You are on page 1of 171

BILLY DUGAN

CLIF
BOSTON JOHN
BAMBI
CCE MARK
ve
KIZIL SALI MAGGIE'nin
ansna.





Gzel bir kadnn lm, kukusuz
dnyann en airane konusudur
Edgar Allan Poe
1
eri girdiini grdm. Karmak olanakszd. Beyaza ok yakn sar salar vard -
ocuklarda srma sa denilen trden. Onlar kaln rgler halinde bann evresine
dolam, tokalarla tutturmutu. Geni, przsz bir aln, kk elmack kemikleri ve biraz
byke bir az vard.. Western tarz izmeleriyle boyu 1.80'e yaklamt -bunun ou
bacaklarna aitti. Modaya uygun arap rengi jean pantolon ve ampanya rengi krk ceket
giymiti. Btn gn boyunca yamur yap durmutu ama ne bir emsiye tayordu ne de
banda bir apka vard. rgl sann zerinde, yamur damlalar elmas gibi parldy-
ordu.
Kapda bir an duraklayp evresine baknd. Bir aramba leden sonra, saat
buuktu; yani Armstrong'un Yeri'nin tenha olduu bir zaman. le yemei kalabal ok-
tan dalmt ve i sonras gelen insanlar iin vakit ok erkendi. On be dakika iinde
birka retmen, ayakst birer iki iin urayacak ve daha sonra Roosevelt
Hastanesi'nden vardiyalar drtte biten birka hemire ieri girecekti. Ancak o srada,
yalnzca barda oturan drt kii ve n masalardan birinde, bir srahi arab bitirmek
zere olan bir ift vard ierde. Tabii bir de ben -arkada, her zamanki masamda.
Beni annda grd. Gzlerinin maviliini, salonun bu ucundan yakaladm. Ancak mas-
alarn arasndan geip oturduum yere ulamadan nce emin olmak iin bara urad.
"Bay Scudder?" dedi.
"Adm Kim Dakkinen. Elaine Mardell'in bir arkadaym."
"Beni aramt. Ltfen oturun."
"Teekkrler"
Karma oturdu, antasn aramzdaki masann stne koydu, bir paket sigarayla akmak
kard, sonra sigaray yakmadan duraklayarak imesinde bir saknca olup olmadn
sordu. Ona iebileceini syledim.
Sesi, beklediim gibi deildi. Olduka yumuakt ve yalnzca Ortabat'da konuulan bir
aksan vard. izmeler, krk, keskin yz hatlar ve egzotik adndan sonra bir mazoistin
6oteo uth the oemo versoo o|
Io||x Prc PDf 6d|tcr
Jo remove ths ootce, vst:
uuu.ceo.com/oolock.htm
fantezisine daha uygun bir ey bekliyordum: Sert, acmasz ve Avrupai. Ayrca ilk
grdm an tahmin ettiimden ok daha genti; en fazla yirmi be.
Sigarasn yakt ve akma paketin stne koydu. Evelyn; yani garson kz, iki haftadr
yalnzca gndzleri alyordu nk off-Broadway'de bir oyunda kk bir rol almt.
Her an esneyecekmi gibi dururdu. Kim Dakkinen akmayla oynarken masaya geldi.
Kim, bir kadeh beyaz arap smarlad. Evelyn, bana bir kahve daha isteyip istemediimi
sordu ve ben "evet" dediimde Kim, fikrini deitirdi: "Ah, siz kahve mi iiyordunuz? Ben
de arap yerine kahveyi tercih ederim dorusu."
Kahvesi geldiinde krema ve eker ekledi, kartrd, bir yudum ald ve fazla alkol alan biri
olmadn, zellikle gnn erken saatlerinde imeyi pek sevmediini syledi. Ama
kahveyi benim gibi sade iemiyordu, kahve ok ekerli olmalyd-tatl gibi- ve herhalde
anslyd nk hibir zaman kilo sorunu olmamt, her eyi yiyebiliyor ve bir gram bile
almyordu; bu ansl olduunu gstermez miydi?
Bence de yle olduunu syledim.
Elaine'i uzun zamandr tanyor muydum? Yllardr; diye yant verdim. Oysa kendisi onu bu
kadar uzun zamandr tanmyordu. Aslnda New York'a geliinden bu yana ok fazla
zaman gememiti ve New York'u da o kadar iyi tanmyordu. Ama Elaine'in ok tatl bir
insan olduunu dnyordu. Bence de yle deil miydi? Evet, yleydi. Elaine ayrca ok
makul biriydi, ok mantklyd ve bu, nemli bir eydi, deil mi? Evet, nemli bir eydi.
Onun byle zaman geirmesine izin verdim. Biraz fazla konukand ve konuurken
glmsyor ve gzlerinin iine baktryordu, Herhangi bir gzellik yarmasnda birinci
seilmese bile Bayan Canayakn dln alaca kesindi ve asl konuya gelmesi biraz
zaman alyorsa da benim iin fark etmezdi. Ne de olsa gidecek baka bir yerim ve
yapacak daha iyi bir iim yoktu.
"Eskiden polismisiniz" dedi.
"Birka yl nceye kadar"
"Ve imdi zel detektiflik yapyorsunuz."
"Tam olarak deil." Gzleri byd. ok parlak maviydi renkleri; pek rastlanmayan bir ton.
Lens takp takmadn merak ettim. Yumuak lensler bazen gz rengine garip eyler
yapan baz tonlar deitirir; bazlarn da glendirir.
"Ruhsatm yok" diye akladm. "Artk bir rozet tamamaya karar verdiimde, bir ruhsat
tamay da istemediimi fark ettim." Ya da formlar doldurmay ya da kayt tutmay ya da
vergi mfettileriyle uramay. "Yaptm her ey ok gayri resmi."
"Ama yaptnz i bu, yle mi? Hayatnz kazanma ekliniz yani?"
"Doru."
"Buna ne diyorsunuz? Yani yaptnza."
Adna para peinde komak diyebilirdiniz ama aslnda ben o kadar ok komam, i, beni
bulur Geri evirdiklerimin says, kabul ettiklerimden daha fazladr ve kabul ettiklerim de,
nasl geri evireceimi bilemediklerimdir imdi de bu kadnn benden ne istediini ve ona
nasl hayr diyeceimi merak ediyordum.
"Ne diyebilirim, bilmiyorum" dedim. "Dostlar iin baz iyilikler yapyorum, diyebilirsiniz."
Yz ldad. Kapdan ieri girdiinden beri birok kez glmsemiti ama gzlerine
yansyan ilk glmseme, buydu. "ey, bu harika" dedi. "Benim de bir iyilie ihtiyacm var.
Dorusunu isterseniz bir dosta da."
"Sorun nedir?"
Bir sigara daha yakarak dnmek iin zaman kazand. Sonra gzlerini aa indirerek
akma paketin zerinde ortalayan ellerini izledi. Trnaklar manikrlyd. Uzundu ama
ar deil. Kahverengimsi bordo renkte oje srmt. Sol elinin orta parmanda,
zerinde drtgen kesimli yeil bir ta olan altn bir yzk vard. "Ne yaptm biliyorsunuz.
Elaine'in iiyle ayn."
"Tahmin etmitim."
"Ben bir fahieyim."
Bam salladm. Oturduu yerde doruldu, omuzlarn dikletirdi, krk ceketini dzeltti,
yakasndaki dmeyi at. Burnuma parfmnn kokusu geldi. Bu baharatl kokuyu daha
nce de duymutum ama ne zaman olduunu hatrlayamadm. Fincanm elime aldm ve
kahvemi bitirdim.
"Kurtulmak istiyorum."
"O hayattan m?"
Ban sallad. "Bu ii drt yldr yapyorum. Buraya drt yl nce Temmuz'da geldim.
Austos, Eyll, Ekim, Kasm. Drt yl ve drt ay. Yirmi yandaym. Gen saylr, deil
mi?"
"Evet."
"Ama kendimi gen hissetmiyorum." Yeniden ceketini dzeltti ve st dmeyi ilikledi.
Yz kta parlamt. "Drt yl nce otobsten indiimde bir elimde bir bavul ve
kolumda bir jean mont vard. imdiyse bu. Bir vizon ceket."
"ok k bir ey."
"Oysa jean montumu tercih ederim" dedi. "O yllar geri alabilseydim. Ama hayr. nk
baa dnsem yine ayn eyi yapardm, yle deil mi? Ah, yeniden on dokuz yanda
olmak ve imdi bildiklerimi bilmek. Ama bunun olabilmesi iin bu oyuna on be yanda
balamam gerekirdi ve imdiye kadar da lm olurdum. Yalnzca samalyorum. Kusura
bakmayn."
"nemli deil."
"Bu hayattan kurtulmak istiyorum."
"Ve sonra? Minnesota'ya geri mi dneceksin?"
"Wisconsin. Hayr, geri dnmeyeceim. Orada benim iin bir ey kalmad. Kurtulmak
istiyorum diye geri dnmem gerekmez."
"Pekl."
"yle yaparsam bama bir sr bela alrm. Her eyi iki seenee indirgiyorum. Eer A
ie yaramyorsa geriye B kalyor Ama bu doru deil. Daha alfabenin btn geri kalan
harfleri var"
yi bir felsefe retmeni olabilirdi. "Ben sahneye nerede kyorum Kim?"
"Ah, evet."
Bekledim.
"Bir pezevengim var"
"Senin gitmene izin vermiyor?"
"Ona henz bir ey sylemedim. Sanrm belki de biliyor ama ben bir ey sylemedim ve o
bir ey sylemedi ve..." Gvdesi bir an iin titredi ve st dudanda ter damlalar belirdi.
"Ondan korkuyorsun."
"Nasl tahmin ettin?"
"Seni tehdit mi etti?"
"Tam olarak deil."
"Bu da ne demek?"
"Beni hi tehdit etmedi. Ama tehdit edildiimi hissediyorum"
"i brakmak isteyen baka kzlar oldu mu?"
"Bilmiyorum. Onun dier kzlar hakknda fazla bir ey bilmiyorum. Dier pezevenklerden
ok farkl o. En azndan tandklarmdan."
Kzlarna sorduunda hepsi farkldr. "Nasl farkl?" diye sordum.
"Daha kltrl. Sessiz. Elbette. "
"Ad ne?"
"Chance."
"lk ad m, soyad m?"
"Ona herkes byle hitap ediyor lk ad m, soyad m bilmiyorum. Belki ikisi de deildir,
belki de bir takma addr. Bu hayattaki insanlar, farkl durumlar iin farkl adlar kullanr"
"Kim senin gerek adn m?"
Bayla onaylad. "Ama bir kaldrm adm vard. Chance'den nceki pezevengimin ad
Dufly'ydi. Duffy Green derdi kendine ama ayn zamanda Eugene Duffy'ydi ve bazen
kulland, ancak unuttuum bir baka ad daha vard." Hatrlad bir anya glmsedi.
"Beni ilk kefettiinde ok toydum. Otobsten iner inmez eline dmedim ama yle de
olabilirdi."
"Siyah bir adam m?"
"Duffy mi? Elbette. Chance de yle. Duffy beni kaldrma kard. Lexington Caddesi'nde
gezinirdik. Bazen, oras fazla polis kaynadnda nehrin dier yakasndaki Long Island
City'ye giderdik." Bir an iin gzlerini kapad. Atnda, konumay srdrd. "O gnler
aklma geldi; yani kaldrmda geen zamanlar. Takma adm Bambi'ydi. Long Island City'de
mterilerle ii otomobilin iinde bitirirdim. Long Island'n her yerinden gelirlerdi.
Lexington'daysa kullanabildiimiz bir otel vard. O ii yaptma, yle yaadma
inanamyorum. Tanrm, ne kadar toydum! Masum deildim. New York'a neden geldiimi
biliyordum. Ama ok toydum."
"Kaldrmlarda ne kadar altn?"
"Be ya da alt ay olmal. Bu ite pek iyi saylmazdm. Grnm iyiydi ve bilirsin, iyi rol
yapyordum ama sokak kltrne ayak uyduramyordum. Ve birka kere telaa kaplp
hibir ey yapamadm. Duffy bana bir eyler verdi ama bunlarn tek yapt, midemi
bulandrmak oldu."
"Bir eyler?"
"Bilirsin uyuturucu."
"Anlyorum."
"Sonra beni bir eve yerletirdi. Bylesi daha iyi olmutu; ancak o pek holanmyordu
nk bu durumda iler biraz denetiminden km oluyordu. Columbus Meydan'na yakn
byk bir apartman dairesi vard ve ben, broya gider gibi oraya almaya gidiyordum.
Evde, bilmiyorum, belki bir alt ay daha kaldm. yle bir ey ite. Ve sonra Chance'le
birlikte almaya baladm."
"Bu nasl oldu?"
"Duffy'yle beraberdim. Bir bara gitmitik. Bir tellal bar deildi, bir caz kulbyd ve
Chance gelip masamza oturdu. mz biraz sohbet ettikten sonra beni masada
braktlar ve dar ktlar. Biraz konutuktan sonra Duffy, tek bana geri dnd ve
Chance'le gideceimi syledi. Onu, bilirsin, becereceimi sandm ve kzdm nk o gece
Duffy'le birlikte olacaktk. O yzden neden almam gerektiini anlamamtm. Yani
Chance'i bir pezevenk olarak alglamamtm. Sonra bana bundan byle Chance'in kz
olacam aklad. Kendimi henz satt bir otomobil gibi hissettim."
"Yapt bu muydu? Seni Chance'e satt m?"
"Ne yaptn bilmiyorum. Ama Chance'le gittim ve her ey yolundayd. Duffy'yle
olduundan daha iyiydi. Beni o evden kard ve ileri telefonla halletmeye baladk.
Tanrm, aradan yl gemi."
"Ve benden, seni kurtarmam istiyorsun."
"Bunu yapabilir misin?"
"Bilmiyorum. Belki kendin de yapabilirsin. Ona hibir ey sylemedin mi? Bir imada filan
bulunmadn m?"
"Korkuyorum."
"Neden?"
"Beni ldreceinden ya da bir yerimde bir iz brakacandan ya da onun gibi bir ey ya da
belki konuarak beni caydrmasndan." ne doru eildi ve bordo ulu parmaklarn
bileimin stne koydu. Hareketi hesaplayarak yapt kesindi.
Buna ramen etkisini gstermiti. Baharatl kokusunu iime ektiimde cinsel gcnn
farkna vardm. Tahrik olmamtm, onu o anda istemedim de ama cinselliini gzard
edemezdim. "Bana yardm edemez misin Matt?" dedi ve hemen ekledi: "Sana Matt
dememde bir saknca var m?"
Glmek zorunda kaldm. "Hayr" dedim. "Sakncas yok."
"ok para kazanyorum ama hepsi benim elime gemiyor Ve gerek u ki, kaldrmda
kazandmdan daha fazlasn da kazanmyorum. Ancak yine de biraz param var"
"yle mi?"
"Bin dolar"
Bir ey sylemedim. Czdann at, dz beyaz kapal bir zarf kard ve yapkan yerine
parman sokarak yrtp at. inden bir deste banknot kard ve masann stne koydu.
"Onunla benim adma grebilirsin" dedi.
Paray elime aldm. Sarn bir fahieyle siyah bir pezevenk arasnda bir araclk yapma
nerisi almtm. Dorusu hi de istediim bir rol deildi.
Paray geri vermek istedim. Ancak Roosevelt Hastanesi'nden kal dokuz on gn olmutu
ve oraya hl borcum vard. Ayrca ayn ilk gn kiram demem gerekiyordu ve Anita'yla
ocuklara uzun sredir bir ey gndermemitim. Czdanmda para vard. Kukusuz
bankada daha fazlas ama toplaynca fazla bir ey etmiyordu ve Kim Dakkinen'in paras,
en az dier insanlarnki kadar iyiydi. Daha kolay kazanlmt ve bunu hangi yolla
kazand ne fark ederdi?
Banknotlar saydm. On tane kullanlm yzlk vard. Beini ayrp nme koydum ve
kalan belii ona geri verdim. Gzlerini hafife at ve o anda lens kullandna karar
verdim. Kimsenin o renk gzleri olamazd.
"Bei imdi, bei sonra. Eer seni kurtarabilirsem" dedim.
"Anlatk" dedi ve glmsedi. "Hepsini de alabilirdin ama."
"Belki bylesi, beni daha iyi i karmak iin tevik eder. Bir kahve daha ister misin?"
"Eer sen de ieceksen. Ve sanrm tatl bir eyler de istiyorum. Burada tatl var m?"
"Meyveli pasta iyidir. ukulatal da."
"Meyveli pastaya baylrm" dedi. "Tatlya kar ar zaafm var ama bir gram bile
almyorum. ok anslym, deil mi?"
2
Bir sorun vard. Chance'le konuabilmem iin onu bulmam gerekiyordu ve bunu nasl
yapacam hakknda bir fikri yoktu.
"Nerede yaadn bilmiyorum" dedi. "Kimse bilmez."
"Kimse?"
"Kzlarnn hibiri. Birkamz bir araya geldiinde ve odada o olmadnda, bu en byk
tahmin oyunudur. Yani Chance'in nerede yaad. Hatrlyorum da bir gece u Sunny adl
kzla beraberdim. Arka arkaya birbirinden rezil fikirler ortaya atp eleniyorduk. rnein
Harlem'de sefil bir dairede ktrm annesiyle birlikte yayordu ya da Sugar Hill'de bir
maliknesi vard ya da banliyde bir iftlii vard ve hergn i iin ehre gelip gidiyordu.
Tabii otomobilinin bagajnda birka bavul tayor; stn otomobilde deitiriyor ve
geceleri bizim dairelerimizde birka saatlik uykuyla geiriyor da olabilirdi." Bir an dnd.
"Ancak benimle birlikteyken asla uyumaz. Eer yatmsak, sonrasnda bir sre orada
uzanr; sonra da kalkp giyinir ve gider Bir keresinde odada baka biri varken
uyuyamadn sylemiti."
"Onunla balant kurmak istediinde ne yapyorsun?"
"Bir telefon numaras var. Ama bir cevap verme servisi. Numaray gnn istediin
saatinde arayabilirsin ve her seferinde bir santral cevap verir. Servisi srekli arar. rnein
darda filan olduumuzda yarm ya da bir saatte bir arar"
Bana numaray verdi. Telefon defterime yazdm. Otomobilini nereye park ettiini sordum.
Bilmiyordu. Peki, plakasn hatrlyor muydu?
Ban iki yana sallad. "Byle eylere hibir zaman dikkat etmem. Ancak markas
Cadillac."
"te bir srpriz. Nerelere taklr?"
"Bilmiyorum. Ona ulamak istediimde mesaj brakrm. kp onu bir yerlerde aramam.
Her zaman itii bir bar m, demek istiyorsun. Urad birok yer var ama hibiri dzenli
olarak gittii bir yer deildir"
"Ne tr eyler yapar?"
"Ne demek istiyorsun?"
"Malara gider mi? Kumar oynar .m? Bo zamanlarnda ne yapar?"
Biraz dnd. "Farkl eyler yapar" dedi.
"Nasl yani?"
"Kiminle birlikte olduuna bal. Ben caz kulplerine gitmekten holanrm. Bu yzden
benimle birlikteyken bu tr yerlere gideriz. Eer yle bir akam geirmek istiyorsa beni
arar. Bir baka kz var -onu tanmyorum bile- ama konserlere gittiklerini biliyorum.
Anlarsn, klasik mzik. Carnegie Konser Salonu filan. Baka bir kz; yani Sunny spordan
holanr. Onu da malara gtrr."
"Ka kz var?"
"Bilmiyorum. Sunny var, Fran var, bir de klasik mzik seven kz. Belki bir iki tane daha
vardr. Belki daha da fazla. Chance'in hayat ok mahremdir anlyor musun? Her eyi
kendine saklar."
"Bildiin tek ad Chance mi?"
"Evet, yle."
"Onunla ka, yldr m berabersin? Ve tek bildiin yanm yamalak bir ad ve yant verme
servisinin .numaras. Adresi hakknda da fikrin yok yle mi?"
Gzlerini indirerek ellerine bakt.
"Paray nasl alyor?"
"Yani benden mi? Baz zamanlar almak iin urar."
"Gelmeden nce arar m?"
"Her zaman deil. Bazen. Ya da arar ve paray benim ona gtrmemi ister. Bir cafede ya
da barda buluuruz. Bazen de adresi verir ve bir keden beni alr."
"Kazandnn hepsini ona m verirsin?"
Ban evet anlamnda sallad. "Apartman dairemi o buldu. Kiray, telefon faturasn ve
dier faturalan da dyor zerime bir eyler almak iin alverie ktmzda bunlarn
parasn da o der. Benim iin giysi semekten holanr. Kazandm paray ona veririm, o
da bana birazn geri verir. Bilirsin, harlk anlamnda."
"Hi para sakladn olmaz m?"
"Elbette olur. Bin dolar nasl bir araya getirdiimi sanyorsun. Ama gariptir fazla para
saklamam."
O karken, bar iten kanlarla dolmaya balamt. O saate dek yeterince kahve imi,
beyaz araba dnmt. Bir kadeh smarlam, yarsn imeden brakmt. Bense sade
kahveye devam etmitim. Chance'in yant verme servisiyle beraber onun da telefonunu ve
adresini defterime yazmtm; ancak elimde bundan daha fazlas yoktu.
Dier taraftan, zaten ne kadarna ihtiyacm vard ki? Er ya da ge onu bulacaktm.
Bulduumda onunla konuacaktm ve ie yararsa adam, onun Kim'i korkuttuundan ok
daha fazla korkutacaktm. Eer iler kt giderse -eh, u anda, bu sabah uyandmda
czdanmda olan paradan be yz dolar fazla param vard.

O gittikten sonra kahvemi bitirdim ve hesab demek iin verdii yzlklerden birini
bozdurdum. Armstrong'un Yeri, Dokuzuncu Cadde'de, Elli Yedinci ve Elli Sekizinci
sokaklarn arasndadr. Elli Yedinci Sokak'n kesini dnnce de karnza benim
kaldm otel kar. Armstrong'dan knca otelime gittim ve postayla mesajlar almak iin
resepsiyona uradm. Sonra da lobideki paral telefondan Chance'in yant verme servisini
aradm. nc altan sonra bir kadn kt. Numarann son drt rakamn tekrar ettikten
sonra nasl yardm edebileceini sordu.
"Bay Chance'le konumak istiyorum" dedim.
"Ksa bir sre iinde onunla konuacam sanyorum" dedi. Sesinden orta yal biri
olduu anlalyordu. Ayrca art arda sigara ien insanlar gibi sesi atlak kyordu.
"Mesajnz varsa alabilir miyim?"
Ona adm ve oteldeki numaram verdim. Bana ne iin aradm sordu. Konunun kiisel
olduunu syledim.
Telefonu kapadmda biraz titrediimi farkettim. Belki de btn gn itiim kahvedendi.
Bir iki istiyordum. Ayakst bir ey iin caddenin karsndaki Polly'nin Kafesi'ne gitmeyi
dndm. Ya da Polly'nin iki bina yanndaki iki bayiine gidip yarm litrelik bir ie burbon
alabilirdim. Hayal edebiliyordum. Jim Beam ya da J. W. Dant, cam ie iinde harika bir
kahverengi viski gzlerimin nndeydi.
Hadi, dedim kendi kendime, darda yamur yayor; yamurda kmak istemezsin, deil
mi? Telefon kulbesinden ktm ve n kap yerine asansre yneldim. Odama ktm.
Kendimi ieri kilitledim ve pencerenin yanna bir iskemle ekerek yamuru izledim. Birka
dakika sonra iki ime isteim snp gitmiti. Sonra geri geldi ve yine gitti. Sonraki bir saat
boyunca byle gelip gitti. Bir neon tabela gibi gz krpp duruyordu. Olduum yerde kaldm
ve yamuru izlemeye devam ettim.

Saat yedi sularnda odamdaki telefondan Elaine Mardell'i aradm. Telesekreteri kt.
Sinyal sesinden sonra yle dedim: "Ben, Matt. Arkadanla bulutum ve sana, beni
nerdiin iin teekkr etmek istedim. Belki bu gnlerde iyiliine karlk bir eyler
yapabilirim." Telefonu kapadktan sonra yarm saat daha bekledim. Chance, hl
aramamt.
Fazla a saylmazdm ama bir eyler yemek iin aaya indim. Yamur durmutu. Blue
Jay'e gittim ve hamburgerle patates kzartmas smarladm, iki masa tedeki adam
sandviinin yannda bira iiyordu. Garson hamburgerimi getirdiinde ben de bir bira
smarlamaya karar verdim; ancak o gelene kadar fikrimi deitirdim. Hamburgerin ounu
ve patates kzartmalarnn yarsn yedim. ki fincan kahve itikten sonra tatl olarak vineli
pasta syledim ve onun da ounu bitirdim.
Oradan ktmda saat sekiz buua geliyordu. Otele uradm. Mesaj yoktu. Dokuzuncu
Cadde'nin sonuna kadar yrdm. Eskiden kede Antares ve Spiro'nun Yeri adnda bir
Yunan ban vard; ancak imdi manav olmutu. Geri dndm ve Armstrong'un nnden
yrdm. Elli Sekizinci Sokak'n kesinde yeil k yandnda Dokuzuncu Cadde'nin
karsna geerek hastaneye, oradan da St. Paul'a ulatm. Yan tarafa dndm ve dar
merdivenlerden aaya, bodrum kata indim. Kapnn tokmanda kartona yazlm bir
mesaj aslyd ama grmek iin onu aryor olmanz gerekirdi.
zerinde A. A. (Adsz Alkolikler) yazyordu.
eri girdiimde tam da balamak zereydiler. U biiminde dzenlenmi masa vard.
nsanlar masalarn iki yanna da oturmutu. Ayrca arkaya en az bir dzine daha iskemle
koyulmutu. Yan tarafta duran bir baka masann zerinde yiyecek-iecek vard. Karton
bardaklardan bir tane aldm ve musluklu termostan kahve doldurdum. Sonra da arkadaki
iskemlelerden birine oturdum. Birka kii beni bayla selamlad, ben de karlk verdim.
Konuan, benim yalarmda bir adamd. Ekose desenli bir gmlein zerine apraz dikili
bir spor ceket giymiti. On iki on yalarnda ilk iki iiinden programa katld zamana
kadar olan hayat hikyesini anlatt. Drt yl nce program sayesinde ikiyi brakmt.
Birka kez evlenip boanm, otomobil kazalar yapm, girdii ilerden atlm ve
hastanelere kaldrlmt. Sonra imeyi brakm, toplantlara katlmaya balamt ve her
ey dzelmiti. "Aslnda her ey deil" diye szn dzeltti. "Ben, dzeldim."
Bunu ok sylerler Birok eyi ok sylerler ve ayn cmleleri srekli duymaya balarsnz.
Aslnda hikyeler olduka ilgintir insanlar orada Tanr'nn ve herkesin nnde oturarak
size en Tanr'nn cezas eyleri anlatrlar
Adam yarm saat boyunca konutu. Sonra on dakikalk bir ara verdiler ve yardm paras
sepetini dolatrdlar. Sepete bir dolar attktan sonra bir bardak kahve daha ve birka
yulafl biskvi aldm. Eski bir asker ceketi giymi olan adam beni admla selamlad. Onun
adnn Jim olduunu hatrladm ve karlk verdim. Bana ilerin nasl gittiini sordu ve ben
de her eyin yolunda olduunu syledim. .
"Buradasn ve ayksn" dedi. "nemli olan bu."
"Sanrm yle."
"ki imediim her gn, iyi bir gndr. Gn be gn ayk kalyorsun. Dnyadaki en zor ey,
bir alkoliin, azna iki koymamasdr ve sen, bunu yapyorsun."
Ama yapmyordum. Hastaneden kal, dokuz on gn olmutu. ki gn daha ayk kaldm
sonra tekrar itim. ounlukla bu, bir iki, iki iki ya da iki oldu ve kontrol altnda
tutabildim. Ancak Pazar gecesi ok kt bir biimde sarho oldum. Altnc Cadde'de,
tandk hi kimseyle karlamayacam dndm Blarney Stone'da bir burbon itim.
Bardan km ve eve nasl dndm hatrlayamyordum. Pazartesi sabah
uyandmda her yanm titriyordu, azm kupkuruydu ve yaayan bir l gibi
hissediyordum kendimi.
Ona bunlarn hibirini anlatmadm.
On dakika getikten sonra toplant yeniden balad ve herkes srayla konutu. Sras
gelen, adn, alkolik olduunu sylyor ve konumacya anlattklar iin -onlar buna hayat
hikyesi diyorlard- teekkr ediyordu. Sonra da onunla ayn duygular paylatklarn ya
da itikleri gnlere ait bir any anlatyor ya da ayk bir hayata gemek istediklerinde
yaadklar zorluklardan sz ediyorlard. Kim Dakkinen'den belki biraz daha byk yata
olan bir kz, sevgilisiyle ilgili sorunlarndan konutu ve otuz yalarndaki bir ecinsel,
alt turizm acentesinde bir mteriyle aralarnda geen o gnk kavgay anlatt.
Komik bir hikyeydi ve birok kii kahkahalarla gld.
Bir kadn, "Ayk kalmak, dnyann en kolay eyi" dedi. "Btn yapman gereken imemek,
toplantlara gelmek ve kahrolas hayatnn tmn deitirmeye gnll olmak."
Sonra sra bana geldi. "Adm, Matt. Sram geiriyorum."

Toplant, saat onda sona erdi. Eve giderken yolda Armstrong'un Yeri'ne uradm ve bara
oturdum. Eer ikiyi brakmak istiyorsan sana barlardan uzak durman sylerler ama ben
orada rahat ediyorum ve kahvesi de gerekten iyidir. Eer ieceksem ierim, nerede
olduum nemli deildir.
Oradan ktmda News'un erken basks kmt. Bir tane aldm ve odama geri dndm.
Kim Dakkinen'in pezevenginden hl mesaj yoktu. Yant verme servisini bir daha
aradmda benim mesajm aldn rendim. Bir tane daha braktm ve mmkn
olduunca ksa bir zaman iinde onunla konumam gerektiini syledim.
Du yaptktan sonra bornozumu giydim ve gazeteyi elime aldm. ve d haberleri
okudum. Ancak dorusu hibir zaman bu tr eyleri pek dikkatli okuyamam. Benim
okuduum eyler daha kk apl ve balant kurabilmem iin eve daha yakn yerlerde
gemi olmaldr
Balant kurabilecek birok haber vard. Bronx'ta iki ocuk, bir kadn D treninin nne
atmlard. Makinist treni durdurana kadar zerinden alt vagon gemiti; ancak kadn,
burnu bile kanamadan kurtulmutu.
Bat Caddesi'nde Hudson Nehri yaknlarnda bir fahie, cinayete kurban gitmiti.
Yazlanlara gre baklanmt.
Corona'da bir yerleim merkezinde gvenlikten sorumlu polisin durumu hl kritikti. ki gn
nce adamn, iki kii tarafndan uzun borularla saldrya uradn ve silahnn alndn
okumutum. Evliydi, on yan altnda drt ocuu vard.
Telefon almad. Aslnda almasn pek beklemiyordum da. Chance'in beni aramas iin
merak dnda bir nedeni olacan dnmyordum ve belki de merakn insann bana
aabilecei dertlerden ekiniyordu. Kendimi bir polis olarak tantabilirdim -Bay Scudder;
polis memuru Scudder ya da detektif Scudder'dan daha kolay atlatlrd- ama o tr bir oyun
oynamak istemiyordum ve buna da gerek yoktu. nsanlarn bir an nce harekete
gemelerini istiyordum; ancak onlar buna zorlama konusunda isteksiz davranyordum.
Anlalan onu bulmam gerekiyordu. Bu, ok akt. Bana da yapacak i kmt. Bu arada
servisine braktm mesajlar adm kafasna kazm olacakt.
Ulalmas zor Bay Chance. nsann aklna otomobilinde bir telefonu olduu gelirdi. Tabii
bar, krk demeler ve pembe kadife gneliklerle birlikte. Tm o klas eyalar
Spor sayfasn okuduktan sonra yeniden Village'de baklanan fahie haberine dndm.
Hikye, ok yzeyseldi. Bir ad ya da tanm yoktu. Yalnzca kurbann yirmi be yalarnda
olduu yazlyd.
News'u aradm ve kurbann adn bilip bilmediklerini sordum. Kendilerine bu bilginin
verilmediini sylediler. Herhalde hl kimliini tespit edecek bir yaknn aryorlard.
Altnc Blgeye telefon ettim; ancak Eddie Koehler o gn almyordu ve orada beni
tanyan baka biri aklma gelmedi. Telefon defterimi kardm ve o anda kz aramak iin
ok ge bir saat olduuna karar verdim. ehirdeki kadnlarn yars fahieydi ve Bat
Yakas Otoyolu'nun altnda doranan kiinin o olduunu dnmek, gereksizdi. Telefon
defterini kaldrdm ve on dakika sonra tekrar karp numarasn evirdim.
"Ben Matt Scudder, Kim" dedim. "Yalnzca, grmemizden sonra arkadanla konuup
konumadn merak ettim."
"Hayr; konumadm. Neden?"
"Ona servisinden ulaabileceimi dndm. Ama beni arayacan sanmyorum. Bu
yzden yarn dar kp onu bulmaya alacam. Ona, brakmak istediinle ilgili hibir
ey sylemedin deil mi?"
"Tek bir kelime bile etmedim."
"Gzel. Onu benden nce grecek olursan, sanki hibir ey deimemi gibi davran. Ve
eer seni arar; bir yerde bulumak isterse hemen bana haber ver"
"Verdiin telefon numarasndan m?"
"Evet. Eer bana ulaabilmisen randevuya senin yerine ben giderim. Aksi takdirde gidip
roln oynamaya devam edersin."
Biraz uzun konutum; nk her eyden nce kz gecenin bir vakti arayarak
telalandrmtm ve onu biraz sakinletirmek istiyordum. Ancak Bat Caddesi'nde
lmediini biliyordum. En azndan rahat uyuyabilirdim.
Elbette. I sndrdm ve yataa girdim. Uzun bir sre orada uzandktan sonra pes
ettim ve kalkp gazeteyi tekrar okudum. Birka kadeh ikinin beni endielerimden
kurtaracan ve iyi uyumam salayacan dndm. Bu fikri kafamdan atamyordum
ama kendimi, olduum yerde kalmaya zorlayabiliyordum. Saat drde geldiinde kendi
kendime bunu unutmam syledim nk artk barlar kapanmt. On Birinci Cadde'de ge
saate kadar ak bir yer vard ama bunu unutmaya altm.
I sndrdm ve bir kez daha yataa girdim. len fahieyi, gvenlik grevlisini ve
metronun nne atlan kadn dndm. Bu ehirde yaayan bir insann, ayk kalmann
neden iyi bir fikir olduunu dndn merak ettim. Aklmda bu dnceyle uykuya
daldm.
3
Sabah saat on buukta kalktm. Alt saatlik stnkr bir uykudan sonra alacak
derecede dinlenmi hissediyordum kendimi. Du yaptm, tra oldum, kahvaltda kahve
iip rek yedim ve St Paul'a gittim. Ancak bu kez bodrum katna deil, kilisenin iine
girdim. Sralarn birinde on dakika kadar oturduktan sonra birka mum yaktm ve fakirler
iin yardm kutusuna elli dolar attm. Altmnc Cadde'deki postaneden iki yz dolarlk
havale ekiyle zerine pulu yaptrlm bir zarf aldm. Havaleyi Syosset'teki eski karma
postaladm. Zarfn iine bir not yazp eklemeyi denedim ama ortaya, zr anlamna gelen
bir ey kmt. Para ok azd ve ok ge kalmt; ancak eski karm bunu, benim
sylememe gerek kalmadan da anlam olacakt. eki bo bir kda sarp ylece postaya
verdim.
Kapal bir gnd. Serindi ve daha fazla yamur tehdidi tayordu. Sert bir rzgr esiyordu
ve zellikle ke balarndan geerken insan sersemletiyordu. Colisseum'un nnde
adamn biri apkasnn peinden kouyor, bir yandan da kfrediyordu, igdsel, elimi
kendiminkine gtrp siperinden serte tuttum. Kim'in verdii paradan, bankaya yatrmaya
demeyecek bir miktar kaldna karar verene dek bankaya giden yolun ounu
yrmtm. Fikrimi deitirip otelime dndm ve gelecek ayn kira hesabnn yansn
yatrdm. O srada elimde yalnzca btn bir yzlk kalmt ve onu da demeyi yaparken
bozdurup onluk ve yirmilik yaptrdm.
Neden bin dolarn hepsini almamtm sanki? Tevik edici ynyle ilgili sylediklerimi
hatrladm. Evet, beni tevik eden bir ey vard.
Adma gelen posta, sradand. Aylk birka ilan, meclisteki vekilimden bir mektup. Yani
okumam gereken hibir ey yoktu.
Chance'ten de bir mesaj yoktu. Zaten beklemiyordum da.
Servisini aradm ve yalnzca i olsun diye bir mesaj daha braktm.
Oradan kp btn leden sonray darda geirdim. Birka kez metroya bindim ama
ounlukla yrdm. Havada hl yamur tehdidi vard ama yamamakta srar ediyordu.
Rzgr da iddetlenmiti ama apkam almay baaramamt. ki polis merkezine, birka
kafeye ve yarm dzine bara uradm. Kafelerde kahve, barlarda Coca-Cola itim, baz
insanlarla konutum ve notlar aldm. Otelimin resepsiyonunu birka kez aradm. Chance'in
arayacan ummuyordum ama Kim telefon etmi olabilirdi. Kimse aramamt. ki kez
Kim'in numarasn evirdim ve ikisinde de telesekreteri yant verdi. Herkeste bu
telesekreterlerden bir tane var ve bir gn btn o makineler birbirlerini arayarak sohbet
etmeye balayacaklar. Hibir mesaj brakmadm.
Akama doru Times Meydan'nda bir sinemaya girdim. Art arda iki Clint Eastwood filmi
gsteriyorlard. kisinde de kt adamlar vurarak ileri yoluna koyan muzip polisi
oynuyordu. Grne gre izleyicilerin hemen hepsi, vurduu trden adamlara
benziyordu. Birisini her uuruunda hepsi lgnca tezahrat yapyordu.
Kballara ait bir in restorannda kzarm domuz etli pilav ve sebze yemei yedim, otel
resepsiyonunu bir kez daha aradm, sonra Armstrong'a uradm ve bir fincan kahve itim.
Barda bir sohbete giritim ve orada uzun bir sre kalacam dndm; ancak saat sekiz
buukta kapdan kmay baardm. Cadde'nin karsna getim, merdivenleri indim ve
toplantya katldm.
O sradaki konumac, bir ev hanmyd. Eskiden, kocas ie ve ocuklar okula gittiinde
kendinden geene kadar itiini anlatyordu. ocuunun kendisini mutfakta yerde baygn
buluundan ve onu, bunun bir yoga egzersizi olduuna inandrdndan szetti. Herkes
gld.
Sra bana geldiinde, "Adm, Matt. Bu gece yalnzca dinleyeceim" dedim.

Kelvin Small'n Yeri, Lenox Caddesi'nde Yz Yirmi Yedinci Sokak'tadr. ierisi dar ve uzun
bir yerdir. Bir tarafta boylu boyunca bar, dier tarafta da bir dizi masa uzann ileride en
uta kk bir sahne vardr O srada sahnede ksack kesilmi salar, kemik , ereveli
gne gzlkleri ve Brooks Brothers giysileriyle iki siyah mzisyen hafif caz alyorlard.
Biri kk, kuyruksuz piyanonun bandayd, dieri de ziller ve bagetlerle ilgileniyordu.
Modern Caz Quartet'in ancak yans kadar iyi grnyor ve alyorlard.
Onlar kolayca iitebiliyordum nk eikten adm atar atmaz, salondaki dier insanlarn
tm susmutu. Oradaki tek beyaz erkek bendim ve herkes beni tepeden trnaa szmek
iin durmutu. Masalarda siyah erkeklerle birlikte oturan birka beyaz kadn, bir masay
paylaan iki siyah kadn ve benim rengim dnda her ton renkten en az iki dzine adam
vard.
Bar boylu boyunca yryerek erkekler tuvaletine girdim. Profesyonel basketbol oynamak
iin neredeyse yeterince uzun boylu bir adam, dzletirilmi salarn taryordu. Kafasna
srd yal kremin kokusu, marihuanann keskin kokusuna karyordu. Ellerimi ykadm
ve scak hava veren kurutuculardan birinin altnda ovuturdum. Oradan karken uzun
boylu adam hl sayla urayordu.
Tuvaletin kapsnda grndmde sesler bir kez daha kesildi. Yeniden n tarafa doru
yneldim. Ar ar ve omuzlarm sallandrarak yryordum. Mzisyenler hakknda emin
olamadm; ancak onlarn dndakiler arasnda en azndan bir kez lmle sonulanan
kavgalara karmam bir adamn olmadn fark ettim. Pezevenkler, uyuturucu satclar,
kumarclar, sahte senetiler. Doann asilzadeleri.
Barda, giriten beinci taburede oturan adam, gzme takld. Tanmam biraz zaman ald;
nk yllar ncesinden hatrladm kadaryla dz salar vard. Oysa imdi salar
Afroydu. Limon yeili bir giysi giymiti ve ayakkablar bir srngen derisindendi -byk
olaslkla nesli tkenmekte olan bir srngen.
Bam kapya doru evirdim ve adamn yanndan geerek dar ktm. Lenox
Caddesi'nde gneye doru iki bina yrdm ve bir sokak lambasnn yannda durdum, iki
dakika getikten sonra dar kt. Yaylanarak yryordu. "Hey, Matthew" dedi ve
akmam iin elini uzatt. "Naslsn adamm?"
Eline vurmadm. Ban eerek eline, sonra yzme bakt, gzlerini yuvarlad, ban
abartl bir biimde sallad, ellerini birbirine vurdu, pantolonuna srp temizledi, sonra da
dar kalalarnn zerine koydu. "Uzun zaman oldu" dedi. "ehir merkezinde artk zevkine
gre bir yer bulamyor musun? Yoksa Harlem'e yalnzca kk tuvaleti kullanmak iin mi
geliyorsun?"
"ok iyi grnyorsun Royal." Koltuklar kabard. Ad, Royal Waldron'du. "Eh, alyorum,
satyorum. Bilirsin ite" dedi.
"Bilirim."
"nsanlarla drst bir i yaparsan a kalmazsn. Bunu bana annem retmiti. Buralarda
ne iin var Matthew?"
"Birini aryorum."
"Belki de onu buldun. Bugnlerde tekilatta deil misin?"
"Ayrlal birka yl oldu."
"Bir ey satn almak iin mi buradasn? Ne istiyorsun ve ne kadar verebilirsin?"
"Sen ne satyorsun?"
"Hemen her ey."
"u Kolombiyallarla iler hl iyi mi?"
"Kahretsin" dedi ve bir eliyle pantolonunun nn temizledi. Sanrm o limon yeili
pantolonun belinde bir silah tayordu. Byk olaslkla Kelvin Small'daki insan says
kadar silah vard orada. "Kolombiyallar iyi" dedi. "Onlar dolandrmaya kalkmaman
yeterli. Buraya uyuturucu satn almak iin gelmedin."
"Hayr."
"Ne istiyorsun adamm?"
"Bir pezevenk aryorum."
"Kahrolas, biraz nce yirmi tanesinin yanndan getin. Ve de yedi sekiz orospunun."
"Ben, Chance adnda bir pezevenk aryorum."
"Chance."
"Onu tanyor musun?"
"Kim olduunu biliyor olabilirim."
Bekledim. Uzun pardesl bir adam kaldrmda bize doru yryor; her dkkn nnde
duruyordu. eriye bakyor olamazd nk her dkknn, i bittiinde indirdii, garaj
kaplarna benzeyen elik kepenkleri vard. Adam, her kapal dkknn nnde durarak,
sanki kendisi iin anlamlan varm gibi kepenkleri inceliyordu.
"Vitrin alverii" dedi Royal.
Mavi-beyaz bir polis otosu devriye geziyordu. Yavalad. indeki niformal iki memur bizi
tepeden trnaa szd. Royal, onlara iyi akamlar diledi. Ben hibir ey sylemedim.
Onlar da yle. Polisler uzaklatnda, "Chance, buraya fazla gelmez" dedi.
"Onu nerede bulurum?"
"Sylemesi zor Herhangi bir yerde olabilir; bakmay dnebilecein en son yerde olabilir
Fazla darda taklmaz."
"Bana da yle dediler."
"Nerelere baktn?"
Altnc Cadde'de Krk Beinci Sokak'taki bir kafeye, Village'de bir piyano bara ve Bat
Yakas'nda krkl sokaklardaki birka bara gitmitim. Royal, bunlar dinledikten sonra
dnceli dnceli ban sallad.
"Muffin-Burger'de olamaz" dedi. "nk kaldrmda altrd kz yok. Bunu biliyorum.
Ama yine de orada olabilir anladn m? Yalnzca orada olmak iin. Dediim gibi, her yerde
olabilir ama fazla taklmaz."
"Onu nerede aramalym Royal?"
Birka yer ad syledi. Birine zaten gitmitim ama sylemeyi unutmutum. Dierlerini not
aldm. "Nasl bir adamdr, Royal?"
"Kahrolas" dedi. "O bir pezevenk, adamm."
"Ondan holanmyorsun,"
"Holanmam ya da holanmamam gerekmiyor. Benim dostlarm, i yaptm insanlardr
Matthew. Ve Chance'le benim hibir iim olamaz, ikimiz de dierinin satt eyi almyoruz.
O, benim sattklarmla ilgilenmiyor, ben de fahielerle." Dilerinin arasndan acmaszca
srtt. "nsan btn ekerleri eline geirmise, bir fahie iin para demesi gerekmez."

Royal'n syledii yerlerden biri Harlem'de St Nicholas Caddesi'ndeydi. Yz Yirmi Beinci
Sokak'a kadar yrdm. Geni, hareketli ve iyi klandrlm bir yerdi ama artk, siyah bir
sokaktaki beyaz adamn pek de mantksz saylmayacak paranoyasn hissetmeye
balamtm.
St. Nicholas'a geldiimde kuzeye dndm ve birka blok tedeki Kulp Cameron'a
yrdm. Kelvin Small'un daha kalitesiz bir versiyonuydu; canl mzik yerine mzik kutusu
vard. Erkekler tuvaleti pisti ve kapal kapnn ardnda biri hzl hzl nefes alyordu. Sanrm
kokain ekiyordu.
Barda tandk birine rastlamadm. Ayakta durup bir bardak soda itim ve barn arkasndaki
aynadan yansyan on be yirmi siyah yze baktm. Aklma yine Chance'e bakyor
olabileceim ama tanyamayacam olasl geldi. Elimdeki tanm orada oturan nc
adama uyuyordu; ancak sonra baktmda insanlarn yarsna uyuyordu. Balant
kurduum polislere ad hi tandk gelmemiti. Ayrca bu, onun soyadysa dosyalardaki
sar sayfalarda yer almamt.
ki yanmda duran adamlar arkalarn dndler. Aynadaki grntm gzme takld:
Renksiz bir takmla gri bir pardes giymi soluk yzl bir adam. zerimdeki takmn tye
ihtiyac vard ve apkam, rzgra yenik dm olsa bundan daha kt grnemezdi. Ve
imdi burada, geni omuzlu, abartl yakal ve kuma kapl dmeleri olan iki moda
aheserinin ortasnda tek bama duruyordum. Pezevenkler bu tr giysileri Broadway'deki
Phil Kronfeld'in butiinden alrlard; ancak artk oras kapanmt ve bugnlerde byle
eyleri nereden bulduklar hakknda hibir fikrim yoktu. Belki de o yeri bulmalydm, belki
Chance'in orada hesab vard ve ona bylece ulaabilirdim.
Ancak bu evrenin insanlarnn hibir yerde hesab yoktur; nk her ilerini nakitle
hallederler-otomobil alrken bile Potamkin'in Yeri'ne giderler yzlkleri sayp brakrlar ve
eve bir Cadillac'la dnerler.
Samda duran adam, parmayla barmene iaret etti. "Ayn bardaa koy" dedi. "Tad
byle kar" Barmen, bardaa bir kk l Hennessy koydu ve gerisini souk stle
tamamlad. Bu karma eskiden Beyaz Cadillac derlerdi. Belki hl yle diyorlardr
Belki de Potamkin'in Yeri'ni denemeliydim.
Belki de oteldeki odamdan kmamalydm. Oradaki varlm, gerginlik yaratyordu ve
bunun kk salondaki havay arlatrdn hissedebiliyordum. Er ya da ge biri yanma
gelecek, burada ne yaptm sandm soracak ve buna bir yant vermek zor olacakt.
Btn bunlar olmadan oradan ktm. Kaak bir taksi, krmz kta durmu bekliyordu.
Benim tarafmdaki kap km, amurluklardan biri yamulmutu ve bunlarn ofrn
yetenei konusunda nasl bir ipucu verdiinden emin deildim. Yine de bindim.

Royal, Bat Yakas Doksan Altnc Sokak'taki bir yerden daha sz etmiti. Taksiden orada
indim. Saat ikiyi gemiti ve artk yorulmaya balamtm. Yine de bir baka siyah adamn
piyano ald bir baka bara girdim. Bu piyanonun sesi akortsuz kyordu ama belki de
akortsuz olan bendim. Kalabalkta siyahlarla beyazlar karkt. Farkl rklardan olumu bir
sr ift vard, ancak siyah erkeklerle elemi olan beyaz kadnlar, fahieden ok kz
arkadaa benziyordu. Birka adam gsterili giyinmiti ama burada, bir buuk mil tedeki
pezevenk modasnda taklan hi kimse yoktu. Buradaki hava da hzl yaam ve parasal
ilemleri ieriyor olabilirdi; ancak Harlem kulplerindekinden ya da Times
Meydan'ndakilerden daha kurnazca ve sessiz yryordu iler
Telefona bir bozukluk attm ve otelimi aradm. O gece vardiyada olan kii, ksrk urubu
alkanl olan bir melezdi. Nedense hibir zaman kafa bulmu gibi grnmezdi. Times'n
apraz bulmacalarn hl dolmakalemle zebilirdi. "Jacob" dedim, "bana bir iyilik yap. u
numaray ara ve Chance'le konumak istediimi syle."
Ona numaray verdim. Kontrol etmek iin tekrarladktan sonra Bay Chance olup
olmadn sordu. Sadece Chance olduunu syledim.
"Peki ya telefona gelirse?"
"Yalnzca kapat."
Bara gittim. Neredeyse bira isteyecektim ama fikrimi deitirdim ve Cola istedim. Bir
dakika sonra telefon ald ve genlerden biri bakt. niversite rencisine benziyordu.
Chance adnda biri olup olmadn yksek sesle sordu. Kimse karlk vermedi. Gzm
barmenin stndeydi, isim tandk gelmi olsa bile bunu belli etmemiti. ocuun
sesleniine dikkat ettiinden bile emin deilim.
Bu kk oyunu gittiim her barda oynayabilir, belki de abalarma deer bir sonu
alabilirdim. Ama aklma gelmesi saatimi almt.
Ne biim bir detektiftim ben, Manhattan'daki btn Coca-Cola'lar iiyordum ve kahrolas
bir pezevengi bulamamtm. O orospu ocuunu yakalayana dek dilerim ryp gitmi
olacakt.
Mzik kutusunda bir plak bitti ve Sinatra'dan bir ark balad. Bu, aklmda bir imein
akmasna sebep oldu; bir balant kurdu. Cola'y barn stne braktm ve Columbus
Caddesi'nden ehir merkezine gitmekte olan bir taksi yakaladm. Yetmi kinci Sokak'n
kesinde indim ve yarm blok batya yryerek Poogan's Pub'a vardm. Mterilerin ou
gen Babaya benziyordu ama ben zaten Chance'i aramyordum. Aradm kii Danny Boy
Bell'di.
Orada deildi. Barmene sordum. "Danny Boy mu?" dedi. "Erken saatlerde buradayd. Top
Knot'a bak. Columbus'un karsnda. Burada olmad zamanlar oradadr"
Ve evet, oradayd. En arkada bir bar taburesinde oturuyordu. Onu yllardr grmemitim
ama bu, tanmama engel deildi. Bymemiti ve rengi de daha koyulamamt.
Danny Boy'un annesi de babas da koyu siyah derili zencilerdi. Onlarn hatlarn almt;
ancak renklerini deil. Bir albinoydu; beyaz bir fare kadar pigmentsizdi. Olduka zayf ve
ok ksa boyluydu. Boyunun 1.55 olduunu iddia ederdi ama ben her seferinde, iki
santim fazla sylediini dnrdm.
paradan oluan izgili bir takm ve oktandr ilk kez grdm beyaz bir gmlek
giymiti. Kravat, krmz-siyah izgiliydi. Siyah ayakkablar zenle cilalanmt. Onu takm
elbisesiz, kravatsz ve tozlu ayakkablarla grdm hi hatrlamyorum.
"Matt Scudder" dedi, "Tanrm, yeterince beklesen herkes ortaya kyor"
"Naslsn Danny?"
"Daha yal. Yllar oldu. Oturduun yer bir mil kadar bile tede deil ve en son kimbilir ne
zaman grtk.
"Pek deimemisin."
Bir sre beni inceledi. "Sen de yle" dedi. Ancak sesi, inandrc kmamt. Bylesine
srad birine gre artc derecede normal bir sesi vard. Ortalama tonda, aksansz.
Oysa insan, eski Philip Morris reklamlarndaki Johnny gibi bir sesi olmasn beklerdi.
"Buradan m geiyordun; yoksa beni mi aryordun?"
"lk nce Poogan'a baktm. Burada olabileceini sylediler"
"Beni gururlandrdn. Tabii yalnzca bir dost ziyareti, deil mi?"
"Pek saylmaz."
"Neden bir masaya gemiyoruz? Eski zamanlardan ve artk aramzda olmayan dostlardan
szederiz. Ve seni buraya getiren eyden."

Danny Boy'un favori barlarnda buzlukta daima bir Rus votkas bulundurulurdu. Hep bunu
ierdi, ikisini sulandran bir tek buz paras bile atmadan, buz gibi souk ierdi. Arkadaki
blmelerden birine yerletik. Hzl ufak tefek bir garson kz, votkasyla benim Cola'm
getirdi. Danny Boy bardama baktktan sonra gzlerini bana evirdi.
"Azaltyorum da" dedim. "Akllca bir davran."
"Sanrm yle."
"ly karmamak" dedi. "Sana sylyorum Matt, u eski Yunanllar, her eyi
biliyormu. ly karmamak."
kisinin yarsn dikti. Herhalde gnde sekiz tane kadar iiyordu. Gnde drt litre desek ve
bunun hepsinin en fazla krk be kiloluk bir vcuda girdiini dnrsek, hibir zaman
etkilenmi gibi grnmemesi ilginti. Hibir zaman yalpalamaz, szckleri yuvarlamaz,
olduu gibi davranmaya devam ederdi.
Peki bunun benimle ne ilgisi vard? Cola'mdan bir yudum aldm.
Orada oturduk ve birbirimize hikyeler anlattk. Danny Boy'un ii -eer varsa tabii- bilgiydi.
Ona sylediin her ey, beyninde dosyalanrd ve bu veri paralarn birletirip etrafta
dolatrarak ayakkablarnn cilal ve kadehinin dolu olmasn salard. nsanlar bir araya
getirir ancak bunu yaparken bana bela amamaya dikkat ederdi. Bir sr ksa vadeli
giriimde snrl ortakl vard; ancak hibir pislii yzne gzne bulatrmazd. Bunlarn
ou hafiften yasad saylrd. Tekilattayken en iyi kaynaklarmdan biriydi. dln yine
bilgi olarak alan, para istemeyen bir gammazc.
"Lou Rudenko'yu hatrlyor musun?" diye sordu. "apka Louie derler" Hatrladm
syledim. "Annesine olanlar duydun mu?"
"Ne olmu ona?"
"Tatl bir Ukraynal ihtiyard. Dou Yakas'nda Dokuzuncu ya da Onuncu Sokak'ta -her
neyse ite- eski mahallede yayordu. Yllar nce dul kalmt. Ya yetmi, hatta
seksenine yaknd. Lou ka yanda, elli filan m?"
"Olabilir"
"Neyse. Olay u: Bu kk bayann, kendisiyle ayn yata ve dul olan bir beyefendi dostu
varm. Haftada birka geceyi bayann evinde geirir; kadn da ona Ukrayna yemekleri
piirir ya da birlikte ak sak filmler dnda bir ey bulurlarsa sinemaya giderlermi. Her
neyse, adam bir akamst yine gelmi. Sokakta bir televizyon bulmu. Biri, atlsn diye
plerin yanna koymumu. nsanlarn, atlak olduunu, byle gzel eyleri pe attn
sylemi. Kadnn evindeki televizyon eskiymi. Bulduu ise renkli bir televizyonmu ve
dierinden iki kat bykm. Adam tamirden anlyormu ve bunu dostu iin elden
geirebileceini dnm."
"Ve?"
"Ve nasl olduunu grmek iin fiini taktnda televizyon havaya umu. Adam, bir
gzn, bir kolunu ve Bayan Rudenko'yu kaybetmi. Patladnda kadn, tam nnde
duruyormu ve annda lm."
"Neymi, bir bomba m?"
"Aynen yle. Hikyeyi gazetede grmedin mi?"
"Gzden karm olmalym."
"Be alt ay nceydi. Anlalan, biri iine bombay yerletirmi ve bir bakasna gtrm.
Yal adamn btn bildii, televizyonu hangi blokun nnde bulduu. Bu yzden hibir
ey kmam. Alan kii her kimse, herhalde phelenmi ve plerin arasna koymu.
Sonuta len, Bayan Rudenko olmu. Lou'yu grdmde ok berbatt, kime kzacan
bilmiyordu. 'Her ey bu lanet olas ehir yznden' dedi bana. 'Bu lanet, kahrolas ehir
yznden.' Ama ne anlam var ki? Kansas'n ortasnda oturuyorsun ve bir kasrga gelip
evini Nebraska'ya kadar uuruyor Bu, Tanr'nn bir ii, deil mi?"
"yle olduunu sylyorlar"
"Tanr, Kansas'ta kasrgalar kullanyor. New York'ta da bombal televizyonlar. Kim
olursan ol -Tanr ya da bir bakas- elindeki materyalle alrsn. Bir Cola daha ister
misin?"
"imdi deil."
"Senin iin ne yapabilirim?"
"Bir pezevenk aryorum."
"Diyojen ise drst bir adam aryordu. Senin ansn daha fazla."
"Ben, zel bir pezevengi aryorum."
"Hepsi zeldir Bazlar bsbtn kl krk yarar Seninkinin bir ad var m?"
"Chance."
"Ah, elbette" dedi Danny Boy. "Chance'i tanyorum'."
"Ona nasl ulaabileceimi biliyor musun?"
Kalarn att, bo kadehini eline ald, sonra brakt. "Takld bir yer yok" dedi.
"Srekli bunu duyuyorum."
"Ama dorusu bu. Bence bir adamn ana bir ss olmal. Ben ya buradaymdr, ya
Poogan'da. Sen Jimmy Armstrong'un Yeri'ndesindir, en azndan son duyduumda
oradaydn."
"Hl oradaym."
"Grdn m? Seni grmesem bile haberini alyorum. Chance. Bir dneyim. Bugn
gnlerden ne, Perembe mi?"
"Doru. Yani aslnda Cuma sabah."
"Fazla teknik olma ltfen. Sormamda saknca yoksa, onunla ne iin olduunu renebilir
miyim?"
"Onunla konumak istiyorum."
"u anda nerede olduunu bilmiyorum. Ama on sekiz yirmi saat sonra nerede olacan
renebilirim. Bir telefon edeceim. Eer u kz gelirse bana bir iki daha syle, olur mu?
Ve kendine de ne istiyorsan ondan."
Garson kzn dikkatini ekmeyi baardmda ona Danny Boy iin bir kadeh votka daha
getirmesini syledim. "Pekl" dedi. "Siz bir Cola daha m alacaksnz?"
Oturduumdan beri iki imek iin iimde bir eyler drtp duruyordu. Bir kola daha fikri
karsnda midem kalkmt. Bu kez gazoz istediimi syledim. Kz iecekleri getirdiinde
Danny Boy, hl telefondayd. Gazozu benim nme ve votkay onun tarafna koydu.
Orada oturmu, ona bakmamaya alyordum; ancak gzlerim gidecek baka yer
bulamyordu. Bir an nce masaya geri dnmesini ve kahrolas eyi imesini diledim.
Derin bir nefes aldm, gazozumu yudumladm, ellerimi votkasndan uzak tuttum ve
sonunda geri geldi. "Haklymm" dedi. "Yarn gece Stadyum'da olacak."
"Knicks geri dnd m? Hl yolda olduklarn sanyordum."
"Byk salondan bahsetmiyorum. Aslnda sanrm orada bir rock konseri verilecekmi.
Chance, Cuma gecesi boks malar iin Felt Forum'da olacak."
"Her zaman gider mi?"
"Her zaman deil. Ama Kid Bascomb adnda bir arsiklet var. Eleme malarnn en
banda onun ad var ve Chance, bu gen adamla ilgileniyor"
"Onun stne mi oynuyor?"
"Olabilir. Belki de sadece entelektel bir ilgidir. Niye glmsyorsun?"
"Bir arsiklete entelektel ilgi duyan bir pezevenk fikrine."
"Chance'le hi karlamadn."
"yle."
"Sradan bir herif deildir"
"Bende de o izlenimi brakt."
"Yarn gece Kid Bascomb'un dvt kesin. Bu, Chance'in de kesinlikle orada olaca
anlamna gelmez tabii ama bahse girerim olacak. Onunla konumak istiyordun. Bir bilet
parasyla bunu yapabilirsin."
"Onu nasl tanyacam?"
"Daha nce hi karlamadn m? Ah, evet, karlamadn sylemitin. Onu
grdnde tanyamaz msn?"
"Bir ma kalabal arasnda deil. Salonun yars oyunculardan ve pezevenklerden
olumuken olmaz."
Biraz dnd. "Chance'le yapacan u konuma" dedi, "onun cann ok skacak m?"
"Umarm skmaz."
"Demek istediim u, onu sana gsterecek kiiye kzmak iin bir nedeni olur mu?"
"Hi sanmyorum."
"O zaman bu sana bir deil, iki bilet parasna patlayacak. Forum'da zel bir gece
olmadna ya da malarn Byk Salon'da yaplmadna kret. Ringe yakn koltuklar on
on iki dolardan fazla olmaz. En ok on be dolar diyelim. Yani biletlerimiz iin en fazla otuz
dolar."
"Benimle mi geliyorsun?"
"Neden olmasn? Biletler iin otuz, harcadm zaman iin elli dolar. Btenin bu kadarn
karlayabileceine eminim."
"Bu zorunluysa karlayabilir."
"Senden para istemek zorunda kaldm iin zgnm. Otomobil yar olsayd bir kuru
almazdm. Ama boks hi de ilgimi eken bir ey deil. Teselli edecekse syleyeyim, bir
hokey mana gitmek iin en az yz dolar isterdim."
"Evet, sanrm ie yarayabilir. Benimle orada m buluacaksn?"
"Darda, kapnn nnde. Saat dokuzda, bu yeterince erken. Ne dersin?"
"ok iyi."
"Gze batan bir ey giymeye dikkat edeceim" dedi. "Beni bulman kolay olsun."
4
Onu bulmam zor olmad. Koyu gri bir gmlek zerine cart .krmz yelek giymi, siyah yn
kravat takmt. Takm elbisesi beyaz renkteydi. Metal ereveli, koyu renk gne gzl
takmt. Danny Boy, gne ktnda uyurdu, gzleri de cildi de gne na kar ar
hassast. Poogan ya da Top Knot gibi lo yerlerin dnda geceleri bile gne gzl
takard. Yllar nce bir keresinde bana dnyann bir k ayar dmesi olmasn ve voltaj
drebilmeyi istediini sylemiti. O srada viskinin de ayn eyi yaptn dndm
hatrlyorum. Iklan lolatryor, sesleri azaltyor ve her eyi kolaylatryordu.
Giysisi iin iltifatta bulundum. "Yelei beendin mi?" dedi. "Uzun zamandr giymemitim.
Biraz k olmak istedim de."
Biletlerimizi daha nce almtm. Ringe yakn koltuklar 15 dolard. Bizi ringden ok Tanrya
yaknlatracak 4.5 dolarlk koltuklardan bilet almtm. Bizi kapdan ieri aldklarnda
onlar yer gstericisinin eline, katlanm bir banknotla birlikte sktrdm. Bizi nc
srada bulunan koltuklara gtrd.
"Daha sonra sizi baka yere almak zorunda kalabilirim baylar" dedi. "Ama herhalde byle
bir ey olmaz. Ringe yakn oturacanz garanti ediyorum."
Adam uzaklatnda Danny Boy konumaya balad. "Her zaman bir yol vardr, deil mi?
Ona ne kadar verdin?"
"Be dolar."
"Bylece koltuklar sana otuz yerine on drt dolara patlad. Bir gecede bu yolla ne kadar
kazanyordur dersin?"
"Byle bir gecede fazla deil. Knicks ya da Rangers oynadnda maann be katn
kazanyordur. Tabii onun da para yedirmek zorunda olduu birileri vardr."
"Herkesin tutturduu bir yol var"
"yle grnyor"
"Herkesin, diyorum. Benim bile."
Bu st kapal sz banayd. Ona iki yirmilikle bir onluk verdim. Paray cebine koyduktan
sonra ilk kez alc gzyle evresine baknd. "Onu gremiyorum" dedi. "Ama herhalde
sadece Bascomb'un ma iin gelecek. Biraz etrafta dolanaym."
"Elbette."
Koltuundan kalkt ve salonun iinde dolamaya balad. Ben de biraz evreme bakndm.
Tabii Chance'i grmek iin deil, kalabalk hakknda izlenim edinmek iin. nceki gece
Harlem barlarnda grm olabileceim bir sr adam vard: Pezevenkler, uyuturucu
satclar, kumarclar ve dier elenceli tipler. ou, yanlarnda kadnlarla gelmiti.
Ayaktakmndan baz beyazlar da grebiliyordum. Lks giysiler giymi, altn taklar
takmlard. Yanlarnda bayan arkadalar yoktu. En ucuz koltuklarda oturan kalabalk, her
spor karlamasnda grlen trden, karmak bir gruptu: Siyahlar; beyazlar, spanyol
kkenliler; tek bana gelenler iftler; gruplar; sosisli sandvi yiyen, karton bardaklardan
bira ien, konuup akalaan ve ara sra ringde olan bitene gz atan tipler
Tek tk gerek kumarbaz suratlarna rastladm ama ok yoktu bu tiplerden. Artk kim
dvler iin bahis oynuyordu ki?
Bam evirdim ve ringe baktm. ki spanyol kkenli ocuk -biri ak, biri koyu derili- ciddi
bir yaralanma riskine kar dikkatli olmaya alyordu. Bana hafif sikletmi gibi grndler
Ak renk derili olann, her yere yetien uzun kollar vard. Ma ilgimi ek: meye
balamt. Son raundda, koyu renkli ocuk, dierinin yumruklarnn altndan almann
bir yolunu bulmutu. Gong aldnda onu iyi benzetiyordu dorusu. Hakem kararyla o
kazanmt ve en ok yuhalama kedeki bir grup seyirciden gelmiti. Sanrm dier
ocuun arkadalar ve ailesiydi.
Danny Boy, son raund srasnda yerine dnmt. Hakem kararndan birka dakika sonra
Kid Bascomb, iplerin arasndan trmanarak ringe kt ve snma hareketleri yapmaya
balad. Bir sre sonra rakibi de ringde kendini gsterdi. Bascomb, koyu siyah derili,
dk omuzlara ve gl bir gse sahip bir kas ynyd. In altnda parlayan
vcudu, yalanma benziyordu. Dvecei ocuk, Vito Canelli adnda, Gney
Brooklyn'den bir talyan'd. Bel ksm biraz yalyd ve ocuk, hamur gibi yumuak
grnyordu. Ancak onu daha nce izlemitim ve iyi bir boksr olarak biliyordum.
"te geliyor" dedi Danny Boy. "Ortadaki koridorda."
Bam dndrp baktm. Be dolarm alan yer gsterici, bir adamla kadn koltuklarna
gtryordu. Kadn 1.70 boylarndayd. Omuzlarna dklen kumral salar ve porselen
gibi cildi vard. Adamsa 1.90 boylarnda, 95 kilo civarndayd. Geni omuzlar, ince bir beli
ve biimli kalalar vard. Salar doal renginde, uzundan ok ksa denecek boydayd ve
derisi ikolata rengindeydi. Devety bir ceket ve kahverengi spor pantolon giymiti,
Profesyonel bir atlete ya da ateli bir avukata ya da basan merdivenlerini hzla trmanan
siyah bir iadamna benziyordu.
"Emin misin?" diye sordum.
Danny Boy gld. "Aklndaki pezevenge uymuyor deil mi? Eminim, ite bu, Chance.
Umarm dostun bizi onlarn koltuklarna oturtmamtr."
Hayr, oturtmamt. Chance'le yanndaki kzn yerleri ilk srada, ortaya olduka yaknd.
Koltuklarna oturdular ve Chance yer gstericiye bahi verdi, izleyicilerden birkayla
selamlatktan sonra Kid Bascomb'un kesine yaklat ve boksrle antrenrlerine bir ey
syledi. Bir an iin hepsi bir araya topland. Sonra Chance yerine geri dnd.
"Ben artk gidiyorum" dedi Danny Boy. "u iki sersemin birbirlerini yumruklayn
seyretmek istemiyorum dorusu. Umarm tanmak iin bana ihtiyacn yoktur?" Bam iki
yana salladm. "O zaman kargaa balamadan buradan svsam iyi olur. Yani ringdeki
kargaa. Onu sana benim gsterdiimi bilmesi gerekiyor mu Matt?"
"Benden byle bir ey renmeyecek."
"Gzel. Baka yardmm dokunabilirse..."
Sralarn arasndaki merdivenlerden yukar kmaya balad. Herhalde iki imek istiyordu
ama Madison Square Garden'daki barlarda buz gibi souk Stolichnaya saklamazlard.
Spiker dvleri takdim ediyor, yalarn, kilolarn ve nereli olduklarn sylyordu.
Bascomb, yirmi iki yandayd ve henz hi yenilmemiti. Canelli'nin bu gece bu durumu
deitirmeyecei belliydi.
Chance'in yanndaki iki koltuk botu. Gidip oturmay dndm, ancak yerimden
kprdamadm. Uyar anndan sonra, ilk raund iin gong ald. Ar, dvlerin birbirini
tartt bir raund oldu. Bascomb, ho yumruklar savurmutu ama Canelli oundan
syrlmt. ki taraf da nemli bir puan almad.
Raundun sonunda Chance'in yanndaki iki koltuk hl botu. Oraya gittim ve yanna
oturdum. ok dikkatli bir biimde ringe bakyordu. Geliimin farkna varm olmalyd ama
bunu belli etmedi.
"Chance?" dedim. "Adm Scudder"
Dnd, bana bakt. Kahverengi gzlerinde altn hareler vard. Aklma, mterimin gzleri
geldi. O yapay mavi gzler. nceki gece ben bar gezintisine ktmda Chance, para
almak iin onun dairesine habersiz bir ziyarette bulunmutu. Kim, bunu, len otelden
telefon ettiinde anlatmt. "Korktum" demiti. "Senin hakknda sorular soracan filan
sandm. Ama her ey normal gitti,"
"Matthew Scudder Servisime baz mesajlar brakan kii."
"Beni aramadn."
"Seni tanmyorum. Tanmadm insanlar aramam. Ayrca etrafta beni sormusun." Sesi,
derinden ve yankl kyordu. Spikerlik kursu grm gibi eitimli bir sesti. "Bu dv
izlemek istiyorum" dedi.
"Btn istediim, yalnzca birka dakikalna konumak."
"Ma srasnda ve raund aralarnda olmaz." Bir an kalarn att. "Konsantre olabilmek
istiyorum. u oturduun koltuk da bana ait, anlyor musun? Rahat kalmak iin satn
aldm."
Uyar gongunun sesi duyuldu. Chance ban evirdi ve gzlerini ringe dikti. Kid Bascomb
ayaktayd ve altrclar, taburesini ringin dna tayorlard. "Dn ve yerine otur" dedi
Chance. "Matan sonra konuuruz."
"On raundluk bir ma m?"
"O kadar srmeyecek."

Gerekten de srmedi. nc ya da drdnc raund, Kid Bascomb yumruklarn
konuturmaya balam, birka kombine hareket yapmt. Canelli iyiydi; ancak Kid genti,
hzlyd ve glyd. Bana biraz Sugar Ray'i hatrlatyordu. Leonard deil Robinson'u.
Beinci raund, Canelli'nin kalbine ksa bir sa indirdi ve eer talyan stne bahis oynam
olsaydm o anda hemen iptal ederdim.
Raundun sonunda Canelli hl gl grnyordu ama yumruk gsne indiinde
yzndeki ifadeyi grmtm ve bir raund sonra Kid Bascomb onu sol aparkatla yere
serdiinde armamtm. Hakem e kadar saydnda ayaa kalkmt ama sekize
kadar bekledi. Sonra Kid, onu sktrd ve yine yumruklarn konuturdu. Canelli yere
dt, hemen ayaa kalkt ve o srada hakem, ikisinin arasna girdi, Canelli'nin gzlerine
bakt ve oyunu durdurdu.
Bir dvn durdurulmasndan asla holanmayan birtakm gz dnmler, umarszca
yuhalamaya baladlar. Canelli'nin kesindekilerden biri, adamnn hl
dvebileceinde srar ediyordu. Ancak Canelli, oyunun bittiine memnun grnyordu.
Kid Bascomb, kk bir sava dans ovu yaptktan ve etraf selamladktan sonra abucak
iplerin arasndan kt, ringi terk etti.
Gitmeden nce, Chance'le konumak iin durdu. Kumral sal kz oturduu yerden ne
eildi ve elini, boksrn parldayan, siyah kolunun stne koydu. Chance'le bir iki dakika
konutuktan sonra Kid, soyunma odasna doru yneldi.
Koltuumdan kalktm, Chance'le kzn yanna gittim. Yanlarna vardmda onlar da ayaa
kalkmt. "Esas ma iin kalmayacaz" dedi Chance. "Eer sen izlemeyi planladysan..."
En nemli mata iki ortasiklet karlaacakt: ddial bir Panamalyla oyunbozanlyla nl,
Gney Philadelphia'l siyah bir ocuktu. Herhalde iyi bir mcadele olurdu ama oraya
bunun iin gelmemitim. Ona kacam syledim.
"O zaman neden bizimle gelmiyorsun" diye nerdi. "Otomobilimi yakna bir yere park
ettim." Yanndaki kzla birlikte nden yrmeye balad. Birka kii ona merhaba dedi ve
bazlar Kid'in iyi bir ma kardn syledi. Chance bunlara karlk fazla bir ey
sylemedi. Onlar arkalarndan izliyordum. Dardaki temiz havaya ktmzda, ierisinin
ne kadar kokumu ve dumanl olduunu fark ettim.
"Sonya, bu Matthew Scudder" dedi caddeye ktmzda. "Bay Scudder, Sonya Hendryx."
"Tantma memnun oldum" dedi kz ama ona inanmadm. Chance ona bir ekilde izin
vermeden yorum yapmadn gzlerinden okumutum. Kim'in szettii Sunny olup
olmadn merak ettim -yani Chance'in malara gtrd u spor hayran kz. Ayrca
onunla baka koullar altnda karlam olsaydm bir fahie olduunu anlar mydm diye
de merak ettim. Onda bir orospuya benzer hibir yan yoktu ama bir pezevengin koluna
girmi yrrken hi de garip durmuyordu.
Gneye bir blok ve batya yarm blok kadar yrdkten sonra park yerine ulatk.
Chance'in otoparkya verdii bahi, adamn abartl bir biimde teekkr edip durmasna
neden oldu. Otomobil beni artmt; tpk daha nce giysilerinin ve tarznn artt
gibi. Ismarlama olarak adi bir renkte boyanan ve demeleri de ayn adilikte olan sefil bir
otomobil bekliyordum -o ii yapan adamlar bu tr otomobiller kullanrd- ancak bir
Seville'le; yani kk bir Cadillac'la karlatm. Gm rengindeydi ve ii siyah deri
demeyle kaplanmt. Kz arkaya geti, Chance direksiyona oturdu, ben de n koltukta
yerimi aldm.
Sakin, sessiz bir gezinti yapyorduk. Otomobilin ii ahap cila ve deri kokuyordu. "Kid
Bascomb erefine bir zafer partisi veriliyor" dedi Chance, "imdi Sonya'y oraya
brakacam ve seninle iimizi bitirdikten sonra ona katlacam. Ma nasl buldun?"
"Anlalmas zor bir mat."
"yle mi?"
"ike varm gibiydi ama nakavt gerek gzkt,"
Bana bir bak att. Altn hareli gzlerinde ilk kez benimle ilgilendiini farkettim. "Byle
dnmene neden olan ne?"
"Drdnc raund, Canelli iki kez iyi saldrd; ancak ikisinde de sonunu getirmedi. Aslnda o
tr hareketler iin ok iyi bir boksr. Ama altnc raundu karamad. En azndan benim
oturduum yerden byle grnyordu."
"Hi boks yapyor musun Scudder?"
"On iki ya da on yandayken iki kez dvmtm. ime eldivenler, koruyucu balk
ve iki dakikalk raundlar. Bu i iin fazla ksa ve beceriksizdim. Asla bir yumruu isabet
ettiremezdim."
"zleyici olarak spordan anlyorsun ama."
"Sanrm ok dv izledim."
Bir sre hibir ey konumad. nmze bir taksi frladnda arpmamak iin sakince
frene bast. Kfretmedi ya da kornaya basmad. "Canelli'nin sekizinci raund, gitmesi
gerekiyordu. O ana kadar Kid'e kar en iyi dvn gstermeliydi. Ama ondan daha iyi
grnmemeliydi, yoksa nakavt inandrc: saylmazd. Drdnc raundda bu yzden geri
ekildi."
"Ama Kid'in bu ayarlamadan haberi yoktu."
"Elbette yoktu. Bu geceye kadar olan malarnn ounu kolay kazand ama Canelli gibi
bir boksr onun iin tehlikeli olabilirdi ve bu aamada anna kt bir leke srdrme riskine
gerek yoktu. Canelli'yle dverek deneyim kazanyor; onu yenerek kendine gveni
geliyor" Bat Central Park'tan geiyorduk "Nakavt gerekti. Canelli, sekizinci raundda
kecekti ama Kid'in daha erken eve gndereceini umuyorduk ve bunu yaptn da
grdn. Onu nasl buldun?"
"yi bir boksr"
"Bence de."
"Bazen sadan gelen yumruklara kar zayf kalyor. Drdnc raundda..."
"Evet" dedi. "Onu bu konuda altrdlar. Sorun, genelde bundan kurtulmay
becerebilmesi."
"Ama bu gece beceremeyebilirdi. zellikle Canelli kazanmak iin ringe km olsayd."
"Doru. Eh, belki de bunun iin km olmamas iyi oldu."

Yz Drdnc Sokak'a gelinceye dek bokstan konutuk. Sonra Chance, dikkatli bir U
dn yapt ve bir yangn musluunun yannda park etti. Motoru durdurdu; ancak
anahtarlar almad. "Hemen geliyorum" dedi. "Sonya'y yukar brakacam."
Kzn azndan, benimle tantna memnun olduunu syledikten sonra tek kelime
kmamt. Chance, otomobilin evresini dolat ve kzn kapsn at. Blokun nndeki iki
byk apartmandan birine girdiler Adresi not defterime yazdm. Be dakikaya kalmadan
geri dnmt ve yine ehir merkezine doru yola kmtk.
Alt yedi blok geene kadar ikimiz de bir ey sylemedik. Sze balayan o oldu. "Benimle
konumak istediini syledin. Bunun Kid Bascomb'la bir ilgisi yok, deil mi?"
"Hayr yok."
"Aslnda ben de yle olmadn anlamtm. Peki neyle ilgili?"
"Kim Dakkinen'la."
Gzleri hl yoldayd ve yzndeki ifadede bir deiiklik grmemitim. "yle mi?" dedi.
"Konu neymi?"
"Kurtulmak istiyor"
"Kurtulmak m? Neden?"
"O hayattan" dedim. "Seninle arasndaki ilikiden. Senin balarn... koparmay kabul
etmeni istiyor"
Krmz kta durduk. Bir ey sylemedi. Yeil yand ve bir iki blok daha getikten sonra
konumaya balad. "Senin neyin oluyor?"
"Bir dost."
"Bunun anlam ne? Onunla yatyor musun? Evlenmek mi istiyorsun? Dost, byk bir
kelimedir. Birok eyi iine alr."
"Bu seferlik kk bir kelime. O, benim bir dostum ve benden kendisi iin bir iyilik
yapmam istedi."
"Yani benimle konuarak."
"Evet, yle."
"Neden kendisi konuamam? Biliyorsun, onu sk sk gryorum. Birine btn ehirde
beni sordurmasna gerek yoktu. Hatta daha dn gece onunla birlikteydim."
"Biliyorum."
"yle mi? Peki neden birlikteyken bana bir ey sylemedi?"
"Korkuyor"
"Benden mi?"
"Onu brakmak istemeyeceinden."
"Ne yaparmm? Onu dver miymiim? Faasn m bozarmm? Gslerinde sigara m
sndrrmm?"
"Onun gibi bir ey."
Yine sessizlie brnd. Otomobil, hipnotize edercesine yumuak hareket ediyordu.
"Gidebilir" "dedi.
"Hepsi bu mu?"
"Ne bekliyorsun ki? Ben beyaz kle efendisi deilim." Sesindeki tonda ironik bir gerginlik
vard. "Kadnlarm benimle kendi istekleriyle kalrlar Hibir bask altnda deillerdir
Nietzsche'yi bilir misin? 'Kadnlar, kpekler gibidir. Onlara ne kadar kt davranrsan, sana
o kadar taparlar' Ama ben onlara kt davranmam Scudder. Kim'le dostluunuz nereden
geliyor?"
"Ortak bir tandmz var"
Bana bir bak att. "Eskiden polistin. Sanrm rtben detektifti. Birka yl nce tekilattan
ayrldn. Bir ocuun lmne sebep olmutun ve sululuk duygusu yznden istifa ettin."
Bu, geree yeterince yaknd, bir dzeltme yapmadm. Tabancamdan kan serseri bir
kurun, Estrellita Rivera adnda kk bir kz ldrmt. Ancak beni polis tekilatn
brakmaya iten eyin sululuk duygusu olup olmadn bilmiyorum. Aslnda bu olay,
dnyaya bak biimimi deitirmiti. yle ki, artk polis olarak kalmay istemiyordum.
Ayrca Long Island'da yaayan bir koca ve bir baba olmak da istemiyordum. i braktm,
evliliimi bitirdim, Elli Yedinci Sokak'ta yaamaya ve Armstrong'un Yeri'nde vakit
ldrmeye baladm. Btn bunlar kesinlikle o olayn sonucuydu; ancak sanrm zaten o
yolun yokuuydum ve er ya da ge yle bir hayat yaamaya balayacaktm.
"Yani imdi bir eit yar detektifsin" diye devam etti. "Seni kiralad m?"
"yle de denebilir."
"Bu da ne demek?" Aklamay beklemedi, "Lafm sana deil, ama parasn boa
harcam. Ya da benim param, nasl baktna gre deiir. Anlamamz sona erdirmek
istiyorsa, btn yapmas gereken bunu bana sylemesi. Dncelerini onun yerine dile
getirecek birisine ihtiyac yok. Ne yapmay planlyor bu? Umarm evine geri
dnmeyecektir"
Bir ey sylemedim.
"Sanrm New York'ta kalacak. Ancak iine devam edecek mi? Korkarm bildii tek i bu.
Bundan baka ne yapacak? Ve nerede yaayacak? Biliyorsun, onlara oturacaklar daireyi
salyorum, kiralarn dyorum ve stlerini balarn giydiriyorum. Kimsenin Ibsen'e,
Nora'nn nerede ev bulacan sorduunu sanmyorum. Yanlmyorsam buras senin
yaadn yer olmal."
Camdan dar baktm. Otelimin nndeydik. Dikkat etmemitim.
"Galiba Kim ile balant kuracaksn" dedi. "istersen, ona, gzm korkuttuunu ve
kuyruumu ksarak gittiimi syleyebilirsin."
"Bunu niye yapacak mm?"
"Bylece parasnn karln aldn dnecektin"
"Parasnn karln ald" dedim, "ve bunu bilip bilmemesi umurumda deil. Ona btn
anlatacam ey, senin bana sylediklerin."
"Gerekten mi? Bu arada, onu grmeye gideceimi de syle. Yalnzca btn bunlarn
gerekten onun fikri olduuna inanabilmem iin."
"Bunu belirteceim."
"Ve ona, benden korkmas iin hibir neden olmadn syle." ini ekti. "Yerlerine
kimsenin bulunamayacan dnyorlar. Yeni bir kimsenin ne kadar kolaylkla yerini
alabileceinin; farkna varsayd herhalde hemen kendini asard. Otobslerle gelirler;
Scudder. Her gnn her saatinde kendilerini satmaya hazr; olarak Port Authority'e akn
ederler. Ve her gn bir ok kii, masa, beklemekten ya da yazar kasa yumruklamaktan
daha iyi bir i olmas gerektiini dnr. Bir ofis aabilirdim, Scudder bavurular alrdm
ve blokun etrafnda bir kuyruk oluurdu."
Kapy atm. "yi vakit geirdim. zellikle balarda. Bokstan anlyorsun. Ltfen o aptal
sarn orospuya, kimsenin.onu.ldrmeyeceini syle" dedi.
"Bunu yapacam."
"Ve benimle konuman gerekirse yalnzca servisimi ara. Artk seni tandm iin mesajn
aldmda ararm."
Dar ktm, kapy kapattm. Bir frsatn bekledi, U-dn yapt, yeniden Sekizinci
Caddeye dnd ve ehir dna yneldi. U-dn yasakt ve krmz kta durmadan
Sekizinci Cadde'den sola sapt ama bunu nemsediini sanmyorum. New York ehrinde
bir polisin ar hz nedeniyle birine ceza kestiini en son ne zaman grdm
hatrlamyorum. Bazen, krmz k yandktan sonra be otomobilin arka arkaya getiini
grrsnz. Bugnlerde otobsler bile bunu yapyor.
Dnp gzden kaybolunca, not defterimi kardm, bir eyler yazdm. Caddenin
karsnda, Polly'nin Kafesi'nin yannda bir adamla bir kadn grltl bir biimde
tartyordu. "Sen kendine erkek mi diyorsun?" diye sordu kadn. Adam bir tokat att. Kadn
kfr edince adam bir tane daha patlatt.
Belki kadn bayltncaya kadar dvecekti. Belki bu, haftann be gn oynadklar bir
oyundu. Byle bir kavgada araya girersen sulu sen olursun. Ben aylak bir polisken, ilk
ortam bir aile kavgasna karmamak iin elinden geleni yapard. Bir keresinde, sarho
bir kocay yere sererken, arkadan adamn kars tarafndan saldrya uramt. Kocas
kadnn dilerinden drdn krmt, ancak kadn, kurtarcsnn kafasnda bir ie krarak,
kocasn, savunmaya girimiti. Ortamn yaralarna on be diki atlmt ve beyin
sarsnts geirmiti. Bana hikyeyi anlatrken iaret parman yara izi zerinde gezdirip
durmutu. Yara izini gremezdiniz, salar rtmt, ancak parma hep oraya gidiyordu.
"Brak birbirlerini ldrsnler derim" derdi. "Kadnn telefon edip yardm arm olmas
da nemli deildir, yine sana ynelecektir. Brak kahrolascalar birbirlerini ldrsn."
Caddenin karsnda, kadn benim duyamadm bir ey syledi ve adam sk yumruuyla
kadn yere ykt. Kadn, gerekten ac ekiyormuasna lk att. Not defterimi cebime
koydum ve otelime girdim.
Lobiden Kim'i aradm. Telesekreteri yant verdi, mesaj brakmaya baladmda ahizeyi
kaldrd ve szm kesti. "Bazen evdeyken telesekreteri ak brakrm" diye aklad.
"Bylece yant vermeden nce kimin aradn anlayabilirim. Seninle daha nce
konutuumuzdan beri Chance'den haber almadm."
"Onunla yalnzca birka dakika nce ayrldk."
"Onu grdn m?"
"Otomobiliyle turladk biraz."
"Ne dnyorsun?"
"Bence iyi bir ofr"
"Demek istediim..."
"Demek istediini biliyorum. Onu brakmak istediini duyduunda pek yklma
benzemiyordu. Ondan korkman iin hibir neden olmad konusunda garanti verdi. Ona
gre, bu ii halletmek iin bana ihtiyacn yokmu. Btn yapman gereken ona
anlatmakm."
"Tabii, yle demitir"
"Doru olmadn m dnyorsun?"
"Belki dorudur."
"Bunu senden duymak istediini syledi ve anladm kadaryla senin daireyi terketmenle
ilgili baz ayarlamalar yapmak istiyor. Onunla yalnz kalmaktan korkup korkmadn
bilmiyorum."
"Ben de bilmiyorum."
"Kapy kilitleyip onunla aradan konuabilirsin."
"Anahtarlar var."
"Kapda zincir yok mu?"
"Var."
"Bunu kullanabilirsin."
"Sanrm."
"Oraya geleyim mi?"
"Hayr, bunu yapmana gerek yok. Ah, sanrm parann geri kalann istiyorsun, deil mi?"
"Onunla konuarak her eyi yoluna koyana kadar istemiyorum. Ama o geldiinde yannda
birisini istiyorsan gelirim."
"Bu gece mi geliyor?"
"Ne zaman geleceini bilmiyorum. Belki her eyi telefonda halledecek."
"Yarna kadar gelmeyebilir."
"stersen kanepede kvrlabilirim."
"Sence bu gerekli mi?"
"Sen yle olduunu dnyorsan gerekli, Kim. Eer rahatszsan..."
"Korkmam gereken bir ey var m sence?"
Bir an dndm, Chance ile olan sahneyi gzmn nne getirdim, sonraki tepkimi
deerlendirdim. "Hayr" dedim, "byle dnmyorum. Ama adam doru drst
tanmyorum."
"Ben de yle."
"Endieliysen..."
"Hayr endielenmek aptalca olur. Neyse, ge oldu. Kabloluda bir film izliyorum ama
bitince yatacam. Zinciri takacam. Bu, gzel bir fikir"
"Numaram sende var."
"Evet."
"Bir ey olursa ya da yalnzca aramak istersen, ara. Tamam m?"
"Elbette."
"Kendini rahat hissetmeni salayacaksa syleyeyim, harcamana gerek olmayan bir paray
harcadn, ancak bu para zaten fazladan birikmiti. Bu yzden pek de nemli deil."
"Kesinlikle."
"nemli olan u, namlunun ucunda deilsin. Sana zarar vermeyecek."
"Sanrm haklsn. Byk olaslkla yarn seni ararm. Ve Matt? Teekkrler"
"Biraz uyu" dedim.
Yukar ktm ve nerimi kendim uygulamaya altm, ancak gergindim. Pes ettim ve
giyindim; kedeki Armstrong'un Yeri'ne gittim. Bir eyler yiyecektim ama mutfak
kapalyd. stediim takdirde Trina bana bir dilim pasta getirebileceini syledi. Bir dilim
pasta istemiyordum.
ki tek sek burbon, iki tek de kahvemin iinde istiyordum ve; bunu yapmamak iin tek
kahrolas neden dnemiyordum. Beni sarho etmezdi. Beni hastaneye geri
dndrmezdi. Btn gn sren denetimsiz iki imelerimin sonucu bu olmutu ve ben
dersimi almtm. Artk ayn biimde iemezdim; salkl olmazd ve zaten yle bir niyetim
de yoktu. Ancak yatmadan nce iilen bir iki ile sarho oluncaya dek iilen iki arasnda
byk fark vardr, deil mi?
Sana doksan gn boyunca iki imemeni sylerler. Doksan gnde doksan toplantya
gitmen ve o ilk ikiden hep uzak durman gerekir ve doksan gn sonunda, bundan sonra
ne yapmak istediinin kararna varabilirsin.
Son ikimi Pazar gecesi imitim. O zamandan bu yana drt toplantya katldm ve bu
gece de yataa iki imeden girersem 5 gn olacakt.
Ee?
Bir kahve itim ve otele dnerken Rum arkterisine urayp peynirli rek ve eyrek
litrelik st aldm. Odamda hamur iini yedim ve stn birazn itim.
I sndrdm, yataa girdim. Be gn olmutu. Ee?
5
Kahvalt ederken gazeteyi okudum. Corona'daki gvenlik grevlisinin durumu hl kritikti
ama doktorlar imdi, onun yaayacan tahmin ettiklerini sylyorlard. Kalc olabilecek
bir fel olaslndan bahsediyorlard. Bir ey sylemek iin ok erkendi.
Grand Central stasyonunda, biri bir kadna saldrm ve kadnn elindeki alveri
paketinden ikisini almt. Ve, Brooklyn'in Gravesend ksmnda, pornografiden ve
gazetenin dediine baklrsa rgtl bir sua katlmaktan sabkal olan bir babayla olu, bir
otomobilden frlamlar ve nlerine kan ilk eve snmlard. Takipileri, ellerinde
tfekler ve bir tabanca ile arkalarndan girmilerdi. Baba yaralanmt, olu lmt ve
evine yeni gelen gen kadn askya bir eyler asyordu ki, kapy delip geen kurun
yamuru kafasnn byk blmn uurmutu.
Haftann alt gn saat on ikide Altm nc Sokak'ta YMCA'de toplantlar vard.
Konumac, "ncelikle buraya nasl geldiimi anlataym" dedi. "Bir sabah uyandm ve
kendi kendime 'Hey, bu gn gzel bir gn ve kendimi hi daha iyi hissetmemitim.
Salm ok iyi, evliliim olumlu gidiyor; kariyerim gzel devam ediyor ve ruh halim hi
bundan daha iyi olmamt. Sanrm AA'ya katlacam' dedim."
Oda kahkahalarla nlad. Bu konumadan sonra srayla sz alnmad. steyen elini
kaldrd ve konumac sz verdi. Gen bir adam utana skla doksan gne ulatn
syledi. Byk bir alk ald. Elimi kaldrmay dndm ve ne syleyebileceimi
planladm. Sylemeyi dnebildiim tek ey, Gravesend'deki kadn ya da belki patlayan
televizyon seti yznden len Lou Rudensko'nun annesiydi. Ama bu lmlerin benimle ne
ilgisi vard ki? Zaman geerken ve biz ayaa kalkm her toplantnn sonunda yaptmz
gibi dua okurken ben hl syleyecek bir ey aryordum. yi oldu,
Zaten byk olaslkla konumak iin elimi kaldrmaktan vazgeerdim.

Toplantdan sonra bir sre Central Park'ta yrdm. Gne, nihayet ortaya kmt, btn
hafta boyunca ilk gzel gnd bu. Sk ve uzun bir yry yaptm, ocuklar, koanlar,
bisiklete binenleri ve paten kayanlar izledim ve btn bu masum enerjiyi, her sabah
gazetelerde kendini gsteren ehrin karanlk yzyle badatrmaya altm.
ki dnya akyordu. u bisiklete binenlerin bazlarnn bisikleti alnacakt. u gezinen
klardan bazlar evlerine dndnde oray soyulmu bulacakt. u glen ocuklarn
bazlar silahl soygun yapacak, birini vuracak ya da baklayacak ve bazlar silahl
soyguna urayacak, vurulacak ya da baklanacakt ve btn bunlara mantkl bir anlam
ykleyebilmek, insann ban artyordu.
Columbus Meydan'ndaki parktan karken beyzbol montlu ve bir gz a dilenci benden
bir ie arap iin 10 sent istedi. Birka metre solumuzda, iki arkada bir Night Train
iesini paylayor ve ilgiyle sohbetimizi izliyorlard. Defolup gitmesini syleyecektim,
sonra kendimi de artarak bir papel verdim ona. Belki onu arkadalarnn nnde
utandrmak istemiyordum. Tahamml edebileceimden daha cokulu bir biimde bana
teekkr etmeye balad ve sonra sannm yzmde onu donduran bir ey grd. Geriledi.
Soka getim ve eve doru yol aldm.

Gelen mektup yoktu, yalnzca Kim'i aramam iin bir mesaj vard. Resepsiyondaki
ocuun, telefonun geldii saati bir kda not almas gerekirdi ama buras Waldorf
deildi. Telefonun saatini hatrlayp hatrlamadn sordum ve hatrlamadn syledi.
Kim'e telefon ettim. "Ah, araman umuyordum" dedi. "Niin gelip sana borlu olduum
paray almyorsun?"
"Chance'den haber aldn m?"
"Yaklak bir saat nce buradayd. Her ey mkemmel gitti. Buraya gelebilir misin?"
Bana bir saat vermesini istedim. Yukar ktm, du yaptm ve tra oldum. stm
giyindim, sonra giydiklerimin houma gitmediine karar verdim ve deitirdim. Ne
yaptmn farkna vardmda kravatmn dmyle urayordum. Bir randevu iin
giyiniyordum ben.
Kendime glmem gerekirdi.
apkam ve paltomu giydim ve dar ktm. Murray Hill'de, nc Cadde ile Lex
arasnda Otuz Sekizinci Sokak'ta yayordu. Beinci Caddeye yrdm, bir otobse
bindim ve douya dnp yolun geri kalann yrdm. Yaad bina, sava ncesinden
kalma bir apartmand. Cephesi tula kaplyd. On drt daire ve palmiye sakslaryla kapl
bir zemin katndan oluuyordu. Kapcya adm verdim. Bana asansr gstermeden nce
dahili telefon sisteminden yukary arayarak, ziyaretimin onayn ald. Davrannda kastl
bir doallk vard ve onun Kim'in ne i yaptn bildiine karar verdim. Kendimi bir mteri
gibi hissettim ve srtmamaya gayret ettim.
On ikinci katta indim ve kapsna doru yrdm. Tam ulatmda kap ald. Sar sa
rgleri, mavi gzleri ve kk elmack kemikleriyle kapda durmu, bir sanat eserine
benziyordu. Onu, bir an iin bir Viking gemisinin nndeki bir oyma gibi canlandrdm
kafamda. "Ah, Matt" dedi ve kucaklamak iin bana uzand. Neredeyse benimle ayn
boydayd, serte sarld. Dolgun gslerini ve kalalarn hissettim. Keskin kokusunu
aldm. "Matt" dedi beni ieriye alp kapy kapatrken. "Tanrm, seninle balant kurmam
neren Elaine'e kran borluyum. Sen nesin biliyor musun? Sen, benim kahramanmsn."
"Btn yaptm adamla konumakt."
"Ne yaptysan, ie yarad. Btn nemsediim bu. Otur ve biraz nefes al. Sana bir iki
ikram edebilir miyim?"
"Hayr, teekkrler"
"Kahve?"
"Ah, zahmet olmazsa."
"Otur. Hazr kahvem var umarm sakncas yoktur. Gerek kahve yapmak iin ok
tembelim."
Hazr kahvenin sakncas olmadn syledim. Kahveyi getirirken kanepeye oturdum ve
bekledim. Oda rahatt, ok az eyal ve hotu. Radyoda hafiften bir solo caz paras
alyordu. Simsiyah bir kedi, keden bana bakt ve sonra ortalktan kayboldu.
Sehpann stnde baz haftalk dergiler duruyordu -People, TV Dergisi, Cosmopolitan,
Natural History. Radyonun stndeki duvarda asl poster, yllar nce Whitney'de
dzenlenmi Hopper sergisinin afiiydi. Bir ift Afrika maskesi dier duvar sslyordu.
Mavi ve yeil karml soyut deseniyle skandinav bir kilim, mee kapl yerin orta ksmn
rtmekteydi.
Kahveyi getirirken ben de hayranlkla oday inceliyordum. Dairede oturmay srdrmek
istediini syledi. "Ama aslnda"'; dedi, "bunu yapamamam iyi bir ey deil mi? Yani,
burada yaamay srdrrsem, baz insanlar kagelecektir. Biliyorsun. Erkekler"
"Anlyorum."
"Ayrca bunlarn hibiri, ben deilim. Yani, bu odada benim aldm tek ey, poster. O
sergiye gittim ve bir parasn benimle birlikte getirmek istedim. O adamn yalnzl
resimletiriini. nsanlarla birlikte ama aslnda deiller, farkl ynlere bakyorlar. Beni ok
etkiledi, gerekten yle."
"Nerede yaayacaksn?"
"Gzel bir yerde" dedi kendinden emin bir biimde. Uzun bacaklarndan birini altna
kvrarak, dier dizinde de kahve fincann dengeleyerek kanepede yanma yerleti.
Armstrong'un Yeri'nde zerinde olan arap rengi jean ile limon sars bir sveteri giymiti.
Sveterinin altna bir ey giymie benzemiyordu. Ayaklar plakt, ayak trnaklar da elleri
gibi kahyerengimsi bordo renkte ojelenmiti. Ayanda terlikleri vard ama oturmadan nce
kard.
Gzlerinin maviliine, kare tal yznn yeiline bakarken gzlerimi birden kilimin
stnde buldum. Sanki birisi, bu iki rengi alm ve tel bir fra ile rpmt.
Kahvesini fledi, bir yudum ald, ne doru eildi ve fincan sehpaya koydu. Sigaralar
sehpann zerindeydi ve bir tane yakt. "Chance'e ne syledin bilmiyorum ama onu
gerekten etkilemisin" dedi.
"Nasl olduunu anlamyorum."
"Bu sabah arad ve buraya geleceini syledi. Geldiinde zincir taklyd; ancak nedense
ondan korkmam iin bir sebep olmadn dndm. Bazen bir eyi bildiini bilirsin ite,
deil mi?"
Bilirdim, evet, Boston Canavar'nn hibir zaman kapy krmasna gerek kalmamt. Btn
kurbanlar kapy am ve onu ieri almt.
Dudaklarn bzd, duman dar doru fledi. "ok hotu. Benim mutsuz olduumun
farkna varmadn ve beni isteimden dndrmeye almak gibi bir niyeti olmadn
syledi. Onun hakknda yanl dndm iin incinmi grnyordu. Bir ey syleyeyim
mi? Beni neredeyse sulu gibi hissettirdi. Ve byk bir hata yapyormuum gibi, sonra
hibir zaman geri alamayacam ve piman olacam bir eyi frlatp atmm gibi
hissettim. 'Bilirsin, bir kz hibir zaman geri almam' dedi ve ben de dndm ki, Tanrm,
kprlerimi yakyorum. Dnebiliyor musun?"
"Sanrm."
"nk o, sahtekr bir sanatya benziyor Sanki harika bir ii brakyorum da byk
paralar kaybediyormuum gibi. Hadi canm!"
"Daireyi ne zaman terk etmek zorundasn?"
"Ay sonuna kadar sre verdi. Byk olaslkla o zamandan nce gitmi olurum. Toplanmak
zor bir i saylmaz. Mobilyalarn hibiri benim deil. Yalnzca giysiler ve plaklar, bir de
Hopper posteri. Aslnda biliyor musun? Bu, burada kalabilir Sanrm buradaki anlara
ihtiyacm olmayacak."
Kahvemin birazn itim. Biraz daha sertini tercih ederdin dorusu. Plak bitti ve bunu bir
piyano lemesi izledi. Yeniden Chance'i nasl etkilediimi anlatt. "Sana nasl ulatm
renmek istedi" dedi. "Ak vermedim. Senin, bir dostumun dostu olduunu syledim.
Seni tutmama gerek olmadn, btn yapman gerekenin onunla konumak olduunu
syledi."
"Bu belki de doru."
"Belki de. Ama ben yle dnmyorum. Sanrm becerebileceimi dnerek onunla
konumaya balayacaktm ama sonunda fikrimi deitirmeyi baaracakt ve konu bir
kenar atlacakt. Ve ben de onu bir kenara atlm olarak brakacaktm. nk aka
sylemese de, onu brakp gitmenin benim yapabileceim bir i olmadn kesinlikle
belirtecekti. 'Bak orospu, burada kalrsn ya da suratn datrm' demezdi herhalde ama
benim duyacaklarm bunlar olurdu."
"Bugn duydun mu bunlar?"
"Hayr. nemli olan da bu. Duymadm." Elini koluma koydu "Ah, unutmadan" dedi ve
kanepeden koluma dayanarak kalkt. Odann dier kesinde duran czdann kartrd,
sonra kanapeye geri dnd ve muhtemelen gn nce ona geri verdiim be yz
dolarlk banknotlar uzatt.
"Sanrm bir ikramiye de vermem gerekiyor" dedi.
"Bana yeterince para dedin."
"Ama ok iyi bir i kardn."
Kolunu kanepenin arkasna yaslam, bana ok yaknlam Bann evresine dolad
sar rglerine baktmda tandm bir kadn aklma geldi -Tribeca'da bir at katnda
yaayan bir heykeltra. Salar ylanlardan oluan bir Medusa ba yapmt
Kim'in geni alnyla kk elmack kemikleri, Jan Keane'nin heykelindekinin aynyd.
Ancak yz ifadesi farklyd. Jan'n Medusa'snn yznde ok ciddi bir hayalkrkl
okunuyordu. Oysa Kim'in ifadesini zmek zordu.
"Onlar lens mi?"
"Ne? Ah gzlerim mi? Bu, gerek rengi. Biraz garip, deil mi?"
"Pek grlmeyen bir renk"
imdi yzn okuyabiliyordum. Grdm, umuttu.
"Gzel gzler" dedim.
Byk az bir glmsemeyle yumuad. Ona biraz daha yaklar yaklamaz kollarma
atld. Taze, scack ve arzuluydu. Dudaklarn, boynunu ve kapal duran gzlerini ptm.
Yatak odas geniti ve ierisi gn yla dolmutu. Yen kaln halyla denmiti.
Kocaman yata toplanmamt ve kk siyah kedi, desenli Hint kumandan yaplm
pufun zerinde kestiriyordu. Kim, perdeleri rtt, bana utanga bir bak att ve sonra
soyunmaya balad.
Bizimkisi tuhaf bir sevimeydi. Muhteem bir vcudu vard; u fantezileri ssleyen trden.
Ve onu bana verirken kendinden gemiti. Ben de kendi arzularmn younluu karsnda
armtm. Ama yine de yalnzca fiziksel bir younluktu bu. Aklm, vcutlarmzdan ok
uzakta gibiydi. Sanki sevimemizi uzaktan izliyordum.
Sonuta, boalma, rahatlama ama ok az zevk vard. Kendimi ondan ektim. Sanki kum
ve kuru allklarla kapl, sonsuza uzanan bir arazinin ortasndaymm gibi hissettim,
iimde artc bir keder belirdi. Boazmda bir ey, acyla titriyordu ve neredeyse
alayacaktm.
Sonra bu duygu geti. Onu neyin getirdiini ve neyin gtrdn bilmiyorum.
Glmsedi, benden yana dnd ve elini kolumun stne koydu. "ok hotu Matt" dedi.

Giyindim, ikinci bir kahve teklifini geri evirdim. Kapda beni geirirken elimi tuttu, bir kez
daha teekkr etti ve tand zaman adresiyle telefonunu bana bildireceini syledi,
istedii her zaman, neden ne olursa olsun arayabileceini syledim. pmedik
Asansrde inerken aklma syledii bir ey geldi. "Sanrm bir ikramiye de vermem
gerekiyor." Dorusu verdii ey iin iyi bir tanmd.
Otele kadar olan yolun tamamn yrdm. Yolda birka kez durdum. Birincisinde
kahveyle sandvi iin, ikincisinde Madison Caddesi'ndeki bir kiliseye uramak iin.
Fakirlere yardm kutusuna elli dolar atacaktm; ancak bunu yapamayacam fark ettim.
Kim, bana paray yzlk banknotlar halinde demiti ve cebimde yeterli bozukluk yoktu.
Kiliseye neden ba yaptm ya da her eyden nce bul alkanl nasl edindiimi
bilmiyorum. Anita'yla ocuklar terk ettikten ve Manhattan'a tandktan sonra yapmaya
baladm eylerden biriydi bu da. Kiliselerin bu parayla ne yapt hakknda bir fikrim
yok, ayrca benden daha fazla ihtiyalar olmadna, eminim. Son zamanlarda bu
alkanl brakmaya altm. Ancak ne zaman elime biraz para gese iimde bir
huzursuzluk bagsterir ve parann onda birini bir kiliseye balamadan da gitmez.
Sanrm bir eit batl inan. Bunu yapmaya bir kez' baladm iin srdrmem
gerektiini, aksi takdirde felaket bir ey. olacan dnyorum sanrm.
Tanr biliyor ya, hi de mantkl deil aslnda. Felaketler zaten oluyor ve kiliselere btn
gelirimi versem de, hi vermesem de olmaya devam edecek.
imdiki bamn ise biraz beklemesi gerekiyordu. Yine da bo kilisenin huzurlu
ortamndan memnun, bir sre oturdum.
Aklmdan bir sr ey geirdim. Birka dakika sonra yal bir adam geldi ve koridorun
dier tarafndaki sraya oturdu. Gzlerini kapad, derin bir konsantrasyona gemi gibi
grnyordu.
Acaba dua m ediyor diye dndm. Duann nasl bir ey olduunu ve insanlarn bundan
ne elde ettiini merak ettim. Kiliseye gittiim baz zamanlar bana dua etme istei gelir;
ancak buna nasl yapacam bilemem.
Eer ieride mum olsayd bir tane yakacaktm ama buras Episkopal bir kiliseydi ve hi
mum yoktu.

O gece St. Paul'daki toplantya gittim. Ancak dikkatimi konumalar zerinde
toplayamyordum. Aklm srekli baka yerdeydi. lenki toplantda konuan ocuk,
doksan gne nasl ulatn anlatt ve bir kez daha herkes tarafndan alkland.
"Doksannc gnmzden sonra ne gelir biliyor musunuz?" dedi konumac, "Doksan
birinci gnmz."
"Adm Matt" dedim. "Pas geiyorum."

O geceyi erken bitirdim. Kolayca uykuya dalmtm ama srekli ryalar yznden
uyandm. Onlar yakalamaya alrken aklmdan kp gidiyorlard.
Sonunda yataktan kalktm, kahvalt iin dar ktm, gazete aldm ve odama geri
dndm. Yry mesafesinde bir yerde Pazar gn le toplants yaplyordu. Pazar
gnklere hi katlmamtm ama yapldn toplant defterindeki listeden renmitim. O
gn gitmeye karar verdiimde zaten yars gemiti; bu yzden odamda kaldm,ve
gazeteyi okumay bitirdim.
ki imek, zaman geiriyordu. Armstrong'da saatlerce oturur; burbonlu kahvemi ar ar
yudumlar, bylece bir anda sarho olmaz ve uzun saatler geirirdim. Oysa ayn eyi sade
kahveyle yapmay denediimde ie yaramyordu ite.
Saat civarnda aklma Kim geldi. Onu aramak iin telefona uzandm; ancak kendimi
engelledim. Onunla yataa girmitik nk bu, onun sunmay iyi bildii ve benim de nasl
geri evireceimi bilmediim bir hediyeydi. Ama bu, bizi sevgili yapmamt. Bizi
birbirimize kar hibir ey yapmamt ve aramzdaki i ilikisi her neyse, artk bitmiti.
rgl san hatrladm, sonra Jan Keane'in Medusa'sn ve. Jan' aramay dndm.
Peki, aramzda nasl bir konuma geecekti?
Ona yedinci ayk gnm atlatmak zere olduumu syleyemezdim. Kendisi de
toplantlara katlmaya baladndan beri onunla hi haberlememitim. Ona ikiyle ilgili
insanlardan, yerlerden ve her eyden uzak durmasn sylemilerdi ve benim de bu
kategoride olduumu dnyordu. Oysa bugn imiyordum ve ona bunu syleyebilirdim
ama sonra ne olacakt? Bu, beni grmek isteyecei anlamna gelmezdi. Aslnda benim de
onu grmek isteyeceim anlamna gelmiyordu.
Birlikte iyi itiimiz zamanlarda birka akam bir araya gelmitik. Belki ayk olarak da ayn
tr elenceli vakit geirebilirdik. Ancak belki de Armstrong'un Yeri'nde kahvenin iinde
burbon olmadan be saat oturmaya benzerdi.
Defterde numarasna bakacak kadar ileri gittim ama o numaray evirmedim.
St. Paul'daki konumac gerekten de ok kt bir hikye anlatt. Birka yl boyunca eroin
bamls olarak yaam, sonunda bunu brakm ve Bowery'ye dene kadar iki imeye
balam. Sanki cehennemi grm ve nasl bir ey olduunu hatrlyormu gibiydi.
Ara verildiinde Jim beni kahve termosunun banda yakalad ve nasl gittiini sordu. yi
gittiini syledim. Ne kadar zamandr ayk olduumu sordu.
"Bugn yedinci gnm" dedim.
"Tanrm, bu harika" dedi. "Gerekten harika Matt."
Toplant tekrar baladnda, belki bu kez konuurum diye dndm. Bir alkolik
olduumu syleyip sylemeyeceimi bilmiyordum; nk zaten yle olup olmadm da
bilmiyordum. Ama yedinci gnmn dolduuyla ilgili bir eyler ya da yalnzca orada
olmaktan memnun olduumu syleyebilirdim. Ancak sra yine bana geldiinde, her zaman
sylediim eyi syledim.
Toplant bittikten sonra katlanm iskemlemi arkaya gtrrken Jim yanma geldi.
"Toplantlardan sonra bir ksmmz genelde kahve imek iin Cobb'un Kesi'ne gidiyoruz.
Yalnzca biraz daha rahatlamak iin. Neden bize katlmyorsun?" dedi.
"Hey, katlmak isterim elbette" dedim. "Ama bu gece olmaz."
"O zaman baka bir gece diyelim."
"Tabii" dedim. "ok iyi olur Jim."
Onlarla gidebilirdim. Yapacak baka bir iim yoktu. Ama onun yerine Armstrong'a gittim,
bir hamburgerle bir dilim cheesecake yedim ve kahve itim. Ayn meny Cobb'un
Kesi'nde de yiyebilirdim.
Her neyse, Pazar geceleri Armstrong'un Yeri'ni ok severim. ok kalabalk olmaz;
yalnzca her zaman gelenler. Yemeimi bitirdikten sonra kahve fincanm elime aldm ve
bara gittim. Manny adnda bir CBS teknisyeniyle ve Gordon adnda bir mzisyenle sohbet
ettim. Canm hi de iki imek istemedi.
Eve gittim ve yataa girdim. Sabah bir dehet hissi iinde uyandm ve bunun
hatrlamadm bir rya yznden olduunu dnerek kafamdan atmaya altm. Ancak
du yaptktan ve tra olduktan sonra bile hl oradayd. Giyindim, aaya indim,
amarhaneye bir torba kirli ve kuru temizleyiciye bir takm elbiseyle bir pantolon
braktm. Kahvalt ettim ve Daily News'u okudum. Ke yazarlarndan biri, Gravesend'deki
evde kurun yamuruna tutulan kadnn kocasyla rportaj yapmt. O eve henz
tanmlard ve hayallerindeki evdi, mtevaz bir mahallede, mtevaz bir hayat
srdrmeyi hayal etmilerdi. Ve sonra canlarn kurtarmak iin kaan o iki gangster,
saklanmak amacyla o evi semilerdi. "Sanki Tanr, Clair Ryzcek'i iaret etmiti" diyordu
keyazar.
'Metro'dan Ksa Haberler' ksmnda Bowery'den iki sarho, ikisinden birinin Astor'daki
metro istasyonunda p tenekesinde bulduu bir gmlek iin birbirlerine girmiti. Biri,
dierini yirmi santimlik bir akyla baklam ve ldrmt. len adam elli iki yanda,
katil olan otuz yandayd. Olay yeraltnda gemi olmasayd gazeteye haber olup
olmayacan merak ettim. Bowery'deki komn evlerde insanlar birbirlerini ldrd
zaman haber olmazd nk.
Sanki bir ey bulmay umuyormu gibi gazetenin sayfalarn evirip durdum, iimde belli
belirsiz bir nsezi, orada kalmakta srarlyd. Biraz akamdan kalma gibi hissediyordum ve
nceki gece hibir ey imediimi kendi kendime hatrlatmak zorunda kaldm. Bu, benim
sekizinci ayk gnmd.
Bankaya gittim, be yz dolarmn bir ksmn hesaba yatrdm, kalan da onluk ve
yirmilikler halinde bozdurdum. Elli papelden kurtulmak iin St. Paul'a gittim ama kilisede
bir ayin vard. Onun yerine Altm nc Sokak'taki toplantya katldm ve bugne kadar
duyduum en skc hikyeyi dinledim. Sanrm konumac, on bir yandan beri itii her
ikiden szetti. Tam krk dakika boyunca monoton bir sesle konumay srdrd.
Sonra parkta oturdum, minibsl satclarn birinden bir hotdog aldm. Saat sularnda
otele geri dndm, biraz kestirdikten sonra drt buukta yeniden dar ktm. Post
gazetesinden bir tane aldm ve Armstrong'a gittim. Gazeteyi aldmda maneti grm
olmam gerekirdi ama bir biimde dikkatimi ekmemiti. Oturdum, bir kahve syledim, n
sayfaya baktm.
DORANAN TELEKIZ, diyordu.
Rastlantlar bilirdim ve rastlantlarn pek nemli olmadn da bilirdim. Bir an gzlerim
kapal, kenetlenmi yumruklarmn arasnda duran gazeteyle orada oturdum ve tm irde
gcmle hikyeyi deitirmeye altm. O renk, kuzeyli gzlerinin o masmavilii,
gzkapaklarmn ardnda parlyordu. Gsm skt ve boazmn ardndaki o acy
yeniden hissettim.
Kahrolas sayfay evirdim ve tam dndm gibi haberi nc sayfada buldum. O
lmt. Pi, onu ldrmt.
6
Kim Dakkinen, Altnc Cadde'deki sokaklardan birinde bulunan o yeni lks otellerden
birinin, Galaxy Downtowner'n on yedinci katndaki bir odada lmt. Oda, Indiana, Fort
Wayne'den gelen Bay Charles Owen Jones adnda bir adam tarafndan tutulmutu. Otele
21.15'te gelmi, gelmeden yarm saat nce telefonla rezervasyon yaptrm ve
yerlemeden nce bir gecelik creti nakit olarak demiti. n soruturmada Fort
Wayne'de Bay Jones'un adna rastlanmadndan ve kayt defterine yazd adresin
aslnda varolmayan bir yer olduu anlaldndan, adamn sahte bir ad kulland
varsaylyordu.
Bay Jones odasndan hibir telefon grmesi yapmamt. Herhangi bir ek fatura getiren
harcama da yapmamt. Ne kadar olduu henz belirlenemeyen saatler sonra oteli terk
etmi, oda anahtarn resepsiyona teslim etme zahmetine bile katlanmamt. Tam tersine
odasnn kapsna RAHATSIZ ETMEYNZ yazl kart asmt ve otel alanlar, Pazartesi
sabah k yapma saati olan 11.00'den biraz sonraya kadar adam rahatsz etmemek
konusunda titiz davranmlard. O saatte temizlik hizmetlisi kzlardan biri oday telefonla
aramt. Telefon yant vermeyince kapy alm, yine karlk alamaynca kendi
anahtaryla amt.
Post'taki muhabirin sylediine gre kz ieri girdiinde "Tarifi edilemeyecek bir dehet
sahnesi"yle karlamt. Dank yatan ayak ucunda, halnn stnde rlplak bir
kadn yatyordu. Yatak ve hal kadnn kanna bulanmt. Kadn saysz yerinden
baklanp doranmt. Adli tptan bir doktorun tahminine gre katil, bir pala ya da
kasatura kullanmt. Kadnn yz de tannmayacak biimde darmadan edilmiti; ancak
Bayan Dakkinen'in Murray Hiil'deki lks dairesinden giriken bir muhabirin ald fotoraf,
doktora neyle alacan gstermiti. Fotorafta Kim'in sa olduka farkl gzkyordu;
tek bir rg, ta biiminde ban evreliyor, geri kalan sar salar omuzlarna dklyordu.
Resimde parlak gzlen ve neeli ifadesiyle Heidi'nin bym haline benziyordu.
Kimlik tespiti, kadnn olay yerinde bulunan czdan sayesinde yaplmt. Soruturmay
yrten polislerin de dediine gre czdann iindeki bol miktarda para, katliamn bu
sebeple yaplm olma ihtimalini ortadan kaldryordu.
aka deil, gerekten byle yazyordu.
Gazeteyi elimden braktm. Ellerimin titriyor olmasna fazla armamtm. imin titremesi
ise daha iddetliydi. Evelyn'in bakn yakaladm ve masaya geldiinde bana bir duble
burbon getirmesini syledim.
"Emin misin Matt?" diye sordu.
"Neden olmayaym ki?"
"ey, son zamanlarda imiyordun. Yeniden balamak istediine emin misin?"
Biran, "sana ne ocuk?" diye dndm. Derin bir nefes alp braktktan sonra "belki de
haklsn" dedim.
"Biraz daha kahveye ne dersin?"
"Elbette."

Hikyeye geri dndm. n incelemelere gre lm saati geceyars sular olarak
belirlenmiti. Adam onu ldrd srada benim ne yaptm dnmeye altm.
Toplantdan sonra Armstrong'a gelmitim ama ktmda saat kat? Ksa bir gece
yaamtm; ancak yine de gece yarsndan nce yatm olamazdm. Tabii lm zaman
yaklak bir saatti; bu yzden adam onu doramaya baladnda ben oktan uykuya
dalm olabilirdim.
Orada oturdum, srekli kahve itim ve hikyeyi art arda defalarca okudum.
Armstrong'un Yeri'nden sonra St. Paul'a gittim. Arka sralardan birine oturdum ve
dnmeye altm. Gzmn nnde grntler bir beliriyor bir kayboluyor, Kimle
bulutuum iki zaman, Chance'le yaptm konumayla kesiiyordu.
Deersiz elli dolarm, fakirlere yardm kutusuna attm. Bir mum yaktm ve alevinde dans
eden bir ey grecekmiim gibi muma bo bo baktm.
Geri dndm ve yeniden oturdum. Yumuak sesli bir rahip yanma gelip zr dileyerek
kiliseyi artk kapatacaklarn sylediinde hl orada oturuyordum. Bam sallayarak
ayaa kalktm.
"Rahatsz grnyorsunuz" dedi rahip. "Size yardmc olabilir miyim?"
"Sanmyorum."
"Arada srada buraya geldiinizi gryorum. Bazen biriyle konumak iyi gelebilir"
"Gerekten mi?" dedim. "Ben Katolik bile deilim, Peder"
"Bu art deildir Eer banz artan bir ey varsa..."
"Yalnzca baz kt haberler; Peder. Bir dostun beklenmeyen lm."
"Bu her zaman zordur"
Bana Tanrnn gizemli planyla ilgili bir eyler anlatacandan korktum ama bir eyler daha
sylemem iin bekliyor gibiydi. Oradan kmay baardktan sonra kaldrmda bir sre
durdum ve nereye gideceimi dndm.
Saat alt buua geliyordu. Toplantya daha iki saat vard. Oraya bir saat ncesinden
gidebilir, kahve iebilir ve insanlarla sohbet edebilirdiniz ama ben bunu hi yapmamtm.
ldrecek iki saatim vard ve nasl ldreceimi bilmiyordum.
Kendimizi fazla a brakmamanz gerektiini sylerler. Parktaki sosisli sandviten sonra
azma hibir ey koymamtm. Yemek yeme fikri karsnda midem buland.
Yryerek otelime geri dndm. nnden getiim her yer sanki bir bar ya da bir iki
dkknym gibi grnmt. Odama ktm ve orada kaldm.

Toplantya birka dakika erken gittim. Yarm dzine insan bana admla seslenerek
merhaba dedi. Biraz kahve aldm ve oturdum.
Konumac ksa bir iki ime hikyesinden sonra, drt yl nce ayk kalmay baard ilk
gnden beri olanlar anlatt. Evlilii yklm, en kk olu vurup kaan bir src
tarafndan ldrlm, uzun bir sre isiz kalm ve birka kez klinik depresyon krizlerine
girmiti.
"Ama imedim" dedi. "Buraya ilk geldiimde siz bana hayatta ikinin daha da
ktletirmeyecei hibir sorunun olmadn sylemitiniz. Bu programn ie yaramas
iin, lyor olsam bile iki imemem gerektiini anlatmtnz. Bazen u kahrolas inatlk
sayesinde ayk kaldm dnyorum. Bu, iyi bir ey. Ne olursa olsun beni kt
etkilemediini gryorum."
Ara verildiinde gitmek istedim. Ama bunun yerine bir fincan kahve ve birka kurabiye
aldm. Kim'in tatlya ok dkn olduunu syleyiini duyar gibiydim. "Ama bir gram bile
almyorum. ansl saylrm, deil mi?"
Kurabiyeleri yedim. Saman inemek gibi bir eydi; ama yine de hepsini yedim.
Tartma srasnda bir kadn, ilikisiyle ilgili skc bir konumaya girdi. Azap vericiydi; her
gece ayn eyi anlatyordu. Kulaklarm tkadm.
Aklmda bir konuma tasarladm; Adm Matt ve bir alkoliim. Tandm bir kadn dn gece
ldrld. Beni, ldrlmesini engellemem iin tutmutu ve ben ona gvende olduunu
garanti ettim. Bana inand. Katili beni aldatmt ve ben de ona inanmtm. imdiyse o
ld ve artk yapabileceim hibir ey yok. Bu tkr beni yiyip bitiriyor ve ne yapacam
bilmiyorum. Her kede bir bar ve her blokta bir iki dkkn var ki imek onu hayata
dndrmeyecek ama ayk kalmak da yle. Neden bunu yaamak zorundaym. Kahretsin,
neden?
Bir kez daha dndm: Adm Matt, bir alkoliim. Tel yaptmz bu kahrolas odalarda
oturmak ve her seferinde ayn kahrolas eyleri sylemek. Ve bu arada darda btn
hayvanla birbirini ldryor, iki ime, toplantlara katl diyoruz. nem olan, ayk kalman,
diyoruz. Kolay, deil mi, diyoruz. Arada bir de olsa ime diyoruz. Ve biz byle beyni
ykanm zombiler gibi bo bo konuurken dnyann sonu geliyor.
Yeniden dndm: Adm Matt. Alkoliim ve yardma ihtiyacm var.
Sra bana geldiinde yle dedim: "Adm Matt. Anlattklarnz iin teekkrler. Houma
gitti. Sanrm bu gece yalnzca dinleyeceim."

Duadan hemen sonra oray terk ettim. Cobb'un Kesi'ne de Armstrong'a da gitmedim.
Bunun yerine yryerek otelimin nnden getim, bloku dndm, biraz daha yrdm ve
Elli Sekizinci Sokak'taki Joey Farrell'in Yeri'ne girdim.
erisi fazla kalabalk deildi. Mzik kutusunda Tony Bennet'in bir pla alyordu. Barmeni
tanmyordum.
Barn arkasna baktm. Gzme ilk arpan burbon Early Times'd. Yannda suyla bir kadeh
syledim. Barmen, ikiyi doldurdu ve barn stne, nme koydu.
Elime alp baktm. Ne grmeyi beklediimi merak ediyorum dorusu.
Sonra kadehi bama diktim.
7
Hi de byk bir i deildi. Bata iki itiimi anlamadm bile. Sonrasnda hissettiim
eyse belli belirsiz bir baars ve mide bulantsyd.
Ne de olsa vcudum, alkanln yitirmiti. Bir haftadr ondan uzak durmutum. En son
ne zaman bir hafta boyunca imeden dayanmtm?
Hatrlayamyordum. Belki on be yl nce, diye dndm. Belki yirmi, belki daha fazla.
Kolumu bara dayam, bir ayam yanmdaki taburenin altndaki basamakta, ayakta
duruyordum ve hissettiim eyin adn koymaya alyordum. Bir eyin, birka dakika
nce canm yakt kadar yakmadna karar verdim. Dier yandan da bir eyi
kaybetmiim gibi garip bir hisse kaplmtm. Peki ama neyi?
"Bir tane daha?"
Bam sallamak zereydim ki kendimi tuttum ve hayr, dedim. "imdi deil. Benim iin
para bozar msn? Bir iki telefon etmem gerekiyor"
Bir dolarm bozduktan sonra bana telefonun yerini iaret etti. Kendimi kulbeye kapattm,
not defterimle kalemimi kardm ve numaralan evirmeye baladm. Dakkinen dosyasna
kimin baktn renmek iin birka bozukluk harcamak zorunda kaldm. Sonra o kiiye
ulamak iin birka tane daha. Ama sonunda Kuzey Blgesi'ndeki ekibe balanmay
baarmtm. Detektif Durkin'le konumak istediimi syledim. Bir ses nce "Bir dakika"
dedi, sonra "Joe? Seni aryorlar" dedii duyuldu ve sonunda baka bir ses telefonu ald.
"Ben Joe Durkin."
"Durkin, benim adm Scudder. Dakkinen cinayetinde birini tutuklayp tutunamadnz
renmek istiyorum."
"Adn tam alamadm."
"Matthew Scudder. Bak, bilgi szdrmaya deil, verme alyorum. Eer henz o
pezevengi tutuklamadysanz size yardmc olabilirim."
Bir sre durakladktan sonra konumaya balad. "Kimseyi tutuklamadk."
"Bir pezevengi vard."
"Bunu biliyoruz."
"Adn da biliyor musunuz?"
"Bakn Bay Scudder..."
"Pezevenginin ad, Chance. ilk ad ya da soyad olabilir Ya da takma ad. O ad altnda sar
sayfalarda yer almam."
"Bunu nasl biliyorsun?"
"Ben, eski bir polisim. Bak Durkin, ok ey biliyorum btn istediim, bu bilgileri size
vermek. Birka dakika konumama izin ver, sonra istediini sorabilirsin."
"Pekl."
Ona Chance hakknda bildiklerimi anlattm. Grnn tanmladm, otomobilini tarif ettim
ve plakasn verdim. En az drt kz altrdn ve bunlardan birinin Bayan Sonya
Hendryx olduunu, byk olaslkla Sunny adn kullandn syleyerek kz tarif ettim.
"Cuma gecesi Hendryx'i Central Park Bat'da 444 nolu apartmana brakt. Oras, yaad
yer olabilir ama Kid Bascomb adndaki boksr iin verilen bir partiye katlacakt. Chance,
Bascomb'la bir biimde ilgileniyor ve sanrm o binada yaayan biri onun iin parti
dzenlenmiti.
Szm kesmeye yeltendi ama durmadm. "Cuma gecesi Chance, Dakkinen adl kzn
aralarndaki ilikiyi bitirmek istediini rendi. Cumartesi leden sonra onu Dou yakas
Otuz Sekizinci Sokaktaki evinde ziyaret etti ve bir itiraz olmadn syledi. Ondan daireyi
ayn sonuna kadar boaltmasn istedi. Oras aslnda adama aitti; kendisi kiralam ve kz
oraya yerletirmiti."
"Bir dakika" dedi Durkin ve hrdayan kt sesleri duydum. "Kaytlara gre kiracnn ad
David Goldman. Dakkinenin telefonu da bu ada kaytlym."
"David Goldman'n kim olduunu buldunuz mu?"
"Henz deil."
"Bence byle birini bulamayacaksnz da. Ya da Goldman, Chance'in kalkan olarak
kulland bir muhasebeci ya da avukat kacak. Sana u kadarn sylyorum, Chance,
David Goldman'larn hibirine benzemiyor."
"Siyah olduunu sylemitin, deil mi?"
"Doru."
"Onunla karlatn m?"
"Evet. Takld belirli bir yer yok ama ara sra gittii baz yerler var." Bir liste verdim.
"Nerede yaadn renemedim. Anladma gre bunu bir sr olarak saklyor."
"Sorun deil" dedi Durkin. "Telefondan buluruz. Numaray vermitin, hatrladn m? Bu
yolla adresi .buluruz."
"Sanrm o numara adamn yant verme servisine ait."
"Yine de ellerinde ona ait bir numara vardn"
"Belki."
"Bundan pheli gibisin."
"Sanrm bulunmamak iin kendini iyi saklyor" dedim.
"Peki sen onu nasl buldun? Btn bunlarla senin ban ne Scudder?"
Telefonu kapamak istedim. Onlara elimdekilerin hepsini vermitim ve sorular yantlamak
istemiyordum. Ama beni bulmalar, Chance'ten ok daha kolay olurdu ve eer Dunkin'in
yzne telefonu kaparsam beni annda ele geirirdi.
"Onunla Cuma gecesi bulutum" dedim. "Bayan Dakkinen, kendisi iin araclk yapmam
istemiti."
"Nasl araclk?"
"Adama, bu hayat artk brakmak istediini syleyecektim. Kendisi sylemekten
korkuyordu."
"Ve sen de bunu yaptn."
"Evet, yle."
"Yoksa sen de bir pezevenk misin Scudder? Kz, ondan kurtulduktan sonra senin iin mi
alacakt?"
Ahizeyi daha sk kavradm. "Hayr, iim bu deil, Durkin" dedim. "Neden? Yoksa anan
yeni bir patron mu aryor?"
"Sen ne demek..."
"Kahrolas azndan kan szlere dikkat et, hepsi bu. Sana her eyi gm tepside
sunuyorum ama belki de seni aramamalydm."
Hibir ey sylemedi.
"Kim Dakkinen, bir dostumun dostuydu. Eer benin hakkmda bilgi edinmek istiyorsan, bir
zamanlar beni tanyan Guzik adnda bir polis vard. Hl Kuzey Blgesi'nde mi?"
"Sen Guzik'in arkada msn?"
"Hibir zaman birbirimizden fazla holanmadk ama sana doruyu sylediimi garanti
edecektir Chance'e kzn ayrlmak istediini anlattmda kendisi iin bir sorun olmadn
syledi. Ertesi gn kz grmeye gitmi ve ayn eyi ona da sylemi. Sonra dn gece biri
onu ldrd. lm saatinin hl gece yars olduunu mu dnyorsunuz?"
"Evet ama bu yaklak bir zaman. Onu on iki saat sonra bulmular. Ve bilirsin, cesedin
durumu yznden adli tabip herhalde ok uzun ilgilenmedi."
"Kt."
"zldm tek kii u zavall oda hizmetisi. Kadn Ekvatorlu ve sanrm burada kaak
yayor. ngilizce'yi zor konuuyordu, bu olaya karm olmas ok anssz bir durum."
Homurdand.
"Cesede bakmaya ve kadnn gerekten o olduunu onaylamaya ne dersin? Hafzana
kaznacak bir grntyle karlaacaksn."
"Kimlik tespiti yapmadnz m?"
"Ah, evet" dedi. "Parmak izleri var Birka yl nce Long Island City'de bir kez tutuklanm.
Sua teebbsten on be gn ieride kalm. O zamandan bu yana bir daha
tutuklanmam."
"Sonra bir evde almaya balam" dedim. "Ve sonra da Chance onu Otuz Sekizinci
Sokak'taki daireye yerletirmi."
"Gerek bir New York serveni. Baka ne biliyorsun Scudder? Ve ihtiyacm olursa seni
nasl bulacam?"
Baka bir ey bilmiyordum. Adresimi ve telefonumu verdim. Birbirimize birka nazik sz
daha syledikten sonra kapattm ve o anda telefon ald. Konumam dakikay getii
iin krk be sent borluydum. Barda bir dolar daha bozdurdum, makineye paray attm,
bara geri dndm ve bir iki daha smarladm. Early Times sek, yannda su.
Bu seferki daha iyiydi. Boazmdan aa indiinde iimde bir eylerin zldn
hissettim.
Toplantlarda size, sarho edenin ilk iki olduunu sylerler. Bir tane iersiniz, iinizde
kar konulamaz bir drt oluur ve farknda olmadan imeyi srdrrsnz ve sonunda
yine sarho olursunuz. Belki ben bir alkolik deildim; nk bana olan ey bu deildi. O iki
kadehi itikten sonra kendimi ncekinden ok daha iyi hissettim ve daha fazla imek de
istemedim.
Aslnda kendime bir ans verdim. nc bir iki imek konusunda birka dakika
dndm.
Hayr Hayr, gerekten istemiyordum. Bu kadar yeterdi ve kendimi ok iyi hissediyordum.
Barn stne bir papel braktm, bozukluklarm cebime attm ve eve gitmek iin ktm.
Armstrong'un nnden geerken de ieri girmek istemedim. Kesinlikle bir iki daha imek
istemiyordum.
News'un erken basks km olmalyd. Keye kadar gidip bir tane almay istiyor
muydum?
Hayr gazetenin cehenneme kadar yolu vard.
Resepsiyona uradm. Mesaj yoktu. Bu gece Jacob alyordu. Bir yandan kodeinini hafif
hafif yudumluyor, dier yandan bulmacasn zyordu.
"Hey, Jacob" dedim, "geen gece yaptn ey iin teekkr etmek istiyorum. Yani telefon
ettiin iin."
"Ah, nemli deil" dedi.
"Hayr, nemli" dedim. "Gerekten teekkr ederim."
Yukar ktm ve yatmak iin hazrlandm. Yorgundum nefes nefese kalm gibiydim. Bir an
iin, uykuya dalmadan hemen nce, o, bir ey kaybettiim duygusu yine belirdi. Peki ama
neyi kaybetmi olabilirdim?
Yedi gn, diye dndm. Yedi gn ve sekizincinin ou boyunca ayk kaldn. Ve sonra
onlar kaybettin. Hepsi gitti.
8
Ertesi sabah News'tan bir tane aldm. Yeni bir vahet, Kim Dakkinen' n sayfadan
kaldrmt bile. Washington Heights'ta Columbia Presbyterian'da alan bir cerrah,
Riverside Drive yolunda bir hrsz tarafndan vurularak ldrlmt. Adam, kendini
soymaya alan saldrgana kar koymad halde belli bir neden olmadan vurulmutu.
Kurbann artk dul kalan ei, ubat balarnda ilk ocuklarn douracakt.
Doranan telekz ise i sayfadayd. nceki gece Durkin'den duyduklarmn dnda
gazeteden yeni bir ey renmedim.
Darda epeyce zaman geirdim. len saat on ikide toplantya katldm; ancak
konumalar baladnda ktm. Broadway'de bir arkteride jambonlu sandvi yedim ve
yannda bir ie Prior Dark itim. Akam yemei zamannda bir bira daha itim. Sekiz
buukta St. Paul'a gittim, blokun evresinde bir tur attm ve bodrumdaki toplant salonuna
girmeden otelime geri dndm. ki imek istedim; ancak zaten iki bira imitim ve gnde
iki ikinin lm olmasna karar verdim. Bu snr gemediim srece sorun kacan
sanmyordum. Sabah kalkar kalkmaz ya da gece yatmadan nce imem fark etmezdi.
Odamda, bir barda, tek bana ya da bir bakasyla imem de.
Ertesi gn, yani aramba gn ge saate kadar uyudum ve Armstrong'da gecikmi bir
kahvalt ettim. ehir ktphanesinde birka saat geirdikten sonra uyuturucu satclar
sinirlerimi bozuncaya dek Bryant Park'nda oturdum. Bu satclar parklar yle bir mesken
tutmular ki, her geleni potansiyel bir mteri gibi grrler. Bu yzden insan rahat rahat
gazetesini okuyamaz. Yannza gelerek srekli sakinletiricilerden, ekstazlardan, asitten,
esrardan ve Tanr bilir daha nelerden teklif ederler
O geceki sekiz buuk toplantsna katldm. Her zaman gelenlerden biri olan Mildred,
yldnmn duyurduunda herkes alklad. En son iki iiinden bu yana tam on bir yl
gemiti. Bir deiim olmadn, bir kez baladktan sonra gnlerini geip gittiini syledi.
Dndm de o gece yataa ayk girseydim bir gn daha geirmi olacaktm. Bunu
yapabileceime karar verdim. Oysa toplantdan sonra Polly'nin Kafesi'ne gittim ve iki
kadeh ikimi itim. Bir adamla sohbete giritim ve adam bana nc bir iki smarlamak
istedi. Ama barmene bu seferlik Cola vermesini syledim. Halimden memnundum; snrm
biliyordum, buna sadk davranyordum.
Perembe gn akam yemeiyle bir bira itim, toplantya katldm ve ara verdiklerinde
ktm. Armstrong'a uradm ama bir ey beni iki smarlamaktan alkoydu ve fazla
kalmadan oray da terk ettim. imde bir huzursuzluk vard. Farrell'in Yeri'ne, oradan
Polly'ye gittim; ancak iki seferinde de iki imedim. Blokun sonundaki iki dkkn hl
akt. Bir ie J. W. Dant aldm ve odama dndm.
lk nce bir du aldm ve yatmak iin stm deitirdim. Sonra ieyi atm, su bardana
bir dublelik burbon boalttm, itim ve uykuya daldm.
Cuma sabah yataktan kalkar kalmaz ilk i, bir duble daha itim, ikinin tadna gerekten
varyordum ve kendimi iyi hissediyordum. Btn gn baka iki imeden geirdim. Sonra
yatmadan nce bir tane daha itim ve hemen uyudum.
Cumartesi gn, temiz bir zihinle uyandm. Bir sabah ikisi imek istemiyordum. ki
imeyi nasl denetim altnda tutmay baardma inanamyordum dorusu. Neredeyse
hemen toplantya gidecek ve srrm onlarla paylaacaktm ama alacam tepkiyi tahmin
edebiliyordum. Bilmi baklar, bilmi gller. nsan kk dren arballk. Ayrca
iki imemi denetim altna alabilmem, bunu dier insanlara da nermenin iyi bir ey
olaca anlamna gelmezdi.
Yatmadan nce iki kadeh itim. O anda etkisini hissettim saylmazd; ancak Pazar sabah
biraz badnmesiyle uyandm ve gne balamadan gzm amas iin kendime cmert
bir kadeh hazrladm. e yarad. Gazeteyi okuduktan sonra toplant programna baktm ve
Village'de leden sonra yaplacak bir tane buldum. Metroyla oraya gittim. Gelenlerin
hemen hepsi ecinsellerden oluuyordu. Ara verdiklerinde ktm.
Otele geri dndm ve biraz kestirdim. Akam yemeinden sonra gazetenin tamamn
bitirdim ve ikinci ikimi imeye karar verdim. Bardama bir duble ya da biraz daha fazla
burbon doldurdum ve hepsini bama diktim. Oturdum ve biraz daha okudum ama
okuduum eye ok iyi konsantre olamyordum. Bir iki daha imeyi dndm ama o
gnk hakkm doldurduumu kendi kendime hatrlattm.
Sonra bir eyin farkna vardm. Sabah ikimi, on iki saatten fazla bir sre nce imitim. O
zamandan beri, nceki gece itiim ikiyle o iki arasndaki sreden daha fazlas gemiti.
Bu yzden sabahki iki, oktan kanmdan atlm olmalyd ve bugnn ikisi olarak
saylmayabilirdi.
Bundan anlalaca zere, yataa girmeden nce kendime bir iki hakk daha tandm.
Bu ii fark ettiime memnundum ve kavrayc zekm karsnda ikimi kayda deer bir
biimde hazrlayarak kendimi dllendirmeye karar verdim. Su bardan yalnzca bir
santim boluk kalana kadar doldurduktan sonra koltuuma oturdum ve ar ar imeye
baladm. Farkl Erkekler reklamlarndaki modele benziyordum. nemli olann, ikinin
bykl deil, says olduu fikrine kapldm. Ancak sonra kendimi kandrdmn farkna
vardm, lk ikim -eer ona byle denilebilirse- az bir miktar olmutu. Kendime iki duble
kadar burbon daha borluydum.
ki dublelik olduunu tahmin ettiim lde burbon doldurdum ve bama diktim.
O kadar ikinin, belirgin bir etki yaratmam olmasna memnundum. Kesinlikle sarho
olmamtm. Aslnda uzun sn den beri ilk kez kendimi bu kadar iyi hissediyordum. Hatta
oda oturmayacak kadar iyi. Dar kacak, kafama uygun bir yer bulacak, bir kahve ya da
Cola iecektim. Alkol deil; nk hereyden nce daha fazla imek istemiyordum ve bir
ey daha vard. O gnk iki iki hakkm doldurmutum.
Polly'de bir Cola itim. Dokuzuncu Cadde'deki Kid Gloves adl ecinsel barnda da bir
gazoz, ierdeki yzler, belli belirsiz tandk gelmiti. lerinden bazlarnn Village'deki
leden sonra toplantsnda bulunup bulunmadn merak ettim.
Bir blok teye vardmda bir ey fark ettim. Alkol tketimimi gnlerdir denetim altnda
tutuyordum ve ondan ncesinde de bir hafta tamamen temiz kalmtm. Bu, bir ey
kantlyordu! Hey, eer kendimi gnde iki ikiyle kstlayabiliyorsam bu, kendimi gnde iki
ikiyle kstlamaya ihtiyacm olmad konusunda gl bir kantt. Gemite alkolle ilgili
sorunlarm olmutu; bunu inkr edemezdim; ancak hayatmn o evresini atlattm
apakt.
Bu yzden bir ikiye daha ihtiya duymadm halde istesem bir tane iebilirdim. Ve
aslnda istiyordum da neden imeyeydim ki?
Bara girdim ve yannda suyla bir duble burbon smarlad Barmenin parlak, kel bir kafas
olduunu hatrlyorum. kiyi dolduruunu, barda elime alm hatrlyorum.
Son hatrladm da bu zaten.
9
Anszn uyandm. Bilincim aniden ve tamamen yerine gelmiti. Bir hastane yatanda
yatyordum. Bu, ilk oktu, ikincisi biraz daha sonra, gnlerden aramba olduunu
rendiimde geldi. Pazar akam o nc ikiyi elime almdan sonrasna ait hibir ey
hatrlamyordum.
Yllardr; arada bir bellek kaybna uradm olmutu. Bazen gecenin son yarm saatini
unuturdum. Bazen de birka saati.
Ama daha nce hi iki tam gn karmamtm.

Beni brakma konusunda isteksizdiler. Oraya nceki gece gelmitim ve toksini
vcudumdan tamamen temizlemek iin beni be gn boyunca tutmak istiyorlard.
"Alkol kannzdan henz atlmam bile" dedi bir doktor aday. "Buradan ktktan sonra
keyi dner dnmez be dakika iinde bir iki ieceinizden eminim."
"Hayr, imeyeceim."
"Daha birka hafta nce burada tedavi olmusunuz. Kaytlarda var. Sizi temizledik ama
bunu ne kadar srdrdnz?"
Bir ey demedim.
"Dn gece buraya ne durumda geldiinizi biliyor musunuz? Geici fel geirmitiniz. Btn
vcudunuz kaskatyd. Daha nce byle bir ey olmu muydu?"
"Hayr"
"Ama olacak. ki imeyi srdrrseniz bundan kesinlikle emin olabilirsiniz. Her seferinde
deil ama er ya da ge olur. Ve er ya da ge bu yzden lrsnz. Tabii daha nce baka
bir eyden lmezseniz."
"Kes unu."
Beni omuzlarmdan kavrad. "Hayr, kesmeyeceim" dedi, "Kahretsin, neden keseyim ki?
Bir yandan sama sapan, yalan yanl konumalarn dinleyip bir de senin hislerine kar
duyarl olamam, anlyor musun? Bana bak. Dinle beni. Sen bir alkoliksin. Eer iki iersen
leceksin."
Bir ey demedim.
Her eyi aka ortaya koymutu. On gn tedavi grecektim. Sonra da yirmi sekiz gnlk
bir rehabilitasyon iin Smithers'a gidecektim. Salk sigortamn ve rehabilitasyona verecek
birka bin dolarmn olmadn renince bu son ksm iptal etti ama hl en az be
gnlk tedavide srarlyd.
"Kalmama gerek yok" dedim, "iki imeyeceim."
"Herkes byle syler"
"Ama benim durumumda, bu doru. Ve kalmay kabul etmezsem beni burada zorla
tutamazsnz. kmama izin vermelisiniz."
"Eer karsan tbbi neriye aykr davrandna dair bir belge imzalaman gerek." .
"O zaman yle yapacam."
Bir an fkelenmi gibi grnd. Sonra omuz silkti. "Nasl istersen" dedi neeli neeli. "Belki
bir dahaki sefer tlere kulak asarsn."
"Bir dahaki sefer olmayacak."
"Ah, elbette olacak" dedi. "Tabii eer yznn stne baka bir hastanenin nnde
dmezsen. Ya da seni buraya yetitirmeye alrlarken lmezsen."

Getirdikleri giysiler berbat durumdayd; sokaklarda yuvarlanmaktan amur iinde kalmt.
Gmlekle ceket kan iindeydi. Hastaneye getirdiklerinde bamda bir yark varm ve
yaray dikmiler. Yara, kriz srasnda olmu olmalyd ya da krizden nceki maceralarmda
olmutu.
zerimden hastane faturasn demeye yetecek kadar para kmt. Bu, kk bir mucize
saylrd.
Sabah yamur yamt ve sokaklar hl slakt. Kaldrmda bir sre durdum ye kendime
olan gvenimin yok oluunu hissettim. Caddenin karsnda bir bar vard. Cebimdeki para
bir iki imek iin yeterliydi ve iersem kendimi daha iyi hissedeceimi biliyordum.
Onun yerine, otelime geri dndm. Posta ve mesaj olup olmadn renmek iin
resepsiyona uramadan nce iyice cesaretimi toplamam gerekti. Sanki ok utan verici bir
ey yapmtm ve adamakll bir zr borluydum. En kts de o hatrlamadm zaman
dilimi iinde ne yapm olduumu bilmemekti.
Resepsiyonistin yz ifadesinde garip hibir ey yoktu. Belki o karanlk zamann ounu
odamda herkesten uzak, ierek geirmitim. Belki de Pazar gecesi ktktan sonra otele
bir daha geri dnmemitim.
Yukar ktmda ikinci hipotezi hemen eledim Pazartesi ya da Sal gn kesinlikle bir ara
odama uramtm; J.W. Dant iesi tamamen boalmt ve yannda yarya inmi bir Jim
Beam iesi duruyordu. zerindeki fiyat etiketine baklrsa Sekizinci Cadde'deki bir
dkkndan satn alnmt.
Evet, dedim kendi kendime, ite ilk snavn. Ya iersin ya da imezsin.
Burbonu lavaboya boalttm, iki ieyi de alkaladm ve pe attm.
Gelen postann tm gereksizdi. Hepsini gzmn nnden yok ettikten sonra mesajlara
baktm. Pazartesi sabah Anita telefon etmiti. Sal gecesi Jim Faber adnda bir adam
aram ve numarasn brakmt. Ve Chance, dn gece ve bu sabah olmak zere iki kez
telefon etmiti.
Scak suyun altnda uzun bir sre kaldktan sonra zenle tra oldum ve temiz giysiler
giydim. Hastaneden karken zerimde olan gmlei, oraplar ve i amarm pe
attm ve takm elbiseyi bir kenara kaldrdm. Belki kuru temizleyici onu ie yarar bir hale
sokabilirdi. Mesajlarm elime aldm ve bir kez daha okudum.
Eski karm Anita. Kim Dakkinen' ldren pezevenk Chance. Ve Faber adnda biri. Faber
diye birini tanmyordum. Tabii kendimden getiim zaman iinde dost edindiim bir
sarho olabilirdi.
zerinde numaras yazl kd bir kenara attm ve aa inmekle,otel santraln evirmek
arasnda bocaladm. Eer burbonu boaltm olmasaydm o anda kesinlikle ierdim. Ama
bunun yerine aaya indim ve Anita'y lobideki telefon kulbesinden aradm.
lgin bir konumayd. Genelde olduu gibi yine birbirimize kar nazik olmaya dikkat
ediyorduk ve boks malarnn raundlarnda yaptklar gibi birbirimizi bir sre tarttktan
sonra bana neden aradm sordu. "Mesajn aldm" dedim. "Biraz ge yant verdiim iin
zgnm."
"Yant vermek mi?"
"Pazartesi aradn syleyen bir mesaj var elimde."
Bir an sessizlik oldu. Sonra o konumaya balad. "Mat Pazartesi gecesi konutuk ya.
Beni aradn. Hatrlamyor musun?"'
Tylerim diken diken oldu. "Elbette hatrlyorum" dedir "Peki ama bu kt mesaj kutuma
nasl girmi? kinci bir kez da aradn sandm."
"Hayr; aramadm."
"Kd drm olmalym. Sonra da iyiliksever bir aptal bulup kutuya geri atm olmal.
Ben de bir kez daha aradn sanmtm."
"Herhalde yle olmutur."
"Elbette" dedim. "Anita seninle geen gece konutuumda biraz ikiliydim. Her eyi ok iyi
hatrlamyorum. Belki unuttuum bir ey olabilir. O yzden nelerden szettiimizi biraz
hatrlatr msn?"
Mickey'nin ortodonti tedavisiyle ilgili konumutuk. Ona baka bir doktora daha
gstermesini nermitim. Konumamzn bu blmn kesinlikle hatrladm syledim.
Peki, baka bir ey var myd? Yaknda son zamanlardakinden daha ok para
gndereceimi ve ocua taklacak tellerin masrafnn sorun olmayacan belirtmitim. Bu
ksm da hatrladm syledim. Hepsinin bu kadar olduunu syledi. Tabii bir de
ocuklarla konumutum. Ah, biliyorum, dedim. ocuklarla konutuumu elbette
hatrlyordum. Pekl, hafzam o kadar da kt deilmi, deil mi?.
Telefonu kapattmda titriyordum. Orada oturdum ve anlatt konumay hatrlamaya
altm. Hayr, umut yoktu. Pazar geceki nc ikinin hemen ncesinden, hastaneden
ktm zamana kadarki her ey, koca bir boluktu. Her ey, hepsi, uup gitmiti.
Mesaj kdn iki kez yrttm ve paralar cebime koydum. Dier mesaja baktm.
Chance'in brakt numara, yant verme servisininkiydi. Onun yerine Kuzey Blgesi'ni
aradm. Durkin orada deildi ama ev telefonunu verdiler.
Telefonu atnda sesi sersem gibiydi. "Bir saniye bekle, bir sigara yakaym" dedi. Geri
dndnde daha iyiydi. "Televizyon izliyordum" dedi "karsnda szp kalmm. Ne oldu
Scudder?"
"u pezevenk bana ulamaya alyor Yani Chance."
"Sana nasl ulamaya .alyor?"
"Telefonla. Aramam iin bir numara brakm. Yant verme servisinin numaras. Demek ki
byk olaslkla hl ehirde. Eer . onu sizin iin bulmam istiyorsan..."
"Onu aramyoruz."
Kahrolas bir an iin, o kayp anlardan birinde Durkin'le konumu olmam gerektiini
dndm. Birimiz, dierini aram olmalyd ve ben, hibir ey hatrlamyordum. Ancak
konumaya devam ettiinde byle bir eyin olmadn anladm.
"Onu merkeze getirdik ve olduka terlettik" diye aklad. "Tutuklama emri karmtk ama
adam kendi ayayla geldi. Yannda becerikli bir avukat vard. Aslnda kendisi de olduka
becerikli biri."
"Onu serbest mi braktnz?"
"Alkoymak iin kahrolas bir tek ey bulamadk. Tahmini lm zamannn birka saat
ncesinden, alt ila sekiz saat sonrasna kadar baka bir yerde olduunu kantlayan iyi
mazereti var! Kant ok kesin grnd iin bir ey yapamadk. Galaxy'de Charles
Jones'un kaydn yapan resepsiyonist kesin bir tanm veremiyor. Yani adamn siyah m,
beyaz m olduunu syleyemiyor. Daha ok beyaz olduunu tahmin ediyor Bunu
basavcla nasl karabilirsin ki?"
"Oday bakasna tutturmu olabilir. u byk otellerde kimin girip ktna hi dikkat
etmezler"
"Haklsn. Oday onun iin bakas tutmu olabilir. Kz da bakas ldrm olabilir"
"Sence byle mi oldu?"
"Varsaymlar iin maa almyorum ben. Yalnzca orospu ocuuna kar elimizde hibir
ey olmadn biliyorum."
Bir an dndm. "Beni neden aram olabilir?"
"Ben nereden bileyim?"
"Onu size benim eleverdiimi biliyor mu?"
"Benden duymad."
"O zaman benden ne istiyor?"
"Neden kendisine sormuyorsun?"
Kulbenin ii iyice snmt. eri hava girmesi iin kapy araladm. "Belki yle yaparm."
"Elbette. Scudder? Onunla karanlk sokaklarda buluma, tamam m? nk eer adam
seni gerekten istiyorsa arkan kollaman gerek."
"Tamam."
"Ve eer seni ivilerse, son nefesini vermeden nce bir mesaj brak, tamam m?
Televizyonda hep yle yapyorlar."
"Bir denerim."
"Akll bir mesaj brak" dedi, "ama fazla akll olmasn, tamam m? Anlayabileceim kadar
basit olsun."

Bir eyreklik daha attm ve servisini aradm. Sigara tiryakisi sesli kadn kt: "Sekiz-sfr-
dokuz-iki. Yardmc olabilir miyim?"
"Adm, Scudder" dedim. "Chance bana ulamaya alm. O yzden aradm."
Yaknda, onunla konuacan syledi ve numaram sordu. Telefonumu verdikten sonra
yukar ktm ve yataa uzandm.
Henz bir saat gememiti ki telefon ald. "Ben, Chance" dedi. "Mesajmdan sonra beni
aradn iin teekkrler."
"Mesaj henz bir saat kadar nce aldm. Her iki mesaj da."
"Seninle konumak istiyorum" dedi. "Yz yze."
"Pekl."
"Aada lobideyim. Bir yerlerde oturarak kahve ya da birer iki iebileceimizi dndm.
Aa inebilir misin?"
"Pekl."
10
"Hl onu benim ldrdm dnyorsun, deil mi?" dedi.
"Ne dndm fark eder mi?"
"Benim iin fark eder."
Durkin'in szn kullandm. "Kimse bana dnmem iin para vermiyor."
Sekizinci Cadde'den birka bina tedeki bir kafede, en arka masada oturuyorduk.
Kahvemi sade iiyordum. Onunkiyse, derisinin renginden bir ton ak, stlyd. Bir eyler
yemem, gerektiini dnp bir de rek smarlamtm. Ancak henz dokunamamtm
bile.
"Ben yapmadm" dedi.
"Pekl."
"ok gl bir kantm var. O gece benim iin ahitlik yapabilecek bir oda dolusu insan
var. Otelin yaknlarna bile uramamtm."
"Olabilir."
"Bu da ne demek?"
"Nasl anlyorsan yle demek."
"i yapmak iin birini tutmu olabileceimi sylyorsun."
Omuz silktim. yle karsnda otururken sinirlenmeye baladm. Ama bundan da te,
kendimi yorgun hissediyordum. Ondan korkmuyordum.
"Yapabilirdim. Ama yapmadm."
"yle diyorsan."
"Kahretsin" dedi ve kahvesinden biraz daha iti. "O gece sylediinden daha yaknd
sana, deil mi?"
"Hayr"
"Yalnzca bir dostunun dostu, yle mi?"
"Doru."
Bana uzun uzun bakt. Baklar gzlerimi alan parlak bir k gibiydi. "Onunla yattn" dedi
ve ben daha karlk veremeden devam etti. "Elbette, yle yaptn. Sana baka trl nasl
teekkr edebilirdi ki? Kadnn konutuu tek dil buydu. Umarm aldn tek bedel bu deil
Scudder. Umarm cretinin tmn orospulukla dememitir"
"Aldm cretler yalnzca beni ilgilendirir" dedim. "Aramzda geen her ey beni
ilgilendirir"
Bayla onaylad. "Ben yalnzca nereden geldiini tam olarak anlamaya alyordum,
hepsi bu."
"Hibir yerden gelmiyorum ve hibir yere gitmiyorum. Bir i yaptm ve cretimi tam olarak
aldm. Mteri ld ve benim bu olayla hibir ilgim yok. Sen de bununla bir ilgin olmadn
sylyorsun. Belki dorudur; belki deildir. Bilmiyorum ve bilmem gerekmiyor ve
dorusunu istersen umrumda da deil. Bu, seninle polis arasnda. Ve ben, polis deilim."
"Eskiden yleydin."
"Ama artk deilim. Polis de deilim, len kzn erkek kardei de deilim, alevden bir klc
olan intikam melei de deilim. Kim Dakkinen'i kimin ldrdnn benim iin nemli
olduunu mu dnyorsun? Umrumda olduunu mu sanyorsun?"
"Evet" dedi. Yzne baktm.
"Bence umrunda. Bence onu kimin ldrd senin iin nemli. Ben de bu yzden
buradaym." Nazike glmsedi. "Anlyor musun?" dedi. "Seni tutmak istiyorum Bay
Matthew Scudder. Onu ldreni bulman istiyorum."

Ciddi olduuna inanmam biraz zaman ald. Sonra onu vazgeirmek iin elimden geleni
yaptm. Ona eer Kim'in katilini bulmann bir yolu varsa, bunu en iyi yapacak tarafn polis
olduunu anlattm. Ellerinde yetki vard, insan gc vard, yetenek, balant ve beceri
vard. Oysa bende bunlarn hibiri yoktu.
"Bir eyi unutuyorsun" dedi. "yle mi?"
"Onlar katili aramayacak. Kim olduunu zaten bildiklerini sanyorlar Ellerinde bunun iin
kant olmadndan bir ey yapamyorlar, ama aslnda bu, kendilerini yormamak iin bir
bahane. Onu Chance'in ldrdn biliyoruz diyecekler, ama: bunu kantlayamyoruz.
Eh, bu yzden baka bir i stnde alalm. Tanr bilir gerekten ok ileri vardr. Ve
eer bir ey aratracak olurlarsa bu, olay benim stme ykabilecek bir kant olacaktr.
Yeryznde onu ldrmek istemi baka bir insann olup olmadna bakmazlar bile."
"rnein kim?"
"Sen de bunu aratracaksn zaten."
"Neden?"
"Para iin" dedi ve yine glmsedi. "Bedava alman istemem. Elime geecek ykl bir
para var; hepsi nakit, iyi bir cret deyebilirim."
"Demek istediim bu deil. Bu i iin neden beni istiyorsun? Diyelim ki katili bulma ansm
var ama neden bulunmasn istiyorsun? Ban beladan kurtarmak iin deil; nk ban
zaten belada deil. Polislerin elinde sana kar bir ey yok; bulacaklar gibi de grnmyor.
Dosyann, zlmemiler arasnda rafa kaldrtmasndan sana ne?"
Baklar sakin ve sabitti. "Belki itibarm konusunda endieliyimdir."
"Nasl yani? Bana itibarn ykseliyormu gibi geliyor. Eer sokaklarda senin kz
ldrdn ve bundan paay kurtardn konuulursa senden ayrlmak isteyecek bir
sonraki kz bunu bir kez daha dnecektir. Onun ldrlmesiyle bir ilgin olmasa bile, bu
iten bir ekilde kr salayacana inanyorum."
aret parmayla bo kahve fincanna birka kere vurdu. "Birisi, kzlarmdan birini ldrd.
Kimse bunu yaptktan sonra paay syramaz."
"ldrldnde senin kzn deildi."
"Bunu kim biliyordu? Sen biliyordun, o biliyordu ve ben biliyordum. Peki ya dier kzlarm?
Onlar biliyor muydu? u anda biliyorlar m? Herkesin bildii tek ey, kzlarmdan birinin
ldrld ve katilin yakasn kurtard."
"Ve bu, senin itibarn zedeliyor, yle mi?"
"Olumlu bir ekilde etkilediini sanmyorum. Ayrca baka eyler de var. Kzlarm korkuyor.
Kim ldrld ve bunu yapan hl darda bir yerde. Ya ayn eyi bir kez daha yaparsa?"
"Yani bir baka fahieyi ldrrse mi?"
"Benimkilerden birini ldrrse" dedi soukkanllkla. "Scudder, bu katil, atelenmeye hazr
bir silah ve ben, namlunun kime dnk olduunu bilmiyorum. Belki Kim'i ldrmesi, bana
kar yaplm bir hareketti. Belki listedeki bir sonraki isim, yine kzlarmdan birine ait.
hayatm imdiden etkilendi. Kzlarma garip tavrl yeni mteriler almamalarn ve zellikle
otel oyunlarna girmemelerini syledim. Bu, onlara telefonlarn ak brakmalarn
sylemek gibi bir ey."
Garson, elinde bir kahve termosuyla yaklat ve fincanlarmz yeniden doldurdu.
reime hl dokunmamtm, zerindeki erimi tereya artk donmaya balamt.
Garsondan onu gtrmesini istedim. Chance, kahvesine st ekledi. Kim'in ar krema ve
ekerle kartrlm kahvesini iiini hatrladm.
"Chance, neden ben?" dedim.
"Sana syledim. Polisler katili bulmak iin kendilerini paralamayacak. Ancak bu iten
parasn alacak biri bununla uraacaktr."
"zel alan baka insanlar var. Doru drst bir firma ile anlaabilir, onlar tam mesai
altrabilirsin."
"Takm sporlarndan hibir zaman holanmadm. Teke tek mcadeleyi tercih ederim.
Ayrca senin bir avantajn var. Kadn tanyordun."
"Bu bana ne kadar avantaj salar bilmiyorum."
"Ve ben de seni tanyorum."
"Yalnzca bir kez karlatn halde mi?"
"Ve tarzndan holandm. Bu, nemli bir ey."
"yle mi? Hakkmda tek bildiin, boks malarndan iyi anladm. Bu, fazla bir ey
saylmaz."
"Bence saylr. Ama aslnda daha fazlasn da biliyorum. Nasl yaadn hakknda bilgim
var. Bilirsin, etrafta biraz soruturdum. Seni tanyan bir sr insan var ve ou, hakknda
iyi eyler syledi."
Bir iki dakika bir ey sylemedim. Sonra konumay srdrdm. "Onu ldren bir sapk
olabilir. yle anlalacak bir i karm. Belki gerekten yledir."
"Cuma gn, beni brakmak istediini reniyorum. Cumartesi, ona bunun sorun
olmadn sylyorum. Pazar gn kak adamn biri Indiana'dan kp geliyor ve kz
doruyor. Tesadfe bak. Bunu aklayabilir misin?"
"Rastlantlar her zaman olur" dedim. "Ama hayr; bunun bir rastlant olduunu
sanmyorum." Tanrm, yorgun dmtm. "Bu ii istediimi sanmyorum" dedim.
"Neden?"
nk bir ey yapmak zorunda kalmak istemiyordum. Karanlk bir kede oturmak ve
btn dnyay darda tutmak istiyordum. Kahretsin, bir iki istiyordum.
"Para, iine yarayabilirdi" dedi.
Bu yeterince doruydu. Son iimden o kadar para kazanmamtm. Ve olum Mickey'nin
dilerine tel taklmas gerekiyordu ve sonra nasl olsa baka bir ey kard.
"Biraz dnmem gerek" dedim. "Pekl."
"u anda konsantre olamyorum. Dncelerimi toplamam iin biraz zamana ihtiyacm
var"
"Ne kadar zaman?"
Aylar, diye dndm. "Birka saat. Bu gece bir ara seni ararm. Sana ulaabileceim bir
numara var m, yoksa servisi mi arayaym?"
"Zaman syle" dedi. "Seninle otelinin nnde buluurum."
"Bunu yapmana gerek yok."
"Telefonda hayr demek ok kolaydr. Yz yze olduumda ansm daha fazla olur Ayrca
eer yantn evet olursa, daha fazla ey hakknda konumak isteyeceiz. Ve benden biraz
para isteyeceksin."
Omuz silktim. "Saat syle."
"On olur mu?"
"Otelinin nnde."
"Tamam" dedim. "Eer imdi bir yant vermek zorunda kalsaydm bu, hayr olurdu."
"O zaman ona kadar sren olmas iyi."
Kahvelerin parasn dedi. Hesap konusunda srar etmedim.
Otele geri dndm ve odama ktm. Doru drst dnmeye altm ama yapamadm.
Sakin sakin oturamyordum da. Bir yataa, bir koltua gidip duruyor, neden ona annda
hayr demediimi merak ediyordum. imdi ona kadar, sonunda yine hayr demek iin bou
bouna skntl saatler geirecektim.
Ne yaptmn fazla farknda olmadan apkamla pardesm giydim ve Armstrong'a gittim.
Ne smarlayacam bilmeden kapdan ieri girdim. Barn oraya gittiimde Billie, ban iki
yana sallamaya balad. "Sana servis yapamam Matt" dedi. "ok zgnm ama yle."
Yzmn kzardn hissettim. Utanmtm ve fkelenmitim. "Neden szediyorsun sen?"
dedim. "Sarho bir halim var m?"
"Hayr."
"Peki, yleyse neden?"
Gzlerini benimkilerden karmaya alyordu.
"Kurallar ben koymuyorum" dedi, "Buraya giremezsin demedim. Kahve, Cola, yemek
servisi yapabiliriz. Kahretsin, yllardan beri ok deerli bir mterimizsin. Ama sana iki
veremem."
"Kim demi?"
"Patron. Sen nceki gece buradayken..."
Ah, Tanrm. "O konu hakknda ok zgnm, Billie" dedim. "Sana doru sylyorum,
birka kt gece geirdim. Buraya geldiimi bile bilmiyordum."
"Bover, nemli deil."
Tanrm, bir eyin arkasna saklanmak istiyordum. "ok mu ktydm Billie? Banza bela
m oldum?"
"Of, kahretsin" dedi. "Sarhotun, anlyor musun? Byle eyler olur, deil mi? Eskiden u
rlandal ev sahibim vard. Bir gece eve zil zurna gelmitim. Ertesi gn zr dilediimde
'Olum, bu bir piskoposun bile bana gelebilirdi' dedi. Bela filan karmadn Matt."
"O zaman..."

"Bak" diyerek ne doru eildi. "Yalnzca bana syleneni tekrarlayacam. Bana dedi ki,
adam lene kadar imek istiyorsa onu durduramam. Buraya gelmek istiyorsa buyursun
gelsin. Ama ona iki satmam. Bunlar syleyen ben deilim Matt. Ben yalnzca bana
syleneni sylyorum."
"Anlyorum."
"Aslnda bana kalsayd..."
"Zaten iki imek iin gelmemitim" dedim. "Kahve iecektim."
"Bu durumda..."
"Bu durumda cani cehenneme" dedim. "Bu durumda sanrm bir iki imek istiyorum ve
bana iki satacak birini bulmam zor olmasa gerek."
"Matt, ltfen yanl anlama."
"Bana nasl anlayacam syleme" dedim. "Bana bokluk yapma."
fkemde temiz ve tatmin edici bir ey vard. Ar admlarla oradan ktm. Sinirimden
sanki alev alev yanyordum. Kaldrmda bir sre durdum ve iki imek iin nereye
gideceimi dndm.
Biri bana sesleniyordu.
Dndm. Asker ceketli bir adam bana nazik nazik glmsyordu. ilk bata onu
tanyamadm. Beni grdne sevindiini syledi ve nasl olduumu sordu. Tabii, o anda
kim olduunu anladm.
"Ah, selam Jim" dedim. "yiyim, sanrm."
"Toplantya m gidiyorsun? Ben de seninle yryeyim."
"Ah" dedim. "Bu gece katlacam sanmyorum. Birini grmem gerekiyor."
Yalnzca glmsedi. Bir anda bir jeton dt ve ona soyadnn Faber olup olmadn
sordum.
"Evet, yle" dedi.
"Beni otelden aramsn."
"Yalnzca bir hatr sormak istemitim. nemli bir ey deil."
"Ad tanyamadm. Yoksa seni arardm."
"Elbette. Toplantya gelmek istemediinden emin misin Matt?"
"Keke gelebilseydim. Ah, Tanrm." Bir ey sylemeden bekledi. "Bam biraz belada Jim."
"Bu pek garip saylmaz biliyorsun."
Ona bakamadan konumay srdrdm. "Yine imeye baladm. Ben -bilmiyorum- yedi
sekiz gn dayandm sonra yeniden baladm. Ama iyi gidiyordum -biliyorsun
denetleyebiliyordum. Ve sonra bir gece sorun kt."
"Sorun, eline ilk ikiyi aldnda kt."
"Bilmiyorum. Belki."
"Ben de bu yzden aramtm" dedi nazike. "Belki biraz yardma ihtiyacn vardr diye
dndm."
"Biliyor muydun?"
"Pazartesi geceki toplantda sersem gibi grnyordun."
"Ben toplantda mydm?"
"Hatrlamyorsun, deil mi? Komaya girdiini anlamtm."
"Ah, Tanrm."
"Sorun ne?"
"Oraya sarho mu gittim? Bir AA toplantsna sarho mu gittim?"
Gld. "lmcl bir gnah ilemi gibi sylyorsun. Bunu yapan ilk insann sen olduunu
mu sanyorsun?"
lmek istiyordum. "Ama bu bir felaket" dedim.
"Felaket olan ne?"
"Bir daha asla oraya gidemem. O odann kapsndan asla ieri giremem."
"Kendinden utanyorsun, deil mi?"
"Elbette."
Ban sallad. "Ben de her zaman kendi komalarmdan utanrdm. O anlarda neler
yaptm bilmek istemezdim ve renmekten hep korkardm. Ama iini rahatlatacaksa
syleyeyim, sen o kadar kt deildin. Sorun karmadn. Sran gelmediinde
konumadn. Bir fincan kahve dktn..."
"Ah, Tanrm,"
"Ama birinin stne dkmedin. Yalnzca sarhotun, hepsi bu. Merak ediyorsan
syleyeyim, halinden pek honut grnmyordun. Aslnda olduka kederli bir halin vard."
"Kendimi hastanede buldum" deme cesaretini gsterdim.
"Ve seni bu kadar abuk braktlar; yle mi?"
"Bu akamst k kdm imzaladm. Oraya gtrldmde kendimde deildim."
"Anlyorum."
Bir sre sessizce yrdk. "Btn toplant boyunca kalamam" dedim. "Saat onda biriyle
bulumam gerek."
"Toplantnn byk bir blmne kalabilirsin."
"Sanrm yle."

Sanki herkes bana bakyor gibiydi. Bazlar bana merhaba dediinde kendimi bundan bir
anlam karmaya alrken buldum. Dierleri hibir ey sylemedi ve ben, orada
yokmuum gibi davrandklarna karar verdim; nk sarholuum onlar rahatsz etmiti.
O kadar ldrtacak derecede bilincim yerindeydi ki, vcudumun iinden kp kurtulmak
istiyordum.
nsanlar konuurken sandalyemde duramyordum. Srekli kahve termosunun olduu yere
gidip duruyordum. Bu hareketliliimin onaylanmadndan emindim ama kendimi
alkoyamyordum.
Aklm srekli dalyordu. Konumac, Brooklyn'li bir itfaiyeciydi ve ilgin bir hikyesi vard
ama bir trl konsantre olamyordum. Onun alt istasyondaki herkesin nasl ikici
olduunu ve ayn biimde imeyen birinin nasl dlandn anlatyordu. "ef bir alkolikti
ve kendisini alkoliklerle evrelemek istiyordu" diye aklad. '"Bana yeterli sayda sarho
itfaiyeci verin, her yangm sndreyim' derdi. Ve haklyd. Her eyi yapardk, her yere
giderdik, her kahrolas lgn ans zorlardk. nk aklmz yerinde olmayacak kadar ok
sarhotuk."
Bu kahrolas bir bulmacayd. ki imemi denetleyebilmiim ve ie yaramt. Tabii
sonunda yaramamt.
Ara verildiinde kutuya bir dolar braktm ve yine kahve imek iin masaya gittim. Bu sefer
yulafl kurabiyelerden bir tane yemek iin kendimi zorladm. Tartma balarken yerime
dndm.
Dikkatimi toplamakta hl zorlanyordum ama nemi yoktu. Yapabileceim en iyi biimde
dinledim ve orada kaldm. Ona eyrek kala ayaa kalktm ve mmkn olduunca
rahatszlk vermeden kapdan svtm. erideki her gzn zerimde olduu fikrine
kaplmtm ve onlar iki imeye deil, birini grmeye gittiime ikna etmek, bunun bir i
meselesi olduunu sylemek istedim.
Daha sonra toplantnn sonuna kadar kalabilirdim diye; dndm. St. Paul, otelimden
yalnzca be dakika uzaklktayd. Chance biraz bekleyebilirdi.
Belki, konuma sras bana gelmeden nce ayrlmak iin bir bahaneydi.

Saat onda lobideydim. Otomobilinin park ettiini grdm, dar ktm ve yanna gittim.
Kapy atm, ieri girdim ve hzla kapattm.
Bana bakt.
"Teklifin hl geerli mi?"
Ban sallad., "Eer istiyorsan."
"stiyorum."
Ban bir kez daha sallad, motoru altrd ve hareket etti.
11
Central Park'n evresindeki yol alt mil kadard. Saat ynnn tersine doru drdnc
turumuzu yapyorduk. Cadillac sanki kayarak ilerliyor gibiydi.Daha ok Chance konutu.
Bense not defterimi karm, arada srada bir eyler yazyordum.
lk bata Kim'den szetti. Ailesi Bat Wisconsinde bir iftlie yerlemi Finli gmenlerdi.
En yakndaki ehir Eau Claire'di. Kim'in asl ad Kiraa'yd. nekleri saarak ve tarlay
yabani otlardan temizleyerek bymt. Dokuz yana geldiinde aabeyi ona cinsel
tacizde bulunmaya balamt. Her gece odasna geliyor ona bir ey yapyor, ondan
kendisine zorla bir eyler yapmasn istiyordu.
"Ama hikyeyi anlatt baz zamanlar bunu yapan days oluyor, bazen babas oluyordu.
Bu yzden belki de asla byle bir ey olmad. Yalnzca zihninde kurdu. Ya da belki de oldu
ama bu gerei kabul etmemek iin bilinaltnda deitirip durdu."
Lise ikideyken orta yal bir emlakyla bir ilikisi olmutu. Adam onun iin karsn terk
edeceini sylemiti. Kz bavulunu toplayarak adamla Chicago'ya gitmiti. gn Palmer
House'ta kalmlar, btn yemekleri oda servisine smarlamlard. kinci gn emlak ok
imi, duygusallamt. Ona "senin hayatn mahvediyorum" demiti. nc gn daha
iyiydi ama ertesi sabah Kim uyandnda adam gitmiti. Brakt notta karsna
dndn, oday drt gnlne daha tuttuunu ve onu asla unutmayacan yazmt.
Bir de notun yannda, otel zarfnn iinde alt yz dolar brakmt.
Kim hafta sonuna kadar kalm, Chicago'yu gezmiti. Bu arada birka adamla da yatmt,
iki tanesi, yle bir ey istemedii halde ona para vermiti. Sonra dierlerinden de para
istemeye yeltenmi ama yapamamt. Aklndan iftlie geri dnmeyi geirmiti. Sonra,
Palmer House'taki son gecesinde bir otel mterisiyle beraber olmutu. Ticari bir
konferansa gelen Nijeryal delegeydi,
"Bu, onun kprlerini yakm oldu" dedi Chance. "Siyah bir adamla yatmak, iftlie geri
dnemeyecei anlamna gelirdi. Ertesi sabah ilk i, New York'a giden bir otobse atlam."
Chance onu Buffy'nin elinden alarak o daireye yerletirene kadar kz hayatn hep yanl
yaamt. Bu i iin grnts iyiydi, ancak kaldrmda alma konusunda pek becerikli
deildi.
"Tembeldi" dedi ve bir an dnd. "Orospular tembel olur"
Kendisi iin alan alt kadn vard. imdi Kim'in lmyle bee dmt. Bir sre
onlardan yle bir bahsettikten sonra konuya girdi. Baz isimler; adresler; telefon
numaralar ve kiisel bilgiler verdi. Bir sr not aldm. Parkn evresindeki drdnc
turumuzu tamamladk Saa yanat, Bat Yakas'nda Yetmi ikinci Sokak'tan kt, iki blok
daha gittikten sonra kaldrma kt ve park etti.
"Bir dakika bekle" dedi.
Kedeki kulbeden telefon ederken, ben arabada kaldrd. Motoru alr halde
brakmt. Notlarma baktm ve verdii bilgi krntlarndan bir ey karabilir miyim diye
dndm.
Chance otomobile dnd, aynay kontrol etti ve usta fakat yasak bir U-dn yapt.
"Yalnzca servisimi kontrol ettim" dedi.
"Otomobiline bir telefon taktrmalsn."
"ok karmak bir ey."
ehir merkezine, douya doru srd, On Yedinci Sokak'ta beyaz tulal bir apartmann
nndeki yangn musluunun yann park etti. "Para toplama zaman" dedi. Motoru yine
alr durumda brakmt ama bu kez geri dnmeden nce on be dakika geti.
niformal kapcnn yanndan ar ar; byk adnlar atarak yrd ve abucak
direksiyona oturdu.
"Burada Donna oturuyor" dedi. "Sana Donna'dan szetmitim."
"air olan."
"ok heyecanlyd. San Francisco'daki u dergi, iki iirini kabul etmi. iirlerin kaca
saydan alt tane bedava alacakm. deyecekleri karln hepsi bu; yalnzca derginin
alt nshas."
nmzde krmz k yand. Frene bast, saa ve sola bakt, sonra kta geti.
"Birka kez" dedi, "para deyen dergilerde de iirleri kt, gir keresinde yirmi be dolar
almt. En iyisi oydu."
"Hayatn kazanmak iin zor bir yol gibi grnyor"
"Bir air para kazanamaz. Orospular tembeldir ama bu orospu, i iir yazmaya geldiinde
hi de tembel olmuyor. Szckleri doru semek iin alt ya da sekiz saat oturur dnr.
Posta kutusunda her zaman bir dzine iir paketi vardr. Bunlar bir yerden gelir ve o da
bunlar baka bir yere gnderir. Hayat boyunca iirlerine verecekleri paradan daha ok
posta harcamas yapar" Bir sre sessiz kaldktan sonra hafife gld. "Donna'dan biraz
nce ne kadar para aldm biliyor musun? Sekiz yz dolar -ve bu yalnzca son iki gnk
geliri. Tabii telefonunun bir kere almad gnler de oluyor"
"Ama ortalama olarak iyi kazanyor"
"iirlerden daha iyi." Bana bakt. "Biraz gezintiye ne dersin?"
"Zaten yle yapmyor muyuz?"
"Yalnzca ayn yerde turlayp duruyoruz" dedi. "Oysa imdi seni bambaka bir dnyaya
gtreceim."

kinci Cadde'den Aa Dou Yakas'na getik ve sonra Williamsburg Kprs'nden
Brooklyn'e indik. Kprden sonra o kadar ok yerden dolandk ki yn kavramn kaybettim.
Tabelalar da fazla ie yaramad; nk zerlerindeki isimleri bilmiyordum. Ancak mahalle
halknn Yahudi'den talyan'a, sonra Polonyalya dndn grnce nerede olduumuz
hakknda biraz fikir sahibi oldum.
Bitiik ikiz evlerin bulunduu karanlk, sessiz bir sokak. Chance, katl, nnde bir garaj
kaps olan tula yapnn nnde yavalad. Kapy kaldrmak iin bir uzaktan kumanda
aleti kulland, ieri girdikten sonra yeniden kapad. Onun peinden bir dizi merdiveni
ktktan sonra geni, yksek tavanl bir odaya girdim.
Nerede olduumuzu bilip bilmediimi sordu. Greenpoin diye tahminde bulundum. "ok
gzel" dedi. "Sanrm Brooklyni biliyorsun."
"Bu taraflarn pek iyi bilmem. Et pazarnn klbast levhalar ipucu oldu."
"Sanrm. Kimin evinde olduumuzu biliyor musun? Hi C. Casimir Levandowski adn
duydun mu?"
"Hayr."
"Zaten duymu olman iin bir neden yok Yal bir adamd. Emekli olmu, tekerlekli
iskemleye mahkm. Ayrca tuhaf biri iine kapanktr Buras eskiden bir itfaiye
istasyonuymu."
"Ben de yle bir ey olduunu dnmtm."
"Birka yl nce iki mimar buray satn alarak deitirmiler eriyi iyice temizlemiler ve
sfrdan balamlar Ellerinde fazla para olduunu sanmyorum; nk pek ince
almamlar. Yerlere bak, pencere pervazlarna bak." Ayrntlara dikkat ekerek yorum
yapt. "Sonra buradan ya da birbirlerinden sklm olmallar ki ya: Dr. Levandowski'ye
satmlar"
"O, burada m yayor?"
"yle biri yok" dedi. Konuma tarz bir gettolu oluyor, bir niversiteliye dnyordu.
"Komular yal doktoru hi grmyorlar. Grdkleri yalnzca sadk siyah uann gelip
gidii. Buras benim evim, Matthew. Seni kk bir tura karabilir miyim?"
Olduka gzel bir yerdi. st katta arlklarla ve aletleri ile saunas ve jakuzisi olan bir
jimnastik salonu vard. Yatak odas ile ayn kattayd. Yata, usuz bucaksz gkyznn
altnda ortalanm, zeri krkten bir rtyle rtlmt, ikinci kattaki ktphanedeyse bir
duvar boydan boya kaplayan kitaplar ve iki buuk metre kadar uzunlukta bir bilardo
masas bulunuyordu.
Her yerde Afrika maskeleri ve heykelleri vard. Chance arada bir birini iaret ederek hangi
kabileye ait olduunu aklyordu. Kim'in dairesinde de Afrika maskeleri grdm
syledim.
"Poro Topluluu'na ait maskeler" dedi. "Dan Kabilesi'nden. Btn kzlarmn dairelerinde
bir iki Afrika eyas bulundururum. En deerlilerini deil elbette ama plk de deil.
Bende plk bulunmaz."
Duvardan olduka kaba tasarml bir maskeyi alarak incelemem iin bana uzatt. Gz
boluklar kare, yz hatlar geometrik olarak keskin, brakt genel izlenimse ilkel bir
kudretti. "Bu, Dogon" dedi. "Eline alsana. Bir heykelin deerini yalnzca gzlerinle
anlayamazsn. Ellerini de kullanman gerek. Hadi, tut unu."
Maskeyi ondan aldm. Tahmin ettiimden daha ard. Yalnzca kaplama deil, dolgu
ahaptan yapld belliydi.
Tik aacndan yaplm alak bir sehpann zerinde duran telefonu kaldrd ve bir numara
evirdi. "Selam tatlm" dedi. "Mesaj var m?" Bir sre kar taraf dinledikten sonra kapatt.
"Her ey sakin grnyor" dedi. "Kahve hazrlayaym m?"
"Zahmet olmazsa."
Kesinlikle zahmet olmadn syledi. Kahve makinede szlrken bana Afrika
heykelinden sz etti. Bunu yapan zanaatkarn hibir zaman bir sanat eseri rettiini
dnmediini anlatt. "Yaptklar her eyin belli bir ilevi vardr" diye aklad. "Evini
korumak iin, ruhlar uzak tutmak iin ya da bir kabilenin belli bir ayininde kullanlmak
iindir Eer bir maske artk gcn yitirmise onu bir kenara atarlar ve biri, bir yenisini
yontar. Eskisi artk plk olmutur."
Gld. "Sonra Avrupallar geldi ve Afrika sanatn kefetti. u Fransz ressamlarn bazlar,
kabile maskelerinden ilham almt. imdiyse Afrika'da btn zamann Avrupa ve
Amerika'ya ihra etmek iin maske yaparak geiren oymaclar var. Eski biimleri izlemeye
devam ediyorlar nk mterilerinin istedii bu; ancak yine de garip. Yaptklar ey ie
yaramaz, iinde herhangi bir duygu yok Gerek deil. Eline alrsn ve bakarsn - ayn eyi
gereine de yaparsn ve aradaki fark annda grrsn. Eer bu konuya biraz olsun ilgi
duyuyorsan byle olur. Garip, deil mi?"
"lgin."
"O tr plklerden elimde olsayd sana gsterirdim ama yok. ilk balarda birka tane
satn almtm. Bir duyguyu gelitirmek iin baz hatalar yapman gerekir. Ama o
pisliklerden kurtuldum -hepsini oradaki minede yaktm." Glmsedi. "lk aldm
paraysa hl duruyor, yatak odasnda asl. Bir Dan Maske'si. Poro Topluluu'na ait. O
zamanlar Afrika sanatyla ilgili bir bok bilmiyordum ama onu o antikac dkknnda
grdmde sanatsal btnl beni ok etkiledi." Duraklad ve ban iki yana sallad.
"Gerekten ok etkiledi. O przsz siyah ahap parasna baktmda sanki karmda bir
ayna duruyormu gibi hissettim. Orada kendimi, babam grdm. Geride kalan o kahrolas
yllara bir bir bakyor gibiydim. Neden szettiimi anlyor musun?"
"Emin deilim."
"Kahretsin. Ben de anlamyorum." Yine ban sallad. "Sence o eski sanaatkrlar buna ne
derdi? 'Hey, bu kak zenci o eski maskelerle ne yapyor? Neden onlar kahrolas
duvarlara asp duruyor?' Kahve hazr Sen sade iiyorsun, deil mi?"

"Bu arada, bir detektif nasl detektiflik yapar?" diye sordu. "e nereden balarsn?"
"Oraya buraya gidip insanlarla konuarak. Eer Kim, bir manyak tarafndan tesadfen
ldrlmediyse, lm nedeni yaamnn iinde gizli." Parmamla not defterimin stne
vurdum.; "Onun yaam hakknda bilmediin ok ey var"
"Tahmin edebiliyorum."
"nsanlarla konuacam. Bakalm bana anlatabilecekleri ne olacak' Belki her ey yerli
yerine oturur ve ortaya bir ey kar belki de tersi olur."
"Kzlarma seninle konumaktan ekinmemelerini syleyeceim"
"Bu iyi olur"
"Bir ey bildiklerinden deil ama her olasl dikkate almak gerek."
"Bazen.insanlar baz eyleri bildiklerinin farknda olmadan" bilirler."
"Ve bazen sylediklerinin farknda olmadan sylerler"
"Bu da doru."
Ayaa kalkt, ellerini beline koydu. "Biliyor musun" dedi, "seni buraya getirmeyi nceden
planlamadm. Bu evi bilmen gerektiini dnmedim. Ve seni sen istemeden buraya
getirdim."
"ok gzel bir ev."
"Teekkr ederim."
"Kim de beenmi miydi?"
"Buray hi grmedi. Hibiri grmedi. Buraya haftada bir temizlik iin gelen bir Alman kadn
var Her yeri prl prl yapar Bu evin iine giren tek kadn odur. Yani en azndan ben
yerletiimden beri. Zaten o mimarlarn da kadnlarla pek ii olmam. Bu arada kahveyi
de bitirdik."
Termosun dibinde kalan son kahveyi de bardama boaltt. Gerekten ok kaliteli bir
kahveydi. O gece iin yeterince imitim; ancak son bir fincana hayr denilemeyecek kadar
iyiydi. Daha ncesinde beendiimi belirttiimde Jamaica Blue Mountain'la koyu
kavrulmu Kolombiya kahvesi karm olduunu sylemiti. Bana bir miktar vermeyi teklif
etti ama bir otel odasnda fazla ie yaramayacan syledim.
Ben kahvemi yudumlarken o, bir kez daha servisini arad "Burann numarasn bana
verecek misin?" diye sordum kapadnda. "Yoksa bu saklamak istediin bir sr m?"
Gld. "Buraya ok uramyorum. Servisi arayarak bana ulaman daha kolay olur"
"Pekl."
"Ayrca bu numara fazla iine yaramaz. Ben bile bilmiyorum Emin olmam iin eski
faturalardan birine bakmam gerek. Zaten numaray evirsen bile hibir ey olmayacaktr."
"Nasl yani?"
"Telefonlar almayacaktr Yalnzca dars aranabilir. Buraya yerletiimde telefon
balatr balatmaz her yere paralel ektim. Bylece telefona her zaman yakn olacaktm.
Ama numaray kimseye vermedim. Servisime bile."
"Ve?"
"Ve bir gece buradayken -sanrm bilardo oynuyordum-kahrolas telefon ald. Yerimden
zpladm. Arayan, New York Timesa ilan vermek isteyip istemeyeceimi sordu, iki gn
sonra bir telefon daha geldi ve yanl numarayd. Anladm ki arayanlar hep ya yanl
numara ya da bir ey satmaya alan insanlar olacakt. Bu yzden elime tornaviday
aldm, btn telefonlarn iini atm. Akm, telden getiinde zili alan bir dil vardr Ben de
hepsinin iindeki o kk dilleri kardm. Bir kere buray baka bir telefondan aradm.
Dardan alyor gzkyor; nk o dillerin ktn kimse bilmiyor. Ama evin iinde
hibir telefon sesi duyulmuyor"
"Akllca."
"Kap zili de yok. D kapnn yannda basman iin bir ey duruyor ama hibir yere bal
deil. Buraya tandmdan beri o kap hi almad. Camlardan ieriyi gremezsin.
Ayrca her yerde alarm var. Greenpoint gibi ho, irin bir Polonyal mahallesinde fazla
hrszlk olduundan deil ama yal Dr. Levandowski gvenlikten ve zel hayatnn zel
olarak kalmasndan holanyor:"
"Eminim yledir"
"Burada fazla zaman geirmem Matthew. Ama o garaj kaps arkamdan kapandnda
btn dnya darda kalyor. Burada hibir ey bana dokunamaz. Hibir ey."
"Beni buraya getirmene ardm."
"Ben de."

Para konusunu en sona brakmtk. Bana ne kadar istediimi sordu, iki bin be yz dolar
istediimi syledim.
Bunun karlnda ne alacan sordu.
"Bilmiyorum" dedim. "Saat hesabna gre almam ve harcamalarmn kaydn tutmam.
Eer ok fazla para harcamak zorunda kalrsam ya da i ok uzarsa senden daha ok
para isteyebilirim. Ama sana bir fatura gndermem ve deme yapmadnda seni dava
filan etmem."
"Her eyi ok gayri resmi yrtyorsun."
"Doru."
"Bu houma gitti. Her ey nakit ve makbuz yok. Para demek benim iin sorun deil.
Kadnlar ok para getiriyor. Tabii harcama yaplacak da ok ey oluyor. Kira, faturalar,
rvetler. Orospunun birini bir apartmana yerletiriyorsun; bunun karln demen
gerek. Kapcya yalnzca Noel'lerde yirmi dolar vererek brakamazsn -yani dier kiraclar
gibi. En azndan her ay yirmi dolar ve Noel'lerde de bir yzlk vermek zorundasn. Her
alanm iin bunu yaptm dnrsen olduka ykl bir ey kyor ortaya."
"yle olmal."
"Ama yine de geriye ok fazla para kalyor Ve ben bu paray Cola imek iin ya da kumar
oynamak iin harcamyorum. Ne demitin - iki bin be yz m? Eline verdiim o Dogon
maskesi iin bunun iki katndan fazlasn demitim ben. 6200 Dolar art ak artrma
galerisinin yzde on komisyonu. Ne ediyor? 6820 Dolar. Ve tabii katma deer vergisi de
var"
Bir ey sylemedim. "Kahretsin" dedi. "Ne kantlamaya alyorum, bilmiyorum. Herhalde
bir zenci zppesi olduumu Bir dakika burada bekle." Elinde bir deste yzlkle geri geldi,
yirmi be tanesini sayd. Kullanlm banknotlard, seri numaralar farklyd. Evde ne kadar
nakit para bulundurduunu ve stnde ne kadar tadn merak ettim. Yllar nce
tandm bir tefeci vard Evden karken cebinde en az on bin dolar bulundurmay kural
edinmiti. Bunu bir sr olarak saklamazd. Onu tanyan herkes, cebindeki serveti bilirdi.
Ama hi kimse bunu ondan almaya almazd.

Beni arabasyla otele brakt. Bu kez baka bir yoldan gitmitik -Pulaski Kprs'nden
Queens'e ve sonra tnelden Manhattan'a, kimiz de fazla konumadk ve bir ara dalm
olmalym ki, beni uyandrmak iin omzuma dokunmak zorunda kald.
Gzlerimi krptrarak koltuumda dikletim. Otelimin nndeki kaldrmn yannda park
etmitik.
"Kapdan kapya servis" dedi.
Dar ktm ve kaldrmda durdum. Birka taksinin gemesini bekledikten sonra U-
dn yapt. Cadillac gzden kaybolana kadar izledim.
Dnceler, beynimde, tkenmi yzcler gibi abalayp duruyordu. Hibir ey
dnemeyecek kadar yorgundum. Yukar ktm ve yataa girdim.
12
"Onu ok iyi tanmyordum dorusu. Bir yl kadar nce gzellik salonunda tanmtk ve
birlikte bir kahve imitik. Konuma tarzndan edindiim ipular, onun bir Avon kadn
olmadn gstermiti. Birbirimizin numaralarn almtk ve o gnden beri ara sra
telefonla grmtk. Ancak asla fazla yakn olmadk Ve sonra, birka hafta nce telefon
etti ve bulumak istediini syledi. armtm. Aylardr grmemitik"
Elaine Mardell'in Elli Birinci Cadde'de Birinci ve kinci sokaklar arasndaki apartman
dairesindeydik. Yerde beyaz, kaba bir kilim, duvarlarda koyu tonda, soyut yal boya
tablolar, radyoda yumuak bir mzik. Ben kahve almtm. Elaine soda iiyordu.
"Ne istiyordu?"
"Bana pezevenginden ayrlacan syledi. Bu ii zarar grmeden yapmak istiyordu. Sen
de bu noktada sahneye kmtn, hatrladn m?"
Bam salladm. "Neden sana gelmiti?"
"Bilmiyorum. Bana fazla arkada yokmu gibi geldi. Konu, Chance'in kzlarndan biriyle
tartaca trden deildi Byk olaslkla o hayatn tamamen dnda olan birisiyle de
konumak istemedi. Ve genti -biliyorsun, bana kyasla yani. Beni bir eit bilgi yal
teyze olarak grm olabilir."
"Evet, yle olduun sylenebilir."
"Gerekten, doru deil mi? Ka -yirmi be yanda myd?"
"Yirmi demiti. Sanrm gazetelerde yirmi drt yazdlar."
"Tanrm, gerekten ok genmi."
"Biliyorum."
"Biraz daha kahve ister misin Matt?"
"Hayr, byle iyi."
"Bence konumak iin neden beni seti biliyor musun? Benim bir pezevengim yok da
ondan." Koltuunda yerleti bacan dierinin stnden indirdi, sonra tekrar att. Bu
dairede geirdiimiz dier anlar hatrladm: Birimiz kanepede, birimiz iskemlede, odadaki
gerginlii yumaatan ayn hafif mzik
"Senin hibir zaman olmad, deil mi?" dedim.
"Hayr"
"ou kzn olur mu?"
"Onun tandklarnn hepsinin vard. Bence eer sokakta i yapyorsan olmas gerek.
Birinin senin haklarn bir noktaya kadar savunmas ve tutuklandnda kefaletini demesi
gerek, iini benim gibi evden yrtyorsan farkl. Ama buna ramen tandm ou
fahienin erkek arkadalar vardn"
"Bu, pezevenkle ayn anlama gelmiyor mu?"
"Ah, hayr. Bir erkek arkada birok kz altrmaz. O yalnzca senin erkek arkadandr
Ve paran ona vermezsin ama bir sr ey satn alrsn, hayatta bir zorlukla karlarsa ya
da yapmak istedii bir ile ilgili frsat yakalamsa ya da kk bir bor istiyorsa ona nakit
para vererek yardm edersin. Ancak btn bunlar ona paran verdiin anlamna gelmez.
te erkek arkada budur."
"Bir-kadnl pezevenk gibi."
"yle denebilir ama her kz, kendi erkek arkadann farkl olduuna, kendi ilikisinin farkl
olduuna yemin eder Ve asla farkl olmayansa paray kimin kazand ve kimin yediidir"
"Ve senin hi pezevengin olmad yle mi? Ya da bir erkek arkadan?"
"Hi. Bir keresinde el falma baktrmtm ve avcumu okuyan kadn ok etkilenmiti, iki
tane akl izgin var hayatm' demiti' Akln, kalbini ynetiyor" Yanma geldi ve avcunu
gsterdi, "ite burada, gryor musun?"
"Bence iyi grnyor:"
"Dmdz." Sodasn almak iin gitti, sonra yine geldi ve kanepede yanma oturdu. "Kim'e
olanlar duyduumda" dedi "ilk iim seni aramak oldu. Ama otelde yoktun."
"Hi mesajn almadm."
"Brakmadm da ondan. Telefonu kapadktan sonra bildiim bir turizm acentesini aradm.
Birka saat sonra Barbados'a giden bir uaktaydm."
"Birinin listesinde kendi adnn da olmasndan m korktun?"
"Dorusu pek yle syleyemem. Onu Chance'in ldrdn dnmtm. Adamn,
kzn btn arkadalarn ldreceini filan da sanmyordum. Hayr, yalnzca bir ara
vermenin zaman geldi diye dndm. Deniz kysnda bir otelde bir hafta. leden sonra
biraz gne, gece biraz rulet ve beni uzun bir sre idare edecek kadar mzik ve dans."
"Kulaa ho geliyor"
"Oradaki ikinci gecemde, havuzba kokteylinde bir adamla tantm. Yandaki otelde
kalyordu. ok ho bir adamd. Avukat. Bir buuk yl nce boanm ve sonra kendine
gre ok gen biriyle ksa bir iliki yaam. Artk o defter kapanm ve sonra da karsna
ben kmm."
"Ve?"
"Ve haftamn geri kalan boyunca ho bir romantizm yaadk. Sahilde uzun yryler.
Dalglk, tenis. Romantik akam yemekleri. Benim terasmda iki. Denize bakan bir
terasm vard."
"Burada da Dou Nehri'ne bakan bir terasn var"
"Ayn ey deil. Harika zaman geirdik Matt. Ayrca seks de ok iyiydi. Mesleimin ie
yarayacan sanmtm -bilirsin ite, utanga rol oynamak iin. Ama rol yapmama gerek
kalmad, ok utanmtm. Ve sonra utangalm stmden attm."
"Ona sylemedin deil mi?"
"Dalga m geiyorsun? Elbette hayr. Sanat galerileri iin altm syledim. Tablolar
restore ediyordum, Serbest alan bir restorasyon uzmanydm. Bunun ok etkileyici
olduunu syledi ve bir sr soru sordu. Daha basit bir meslek seebilirdim ama anlyor
musun, gerekten etkileyici olmak istedim."
"Elbette."
Ellerini kucana koymu, onlara bakyordu. Yznde daha izgiler olumamt ama
geen yllar, kendilerini ellerinin stnde gstermeye balamt. Ka yanda olduunu
merak ettim, Otuz alt? Otuz sekiz?
"Matt, beni ehre dndmzde de grmek istedi, Birbirimize k olduumuzu filan
sylemiyorduk -yle bir ey deil - ama bir yerlere gidebilecek bir eye sahip
olabileceimizi hissediyorduk ve o bunu deneyip grmek istedi. Merrick'te yayor. Nerede
olduunu biliyor musun?"
"Elbette. Island'da. Eskiden yaadm yere yakn."
"Oralar gzel midir?"
"Baz yerleri hotur"
"Ona uydurma bir telefon numaras verdim. Adm biliyor ama buradaki telefonum
rehberde yok. Ondan hi haber almadm ve almay da beklemiyorum zaten. Gneli bir
hafta ve hafif ho bir romantizm istemitim ve bunlar da yaadm. Ama arada bir de olsa
onu aramam ve yanl numara konusunda bir ey uydurmam gerektiini dnyorum.
Byle bir eyi kolaylkla ayarlayabilirim."
"Herhalde."
"Ama ne iin? Kolaylkla onun kars ya da kz arkada filan olmay da baarabilirim. Ve
bu daireyi terk ederek mteri defterimi atee de atabilirim. Ama ne iin?" Bana bakt. "yi
bir hayatm var. Param biriktiriyorum. Param her zaman biriktirdim,
"Ve yatrm yaptn." Hatrlamtm. "Emlakti, deil mi? Queens'de evler."
"Yalnzca Queens'de deil. u anda mecbur kalsam emekli olabilirim ve iyi de yaarm.
Ama neden emekli olmak isteyeyim ve neden bir erkek arkadaa ihtiya duyaym ki?"
"Kim Dakkinen neden emekli olmak istedi?"
"istedii bu muydu?"
"Bilmiyorum. Neden Chance'i terk etmek istedi?"
Dnd, sonra ban iki yana sallad. "Ona hi sormadm."
"Ben de."
"Zaten her eyden nce bir kzn neden bir pezevengi olduunu hi anlayamammdr. Bu
yzden biri gelip bana bir tanesinden kurtulmak istediini sylediinde ondan aklama
istemem."
"Birine k myd?"
"Kim mi? Olabilir. Varsa bile hi szetmedi."
"ehri terk etmeyi planlyor muydu?"
"Bende yle bir izlenim brakmad. Ama yle olsa da bana sylemezdi, deil mi?"
"Kahretsin" dedim. Boalan fincanm sehpann zerine koydum. "Biriyle bir biimde bir
ilikisi vard. Keke kim olduunu bilebilseydim."
"Neden?"
"nk onun katilini bulmamn tek yolu bu."
"Sence byle mi?"
"Genelde byle olur."
"Diyelim yarn ldrldm. Ne yaparsn?"
"Herhalde iek yollarm."
"Ben ciddiyim."
"Pekl. Merrick'teki avukatlar aratrrm."
"Bir sr avukat olabilir, deil mi?"
"Belki de. Ama bu ay iinde bir haftay Barbados'ta geirenlerin says fazla deildir.
Sahilde senin kaldn otelin yanndaki otelde olduunu sylemitin, deil mi? Onu
bulmakta faz|a zorlanacam sanmyorum."
"Btn bunlar yapar mydn?"
"Neden olmasn?"

"Kimse sana para vermeyecekti ama."
Gldm. "Eh, birbirimize her zaman faydamz dokunmutur Elaine."
Gerekten de hep yle olmutu. Ben Tekilat'tayken bir anlama yapmtk. Yalnzca bir
polisin zebilecei bir sorunu olduunda ona yardm ederdim. Bu yasalarla ya da tehlikeli
bir mterisiyle ilgili bir sorun olabilirdi. Karlnda o da bana ihtiyacm olduunda bilgi
verirdi. Bir anda dndm de, bu beni ne yapmt? Bir pezevenk ya da erkek arkada
deil. Peki ne?"
"Matt? Chance neden seni tuttu?"
"Onu ldrenin kim olduunu bulmam iin."
"Neden?"
Onun ne srd nedenleri dndm. "Bilmiyorum" dedim.
"i neden aldn?"
"Para iime yarayabilir Elaine."
"Paraya o kadar ok nem vermezsin sen."
"Elbette veririm. Yam geiyor. Hayatm bir biimde garantiye almalym artk.
Queens'teki u dairelerde gzm var zaten."
"ok komik."
"Bahse girerim orada bir tr evsahiplii yapyorsundur. Bahse girerim kiray almak iin
kaplarna dayanmana baylyorlardr."
"Btn o ilere bakan bir firma var Kiraclarmn yzn bile grmem."
"Keke bunu bana sylemeseydin. Harika bir fanteziyi yokettin."
"Eminim yledir"
"Yapmam istedii ii hallettikten sonra Kim beni yataa att. Evine gittim, param verdi ve
sonra yattk."
"Ve?"
"Bahi gibi bir eydi. Teekkr etmenin dosta bir yolu."
"On dolarlk Noel bahiinden daha iyi."
"Ama bunu yapar myd? Yani hayatnda bir bakas varsa. Srf elencesine benimle
yataa girer miydi?"
"Matt, bir eyi unutuyorsun."
Yalnzca bir an iin de olsa birinin bilgi yal teyzesi gibi grnd. Neyi unuttuumu
sordum.
"Matt, o bir fahieydi."
"Sen Barbados'tayken fahie miydin?"
"Bilmiyorum" dedi. "Belki yleydim, belki deildim. Ama sana u kadarn syleyebilirim.
Kur yapma aamas bitip yataa girdiimizde ok memnundum; nk artk iyi bildiim bir
ii yapacaktm. Ve bu i, erkeklerle yataa girmektir"
Bir an dndm. "Seni aradmda bir saat oyalanmam sylemitin" dedim. "Yani hemen
gelmemi istemedin."
"Ee?"
"Bir mterinin randevusu mu vard?"
"Eh, bo oturduum sylenemez."
"O paraya ihtiyacn m vard?"
"htiyacm m vard? Bu ne biim soru byle? Paray aldm ite."
"Ama o olmadan da kiran deyebilirdin."
"Ve a kalmaz ya da kak orap giymek zorunda kalmazdm, deil mi? Btn bunlar ne
demek oluyor?"
"Yani bugnk adamla bulutun; nk yaptn i bu."
"Sanrm."
"Eh, ii neden aldm soran sendin."
"Yaptn ey, bu." dedi.
"Onun gibi bir ey."
Aklna bir ey geldi ve gld. "Heinrich Heine lrken -yani u Alman air.."
"Ee?"
"lrken yle demi; 'Tanr beni affeder. Bu, O'nun ii.'"
"Fena deil."
"Herhalde Almancas daha iyidir. Ben pislikle urayorum, sen detektiflik yapyorsun ve
Tanr affediyor." Gzlerini indirdi. "Umarm affediyordur" dedi. "Namlunun ucunda benim
sram geldiinde umarm Barbados'ta hafta sonu tatiline kmam olur"
13
Elaine'in dairesinden ktmda hava kararmaya balamt ve i k olduundan trafik
bir hayli skkt. Yine yamur iseliyordu; bu da trafiktekileri daha yavalatyordu. Nehir
gibi akan otomobillere bakarken ilerinden birinde Elaine'in avukatnn olup olmadn
merak ettim. Adamn, Elaine'in verdii numara yanl ktnda nasl tepki gsterdiini
tahmin etmeye altm.
Eer isteseydi onu bulabilirdi. Adn biliyordu. Elbette ki telefon irketi rehberde kaytl
olmayan bir numaray ona vermezdi ama bu ii halledecek bir balant bulmak iin insann
ok yksek bir pozisyonda olmasna gerek yoktu. Bunu baaramasa bile izini, kald
otelden kolaylkla bulabilirdi. Ona, kadnn seyahat acentesinin adn verebilirlerdi ve o da
bir biimde adresini elde edebilirdi. Ben eskiden polis olduum iin aklma otomatikman bu
tr bir ey gelmiti ama herhangi bir insan da aklnda byle bir balant kuramaz myd?
Bana fazla karmak grnmemiti dorusu.
Belki numarann sahte olduunu renince krlmt. Belki de kadnn kendisini grmek
istemediini anlaynca o da onu grmekten vazgemiti. Ama aklna ilk gelen ey, bunun
bir yanllktan kaynaklanm olabilecei olmaz myd? Sonra bilinmeyen numaralan
deneyebilir ve kendisine vermedikleri o numarann, elindekinden bir ya da iki rakamla
farkl olduunu dnebilirdi. yleyse neden peine dmedi?
Belki de her eyden nce onu aramad bile. Numarann sahte olduunu hi renmedi.
Belki de evine, ocuklarna ve karsna dnerken numarann yazl olduu kd uan
tuvaletine atverdi.
Belki de telefonu banda aranmay bekleyen sanat uzmann gznn nne getirerek
sululuk duyduu zamanlar olmutu.
Belki aceleci davrand iin pimanlk duyuyordu. Ne olursa olsun numaray atmaya
gerek yoktu. Onunla arada bir de olsa buluabilirdi. Kars ve ocuklar hakknda bir ey
bilmesine gerek yoktu, Kahretsin, kadncaz herhalde kendisini boya tpleri ve yal
boyalarnn arasndan ekip alacak birine minnet duyacakt.

Yaryolda bir restorana uradm. orbayla sandviin ardndan bir fincan kahve itim.
Post'ta tuhaf bir hikye vard. Queens'te iki komu, sahibinin yokluunda havlayan bir
kpek yznden aylardr kavga ediyorlard. nceki gece sahibi kpei gezdirirken kpek,
komunun evinin nndeki aacn dibini pisletmiti. O srada tesadfen camdan dar
bakmakta olan komu, olay grm, kpei ikinci kattaki camdan bir ok ve yayla
vurmutu. Kpein sahibi hemen evine komu, elinde II. Dnya Sava'ndan kalma bir
Walther P-38'le geri gelmiti. O srada elindeki ok ve yayla dar frlayan komuyu vurarak
ldrmt. Komu seksen bir, kpein sahibiyse altm iki yandayd ve Little Neck'te
yirmi yldr yan yana yayorlard. Kpein ya verilmemiti; ancak bir resmi baslmt.
niformal bir polis tasmasndan zorla srklyordu.

Midtown North, otelimden birka blok tedeydi. O gece saat dokuzu biraz gee oraya
giderken yamur hl iseliyordu. Danmaya uradm. Bykl ve salar fnl bir gen
bana merdivenleri iaret etti. Birinci kata ktm ve detektiflik masasnn bulunduu odaya
girdim. Masalarnda oturan drt sivil polis vard ierde. Birka kii de kede televizyon
izliyordu. Oraya getirilmi olan siyah gen, benim ieri girmemle ilgilendiler ama
avukatlar olmadm grnce tekrar balarn evirdiler.
En yakndaki masaya yneldim. Salar dklmeye balam olan bir polis, daktilo
etmekte olduu rapordan ban kaldrd. Ona Detektif Durkin'le randevum olduunu
syledim.
Dier masadaki polis bana bakt. "Scudder olmalsn" dedi "Ben, Joe Durkin."
Tokalamas ok sert, sanki erkekliini ispatlarcasna gibiydi. Bana bir iskemleyi iaret
ederek kendi yerine oturdu, sigarasn dolmu tam klln iinde sndrd, yeni bir
tane yakt, geriye yasland ve bana bakt. Gzleri, insana hibir ey ifade etmeyen o ak
gri renkteydi.
"Darda hl yamur yayor mu?" dedi.
"Bir yayor bir duruyor."
"Rezalet bir hava. Kahve alr msn?"
"Hayr teekkrler."
"Senin iin ne yapabilirim?"
Ona Kim Dakkinen cinayetiyle ilgili elinde gsterebilecei ne varsa grmek istediimi
syledim. "Neden?" "Birine onlara bakacam syledim."
"Birine onlara bakacan m syledin? Yani bir mteri olduunu mu sylemek
istiyorsun?"
"yle de diyebiliriz."
"Kim?"
"Bunu sana syleyemem."
ene kaslarndan biri atmaya balamt. 35 yalanndayd. Biraz kilolu saylrd -yalnzca
birka yl daha yal gsterecek kadar. Henz salarndan bir tel bile kaybetmemiti. Koyu
kahverengi, neredeyse simsiyah salar vard. Hepsini geriye doru taramt. Aa
kattaki komusundan sa kurutmasn dn alm olmalyd.
"Bunu gizli tutamazsn" dedi. "Lisansn yok. Ayrca olsa bile byle bir ayrcaln olamaz."
"Mahkemede olduumuzu bilmiyordum."
"Deiliz. Ama buraya gelerek bir iyilik istiyorsun ve..."
Omuz silktim. "Sana mterimin adn veremem. O yalnzca kzn katilinin yakalandn
grmek istiyor Hepsi bu."
"Ve bunun, seni tutarak daha abuk olacan dnyor"
"yle grnyor"
"Peki sen de mi yle dnyorsun?"
"Ben yalnzca yaamak iin para kazanmam gerektiini dnyorum."
Doru eyi sylemitim. Artk bir tehdit oluturmuyordum. Yalnzca iini yapmaya alan
bir adamdm. ini ekti, masasna hafife vurdu, ayaa kalkt ve dosya dolaplarnn
durduu keye doru ilerledi. Kaln yapl ve arpk bacakl bir adamd. Gmleinin
kollarn dirseklerine kadar, svam, yakasndaki dmeyi amt. Denizcilere has tarzda,
sanki yuvarlanyormu gibi yryordu. Elinde bir dosyayla geri dnd, iskemlesine kt,
ktlarn arasndan bir fotoraf buldu ve masann stne koydu.
"te" dedi. "Gzlerin bayram etsin."
Kim'in 5x7'lik siyah-beyaz bir fotorafyd. Resimdekinin Kim olduunu nceden biliyor
olmasaydm onu tanyamayacamdan eminim. Fotorafa baktm, midemdeki bulantyla
mcadele ettim ve bakmaya devam etmek iin kendimi zorladm.
"Kzn zerinde iyi bir i karm" dedim.
"Doktorun dediine gre pala gibi bir eyi altm alt kez saplam. Sayma iine ne
diyorsun? O ii nasl yapyorlar, bilmiyorum. Sana yemin ederim benimkinden de kt bir
i bu."
"Btn o kan."
"Tanr'ya kret onu siyah-beyaz gryorsun. Renkli hali daha ktyd."
"Tahmin edebiliyorum."
"Atardamarlara saplam. Byle bir ey yaptnda kan fkrr. Her taraf kan revan olur. O
kadar ok kan daha nce hi grmemitim,"
"Kendi stn de kana bulam olmal."
"Kesinlikle."
"O zaman kimse fark etmeden oradan nasl km?"
"Souk bir geceydi. Bir paltosu olabilir. zerine onu giymitir." Sigarasndan bir nefes ald.
"Ya da belki iini yaparken stnde bir ey yoktu. Kahretsin, kz rlplakt. Belki o da
giysilerinin fazlalk olmasn istemedi. Eer yleyse ii bittiinde tek yapaca du almakt.
Orada ho, gzel bir banyo var. Onun da dnya kadar zaman vard; neden kullanmasnd
ki?"
"Havlular kullanlm m?"
Bana bakt. Gri gzlerinden hl bir ey okunmuyordu; ancak tavrnda biraz daha sayg
sezmitim. "Kirli havlu grdm hatrlamyorum" dedi.
"Zaten yle bir eyi fark edeceini sanmyorum. Yani byle bir manzarayla karlatn bir
odada."
"Aslnda listeye geirilmi olmal." Parmayla dosyadaki ktlar kartrd. "Nasl
altklarn bilirsin. Her eyin fotorafn ekerler. Kant olabilecek her ey poete konun
etiketlenir ve listeye geirilir Sonra da depoya gider ve dosya ama zaman geldiinde
kimse onlar bulamaz." Dosyay bir an iin kapad ve ne doru eildi. "Bir ey duymak
ister misin? ki hafta nce kzkardeimden bir telefon aldm. Kocasyla birlikte
Brooklyn'de yayor. Midwood blgesinde. Oray bilir misin?"
"Eskiden bilirdim."
"Herhalde senin bildiin zamanlarda daha ho bir yerdi. Aslnda ok kt deil. Yani btn
ehrin bir lam ukuru olduunu dnrsek, karlatrdnda o kadar da kt saylmaz.
Neden telefon ettiine gelince, eve dndklerinde hrsz girdiini fark etmiler. Tanabilir
bir televizyon, bir daktilo, biraz mcevher. alnm. Olay nasl rapor edeceini renmek
iin beni aram. Nereyi aramas gerektiini filan sormak iin. Ona ilk sorduum ey, bir
sigortasnn olup olmadyd. Olmadn syledi. Almaya demez diye dnmler Ona
bunu unut, dedim. Rapor etmemesini syledim. Zamann boa harcam olacakt nk.
Peki rapor etmezse hrszlarn nasl yakalanacan sordu.
Ben de ona artk kimsenin bir hrszlk olayn aratracak zaman olmadn akladm. Bir
rapor doldurursun ve bu, bir dosyaya girer ama yapann kim olduunu bulmak iin kimse
kln kprdatmaz. Bir hrsz i bandayken yakalamak tamam, ama aratrmak -
kahretsin, kimsenin buna zaman yoktur Kardeim btn bunlar anladn syledi ancak
ya polis o mallar ele geirirse? Eer hrszl rapor etmezse mallar ona nasl geri
dnecekti? Ona sistemin tmnn ne kadar boktan olduunu anlatmak zorunda kaldm.
Depolar azna kadar ele geirdiimiz alnt mallarla dolu. nsanlarn doldurduu binlerce
raporun bulunduu dosyalar var elimizde. Ve o kahrolas eyleri kesinlikle gerek
sahiplerine geri veremiyoruz. Btn bunlar anlattm durdum ite. Seni fazla skmak
istemiyorum; ama unu syleyeyim, sonunda bana inandn sanmyorum. nk bu iin
bu kadar kt olduuna inanmak istemiyor insan."
Dosyann iinde bulduu bir kd kalarn atarak inceledi. Sonra okumaya balad. "Bir
banyo havlusu, beyaz. Bir el havlusu, beyaz. ki bornoz, beyaz. Kullanlm olup
olmadn sylemiyor" Bir tomar fotoraf kararak bunlara hzla gz att. Kim Dakkinenin
ld odann iini gsteren resimlere ben de omzunun stnden baktm. Kim, resimlerin
bazlarnda vard ama hepsinde deil; fotoraf, otel odasnn hemen her santimini
ekerek cinayet sahnesini iyice canlandrmt.
Banyoyu gsteren bir fotorafta zerinde kullanlmam havlu duran bir ask grlyordu.
"Kirli havlu yok" dedi.
"Onlar yannda gtrd."
"Ha?"
"Ykanmas gerekiyordu. Kanl giysilerinin stne palto geirecek olsa bile. Ve orada
yeterince havlunun olmad grlyor. Her eyden en az iki tane olmas gerek. Klas bir
otelde iki kiilik bir oda -yle yerlerde bir banyo havlusu ve bir el havlusundan daha
fazlasn verirler."
"Onlar neden yannda gtrsn ki?"
"Belki palay iine sarmak iin."
"Zaten onu iinde saklayacak bir eyi olmas gerekir; yani otele sokabilmesi iin bir anta
falan. Neden darya da ayn yolla karmasn?"
Byle olabileceini syledim.
"Ve neden kirli havlularn iine sarsn? Diyelim ki banyo yaptn, kurulandn ve bir palay
antana koymadan nce bir eyin iine sarmak istedin. Orada temiz havlular olduunu
gryorsun. antana slak havlu sokmaktansa aleti temiz bir havluya sarmay tercih etmez
miydin?"
"Haklsn"
"Bu konuda endielenmek yalnzca zaman kayb" dedi. Bir yandan da elindeki fotoraf
masann stne hafife vurup duruyordu. "Ancak havlularn kayp olduunu fark
etmeliydim. Evet, bu, aklma gelmeliydi."
Birlikte dosyann stnden getik. Tbbi raporda birka srprizle karlatk. lm nedeni,
ok sayda bak darbesi sonucu ar kan kaybyd. Evet, sanrm yle denebilirdi.
Tanklarn sorgu raporlarn okuduktan sonra bir cinayet kurbannn dosyasnda bulunan
trden dier ktlara gz attm. Dikkatimi toplamakta zorlanyordum. Bam armaya ve
zihnim bulanmaya balamt. Bir ara Durkin dosyay incelemeyi bana brakt ve yeni bir
sigara yakarak nceden daktilo ettii eye dnd.
Dayanabileceim kadarn okuduktan sonra dosyay kapadm ve ona geri verdim. O da
dolaba koyduktan sonra kahve almak iin makinenin bana gitti.
"kisini de kremal ve ekerli aldm" dedi, benimkini nme koyarken. "Belki beenmezsin."
"Yo, nemli deil" dedim.
"Artk bizim bildiklerimizi sen de biliyorsun" dedi. Bunun iin teekkr ettiimi syledim.
"Dinle" dedi. "Bize u pezevenk ilgili bilgi vererek zaman kazandrdn. Sana borluyduk.
Sen de biraz para kazanacaksan iyi oldu."
"imdi ne yapacaksnz?"
Omuz silkti. "Aratrmay her zamanki yntemlerle srdreceiz. Savcla sunabilecek bir
eyler elde edinceye kadar ipularn izleyeceiz ve kant toplamaya alacaz."
"Kulaa, taklm, bir plak gibi geliyor"
"yle mi?"
"Peki sonra ne olacak Joe?"
"Ah, Tanrm" dedi. "Kahve berbat, deil mi?"
"Yo, iyi."
"Eskiden sorunun bardaklarda olduunu dnyordum, Sonra bir gn kendi fincanm
getirdim. Artk kahvemi karton bardak yerine porselenden iecektim. yle deerli bir
porselen filan deil; u kafelerde servis yaptklar cinsten bir ey. Anladn deil mi?"
"Elbette."
"Ama kahvenin tad hl berbatt. Fincan getirdiimin ikinci gn burada bir grup
serseriyle ilgili tutuklama raporu yazarken kolum arpt ve fincan yere derek krld.
Buradan sonra gitmen gereken bir yer var m?"
"Hayr"
"yleyse aa inelim" dedi. "Kedeki yere gidelim."
14
Beni Onuncu Cadde'de, keden bir blok tedeki bir meyhaneye gtrd. Meyhanenin bir
ad varsa bile dorusu dikkat etmemitim. Ama oraya Detox'tan nceki Son Durak
denebilirdi. Ucuz giysili iki yal adam birlikte barda oturuyor, sessizce ikilerini iiyorlard.
Krk yalarnda biri, barn en uzak kesinde ayakta duruyor, bir yandan krmz arabn
yudumlarken dier yandan gazetesini okuyordu. zerine bir tirt ve jean pantolon giymi,
elimsiz bir adam olan barmense kk bir siyah-beyaz televizyonda bir ey izliyordu.
Sesini neredeyse sonuna kadar ksmt.
Durkin'le ben bir masaya getik. kilerimizi almak iin bara gittim: Ona bir duble votka,
kendime gazoz. Masaya geri dndmde gzleri gazozuma takld, ancak bir yorumda
bulunmad.
Orta sertlikte sko ve soda da olabilirdi. Renk, hemen hemen tutuyordu.
Votkasndan biraz itikten sonra "Ah, Tanrm" dedi. "ie yaryor. Gerekten yaryor."
Ben bir ey demedim.
"Sorduun soruya gelince. Yani bundan sonra ne yapacamza. Bunu kendin
yantlayamyor musun?"
"Belki."
"Kzkardeime yeni bir televizyonla daktilo almasn ve kapya birka tane daha kilit
taktrmasn syledim. Ama polisleri arama zahmetinde bulunma, dedim. Dakkinen
konusunda ne mi yapacaz? Hibir ey."
"Ben de yle anlamtm."
"Onu kimin ldrdn biliyoruz."
"Chance mi?" Ban sallad. "Lehine yeterince kant var, sanyordum."
"Ah, salam kantlar; deil mi? Ee? Yine de yapm olabilir, o srada beraber olduunu
syledii insanlar onun iin kolaylkla yalan syleyecek tipler"
"Sence yalan m sylyorlar?"
"Hayr ama bunun iin yemin edemem dorusu. Her neyse kiralk katil de tutmu olabilir
Bunu zaten konumutuk."
"Doru."
"Eer yle yaptysa ba dertte deil demektir. O kant rtemeyiz. Eer birini tuttuysa
bunun kim olduunu bulamayacaz. Tabii ans bize glerse, o baka. Bazen bu olur,
biliyorsun. Her ey kucamza dverir Biri tuzaa dnce bir ey syler, bir bakas
istemeden de olsa buna baka bir ey ekler ve bir anda daha nce bilmediin bir eyi
renmi olursun. Ama byle bir ey olsa bile hl dava amaktan ok uzakta oluruz. Bu
arada olay zmek iin kendimizi de paralamayz."
Sylediklerinin hibiri beni artmyordu; ancak szlerinde ldrc bir soukluk vard.
Elime aldm gazoz bardana baktm.
"in yars, olaslklarn ne olduunu bilmektir" dedi. "ansn olan davalar zerinde
alacaksn, dierlerini de rzgrda savrulmaya brakacaksn. Bu ehirdeki cinayet
orann biliyor musun?
"Srekli ykseldiini biliyorum."
"Hem de nasl. Her yl ykseliyor Her trl su oran ykseliyor. Yalnzca daha az ciddi
olanlarda istatistik olarak bir dme gryoruz. Bunun da nedeni artk insanlarn onlar
rapor etme zahmetine girimemeleri. Kardeimin bana gelen hrszlk gibi. Biri evine
giriyor ve ne alyor? Paran m? Boversene. Bunu neden bir federal davaya dntresin
ki, deil mi? Hl hayatta olduuna kret. Evine git ve birka kran duas oku."
"Kim Dakkinen'le..."
"Balatma Kim Dakkinen'e" dedi. "Kn satmak ve parasn zenci bir pezevenge yedirmek
iin iki bin kilometre teden gelen aptal bir kk orospu ite, Birinin onu doramasndan
kime ne? Yani neden kahrolas Minnesota'da kalmam ki?"
"Wisconsin."
"Ben de Wisconsin demek istemitim. ou Minnesota'dan gelir ama."
"Biliyorum."
"Cinayet oran ylda bin civarndayd. Be blgede de gnde ortalama cinayet. Bu her
zaman yksek saylrd."
"Yeterince yksek."
"imdiyse hemen hemen iki kat." ne doru eildi. "Ama bu, hibir ey Matt. Cinayetlerin
ou kar-koca olaylar. Ya da iki arkada birlikte ierken biri, dierini vurur ve ertesi gn,
yaptn hatrlamaz bile. O oran hi deimez. Her zaman ayndr. Deiense
yabanclarn cinayetleridir Katille kurbann birbirini tanmad olaylar yani. Bir yerde
yaamann ne kadar tehlikeli olduunu gsteren oran da budur. Eer yalnzca
yabanclarn cinayetlerini ele alrsan, eer dierlerini bir kenara brakarak yalnzca bu
cinayetleri bir grafie oturtursan, izginin bir roket gibi yukar frladn grrsn."
"Dn Queens'te bir olay olmu" dedim. "Yay ve oku olan bir adam, komusu tarafndan bir
38'likle vurulmu."
"Evet, okumutum. Bir kpein yanl imleri pisletmesiyle ilgiliydi, deil mi?"
"Onun gibi bir ey."
"Eh, bu, tablomuzda yer almazd, iki adam, birbirlerini tanyormu."
"Doru."
"Ama hepsi, ayn eyin bir paras. nsanlar birbirini ldrp duruyor. Durup
dnmyorlar bile. Yalnzca gidiyorlar ve yapyorlar. Tekilat'tan ayrlal ne kadar -birka
yl m oldu? Sana u kadarn syleyeyim. Her ey hatrladndan ok daha kt artk."
"Buna inanrm."
"Doru sylyorum. Dars vahi bir orman ve btn hayvanlar donanml. Herkesin bir
silah var Darda ka kiinin silahl dolatnn farknda msn? En drst vatandan bile
kendini korumas iin silah olmas gerek. Bylece bir tane alyor ve zaman geliyor ya
kendini, ya karsn ya da yan komusunu vuruyor"
"Ok ve yay olan adam."
"Her neyse. Ama ona silah olmamas gerektiini kim syleyecek?" Belindeki silaha hafife
dokunarak srdrd. "Bunu tamak zorundaym" dedi. "Kurallar byle. Ama sana u
kadarn syleyeyim. Darda onsuz dolamay tercih etmezdim. Kendimi plak
hissederdim."
"Eskiden ben de yle dnrdm. Ama alyorsun."
"Sen bir ey tamyor musun?"
"Hibir ey."
"Ve bu seni rahatsz etmiyor yle mi?"
kilerimizi tazelemek iin bara gittim. Onun iin votka, kendim iin gazoz, tabii. kileri
masaya getirdiimde Durkin kendininkini bir dikite bitirdi. Bir sigara yakt, derin bir nefes
ekti, sanki ondan bir an nce kurtulmak istercesine duman aceleyle fledi.
"Bu kahrolas ehir" dedi.
Her eyin umutsuz olduunu syledikten sonra ne kadar umutsuz olduunu anlatmaya
balad. Btn adalet sisteminin deimesi gerektiini dnyordu. Polislerden
mahkemelere, hapishanelere her ey ilemez haldeydi ve her geen gn daha ktye
gidiyordu. Bir adam tutuklayamyordun ve sonra suum kantlayamyordun ve en sonunda
o orospu ocuunu hapse sokamyordun.
"Hapishaneler ok dolu" dedi. "Bu yzden yarglar uzun sreli mahkmiyet vermekten
kanyorlar ve artl tahliyeler sayesinde insanlar abucak dar kyor. Savclar da
cezalarn indirilmesi konusunda olduka abalyor, nemli davalarn beraatla
sonulanmasn salyorlar. Bunun iin pazarlk yapyorlar. Mahkemelerin programlar ok
dolu ve hepsi de sulanann haklar konusunda ok dikkatli davranyor. Suu ileyen
kiinin bir fotoraf, onu mahkm etmen iin yeterliyken bir anda her ey tersine dnyor
ve izinsiz fotoraf ektiin iin o kiinin zel haklarn ihlal etmi saylyorsun. Ve bu arada
ortalkta polis yok. Tekilatta on iki sene ncesine gre on bin daha az adam var.
Dnsene, sokaklarda on bin daha az polis!"
"Biliyorum."
"ki kat pislik ve te bir daha az polis. Caddelerde yrmenin gvenliksiz olmasnn
nedeni bu ite. Ne, biliyor musun? ehir iflas etmi durumda. Polisler iin para yok,
metrolar altrmak iin para yok, hibir ey iin para yok. Btn lke para sknts iinde
ve her eyin nedeni kahrolas Suudi Arabistan. Btn o bok herifler develerini
Cadillac'larla deitirirken bu lke kahrolas tplerin iinde gitmeye mahkm oluyor" Ayaa
kalkt. "Bu kez ben alacam."
"Hayr, ben alrm. Harcadm paray bakas dyor"
"Doru. Bir mterin var" Yerine oturdu. Yine ayn ikilerle geri dndmde sordu: "Sen
ne iiyorsun yle?"
"Yalnzca gazoz."
"Evet, yle olduunu anlamtm. Neden gerek bir iki almyorsun?"
"Bu gnlerde ikiyi biraz azaltyorum da."
"yle mi?" Gri gzleri zerimde odaklanmt. Bardan kaldrarak ikisinin yarsn
diktikten sonra sert bir biimde tahta masaya indirdi. "Dorusunu yapmsn" dediinde
gazozdan Gzettiini sanmtm; ancak konuyu oktan deitirmiti. "i brakmak
konusunda yani. Ne istiyorum biliyor musun? Btn dediim alt yl daha."
"Sonra yirmi yln dolduruyorsun, yle mi?"
"Sonra yirmi ylm dolduruyorum" dedi. "Ve sonra emekli maam almaya balayacam
ve buralardan gitmi olacam. Bu iten ve bu kahrolas ehirden kurtulacam. Florida,
Texas, New Mexico -scak, kuru ve temiz bir yer. Florida'y bover, oras hakknda baz
eyler duymutum, Btn o kahrolas Kballar-buradaki trden sulara itirak
ediyorlarm. Ayrca uyuturucu ticaretine de bulamlar. u lgn Kolombiyallar. Onlar
bilir misin?"
Aklma Royal Waldron gelmiti. "Bir arkada fena olmadklarn sylyor" dedim. "Yalnzca
onlar dolandrmaya kalkmamam syledi."
"Bunu bir tarafn yemez. Long Island City'deki u iki kzla ilgili olay okudun mu? Alt ya da
sekiz ay nce olmal. Biri on iki, dieri on drt yanda iki kz karde. Onlar eskiden
benzinci olarak alan yerin arka odasnda buldular. Elleri arkalarnda bal, ikisi de
kk kalibreli bir silahla balarndan vurulmu. Bence 22'likti ama kahrolas kime ne?"
kisinin kalann bitirdi. "Olaydan hibir ey kmad. Cinsel bir durum filan -hibir ey. Bu,
bir infazd. Ama iki kk kz kardei kim infaz eder ki?
Neyse, olay kendiliinden aa kt. Bir hafta sonra evlerine giren biri annelerini vurdu.
Kadn mutfakta bulduk. Akam yemei hl ocaktayd. Aile Kolombiyal'yd ve babalar
kokain iinin iindeydi. Orada zmrt kaaklndan sonraki en byk endstri yani."
"Kahve yetitirdiklerini sanyordum."
"yle kamufle ediyorlar herhalde. Nerede kalmtm? Sonuta baba, bir ay sonra
Kolombiya'nn bakenti her neresiyse orada l bulundu. Adam birini dolandrdktan sonra
kam. Sonunda onu Kolombiya'da bulmular ama o zamana kadar nce karsyla
ocuklarn ldrmler. Gryorsun deil m, Kolombiyallar farkl kurallarla oyun
oynuyorlar. Onlara numara yapmaya alrsan yalnzca seni ldrmyorlar. Btn aileni
temizliyorlar. Bir kpein, kedin ya da tropikal bir baln varsa onlar da gidiyor"
"Tanrm."
Avularn masann stne bastrarak ayaa kalkt. "Bu sefer ben alyorum" dedi. "kimin
parasn demesi iin bir pezevenge ihtiyacm yok."

"Mterin o, deil mi?" dedi masaya dndnde. "Chance yani." Ben yant vermeyince
devam etti. "Kahretsin. Onunla dn gece bulutun. Seni grmek istemiti. imdi de adn
vermek istemediin bir mterin var. ki kere iki drt eder, deil mi?"
"Nasl toplayacan syleyemem."
"Yalnzca hakl olduumu ve onun, mterin olduunu varsayalm. Bundan hibir ey
kaybetmezsin."
"Pekl."
ne doru eildi. "Kz o ldrd" dedi. "yleyse neden katili bulman iin seni tutuyor?"
"Belki o ldrmedi."
"Ah, elbette o ldrd." Elini yle bir sallayarak Chance'in masum olma olasln
reddetti. "Kz onu brakacan sylyor, o tamam diyor ve ertesi gn kz lyor. Hadi,
Matt. Buna ne diyebilirsin?"
"O zaman sorduun soruya geri dnyoruz. Beni neden tuttu?"
"Belki paay syrmak iin."
"Nasl?"
"Belki bizim bylece onun masum olduuna inanacamz dnd. Masum olmasayd
seni tutmazd diye dnecektik."
"Ama sen hi de byle dnmedin."
"Hayr, dnmedim."
"Sence yle mi dnd?"
"Kokainman bir zenci pezevengin ne dneceini nasl bilebilirim?"
"Kokainman olduunu mu dnyorsun?"
"Paray bir yere harcyor olmas gerek, deil mi? Hayr cemiyetlerine gitmiyor herhalde.
Sana bir ey soracam."
"Syle."
"Onun kz ldrmemi olabileceini dnyor musun? Ya da birini tutarak
ldrtmediini?"
"Bence olabilir"
"Neden?"
"Bir kere, beni tuttu. Ve bunu paasn syrmak iin yapmad; nk syracak bir olay yok.
Byle bir eyin olmayacan sen kendin sylemitin. Dosyay kapatarak baka bir ey
stnde almay planlyorsun."
"Onun bunu bilmesi iin bir neden yok."
Buna karlk vermedim. "Baka bir adan alalm" dedim. "Diyelim ki seni hi aramadm."
"Ne zaman aramadn?"
"lk seferinde. Diyelim ki kzn pezevenginden ayrlmak zere olduunu biliniyordur."
"Bunu senden renmi olmasaydk mutlaka baka bir yerden renirdik."
"Nereden? Kim, lmt ve Chance byle bir bilgiyi size vermezdi. Yeryznde baka
bilen olduundan da emin deilim." Elaine dnda tabii ama Elaine'i bu iin iine
kartrmayacaktm. "Bence renemezdiniz."
"Yani?"
"Yani o zaman cinayeti nasl zecektiniz?"
Hemen yant vermedi. Ban ne eerek neredeyse boalm olan bardana bakt.
Kalarn attndan alnnda birka izgi belirmiti. "Ne demek istediini anlyorum" dedi.
"Olaya nasl bir neden bulacaktnz?"
"Sen aramadan nce dndmz gibi. Bir psikopat. Onlara artk byle demememiz
gerektiini biliyor muydun? Bir yl nce bir kararname kt. Bundan byle onlara psikopat
demiyoruz. Bundan byle onlar DUK."
"DUK nedir?"
"Duygusal kntye Uram Kii. Centre Caddesi'nde birinin kafasna takaca baka
hibir ey kalmamt herhalde. Btn ehir kna kadar bu manyaklarla doluyken bizim
en ncelikli iimiz onlardan nasl sz edeceimizi dnmek. Onlarn duygularn incitmek
istemiyoruz. Hayr, bu ii bir psikopatn yaptn dnrdm. Karndeen Jack'n yeni bir
versiyonu. Bir fahieyi aryor, yerine davet ediyor; sonra onu doruyor"
"Ve eer katil bir psikopatsa?"
"Sonra ne olur bilirsin. Bir iki somut kant bulacak kadar ansl olmay umarsn. Bu olayda
parmak izleri ie yaramazd; nk srekli kullanlan bir otel odasyd. Her yerde
milyonlarca iz vardr ve nereden balayacan bile bilemezsin. yle kanl bir parmak izi
bulsaydk ve katile ait olduundan kesinlikle emin olsaydk ho olurdu ama ne yazk ki o
kadar ansl deildik."
"Olsaydnz bile..."
"Olsaydk bile bir tek parmak izi bizi hibir yere gtrmezdi. Elimizde pheli biri olana
kadar yani. Washington'dan bir parmak iziyle bir ey karamazsn. Son zamanlarda artk
bunun olabildiini sylyorlar ama..."
"Bunu yllardr sylyorlar."
"Asla gereklemeyecek. Ya da gerekleecek ama ben o zaman oktan alt ylm
doldurmu, Arizona'da olacam. Somut bir kant bulmak yerine sanrm herifin ayn eyi
yeniden yapmasn ekleyeceiz. Ayn trden birka cinayet daha iledikten sonra eninde
sonunda hata yapar ve onu yakalarsn. Sonra da parmak izlerini Galaksi'deki odada
bulduun baz izlerle eletirirsin ve en sonunda aabilecek bir dosyan olur." Barda
bana dikti. "Sonra mahkemede yapt katliamn pazarln yapar ve en fazla yl
yiyerek yeniden dar kar ve ayn eyi yine yapar. Ama ben bunlardan konumak
istemiyorum. Tanr biliyor ya, hi istemiyorum."

Sonraki ikileri ben aldm. kisinin parasn bir pezevengin demesiyle ilgili duyduu
vicdan azab, buna neden olan ayn alkol yznden kaybolmu olmalyd. Grne gre
sarho olmutu; ancak bunu anlamak iin insann nereye bakacan bilmesi gerekirdi.
Gzlerinde bir effaflk vard ve bu, btn tavrna yansmt. ki sarhoun, srayla kendi
kendilerine yksek sesle konuarak yaptklar tipik alkolik sohbetinin sonlarna gelmiti.
Ona elik ediyor olsaydm bunun farkna varmazdm dorusu. Ama ben ayktm ve alkol
onda etkisini gstermeye baladka aramzda giderek byyen bir uurumun aldn
hissettim.
Sohbeti Kim Dakkinen konusunda younlatrmaya alyordum ama bir trl olmuyordu.
Onun tercihi New York'ta kt giden her eyden sz etmekti.
"Ne, biliyor musun?" dedi ne eilerek. Sesini alaltarak konumaya balamt -sanki
ortam ok kalabalkm gibi. Oysa tek mteri bizdik. Yalnzca biz ve barmen. "Ne
olduunu sana syleyeyim. Zenciler"
Bir ey sylemedim.
"Ve Latinler. Siyahlar ve Latinler"
Siyahi ve Porto Rikolu bir polis hakknda bir eyler sylerken szm kesti. "Dinle, bana
anlatma" dedi. "Bir ortam vard, ad Larry Haynes, belki tanrsn..." Tanmyordum "...ve
ok iyi bir insand. Ona gvenim sonsuzdu. Kahretsin, ona her eyimle gvenirdim. Kmr
gibi siyah bir adamdr ve tekilatta da darda da ondan daha iyi bir insan grmedim. Ama
bunun sz ettiim eyle hibir ilgisi yok." Elinin tersiyle azn sildi. "Baksana" dedi. "Hi
metroya biner misin?"
"Binmek zorunda kaldmda."
"Zaten kimse isteyerek binmez. Btn ehir bir ceviz kabuunun iindeymi gibi. Trenler
srekli bozulur, hepsinin st sprey boyalarla boyanarak bombok edilmitir ve ortalk le
gibi sidik kokar ve polisler; ilenen sular hakknda bir bok yapamazlar. Ama benim
sylemek istediim ne, biliyor musun? Metroya bindiimde ve evreme bakndmda
neredeyim dersin? Kahrolas yabanc bir lkede."
"Nasl yani?"
"Yani herkes ya siyah ya Latin. Ya da Doulu -u yeni gelen inli gmenler var, bir de
Koreliler. Aslnda Koreliler mkemmel vatandalk rnei gsteriyorlar. ehrin her yannda
u byk sebze pazarlarn ayorlar; gnde yirmi saat alyorlar ve ocuklarn koleje
gnderiyorlar ama hepsi bir eyin bir paras."
"Neyin paras?"
"Kahretsin, cahilce ya da banazca gelebilir ama byle dnmeden edemiyorum. Buras
eskiden beyaz bir ehirdi. imdiyse sanki geriye kalan tek beyaz benmiim gibi hissettiim
gnler oluyor."
Aramzdaki sessizlik bir sre uzadktan sonra yeniden o konutu. "Artk metroda sigara
iiyorlar: Hi farkettin mi?"
"Evet, etmitim,"
"Eskiden kesinlikle olmazd. Biri kp yangn baltasyla anne-babasn bile ldrebilirdi
ama asla metroda bir sigara yakmaya cesaret edemezdi. imdiyse orta snftan insanlarn
sigaralarn yakarak duman bir gzel flediklerini gryorsun. u son birka aydr byle.
Nasl baladn biliyor musun?"
"Nasl?"
"Hatrlyor musun, bir yl kadar nceydi. Herifin biri trende sigara iiyordu ve bir polis ona
sndrmesini sylediinde silah ekerek polisi ldrmt. Hatrladn m?"
"Hatrladm."
"te, balatan bu oldu. nsanlar bunu gazetelerde okuduktan sonra -ister polis, ister sade
vatanda olsun- kimse kede sigarasn yakan adama sndrmesini sylemek iin istekli
davranamad. Bylece kimse bir ey diyemedii iin sigara yakanlarn says artt. Hrszlk
gibi byk bir suu bile rapor etmek zaman kayb olduktan sonra metroda sigara
iilmesine kim takar? Bir kanunun yaptrm kaybolunca insanlar da artk ona sayg
duymaktan vazgeer" Kalar atld. "Ama bir de o polisi dn. yle lmek houna gider
miydi? Herifin birine sigarasn sndrmesini syle ve teki taraf boyla."
Kendimi bir anda ona Rudenko'nun annesini anlatrken buldum. Arkada eve yanl
televizyon getirdii iin patlayan bomba sonucu lmt. Ve sonra birbirimize dehet
hikyeleri anlatmay srdrdk. Bir apartmann atsna zorla karlan ve defalarca
tecavz edildikten sonra aa atlarak ldrlen bir toplum aratrmacsndan sz etti.
Benim aklma da okuduum bir hikye gelmiti. On drt yandaki bir ocuk, ayn yata ve
tanmad bir bakas tarafndan vurulmutu. Neden, katilin, karsndakinin kendisine
gldn dnmekte srar etmesiydi. Durkin de lmle sonulanan, ocuklara ynelik
baz taciz olaylar anlatt. Bir de kz arkadann bebeini boarak ldren adamdan sz
etti, Adam, sevgilisiyle her sinemaya gidiinde ocua bakmas iin bir bakcya para
yermekten sklm olmalyd. Sonra ben, Gravesend'de, portmantoya giysilerini asarken
taranan kadn anlattm. Sohbetimizde bir ekime havas var gibiydi.
"Belediye bakan sorunun yantn bulduunu sanyor" dedi. "lm cezas. Byk siyah
iskemleyi geri getirmek yani."
"Byle bir eyin olabileceine inanyor musun?"
"Halkn bunu istedii kesin. Ayrca ie yarayacak bir tek yol var, o da bu, O canavarlardan
birini kzartnca en azndan onun bir daha yapmayacandan emin olursun. Kahretsin,
buna oy verirdim. O iskemleyi geri getir kahrolas infazlar televizyondan ver, aralara
reklam alp biraz para kazan ve onunla da birka yeni polisin maan de. Bir ey bilmek
ister misin?"
"Ne?"
"Aslnda zaten lm cezas var Katiller iin deil ama sradan vatandalar iin. Dardaki
herkes, bir katilin iskemleye oturma riskinden daha fazla ldrlme riski tayor. lm
cezasnn infazn gnde be, alt, yedi kez yayoruz."
Sesini ykselttii iin artk barmen de anlattklarn duyuyordu. Dikkatini programndan
ekmitik.
"u patlayan televizyonla ilgili olan houma gitti. Bu hikyeyi nasl olmu da karmm?
Hepsini duyduunu dnrsn ama her zaman yeni bir tane vardr, deil mi?"
"Sanrm yle."
"Bu ehrin sekiz milyon tane hikyesi var" dedi sesini deitirerek. "O program hatrlyor
musun? Birka yl nce televizyonda oynard."
"Hatrlyorum."
"Her gsterimin sonunda bu cmleyi sylerlerdi. 'Bu ehrin sekiz milyon hikyesi var. Bu
da onlardan biriydi.'"
"Evet, hatrlyorum."
"Sekiz milyon hikye" dedi. "Bu ehirde, bu kahrolas lm ukuru ehirde ne var; biliyor
musun? lmenin sekiz milyon yolu var"

Onu oradan dar kardm. Ilk gece havasnda sessizleti. Birka blok tur attktan sonra
polis merkezinin bulunduu caddenin sonuna geldik. Otomobili bir-iki yllk bir Mercury'ydi.
Kelerinden biraz darbe almt. Plakadaki iaret, dier polislere bu otomobilin bir polis
tarafndan kullanldn ve ceza yazlmamasn belirtiyordu. Baz akll hrszlar da bunun
bir polis otosu olduunu anlayabilirdi.
Kullanp kullanamayacan sordum. Sorumla fazla ilgilenmedi. "Nesin sen, polis mi?"
dedikten sonra sylediinin garipliinin farkna varm olmal ki, glmeye balad. O kadar
ok glyordu ki dmemek iin otomobilin ak kapsna tutundu ve bir ne, bir arkaya
sallanmaya balad. "Nesin sen, polis mi?" dedi kkrdayarak. "Nesin sen, polis mi?"
Bu durum, filmlerdeki hzl ekim gibi geiverdi. Bir anda ciddilemi, aylmt. Gzleri
kslm, enesi buldog kpeklerinki gibi ne doru frlamt. "Dinle" dedi, ksk ve sert bir
sesle. "Bu kadar kibirli olma, anladn m?"
Neden szettiini bilmiyordum.
"Seni sahtekr dindar. Benden daha iyi deilsin, orospu ocuu."
Otomobile binerek hzla uzaklat. Arkasndan izleyebildiim kadaryla iyi sryordu. Fazla
uzaa gitmek zorunda olmadn umdum.
15
Yryerek doruca otelime dndm. ki dkknlar kapanmt ama barlar hl akt.
nlerinden fazla direnmeme gerek kalmadan getim. Elli Yedinci Cadde'deki Holiday
Inn'in iki yannda duran kaldrm fahielerinin seslenilerine de fazla kulak asmadm.
Jacob'la selamlatm, kimsenin aramadn rendikten sonra yukar ktm.
Sahtekr dindar. Benden daha iyi deilsin. ok irkin bir sarholuktu. Kendisini
gereinden fazla ak eden bir sarhoun korunma igdsyle kavgac bir hl
taknmasyd. Syledii szlerin bir anlam yoktu. Bunlar bu gece bakasyla imi olsa
ona da sylerdi.
Ancak yine de beynimde yanklanyordu.
Yataa girdim ama uyuyamadm, yeniden kalktm, atm ve elimde not defterimle
yatan kenarna oturdum. Daha nce yazdm baz notlara bir gz attktan sonra
Onuncu Cadde'deki barda yaptmz konumadan birka not daha dtm. Kedi
yavrusunun yn yumayla oynad gibi ben de fikirlerle oynayarak kendim iin de bir
eyler yazdm. Artk ayn dnceler birbiri zerinde yuvarlanarak verimsizlemeye
baladnda defteri bir yana braktm. Daha nceden satn aldm ucuz bir roman elime
aldm; ama bir trl konsantre olamadm. Hibir ey anlamadan ayn paragraf okuyup
duruyordum.
Saatlerdir ilk kez iki imek istiyordum. Endieli ve sinirliydim ve bu durumu deitirmek
istiyordum. Otelden bina tede bira satan bir arkteri vard ve ne zaman bira beni
komaya sokmutu?
Olduum yerde kaldm.
Chance, kendisi iin almay kabul etmemin nedenini sormamt. Durkin paray geerli
bir neden olarak kabul etmiti Elaine bunu iim olduu iin yaptm dnmek istiyordu.
Ve bunlarn hepsi doruydu. Elbette ki para iime yarayacakt ve detektiflik benim
mesleimdi.
Ancak bir baka nedenim daha vard -belki daha derin anlam olan bir neden: ki imek
yerine Kim'in katilini aratrmakla uraabilirdim.
En azndan bir sre iin.

Uyandmda gne parlyordu. Ancak du yapp tra olduktan sonra sokaa kana
kadar kaybolmu, bulutlarn arasna girmiti. Btn gn boyunca bir grnd, bir
kayboldu. Sorumlusu her kimse kendini ele vermek istemiyor gibiydi.
Hafif bir kahvalt ettim, birka telefon grmesi yaptm ve sonra yryerek Galaxy
Downtowner'a gittim. Charles Jones'un kaydn yapan resepsiyonist yoktu. Onun dosyada
bulunan sorgu raporunu okumutum ve aslnda polislerin rendiklerinden daha fazlasn
elde etmeyi beklemiyordum.
Bir mdr yardmcs Jones'un kabul kartna bakmama izin verdi. "Ad" satrnn karsna
"Charles Owen Jones" yazm, imzasn ise C. O. JONES eklinde byk harflerle atmt.
Bunu mdr yardmcsna gsterdiimde bu tr uyumazlklarn genelde olduunu syledi.
"nsanlar bir satra isimlerini tam olarak, dierine ise ksa versiyonunu yazarlar" dedi. "Her
ikisi de yasaldr"
"Ama bu bir imza deil."
"Neden?"
"Kitap harfleriyle yazlm."
Omuz silkti. "Baz insanlar her eyi yle yazar" dedi. "Adam telefonla rezervasyon yapm
ve pein nakit demi. Bu koullar altnda personelimin bir imzay sorun etmesini
bekleyemem dorusu."
Oysa benim anlatmaya altm bu deildi. Dikkatimi eken Owen Jones'un elyazs
rnei brakmamay baarm olmasyd ve bu ilgimi ekmiti. Adn ak olarak yazd
satra baktm. Farknda olmadan dnmtm ki Charles'n ilk harfi ayn zamanda
Chance'in de ilk harfiydi. Ve -Tanr akna- bunun ne nemi vard? Ve neden kendi
mterimi astrmak iin yol aramakla urayordum?
Geen birka ay iinde Bay Jones'un baka ziyaretleri olup olmadn sordum. "Geen bir
yl iinde byle bir ey yok" diye kesin konutu. "nceki kaytlan bilgisayarmzda alfabetik
srayla saklarz ve detektiflerden biri bu bilgiyi kontrol etti. Eer hepsi buysa..."
"Baka ka konuunuz imzasn byk kitap harfleriyle atm?"
"Hibir fikrim yok."
"Geen iki ayn kayt kartlarna bakmama izin verir misiniz?"
"Ne aramak iin?"
"Bu adam gibi imza atanlar."
"Ah, sanmyorum" dedi. "Ka tane kartn sz konusu olduunun farknda msnz? Bu
otelde 635 oda vardr. Bay..."
"Scudder."
"Bay Scudder. Bu, ayda on sekiz binin zerinde kart demektir"
"Eer btn konuklarnz sadece bir gece kalmsa."
"Ortalama sre gecedir. Yine de alt binin zerinde kart says sz konusu. ki ay iin on
iki bin kart eder. On iki bin tane karta bakmann ne kadar zaman alacann farknda
msnz?"
"Bir kii saatte birka bin tanesine bakabilir herhalde" dedim, "Ne de olsa tek yapaca
imzalara gz atmak. Demek ki yalnzca birka saatten szediyoruz. Bunu ben yapabilirim.
Ya da Personelinize yaptrabilirsiniz."
Ban iki yana sallad. "Buna izin veremem" dedi. "Siz sade bir vatandasnz, polis deil.
Ayrca size yardm etmek istesem bile benim buradaki yetki alanm snrl. Eer polis resmi
bir talepte bulunursa..."
"Bir iyilik istediimin farkndaym."
"Karlayabileceim bir iyilik olsayd..."
"Bunu yapmak zorundasnz" diye srdrdm, "ve neden olacam zaman kayb ve
rahatszln karln deyeceimden emin olabilirsiniz."
Daha kk bir otelde ie yarayabilirdi; ama burada zamanm boa harcyordum.
Kendisine rvet teklif ettiimin bile farkna vardn sanmyorum. Eer polis benim iin
resmi bir talepte bulunmu olsayd seve seve yardmc olacan yineledi. Bu kez stne
gitmedim. Onun yerine Jones'un kayt kartnn fotokopisini ektirmek iin bir sreliine alp
alamayacam sordum.
"Ah, burada bir fotokopi makinemiz var" dedi, yardmc olabileceine sevinerek "Bir dakika
bekleyin."
Elinde bir kopyayla geri dnd. Ona teekkr ettiimde yapabilecei baka bir eyin olup
olmadn sordu. Sesinin tonuna baklrsa olmadndan emindi. Kzn ld odaya
bakmak istediimi syledim.
"Ama polis oray iyice inceledi" dedi, "Oda artk eski halinde deil. Halnn deimesi
gerekti, duvarlar boyand."
"Yine de grmek isterim."
"Grecek bir ey yok. Sanrm bugn odada alan iiler var. Boyaclarn gittiinden
eminim; ama halclar.."
"Onlarn iini engellemem."
Bana bir anahtar vererek tek bama kabileceimi syledi. Oday bulduumda detektiflik
yeteneimden tr kendimi kutladm. Kap kilitliydi. Grne gre halclar le tatiline
kmlard. Eski hal kaldrlm, yeni olann ise biraz serilmi, geri kalan ise rulo halinde
kaplanmay bekliyordu.
Orada birka dakika kaldm. Adamn syledii gibi grlecek hibir ey yoktu. Mobilyalarla
birlikte Kim'e ait izler de ortadan kaldrlmt. Duvarlar, yeni boyanm olduundan prl
prl, banyo da tertemizdi. Ortalkta bir psiik uzman edasyla gezinerek parmaklarmn
ucuyla titreim almaya altm. Eer herhangi bir titreim vardysa bile beni atlatmt.
Pencereden ehir merkezi grnyordu. Tabii manzara, dier yksek binalarn cepheleri
tarafndan engellenmiti, iki tanesinin arasndaki boluktan Dnya Ticaret Merkezi'nin
uzantsn grebiliyordum.
Pencereden dar bakacak zaman olmu muydu acaba? Acaba Bay Jones -nce ya da
sonra- pencereden dar bakm myd?

ehir merkezine giden metroya bindim. i sar ve turuncunun ho tonlarnda boyanm u
yeni trenlerden biriydi. Elbette ki grafiticiler bulduklar her bolua o anlalmaz mesajlarn
karalayarak zarar vermeye balamlard bile.
Sigara ien kimseyi grmedim.
Bat yakas Drdnc Cadde'de indim ve Fran Schecter'n oturduu Morton Caddesi'ne
yrdm. Drt katl tula bir binann en st katnda bir dairede oturuyordu. Aadan ziline
bastm, diyafondan adm syledim ve giri kaps annda ald.
Merdivenlerde bir sr koku birbirine karmt -birinci katta yemek kokusu, sonrasnda
kedi kokusu ve en st katta marihuana kokusu. Merdiven boluundaki aramalardan bir
binann profilinin karlabileceini geirdim aklmdan.
Fran, kapda beni bekliyordu. Ak kahverengi, ksa, kvrck salar, yuvarlak, bebek gibi
bir yz, kck bir burun, somurtkan bir az ve sincabnkilere benzer yanaklar.
"Merhaba" dedi. "Ben Fran. Ve sen de Matt'sin. Sana Matt diyebilirim, deil mi?" Elini,
kolumun zerine koyarak beni ieri ald.
Marihuana kokusu ieride ok daha keskindi. Daire stdyo tarzndayd. Mutfan da dahil
olduu byk bir odadan ibaretti, Mobilya olarak bezden yaplm alp kapanan bir
iskemle, minderli bir divan, kitap ve giysi raflar olarak i gren plastik sandklar ve zerine
sahte krk rt serilmi byk bir su yata vard. Yatan bandaki duvarda asl
erevelenmi posterde minenin iinden lokomotif kan bir odann resmi grlyordu,
ki nerisini geri evirerek bir Cola aldm. Grndnden daha rahat olan minderli
divana oturdum. O da alr-kapanr iskemleye yerleti.
"Chance, Kim'e olanlar aratrdn syledi" dedi. "Sana bilmek istediin her eyi
anlatmam istedi."

Sesinde nefes nefese kalm kk bir kz havas vard ve bunun ne kadarnn rol
olduunu anlayamamtm. Ona Kim hakknda ne bildiini sordum.
"Fazla bir ey deil. Onunla birka kez karlatm. Bazen Chance iki kzyla birlikte dar
kar. Yemee ya da bir gsteriye gideriz. Sanrm bu tr zamanlarda herkesle karlatm.
Donna'y yalnzca bir kez grdm. O, kendi havasnda biridir- sanki bolukta kaybolmu
gibi bir hali vardr Donna'yla tantn m?" Bam iki yana salladm. "Sunny'yi severim.
Tam anlamyla dost muyuz, bilmem ama bir eyler konumak iin telefon aacam tek
kii odur. Onu haftada bir iki kez ararm. Ya da o beni arar. Anlarsn ite, ylesine sohbet
ederiz."
"Ama Kim'i hi aramadn, yle mi?"
"Ah, hayr. Bende numaras bile yok." Bir sre dnd. "ok gzel gzleri vard.
Gzlerimi kapattmda o rengi hayal edebiliyorum."
Kendi gzleriyse kocaman, kahverengiyle yeil aras bir renkti. Kirpikleri garip denecek
kadar uzundu. Bu yzden takma olabileceklerini dndm. Las Vegas arklarnda "tay"
dedikleri trden bir vcudu vard. Ksa boyluydu. Rengi solmu bir Levis jean giymi,
paalarn kvrmt. zerindeyse gslerini ortaya karan dar, pespembe bir sveter
vard.
Kim'in Chance'i brakmay planladndan haberi yoktu ve bunu duyunca ilgin buldu.
"ey, bunu anlayabilirim sanrm" dedi. Bir sre dndkten sonra. "Chance onu fazla
umursamyordu. nsan kendini fazla umursamayan bir adamla sonsuza dek beraber
olmay istemez."
"Neden umursamadn dnyorsun?"
"Bu tr eyleri anlarsn ite. Sanrm Chance onun etrafta olmasndan memnundu. Yani
sorun karmyordu ve eve ekmek getiriyordu. Ama ona kar bir ey hissetmiyordu."
"Dierlerine kar bir ey hisseder mi?"
"Bana kar hisseder" dedi.
"Ya dierleri?"
"Sunny'den holanr. Sunny'den herkes holanr. Onunla birlikte olmak elencelidir Onu
umursar m, bilmiyorum. Ya da Dona. Donna'y umursamadndan eminim. Ama kzn da
onu umursadn sanmyorum. Bence iki taraf iin de yalnzca i ilikisi bu. Donna'nn
kimseyi umursadn sanmyorum. Dnyada insanlarn varlndan haberi bile
olduundan pheliyim."
"Peki ya Ruby?"
"Onunla tantn m?" Tanmamtm. "ey -o biraz, bilirsin ite, egzotik gibi. Bu yzden
Chance'in houna gider. Sonra Mary Lou var O ok zeki bir kzdr. Birlikte konserlere
giderler. Lincoln Center'dakiler gibi, klasik mzik konserleri ite. Ama bu, ona kar bir
eyler hissettii anlamna gelmez."
Kkrdamaya balad. Bu kadar komik ne olduunu sordum. "Ah, bir an kendimi o tipik
aptal fahie gibi hissettim. Pezevengin sevdii tek kzn kendisi olduunu dnen. Ama
ne, biliyor musun? Birlikteyken rahatlayabilecei tek kii benim. Buraya gelerek
ayakkablarn bir kenara frlatabiliyor ve zihnini dinlendirebiliyor. Karmik ban ne
olduunu biliyor musun?"
"Hayr"
"Reenkannasyonla ilgili bir ey. Bu tr eylere inanr msn, bilmiyorum."
"Hakknda fazla dnmedim."
"ey, ben de inanp inanmadm bilmiyorum ama bazen Chance'le birbirimizi baka bir
hayatta tandmz dnyorum iki sevgili ya da bir erkek ve bir kadn olarak olmas art
deil, Ama iki karde gibi ya da o benim babamd ya da ben onun annesi. Ya da ikimiz de
ayn cinsiyette olabiliriz; nk cinsiyetler bir yaamdan dierine geerken deiebiliyor
Yani iki kzkarde filan da olabiliriz. Byle bir ey ite."
alan telefon yznden varsaymlar yarda kald. Odann dier ucuna giderek yantlad.
Srt bana dnk, bir eli kalasnn zerinde ayakta duruyordu. Ne konutuunu
duyamadm. Bir iki dakika sonra ahizenin azn eliyle kapatarak bana dnd.
"Matt" dedi. "Yanl anlaman istemem ama konumamz daha ne kadar srer, biliyor
musun?"
"Fazla deil."
"Yani birine bir saat iinde gelebileceini syleyebilir miyim?"
"Elbette, sorun deil."
Yeniden arkasn dnd, sessizce konumasn bitirdi ve telefonu kapad. "Benim devaml
mterilerimden biriydi" dedi. "Ho bir adam. Ona bir saat sonra gelmesini syledim."
Yerine oturdu. Ona Chance'le almaya balamadan nce de bu dairede kalp
kalmadn sordum. Chance'le iki yl sekiz aydr beraber olduunu ve ncesinde
Chelsea'de daha byk bir evi kz arkadayla paylatn syledi. Chance bu daireyi
kendisi iin her eyiyle hazr etmiti. Tek yapmas gereken yerlemek olmutu.
"Ben yalnzca eyalarm getirdim" dedi. "Su yata dnda. O zaten buradayd. Benim tek
kiilik bir yatam vard. Artk onu attm. Bir de Magritte posterini satn aldm. Maskeler de
buradayd." Maskeleri fark etmemitim. Bu yzden bakmak iin oturduum yerden
dnmek zorunda kaldm. Abanozdan yaplm tane oyma, arkamdaki duvarda aslyd.
"Bu tr eyler hakknda bilgisi vardr'.' dedi. "Hangi kabileye ait olduklar filan. Bunlarla
ilgilenir"
Dairenin kullanld amaca gre uygunsuz olduunu syledim. Kalarn att. Ne demek
istediimi anlamamt.
"Bu oyundaki kzlarn ou kapcl binalarda oturuyor" dedim. "Asansr filan olan yerler"
"Ah, doru, ilk bata anlayamadm. Evet, bu doru." Muzipe srtt. "Bu, farkl bir ey"
dedi. "Buraya gelen mteriler, mteri olduklarn dnmyorlar."
''Ne demek istiyorsun?"
"Benim arkadalarm olduklarn dnyorlar" diye aklad. "Benim u akl bir kar
havada Village'li fstklardan biri olduumu dnyorlar -ki yleyim. Kendilerini de
arkadam olarak gryorlar- ki yleler. Yani -ak konualm- buraya benimle yatmaya
geliyorlar. Gidip bir genelevde de yatabilirler ama buraya gelince ayakkablarn karp
rahatlayarak bir sigara iebiliyorlar. Ayrca kz da biraz azgn bir pili. Yani ilk nce kat
merdiven trmanmak zorunda kalyorsun, sonra da bir su yatanda yuvarlanyorsun. Yani,
ben bir orospu deilim. Bir kz arkadaym. Parayla almyorum. Bana para veriyorlar;
nk demem gereken kira var ve -bilirsin ite- ben artist olmak isteyen ve asla bunu
baaramayacak olan zavall kk bir kzm. Aslnda deilim tabii ve bu umrumda da deil
ama yine de haftada birka gn sabahlar dans kurslarna gidiyorum ve her Perembe
gecesi Ed Kovens'n verdii tiyatro derslerine katlyorum. Geen Mays'ta - haftasonu
Tribeca'da oyunumuz vard. Ibsen'n Bir l Evi'ni oynadk. Ve inanabiliyor musun,
mterilerimden izlemeye geldi."
Biraz oyun hakknda sohbet ettikten sonra mterilerinin parann yan sra nasl hediyeler
getirdiini anlatmaya balad. "Hi iki almama gerek kalmyor. Hatta iemediim iin
bakalarna vermek zorunda kalyorum. Ve uzun zamandr ota da para vermiyorum. En iyi
otu kimler alr biliyor musun? Wall Street zppeleri. Otuz gramlk getirirler ok azn
birlikte ieriz, gerisini bana brakrlar" Uzun kirpiklerini krptrarak bana bakt. Cigaralk
imeyi ok severim."
"Tahmin etmitim."
"Neden? Umu gibi mi grnyorum?"
"Kokuyor"
"Ah, doru. erde olduum iin kokuyu almyorum. Ama dar ktktan sonra geri
dndmde -pf! Bir arkadamn drt kedisi var ve kokmadklarna yemin eder ama inan
bana o koku insan mahvediyor Ama o buna alm. Benimki de yle bir ey," Oturduu
yerde dnd. "Sen hi ier misin Matt?"
"Hayr"
"ki imiyorsun, sigara imiyorsun. Bu, harika. Sana bir diyet Cola daha getireyim mi?"
"Hayr, teekkrler"
"Emin misin? Baksana, kk bir sigara imemden rahatsz olur musun? Yalnzca biraz
gevemek iin."
"Sorun deil."
"nk biliyorsun u herif gelecek. Biraz havaya girmeme yardmc olun"
Yeniden sorun olmadn syledim. Ocan stndeki raftan plastik torbaya sarlm
marihuana ald ve elle abucak bir sigara sard. Olduka deneyimli olduu belliydi. "Byk
olaslkla o da imek isteyecek" diyerek iki tane daha sard. Birini yakt, dier her eyi
ortalktan kaldrd ve iskemlesine geri dnd. Sigarasn sonuna kadar iti. Arada bir
hayatyla ilgili baz eyler anlatt. O eyi imi olmaktan tr tavrnda grnen bir
deiiklik olmamt. Belki sabahtan beri iiyordu ve ben geldiimde zaten oktan
umutu. Belki de bu uyuturucunun etkilerini gstermiyordu. Baz ikicilerin alkolden
etkilenmemesi gibi.
Chance'in kendisini grmeye geldiinde marihuana imediini sordum. Bu, onu ok
gldrd. "O asla iki imez, sigara imez. Ayn senin gibi. Hey, yoksa onunla byle mi
tantn? Yoksa ayn ikisiz kafeye mi taklyorsunuz?"
Konuyu yeniden Kim'e dndrmeyi baardm. Eer Chance Kim'i umursanyorsa, Kim bir
bakasyla gryor olabilir miydi, diye sordum.
"Onu umursamyordu" dedi. "Biliyor musun? Sevdii tek kii benim."
Artk konumasnda otun etkisini grebiliyordum. Sesi aynyd; ancak beyni farkl
balantlar kuruyor, dumanl patikalardan geiyordu.
"Sence Kim'in bir erkek arkada var myd?"
"Benim erkek arkadalarm vardr. Kim'inse oyuncaklar. Btn dierlerinin oyuncaklar
vardr"
"Eer Kim'in hayatnda zel biri..."
"Elbette, anlyorum. Mteri olmayan biri. Ve Chance'ten bu yzden ayrlmak istedi. Bunu
demek istiyordun, deil mi?"
"Olabilir"
"Ve sonra onu ldrd."
"Chance mi?"
"ldrdn m sen? Chance hibir zaman onu ldrecek kadar bile umursamad. Yerine bir
bakasn bulmak ne kadar zamann alr, biliyor musun sen? Kahretsin."
"O zaman erkek arkadann ldrmesinden bahsediyorsun."
"Elbette."
"Neden?"
"nk ba skyor. Kz, Chance'i terk ediyor. te artk sonsuza dek mutlu bir biimde
birlikte olmak iin adamn karsnda. Ama o, bunu istemiyor ki. Yani bir kars, bir ii, bir
ailesi, Scarsdale'de bir evi var..."
"Btn bunlar nereden biliyorsun?"
ekti. "Sadece sallyorum bebeim. Anlamyor musun? Evli bir adam, Kim'e tutuluyor.
Bir fahieye k olmak, onun da sana k olmas heyecan vericidir. Bylece istediini de
para vermeden elde edersin. Ama yine de kimsenin hayatn altst etmesin, istemezsin.
Kz, hey artk zgrm diyor, artk karn bir kenara atma vakti geldi. Seninle gnbatmna
doru koacaz. Gnbatm adamn ehir kulbnde terastan izledii bir ey ve yle de
kalmasn istiyor. Ve sonra reniyoruz ki kz lm ve o da Larchmont'a geri dnm."
"Bir dakika nce Scarsdale'di."
"Her neyse ite."
"O kim olabilir Fran?"
"Erkek arkada m? Bilmiyorum. Herhangi biri."
"Bir mteri mi?"
"Bir mteriye k olmazsn."
"Bir adamla nerede tanabilir? Ve ne tr bir adamla tanabilir?"
Soruyu yantlamak iin bir sre bocalayarak dndkten sonra omuz silkerek vazgeti.
Konumamz bu noktadan daha teye gidemedi. Telefonunu bir dakikalna kullandm,
sonra yanndaki not defterine adm ve numaram yazdm.
"Aklna bir ey gelecek olursa" dedim.
"Eer gelirse ararm. Gidiyor musun? Bir Cola daha istemediinden emin misin?"
"Hayr, saol."
"Pekl" dedi. Yanma geldi. Tembel tembel esnerken azn elinin tersiyle kapad, uzun
kirpiklerinin arasndan bana bakt. "Hey, geldiine ok memnun oldum" dedi. "Konuacak
birine ihtiyacn olduunda -bilirsin ite- beni ara, tamam m? Yalnzca biraz taklp laflamak
iin."
"Elbette."
"Bu ok houma gider" dedi yumuak bir sesle. Ayaklar zerinde ykselerek yanama
nefes kesici bir pck kondurdu. "Bu ok houma gider Matt" dedi.
Merdivenlerden inerken glmeye baladm. Fahie tavrn nasl da taknvermiti -veda
ederken scak ve samimi- ve bu ite ne kadar iyiydi. u borsaclarn btn bu merdivenleri
koa koa kmalarna amamalyd. Onun bir artist olmaya almasn demelerine
amamalyd. Kahretsin, o zaten bir artistti. Ve fena da saylmazd.
Yanamdaki pcn etkisini iki blok tede hl hissedebiliyordum.
16
Donna Campion'un dairesi Dou Yakas on Yedinci Cadde'de, beyaz bir binann onuncu
katn-dayd. Salonun penceresi batya bakyordu. Oraya gittiimde gne yeniden ortaya
kmt. Odann ii kla dolmutu. Her yerde saks bitkileri vard ve hepsi canl renkli ve
grd. Yerde, pencere ilerinde, duvardaki raflarda masalarn stnde, her yerde iek
vard. Yapraklarn arasndan szan gne , yerdeki parkelerin zerinde garip biimli
glgeler oluturuyordu.
Sepet rgsnden yaplm bir koltukta oturmu, sade kahvemi yudumluyordum.
Donna'ysa arkal olan, meeden yaplm bir sraya tnemiti. Bunun eskiden kilisede
kullanldn syledi. ngiliz meesinden yaplmt ve byk olaslkla Elizabeth zamanna
aitti. Geen yllar, rengini soldurmutu ve -drt yzyldr stne oturan dindar popolar
biraz andrmt. Devon'da kyl papazn biri, dekorasyonu deitirmenin zaman
geldiini dnerek onu bir galeriye vermi, Donna da bu kk sray ak arttrmada
satn almt.
Geni alnndan kck enesine doru incelerek uzayan bir yz vard. Teni ok ak
renkti -sanki grd tek gne yapraklarn arasndan szanm gibi. Geni yakal,
buruuk, beyaz bir gmlek ve siyah taytn stne ksa, gri, pileli bir etek giymiti.
Ayaklarnda geyik derisinden, ular sivri terlikler vard.
Uzun, ince bir burun, kk, ince dudakl bir az. Koyu kahverengi salar, omuz
hizasnda, arkaya taranm. Gzlerinin altnda halkalar, sa elinin iki parmanda sar
nikotin lekeleri. Oje yok, tak yok, grnen bir makyaj yok. Kesinlikle irin deil; ancak
ortaaa zg o havasyla gzel denebilecek bir kadn.
Tandm fahielerin hibirine benzemiyordu. Aslnda bir aire benziyordu ya da benim
kafamdaki air imajna.
"Chance sana her konuda yardmc olmam syledi" dedi. "St Prenses'i kimin
ldrdn bulmaya alyormusun,"
"St Prenses mi?"
"Prensesler kadar gzel bir kzd. Sonra onun Wisconsin'li olduunu rendim ve aklma o
gl kuvvetli, stle beslenmi masumiyet geldi. O bir st krallndand." Hafife
glmsedi.. "bunlar syleyen, hayal gcm. Aslnda onu iyi tanmazdm."
"Hi erkek arkadayla tantn m?"
"Erkek arkada olduunu bile bilmiyordum."
Kim'in Chance'i brakmay planladndan da haberi yoktu ve bunu sylediimde ilgin
buldu. "O gelen bir gmen miydi yoksa giden mi?"
"Ne demek istiyorsun?"
"Bir yerden mi geliyordu, yoksa bir yere mi gidiyordu? Bu, nemli. New York'a ilk geliimde
baka bir yere gitmi saylrdm. Ayrca ailemle ve bydm ehirle balarm da
koparmtm ama bu ikinci derecede nem tayordu. Daha sonra kocamdan
ayrldmdaysa bir yerden kayordum. Gidi, vartan daha nemliydi."
"Evli miydin?"
" yl boyunca. Yani toplam yl. Bir yl birlikte yaadk iki yl evli kaldk"
"Bu ne kadar nceydi?"
"Drt yl?" Bir an dnd. "Bu baharda be yl olacak. Aslnda teorik olarak hl evliyim.
Hi boanma ileriyle uramadm. Sence uramal mym?"
"Bilmem."
"Herhalde uramalym. Salam olmayan balan tamamen zp kurtulmak iin."
"Ne kadar zamandr Chance'lesin?"
"Bu, nc yl. Neden?"
"Pek yle bir tipe benzemiyorsun."
"Bir tipi mi varm? Kim'e fazla benzediimi sanmyorum, Ne asilim, ne de st." Gld.
"Hangimiz hangisi bilmiyorum; ama albayn karsyla Judy O'Grady gibiyiz."
"Kan kardeleri?"
Yapt alnty anlam olmama armt. "Kocam terk ettikten sonra Aa Bat
Yakas'nda yaadm" dedi. "Norfolk Caddesi'ni bilir misin? Stanton'la Rivington arasnda."
"Pek saylmaz."
"Ah, ama ben ok iyi bilirim. Orada yaadm ve kk ilerde altm. amarhanede
altm, garsonluk yaptm. Kasiyerlik yaptm. Ya ileri brakrdm ya da iler beni brakrd
ve hibir zaman yeterince param olmazd. Yaadm yerden nefret ediyordum ve
hayatmdan da nefret etmeye balyordum. Kocam arayacak ve beni alp geri gtrmesini
isteyecektim. Bana bakmas iin. Bunu ok dnmtm. Bir keresinde numarasn
evirmitim ama meguld."
Ve bylece neredeyse kaza denecek bir biimde kendini satmaya balamt. Bir blok
tede srekli sarkntlk eden bir dkkn sahibi vard. Bir gn hi de planlamad halde
szckler azndan dklvermiti. "Bak, eer beni becermek istiyorsan yirmi dolara ne
dersin?" Adamn akl bandan gitmi, onun fahie olduunu bilmediini sylemiti.
"Deilim" demiti o da, "ama o paraya ihtiyacm var. Ve bu ite iyi olduumdan emin
olabilirsin,"
Haftada birka mteri almaya balamt. Ayn semtte Norfolk Caddesi'nden daha iyi bir
bloka tanm sonra da Tompkins Meydan'nn hemen dousundaki Dokuzuncu Cadde'ye
gemiti. Artk almasna gerek yoktu ama uramas gereken baka sorunlar kmt.
Bir kez dvlm, birka kez de soyulmutu. Yine eski kocasn aramay geirmiti
aklndan.
Sonra ayn mahallede oturan bir kzla tanmt. Kz, bir masaj salonunda alyordu.
Donna bir de oray denemi ve gvenli oluu houna gitmiti, Sorun karanlarla
uramak iin bir adam bekliyordu. Ayrca yapt i, mekanik saylrd. Her ey ya elle ya
da azdand. Vcuduna dokunulmuyordu ve fiziksel bir cinselliin tesinde gerek
anlamda yaknlk ieren bir iliki yoktu.
lk bata bunu beenmiti. Kendisini bir seks teknisyeni, bir tr psikoterapist gibi grmt.
Ama sonra iler deimiti.
"in iinde Mafya vard" dedi. "Perdelerde, hallarda, her yerde lmn kokusunu
alyordun. Ayrca normal bir i halini almt. Dzenli saatlerde alyordum, gidip gelirken
metroya biniyordum. imdeki iir ruhunu emdi -bu kelimeyi ok seviyorum- beni emdi
bitirdi."
Ve bylece ii brakm ve yeniden serbest almaya balamt. Bu arada Chance onu
bir yerlerde bulmu ve her ey yerli yerine oturmutu. Onu bu eve, New York'ta sahip
olduu en saygn yere yerletirmi, telefon balatm ve btn sorunlar ortadan
kaldrmt. Faturalar deniyor evi temizleniyor her ii bakalar tarafndan hallediliyordu.
Onun tek yapmas gereken iirleri zerinde almak ve onlar dergilere postalamak, bir de
telefon aldnda irin ve ekici olmakt.
"Kazandn parann tmn Chance alyor" dedim. "Bu seni rahatsz etmiyor mu?"
"Etmesi mi gerekir?"
"Bilmem."
"Zaten gerek para denemez" dedi. "Hzl kazanlan para fazla elde kalmaz. yle olsayd
uyuturucu satclar borsay ele geirirdi. O tr para geldii gibi gider" Bacaklarn yere
indirerek srann stnde dikleti. "Her neyse" dedi. "stediim her eye sahibim. Hep
yalnz kalmay isterdim. Yaamak iin saygn bir yer ve iimi yapmak iin zamanm olsun
isterdim. Yani iirlerden szediyorum."
"Farkndaym."
"ou air nasl yaar bilir misin? retmenlik yapar ya da dz bir ite alr ya da iir
oyununu oynar yani fon balar iin yazlar yazan konumalar yapar, neriler sunar ve
bu arada da insanlar tanmaya ve doru klar yalamaya alrlar. Ben hi zaman bu
boktan eyleri yapmak istemedim. Ben yalnzca yazmak istedim."
"Peki Kim ne yapmak istedi?"
"Onu Tanr bilir"
"Sanrm biriyle ilikisi vard. Sanrm lmesine neden oldu."
"O zaman ben gvende saylrm" dedi. "Kimseyle bir ilikim yok. Tabii insanlkla olan
ilikimi tartabilirsin. Peki sence bu ben! mezara gitme tehlikesiyle kar karya brakr
m?"
Ne demek istediini anlamyordum. Gzlerini kapayarak bir eyler syledi. '"Her insann
lm benden bir eyler eksiltir, nk iim nsanlkladr.' John Donne. Nasl bir ilikisi
vard ya da kiminle bir ilikisi vard biliyor musun?"
"Hayr"
"Sence onun lm benden bir eyler eksiltir mi? Onunla bir ilikim var myd acaba? Onu
tanmyordum -yani gerek anlamda- ama yine de hakknda bir iir yazmtm."
"Grebilir miyim?"
"Tabii, ama sana nasl bir ipucu verir; bilmiyorum. Byk Ay hakknda da bir iir yazdm
ama onunla ilgili gerek bir eyler renmek istiyorsan bir gkbilimci ile konuman gerekir,
benimle deil. iirlerde anlalanlarn tm aslnda airin kendisiyle ilgilidir
"Yine de grmek isterim."
Bu onu mutlu etmie benziyordu. alma masasna gitti ve arad eyi annda buldu. iir
iyi cins, beyaz bir kda, kesik ulu. bir kalemle yazlmt.
"Dergilere gnderdiim zaman daktilo ederim" dedi. "Art kt zerinde bu grnleri
houma gider. Gzel yaz yazmay kendi kendime rendim. Bir kitaptan. Grndnden
daha kolay."
iiri okudum:

Onu stle yka, brak saf beyaz nehirler aksn
Durgun vaftiz suyuna
Son ayrla da ifa ver
lk gn nn altnda.
Elini tut, ona nemli olmadn syle
Stn arkasndan alamamasn syle. Tohum sa
Gm bir silahtan. Kr,
Havanda kemiklerini. Parala,
Ayaklarnda arap ielerini. Parldasn,
Yeil camlar ellerinde. Brak olsun.
Brak st aksn.
Brak aksn dursun kutsal topran stne.

iiri not defterime geirebilir miyim, diye sordum. Hafiften, mutlu bir glmseyile karlk
verdi. "Neden? Onu kimin ldrdn sylyor mu?"
"Ne sylediini bilmiyorum. Eer yanma alrsam belki bunu renebilirim."
"Eer ne anlattn zersen" dedi, "umarm bana da sylersin. Ah, biraz abarttm
aslnda. Orada neden bahsettiimi az ok biliyorum. Ama defterine geirmekle urama.
O kopyay alabilirsin."
"Samalama. Bu senin."
Ban iki yana sallad. "Aslnda bitmi saylmaz. zerinde almak gerekiyor.
Gzlerinden de sz etmek istiyorum. Eer Kim'le karlatysan gzlerini fark etmi
olmalsn."
"Evet."
"lk bata mavi gzlerle yeil camlarn tezatn istemitim. O dizeyi bu yzden yazmtm
ama sonra gzler ortadan kayboldu. Sanrm nceki karalamalardan birinde vard ama bir
yerde kayboluverdi." Glmsedi. "Gz ap kapayncaya kadar gidiverdiler. Gm
yazdm, beyaz, yeili yazdm ama gzler yok." Eli omzunda, ayakta durmu, elimdeki iire
bakyordu, "Ka, on iki dize mi? Zaten on drt olmasn dnmtm. Sone uzunluunda
yani. Dizeler dzensiz olsa bile. Ayrln orada ne anlama geldiini de bilmiyorum. Baka
bir ey de yazlabilirdi."
iir stnde olas deiiklikleri dnrken benden ok kendi kendine konuuyor gibiydi.
"Yine de bunu sakla" dedi sonunda. "Son halini almas iin ok ey gerek. Garip.
ldnden beri bir kez bile bakmamm."
"lmnden nce mi yazmtn?"
"Evet. Mrekkeple temiz kda geirmi olmama ramen tamamlandn dndm
sanmyorum. Eer lmeseydi bunun zerinde mutlaka alrdm."
"Seni durduran ne oldu? ok mu?"
"ok olmu muydum? Sanrm olmu olmalym. 'Bu bana da olabilir' Ama elbette buna
inanmyorum. Akcier kanseri gibi -hep bakalarna olur diye dnrsn. 'Her insann
lm benden bir eyler eksiltir.' Kim'in lm benden bir eyler eksiltti mi? Sanmyorum.
nsanlkla John Donne kadar ilgilendiimi sanmyorum."
"O zaman neden bu iiri bir kenara koydun?"
"Bir kenara koymadm. Bir kenara braktm. ok nemli bir ayrnt, deil mi?" Bir an
dnd. "lm, ona bakm deitirdi. iir stnde almak istedim ama iine
lmn sokmak istemedim. Yeterince rengim vard. Bir de kana ihtiyacm yoktu."
17
Donna'nn Bat Yakas On Yedinci Cadde'deki evine giderken Morton Caddesi'nden
taksiye binmitim. Bu kez de Kim'in Otuz Yedinci Cadde'deki evine gitmek iin taksi
tuttum. ofre paray verirken bankaya gitmemi olduumu fark ettim. Ertesi gn
Cumartesiydi. Demek ki btn hafta sonu iin elimde yalnzca Chance'in verdii para
vard. Tabii bir hrszn ans almad srece.
Kim'in dairesinin anahtarn almak iin kapcya be papel vererek czdanmn ykn
biraz daha hafiflettim. Tabii ev sahibi adna geldiime dair bir hikye anlatmak zorunda
kalmtm. Be dolar karlnda bana inanmakta zorlanmad. Asansre binerek yukar
ktm.
Polis daha nce mekn ziyaret etmiti. Ne aradklarn bilmiyordum ve ne bulduklar
hakknda bir ey syleyemezdim. Durkin'in bana gsterdii dosyadaki raporda fazla bir
ey sylemiyordu ama kimse dikkatini eken her eyi kda dkmezdi.
Oraya gelen memurlarn ne farketmi olabileceini syleyemezdim. Bu yzden
parmaklarna yapann ne olduundan da emin olamadm. ly soyan polisler vardr ve
bunlarn baka durumlarda zellikle namussuz tipler olmas gerekmez.
Polisler ok fazla lm ve sefalete tank olurlar ve bununla baedebilmek iin ounlukla
ly insandan farkl grme ihtiyac hissederler Bir otel odasndan karmaya yardm
ettiim ilk cesedi hatrlyorum. Adam kan kusarak lm ve olay fark edilene dek orada
birka gn kalmt. Kdemli bir devriye polisiyle birlikte onu bir ceset torbasnn iine
koyduktan sonra aa inerken, dostum cesedin her basamaa arpmasna zellikle
dikkat etmiti. Elindeki bir uval patates olsayd daha dikkatli davranacana eminim.
Otelin dier sakinlerinin bize nasl bakt hl gzmn nnde. Ve ortamn, len
adamn zel eyalarn nasl kartrdn, czdanndaki azck paray nasl saydn ve
yarsn bana verdiini de hatrlarm.
Almak istememitim. "Al ve cebine koy" dedi bana. "Sen almasan ne olacan
sanyorsun? Bir bakas alacak. Ya da eyalete gidecek. Krk drt dolar New York
Eyaleti'nin ne iine yan Cebine koy, sonra da u pisliin kokusunu ellerinden karmak iin
git kendine parfml bir sabun al."
Alp cebime koydum. Daha sonralar torbalanm cesetleri basamaklardan sektiren,
paralarn sayarak bltren kii oldum,
Sanrm bir gn, daire tamamlanacak ve ben, o torbann iinde olacam.

Orada bir saat kaldm. Ne aradm bilmediim halde btn dolaplara ve ekmecelere
baktm. Fazla bir ey de bulmadm. Bir telefon defteri olsayd biri onu benden nce bulmu
olurdu. u telekzlarn ellerindeki en byk koz, budur Tabii Kim'in byle bir defteri olmas
gerekmezdi. Elaine bir tane tutard ama Fran'le Donna tutmadklarn sylemilerdi.
Evde herhangi .bir uyuturucu ya da kullanc gsteren herhangi bir ey bulamadm. Bir
polis tpk lnn parasn al gibi uyuturucular da alabilir. Ya da Chance etrafta
bulduu sakncal eylere el koymu olabilirdi. Kzn lmnden sonra eve bir kez gittiini
sylemiti. Ancak Afrika maskeleri hl oradayd. Duvarda asl olduklar yerden bana
bakyor, Chance'in Kim'in yerine getirecei yeni hevesli fahienin evini koruyor gibilerdi:
Hopper posteri de hl radyonun zerinde asl duruyordu. Acaba bu da yeni kiracy
bekleyecek miydi?
Kokusu her yere sinmiti. ekmecelerini ve dolaplarm kartrrken burnuma gelmiti.
Yata toplanmamt. Yorgan kaldrarak altna baktm. Bunu benden nce bakalarnn
da yaptna phe yoktu. Bir ey bulamaynca yorgan elimden braktm. Yatan stne
dmesiyle birlikte buruuk araflardan ykselen o baharatl parfm kokusu burun
deliklerime doldu.
Salonda atm bir dolabn iinde krk ceketiyle dier mantolarn buldum. Bir de arap
ve likr ieleriyle dolu bir raf vard. Wild Turkey iesi gzme takldnda o koyu
burbonun tadm azmda hissettiime, scakln boazmdan mideme akn, oradan da
ayak parmaklanma kadar tm vcuduma yayln hissettiime yemin edebilirim. Dolabn
kapan kapadm ve kardaki koltua oturdum. Saatlerdir aklma iki imek gelmemiti
ama o ienin beklenmedik bir biimde karma k beni gafil avlamt.
Yatak odasna geri dndm. Tuvalet masasnn stnde duran mcevher kutusunu
kartrmaya baladm. Bir sr kpe, birka kolye, bir dizi sahte olduu anlalan inci,
birka bilezik. Bileziklerden biri ok gzeldi. Altn halkalarn iine yerletirilmi fildii
talardan yaplmt. Bir de fazla gsterili bir okul yz vard. La Follette Lisesi, Eau
Claire, Wisconsin. On drt ayar altndan yaplmt ve arlndan deerli bir ey olduu
anlalyordu.
Btn bunlar kim alacakt? Dosyasnda belirtildiine gre Galaxy Downtowner'da
antasndan da para kmt. Bunlar herhalde Wisconsin'deki ailesine gnderilecekti.
Ama bir uaa atlayp gelerek ceketlerine ve sveterlerine de sahip kacaklar myd?
Krk ceketi, lise yzn, fildii bilezii saklamak iin alacaklar myd?
Birka not alacak kadar kaldktan sonra salondaki dolab yeniden amaya frsat
brakmamak iin oradan ktm. Asansrle aa indim, kapcya el salladm ve o srada
ieri giren bir apartman sahibine, elmas talarla ssl bir tasma takl kpei olan yal
kadna bamla selam verdim. Kpek bana havladnda ilk kez Kim'in kedisi aklma geldi.
Onu evde grmemitim. Banyoda sepetine de rastlamamtm. Biri onu alm olmalyd.
Kede bir taksiye atladm. Otelimin nnde paray derken Kim'in anahtarlarnn cebimde
olduunu fark ettim. Kapcya vermeyi unutmutum. O da istemeyi unutmutu.

Benim iin bir mesaj vard. Joe Durkin aram ve merkezdeki numarasn brakmt.
Aradmda dardayd ama herhalde dnerdi. Adm ve numaram braktm.
Odama ktm. Kendimi yorgun ve bitkin hissediyordu. Yataa uzandm ama yle
dinlenemiyordum, beynimde dnen bantlar durduramyordum. Yeniden aaya indim,
peynirli sandvile patates kzartmas yedim ve kahve itim, ikinci fincandan sonra
cebimden Donna Campion'un iirini kardm. Aklma bir ey taklmt ama ne olduunu
anlayamyordum. iiri bir kez daha okudum. Ne demek istedii hakknda bir fikrim yoktu;
tabii eer bir anlam varsa. Ama orada bana gz krpmakta olan bir ey vard- dikkatimi
ekmeye alan bir ey- ve ben onu yakalayamayacak kadar beyin zrl olmutum.
St. Paul'e gittim. Konumac korkun bir hikye anlatt. Ailesini alkol yznden
kaybetmiti. Babas akut pankreastan lm, annesi sarhoken intihar etmiti. ki erkek ve
bir kzkardei ayn hastala yakalanarak lm, nc erkek kardei de akln yitirmi,
hastanede yatyordu.
"Birka ay ayk kaldktan sonra" dedi, "alkoln beyin hcrelerini nasl ldrd hakknda
bir eyler okumaya baladm ve bende ne kadar bir beyin hasar olduu hakknda
endielenmeye baladm. Bu yzden benden sorumlu olan kiiye giderek aklmdan
geenleri anlattm. 'Eh' dedi, 'beynin hasar grm olabilir. Bu, mmkn. Ama sana unu
soraym. Toplantlarn hangi gn nerede olduunu hatrlayabiliyor musun? Oralara
giderken yolunu kolayca bulabiliyor musun?' 'Evet' dedim ona, 'Bunu yapabiliyorum.'
'Pekl o zaman' dedi, 'u an iin ihtiyacn olan btn beyin hcrelerin yerinde.'"
Ara verdiklerinde ktm.

Resepsiyonda Durkin'den bir mesaj daha vard. Hemen aradm ama yine kmt. Adm
ve numaram braktktan sonra yukar ktm. Telefon aldnda Donna'nn iirini bir kez o
okuyordum.
Arayan Durkin'di. "Hey, Matt" dedi, "yalnzca dn gece hakknda konumak iin aramtm.
Umarm beni yanl anlamamsndr."
"Ne hakknda?"
"Ah, genel anlamda" dedi. "Arada bir her ey stme gelir. Ne demek istediimi
anlyorsun, deil mi? Bazen patlama ihtiyac hissediyorum; iki imek, iimi dkmek
istiyorum. Bunu bir alkanlk haline getirmiyorum ama arada bir de olsa yapma ihtiyac
hissediyorum."
"Elbette."
"ounlukla iimi severim. Ama bazen insann sinirlerini bozan eyler oluyor; gznn
nne getirmek istemediin eyler Ve yle zamanlarda da bir yerden patlyorum. Umarm
dn gece izgiyi fazla amammdr."
Onu yanl hibir ey yapmad konusunda temin ettim. nceki gecenin ne kadarn
hatrlyordu acaba? Komaya girecek kadar ok imiti ama herkes komaya girmiyordu
ite. Belki hafzas yalnzca biraz silinmiti ve syledikleri karsnda verdiim tepkiden
emin deildi.
Aklma Billie'nin ev sahibesinin syledikleri geldi. "Bover" dedim. "Ayn ey bir rahibin de
bana gelebilirdi."
"Hey, bunu aklmda tutmalym. Bir rahibin de bana gelebilirdi. Ve byk olaslkla
geliyordur da."
"Byk olaslkla."
"Aratrman nasl gidiyor? Bir eyler buldun mu?"
"Sylemesi zor"
"Ne demek istediini anlyorum. Eer senin iin yapabileceim bir ey var..."
"Aslna bakarsan var."
"yle mi?"
"Galaxy Downtowner'a gittim" dedim. "Bir mdr yardmcyla grtm. Bana Bay
Jones'un kayt kartn gsterdi.
"Mehur Bay Jones."
"Kartta imza yoktu. Yalnzca harflerle adn yazm."
"Anlyorum."
"Son birka ayn kartlarna bakarak yle imza atan bakalarnn olup olmadn renmek
istedim. Eer varsa yazy Jones'unkiyle karlatracaktm. Buna izin vermeye yetkisi
olmadn syledi."
"Eline bir be papel sktrmalydn."
"Denedim. Ne yapmaya altm anlamad bile. Ancak bunu ona sen yaptrabilirsin.
Resmi bir sfatm olmad iin yardm edemediini ama polisten byle bir istek gelseydi
seve seve yapacan syledi."
Bir an hi konumad. Sonra da bunun iime yarayp yaramayacan sordu.
"Yarayabilir" dedim.
"Sence ayn kii daha nce o otelde kalm olabilir mi? Yani baka bir adla?"
"Bu, mmkn."
"Ama gerek ad deil tabii, yoksa bu kadar irin olmak yerine imza atverirdi. Peki diyelim
ki ansmz yaver gitti yle bir kart bulduk. Elimize ne geer? Yalnzca ayn orospu
ocuunun bir baka sahte ismi daha. O kadar. Onu bulmak iin imdi olduumuz yerden
bir adm bile teye gidememi oluruz."
"Hazr seni bulmuken, yapabilecein bir ey daha var"
"Neymi o?"
"O blgedeki dier otellerin de son alt ay ya da bir yllk kaytlarn kontrol etmek."
"Neyi kontrol edeceim? Yalnzca isim yazarak atlan imzalar m? Hadi, Matt. Ne kadar
zaman alacann farknda msn?"
"mzalar deil. Jones isimli ziyaretileri kontrol ettireceksin. Galaxy Downtowner gibi
otellerden szediyorum. Aa yukar o fiyatta, modem otellerden. ou kaytlarn Galaxy
gibi bilgisayarda tutuyor olacaktr. Jones adndaki kaytlar bulmak be-on dakikalarn alr
Ama tabii yalnzca metal rozeti olan biri bunu yaptrabilir"
"Peki bu ne ie yarayacak?"
"O kartlar karttr, Jones adnda bir konuk olup olmadna bak -muhtemelen ilk ismi C.
ya da C.O. olacak- sonra dier yazyla karlatr. Eer bir ey elde edersen nasl bir ipucu
yakaladn grrsn. Bir ipucuyla da ne yapacan sana sylememe gerek yok sanrm."
Yine bir sre bir ey sylemedi. "Bilmiyorum" dedi sonunda, "ok zayf bir olaslk gibi
grnyor"
"Belki yledir"
"Sana ne dndm syleyeyim. Bouna zaman kayb olduunu dnyorum."
"O kadar da fazla bir zaman kayb deil. Ve o kadar zayf bir olaslk saylmaz. Joe, eer
dosyay kafanda bir kez kapatm olmasaydn bunu yapardn."
"Bundan emin deilim."
"Elbette yapardn. Ya kiralk bir katil ya da bir akl hastas olduunu dnyorsun. Eer
kiralk katilse konuyu tamamen kapatmak istiyorsun, Eer akl hastasysa bir kez daha
yapana dek beklemek istiyorsun."
"Yerinde olsam o kadar ileri gitmezdim."
"Ama sen dn gece gittin."
"Tanr akna, dn gece dn geceydi. Sana dn gece hakknda zaten bir aklama
yaptm."
"O bir kiralk katil deildi" dedim. "Ve Kim'in karsna tesadfen kan bir akl hastas da
deildi."
"Bundan eminmi gibi konuuyorsun."
"Emin olacak kadar mantklym."
"Neden?"
"Hibir kiralk katil o kadar lgna dnmez. O palay ka kez saptamt -altm m?"
"Sannm altm altyd."
"O zaman altm alt."
"Ayrca pala deildi. Palaya benzer bir eydi."
"lk nce kz soydu. Sonra bir kasap gibi dorad. Duvarlara bile o kadar kan bulatrd ki
oday batan baa boyatmak zorunda kaldlar Profesyonel bir katilin byle bir ey yaptn
ne zaman duydun?"
"Bir pezevengin ne tr bir hayvan tuttuunu kim bilebilir? Belki herife pis bir i karmasn,
kz iyice benzetmesini sylemitir. Aklndan neler getiini kim bilebilir?"
"Ve sonra olay zmek iin beni tuttu."
"Garip olduunu itiraf ediyorum Matt ama..."
"Delinin biri de olamaz. O srada delirmi olduu kesin ama bir psikopatn ii deil."
"Nereden biliyorsun?"
"Bir kere ok dikkatli biri. imza yerine adn yazyor. Kirli havlular yannda gtryor. Bu
adam bir tek somut kant bile brakmamak iin uram."
"Havlular, palay sarmak iin kullandn sanyordum."
"Bunu neden yapsn ki? Palay ykadktan sonra antasnn iine koyar, getirdii gibi
gtrrd. Ya da havlu iine sarmak istiyorsa temiz havlular kullanrd. Ykandktan sonra
kuruland havlular yalnzca bulunmalarn istemedii iin yannda gtrr. Havlularn
zerine bir eyler bulaabilir -sa, kan lekesi- ve o zan altnda kalabilirdi; nk Kim2le bir
balantsnn ortaya kacan biliyordu."
"Havlularn kirli olduundan emin deiliz, Matt. Du yapp yapmadn kesin olarak
bilmiyoruz."
"Kz bir gzel biti ve duvarlar kana bulad. Sence oradan ykanmadan km olabilir
mi?"
"Sanrm hayr"
"Islak havlular evine hatra olsun diye gtrr mydn? Bunun iin bir nedeni vard."
"Pekl." Sessizlik. "Bir psikopat da delil brakmak istemeyebilir. Adamn kz tanyan biri
olduunu, onu ldrmek iin bir nedeni olduunu sylyorsun. Bundan emin olamazsn."
"Neden kz otele ard?"
"nk orada bekliyordu. O ve kk palas."
"Peki o kk palasn neden kzn Otuz Yedinci Cadde'deki evine gtrmedi?"
"Yani evde randevulamaktan m bahsediyorsun?"
"Doru. Btn gn fahielerle konuarak geirdim. Zaman kaybndan tr darda i
yapmaya merakl deiller Bazen yapyorlar ama ounlukla mteriyi evlerine davet
ediyorlar, ona evde ok daha rahat edeceklerini sylyorlar. Byk olaslkla Kim de byle
yapacakt ama..."
"Ama adam odann faturasn nceden demiti. Parasnn karln almak istedi."
"Neden daha ilk batan evine gitmedi?"
Bunu biraz dnd. "Apartmann kapcs var" dedi. "Belki ona grnmek istemedi."
"Onun yerine koca bir otel lobisinin iinden geti, bir kayt kart doldurdu ve resepsiyonistle
konutu. Belki o kapcnn nnden gemek istemedi; nk adam kendisini daha nce
grmt. Aksi takdirde bir kapc, bir otel dolusu insandan daha zararszdr"
"Bu, olduka u noktada bir varsaym Matt."
"Elimden bir ey gelmiyor Biri tamamen mantksz gelen bir ey yapt ve manta uymas
iin tek olaslk, kz tanyor olmas ve lmesini istemek iin kiisel bir nedeninin olmas.
Dengesi tamamen yerinde olan insanlar genelde gidip bir palayla ortal pislie bulamaz.
Ama kurbann rasgele seen bir psikopattan da sz etmiyoruz."
"Peki ne? Bir erkek arkada m?"
"Onun gibi bir ey."
"Kz, pezevenginden ayrlyor, erkek arkadana artk zgr olduunu sylyor ve adam
da panikliyor, yle mi?"
"Benim aklmdan geenler de bunlard, evet."
"Ve elinde bir palayla lgna dnyor. Bu senin karsndan ayrlmamasnn daha iyi
olacana karar veren adam profilinle nasl badayor?"
"Bilmiyorum."
"Kzn bir erkek arkada olduunu kesin olarak biliyor musun?"
"Hayr" diye itiraf etmek zorunda kaldm.
"u kayt kartlar. Charles O. Jones ve eer varsa dier sahte adlar. Sence bunlar bizi bir
yere gtrr m?"
"Gtrebilir"
"Sorduum ey bu deildi Matt."
"O zaman yant hayr. Bir yere gtreceini sanmyorum."
"Ama yine de denemeye deer, diye dnyorsun."
"Galaxy Downtowner'daki kartlarn zerinden kendi bama geecektim" diye hatrlattm.
"Kendi zamanmdan harcayarak tabi herif izin vermi olsayd."
"Sanrm kartlar karttrabiliriz."
"Saol Joe."
"Sanrm dier kontrol de yaptrabiliriz. Blgedeki birinci snf otellerdeki son alt aylk
Jones kaytlar, istediin buydu, deil mi?"
"Evet."
"Otopside boaznda ve yemek borusunda sperm kmt. Bunu biliyor muydun?"
"Dn gece dosyada grmtm."
"lk nce kza kendini fletmi sonra da ocukluundan kalma izci bayla onu doram.
Ve sen bunun bir erkek arkada olduunu dnyorsun."
"Sperm daha nceki bir ilikiden olabilir. O bir fahieydi. Bir sr ilikiye girerdi."
"Sanrm yle" dedi. "Biliyorsun, artk spermi tespit edebiliyorlar Bu parmak izinden ok
kan grubu gibi. ikinci derece kant olarak ie yaryor Ama haklsn, yaam tarzn
gznne alrsak, spermin uyumamas bir adam kara listeden silmemizi gerektirmez."
"Ve uyarsa onu kara listeye almamz da gerektirmez."
"Doru ama ban olduka artacandan eminim. Keke kz onu trnaklam olsayd.
Trnaklarda bulunan deri paralar her zaman ie yarar"
"Her eye sahip olamazsn."
"te bu ok doru. Eer herifi flemise, dilerinin arasnda bir iki kl olmas gerekeceini
dnrsn. Ama btn sorun u ki, kz fazla hanmefendi tarzndayd."
"Evet, sorun bu."
"Benim sorunumsa, uzun bir yolun sonunda bir katilin bekledii bir dosya amak zere
olduumuza inanmaya balamam. Masamn st zaten yetiemediim bir sr boktan
eyle dolu ve sen beni bir de buna bulatryorsun."
"Bir de zlrse nasl hissedeceini dn."
"hret olacam, deil mi?"
"Birisi olsun artk."

Daha arayacam fahie daha vard: Sunny, Ruby ve Mary Lou. Numaralar not
defterimde yazlyd. Ama bir gn iin yeterince fahieyle konumutum. Chance'in
servisini aradm ve beni aramas iin not braktm. Cuma gecesiydi. Garden'da ocuklarn
birbirlerini yumruklayn izliyor olabilirdi. Ya da yalnzca Kid Bascomb'un dvt
geceler mi gidiyordu acaba?
Donna Campion'un iirini karp okudum. Zihnimde oluan renklerin tm kana bulanm
gibiydi. Kendi kendime iirin yazld anda Kim'in hl hayatta olduunu hatrlattm. Peki o
zaman neden Donna'nn dizelerinde lmn kokusunu okuyordum? Bir ey mi sylemeye
alyordu? Yoksa ben aslnda orada olmayan eyleri mi gryordum?"
Kim'in salarnn altn renginden sz etmemiti. Tabii "gne" bu anlama geliyor olabilirdi.
Ban sarmalayan o altn rgleri grdmde aklma Jan Keane'nin Medusa's gelmiti,
fazla dnmeden telefonu kaldrdm ve santraldan hat istedim. O numaray uzun
zamandr evirmemitim ama belleim, yzm kara karmad.
Drt kez ald. Tam kapatmak zereydim ki ksk, nefes nefese bir ses duydum.
"Jan" dedim. "Ben Matt Scudder."
"Matt! Bir saat nce seni dnyordum. Bir saniye bekle, Kapdan yeni girdim. stmdeki
ceketi karaym... Tamam. Naslsn? Sesini duymak ok gzel."
"yi saylrm. Ya sen?"
"Ah, her ey yolunda. Gn be gn."
"Hl o toplantlara gidiyor musun?"
"H-hm. Aslnda oradan geliyorum. Senin nasl gidiyor?"
"Fena deil."
"Bu, iyi."
Gnlerden neydi? Cuma m? aramba, Perembe, Cuma. " gn oldu" dedim.
"Matt, bu harika!"
Nesi harikayd? "Sanrm yle" dedim.
"Toplantlara gidiyor musun?"
"Saylr. Onlar kaldracak kadar hazr olduumdan emin deildim."
Biraz lafladk. Bu gnlerde toplantlardan birinde karlaabileceimizi syledi. Bunun
mmkn olduunu syledim. Alt aydr aykt; bunun iin birka kez dl bile almt. Bir
ara hikyesini dinlemenin iyi fikir olacan syledim. "Dinlemek mi? Tanrm sen bunun
iindesin zaten."
Heykele yeniden dnmek zereydi. Ayk kalmaya baladnda her eyi ertelemek
zorunda kalmt. Kile istedii formu vermekte de zorlanmt ama urayordu. ncelii
ayk kalmakt, sonra hayatnn geri kalannn kendiliinden biimlenmesini umuyordu.
Peki ben neler yapyordum? Tandk biri iin bir olay aratrdm syledim. Ayrntya
girmedim, o da stne gitmedi. Sohbet yavalam, birka kez sessizlie dnmt.
"Evet, arayp bir merhaba demenin iyi olacan dnmtm" dedim.
"Aramana ok memnun oldum Matt."
"Belki bu gnlerde karlarz."
"Bu iyi olur"
Telefonu kapadmda aklma Lispenard Caddesi'ndeki at katnda iki iiimiz geldi.
Alkol, damarlarmzda byl bir biimde akarken hafif akrkeyf olmu, scak, ho bir
akam geirmitik.
Toplantlarda insanlarn "En kt ayk gnm en iyi sarho gnmden daha iyi" dediklerini
duyarsnz. Ve herkes oyuncak plastik kpekler gibi ban sallar Jan'le geirdiim o
akam dndkten sonra bir de hcreye benzeyen kk odama baktm ve neden bu
gecenin dierinden daha iyi olmas gerektiini anlamaya altm.
Saatime baktm. ki dkknlar kapanmt. Ama barlar daha birka saat akt.
Yerimden kmldamadm. Darda bir devriye otosunun siren sesi duyuldu, otomobil hzla
uzaklat, ses artk duyulmaz oldu dakikalar geti ve telefonum ald.
Arayan Chance'di. "Bugn i stndeymisin" dedi onaylar bir tavrla. "Raporunu aldm.
Kzlar yardmc oldu mu peki?"
"Hem de ok."
"Bir ilerleme var m?"
"Sylemesi zor. Buradan bir para, oradan bir para alyorsun ve birbirlerine uyup
uymayacaklarn bilemiyorsun, Kim'in dairesinden ne aldn?"
"Yalnzca biraz para. Neden?"
"Ne kadar?"
"Birka yz. Parasn tuvalet masasnn en st ekmecesinde saklard. yle gizli bir yer
filan deil. Yalnzca oraya koyard ite. Benden gizleyerek bir yerlere tktrd bir para
var m diye etrafa bakndm ama bir ey bulamadm. Banka czdan, kasa anahtar filan
kmad. Sen yle bir ey buldun mu?"
"Hayr"
"Ya para? Tabii bulduysan sende kalabilir ama yalnzca soruyorum."
"Para filan bulmadm. Btn aldn o kadar myd?"
"Bir de bir gece kulb fotorafsnn ektii ikimizin resmini. Byle bir eyi polisin
grmesine gerek olmadn dndm. Neden sordun?"
"Yalnzca merak ettim. Oraya polis seni gtrmeden nce mi gittin?"
"Beni polis filan gtrmedi. Ben kendi isteimle onlara gittim. Ve evet, oraya daha nce
gittim. Hatta sanrm polisten de nce, yoksa o birka yzlk oktan umu olurdu."
Belki evet, belki hayr. "Kediyi sen mi aldn?" diye sordum.
"Kedi mi?"
"Kk, siyah bir yavru kedisi vard.
"Ah, evet. Kedi hi aklma gelmemiti. Hayr, onu almadm. Aklma gelmi olsayd ona
yiyecek bir eyler brakrdm, neden? Gitmi mi?"
Uyku sepetiyle birlikte ortadan kaybolduunu syledim. Oraya gittiinde kedinin evde olup
olmadn sordum, bilmiyorum, dedi. Kediyi fark etmemiti ama zaten onu aramamt.
"Ve anlarsn, abuk hareket etmeye alyordum. Be dakikada girip ktm. Kedi,
ayaklarma srtnm ve bunu nemsememi olabilirim. Ne nemi var ki? Onu kedisi
ldrmedi ya."
"Hayr, o ldrmedi."
"Onu otele gtrdn dnmyorsun ya?"
"Bunu neden yapsn ki?"
"Bilmiyorum, adamm. Neden kedi hakknda konutuumuzu da bilmiyorum."
"Biri onu alm olmal. ldkten sonra senden baka biri daha daireye girmi ve kediyi
alm olmal."
"Bugn kedinin orada olmadna emin misin? Ortalkta yabanclar dolarken hayvanlar
rker ve saklanr"
"Kedi orada deildi."
"Polisler geldiinde dar kam olabilir Kap ak duruyor kedi dar kayor Gle gle
kedicik."
"Uyku sepetini de yannda gtren bir kedi hi duymadm."
"Belki komulardan biri almtr. Miyavladn duymular; alktan lmesini
istememilerdir"
"Anahtar olan bir komu mu?"
"Baz insanlar komularna yedek anahtar verir. Darda kalma olaslna kar. Ya da o
komu anahtar kapcdan alm olabilir"
"Herhalde yle oldu."
"Kesinlikle."
"Yarn komularla ilgileneceim."
Hafif bir slk ald. "Her eyin peinden gidiyorsun, deil mi? Kedi gibi kk bir eyin bile.
Kemik peinde koan bir gibisin."
"Bu i byle yaplr Kkakaa."
"O da ne demek?"
"Kkakaa" dedim. "Kn kaldr ve kaplar al."
"Ah, bu houma gitti. Bir daha sylesene."
Bir daha syledim.
'"Kn kaldr ve kaplar al.' Bu houma gitti."
18
Cumartesi, kaplan almak iin iyi bir gnd. Zaten genelde yledir; nk insanlar hafta
sonu evde bulmak daha kolaydr. Bu Cumartesi dar kmak iin cazip deildi. Hava
kapalyd, yamur yayordu bir rzgr esmekteydi.
New York'ta rzgr bazen garip davranr. Yksek binalar yolunu keserek dndrr ve
garip bir biimde tersine seken rzgr baka ynlere, baka bloklara doru esmeye
balar. O sabah ve leden sonraysa srekli yzme doru esiyordu nedense. Keyi
dndmde sanki o da benimle dnyor; srekli yzme geliyor; yamuru srekli
yzme yadryor gibiydi. Bunu arada srada g verici bulsam da ounlukla omuzlarm
kaldryor; bam gmyor; rzgra da yamura da, darda olduum iin kendime de
kfrediyordum.
lk duram Kim'in dairesiydi. Elimde anahtar kapcya bamla selam verdim ve yukar
ktm; Onu daha nce grmemitim ve benim de ona tandk geldiimden pheliydim.
Herhalde kedinin hl kayp olduundan emin olmaya alyordum. Oraya gitmek iin
baka hibir nedenim yoktu. Daire, grdm kadaryla braktm gibiydi ve evrede ne
bir kediye ne de uyku sepetine rastlayabilmitim. Bunu dnrken bir yandan da mutfa
kontrol ettim. Dolaplarda kedi mamas kutular gremedim. Ortalkta yemek tas da yoktu.
Evin iinde kedi kokusu alamyordum ve artk o kediyi grp grmediime dair
belleimden phe etmeye balamtm. Tam o srada buzdolabnda st plastik yemek
torbasyla rtlm yarm kutu buldum.
Ya buna ne dersin, diye dndm. Byk detektif bir ipucu buldu.
Bundan ksa bir sre sonra da byk detektif bir kedi buldu.
Btn katlar dolaarak kaplan aldm. Yamurlu bir Cumartesiye ramen herkes evde
deildi ve olanlardan ilk Kim'in bir kedisi olduunu bile bilmiyordu.
aldmda alan drdnc kap, Alice Simkins adnda, elli yalarnda ufak tefek bir
kadna aitti, ilk bata sert konumutu ama Kim'in kedisinden sz edince bir anda
yumuamt.
"Ah, Panter" dedi. "Panter iin geldiniz. Biliyor musunuz, ben de bundan korkuyordum.
eri girin ltfen."
Oturmam iin ssl demeli bir iskemleyi gsterdi, bir fincan kahve getirdi ve odadaki
fazlalk mobilyalardan dolay zr diledi.
Dul olduunu, bu kk daireye tanmadan nce banliyde bir evde oturduunu ve
tanrken birok eyden kurtulmu olmasna ramen elinde hl ok fazla eya kaldn
anlatt.
"Buras engelli kou alan gibi" dedi. "Sanki daha dn tanmm gibi. Oysa geleli
neredeyse iki yl oluyor. Ama ok acil bir ey olmad ve aslnda arabuk toplayacam
dndm iin erteleyip duruyorum."
Kim'in lmn binadaki baka birinden duymutu. Ertesi sabah i yerinde masasnda
otururken aklna Kim'in kedisi gelmiti. Onu kim besleyecekti? Ona kim bakacakt?
"le tatiline kadar bekledim" dedi. "nk bir kedi bir saat daha a kalacak diye ofisi
brakacak kadar lgn olmadma karar verdim. Eve geldiimde onu besledim, sepetini
temizledim ve akam iten dndmde yine baktm ve ona bakmak iin kimsenin
gelmediinden emin oldum. O gece hep o zavall kk yarat dndm ve ertesi
sabah yine yemek vermeye gittiimde en azndan bir sre iin benimle kalmasnn iyi
olacana karar verdim." Glmsedi. "Buraya alm grnyor Sizce onu zlyor
mudur?"
"Bilmem."
"Beni de zleyeceini sanmyorum ama ben onu zleyeceim. Daha nce hi kedi
beslememitim. Yllar nce kpeklerimiz vard. Kpek beslemek isteyeceimi sanmyorum
-ehirde olmaz- ama kedi sorun yaratmyor. Panterin trnaklar alnm. Bu yzden
mobilyalarn izilmesi gibi bir problem yok. Aslnda bunlarn bazlarn trmklamasn
isterdim. Belki o zaman onlar ortalktan kaldrmak iin bir harekette bulunurdum."
Onu kediyi istemediimi, dilerse hayvana bakmaya devam edebilecei konusunda temin
ettim. arm ve kesinlikle rahatlamt. Peki ama kedi iin gelmediysem ne istiyordum?
Ona grevimle ilgili ksa bir aklama yaptm. O bunu anlamaya alrken Kim'in dairesine
nasl girdiini sordum.
"Ah, anahtarm vard. Birka ay nce ona kendi dairemin anahtarn vermitim. ehir
dna kyordum ve ondan ieklerimi sulamasn istemitim. Dndkten ksa bir sre
sonra o da bana kendininkini verdi. Nedenini hatrlayamyorum. Panteri beslememi mi
istemiti acaba? Hatrlayamyorum. Sizce adn deitirebilir miyim?"
"Pardon, anlayamadm."
"Kedinin adn sevdiim sylenemez ama yine de deitirmek doru olur mu, diye
dnyorum. Ad sylendiinde anladn sanmyorum. Onun tek anlad elektrikli
konserve aacann sesi. O zaman akam yemeinin yolda olduunu biliyor." Glmsedi.
"T. S. Eliot, her kedinin yalnzca kendisinin bildii bir ad olduunu yazm. Bu yzden
sanrm benim onu hangi adla ardmn bir nemi yok."
Konuyu yeniden Kim'e dndrerek onunla ne kadar yakn arkada olduklarn sordum.
"Arkada mydk, bilmiyorum" dedi. "Komuyduk. yi komuyduk; dairesinin bir anahtar
bende dururdu. Ama arkada olduumuzdan emin deilim."
"Onun bir fahie olduunu biliyor muydunuz?"
"Sanrm biliyordum. Bata fotomodel olduunu dnmtm. Model olacak kadar
gzeldi."
"Evet."
"Ama bir zaman sonra gerek mesleinin ne olduunu anladm. O, bundan hi szetmedi.
Sanrm, anlamamn nedeni de iini hi konu etmemesi oldu. Sonra onu sk sk ziyaret
eden o siyah adam vard. Bir biimde onun pezevengi olduu fikrine kapldm."
"Bir erkek arkada var myd Bayan Simkins?"
"Siyah adamn dnda m?" O bunu dnrken halnn stnden siyah bir yaratk hzla
geti, koltuklardan birinin stne zplad, yeniden yere indi ve ortadan kayboldu, "Gryor
musunuz?" dedi. "Hi de pantere benzemiyor. Neye benzediini bilmiyorum ama kesinlikle
panter gibi deil. Bir erkek arkada olup olmadn sormutunuz."
"Evet"
"imdi ben de merak ettim. Gizli bir plan olmal; nk son konumamzda bununla ilgili
ipucu vermiti. Uzaklara gidecek, hayat imdikinden daha iyi olacakt. Korkarm bunun
bo bir hayal olduunu dnmtm."
"Neden?"
"nk gnbatmna doru koaca, sonsuza dek birlikte mutlu yaayaca kiinin
pezevengi olduunu sanmtm. Tabii o bana bu kadarn sylemedi; nk hibir zaman
pezevenginden ve fahie olduundan szetmemiti. Bence pezevenkler bir kza dier
kzlarnn nemsiz olduunu, yeterince paralan olur olmaz buralardan uzaklaacaklarn ve
Avustralya'da bir koyun iftlii satn alacaklarn vadediyorlar. Ya da onun gibi bir ey ite."
Aklma Morton Caddesi'ndeki Fran Schecter geldi. Kendisiyle Chance'in arasnda karmk
bir ba ve nlerinde birlikte geirecekleri sonsuz hayatlar olduundan ne kadar emindi
Pezevenginden ayrlmay planlyordu" dedim.
"Baka bir adam iin mi?"
"Ben de bunu bulmaya alyorum."
Kim'i hi zellikle biriyle grmemi, dairesini ziyaret eden hi dikkat etmemiti. Zaten o tr
ziyaretilerin says en az oluyordu ve kendisi gndzleri alyordu.
"O krk kendisinin aldn dnyordum" dedi. "Sanki biri ona hediye etmi gibi gurur
duyarak giyiyordu ama bence kendi almak zorunda kald iin utan duyuyor ve bunu
gizlemek iin yle davranyordu. Bir erkek arkada olduuna bahse girerim. yle bir
edayla hava atyordu -bir adamn hediyesiymi gibi- ama bunu aka sylemedi."
"nk ilikisini gizli tutuyordu."
"Evet. Krk ceketiyle, mcevherleriyle gurur duyuyordu. Pezevenginden ayrlacan
sylediniz. Bu yzden mi ldrld?"
"Bilmiyorum."
"Onun ldrldn, bunun nasl ya da neden olduunu dnmemeye alyorum.
Batan Gemi adl bir kitap okudunuz mu?" Okumamtm. "Kitapta bir tavan kolonisi var
Yan evcilletirilmi bir koloni. Yeterince yemek stoklar var; nk insanlar brakyor
Yaadklar yer sanki bir tavan cenneti gibi ama aslnda yiyecek brakan insanlar bunu
aralarna kapan koyarak kendilerine bir ziyaret hazrlamak iin yapyorlar. Ve hayatta
kalan tavanlar kapanlardan hi sz etmiyor kapan ve len arkadalar hakknda bir ey
demiyorlar. Kapanlar sanki hi yokmu, len arkadalar aslnda hi yaamam gibi
davranmak iin aralarnda sze dklmeyen bir anlama var." Konuurken baka bir yere
bakyordu. imdiyse gzlerini benimkilere dikmiti. "Biliyor musunuz, New Yorklular'n o
tavanlara benzediini dnyorum. Burada bu ehir bize ne verirse onun iin
yayoruz- kltr, i olanaklar ya da her neyse. Ve ehir; dostlarmz ya da komularmz
yok ettiinde o|ay grmezlikten geliyoruz. Ah, gazetede haberlerini okuyoruz, hakknda bir
iki gn konuuyoruz ama sonra her eyi unutuveriyoruz. nk aksi takdirde olanlar iin
bir eyler yapmamz gerekecek ve bunlar yapamayz ya da ekip gitmemiz gerekecek ve
ekip gitmek istemiyoruz. Tpk o tavanlara benziyoruz, deil mi?"

Numaram brakarak aklna bir ey gelirse aramasn syledim Asansrle zemin kata indim
ama asansr zeminde durduunda yeniden on ikinci kata ktm. Kk siyah kediyi
bulmu olmam birka kap daha almamn zaman kayb olaca anlamna gelmezdi.
Ama ne yazk ki yle oldu. yarm dzine insanla konutum ve tek bir ey renemedim.
Kim'le komularnn birbirlerinden olabildiince uzak durduklarn anlamtm. Hatta bir
adamn komularndan birinin cinayete kurban gittiinden haberi bile yoktu. Dierleri de
zaten bu kadarn biliyordu, fazlasn deil.
Bir kapdan kp dierini alarken elimde anahtarla Kim'in kapsna yaklamakta
olduumu farkettim. Peki neden? Dolaptaki Wild Turkey iesi yznden mi?
Anahtar cebime koydum ve oradan ktm.

Elimdeki plan beni Kim'in apartmanndan yalnzca birka blok tedeki bir le toplantsna
gtrd, ieri girdiimde konuan kadn son szlerini sylyordu, ilk bakla onun Jan
olduunu sandm ama bir kez daha baktmda arada hibir benzerlik olmadn grdm.
Bir bardak kahve aldktan sonra arka sralardan birine oturdum.
Oda ok kalabalkt ve iersi dumanalt olmutu, Tartma, programn ruhsal ynnde
odaklanma benziyordu ve bunun ne olduu hakknda ne fazla bir bilgim vard ne de
duyduklarm beni aydnlatmaya yetmiti.
Ama biri gzel bir ey syledi. Tok sesli bir adamd. "Ben buraya km kurtarmaya
geldim" dedi. "Sizse her eyin ruhumla ilgili olduunu sylyorsunuz."

Eer Cumartesi, kaplar almak iin iyi bir gnse, fahieleri ziyaret etmek iin de iyi bir
gnd. Bir Cumartesi leden sonras mterisi duyulmam deilse de istisnayd.
le yemei iin bir eyler yedikten sonra Lexington metrosuna atladm. Fazla kalabalk
deildi ve tam karmdaki haki ceketli, postall siyah ocuk sigara iiyordu. Durkin'le
konutuklarmz aklma geldi ve ocua sigarasn sndrmesini sylemek istedim.
Tanrm, dedim kendi kendime kendi iine bak sen. Karma.
Altm Altnc Cadde'de metrodan indim ve nce bir blok kuzeye sonra iki blok douya
yrdm. Ruby Lee ve Mary Lou Barcker karlkl arpraz binalarda oturuyorlard.
Ruby'ninki gneybatdaki kedeydi ve yolum ilk oraya kt iin ilk onu ziyaret ettim.
Kapc diyafondan geldiimi haber verdi. Asansre, iekiden gelen bir ocukla birlikte
bindim. Bir kucak dolusu gl tayordu ve koku asansrn iini kaplamt.
Ruby, ben kapy aldktan sonra at, souk souk glmsedi ve beni ieri ald. erde
fazla eya yoktu. Mobilyalar sade ve moderndi ama ortama Doulu havas veren baka
eyalar da vard - bir in hals, siyah lakeyle erevelenmi Japon yalboyalar, bir
bambu pano. Btn bunlar eve egzotik bir hava vermekte yetersiz kalmt ama Ruby
bunu zaten tek bana hallediyordu.
Kim kadar olmasa da uzun boyluydu. Esnek ve zarif bir vcudu vard. Bunu sergilemek
istercesine siyah, darack yrtmal bir elbise giymiti. Oturmam iin bir koltuu iaret
ettikten sonra iki ikram etmek istedi. Kendi kendime aarak nedense ay istedim.
Glmsedi ve ikimiz iin ay getirdi. Lipton markayd. Tanr bilir ne umuyordum?
Babas yar Fransz yar Senegalli, annesiyse inli'ydi. Hong Kong'da domu, bir sre
Macao'da yaam, Paris ve Londra'dan sonra Amerika'ya gelmiti. Yan sylememiti,
ben de sormamm. Zaten tahmin de edemiyordum. Yirmi yanda da olabilirdi, krk be
yanda da. Ya da ikisinin arasnda herhangi bir ey.
Kimle bir kez karlamt. Hakknda bir ey bilmiyordu. Dier kzlarn hepsi iin geerliydi
bu. Bir sredir Chancele birlikteydi ve aralarndaki dzeni rahat buluyordu.
Kim'in bir erkek arkada olup olmadn bilmiyordu. Neden dedi kendi kendine, bir kadn
hayatnda iki erkek istesin? O zaman her ikisine birden para vermek zorunda kalrd.
Kim'in, erkek arkadayla farkl bir iliki yayor olabilecei adamn ona hediyeler alyor
olabilecei fikrini ortaya attm. Bunu artc buldu. Bir mteriden mi szediyordum?
Bunun mmkn olduunu syledim. Ama ona gre bir mteri bir erkek arkada
saylmazd. Bir mteri, uzun bir srada bekleyen bir sr adamdan yalnzca biriydi. nsan
nasl bir mteriye kar bir eyler hissedebilirdi?

Caddenin karsnda Mary Lou Barcker bana Cola'yla bir tabak peynir ve kraker ikram etti.
"Demek Ejderha Kadn'la tantn?" dedi. "arpc, deil mi?"
"Bu, hafif kalr."
" rk birbirine karm ve ortaya muhteem bir kadn km. Ama sonra byk bir ok.
Kapy ayorsun ama ierde kimse yok. Bir dakika buraya gelsene."
Pencerenin nne gittim ve iaret ettii yere baktm."
"te u, onun penceresi. Buradan onun dairesi grlebiliyor. ok iyi arkada olduumuzu
dnrdn, deil mi? Bir fincan eker istemek ya da det ncesi gerginlikten szlanmak
iin birbirimize at kap gittiimizi filan."
"Ama yle olmam, galiba?"
"Her zaman naziktir. Ama orada deildir ite. Kadnn kimseyle ilgisi yok. Oraya giden bir
sr adam biliyorum. Ona bazen i bulurum. Mesela biri gelip Doulu kzlardan
holandn syler. Ya da ben birine holanacan sandm bir kz tandm sylerim.
ok memnun kalrlar; nk gzeldir; egzotiktir ve ii iyi bildiinden de eminim. Ama bir
daha gitmezler. Bir kez giderler ve gittiklerine de memnun olurlar ama bir daha gitmezler.
Numarasn bir daha kendileri evirmek yerine arkadalarna verirler. lerinin iyi
olduundan eminim ama devaml bir mterinin ne demek olduunu bilmez; bir kez bile
yle biri olmadna bahse girerim."
Narin yapl, siyah sal, ortalamadan biraz uzun boylu bir kadnd. Keskin hatlar ve
kck dileri vard. Salarn geriye taram, topuz yapmt. Camlan hafif krmz olan
pilot gzl takyordu. O sa ve gzlk bir arada ona olduka sert bir ifade veriyor, hi de
hafife alnmayacak bir etki yaratyordu. "Gzl karp salarm atmda" dedi bir ara,
"ok daha yumuak grnyorum. Daha az tehditkr. Tabii baz mteriler tehditkar
kadnlardan holanr"
Kim hakknda konumaya baladk. "Onu iyi tanmazdm. Hibirini iyi tanmam. Ne takm
ama! Sunny, elenceli parti kz; fahie olmakla sosyal statsnde byk bir sray
yaptn sanyor. Ruby bir tr otistik yetikin -insan beyninden nasibini almam. Dolarlar
bir kenara istiflediinden eminim. Bu gnlerde Macao'ya ya da Port Said'e geri dnp bir
afyon batakhanesi aacak. Chance byk olaslkla para sakladn biliyor ve buna gz
yumacak kadar iyi davranyor"
Biskvinin zerine bir dilim peynir koyarak bana uzatt, bir tane de kendine ald ve krmz
arabn yudumlad. "Fran, Kyn Delisi. Kendi kendini aldatmay bir sanat eseri dzeyine
ykseltmi durumda. Bu aldatmay geree dndrmek iin bir ton ot imesi gerek Biraz
daha Cola?"
"Hayr, teekkrler:"
"Bir kadeh arap almayacana emin misin? Ya da daha sert baka bir ey?"
Bam iki yana salladm. Radyodan hafif bir mzik sesi geliyordu. u klasik mzik
istasyonlarndan biriydi. Mary Lou gzln kard, camlar hohlayarak buulad, sonra
bir mendille sildi.
"Ve Donna" dedi. "Orospuluun Edna St. Vincent Millay'e ant. Bence otun Fran'e
yaptn iir de ona yapyor. Biliyorsun, o da bir air."
Donna'nn iiri yanmdayd. Onu Mary Lou'ya da gsterdim. Dizeleri okuduka alnnda
yatay izgiler olutu.
"Henz bitmemi" dedim. "stnde biraz daha alacak."
"airler bir iiri bitirdiklerini nasl anlar, bilmiyorum. Ya da ressamlar tablolarn. Ne zaman
duracaklarn nasl bilirler? Bu beni ok artr. Bu, Kim hakknda mym?"
"Evet."
"Ne anlama geldiini bilmiyorum ama bir ey var, burada bir ey sylemeye alm." Bir
an dnd. Ban bir kuunki gibi havaya dikmiti. "Sanrm Kim'i doal bir fahie gibi
gryordum" dedi. "Kuzey Avrupa'dan gelen gz alc, buz gibi souk bir sansn. Sanki
hayatn zenci bir pezevengin kolunda yryerek geirmek iin domu. Sana bir ey
syleyeyim mi? ldrlmesine armadm."
"Neden?"
"Tam olarak emin deilim. ok oldum ama armadm. Sanrm sonunun kt olacan
tahmin ediyordum. Bir cinayet kurban olmasa bile bir biimde hayatn bir kurban olarak.
ntihar, rnein. Ya da u haplarla alkoln berbat bileimi. ok fazla iiyordu ya da
uyuturucu kullanyordu demek istemiyorum. En azndan bildiim kadaryla. Sanrm bir
intihar bekliyordum ama cinayet de ayn sonu getirir deil mi? Onu hayattan alp gtrmek
iin. nk buna sonsuza dek dayanacan dnemiyordum. O beyaz masumiyeti onu
brakp gittiinde artk dayanamayacakt Ve bir k yolu bulacan da sanmyordum."
"Ama bulmutu. Chance'e bu ii brakmak istediini sylemiti."
"Bunu kesin olarak biliyor musun?"
"Evet." .
"Peki Chance ne yapt?"
"Ona seim yapmakta zgr olduunu syledi."
"Bunu bylece kabul m etti?"
"yle grnyor"
"Ve sonra Kim ldrld. Arada bir balant var m?"
"Bence olmas gerek. Bence bir erkek arkada vard ve bir balant, o erkek arkada.
Bence o, Chance'den uzaklamak istemesinin nedeni ve bence ayn zamanda
ldrlmesinin de nedeni."
"Ama onun kim olduunu bilmiyorsun."
"Hayr"
"Hi kimsede bir ipucu yok mu?"
"imdilik yok"
"ey, bu durumu ben de deitiremeyeceim ama gzlerinin gerek akla parldadn da
hatrlamyorum. Aslnda ona ok gzel uyard. Onu bu ie bir erkek bulatrd. karmak
iin herhalde bir baka erkee ihtiya duyard."
Ve sonra kendisinin nasl baladn anlatt. Bunu sormay nceden dnmemitim ama
yine de dinlemek durumundaydm.
SoHo'da, galerilerden birinin alnda biri ona Chance'i gstermiti. Donna'yla birlikteydi
ve gsteren kii her kimse Mary Lou'ya onun bir pezevenk olduunu sylemiti. Su gibi
akan ucuz araptan bir iki byk bardak imi, alkoln verdii cesaretle yanna yaklam,
kendini tantm ve hakknda bir hikye yazmak istediini sylemiti.
Tam olarak bir yazar saylmazd. O sralarda BatYakas'nda, Wall Street'te, ne i yapt
anlalmayan bir adamla birlikte yayordu. Adam boanmt ama hl eski karsna biraz
kt. Haylaz ocuklar her haftasonu ziyarete geliyordu. likinin yrmedii ortadayd.
Mary Lou, serbest editrlk yapyor yarm gn bir yerde dzelti iiyle urayordu. Aylk bir
feminist gazetede birka makalesi yaynlanmt.
Chance onunla bulumu, onu yemee karm ve rportaj berbat etmiti. ok fazla iki
imi, sonunda onunla yatmak istediinin farkna varmt. Bu gd cinsel arzudan ok
meraktan kaynaklanyordu. Yemein bitmesine yakn Chance ona yzeyse| bir makale
yerine gerek bir hikye yazmasn nermiti. Bir fahienin yaantsnn gerek i yzn.
Ona bylendiini sylemiti.. Byy kullanmaktan, birka ay deneyerek neler olacan
grmekten ne kard?
Bu neriyi aka olarak kabul etmiti: Chance onu yemekten sonra evine brakm,
denetimini kaybetmemi, cinsel tahriklerine kar ilgisiz kalmay baarmt. Sonraki hafta
boyunca Mary Lou, onun teklifini aklndan karamamt. Yaamndaki her ey tatmin
edicilikten uzak gzkyordu, ilikisi tkenmiti. Bazen sevgilisiyle yaamasnn tek
sebebini oturacak bir evi olmas olarak gryordu. Kariyeri kmaza girmiti ve tatmin
etmiyordu. Kazand para yaamn srdrebilmesi iin yeterli deildi.
"Ve kitap" dedi. "Kitap bir anda her ey anlamna gelmeye balamt. De Maupassant,
tadn tam anlamyla tanmlayabilmek iin morgtan insan eti ele geirmi ve yemiti.
Bende o meslek zerine yazlm en iyi kitab yazabilmek iin bir aylna telekz olamaz
mydm?"
Chance'in nerisini kabul eder etmez her ey ayarlanmt, Chance onu Bat Yakas
Doksan Dokuz'daki evinden karm, imdi yaad yere yerletirmiti. Onu dar
karm, etrafta gstermi, onunla yataa girmiti. Yatakta ona yapmasn istedii her
eyi aka sylemi, o da bunu nedense ok keyifli bulmutu. Daha nce birlikte olduu
erkekler bu konuda hep sessiz kalmlar, karsndakinden beynini okumasn
beklemilerdi. "Mteriler bile" dedi, "istediklerini syleme konusunda zorlanyorlar."
lk birka ay boyunca hl bir kitap iin aratrma yaptn dnyordu. Her mteri
gittikten sonra notlar alyor; izlenimlerini yazyordu. Bir gnlk tutuyordu. Gazetecilik
tarafszlm kullanarak kendini yapt iten ve kimliinden ayr tutuyordu. Tpk Donna'nn
iiri ve Fran'in marihuanay kulland gibi.
Fahieliin dipsiz bir kuyu olduunu anladnda duygusal bir krize girmiti. Daha nce hi
intihar aklndan geirmedii halde bir hafta boyunca uurumun kenarnda gezinmiti.
Sonra aklnda bir zme ulamt. Fahielik yapyor olmas, kendine fahie damgas
vurmasn gerektirmezdi. Bu yalnzca bir sre iin yapt bir eydi. O kitap, o hayata
girmesi iin bahane olan o kitap, bir an istedii gibi bir ey olabilirdi. Zaten fazla nemi
yoktu. Geen gnlerinden honuttu. Tek sorun, bu ekilde sonsuza dek yaadn
gznn nne getirdiindeydi. Ama bu, olmayacakt. Zaman geldiinde girdii gibi kp
gidecekti bu hayattan.
"te kendimi byle oyalyorum Matt. Ben fahie deilim. Yalnzca fahielii deniyorum.
Biliyor musun, birka yl daha kt geirmemin yollar da var."
"Olduuna eminim."
"Kendime ayracak ok zamanm var; ok rahatm. Bir sr kitap okuyorum, sinemaya ve
mzelere gidiyorum ve Chance de beni konserlere gtrmekten holanyor. Kr adamlarla
filin hikyesini bilir misin? Biri filin kuyruunu elliyor ve ylana benzediini sanyor;
dieriyse gvdesine dokunuyor ve duvara benzediini sanyor"
"Ee?"
"Bence Chance, o fil, kzlarysa kr adamlar. Her birimiz farkl bir insan gryoruz."
"Ve hepinizin evinde eit eit Afrika heykelleri var."
Onunkisi yetmi be santim boylarnda, elinde bir tomar sopa tutan bir adam heykeliydi.
Yzyle elleri mavi ve krmz boncuklardan yaplm, vcudunun kalan ksmys kk
deniz kabuklaryla bezenmiti.
"Evimin tanrs" dedi. "Kamerunlu bir Batum byne ait. Onlar deniz salyangozu
kabuklar. Dnyann drt bir yanndaki ilkel toplumlar, bu kabuklar para olarak kullanr
Kabile dnyasnn sve Frank'. Neye benzediini gryor musun?"
Bakmak iin yanna yaklatm.
"Kadn cinsel organna benziyor" dedi. "Bu yzden erkekler alverite bunu kullanyor. u
peynirden biraz daha ister misin?"
"Hayr; teekkrler."
"Bir Cola daha?"
"Hayr"
"Pekl" dedi. "Eer istediin bir ey varsa, sylemen yeter"
19
Tam binadan karken kapnn nnde bir taksi durdu ve mterisini indirdi. Bu kez taksiye
ben atladm ve otelimin adresini syledim.
ofr tarafndaki silecek almyordu. ofr beyazd; oysa dikiz aynasnn stne aslan
src belgesinde siyah bir adamn fotoraf vard. Camdaki uyarda SGARA LMEZ
OFRN ALERJS VAR diye yazlyd. Taksinin ii marihuana kokusundan
geilmiyordu.
"Kahretsin, hibir ey grlmyor" dedi ofr
Arkama yaslanarak gezintinin keyfini karmaya baladm.

Lobiden Chance'i aradktan sonra odama ktm. On be dakika sonra bana ulamt.
"Kkakaa" dedi. "Sana bir ey syleyeyim mi, bu sz sevdim. Bugn ok kap aldn
m?"
"Birka tane."
"Ve?"
"Bir erkek arkada vard. Ona hediyeler alm ve o da bunlarla hava atm."
"Kime hava atm, benim kzlara m?"
"Hayr, zaten bunu sr gibi saklamak istemesinden emin olmamn nedeni bu. Hediyelerden
szeden, komularndan biriydi."
"Kediyi o komu mu alm?"
"Evet."
"Kkakaa. e yarayacandan emindin. Kayp bir kediyle baladn, bir ipucu ele geirdin.
Ne tr hediyelermi bunlar?"
"Bir krk ve baz mcevherler"
"Krk" dedi. "O tavan krk ceketten mi szediyorsun?"
"Vizon olduunu sylemiti."
"Boyanm tavan krk" dedi. "Ona o ceketi ben aldm. Birlikte alverie ktk ve
parasn ben dedim. Geen kt. Demek komusu vizon olduunu syledi. O komuya
yle birka vizon satmak isterdim. yle iyi bir fiyatla."
"Vizon olduunu Kim sylemiti."
"Komuya m?"
"Bana." Gzlerimi kapadm ve onu Armstrong'daki masada karmda otururken hayal
ettim.
"ehre bir kot ceketle geldiini, imdiyse vizon krk giydiini ve geen yllar geri
dndrebilseydi kot ceketi krke tercih edeceini syledi."
Kahkahas kulaklarmda nlad. "Boyanm tavan krk" dedi kendinden emin bir tarzda.
"Otobsten indiinde sahip olduu paavradan daha deerli olduu kesin ama paha
biilmez bir ey de deil. Ve erkek arkada filan almad; nk onu ben aldm."
"Ama..."
"Ama tabii bahsettii erkek arkada ben deilsem."
"Sanrm bu mmkn."
"Bir de mcevher demitin. Her eyi kyafetten ibaretti, mcevher kutusundakileri mi
grdn? Orada deerli hibir ey yoktu."
"Biliyorum."
"Sahte inciler, bir okul yz. Sahip olduu tek ho ey yine benim ona aldm bir eydi.
Belki grmsndr. Bir bilezik."
"Fildiiydi sanrm."
"Fildii -eski fildii. ereveler de altn. Kopas da yle. Fazla miktarda altn olduu
sylenemez ama altn altndr, deil mi?"
"Onu sen mi almtn?"
"Yz dolara. Bir kuyumcuya gitsen yz, hatta belki daha fazlasna patlar -tabii o kadar
gzelini bulabilirsen."
"alnt myd?"
"Yalnzca fatura almadm diyelim. Bana satan herif alnt olduundan kesinlikle sz
etmedi. Btn syledii, karlnda yz dolar istediiydi. Fotorafn grr grmez almam
gerektiini dndm. Onu satn aldm; nk beenmitim. Sonra da Kim'e verdim;
nk kendim takamazdm ve onun kolunda iyi duracan dndm. Durdu da. Hl bir
erkek arkada olduunu dnyor musun?"
"Sanrm evet."
"Ama eskisi kadar emin konumuyorsun ya da yalnzca yorgun olduun iin sesin yle
geliyor. Yorgun musun?"
"Evet."
"ok fazla kap almaktandr. Bu erkek arkada ona varolmayan hediyeler almaktan
baka ne yaparm?"
"Onu umursayacakt."
"Kahretsin" dedi. "Benim yaptm da buydu adamm. O kza umursamaktan baka ne
yaptm?"

Yataa uzandm ve zerimdeki giysilerle szdm. ok fazla kap alm ve ok fazla
insanla konumutum. Aslnda Sunny Hendryx'i grmem gerekiyordu; telefon etmi ve
geleceimi sylemitim ama onun yerine kestirmitim. Ryamda lk atan bir kadn ve
kan grdm ve ter iinde uyandm. Boazmda metalik bir tat vard.
Du yaptm ve zerimdekileri deitirdim. Telefon defterimden Sunny'nin numarasn
kontrol ettikten sonra onu lobiden aradm. Cevap vermiyordu.
Rahatlamtm. Saatime baktm, St. Paul'e doru yola ktm. Konumac, yumuak sesli,
geriye taral kumral sal, ocuksu yzl bir adamd. lk bata onun bir din adam
olabileceini dnmtm.
Ama katil kt. Ecinseldi ve bir koma srasnda sevgilisini mutfak ban otuz krk kez
saplamt. Ksk sesle anlattklarna gre olay blk prk hatrlyordu; nk komayla
gerek arasnda srekli gidip gelmiti. Elinde bakla kendine geliyor grd bu dehet
karsnda oka giriyor ve yeniden karanla gmlyordu. Attica'da yedi yl kalmt ve
bu, dardaki nc ayk ylyd.
Onu dinlemek rahatsz ediciydi. Hakknda ne hissettiime karar veremedim. Hayatta
olduuna, hapishaneden km olduuna zleyim mi, sevineyim mi bilmiyordum.
Ara verildiinde Jim'le sohbete daldm. Belki adamn anlattklarna tepki gsteriyor, belki
Kim'in lmnn etkisinden kurtulamyordum ama birden vahetten, sulardan,
cinayetlerden sz etmeye baladm. "Sinirime dokunuyor" dedim. "Gazeteyi elime
alyorum, birka kahrolas ey okuyorum ve sinirim bozuluyor"
"u gldr programn bilir misin? 'Doktor, byle yaptmda canm acyor' O zaman yle
yapma!"
"Yani?"
"Yani belki de gazeteyi eline almamalsn." Ona bir bak attm. "Ciddiyim" dedi. "O
hikyeler beni de ilgilendiriyor. Dnyann durumuyla ilgili hikyeler de yle. Haberler iyi
olsayd gazeteye basmazlard. Ama bir gn anladm ki -ya da bu fikri bakasndan
duymu olabilirim- o aptal eyi okumam gerektiren bir kanun yok."
"O zaman okuma."
"Neden olmasn?"
"Bu, devekuu yaklamdr, deil mi? Bakmadm ey bana zarar veremez."
"Belki ama ben biraz daha farkl dnyorum. Bence stesinden gelemeyeceim eyler
yznden aklm oynatmaya gerek yok."
"Bu tr bir eyi grmezden gelemem."
"Neden?"
Aklma Donna gelmiti. "Belki iim, insanlkladr"
"Benim de" dedi. "Buraya geliyorum, dinliyorum, konuuyorum. Ayk kalyorum. te benim
insanlkla ilikim byle."
Biraz daha kahve ve birka kurabiye aldm. Tartma srasnda insanlar konumacy
drstlnden tr ne kadar takdir ettiklerini syleyip durdular.
Tanrm diye dndm, ben hi byle bir ey yapmadm. Sonra gzlerimi duvara evirdim.
Duvarlara u zl sz denen sloganlardan asmlard. Birini okuduumda donup
kalmtm: Her ey Tanrnn merhameti sayesinde vardr.
Hayr dedim, kendi kendime, boversene. Komalk olduumda bir caniye dnmyorum.
Bana Tanrnn merhametinden sz etmeyin.
Sra bana geldiinde, pas getim.
20
Danny Boy, Rus votkas dolu bardan kaldrm iinden yansyan a bakyordu.
"Saflk. Berraklk, Kesinlik" dedi, szckleri zenle kullanmaya dikkat ederek. "En iyi votka,
ustura gibi olandr Matthew, Usta bir cerrahn elindeki keskin neter gibi. Hibir prz
brakmayan."
Saflk ve berraklk dolu bardandan bir yudum ald. Poogan'n Yeri'ndeydik Lacivert bir
takm elbise giymiti. zerindeki krmz izgiler; barn lo nda fazla belli olmuyordu.
Ben de limonlu soda iiyordum. O gece uradmz baka bir yerdeki illi suratl bir
garson, itiim eyin adnn Limonly Rickey olduunu sylemiti. Herhalde bu ad asla
kullanmazdm diye dnmtm.
"imdi bir kez zetleyeyim" dedi Danny Boy. "Ad Kim Dakkinen'di. Uzun boylu bir
sarnd. Yirmi yalarndayd. Murray Hill'de yayordu, iki hafta nce Galaxy
Downtowner'da ldrld."
"Tam iki hafta olmad."
"Pekl. Chance'in kzlarndan biriydi. Ve bir erkek arkada vard -yani sen byle
olmasn istiyorsun. Bir erkek arkada."
"Doru."
"Ve sen bununla ilgili bilgi verebilecek kiiye para vereceksin. Ne kadar?"
Omuz silktim. "Birka dolar"
"Bahi mi veriyorsun? Ka dolar?"
Yine omuz silktim. "Bilmiyorum Danny. Nasl bir bilgi olduuna, nereden geldiine ve ne
ie yarayacana bal. Elimde oynayabileceim bir milyon dolarm yok ama zrt de
saylmam."
"Chance'in kzlarndan olduunu sylemitin."
"Doru."
"ki hafta nce Chance'i aryordun Matthew. Sana onu gstermem iin beni boks
mana gtrmtn."
"Doru."
"Ve bundan birka gn sonra senin u uzun boylu sarnn resmi gazetelere kt. Onun
pezevengini aryordun, imdiyse o bir l ve sen erkek arkadan aryorsun."
"Yani?"
Votkasnn kalann iti. "Chance'in yaptklarndan haberi var m?"
"Var"
"Onunla bu konuda konutun mu?"
"Konutum."
"lgin." Bo bardan a doru kaldrd ve gzlerini ksarak bakt. phesiz saflk,
berraklk ve kesinlik testi yapyordu. "Mterin kim?" diye sordu.'
"Bu, gizli."
"Bilgi arayan insanlarn ak vermemek iin uramalar ne komik Neyse, sorun deil.
Etrafta sorarak bir eyler renmeye alrm. stediin bu, deil mi?"
"stediim bu."
"Bu erkek arkada hakknda bir ey biliyor musun?"
"Ne gibi?"
"Yal ya da gen, akll ya da aptal, evli ya da bekr olmas gibi."
"Kza hediyeler alm olabilir"
"Bu alma alanmz daraltyor"
"Biliyorum."
"Pekl" dedi. "Btn yapabileceimiz denemek."

Benim yapabileceim tek eyin bu olduu kesindi. Toplantdan sonra otele geri
dndmde benim iin bir mesaj braklda rendim. Sunny'yi ara diyordu ve daha
nce aradm numara yazlyd. Lobideki kulbeden aradmda yine yant veren olmad.
Bir telesekreteri yok muydu? Bugnlerde herkesin bir telesekreteri yok muydu?
Odama ktm.ama orada kalamadm. Yorgun deildim-leyin yaptm ekerleme btn
yorgunluumu almt. Ayrca toplant boyunca itiim o kadar kahve yznden huzursuz
ve sinirliydim. Not defterimin zerinden getim ve Donna'nn iirini bir kez daha okudum.
Bir bakasnn bildii bir cevab aradmdan ok emindim.
Polislikte byle bir duruma ok sk rastlanr. Bir eyi bulmann en kolay yolu, bilen birine
sormaktr. in zor ksm ise o bilen kiinin kim olduunu bulmaktr
Kim, kime alm olabilirdi? imdiye kadar konutuum kzlar deildi. Otuz Yedinci
Cadde'deki komusu da deildi. O zaman kim?
Sunny mi? Belki. Ama Sunny telefonuna yant vermiyordu Santraldan hat alarak bir kez
daha denedim.
Yant yoktu. Aslnda bu iyi saylrd. nmdeki bir saati daha bir fahieyle gazoz ierek
geirmeyi pek istemiyordum.

Kim ve hayalet dostu neler yapmlard? Eer btn zamanlarn kapal kaplarn ardnda
araflarn zerinde yuvarlanarak ve sonsuz ak yeminleri ederek, baka hi kimseye tek
bir szck etmeden geirmilerse ansm yok demekti. Ama belki dar km olabilirler,
adam onunla bir yerlerde hava atm olabiliri Belki baka biriyle konuan biriyle konumu
ya da belki...
Bu sorularn yantn otel odamda renemezdim. Tan ne kt bir gece olmutu. Toplant
srasnda bir ara yamur durmu, rzgr biraz kesilmiti. Km kaldrarak birka taksiye
binmenin ve biraz para harcamann zamanyd. Paray bankaya koyacak ya da ba
kutularna atacak ya da Syosset'e eve gnderecee benzemiyordum. En iyisi evreye
biraz para samakt.

Ve ben de yle yapyordum zaten. Poogan'n Yeri herhalde uradm dokuzuncu yerdi ve
Danny Boy da konutuum on beinci kii. Gittiim baz yerler Chance'i aradm zaman
uradm meknlard. Ayrca Village'deki barlar, Murray Hill ve Turtie gay'deki
meyhaneleri, Birinci Cadde'deki bekr barlarn ziyaret etmitim. Poogan'dan ktktan
sonra da ayn eyi yapmay srdrdm; barlarda iki smarlarken ya da taksilerde, ayn
trden konumalar sk sk yaptm.
Kimse bir ey bilmiyordu. nsan byle serseri mayn gibi ortalkta dolatnda hep bir
umut tar Her zaman konutuun kiinin arkasn dnerek "Hey, ite bu o, onun erkek
arkada. u kedeki iri yar adam" deme olasl vardr
Ancak neredeyse hemen hi byle olmaz. Olan tek ey-tabii eer anslysan- szn
dolamasdr. Bu kahrolas ehirde sekiz milyon civarnda insan yaar ve bu insanlarn
birbirleriyle ne kadar ok konutuu artcdr. Eer bu ii doru biimde yaptysam,
sekiz milyonun kahr saylr bir ksmnn len bir fahienin bir erkek arkada olduunu ve
Scudder adnda birinin onu aradn renmesi uzun srmeyecekti.
Arka arkaya duran iki taksi, Harlem'e gitmeyi reddetti. Oysa gitmeleri gerektiini syleyen
bir kanun var Dzgn grnml bir mteri, New York ehrinin be blgesinden herhangi
birindeki bir adrese gitmek istediinde, taksi ofr onu gtrmek zorundadr Onlara ilgili
kanunu okumak yerine bir blok teye yryerek metroya binmek daha kolayma geldi.
Yerel bir istasyondu ve etrafta kimseler yoktu. Jeton satan grevli kurun geirmez
kulbenin iinde kilitli oturuyordu. Adamn orada kendini gvende hissedip hissetmediini
merak ettim. New York taksilerinde de kaln pleksiglastan yaplm, ofr koruyucu
camlar vardr Ama konutuum iki taksici byle bir blme olsun olmasn, ehrin kuzeyine
gitmek istemiyordu.
ok deil, ksa bir sre nce o jeton kulbelerinde bir grevli kalp krizi geirmiti. Emniyet
timi kilitli kulbeye giremediinden zavall adam ierde lmt. Yine de ldrdklerinden
daha ok insan koruduklarn dnyorum.
Ama elbette Broad Channel duranda A Treni'ndeki iki kadn korumamlard. Kendilerini
turnikenin zerinden atlayarak, getikleri iin rapor eden grevliye ok kzmlar; yangn
sndrcsnn iine benzin doldurduktan sonra kulbenin iine atarak kibrit akmlard.
Kulbe patlam, iki kadn yanarak lmt. lmek iin bir yol daha.
Bu haber gazetede bir yl nce yer almt. Tabii gazete okumam gerektiren bir kanun
yoktu.

Jeton aldm. Metroya atlayarak kuzeye gittim. Kelvin Small'un Yeri'ni ve Lenox
Caddesi'ndeki birka yeri denedim. Royal Waldron'a rastladm ve dier herkesle yaptm
konumay onunla da yaptm. Yz Yirmi Beinci Cadde'de bir fincan kahve itim, St
Nicholas'a kadar yrdm, Kulp Kamerun'un barnda bir bardak gazoz itim.
Mary Lou'nun dairesindeki heykel, Kamerun'dand. zeri deniz kabuklaryla bezenmi,
atalardan birine ait bir heykel.
Barda sohbet edecek kadar yakndan tandm kimseyi bulamadm. Saatime baktm. Ge
oluyordu. New York'da barlar cumartesi geceleri saat drt yerine te kapanr. Nedenini
hibir zaman anlayamammdr. Belki fazla ienler aylmak iin, kapanmadan kiliseye
yetisinler diyedir.
Barmene gelmesi iin iaret ettim. Ge saatlere kadar ak olan yerleri sordum. Kaytsz
bir ifadeyle bakt bana. Kim'in erke arkadayla ilgili bilgi peinde olduumu syledim.
Ondan bir yant alamayacam biliyordum -saatin ka olduunu bile renemezdim- ama
taktik aynyd. Beni duymutu ve iki yanmdakiler de yle. Ve hepsi bakalaryla
konuacak, haber yaylacakt.
"zgnm, sana yardmc olamam" dedi. "Ne yazk ki ehrin yukars iin fazla yabanc
grnyorsun."

Sanrm ocuk, bardan ktmda peimden geldi. fark etmedim -ama etmeliydim. Bu tr
eylere dikkat etmemiz gerekir
Caddede ylesine yryordum. Aklm karmakarkt. Bir Kim'in gizemli erkek arkadan,
bir sevgilisini baklayan konumacy dnyordum. Yanmda bir hareket hissettiim
anda karlk Vermek iin ge kalmtm. Tam dnyordum ki elleriyle omuzlarmdan
kavrad ve beni ara sokan giriine doru itti.
O da hemen arkamdan geldi. Benden iki santim ksayd ama kvrck, kabark salar bu
a kapatyordu. On sekiz, yirmi ya da yirmi iki yandayd. enesine kadar uzanan
byklar ve yananda bir yank izi vard. Fermuarl cepleri olan bir pilot montuyla siyah kot
pantolon giymiti ve elinde namlusu bana evrili kk bir tabanca vard.
"Orospu ocuu" dedi. "Kahrolas orospu ocuu, paran ver. Parann hepsini bana ver;
yoksa lrsn, seni orospu ocuu."
Neden bankaya koymamtm? Neden birazn otelde brakmamtm? Tanrm, diye
dndm, Mickey, dilerinin dzeltilmesini unutabilirdi artk. St. Paul de yzde onluk
payn unutabilirdi.
Ve ben de yarn unutabilirdim. "Seni pis orospu ocuu..."
nk beni ldrecekti. Czdanm karmak iin elimi cebime soktum, gzlerine, tetiin
stndeki parmana baktm ve anladm. Kendi kendine hrslanyordu. Dolmutu.
Yanmda ne kadar para olursa olsun ona yeterli gelmeyecekti, iyi bir ganimete konmu
olacakt; iki binlik ama ne olursa olsun ben lecektim.
Bir buuk iki metre geniliinde bir sokakta, iki apartman arasndaki boluktaydk. Sokak
lambasndan yaylan k arkamzda on on iki metre kadarlk bir yolu aydnlatyordu. Yerde
yamurdan slanm pler, kt atklar; bira kutular ve krk ieler vard.
lmek iin ne gzel bir yer. lmek iin ne gzel bir yol -fazla orijinal bile saylmaz. Bir
hrsz tarafndan vurularak ldrlme sokaklardaki vahet: Arka sayfada ksa ve z bir
paragraf.
Czdan cebimden kardm. "Alabilirsin" dedim. "zerimdeki her ey senin olsun." Ama
yetmeyeceini biliyordum, be dolar iin de olsa be bin dolar iin de olsa beni vurmakta
kararl olduunu biliyordum. Elim titreyerek czdan uzattm ve drdm.
"zr dilerim" dedim. "ok zr dilerim. Hemen alyorum," Almak iin eildim. Onun da
ayn eyi yapmasn umuyordum. Ve yapt da. Dizlerimin stne ktm, ayaklarm altma
aldm ve imdi diye geirdim aklmdan. Hzla ayaa kalktm. Bam btn gcmle
enesine geirirken silaha vurdum.
Silah patlad. O kapal yerde sesi sar edecek kadar yksek kmt. Vurulmu olmam
gerektiini dndm ama bir ey hissetmemitim. Onu yakalayarak yine kafa attm,
sonra serte ittim. Sendeleyerek arkasndaki duvara yapt. Gzleri parlyor, silah elinde
denetimsiz bir biimde tutuyordu. Bileine tekme attm ve silah elinden utu.
Gzlerinde cinayet tutkusu, yasland yerden doruldu. Mide boluuna sol gstererek
sa yumruk attm. rr gibi bir ses kararak iki bklm oldu. O orospu ocuunu bir
elim naylon pilot montunda, dieri salarnda kavradm ve onu admda duvara
yaptrdm. Yz tulalarn zerinde dalmt. drt kez arka arkaya duvara
arptrdm. Ellerimi stnden ektiimde ipleri kesilmi bir kukla bebek gibi yere dt,
yayld.
Kalbim son hzla on kat merdiven km gibi atyordu. Nefes nefeseydim. Tula duvara
yaslandm, ar ar nefes almaya altm ve polislerin gelmesini bekledim.
Kimse gelmedi. Grltl bir kavga olmutu. Kahretsin, silah patlamt ama hi kimse
gelmemiti ve gelmeyecekti. Beni ldrmeye ok yaklaan gen adama baktm. Az ak,
yerde uzanmt. Baz dilerinin krld grlyordu. Burnu dmdz olmu, kanyordu.
Vurulmadmdan emin olmak iin kontrol ettim. Bazen insan saplanan kurunu annda
hissetmeyebilir. ok ve adrenalin, acy uyuturur. Ama beni skalamt. Arkamdaki duvar
incelediimde kurunun sekmeden nce att entii grdm. O srada nerede
durduumu dndmde beni ok az bir farkla skaladn anladm.
Peki imdi ne olacakt?
Czdanm buldum ve cebime koydum. Silah bulana dek etrafa bakndm. .32'lik bir
tabancayd ve iinde be tane kurun vard. Altncsyla bir bakasn m ldrmt
acaba? Sinirli grnyordu; bu yzden ben ilk ldrd adam olabilirdim. Ama baz
insanlar her tetik ekilerinden nce sinirli olurlar. Tpk baz aktrlerin her sahneye
ktan nce endieli olduu gibi.
Yere meldim ve stn aradm. Bir cebinde sustal bak vard. orabnn iine de bir
bak sokmutu. Czdan ya da kimlii yoktu ama arka cebinde lastik geirilmi bir tomar
para vard. Lastii kardm ve paralar hzlca saydm. Piin yz dolarn stnde paras
vard. Kirasn demek ya da uyuturucu almak derdinde deildi demek ki.
Ve ben onu ne yapacaktm?
Polisleri mi arasaydm? Peki onlara ne syleyecektim? Kant yok, ahit yok. Zarar gren
taraf da yerde yatan herifti. Daval olabileceim bir durum yoktu. Onu hibir eyle
sulayamazdm. Onu hastaneye yetitirirler, iyiletirirler sonra parasn geri bile verirlerdi.
aldn gsteren hibir kant yoktu. Onu almasna hakk olmadn kantlamann yolu
yoktu.
Silah ona geri vermezlerdi. Ama silah bulundurma cezas da vermezlerdi; nk ona ait
olduunu kantlayamazdm. Para tomarn kendi cebime koydum. Daha nce yine oraya
koyduum silah kardm. En son ne zaman bir silah tuttuumu hatrlamaya alarak
elimde dndrdm durdum. Uzun zaman olmutu.
Orada uzanm, burnundan ve azndan gelen kann iinde baloncuklar kararak nefes
alyordu. Yanna meldim. Bir iki dakika sonra silah azna soktum ve parmam tetie
gtrdm
Neden olmasn?
Bir ey beni durdurdu ama bu, cezalandrlma korkusu deildi -ne bu dnyada, ne
sonrakinde. Neyin durdurduundan emin deilim ama uzun bir zaman sonra i ektim ve
silah azndan kardm. Namlunun stnde kan izleri vard. Sokan clz altnda
parlyordu. Tabancay ceketinin nyle sildim yeniden cebime koydum.
Kahrolas, diye dndm. Ben seninle ne yapacam?
Onu ldrememitim. Polislere de teslim edememitim. Ne yapabilirdim? Onu orada
brakacak mydm?
Baka ne yapabilirdim?
Ayaa kalktm. Bir anda bam dnd, sendeledim ve tutunmak iin duvara uzandm. Bir
sre sonra badnmesi geti ve kendimi iyi hissettim.
Derin bir nefes alp verdim. Yeniden eildim ve ayaklarndan tutarak onu birka metre
sokan iine doru, demir parmaklkl bir bodrum penceresinin nne srkledim.
Ayaklarn oraya dayayarak srt st yere yatrdm. Ban da duvara yasladm.
Dizinin stne tam g bastrdm; ama ie yaramad. Zplayarak iki ayamla birlikte
basmalydm, ilk denememde bklm bir kibrit pne benzedi ama sa bacan
krmam iin drt kez zplamak zorunda kaldm. Tm bu olanlar boyunca baygn kalmaya
devam etmiti. Arada bir inlemiti ama baca krldnda lk att.
Sendeledim, dtm, yeniden ayaa kalktm. Bir kez bam dnmt ama bu kez
yannda mide bulantsn da getirmiti. Duvara skca tutundum ve kustum. Badnmesi de
biraz daha gemiti ama hl nefes nefeseydim ve bir yaprak gibi titriyordum. Elimi ne
doru uzattm ve parmaklarmn titreyiini izledim. Byle bir eyi daha nce hi
grmemitim. Czdanm karp drdmde titreme taklidi yapmtm ama hu seferki
gerekti ve denetleyemiyordum. Ellerimin kendi irade gleri vard ve titremek istiyorlard.
imdeki titremeyse ok daha ktyd.
Dndm, son bir kez ona baktm. Sonra p dolu kaldrmdan yryerek caddeye ktm.
Hl titriyordum ve hibir dzelme yoktu.
Aslnda titremeleri durdurmann bir yolu vard -hem ierdekini hem dardakini. Bu zel
hastaln zel bir aresi vard.
Caddenin karsndan krmz neon k bana gz krpyordu. Orada BAR yazlyd.
21
Caddenin karsna gemedim. Yzn dattm ve bacaklarn krdm ocuk
mahalledeki tek hrsz olamazd. Bir dieriyle sarho olarak karlamak istemiyordum.
Hayr, kendi plme dnmeliydim. Yalnzca bir iki iecektim ya da iki. Ama yine de
hepsinin bu kadar olacana garanti veremezdim. Bir ya da iki ikinin bana ne yapacana
da.
En gvenlisi kendi mahalleme dnmek, bir barda, bir ya da en fazla iki tek atmak, sonra
da birka birayla odama dnmek olacakt.
Ama iki imemin gvenli bir yolu yoktu. Artk benim iin yoktu. Bunu kantlamam
mydm? Daha ka kere kantlamam gerekiyordu?
Peki o zaman ne yapacaktm? Yere dene kadar titreyecek miydim? Bir iki imeden
uyuyamayacaktm. Bir iki imeden sakince oturamayacaktm. Tanrm.
Kahretsin. Bir tane imeliydim. Bu bir tr tedaviydi. Bana bakacak herhangi bir doktor
bunu nerirdi.
Doktor mu? Roosevelt'teki o stajyer doktora ne dersin? Elini omzumda hissedebiliyordum;
hrszn beni dar sokaa itmek iin kavrad yerde. "Bana bak. Dinle beni. Sen bir
alkoliksin. Eer iersen lrsn."
Nasl olsa lecektim; sekiz milyon yoldan biriyle. Ama seim ansm varsa eer, en
azndan evime daha yakn bir yerde lebilirdim.
Kaldrma ktm. Harlem'de dolaan tek trden ingene bir taksi yavalayarak yaklat.
Kvrck, krmz salarnn stne kep geirmi, orta yal Latin bir kadn ofr, iyi
grnml olduuma karar verdi. Arka koltua atladm, kapy kapadm, Elli Sekizinci
Cadde'den Elli Dokuzuncuya kacamz syledim.
Yolda giderken aklm darmadan olmutu. Biraz nceki kadar olmasa da ellerim hl
titriyordu. imdeki titremenin iddetinde ise bir deiiklik olmamt. Yol, sanki sonsuza
dek srmt. Sonunda kadn bana hangi kede durmak istediimi sordu. Ona
Armstrong'un nne ekmesini syledim. Yeil k yandnda drt yol azn geti ve
taksiyi sylediim yerde durdurdu. Benden hibir hareket gelmeyince sorunun ne
olduunu anlamak iin arkasna dnd.
Armstrong'da iki iemediimi hatrlamtm. Tabii imdiye kadar Jimmy'nin sylediklerini
unutmu olabilirlerdi ama belki de unutmamlard ve ieri girip de geri evrilmek korkusu
her yanm sarmt. Hayr hepsini siktir et, o kahrolas kapdan ieri girmeyecektim.
Peki o zaman nereye? Polly'nin Yeri oktan kapanm olmalyd. Farrel'in Yeri?
Kim'in lmnden sonraki ilk ikimi orada imitim. O ikiyi elime almadan nce sekiz ayk
gn geirmitim. O ikiyi hatrlyordum. Early Times'd.
Ne marka itiimi her zaman hatrlamam ne komik. Aslnda hepsi ayn pislik ama nedense
bu tr ayrntlar insann aklna bir kez yerleir.
Bu izlenimin aynsn toplantda birinin yaptn hatrladm.
imdi ne kadar olmutu? Drt gn m? Odama giderek kendimi orada kalmaya
zorlayabilir, uyandmda beinci gnme balyor olabilirdim.
Ama bu halde uyuyamazdm. Odada bile duramazdm. Denerdim ama hibir yerde
duramazdm. Bu halimle deil. Yalnzca dnp duran beynimin arkadalyla deil. imdi
imesem de bir saat sonra kesin iecektim.
"Baym? yi misiniz?"
Gzlerimi krptrarak kadna baktm, sonra hemen czdanma uzanarak bir yirmilik
kardm. "Bir telefon etmek istiyorum" dedim. "u kedeki kulbeden. Bunu al ve beni
bekle Tamam m?"
Belki yirmilii alp giderdi. Umrumda deildi. Keye yrdm, bozuk para attm, ddk
sesini dinleyerek bekledim.
Aramak iin ok ge bir saatti. Kat? kiyi geiyordu. Telefon etmek iin ge olmutu.
Kahretsin, odama gidebilirdim. Btn yapmam gereken bir saat daha kendimi tutmakt.
Sonra saat olacak ve barlar kapanacakt.
Ee? Bana bira satacak bir arkteri vard, yasal olsun, olmasn. Elli Birinci Cadde'de ge
saatlere kadar ak bir yer vard, imdiye kadar kapanmamsa. Uzun sredir oraya
uramamtm.
Kim Dakkinen'in dolabnda bir ie Wild Turkey vard ve evin anahtar cebimdeydi.
Bu beni korkuttu. ki orada duruyordu. stediim her an emrime amadeydi. Ve eer oraya
gidersem bir ya da iki bardaktan sonra durmazdm. O ieyi bitirirdim ve bunu yaptktan
sonra baka ieler bulurdum.
Numaray evirdim.

Uykudan uyand belliydi. Bunu sesinden anlamtm.
"Ben Matt" dedim, "Bu kadar ge aradm iin zr dilerim."
"nemli deil. Saat ka? Tanrm, ikiyi gemi."
"zr dilerim."
"Sorun deil, iyi misin Matthew?"
"Hayr"
"ki mi itin?"
"Hayr"
"O zaman iyi saylrsn."
"ldrmak zereyim" dedim. "Seni aradm nk ikiden uzak durmann tek yolu olduunu
dndm."
"Doru yapmsn."
"Gelebilir miyim?"
Bir sessizlik oldu. Bover, diye dndm. Unut bunu. Farrell kapanmadan nce bir iki i
ve otele dn. Onu hi aramamalydn.
"Matthew, bunun iyi bir fikir olup olmadn bilmiyorum. Beni her saat ba, hatta gerekirse
dakika ba arayabilirsin. Uyandrman nemli deil, ama..."
"Yarm saat nce neredeyse ldrlyordum" dedim. "ocuu iyice benzettim ve
bacaklarn krdm. Daha nce hayatmda hi titremediim kadar titriyorum. Bana kendimi
iyi hissettirecek tek ey bir iki ve bunu yapmaktan, nasl olsa yapacamdan korkuyorum.
Biriyle birlikte olmann, onunla sohbet etmenin ie yarayacan dnmtm. Ama
sanrm faydas olmayacak. Ve zr dilerim, aramamam gerekirdi. Sorumluluumu sana
ykleyemem. zr dilerim."
"Bekle!"
"Buradaym."
"St Marks Place'de bir kulp var. Haftasonlar orada btn gece boyunca sren toplantlar
yaplr. Defterde yazyor; istersen senin iin bakabilirim."
"Elbette."
"Gitmeyeceksin, deil mi?"
"Toplantlarda konuamyorum. Bover Jan. Dzelirim."
"Neredesin?"
"Elli Sekizinci ve Elli Dokuzuncu caddelerin kesitii kede."
"Buraya gelmen ne kadar srer?"
Armstrong'un nne baktm. ingene taksicim hl orada bekliyordu. "Bir taksi beni
bekliyor" dedim.
"Buraya nasl geleceini hatrlyor musun?"
"Hatrlyorum."

Taksi beni Jan'n Lispenard'daki alt katl apartmannn nnde indirdi. Taksimetre yirmi
dolarn ounu yemiti. Ona bir yirmilik daha verdim. ok fazla olduunu biliyordum ama
kendimi minnettar hissediyordum ve cmert olacak kadar param vard.
ki kez uzun, kez ksa olarak Jan'n ziline bastm ve alan kapya doru yrdm.
Bylece anahtar bana atabilirdi. Asansrle beinci kata ktm ve dairesine girdim.
"abuk geldin" dedi. "Gerekten de bir taksi bekletiyormusun."
stn deitirecek zaman olmutu. Eski bir Lee jean'le krmz-siyah damal bir penye
tirt giymiti. ekici bir kadnd; orta boylu, balk etinde. Kalp biimli bir yz vard ve
aralarna beyazlar dm koyu kahverengi salar omuzlarna dklyordu. Gzleri
kocaman, gri renkti. Makyaj yapmamt.
"Kahve yaptm" dedi. "ine bir ey katmadan iiyorsun, deil mi?"
"Yalnzca burbon."
"Ama alkol almyoruz. Sen ge, otur, ben kahveyi getireyim!"
Geri geldiinde Medusa'snn yannda duruyor; parmamn ucuyla ylan-salardan birine
dokunuyordum. "Salar bu kznkini hatrlatmt bana" dedim. "Sar rglerini Medusa'n
gibi bann etrafna dolamt."
"Kim?"
"ldrlen bir kadn. Nereden balayacam bilmiyorum.
"stediin yerden" dedi.

Uzun bir sre konutum ve konudan konuya atladm: En bandan o geceki olaylara kadar
bir ileri bir geri gittim. Arada bir biraz daha kahve getirmek iin kalkyor, geri dndnde
kaldm yerden devam ediyordum. Ya da baka bir yerden balyordum. Fark etmiyordu.
"O kahrolasyla ne yapacam bilmiyordum" dedim. "Onu yere serdikten, stn aradktan
sonra. Onu tutuklatamazdm ve ylesine ekip gitmesine katlanamazdm. Onu vuracaktm
ama yapamadm. Neden bilmiyorum. Kafasn birka kez daha duvara arpsaydm
lebilirdi ve buna ok memnun olurdum. Ama yerde baygn yatarken ate edemedim."
"Elbette."
"Ama onu orada brakamazdm. Sokaklarda ylece dolamasn istemiyordum. Bir
tabanca daha bulur ve yine ayn eyi yapard. Bu yzden bacaklarn krdm. Elbette
sonuta kemikler kaynayacak ve kariyerine geri dnecek ama en azndan bu sre
boyunca caddelerde dolaamayacak." Omuz silktim. "Kulaa hi mantkl gelmiyor. Ama
yapacak baka bir ey aklma gelmedi."
"nemli olan, iki imemen."
"nemli olan bu mu?"
"Bence yle."
"Neredeyse iecektim, Kendi mahallemde olsaydm ya da sana ulaamasaydm ierdim.
Tanr ne kadar imek istediimi biliyor. Bunu hl istiyorum."
"Ama yapmayacaksn."
"Hayr"
"Bir yardmcn var m?"
"Hayr"
"Olmas gerekir. ok faydal oluyor"
"Nasl?"
"Bir yardmc, istediin zaman arayabilecein, istediin eyi anlatabilecein kiidir"
"Senin var m?"
Ban sallad. "Seninle konutuktan sonra onu aradm."
"Neden?"
"nk gergindim. nk onunla konumak beni sakinletiriyor. nk ne diyeceini
duymak istedim."
"Peki ne dedi?"
Byk gri gzler, benimkileri grmezden geldi. "Seninle yatmamam gerektiini."
"Neden byle bir ey sylemi?"
"nk ilk yl iinde ilikiye girmek iyi bir fikir saylmazm. Ve nk henz yeni ayk
kalmaya balayan biriyle yaknlamak berbat bir fikirmi."
"Tanrm" dedim. "Buraya ldrmak zere olduum iin geldim; azm olduum iin deil,"
"Bunu biliyorum."
"Yardmcnn her sylediini yapar msn?"
"Yapmaya alrm."
"Kendini Tanrnn yeryzndeki sesi sanan bu kadn kimmi?"
"Yalnzca kadnn biri. Benim yamda. Tam olarak sylemek gerekirse benden bir buuk
yl kk. Ama alt yldr ayk dolayor"
"Uzun bir sre."
"Bana olduka uzun grnyor." Fincann eline ald, bo olduunu grnce brakt.
"Yardmcn olmasn isteyebilecein biri yok mu?"
"Bu i byle mi oluyor. Birinden istiyor musun?"
"Evet."
"Senden istesem?"
Ban iki yana sallad. "Her eyden nce erkek bir yardmcn olmal. kincisi, ben yeterince
uzun bir sre ayk kalmadm. ncs, biz arkadaz."
"Bir yardmcnn arkadan olmamas m gerekiyor?"
"yle arkadatan szetmiyorum. Bir AA arkada. Drdncs, senin grubundan biri
olmal ki onunla sk sk temasa geebilesin."
stemeyerek de olsa aklma Jim geldi. "Bazen konutuum biri var"
"Konuabilecein birini semen nemli."
"Onunla ak ak konuabilir miyim, bilmiyorum. Sanrm yapabilirim."
"Ciddiye alacana gveniyor musun?"
"Bunun ne demek olduunu anlamadm."
"Yani onun..."
"Bu akam ona gazetelerdeki hikyelerin beni sktn anlattm. Btn o sokaklarda
olanlar, insanlarn birbirlerine yaptklar. Sinirimi bozuyor Jan."
"Bozar, biliyorum."
"Bana gazete okumay brakmam syledi. Neden glyorsun?"
"Tam programa uygun bir ey sylemi."
"nsanlar berbat eylerden szediyor. 'imi kaybettim ve annem kanserden lyor ve
burnumu kestirmem gerekecek ama bugn iki imedim, bu yzden kazanm saylrm.'"
"Gerekten kulaa byle geliyor, deil mi?"
"Bazen. Bu kadar komik olan ne?"
'"Burnumu kestireceim.' Kesilen bir burun ha?"
"Glme" dedim. "Bu, ciddi bir sorun."
Bir sre sonra bana grubundaki birini anlatmaya balad. Olu, vurup kaan bir ofr
tarafndan ldrlmt. Adam bir toplantya giderek olay hakknda konumu, gruptan
g destei alm, bu herkes iin ilham verici bir deneyim olmutu. Adam ayk kalm ve
kendi kederini kendi iinde yaarken ailesinin dier fertlerine tam destek olmutu.
Kendi kederini kendi iinde yaamann neresinin harika olduunu merak ettim. Sonra
kendimi birka yl nce kurunumun sekerek alt yanda bir kz ocuu olan Estrellita
Rivera'y ldrdkten sonra ayk olmu olsaydm neler olurdu diye dnrken buldum.
Ortaya kan hislerimle, zerlerine burbon boaltarak ba etmeye almtm. O zamanlar
kesinlikle iyi bir fikir olduunu dnmtm.
Belki de yle deildi. Belki kestirme yol ya da dolambal yol yoktu. Belki her eyi
yaaman gerekirdi.
"New York'ta bir otomobil tarafndan ezilmek konusunda endien yoktur. Ama olur; baka
her yerde olduu gibi. Srcy yakalamlar m?"
"Hayr"
"Herhalde sarhotu. ounlukla yledirler"
"Belki komaya girmiti. Belki ertesi gn, yaptndan asla haberi olmad."
"Tanrm" dedim ve o geceki konumacy dndm. Sevgilisini baklayan. "Zmrt
ehir'deki sekiz milyon hikye. Ve lmenin sekiz milyon yolu."
"plak ehir."
"Ben yle demedim mi?"
"Zmrt ehir dedin."
"yle mi? Bunu da nereden kardm acaba?"
"Oz Bycs. Hatrlyor musun? Dorothy ve Toto Kansas'ta? Judy Garland gkkuann
zerinden uuyor?"
"Elbette hatrlyorum."
'"San Tal Yol'u izleyin.' Harika bycnn yaad Zmrt ehir'e kard."
"Hatrlyorum. Bostan korkuluu, Teneke Adam, dlek Aslan, hepsini hatrlyorum. Ama
zmrtler de nereden aklma gelmi?"
"Sen bir alkoliksin" dedi. "Birka beyin hcren eksik, hepsi bu."
Bam salladm. "yle olmal" dedim.

Yattmzda hava aydnlanyordu. Ben kanepede birka ince battaniyeye sarnarak
uyudum, ilk bata uyuyamayacam dnmtm ama stme mthi bir yorgunluk
kmt. Pes ettim ve beni istedii yere gtrmesine izin verdim.
Nereye gtrdn syleyemem; nk l gibi uyumutum. Rya grdysem bile
hatrlamyorum. Taze kahve ve beykn kokusuyla uyandm, du yaptm, benim iin
bulduu bir jiletle tra oldum, sonra giyindim ve mutfaktaki ahap masada ona katldm.
Portakal suyuyla kahve itim, tavada yumurta, iinde eftali taneleri olan yulafl ekmek
yedim ve en son ne zaman itahmn bu kadar ak olduunu hatrlayamadm.
Sylediine gre birka blok doumuzda, Pazar akamstleri toplanan bir grup vard.
Buna her hafta dzenli katlyordu. Ben de gitmek ister miydim?
"Yapmam gereken baz iler var" dedim.
"Pazar gn m?"
"Ne fark eder?"
"Gerekten bir Pazar akamst bir ey baarabileceine inanyor musun?"
Baladmdan bu yana hibir ey baardm saylmazd. Peki bugn yapabileceim bir ey
var myd?
Defterime baktm ve Sunny'nin numarasn evirdim. Yant vermiyordu. Otelimi aradm.
Sunny'den bir mesaj yoktu. Danny Boy'dan ya da nceki gece grdm herhangi
birinden de yoktu. Aslnda Danny Boy bu saatte uyuyor olmalyd. Ve dierlerinin ou da
yle.
Chance'i aramam iin bir mesaj braklmt. Numara evirmeye baladm, sonra durdum.
Eer Jan toplantya gidecekse, dairesinde oturarak Chance'in aramasn beklemek
istemiyordum. Yardmcs bunu onaylamayabilirdi.
Toplant, Forsythe Caddesi'ndeki bir sinagogun ikinci katndayd. erde sigara
iilemiyordu. Dumanalt olmayan bir AA toplantsna katlmak ilgin bir deneyimdi.
Toplantda elli kadar insan vard ve Jan ounu tanyor grnyordu. Beni bazlaryla
tantrd ama hepsinin adn annda unuttum. Kendimi kt hissediyordum; herkesin
dikkatini bana evirmesinden rahatsz olmutum. Grnm de kt saylrd stmdeki
giysilerle uyumamtm ama yle yapmm gibi grnyorlard, nceki geceki kavgann
izlerini tayorlard.
Ve ben de kavgann etkilerini hissediyordum. Jan'n dairesinden kana dek her yanmn
nasl ardn fark etmemitim. Ona kafa attmdan dolay bamda bir ilik vard,
kolum rmt ve omzum simsiyah olmu, aryordu. Her hareket ediimde kaslarm
acyordu. Olay sonrasnda hibir ey hissetmemitim ama btn bu arlar ve aclar ertesi
gn ortaya kard.
Biraz daha kahveyle kurabiye alarak oturdum. Toplant iyiydi. Konumac ksa bir olay
anlatm, toplantnn kalann tartmaya brakmt. Sz almak iin el kaldrmanz
gerekiyordu.
Bitmesine on be dakika kala Jan elini kaldrd ve ayk olduu iin ne kadar mutlu
olduunu, her eyi ciddiye almas konusunda yardmcsnn nasl bir grev stlendiini,
cann skan bir ey olduunda ya da ne yapmas gerektiini bilmedii zamanlarda kadnn
ne kadar yardmc olduunu anlatt. Fazla ayrntya girmedi. Bana bir mesaj gnderdii
hissine kaplmtm ve dorusunu sylemek gerekirse bunu pek umursamyordum.
Ben elimi kaldrmadm.
Baz insanlarla birlikte darya kahve almaya karken bana da gelmek isteyip
istemediimi sordu. Daha fazla kahve istemiyordum. Birileriyle birlikte olmak da
istemiyordum. Bir bahane uydurdum.
Darda, farkl yollara sapmadan nce bana kendimi nasl hissettiimi sordu. yi olduumu
syledim.
"Hl iki imek istiyor musun?"
"Hayr" dedim.
"Dn gece aramana memnun oldum."
"Ben de."
"Her zaman arayabilirsin Matthew. Gerekirse sabahn krnde bile."
"Gerekmeyeceini umalm."
"Ama gerekirse ara, tamam m?"
"Elbette."
"Matthew? Bana bir sz verir misin?"
"Ne sz?"
"lk nce beni aramadan iki ime."
"Bugn imeyeceim." .
"Biliyorum. Ama imeye karar verirsen, ieceksen nce beni ara. Sz m?"
"Pekl."
ehrin kuzeyine giden metroya bindiimde yaptmz konumay dndm ve sz
verdiim iin kendimi aptal gibi hissettim. Ama onu mutlu ettii belliydi. Eer onu mutlu
ettiyse ne zarar gelirdi?"

Chance'ten bir mesaj daha vard. Lobiden aradm ve servisine otele geri dndm
syledim. Zaman geirmek iin bir gazete alarak yukar ktm ve aramasn bekledim.
Ba sayfa harikayd. Queens'te bir aile -baba, anne ve be yan altndaki iki ocuk- prl
prl yeni Mercedes'leriyle gezintiye kmt. Yanlarna yaklaan biri tabancasnn iindeki
kurunlarnn hepsini otomobile boaltm, drdn de ldrmt. Jamaikallar'n
oturduu blgedeki dairelerinde yaplan polis aratrmas sonucu ortaya byk miktarda
nakit para ve kesilmemi kokain kmt. Polis, katliamn uyuturucuyla balantl olduu
teorisinde bulunmutu.
Aferin onlara.
Ara sokakta braktm ocukla ilgili hibir ey yoktu. Zaten olamazd da. Bizim
karlatmz saatte Pazar gazeteleri oktan caddeye inmiti. Ertesi gnk gazetede de
haber olacan sanmyordum. Ya da daha ertesi gn. Onu ldrm olsaydm bir yerlerde
bir eyler kabilirdi ama iki baca krk siyah bir gencin nesi haber olurdu?
Ben konuyu dnrken biri kapma vurdu.
Garipti. Oda hizmetileri Pazar gnleri almyordu ve seyrek de olsa gelen ziyaretilerim
aadan telefon ederlerdi. Paltomu sandalyeden aldm, 32'lii cebinden kardm. Henz
ondan kurtulmamtm; krk bacakl dostumdan aldm iki baktan da. Elimde silahla
kapnn yanna gittim ve kim olduunu sordum.
"Chance."
Silah cebime koydum ve kapy atm. "Genelde telefon ederler" dedim.
"Aadaki ocuk bir eyler okuyordu. Onu rahatsz etmek istemedim."
"ok nazik bir davran."
"Bu benim en byk zelliim." Gzleri beni inceliyor, tartyordu. Sonra oday szmeye
balad. "Ho bir yer" dedi.
Szckler alaycyd ama ses tonu deil. Kapy kapadm, bir iskemleye oturmasn iaret
ettim. Ayakta durmaya devam etti. "Bana uyuyor" dedim.
"Bunu grebiliyorum. Sade, dzenli."
Lacivert bir ceketle gri spor pantolon giymiti. stnde palto yoktu. Eh, bugn hava biraz
daha lk saylrd ve otomobili vard.
Pencerenin yanna giderek dar bakt, "Seni dn gece aradm" dedi.
"Biliyorum."
"Ama aramadn."
"Mesajn ksa bir sre nceye kadar almadm. Ve rendiimde ulalabilecek bir yerde
deildim."
"Dn gece burada uyumadn m?"
"Hayr"
Ban sallad. Yzn bana dndnde, ifadesi kontroll, anlalmazd. Onu daha nce
byle grmemitim.
"Btn kzlarmla konutun mu?"
"Sunny dnda hepsiyle."
"Evet. Onu henz grmedin ha?"
"Hayr. Dn gece birka kez aradm. Bugn leyin on iki civarnda da denedim. Ama
yant vermedi."
"Yant vermedi."
"Hayr. Dn gece bir mesaj brakm ama aradmda orada yoktu,"
"Seni dn gece aram."
"Doru."
"Saat kata?"
Hatrlamaya altm. "Otelden saat sekiz civarnda ktm ve onu biraz gee dndm.
Mesaj beni bekliyordu. Ne zaman geldiini bilmiyorum. Kda saati yazmalar gerekir
ama her zaman dikkat etmiyorlar Her neyse, kd atm olmalym zaten."
"Mesaj zerinde fazla durmaya gerek yok."
"Hayr yok. Ne zaman arad ne fark eder?"
Uzun bir sre bana bakt. Koyu kahverengi gzlerinde oynaan altn hreleri grdm.
"Kahretsin" dedi. "Ne yapacam bilmiyorum. Byle bir eye alk deilim ben. ou
zaman ne yapmam gerektiini en azndan bildiimi sanyorum."
Bir ey sylemedim.
"Sen benim adammsn, benim iin alyorsun. Ama bunun ne anlama geldiinden emin
deilim."
"Nereye varmaya altn anlamyorum Chance."
"Kahretsin" dedi. "Sorun u, sana ne kadar gvenebilirim? Dnp dolap geldiim nokta
sana gvenip gvenemeyeceim konusu. Sana gveniyorum. Yani seni evime gtrdm
adamm. Baka hi kimseyi evime gtrmem. Bunu neden yapm olaym?"
"Bilmiyorum."
"Yani hava m atyordum? u zencinin yaad klas hayata bak m demeye alyordum?
Yoksa seni ruhumu okumaya m davet ediyordum? ki trl de, kahretsin, sana
gvendiime inanmam gerekiyor. Ama byle yaparak doru mu davranm olacam?"
"Buna senin yerine ben karar veremem."
"Hayr" dedi. "Veremezsin." Eliyle enesini ovalad. "Onu dn gece aradm. Sunny'yi.
Senin yaptn gibi birka kez. Yant vermedi. Pekl, olabilir. Telesekreter yok, bu da
olabilir; nk bazen altrmay unutur Sonra yine aradm; bir buuk iki gibi ve yine yant
vermedi. Bylece kalkp oraya gittim. Doal olarak anahtarm var. Oras benim dairem.
Neden anahtarm olmasn?"
Artk konunun nereye gittiini anlamtm. Ama onun anlatmasn bekledim.
"Oradayd" dedi. "Hl orada. Ama nasl, biliyor musun? lm."
22
Evet, lmt. Yerde plak, yzst uzanm, bir kolunu bann stne kaldrm, yz o
yana dnkt. Dier koluysa kvrlm, eli karnnn stnde, gsnn hemen altndayd.
Bozulmam yatandan bir iki metre tede yatyordu. Kumral salar bann evresinde
dalmt ve rujlu aznn yannda, fildii rengindeki halnn stnde kusmuk vard. Kasl
baldrlarnn arasnda halnn rengi idrarla koyulamt.
Yznde, alnnda ve omzunda rkler vard. Bileine dokunarak nabz almaya altm
ama bedeninin soukluu, iindeki canll oktan yitirmi olduunu zaten gsteriyordu.
Gzleri ak, yukar bakyordu. Parmamn ucuyla kirpiklerine dokunarak kapamak
istedim. Ama yapmadm.
"Onu hareket ettirdin mi?"
"Kesinlikle hayr! Bir eye dokunmadm."
"Bana yalan syleme. Kim lr lmez dairesine girmitin. Etrafa bakm olmalsn.
"Birka ekmeceyi ap baktm. Hibir ey almadm."
"Ne aryordun?"
"Bilmiyorum adamm. Yalnzca bilmem gereken herhangi bir ey. Biraz para buldum -
birka yz dolar. Olduu yerde braktm. Bir banka czdan buldum. Onu da orada
braktm."
"Bankada nesi varm?"
"Bin dolarn altnda. Fazla bir ey saylmaz. Asl ne buldum, biliyor musun? Bir ton hap
varm. Bu ii de onlarla yapm."
Odann dier ucundaki ayna kapakl bir dolab iaret etti. inde saysz makyaj malzemesi
ve parfmn yan sra zerinde etiketi olan iki bo plastik ila iesi vard.
Reeteler farkl doktorlar tarafndan yazlm ve farkl eczaneler tarafndan satlm olduu
halde her ikisinin de stnde yazl hasta ad S. Hendryx'ti. Reetelerden birine Valium,
dierine Seconal yazlmt.
"la dolabna her zaman bakardm" dedi. "Otomatikman yapyordum bunu, anlyorsun
deil mi? Tek ilac yksek ate iin kulland u antihistamindi. Ve sonra dn gece
ekmecesini atm ve bir eczane gibi donanml olduunu grdm. Bir sr reeteli ila."
"Ne tr ilalar?"
"Her etiketi okumadm. Olmamas gereken yerlerde parmak izi brakmak istemedim.
Grdm kadaryla ou sakinletirici. Valium, Librium, Elavil. Buradaki Seconal gibi
uyku haplar. Birka tane de uyarc -ne deniyor ona- Ritalin. Ama ounlukla
sakinletiriciler." Ban iki yana sallad. "Adn hi duymadm eyler var. Ne olduklarn
anlamak iin bir doktora sorman gerek."
"Hap kullandn bilmiyor muydun?"
"Hibir fikrim yoktu. Buraya gelip baksana." z brakmamaya dikkat ederek tuvalet
masasndaki bir ekmeceyi at. "Bak" dedi iaret ederek. ekmecenin bir yannda, birka
katlanm sveterin arkasnda iki dzine kadar hap iesi vard.
"Bu boklua iyice bulam birinin ii bu" dedi. "lasz kalacak diye korkan biri. Ve ben
bunu bilmiyordum. Bu sinirimi bozuyor Matt. u notu okusana."
Not, ecza dolabnda, Norell marka kolonya iesine dayal duruyordu. ieyi elimin
tersiyle ittim ve notu cam kenarna gtrdm. Bej renk kdn stne kahverengi
mrekkeple yazldndan a tutarak okumak istiyordum.
Mektupta unlar yazlyd:

Kim, sen anslydn. Bu ii senin iin yapacak birini buldun.
Oysa benim kendim yapmam gerek.

Eer cesaret edebilseydim pencereyi kullanrdm. Aa inerken yar yolda fikrimi
deitirebilir ve yolun geri kalann glerek alabilirdim. Ama cesaret edemedim ve jilet de
ie yaramad.

Umarm bu kez yeterince almmdr.

Hi faydas yok. yi zamanlarn hepsi tketildi. zgnm. Bana iyi zamanlar yaattnz
ama hepsi geride kald artk. Kalabalk, ikinci perdede evine gitti. Btn slklar sustu.
Kimse perdeleri saymyor bile.

Dnme dolaptan inmenin bir yolu yok. Bakr yz eline ald ve parma yeile boyand.

Kimse bana zmrtler almayacak. Kimse bana bebek vermeyecek. Kimse hayatm
kurtarmayacak.

Glmsemekten skldm. Bir eylere yetimekten yoruldum. Btn iyi zamanlar geride
kald.

Pencereden Hudson'un zerindeki Jersey gkyzne baktm. Sunny, Lincoln Manzaral
Baheler adl yksek katl bir apartman kompleksinin otuz ikinci katnda yaam ve
lmt. Nedense lobideki saks ieklerden baka baheye dair hibir ey grmemitim.
"uradaki Lincoln Merkezi" dedi Chance, aaya iaret ederek.
Bam salladm.
"Buraya Mary Lou'yu yerletirmem gerekirdi. Konserleri sever o. Yryerek gidip gelirdi.
Ama eskiden Bat Yakas'nda yayormu. Bu yzden onu Dou Yakas'na tamak
istedim Byle eylere dikkat ediyorsun. Hayatlarnda ister istemez byk bir deiiklik
yapm oluyorsun."
Pezevenklik felsefesi fazla umrumda deildi akas. "Bunu daha nce yapm myd?"
diye sordum.
"Kendini ldrmesinden mi bahsediyorsun?"
"ldrmeye almasndan. 'Umarm bu kez yeterince almmdr' diye yazm. Yeterince
almad bir zaman m olmutu?"
"Ben tandmdan bu yana hayr. Yani birka yldr."
"Jilet de ie yaramad derken neden sz ediyor?"
"Bilmiyorum."
Yanna gittim ve bann zerinde uzanan koluna baktm. Bileinde aka grlebilen
yatay bir izgi halinde yara vard, Aynsndan dier bileinde de olduunu fark ettim.
Ayaa kalktm, mektubu yeniden okudum.
"imdi ne olacak adamm?"
Defterimi kardm ve yazdklarn kelimesi kelimesine geirdim. Mektubun stnde
braktm izleri bir kt mendille temizledim ve bulduum yere, ayn tarzda kolonya
iesine yaslayarak braktm.
"Bana dn gece yaptklarn bir kez daha anlat" dedim.
"Sylediim gibi, onu aradm ve iime bir kurt dt -nedenini bilmiyorum- ve buraya
geldim."
"Saat kata?"
"kiyi geiyordu. Tam olarak bilmiyorum."
"Dorudan yukar m ktn?"
"Evet."
"Kapc seni grd m?"
"Birbirimize hafife bamzla selam verdik. Beni tanr, burada yaadm sanyor"
"Seni hatrlar m?"
"Adamm, ne hatrlayp ne unuttuu hakknda hibir fikrim yok."
"Yalnzca haftasonlar m alyor yoksa Cumalar da burada m?"
"Bilmiyorum. Ne fark eder?"
"Eer her gece buradaysa seni grdn hatrlar ama zamann kestiremeyebilir. Eer
Cumartesi'leri alyorsa..."
"Ne demek istediini anlyorum."
Kk mutfaktaki tezghn zerinde, dibinde biraz votka kalm olan bir Georgi iesiyle
bo bir portakal suyu kutusu duruyordu. Lavabonun iindeki bardan dibindeki artk, bu
ikisinin karmna benziyordu. Kusmuun yayd kt kokuda da portakaln izine
rastlanyordu. Bu paralan bir araya getirmek iin mutlaka detektif olmanza gerek yoktu.
Hepsi bir anda yutulan haplar ve sakinletirici etkisini artran alkol.
Umarm bu kez yeterince almmdr.
Kalan votkay lavaboya boaltma isteiyle savamak zorunda kalmtm.
"Burada ne kadar kaldn Chance?"
"Bilmiyorum. Zamana dikkat etmedim."
"karken kapcyla konutun mu?"
Ban iki yana sallad. "Dorudan bodrum kata indim ve garaja ktm."
"O zaman seni grm olamaz."
"Kimse grmedi."
"Ve burada, ierdeyken..."
"Sylediim gibi. ekmecelere ve dolaplara baktm. Fazla bir eye dokunmadm ve hibir
eyi yerinden oynatmadm."
"Notu okudun mu?"
"Evet. Ama bunu yaparken elime almadm."
"Telefon atn m?"
"Servisime. Kontrol etmek iin. Ve seni aradm. Ama yoktun."
Hayr yoktum. mil kuzeydeki bir ara sokakta ocuun birinin bacaklarn krmakla
meguldm.
"Uzak mesafe konuma yapmadn" dedim.
"Yalnzca bu iki yer, adamm. Bu, uzak mesafe saylmaz Buradan senin oteline bir ta
atsan gider"
Ve ben de nceki gece toplantdan sonra yryerek urayabilirdim. O zaman hl hayatta
myd acaba? Onu gzmn nne getirdim: Yatakta uzanm, haplarla votkann ilerini
yapmasn bekliyor, alan, durmadan alan telefona yant vermiyor. Acaba zil aldnda
da ayn biimde mi davranrd?
Belki. Ya da belki o zamana kadar oktan kendinden gemiti. Ters giden bir eyin
olduunu hissedebilir, kapy krarak ieri girebilir; ona zamannda yetiebilirdim.
Ah, elbette. Kleopatra'y da kahrolas ylandan kurtarabilirdim. Eer fazla ge domu
olmasaydm.
"Sende bu evin bir anahtar vard, deil mi?"
"Bende her evin anahtar vardn"
"Bylece dorudan ieri girdin."
Ban iki yana sallad. "Zinciri takmt. Zaten o zaman ters bir ey olduunu anladm.
Anahtar evirdiimde kap drt be santim ald ama zincir tutuyordu. O zaman bir sorun
olduunu anladm. Zinciri iterek krdm, hzla ieri girdim. erde grmek istemediim bir
ey bulacam biliyordum."
"Zinciri yle brakarak doruca dar kabilir, evine gidebilirdin."
"Bunu dndm." Dorudan yzme bakyordu ve ifadesi nce grdmden daha
savunmaszd. "Biliyor musun" dedi, "zincirin takl olduunu grdmde annda kendini
ldrdn dndm, ilk aklma gelen, tek aklma gelen bu oldu. Zinciri krmamn
nedeni, belki hl hayattadr, belki onu kurtarabilirim diye dnmemdi. Ama ok geti."
Kapya giderek zinciri inceledim. Zincirin kendisi kopmamt; yalnzca pervazdaki yuvas
menteelerinden kurtulmu, kapnn stnde zincirle birlikte sarkyordu. Daireye ilk
girdiimizde bunu fark etmemitim.
"Bunu sen mi krdn?"
"Sylediim gibi."
"eri girdiinde zincir taklmam olabilir. Sonra ierden kilitlenmi ve krm olabilirsin."
"Bunu neden yapaym?"
"Geldiinde kap ierden kilitliymi gibi gstermek iin."
"Zaten yleydi. Byle bir ey yapmama gerek yoktu. Sz nereye getirmek istediini
anlamyorum adamm."
"Buraya geldiinde kzn ierde kilitli olduundan emin olmaya alyorum."
"yle olduunu sylemedim mi?"
"Peki evi kontrol ettin mi? erde baka biri yok muydu?
"Eer tost makinesine saklanmamsa hayr"
ntihar olduu akt. Tek sorun yaratan nokta, Chance'in nceki geliiydi. Kzn ldn
bilerek on iki saat boyunca hibir yere bir ey bildirmeden oturmutu.
Bir an dndm. Altmnc Cadde'nin kuzeyindeydik. Yani Yirminci Blge'nin grev
alannda, yani Durkin'in yetki snrnn dndaydk. Tbbi testler uyduu srece dosyay
intihar olarak kapatrlard. Tersi durumdaysa Chance'in nceki ziyareti gnna kard.
"Birka yol var" dedim. "Btn gece ona ulaamadn ve endielendiini syleyebiliriz.
Bu akamst benimle konutun ve birlikte buraya geldik. Senin anahtarn vard. Kapy
atn, onu bulduk ve haber verdik"
"Pekl."
"Ama zincir sorun yaratyor. Eer daha nce buraya girmediysen nasl krld? Eer bir
bakas krdysa o kimdi ve burada ne yapyordu?"
"eri girmek iin bizim krdmz sylesek?"
Bam iki yana salladm. "yle olmaz. Diyelim ki senin dn gece burada olduuna dair
somut bir kant buldular. O zaman ben yalanna ortak olmu saylrm. Bana ok gizli
kalmas kouluyla sylemi olduun bir ey yznden senin iin yalan syleyebilirdim ama
gerekleri saptran bir konuda yalan sylemekten yakalanmak istemem. Hayr zincirin
geldiimizde krk olduunu sylemek zorundaym."
"O zaman haftalardr krk duruyordu."
"Ama darbe taze. Vidalarn tahtadan kurtulduklar yer grlebiliyor. stemediin tek ey bu
tr yalannn yakalanmas olmaldr. O zaman hikyen ve kantlar farkl ynleri iaret
ediyor olur. Sana bence ne yapman gerektiini syleyeyim."
"Neymi o?"
"Gerei anlatmak. Buraya geldin, kapy krarak atn, o lmt ve sen hemen ktn.
Otomobilinle etrafta dolatn, olaylar aklnda zmeye altn. Ve bir ey yapmadan nce
bana ulamak istedin ama ulaamadn. Sonra beni aradn, birlikte buraya geldik ve sonra
polise bildirdik."
"En iyi yol bu mu?"
"Bana yle grnyor."
"Hepsi u zincir yznden mi?"
"En ok havada kalan nokta bu. Ama zincir olay olmasa da gerei anlatman en iyisi. Bak
Chance, onu sen ldrmedin. O kendini ldrd."
"Yani?"
"Eer onu ldrmediysen yapabilecein en iyi ey, gerei anlatmaktr. Eer suluysan,
yapacan en iyi ey, hibir ey sylememektir. Bir tek kelime bile. Bir avukat tut ve eneni
kapa. Ama olduun her zaman yalnzca gerei syle. Daha kolay, basittir ve seni daha
nce ne sylediini hatrlamaya almaktan kurtarr nk sana bir ey syleyeyim:
Dolandrclar her seferinde yalan syler ve polisler bunu bilir ve bundan nefret eder ye bir
kere yalan sezdiler mi bir ey ortaya kana kadar stne giderler. Sen ban beladan
korumak iin yalan sylemek istiyorsun -ve ie yarayabilir de; intihar olduu ortada, bu
yzden kendini kurtarabilirsin- ama eer ie yaramazsa kurtulmaya altn belann on
katn bana alrsn."
Bunun zerinde biraz dndkten sonra i ekti. "Neden annda aramadm
soracaklar."
"Peki neden aramadn?"
"nk ne yapacam bilmiyordum adamm."
"Onlara byle syle o zaman."
"Evet, tabii."
"Buradan ktktan sonra ne yaptn?"
"Dn gece mi? Senin de dediin gibi otomobille etrafta biraz dolatm. Parkn evresinde
birka tur attm. George Washington Kprs'ne, Palisades Parkway'e gittim. Tpk bir
Pazar gezintisi gibi. Ama biraz erken bir saatte." Hatrladklar karsnda ban iki yana
sallad. "Sonra geri geldim. Mary Lou'yu grmeye gittim, ieri kendim girdim; krmam
gereken bir zincir yoktu. Uyuyordu. Yataa yanna girdim, onu uyandrdm, bir sre onunla
kaldm. Sonra eve gittim."
"Kendi evine mi?"
"Kendi evime. Onlara evimden sz etmeyeceim."
"Zaten gerek yok. Mary Lou'da biraz uyumutun."
"Etrafta biri varken asla uyumam. Uyuyamam. Ama bunu bilmelerine gerek yok"
"Hayr yok."
"Bir sre evimde kaldm. Sonra ehre indim. Seni bulmak iin."
"Evinde ne yaptn?"
"Biraz uyudum. Birka saat. ok fazla uykuya ihtiyacm yok ama gerektii kadarn aldm."
"H-hm."
Duvarn nne gitti, gzlerini bize diken maskeyi ivisinden karp ald. Bana onun
hakknda bir eyler anlatmaya balad. Kabilesi, corafi konumlan, maskenin ilevini.
Sylediklerine faz|a dikkat etmedim. "stne parmak izlerimi braktm" dedi. "Ama olsun.
Onlara, kendilerini beklerken maskeyi duvardan indirerek sana tarihini anlattm
syleyebilirsin. Ben de gerei sylesem iyi olur. Kk bir beyaz yalan sylerken
yakalanmak istemem." Son cmlesi zerine glmsedi. "Kk siyah yalan" dedi. "Neden
o numaray evirmiyorsun?"
23
Olabileceinin yars kadar bile bela olmad. Yirminci Blge'den gelen polislerin ikisini de
tanmyordum ama tanyor olsaydm daha sakin geemezdi. Olay yerinde baz sorulan
yantladktan sonra ifadelerimizi vermek iin Bat Yakas Seksen kinci Cadde'deki
Merkez'e gittik. Olay yerindeki tbbi kantlar, sylediklerimizle tutarl kmt. Polisler,
Chance'in kzn lsn bulur bulmaz telefon etmesi gerektiini vurgulamakta ge
kalmamt ama zaman geirmi olmas konusunda stne gitmediler. Sen bir pezevenk,
kz da bir fahie olsa bile ieri girdiinde beklenmedik bir cesetle karlaman bir ok
saylrd ve her eyden nce buras New York; yani etliye stlye karmayanlarn
ehriydi. Yani nemli olan, ge aram olmasndan ok -aram olmasayd.
Merkeze vardmzda artk rahatlamtm. Daha ncesinde akllarna stmz aramak
gelebilir dncesiyle endielenmitim. Paltom, kk bir silah deposu gibiydi; ocuktan
aldm tabancayla iki bak hl cebimde duruyordu. Baklarn ikisi de yasad
silahlard. Tabancann gemiiniyse ancak Tanr bilirdi. Ama stmzn aranmasn
gerektirecek hibir ey yapmamtk ve aranmamtk da.

''Fahielerin kendilerini ldrmelerine ok sk rastlanr" dedi Joe Durkin. "Bu genelde
yaptklar bir ey. Zaten bunun da byle bir gemii varm. Bileindeki izleri grdn m?
Rapora gre en az birka yllkm. Bilmiyor olabilecein bir ey syleyeyim: Bir yldan az
bir sre nce hap olayn bir kez daha denemi. Bir kz arkada midesinin ykanmas iin
onu St. Clare Hastanesi'ne gtrm."
"Mektubunda bir ey demiti. Bu kez yeterince aldn umuyordu -onun gibi bir ey."
"Eh, dilei yerine gelmi."
John Jay College ve ehir merkezinin kuzeyindeki polisin takld bir et lokantasnda,
Onuncu Cadde'deki Slate'teydik. Otelime dnm, stmdekileri deitirmi, silahlarla
tadm parann birazn saklayacak yerler bulmutum ki, beni arayarak kendisine akam
yemei smarlamam fikrini ortaya att. "Senden bir an nce yemek szdrsam iyi olur" dedi
"Yani mterilerinin kzlarnn hepsi lmeden ve hesabn suyunu ekmeden."
Kark zgarann yannda birka Carlsberg bira imiti. Bense kuba sr filetosu
smarlam, yannda sade kahve almtm.
Biraz Sunny'nin intihar zerine konumutuk; ama bir yere varamamtk. "Eer u
sarnn olay olmasayd buna ikinci kez gz atmay aklmdan geirmezdin bile" dedi.
"Btn tbbi bulgular intiharla uyuuyor. rkler kolay. Sarho olmutu, ne yaptn
bilmiyordu, dt ve oraya buraya arpt. Yatak yerine yerde yatyor olmasna bir neden
ite. rklerin zel bir anlam yoktu. Parmak izleri, olmas gereken yerlerde bulundu -
iede, bardakta, ila ielerinde. Mektuptaki yaz baka yaz rnekleriyle uyuuyor Eer
senin herifin hikyesine inanacak olursak onu bulduunda kilitli bir evin iindeydi, ierden
kilitlenmi, zincir taklm. Sen ona inanyor musun?"
"Hikyesinin tm bana ok gereki geldi."
"Demek ki kendini ldrd. Hatta iki hafta nceki Dakkinen'in lmne de uyuyor ikisi
arkadat ve arkadann bana gelenlere dayanamad. ntihar dnda bir ey olabilmesi
iin bir yol gryor musun?"
Bam iki yana salladm. "ntihar ss verilmi bir cinayet olmas ok zor Hatta en zoru.
Nasl olabilir -haplar boazndan bir huniyle boaltmak m? Onlar silah zoruyla yutturmak
m?"
"lalar bir eyin iinde eriterek farknda olmadan iirebilirsin. Ama midesinde Seconal
kapsllerinin paralarn buldular. Bu yzden unut. Bu bir intihar"
ehirdeki yllk intihar orann hatrlamaya altm. Mantkl bir tahmin bile yrtememitim
ve Durkin de yardmc olamamt. Orann ne olduunu, dier her ey gibi artta olup
olmadn merak etmitim.
"Adamlarm, Galaxy Downtowner'da 1 Ocak'tan bu yana doldurulmu kayt kartlarn
inceledi" dedi, kahvesinin stnden. "Dzyazyla atlan imzalar ayrdlar. Jones diye
birinin kaydna rastlamadk."
"Ya dier oteller?"
"Uyan bir ey yok. Jones adnda bir sr insan kalm -bu ok yaygn bir ad biliyorsun-
ama hepsi normal imza atm, kredi kartyla deme yapm ve hepsi gerek grnyor
Anlayacan zaman kaybyd."
"zgnm."
"Neden? Yaptm eylerin yzde doksan zaman kayb zaten. Haklydn, bakmaya
deerdi. Eer bu byk bir olay olsayd -yle manetlere km, yukardan bask
gelmesine neden olan bir ey- benim de aklma ayn eyi yapmak gelirdi ve be blgedeki
her otele bakardk. Peki ya sen?"
"Ben, ne?"
"Dakkinen'la ilgili bir ey buldun mu?"
Dnmem gerekti. "Hayr" dedim sonunda.
"Sinir bozucu olmal. Dosyann stnden bir kez daha getim ve aklma ne takld biliyor
musun? O resepsiyonist."
"Benim konutuum mu?"
"O mdrd ya da mdr yardmcs. Her neyse, onun gibi bir ey. Benim bahsettiim
katilin kaydn yapan kii. Dnsene, herifin biri geliyor, imzasn byk harflerle atyor ve
nakit dyor Bir insann yapaca iki garip ey, deil mi? Yani bugnlerde kim otele nakit
para dyor? Elbette bir yastk yorganla yetinen yerlerden bahsetmiyorum; demek
istediim bir oda iin 60 ya da 80 dolar deyecein saygn oteller Bu gnlerde her ey
plastiklerle iliyor -kredi kartlar; tm iler bunlarla hallediliyor Ama bu herif nakit para
demi ve resepsiyonist onun hakknda bir bok hatrlamyor"
"Onu kontrol ettin mi?"
Ban sallad. "Dn gece gidip onunla konutum. u Gney Amerikal ocuklardan -o
lkelerin birinden gelmi. Onunla konutuumda dumanlyd. Byk olaslkla katil kaydn
yaptrrken de yleydi. Hayatn yle geiriyor olmal. Neyle kafa buluyor bilmiyorum-
cigara m iiyor burundan m ekiyor ya da her ne yapyorsa- ama bu ii yapmas
konusunda drst davrandm sanyorum. Bu ehirde srekli kafas dumanl dolaanlarn
oranm biliyor musun?"
"Neden sz ettiini biliyorum."
"Onlar le tatilinde grrsn. Memurlar, ehir merkezindekiler, Wall Street -hangi
mahalleden bahsettiin nemli deil. Sokakta o kahrolas cigaralklar satn alrlar ve le
yemei saatlerini bunlar parkta ierek geirirler. Bu insanlarn yapt iten ne hayr gelir?"
"Bilmem."
"Ve bir de u haplar var. u kendini ldren kadn gibi. Bir anda btn haplar
yutuveriyorlar. Bunu yaparken kanunlar bile inemiyordu. nk ila alyordu." ini
ekti, ban iki yana sallad, siyah salarn dzeltti, "Bir brendi alacam" dedi, "eer
mterin karlayabilecekle."

St. Paul'deki toplantnn son on dakikasna yetitim. Kahveyle kurabiye aldm ve
konuulanlar fazla dinlemedim. Adm sylememe bile gerek kalmad ve dua okunurken
kp gittim.
Otele geri dndm. Hi mesaj yoktu. Resepsiyondaki adamn sylediine gre birka kii
aramt ama adn brakan olmamt. Yukar ktm ve Sunny'nin intihan hakknda neler
hissettiimi anlamaya altm ama grne baklrsa btn hissettiim, uyuukluktu.
Eer onun sorgusunu sona brakmam olsaydm bir ey renebilir, hatta bir ey yaparak
ya da syleyerek intihar etmesini nleyebilirdim dncesiyle kendimi gaza getirmeye
almtm ama bu konuda bir adm bile atamamtm. Onunla telefonda konumutum.
Bir ey sylemi olabilirdi ama sylememiti. Ve intihar, her eyden nce, gemite en az
iki kez giriimde bulunduu bir eydi ve bilinmeyen bir iki denemesinin daha olmas da
byk bir olaslkt.

Bir eyi yeterince uzun sre denersen, eninde sonunda baarrsn. Sabah hafif bir kahvalt
yaptktan sonra bankaya giderek biraz para yatrdm ve havale eki aldm. eki
postaneden Anita'ya gnderdim. Olumun ortodonti tedavisiyle fazla ilgilenmemitim ve
imdi bunu tamamen unutabilirdim.
Yryerek St Paul'e gittim ve Sunny Hendryx iin bir mum yaktm. Sralardan birine
oturdum ve Sunny'yi hatrlamak iin birka dakika dndm. Hatrlayacak fazla bir ey
yoktu. Birbirimizi ok ksa bir sre iin grmtk Neye benzediini gzmn nne pek
iyi getiremiyordum bile; nk l grnts, hafzamdaki zaten silik olan canl Sunny'yi
bir kenara itmiti.
Kiliseye borlu olduum aklma geldi. Chance'in verdii cretin yzde onu 250 dolar
ediyordu. Bir de beni soymaya alan ocuktan aldm yz papel ve bozukluklar
vard. Toplam tam olarak ne ediyordu bilmiyordum ama 350 dolar, bana iyi bir tahmin gibi
geldi. Bylece onlara 285 dolar verirsem fit olacaktk.
Ama paramn ounu bankaya koymutum. Czdanmda birka yzlk vard ama kiliseye
285 dolar verirsem oraya buraya gitmek iin yapacam harcamadan ksmak zorunda
kalacaktm. Bankaya bir ziyaret yapmay dndm ama sonra bu kk oyunumun
temelindeki samaln farkna vardm.
Ben ne yapyordum? Neden birilerine borlu olduum hissine kaplyordum? Ve bu
"birileri" kimdi? Kilise deildi; hibir kiliseye bal deildim. Balarm yalnzca o srada
yolumun stne denk den kiliselere yapyordum.
O zaman kime borluydum? Tanr'ya m?
Bunun neresi mantklyd? Ve bu borcun temelinde ne yatyordu? Neden borluydum?
Bor olarak aldm yardmlar m geri dyordum? Yoksa kutsal koruma salayacak bir
rvet dzeni mi gelitirmitim?
Daha nce bunun mantkszl konusunda hi kafa yormamtm dorusu. Bu yalnzca bir
gelenek, nemsiz, garip bir alkanlk olmutu. Vergi demediim iin bunun yerine baa
bulunuyordum.
Hi kendi kendime neden diye sormaya cesaret edememitim.
Yanttan holanacamdan emin deildim. St. Avenue'daki o ara sokakta aklmdan bir
anlk u dncenin getiini de hatrlyordum- bu ocuk beni ldrecekti; nk bam
yapmamtm. nancm olduundan deil, dnya ilerinin byle yrdn
dndmden de deil ama yine de aklmdan byle bir eyin gemi olmas ilginti.
Biraz sonra czdanm elime aldm, 285 dolar sayp kardm. Elimde parayla orada
ylece oturdum. Sonra hepsini yeniden czdana koydum; bir dolar dnda hepsini.
En azndan mumun parasn deyebilirdim.

O leden sonra yryerek Kim'in apartmanna gittim. Hava kt saylmazd ve yapacak
daha iyi bir iim yoktu. Kapcnn nnden geerek daireye girdim.
lk yaptm ey, Wild Turkey iesini lavaboya boaltmak oldu.
Bu ne kadar akllca bir fikirdi, bilmiyorum. Orada baka ikilerden de yeterince vard ama
Wild Turkey artk bir simge halini almt. O eve gitmeyi her dnmde gzmn
nne o ie gelmiti. Tadn boazmda hissediyor kokusunu sanki yanbamdaym gibi
alyordum. ienin dibinde kalan da lavaboya gittiinde ancak rahatlayabilmitim.
Sonra portmantoya gittim ve asl duran krk cekete baktm, iindeki etikette boyanm
lapin krknden yaplm olduu yazyd. Sar Sayfalar'dan bulduum rasgele bir
krknn numarasn evirdim ve lapin'in Franszca'da "tavan" anlamna geldiini
rendim. "Buna szlkten de bakabilirdiniz" demiti krk. "Artk krk iinden dolay
ngilizceye girmi bir szck bu. Bildiimiz tavan ite."
Tpk Chance'in syledii gibi.

Eve dnerken yolda bir ey, bir bira ime istei oluturdu. Bu drtnn ne olduunu
hatrlamyorum bile ama sonuta kendimi dirseimi bara yaslam, bir ayam alttaki demir
ubuun stnde, elimde an eklindeki kadeh, yerde talalar, burnumda eski, khne
meyhane kokusuyla hayal edebiliyordum.
ok gl bir drt deildi ve buna uymay kesinlikle aklmdan geirmemitim ama aklma
Jan'a verdiim sz getirmiti. Aslnda iki imeyeceim iin onu aramak gibi bir
zorunluluum yoktu ama yine de byle yapmaya karar verdim. Byk Ktphane'nin
kesindeki kulbeden telefon ettim.
Trafik grlts yznden konumamz ksa kestik. Ona Sunny'nin intiharndan sz
etmedim. Wild Turkey iesinden de.

Akam yemeimi yerken Post'u okudum. O sabahki News'ta Sunny'nin intihar, hak ettii
birka paragrafa konu olmutu ama Post, satn artrmak iin her eyi abartrd ve bu kez
de Sunny'nin, yalnzca iki hafta nce bir otel odasnda doranan Kimle ayn pezevenk iin
altna takmt. Sunny'nin bir fotorafn bulamadklarndan yine Kim'inkini
basmlard.
Ama hikye, zerindeki baln sansasyonunu yanstmaktan uzakt. Btn yazdklar
olayn bir intihar olduu ve Sunny'nin, Kim'in ldrlmesiyle ilgili bir ey bildii iin
hayatna son vereyle ilgili bo bir speklasyondan ibaretti.
Bacaklarn krdm ocukla ilgili bir ey bulamamtr,. Ancak gazete her zamanki gibi bir
sr su ve lm haberleriyle doluydu. Jim Faber'in gazete okumay brakmakla ilgili
sylediklerini hatrladm. Pek brakacaa benzemiyordum dorusu.
Yemekten sonra resepsiyondaki mektuplarm aldm. ou aynen p boylayacakt.
Chance'in mesaj dnda. Onu aramam istemiti. Servisine not braktm. Bir sre sonra
arad ve ilerin nasl gittiini sordu. Aslnda pek bir yere gitmediklerini syledim Devam
edip etmeyeceimi sordu.
"Bir sre daha" dedim. "Bir yere gidip gitmeyeceini gerecek kadar"
Dediine gre polisler bana bela olmamt. Btn gnn Sunny'nin cenaze ilemleriyle
geirmiti. Cenazesi Wisconsin'e gnderilen Kim'in aksine Sunny'nin hibir akrabas yoktu.
Cesedin morgdan ne zaman karlaca belli deildi; bu yzden Bat Yakas Yetmi kinci
Cadde'deki Walter B. Cooke'ta kk bir anma treni ayarlamt. Tren, Perembe gn
leyin saat ikideydi.
"Ayn eyi Kim iin de yapmalydm" dedi. "Ama hi dnemedim. Bu daha ok kzlar iin.
Anlarsn, kt bir durumdalar"
"Tahmin edebiliyorum."
"Hepsi ayn eyi dnyor. lmn er er geldiini. Hepsi bir sonrakinin kim olaca
konusunda endieleniyor."

O gece toplantya katldm. Konumacy dinlerken bir anda daha bir hafta nce komada
olduumu ve Tanr bilir ne yaptm hatrladm.
"Adm Matt" dedim sram geldiinde. "Bu gece yalnzca dinleyeceim. Teekkrler."

Toplant daldnda bir adam, merdivenlerden karken arkamdan geldi ve sokakta bana
yetiti. Otuz yalanndayd. Ekose desenli eski psk bir ceket giymi, banda kasket
vard. 0 daha nce grdm hatrlamyordum.
"Adn Matt, deil mi" dedi. yle olduunu syledim. "Bu geceki hikyeyi beendin mi?"
"lginti" dedim.
"Asl ilgin hikyeyi dinlemek ister misin? ehrin kuzeyinde yz darmadn olan ve iki
baca krlan bir adamn hikyesini duymutum. Kayda deer bir hikye adamm."
rpermitim. Tabanca odadaki ekmecemde, bir sr orabn arasnda sakl duruyordu.
Baklar da yan ekmecedeydi.
"Taakl adamsn" dedi, "cojone; ne demek istediimi anlyor musun?" Eliyle kasklarn
kavrad. "Her eye ramen" dedi, "bana bela almak istemezsin."
"Sen neden sz ediyorsun?"
Ellerini iki yana at. "Ben ne biliyorum? Ben Telgraf Servisi'ndenim adamm. Mesaj
iletirim, hepsi bu. Bir pilicin otelde kzartlmas bir eydir ama dostlarnn kim olduu baka
bir eydir. nemli deil, biliyor musun?"
"Mesaj kimden?"
Bir ey sylemeden yzme bakt.
"Beni toplantda bulacan nereden biliyordun?"
"eri giriini, sonra kn izledim." Kkrdad. "Bacaklar krlan u maricn, bu kadar ok
fazlayd adamm. ok fazlayd."
24
Sal gnmn byk bir ksm Krk zle oyunuy|a geti.
Her ey, ryayla tam bilin arasnda bir yerde balad. Bir ryadan uyanm, sonra
yeniden szmtm ve kendimi Kim'le Armstrong'daki bulumamzn video kaydn zihnimde
izlerken bulmutum. lk nce belleimde ger. ekte kaytl olmayan bir grntyle
baladm. Chicago'dan gelen otobsten inmi, bir elinde dknt bir bavul, srtnda kot
ceket vard. Sonra masada karmda oturuyordu: Elini boazna gtrm, krk ceketinin
st dmesiyle oynarken parmandaki yzkten k yansyordu. Bana zerindekinin
vizon krk olduunu ama elinde olsa ehre geldiinde zerinde olan jean ceketi tercih
edeceini anlatyordu.
Btn bu sahneler bir anda silindi ve zihnim baka bir eye atlad. Yine Harlem'deki o ara
sokaktaydm ama bu kez rakibim destekli gelmiti. Royal Waldron'la nceki geceki eli iki
yannda duruyordu. Zihnimin bilin ksm onlar oradan karmaya, belki biraz da olsa
eitsizlii gidermeye alt ve sonra bir anda kendimi ayaklarm yatan kenarndan
sarktm otururken buldum. Hayali grntler zihnimin kuytu kelerinde, yaadklar yere
geri dnmlerdi.
O, baka bir ceketti.
Du yaptm, tra oldum ve oradan ktm, ilk nce kontrol etmek iin taksiyle Kim'in
dairesine gittim. Lapin olan, Chance'in ona ald boyanm tavan krk benim
Armstrong'da grdm ceket deildi. Bu daha uzun, daha tylyd ve boaznda kopa
yoktu. O gn giydii krk deildi. Vizon olduunu ve jean giymek iin feda edebileceini
syledii krk deildi.
Ve onu evin iinde herhangi bir yerde grdm hatrlamyordum.
Bir taksiye daha atlayarak ehir merkezinin kuzeyine gittim. Durkin, izinliydi. Baka bir
polise onu evinden arattm ve sonunda dosyaya bakmak iin resmi olmayan izni aldm ve
evet, Galaxy Downtowner'da bulunan ve el koyulan eyalar arasnda bir krk ceket de
vard. Dosyadaki fotoraflara gz attm ama hibirinde cekete rastlamadm.
Metroyla Ana Polis Merkezi'ne gittim. Baz kiilerle koputum ve isteim birtakm
mercilerden geerken oturup bekledim. Oraya -grmem gereken kii le yemeine
ktktan hemen sonra varmm. Toplant saatlerinin yazl olduu defter yanmdayd.
Baktmda bir blok kadar tede St. Andrew Kilisesi'nde bir toplant olduunu rendim.
Bylece bir saati orada ldrdm. Sonra da arkteriden bir sandvi alarak ayakta yedim.
Merkeze geri dndm ve sonunda Kim'in ld zaman yannda olan krk inceleme
olana buldum. Armstrong'da grdm ceket olduuna yemin edemezdim ama
belleimdekime ok uyuyordu. Elimi deerli krkn zerinde gezdirirken o sabah
beynimde oynayan filmi yeniden gzmn nne getirmeye altm. Her ey birbirine
uyuyordu. Bu krk, ayn uzunlukta, ayn renkteydi ve boaznda o gn krmz cilal
trnaklaryla oynad kopas vard.
indeki etikete gre gerek vizon krkyd ve Arvin Tannenbaum adnda bir krk
tarafndan yaplmt.
Tannenbaum firmas, Bat Yakas Yirmi Dokuzuncu Cadde'deki bir binann nc
katnda; yani krk piyasasnn tam kalbi denecek bir yerdeydi. Kim'in krkn yanma
alabilseydim iler daha da kolaylaabilirdi; ancak New York Polis Tekilat -resmi olmasa
da- ancak bu kadarn yapabilmiti, ilk nce ceketi tarifim -ki bu pek yardmc olmad-
sonra da Kim'i. Sat kaytlarna gre alt hafta nce Kim Dakkinen tarafndan satn
alnm bir krk vard. Faturann zerindeki ad bizi doru sat elemanna gtrd ve
adam olay hatrlad.
Yuvarlak yzl, kel kafal, slak mavi gzleri olan ve kaln caml gzlk takan bir adamd.
"Uzun boylu, ok ho bir kzd" dedi. "Biliyor musunuz, o ad gazetede okuduumda
beynimde bir k yanp snd ama nedenini anlayamamtm. Korkun bir ey bu. Ne
kadar da ho bir bayand."
Hatrladna gre yannda bir bey vard ve krkn parasn deyen de bu beydi. Nakit
deme yapmt. Ve hayr, krk iinde bu pek srad saylmazd. ok az perakende sat
yapyorlard ve bunun ou giyim iinde olan ya da buradan birilerini tanyan insanlard.
Ama elbette sokaktan gemekte olan biri ieri girip alveri yapabilirdi. ounlukla nakit
kullanlrd; nk mteri genelde kredi kartnn kontrol edilmesini beklemek istemezdi ve
krk, ounlukla lks bir arkadaa alnan lks bir hediyeydi; bu yzden mteri parayla
ilgili herhangi bir kaydn olmamasn tercih ederdi. Bu yzden deme nakit yaplm ve fie
Bayan Dakkinen'in ad yazlmt.
Katma deer vergisiyle birlikte krkn fiyat iki bin be yz dolardan biraz az tutmutu.
nsann zerinde tamas asndan ok miktarda nakit saylrd ama grlmemi bir ey
deildi. Ben bile ksa bir sre ncesine kadar o kadarn tayordum.
Beyefendiyi tarif edebilir miydi? Satc i ekti. Sylediine gre bayan tarif etmek daha
kolay olurdu. Onu gznn nne getirebiliyordu: Bann evresine dolad o altn
rgler; o delici mavi gzler Birka ceket denemi, krkn iinde ok k grnmt. Ama
adama gelince...
Otuz sekiz krk yalarnda olmalyd. Hatrlad kadaryla uzun boylu denebilirdi ama kz
kadar deil.
"zgnm" dedi. "Onu az ok hatrlyorum ama gzmn nne getiremiyorum. Eer
zerine krk giymi olsayd size istediinizden de daha fazla bilgi verirdim ama..."
"zerinde ne vard?"
"Takm elbise sanrm ama hatrlamyorum. Yani takm elbise giyecek bir tipti ama
zerinde ne olduunu hatrlayamyorum"
"Onu bir kez daha grseniz tanr msnz?"
"Sokakta yanmdan gese dikkat etmem bile."
"Peki size gsterilse?"
"O zaman herhalde tanrm. Evet. Tehis etmem iin gstermekten sz ediyorsunuz deil
mi? Evet, sanrm tanrm."
Ona sandndan daha fazlasn hatrlyor olabileceini syledim. Adamn ne i yaptn
sordum.
"Adn bilmiyorum. Ne ile uratn nasl bilebilirim?"
"Sizde yaratt izlenimi renmek istiyorum. Oto tamircisi giyidi? Borsac m? Ya da
rodeocu mu?"
"Ah" dedi ve bir sre dnd. "Muhasebeci olabilir" dedi.
"Muhasebeci mi?"
"Onun gibi bir ey. Vergi danman, muhasebeci. Bu bir oyun; yalnzca tahminde
bulunuyorum, anlyorsunuz deil mi?"
"Anlyorum. Hangi milliyetten?"
"Amerikal tabii. Ne demek istiyorsunuz?"
"ngiliz, talyan, rlandal..."
"Ah" dedi. "Anlyorum, biraz daha oyun oynayacaz. Yahudi de diyebilirim, talyan da,
esmer Akdenizli de. nk bayan ok anszd; anlatabiliyor muyum? Arada bir tezat
vard. Esmer miydi, bilmiyorum ama bir tezat vard. Yunanl da olabilir, spanyol da."
"niversite okumu mu?"
"Bana diplomasn gstermedi."
"Elbette ama konumu olmal -sizinle ya da bayanla. Konumas entelektel miydi; yoksa
sokak azyla m konuuyordu?"
"Sokak azyla deil. O bir beyefendiydi; eitimli biri."
"Evli mi?"
"O bayanla olmad kesin."
"Baka biriyle?"
"Hep yle deiller midir? Eer evli deilsen kz arkadana bir vizon krk alman gerekmez.
Herhalde ho tutmak iin bir tane de karsna almtn"
"Alyans takyor muydu?"
"Yzk filan hatrlamyorum." Kendi alyansna dokunda "Belki evet, belki hayr. Yzk
hatrlamyorum."
Fazla bir ey hatrlamyordu ve gzlemleriyse pheli saylrd. Salam bilgiler de
olabilirdi, beni tatmin edeceini sand bilinalt varsaymlar da. Oyuna devam
edebilirdim- "Pekl, ayakkablarn hatrlamyorsunuz ama ne tr ayakkab giyecek bir
adamd? Chukka izmeler? Makosen? Adidas? Ne?" Ama daha fazla bilgi alamayacam
anlamtm. Kendisine teekkr ettim ve oradan ayrldm.

Binann birinci katnda bir kafeterya vard. Servis yaplan bir penceresinin yan sra,
yalnzca uzun bir tezghn nne dizilmi taburelerin olduu bir yerdi. Bir kahve aldm ve
elimdekileri deerlendirmeye altm.
Bir erkek arkada vard. Bu, kesindi. Biri ona o ceketi alm, yzlk banknotlar saym,
adn faturaya yazdrmamt.
Bu erkek arkadan bir palas var myd? te tezghtara sormadm bir soru. "Pekl,
hayalgcnz kullann. Bu adam o sarnla bir otel odasnda dnn. Diyelim kz
doramak istiyor. Ne kullanr? Balta m? Kl m? Pala m? Yalnzca izlenimlerinizden
yola kn."
Elbette. Bir muhasebeciydi, deil mi? Herhalde tkenmez kalem kullanrd. Sivri ulu bir
Pilot bir samurayn elindeki kl kadar ldrc olabilir. Zip, zip, al bakalm seni kaltak.
Kahve iyi saylmazd. Yine de bir tane daha syledim. Kenetlenmi ellerime baktm. te
sorun buydu: Parmaklarm ellerimi olduka iyi kavryordu ama baka hibir eyi deil. Ne
tr bir muhasebeci elinde bir palayla lgna dnerdi? Aslnda herkes bir biimde
patlayabilirdi ama bu, garip bir biimde planlanm bir patlamayd -sahte adla tutulan otel
odas, katilin kimliine dair hibir iz braklmam bir cinayet.
Bu, krk satn alan adam olabilir miydi?
Kahvemi yudumlarken olamayacana karar verdim. nceki geceki toplantdan sonra
mesaj getiren kii de olamazd. Eski psk giyimli o adamn iri yapl, kasl biri olduu
belliydi. Arbal bir muhasebecinin o kaslara sahip olmas mmkn myd?
Pek deil.
Erkek arkadala Charles Owen Jooes ayn kii miydi? Ve neden zen gsterilmi bir sahte
ad -iki n ad filan? Smith ya da Jones gibi soyad kullanan insanlar genelde n adn Joe
ya da John olarak seerdi. Neden Charles Owens Jones?
Belki ad Charles Owens't. Belki gerek adn yazmaya balamt ki son anda fikrini
deitirmi, Owens'tan sonra bir soyad uydurmu, kendi soyadn ikinci ad gibi
gstermiti. Bu mantkl myd?
Olmadna karar verdim.
Kahrolas resepsiyonist. Doru dzgn sorguya ekilmemi olmas aklma taklmt.
Durkin, kafasnn dumanl olduunu ve Gney Amerikal olmas gerektiini sylemiti.
Yani ngilizcesi biraz eksik olabilirdi ama saygn bir otel tarafndan mteriyle birebir
ilikide olaca bir pozisyonda ie alndna gre yeterince akc konuuyor olmalyd.
Hayr, sorun kimsenin onun stne gitmemesiydi. Eer benim krk satcsn sorguladm
gibi sorgulanm olsayd, ortaya elbet bir ey kard. Tanklar her zaman hatrladklarn
sandklarndan daha fazlasn hatrlar

Charles Owen Jones'un otele kaydn yapan resepsiyonistin ad Octavio Caldern'du ve
en son Cumartesi gn saat drtten geceyarsna kadar almt. Pazar leden sonra
telefon ederek hasta olduunu bildirmiti. Dn ikinci kez, benim otel mdr yardmcsn
sktrmamdan bir iki saat nce de nc kez aramt. Caldern hl hastayd. Bir gn
daha gelemeyecekti. Ya da daha uzun bir sre.
Nesi olduunu sordum. Mdr yardmcs i ekerek bam iki yana sallad. "Bilmiyorum"
dedi. "Bu insanlardan doru drst bir yant almak ok zor Bir bahane bulmak
istediklerinde nedense Ingilizceleri yetersizleiyor. Bir anda No Comprendo oluyorlar.
"Yani ngilizce konuamayan resepsiyonistleri mi ie aldnz sylyorsunuz?"
"Hayr hayr. Caldern akc konuur. Onun yerine bir bakas arad." Yine ban iki yana
sallad. "ok ekingen bir gen adamdr. Yani 'Tavio. Sanrm bir arkadana aratrsa,
telefonda onun gzn korkutamayacam dnd. Tabii vermek istedii izlenim
kendisinin yataktan kalkp telefonun yanna gidemeyecek kadar hasta olduu. Anladm
kadaryla tek odal dairelerden birinde yayor. Telefon da koridorda ortak kullanlyor.
Tavio'dan ok daha gl Latin aksan olan biri arad.
"Peki dn kendisi mi arad?"
"Hayr, bir bakas."
"Bugnk kii mi?"
"Emin olun bilmiyorum. Telefonun dier ucundaki Latin bir ses, bir dierine benzer. Her
ikisinde de arayan erkekti. Sanrm ayn sesti ama buna yemin edemem. Zaten ne fark
eder?"
Dorusu bilmiyordum. "Peki ya Pazar gn? O gn Caldern kendisi mi aramt?"
"Ben Pazar gn burada deildim."
"Numaras sizde var m?"
"Telefon koridorda. Geleceinden pheliyim dorusu."
"Yine de alaym."
Numarayla birlikte Queens'de, Barnett Caddesi'nde bir adres de verdi. Barnett Caddesi'ni
hi duymamtm. Mdr yardmcsna Caldern'un Queens'in neresinde yaadn bilip
bilmediini sordum.
"Queens hakknda hibir bilgim yok. Oraya gitmeyeceksiniz, deil mi?" Bunu sanki bir
pasaporta, su ve yiyecek stokuna ihtiyacm olacakm gibi sylemiti. "nk eminim
'Tavio bir iki gn iinde ie dnecektin"
"Nasl bu kadar eminsiniz?"
"Bu iyi bir i" dedi. "Eer yaknda dnmezse iini kaybeder Ve bunu biliyor olmal."
"Devamllk kaytlar nasldr?"
"Mkemmel. Ve hasta olduuna eminim. Herhalde u drt gn insann yakasn
brakmayan virslerden birini kapt. Etrafta salgn ok."
Octavio Caldern'un numarasn Galaxy'nin lobisindeki jetonlu bir telefondan evirdim.
Uzun bir sre-dokuzu on kez-aldktan sonra bir kadn spanyolca yant verdi. Octavio
Caldern'u istedim.
"No est aqu dedi.
Sorularm spanyolca sormaya altm. Es en fermol. Hasta m? Kadnn beni
anladndan emin deildim. Konutuu spanyolca New York'ta etrafta duyduum Porto
Rico gramerinden ok farklyd, ngilizce anlamaya altmdaysa ok aksanl
konuuyor, szck daarc yetersiz kalyordu. No est aqu deyip duruyordu ve
anlamakta zorlanmadm tek sz buydu. No est aqu. Burada deil.
Otelime geri dndm. Odamda be blgeye ait cep haritam vard. Queens sayfasnda
Barnett Caddesi'ni buldum. Woodside'dayd. Haritay inceledikten sonra bir spanyol
pansiyonunun rlanda Mahallesi'nde ne aradn merak ettim.
Barnett Caddesi yalnzca on on iki bloku kapsyordu. Krk nc Cadde'den Woodside
Caddesi'ne kadar olan ksmd. Bamsz hattaki E ya da F metrosuyla ya da IRT Ekspres
hattyla gidebilirdim.
Oraya gitmek istiyorsam.
Odamdan bir kez daha telefon ettim. Bir kez daha uzun bir sre ald. Bu kez bir adam
at. "Octavio Caldern, por favor "dedim,
"Momento" dedi. Sonra bir gmbrt duyuldu. Sanrm ahize kordonundan asl kalm,
duvara arpp duruyordu. Sonra bir Latin istasyonuna evrilmi radyo sesinden baka bir
ey duyulmad. Tam kapatmay dnyordum ki adam geri geldi.
"No est aqu " dedi ve benim herhangi bir dilde herhangi bir ey sylememe frsat
brakmadan telefonu kapad.
Yeniden haritaya baktm ve Woodside'a gitmemek iin kendi kendime bir bahane bulmaya
altm, i k saatiydi. Eer imdi gidersem btn yol boyunca ayakta durmak zorunda
kalacaktm. Zaten gitsem elime ne geecekti? Konservelenmi sardalya gibi metroda uzun
bir yolculuk yapacaktm. Neden? Biri yzme No est aqu desin diye. Ne gerei vard?
Ya uyuturucuyla uuyor ya da hastayd ve her iki durumda da ondan fazla bir ey
reneceimi sanmyordum. Onu bulsam bile No est aqu yerine No lo se ile
dllendirilecektim. Burada yok, bilmiyorum, burada yok, bilmiyorum...
Kahretsin.
Joe Durkin, Caldern'u Cumartesi gecesi, benim bulabildiim her gammazcya ve her
asalaa haber yaydm sralarda sorgulamt. Ayn gece ben bir hrszn silahn almtm
ve Sunny Hendryx de votka ve portakal suyuyla bir tomar hap yutmutu.
Ertesi gn Caldern arayarak hasta olduunu bildirmiti. Ve ondan sonraki gn klksz bir
adam beni AA toplantsnda izlemi ve Kim Dakkinen'in peini brakma kotlusunda
uyarmt.
Telefon ald. Chance'di. Aradna dair bir mesaj almtm ama grne gre benim
kendisini aramam beklememeye karar vermiti.
"Yalnzca kontrol ediyorum" dedi. "Bir eyler var m?"
"Olmas gerek. Dn gece bir uyar aldm."
"Ne tr bir uyan?"
"Adamn biri bana bela aramamam syledi."
"Kimle ilgili olduundan emin misin?"
"Eminim."
"Adam tanyor musun?"
"Hayr."
"Ne yapmay dnyorsun?"
Gldm. "Bama bela arayacam" dedim. "Woodside'da."
"Woodside m?"
"Queens'de."
"Woodside'n nerede olduunu biliyorum adamm. Orada neler oluyormu?"
Konuya girmek istemediime karar verdim. "Herhalde hibir ey" dedim, "ve keke
kendimi oraya gitmekten kurtarabilseydim ama olmad. Kim'in bir erkek arkada vard."
"Woodside'da m?"
"Hayr; Woodside baka bir ey. Ama erkek arkada olduu kesin. Adam ona vizon krk
alm."
ini ekti. "Sana sylemitim; boyanm tavan."
"Boyanm tavan biliyorum. Dolabnda duruyor"
"Yani?"
"Bir de ksa bir ceketi vard. Vizon krk. lk bulutuumuzda zerinde o vard. Galaxy
Downtowner'a gidip ldrldnde de. u anda Polis Merkezi'nde kilitli bir dolapta
duruyor"
"Orada ne ii var?"
"nk bir kant."
"Neyin kant?"
"Kimbilir. Onu buldum, izledim ve Kim'e satan krkyle konutum. Resmi alc o; yani
faturada onun ad var ama yannda bir adam varm ve paray o karp demi."
"Ne kadar?"
"ki bin be yz."
Bir an dnd. "Belki benden para saklamtr" dedi. "Bu pek zor olmazd. Haftada birka
yzlk. Bilirsin bunu bazen yaparlar. Dikkat etmeliydim."
"Paray adam demi Chance."
"Belki demesi iin Kim ona vermitir. Kadnlar restoran hesabn demesi iin de paray
erkeklere gizlice verir. Ayp olmasn diye erkeklerin demesini isterler"
"Neden bir erkek arkada olduunu kabul etmek istemiyorsun?"
"Kahretsin" dedi. "Bu benim umurumda bile deil. Gerein ortaya kmasn istiyorum.
Yalnzca inanamyorum, hepsi bu."
Fazla stne gitmedim.
"Erkek arkada yerine bir mteri de olabilir. Bazen mteriler zel bir arkadam gibi
davranmak, yle hissetmek isterler Bylece para vermek yerine hediyeler alrlar. Belki de
adam yalnzca bir mteriydi ve Kim ona zorla krk aldrmt."
"Belki."
"Sence erkek arkada myd?"
"Bence yle, evet."
"Ve onu ldrd, yle mi?"
"Onu kimin ldrdn bilmiyorum."
"Ve bu her kimse senin, iin peini brakman istiyor"
"Bilmiyorum" dedim. "Belki de cinayetin erkek arkadala hibir ilgisi yoktu. Belki de katil,
polislerin de dnmek istedii gibi bir psikopatt ve belki de bu erkek arkada herhangi bir
soruturmaya alet olmak istemiyor"
"Bu iin iinde olmad halde dnda kalmak istiyor. Bunu mu demek istiyorsun?"
"Onun gibi bir ey."
"Bilmiyorum adamm. Belki de brakmalsn."
"Aratrmaktan vaz m geeyim?"
"Belki. Kahretsin, bir uyar ha. Bu yzden lmek istemezsin deil mi?"
"Hayr" dedim. "stemem."
"Peki o zaman ne yapacaksn?"
"Hemen imdi Queens'e giden bir metroya yetieceim."
"Woodside'a."
"Evet."
"Seni oraya otomobille gtrebilirim."
"Sorun deil, metroyla giderim."
"Otomobille daha hzl olur. Kk ofr kepimi giyerim. Sen de arkada oturursun."
"Bir baka zaman."
"Sen bilirsin" dedi. "Beni sonra ararsn, deil mi?"
"Elbette."

Sonunda Ekspres hatta atlayarak Roosevelt Caddesi'nde bir durakta indim. Metro yer
seviyesine Manhattan'dan sonra kmt. neceim dura neredeyse karyordum; nk
nerede olduumu anlayamamtm. stasyon tabelalar graffitiyle yle rezil bir hale
getirilmiti ki yazlar okunmuyordu.
Metrodan inince haritam kardm, nerede olduumu anladm ve Barnett Caddesi'ne
doru yrmeye baladm. Bir spanyol pansiyonunun rlanda mahallesinde ne aradn
ok gemeden anladm. Mahalle artk rlandallar'a ait deildi. Zmrt Meyhanesi ya da
Yonca gibi adlar tayan birka yer hl duruyordu ama tabelalarn ou spanyolca'yd ve
pazar yerlerinin ou artk bodega olmutu. Tara Seyahat Acentesi'nin camndaki
Posterlerde Bogota ve Caracas'a charter uular olduu yazlyd.
Octavio Caldern'un yaad yer, nnde teras olan iki katl ahap bir evdi. Terasta yan
yana dizilmi alt plastik sandalye ve zerinde dergilerle gazetelerin durduu ters evrilmi
bir portakal kfesi duruyordu. Sandalyelerin bo olmasna amamalyd. Teras keyfi iin
biraz souk bir akam saylrd.
Zile bastm. Hibir ey olmad. erden baz konuma sesleriyle radyo sesi geliyordu. Zile
yeniden bastm. Orta yal, ksa boylu ve ok iman bir kadn at. "Si?' dedi, soran
gzlerle.
"Octavio Caldern" dedim.
"No est aqu"
lk aradmda konutuum kadn olabilirdi. Sylemesi zordu ve benim de fazla umrumda
deildi zaten. Orada, sinekliin arkasnda durmu yar ngilizce yan spanyolca derdimi
anlatmaya alyordum. Bir sre sonra kadn ieri gitti ve yannda uzun boylu, ukur
yanakl, incecik byklar olan bir adamla geri geldi. ngilizce biliyordu. Ona Caldern'un
odasn grmek istediimi syledim.
Ama Caldern orada deildi.
"No me importa" dedim. Zaten yalnzca odasn grmek istemitim. Ama grecek hibir
ey olmadn syledi, phelenerek. Caldern orada deildi ite. Odasn grmem ne
iime yarayacakt?
Yardmc olmaktan kayor deillerdi. Hatta yardm etmek iin isteksiz de saylmazlard.
Yalnzca nedenini anlayamyorlard. Sonunda benden kurtulmann tek yolunun -ya da en
azndan en kolay yolunun- Caldern'un odasn gstermek olduunu anladlar. Kadnn
arkasndan koridorda ilerledim. Mutfan nnden getikten sonra merdivenlere geldik.
Yukar ktk, yine bir koridordan getik. Kapnn birini almadan at, kenara ekildi ve
ien girmem iin iaret etti.
Yere bir para muamba serilmiti. zeri keten arafla kap'1 eski, demir bir karyola, ak
renk ahap bir ifoniyer ve nnde alr-kapanr bir iskemle duran bir yaz masas vard.
Odann dier kesindeki pencerenin yannda iekli kumala kapl bir iskemle duruyordu.
ifoniyerin zerinde kt kaplanarak lolatrlm bir masa lambasyla tavanda tam
ortada asl iki plak lamba vard.
Ve hepsi buydu.
"Entiende usted ahora? No est aqu
Oday abucak gzden geirdim. Daha bo olamazd dorusu. Kk gardropta birka tel
askdan baka bir ey yoktu. ifoniyerdeki ekmecelerle yaz masasnn ekmecesi
tamamen boaltlm, ileri kelerine kadar silinmiti.
ukur yanakl adam tercman olarak kullanarak kadn sorguladm. Hangi dilde olursa
olsun yardmc olamyordu. Caldern'un ne zaman gittiini bilmiyordu. Pazar ya da
Pazartesi'ydi. Pazartesi gn temizlik iin odasna girdiinde btn eyalarn gtrdn
fark etmiti. Hibir ey brakmamt. Bunun oday terk ettii anlamna geldiini anlamt.
Btn dier kiraclar gibi o da haftalk deme yapyordu. Verdii kirann karl olarak
daha kalabilecei birka gn vard ama anlalan gidecek baka bir yeri vard ve hayr;
kendisine bir ey sylemeden gitmesi hi ho deildi. Kiraclar bazen byle yapard -
kiralarn tam olarak demi olsalar bile. O ve kz oday iyice temizlemi, yeni biri iin
hazr hale getirmilerdi. Fazla uzun bir sre bo kalmazd. Odalar asla uzun sre bo
kalmazd.
Caldern iyi bir kirac myd? Si, mkemmel bir kiracyd ama zaten kiraclarnn hibiriyle
sorunu olmazd. Yalnzca Kolombiyallara, Panamallar'a ve Ekvatorlular'a oda verirdi ve
bugne kadar hibiriyle sorun yaamamt. Bazen Gmen Brosu yznden aniden
tandklar oluyordu. Belki de Caldern'un byle ekip gitmesi bu yzdendi. Ama bu,
kendisini ilgilendirmezdi. Onun ii boalan oday temizlemek ve bir bakasna kiralamakt.
Caldern'un Gmen Brosuyla bir sorunu olmayacan biliyordum. Burada kaak
yayor olsayd Galaxy Downtowner'da alamazd. Byk bir otel, yeil kart olmayan bir
yabancy ie almazd.
Alelacele gitmesinin baka bir nedeni olmalyd.
Dier kiraclarla bir saat boyunca konutum. Ortaya Caldern tablosu en ufak bir ie
yaramamt. Kendi halinde, sakin bir genti. alma saatleri gerei dier kiraclar
evdeyken o ite oluyordu. Herkesin bildii kadaryla bir kz arkada yoktu. Barnett
Caddesi'nde yaad sekiz ay boyunca kadn ya da erkek hibir ziyaretisi olmamt.
Kendisine gelen telefon says da ok azd Barnett Caddesi'ne tanmadan nce New
York'un baka bir yerinde yaamt ama kimse adresini ya da yine Queens'de olup
olmadn bilmiyordu.
Uyuturucu kullanyor muydu? Konutuum herkes bu fikir karsnda ok armt.
Kk, iko ev sahibesi de donup kalmt. Btn kiraclarnn dzenli ileri vard ve
saygn hayatlar sryorlard. Kiraclardan birinin sylediine gre Caldern marihuana
iiyor olsa bile bunu kesinlikle odasnda yapm olamazd. Yoksa ev sahibesi kokuyu alrd
ve gen adama oray terk etmesi sylenirdi.
"Belki evini zlemitir" dedi siyah gzl gen bir adam, "Belki uaa atlayp Cartagena'ya
geri dnmtr"
"Oral mym?"
"Kolombiyalyd. Sanrm Cartagena demiti." Bylece bir saat iinde tek rendiim
Octavio Caldern'un Cartagenal olduuydu. Ve kimse bundan da kesinlikle emin deildi.
25
Woodside Caddesi'ndeki bir kafeden Durkin'e telefon ettim. Telefon duvarda asl, akta
duruyordu. Bir iki metre temde birka ocuk u elektronik oyunlardan biriyle oynuyordu.
Bir bakas kocaman bir kasetalardan disko mzik dinliyordu.
Ahizenin azln elimle rterek Durkin'e ne bulduumu anlattm.
"Onun iin bir tutuklama emri karabilirim. Octavio Caldern, erkek, Latin, yirmilerinde.
Ka, 1.70 filan myd?"
"Ben onu hi grmedim."
"Doru, grmedin. Bir tarifini vermeleri iin otele sorabilirim. Gittiinden emin misin
Scudder? Onunla daha birka gn nce konumutum."
"Cumartesi gecesi."
"Sanrm yle. Evet, Hendryx intiharndan nce. Doru."
"O hl bir intihar m?"
"yle olmamas iin bir neden var m?"
"Benim bildiim yok. Caldern'la Cumartesi gecesi konumutun ve herkes onu en son o
zaman grm."
"ok insanda byle bir etkim olur."
"Bir ey onu korkutmu. Ne dersin, bu sen olabilir misin?"
Bir ey syledi; ancak grltden duyamadm. Tekrarlamasn istedim.
"Beni fazla dikkate almyormu gibiydi" dedi. "Dumanl olduunu dnmtm."
"Komular onu ok dzgn bir gen adam olarak tanmlyor."
"Ho, sessiz sakin bir ocuk deil mi? Arada bir krize girerek btn ailesini temizleyen
tiplerden. Nereden aryorsun sen? ok grlt geliyor."
"Woodside Caddesi'nde bir kafeden."
"yle sessiz bir bilardo salonu bulamadn m? Caldern'a ne oldu dersin? Sence ld
m?"
"Odasn terk etmeden nce her eyini toplam. Ve biri onun adna otele telefon ederek
hasta olduunu bildirmi. Birisini ldrmeden nce bu kadar zahmete katlanlmaz."
"Oteli aramak, zaman kazanmak iin olabilir. Kurtlar zerine salnmadan nce birka
kilometre kamak iin frsat olacak"
"Ben de yle dnmtm."
"Belki evine gitmitir" dedi Durkin. "Srekli gidip gelirler bilirsin. Bykbabamlar buraya
geldikten sonra rlanda'y sadece Treaty Stone arap ve Likrleri takviminde grdler Ama
bu kahrolas insanlar her ay adalara gider, bir uaa atlarlar ve kollarnn altnda iki
tavukla yanlarnda kahrolas bir akrabayla geri dnerler. Tabii bykbabamlar alm;
belki de fark bu. Btn dnyay dolaacak kadar paralar olmad."
"Caldern da alyordu."
"Eh, iyi yapyormu. Son gnde Kennedy'den kalkan uaklar kontrol edebilirim.
Nereliymi?"
"Bir Cartagenal olduunu syledi."
"Ne o, bir ehir mi? Yoksa o adalardan biri mi?"
"Sanrm ehir. Ya Panama'da, ya Kolombiya'da ya da Ekvator'da. Yoksa kadn ona oda
vermezdi. Bence Kolombiya'da."
"Okyanusun incisi ha? Eer evine gitmise otelin aranmas normal. Bakasna telefon
ettirdi; nk geri dndnde ii hl onu bekliyor olacakt. Cartagena'dan her
akamst telefe edemez."
"Peki oday neden boaltt?"
"Belki oray sevmiyordu. Belki yok edici kapsn ald ve tm evcil hamambceklerini
ldrd. Belki de kira borcu vard ve deyemiyordu."
"Kadn btn haftann parasn nceden dediini syledi."
Bir sre sessiz kald. Sonra, istemeye istemeye sylemek zorunda kald: "Biri onu korkuttu
ve o da kat."
"yle grnyor deil mi?"
"Korkarm evet. Ama ehri terk ettiini sanmyorum. Bence bir durak teye tand,
kendine yeni bir ad buldu ve mobilyal baka bir odaya yerleti. Be blgede yaayan
gmenlerin says yarm milyon kadar Bu yzden bulamayacamz bir yerde saklanmas
iin Houduni olmas gerekmez."
"ansn dnebilir"
"Her zaman bir olaslk vardr nce morgu kontrol edeceim, sonra havayollarn. En
byk ansmz lm olmas ya da lkeyi terk etmesi olurdu." Gld. Bu kadar komik
olann ne olduunu sordum. "Eer lm ya da lkeden kmsa" dedi, "hibir iimize
yaramayacak, deil mi?"

Manhattan'a geri dnerken bindiim metro, en ktlerinden biriydi, ii tannmayacak bir
hale getirilmiti. Bir keye oturdum ve iimdeki umutsuzluk duygusunu yenmeye altm.
Hayatm, denizin ortasnda paralanm bir buz ktlesi gibiydi ve her para, farkl ynlere
doru srkleniyordu. Hibir ey bir daha asla biraraya gelmeyecekti -bu olayda ya da
dierlerinde. Her ey anlamsz, amasz ve umutsuzdu.

Kimse bana zmrtler almayacak. Kimse bana bebek irmeyecek. Kimse hayatm
kurtarmayacak.
Btn iyi zamanlar geride kald.

lmenin sekiz milyon yolu. Bunlarn iinde kendi-iini-kendin-yap kategorisine giren geni
bir kesim vard. Metrolarla "S'li ne kadar ok sorun olursa olsun, kendini nlerine attnda
hl ie yaryorlar. ehirde sonsuz sayda kpr ve saysz pencere var. Yirmi drt saat
ak kalan dkknlarda jilet ve amar ipi satlyor.
ekmecemde bir 32'lik duruyordu ve odamn penceresi kaldrmdan kesin lm
garantileyecek ykseklikteydi. Ama ben byle bir eyi asla denememitim ve asla
denemeyeceimi biliyordum. Ya ok korkak ya da ok inatym. Ya da belki de iinde
bulunduum umutsuzluk, sandm kadar derin deildi. Bir ey beni devam ettiriyordu.
Tabii iki isem btn bahisler kapanacakt. Bir keresinde, toplantda adamn biri komadan
ktnda kendini Brooklyn Kprs'nde bulduunu anlatmt. Ayldnda korkuluklarn
zerine trmanm, bir aya aa sarkyordu. Ayan geri ekmi, korkuluklardan geri
trmanm ve bir an nce oradan uzaklamt.
Ya bir saniye daha ge, iki aya da boluktayken kendine gelmi olsayd?

Eer iseydim kendimi daha iyi hissedecektim.
Bu dnceyi kafamdan atamyordum. En kts de doru olduunu bilmekti. Kendimi
berbat hissediyordum ve bir iki iseydim bundan kurtulacaktm. Daha sonra bundan
pimanlk duyacak ve yine kt hissedecektim ama uzun vadede dnecek olursak
hepimizin lecei de bir gerekti.
Toplantlardan birinde duyduum bir eyi hatrladm. St Paul'n mdavimlerinden olan
Mary sylemiti. Kua benzer sesi olan, her zaman iyi giyinen, kendine bakan ve yumuak
bal bir kadnd. Konumasn bir kez dinlemitim. Anlalan, en dibe vurduunda
sokaklarda yayordu.
Bir gece yle demiti: "Biliyor musunuz, bir gn, bir aydnlanma annda, rahat olmak
zorunda olmadm anladm. Mutlaka rahat yaamam gerektii kanun emri deil. Her
zaman, sinirli, endieli ya da mutsuz hissettiimde bunu dzeltmek iin bir eyler yapmam
gerektiini dnrdm. Ama bunun doru olmadn rendim. Kt duygular beni
ldrmez. Alkol ldrr ama duygularm asla."
Metro tnele girdi. Yeraltna indiimizde bir an iin btn tklar snd. Sonra hepsi
yeniden yand. Mary'yi, her szc kendinden emin bir tavrla syleyiini duyabiliyordum.
Konuurken kucanda stste duran kemikli ellerini grebiliyordum.
nsann aklna neler geliyor
Columbus Meydan'nda metro istasyonundan ktmda hl iki imek istiyordum. Birka
barn nnden geerek toplantma gittim.

Konumac, Bay Ridge'den gelen iriyar bir rlandalyd. Polise benziyordu. yle olduu
zaten bir sre sonra anlald. Yirmi yl polislik yaptktan sonra emekli olmu, emekli
aylna ek olsun diye gvenlik grevlisi olarak almaya balamt. Alkol, iini ya da
evliliini asla etkilememiti ama belli bir zaman sonra fiziksel olarak rahatsz etmeye
balamt. Kapasitesi dm, akamdan kald zamanlar daha kt gemeye balam
ve doktorun dediine gre karacieri bymt.
"Alkoln hayatm tehdit ettiini syledi" dedi. "imi ya da evimi ihmal etmiyordum. Adi bir
sarho deildim. Dertlerinden kurtulmak iin kendini ikiye veren biri deildim. Ben
yalnzca elence olsun diye ien, i k bir tek, bir bira alan, televizyon izlerken taklan
biriydim. Bu yzden, beni ldrecekse cehenneme kadar yolu var, dedim. Doktorun
muayenehanesinden ktmda ikiyi brakmay aklma koydum. Ve sekiz yl sonra
bylece brakverdim."
Sarhoun biri konumay blp duruyordu. yi giyimli bir adamd ve sorun karmak ister
gibi bir hali yoktu. Yalnzca issizce dinlemeyi baaramyordu. Beinci ya da altnc kez
sze tatktan sonra birka kii onu dar kard ve toplant srd.
Ben komadayken toplantya nasl geldiimi merak ettim. Tanrm, ben de bu adam gibi mi
davranmtm?
Dinlediklerime konsantre olamyordum. Octavio Caldern'u dnyordum, Sunny
Hendryx'i dnyordum ve ne kadar az bir ilerleme kaydettiimi dnyordum.
Balangtan bu yana bir arpa boyu yol almtm. Sunny'yi kendini ldrmeden nce
grebilirdim. Ayn eyi yine yapabilirdi -kendine verdii zararn ykn omuzlarmda
tayacak deildim- ama ondan bir eyler renebilirdim.
Ve ortadan kaybolmadan nce Caldern'la konuabilirdim Otele ilk gidiimde onu
sormutum ama sonra bir ey bilmediini rendiimde onu tamamen unutmutum. Belki
ondan ben de bir ey renemeyecektim ama en azndan gizleyip gizlemediimi fark
ederdim. Peine dmek aklma geldiinde o oktan yola kmt.
Zamanlamam berbatt. Her zaman ya hep bir dakika ge kalyordum ya da hep bir dolar
am oluyordu. Ve bu yalnzca bu olay iin sz konusu deildi. Benim hayatm byleydi.
Zavall ben, zavall ben, zavallya bir iki koysana.
Toplantda Grace adnda bir kadn ikinci yln geride braktn sylediinde herkesten
alk ald. Ben de alklamtm. Sonra dndmde o gn benim yedinci gnm
olduunu fark ettim. Eer o gece yataa ayk girersem yedi gn doldurmu olacaktm.
O son ikiden nce ne kadarn baarmtm? Sekiz gn m?
Belki o rekoru krabilirdim. Belki de kramazdm; belki yarn ierdim.
Ama bu gece deil. Bu gece idare ederdim. Toplant ncesinden daha iyi hissetmiyordum.
Kendimle ilgili fikrim biraz olsun iyilememiti. Skor tahtasndaki rakamlarn hepsi aynyd
ama daha nce toplam, bir ikiye ulayordu, imdiyse yle deil.
Neden byle olduunu bilmiyordum. Ama gvende olduumu biliyordum.
26
Resepsiyonda Danny Boy Bell'i aramam syleyen bir mesaj vard. Kttaki numaray
evirdiimde telefona kan adam "Poogan'n Bar" diye at. Danny Boy'u istedim.
"Matt" dedi. "Bence buraya gelip sana bir gazoz smarlamama izin vermelisin. Bence
kesinlikle byle yapmalsn."
"imdi mi?"
"Daha iyi bir zaman olur mu?"
Tam kapdan kmak zereydim ki geri dndm, yukar ktm ve ekmeceden 32'lii
aldm. Danny Boy'un beni harcayacan sanmyordum aslnda ama bunun iin hayatma
karlk bahse girmek istemezdim. Ayrca ne olursa olsun Poogan'da kimlerin iki iiyor
olabileceini asla bilemezdiniz.
Bir gece nce bir uyar almtm ve u ana kadar buna hi aldrmamtm. Danny Boy'un
mesajn veren resepsiyonist, adlarn brakmayan baka kiilerin de aradn sylemiti.
O kiiler; yrtk ceketli dostumuzun arkadalar olabilirlerdi.
Tabancay cebime koydum, dar ktm ve bir taksiye atladm.

Danny Boy, ikileri almakta srar etti -kendisi iin votka, benim iin gazoz. Her zamanki
gibi k grnyordu ve en son grmemizden sonra berbere gitmiti. Beyaz
kvrcklarnn boyu ksalmt ve manikrl trnaklarnda renksiz cila vard.
"Senin iin iki eyim var" dedi. "Bir mesaj, bir de fikir"
"yle mi?"
"lk nce mesaj. Bu bir uyar."
"Ben de yle dnmtm."
"Dakkinen denen kz unutmalsn."
"Yoksa ne?"
"Yoksa ne mi? Yoksa yle ite. Onun bana gelen sana da olur onun gibi bir ey. Deip
demeyeceini anlamak iin ak bir mesaj m istiyorsun?"
"Mesaj kimden geliyor Danny?"
"Bilmiyorum."
"Seninle kim konutu? Bir saman yn m?"
Votkasndan biraz iti. "Benimle konuan biri, bakasyla konuan biriyle konumu."
"ok dolambal."
"yle, deil mi? Benimle konuan kiiyi sana syleyebilirdim ama byle eyler yapmam.
Ve yapsam bile iine yaramazd; nk byk olaslkla onu bulamazdn. Bulsan bile
seninle konumazd ve bu arada baka biri senin iini grrd. Bir gazoz daha ister
misin?"
"Bunun ou daha duruyor"
"Doru. Uyarnn kimden geldiini bilmiyorum Matt ama kullandklar aracdan anladm
kadaryla ok gl tipler. Ve ilgin olan ne biliyor musun? Dakkinen'i ehirde dostumuz
Chance'den baka biriyle gren hi kimseye rastlamadm. Eer bu kadar gl biriyle
birlikte olsayd adamn onu darya bir yerlere karacan dnrsn, deil mi?"
Bam salladm. yle biri olsayd neden Chance'den kurtulmak iin benden yardm
isterdi?
"Her neyse" dedi. "Mesaj byle. Fikri de renmek ister misin?"
"Elbette."
"Fikir u: Bence mesaj dikkate almalsn. Ya ben ok abuk yalanyorum ya da bu ehir
son birka yldr daha acmasz bir hal alyor. nsanlar tetii eskiden olduundan ok daha
abuk ekiyor: Eskiden ldrmek iin daha gl nedenlere ihtiyalar olurdu. Ne demek
istediimi anlyor musun?"
"Evet."
"imdiyse yalnzca yapmamalar iin nedenleri olduunda yapmyorlar. ldrmeye ok
daha abuk karar veriyorlar. Otomatik bir tepki olmu artk. Sana bir ey syleyeyim mi, bu
beni korkutuyor"
"Herkesi korkutuyor:"
"Birka gece nce kk bir sahne yaadn deil mi? Yoksa biri hikye mi yazyordu?"
"Ne duydun?"
"Yalnzca bir kardeimizin ara sokakta saldrdn ve sonunda darmadan olduunu."
"Haber abuk yaylyor."
"Aslnda yle. Tabii bu ehirde melek tozu koklam gen bir punktan daha tehlikeli eyler
var"
"O srada yle miymi?"
"Hepsi yle deiller mi? Bilmiyorum. Ben temel ilkelere dayanrm."
Son sznn altn bir yudum votkayla izdi. "Dakkinen'e gelince" dedi, "ayn hattan geriye
bir mesaj gnderebilirim."
"Ne tr bir mesaj?"
"in peini braktna dair"
"Bu doru olmayabilir Danny Boy."
"Matt..."
"Jack Benny'yi hatrlyor musun?"
"Jack Benny'yi hatrlyor muyum? Elbette Jack Benny'yi hatrlyorum."
"Peki u yakasna yapan adamla olayn hatrlyor musun? Adam 'ya para ya cann' diyor
ve sonra uzun bir sessizlik, ok uzun bir sessizlik oluyor ve Benny yle diyor:
'Dnyorum."
"Cevabn bu mu? Dnyor musun?"
"Cevabm bu."

Darda, Yetmi kinci Cadde'de bir krtasiyenin kapsnda glgelerin arasnda durarak
Poogan'dan birinin beni izleyip izlemediini grmek istedim. Orada tam be dakika
bekledim ve bu arada Danny Boy'un sylediklerini dndm. Ben orada dururken
Poogan'dan birka kii kt ama endielenmem gereken bir durum yoktu.
Taksi tutmak iin yolun kenarna yrdm, sonra Columbus'a kadar yarm blok yryerek
doru ynde giden bir taksiye atlamaya karar verdim. Keye geldiimde gzel bir gece
olduunu ve acelem olmadn dnerek btn yolu yryeyim dedim. On be blok
yrmek uykumu daha abuk getirirdi. Caddenin karsna getim, daha bir bloku
gemeden fark ettim ki elim paltomun cebinde, kk silah sk sk kavramtm.
Komik Beni izleyen kimse yoktu. Neden korkuyordum? Yalnzca havadaki bir ey ite.
Yrmeyi srdrdm. Cumartesi gecesi kullanmadm btn sokak taktiklerini
uyguluyordum. Kaldrmn kenarndan, yola yakn yryor; binalardan ve kap girilerinden
uzak duruyordum. Saa sola bakyor, arada bir izleyen biri var m diye arkam
kolluyordum. Ve elim hl silahta, parmam tetiin zerindeydi.
Broadway'de karya getim, Lincoln Merkezi ve O'Neal'in nnden yrdm. Altm ve
Altm Birinci caddelerin arasndaki karanlk blokun nnden geerken arkamda bir
otomobil sesi duydum ve hzla dndm. Geni caddede yn deitirmi, bana doru
geliyordu. Yapt ani manevrayla bir taksinin nn kesmiti. Belki de duyduum, taksinin
fren sesiydi. Belki o yzden aniden arkama dnmtm.
Kendimi kaldrmn stne attm, binalara doru yuvarlandm ve 32'lii kardm.
Otomobille ayn hizadaydk imdi kaldrma kacan sandm ama kmad. Camlar
akt. Arkada oturan biri camdan sarkm bana doru bakyordu ve elinde bir ey vard...
Silah ona doru ynelttim. Yere yzst, dirseklerimin stnde yatm, silah iki elimle
kavramtm. Parmam, tetiin yerindeydi.
Camdan sarkan adam bir ey att. Tanrm, dedim iimden, bir bomba. Adama nian aldm
ve tetiin parmamn altnda titrediini, canl bir yaratkm gibi titrediini hissettim ve
donup kaldm -ylece kaldm- kahrolas tetii ekemedim.
Zaman da durmutu -tpk bir film karesinin donmas gibi. Sekiz on metre temde bir ie,
binann duvarna arparak paraland. Patlama filan olmamt. Sadece krlan, bo bir
ieydi bu.
Ve otomobil de yalnzca bir otomobildi. Dokuzuncu Cadde'den batya doru saparken
arkasndan baktm. inde alt ocuk -alt sarho ocuk vard ve o halde birini
ldrebilirlerdi; nk ok sarhotular. Ama birini ldrdklerinde bu tabii ki kaza
saylacakt. Beni ldrmek iin gnderilen profesyonel katiller deillerdi. Yalnzca
kaldrabileceklerinden ok daha fazlasn imi bir grup ocuktu. O gece belki birini sakat
brakacaklar, belki otomobillerini hurdaya evirecekler; belki de amurluu bir milim
bkmeden evlerine varacaklard.
Ar ar ayaa kalktm, elimdeki silaha baktm. Tanr'ya kr onu atelememitim. Onlar
vurabilir; ldrebilirdim.
Tanr biliyor ya bunu istemitim. Onlarn beni ldrmeye altklarn dnerek en
azndan denemitim.
Ama yapamamtm. Ve eer durum farkl olsayd, grdm ey viski iesi deil de bir
silah ya da bomba olsayd, o tetii hi ekemezdim. Elimde atelenmemi bir silahla
hemen orada lm olurdum.
Tanrm.
e yaramayan silah cebime koydum. Elimi uzatp baktmda titrememesine ardm.
imde bile bir titreme hissetmiyordum ve neden byle olduunu bir trl anlayamamtm.
Krlan ieye bakmak iin yaklatm- ate almayan bir Molotofkokteyli olup olmadndan
emin olmak iin. Herhangi bir sv, bir benzin kokusu yoktu. Yalnzca hafif bir viski kokusu
almtm -tabii o da benim hayal rnm deilse. zerindeki etiketten bir J&B marka sko
olduu anlalyordu. Yeil cam paralan, sokak lambasnn altnda mcevher gibi
parldyordu,
Eilerek bir cam parasn elime aldm. Avcuma koydum ve bir ingenenin kristale bakt
gibi baktm ona. Aklma Donna'nn iiri, Sunny'nin mektubu ve benim dil srmem geldi.
Yrmeye baladm. Komamak iin btn yapabildiim buydu.
27
"Tanrm, acilen tra olmam gerek" dedi Durkin. Sigarasndan arta kalan kahvesinden arta
kalann iine atm, elini yznde gezdiriyor, sakallarn elliyordu. "Tra olmam gerek, du
yapmam gerek iki imem gerek Tabii ayn srada olmas gerekmez. Kolombiyal dostun
hakknda bir arama emri kardm. Octavio Ignacio Caldern y la Barra. Ad kendinden
uzun. Morgu kontrol ettim. Oradaki ekmecelerden birinde deilmi. En azndan imdilik."
Masasnn en st ekmecesini at, metal bir tra aynasyla kordonsuz bir elektrikli tra
makinesi kard. Aynay bo kahve fincanna dayad, bak asn ayarlad ve tra
olmaya balad. Makinenin sesine ramen konumay srdrd. "Dakkinen'in dosyasnda
yzkle ilgili bir ey gremedim."
"Benim de bakmamda bir saknca var m?"
"Rica ederim."
Yzn orada olmadn bile bile envanter listesini inceledim. Sonra fotoraflarn
zerinden getim. Yalnzca ellerine bakmaya alyordum. Her resme baktm ama
hibirinde bir yzk taktna dair ipucu bulamadm.
Durkin'e de ayn eyi syledim. Makineyi susturdu, fotoraflara uzand, hepsini tek tek
dikkatle inceledi. "Bazlarnda elleri iyi grnmyor" diye yaknd. "Pekl, u elinde
kesinlikle yzk yok. Hangisi -sol mu oluyor? Sol elinde yzk yok. imdi una bakalm,
bu elde de kesinlikle yzk yok Bir dakika. Kahretsin -yine sol elmi. Bunda net
grnmyor. Devam edelim. Bu, kesinlikle sa eli ve onda da yzk yok" Fotoraflar,
iskambil ktlarn kartrp datacakm gibi toplad. "Yzk yok" dedi. "Bu neyi
kantlyor?"
"Onu grdmde vard. Her iki grmde de."
"Ve?"
"Ve imdi ortadan kayboldu. Dairesinde deil. Mcevher kutusunda bir yzk var -lise
yz- ama benim elinde grdm hatrladm o deil."
"Belki bellein yanlyordur."
Bam iki yana salladm. "Okul yznn bir ta bile yok. Buraya gelmeden nce oraya
uradm. Belleimi snamak iin. u stnde bir sr yaz olan klasik okul yzklerinden.
O gn takt o deildi. O vizon krkle ve arap rengi trnaklarla o yz takmazd zaten."
Dier yzkten haberi olan bir tek ben deildim. Elime aldm o krk cam parasnn
verdii kk ilhamdan sonra doruca Kim'in dairesine gitmi, oradan Donna Campion'u
aramtm. "Ben Matt Scudder" dedim. "Ge olduunu biliyorum ama sana iirindeki bir
dizeyle ilgili bir ey sormak istiyorum."
"Ne dizesi? Ne iiri?" dedi.
"Kim'le ilgili iirin. Bana bir kopyasn vermitin."
"Ah evet. Bana bir saniye izin verir misin? Tam uyanm saylmam da."
"Bu kadar ge saatte aradm iin zr dilerim ama..."
"nemli deil. Hangi dizeymi?"
"Ayaklarnda arap ieleri parala, yeil camlar ellerinde parldasn."
"Parldasn yanl."
"iir nmde duruyor Burada yle..."
"Ah, yle yazdm biliyorum" dedi. "Ama yanl olmu. Deitirmem gerek. Sanrm. Peki
ne soracaktn?"
"Yeil cam nereden geliyor?"
"Krlan arap ielerinden."
"Neden ellerindeki yeil camlar? Bu, neye gnderme yapyor?"
"Ah" dedi. "Ah, ne demek istediini anladm. Yz."
"Yeil tal bir yz vard, deil mi?"
"Doru."
"Onu ne kadar zamandr takyordu?"
"Bilmiyorum." Biraz dnd. "Yz ilk grm, iiri yazmamdan hemen nceydi."
"Bundan emin misin?"
"En azndan ilk o zaman fark ettim. Aslnda iiri yazarken de bana ilham vermiti.
Gzlerinin mavisiyle yzn yeili arasndaki tezat. Ama iir stnde alrken maviyi
kaybetmitim."
iiri bana ilk gsterdiinde o dizelerle ilgili byle bir ey sylemiti. O zaman neden sz
ettiini anlamamtm.
Zaman tam olarak hatrlamyordu. iirin taslaklar zerinde ne kadar sre almt?
Kim'in lmnden bir ay ncesinden beri mi? ki ay m?"
"Bilmiyorum" dedi. "Zaman kavramm pek yoktur, Bu tr eyleri takip etmem."
"Ama yeil tal bir yzkt."
"Ah evet. u anda gzmn nne getirebiliyorum."
"Onu nereden bulduunu biliyor musun? Kimin verdiini?"
"Yzkle ilgili hibir ey bilmiyorum" dedi. "Belki..."
"Evet?"
"Belki bir arap iesi paralamtr"

"Kim'in bir arkada onunla ilgili bir iir yazm ve iinde yzkten sz etmi" dedim
Durkin'e. "Ve bir de Sunny Hendryx'in mektubu var." Not defterimi kardm, okudum:
'"Dnme dolaptan inmenin bir yolu yok. Bakr yz eline ald ve parma yeile boyand.
Kimse bana zmrtler almayacak."
Defteri elimden ald. "O diye bahsettii Dakkinen olmal" dedi. "Burada daha fazlas da
var. 'Kimse bana bebek vermeyecek. Kimse hayatm kurtarmayacak' Dakkinen de
Hendryx de hamile deildi. O zaman bu bebek samal da ne oluyor? Ve her ikisinin de
hayat kurtulmad." Defteri hzla kapad, masann tesinden bana uzatt. "Bununla nereye
gidebilirsin, bilmiyorum" dedi. "Bana pek ileriye gtrebilecein bir ey gibi gelmiyor.
Kimbilir Hendryx bunu ne zaman yazd? Belki alkolle haplar etkilerini gstermeye
baladktan sonradr. O srada nasl bir durumda olduunu kim bilebilir?"
Arkamzda sivil giysili iki adam, beyaz bir ocuu nezarete atyordu. Bir masa tede siyah
derili somurtkan bir kadn, kendisine sorulan sorular yantlyordu. En stte duran fotoraf
aldm ve Kim Dakkinen'n doranm vcuduna baktm. Durkin tra makinesini durdurdu.
Tra bitmiti.
"Anlamadm" dedi, "bildiini sandn ey. Bir erkek arkada olduunu ve yz onun
aldn dnyorsun. Pekl. Ayrca, bir erkek arkada olduunu ve krk ceketi alann
da o olduunu dnyorsun. Bunu aratrdn ve sanrm hakl da ktn. Ama ceket bizi
erkek arkadaa gtremiyor; nk adn faturaya yazdrmam. Adam elimizde olan bir
ceketle bulamyorsan, kaybolduu belli olan bir yzkle nasl bulacaksn? Ne demek
istediimi anlyor musun?"
"Ne demek istediini anlyorum."
"u Sherlock Holmes hikyesi gibi. Havlamayan kpek. Elindeki aslnda ortalkta olmayan
bir yzk. Bu neyi kantlar?"
"Yzk gitmi."
"Doru."
"Peki nereye gitti?"
"Kahrolas lavabo deliine kam. Nereye gittiini ben nereden bileyim?"
"Ortadan kayboldu."
"Yani? Ya kendi kendine yryp gitti ya biri ald."
"Kim?"
"Nasl bilebilirim?"
"ldrld otele giderken parmandayd diyelim."
"Bundan emin olamazsn."
"Yalnzca varsayalm, tamam m?"
"Pekl. Devam et."
"Kim alm olabilir? Bir polis mi ald?"
"Hayr" dedi. "Kimse bunu yapmaz. Ortalkta bulduu paray cebine atan olur, bunu ikimiz
de biliyoruz ama cinayet kurbannn parmandan yzn almak?" Ban iki yana
sallad. "Ayrca kimse onunla yalnz kalmad. Kimse bakalar bakarken byle bir ey
yapamaz."
"Peki ya oda hizmetisi? Cesedi bulan kii?"
"Tanrm, kesinlikle olamaz. O zavall kadn sorguya ektim. Cesedi grr grmez l
basmt ve nefesi kalm olsayd sorgu srasnda bile hl lk atmaya devam ederdi.
Kadn Dakkinen'in yanna yaklatramazdn bile."
"Yz kim ald?"
"Tabii o gn taktn varsayarsak..."
"Doru."
"O zaman katil ald."
"Neden?"
"Belki mcevherlere kar garip bir ilgisi vardr. Belki yeil, en sevdii renktir"
"Devam et."
"Belki yzk, deerli bir eydir, insanlar ldren bir adamdan sz ediyoruz. Ahlaki
deerleri pek iyi saylmaz. Hrszlk da uralar arasnda olabilir."
"Kzn czdanndaki birka yzle dokunmam bile Joe."
"Belki antasna bakacak zaman olmamtr"
"Tanr akna, du alacak zaman vard ama. antaya bakacak zaman vard. Aslnda
bakmadn bilmiyoruz. Yalnzca paray almadn biliyoruz."
"Yani?"
"Ama yz ald. Kzn kanl elini tutarak parmandan zorla ekip karacak zaman
vard."
"Belki kolay kmtr. Belki sk deildi."
"Onu neden ald?"
"Kzkardeine hediye etmek istemitir"
"Daha iyi bir nedenin yok mu?"
"Hayr" dedi. "Hayr, kahretsin, daha iyi bir nedenim yok. Sz nereye getirmeye
alyorsun? Onu kendisini bulamayalm diye mi ald?"
"Neden olmasn?"
"O zaman krk neden almad? Krk satn alann bir erkek arkada olduunu biliyoruz
ya. Belki adn kullanmad ama satcnn ne hatrlayacandan nasl emin olabilirdi? Tanr
akna, havlular ald; nk kahrolas kask kllarn ardnda brakmak istemiyordu. Ama
krk brakt. Ve sen imdi yz aldn sylyorsun. Bu yzk nereden kt? Neden
iki buuk haftadr duymadm da bu yz bu gece duyuyorum?"
Bir ey sylemedim. Sigara paketini ald, bir tane bana tuttu. Bam iki yana salladm.
Kendisi iin aldn yakt, Bir nefes ekti, duman brakt, sonra zaten bana yapk
duran salarn eliyle biraz daha yattrd.
"inde bir yaz olabilir" dedi. "Baz insanlar bu tr eyleri yazdrr Freddie'den Kim'e.
Bunun gibi bir bok ite. Ne dersin?"
"Bilmiyorum."
"Bir teorin var m?"
Danny Boy'un sylediklerini hatrladm. Eer erkek arkadan o kadar gl balantlar
varsa neden kz evrede gezdirmemiti? Eer gl ve sk ilikiler iinde olan baka
biriyse o baka biri ve erkek arkada birbirleriyle nasl balantlydlar? Vizon krkn
parasn deyen o muhasebeci klkl adam kimdi ve ben neden kokusunu bir biimde
alamyordum?
Ve katil neden yz almt?
Elimi cebime soktum. Parmaklarm silaha dokundu, metalin soukluu hissetti, sonra daha
aaya kayarak btn bunlar balatan kk yeil cam krn buldu. Onu cebimden
kararak bakmaya baladm. Durkin ne olduunu sordu.
"Yeil cam" dedim. "Yzk gibi yani."
Bam salladm. Cam parasn elimden ald, a tuttu, yeniden avcuma brakt. "Otele
giderken yz taktn bilmiyoruz" diye hatrlatma yapt. "Yalnzca varsaymda
bulunduk."
"Biliyorum."
"Belki o gn evde brakmt. Belki biri oradan ald."
"Kim?"
"Erkek arkada. Onu o ldrmedi diyelim. Diyelim bandan beri sylediim gibi katil bir
DUK'ydi."
"Bu deyimi gerekten kullanyor musunuz?"
"Bir sre sonra senden kullanman istedikleri deyimleri kullanmaya balyorsun. Nasl
olduunu bilirsin. Diyelim kz bir psikopat ldrd ve erkek arkada, ba belaya girecek
diye endielendi. Bylece kzn dairesine gitti -anahtar vard- ve yz ald. Belki ona
baka hediyeler de vermiti ve onlar da ald. Krk de alacakt ama o, oteldeydi. Neden
bu teori de yz parmandan zorla karan katil teorisi kadar iyi olmasn?"
nk bir psikopat deildi, diye geirdim iimden. nk psikopat bir katil, beni uyarmak
iin klksz herifler gndermez, Danny Boy Bell araclyla bana mesajlar iletmezdi.
nk bir psikopat elyazs ya da parmak izleri ya da havlular hakknda endielenmezdi.
Tabii eer Karndeen Jack gibi planl ve nlemli alan bir psikopat tipi deilse. Ama bu,
yle deildi, yle olamazd ve yzn bir nemi olmas gerekiyordu. Cam parasn
yeniden cebime attm. Bir anlam vard, bir anlam olmas gerekiyordu.
Durkin'in telefonu ald. "Joe Durkin" diye at. "Evet tamam, tamam" dedi. Arada bir kar
tarafn sylediklerini homurdanarak onaylad. Gzleri tam bana doru evrilmi, kdn
stne notlar alyordu.
Kahve makinesinin yanna giderek ikimiz iin birer bardak aldm. Kahvesini nasl itiini
hatrlayamamtm, sonra o makinedeki kahvenin ne kadar berbat olduunu hatrladm ve
iki fincana da ekerle krema ekledim.
Masaya geri dndmde hl telefonla konuuyordu. Kahvesini ald, ban sallayarak
teekkr etti, bir yudum ald, yeni bir sigara yakt. Bir yandan kahvemi ierken dier
yandan boluklar dolduran bir ey bulurum umuduyla Kim'in dosyasna gz
gezdiriyordum. Donna'yla yaptm konumay dndm, parldamak szcnn nesi
yanlt? Yzk, Kim'in parmanda parldamyor muydu? zerine k vurduunda nasl
grndn hatrladm? Yoksa teorimi salamlatrsn diye bunu aklmdan uyduruyor
muydum? Ve bir teorim var myd? Elimde kayp bir yzk vard ve varolduunu bile
kantlayacak somut bir delilim yoktu. Bir iir bir intihar mektubu ve Zmrt ehir'de
lmenin sekiz milyon yoluyla ilgili kendi yorumum. Bunu bilinaltmda o yzk m
atelemiti; yoksa kendimi Sar Tal Yol'daki kahramanlarla zdeletirerek bir beynim,
bir kalbim ve biraz cesaretim olmasn m diliyordum?
"Evet, tatsz bir ey, anladm." dedi Durkin. "Bir yere kaybolma tamam m? Hemen
kyorum."
Telefonu kapad, bana bakt. Yzndeki ifade garipti: Tatminle acmaya benzer bir eyin
karm.
"Powhattan Moteli" dedi. "Queens Bulvar'yla Long lsland Ekspres Yolu'nun kesitii yeri
biliyor musun? Oray hemen geince. Elmhurst ya da Rego Park -tam nereye dahil
olduunu bilmiyorum. ki yerin birbirine girdii yerde."
"Ee?"
"u birka saatliine gidilen motellerden biri. Baz odalarda su yataklar olan.
Televizyonda porno filmler oynatlr Bazen bir' oday gecede be alt kere kiralarlar ve
ounlukla da nakitle. O tr moteller ok krl yerlerdin"
"Konu nedir?"
"Adamn biri birka saat nce otomobiliyle gelmi ve bir oda tutmu. Bu ite mteri gider
gitmez oday yeniden dzenlemen gerekir. Mdr, otomobilin gitmi olduunu fark etmi,
odaya km. Kapda, Rahatsz Etmeyin yazl kart aslym. Kapy alm, yant
gelmemi, bir kez daha alm, yine yant gelmemi. Kapy am ve tahmin et ne
bulmu?"
Bekledim.
"arya Lennie Garfein adl polis yant vermi. Aklna ilk gelen Galaxy Downtowner'da
bulduumuzla arasndaki benzerlik olmu. Telefondaki oydu. Tbbi kantlar -darbenin
ynn, yaralarn cinsini- renene kadar bilemeyiz ama kesinlikle ayn gzkyor. Hatta
katil du alm, karken havlular da yannda gtrm."
"O..."
"O ne?"
Donna deildi. Onunla daha yeni konumutum. Fran, Ruby, Mary Lou...
"Chance'in kadnlarndan biri miymi?"
"Kahretsin" dedi. "Chance'in kadnlarnn kimler olduunu nereden bilebilirim? Btn iimin
pezevenklerin kaytlarn tutmak olduunu mu sanyorsun sen?"
"Kimmi?"
"Kimsenin kadn filan deil" dedi. Sigarasn kltablasna bastrd, yeni bir tane yakmak
iin uzand, sonra fikrini deitirerek sigaray paketin iine geri itti. "Bir kadn deil" dedi.
"Deilse..."
"Deilse ne?"
"Caldern mu? Octavio Caldern, resepsiyonist."
Bir kahkaha patlatt. "Tanrm, ne biim bir kafan var senin?" dedi. " Her eyin mantkl
olmasn istiyorsun. Hayr, bir kadn deil. Senin Caldern da deil. Long Island City
kaldrmlarndan transseksel bir fahie. Garfein'in dediine gre ameliyatszm. Yani
yumurtalklar hl oradaym. Silikonlar takl ama kadnn hl erkeklik organ var. Ne
dediimi duyuyorsun deil mi. Kadnn erkeklik organ. Tanrm, ne dnya! Tabii belki de
operasyon bu gece olmutur. Belki oradaki i, bir ameliyatt. Palayla yaplan bir ameliyat."
Tepki gsteremiyordum. Orada ylece, uyumu bir halde oturuyordum. Durkin ayaa
kalkt, bir elini omzuma koydu. "Aada bir otomobil var Hemen oraya gidip ne
bulduklarna bakacam. Taklmak ister misin?"
28
Ceset hl oradayd; kocaman yatan zerinde boylu boyunca uzanmt. O kadar ok
kan kaybetmiti ki derisi in porseleni gibi bembeyaz, effaf gibiydi. Yalnzca cinsel
organ, kurbann erkek olduunu ele veriyordu. Yz bir kadn yzyd. Przsz ve
tysz teniyle, zayf ama dolgun gsl vcudu da yle.
"Herkesi kadn olduuna inandrrd" dedi Garfein. "Baksanza, n ameliyatlar olmu.
Gsler km, dem elmas gitmi, elmack kemikleri dzeltilmi. Ve tabii hormon ald
da belli. Sakal ve vcut kllar kmyor. Derisi przsz ve kadns. u sol gsndeki
yaraya bakn. Silikon kesesini grebilirsiniz."
Her yerde kan vard. Havada taze lmn kokusu duyuluyordu. Ge bulunmu bir cesedin
bayat, kt kokusu deil, mezbahadaki gibi i, taze kan kokusu. Havann bouculuu ve
younluu yznden midem bulanmt.
"ansma onu tandm" diyordu Garfein. "Fahie olduunu biliyordum ve o anda beynimde
hemen senin olayla bir balant kurdum Joe. Sizin bulduunuz da bu kadar kanl bir ey
miydi?"
"Ayns" dedi Durkin.
"Onu tandn m syledin?" diye sordum.
"Ah, hem de hemen. Ksa bir sre nce Long Island City'deki Pussy Posse'a bir baskn
yapmtm. Oralarda neredeyse krk elli yldr sokak fahielii yaplyor. Ama artk orta
snftan bir sr insan oraya tanmaya balad. Apartmanlar yerine mstakil evleri tercih
eden insanlar. Oradaki pansiyonlar satn alarak irin evlere dntryorlar. Kontrata
gndz imza atyorlar ve tandklarda gece evrede olanlar grnce sinirleri bozuluyor.
Bylece sokaklar temizlememiz iin bize bask yaplyor" Yataktakini iaret etti. "Onu en
az kere tutuklammdr."
"Adn biliyor musun?"
"Hangi adn istersin? Hepsinin, birden fazla ad vardr. Kaldrmdaki ad Cookie'ydi. Onu
grdmde bana yle sylemiti. Sonra Ellinci Blge'deki Merkezi aradm ve bana
dosyas bulmalarn syledim. Kendisine Sara adn takmt ama snnet olmadan nceki
ad Mark Blaustein olarak yazlmt."
"Snnet mi olmu?"
"Kimbilir? Ben davetli deildim. Ama demek istediim, Floral Park'ta oturan irin bir Yahudi
kz. Daha nce irin bir Yahudi olan olan irin bir Yahudi kz."
"Sara Blaustein mi?"
"Sara Bluestone, Sara Blue, Cookie. Ellerini ve ayaklarn fark ettiniz mi? Bir kza gre
fazla byk. Transseksel birini tanmann yollarndan biri de budur. Tabii byk elli
kzlarla kk elli erkeklere rastlamak mmkn. Sen olsan aldanrdn, deil mi?"
Bam salladm.
"Ameliyatn geri kalann da yaknda olurdu. Byk olaslkla operasyon tarihini bile
almtr. Kanuna gre salk sigortalar, ameliyat yaptrmadan nce bir yl kadn olarak
yaamalarn art kouyor. Elbette hepsinin salk sigortas var; nk paralar var. Bir
gecede on yirmi mteri eviriyorlar. Herifleri otomobillerinde on yirmi papel'e flyorlar.
Kolay ve abuk i. Gecede birka yzlk kazanyorlar. Haftann yedi gn yaptklarn
dnn. Vergi demiyorlar. Tabii ki salk sigortas yaptrrlar"
O ve Durkin bir sre bu konu stnde konutular Bu arada grevliler evremizde bir
eyleri lmekle, fotoraf ekmekle, parmak izi almakla meguld. Onlarn ayaklar altnda
dolamamak iin motelin park yerinde durduk.
"Karmzdakinin kim olduunu biliyorsunuz deil mi?" dedi Durkin. "Kahrolas Karndeen
Jack."
"Biliyorum" dedi Garfein.
"Dier mterilerden bir ey renebildiniz mi? Epeyce bir ses karm olmal."
"aka m ediyorsun? Buradakilerden mi? 'Bir ey grmedim', Bir ey duymadm, 'imdi
gitmem gerekiyor', lk atm olsa bile byle bir ite herkes bunun yeni bir elence tarz
olduunu dnr. Tabii kendi elencelerinden frsat bulup bir ey duysa."
lk nce ehrin merkezindeki saygn bir otelde oda tutuyor ve alml bir telekz aryor.
Sonra kaldrmdan bir dnme buluyor ve onu dzmek iin kullanlan bir motele getiriyor.
Sence aletini grnce ok geirmi olabilir mi?"
Garfein omuz silkti. "Belki. Biliyor musun, sizin oradaki kaldrm fahielerinin yars dnme.
Baz blgelerde yardan da fazla."
"Bat Yakas yandan fazla olduunu sylyor"
"Biliyorum" dedi Garfein. "Mterilerle konutuunda bazlar erkek tercih ettiini itiraf
ediyor. Tabii onlara gre kendilerinde bir gariplik yok; nk pasif olan kar taraf.
Biliyordu ya da bilmiyordu, onun iin pek bir ey fark ettiini sanmyorum. Yine de iini
grmtr"
"Onunla ilikiye girmi mi?"
"Sylemesi zor ama arafta lekeler var. Kadnn bu akamki ilk mterisi olmad
anlalyor"
"Du yapm m?"
Garfein omuz silkti, ellerini yukar doru at. "Tanr bilir" dedi. "Mdr, baz havlularn
kayp olduunu sylyor. Oday dzenlerken iki banyo havlusuyla iki el havlusu
koyuyorlarm. Buradaki iki banyo havlusu da kayp."
"Galaxy'deki havlular almt."
"O zaman buradakileri de alm olabilir ama byle bir plkte kim bilebilir? Yani her
seferinde oday doru dzenlediklerini kimbilir? Du da ayn biimde. Son parti gittikten
sonra oday temizlediklerini sanmyorum."
"Belki bir ey bulursunuz."
"Belki."
"Parmak izleri, herhangi bir ey. Trnaklarnn arasnda deri parasna rastladnz m?"
"Hayr. Ama bu, laboratuvardaki ocuklarn da bulmayaca anlamna gelmiyor."
enesinde bir kas belirivermiti. "Bir ey syleyeyim mi? Tanr'ya kr adli tp uzman
filan deilim. Polis olmak, yeterince kt zaten."
"Buna Amin derim" dedi Durkin.
"Eer onu caddeden almsa, biri otomobile bindiini grm olmal" dedim.
"u anda orada birka polis ifade almaya alyor. Bir ey renebiliriz. Eer biri bir ey
grdyse ve eer hatrlyorsa ve eer konumak isterse."
"Bir sr 'eer oldu" dedi Durkin.
"Buradaki mdr adam grm olmal" dedim. "O ne hatrlyor?"
"Fazla bir ey saylmaz. Hadi gidip onunla biraz daha konualm."

Mdrn, gece iileri gibi solgun bir yz ve kpkrmz gzleri vard. Nefesi alkol
kokuyordu; ancak sarho bir hali yoktu. Sanrm odasnda bir ceset bulduktan sonra
sinirlerini yattrmak iin imiti. Ama alkol onu yalnzca silik ve etkisiz biri yapmt.
"Buras saygn bir yerdir" diye srar ediyordu. Syledii eyin tuhaf olduu o kadar akt
ki, kimse karlk vermek zahmetinde bile bulunmamt. Sanrm cinayetin orada her gn
rastlanan bir ey olmadn sylemeye almt.
Cookie'yi hi grmemiti. Onu ldrd kabul edilen adam tek bana gelmi, kart
doldurmu, nakit demiti. Bu garip saylmazd. Adam oday tutarken kadnn otomobilin
iinde beklemesi olaand. Otomobil, tam ofisin karsnda durmadndan, adam kart
doldururken grmemiti. Aslnda otomobili hi grmemiti.
"Otomobilin gitmi olduunu fark ettiinizi sylemitiniz" diye hatrlatt Garfein. "Odann
bo olduunu yle anlamsnz."
"Ama bo deildi. Kapy atm ve..."
"Bo olduunu sanmsnz; nk otomobil gitmiti. Eer onu hi grmediyseniz gittiini
nasl biliyorsunuz?"
"Park yeri botu. Her odann nnde park yeri vardr. Bunlarn numaralan, odalarnkiyle
ayndr. Dar baktmda o yer botu. O zaman otomobili gitmi demekti."
"Her zaman doru yere mi park ederler?" "yle yapmalar gerekin"
"nsanlarn bir sr ey yapmas gerekir. Vergilerini demeleri, kaldrma tkrmemeleri,
yalnzca kelerden karya gemeleri gerekir. Adam orada knn derdinde, park
yerindeki numaray m takacak? Otomobile baktnz."
"Ben..."
"Bir, belki iki kez baktnz. Daha sonra bir kez daha baktnz, orada yoktu ve o zaman
gittiine karar verdiniz. Byle olmad m?"
"Sanrm."
"Otomobili tarif edin."
"Tam olarak baktm saylmaz. Yalnzca orada m diye baktm hepsi bu."
"Ne renkti?"
"Koyu."
"Harika. ki kapl m, drt kapl m?"
"Fark etmedim."
"Yeni? Eski? Markas?"
"Yeni modeldi" dedi. "Amerikan. Yabanc marka deil. Ne arka olduuna gelince, benim
ocukluumda hepsi farklyd. imdiyse her otomobil birbirine benziyor."
"Hakl" dedi Durkin.
"Amerikan Motors dnda" dedi. "Bir Gremlin, bir Pacer bunlar ayrt edebilirsin. Geri kalan
hepsi birbirinin ayn."
"Ve bu bir Gremlin ya da Pacer deildi."
"Hayr, deildi."
"Sedan myd, hatchback mi?"
"Size gerei syleyeyim" dedi adam. "Btn fark ettiim onun bir otomobil olduuydu.
Kartta hepsi yazyor -markas modeli, plaka numaras."
"Kayt kartndan m sz ediyorsunuz?"
"Evet. Tm o bilgileri yazmalar gerek."
Kart, masadayd. zerinde, laboratuvarclar inceleme yapana dek parmak izleri korunsun
diye asetat vard, isim: Martin Albert Ricone. Adres: 21I Gilford Yolu. ehir: Fort Smith,
Arkansas. Otomobilin Markas: Chevrolet Yapm Yl: 1980. Model: Sedan. Renk Siyah.
Plakas: LJK-914 mza: M. A. RICONE.
"Ayn el. tarafndan yazlma benziyor" dedim Durkin'e. "Ama kitap harflerinden kim
kantlayabilir?"
"Uzmanlar kantlayabilir Palay tutuunu anlayabildikleri gibi, Adammz Fort'lardan
holanyor, fark ettin mi? Fort Wayne, Indiana ve Fort Smith, Arkansas."
"nce bir dzen olumaya balyor" dedi Garfein.
"Ricone" dedi Durkin. "talyan olmal."
"M. A. Ricone, radyoyu bulan adam deil mi?"
"O, Marconi" dedi Durkin.
"Eh, yakn saylr. Bu adam da Macaroni. apkasna bir kuty takm ve ad Macaroni
olmu."
"O ty kna soksun" dedi Durkin.
"Belki onu Cookie'nin kna sokmutur ve belki o kuty filan deildir. Martin Albert
Ricone. ok ho bir sahte ad. Geen sefer ne kullanmt?"
"Charles Owen Jones" dedim.
"Ah, isimden holanyor. Tatl bela, deil mi?"
"ok tatl" dedi Durkin.
"Tatl, gerekten tatl. Genellikle her eyin bir anlam vardr. Su gibi. Bu, argoda alkanlk
anlamna gelir Bilirsin ite, eroin alkanl gibi. Bir eroin bamls, yz dolarlk alkanl
olduunu syler. Yani alkanlnn ona gnde yz papele patladn."
"Aklama yaptn iin gerekten minnettarm" dedi Durkin.
"Yalnzca yardmc olmaya alyordum."
"nk yalnzca on drt yldr bu iin iindeyim ve henz uyuturucu bamllaryla
uramadm."
"Dalga geme" dedi Garfein.
"Plaka numaras bir yere gidiyor mu?"
"Motorlu Aralar' aradm ama bu zaman kaybndan baka bir ey deil. Byle bir yerde
kanunlara uyan mteriler bile sahte plaka numaras yazar. Kart doldururken tam camn
nne park etmedikleri iin buradaki adamn kontrol etmesine imkn yok. Zaten kontrol
etmez de, deil mi?"
"Kontrol etmem gerektiini syleyen bir kanun yok" dedi adam,
"Adlarn yanl yazyorlar Bizimkinin Galaxy'de Jones, burada Ricone yazmas komik
Burada bir sr Jones'a rastlyor olmallar Brown'lar ve Smith'ler gibi. ok Smith'e rastlyor
musunuz?"
"Kimlik kontrol yapmam gerektiini syleyen bir kanun yok" dedi adam.
"Ya da alyans kontrol, ha?"
"Alyans ya da evlilik czdan ya da herhangi bir ey. Kahretsin, hepsi de yetikin. Beni
ilgilendirmez."
"Belki Ricone'un talyanca'da bir anlam vardr" diye fikir yrtt Garfein.
"te imdi akln alyor" dedi Durkin. Mdre talyanca bir szlk olup olmadn sordu.
Adam aknlkla ona bakakald, Bir de buraya motel diyorlar" dedi Durkin, ban iki yana
sallayarak "Herhalde Kitab- Mukaddes de yoktur"
"ou odada var."
'Tanrm, gerekten mi? Porno film gsterilen televizyonu,, hemen yannda duruyordur
deil mi? Kullanl olsun diye su yatana yakn bir yerdedir"
"Yalnzca iki odada su yata var" dedi zavall pi. "Su yata iin ekstra cret alnr"
"Bizim Gay Ricone'un zrt olmas iyi bir ey" dedi Garfein "Yoksa Cookie gzlerini su
yatann stnde yumacakt."
"Bana u adamdan bahset" dedi Durkin. "Onu bir daha tarif et."
"Size syledim..."
"Bunu bir daha, bir daha anlatmak zorunda kalacaksn. Boyu nasld?"
"Uzun."
"Benim boyumda m? Daha m ksa? Daha m uzun?"
"Ben..."
"stnde ne vard? apka giymi miydi? Kravat takm myd?"
"Hatrlamak ok zor"
"Kapdan ieri giriyor bir oda istediini sylyor. imdi kart dolduruyor Sana nakit deme
yapyor Byle bir oda iin ne kadar alyorsun?"
"Yirmi sekiz dolar."
"Kt saylmaz. Sanrm pornolar ekstra."
"Bozuk parayla alyor."
"ok pratik. Yirmi sekiz papel fena saylmaz. Tabii bir oday gecede birka kez
kiralayabiliyorsun. Paray nasl dedi?"
"Dediim gibi. Nakit."
"Yani ne tr banknotlarla? Sana bir ift on belik mi verdi?"
"Bir ift..."
"Bir yirmilik, bir onluk mu?"
"Sanrm iki yirmilikti."
"Sen de ona on iki papel geri mi verdin? Bir dakika, vergisi de olmal, deil mi?"
"Vergiyle birlikte yirmi dokuz dolar krk sent yapyor."
"Sana krk papel verdi, sen de ona stn verdin."
Bir jeton dmt. "Bana iki yirmilikle krk sent verdi" dedi adam. "Ben de ona bir onlukla
bir birlik verdim."
"Grdn m? Alverii hatrlyorsun."
"Evet. yle byle."
"imdi bana tipini anlat. Beyaz myd?"
"Evet, elbette. Beyazd."
"iman? Zayf?"
"Zayf ama ok zayf deil. Zayfa daha yakn."
"Sakal?"
"Hayr"
"Byk?"
"Belki. Bilmiyorum."
"Ama bir ey vard deil mi? Belleine taklan bir ey."
"Ne?"
"Biz de bunu bulmaya alyoruz John. Sana byle mi seslenirler? John mu?"
"ounlukla Jack."
"Pekl Jack. imdilik ok iyi gidiyorsun. Salar nasld?"
"Sana dikkat etmedim."
"Ah, elbette dikkat ettin, Kart doldururken eildi ve sen de bann tepesini grdn,
hatrladn m?"
"Ben..."
'Tepesinde sa var myd?"
"Bil..."

"Onu bizim ressamlardan birinin yanna oturtacaklar" dedi Durkin. "Ve o zaman bir ey
kacak. Ve o sapk karndeeni bu gnlerde i banda ya da kapdan kp giderken
yakalarsak robot resmine ancak benim Sara Blaustein'a benzediim kadar benzedii
anlalacak. Resmen kadna benziyordu, deil mi?"
"Daha ok lye benziyordu."
"Biliyorum. Kasap vitrinindeki et gibi." Onun otomobilinde, Queensboro Kprs'nn
tmsekli asfaltnda gidiyorduk. Gkyz aydnlanmaya balamt bile. Bense artk
yorgunluun da tesindeydim; duygusal durumumun karmakl tehlike snrna
dayanmt. Duygulanma kar savunmaszlmn farkndaydm. En ufak bir ey beni
alatabilir ya da kahkahaya boabilirdi,
"Nasl bir ey olduunu dnyor olmalsn" dedi.
"Neyin?"
"yle birini bulmann. Bardan ya da kaldrmdan, her neyse. Sonra onu bir yere
gtryorsun, stndekileri karyor ve srpriz! Yani, sen olsan ne yapardn?"
"Bilmem."
"Kukusuz ameliyatn geirmi olsayd asla anlayamazdn. Elleri bana ok da byk
grnmedi. Byk elli kadnlarla ya da kk elli erkeklerle karlayoruz."
"H-hm."
"Ellerinden sz etmiken, yzk takmt. Fark ettin mi?"
"Ettim."
"ki elinde de birer tane."
"Yani?"
"Yani bizimki onlar almam."
"Neden yzkleri alsn ki?"
"Dakkinen'inkini aldn sylyordun."
Bir ey demedim.
"Matt" dedi nazike. "Hl Dakkinen'in belli bir nedenden ldrldn dnmyorsun
ya?"
imde fke duygusunun giderek arttn hissettim. Sakin olmaya alarak bir an nce
gemesini diledim.
"Ve bana havlulardan sz etme. O bir karndeen, planlar yapan ve kendi zel kurallarna
gre oynayan kahrolas bir manyak. Bylesine ilk kez rastlamyoruz."
"Bu iin peini brakmam iin uyarldm Joe. Bu iin peini brakmam iin ok
profesyonelce uyarldm."
"Yani? Bir manyak tarafndan ldrld ve ayn zamanda hayatnda, baz dostlarnn
aa kmasn istemedii bir eyler olabilir Belki senin de dndn gibi bir erkek
arkada vard ve adam evliydi. Ve kz tamamen baka bir nedenle ldrlm olsa da
adam klleri demeni istemiyor olabilir."
Kendi kendime Miranda uyarsnda bulundum. Sessiz kalma hakkna sahipsin, dedim
kendime ve bu hakkm kullandm.
"Tabii Dakkinen'le Blaustein'in balantl olduunu dnmezsen. Uzun zamandr kayp
olan iki kz karde rnein. Pardon, kz ve erkek kardeler Ya da belki iki erkek kardetiler;
Dakkinen de birka yl nce ameliyat olmutu. Bir kz iin fazla uzun boylu saylrd, deil
mi?"
"Belki de Cookie, bir paravanadan baka bir ey deil" dedim.
"Nasl yani?"
Kendimi konumaktan alamyordum. "Belki de onu, harareti indirmek iin ldrd" dedim.
"Bir dizi rastlantsal cinayet gibi gstermek iin. Dakkinen'i ldrme nedenini gizlemek
iin."
"Harareti indirmek iinmi! Ne harareti Tanr akna?"
"Bilmiyorum."
"Kahrolas hararet filan yoktu. Ama imdi olacak. Tanr'nn belas basnn rastlantsal seri
cinayetlerden daha ok houna giden bir ey olamaz. Okuyucular o haberleri yiyip
yutuyor. Gerek Karndeen Jack'i hatrlatan her ey o editrleri lgna eviriyor.
Hararetten sz ediyorsun ya, imdi o herifin kn tututuracak kadar hararet olacak."
"Sanrm."
"Sen nesin, biliyor musun Scudder? nat."
"Belki."
"Senin sorunun, zel alman ve her seferinde yalnzca bir olay zerine younlaman.
Benim masamn st tepeleme dolu ve baz eylerin peini brakabileceimi anladmda
ok memnun oluyorum. Ama senin iin tam tersi. Sen gidebildiin kadar stne gitmek
istiyorsun."
"Yaptm bu mu yani?"
"Bilmiyorum. Bana yle gibi geliyor." Bir elini direksiyondan ekti, koluma hafife bir iki
kere vurdu. "Sorun yaratmak istemiyorum" dedi. "yle bir ey -birinin o tarzda
dorandn gryorum, bunu geitirmeye, yok saymaya alyorum ama baka
taraflardan patlyorum. Sen ok iyi iler kardn!"
"yle mi?"
"Kesinlikle. Bizde eksik olan baz eyler vard. Bulduklarndan bazlar bizim o manya
yakalamamza yardmc olabilir. Kimbilir?"
Ben bilmiyordum. Btn bildiim, ne kadar yorgun olduumdu.
Yolun geri kalan boyunca konumad. Otelimin nnde durduk. "Garfein'in orada
syledii ey" dedi. "Belki Ricone'nin talyanca'da bir anlam vardr."
"Kontrol etmek zor deil."
"Ah, elbette deil. Keke her ey bunun kadar kolay olsa. Hayr, kontrol edeceiz ve ne
bulacaz, biliyor musun? Jones anlamna geldiini."

Yukar ktm, elbiselerimi kardm ve yataa girdim. On dakika sonra yine kalktm.
Kendimi pis hissediyordum ve bam aryordu. Duta scak suyun altna girdim,
vcudumu iyice ovaladm. Pustan ktm, kendi kendime, yatmadan nce tra olmann bir
anlam olmayacan syledim ama yine de oldum. im bitince stme bornozumu
geirdim ve yatamn kenarna oturdum, sonra koltua getim.
Size fazla a kalmamanz, fazla fkelenmemenizi, fazla yalnz kalmamanz sylerler. Bu
drdnden herhangi biri, dengenizin bozulmasna yol aabilir ve sizi iki imeye
ynlendirebilir Bana yle geliyordu ki ben o gn boyunca drdne de yaklam,
menzillerine girmemek iin savamtm. Garipti ama canm hi iki imek istemiyordu.
Silah paltomun cebinden kardm, ekmeceye koymak iin ayaa kalktm ama sonra
fikrimi deitirdim ve yeniden koltua oturdum. Silah elimde dndrmeye baladm.
En son ne zaman bir silah atelemitim?
Yant fazla dnmeme gerek kalmamt. Washington Heights'taki o gece iki
soyguncuyu kovaladm, caddede vurduum ve o srada bir kk kz ldrdm
zamand. O olaydan sonra tekilatta kaldm sre iinde tabancam brak atelemeyi,
ekmem gereken, bir durumla bile karlamamtm. Ve tekilattan ayrldktan sonra da
kesinlikle ate etmemitim.
Ve bu gece, bunu yapmay baaramamtm. Bir ey bana, nian aldm otomobilin iinde
katiller yerine sarho ocuklar olduu ipucunu verdii iin mi? Bir igd, emin olmadan
ate etmememi syledii iin mi?
Hayr. Kendimi buna inandramadm.
Donup kalmtm. Eer elinde viski iesi olan bir ocuk yerine makineli tfek tutan bir
gangster grseydim o tetii artk hi ekemezdim. Parmam sanki fel olmutu.
Tabancann iindeki kurunlan boalttm. Bo silah odann dier kesindeki p
kutusuna nian aldm ve tetii birka kez ektim. Bo silindirden kan klik sesi, kk
odamda artc derecede yksek ve keskin kmt.
ifonyerin stndeki aynaya nian aldm. Klik!
Bu hibir ey kantlamazd. Silah botu. Bo olduunu biliyordum. At alanna giderek
dolu silahla hedefleri vursam da bir ey kantlamazd.
Bir silah ateleyememek sinirime dokunmutu. Ama yine de yle olduuna memnundum;
nk aksi takdirde silah, iinde ocuklarn olduu otomobilin stne boaltacak, byk
olaslkla birkan ldrecektim ve o zaman akl salm ne durumda olacakt? Yorgun
olduum halde bu bilmecenin yantn bulmaya altm. Birini vurmadm iin mutluydum
ve vuramamann yaratt etkiden de korkmutum. Beynim dnyor, dnyor, kendi
kuyruunu yakalamaya alyordu.
Bornozu kardm, yataa girdim ve rahatlamaya daha frsat kalmadan yeniden kalktm.
Sokak giysilerimi giyindim. Trnak makasnn arkasn tornavida gibi kullanarak silah
temizlemek iin paralarna ayrdm. Paralan bir cebime, drt dolu fiekle iki ba da
br cebime koydum.
Sabah olmutu ve gkyz prl prld. Dokuzuncu Cadde'ye oradan da Elli Sekizinci
Cadde'ye yrdm. Baklarn ikisini de orada, yerdeki mazgallardan birine attm.
Caddenin karsna getim. Baka bir mazgaln yannda durdum. ki elim de cebimde; biri
drt fiei tutuyor, dieri tabancann paralarna dokunuyordu.
Atelemeyecein bir silah neden tayasn ki? Tayamadn bir silaha neden sahip
olasn?
Otele geri dnerken yolda bir arkteriye uradm. nmdeki mteri alt kutu bira ald.
Bense aldm drt ekerlemenin parasn dedikten sonra ktm, ekerlerden birini yolda
yrrken, dier n odamda yedim. Sonra tabancann paralarn cebimden kardm
ve yeniden birletirdim. Drt fiei yerine yerletirdim ve silah ekmeceye koydum.
Yataa girdim, uyuyabilsem de uyuyamasam da orada kalmaya karar verdim ve szdm
hissederken bu dnceye glmsedim.
29
Telefon sesiyle uyandm. Hava iin rpnan dalglar gibi uykudan silkelenmeye altm.
Yatakta doruldum, gzlerimi krptrdm ve nefesimin dzelmesini bekledim. Telefon
hl alyordu ve ben o kahrolas sesi neyin kardn bir trl anlayamamtm.
Sonunda aklm yerine geldi ve telefonu atm.
Arayan, Chance'di. "Gazeteyi grdm de" dedi. "Ne dersin? Kim'i ldrenle ayn adam
m?"
"Bana bir dakika izin verir misin?"
"Uyuyor muydun?"
"Artk uyandm."
"O zaman neden sz ettiimi bilmiyorsundur. Bir cinayet daha ilenmi. Bu seferki
Queens'de. Transseksel bir kaldrm fahiesi doranm."
"Biliyorum."
"Uyuyorduysan nereden biliyorsun?"
"Dn gece oradaydm."
"Queens'de mi?"
Sesinden etkilendii anlalyordu. "Orada, Queens Bulvar'ndaydm" dedim. "Birka
polisle birlikte. Ayn katildi."
"Bundan emin misin?"
"Ben oradayken henz bilimsel kantlar ortaya karmamlard. Ama evet, eminim."
Bir an dnd. "O zaman Kim yalnzca anssz saylrd" dedi. "Yalnzca yanl zamanda,
yanl yerdeydi."
"Belki."
"Yalnzca belki mi?"
Komodinin zerinden saatimi aldm. Neredeyse le olmutu.
"Uymayan baz paralar var" dedim. "En azndan bana yle geliyor Dn gece bir polis
bana sorunumun fazla inat olmam olduunu syledi: Elimde ilgilenmem gereken
yalnzca bir dosya varm ve onu brakmak istemiyor musun."
"Ee?"
"Hakl olabilir ama yine de uymayan baz eyler var. Kim'in yzne ne oldu?"
"Ne yz?"
"Yeil tal bir yz vard."
"Yzk" dedi ve bir sre dnd. "O yzk Kim'in miydi? Evet, sanrm onundu."
"Ona ne oldu?"
"Mcevher kutusunda deil miydi?"
"O okul yzyd. Byd yerdeki liseden."
"Evet, tamam. Senin dediin yz hatrladm. Byk yeil tal. Burta yzyd ya
da onun gibi bir ey."
"Onu nereden bulmu?"
"Byk olaslkla kraker kutusundan eantiyon kmtr. Sanrm kendisinin aldn
sylemiti. plkten baka bir ey deildi adamm. Yalnzca yeil bir ta ite."
Ayaklarnda arap ieleri parala.
"Zmrt deil miydi yani?"
"Dalga m geiyorsun adamm? Zmrtlerin ne kadar ettiini biliyor musun sen?"
"Hayr"
"Elmaslardan daha pahal. Yzk neden bu kadar nemli?"
"Belki deildir."

"imdi ne yapacaksn?"
"Bilmiyorum" dedim. "Eer Kim, kurbanlarn rasgele seen bir psikopat tarafndan
ldrldyse, polislerden daha iyi ne yapabilirim, bilmiyorum. Ama bu iin peini
brakmam isteyen biri var, sonra ehri terk edecek kadar korkmu olan resepsiyonist var
ve bir de kaybolan yzk var"
"Belki onun bir anlam yoktur."
"Belki."
"Sunny'nin mektubunda birinin parman yeile boyayan bir yzkten bahsedilmiyor
muydu? Belki ucuz, kalitesiz bir yzkt, Kim'in parman yeile boyamt, o da ondan
kurtulmutu."
"Sunny'nin yle demek istediini sanmyorum."
"O zaman ne demek istiyordu?"
"Onu da bilmiyorum." Derin bir nefes aldm. "Cookie Blue'yla Kim Dakkinen arasnda bir
balant kurmak isterdim" dedim. "Evet, yapmak istediim, bu. Eer bunu baarrsam
sanrm her ikisini de ldren adam bulabilirim."
"Belki. Yarn Sunny'nin trenine geliyor musun?"
"Orada olacam."
"O zaman grrz. Belki trenden sonra biraz konuuruz."
"Elbette."
"Pekl" dedi. "Kim ve Cookie. Ortak neleri olabilir?"
"Kim de bir ara sokaklarda almad m? Long Island City'deki kaldrmlarda?"
"Bu yllar nceydi."
"Duffy adnda bir pezevengi vard, deil mi? Peki Cookie'nin bir pezevengi var myd?"
"Olabilir. Dnmelerin bazlarnn vardr. Ama bildiim kadaryla ounun deil. stersen
etrafta sorabilirim."
"yi olur"
"Duffy'yi aylardr grmedim. Sanrm ldn duymutum. Ama sorarm. Garip, Kim gibi
bir kzla Island'dan gelen kk bir Yahudi Prensesi arasnda ortak ne olabilir?"
Bir Yahudi Prensesle bir St Prenses, diye dndm ve aklma Donna geldi.
"Belki de kardetiler" diye bir fikir attm.
"Karde mi?"
Kankardei.

Kahvalt etmek istiyordum ama caddeye ktmda her eyden nce ilk i bir gazete aldm
ve haberlerin, domuz etimle yumurtalarmn yannda iyi gitmeyeceine karar verdim. Otel
Kasab kinci Kurbann ald, diyordu ilk sayfadaki manette. Ve sonra, byk koyu
harflerle devam ediyordu: CNSYET DETREN FAHE QUEENS'DE DORANDI.
Gazeteyi katlayarak kolumun altna soktum. lk hangisini yapacam bilmiyordum -
gazeteyi okumak m, kahvalt etmek mi-ama ayaklarm, benim yerime karar verdi ve iki
kk da semedi. Bat Yakas Altm nc Cadde'ye doru gittiimi ancak iki blok
yrdkten sonra fark ettim. Saat yarmdaki toplantya tam zamannda yetimi olacaktm.
Kahretsin, diye geirdim iinden. Oradaki kahve de dierleri kadar iyiydi.

Bir saat sonra oradan ktm ve keyi dnnce Broadway zerindeki bir Rum bfesinde
kahvalt ettim. Bir yandan da gazeteyi okumutum. Artk rahatsz etmiyordu.
Hikyede benim bilmediim fazla bir ey yoktu. Kurbann East Village'de yaad
yazlmt; bense nedense onun Queens'deki nehrin dier yakasnda yaadn
varsaymtm. Garfein, Nassau Blgesi snrnn hemen tesindeki Floral Park'tan
szetmiti ve grne gre byd yer burasyd. Post'un dediine gre anne ve
babas birka yl nce bir uak kazasnda lmt. Mark / Sara / Cookie'nin hayattaki tek
akrabas, erkek kardei Adrian Blaustein'd. Merkezi Forest Hills'de bulunan ve Bat
Yakas Krk Yedinci Cadde'de ubeleri olan toptan kuyumculuk iiyle urayordu. u
anda yurt dndayd ve erkek kardeinin lmnden henz haberi yoktu.
Erkek kardeinin lm m? Yoksa kzkardeinin mi? Cinsiyet deitirmi birinin akrabalk
balan nasl adlandrlrd? Saygn bir iadam, erkek kardeten kzkardee dnen ve park
etmi otomobillerinde yabanclarla ayakst seks yapan bir akraba hakknda ne
dnrd? Cookie Blue'nun lm Adrian Blaustein'a ne ifade edecekti?
Bana ne ifade ediyordu?
Her insann lm benden bir eyler eksiltir, nk iim insanlkladr.
Her erkein lm, her kadnn lm, her ikisi arasndakinin lm. Peki ama benden bir
eyler eksiltmi miydi? Ve gerekten insanlkla iim var myd?
.32'liin tetiinin parmamn altnda titreyiini hl hissedebiliyordum.
Bir fincan kahve daha smarladm ve izin iin evine dnen gen bir askerle ilgili hikyeyi
okumaya baladm. ocuk Bronx'ta mahalle arkadalaryla basketbol oynarken,
seyircilerden birinin cebinden den tabanca yere arpm, patlam, kurun dorudan
gen askere saplanm ve onu annda ldrmt. Hikyeyi bir kez daha okudum ve
endieyle bam iki yana salladm.
te lmenin bir yolu daha. Tanrm, gerekten sekiz milyon tane var deil mi?

O akam saat dokuza yirmi kala SoHo'da Prince Caddesi'ndeki bir kilisenin bodrum katna
girdim. Kendime bir fincan kahve aldktan sonra oturacak bir yer ararken gzlerim bir
yandan da Jan' arad. nlerde, sa tarafa yakn oturmutu. Ben de arkada, kahve
masasnn yannda bir yer setim.
Konumac, otuz yalarnda bir kadnd. On yldr iiyordu ve bunun son yln
Bowery'de arap paras bulabilmek iin dilenerek ve otomobil cam silerek geirmiti.
"Bowery'de bile" dedi, "kendilerine bakmasn bilen baz insanlar var. Oradaki erkeklerin
bazlar her zaman yanlarnda bir jiletle bir kalp sabun tar. Bense kesinlikle dier gruba,
tra olmayan, ykanmayan giysilerini deitirmeyen insanlara dahildim. Beynimin iinde
ksk bir ses bana 'Rita, sen buraya aitsin' diyordu."
Ara verildiinde kahve makinesinin yannda Jan'la karlatm. Beni grdne memnun
olmu gibiydi. "Bu taraflardan geiyordum" diye akladm. "Belki seni burada grrm,
diye dndm."
"Ah, bu benim dzenli olarak katldm toplantlardan biri" dedi. "Sonra kahve imeye
gideceiz, tamam m?"
"Elbette."
Bir dzine kii Bat Broadway'deki bir kafede birka masa etrafnda toplanm oturuyorduk.
Sohbete fazla katlmadm; ne konuulduuna dikkat etmedim bile. Garson, herkesin
hesabn ayr ayr getirmiti, Jan ve ben paralarmz dedikten sonra onun evine doru
yola ktk
"Buralardan geiyor olmam bir rastlant deildi" dedim. "Buna ardm diyemem dorusu."
"Seninle konumak istedim. Bugnk gazeteyi okudun mu bilmiyorum..."
"Queens'deki cinayetten mi szediyorsun? Evet, okudum."
"Ben oradaydm. ok doldum ve bu konu hakknda konumaya ihtiyacm var"
at katndaki dairesine ktk. Bir termos kahve hazrlad. nmde bir fincan kahveyle
koltua oturdum. Konumay bitirip de kahvemi yudumladmda soumutu. Ona her eyi
anlatmtm: Kim'in krk ceketini, sarho ocuklarla krk arap iesini Queens'e gidiimizi
ve orada ne bulduumuzu. Ayrca o leden sonray nasl geirdiimi; metroyla nehrin
dier yakasna geerek Long Island City'de dolatm, sonra geri dnerek Cookie
Blue'nn East Village'deki apartmannda btn kaplan aldm sonra yeniden Island'a
dnerek Christopher Cddesi'yle West Caddesi'ndeki btn ecinsel barlarna uradm
da anlattm.
Bu arada Joe Durkin'le temasa geerek laboratuvarn neler bulduunu renmek iin
yeterince ge olmutu.
"Ayn katildi" dedim Jan'a. "Ve ayn silah kullanm. Uzun boylu, sa elini kullanan,
olduka gl kuvvetli biri. Ve palasn srekli bilediinden eminim -ya da her ne bok
kullanyorsa ite."
Arkansas'a yaplan telefonlardan hibir sonu alnamamt. Fort Smith adresi elbette ki
uydurmayd ve plaka numaras, Fayetteville'deki bir kre retmeninin turuncu
Volkswagen'ine aitti.
"Ve kadn, otomobilini yalnzca pazar gnleri kullanyormu deil mi?"
"Onun gibi bir ey. Btn Arkansas hikyesini uydurmu -tpk Fort Wayne, Indianay
uydurduu gibi. Ama plaka gerekti ya da hemen hemen gerek. Biri, alnt otolar listesini
kontrol etmeyi akl etti ve orada bulduumuza gre Cookie'nin lmnden yalnzca birka
saat nce Jackson Heights'ta lacivert.bir Impala alnmt. Plakas iki numarann yer
deitirmesi dnda odann otel kartna yazdyla aynyd. Tabii Arkansas yerine New
York kaytl bir plakayd.
Otomobil, motel mdrnn verdii tanma uyuyor. Cookie'nin otomobile biniini gren
kaldrmdaki dier fahielerinkine de. Dediklerine gre o tr bir otomobil ortalkta birka tur
atm, sonunda iindeki zppe, Cookie'yi almaya karar vermi.
Otomobil henz bulunmad ama bu, adamn hl onu kulland anlamna gelmez. Terk
edilmi bir alnt otonun bulunmas uzun srebilir. Bazen hrszlar onlar park yasa olan
yerlere brakrlar ve polis de gelip eker Aslnda byle olmamas gerek ekilen aralarn
alnt listesinden kontrol edilmesi gerekiyor. Ama her zaman buna dikkat edilmiyor. Zaten
fark etmez. Adam byle bir ey yapm olsa bile iindeki parmak izlerini temizleyecek
yeterli zaman olmutur."
"Matt, vazgeemez misin?"
"Bu iin peini tamamen brakmamdan m sz ediyorsun?"
Ban sallad. "Artk bundan sonra polisin ii, yle deil mi? Kantlan dikkatle incelemek
ayrntlarn zerinden gemek"
"Sanrm."
"Ve artk, Kim'in lmnden sonra dndn gibi bu dosyay rafa kaldrp unutamazlar
steseler bile basn buna izin vermez."
"Bu, doru."
"O zaman senin de kouturman iin bir neden kalyor mu? Mterinin parasnn
karln yeterince verdin zaten."
"Verdim ha?"
"Vermedin mi? Bence o parann hakettiinden ok daha iyi altn."
"Sanrm haklsn."
"O zaman niye hl srar ediyorsun? Btn polis tekilatnn yapamayaca neyi
yapacaksn?"
Bu soruyla bir sre boumak zorunda kaldm. "Bir balant olmas gerek" dedim
sonunda.
"Ne tr bir balant?"
"Kim'le Cookie arasnda. nk, kahretsin, aksi takdirde manta uymuyor. Psikopat bir
katil her zaman belli bir dzene gre alr -bu dzen yalnzca onun zihninde varolsa bile.
Kim ve Cookie birbirlerine benzemiyorlard ve benzer hayatlar srmyorlard. Tanr
akna, her eyden nce ayn cinsiyette bile deillerdi: Kim, iini dairesindeki telefondan
yrtyordu ve bir pezevengi vard. Cookie, mterileriyle otomobillerinde sevien
transseksel bir kaldrm fahiesiydi. Kanunlara kar gelen bir ii vard. Chance, kimsenin
bilmedii bir pezevengi olup olmadn aratryor ama sonu kmayacak gibi
grnyor."
Souk kahvemden biraz itim. "Ve o, Cookie'yi seti" diye devam ettim. "Oyaland,
caddelerde otomobiliyle dolat durdu, sonunda onu semeye karar verdi. Balant
nerede? D grnle ilgisi yok. Fiziksel olarak Kim'den tamamyla farkl bir tipti."
"zel hayatlarndaki bir ey olabilir mi?"
"Belki. zel hayatna dair bir ipucu bulmak zor. East Village'de yayor ve iini Long Island
City'de yapyordu. Bat Yakas'ndaki ecinsel barlarnda onu tanyan birini bulamadm. Ne
bir pezevengi ne de bir sevgilisi varm. Dou Yakas Ellinci Cadde'deki komular fahie
olduunu bile bilmiyorlarm. Yalnzca birka kadn olmadndan pheleniyormu. Tek
ailesi, erkek kardei ve o da ldnden bile habersiz."
Biraz daha konutum. Ricone, talyanca bir szck deildi ve bir isimse bile yaygn olduu
sylenemezdi. Manhattan ve Queens'e ait telefon rehberlerini kontrol etmi, bir tek
Ricone'ye bile rastlamamtm.
Szlerim bittiinde ikimiz iin de biraz daha kahve getirdi ve birka dakika hi
konumadan oturduk. Sonra ben 'Teekkrler" dedim.
"Kahve iin mi?"
"Dinlediin iin. imdi kendimi daha iyi hissediyorum. imi dkmem gerekiyordu."
"Konumak her zaman iyi gelir."
"Sanrm yle."
"Toplantlarda hi konumuyorsun, deil mi?"
'Tanrm, bu konular hakknda konuamam."
"Tam anlamyla deil belki ama neler geirdiinden ve bunlar hakknda nasl
hissettiinden szedebilirsin. Dndnden daha fazla yardm olabilir Matt."
"Bunu yapabileceimi sanmyorum. Kahretsin, bir alkolik olduumu bile syleyemem.
'Adm Matt ve sram geiriyorum.' Bunu telefonla da syleyebilirim herhalde."
"Belki deiir."
"Belki."
"Ne kadar zamandr ayksn Matt?"
Dnmem gerekti. "Sekiz gn."
"Hey, bu harika. Komik olan ne?"
"Farkettiim bir ey. Biri, bir bakasna ne kadardr ayk olduunu soruyor ve yant ne
olursa olsun karl 'Hey bu harika, bu mkemmel' oluyor. Sekiz gn desem de, sekiz yl
desem de karlk ayn olacak 'Hey, bu harika deil mi, mkemmel deil mi?"
"Ama yle." "Bence de."
"Mkemmel olan, ayk olman. Sekiz yl, harika bir zaman ama sekiz gn de yle."
"H-h."
"Sorun ne?"
"Hi. Sunny'nin cenazesi yarn leden sonra."
"Gidiyor musun?"
"Gideceimi syledim."
"Bu konuda skntl msn?"
"Skntl m?"
"Sinirli, endieli."
"Bilmiyorum. Gitmek iin can atmyorum dorusu." ri, gri gzlerine baktm, sonra
baklarm evirdim. "En fazla sekiz gn dayanmtm" dedim ylesine. "En son sekiz gn
ayk kalm, sonra imitim."
"Bu, yarn imen gerektii anlamna gelmez."
"Ah, kahretsin, bunu biliyorum. Yarn imeyeceim."
"Yanna birini al."
"Anlamadm?"
"Cenazeye giderken diyorum. Programdan birine seninle gelmesi iin rica et."
"Kimseden byle bir ey isteyemem."
"Elbette isteyebilirsin."
"Peki kimden? Byle bir ey soracak kadar iyi tandm kimse yok."
"Bir cenazede yan yana oturmak iin bir insan ne kadar iyi tanman gerekiyor?"
"Yani?"
"Yani ne?"
"Benimle gelir misin? Bover, seni de bu ie kartrmak istemem."
"Gelirim." ,
"Gerekten mi?"
"Neden olmasn? Tabii btn o gz alc fahielerin yannda demode grnebilirim."
"Ah, sanmyorum."
"Hayr m?"
"Hayr, kesinlikle sanmyorum."
enesine hafife dokundum ve azm onunkinin stne bastrdm. salarn okadm.
Hafif grilemi siyah salar Gzleriyle uyum salayan gri salar.
"Bunun olacandan korkuyordum" dedi. "Ama sonra olmayacandan da korktum."
"Peki imdi?"
"imdi yalnzca korkuyorum."
"Gitmemi ister misin?"
"Gitmeni ister miyim? Hayr; gitmeni istemiyorum. Beni bir daha pmeni istiyorum."
Onu ptm. Kollarn dolad, beni kendine ekti ve giysilerinin altndaki scakl hissettim.
"Ah, canm" dedi.

Sonrasnda, yatanda uzanm kendi kalp atm dinlerken bir an kendimi tam anlamyla
yalnz ve terk edilmi hissettim. Sanki dipsiz bir kuyunun stndeki kapa kaldrm
gibiydim. Uzanarak gsne dokundum ve fiziksel temas, beni o duygulardan ekip
kard.
"Merhaba" dedim.
"Merhaba."
"Ne dnyorsun?"
Gld. "Romantik bir ey deil. Yardmcmn ne diyeceini tahmin etmeye alyorum."
"Ona anlatmak zorunda msn?"
"Hibir ey yapmak zorunda deilim ama ona anlatacam. 'Ah, bu arada, sekiz gndr
ayk olan bir adamla yataa girdim.'"
"Bu lmcl bir gnah herhalde."
"Yalnzca sakncal diyelim."
"Sana ne tr bir ceza verecek? Alt kez 'Babamz Duas' m?"
Bir kahkaha daha att. Gzel bir gl vard; dolu dolu ve iten. Bu, her zaman houma
gitmiti.
"Diyecek ki 'Eh, en azndan iki imemisin. nemli olan bu.' Ve diyecek ki 'Umarm
houna gitmitir.'"
"Peki yle mi?"
"Ne? Houma gidip gitmediini mi soruyorsun?"
"Evet."
"Kahretsin, hayr. Orgazm taklidi yaptm."
"ki seferinde de mi?"
"Bahse girmek ister misin?" Yanma sokuldu, elini omuzuma koydu. "Kalacaksn, deil
mi?"
"Yardmcn buna ne der?"
"mitsiz bir vaka olduumu syler herhalde. Ah, kahretsin, neredeyse unutuyordum."
"Nereye gidiyorsun?"
"Bir telefon etmem gerek."
"Gerekten yardmcn m arayacaksn yoksa?"
Ban iki yana sallad. zerine sabahln giydi ve kk adres defterinin sayfalarn
kartrmaya balad. Sonra bir numara evirdi. "Merhaba, ben Jan" dedi. "Uyumuyordun
deil mi? Bak, garip gelebilir ama Ricone szc sana bir ey ifade ediyor mu?" Harfleri
tek tek kodlad. "Bir kfr filan olabileceini dnmtm. H-h." Bir sre dinledikten
sonra yant verdi: "Hayr ilgisi yok. Yalnzca Sicilya dilinde bulmaca zyorum, hepsi bu.
Uyuyamadm geceler iyi oluyor."
Konumay bitirdi, telefonu kapad ve bana dnd. "ey, yalnzca bir fikirdi" dedi. Szlkte
bulunmayan diyalekt ya da kfr olabileceini dndm."
"Ne tr bir kfr olabileceini dndn? Ve bu fikir aklndan ne zaman geti?
"Seni ilgilendirmez, bilgi popo."
"Kzaryorsun."
"Biliyorum, hissedebiliyorum. Bir dosta bir cinayeti aydnlatmas iin yardm etmeye
almann cezas bu."
"Hibir iyilik cezasz kalmaz."
"yle derler Martin Albert Ricone ve Charles Otis Jones. Kulland isimler bunlar myd?"
"Owen. Charles Owen Jones."
"Ve sen, bir anlam olduunu dnyorsun?"
"Olmak zorunda. Akl hastas bir insan bile olsa, byle bir ayrntnn bir anlam olmas
gerekir."
"Fort Wayne ve Fort Smith gibi mi?"
"Evet belki ama bence kulland adlar bundan daha nemli. Ricone, ok srad bir isim."
"Belki balangta Rico yazacakt."
"Bunu dndm. Rehberde bir sr Rico vard. Ya da belki de Porto Ricoludur."
"Neden olmasn? Dier herkes yle deil mi? Belki Cagney hayrandr"
"Cagney mi?"
"lm sahnesi. 'Merhametlerin anas, bu Rico'nun sonu mu?' Hatrladn m?"
"Onun Edward G. Robinson olduunu sanyordum."
"Belki de yledir 'Geceyars ovu' hep sarhoken izlerdim ve btn o Warner Brothers
gangsterleri beynime kaznrd. u taakl adamlardan biriydi. 'Merhametlerin anas, bu...'"
"Taaklar" dedim.
"Ha?"
"Aman Tanrm."
"Sorun nedir?"
"O bir komedyen. Kahrolas bir komedyen."
"Sen neden bahsediyorsun?"
"Katilden. C. O. Jones ve M. A. Ricone. Bunlarn birer ad olduklarn sanyordum."
"yle deiller mi?"
"Cojones. Maricn."
"Bu spanyolca."
"Doru."
"Cojones, 'taaklar' demek, deil mi?"
"Maricn da 'ibne.' Ama sonunda e olduunu sanmyorum."
"Belki zellikle e'siz daha acmasz bir anlam oluyordur"
"Ya da belki de yalnzca imlas zayftr"
"Eh, kahretsin" dedi. "Kimse mkemmel deildir"
30
leye doru du yapp tra olmak ve en iyi takm elbisemi giymek iin eve gittim. Saat
on ikideki toplantya yetitim, sokakta sosisli bir sandvi yedim ve nceden
kararlatrdmz gibi Broadway Yetmi kinci Cadde'de Jan'la bulutum. Siyah krll, gri
renkte, yn bir elbise giymiti. Onu daha nce hi byle k bir klkta grmemitim.
Keyi dnerek Cooke'a gittik. Siyahlar giyinmi, profesyonel derecede sempatik gen bir
adam hangi cenaze iin geldiimizi sorduktan sonra bizi bir holden geirerek numaral
odaya gtrd. Ak kapnn zerindeki tabelada HENDRYX yazlyd. erde, her iki tarafa
yerletirilen ve drder iskemleden oluan altar sra dizilmiti. n tarafta, yksek bir
platformun zerinde duran krsnn yannda, evresi ieklerle bezenmi ak bir tabut
duruyordu. O sabah ben de iek gnderecektim aslnda ama gnderemediini iin fazla
zlmeme gerek yoktu; Sunny'nin son yolculuu iin yeterince iei olmutu.
Chance sadaki en n srann koridor tarafndaki iskemlede oturuyordu. Yannda Donna
Campion, onun yannda da Fran Schecter ve Mary Lou Barcker vard. Chance, siyah bir
takm elbisenin iine beyaz gmlek giymi ve ince, ipek bir kravat takmt. Kadnlarn
hepsi siyahlar iindeydi. nceki gn onlar alverie gtrp gtrmediini merak ettim.
eri girdiimizi grnce ayaa kalkt. Jan ve ben, yanna yaklatk. Onlar tantrdm. Bir
an hepimiz garip bir biimde ylesine durduktan sonra Chance bayla tabutu iaret etti.
"Cesede bakmak ister misiniz?"
nsan hi cesede bakmak ister miydi? Yanmda Jan'la birlikte oraya doru yrdm.
Sunny parlak renkli bir elbise iinde, krem renkte saten bir rtnn zerinde yatyordu.
Gsnn zerinde birlemi ellerinde krmz bir gl tutuyordu. Yz balmumuyla
kaplanmt sanrm ama yine de onu son grdm halinde kesinlikle daha kt
saylmazd.
Chance, yanmda duruyordu. "Bir dakika konuabilir miyiz? dedi.
"Elbette."
Jan, elimi abucak skt ve yanmzdan uzaklat. Chance'le ben yan yana durmu,
Sunny'ye bakyorduk.
"Cesedin hl morgda olduunu sanyordum" dedim.
"Dn telefon ettiler; karmaya hazr olduklarn sylediler Buradaki insanlar onu
hazrlamak iin ge saatlere kadar alt. Dorusu iyi i kardlar."
"H-h."
"Pek ona benzemiyor. Onu bulduumuz zamanki haline de benzemiyor, deil mi?"
"Evet."
"Daha sonra cesedi yakacaklar ylesi daha basit olur. Kzlar iyi grnyor deil mi?
Giysileri filan?"
"ok iyi grnyorlar."
"Arbal." Ksa bir sessizlikten sonra devam .etti. "Ruby gelmedi."
"Fark ettim."
"Cenaze trenlerine inanmyor. Bilirsin, farkl kltrler, farkl gelenekler. Ve her zaman
kendi halinde biri olmutur. Sunny'yi neredeyse hi tanmazd."
Bir ey sylemedim.
"Bu i bittikten sonra" dedi, "kzlar evlerine brakacam. Sonra konumalyz."
"Pekl."
"Parke Bernet'i biliyor musun? Mzayede salonu. Madison Caddesi'nde. Yarn orada bir
ak artrma olacak. Ben de birka paraya bakmak istiyorum. Benimle orada bulumak
ister misin?"
"Saat kata?"
"Bilmiyorum. Buradaki i fazla srmez. te karz. Drt eyrek drt buuk desek?"
"Pekl."
"Matt?" Dnp baktm. "Geldiin iin teekkrler."
Tren balamak zereyken bizden baka sanrm on kii daha hazr bulunmutu. Sol
blmn ortasnda drt siyah oturuyordu ve aralarndan birini Kid Bascomb'a, Sunny'le
tantm gn man izlediim boksre benzettim. Arka srada iki yal kadn birlikte
oturmutu ve nlere doru kendi bana oturan yal bir adam vard. Zaman geirmek iin
yabanclarn cenaze trenlerine katlan ihsanlar olurdu, bu nn yle tipler olduunu
dndm.
Tam trenin balad anda ieriye Joe Durkin ile sivil giysili baka bir detektif girdi ve en
son sradaki iskemlelere oturdu.
Rahip, ocua benziyordu. Ne kadar iyi vaaz verdi bilmiyorum ama erken kaybedilen
hayatn trajedisinden, Tanr'nn gizemli yntemlerinden ve byle anlamsz bir trajedinin
gerek kurbanlarnn hayatta kalanlar olduundan sz etti. Emerson, Teilhard de Chardin,
Martin Buber ve Eski Ahit'ten pasajlar okudu. Sonra da Sunny'nin dostlarnn arasnda
birka ey sylemek isteyen varsa krsye gelmesini istedi.
Donna Campion, kendisinin yazdn dndm iki iir okudu. Oysa daha sonra
rendiime gre bunlar Sylvia Plath ve Anne Sexton'n iirleriydi. airlerin ikisi de
yaamlarna intiharla son vermi kiilerdi. Ardndan Fran Schecter kt. "Sunny" dedi,
"beni duyabiliyor musun bilmiyorum ama sana yine de unu sylemek istiyorum." Onun
dostluuna, gleryzllne, iindeki yaama sevincine ne kadar deer verdiini anlatt.
Hafif hznl balad konumasn gzyalarna boularak bitirdi. Hatta yerine geerken
rahip ona yardm etmek zorunda kald. Mary Lou Barcker, dk monoton bir ses tonuyla
yalnzca iki cmle konutu. Sunny'yi daha iyi tanm olmak istediini ve u anda
huzurlu olduunu umduunu syledi.
Krsye baka kimse kmad. Bir an Joe Durkin'in kn insanlara New York Polis
Tekilat'nn bu i stnde ne kadar iyi altn, o herifi altedeceklerinden emin
olmalarn syledii fantezisine kapldm ama elbette ki byle bir ey olmad. Papaz birka
sz daha syledikten sonra -ne sylediine dikkat etmedim- biri Judy Collins'in "Amazing
Grace"i syledii pla koydu.

Dar ktmzda Jan'la birlikte birka blok boyunca hi konumadan yrdk. Sonra
ben, geldii iin teekkr ettim.
"Beni davet ettiin iin teekkrler Tanrm, ne kadar aptalca. Lise mezuniyetlerindeki
konumalar gibi. 'Beni kardn iin teekkrler. ok ho. bir zaman geirdim."
antasndan bir mendil kard, gzlerini hafife sildikten sonra burnunu ekti. "Oraya
yalnz gitmediin iin memnun oldum" dedi.
"Ben de."
"Ve ben de geldiim iin memnunum. ok hznl ve ok gzeldi. karken seninle
konuan adam kimdi?"
"Durkin."
"Ah, yle mi? Onun ne ii vard orada?"
"ansnn dnmesini umuyor sanrm. Bir cenazede kimlerin boy gsterebileceini
nceden asla bilemezsin."
"Bu cenazeye fazla kii katlmad."
"Evet yle."
"Katldmza memnun oldum."
"H-h."
Bir fincan kahve smarladktan sonra onu taksiye bindirdim. Metroyla gidebilecei
konusunda srar etti ama ben yine de taksiye bindirdim ve on papeli zorla eline sktrdm.

Parke Bernet'deki bir grevli beni ikinci katta Cuma gn satlacak olan Afrika ve Okyanus
lkeleri sanat eserlerinin sergilendii galeriye kard. Chance'i, cam fanuslar iinde
korunan on sekiz yirmi adet altn figr koleksiyonunun nnde buldum. Figrlerden
bazlar hayvanlar, bazlarysa insanlarla eitli ev aletlerini temsil ediyordu. Hl
hatrladm bir tanesinde bir adam melmi, bir keiyi sayordu. En by bir ocuun
avucuna kolaylkla sabilirdi ve ounda bir komedi unsuru mevcuttu.
"Aanti altnlar" diye aklad Chance. "ngilizler'in Altn Sahil dedii topraklardan. imdi
oras Gana. Dkknlarda kaplama kopyalardan grebilirsin. Hepsi sahte. Oysa bunlar
gerek."
"Onlar satn almay dnyor musun?"
Ban iki yana sallad. "Benimle konumuyorlar" dedi. "Bense konuan eyler almaya
alrm. Sana bir ey gstereceim."
Odann dier kesine getik. Bir buuk metre yksekliindeki bir kaidenin zerinde bronz
bir kadn ba duruyordu. Burnu byk ve bask, elmack kemikleri kkt. Boaz o kadar
ok bronz kolyeyle dolanmt ki ban genel grnts konik duruyordu.
"Benin'in Kayp Krall'ndan bronz bir heykel" diye aklad. "Bir kralie ba. nem
derecesini takt kolye saysndan anlayabilirsin. Seninle konuuyor mu Matt? Benimle
konuuyor"
Bronz hatlarda g gryordum; souk bir g ve acmasz bir arzu.
"Ne diyor, biliyor musun? 'Hey, zenci, bana neden yle bakyorsun?' diyor. 'Beni evine
gtrecek kadar paran yok.'" Gld. "Sat ncesi tahmin deeri krkla altm bin dolar
arasnda."
"Artrmaya katlmayacaksn ya?"
"Ne yapacam bilmiyorum. Almak isteyebileceim birka para var. Ama bazen
mzayedelere ylesine gelirim. Bahis oynamak istemeseler de hipodroma giden insanlar
gibi. Yalnzca gnein altnda otururlar ve yans izlerler. Bir mzayede salonunun
atmosferini seviyorum. eki sesini duymak houma gidiyor. Yeterince grdysen hadi
gidelim."
Otomobili, Yetmi Sekizinci Cadde'deki bir otoparktayd. Elli Dokuzuncu Cadde
Kprs'nden geerek Long Island City'ye geldik. Kaldrm boyunca tek tek ya da eler
halinde duran fahieler vard.
"Dn gece fazla yoktu" dedi. "Sanrm gn nda kendilerini daha gvende
hissediyorlar."
"Dn gece burada mydn?"
"Yalnzca otomobille turluyordum. Cookie'yi buralardan bir yerden alm, sonra Queens
Bulvar'ndan gemi. Yoksa ekspres yolunu mu kullanm? Neyse, nemli olduunu
sanmyorum."
"Hayr deil."
Queens Bulvar'ndan getik. "Cenaze trenine geldiin iin teekkr etmek istiyorum"
dedi.
"Gelmek istedim."
'Yanndaki ok ho bir kadnd."
'Teekkr ederim."
"Ad Jan demitin, deil mi?"
"Doru."
"Onunla birlikte misin yoksa..."
'Yalnzca arkadaz."
"H-h." Krmz kta durdu. "Ruby gelmedi."
"Biliyorum."
"Sana sylediklerim palavrayd. Dierlerine sylediim eyle elikiye dmek istemedim.
Ruby ayrld. Eyalarn toplad ve gitti."
"Bu ne zaman oldu?"
"Dn bir ara sanrm. Dn gece servisimden bir mesaj aldm. Btn gn etrafta
kouturdum -bu treni organize edebilmek iin. Bence iyiydi, sen ne dersin?"
"yi bir trendi."
"Ben de yle dndm. Her neyse, Ruby'yi aramam iin braklan telefon numarasnn
nnde 415 alan kodu vard. San Francisco yani. Neler oluyor dedim kendi kendime ve
telefon ettim. Ruby, tanmaya karar verdiini syledi. aka filan sandm, biliyor musun?
Sonra kontrol etmek iin dairesine gittim. Btn eyalar gitmiti. Yani giysileri. Mobilyalar
brakm. Bu, elimde bo daire olduunu gsterir adamm. Byk bir evsizlik sknts
varken, kimse ban sokacak bir yer bulamazken, benim stne oturacak dairem var.
Bu da bir eydir, deil mi?"
"Konutuun kiinin o olduundan emin misin?"
"Kesinlikle."
"Ve San Francisco'daym?"
"yle olmas gerekiyor Ya da Berkeley ya da Oakland ya da yle bir yer ite. Numaray
kendim evirdim. Alan kodunu da. yle bir numaraya yant verdiine gre oralarda bir
yerde olmal, deil mi?"
"Neden braktn syledi mi?"
"Baka eyler yapma zamannn geldiini syledi. Her zamanki o esrarengiz Doulu
numaralarndan biri ite."
"Sence ldrlmekten korkmu olabilir mi?"
"Powhattan Motel" dedi iaret ederek. "Burasyd deil mi?"
"Buras."
"Ve sen de cesedi bulmaya gelenlerle birlikte buradaydn."
"Ceset nceden bulunmutu. Ben onu gtrmeden nce geldim."
"yi bir manzara olmal."
"Hi ho deildi."
"O Cookie yalnz alyormu. Pezevenk filan yok."
"Polis de byle dedi."
"Bir pezevengi olsa da onlar bilemeyebilirlerdi. Ama baz insanlarla konutum, yalnz
alyormu ve Duffy Green diye birini tanyor olsa bile kimse bundan bahsedildiini
duymam." Keden saa dnd. "Benim evime gidiyoruz, tamam m?"
"Pekl."
"Biraz kahve hazrlarm. Geen sefer yaptm o kahveyi beenmitin, deil mi?
"yiydi."
"Aynsndan yaparm."

Greenpoint'te oturduu blok, gece olduu gibi gndz de sessiz, sakindi. Bir dmeye
dokunmasyla garaj kaps kalkt. Dmeye ikinci kez dokunarak kapy arkamzdan
kapad, otomobilden inerek eve girdik. "Biraz almak istiyorum" dedi. "Birka arlk
kaldracam. Sen de elik eder misin?"
"Yllardr yapmadm." "Aletlerle almaya ne dersin?"
"Sanrm sram geireceim."
Adm Matt ve sram geiriyorum.
"Bir dakika iinde geliyorum" dedi. Odann birine girdi ve zerinde kadife ort, elinde
kaponlu, havlu bir bornozla geri dnd. Spor salonu olarak dzenledii odaya girdik On
be yirmi dakikay hafif arlklar kaldrarak ve alet alarak geirdi. Derisi terden
parlam, altndaki kaslar hafif imiti.
"imdi de saunada on dakika istiyorum" dedi. "Sen almadn iin saunay haketmi
saylmazsn ama senin iin bir torpil geebiliriz sanrm."
"Hayr, teekkrler."
"O zaman aada beklemek ister misin? Oras daha rahat olur."
Onun saunaya ve dua girmesini bekledim. Bu arada Afrika heykellerinden bazlarn
inceledim, birka dergiye gz attm. zerinde ak mavi jeans, lacivert bir sveter ve
ayaklarnda sandaletlerle geri geldi. Kahve iin hazr olup olmadm sordu. Yarm saattir
hazr olduumu syledim.
"Uzun srmez" diyerek kahveyi hazrlad, makineyi altrd ve odaya geri dnerek bir
minderin zerine kt. "Biliyor musun?" dedi. "Ben berbat bir pezevengim."
"Birinci snf olduunu sanyordum. Kontroll, arbal filan."
"Alt kzm vard ve geriye kald. Mary Lou da yaknda gidecek."
"yle mi dnyorsun?"
"Bundan eminim. O bir turist, adamm. Onu nasl bu ie soktuumu biliyor musun?"
"Bana anlatmt."
"lk mterileriyle birlikte olduunda kendi kendine srekli bir gazeteci olduunu, btn
bunlar bir aratrma iin yaptn sylemek zorunda kalmt. Sonra gerekten bu iin
iine girdiine karar verdi. imdiyse birka ey reniyor."
"Ne gibi?"
"ldrlebilecei ya da kendini ldrebilecei gibi. ldnde cenazende on iki kiinin
olaca gibi. Sunny iin yas tutan fazla kii yoktu, deil mi?"
"Kk bir tren olarak organize edilmiti."
"yle de diyebilirsin. Biliyor musun, o kahrolas salonu kat fazla doldurabilirdim."
"Herhalde."
"Yalnzca herhalde deil. Kesinlikle." Ayaa kalkt, ellerini arkasnda birletirdi, odann
iinde volta atmaya balad. "Bunu dndm. En byk oday tutarak oray
doldurabilirdim. ehrin yukarsnn insanlar, pezevenkler ve orospular boks camiasndan
kiiler. Oturduu apartmandaki insanlara da haber verebilirdim. Gelmek isteyen komular
kabilirdi. Ama anlyor musun, fazla insan istemedim."
"Anlyorum."
"Aslnda yalnzca kzlar iindi. Drd iin. Olay organize ettiimde e ineceklerini
bilmiyordum. Sonra dndm, kahretsin, yalnzca ben ve drdyle skc olabilir, dedim.
Bu yzden dier birka kiiye haber verdim. Kid Bascomb'un gelmesi ok nazik bir
hareketti, deil mi?"
"Evet."
"Kahveleri getireyim."
Elinde iki fincanla geri geldi. Bir yudum aldktan sonra onaylarcasna bam salladm.
"Sana eve gtrmen iin bir miktar veririm."
"Geen sefer sylemitim. Otel odasnda bir iime yaramaz."
"O zaman bayan arkadana verirsin. Sana en iyisinden bir fincan piirir."
"Teekkrler."
"Yalnzca kahve iiyorsun deil mi? ki imez misin?"
"Bugnlerde deil"
"Ama eskiden ierdin."
Ve byk olaslkla yine ieceim, diye geirdim iimden. Ama bugn deil.
"Ayn benim gibi" dedi. "ki imem, uyuturucu kullanmam, o boktan eylerin hibirini
yapmam. Ama eskiden yapardm."
"Neden braktn?"
"maja uymad."
"Hangi imaj? Pezevenk imaj m?"
"Uzman" dedi. "Sanat koleksiyoncusu."
"Afrika sanat hakknda bu kadar ok eyi nasl rendin?"
"Kendi kendime" dedi. "Bulabildiim her eyi okudum, satclara gittim ve onlarla
konutum. Kuvvetli bir nsezim vard." Aklna gelen bir eye glmsedi. "Uzun zaman
nce niversiteye gittim."
"Nerede?"
"Hofstra Hampstead'da bydm. Bedford-Stuyvesant'ta domuum ama bizimkiler ben
iki yamdayken bir ev almlar. O yzden Bed-Stuy'u hatrlamyorum bile." Yeniden
minderin stne oturmu, arkaya doru sallanyordu. Dengede durmak iin ellerini
dizlerinde kenetlemiti. "Tam bir orta-snf evi: Biilecek imler; trmkla temizlenecek
yapraklar ve karlar kreklenecek bir araba yolu. Getto konumasna kolayca
dnebiliyorum ama ounlukla bu yapmacktr. Zengin deildik ama saygn yaadk. Ve
beni Hofstra'ya gnderecek kadar paralar vard."
"Ne okudun?"
"Sanat tarihi. Ama orada Afrika sanatyla ilgili bir bok renmedim. Yalnzca Braque ve
Picasso gibi zppelerin Afrika maskelerinden ilham aldn rendim. Tpk
Empresyonistlerin Japon yalboyalarndan etkilendii gibi. Ama Vietnam'dan geri
dndm zamana kadar bir tek Afrika heykeline bile bakmadm."
"Ne zaman Vietnam'daydn?"
"niversitenin nc ylndan sonra. Babam lmt. Her eye olduu gibi devam
edebilirdim ama bilmiyorum, bir an nce okulu brakacak ve gnll yazlacak kadar
ldrmtm." Ban arkaya atarak gzlerini kapad. "Orada tonlarca uyuturucu
kullandm. Her eyden vard. Esrar, haha, asit. Benim houma gidense eroindi. Orada
deiik yapyorlard. Eroini sigaraya sararak iiyorduk."
"Bunu hi duymamtm."
"Eroinin ou boa gidiyor" dedi. "Ama orada o kadar ucuzdu ki. Haha oradaki lkelerde
yetitiriliyordu; bu yzden ok ucuzdu. Eroini o tarzda ierek o kadar sarho oluyordun ki.
Annemin lm haberini aldm zaman yine kafam dumanlyd.
Bilirsin ite, tansiyonu hep yksekti. Bir gn ani fel gelmi ve lm. Haberi aldmda
yine uuyordum ve hibir ey hissetmedim, biliyor musun? Ve etkisi getiinde, kendime
geldiimde hi bir ey hissetmiyordum. lk kez bu leden sonra bir ey hissettim. Parayla
tutulmu bir rahibin, l bir fahienin arkasndan Ralph Waldo Emerson okuyuunu
dinlerken..." Yerinde dikleti ve bana bakt, "...orada ylece oturup annem iin alamak
istedim" dedi. "Ama yapmadm. Hayatm boyunca onun iin alayacam sanmyorum."
Kahve getirmek iin ayaa kalkarak atmosferi bir anda datt. Geri dndnde
konumasn srdrd. "Neden bu tr eyleri anlatmak iin seni seiyorum, bilmiyorum.
Sanki bir demeymi gibi. Param aldn, o yzden imdi beni dinlemek zorundasn."
"Hepsi hizmetimin iindedir. Bir pezevenk olmaya nasl karar verdin?"
"Benim gibi ho bir ocuk nasl byle bir ie bulat, yle mi?" Kkrdad, sonra bir anda
sustu ve dncelere dald. "Bir arkadam vard" dedi. "Oak Park, lllinois'dan beyaz bir
ocuk. Oras Chicago'nun dnda bir yer."
"Duymutum."
"Onun zerinde garip bir etkim vard. Bilirsin ite, ben gettodan geliyordum, her trl eyi
yaam, denemitim. Sonra o ld. ok aptalcayd; sarho oldu ve bir jipin altnda kald.
Ama lmt ite ve ben artk o hikyeleri anlatmyordum. Annem de lmt ve eve
dndmde artk okula devam etmeyeceimi biliyordum."
Pencerenin nne gitti. "Ve orada bir kz vard" dedi, arkas bana dnk durarak. "Arada
bir evine giderdim. Birlikte kafay bulurduk ve seviirdik. Ona para da verirdim. Sonra
benden ald paray erkek arkadana verdiini rendim. Oysa ben bu kadnla evlenme
fantezileri kuruyordum. Bunu yapmazdm herhalde ama dnyordum. Ve sonra
orospudan baka bir ey olmadn anladm. Neden baka bir ey olduunu sandm,
bilmiyorum ama erkekler bunu yapar, bilirsin.
Onu ldrmeyi dndm. Ama kahretsin, byle bir ey yapmak istemiyordum. O kadar
fkeli bile deildim aslnda. Ne yaptm biliyor musun, sigaray braktm, ikiyi braktm, beni
uuran her trl eyi braktm."
"yle, birdenbire mi?"
"yle, birdenbire. Ve kendi kendime sordum, Pekl, ne olmak istiyorsun? Ve tablo yava
yava olutu. O skntl anlarmn geri kalannda kk, iyi bir askerdim. Sonra geri
dndm ve bu ie girdim."
"Kendi kendine mi rettin?"
"Kahretsin, kendi kendime icat ettim. Chance adn buldum. Bu hayata ilk baladmda iki
adm ve bir soyadm vard ve hibiri Chance deildi. Sonra kendime bir ad taktm, bir stil
yarattm ve geri kalan her ey yerine bir bir oturdu. Pezevenklik, kolay renilen bir eydir.
Her eyin temeli g. Senin zaten gcn varm gibi davranrsn ve bylece sana gelir ve
asl gc onlar vermi olur iin asl bu ite."
"Mor bir apkan olmas gerekmiyor mu?"
"Racona uygun giyinmek herhalde en kolay yoldur ama klasik dzene kar gelirsen senin
zel biri olduunu dnrler."
"Sen yle miydin?"
"Kzlara kar her zaman adil davrandm. Onlara asla vurmadm, onlar asla tehdit
etmedim. Kim, beni terk etmek istedi ve ben ne yaptm? Ona gle gle, Tanr seni
korusun, dedim."
"Altn kalpli pezevenk."
"aka yaptn sanyorsun. Ama onlar umursadm. Ve hayat iin cennet gibi ryalarm
vard adamm. Gerekten."
"Bence hl var."
Ban iki yana sallad. "Hayr" dedi. "Elimden kayp gidiyor Her ey elimden kayp gidiyor
ve onlar tutamyorum."
31
tfaiyeden dnme evi ben arka koltukta, Chance banda bir ofr apkasyla terk ettik.
Birka blok tede otomobili durdurdu, apkay torpido gzne koydu ve ben de n koltua
getim. Trafik artk iyice azalmt. Manhattan'a ok abuk ve sessizlik iinde vardk.
kimizin de beklediinden daha fazlasn paylamaktan doan bir soukluk vard
aramzda.
Resepsiyonda mesaj yoktu. Yukar ktm, stmdekileri deitirdim, tam kapdan kmak
zereyken durakladm, geri dnerek ekmeceden 32'lii aldm. Ateleyemediim bir silah
tamann bir anlam var myd? Ben gremiyordum; ama yine de onu cebime koydum.
Aa indim, bir gazete aldm ve fazla dnmeden keyi dnerek Armstrong'a girdim.
Her zamanki masama oturdum. Trina geldi, uzun zaman olduunu syledi ve sipariimi
ald. izburger, kk salata ve kahve.
O mutfaa doru giderken canm bir anda martini istedi: Sek, buz gibi souk bir kadeh
martini. Onu grebiliyor; bardan kenarna tutturulmu limonun kokusunu alabiliyor; btn
vcudumun rperiini hissedebiliyordum.
Tanrm, dedim kendi kendime.
Bu iki ime istei geldii gibi bir anda gidiverdi. Bunun bir refleks, Armstrong'un
atmosferine gsterilen bir tepki olduuna karar verdim. Ne de olsa burada ok iki
imitim. Son ikimden sonra burada komaya girmi ve o gnden beri azma bir damla
koymamtm. ki imeyi dnmem yalnzca ok doald ama bu, imem gerektii
anlamna gelmezdi.
Yemeimi yedikten sonra bir fincan kahve daha itim. Gazetemi okudum, hesab dedim,
bahi braktm. Artk St. Paul'e gitme zaman gelmiti.
Konuma, Amerikan Ryas'nn alkolik versiyonuydu. Konumac Worcester,
Massachusetts'li zavall bir ocuktu. niversite okumu, televizyon kanallarndan birinde
mdr yardmclna kadar ykselmi, sonra her eyi iki yznden kaybetmiti. En dibe
kadar km, kendini Los Angeles'ta Pershing Meydan'nda ispirto ierken bulmu, sonra
AA'ya ulam ve hepsini geri almt.
Aklm oraya verseydim benim iin bir esin kayna olabilirdi. Ama dikkatim dalmt,
Sunny'nin cenaze trenini, Chance'in anlattklarn dnyordum. Kendimi, btn olanlar
deerlendirerek mantkl bir sonu karmaya alrken buldum.
Kahretsin, her ey ortadayd. Yalnzca doru bakmasn becerememitim.
Daha sram bile gelmeden tartmann ortasnda ktm. Zaten bu gece adm sylemeyi
pek istemiyordum. Yryerek otele geri dndm. Yolda Armstrong'a bir iki dakikalna
uramamak iin kendimi zor tuttum.
Durkin'i aradm. Dar kmt. Mesaj brakmadan telefonu kapadm ve Jan' aradm.
Yant vermiyordu. Herhalde hl toplantdayd. Ve sonrasnda kahve imeye giderlerdi.
Byk olaslkla on birden nce evde olmazd.
Ben de kendi toplantmda, bitene kadar kalabilirdim. Sonra dierleriyle kahve imeye
gidebilirdim. Onlara hl katlabilirdim; takldklar yer olan Cobb'un Kesi fazla uzak
saylmazd.
Bunu bir sre dndm. Ve oraya gitmeyi gerekten istemediime karar verdim.
Elime bir kitap aldm ama okuduumdan hibir ey anlamadm. Onu bir kenara braktm,
soyundum, banyoya girdim ve duun musluunu atm. Ama Tanr akna, du almama
gerek yoktu; daha o sabah dua girmitim ve btn gn boyunca yaptm en yorucu i,
Chance'in arlk almasn izlemek olmutu. Kahrolas dua ne ihtiyacm olacakt?
Suyu kapadm ve yeniden giyindim.
Tanrm, kendimi kafese konmu bir arslan gibi hissediyordum. Telefonu kaldrdm.
Chance'i arayabilirdim ama o orospu ocuunu da dorudan arayamyordum. Servisine
not brakmam ve onun aramasn beklemem gerekiyordu. Ben de o srada bunu yapmak
istemedim. Jan'a telefon ettim; hl dardayd. Bu kez Durkin'in numarasn evirdim. O
da hl gelmemiti. Yine mesaj brakmadm.
Belki de Onuncu Cadde'deki o yerdeydi. Bir ho ikiyle kendini rahatlatmaya alyordu.
Oraya gidip bakmay dndm ama anladm ki gidersem Durkin'i bulmak iin gitmi
olmayacaktm. Tek aradm, o kapdan ieri girerek ayam pirin parmaklklara
dayamak iin bir bahaneydi.
Orada pirin parmaklk olup olmadn bile hatrlamyordum. Gzlerimi kapadm ve
mekn gzmn nnde canlandrmaya altm. Bir anda her eyi hatrlayvermitim:
Yerlere dklen alkoln, bayat birann ve idrarn kokusu, insana evine dnm hissi veren
o khne meyhane kokusu.
Kendi kendime konumaya baladm. Dokuz gnn oldu ve bugn iki toplantya gittin -bir
le, bir akam toplantsna. Ve alkole hi yaklamadn. Kahrolas, senin neyin var?
Durkin'in takld o yere gidersem iecektim. Farrell ya da Polly ya da Armstrong'a
gidersem yine iecektim. Odamda kalrsam ldracak ve yeterince ldrdm zaman bu
drt duvarn arasndan kurtulacak ve ne yapacaktm? Dar kacak, u ya da bu bara
gidecek ve iecektim.
Orada kalmak iin kendimi zorladm. Sekizinci gn atlatmtm ve dokuzuncuyu da
atlatmamam iin hibir neden yoktu. Orada ylece oturdum ve ikide bir saatime bakp
durdum. Bazen koca bir dakika iki bakm arasnda geiveriyordu. Sonunda on bir
olduunda aa indim ve bir taksiye atladm.

Otuzuncu Cadde'yle Lexington Caddesi'nin birletii kede bulunan Moravian Kilisesi'nde
haftann yedi gn geceyars toplantlar yaplr. Kaplar, toplant saatinden bir saat kadar
nce alr. Oraya gittim ve bir iskemleye oturdum. Kahve hazr olduunda kendime bir
fincan aldm.
Konumacya da tartmaya da dikkatimi vermedim. Yalnzca orada oturdum ve kendimi
gvende hissettim. Salonda, ayk kalmay yeni baaran bir sr insan, zor zamanlar
geiren bir sr insan vard. Zaten baka hangi nedenle gecenin o vakti orada olurlard?
meyi hl brakmam baz insanlar da vard. Birini dar karmak zorunda kaldlar ama
dierleri hi sorun karmad. Yalnzca bir saati daha geiren bir oda dolusu insan.
Bu bir saat de getiinde iskemlelerin katlanmasna ve kllklerin boaltlmasna yardm
ettim. skemlelere yardmc olan bir bakas adnn Kevin olduunu syleyerek kendini
tantt ve bana ne kadar zamandr ayk olduumu sordu. Dokuzuncu gnmde olduumu
syledim.
"Bu harika" dedi. "Toplantlara devam et." Her zaman byle sylerler.
Dar ktm ve gemekte olan bir taksiye iaret ettim. Yavalamaya baladnda fikrimi
deitirdim ve elimi salladm. Son hz uzaklat.
Odaya geri dnmek istemiyordum.
Bylece yedi blok kuzeye yryerek Kim'in apartmanna gittim. Kapcnn nnden hi
oral olmadan getim ve daireye girdim. erde bir dolap dolusu iki olduunu biliyordum
ama bu beni rahatsz etmiyordu. Hatta daha nce yaptm gibi onlar lavaboya dkme
ihtiyac bile hissetmedim.
Yatak odasnda mcevherlerini gzden geirdim. Aslnda yeil yz aramyordum.
Fildii bilezii elime aldm, kopasn atm ve kendi bileimde denedim. ok kk
gelmiti. Mutfaktan kt havlu aldm, bilezii dikkatlice iine sardm ve cebime koydum.
Belki Jan'n houna giderdi. Birka kez onda nasl duracam hayal etmitim -evindeyken,
cenaze treninde.
Eer houna gitmezse takmak zorunda deildi.
Telefonu kaldrdm. Hat henz kesilmemiti. Ama eninde sonunda kesilirdi herhalde -tpk
Kim'in eyalarnn da eninde sonunda karlaca ve dairenin temizlenecei gibi. Ama
imdilik sanki ksa bir sreliine uzaktaym gibiydi.
Telefonu kimseyi aramadan kapadm. Saat sularnda soyundum ve yatana girdim.
araf deitirmemitim. Az da olsa hl alnabilen kokusu, odada sanki bir varlk tekil
ediyordu.
yle olsa bile yine de beni uyank tutamad. Hemen uykuya daldm.

Ter iinde uyandm. Sanki ryamda olay zm ama sonra unutmutum. Du yaptm,
giyindim ve oradan ktm.
Otelde birka mesaj beni bekliyordu. Hepsi de Mary Lou Barcker'dand. nceki gece ben
ktktan sonra bir kez, o sabah da birka kez aramt.
"Ben de sana ulamaya alyordum" dedi telefon ettiimde. "Kz arkadann evinden
arayacaktm ama soyadn hatrlayamadm."
"Numaras rehberde yok." Ve zaten ben de orada deildim, dedim iimden.
"Chance'i bulmaya alyorum" diye devam etti. "Senin onunla konumu olabileceini
dndm."
"En son dn gece yedide grtk. Neden?"
"Onu bulamyorum. Tek bildiim yol servisini aramak..."
"Benim de tek bildiim yol bu."
"Ah. Sende zel bir numara olabileceini sanmtm."
"Yalnzca servisi."
"Oray aradm. Her zaman geri arar. Tanrm, ka tane mesaj braktm bilmiyorum bile.
Ama o aramad."
"Ve yalnzca ben deil" diyordu. "Fran'i de aramam. Ona sorduumda Fran de arad
ama ona da bir yant gelmemi."
"Peki ya Donna?"
"O burada benimle birlikte. Hibirimiz yalnz kalmak istemedik. Ve Ruby, onun nerede
olduunu bilmiyorum. Telefonu yant vermiyor."
"O San Francisco'da."
"Nerede?"
Ona ksa ve z bir aklama yaptm, sonra rendiklerini Donna'ya aktarmasn dinledim.
"Donna, Yeats'den bir alnt yapt" dedi. "'Her ey paralanyor, merkez kontrol edemiyor'
Bunu ben bile anlayabiliyorum. Fazla zeki olmaya gerek yok. Her ey parampara oluyor"
"Ben Chance'e ulamaya alacam."
"Bulunca bana haber verirsin deil mi?"
"Veririm."
"Bu arada Donna bende kalyor. Ne mteri alyoruz, ne kapya yant veriyoruz. Kapcya
yukar kimseyi gndermemesini syledim bile."
"yi."
"Fran'i de buraya gelmesi iin davet ettim ama istemediini syledi. Sesi ok dumanl
geliyordu. Onu bir kez daha arayacam ve davet etmek yerine hemen gelmesini
isteyeceim."
"yi fikir"
"Donna kk domuzun tatan evde saklanabileceini sylyor kurdun bacadan
girmesini bekleyerek. Sanrm Yeats'i tercih ederim."

Yant verme servisiyle bir yere varamadm. Mesajm memnuniyetle ileteceklerini
sylediler ama Chance'in yakn bir zamanda arayp aramadn kurallar gerei
syleyemiyorlard. "Ksa bir srede onunla konuacam sanyorum" dedi kadnn biri, "Ve
mesajnz ileteceimden emin olabilirsiniz."
Brooklyn santraln aradm ve Greenpoint'teki evin telefonunu aldm. Numaray evirdim.
On be kez ald ama aan olmad. Telefonlarn iindeki mandallarn karmasndan
szediini hatrlamtm ama yine de denemeye deer diye dnmtm.
Parke Bernet'i aradm. Afrika ve Okyanus lkeleri sanat eserlerinin sat saat ikide
yaplacakt.
Du yaptm, tra oldum, bir fincan kahve itim ve gazeteyi okudum. Grne gre Post,
Motel Kasab'n hl ilk sayfada tutmakla kararlyd. Ancak bu kez dolayl yoldan. Bronx'un
Bedford Park blmnde bir adam, karsna kez mutfak ban saplam, polisi
arayarak kendini ihbar etmiti. Bu tr bir olay normalde arka sayfada iki paragraf alrd;
ancak Post bunu ilk sayfaya koymu, yle bir sansasyonel balk atmt: MOTEL
KASABI'NDAN MI ESNLEND?
Saat on iki otuzdaki bir toplantya katldm. Parke Benet'e vardmda ikiyi bir iki dakika
geiyordu. Ak artrma, sergi odasndan baka bir yerde yaplyordu. Oturmak iin bir
sat katalogu almak gerekiyordu ve katalogun fiyat be dolard. Yalnzca birini aradm
aklayarak ieriye bir gz attm. Chance orada deildi.
Grevli, bir katalog almadan etrafta dolamam istemiyordu ve grne gre bu, onunla
tartmaktan daha kolay olacakt. Ona be dolar verdim. Bir anda kaydm yapmaya ve
ak artrmac numaras vermeye kalkt. Kayt olmak istemiyordum, numara
istemiyordum. O kahrolas katalogu da istemiyordum.
Eserler art arda gelen eki sesleriyle yeni sahiplerini bulurken ben orada iki saate yakn
oturdum. Saat iki buuk olduunda artk gelmeyeceinden emindim ancak oturmaya
devam ettim; nk yapacak daha iyi bir ey bulamamtm. Artrmaya minimum dikkatimi
vererek her iki dakikada bir etrafta Chance'e bakndm. Drde yirmi kala Benin bronzu
sata sunuldu ve 65.000 dolara alc buldu. Rakam, tahmin edilenin yalnzca biraz
stndeydi. Bu heykel mzayedenin yldzyd ve satldnda kalabaln ou salonu terk
etti. Ben, birka dakika daha kaldm. Gelmeyeceini biliyordum; yalnzca gnlerdir
kavramaya altm eyi hl kavramaya alyordum.
Artk btn paralarn elimde olduunu dnyordum. Geriye yalnzca hepsini yerli
yerine oturtmak kalmt.
Kim. Kim'in yz ve Kim'in vizon krk, Cojones. Maricon. Havlular. Uyan. Caldern.
Cookie Blue.
Ayaa kalktm ve oray terk ettim. Lobiden geerken gzme eski satlarn kataloglarnn
durduu masa takld. O bahar gerekletirilen bir mcevher ak artrmasnn katalogunu
elime aldm ve gz attm. Bana hibir ipucu vermedi. Masaya geri koydum ve grevliye
orada srekli bulunan bir deerli ta ve mcevher eksperi olup olmadn sordum. "Bay
Hillquist'i aryorsunuz" diyerek hangi odaya gideceimi syledi ve yerini iaret etti.
Bay Hillquist zeri bombo bir masann banda oturuyor, sanki btn gn benim gelip
kendisine danmam bekliyor gibiydi. Ona adm syledim ve kendisinden bir zmrtn
deeri hakknda yaklak bir tahminde bulunmasn istediimi syledim. Ta grmek istedi
ama yanmda olmadn syledim.
"O zaman getirmeniz gerekir" dedi. "Bir tan deeri birok eye baldr. Boyutu, kesimi,
rengi, parlakl..."

Elimi cebime soktum, .32'lie dokundum, yeil cam parasn bulup kardm. "Bykl
yaklak bunun kadar" dedim. Kuyumcu merceini bir gzne takt ve cam parasn
elimden ald. Bakt, bir an kaskat kesildi, sonra dier gzyle bana garip bir bak att.
"Bu, zmrt deil" dedi dikkatlice. Kk bir ocukla ya da bir deliyle konuuyor gibiydi.
"Biliyorum. Bu bir cam paras."
"Evet."
"Bahsettiim tala hemen hemen ayn boyutta. Ben bir detektifim. Ben grdkten sonra
ortadan kaybolan bir yzn deeri hakknda fikir edinmeye alyorum..."
"Ah" dedi rahatlam bir ekilde. "Bir an sandm ki..."
"Ne sandnz biliyorum."
Mercei gznden kard, masann zerine koydu. "Burada oturduunuzda" dedi,
"insanlarn her trl aptalca davranlarna maruz kalyorsunuz. Buraya gelen insanlara,
bana gsterdikleri eylere, sorduklar sorulara inanamazsnz."
"Tahmin edebiliyorum."
"Hayr, edemezsiniz." Yeil cam parasn eline ald ve ban iki yana sallad. "Yine de
size deerini syleyemem. Tan boyutu, dikkate alnacak eylerden yalnzca biri. Ayrca
renk var; berraklk var, parlaklk var Tan zmrt olduundan emin misiniz? Sertliini test
ettiniz mi?"
"Hayr."
"O zaman yalnzca renkli bir ta da olabilir Bana verdiiniz bu -ah- kk hazine gibi."
"Onun cam olduunu biliyorum. Ama zmrt olsayd deeri ne olurdu, onu renmek
istiyorum."
"Sanrm ne demek istediinizi anlyorum." Kalarn atarak cam parasna bakt. "Size
yanl bir fikir vermekten kanmaya altm anlamalsnz. Tan gerek zmrt
olduunu varsaysak bile deeri ok ciddi bir boyutta deikenlik gsterebilir. Olaanst
deerli ya da neredeyse be para etmez olabilir rnein ciddi bir kusuru kabilir Bir atlak
gibi. Ya da yalnzca dk deerli bir tatan yaplm olabilir Postayla sipari alan baz
firmalar var Gerekten ok rezil fiyatlarla zmrt satarlar Hesab birim karat zerinden
yaparlar -karat bana krk, elli dolar gibi bir ey.
Onlar da gerek zmrt ama aklta kadar deersiz."
"Anlyorum."
"Mcevher kalitesinde bir zmrtn bile deeri ok farkllklar gsterebilir. Bu boyutta bir
ta..." Cam parasn avcunda tartt... "Birka bin dolara alabilirsiniz. Ve o zaman o, iyi bir
ta demektir -Kuzey Carolina'nn batsnda yapld gibi endstriyel olarak imal edilen
cinsten deil. Dier taraftansa en yksek kaliteden yontulmu, en iyi renge sahip olan,
mkemmel parlakl olan, atlamam, Peru mal bile deil - en iyi Kolombiya zmrt
olan bir ta, krk, elli, altm bin dolar getirebilir Ve bu bile yaklak bir rakam, kesin deil."
Daha baka eyler de anlatacakt ama ben dikkatimi vermiyordum. Bana gerek anlamda
bir ey sylememiti; bulmacann paralarna yeni bir tane daha eklemi saylmazd.
Ancak kutuyu iyi sallamt. Artk her eyin nereye gittiini grebiliyordum.
karken yeil cam param almay unutmadm.
32
O gece on otuz sularnda Bat Yakas Yetmi kinci Cadde'deki Poogan'a girip ktm. Bir
saat kadar nce hafif bir yamur iselemeye balamt. Caddedeki insanlarn ou
emsiye amt. Benim emsiyem yoktu ama apkam vard ve kaldrmda bir ara
duraklayarak siperini dzeltmitim.
Caddenin karsnda duran bir Mercury Sedan grdm. Otomobil alr durumdayd.
Sola dndm ve Top Knot'a yrdm. Danny Boy'un arkadaki masalardan birinde
oturduunu grmtm ama yine de bara giderek sordum. Fazla yksek sesle konumu
olmalym ki insanlar bana bakt. Barmen, arka taraf iaret etti, yanna gittim.
Yalnz deildi. Masasn zayf, tilki suratl bir kzla paylayordu. Kzn salar tpk
kendininki kadar beyazd ama onun durumunda, doa nasibini alamamt; kalar berbat
yolunmu, aln prl pnl parlyordu. Danny Boy onu Bryna diye tantrd. Glmserken
kpek gibi olan kk, keskin, dileri ortaya kmt.
Bir iskemleye ktm. "Danny Boy" dedim, "syleyeceimi ayn yoldan geri iletebilirsin.
Kim Dakkinen'n erkek arkada hakknda her eyi biliyorum. Onu kimin ve neden
ldrdn de biliyorum."
"Matt, sen iyi misin?"
"Hem de ok iyiyim" dedim. "Kim'in erkek arkadana ulamakta neden o kadar zorlandm,
biliyor musun? nk hareketli bir tip deildi, o yzden. Kulplere gitmiyordu, kumar
oynamyordu, darda taklmyordu. Hibir balants yoktu."
"Sen iki mi itin Matt?"
"ki iip imememden sana ne?"
"Yalnzca merak ettim. Yksek sesle konuuyorsun, hepsi bu."
"Sana Kim'den bahsetmeye alyorum" dedim. "Erkek arkadandan. O, mcevher
iindeydi. Ne ok zengin saylrd, ne de alktan lyordu. Hayatn yrtyordu ite."
"Bryna" dedi "Gidip biraz burnunu pudralamaya ne dersin?"
"Ah, brak kalsn" dedim ona. "Burnu bana parlak grnmedi."
"Matt..."
"Sana sylediklerim sr deil Danny Boy."
"Pekl, rahatna bak o zaman."
"Bu kuyumcu" diye devam ettim. "Grne gre Kim'le bir mteri olarak grmeye
balad. Ama bir ey oldu. O ya da bu biimde kza tutuldu."
"Byle eyler olur"
"Kesinlikle. Her neyse, kza k oldu. Bu arada baz kiiler onunla temasa geti. Ellerinde
gmrkten gemeyen ve sat faturalan olmayan baz deerli talar vard. Zmrtler
Kolombiya zmrtleri. Gerek kalitede mal yani."
"'Matt, ltfen bana btn bunlar neden anlattn syler misin?"
"lgin bir hikye kyor"
"Yalnzca bana deil, btn bara anlatyorsun. Ne yaptn biliyor musun sen?"
Ona baktm.
"Pekl" dedi bir sre sonra. "Bryne, dikkatli dinle hayatm. Bu lgn adam zmrtlerden
sz etmek istiyor."
"Kim'in erkek arkada arac pozisyonunda olacakt. Zmrtleri, onlar lkeye sokan
adamlar iin satacakt. Bu tr bir eyi daha nce de yapm, kendi adna da birka dolar
kazanmt. Ama imdi pahal bir bayana kt ve biraz gerek para kazanmak istemesi
iin nedeni vard. Ve sahtekrlk yapmay denedi."
"Nasl?"
"Bilmiyorum. Belki baz talan deitirdi. Belki yapt satlardan kendine para saklad.
Belki maln tmn alarak kamaya karar verdi. Kim'e bir ey sylemi olmal; nk kz
buna gvenerek Chance'e ayrlmak istediini syledi. Artk fahielik yapmayacakt. Bana
soracak olursan, adam zmrtleri okutmak iin yurt dna kt. O yokken Kim de
Chance'ten kurtuldu. Geri dndnde sonsuza dek mutluluk onlar bekliyor olacakt ama
adam hi geri dnmedi."
"Eer hi geri dnmediyse kz kim ldrd?"
"Dolandrd insanlar. Onu Galaxy Downtowner'a ararak tuzaa drdler. Byk
olaslkla orada sevgilisiyle buluacan sand. Artk fahie deildi; bir otel odasna
mteriyle bulumak iin gitmezdi. Aslnda bu ii otellerde ok az yapmt. Ama diyelim
erkek arkadann arkada olduunu syleyen birinden telefon geliyor ve erkek
arkadann, kzn evine gitmeye korktuunu nk izlendiinden phelendiini, bu
yzden onu otelde beklediini sylyor."
"Ve kz gidiyor"
"Elbette gidiyor. Giyiniyor; ssleniyor; adamn ald hediyeleri taknyor -krk ve zmrt
yz. Ceket bir servet saylmazd; nk adam zengin deildi, boa harcayacak paras
yoktu. Ama ona harika bir zmrt hediye edebilirdi; nk zmrte para vermesine gerek
yoktu. Zaten o iin iindeydi: Kaak zmrtlerden birini alarak yzk yaptrabilirdi."
"Yani kz oraya gitti ve ldrld."
"Evet."
Danny Boy votkasndan biraz iti. "Neden? Onu, yz geri almak iin mi ldrdler?"
"Hayr. Onu ldrm olmak iin ldrdler"
"Neden?"
"nk onlar Kolombiyal'yd" dedim. "Ve onlarn tarz byle. Birini halletmek iin nedenleri
olduunda btn aileyi sradan geiriyorlar."
"Tanrm."
"Belki bu yntemin caydrc olduunu dnyorlardr. Bunu anlayabiliyorum. Olaylar sk
sk gazetelere yansyor; zellikle Miami'de. Btn bir aile infaz ediliyor; nk biri, bir
bakasn kokain iinde yoluyor. Kolombiya, zengin, kk bir lke. En iyi kahve, en iyi
marihuana, en iyi kokain, hepsi onlarda."
"Ve en iyi zmrtler, yle mi?"
"Doru. Kim'in sevgili kuyumcusu evli bir adam deildi. Bence yle; nk bu yzden
adamla ilgili bir balant bulamadm. Bu yzden ona ulamak zordu. Hi evlenmedi. Hatta
belki de Kim'e k oluncaya kadar kimseye k olmad. te belki de bu yzden hayatn
riske atmaya hazrd. Her neyse, o bekrd. Kans, ocuu, hayatta olan anne babas
yoktu. Bu adamn ailesini temizlemek istiyorsun, ne yaparsn? Kz arkadan ldrrsn."
Bryna'nn yz de sa kadar beyazd imdi. Kz arkada ldrdkleri sahne houna
gitmemiti.
"Cinayet olduka profesyoneldi" diye srdrdm. "Katil, kant brakmama konusunda
dikkatliydi. zleri rtmeyi iyi baard. Ama bir ey ona susturuculu silahtan kacak birka
kurun yerine bir kasap ii yaptrd. Belki fahielere kar bir ey vard ya da belki sorun,
genel olarak kadnlard. O ya da bu biimde Kim'in stnde iyi bir i kard.
Sonra temizlendi, palayla birlikte kirli havlular da ald ve oray terk etti. Krk ceketle
czdandaki paray brakt ama yz ald."
"nk dnyann paras ederdi; yle mi?"
"Olabilir. Yzkle ilgili somut bir kant yok ve benim tek bildiim, kesilmi bir ta olduu ve
kendisinin satn ald. Ama zmrt de olabilir ve olmasa-bile katil yle sanm olabilir.
Birka yz dolar lnn zerinde brakarak onu soymadn gstermek bir ey, elli bin
dolar edebilecek bir zmrt brakmak baka bir ey. Her eyden nce bu sana ait bir
zmrtse."
"Anlyorum."
"Galaxy Downtowner'daki resepsiyonist Kolombiyalyd, Octavio Calderon adnda gen bir
ocuk. Belki bu yalnzca bir rastlantyd. Bu gnlerde ehirde bir sr Kolombiyal var Belki
katil Galaxy'yi seti; nk orada alan birini tanyordu. nemli deil. Caldern herhalde
katili tand ya da en azndan enesini kapal tutmas gerektiini anlad. Polisin biri onunla
bir kez daha konumak iin geldiinde Caldern ortadan kayboldu. Ya katiller ona ekip
gitmesini syledi ya da Caldern baka bir yerde daha gvenlikte olacana karar verdi.
rnein Cartagena'da evinde ya da Queens'in baka bir yerindeki baka bir pansiyonda."
Ya da belki de ld, diye dndm. Bu da bir olaslkt. Ama sanmyordum. O insanlar
ldrdkleri zaman cesedi gznnde bir yerde brakmaktan holanyorlard.
"len bir baka fahie daha vard."
"Sunny Hendryx" dedim. "O bir intihard. Belki de tetii ektiren ey Kim'in lm olmutu.
Bu yzden belki de Kim'i ldren adam, Sunny'nin lmnde ahlaki bir sorumluluk
tayordu. Ama o, kendi kendini ldrd.
"Ben kaldrm fahiesinden szediyorum. Dnme olandan."
"Cookie Blue."
"Evet, o. O niye ldrld? Seni yaklatn sonutan artmak iin mi? Tabii her eyden
nce sonuca filan yaklamadn biliyoruz."
"Hayr."
"O zaman niye? lk cinayetle katilin kendini kaybettiini dnyorsun. Onu gaza getiren
iindeki o ey, ayn eyi bir kez daha yapmak istemesine neden olabilir mi?"
"Sanrm ksmen yle" dedim. "Kimse ikinci kez yle bir kasaplk yapmaz -tabii ilkinden
zevk almad srece. Kurbanlardan herhangi biriyle cinsel ilikiye girdi mi, bilmiyorum
ama yapt eyin cinsellikle bir ilgisi olmal."
"Yani doramak iin Cookie'yi ylesine mi seti?"
Bryna yine bembeyaz kesilmiti. Yalnzca yanl kiinin kz arkada olduu iin ldrlen
birinin hikyesini dinlemek, yeterince ktyd. Tesadfen seilen bir baka kzn
ldrldn duymak daha da ktyd.
"Hayr" dedim, "Cookie, belli bir nedenle ldrld. Katil, bir sr sokak fahiesinin
nnden geerek onu arad. Ve sonunda buldu. Cookie, aileydi."
"Aile mi? Kimin ailesi?"
"Erkek arkadan."
"Bizim kuyumcunun iki hatunu mu vard? Bir telekz ve bir travesti fahie mi?"
"Cookie onun hatunu deildi. Cookie onun erkek kardeiydi."
"Cookie..."
"Cookie Blibe yaama- Mark Blaustein olarak merhaba dedi. Mark'n mcevher iine giren
Adrian adnda bir aabeyi vard. Adrian Blaustein'n da Kim adnda bir kz arkada ve
Kolombiyal baz i ortaklar vard."
"Bylece Cookie ve Kim'in arasnda bir balant kurulmu oldu."
"Balant olmas gerekiyordu. Birbirleriyle hi karlamadklarndan eminim. Mark'la
Adrian'n son yllarda grtklerini sanmyorum. Bu, katilin Cookie'yi bulmasnn neden o
kadar uzun srdn aklayabilir. Ama bir biimde bir balantnn olmas gerektiini
biliyordum. Daha nce birine onlarn kan kardei olduklarn sylemitim. Yaklam
saylrm. Neredeyse grmce oluyorlard."
Bunu bir sre dndkten sonra Bryna'ya, bizi birka dakika yalnz brakmasn syledi.
Bu kez ben karmadm. Kz masadan kalkt ve Danny Boy, garson kza iaret etti. Kendisi
iin votka smarlad ve bana ne istediimi sordu.
"imdilik hibir ey" dedim.
Votkas geldiinde dikkatli bir yudum ald ve barda masaya brakt. "Polise gittin deil
mi?" dedi.
"Hayr"
"Neden?"
"Henz frsatm olmad."
"Onun yerine buraya gelmen gerekiyordu."
"Doru."
"Ben enemi kapal tutabilirim Matt ama u Bryna bunu beceremez. Dar vurulmayan
dncelerin, kafann iinde biriktiini ve kafatasn patlattn dnyor. O yzden
susmay denemez bile. Her neyse, salonun yansnn, sylediklerini duyaca kadar yksek
sesle konuuyordun."
"Biliyorum."
"Bildiini fark ettim. Ne yapmak istiyorsun?"
"Katilin, benim bildiimi bilmesini istiyorum."
"Bunun uzun srmeyeceinden emin olabilirsin."
"Senin bunu yayman istiyorum Danny' Boy. Ben, burada brakyorum. imdi yryerek
kendi mahalleme dneceim. Byk olaslkla birka saati Armstrong'da geireceim.
Sonra keyi dnerek odama gideceim."
"ldrleceksin Matt."
"Bu kahrolas yalnzca kzlar ldryor" dedim.
"Cookie, yalnzca yan kzd. Belki erkeklere doru ilerliyor."
"Belki."
"zerine gelmesini istiyorsun."
"yle grnyor deil mi?"
"Bana ldrmsn gibi grnyor Matt. Seni buraya geldiin ilk anda caydrmaya altm.
Biraz da olsa sakinletirmeye altm."
"Biliyorum."
"Herhalde artk ok ge. Yaysam da yaymasam da."
"Daha nce de ok geti. Buraya gelmeden nce ehrin kuzeyindeydim. Royal Waldron
adnda bir adam tanyor musun?"
"Elbette Royal' tanyorum."
"O ve ben biraz konutuk. Royal'n Kolombiyal baz adamlarla kk bir i ortakl var"
"Dorudur" dedi. "Yapt ie baklrsa."
"Bu yzden zaten oktan haberleri olmutur. Ama sen yine de haberi yayabilirsin. Garanti
olsun diye."
"Garanti" dedi. "Hayat garantisinin kart nedir?"
"Bilmem."
"lm garantisi. u anda seni darda bekliyor olabilirler Matt"
"Bu mmkn."
"Neden u telefonun yanna giderek polisi aramyorsun? Bir devriye gnderirler, sen de
gidip ifade verirsin. Brak o piler de paralarn kazansn."
"Ben katili istiyorum" dedim. "Onunla teke tek karlamak istiyorum."
"Sen Latin deilsin. Bu mao havalarna nereden kaplyorsun?"
"Sen yalnzca haberi yay Danny Boy."
"Bir dakika otur." ne doru eilerek sesini alaltt. "Buradan darya savunmasz kmak
istemezsin, deil mi? Bir dakika burada otur, sana bir ey getireceim."
"Silaha ihtiyacm yok."
"Hayr, elbette yok. Kimin ihtiyac var ki? O palay kolaylkla elinden alarak ona
yedirebilirsin. Sonra iki bacan birden krarsn ve onu sokak arasnda ylece brakrsn."
"Onun gibi bir ey."
"Sana silah bulmama izin verecek misin?" Soran gzlerini benimkilere dikmiti. "Zaten bir
silahn var" dedi. "u anda stnde, deil mi?"
"Silaha ihtiyacm yok" dedim.

Ve gerekten yoktu. Top Knot'tan karken elimi cebime soktum ve kk 32'liin
kabzasyla namlusuna dokundum. Ona kimin ihtiyac olurdu? yle kk bir silahn zaten
kesin durdurucu bir etkisi olmazd.
zellikle tetii ekemediin zamanlar
Dar ktm. Yamur hl yayordu ama eskisinden daha iddetli deildi. apkamn
siperine asldm ve dikkatlice evreme bakndm.
Mercury Sedan, caddenin kar tarafnda park etmiti. Otomobili, yamulmu
amurluundan tanmtm. Ben orada ylece dururken, ofr otomobili altrd.
Columbus Bulvar'na yrdm. Yeil n yanmasn beklerken Mercury'nin U-dn
yaparak yaklatn grdm. Yeil yand ve caddenin karsna getim.
Elim cebimde, silah kavramtm. aret parmam tetiin stndeydi. Ksa bir sre nce o
tetiin, parmamn altnda nasl titrediini hatrladm.
O zaman yine bu caddeydim.
ehir merkezine doru yrmeyi srdrdm. Birka kez omuzumun zerinden arkama
baktm. Btn yol boyunca Mercury, bir blok geriden izlemeyi srdrmt.
Zaten hep diken stndeydim ama zellikle daha nce silah ektiim blokun nne
geldiimde iyice gerildim. Bana doru szlen otomobili grme beklentisiyle kendimi
arkama bakmaktan alamyordum. Ac fren sesiyle arkama dndmde sesin en az iki
blok teden geldiini fark ettim ve rahatladm.
Sinirlerim iyice gerilmiti.
Kendimi kaldrma atarak yuvarlandm yeri getim. ienin krld yere baktmda hl
krk cam paralar olduunu grdm. Tabii ayn camlar olup olmadndan emin deildim.
Ne de olsa her gn binlerce ie krlr.
Armstrong'a kadar yrmeyi srdrdm. Oraya vardmda ieri girdim ve cevizli kekle bir
fincan kahve smarladm. Sa elim cebimde, bir yandan da gzlerimle btn bar taradm
ve herkesi kontrol ettim. Keki bitirdiimde elimi yeniden cebime koydum ve kahveyi sol
elimle itim.
Bir sre sonra bir kahve daha syledim.
Telefon ald. Trina at, sonra bara doru yrd. Orada koyu kumral sal, iri yapl
vcutlu bir adam duruyordu. Trina ona bir eyler syledi ve adam, telefona gitti. Birka
dakika konutu, etrafa baknd, sonra masama geldi. Her iki eli de grebileceim yerdeydi.
"Scudder?" dedi. "Adm George Lightner. Daha nce tantmz sanmyorum." Bir
iskemle ekti ve oturdu. "Biraz nce Joe arad. Orada hibir hareket yokmu. Mercury'nin
iinde saklanyorlar. Art, caddenin karsndaki ikinci kat pencerelerinde iki keskin nianc
duruyor"
"yi."
"Ben buradaym. Bir de n masadaki iki kii var. Sanrm ieri girdiinde bizi fark ettin."
"Onlar fark ettim" dedim. "Seninse ya polis ya da katil olduunu dndm."
"Tanrm, ne dnce. Buras ho bir yer. Genelde buraya taklyorsun ha?"
"Eskiden olduu kadar deil."
"Gzel bir yer. Kahve dnda bir eyler iebileceim bir ara gelmek isterim. Bu gece
kahve satlar ok iyi. Sen, ben ve ndeki iki arkadaa srekli kahve servisi yapyorlar."
"Burann kahvesi olduka iyidir"
"Evet, kt saylmaz. Merkezdeki o boktan eyden daha iyi." Zippo akmayla bir sigara
yakt. "Joe, baka bir yerde de hareket olmadn syledi. Kz arkadann yannda iki
adammz var. East Side'daki fahienin yanna birka kii gnderdik." Srtt. "Bu
ayrnty karmamalydm. Hepsini altedemez ha?"
"Sanrm hayr."
"Burada ne kadar kalmak niyetindesin? Joe'nun tahminine gre adam ya imdiye kadar
harekete gemitir ya da bu gece bir ey yapmayacak. Buradan otele kadar her admn
izleyeceiz. Seni koruyacaz. Ama tabii atda ya da yksek bir pencerede pusuya
yatm birinin ate etme olaslna kar garanti veremeyiz. Daha nce btn atlan
kontrol ettik ama dedim ya, garantisi yok."
"Uzak mesafeden yapacan sanmyorum."
"O zaman durumumuz olduka iyi saylr. Kurun geirmez yelek zerinde, deil mi?"
"Evet."
"Bu i grr. Tabii her yan kapal deil; ba her zaman durdurmaz ama kimse onun
sana o kadar yaklamasna izin vermeyecek. Bizce eer darda bir yerdeyse burayla otel
arasnda harekete geecek."
"Ben de yle sanyorum."
"Sen ne zaman harekete gemek istiyorsun?"
"Bir ka dakika sonra" dedim. "u kahvemi bitireyim."
"Dinle" dedi ayaa kalkarken. "Kahretsin. Kahvenin keyfini kar"
Bardaki yerine dnd. Kahvemi bitirdim, ayaa kalktm, tuvalete gittim. Orada .32'liimi
kontrol ettim ve drt kurunum olduundan emin oldum. Bo yerleri doldurmak iin
Durkin'den birka mermi isteyebilirdim. O zaman bana daha byk, daha gl bir silah
verirdi. Ama bir .32'lik tadm bilmiyordu ve ona sylemek istememitim. Her ey
ayarlandna gre kimseyi vurmak zorunda kalmayacaktm. Katil, dorudan kucamza
decekti.
Ancak yle olmad.
Hesab dedim, biraz da bahi braktm, ie yaramayacakt. Bunu hissedebiliyordum.
Orospu ocuu darda deildi.
Kapdan ktm. Yamur biraz dinmiti. Mercury'ye baktm ve caddenin karsndaki
binalara gz attm. u keskin nianc polisler neredeydi acaba? Zaten nemli deildi. Bu
gece onlara i kmayacakt.! Avmz oltaya gelmiyordu.
Aa, Elli Yedinci Cadde'ye doru yrmeye baladm. Karanlk bir kap eiinde
saklanm olabilir dncesiyle mmkn olduunca asfalta yakn yryordum. Ar
hareket ediyor ve uzaktan ate etmeyecei konusunda hakl olduumu umuyordum.
nk kurun geirmez yelek, bir kurunu durdurmada her zaman baarl olmaz ve
banzdan vurulmanz engelleyemez.
Ama nemi yoktu. Orada deildi. Kahretsin, orada olmadn biliyordum.
Yine de otele girdiimde rahat bir nefes almtm. Hayal krklna uram olabilirdim
ama ayn zamanda rahatlamtm.
Lobide sivil giysili adam vard. Kendilerini hemen ele veriyorlard. Birka dakika onlarn
yannda durdum, sonra Durkin tek bana ieri girdi. lerinden biriyle babaa
konutuktan sonra yanma geldi.
"Kardk" dedi. "yle grnyor."
"Kahretsin" dedi. "Fazla kaacak delik brakmamtk. Herhalde bir eyin kokusunu ald
ama bunu nasl baard, bilmiyorum. Ya da belki de dn kahrolas evine, Bogota'ya utu
ve biz, baka ktada olan biri iin tuzak kurmu olduk."
"Bu mmkn."
"Yine de sen biraz uyuyabilirsin. Tabii geveyemeyecek kadar gergin deilsen. Szana
kadar birka kadeh at."
"yi fikir" .
"ocuklar gece boyunca lobiyi gzaltnda tuttular Ziyareti ya da yeni mteri gelmemi.
Burada sabaha kadar bir koruma tutacam."
"Sence buna gerek var m?" "Zarar olmaz deil mi?" "yle diyorsan."
"Bu gece en iyi biimde hazrlandk Matt. O kahrolasy yakalarsak her eye deer; nk
koca ehirde zmrt kaaklarn baka trl nasl ele geirebileceimizi Tanr bilin
ansn bazen dner, bazen dnmez."
"Biliyorum."
"O kokoinman er ya da ge yakalayacaz. Bundan emin ol."
"Elbette."
"Pekl" dedi. "Dinle, biraz uyu, ne dersin?"
"Elbette."
Asansrle yukar ktm. O, Gney Amerika'da deil, diye dndm. Kahretsin, onun
Gney Amerika'da olmadn ok iyi biliyordum. O burada, New York'tayd ve yine
ldrecekti; nk bundan holanyordu.
Belki daha nce de yapmt. Belki de Kim, kendini' iyi hissettii ilk iiydi. Ayn eyi bir kez
daha yapacak kadar houna gitmiti ve bir dahaki sefere bir bahaneye ihtiyac
olmayacakt. Yalnzca bir kurban, bir otel odas ve o ok gvendii palas.
Birka kadeh at, diye nermiti Durkin. Canm iki imek istemiyordu bile.
On gn, diye dndm. imdi yataa ayk olarak gir ve on gnn geride kalm olsun.
Silah cebimden kardm ve ifoniyerin stne koydum. Fildii bilezik hl dier cebimde
duruyordu. Onu da kardm silahn yanna braktm. Hl Kim'in mutfandan aldm
kt havlunun iine sarlyd. Pantolonumla ceketimi kardm, dolabn iine astm, sonra
da gmleimi kardm. Kurun geirmez yelein iinden kmak, cambazlk isterdi ve
zerinde tanmas ok sknt vericiydi. Tandm polislerin ou bunu giymekten nefret
ederdi. Tabii dier taraftan hi kimse vurulmak istemezdi.
Sonunda karmay baardm ve ifoniyerin zerine, silahla bileziin yanna koydum.
Kurun geirmez yelekler, ar olmalarnn yan sra ok scak tutarlar Ben de bunun
iinde terlemitim ve fanilamn koltuk altlarnda koyu renk halkalar olumutu. Atletimi,
boxer ortumu, oraplarm da kardm ve bir anda beynimde bir imek akt. Banyoya
doru komaya balamtm ki kaps aniden ald.
te oradayd. ri yar, esmer tenli bir adamd ve gzleri dnmt. O da benim gibi
rlplakt ve elinde ucu parlayan, neredeyse yarm metre uzunluunda bir pala
tutuyordu.
Yelei stne attm. Palay sallayarak onu bir kenara savurdu. Silah ifoniyerin zerinden
aldm gibi yana katm. Pala, boluu yararak aa indi -beni skalamt- sonra kolu
yeniden havaya kalkt. Onu gsnden drt kez vurdum.
33
LL Metrosu Sekizinci Cadde'den yola kar, On Drdnc Cadde'den ve Manhattan'dan
geer ve cehennemin dibi olan Canarsie'de son durana varr Nehrin te yannda
Brooklyn'deki ilk dura, Bedford Caddesi'yle Kuzey Yakas Yedinci Cadde'nin kesitii
yerdedir. Ben de orada indim ve evini bulana kadar bir sre yryerek tur attm. Bulmam
biraz zaman almt. Birka kez yanl yola sapmtm. Ama yry iin iyi bir gnd;
gne km, gkyz prl prld.
Garajn sa tarafnda cam olmayan, ar bir kap vard. Zile bastm ama aan olmad.
Zaten aldn da duymamtm. Zillerin iindeki balanty kesmekle ilgili bir ey
sylememi miydi? Yeniden bastm ancak hibir ey duymadm.
Kapnn stnde pirinten bir tokmak vard. Onu denedim. Hibir ey olmad. Bu kez
bararak seslendim: "Chance, kapy a. Ben Scudder." Sonra kapya biraz daha vurdum;
hem tokmakla, hem ellerimle.
Kap, tatan duvar gibi duruyordu nmde. Denemek iin omzumla hafif yklendim ve
kramayacama karar verdim. Pencere camlarndan birini krarak girebilirdim ama
Greenpoint'de byle bir eyi gren komular polis arabilir ya da ellerine bir silah alarak
kendileri gelebilirdi.
Kapy biraz daha yumrukladm. Bir motor sesi duyuldu ve elektrikli garaj kaps yukar
kalkmaya balad,
"Bu taraftan" dedi. "Kahrolas kapm krmadan gir ieri."
Garajdan ieri girdim, bir dmeye basarak kapy yeniden indirdi. "n kapm almaz"
dedi. "Bunu sana daha nce gstermemi miydim? Demir ubuklarla filan tamamyla
kilitlenmi durumda."
"Yangn karsa harika olur."
"O zaman pencereden karm. Ama ne zaman itfaiye binasnn yandn duydun sen?"
stnde onu en son grdm zamanki giysileri vard: Ak mavi spor pantolon ve lacivert
sveter. "Kahveni unutmusun" dedi. "Ya da ben sana vermeyi unutmuum. Dnden
nceki gn, hatrladn m? Yanna birka yz gram olacaktn."
"Haklsn, unutmuum."
"Kz arkadan iin. ok gzel bir kadn. Biraz kahve hazrladm. Bir fincan alrsn, deil
mi?"
'Teekkrler."
Onunla birlikte mutfaa gittim. "Ulalmas zor bir adamsn" dedim.
"Servisimi kontrol etmeyi braktm."
"Biliyorum. Son zamanlarda haberleri dinledin mi? Ya da gazete okudun mu?"
"Son zamanlarda hayr. Sade iiyorsun, deil mi?"
"Evet. Artk bitti Chance. Adam yakaladk."
"Adam. Yani katil."
"Doru. Gelip sana anlataym dedim."
"Eh" dedi. "Sanrm dinlemek isterim."

Her eyi ayrntlaryla anlattm. Artk ezberlemitim zaten. leden sonra olmutu ve
sabahn ikisinde Pedro Antonio Marquez'e drt kurun boalttmdan bu yana hikyeyi
herkese anlatmtm.
"Demek onu ldrdn" dedi Chance. "Kendini nasl hissediyorsun?"
"Bir ey sylemek iin henz ok erken."
Durkin'in nasl hissettiini biliyordum ama. Daha mutlu olamazd herhalde. "ldkleri
zaman" demiti, " yl iinde yeniden sokaklara dnmeyeceklerini, ayn eyi
yapmayacaklarn biliyorsun. Ve bu seferki de pislik hayvann tekiydi. Aznda o kan tad
vard ve bu, ok houna gidiyordu."
"Ayn adam, deil mi?" diye sordu Chance, emin olmak istercesine. "Kesinlikle o, deil
mi?"
"Kesinlikle. Powhattan Moteli'nin mdrne onaylattlar. Ayrca Powhattan'dan ve
Galaxy'den aldklar izlerle eletirdiler ki cinayet de onun ii. ikisinde de silah olarak pala
kullanlm. Kabzann sapla birletii yerde kan izleri buldular Ya Kim'e ya Cookie'ye aitti
ama hangisi olduunu hatrlamyorum."
"Senin otele nasl girmi?"
"Elini kolunu sallaya sallaya lobiye girmi ve asansrle yukar km."
"Oray kontrol altnda tuttuklarn sanyordum."
"Tutuyorlard. Adam yanlarndan geti, resepsiyondan anahtarn ald ve odasna kt."
"Bunu nasl yapabildi?"
"Dnyann en kolay eyi" dedim. "Ne olur, ne olmaz diyerek otele nceki gn kayt
yaptrm. Zaten hazrln yapyordu; benim onu aradm duyunca da otele geri dnd,
odasna kt, sonra benim odama girdi. Bizim oteldeki kilitleri amak ok kolaydr.
zerindekileri kard, palasn biledi ve benim eve dnmemi bekledi."
"Ve neredeyse ie yaryordu."
"Yaramas gerekirdi. Kapnn arkasnda bekleyebilir ve ben, daha ne olduunu anlamadan
beni ldrebilirdi. Ya da banyoda birka dakika daha kalabilir ve yataa girmemi
bekleyebilirdi. Ama iindeki ldrme hrs ok fazlayd ve her eyi berbat eden de bu oldu.
Beni paralarken ikimizin de plak olmasn istiyordu; bu yzden banyoda bekledi. Ama
yataa girinceye kadar bekleyemedi; nk ok fazla heyecanlanmt. Tabii silah akta
bir yerde brakm olmasaydm yine de beni ldrrd."
"Bu ite yalnz olamaz."
"Cinayetlerde yalnzd. Zmrt operasyonunda herhalde ortaklar vard. Polis onlar
arayarak bir yere varabilir; ancak varamayabilir de. Onlar bulsalar bile ellerinde kimseye
kar kesin bir kant yok"
Ban sallad. "Erkek kardee ne oldu? Kim'in erkek arkada, her eyi balatan adam."
"Henz ortaya kmad. Herhalde lmtr. Ya da hl kayordur. Kolombiyal
arkadalar ona yetiene kadar yaar."
"Peki bunu yaparlar m?"
"Herhalde. Acmasz olmalar gerekiyor."
"Peki ya o resepsiyonist? Ad neydi, Caldern mu?"
"Evet. Eh, Queens'de bir yerlerde saklanmsa haberi gazeteden okur ve eski iini geri
ister"
Bir ey sylemek iin azn at, sonra fikrini deitirerek fincanlarmz yeniden
doldurmak iin mutfaa gtrd. Elinde taze kahvelerle geri geldi. Benimkini uzatt.
"Ge saate kadar ayaktaydn herhalde" dedi.
"Btn gece boyunca."
"Hi uyudun mu?"
"Henz deil."
"Ben de arada srada koltukta kestiriyorum. Ama yataa girdiimde uyuyamyorum. Orada
ylece uzanamyorum bile. Gidip arlk alyorum, saunaya giriyorum, du alyorum,
biraz daha kahve iiyor, biraz daha oyalanyorum. Hep ayn ey oluyor"
"Servisini aramay brakmsn."
"Servisimi aramay braktm. Evden kmay da braktm. Sanrm srekli yiyorum.
Buzdolabndan bir ey alyorum ve ne olduuna bile dikkat etmeden yiyorum. Kim ld,
Sunny ld, u Cookie ld, belki erkek karde de ld, erkek arkada -ad her neyse-
ld. Senin vurduun adam, adn unuttum."
"Marquez."
"Marquez ld, Caldern ortadan kayboldu, Ruby, San Francisco'da. Peki Chance
nerede? Yant. Bilmiyorum. Sanrm ii braktm."
"Kzlar iyi."
"Sylemitin."
"Mary Lou artk fahielik yapmayacak. Bu ii yaptna memnun; ok ey rendiini
dnyor. Ama artk yeni bir hayata hazrm."
"Ah, elbette, bunu tahmin etmitim. Sana cenazeden sonra sylememi miydim?"
Bam salladm. "Donna da bir vakf bursu bulabileceini, sonra iir yazp editrlk
yaparak para kazanabileceini dnyor. Kendini satmann airliini baltaladn
sylyor."
"Donna, olduka yetenekli. iiri srdrrse iyi bir hayati olabilir. Burs bulduunu mu
syledin?"
"Bulabilme ans olduunu dnyor"
Srtt. "Bana geri kalann da anlatmayacak msn? Kk Fran de Hollywood'da kontrat
imzalam, yeni Goldie Hawn olacaktr"
"Belki yarn" dedim. "imdilik yalnzca Village'de yaamay, kafasnn dumanl kalmasn
ve Wall Street'li ho adamlar elendirmeyi istiyor."
"Demek hl Fran'im var."
"yle."
Odann iinde dolap duruyordu. imdi yine yerdeki mindere kt. "Be alt tane daha
bulmak, antada keklik saylr. Ne kadar kolay olduunu bilemezsin. Dnyann en kolay
eyi."
"Bunu daha nce de sylemitin."
"Ama doru, adamm. Kahrolas hayatlaryla ne yapacaklarnn sylenmesini bekleyen bir
sr kadn var. Buradan kar ve bir hafta iinde kendime yepyeni birtakm oluturabilirim."
zgn zgn ban sallad. "Ama bir ey var"
"Nedir o?"
"Bu ii daha fazla yapabileceimi sanmyorum." Yeniden ayaa kalkt. "Kahretsin, iyi bir
pezevenktim ben! Ve bu iten holanyordum. Kendime bir hayat bimitim ve stme tam
oturmutu. Ve ben gidip ne yaptm, biliyor musun?"
"Ne?"
"ine smamaya baladm."
"Byle eyler olur."
"spanyol'un biri elinde bakla lgna dnyor ve ben, iimden oluyorum. Biliyor musun?
Bu zaten olacakt, deil mi?"
"Er ya da ge." Tpk benim de kurunlarmdan biri Estrellita Rivera'y ldrmese bile polis
tekilatndan ayrlacam gibi. "Hayatlar deiiyor" dedim. "Buna kar koymann fazla
yarar yok sanrm."
"Ben ne yapacam?"
"stediini."
"rnein ne?"
"Okula geri dnebilirsin."
Gld. "Ve sanat tarihi okuyacam ha? Kahretsin, bunu yapmak istemiyorum. Yine o
snflarda oturmak m? Bu, o zamanlar bile boktan gelmiti. Kurtulmak iin lanet olas
orduya yazlmtm. Geen gece ne dndm, biliyor musun?"
"Ne?"
"Yangn karacaktm. Btn maskeleri odann ortasna yacak, stlerine biraz benzin
dkecek, sonra, da bir kibrit akacaktm. O Vikingler gibi, dnyadan gerken btn
hazinelerimi de yanmda gtrm olacaktm. Bunu fazla dndm syleyemem.
Yapabileceim bir ey vard, o da bu boktan eylerin hepsini satmak. Evi, sanat eserlerini,
otomobili. Sanrm para beni bir sre idare eder."
"Herhalde."
"Peki ama sonra ne yaparm?"
"Satc olmaya ne dersin?"
"Sen ldrdn m adamm? Ben ve uyuturucu satmak? Artk pezevenklik bile
yapamyorum ki bu i, uyuturucudan daha temiz."
"Uyuturucudan sz etmiyorum."
"Peki ya ne?"
"u Afrika eserleri. Grne gre elinde ok var ve hepsi de kaliteli."
"Bende plk bulunmaz."
"Bunu sylemitin. Balang iin bunlar stok olarak kullanabilir misin? Ve bu alanda, ie
atlmak iin yeterli bilgi birikimin var m?"
Dnceli dnceli kalarn att. "Bunu daha nce dnmtm" dedi.
"Ve?"
"Bilmediim ok ey var Ama bildiim de ok ey var. Art, bu konudaki sezgilerim de
gl ve bu, yle kitaplardan ya da snflarda oturarak renecein bir ey deil. Ama
kahretsin, satc olmak iin bundan daha fazlasna ihtiyacn var Tam anlamyla bir tarzn,
bir kiiliin olmas gerek."
"Chance'i sen icat etmedin mi?"
"Yani? Ah, anladm. Kendimden bir pezevenk yarattm gibi zenci bir sanat eseri satcs
da yaratabilirim."
"Yapamaz msn?"
"Elbette yapabilirim." Bir kez daha dnd, "ie yarayabilir" dedi. "almam gerek."
"Bunun iin zamann var"
"Hem de olduka." Dikkatle bana bakt. Kahverengi gzlerindeki altn hareler parlyordu.
"Seni tutmama ne neden oldu, bilmiyorum" dedi. "Tanr adna yemin ederim, bilmiyorum.
len fahiesinin intikamn alan sper pezevenk olarak filan m grnmek istedim acaba?
Bunun nasl sonulanacan bilseydim..."
"Herhalde birka hayatn kurtulmasn salad" dedim. "Eer bu bir teselli olacaksa."
"Kim'i ya da Sunny'yi ya da Cookie'yi kurtarmad ama."'
"Kim, zaten lmt. Sunny'yse kendi kendini ldrd ve bu, onun seimiydi. Cookie,
Marquez onun izini bulur bulmaz ldrlecekti. Ama onu durdurmasaydm ldrmeyi
srdrecekti. Polisler onu er ya da ge ele geirirdi ama o zamana kadar daha bir sr
kadn lm olurdu. Asla durmazd. Bu, onun iin itici bir gten ok daha teydi. Elinde
palayla banyodan ktnda ereksiyon olmutu."
"Sen ciddi misin?"
"Kesinlikle."
"Sana sertlemi bir biimde mi saldrd?"
"ey, dorusu daha ok paladan korkmutum."
"Ah, elbette" dedi. "Yoksa imdi nerede olacan hayal edebiliyorum."

Bana bir ikramiye vermek istedi. Ona bunun gereksiz olduunu, zamanmn karlnda
yeterince para aldm syledim. Ama srar etti ve ben, para vermekte srar eden
insanlarla genelde fazla tartmam. Ona fildii bilezii Kim'in evinden aldm syledim.
Gld ve onu tamamen unutmu olduunu, kesinlikle benim olabileceini ve kz
arkadamn beenmesini umduunu syledi. Bu, ikramiyenin bir paras olacakt; nakit
para ve bir kilo zel karm kahvesiyle birlikte.
"Ve eer kahveyi gerekten beendiysen" dedi, "sana nereden bulabileceini
syleyebilirim."
Beni otomobiliyle ehre brakt. Metroya binecektim ama srar etti ve zaten Donna, Fran ve
Mary Lou'yla konumak iin Manhattan'a inmesi gerektiini syledi. "Hazr yapabiliyorken
Seville'in tadn karmalym" dedi. "Baz harcamalar karmak iin satmak zorunda
kalabilirim. Evi de satmak zorunda kalabilirim." Ban iki yana sallad. "Ama yemin ederim
burada yaamak bana ok uyuyor"
"e devletten kredi alarak baka."
"Dalga m geiyorsun?"
"Sen aznlk gruptansn. Sana bor para vermek iin bekleyen kurumlar var"
"Ne dnce ama" dedi.
Otelin nne geldiimizde "u kahrolas Kolombiyal" dedi. "Adn hl aklmda
tutamyorum."
"Pedro Marquez."
"te o. Otele kayt yaptrdnda bu ad m kullanm?"
"Hayr bunu kimliinden rendik."
"Ben de yle dnmtm. C. O. Jones ve M. A. Ricone gibi bu kez senin iin ne pislik
kullandn merak ettim."
"Bu kez Bay Starudo'ydu dedim. "Thomos Edward Starudo."
"T. E. Starudo? Testarudo mu? Bu spanyolca'da bir kfr deil mi?"
"Kfr deil. Yalnzca bir kelime."
"Peki anlam ne?"
"nat" dedim, "inat ya da domuz kafal."
"Eh" dedi glerek. "Onu bunun iin sulayamazsn, deil mi?"
34
Odama dndmde ilk nce bir kilo kahveyi ifoniyerin zerine koydum, sonra banyoda
birinin olmadndan emin olmak iin gidip baktm. Kendimi aptal gibi hissetmitim -yatan
altna bakan kz kurusu gibi- ama bunun stesinden gelmemin biraz zaman alacan
biliyordum. Ve artk silah da tamyordum. Tabii .32'lie el konmutu ve resmi hikyeye
gre bunu Durkin bana, kendimi korumam iin vermiti. Silah nereden bulduumu
sormamt bile. Umrunda olduunu sanmyorum.
Koltuuma oturdum ve Marquez'un dt yere baktm. Halda hl biraz kan izi vard.
Cesetlerin evresini izmek iin kullandklar tebeir artyla birlikte.
Odada uyuyabilecek miyim acaba, diye dndm. stediim zaman baka bir odaya
geebilirdim; ancak birka yldr buradaydm ve artk almtm. Chance, bu odann bana
uyduunu . sylemiti. Sanrm haklyd.
Onu ldrdm iin kendimi nasl hissediyordum?
Bunu bir sre dndkten sonra ok iyi hissettiime karar verdim. Orospu ocuu
hakknda aslnda hibir ey bilmiyordum.. Her eyi anlamak, her eyi affetmektir derler.
Belki de hikyesini bilseydim kan tutkusunun nereden geldiini anlardm. Ama onu
affetmek zorunda deildim. Bu Tanrnn iiydi, benim deil.
Ve tetii ekmeyi baarabilmitim. Ve sekme filan olmamt; yanl yere giden kurun
olmamt. Drt kurun, hepsi de gsne, iyi detektif ii, iyi tuzak ii ve sonunda iyi
vuru."
Fena saylmaz.

Aa indim ve keyi dndm. Armstrong'un nne yrdm. Camdan ieri gz attm;
ama Elli Sekizinci Cadde'den dier keye, oradan da yarm blok aaya yrmeyi
srdrdm. Joe Farrell'in Yeri'ne girdim ve barn nnde durdum.
Fazla kalabalk deildi. Mzik kutusunda, fonda bir sr yayl alglarn elik ettii
romantik bir bariton ark sylyordu.
"Bir duble Early Times" dedim. "Yannda su da olsun."
.Barmen ikiyi doldurup yannda suyla birlikte nme koyarken ben orada ylece, hibir
eye kafa yormadan durdum. Barn stne on dolar brakmtm. Paray ald ve stn
getirdi.
kiye baktm. Kehribar rengi svnn iinde k dans ediyordu. Ona doru uzandm ve
iimden yumuak bir ses Eve hogeldin diye mrldand.
Elimi geri ektim. kiyi barn stnde braktm ve barmenin getirdii bir yn bozukluk
arasndan bir on sentlik aldm. Telefona gittim, bozukluu attm ve Jan'n numarasn
evirdim.
Yant vermiyordu.
ok iyi, dedim iimden. Ben, szm tutmutum. Tabii numaray yanl evirmi
olabilirdim ya da telefon irketi boku yemi olabilirdi. Byle eylerin olduu bilinirdi.
On senti bir kez daha attm ve numaray yeniden evirdim. On on iki kez aldrdm. Yant
yoktu.
Bu kadar yeterliydi. Param 'geri aldm ve bara dndm. Bozukluklarm, braktm gibi
duruyordu, iki bardak da yle - burbon ve su.
Neden? diye dndm.
Olay bitmi, zlm, kapanmt. Katil bir daha asla kimseyi ldrmeyecekti. Bir sr
doru ey yapmtm ve olaylarn geliimindeki rolmden tr kendimi ok iyi
hissediyordum. Sinirli deildim, endieli deildim, kederli deildim. Tanr biliyor ya, ok
iyiydim.
Ve nmde, barn stnde bir duble burbon duruyordu.
Canm iki istememiti; aklma bile gelmemiti. Oysa imdi nmde bir ikiyle buradaydm
ve onu bama dikecektim.
Neden? Kahrolas derdim neydi?
O lanet ikiyi iersem sonum ya lm olacakt ya da hastaneyi boylayacaktm. Bu, bir gn
ya da bir hafta ya da bir ay alabilirdi ama sonuta byle olacakt. Bunu biliyordum. Ve ne
lmek, ne de hastanelik olmak istiyordum ama ite burada, bir bardaydm ve nmde bir
iki duruyordu.
nk.
nk ne?
nk.
kiyi barn stnde braktm. Bozukluklarm da barn stnde braktm. Oradan ktm.

Saat sekiz buukta St. Paul'n bodrum merdivenlerinden aaya indim ve toplant
salonuna girdim. Bir fincan kahveyle birka kurabiye aldktan sonra iskemlelerden birine
oturdum.
Neredeyse iiyordun, dedim kendi kendime. On bir gndr ayksn ve hibir nedenin
olmad halde bir bara girdin ve hibir nedenin olmad halde bir iki smarladn. Kadehi
neredeyse eline aldn, ona bu kadar yaklatn, kndan ter aktarak kazandn on bir
gn neredeyse bir anda yakacaktn. Kahrolas senin derdin ne?
Bakan, girii yaptktan sonra konumacy tantt. Orada oturdum ve hikyesini dinlemeye
altm ama yapamadm. Beynim' srekli o burbon kadehinin somut gerekliine dnp
duruyordu. Onu istememitim, aklmdan bile geirmemitim ama yine de mknatsn
metalleri ektii gibi ona kaplvermitim.
Adm Matt ve sanrm ldryorum, diye geirdim iimden.
Konumac szlerini bitirdi. Alklara ben de katldm. Ara verildiinde tuvalete gittim;
ihtiyatan ok kimseyle konumak zorunda kalmayaym diye. Salona geri dndmde
yine ihtiya duymadm ya da istemediim halde bir fincan kahve daha aldm. Kahveyi
brakmay ve otelime geri dnmeyi dndm. Kahretsin, iki gn ve bir gecedir hi
aralksz ayaktaydm. Biraz uyku, her eyden nce dikkatimi bile veremediim bir
toplantdan daha iyi gelebilirdi.
Kahve fincanmla iskemleme dndm ve oturdum.
Tartma srasnda orada oturdum, insanlarn syledii szler, stmden yuvarlanan
dalgalar gibi geiyordu. Orada yle, bir tek eyi bile duyamadan, yalnzca oturdum.
Sonra benim sram geldi.
"Adm Matt" dedim, durakladm, sonra batan aldm. "Adm Matt" dedim "ve ben bir
alkoliim."
Ve dnyann en kahrolas eyi oldu. Alamaya baladm.

Lawrence Block _ lmenin Sekiz Milyon Yolu
6oteo uth the oemo versoo o|
Io||x Prc PDf 6d|tcr
Jo remove ths ootce, vst:
uuu.ceo.com/oolock.htm

You might also like