You are on page 1of 106

DNY A KLAS KLER D Z S : 125

SYLVIE
DZELER
( DNYA KLASKLER II
Bu kitap Cumhuriyet Dnya Klasikleri Dizisi'nde
Sn. Erdoan Alkan'n izniyle baslmtr.
Yayna hazrlayan : Egemen Berkz
Dizgi: Yeni Gn Haber Ajans Basn ve Yaynclk A..
Bask: ada Matbaaclk Yaynclk Ltd. ti.
Kasm 2000
G R A R D N E R V A L
SYLVIE
DZELER
Franszcadan eviren:
Erdoan Alkan
Hmanizma ruhunu anlama ve duymada ilk aama, in-
san varlnn en somut anlatm olan sanat yaptlarnn be-
nimsenmesidir. Sanat dallar iinde edebiyat, bu anlatmn d-
nce eleri en zengin olandr. Bunun iindir ki bir ulusun,
dier uluslarn edebiyatlarn kendi dilinde, daha dorusu
kendi dncesinde yinelemesi; zek ve anlama gcn o
yaptlar orannda artrmas, canlandrmas ve yeniden yarat-
mas demektir. te eviri etkinliini, biz, bu bakmdan nem-
li ve uygarlk davamz iin etkili saymaktayz. Zeksnn her
yzn bu trl yaptlarn her trlsne dndrebilmi ulus-
larda dncenin en silinmez arac olan yaz ve onun mima-
risi demek olan edebiyatn, btn kitlenin ruhuna kadar ile-
yen ve sinen bir etkisi vardr. Bu etkinin birey ve toplum ze-
rinde ayn olmas, zamanda ve meknda btn snrlar delip
aacak bir salamlk ve yaygnl gsterir. Hangi ulusun ki-
tapl bu ynde zenginse o ulus, uygarlk dnyasnda daha
yksek bir dnce dzeyinde demektir. Bu bakmdan evi-
ri etkinliini sistemli ve dikkatli bir biimde ynetmek, onun
genilemesine, ilerlemesine hizmet etmektir. Bu yolda bilgi
ve emeklerini esirgemeyen Trk aydnlarna kran duyuyo-
rum. Onlarn abalaryla be yl iinde, hi deilse, devlet
eliyle yz ciltlik, zel giriimlerin abas ve yine devletin yar-
dmyla, onun drt be kat byk olmak zere zengin bir e-
viri kitaplmz olacaktr. zellikle Trk dilinin bu emeklerden
elde edecei byk yarar dnp de imdiden eviri etkin-
liine yakn ilgi ve sevgi duymamak, hibir Trk okurunun elin-
de deildir. 23 Haziran 1941.
Milli Eitim Bakan
Hasan li Ycel
5
SUNU
Cumhuriyet'le balayan Trk Aydnlanma
Devrimi'nde, dnya klasiklerinin Hasan li Y-
cel nclnde dilimize evrilmesinin, kuku-
suz nemli pay vardr.
Cumhuriyet gazetesi olarak, Cumhuriyeti-
mizin 75. ylnda, bu etkinlii yineleyerek, Trk
okuruna bir "Aydnlanma Kitapl" kazandr-
mak istedik.
Bu erevede, 1940'l yllardan balayarak
Milli Eitim Bakanl'nca yaynlanan dnya
klasiklerini okurlarmza sunmaya baladk.
Byk ilgi gren bu etkinlii Milli Eitim
Bakanl'nca yaynlanmam -ancak Aydn-
lanma Devrimi yarda kalmasayd yaynlanaca-
na kesinlikle inandmz- dnya klasiklerini
de katarak srdryoruz.
Cumhuriyet
7
GRARD DE NERVAL
22 Mays 1808'de Paris'te dodu. Babas askeri dok-
tor Etienne Labrunie 25 yandaki kars Marguerite ve i-
ki yandaki olu Gerard'la cepheden cepheye kouyordu.
Narin anne bu etin yaama dayanamayp ld. Doktor Eti-
enne kk olunu karsnn Mortefontaine'deki days An-
toine Boucher'nin yanna brakmak zorunda kald. Byle-
ce Nerval Valois Blesi'nde, tatl bir doa iinde by-
d, ilk genlik aklar ve ilk gz arlar olan Sylvie'yi ve
Adrienne'i tand.
Doktor baba yeniden Paris'e ve ilk oturduu mahal-
leye yerleti. Emekli olup muayenehane at ve olunu ya-
nma ald. Nerval Charlemagne Lisesi'nde yatl okuma-
ya balad. Yazn okullar tatil olduunda yine Mortefon-
taine'e, Loisy'ye gidiyor, Sylvie ile el ele krlarda dola-
yordu.
Babasnn srar zerine iki yl tp fakltesinde oku-
du, ama yazar olmak istedii iin bu renimi brakt. i-
irler, tiyatro oyunlar, aratrmalar ve incelemeler yazyor;
Alman iirinden eviriler yapyordu.
Anne tarafndan dedesi lnce Nerval'e 20.000'i he-
men paraya evrilebilen 30.000 Franklk bir miras kald;
bylece Fransa'nn iinde ve dnda yolculuklar balad:
9
Avignon, Vaucluse, Aix, Antibes, Nice, Livourne, Floran-
sa, Roma, Marsilya, Nimes ve Agen.
27 yandayken yazgs karsna sradan bir opera sa-
nats olan Jenny Colon'u kard. Bu hamarat kadndan
Nerval romantik bir tanra yaratt. O artk Rya ve Ya-
am''m melei Aurelia'd, o artk tanra sis'tir, Kibe-
/e'dir, Meryem'dir.
air Theopil Gautier ile birlikte ki Centilmenin Ak
tiraflar 'n yazd ve yeni yolculuklara kt: Belika ve n-
giltere; Londra, Anvers, Gand ve Brksel.
Jenny Colon 183 8 Nisannda bir fltyle evlendi. O
harl harl grbz ocuklar doururken Nerval aclar ek-
ti, aclarn unutmak iin Almanya'ya gidip annesinin me-
zarna snd. Ve yeni yolculuklar: Lyon, Cenevre, Lozan,
Bern, Aarau, Zrih, Constance, Lindau, Augsbourg, M-
nih ve Salzbourg. Viyana'da, Fransz Elilii'nde tant-
esmer gzeli piyanist Marie Playel'le yreinde yeni bir
akn kvlcmlar parlad.
Daha 17 yandayken kaleme ald Juvenilia iirin-
de "Glyorsun ey hasmm acyp mutsuzluuma / San-
yorsun ki ruhum ekip de gitti aya / Tutkulu sonuma gpta
edilmeyecek /Bir gn tmarhaneye atlmam gerekecek"
derken ackl geleceini gryor muydu acaba? Nitekim
1841 ubatnn sonlannda ilk delilik krizleri balad ve bu
krizler sonraki yllarda da srekli yinelendi. Hastalnn
bulgusu mistik hezeyan anlamna gelen "theomanie " ya
da "demonomanie "ydL "Manie" grubundan bir tr izof-
reni. Dlerinde kendi yaratt bir gemi zaman yayor-
du. Sonunda dle gerei kartrd. yle ki, kendini ba-
zen Labrune valyesi, bazen zmir Baronu sanyordu.
10
Mitolojilerdeki yan tanrlar babas, yantannalar annesiy-
di. Kral olduuna inand romanc Alexandre Dumas'ya
gidip Rusya'ya sava ilan etmek iin izin istiyordu.
Sal periand ama en nemli rnlerini bu deli-
lik krizleri srasnda veriyordu. nk bu yaptlarda kriz-
le zgr kalan bilinaltnn pay artyordu. Sylvie, Atein
Kzlar, Ejderha Kzlar, Rya ve Yaam (Aurlia) lgn za-
manlarn rnleridir.
Kzl Guy'den Blmler, Ronsard'dan Semeler, Al-
man airleri, Klopotock ve Goethe, Aptallarn Prensi, ki
Centilmenin Ak tiraf (Gautier ile birlikte), Puiquillo, Fa-
ust Nasl Lanetlendi, Dou Yaamndan Sahneler, Kahire
Kadnlar, Heine, Ramazan Geceleri (stanbul gezi notla-
r), Onsekizinci Yzyl Aydnlanmaclar, Utkunun Eli, K-
k Aylaklk atolar, Tatl Aylaklk ve Pandora air, y-
kc, tiyatro yazar, aratrmac ve eletirmen Grard de
Nerval'in dier yaptlar.
26 Ocak 1856. Paris kar altnda buza kesiyordu. Is
eksi 18 dereceydi. Chatelet Alan yaknlarnda, khne Vi-
eille-Lanterne Soka'ndaki lamba direinde bir adam sal-
lanyordu. Bu adam Grard de Nerval'di.
Dostu Arene Houssaye, ynettii dergide yaynla-
mak iin Nerval'den iirlerini istediinde Nerval u yan-
Dzyazar Nerval ve Sylvie
11
t verir: "iirden gemeyen bir kimsenin iyi bir dzyazar
olmas gtr; ama bu, her air iyi bir dzyazar olur de-
mek deildir. ki deer arasndaki kkl ayrm bilmem na-
sl aklasam? Ayn yazarn her iki ustala birden sahip
olmas ender grlr, en azndan biri brne ar basar.
(...) Eski dizelerimden bazlarn bulup bulamayacam
soruyor; kendi halindeki u dzyazarn uzun yllar nce-
ki iir yaamn, nasl air olduunu merak ediyorsun dos-
tum. Bende u an srarla ve inatla bir dzyazar yayor.
Madem istiyorsunuz, eski airin evresini gnderiyorum
size."
Grld gibi Nerval kendini airden ok dzyazar
duyumsuyor: Nitekim yaptnn byk ounluunu da
ykler, tiyatro oyunlar, aratrmalar, eletiriler ve gezi
notlar gibi dzyazlar oluturur.
Nerval'in dzyazlar uyaksz, lsz ama ii ri-
timlerle zenginletirilmi dizeleri artrr. Anlatm i-
irseldir. airliinden gelme alkanlyla ematik yap-
ya, tmcelerin gzel ve grkemli bir biimde yazlmas-
na, teknie byk nem verir. Bu yzden de olaylarn ak-
nda ani ini klar yapamaz. rnein Sylvie yksn-
de Adrienne bir yontudur, onun i dnyasn hi tanya-
nlayz; Sylvie n plana geince silinip gider, okur onun-
la balantsn yitirir. yklerinde baz iletiimler eksik-
tir; bu da air alkanlndan, iirsel yapnn ar basma-
sndan douyor.
Ayrca, Nerval dzyazlarnda topiktir. O ana dek ya-
zlmam "mmknsz bir roman "m, "mmknsz bir y-
k "nn peindedir. Rya ve Yaam (Aurelia) belki de bu
topyann bir n almasyd. Ham halinde, iyi ki ham ha-
12
linde kald. Nerval yaasabelki yapt, kendi deyimiyle, in-
cilerle ssleyip onun gzelliine zarar verebilirdi.
Anglique, Jenny, Octavie, his, Corilla vePandora 'y
okuduumuzda youn bir kltr birikimiyle karlarz.
Yalnz Bat mitolojisi deil, Dou mitolojisi alannda da
uzmandr. yklerinde tpk bir masal anlatcs gibi kah-
ramanlarla zdeleir. Kahramana ya da olaya dleri ve
ryalar elik ettii zaman, yk ruhsal kriz, delilik ya da
trans halinde yazld zaman daha da baarldr.
ok iyi bir mimardr. Yapy salam kurar. Hem a-
da mimarinin, hem eski mimarinin gzelliklerini, esteti-
ini ayn yapda sergiler. rnein Sylvie
1
yi okurken ilk
aklarn, ilk gzarlarnn zlemini, krsal yaamn nos-
taljisini duyarz; yreimiz burkulur. Ama, yazar balan-
gta olduu gibi sonuta da bulunduumuz yere, kente
brakr bizi. yk ve iirlerinde bazen eski alara uza-
nr; eski yaam, atolardaki soylularn, prenseslerin ya-
sak aklarn dile getirir. renler ta yn olmaktan -
kar, nesneler konuur. Octavie'de okuru gnn laryasn-
dan alp antik alara gtrr. Gncel akla mitolojik se-
viler i ie geer.
Nerval 'n iki bayaptndan biri saylan (dieri Rya
ve Yaam) Sylvie kurgusal bir yk deildir; yazarn o-
cukluk ve ilk genlik anlarndan, ilk aklarndan kaynak-
lanr. Nerval daha iki yandayken annesi lnce, cephede
askeri doktor olan baba, olunu Valois Blgesi'ndeki Mor-
tefontaine'de oturan annesinin days Antoine Boucher'rm
yanma brakmak zorunda kald. Kk Grard tek katl,
bahe iinde, yz san boyal, pancurlan yeil bir evde;
Nonette ve Thves derelerinin, ormanlarn, gllerin, mee
13
ve st aalarnn, alblblleri, karatavuklar ve ar
kularnn, yabani ieklerin, Rousseau'nun ok sevdii Ce-
zayir menekelerinin ssledii bir doa iinde byd.
Komu Loisy kynde oturan ilk ak, ilk gzars, "kara
gzl, dzgn yzl, teni hafife yank, diri ve krpe ky-
l kz" Sylvie'yi tand. Sava bitince askeri doktor baba-
s Paris'e yerleti ve olunu yanma ald. Gerard Charle-
magne Lisesi'nde okumaya balad. Yaz tatillerinde yine
Mortefontaine'e, Loisy'ye gezmeye gidiyordu. Ve artk o-
nun ad "Kk Parisli "ydi. Yrede her yl kutlanan Yay
Bayram lenlerinin birinde yandaki atonun soylu kz,
kumral Adrienne'e raslad: "(...) Dans ettiimiz halkada
birden, kumral, uzun boylu ve gzel, Adrienne adndaki bir
kz dikkatimi ekti. Oyunun kurallar gerei, halkann or-
tasnda onunla kar karya buldum kendimi. Ayn boy-
daydk. pn diye bardlar, dans da, koro da grl-
memi bir canllkla dnyordu. perken elini skmaktan
kendimi alamadm. Altn salarnn uzun bukleleri yle
bir deip yanaklarm hafife okuyordu. O anda bilmedi-
im bir eyler kprdad iimde." Sylvie n plana geince
silinip gider Adrienne, okur onunla balantsn yitirir. y-
kde silinir ama Nerval'in yaamndan hi kmaz Adri-
enne. Fantezi iirinde, Onnc Louis dneminde, ge-
mi zaman giysileri iinde, keleri ta, tula atonun k-
zla alan penceresinden bakan kara gzl kumral kadn
Adrienne'dir: "Bir kadn var atonun geni penceresinde
/Kara gzl ve kumral, belki de tandm /Bir kadn, ge-
mi zaman esvaplar iinde/ Belki baka yaamda grp
anmsadm." Yazarn ikinci bayapt Rya ve Yaam'da-
ki Aurelia, Adrienne'dir. Bazen Meryem, bazan Msr tan-
14
ricas sis; bazan bereket tanras Kibele'dir. Ak olduu
opera oyuncusu Jenny Colon'da Adrienrte'i arar. Aslnda
bir hayale aktr Nerval. Bu hayal iki yandayken yitirdi-
i, geride bir resmi bile kalmad iin yzn dahi gre-
medii annesiydi belki de. D evrenlerinde gezinip dur-
duu iin hemen yanndaki, onu seven, diri, canl, al-
kan kyl kz Sylvie'yi, gerek ak gremez.
Sylvie'nin bir roman kahraman deil de Nerval'in
ilk genlik ak olduunu belirtmitim. Geen yln baha-
rnda (30 Mays) ocuk Nerval'in byd Mortefonta-
ine'e, Sylvie'nin ky Loisy'ye, delikanl Nerval'in Yay
Bayram lenlerine katld Senlis'e gittim; Nerval'den
nce Rousseau'nun da gezindii ve Cezayir menekeleri
toplad Ermenonville ormannda, Nonette ve Thves de-
relerinin kylarnda dolatm, gen yata len ama Ner-
val'in yaptlarnda lmszleen, Fantezi iirinin ve Rya
ve Yaam (Aurelia) yksnn ya da mmknsz roma-
nn esin perisi, kumral Adrienne'in atosu nndeki slak
imlere oturdum. Gemi zaman iinde gizemli bir yolcu-
luk yaparak byk yazarn anlarnn ve aklarnn peine
dtm.
Sylvielerin evinin yeni sahipleri 170 yl nceki b-
yk aka sayg gstererek evin eklini bozmam, yalnz-
ca onarmla yetinmiler. Pencerelerde gllerle sarma do-
la asmalar ve alblblnn kafesi yok ama onlarn ye-
rini saks iekleri alm, Sevinerek ieri buyur ettiler bi-
zi. krk seslerini, yaam dolu cvl cvl Sylvie'nin en
kahkahalarn duyar gibi oldum. Biraz da hznlendim.
nk bu evde "Kk Parisli"ye k tatl Sylvie'nin d-
krklar da vard.
15
air Nerval
Nerval'in yazarlk dneminde iir ve edebiyat dn-
yasna Almanya'dan giren Romantizm egemendi. Ortam da
elveriliydi zaten. Fransz Devrimi soylular snfn orta-
dan kaldrnca onlarn akm olan Klasizm de gzden d-
t, yerini Romantizm ald. erik ve dil deiti. Artk yal-
nzca soylularn yaam ykleri deil her ey iirin, konu-
su haline geldi. Tumturakl klasik iir dilinin yerini gelii-
gzel bir sesle yazlm, kiisel duygular, kentsoylunun
duygularn yanstan diri ve canl bir halk dili ald. Soylu
kahramanlar srld, bireyin imgelemi, dgc ve duyar-
ll, "ben"in kendinden geii ve kiisel lirizm egemen
oldu. Ozanlar biime deil ze arlk verdiler. Doa ve
insan kaynat. Sanat zgrleti, tiyatro klasik trajedinin
kurallarn bir yara att. iir, insann duygularn olduu ka-
dar yoksulluunu ve toplumsal sorunlarn da kendine dert
edindi.
Kentsoylulargerek evliliklerle, gerek unvanlar pa-
rayla satn alp soylularla kaynanca iirde de geriye d-
n balad; hatta, bu geriye dnn ncln Ner-
val'in yakn arkada Thophil Gautier yapt. Leconte de
Lisle, Thodore de Banville ve Jos-Maria de Heredia gi-
bi airlerin de yer ald Parnasse Okulu ortaya ktk "Ki-
isel lirizme ve kiisellie paydos!", "Biim ve teknik zo-
runludur" diyorlard. Eski Klasik Akma ve Pliade Oku-
lu'na, yeniden ilgi duymaya baladlar; iiri, kaynan ge-
mite, Yunan ve Roma kltrnde aradlar.
;
!
Nerval'in iir yazd dnemde Lamartine, Alfred de
Vigny, Alfred de Musset gibi airlerin nclndeki Ro-
16
mantizm akm egemendi. Ancak Gautier, Lisle ve Banvil-
le'lerle, biime, plastik gzellie arlk veren Parnasse
Okulu da sesini duyurmaya balamt. Nerval'in, Ejderha
Kzlar' yazd dneme dek, iirlerinde daha ok Roman-
tizmin, biraz da Parnasse Okulu'nun etkileri grlr.
Spernatralist
Ejderha Kzlar'dki (Les Chimres) iirlerle karm-
za bambaka bir Nerval kar ve bu iirleriyle air gere-
kstcln kurucular arasna girer. Alexandre Du-
mas'ya yazd mektupta bu iirlerinden yle sz eder:
"Spernatralist bir d halindeyken yazlm sonelerim-
den birini madem sevdiniz tekileri de okumaya katlann.
Kitabn son blmnde yer alacaklar: Hege'in metafizi-
inden, Swedenbourg'un Usumuzdan kmayanlar adl
yaptnda yazdklarndan daha karanlk deiller. Aklan-
malar olanaksz, ama byle birey mmkn olsa ve ak-
lanmaya kalklsa tm gzellliklerini yitirirlerdi."
Gizemci Nerval Ej derha Kzlar'da (Les Chimres) s-
pernatrel bir gizlilii bir byde yanstmak ister.
Fransz modern iirini kimi eletirmenler Baudela-
ire'le, kimi eletirmenler ve edebiyat tarihileriyse Grard
de Nerval'le balatrlar. vglerinde hayli cimri olan b-
yk Baudelaire Nerval'den "stn bir gr ", "amzn
Pisagoru " eklinde sz eder. Nerval'deki supernatralizm
Baudelaire'de srnatralizm ve Nerval'e "kardeim" diyen
Apollinaire'de srrealizm (gerekstclk) halini alr.
Aslnda kken olarak bu szc de ilk kullanan Ner-
val'dir. Rya ve Yaam (Aurlia) adl nl uzun yksn-
17
de unlar yazar: "Bildiimiz dnyayla ryann gerekst
dnyas arasnda gizemli bir iletiim kurulur. Bylece her
ey ift grnme brnr; bir iek, gen bir kzn verdi-
i pck, her ey iaret ve simge halini alr."
Baudelaire, Rimbaud, Mallarm, Apollinaire ve Pro-
ust gibi byk Fransz airlerinin ve yazarlarnn yetime-
sinde onun byk katks var. Yahya Kemal ldnde ba-
ucunda Nerval'in Rya ve Yaam' (Aurlia) ak olarak
duruyordu.
Romantizm kl air, ykc ve tiyatro yazar Ner-
val ElDesdichado iiriyle Sembolizmin, Ejderla Kzlar'da.
(Les Chimres) yer alan nl soneleri ve Rya ve Yaam
(Aurlia) adl yksyle Gerekstcln nclerinden
sayld. Sylvie romantik dzyaznn bayapt ve batac-
dr. Proust gibi ok usta ve slup mimar bir yazar bu y-
ky ok sever ve yaratcs Nerval'den "dahi" diye sz
eder.
Bata Ahmet Hamdi Tanpnar ve Yahya Kemal olmak
zere Cumhuriyet dnemi Trk airlerini de etkiledi.
Yaptnn yansra yaam ve lmyle de efsaneleti.
Erdoan Alkan
18
SYLVI E
19
I
YTK GECE
Her akam sahne nnde aklara zg bir klkla g-
rndm tiyatrodan kyordum. Bazan her ey dolu, an-
laml, bazan her ey botu orda. Yalnzca otuz kadar zora-
ki meraklnn oturduu arka koltuklarda, modas gemi
apkalar ve gece giysileriyle bezenmi localara gz gezdir-
mek ya da her koltuu iekli tuvaletler, prl prl mcev-
herler ve parlak yzlerle talanm salonun bir paras ol-
mak benim iin pek nemli deildi. Salondaki grntye
olduu kadar, o zamanlarn tatsz bir bayapt piyesin ikin-
ci, nc sahnelerinde o ok sevdiim varlk kncaya
dek, evremdeki bo yzlere tek soluk ve tek szckle ya-
am katncaya dek, oynanan oyuna da aldrdm yoktu.
Onda yaadm duyumsuyordum ve yalnz benim
iin yayordu o. Glc iimi sonsuz bir mutlulukla dol-
duruyordu; tatl olduu kadar, tns da ylesine gl, tit-
reimli sesini duyunca rperiyordum. Benim iin tm yet-
kinliklere sahipti ve tm cokularm, tm tutkularm yan-
tn buluyordu onda. Aadan yukar doru vuran sahne
klarnda gndz gibi gzeldi, sahne lambalar kslp
21
avizenin onu stten aydnlatt ve alnlarnda yldz,
Herculanum (1) fresklerinin esmer fonunda, karartlar ha-
linde beliren tanrsal Heure'ler (2) rnei, kendi gzelli-
inin glgesinde parlatp daha doal gsterdii zaman,
solgundu gece gibi.
Bir yldan beri, ne olup ne olmadn sorup soru-
turmamtm zaten; bana imgesini yanstan o byl ay-
nay bulandrmaktan korkuyordum; olsa olsa, oyunculuu-
na deil de, ancak kadnlna degin baz dedikodulara ku-
lak kabartabilirdim. Hakkndaki sylentiler Prenses Elide
ya da Trabzon Kraliesi stne sylenen szler kadar az
ilgilendiriyordu beni. Genlik gnlerini on sekizinci yz-
yl ortalarnda geirmi bir daym vard. Bir a iyi tan-
mak iin onu yaamak gerekir, oyuncu kadnlarn kadn ol-
madklarn, doann onlar yaratrken yrek koymay unut-
tuunu ok nceden sylemiti. Kukusuz kendi ann
oyuncularndan sz ediyordu, sonradan, enfiye kutusunu
sslemek iin kulland nice sevimli madalyonlar, fildii
stne ilenmi kadn yzleri ve sararm mektuplar, sol-
mu kurdeleler gsterip bandan geenler ve d krklk-
lar stne, nice eyleri ykleriyle, kantlaryla yle an-
latmt ki, sonunda ben de, yaadklar a hesaba kat-
makszn o tr kadnlarn hepsini kt gzle grmeye al-
mtm. .
Devrimlerin sradan bir olaym gibi birbirini izledi-
i, byk saltanatlarn ard ardna kt dnemlere ben-
zer, acayip bir dnemde yayorduk bizler. Fronde ann
(3) mert kibarl, Regence'm (4) kt ama te yandan za-
rif ve ince alkanlklar, Directoire'm (5) kukuculuu ve
lgn elenceleri yoktu o zaman; eylemle kararszlk ve
22
tembelliin, gereklemeyecek parlak tasarlarn, yeniden
dou zlemlerinin, gemi anlamazlklarn sknts, ku-
kulu umutlar, kark cokularn, Prgrinus (6) ve Apu-
le (7) dnemindekine benzer baz eylerin birlikte yer al-
d bir kemeke iindeydik. Maddi insan, ona gzel
Isis'in (8) elleriyle yeni bir dirilik, canllk sunmas gere-
ken gl demetinin zlemini ekiyordu; sonsuza dek gen
ve arnm tanra, geceleri grnp bouna yitirdiimiz
saatlerin utancn yaatyordu bizlere. Yine de, tensel ak,
sevime gnn tutkusu deildi, orunlar ve onurlar pein-
deki a papaz, bizleri gereklemesi mmkn eylem alan-
larndan uzaklatryordu. Geride, snmak iin ancak,
hep yukar doru kp kendimizi toplumdan soyutlad-
mz, airlerin o fildii kulesi kalyordu. Ustalarmzn n-
clk ettii o yksek yerlerde, sonunda, yalnzln temiz
havasn soluyor, efsanelerin altn kasesinden unutuu iip
iir ve akla esrik, kendimizden geiyorduk. Ak m? Ya-
zk! Belli belirsiz biimler, gl pembesi, mavi renkler, fi-
zik tesi hayaletlerdi o bizim iin! Gerek kadn yakndan
tandnda saflmza bakaldryordu: lle de kralie ya
da tanra gibi grnmeliydi, asla yaklamamalydk ona.
Hi deil aramzdan bazlar bu platonik elikilere
daha az kaplyor ve yenilenmi iskenderiye ryalarmz
arasnda bazan, yeralt tanrlarnn bir an iin olsa da, pa-
rltl izleriyle karanl aydnlatan mealesini sallyordu.
Baygn bir dten kalma buruk hznle tiyatrodan byle
kp akam yemeklerini hayli kalabalk, birlikte yedii-
miz, yeniden toparlanma ya da k dnemlerinde ya da
tartmalarn artk ekilmez hal alp aramzdaki en utan-
galarn bile, Hunlar, Trkmenler ya da Kazaklar gelse de
23
u sz ebelerinden kurtulsak diye pencereye kotuu za-
manlarda olduu gibi, parlak, canl, frtnal ve bazan ki-
mi ince zeklarn bitmek tkenmek bilmeyen gzel szle-
ri nnde tm byk aclarn boyun edii o arkada ev-
resiyle bulumaya gidiyordum.
"elim, sevelim, bilgelik budur!" Genlerin tek d-
ncesi buydu. lerinden biri sordu: "Tiyatroya gittiim-
de hep sana raslyorum. Hangisini gzne kestirdin?"
Hangisiymi?.. Sanki bakas iin gidebilirmiim gi-
bi. Adn syledim. Dostum acyarak yzme bakt. "Onu
evine brakp dnen surdaki mutlu adam gryor musun?
Kurallarmza pek baldr, sanrm onunla ge saatlerde
buluacak."
lgisizmiesine, gzlerimi yle bir sz ettii kiiye
evirdim. Kl kyafeti yerinde, solgun yzl, sinirli, ta-
vrlar dzgn, baklar hznl ve tatl bir delikanl. Ku-
mar masasna altn para koyuyor, kaybettiinde aldrm-
yordu.
"Bana ne, ha bu, ha bakas? Elbet biri olacak, bunu
iyi semi" dedim.
"Ya sen?"
"Ben mi? Ben bir hayalin peindeyim, baka eyin
deil."
karken okuma salonundan getim, alkanlkla,
oradaki gazeteye yle bir baktm. Sanrm borsa haberi
iin. Elimde en son kalanlar iinde hayli yabanc hisse se-
nedi vard. Uzun sre yerinde sayan bu senetlerin bakan-
lkta bir deiiklik olduu iin deer kazanaca syleni-
yordu. Gerekten de deerleri ok ykselmiti, yeniden
zengin oluyordum.
24
Bu deiikliin bana salad tek ey uydu, demek
ki, istersem, uzun zaman, sevdiim kadna artk sahip ola-
bilirdim. Dlerimdeki dnyaya parmak ucuyla dokun-
mutum. Hayal mi gryordum, gzlerim mi yanltyordu
beni? teki gazeteler de ayn eyi yazyordu. Kazancm
gzlerimin nnde altm bir Moloche (9) heykeli gibi yk-
seldi. Dndm: "Az nceki u delikanl, tek bana b-
rakt kadnmevinde onun yerini alsam ne derdi?" Bunu
dnmek bile rpertti beni.
Hayr, olmaz, ak daha bu yata parayla yok edemem,
parayla batan karmam kimseyi. Zaten gelip geen bir
dnce bu. Hem kim demi kadnn kendini satacan?
Elimdeki gazeteye hl bakp duruyordum, iki satrlk ya-
z gzme arpt: Tara'da Yay Bayram. - Senlis okula-
rnn iek demetini yarn Loisy okularna teslimi gere-
kiyor. Bu ylesine sade szckler bende birden yepyeni bir
izlenim dizisini uyard: Uzun yllar unutulmu bir tara an-
s, genliin sade ve saf lenlerinin uzak bir yanksyd
bu. Uzakta, kylerde ve ormanlarda boru ve davul sesleri
uuldard; kzlar elenkler rer ve arklar syleyerek, kur-
delelerle ssl iek demetlerini bir araya korlard. - kz-
lerin ektii ar bir kan geerken bu armaanlar toplar
ve biz oral ocuklar, oklarmz ve yaylarmzla, kendimi-
ze valye payeleri vererek, - yeni monarilerin ve yeni din-
lerin stnden ap gelen eski bir kent trenini adan a-
a-yinelediimizi bilmeden, geit alayn olutururduk.
25
II
ADRIENNE
Yataa girdim ama rahat edemedim. Yar uykulu ya-
r uyank btn bir genliimi yaadm anlarmda. Zihnin
henz dn garip bileimlerine kar direndii bu hal, ya-
amn uzun bir dneminin en belirgin kesitlerini birka da-
kika iinde birbiri stne ylm bir halde grmemizi
mmkn klar.
Sivri atlar arduvazlarla kapl, keleri sar ta oy-
mal, n yz krmzms, Drdnc Henri zamannda ya-
plm bir ato ve yapraklarndan batan gnein alev iz-
gilerinin szld, kayn ve hlamur aalaryla evrili,
geni, yeil bir alan geldi gzlerimin nne. Kzlar halka
olmu, imende dans ediyor ve annelerinden rendikleri
eski arklar yle doal bir sadelikle sylyorlard ki,
Fransa'nn yreinin bin yl akn bir sredir arpt o
yal Valois'da insan, yaadnn tadna varyordu. Kara
gzleri, dzgn yz, hafife yank teniyle, ylesine can-
l ve krpe bir kz olan, komu kyden kk Sylvie'yi de
soktuum oyun halkasnn iinde tek erkek ocuk ben-
dim!... Aktm Sylvie'ye, ondan bakasm grmyordu
26
gzlerim, -o zamana dek! Dans ettiimiz halkada; birden
kumral, uzun boylu ve gzel, Adrienne dedikleri bir kz
dikkatimi ekti. Oyunun kurallar gerei, halkann ortasn-
da onunla kar karya buldum kendimi. Ayn boydaydk.
pn diye bardlar, dans da, koro da grlmemi bir
canllkla dnyordu. perken elini skmaktan kendimi
alamadm. Altn salarnn uzun bukleleri yle bir deip
yanaklarm hafife okuyordu. O anda bilmediim bir
eyler kprdad iimde. Dansa girebilmek iin, gzel k-
zn ark sylemesi gerekiyordu. evresinde oturduk ve
krpe, insann iine ileyen, bu sisli lkenin tm kzlar-
nn sesleri gibi, hafife bouk bir sesle, hzn ve sevda do-
lu bir arky, ak olduu iin babasnn kuleye kapatarak
cezalandrd bir prensesin aclarn dile getiren o eski
"romance"lardan (10) birini syledi. Her balamn sonun-
da ezgiler, yallara ykndkleri zaman, gen seslerin
hanere oyunlaryla, stesinden ok iyi geldikleri tatl tit-
reimlerle tamamlanyordu.
O, arksn sylerken, karanlk byk aalardan
iniyor ve ay , bizlerden, dikkat kesilmi halkadan ay-
r duran Adrienne'in yzne vuruyordu sadece. Sustu, ses-
sizlii bozmaya kimse cesaret edemedi. Top top, hafif bu-
harlarla rtlmt imen; ve beyaz yumaklarn lifleri ot-
larn ucunda zlyordu. Kendimizi cennette sanyorduk.
Kalktm, atonun iek bahesindeki, iinde defne yeti-
tirilen, kabartma boyal, byk fayans vazolarn olduu ye-
re kotum. ki defne dal getirdim; ta gibi rp kordelay-
la baladlar. Adrienne'in bana koydum; solgun ay
altndaki kumral salarnda yapraklar parlyor, bu haliyle
o, kutsal barnaklarn kysndaki, Dante'ye glmseyen
27
Beatrice'yi (11) andryordu. Kalkt Adrienne, gsterip
selvi boyunu, zarife selam verdi ve koarak atoya girdi.
Eski Fransa krallaryla akraba bir ailenin torunlarndan ol-
duunu sylediler; Valoisllarn kan akyordu damarla-
rnda. Yay Bayramnda aramza katlmasna izin vermi ai-
lesi; artk onu bir daha gremeyecektik, nitekim ertesi gn
yatl okuduu manastra gitti.
Yanna geldiimde Sylvie alyordu. Gzyalarnn
nedeni gzel arkcya verdiim defne tat. "Bir tane de
sana yapaym" dedim, layk olmadn syleyip isteme-
di. Bouna kendimi savunup durdum, evine gtrrken tek
sz kmad azndan.
renim nedeniyle Paris'e arldmda iki any
birlikte gtrdm: Hazin bir ekilde biten ilk gzars ve
bir lise rencisinin kaldramayaca kadar byk acla-
rn kayna, mmknsz, beyhude bir ak.
Gzlerimde yalnzca Adrienne'in silinmez hayali kal-
d, -ar ders saatlerimi yumuatan, paylaan o utku ve g-
zellik simgesi...
Ertesi yl tatilde gittiimde rendim, ailesi yle bir
grnp kaybolan o gzeli rahibe yapm.
28
III
KARAR
Gzlerimin nnden hayal meyal geen bu an her
eyi aa kard. Bir oyuncu kadna beslediim, tiyatro-
da her akam yinelenip duran, beni ancak uyku saatlerin-
de terk eden bu akn tohumlar, solgun ay nda alan
o gece ieinin, ak buularla yar yunmu yeil otlarda
kayan o pembe ve kumral hayaletin, Adrienne'in ansn-
dayd, yllardr unutulmu bir yz imdi baka bir yzle,
oyuncu Aurelie'yle yeniden ortaya kyordu. Mzelerde,
hayran olduumuz ustalarn krokilerini grrz, yaptn,
gz kamatran aslysa baka yerdedir; tpk onlar gibi kar-
mda, resim sanlan, ama zamanla silinmi karakalem kro-
ki vard.
Bir tiyatro oyuncusunu seviyorum sanarken, demek
ki aslnda ben bir rahibeye akmm! ldrmamak iten
deil! Hafif n, durgun, l bir sudaki sazlklara ka-
gibi, bir bilinmeyenin ekim alannda aresiz rpnp
duruyormuum.
Peki ya Sylvie, o nice sevdiim kz; yldr niin
unuttum... Gzeldi de, Loisy'nin en gzel kzyd!
29
Duruyor o, her zamanki gibi iyi, temiz ve hep ak-
yrekli. Asmalarn gllerle sarma dola penceresi, solda
asl, alblblnn kafesi gzmn nnde; yn bkt-
iin sesi ve dilinden dmeyen o ark kulamda:
Oturmutu gzel kz
Derenin kysnda
Hl bekliyor beni... Kim evlenecek onunla? yle
yoksul ki!
Onun kynde de, komu kylerde de, srtlarna bir
ilik geirmi, elleri nasrl, saz benizli, kk yzl, ka-
ra kuru zavall kyller var hep. O beni seviyordu yalnz,
imdi hayatta olmayan zavall daym, Loisy dolaylarnda
otururdu, Sylvie'nin Kk Parislisiydim daym grme-
ye gittiimde. Adamcaz, aslnda bir mr bana yetebi-
lecek, ama yldr bey gibi sap savurduum kmse-
nemeyecek mal da brakt. Sylvie ile evlenseydim heba ol-
mazd. Tesadf nme yeni bir frsat kard, i iten ge-
mi deil.
u saatte ne yapyordur? Uyuyordun.. Hayr uyumaz,
nk bugn Yay Bayram, sabaha kadar dans edebilece-
i tek gn, ylda bir kez. Bayrama katlmtr...
Saat katr acaba?
Saatim de yok.
Eski bir daireyi yeniden demek iin gnn moda-
s gerei bulundurmam art olan gsterili bir yn eya
arasnda Rnensans dnemine ait, prl prl yanan bir de
saat var. Yaldzl kubbesinde Zaman heykeli, yar aha
kalkm iki at, atlarda Medicis tarznda iki kadn yontusu,
30
savatl kadrannda mineden rakamlar, kadrann altnda ka-
bartma, dirseklerini geyiine dayam tarihi Diane. Ku-
kusuz ok iyi alr, ama iki yzyldan beri kurulmam.
Zaten ben de bu saati Touraine'den zaman renmek iin
almadm.
Kapcya indim. Guguklu saati gecenin birini gste-
riyordu. '-Loisy'deki baloya drt saatte yetiebilirim" diye
sylendim kendi kendime. Palais-Royal Alan'nda kulp
yeleri ve kumarbazlar iin bekleyen be alt araba vard;
nme ilk kana atlayp "Loisy'ye ek" dedim.
"Nerde bu Loisy?"
"Senlis dolaylarnda, sekiz fersah."
Arabac pek ilgilenir gibi deildi. Yantlad:
"Sizi posta arabalar da gtrr..."
u Flandre yolu geceleri ne hazindir, ancak orman
blgelerinde manzara gzelleir. ki yanda garip ekillere
brnm hep tekdze aalar; sonra yeil alanlar ve tar-
lalar, sollarnda mavimsi Montmorency, Ecouen, Luzarc-
hes tepeleri. te Gonesse, Ligue (12) ve Fronde dnemi-
nin anlaryla dolu kk kasaba...
Louvres'u geince elma aalar balar ve iekler
yerdeki yldzlar gibi parlar gece, ka kez grdm; ortada
bir yol, kylere en ksa ordan gidilir. Araba tepeyi kar-
ken biz de, sk sk geldiim, o eski gnlerdeki anlara d-
nelim.
31
IV
CYTHERE'E (13) BR YOLCULUK
Aradan birka yl gemiti. atonun nnde Adrien-
ne'e rasladm o ocukluk gnlerimden sonra. Aziz yor-
tusunda da gitmitim Loisy'ye. yesi olduum topluluk-
la, yay valyeleri arasna yeniden katldm. Ormanlarda
kaybolmu, devrimlerden ok, zamann ypratt o ato-
lardan hl birouna sahip eski ailelerden genler dzen-
lemiti treni. Atllar Chantilly'den, Compigne'den, Sen-
lis'den gle oynaya akn akn gelip yay kulplerinin kr
alaylarnda yerlerini alyorlard. Kyler ve kasabalardaki
uzun gezintilerden, kilise ayininden sonra, genler ustaca
yarm, kazananlara dlden baka, Nonette ve Thves
rmaklarnn sulad gllerden birinin ortasndaki, kavak-
lar ve hlamur aalaryla glgeli bir adada ziyafet de d-
zenlenmiti. Stunlu, beyzi bir tapnak vard, salonu ye-
mek vermeye elverili. Ssl sandallarla gittik. Ermenon-
ville'deki gibi, orda da, on sekizinci yzyl sonlarndan
kalma filozof milyonerlerin zamann zevkine gre zel
olarak yaptrd, saa sola serpilmi kk binalar vard.
Sz konusu tapnak sanrm ilkel alarda, tanr Uranie (14)
32
iin yaplm olmal. Stunlardan km, yapnn bir
ksmn da kertmi; ancak, salonun iini onarmlar, s-
tunlar arasna kurdeleler asp Horace'tan (15) ok Bouff-
iers (16) ya da Chaulieu'nn (17) oktanrclma yarar
ada reni genletirmiler.
Gl gezisi belki de, Watteau'nun (18) Cythere 'e Yol-
culuk tablosunu yeniden yaatmak iin dzenlenmi. Ne
var ki, ada giysilerimiz grntye ters dyordu. Ko-
caman elenk sepeti arabadan alnp byk bir sandala
konmutu; beyaz giysili gen kzlar gelenee uygun biim-
de sralarda yerlerini alm, elenge elik ediyor ve eski za-
manlarn zarif dinsel treni, dikenli allklar, dizi dizi s-
tunlar ve duru yapraklaryla akamn nda al al aday
kuatan durgun sularda yeniden yansyordu. Ksa bir sre
sonra tm sandallar kyya ekildi. Masann ortasna, n-
ce trenle getirilip elenk sepeti kondu, sonra herkes yeri-
ni ald. ansl delikanllar kzlarn yanlarna kuruldu: Bu-
nun iin zaten aileleriyle tanmak yetiyor. Sylvie'yle yan
yanaydk. Kardei de ordayd, "uzun zamandr grnm-
yorsun, neden gelmiyorsun bize" diye sitem etti. Ders y-
znden Paris'e aklp kaldm, salt onlar grmek iin
geldiimi syleyip gnln aldm. Hemen kar kt
Sylvie: "Hayr hayr, aslnda beni unuttu. Kylyz biz, Pa-
risliye benzer miyiz!" pp susturmak istedim, ama hl
somurtuyordu, kardeinin sraryla, o deilden uzatt ya-
nan. Hibir zevk alamadm, herkese sunulabilecek sra-
dan bir pckt, zira yabanclarla bile selamlamak adet-
tir Valois'da, pck sayg iaretidir.
Bayram dzenleyenler bir de srpriz hazrlamlar-
d. Yemek sonunda, o ana dek iekler altnda tutsak ka-
lan bir kuu koca sepetin dibinden havaland ve gl ka-
33
natlarma taklm kurdele ve talan drt bir yana sat.
Gnein son klarna doru o, zgr, kvanla kanatla-
nrken bizler elenklerden rasgele birini yakalayp yan-
mzdaki kzn alnn sslyorduk. En gzellerinden birini
de ben yakalamak mutluluuna erdim ve Sylvie bu kez, g-
lmseyerek tekinden daha tatl bir pck sundu. Anla-
dm ki bylece, bir zamanlann kt ansn silmitim. Bu
kez artk ona hayrandm, bu hayranl blen bakas
yoktu, o da ylesine gzellemiti! Vaktiyle, daha uzun
boylu ve zerafet rnei olarak dnyaya gelmi birini g-
rnce kmsediim o eski kyl kz deildi artk. Bam-
baka olmutu sanki: Kara gzlerindeki, ocukluundan
beri var olan ekicilie kaplmamak elde deildi. Keman
kalar altndaki gz ukurlarn ve yzn dzgn,' sessiz
izgilerle stan glcnde eski Atinallardan bir eyler
vard. teki kzlarn buruuk yzleri arasnda, eski bir Yu-
nan yontusu kadar dzgn o yze bakp hayran kalyordum.
Zarif, uzun parmaklar, dolgun, beyaz kollar, serpilip ge-
limi boyuyla, bir zaman grdm kzdan tamamen de-
iik, baka biri olmutu. Bir yandan da o eski ve ani iha-
netimi rtbas etmek niyetiyle, onu ne kadar deimi bul-
duumu sylemekten kendimi almadm.
Ortam elveriliydi zaten, her ey yardmcyd bana,
kardeiyle dostluum, bayramn yaratt zden hava, ak-
am saati, zlem dolu dlerle gemi zamanlarn parlak
ihtiamn canlandran yer bile. ocukluk anlarmzdan
sz etmek, gkyznn glgeler ve sular zerindeki yan-
smalarn ba baa, hayal dolu seyretmek iin mmkn ol-
duu kadar danstan kanyorduk. Daldmz d evrenin-
den kardeinin szleriyle uyandk, "ge oldu, eve dnme-
liyiz artk, ky uzak" diyordu.
34
V
KY
Loisy'de, bekinin eski evinde oturuyorlard. Birlik-
te gittik, sonra ben, daymda kalmaya Montagny'ye dn-
dm. Tam yoldan kp Loisy'yi Saint S...'den (19) ayran
koruya girdiimde birden Ermenonville orman boyunca
uzanan bir duygu doldurdu iimi; az soma nme eyrek
fersah kadar izlemem gereken manastr duvarlarnn ka-
can biliyordum. Ay, koyu dta kayalarn ve ayaklar-
mn altnda oalp duran allklar aydnlatarak bulutla-
rn altnda gizleniyor, grnp kayboluyordu. Samda so-
lumda, ayak baslmam yolsuz orman kylan, nmde
hep, Romallarn srd Armen oullarnn ansn ta-
yan Kelt kayalar. Bu ince ynlar stnden, uzak gller,
sisli vadideki uzak aynalar gibi belli belirsiz grnyor, t-
renin yapld gl bile seilemiyordu.
Ilkt hava, burcu burcu kokuyordu. Daha teye git-
medim, fundalara uzanp sabahladm. Uyandmda, gece
yolumu kaybedip geldiim yerleri yava yava tanmaya
baladm. Solumda Saint S... Manastr'nn duvarlar uza-
nyordu, vadinin te yannda Charlemagne dneminden es-
35
ki konut renleriyle Gens-d' Armes tepesi. Yaknnda, bek
bek aalarn stnde, Thiers Manastr' nn yksek ren-
leri, yonca ve kemer oymal duvarlanyla, ufukta beliriyor-
du. tede, eski zamanlarda olduu gibi su kanallaryla
evrilmi gotik Pontarme atosu gnn ilk nlarn yan-
strken, gneyde yksek Tournelle atosu ve Montmeli-
ant'n ilk tepelerinde kurulmu Bertrand-Fosse'un drt ku-
lesi ykseliyordu.
Tatlyd gece ve yalnzca Sylvie'yi dnyordum;
ama manastr grnce birden aklma gelmiti: Adrien-
ne'in bulunduu manastr bu muydu yoksa? an sesleri
hl kulamdayd, belki de o seslerle uyanmtm. Kaya-
larn en stne trmanp duvarlarn zerinden ieriye y-
le bir gz atmak geti usumdan. Ama hemen gnah ili-
yormuasna o dnceyi kafamdan kovdum. Aaran gn
o bo any sildi, yine yalnzca Sylvie'nin pembe hatlar
kald. "Gidip uyandraym" deyip Loisy'nin yolunu tuttum.
te patikann sonu ve ormann kysnda ky: Duvar-
larna asmalar ve gller trmanan yirmi kk ev. Bala-
rnda krmz yazmalaryla yn eiren kk kzlar, bir
iftliin nnde erkenden toplanm, alyorlar. Sylvie
hi katlmaz onlara. Ailesi kyl kald halde, ince dan-
telalar reliberi adeta bir kk hanm olmu. Odasna ka-
dar ktm, kimse de buna amad: Kalkal hayli olmu,
dantela ryor, birbirine deen topuzlardan dizindeki ye-
il kasnaa tatl sesler iniyordu. O tanrsal glckle:
"Sizi gidi tembel sizi, sanrm yeni kalktnz!" dedi.
Aalar ve kayalar arasnda yolumu arp nasl kotur-
duumu ve geceyi uykusuz geirdiimi anlattm. Bir an
acr gibi oldu, sonra yantlad:
36
"Yorgun deilseniz eer biraz da ben koturaym si-
zi, Othys'deki halama gidiyoruz."
Olur! der demez, kvanla kalkt, aynada salarn d-
zeltti, bana hasr bir kr apkas giydi. Gzlerinde kvan-
cn, arnmln prltlar vard. Theves kylarn izleye-
rek yola koyulduk, papatyalar ve altn goncalar serpilmi
ayrlardan getik, Saint-Laurent orman boyunca yrdk,
yolu ksaltmak iin bazan dereler, allklar atk. Aa-
larda karatavuklar tyor, ayaklarmzn dedii allar-
dan arkular kvanla havalanyordu. Kimi vakit admla-
rmz, yapraklar birbirine dolak uzun dallar arasnda ma-
vi mavi alm, Rousseau'nun ok sevdii cezayir menek-
elerine raslyor, alakgnll sarmaklar arkadamn r-
kek ayaklarn durduruyordu. Cenevreli filozofun anlar-
na kaytsz, Sylvie, sada solda kokulu yaban iekleri ar-
yor ve ben ona, baz blmleri ezbere sylediim Yeni He-
lois'den (20) sz ediyordum.
"Gzel mi?" dedi;
"Nefis."
"Auguste Lafontaine'den (21) daha m gzel?"
"Daha duygulu."
"O halde ben de okumalym. Kardeime syleyeyim,
Senlis'e gider gitmez getirsin."
Sylvie ilek toplarken ben hl Heloise'den paralar
sylyordum.
37
VI
- OTHYS
Ormandan ktmzda erguvan rengindeki, bek
bek yksk ieklerine rasladk; koca bir demet yapt ve
bana:
"Halam iin! Bu gzel iekleri odasnda grmek
mutlu eder onu" dedi.
Az bir yol kalmt Othys'ye. Montmeliant'le Dam-
martin arasndaki mor yamalar stnde ykseliyordu k-
yn anlar. Kumtalar, akl talar arasndan arltlarla
yeniden akyordu Theves, kaynann yresinde incelip
ayrlarda dinleniyor, kuzgunkllarnm, ssenlerin orta-
snda kk bir gl oluturuyordu. Az sonra ilk evlere u-
latk. Sylvie'nin halas irili ufakl kumtalarndan yapl-
m, asmalar ve kme kme erbetiotlaryla evrili kk
bir evde tek bana oturuyor; kocas leli beri, kyllerin
onun hesabna ekip bitii birka evlek toprakla yayor-
du. Yeeni gelince evi srd.
"Gnaydn hala, bak ocuklarn geldi, karnmz zil a-
lyor" deyip halasn efkatle kucaklad, kollarna iek de-
metini koydu'Sylvie. Aklna sonra geldim ve beni tantt:
38
"Sevgilim bu! "
Ben de sarldm halaya:
"Ne kibar ocuk... Demek bir kumral buldun!.." dedi.
Yantlad Sylvie:
"Gzel salar var, incecik."
Hala:
"Hep byle kalmaz, ama nnzde zaman var, sen
esmersin, tam sana gre..."
Sylvie:
"Kahvalt etsin, hala!"
Dolaplar, seleyi at Sylvie; st, ky ekmei, eker
buldu, tabaklar ve stnde iri iekler, tyleri prl prl
bir horoz resmedilmi emaye fayans sahanlar geliigzel
masaya koydu. inde ileklerin yzd Creil porseleni
kase ortada yerini ald, baheyi dallarda kalm birka avu
kiraz ve frenkzmnden de yoksun braktktan sonra, r-
tnn iki ucuna iki iek vazosu yerletirdi. Btn bunlar
olurken szlerin en gzeli halann azndan kt:
"Bunlar karn doyurmaz, erez trnden eyler, im-
di de sra bende."
Duvarda asl tavay ald, ocaa al rp att. Ona yar-
dm etmek isteyen Sylvie'ye:
"Karma sen, o gzel parmaklarna yazk, dokudu-
un danteller Chantilly'dekilerden ok daha gzel, bana
vermitin, biliyorum" dedi.
Yantlad Sylvie:
"Sahi ya, halacm... Eskilerden var m sizde, rnek
karacam da."
"O halde, komodine bak, belki vardr."
Sylvie:
39
"Anahtarlar ver."
"Ne anahtar, ekmecelerin hepsi ak."
"Doru deil, biri hep kilitlidir."
Kadncaz tavay ateten geirip temizlerken Sylvie
halasnn bel kemerine bal, ince ilenmi elik bir anah-
tar karp almla gsterdi.
O nde, ben arkada, tahta merdivenleri hzla kp st-
teki odaya girdik. Hey gidi kutsal genlik, kutsal yallk!
O sadk anlar tapnamdaki ilk akn safln karartmak
olacak ey miydi? Ky karyolasnn baucuna aslm, yal-
dzl ve beyzi bir erevenin iinde, o saf eski zamanlar-
dan, kara gzl, pembe dudakl bir delikanl glmsyor-
du. stnde Conde av bekilerinin giydii elbise; duruu
yar askerce, yz pembe, yardmsever, pudral salar al-
tnda temiz bir aln; belki de sradan saylabilecek bu ku-
ruboya resim, genliin ve sadeliin gzelliini sergili-
yordu. Prensin av partilerine katlm orta deerde bir res-
sam, gerek onu, gerek baka bir erevedeki, ekici, ok
bilmi, n ak, dizi dizi kurdeleli korsesinde t gibi, ba-
n az yukar kaldrp parmana konmu bir kuu rk-
ten gen karsn iyice resmetmek iin elinden geleni yap-
mt dorusu. te o kadn, u an ate stne eilip yemek
yapan kadnd. Funambules (22) Tiyatrosu'nda grdm,
ekici yzlerini buruuk maskeler altnda saklayan perile-
ri anmsadm. Yzlerini ancak gne Ak Tapna yre-
sinde byl atelerle dnerken ayorlard.
"Ey tatl hala, ne kadar gzelmisiniz!" diye haykr-
dm.
nl ekmeceyi amak zere olan Sylvie hemen
atld:
40
"Ya ben?"
Al hareli, taftadan bir giysi bulmutu, buruuk kv-
rmlar alrken hrdad.
"Denemek istiyorum, stme uyar m, yal bir peri-
ye benzerim herhalde!"
Mrldandm iimden:
"Efsanelerin perisi sonsuza dek hep gentir!.."
Sylvie oktan dmeleri zm, basma entari ayak-
larna dmt. Halann dkml, bol giysisi hokka gibi
oturdu ince bedenine. Dmeleri bana ilikletirken sylendi:
"Kollar dmdz, ne gln!"
Oysa, dantellerle ssl yen azlar o plak kollar-
n ne gzel sergiliyordu, halann yitik gzelliini ksa bir
sre kuatan, tlleri sararm, kurdeleleri solmu tertemiz
korse imdi batan ayaa Sylvie'yi saryordu.
Sylvie bard:
"Nedir bu, bitmedi mi! Dme iliklemeyi bile bilmi-
yor musun?"
Bu haliyle onda Greuze'n (23) nianl kyl kz tab-
losundaki hava vard.
"Pudra gerek" dedim.
"Onu da buluruz."
ekmeceleri yeniden kartrmaya balad, bir yan-
dan da syleniyordu: Bu ne bolluktu! u ne gzel koku-
yordu, bu nasl da prl prl yanyordu, ne canl renklerdi,
ne sade sslerdi! te iki sedef yelpaze, biraz hasar grm,
in ii iki krem kutusu, kehribar bir gerdanlk, bir yn
vr zvr arasnda bir ift kk iskarpin, kabartma, nak-
l beyaz kumatan yaplm, backlarnn ortasnda rlan-
da boncuklar!
41
"lemeli orap bulursam giyerim bunlar!" dedi
Sylvie. Az sonra elimize yumak halinde orap da geti, ak
pembe, topuklar yeil. Tavann czrts ve halann sesiy-
le kendimize geldik; Sylvie:
"Siz hemen inin" dedi. Ayakkablarn giymesine yar-
dm etmek istedim, sz dinletemedim.
Hala, tavadaki pastrmal yumurtay tabaa koyuyor-
du. Az sonra Sylvie yeniden yukar ard beni:
"abuk giyinin!"
Kendisi batan ayaa giyinmiti, bana da komodinin
stndeki, av bekisinin gveyi esvabn gsterdi. Bir an-
da, bir baka adaki gveyi olup ktm. Sylvie eikte
bekliyordu, el ele merdivenden indik. Hala dnp bizi o
halde grnce bir lk atmaktan kendini alamad:
"Vay ocuklarm, vay!"
Gzyalarn tutamad, ardndan glmsedi. Genli-
i karsndayd ite - ne ac, ne ho! Duygulu ve arba-
l, yanma oturduk, ilk ann heyecan geip, yal hala d-
n anlarn anlatmaya balaynca neemiz yerine geldi,
hatta, o zamanlar dn sofrasnn iki ucundan karlkl
sylenen arklar; gelinle gveyi dans edip otururken oku-
nan trkleri bile anmsad. Zamann inili kl, dalga-
l titreimli sesiyle sylenen, ezgileri ylesine sade,
Ecclesiaste ilahisi gibi sevdal, bahar dolu sarklan syler-
ken halaya biz de katlyorduk; o gzelim yaz sabah bo-
yunca Sylvie gelindi, ben de gveyi.
42
VII
CHALIS
Sabahn saat drd, dolambal bir yoldayz; bayr yu-
kar kyorum. Araba nce Orry'den, sonra La Chapel-
le'den geecek. Soldaki yol Hallate orman boyunca gider.
Sylvie'nin kardei arabasyla bir zamanlar o yoldan beni
bir trene gtrmt. Sanrm Saint-Barthelemy aka-
myd. Korular arasndan geen ssz yollarda kk at
bayrama gider gibi kanatlanm uuyordu. Mont-Eve-
que'de parke yola girmi, birka dakika sonra da korucu-
nun evinde, eski Chalis Manastr'nda konaklamtk. -
Chalis, ite bir an daha!
mparatorluun bu eski yurtluundan geriye yalnz
uzakta, gllerin tesinde, Bizans kemerleri belli belirsiz g-
rlen manastr renleri kalmt. Bir zamanlar Charlemag-
ne malikaneleri denen dinsel vakflar unutulup gitmi.
Kimsenin doru drst bir yol yapmay bile dnmedii,
kentlerden kopuk bu yerlerde bir zamanlar dine uzun yl-
lar damgasn vurmu Mediciler dneminde Este slale-
sinden kardinaller kmt. Hal ve davranlarnda, gele-
nek ve greneklerinde hl yce ve iirsel bir yan vardr.
43
Kiliselerin talyanlarca yaplm ince kabartma kemerle-
rinde Rnesansn kokusunu bulursunuz. Petrarca'nm duy-
gusalln, Francesco Colonna'nm masals gizemciliini
yanstan, oktannl simgesel bir havayla ak maviye bo-
yanm kubbelerinde azizler ve melekler resmedilir.
O geceki zel trende Sylvie'nin kardeiyle ben a-
rsz konuklardk. Treni oradaki arazilerin tek sahibi, n-
l biri dzenlemi ve sembolik olarak, evreden baz ai-
lelerin ve komu manastrdan birka rahibenin de katl-
masn dnm. Ama Saint-Cyr trajedilerini yeniden
yaatmak deildi, bu trenin kkeni Valoisllar zamann-
da Fransa'ya girmi ilk lirik deneyimlere uzanyordu. Gr-
dm oyun eski zamanlarn mysterelerine (24) benziyor-
du. Oyuncularn giysileri uzundu ve gkmavisi, gk ya-
kutu ve afak rengi olmak zere yalnzca renkten olu-
uyordu. Oyun melekler arasnda geiyor ve yklm bir
dnyann renlerinde oynanyordu. Her ey, snm yer-
yuvarlamm grkemlerinden birinin arksn sylyor ve
lm melei ykm nedenlerini aklyordu. Bir ruh, elin-
de alevli bir klla uurumdan kyor ve teki ruhlar ce-
hennemlerin galibi isa'y vmeye aryordu. te oyun-
daki o ruh Adrienne'di, bir zamanlar nasl gnlde duyu-
lan Tanr arsyla deimise, ite yle, stndeki giy-
siyle yine ekil deitirmiti. Meleksi ban ssleyen yal-
dzl karton aya bizlere doal bir k emberi gibi gr-
nyordu; daha bir gl, daha bir solukluydu sesi ve tal-
yan arksnn sonsuz ara namelerini, szl blmn ar
ve grkemli tmcelerini ku akmasna benzer seslerle c-
vl cvl sslyordu.
Bu ayrntlan yinelerken imdi kendi kendime sorup
44
duruyorum, gerek miydi btn bunlar, yoksa ben d m
grmtm? Sylvie'nin kardei biraz akrkeyifti o ak-
am. Korucunun evinde konaklamtk; en ok dikkatimi
eken ey kapya tneyen kuu olmutu; ierde ceviz oy-
mal yksek dolaplar, fanuslu byk bir saat, krmz, ye-
il renkli bir niangah ve stnde asl, korucuya at d-
l olarak verilmi, ok ve yay takm vard. Banda in k-
lahyla acayip bir cce, atclar doru nian almaya davet
eder gibiydi. Bu cce, sanyorum sa levhadan yaplm-
t. Adrienne'i grdm, btn bu ayrntlar kadar, Ch-
alis Manastr 'nm yadsnmaz somut varl kadar gerek
mi? Temsilin verildii salona bizi sokan korucunun olu
deil miydi; kapnn yannda, heyecanl bir seyirci toplu-
luunun arkasmdaydk. Saint-Barthelemy gnyd o gn,
zellikle Medicilerin ans yad ediliyordu, Medicilerin si-
lahlar Este hanedannn silahlaryla birlikte atlm, o es-
ki duvarlar sslyordu...
Bu an belki de bir saplant! - ok kr Plessis yo-
lundaym ite, araba durdu, dler leminden kurtuluyo-
rum artk, u ssz yollarda on be dakika yrrsem Lo-
isy'deyim.
45
Vili
LOISY BALOSU
Iklarn henz solgun ve titrek vurduu o melanko-
lik ve tatl gn doumu saatinde yetitim Loisy balosuna.
Altlar lo hlamur aalarnn st yapraklar mavimsi bir
kla yanyordu. Kr flt blbllerle yarmyordu artk.
Herkes solgundu, yorgun dm kalabalkta tandk bir
yze raslamam olduka zordu. Sonunda bildik biri kt
karma, Sylvie'nin dostu, uzun Lise. pt beni:
"oktandr grnmyorsun Parisli!"
"Sahi, oktan!"
"Yeni mi geldin, bu saatte?"
"Evet, posta arabasyla."
"Hzl saylmaz."
"Slylvie'yi grmek istiyordum, burada m?"
"Sabaha dek kalr, dans ok sever."
Az soma yanlarndaydm. Yz yorgundu, ama kara
gzleri yine eski Yunanllara zg glckle parlyordu.
Bir delikanl vard yannda, bir el iaretiyle dansa devam
etmeyeceini belirtti, olan selamlayp ekildi.
Gn aarmaya balyordu. El ele balodan ktk. Da-
46
mk salarnda ieklerin balar aaya doru eiliyor-
du. Belindeki demetin yapraklar becerikli ellerinden k-
ma buruuk dantelalar stne inmiti. "Eve brakaym se-
ni" dedim. Gn balad halde hava lotu. Solumuzda
Theves deresi rltlarla akyor ve sar, beyaz nilferlerin
ald, ince su yldzlarnn akpapatyalar gibi parlad
dirseklerde anaforlar iziyordu. Tpk bir zamanlar aa-
lar ve iekli fundalardan yaylan serin kokunun bama
vurmas gibi, ovalar dolduran ekin ve ot demetlerinin ko-
kusuyla akrkeyiftim.
Ovalardan gemeyi dnmemitik bu kez.
"Beni sevmiyorsunuz artk, Sylvie!" dedim. ini ek-
ti, yantlad:
"Kabul etmek gerek dostum, her ey dilediimiz gi-
bi olmuyor hayatta. Bir zamanlar Yeni Heloise'den sz et-
mitiniz, anmsarsnz; orada u tmceyle karlanca r-
perdim: "Bu kitab okuyan her gen kz artk bitmi say-
lr." Ben aklma gvenip teye bile gittim. Halamn evin-
de dn elbiseleri giymitik... Kitaptaki gravrlerde de
eski zaman elbiseleri giymi klar vard, yle ki bana
gre siz Saint-Preux'ydnz, ben de Julie'ydim. Ah, niin
o gnlerde gelmedinizl talya'da olduunuzu sylyorlar-
d. Oralarda benden ok daha gzel kzlar grdnz!"
"Sizdeki o candan bak, o temiz yz hibirinde yok
Sylvie. Siz o eski alarn rmak pensisiniz, kendinizi ta-
nmyorsunuz. Bu yerin ormanlar da Roma'nn krlar
kadar gzel. Evet, grkemli granit ynlar var orada,
yksek kayalardan dklen alayanlar var, rnein Ter-
ni alayan gibi. Ama burada bulunmayan hibir ey gr-
medim ki!
47
"Ya Paris'te?"
"Paris'te..."
Yantn tamamlayamadan bam salladm ve birden
beni uzun sre yolumdan saptran o bo hayali dndm.
"Sylvie, burada duralm, olmaz m?" deyip ayaklar
nnde diz ktm, scak gzyalaryla aladm, kararsz-
lklarm, yersiz tutkularm aka ortaya dktm, kapl-
dm bo hayali anlattm ve yalvardm:
"Kurtarnz beni Sylvie, mr boyu sizin olmak iin
geldim."
efkat dolu gzlerle bakt. Ama birden kahkahalar-
la kesildi konumamz. Sylvie'nin kardeiydi, iek bay-
ramnda sunulan her tr ikiye hayr demeyip ly ka-
rdndan o kyl neesi fazlasyla stndeydi. tede, a-
llklar arasnda kaybolan, balonun gzdesi bir delikanl-
ya sesleniyordu, nitekim az sonra yanmza geldiler. kisi
de ayakta sallanyor, teki gen, Sylvie'nin varlndan
ok, bir Parislinin varlndan rahatsz grnyordu. yi
dans bildii iin halk oyalayp balonun ge dalmasna
neden olan bu delikanlyd, ama yle temiz bir yz, yle
sklgan ve saygl bir hali vard ki kzmak gelmiyordu
iimden, stelik kendime pek rakip de grmyordum.
Sylvie kardeine:
"Vakit ge oldu, eve gidelim" dedi, bana da yana-
n uzatt:
"Grmek zere!"
k gcenmedi.
48
IX
ERMENONVILLE
Hi uyumak gelmiyordu iimden. Montagny'ye, da-
ymn evine gittim. Sar boyal yzn, yeil pancurlar g-
rr grmez youn bir hzn duydum. Her ey sanki brak-
tm gibiydi. iftiye urayp anahtar aldm. Pencerele-
ri atm, ierisi aydnland, eski eyalar aynen duruyordu,
zaman zaman tozunu almlar. Byk ceviz dolap, dede-
lerimizden eski bir ressamn yapt sylenen iki tablo;
Boucher'vari (25) byk basma resimler, Moreau'nun (26)
yapt, ereveli birok Emile (27) ve Yeni Heloise gra-
vrleri, masann zerinde, ii saman doldurulmu kpek,
-saken ormanlarda birlikte koardk, tkenmi bir trn
sonuncusuydu belki de.
"Papaana gelince, yayor, eve gtrdm" dedi
ifti.
Yabani otlarn brd bahe ok gzel bir tabloyu
andryordu. Bir kede vaktiyle dzenlediim ocuk bah-
esini grr grmez tandm. im rpererek girdim al-
ma odasna, artk hayatta olmayan bir insann, daymn es-
ki dostlar, sekin kitaplar yerli yerindeydi, masann stn-
49
de baheden kan birka krk dkk antika, vazolar, Ro-
ma madalyonlar, ona byk mutluluk veren yerel kolek-
siyon vard. iftiye:
"Gidip papaan grelim" dedim. Papaan eski g-
zel gnlerinde olduu gibi yemek istiyordu ve bana evre
derisi krm, yallarn o deneyimli bakn akla getiren
yuvarlak bir gzle bakt.
Nice sevdiim yerlere yllar sonra dnmenin verdii
hznle dolu beni buralara balayan, tek canl, tek gen y-
z, Sylvie'yi yeniden grmek arzusu doru iimde. Yeni-
den Loisy yolunu tuttum. lendi, tren elencesinden yor-
gun dm, herkes uyuordu. Oyalanmak iin Ermenonvil-
le'de yle bir dolamak geldi aklma, ormandan gidersem
ancak bir fersah kadar srerdi. Gzel bir yaz gnyd. Park
yolunu andran yolun serinliini sevdim. Meelerin tekd-
ze yeilliine katlan tek eni yapraklar hrdayan kayn
aalannm beyaz gvdeleriydi. Susmutu kular, yalnzca,
yuva yapmak iin kabuklar gagalayan aakakann grl-
tsn duyuyordum. Bir an kaybolacak gibi oldum, direk-
lerdeki yol levhalarnn harfleri pek silikti. Deserfi solum-
da brakp dans yeri kavana geldim, yallara ayrlan s-
ralar eskisi gibi duruyordu. Bu iirsel Anacharsis ve Emile
dzenlemesine baktmda, eski arazi sahibince yeniden
canlandrlan gemi filozof alarnn tm anlar yn y-
n gzlerimin nne geldiler.
Stler ve fndk aalan arasndaki, sular pnl p-
rl gl grnce, hemen tandm, daym (29) ka kez ge-
tirmiti beni buraya: Felsefe tapna denen yeri tamamla-
mak kurucusuna nasip olmad. Tiburtine tapma eklin-
de ve ormann glgesinde hl duruyor, Montaigne'den,
50
Descartes'tan balayp en son Rousseau'ya kadar, tm b-
yk dn adamlarn isim isim sergiliyor. Tamamlanma-
m yap imdi yalnzca bir ren yn, her yann yaprak
yaprak sarmaklar kuatm, talar sklm basamak-
lar brtlenler kaplam. Kk bir ocukken nice tren-
ler grmtm burada, beyazlar" giyinmi kzlara bilgi ve
bilgelik dlleri verilirdi. Tepeyi evreleyen gller nerede
acaba? Yabanilemeye yz tutan son fidanlar da kuburnu
ve aa ilekleri arasnda skp kalm. Ya defneler, ha-
ni bir ark vardr, kzlar artk oduna gitmek istemedikle-
rini sylerler, o arkdaki gibi kestiler mi defneleri? San-
myorum, tatl talya'nn o kk aalarn bizim sisli ik-
limimiz yok etmi. ok kr Virgile'in kurtba iek a-
maya devam ediyor henz, niceleri gibi bu tapnak da -
kyor, unutkan ya da yorgun insanlar, evresinden geer-
ken sapp yol deitirecekler, kaytsz doa, sanatn ondan
kopard alan geri alacak; ama gcn ve eylemin kayna-
bilgiye susamlk sonsuza dek dinmeyecek!
te kavak aalar adann; ve ite Rousseau'nun, kl-
leri sonradan gtrlm bo mezar. (30) Ey bilgelik!
Gllerin stn sundun bize, ama yle zayftk ki bir ya-
ran olmad. Babalarmzn bildii derslerini bizler unuttuk.
Eski bilgeliklerin yanks olan sznn anlamn yitirdik.
Yine de umutsuzlua dmeyelim ve senin yce annda
yaptn gibi gzlerimizi gnee evirelim!
atoyu ve evresindeki usul sular grdm yeniden,
kayalarda inleyen alayan, kyn iki yakasn birletiren
ve kelerinde drt gvercinlik bulunan yolu, bo tepeler
eteindeki bir bozkr gibi uzayp giden imleri yeniden
grdm; yldz gibi bir gecede doup batan mrsz i-
51
eklerle dolu yapay gln sularnda yansyor Gabrielle
Kulesi; kpk kaynyor, bcek trdyor. Bozkrn tuzlu
kumtalarnda ve pembe allarn yeil erelti otlarn ha-
valandrd korularda yaylan bu sinsi havadan kurtulmak
gerek. Her eyde yalnzlk ve hzn var! Dolatm u yer-
lere eskiden, Sylvie 'nin byl bak, lgn koulan, k-
vanl lklar yaam ve canllk katard! Henz vahi bir
ocuktu, yalnayak gezerdi, banda, koca eridi siyah sa-
larnn peremiyle dalgalanan hasr bir apka vard ama te-
ni gneten yank, kavruktu hep. svirelinin iftliine st
imeye giderdik ve bana "Ne gzel sevgilin var Kk Pa-
risli !" derlerdi. Bir kyl hi dans edebilir miydi o zaman-
lar onunla! Ylda bir kez, Yay Bayramnda, dans ettii tek
insan yalnzca bendim.
52
X
KOCA KIVIRCIK
Yeniden Loisy yolunu tuttum; herkes uyanmt. s-
tnde giysisiyle Sylvie hemen hemen kentli bir hanm gi-
biydi. Eski saf ve temiz kalpli haliyle odasna gtrd be-
ni. Byl bir glckle gzleri prl prld ve keman ka-
larnn kalnlam yaylan zaman zaman yzne ciddi bir
hava veriyordu. Sade bir zevkle denmiti odas, ancak
eyalar imdi gnn modasna uygundu, eski aynann ye-
rini baka bir ayna almt, yaldzl erevesinde bir oban,
maviler, pembeler giymi oban kzna bir ku yuvas ve-
riyordu. st all dall Hint kumayla kapl eski karyola-
nn yerinde, rtleri oklarla ssl ceviz bir yatak vard; a-
hblbllerinin tt penceredeki kafeste kanaryalar a-
kyordu. Gemiten artk hibir iz bulamadm odadan bir
an nce kmak istedim. Sylvie'ye:
"Dantela rmyor musunuz artk?" diye sordum.
"Hayr, alcs yok, Chantilly'deki dokumaevi bile ka-
pand."
"Peki neler yapyorsunuz imdi?"
53
Bir kede duran, uzun bir kskac andran aygt alp
gsterdi.
"Bu da ne?" dedim.
"Makina diyorlar, dikmeden nce eldiven derilerini
birbirine mtturmaya yaryor."
"Eldivenci mi oldunuz, Sylvie?"
"Dammartin'e alyoruz, iyi kazandryor imdilik,
bugn iim yok; nereye isterseniz gidelim."
Othys kyne doru baktm, Sylvie'nin ba iaretin-
den anladm, yal hala lmt. Kk bir ocuu ar-
d, eei eerlemesini syledi.
"stmde dn gecenin yorgunluu var, gezersek a-
lrm, Chalis'ye gidelim" dedi. Tek silah elindeki bir dal
paras olan delikanlnn ardnda orman getik. Sylvie
dinlenmek istedi, kucaklayp oturttum. Konuuyorduk a-
ma o eski scak hava yoktu szlerimizde. Paris'teki yaan-
tm, yaptm d gezileri anlattm bir eyler sylemek
iin. Sordu:
"Ne kadar uzak yerler, nasl gittiniz?"
"Sizi yeniden grnce buna ben de ayorum."
"Hadi canm!"
"nann bir zamanlar byle gzel deildiniz."
"Bilmem."
"O ocuk gnlerimizi anmsar msnz, benden daha
uzundunuz?"
"Siz de benden daha akll."
"Ne gnlerdi Sylvie!"
"Eee bindirmilerdi, semerin bir kfesinde ben,
tekinde siz."
"O zamanlar senli benli konuurduk, byle siz demez-
54
dik birbirimize... Bana kerevit avlamay retmitin, anm-
syor musun, Theves ve Nonette kprlerinin altnda?"
"Ya sen, unuttun mu, st kardein suda boulmaktan
nasl kurtarmt seni?"
"Koca Kvrck m! uradan geebilirsin karya, bir
ey olmaz demiti!"
Konuyu deitirmek istedim. Bu konumalar o eski
gnleri tek tek getiriyordu gzlerimin nne; stmde bir
ngiliz elbisesi, yle gelirdim, kyller glerdi. Yalnz
Sylvie beenirdi kyafetimi. Ka yl gemiti aradan, o
gnleri yeniden konuamadm. Bilmem neden, aklma bir-
denbire, Othys'de, yal halann evinde giyindiimiz elbi-
seler geldi:
"Ne oldu o giysiler?"
"Halacm, iki yl nce Dammartin karnavalna git-
tiimde giymem iin vermiti. Bir yl sonra da ld."
Hkrarak alyordu, oradaki maskeli baloya nasl
gittiini soramadm, belliydi, eli hayli hnerli Sylvie, on-
ca yeteneiyle kyl kalamazd. Ailesi kylyd, ama on-
larn iinde Sylvie, bolluk ve bereket sunan bir sanayi pe-
risiydi.
XI
DN
Ormandan knca nmz ald. Chalis gllerinin
kysmdaydk, geitleri, silme kemerleriyle manastr, de-
rebeyinin kalesi ve Drdnc Henri'nin, Gabrielle'in ak-
larn barndran ato, ormann yeil loluu stnde, ak-
amn kzl klaryla kararyordu. ylvie:
"Walter Scott'tan (31) bir grnm, deil mi?" dedi.
"Walter Scott'u kimden duydunuz? yldr grme-
yeli hayli okumusunuz!... Bense kitaplar unutmaya al-
yorum u an, houma giden tek ey, kkken sakland-
mz eski manastr renlerini sizinle yeniden grmek.
Beki bize kzl keilerin yksn anlatrken nasl kork-
mutunuz, anmsyor musunuz, Sylvie?"
"Aman, sus!.."
"Tamam, babasnn bahesinde, beyaz kamn altn-
dayken karlan u kzn arksn sylerseniz susarm."
"O ark oktan kayplara kart."
"Mzisyen olmak ister miydiniz?"
"Biraz."
56
"Sylvie, Sylvie, eminim opera havalar bile sylyor-
sunuz."
"Niin olmasn?"
"Ama ben hep o eski trkleri severdim, o gzelim
trkleri nasl unutursunuz!"
Sylvie, ada operadan baz havalar syledi... Ve git-
tike gzel syledi!
Yandaki gllerin kysndan yryp kvrldk. te
hlamurlar ve karaaalarn kuatt yeil ayr, Sylvie'yle
sk sk dans ettiimiz. Karmzda Charlemagne dnemin-
den kalma surlar, Este hanedan stne bildiklerimi tek tek
sayp dkyorum.
"Neler okumusunuz benden ok. Bilim adamsnz
adeta, deil mi?" dedi Sylvie.
Sesindeki sitem dokundu bana, o ana dek, sabahki gi-
bi iimi dkebilecek bir frsat kollamtm hep, bir eein
ve bir Parisliyi dinlemek iin srekli yaklap duran kk
ocuun huzurunda ne syleyebilirdim? Byle bir akn-
lkla, anlarmda kalan Chalis'de grdm anlatmak
gafletinde bulundum. Hatta Sylvie'yi Adrienne'in ark
syledii salona bile gtrdm.
"N'olur dinleyeyim sizi, o sevgili sesiniz u kubbe-
ler altnda nlasn, nlasn da, kutlu kutsuz, bam dn-
dren ruhu beynimden karsn" dedim. Ben baladm, o
da katld arkya, szleri ve ezgiyi yineleyerek:
abuk inin melekler
Araf'n derinliine
"Ne ackl!" dedi Sylvie. Yantladm:
57
"Duygulu... Sanrm Porpora'nn; (32) on altnc yz-
ylda evrilmi dizeler."
"Bilmiyorum."
Yaplar gerei doal olarak szcklerin asln asta-
rn aramayan kyllerin Challepont dedikleri Charlepont
yolu boyunca yryp vadiden geri dndk. Sylvie, eek-
te yorgun, koluma doru yaslanyordu. Bombotu yol; y-
reimden geenleri sylemek istedim, ama bilmiyorum
niin dilime hep sradan szler ya da Sylvie'nin okumu
olabilecei romanlarn eski tarz, grkemli tmceleri geli-
yor, susuyordum. Bir durup bir konumama bazan ayor-
du Sylvie. Saint-S... surlarna geldik. Yrrken dikkatli ol-
mak gerekiyordu, iinde dne dne ince sular akan nemli
ayrlardan geiyoruz. Birden:
"Rahibe'den ne haber?" diye sordum.
Yantlad Sylvie:
"Kafanzda hep o rahibe, bu ne tutkunluk! Ne diye-
yim!... Ne desem! Sonu iyi olmad."
Sustu, tek szck etmedi.
u ya da bu tmceyi yrein diliyle deil de, ylesi-
ne sylediimizi kadnlar bilir mi acep? Sanmam, setik-
leri erkekler onlar ok kolay kandryor. Sevda denen oyu-
nu ok gzel oynuyorlar! Kimi kadnlarn aldatlmay se-
ve seve kabullendiini bildiim halde hibir zaman o tr
bir erkek olmadm. Zaten ocukluk aknda kutsal bir ey-
ler vardr hep... Eski kk Sylvie imdi bymt, ama
benim iin bir kzkarde gibiydi. Hi ayartabilir miydim
onu! Tmyle bambaka bir dnce takld kafama: "u
saatlerde tiyatroda olmalydm. Aurelie (oyuncu kadnn
ad buydu) bu akam hangi rolde? Elbette yeni oyundaki
58
prenses rolndedir. Evet! nc sahnede; knca nasl
bylyor herkesi!... Ya ikinci perdedeki o ak sahnesi! u
baroldeki buruuk delikanlyla..."
"Nelere dalp gittiniz?" dedi Sylvie ve ark syle-
meye balad:
Dammartin 'de gzel kz var:
Biri gneten daha da gzel...
Haykrdm:
"Sizi yaramaz sizi, bak eski arklar biliyorsunuz."
"Daha sk gelseydiniz baka arklar da bulurdum, a-
ma ne yaparsnz, koullar elvermiyor. Sizin iiniz Paris'te,
benimki burada, neyse fazla gecikmeyelim, yarn erken
kalkmam gerek."
59
XII
DODU BABA
Yantlayacaktm, dizlerine kapanacaktm, daymn evi-
ni nerecektim. Fazla miras olduu iin paylalmamt
henz, satn alabilirdim. Ama tam o srada Loisy'ye gel-
dik. Yemee bekliyorlard; soan orbas, baba ocann ko-
kusunu uzaklara dek yayyordu. Bu bayram sofrasnda ba-
ka konuklar da vard. Yal oduncu, Dodu Baba'y grr
grmez tandm, vaktiyle akam saatlerinde bize ya ok
gln ya da korkun ykler anlatrd. Duruma gre o-
banlk, habercilik, av koruyuculuu, hatta kaak avclkla
geinir, arada bo kalnca araba, kebap tezgah falan yapar-
d. Uzun sre de rehberlikle urat; ingilizlere Ermenon-
ville evresini gezdirir, onlara Rousseau'nun felsefi dn-
celere dald yerleri gsterir, son gnlerini anlatrd. Ya-
zarn kitabnda geen bir ocuk vardr, otlar trlerine g-
re ayrr, hatta zsuyunu stlkahve tasna skt baldran-
lar toplar. (33) ite o kk ocuk, Dodu Baha'nn ta ken-
disiydi. Altn Ha Ham'nn sahibi ayrntl bilgiler verme-
sine karyd; bu yzden yllarca kin besledi Dodu Baba'ya.
Hasta inekleri sol ayaklarna ha izerek iyiletirmek gibi
60
baz zararsz batl inanlar olduu iin ou knard onu.
Jean-Jacques'la yapt eski syleilerden sonralar ders
alp bo inanlarndan kurtulduunu sylerdi.
Beni grnce takld Dodu Baba:
"Vay, sen misin Kk Parisli! Kzlarmz ayartma-
ya m geldin?"
"Yapma Dodu Baba, ben mi?"
"Kurt ku uykuya dalnca kzlar ormana gtryor-
musun, yle mi?"
"Senden iyi kurt mu olur, Dodu Baba?"
"yleydik bir zamanlar, kuzu bulduka; imdi kei-
lere kaldk. Onlar da yanlarna yaklatrmyor beni: Ya siz,
Paris'teki hnzrlar. Jean-Jacques ne doru sylerdi, 'insa-
n bozan, kentlerin zehirli havasdr' derdi."
Dodu Baba bir sarho havas tutturdu; arknn her-
kesin ezbere bildii bir yeri hayli ak sakt ama Dodu
Baba'y susturmak ne mmkn! Hayli yalvarp bir ark
da Sylvie'den istedik, "artk sofrada ark sylenmiyor" de-
yip kabul etmedi. Biri vard orada, yuvarlak yzl, sala-
r karmakark; yz yabanc gelmiyordu. Kalkp iskem-
lemin arkasna geldi:
"Tanmadn m beni Parisli?"
Elinde erezle giren bir kadncaz, tabaklan sofra-
ya koyduktan sonra kulama eildi:
"Tanmadnz m, st kardeiniz!"
Uyarmasayd ok mahcup olacaktm;
"Vay Koca Kvrck, unutulur mu, beni boulmaktan
kurtarmtn."
Sylvie kahkahalarla glyordu. ptk. Delikanl
anlatyordu:
61
"Gzel bir gm saatin vard. Kendinden ok saate
zldn, bozulmuta, szlanp duruyor, 'iindeki hayvan
bouldu, tik tak yapmyor, daym ne der?' diyordun."
Dodu Baba sze katld:
"Saatin iinde hayvan m, buyurun, neler retiyor-
lar Paris'te ocuklara?"
Sylvie'nin uykusu gelmiti, varlm bir anlam ta-
myordu artk, odasna kt, kucaklarken:
"Yarn yine gelin!" dedi.
Dodu Baba ve st kardeimle sofrada biz kaldk. Lo-
uvres konyamn nnde uzun sre sohbet ettik. Dodu Ba-
ba:
"nsanlar eit, prensle ier gibi rekiyle iiyorum"
dedi.
Sordum:
"Hangi reki?"
"Yanndaki delikanlya bir bak! Azimli, baaracak bu
ii."
Mahcup bir hali vard st kardeimin. Ve her eyi -
rendim. St analn kaldrlmasn isteyen Rousseau'yla
nl u yerlerde, kaderin cilvesi, benim de bir st karde-
im vard ve Dodu Baha'nn anlattklarna gre u sralar-
da st kardeim Koca Kvrck ile Sylvie'nin evlilii sk
sk konuuluyormu. Kvrck nce Dammartin'de bir -
reki dkkan aacakm. Olaca buydu. Devri gn Nan-
teuil-le Haudoin'den bir arabaya binip Paris'e dndm.
62
XIII
AURELIE
Paris; - Arabayla be saat. Akam orada olmalydm.
Saat sekize doru tiyatroda yerimi almtm. an deer-
lerinden birinin yazd (34), biraz Schiller havas tayan
dizelere Aurelie yorum ve albenisinin tadn katyordu.
Bahe sahnesinde daha bir yceleti. Onun bulunmad
drdnc sahne oynanrken Bayan Prevost'dan (35) bir de-
met iek almaya gittim. Altna, "Bir Bilinmeyen " diye im-
zaladm, ok duygulu bir mektup ilitirdim. Ve "te ge-
lecee kalacak kesin bir ey" dedim kendi kendime; erte-
si gn Almanya yolundaydm.
Ne yapacaktm? Duygularm dzene sokmaya al-
acaktm. Bir roman yazmaya kalksam, ayn anda iki ka-
dna ak bir kalbin yksn kimseye kabul ettiremezdim.
Hatam yznden Sylvie'yi kendimden uzaklatrmtm,
ama onu bir gn grmek de ruhumu yceltmeye yetmiti.
Sylvie'yi, bundan byle, glmseyen bir heykel gibi bil-
geliin tapmana yerletiriyordum. Tam uurumun ky-
sndayken bir bak durdurmutu beni. Aurelie'yle tan-
mak dncesini de kafamdan kesinlikle silip atmtm, ne-
63
ye yarayacakt ki, yannda bir an parlayp sonra para par-
a dklen bir yn sradan kla didimekten baka. "Bu
kadnn kalbi var m, ilerde grrz" dedim.
Bir gn gazetede Aurlie'nin hastalandn okudum.
Salzbourg dalarndan bir mektup yazdm, ylesine Alman
gizemciliiyle dolu; bir etki uyandracan sanmyordum,
yant da istemiyordum zaten. Biraz raslantya, biraz da bi-
linmeyen'e bel balyordum.
Aylar geti. Yolculuklar yapp durduum o bo gn-
lerde, bir oyun yazp ressam Colona'yla ailesinin rahibe
yapt ve ressamn lnceye dek sevdii Laura'nn yaa-
mn canlandrmaya giritim. Konunun benimle, aklm
hep kurcalayp duran dncelerle ortak yanlar vard.
Oyunun son dizesini noktaladm. Artk Fransa'ya dnme-
liydim.
Baka nice yklerden farkl myd yazdm? Tiyat-
ro denen prova yerlerinin tm evrelerinden getim. Ele-
usis (36) erenlerinin, anlamsz grnen szleri gibi, "da-
vul yedim, zil itim". Yani gerektiinde insan anlamszl-
n ve samaln da snrlarn amal; benim iin akl, l-
km ele geirip saptamak; baka ey deil.
Aurlie, Almanya'da yazdm dramda barol oyna-
may kabul etti. Piyesi kendisine okumama izin verdii o
gn hi unutmayacam. Ak sahneleri onun uygun gr-
d biimde dzenlendi. O sahneleri sanrm ruhumla,
hatta daha ok cokuyla yazmtm. Sonraki konumala-
rmda, ona "bilinmeyen" adyla iki mektup gnderen kii-
nin ben olduumu syleyince:
"lgnsnz, urayn, beni bylesine seven birine hi
raslamadm" dedi.
64
Ey kadn; sen ak aryorsun... Ya ben?
Sonraki gnlerde ona, kukusuz hi karlamad
kadar duygulu ve gzel nice mektuplar yazdm. Onunki-
lerse hep mantkl, gerekiydi. Bir an yazdklarmdan
duyguland, yanma ard, biriyle ok eski bir ilikisi ol-
duunu, bunu bozamayacan syledi:
"Beni benim iin seviyorsanz ok iyi anlarsnz, an-
cak bir tek kiinin olabilirim" dedi.
ki ay sonra cokulu bir mektup alp evine kotum. O
arada biri, iime ok yarayan deerli bir bilgi verdi: Bir ge-
ce kulpte rasladm Aurlie'nin sevgilisi o gzel delikan-
l Kuzey Afrika'daki sipahi kuruluunda grevliydi.
Ertesi yaz Chantilly'de yarlar vard, Aurlie'nin ti-
yatro topluluu da temsil veriyordu orada. Bir yere oyun
iin gidildiinde topluluk gn, ynetmen ne dese onu
yapar, buyruundan kamaz. Dostumdu, ciddi bir insan-
d ynetmen, Marivaux (37) gldrlerinin eski Dorante',
uzun sre barol oynam, son olarak, Schiller'den uyar-
lanm bir piyesteki sevdal gen rolnde baar gstermi-
ti. Drbnle seyrettiimde hayli krkt yz. Yakndan
daha gen, kilo da almam; tarada geer akayd henz,
iindeki ate de snmemi. air Senyr sfatyla ben de ara-
lanndaydm. Ynetmenle konutum, Senlis ve Dammar-
tin'de de temsil vermelerini saladm. Ynetmen daha cok
Campigne stnde duruyor, Aurlie beni destekliyordu.
Devri gn salon sahipleri ve yetkili resmi kurulularla g-
rmeye gittiimizde, at kiraladm, len yemeini Krali-
e Branche atosu'nda yemek iin Commelle gller bl-
gesine doru koyulduk. Aurlie, ata yanlamasna binmi,
dalgalanan kumral salaryla ormandan tpk eski zaman-
65
larn kraliesi gibi geiyor, kyller durup hayran gzler-
le ona bakyorlard. Selamlarken, halindeki u grkem,
u incelik bir onda, bir de Bayan E..'de vard. Yemekten
sonra, sular hzar atlyelerini altran Nonette golyle
svire kylerini anmsatan kylere indik. Anlarmla do-
lu bu gzel yerlere Aurelie yle bir bakyordu sadece. Onu
Orry yaknndaki, Adrienne'i ilk kez grdm yeil alan-
daki atoya gtrmeyi aklma koymutum. Pek istekli g-
rnmedi. O zaman her eyi anlattm. Gecelerin karanln-
da belli belirsiz grdm, soma dlerime giren ve so-
nunda kendisinde somutlaan bu akn nereden kaynaklan-
dn syledim. Ciddi ciddi beni dinleyip u yant verdi:
"Ama sizin sevdiiniz ben deilim ki? Ne bekliyor-
sunuz yani, oycunuyla rahibe ayn kadn m diyeyim? Siz
bir dramn peinde kouyor, onun da sonunu getiremiyor-
sunuz. Hadi canm, artk inanmyorum size."
Bu sz imek gibi akt. Uzun sredir duyduum o
garip cokular, o dler, o gzyalar, umutsuzluklar, o
sevgiler., btn bunlar ak deil miydi demek? Peki ak
nerede o zaman?
Aurelie akam Senlis'de oynad. Ynetmene, yz
krk barol oyuncusuna zaaf var gibi geldi bana. Sa-
lam karakterli bir insand ve Aurelie'ye ok iyilii dokun-
mutu.
Bir gn onu gsterip:
"Beni asl seven bu!" dedi.
66
XIV
SON YAPRAK
ite, yaamn sabahnda bizleri byleyip yolumuzu
artan ham hayaller. Fazla dzene koymadan yle bir
gsterdim, ama nice kalpler anlayacaktr beni. Hayaller, bir
meyvenin kabuklar gibi, birbiri ardna der ve meyve in-
sann deneyimidir. Tad acdr, yine de onda kiiye g ve-
ren buruk bir eyler vardr, -klasik bir azla konuuyorum,
balayn. Rousseau, doa avutur, her eyi unutturur, der.
Paris'in kuzeyinde, sisler iinde yitik, Clarens (38) koru-
larn zlerim zaman zaman. Her ey deiti!
Ermenonville! Gessner (39) derlemesinden ikinci kez
evrilmi o kr deyilerinin ieklendii yer, benim iin if-
te kla avkyan tek yldzn yitirdin. O yldz, Aldeba-
ran'n yalanc yldz gibi, srasyla, bazan mavi, bazan
pembe, Adrienne ya da Sylvie'ydi, -tek bir akn iki ya-
rmlaryd. Biri yce lk, teki tatl gerekti. imdi gl-
gelerinden, gllerinden, hatta bozkrndan bana ne? Oth-
ys, Montagny, Loisy ve yoksul komu kyler ve g kay-
na Chalis, o btn bir gemiten hibir ey kalmad siz-
de. Yalnzlk ve d dolu o yerleri yeniden grmek arzusu
67
doar iime bazan. Doalm gibi grnen bir dnemin ka-
ak izlerini hznle duyarm yreimde. Ve bazan Bouc-
her'nin (40) granitlerin eteindeki, bana vaktiyle pek y-
ce grnen baz dizelerini, bir emenin ya da Pan'a (41)
adanm bir maarann stndeki iyilii ven zlszleri
okuyup glmserim. Byk paralar harcanp yaplan gl-
ler, kuularn bile kmsedii durgun sularm boa ser-
giliyorlar, Cond av alaylarnn marur amazonlarla ge-
tii, av borularnn yanklarla oalp karlkl ald o
a yok artk!... Gnmzde Ermenonville'e aktarmasz
gidecek yol bile yok. Bazan Creil, Senlis stnden, bazan
Dammartin'den dolap gidilir oraya...
Dammartin'e ancak akam gelebildim. Geceyi Ima-
ge Saint-Jean'da geirmeliyim. Olduka temiz, yerde es-
ki bir hal serili, aynal bir oda veriyorlar bana yine. Yl-
lardr grmediim eyalar yeniden kyor karma. Aya-
kucuna, kuty bir rt koymak adettir buralarda, sca-
ck yatarsn. Sabah olmu, asmalar ve gllerle evrili pen-
cereyi ayorum, nmde yemyeil bir ufuk uzanyor, ka-
vaklar asker gibi sra sra dizilmi. Halkn kemik ularn-
dan yaplm dedii sivri an kuleleri altnda saa sola ser-
pilmi kyler. nce Othys arpyor gze, sonra Eve, son-
ra Ver; bir an kulesi olsayd ormanlar arasndan Ermenon-
ville'i bile grebilirdim, ama felsefenin egemen olduu bu
yerde kilise yapmak pek dnlmemi. Yaylalarn serin
havasn cierlerime doldurduktan sonra kvanla aa
iniyorum, rekiye doru yle bir uzanacam.
"Vay, Koca Kvrck!"
"Vay, Kk Parisli, sen misin ! "
ocukluktan beri dost ellerimizi uzatyoruz birbiri-
68
mize, sonra bir merdiveni kyorum, iki ocuun kvan-
l sesleri karlyor beni. Sylvie'nin, eski Atinalara zg
tatl glcl styor yzn. imden syleniyorum:
"Mutluluk belki de oradayd; yine de..."
Bazan Lolette diyorum ona, o da beni, artk tanma-
d iin, tabancasz Werther'e benzetiyor. Koca Kvrck
yemekle ilgilenirken, biz kuleleri yklm ato evresin-
deki hlamurlu yollarda ocuklar gezmeye gtryoruz.
Kkler babalarnn oklarn samanlara saplayp bir gn
yay topluluklarna katlmak iin talim yapyor, Sylvie'yle
ben, ellerimizde, gnmzde artk tarihe kansan o ksa ki-
tapklar, birka iir, birka sayfa okuyoruz.
Sylemeyi unuttum, Aurelie'nin tiyatrosu Dammar-
tin'de temsil verirken Sylvie'yi de gtrm ve kadn oyun-
cunun, tand birine benzeyip benzemediini sormuum.
"rnein kime?" dedi.
"Adrienne'i anmsar msn?"
Kahkahalarla gld:
"Ne akl!"
Sonra gldne pimanm gibi iini ekti:
"Zavall Adrienne, Saint S... Manastr'nda ld,
1832'ye doru."
69
AIKLAMALAR
( 1 ) Herculanum : 79 ylnda, Vezv yanardann patlama-
syla lavlar ve kller altnda kalan eski Roma kenti. Ayrca, drt
perdelik bir operann ad.
(2) Heure '1er: Jpiter'in kz. Gk kaplarn korurlar.
(3) Pronde: 1648-1653 yllarndaki Fransz isava.
(4) Rgence: 1715-1723 yllar arasndaki Philippe D'Or-
lans ynetimi; XV. Louis ocuktu, Fransa'y onun adma bakan-
lar ynetiyordu.
(5) Directoire: 1794-1799 arasndaki ynetim; lkeyi, Es-
kiler Kurulu ve Beyzler Kurulu adndaki iki meclisin deste-
inde be direktr ynetiyordu.
(6) Peregrinus: Roma valisi. Roma'da oturan yabanclar
Romallarn haklarndan yararlanamazlard ve onlara, vali Pereg-
rinus'un koyduu zel yasalar uygulanrd.
(7) Apuleius: ikinci yzylda yaam Romal yazar.
(8) his: Msr mitolojisinde Evlilik ve Aile Tanras.
(9) Moloche: G simgesi kularn ad.
(10) Romance: Sekiz heceli dizelerden oluan, aklar dile
getiren iirler ya da duygusal arklar.
(11) Batrice: Yal Dante'nin k olduu gen kz. airin
onu bir kez, kprden geerken grd ve platonik bir sevday-
la ak olduu yazlr. lahi Komedya'da, Cennet'i Dante'ye B-
atrice gezdirir.
(12) Ligus Dnemi: "Ligue" szc "birlik", "cephe" an-
lamna gelir. Fransz tarihinde, bir amac gerekletirmek iin ku-
rulmu eitli birlikler var. En nemlilerinden biri, katolik par-
tisinden Duc de Guise'in kurduu konfederasyondur. Katolik
mezhebini Kalvinistilere kar savunmaktr grnteki ama-
c. Gerek hedefi ise nc Ffenri'yi devirip kralla Guise ha-
nedann getirmekti.
70
(13) Cythre: Ege Denizi'ndeki bir Yunan adas, bugnk
ad Cerigo. Eski alardan kalma, Afrodit'in bir tapma var. i-
ir dilinde akn byl adas anlamna gelir.
(14) Uranie: Astronomi ye geometri perisi.
(15) Horace: Horatius, .. 65 ylnda doan Latin airi.
(16) Bouffiers: Malta valyesi, Senegal valisi, yazar, air.
(17) Chaulieu: 1639-1720 yllarnda yaam, Epikrc
Fransz airi.
( 18) Watteau: Fransz ressam (1684-1721); daha ok, man-
zara yapyor, ky bayramlarn resmediyordu.
(19) SaintS...: Saint Sulpice-du-Dsert Manastr.
(20) Yeni Heloise: Jean-Jacques Rousseau'nun nl roma-
n.
(21) Auguste Lafontaine: 1758-1831 yllar arasnda yaa-
m bir Alman romancs, air Lafontaine deil.
(22) Paris'teki Funambules Tiyatrosu.
(23) Greuze: Fransz ressam, en nl tablolarndan biri,
"Nianl Kyl Kz".
(24) Mystre: Ortaa tiyatro oyunlarna verilen ad. Hep
dinsel bir konu ilenir. Tanr, azizler, melekler ve iblisler konu-
nun balca kiilikleridir. Bu dinsel oyunlar oynamak hakkna
yalnzca belirli baz din evreleri sahipti.
(25) Franois Boucher: 1703-1770 yllarnda yaayan man-
zara ressam.
(26) Jean-Michel Mor eau: 1741-1814 yllarnda yaayan
Fransz ressam.
(27) Emile: Jean-Jacques Rousseau'nun eitime arlk ver-
dii yapt.
(28) Gen Anacharsis'in Yunanistan Yolculuu: Bart-
helmy'nin nl roman.
(29) Nerval ocukluunu Ermenonville dolaylarnda, da-
ysnn yannda geirmiti. Aurlie adl yaptnda da days ve Lo-
isy'den sk sk sz eder.
(30) Rousseau Ermenonville'de ld, nce oraya gml-
d, daha sonra klleri (ya da kemikleri) svire 'ye, doduu kent
olan Cenevre'ye tand.
(31) Walter Scott (1771-1832): Edinbourg doumlu, Isko-
yal yazar. Yaptlar zellikle romantik sanatlar geni oranda
etkiledi.
(32) Porpora: 1686-1767 yllarnda yaayan talyan besteci.
71
(33) Rousseau'nun bir intihar giriiminde bulunduu sy-
lenir.
(34) Pierre Lebrun'n Schiller'den uyarlad Marie Stu-
art piyesi.
(35) Bayan Prvost: Nerval, Sylvie'yi yazd sralarda Pa-
ris'te en gzel ss eyalar ve iekler bu kadnn maazasnda
satlyordu.
(36) Eleusis: Eski Yunanistan'da bir kent, Cres Tapna-
nda dinsel gizler ayini yaplrd.
(37) Marivaux (1688-1763): nl Fransz tiyatro yazar.
(38) Clarens: Cenevre Gl kylarnda bir svire ky;
nn Jean-Jacques Rousseau'dan almtr, yazar orada oturur-
du.
(39) Gessner: svireli air.
(40) Boucher: air, 1745'te dodu, 1794'te giyotinle boy-
nu vuruldu.
(41) Pan: Mitolojinin Kr Tanrs.
72
D ZELER
73
NERDE SEVDMZ KIZLAR
Sevdiimiz kzlar nerde?
Hepsi kara topraktalar
imdi daha gzel yerde,
Daha mutlu yayorlar!
Meleklerle kuatlm,
Mavi gklerin dibinde
ark sylyorlar, ne ho!
Meryeme vgler ile.
Beyazlar giyinmi gelin,
Sen ey iekli erden kz!
Acyla sararrp soldun,
Terk edilmi, yapayalnz!
Derin sonsuzluk bir zaman
Glerdi baknzda...
Snen atei yeniden
Gkyznden yaksanz ya!
75
MOLA
Yolculuk., mola, inersin arabadan;
ki ev arasnda balar maceran,
Atlar, yol, kam sesleri., kafan sepet,
Gzn bakmaktan yorgun, gvden felaket.
Leylaklarla kapl, yeil, sessiz, nemli
Bir vadide bulursun birden kendini,
Kavaklar, su sesi, bir dere kys
Artk ne yol, ne tekerlek grlts!
Solursun yaam uzanp ayra,
Bosun, sarhosun yeil ot kokusuyla,
Hibir ey dnmeden bakarken ge...
Heyhat! Bir ses haykrr: "Beyler arabaya!"
76
LUXEMBOURG PARKINDA
Gen kz yanmdan sekerek,
Ku gibi akrak ve canl
Geti, elinde bir iek,
Dilinde yeni bir ark.
Yalnzca oydu belki de
Gnl gnlm yanstan
Gelip de derin geceme
Bir bakla k tutan!
Ne fayda, - genliim utu...
Elveda tatl a, -
Kokuya, gen kza, uyuma...
Mutluluk geiyordu, - kat!
77
ORMANDA
Baharda ku doar ve akr:
Duymadnz m sesini dalda?
Yaln ve sade, dokunakldr
Kuun sesi - ormanda!
Yaz gelir, arar diisini ku
Sever - ve yalnz, yalnz bir defa!
Ne kadar yumuak, sadk, ne ho
Kuun yuvas - ormanda!
Derken sisli gz alar kapy,
Susar., souklar dmeden daha.
Yazk! Hi deil mutlu olmal
Kuun lm - ormanda!
78
SERENAT
- Anne ho bir ark duydum!
- Yanndaym korkma yavrum
Kt bir d grmsn sen,
Uyu gzelim, bebeim.
- Duyuyorum anneciim
Bu ses geliyor gklerden!..
- Atein kacak yine.
- Duyduum arklar anne
Gittike yaknlayor.
- Ryalarn yalan bu...
Hastasn ocuum uyu
Bak btn genler uyuyor!
- O olanlardan bana ne?
Ben bir buluttaym anne
Hoa kal, hoa kal dnya!
Meleklerin sesi bunlar
Duyduum tuhaf arklar
Gtrr beni Tanrya. (*)
(*) Nerval bu szleri Alman airi Uhland'dan esinlenerek yazm, i-
iri Prens Ponistovski bestelemi.
79
YALDIZLI DZELER
Elbette! duyarl her ey!
Pythagore
insan! zgr dnr - sen misin tek dnen
Yaamn her nesnede ald dnyada:
Elindeki glerde zgrln var ama,
Verdiin tlerin tmnden baka Evren.
Her iek ayr ruhtur doada filizlenen;
Sayg duy hayvandaki devinip duran ruha!..
Her ey duyarl; - her ey senden gldr daha
Bir ak gizemi vardr her madende dinlenen:
Bir gz seni izliyor kr bir duvarda bile:
Unutma, madde varsa ona bal sz de var..
Kullanma nesneleri softa bir ama ile.
Her karanlk varlkta gizli bir Tanr yaar:
Ki O'nun gzlerinden yeni bir gz douyor
Talarn kabuunda bir tam oalyor.
80
N'OLUR BIRAK BEN
Kk kz, gzel kz, yalvarrm sana;
N'olur brak beni, bakma bouna,
Yreini tazelerim diyorsun,
Yaralym, zgnm, aclym,
Genliini tketmi solgun alnm
Mutlulua glemez grmyor musun?
Vadilerimizde parlayan ieklerin
O souk nefeslerinde k, yarn,
Alm bir bar buza kesince
l yapraa kim verebilir geri
Rzgrn alp gtrd kokular?
Baygn parlakl kim verebilir!
Bir zamanlar dolup tayordum akla
Tatl kz, niin raslayamadm sana,
Bilsen nasl coup kendimden geerdim
Dnyalara deerdi bu gln
Onun iin neler vermezdim bir dn.
Gzelliinle beslenirdi gnlerim.
Oysa imdi kk kz, baklarn
Frtnaya tutulmu tayflarn
Rzgr dinse bile, yarlm, krk
Tekneleri sulara gmlrken
Umutsuz, aresiz gzlerine dklen
Parlak bir yldzn ndan farksz.
81
Kk kz, gzel kz yalvarrm sana
N'ohr brak beni, bakma bouna
Yreini tazelerim diyorsun:
Genlikten yoksun u solgun alnmda
Hzn seviyi de, mutluluu da
oktan srgn etmi, grmyor musun?
82
ROMANS
Ezgi: Tacn soylu parltsnn
arksyla sylenir.
Oy! Nedir bu sahte, yalan gller!
Niin gizliyorsun acn bizden?
Byl glnle olduu kadar
Acnla, hznnle de gzelsin sen; (*)
Hafif buularn tl rtsyle
Byler gnein bat gz,
O solgun iinde, gece,
Gzel Phoebe byler gkyzn.
Gren de, bu sessiz, bu dnceli,
Bu gn boyu dalgn haline kanar,
Seni, akn ateiyle yrei
lk kez yanan toy bir bakire sanar;
Aldrmaz bandaki grbz taca,
Gidip gelen salarna taklr,
Yanar yeniden yrei ilk akla,
Yeniden sevdalanr, k olur.
(*) Nerval, Baudelaire'in ok sevdii bir air. Baudelaire'in hayli i-
iri Nerval esintileri tar. u drtlkte olduu gibi: "Neme gerek kanm ha-
nmck isen / Gzel ol, hznl ol! bana yeter / Irmaklar gibi, doaya can
veren,/Gzyadryz gzelletiren/Frtnalarla genleir iekler/inan,
daha ok seviyorum seni /Kvan glgeli alnndan kanca. " (.N.)
83
KTABE
Bazan mutlu, en akrak srck kuu kadar
Sevda dolu, tasasz, sevecen ve duyarl,
Bazan dertli Cliandre gibi dalgn, hlyal
Yaarken, bir gn kaps alnd, gelen var.
lmd karsndaki, yalvarp yakard,
Dedi: "Son iirime nokta koyaym, izin ver"
Ve hibir ey yapmadan, ordaki souk ve dar
Bir sandn dibine uzand, yordu.
Sylenenlere baklrsa hayli tembeldi
Sk sk kuruyordu hokkasnda mrekkebi
Tek ey renemedi ok ey bilmek isterken.
Vakit geldi, iirine eksik noktay koydu
Bir k gn elinden alnd yorgun ruhu
ekip gitti sylenip: "Niye gelmiim ki ben?"
84
ZEYTNLKLERDE SA
Tanr l! Gkyz bo...
Alayn ocuklar! nk babasz kaldnz!
Jean-Paul
I
Efendimiz o kutsal aalarn altnda
Kaldrd kollarn ge airler gibi,
Dilsiz, sar aclar iinde yitip gitti,
nk nankr dostlar yokta artk yannda.
Krald, bilgeydi, yalvat ryalarnda
Hayvanlarn uykusunda, uyuuk, yitikti...
Tepeden, onu dinleyenlere eilip bakt:
"Hayr, Tanr yok!" diye balad barmaya,
Uyuyordu tanrlar. "Ya o haber duyduum,
Ya o lmsz kemer alnmla dokunduum?
Gnlerdir, krk, ac ve kan iindeyim!
"Kardeler, yalan syledim size, her yan: Uurum!
Bam adadm bu sunakta Tanr yok
Uykuya dalm onlar, bu tapnakta Tann yok!"
85
II
Ve dedi: "Dnyalar gezdim, her ey lyor!
Yitirdim uuumu, o st rengi yollarda
Yaam kadar dourgan, uzak damarlarnda
Dnyann, her ey altn kumlarla dklyor
"Ve her yerde dalgalar boyunca kra toprak
Kabaran okyanuslar, frtna, kasrgalar...
Babo kreleri dndryor bir soluk
O byk sonsuzlukta ne ses, ne de bir ruh var.
"Tanrnn gzn ararken kreyi grdm
Geni, kara ve dipsiz, orda oturan gece
Younlayor ve k sayor evrene;
"Ve bir gkkua var o kuyuyu kuatan,
Eski kaoun eii., hilik., karanlk
Ve bir helezon grdm dnyalarm yutan
86
III
"Deimeyen bir Yazgi, dar bir yol, dilsiz, sar
Buz gibi souk bir art!.. Benden nce yol alan
l dnyalarda, kar altnda ar ar
Bir ey var, souyan ve evreni de solduran,
"Nedir bu yaptklarn, ey ilk g, hele bir gr,
Snm gnelerinde her ey soluyor u an...
Bir dnya can verirken teki diriliyor,
Emin inisin lmsz bir soluk sunduundan?..
"Oy babam, oy! Yreimde duyduum sen misin?
lm diriltir ya da yenebilir misin?
Ezilebilir misin son bir aba iinde?
"Gecelerin melei srgn ediyor beni,
u yalnz ve u yal gzlerimden geeni
Okuyabilir misin? Her ey lecek benle!"
87
IV
Kimseler duymuyordu o ebedi kurban
Dnyaya yreini bouna ap dkt;
Gc bitti bitecek... ba nce eikti,
Solyme'deki uyank tek adam'a haykrd:
"Judas, yeter, sonumu bilen yalnzca sensin,
Bitir u pazarl, hadi abuk beni sat
Yeryznde bekleyip durmaktan ylmm, dost...
Sat beni! Su ileme sanatnda stnsn!"
Judas oral deil, hakkm alamam
Verdikleri para az, piman, yz bir kar
Kara ihanetini okuyup duvarlarda
Yryor. Vali Pirate kararn sylyor
Acrcasna, yle dnp uydularna:
"Bitsin bu i, deliyi alp getirin" diyor.
88
V
Deli, kak diyorlar, o deli dedikleri
Unutulmu Icare'de gklere doru kan...
Phationida tanrlar ateinde tutuan,
Ve gzelim Atys'ti Sibel'in can verdii!
O sizi ararken kahin kurbannn barnda
ip deerli kan dnya esrikleiyor
Eilmi yeryzne doru evren, ayor
Yalpa vuruyor Olympe uurum kenarnda.
Bard kahinine Sezar, dedi: "Cevap ver!
Dnyaya dayatlan bu yeni tanr kimdir?
Tanr deilse bile en azndan iblistir..."
Ne diyecekti kahin, susmak zorunda kald;
Sorunun cevabn bilen tek canl vard;
- O: Baln oluna ruh veren kutsal cevher.
89
NSAN
Gzel gnlerin ite ilk sesi
Toz, mavi gk ve k huzmesi,
Al al duvarlar, uzun akamlar,
Henz yeil yok; kzla alan
Bin akis, szlp yapraklardan
Dallar, aalar sslyor!
Beni bu hava perian eder,
- Yamurlu gnler gelir ve gider,
Belirip usulca bir tablodan,
Yemyeil ve glpembe ilkbahar,
Krpe, bir orman gerisi kadar,
Alp glerek kar sudan.
90
FANTEZ
Bir hava var, uruna ben, btn Rossini'yi
Btn Weber'i ve btn Mozart' veririm
ok eski bir hava bu, yle mahzun., ve ili
Ondaki byl gizi ancak ben bilirim.
O havay iittiim, dinlediim her an
ki yz yl birden genleip tazelenir ruhum.
On nc Louis devri, afakla sararan
Yeil, boz bir tepe var karmda, gryorum.
Ve byk baheler iinde, keleri ta,
Tula bir ato, camlar kzla alyor,
Bir rmak, iekler arasndan yava yava
Akp eteklerini ykayarak suluyor...
Bir kadn var atonun geni penceresinde
Kara gzl ve kumral, belki de tandm
Bir kadn, gemi zaman esvaplar iinde
Belki baka yaamda grp anmsadm!
91
NNEM
te ninem leli tam yl oldu,
- Kadncaz- gmlrken, hsm akraba,
E dost, herkes alad lnn banda,
Herkes ac duydu, gerekten zld.
Tek ben alayamadm, ac duymaktan ok
akndm, tabutun yannda dururken,
Birileri dedi: "Nasl ocuksun sen
tn kmyor, gznde damla ya yok!"
Feryat figan, patrt gelip geti:
yln olaylar, bambaka eyler,
yilikler, ktlkler - ve devrimler -
Kalplerden ninemin ansn sildi.
imdi tek benim, onu dnen, alayan;
yldr gittike artan bir hznle,
Aalara isim oyulur ya, yle
Bir ey var ok nceden kalbimi oyan!
92
TEYZEMKIZI
Kn da tatl yan var; teyzemkzyla ben,
Hafif bir gne beyaz topra sarartrken,
ou zaman, pazarlar karz gezmeye...
- Akam yemeine sakn ge kalmayn, diye
Tembihler anne. Ve kara aalar altnda
Am giysilere dalar gzlerim bir anda,
Derken, gen kz meye balar... Anlarm ki
kt kecek stmze sis; akam vakti.
Yrekte gizli bir alev, gzelim tatl gn
abucak gelip geti diye biraz da zgn
Dneriz eve; eikten adm attmz an
Neemizi getirir - nar gibi hindi, kzaran.
93
BYRON'UN DNCES
Sevdamn sabrmn gc,
Yumuatr sandm seni,
Kalbime kk salan umut
Bekletti nice yl beni;
Boa tkettiim zaman
Ac gerei anlatt,
Umut kat bir d gibi...
Bana yine sevdam kald!"
Bir sevda uurum, ar
Yaamla rya aras
Kurbanm, gnl yaras
Yreimde sonsuz, ar
Bir tuzak kurulmu ki
Ne yapsam, n'eylesem bo
Bir ayamz mezarda
Yardmna gelmez umut.
Sevdim lirimi almay,
Tatl iletiimlerle ben hep
Cokuyla kendimden geip
Tatl uyumu denedim.
Nice gzyalar dkp
Gzelliini syledim
Sesim tatlyd gzeldi
Bu gzellik senden geldi.
94
Geldi geti eski gnler
Eski coku yok sesimde;
Vuruyorum tatl ses yok
imdi lirimin telinde.
Belli utu gzel gnler
Aclar dertler iinde
Gzlerimdeki kvlcm
Bilin akan gzyalarn!
mr kadehse kralm;
ikisi hep au oldu
lgnlklarmla doldu,
Ama aknlat aklm
Nicedir dlere daldm.
Utkuya, aka aldandm
Utkum bir d, gelip geti
Sevdam murada ermedi.
95
SYAS
Dalmm, Saint-Pelagie'de
Derin dncelere
Gzlerim kayp gidiyor
Mapusluk zor!
Yeni yontulmu duvarlar...
evresinde parmaklklar...
Ne ot, ne bir tutam yosun
Grebilirsin.
Mekan yaran gzel ku,
Mapusdamnn dar ve lo
Ufkundan geen, sen, tatl
Meltem rzgr,
Uarken, n'olur, bana da
Biraz ot getirin, ya da
Ba rzgrlarda, oynak
Birka baak!
Bir gz yapra dolansn
evresinde ayamn,
Alaca bulaca, yz renkli
iekler gibi,
96

zgn ruhum, darda
Bir Tanr ya da bir Doa
Bulunduunu bilsin
Teselli bulsun.
Esirgemeyin bu ltf,
Bu bir anlk mutluluu
Yeil bir ey greyim ben
K gelmeden!
97
SYAH NOKTA -
Kim ki gnee srekli bakp durur
Mor bir lekenin uutuunu grr
Gzlerinde, evresinde ve havada.
Bir zamanlar ok gen ve ok gzpektim,
Utkuya bir an sabit gzlerle baktm;
A bakmdan kara bir nokta kald.
O gn bugn, bir yas iareti gibi
Grrm her yerde o siyah lekeyi
Karr her eye, gzmn dald! -
Nedir bu? Mutlulukla arama giren!
- Yazk bize! Yalnz kartal bakabilen
Kazasz belasz Utkuya ve Gnee.
98
99
CHIMRELER
Yunan mitolojine gre "Chimre " bir masal ejderha-
sdr. Homeros, Chimre'i yar aslan, yar kei olarak be-
timler. Typhon'un kzdr, alev solur, azndan alevler sa-
ar. Nerval'in iirlerini Franszcaya evirdii Alman airi
Heine, bir yaptnda "kadn erkein Chimre'ih" der. Ner-
val'e gre ise Chimre, bozulma, batan kma ve ykm
nedeni olduu kadar esenlik kayna olan kadnn simge-
sidir. Nerval Chimre'de ayn zamanda fantezi ve samnn
eanlamn bulur. Yalnzca airin atp yenebilecei bu
batan karc ve rktc ejderha, te yandan kadn ve
d belirler..
Gerekler karsnda srekli d krklna urayan
Nerval ou zaman eski an gemi yaamna snd.
Yaanmn ve dn, gerekle dselin snrnda, gemi
yaam yeniden bulmaya alt. Byle bir deneyim iin en
uygun yol efsaneydi. nsanln ansn oluturan, insanl-
n en eski dlerini, en eski anlarn ieren efsane, airin
ruh dnyasyla iyi uyuuyordu. Nerval, kiisel serveni, ki-
isel yaamyla eski bir efsaneyi aktrd zaman efsa-
neyle zdeleiyor, mitolojideki yaam kendi yaam ola-
rak duyumsuyordu.
101
Belli bir kltr ve uygarlktan kaynaklanan mitoloji,
en azndan, insan zihninin, insan ruhunun bir gereksinimin-
den doar. Her tr zamansallm dnda kurulur ve aire
zamandan kap kimsenin dokunamayaca bir barnaa s-
nma olanan salar. Nerval mitoloji araclyla kii-
sel dramn aklama, anlatma olanan bulur. dramn
dile getiren bir efsaneyle karlanca onu karmaz, yap-
tna alr, kahramanlaryla rtr, gerekten kopup dle-
neni yaar. Eski msr dininden Horas, his, Osiris ve tan-
r Kneph efsanelerini, Yunan dininden Anteros, Phaeton,
Atys, Kibele, car ve zellikle Orphe efsanelerini, Roma
uygarlndan Constantin Kemeri altnda uyuyan Sibylle
efsanesini alr. Ayn ekilde Kabil mitolojisinden, Lusig-
nan ve Peri Melusine gibi Ortaa mitoloji kiiliklerinden
de yararlanr. Nerval'in yaptnda bir efsaneye yer verme-
si efsanenin zgnlnden kaynaklanmaz. nemli olan,
airle rtmesidir. Bir baka deyimle, Nerval bir efsane-
ye ancak kendi i dnyasnn gereklerini yantlad l-
de yer verir. Kendisiyle mitoloji kahraman arasnda ortak
bir nokta bulur bulmaz kahraman sahiplenir, onunla z-
deleir, ikili bir devinimle air efsane kahraman olurken
kahraman da airin hayatn yaar.
Nerval mitolojiden yararlanrken efsaneleri gelitir-
mez, kahramanlara, olaylara yle bir deinmekle yetinir,
bazan yalnzca bir zel ad kullanr, ya da, Anteros'ta oldu-
u gibi, tek bir dizeyle mitolojiye gnderim yapar.
Nerval alt nl sonesini, Chimreler bal altnda,
yklerinin de yer ald Atein Kzlar adl betiine koy-
du. Atein Kzlar ismi alev soluyan, azlarndan alevler
saan Chimreler ile birlik oluturur.
102
Betiin giriinde, Alexandre Dumas'ya hitap eden
nsz niteliindeki yazy u tmcelerle balar: "(,..) Su-
per-naturaliste d halinde yazlm sonelerimden birini
madem sevdiniz (*), tekileri de okumaya katlann, beti-
in son blmnde yer alacaklar: Hegel 'in metafiziinden,
Swendenbourg'un Usumuzdan kmayanlar adl yaptn-
da yazdklarndan daha karanlk deiller, ama, byle bir ey
mmkn olup aklandklarnda da tm gzelliklerini yi-
tirirlerdi."
Andre Breton Birinci Gerekstclk Bildirisfrde,
"surrealisme"in kklerini aramak gerekirse aklmza Ner-
val'in "super-naturalisme"i gelmelidir, der. Grlyor ki,
Nerval'in Chimereler'deki alt sonesi gerekstcle de
kaynaklk etmitir.
Nerval Alman iirini yakndan izliyordu, bu nedenle
"occultisme"e, gizemli ve gizli bilimlere byk eilim
duydu. Bu eilim Chimereler'i oluturan alt sonenin s-
ralan biiminde de kendini ortaya koyar. iirlerin adlar
olan El Desdichado, Myrto, Horus, Anteros, Delfca ve
Artemis'in balklar birletirildiinde Arapa El Mohat-
tar szc ortaya kar; bu szcn anlamysa "gizli"
demektir.
(*) Alexsandre Dumas Le Mousquetair dergisinde Nerval'in El Des-
dichado iirini yaynlamt, air bu iirden sz ediyor.
103
EL DESDICHADO
Ben Zifiri Karanlk, Ben ki Dul, - aresizim,
atosuna el konmu, ben, Aquitaine prensi
Tek Yldzm da ld, imdi yaldzl sazm
Tayor Melankoli 'nin Kara gneini.
Mezarndaki gzel, sana geiyor nazm
Ver bana Pausilippe'i, talyan denizini
Nerde Glle Asmann kucaklat zm
Ver bana yreimin holand iei.
Amour muyum, Phoebus m?.. Lusignan ya da Biron mu?
pmt Kraliem, hl krmz alnm;
Syrene'in marasnda tatl dlere daldm...
Utkuyla gelip getim iki kez Acheron'u
Dile getirdim tek tek alp Orphee'nin lirini
Perinin, Ermi Kzn hazin iniltilerini.
105
MYRTHO
Seni dnyorum, byc Myrtho seni,
Ve Pausilippe Dan, binbir atele yanan,
Ve alnn, Dounun aydnl avkyan,
Altn sa rgndeki siyah zmlerini.
Bir Yunan yaratmt benden Esin Perisi,
Iacchus'un nnde secde ettiim zaman,
Glmseyen gznn kaak yldrmndan
Ve senin kadehinden ierken esriklii.
Yeniden lav fkrtm volkan, bilirim neden...
Dn evik bir admla dokunmutun ona sen,
Bunun iin kllerle kapland tm gkyz.
Kilden tanrlarn bir Normandiya dk
Krd diye, Virgile'in defneleri altnda
Yeil mersinle sarma dola solgun ortanca!
106
HORUS
Tanr Kneph titreyip evreni sarsyordu;
Ana sis, hmla doruldu yatandan,
Yabanl kocasma kin dolu bakt bir an,
Eski fkesi, hnc yeil gzne vurdu.
Dedi: "Seyredin len u yal, sapk kurdu,
Tm lar, kralar geti bunun azndan
a gzn yumun, o topal ayandan
Balayn, volkanlarn, klarn kral bu!
"Kartal geti, yeni ruh bak aryor beni,
O'nun iin giyindim Cybele'in giysisini...
Bu len, sekin olu Hermes'in, Osiris'in!"
Ve mhreboncuuna binip kat denize,
Taplas yzn sular yanstr bize,
avkr gkler, pldar earbnda ris'in.
107
ANTEROS
Boynun esnek ve uysal, peki bu dik ba nedir
Yreinde bunca kin neden? diyorsun bana;
Att mzraklar atarm tanrlara
nk kanm ve soyum fkeli Antee'dendir.
Alnmdaki kzllk dudann yeridir,
nk beni seti o, yazgm bal eytana,
Brnrm Kabil'in zalim kzllna,
Habil gibi sapsar kesilirim gn gelir!
Yehova! Sonuncu da, senin dehana yenik,
Haykrd cehennemler dibinden: "Ey zorbalk!"
Dedem Belus idi o, babam Dragon belki...
Cocyte'in sularna soktular beni kez,
Annem Amalecyte'i koruyup yapayalnz
Yeniden ekiyorum canavarn diini.
108
DELFICA
Anmsar msn Dafne, eski bir ark vard,
nar, mersin ve defne dallar eteinde,
Zeytinlerin, titreyen stlerin dibinde,
O sevda arksn syleyip dururlard?..
Anmsar msn, byk, lo bir tapnak vard,
Ya o mara? rkerdi gezginler girdiinde,
Uyurdu yenik ejder tohumunu ininde
Limonlar dilerinin izini tarlard.
Alayp zlediin o tanrlar gelecek!
Zaman eski dzeni yeniden getirecek;
Toprak titriyor nk yalvacn soluundan...
Latin yzl bilici kadn uyua bile
Constantin kemerinin glgeli eteinde
- Yerli yerinde her ey, yerli yerinde, inan.
109
ARTEMIS
Geliyor On nc... Henz birincidir bu;
Ve Tek'tir hep, - kim bilir, tek bir andr belki de;
Kralie misin, sen! lk ya da sonuncu mu?
Kral msn sen, Tek mi, son sevdal m ya da?..
Sevin sizi seveni beikten mezara dek;
Sevdiim o tek kadn hl seviyor beni;
lm bu - y da l... Oy ac! Oy tatllk!
Sevgilimin elinde tuttuu gl, Glhatmi.
Napolili Ermi Kz, elleri ate dolu,
Ermi Gudule'n iei, mor yrekli gl;
Buldun mu o Gklerin lndeki Ha'n?
Tanrlar kzdran beyaz gller, dkln!
Tutuan gnzden ak hayaletler, dn;
- nandm tek Ermi Uurumun Kadn!
110
AIKLAMALAR
El Desdichado
El Desdichado: Kalt'tan yoksun braklm, san' elinden aln-
m anlamna gelen Portekizce bir szck.
Aquitaine Prensi: Nerval kendisinin, Alman mparatoru Ot-
hon'un Perigord Blgesi 'ne yerletirdii Labruni valyeleri soyun-
dan geldiine inanyordu.
Pausilippe: Napoli koyunda bir da.
Amour: Tanra Vens'n olu.
Phoebus: Tanr Apollon'un dier ad.
Lusignan: Melusine adl permin kocas. Melusine yar kadn,
yar ylan halini ald zaman Lusignari'n onu grmemesi gereki-
yordu.
Biron: Drdnc Henri'nin arkadadr, kralieye ak oldu.
Syrene: Deniz kz, peri.
Echeron: Orphe ller rman gemiti.
Myrtho
Myrtho: Efsanelerde geen byc kadn.
Iacchus: arap tanrs Dionyss'un dier ad.
Normandiya dk: Burada sz edilen dk, Normandiya asl-
l, Napoli'yi zapteden Sicilya kral Roger de Hauteville'dir.
Virgile: Mezar Napoli yaknlarnda. Mezarnn stnde a-
lardan beri bir defne aac var.
Ortanca: Bir iek addr. Eskil dnceye kar ada d-
nceyi simgeler.
Horus
Horus: Msr tanrs. sis ve Osiris'in olu. Doan gnei sim-
geler.
Kneph: Msrllarn en byk tanrs. Dnyay yaratt. Gerek-
te Amour Ra'nn davrann Nerval ona mal eder: Yalandnda
titriyor, titrerken de dnyay sarsyordu.
sis: Msr tanras ve Horus'un annesi.
111
Cybele: Bereket tanras. evirilerde bazan Kibele adyla ge-
er. Bitkilerden oluan bir manto giyer.
Hermes... Osiris: Biri din adamn, dieri firavunu, yani din-
sel ve siyasal nderleri simgeler.
Mhreboncuu: Vens' n geleneksel simgesi. Nerval, aym za-
manda sis'in gizemli kayn da artrr.
ris: Tanrlarn bildirilerini tayan yartanra. Earb gkku-
a gibi yedi renktedir.
Anteros: Ares ve Aphrodite'in olu. Sevdaya karlk verme-
yenleri cezalandrarak ak krgnlarnn cn alr.
Antee: Topran olu olan dev. Gcn topraa dediinde ka-
zanr. Bir kavgada Hercule' yendi.
Yehova: Tevrat' ta Tanr' nn ad.
Belus: Bir dier ad Baal. Tevrat' a gre Filistinlilerin tanrs.
Yahudilerin tanrs Yehova' ya yenik dt.
Dagon: Fenikelilerin dourganlk tanrs.
Cocyte: Cehennemlerin rma.
Amalecyte: Bir Filistin tanras.
Yeniden ekiyorum canavarn diini: Yunan efsanesine gre
Jason' un yendii canavarn dilerini Cadmos ekti ve bu dilerden
devler dodu.
Delfca: Bu balkla air Yunan efsanesindeki Delphes Tap-
na' na gnderim yapyor.
Dafne: Apollon' un gnln ald ve Zeus' un st aac-
na dndrd superisi.
Constantin kemeri: Rorna' daki amt. Hristiyanl kabul eden
Constantin oktannl dini yasaklamt.
Artemis: Tanr Apollon' un kzkardei, av tanras.
Henz birincidir bu: NervaPn notuna gre, gerek "on nc",
gerek "birinci" szcyle kastedilen, saattir. Eski duvar saatlerinde
I ve XII saylarnn stnde XIII ve XXIV saylar da yazlyd. Ner-
val bu iirinde ayn kkten gelen "sevin-seveni-sevdiim-seviyor",
"lm-l", "gl-gller" gibi szckleri sralamaktan, "ermi" gibi
szckleri yinelemekten ekinmez. iirin aslna bal kalmak iin e-
viride ayn eyi ben de yaptm. Ancak, bu tr yinelemeler, iirdeki tadn
aynsnn eviride salanmasn gletirdi.
Anteros
Delfica
Artemis
112

You might also like