunar.
Arzada tccarn ocuklarna bu kadar para terkedilmesinin doru olmayaca, bir
ksm mallarn hazinece msaderesi iin izin verilmesi rica edilmektedir. Yavuz
bu teklife pek sinirlenir ve arzann altna unlar yazar: "Mteveffaya rahmet,
maline bereket, evldna afiyet, gammaza lanet!"
Osmanl'nn ihtiam ite bu uygulamada gizliydi. "Adalet mlkn temeli"dir.
Adil hkmet bata olduu mddete halk huzurludur. Nitekim air,
"Rey emn rahatta cihan yekpare nrni"
buyuruyordu. Oysa ok gemeden daha devletin ba
olan sultan; 59
Yklptr bu cihan sanma ki bizde dzele ~
Devleti erh-i elem verdi kamu mbtezele *
imdi ebvb- saadette gezen hep hezele ^
imiz kald hemn merhamet-i Lem-yezel'e Z
?
diyerek tedbirsiz tevekkl basiretsizliini gsterecektir. Artk __ isyanlar,
anari, huzursuzluk, ahlk knts ve hepsin- " den nemlisi kii haklarna
saygnn kalmad, adalet kelimesinin dahi hafzalardan silindii bir dneme
girilecektir. Nitekim "Devlet-i ebed-mddet'in inhitata yz tuttuu o yllarda
zoraki tedbirleri ile saltanata bir fecr-i kzib yaatan IV. Murat'tan sonra
(1640) her ey iyiden iyiye bozulmaya balamt. Valide sultanlar devlet
ynetiminde sz sahibi oluyor, yenieriler sk sk bakaldryor, kazan
deviriyordu, istanbul halk her dem tehlike iindeydi. O kadar ki, evini basacak
ehir ekyasna kar rz ve namusunu korumak iin bahesine bir kuyu kazdrp
haremini ve kerimelerini orada sabahlatr olmutur. Devlet adamlarndaki-birka
istisna dnda- kalite dkl, her sahada bir otorite bo-

luuna meydan vermekte. Beyin takm ise ulemasyla, v-zerasyla tam bir
sefahet lemindedir. Bunun en tabi sonucu olarak da savalarn ekserisi
malubiyet, eitimin ksm- azmi cehaletle son buluyordu.
Bu manzara iinde hukukun yeri ne idi? insan haklarn kimler koruyor,
adaleti kimler temsil ediyordu?... Trk edebiyatnn aadaki sultanu'-
uars, mtefekkir ve sosyologu, hikem-didaktik sz stad Urfal Nab (1642-
1712) bu hususta bize k tutacaktr.
dareci Ademiyeti
Nab hayat boyunca pek ok padiah grmt. Bunlardan hibiri saltanatndan
emin deildi. Ya ksa zamanda hal'edilirler; ya da areyi idareden el ekmekte
bulurlard. Szgelimi I. ibrahim ile IV Murad zorla tahttan indirilirler. II.
Sleyman ile II. Ahmed birer mevsim gibi, hemen drder sene saltanat
srmlerdir. Ksa sreli idarenin en kt yan, yaplan her iin akamete
uramas, teebbslerin tamamlanamamas, gnbirlik siyaset gtme ve nihayet
ksa srecek baharn btn nimetlerinden yararlanma hrs ile hibir i
yaplamamasdr. Keza II. Mustafa ile II. Ahmed de selefleri gibi hal' ile
saltanata veda etmilerdir.
Dier devlet erbabnnn durumu daha da ruh-ikendir. Pekou ksa sreler
zarfnda azledilir, srlr, yahut "urun boynunu!" hitabna muhatap olurlard.
Halk arasnda gasp, yama, taciz, tecavz, rvet, faiz vb. sular alm
yrmt. Hergn bir dier gn ktlke geride brakmaktayd. Masum halk
yava yava bu hayata alr ve aresiz baz tedbirler alr olmutu.
Payitaht bu durumda iken elbette Anadolu gllk glistanlk olamazd. Cell
isyanlar hl kurutulamamt ve hemen her blgede bir cad kazan kaynyordu.
Halk bkkn, tedirgin ve sorumsuz olmutu. Ksacas cihan devleti Osmanl, ite
zorbalar ve asiler ile, dta tkenmez kinlerini kusan zorlu dmanlar ile scak
ve souk harp vermek zorunda kalyordu.

Veys'nin (1561-1628) nl eseri Hbnme'de anlatt o dehet ve vahet
manzaralar tam mansyla ahikaya ulamt. Btn bunlarn bir tek sebebi
vard: islam ahlknn ve hukuk sisteminin yozlatrlmas ile ortaya kan
otorite boluu. Otoritenin kayna adalettir. Adaleti uygulayanlar eer insan
haklarn hie saymaya balamlarsa ne yaplsa botur. Nitekim bir buuk asr
sonra izzet Molla bu gerei fsldayacaktr:
Mehurdur fisk ile olmaz cihan hat-b Eyler an mdhne-i liman harb
Nab'nin en nl eseri olu Eb'1-Hayr adna kaleme ald Hayriyye adl
muhteem nasihatnmesidir.3 Bir kltr ancak byle bir eserle korunur, yaar.
1647 beyitlik Hayriyye Trk-Islam felsefesinin edebiyat alannda Kutadgu Bi-
lig'ten sonraki halkasn tamamlar. O devir iin olduu kadar her devir iin
geerli, her dem tazedir. Tarih bir vesika olmak bir yana devrinin iyz ve
sosyal hayatn en plak
61
ekliyle verir. Nab yaanlan hayat gzelletirme abasyla m ktye ve
ktle daima kar kar. Bir baka hamurun ~ insan olarak o, kendi
toplumunda karakter izgisiyle nev'i Z ahsna mnhasr bir prdir. Rtbe
ve mansb nimetinin st t. kademelerinde brokrat-entelektel karm bir
insan ola- " rak zaman zaman ihtiraslar, hrnlklar ve sanclar ile
- topluma veryansn eder. Muhatab hibir zaman halk (ta- -ban) deildir.
Belki orta direk st bir izgide eyh, devlet erbab ve eraf karm feodal
dzenin st ve orta kademelerine mensup arlatanlardr. "eref'l-mekn bi'l-
mekin"i4 "eref'l-mekin bi'1-mekn" anlayan yahut yle olmas gerektiine
kendileri inanp bakalarn da inandrmak isteyen ehliyetsizlerdir.
Sosyo-iirsel Bir Eletiri
Nab kendi toplumunu eletirirken daima ftursuz ama objektiftir. Zihniyetin
gerek d grnm gerekse hukuk ve
3 Nab, Hayriyye, (Nereden, I. Pala) 256 s., istanbul 1989.
4 Bir makamn erefi, orada oturan kiiden kaynaklanr.
3
ahlk normlar, kamuoyu yansmalan ve gruplararas bar/kavgac ilikiler,
onun kaleminde gerek parltlaryla karmza kar. Hayriyye'de deiik
doktrinler veya karmak felsef sistemlerin baaramad bir kvraklk ile
ifade edilmi pek ok renkli ve arpc davran deiiklikleri, halk idrakine
girip oturuverir. Gerek airin anlatm gc, gerekse her devrin ortak
hastalna are bulma gayreti gden ve asrlar boyunca ayn sancy hisseden
insanlar tarafndan bir hayat tarz, bir moda, bir ekol hlini alan Hayriyye
klasii gerekte bir tler kitabdr. Bu belli bir hayat biiminin, zamanla
billurlam ifade kalplar iinde dolayl yoldan zmlenmesidir. Yllarn st
ste yp biriktirdii sz ve ifadelerden, deyim ve kssalardan, cmle ve
satrlardan szlen bir imaj aray ve yorucu bir yaklamdr. Hem merke-z-
brokrat, hem de eraf, ayan ve mezhep karm feodal hayat biimini ayn
derecede seven ve isteyen, dolaysyla toplumun her kademesini tecrbe edinmi
bir fikir ve felsefe bezirgannn asr nce syleyip de bugn hl taptaze
duyulan beyitlerinden hukuk sisteminin ileyiini, insanlarn hukuk nnde
haklarn nasl mdafaa ettiklerini ve o gnden bu gne hangi ilerleme/gerileme
srecinin yaandn szebilmek iin kitabn baz blmlerine ksaca eilelim.
Bu yaklam, Tanzimat'tan bu yana Divn Edebiyatnn, sosyal hayatn tabanna
inemedii ve snflar st kald saplantsna kaplanlara da yeni bir bak
asdr. Her ne kadar Fuad Kprl "Byk tarih hadiseler karsnda halk
ktlesinin birdenbire coup kabaran sevinlerini veya nefretlerini terennm eden
ve o hadiseleri safvetle hikye eden birtakm destanlar ve trkler vardr ki
dar mansyla tarih bir vesika mahiyetini gsterir"5 diyorsa da Divn iiri
baz baz toplum lsnde bir zihniyet iin genel sonulara da kap aar. Halk
iiri tek ve dank vak'alar zerinde durur. Bu vak'alardan sosyal hayatn
tmne ulamak mmkn deildir. Oysa "Klasik edebiyatn grnrde yaanan
vak'alarla iliii olmamasna ramen kaside, mesnevi,
S Kprl Orhan, Fuad Kprl'den Semeler, s. 176, MEB Yaynlar, Ankara
1972.

hatta gazellerin urasna burasna dalm, hi ummadmz anda nmze
dikiliveren yle sz ve ifadelerine rastlanr ki, bazen bir tekinde btn bir
cemiyetin yaama felsefesine, sosyal atsna ve kuruluuna, can alc noktas
ile parmak basld gzden kamaz."6 Nitekim Hayriyyeve onu takliden yazlan
Ltfiyye'de1 bu tr aya yere salam basm pek ok gr ve syleyi
mevcuttur.
Eitsizliin Ortak Paydas: kar
Tarih boyunca hemen her ada insan haklar inenmitir ve hl
inenmektedir. Deha apnda kahramanlardan muvahhid klnda mazlumlara
varasya dek hukukun durduu, adaletin yanl yola sapt pek ok devir gelip
gemitir. Btn bunlarda bir tek ortak payda olduuna kaniiz: kar (menfaat)
slamiyet'in zne ters den ve dnyaya ait birtakm nimet endieleri iinde
olan her insan satn alnabilir. Kanunlar ve haklar, satmaya ve satlmaya en
elverili soyut meta'lardr. Adaletin sfr tketmesi ve insan hakszlklarnn
zirveye ulamas bu yolla olur. Ziya Paa'nn dedii gibi:
Kad ola dvc ve muhzr dahi hid
Ol mahkemenin hkmne derler mi adalet
Nab Hayriyye'de toplum nizamn, sosyolojik bozukluklar incelerken insan
haklarna ve adalet sistemine de byk bir yer ayrr. Taray, idarecilerin
durumunu paalk sevdalarn ve memurluk (divn efendilii) peinde koanlar
bir bir sayar dker. Sonra sz "kad"lk mesleine getirir ve veryansn eder.
Kendisi yle pek nemli hakszla da uram saylmaz. Bilakis her daim ihsan
ve ltf u at iinde yz-mtr. Yalnz bir defa, mrnn sonlarna doru
Halep'teki devlet tahsisli maliknesi orlulu Ali Paa tarafndan kaba bir
ekilde geri alnm ve airi bir hayli de skntya d-
6 Olgener Sabri E, Zihniyet, Aydnlar ve Izmler, s. 29, Maya Yaynlar, Ankara
1983.
7 Ltflyye, Seyyid Vehb'nin (. 1736) Nab'yi takliden ve Hayriyye'nin
hretine erimek iin olu Ltfullah adna kaleme ald nasihatnmedir.
6
srmtr.8 Ancak ne olursa olsun onun dikkatli bir gzlemci ve korkun bir
muhakeme ve istidlal adam olduunu unutmamak gerekir. te tara hakkndaki
kanaatleri:
Akedir tarann ancak hneri
Hakk olunmu hnerin sanki yeri (408) 9
Tarada eylemee kesb-i gna Ya ticaret ya ziraat ya rib (409)
Hnerin olmad, her eyin parayla lld, her ferdin zenginlik peinde
kotuu tarada refahn yolu vardr. Ticaret, ziraat ve faiz/rvet. Daha
ileriki beyitlerde faiz ve rvetin idareciler arasnda reva bulduu, yani
kadlarn anlad adalet sisteminin para ile lld anlatlmaktadr. Parann
n plana kmas ile ne ilim ve hner, ne de sanat ve olgunluktan eser
kalmtr. Toplumun ahlk bozulmu, erdemler kaybolmu ve hatta dinin
emirlerinden sapmalar ba gstermitir. Cahil bir toplum ama vnmeyi seviyor.
Herkes bir devlet yetkilisini (kad, paa, hoca... vb.) kendisine hm edinmi.
kar kutuplamalar fikir kutuplamalarna dnm ve insanlarn deeri
menfaat ile llr olmu. Aralarnda gizli bir atma mevcut. Haklar ya
alnp-satlmakta yahut gasp edilmekte.10
Orta nsan Tipi ve Devredilmez Haklar
Taradaki hl Dersaadet'te yok muydu?!... Vard elbette! Hatta en edd
ekliyle. Kokuma, inantan ve vicdandan ayrlmann sonucuydu. Havassn refah
iin avamn ezilmesi gerekiyordu, "iinin emeini, alnnn teri kurumadan
veren" sistem, yava yava dnya menfaatlerine, mevki ve makam hrsna,
zenginlik ve semirmeye feda edilir ol-
8 Bu hadise zerine Nab, edebiyatmzn aheserleri arasnda bulunan,
Ba- dehrin hem haznn hem baharn grmz Biz netn da gamn da rzigrn
grmz
matlal gazelini kaleme almtr ki enfes bir iirdir.
9 Parentez iindeki rakamlar beytin Hayriyye'deki sra numarasn karlar.
10 bkz. Hayriyye, 73 vd.

mutu. Pek az derya-dil, l-nijd, kadir-inas brokrat dnda hemen her
kademede idareye bir zorbalk ve n-ehil-ler hakimdi. Nab idareci olmamas iin
oluna sk sk tembihte bulunmakta:
Etme yanla zinhar heves Evsatu'n-ns ol o devlet sana bes (737)
Mutedil olmak iin cmle umur Lzm 'ml-i terz-y uur (1107)
dareci olmak yerine orta insan tipini (bugn bizim Ortadirek dediimiz
snfn kimseye avu amayan) tercih eder. Zira haklarn korumak ancak bu
yolla mmkndr. Hele devlete kaplanmak asla tercih edilmemelidir, idareci veya
yetki sahibi olmak ncelikle huzuru terk etmeyi gerektirir. Sonra ehir ahalisi
ile devlet erbabnn arasnda bir tampon olup iki kuruun arasnda kalnabilir.
Hem vilyetti eder rek hased
Hem der kasdna hukkm- beled (739)
Ne derece iyi olmaya allsa da bir idarecinin iyi olmas mmkn deildir.
Zira belli bir nizam tanmayan insanlar ayn anda memnun edilemezler. Hakim
zmrenin durumu tamamen menfaat peinde komaktr; iman kaynakl merhamet ona
kr etmez:
Akedir matlab hem hukkmn Neylesin merhametin imann (742)
Yarayan onlara rvetle yarar tim irfan u salh kim arar (743)
Alc ku gibi hukkm- zaman Almak ister ne iyi der ne yaman (744)
Eylemi emi ikr almaa bz Bin iyiden ye ona bir gammaz (745)
Gz, av iin, doan kuu gibi evreyi tarayan bir idareci ve hukuk adamnn
kiilerin onuruna, eit ve devredilmez

haklarna, zgrlk, adalet vb. kavramlara, din-man ve vicdan hrriyetine ve
hatta duyarllna zarardan baka bir katks dnlemez. air bunu baka
fikirleriyle de destekler ve eserinde pek ok aksaklklar, rvetin, faizin,
adam kayrcln, torpilin mevki ve makam satmann, gizli dolaplarn, velhasl
bugn grlen yahut duyulan, duyulduu zaman akllara da hayret veren bilumum
dzen bozukluklarnn, ahlk fukaralnn her eidini sayar, dker.11 Sonra
sz alayl, mektepli ayrm yapmadan ve brokrat insan tipini kasdederek
"paalk sevdas"na getirir ve bu konuyla ilgili tam 120 beyitlik ikayetler,
yaknmalar, eletiriler ve tlerde bulunur. Zenginlik ve mal mlk sevdas ile
iman ve insanlktan fedakrlkta bulunanlara kzar. Zira doru yol tektir!...
Dnya geimi yahut mevki ve makam iin hrs ve tamaha gerek yoktur. Kald ki
devaml didime, ekime ve stres, ekilir dert deildir.12 Nab'ye gre iyi
nasihat, devlet grevi (kap kulluu) ve idareden uzak durmaktr.
Olma paalk iin vre
Tabi u zurna ile girme nre (1126)
Paalk mre srer mihnettir Hasl derd il gam u kasvettir (1128)
ektii mihnet olursa ta'dd
Demez ol mihnete MsruBadd (1132)
Her trl dnya nimetine sahip olunan bu rtbenin tek kt taraf her an
azledilme korkusudur. Demokles'in klc tepede dt decekken ipek cmehbda
dilber komak ne mmkn!.. Hele bir de geim sknts var ya! Ev halk,
seyisler, khyalar, alar, derbnlar... Hangisine para yeter? Bu yolda eya
satmak da var; vicdan satmak da!.. Ez-cmle bu meslek insann ne dnyasn; ne
de ahiretini mmur eder. Ancak en iyi (!) taraf, kul hakknn (alnmas burada
11 bkz. a.g.e., 120 vd.
12 stadn mr hrs ve tamah ile gemi ve devaml didime, mcadele iinde
bulunmutur. Onun iin bu sylediklerinde samimi deildir, ama tecrbeyle
syledii kesindir.

ve verilmesi te lemde) bol kazan (!) getirmesidir. Nizam ortadan kaldrlnca
hak ve hukuk da gider. Rvet kapdan girince adalet bacadan kar.
Keyhsrev'den naklen airimizin dedii gibi:
Olmasa adi rey durmaz Adlsiz etr ikamet kurmaz (1220)
Adidir asl- nizm- lem
Adlsiz saltanat olmaz muhkem (1221)
Teraziyi Elde Bulunduranlar
Adalet hususunda en byk grev, devleti idare edenlere der. Eer bahvan
gz ap ban korumuyorsa elbette herkes oraya el uzatacaktr:
Bbn etmeyicek emini baz Bana herkes eder dest draz (1225)
Sahibi ola idi ger uyank
eme olmazd bandan bulank (1226)
ite bu son msra her srrn sihirli anahtardr. Yoldan her sapmn savunma
mekanizmas ve snadr. Oysa ayn nizamn idarecileri bir zaman halka
soruyorlard:
- Yoldan saparsam ne yaparsnz?
- Seni klcmzla yola getiririz.
imdilerde bu iten en zararl kanlar phesiz teraziyi elde
bulunduranlardr. Yani hkm yazanlar... Nab'nin oluna tenbihi yle:
Olma Allah' seversen kat'a Tlib-i rh- kaza v fetva (1230)
Zira o, kanun veya din hkmlerini yoldan saptrmay, ekyann yol
kesmesinden daha alaka bulur. Adalet ile i yapanlarn pek ounda tamah ve
agzllk, dolaysyla rvet ve haksz hkm mevcuttur. Nab'den dinleyelim:

Seyyim ekser-i erbb- kaza Etmez ahkm- Huda'y icra
Hkmden evvel eder hkm murad Ol alr kangs eylerse ziyd
O teh- dest ki rvet vermez Kad da'vcya nevbet vermez
Mensi ende-i din dnya Bertaraf hane- rz- ceza
timi yok ekseri b-mezheb dn emi mahslde v rvetde hemn
Elde endazesi kl mzn Eylemi mahkeme-i er'i dkkn
Kad delll u meyanc muhzr Kethda kabzna maln hzr
Padiah korkusu Hak korkusu yok Rvete hrs kadar deyni de ok
sterse dyini medyun karr
sterse mflisi mabn karr (1236-1244)13
Yine Tarih Tekerrrde
Anlaldna gre, o ada hukuk sistemi bir etenin elindedir. Herkes
kar miktannca bu eteye dahil olur veya
13 Beyitlerin gnmz Trkesiyle nesre evirisi yledir:
"... zellikle kad zmresinin pek ou Allah'n emir ve hkmlerine uymazlar.
Mahkemenin hkmnden evvel ele geirecei parsay dnr ve ister. Bylece
hangi taraf ok yedirirse davay o kazanr. Rvet veremeyen eli bo zavall ise
davacdan evvel kad tarafndan halanr. imdilerde dinin emirleri ve dnyann
dzen ve dirlii unutulmu. Sanki kyamet gelmi de (insanlarn hesaba
ekilecekleri) o zorlu gn atlatlm. Pek ok kadda ilim olmad gibi stne
stlk bunlarn din ve mezhepleri de yoktur (icraatlar ne din, ne mezhep
brakmtr). Gzleri her daim kazanta ve rvettedir. Ellerindeki l (Kitap
ve kanun deil) bakkal terazisi ve kiloluklar... Sanki mahkeme deil bakkal
dkkn. Kad delll, mbair arac, khya ise mal kapmak (parsay toplamak)
zere her an hazr beklemekte. Ne Allah korkusu, ne padiahtan ekinmek...
Rvete olan hrs kadar borcu da an. sterse alacakly borlu karr;
isterse iflas edeni aldanm olarak gsterir."

dlanr. Yaplan hakszlklarn haddi hesab yok; icra alan snrszdr. in
daha da garibi herkesin gvendii bu messese artk en gvensiz messese
olmutur. Yani suyu, banda bulunanlar bulandrmaktadr. Ezcmle airin
diliyle;
Hdim-i er" iken amma ki kuzt Etmez ettikleri zulm haarat (1257)
Rvetin adn koymu mahsl
Kim ola etmeye mahsl kabul (1266)
Nab Hayriyye'yi olgun yanda, gngrm ve bilge anda, uzun tecrbeler
nda yazmtr. Bizzat kadlardan zarar grdn ve bir para garezkr
davrandn dnsek, hatta adalete haksz saldrdn varsaysak dahi bu
ithamlarn doru olmamas iin bir sebep de yoktur. Nitekim eserinde "Matlab-
nehy-i kaza v ksmet (Kadlk ve hakemlikten kanma bahsi)" st balyla bir
blm amas, lkenin sosyal ve siyasal krizleri, otorite boluu, slam adna
kaba softalar cuntasnn dikta ve baskc, nihayet dnya ve dnyalk endiesiyle
nasslardan sapma eilimi, adaleti sfrlayp kii hak ve zgrlklerini maddeye
irca etmitir. airin bu bahiste son szleri unlardr:
Hayf, vhayfki er'i db Te-i rvet ile oldu harab (1268)
Zuleme destine dt hayf imdi ser-rite-i er'-i garr (1269)
"Yazk ki olgun meyveler veren slam hukukunun aac, rvet baltasyla harap
oldu; ipin ucu da zalimlerin eline dt."
Bata sylemitik; zulm adaletin, zalim de adilin zdd idi. pin ucu zalim
elinde olunca adaletten, insan haklarndan bahsedilir mi?
Devir o devirdi; yl 1690'lar...
imdi 1990'lardayzL

ay Kltr
70 ayn anayurdu in'dir. Eski alardan beri ay in'de
" iilirken XIII. yy'da Japonya'ya, XVII. yy'da Avrupa'ya yayl-= m.
Avrupa'da uzun mddet ila niyetine kullanlm. Os- manllar ay
ran'dan renmiler. lk retim ise 1878 yln- da Japonya'dan getirilen
ay tohumlarnn zel iftliklerde 2 ekilmesiyle balam. Ancak ksa
zamanda eitli lkelerden "l ithal bir iecek olarak kibar muhitlerinde
yaam. Nihayet 1918'de Batum ve evresinde yaplan denemeler olumlu sonu
verince ay retimi Dou Karadeniz Blgesi'nde yaygnlam. Bugn Rize, Arhavi
merkez alnmak zere Karadeniz'in pek ok ehir, kasaba ve kylerinde
retilmekte, hatta ihra edilmektedir.
Trkiye'de ay kltr mesela bir kahve gibi eskilere dayanmaz. Bu nedenle
tarih hadiseler arasna skm ay epizotlarna ska rastlayamayz. Ama
ayn yaygn bir iecek olarak kullanlmaya balamasyladr ki hayatmzn l-
zm- gayr- mufrklar (onsuz olunamayan) arasna girmitir. Artk aysz
kahvalt dnemez hle gelmiiz. Her neyse! Biz gelelim ay kltrne.

ayn demlenmesi zel bir maharet ister, yle her babayiidin harc deildir.
Eskiler her ay imez, ncelikle "leb-sz, lebrz ve lebss" olmasna dikkat
ederlermi. Yani ay, azda "hafif buruk bir tat brakacak, bardak azna kadar
dolu olacak ve dudak yakacaktr."
ay imenin de bir usl ve adab, bir raconu vardr. Yani szgelimi bardak
Paabahe ii, kesme billurdan ve ill ince belli olacaktr. Blbl yuvas tabir
edilen bardaklar en makbulleridir. Hele su bardandan yahut yatl
mekteplerdeki gibi plastik kupalardan asla ay iilmez. imdilerde hususi ay
bardaklar ancak antikaclarda yahut prensip sahibi yal istanbul efendilerinin
eski evlerinde bulunur. Hele o kahvehanelerin ay bardaklar ne menem
eylerdir?...
ay, aydanlkta piirilir. Bu kelime ince ay, Farsa alet ismi yapan -dn
ve yine Trke alet ismi yapan -lk eklerinden oluuyor. Yanl bir kelime
olmakla birlikte "Galat- mehur lgt- fasihten evldr." fetvasnca yaygnlk
kazanmtr. Halbuki ay-dn, "aylk, iinde ay piirilen kap" de- 71
mektir. Buhur-dn, amdan (em'-dn) gibi... Biz ran'dan " ay alrken,
"aydan" kelimesini de alm ve bu kelimenin . sonuna bir de -lk eki
getirmiiz. Kelime bugn aylklk gibi
O-
ucube bir mn ile yaar. Ama ahenk itibariyle aydanlk ke
limesi tam Trke'ye has bir yap tar. Belki bu yzden ay- ^
danlk diyoruz da amdanlk demiyoruz. 1
a
Dou Anadolu'da ay, ktlama eker ile iilir. Bu sistem ayr bir maharet
ister. ekeri dilinizin altna koyup bardaktaki ay bitesiye dek eritmemek kolay
i deildir. Erbab iyi bilir.
Tarihimiz ay ekseninde pek ok tuhaf hadiseye ahit olmutur phesiz. Ktlk
yllarnda eker bulamayp ay kuru zm ile ienler aydan nasl bir tad
aldlar bilmiyoruz.
Ancak o yllarda ayniyle vaki bir hadiseyi burada anlatmak istiyoruz.
Sleyman Nazif, Badat Valisi'dir. Bir gn III. Ordu Kumandan Hafz ismail
Hakk Paa'dan bir telgraf alr. Telgraf okuyunca birden rengi atar.
aknlndan kollar iki yana ylr kalr. Maiyyetindekiler telalanp ok
kt bir haber

olduunu sanmlardr. O srada Nazif gayet mstehzi bir ed ile kendi duyacak
kadar,
- Acayip, der. Byle emir olur mu?
Telgrafta u cmle yazldr:
"Onbin okka eker ile bin okka ayn yirmidrt saat iinde tedarik edilerek
evki..."
Nazif merhum hemen bir kt ve hokka ister. Bir cmle de o yazar ve telgraf
getiren zata uzatr:
- Gtr bunu hemen Paa'ya tellesinler.
Bu cevab telgraf gerekten de pek gzeldir:
"in imparatoruna yazm olduunuz telgrafn yanllkla vilayetimize gelmi
olduu ma'ruzdur..."
ayla ilgili bir baka tarih anekdot da iirle birlikte yaayan u
hadisedir:
nl Maarif nazrlarndan Mnif Paa Tahran'da sefir olarak bulunduu srada
bir gn ahn davetine gider. Biraz sohbetten sonra aylar gelir. ah, mstehzi
bir ifade ile Mnif Paa'ya:
- Sefir hazretleri, u ay zerine bir ey sylemez misi
niz?... der
Paa, h'n ay ran dolaysyla tandmz ma eden bu teklifindeki
hinliini hemen anlamtr. Kavuunu dzeltecek kadar dndkten sonra orackta
irticalen u kt'ay okuyuverir:
Ne kekete kaldrdk o ka yay ile biz Dmesek haner- i ebrusuna ger ry
ile biz Bir zaman Rm'da drd-ke idik ey sk imdi ran'da kanat ederiz ay
ile biz
yle demektir:
"Eer kendi isteimizle kann hanerine meyletmemi olsaydk, o yay kal
gzeli ile biz imdi ne maceralar yayor olacaktk. Ey sk! Bir zamanlar
Anadolu'da arabn lsn iiyorduk, imdi ise Iranda ay ile kanaata mecbur
kaldk."
Bu ince dokundurmadan sonra herhalde h, hem ikram ettii aya, hem de israf
ettii sze bin piman olmutur.

Mani ve Maniheizm
Maniheizm, milad III. il X. asrlar arasnda, zaman zaman geni kitlelere
seslenerek yaam btl bir dindir, islamiyet'ten nce Orta Asya'da olduka
gl biimde taraftar bulmutur.
Maniheizm, yalnzca iki temel esas tanr, iyilik (ruh) ve ktlk (madde),
insanlar iyilikte aydnlk, ktlkte karanlk bulurlar. Dolaysyla bu din de
maddeye deil mnya itibar eder. Bugn Maniheizm'in btn ilkeleri unutulmu ve
artk bu btl dinin peinde giden aklsz kalmamtr. Ancak uzun asrlar
boyunca Uygurlar, bu dini benimsemilerdi. 762'de Uygur hkmdar Bg Kaan,
in'den gelen rahipler vastasyla bu dini resmen kabul etti ve Uygur bilgeleri
752-840 yllar arasnda Mani alfabesiyle din metinler yazdlar. Dahas,
Mani'nin lm ylyla balatlan bir takvimi de (Mani takvimi) kullandlar.
Maniheizm, Zerdtlk ile Hristiyanln baz temel ilkelerini
benimsemitir. Bu sebeple eski Iran kanalyla baz dn biimleri ark
edebiyatlarna da girmitir. Divn Edebiyatnda ise dinin kurucusu olan Mani ile
ilgili ifadele-

re sk rastlanr. Bunun kayna da klasik edebiyatmzdaki Iran etkisidir.
Eski airlerimize gre Mani, mehur inli bir nakka ve ressamn addr.
Sasanler devrinde apur'un izni ile iran'a gelmi ve dinini kurmutu. Ancak
apur'un kznn hastaln iyiletiremedii iin snr d edilmi, Hrmz
zamannda tekrar geri dnmtr. Hrmz'n olu Behram, koyu bir zerdt olduu
iin Mani'yi, derisini yzdrerek ldrtmtr.
Mani, ok gzel resimler yapabilirmi. Kutsal kitap nshalarn resimlerle
ssler, yandalarna da bunu bir mucize olarak empoze edermi. Klasik
edebiyatmzda sk sk onun anlmas da, ite bu resimler ve kendi ressaml
dolaysyla-dr. Onun, resimlerini yapt mecmuaya edebiyatmzda Erteng,
Erjeng, Engelyun, Nigr, Nigrende gibi adlarla rastlarz. Genellikle airlerin
vdkleri kiiler ile sevgili ittihaz ettikleri insanlar, bu resimlerdeki
gzellere benzetilirdi. Bu meyanda sylenmi en gzel beyitlerden biri
Snblzade Vehb'ye aittir:
Yazlmaz sureti dikkat olunsa kl kalemlerle
O uhun m-miyn belki hayret-baha- Mani'dir
Beytin mns yledir:
"O sevgilinin beli o kadar incedir ki, ne denli dikkat olunsa, k kalemlerle
bile resmedilemez. Onun iindir ki Mani'nin hayret veren resimlerinden biri
sandr."
Bu trde bir beyit de Net'ye aittir:
Resm eyle bezm-i ak ey Mani-i mahabbet Ol bezme can zar tr- rbb gster O
da u demektir:
"Ey mahabbet Mani'si!.. Ak meclisini resmettiin zaman benim inleyip duran
canm, o meclisin saznn teli eyle." Her iki beyitte de Mani'nin o ince ve
detayl izimleri sz konusudur. Bu sebepledir ki kl kalemlerden bahsedilir.
Eskiden mzehhib ve nakkalar, at kuyruundan kesilmi kl

fralar kullanr, izgileri de ok zaman bir tek kldan ibaret fralarla
izerlermi. imdiki rapidolarn yerini tuttuunu sandmz bu kl fralarla
eski sanatkrlarmzn nice harikulade eserler yaptklar, pek ok elyazmas
kitaplarn sayfalarnda grlebilir. Resimdeki bu zarafet ve ince desenler, eski
iirimize de olduu gibi yansmtr. Bunun iindir ki eski edebiyatmzn her
bir beyti en muhteem Levn minyatrleri kadar alml-alml olurdu. Bir farkla
ki, minyatrler-deki renklerin yerini burada ince hayaller ve derin fikirler
alrd. Osmanl'nn, resimde ve edebiyatta takip ettii bu minimize tavrdr ki
snrlarmz, Ortaa bat sanatlarna uzun asrlar boyu kapal tutmutur.
islam estetiinin "teksif" ilkesi, Avrupa'da duvarlar boyu resimler
yaplrken ona, miniminnack minyatrlerle; Ba-t'da uzun uzun romanlar
yazlrken ona yalnzca iki kk, ama muhteem msra ile cevap vermesini
gelenekletirmi-tir. Bir beyitte bazen bir roman konusu bulunmas bundandr. Bu
adan baklnca eski iirimiz nakka Mani'nin resimlerini rnek alm gibidir.
air, her beytini bir Erteng veya Nigristan mertebesinde syler. Bunda da
genellikle baarl olur. Nitekim Hayal Bey yle diyor:
Bozaldan suret-i Erjeng'i sen nakk- dilkete Benim vasfnda her beytim
Nigristn- Man'dir
Beyit u yolda nesredilebilir: "(Ey sevgili!) Sen, gnller eken her bir
naksnla (yani tavr davranlarnla) Erjeng'in resimlerini batl edip geride
brakah; benim seni anlatan her bir beyitim de Mani'nin resim Nigristan'na
dnmtr.
imdi de bir mbalaa rnei:
Bl aar umaa tasvir-i Nigristn- in Ruh- Man ngehn by- hevsn etse
emm
Ayn
(Ey sevgili!) Eer Mani'nin ruhu anszn (senin sann) kokusunu tayan havay
hissedecek olsa, (onun yapt btn o) in Nigristn'ndaki tasvirleri (birer
birer) canlanp umaa (veya cennete) kanat aarlar.

imdi hayale baknz: Mani asrlar nce lm. Asrlar sonra bir gzel
dnyaya geliyor. Bu gzel onbeine gelince salar etrafa gzel kokular samaya
balyor. Ancak bu, ne snbl ne de misk kokusudur. Bu yle bir kokudur ki,
Mani'nin ruhu bu kokuyu duyunca deta canlanyor. bununla da kalmyor, bu
koku vaktiyle Mani'nin izdii resimlere ulayor. Resimlerin her birindeki
tasvirler can buluyor ve kanatlanp umaya balyor. Pes dorusu!...
Sonuta air demek istiyor ki, ey sevgili, eer Mani hayattayken senin
salarnn gzel kokusunu duysayd, yapt her resim o koku ile can bulurdu.
Ama sen imdi, bu devirde yayorsun ve Mani yerine de artk benim hkmm
geerlidir. O hlde, seni anlattm her beyit, Mani'nin,o ad km
resimlerinden daha stndr.
Sylenir lf deil!.. Bir beyitte bir roman konusu!..

Ttler ve Kargalar

Sad'nin nl Glistan'nda, yine nl bir "Tut ile Kar- 77
ga" hikyesi vardr. Tut'yi (papaan) bir karga ile ayn kafe
se koymular. Tut kargaya bakp yle demi: *?
- Bu ne iren surat, ne berbat bir klk!... Bu ne bed ah- ^
lk! RabbimP Ne olurdun sununla benim aramda dou ile "
batnn uzakl kadar uzaklk verseydin!... -o
Bunlar duyan karga bir mddet "Lahavle" ekerek sab- ~ retmi. Ancak
tutnin komuluu ikenceye dnnce yle sylemekten kendini alamaz olmu:
- Rabbim! Ne su iledim de byle kendini beenmii
bana yolda ettin. Ey felek ne alak ve dnek bir zamana it
tin beni. Bu ne ters kader ve ne ekilmez ile!...
* * *
Gnmzde herkesin yekdierinden ikayeti olmasna baklrsa tut ile
kargaya amamak gerekir, ite bu hikyeyi o yzden hatrladk. Esad Muhlis
Paa, bir msranda yle diyordu:
Bin glistana deimez bm bir viraneyi

Bu msra da bize yukardaki hikyeyi artrd. Gnmzde yle eit
insanlar tredi ki hemen pek ouna bm (bayku) demek mmkndr. Bunlar ne
zaman tecek olsalar, mutlaka bir takm masumlara zarar erimekte. Gn grm,
devran geirmi, salarn mahkemelerde aartm, kendilerini yekt-y cihan
sanan yle baykularmz vardr ki Allah eksikliklerini gstermesin, insan,
onlar grmeyince mbarek "Tebbet" suresini okumaz olur. Byleleri, khne
fikirlerinin viran yurtlarnda kendi lemlerine dalmlar, planlar, projeler,
oyunlar, dmenler, dzenler, dzenbazlklar yapmakta ve kendilerince mutlu
olmaktalar. Elbette her insan kendi ftratnn gereini yapar. Nitekim yarasay
gndze altramaz, baykuu gl dalnda gremez, kargann blblle dostluunu
dnemeyiz. Kiinin iman nurundan nasibi yoksa, elbette her enaati iler.
Toplumumuzun en byk eksii, yreklerde Allah korkusu bulunmamasdr. Herkesin
vicdan kendi jandarmas olsayd, herhalde btn dertlerimiz yzde seksen
biterdi. Ama tam tersi Allah'tan korkmayan zavalllar, bu tr alaklklardan
korkar olmular. Halbuki Allah'tan korksalar onlardan korkmayacaklard. Ne
diyordu izzet Molla:
"Kimseden havf eylemez Allah'tan havf eyleyen." nk Said Paa'nm dedii
gibi
"Hak eder ashb- sdkn hasmn elbet zebn"
Eer insanmz Allah'tan korksayd baka kimseden korkmamas gerektiini,
zira kendisine dmanlk edeceklerin buna imkn bulamayacaklarn, Allah'n
ashb- sdka (drst insanlara) dman olanlar yerle bir edeceini bilirlerdi.
Tarih boyunca da yle olmutur ya! Ne zaman insanlar Allah'a gvenmi ve sonra
da dosdoru olmularsa, daima stnlk salamlardr. O hlde yalnzca bayku
tynetlileri sulamak yerine, arada srada da toz kondurmadmz u tut
nefislerimizi de hesaba ekmeli deil miyiz?!..
Biz ancak Bak gibi,

Ba emeziz ednye dnya-y dn iin Allah'adr tevekklmz itimdmz
demedike ve sonra da kendimizi dzeltmedike hep yaptklarmzn fasa-fiso
olduunu ve bamza gelen hereyin, kendi amellerimize ceza olduunu bilmek
zorundayz. nk tam onbir ayet-i kerimede mjdelenen "Onlara hibir korku
yoktur ve onlar mahzun da olacak deillerdir" srrna erebilmek iin ncelikle
alak dnya iin alaklara boyun ememeyi renmemiz gerekir. Allah kaps daima
ak dururken yzmze kapatlan kaplara arz- ihtiya etmek neden? Ne diyordu
air:
Bb- Hak mefth iken her lhza ehl-i hacete ltica layk mdr marr- ch-
devlete
u demek:
"Hacet sahipleri iin Allah'n kaps her an ak dururken, dnya makamyla
gururlananlara kaplanmak 79 layk mdr?"
Bu soruya yine bir air dilince cevap verelim: "
S-ifi'l s-i niyyetten edenler ictinb Z
Hsn-i hl hsn-i hretle olurlar kmyb -a
ve ne dediini aklayalm:
"Kt is ve kt niyetlerden kananlar, erinde geinde iyi hl ve gzel hrete
erip mutlu olurlar."
Evet mutluluk, ancak O'na ynelmekledir. Bu hususta son sz kir Ahmet
Paa'ya syletelim:
Besdir erbb-fikrete bu hitb Fettekullhe ya uli'l-elbb
Yani,
"Dnce sahiplerine u hitap yeter: - Ey akl sahipleri, Allah'tan korkunuz!"

Gelenler ve Gidenler
Sz cevheri ketm-i ademden lem-i vcuda kt kal neler sylenmi
neler?!.. Gk kubbe btn bu szlerin akis-leriyle hl dolu olsa gerek. lemde,
tarih boyunca vastas sz olan pek ok sanatlar domu; bilim, sz ile
devamllk salamtr. Ancak u kadar var ki, iir icat olununca, btn teki
fani szler gzlerden silinmi ve sanat olarak en asil mertebeye iir ykselmi,
oturmutur.
Bu bakmdan ilah kelm ve hadislerden sonra en lmsz ifadeler iirlerde
yaar. O kadar ki, iir olup da sylenmemi sz kalmam desek yeridir,
zellikle klasik iirimizde hemen herey iir kalbna dklm, kafiye ile
balanmtr. Bunun iindir ki airler bu sz bolluu iinde en gzel sz
sylemenin yollarn aramlardr. Nitekim birbirine uygun, birbirinin zdd
yahut benzeri pek ok sz arasndan, bazen ancak birka orijinaliteye ulap
farkllar. Bu sz bolluudur ki iirde intihal, tevard, nazire, cevab vb.
stlahlar terennme yol am, bazen bir tek beyit uruna bir manzume feda
edilmi, bir baka zaman ise sradan beyitler arasnda bir gzel ifade, bir ho
sz, enfes bir hazine gibi gizlenmitir.

airler szlerini kendi kiilikleriyle yourup sanatlaryla vitrine karrlar.
ahslik ve slup, sze yn ve ekil verir. te iirin gzellii de burada
ortaya kar. Ayn fikri, ayn zeklar, farkl slup ve ifadelerle syleyerek
lmszletirirler. Ortaya kan szler birbirlerine ok benzeseler, ayn konuyu
anlatsa-lar, hatta bazen ayn kelimeleri kullansalar da, iirin tlsmn
yklenip ortaya knca, mstesna bir gzellie brnr, iirin has bahesinde
bir yediveren gibi parlar dururlar.
zellikle hikmet vadisinde eski airlerimizin birbirlerine pek benzeyen baz
syleyileri olduu malumdur. Aada sz konusu edilecek beyitlerin ortak
zellikleri, kelimelerinin (fiiller) zt ifadeler ile sz kalbna girmeleri ve
"mspet" ile "menfi"yi yan yana zikretmeleridir. Her bir beyit gerekten
birbirine benzer, ama asla biri dierinden daha az gzel deildir. Hepsinde de
"gelmek" ve "gitmek" fiillerinin eitli zamanlar ile kullanm tekrar
edilmitir. Hangisine baksanz bir eyleri gelir veya giderken grrsnz.
Ktib'nin (. 1563) u beytinden balayalm:
Gh safa buldu gnl ynesi ghi keder Byledir hl-i cihan, byle gelmi byle
gider
Burada insann bazen mutlu ve esen, bazen de gam ve kederde olduu pek gzel
vurgulanmaktadr. Faiz'nin (. 1622) bu husustaki fikri ise saf ann ge gelip
tez gittiine zlmemek gerektiidir. te beyit:
Ge gelir tez gider dey safa, ekme keder lemin hli budur byle gelir byle
gider
Evet, biz istesek de istemesek de bu lemin hli gelip gitmektir. Her ey bir
nizam ve intizam iinde gelir ve gider, insanlar, zamanlar, dnceler,
ifadeler, savalar, skntlar, sevinler vs. vs. nemli olan bu devr-i daim
ierisinde gelip geen her eyin farknda olmak, bu ksack zamanda gzelliin
kymetini bilmektir, ite Abdlhak Molla'nn (. 1853) aadaki beyti de bu
gerei vurgulamaktadr.
Gz yum cihna, a gzn, dem gelir geer Sen gz yumup anca bu lem gelir
geer

Bu hzla dnen dnya yle uzun uzun dmanlklara, tl-i emellere frsat
vermeyecek kadar ksadr, insan bunu dnp ibret almal ona gre
davranmaldr. Ancak yine de gafil olanlar varsa, felek, -lehte veya aleyhte-
birtakm dzenleri, dzenbazlklar bozmakta pek mahirdir. Baknz Nevres (.
1876) bunu ne gzel ifade ediyor:
Tertb-i bezm-i dman bir gn bozar felek Kalr teh piyle bu devrn gelir
geer
Nab (. 1712), dnya mutluluunun geici olduunu, esenlik kadehinin bir
gelip bir gitmesinden anlam ve bunu denizin medd cezrine benzetmi. Baknz
ne ho bir ifade tarz;
Bezm-i safya sgar- sahb gelir gider Gy ki cezr medd ile derya gelir
gider
Talcal Yahya (. 1582) da insann dnyadaki aczini, yoksulluunu,
lklarn, gzyalarn bir araya getirirken sz ne kadar da baarl
gtrm:
demolu leme ryan gelir ryan gider Nle v efgn ile giryn gelir giryn
gider
insann u fani dnyann fani ilerine alayp szlanmasn en gzel anlatan
beyit hi phesiz Rehay'nin (XVII. a.) yrekler yakan u aheseridir:
Hemn alay geldim leme alay gittim ben Sen ol nilferim kim suda bittim
suda yittim ben
Ne mthi bir ifade!., insann byle bir eyi sylemesi hi kolay olmasa
gerek. Ama Andelib'nin (XVI.a.) deyiiyle:
Acebdir hl-i lem bilmeyen syler bilen syler
Bilerek sylenmi u msra da yine Nab'nin dilinden dklr:
Ala ey gzlerim ala, ne gelir var ne gider

Kim bilir ser-halka-i kafile-i uara olan koca stad, belki Halep'te bir cana
muhta gnler geirmi, bir sese mtak kalp seherlerde yollara bakm,
alamtr. Her insanda bir para gurbet duygusu olmas ne ho!... Ancak buna
bir miktar da hasret hissi eklenirse vay o airin hline!.. Km (. 1724) bu
kabilden olsa gerek yle yakmyor:
Varak- mihr vefay kim okur kim dinler

Yryenler ve Srnenler
Riyaz, (. 1644),
"Sermye-i airn tkenmez Dnya tkenir yalan tkenmez"
diyor. Fuzul (. 1556) de,
"Aldanma ki air sz elbette yalandr"
buyuruyor. Dorudur!.. Pek ok airin, pek ok szleri gerekte birer yalandan
ibarettir. Ama yalan da olsa ne ho eylerdir!.. Ancak bunlarn bir de gerek
olanlar vardr. Baz deimez hakikatleri, yaygn kanaatleri, tecrbe edinilmi
imanlar anlatan pek ok msra, beyit ve manzume, hl kltr ve iir dnyamzda
yaamaya devam etmektedir. Bu tr iir paralar eskiden hemen pek ok Trk
insannn kulanda, eski meknlarn duvarlarndaki hat levhalarnda, eski
kitaplarn zahriyelerinde vb. yerlerde insanla ili-dl yaarm. imdilerde
yabancs olduumuz bu ikileme kk bir gezi yaparak atalarmzn gnlk
hayattan bkknlk, zamaneden ikayet, talihe serzeni gibi tavrlarn ne tr
beyitlerle ifade ettiklerini grmeye, gstermeye alalm:

Hemen herkesin talihli kiilere kar gizli de olsa kk bir kskanl
olduunu biliriz, ite air st kapal olarak bu kskanln dile getirip
gptasn aa vuruyor:
Olcak bir kiinin baht kam tli'i yr Kehlesi dahi, mahallinde ann ie yarar
Gerekten de insann talihi kuvvetli ve baht ak olduktan sonra yerine gre
srtndaki bit bile ie yarar.
izzet Molla (. 1830) ayn gerei daha nezih ve mstesna bir msrada yle
dile getirmekte:
Tli'i yr olann yri sarar yresini
Hemen hemen ayn kapya kan bir baka ifade tarzn da u beyitte grrz:
Hak tecelli eyleyince her ii sn der Halk eder esbabn bir lhzada ihsan eder
menna!.. Hak Taal elbette olmasn istedii eye "Ol!" 85
deyiverir ve o, hemen olur. Onun iin olacak eyin sebeple
rini yaratmak da bir lahzada gerekleir tabi ki. ?
Btn bu beyitlerde iyi talihin ne kadar kolaylklar ve ni- 3
metlerle dolu olduu sylenmi. imdi de bunun tersini g- ^
relim. Yani talihsizliin ne zor bir tarz- hayat olduunu!.. Bu -a
hususta lmz Ziya Paa'dr (. 1881). Onun u mstesna -
gazelini hepiniz bilirsiniz:
B-baht olann bana bir katresi dmez Br n yerine drr gheryasa semdan
Ayn mealde Nef' (. 1635) talihinden ve dolaysyla felekten u yolda
ikayette bulunur:
Bir dem muradm stne devreylemez felek b istesem serab- ademden nian verir
Hatta hzn alamaz ve kskanlkla haykrr:
Destimde cm grse benim sernign eder Ndna sgar istese ratl- girn verir

Dorusu bu da talihsizliin bir eididir. Bir insan dnn, felek hibir
arzusuna yr olmam. Su istiyor, ona yokluk serab gsteriliyor. Krk ylda
eline bir dolu kadeh geiyor, onu da kem talih baaa ediyor. Bu da
yetmiyormu gibi nice yeteneksiz ve liyakatszlar felekten bir kadeh esenlik
arab isteyecek olsalar, inat olsun diye onlara iri srahilerle sunuluyor. air
buna isyan etmesin de ne yapsn?!..
zzet Ali Paa (. 1734), ayn trde bir ifadeye sahip olmakla beraber Ziya
Paa'nm ve Nef''nin fikirlerine yeni bir yorum getirerek, Allah'n rahmetinin
aslnda iyilere de ktlere de eit olduunu, insanlarn bunu anlamakta gaflete*
daldklarn, velhasl, yamaya baladktan sonra denize de olsa, kumsala da
olsa yamurun adna rahmet denildiini yle vecizeletirir:
zzet rahmet-i Hak rik bede yeksandr Yasa brn- kerem bahr ile sahil
birdir
Ayn trden hikmetleri gl (iyi talih) ile dikene (bahtszlk) benzeten
airlerden Neyl (. 1748),
Gl olmaz b- lemde dikensiz
derken Osman Nevres (. 1876) bunun hemen hemen tam aksini syler:
Biz bu mihnetgedede hr ekeriz gl bieriz
Her iki msra da kendi hikmet ifadeleri iinde pek gzel ve mstesna bir yer
igal ederler. Dnyann hli de budur zaten. Kimisi gl koklamak iin
dikenlerden kurtulamaz, eteinin yrtlmasna katlanrken; kimisi diken ekse gl
bier. El-hak byle olacaktr. Zira lah Kelm'da buyrulur: "Sizi bir imtihan
olarak ktlk ve iyilikle deneyeceiz" (Kur'n- Kerm, XXI/35).

Hizmet, hret, Menfaat
Dnyann var olmasndan bu yana insanlarn daima ihtiras ve ekimelerine
ahit olunmutur. Bunlar ierisinde en iddetli olanlar, dnem dnem tarihe mal
olmu ve zamann akna yn vermiti. Bazen kk bir hadisenin sebep olduu
talih deiiklikleri bu ekimeleri, menfi veya mspet ynde etkileyerek
rakiplerden birine ikbali; dierine idbar getirmitir.
Yaadmz gnler, Trkiye'nin hemen her yerinde birtakm ayak oyunlarn,
baz aslsz iddialar, mevki ve makam uruna insanlarn ne gibi gayr-i meru
yollara sapabileceklerini hepimize gstermekte. Benim en fazla dikkatimi eken
husus, hemen her liderin kendince drstlk iddiasnda bulunmasyd. Ne ac bir
durum!... nsann asl unsuru olmas gereken drstlk, mumla aranr olmu. Bu
vesileyle Tevfik Fikret'in,
Doruluk dilde, yok dudaklarda Hayr ayaklarda er kucaklarda
beytini sk sk hatrlamamz gerekiyor. Zaman zaman bazla-

rnn kirli amarlar ortaya dkldke eyh'nin Harn-me'de haddini bilmeyen
eee sylettii,
Batl istey Hakfdan ayrldm Boynuz umdum kulakdan ayrldm
beytini de tekrarlamaktan kendimizi alamayz. Sadece bu kadar m ya?!
Aklmza gnbegn yzlerce beyit ve msra geliverir. Bazen,
Bir kelbini bir kelbine mahvettirir Allah
msran hatrlayp ks ks glerken; bazen,
Hak kulundan intikamn yine ahdiyle alr
deyip gerein yerini bulmasna, hakkn haklya teslimine seviniriz, insanlarn
hllerine kretmeleri kadar byk nimet olamayaca aikr iken, mevki ve makam
hrsn, "hizmet" perdesiyle gizlemeye alan insanlarn tl-i emellerine, bo
kouturmalarna, nasiplerine kr yerine isyanlarna ahit oluruz. air Sm,
Hsn-i hulk deme sermaye-i asayi olur
demi. Bir hads-i erifte de Efendimiz (s.a.v.) "hir zamanda iyi hl ve gzel
huy ok amelden efdaldir" buyurur. Gerekten de insanlarn, hele hele
yneticilie talip olan insanlarn iyi hl ve gzel huylu olduklarn ispat iin
ne kt hllere ve irkin tabiatlara brndklerini grnce insan aryor.
Hele yekdierlerinin drst olmadklarn ispata kalkmak kadar kt hl
dnlemez. Zavall insanlk!... Drst olmadan drstlk iddiasnda
bulunanlarn baarl olmas ve aralarnda ittifak edebilecekleri elbette
dnlemez. Ne diyordu air:
Ke-nihdn rast-tb'an ile etmez imtiza ttihad olmaz annn kemann r ile
Demek ki dnya uzun zamandr ayn hastala mptela imi. Kt huylularla
drst yaratlllarn uyuamayacak-lar; yay ile okun bir arada duramamalan ve
birinin dierini frlatp atmas kadar kanlmaz imi.

Bir ara Hz. mer'in "Doru yoldan saparsam ne yaparsnz?" hitabna klcn
syrarak "Seni u klla doru yola getiririz" cevabn veren kutlu kullar
hatrladm da hayflandm. Hz. mer bu hadise karsnda krler okumuken,
gnmzde ayn soruya ayn cevab verecek babayiidin akbetini dndke,
neden o nesillerin tkendiini insan anlayveriyor. Onun iindir ki ehr adl
airin u temennisini dua niyetiyle sylemekten kendimi alamyorum: Mr- serm-
ddeye Mevl gne gstermesin Bunun halk dilindeki karl yle
vecizelemi: "Allah trtla di nasip etmeye grsn!..." Yazk ki insan, dili
trtllarn okluuna da gnmzde sk sk ahit oluyor. Yaanlan gnlerin
btn bu didimeleri, rpnlar, kimine gre gerekten hizmet, kimine gre
menfaat, kimine gre de hret kisvesi altnda faaliyet gsterir. Bunlardan
ilkini benimseyenler, ecre vesile olacaktr, phesiz. Ancak dier ikisinin
slam dncesine gre tutulacak taraf yoktur. Bir defa uk-ba menfaati, dnya
menfaatine tercih edilmelidir. Nitekim "Dnya ahiretin tarlasdr." Dahas,
eskilerin "hret fettir" dsturuyla zetledii bu ate, yle sirayete
meyyaldir ki, hafazanallah, insann kendini de yakar bitirir. Mverrih Rid,
Hele dnyada yoktur deme hret kadar dman diyor. ok dorudur. Nitekim
eskiler (zellikle tasavvuf muhiti) bu hususta ok duyarl davranm, asrlarca
slam toplumlarndan hret talebini silmeye gayret etmilerdir. imdi bakyoruz
da sanki biz o atalarn torunlar deiliz.
Velhasl bizi ynetmeye talip olanlarmzn pek ou halis niyetle
davranamamaktalar. Bugne kadar hepsi bize hizmet edeceklerini sylediler ama
galiba ya hretin, ya menfaatin peindeydiler. Biz eskiden beri Tevfk
Fikret'in u beytini tekrar edenlerdeniz:
Yiyin efendiler yiyin bu hn- itih sizin Doyunca aksrnca tksrncaya kadar
yiyin Elbet bir gn boaznzda dmlenecektir. Yaayalm ve grelim.

syanlar ve Tevbeler
nsanlar iki trl hata potansiyeline sahiptir: Kiisel ve toplumsal, islam
inancna gre kiisel hatalar, ahs musibetleri; toplumsal hatalar ise itima
buhranlar davet eder. Yani insan ahs hatalar iin tek bana tevbe etmeye
muhta iken, itima hatalar (vurdumduymazlk, nemelzmc-lk, bana dokunmayan
ylann bin yaamas yahut her koyunun kendi bacandan aslmas gibi
felsefeler) iin yine top-yekn istifara ihtiya duyar. Bu da her halkrda
msl-mann Hakk'a dnmesini ilzam eder. yi olabilmek iin nce ktl terk
etmek gerekir. Tevbenin de artndan biri eski ktl tamamen terk
etmektir. Sultan Divan bu hususu bir msranda yle dile getirmi:
Hakk bulamaz batl terk etmeyen insan
insan ftratnda kulluk n plandadr. Eer kulluu laykyla yapabilirsek ne
kiisel, ne de toplumsal belalara uramayacamz me'muldr.
Mehmed Rfat Efendi'nin u msra bunu ne gzel anlatr:
Vris olamaz mlk-i Sleyman'a eyn

Elbette, Sleyman mlkn bir ifritin ilelebet idare etmesi mmkn deildir. Gn
gelir gerek Sleymanlar, mhr yeniden ele alr. Ancak hl-i leme baknca
kullukta hata ettiimiz ve bunun cezasn ekmekte olduumuz hemen ortaya
kacaktr.
Hatadan dnmek bir erdemdir ve haddizatnda matlup olan da budur. yle bir
devir yaamaktayz ki z kimliimiz yani ruh huzurumuz, nisyanlarmz ve
isyanlarmz ile perdelenmi. Bir para gayret, belki de asl cevherimizin
yeniden nev nema bulmasn salayacaktr.
Namk Kemal:
Yere dmekle cevher sakt olmaz kadr u kymetten
diyor. Dorudur. imdilerde cevherimiz deta yere dm gibidir. Ancak huls-i
kalb ile O'na ynelmek sayesinde bu cevherin zerindeki perdeler, rtler,
kabuklar paralanmaya mahkmdur. Kuldan gayret olmaynca Hda'dan istenilecek
her ey havada kalr, ncelikle gayret ve alma gerekir. Allahu Taal "insan
iin almaktan baka ey yoktur." (Necm, 39) buyuruyor. Hele bir para gayret
ile neler baa-rlmaz. Ziya Paa baknz ne diyor:
Nizam- halk- lem mltezimdir ind-i Br'de Hd kadirdir amma simi zer, leyli
nehr etmez
Mns u:
Dnya halknn nizam (gidiat), Allah katnda, kendine deni yapmaktan
ibarettir. Allah elbette her eye kadirdir, ama (durup dururken, bizde bir
gayret yokken) gm altna; geceyi de gndze evirmez.
imdi, bizler takdir-i Ilah'nin taeronlar olarak zerimize deni yapmakla
mkellefiz. Ancak yine de hadiseler bizim istediimizin hilafna geliiyorsa,
yine gzlerimizi kendimize evirmeli, kalplerimizi yoklamak, perde olan
hatalarmza tevbe etmeliyiz. Yine de olmuyorsa Snblzade Vehb gibi bir
teslimiyetle, Hikmet-i Halik'n bilmez mahluk demeli ve her ite bir hayr
olduunu hatrlamalyz, ite bu

noktada teslimiyet gsterilirse, Ziya Paa'nn yukardaki beyti, Mezzin
Hd'nin dedii biime girecektir:
Hiid kadirdir eyler seng-i haradan gher peyda
yani, "Allah bir kaya parasndan mcevher karmaya elbette kadirdir.''Nihayet
mcevher de bir tatr, kymeti asla moloz ile llemez. alan ile
almayan, gayretli ile tembel, bilenle bilmeyen, masum ile sulu, imanl ile
mnkir, velhasl mspet ile menfi yalnzca moloz ile cevher kadar birbirinden
farkldr. Hepimiz birer kaya paras olabiliriz. Ama iman nuru zerimize
vurunca, aslmzda olan cevheri aa karabilir. Yemen'deki ta ile baka
yerdeki ta arasnda maya itibariyle bir fark yoktur. Ama Yemen'de gne
talara tesir ederek onlar zamanla akik hline getirir. nsann almasn bir
gne farz edelim. Gne dnyann her bir yerine ayn gnderir. Ama bu
k, Yemen'de olursa alelade ta cevhere dntrr.
zetle, her birimizin cevher olmas iin nce gnee, sonra da Yemen'e
ihtiyacmz olduu aikrdr. slam gnei her an hazrdr, iman nurumuzun ta
kalplerimize dnya gneinden fersah fersah daha etkili olacana phe yoktur.
Geriye kalan Yemen'de bir ta olmaktr. Bu da almakla mmkndr. Kalbimizi
yle bir terbiye etmeliyiz ki, o nuru kabul etsin ve onun tesiriyle akike
dnsn. stemek ve bulmak... Bistm Hazretleri ne diyordu: "O (Allah) aramakla
bulunmaz. Ama yine de bulanlar arayanlardr."
Buna benzer bir beyit de Seyyid Vehb'den:
Py-ifersde-i sahr-y taleb olmaycak deme kendi aya ile devlet gelmez
u demek:
Emel sahrasnda yorulmu, paralanm bir ayan yoksa (boa umutlanma)!..
Hibir baar ve iyi talih, insana kendi aya ile gelivermez.

ki Ters Bir Yz
Eskiler "Herey zddyla kaimdir" demiler. Doru bir tehis. Allah Taal
eyay yaratrken ztlklar da beraberinde halketmi. T ki, insanolu kr
m, isyan m edecek, snanabilsin!...
Gerekten de evremize baknca hemen her eyin bir zddn grmek mmkn.
Hatta bu ztlk, maddede olduu kadar mnda da mevcut. simler kadar fiiller de
tezatla dolu. Dahas, zdd yokmu gibi grnen pek ok madde veya mefhuma da
bir kart bulmak mmkn.
Edebiyatmzdaki iki dnce, duygu, hayal veya mefhum arasnda birbirine
kart olan nitelikler ile benzerlikleri bir arada syleme sanat olan tezat da
bu ztlklardan doar. Basit bir edeb sanat olup okuyucunun iki zt durumu
birlikte dnmesine dayanr. Ancak burada iki zt kelimeyi plak biimleriyle
zikretmekten ok bu kelimelerin zellikleri de artrlr. slubun cazip
sslerinden olan bu sanat, airlerin vazgeemedikleri bir ifade biimidir.
Gnlk hayatta hemen her insan sk sk tezatla karlar, aykrlklar
grr, dinler, syler. O kadar ki ztlktan arndrlm bir hayat, sanki insana
hi tat vermez.

Nitekim gn gelir aclarmz severiz, gn gelir sevinlerimiz boazmza
dmlenir. Ktler olmasayd iyiliin deerini anlayabilir miydik? Bir gn
siyah severken baka bir gn beyaza tutulan da bizleriz. Dnyann esas 4
ztlk (toprak-hava, su-ate) zerine kurulu. Cennet bile yaratlnca iinde
Azazil'e yer verilmi, llh... O hlde acsyla tatlsyla yaanan bir hayat,
bizce en ideal dnya hayatdr. Zira ztlk olmayan cennet hayatnn imtihan
yurdu ancak byle bir meydanda gerekleecektir.
imdi yine edebiyata dnelim. Divn airleri, zellikle hikmet vadisinde
ztlklardan fazlasyla istifade etmilerdir. Gerek sanat endiesiyle, gerekse
szn geliine uyarak sk sk ztlklar zikretmek ihtiyacndadrlar. Bu hususta
sylenenlere bir snr izmek de zordur. Biz ancak birka tanesi zerinde
durarak konuyu aacaz.
Niyaz-i Halveti bir tasavvuf nevesiyle lah iradeyi yle tanmlyor:
Tecelli eyler ol gh ceml il geh cellinde Birinin hsl cennet birinden nr
olur peyda
Bilindii gibi Allah'n Ceml ve Cell sfatlar birinin zdd tecellileri
deruhte eder. Bunun sonucunda da kiiolu iin cennet yahut nr (cehennem)
mukadder olur. air bunu tam bir tezat iinde ifadelendirmi. Tanr erenlerinin
en iddetli zamanlarda "Allah'n cellini grdk, cemli yakndr inaallah"
demelerinde de bu ztlklarn, birbirini takipte gece ile gndz, yahut yoku
ile ini gibi devamllk arz ettiine iaret yok mudur zaten!..
Km'nin u beytine kulak verelim:
Gle g ettiremez yok yere blbl inler Varak- mihr vefay kim okur kim
dinler
Km efendi ilk msrada gl ile blbl anm, ama dikeni telaffuz edememi.
Oysa "dostluk ve vefa sayfasn ne okuyan, ne dinleyen var" derken zaten dikeni
de tasvir etmiyor mu?.. Okumakla dinlemek arasndaki tezat da bu ifadenin ayr
bir ssdr.

Sabit, felekten ikayetini dile getirirken,
Sunar bir cm- meml bin teh peymneden sonra Dner vefk-i murad zre felek
amma neden sonra
buyuruyor. Buradaki ztlk, binlerce bo kadehten (bin trl acdan) sonra bir
defaya mahsus sunulan dolu bir ksedir (kk bir mutluluk). Zavall air,
kimbilir neler ekti, hangi snavlardan geti!.. Cm- memlsu mbarek olsun
diyelim!.. Buna benzer bir beyit de Vsftan:
Sel gider kum kalr hir buna lem derler Eyleme k- ftdeni ayara feda
Sel ile kum, baz durumlarda birbirinin zdd olabiliyor demek ki!.. k
ayar sz konusu olunca ise tam bir tezatta kesiiyorlar. Hele kumun ie
yararl ile k; selin tahrip-krl ile de ayar zdeleince mnya bir
zerafet de geliyor. O hlde aire hak vermek ve dostlar kolayca feda etmemek
gerekir. Hele hele,
Geri evvel bir idi testi kranla dolduran \
Dolduran maznun imdi belki makbuldr kran
denildii gibi, ekser zamanlarda dostlarn kymetini bilmek gerekir. Zira
testiyi kran ile dolduran, birbirinin tam zdd iki icraatn failidirler. Ama
ne yazk ki gnmzde de bu kaide geerli ve testiyi dolduranlar maznun
hkmnde!..
O hlde sz yine bir ztlkla (iyi-kt) balayalm ve "Aman dikkat!"
diyelim:
lemde nk bed kii hep ektiin bier
Zeyl: Ztlktan sz edince dnya durduka daima gndemde kalacak bir beyti
daha zikretmeliyiz. Her zaman ve zeminde mkes bulan (sfr numara bir gzlk
misali) basit ama effaf iki msra... Yaadmz gnlerin de modasna uygun:
Mecnn ile bahs etmeye gitti ukalmz Var ana kyas eyle ne syler budalamz


?'?X
A. i
Nal Deyip Gememeli

Edeb eserleri, yazldklar an artlarna gre deerlendirmek gerektiini
her zaman sylemiizdir. zellikle Divn Edebiyat'n anlamak isterken
Osmanl'nn hayatn, en basit ilgilerinden en st dzeyde ilikilerine dek bir
btn hlinde ele almak kanlmazdr. Bylece Divn airinin de gnlk hayatla
ili dl yrtt pek ok balantlarnn bulunduu ve kulland lisann -
ksm kltr seviyelerini gstermesi dnda- halkn mal olduu grlr. imdi
bir rnek ile bu konuyu aalm.
Divn iirinde sevgilinin sa, kkl yahut ka, ekil itibariyle nala
benzetilmitir. Nal, bilindii gibi hayvanlarn ayana aklan, demirden mamul
yarm halkadr. Bugnn ehirli genlii ve sanayi toplumu neredeyse nal
kelimesini kltrlerinden silecek noktalara gelmitir, ihtiml ki birka nesil
sonraki ehirli insanlarn kelime hazinelerinde artk nala yer verilmeyecek, bu
kelime lgatlardaki arkaik kelimeler arasna karacaktr.
Biz bugn nal hakknda neler biliyoruz ve nal ne kadar tanyoruz? Yahut
atalarmz nal hakknda neler bilir, gnlk

hayatta onu ne derecelerde kullanrlard? Divn airleri bu nesne hakknda ne
gibi dnceler, hayaller, imajlar oluturmular, gelenei iire aktarrken
nelere dikkat etmilerdir? Eski gnlk hayatn bu basit ve kk eyas kltre
nasl aksetmitir?
Nal deyip gememeli!.. Aslnda nemli bir zenaat, belki eski toplumumuzun bir
sektr nal zerine bina edilmi. phesiz eskiden kasabalarn nemli bir meslek
gurubunu nalbantlar (na'1-bend) oluturuyordu. "Nallhan" ismiyle anlan
yerleim blgemiz, bize hanlardan da nalbantlk hizmeti verildiini gsteriyor.
Eski Trklerin "takav" dedikleri nal iin Osmanl'da nal-baha (nal bedeli)
denilen resm bir denek eidi mevcut-mu. Bkn yenierilerin pazularna
hakkettikleri dvmenin bir eidi de keza nal eklini tar. Abdallarn
bedenlerine nal eklinde dalar yakmalar yaygn bir dettir. Hatta bunlarn
bazlar gerek bir nal -yahut nal biiminde kesilmi bir tenekeyi- uvaldz
trnden ilerle etlerine tuttu-rurlarm. imam Ali veya imam Hseyin akna
vcuda yaklan nallar ise Alevler arasnda nldr. Btn bu ilemlerin eski
ad "nal ekmek" veya "nal kesmek"tir. Baz batl filmlerde grdmz
hayvanlar nal ile damgalamak da ayn ilemin addr. Talcal Yahya Bey'in bir
beytinde,
Na'ller kesmeden ebrularn fikriyle ey mehr Tenimde oldu fni dehr iinde bir
kaba peyda
denilmektedir. air, ay yzl sevgilisinin kan anmaktan dolay bedeninin her
yerine nal kestirmi; deta teni, nal desenli bir kuma gibi grnmeye
balamtr. Burada sevgilinin ka bir nal eklinde dnlmtr. Ayn trde
bir imaj da Hayal Bey yle tasvir eder:
Ey Hayal ektiim her na'li ka yadna ki kat oldu hill-i erh-i gerdn
pmee
Burada da k, sevgilisinin ka yd ile na'l ekmekte, hill de kn o
nal eklindeki yarasn pmek iin deta can atmaktadr. Ayn airin,

te-i ahm Hayal yakmaa cerhi dey Encm ile mh- nev oldu felekte gz kula
beytinde ise bir abdal mazmunu grrz. Gkteki yldzlarn kn barndaki
dalama yaralaryla ekil ve okluk ynnden bir benzerlii sz konusudur. Keza
gkteki hill de na'l eklindeki yaralar karlar. Bu hl bize hemen bir abdal
hatrlatr.
Nal eski harflerimizden "he"ye benzer. Bu durumda nal ile kaligrafi de mmkn
olur. ite yine Hayal'den bir beyit:
Elifle na'l ile zeyn oldu sinem O tfla taht-i ta'lme benzer
Mns u:
Barm elif ve na'l ekilleriyle sslendi. (Bu haliyle) Sanki yeni yetme
sevgilinin (yaz rendii) talim tahtasna benziyor.
Buradaki elif -ki eski harflerimizden ilki olup dz bir izgidir- bedendeki
erha erha yaralar, na'l ise da da olmu yaralan temsil eder. Elif ile he'ye
benzeyen nal yanyana gelince "Ah!.." nidas yazlm olur. Sevgili barna bu
harfleri yazmakla, nn kaderinin yalnzca "ah ekmek olduunu
vurgulamaktadr." Yani sevgili "Ancak acya dayanabilen kii akma talip olsun"
demek ister.
Nal, eskiden byclkte de kullanlmtr. "Nal kzgn" yahut "nal-der-te
(nal atete)" deyimi bir sihir tabiridir. Bir kimseyi bir kimseye k etmek
isteyenler, bir nal zerine kadn ile erkein kendi isimleriyle anne isimlerini
Sryanice yahut ebced hesab ile yazarlar. Sihri yapan kii, birtakm dualar ve
vefkler okuduktan sonra nal atee brakr. Gya nal kzdka kadn ile erkein
birbirlerine ak u alkas, muhabbet ve ilgisi artar, strap ve kararszlk
iinde kalrlarm.1
1 Buna imdilerde "scaklk bys" deniliyor. Sosyete medyumlarnn ve tarotla-
nn bu yzden zengin olduklar da rivayetler arasnda. Bizce tamamen efsane olan
bu yollar, toplumumuzun eskisinden beter hllere dtnn delilidir.

te rnek:
Aks-i ebrsuyla sknin elinde cm- mey Nal-der-te-i fsn-mtzdir her
katresi
Beyti bugnk dile yle tercme etmek mmkndr:
Sk'nin elindeki iki kadehi, (nal eklindeki) kalarnn aksiyle bir na'l -
der-te kesilmitir. (Yani elindeki kadehin) her bir katresi sanki sihirle
yorulmutur. (Byle bir ikiyi istememek elde mi?...)
Naln kne nale (kk nal, nala) denir. Daha on yl ncesine kadar
ayakkab kelerine nala aktrmak moda idi. Nalay ayakkabya akmak iin
kullanlan kabara ivilere de kebkeb denir. Kaln bal ksa iviler olup
balklar yldz biiminde kesilen kebkebler de vardr. Kebkeb kelimesi ile
"kevkeb (yldz)" kelimesi arasnda da bir iml benzerlii sz konusudur. Bu
kabaralarn toprakta braktklar izler, gkteki yldzlar andrr. Bak bir
beytinde,
Nigra kebkebin nakn meer grmek diler kevkeb Ki durmaz sitnn devr eder
m u seher kevkeb
der. Buna gre yldzlar srf sevgilinin kebkeblerinin naklarn grebilmek
iin gece gndz onun mahallesini dolar, dururlar.
imdi, nala hille, kebkebler de yldza tebih edilince yere basan
sevgilinin ayak izleri, gkyzn yere indirmi olur. Mesh yeryzndeki bu
gzellii, gkteki hill ile yldzlara deimediini yle anlatr:
Yer yeryznde na'lev kebkebin izin Gklerde mh- nevle Sreyya'ya vermezem
nl olmu u hikmetli beyitte de naln, nal ustasnn ve kebkebin ayr bir
ifadesini buluyoruz:
Kebkebi mismra tebdil eyleyen Perverdigr Lne-i mrg-i garibi kul ykar Allah
yapar

Beytin ksaca tercmesi, "Garip kuun yuvasn Allah yapar" atalar szdr.
Ancak beytin ilk msranda sz konusu edilen hadise hakknda yle bir rivayet
telmihi vardr:
Vaktiyle zalim bir Iran hkmdar bir ivi ustasn artp gn iinde
ordunun btn atlarn nallayacak kadar kebkeb yapmasn ister. ivi ustas
ferman alr ama kara kara da dnmeye balar. Hkmdar "ya kabaralar
yetitirirsin, ya kellen gider!" demitir. gnde bu kadar iin yaplmas
mmkn olmad iin usta dkknn kapatr ve cellatlarn geliini beklemeye
balar. nc gnn afanda kaps hzl hzl vurulur. Adamck korkuyla
kepengi aar. Gelenler hkmdarn adamlardr. Ancak istekleri deimitir.
lerinden birisi der ki:
- Ustacm, hkmdar ld. Tabutu iin ivi almaya geldik.
te bakasna hayat baheden bir lm!.. Takdirden te yol olmadnn,
zalime verilen ksa cezann tezahr!..
imdi konumuza dnelim.
Bir nal ile gelenein, kltrn, edebiyatn zenginleen bu ehresine baknca
hl Divn iirinin hayattan kopuk olduu sylenebilir mi?..
O gnlerin toplumu iin nemli olan basit bir eya, edebiyatta bu denli
salam yer ediniyorsa, bu airlerin halktan uzak olduuna nasl inanlr?!.. Bu
kk bir misal idi. O iirler incelendiinde, insan evreleyen nice eyann,
gelenein, hayat sisteminin birer belge olarak karmza kacandan phe
edilmemelidir.

Krler Diyarnn Sultanlar
Bir Arap deyimi vardr: "A'y min Bakl" derler. Bu sz 101 "Bkl'dan
daha beceriksiz, daha snepe" demektir.
Beceri veya beceriksizlik, kiilerin tabiatlaryla ilgili ol- * duu
kadar, onlarn kltrleri ve bilgi birikimleriyle de ilgili- 1 dir. Herkes
her eyi baarr diye bir kaide yoktur elbette. An- " cak bir kaide vardr
ki o da ii, becerenlere, yani ehline tes- " lim etmek ve bylece dier
becerilerin yolunu amak. Eski- ~ ler srf bu yzden olsa gerek, eref'l-
mekn bi'1-mekn ibaresini hat levhas olarak yazdrtp resm dairelerdeki makam
odalarna asarlar ve bu dstur gereince icraat yaparlarm. Bu szn anlam
udur: Bir makamn erefi, orada oturandan gelir. "Yani bir makam dolduran
insan bilgi, beceri ve dirayetiyle o makama eref verir." Ne yazk ki imdilerde
makamdan eref alnyor. Ye krkm ye!..
Trkiye yle bir frsatlar lkesidir ki insann nne hangi zamanda ne tr bir
frsatn kaca hi belli olmaz Son on yl iinde bu frsatlar iyiden iyiye
artm, gayr-i meru zeminlerde bir alay insann ke dncl meslek
edinmelerine kap aralamtr. Elbette insanlarn frsatlar de-

erlendirmek gibi bir beceriye sahip olmalar gerekir. Ama meru zeminlerde
kalmak artyla! Geriye dnp baktmzda bu bakmdan da devletler baznda pek
ok frsatn karldn gryoruz. nmzde ykselen mill ve manev deerler
vardr. Byle bir gn doumunda, herkese meru grevler debilir. Bu grevler
de ancak frsatlar deerlendirebilecek beceriye sahip olmakla baarlabilir.
Eer nmze alan imkn rantabl seviyede baarabilecek donanma sahip deil
isek, tarih huzurunda vebal altnda kalrz. O hlde bizlere den grev, byk
ryalar grp o ryalar gerekletirebilecek seviyede kendimizi yetitirmek ve
donanm sahibi olmaktr. Aksi takdirde bize de birileri kar "A'y min Bakl"
deyiverir.
air Sleyman Fehm'in bir beyti vardr:
Bak u etvr- galat-fehmine erh-i dnun Re'y-i Bakl geiyor akl- Feltun
yerine
Mns u:
"Alak felein (yani zamann) u yanl anlayl gidiatna bak ki Eflatun gibi
aklllar dururken; Bkl'n gr kabul edilip uygulanmakta"
Dorusu air tam da zamanmz anlatm. Ne tarafa baksanz hep ayn Bakl
Tk!..
Efendim, Bkl' merak ettiyseniz anlatalm: Bakl, ku beyinli, iki ift sz
etmekten aciz, becerisi de akl nispetinde az bir bedevinin addr. Bu adamcaz
bir gn 11 dirheme bir ahu yavrusu satn alr. Yavru kucanda evine giderken
yolda bir tanda rastlar. Adam ona, yavruyu iple balayp arkasndan yederek
gtrmenin, kucakta tamaktan daha akllca ve kolay olduunu anlattktan sonra
merak saikiyle ka paraya aldn sorar. Sormaz olaym!.. Bakl 11 dirhemi
anlatmak iin adama kar iki elinin parmaklarn aar ve ilveten de dilini
karr. Tabi ahu da kucandan frlayp gider. imdi bu adama demezler mi ki:
"Be hey akn, aznla "11 dirhem" deyivermek ok mu zordu ki ellerini
ayorsun. Haydi ellerinin parmaklan yetmedi, bir elini tekrar yu-

mup 1 rakamn parmanla gsteremedin mi ki azn da ayorsun? Dahas bir de
karndakine dil karyorsun. Eh, dorusu sen ahuyu karmay hak etmisin!"
Bakl eski toplumumuzca bilinen ok nl bir kii imi. Halbuki asl
imdilerde ok nl olmas gerekirdi. Zira drt bir yanmz Baku'larla dolu.
Krler lkesinde alarn padiah olduklarn biliriz de bize ac gelen taraf,
alarn da herkesi kr yerine koymalar, grenleri de yok saymalardr. air
Ayn'nin bu hususta bir msra vardr ki, muhteem bir vecizedir: Der ki air:
Bezm-i chhalde Hassan ile Bakl birdir
Bugn deien ne var dersiniz?
Burada sz edilen Hasan, 60 yanda mslman olup 60 sene daha islam'a sz
ve iir ile arka kan, Peygamber airi nl Hasan b. Sabit'tir. Ayn kim bilir
neliklerle karlat ki cahiller bezminde Hasan ile Bkl'n ayn kefeye
konulduundan yaknyor? Tekrar edelim.
Bezm-i chhalde Hassan ile Bakl birdir

en ile Tabaka'nn Hikyesi
Nedm Divn'nda bir beyit vardr. yle der h edal air:
Alcak hkm-i kefaletle ars- dehri Tk- gerdna yazld mesel-i "Vfaka en"
Mns aa yukar yle:
Felein gelinini kefalet gstererek alnca, gkkubbeye "Vfaka enne Tabaka"
darb- meseli yazld.
Bu beyitteki vfaka enn ibaresi zerinde biraz duralm isterseniz. Vfaka
enne tabaka, "enn ile Tabaka birbirlerine uygun dt" demektir. Eski bir Arap
darb- meseli olan bu sz, bir iin mnasip ve muvafk olduunu tasdik veya ima
babnda kullanlr.
Hikyesi udur: enn adl Arap dhilerinden biri, kendi akl ve fetaneti
lsnde bir kadn bulup evlenebilmek iin seyahate kar. Bir hayli zaman
dolar. Kendine uygun birini bulamaz. Nihayet mitsizlikle geri dnmeye karar
verir. Biner atma ve yola koyulur. Bir mddet sonra bir bedevi ile yol arkada
olurlar ve beraberce gece, gndz; scak, kurak demeyip hayli zaman giderler.
Bir ara enn, arkadana, "Ya

sen beni yklen, ya ben seni ykleneyim!" der. Adam btn hamakatyla cevap
verir: "Be hey cahil, ata binmi gidiyorsun, neden seni ben ykleneyim?" enn
bozuntuya vermez. Yola devam ederler. Adamn kyne yaklarlarken biilmi bir
ekin tarlasna rastlarlar. Bu defa enn, "u ekin acaba yenmi midir; yenmemi
midir?" diye sorar. Adam enn'in biraz meczup olduuna hkmederek, "A ahmak!"
der, "Ekin yeni biilmi, nerden bileyim yenilip yenilmediini?" enn istifini
yine bozmaz. Yola devam ederler. Tam kyn iine girdiklerinde tabutta bir
cenaze gtrldn grrler. enn, son bir kez ansn denemek ister ve yine
sorar, "Dostum, u cenazenin sahibi l m; yoksa diri mi?" Adam nce l havle
eker, sonra aar azn yumar gzn, bir hayli bo nasihatta bulunur ve sonu
olarak, "Senden ahmak adam grmedim. Cenazeyi gryorsun da l m, diri mi diye
soruyorsun!..." diye kr.
Kye girildiinde enn ayrlp yola devam etmek ister. Bedevi, btn
samalklarna ramen bu garip yolcuya acr ve bir yemek ikram etmek, biraz
yorgunluunu gidermesini salamak iin srarla evine davet eder. enn ne yapsn,
paay kurtaramayp eve girer.
Haiye: enn Trke biliyor idiyse o anda u beyti okumutur phesiz:
Bedbaht ona derler ki elinde chelann Kahrolmak iin kesb-i keml-i hner eyler
Dnyann en bedbaht insan, cahiller arasnda kalp kahrolmak zere derin
ilimler tahsil edendir.
* * *
Bedevi'nin Tabaka adl bir kz varm. Eve gelindiinde kz, babasna
misafirlerinin kim olduunu sorar. Babas da "garip hili, ahmak bir meczup"
deyip maceray zetler. Tabaka babasna, o adamn ne meczup, ne de cahil
olduunu; bilakis ok akll olduunu syleyip onun szlerini babasna bir bir
aklar. Buna gre enn ilk cmlesinde "Ya sen bana bir hikye anlat, ya ben
sana ki yolculuk abuk

bitsin." demek istemitir. kinci sorusuyla ekin sahibinin ekin parasn nceden
alarak yiyip yemediini anlamak istedii anlalr. nc sorusuyla da
cenazenin geride adn yaatacak bir sadaka-i criye (hayrl evlat, imaret,
eser vb) brakp brakmadn sorduu ortaya kar. Babas Ta-baka'dan bunlar
hayretler iinde dinledikten sonra hayflanarak enn'in yanna varr ve zr
beyan ile onun sorularn bir bir cevaplar. enn bu cevaplar kimden
rendiini sorunca da ona kz Tabaka'dan bahseder. enn, Tabaka ile evlenir ve
onu alp memleketine dner. enn'in Tabaka gibi fetanetli bir kzla evlendiini
gren hemehrileri "Vfaka enne Tabaka" derler. Trkede vfeka en deni-
lirmi. i ehline vermek ve mnasip insan kasdedildiinde atalarmz bu meseli
hatrlarlarm.
mdi, evremize bir bakalm. "Vfeka en" diyebileceimiz hususlarn sayca
azl karsnda irkilmemek elde deildir. Belki bu sz syleyebilmek iin
gnlerce, aylarca beklememiz gerekebilir. Zira imdilerde hangi i mnasip ve
muvafk ki?!.. air Ayn, devrin veziri Edirne'ye terif edince bu meseli ne
gzel ird edivermi:
Sen vezret ile terif edicek Edirne'yi Dediler gkte melek, yerde beer vfeka
enn
Bize imdi her atand grev ve her istihdam edildii makam hakknda gkte
meleklerin, yerde insanlarn vfeka en diyecekleri brokratlar, siyasler,
memurlar, kamu grevlileri lazmdr. Daha da nemlisi o sorumluluu hisseden
kiiler lazmdr. Yanlyor muyum?

Sokak Lambalar ve amur Deryalar
Hepimiz zaman zaman u yolda szler dinlemi yahut sylemiizdir:
- Yazk oluyor azzim! Devletin paras! Gpegndz sokak lambalar yanyor da
kimse ilgilenmiyor!..
ehirlerdeki sokak lambalarnn gndz mddetince de yanmas acaba bteye ne
kadarlk bir yk getiriyordur dersiniz? htimal, ok olmal ki enerjideki
dengeyi salayabilmek iin geceleyin yanmas gereken baz sokak lambalar da
yanmyor. Sanki gndz boa yananlarn israf yerine; gece yanmayanlar tasarruf
salyor gibi... Dorusu mantkl (!) bir
. zm yolu.
* * *
evremizde, mahallemizde, sokamzda geceleri yanmayan en az birka lambaya
sk sk ahit olmaklmz zerine eski fener sisteminin ne kadar ekonomik,
kullanl ve mfd olduunu dnmeden edemedik. Gece sokaa m kacaksn! Yak
feneri, alver eline ve Bismillah vira! Hi olmazsa elindeki fenere gvenip ona
gre adm atarsn. Aksi takdirde sokak lambasna gvenip yeni kazlan bir ukura

dmeniz iten deildir alimallah. Hele istanbul'da yayorsanz, sokaklardaki
coraf yapnn saat banda deime ihtimalini gz nnde bulundurarak, gece
gireceiniz soka nce bir tarassut etmeniz gerekebilir. Hani Mehmed Akif
merhumun deyiiyle:
Bir elde olmal kandil, bir elde iskandil
imdi hak veriniz; o zamandan bu zamana sokaklar ayn ve lambalar da snk
olduktan sonra, insann feneri geri istemesi hakszlk m? O fenerler ki dorusu
pek ihtiaml eylermi!..
El feneri, sokak feneri, bahe feneri, araba ve fayton feneri, kt fener,
memm fener, dikili fener, derken nihayet fener alay ve fener ekmek deti!..
Btn bu fener kltr iinde hele bir de ikembe fener vardr ki, Sbit'in nl
Ramazniye kasidesinin en gzel ve gzde beyitlerinden birine konu olmutur:
Elde ikembe fener arkada zenbl-i sahur Gece faslnda ikem-hrelerindir seyrn
airin anlattna gre eski ramazanlarda insanlar ekseriyetle sahura dek
uyank kalrlar ve geceleri elde fenerler ile, ver elini Eyp Sultan, ver elini
Yeni Cami!.. Daha sonraki dnemlerde baka baz zprlar da ver elini Galata;
ver elini Di-rekleraras diyebilirler. Ama btn bu fener alaylar ki,
teravihten sahura hayat canl tutan bir donanma, bir enlik deta. Geelim
imdilik bu ramazan bahsini!..
Atalarmz ilerini gndz yapar, geceyi de istirahat veya ibadete
hasrederlermi. Yani o zamanlarda gece mesisi veya i hayat yok gibi bir
ey... Bu, ayn zamanda gndz maiet, geceyi rt gren bir inan sisteminin
de gereidir. O hlde gece sokaa kmak, ya ok acil durumlar iin iktiza
edebilir; yahut gizli bir maksada mebnidir. Btn gizli ilerde olduu gibi,
gece gizlilii de suu beraberinde tar. Hrszlk, ahlkszlk vb. gvenlik
meseleleri daha kolay zm bulsun diye atalarmz zaman zaman gece sokaa
kmay; zaman zaman da sokaa fenersiz kmay yasak etmilerdir.

Tarih kitaplarmz, sokaa fenersiz kt iin aseslerin hmna urayan,
yahut cezaya aptrlan insanlarn hazin hikayeleriyle doludur. Yine Mehmed Akif
in ifadesiyle;
Sopa bir elde, krk caml fener bir elde Boanan yamur iliklerde, amur ta
belde
Velhasl, k-yaz demeden insanlarn gece sokaa kmalar, fenere bamll
arttrm, fener kltrne bir zenginlik vermitir. Bugn mzelerimizde nefis
gzelliklerde fenerler vardr. Bu fenerlerin en dikkate yn olan, -be
mumlu memm kad feneridir.
Fener alaylar ise ayr bir lem!..
Eskiden hanmlar yakn komuya gidip gelirken fener yerine ra da
kullanmlardr. Ancak gidilecek yer bir-iki sokak tede ise mutlaka fener
kullanlrm. Aksi takdirde cezay mstelzim olunurmu. Nesb'in u beytinde
byle bir
fener yolculuu dile getirilmektedir:
103
Ml sanma kasd- ky- yr pr-i sipihr m
Nm-em km itb ile byle elde fenr Z
(O
Fener tamad iin cezaya arptrlan kiilere ait pek ok 3
tarih hikyelerin olduunu sylemitik. Bir tanesi udur: ^
engelolu Thir Paa, Tanzimat yllarnn nl kaptan- -a
tu
deryalarndandr. O dnemlerde Galata ve civarnda asayi -grevi, Galata
avular denilen bir tekilat ile yrtlrd. Bunlar her ne kadar bahriye
tekilatna mensup idiyseler de Kasmpaa ve Galata civarnn asayii onlardan
sorulurdu.
Bir gece engelolu bizzat tefti iin avularla birlikte sokaa kar. Gece
yarsna doru fenersiz giden birine rastlarlar. Paa yolcuya niin fener
tamadn sorunca adamcaz;
- Paam, karm dourmak zeredir. Evdeki feneri komu dn alm. Ben de ebe
aramaya fenersiz kmak zorunda kaldm.
Paa bir ka soru ile onun doru syleyip sylemediini aratrr. Gerekten
de adamn hanm dourmak zeredir. Ancak ne olursa olsun Paa'nn da,
emirlerinin suistimal

edilmesine tahamml yoktur. Sonunda biraz sert bir tavrla u emri verir:
- Karna syle bir daha byle gece vakti dourmasn!..
* * *
Memleketimizde belediyelerin ehir ve kasabalar, geceleyin aydnlatmaya
balamalarnn mazisi yz seneye yakndr. lk nceleri petrol lambal fenerler
ile aydnlatlan sokaklar, teknolojik gelimeler sonucu bugn elektrik
enerjisiyle aydnlatlr olmutur. phesiz medeniyetin ileri teknoloji
nimetlerinden faydalanmak pek byk bir kolaylktr. Hi olmazsa artk geceleri
elektrik kesintisi yaplmyor. Ama bir de sokaklarmz o eski fenerleri
aratmasa!..

Asl Mecnunlar

Divn iirinin alt yapsn tam anlamnda ve yerli yerin- W
de kullanlan kelimeler oluturur. Gerek sz, gerekse anlam
** sanatlar da kelimelerin geometrik kompozisyonundan ya- Z-
rarlanr. Denilebilir ki bu iirin youn sanat rgs, ortaya =>
O-
konulmak istenen kompozisyonun ayrlmaz bir paras, > belki kanlmaz bir
sonucudur. air, gerek sanat yapmak, v gerek yenilik gstermek iin daima ar
snrlar zorlar. 1 Onun nazarnda byk, en byktr; kk de en kk.
Bunlarn ortas olamaz. Onun szn ettii her ey daima en mkemmel izgidedir.
Bu bakmdan Divn iiri, kahramanlar daima birinci snf, zaman ve mekn en
uygun olan bir roman gibidir. Ancak ne var ki bu edebiyatta roman btnl
yerine para gzellii sz konusudur. Yani air, iirin btn yerine beyte nem
verir ve deta bir hakkak ma-haretiyle dizelerini iler. te bu beyit
anlaynn tabi sonucudur ki anlatmda kelimelerin armlar byk bir nem
kazanr. Muhtasar ve mfd prensibine paralel olarak az szle ok fikir anlatmak
her airin erimek istedii noktadr. Bunun en kolay yollarndan biri telmih
sanatna bavurmaktr. Zira telmih, okuyucunun zihnine arpan bir iki kelime
yar-

dmyla daha nce gemi bir kssa, efsane, menkbe vs. trden olaylarn
hatrlanmasn salar. air iin telmihin birka faydas vardr:
1- Herkes tarafndan bilinen bir olay hatrlatarak halk muhayyilesinde en stn
kiilikleriyle yaayan birinci snf kahramanlardan yararlanr.
2- Az szle ok ey ifade etmeyi baarr.
3- Hayalin nihai snrn yoklam olur.
4- armlarla okuyucuda kalc bir etki uyandrr.
5- Sanat ynnden iirini olgunlatrp farkl bir anlatmla iirsellii salar
ve nihayet,
6- Kendisinden bahsediyorsa, kurduu ilgi sebebiyle vnme vesilesi bulur.
Bu son madde zerinde biraz durmak istiyoruz.
Eski hayat sisteminde kiilerin vnmesi sz konusu deildir. Hele hele
yazl vnme deta bir ayp saylr, insann fani oluu, adnn anlmasna
engel gibi dnlr. Zira kalc olan eserdir. Bunun iin birok el yazmas
eserde mellif, mtercim, mstensih, mzehhib, mcellit vs. emek sahiplerinin
isimlerine rastlanmaz. Eer mellif kitabnn dier benzerlerine nazaran ayrd
edilmesi iin mutlaka bir ey yazacaksa yzlerce tevazu ile ve ezile-skla
yalnzca isim ve knye yazmakla yetinir. Buna mukabil iirde durum byle
deildir. Nesir yazarken toplumu n planda tutan yazar; iir yazarken kendini n
plana karmay sever.
Divn airleri hemen birok beyitte olduu gibi kendilerinden bahsettikleri
beyitlerde de arya kamaktan zevk duyarlar. Bir eit fahriye saylabilecek
bu beyitlerde airin dier meslektalarna stn gelme gayreti hemen sezilir. Bu
hususta ar snrlar bile aarak, okuyucuya parmak srtacak hayallerle, a
iinde kendisinin ei ve benzeri olmadn, nadir yaradlta bir kiilie
sahip bulunduunu, kendisiyle ancak tarih kiilerin boy lebileceini vs.
syleyerek varln dnyaya bir ltuf gibi gsteren airler de vardr. Hatta
bazsna gre kendisini grmek ve tanmak imkn

bulan insanlar kutlulua ermi; anda yaayp iirlerini okuyan kiiler de
ansl yaratlm kiilerdir. Mbalaann gulv derecesinde bir fahriye, insan
biraz glmsetirse de, birok airin eitli ynlerden kendilerini sz konusu
ettikleri bu tr beyitler gerekten harikulade hayal ve gzellie sahip, ho
edal msralardan oluur. Szgelimi klasik iirimizin vgde ve yergide mbalaa
ustas saylan Nef' (. 1635) musammat bir kasidesinin fahriye blmnde
unlar syler: (Hitab Sultan IV Murad'adr:)
Sen bir eh-i z-nsn henh- devrnsn Ya'ni ki sen hakansn devrinde ben
Hakan'yem
Ben geri bir b-hslem akird-i ders-i mkilem Hem-mekteb-i ehl-i dilem halk
olmadan Levh Kalem
Szde nazr olmaz bana ger olsa lem bir yana Pr-tumturak u h-ed ne Hfiz'em
ne Muhteem
Hkani'yem ben Muhteem yanmda serhlang- i haem Hafz olur leb-beste-dem hmem
edince zir bem
El-Hak dorudur. Nef' gibi bir stada bu kadar vnme yarar. Onun szn
ettii Hakan (Efdlddin ibrahim, . 1199), Hafz (emseddin Muhammed irz,
. 1390) ve Muhteem-i Kn (. 1588) iran'n en nl airlerindendir.
Nef''nin bu isimleri anmas byk lde Iran kkenli olan Divn iirinde
Trklk gururu ile belki de ilk hakl haykrtr. Hele son beyitte kendisini
bir sultan, Muhteem'i de ordusunda bir baavu olarak grmesi ve o iir
yazmaya baladka Hfz'n dilinin tutulduunu sylemesi ne byk hayal
zenginliidir. Dikkat edilirse air kendisinin ada bir Hafz, Muhteem veya
Hakan olduunu deil, bilakis ala-ryla birlikte onlar atn sylyor. Bu
tutum byk lde Nef''ye ait ise de mesela Bak (. 1600);
Cihan cm- nazmn i'r-i Bak gibi devr eyler Bu bezmin imdi biz de Cm-i
devrnyz cn
diyerek Molla Abdurrahman Cm'yi (. 1492) kendi ana tayarak Sultanu'-
urln ispata alr.

iir gc ynnden yaplan bu mukayeseler usta airlere zgdr. kinci
nc snf bir airden bunlar duymak, haddi amak olurdu. Ancak air iin
benzerlik ilgisinin snr yoktur. Her air mereb ve durumuna gre nl bir
kiiye kendisini benzetmekten zevk duyar, ite ak daima tasavvuf! anlamda ele
alan Sebk-i Hind stad Nail'den (. 1666) stadne bir beyit:
Verip tezelzl-i Mansur'u sk- Ar'a tamam Huda Huda diyerek py- dara dek
gideriz
Bir air Hallc- Mansur'un ene'1-hak dedii iin dara-acna gidiinden,
ancak bu kadar kendisine pay karabilir ve kendi durumunu ancak bu kadar olgun
ve veciz biimde terennm edebilir. Keza Hayal'nin (. 1556) aadaki beytinde
kendisini gizliden gizliye brahim Edhem'e benzettiini grrz.
Hayal devlet-i b-itibarn bakmadan gittim Bize besdir bu kim dillerde bir
efsnemiz kald
Yakup Peygamberin olu Yusuf iin ektii acy, bu ac dolaysyla gzlerini
kaybettiini ve hasretle alayp inledii evine "Klbe-i ahzn (hznler
kulbesi)" denildiini hepimiz biliriz. te Snblzade Vehb'nin (. 1810)
kendi durumunu anlatabilmek iin bu kssadan istifade edi biimi:
Gam- hicran beni hem-hlet-i Ya'kb edeli Girye v nliime Klbe-i Ahzn alar
Divn iirinde ak esastr. Denilebilir ki, hemen her beytin zn k-
muk-ak geni oluturur. Ak denilince en nl kiiler hi phesiz arkn
Leyla ile Mecnn, Ferhd ile rin gibi efsanelemi kiileridir, ite
Fuzul'nin (. 1556) asr Mecnn'luu:
Krbn- rh- tecridiz hatar havfn ekip Kh Mecnn kh ben devr ile nevbet
bekleriz
Ne stn syleyi ve ne mkemmel bir hayal!..

Ayn temay ileyen Ak de (. 1574) Yusuf sevgilisi karsnda Yakuplua
soyunmaktadr:
Yusuf- Msr ile sen da'v-y hsn et ey sanem Edeyin hzn ire ben Ya'kub-
Kenan ile bahs
Nab (. 1712) ise her zamanki hikem syleyiine gzel bir rnek verir:
Nab ile ol fetin ahvlini nakl et Efsane-i Mecnn ile Leyl'dan usandk
Ak'nin aadaki beytinde ayn zamanda delilerin mahalle ocuklar
tarafndan talanmasna, telmih vardr:
Ben u Mecnn'am ki ehr ire olan etflden Hil'at olmudur serser cismime ta
ars
Aadaki beyitte Ahmed Paa (. 1462) kelimeleri tevrir yeli kullanarak
sanat gsterir:
Hsrev rin lebinden iidenler kssam Ah edip Leyl v Mecnn dasitann
yaktlar
air artk ak iinde Mecnn'u atn ak ak syleyecek olgunlua
erimitir. Nitekim daha sonra gelecek olan Fuzul bunu,
Bende Mecnn 'dan fzn klk isti'dd var k- sadk menem Mecnn'un ancak
ad var
diyerek tekrarlar.
Bir ilim adam sfatyla Nev' (. 1599) ak iirleri konusunda kendi
irinliinin kesin olduunu; ancak efsanelemek iin kalemine uygun bir Ferhd
bulamadn zlerek anlatr:
Muharrer air- i rn-zebnz Nev'y ancak Bu devr iinde bir hret verir
Ferhdmz yoktur
Onun olu olan Aty (. 1635) ise, henz ak potasna girmemi bir k
hamlyla, sevgilisine iinden geenleri bir tfl- ebcedhn edasyla
arzetmektedir:

Eskimitir gzelim kssa-i Kays u Ferhd Kendimizden yeni efsaneler cd edelim
Ak'nin aadaki beytinde ise bir n sitem dolu yakarlar, Vmk u
Azr kssas evresinde verilir:
Sen n'ola bu zr ile Azr-misl isen Biz dahi ak ile gren Vmk deil miyiz?
Divnlar kartrldka daha bir ok airin asr Mecnn-luu grlecektir.
Bizim air sandmz nice brahimler, Yu-suflar, Vmklar vs. ispat- vcud
edeceklerdir. Bu ve buna benzer sebeplerle, eski kltrmzn temel talarndan
olan bir ok efsane, kssa, menkbe ve hikyenin, klasik edebiyatmzn bir ok
beytinde deiik ynlerden ele alndn grmek mmkndr. Divn Edebiyat'na
gnl ve kalem balam nice airin, bu canl kltr birikiminden istifade
etmeleri kadar tabi bir ey olamaz. Keza airlerin kendilerine rnek kabul
ettikleri bu kiiler ile zdelemek istemeleri de bir noktada kanlmaz bir
tutumdur. Belli kalplar iinde en mkemmeli syleme yar, deta airlerin
hayat tarzlarn da en mkemmel olma ynnde etkilemitir.
Uygulamada mmkn olmasa bile kendilerini o kahramanlarn safnda
gstermeleri yahut onlar kendi alarna tayp katksz rnekler olarak
terennm etmeleri, hi phesiz iir gleriyle orantl olarak airlerin stn
syleyilere ulamalarn salamtr. Gerekten de okuyucu bu tr syleyilere
vukuf kesb ettike ondan ald zevk ile bu airlerin bykln bir kez daha
anlamakta, Divn iirinin alt asrlk mrn hakl grmektedir.

Gam Defterinin Tamam Yok mu?
Divn iirinin temelini eitli ynleriyle ak oluturur. 117 Hangi Divn
airine baksanz, karnza bar yank bir k kar. zellikle gazel
vadisinde ak-k-ma'k geni en ^ ok zerinde durulan konu olmutur. Basit
ve ekici bir ar- 3 zudan, hastalk derecesine varan alkanlk ve tutkulara
kadar deiik boyutlarda ele alnan bu ak, daha ok k ilgi- lendiren bir
durumdur. Dier bir deyile ak, sevende had- -dinden fazla, sevilende ise yok
denecek kadar azdr.
Kadnn henz pee ve kafes arkasnda bulunduu o dnemler iin sevgiliye
ulamak hayal-i muhal ve tasavvur- btl kabilindendir. "Tarihe karan o eski
sevdalar" asla gnmzdeki liseli ak nadanlarna, birinci gn tanp ikinci
gn kol-kola sinemaya giden ak bilmezlere, gndz beraber gezerek doymayp gece
uzun uzun telefonla konuan psevdilere, velhasl cinsellii n plana karan
flrt-zede-lere benzetmemek gerekir. O dnemler, aklar uruna lnen,
sevgilinin yzn grmek bir yana, adn birisinin azndan duymakla vecde
gelinen dnemlermi. Sevgiliye kavumay hayal etmek ayp, ltfunu ummak
densizlik olarak

dnlrm. Akn deeri sevgili urunda ekilen gamlarn okluu ile
llrm. Bu sebepledir ki acs ok olan aklar, byk klar yetitirmi,
ak kutsallatrmtr. Divn iirinde bu davran biimini kalplam olarak
grrz. Bylece her air ister gerekten, isterse taklid yoluyla; ister beer,
ister ilah, isterse mecaz olarak platonik bir ak anlatan ve kendisini
ann btn klarndan stn gren bir sanat kiiliine brnr. stnlk
sebebi ise gnldeki gamn okluudur.
Bilindii gibi akn tecell yeri gnldr. Akla ilgili her trl gelimenin
algland yer de burasdr. nsann yaamas iin gnle olan ihtiya ve can
mefhumu, ona daha da saygn bir yer hazrlar. k iin gnl bir hitap yeridir
ve dertlerini ona aar. Oraya dert geldike k, bu uurda yeni mesafeler kat
ettii iin sevinir. Gnl, gam ve kederle beslenen bir ku; akn yamasna
uram bir duygu lkesidir. k ektii bu gamlar ile periandr, dertlidir,
hayrandr, biredir, haraptr.
Akn en byk blmn gam oluturur. Sevgili denen sultann gam ordular,
gnl lkesini yakar, ykar. Ancak fethettii bu lkeye gelip oturaca iin
k buna aldrmaz. Bilakis gnlnn harabiyetinden dolay sevinir. Yeter ki
gelen dert, sevgiliyle ilgili olsun. Sevgilinin kokusunu alamamann perianl,
onun zlfleriyle esir olmann acs, aslnda n gnl iin ne byk bir
nimettir. Szgelimi Nedm'in (. 1730),
Esdike bd- subh periansn ey gnl Benzer esr-i turra-i canansn ey gnl
beytinde bylesine tatl bir serzeni gizlidir. ster geceler boyu strap
ektii iin yaral ve hasta olsun; ister gamlarn konaklad bir viraneye
dnsn, kn elinde gnlnden baka deerli varl yoktur. Gnl, onun
hereyi saylr. Nitekim Nef' (. 1635),
Hem kadeh hem bade hem birh sakidir gnl Ehl-i akn hsl shih-mezkdr
gnl
derken bunu ifade eder.

Sevgilinin salar tuzak, benleri de bu tuzaktaki dane olunca, gnl kuu ister
istemez bu tuzaa tutulup gam ekmeyi hak eder. Artk bu gnln iine kan otursa
veya devaml kan yutsa sezadr. Nitekim kalbin ii de zaten bu yzden kanla
doludur. Garip bir dervi gibi gam lokmasna nza gsteren gnl, vuslata
erememenin acsyla kh ney gibi inler, kh ud gibi ses verir.
Sevgiliyi bir kerecik grmek, gnln gama esir olmas iin yeterlidir.
Sevgilinin sa ne kadar uzun ve ok ise, kn gnl de o denli uzun bir gam
kssas oluturur. Bu kssann sonu gelmez. Bu hususta Ahmed Paa (. 1497)
yle der:
Zlfn hikyetini gnlde misl edip Gam kssasn levh-i perne yazmem
Gam gnlden baka kimsenin yklenemedii bir yk, tahamml edilemeyen bir
yaradr, ite bu yzdendir ki gam, kn mihenk tadr. Onun istek ve
dayankll ile sadkl-n ler. Bu bakmdan k daima gam ister, deta
onsuz olamaz. Gam, kn en vefal dostudur. Zira bu dost sayesinde sevgiliyle
ulaacaktr. Yine Ahmed Paa bu gerei yle terennm eder:
Gam ekmeyince kymeti artar m kn Kan yutmaynca buldu mu hi i'tibr l'l
Her eyin bir sonu olduu gibi gnldeki gamn da bir sonu olacaktr. Gam
bitince vuslat kendini gsterir. Oysa k vuslat gecesinde de gamldr. Zira
"Ya bu vuslat bitive-rirse!" diye dnmektedir. Onun iin vuslat yerine gam
istemek daha geerlidir. Deil mi ki gam sevgiliden gelir; yleyse deerlidir.
Ona gnlde yer verilir. Bu yzden gama are aranmaz. Onun aresi yine gam
ekmektir. Doktorun buna yapaca bir ey yoktur. Gamla ili-dl olan gnl,
bundan zevk bile duyar. Bu yzden boyu hille dnse, devaml h etse, yakasn
yrtp feryatlar koparsa, hatta leme rsvay olup topraa karsa bile ikayette
bulunmaz. Kald ki sevgiliye ikayet olmaz. stelik sevgilinin bu duruma inanp
inanmayaca da phelidir. Ya inanmayverirse?.. Fu-zul'yi (. 1556)
dinleyelim:

^

Gamm pinhn dutardm ben dediler yre kl ren Desem ol b-vefa bilmen inanr
m inanmaz m
kn gnl sevgilinin ayrlk gamndan baka gamlara da kap aar. Felein,
zamann ve zamanenin gam da az ey saylmaz. Hele sevgili rakiplerine ve ayara
iltifat ediyorsa!.. Artk murad mumunun yanmas ve kn isteine kavumas
mmkn deildir. Gam datacak olan vuslat, karanl datacak olan mum
gibidir. Fakat mumun ksa srede veya ters esecek bir rzgr ile snvermesi
ihtimali vardr. yleyse k iin gam, almas mmkn olmayan bir kilit, bir
krdm olmaldr. Yahut k gamn bir elbise gibi giymeli ve bir daha
karmamaldr.
k iin gamn datlmasna tek are iki imektir. Zira iki onu
kendisinden geirecek, uurunu alacaktr. Ama bunun sonunda humar (ba ars)
vardr. Kald ki gerek klar gnl ikisini yudumlarken, daha fazla gama
giriftar olurlar. airin:
Ne'e tahsil ettiin saar da senden gamldr Bir dokun bin h iit kse-i
fafurdan
demesi bu yzdendir. Velhasl k her sebeple gam arar; her vesileyle gam
eker. Sevgiliyi grmesine, duymasna, anmasna, koklamasna engel olan
hereyden zlr. K gelse gam eker, gece olsa gamla yanar. Sevgiliye ait her
trl gam arar, bunun iin frsatlar yaratr. Bu uurda igzarlnn snr
yoktur. Aktaki derecesini gstermek, viran olmu gnlyle kendini ispatlamak,
sevgilinin bir nighma nian olmak, yahut bir gamzesine hedef tekil etmek iin
her areye bavurur. Dilenir, yalvarr, yakarr. Asla krlmaz, gcenmez. Bu
uurda eyh Galib (. 1799) gibi yalnzca ister ve haykrr:
Ey Hzr-ftdegn syle Bu srr edip iyn syle Ol sen bana tercemn syle
Ketm etme yegn yegn syle Gam defterinin tamm yok mu!

EKLDEN MUHTEVAYA



Vasf- dendnnla drr-i nazma deryadr gnl Nutk sahil, akl gavvs dr-i
ehvr i'r
Ak
Gnl, senin dilerini anlatt iin nazm incisinin denizi saylr. (O
denizde) nutkumuz sahil, aklmz dalg ve iir de ahane bir incidir.

Sanatlar Dnyas
Divn Edebiyat'nn en nemli zelliklerinden birisi ede- 12
b sanatlara verdii deer ve sanat ynnden zengin ar
ml mahsuller ile tarihe damgasn vurmasdr. Bir edeb *?
eserin, sanata alan penceresi ne kadar geni perspektif ka- 3
zanrsa, kalclk ve tesir gc o denli yksek olur. ^
Divn Edebiyatnda sanat sanat iin yaplr. Dolaysyla ~ airler hemen
daima bir sanat yar ierisindedirler. Buna ~ paralel olarak da daha ilk
dnemlerden itibaren edeb sanatlarda bir gelime ve genileme kendini gstermi
ve XVI. asra gelindiinde pek ok sanat biimi ile edebiyat, klasik
zelliklerini tamamlamtr. O kadar ki sz konusu sanatlarn bir ksm klasik
gelenek icab ok zaman kendiliinden ortaya km (msl. tenasp) ve iir de bu
sanatlardan ayr dnlemez olmutur. Dier bir ksm sanatlar ise ince
bulular ve derin hayalleri beraberinde getirerek iirde ifade ve mnya yn
vermitir. Btn bu sanatlar, belagatlar tarafndan eitli tasniflerden
geirilerek her biri inceden inceye yazlm, anlatlmtr.
Szn gzellii sanatkrneliindedir. Bir sz ne denli

sanatla ilenmise o kadar kapsaml anlatma sahip saylr. Edeb sanatlar
sayesindedir ki Divn iiri bir beyitte bazen bir roman konusunu zetlemi,
Avrupa Rnesans ile tant zamanlarda Divn Edebiyat roman, stelik iir
ile yazmay (msl. Leyla ile Mecnn, Hsrev rn vb.) gelenek hline sokmutu.
Btn bu gelimelerde ark edebiyatlarnn edeb sanatlara verdii deer nemli
bir yer tutar. O kadar ki her bir edeb sanat hakknda hemen her air en detayl
malmatla mcehhez olmak zorunda kalmtr. Ayn yapya sahip bir ok edeb
sanatlarn gndeme gelmesi de bu yolla kendini gstermitir.
Her dilde baz kelimelerin birden ziyade anlam olabilmektedir. Trke'de
birtakm kelimelerin e anlamlar, ikiz anlamlar veya mecaz anlamlar
bulunmaktadr. Hatta ses-de (ayn sesli) kelimeler yannda bazen ikiden fazla
mn ieren kelimeler de bulunabilmektedir. Divn Edebiyat bu tr kelimeler
zerine bina ettii sanatlar da birbirinden ayrarak her biri iin ayr
kurallar koymutur. Bu tr kelimeler zerine kk bir tasnif denemesi ile
karmza yle bir edeb sanatlar manzumesi kacaktr.
Tevriye: Kelimenin yakn ve uzak mnlarn beyte uygun decek ekilde
birlikte kullanarak uzak mnya arlk vermektir.
Sordum nigr dediler ahbb Setnt-i Vefa'da Doru Yol'dadr
Beyitteki semt-i vefa (ahdinde durma) ve doru yol tamlamalar ayn zamanda
stanbul'da bir semt (Vefa) ile o semtte eskiden var olan bir caddenin de
addrlar.
hm: Kelimenin ikiz anlamn beyte uygun decek ekilde birlikte
kullanmaktr.
Meyan- nzikini mya benzetirsen eer Grh- ehl-i gnl "yledir, beli"
derler
Beyitteki beli kelimesi hem "evet!" hem de "sevgilinin beli (bel-i)"
anlamlarna gelir.

Kinaye: Kelimenin iki anlamndan mecaz olann n plana karmaktr.
Ben toprak oldum yoluna Sen auru gzedirsin u karna gs geren Ta bart
dalar msn
Yunus Emre
Son dizelerdeki ta barl ifadesinin mecaz anlam "kalpsiz, kat yrekli,
acmasz..." demektir. Halbuki gerekte de dalarn bar tatan olabilir.
Burada okuyucunun ilk aklna gelen husus mecaz anlamdr.
Mkele: Bir fiilin ikiz anlamn beyte uygun decek ekilde birlikte
kullanmaktr. hma ok benzemekle birlikte mkelede kelime oyunu fiil zerine
younlar.
Zhid sgar ekmek eer olduysa gnh Sen sevb ire bulun biz bu gnh
ekelim
Hayal
Beytin ikinci dizesinde geen ekmek fiili ncelikle saga-ra (iki kadehi),
sonra da gnaha ait birer eylemi bildirir.
Tevch: Cmleyi birbirinin zdd iki muhtemel mansyla beyte uygun gelecek
ekilde birlikte kullanmaktr. Cmle esasna dayanr:
Tek gzyle bunu yapm hattat Kki ik(i)si de kr olsayd
Manastrl Rfat
Beyitte, yaplan iin iyi veya kt olduu aka belirtilmedii iin okuyucu
hem olumlu, hem olumsuz fikre sahip olabilir. Keza Said Paa'nn,
Kadrine lyk olan cmeyi giydirdi ona msranda da ayn trden bir tevcih
sz konusudur. Giydirilen elbisenin (cme) mecazen iyi veya kt olmasna
okuyucu karar vermek durumundadr.

Grld gibi bir kelimenin eitli anlamlaryla yaplan pek ok sanatn her
biri ayr isim ve kurallar altnda anlmaktadr. Yukarda ayn esasa dayal 5
adet edeb sanat ad saylmtr. Burada anmadmz muglta-i mneviy-ye,
telvih ve remz de yine kelimelerin eitli anlamlar zerine kurulmu
sanatlardandr. Bu bize Divn iirinin edeb sanatlar asndan ne derece
duyarl olduunu ve bu hususta kl krk yardn gsterir. Ama i bununla da
bitmez. Bizim asl konumuz olan istihdam da bu tr bir sanattr. Geri u
syleyeceklerimiz burada anlan btn teki sanatlar iin de geerlidir; ancak
istihdam sanatnda gerekten airlerin ifade yeteneklerindeki baary grmek
mmkndr. Gnmzde braknz bir kelimenin ikinci, nc anlamlarn; bir
anlamn bile yerli yerinde kullanamadmza baklrsa, edebiyatn ve dilin,
bir kltr ne derece etkiledii hemen anlalr.
stihdam, iki mns olan bir szn bir mnsn kendisiyle, dierini de
zamiriyle (bazen mecaz mansyla) yine bir tek beyitte kullanma sanatdr. Edeb
sanatlar konu alan kitaplarn1 verdikleri rnekler ve bizim sz konusu
edeceimiz beyitler zerinde istihdamn ne derece bol arml ve ustalk
isteyen bir edeb sanat olduunu incelemeye alalm. Hemen pek ok kaynakta
istihdama rnek olarak yer alan u beyte bakalm:
Canavar vurduunu sama ile sylerdi Sz de att da avcmzn sama idi
1 ncelediimiz kitaplardan balcalar unlardr: skender Pala, Ansiklopedik
Dvan iiri Szl, Ankara 1990, s. 264-65; Cem Dilcin, rneklerle Trk iiri
Bilgisi, Ankara 1983, s. 429-30; Thr'l-Mevlevt, Edebiyat Lgt, istanbul
1973, s. 160-61; Kaya Bilgegil, Edebiyat Bilgi ve Teorileri, Ankara 1980, s.
190-91; sa Kocakaplan, Aklamal Edeb Sanatlar, stanbul 1992, s. 78-9;
Mehmet Rfat, Mecmiu'l-Edeb, istanbul 1308, s. 311; M. Nihat zn, Edebiyat ve
Tenkit Szl, stanbul 1954, s. 142; Nusrettin Bolelli, Belagat, istanbul
1993, s. 136-37; Muallim Naci, Istlht- Edebiyye, istanbul 1307, s. 8-10;
Necmed-din ahiner, Edeb Sanatlar, istanbul 1975, s. 91-92; S. K. Karaaliolu,
Trke ve Edebiyat Szl, stanbul 1962, s. 76; Orhan Soysal, Edeb Sanatlar
ve Tannmas, istanbul 1992, s. 53; L. Sami Akaln, Edebiyat Terimleri Szl,
istanbul 1984, s. 147.

Avclarn palavralar mehurdur. Olaylar bire bin katarak anlatrlar. te bu
beyitte air bu gerei gzel bir nkte ile dile getirmektedir. Sama ile
canavar tr vah hayvanlar vurulamaz. Vurulsalar da yklmazlar. Zira samalar
derilerinde takl kalp vcutlarna ilemez. Bu durumda sama ile canavar
vurduunu syleyen avcnn gerekten de hem att ey, hem de syledii sz
sama olacaktr. Eskiden atma kelimesinin bugnk gibi bir "palavra sylemek"
mns var myd bilmiyoruz. Eer var idiyse air bu kelimede de bir ham sanat
yapmaktadr.
air Fenn'nin Sahilnme'si, hemen hemen tamamen istihdam sanatyla
yorulmutur. stanbul'un semt isimlerini iki anlamda kullanmadaki baars, onu
ayn zamanda bir istihdam stad yapar. Bir tek beyit zikretmekle yetiniyoruz:
Gel seninle bulalm saklanacak gizli mekn Balta Liman bugn dalgalk ey serv-i
revn
Beyitteki dalgalk kelimesi hem denizin dalgal olduunu, hem de dalga gemek
(zaman ldrmek ve gizli bulumak) iin Balta Liman'nn msait bir mekn
olduunu anlatmaktadr.
Sbit'in u beytine bakalm:
stemezdim kaym stne engi gzelin Elindeki rpresi "k k" diye ibram
eyler
Beytin yorumunu okuyucuya brakyoruz. Muallim Naci yle diyor:
Bahar erdi ald sevdiim hemfasl- dey hem gl Biri sahn- glistandan biri
sahn- glistanda
Beyitte almak kelimesi hem gln almasn; hem de k mevsiminin
glistandan uzaklamasn karlar.
Bak'nin bu sanatla gzelleen bir beyti tam kendisine yarar ustalkla
sylenmitir:
Havfeder sanma beni haner-i brrnndan Deme nesneyle kesilmem sanem yanndan

air sevgiliye seslenerek onun keskin hanerinden korku duymadn, nk
yle her bir kl ile kesilemeyecek derecede dayankl olduunu, stelik bu tr
tehditlerle onun yanndan uzaklamasnn sz konusu olmadn, "kesilmem"
kelimesinin "klla kesilmek" ve "ayrlmak, uzaklamak, aya kesilmek"
anlamlaryla zenginletirerek vermitir.
Hayali'nin,
Ayaa d dilersen baa kmak Annla baa kd cm- sahb
Beytinde ise "baa kmak" deyimi ilk bakta "ba olmak, yksek mevkilere
erimek" anlamlarn veriyorsa da "annla (onunla)" zamirinin varl ile
birdenbire gzlerin "cm- sahb"ya (iki kadehi) evrilmesini salamaktadr.
Gerek hayatta ba olmayan insanlarn kendilerini ikiye verdikleri ve alkoln
etkisiyle geici bir mddet ile de olsa kendilerini 'ba'a km
hissettiklerini, sarho olup "kk 128 dalar ben yarattm" dediklerini bu
beyit ne gzel anlat -- maktadr! Dahas, iki kadehini balar stnde
tutan mp- telalarn durumunu da gizliden gizliye syleyen air, bu ge-"
ni tedailer ile ayak kelimesinin her iki mnsn da ihm- a tezat sanat
iinde vermektedir. Bilindii gibi ayak kelime-5 sinin hem "kadeh"; hem de
'ayak, py, yrme fiilini yapan z organ" anlamlar vardr. Bu durumda
ayaa dmek, hem e tevazu sahibi olmay, hem de ikiye mptela
bulunmakl ifade eder. Zira tevazu sahibi insanlarn erinde geinde
ykseldikleri ve 'ba'a ktklar; keza iki ienlerin de uurlarn yitirerek
btn dertlerini bir mddet iin unutup kendilerini dev aynasnda grdklerini,
cesaret bulduklarn herkes bilir.
imdi Nedim'in o h edasna kulak verilim:
Mutrib kyafetinde olmu o baa blbl Umu gl-i behitin reng-i hicb u n
Cennet glnn hicab ve utanmasndaki rengi uunca, mutrib (algc)
kyafetine (kiiliine) brnp baheye blbl olmas, ilk bakta fazla
karmak bir anlatmdr. Bina-

enaleyh umak eylemi de blble has bir zelliktir. Ama bir kiinin haya ve r
perdesi kalknca artk algc olmu, blbl (trkc) olmu hi farketmez. te
bunun iindir ki air kyafet (vcudun zelliklerine bakarak ruhu okumak)"
anlamyla da istihdam eder. Blbln umas ile rengin umas da keza ayrca sz
konusu edilebilir.
Sze Molla Izr'nin msralaryla devam edelim. Diyor ki air;
Bir yana kti-gr-i ak- nigr
Bir yana te-i gam-1 dildr
Bilemem hangisiyle tutuaym
Ve kna Rabbena azbe'n-nr
Kt' ann son msra bir dua ibaresidir. "Y Rabb! Bizi ate (cehennem)
azabndan koru." mnsna gelir. imdi dnelim: Bir yanda sevgilinin akyla
dopdolu pehlivanlar (airin rakipleri); dier yanda yine sevgilinin ayrlk
atei var. Zavall Izr ne yapsn?!.. "Bilemem hangisiyle tutuaym" 129
derken tutumak kelimesinin nce "iki kiinin birbirini tut- " mas,
bouma, mcadele, gremek" anlamn; sonra da . "ate ile yanmak, bir
eyin ate alp parlamas" mnsn is- Z tihdam etmektedir. Hangisini
tercih etmi olursa olsun, ak- bet kt grnmektedir. Onun iin de son
msrada "Tanrm, ^ bizi ate azabndan koru!" duasn tekrarlar. Demek ki o
da I suunu bilenlerdenmi!..
Son rneimizi Kur'n- Kerm'den alalm: Bm. "Fe men ehide minkm'-ehre
fel-yesumh" (Bakara, 185)" Melen bu ayette, "Sizden her kim 'ehr'i grrse
oru tutsun." buyrulur. Buradaki "ehr" kelimesinin bir anlam "hill"dir ki
hill grnnce oruca balandn hepimiz biliriz. yetin sonundaki "hu" zamiri
yine" ehr" kelimesine rcdir. Bu durumda "ehr"in anlam "ay, ramazan ay"
olur ki ramazana erien kiinin oru tutmasn mirdir, rneklerde grld
gibi istihdam gerekten zor ifade edilir bir sanattr ve parlak bir bulu, ince
bir zek ister. Bu bakmdan fazla rneine rastlanmaz. Ancak yerinde

sylendiinde pek ho bir mn dourur. Kelimeler zerinde bu derece oynayan bir
edebiyatn mkemmel bir dile sahip olduunu ispatlamak asndan bu ifadeler
nemlidir, ite o dildir ki airlere bu geni kltr kazandrm ve alt asr
boyunca koca bir milletin bedi zevk ihtiyacna cevap verebilmitir.

tikak

Malzemesi dil olan sanat eserleri ifadelerindeki genilik, tesirlilik,
gzellik, orijinallik vs. gibi zellikler ile deerlerini arttrrlar, zellikle
manzum eserlerde sanatlara rabet edilmesinin bir sebebi de bu sanatlar
sayesinde sz ve mnya farkl armlar ykleyerek muhatabn zihninde yeni
fikir, his ve kaplar aabilme gayesidir, zellikle iirde az sz ile ok mn
ifade edebilmek, biraz da bu sanatlar sayesinde baarlr.
Trkemiz edeb sanatlar ynnde haylice zengin bir dildir. Edeb sanatlarla
ilgili herhangi bir kitap alnsa, alt balklar haricinde 50'yi akn sanat
adyla karlar.1 Dilin
1 Bu yazy yazarken faydalandmz kitaplardan bir kan yle sralamak
mmkndr: Muallim Naci, Istlaht- Edebiyye, stanbul 1307; Mehmet Rif at,
Mecmiu'l-Edeb, istanbul 1308; Thiru'l-Mevlev, Edebiyat Lgati, stanbul 1973;
zn, M. Nihad, Edebiyat ve Tenkid Szl, istanbul 1954; Ka-raaliolu, S.
Kemal, Trke ve Edebiyat Szl, stanbul 1962; Biigegil, Kaya (Prof. Dr.)
Edebiyat Bilgi ve Teorileri, Ankara 1980; Akaln, L. Sami, Edebiyat Terimleri
Szl, istanbul 1984; Bolelli, Nusrettin (Dr.), Belagat, stanbul 1993;
Bilgin, Cem (Dr.), rneklerle Trk iir Bilgisi, Ankara 1983; ahiner,
Necmeddin, Edebi Sanatlar, istanbul 1975; Soysal, M. Orhan, Edeb Sanatlar ve
Tannmas, stanbul 1992; Pala, iskender, Divan iiri Szl, Ankara 1995;
Ahmed Cevdet Paa, Belgat- Osmaniye, stanbul 1299.

ifadesini batan baa ren bu sanatlara ataszlerinden deyimlere, bilmecelerden
ninnilere, masallardan destanlara, romandan iire ve hatta gnlk konuma
dilimizin -farknda olsak da olmasak da- pek ok ifadesine varasya kadar yine
pek ok alanda rastlamamz mmkndr. Bu bakmdan belagat limleri edeb
sanatlar ubelere ayrp yle anlatabilmektedir.2 Bizim konumuz bunlardan
yalnzca biri olan itikaktr.
Muallim Naci, itikak' "Bir madde-i asliyye ile ondan me'hz olan bir veya
daha ziyade kelimeyi yahud bir madde-i asliyyeden me'hz olan iki veya daha
ziyade kelimeyi ibarede cem' etmektir."3 diye tanmlyor. zetle u demekr ayn
kkten tremi en az iki kelimenin bir ibarede toplanmas. Mesela Ruh-i
Badd'nin nl terkb-i bendindeki u beyitte byle bir durum sz konusudur:
Bir ay ki mevkuf ola keyfiyyet-i hamra Ayyma yuf hamma hammrna hem yuf
arabn verdii keyfe dayal bir elencenin ayyalarna da yuf olsun, ikisine
de, ikicisine de!
Buradaki ay ile ayya; hamr ile de hammr kelimeleri ayn kkten
tremilerdir.
Ittihd da denilen itikak, cinas gibi bir ifade oyunudur. Burada, ayn
kkten tremi kelimelerin, benzer seslerle sze ahenk katmalar sz konusudur.
Yahya Kemal "Sessiz Gemi"sinde;
Dnyada sevilmi ve seven nafile bekler Bilmez ki giden sevgililer dnmeyecekler
derken sevmek kknden treyen ayr kelimeyi (sevilmi, seven, sevgili)
kullanarak ifadeye bir ahenk ve zenginlik
2 Edeb sanatlarla ilgili yaplan pek ok tasnif iinden en yaygn olan llm-i
Beyan ve llm-i Bed ana balklar altnda incelenen tasniftir. Bed sanatlar
da mana ile ilgili olanlar; lfz (sz) ile ilgili olanlar diye ayrca ikiye
ayrlmtr. Bu yazda sz konusu edilecek olan itikak, lfzla ilgili
sanatlardandr.
3 Muallim Naci, Istilaht- Edebiyye, Asadoryan Matbaas, stanbul 1307, s. 251.

katmtr. Burada air ayn kelime deil, ayn kk zerinde durur. Ayn
kelimeler zerinde sz sanat yapm olsayd buna cinas diyecektik. Sleyman
elebi'nin,
Her nefeste iledim ben bir gnah Bir gnah iin demedim bir gn h
msralarndaki gnah ve gn h kelimelerinde byle bir ifade zenginlii vardr.
Burada kelimelerin yazllar esas alnm olup ayn yazla ait ayr
mnlarla sanat yaplmaktadr. Halbuki itikak, ayn kke ait farkl gvdeleri
(tremi kelime) esas alr. Ahmed'nin u beytini grelim:
kil ma'kl akl u k ma'k u ak Cmle sensin pes nereden geldi bunca
kil kl
(Allah'm!) Akl da sensin, akll da, mkul (akllca olan) da. Ak da Sensin,
k da Sen; hem k olunan da. Her ey Sen olduuna gre, o hlde dnyaya
bunca dedi-kodu (dedi, der nildi) de nereden geldi?
kil ile ma'kl, akl; k ile de ma'k, ak kelimesinden tremilerdir. Yani
burada bir itikak sanat sz konusudur. Ancak Ahmed sz bununla bitirmeyip
beytin sonunda (acz) bir de kl kl (yapt-etti, dedi-kodu) ibaresini
anmaktadr. Kl ile kl kelimeleri de ayn kkten tremilerdir. Yani air bir
beytin ayr yerinde itikak yapmaktadr. Beytin mnsna bakldnda, hi de
yle srf sanat yapm olmak iin sylenmediini grrz. Yani air ncelikle
mny, ardndan ifadeyi gaye edinmitir. Ama her ikisinde de ayn derecede
baarl olmutur. Yani gerek bir sanat eseri oluturmutur. Zaten mndan
yoksun bir ifade ne kadar muhteem olursa olsun beyhude emek; ifadeden yoksun
mn da ne denli derin olursa olsun faidesiz saylmaz m?! tikak, alliterasyon
ve asonans gibi yalnzca seslere dayal edeb sanatlardan da farkldr. Zira bu
sanatta airler, ifade ynnden yalnzca ahengi n planda tutarlar. Fuzul'nin
nl "Su Kasidesi"ndeki u nl beytinde byle bir sa-natkranelik vardr:

Dest-bs arzusuyla lrsem dstlar Kze eylen topram sunun annla yre su
Beyitteki "se" ve "u" sesleri ifadeye muhteem bir ahenk vermektedir.
Bunlardan "s" nsznn tekrar alliterasyonu; "u" nlsnn tekrar da
asonans' oluturur. Zaten aliterasyon ile asonans arasndaki fark da nl,
nsz farklldr.
Biz yine itikaka dnelim:
itikak, ar sslemeye kamad mddete sze gzellik katar. Bundaki l
ise ifadenin tabiliidir. Tabi bir ifade iinde mny laykyla yourabilen
air, gerek bir sanatkr kimlii kazanr. Yani srf sanat yapm olmak iin
mny ikinci plana itmemek gerekir.
tikak zor uygulanabilen bir sanattr. Burada airin hem ifade, hem de mn
ynnden duyarl davranmas gerekir. Birini dierine tercihi, sanat ortadan
kaldrr. Mny tercihi, bir dilberi bitpazarndan giyindirmek, ifadeyi tercihi
de acuzeye makyaj yaptrmak kadar uygunsuz kaar. Halbuki gerek air, bir
dilberi, en uygun klk-kyafeti ile grcye karabilen bir meta (gelin
ssleyicisi) gibidir. Edebiyat tarihimiz yle mahir metalar yetitirmitir
ki, amamak kabil deildir. Bunlardan biri yle diyor:
O tifl-i rze-drm dn bana bir tzesin satt Edip vasln hele rz eb-i
hicran rz etti
Orulu olan yeni yetme sevgilim dn bana bir orucunu satt. Hele nasl oldu
bilmiyorum, bana vuslatn nasihatti de hicran gecemi (aydnlatp) gndze
evirdi.
Beyitteki rz (gndz), rze (oru) ve rze-dr (orulu) kelimelerinin kk
rz kelimesidir. Bir air ayn kkten tremi drt kelimeyi bir beyitte kullanp
da mn ynnden de fevkalde nkteli bir baarya ulayorsa gerekten buna
apka kartlr. Maatteessf bu sanatkrn adn bilemiyor ve Laedr deyip
geiyoruz.
imdi de shib's-seyf ve'1-kalem Fatih'in (Avn) dilberini ve metaln
grp hkmmz verelim. Buyuruyor ki;

Hasta dil kapna varsa n'ola timar ister Yine bu derde ann derdine derman
ederiz
Hasta gnlmz kapna varsa ne olur; (zavall aknn derdine) derman
aramaktadr. Biz onun derdinin dermann yine bu kapdan umuyoruz.
ilk bakta derd ile derman kelimelerinde bir itikak gze arpyor. Buna
ilveten ayn msradaki derde (der-de: kapda) kelimesinde nce bir ibh-i
itikak; sonra da bir cins- mrekkeb (derd-e: derde) mevcuttur. Daha da ileri
gidelim: msran son kelimesindeki der (e-der-iz) hecesi de alliteras-yon
sebebiyle oradadr, ilk msradaki "r" seslerini hi hesaba katmasak bile bu
msrada ayn anda kendini gsteren itikak, cinas ve alliterasyon sanatlar,
ayn saray beiinde birbirine sarlp yatm kk kardeler gibi asil ve
muhteemdirler. Bu sultanvar msra bir daha inad edelim:
Yine bu derde ann derdine derman ederiz
imdi de sz balayalm: Edb dediin ite bylesi bir edebiyatla meddeb
olmal.

Harfler Dnyas
islam dininin ilk emri "Oku!"dur. Allah'n Peygamberimize ilk teblilerinden
birinde ise insana yazmann retildii aklanr.1 Dnya zerinde okuyup-
yazmann en byk geliimi islamiyet'ten sonraya rastlar. Yaznn ve yazmann
erdemlerine laykyla itibar gsteren islam toplumu yaz ile alkal her trl
sanat daln (hattatlk, mzehhiblik, mcel-lidlik vb.) severek sinesinde
barndrm ve bu meslek erbab, birok dnemlerde devlet reisleri tarafndan
iltifata lyk olmulardr. zellikle Osmanl toplumunda hat sanatnn eritii
doruklar, bu tr iltifat ve himayenin eseridir.
Yzyllar boyunca hat sanatnn reva bulmas, yaz ile ili dl olan
airleri de etkilemi ve eserlerinde bu sanata dair syleyilerin yer edinmesine
yol amtr. Eline kalemini alan air, harfleri yazarken yeni imajlar
yakalam, bu harflerin ekilleri ile armlar yaparak zihninde uuan
hayalleri yazya dkmtr, ite bu yazmzda airlerin harflere bak alarn
incelemeye alacaz.
1 Bm. "Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir ki kalemle yazmay reten O'dur"
(Kur'n,A'lk,3-5).

Islamiyeti kabul eden Trkler, daha XI. yzylda Gazneli ve Seluklulardan
balayarak Arap yazsn benimsemi ve kullanmlardr. Fatih dneminde yetien
birok hattat ile de islam yazs, estetik zevki okayan zihin deerlerini
ifadeye muktedir gzelliklere ulamtr. Bu gelimeyle birlikte divn iirinde
hat sanatnn kullanm da gelimeye balamtr. Anadolu'da ilk Trk Divn
airi olarak kabul edilen Hoca Dehhan'nin bir gazelinde,
Nas getirdi hsnnn da'vsn isbt etmee Ol ki yrin kan nnu gzn sd
eyledi
biiminde bir beyit yer alr. Burada sz edilen harflerin airane duygulara
katt zenginlik daha sonra gelen birok Divn airini de bu yolda yrmeye
sevketmi, elif-b'dayer alan harf ve iaretlerden herbiri, sevgilinin gzellik
unsurlarna tebih olunmaya balanmtr. Kald ki baz Divn airlerinin
(Necati, Cevr vs.) hattat olular da meslek inceliklerinin terennm edilmesine
vesile olmutur.
Divn airlerinin hat sanat ile ilgili olarak bavurduklar konulardan
balcasn harfler oluturur. Deiik mazmunlar biiminde k ile maukun baz
zellikleri bu harfler vastasyla ifadeye allmtr. Hemen sylemek gerekir
ki harflerin ele aln nedenlerinin banda ekl zellikleri gelir. Bata elif
olmak zere birok harf, sevgilinin gzelliini anlatmak yolunda tebih ve
mecazlara konu olmutur. Bunlardan en yaygn olanlarn ylece sralayabiliriz:
1. Elif: Elif harfi her eyden nce vahdet'i ifade eder. Dz bir izgiden
ibaret olup noktann uzatlmasyla meydana gelmitir. Noktas bulunmad ve
kendisinden sonra gelen harfe bitimedii iin kesrete bulamam, kaytsz ve
hr olarak vasflandrlr.
Yahya Bey,
Harf-i elif gibi yr ayn- vhid ol Halk ortasnda kalma hemse niteki lm
ve

Her emen gy eliftir kim olurundan tyn Kdir-i Perverdigr'n srr-
vahdniyyeti
derken buna iaret eder.
Alfabenin ilk harfi eliftir. Bu nedenle okuma-yazmaya eliften balanr. air
de sevgilisinin gzellik kitabn okumak iin nce elifi renir. Kimin
tarafndan sylendiini bilemediimiz,
Tfl-i nadan gibi eyler elif b'ya ur Pr-i dn'y hred gelse bugn
mektebiine
beyti ile Ahmed Paa'nn,
Gnlmn levhnda okurdum elifkaddin revn Ben dahi bir doru harf renmedim
stddan
beytinde bunu grrz.
Elif, sevgilinin dzgn boyundan kinayedir. Nitekim yu-138 kanda
zikredilen son beyitte buna iaret vardr. Sevgilinin ? endam, elifteki
dzgnlk ile llr. nk akn ilk men-2 ba, hey'et olarak sevgiliyi
mahededir. Ancak ondan son-~ radr ki sevgili yakndan grlr ve k olunur.
Bu, tpk g-* zellik kitabn okumak iin nce elifi renmek gibidir.
g Necat,
Hcesinden dn elif ezberleyen drdnecik El erimez imdi bir serv-i hrmn
oldu gel
Muhibbi ise,
Kadd-i dildr kimi ar'ar okur kimi elif Cmlesin maksdu bir amma rivayet
muhtelif
derken elif-boy mnasebetine iaret ederler.
Elif bazen de iki bklm ekle brnp kn boyu yerine kullanlr. k
sevgilinin derdinden dolay ektii straplar neticesinde iki bklmdr. Bir
zamanlar elif gibi olan boyu, artk bklp lm'a, dl'a veya kemana dnmtr.
Belin

bklmesi, ihtiyarlk almetidir. k da sevgili urunda dert eke eke gen
yata ker, beli bklr. Kelm'den,
Ey Kelm ol elif-kad kametim lam eyledi Bir eliflm olur amma nice olur lm
elif
Elif bir 'ah' da andrr. "h!" denildii zaman azdan kan buunun aheste
aheste ge ykselmesi, bir elif harfinin yazlmas gibidir. Keza "h"
kelimesinin iinde elif harfi de yer edinmitir. Necati'nin,
Sinede sfr u elif dan benden sorman Kim ann srrn yrekde olan h bilir
beytinde sz konusu edilen fikir bu dorultudadr.
Bazen kn barndaki yaralar da erha erha eliflere benzer. Bunlar,
hicran ateiyle kn; gamze klc ile de maukun at yaralardr. Elife
benzemeleri ise yukardan aaya yark yark olularndandr. Beyit Necati'den:
Bir elif ek sineme ey yr- canm her gice Ta ki serv-i kaddin anp kocam an
her gice
Elifin dzgnl sebebiyle selviye benzetildii yerler de vardr. Tcizde
Cafer elebi'nin aadaki beyti buna misaldir:
ol elifler kim yazlm nshasnda i'rinn Rast serv-i cybr- glen-i
e'rdr
Yine dzgn oluu nedeniyle elif, sancaa, mzraa ve nzeye de tebih
olunur. Yahya Bey yle der:
Nzeler cmle elif harfi gibi olmu siph Ana her satr olupdur ejdeh-peyker
liva 2
2. Cim: ekil ynnden kvrml olduu iin sevgilinin sana tebih olunur.
Karamanl Nizam'den:
2 Elif harfi hakknda geni bir aratrma iin bkz. elebiolu A., "Elit
harfi ile ilgili baz edeb hususiyetler," TDED, c. 24-25,1980-86, stanbul
1986, s. 45-64.

n zlf cim haddi elif ka nn imi Dersem n'ola o serv-i gl-endma cn
dahi
3. Dl: Sevgilinin zlf dl harfi gibi bklm bklmdr. Necati'den:
Nm azn dl zlfn cnum u mrmdrr Hey el gzlm meded ol mm dlinden
meded
Bazen km boyu dle dner, iki bklm olur. Bunun sebebi ekilen eziyet ve
skntlardr. Yine Necati'den:
Lm- zlfm hasreti dl idiser kaddn dedin stmze ey yz Mushaf acebfl
eyledin
u beyit de Vasf'dendir:
Olsa aceb mi ide nian kim olup durur Kadd ile ayn u ekl ile y suret ile dl
]40 Dl kelimesinin "delil" anlamyla tevriyeli kullanld
? yerler de oktur. u beyit Zat'nindir:
~Z Ey elif-kad akma kadd-i hamdem dldir
% Ham olur n ayn- cm ol dem ki de nre kl
Z 4. R: Eri ekli nedeniyle sevgilinin kana benzetilir.
S Ak'den:
e
Dehen mm kan ra ey elif-kad dldir zlfn Buyur Ak kulun vaslnla bir dem
ber-murad olsun
Necati'den:
Arzn bir vech ile hurdi kld ermsr R kan bir harf ile mh- nevi ilzam
eder
R harfinin r okunuu ile r(y), "rey, gr" anlam ortaya kar ve
tevriyeli kullanma yol aar. Bak'nin aadaki beytinde olduu gibi:
Gitmez o mehin rakbi haner kemerinden ftdeyi ldren eh ite bu raydr

5. Sin: Sin harfinin Divn iirinde kullanm daha ok eklindeki zellik
dolaysyladr. Bilindii gibi eski yazdaki nokta ve harf kaidelerine "di"
tabir olunur. Bu mnasebetle sin harfinde di bulunmaktadr. airler de sin
ile dii yanyana getirerek oyun yaparlar. Nedim'in h beyitlerinden birisi
yledir:
Leblerin mecruh olur dendn- sn-i buseden Lebin pdrmek bu haletle muhal
olmu sana
Nev''den:
Rahnedir sedd-i vefa sengi advden dostum Ana hid harf-i sin stndeki
dendnedir
Aadaki mstehcen beyitte de sin harfi mcerred biimde kullanlmtr:
O tfl-i nz ta'lime varnca hce-i meke karm sin ile kfi efendi nkte
gstermi
*+? u beyitte de ayr bir zarafet kendini gsterir:
n sin okuduun mubeenin sanma galat Dehen-i tengine smaz o btn cirm-i
nukt
6. Sad: Badem gz andrr. Sevgilinin gz de tpk sad harfi gibi telakki
edilir. Hoca Dehhan'nin yukardaki beytini tekrar edelim:
Nas getirdi hsnnn da'vsn isbt etmee Ol ki yrin kan nn u gzn sd
eyledi
7. Ayn: Bu harf ortada yazld durumlarda gz andrr. Keza bata
yazlnda da harfin st ksmndaki anak kullanlr ki o da gze benzer.
airler de bu benzerlii sevgilinin gz olarak anarlar. Yahya Bey'den:
Nndr kan cebn altnda eminfVl-mesel Ayn'a benzer kim zr- dil-rub
stndedir

8. Lm: engelli oluu nedeniyle sevgilinin sa yerine kullanlr. Ahmed
Paa'dan:
Ho dpdr zlf-i reyhannda miskin benlerin Geri kim hattatlar nokta komaz
lm stne
Sevgilinin eziyetlerine maruz kalan kn boyu da bk-lp lama dner.
Kelm'den:
Ey Kelm ol elif-kad kametim lm eyledi Bir elif lm olur amma nice olur lm
elif
Bazen sevgilinin de a geip boyu lama dnebilir. Hayreti yle der:
Hazer kl suret-i lutfu zamann her-devam olmaz Olur mu bir elif-kamet kim hir
kaddi lm olmaz
9. Mm: Mm harfinin yuvarla ok kktr. Bata ve
ortada yazld zaman yalnzca bu yuvarlak ksm ile gste
rilir. Divn iirinde sevgilinin az da ok kk olarak kabul
edilir ve hatta yok denecek kadar mbalaa yaplr. airler
bu mnsebetle mmi az yerine kullanrlar. Hayret'den:
Ey dehan mm zlf cm ka nn olan Yine bir nak ile ben miskini mecnn
eyledin
Zat'den:
Bir eliftir kim o bn fitb stndedir
01 dehen ol mme benzer mhtab stndedir
10. Nn: Nn harfi, eri oluu nedeniyle sevgilinin ka
na tebih olunur. Keza hill de ekil ynnden nn'a benzer.
Karamanl Nizam bunu anlatmaktadr:
Kavs- kuzah m k'eyledi mh stn makam Ya nn ki nur zredir ey dil-sitn
kam
Nn harfi Kur'n- Kerm'de "Nn ve'1-Kalem" eklinde zikrolunur.3 Ahmed Paa
bir iktibasnda,
3 Kur'n, Kalem, 1.

A hill ebrunu "Nn ve'l-Kalem" tefsirini Mhi-i kilkim zebn- hl ile takrir
ede
der. Tasavvuf! edebiyatta ska anlan, Allah'n her eyi yaratmak diledii
zaman emir buyurduu "Kn (Ol)!" emri de kaf ve nn harflerinden mteekkildir.
Harab'nin Devriyesinden:
Kofu nn hitab izhr olmadan Biz o kinatn ibtidsyz
11. He: Harf, ekil ynnden gze benzetilir. Nev''den:
Dedim benzer elifle h'ya ol em ile ol bn tidip k- zarn birisi dedi h
ebru
12. Lm-elif: km boyunun eriliinden kinaye olarak
sz konusu edilir. Kelm'den:
Yrimin kaddi elif ben bendesinin lm-elif Bu mukarrer bir elif bir lm bir lm-
elif
Btfrh bunlardan ayr olarak Trk edebiyatnda her harf ile balayan en az
birer beyitten mteekkil Elifnme tr de olduka yaygndr.
Divn iirinde harflerin ekl zellikleri dnda kullanmlar zerinde de
durmak gerekir. airler ilk zamanlardan itibaren kuru tebihlerle yetinmeyip
birtakm kelime oyun-' laryla hayali zorlamaya, okuyucuda bir hayret
uyandrmaya almlardr. Bu bakmdan bir harfin sevgilideki bir gzellii
anlatmas yetmemektedir. Birtakm muamma tipi syleyilerle airler, nce
harfleri ekil ynnden bir gzellik unsuruna benzetirler; sonra da sz konusu
harfler ile oluan bir kelimeyi zikrederek sanat yaparlar. Bu tip syleyilerde
kelime oyunlar ve harf younluu esastr. Sz konusu edilmek istenen kelime -
airin baarsna gre- bir veya iki, hatta heceli olabilir. Ancak bu tr
anlatmlar da daha nce sz edilen harfler ile snrl kalmtr. air, mny
kuvvetlendirmek iin byle bir yola bavurarak -genellikle-

ilk nce harfleri, daha sonra keilmeyi yazar. Buna mukabil istisna durumlar da
sz konusudur.
Divn iirinin sanatkrne syleyilerinden olan bu tr beyitlerin says
olduka kabarktr. zellikle Karamanl Nizam ve Necat'nin manzumelerinde
rneklerine ok rastlanr. Burada snrl birtakm rnekler ile iktifa
edilecektir. Beyitlerde siyah dizilmi olan harfler, yine siyah dizilmi olan
kelimeye dellet eder. Szgelimi Karamanl Nizam'nin u beytini ele alalm:
Gnl zlf dehann dl u mimin Kaan kim grse oydur dem bu demdir
lk dizedeki dl harfi zlfe iaret eder. Mm ise dehan'n kklnden
kinaye olup az karlar. Bu iki harf yanya-na gelince "dem" kelimesi oluur;
yani d(e)+m= dem
imdi dier rneklerimizi sralayalm:
Geri dl u lme ayn olmusa olur ayn- adi Ayn- zulm oldu dile ayn v dli
Pr'nin
Cm zlf mm fem bl elifsin turre lm Sende olmusdur ceml- i Halk- Bn
tyn
n zlf cm kadril elif ka nn imi Dersem nola o serv-i gl-endma cn
dahi
n kaddin elif denenin mmdr ey dost Ol kadd denenden umaram derdime emmi
Necati'den:
Elif kyam u rk oldu dl secde mm Namaz kl ki namaz oldu ayn- deme dl
Ey boyu servim elif gibi yolundan doruyam R kanla dl zlfn etmesinler beni
red
Kaddin eMdrr iki yannda dl- i zlf Lyk budur ki ka senden erie dd
ki zlf dle benzer ortada kaddi elif
Vay bu zalim yle badan ayaa dek dddr

ehr-i hsn iinde ey sultan- hbn d iin ol elif kaddin hevsyla boyum dl
eyledim
Lm-1 zlfnle elif kaddin nihli var iken Kimsene hsn ceml iinde sana l
demez
Zat'den:
Elifdir kaddi yrin kalar nn lh eyleme uk ansz
Ka med kaddi elif yrin nnde Zat Dmann kametini dl edben d etdim
Fevr'den:
Dehnn mm zlfn cm kan nn olmusdur Seni ey zlf Leyl hep gren
Mecnn olmutur
(Nn harfinin hece olarak kullanlmas sonucu Mecnn kelimesi oluur) Nev''den:
Dedim benzer elif ile h ya ol em ile ol bri
idip k- zarn birisi dedi h ebru
Ak'den:
Hasta cana varta-i gamda meded-gr olmaa Mm aznla nigrMdlndr senin
Baz durumlarda harflerin kendileri sylenmeden de iaret ettikleri
benzetilen yoluyla kelime oyunlar yaplabilir. Szgelimi Karamanl Nizam'nin
aadaki beytinde byle bir durum sz konusudur:
Greli kamet zlf denenin harflerini Uradm fari zde yrrken eleme
Bu beyitte kamet, elife (e); zlf, lm'a (le); dehen de mm'e (m) tekabl
eder. Bu harfin yan yana okunuu ise "elem" kelimesini verir. Zaten air de
beytin sonunda bu kelimeyi zikretmitir. Keza ayn airin aadaki beytine
bakalm:

145

Grmez oldu em kadd M zlf azn Grnmez oldu gzme lem dedikleri
Burada da kadd, elife (); zlf, lm'a (le); ve az da mm'e (m)
karlktr. "lem" kelimesi de bu harflerden kuruludur.
Necati'nin,
Olduyn kadd zlfne mabih yat Mushaf ap srerem yzm elif-lm/ara
beytinde de kadd ile elif, zlf ile de lm karlanm ve Kur'n- Kerim'de
birok surenin banda yer alan mukattaat harfleri Elif-lm'a iaret olunmutur.
Zat'nin aadaki beytinde ise, bulunmas gereken kelime tamamen okuyucudan
gizlenmitir.
Mektebe vardkta evvel ey elif- kamet bana Ayn M n u kaf ta'lm etmi stadm
benim
Ayn (a), n () ve kaf (k) harflerinin dellet ettii kelime "k" tr.
Bunlardan baka bir de Kur'n- Kerim'de zikredilen mukattaat harflerinin-
mcerred biimde sz konusu edildii beyitler vardr. Karamanl Nizam'den:
Kaddnle zlf azna eyler iareti Kur'n'da her ne yerde Elif-Lm u Mm ola
Kur'n- Kerim'de birka surenin ilk ayeti Elif-Lm-Mm eklindedir. Bu
harfin yan yana gelmesinden "elem" kelimesi de doar. Ancak baz durumlarda
kelime oyunu tam bir bilmeceye dnr. Yine ayn airin,
Kametim ol dle dnmtr ki derd altndadr Gzlerim ol ayn benzer kim azab
stndedir
beytinde geen dl harfi, "derd" kelimesinin altnda (sonunda) bulunan d'yi; ayn
harfi ise "azab" kelimesinin stnde (banda) bulunan a'y gsterir.

Her safhasnda islam kltrnn zmlenerek ilendii Divn iirinde bu trl
syleyilere snr izmek olduka zordur Bu konulardaki en kesin deliller, Divn
iirinin top-yekn bir inceleme ve aratrmadan geirilmesinden sonra
verilecektir.

147

airler ve Oyuncaklar
148 Divn Edebiyatmzn sanat arlkl yaps, eski airleri-
mizin hayal dnyalarn genilettii gibi evreye ve madde-- ye
bak alarn da ister istemez ynlendiriyordu. airin, a gzyle
grebildii, sesini duyabildii, mevcudiyetini hisse- debdii her varlk
klasik kurallar erevesinde vezne dk-j lyor, kafiyeye nakediliyordu.
Her ne kadar snrlar ve ku-?= rallar belli olsa da bu iirde syleyene
has hayal ve imajlar arlktayd. En mkemmeli syleme gayesinin n planda
tutulduu bu nazireler iirinde orijinal ifadelere gsterilen rabet, ortaya
konulan yeniliin her air tarafndan taklid, tekrar ve terakkisi selhiyetini
de beraberinde getiriyordu. Bylece ilk gidilen yol, birdenbire ilek bir
bulvara dnyor ve asrlar getike ayn fikrin tebellr ede ede kurallat-
, klasikletii ve gelenekten sayldna ahit olunuyordu. Sz ve yaznn
balca vastas olan harfler her devirde, airin elinde ve dilinde ilenmeyi
bekleyen birer hammadde sfatyla durmu ve mahir stadlar lisannda aheserlere
dnmtr. Bu vastadan en fazla istifade eden airler de hi phesiz bizim
klasik sz ustalarmzdr. Szgelimi yats na-

mazn kldktan sonra evinin en asude kesine ekilip diz krarak peykesine
yaslanan bir XVI. asr airinin, rahlesini nne ekip de divitini eline alr
almaz ilk grecei d dnya alkas, beyaza ektii muhtelif yaz ve harfler
olacaktr. ncelikle zihninde oluan bir iki beyti birka defa deiik
ekillerde yazp karaladktan ve vezne koyup tarttktan sonra, bu beyitlerin son
mkemmel ekillerini kda geiren airimiz, mteakip msralar iin uzunca bir
hayale dalar. Yeni ilham perisinin gelmesini beklerken de iinde bulunduu
hlet-i ruhiye ile kh ban tavana evirip gzn bo baklarla bir noktaya
diker, kh gecenin karanln clz fiske-leriyle yrtmaya alan mumun aheste
ve nazl ulelerini seyreder; kh ulv dncelere dalp zihninde bir macera
yaar, kh ezilir bzlr, kh uzayp ksalr... Artk yeni beytin konusu, biraz
da zorlama ile daha nceden okuduu, duyduu, syledii imajlar ile btnleip
yeni bir surete brnerek bilmem kanc defa, ama airin kendi slubuna has bir
kalpla kda dklr. Bu arada bulunan yeni fikirler -hemen uup gitmesin
diye- alelacele kdn bir kesine ilitirilir, iziktirilir ve giderek sayfa
bir mek levhasna dnr. Sayfadaki bu kargack burgack yazlar bir mddet
sonra yeni ilhamlara vasta olacaktr. Nitekim air gzn sabitletirerek
bakt -grd deil- bir harfe, ekil veya mn ynnden ruhundaki
alkanlarn, zihnindeki dncelerin ve hayalindeki gzellerin/gzelliklerin
elbiselerini giydirmeye balamtr bile. nki bu iir akla yaar. air de
elbette ki k olduu gzelin hayalim gznden hi uzak etmeyecektir. Nitekim
baktnda onu grr, iittiinde onu duyar. Artk divitinden sayfaya dklen
her bir harf bir kla brnm, bir ifadeye, bir grntye, bir surete sahip
olmutur. Bu sayfalardaki elifler sevgilinin boyundan kinaye; dl'lar kn iki
bklmlnden nianedir. R'lar ka olup gzeller alnnda yer edinirken sin'ler
di di kp sevgilinin nokta-misal azndan prltlar saar. Sad'lar badem
gzleri, lm'lar kvrm sa ve zlfleri hatrlatr...
Her dem k ruhu tayan aire ne gam!... Sevgilisi imdi artk elinin
altnda saylr. Her bir harfte ondan bir hatra

bulur. Yzn kdn zerinde grd bu nzenn ve i-vekr anlatmak
kolaylavermitir birdenbire. Sevgili uruna en sevgili beyti sylemek ve en
mkemmel hayalleri yakalamak iin airimizin dilinden her bir harf tekrar tekrar
sylenir, okunur; yan yana ve ayr ayr yazlr, mek edilir. Sonra yeniden
yazlp baka kompozisyonlar izilir; sevgilinin baka baka halleri hatrlanp
tekrar yazlr, tekrar tekrar yazlr. Sevgilinin hatrlanas halleri bitmez.
Onu hatrlatan harfler bir daha, bir daha yazlr; kh acdan kvranlr, kh
zevkten uulur. Kelimelerin, hecelerin, harflerin yerleri deitirilerek tekrar
yazlr, huzura erilir; beenilmez, bozulur,* izilir, silinir, tedirgin olunur;
ac ekilir, ama tekrar tekrar yeni hayaller iinde yeni harflere suretler
verilip sevgilinin deiik gzellikleri terennm edilir. Bu mesiyle geen
saatler iinde air, yeni bir oyuncak edinmi ocuklar kadar endir. Zaman
unutmu, kendini baka lemlere tamtr. stelik o hi kucaklayamad
gzelin hayaliyle mten zamanlar harcam (belki "harcam" deil "kazanm")
mutlu _ olmutur. Bu saadet dolu saatler bazen mum iyiden iyiye t- kenesiye,
yahut sabah ezanlar ruhlara mukaddes arlar S yapasya kadar srer
gider.
* afak skmeye baladnda airin dizleri uyumu, srt-
5 na veya beline arlar girmitir; artk ayaa zor kalkabilmek- tedir.
Etrafnda mevsime gre kesif bir hava, yannda m-E rekkebi azalm bir hokka,
elii anm bir makta takm, kam kalemin krntlar ve na'ller, merebine
gre biri enfiye kutusu veya kllk, buruturularak odann iine atlm,
salm, frlatlm kapkara (zira yazlacak bir kesi bile kalmamtr)
sayfalar, mekler, msveddeler... Divitin ucundaki mrekkebi yalamaktan aznda
buruk bir tad, gnlnde huzurlu bir insan sevinci ve elinde yedi beyitlik bir
gazel ile skntsn unutmu ve rahatlam bir air... Mtebessim, gazeli
yeniden okur. Beyitleri tekrar tartar, inceler... te bu gazelde aire
kendisini bile kskandrtan bir gzel beyit vardr ki, gecenin en uh edal
aheseri ve iire kendini zoraki kabul ettirmi bir nazenindir. Zira bu
beyitteki her harf, sevgiliden bir gzellik, bir tavr u ed, bir ive v nz
tar. Uyku-

suzlua demitir dorusu. Ve air, kendisinden nce bu zevki yaayan
meslektalarna rahmet okur gibi, onlarn vard zevk noktalarna varmann
hazz ile inad eder:
Grmez olal em kod zlf azn Grnmez oldu gzme lem dedikleri
Karamanl Nizam
air sevgilideki em (gz), kad (boy), zlf ve az grmedii iin "lem"i de
yok saymakta. Onun nazarnda lem, sevgilinin gz, boyu, sa, az ve daha
sayamad nice gzelliidir. Burada air kelimelerle oynamakta, harfleri tehis
ederek btn gece karsnda hayal ettii sevgiliyi kendi "alem"i saymaktadr.
nk onun gzn ayn (=a), boyunu elif (=e), ucu kvrml salarn lm (=le)
ve kkten kk azn da mim (=m) harfine tebih ile nice tatl hayallere
dalmtr. Harflerin yanyana getirilmesiyle ortaya kacak kelime ise yine "alem
(=-le-m)"dir. airin, sevgiliyi grmeyince lem'i yok saymas, dier bir
deyile lem'in sevgiliden ibaret olmas, bu kelime oyunlaryla ortaya kar ki
airin asl zerinde durduu nkte de budur.
Divn iirinde bu trden nkteler tayan harfler zerine bina edilmi
beyitler, ilk devirlerden itibaren pek revatadr. Hemen her divnda bu syleyi
biiminin onlarca deiik rneine rastlanabilir.
Divn airleri dncede, hayalde, ifadede ve sanatta ar snrlar
zorlamay det edinmilerdir. Bir tek beyitte bir roman konusunu teksif etme
gayretidir ki kii, zaman ve yer itibariyle en ideal hikyeyi anlatabilme
endiesini dourur. Bu tutum elbette ki mbalaaya kap aralayacaktr. Nitekim
yalnzca kelimelerin ve harflerin ekilleri zerine kurulu benzetmeler yapmak,
yahut harf isimlerini sralayarak bir kelime oluturmak bu airlere yetmez.
Okuyucunun kolayca bulduu ve anlad bir mazmun veya ifade, onlar iin birer
ocuk oyuncadr ve yeteneklerini ispat etmez. Oysa usta air, fikri biraz daha
gizleyip sanatkrlkta bir perde daha ykselebilmek iin gayret gstermek
zorundadr. Bylece

kendi kurallan erevesinde yeni bir oyun oynam, dzen kurmu ve iir
okuyucusuna parmak srtacak karizmalar yapm olacaktr. imdi bu airlerin
sanat labirentinden kardklar imalarla syleyip de okuyucunun bulmasn
istedikleri kelime oyunlar zerinde duralm ve bu koca adamlarn iir
oyuncaklarndan bazlarnn ne eker eyler olduunu grelim:
Karamanl Nizam'nin u beytinde hibir harf ad gememektedir. Ama biz
"elem" kelimesini karlayan boy, zlf ve duda bir arada bulunca ister
istemez elif (e), lm (1) ve mim (m) harflerini duyar veya grr gibi oluruz.
Greli kamet M zlf dehenin harflerini Uradm fari u zde yrrken elem'e
Necati, Kur'n- Kerm'de baz surelerin bandaki mu-kattaat harfleri olan
"Elif-lm"lar sevgiliden birer niane olarak grr. Bylece sevgilinin kymeti
ayet gibi artm ve k iin kutsal bir mahiyet kazanm olacaktr.
Olduyn kadd zlfne mabih yt Mushaf ap srerem yzm Elif-lm'lara
air iin kelimeyle oynamann bir snr yoktur. Nizam,
Kametim ol dl'e dnmtr ki derd altndadr Gzlerim ol ayn' a benzer kim
azb stndedir
derken derd'in sonundaki dl (d) ile azab'n bandaki ayn(a) ters-yz ederek
kendi dnyasn bize gsterir, iinde dl (d) harfi geebilecek onca gzel
manl kelime lgatlerde yer alp dururken, air derd'i arayp bulur ve ayn (a)
ile yazlan ak' gzard edip azab' dile getirir. Kimbilir zavall airler bu
ak yolunda nelere giriftar olup byle sylyorlard!.. Eski airlerin sanat
telakki ettikleri bir oyun da kelimedeki her bir harfin yerlerini deitirerek
baka kelimeler syleyebilmektir. Bu sanatn ad "kalb"dir. Lmi'nin,
Mr gibi emrine klm itaat halk- Rm Rm oluptur nitekim Musa 'ya ey eh
sihr- i mr

beytinde "mr x Rm" ve "rm x mr" kelimeleri birbirlerinin yansmalardr.
Nab'nin srf bu sanat zerine kurulu "bozuntusudur" redifli birka gazeli
vardr. Bir makta beytini rnek alalm:
Eeri Nbiy Van'da olur neva peyda Velkrh- hakkatTtuha bozuntusudur
Burada da Van (JL>) ile neva ('>); rh (U ) ile Ruha (j) kelimeleri ayn
harflerle yazlm, dier bir deyile ilk kelimenin harflerinin yeri
deitirilerek baka bir kelime meydana getirilmitir. te airin yap-boz tr
bir zek oyunca... rnekleri pek oktur. u beyitler Osman Nevres'ten:
Sipihrin aksine devrinde de maksd hsldr Hakikatte zuhuru te'in kalb-i
it'dandr
(a+te+ = ate ve +t+a= it)
Yollan sdefin necata mntehidir mutlaka Fi'l-i memdh'u felek kalb etse de
Mahmd olur
(m+m+d+v+h = mernduh ve m+h+m+v+d - Mahmud)
Seyyid Vehb'nin aadaki beytinde de kelimelerin hece biiminde bir araya
gelmesiyle oluan yeni bir kelime sz . konusudur:
Subha dek her eb edersek ne aceb lem-i b Bunu irb eder ey eyh bize ltf-
ebb
eb (gece) ile b (su) kelimeleri birleince, ebb (genlik) kelimesi
meydana gelir ki air de her gece (eb), iaret meclisi (lem-i b) iinde
elenmeyi genlik (ebb) detlerinden sayyor. Bu tr kalb sanatlarna muamma
tr syleyilerde de sk rastlanr:
Sehya balayan elif bulur gn-y redif Olur bidyet-i cdun akabi ml-i ltif
Cd (cmertlik) kelimesinin bidayeti (ilk harfi) "ce"dir.

"Ce"nin sonuna "ml" gelince "Ceml" ad bulunur. Na-b'nin,
Bende yok sabr skn sende vefadan zerre ki yoktan ne kar pkr edelim bir
kerre
beytinde sz konusu edilen "iki yok", Farsa olumsuzluk ekleri olan "n" ve "b"
n ekleridir. "Na" ile "b" yanyana gelince "Nab" ad ortaya kacaktr.
airlerin sz oyuncaklarndan bazlar da ebced hesabna dayanr. Bilindii
gibi ebced, Osmanl harflerinin zel bir dizilii olup elif (a), be (b), cim
(c), dl (d) gibi, srasyla her harfin bir rakam karl olduundan hareketle
kendini gsterir. Ancak burada szn edeceimiz beyitlerde ebced hesabndan
dolayl biimde bahsedilmektedir.
Hrs hrmn eder ezcmle adedce ta'kb Rakam-ye's ile yeksan saylr nm-
emel
air Eref 154
- Bu beyitte ye's (karamsarlk) kelimesinin ebced hesaby-
^ la rakam toplam, "emel" kelimesinin toplam rakam adedi-
!= ne eittir. Ye's (^/y=10, l/e=l, >Ws=60) de emel (l/e=l,
1 t /m=40, J /1=30) de toplam 71 rakamn verirler. air bu iki
kelimeyi kemiyet ynnden eit grd iin keyfiyet y-
| nnden de eit kabul eder ve emel beslemenin ye's ten iba
ret bulunduunu anlatr.
Btn bu syleyiler, airlerin maharetlerine delil olduu gibi, onlarn bu
ii zevkle yaptklarn, kelimelerle oynamaktan byk haz duyduklarn da
gsterir. Tabi bu tutum, islam kltrnn bir iksir gibi zmlenmesini ve o
dnyann iinde yetimeyi, belki pimeyi gerektirir. Bu bir oyundur ve harfler
birer oyuncaktr. Ancak bu oyun iin iire gnl vererek hayali ryaya,
uykusuzluu uykuya tercih etmek, ksaca iire kar bir sevda ve ak beslemek
gerekir. Bu yolda ancak ak ile yrnr. O hlde airlerin ilk renecei ey de
ak olacaktr, sevgi olacaktr. Her eye, herkese kar bir ak ve sevgi. Tabi
kendini en byk k

gren de airin kendisidir. te Zat de bu slupta en kesin
hkmn yle verir:
Mektebevardktaevveleyelif-kmetbana Ayn u sn u Jcafta'lim etmi stadm benim
Evetayn(a),elifC),m()vekaf(k)...Yani1k...Ah
mine'1-ak!...

155

Hz. uayb'm Beyleri
Medyen lkesinde, uayb peygamber zamannda 6 bey yaarm. Adlar, Ebced,
Hvvez, Huttu, Keleman, Sa'fes, Karaet. Bu kelimelerin o zamanki dilde birer
anlam var myd bilmiyoruz, ama bu isimleri oluturan harflerin hibiri
yekdier isimlerde tekrarlanmayan harflerden olumaktadr. Arap alfabesindeki 22
harf bu isimlerde mevcuttur. Geriye kalan alt harf ile de Sehaz ile Daz
kelimeleri ortaya kar. Bu kelimelerin de bir anlam yoktur. Ancak t eski
alardan bu yana pek ok milletler kk farkllklarla bu kelimeleri bilirler,
ibran, Sryani, Grek ve Latin alfabelerini kullanan milletler bunlardandr.
Rivayet edilir ki bu kelimeler, alfabenin kolay renilmesi iin
uydurulmulardr.
Peki, nedir bu kelimelerin nemi?
nsanlar bu 28 harfin her birine aritmetik bir rakam karlk gstererek
eitli hesaplar peinde olmulardr. Onlarla kimisi fala bakm, kimisi
kehanette bulunmu, kimisi tlsm yapm. Kimisi bu harflerin karlad
rakamlar kullanarak birilerine kfrler bile yadrm, kimisi de gizli
srlarn rakamlara dkp saklam. Ancak adna sonradan Ebced

hesab denilen bu aritmetik sanatn en ok kullananlar airler olmulardr.
Srasyla bu kelimeleri oluturan harfleri birden ona kadar birer birer; ondan
yze kadar onar onar; yzden bine kadar da yzer yzer karlklar verilerek
azdan kan her bir harf yine bir rakam ile karlanmtr. Bylece harflerin
ses deeri yannda rakam deerleri de ortaya km ve kelimeler rakamsal
ifadelere brnmtr.
Edebiyatta tarih ve tarih drme gelenei ite bu hesab esas alr. Doum,
lm, bina, tamir vs. zel zaman dilimlerini yl olarak anlatmada bu hesap
beyitlere, dizelere veya ibarelere brnerek iirleri sslemitir. Burada
zerinde duracamz asl husus, tarih drme sanat deil, ebcedin iire
yansd zel bir kullanmdr.
Divn airleri klasik slupta orijinalite snrlarn zorlarken ebced
hesabn da sz konusu etmiler ve kelimelerin rakam karlklar zerine kelime
oyunlar yaparak airne-likler gstermilerdir. Onlarn bu tr imajlarnda ne
ebced-den, ne de rakamdan bahsetmeden yeni armlar yakalamalar ve iirsel
almlar denemeleri gerekten de sanatk-rnelik olarak deer kazanr. nl bir
beyit vardr. Hemen her tasavvuf muhitinde harcalem olarak bilinir:
mn lafz senin ism-i erifinle msavidir Annn derviin zikri amndr ya
Raslallah
lk bakta bu beyti anlamak gtr. Oysa beyitte bir ebced sz konusu olduu
kefedilirse mnnn zevkine doyum olmaz. imdi beyti zmleyelim: Bilindii
gibi Peygamberimizin ad Muhammed'dir. Muhammed isminin ebced hesab ile rakam
karl 92 eder. "Aman" kelimesinin ebced karl da 92'dir. Buna gre
dervilerin "aman! aman!" diye zikretmeleri hi de anlamsz deildir. Bilakis
yle "amaaan!" diye uzatlarak haykran ili bir ifade, peygamber aknn en
gzel anlatmdr. Binaenaleyh zikir esnasnda dervilerin vecd galebesiyle
"aman!" ekmeleri en iten zikir yerine geer.

Beyitten btn bu sylediklerimiz anlayabilmemiz iin airin verdii ipucunu
yakalamak gerekir. O da "Aman laf-z'nn Hz. Peygamber'in ismi ile msv
olduu" ifadesidir. Grld gibi beyitte ne ebced, ne de rakamlardan sz
edilmitir. Ancak ebcedin varl e beytin gzellii bir kat daha artmtr.
Ebcedin bu kullanmla sz konusu edildii beyitler, genellikle anlamsz gibi
grnrler. Sanki bir sathiye karsn-daym gibi okuyucuyu artan bu
ifadelerden, airler de ok holanmlardr sanyoruz. Kelime ile oynamak ve
zek oyunlar yapmak da airin ilgi alanna girer elbet, ite Shib-i
Przde'den bir rnek:
Msavidir meges mzn- adl-i Hak'dafl ile Msv olduu mzna Hak kavl-i
Mmehhid'dir
air ilk msrada sivrisinek (meges) ile filin eit olduunu sylyor. Ne
mmkn, diye dnmeyiniz. Zira ebced nazarnda gerekten de hem "meges"; hem de
"fil" 120 rakamyla karlanr. Bizi bu sonuca ulatran da airin, her eyin
dzenleyicisi (Mmehhid) olan Allah'n terazisinde ayn arl vermelerini
ifade etmesidir. air insanlara seslenerek, fil veya sinek cesametinde de
olsalar kullarn Allah katnda eit olduklarn, ancak iman ve amel baznda
birbirlerinden stn bulunabileceklerini ifade etmektedir.
Nab'nin nl Hayriyyesi'nde ilim tahsilinin nemi anlatlrken yle bir
beyte yer verilmitir:
lme sa'y eylememekten hazer et tim sa'y ikisi birdir nazar et
Gerekten de ilim ile alma (sa'y) birbirlerini tamamlayan deerlerdir.
Daha dorusu ilim iin, almak arttr. alnca ilim kazanlmas gibi, ilim
sahibi insanlarn da almay terk edemeyecekleri, almadan durmalarnn
mmkn olamayaca aikrdr. Nab'nin bir gerei bu kadar yaln anlatmas
normaldir. Ancak ona Nab-i Pr denir. Prlik vasfn haketmesi iin bu basit
gibi grnen beyte phe ile

yaklamak lazmdr. Zira bu beyti bu haliyle herhangi bir air de syleyebilir.
Oysa Nab'nin dilinden dklnce bu beyitte bir nkte aramak kanlmazdr. te
onun iin ifade-sindeki "Ilm sa'y ikisi birdir" ibaresindeki ilim ile sa'y
(alma)'in ebced karln hesap etmek gerekir. Sonuta her iki kelimenin de
140 rakamn verdii grlecektir.
Divn airlerinin bu tr syleyilerine pek ok rnek bulunabilir. Ancak hemen
hepsinde ayn trden nkteler, kelime oyunlar ve ifadeler grleceinden fazla
sze gerek duymuyoruz, ill ki u beyti de zikretmeden geemeyeceiz:
Rakam-ye's ile yeksan saylr nm- emel Hrs hrmn eder ezcmle adedce
ta'kb
lk dizedeki ye's (karamsarlk, umutsuzluk) ile emel (arzu, istek) adnn
rakamlar 71'de yeksan saylrlar. Yani her bir emelin sonu yeistir. air bu
grn, bir sonraki msrada hrs hrmn'm (mahrumluk, mitsizlik) takib
ettiini syleyerek kuvvetlendirir. Gerekten de hrs, ebcedde 298; hrmn da
299 rakamn karlar. Daha nemlisi, hrsn sonu mahrumiyet deil midir?
stelik hrs ne kadar ok olursa, mahrumiyet ondan yine bir fazla olacaktr. O
hlde ne tl-i emeller besleyip sonunda ye'se dmeye; ne de hrs gsterip eli
bo kalmaya hi gerek yoktur. Hline kr gibisi var m?.. Elhamdlillah al
klli hl!..

"Mazmn"un Mazmunu
Divn Edebiyat denilince ilk akla gelen terimlerden biri hi phesiz
mazmun'dur. Eski edebiyatmzn kendine zg bir mazmunlar dnyasnda ceveln
ettii yahut eski airlerin anlatmak istedikleri dnceleri mazmunlar
vastasyla syledikleri gibi hkmler, Tanzimat'tan beridir mazmunu Divn
iirinin lazm- gayr- mufrklar arasna sokmutur. Mazmundan tam olarak neyi
anlamamz gerektii hususuyla, onun muhtevasn kavramakta karlalan
glkler son yllarda ilgilileri bu kelime zerinde dnmeye zorlam ve hemen
pek ok mazmun tanmn gndeme getirmitir. Ancak bugne kadar konu zerindeki
en geni makaleyi Sayn Prof. Dr. Mine Mengi yaymlad (bk. Dergh, s. 34).
Meslektamzn makalesini, mazmun konusunda yeni yorum ve deerlendirmeler
ieren yazlarn zlemiyle bitirmesinden edindiimiz cesaretle, biz de bu
konudaki dncelerimizi aktarmak istiyoruz.
Peinen syleyelim; Divn iirinin yrrlkte olduu dnemlerde "Mazmun
nedir?" gibi ciddi bir soruyu ne soran, ne de buna cevap arayanlar olduunu
sanyoruz. Mazmu-

nun ne olduu yahut ne olmad hususundaki pheler gnmzn problemidir. Eski
kltrn, toplumun ve hayat artlarnn deimesi sonucunda unutulan eski iir
gelenei mazmunun da ne olduunu unutturmu ve bu kelime "... zamann ak
ierisinde kavram olarak karlad anlamlarn yansra edebiyat terminolojisi
ierisinde terim olarak yeni anlamlar kazanm ve bugn daha ok terim
anlamlaryla kullanlr olmutur"1 Sayn Mengi de buradan yola karak mazmun
kelimesinin nce lgatlardaki kelime karlklarn, sonra da terimleme sreci
ierisindeki anlamlarn incelemi ve "Beyitler ierisindeki gizli olan sanatl
anlam", "Divn Edebiyat'nm kendi dnyas ierisindeki bilinen hayal, inan ve
dncelerin beyit ya da beyitlerdeki dolayl anlatm", "anlam, z, verilmek
istenen dnce, iirde ustaca sylenmi sz, ince, zarif anlatm", "benzeri az
olan, hatta bulunmayan sz", "sanatnn hner gsterme isteinin sonucunda
ortaya kan sz ustal" gibi tanm ve deerlendirmelerle mazmuna aklk
getirmeye alm, 161 zet olarak da "Mazmun, Divn iirinin yapsal
zelliklerinin ve daha ok estetik anlaynn bir gerei olarak vardr.
O, deiik edeb sanatlarla balantl bir dil ustaldr... ^ Mazmun,
ncelikle kavramlara anlam verebilme iidir."2 " hkmn getirmitir. Sayn
Mengi'nin btn bu grleri - isabetli ve doyurucu olmakla birlikte
mazmunu telmih, te- ~ bih, istiare ve mecaz gibi sanatlarla mukayyet bir
kavram olarak ele almas hususunda kk bir deerlendirme yapmak istiyoruz.
Bize gre mazmun bal bana bir sanat olup btn teki edeb sanatlarn da
en belirgin gayesidir. Nitekim sayn meslektamzn daha nceden bikr-i mn
konusunda yazdklar3 incelendiinde de ayn sonuca ulamak mmkndr. Bu
sebeple onun, "Mazmunlarn nemli bir ksm aslnda ak istiaredir.", "Mazmunun
znde istiare ile bir-
1 Mine Mengi [Prof.Dr.) "Mazmun zerine Dnceler", Dergh, c. III. s. 34.
2 Mengi, a.g.m., s. 35.
3 bk. Mine Mengi, "Divan iiri ve Bikr-i Mana", Dergh, c. II. s. 19.
1
likte phesiz mecaz da vardr" demesine veya "(Mazmunun) telmihle de yakn
ilikisi"nden sz etmesine ilvede bulunmak isteriz: Gerek mazmun, btn bu
sanatlardan destek alsa da aslnda bu sanatlara muhta deildir. Zira bize gre
mazmun kelimesi bugn iki ayr anlamda terimle-mitir: Birincisi, Divn
iirinin kuralc yaps iinde mtalaa edilen tebih ve mecazlardr. Sevgilinin
boyu yerine "selvi, elif, imd, Tb, ar'ar, fitne, kyamet vs.", duda
yerine "l'l- cm, irin, hokka, Mhr-i Sleyman, ate, kan, gonca, gl, b-
hayat, kevser vs.", yz yerine "ems, yine, yd, ayet, kble, glsen vs."
kullanlmas bu trdendir. Nitekim sayn Mengi'nin baz mazmun tanmlar da
kullanmlara uygunluk gstermektedir. Aslnda Divn Edebiyatnn kurulu
andan itibaren bu tr ifadeler tedricen geliip genilemi, sk sk tekrarlar
sonucunda iirin zn de etkileyerek mnnn iyiden iyiye tebellr etmesine yol
amtr. Szgelimi l'l veya gonca denildii zaman artk az' da ayrca
sylemeye gerek kalmamtr. nk her iir okuyucusu bunlarn "sevgilinin
duda" demek olduunu anlar duruma gelmi ve sonuta l'l ve gonca, "az" iin
birer mazmun hline dnmtr. Bizce bu tr mazmunlar Divn iirinin gyabnda
gelierek terimlemi olup hibir divn airinin mazmundan anlad gerek mn
bu deildir. Sanyoruz mazmuna yklenen bu ireti mn, divn iirinin bedi
zevk olmaktan kt son dnemlerin eseridir. Ne var ki mrur- zamanla bu
tanm doru kabul edilmeye balam ve Tanzimat'tan Cumhuriyet'e mazmunun gerek
terim anlam da sessiz sedasz bir keye ekilmitir. Nihayet, ga-lat- mehur
lgt- fasihten evl tutulmu, mazmunun tanmnda gerek lgatlar, gerekse
ihtisas sahipleri, olduka deiik vadilerde nicelik ve nitelik arar
olmulardr. Sevindirici olan odur ki son zamanlarda baz ilgili akademisyen
yahut Divn iiri merakllarnn mazmunun gerek kimliini arama gayretleri,
kelimenin ikinci -bizim iin gerek ve yegne- anlamn ortaya karmaya ve bu
konuya bir aydnlk getirmeye ynelmitir. Bu ikinci mnya gre mazmun, zetle:
"Bir szn (beyit, msra) altnda gizli olan mndr."

Kelimenin ilk gze arpan zellii ise gizliliktir. Yani "Bir mn veya mefhumu,
zelliklerini artrarak kelime gruplar iinde gizleme sanatna mazmun
denir". Bu mansyla mazmun hem bir oyun, hem bir hner ve hem de bir sanattr.
Beyitte gizlenen mazmunu kefedebilen okuyucu, iirle salkl bir ba kurar,
okuduu iirden holanr ve gerek mnsn anlam saylr. Divn iirinin en
cazip tlsm, karizmas ve gzellii de burada gizlidir. airin hneri
derecesinde okuyucu da iirden zevk duyacaktr. Bir bakma, Divn iirinin
mazmunu, halk iiri geleneinde klarn muamma asmalarna benzer. nk esas
olan, beyit (veya halk iirinde kt'a) zerinde dikkatle dnp gizli gzellii
grebilmek, kefedebilmektir. yleyse diyebiliriz ki mazmun, l-gaz veya
muammann beyte teksif edilmi bir benzeridir ve her beyitte grlemeyen, bir
eit aire zel sanat oyunudur. Belki biraz abartmayla, Osmanl sema
kahvelerinde halkn muamma zmesine karlk; aydnlarn eitli edeb mah-
fellerde mazmun zdklerini sylemek bile mmkndr. Keza meslektamz Cem
Dilcin'in bir makalesinde buna benzer bir mazmun zmlemesi baaryla
uygulanmtr.4 Sayn Dilcin, Fuzul'nin;
Her seh-kad cilvesi bir seyl-i tufn- bela Her hill-ebr ka bir ser-hat-
mek-i cnun
beyti zerinde dururken bu dizelerdeki Leyla ve Mecnn mazmununu hem manen, hem
lfzen, hem de hesben (eb-ced ile) gayet doyurucu bir ekilde izah etmitir. Bu
izahdan anlaldna gre mazmun, te'lif ittisali mnasebetiyle ve lfzen de
uygulanabilmektedir. Dier bir deyile hem mn, hem de lafz yoluyla mazmun
oluturmak mmkndr. air, istei dorultusunda bazen birini, bazen dierini
bazen de her ikisini birden uygulayabilir.
Askerliini yapm olanlar bileceklerdir. Zifiri karanlk gecelerde travers
eitimi yaplr. Buna gre geni bir arazinin
4 Geni bilgi iin bk. Cem Dilcin (Yrd. Do. Dr.), "Fuzul'nin Bir Gazelinin
erhi ve Yapsal Ynden ncelenmesi", DTCF Trkoloji Dergisi, c. IX. S.I, Ankara
1991, s. 43-98)

baz gizli yerlerine gndzden birtakm iaretler braklp
ipular serpitirilir. Gece askerin eline bir fener ve pusula
verilerek iaretlerden her birinin mesafe ve ynleri ile hedefi
bulmas istenir. Eer asker ilk iareti bulamamsa ikinci ve
dierleri iin verilen yn ve mesafeyi tayin etmekte mk
ltla karlaacaktr. Ama eer iaretleri doru bulursa bir
sonraki iaret daha kolay tesbit edilebilecek ve hedefe var
mak zor olmayacaktr. Ancak arazinin engebeli yaps ve ta
biat artlar hedefe giden yolda oyalayc unsurlar olarak
kendini hissettirecektir. imdi, bir beyitteki her bir kelimeyi
muhtemel birer iaret, mn veya ahengi arazi, mazmunu da
hedef olarak dnelim. air tpk komutan gibi, inisiyatifini
(slup) kullanarak arazinin (mn) eitli tabiat artlarn
(vezin, kafiye, ahenk vb.) en uygun bir sistemle (iirin genel
erevesi ve kurallar ile edeb sanatlar) iaretlendirip asker
lerin (okuyucu) hedefe (mazmun) ksa srede (az sz ile ok
mn ifade ederek, muhtasar ve mfid) emniyetle varabil-
164 meini (anlalrlk) ve bunu bir zevke dntrmesini sala-
? mak zorundadr. Yani mazmun, belli diller ve iaretler verile-
r rek, eitli ipular gsterilerek mn iindeki zarif ve sanat-
l mnya ulamakla kendini gsterir ve bedi zevk olur.
^ Mazmun, bir bakma Divn iirinin kuralc yapsndan
kaynaklanan bir reh-i n-refte (yrnmemi yol) arama gay-!j retidir. Bylece
airler beyte gizledikleri mazmun lsnde orijinaliteye ulamakta ve bir
iftihar vesilesi kazanmaktadrlar. En mkemmeli sylemenin esas olduu bir
nazireler edebiyatnda elbette ki mazmun bulmak, hele bikr-i mazmun yakalamak
g, ama nemlidir.
Mazmun, yerine gre dilden mnya; yerine gre de mndan mefhuma
sraylarla kendini gsterir. Baz edeb sanatlarn beyitte bulunup
bulunmamas da mazmunun neminin artrlmas iin birer vastadr. Ancak mazmun
iin edeb sanat art aranmamaldr. O, airin en byk sanat olarak,
balbana bir beyte deer ve itibar kazandrr.
Sayn Mengi'nin, mazmun kelimesinin terim mnsn anlatrken zikrettii,

Ey Riyaz K'be v meyhaneden birdr murad iki beyt-i dil-gdur kim ola
mazmunu bir
beytini incelediimizde, Riyaz'nin mazmundan anlad mn ile bizim
sylediklerimiz arasnda bir paralellik olduu grlr. air, K'be ile
meyhaneyi (mecazen kn kalbini) bir tutarak her iki kelimenin de mazmunu
olmak zere beyt-i dil-g (gnller aan ev) tamlamasn kullanr. Yaygn
intiba da zaten gnl ile K'be'nin "Allah evi" oluudur. Burada bizim iin
nemli olan, mazmun kelimesinin kullanldr ki "bir eyin altnda gizli olan"
veya "gerei aratrldnda karlalan mefhum" anlamn ihtiva eder. K'be
de, gnl de, sonuta kiinin Allah' bulduu ve hissettii dnlen
meknlardr.
imdi baz misaller vererek mazmunun bu tr anlam ve kullanlyla ilgili
szlerimizi pekitirelim. Bu misallerde mevcut olan mazmunlarn hibiri, beyitte
bizzat sylenmez. Ancak ipular verilerek okuyucunun mazmunu bulmas, anlamas,
kefetmesi istenir. Zaten bizim kabul ettiimiz mazmunun terim olarak asl
zellii de budur. Nitekim sayn Mengi de mazmunu bu anlamyla zikrederek
Fuzul'nin,
hma yrm giceler ayar ta'nndan sakn Sen meh-i evc-i melhatsn bu
noksandr sana
beytini inceleyip "ay tutulmas" mazmununu izah eder. Biz Fuzul'nin dier baz
beyitlerinden mazmun rnekleriyle konuyu amak istiyoruz:5
Bir yerde sabit et kadem-' itibrn Kim rehber- i eriat ola mukted bana
Beyitteki normal fontla dizilmi kelimelerin tamam namazla ilgilidir. Namaz
klnrken sa kadem (ayak) yerde sabit kalr, kmldamaz. Keza namazda
muktedya (nder,
5 Bu konuda merhum hocamz Prof. Dr. Haluk pekten'in Fuzul, Hayat, Edeb
Kiilii ve Baz iirlerinin Aklamalar (Aka Yay. Ankara 1991) adl eserinde
geni bilgi mevcuttur. Bu izahlara bakarak hocamzn da mazmun konusunda bizim
gibi dndn anlamak mmkndr.

imam) uyulur ve rehber edinilir. te bu beyitte namaz kelimesi hi gemedii,
hatta namazla ilgili ak bir ifade yer almad hlde okuyucu, airin, Hz.
Peygamber'in arkasnda namaza durmak veya onun yoluna uymak istediini
kefedebilir. Dier bir deyile bu beyitte bir "namaz" mazmunu gizlenmi
durumdadr.
Yine Fuzul'nin nl bir gazelindeki u matla beytinde de akayk (gelincik,
da llesi) mazmunu kendini gsterir:
Benim teg hi kimse zr perian olmasn ya Rb Esr-i derd-i ak u da-
hicran olmasn ya Rb
Normal fontla dizilen kelimelerin tamam akyka ait zellikleri bildirir.
yle ki: akayk ieinin yapraklar inceciktir (zr gibi), mr ok ksa olup
yapraklar birka gnde dalverir (perian), ortasnda dalama yarasn
andrr bir siyahlk mevcuttur. Keza da, gelinciin kzl rengini sembolize
eden ate vesilesiyle vardr. Yapraklarn dalmas, ayrlmasdr (hicran). Her
bitki gibi gelincik de bir kke baldr (esir).
te yine Fuzul'den bir tek msrada bir sultan mazmunu:
Senden etmem dd, evrin var ltfun yok deyip
Dd (adalet) ve ltf (ba, ihsan) padiahlara zg hallerdir. Cevr ise
airin gnl sultanna (sevgili) ait bir zelliktir. Fuzul'nin sevgilisine
"Sultanm!" diye seslenmesi ve onu gnlnn yegne sultan olarak gstermesi;
ama bunu yaparken "erbabna malmdur" mefhumunca ayardan ve iire n-
inlardan gizli tutmas ne zarif bir syleyi ve davrantr!..
Mecnn'un llerde vahilerle dostluk kurup bana kularn yuva yaptn,
sann-bann perianln, ak yznden deli olduunu ve delilerin gzne
cinlerin, perilerin grndn, yahut perilerin insan arpp deli ettiini
hemen hepimiz duymu, okumuuzdur. ite yine Fuzul'den bir Mecnn mazmunu:
iyn- mrg- i dil ziilf-i pennndadr Kande olsan ey per gnlm senin
yanndadr

Bu beyitte Mecnn'un ad anlmam, yalnzca zellikleri sylenmi ve bir mazmun
olarak mnya yerletirilmitir. Zaten Mecnn ad anlm olsayd mazmun deil
telmih yaplm olacakt. Hemen hemen ayn mazmunu rif'nin:
Billahi syleyin bana ey hvn- dest Sizden mi yoksa nev-i beerden mi
sevdiim
beytinde de grrz. imdi Nedim'in* u beytine bakalm:
Sinede evvel ne muhrik arzular var idi Lebde serke nlar aheste hlar var idi
Bu beyitte "selvi" kelimesi gememektedir. Ancak bilindii gibi selvinin
grnnde serkelik vardr. Barnda muhrik (yakc) arzusu olup da h eden
kiinin azndan kan buu da ge ykselirken selvi gibi dzgn kar.
Serviler rzgr ile salnrken "aheste h"lar ekerler. Gerekten de servilerin
rzgrda salnmalarnda "H" nidas duyulur. Nitekim eskiler mezarlklara selvi
dikilmesinin sebebini bu sese balarlar. Bylece serviler "H!" yani "O, Allah"
diye diye zikrettike kabristanda yatanlara ecir verilip gnahlar ba-
lanrm. ite Nedm de iindeki muhrik arzu ve ateli h'la-r anlatrken
selviyi hatrlamadan edememi ancak bunu laf-zen sylemeyi de gereksiz
bulmutur. Mazmunu zen kii, Nedim'in bu arzu ve ahlarla deta lme
yaklatn bu nedenle mezarlklar hatrladn, kendisini bu hle drenin
de selvi boylu bir nazenin olduunu zaten bilecektir.
Ayn beyitte bir ahu mazmunu da vardr, ikinci dizedeki serke (ban
ekmilik)ten airin kast "aheste" kelimesinin ba ksm olan "" hecesini bir
sonraki "h" kelimesinin bana ekmektir. Bylece sevgili de bir h olacaktr.
u da bir dervi mazmunu:
Kalbini sf eyleyen cm- safay neylesin Ak ile demsz olan sz nevay
neylesin
Derviin kalbi saf (temiz) gerektir. Ancak o zaman ilah akn tecelllerine
muhatap olur. Bunun iin tarikat adabn-

ca dem ekmeye gerek vardr. Keza saz u neva da tekkelerin pek yabancs
saylmaz.
Mazmunlar, yalnzca bir mefhum veya mcerred dnce zerine bina
edilmeyebilir. air, stad olunca kendi an ve yaanlan hayat da
mazmunlatrmaktan kendini alamaz, ite Bak'den bir beyit:
Her yneden ayana altm akp gelir Ecr- ba himmet umar cybrdan
Zaman XVI. asrdr, imparatorluun kemal noktas... Muhteem Sleyman'n
dirayeti, her yandaki lkeleri kendisinden himmet umar duruma getirmitir. Pek
ok lkeler cizye veya vergi usulyle bu ihtiamn ayana altn aktr. Bak de
sonbaharn altn renkli yapraklarn rmaklara mecbur gsterirken Osmanl'nn o
gnk hlini maz-munlatrverir.
Karacaolan'n aadaki drtlnde ekerle beslenen "tut" (papaan)"
mazmununu okuyunca, airin bunu divn iirinden etkilenerek veya bilerek mi
yaptn, bir tevfuk eseri mi olduunu, tevarde mi rastladn, iir dilinin
ilene ilene sanat da beraberinde mi tamaya baladn yahut ortak kltr
birikiminin sanatla m yorulur olduunu dnmekten kendimizi alamayz:
Deryalarda yzer gemi eker dudann yemi Sregr devran demi Devran geer
demedim mi
Grld gibi burada mecaz yok, tebih yok, telmih yok, istiare yok.
Dorudan doruya bir mazmun var. air sevgilisine tut demekte.
rnekleri oaltmak mmkndr. Zira her air kendi miktarnca mazmunlar,
bikr-i mazmunlar ile ann gereini yapyordu. Bugn mazmuna deiik anlamlar
verilmesi bu gerei deitirmeyecektir. Ancak sevindirici bir husus vardr ki,
artk her ke banda bir "kaz-kazan"n mevcut

olduu gnmzde Divn iirinin kaz-kazan durumunda olan "mazmun"un mazmunu
stndeki sis perdesini kazmak kolaylamtr. Konuyu yeniden gndeme getiren
sayn Mine Mengi'ye tekrar teekkr ediyor, ilgili kalem erbabnn grleri
dorultusunda mazmun'un kimliini bulmasna katkda bulunulmasn istiyoruz.
Meseldir:
Msdeme-i efkrdan barka-i hakikat doar

Beyit, air ve iir Anlay
Divn iirinin klasik olma zellii ve kendi hayal dnyas, airlerin de
belli dnce sistemlerine sahip olmalarna yol am, onlarn edeb
dncelerini ekillendirmitir. Fikri ve zikri, kali ve hli ne yolda olursa
olsun her Divn airinin dnce doktrinlerini belli bir sistemi iinde edeb
mecralara dkmesi istenir. Dier bir deyile her beyit, dilinden yahut
kaleminden dkld airin sahip olduu kiilie gre yorumlanr. Ancak yaygn
baz teamller vardr ki ekil ve kural itibariyle baka trlsn dnmeye
imkn bulunamaz. imdi birbirine benzeyen -meyhaneyle ilgili- beyit zerinde
durup airlerine gre yorumlar vererek konuyu aalm. Net (. 1674) yle
diyor:
Zahid aya yer mi basar imdi Net Mey rhte bin pare yatur cm ikeste
Ey Net! kadeh krlm, bin para yatmakta (ve) arap da (salp) dklm.
Artk zahidin (hi) aya yere basar m (yani artk keyfine diyecek yok)!..
Beyti nesre evirirken "Net" ismi ile "zahid" sfatnn

yerlerini deitirmek de mmkndr. Bu durumda mnya "Ey zahid,.." diye
balamak gerekir ki aya yere basmayan kii, bu sefer de Net'nin kendisi
olacaktr. Her ne hl ise! Bu bir sanat incelii. Bizi ilgilendiren husus,
beyitte sz konusu edilen manzaradr. Buna gre olay bir meyhanede cereyan eder.
kiyi ienler, kendilerinden gemiler. Zevkten ayaklar yere basmyor (sarho
olan bir kiinin aya istese de yere basmayaca ve hemen yklaca iin
burada hsn-i tall sz konusudur). Dahas, kadehler krlm, arap da hepten
yerlere dklm. Artk varn siz aya yere bas(a)mayan sarholarn bu krlan
kadehler ve dklen ikiler arasndaki acnacak hllerini gznzn nne
getirin. Bu meyhaneye burada anladmz biimde ve beyitteki kelimelerin
yalnzca grnen d anlamlaryla bakarsak iren bir manzarayla karlamakla
kalmaz, midemizi azmza da getirmi oluruz. Oysa divn airine gre byle
sylemek bir zarafettir. nk o, buradaki kelimeleri tamamen mecaz anlamlaryla
kullanmtr.
Evvel, zahid, din kurallara sk skya baldr. O, te lemin nimetlerini
bu dnyadaki zevk ve elenceye tercih etmi olup bu yzden deta srekli ibadet
halindedir. Hatta dinin dna taanlara kar hi hogrs yoktur. O, rindli-
in zdd bir davran biimini tercih etmitir.
Saniyen, beytin mellifi Net (Ahmed Dede), bir Mevlevi eyhi ve Edirne
Mevlevhanesi postninidir. Braknz meyhaneye gitmeyi, meclisinde ikinin
adn anmaz ve andrmaz. O hlde beyitte kullanlan kelimelerin mecaz
anlamlarna bakmamz gerekir. Tasavvuf stlahnca "meyhane" tekke'den
kinayedir. Buradaki "iret meclisi", ilah yaknlktaki lezzeti karlar. "Mey"
ilah ak, "cm" ise kn kalbidir. Bu durumda sz konusu manzara; tekkede
zikir esnasnda kendilerinden geen ilah ak erbabnn dnyay unutmuluunu,
aya yere basmayacak derecede ilah ak sarhou olduklarn gsterir.
imdi dnmek lazmdr; erbb- seyr suluktan byle szler sadr oldu diye
onlar tekfir, tahkir yahut tezyif etmek asla reva deildir. Bunlarn meyden,
neyden, meyhaneden,

171

rindlikten, zhdden, ktan, mauktan vs. maksatlar farkldr. Btn bu
kelimelere tasavvuf stlah olarak baka mnlar yklenir. Bylece baz
tasavvuf! hakikatler, dervilere, muhiblere daha kolay anlatlm, kavratlm
olur. Muhatabn anlayaca tarzda konumay emreden hads-i erif de buna cevaz
verir. Yoksa gnmzn yar aydnlar gibi kelimelerin zahirine bakarak
erenlerden olan bu ztlar ikici, sarho, ahlksz diye itham etmek abestir.
Bu yzden olacak ki, tasavvuf yolunun ileri gelenleri, kendilerinin byle
athiyyat veya cezbe ile inad ettikleri szlerini zahir ehlinin okumasn men
etmi, haram saymlardr. nk bir hakikati muhataba anlatmann en geerli
yolu, onun anlayaca dilden konumaktr. Baz hakikatlerin mecaza
brndrlerek sylenmesi, muhatabn ondan kendi miktarnca faydalanmasn
kolaylatrr. Fabller de byle deil midir? Gerekleri btn plaklyla
sylemek, ehli olmayan kiileri azdrabilir, davadan soutabilir. Gerekleri
anlamaya istidatl olanlar da bu durumlarda cnu-na vardklar bilinmektedir.
Dahas, tasavvufun salt hakikatleri, her devirde mevcut olan baz mutaassplar,
szn sahibine kar ktle tevik edebilir. Hallc- Mansur'un, Ne-sm'nin
bana gelenleri bir para da bu gerekilie hamletmek pek hatal olmayacaktr.
Nitekim tasavvufun ilk yllarnda sufler, gerek nazm, gerek nesir olsun hemen
pek ok sz mecaza brndrmlerdir. Her ne kadar mild onuncu asrdan sonra
tasavvuf geni corafyalarda mkes bulup yer yer serbestlie ynelmise de mecaz
sylemek, bir kez kural hline gelmitir ve hemen her sz sahibi sf,
kelimelerini mecaz kalbna dkerek anlatmda bir det ve gelenek
oluturmulardr. O kadar ki, artk tasavvuf asnn znden mecaz mikrobu
arndrlamam, istenilmese de hakikat mecaza gebe braklmtr. Bunun en
nemli zarar, tasavvuf dnyasnn dnda kalanlarca mecazlarn hakikat gibi
alglanmasna ve hatta tevik edici davranlara yeltenil-mesine kap
aralamasdr.
Anlatrlar ki; bir mecliste ulema ve meayihten bir zatn, arap ve dilber
vasfnda gayet rindne bir iir okumas ze-

rine, onun mrid ve talebelerinden birisi olan zamann kadsna ikayette
bulunmular. Cevap vermi:
- Fesbhnallah! Efendi hazretleri stadmzdr. Fart- takva ile muttasf,
ashb numunesi bir zttr. Eminim ki arabn rengini bile asla bilmez. Hele
zevcesinden gayr bir kadn grmedii tabidir. Fakat airlik, demek ki baa
bela. Hi de alk olmad ve bilmedii eyler sylemi.
Buradaki hadisenin benzerlerine Osmanllarda sk sk rastlamak mmkndr.
Oysa bir yandan taassup fikirleri, dier yandan teceddt erbab, en munis
tasavvuf iirlerinde bile kendi karlarna hizmet edecek malzemeler bulmu ve
Hak klarnn glgesinde yine tasavvufa zarar vermekte onlar alet
edinmilerdir. Denilebilir ki iin yalnzca zahirine bakan mteyih (sahte
eyler) takmnn tremesi ile tekkedeki hayatn gittike yanl mecralara
ekilmesinde de bu tr iirleri laykyla anlayamamann tesiri olmutur. Eski
Trklerin "karabudun" dedikleri cahil takmn elbette tasavvuf kisvesi altnda
iki, esrar, zevk ve elence dnyasna ekerek kandrmak pek ok karc
sahtekrlarn iine yaramtr. Garip olan odur ki, mecazn zararnn grlmeye
baland son birka asrda bile bu tr ifadeden vazgeilmi deildir ve hatta
belki tervi edilmitir. Nitekim hangi eyhin divnna baksanz yukarda sz
konusu ettiimize benzeyen yzlerce beyit bulmak mmkndr. imdilik bunu
geelim.
u beyit izzet Molla'nndr (. 1830),
Sen mubeeyi sev de ne derlerse desinler Meyhanede kal evde ne derlerse
desinler
ok ak ve kaba olarak beytin nesre evrisi yle yaplabilir:
Sen meyhanedeki mubeeyle zevk safn yoluna koy da evde bire ailen ne halt
ederse etsin!..
Maalesef ve maatteessf!
imdi beyti aklamaya alalm: "Mubee", eski ran'da, evinde arap satan
mecsnin rana verilen

isimdir. "Bee", pili demektir. Osmanllarda meyhane muosuna bu ad verilirdi.
Malm, eskiden istanbul'un Galata, Fener, Sandkburnu gibi pek ok meknlarnda
nl meyhaneler vard ve buralarda gen, gzel olanlar rak olarak
altrlrlard.
Bu beyitte, ilk bakta islam geleneine aykr olarak mslman tabiat ve
seciyesinin temeline dinamit koyan iren bir ahlkszl tervi vardr. Ama
gerekte bu bir klasik iir syleyi tarzdr ve asla izzet Molla gibi bir
airden byle bir hlin sadr olmas dnlemez. Hatta Molla'nm byle bir
ahlkszl tevik etmesi hayalimizin bile dndadr. Tarihen bilinmektedir ki
o, zarif, ehl-i rz, hamiyyet sahibi ve devrinin gzel ahlka parmakla
gsterilen mmtaz bir ahsiyetidir. Toplumu dzeltmeyi kendine iar edinmi,
kalemini de fikrinin hizmetine vermi ve bu uurda menfalarda vefat etmi bu
koca Osmanl iin byle meyhanelerde sabahlamak, evdeki hanmnn hakkn
inemek, adn sarhoa karmak vb. gibi ayplar asla dnlemez. O hlde, bu
beyit neyin nesi? Bu beyitte syledikleri yalnzca bir slup meselesi ve
edebiyatmzn klasik syleyi tekniidir. Divn iiri, rindlii vd iin bu
tr syleyilere hemen her airde ska rastlanr. Her ifadeyi kendi a iinde
dnmek ve irdelemek, bu bakmdan ok nemlidir. Bugn dnya deimi,
kelimelerin mn ve arm alan daralm, ifadelerin ksrl artm, daha
da nemlisi Divn iirini klasik slubu iinde deerlendirebilecek altyap ve
kltr kaybolmutur. Nitekim izzet Molla'nn yaad ada airlik; terbiye ve
zarafet, hatta kibarlk iin elzem saylrd. O devrin sohbetleri bile birtakm
mazmunlar ve bu yolda telmihler ile devam eder, szler mensur iir kalbnda
sylenirdi. Bylesi gnl sohbetleri sabaha kadar uzarken ehl-i dil hibir insan
bu trde syleyilerden edebe mugayir bir anlam karmazd. O dnemin arifleri
ve zarifleri de tpk daha nce anlattmz mutasavvflar gibi baz anlay ve
telakkileri ok masumane telaffuz ederler, byle inanrlard. Mesela
edebiyatmzn batan sona "mauk" imajn kullanm, hibir Allah kulu da
"mauka" dememitir. Bir edip iin

y u n ehli olmak da sanki kanun mesabesindedir. iirlerde din ve dindar
insanlar zemmedilir. Ahlk alaya alnr. Serserilik, fakirlik ve zibidilik
revata gsterilir. Ancak i uygulamaya gelince bu airlerin hibiri, muvahhid
mslman kimliini terketmez. Dikkat edilirse zaten btn bunlar edebiyat
kelimesinin -ki edep kknden gelir- mansyla taban tabana zttr.
O hlde yukardaki beyit veya buna benzer iirler ihtiva eden divnlar bugnn
artlaryla deerlendirir ve kelimeleri plak anlamlaryla karmza dikersek
bu kiilere edip demememiz lazmdr. Edb, her eyden nce terbiyeli, ahlkl
olmaldr. Nitekim izzet Molla da yledir, dierleri de... Sadece, grdkleri
klasik iir terbiyesi, onlarn bu ekilde sylemelerini gerektirir, o kadar.
Onlarn grdkleri gzle bakldnda, syledikleri ne kadar ulv, ne derece
muhteemdir. Ancak bunun istisnas yok mudur? Elbette vardr, ite nc tr
iirler bu noktada devreye girerler. Her snfta olduu gibi airler zmresinde
de ahlk d davrananlar bulunmaktadr. Daha nemlisi, ok mkemmel eserleri
olan ve adn ahlk vadisinde grmeye altmz bir airin de bazen bir
"Derenme", bir "evkengz" vb. eserler yazdn, hatta hezliyat ve kfriyatta
ok ar gittiini grrz. Bunlar birka istisnadr. Ancak, yine de bu nc
tr airler zmresinde ve onlarn edebiyat ekolnde yer alan bir hayli air,
epikryen felsefenin en ateli temsilcileri olarak hayatn anasn satm; zevk,
elence ve sefahatin dili, duda olmulardr. Bunlara gre;
Sfi mecaz anlad yre muhabbetim lemde kimse bilmedi gitti hakikatim
anlay geerlidir. Hakikati sylerler, ama kanun korkusundan bunu mecaz gibi
gsterirler. Ancak inkr etmemek gerekir ki, bunlarda da bir zarafet sz
konusudur. yle ki kfrederken bile byk, sefahati anlatrken bile muhteem,
ahlkszl sylerken bile caziptirler. Tabiri caizse, zehri altn kadehte
sunar, acuzeyi allayp pullayp taze geline tahvil ederler. Bunu yaparken de
asla pespaye olmazlar. Hele g-

nmzdeki ahlk d edebiyat (!) mahsullerinde, argo ve kfr dolu televizyon
programlarnda, kulak misafiri olurken bile yzmz kzartan konumalarda
olduu gibi taze gelini de kocakar klna sokmazlar. Ne denli mstehcen
olsalar bile asildirler. Bunlarda ne sflerin derin vecdle dolu mecazlar, ne
de klasik iirin derin mn ykl, tekellfle bezenmi msralar vardr. Bunlar
vezinli sz yeteneiyle yaratlm airlerdir. Din ve ahlk taraflarn pek o
kadar nemsemezler. Azlarna geliveren her trl sz iir kalbna dkmekten
zevk alrlar. Gzel bir mazmun, ince bir mn, ho bir syleyi uruna pek ok
meziyet ve erdemlerini feda etmekten ekinmezler. Hele darb- mesel hkmnde bir
bikr-i mn yakalayacak olsalar "geldi kafiye, gitti safiye" mefhumunca, aslnda
hi de tenezzl etmeyecekleri bir fiili (hrszlktan hainlie, sarholuktan
nonolua) ilemi gibi vnmekten geri kalmazlar.
Yaanm bir hadisedir: air smailpaazde Kr Hakk Bey, ran ah iin bir
kaside yazm! i ahn vmek iin inemedii snn inan sistemi
kalmamtr. nl air Kzm Paa bir gn ona rastlar ve taklr:
- Hakk, sen Acem padiahn methedeyim derken gvur
olmusun!
Hakk Bey suratn ekiterek ve muhatabn kmseyerek cevaplar:
- Kzm, ben senin bu derece aptal olabileceini bilmi
yordum. Ayol ben kasidemle Nef ''yi gemeye altm; g
vurlua kim bakar?
te bizim nc beytimiz, yine bu nc tr airlerin en sekinlerinden
olan Nedim'e (. 1730) ait. Syledii yz-lercesinden bir tanesi:
Bir cam bir del'l-i lebin sundu mubee Pr-i mugn olas aceb merebimcedir
Gen sak bana bir kadeh arabn, bir de l'l dudan sundu. Hay ok yaayas,
houma giden eyleri nasl da bilir!...

Ezcmle; Divn Edebiyat'nda her bir iiri syleyenine, syleyiine ve
kaidelerine gre deerlendirmek gerekir. Ama ncelikle her iiri kendi devri
iinde ele almak arttr. Ne her okunan kelimeye anlammz basit mnlar yuk-
lemeli ne de tamamen mecaz kabul etmeye ynelmehyz. Belki her bir kelimesini
iyiden iyiye inceleyip layk olduu mnsn bulmalyz. Buna ramen houmuza
gitmeyen, yahut aykr dncelere kap aralayan syleyilerle karlarsak,
Arab'n dedii gibi "Huz m safa, da ma keder yolunu tutmalyz.



Varn, yorumu siz yapn.

1 SafaClOsn (iyisini) al; keder(Hsin)i (ktsn)

"Yazmak" Fiilinin Eski iirimizdeki Maceras
Yazmak, dnyadan daha evvel yaratlm bir eylemdir. Bu bakmdan genel mnda
"yaz" bir icat deil, bir keiftir. Zira takdir-i lh Levh-i Mahfz'da
yazldr. Yani szn ebedlik kazanmas, yaz ile mmkn olmutur. lm, herkes
iin eit uygulama yaparken yazya bir para iltimas geer. Onun iindir ki
lah kelm, daha ilk zamanlardan itibaren yaz ile korunmutur. Btn bilimler
yaz sayesinde vardr. Sanat dallarnn bir ksm da keza yazya muhtatr. iir
gibi...
iir yazmak, sanatn sz ile yaplan en soylu blmdr. Divn airleri de
pek az dnda manzumelerini, yazarak oluturmulardr. Bir air sylemeye
ynelik yahut yazmaya ynelik bir sanat endiesi takip edebilir. lham persi
sk sk kendilerini ziyaret eden airler, sylemeye nem verirler. Bunlar
airane kiilerdir. Birdenbire parlayan bir k, ufuklarn aydnlatr ve
ardndan beyit/beyitler sralanr. Ancak klasik gelenek -ki Divn iirinin
klasik olma zellii daima n plandadr- baz iirleri uzun uzun dnmeye ve
sonra yazmaya ynlendirir. Zira ona gre daha evvelki stada benzemek, onun gibi
yazmak ve kabiliyeti lsnde onu a-

mak n plandadr. Mamafih sylemeye ynelik endie tayan airler de nihayet
yazma aamasnda klasik olacaklardr, ite baz manzumelerin bir veya birka
beytinin ok enfes olup da dier beyitlerinin eskileri tekrardan te
geememesinin bir sebebi budur. airin zihninde birdenbire douve-ren ilhamlarn
meyvelerine, biz Divn iirinde ah beyit deriz. h beytinin yannda satr
oluturan beyitler ise dnlerek yazlan birer fikir iiliinin eserleridir.
Ancak bu tr sanatkrl ylesine baar ile icra eden airler vardr ki
yazlan manzumenin tamam ah beyit mesabesinde kda dklr (Yek-vaz ve yek-
henk gazeller gibi). te beyitler btn bu aamalardan geip manzume biiminde
yazya geirilirken yazmak eylemi airi zaman zaman dndrr ve yaz hakknda
fikirlerini yenilemesine yol aar. Buna yaz ile alkal dier kutsal
dnceleri de ilve edince yazmak eylemi ile air arasnda bir gizli yaknlama
kendini gsterir ve bizzat yazmak da iire konu olabilir.
Sz yazmaktan almken Sayn insi Tekin'in bu konuya dair derinlemesine
bir incelemesini gzard etmek mmkn deildir. Sayn Tekin, "Itikaknn
Kesf'nde yazmak fiilinin nasl, nerede ve ne zaman "yaz yazmak" anlam
kazandn, fiilin etimolojik yapsn, eitli kaynaklarda hangi anlamlaryla
yer aldn vb. incelerken, fiilin Tanklaryla Tarama S'z/'ndeki u mtak
ve anlamlarna yer veriyor:
" 1. yaz-: Naketmek, resmetmek, ssleyip bezemek
2. yazc: Ktip
3. yazn-, yazl-: Kendisi iin istinsah etmek, kaydedilmek, takdir edilmek
4. yazlu (=yazlu): Yazlm, yazl
5. yazlyazu: Talih, nasip, kader, almyazs."
Prof. Tekin, Eski Trke devresinde yaz - fiilinin "hata et-
; gnah ile- anlamalarna da geldiini rnekleriyle anlatrken (msl. yaz-yanl
-: yanlmak, gnaha girmek, yazuk: gnah, yaz gel-: acmak, merhamet etmek ve
gnmzdeki

yazklar olsun, gibi...) diyor ki: "Bu durumda elimizde iki fiil var: 1. yaz -;
gnah ilemek, 2. yaz -; yaz yazmak, naketmek, kaydetmek. Yukarda grdmz
gibi bunlardan ikincisi XI. asrda ilk defa Ouzca'da bir ive hususiyeti olarak
grlr ve gnmze kadar biz Bat Trklerinin dilinde yaygn bir ekilde
kullanlr. Birincisi, yani "hata etmek, gnah ilemek" mnsndaki yaz - ise
Trkenin ilk dneminden balamak zere gnmze kadar gelir, fakat bizde, yani
Anadolu'da bugn iki yerde skp kalmtr; yazk (yukarda grdmz "gnah"
mnsndaki yazuk) ve de yaz -, otura yaz - (mesela "Ali apkamn stne otura
yazd") gibi ana fiilin eyleminin "az kalsn vuku bulacan" ifade eden bir
"tarifi yardmc fiil" olarak kullanlmaktadr."
Bizim imdi szn edeceimiz iirlerdeki "yazmak" fiili, bu zikredilen
mnlarn bir ksmn ifade eder mahiyette kullanlmtr. Keza yazmak fiilinin
arm yoluyla baka anlamlar kazand yerler de vardr. Bunlar zaman 180
geldike zikredeceiz.
Divn iirinin nazire gelenei -biraz da klasik kalma en-= diesiyle- daha
evvel sylenen bir sz, daha cazip biimde yenilemeyi ngrr. Hemen pek
ok airin divnlarnda yer l alan ayn ifade tarznn ana sebebi budur.
Ancak baz byk airler ylesine mkemmel nazireler gelitirmilerdir ki
bu | slplar onlar dierlerinden farkl klp mstesna syleyilere
ulatrmtr. Bu tr iirler karlatrlnca ilk bakta birbirine benzer
grnseler de iirin ruhuna inildiinde her birinin yekdierine stn geldii
grlecektir.
imdi geriye dnelim ve ortak vasf yazmak olan, baz airlerin neler
yazdklarna, yazmak istediklerine, yazdrdklarna, yazlmasyla mutlu
olduklar dncelere ve yazmak fiilinin mtaklaryla ilgili izgi d
ifadelerine bakalm. Burada sz konusu edilecek iirler yazmak eylemini deiik
kip ve ekimlerle redif edinmilerdir.
eyh (. 1431 ?) samimi duygularyla isteklerini dile getirdii bir iirde,
fiilin "yazam" istek kipini kullanarak bir prototip oluturmu ve bol arml
ifadesiyle deta yeni

bir yol amtr. Bu iirde eyh, nce iindeki ak cokusunu sultana iletmek
istediini belirterek o cokuyu canna yazmay gnlnden geirir. Bu arada
iirini yazd defterin her bir sayfasnn cier kanyla boyandn grr ve
anlar ki meer bu macerasn blmler hlinde kan ile yazm... Sonra denizlerin
mrekkep, btn yaratlmlarn da kalem olmas hlinde yine de akn macerasn
anlatmaya yetmeyecei gereini farkedip bu ak ateini dile getirebilmek
arzusuyla aktt gzyalarnn, her yeri su ile kapladn, dolaysyla
yeryznde yazacak yer kalmaynca hnn duman ile bu maceray gklere yazmay
dndn belirtir. Dahas, kendini yr eiinde hi ikayet etmeyen bir kle
olarak grr ve onun vuslatna teekkr edebilmek iin feda edecei eylerin
snrsz olduunu syler. Sonunda da kadere boyun eer ve hline krederek,
kendisinin iir yazmak hususunda zamann yegnesi olduunu iftiharla syler.
iir udur:
Nice ki evk-i dern kssasn hn'e yazam Gnl diler kim ann muskasn cne
yazam
Bayand hn- cierden varak varak defter Bu maceray meer pare pare kne yazam
Meded klarsa denizler midd olup cmle Kenre ermeye bu nme b-kenre yazam
Yeri su kld yam ehr-i nr evki meer Duhn- ahm ile levh-i
sumneyazam
Bahnesiz yazarm eiinde ben de beni Aceb visaline krneye bah ne yazam
Ne yazsa defterine raz ol ezel kalemi Ki eyh adn divnma yegne yazam
imdi konuyu deitirelim. Zaman XV. yzyl... ey-h'nin Germiyan'da
(Ktahya) yazd bu coku dolu dilek iirinin stnden yaklak yarm asr
gemitir. Osmanl saraynda (stanbul), Trk iiri, kuruluunu tamamlayp
zirve-

lere talip olurken Ahmed Paa (. 1497) aristokrat edasyla yeni bir iir kaleme
alr. Bunun da redifi "yazmem". Paa, gemi zaman kipiyle, neler yazm,
imdi grelim:
Ser-nme-i muhabbeti cnne yazmem Hasret risalesin varak- cne yazmem
air sevgilisine bir mektup yazyor. Ancak, ne mektup!.. Can yaprana
yazlm bir hasret anlatm!.. Allm olan odur ki, byle muhteem bir
matladan sonra genellikle iirdeki heyecan giderek azalr. Halbuki burada ikinci
beyit okunduunda, tam tersine bir duygu trmam kendini gsteriyor:
Nlilerini derd ile b-re blbln Bd- sab eliyle glistne yazmem
mdi, Ahmed Paa'nn eyh'ye ait olan yukardaki iiri grm olma ihtimali
kuvvetlidir. Eer grdyse, nazire kskacn paralayp nev-i ahsna mnhasr
bir ifade ile gz-182
mzn nnde yeni bir lem amaktadr. Yok eer gazeli
grmediyse bir slup tevard sz konusudur. Zira blb-
~z 1n inleyilerini baka kim dnp de bd- sab eliyle g-
listna yazdrr? Buradaki yazmaktan kast, "takdir" olun-
maktr ki blbln inleyilerinin gl bahesine takdir edil-
- diini gsterir. Okumaya devam edelim:
E
Zlfn hikyetini gnlde misl edip Gam kssasn levh-i perineyazmem
insan bu beyti okuyunca Ahmed Paa'nn "sz"e nasl zge bir imza attna
ahit oluyor. Denilebilir ki bu szn paas yine bu Paa'nn szdr. Yani gam
kssasn yazarken sevgilinin perian (darmadank) salarm dnp ona
benzetmek gayesiyle yine pern sayfalara yazmak.. Olur, ey deil!.. stelik
yazmak fiilini tevriyeli kullanp bir yandan gam kssasn parampara bir sath
hline gelen gnlne yazdn sylerken, dier yandan gnlne yalnzca bu
kssay alnyazs olarak setiini, nasibinin bundan ibaret olduunu ma
etmektedir. Bir sonraki beyit daha bir ayr lemdir:

Resm etmiim gzmde haylini gyiy Nak- nigr- saar- mercne yazmem
Paa'nn "yazmem" ifadesi bir tecrbenin habercisi olarak iirin tamamn
ssler. Ancak bu tecrbe son beyitte bir maceraya dnmektedir. Sevgilisinin
hayalini gzne resmetmek airler arasnda pek harclem bir hayaldir. Ama bunu
sylerken Ahmed Paa kadar baarls da zor bulunur dorusu... dikkat edilirse
burada yazmak fiilinin "resmetmek, resmini izmek, naketmek" gibi mnlar
kullanlmtr.
Gazelin son beyti Fatih dneminin fetihler zincirinden bir halkadr. Sz
yurdunu fetheden u ifadeye baknz:
Tb- ruhunla szunu yazarken Ahmed'in evkinden odlara dben yne yazmem
Sevgilinin yanan ateli ateli anlatrken birdenbire o
ateli szlerin etkisiyle tutuup yanayazmak (yaz- fiili yar
dmc fiil)... Mthi bir mbalaa! nsan hayrette brakyor. 183
Bu iirdeki beyitlerin hangisine ah beyit diyeceimizi a- "
ryoruz dorusu. yleyse be adet ah beytin bir araya top- ^-
landm sylememize kimse mani olamaz!... 3
Ayn asrn insan olup bu yolda yryen bir baka air ise " isteklerini
bakalarndan bekliyor ve kendini buna mstehak -o hissediyor. eyh, kendi
iini kendisi grmek istiyordu. Ah- -med Paa, mazi sigasyla bir nakl-i
macera peindeydi. Necat (. 1509) ise aadaki ifadelerinde yine istek
kipiyle nce dileklerini dilim dilim dillendirir, sonra arz- hle geer:
Yarar kim seni ser-defter-i hbn yazalar Nme-i hsnn iin bir yeni unvan
yazalar
Dikkat edilirse beyitte gizliden gizliye bir tahakkm ve icbar sezilir.
Necati'ye gre sevgilinin, zaten gzeller defterinin en bana yazlmas
kanlmaz olup onu dier gzellerden ayrc bir ifade arttr. Her kim bunun
hilafna hareket eder, hakszdr, kadir-n-inastr. Dikkat edilirse beytin ilk
msrandaki "yaz-" fiili "belli bir mertebeye yer-

letirmek, deerini ykseltmek"; ikinci msradaki ise "ortaya koymak, ibda
etmek, icat etmek" mnlarn ihtiva eder. airin bu beyitteki tahakkm edas
ise bir sonraki beyitte yle devam eder:
N'ola gelse hat- sezbin ne hatas ola kim K 'be'nin evresine yet- i Kur'n
yazalar
Sevgilinin hats sevene sevap grnrm. ite bunun en gzel rnei, en
cazip terennm. Bu beyit Ziya Paa'nn "Trkshna temel komular" msran
hakl karmaya yeter (msradaki -lar okluk eki Ahmed Paa, Necati ve Zat'yi
kapsar). Mteakip beytine Necat, "Din (deyin)" ifadesiyle balar ki hl-i
dernunu ilm ve arz- hl eylemektedir:
Dinu etbbaya ki Kanun u if yazmaktan Hner oldur ki gam- dilbere derman
yazalar
Bilindii gibi Kanun ve if, ark kltr ve biliminin zir-_, velerinde
oluup Bat leminde de kabul grm iki nl tb kitabdr. Ancak bunlar beden
arazlara dairdir. Necati'ye gre asl hner sevgilinin ak gamna (beden deil,
ruh ve akl) derman bulmaktr. te nazireler edebiyatnda bir orijinalite ve
bir taze ed!... te ona stad denmesinin sebebi! Ne eyh'ye, ne Ahmed Paa'ya
benzemekte. Sylenen onca gzel beyitler zerinde kalem oynatmak elbette her
babayiidin harc olamazd. Bir defa ifadeyi ve eday deitirmek gerekirdi.
Sonra yeni bululara ihtiya vard. Dahas, dierlerinden gzel olmayacak sz
sylemek de abes olurdu. Hele hele Ahmed Paa hayatta iken byle bir cr'et
ancak onun dengi olmakla mmkndr. phesiz Necat, kendinden emin ve baarl
olacan bilerek bu msralar yazmt ve tabi olarak yanlmamt. stelik bu
beyitteki "yazalar" ifadesinde bu fiile "bulmak, ortaya karmak" anlamn
yklemekte,
Devam edelim:
Ekevz gibi rakibi gelicek hatt- lebin
Dn redd olma iin mhr-i Sleyman yazalar

eytanlar, cinleri kovmak iin atalarmzn ne kadar zaman mhr-i Sleyman
tlsm izdikleri ve ne kadar zaman sonra bu detin ortadan kalkt ayr bir
aratrma konusudur, islam el sanatlarnda mhr-i Sleyman (altgen yldz)
eklinde pek ok motif yer alr. Barbaros'un sancanda bu motifi bulmak bir
yana, cami tezyinatnda ayn eklin sk sk kullanldn grnce, insan ister
istemez eytanlarn camilerden uzak durduuna dair bir hsn-i bid'at tefekkr
ediyor. Beyitte geen "yaz-" fiili bu defa "izmek" anlamyla kendini gsterir.
Her neyse! Bu tr halk inanndan gelme ifadeler ve mahall unsurlar
Necati'nin nemli bir zellii olarak Trk iirinin, her iki anlamda Acemilikten
kurtulmaya balamasnda nemli bir yere sahip olduunun gstergesidir. Bir
sonraki beyit:
Bana dirlik yeter ol kim licek derdinle
Mehedim mermerine kte-i canan yazalar
18!
Acy tad eylemek, auyu bal eylemek byle olsa gerek. Sevgilinin
akyla lmek; ama ne sitem, ne serzeni!.. Daha- ?
s, tek istek, mezar tana "sevgili elinden lmtr" ibaresi- 3

canin yazdrlmas. Byle bir vasiyyet, gerekten de mstesna- dr. te bu
syleyi de eyh ve Ahmed Paa'dan farkldr. v
Gelelim airin son szne. Bu kadar ah beyti okuduktan sonra onun vnmesine
hak vermek gerekir. Hele o tefahur yle bir henh beyitte okuyana parmak
srtyorsa:
i'r-i dil-sz- Necat var iken hayfola kim Halk yazp yanlp defter divn
yazalar
(airin "yaz-" fiiliyle birlikte "yazp yanlp" (arp ya-nlarak, kazr,
haten) ifadesini birlikte kullana dikkat buyurulsun).
te airin bu hakl sz stne sz sylemek, cesaret ister. Nitekim byle
cesur bir sz ustasnn meydana atlmas iin yaklak yarm asr gemesi
gerekecektir. O yarm asr geer ve nihayet bir sz ustas kar. Amma ne
k!.. Her bir

satrnn doruklarnda imekler akan bir sz ustal!.. Trk iirinde gelmi
gemi en gzel slup!.. Tabi ki bu Fu-zul'dir (. 1556) ve her bakmdan
sultanu'-ur kimliinin sahibidir. Der ki:
Ezel ktipleri uak bahtn kare yazmlar
Bu mazmun ile hat ol safha-i ruhsreyazmlar
Evet!.. Fuzul basit bir anlatm iindedir. Bildirme kipiyle "yazmlar"
diyerek baz eyler anlatr. Sz itibariyle ok basit, ama mn itibariyle pek
muhteem. Sehl-i mmten tarz... Nitekim daha iirin ilk beytinde onun kane
slubunu buluruz. klarn Ezel bezmindeki nasipleri ve Levh-i Mahfz'a yazlan
kaderleri; "kara bahtl" olmaktr. Haddi zatnda Fuzul, iirin dier
beyitlerini yazmam olsayd bile yeterince sz etmi olacakt. Ak u alka
bahsinde "kara baht"n ad anlnca sz tamam olmu demektir, isteyen ondan bir
roman karr, isteyen bir kilim dokur, isteyen bir Sleymaniye yapar. Hatta
isteyen bir Mansur olur dr gider, dileyen cinnet geirip intihar eder. Gerisi
mereb ve miza iidir. Fuzul btn bunlarn farkndadr. Hatta ilk msradaki
"yazmlar" ifadesini "talih, kader, alnyazs" anlamnda kullanrken de ustaca
bir i'riyeti gerekletirir. Onun iindir ki syleyecei ikinci szn bu szden
gzel olmas lazm geldiinin uuruyla;
Havs- hk-i pyun erhini tahkik edip merdiim Gubr ilen beyz- dde-i
hnbre yazmlar
der. Sevgilisinin ayann toprandaki hassalar aratranlar, onu o denli
kymetli (deerli) bulmular ki hibir yere yazmaya kyamayap gzn beyazna
ilemiler. Evet, buradaki 'yazmlar" ifadesi, tam olarak "naketmiler,
ilemiler" ile karlanabilir. Beyitteki edeb sanatlar (tevriye, hm,
tenasp, tezat vb.) bir yana braksak bile alayan bir k mazmununu bundan
daha gzel ifade eden pek az beyit bulunur. Sevgilisinin ayann tozunu gzne
srme diye eken bir k, elbette bir nceki beyitteki sz edilen kara bahtn
da sahibidir. Dorusu pek stadne bir analiz. Devam edelim:

Girip bthneye kusan tekellm can bulur seksiz Musavvirler ne suret kim der
dvre yazmlar
Bir sevgili dnnz! Puthneye girip herhangi bir sz sylyor ve
duvarlarda, kaplarda asrlardr uyumakta olan resimler (yaz- fiilinin
"resmetmek" mnsna dikkat oluna) bile canlanp onun k oluyorlar. Bylesine
deerli bir sevgili!...
Muharrirler yazanda her kime lemde bir rz Bana her gn dil-i sad-preden bir
pare yazmlar
Ezel yazclar kaderleri ve rzklar yazarken Fuzul iin yle yazmlar:
"Gnln yz(lerce) para ediniz ve her gn bir parasn veriniz!" Bu ifade ilk
beyitteki "kara bahtn" ikinci beyitteki zeri nakl gzaknn, bir
sonrasndaki canlanan tasvirlerin de stnde bir airnelik tar. stelik
"yazmlar" ifadesi, ncesi mtaklarndan ayr olarak "takdir etmek, nasip
etmek" anlamnda kullanlmakta.
iirin son beytinde bu ak maceras tamamlanm, Fu-zul'nin ad da klar
arasnda, Hatta en baa yazlm olacaktr. Eh! Fuzul'ye yakr final de budur
zaten:
Yazanda Vmk u Ferhd u Mecnn vasfn ehl-i derd Fuzul adn grdm ser-i
tumre yazmlar
Fuzul'den bu kadar gzel szler iittikten sonra insann "yazmak" zerine
daha gzel sz iitmesi zor gibi grnr. Ama deil! Fuzul'den sonra bir mddet
uykuya dalm gibi grnen yazclar, eyrek asr sonra munis biimde
gzlerini aarlar. Hem de en gr edal airimiz olan Nef''nin (. 1635) ruh-
nvz szleriyle. Der ki air:
Yazanlar peykerim destimde bir peymne yazmlar Grp mest-i mey-i ak olduum
mestneyazmlar
Hemen hemen unu sylyor: "Garip!... Resmimi yapanlar, elimde bir kadeh
izmiler (Nef 'nin bu beyitte "yazfy "resim" anlamnda kullandm ve
"yazmlar" derken "resmetmiler" dedii-

ni gryoruz) ve altna da mestne diye yazmlar. Oysa ki ben ikiden deil,
aktan sarhoum." Dahas:
Bana teklif-i zhd etmezdi idrk olsa zhidde Yazklar kim an kil beni divne
yazmlar
"Sofuda anlay ve sezgi olsayd, (bu mestnelikten kurtulmam iin) kendimi
ibdete vermemi sylemezdi. Yazk ki bu hlde bile onu akll, beni divne diye
tanmlyorlar."
Nef 'nin bu ikayeti, aknn ve klnn deerinin bi-linmediindendir.
Oysa ikayet yerine Fuzul denli etkili bir yazc olmadn itiraf etseydi,
daha isabetli olurdu, zellikle kasidelerdeki yiit edas ve hain slubunu
"yazmak eylemiyle daha olumlu biimde sergileyebilirdi. stelik "yazmlar"
derken, "kader"ini ortaya koyup ayn msrada "yazklar" diyerek de itikak
yapmken onun bu gazeli, yine de biraz zorlamayla ortaya km gibi duruyor.
Nitekim bir sonraki beyitte Fuzul'nin yolundan yrm ve klasik slba da
bal kalarak onun bir imajn kullanmtr:
Deildir gzlerinde sye-i mjgn ukn Hatn resmin beyaz- dde-i giryne
yazmlar
Diyor ki air: "klarn alayan gzlerinde grnenler, kirpiklerinin
glgeleri deil, sevgilinin halnn (ayva tylerinin) aksidir." Beyitteki
yaz'dan kast ise "ileme" ve "nak"tr. Bu ifade ile Fuzul'nin yukardaki
ifadesi (2. beyiti) karlatrldnda Nef''nin snk kald grlr.
stelik bir de taklit dezavantaj vardr. Ayn durum bir sonraki beyitte de sz
konusudur. Burada da Nef' kendini nl klarla kyaslamakta ama Fuzul kadar
kane davranamamaktadr.
Benem k ki rsvalkla tuttu hretim ehri Yazanlar kssa- Mecnn'u hep
yabane yazmlar
Fuzul'nin beytini yineleyelim ve hkm okuyucuya brakalm:
Yazanda Vmk u Ferhd u Mecnn vasfn ehl-i derd Fuzul adn grdm ser-i
tumra yazmlar

mdi. Nef''deki bu ed bir naksadr. Ancak bu beyitler bir gazelde geer.
stelik aktan bahsetmektedirler. Kyas edildikleri beyitler ise Fuzul'ye
aittir. Yani en byk gazel stad; hem de kane gazelde rakip tanmayan
Fuzul'ye... Ama sz konusu iir, kaside olsayd, ibre phesiz Nef' lehine
titreyecekti. Ama Nef''nin gazeli henz bitmedi ve ah beytini henz okumadk.
te u beyittir ki iirin btnne bir deer verir ve Nef''yi stadlk
mevkiinde sa-bit-kadem eyler. Gerekten de muhteem bir ifade. Tam mansyla
Nef''yne:
Nice zahirdir ey Neft sznden dildeki szn Yaznca nsha-i i'rin kalemler
yne yazmlar
Bir air dnnz; her bir msranda gnlndeki atein
derecesi hemen anlalyor. Bu airin divnn yazacak ka
lemlerin bu atee dayanmas gerekten zordur. Nitekim
Nef''nin iirini yazan kalemler de zten yanayazmlar. Ka
fiyeyi oluturan "yaz-" fiili, bu sefer yardmc e durumun- 189
dadr. te bu mbalaa (gulv), tam onun dilinden dkle- <?
cek trden. Belki btn iirini bu iki msra iin yazmtr, de
nilebilir. yle de olsa, ne iyi etmi!.. Nef', eyh'yi, Ahmed
Paa'y, Necati'yi ve Fuzul'yi elbette okumutur. Onlarn *
sylediklerinden zge bu ifade bile onun anna an katma-
ya yeter. Kald ki onu biz ok zaman vg ve svg vadisin-
de tanrz. Her neyse... "
Yazclar arasnda anmamz gereken bir air daha kald: Nail (. 1666)!...
Hemen belirtelim ki Nail, E'r byle syler stad syleyince
iddiasnn adamdr. Sylediklerini ylece deerlendirmek gerekir. Nail
"yazdlar" gemi zaman kipini kullanarak bazen bir macera; bazen de hikmet ve
bilgelik yolunda kelm sarfeder. Bu ynyle dierlerinden ayrlr ve reh-i n-
ref-te'de (gidilmeyen yol) yrr. te balang:
Ruhsr-yre kim hat- pr-r yazdlar Sltan- mlk-i fitneye menur yazdlar

Sevgilinin yanandaki ayva tylerini kargack burgack hatlara benzetip
bunun fitne diyarna yazlm bir ferman olduunu sylemek gerekten orijinal
bir bulutur, zellikle fitnenin de karklk ve kargaa demek olduu
dnlnce airin hayal dnyasndaki genilik hemen anlalr. Nail'nin stn
bir sebk-i Hind (Hint slubu) temsilcisi olmas ister istemez onun beyitlerinde
ince mnlar ve derin hayaller aramamza yol aar. u beyitte onun hayal
dnyasna daha fazla girmek mmkndr:
Hzr u Mesih'i nabz-insn- derd-i dil Dru'-ifa-y akda rencr yazdlar'
Nail'ye gre ak hastanesindeki tabibler yle hazk hekimler ki, Hzr ve
Hz. isa'nn nabzn tutacak olsalar, onlar da ak hastalan arasnda yazacaklar,
yle bir tehis koyacaklardr (yazmak = tehis koymak). Hz. sa ve Hzr
aleyhisse-lamlar bile ak hastas olduktan sonra, o doktorlarn hasta demeyecei
kii mi kalr? Kimin nabzna yapsalar hemen k damgasn vururlar. Nail'ye
gre iin dorusu da aslnda budur. Zira dnyann yaratl ak ile olmutur.
Elbetteki iindeki her ey ak ile (lh yahut beer) dolu olacaktr.
"Yazmak"la ilgili yazlan onca beyit dndaki bu imaj, Nail'nin stadln
biraz olsun ispatlar. Hele u beyitte cihann en nl padiahlarm, hatta nl
Cemd'i bile dnya iret-hnesinin hizmetkr durumuna getiren bir yasadan sz
etmesine ne demeli?!.. nsann aklna gelip de sylenecek sz deil. Elbette
dnyaya sultan da olsa, her kul sevgili (Allah) katnn hitmetkrdr. Ancak
bunu bir kanun mertebesinde uygulatmaya kalkacak iret erbabna ne demeli?
te beyit:
lret-sery- dehre ki va'z ettiler ess Cem gibi nice enleri mzdr yazdlar
iirin devam daha da ilgin. Burada Nail, dnya denen u geici lemin,
Sleyman tahtnda da oturulsa, bir karnca deerinden te gidemeyeceini, nl
Sleyman-karnca kssasn telmihen anlatmakta ve "yazdlar" derken deta "deer
bitiler" ifadesini ne srmektedir.

Telmh-i brgh- Sleyman edip tamm Levh-ifen-y leme bir mr yazdlar
Beyitteki girift dnceler Sebk-i Hind'nin bir gerei, youn sanat rgs
ve Nail'nin sanatkr kiiliine delil olarak ortadadr.
stad Nail'nin makta beyti ayn zamanda bir ah beyit. Biraz da vnerek
buyuruyor ki:
Nazmn mahal mahal getirip Nail dell ehnme-i belagata dstur yazdlar
Aslnda bu sylediinde hakldr da. Zira onun dnemine gelindiinde, Divn
iiri neredeyse tekrar amuru iinde yorulmakta, orijinal fikirlere kapal bir
seyir izlemekteydi. Bu iire bu dstur lazmd. Sebk-i Hind, bir yeni atlm ve
yeni bir nefes idi. Bylece konusu sz ve iir olan bu kanun kitabnn da her
bir dsturuna Nail'nin beyitleri delil getirilir olacakt. Nitekim o da oldu ve
Divn Edebiyat iinde Sebk-i Hind Nail'nin kaleminde kiilik buldu.
"Yazdlar" redifinin Trk iirinde en gzel kullanld yer de bize gre bu
beyittir.

Hikmet Denizinde Gemiler
Trklerin deniz ile tanmalar ve zellikle Osmanllar dneminde denizin,
lke yapsnda vazgeilmez bir nem arz etmesi, sosyal hayat da -u ya da bu
yolla- yakndan ilgilendirir olmutur. mparatorluun kalbi olan istanbul'un
deniz ile kucak kucaa ve "iki bahr arasnda bir drr-i yek-d-ne" oluu, bezmde
ve rezmde denizin nemini bir kat daha arttrmtr. Akdeniz'in bir Trk gl
hline geliiyle Osmanl denizcilii ileri tekniklere ulam ve bunun tabi
sonucu olarak gerek tamaclkta, gerekse savata deniz vastalar hayli nem
kazanmtr. Zarif saltanat kayklarndan piyle, flika, pereme, hanm inesi,
yelkenli, pazar, ate veya tebdil kayklarna kadar deiik isimler altnda
ulam sahasnda; kadrgalardan ektiri, bastarda ve donanmalara kadar da sava
sahasnda bir ok tekne veya gemi eidi kullanlr olmutur. Hayatn
vazgeilmez birer paras olarak bu vastalar, nice krekiler, hamlaclar,
ifteler, forsalar vs. yannda padiahlar, ehzadeler, hanm sultanlar, paalar,
aalar hatta kaptan- deryalardan levendlere dek yzlerce, binlerce insann i
ve d dnyalarn etkilemitir. Deniz zerinde kanat-

larn rparak ve tatl su akrtlarnn koynunda beslenerek uarcasna yol
alan bu vastalar, eski dnemlerin, -zorunlu hller dnda- hem daha cazip, hem
daha sr'atli intikal aralar idiler. phesiz ilerinde nice ili aklardan
nice kanl savalara dek eitli ruh alkantlar yaanmt. Belki birok ilgi,
sevgi, bak, ks ve gcenilerin romantik hznleri burada doup yine burada
sona ermi duygu ynlardr. Eski tarih ve kroniklerimiz fazla lf sevmedii
iin gnlk hayat, duygu ve dnceleri, ak ve ksknl, kahramanl ve
acy kayda geirmeye gerek duymamtr. Ancak baz edebiyat mahsulleri ve
zellikle iirler, ksmen de olsa bu eksie cevap verecek nitelikler tarlar.
Hatta felsefeyi ve hikmeti de bu yolla terennm ettikleri olur. Nitekim Kur'n-
Kerm'de de, "deniz zerinde Allah'n izniyle yryen" gemilerden sk sk
misaller verilir. Aadaki satrlarda, birer hayat dstru hline gelmi
hikmet- mz beyitler ile Trk toplum
yapsnda bu aralarn yerini tespite alacaz.
193
Eski iirimizde deniz vastalar iin kullanlan isimler m arasnda Trke
"gemi", Arapa "flk, sefine ve zevrak (ka- Z yk, sandal)", Farsa "keT
kelimelerine sk rastlanr. Tabi bu arada denizcilik ve gemicilikle
ilgili birok kelime, deyim &. ve terim beyitlerde yer edinir. air,
sylemek istedii fikri, bu kelimelerin youn anlam derinliinde ve ou zaman
bir te- ^ nasp iinde verir. Hemen birok beyitte, gemi motifi bir 7
tebih sebebiyle ve tamlamalar oluturarak kullanlmtr. Yani gemi, bazen
bedene, bazen gnle, bazen dnyaya, leme vs. benzetilmi durumdadr. Ancak
benzetme harici olarak da geminin sz konusu edildii hikmetli beyitler, hatta
deiiklie uram atasz iktibaslar da gze arpar. Szgelimi air Basri
(Musullu Halil, XIX. yy.) "Kaptan iki olunca gemi batar" atalar szn:
Mukallidi brakr ekke ihtilaf- zevat Eder sefineyi irk kesret-i mellh
eklinde bir irsl-i mesel (rnek getirme) hkmnde kullanmakta ve bir konu
zerinde stadlarn ihtilaf etmesinin,

onlarn yolundan gidenleri de ihtilafa drp doruyu grmeyi engelleyecei
gereini vurgulayarak aklamaktadr. Bursal tarihi Mehmed Rid (. 1735)
ise,
Nahudadr kurtaran girdbdan kelisini
msra ile "Gemisini kurtaran kaptan" meselini vezne dkmtr. Ayn gerei
zzet Molla (. 1829) bir gven duygusu iinde verir:
Nhud Nuh olursa binilir keliye
Elbette, kaptan Nuh olan bir gemiye herkes gvenle biner. Bilindii gibi Nuh
(a.s.) kendisinin yapp ynettii bir gemi vastasyla, gnlerce sren Tufan
hadisesinden, -Allah'n izni ve emri zerine- kurtulmu ve beraberindekileri
karaya karmtr. Bu nedenle Nuh (a.s.) gemicilerin de pri saylr.
Arpaeminizde vak'anvis Mustafa Sami'nin (. 1733), gemi motifiyle dolayl
ilgisi bulunan, ancak "fakr" yolunun rahat ve serzd oluunu vurgulayan,
Vermez bin-y fakra halel c- hdist Gark edemez kemine has sad-hezr mevc
beyti ile Urfal Yusuf Nab'nin (. 1712),
Bir bahr-i gamda armadayz dest py kim. Ketisiyok, kenresiyok, nhudsyok
diye tavsif ettii gemisiz, sahilsiz, kaptansz rpnp durduu gam denizi
arasnda byk bir fark olmasa gerektir. Oysa bir znt denizi hlini alm
dnya iinde Koca Rgp Pa-a'nn (. 1763),
mtiyaz- sabit seyyar mkildir hayl Zann eder ket-ninn sahil- i derya
yrr
dedii trden, gemiye binince sahilleri yryor zannedecek denli hayat bo ve
anlamsz yaayanlar ve "Bu seyir nereye-


Eer oldunsa mahabbet denizin Pusula evk gerek harti gam
dir?" diye dnme ihtiyac duymayanlar da vardr. Oysa ne
tr bir zaman ve meknda yaanrsa yaansn her eyin ba
sevgidir ve bu sevgi deryasnda gemisini yzdrmek iste
yen kii, geh'nin (. 1577), "T C. .
Eeroldunsamahabbetdenizin4*neM^^. \jH\y ,' , Auar\R^
Pusula sevk gerek harti gam u a^^.wilfefX^^ ^ ^
dedii gibi evk ve isteini pusula; gam, dert ve mihneti de harita olarak
kullanmak durumundadr. Eer bu mmkn olmuyorsa zzet Molla'ya hak vermek
gerekir:
Nhud eylemese Nuh'u keliye Huda Mevc-i Tfn'a ne yelken dayanr ne seren
195
Tabi btn bunlarn yannda biraz da sabr gerekir. n-ki zaman gelir,
devran dner, bir kutlu kap alr. Nitekim Nuh (a.s.) da gemisini hayli
skntdan sonra gnlk gnelik ve gnahlardan annm bir dnyaya karmad m?
air,
Bel tufanna sabr eyleyen mnend-i Nuh hir kar derya-y gamdan bir kenara
rzigr ile
derken bunu anlatmaktadr. phesiz sabr, hazinelerden bir hazinedir. Bu
hazineye sahip olmak kadar muhafazasn salamak da marifet ister. geh bu
hususta u beyti serdeder:
Himmetin gncn elden salverme zinhar Keti-i sabrn sakla alaband'olmaktan
Nev' (. 1599) ise beden gemisini dnya skntsndan yklerle doldurmaya
gerek olmadna inanarak yine kendisine sabr telkin ediyor:
Ten zevrakn drme girdb- ztrba Sabr et gnl ki kalmaz bu rzigr byle
Buna ramen insann dnya skntlaryla dertlenmesi, kadim itiyaddr.
Nedense nefis, daima dnya iin sknt eker ve kendini bir elem girdabna
brakarak babo d-

ner durur. nk zaten dnya da sulara salnm dmeni ve yelkeni olmayan bir
gemi gibi babo deil midir? air Cem' (. 1659),
Herkes olsa n'ola sergete-i girdb- elem Dmeni yelkeni yok ketye dnd lem
derken de bu gerei vurgulamaktadr. yleyse bu dnyada sknt ve ahlara bir
son izilemez. Baz haller olur ki insan, gzyalaryla dnyay garka verecek
sanr, ite Ak Ilyas Efendi (.1576) ve beyti:
Felekdir bdbn hk yam zre zevraktr Direkdir dd- ahm mihr ile meh iki
krektir
Aktt gzyalaryla, kck bir sandala benzettii dnyay, zerinde
yzdrecek bir deniz oluturma gcn kendinde bulan air, elbette o gemi iin
felei bir yelken, hnn dumann bir direk, ay ile gnei de iki krek yaparak
mbalaay kuvvetlendirecektir. Ayn imaj ve hayal sistemini geh'nin bir
beytinde u ekilde grrz:
Dd- ahm direk oldu bu zemin kefidir Bir yeni yelken olupdur ona gerdn-
khen
Eski iirimizde gemi en ziyade gnl'e benzetilmitir. airler, rzgr
"zaman, devir" ve "esinti, yel" anlamlaryla -tevriye veya hm- tenasp
yaparak- kullanma imkn iinde, aclarn skntlarn, ikayetlerini, hayatn
alkantlar ile ini-klarn, gnl bir gemi yerine koyarak daha etkili bir
biimde anlatabilmektedirler. Aslnda bu bir teselli yoludur. Gemiler nice
frtnalar atlattktan, nice tehlikelerden kurtulduktan sonra nasl bir sahile
gelip karar buluyorlarsa ve maksatlar hasl oluyorsa, gnl gemisi de bu tr
saysz skntlara dr olabilir. Ama zlmemek gerekir. Nihayet frtna
elbette dinecektir. te Mirzzde Ahmed Neyl'den (. 1748) bir beyit:
Kalmaz meyn- lcce-i mihnette flk-i dil Elbette bir msade-i rzigr olur

Aadaki beyit de Veliyyddin Ahmed Rd Efendi'ye (. 1703) aittir:
Erer birshil-i maksuda hir flk-i dil kalmaz Olur bir gn msaid rzigr amma
zaman ister
stenen bu zaman kiinin deil, felein ihtiyarndadr. Takdir-i lh her
eyin zamann tespit etmitir. Yoksa insann kendi istei veya zamanenin
himmeti bunu gerekletirmeye yetmez.
Bd- taleble flk-i dil shil-i kma ermedi Vay ana ki rhberi himmet-i rzigr
ola
beytiyle air Sabr (. 1645) bunu anlatmaktadr. Ancak bu arada nasl olsa
rzigr bu gemiyi bir sahile ulatracak diye tevekkl elden brakmaya da
gelmez. Yoksa insann gnl ve nefsi pek abuk aldanr. Babo braklrsa
sknt ekmek kanlmaz olur. Hasan Hsn Paa'nn (. 1899) aadaki
beytinde bu dnce hakimdir:
Girdb- bahr-i aka atar akbet seni Flk-i dili sakn koma kendi hevsna
Sonras Ak'nin,
Habb- ek sanmam bd- hmla ap yelken Bel kileri yer yer grnd bahr-i
hicrandan
dedii ayrlk denizindeki bela gemilerinin, h-vh esintileriyle yelken
amalar sonucunu dourur. Buna mukabil adn bilemediimiz bir air de
aadaki beyti sylemitir:
Sal keti-i umurunu bahr-i tevekkle A bdbn- himmeti yan gel de seyre bak
Yine bu konuda Ftnat Hanm (. 1780) yle seslenir:
Tevekkl bdbnm lal kde flk-i ihlsa Eser bahr-i emelde bir muvafk rzigr
elbet



te gerek mesele burada dmlenmektedir. Her iini ihls ve tevekkl ile,
tedbirli davranarak yapan kii elbette gnl huzuruna erer. Gerek huzur ise aza
kanaat, tevazu ve iyilikte bulunmakta; a gzllk, kibir ve haset ateinden
kanmakta aranmaldr. Bakasnn haklarna mdahale etmemek ve haddini bilmek
de gerekli olan erdemlerdendir.
Bursal Bel (. 1730) bir beytinde bunu,
Haddi tecvz etme sakn rzigrda Fiilk-i murd hep pupa gitmez biraz mola
diyerek aklar. mid edilen eyler ok zaman takdir diresinde birdenbire yz
gsterirler. Ama nce alp abalamak art aranr. Patburunzde Eypl Kelm
(. 1680),
Suhuletle gelir sanma kenara keti-i mmd Msait bahta dair bir muvafk rzigr
ister
derken ok hakldr. Her ey kolayca oluvermedii gibi, her saadetin de bir
msebbibi vardr, insan dnyada mutlu yaamaktan baka ne ister! Ama bu mutluluk
yle bir gemiye benzer ki, alelade bir kaptan, onu kazaya uramaktan kurta-
ramayabilir. Hatta insan ok tecrbeli bir gemici dahi olsa, hayat denizinde
saadet gemisinin yzdrlmesini salayacak ve muhafaza edecek yegne kudret
Allah'n takdirindedir. Snblzade Vehb (. 1810) bu gerei veciz biimde
yle anlatmaktadr:
Ne mmkn keti-i ikble olmak nhud hafz Res olsan da bu yemmde olur ancak
Huda hafz
yleyse beden gemisini adem deryasna srmeden evvel rota 'yi iyi izmek
gerekir.

"Huz M Safa Da'm Keder"
Divn Edebiyat'nda zamandan ikayet bir gelenek hlinde terennm edilmi,
hemen her air, iinde yaad devrin bozukluklarn eitli vesilelerle
msralarna geirmitir. Ancak bu ikayetlerin yelpazesi olduka geni tutulmu
ve zaman yannda zamane de pek ok beyitte hikmetli syleyilerle yerilmitir.
Nihayet her airde "alt st, gnlk dnya" anlay hakimdir. Bu fani
dnyann fani ileriyle uramay hi kimse istemez elbet. Buna ramen hemen pek
ok airin kliyle hli (szyle ii) birbirine uymaz. " gnlk dnya'y
kimisi frsat ve ganimet; kimisi de kesb kr yurdu olarak grr. Yani her biri
"Ele verir talkn, kendi yutar salkm". Elbette matlb olan, kalc
amellerdir. Ancak bu dnyann alyiinden kurtulmak da ayr bir yiitlik ister.
Bunun iin de air dnyay silip atmay, msivdan gemeyi arzular ve bunu sk
sk tekrarlar. te zzet Mol-la'dan (. 1829) bir beyit:
Gerdn sitem-i baht- siyah etmee demez Billahi bu gamhne bir h etmee
demez

zzet Molla'ya gre bu lem, kem talih ve kara bahta sitem edecek kadar bile
kymetli deildir. Yine o "Vefas olsa cihann cihndra olur" buyurmaz m?.. O
hlde bu gam yurdunun bir h etmeye bile demeyecei hususunda yemin etmekte
fazla da haksz saylmaz. nk insan ne kadar isterse istesin bir ey, lehine
takdir edilmemise ele gemez. Bou bouna feryat etmenin de bir anlam yoktur.
Biraz geni gnll olup kaderi zorlamadan hle kr gerekir. Byle bir tutum
elbette miskinlik ile kartrlamaz. Kula den ey, elden geleni yapp
gerisini Takdir'e brakmaktr. Nihayet mutlaka hakkmzda "Ferec ba'de'- idde
(skntdan sonra bir ferahlk)" sz konusu olacaktr. Bu noktada en gzel
teselli dsturlarndan birini Edirneli Faiz'in msralarnda buluruz:
Feryadmz ol yre de ayare de kalmaz h- dil-i blbl gle de hre de kalmaz
Ne ho bir bulu, ne anlaml bir teselli!... Dnn bir kez, blbln
gnlndeki ahlar, nihayet gle de dikene de kalmayacak. Tpk kiiolunun
feryatnn yre veya ayare de kalmamas gibi. Mademki dnya geicidir ve ok
ksadr; o hlde h etmee, feryata gerek yoktur.
nsan ryasnda hazine bulsa uyannca onunla sevinebilir mi hi? ite akll
kiiler de bir rya gibi gelip geici olan bu dnyann nimetleriyle d olas
deildir. Mverrih Rid (. 1735) bu hususu yle vecizeletirmi:
Devlet-i dnya ile kil olur mu dkm deme vermez ferah gencine bulsa hbda
Gerekte dnrsek dnya iin feryata hi de sebep yoktur. Deil mi ki her
ey ilh videoya kaydedilmekte, iyi-kt, her eyin bir hesabnn grlecei
gne havale edilmekte... Zaten bunun aksi olsayd dnya zulmden geilmez ve
belki viran olur giderdi. Giritli Srr Paa da bu fikirde olmal ki yle
diyor:
Zalimlere mehl olmasa matlb- lh Bir demde ykar lemi mazlumlarn h

Gerekten de Allah, zalimlere bile bir mehil ve mddet vermektedir. Bu tevbe ve
slah kapsnn ak bulundurulmas hlidir. Ama yine de bu alemin bir "etme
bulma dnyas" olduunu hatrdan uzak etmemelidir. Talcal Yahya Bey (. 1582)
ne diyordu:
Halk rencide eden lemde Kendi rencide olur son demde
Hani Arab'n dedii gibi: "Men dakka dukka." Trkesi, "alma kapsn,
alarlar kapn". Yeniehirli Avni Bey (. 1883) de ayn ifadede u beyti
sylemi:
Vakt-i idbrda renci grr ahvlinde Halk zrde eden mevsim-i ikblinde
Frsat ve imkn elindeyken halk incitenler bir gn fildii kulelerinden inip
de ayaklar yere basnca, kendi hallerinin de per-perian olduunu
grverirler.1 Bu noktada herkese balca bir grev dmektedir: Hata yapmamaya
gayret etmek. Elbette kul hatasz olmaz. Ama yle hatalar vardr ki ucu
masumlara dokunur.
Alelade bir insan hata etse, zarar kendisinedir. Oysa yetki sahipleri bu
hususta ok duyarl olmak zorundadrlar. -bamdakilerin en fazla dikkat
edecekleri hak-hukuk meselesi bu hata bahsi olmaldr. eyh Galib (. 1799)
diyor ki:
Kmil hat eder ki an chil eylemez Sze zamandan ve zamaneden ikayetle
balamtk. Yine baa dnelim ve areyi Hersekli Arif Hikmet'e (. 1903)
syletelim:
Tasavvur eyledim ahvlini ok kerre dnynn Nihayet suret-i "da' m keder huz
m safa" buldum
Mn murad olundukta; "znty brak, yaamaya bak" veya "Kederin at,
safasn al" demek olur. Fni lemin safas da ne kadar olursa!..
1 Bu gr asndan baklnca akl, ynetenlerimizin ynetilenlerimize
hesap vermekte zorlanacaklarna hkmediyor.

Felekten ikyet
slam dncesinde ve tasavvuf felsefesinde felek mefhumunun hayli nemli bir
yeri vardr. Batlamyus sistemi ve baz Israil dncelerin etkisi ile halk
arasnda da felek, bir ikayet vesilesi yahut mercii olarak sk sk anlr.
Kelimenin "Gk, gkyz, sem; talih, baht, kader; zaman, zamane, devir" gibi
mnlar, insanlarn felee kar menfi bir tutum taknmalarnda en nemli rol
oynar.
Batlamyus sistemine gre kinatn merkezi saylan dnyay dokuz kat felek
evreler. Bunlar i ie gemi soan zarlar gibi dnyay katmanlar hlinde
kuatmlardr. Her gezegen bu katmanlardan birinde bulunur ve felek, o
gezegenin adyla anlr (Ay felei, Utarit felei, Zhre felei... gibi).
Sekizinci felek sabit yldzlar ve burlar feleidir. Dokuzuncu felek ise btn
dier felekleri (eflk) saran Atlas feleidir. H-kem felsefesinde sekizinci
kat felee Krs; dokuzuncu kat felee de Ar denir. Her felek, evreledii ve
evrelendii felein aksi istikametinde dnerken Atlas felei, dierlerini de
kendi istikametinde dnmeye zorlar. te kendi devri hilafna dnmeye zorlanan
bu sekiz felek, dnyann ve kinatn,

dolaysyla insan talih ve kaderlerinin onma ve bozulmasnda tesirli olur,
burlarn zelliklerini ortaya karr. Halk arasnda felekten ikayet etmenin
temel dayanak noktas da bu uydurma felsefedir. Dilimize yerlemi olan "kahpe
felek, dnek felek (nk tersine dner ve dnnde devamllk vardr), kambur
felek (Kat kat yuvarlak tabakalar olmas dolaysyla srt deirmidir)"
tabirleri hep bu inan sebebiyledir.
slam filozoflarnn bazlarna gre dokuzuncu felekten sonra Allah ilmi
balar. Mi'rc'da Efendimiz (s.a.v.) buray amtr. Burada Levh-i Mahfuz
bulunur. Bu sebeble de baz insanlar, kaderlerinden ikayet ederken suu felee
yklerler. nk kaderlerimiz Levh-i Mahfz'da yazldr. Halbuki felee
svlmemesi hakknda kesin nasslar mevcuttur. Cahilce yaplan bu trden ithamlar
ister istemez insan sulu yapar; zinhar kanmak lazmdr. Zira felek mecazen
Allah iradesi yerinde anlalr. Felee sven ifade, Allah ira-desi'ne mdahale
saylr. Bu durumda felee kfr, ac bir isyan demektir.
Felekten ikayetin edeb bir ehreye brnp airlerin dillerinde sanatla
yourulmasdr ki bu svme detini de yaygnlatrmtr. Dnyann, her zaman
iin ikayet edilecek bir taraf elbette vardr. Bugn pahallktan, zamlardan,
ynetimden, ahlkszlktan ve seviyesizlikten ikayet etmeyenimiz mi var? te
eski airler de kendi zamanlarn ve dnyann hlini tenkit iin felee
yklenmeyi bir kaamak yol olarak grmlerdir. Mesela Yavuz Sultan Selim, o
derin vecd ve imanna ramen, srf airlik sikiyle, btn alay ve aclarnn
sorumlusu olarak felei gsteriyor:
Merdm-i ddeme bilmem ne fsun etdi felek Giryemi etdifuzn eskimi hn etdi
felek
Fuzul, dostlarnn pervasz, zamann deiken, derdin ok, dert ortan yok,
dmann gl ve talihin de dkn oluuna deta felein acmaszln sebep
gstererek buyuruyor ki:

Dost b-perv felek b-rahm devrn b-skn Derd ok, hem-derdyok, dman kavi,
tali'zebn
Kul Himmet, cihann her devirde ikayete mstahak olduunu ispat edercesine
yle yaknyor:
Bozuk u dnyann temeli bozuk Tkendi daneler kalmad azk Yazktr u geen
mrme yazk Bir dost bulamadm gn akam oldu
Tarihimiz, her devirde olduundan daha ziyade XIX. asrda felein sillesini
yemi, birdenbire bir ehre deiiklii ile asln inkra ynelmitir.
Tanzimat'n nl simas Ziya Paa ikayetini dile getirirken:
Pek rengine aldanma felek eski felektir Zira felein mereb-i nsz dnektir
diyor. Ne hazin tecell!..
_ insanlar, dnya nimetlerine kar olan tutkular ve fani
j hrslar sebebiyle durmadan felei sulamlar ve hl su-"Z lamaya devam
ediyorlar. Hem de dozunu arttrarak. Bizce, zayf iradeli insanlarn iidir
bu! Sabr, tahamml, tevekkl, t rza ve kr kaplar ak dururken, parma
inciniverenin " bile hemen ikayet etmesi, svp saymas, felee ve dolay-'I
syla ilh takdire dil uzatmas, ne mkl bir hldir, dnya
elbette sknt ile dolu olacaktr. Her devirde byle olmutur.
idrak ve akln olduu her yerde, sknt ve keder de vardr.
lmeden evvel de bunlardan kurtulmak zordur. Meer ki
mecnn oluna! Nitekim izzet Molla buyuruyor:
Kim hals olmu cihandan, olmadan candan hals
O hlde ar isteklere, geici zevklere, dnyaya ve dnyala meyletmek de
nedir? Hrs sahibi olmak kadar iflah olmaz bir belay kim, nerede grmtr?
air Rid Efendi,
Mahrum eder kiiyi emelinden bel-y hrs

Bugn evremiz felekten, dnyadan, hkmetten, zamlardan, pahallktan vb. pek
ok ikayetilerle dolu. Daha da nemlisi, hava kadar, su kadar, ruh kirliliine
de giriftar ol-maklmz gz nndedir. Bizce en byk ikayetler bu ruh
kirlilii zerine olmaldr. Dierleri iin kr ve kanaat kaps aktr.
Eskiden bu yana dnya hep ayn imi, ama kanaatimizce manev kirlilik hi bu
kadar yksek boyutlara ulamamtr. O hlde ill ki felekten ikayet lazmsa
kendi hl-i perianmz ve i dnyamzdaki kirlilikten ikayet edilmelidir. Aksi
takdirde Nab, u sylediinde yine hakl kacaktr:
Hadd-i zatnda kim olmazsa edb Felein sillesi eyler te'db
Aman dikkat!.. Edebimizi yitirmemeye gayret edelim. evremizdeki bu
kirlilikle mcadele, borcumuzdur. Biz borcumuzu deyelim de gerisini ibrahim
Hakk diliyle Allah'a brakalm:
Nr olacak yerde Ngh alr perde Derman olur ol derde
Mevl grelim neyler
Neylerse gzel eyler
Szn z: Felekten ikayet yerine sabr ve gayret!.

derken ne kadar da hakldr?!..

Olur Olmaz Mfredler
206 En kk iir birimine msra denildiini hepimiz biliriz.
Ancak msra gerek bir iir kabul edilemez. Msran iir zel-= ligi tayan
yegne ekline Divn Edebiyat'nda rastlanr. ??^ Bunlar hibir manzume iinde
yer almadklar hlde vezinli % sylenmi szlerdir ki ferd veya mfred adyla
tanmlanr. Z Mfredin nemi ikinci msraa ihtiya gstermeyecek tarz-g da,
mn btnlne sahip olmasndan gelir.
Bir sz ki hem vezne, hem de mnya sahiptir, ad iirdir. Daha da nemlisi ferd
veya mfred denen msralarda mnnn, bazen beyit veya bendlerle anlatlabilecek
geni armlar iinde barndrmasdr. te bu tr msralara rnek olmak
zere birka mfredi aaya alyoruz. Mfredlerin ortak zellikleri son
tef'ilelerinin (acz) "olur" veya "olmaz" kelimeleriyle son bulmasdr. Olur
olmaz hkmlerini verirken birer cmlede eski airlerin ne kadar vecz
syleyilere ulatklar bu mfredlerde grlebilir. Sbit'ten bir mfred
yledir:
Derdini sylemeyen hastaya derman olmaz

Burada bir atalar sznn (Derdini sylemeyen derman bulamaz) kalba dkldn
ve iir zellii kazandn gryoruz. Olduka basit ama gzel bir ifade ekli.
Rgp Paa,
Salk rh- kanatte peimn olmaz derken yine ok zaman olduu gibi
hikmetli syleyilerinden birini gndeme getirmektedir. Bu da bir mfreddir.
Necat, XV. asra ait engin bir tecrbenin eseri olarak yle seslenir:
Tabb nicesin ldrmezse tabb olmaz Bu msralardaki ldrmek kelimesini
bugn biz "onmamak" yahut "yanl tedavi" anlamnda alabiliriz. Keza bu tr
baka bir tecrbe terennm yine ayn airin dilinde yle bir mfred oluturur:
Kamu diyarda ehl-i hner garb olmaz 207
Bu msra bugn "Sanat altn bileziktir" versiyonuyla h- ~
l yaamaktadr. Z
Adl (II. Beyazd), devlet ynetiminin ac gereiyle -
syledii,
-o
Bir hne ki viran ola ay u tarab olmaz -
msranda, sknt ve dert varken elence ve huzurdan sz edilemeyecei
gereine, vezne dkmekle etki ve ihtiam kazandrmtr.
Sz haneden almken Beli'in u mfredini de okuyalm:
iinde hanenin bir shib olduka harb olmaz
Pek doru bir sz! "Bakarsan ba, bakmazsan da olur" atasznn deiik bir
ifade biimi.
Sze yine hne ve binadan devam edelim. Aazde Dil-ver, hikmet vadisinde
baknz ne diyor:
Fesd olsa essnda binann payidar olmaz

Elbette ya!.. Ktlkler zerine kurulan bir messese yrmez. Yryen varsa
da zevali pek gecikmez.
Baka bir hikmet terennm de ef'nin dilinden yle dklr:
Skt etmek gibi ndna bir uygun cevab olmaz
ite bu msra, her zihne nakedilmesi gereken toplumsal bir hayat dstrudur.
Cahile kar susmaktan daha etkili bir silah olmadn bilmek ve yeri geldike
bu bilgiyi hayata geirmek ne mthi bir yiitliktir. Aa yukar bu mny
ifade eden bir msra da Fuzul'nin kaleminden yazya geirilmitir. Koca stad,
cahiller ile hibir meselenin halledilemeyeceini deta "Cahilden dostun
olacana limden dmann olsun" darb- meeliyle boy lr bir tarzda
terennm etmitir. yle buyurur:
Kemal-i cehl ile da'v-y irfan eylemek olmaz
Kimin syledii bilinemeyen u msrada da bir kelime oyunu ve nkte sz
konusudur. Mamafih mn da yabana atlr cinsten deildir:
Tahsil-i kemlt kem lt ile olmaz
Kt ara ve vastalarla iyi hner sahibi olunamayacan, sebepleri uygunsuz
olan ilerden iyi sonular ummann beyhudelii, kt niyetle iyi amellere
ulalamayaca vb. pek ok mn ite bu bir tek msraa yklenmitir. deta her
bedene uygun bir elbise gibi. Kar karya kalan kii nasl houna giderse yle
giyinir.
Buraya kadar airlerimiz, nelerin olmazl zerine fikirlerini beyan
ettiler. Divnlar taranrsa yine ayn airlerin olurluuna hkmettikleri, cevaz
ve fetva verdikleri pek ok vak'a sz konusu edilebilir. Ancak birka rnekle
sz bitirmek istiyoruz.
Baknz Cenb Paa olur ile olmaz nasl yan yana getiriyor ve bir t
babnda ne gzel bir berceste husule getiriyor:
Ser vermek, olur; srr ayan eylemek olmaz

Trk-slam geleneinin en zge dsturlarndan biridir bu: "Ser verilir, sr
verilmez!" Heyhat!.. Kaybolmaya yz tutmu deerler arasnda heba olmakta.
Toplum ahlknn seviyesini gsteren bir mihenk ta. Artk herkes kendini
bununla l-meli ve sikke-i noksan yahut kem-ayar m; fls-i ahmer yahut bedr-i
tamm m olduunu renmeli, anlamaldr. Her neyse!.. imdi de Fuzul'ye kulak
verelim: Bir aceb meydir mahabbet kim ien huyr olur
Mns u:
"Sevgi (ak) yle bir ikidir ki ien herkes kendinden geer".
Burada hem tecrbe, hem hikmet, hem de gizliden gizliye bir tenbih vardr.
Cihan banda sevgiyi tatm hangi blbl vardr ki kendinden geip
eydalanmasn akn ve sevdann insana ne sarholuklar yaptrdn hemen pek
oumuz ya yaam, ya grm, yahut duymuuzdur. Ancak her halkrda ucundan
kesinden bu konuda bir tecrbe edinmiizdir. te onun iindir ki sz mlknn
lirik sultan Fuzul bu gerei bittecrbe dile getirmi, vecizeletirmitir.
Bize den ise hemen bu gerein rneklerini dnp ibret almaktr. Ne demiti
air:
Hak sze Mecnn dahi raz olur Olur-olmaz derken Divn iirindeki mfredlerin
karakteristik zellikleri de kendiliinden ortaya kt. zetlersek: Mfred
(nm- dier Ferd),
a. Tam bir cmlenin elerine sahiptir.
b. Vezinli olduklar iin iir saylrlar.
c. Manzume iinde yer alanlar pek azdr.
Bu yzden divnlar tertib edilirken "mfredat" bal
altnda son blmde verilirler.
. Atasz, vecize, hikmet trnden szler olur.
d. Tecrbe ile sabitlemi hakikatlerin anlatmdr.
e. Bilgiyi amel platformda rneklendirir.
f. Tadklar nkte ve sz sanatlar gibi zellikleriyle
aklda kalclk salar.
g. t veya tenbih ile okuyucuya yol gsterir vs.

Olur Olmaz Beyitler
Trke'de karladklar hareket ve oluumlar ile ifade ettikleri armlar
ynnden benzerlerine nazaran daha fazla ilerlik kazanm baz fiiller vardr.
Bir eylem ad olmak yannda yardmc fiil olarak da kullanlan bu tr fiillerin
banda "olmak" fiili gelir. Gnlk konuma dilinde en ok kullanlan fiiller
tespit edilse, hi phesiz birinci sray "ol-" fiili alr. Merak edip baktk.
Trk Dil Kurumu'nca yaynlanan Trke Szlk'te "ol-" fiilinin 28 ayr anlam
mevcut. Buna kelimenin mtaklar dahil deildir. Fiilin olumsuz ekline (olmaz)
yklenen mnlar yannda yardmc fiil olarak kullanld yerlerde kazand
yeni armlar da hesaba katlmamtr. Bu rakam karsnda Trk dilinin "ol-"
fiiline neler borlu olduu hemen anlalr. Buna "ol-" fiili ile kurulmu
deyimler ile birleik kelimeleri de siz ilve ediniz.
"Ol-" fiilinin yarg bildirmekteki ilerlii, onun olumlu ve olumsuz
ekilleriyle pek ok kanun, ynetmelik, dstur, karar ve hkm ifadesinde de ilk
sray almasna kap aralar.
En basit bir atasz szl taranacak olsa "ol-" fiilinin olumlu ve olumsuz
pek ok trevleri ile yine pek ok szn

sonunu balad grlr. Klasik iirimizde de ayn fiilin, redif olarak,
manzumelerin sonunda sk sk kullanldn grrz. Bunun bir sebebi kelimenin
mn vs'ati ise de, dier sebebinin airlere yakan ifade tarznda hkm
koymann nemli bir yer tutuyor oluudur. Hemen her Divn airi bir para
filozof, hikemiyt, ahlk, bilim ve siyaset adam, en azndan ann itibar
edilir bir bilginidir. Bu kategorilerin dnda olanlar da klasik iir gelenei
icab kendilerini yle gstermekten zevk alrlar. Bu sebepledir ki her divnda
"olur-olmaz" redifli pek ok hkmn yer ald beyitler ounluktadr.
Divnlarn gazeliyyt blmlerinin yalnzca "r" ve "ze" harfleri ile sona eren
iirlerine bakldnda bu bolluk ve bereket hemen kendini gsterecektir.
"Ol-" fiili en olgun kullanmn hikmet vadisinde bulur.
Uzun tecrbelerin, sarslmaz imanlarn, deimez kuralla
rn ve vecz ifadelerin muhta olduu en nemli fiil de yine
"ol-"dur. Aada bu tr beyitlerden birka zerinde dura
caz. Beyitlerin ortak zellikleri son tef'ilelerinin (acz),
"olur" veya "olmaz" kelimeleriyle son bulmasdr. 21
nce olmazlardan balayalm:
Nisan yamuru ylann aznda zehir, sadefn aznda in- ^ ci olur. Tpk
tropikal iklimde sel ve felakete; kurak iklimde ^ de bereket ve hayata medar
olmas gibi. nsanlarn bir huy olarak feyiz ve iyilikleri kabul de nisan
yamuru misalidir. -a Bir icraat, kiilerin kabiliyet ve istidatlarna gre iyi
yahut -kt klna brnebilir, ite bunu anlatan iki hikem beyit: ilki
Hmid-i Amd'nin, ikincisi ise elebizde sm'ndr:
Sadef-s kubl-i feyze istt'dd hazmdr
Ki her mevzide nisan katresi drr-i semn olmaz
Mahalde kbiliyyet arttr brn- nisann Tem kl ki her bir katresi drr-i
semn olmaz
Gzel huy ezel bir saadettir, onun kolay kolay giderilmesi mmkn deildir.
Geri gzel huylu insanlar da zaman zaman hata edebilirler ama bu, gnein yere
dmekle deerini yitirmemesi gibi dnlmelidir. Nitekim gne () yere
der ama asla ayak altnda kalmaz.

Fuzul bu gerei yle ifade etmi:
Saadet-i ezel kabil-i zeval olmaz
Gne yer stne dmekle pyml olmaz
Hemen hemen ayn mealde bir beyit de Kemalpaaz-de'nin dilinden dklmtr.
Arlka eit olmak, kymete de eit olmay gerektirmez. Altn ile pas ayn
miktarda olabilir, ama hi kimse pas satn alc deildir, ite beyit:
Altn ile mizanda bir gelse dahi zeng Sklette bir olmak ile kymette bir olmaz
Hani atalar szdr, "Altn yere dmekle pul olmaz" der nir. N. Kemal'in
ifadesiyle;
Yere dmekle cevher sakt olmaz kadr u kymetten
te Nesib-i Mevlevi'den ayn ifade:
Pyml olma-la ehl-i dil olmaz naks Hke de dse yine kadr- i gher dn
olmaz
Beyitlerin adedini oaltmak mmknse de imdi biz bir de "olur" diyen
airlere kulak verelim.
Sultan Veled tam bir gnl adam ve tasavvuf ehli olarak yle bir tenbih
oldurur:
Hakk' isteyen nmurad olmu deil Halka gnl balayan sonra peimn olur
Son pimanlk fayda vermez, biliriz. Bilmediimiz, son nefesimizde piman
olup olmayacamzdr. Nahf tpk Sultan Veled gibi ifade ederek "kmil"
insann tanmn baknz nasl yapm:
Kmil odur her nefes akbet-end ola Sonunu fikretmeyen sonra peimn olur
Bir beyit de Diyarbakrl Said Paa'dan okuyalm. Diyor ki, devlet erbab
ikbale erince (ilerinin okluundan) evre-

lerine fazla himmet edemezler. Tpk gnein ykseldike glgesinin ksalmas
gibi:
Vakt-i ikblinde kasrdr ricalin himmeti Mrtef olduka emsin sayesi maksr
olur
Zat merhum, talihsizlikten ikayet ederken denizden su istese seraba, altna
yapsa traba (topraa) dndn mbalaa ile syler:
Deryadan b istemi olsam serb olur Ger altna yapsam o saat trb olur
Sz mbalaadan almken bir rnek de mbalaann stad Nef''den alalm.
air, ksaca "Senden gelsin de isterse bela olsun" diyerek sevgiliye sitemde
bulunuyor:
Bel budur ki alt belalarnla gnl Gamn da gelse dile bis-i meserret olur
"L rahata f'd-dnya (dnyada rahat yoktur)" msdakm-ca eyhlislm Yahya
aktan ikayet etmekte:
Cihanda k- mehcr sanma rahat olur Neler eker bu gnl sylesem ikayet
olur
Baz airler "olur" ile "olmaz" birbirinden ayrmadan hkm koyarlar. te
Fehm'in "ol-" fiilini ayr kip ile kulland bir beyit:
Sebeb-i rif'at olur gam yeme ftde isen Bir bina t ki harab olmaya, mmur
olmaz
Elbette!.. Bir binann mamur olmas iin nce harab olmas gerekir. Tpk ac
tecrbelerin, gitgide insan olgunlatrmas gibi.
Fuzul asl necip olmayanlarn atp tutmakla ululuk ka
zanamayacaklarn u beyitte ne gzel de anlatr. Papaan
insan gibi konuabilir. Ama bu onun insan olmas demek
deildir. - . t

Eylesen tu'ye t'lm-i ed-yt kelimt Sz inn olur amma z inn olmaz
imdi kural bozalm ve "olur - olmaz" kelimelerini beytin sonunda deil de
banda (ibtid) ve iinde (hav) kullanan Bak'den bir rnek okuyalm. Onun
"olmaz"lanmas da "olur"luu da sanatna stnlk verir!
Gzeller mihribn olmaz demek yanltr ey Bak Olur vallahi billahi hemen
yalvart grsnler
"Ol-" fiilinin Trke iin nemini bu satrlar yazarkent anladm. Yine bu
yazy yazarken "01-" ve mtaklarn, kiplerini asgar seviyede kullanmak iin
gayret gsterdim. Buna ramen pekok cmlede kalem, baka kelime semez oldu.
Diyebilirim ki "ol-" fiili Trkenin "lzm- gayr- mufrk" (onsuz
olunamayan, yokluu dnlemeyeni)" imi.
Buna kim lem-i imkn derler Olmaz olmaz deme olmaz olmaz
Laedr

SHAN ERBABI

f
I
ltifat et shn erbabna kim onlardr Medh-i sultan- cihn-bna veren unvan
Nef'
Sz erbabna iltifatta bulun ki,
Cihan yneten sultanlarn adn (ancak) onlar yaatr.

ltifat Et SUhan Erbabna

.*.

Yavuz Sultan Selim iire deer vermekle birlikte, airlere itibar gstermeyi
fazla nemsemiyordu. Binaenaleyh hain mizac yznden kimse de ona iir sunma
cesaretini gsterememiti. Kanun dnemine gelindiinde Osmanl Impa-
ratorluu'nun her alanda olduu gibi iir ve edebiyat alannda da gelimesi
tamamlanm, her adan tam bir kemal devri balamt. Yani Kanun'nin saltanat
yllar Trk iirine de parlak bir fecir getirdi. te o dnemde tam bir sanat
hmisi olan Kanun'nin evresinde sanat adna dinamik halkalar olumaya balar,
zellikle Yavuz dneminde sessiz kalan airler Kanun'ye kendilerini ispat
gayretiyle n plana kma yarna girmilerdi. Bylece ideallerine daha kolay
kavuabilmeyi umuyorlard. Tabi bunun iin yalnzca air olmak yetmeyecekti.
Devlet idaresinde de belli bir maharet ve mertebeyi iktisab etmi olmak
gerekiyordu. airlik, ihtimal ki eit meziyetli insanlar arasnda yalnzca bir
tercih sebebi idi. Zira kendisi de air olan padiah, bylece sanatkr korumu
olacakt. Bu bir yar idi. Hemen herkes belli bir makam ve mevkie talip
olabilirdi. Bu talepleri iin arzuhal yerine iir yazan ve hatta frsat bulduka
iirinde taleplerini ma yo-

lunu tutan pek ok air vard. phesiz padiah da hemen btn talepleri
deerlendirir ve ilm-i siyaset dahilinde gerei zerine amel ederdi. Durum ne
olursa olsun sonuta her bir air kendisine den tarih grevini yapar ve
kltr atmosferini oluturan sebeplerden biri olarak devletin ve milletin
gelimesine katkda bulunur. Her devlet ve idare, sanatlarn kudretine gre
ihtiam kazanr. Ne diyordu Nef':
tltift et shn erbabna kim anlardr Medh-i hn- cihn- bana veren unvan
Kim bilirdi uar olmasa ger sbkda Dehre devletle gelip yine giden hn
Hare dek b- hayat- shn-i Bak'dir Andrp zinde klan nm- Sleyman Han'
ite Kanun'nin bykl bu noktadandr. O, bir devlete ordu kadar, hazine
kadar, kalem erbabnn da lazm oldu-218 unu en uurlu biimde bilen ve
uygulayan padiahtr. Bu ynyledir ki Kanun devri hakknda pek ok
malmat, pek = ok eski kitapta mevcuttur. Hatta o devrin divnlarnda
bile.
O
2 Toplum ve iir
Osmanl iirinin belirli kurallar ve allm bir erevesi
vardr. Ancak zaman .zaman konusunun snrl olduu hakknda dar grler
serdedilmitir. Konularn ana balklar, nazm ekillerine gre
belirlenebilirse de airin i dnyasnda bu ayrm tamamen geersiz kalr.
iirdeki b eitlilik, airin ruh hlini ve iinde bulunulan an daha sonraki
asrlara sesini duyurmas, onu bir ayna gibi yanstmasdr. Pek ok sosyoloji
aratrmasnn aklayamad durumlar, bazen bir iirin iki beytinde bulmak
mmkndr. airler btn ahslikleri, btn gr farkllklaryla birer misyon
yklenirler. Bazen a farkllklarna ramen toplumu konu edinmek ve sosyal
hayat anlatmak bakmndan onlar birbirleriyle biraz akraba, biraz dost, biraz
dert orta ve hatt biraz gnlda hissederiz. ster gnllerindeki hev ve he-

vesi sayp dksnler, isterse hev ve hevese kaplp kaybol-sunlar onlarn
msralar gnmz tarihileri, sosyologlar ve sz sanatlar iin birer
laboratuvar gibidir.
Dileke iir
airler padiahtan talepte bulunurlar, demitik, rneimiz Hayal Bey. O,
Zhid sgar ekmek eer olduysa gnh Sen sevb ire bulun biz bu gnh
ekelim
beytini de ihtiva eden gazelin matla (ilk) ve makta (son) beytinde padiahtan
st kapal olarak sancak beylii istemektedir.
Ddt kim tepemizden ka h ekelim Zhid ak eriyiz biz de sipahi ekelim
Tr-i yri gtrp sinede peykn ile Ey Hayal demidir sancak- h ekelim
Hayal Mehmet Bey (nm- dier Bekr Memi), Kanun ann pek ok airim
kskandran ihsanlara nail olmu hemen her bir gazeline bir atiyye, her bir
kasidesine bir rtbe verilmi srasyla ulufe, timar ve zeamet sahibi olmutur.
Ancak padiah yine de onun yukardaki isteine iltifat etmemi, onu sancak
beyliine getirmemitir. Bunda da mutlaka bir bildii vardr. Belki Hayal
Bey'in hkmet etmedeki istidadn zeametten te grmedii iin o mevkie
getirmemitir.
Padiahn solaklarndan olup, nadiren de olsa gzgze geldikleri, ama her
sefere beraber ktklar Ak de ondan pek ok ihsanlar alm bir airdir.
Ancak o Kanun'nin Alman seferinde esir dnce ld sanlp ulufesi kesilmi,
bir yl sonra geri dndnde ise saray adamlarnca uzun mddet padiaha
ulamas engellenmitir. Nihayet son are, bir yolunu bulup, ulu hnkra bir
dileke mahiyetinde gazel takdimi ile kendini hatrlatmaktr. te o gazelden;

Bugn meddah sen shib-krnn eh lyk deil kim ola ma'zl
Senin gibi efendim var iken ben Kimin kapsna varp olan kul
Basr gz yumup b- cihandan On akeyle gedii oldu mahll
Umarn haceti ben n-muradn Mrvvet kndr eh ede makbul
(???)
Kanun ona eski yaknl gstermemi ve air Basr'den boalan on akelik
yeni gedii vermemitir. Bunun pek ok izah olabilir. Kimbilir, belki Kanun
ona artk gvenmemektedir. Belki ayn greve daha lyk birisi taliptir. Hatta
belki sarayda air aleyhinde kampanya balamtr ve padiah
ynlendirmektedirler. Belki de bu air padiaha hi ulamamtr. Belki...
belki...
Sz zetleyelim. Kanun airleri korudu, ama lyk olduklar kadar... Bunun
dnda olarak airler zgrce duygularn anlatrken de padiahn, idarenin,
devletin hizmetin-deydiler. Zaten kltr kprs de bylece oluur. imdi biz bu
iki airin birer gazelini okuyacaz. Maalesef kimin yekdierine nazire
sylediini tesbit edemedik.
iire Vurular Kimlik
Hayal diyor ki:
Yz nz ile gonca-i ra'ny byttk Blblleri bin vr ola deryay byttk
Mercan lebini kn- melhatda grelden Gzya ile bir nice deryay byttk
Ferhd ile Mecnn ile Vmk'la ben oldum Grdk seferi biz dahi alay byttk

Benzer duruun kamet-i dildra demekle Glsende bugn serv-i dil-ry byttk
Cnn seg-i kyyla Hayal'yi edip yd Dedi yine bir k- eydy byttk
imdi Ak'yi dinleyelim:
Hn- dil ile ol gl-i r'ny bytk Ak duyurup blble gavgay byttk
Hsnn temlanr idik kcekten Yr erdi cvn oldu temaay byttk
Mihnet erisi b-had u gz ya aknc Mlk-i gama ah olal alay byttk
Giryeyle ey drr-i girn-mye gamnda Tunca'y tardk leb-i deryay byttk
Ol lle-ruhun hline dil vereli Ak Gnden gne da- dil-i eydy byttk
ncelikle Hayal'nin de Aknin de iirleri birer kane gazel olarak trnn
btn zelliklerini tamaktadrlar. Hayal Bey, duygularn aristokrat bir ed
ile sylemitir. Zaten kendisi de st tabaka yneticilerinden olup uzun mddet
sarayn ve bizzat padiahn himayesini grm, bunun sonucunda da k
elebi'nin deyiiyle, "zver-i tac- uar v eb-era- encmen-i zraf
(airlerin talarnn ss/ssl batac ve zarifler meclisinin /geceleri
aydnlatan era)" olmutur. Halbuki Ak sradan bir yenieri, bir orta
insandr ve iirini bu ortam iinde syler. Nitekim onun iirindeki sava ruhu
(bk. 3. ve 4. beyit) kane duygularn bastrm durumdadr. Srf bu
samimiyetle bile olsa Ak'nin syleyiindeki gzellik Hayal'den ndedir.
Halbuki Hayal XVI. asrn birinci snf airlerinin de balarnda yer alr.
Nazire geleneinde vezin, kafiye, konu ve syleyi benzerliinin nemi vardr.
Her iki iir de "Mef l mefl me-fl feln" kalbyla yazlmtr. Her iki
iirin de kafiye ve

rediflerini oluturan kelimeler -biri dnda-(Hayal 4. beyit "Dil-ry
byttk"; Ak 2. beyit "temaay byttk") ayndr. Oysa Ak'nin kafiye
kelimelerini daha yerli yerinde ve salam bir syleyile kulland hemen fark
edilmektedir. Buna bal olarak da konu ve syleyi bakmndan Haya-l'den daha
ndedir. iirler bu adan tekrar okunduunda grlecektir ki Divn Edebiyatnda
byk air'den deil, gzel iir'den bahsetmek daha doru olur. Zaten airler de
en gzel iiri sylemek peinde komazlar m?

\ iirin portacs Zat

Zat (1477-1546), XVI. asrn ilk yarsnda Trk iirinin en 223 nemli
isimlerinden biri olarak pek ok divn airinin yetimesine yardmc ve vesile
olmutur. Eitimi olmakszn kendi kendini yetitirmilerdendir. Balkesir'den
bir izme- 3 ci olarak stanbul'a gelip (II. Byezid devri = 1481-1512)
burada bir edebiyat stad olmak yle kolay baarlr ey- -o lerden
deildir elbet. Ancak bir ara talihinin deimesiyle -glgede kalm,
sonunda fakr u zaruret iinde bu dnyadan gmtr.
Hemen btn tezkireler ve biyografik kaynaklar onun Byezid Camii avlusunda
(bugnk Sahaflar arsnn yanndaki nar altnda) bir dkkn olduunu, bu
dkknda remilcilik yaptn ve devrin airlerinin sk sk buraya uradklarn
kaydederler. Onun byle bir dkkndan yllar yl geimini temin etmi
olmasnn, kendi kiiliinden kaynakland aikrdr. Geri bir dnemde devlet
erknnn himayesini grmse de orta ya getikten sonra yegne geim kayna
bu dkkn ve oraya gelip-gidenlerin kazan nmna madd-manev braktklar meta
ve gleryz olmutur.

Zat'nin ho-sohbet bir kiilie sahip bulunduu ve kaliteli nkteleriyle
dkknna pek ok mteri ektii sylenebilir. Letifi gzden geirildiinde1
ekseri nktenin gerekten de mkemmel sylendii, hatta mstehcene varan
nktelerin bile bir zarafet ve ho ed ile sslendii grlr. Trkeyi ok
gzel kullanan air, kelimelerin mteradiflerinden ve dilin inceliklerinden
istifadeyi ok iyi baarr. (Babnlar "Bu algam ne seyrek ekmisin?"
diyenlere "Size sk m gerek?" diyeler. (...) Eekilerde eekler, kyllerde
srlar ok ola.(...) Gebci dkknna varanlara "Gebe mi geldin ?" diyeler...
gibi)
Zat'nin izmecilik ve remilcilik yannda en esasl meslei iir
satcldr. Belki Trk edebiyat'nda iiri gerek mnda satan ilk (ve belki
de son) air odur. Geri Osmanl dneminde kfr bile alnp satlmtr2 ama
iiri bizatihi para ile satan yalnzca Zat'dir. Halbuki caize gelenei, iirin
alnp satlmasn engelleyen asil bir uygulamadr. Ama grn ki yokluk ve
yoksulluk insanlara neler yaptrm?!..
k elebi'nin anlattna gre3 Zat'nin bu uygulamas, devrin dier sz
erbabnca ok tenkit edilmitir. elebi bu babda u satrlar yazar: "Ekbire
kaside v nazire lazm olsa evvelki kasid gazeliyytna mracaat ider, eski
hayal ma'nlarn libs- her ile ta'bir iderdi". Bundan anlalan o ki,
devrin zengin veya hatr saylr takm Zat'nin dkknna gelip ondan hle
uygun bir iir istiyorlar. Hani hastann gelip doktora derdini anlatmas gibi.
Zat, ne yapsn, belki nce bir remil atyor; olmad, nasihat veriyor; daha da
olmad bugn git yarn gel, diyor. Sonra uvaldzn sahtiyan n-
1 Bkz. avuoglu, M., Zat'nin Letifi (I), TDED. C.XVII, s. 5 vd. ve (II),
TDED
XXII. 145-161.
2 Kaynan imdi hatrlamyorum ama 18. asrda Eyp Sultan semtinde bir
helvac dkknnda kfr alnp satldn bir yerde okumutum. Kimin ak
lna gzel bir kfr gelirse bu helvacya gtrr, yahut kimin kfre ihtiyac
varsa bu dkkna ugrarm. Helvac ustas, satn ald kfrn telifini der ve
kfrleri tasnif edermi. Daha sonra mterinin isteine gre mesela kfr
kime, nerede ve ne zaman kullanacan sorup en uygun olan kfr ona sa-
tarm.
3 Bkz. k elebi, Tezkiret'-uara, Meredith-Owens neri, London 1971,134 b-
136 a.

lne Uitirip balyor kendine ait kara kapl kitab kartrmaya. Bu kitap da
hani yle bir anda hatmediliverecek cinsten deil, iinde 500 kaside, 3.000
gazel, 1.000 rubai var. la iin bunlar yetmezse geride 12.000 beyitlik em
Pervane, 2.000 beyitlik Ahmed Mahmdve yine o hacimde birer Siyer-z Neb,
Mevldve Ferruhnmevar.
Kula ar iiten Satlm (Sat-Zat) Efendi, artk hangi gazelde hle uygun
beyit var diye ararken, d dnya ile deta balarn koparr. Neyse ki hepsini
kendisi yazmtr, bulmas kolay olur ve nihayet yreye uygun merhemin
reetesini yazar.
Mteri gelir. Akeleri verir, reeteyi alr. Bazlar pazarlk bile eder.
Zat belki nceleri "Mrvvete endaze olmaz" "Marifet iltifata tb'dir"
"Gnlnden ne koparsa" yahut "Aann eli tutulmaz" gibi kelmlar edip skla-
utana para almak istememi ise de sonradan, satn ald iiri okumasn bile
bilmeyen cahil mterilerden bkarak aka iirine fat bier olmutur. Bu
rayi, remil fiyatndan biraz daha pahaldr ve arada bir iyi mteriler de
kmaktadr.
Gel zaman, git zaman, artk airimiz bu ie alm, parann tadm almtr.
Yapt i ise yalnzca kes-yaptr ii, bir pikaj meselesidir. Bazen "gmlek
uymuyor, pantolon verelim" dedii de olmakta, ucuz iportaclk da yapmaktadr.
Peki, bunlar alanlar ne yapyorlard? k elebi bu iirler hakknda "kaside
v nazire" tanmlarn verdiine gre mteriler de bunu bir bakasna sunuyor
yahut onlarn iirine cevap eyliyorlard. Zat'nin bu yolla nice gizli rza
sahip olduunu, bilmem sylemeye ihtiya var m? Ayn dilberin akyla yanp
tutuan iki ayr ka da hle uygun gazelleri verirken ks ks glyordur
herhalde?!.. Yahut k ile maukun manzum mektuplarn yazarken ok keyif
alm, bu yzden enfiyeyi terketmi olsa yeridir.
* * * Bu babda manzaray geniletmek, hadiseleri gz nne
getirmek ve bir sr trajikomik sralamak mmkn ise de bizce gereksizdir.

Zat bir ara kendince bir tarife hazrlamtr. k ele-bi'ye gre "Yirmi
ake mderrislere, otuz ake kadlara ve baz danmendlere kaside vrrd."
Ancak bu kasideleri mderrisler ve kadlar m bakasna sunuyordu yahut mesela
mlzm olmak isteyen pohpohu renciler veya davaclar m mderrisler ile
kadlara sunuyordu, elebi'nin ifadesinden anlalmyor. Bu usl ile baz
dnemlerde "Kasidenin caizesi birfloriye inmi idi."
imdi diyeceksiniz ki dier mteriler veya paras olmayanlar ne yapyordu?
Kolay efendim, "Baz ehl-i hrefehle-vendleri v avamun ak u evkda sn
blendleri dilber sev-seler gelr, kimi nakd kimi san' at ne ise bir tuhfe
virrdi. Bu dahi, ol mukabelede ol mahbubun hrfetine gre bir murabba, ya bir
gazel dir idi."
Anladmza gre Zat merhum, kasidelere fat bimi ama paras az olanlar
da geri evirmemi. Parasna gre manzume ile onlarn da gnln ho etmi.
Gazel, kt'a, rubai, beyit, belki bir mfred. Elbette Trk tresinde isteyen
kiinin eli bo evrilmez. Bunun iin kk bir msra da olsa Zat kimseyi
kapsndan bo dndrmez. Zor i dorusu! Kim bilir, ka mteri gazel almaya
gelip hezel ile; medhiye almaya gelip hicviye ile dnd?!...
Btn bunlar Zat gerekten yapm mdr? Yahut -hakkn hell etsin- biz
fazla m abarttk? En azndan iir sattn biz sylemiyoruz. Bu hareketi doru
mu idi? iirin piyasasn drmekle kltrmz ne kaybetti yahut ne kazand,
tartlabilir. Biz tartmaya gemiyor ve onu bu tutuma sevkeden sebepleri yine
k elebi'den dinliyoruz: "Amma merhum ma'zr idi, bir nice vech ile evvel
sar idi, saniyen fakir idi, slisen rtbe v mansb sahibi deil idi." Geri
ne sarlk, (az iitiyor olu) ne de rtbe ve mevki sahibi olmak bu harekete
cevaz verir. Ancak o fakirlik yok mu? Ne diyelim! Onun da imtihan byle imi.
Fani dnya ite!.. ann zenginleri de topraa girerken ona benzememiler
midir dersiniz?

eyhlislam Yahya Efendi
Babas eyhlislam Zekeriy Efendi, annesi Rukiye Hanm. Amcasnn biri Badat
hakimi Yakup Efendi, dieri Filibe kads eyh Ltfullah Efendi. Kuzeni
(Ltfullah Efendinin olu) Mehmet izzet Efendi ise Rumeli kazaskeri.
eyhlislm Yahya Efendi, ite bu ailenin bir ferdi olarak 1562 ylnda
stanbul'da doar. O yllar Trk irfannda limlerin hakimiyet adr. O kadar
ki, yalnzca edebiyat, ilim ve fende deil, sava meydanlarnda da onlarn ayak
izleri grlr. iir sahasnda Bak'nin, Nev''nin, Fuzul'nin gr sesleri her
yanda nlayp durmaktadr.
Yahya Efendi, genliini byle bir iir ve zarafet ortamnda geirmiti. Gen
yata hac oldu. Medrese tahsilinden sonra stanbul'da eitli medreselerde
mderrislik yapt. Sahn- seman, ehzade, Valide medreseleri bunlardandr.
Ardndan Halep ve am'da, Bursa ve Edirne'de kadlklarda bulundu. Yllar
ilerledike iir sahasnda da adn iyiden iyiye duyurdu. Sultan III. Murad ve
III. Ahmed devirlerinde en __mtaj|ajrlej^arasna girdi. 43 yanda stanbul
kads oldu

Dersaadet (stanbul), o dnemde ihtiamn doruunda idi. Dnya siyasetinde
Trk klc hakimdi. Snrlar douda Hindistan, batda Fas'a kadar genilemiti.
Dnya saraylarnda, Osmanl ad anlmadan ne siyas, ne ekonomik bir konu
grlyordu. Hatta sanatta da durum byleydi. Sul-tanahmed Camii btn
grkemiyle ykseliyordu. Ama maalesef bu dnem pek ksa srd. Sultan Ahmed'den
sonra aclar ve facialar birbirini izledi. I. Mustafa devri entrikalarla geti.
Gen Osman katledildi. Bu arada Yahya Efendi srasyla Anadolu ve Rumeli
kazaskerliklerinde bulundu. Ancak Sultan Mustafa'nn akl dengesi bozuk olduu
hlde ona ik-tiba eden ve onun nnde Gen Osman'n cenaze namazn kldran da
oydu. Yenierilerin ard arkas gelmeyen istekleri, saraydaki hanm sultanlarn
bitmek tkenmek bilmez ihtiraslar, isyanlar, hl' ve aziller, yitirilen balar,
verilen kurbanlar... Byle bir devirde eyhlislmlk makam ona tevcih olundu.
Ne yapsnd, nasl etsindi? Yukar tkrse byk, aa tkrse sakal. Her an
kelle koltukta.
ite eyhlislm Yahya Efendi'nin bykl buradadr. O, dnya bann nce
baharn grmt, imdi hazann yayordu. Ancak nemli olan kendi hayat
deil, "Devlet-i ebed-mddet'ln ayakta kalmasyd. mrn bu uurda harcad.
Yerine gre merdane klar, yerine gre siyas tedbirler ile eyhlislamlk
grevini yrtt. Ama ne eyhlislamlk!... Bazen kona yamalanp azledildi,
bazen lm tehlikesiyle grevden el ektirildi. Sk sk greve arld, sk sk
aa alnd, ama o hi ylmad. Hizmeti ahs emellerinden nde tuttu ve ylece
alt. IV. Murad devrinde baht kendisine yr oldu. Badat seferi ve
sonrasnda padiahn has dostlar arasndayd ve Osmanl Devleti'nin bir fecr-i
kazbini nurlandrd.
Nihayet devrini idrak ettii, sekizinci padiah Sultan ibrahim'in
icraatlarna dayanamad ve 83 yanda kurban bayram ertesi son meknna
uurland (17 ubat 1644). Mezar istanbul'un aramba semtindedir.
eyhlislm Yahya Efendi, btn hzyla hayat iinde nkteleriyle zihinlerde,
nfuzuyla sarayda, iirleriyle de g-

nllerde taht kurmutu. Her halkrda iire zaman buluyor ve enfes manzumeler
nazmediyordu. Nef' ile karlkl, bu an gr sesini oluturdu. Nef'
kahramanlk ve yiit ed vadisinde; o da ak ve muhabbet vadisinde aa
damgalar-, n vuruyorlard. ok iyi grrler, birbirlerini severler arada
srada da alrlard. Bunlardan biri ok mehurdur. eyhlislmmz bir gn
Nef' hakknda bir kt'a kaleme ald:
imdi hayl-i shenvern ire Neft mnendi var m bir air Szleri Seb'a-i
Muallka'dr mrii'l -Kays kendidir kfir
Aka yle demektir:
"Zamanmzn bunca gzel sz sahipleri iinde Nef' benzeri bir air var m?
(Elbette yoktur!) nk onun szleri (iirleri) Seb'a-i Muallka; kfir, kendisi
de mr'l-Kays gibidir."
Bilindii gibi Seb'a-i Muallka, cahiliyye devrinde K'be duvarna aslan yedi
iire verilen addr. Her yl Sk- Ukaz panayrnda o yln en gzel yedi iiri
seilir ve bir yl boyunca K'be duvarnda asl dururdu. Seb'a-i Muallka
airlerinin en mehuru da Imr'l-Kays'tr.
Kfir kelimesinin hem iyi, hem de kt anlam vardr. Mecazen vc lfzen de
yerici mn tar.
imdi, devrin eyhlislam, bir kii hakknda kfir derse, bu onun hakknda bir
fetva saylr. Nef' bu kelimenin her iki mnsn da anlam, gya vyormu
gibi grnp yerildi-ini hissetmitir. Imr'l-Kays'a benzetilmek houna
gitmise de mr'l-Kays kfr zre vefat etmi ve eyhlislm Yahya da ince bir
nkte ile onu alt etmeye kalkmt. Nef' ki en keskin dilli, ate fikirli
airimizdir, byle bir ithamn altnda kalmak istemez. Cevaben bir kt'a da o
yazp gnderir. Enfes bir cevap. Tam Nef'yne:
Mft efendi bize kfir demi Tutalm diyelim biz ona mselman

Varldkta yarn rz- mahere kimiz de karz o szde yalan
* * *
Nedm onlar hakknda,
Neft vdi-i kasidde siihn-perdzdr Olamaz amma gazelde Bak v Yahya gibi
der. Gerekten de Yahya Efendi'nin gazelleri bir baka edann tezahr, bir
baka lisnn tekellmdr.
eyhlislm Yahya Efendi srasnda gzel ve hle uygun sz hi ekinmeden
syler, ta gediine koyard. Muallim Naci, Osmanl iirleri adl eserinde (s.
53) u nkteyi nakleder:
"stanbul kads iken vefat eden Hocazde Ali Efendi mehur bir zt imi.
Sonradan eyhlislam olan biraderi Mes'ud Efendi bir aralk kendisinden rtbe
olarak ne geince, Efendi fkesine malp olarak annesinin yanna gider,
kardeinin kendinin nne gemesini hazmedemeye-ceinden bahisle onu mutlaka
ldreceini syler. Hanm bu hlden rkerek doruca zamann eyhlislam Yahya
Efendi'nin yanna gider. Durumu arz ederek:
"Aman efendi, u Ali'ye de biraderine verilen rtbeden ihsan buyurun.
Mes'ud'umu ldrecek yollu yalvarr. Yahya Efendi birka defa, "Korkmayn
ldrmez" der ise de hanm "Vallahi ldrr efendim, yemin etti. fkesi
galiptir, merhamet buyurun" tarznda ricasn tekrarlar. Konuma uzaynca Efendi
der ki:
- A kadn nasl ldrebilir, ldrrse onu da ldrrler. Onlar lnce sen de
kederinden lrsn. Fakat felek o kadar msait deildir ki nz de ldrsn
de bizi elinizden kurtarsn."
eyhlislm Yahya'nn beyit ve msralarndan:
Huda kermdir elbette eylemez mahrum Meramna eriir her kii Huda diyerek

Zlf-i siyehinden kesilir mi dil-i eyd Bir rabtadr cn ile cnn arasnda
Soyleyenlerkendisinbilmezbilenlersylemez
* * * deme cbbe vedestr keramet mi verir
* * *
Hl mkildir eer uymazsa hle kalimiz

231

airlerin Hsrev- Rum'u: Necat
Osmanl geleneinde anas-babas bilinemeyen, yetim, kimsesiz bebekler ile
devirme ocuklarna "Ibn Abdullah (Abdullah olu)" denirmi. Bilindii gibi
Abdullah da "Allah'n kulu" demektir. Osmanl'nn zellikle devirme usulyle
ald pek ok Abdullah olu, zamanla devletin her kademesinde etkili kiiler,
mevki makam sahibi insanlar olmulardr. Bu yazda size kendisinden
bahsedeceimiz kii de bu trden yetimi nl bir air olan Necat Bey'dir.
Asl ad s olan Necat, Trk iirine temel ta koyanlardan ve XV. yzyln
nl simalarndan biridir, nce onunla ilgili bir-iki epizot nakledelim:
Gnlerin iirle-edebiyatla dolu getii, ulularn toplandka iirden
bahsettikleri, modern elence sistemlerinin bulunmad iin bedi zevkin ince
ruhlu insanlara haz verdii dnemlerde; yine bir.irfan meclisinde pek ok bilge
kii, deerli yaran oturmu, iir sohbeti yapmaktadrlar. ehrin en ileri gelen
devlet erknndan en zarif kibarna kadar herkes oradadr. Bir ara mecliste
Fatih'in veziri Ahmed Pa-a'nn u beyti okunur:

Destimi kessen kalr dmn- ltfunda elim Dmenin kessen kalr destimde ltfun
dmeni
(Ey sevgili! Senin ltuf eteine ylesine sk yapmm ki) elimi kessen, elim
senin ltuf eteinde kalr. Yok eer eteini kesersen, ltfunun etei elimde
kalacaktr (Var istediini yap)!...
Beyti dinleyenler ilem hakknda ikiye ayrlrlar. Kimisi eli, kimisi etei
kesmesi hususunda sevgiliyi hakl bulurlar. O srada ehl-i dillerden birisi
Necat'nin buna benzeyen iki msran okur:
yle muhkem tutayn ak ile dildr etein Ya elim kat' edeler ya keseler yr
etein Sevgilinin eteini, ak ile ylesine sk tutaym ki (beni ondan ayrmak
isteyenler, sonunda) ya elimi, ya dayrin eteini kesmek zorunda kalsnlar.
Meclistekilerden bazlar bu iki msra ile deta kendilerinden geerler. Hzirn
yine iki guruba ayrlmtr. Ancak bu defa taraflar, her iki beyitten hangisinin
daha gzel, dolaysyla hangi beyti syleyen airin daha stad olduunu
tartmaktadrlar.
Tesadf m, tevfuk mu; Necat de o srada oraya kagelir. Soruyu ona
sorarlar:
"- Hangi beyit gzel ve hanginiz stnsnz?" Necat insaf sahibi olduu kadar
mtevzdr da. Byk insanlarn byklklerini bakalaryla kyaslamalar,
onlar belki kltr. Bilakis insanlar bydke tevazudan ilerilere giderler.
te Necat bu ed ile o anda, fc'eten u beyti zihninde bulur ve okur:
Necat'nin dirisinden ls Ahmed'in yedir Ki ts gklere asa yine dem rr
Ahmed'den
Beyti daha iyi anlamanza yardmc olalm: Bilindii gibi Hz. s armha
gerilmek istenince, Allah Tel onu 4. kat ge ykseltmi ve Hz.
Peygamberimiz'in

erityla amel etmek ve hir zamanda slam' yaymak zere vde vermitir. te
airin yukardaki beyitte anlatt rnek budur. Necati'nin asl ad sa; Hz.
Peygamberin bir ad da Ahmed'dir. air demek ister ki, "Hz. isa'nn ge knca
Hz. Peygamber'den (s.a.v.) bahsetmesi gibi, ben de iirimle gklere ksam, yine
de Ahmed Paa'nn stadln anlatrm." Ne ince bir ruh, ne ho bir
davran!...
Necati nl bir air olarak Kastamonu'dan stanbul'a gelir. Burada kendisini
tanyan pek azdr. Bir yolunu bulup iir yoluyla Fatih Sultan Mehmed'e kendini
tantmak ister. Sadrazam Mahmud Paa'nn yaknlarndan Trabzonlu Yorgi Amuruki
Efendi ile dostluklar vardr. Yorgi bazen saraya arlr ve padiah ile
satran oynarm. Yine byle bir davet ncesinde Necat Bey son yazd
gazellerden birini Yor-gi'nin kavuuna, -eilince kdn ucu grnecek ekilde-
gizlice yerletirir. Yorgi gider, satran balar, ba eilir ve kt grlr.
Fatih alp iindeki iiri okur:
Eser etmez n'idelm h- sehergh sana Meer insaf vere dostum Allah sana
ve dier beyitler. iir Fatih'in houna gider ve airi 17 ake ulufe ile divn
ktibi yapar.
Necat Bey yazd iirin telif cretini bylece almtr. Daha da nemlisi
sanat ve ilim erbabn bylesine destekleyen bir padiahn maiyyetine girmi
olmasdr. Nitekim ksa srede ykselir ve nianclk payesine erer.
Bir ara, ehzade Mahmud'a nianc olarak Manisa'ya gider. Maiyyetinde air
Tali' defterdar, air Sun' ve evk ise katiplik yapmaktadrlar. te bir iir
mektebi ve ite eski airlerin yetime tarzndan bir kesit...
Sz uzatmayalm.
Necat aslen Edirnelidir. Doum tarihf bilinememektedir. Hayatnn nceki
dnemleri rivayetlere dayanr: Adnn Nuh olduu, sava esiri yahut devirme
olduu, dul bir hanmn olu bulunduu (veya dul hanm tarafndan bytld)
Sail adl bir air tarafndan yetitirildii vs. bunlardandr.

* A ? M^rat Bev Kastamonu'da iirleriyle
Kei olan ^'^^Zyu^n, Wk "d-
,amnm.| ve hret. tstanMd ^ &^
ne dne- dilli nrr pek ok * mul^ ^
du-rmve nazireler ^T^^T^ Byezid'in hi-boT. gelip Fa^in vefatmda^^ ,
mayesini gr, Karaman ^^a da Saruhan (Mani-k,ipli8iyapnr.5. onun lmnden^
sa) valisi ^^*2 anbul'. dnen U507,
ehzade Mahmud da oluncsta n,
Lan emekli ^ ^^^a, edince ef-ihm ve iire em.1509^'"'" BuB Unkapan
Manifa-
?* trSTS ^^.anhurur, Ok kadrsr
Devrinde "Hsrev-i Mm ,Ana *** U* veya Husrevi) olarak^^*^*^ Jdinden
Jesela, tezkimci Seh, Be, ** 'J^ bir rek sonrakipekokahe^Tu^
Kinekatbdabu
katmr, W. yuzvnTu*^* ^^ lir,eri iinde
lunmutur. Ataszleri ve ^ Kaynaklar 6 adet
daha ok mersiye ve 8^"^, elimizdedir, eseri olduunu sylyorsa da, yalnzca V

Ekmel-i uara-y Rm: Nab
"Hayriyye"mellifi nl air Nab, 12 Nisan 1712'de vefat eder. Kendisi XVII.
asr son eyrei ile XVIII. asrn balarnda Trk edebiyatnn yegne staddr.
Eski biyografi yazarlar onun iin "Ekmel-i uar-y Rm"yani "Anadolu
airlerinin en mkemmeli" veya "Anadolu airlerinin tamamlaycs, iiri kemale
erdireni" derler. Kendi devrinde "Sultanu'-u-ar (airlerin sultan)" olarak
anlm ve uzun mddet "Na-b-i Pir" vasfn almtr.
Alt ayr padiah devrinde yaam olan Nab'nin asl ad Yusuf tur. 1642
ylnda Urfa'da doar ve genliini burada ilim tahsiliyle geirir. 1664'te
istanbul yollarna dt zaman, Arapa ve Farsa'y bilen, geni kltr ve
baarl iiri ile memleketinde bir hayli nl olmu, yetenekli bir gen idi.
istanbul'da nce Fzl Ahmet Paa'nn himayesini grd. Sonra Sultan Mehmed'in
dostluunu kazand. O srada hretinin zirvesinde olan stad Nail onun iin:
- Bu gen air ileride akranlarnn hepsini geecek, byk bir stad olacak,
demiti.
Gerekten de Nab onu utandrmad, haksz karmad.

Ksa zamanda kendisini gsterdi. Sultan Mehmed'in Lehistan Seferi'nde Kamanie
Kalesi'nin fethi zerine (27 Austos 1672) bir fetihname yazp padiaha sundu.
Sonra 1675'te Edirne'de ehzadelerin snnet dn iin yaplan enlikleri
anlatan Surnme'yi yazd. Ardndan hacca gitti (1678). Nab'nin hac esnasnda
yazd bir manzume vardr. Rivayet yle: Nab'nin dahil olduu hac kafilesi,
Medne-i M-nevvere'ye yaklar. Vakit gecedir. Malm eskiden hacca kervan ile
gidilir ve her konaktan sonra ekseriya gecenin ikinci yarsnda yola klrd.
te o gece Nab uyuyamamtr. Peygamber ak ve O'nun kutsal beldesine
yaklamann heyecanyla ruhu deta sabrszlkla rpnmaktadr. O srada
devletin ileri gelenlerinden birinin kbleye kar ayaklarm uzatp yattn
grr. Buna biraz ierlemi olarak irticalen ve yksek sesle bir iir sylemeye
balar. iirin ilk beyti yle:
Sakn terk-i edebden ky- mahbb- Huda'dr bu Nazargh- lhdir makam-1
Mustaf'dr bu
(Burada) edebi terketmeden sakn ki buras Allah'n sevgilisinin yurdudur.
(Buras) Allah'n nazargh ve Muham-med Mustafa'nn makamdr.
Daha bu beyti duyar duymaz herkes toparlanr ve uyuyan kii de ayaklarn
toplayp kalkar. Artk kimsenin uyumaya, dinlenmeye mecali kalmamtr. Rhlet
davulu vurulur ve kervan, o ak ve zlemle yola koyulur. l, nlerinde deta
drlmektedir. Sabah ezanlar yaklatnda Ravza-i Mutahhara uzaktan seilmeye
balamtr. Ama o da ne? Mescid-i Neb'nin btn minarelerinden mezzinler sala
okur gibi davudi ed ile okumaktadr: Sakn terk-i edebden... Ezandan sonra
namazlar ed olunur. Kafiledeki insanlar akn, mezzinlere sorarlar: "Bu iiri
nereden biliyorsunuz ki, daha Nab bunu bu gece inad etmitir?" Herbirinden
aldklar cevap ayn ve muhteemdir dorusu:
"Bu gece Efendimiz (s. a.v.) ryamza girip bize bu beyti talim eyledi ve
ezandan nce okumamz ferman buyurdu.'

Nab, hac dn kendini stanbul'da hareketli bir siyas ortamn iinde
bulur. Osmanl ordular pepee yenilgiler almaktadr. Dersaadet'te hemen her
gn kargaa, isyan ve ayaklanma vardr. Geri onun ahsna ynelik bir zarar-zi-
yan yoktur. Ancak, nihayet o da bir Osmanl'dr ve durumdan pek zgndr.
Dnyann ivisi km gibidir, yle ki bizzat padiah:
Yklptr bu cihan sanma ki bizde dzele Devleti erh-i den verdi kamu
mptezele imdi ebvb- Saadette gezen hep hezele imiz kald hemn merhamet-i
Lem Yezel'e
demektedir.
Nab'nin burada huzursuz olduu aikrd. Nihayet hac yolculuu srasnda
grp, havasn ve suyunu pek beendii Halep'e hicrete karar verir ve uzun
yllar burada kalr. Halep'te iken sanatnn doruundadr. Kendini iire, kitap
telifine vermitir. Onun hikem-didaktik eserleri ite bu cra Osmanl kentinde,
bir imparatorluun engin tecrbesi ile yorularak meydana gelir. O Halep'te iken
istanbul ve Anadolu'da Trk iiri ksz kalm gibidir. Geri pek ok talebesi
ve muakkibi istanbul'da onun at yolda eserler vermektedir ve hatta
iirlerini ona gnderip tenkitlerini istemektedirler. Buradan karlan sonu o
ki, Nab Halep'te de olsa Trk iirine t istanbul muhitinden yn verebilecek
bir s-tad, gerekten "Nab'-i Pr" olmutur. O kadar ki halk arasnda "Nab
gibi syleyebilmek" bir moda olmutur, ite devrin nl airi Sbit'ten iki
beyit:
Hazret-i Nab-i stada nazire demee Sbit-b Haleb'in merd-i shndn m var
Kuma- nev-zuhr- marifette Sbit imdi Bulunmazsa Halep damgas stanbul'da
rabet yok
Beyitlerden birincisinde Nab'nin stadl ve Halep'te bile ona benzer iir
syleyebilen bir kiinin bulunmad; ikincisinde ise yeni retilen marifet
kumalarnn (iirlerin)

"Halep" damgas (yani Nab'nin beenisi) olmaynca rabet grmediidir. Yani
Nab'nin dneminde Halep iiri (Nab'nin iiri), tarih Halep kuma gibi
revatadr.
Bir ara devlet tarafndan kendisine tahsis edilen Halep'teki evi, orlulu Ali
Paa tarafndan elinden alnd. Neyse ki nl "Hayriyye" yazlp bitirilmiti.
Nihayet Vali Baltac Mehmed Paa sadrazam olunca (18 Austos 1710) Nab'yi de
beraberinde istanbul'a getirdi. Onu Hcegn rtbesiyle bamusahiplie atadlar.
Svari mukabelecilii de yapt. Vefat edince skdar'da Karacaahmed miskinler
mezarlna defnedildi. lmne ebced hesab ile pek ok tarih drlmtr.
Bunlardan birisi de udur:
Gitti Nab Efendi cennete dek
Allah rahmet eylesin. Inaallah bu tarih doru kmtr.
Nab'nin alts manzum, drd de mensur olmak zere
on adet eseri vardr. Bunlar ierisinde en nls Hayriy-
ye'dir. Hayriyye airin olu Eblhayr adna kaleme alnm 239
bir nasihatnme ve t kitabdr. Eserdeki her bir beyit "
balbana bir hayat dstru olarak asrlar boyu hi eski- ^
meden yaamtr ve yaayacaktr. u beyitler Hayriyye'deki l
yzlerce rnekten birkadr: ^
Cevr ile kimseyi bizar etme "
Sana cevr etse de zr etme ~
Gazab u hiddet il kin gsterme Kimseye n-i cebn gsterme
Kendi ef'line uysun hlin Ne kadar var ise de ikblin
Tutalm erha ulam chn Yine edn kulusun Allah'n
Olur insanda zeban bir iki g Sen dahi syle bir ol iki ham
orlulu Ali Paa Nab'nin evini elinden alnca air olduka fazla zld.
Ancak tevekkel davranmak gerektiini bi-

lenlerdendi ve aadaki aheseri bu hadise zerine yazd. Keke Nab'nin yz
tane evi olsayd da yzn de elinden alsalard. Bugn 99 tane daha mstesna
aheserimiz olurdu:
Ba- dehrin hem haznn hem baharn grmz Biz nettn da gamn da rzigrn
grmz
ok da marur olma kim meyhne-i ikblde Biz hezrn mest-i marurun humarn
grmz
Top- h- inkisara payidar olmaz yine Kiver-i chtn nice sengn hisarn
grmz
Bir hadeng- i cn gdz-1 hdr sermyesi Biz bu meydnn nice bk-svrn
grmz
Kse-i deryzeye tebdil olur cm- murd
Biz bu bezmin Naby ok bde-hrn grmz

Son Byk stad: eyh Galib

eyh Galib, XVIII. asrda yaam byk airlerimizden biridir. Trk
iirinin, her eit nazm trnde edeb kemalini laykyla idrak ettii
devirdir. XVIII. asr. eyh Galib de Divn iirinin son byk stad olarak bu
asrn edeb muhitine damgasn vurmutur.
Bilindii gibi XV. asrda Trk ve ranl airler tarafndan Sebk-i Hind
(Hind slubu) denilen bir edebiyat akm balar ve iki asr kadar sonra Divn
iirinin klasik kurallarna bir gndoumu gibi girer, ite eyh Galib,
edebiyatta ilk sembolizm diyebileceimiz bu akmn Trk iirindeki en byk
temsilcisi ve staddr.
Galib'in asl ad Mehmed Es'ad'dr. 1758 ylnda istanbul'da Yenikap
Mevlevhanesi'ne yakn bir evde dodu. Zengin bir Mevlev kltr ile yetiti.
yi bir renim grd sylenemezse de iyi bir gnl terbiyesi aldna phe
yoktur. O, medrese yerine bir irfan meclisi olan mevlevh-nelerde piti. Trk
iirinin zirvelerinden saylan Divn'n 24 yanda tamamlad. Bu, gerekten
mthi bir baar demekti. Dahas, nesilden nesile zevkle okunan ve okunacak

olan Hsn Afc'n da 26 yanda yazp bitirdi. amzn 26 yandaki
genleri ile kyas edildiinde onun ruh terbiyesini, derin vecd ve ilhamn,
hemen teslim etmemiz gerekir. Galib, kendi devrinin -gncel deyimi ile-
sperlerinden biri olarak Hsn Ak' akla yorulmu bir atlm neticesinde
kaleme almt. Kendi anlattna gre hadise yle cereyan eder:
Devrin sk sk tekrarlanan iir sohbetlerinden birinde saatler epey
ilerlemi, gecenin yars oktan alm ve meclis-tekiler, bu teheccd vaktinde
iirin ruhlara fledii esrar ile kendilerinden gemi bir hlde iken, nl air
Nab'nin "Hayrbd" adl eserinden sz alr ve baz blmler okunur.
Meclistekiler bu eseri pek beenmi ve ok vmlerdir. O kadar ki byle bir
eserin artk yazlamayaca hkmne varrlar. Galib, iirde stad olmann
olgunluuyla ve mecliste sz dinlenen, herkesin iftihar ettii dostlardan biri
olarak bu eseri tenkid eder. Hayrbd'm daha nce yazlm rnekleri taklitden
ileri gitmediini syler. Bir ara, eserin daha gzelini kendisinin
yazabileceine dair de azndan bir kelm kar. Meclistekiler onun genliini
gz nnde bulundurarak bu sze inanmazlar, inanmak istemezler. Oysa Galib, o
gecenin seherinden tezi yok. "Esrarn Mesnevfden aldm" dedii msralar derin
bir ilham ile yazmaya balar. Nitekim ksa zamanda kitabn ats ortaya km
ve tamamlandnda da iir ikliminde bir zirveye ulamtr. Bu eser onun
ruhundaki btn tasavvuf neveyi iir yeteneiyle ortaya koyduu bir aheser
olur. Ona inanmayanlar imdi hem mahcup, hem de hayrandrlar.
Galib eserinin tamamlanmasndan sonra Konya'ya, Mevln ahanesine gider ve
det olduu zere 1000 gnlk ileye soyunur. ile devresini istanbul Yenikap
Mevlevha-nesi'nde tamamlar. Sonra da Kulekaps (Galata) Mevlevha-nesi'ne
post-nin olur.
1787 tarihinde balayan post-ninlik ve irad vazifesi 42 yanda vefat
edinceye kadar srer. Bu dnemde onun iki gzel dostu vardr, ierde (tekkede)
Esrar Dede, darda

(sarayda) da Sultan III. Selim. Bunlardan ilki, Arapa, Farsa, Rumca, Latince
ve italyanca'y bilen ve bu lisnlarn kltrlerini yakndan tanyan, engin ilim
sahibi bir air ve gnl ehli; ikincisi de musikiinas, bestekr, air,
modernist devlet reisi ve kabiliyet hmisi olarak n yapmlardr. te Galib'in
11 yl sren eyhlik devri bu iki dostun madd ve mnevi destei ile sslenir.
Birinden madd himaye grm ve grd himaye ile Mevlevlie hizmet etmi;
dierinden de bu yolda cesaret alm, gnl dostu edinmitir.
Galata Mevlevhanesi en canl, en mutantan ve en a'a-al gnlerini eyh
Galib zamannda yaar. Onun devrinde tasavvuf cereyanlaryla birlikte Trk iiri
de deta bu tekkeye endekslenmitir. Hemen her gece semlar edilir, ardndan da
iirler, yinler okunur, glbanglar ekilip seher zikirlerine ulalrm. Bir
tekke, belki btn zamanlar iinde en fazla bu zaman ve bu yerde kltr
hayatnn derinliinden ses vermitir. stelik siyas ve sosyal hayata da bir
renk getirdii inkr edilemez.
Tekke, olduka zengindir ve deta bir imarethane grevi yapar, istanbul'un
fakir-fukaras sk sk buraya uramay iti-yd edinmitir.
Anlatrlar ki bir k gn Mevlevihane'nin kapsna bir fakir gelir ve Galib
Dede ile grmek istediini bildirir. Efendi'ye haber verirler. "Buyursun!"
der. Gelen kii biraz hrpan giyimli ve solgundur. Ellerini iki yana aarak,
tarikat stlhnca, dervi olmak istediini anlatmak iin: - eyhim, izin ver,
soyunmaya geldim, der. Galib Dede adam tepeden trnaa bir szer. Dudaklarnda
gayr ihtiyar bir glmseme belirir, ama ona hissettirmez. Adamn bedava aa
konup ense yaparak k tekkede geirmek istediini anlamtr. Gayet ciddi bir
tavrla:
- Soyunmak kolay, der. Fakat ondan evvel seni bir giy-
dirmeli.
Sonra el rparak meydancy arr:
- Gtr u can'. Bir kat elbise alp giydirsinler, mnsi-
biyle tekkeye yerletirsinler.

Fuzulfnin Bir Gazeline Ahmet Remzi Dede'nin Tahmisi
Divn Edebiyatnda beyit dzeniyle yazlm bir manzumenin (genellikle gazel)
her bir beytinin bana dize ilvesiyle be msral bendler hline
getirilmesine tahmis (beleme) denir. lve edilen dizeler beyit ile ayn
vezinde ve beytin ilk dizesiyle kafiyeli olmak zorundadr.
Bazen bir beyitteki dizelerin arasna da msralar ilve edildii olur. Eer
msralar arama yine msra ilve edilmise manzumeye tahmis-i mutarraf
(ayrlm beleme) veya tatr (ikiye ayrma) ad verilir.
Tahmis, Divn Edebiyat'nda en fazla ilenen musam-mat trdr. Hemen her
air, ya kendinden nce yaam ya da kendi dneminde hrete ulam airlerin,
stadlarn bir iirine tahmis yazmtr. zellikle XVII. asr sonrasnda tahmis
ve tatr nazm ekli ok rabet grm, eyh Galib, zzet Molla ve Leyla Hanm
gibi airler tahmis sahasnda olduka baarl olmular ve ok sayda tahmis
yazmlardr.
Nedim'in Nedm-i Kadm'e; Yahya Kemal'in de Bak'ye ait nl gazellere
yazdklar tahmis-i mutarraflar en az asllar kadar nl olmu manzumelerdir.
Ancak Divn Edebi-

yat'nda en ok tahmis edilmi manzume XVI. asr airlerin
den geh'nin denizcilik terimleriyle yazd kasidesidir. Bu
kaside yazld dnemden itibaren asr boyunca pek ok
air tarafndan yine denizcilik deyim ve terimleri kullanla
rak tahmis edilmitir. Bu rnekler bize tahmis edilen iirin
orijinal slubuna ve zelliklerine bal kalndn gsterir.
airler tahmis iin setikleri iirleri ncelikle kendileri ok
beenmi olurlar. Bu iir, kendi iir sluplarna da yatkndr.
Dahas, kendilerinin de o konuda syleyecek pek ok szle
ri bulunabilir. Ancak en nemlisi, tahmis edecekleri iirin,
her ynden gzelliine yakr msralar sylemek zorunlulu
udur. Aksi takdirde asl iir ile, ilve edilen msralar arasn
da ortaya kacak bir eitsizlik, hemen gze arpacak, tah
mis yazan airin gcn ve ifade noksanln ortaya koya
caktr. Elbette hibir air kendini bakas ile kyaslarken asla
ondan aa durumda olmak istemez. Btn bunlar gz-
nnde bulundurulduunda, tahmis (terb, tesds vb.) yaz
mann ne denli zor olduu ortaya kar. Syleyecek sz
olan air, ncelikle bunu ne denli gzel syleyeceini/ syle- _
diini kendisi tartar ve ona gre eline kalem alr. ~
Bizim burada szn edeceimiz tahmis, btn bu yn- lerden tahmisi yaplan
iir ile tam mtensiptir. Tahmisi ya- -plan gazel, Fuzul'ye (. 1556)
aittir. Tahmis yazan air ise son devir Mevlevi byklerinden Ahmed Remzi
Dede'dir "v (Akyrek, 1872-1944). Fuzul'nin kane bir gazelini, Ah- med
Remzi Dede,1 tasavvuf nevesiyle ve baaryla tahmis etmekle gerekten kendi
iir kudretini de ispat etmitir.
Sanat gcn gsterme yarnda Fuzul'den aa kalmayan Remzi Dede
gerekten de asl iir ile mn btnl-
1 Mevlevi muhitinde doup yetien Ahmed Remzi Dede, Kayseri Mevlevhne-si
eyhidir. Trbesi Kayseri'de Seyyid Burhneddin hazretlerinin yanndadr.
skdar Selimaa Ktphanesi yneticilii yapm, Mihrimh Sultan Ca-mii'nde
vaaz ve iradlarda bulunmutur. Devrinin ayakl ktphanesi olarak bilinir.
Byezit camiinde Mesnevi okutmu, son asr mevlevtlerinin pek ou zerinde
olumlu tesirler yapmtr. Bir ara Ankara'da Eski Eserler Ktphanesi
mavirliine getirilmi ve ilim taliplerine pek ok yardmlar bulunmutur.
Cumhuriyet dnemi Trk ilim ve fikir hayatna yn verenlerdendir. Hayat ve
iirleri hakknda sayn Hasbe Mazolu pek gzel bir eser neretmi-tir. (Ahmet
Remzi Akyrek ve iirleri, Ankara 1987, s. 355).

salayabilmitir. Onun her msra Fuzul ile ayn gzelliktedir. Haddizatnda
Dede bu tr manzumelerde olduka baarldr. Nitekim pek ok airin divnnda
ancak bir-iki tahmis bulunurken onun kendine gveni, bu sahada elliden fazla
manzume yazmasna yol amtr.
Eski stadlarn ve kendi andaki baarl airlerin (msl. Tahir Olgun, Asf
Halet elebi, Sleyman Nazf vb.) iirlerine yazd tahmis, tatr ve terb'ler
gerekten de devrinde ok beenilmi, okunmu ve dillerde dolamtr. Kendisi
halk edebiyat tarznda da iirler yazm, hatta k mer'in bir manzumesini de
terb (drtleme) nazm ekline evirmitir.
Remzi Dede'nin Fuzul'den beenip tahmis ettii gazel gerekten Trk iirinin
aheserlerinden saylr. Fuzul bu iirde daha ilk beyitteki sanat gcyle
okuyucuyu deta arpar:
Vefa her kimseden kim istedim andan cef grdm Kimi kim bvef dnyada grdm
bvef grdm .
Fuzul'nin her bakt eyde vefaszlk grmesine karn tahmisi yazan Ahmed
Remzi Dede, sevgilinin yananda aydan daha parlak bir nur grmken ayva
tylerinin kmasyla yanaktaki o parlakln kaybolduunu, dolaysyla her
yaratlm eyde bir noksan bulunduunu ve Fuzul'nin dedii gibi neye baklsa
vefasz grlmesinin normal olduunu, deta Fuzul'nin beytine sebep ve rnek
gsterircesine yle anlatr:
Ruh- dilberde geri mndan ren ziya grdm Kdret verdi hatt imdi bakdm
b-safa grdm Neye atf- nigh etdimse hir bir hata grdm Vefa her kimseden
kim istedim andan cef grdm Kimi kim bvef dnyada grdm bvef grdm
Fuzul iirinde,
Kime kim derdimi izhr kldm isteyip derman zmden bin beter derd belya
mptel grdm

diyerek herkesin binbir trl derdi olduunu, dolaysyla dert yanp are
isteyecek kii bulunmadndan ikayet ederken Ahmed Remzi Dede, kendi hlinin
daha da iler acs olduunu aklayan msralar yazar. Ona gre btn bu derd
belann sebebi, ncelikle aktr. stelik sonu vuslat yerine ayrlk vadisine
kan bir ak... Bu derdine bir are bulunur diye hlini ilan edince bir de
grr ki herkes kendisinden daha dertlidir, ite onun armlaryla
zenginleen msralar:
Fez-y aka ddm b-ser p vlih hayran Visal mmdi dilde, menzilimdir
vdi-i hicran Bana bir dest-gtr olsun diye hlim edip iln Kime kim derdimi
izhr kldm isteyip derman zmden bin beter bir derde an mptel grdm
Fuzul, bir sonraki beyitte, gnlndeki gam def edecek kimse bulamadn,
dost bildii kiilerin de riyakr ktklarm syleyerek,
Mkedder hatrmdan klmad bir kimse gam defin Safdan dem uran hemdemleri ehl-
i riya grdm
der. Dede ise buna kendi macerasn ilve ederek, ak iinde her ne zaman
elemlerini defetmek istese zntsnn arttn, bunun sebebinin de sevgilinin
ktan daima sitem talebinde bulunduunu, dahas buna are olmak zere kime
ba-vurduysa hepsinin riyakr kn nazik bir slup ile syler:
Tasavvur eyledim ak ire kendimden elem defin Tehacm etdi ol ben istedimse her
ne dem defin Meer yr eylemezmi kndan hi sitem defin Mkedder hatrmdan
klmad bir kimse gam defin Sofadan dem uran hemdemleri ehl-i riya grdm
Beyit Fuzul'nin:
Ayak basdm reh-i mmde ser-gerdnlk el verdi Hner ser-ritesin tutdum elimde
ejderh grdm

zetle diyor ki; ne zaman ilmde kaplsam, her ey tersine dnd. Tam hner
ipliine yaptm; bir de baktm ki, ip elimde ylan oluvermi...
Bunlarn hepsine Remzi Dede de aynen maruz kalyor. Daha da beteri o bundan
fazlasn ekiyor. nce ak ile takati kesilip hline gece gndz alamaya
balyor. Bakyor ki dayanlr dert deil, gidip stadna (eyhine) yalvar-ya-
kar oluyor. Ald cevap, bu yolda daha da beter olmas gerektii. Karamsarla
kaplp o diyar senin, bu diyar benim dolamaya balyor. Bir ara ferahlar gibi
oluyor ve Fuzul gibi mde kaplyor. Tabi onun da akbeti ayn. nce her ey
tersine dnyor. Sonra hner ipinin ucunu eline geiriyor ve bir de bakyor ki
elindeki koca bir ejderh. Remzi Dede btn bunlar baknz ne ahenkli bir ed
ve ne ho bir ifade ile anlatyor:
Tahamml kalmad bu hlete girynlk el verdi Harabm arz- stad eyledim
viranlk el verdi Doladm s-be-s me'ys olup hrmnlk el verdi Ayak basdm
reh-i mmde ser-gerdnlk el verdi Hner ser-ritesin tutdum elimde ejderh
grdm
Dnya hep ayn dnya, tarih de tekerrrden ibarettir derler ya! Sanki Remzi
Dede bunun ispatnda. Nasl m? nce XVI. asra gidelim. Badatl koca air diyor
ki:
Bana gsterdi gerdm tire bahtm kevkebin yz kez Men-i bedbaht ana her gh kim
bakdm kara grdm
Felek, bahtmn yldzn bana belki yz defa gsterdi. Ne are ki her baknda
onu kara grdm ve talihimin yldz hi parlamad.
imdi tam asr ilerliyelim ve Dede'yi dinleyelim:
Pern- zlf-iyr olursa bu dile merkez Mneccim beyhude tedbr klma ho
geri gelmez Hele yaver deil fehm eyledim kim tli'imzkez Bana gsterdi gerdn
tire bahtm kevkebin yz kez Men-i bedbaht ana her gh kim bakdm kara grdm

Herkesin baht bir ynden kara olabilir. Remzi Dede'nin-ki ise yine ak
zerine... Onun gnlnn odakland yer, sevgilinin pern zlfleri. Bu
perianln gitmesi iin mneccimler bile yardmc olabilecek durumda deiller.
Sonunda anlyor ki talihi kendisine hibir zaman yaver olmam. Velhasl, felek
onun kara bahtnn yldzn en az yz defa kendisine gstermi (yani en az yz
kez felein sillesini yemi). imdi yle diyor: Bu zavall ben, o yldza ne
zaman baksam onu kara gryorum. Eh! Hakl saylr!.. Her zaman kara olan bir
eyi bazen beyaz grecek deil ya!... imdi gelelim finale. Fuzul buyuruyor ki:
Fuzul ayb klma yz evirsem ehl-i lemden
Neden kim her kime yz tutdum andan yz bel grdm
Anlamsnzdr! Her kime yz dndrse, her birinden yz bela gren bir
kiinin dnya halkndan yz evirmesi elbette ayplanamaz.
Remzi Dede bu yz evirme hadisesini iki ynden kuvvetlendirerek tekrarlar.
Birincisi, sliki olduu tarkin gerei, ikincisi de gerekten hayatnn bir ok
dneminde herkesten mecbur uzlet eylemesi. Yani lyk olduu mertebelerden uzak
bulundurulmas ve dolaysyla kymetinin biline-meyii. te buna hayflanlr.
Zira nice deerli insanlar vardr ki hayatlar boyunca kymetleri bilinmeyip bir
kenarda kalrlar. Bylelerinin yrdan da ayardan da usanmalar, geen gnlerle
birlikte, vefa midinin boa emek ve tl-i emel olduuna kanaat getirmeleri ve
nihayet onca inlardan uzaklap kenregr olmalar, sonunda da Fuzul gibi
herkesten yz evirerek hi olmazsa insanlarn belalarndan emin olmalar, en
tabi hayat seyridir. Okuyalm:
Usandm yr ile ayardan bu ekdiim gamdan
Vefa mmdi yanl re'y imi n her bir demden
Kenre-gr olursam ok mu Remz bunca hemdemden
Fuzul ayb klma yz evirsem ehl-i lemden
Neden kim her kime yz tutdum andan yz bel grdm
Allah ikisine de rahmet eylesin. Ne ho sylemiler!..

ORU FASLI
Dedim artrd gamn hnn hicrin gecesi Dedi nimet o olur nki eb-i rze
gele
Ahmed Paa
Dedim ki, "Ey sevgili! "Ayrlnn gecesi gam ^zenginletirdi!" "(Niye
aryorsun?) Oru gecelen gelince nimet elbette ok olur" diye cevap verdi.

Eski iftarlar1
ftar topu atld atlacak. Herkes yurduna ekilmi, sofra banda dualar
edilmekte. Sokaklarda tek tk acele ile evlerine giden kiiler. Bir de nereye
gidecei, iftar nerede edecei belli olmayan birka haylaz. Son yzylda
bunlardan biri en yakn konan kapsna dayanr. Uak kapy aar:
- Beyefendi evdeler mi? Uak tembihli olsa gerek:
- Hayr sokaa kt.
Eyvah!., Adamda afak atmtr. Israrl davranr:
- ftarda evde bulunmayacaklar m?
Uak bu sefer oru sersemlii ile cevap verir:
- Durun bir gidip kendisine soraym.
ki klhanbeyi arasnda bir muhavere:
- Mbarek Ramazan ne de abuk geti. Yarn otuz ra
mazan tamam olacak!
1 bkz. Gngr, S., Tarihten Fkralar, stanbul 1943, s. 52-53.

- Sen ne diyorsun yahu! O kadar oldu mu? Benim daha
krk evlik iftarm, bir o kadar di kiram olacakt.
* * *
Gnbirlik iftar ziyaretlerine komann kt yan da vard tabi. Gidilen
kiinin evde olmamas. Hikyeyi biz uyduralm:
Beylerbeyi iskelesinde iftar topundan sonra volta eden bir yampiri. Yumurta
topuk iskarpinlerden kan sesler, bo iskelenin duvarlarna arptka "Ya Hak!"
nidas olarak geri dnmekte. Arada bir sa omuzunu yukar attrarak giymeye
endii ceketi dzeltmekte. Elde akik tebih "Ya Sabr!" zikrinde. Alktan
zihni bulanm, ilham persi kamasn diye de vezinle yrmeye, kafiyeyle
dnmeye alyor. Biraz da iire in ya!. Bu talihsiz iftar
bideletirmeli... Bir, iki derken ayn noktaya ka kere bast bilinmez,
ayakkablarn tok seslerine yeni bir ayak sesinin kartn hissetti.
- La havle!.. Gelen kim ola?
Gelen iskele hareket memuruydu. Beylerbeyi camiindeki akam namaz da bitmi
demek...
- Tuh be!., dedi. Cemaati de dattk. Artk iftardan tama
men umut kesildi.
iskele memuru da ard onu grnce. "Bir yoklayalm hele!" diye geirdi
iinden:
- Selmn aleykm! Hayrola efendi? Burda, bu saatte!..
- Dur, kafam kartrma! Bitmek zere.
iskele memuru bir an duraklad. "Deli mi ne?" dedi kendi kendine. Dalgn
hline ve gittike hzlanan admlarna bakt bir mddet!.. "Susmal bari!." dedi
fsltyla ve ilerledi. "Bitecek olan ne ki!.." diye mrldand. Aheste, aheste
ilerledi. Brosunun kapsn at. Etrafna baknd. Neden sonra iftar iin
Ayvaz'n hazrlad kn buldu, iinde kahvaltlk vard. Namaza gitmeden
evvel ay da demlemiti. kn masann zerine at. iki ay barda kard.
Akam zeri Kanlca'dan gelen son vapur ile oradaki meslekda yourt da
gndermiti. Bir yandan aylar dolduruyor, bir yandan

da hl bir o yana bir bu yana gidip gelen bu garip yabancy izliyordu. O
srada beyimiz kendisine doru yneldi, iskele memuru, "Vay kftehor!" dedi
iinden. "Zamanlama pek mkemmel dorusu. Hazr sofray da buldu!..."
Hi konumadlar. Acele acele yenildi her ey. Sofrada ne varsa bitmiti.
"Elhamdlillah" ikisi de doydu, benizlerine can geldi. Birer bardak da keyif
ay koydular bardaklara. Beyimiz ubuunu kard. Kibriti ald ve sze girdi:
"Allah iftarnz kabul etsin. Sofranz hac sofras olsun. Kime niyet kime
ksmet. Havyar umduk peynirle doyduk." Sonra maceray zetledi.
- u arkadaki yalda oturan Ahlatzde Sermed Bey ahbabmdr (!). Hep davet
eder dururdu, iftar sofrasn ereflendirelim dedik, t Samatya'dan kalktk
geldik. Vapur paras, saat yolculuk ve derken yalda kap duvar, ierden bir
ses duyar gibi oldum ama kedi miydi, neydi, pek
kestiremedim. Sanki bir ara k da grm gibiyim. Neyse
255
canm. Evde olsayd ne sevinecekti (!) kim bilir? (Kendi m
kendine ban sallar.) Uaklar da m yoktu ne?!... Neyse, ~
hemen istanbul'a ineceim, tabi kotum vapura. Buray T
da sen kapayp gitmisin. o-
- Affola, efendi. Namaza gittiydim de!..
- Dur kesme szm! I Bu arada u hicviyeyi nazmettim:
Sirke itim onbir ay ben bir ltufkr var diye u harb mideye bir usta mimar
var diye Bir sva vurdurmaya geldim belki havyar var diye Bo yere aldandm
istanbul'da iftar var diye
iir bitince iskele memuru, dudanda muzip bir glmseme:
- Afiyet olsun efendi!., ite bizim sofray enlendirdiniz ya! Ne saadet!..
Ne yazk ki terifinizden haberdar deildik, di kiras hazrlayamadk!.. imdi
geelim bu hikyeye. Sahi, nedir di kiras?

insanlarn sosyal hayatlar, devletlerin refah dzeyleri ile paralel gelimez
mi? Devletin saygnl ve zenginlii de suya atlan tan dalgalar gibi
vatandalar halka halka kuatr. phesiz eskiden ramazanlarda verilen di
kiras, bizce bunun en gzel rneklerinden biri. Bugn artk kltr ve
greneklerimiz arasnda yitip giden bu gelenei, zengin Osmanl toplumunun her
dneminde insanlar arasnda kademe kademe uygulanan bir hediyeleme yahut
yardmlama kurumu olarak grmek mmkndr. Ama maalesef,
"Ol saltanatn yeller eser imdi yerinde"
slam medeniyetinde Ramazan aynn manev dnyas iinde fakir-fukaraya
yardm da nemli bir yer tutar. Di kiras, yerine gre bir sadakadr. Ancak bu
sadaka verite yle ince bir davran bulunur ki, sadakay alan kii/kiiler
asla eziklik duymaz, zenginlerin karsnda minnet ile utandrlmazlar.
Di kirasnda olumlu iki yan vardr. ftar veren kii sevap kazanr. ftara
katlan kii sevaba vesile olduu iin hediye kazanr. Yani iftar yemeini
yiyenlere, yemek sonunda bir hediye takdim edilir. te "di kiras" bu
hediyenin addr. Gya iftar yemei yiyenlerin, zarar gren yahut ypranan
dilerinin amortisman. Ne ince bir dostluk ve licenaplk rnei!..
ftar veren saraya, konaa, evlere gre di kirasnn deeri de eitli
boyutlar kazanabilir. ftara icabet edenlerin sosyal mevkileri de gz nnde
bulundurularak di kiras bazen bir mercan tebih, bazen bir ttn ubuu yahut
lle, birka sar lira, bir yalk vb. olabilir. Ancak daha da nemlisi iftara
ait hn- yama (yama sofras) dr. Hn- yamada yemekten sonra herkes
kulland kak, atal ve ba alr, hatta tabaklar, siniler, marapalar
tutann elinde kalp paylalm olur. Tabi yemek takmlarnn da altn, gm,
bakr vb. madenden olmas hn- yamann deerini artrr yahut azaltr.
Ah, keke hn- yama yahut di kiras gelenei devam ediyor olsayd! Bugn
bazlarmz yamalanacak iftar sofras bulamadka nde devlet sofrasna
musallat oldular.

nsan Fikret'in o msran nasl hatrlamaz:
"Yiyin efendiler yiyin bu hn- itih sizin" Bir hadise nakledelim: nl
hattat Yesrzde Mustafa zzet Efendi merhum, mbalaay pek severmi. Bir
ramazan akam, frtnal bir havada, kalkp Boazii'nde bir iftar davetine
nasl gittiini anlatrken: "Frtna o kadar iddetli idi ki" demi, "dalgalar
bizim kay zaman zaman Cihangir Camii'nin hizasna kadar ykseltiyordu."
Mecliste bulunanlardan onun tiryk olduunu bilen biri sormu: "ftar yakn
m idi?"
- Evet.
- Aman ne iyi, hazr ezan vakti gelmiken ubuunuzu karp minarenin
kandilinden yakverseydiniz!
u hazin satrlar da Rza Tevfik'e dair:2 Uydurma deil, gerektir. Filozof,
bir ramazan gn, Eminn'nden geiyor. Orusuzdur. Cebinde fstk varm,
azna bir iki fstk atyor. Vay efendim sen misin mbarek gnde alenen nakz-
siyam eden? Koca kalpakl ve sert bakl bir polis dikiliyor karsna:
- Gel bakalm benimle.
Filozof, birden, dalgnlnn bana aaca belay anlamtr. Mkemmel
Rumelili ve Yahudi taklitleri yapt da mehurdur. Hemen Yahudi ivesi ile:
- Niin? diye soruyor.
- Yahudi azn bana m yutturacaksn? Alenen oru ye,
sonra da...
- Aman paam, Yahudi'yim, brak yakam.
- Zor brakrm, imdi anlarz. (Kardaki bir Yahudi dk
kncya seslenerek) Mion, buraya gel! Mion geliyor.
- Konu sununla Yahudice.
Mion Yahudice bir iki kelimelik bir ey sylyor. Fakat Rza Tevfik yle uzun
bir Yahudiceye balyor ki sonu gelmiyor.
2 bVz.Ozmsoy.H.V., Eski stanbul Ramazanlar, istanbul 1968, s. 88.

Polis baryor: "Ksa kes!"
Filozof susuyor. Bu sefer beriki, Mion'a dnyor: "Yahu-dice amma att deil
mi? Yahudi mi bu?"
Hayranlkla gzlerini aan Mion'un cevab parlak: "Benden koyu Yahudi,
Tevraf ezbere okuyor."

Oruca Dair Beyitler



258

islam inancnda ramazan ay mafiret, ltuf ve ihsan ile 259
m
birlikte anlr. Hepimiz inanrz ki bu ayda alan eller bo evrilemeyecek
gnller mutluluk, yzler tebessmle dola- *? aktr. ftarn sevin ve
huzuru yannda sahurun bereketinin * de inanan ad u hurrem eylediini her
oru tutan m'min " bilir. Oru Allah iindir ve ecrini de bizzat Allah
verecektir. -o Bunun iindir ki bu ayda m'minler handan; mnafklar gir-
-yn, eytan szn u periandr. Cennet kaplar ak, cehennem kaplar kapal
ve m'min melekiyyet makamndadr. Nasl ki insan yaratlmlarn en ereflisi
ise, ramazan da aylarn en faziletlisidir. O, onbir ayn sultan, "Ho geldin y
ramazan" ile karlanp "Elveda ey mh- gufran" ile uurla-nan kutlu aydr.
M'minlerin sevinci, murad ve bayramdr. Onun iindir ki halk daha ramazan
gelmeden hazrlklarna balar, bu ayn zel bir hassasiyet iinde yaanmasna
itina gsterir olmutur.
Peki ya eskiler, eski Ramazanlar?!.. Mtecanis, bir slam toplumunda yaanan
eski ramazanlar iin eski kitaplarda yazlanlarn yeterli olduunu sanmyorum.
Yakn gemiin

ramazanlanyla ilgili okuduklarmdan ziyade, uzak gemiin yozlatrlmam
ramazanlarndan birinde istanbul'da yaamak kimbilir ne saadet idi? nk
bunlar airlerden dinleyince insann hayal perdesi bir an yrtlacak gibi
oluyor. Kaln kaln divnlar arasnda orutan, ramazandan, bayramdan dem vuran
beyitlerin okluu bile eski ramazanlarn bir zaman mihveri olarak her geen ve
gelecek yla damgasn vurduunu gstermeye yeter. Elbette air bu hayatn
iindedir ve orutan, iftardan, ramazandan, bayramdan etkilenecektir. Szgelimi
bir tanesi yle yaknyor:
Gnmz gn gibi trl zeval ile geer Kadrimiz bilmediler nite ki mh- ramazan
Yahya Bey
Gn(dz)mz gne gibi trl zeval vakitleriyle (yani akta hsranlar) ile
geiyor. Tpk ramazan ay gibi, bizimde kadrimizi bilmediler, (elden ne
gelir!)..
Dorusu mthi bir beyit! Deeri bilinmediinden ikayet ederken vnmenin
nzikesi! air deta kendini yeriyormu gibi grnp vnyor (te'kd'1-medh
bim ybihu'z-zemm). M'min, ramazanda ne denli ibadet etse, yine de onun
kymetini bilememi demektir. nk bu ayn faziletleri bitesi deil. Nitekim
bilge insanlar da bunun farknda olarak durmadan ramazann kadrini-kyme-tini
bilemediklerinden yaknrlar. Hele bin aydan daha hayrl olan kadir gecesi!..
air "Kadrimiz bilmediler..." derken bize gre pek muhteem ve sanatl bir
ifadeyle kadir gecesinin hangi gece olduunun bilinmediine de iaret ederek
tevriye yapyor.
Hemen her oru tutulan evde gzle grlr bir ramazan bereketi vardr.
Allah'n ltfu ve hikmeti iledir ki ramazan bir bolluk aydr. te air
dilinden iki kii arasnda bir konuma:
Dedim artrd gamn hnn hicrin gecesi Dedi nimet o olur nki eb-i rze
gele
Ahmed Paa

- (Ey sevgili!) ayrln gecesi, gam sofrasn arttrd. Bu geli ne hal'?
el-cevab: Niye aryorsun? Oru geceleri gelince nimet elbette ok olur.
Eski airler iin ramazan deyince hemen ilk akla gelen ey, hasrettir,
firaktr, hicrandr, ayrlktr. Zira orulunun iftar beklemesi ile kn
(airin) sevgiliyi beklemesi arasnda pek bir fark yoktur. Hele bu bekleyiin
sonunda bayram (vuslat) var ise!.. Baknz Fatih ne diyor:
Zlfn eb-i kadr oldu kan tyd hilli Vasim demi tyd oldu firakn ramazndr
Avn
Zlfn (karanlkta) Kadir gecesi oldu. Kan ise (o gece ortasnda) bir bayram
hilli (gibi grnmekte). Vuslatn bayram vakti, ayrln ise ramazandr.
imdi de Hayal'nin hayalini grelim:
Aynsn lamn otuz gn olduuna rzenin
Ya felek levhinde nn- dmen-i Rahman msn
Aka u demek:
Allah, orucun otuz gn olduuna (delil olarak) seni "ayn-lm" olarak m yaratt;
yoksa felek sathnda Rahman kelimesinin sonundaki nn (n) harfi misin?
air evvel "Aynsn lamn otuz..." derken lm harfinin ebced hesabndan 30
rakamyla ayn (eit) olduunu ma ediyor. Saniyen, "nn-ayn-lm" harflerini
anarak bir "na'l" kelimesi yazyor ki "dalama yaras" demek olup yolunu oru
hasretiyle gzledii sevgili yznden barnn yre yre ve pare pare olduuna
inanmamz istiyor. Slisen, felekteki nn bayram hilli demek olduundan,
bayram edesi, bir de vuslat istiyor. Hayalin de bu kadarna apka kartlr
dorusu: "el-Hayave'1-edepL"
Ak mtekerrir bir murabbanda ramazann son gnle-

rini, hi abartmadan, XVI. asrda yaand ekilde ok samimi duygularla
anlatr. te bir bend:
On bir aylk rhdan gelmitin ey mah- sid Eylemiti pertevin halkn gnahn
n-bedid
smetinle azna tblis'in urmutun kilid Elveda ey mh- rze merhaba ey rz-
tyd
Ey kutlu ay! Onbir aylk yoldan gelmitin. Nurun, halkn gnahlarn silip
sprmt. Safiyetinle ve masumiyetinle eytann azna kilit vurmutun. (imdi
gidiyorsun artk) Elveda ey oru ay, merhaba (ho geldin) ey bayram gn!...
Sz bayramdan almken unu da hatrlatalm: Eskiden meyhaneler ramazan
aynda hepten kapatlr, (ok kr imdi de baz meyhaneler ramazana hrmeten
kapanmaktadr) bayram gelir gelmez de alrm. Hatta meyhaneciler bayramn ilk
mterisine hediye olmak zere ipek al hazrlarlarm. (Herhalde bu db al
kapmak iin pek ok sarho, bayram namazndan sonra meyhane kapsna
komulardr.) Ahmed Paa her ne kadar sarho takmndan deilse de meyhanelerin
ramazanda, resmen kapal tutulduunu yle ifade ediyor:
ektim firakn savnm, erdim cemlin tydine A leblerin meyhanesin ney gibi
nln et beni
(Ey sevgili!) Ayrln orucunu tuttum da (sonunda) gzelliinin " bayramna
eritim. Artk dudaklarnn meyhanesini a da, beni ney gibi nln eyle.
Tarihimizde ramazan fkralar ve ramazana dair muziplikler de nldr. u
beyitler o trden:
Olmayan hid meysiz bir an Niyyetim ok hele ksn ramazan
m
Gelin ve ikisiz olamyorum. Niyetim ok! Hele ramazan bir ksn.

Bu zpra "Niyetli misin?" diye sorsalard, herhalde "Niyetim bozuk" cevabn
verirdi.
* * *
Gndz karr zevkini rindn ramazann tftr sfasm dahi ehl-i ikem eyler
Ne'et
Rindler ramazan zevkini gndz karrlard Yoksa iftar sa-fas obur
yobazlarndr. Rindlerin zevk karmasnn orucu yemek olduuna dikkat buyrula!
Hani Bektye sormular:
- Erenler orucu sever misin?
- Elbette severim, nk yenilir. Velhasl yle bakldnda grlyor ki bizim
eskiler
iinde ramazan ihya eden de varm, mevta eden de. imdiki gibi yani!.. Ama
eskiden ihya edenlerin nfusa oran her hlde daha ok idi.

Oru Tuhaflklar
Oru ile mizah, nedense pek eskiden beri ikiz karde gibi olmulardr.
Aslnda bunun din ve psikolojik yn bal-bana bir aratrma konusudur.
Orulu iin mizaha hangi llerde cevaz verilebilir? Mizahn snr ne
olmaldr? Neden oruluya mizah daha ho gelir? Bu sorular oaltmak mmkndr.
Ancak Osmanl'dan itibaren zellikle yozlatrlm Yenieri-Bekt gelenei
orucu adet hafife alr gibidir. Hepimiz "-Erenler!..." diye balayan ve ramazan
ile alkal birka Bekta fkras biliriz; yahut duymuuzdur.
Btn bunlar imdilik konu d brakarak biz tuhaf oru hikyeleri ile
edebiyatlar yanyana getirmek istiyoruz. Ama nce bir hatram sizlerle
paylamak niyetindeyim.
Anadolu'da hl uygulanr m bilmem. Ben ocukluumun ramazanlarnda oru
zengini olurdum. Nasl m? Anlataym:
Ben henz 8-10 yalarmdayken her gece sahura kalkar, oru tutan byklerim
gibi oruca niyet ederdim. Ertesi gn leye doru ackr, kilerin evresinde
ksa balanm buzalar gibi dolanr, yiyeceklere bakarak sararp solardm,
ite

o srada annem veya babam hlime acyp imdada yetiir ve bana yle bir
teklifte bulunurlard: - A yavrum! Haydi orucunu bana sat. Ben sanki hi
ackmam gibi pazarla giriir, bazen be kurua (o zamanlar byk parayd),
bazen iki biskvi aras bir lokuma, bazen bir gizlevet ayakkabya, bazen
aabeyimin eski patnolonundan dikilecek bir yeni pantolona orucumu satardm.
Hatrlyorum, bu vesile ile hem bayramlklarm, hem de bayram harlm
orucumun teriyle bizzat kendim kazanrdm. Ne ho gnlerdi onlar!..
Sanyorum, hemen herkesin bu tr bir oru pazarl ba
ndan gemitir. Zira mslman Trkler, ocuklarn na
maz klmaya, oru tutmaya altrmak iin byle cazip yollar
bulmutur. Henz mkellefiyet ana girmemi bir ocu
un masumane tuttuu orucu bir hediye karlnda satn
almak ve bu yolla onu tevik etmek, bir salk tedbiri olmak
la birlikte ne byk bir pedagoji dersidir. Bu detin eski ol
duuna, airin u beyti delildir: 265
O tfl-i rzedrm dn bana birrzesin satt
Edip vasim hele rzi eb-i hicran rz etti
Mns udur: "
Oruca niyetlenmi olan o kk sevgilim, dn bana orucu- * nu satt.
Bylece o, bana vuslatn nasib ederek hicran ka- Z ranln gndze
evirdi. air Sbit'in bir beyti vardr. O da olduka tuhaftr:
Za'file hill eylemi ol mh- cihan Vaslna ermi iken yiye yazdm ramazan
Ramazan (vakit gelip atnca) cihann dolunayn zayflatp (iki bklm) hille
dndrm. Buna fkemden, varp o ramazan (ktr ktr) yiyeyazdm. Dorusu
oru yemenin hle-i er'iyyesini bulan byle sivri zek bir airi kutlamak
lazm. Beyit deil, sanki Bekta fkras.

Nesim'nin bir beyti yledir:
Gelgel ber ki savm u saltn kazas var Sensiz geen zamn- haytn kazas yok
(Ey sevgili!) Gel, gel beri ki oru ve namazn kazas vardr. Ama sensiz geen
mrn kazas olmaz.
Nesim ilah ak yolunda derisini yzdrtmeseydi, herhalde bu sylediini su
sayabilirdik. Varsn, aknda mbarek olsun.
Bir de fkra:
Tarihte nl Keecizdeler ftraten nktedn bir slledir, izzet Molla
merhum nktedn olmakla birlikte biraz da (biraz dediime bakmayn gayette)
iman bir kii imi. Bir akam iftara davetli olarak bir dostun konana
gitmi. O zamanlar det, akam namaz klndktan sonra sofraya oturmaktr.
Neyse iftar topu atlm. Orular zemzem vb. ile alp namaza durulmu. O
srada yeni gelen bir misafir soluk solua kapdan girip ierdekilerin namaza
baladklarn grnce oraplar karp kollar svam. Hemen ibrik leen
gelmi; abdest alacak. te yandan akam namaz ksa. Kaidelerde zamm- sure de
az okunuyor. mam da biraz aceleci; hem hzl okuyor, hem de rk ve secdeleri
ksa tutuyor. Molla merhum imama ayak uydurmakta zorlanyor. Bu arada abdest
alacak zat, ibrikdra seslenir:
- Evldm biraz acele et. Abdestimizi alp imama yeti
elim.
Olanlar namazda yan gzle izleyen Molla, bu sz zerine dayanamayp namazn
iinden adamn duyaca ekilde mrldanm:
- Efendi hi acele etme! Biz bu imama namazn iindey
ken yetiemiyoruz, sen dardan nasl yetieceksin!

Surre Nedir?
Surre en yaygn mansyla ii para dolu kese, yani para kesesi demektir.
Osmanl dneminde zenginler ehrin fakir fukaras ile limlerini ve leyl
medrese rencilerini iftara davet eder, iftardan sonra da onlara mangr dolu
kk kesecikler verirlermi. Buna halk di kiras, mollalar da surre derlermi.
Bu adan bakldnda surre gelenei bir yardmlama kurumu, fakir fukaraya
yardm usldr. XIX. yy. airi F-z'm bir beytinde surre yle anlr:
Bilmem ki nice bu ramazan nice bu lyd Ne saat nel ne ihram u ne surre
Ne saat, ne al, ne ihram, ne de surre (altn kesesi) grdk. Bilemedim bu ne
biim ramazan ve ne ekil bayramd!
Beyitte air daha XIX. asrda surre geleneinin ortadan kalkmaya yz
tuttuundan, artk kimsenin kimseye iftarda di kiras veya surre vermediinden
yaknyor. Bugn bu gelenek tamamen tarih olmutur. ftarlar oalmtr,

ama surre vermek iin deil iftarda para toplamak iin!1 Her neyse...
Surre kelimesi tarihimizde asl mnsn surre alay (sur-re-i hmyn)
vesilesiyle kazanmtr. Surre-i hmyn, Osmanl padiahlar tarafndan Mekke
ve Medine'ye gnderilen para ve hediyelere denir. Bu hediyelerin nakit olanlar
kk keselere konulduu iin bu ad almtr.
Her yl receb aynn onikisinde Topkap Saray'ndan bir kervan ile yola
karlan surre, bir surre emni riyasetinde aylarca yol alarak Harameyn'e
ulard.
Tarihte ilk surre alay Abbas halifelerinden El-Mukted Billh tarafndan
tertip olunmutur (923- 924). Osmanl padiahlarnda surre gelenei elebi
Mehmed ile balar. Teberru niteliindeki bu surreler, Yavuz'un, mukaddes
emanetleri ve hilafeti Osmanl'ya kazandrmasndan sonra resm bir grev ve
siyas bir gereklilik nitelii kazanmtr. Hicaz ahlisinin "Sadkat-i Rmiyye"
diyerek yolunu gzledii bu
268
varidat, petrol ve hac turizmi olmayan bedevi Araplar iin
j hayat nem tarm. Her yl tedricen arttrlan surre tahsi-
~Z sat, Sultan II. Abdlhamid devrinde 3.514.000 kurua kadar
%, kmtr. ngilizlerin Arap kabilelerini Osmanl'ya kar
i ayaklandrmalarna kadar bu gelenek srm ve 1918'de,sa-
* va iin bile para bulamayan Osmanl 3.650.000 kuruluk bir
g surre alay karmay ihmal etmemitir.
Svey kanalnn almasndan sonra eskiden kara yoluyla giden ve 12 recebde
gnderilen surrenin yola k tarihi 14 abana tahvil olunmutur.
Osmanl payitahtnda surre alaynn yola k bir bayram havas tarm.
Kendini Hdim'l-Harmeyn (Mekke ve Medine'nin hizmetkr) gren Osmanl
padiahlar, halkn katklarn da geri evirmez, surre alayna dahil
ederlermi. Buna gre gnler boyu Topkap Saray'nda toplanp biriken nakit ve
hediyeler katrlara yklenir ve padiahn altn-
1 Eski zenginlerin fakirlere verdikleri surreyi bugn zenginler eitli yollarla
(enflasyon, zam vb.) fakirlerden alyorlar. Ne garip bir dnya ve ne kt bir
zaman!..

lann tayacak deve, kzlaraas tarafndan yularndan tutu
larak herkesin grmesi iin divn nnde dolatrrm.
Bundan sonra surre alay, o yl surre emni seilen yal ve
pek timt edilir bir zata teslim ile Kur'n'dan arlar oku
nup, na'tlar sylenerek Beikta'a doru yola karlrm.
Topkap'dan Beikta'a kadar olan yolda surre alayna halkn
tahsis ettii ykl katrlar ve hediyeler de eklene eklene, ker
van iyice byr ve alayn getii yollar birer bayram enlii
gibi halkn akn akn gelip temaasna sahne olurmu. Hi
caz'a gidecek surre develeri sslenir, zerlerine hallar, ipek
liler rtlr; boyunlar, baldrlar taklarla donatlr, knala-
nrm.2 Alayn banda atl 12 avu, ardnda yaya baltac
lar, sonra kapcba bulunur, sonra surre emini ile surre
khyas ve gsterili surre katar yrrm. Padiahn surre-
sini hmil devenin etrafnda 30 kadar baltac, ardnda da
Mekke ve Medne fakirlerine datlacak para ve mallar ta
yan katrlar ve nihayet halk topluluu, bir geit resmi gibi 269
Beikta'a kadar gelir, buradan deniz yoluyla skdar'a ge-
erlermi. O gece skdar'da konaklayan surre alay, ertesi *
gn yine bayram kalabalklar arasnda Harameyn'e sela- ^
metlenir, ardndan dualar okunarak gnllere aydnlk ve "
ferahlk veren bir sevin havas yaanrm. 1
Surre alaylar getikleri yerlerde byk sayg ve sevgi " gsterilerine ahit
olarak aylar sren yolculuklar yapmlardr. Kutsal topraklara emanetleri
ulatran ve asrlar boyu hi eksilmeyen bir ilgi ile yaanan bu asil gelenek,
Osmanl'nn ihtiaml bir sayfasn ve binlerin, onbinlerin gnln sslemitir.
Bu vesile ile yaplan pek ok eski gravrlerde hl bu ihtiam grmek
mmkndr.
2 Bu gelenein haras. olarak dilimizde surre ^^^^^ Hl sylenen bu sz,
her boyay. srp srtren, her ss tak* hanmlar hakknda kullanlr.

Hill Grnd
Son yllarn slam dnyasn yakndan ilgilendiren bir mesele var:
Ramazan ve bayram hilli.
Ramazan ve bayram hillinin grnmesi belki tarihin her senesi boyunca, bu
son yllardaki kadar mesele hline dnmemi, insanlar bu kadar kargaalara
dmemitir. Bu hle "teleskop icat oldu oru bozuldu" diye bir kelm uydurmak
bile mmkn.
Her neyse!
Bizim buradaki asl merammz, eskilerin grdkleri hillden bahsetmek.
Hicr-Kamer aylarn, hillin grnmesiyle balamas ve dn bayramlarn
aybalarna rastlamas, bayram yapabilmek iin hillin grnmesini art klar.
Divn airleri de hem bayram, hem de hilli bu vesile ile ska anp mahbub-
larna olan duygularn dile getirmeyi klasik bir kalba sokmulardr, ite
onlardan biri olan XVI. asr yenieri airi Ak yle diyor:

Sen hill-ebrdan ayru tyd matemdir bana Kimse bayram eylemez n kim grnmeye
hill
Ey sevgili! Sen hill kaldan uzakta iken, bayram bana matem grnr. Nitekim
hill grnmezse kimse bayram yapmaz.
Burada air sevgilinin kan hille benzeterek o hill ka grmekle bayram
eylediini, o hill kal ile yaanmayan bayram da matem saydn ifade
ediyor. Gerekten de einden dostundan ayr olan kiiler iin bayram, ancak bir
hzn sebebidir. Herkesin glp - elendii bayram gnlerinde, sevdiklerinden
ayr kalmann acsn ancak ekenler bilebilir. Hele yerinden yurdundan ayr,
yahut yurdu sava ve ate emberinde olanlara Allah sabr ve zafer versin.
Ramazan gnlerini orulu geiren kii, bayrama hasret duyuyor demektir. Bu
tpk kn sevgilisine olan hasreti gibidir. Nitekim airler orucu bir ayrlk
ve hicran, bayram da bir vuslat ve kavuma olarak telakki ederler, ite
Fatih'in veziri Ahmed Paa'nn bir beyti:
ektim firakn savmn erdim cemlin tydine A leblerin meyhanesin ney gibi
nln et beni
Ayrln orucunu tuttum da sonunda, gzelliinin bayramna eritim. (Artk ey
sevgili!) Dudaklarnn meyhanesini ap beni ney gibi nln eyle.
air bayram, oru tutmakla kaim gryor. Yani bayram yapmak iin, oru
tutmay art kouyor, ikinci msrada ise sevgilinin dudandan kacak iki ift
ho kelm iin yalvaryor ki, bu szler ka iki gibi tesir edip kendinden
geirecektir. Yani sevgilinin bir ift iyi sz, k iin bayramdr, hillin
grnmesidir.
Ramazanlarda hn- yama iftarlar mehurdur. Nail, bu gelenei de sze
alarak bayram hillini baknz nasl vurguluyor:
Rzedr hn- yam-y visale Nail Gurre-i mh- muharremdir hill-i cm- tyd

Ey Nail! Sevgiliye vuslatn hn- yamas (yama sofras) etrafnda (toplanan)
orulular iin, bayram kadehinin hilli, muharrem aynn ilk gnleri saylr.
air demek istiyor ki sevgilinin vuslatna erenler, yeniden domu
saylrlar, ylba gibi yeni bir hayata balarlar.
Ak llyas Efendi bir kelime oyunu ile orucu ve bayram pek ho bir tarzda
yle anyor:
ldrd idi kftr-i nefsimizi siyam Olmasa idi dahi penh hisr- tyd
Eer bayram denen hisara snmasa idik; oru, kfir nefsimizi neredeyse
ldrmek zereydi.
air bayramn geliine, nefsi adna seviniyorsa da ifadesinden birka gn
daha orulu olunsaym, orucun nefsini tamamen ldrm olaca anlalyor. 30
gn az gelmi mbaree!

XVI. Asrda Bir Bayram Ertesi
Divn airleri, yaadklar zaman iire yanstma huu- 273 sunda
genellikle olumsuz tenkidlere uramlardr. zellikle Cumhuriyet'ten sonraki
baz resm ideolojiler, bu edebi- ~ yat hayattan uzak diye nitelendirmi
ve yllar yl bata ders ^ kitaplar olmak zere Divn iiri,
kltrmzden kovulma- " ya allmtr. Oysa Divn Edebiyat mahsulleri
dikkatle in- ' celendiinde bu yarglarn hakszlklar hemen grlr. Ni-
* tekim son yllarda yaplan btn Divn Edebiyat aratrmalarnda bu tutumun
aksi olan gerekler vurgulanr olmutur. Biz imdi ramazan, ramazan bayram ve
bayram gnlerini eksen alarak, baz eski hayat sahnelerine deinmek istiyoruz.
Bunu yaparken de genel anlamda ramazaniyelerden ve ydiyelerden deil, yalnzca
bir airin manzumelerinden yola kacaz. Konumuz, XVI. asrn yenieri
airlerinden A-k'nin (. 1576) iirleridir.
Ak'nin divnndan adet ydiye (bayram kasidesi) yer alr. Bunlardan biri
ramazan bayram iin kaleme alnmtr. Bunu,

Rzede irdi kemle kr- takva v salh Cm-i cem sun sky zevk safadr n-
tyd
beytinden anlyoruz. air diyor ki: "Ey saki! Takva ve sammi dindarlk, oru
ile kemle erdi. imdi sen Cem'in kadehini sun ki bayramn an da zevk safa
iledir." Anlalan o ki air ramazanda sofuluun dik lsn yaam, takva ve
ibdeti kemle erdirmi. Gelin grn ki sahip olduu azgn nefis hep byle devam
etmeye msait deil; bayram gelir gelmez zevk ve safaya dalmak istiyor. Bu
istekte kendini hakl gstermek iin de "Bayramn sn, iip elenmektir."
fetvasn veriyor. Hem de tarihimizin en fazla iki yasana ahit olduu Kanun
dneminde.
imdi kendi bamzdan pay bielim. nce aylar ve kandiller, ardndan
ramazan orucu ve nihayet Kadir gecesi. Bayrama gelindiinde sanki cenneti hak
etmiesine bir rahatlama ierisine giriveririz (Yahut bize yle geliyor).
Tiryakilerin bayram sabah itikleri sigara, dorusu ne lezzetli bir eydir!
Dahas bayramn balamas ile birlikte hemen o manev havay ve incelen
ruhlarmzn derin vecdini brakp daha bir beeriyet taknrz. Ramazanda
terkettiimiz masi-yetleri ilemek iin sanki artk izin verilmitir.
Meyhaneler1 ve gece kulpleri yllk ibadetlerini toptan yapm (!) kiilerce
doluverir. Velhasl islam'n emirleri ve yasaklar nispeten hayattan ekilip
yerini daha zpr icraat ve davranlara brakr. Televizyon programlarndan
gazete kelerine, ticarethanelerden memuriyetlere dek hemen her alanda bu
uygulama ksmen sezilir. Bayram elbette elenmek iindir, ama nasl? Bu adan
bakldnda Ak'nin yukardaki beyti gnmz hayat artlarnn hi de uzanda
deildir.
1 Eskiden meyhanelerin ramazan boyunca kapal tutulmas resm bir uygulama imi.
Ama bayram ile birlikte byk bir mteri patlamas olduu da muhakkak. Nitekim
eski meyhaneciler ramazandan sonra dkknlarna urayan ilk mteriye hediye
edilmek zere al kumalar ve hediye bohalar hazrlar-larm. Koyu sarholarn,
bu bohay kapma bahanesiyle bayram namazndan kp koa koa meyhane kapsna
dayandklarn tahmin etmek hi de g deildir.

Ak, murabbalaryla nl airlerimizdendir. Ramazann kp bayramn girmesiyle
ilgili samimi hislerini bulabildiimiz bir mtekerrir murabbanda yle diyor:
Onbir aylk rhdan gelmidin ey mh- sad
Eylemiti pertevin halkn gnhn nbedd
smetinle azna iblisin urmudun kilid
Elveda ey mh- rze merhaba ey rz- id
Hak myesser edeferhunde hillin bir dahi Kim bile kime nasb ola visalin bir
dahi Grevz ayn- riyazetle cemlin bir dahi Elveda ey mh- rze merhaba ey
rz- d
Her menr zre kandilden geirdin tavk- nur t'tikf ashabnn kalbine bah
ettin srr Sr'at ile kldn hir mrmz gibi ubr Elveda ey mh- rze
merhaba ey rz- d
air ilk bendde ramazann, onbir aylk yoldan gelmi bir sultann nuru sfatyla
halkn gnahlarn silip sprd-n, eytann azna da kilit vurduunu
sylyor. eytann azna kilit vurulmas yahut ramazan boyunca bal tutulmas
aslnda bir hads-i erif ile te'yid edilmitir. Bu bakmdan ehl-i islam'n
ramazana bak as asrlar gese de phesiz ayn kalacaktr. Yani XVI. asrda
airin syledikleri ile gnmzdeki telakkiler arasnda hibir fark bulunamaz.
air ikinci bendde nce ramazan hillinden bahsediyor. Bugn devs teleskoplar
ve ilm-i astronominin en ileri noktasnda bile ramazan hilli islam dnyasnn
en byk din problemlerinden biridir. Grnd, grnmedi, grnm, grdm...
tartmalar her yl temcit pilav gibi gndemdedir. airin devrinde herhalde bu
kadar problem deilmi ki yukardaki msrada kesin bir ifade kullanyor. Devamla
Ak "Kim bile kime nasib ola visalin bir dahi" buyuruyor. Ramazann son gn bu
cmlenin deiik versiyonlar oru tutan herkesin hl ya aznda ya kulanda
deil midir?.. Kim le kim kala'nn ramazan mihverinde ifadesidir bu cmle. Oru
tutanla tutmayann eit olduu ramazan

bayramnn ilk gnnde, insanlarn bir sonraki sene oru mevsimine eriip
erimeyeceklerini bu tr cmlelerle dile getirmeleri, biraz nefis muhasebesi ise
biraz da otuz gnlk orucun getirdii ruh incelmesi, huzur ve rahatlktr. Bu
cmleler sanki biraz hayflanma ile unu ifade etmektedirler: "Keke hep
ramazandaki gibi yapabilsek. Oysa daha bayramdan balayarak nmzde onbir aylk
bir isyan ve gnah periyodu var. Inaallah bu onbir ayda ileyeceimiz hatalar
affettirmek iin yeniden ramazana eriiriz."
Ak, murabbandan setiimiz son bendde, ramazann gelmesiyle birlikte
minarelerin kandillerle donatldn, mahya geleneini, ramazann son on
gnnde i'tikfa ekilmeyi anlatr ki bunlar hl yaayan ramazan sahneleridir.
air daha sonra yine bir beylik sz kullanarak ramazana "mr gibi abucak
geiverdin" diyor.
Gerekten de ramazan insana hzla geip gitmi gibi gelir. Bu biraz da
ramazann koturmaca iinde ve dolu dolu ihya edilmesinden kaynaklanr.
Murabbann nakarat msra ise sanki bir ilah gftesi, veya bir mahya yazs
gibi:
"Elveda ey mh- rze, merhaba ey rz- d"
Yani bugnn mahya diliyle;
Elveda ey ramazan Ho geldin ey bayram
airimiz ramazanla bayram birlikte and iki gazel yazmtr. Bunlardan
biri olduka dikkate deerdir, ite o gazelden bir ka beyit:
Kef olup yine nikb- tzeden ddr- tyd Kalbine m'minlerin verdi safa envr-
tyd
Rze-i hicrinde yd-1 vaslnn mtakna Arz edip cn hill ebrunu kl izhr-
yd
Rzedrn- firak olanlar eylerler niyaz Nz ile salnan her bir serv-i gl
ruhsr- yd

Yok demez virr met- vasla cann mteri Her kaan gn yzllerle germ ola
bzr- yd
Aller glgnler geymi her bir lle-had Taze gllerle donanm serbeser
glzr- yd
Klsa vaslnda gnl busen temenna etme ayb Dutum dettir eyler cenini cerrr-
yd
mr-i dem gibi ktehdir zamn- vasl- yr Akiy an gzer klmakda olmu yar-
yd2
airin bu gazelde ramazan ve bayramla ilgili olup da hlen yaayan baz
epizotlarn yle tespit etmek mmkndr: ilk beyitte oru tutanlarn bayram
yaklatka daha cokulu olular, ikincisinde ise hillin grnmesiyle birlikte
bayramn balamas ve deta bayram hillini grmek iin yaranlarn var
olmasdr. nc beyitte orulunun ettii duann kabul olaca inancna uygun
olarak zellikle iftar vakti yaplan bir dua sz konusu edilmitir. Tabi kn
iftar vakti edecei ve kabul greceine dair hakknda nass bulunan en byk
duas, gl yanakl sevgilinin salnarak terifidir. Bir sonraki beyitte bayram
pazarna yolumuz der. Bayram ncesindeki pazarlar dierlerine nazaran ok
canl, kalabalk hareketli ve de bereketli geer. XVI, asrda da durum
2 iirin nesre evirisi yle yaplabilir:
Yine oru perdesi alp bayramn ehresi grnd. Bylece bayram nurlar
m'minlerin kalbine esenlikler verdi.
Sevgili! Ayrlnn orucunu tutarken vuslatnn bayramna susayanlara hill
kalarn gster ki herkes (o hilali grnce) bayram geldi sansn. Ayrlk
orucunu tutanlar (durmadan yle) dua ederler: Bayramn her bir gl yanakl
servisi, nz ile salnrlar. Inaallah!..
Her ne zaman gne yzller gelip de bayram pazarna canllk verseler
mterilerin her biri onlarn vuslat metlar iin "yok!" demezler, canlarn
verirler.
Her bir lle yanakl (gzel) allar, glgnler giymiler. Bayram yeri sanki
batan baa taze gllerle donanm.
Sevgilim! Gnlm vuslatn yaarken, buseni istese onu ayplama. Bilirsin ki
bayram dilencisinin dilediini istemesi dettendir.
Sevgilinin vuslat n, insan mr gibi ksacktr. Ey Ak! Onun bir an evvel
geip gitmesi iin de bayram ona yr (yardmc) olmu.

ayn olmal ki air sevgilisini bayram pazarnda aramakta, onu orada satn
almaya kalkmaktadr.
Beinci beyitte bir bayram yeri tasviri vardr. Ak'nin devrinde
lunaparklarn bulunmad kesindir. Ama yine de birka salncan, birka
ekercinin, birka canbaz ve hokkabazn bulunduu, "deniz kz Eftalya" deilse
bile in Main diyarndan bin bir kurban verilerek ehre getirebilmi azgnca
kkreyen (!) snepe bir arslann grld bir adrn, remilcilerin,
naklclarn, mumcularn, tesbihi ve takkecilerin vs. bulunduu bir bayram yeri
mutlaka var idi. Bayram yerinin asl nemi de allar, glgnler giymi lle
yanakllarla dolu olmasdr. Tarann bayram yerleri hl gl yanakllar peinde
koan kaytan bykl delikanllarla dolu deil midir?
Bayram pazar, bayram yeri derken aklmza bayram hamam geldi. Arefe gn
hamamlarn herhalde en fazla mteri ile dolup tatklar gndr, ite yine
Ak'den bir beyit:
Kim ki bayram gecesi seyr ede hammmda seni eb-i kadr ile o bir yerde grr
bayram
yle demektir:
(Ey sevgili!) bayram gecesi seni hamamda ykanrken seyreden kii, kadir gecesi
ile bayram birlikte yaam saylr.
Dorusu ince bir hayal, gzel bir bulu!.. Biz yine gazelimize dnelim. air
altnc beyitte cer detinden bahsediyor ki udur: aylar girince medrese
mollalar vaaz ve imamet iin imamsz kylere dalr ve halk ird ederlerdi.
Halk da onlara para ve geimlik verirdi. Bu bir nev' dilenciliin p-
yelicesidir. Bu det sonraki asrlarda iyiden iyiye yozlam, artk cer
mollalarnn yerini mahallenin kabaday ve klhanbeyleri ile haar
delikanllar almtr. Vaktiyle ocukluumda bendeniz de byle bir tecrbe
edinmitim. Anadolu'nun baz yerlerinde hl bu det vardr. Buna gre cerre,
arefe gn sabah namazndan sonra klr ve baz tekerlemeler sylenilerek
(msl. ya paras, tuz paras veya zm p, armut sap vs.) evlerin kaplar
alnr, ieriden verilen erez

veya hediye kaplrd. Bunun ramazan davulcular tarafndan daha teekkl
etmi ekli, manler eliinde hl icra edilmektedir.
Ak'nin son beytinde yine yukarda izah edilen ramazann rzgr gibi gelip
getiine dair telakkiler sz konusu
edilmitir.
mdi, yukardaki ifadelerine gre ramazan yaayan A-k, bayramla ilgili
dncelerini de ksmen anlatmtr. Bayram sonrasna ait dncelerini ise bir
baka gazelde yle dile getirir:
Alr ban gl bdm bayram ertesi ilir camn mey- glfm bayram ertesi
Mah-rzeyle geip bu zhd takva gnleri riserdir ryunu eyyam bayram ertesi
Her ecer bayramlerle sm-ten mahbubdur Seyr kl her serv-i sm-endam bayram
ertesi
Bir hill-ebr iin tutdunsa hicran rzesin Eyle iyd-i vasi ile bayram bayram
ertesi
La'lem-iyrileirrkesdaAky Iyd-ghn ekker bdm bayram ertesi3
3 iir ylece nesre evrilebilir:
Bayram ertesinde (=bayram sabahnda) gzellik bahesinin gl ve bademi
(gzellerin al al olmu dudaklar ile badem gzleri) alr. (Byle bir manzara
karsnda da) bayram sonras, kadehteki gl renkli arap (serbeste ve evkle)
iilir.
Bunca sofuluk ve dindarlk gnleri oru tutarak geip gitti. Bayram ile birlikte
ise iki ve iret gnleri gelecektir.
Bayramlklarm giymi (iek am) her bir aa, gm bedenli bir sevgiliyi
andrmaktadr. Hele bayram gnlerinde de gm tenli selvi (boylu) sevgilileri
bir gr.
(Ey demolu!) Eer bir hilal kal iin (ramazan boyunca) ayrlk orucunu
tuttuysan, bayrammda (gel imdi de) vuslat bayramn yaayp (gnlnde)
bayram et!
Ey Ak! Bayram yerinin eker ve bademleri bayram gzelleri sevgililerin (eker)
duda ve (badem) gz ile kesde eriir (sevgilinin eker duda ve badem gz
varken bayram yerinin eker ve bademine kim bakar!).

airin anlatt bayram, herhalde bahar mevsimine rastlamtr. Dikkat
edilirse hayat eski akna dnm, orucu tutanla koyuveren eit olmutur.
iirin tamamnda, XVI. asr gndelik hayatna dair ipular bulmak mmkndr.
Bayramdan sonra iki yasann tavsamas yahut kaldrlmas, orulu iken sofuluk
taslayan-larm ramazandan sonra birdenbire datmalar; mevsimine gre baharn da
geliiyle aalarn ieklerle, krlarn da gzellerle donanmalar, ramazan
sresince daha temkinli davranan km bayramdan sonra sabr ve karar bir
kenara b-rakvermesi ve vuslat bayram peinde komas, bayramda satlmayan
eker ve bademlerin bayramdan sonra yok pahaya gitmesi vs. bunlardandr.
Grlyor ki XVI. asrdan bu yana deimeyen baz kl
tr ve folklor deerlerimiz vardr ve bunlar, bizim yllarca
halktan kopuk diye suladmz Divn iiri tespit etmitir.
imdilerde ka modern airimiz halka ve halkn deerlerine
280 bu kadar eilip iirinde onlar anyor dersiniz?!.. Yahut yle
? soralm: Kara budun halkmzdan ne kadar gnmz air
di lerini kendilerinden sayyor veya hissediyorlar?!..
,3 Divn iiri halktan uzakm! Gldrmeyin insan!
c

A'lk 3-5,136
Abbas, 20,268 abdal, 98 Abdullah, 235 Abdlhak Molla, 81 Abdlhamid (sultan,
ikinci), 268 b- hayat, 46,47,218 b- hayvan, 46,47,49 Acem, 176 ak istiare,
161 Aklamal Edebi Sanatlar, 126 ftdem (Peygamber), 50 Adl (II. Beyazid), 207
Ageh, 195-196,245
Ahmed (Hz. Peygamber): bk. Muhammed Ahmed (sultan, birinci), 227,228 Ahmed
(sultan, ikinci), 60 Ahmed (sultan, nc), 227 . Ahmed Cevdet Paa, 131 Ahmed
Neyi, 196 Ahmed Paa, 119,138,142,181,185,189,
232,234,251, 260,262,271 Ahmed Remzi Dede, 244, 245, 246, 247
248,249 Ahmed Rd Efendi, 197 Ahmed Mahmd,Y& Ahmed, 133
Ahmet RemziAkyrek ve iirleri, 245 Akaln, L. Sami, 126,131

Akdeniz, 192
Ali (Hz.), 97 Ali Efendi, 230 Ali Kemal, 38,39 Ali Paa (orlulu), 63, Z
alliterasyon, 133,135 Alman seferi, 219 Altgen yldz, 185 Amasya, 37
Ama,,all, fin 72 137 180, 228, 236, Anadolu, 56, 60, I i, w. 1D ?
238,264,278
Andelib, 82
ISS^n iiri^^ araba ve fayton feneri, 108
SUOA, 137 156,201,268
Arapa, 193, 236,2
Arhavi, 70 Arif Hikmet, 201
S S 18,19,44,183,184,217
' arzuhal: bkz.arz- hal
Ashb- Kehf, 56
Asm (elebizde), 211
asonans, 133-134
Asr- Saadet, 58 elebi,51,52,221,224,226

kane gazel, 221
Ak ilyas Efendi, 31, 32, 115, 116, 121, 140, 145, 196, 197, 219, 221, 222,
261, 270, 272, 273, 277, 279
Aty, 115
Atias felei, 202
Avni Bey, 25, 26, 201
Avn (Fatih'in mahlas), 134, 261
Avrupa, 70,75,124
Ay felei, 202
Ayn, 103,106
Azazil, 94
Azz (air), 20
Azr, 116
Badat seferi, 228
Badat Valisi, 71
Badat, 16, 66, 227, 228
Badatl, 248
Bakara, 185,129
Bakl, 101,103
Bak (sultan'-uara), 13,14, 35, 42,46, 47, 78, 99, 113, 127, 140, 214, 218,
227, 230, 244
Balkesir, 223
Balta Liman, 127
Balyemez, 35 282 Bamya alay, 38 - Bamyaclar, 37,38 j
Barbaros, 185 = Basri, 193, 220 S Basra kpekleri, 48
Basra, 58 Bat Trkleri, 180 S Batlamyus sistemi, 202 "
Batum, 70
a Byezid (sultan, ikinci) 223,225 E Byezit camii, 223,245
Bedh, 17,18
Behram, 74
Bekta fkras, 264, 265
Bekta,, 263
belagat, 126,131
Belgat-Osmaniye, 131
Beli (Bursal), 26,198, 207
berceste, 208
Beikta, 269
Beylerbeyi camii, 254
bezm, 34,192
bikr-i mn, 11,161,176
bikr-i mazmun, 11,164
Bill, 33
Bilgegil, Kaya (Prof. Dr.), 126,131
Bilgin, Cem (Dr.), 131
Birlemi Milletler Genel Kurulu, 57
Bistm Hazretleri, 92

Boazii, 257
Bolelli, Nusrettin (Dr.), 126,131
Bosna-Hersek, 24
Bg Kaan, 73
buhur-dn, 71
bm (bayku), 77,78
Burlar felei, 202
Burhaneddin (Kad), 30,31
Burhneddin (Seyyid), 245
Bursa, 227
Byk Postahane, 16
Cafer elebi, 139
cme, 125 f '?' ?.
cm- sahb (iki kadehi), K
cm-iCem, 274 v-.
Cm, 113 *
Cell isyanlar, 60 f
Ceilddin (Molla), 53 i-
Cem(d), 190 t
Cem', 196 t
Cem'in kadehi, 274 -
Cemlddin (Molla), 53 V
Cenb Paa, 208 '
Cevr, 137 .> ..
Cihangir Camii, 257 "-' ...
cinas, 132,133,135 '-
Cumhuriyet, 50,162, 245, 273 & ?
aramba (semt), 228 % *-'**
avuolu, M., 224
ay, 70,72
elebiolu, A., 139
ifteler, 192
in, 70, 72, 73, 75
ince, 71
inli, 74
darb- mesel, 104,176,208
Davutpaa, 37
Dehhan (Hoca), 137,141
Demokles'in klc, 66
Derenme, 175
Dersaadet, 64, 228, 238
destan, 34
devriye, 143
Dikili fener, 108
Dilver, 207
Dilver (Aazde), 25
Dilcin, Cem (Yrd. Do. Dr.), 126,163
Direkleraras, 108
di kiras, 255, 256, 267 ,
Divn iiri Szl, 131
Divn iiri m Bikr-i Mana, 161
Divan, 90
Divanyolu, 38
Diyarbakr, 16
Dou Anadolu, 71

Dou Karadeniz Blgesi, 70
DTCF Trkoloji Dergisi, 163
Ebced hesab, 18, 98,154,156,157
Eb'l-Hayr, 61,239
Edebi Sanatlar ve Tannmas, 126, 131
Edebi Sanatlar, 126,131
Edebiyat Bilgi ve Teorileri, 126,131
Edebiyat Lgt, 126,131
Edebiyat Terimleri Szl, 126,131
Edebiyat ve Tenkit Szl, 126,131
Edirne Mevlevhanesi, 171
Edime, 106,227,237
Edirneli, 234
Efdtddin ibrahim, 113
Eflatun, 102
Eftalya, 278
Ekmel-i uar-y Rm, 236
el feneri, 108
elifnme, 143
Et-Muktecn Billh, 268
Eminn, 257
ene'l-hak, 114
Engelyun, 74
Erjeng, 74
Erteng, 74,75
Esad Muhlis Paa, 77
Eski Eserler Ktphanesi, 245
Eski stanbul Ramazanlar,Vi\
Esrar Dede, 242
Eref (air), 154
Evliya elebi, 16
Eyp Sultan, 108,224
fabl, 172
fahriye, 112,113
Faiz, 81
Farsa, 71,154,193,236,243
Fas, 228 Fatma (Hz.), 53 Fzl (Enderunlu), 267 Fzl Ahmet Paa, 236 FeMm,213
Feltun bkz. Efltun fener alay, 108 fener ekmek, 108 Fener, 174
Fenn, 127
Ferhd ile rin, 114
Ferhd, 115,116,187-188,220
Ferruhnme, 225
fetihname, 237
Fevrt, 145
Ftnat Hanm, 197
Fikret, 257
Filibe, 227
Fuad Kprl'den Semelerdi

Fuzul, 36,37,40,42, 44, 46,48, 84,115, 119, 133, 163, 165, 166, 186, 189, 203,
208, 209, 212-213, 227, 244
249 Fuzul, Hayat, Edeb Kiilii ve Baz iirlerinin Aklamalar, 165
Fuzul'nin Bir Gazelinin erhi ve Yapsal
Ynden ncelenmesi, 163 flk, 193,196,198 Galata avular, 109 Galata
Mevlevhanesi, 243 Galata, 108-109,174 galat- mehur, 71,162 Galib Dede (eyh),
43-44, 120, 201, 241-
244
Gazavatnme, 34
gazel, 13,36,45-46,63,64,117,137,150, 153, 182, 183, 188, 189, 219, 220, 225,
226, 235, 244, 246, 276, 277,
279 Gazeliyyt,l\\,m Gazneliler, 137 gemi, 193,194,196-198 Germiyan, 181
Grek, 156 gulv, 113,189
glbang, 243
Glistan, 77
Gngr, S., 253
Hbnme, 61
Hacclc, 24
Hdim'l-Harmeyn (Mekke ve Medine'nin
hizmetkr), 268 Hafz, 113 Hakan, 113 Hakk Bey, 176 Hakk Paa, 55 Halep,
63,83,227,238,239 Hallc- Mansur, 114,172 Hmid-iAmd,2U hn- yama
iftarlar, 271 hn- yama, 256,272 Harab, 143 Harameyn, 268-269 Hamime, 88
Hasan b. Sabit, 103 Hasan Hsn Paa, 197 hat, 84,, 136,137,190 Hatem, Hsrev,
55 hattatlk, 136 havss- hamse, 29,30 Hayal Bey, 33, 46, 75, 97, 98, 114,125,
128,219,220,222,261 Hayrbd, 242 Hayreti, 142


mecaz, 124,137,161,162,168,172,173,
175,177 Mecnn, 40, 41, 95, 114, 116, 142, 145, 163, 166, 167, 187, 188, 204,
209, 220 Mecs, 173 medhiye, 226
Medne(-i Mnevvere), 237, 268, 269 Medyen, 156
Mehmed (elebi Sultan), 37 Mehmed (Fatih Sultan), 134, 137, 183, 232, 235, 261,
271, 323, 234, 235, 236, 237, 261,268,271 Mehmed Akif, 108-109 Mehmed Es'ad:
bkz. Galib Dede Mehmed zzet Efendi, 227 Mehmed Paa, 239 Mehmed Rid, 194
Mehmed Rfat Efendi, 90 Mehmed Rfat, 126,131 Mekke, 268-269 mektup mvezzilii,
16 Mengi, Mine (Prof. Dr.), 161,162,160,164,
165,169 mensur iir, 174 Meredith-Ovvens, 224 mersiye, 35,235
Mes'ud Efendi (eyhlislam), 230 Mescid-i Neb, 237 Mesh, 99
/toracAMevlana'nn), 242, 245 mesnev, 43,62 meta (gelin ssleyicisi), 134
Mevln ahanesi, 242 Mevlev, 171,241,243,245 Mevlevhne, 241,243 Mevld, 225
Msr, 15, 59,66 Mi'rc, 203
Mihrimh Sultan Camii, 245 Millet Ktp, 52 muamma, 143,153,163 muglta-i
mneviyye, 126 mubee, 173 Muhammed (Hazreti Peygamber), 15, 33,
57,88,157,203, 233,237 Muhibbi, 46,138 Muhteem-i Kn, 113 mukattaat
harfler, 146,152 mum, 120,150 murabba, 34,261,275,276 Murad (sultan, drdnc),
60,228 Murad (sultan, nc), 227 Musa, 152 musammat, 113, 244
Hayriye, 61, 64, 69, 236, 239
Heredot, 15
Hristiyan, 73
Hzr (Hz.), 46, 49,190
Hicaz, 268, 269
hicviye, 226
hill, 119, 129, 142, 143, 261, 265, 270, 271, 276, 277, 279
Himmet (air), 204
Hindistan, 228
hisr- istikamet, 36
humar (ba ars), 120
Huttu, 156
Hd (Aziz Mahmud), 92
Hrmz, 74
Hseyin (Hz.), 97
HOsn AMtt, 242
hflsn-i tlil, 31,171
Hsrev irin, 124
Hsrev, 115
Hsrev-i Rm, 235
Istlht- Edebiyye, 126,131,132
Ibn Abdullah (Abdullah olu), 232
brahim (sultan, birinci), 60, 228
brahim Edhem, 114
brahim Hakk (Erzurumlu), 205
brahim Paa, 17
brahim (Peygamber), 116
bran, 156
iham, 124,125,127,186
ihm- tenasp, 196
ihm- tezat, 128
kinci Merutiyet, 50
iktibas, 11,142,193
ilm-i bed, 132
ilm-i beyan, 132
Imm- zam (Ebu Hanife), 58
mr'1-Kays, 229
ngiliz, 268
nsan Haklar Evrensel Bildirgesi, 57
intihal, 80
pekten, Haluk (Prof. Dr.), 165
ran, 70-74,100,113,173,176
irsl-i mesel, 193
is (Hz.), 190, -234
iskender elebi, 52
iskender, 17
skitler, 15
smail Hakk Paa, 71 Israil, 202
istanbul efendileri, 71 stanbul, 14, 16, 54, 59, 108, 124, 127, 174, 181, 192,
223, 227, 228, 234, 236, 238, 239, 241, 243, 255, 260 istiare, 161, f68

istihdam, 126,127,129
ikembe fener, 108
Ikodra, 56
tikak, 131,132,133,134,135,179,188
talyanca, 243
iydiye, 273
izr, 129
Izbudak, Veled elebi, 11
zzet Ali Paa, 86
zzet Molla (Keecizde), 19,25,61,78,85, 173, 175, 194, 195, 199, 200, 204,
244, 266
Japonya, 70
K'be, 165,184, 229
kt fener, 108
Kamanie Kalesi, 237
Km, 18, 83, 94
Kmil Bey, 38
Kanlca, 254
Kanun mersiyesi, 35
kapan- dakik (kapandakik), 14
Karaaliolu, S. Kemal, 126,131
Karabudun, 173
Karacaahmed, 239
Karacaolan, 168
Karadeniz, 70
Karaman, 235
karaet, 156
Kasmpaa, 109
kaside, 35, 62, 113, 176, 188, 189, 219, 224, 226, 245
Kastamonu, 234
Ktip elebi, 235
Kays, 116
Kayseri Mevlevhnesi, 245
Kayseri, 245
Kzm Paa, 176
kebkeb, 99-100
Keecizdeler, 266
keleman, 156
Kelm, 198
Kelm, 139,142,143
Kemalpaazde, 212
Kenr- Dicle, 58
kef-i rz, 13
Ket, 193,194,195,196,198
Keyhusrev, 15, 67
Krkkilise, 52
kt'a, 129,163, 226, 229
Ktmir, 56
kinaye, 125,138,143,144,149,171
Koca Kei, 52
Kocakaplan, Isa, 126
koaklama, 34
Konya, 242

Kprl, Fuad, 62 Kprl, Orhan, 62
Kuiekaps (Galata) Mevlevhnesi, 242 Kuneralp, Z., 39
Kur'n- Kerm, 12,55,28,29,57,86,129, 136, 142, 146, 152, 184, 193, 269 Kutadgu
Bilig, 61
Klbe-i ahzn (hznler kulbesi), 114 Ktahya, 181 Laedr, 134, 214
Lahanaclar, 37,38 Lmi, 152 Latin, 156 Latince, 243 lebrz, 71 lebsz, 71
lebss, 71 Lehistan Seferi, 237 Letif (Zat'nin), 224 Levh-i Mahfuz, 178,186,
203 Levn, 75 Leyla Hanm, 244 Leyla ile Mecnn (Leyl v Mecnn), 114,
115,124 Leyla, 41,163 Lgt- fasih, 162 lgaz, 163 Ltf, 52 Lttiyye, 63
Ltfullah Efendi (eyh), 227 Ltfullah, 63 Main, 278 Mahmud (Gazneli), 58
Mahmud (sultan, ikinci), 15, 234, 235 Mahmud Paa, 234 mahya, 276 Makam-
Mustaf, 237 makta beyti, 150,153,191,219 Maliye Nezreti, 38 Mani takvimi, 73
Mani, 73,74,76 Manifaturaclar ars, 235 Maniheizm, 73 Manisa, 234-235
Mansur, 186
manzume, 28,29,45, 54,80,84,124,144, 178, 179, 206, 211, 226, 229, 237, 244, 246
matla beyti, 35,46,182, 219 Mazolu, Hasbe, 245 Mazmun zerine Dnceler, 161
mazmun, 45, 98,137,151,160,169,174,
176,186 Mecmiui-Edeb, 126,131

Mustafa (sultan, birinci), 228
Mustafa (sultan, ikinci), 60
Mustafa izzet Efendi, 257
Mustafa Sm (Arpaeminizade, Vak'an-
vis), 194 Musul, 16
Mutlucan, Hasan, 35 mbalaa, 189,213 mfred, 206, 207, 209 mhr-i Sleyman,
184,185 mlk-i Sleyman, 47, 90 MDmtehine 8, 57 Mnif Paa, 72 memm fener,
108,109 mtekerrir murabba, 275 mzehhiblik, 136 na't, 269 Nab, 11,13,16,
25,42,53,60,61, 63, 65,
66, 67, 69, 82, 115, 153, 154, 158,
159,194, 205, 236, 240, 242 Naci (Muallim), 126, 127, 131, 132, 230 Nc
(Alaybeyizde), 9 Nahf, 212 Nail, 18,19,114,189,190,191,236,271,
272 nal, 96,100 nal ekmek, 97 nal kesmek, 97 nalbaha (nal bedeli), 97
nalbantlar (na'l-bend), 97 nale, 99
nal-der-te (nal atete), 98 nal kzgn, 98 Nallhan, 97 Namk Kemal, 91,212
nasihatnme, 53, 63, 239 Nid, 37-38 Nazargh- ilh, 237 nazire, 13,14, 45,
80,148,164,180,182,
184, 220, 221, 224-225, 235 Necat Bey, 42, 137, 140, 144, 146, 152,
183, 185, 189, 207, 232, 233, 234,
235 'Necm 39, 91 Nedim Di/n,\M Nedm, 17, 42, 118, 128, 141, 167, 176,
230,244 Nedm-i Kadm, 244 Nef', 35, 85, 86, 113, 118, 176, 187, 189,
213,215,218,229,230 Nergis, 13 nesb, 109, 212 Nesm, 172, 266 Ne'et
(air), 263 Net (Ahmed Dede), 74,170,171

Nev', 29,30,32,115,141,143,195, 227
nevbet, 68
Nevres-i Kadm, 40
Neyl, 86
Nigr, 74
nigrende, 74
Nigrlstn, 75
Niyaz-i Halvet, 94
Nizam, 139,142,144,146,151,152
Nuh (Peygamber), 194-195, 234
Nirevan, 24
Ocak Tatarlar, 16
Ouzca, 180
ok, 88
Oku, 34
Olgun, Tahir, 126,131, 246
Orta Asya, 73
Ortaa, 75
oru, 253, 257, 259, 262, 263, 264, 266,
270, 272, 274, 277, 279 Osman (sultan, ikinci), 228 Osman Nevres, 14,
86,153 Osmanl imparatorluu, 217 Osmanl iirleri, 230 Osmanl Tarih Deyimleri
ve Terimleri Szl-
Ozansoy, H. F., 257
reden, Selmi, 56
tler kitab, 62
mer (k, air), 52, 53
mer (Hz.), 24, 58, 89, 246
mrm, 39
rneklerle Trk iir Bilgisi, 126,131
zn, M. Nihat, 126,131
Pakaln, M. Z., 55
Pala, iskender, 61,126,131
papaan, 77, 213
Paabahe, 71
Peygamber, 158,166,234
posta gvercinleri, 20
Prizren, 56
RbiaCtl Adeviye), 48, 58
Ragp Paa (Koca), 27,194, 207
rakib, 18, 23, 87
Ramazan hilli, 275
Ramaziniye kasidesi, 108
ramazaniye, 273
Raslullah'n slm'a Davet Mektuplar, 15
Rid Efendi (Mverrih), 26, 89, 200, 204
Ravza-i Mutahhara, 237
Rehay, 82
remilcilik, 223, 224
remz, 126
rhlet davulu, 237
Rza Tevfik, 257

Rza, 19
Rfat, 125
Riyaz, 84,165
Rize, 70
Rnesans, 124
rubai, 225, 226
Ruh, 132
Rukiye Hanm, 227
Rm, 72, 268
Rumca, 243
Rumeli, 48, 54, 56, 227, 228, 257
Rstem, 37
Sa'fes, 156
Sabit, 95,108,127, 206, 238
Sabr, 197
Sadakt-i Rmiyye, 268
Sadk Paa, 38
Sad, 77
Sahaflar ars, 223
Shib-i Przde, 158
Sahilnme, 127
Said Paa, 26, 78,125, 212
Sail, 234
sk, 72, 99,176, 274
salt- hamse, 29
Salih (Peygamber), 56
Samatya, 255
Sm (air), 88
Sandkburnu, 174
Saruhan, 235
Sasanler, 74
Seb'a-i Muallka, 229
sebk-i Hindi, 114,190,191,241
Seh Bey, 235
sehl-i mmten, 186
seltin camii, 31
Seluklular, 137
Selk, 51, 52
Selim (sultan, nc), 37, 243
Selim (Yavuz Sultan) 58,59,203,217,
sema kahveleri, 163
Sermed Bey, 255
Sessiz Gemi, 132
Seyrn, 54
Srr Paa, 200
Silivri, 55
Sivas, 16
Sivastopol, 35
Siyer-i Neb,T&
Slade (Amiral), 16
sokak feneri, 108
Soysal, Orhan, 126,131
Snmez, A., 15
Su Kasidesi, 133
Sk- Ukaz, 229

Sultan Veled, 212
Sultanahmed Camii, 228
Suluova, 37
Sun', 234, 235
Surnme, 237
Surre alay, 268, 269
Surre develeri, 269
Surre emini, 269
Surre khyas, 269
Surre katar, 269
Sleyman (Kanun Sultan), 32, 35, 47, 49,
168, 217, 220, 274 Sleyman (Peygamber), 24, 47, 91, 190,
191 Sleyman elebi, 133 Sleyman Fehm, 102 Sleyman Nazif, 71,246
Sleyman (sultan, ikinci), 60 Sleymaniye, 186 Sttrur, 17 Sryani, 156
Sryanice, 98 Svey kanal, 268 ah beyit, 179,183,185,191 ahiner, Necmeddin,
126,131 irnme, 52 kir Ahmet Paa, 79 am, 227
amdan (em'-dn), 71 m, 262 apur, 74 sathiye, 158,172 efi, 208 ehr, 89
ehzade, 227 em d Pervane, 225
emseddin Muhammed irz: bkz. Hafz ems, 53
enn ile Tabaka, 104 enn, 104-106 evkengz, 175 evk, 234
eyh, 88,180,185,189 ibh-i itikak, 135 if, 184 i, 176 rin, 115 uayb,
156 Tabaka, 105,106 Thir Paa, 109
Thr'l-Mevlev: bkz. Olgun, Tahir tahmis, 244-246 tahmis- mutarraf, 244
Tahran, 72 Tali' (air), 234, 235



Unkapan, 14, 235
Ur/a, 236
Utarit felei, 202
Uygurlar, 73
Olgener, Sabri F., 63
skdar Selimaa Ktphanesi, 245
skdar, 239, 269
zeyir, 56
Vahyi, 21
Valide medreseleri, 227
VmkuAzr, 116
Vmk, 116,187,188,220
Van, 16,153
Vasf, 140
Vsf, 26, 95
Veda Hutbesi, 57
Vefa (semt), 124, 235
Vehb (Seyyid), 63, 74, 91, 92, 114, 153,
198 Veys, 61
Viyana kuatmas, 35 Ya'kub- Kenan, 115 Yahudi, 257-258 Yahudice, 257
Yahya Bey (eyhlislam), 31, 32, 42, 46, 48, 49, 82, 97, 137, 139, 141, 201,
213, 227, 228,229, 230, 260 Yahya Kemal, 35,132,244 Yakt, smail, 55 Yakup
(Peygamber), 114,115 Yakup Efendi (Badat hakimi), 227 yazmak,
178,183,187,188,190 Ye'cc, 29
yek-henk gazel, 179 yek-vaz gazel, 28,179 Yemen, 92 Yenicami, 16 yenieri
airleri, 34 yenieri, 59,221,228 Yenieri-Bekt gelenei, 264 Yenikap
Mevlevhanesi, 241, 242 Yorgi Amuruki Efendi, 234 Yunus Emre, 125 Yusuf (Nabi),
236 Yusuf (Peygamber), 114,116 Yusuf-Msr, 115 Zat, 22, 140, 142, 146, 155,
184, 213,
223, 226 Zekeriy Efendi (eyhlislam), 227 Zerdtlk, 73 zevrak,
193,195,196 Zihniyet, Aydnlar ve hmler, 63 Ziya Paa, 55, 63, 85,86, 91,
92,184, 204 Zhre felei, 202
Tanklaryla Tarama Szl, 179 ' -" '??? ? Tanzimat, 16, 26, 50, 62, 109,
160, 162,
204 tanzir, 11
tardiyye, 43 i- >
tarih drme, 157 ''
Tarih fen Fkralar, 253 tasavvuf stlah, 171,172 tasavvuf,
89,157,172,173,202,243, 245 tatr, 244, 246 Tatar aas, 16 Tatar dolamas, 16
Tatar kalpa, 16 Tatar oca, 17 Tatar oku, 16 Tatar, 16,17,19,20 Tatar, 16
TDED, 139 Tebbet suresi, 78 techl-i arif, 21 tef'ile. 206,211 Tekin, insi,
179 telmih, 17, 29, 111, 112, 161, 162, 167,
168,174,190 telvih, 126
tenasp, 123,186,193 terb, 246
terkb-i bend, 34,132 tesds, 245 tebih, 13, 14, 137, 139, 142, 143, 151,
161,162,168,193 tevard, 80 Tevfik Fikret, 87, 89 Tevrat, 258
tevriye, 124,140,182,186,196 tezat, 93-95,186 tezkire, 51, 52,223 Tezk/ret'-
uara, 224 Timur, 37
Topkap Saray, 268 Topkap, 269 Tufan hadisesi, 194,195 Tuluy ve getay
(Oktay), 17 Tunca, 221 Turan, A. Nezih, 54 Tut! ile Karga, 77 Tut, 77, 78,168,
214 Trk Dil Kurumu, 210 Trk gl, 192 Trkyurdu, 11 Trke Szlk, 210
Trke ve Edebiyat Szl, 126,131 Trkiye, 70, 87 Ulv, 23

You might also like