You are on page 1of 385

T Ü R K S A N AY ‹ C ‹ L E R ‹ V E ‹ fi A D A M L A R I D E R N E ⁄ ‹

TAR‹H
2002

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Kuyafl


Yay›n Yönetmeni
Galatasaray Üniversitesi
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü

Ayça Akarçay-Gürbüz Yrd. Doç. Dr. Ferhat Kentel


Galatasaray Üniversitesi Bilgi Üniversitesi
‹ktisat Bölümü Sosyoloji Bölümü

Prof. Dr. Ahmet ‹nsel Esra Kuyafl


Galatasaray Üniversitesi Galatasaray Üniversitesi
‹ktisat Bölümü Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü

Yrd. Doç. Dr. M. As›m Karaömerlio¤lu Prof. Dr. Ali Yaflar Sar›bay
Bo¤aziçi Üniversitesi Uluda¤ Üniversitesi
Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lâp Tarihi Enstitüsü Kamu Yönetimi Bölümü

Aral›k 2002
(Yay›n No. TÜS‹AD-T/2002/12-337)
Meßrutiyet Caddesi, No.74 80050 Tepebaß›/‹stanbul
Telefon: (212) 249 54 48 - 249 07 23 • Telefax: (212) 249 13 50
© 2002, TÜS‹AD

Tüm haklar› sakl›d›r. Bu eserin tamam› ya da bir bölümü,


4110 say›l› Yasa ile de¤iflik 5846 say›l› FSEK uyar›nca,
kullan›lmazdan önce hak sahibinden 52. Maddeye uygun yaz›l› izin al›nmad›kça,
hiçbir flekil ve yöntemle ifllenmek, ço¤alt›lmak, ço¤alt›lm›fl nüshalar› yay›lmak, sat›lmak,
kiralanmak, ödünç verilmek, temsil edilmek, sunulmak, telli/telsiz ya da baflka teknik,
say›sal ve/veya elektronik yöntemlerle iletilmek suretiyle kullan›lamaz.

Tarih 2002 kitab›n›n 1. (“Konu 3: ‹kinci Dünya Savafl›’nda Türkiye” bölümü hariç) ve
2. bölümü "HISTOIRE, Terminales de Jean-Michel Lambin,
Annette Becker, André Kaspi, Odile Louage, Marie-Anne Matard-Bonucci, Jean-François Sirinelli,
Jean Vassort, Jean-Luc Villette, Nicolas Werth; Hachette Livre – Education 1998"
kitab›n›n aynen yap›lm›fl tercümesidir.

ISBN : 975-8458-45-0
Birinci Bask› - / 5 000 adet bas›lm›flt›r.
Lebib Yalk›n Yay›mlar› ve Bas›m ‹flleri A.fi.
ÖNSÖZ

TÜS‹AD, özel sektörü temsil eden sanayici ve ifladamlar› taraf›ndan 1971 y›l›n-
da, Anayasam›z›n ve Dernekler Kanunu’nun ilgili hükümlerine uygun olarak
kurulmufl, kamu yarar›na çal›flan bir dernek olup gönüllü bir sivil toplum ör-
gütüdür.

TÜS‹AD, demokrasi ve insan haklar› evrensel ilkelerine ba¤l›, giriflim, inanç ve


düflünce özgürlüklerine sayg›l›, yaln›zca asli görevlerine odaklanm›fl etkin bir
devletin varoldu¤u Türkiye’de, Atatürk’ün ça¤dafl uygarl›k hedefine ve ilkele-
rine sad›k toplumsal yap›n›n geliflmesine ve demokratik sivil toplum ve laik
hukuk devleti anlay›fl›n›n yerleflmesine yard›mc› olur. TÜS‹AD, piyasa ekono-
misinin hukuksal ve kurumsal altyap›s›n›n yerleflmesine ve ifl dünyas›n›n ev-
rensel ifl ahlâk› ilkelerine uygun bir biçimde faaliyette bulunmas›na çal›fl›r. TÜ-
S‹AD, uluslararas› entegrasyon hedefi do¤rultusunda Türk sanayi ve hizmet
kesiminin rekabet gücünün artt›r›larak, uluslararas› ekonomik sistemde belir-
gin ve kal›c› bir yer edinmesi gerekti¤ine inan›r ve bu yönde çal›fl›r. TÜS‹AD,
Türkiye’de liberal ekonomi kurallar›n›n yerleflmesinin yan›s›ra, ülkenin insan
ve do¤al kaynaklar›n›n teknolojik yeniliklerle desteklenerek en etkin biçimde
kullan›m›n›, verimlilik ve kalite yükseliflini sürekli k›lacak ortam›n yarat›lma-
s› yoluyla rekabet gücünün art›r›lmas›n› hedef alan politikalar› destekler.

TÜS‹AD, misyonu do¤rultusunda ve faaliyetleri çerçevesinde, ülke gündemin-


de bulunan konularla ilgili görüfllerini bilimsel çal›flmalarla destekleyerek ka-
muoyuna duyurur ve bu görüfllerden hareketle kamuoyunda tart›flma plat-
formlar›n›n oluflmas›n› sa¤lar.

TÜS‹AD, e¤itim sistemi ve e¤itim politikalar› konular›nda daha önce yap›lm›fl


olan çal›flmalar›n›, ortaö¤retim için yard›mc› ders kitaplar› yay›mlamak yoluy-
la geniflletmifltir. Bu do¤rultuda haz›rlanan Co¤rafya 2001, Co¤rafya 2002 ve
Felsefe 2002 kitaplar›n›n yan›s›ra, elinizdeki Tarih 2002 haz›rlanm›flt›r.

3
Tarih 2002, Hachette Yay›nevi’nin, “Hachette Éducation” dizisi içinde yer alan,
Jean-Michel Lambin yönetimindeki, lise son s›n›flara yönelik Histoire - Termi-
nales adl› kitaptan yola ç›k›larak haz›rlanm›flt›r. ‹kinci Dünya Savafl› (“Konu 3:
‹kinci Dünya Savafl›’nda Türkiye” bölümü hariç) ve ‹kinci Dünya Savafl›’ndan
günümüze kadar gelen dönemde, genel olarak dünyaya ve özel olarak dünya
düzenini, kendi ç›karlar› do¤rultusunda etkileme gayreti içinde olan ve nüfus
ve gelir aç›s›ndan büyük ölçekli ülkelere iliflkin bölümler Türkçe’ye çevirilmifl,
Fransa’n›n siyasal tarihine iliflkin bölümler ise ç›kar›larak yerlerine Türkiye ta-
rihi bölümleri konmufltur. Bu yap›l›rken, do¤al olarak, kitab›n kronolojik yap›-
s›nda de¤ifliklikler olmufl ve kitap, Türkiye’nin tarihindeki önemli dönüm nok-
talar›ndan yola ç›k›larak yeniden bölümlendirilmifltir. Siyasal tarih bölümle-
rinden sonra gelen ekonomik, toplumsal ve kültürel tarihe iliflkin bölüm de ay-
n› mant›kla de¤ifltirilerek muhafaza edilmifltir.

Yukar›da anlat›lan biçimiyle oldu¤u kadar, içeri¤iyle de Tarih 2002, yeni bir ki-
tap. En önemli yenili¤i, Türkiye’de yürürlükte olan ortaö¤retim tarih müfreda-
t›n› geniflletiyor olmas›. Bunu da iki de¤iflik düzlemde yap›yor. Hem kronolo-
jik olarak geniflletiyor ve bugüne kadar ortaö¤retim ö¤rencilerinin hiç ö¤ren-
medikleri bir dönemi anlat›yor, hem de bak›fl aç›s›n› geniflleterek bütün dün-
yan›n bu dönemde nas›l geliflti¤ini aç›kl›yor. Nitekim 20. yüzy›l sonlar›na do¤-
ru yaflanan “iletiflim devrimi” günümüz dünyas›n› öylesine de¤ifltirdi ki genç
nesillerin art›k hem sa¤lam bir yurttafll›k kimli¤i edinmeleri hem de bilgili
dünya vatandafllar› olmalar› gerekiyor. ‹flte Tarih 2002’nin amac› da, bu çifte
çabaya anlaml› bir katk›da bulunmak. Nitekim Tarih 2002, bir yanda ortaö¤re-
tim ö¤rencilerimizin ancak aile büyüklerinin an›lar› biçiminde tan›flt›klar› bir
zaman dilimini ö¤reterek onlara günümüz Türkiye’sinin siyasal ve kültürel so-
runlar›n›n soy kütü¤ünü sunuyor, di¤er yanda da ayn› Türkiye’nin önemli bir
rol almak istedi¤i günümüz dünyas›n›n bir panoramas›n› gözler önüne seriyor.

Tarih 2002’nin ikinci önemli yenili¤i, ad› ortaö¤retimdeki tarih derslerinin en


bafl›nda hep geçen, ama ö¤rencilerin hemen hemen hiç görmedikleri bir fleyi,
"tarihsel belge"yi ö¤rencilere veriyor olmas›. Bunun pedagojik yarar›n› da
uzun uzad›ya kan›tlamaya çal›flmak gerekmez. Ne de olsa belgelerdir tarihi bir

4
inanç nesnesi ya da bir ideoloji olmaktan ç›karan. Ayr›ca belgelerin, tarih kita-
b›n› s›k›c› bir kitap olmaktan kurtarmak ve ö¤retilen konunun bellekte daha iyi
yer etmesini sa¤lamak gibi hat›r› say›l›r iki ifllevi daha var.

Tarih 2002’nin üçüncü önemli yenili¤i ise, tarih ö¤renimini ezbercilikten kurta-
racak, ö¤renciye analitik ve elefltirel bir yaklafl›m kazand›racak ve giderek ö¤-
rencide daha fazla merak uyanmas›n› sa¤layacak bir yöntem benimsemifl ol-
mas›. TÜS‹AD ve Tarih 2002’nin yaz› kurulu, elinizdeki kitab›n Türkiye’de
okul kitaplar›na yönelik olarak açmay› diledi¤i tart›flma zemininde, bu konu-
nun da ciddiyetle ele al›naca¤›na inan›yor.

Tarih 2002’nin haz›rlanma aflamas›nda birçok kiflinin, kendilerine önemsiz gö-


zükecek, ama yaz› kurulu için çok de¤erli katk›lar› oldu. Yaz› kurulu, Doç.
Dr. Ayhan Aktar’a, Günay Atuk’a, R›fat Bali’ye, Yrd. Doç. Dr. Yefleren
Eliçin-Ar›kan’a, Nilüfer ve Salih Kuyafl’a, Laurent Mallet’ye, Yrd. Doç. Dr.
Selcan Serdaro¤lu’na, Zeynep fiarlak’a, Dr. Alexandre Toumarkine’e,
Coflkun ve ‹brahim Y›lmaz’a teflekkürü bir borç bilir.

5
PROGRAM KONULARI K‹TABIN ‹ÇER‹Ú‹
I. ‹kinci Dünya Savafl› Birinci bölüm:
‹kinci Dünya Savafl› (1939-1945)

1. Önemli evreler Konu 1: ‹kinci Dünya Savafl›’n›n önemli


evreleri
2. Savafl s›ras›nda Avrupa ve Türkiye Konu 2: ‹kinci Dünya Savafl›’nda Avrupa
Konu 3: ‹kinci Dünya Savafl›’nda Türkiye
3. Savafl›n sonuçlar› Konu 4: ‹kinci Dünya Savafl›’n›n sonuçlar›

II. 1945’ten sonra dünya ‹kinci bölüm:


1945’ten günümüze dünya

1. 1945’ten sonra dünyada ekonomik ve Konu 5: Bolluk y›llar›


toplumsal dönüflüm Konu 6: 20. yüzy›l sonu bunal›m›
2. Önemli ideolojik modeller (kurumlar, Konu 7: Amerikan modeli
toplumlar, kültürler) ve geçirdikleri evrim Konu 8: Sovyet modeli
Konu 9: Liberal Avrupa modeli
Konu 10: Çin modeli
3. Büyük güçler aras›nda çat›flma ve bloklar›n Konu 11: So¤uk Savafl’tan yumuflamaya
da¤›lmas› Konu 12: Sömürgelerin ba¤›ms›zl›¤› ve
üçüncü dünyan›n oluflmas›
Konu 13: Bloklararas› çat›flmalar ve
bloklar›n çözülmesi
Konu 14: Ortado¤u sorunu

III. 1945’ten sonra Türkiye Üçüncü bölüm:


1945’ten günümüze Türkiye

1. Siyasal tarih Konu 15: ‹kinci Dünya Savafl› sonunda Türkiye


Konu 16: Demokrasiye do¤ru, 1946-1961
Konu 17: Çalkant›lar dönemi: 1961-1982
Konu 18: Liberalizme do¤ru, 1983-2002
2. Ekonomi, toplum ve kültür Konu 19: 1945’ten günümüze Türkiye’de
ekonomik, toplumsal ve kültürel
yaflam

6
K‹TABIN YAPISI VE TAR‹H ÖÚREN‹M‹NE G‹R‹Þ

PROGRAMIN SUNULUÞU
n Her konuda • Girifl sayfalar›nda, konuda incelenen sorunsal belirtilmifltir.
• Konular, dersin içeri¤i ve ilgili belgeler biçiminde,
karfl›l›kl› iki sayfada ifllenmifltir.
• Anahtar sözcükler ders metninin hemen yan›nda
tan›mlanm›flt›r.
• Önemli olaylar›n tarihte yerliyerlerine koyulabilmesini
sa¤lamak için haritalar verilmifltir.

n “Unutmayal›m” bafll›kl› sayfalarda • Birbirlerine yak›n kavram ve terimleri aç›klayan bir


“Kar›flt›rmayal›m” bölümü,
• Program aç›s›ndan önemli tarihleri gösteren bir
zamandizim listesi ile bir k›saltmalar listesi ve,
• Önemli kiflilerin biyografileri vard›r.

n Sözlükte • Anlafl›lmas› güç olabilecek sözcüklerin tan›m ve anlamlar›


verilmifltir.

YAZILI SINAVLARA HAZIRLIK


n ”S›navlara haz›rl›k” bölümü • Tarih s›navlar›n›n biçimine iliflkin bilgi vermek için
kitab›n bafl›na konmufltur.

n “Belge incelemesi” ve • S›navlarda sorulabilecek soru örnekleri,


“Verilerle çal›flma” sayfalar› • Pratik tavsiyeler ve,
• Sorular›n yan›tlanmas› s›ras›nda kullan›labilecek
yöntemlere iliflkin örnekler verir.
Verilerle çal›flma sayfalar›nda önerilen üç sorudan kal›n
harflerle yaz›lm›fl olan›, daha ayr›nt›l› incelenmifltir.

n “Kompozisyon” sayfalar›nda • Soru örnekleriyle birlikte pratik tavsiyeler,


• Soru türüne göre kullan›lmas› gereken yönteme iliflkin
tavsiyeler ve,
• Ayr›nt›l› bir plan verilmifltir.

7
‹Ç‹NDEK‹LER
B‹R‹NC‹ BÖLÜM ‹K‹NC‹ BÖLÜM
‹K‹NC‹ DÜNYA SAVAfiI (1939-1945) 1945’TEN GÜNÜMÜZE DÜNYA
Harita: 1 Eylül 1939’da dünya . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .18 Konu 5: Bolluk y›llar›: 1945-1975 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .100
Konu 1: ‹kinci Dünya Savaß›’n›n I. Ola¤anüstü bir refah . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .102
önemli evreleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .22 II. Büyümenin nedenleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .104
I. Mihver’in ilk zaferleri (1939-1942) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .24 III. Büyümenin yönetimi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .106
II. Sovyetler Birli¤i ve ABD savaflta . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .26 IV. Büyümenin etkileri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .108
Harita: Mihver’in zaferleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .28 V. Büyümenin s›n›rlar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .110
III. 1942-1943: Savafl›n dönüm noktas› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .30 Unutmayal›m / Belge incelemesi: 1950’den 1975’e alt› ülkede
IV. Topyekûn bir savafl . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .32 GSY‹H’n›n büyümesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .112/113
V. Müttefiklerin zaferleri (1943-1945) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .36 Verilerle çal›ßma: Bolluk y›llar›ndaki büyümede
Harita: Müttefiklerin nihai zaferi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .38 Refah Devleti’nin rolü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .114

Unutmayal›m / Belge incelemesi: Atlantik Sözleflmesi . . . . . . . . . . . . .40/41 Konu 6: 20. yüzy›l sonu bunal›m›, 1976-1998 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .116
Verilerle çal›ßma: ‹kinci Dünya Savafl› neden I. Petrol floku ve krizin boyutlar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .118
topyekûn bir savaflt›r? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .42 II. Bunal›m üzerine sorgulamalar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .120
Kompozisyon: ‹kinci Dünya Savafl›’nda ABD . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .44 III. Bunal›mla mücadele: Keynesci reçetelerin iflas› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .122
IV. Bunal›mla mücadele: Liberal çözümlerin s›n›rlar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . .124
Konu 2: ‹kinci Dünya Savaß›’nda Avrupa . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .46
V. Bunal›m›n sonuna do¤ru . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .126
I. Nazi Avrupas›’n›n düzeni . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .48
II. Avrupa’da direnifl hareketleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .52 Unutmayal›m / Belge incelemesi:
Petrol floklar› ve karfl› petrol floklar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .128/129
III. Toplama kamplar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .56
Verilerle çal›ßma: Baflkan Reagan’›n ekonomi politikas› . . . . . . . . . . . . . . .130
IV. Holokost . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .58
Unutmayal›m / Belge incelemesi: Londra’ya s›¤›nan Konu 7: Amerikan modeli . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .132
devlet baflkanlar› (‹ngiliz afifli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .60/61 Harita: 1960’lar dünyas›nda ABD . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .134
Verilerle çal›ßma: ‹kinci Dünya Savafl›’nda Avrupa Yahudilerinin I. Amerikan demokrasisi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .136
yok edilmesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .62 II. “Bolluk toplumu” . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .138
Konu 3: ‹kinci Dünya Savaß›’nda Türkiye . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .64 III. Kültür patlamas› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .142
I. Savafl›n d›fl›nda kalma çabalar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .66 IV. Büyük çalkant› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .144
II. Türkiye’den savafla bak›fl . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .70 V. 1980’lerde Amerikan modeli . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .146
III. Seferberli¤in bedeli . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .72 Unutmayal›m / Belge incelemesi: J. F. Kennedy’nin
IV. Toplumsal sorunlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .74 “Yeni S›n›r” bafll›kl› konuflmas›ndan bir bölüm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .148/149
Verilerle çal›ßma: 1960’l› y›llar›n süpergücü ABD’nin
Unutmayal›m / Belge incelemesi: Üçlü ‹ttifak, 19 Ekim 1939 . . . . . .76/77 sundu¤u model ve s›n›rlar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .150
Verilerle çal›ßma: Varl›k Vergisi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .78
Konu 8: Sovyet modeli . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .152
Konu 4: ‹kinci Dünya Savaß›’n›n sonuçlar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .80 Harita: 1970’ler biterken SSCB ve dünya . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .154
Harita: 1 Eylül 1939’da Avrupa ve 1946’da Avrupa . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .82 I. Stalin modeli (1945-1953) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .156
I. Ölüler ve y›k›nt›lar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .84 II. Stalincili¤in tasfiyesi ve reformlar (1953-1964) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .160
II. Manevî sars›nt›n›n boyutlar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .86 III. Brejnev’in Sovyetler Birli¤i (1964-1982) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .162
III. Daha iyi bir dünya kurma ümidi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .88 IV. Brejnev döneminde toplumsal dönüflümler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .164
Unutmayal›m / Belge incelemesi: V. Perestroika’dan komünizmin çöküflüne . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .166
Yalta Konferans› Sonuç Bildirgesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .92/93
Unutmayal›m / Belge incelemesi:
Verilerle çal›ßma: Maddi ve manevi bir y›k›m olarak 1945’ten 1949’a Do¤u Avrupa’da komünizmin yay›lmas› . . . . . . . . .168/169
‹kinci Dünya Savafl› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .94
Verilerle çal›ßma: SBKP’nin 20. Kongresi:
Kompozisyon: 1945’te yeni güç iliflkileri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .96 Modelin evrilmesi mi, sorgulanmas› m›? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .170

Konu 9: Liberal Avrupa modeli . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .172


I. Liberal demokrasinin temelleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .174
II. Avrupa’da demokrasi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .176
III. Avrupa Birli¤i bir model olabilir mi? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .180
Unutmayal›m / Belge incelemesi:
Roma Anlaflmas› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .182/183

8
Verilerle çal›ßma: Geçti¤i aflamalar ve karfl›laflt›¤› engellerle ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Avrupa’n›n inflas› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .184
Kompozisyon: Avrupa’da liberal demokrasinin temelleri, 1945’TEN GÜNÜMÜZE TÜRK‹YE
uygulamalar› ve geliflmesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .186
Konu 15: ‹kinci Dünya Savaß› sonunda Türkiye . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .278
Konu 10: Çin modeli . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .188
I. Yeni dünya dengesi ve Türkiye . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .280
I. Maocu model . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .190

II. "Herfley modernleflme için" . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .192


II. Siyasal dönüflüm yolunda . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .282

Unutmayal›m / Belge incelemesi: Çin propaganda afifli: Unutmayal›m / Belge incelemesi:


"Hep birlikte yeni zaferlere" . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .194/195 Molotov-Sarper görüflmesi, 7 Haziran 1945 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .284/285

Verilerle çal›ßma: Çin modelinin etkileri ve evrimi (1958-1998): Verilerle çal›ßma: Muhalefet de CHP kökenli mi olmal›? . . . . . . . . . . . . . .286
Baflar› m› baflar›s›zl›k m›? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .196
Konu 16: Demokrasiye do¤ru, 1946-1961 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .288
Konu 11: So¤uk Savaß’tan yumußamaya (1946-1975) . . . . . . . . . . . . . . .198 I. Demokrat Parti’nin yükselifl ve düflüflü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .290
Harita: So¤uk Savafl ve yumuflama dönemi aras›nda ABD ve SSCB . . .200 II. D›fl politika . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .296
I. So¤uk Savafl’a do¤ru . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .202 III. Toplumsal ve siyasal huzursuzluk . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .298
II. ‹ki blo¤un oluflmas› (1947-1949) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .204
IV. Yeni bir dönemin efli¤inde . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .302
III. So¤uk Savafl’tan buzlar›n çözülmesine . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .206
Unutmayal›m / Belge incelemesi:
IV. ‹ki Büyükler’in yak›nlaflmas› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .210
Menderes Hükümeti’nin program› (1950) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .304/305
V. Yumuflaman›n z›tl›k içeren yönleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .212
Verilerle çal›ßma: DP döneminde bas›n . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .306
Unutmayal›m / Belge incelemesi: 1973’te ABD ve dünya . . . . . . . .216/217
Verilerle çal›ßma: Uluslararas› iliflkilerin oda¤›nda Konu 17: Çalkant›lar dönemi: 1961-1982 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .308

Do¤u-Bat› çat›flmas› (1960-1975) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .218 I. 1961 Anayasas›’ndan 1982 Anayasas›’na . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .310

II. Siyasette silâhl› kuvvetler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .312


Konu 12: Sömürgelerin ba¤›ms›zl›¤› ve
üçüncü dünyan›n olußmas› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .220 III. Siyasal çat›flmadan silahl› çarp›flmaya . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .314

Harita: ‹kinci Dünya Savafl›’ndan 1980’lerin sonuna, IV. D›fl politikada aç›l›mdan izolasyona . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .318
sömürgelerin ba¤›ms›zlaflmas› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .222
Unutmayal›m / Belge incelemesi: ‹smet ‹nönü’nün TBMM’de
I. Sömürgelerin ba¤›ms›zl›¤a kavuflma koflullar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .224 konuflmas›, 27 A¤ustos 1971 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .320/321
II. Asya’da ba¤›ms›zl›¤a kavuflan ilk ülkeler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .226
III. Bandung’dan sömürgecili¤in sonuna . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .228
Konu 18: Liberalizme do¤ru, 1983-2002 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .322

IV. Üçüncü dünyan›n oluflmas› ve sorunlar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .232 I. 1983 seçimleri: Normale dönüfl . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .324

II. Turgut Özal y›llar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .326


Unutmayal›m / Belge incelemesi: Vietnam’›n ba¤›ms›zl›k
bildirgesi, 2 Eylül 1945 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .236/237 III. Yeni bir dönemin bafllang›c›nda . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .328

Verilerle çal›ßma: Ba¤›ms›zl›k, ba¤lant›s›zl›k ve IV. 28 fiubat süreci . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .332


devrim aras›nda üçüncü dünya . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .238 V. 21. yüzy›l bafl›nda Türkiye politikas› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .334
Kompozisyon: Frans›z sömürgelerinin ba¤›ms›zl›klar›na kavuflmas› .240
Unutmayal›m / Belge incelemesi:
Konu 13: Bloklararas› çat›ßmalar ve Yarg›tay Baflkan› Sami Selçuk’un
bloklar›n çözülmesi (1975-1998) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .242 1999-2000 Yasama Y›l›n› aç›fl konuflmas›, 6 Eylül 1999 . . . . . . . . . . . . .338/339

Harita: So¤uk Savafl sonunda dünya (1975-1991) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .244 Verilerle çal›ßma: Türkiye ve AB . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .340

I. So¤uk Savafl’›n dönüflü, 1975-1984 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .246


Konu 19: 1945’ten günümüze Türkiye’de ekonomik,
II. "Yeni düflünce", 1985-1989 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .250 toplumsal ve kültürel yaßam . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .342
III. Sovyet blo¤unun çöküflü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .252
I. Tar›ma dayal› büyüme, 1945-1961 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .344
IV. Yeni bir dünya düzenine do¤ru . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .254
II. ‹thal ikameci büyüme, 1962-1979 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .348
Unutmayal›m / Belge incelemesi: Baflkan Reagan’›n görevi III. D›fla aç›l›m ve istikrars›zl›k, 1980-2002 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .352
devralma konuflmas›, 20 Ocak 1981 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .256/257
IV. Kentli toplumuna geçifl . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .358
Verilerle çal›ßma: 1945’ten 1990’a Almanya:
V. Gündelik yaflamda de¤iflim . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .362
Yenilgiden bölünmeye ve yeniden birleflmeye . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .258
VI. Popüler sanat dünyas› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .366
Konu 14: Ortado¤u sorunu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .260
Unutmayal›m / Belge incelemesi:
Harita: Ortado¤u’da ülkeler ve insan topluluklar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .261
‹statistiklerle Türkiye . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .370/371
I. Ortado¤u’daki çat›flmalar›n kökenleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .262
Verilerle çal›ßma: “Arabesk” olgusu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .372
II. ‹srail devletinin do¤uflu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .264

III. Arap ulusunun birleflme rüyalar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .266 Harita: 2002’de dünya . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .374

IV. Filistin sorunu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .268


Sözlük . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .376
V. Parçalanan Ortado¤u . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .270

Unutmayal›m / Belge incelemesi: 1993 ‹srail-Filistin bar›fl


anlaflmas› üzerine bir karikatür . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .272/273
Verilerle çal›ßma: Ortado¤u sorunlar›n›n merkezinde Kudüs . . . . . . . . .274

9
yaz›l› tarih s›nav›

1. TAR‹H DERS‹NDE SINAV TÜRLER‹


Karß›n›za üç farkl› s›nav türü ç›kabilir.

l A. Kompozisyon l B. Tarihsel verilerin l C. Bir belgenin yorumlanmas›


Kompozisyon sorusu, incelenmesi Bu tür bir s›navda, ö¤renciden tarihsel
- ders program›nda yer alan Bu tür bir s›nav, farkl› türlerde bir belgeyi yorumlamas› beklenir. Bu
üç bölümden birinin tamam›n› en fazla 5 belge içerir (metin, foto¤raf, belge bir metin, bir harita, bir foto¤raf,
kapsayabilir; karikatür, harita, istatistik). bir karikatür, bir afiß ya da istatistik bir
(örnek: “‹kinci Dünya Belgelere aç›klay›c› notlar eßlik edebilir. gösterge olabilir.
Savaß›’nda ABD”, s. 40-41); Belgelerin tümü “ders program›nda Ö¤renci,
- Tarih’in belli bir an›ndaki belli bir yer alan temel konularla” ilgilidir. - belgenin türü,
durumu ele alabilir; Veri incelemesi üç bölüm içerir: - belgenin de¤indi¤i fikirler ve olaylar,
(örnek: “1945’te yeni 1. Belgelerin tan›t›lmas›. - genel anlamda belgenin anlaß›lmas› ile
güç ilißkileri”, s. 92-93).
2. Bilgilerin s›n›fland›r›lmas› ve ilgili sorulara cevap verir.
Kompozisyon sorusuna, ö¤renciye karß›laßt›r›lmas›.
yard›mc› olmak amac›yla seçilmiß çeßitli 3. Konuda önerilen sorunsal› irdeleyen
belgeler eßlik edebilir (önemli tarihlerin yaklaß›k 300 sözcükten olußan (bir
zamandizimi, haritalar, istatistikler). sayfa) bir sentezin yaz›lmas›.
Konu “basit, aç›k ve karmaß›kl›ktan
uzak” olacak biçimde sorulur.

Türkiye savaßa girseydi ne olurdu?


[Adana görüßmeleri s›ras›nda] Ankara genel kurmay›n›n akl›n› kurcalayan noktalar, askeri dan›ß-
manlar›m›z›n 1940 bahar›ndaki görüßmelerde gözlemlediklerinin ayn›yd›; yani Türk ordusunun
kalk›ßaca¤› tüm harekâtlarda Müttefik güçlerinin etkin deste¤i bekleniyordu. Bu tutum, Was-
hington ve Londra’n›n niyetlerinden ya da samimiyetinden kußku duyuldu¤u anlam›na gelmiyor-
du; ancak, hem ortada Müttefiklerin maddi aç›dan zaaflar› oldu¤unu gösteren baz› örnekler var-
d›, hem de Mareßal Çakmak kendi ordusunun zaaflar›n›n bilincindeydi. Nitekim, 1943 sonbaha-
r›nda hava hakimiyeti hâlâ ellerinde olan Almanlar›n, ‹ngiliz birliklerini, ‹talya’n›n teslim olmas›n-
dan sonra ç›kt›klar› ‹stanköy, ‹leryos ve Sisam adalar›n› nas›l birkaç hafta içinde boßaltmak zorun-
da b›rakt›klar›n› gördük. Bu durumu aç›kyüreklilikle de¤erlendiren Churchill de, an›lar›nda, "Ege
adalar›nda olanlardan sonra, Türkleri aß›r› ihtiyatl› olmakla suçlayamay›z" demißtir.
[...] E¤er ‹smet ‹nönü, 1944 ilkbahar›nda savaßa girmeye ikna edilmiß olsayd› ne olurdu? Bakan-
lar›, Moskova’dan gelecek istenmeyen yard›m› geri çevirebilecekler miydi? Hiç sanmam. Sta-
lin’in, Marmara Denizinde üs talep edebilmek için gayet sa¤lam nedenleri olacakt›. Ayr›ca, ne-
dene de pek ihtiyac› olmazd›, çünkü K›z›l Ordu’nun sayg›nl›¤› yeter de artard› bile. ‹ngiltere baß-
bakan› bir y›l sonra Potsdam’da Montreux Antlaßmas›’n›n gözden geçirilmesini onaylar, Sovyet-
ler Birli¤i de Akdeniz’e rahatça ç›kard›. Peki Türk devletine ne olurdu? Bilindi¤i gibi Stalin, Pots-
dam’da Sovyetler Birli¤i’nin kurtard›¤› ülkelerde hegemonya kuraca¤› söylentilerini protesto
ederek, tam tersine bu ülkelerde faßist partiler d›ß›ndaki tüm partilerin kat›laca¤› serbest seçim-
lerle olußacak hükümetlerin yönetti¤i güçlü ve ba¤›ms›z devletler kurulmas›n› istedi¤ini söyle-
mißtir. Bu güzel sözlerin yorumunu bir de Polonyal›larla Macarlardan dinlemek gayet ibret veri-
ci olur.
La Turquie devant la Guerre: Mission à Ankara 1939-1940 (Paris, 1964).

Budapeßte’de ßiddet.
Macaristan’daki ayaklanman›n kas›m 1956’da
K›z›l Ordu taraf›ndan bast›r›lmas› s›ras›nda
binlerce kißi öldü.

10
2. BAÞARILI OLAB‹LMEK ‹Ç‹N YAPILMASI GEREKENLER
l A. Ders s›ras›nda, okulda l B. Dersten sonra, evde
Derse devam, baßar›n›n olmazsa olmaz koßuludur. Her derse Derste ald›¤›n›z notlar› tekrar edin; hemen ayn› akßam
gelinmeden önce, bir önceki ders gözden geçirilmeli ve iyice eksiklerinizi tamamlay›n, yanl›ßlar›n›z› düzeltin,
ö¤renilmelidir. Ele al›nan her konunun bir bütünün parças› k›saltmalar›n›z›n yerini tam sözcüklerle doldurun;
oldu¤u unutulmamal›d›r. ö¤retmeninizin tümcelerini ve uyar›lar›n› hat›rlamak için
Derse aktif kat›l›m, konular›n haf›zaya yerleßtirilmesi dersin henüz belle¤inizde taze oldu¤u anlardan yararlan›n.
aç›s›ndan iyi bir baßlang›çt›r. Ö¤retmene sorular sormak, Notlar›n›z› temize çekin, baßl›klar› belirtmek için belli
üzerinde çal›ß›lan belgelerle ilgili ö¤retmenin sordu¤u bir düzen içinde farkl› renkler ya da yaz› biçimleri kullan›n.
sorulara cevap vermek her türlü yanl›ß anlama ve kar›ßt›rma Dersi tamamlay›n: Anahtar sözcüklerin tan›mlar›n› yeniden
olas›l›¤›n› ortadan kald›r›r. yaz›n, s›n›fta yap›lm›ß olan al›ßt›rmalar› ya da yorumlar›
Dersin plan›n› özenle not etmeyi unutmay›n. Sayfan›n yeniden yap›n; ö¤retmeninizin istemiß oldu¤u küçük bir
kenar›na kitapta yer alan ve derste ißledi¤iniz belgelerin haz›rl›k çal›ßmas› varsa, geciktirmeden yap›n.
sayfalar›n› ve numaralar›n› yaz›n. Önemli temel metinleri iyi Kitab›n›z› okuyun.
tan›man›z ve ö¤renmeniz de yararl› olacakt›r.
Fißler haz›rlay›n: Önemli tarihsel kißiliklerin k›sa biyografileri
("Unutmayal›m" sayfalar›ndan yard›m alabilirsiniz),
zamandizim fißleri, sentez fißleri. Fiß haz›rlarken sayfan›n
yaln›zca bir yüzünü kullan›n.

Biyografi fißi Zamandizim fißi Sentez fißi

Soyad› Ç‹ZELGE ‹zlek:


Ad› • Önemli anahtar tarihler
Tarihler baßlang›ç bitiß • Ana fikirleri özetleyen sözcükler (3
• Gençli¤i, e¤itimi ya da 4)
çal›ß›lan dönem • Konuyla ilgili 3 ya da 4 önemli olay
• Yaßam›n› etkileyen önemli olaylar,
eylemleri • K›saltmalar
• Tarihler ("Unutmayal›m" sayfalar›na
• Fikirleri
bak›n›z) • ‹lgili bölüm
• Eyleminin etki alan›, ard›nda
• Dönemle ilgili tarihsel kißilerin
b›rakt›klar›
adlar›
• ‹lgili bölüm
• ‹lgili bölüm

l C. Yaz›l› s›navlara haz›rl›k


Notlar›n yeniden okunmas›, e¤er her dersten sonra tekrar gözden geçirilirlerse kolaylaß›r. Özellikle pek çok konudan yaz›l›
s›nava girecekseniz, tekrar çal›ßman›z› birkaç güne yayacak biçimde planlay›n.
Belle¤inizin tüm yönlerini kullan›n: Görsel bellek (defterde renkli kalemlerle çizilmiß ders plan›, etkileyici bir resim, vs.) yaz›l›
s›nav s›ras›nda genellikle yard›m›n›za gelir.
Haz›rlad›¤›n›z fißleri gözden geçirin.
Bu çal›ßma tüm y›l boyunca yap›lmal›d›r. Tarih s›navlar›na bir gece önceden haz›rlanamazs›n›z!

11
kompozisyon

1. SINAV KAÚIDININ SUNULMASI


S›nav ka¤›d›n›z birbirinden aç›kça ayr›lm›ß üç büyük bölümden olußmal›d›r.

l Giriß bölümü konuyu sunar ve tan›t›r; üç bölümden olußur:


Konu : .........................................................................
........................................................................................... - Konunun tan›t›lmas› (zamandizimsel ya da co¤rafî çerçeve, temel izlek);
- Sorunsal, yani s›nav›n temel izle¤ini ortaya koyan bir ya da iki soru;
Giriß : ...........................................................................
- Plan›n bildirilmesi.
...........................................................................................

Birinci bölüm : ..................................................... l ‹ki ya da üç alt-bölümden olußan gelißme bölümü:


........................................................................................... - Her büyük alt-bölüm iki ya da üç paragrafa ayr›lmal›, paragraflardan her biri
........................................................................................... bir fikri ya da önemli bir olay› ele almal› ve bir ya da birden fazla örnekle
‹kinci bölüm : ........................................................ desteklenmelidir;
........................................................................................... - Her alt-bölümün baß›nda içeri¤inin ne olaca¤› bildirilmelidir;
........................................................................................... - Her alt-bölüm, kendisini izleyen alt-bölümle ba¤lant›y› sa¤layacak
Üçüncü bölüm : .................................................. bir cümle ile bitmelidir.
...........................................................................................
l Sonuç bölümü de üç ayr› bölümden olußur:
...........................................................................................
- Gelißme bölümünü özetler;
Sonuç : .......................................................................
- Giriß bölümünde önerilen sorunsala cevap verir;
...........................................................................................
- Konuyu devam niteli¤i taß›yan yeni bir fikirle genißletir.

2 saat S›nav baßlad›ktan en fazla


50 dakika sonra yazmaya baßlamal›
GENEL UYARILAR
plan,
- Kesinlikle gelecek zaman müsvedde çal›ßmas›; sorunun s›nav ka¤›d›
giriß ve sonuç bölümlerinin üzerinde cevaplanmas›
kullanmay›n (“Müttefikler savaß› 5-10 yaz›lmas› 5-10
kazanacaklar”), çünkü tarih dakika yaklaß›k 40 dk. yaklaß›k 1 saat dakika
geçmißle ilgilidir. Tüm s›nav›
mutlaka ayn› zaman kipinde 00.30 01.00 01.30
yaz›n.
Sorular›n okunmas› ve seçilmesi Tekrar okuma
- “Bu dönem bir geçiß dönemiydi”
gibi mu¤lak deyißlerden kaç›n›n.
Her tarihsel dönem “öncesi” ve
"sonras›" aras›nda bir geçiß
TAVS‹YELER
dönemidir. • S›nav ka¤›d›n›z› düzeltirken ö¤retmeninizin ilk izlenimleri son derece önemlidir.
- Giriß bölümünüze ya da plan›n›z› Bu nedenle sunumunuza ve imlân›za dikkat edin, çünkü bunlar
bildirdi¤iniz tümceye kompozisyonunuzun niteli¤i konusunda genel bir fikir verir.
“Bu nedenle bu konuyu Giriß bölümü büyük bir özenle yaz›lmal›d›r, çünkü ö¤retmeniniz bu bölümü okur
incelemek özellikle ilginçtir” türü okumaz soruyu do¤ru anlay›p anlamad›¤›n›z› görecektir. Bu nedenle, bu bölümü
sözlerle baßlamay›n. Tüm s›nav önce müsveddeye yazman›z›, ard›ndan temize çekmenizi öneririz.
konular› ilginçtir, yoksa size • S›nav ka¤›d›n›z›n görünümü ferah olmal›d›r: Her paragrafta sat›r baß› yap›n;
sorulmazlard›. her bölüm aras›nda bir sat›r, girißle gelißme ve gelißmeyle sonuç bölümleri aras›nda
- K›sa tümceler kurun. da iki ya da üç sat›r boßluk b›rak›n.

- Noktalama ißaretlerinin ve • Bir fikir, bir paragraf! Bir paragrafta birden fazla tümce bulunabilir. Sak›n her

büyük harflerin kullan›m›na cümlede paragraf baß› yapmay›n!


dikkat edin. • Sonuç bölümüne de özen gösterin: Bu bölüm, s›nav›n›zla ilgili ö¤retmeninizin
akl›nda kalacak son izlenimdir. Temize çekmeden önce mutlaka müsvedde yap›n.

12
‹ki farkl› konu türü
2. KOMPOZ‹SYONUN YAZILMASI
• Görünüm biçiminde konular: Ta-
l A. Konunun okunmas›
rih’in belli bir an›ndaki herhangi bir
• Konunun anahtar sözcükleri ve bunlar›n anlamlar› üzerinde düßünün.
durumun farkl› yönleriyle anlat›lmas›.
‹simleri, yüklemleri titizlikle tan›mlay›n. Olur olmad›k yerde büyük harf
Örnek: “1945’te yeni güç ilißkileri”
kullanmamaya özen gösterin. Yak›n anlaml›, ama birbirlerinden farkl› sözcükleri
(Bkz. s. 92)
kar›ßt›rmay›n: “Ekonomi” ve “sanayi”, “Devlet” ve “iktidar”.
• Evrim biçiminde konular: Zaman-
Sözcüklerin diziliß s›ras›n› yorumlay›n ve ba¤lant› sözcüklerini saptay›n
dizimsel s›n›rlarla belirlenmiß her-
("ve, ya da, içinde").
hangi bir dönemde meydana gelen
dönüßümlerin anlat›lmas›. Örne¤in "ve" sözcü¤ü her zaman çok önemlidir. Farkl› anlamlara gelebilir:
Örnek: “‹kinci Dünya Savaß›’nda - bir ilißki kurmaya yarayabilir ("ABD ve liberal model");
ABD” (Bkz. s. 40), “Frans›z sömürge- - bir z›tl›k bildirebilir ("1947’den 1991’e ABD ve SSCB").
lerinin ba¤›ms›zl›klar›na kavußmas›” Konunun izle¤ini s›n›rland›r›n. S›nav sorusu, her zaman anahtar sözcüklerle
(Bkz. s. 238) aktar›lan bir izlek (siyasal, ekonomik, toplumsal...) içerir. Konu d›ß›na ç›kmamak
için, s›nav›n ilk dakikalar›nda bir müsvedde ka¤›d›na bu izle¤i aç›kça yaz›n.
• Zamandizimsel s›n›rlar› saptay›n.
Yard›mc› ö¤eler Görünüm biçiminde bir soruda (“1942 y›l›nda Avrupa”), verilen tarihin önemi
Bu tür ö¤eleri kullanmak bir zorun- üzerinde düßünün.
luluk de¤ildir: Bir s›nav ek bilgi ve- Evrim biçiminde bir soruda (“1945’ten 1961’e Türkiye’de tar›ma dayal› büyüme”),
rilmeden de yaz›labilir. E¤er konu- her iki tarihe de rastlayan önemli olaylar› düßünün (1945, savaß›n sonu; 1961, Beß
nuz bu ö¤elerden içeriyorsa, onlar› Y›ll›k Kalk›nma Planlar›n›n baßlang›c›). Daha sonra, bu iki tarih aras›nda yer alan
konunun baz› yönlerini vurgulama- di¤er belirleyici tarihleri araßt›r›n (1950, 1960...).
n›za yard›mc› olacak bir veri banka- • Co¤rafî s›n›rlar› saptamay› unutmay›n.
s› gibi kullanmal›s›n›z. Her konu belli bir co¤rafî çerçeveye yerleßtirilebilir (bir ülke, Do¤u Bloku ya da
S›nav elinizde bulunan bir tak›m Bat› Bloku, bir k›ta, dünya). Soruya cevap verirken kesinlikle bu çerçevenin d›ß›na
yard›mc› ö¤eleri peßpeße yorumla- ç›kmamal›s›n›z.
maktan ibaret de¤ildir. Bu ö¤eler
yaln›zca size yard›mc› olmak için l B. Sorunsal›n saptanmas›
önerilir. Konuya ilißkin sorunsal, konunun ißlenmesine olanak tan›yacak ve kompozisyon
• Zamandizim: Konuya ilißkin önem- plan›n›n haz›rlanmas›nda omurga ißlevi görecek bir soru biçiminde ortaya ç›kar.
li tarihleri bildirir ve ö¤rencinin ha- Bir sorunsal saptamak için, konudan hareket edin (anahtar sözcükler, ba¤lant›
t›rlama çabas›n› kolaylaßt›r›r. sözcükleri, söz konusu dönem) ve konuyu bir soru tümcesine dönüßtürmeyi
Bir zamandizimde yer alan tarihle- deneyin.
rin tümü ayn› öneme sahip de¤ildir. Örnek: “‹kinci Dünya Savaß›’nda ABD” baßl›kl› bir konu için ßöyle bir sorunsal
• ‹statistik veriler: S›nav› zenginleß- ç›karabilirsiniz: ABD, ‹kinci Dünya Savaß›’nda nas›l bir rol oynad› (Bkz. s. 40)?
tirmeye yarayan rakamsal ö¤elerdir. l C. Kompozisyonun kurulmas› ve plan›n haz›rlanmas›
E¤er elinizdeki veriler olanak tan›- • Kompozisyonun kurulmas›
yorsa, baz› gelißmeleri hesaplamay›
Konunun farkl› ö¤eleriyle ilgili akl›n›za gelen tüm fikirleri, herhangi bir s›ra
unutmay›n (örne¤in, baz› gelißme-
gözetmeden, akl›n›za geldi¤i gibi müsveddeye yaz›n.
lerin mutlak de¤er ve yüzde olarak
hesaplanmas›, bir olgudaki artma Olas› yard›mc› ö¤eleri dikkatle okuyun.
ya da azalma, vb.). Bu ö¤elerden kompozisyonda kullanaca¤›n›z ßu ya da bu fikri destekleyen belirli
• Haritalar: Bir olay› co¤rafî olarak olgular› ç›karmaya çal›ß›n.
konumland›rmaya (örnek: 1945’ten • Plan›n haz›rlanmas›
sonra ülke s›n›rlar›nda meydana ge- Görünüm biçiminde bir soru, genellikle izleksel bir plan gerektirir (örne¤in,
len de¤ißiklikler) ya da gelißimini iz- konunun siyasal, ekonomik, toplumsal yönleri...). Co¤rafî bir plan da kullan›labilir,
lemeye (örnek: 1939-1990 aras›nda ama böyle bir plan›n dengesiz olma tehlikesi vard›r.
Almanya s›n›rlar›n›n de¤ißimi) ya- Evrim biçiminde bir soru, zamandizimsel bir plan gerektirir. Bu durumda, kopuß
rarlar. Haritalar›n lejandlar›nda yer noktalar›n› gösteren önemli tarihleri bulmal›s›n›z. Farkl› bölümlerin farkl›
alan bilgileri saptamay› ve s›n›flan- uzunlukta zaman dilimlerini ele alabilece¤ini unutmay›n.
d›rmay› unutmay›n.
Konu d›ß› fikirlerin üzerini hemen karalay›n.

13
tarihsel verilerin incelenmesi

1. SINAVIN ÖZELL‹KLER‹
Bu tümüyle farkl› bir s›nav türüdür. Sorunsal›n ö¤renciye sorunun içinde verilmesi, s›nav›n zorlu¤unu bir ölçüde hafifletir.
Bu tür s›navlarda sorunsal aç›kça ifade edilmeli ve mutlaka sorunun içinde yer almal›d›r.

l A. S›nav›n tan›mlanmas› - Ö¤renci, son olarak s›nav sorusunda verilen sorunsala,


sentez biçiminde verilerle desteklenmiß bir yan›t yazmal›d›r.
S›nav sorusu aç›k bir sorunsal içermelidir. Ders program›nda
Bunu yaparken, belgelerden ç›kard›¤› bilgilerin tümüne,
yer alan önemli konulardan birine ilißkin olmal›d›r. Belgeler
gerekti¤inde eleßtirel bir biçimde baßvurmal›d›r.
(en fazla beß tane) farkl› türlerde olabilir (metin, resimler,
Ö¤rencilere bu sentezi bir sayfayla, yani yaklaß›k 300 sözcükle
harita, istatistikler...). E¤er belgelerde ikincil derecede önemli
s›n›rland›rmalar› önerilir.
baz› olaylara ya da kißilere gönderme yap›l›yorsa, ö¤renci
aç›klay›c› notlar yard›m›yla ayd›nlat›labilir. Ayr›ca, belgelerin
l B. Sorunun seçilmesi
içerdi¤i baz› bilgiler önemli tarihlerin zamandizimi verilerek S›navda farkl› türlerde birden fazla soru sorularak bunlardan
tamamlanabilir. birinin seçilmesi istenmißse, on dakikan›z› tüm sorular›
okumaya ay›r›n. Hangi soruyu yan›tlayaca¤›n›za karar
S›nav, soru içinde aç›kça belirtilen üç bölümden olußur: vermeden önce, bilgilerinizi ve farkl› yöntemleri kullanma
- Önce ö¤renciden belgeleri tan›tmas› istenir; yetene¤inizi de¤erlendirin. Örne¤in, verilerle çal›ßma
- Ö¤renci, daha sonra konuya göre belgelerin tümünden kompozisyondan daha teknik bir yöntemdir. Bir kez soruyu
seçtikten sonra, bir daha karar de¤ißtirmeyin.
ç›karaca¤› tarihsel bilgileri seçmeli, s›n›fland›rmal›,
karß›laßt›rmal› ve izleklere göre gruplamal›d›r; l C. S›nav s›ras›nda sürenin kullan›lmas›

2 saat

belgelerin seçme, s›n›fland›rma, sentez


tan›t›lmas› karß›laßt›rma (300 sözcük)
5-10 15-20 40-45 30-35 5-10
dakika dakika dakika dakika dakika

00.30 01.00 01.30

Sorular›n okunmas› ve seçilmesi Tekrar okuma

2. ‹LK SORU: BELGELER‹ TANITMA


l A. Belgelerin incelenmesi l B. Belgelerin tan›t›lmas›
S›nav sorusunun içinde verilen sorunsal› birkaç kez okuyun. • Ayn› türden olan ya da ayn› izle¤i içeren belgeleri kendi
• Belgelerin türünü belirleyin. aralar›nda grupland›r›n. Farkl› izlekler içerenleri saptay›n.
• Belgelerin yazar ya da kaynaklar›n› saptay›n. • Belgelerin ortak ve z›t yanlar›n› gösterin.
• Belgelerin haz›rland›klar› tarihlere dikkat edin. Belgeler Belgelerin hangi yönlerden sorunsal› belgelediklerini kendi
de¤indikleri olaylarla ayn› tarihe mi ait, yoksa sonradan m› kendinize sorun.
haz›rlanm›ß?

Tavsiye : Belgelerin tan›t›lmas› yar›m sayfadan fazla yer tutmamal›d›r.

14
3. ‹K‹NC‹ SORU:
BELGELERDE YER ALAN B‹LG‹LER‹ ‹ÞLEME

l A. Bilgilerin saptanmas› Tavsiyeler :


Her belgeyi ayr› ayr› inceleyin. Belgelerin içerdi¤i bilgileri
• Müsvedde ka¤›d› üzerinde çal›ß›n, ka¤›d›n yaln›zca bir
yaz›n, bu bilgilerin türünü belirtin.
yüzünü kullan›n.
‹ßlenen farkl› izlekleri saptay›n. • Farkl› izlekleri farkl› renkte kalemlerle çizin.
Belgelerden sorunsala cevap olabilecek veriler ç›kar›n. • Bu çal›ßmay› bir tablo biçiminde yap›n.

l B. Bilgilerin seçilmesi ve s›n›fland›r›lmas›


Örnek :
Soruda tan›mlanan izleklerden hareketle, farkl› belgelerin
sundu¤u bilgileri kendi aralar›nda grupland›r›n. Ortak
‹zlek 1 ‹zlek 2 ‹zlek 3
noktalar›, gelißmeleri saptay›n. Benzerlikleri bulun.
S›n›fland›rma zamandizimsel de olabilir, ama genellikle
izleksel olmas› gerekir. Belge 1

l C. Bilgilerin karß›laßt›r›lmas› Belge 2


Belgelerden edinilen bilgilerin karß›laßt›r›lmas›, ortak
noktalar›n ve olas› z›tl›klar›n aç›klanmas› anlam›na gelir. Belge 3
Baz› belgeler olaylara tamamlay›c› bir bak›ß aç›s› getirir.
Baz›lar› ise kendi aralar›nda z›tl›klar içerebilir. Siyasal alanda Belge 4
birbirlerine rakip olan iki kißinin, iki farkl› ideolojinin
(liberalizm ya da komünizm) hayat görüßleri, ayn› olay›n Belge 5
iki farkl› yorumu söz konusu olabilir.
1., 2. ya da 3. izle¤e ilißkin izlekle ilißkisi
tamamlay›c› belgeler olmayan belge

4. ÜÇÜNCÜ SORU: SENTEZ‹N YAZILMASI

l A. K›sa bir cevap kan›tlamak için belgeleri kullanmak gerekir. Yazd›¤›n›z›


destekleyecek belge ya da belgeleri kaynak göstermelisiniz.
Belgelerin incelenmesinden ç›kard›¤›n›z sonuçlar› bir sayfada
Tarihsel yöntemin esas› budur.
(yani çok k›sa olarak!) anlatabilmeniz için, yaz›n›z› iyi
tan›man›z gerekir (bir sat›ra ortalama kaç sözcük, bir sayfaya Bir kez daha belgeleri birbirleriyle karß›laßt›rmay› unutmay›n:
kaç sat›r s›¤d›r›yorsunuz?). Derste ö¤rendi¤iniz herhangi bir ßey 1 numaral› metinde yer
almayabilir, ama 2 numaral› resimde ya da 3 numaral› tablo-
Bu zor bir ißtir; az ve öz yazmay› gerektirir.
da karß›n›za ç›kabilir.
K›saltma kullanmaktan kaç›n›n.
Önceden yapt›¤›n›z s›n›fland›rmadan yararlanmal›s›n›z.
l B. Verilerle desteklenen bir cevap Belgeleri birbirlerine karß› kullanmay› unutmay›n, belgelere
Baz› sorular sizi yönlendirebilir: karß› eleßtirel olun: Belgeler birbirlerini yalanlayabilir.
- Olaylar›n anlaß›lmas› için ortaya konan farkl› veriler Tarihçinin ißi, biraz da geçmißteki gerçeklere olabildi¤ince
hangileridir? yaklaßmakt›r.
- Bu bilgiler sorunun anlaß›lmas›na da yard›mc› olabilir mi?
- Bu bilgiler olaylar›n yorumlanmas› konusunda z›tl›klar Tavsiye :
içeriyor mu?
‹yi bir sentezin üç özelli¤i vard›r:
- Hangi yönlerden eleßtirilebilirler?
- Belgelerle desteklenmiß olmal›d›r;
Fikirleri ya da olaylar› tan›t›rken "verilerle desteklemek", - Tamam olmal›d›r;
yani verdi¤iniz yan›t›n tarihsel belgelerle do¤ruland›¤›n› - Eleßtirel olmal›d›r.

15
belge incelemesi

1. SINAVIN ÖZELL‹KLER‹

l A. S›nav›n tan›mlanmas› l B. Sorunun seçilmesi


Bu tür bir s›navda, ö¤renci belge ile ilgili sorulara cevap verir. S›navda ö¤rencinin iki ya da üç sorudan birini seçmesi
Ele al›nan konu yeterince genißtir. S›nav sorusu aç›kça istenebilir. Bir kez soruyu seçtikten sonra, bir daha karar
tan›mlanm›ß ve baßl›¤› olan bir belge (metin, harita, resim, de¤ißtirmeyin.
istatistikler...) ile cevaplanmas› istenen sorulardan olußur. l C. S›nav s›ras›nda sürenin kullan›lmas›
Ayr›ca, ö¤renci aç›klay›c› notlar yard›m›yla ayd›nlat›labilir.
2 saat
Sorular belgenin türü, içerdi¤i olaylar›n ve fikirlerin
tan›mlanmas› ve genel olarak belgenin anlaß›lmas›yla ilgilidir.
sorular›n cevaplanmas›

5-10 dakika
5-10 dakika
Böyle bir s›navda bilgi düzeyinin yan›s›ra cevaplar›n 20-30
do¤rulu¤u ve yerindeli¤i de de¤erlendirilir. dakika 1 saat - 1 saat 20 dakika

01.00

Sorular›n Belgenin Tekrar


okunmas› tan›mlanmas›: okuma
ve seçilmesi kim? ne? ne zaman? kime?

2. FARKLI BELGE TÜRLER‹

l A. Görsel bir veri


Bir foto¤raf; bu bir afiß (reklam veya propaganda
afißi) ya da tarihi bir sahne olabilir.

Bal t› k
K uz ey
Deni z i
Deni z i
Stutthof
Neuengamme
Ravensbrück
Sachsenhausen Treblinka
Bergen-Belsen Chelmno
Dora
Berlin Varßova Sobibor
Maydanek
Terezin Gross-Rosen
Buchenwald Belzec
Y›ll›k %
Flossenburg
Prag Auschwitz-Birkenau
16
Struthof-Natzwiller
14 Dachau
1942’de “Büyük Reich”
12 Strasburg
Mauthausen Toplu öldürme kamplar›
10
Baßl›ca toplama kamplar›
8
200 km Önemli gettolar
6
4
2 Bir harita.
0
–2
1970 1975 1980 1985 1990 1995

ißsizlik fiyat ‹statistik grafikleri, tablo, e¤ri veya sütunlardan


büyüme
(aktif nüfus içinde %) art›ß›
olußabilir.

16
l B. Metin • Metnin kayna¤›:
• ‹ßlenen konular çok çeßitli olabilir: - Metnin baßl›¤›n› ve alt k›s›mda verilen kayna¤› inceleyin.
- siyasal (bir program, bir anayasa, bir söylev); - Resmî bir belge mi? Özel mi?
- diplomatik (uluslararas› bir anlaßma, sözleßme); - Bu metne ne ölçüde güvenilebilir? Hangi yönlerden
eleßtirilebilir?
- ekonomik (gazete yaz›s›, istatistikler);
- toplumsal (sendika bildirisi, afiß, gazete yaz›s›);
De Gaulle-Churchill görüßmesi Kim? Baßl›k
- kültürel, dinsel (tablo, makale).
(10 Haziran 1942). Ne zaman?
• Tüm metinlerin türü ayn› de¤ildir: Roosevelt’ten ve bana karß› sergiledi¤i tav›rdan söz Olay›n tarihi
- uluslararas› bir anlaßma ya da sözleßmenin türü ettik. “Sab›rl› olun! dedi Churchill. Bak›n ben nas›l bir
e¤iliyorum bir do¤ruluyorum.” “Siz bunu yapa-
diplomatiktir;
bilirsiniz, diye cevap verdim, çünkü arkan›zda sa¤lam
- bir yasa metninin türü hukuksald›r; bir devlet, birlik olmuß bir ulus, bir imparatorluk ve
- siyasal bir söylev (bu durumda, yazar›n resmî bir görevinin büyük ordular›n›z var. Ama ben? Benim elimde ne
olanak var ki?”
olup olmad›¤› sorulmal›d›r);
Charles de Gaulle, Memoires de guerre, cilt I: L’Appel Ne? Metnin
- tarihsel bir kißili¤in geçmiß olaylara bak›ß›n› yans›tan an›lar;
(Paris, 1954). türü
- gazete yaz›s›...
Kim? Yazar Kime? Yay›n yeri ve tarihi

Bunlar› yap›n Bunlardan kaç›n›n


1. Belgenin tan›t›lmas›
‹lk soru, genellikle "K‹M, NE, NE ZAMAN ve metin K‹ME sesleniyor?"
sorular›na cevap aramak üzere sorulur.
• Belgeyi haz›rlayan K‹M?
Kißinin ad›n› söylemek yetmez. Birkaç sat›rda kariyerinin genel hatlar›n› • Yazar›n yaßam›n› anlatmak; belgenin
ve siyasal ya da tarihsel rolünü aç›klayacak k›sa bir biyografi verilmelidir. ortaya ç›kt›¤› tarihte bulundu¤u
görevin üzerinde durmak.
• Belge NE ZAMAN haz›rlanm›ß?
Belgenin ortaya ç›kt›¤› tarihte neler oluyordu? Belge hangi olaylara
gönderme yap›yor?
• Belgenin türü NE?
Belgenin türünü tan›mlad›ktan sonra, içerdi¤i genel fikri tan›tmak gerekir. • Tüm dönemin tarihini anlatmak.
Baßl›ktan yararlan›labilir: Baßl›k genellikle temel izle¤i bildirir.
• Belge K‹ME sesleniyor?
- Gizli bir belge mi? Uzmanlara m›, yoksa kamuoyuna m› sesleniyor?
2. Tan›mlama, aç›klama (belgenin analizi)
• Belgeyi dikkatle okuyun. • Metni özetlemek ya da belgeyi
- Önemli sözcükleri saptay›n; tüm ayr›nt›lar›yla anlatmak.
- Kißileri saptay›n;
- Belgenin gönderme yapt›¤› dönemin olaylar›n› belirtin; • Anlat›lan duruma hiç ayd›nl›k
- ‹malar› bulun. kazand›rmadan özetlemek.
• Sorular› s›rayla cevaplay›n. Konu d›ß›na ç›kmak (belge ile ilgisi
Sorular izlenmesi gereken belli bir mant›k dizgesine göre sorulur. olmayan olaylardan söz etmek, dersi
"ezberden" yazmak).
• Bilgilerinizi kullan›n.
- Özellikle imalar› aç›klamak için! Sak›n belgeyi AÇIKLAMAYI unutmay›n. • Metni eßanlaml› sözcükler kullanarak
tekrar etmek.
3. Sonuçland›rma
Sonuç bölümü aßa¤›daki üç ißlevi yerine getirmelidir: • Çok uzun bir gelißme bölümü yazmak.
• Belgenin katk›s›n›n özetlenmesi
- Belgenin tarihsel önemi nedir? • Sorulardan birine cevap vermeyi
unutmak.
• Belgenin etki alan›n›n belirlenmesi
- Belge herhangi bir etki yaratt› m›? Daha sonra ne oldu? • Üsluba, yaz›ya, s›nav ka¤›d›n›n
sunumuna, imlaya özen göstermeyi unutmak.
• Belgenin eleßtirilmesi
- Yazar›n hatalar›na ya da unuttuklar›na de¤inin.

17
1 Eylül 1939’da dünya
n Fransa ve Birleßik Krall›k 3 Eylül 1939’da Almanya’ya
savaß ilan ettiklerinde, Avrupa devletlerinin ço¤unlu¤u
diktatörlüktü. Avrupa’da, demokrasilere karß› üç totaliter
rejim kendini dayat›yordu: Stalin’in Sovyetler Birli¤i, Na-
zi Almanyas› ve Faßist ‹talya. Almanya tüm Orta Avru-
pa’ya hükmediyordu ve Münih Antlaßmalar›’ndan sonra
(1938) Çekoslovakya’y› haritadan silmißti. ‹talya nisan
1939’da Arnavutluk’u ele geçirmißti. Almanya, ‹talya ve Alaska
(ABD)
Japonya Mihver’i olußturuyorlard›.

n 1 Eylül 1939’da, Avrupa geniß ölçüde dünyaya hakim-


di. Sömürgeleri tüm Afrika’y› ve Asya’n›n büyük bir bö- K A N A D A
lümünü kapl›yordu. Alavit adalar›

- 1939’da en önemli sömürge imparatorlu¤u Birleßik


St-Pierre
Krall›k’›nki idi: 14,5 milyon km2’lik bir alana yay›lm›ßt› ve Miquel
A B D
ve 414 milyon kißiyi bar›nd›r›yordu.
Bermuda
- Fransa ‹mparatorlu¤u (Afrika, Orta Do¤u, Frans›z Gü- B ü yü k Okyan u s
Bahama
neydo¤u Asyas›) 11,8 milyon km2’lik bir alanda 70 mil- Dominik Cumhuriy
yon kißiyi bar›nd›r›yordu. KÜBA
Haiti Porto Riko
Havai MEKS‹KA Guadeloupe
- Portekiz (2 milyon km2, 9 milyon nüfus), ‹spanya (350 Jamaika
Martinik
000 km2, 1,2 milyon nüfus) ve Hollanda (2 milyon km2,
PANAMA VENEZUELLA
60 nüfus), 16. ve 17. yüzy›l fetihlerinden ellerinde kalan KOLOMB‹YA Guyana
bölgeleri yönetiyorlard›. Bunlardan yaln›zca Hollan-
EKVATOR
da’n›n kayda de¤er bir ekonomik gücü vard› (petrol, Phoenix
BREZ‹LYA
kauçuk). Marquises
PERU
Samoa
- Belçika Kongosu ve komßu Ruanda ile Burundi’yi içine Frans›z Okyanusyas› BOL‹VYA
Cook
alan Belçika ‹mparatorlu¤u (2,4 milyon km2, 14,2 mil-
Pitcairn PARAGUAY
yon nüfus), 19. yüzy›lda olußmußtu. Tahiti
- ‹talya ‹mparatorlu¤u (3,5 milyon km2, 15 milyon nüfus) Þ‹L‹
URUGUAY

19. yüzy›lda ele geçirilen eski topraklar›n yan›s›ra (Erit-


ARJANT‹N
re, Somali, Libya), 1935-1936’da Mussolini taraf›ndan
zaptedilen Etyopya’y› da içine al›yordu. Böylece kuru-
lan ‹talyan Do¤u Afrikas› "Afrika’da yeni bir Roma ‹m-
paratorlu¤u"nun temellerini olußturacakt›. Falkland
- Japon ‹mparatorlu¤u 20. yüzy›l›n baßlar›nda do¤muß-
tu. 1919’da Büyük Okyanus’taki Alman adalar›n› (Ma- 1 Eylül 1939’da Dünya
rianne, Marshall, Caroline Adalar›) ele geçirdikten son- Mihver Devletleri ve Mihver’e karß› sav
ele geçirdikleri topraklar ele geçirdikleri top
ra Japonya, 1930’larda Mançurya’y› (sonradan Mançu-
kuo ad›yla bir uydu-devlet haline getirildi), ard›ndan Almanya Polonya

da Çin’in bir k›sm›n› ald›. 1939’da, dünyan›n bu k›s- ‹talya Fransa


m›nda savaß neredeyse iki y›ld›r sürmekteydi.
Japonya Birleßik Krall›

n Son olarak, her türlü sömürgeci emperyalizmden ka- Çin’deki Japon himaye ve ißgal bölgeleri Birleßik Krall›
ç›nsa da, Amerika Birleßik Devletleri de baz› sömürgelere Japon tak›madalar›
ya da yar›-sömürgelere sahipti: Alaska, Havai, Porto Ri-
ko, Filipinler.

18
Kuzey Buz Denizi
Grönland

Kuzey Kutup Dönencesi


‹ZLANDA

‹SV
RV

F‹NLAND‹YA
NO

SOVYETLER B‹RL‹Ú‹

DAN‹MARKA ESTONYA
LETONYA
B‹RLEÞ‹K HOLLANDA L‹TVANYA
KRALLIK
POLONYA
ALMANYA
BELÇ‹KA
MACAR‹STAN MOÚOL‹STAN
FRANSA ROMANYA
e YUGOSLAVYA MANÇUKUO
Azor BULGAR‹STAN
on ‹TALYA
adalar› PORTEK‹Z ‹SPANYA TÜRK‹YE
YUNAN‹STAN Kore JAPONYA
Cebelitar›k (BK) K›br›s Suriye Ç‹N
Cezayir Tunus AFGAN‹STAN
Madera Fas Filistin Irak ‹RAN T‹BET B ü yü k Okyanus
Kanarya Kuveyt
Libya Mavera-y› NEPAL
eti adalar› M›s›r Ürdün Hindistan Birmanya Macao
Bahreyn Formoza Yengeç Dönencesi
Rio de Oro SUUD‹ ‹mparatorlu¤u
Frans›z Umman Chandernagor Hong Kong Wake
e Yeßil Burun Sudan ARAB‹STAN Mariannes
Bat› Afrikas› Eritre Goa Yanaon TAYLAND
Aden Mahe Pondichery Çinhindi Filipinler Carolines
Gambia Marshall
Gine Nijerya Frans›z Karikal
Sierra Leone Ekvator Etyopya ‹talyan Singapur
Maldiv Gilbert
Afrikas› Somalisi adalar› Seylan
L‹BERYA Kenya Ekvator
H

Alt›n K›y›s› Belçika Seyßel adalar›


o

an Salomon
ll

Kongosu da Yeni Gine Wallis


‹spanyol Tanganyika Ellis
Ginesi Komor adl. Hi ve
Ascencion nd
istan› Yeni Futuna
Angola Rod
ez Hebridler
Mauritius
Ste-Helene Yeni
ya

Namibya Madagaskar Réunion Fiji


Kaledonya
O¤lak Dönencesi
Bechuanaland GÜNEY Mozambik Hint Okyanusu AVUSTRALYA
AFR‹KA

Atlas Okyanusu
YEN‹
Tristan da Cunha ZELANDA
Gough Kerguelen Bounty
Antipodes

Güney Georgia

vaßan devletler ve Di¤er büyük güçler ve sömürgeleri


praklar
Güney Afrika ‹spanya

Avustralya Portekiz

k Belçika Hollanda

k’a ba¤l› yar›-ba¤›ms›z topraklar Danimarka ABD

Sovyetler Birli¤i Di¤er ba¤›ms›z ülkeler

19
B‹R‹NC‹ BÖLÜM

II. DÜNYA SAVAÞI


(1939 - 1945)

BAÞLIKLAR
1. ‹K‹NC‹ DÜNYA SAVAÞI’NIN
ÖNEML‹ EVRELER‹ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . s. 22

2. ‹K‹NC‹ DÜNYA SAVAÞI’NDA AVRUPA . . . . . . . . . . . s. 46


3. ‹K‹NC‹ DÜNYA SAVAÞI’NDA TÜRK‹YE . . . . . . . . . . s. 64

4. ‹K‹NC‹ DÜNYA SAVAÞI’NIN SONUÇLARI . . . . . . . s. 80

Amerikal›lar (solda) ve Sovyetlerin Elbe Nehri üzerinde


bulußmas›, 26 Nisan 1945.
KONU

1 ‹kinci Dünya Savaß›’n›n


önemli evreleri
1 Eylül 1939’da, Alman birlikleri Polonya’y› ißgal ettiler. ‹ki y›l sonra Nazi Almanyas› tüm k›ta
Avrupas›’na hükmediyordu. Haziran 1941’de Sovyetler Birli¤i’nin Alman ordusu taraf›ndan istila
edilmesi, ayn› y›l›n aral›k ay›nda Japonlar›n Amerika Birleßik Devletleri’ne sald›rmas›, bu
çat›ßmalar›n yüzy›l›n ikinci dünya savaß›na dönüßmesine yol açt›. Bu topyekûn bir savaßt›:
Her iki taraf›n tüm kaynaklar›n› devreye sokmuß, sivil halklara s›çram›ß, ideolojileri karß› karß›ya
getirmißti. Büyük ‹ttifak’›n Mihver güçlerini yenmesi için ise dört y›la yak›n zaman gerekti.

n Birincisinden üç kat fazla kurban verilen ‹kinci Dünya Savaß›’n›n önemli evreleri hangileridir?
n Savaß›n yeni özellikleri nelerdi? Siviller nas›l ve neden savaß›n tam kalbinde yer ald›lar?

KONUNUN PLANI
I. Mihver’in ilk zaferleri
II. Sovyetler Birli¤i ve ABD savaßta
Harita: Mihver’in zaferleri
III. 1942-1943: Savaß›n dönüm noktas›
IV. Topyekûn bir savaß
V. Müttefiklerin zaferleri (1943-1945)
Harita: Müttefiklerin nihai zaferi

Unutmayal›m
• Belge incelemesi: Atlantik Sözleßmesi (14 A¤ustos 1941)
• Verilerle çal›ßma: ‹kinci Dünya Savaß› neden topyekûn bir savaßt›r?
• Kompozisyon: ‹kinci Dünya Savaß›’nda Amerika Birleßik Devletleri
22 Haziran
1 Eylül 10 May›s Sovyetler Ekim Kas›m 1942- Ç›karmalar 8 May›s
Polonya’n›n Bat›da Alman Birli¤i’nin El-Alameyn Þubat 1943 6 Haziran Normandiya Almanya’n›n
ißgali sald›r›s› ißgali Stalingrad 15 A¤ustos Provence teslim olmas›

Avrupa mihver sald›r›lar› müttefik sald›r›lar›

müttefik
Afrika mihver sald›r›lar›
sald›r›lar›

Japon müttefik sald›r›lar›


Büyük Okyanus sald›r›lar›

1939 1940 1941 1942 1943 1944 1945

7 Aral›k Haziran A¤ustos 1924 6 A¤ustos Hiroßima 2 Eylül


Pearl Harbor Midway Þubat 1943 9 A¤ustos Nagasaki Japonya’n›n
sald›r›s› Guadalcanal teslim olmas›

22
1 Hitler ve generalleri, 1939.

2 Normandiya ç›karmas›nda Amerikal›lar, haziran 1944.

23
I. Mihver’in ilk zaferleri (1939-1942)
A. 1939: Do¤uda Blitzkrieg Belge 2 ve 3
A N A H T A R
n 1938’den itibaren, Hitler güç kullanarak baz› topraklar› ilhak* etmeye bafllam›flt›: Mart
S Ö Z C Ü K 1938’de Avusturya’y› ele geçirdi. Daha sonra, ayn› y›l›n eylül ay›nda, Münih Konferan-
s›’ndan sonra, Çekoslovakya’n›n bir bölümünü iflgal etti. Mart 1939’da Bohemya-Mo-
• BLITZKRIEG
ravya bölgesi Almanya’ya kat›l›rken, Slovakya da ba¤›ms›z oldu. 1939 yaz›nda, Hitler
Hava kuvvetleri ve z›rhl›lar›n nüfusun ço¤unlu¤unu Almanlar›n oluflturdu¤u Dantzig’in Almanya’ya iadesini iste-
birlikte kullan›m›, düßman cep- di. 23 A¤ustos 1939’da, dünya flaflk›nl›k içinde Moskova’da Alman-Sovyet Pakt›*’n›n im-
hesindeki direnißi h›zl› bir bi- zaland›¤›n› ö¤rendi. Böylece rahatlayan Hitler art›k harekete geçebilirdi.
çimde k›rarak düßman birlikle-
n 1 Eylül 1939’da Alman ordular› Polonya’ya girdi. 3 Eylül’de Fransa ve Birleflik Kral-
rini kußatmay› sa¤layacakt›. Bu
l›k Almanya’ya savafl ilan ettiler. Polonya cephesi, uygulanan yeni savafl stratejisi
mekanik savaß biçimi Fran-
Blitzkrieg* ya da "y›ld›r›m savafl›" sayesinde birkaç gün içinde düfltü. Polonya’n›n eski-
sa’da Albay de Gaulle ya da Al-
mifl uçaklar› ve kahraman süvari güçleri Wehrmacht*’›n modern toplar› ve uçaklar› kar-
manya’da General Guderian
fl›s›nda hiçbir fley yapamad›lar. 17 Eylül’de, Sovyetler de Alman-Sovyet Pakt› uyar›nca
gibi kuramc›lar taraf›ndan ön-
ülkenin do¤usunu iflgal ettiler. Böylece direnifl olanaks›z hale geldi. Dört haftada ezilen
görülmüßtü.
Polonya teslim olmak zorunda kald›. Bat›da ise müttefik ordular› yerlerinden k›p›rda-
mad›lar ve afl›lamayaca¤›na inan›lan Maginot Hatt›*’n›n gerisinde kald›lar. Savafl ç›kt›-
¤›nda, Frans›zlar ve ‹ngilizler ordular›n› modernlefltirme çabas› içindeydiler. Birinci
S Ö Z L Ü K Dünya Savafl›’nda oldu¤u gibi, sömürgelerdeki kuvvetlerini kullanmay› ve Almanya’y›
kuflatmay› planl›yorlard›. Dolay›s›yla Polonyal›lar ilk darbeyi yapayaln›z karfl›lamak zo-
* ‹lhak runda kald›lar.
* Alman-Sovyet Pakt›
* Wehrmacht n Bu ilk zaferden sonra, Almanya ve Sovyetler Birli¤i Do¤u Avrupa’y› ç›karlar› do¤-
* Maginot Hatt› rultusunda yeniden düzenlediler. Polonya iki ülke aras›nda paylafl›ld›. Ülkenin seçkin-
* Garip savaß (Drôle de guerre) leri (subaylar, soylular, ö¤retmenler) katledildi. Almanlar Slavlardan, özellikle de Yahu-
* Panzer dilerden kurtularak Polonya’y› sömürgelefltirmek istiyorlard›. Yahudilerin bir araya
* Luftwaffe toplanarak katledilmesine çarp›flmalar sona erer ermez bafllanm›flt›. Sovyetler ise "kar-
* Vichy Hükümeti fl›-devrimci unsurlar›" ortadan kald›rmak istiyorlard›. K›z›l Ordu, kas›m 1939’da Finlan-
diya’y›, ard›ndan haziran 1940’da Balt›k ülkelerini iflgal etti. Stalin, güneyde Roman-
ya’y› Besarabya’y› teslim etmeye zorlad›. Böylece, Sovyetler Birli¤i 1917 Devrimi’nden
1 May›s 1940’da savaßan önce Rusya’ya ait olan bat› s›n›r›ndaki topraklar› geri alm›fl oluyordu.
ordular›n durumu.
Frans›zlar
Almanlar

‹ngilizler

B. Bat›da drôle de guerre ve Blitzkrieg Belge 1, 4 ve 5

n Bat›da, Frans›zlar ve ‹ngilizler Alman sald›r›s›n› bekliyorlard›. Savafl›n bu dönemine


Tümen: Frans›zlar “garip savafl” (“drôle de guerre*”) ad›n› verdiler. Keflif birlikleri aras›ndaki
- piyade 135 94 10
birkaç küçük çat›flma d›fl›nda hiçbir fley olmuyordu. 1940 bahar›nda, Müttefikler Al-
- motorize 7 3 -
- süvari 1 5 1 manya’n›n ‹sveç’ten ald›¤› ve bir Norveç liman› olan Narvik’ten geçirdi¤i demirin yo-
- z›rhl› 10 3 1 lunu kesmeye karar verdiler. Hitler, nisan 1940’da Danimarka ve Norveç’i iflgal ederek
Tank 2 600 2 400 600 bu plan› suya düflürdü.
Top 7 700 11 000 1 500
Uçak 4 500 2 176 550 n 10 May›s 1940’da, Alman birlikleri tarafs›zl›klar›n› hiçe sayarak Hollanda ve Belçi-
ka’ya girdi. Müttefik Genel Kurmay› bu sald›r›y› bekliyordu. Müttefik birliklerinden en
güçlüleri Belçikal›lar›n yard›m›na kofltu. Ama Panzerler* Ardennes bölgesini geçtiler ve
14 May›s’ta Sedan cephesini deldiler. Serbestçe ilerleyen Alman z›rhl›lar› denize ulafla-
rak Müttefik birliklerinin yar›s›n› genifl bir cep içine hapsettiler. Hollanda 15 May›s’ta,
Belçika 27 May›s’ta teslim oldu. Tüm malzemelerini b›rakarak kaçan 330.000 ‹ngiliz ve
Frans›z askeri güçlükle Dunkerque’e ulaflt› ve ‹ngiltere’ye geçti. Darmada¤›n olan Fran-
s›z ordusu evlerini terkeden sivillerin doldurdu¤u ve Luftwaffe* taraf›ndan bombalanan
yollardan geri çekilirken, Alman öncü birlikleri h›zla ilerliyorlard›. 10 Haziran’da, ‹tal-
ya Fransa’ya savafl ilan etti. Paris 14 Haziran’da iflgal edildi. Mareflal Pétain baflkanl›-
¤›nda kurulan yeni Vichy Hükümeti* 17 Haziran’da b›rak›flma istedi. Buna uygun ola-
Pike yapan bir Alman bombard›man rak, 22 Haziran’da antlaflma imzaland›. 92.000 kay›p veren Fransa, befl haftada tarihinin
uça¤›: Stuka en a¤›r yenilgisini alm›flt›.

24
hava birlikleri ve paraßütçüler z›rhl› birlikler motorize piyade birlikleri piyade birlikleri düßman savunma hatlar›

1. Pike yapan bombard›man uçaklar› ve paraßüt- 2. Bombard›man uçaklar› ileri hatlar› vurarak ye- 3. Z›rhl›lar düßman› kußatmak için etraf›ndan
çüler köprü baßlar›n› ve düßman cephelerinin ge- dek düßman birliklerinin yard›ma gelmesini en- dolaß›rken, piyade birlikleri direniß hatlar›n› k›r-
risini vuruyor. gellerken, z›rhl›lar cepheyi deliyor. mak için sald›r›yor.

2 Blitzkrieg nas›l ißliyordu?


Bugüne kadar yap›landan çok daha h›zl› hareket edebilmek, düß- Amsterdam

man ateßine ra¤men bu hareket kabiliyetini korumak, [...] sald›r›- Rotterdam


y› derinlemesine düßman donan›mlar›na yönlendirmek gereklidir. Londra
Dunkerque
Bu ancak sürpriz yaratacak bir unsur sayesinde gerçekleßtirilebilir,

Ren
[...] bu da tankt›r. [...] Dunkerque Savunmas›
Brüksel
(28 May›s - 4 Haziran)
Zaferin en önemli koßullar›ndan biri z›rhl› birliklerin gruplanmas›- Ardennes
d›r. Bu birlikler ne da¤›n›k, ne de tek baßlar›na bulunmal›d›r. Bü-
yük nihai harekâtlar›n gerçekleßtirilmesi için, piyade birlikleri de- Sedan

Me
¤il, tanklar devreye sokulmal›d›r. [...] Sürpriz yaratacak ßekilde
Paris

use
Brest 14
baßlat›lan ve stratejik noktalar› hedef alan sald›r›, düßman toprak-
Haziran
lar›na az veya çok derinlemesine s›zacakt›r.
19 Haziran

Se
H. Guderian, Achtung, Panzer!, 1937.

n
e
Loir
Frans›z ordular›n›n
Almanlar›n ilhak etti¤i topraklar ESTONYA sar›lmas›
18 - 22 Haziran
Sovyetlerin ilhak etti¤i topraklar
Haziran 1940 Lyon
Eylül 1939’da Polonya Clermont-
LETONYA
Yeni s›n›rlar Ferrand
L‹TVANYA

Ron
RUSYA 100 km Bordeaux

Dantzig Mihver Almanlar›n ilerleyißi:


Siegfried Hatt› 10 - 17 May›s
Eylül 1939 17 Eylül 1939 Paraßütçüler
Vis Maginot Hatt›
tu Varßova 18 - 28 May›s
Berlin l Müttefiklerin Belçika’da ilerleyißi
Brest-Litovsk Alman sald›r›lar› 29 May›s – 25 Haziran Z›rhl›lar
Lodz

Eylül 1939 17 Eylül 1939


4 1940’da bat› cephesinde savaß.
POLONYA
ALMANYA
SLOVAKYA Haziran 1. Fransa ne kadar zamanda yenildi?
1940
2. Maginot Hatt› neye yarad›?
Be

MACAR‹STAN
s
ar
Tuna

ab

‹SV‹ÇRE
ya

250 km ROMANYA

3 Eylül 1939’da Polonya’n›n ezilmesi ve 1939-1940’da Al-


manlarla Sovyetlerin ele geçirdikleri topraklar.
1. Harita ve lejand yard›m›yla, Polonya sald›r›s›n›n kronolo-
jisini ç›kar›n›z.
2. 1939-1940’da haritadan silinen devletler hangileridir?

Haziran 1940’da bir Frans›z savaß esiri. 5

25
II. Sovyetler Birli¤i ve ABD savaßta
A N A H T A R
A. "Özgür dünyan›n kalesi" ‹ngiltere Belge 2 ve 3

S Ö Z C Ü K n 1940 yaz›n›n baß›nda, Almanlar Norveç’ten ‹spanya s›n›r›na kadar tüm Avrupa’y› iß-
gal ettiler. Baßbakan Winston Churchill taraf›ndan harekete geçirilen ‹ngiltere, Mihver*
• M‹HVER kuvvetleri karß›s›nda özgür dünyan›n Avrupa’daki son kalesiydi. General de Gaulle’ün
ça¤r›s›na cevap veren ilk özgür Frans›zlar ve sürgündeki Avrupa hükümetleri Lond-
1. Ekim 1936’da Nazi Almanya-
ra’ya s›¤›nm›ßlard›. Hitler Büyük Britanya adalar›na asker ç›karmay› tasarlam›ßt›, ancak
s› ile Faßist ‹talya aras›nda ku-
‹ngiliz Deniz Kuvvetleri denizlerdeki egemenli¤ini koruyordu. Onlar› yenmek için,
rulan birli¤e verilen ad. ‹lk kez
Luftwaffe göklerin hakimi olmal›yd›. Britanya Savaß›’n›n amac› da buydu. A¤ustos
Mussolini taraf›ndan kullan›l-
1940’dan ekim 1940’a kadar, Royal Air Force (RAF=Kraliyet Hava Kuvvetleri) pilotlar›, ilk
m›ßt›r: “Art›k Avrupa’n›n mih-
radarlar›n yard›m›yla, Almanlar›n limanlara, havaalanlar›na ve ‹ngiltere’nin güneyin-
veri Roma ve Berlin’den geç-
deki kentlere düzenledikleri hava sald›r›lar›n› püskürttüler. Hitler istila projesini ertele-
mektedir.”
mek zorunda kald›. Bu, ayn› zamanda ald›¤› ilk stratejik yenilgiydi.
2. Geniß anlam›yla, Almanya
ile ‹kinci Dünya Savaß›’ndaki n ‹ngiliz direnißi Hitler’i giderek daha fazla cephede savaßmaya zorluyordu:
müttefiklerine verilen ad. - Almanlar, Birinci Dünya Savaß›’nda oldu¤u gibi, ‹ngiltere’yi denizalt› savaß›yla bo¤-
may› denediler. ‹ngiltere’nin varl›¤› sömürgelerinden ve Amerika’dan düzenli yard›m
gelmesine ba¤l›yd›: Böylece Atlas Okyanusu’nda savaß baßlam›ß oldu.
S Ö Z L Ü K - 1940 sonlar›nda, savaß Afrika’ya s›çrad›. ‹ngilizler ‹talyanlar›n M›s›r’a düzenledikle-
* Afrika Korps ri sald›r›lar› püskürttüler ve ‹talyan Do¤u Afrikas›’na do¤ru ilerlemeye baßlad›lar.
* "Hayat Sahas›" Mart 1941’de Hitler, General Rommel komutas›ndaki Afrika Korps*’u Libya’da ‹talyan-
* SS lar› desteklemeye gönderdi.
* Ödünç Verme ve Kiralama - Mussolini ekim 1940’da Yunanistan’› ißgal etti, ancak ordular› püskürtüldü. Hitler’in
Yasas› yine ona yard›m etmesi gerekti. Yugoslavya ve Yunanistan beß haftada ele geçirildi
(nisan-may›s 1941).
F‹NLAND‹YA 500 km
Leningrad B. Sovyetler Birli¤i’nin ißgali ve
RUSYA
ABD’nin savaßa girmesi Belge 1, 4, 5 ve 6
temmuz
1941 Moskova n Hitler, daha 1940 y›l›n›n ekim ay›nda Sovyetler Birli¤i’ne sald›rmaya karar vermißti.
Bu karar›n al›nmas›nda etkili olan pek çok neden vard›: Do¤uda “Hayat sahas›*”n› ge-
Smolensk nißletmek, "alt-insan" olarak kabul edilen Slav halklar›n› sömürgeleßtirmek, komünizmi
temmuz devirmek ve Sovyetler Birli¤i’nin do¤al zenginliklerini ele geçirmek. Böylece, Barbaros-
1941
ekim sa Harekât› 22 Haziran 1941’de baßlat›ld›.
1941
ALMANYA
Kiev
n Finlandiya’dan Karadeniz’e kadar, 5,5 milyon Alman, Finli, Macar, Romen ve ‹talyan
askeri, 3.800 tank ve 5.000 uçak, Leningrad, Moskova ve Kiev yönünde ilerlemeye baß-
temmuz
1941 lad›. 1938 temizli¤inden sonra düzeni bozulmuß olan K›z›l Ordu çökertildi. Üç ay son-
MACAR‹STAN ekim ra, Leningrad kußat›lm›ßt›, Moskova tehdit alt›ndayd›, Ukrayna ise ißgal edilmißti. Bu
1941 topyekûn bir savaßt›: Komünistler ele geçirildikleri yerde idam ediliyorlar, esirlere kö-
tü davran›l›yor, Yahudiler SS*’ler taraf›ndan katlediliyorlard›. Ama k›ß›n gelißi, ikmal
ROMANYA K›r›m
güçlükleri ve halk›n "Ruslar›n vatan›"n› savunmak üzere harekete geçmesi, Almanlar›
aral›k 1941’de Moskova önlerinde durdurdu.
1941’de Mihver ve müttefikleri
n Amerikan kamuoyu Amerika Birleßik Devletleri’nin savaßan taraflara herhangi bir
Mihver’in sald›r›lar›
ßekilde do¤rudan müdahale etmesine karß›yd›. Yine de, mart 1941’de kabul edilen
Ödünç Verme ve Kiralama Yasas›* sayesinde, ABD kendi güvenli¤i aç›s›ndan korunmas›-
1941’de Mihver’in ele geçirdi¤i topraklar n› gerekli gördü¤ü her devlete malzeme yard›m›nda bulunuyordu. Önce ‹ngiltere, son-
1941’de Mihver’in s›n›rlar›
ra da Sovyetler Birli¤i bu yasadan yararland›lar. A¤ustos 1941’de, Churchill ve ABD
Sovyetlerin karß›-sald›r›lar›
Baßkan› Roosevelt, Mihver devletlerine karß› yürütülecek savaß›n amaçlar›n› ve gelecek-
(Kas›m-Aral›k 1941) teki bar›ß›n ilkelerini belirleyen Atlantik Sözleßmesi’ni imzalad›lar. Roosevelt bundan
daha ileri gitmeye haz›r de¤ildi, ancak Japonya ißleri h›zland›rd›. Savaß yanl›s› General
1 Barbarossa Harekât›: 1941’de Tojo, ekim 1941’de baßbakan oldu. 7 Aral›k 1941’de, savaß ilan› olmaks›z›n, Japonya’n›n
Sovyetler Birli¤i’nin Almanya tara- alt› uçak gemisinden havalanan uçaklar, Pearl Harbor’da bulunan Amerikan Büyük
f›ndan ißgali. Okyanus donanmas›n›n büyük bölümünü bat›rd›. Almanya da ABD’ye savaß ilan etti.

26
2 Churchill’in kararl›l›¤›.

13 May›s 1940
Size kan, emek, gözyaß› ve terden baßka vadedecek bir ßeyim
yok.
Önümüzde çok büyük bir s›nav var. Önümüzde uzun, çok uzun
aylar sürecek bir mücadele ve büyük ac›lar var. Bana izleyece¤i-
miz siyasetin ne oldu¤unu soruyorsunuz. ‹ßte cevab›m: Denizde,
karada ve havada, tüm kudretimiz ve Tanr›’n›n bize verece¤i
olanca güçle savaßmak; insanl›k suçlar›n›n karanl›k ve a¤lanas›
dosyas›nda eßine rastlanmayan, canavarca bir zorbal›¤a karß› sa-
vaßmak; ißte siyasetimiz. Bana amac›m›z›n ne oldu¤unu soruyor-
sunuz. Size iki kelimeyle cevap vereyim: Zafer, neye malolursa ol-
sun zafer; tüm korkulara ra¤men zafer; yolumuz ne kadar uzun
ve çetin olursa olsun zafer.
3 Aral›k 1941’de Alman Panzerleri Rusya’da.
4 Haziran 1940
Ne zay›flad›¤›m›z›, ne de yenildi¤imizi görebilirler. Sonuna kadar
gidece¤iz. Fransa’da savaßaca¤›z, denizlerde ve okyanuslarda sa- B ‹ Y O G R A F ‹
vaßaca¤›z, hep daha fazla güvenle ve daha büyük güçle havada
savaßaca¤›z, ne pahas›na olursa olsun adam›z› savunaca¤›z. K›y›- 5 Sir Winston Churchill (1874-1965)
larda vurußaca¤›z, tarlalarda ve sokaklarda savaßaca¤›z, asla tes-
lim olmayaca¤›z. Ve e¤er bir gün bu ada, bir an bile inanm›yorum Önce muhafazakâr, sonralar› liberal ‹ngiliz
ama, esarete mahkum olursa, o zaman denizlerin ötesindeki ‹m- siyaset adam›. 1906’dan 1929’a kadar pek
paratorlu¤umuz, Britanya donanmas›n›n sa¤lad›¤› silahlar ve gü- çok kez bakanl›k yapt›. 1924’te, bu kez Mu-
vence ile savaßa devam edecektir. hafazakâr Parti milletvekili olarak yeniden
W. Churchill, Savaß Söylevleri, 1945.
Avam Kamaras›’na seçildi. 1930’lu y›llarda,
Hitler’in güç kazanmas›na karß› s›k s›k uya-
r›larda bulundu.
4 Almanya Sovyetler Birli¤i’ne neden sald›rd›?
10 May›s 1940’ta baßbakan olan Churchill, kesin zafere ka-
Rusya’n›n ortadan kald›r›lmas›, ayn› zamanda, Do¤u Asya’da Ja- dar mücadeleyi b›rakmamaya kararl› bir baßkomutan ola-
ponya’y› büyük ölçüde rahatlatmak ve dolay›s›yla, Japonya’n›n da rak da kendini gösterdi. Amerika Birleßik Devletleri’ne ya-
müdahalesiyle Amerikal›lar›n faaliyetlerine karß› çok daha büyük k›n bir siyaset izledi. Stalin’le müzakereye oturdu, ancak
bir tehdit yaratmak anlam›na geliyordu. Bu ßartlar› göz önünde komünistlere karß› kußkucu tavr›ndan hiçbir zaman vaz-
bulundurarak Kremlin’in ikiyüzlü tavr›na son vermeye [...] karar geçmedi. 1945 seçimlerini kaybetti. 5 Mart 1946’da, Fulton
verdim. [...] Bunun büyük bir baßar› olaca¤›ndan bir an bile kuß- söylevinde komünizm tehlikesinden söz etti ve ilk kez "de-
ku duymuyorum. Herßeyden önemlisi, bize Ukrayna’da bir ikmal mir perde" deyimini kulland›. 1951’den 1954’e kadar yeni-
üssü sa¤layabilmeyi umuyorum [...]. den baßbakan olan Churchill, daha sonra siyasetten çekildi.
Sonuç olarak, size bir ßey daha söylememe izin verin, Duce. Bu
karar› ald›¤›mdan beri, zihnimin yeniden rahatlad›¤›n› hissediyo-
rum. Sovyetlerle birlik olma fikri [...] kökenim, düßüncelerim ve
eski yükümlülüklerimle pek çok yönden çelißkili gibi geliyordu ba-
na. Þimdi bu zihinsel ißkenceden kurtuldu¤um için mutluyum.
A. Hitler’in B. Mussolini’ye mektubu, 21 Haziran 1941.

Alman ordular›n›n faaliyetleri tüm Bat› dünyas›n› kurtarmaya yö-


nelik faaliyetlerdir. Savaßlar›m›z tarihin ak›ß›n› de¤ißtirmiß büyük
olaylarla karß›laßt›r›labilir. Katalanman Ovas› Savaß›na1 ya da
Avusturyal›lar›n Osmanl›lara karß› verdikleri savaßlar benzetilebilir.
Bolßevizm ßeytan›n eseridir ve ‹ngilizler, tav›rlar›ndan dolay›, Av-
rupa medeniyetinin düßman›d›rlar. Bolßevizm tehlikesi uzaklaßt›-
r›ld›¤›nda ve Ruslar›n baß› ezildi¤inde, ‹ngiltere de yenilgiye mah-
kum olacak.
Hitler’in ‹spanya Büyükelçisi ile görüßmesi, 12 A¤ustos 1941
1. 451 y›l›nda Bat› Avrupa’y› Hun istilas›ndan kurtaran savaß.

Hitler, Sovyetler Birli¤i’ne karß› düzenlenen sald›r›lar› sa-


vunmak için hangi nedenleri öne sürüyor?
6 Pearl Harbor, 7 Aral›k 1941.

27
Mihver’in zaferleri
Murmansk
r›
yla
onvo
k
fik
‹ZLANDA tte

Narvik

‹SVEÇ
F‹NLAND‹YA SOVYETLER B‹RL‹Ú‹
NORVEÇ
Leningrad
K uz e y ESTONYA
De ni zi Moskova
z i LETONYA
ni

a
DAN‹MARKA

lg
e

Vo
D L‹TVANYA
B‹RLEÞ‹K t ›k Smolensk
‹RLANDA KRALLIK B al Stalingrad
kas›m 1942
Londra HOLLANDA Varßova
A tlas Berlin Kiev
POLONYA
BELÇ‹KA
ALMANYA Rostov
O ky an u su
Ren

Paris SLOVAKYA
Tu Hazar
na
FRANSA MACAR‹STAN
Odessa
Vichy ROMANYA Sivastopol
‹TALYA Belgrad Karadeniz Denizi

PORTEK‹Z YUGOSLAVYA BULGAR‹STAN


‹SPANYA
Roma Arnavutluk ‹RAN
(It) TÜRK‹YE
Cebelitar›k
(BK) YUNAN‹STAN
A k d e n i z SUR‹YE IRAK
Atina
ps

K›br›s LÜBNAN
or

Malta
aK

(BK) (BK)
Girit
rik

Fas (F) Cezayir (F) Tunus F‹L‹ST‹N


Af

(F) Tobruk El-Alameyn MAVERI-YI


Trablus ÜRDÜN
ekim 1942

Kahire 500 km
Libya (It) Bir-Hakeim MISIR

Eylül 1939’daki s›n›rlar 1939’da ele geçirilen topraklar Mihver’in müttefikleri Mihver’in sald›r›lar›
1940’ta ele geçirilen topraklar Vichy Hükümeti’nin
1940’daki s›n›rlar denetimindeki Frans›z topraklar› Denizalt› savaß›
1941’de ele geçirilen topraklar
Eylül 1939’da Mihver 1942’de ele geçirilen topraklar Müttefiklerin denetimindeki topraklar Tarafs›z devletler

1 Mihver’in Avrupa’daki zaferleri, 1939-1942.

n 1939’dan 1942’ye kadar, Mihver kuvvetleri zafer üstüne zafer - Rusya’da, Alman ordular› ülkenin derinliklerine kadar ilerlemißler-
kazand›lar. 1942 y›l› sonunda Avrupa’n›n büyük bölümü Alman di, ancak iki amans›z düßmanla karß› karß›yayd›lar: Bast›ran Rus k›-
egemenli¤i alt›na girmißti. Bunun sonucunda, baz› topraklar tü- ß› Panzerlerin sald›r›lar›n› Moskova’ya birkaç kilometre kala durdur-
müyle ilhak edilmiß ya da bölünmüßtü. Ayn› tarihte Japonya’n›n mußtu; ülkenin büyüklü¤ü ise, Sovyetlere do¤uya do¤ru çekilerek
hükmetti¤i topraklar ise çok daha genißti. Ancak, Büyük Okyanus Almanlar›n haberleßme ve ikmalini geciktirme olana¤› veriyordu.
adalar›n›n bir k›sm›n›n zaten 1919’dan beri Japonya’ya ait oldu- - Akdeniz’de, Almanlar uzun vadede M›s›r’› fethetmeyi ve Orta
¤unu da unutmamak gerekir. Do¤u’ya do¤ru ilerlemeyi planl›yorlard›. Burada Rusya ve Kaf-
kaslar’dan gelen birlikler Kuzey Afrika’dan gelen birliklerle bulu-
n Yukar›daki iki harita savaß›n önemli eksenlerini ve hedeflerini ßacaklard›. Petrol zenginliklerinin ele geçirilmesi Mihver için ya-
gösteriyor: ßamsal önem taß›yordu.

28
SOVYETLER B‹RL‹Ú‹ (Japonya ile savaßta de¤ildi)
la r›
it ada
Alav
haziran 1942
MOÚOL‹STAN
MANÇUKUO

Pekin
JAPONYA Büyük O kyanus
Ç‹N Tokyo
haziran 1942
Nankin
T‹BET
Midway
(ABD)
aral›k 1941 Havai
Hindistan Formoza (ABD)
B‹RMANYA Wake Hava hücumu
Kanton aral›k 1941 (7 Aral›k 1941) Pearl
Çinhindi (ABD)
aral›k Marianne Harbor
mart 1942 1941 adalar›
S‹AM ocak 1942 F‹L‹P‹NLER Guam
(ABD)
aral›k
1941 Marshall
adalar›
ßubat 1942 Caroline
adalar›
Palau
Singapur adalar›

Sumatra
Borneo Gilbert
ENDONEZYA Solomon adalar›
(Hollanda Hindistan›) adalar› (BK)
Yeni Gine (BK)
Java ßubat 1942

Samoa
Yeni
Hi n t O ky an u s u Hebridler Fiji
AVUSTRALYA 1 500 km

1934’te Japon ‹mparatorlu¤u Japonya’n›n müttefikleri Müttefikler

1940’ta Japonya taraf›ndan ißgal


1934’ten 1940’a Japonlar›n edilen Frans›z Güneydo¤u Asyas›
ele geçirdikleri topraklar Denizalt› savaßlar›
Japon sald›r›lar›

1941 ve 1942’de Japonlar›n 1942’de Japonya’n›n ulaßt›¤› en


ele geçirdikleri topraklar Tarafs›z ülkeler
geniß s›n›rlar

1 1941-1942’de Japonya’n›n zaferleri.

- Asya’da, do¤al kaynaklar aç›s›ndan fakir bir ülke olan Japonya, n Deniz yollar› üzerinde egemenlik kurma çabalar› savaß›n ileri-
Hollanda Do¤u Hint Adalar›’ndaki petrol ve kauçu¤u ele geçir- ki evreleri aç›s›ndan yaßamsal önem taß›r:
mißti. Do¤rudan Hindistan’› ve Avustralya’y› tehdit ediyordu. - Japonya, savaß ekonomisi yarar›na, büyük ölçüde denizlerde
Ancak Japonlar Çin’deki milliyetçi Çankayßek hükümetinin bir- egemen bir imparatorluk yaratmak zorundayd›;
likleri ile Çin komünist kuvvetleri karß›s›nda zorlan›yorlard›. Çok - Amerikal›lar›n, Büyük Okyanus adalar›n› korumalar› gerekiyordu;
say›da birlik de Sovyetler Birli¤i’ne karß› Mançurya’da konußlan- - ‹ngiltere ve Sovyetler Birli¤i’ne Murmansk üzerinden ikmal sa¤-
d›r›lm›ßt›. Bu arada, nisan 1941’de imzalanan bir antlaßma Sovyet- lamak için, Kuzey Atlas Okyanusu yollar› son derece önemliydi;
ler Birli¤i’nin tarafs›zl›¤›n› garanti alt›na ald›. Bu antlaßma Stalin’e - Akdeniz, K›z›ldeniz ve Hint Okyanusu’ndan geçen Hindistan
de Sibirya’dan gelen taze birlikleri Moskova önlerine yerleßtirme Yolu, ‹ngiltere’nin Birmanya’da Japon sald›r›lar›na karß› yürüttü-
olana¤› verecekti. ¤ü savaß aç›s›ndan yaßamsal önem taß›yordu.

29
III. 1942-1943: Savaß›n dönüm noktas›
A. 1942: Mihver üstünlü¤ünün doruk noktas› Belge 2
A N A H T A R
n Amerika Birleßik Devletleri’nin savaßa girmesi çat›ßmalar› do¤uya ve Büyük Okya-
S Ö Z C Ü K nus’a yayd›: Savaß gerçek anlamda bir dünya savaß›na dönüßtü. Harekâtlar›n sürdü¤ü
iki sahnede de yer alan ABD, Büyük ‹ttifak*’›n ruhunu olußturuyordu. Ancak bu siyasal
• BÜYÜK ‹TT‹FAK
dönüm noktas›, savaßan taraflar aç›s›ndan askerî alandaki dengelere hemen yans›mad›.
Mihver’e karß› savaßan tüm ül-
n 1942’de, Mihver’in Rusya’da ve Asya’da kazand›¤› zaferler birbirini izledi:
kelerin olußturdu¤u birlik.
- Rusya’da, Hitler 1942 bahar›nda Kafkasya’y› ve Bakü petrol havzalar›n› hedef alan
sald›r›lar› yeniden baßlatt›. A¤ustos’ta, Wehrmacht Stalingrad’da Volga Irma¤›’na
ulaßt›. Ama Bakü petrolleri Sovyetlerin elinde kald›.
S Ö Z L Ü K
- Kuzey Afrika’da, Afrika Korps Kahire’nin 80 kilometre yak›n›na kadar geldi.
* New Deal - Asya’da, düßmanlar›n›n ßaßk›nl›¤›ndan yararlanan Japon birlikleri, aral›k 1941’den
* Katyußa mart 1942’ye kadar tüm Güneydo¤u Asya’ya sald›rd›lar: Filipinler, Hollanda Do¤u
Hint Adalar›, Hong Kong, Malezya ve Singapur’u ele geçirdiler. Japonya bu bölgeleri
"Asya Ortak Refah Çemberi" içinde yeniden düzenledi. Sayg›nl›¤› bölgenin eski ha-
kimleri olan beyazlar›n (‹ngilizler, Amerikal›lar, Hollandal›lar ve sonralar› Frans›zlar)
seviyesine çabuk ulaßt›: Japonya, propagandas›nda beyazlar›n "sar› ›rk" taraf›ndan di-
B‹YOGRAF‹
ze getirilece¤ini vurguluyordu. 1942 y›l›n›n ortalar›nda, Japon birlikleri Hindistan ve
Avustralya kap›lar›na dayanm›ßlard›. Müttefikler için gelecek karanl›k görünüyordu.
1 Franklin
Delano
Roosevelt B. 1942-1943: "Ak›nt› tersine dönüyor" Belge 1, 3, 4 ve 5
(1882-1945) n Ancak, umutlar h›zla cephe de¤ißtirdi. Amerikal›, ‹ngiliz ve Sovyet Müttefikler,
güçlükle de olsa, ortak bir strateji saptamak üzere pek çok kez bir araya geldiler. Daha
Demokrat Parti üyesi. 1910’da se- 1941’de, Mihver’in koßulsuz teslim olmas› ve Almanya’ya karß› yürütülecek savaß›n ön-
natör oldu. 1921 y›l›nda yakalan- celi¤i konusunda anlaßmaya var›lm›ßt›. Ama görüß farkl›l›klar› sürüyordu: Stalin, he-
d›¤› çocuk felcine karß› verdi¤i ce- men 1942’de K›z›l Ordu’yu rahatlatmak için Avrupa’ya bir ç›karma yap›lmas›n› istiyor-
surca mücadele hayatta kalmas›n› du. Ancak bu, Bat› Avrupa’ya ç›karma yapmalar›n› sa¤layacak koßullar›n olußmas›n›
sa¤lad›. 1929’da New York Eyaleti beklerken Almanya üzerindeki hava ak›nlar›n› yo¤unlaßt›ran Amerikal›larla ‹ngilizlere
Valisi, 1932’de Amerika Birleßik
olanaks›z görünüyordu.
Devletleri Baßkan› seçildi. ABD’yi
1930’lu y›llarda düßtü¤ü ekono- n 1942 bahar›ndan itibaren, Mihver güçleri tüm cephelerde durduruldu:
mik bunal›mdan kurtarmay› - Büyük Okyanus’ta, may›s 1942’de Mercan Denizi’ndeki hava ve deniz muharebesi
amaçlayan New Deal* politikas›n› Avustralya’n›n istila edilmesi tehlikesini ortadan kald›rd›. Haziran 1942’de, Midway
baßlatt›. 1936 seçimlerinden bü- Muharebesi’nde Japonlar dört uçak gemisi kaybettiler. Guadalcanal Adas›n› ele ge-
yük bir zaferle ç›kt›, ard›ndan çirmeyi de baßaramad›lar. Ada, çetin mücadeleler sonucunda Amerikan egemenli¤in-
1940 ve 1944’te yeniden baßkan de kald› (a¤ustos 1942 - ekim 1943).
seçildi. Pearl Harbor bask›n›ndan
sonra, Japonya ve Almanya’ya sa- - Kuzey Afrika’da, ‹ngiliz generali Montgomery’nin birlikleri Afrika Korps’u El-Ala-
vaß ilan etti. ‹kinci Dünya Savaß› meyn’de durdurdular (ekim 1942) ve ard›ndan sald›r›ya geçtiler. ‹ngilizlerle Amerika-
boyunca ABD’nin savaß politika- l›lar›n Cezayir ve Fas’a yapt›klar› ç›karma harekât› (kas›m 1942), Vichy Fransas›’n›n
s›n› yönetti. Pek çok kez Müttefik- Kuzey Afrika birliklerini Müttefiklerin saf›na kayd›rd›. Tunus’ta kußat›lan Mihver
lerin devlet adamlar›yla bulußtu. kuvvetleri, may›s 1943’te mücadeleyi b›rakmak zorunda kald›lar.
Churchill ile 1941’de Atlantik Söz- - Rusya cephesinde, General von Paulus komutas›ndaki Alman birlikleri Volga üzerin-
leßmesi’ni imzalad›. Stalin’le ka- deki haberleßmenin önemli kilit noktalar›ndan biri olan Stalingrad’a ulaßt›lar. Kent,
s›m-aral›k 1943’te Tahran Konfe- taß›d›¤› isim nedeniyle, her iki taraf için de bir simgeye dönüßtü. Her binada, her ev-
rans›’nda ve ßubat 1945’te Yal- de k›yas›ya bir mücadele verildi. 1942 y›l› kas›m ay›n›n sonunda, Sovyetler bir sald›-
ta’da biraraya geldi. Atom bom- r› harekât›yla Almanlar› kußatt›. Bir hava köprüsüyle sa¤lanan ikmal sayesinde, Al-
bas›n›n üretilmesine karar verdi manlar 31 Ocak 1943’te teslim olmadan önce iki ay daha direndiler. Wehrmacht bir mil-
ve savaßtan sonra ülkeler aras›n- yon asker kaybetmißti; Almanlar›n ald›¤› bu ilk yenilginin yank›lar› çok büyük oldu.
daki anlaßmazl›klarda hakemlik
yapacak bir Birleßmiß Milletler - Atlas Okyanusu’nda, daha iyi örgütlenmiß olan ikmal hatlar› Müttefik kuvvetlerinin
Örgütü’nün haz›rl›klar›n› yapt›. Alman denizalt› sald›r›lar›na daha uzun süre direnmelerini sa¤l›yordu. Nisan 1943’te,
12 Nisan 1945’te, Müttefikler’in Müttefiklerin denizlerdeki kay›plar› yar› yar›ya azal›rken, may›s ay›n›n ortalar›nda
zaferinden k›sa bir süre önce öldü. Alman denizalt›lar›n›n üçte biri bat›r›lm›ßt›. Art›k Müttefikler denizlerde üstün ko-
numdayd›lar ve Bat› cephelerini güçlendirebilirlerdi.

30
2 Ocak 1943’te, Stalingrad’›n y›k›nt›lar› aras›nda Sovyet
askerleri.

3 Bir Alman’›n gözünden Stalingrad Savaß›.

23 A¤ustos. Az önce iyi bir haber ald›k: Stalingrad’›n kuzeyinde,


birliklerimiz Volga’ya ulaßm›ßlar ve kentin bir bölümünü ele geçir-
mißler. Art›k Ruslara yaln›zca iki ç›k›ß yolu kal›yor: Volga’n›n ötesi-
ne kaçmak ya da teslim olmak. Alay›m›z›n tercüman› esir ald›¤›m›z
yaral› bir subay› sorguya çekti. Adam Ruslar›n Stalingrad’› son as-
ker de ölene kadar savunacaklar›n› söyledi. [...]
13 Eylül. Kötü bir gün. Taburumuzun ßans› yoktu. Sabahleyin, kat-
yußa*lar›n açt›¤› ateßte 24 kißi öldü, 50 kißi yaraland›. Ruslar köße-
ye s›k›ßt›r›lm›ß vahßi hayvanlar›n umutsuzlu¤uyla dövüßüyorlar ve
teslim olmuyorlar: Yaklaßmam›za izin veriyorlar ve üzerimize el
bombas› ya¤d›r›yorlar. Bölük baßs›z kald›. 4 "Do¤u Hint Adalar› özgür olmal›d›r! Do¤u Hint
18 Eylül. Çarp›ßma üç günden beri bir bu¤day silosunun içinde de- Adalar›’n›n kurtulußu için çal›ß ve savaß." 1944 tarihli
vam ediyor. Tabur komutan› bize: "Siyasi komiserler binay› savu- Hollanda afißi.
nanlara ölene kadar direnme emri vermiß" dedi. Stalingrad’›n tüm Japonya’n›n Güneydo¤u Asya’da egemenlik kurmas›, savaß eko-
evlerini böyle savunurlarsa, askerlerimizden hiçbiri içeri giremez. nomisi için yaßamsal önemi olan baz› hammaddeleri de ele geçir-
22 Ekim. Alay›m›z üç haftad›r sald›rd›¤›m›z fabrikaya girmeyi baßa- mesini sa¤lad›.
ramad›. Çok adam kaybettik. Her ad›mda cesetlere çarp›yoruz. [...] 1. Bu afißte canland›r›lan bölge hangisidir?
27 Ekim. Birliklerimiz sonunda "barikat" fabrikan›n tamam›n› ele 2. Japonya nas›l canland›r›lm›ßt›r? Afißteki karikatür
geçirdi, ama Volga’ya bir türlü ulaßam›yoruz. Ruslar insan de¤il, ögesi hangisidir? Gerçe¤e uygun olarak canland›r›lan
sanki metalden birer otomat. Yorulmak bilmiyorlar ve ateßten öge hangisidir?
korkmuyorlar. [...]
3. Japonya bu topraklar›n denetimini neden ele
10 Kas›m. [...] Almanya’da, Stalingrad kentinin tümüyle elimize geçirmeye çal›ßm›ßt›r?
geçti¤ini san›yorlar. Ne korkunç yan›lg›! Stalingrad’›n ordumuza
4. Derste ö¤rendiklerinizden ve 29. sayfadaki haritadan
yapt›¤›n› bir görebilseler!
hareketle, afißte anlat›lan olay›n tarihini belirtiniz.
29 Kas›m. Kußat›ld›k. [...]
14 Aral›k. Hepimiz açl›ktan k›vran›yoruz. En iyi yeme¤imiz donmuß
patates, ama Ruslar›n kurßunlar› alt›nda, onlar› da so¤uktan sert-
leßmiß topraktan ç›karmak kolay olmuyor.
28 Aral›k. Bütün atlar› yedik. Þimdi kedi eti bile yeme¤e raz›y›m.
[...] Askerler cesetlere ya da delilere benziyorlar. Yaln›zca a¤›zlar›-
na atacak herhangi bir yiyecek ar›yorlar. Art›k Rus mermilerinin
önünde yere de yatm›yorlar. Yürüyecek, yatacak gücümüz kalma-
d›. Kahrolsun bu savaß!

1. Çarp›ßmalar›n çetinli¤ini anlat›n›z.


2. Stalingrad Savaß› Sovyetler için neden bir simge haline
gelmißti?
5 1942’de, Çöl Savaßlar›. Afrika Korps’tan bir Alman
3. Bu savaß›n önemi nedir?
tankç›s› ‹ngilizlere teslim oluyor.

31
IV. Topyekûn bir savaß
A. ‹nsanlar›n ve kaynaklar›n seferberli¤i Belge 1 ve 6
S Ö Z L Ü K
n ‹kinci Dünya Savaß›, tüm insanî ve maddî kaynaklar› seferber etme aç›s›ndan birin-
* Stratejik bombard›manlar
cisine üstün geldi. Kentlere ve fabrikalara düzenlenen stratejik bombard›manlar*,
* Militarizm
"cephe" ile "cephe gerisi" aras›ndaki fark›n bütünüyle ortadan kalkmas›na neden oldu;
* Bunker
sivil halk muharebelerin tam ortas›nda kald›. Tüm ülkelerde, insanlar›n olanca enerjile-
* Kolhoz
rini sarfetmeleri için yo¤un propagandalar yap›ld›. Asker olmayanlar da savaß çabas›-
na kat›ld›: Ordular›n yan birimlerinde kad›nlara yer verildi; savaß›n giderleri, vergi ar-
t›r›m› ya da savaß zaman› iç borçlanma yoluyla sivillere ödetildi.
B‹YOGRAF‹ n Radyo ve sinema da giderek büyüyen bir rol üstlendi. Her yerde haber filmleri, ßar-
k›lar ya da afißler vatanseverli¤i yüceltiyor ve düßmana karß› savaßmaya davet ediyor-
1 Adolf du. Örne¤in, Alman sinemas› efsanelerdeki (Siegfried) ya da tarihteki (Bismarck) kah-
Hitler ramanlar› yüceltiyordu. Sovyet sinemas› da vatan› ve Rus tarihinin kahramanlar›n› yü-
(1889-1945) celtiyordu. ABD’de, Franck Capra gibi ünlü yönetmenler Neden Savaß›yoruz? baßl›¤› al-
1889’da do¤an t›nda, Amerika’n›n savaßa giriß nedenlerini anlatan bir dizi güncel içerikli film çektiler.
Hitler, 1919’da Nazi Partisi’nin baß›na Bir yandan da sinemac›lar harekâtlar› filme al›yorlard›. Marlene Dietrich ya da Ameri-
geçti. 1933’ ten itibaren önce baßba-
kan Hava Kuvvetleri’nde albay olan James Stewart gibi tan›nm›ß sinema oyuncular› gö-
kan, sonra Führer ("rehber") olarak Al-
manya’y› yönetti. Almanya’y› yeni- nüllü olarak savaßa kat›ld›lar. Edebiyat eserleri de düßmana karß› savaßma fikrini yücel-
den silahland›rd›, tüm muhalifleri tiyordu.
bast›rd›, ›rkç› bir politika izlemeye
baßlad›. D›ß politikada amac›, 1919 n Savaß çok önemli ideolojik bir boyut kazand›. Do¤uda Almanlar, Slavlar karß›s›n-
Versailles Antlaßmas›’n›n sonuçlar›n› da "hayat sahas›"n› kazanmak ve komünizmi yenmek istiyorlard›. Bu nedenle Avrupa
ortadan kald›rmakt›. Dantzig’i ilhak halklar›n› "bolßevizme karß› haçl› seferi"ne sürüklemeye çal›ß›yorlard›. Di¤er taraftan,
etme karar› ‹kinci Dünya Savaß›’n›
Müttefikler de faßizm ve militarizmi* ortadan kald›rmak istiyorlard›. Demokrasi sözcü-
baßlatt›. Askerî alanda, Hitler 1938’
den itibaren Wehrmacht’›n baßkomu- ¤ü Bat›l›lar ve Sovyetler için ayn› anlam› taß›masa da, onun için savaß›yorlard›. Bu ne-
tanl›¤›n› üstlendi. Alman ordusunun denle, 1 Ocak 1942’de Mihver’e karß› savaßan 26 ülke Birleßmiß Milletler Sözleßmesi’ni
hareket plan›n› belirleyen kararlar› al- imzalad›lar. Atlantik Sözleßmesi’ne dayanarak haz›rlanan bu belge, ülkelerin ayr› bar›ß
d›. 1941’de Moskova önlerinde al›nan fikrini kesinlikle reddederek nihai zafere kadar Büyük ‹ttifak’›n birli¤ini ilan etti.
yenilginin ard›ndan, askerî harekâtla-
r› bizzat kendisi yönetmeye baßlad›.
Askerî yenilgilerin y›pratt›¤› ve 1944
temmuzunda düzenlenen bir suikast
girißiminin fiziksel olarak bitirdi¤i
Hitler, savaß›n sonlar›na do¤ru tüm
gerçeklik duygular›n› yitirdi. Savaß›
Baßbakanl›k binas›n›n alt›ndaki bun-
ker*inde bitirdi ve 30 Nisan 1945’te in-
tihar etti.

Savaß s›ras›nda sineman›n


seferberli¤i: Casablanca
2
filminin afißi (1943).
Michael Curtiz taraf›ndan çekilen Ca-
sablanca, 1941 y›l›nda Kazablanka ken-
tinde, tarafs›z kalarak yaln›zca ißinde
kâr etmeyi düßünen ve savaßa pek
önem vermeyen Amerikal› bir bar sahi-
binin (Humphrey Boggart) öyküsünü
anlat›r. Eskiden tan›m›ß oldu¤u bir ka-
d›na (‹ngrid Bergman) duydu¤u aßk ne-
deniyle, bir Frans›z direnißçinin Alman-
lardan ve Vichy Hükümetine ba¤l› güç-
lerden kaçmas›na yard›m eder ve Mih-
ver kuvvetlerine karß› savaßa kat›lmaya
karar verir.

32
3 Sovyet afißi, 1941: "Düßman›n yenilgisi için, tüm halk›n
güç birli¤i."

4 Rusya’da savaß esirlerinin seçilmesi.

Esirler kolhoz*un avlusunda s›raya dizilmißlerdi. Büyük, yass› elleri


vard›. Hemen hemen hepsi köylüydü. ... Bir Alman assubay yan›n-
da bir tercümanla birlikte kolhozun avlusuna girdi. Bir okuma s›na- 5 ‹ngiliz afißi, 1943: "Almanya Savaß›. Bir hava birli¤ine
v› yap›laca¤›n› söyledi. Herkes bir gazeteden yüksek sesle bir bö-
lüm okuyacakt›. S›navdan baßar›yla ç›kanlara bürolarda bir sekre- kat›l›n."
terlik ißi verilecekti. Di¤erleri yap› ya da toprak ißçisi olacakt›. 1. Bu afißte gösterilen topraklar (kuzey aßa¤›da)
... neresidir?
Albay, koltu¤unun alt›nda bir top gazete bulunan subaylardan bi-
2. Bu afiße bakan bir ‹ngiliz için "Almanya Savaß›"n›n
rine ißaret etti ve s›nav baßlad›. Esirlerden beßi bir ad›m öne ç›kt›-
lar. Ellerini uzatarak subay›n kendilerine uzatt›¤› gazeteleri ald›lar anlam› nedir?
ve yüksek sesle okumaya baßlad›lar. S›nav yaklaß›k bir saat devam
etti. Soldaki grup, yani baßar›s›z olanlar, seksen yedi; sa¤daki grup,
yani baßar›l› olanlar, otuz bir kißiydi.
Assubay, sa¤daki gruba, yani kabul edilenlere do¤ru döndü ve sert
bir sesle s›raya girmelerini emretti. Sonra: "Geri dön, ileri, marß!"
diye ba¤›rd›. Esirler geri döndüler ve çamurun içinde, ayaklar›n› ye-
re vurarak yürümeye baßlad›lar. Avluyu çevreleyen duvara geldik-
lerinde ve arkalar›nda yerlerini alm›ß, makinal› tüfeklerini de çok-
tan do¤rultmuß olan SS’lere do¤ru döndüklerinde, assubay ba¤›r-
d›: "Ateß". Albay bana: "Çok iyi okuma-yazma bilen köylüler ve
ißçiler tehlikelidir", dedi. "Hepsi komünisttir."
C. Malaparte [Rusya’da ‹talyan savaß muhabiri], Kaputt (Napoli, 1944).
6 Marlene Dietrich (1901-1992), 1945’te Almanya’daki
1. Yap›lan seçmenin amac› nedir? Amerikan askerlerine imza da¤›t›yor.
2. Rusya’daki savaß›n neden ideolojik bir savaß oldu¤unu 1930’da, Joseph von Sternberg’in Mavi Melek adl› filmiyle keßfedilen Al-
anlat›n›z. man sinema oyuncusu Dietrich, 1933’te ülkesinden ayr›ld›. Þöhretini ABD
ve demokrasilerin hizmetine sundu, hatta Amerikan ordusuna bile kat›ld›.

33
B. Ekonomik kaynaklar›n seferberli¤i Belge 2, 3 ve 4
S Ö Z L Ü K
n Müttefiklerde ekonomik seferberlik kayda de¤er boyutlara ulaßm›ßt›:
* GI’lar - Birleßik Krall›k, savaß ekonomisi kuran ilk ülke oldu. Haziran 1940 ile aral›k 1941
* Jeep aras›nda silah fabrikalar›, ço¤unlu¤u kad›nlardan olußan fazladan 2 milyon ißçi ça-
* Zorunlu Çal›ßma Hizmeti l›ßt›rmaya baßlad›lar.
* ASDIC - Sovyetler Birli¤i, Urallar ve Sibirya’daki fabrikalar›n› büyüttü. Halk seferber edildi;
* V1 ve V2 Sovyet toplama kamplar›ndaki tutuklular cephede en ön saflara gönderildi.
- Savaßla ilgili en büyük çabay› ABD gösteriyordu. 11 milyon GI* silah alt›na al›nd›. 6
Ocak 1942’de ilan edilen Victory Program ya da "zafer program›" sayesinde, Amerikan
fabrikalar› üç y›lda 275.000 uçak, 634.000 hafif araç (Jeep*), 90.000 tank ve toplam 65
milyon tonluk gemi üretti. Standartlaßma, Alman denizalt›lar›n›n yok etme kapasite-
sinden daha h›zl› bir ßekilde yük gemilerinin seri üretiminin yap›lmas›n› sa¤l›yordu
(12 günde bir yük gemisi). Sovyetler Birli¤i de dahil, tüm müttefik ordular› Ameri-
kan malzemelerini kullan›yorlard›.
n Mihver ülkelerinde ise ekonomik seferberlik eßit oranda gerçekleßmedi. Almanya, iß-
1 Donan›m savaß›.
gal etti¤i ülkelerin ekonomik talan›n› 1942’de Albert Speer yönetiminde bir Silahlan-
a. Avrupa’da denizalt› savaß› ma ve Savaß Ekonomisi Bakanl›¤› kurarak tamamlad›. Bakanl›k Alman ekonomisini tü-
(1940-1944) müyle yeniden düzenledi. Müttefik uçaklar›n›n bombard›man›na ra¤men, savaß gereç-
leri üretimi 1942-1944 aras›nda üç kat›na ç›kt›. Bunun için, siyasi tutuklulardan, gönül-
Batan gemi Üretilen tonaj lülerden ya da Zorunlu Çal›ßma Hizmeti* çerçevesinde iße al›nanlardan olußan 7 milyon
say›s› (milyon ton
olarak) yabanc› ißçi Almanya’da, 7 milyon ißçi de ißgal alt›ndaki Avrupa ülkelerinde çal›ß›yor-
15 du. Japonya ise savaß ekonomisini örgütlemekte güçlük çekti. 1937’den 1944’e kadar,
üretimde ancak % 44’lük bir art›ß sa¤lanabildi. Amerikan donanmas›, Japon ticaret ge-
r›lan
ge m
il e
bat›

300 milerinin % 95’ini bat›rmay› baßard›. 1943’ten sonra, Japon fabrikalar›na hammadde
r
dan

sa¤lanmas› iyiden iyiye sorun haline geldi.


a f ›n
r› ta r

10
C. Beyin savaß› ve çarp›ßmalar›n
aj
a lt ›l a

200
n to

biçim de¤ißtirmesi
iz

Belge 1 ve 5
tile
n den

re

A lm a

n Bilimsel alanda da seferberlik vard›. ‹ngilizler ve Amerikal›lar savaß›n baß›ndan beri


da

5
f›n

100 bilimsel araßt›rmalara ve bunlar›n askeri alandaki uygulamalar›na büyük önem veri-
ra
ta

yorlard›. Bu sayede, radar ve ASDIC* gibi yeni denetleme araçlar› ortaya ç›kt›. Ameri-
er

l
ik ar

ef lt›l

tt
n iza kal›lar, tanksavar roketler atan bazuka gibi yeni silahlar icat ettiler ve 1944’te, bugünkü
n de
Alma
B a t › r›l a n bilgisayarlar›n atas› olan ilk otomatik hesap makinalar›n› gelißtirdiler. Faßizmden ya da
0 0
1940 1941 1942 1943 1944
nazizmden kaçan Avrupal› bilimadamlar›n›n çal›ßmalar› sayesinde, 1945’te atom bom-
bas›n› ilk kullanan da Amerikal›lar oldu.
b. Avrupa’da hava savaß› n Almanlar bunda da geri kalmad›lar. Hatta, manyetik metaller, tepkili uçaklar ya da
(1940-1944) füzeler konusunda belirgin derecede öndeydiler. Ama bu yeni silahlar›n üretimine an-
cak 1943’ten sonra öncelik vermeye baßlad›lar. Tepkili uçaklar, V1* ve V2* füzeleri çar-
At›lan bombalar p›ßmalarda kullan›lmaya baßlad›klar› zaman art›k çok geçti ve say›lar› da savaß›n kade-
(bin ton)
rini de¤ißtiremeyecek kadar azd›.
Birleßik Krall›k üzerine
n Çarp›ßmalar da biçim de¤ißtirdi. Karada, topçu, z›rhl› ve piyade birlikleri biçiminde
Almanya üzerine
500 örgütlenmiß milyonlarca asker çarp›ß›yordu. Bir yandan da, savaß giderek bir donan›m
savaß› haline dönüßtü. Temmuz 1943’te, Rusya’da yap›lan Kursk Muharebesi, savaß›n
250
en büyük z›rhl› muharebesi oldu. ‹ki tarafta toplam 2 milyon asker, 30.000 top, 6.300
100 tank ve 4.400 uçak kullan›ld›. Almanlar Do¤u cephesindeki egemenliklerini bu savaßta
nihai olarak yitirdiler. Denizde, ikmal konvoylar›n› korumada ya da Büyük Okyanus’ta
50
uçak gemileri, klasik savaß gemileri ve askeri birliklerin birlikte kullan›ld›¤› ç›karma ha-
rekâtlar›n›n gerçekleßtirilmesinde, hava kuvvetleri ile deniz kuvvetleri birlikte belirleyi-
ci bir rol oynad›.
25
n Havada, stratejik bombard›manlar düßman›n ekonomik kaynaklar›n› yok etmeyi
amaçl›yordu. A¤›r bombard›man uçaklar›ndan yoksun olan Almanlar, ‹ngilizlerle Ame-
rikal›lar karß›s›nda ezildiler. B-17 Uçan Kale gibi bombard›man uçaklar›yla 1941’den iti-
0 baren Almanya’n›n üzerine bomba ya¤d›ran ve böylece sivilleri de savaß›n tam ortas›-
1940 1941 1942 1943 1944
na atan ‹ngilizler ve Amerikal›lar, hava savaßlar›nda üstün geldiler.

34
2 ‹ngiliz-Frans›z
Ortak Savaß Komitesi Baßkan›
Jean Monnet’nin gözüyle
Victory Program.

1941 Noelinde, Beaverbrook [‹ngiltere ‹a-


ße Bakan›] Amerikal› uzmanlara gerçek
d›ß› görünen talepler iletti: 1942 y›l› için
25.000 yerine 45.000 tank, 5.000 yerine
24.000 avc› uça¤›, üç kat daha fazla tank-
savar top, vs. Yaln›zca Roosevelt bu talep-
leri bocalamadan dinliyordu. "Bunlar› kar-
ß›lamam›z olanaks›z" diyorlard› ona. "Söz
konusu olan ne yapabilece¤imiz de¤il, ne
yapmam›z gerekti¤i" diye cevap veriyor-
du.
...
6 Ocak 1942’de Roosevelt, Kongre’de
yapt›¤› bir konußmada iddial› Victory
Program’› halka ilan etti. "Amerika’n›n
silah ve gemi bak›m›ndan üstünlü¤ü ezi-
ci olmal›d›r" dedi. Askeri üretim hedefle-
ri konusunda dünyadan hiçbir ßey sakla-
mad›: 1942’de her türden 60.000,
1943’te 125.000 uçak, önce 45.000,
sonra 75.000 tank, toplam 8 milyon
tonluk gemi. K›sacas›, bizim önerdi¤imiz
rakamlardan en olanaks›z görünenleri
benimsemißti. Böyle bir seferberli¤in so-
nuçlar›n› da saklam›yordu: "Milyonlarca
vatandaß›m›z›n yaßam ve çal›ßma ßartlar›-
n› alt üst etmek anlam›na gelse de, ülke- 3 1944’te Güney Fransa’da bir Amerikan malzeme deposu.
de gerçekleßtirilen üretim ßimdiki düze-
yin fazlas›yla üzerine ç›kar›lmal›d›r." Ro- 1940 1941 1942 1943 1944
osevelt’in paylaßt›¤›m›z psikolojik neden-
Almanya
lerle ç›tay› biraz yükse¤e koydu¤unu bi- çelik (milyon ton) 21,5 32 32 35 28
liyordum. Art›k kal›c› bir örgütlenmeyle savaß uça¤› 10 200 12 400 15 400 24 800 37 950
bu iddiay› kazanmak gerekiyordu. O tank 2 200 5 120 9 400 19 900 27 300
günden itibaren, New Deal’in yaratt›¤› ABD
adamlar ve liberal ßirket yöneticilerinin çelik (milyon ton) 60 65 76 79 80
itici gücüyle, Amerikan ekonomisinin tü- savaß uça¤› 2 140 19 400 47 700 86 000 95 000
müyle seferber edildi¤ine tan›k olduk. tank 346 4 000 25 000 29 500 17 600
Bu, diktatörlüklerin hiçbir zaman ulaßa- Sovyetler
mad›klar› bir sonuçtu. çelik (milyon ton) 18 14 5 8 11
Jean Monnet, savaß uça¤› 3 950 25 450 34 900 40 300
Mémoires (Paris, 1976) tank 2 800 4 750 24 700 24 000 29 000

1. Birleßik Krall›k’›n talepleriyle 4 Savaß seferberli¤i.


Roosevelt’in ilan etti¤i Victory 1. Almanya’n›n savaß malzemesi üretimi hangi tarihte en yüksektir?
Program’› karß›laßt›r›n›z. Aradaki 2. Yukar›daki tabloyu Belge 1’deki tablo ile karß›laßt›r›n›z. Müttefik bombard›-
fark›n nedeni nedir? manlar›n›n etkisi konusunda hangi sonuca var›labilir?
2. Seferber edilen olanaklar han- 3. ABD’nin savaß seferberli¤inin üstünlü¤ünü 1940 y›l›n›n rakamlar›yla karß›laßt›-
gileridir? rarak aç›klay›n›z. Bunun nedenleri neler olabilir?
3. Bu program gerçekleßtirilebildi
mi? Sonuçlar› ne oldu? (s. 35’deki
Belge 4 ve s. 42’deki Belge 1’i kul-
lan›n›z)

1944 yaz›ndan itibaren


çat›ßmalarda kullan›lmaya
5
baßlayan ilk tepkili avc› uça¤›,
Messerschmidt 262.

35
V. Müttefiklerin zaferleri (1943-1945)
A. ‹ßgal alt›ndaki Avrupa’ya hücum Belge 1 ve 3
S Ö Z L Ü K
n 1943’te, Bat›l› müttefikler Mihver’e karß› do¤rudan sald›r›ya geçtiler. Müttefik birlik-
* Kamikaze lerinin Sicilya ç›karmas› (temmuz 1943), Mussolini’nin iktidardan düßmesine, faßist re-
jimin y›k›lmas›na yol açt› ve b›rak›ßmayla sonuçland›. Bunun üzerine Alman birlikleri
‹talya’ya girdi. Hitler sayesinde serbest kalan Mussolini, Kuzey ‹talya’da yeniden faßist
bir rejim kurdu. ‹talya’n›n özgürlü¤üne kavußma süreci çetin çarp›ßmalar nedeniyle ya-
B‹YOGRAF‹ vaßlad›.

Charles de n Titizlikle haz›rlanan Overlord Harekât› sayesinde, 6 Haziran 1944’te 100.000 asker
1
Gaulle (Amerikal›lar, ‹ngilizler, Kanadal›lar, General De Gaulle’ün Özgür Frans›zlar›, Polonya-
(1890-1970) l›lar) Fransa’n›n Normandiya k›y›lar›na ç›kt›. Gökyüzünü tümüyle denetimleri alt›nda
tutan Müttefikler, "Atlantik Duvar›"n› delmeyi baßard›lar ve Paris’e do¤ru yürüyüße
Lille’de do¤du. Asker-
geçtiler. Amerikan ve Frans›z birlikleri taraf›ndan 15 A¤ustos 1944’te Provence k›y›lar›-
lik mesle¤ine girdi. I.
Dünya Savaß›’nda birçok kez yaraland› na yap›lan ikinci bir ç›karma da Fransa’n›n kurtulußunu h›zland›rd›. Paris, Direnißçiler,
ve esir düßtü. 1922’de girdi¤i Harp Aka- General Leclerc komutas›ndaki özgür Frans›zlardan olußan 2. z›rhl› tümen ve Amerika-
demisinde, z›rhl› birliklerin savaßta kul- l›lar taraf›ndan 25 A¤ustos’ta kurtar›ld›. 1944 y›l›n›n sonunda, Fransa neredeyse tümüy-
lan›lmas› konusunda yeni strateji ku- le özgürlü¤üne kavußmußtu.
ramlar› gelißtirdi. Alman genelkurmay›
Panzer birlikleri kurarken, de Gaulle’ün n Do¤u cephesinde ise, hem malzeme hem de asker bak›m›ndan Almanlara karß› üs-
önerilerine Fransa’da kulak as›lmad›. tünlüklerini koruyan Sovyetler, hareket üstünlü¤ünü de ellerinde tutuyorlard›. 1944’te,
1940’ta z›rhl› tümen komutan›yd›. Ma- K›z›l Ordu Ukrayna’y› kurtard›, Balt›k ülkelerini ißgal etti, Varßova önlerinde Vistül
y›s-haziran aylar›nda Frans›zlar›n Al- Nehri’ne ulaßt› ve Balkanlar’›n içlerine do¤ru ilerlemeye baßlad›. Yugoslavya’n›n önem-
manlar karß›s›ndaki nadir baßar›lar›n- li bir bölümü, Tito etraf›nda örgütlenmiß bulunan komünist Yugoslav direnißçileri tara-
dan birini elde etti. General oldu ve 6
Haziran 1940’ta Baßbakan Paul Reyna-
f›ndan kurtar›ld›.
ud’nun hükümetinde yer ald›. 17 Ha-
ziran’da Londra’ya geçen de Gaulle,
yenilgiyi ve b›rak›ßmay› kabul etmeye-
B. Almanya’ya hücum Belge 5
rek, meßhur 18 Haziran ça¤r›s›n› BBC n Alman birlikleri taraf›ndan aral›k 1944’te Ardenne’ler bölgesine düzenlenen son bir
radyosunda okuyarak Frans›zlar› dire- sald›r›ya ra¤men, Almanya ßubat 1945’te ißgal edildi. ‹ngilizler, Amerikal›lar ve Frans›z-
niße davet etti ve Özgür Fransa’n›n ön- lar, cephenin kuzeyinden güneyine do¤ru h›zla ilerlediler. Do¤uda, Almanlar Sovyetle-
deri oldu.
re karß› daha büyük bir güçle direnmeye çal›ß›yorlar, ancak K›z›l Ordu’nun Berlin’e
do¤ru ilerleyißini durduram›yorlard›. Amerikal›lar ve Sovyetler, 26 Nisan 1945’te Elbe
Nehri üzerinde bulußtular. ‹talya’da, Müttefik sald›r›lar› sayesinde ülkenin kuzeyi kur-
tar›ld›. Mussolini partizanlar taraf›ndan yakaland› ve 28 Nisan’da idam edildi. Berlin’i
kußatan Sovyet birliklerine karß›, Hitler’in yeni yetme gençlerden ve yaßl›lardan olußan
milis güçlerinden baßka güvenebilece¤i kimse kalmam›ßt›. Hitler, 30 Nisan’da intihar et-
ti. Geçici Alman hükümeti, 7 May›s 1945’te Reims’te ve 8 May›s 1945’te Berlin’de koßul-
suz teslim oldu. Avrupa’da savaß bitmißti.

C. Japonya’ya hücum Belge 2, 4, 6 ve 7

n Büyük Okyanus’un yeniden ele geçirilmesi, mesafelerin uzakl›¤› ve tropik iklim ko-
ßullar› nedeniyle, son derece güç gerçekleßti. Japon egemenli¤indeki Iwo Jima ve Oki-
nawa adalar›, çetin mücadeleler sonunda, ßubat 1945’te ele geçirildi. Okinawa’da iki ay
içinde 55.000 Amerikan askeri öldü ya da yaraland›. Japonlar ise 100.000’den fazla ka-
y›p verdiler. Japonlar, esir düßmek yerine intihar etmeyi ya da patlay›c› yüklü uçaklar›-
n› Amerikan gemileri üzerine düßüren kamikaze*’ler gibi ölmeyi seçiyorlard›.
n Amerikan uçaklar›n›n rahatl›kla ulaßabilece¤i mesafede bulunan Japonya, yo¤un
bombard›mana tutuluyordu. Japon birliklerinin ve halk›n›n direnißi daha da ßiddetli
çarp›ßmalar olaca¤›n› haber veriyordu. ABD Genel Kurmay› Japonya’n›n ißgali s›ras›n-
2 Bir kamikaze. da bir milyondan fazla kay›p verilece¤ini tahmin ediyordu. Bu nedenle, 6 ve 8 A¤ustos
1944’ten itibaren, patlay›c›yla dolu 1945’te Hiroßima ve Nagasaki üzerine birer atom bombas› at›ld›. Ayn› gün, ßubat 1945’te
uçaklara kumanda eden bu pilot- Yalta Konferans›’nda al›nan karar uyar›nca, Sovyetler Birli¤i de Japonya’ya savaß ilan
lar Amerikan gemilerine intihar etti. Atom silah›n›n ürkütücü gücü ve Sovyet tehdidi karß›s›nda, Japonya savaß› b›rak-
sald›r›lar› düzenlediler. t›. Teslim anlaßmas› 2 Eylül 1945’te imzaland›. ‹kinci Dünya Savaß› sona ermißti.

36
OVERLORD Harekât›
25 km 3 Müttefik ç›karmas› ve Normandiya Savaß›
Cherbourg ‹ngilizler ve (haziran-a¤ustos 1944).
Amerikal›lar Kanadal›lar
Le Havre Müttefik birliklerinin ilerleyißi savaß›n hangi döneminde en
Ste-Mère-Église Oma

Utah
ha Gold Jun çok yavaßlam›ßt›r? Neden?
o Sword
Se
n
Bayeux

St-Lô Caen

ne
Vire

Or Falaise
Karß›-sald›r›lar› baßar›s›zl›kla
sonuçland›ktan sonra kußat›lan
Alman birlikleri
Argentan
Avranches

Alençon
NORMAND‹YA
Müttefikler taraf›ndan Alman karß› sald›r›s›
ele geçirilen topraklar:
Paraßütle
6 Haziran sald›r›lar ‹ndirme

13 Haziran Amerikan birlikleri


31 Temmuz
‹ngiliz birlikleri
12 A¤ustos

4 Büyük Okyanus’taki Yeni-Britanya’da Marine’ler, 1943.


Amerikal›lar, Büyük Okyanus’taki tak›m adalar› tüm güçlerini tükete-
rek almaya çal›ßmak yerine, yaln›zca büyük adalara sald›rarak Japon-
ya’ya yavaß yavaß yaklaß›yorlard›.

5 Nisan 1945’te Hitler’in son askerleri Berlin’de.

6 Hiroßima’da hayatta kalan bir görgü tan›¤›n›n


mektubu.
6 A¤ustos 1945 sabah› saat 8’e do¤ru kalkm›ßt›m. Bir önceki akßam, uya-
r› alarm› iki kez çalm›ßt›. ... Birdenbire baß›ma bir darbe ald›m ve gözleri-
min önünde her yer kapkaranl›k oldu. Bir 盤l›k att›m ve kollar›m› kald›r-
d›m. Karanl›¤›n içinden, yaln›zca bir f›rt›nan›n u¤ultusunu duyabiliyor-
dum. ... Sonra, görüntü pek berrak olmasa da, çevrem yeniden ayd›nlan-
d› ve Mahßer yerindeymißim izlenimine kap›ld›m. Kal›n toz bulutlar›n›n ar-
d›nda önce bir mavilik belirdi, sonra onu baßkalar› izledi. ... Yüzleri tama-
men parçalanm›ß bir sürü insan gördüm, ›rmak boyu böyle insanlarla do- 7 Amerikan uçak gemileri, 1945’te Büyük Okyanus’ta.
luydu ve gölgeleri suya vuruyordu. Yüzleri öyle korkunç bir ßekilde ßißmiß-
ti ki, erkeklerle kad›nlar birbirlerinden güçlükle ay›rt ediliyordu. Gözleri- Büyük Okyanus savaß›nda uçak gemileri neden
nin yerinde birer çukur kalm›ßt›, dudaklar› cay›r cay›r yan›yordu. belirleyici bir rol oynad›lar?

37
Müttefiklerin nihai zaferi
lar›
voy
ik kon Murmansk
ttef

‹ZLANDA

‹SVEÇ
F‹NLAND‹YA SOVYETLER B‹RL‹Ú‹
NORVEÇ
Leningrad
k
Ku z e y l t›
D e n iz i Ba Moskova

ga
i zi

Vol
en
‹RLANDA B‹RLEÞ‹K D
KRALLIK Kursk Stalingrad
Berlin
Atl as
haziran 1944 Ardenneler
ALMANYA

O ky an u su FRANSA Paris Hazar


Budapeßte

Kas›m ‹SV‹ÇRE MACAR‹STAN


1942’de ROMANYA
ißgal edilen ‹TALYA K ar adeniz Deni zi
HIRVAT‹STAN
Güney Bölgesi
PORTEK‹Z SIRB‹STAN
N
TA
a¤ustos
A R‹S
‹SPANYA 1944 LG
may›s BU
1944 TÜRK‹YE
YUNAN‹STAN
kas›m 1942

kas›m 1942
Cezayir Malta
(F) temmuz (BK)
Tunus 1943 A k d e n i z
(F)
El-Alameyn
500 km

Mihver’in ulaßt›¤› 1942 sonbahar›nda Sovyet sald›r›lar› Müttefikler taraf›ndan geri al›nan bölgeler:
en geniß s›n›rlar Müttefikler
Bat›l› Müttefiklerin sald›r›lar› 1942-1943
Mihver’in sald›r›lar› Mihver güçlerinin
durduruldu¤u noktalar Müttefik ç›karmalar› 1944
8 May›s 1945’te Mihver Müttefik konvoylar› Tarafs›z devletler 1945

1 Müttefiklerin Kuzey Afrika ve Avrupa’daki zaferi (1942-1945).

n Müttefikler, 1942-1943’ten itibaren Mihver güçlerini durdurma- n Akdeniz’de ve Bat›’da, Müttefiklerin düzenledi¤i bir dizi ç›kar-
y› baßard›lar ve okyanuslar üzerindeki egemenliklerini korudular. ma (Kuzey Afrika, Sicilya, ‹talya ve Fransa) Bat›l› Müttefiklerin
Bu sa¤lam konumlar› sayesinde, Mihver güçlerini Avrupa’da da "Avrupa kalesi"ne sald›rmalar›n› sa¤lad›. Reich güçleri k›skaca
yavaß yavaß püskürtmeye baßlad›lar. Bu cephede esas çabay› Sov- al›nd›. Bat›l› Müttefiklerle Sovyetlerin nisan 1945’te Elbe Nehri
yet güçleri gösteriyordu. Temmuz 1943’te, ‹kinci Dünya Sava- üzerinde bulußmalar›ndan sonra, K›z›l Ordu Avrupa’n›n do¤usu-
ß›’n›n en büyük tank muharebesi olan Kursk Savaß›’nda Almanla- nu ißgal etti. Birbirinden ba¤›ms›z baz› topraklar hâlâ denetimi al-
r›n ald›¤› yenilgiden sonra, K›z›l Ordu say›sal üstünlü¤ü ve stra- t›nda bulunsa da, Hitler Almanyas› yenilmißti.
tejik inisiyatifi hep elinde tuttu.

38
SOVYETLER B‹RL‹Ú‹ (Do¤u’da savaßa 8 A¤ustos 1945’te girdi) may›s 1943


lar
it ada
MOÚOL‹STAN Alav

MANÇUKUO
Pekin JAPONYA
Büyük O kyanus
Hiroßima
Ç‹N Tokyo
Nankin
T‹BET Nagasaki haziran 1942
a¤ustos 1945
Çinli
Hindistan partizanlar Midway Havai
Okinawa Iwo Jima (ABD)
nisan Formoza nisan 1945 Wake
1945
(ABD)
Çinhindi Marianne
adalar› Marshall
S‹AM F‹L‹P‹NLER adalar›
ekim 1944 Guam ocak 1944
(ABD)

Caroline
adalar›
Malezya Palau
kas›m 1943
adalar› Tarawa
1944 Nauru
Sumatra Borneo
Solomon Gilbert
ENDONEZYA adalar›
(Hollanda Hindistan›) adalar›
Yeni Gine (BK) (BK)
Java
Guadalcanal
ßubat 1943
Samoa
Yeni
Hebridler
H i n t O ky an u su Mercan Denizi Fiji
may›s 1942 1 500 km
AVUSTRALYA

2 Eylül 1945’te Japonya ve müttefikleri Müttefikler Kurtar›lan bölgeler:

Müttefik sald›r›lar› 1943


1942’de Japonya’n›n ulaßt›¤› en geniß s›n›rlar
Mihver güçlerinin durduruldu¤u noktalar 1944

Japon sald›r›lar› Atom bombalar› 1945

2 Müttefiklerin Büyük Okyanus’taki zaferi (1942-1945).

n Büyük Okyanus’ta durum farkl›yd›. ‹ngilizler Birmanya’ya sal- 1945’te hâlâ Japon birliklerinin denetimindeydi. A¤ustos 1945’te
d›r›rken, Amerikal›lar ikincil derecede önemli gördükleri adalar› Hiroßima ve Nagasaki’ye at›lan atom bombalar› Japonya’n›n ye-
bir kenara b›rakarak do¤rudan Japonya’ya ilerlemeyi tercih edi- nilgisini h›zland›rd›.
yorlard›. General Mac Arthur komutas›ndaki birlikler güneyde Fi-
lipinler’e yönelirken, Amiral Nimitz’in birlikleri ortaya, Japon n Sonuç olarak, Sovyetler Birli¤i ve di¤er Müttefikler aras›ndaki
topraklar›n›n merkezine do¤ru ilerlemeye baßlad›. Sovyetler Birli- ideolojik farkl›l›klara ra¤men, Büyük ‹ttifak savaß›n sonuna kadar
¤i de A¤ustos 1945’te Japonya’ya savaß ilan etti. Buna ra¤men, Bü- sürdü. ABD ekonomisinin gücü ve yerel direniß hareketlerinin
yük Okyanus’un güneydo¤usu, Japonlar taraf›ndan mart 1945’te deste¤i, Mihver’in 1945 y›l›nda Avrupa’da ve Asya’da ald›¤› yenil-
ißgal edilen Frans›z Hindiçini, Çin topraklar› ve Mançukuo, Eylül giyi büyük ölçüde aç›klar.

39
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM
TAR‹HLER n Strateji ve taktik
Eylül 1939: Polonya’n›n ißgali. Strateji, bir savaßtaki tüm askerî harekâtlar›n (sald›r› ya da savunma) planlanmas›d›r:
‹kinci Dünya Savaß›’n›n baßlang›c›. Örne¤in, 6 Haziran 1944’te Normandiya’ya ç›karma yaparak Bat› Avrupa’y› ele
May›s-haziran 1940: Bat›da Alman geçirme karar›.
sald›r›s›. Fransa’n›n yenilgisi. Taktik ise, bir savaß alan›nda askerî bir harekât› yönetme sanat›d›r: Örne¤in, 6 Haziran
Haziran 1941: Sovyetler Birli¤i’nin 1944’te Normandiya k›y›lar›na ç›kan Müttefik birliklerini korumak amac›yla paraßütçü
Alman ordular› taraf›ndan istilas›. birliklerinin indirilmesi.

A¤ustos 1941: Atlantik Sözleßmesi n Savaß ekonomisi ve ekonomik savaß


(Churchill ve Roosevelt).
Savaß ekonomisi bir ülkenin tüm kaynaklar›n›n (hammadde, tar›m, sanayi, emek,
7 Aral›k 1941: Pearl Harbor’a Japon
parasal kaynaklar) savaß için seferber edilmesidir: Silah, cephane, çeßitli askerî malzeme
sald›r›s›.
(taß›ma uçaklar›, kamyon, gemi, vs.) imalat›.
Haziran 1942: Midway deniz ve hava
Ekonomik savaß ise, düßman›n savaß ekonomisini abluka (düßman›, savaß› yürütebilmek
muharebesi. Japon ilerleyißinin
durdurulmas›. için gereken çeßitli madenler, petrol ve kauçuk gibi hammaddelerden yoksun b›rakmak)
ya da üretim merkezlerinin imhas› (örne¤in, fabrikalara hava bombard›man›) yoluyla
Ekim 1942: Rommel’in El-Alameyn’de
çökertme stratejisidir. Amaç, düßman›n savaßmak için gerekli araçlar› üretmesini
‹ngilizler taraf›ndan durdurulmas›.
engelleyerek, onu savaß alan›nda çökertmektir.
Kas›m 1942: Müttefiklerin Kuzey
Afrika ç›karmas›. n Mihver ve Müttefikler
Kas›m 1942-ßubat 1943: Stalingrad Mihver güçleri Almanya ve Japonya’n›n müttefikleridir:
Savaß›.
- Avrupa’da ‹talya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Slovakya, H›rvatistan, Finlandiya;
Temmuz 1943: Müttefiklerin Sicilya
- Asya’da Mançukuo ve Siyam.
ç›karmas›.
Müttefikler ise (Mihver’e karß› savaßan 26 Latin Amerika ve Asya ülkesi), ‹ngiltere, ABD,
Haziran 1944: Müttefiklerin
Sovyetler Birli¤i ve Çin etraf›nda toplanan ülkelerdir. Londra’da bulunan sürgündeki
Normandiya ç›karmas›.
Avrupa hükümetleri ve General de Gaulle yönetimindeki "Özgür Fransa" hareketi gibi
A¤ustos 1944: Müttefiklerin Provence
direniß güçleri de Müttefikler aras›nda say›labilir.
ç›karmas›.

Þubat 1945: Yalta Konferans›


(Churchill, Roosevelt, Stalin). YARARLI B‹YOGRAF‹LER
8 May›s 1945: Almanya’n›n teslim
olmas›. Avrupa’da savaß›n sonu. s. 32 s. 156 s. 27

A¤ustos 1945: Hiroßima ve Adolf Hitler Yosif Stalin Winston


Nagasaki’ye atom bombas› at›lmas›. (1889-1945) (1879-1953) Churchill
(1874-1965)
2 Eylül 1945: Japonya’n›n teslim
olmas›. ‹kinci Dünya Savaß›’n›n sonu.
Reich’›n baßbakan›, 1933’ten Sovyetler Birli¤i Komünist May›s 1940’tan temmuz 1945’e
1945’e kadar Almanya’n›n Partisi’nin genel sekreteri, kadar ‹ngiltere’nin baßbakan›.
diktatör baßkan›. 1930’dan 1953’e kadar Sovyetler
Birli¤i’nin diktatör baßkan›.

s. 30 s. 36 s. 137

Franklin Charles de Dwight


D. Roosevelt Gaulle Eisenhower
(1882-1945) (1890-1970) (1890-1969)

1933’ten 1945’te ölümüne Özgür Fransa’n›n baß›. Amerikal› general, 1943’ten


kadar, ABD’nin Demokrat 1945’e kadar Bat› cephesinin
baßkan›. baßkomutan›.

40
belge incelemesi

Atlantik Sözleßmesi (14 A¤ustos 1941)


Amerika Birleßik Devletleri Baßkan› ile Majestelerinin hükümetini temsil eden
‹ngiltere Baßbakan› Say›n Churchill, bulußmalar›n›n sonucunda, ülkelerinin
ulusal politikalar›nda yer alan ve dünya için daha iyi bir gelecek kurma
umutlar›n› dayand›rd›klar› baz› ortak ilkeleri ilan etmeyi gerekli görürler:
1. ‹ki ülke de, hiçbir biçimde topraklar›n› genißletme amac› taß›mazlar;
2. ‹lgili halklar›n özgürce ifade edilmiß iradelerine ayk›r› herhangi bir s›n›r
de¤ißikli¤i kabul etmezler;
3. Tüm halklar›n, yönetiminde yaßamak istedikleri hükümet biçimini seçme
haklar›na sayg› duyarlar; egemenlik haklar›n›n geri verilmesini ve uluslar›n
zorla yoksun b›rak›ld›klar› özerk hükümetlere kavußmalar›n› arzu ederler;
4. Küçük ya da büyük, galip ya da ma¤lup tüm devletlerin, haklar›n eßitli¤i
ilkesine uygun olarak ticaret yapma olana¤›na ve refaha erißmek için
gereksindikleri hammaddelere kavußmalar›n› kolaylaßt›rmak için, mevcut
yükümlülüklerine karß› olanca sayg›lar›yla, gayret sarfederler;
5. Tüm uluslara toplumsal alanda güvenlik sa¤lamak amac›yla, bunlar aras›nda Churchill ve Roosevelt, a¤ustos 1941’de,
ekonomik alanda tam bir ißbirli¤i gelißtirmeyi arzu ederler; Atlas Okyanusu’nun kuzeyinde demirli
6. Nazi diktatörlü¤ünün kesin olarak yok edilmesinden sonra, tüm uluslara kendi ülke ‹ngiliz z›rhl›s› Prince of Wales’in güvertesinde
s›n›rlar› içinde güvenle yaßama olana¤› sa¤layacak ve tüm halklara korku ve yoksun- dini bir tören s›ras›nda.
luktan uzak yaßayabilme güvencesi verecek bir bar›ß ortam›n›n kurulaca¤›n› umarlar;
7. Böyle bir bar›ß, tüm insanlara denizleri ve okyanuslar› hiçbir engelle karß›laßmadan
Sorular
aßma olana¤› verecektir;
n 1. 14 A¤ustos 1941’de askerî durum
8. ‹ki ülke de, dünyadaki tüm uluslar›n, ister maddî ister manevî nedenlerle olsun,
nedir?
güç kullanmay› reddetmeleri gerekti¤ine inan›rlar; çünkü silahlar, s›n›rlar› ötesine
sald›rmakla tehdit eden ya da edebilecek olan uluslar taraf›ndan denizde, karada n 2. Bu metne esin kayna¤› olan
ve havada kullan›ld›kça kal›c› bir bar›ß sa¤lanamayacakt›r. ilkeler hangileridir?
‹ki ülke de, genel güvenlik konusunda daha geniß ve kal›c› bir sistemin kurulmas›n›
beklerken, bu tür uluslar›n silahs›zland›r›lmas›n›n son derece önemli oldu¤u
n 3. Bu metinle kabul edilen
kan›s›ndad›rlar. Ayn› niyetlerle, silahlar›n bar›ßtan yoksun b›rak›lm›ß halklar üzerindeki yükümlülüklerin savaß›n sonraki evreleri
ezici yükünü hafifletebilecek baßka her türlü önlemi destekleyecek ve bu konuda aç›s›ndan önemini aç›klay›n›z.
yard›mlar›n› esirgemeyeceklerdir.
n 4. 1945’te bar›ß›n sa¤lanmas› hangi
Franklin D. Roosevelt, Winston S. Churchill, 14 A¤ustos 1941.
aç›dan ayn› ilkelerden esinlenmißtir?

TAVS‹YELER YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N


• Metni ve sorular› Tarihsel bir metni yorumlamak, ßu sorulara cevap ver- Frans›zlar›n may›s-haziran 1940’ta ald›klar› yenilginin
dikkatle okuyun. mek demektir: NE, K‹M, NE ZAMAN, K‹ME? ard›ndan, ‹ngiltere Almanya’ya karß› savaß› tek baß›na
• Metnin içinde sorular› • NE: Metnin türü nedir? sürdürüyordu. Britanya Savaß›’n› kazanm›ßt›. Ancak
yan›tlaman›za yard›mc› ABD’nin yard›m›na kesin olarak ihtiyaç duyuyordu.
Buradaki metin, Amerika Birleßik Devletleri ile ‹ngiltere
olacak önemli ABD savaßta de¤ildi. Ama ‹ngilizlerin hakl› bir dava için
aras›nda imzalanan uluslararas› bir anlaßmad›r.
sözcüklerin ya da savaßt›klar›na inanan Roosevelt, Ödünç Verme ve Kira-
deyimlerin alt›n› çizin. • K‹M: Metni imzalayanlar kimdir?
lama Yasas› (nisan 1941) sayesinde malzeme göndere-
• Sorular›n her biri için 1933’ten beri ABD baßkan› olan F. D. Roosevelt. rek bu ülkeye zaten yard›m ediyordu. Japonlar, As-
akl›n›za gelen bilgileri May›s 1940’tan beri ‹ngiliz hükümetinin baßbakan› ya’da ve Büyük Okyanus’ta ilerlemeye devam ediyorlar-
bir müsvedde ka¤›d›na olan Winston Churchill. d›. Ancak henüz Pearl Harbor’a sald›rmam›ßlard›.
yaz›n.
• NE ZAMAN: Metnin imzaland›¤› tarihte askerî plan- • K‹ME: Metni imzalayanlar kime hitap ediyorlar?
da durum nedir? Burada söz konusu olan, geniß kitlelere duyurulmak
Bu sorunun cevab› 1. sorunun konusu oldu¤undan, üzere haz›rlanm›ß bir uluslararas› anlaßma metnidir:
üzerinde daha fazla durulmas› gerekir. Tüm dünyaya hitap etmektedir.

41
verilerle çal›ßma

Konu: ‹kinci Dünya Savaß›


neden topyekûn bir savaßt›r?

Sorular 3 Londra bombalar alt›nda.

n 1. Belgeleri tan›t›n›z. Bir gün, ö¤le yeme¤inden sonra, Maliye


Bakan› Kingsley Wood iß konußmak
r 2. Belgelerde verilen bilgileri konulara göre seçiniz, s›n›fland›r›n›z ve üzere 10 numaraya1 beni görmeye gel-
karß›laßt›r›n›z. mißti. Birden, Thames Nehrinin karß› k›-
r 3. Belgelerden derleyece¤iniz bilgilerin yard›m›yla, yukar›daki soruya cevap y›s›ndan, güney Londra’dan gelen bü-
olacak bir sentez yap›n›z. yük bir patlama duyduk. Kingsley Wo-
od’u da alarak neler oldu¤una bakmaya
gittim. Büyük çapl› bir bomba, muhte-
melen bir kara may›n›, Peckham mahal-
1 GSMH ve savaß harcamalar› (SH) (milyar dolar).
lesine düßmüßtü. Üçer katl› 20-30 kadar
ABD Sovyetler Birli¤i Almanya küçük binay› tümüyle ya da k›smen y›k-
m›ß, bu çok fakir mahallenin geniß bir
Y›l GSMH SH GSMH SH GSMH SH
bölümünü yerle bir etmißti. Y›k›nt›lar›n
1940 106 2 87 10 53 19 aras›na küçük ‹ngiliz bayraklar› dikilmißti
1941 115 10 80 15 54 25 bile. Arabam› tan›y›nca, dört bir yandan
1942 129 31 57 21 56 32 insanlar koßarak geldiler. K›sa sürede,
1943 142 56 63 24 61 40 etraf›m›zda bin kadar insandan olußan
bir kalabal›k topland›. Tüm bu insanlar
1944 152 65 76 27 61 40
ç›lg›nca bir heyecan içindeydiler. Ç›¤l›k-
1945 145 54
lar atarak, sevgi gösterileri yaparak ve
Kaynak: Dictionnaire de la Seconde Guerre Mondiale (Paris, 1979). elbiselerime dokunmak için ellerini uza-
tarak etraf›m›zda birbirlerini itiyorlard›.
Sanki onlara, kötü kaderlerini de¤ißtire-
cek muhteßem, elle tutulur bir ßeyler ge-
tirmißim gibi... Kontrolümü kaybettim
Moskova ve a¤lamaya baßlad›m. ... Bunlar keder
Stalingrad gözyaßlar› de¤il, ßaßk›nl›k ve hayranl›k
Berlin kas›m 1942 - ßubat 1943
gözyaßlar›yd›.
Midway W. Churchill,
Tokyo haziran 1942 The Second World War,
Pearl Harbor cilt II: Their Finest Hour
El-Alameyn
ekim 1942 (Londra, 1949).

1. Downing Soka¤› 10: ‹ngiltere baßbakanl›k


konutu.
Guadalcanal
a¤ustos 1942-ßubat 1943
Mercan Denizi
may›s 1942
2 000 km

Mihver’in ulaßt›¤› en geniß s›n›rlar Mihver’e karß› savaßan devletler

Mihver güçlerinin durduruldu¤u noktalar Tarafs›z devletler

2 Savaß›n co¤rafi yay›lmas›.

42
"‹ßte düßman." 1943 tarihli bir Müttefik afißi
4
(Kuzey Afrika’ya yönelik olarak haz›rlanm›ß
bir Amerikan afißinin Frans›zca uyarlamas›).

5 Yeni bir silah: Alman V2 füzesi.


V2 = Vergeltungswaffe 2 ("misilleme silah› 2").

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
n Soru 1

Belgeler 1 2 3 4 5
NE istatistik harita metin afiß foto¤raf
(tür)
NE ZAMAN savaß savaßtan sonra savaßtan sonra savaß savaß
(tarih, tarihsel ortam)
K‹M - - Churchill Müttefikler Almanlar
(yazar)
K‹ME genel bilgi genel bilgi tan›kl›k propaganda tan›kl›k
(an›) (arßiv belgesi)

Burada çeßitli türden belgeler bulunmaktad›r (istatistik, metin, harita, afiß, foto¤raf). Belgelerden bir tanesi (belge 4)
propaganda amac›yla haz›rlanm›ßt›r. Baz› belgeler olaylar›n meydana geldi¤i döneme (belge 4 ve 5), di¤erleri ise
olaylardan sonraki bir tarihe aittir (belge 1, 2, 3). Belgelerin kimi Müttefiklerin (belge 3 ve 4), kimi ise Mihver güçlerinin
imzas›n› taß›maktad›r (belge 5). Belgelerden ikisi genel bilgiler içermektedir (belge 1 ve 2). Propaganda amac›yla
haz›rlanm›ß olan belge ise do¤rudan ça¤daßlar›na seslenmektedir.

r Soru 2 r Soru 3 TAVS‹YELER


- Belgelerin her birinden edindi¤imiz - "Topyekûn savaß" ne demektir?
• Buldu¤unuz fikirleri ve olaylar›
bilgiler nelerdir? Üzerinde durulmas› gereken, savaß›n
sorunsala verilen cevapta
yaln›zca askerî ve co¤rafî yönleri
- Hangi belgeler birden fazla konu (3. sorunun cevab›)
midir?
üzerinde düßünmemizi gerektiriyor? aç›kça belirtmelisiniz.

43
kompozisyon

Konu: ‹kinci Dünya Savaß›’nda


Amerika Birleßik Devletleri
‹lgili olaylar›n zamandizimi
Kas›m 1939: Amerika Birleßik Devletleri’nin tarafs›zl›k ilan›.
11 Mart 1941: Ödünç Verme ve Kiralama Yasas›’n›n Kongre’de oylanmas›.
7 Aral›k 1941: Japonlar›n Pearl Harbor’a sald›rmas›.
Ocak 1942: Victory Program’›n ilan›.
May›s-Haziran 1942: Mercan Denizi ve Midway Savaßlar›.
8 Kas›m 1942: ‹ngiliz ve Amerikan birliklerinin Kuzey Afrika ç›karmas›.
Haziran 1943: Salomon Adalar›’na ç›karma. Büyük Okyanus’un kurtar›lmas›n›n baßlang›c›.
28 Kas›m-2 Aral›k 1943: Tahran Konferans›.
24 Aral›k 1943: Eisenhower’›n Avrupa’daki ißgal kuvvetleri komutanl›¤›na getirilmesi.
6 Haziran 1944: Normandiya ç›karmas›.
Temmuz 1944: Dolara dayal› yeni bir dünya ekonomisi öngören Bretton Woods Konferans›.
4-11 Þubat 1945: Yalta Konferans›.
12 Nisan 1945: Roosevelt’in ölümü ve Truman’›n ABD baßkanl›¤›na getirilmesi.
26 Nisan 1945: Amerikal›larla Sovyetlerin Elbe Nehri’nde bulußmas›.
7-8 May›s 1945: Almanya’n›n teslim olmas›.
Temmuz-A¤ustos 1945: Potsdam Konferans›.
6 ve 9 A¤ustos 1945: Hiroßima ve Nagasaki’ye atom bombas› at›lmas›.
2 Eylül 1945: Japonya’n›n teslim olmas›.

KONUYU OKUMA ‹ZLENECEK YOL


Bir tarih kompozisyonu konusu ßunlar› içerir: Burada önerilen konu, Amerika Birleßik Devletleri’nin ‹kinci Dünya Sa-
- bir izlek (burada, Amerika Birleßik Devletleri); vaß› "içindeki" yeri ile ilgilidir. Bu sözcük, konuda yer alan di¤er iki
- zamandizimsel bir dönem (burada, ‹kinci Dünya Savaß›); tamlama aras›nda bir ba¤ kurmaktad›r. Bu tür konularda, her zaman
1. kavramdan 2. kavrama do¤ru gidilmeli ve 1. kavram›n 2. kavram
- co¤rafi bir alan (burada, Amerikal›lar›n savaßa kat›ld›klar› tüm bölge-
üzerindeki etkileri ile 2. kavram›n 1. kavram üzerindeki sonuçlar› gös-
ler).
terilmelidir.
"Amerika Birleßik Devletleri" deyißi, burada yaln›zca bu ülkeden söz
etmek gerekti¤ini belirtiyor, yani savaß›n tamam›n› anlatman›z isten- Nas›l bir plan seçmeli?
miyor. "‹kinci Dünya Savaß›" deyißi ise, savaßtan ABD’nin konumundan
• ABD’nin savaßtaki yerini farkl› aßamalar›yla gösteren zamandizimsel
hareketle söz edilmesi gerekti¤ini belirtiyor. Tarihlere dikkat!
bir plan m›?
1939’dan m›, daha ileriki bir tarihten mi baßlamal›? Niçin? Konunun
"‹kinci Dünya Savaß›’nda ABD" ßeklindeki ifadesi, izlek ile zamandi- • ABD’nin savaß çabas›na hangi alanlarda girißti¤ini gösteren izleksel
zimsel dönem aras›ndaki ba¤lant›y› aç›kl›yor. bir plan m›?
Mant›kl› ve ikna edici bir biçimde kurulmuß olmak kayd›yla, pek çok
‹kinci Dünya Savaß› topyekûn bir savaßt›r. Savaßa kat›lan tüm ülkelerin
plan önerilebilir.
tüm kaynaklar›n› seferber etmelerini gerektirmißtir. Ekonomik ve dip-
lomatik unsurlar› da gözard› etmemelisiniz.
ZAMAND‹Z‹MSEL B‹R PLAN
SORUNSALI SAPTAMA l Giriß: Amerika Birleßik Devletleri savaßa geç girdi; ancak nihai zafer-
de çok önemli bir rol oynad›. Amerika Birleßik Devletleri için, mütte-
Savaßa sonradan kat›lan Amerika Birleßik Devletleri, nihai zaferin ka-
fiklerin zafer kazanmalar›n›n rolü nedir?
zan›lmas›nda çok önemli bir rol oynad›. Savaßtaki pay› yaln›zca askerî
miydi? Neden? l 1. Savaßa geç ve güç bir giriß
Amerikan güçleri, harekâtlar›n sürdü¤ü hangi cephelerde savaßt›lar? A. Tarafs›zl›ktan, ‹ngiltere’ye verilen manevi deste¤e: ABD’nin bir yan-
da tarafs›zl›¤›, bir yanda da Ödünç Verme ve Kiralama Yasas› ve Mih-
Her yerde belirleyici bir rol oynad›lar m›?
ver’e karß› savaßan ülkelere verdi¤i destek vard›.

44
Amerikal›lar›n
Leyte (Filipinler) ç›karmas›,
ekim 1944.

B. Japonlar›n Pearl Harbor’a düzenledikleri sald›r›, ABD’nin yal›t›lm›ß-


‹ZLEKSEL B‹R PLAN
l›k politikas›na son verdi. ‹ntikam alma arzusu: "Remember Pearl Har-
bor!" (Pearl Harbor’› hat›rla!)
l I. Amerikal›lar›n zaferdeki pay›...
C. ABD’nin yenilgileri: Filipinler ve Büyük Okyanus adalar›n›n kaybe-
A. Japonya’n›n sald›r›s› ve ABD’nin ald›¤› yenilgiler.
dilmesi, Avustralya’n›n da düßman tehdidi alt›na girmesi.
B. Avrupa’da savaß.
Geçiß: Baßlang›çtaki yenilgilere ra¤men, ‹ngiltere’ye verilen destek ve
C. Büyük Okyanus’ta savaß.
dünyan›n en büyük ekonomik gücünün savaßa kat›lmas› savaß›n gidi-
ßat›n› de¤ißtirdi. l II. ... ülkelerinin genel seferberli¤ine ba¤l›d›r...
A. Ekonomik seferberlik.
l II. ABD’nin zaferin kazan›lmas›ndaki önemli rolü
B. Bilimsel seferberlik.
A. Ekonomik ve bilimsel seferberlik, savaß sanayiinin gelißmesi (Victory
Program, "özgür dünyan›n cephaneli¤i"). l III ... ve ABD’yi 1945’te dünyan›n en güçlü ülkesi
B. 1942-1943’te düßman›n ilerleyißinin durdurulmas›: Büyük Okyanus konumuna getirmißtir
ve Atlas Okyanusu’nda kazan›lan zaferler, Kuzey Afrika ç›karmas›. A. Önemli askerî konferanslar.
C. Avrupa’da ve Büyük Okyanus’ta nihai zafer, atom bombas›. B. Bar›ß›n ekonomik ve siyasal aç›dan planlanmas›.
Geçiß: Amerika Birleßik Devletleri’nin askerî katk›s› çok önemliydi, an- C. 1945’te ABD’nin gücü.
cak savaßta oynad›¤› tek rol bu de¤ildi.

l III. ABD’nin zaferin planlanmas›ndaki önemli rolü TAVS‹YELER


A. Müttefiklerin askerî planda uzlaßmas›, ‹ngiltere ve Sovyetler Birli¤i • Zamandizim, ö¤renciye hat›rlama çabas›nda yard›m etmeye yöne-
ile düzenlenen konferanslar: Tahran ve Yalta Konferanslar›nda al›nan liktir. Kompozisyonun kurulußunun buna dayand›r›lmamas› gerekir,
kararlar. çünkü burada istenen tarihlerin yorumlanmas› de¤ildir. Burada za-
B. Bar›ß›n ekonomik ve siyasal aç›dan planlanmas›: Bretton Woods, mandizim, ö¤rencinin üç tür olay› de¤erlendirebilmesini sa¤lar:
Yalta. - askerî olaylar (Büyük Okyanus’ta ve Avrupa’da);
- ekonomik olaylar (Ödünç Verme ve Kiralama Yasas›, Victory Prog-
C. 1945: ABD dünyan›n en büyük askerî (atom bombas›) ve ekonomik
ram, savaß nedeniyle ülkenin yaßad›¤› dönüßüm);
gücü haline geldi. - diplomatik olaylar (savaß›n yürütülmesi aç›s›ndan Tahran, Yalta,
l Sonuç: Savaß boyunca, Amerika Birleßik Devletleri ‹ngiltere’yi des- Potsdam Konferanslar›; savaß›n amaçlar› ve bar›ß›n planlanmas› aç›-
tekledi, ard›ndan da müthiß ekonomik gücünü Müttefiklerin hizmeti- s›ndan Atlantik Sözleßmesi, Bretton Woods, Birleßmiß Milletler’in ku-
ne sundu. Amerikal›lar›n Avrupa’da ve Büyük Okyanus’ta savaßa kat›l- rulmas›).
mas› belirleyici oldu. Bunun yan›s›ra, Müttefikler aras›nda düzenlenen • Kompozisyon, savaß›n askerî yönlerinin incelenmesiyle s›n›rl› kala-
çeßitli konferanslara da ABD’nin damgas›n› vurmas›, bu ülkenin dün- maz.
yan›n en güçlü ülkesi konumuna geldi¤ini gösterdi.
• Savaß›n ABD’de meydana getirdi¤i de¤ißiklikler ve ABD’nin zaferin
planlanmas›nda üstlendi¤i rol de ele al›nmal›d›r.

45
KONU

2 ‹kinci Dünya Savaß›’nda


Avrupa
1940 y›l›nda Nazi Almanyas›, Avrupa’n›n büyük bölümünü askerî olarak ißgal etti. Haziran
1941’de, Sovyetler Birli¤i’nin bat› kesimi de ißgal edildi. Naziler, savaß ekonomilerini gelißtirmek
için Atlas Okyanusu’ndan Karadeniz’e, ele geçirdikleri tüm topraklardaki zenginlikleri ve
insanlar› sömürmeye baßlad›lar. Direnißçilere karß› topyekûn ve ac›mas›z bir savaß
yürütüyorlard›. Almanya’da 1933 y›l›nda baßlat›lan toplama kamplar› uygulamas›
Avrupa’n›n ißgal alt›ndaki tüm bölgelerine yay›ld›.
1941 sonbahar›ndan itibaren, toplu öldürme kamplar› kuruldu.
Yahudiler tutukland›, toplama kamplar›na götürüldü, ve "nihai çözüm" çerçevesinde katledildi.

n Naziler ißgal alt›ndaki Avrupa’y› nas›l sömürüyorlard›?


n Nazi ißgaline karß› Avrupal›lar›n tavr› ne oldu? ‹ßbirli¤i mi, direniß mi, bekleyiß mi?
n Holokost’un gerçekleßmesi nas›l mümkün olabildi?

KONUNUN PLANI
I. Nazi Avrupas›’n›n düzeni
II. Avrupa’da direniß hareketleri
III. Toplama kamplar›
IV. Holokost

• Unutmayal›m
• Belge incelemesi: Londra’ya s›¤›nan devlet baßkanlar› (‹ngiliz afißi)
• Verilerle çal›ßma: ‹kinci Dünya Savaß›’nda Avrupa Yahudilerinin yok edilmesi

24 Ekim Nisan Varßova gettosunda ayaklanma 20 Temmuz A¤ustos


Montoire görüßmesi: 24 Haziran Hitler’e suikast Varßova
Hitler-Pétain bulußmas› Sovyetler Birli¤i’nin ißgali Þubat ZÇH’nin kurulmas› girißimi ayaklanmas›

18 Haziran FGL’nin Milis güçlerinin


ça¤r›s› kurulmas› örgütlenmesi
SOVYETLER B‹RL‹Ú‹’NE KARÞI TOPYEKÛN SAVAÞ

Holokost YAHUD‹LER‹N PLANLI B‹Ç‹MDE YOKED‹LMES‹


Rusya’da
Auschwitz’de gaz odalar›nda toplu öldürmeler
Einsatzgruppen

1940 1941 1942 1943 1944 1945

3 Ekim 29-30 Eylül Ocak Temmuz Vel’ d’Hiv’ (Paris) bask›n› Ocak
Frans›z Yahudilerinin Baby Yar (Ukrayna) Wannsee Auschwitz’in SS’ler
vatandaßl›k haklar›n› katliam› (Berlin) Konferans› taraf›ndan tahliye edilmesi
yitirmeleri

46
"Büyük Haçl› Seferi".
1
Bolßevizme karß›
Frans›z Gönüllü Lejyonu (FGL)
için gönüllü toplamak üzere
haz›rlanm›ß propaganda afißi, 1942.

2 Auschwitz toplama kamp›nda tutuklu


Léon Delabarre’›n yapt›¤› resim, 1 May›s 1944.

"Yolculuk s›ras›nda ölen bir arkadaß›m›z, kaza¤›n›n


kollar›ndan çekilerek eritme f›r›nlar›na götürüldü."

47
I. Nazi Avrupas›’n›n düzeni
A. Avrupa’da "yeni düzen" Belge 2, 3 ve 4
A N A H T A R
n "Bugün biri bize yeni Avrupa’y› nas›l tasavvur etti¤imizi soracak olsa, bilmedi¤imizi söyle-
S Ö Z C Ü K mek zorunda kal›r›z. Bu yüzden ‘hayat sahas›’ diyoruz. ... Ne istedi¤imizi zaman› geldi¤inde çok
iyi biliyor olaca¤›z". III. Reich*’›n propaganda bakan› Joseph Gœbbels, Nazilerin girißtik-
• NAZ‹ YANLISI
leri ißin ne derece do¤açlama oldu¤unu 1940’ta böyle ifade ediyordu. Bu durum, tüm
Alman ißgal kuvvetleriyle ißbir- savaß süresince devam edecekti.
li¤i yapan, Nazilerin fikirlerini
paylaßan ve zaferlerini arzula-
n 1942’de, üstünlü¤ünün doruk noktas›nda olan Nazi Almanyas›, Atlas Okyanu-
su’ndan Kafkasya’ya ve Kuzey Burnu’ndan Akdeniz’e, tüm k›ta Avrupas›’na hükmedi-
yan kimse.
yordu. Mihver içindeki müttefikleri ‹talya, Macaristan, Finlandiya, Romanya ve Bulga-
• ‹ÞB‹RL‹KÇ‹ ristan’d›. Tarafs›z ülkeler (‹rlanda, ‹spanya, ‹sveç, ‹sviçre, Portekiz ve Türkiye), Avru-
Tüm Nazi fikirlerine kat›lma- pa’n›n yeni haritas›na uyum sa¤layarak ç›karlar›n› korumaya çal›ß›yorlard›. Büyük Re-
makla beraber, Alman ißgal ich, H›rvatistan gibi uydu ülkeleri de denetim alt›nda tutuyordu. Polonya’n›n (1939) ve
kuvvetleriyle ißbirli¤i yapan Sovyetler Birli¤i’nin (1941) ißgalinden beri, Almanya için do¤uda geniß bir sömürge
kimse. alan› aç›lm›ßt›. Bu uçsuz bucaks›z topraklar, Nazilerin ›rkç› teorilerini uygulamaya ge-
çirmeleri için bir deney sahas› olußturdu. Reich’›n Ukrayna komiseri Erich Koch, 1943’te,
"Biz üstün bir ›rk›z ve en mütevaz› Alman ißçisinin bile toplumsal ve biyolojik olarak buran›n
halk›ndan bin kez daha de¤erli oldu¤unu hep hat›rlamal›y›z" diyordu. 1940’tan itibaren, Po-
S Ö Z L Ü K lonya’n›n bat›s›nda yaßayanlar, topraklar›na Alman köylülerinin yerleßtirilebilmesi için
* Reich ya do¤uya sürüldüler ya da öldürüldüler. Sovyetler Birli¤i’nde, savaß "Yahudi-bolße-
* Waffen SS vik"lerin ortadan kald›r›lmas›n› amaçl›yordu. Bunlar yok edildikten sonra "hayat saha-
s›", "üstün insan"lara kalacakt›.
n Bat› Avrupa’da, yenilen halklar kat› bir ›rk hiyerarßisine göre s›n›fland›r›ld›lar. En
üstte Cermenler yer al›yordu. Ard›ndan Latinler geliyordu; en altta da Slavlar. ‹skandi-
navlar, Lüksemburglular ve Hollandal›lar ise, saf olmayan unsurlar›ndan, yani Yahudi-
lerden "ar›nd›r›ld›ktan" sonra asimile edilebilecek kadar Cermen ›rk›na yak›n kabul edi-
liyorlard›. Fransa’da Alsace-Lorraine bölgesi Reich topraklar›na dahil edildi; Nord-Pas-
de-Calais ise, olas› bir Flaman uydu-devletin kurulmas›n› beklerken, Brüksel’deki Al-
man askerî idaresine ba¤land›. Bu "Cermen" topraklar›, Hitler’in arzusuna göre, "gelecek
bin y›l boyunca, yeni bir düzen içinde” yaßayabileceklerdi.

B. Siyasi ve ideolojik ißbirli¤i Belge 1 ve 5

n Nazi Almanyas›, ißgal alt›ndaki Avrupa’da baz› siyasi gruplar›n deste¤ine güveni-
yordu. Bunlardan en fanatik olanlar›, savaß öncesinin baz› aß›r› sa¤ partilerinden gelen
Nazi yanl›lar›*yd› (Fransa’da Jacques Doriot’nun Frans›z Halk Partisi ya da Belçika’da
Léon Degrelle önderli¤indeki Alman yanl›s› otoriter-kralc› hareket gibi). ‹deolojik kan›-
lar› nedeniyle ißbirli¤i yapmaya haz›r olan bu gruplar, Almanlar›n kazand›klar› zafer-
lerde, paylaßt›klar› Nazi fikirlerinin hakl›l›¤›n›n kan›tlar›n› buluyorlard›. Yaln›zca Quis-
ling, Norveç’te Naziler taraf›ndan iktidara getirilmißti.
n Naziler, baz› ulusal az›nl›klar›n ba¤›ms›zl›k umutlar›n› da körüklüyorlard› (Slovak
ayr›l›kç›lar, Balt›k halklar›, Ukraynal›lar, H›rvatlar). Ante Paveliç’in Ustaßileri, S›rplar›
ve Yahudileri katlettiler; Nazilerin yan›nda Yugoslav direnißçilere karß› savaßt›lar. Nazi
yanl›lar›ndan en fanatik olanlar› "bolßevizme karß› gönüllü" olarak Do¤u cephesine git-
tiler ya da Waffen SS* tümenlerine kat›ld›lar ("Charlemagne" tümenindeki Frans›zlar ya
da Léon Degrelle’in "Wallonie" SS tugay›ndaki Belçikal›lar).
n ‹ßbirlikçiler*, Almanya’n›n zaferine inan›yorlard›. Onlara göre, Nazi hakimiyeti eski
düzene geri dönmek için bir f›rsatt›. Genellikle tutucu çevrelerden gelen bu kißilere
1 SS üniformas› giymiß Boßnak toplumun tüm tabakalar›nda rastlan›yordu. ‹ßçiler III. Reich’›n toplumsal alanda gerçek-
gönüllüler. Askerin elindeki kita- leßtirdiklerinden etkilenmißler, iß adamlar› ise Almanlar›n düzenini, sendikalar›n yasak-
b›n baßl›¤›: ‹slam ve Yahudilik. lanmas› ve grev haklar›n›n kald›r›lmas› gibi uygulamalar›n› be¤eniyorlard›.

48
1939’da Mihver güçleri
500 km
F‹NLAND‹YA Mihver’in müttefikleri
NORVEÇ Mihver taraf›ndan
‹SVEÇ Leningrad ißgal edilen topraklar

Kuzey Mihver’e karß› savaßan ülkeler


Moskova
1941’de Vichy hükümetine
D e n iz i z i ba¤l› topraklar
e ni Toplu öldürme kamplar›
B‹RLEÞ‹K DAN‹MARKA D Do¤u
k Komiserli¤i
KRALLIK
l t›
‹RLANDA Ba S S C B

Kursk Stalingrad
Berlin
Londra HOLLANDA Varßova
Kiev
BÜYÜK Vol

Hazar De
ga
BELÇ‹KA Polonya Rostov
Atl as REICH Genel Valili¤i
Paris Ukrayna
Re

Prag Komiserli¤i
n

SLOVAKYA
O ky an u su FRANSA iz

n
Viyana Budapeßte i
‹SV‹ÇRE MACAR‹STAN
Vichy Lyon
ROMANYA
1942 kas›m›nda ‹TALYA HIRVAT‹STAN
Belgrad una K ar adeniz
ißgal edilen bölge T
SIRB‹STAN
PORTEK‹Z BULGAR‹STAN
Marsilya KARADAÚ
‹SPANYA ARNAVUTLUK
Roma
TÜRK‹YE

YUNAN‹STAN

Atina Suriye
IRAK

K›br›s Lübnan
Ku ze y Afrik a
A k d e n i z

2 ‹ßgal alt›ndaki Avrupa,


3 Le Péril Juif (Yahudi Tehdidi) filminin eleßtirisi. Ekim 1942.
Frans›z-Alman ortak yap›m›. Yap›mc›: Yahudi Sorununu Araßt›rma Enstitüsü...
Frans›z Le Film dergisinde yay›nlanan eleßtiri, 8 A¤ustos 1942.
Yahudi sorununun ne oldu¤unu ve nedenlerini aç›klayan, ezelî Yahudi ›rkç›l›¤› tehlikesine karß› ko-
ruyucu ve savunucu önlemler alma gereklili¤ini halk›n kavrayaca¤› bir dille anlatan yararl› ve ilginç
bir belgesel.
Farkl› kökenlerden kißilerin görüßlerinin bir araya getirilmesiyle olußturulan film, asimile edilmiß bi-
le olsa, bir Yahudinin ›rksal, fiziksel, zihinsel ve düßünsel özelliklerini korudu¤unu ve tarlada, fab-
rikada ya da atölyede gerçekleßtirilen üretim faaliyetlerine kesinlikle ayk›r› düßtü¤ünü ortaya koyu-
yor. ...Avrupa’ya, oradan da Amerika’ya yay›lan Filistin Yahudilerinin kökenleri ve göç hareketleri
hakk›nda bilgiler içeriyor. ...Filmde, modern dünyada "kral" say›lan baz› Yahudi elebaßlar› (Ameri-
ka Birleßik Devletleri’nden Baruch, Mortimer, Morgenthau; Fransa’dan Léon Blum), baz› k›ßk›rt›c›
sosyalistler ve komünist kuramc›lar (Karl Marx, Lassale, Rosa Luxembourg, Bela Kun) sergileniyor.

Sinema Yahudi düßmanl›¤›n›n propaganda arac› olarak nas›l kullan›lm›ßt›r?

4 Nazi marß› (Söz ve müzik: Hans Baumann).

Almanya’n›n gelece¤i, yar›nlar›m›z Do¤u’dad›r, Orada bir zamanlar Alman olan yaban elleri,
Bu halk›n gözü, tehlike ve zafer oradad›r. Orada yeni yaßam›m›z›n baßlang›c› var,
Orada sancaklar›n› asla çi¤netmeyen kardeßlerimiz var. ... Öyleyse silahlan›n Almanlar, dinleyin sesimizi!

Bu marßta sözü edilen topraklar hangileridir? 5 Belçika’da Waffen SS birlikle-


rine kat›lmaya ça¤r› afißi, 1944.

49
A N A H T A R
C. Ekonomik ißbirli¤i Belge 1

n Ekonomik ißbirli¤i, uzun süre siyasi ißbirli¤inden daha az bilinen bir ißbirli¤i türü
S Ö Z C Ü K
olarak kald›. Oysa, ißgal alt›ndaki tüm Avrupa’da, Almanya’n›n savaß çabas›na katk›da
• TODT ÖRGÜTÜ bulunmak için gönüllü olarak çal›ßan ya da arîleßtirilmiß* ßirketleri ucuza sat›n alarak
kendilerine yarar sa¤layan sanayiciler vard›. Naziler taraf›ndan devletlerden ya da kißi-
Reich’›n büyük yat›r›m planla-
lerden (özellikle Yahudilerden) zorla al›nan alt›n› ißletmekle görevli bankalar, özellikle
r›n› gerçekleßtirmek amac›yla
de tarafs›z ülkelerin bankalar› (örne¤in ‹sviçre ya da ‹sveç bankalar›) giderek zenginleß-
1933’te Fritz Todt taraf›ndan
tiler. Her türden besin maddesinde Naziler için fiyat k›ran baz› tüccarlar›n girißti¤i tica-
kurulan ve savaß y›llar›nda
rî ißbirli¤i ise, daha az kazanç getirmiß olmas›na karß›n, savaß boyunca daha fazla göze
"Atlantik Duvar›"n›n inßas›yla
battt›. Müzelerden ya da evlerden çal›nan baz› tablolar›n iade edilmesi ya da ‹sviçre ve
görevli örgüt. 1942’de Todt’un
‹sveç bankalar›n›n baz› malî s›rlar› aç›klamay› kabul etmeleri için elli y›l beklemek ge-
ölümünden sonra, Alman Si-
rekti. Bu bankalar, ülkelerinin resmî olarak kat›lmad›¤› bir savaßa malî destek vermiß-
lahlanma Bakan› Albert Speer
lerdi.
taraf›ndan yönetildi.
n Vicdanlar› pek titiz olmayan iß adamlar› düßmanla ticaret yap›yorlard›. En çok göze
• ZORUNLU ÇALIÞMA çarpan da bu tür ticarî ißbirli¤iydi, çünkü k›sa zamanda büyük servetler kazand›r›yor-
H‹ZMET‹ (ZÇH) du. Yenik ülkelere dayatt›klar› yapay Mark kuru sayesinde tüm stoklar› sat›n al›p ken-
Þubat 1943’te Fransa’da Al- di ülkelerine götüren Almanlar, bu iß adamlar› için mükemmel bir müßteriydi. ‹ßgal al-
manya’n›n bask›s›yla baßlat›lan t›ndaki ülkelerde ise halk k›tl›k içinde yaß›yordu ve yiyecek karneye* ba¤lanm›ßt›.
ve Almanya’ya ißgücü sa¤la- En varl›kl›lar ise, ancak karaborsada yiyecek ve yakacak bulabiliyorlard›.
may› amaçlayan uygulama.

D. Avrupa ekonomisi
S Ö Z L Ü K savaßan Almanya’n›n hizmetinde Belge 2, 3, 4 ve 5

* Arîleßtirmek n Savaß›n baßlar›nda, Almanya uzun soluklu bir savaß çabas› için haz›rl›kl› de¤ildi.
* Karne 1939’dan 1941’e kadar askerî alanda kazan›lan baßar›lar, özellikle silahlanma alan›n-
* Gauleiter daki eksiklikleri saklamaya yetti. Ancak, 1941’de Sovyetler Birli¤i’ne düzenlenen sal-
d›r›n›n baßar›s›zl›¤a u¤ramas›, ekonominin yeniden yap›land›r›lmas›n› gerektirdi. Ocak
1942’de, Alman ekonomisinin düzenlenmesi ißi Todt Örgütü*’ne ve yöneticisi Albert
Almanya hesab›na gerçekleßtirilen Speer’e b›rak›ld›. Speer, özel ßirketlerle kamu ßirketlerinin silah üretimini planlad›. Ama
ekonomik faaliyetlerin oran› (%)
karß›s›nda Almanlar›n yaßam standartlar›n›n düßmesinden çekinen Gauleiter*leri buldu.
1942 1944 Hitler de topyekûn bir savaß ekonomisi kurmak istemiyordu. Ona göre, 1918 devrimi-
(ocak/
ne ve onu izleyen yenilgiye yol açan, Birinci Dünya Savaß› s›ras›nda Almanlara dayat›-
may›s)
lan savaß çabas› olmußtu. Dolay›s›yla, Almanya’n›n savaß ekonomisine esas destek bu
‹ß makinalar› 20 23 kez yenik durumdaki ülkelerden gelmeliydi.
Optik sanayi 31 43
Otomotiv sanayi 68 77 n ‹ßgal alt›ndaki ülkeler düzenli olarak talan edildi. Bu talan, üç farkl› biçime bürüne-
Demiryolu taß›mac›l›¤› 32 51 biliyordu: ‹ßgal ordular›n›n bak›m masraflar›na yüklü miktarda katk›da bulunma yo-
Demir döküm ißleri 37 56 luyla gerçekleßtirilen malî talan; hammadde ve yiyecek maddelerine el koyma yoluyla
Demirhane üretimi 100 100 gerçekleßtirilen talan; yabanc› ißgücünü Almanya’ya taß›ma ya da ißgal alt›ndaki ülke-
Elektrik altyap›s› 52 33 lerde denetim alt›ndaki sanayilerde kullanma yoluyla gerçekleßtirilen talan. El koyulan
Yünlü sanayi 28 34 büyük miktardaki sermaye birikimleri, Almanlar›n Avrupa’n›n her yerinde ßirketler sa-
Pamuklu sanayi 15 15 t›n almalar›n› sa¤lad›. IG Farben kimya ßirketi, bu sayede devasa bir sanayi imparator-
Kimyasal ürünler 35 33
lu¤u kurdu ve ißgücü olarak savaß esirleriyle toplama kamplar›ndaki tutuklulardan ya-
Kauçuk 55 65 rarland›.

Kireç ve çimento 48 76 n Erkekler silah alt›na al›nd›¤› için, Alman sanayii 1942’den itibaren erkek ißgücü
‹nßaat sanayi ve 55 80 s›k›nt›s› çekmeye baßlad›. Naziler, "›rk›n gelece¤ini sa¤lamak" üzere öncelikle annelik
bay›nd›rl›k görevlerini yerine getirmek zorunda olan kad›nlara baßvurmay› reddediyorlard›. Dola-
S›v› yak›t 3 2 y›s›yla, yabanc› ißgücü ithal etmeleri gerekti. 1942’den 1944’e kadar bu görevi, "Avru-
Sunî yak›tlar 15 50 pa’n›n köle tüccar›" lâkab›yla tan›nan Fritz Sauckel üstlendi. Do¤ulu "alt-insanlar" (Po-
lonyal›lar, Sovyet savaß esirleri) Almanya’ya gönderildi. Sauckel gönüllülere ça¤r›da
Uçak sanayi 57 100
bulundu, bask›nlar düzenledi ve ißgal alt›ndaki ülkelerden zorla ißgücü toplad› (Fran-
Gemi sanayi 75 78 sa’da ZÇH* sisteminin kurulmas› gibi). Uygulamalar›ndaki sertlik, ißgal alt›ndaki ülke
halklar›n›n giderek artan düßmanl›¤›ndan ve ZÇH’den kaçanlar›n da kat›lmas›yla güç-
1 Frans›z ekonomisi lenen direniß hareketlerinden endiße eden Alman ordusunun bile tepkisini çekti. Sava-
Almanya’n›n hizmetinde. ß›n sonunda kadar, Almanya’da toplam 12-14 milyon Avrupal› çal›ßt›.

50
2 Hitler ve Alman halk›.

Bu savaß›n en ßaß›rt›c› yanlar›ndan biri, Hitler’in, Churchill ve Roose-


velt’in hiç tereddüt etmeden kendi halklar›na dayatt›klar› zorluklar-
dan Alman halk›n› sak›nmak istemesiydi. Demokratik ‹ngiltere’nin
tüm ißgücünü seferber etmek için harcad›¤› enerji ile totaliter Alman-
ya’n›n bu konuda sergiledi¤i gevßeklik aras›ndaki tezat, Almanya’da-
ki rejimin toplumsal uzlaßman›n kendi aleyhine dönmesinden ne ka-
dar çekindi¤ini gösterir. ‹ktidardakiler ne kendi adlar›na herhangi bir
fedakârl›kta bulunmaya ne de halk› buna zorlamaya raz› oluyorlard›.
Tavizlerle, sahip olduklar› halk deste¤ini korumaya çal›ß›yorlard›.
...Memnuniyetsizli¤e yol açacak her türlü nedeni ortadan kald›rmak
ad›na, halka tüketim maddelerinin eksikli¤ini hissettirmemek, savaß
yard›m› yapmak ve kocalar› savaßa giden kad›nlara seferberlik tazmi-
nat› ödemek için, demokratik rejimle yönetilen ülkelerde oldu¤un-
dan çok daha fazla harcama yap›ld›. Churchill kendi halk›na yaln›zca
"kan, gözyaß›, emek ve ter" vadederken, bizler, savaß›n tüm bu zor-
lu aßamalar› ve bunal›mlar› s›ras›nda, Hitler’in ebedî parolas› olan
"Nihaî zafer bizimdir" cümlesini duyduk. Bu, siyasal bir zaaf›n ifade-
siydi. Bu tav›r, halk›n onay›n› yitirme ve böylece ülke içinde siyasal
bunal›mlara yol açma korkusunu a盤a vuruyordu.
Albert Speer [1942’den itibaren Alman Silahlanma Bakan›,
savaßtan sonra 20 y›l hapse mahkûm edildi],
Erinnerungen (Frankfurt am Main, 1969).

1. Yazara göre, Hitler Alman halk›n›n ihtiyaçlar› karß›s›nda


nas›l bir tav›r benimsemißtir?
2. Yazar bu siyaseti nas›l aç›kl›yor?

3 "Yaßam savaß›n› neyle vereceksin? Haydutun tüfe¤iyle


4 Himmler SS’lere sesleniyor.
mi, yoksa emekçinin makinas›yla m›?" Vichy Hüküme-
Bir SS, vatandaßlar›na karß› dürüst, sad›k ve iyi dost olmal›d›r. Ancak, ti’nin propaganda afißi, mart 1944.
baßka ülkelerin insanlar› için durum baßkad›r. Örne¤in, bir Rusun ya
1. Afißte hayduta benzetilen kimdir?
da bir Çekin yazg›s› onu hiç ilgilendirmez. Bu ülkelerden, kan› saf
2. Afißte gösterilen ißçi kimin yarar›na çal›ßacakt›r?
olan herkesi aram›za alaca¤›z; hatta çocuklar›n› bile çal›p kendi
ülkemizde yetißtirece¤iz. Bunun d›ß›nda, bu halklar›n hangi koßullar
alt›nda yaßad›klar›na, refah ya da sefalet içinde olup olmad›klar›na
kesinlikle ald›rmay›z. Bu halklar, bizi yaln›zca kendi Kultur’umuzun
gelißmesi için ihtiyaç duydu¤umuz köleler olduklar› için ilgilendirir.
On bin Rus kad›n›n›n tanklar› durdurmaya yarayan çukurlar›
kazarken yorgunluktan k›r›lm›ß olmas›, beni ancak bu çukurlar›n
Almanya ad›na kaz›lm›ß olmas› nedeniyle ilgilendirir. ... Bunlar için
endißelenmek, kendi soyumuza karß› ißlenmiß bir suçtur. Bunlar›n
varl›klar›na idealist bir boyut tan›mak bizim çocuklar›m›z›n ve torun-
lar›m›z›n varl›¤›n› güçleßtirir. E¤er birisi gelip bana, "Kad›nlar› ve
çocuklar› çukur kazd›rmak için kullanamam, bu insanl›k d›ß›d›r, öle-
cekler" derse, ona "Sen kendi soyunun katilisin, çünkü bu siperler
kaz›lmazsa ölecek olanlar Alman askerleridir, Alman annelerin
o¤ullar›d›r, kendi soyumuzdur" diye cevap vermek zorunday›m.
Heinrich Himmler’in [SS Baßkomutan›] Poznan (Polonya) söylevi,
4 Ekim 1943.

1. Himmler’in, metinde görülen "üstün ›rk" anlay›ß› nas›ld›r?


2. Metinde sözü edilen halk hangisidir?
3. Halk›n ekonomik anlamda sömürülmesi, hangi nedenler-
le ›rkç›l›kla do¤rudan ilintilidir?
5 Zorla çal›ßmaya götürülen kad›nlar Kiev Gar›’nda.

51
II. Avrupa’da direniß hareketleri
A. D›ßar›da direniß Belge 2 ve 6
A N A H T A R
n ‹ßgal kuvvetlerine direnme fikri, ülkenin yenilgisini kabul etmeyi reddetmekle baß-
S Ö Z C Ü K lar. Baz› Avrupa ülkelerinin meßru hükümetleri de (Norveç, Hollanda, Belçika, Polon-
• ÞEBEKE ya) bu fikirle Londra’ya s›¤›nd›lar. General de Gaulle’ün çevresinde toplanan özgür
Frans›zlar, ne yenilgiyi, ne 1940 haziran›nda imzalanan b›rak›ßmay› kabul ettiler. Ame-
Esas olarak sabotaj, karß›-pro-
rika Birleßik Devletleri’nin savaßa girece¤ine ve Anglo-Sakson güçlerin nihaî zaferi ka-
paganda ya da haberalma gibi zanaca¤›na inand›lar. Bu ilk direnißçiler, gizlice ‹ngiltere’ye ulaßmay› baßaran di¤erle-
faaliyetleri gerçekleßtiren gizli riyle birlikte, savaßa devam edecek düzenli ordular› olußturdular.
direniß örgütü. Üyelerinin gü-
n Londra, komünist olmayan Avrupa direnißinin yönetim merkezi oldu. K›ta Avrupa-
venli¤i gizlilik ve hücre tipi ör-
s›’na gizli görevle gidenler oradan hareket ediyor, sabotaj ve haberalma faaliyetleri ora-
gütlenme ile sa¤lan›yordu. Her
dan yönetiliyordu. ‹ßgal alt›ndaki Avrupa ülkelerinin halklar›yla ba¤lant›, ‹ngiliz radyo-
direnißçinin, ßebekenin tama-
su BBC sayesinde korunuyordu. Almanlar BBC’nin haber bültenlerini dinleyenleri kat›
m› ve di¤er üyeler hakk›nda bir biçimde cezaland›r›yorlard›. Almanya’n›n 1941’de Sovyetler Birli¤i’ne sald›rmas›n›n
mümkün oldu¤u kadar az bil- ard›ndan, Stalin de ißgal alt›ndaki ülkelerde bulunan komünist partilerin temsilcileriyle
giye sahip olmas› gerekiyordu. birlikte komünist direniß hareketinin faaliyetlerini Moskova’dan örgütlemeye baßlad›.

S Ö Z L Ü K B. ‹çeride direniß Belge 1, 3, 4 ve 5

n ‹ßgal alt›ndaki ülkelerde direniß hareketleri, ißgal güçleri taraf›ndan yasad›ß› ilan edi-
* Maki örgütleri
len gizli faaliyetler biçiminde yürütülüyordu. Direnmek, vatanseverlik duygular› ya da
* Partizanlar baz› ahlakî nedenlerle yasalara karß› gelme tehlikesini göze almak demektir. "Hitler fa-
ßizmi"nin reddi de, insan haklar›na sayg› gösterilmesi için mücadele etmekten geçiyor-
du. Bu nedenle, farkl› görüßteki hareketleri bünyesinde toplayan direniß, siyasal bir ni-
telik kazand›. 1941’den itibaren, komünist partiler siyasal birer güç olarak direniß safla-
r›na kat›ld›lar ve güçlü örgütleriyle gizli faaliyetlerin en önemli unsurlar›ndan biri ol-
dular. Örne¤in, Güney Fransa’da, Franco’nun zaferinden sonra ülkelerinden kaçan eski
‹spanyol cumhuriyetçileriyle birleßerek mücadele gruplar› olußturdular.
n Londra ve Moskova’ya gizli askerî bilgi göndermek, düßman teçhizat›na sabotajlar
düzenlemek, tutuklular›n ya da uça¤› düßürülmüß müttefik pilotlar›n›n kaç›ß›n› örgüt-
lemek, gizli gazeteler ve el ilanlar›yla karß›-propaganda yapmak, direnißçilerin içeride
gerçekleßtirdikleri baßl›ca faaliyetlerdi. Bunun için, sürekli kimliklerini, yerlerini, hatta
yaßamlar›n› de¤ißtirmek ve güvenlik nedeniyle kapal› küçük gruplardan olußan ßebeke-
ler* biçiminde örgütlenmek zorundayd›lar. En ufak bir tedbirsizlik, onlar› ihbar edilme
tehlikesiyle karß› karß›ya b›rakabilir, hatta kendi dostlar›n› ißkenceye ve ölüme sürükle-
yebilirdi.
n 1943’ten itibaren, ama özellikle 1944’te, ZÇH’den kurtulmak isteyenler kalabal›k
gruplar halinde k›rsal kesimlerde olußturulan maki* örgütlerine kat›ld›lar. Sovyetler Bir-
li¤i’nde, kußatma alt›ndaki K›z›l Ordu’nun henüz esir düßmemiß olan birlikleri, cephe
gerisinde bir partizanlar* ordusu kurarak Almanlar›n haberleßmesini engellediler. Maki
örgütlerinin silaha, deneyimli komutanlara ve teçhizata ihtiyaçlar› vard›. En büyük
zay›fl›klar› ise, çat›ßmalar s›ras›nda ortaya ç›kan deneyimsizlikleriydi. Ayr›ca, Alman
güçlerinin ve ißbirlikçilerin yaratt›¤› bask›n›n yan› s›ra, Müttefiklerin siyasal ve askerî
hesaplar›n›n da tehdidi alt›ndayd›lar. Frans›z ve ‹talyan partizanlar, bu son tehlikeyi,
hiç gerçekleßmeyen paraßüt indirmelerini beklerken, yaßamlar› pahas›na ö¤rendiler.
n Direniß hareketleri aras›nda birlik sa¤lanmas› da güçtü. Sonuçta Fransa gibi baz› ül-
1 kelerde gerçekleßtirilebilmißse de, bu birli¤in sa¤lanabilmesi son derece hassas bir ko-
Margeride’de bir maki (Fran-
nuydu, çünkü direniß içinde yer alan farkl› gruplar eylem konusunda özgürlüklerine
sa’n›n Massif Central bölgesi). düßkündüler ve farkl› siyasal temellere sahiptiler. Pek ço¤u savaß sonras›n› düßünüyor
"Maki, bir cephedir... ve gelece¤in siyasal güçlerinin çekirde¤ini olußturmak istiyordu. Baz› ülkelerde, özellik-
Direnißçiler de, bir ordu..." le de komünist direnißçilerin Tito yönetiminde örgütlendi¤i Yugoslavya’da ve Yunanis-
Maurice Schumann’›n BBC mikrofonla- tan’da, direniß hareketi içindeki çekißmeler komünistler ve kralc›lar aras›nda gerçek bir
r›nda yapt›¤› bir konußmadan, 1943. içsavaßa dönüßtü.

52
2 BBC’yi dinlerken.

- Bizi içeri mi t›kt›rmak istiyorsun? ... Söyle, bu mu istedi¤in? Bizi top-


las›nlar istiyorsun, de¤il mi? ...
- Bu yapt›¤›n bizi kurßuna dizdirir, diye vurgulad› Auguste. ...
- ‹ngilizleri dinlemiyordum, diye tekrar etti Élise. Müzik ar›yordum.
- Yaln›zca müzik, dedi Auguste. ‘Pa, pa, pa, paam, buras› Londra’yd›
basbaya¤›. ...
- ... aç›klar›nda toplam yüz otuz bin tonluk bir geminin sulara gömül...
- Bak, diye sözünü kesti Élise; Hanslar›n denizalt›lar›ndan söz ediyor.
Élise cümlesini daha yeni bitirmißti ki, Boudet Baba’n›n eli mekanik
bir hareketle kalk›p genç k›z›n yana¤›na indi.
- Bu sana ders olsun, diye homurdand›; Hanslar dedi¤ini duyarlarsa
baß›m›za iß aç›l›r. 3 1944’te, Tito ve genel kurmay›.
Spikerin sesi kaybolmußtu. Kesik kesik, tiz ve inatç› parazitler sessiz-
li¤i bölüyordu.
- Þunun sesini k›s, Auguste, dedi Boudet Baba. Te¤men Bachmann B ‹ Y O G R A F ‹
geçerse...
4 Tito ad›yla bilinen Josip Broz
Spikerin sesi, cümlelerini parçalamaya çal›ßan h›zl› ve düzenli parazit-
(1892-1980)
lere ra¤men netleßti.
- Þimdi de Frans›zca program›m›z, Onur ve Vatan... Yugoslav Komünist Partisi’nin kurucular›ndan
- Bu Londra de¤il mi yani? olan Tito, 1937’de partinin genel sekreterli¤ine
getirildi. Ülkesinin 1941’de Naziler taraf›ndan
Jean-Louis Bory, Mon village à l’heure allemande
ißgal edilmesinin ard›ndan, ißgal güçlerine karß›
(Paris, 1945).
direnißi örgütledi. Churchill’in de deste¤iyle,
BBC’yi dinlemenin Almanlar taraf›ndan nas›l kat› biçimde hem Almanlara ve Almanya’n›n müttefiki olan H›rvatlara, hem
yasakland›¤›n› anlat›n›z. de kralc› direnißçilere karß› mücadele verdi. Kralc›lar› ortadan
kald›rmay› baßararak, savaßtan sonra komünist Yugoslavya’y›
yönetti, ancak 1948’den sonra Sovyetler Birli¤i’nden uzaklaßt›.
5 Paris’te ayaklanma ça¤r›s›,
a¤ustos 1944.
NORVEÇ 500 km
Paris Halk›na Savunma ‹çin Emir
Kuzey
‹FG (‹ç Frans›z Güçleri) ve halk, Paris’in kurtar›l-
i Moskova
mas› için savaßa girißmißtir. Askerlerimiz hareketli iz
B‹RLEÞ‹K Denizi en
DAN‹MARKA D
gerilla takti¤ini her uygulad›klar›nda, düßmana k
KRALLIK l t› S S C B
karß› baßar› kazand›lar. Ancak, hâlâ bir tehlike Ba
var: Düßman tanklar›n›n h›zl› manevralar›. Berlin
Londra Varßova
Bu tehlike kolayl›kla savußturulabilir. HOLLANDA

Hanslar›n tanklar›n› sürmelerine engel olmak BELÇ‹KA POLONYA


Prag
yeterlidir.
Paris ÇEKOSLOVAKYA
Bunun için, erkek, kad›n, çocuk, tüm Paris halk› FRANSA
Glières
barikatlar kursun. Herkes caddelere, bulvarlara, Oradour ROMANYA
geniß sokaklara a¤açlar devirsin. Massif Belgrad Ka r a de niz
Central
Her türlü düßman sald›r›s›na karß› kendinizi sa- Vercors ‹TALYA
YUGOSLAVYA
vunmak için, ev ev, sokak sokak örgütlenin.
Bu koßullar alt›nda, Hanslar›n ba¤lant›lar› kesile- Roma
ARNAVUTLUK
cek, yaln›zca birkaç merkezde s›k›ß›p kalacaklar
ve art›k misilleme yapamayacaklard›r.
YUNAN‹STAN
HERKES BAR‹KATLARA!

Albay Rol, Paris Büyükßehir Komutan›.


A k d e n i z
Baßl›ca maki bölgeleri Ayaklanmalar Atlantik Duvar›
Metnin yaz›ld›¤› tarihte, Fransa’n›n askerî
S›kl›kla sabotaj düzenlenen Direniß merkezleri 1938’deki s›n›rlar
durumu nedir? Düßmana karß› savaßmak bölgeler
için hangi yöntemler kullan›lmaktad›r?
6 Direniß hareketi ve Müttefikler.

53
C. Direnißin etkisi Belge 1 ve 3
A N A H T A R
n Avrupa’n›n özgürlü¤üne kavußmas›nda direnißçilerin oynad›¤› rol, bugün hâlâ tar-
S Ö Z C Ü K t›ßma konusudur. Yugoslavya’da, ‹ngilizler kral yanl›s› direnißçilerden daha etkili oldu-
• M‹S‹LLEME ¤una inand›klar› Tito’nun komünist partizanlar›n› desteklediler. Polonya’da ise, Varßo-
va ayaklanmas› a¤ustos 1944’te Almanlar taraf›ndan bast›r›ld›. Sürgündeki Polonya hü-
Düßman taraf›ndan yasad›ß› kümetine sad›k direnißçilere yaln›zca birkaç kilometre uzakl›kta bulunan K›z›l Or-
kabul edilen eylemlere yan›t du’dan destek gelmedi. Stalin, böylece Polonya’da iktidara Polonyal› komünistleri ge-
vermek üzere al›nan sert ön- tirmeyi umuyordu.
lemler (tutuklamalar, idamlar,
n Sivil halk›n deste¤i olmasayd›, iç direniß baßar›s›zl›¤a mahkum olurdu. Nazi bas-
köylerin yak›lmas›, toplama
k›s›n›n ßiddeti bu deste¤i ortadan kald›rmay› baßaramad›. Maurice Druon ve Joseph
kamplar›na sürgün). Naziler ve
Kessel taraf›ndan yaz›lm›ß olan "Partizanlar›n Marß›", "Arkadaß, e¤er düßersen, bil ki senin
ißbirlikçileri, direniße karß› mü-
yerine bir arkadaß›n ç›kacak gölgeden" der. Erkeksi direniß destan› anlat›l›rken genellikle
cadelede kulland›klar› misille- unutulan kad›nlar da mesaj taß›y›c› ya da haberalma ajan› olarak mücadelede etkin bir
me yöntemlerini direnißçileri rol üstlendiler. Gizlice haz›rlanan gazeteleri basanlar ve da¤›tanlar, göstericiler, grevci-
birer terorist kabul ederek ler, cezas› genellikle ölüm olan büyük tehlikelere at›l›yorlard›. Pek göze çarpmayan ve
hakl› ç›kar›yorlard›. etkisi güçlükle ölçülebilen bu direniß hareketi, halklar›n topyekûn esarete karß› muhale-
fetini simgeliyordu. Yahudileri ya da polis ve milis güçleri taraf›ndan aranan direnißçi-
leri yaßamlar› pahas›na saklayan insanlar buna iyi bir örnektir. Gizli Frans›z gazetesi
S Ö Z L Ü K Témoignage chrétien: "Düßünmek, inanmak, baßl›baß›na bir direnißtir; bunlar ‘akl›n silahla-
r›’d›r" diye yazm›ßt›r.
* Toplama kamplar› n Almanya’da, komünistler, sosyalistler ve militan H›ristiyanlar toplama kamplar›*n›n
* SS dehßetini 1933’te Hitler’in iktidara gelißiyle birlikte yaßamaya baßlam›ßlard›. "Beyaz
* Gestapo Gül" grubundan katolik ö¤renciler 1942 haziran›ndan 1943 ßubat›na kadar Nazi karß›t›
* Reichsprotektor el ilanlar› da¤›tt›lar. Kimlikleri ö¤renilince idam edildiler. Temmuz 1944’te, Hitler’i öl-
dürmeyi amaçlayan Wehrmacht subaylar›n›n baßar›s›zl›kla sonuçlanan komplosu, va-
tanseverlik duygular›yla ülkeleri için savaßt›klar›n› sanan ve düßk›r›kl›¤›na u¤rayan as-
kerlerin içine düßtükleri ikileme iyi bir örnektir. Alman direnißçiler çok küçük bir az›n-
l›kt›. Üstelik, kendilerine karß› uygulanan bask›c› yöntemlerin ac›mas›zl›¤› nedeniyle
say›lar› giderek azal›yordu. ‹talya’da ise, faßizm karß›t› direniß eylül 1943’te hükümetin
teslim olmas› ve ülkenin Almanlar taraf›ndan ißgal edilmesinin ard›ndan gelißmeye baß-
lad›. Kuzeydeki büyük kentlerde grevler birbirini izledi, cephe gerisinde önemli maki
örgütleri kuruldu.

D. Direnißin bast›r›lmas› Belge 2, 4 ve 5

n Silahl› eylemler, sabotajlar ve haberalma faaliyetleriyle direniß, ißgal güçlerinin gü-


venli¤i aç›s›ndan ciddi bir tehlike olußturuyordu. Almanlar direniß hareketleriyle mü-
cadele etmek için giderek artan önlemler al›yorlard›. Gönüllü Ukraynal› ya da Rus tut-
saklar›ndan olußan yard›mc› birlikler, yerleßtirildikleri Fransa, Yugoslavya ve Polonya
topraklar›nda terör estiriyorlard›. SS* haberalma birlikleri ve Gestapo* ßebekelerin izini
sürüyor ve tutuklad›klar› direnißçilere arkadaßlar›n›n isimlerini vermeleri için düzenli
olarak ißkence yap›yorlard›. Bundan baßka, Naziler ißgal ettikleri ülkelerdeki polis teß-
kilatlar›n›n az çok etkili ißbirli¤inden de yararlan›yorlard›.
n Naziler, "terorist" diye adland›rd›klar› direnißçilerle mücadele etmek için, insanlar›
tutuklayarak, idam ederek, misilleme* yöntemiyle rehin ald›klar› direnißçi ya da siville-
ri kurßuna dizerek, sivil halk› korkutmaya çal›ß›yorlard›. Beyaz Rusya ve Ukrayna’da
yüzlerce köy yak›ld›. Ak›lda tutulmas› gereken iki isim var: Çekoslovakya’da Lidice,
1 Reichsprotektor* Reinhard Heydrich’in Çek direnißçiler taraf›ndan öldürülmesinin ard›n-
Bir Alman direnißçi: Katolik
dan tümüyle yok edildi (erkekler kurßuna dizildi, kad›nlar ve çocuklar toplama kamp-
ö¤renci Sophie Scholl.
lar›na götürüldü); 9 Haziran 1944’te, Fransa’n›n Limousin bölgesinde yer alan Oradour-
"Uygar bir halk için, despotlar›n karan- sur-Glane’da, kasaba halk›n› olußturan toplam 642 erkek, kad›n ve çocuk Das Reich tü-
l›k yönetimine direnmeden boyun e¤- menine ba¤l› SS’ler taraf›ndan katledildi.
mek kadar aßa¤›lay›c› bir durum düßü-
nülemez" ("Beyaz Gül" baßl›kl› el ilanla- n ‹ßkencede can vermezler ya da idam edilmezlerse, tutuklanan direnißçiler toplama
r›n›n ilkinden bir bölüm). Sophie Scholl, kamplar›na gönderiliyorlard›. Aral›k 1941 tarihli "Nacht und Nebel" kararnamesi, dire-
erkek kardeßi Hans ve arkadaßlar› nißçilerin "gecenin ve sisin içinde" iz b›rakmadan ortadan "kaybedilmelerine" olanak ta-
Christoph Probst, 22 Þubat 1943’te, Mü- n›yor ve haklar›nda herhangi bir haber verilmesini yasakl›yordu. Savaßtan sonra, pek
nih’te Naziler taraf›ndan öldürüldüler. az› bu yavaß ölüm kamplar›ndan geri dönebilecekti.

54
B ‹ Y O G R A F ‹
2 Heinrich Himmler
(1900-1945)

1923’te, Münih’te Hit-


ler’in iktidar› ele geçir-
me girißiminde rol ald›.
1929’da Hitler taraf›n-
dan koruma birimlerinin (SS) baߛna
getirildi. 1934’te Gestapo’nun, 1938’de
de Alman polis teßkilat›n›n baß›na ge-
çen Himmler, Rudolf Hess ve Hermann
Goering’le birlikte en önemli üç Nazi
yöneticisinden biriydi. 1943’te Reich’›n
‹çißleri Bakan› oldu, ißgal alt›ndaki Av-
rupa’da terör estirdi ve tutuklananlar›n
kitleler halinde toplama kamplar›na
gönderilmesini örgütledi. 1944’te, Al-
manya’daki silahl› kuvvetlerin komu-
tanl›¤›na getirildi. May›s 1945’te ‹ngi-
lizler taraf›ndan yakaland›. Di¤er Nazi
savaß suçlular›yla birlikte yarg›lan›p
cezaland›r›lmaktan intihar ederek kur- 3 Fransa’da baßar›ya ulaßan bir sabotaj, 1944.
tuldu.
Frans›z direnißçiler trendeki Almanlar› esir al›yor.

4 Yunan direnißinin bast›r›lmas›.

21 Haziran 1943. Haziran›n 20’sini 21’ine ba¤layan gece, Selanik-Atina de-


miryolu tam 6 noktadan kesildi. ... Sabotaj›n olas› san›klar›, son zamanlar-
da Alman mühendislerin gözetiminde köprü güçlendirme ißlerinde çal›ßan
ißçiler. ...
22 Haziran. Sabotaj faaliyetlerinde örgütlü biçimde art›ß. Katerini’nin ku-
zeydo¤usundaki demiryolu köprüsüne sald›r›. Serfice (Servia)’nin güneydo-
¤usundan geçen yolda, 118 adam ve 64 kamyondan olußan öncü konvoy,
‹talyan bölgesinde partizanlar taraf›ndan sald›r›ya u¤rad›. Araçlar›n bir k›s-
m› yand›. ... Gece, Arnavutluk yönündeki tüm telefon ba¤lant›lar› sabotaj
eylemleri sonucunda kesildi. ...
29 Haziran. ... Ptolemais’in güneybat›s›nda bir dizi sald›r› ve sabotaj. Kasa-
ban›n sakinleri gözalt›na al›nd›. A¤ustos (Nausa) kasabas›nda bir Alman as-
subaya düzenlenen sald›r›ya misilleme olarak, komünist olduklar› san›lan
25 Yunanl› kurßuna dizildi.
Atina Wehrmacht karargâh›n›n günlü¤ü.

1. Bir Avrupa haritas› üzerinde, sözü edilen direniß eylemlerinin


gerçekleßtirildi¤i yerleri gösteriniz.
2. Alman ißgal güçlerini özellikle rahats›z eden eylemler hangile-
ridir?
3. Misilleme önlemlerine bir örnek veriniz.

5 "Bunlar m› kurtar›c›lar›m›z? Suçlular ordusuyla kurtuluß!"


K›rm›z› bülten (Þubat 1944).
Fransa’da Naziler taraf›ndan binlercesi da¤›t›lan bu afiß, Ermeni kökenli Mi-
sak Manukyan taraf›ndan yönetilen KNP-Y‹G (Keskin Nißanc› Partizanlar - Ya-
banc› ‹ßgücü)’ye ba¤l› komünist direnißçilerin ißledikleri "suçlar›" gösteriyor.
Bu grubun 23 üyesi, 1944’te kurßuna dizildi.

55
III. Toplama kamplar›
A. Toplama kamplar› dünyas› Belge 1
S Ö Z L Ü K
n Toplama kamplar›n›n örgütlenmesi Nazi projesinin tam merkezinde yer al›yordu. Bu
* Kapos kamplar, Hitler’in hükmetme ve tüm muhalifleri ortadan kald›rma mant›¤› içinde
düßledi¤i sistemin temel çarklar›n› olußturuyordu. 1933’ten itibaren, Nazi karß›t› (sosyal
demokratlar, militan H›ristiyanlar, komünistler, vs.) ya da "toplum d›ß›" Almanlar (eß-
cinseller, Yehova Þahitleri, adi suçlular...), "yeniden e¤itilmek" üzere Dachau ve Ori-
anenburg kamplar›na kapat›ld›lar. Kamplar SS örgütüne ve komutan› Heinrich Himm-
ler’e ba¤l›yd›. ‹ßgal edilen tüm ülkelerden tutuklular›n getirilmesiyle birlikte, 1939’dan
itibaren toplama kamplar› Avrupa’ya yay›ld›. 1942’ye kadar, uygulamalar disiplin a¤›r-
l›kl›yd›. Daha sonra, tutuklular Reich ad›na ißgücü olarak kullan›lmaya baßlad›; kamp-
lar da böylece zorunlu çal›ßma kamplar›na dönüßtü.
n Tutuklular, yakaland›ktan sonra hapisanelerde ve tutuklu kamplar› ya da Compièg-
ne (Fransa) kamp› gibi transit kamplar›nda toplan›yorlard›. Ard›ndan, trenlerle, hepsi
Büyük Reich topraklar›nda bulunan esas toplama kamplar›na götürülüyorlard›. "Irk su-
çu" ißledikleri kabul edilen siyasi tutuklular, sendikac›lar, dini cemaat üyeleri, direnißçi-
Alman siyasi Frans›z siyasi
ler, rehin al›nanlar, bask›nlarda yakalananlar, adi suçlular, a¤›r suçlular ya da eßcinsel-

F ler böylece toplan›yor ve kamplarda bulunan Sovyet savaß esirlerine kat›l›yorlard›. Yük
vagonlar›nda üstüste, aç susuz, günlerce yol ald›ktan sonra hayatta kalanlar, herßeyin
kißiliklerini aßa¤›lamak üzere ayarland›¤› bir düzenle karß›laß›yorlard›.

Yahudi siyasi Toplum d›ß› B. "Yavaß ölüm" kamplar› Belge 2, 3, 4 ve 5

n Toplama kamp›ndaki tutuklu bir Stück, yani bir "parça"yd›. Art›k ad› yoktu, yaln›zca
bir numarayd›. Üzerine "suçunu" belirten ißaretin dikildi¤i, çabucak bollaßan çubuklu
bir üniforma giyerdi. Saçlar› kaz›n›rd›. Buz gibi bir barakada, pire kaynayan saman ya-
ta¤›n› üç-dört arkadaß›yla paylaß›rd›. K›ß›n çamurun, buzun içinde ya da yaz›n yak›c›
güneßin alt›nda, bitmek tükenmek bilmeyen yoklamalara kat›lmak ve saatlerce k›p›rda-
Çingene Yehova Þahidi madan durmak zorundayd›. K›p›rdayanlar öldüresiye dövülür ya da çorbadan mah-
rum edilirdi ki, bu da ölüm cezas›yla birdi. Günde on alt› saat çal›ßan bu tutuklular›n
yeme¤i bir tas çorba ve bir parça ekmekten ibaretti. En zay›f olanlar›n ya da hastalar›n
hayatta kalma ßans› yoktu. Yokluk, hastal›k, açl›k, susuzluk, pislik, kötü muamele, öle-
siye çal›ßma ve maddî-manevî türlü ißkenceler, tutuklular› "yavaß ölüm"e sürüklüyor-
du. Ölenlerin cesetleri eritme f›r›nlar›nda yak›l›yordu.
Uyruksuz Adi suçlu
n Tutuklular aras›nda kat› bir hiyerarßi vard›. Kapos, yani Alman, Avusturyal› ve Polon-
yal› adi suçlular, di¤er tutuklular üzerinde tüm haklara sahipti. SS’ler disiplini sa¤la-
mak için canlar›n›n istedi¤i gibi davran›yorlar, korku salmak için tüm yöntemlere baß-
vuruyorlard›. Auschwitz kamp›n›n girißinde yer alan "Çal›ßma özgürleßtirir" yaz›s›, bu
disiplin ç›lg›nl›¤›n› ifade ediyordu. Kamplardaki çal›ßman›n amac›, üretken olmayanla-
Eßcinsel r›n zaman içinde elenmesini sa¤layarak en yüksek rand›mana ulaßmakt›. Ama cezalan-
d›rma sarhoßlu¤u di¤er bütün ilkelerin ayaklar alt›na al›nmas›na neden oluyordu.
n Kamplara götürülen toplam tutuklu say›s›n›n 1.650.000 civar›nda oldu¤u tahmin edi-
liyor. Ölüm oran›, kamptan kampa %30 ile %60 aras›nda de¤ißiyordu. 650.000 Avrupal›
toplama kamplar›nda öldü. Bu koßullar alt›nda baz› kad›n ve erkeklerin hayatta kalma-
y› nas›l baßard›klar› sorusu akla gelebilir. Bunlar›n içinde ço¤unlu¤u, savaß›n sonlar›na
1 Tutuklular› ay›rmak için kul- do¤ru kamplara getirilen tutuklular olußturuyordu. Baz›lar› vatandaßlar›n›n, militanla-
lan›lan baßl›ca ißaretler. r›n ya da dindaßlar›n›n yard›m›yla hayatta kald›lar. Baßkalar› bir ölünün pay›n› yiyerek
Her tutuklu üzerinde toplumsal kate- yaß›yor ya da yak›nlardaki fabrikalarda çal›ßan Alman ißçilerle de¤iß tokuß yap›yorlar-
gorisini ve milliyetini gösteren bir üç- d›. Hayatta kalanlar›n ço¤u mucizeden söz etti. Dachau kamp›nda 21 ay geçiren Ed-
gen taß›yordu (F = Frans›z, P = Polonya- mond Michelet’nin ifadesiyle, ölülerin dünyas›ndan kurtulduktan sonra "yeniden do¤-
l›, S = ‹spanyol, R = Rus, vs.). muß gibi"ydiler.

56
2 Buchenwald kamp›nda.

SS’lere tutuklular›n kafalar›n› kaz›m›ß ve k›ya-


fetlerini de¤ißtirmiß olmak yetmiyordu. Onlara
karß› duyduklar› aßa¤›samay› hakl› ç›karmak
için, tutuklular›n yemek için dövüßmeleri, yiye-
ce¤in önünde iyice küçülmeleri gerekiyordu.
SS’ler bunun için ne gerekiyorsa yap›yorlard›.
Ama tam da bu nedenle, bunlar›n temelde yal-
n›zca basit ülküler peßinde koßan adamlar ol-
duklar› ortaya ç›k›yordu. Art›klar›n kondu¤u
kazana sald›ran tutuklular›n sergiledi¤i manza-
ra elbette berbat bir manzarayd›, ama SS’lerin
sand›¤› gibi, ßu gözlemcinin sand›¤› gibi ve bu-
rada bulunan herkesin art›klar› kapmaya gi-
denler baßkalar› oldu¤unda sand›¤› gibi, tutuk-
lular küçülmüyorlard›. Ölmemek gerekiyordu,
savaß›n gerçek hedefi buydu. Zira her ölüm
SS’ler için bir zafer demekti.
... 3 Bir SS subay› ve Mauthausen’deki tutuklular, ßubat 1944.
Hepimiz ölmek için buraday›z. SS’lerin bizim
için belirledikleri hedef bu. Bizi ne kurßuna diz-
diler ne ast›lar, ama mant›ksal olarak yiyecek- 4 "Ölülerin aras›ndan geri döndüm".
ten mahrum b›rak›lan herkes, kißiden kißiye de-
‹ßte geri döndüm. Demek bilmiyordunuz siz, oradan dönülebildi¤ini... Oradan da dönü-
¤ißen bir süre sonunda öngörülen biçimde ölür.
lür, daha uzaktan da.
Dolay›s›yla herbirimizin tek amac› kendimizi öl-
mekten al›koymak. Yedi¤imiz ekmek aç oldu- Baßka bir dünyadan hiç terketmedi¤im bu dünyaya geri döndüm ve hangisi gerçek bil-
¤umuz için iyidir, ama biliriz ve hissederiz ki, miyorum, söyleyin bana döndüm mü öteki dünyadan? Bana göre ben hâlâ oraday›m ve
açl›¤›m›z› bast›rd›¤› gibi, ekmekle birlikte vücu- orada her gün biraz daha ölüyorum, ölmüß olanlar›n yerine ölüyorum ve dünyalardan
dumuzdaki yaßam da kendini savunmaktad›r. hangisinin gerçek oldu¤unu art›k bilmiyorum. Oradaki öteki dünya hakk›nda rüya görüp
So¤uk ac› verir, ama SS’ler bizim so¤uktan öl- görmedi¤imi art›k bilmiyorum.
memizi isterler, dolay›s›yla so¤uktan korunma- ...
m›z gerekir, çünkü so¤u¤un içinde ölüm vard›r. Ölülerin aras›ndan geri döndüm ve bunun bana baßkalar›yla konußma hakk› verdi¤ini
Çal›ßmak bitiricidir, bizim için saçma bir ifade sand›m. Ama kendimi onlar›n karß›s›nda buldu¤umda söyleyecek bir ßeyim yoktu, çün-
ama y›prat›r ve SS’ler bizim çal›ß›rken ölmemizi kü orada baßkalar›yla konußulamayaca¤›n› ö¤renmißtim.
isterler, bu yüzden kendimizi fazla harcamama-
Charlotte Delbo [1943’te Auschwitz’e götürüldü, oradan 1944’te Ravensbrück’e gönderildi],
m›z gerekir. Bir de zaman var... SS’ler yemeden Une connaissance inutile (Paris, 1970).
içmeden çal›ß›rken ölece¤imize inan›rlar. SS’ler
bizi yorgunlukla, yani zamanla avlayacaklar›na Dersin ve metnin yard›m›yla, "Ölülerin aras›ndan geri döndüm" ve "Baßka bir
inan›rlar. Ölüm zaman›n içindedir. dünyadan geri döndüm" cümlelerini aç›klayan bir paragraf yaz›n›z.
Burada, savaßmak ölüme karß› ak›ll›ca mücade-
le etmek demektir.
Robert Antelme,
L’Espèce humaine (Paris, 1947).

1. Bu tan›kl›¤a göre, SS’lerin amac› nedir?


2. Tutuklular onurlar›n› korumay› nas›l
baßar›yorlard›?

Dachau toplama kamp›n›n


5
eritme f›r›nlar›.

57
IV. Holokost
A. “Toplamsal ölüm”den gettolara Belge 2
A N A H T A R
n 1933’ten 1939’a kadar Hitler, Alman Yahudilerini toplumun d›ß›na itmißti. Dahas›,
S Ö Z C Ü K Hitler’in Kavgam adl› kitab›nda aç›klad›¤› "›rk›n safl›¤›" ilkesi ad›na Naziler, 1938’den iti-
• TOPLU ÖLDÜRME baren gizli ötanazi program›n› uygulamaya koymuß ve "dejenere" (fiziksel ya da zeka
KAMPLARI özürlü) ve "toplum d›ß›" Almanlar› yok etmeye baßlam›ßlard›.

Naziler taraf›ndan ço¤unlu¤u n Polonya’n›n ve Sovyetler Birli¤i’nin ißgal edilmesiyle birlikte Naziler, pek çok Yahu-
Yahudi olan tutuklular› genel- di toplulu¤unun yüzy›llardan beri yerleßmiß bulundu¤u topraklar› ele geçirdiler. Po-
likle getirilir getirilmez öldür- lonya Yahudileri önce getto*lara kapat›ld›lar. Erzaks›z, korkunç yaßam koßullar› içinde,
mek amac›yla kurulan kamp-
üstüste, on binlerce aile açl›ktan, hastal›ktan ve kötü muameleden k›r›ld›. Naziler getto-
lar›n Yahudi sorumlular›n› (Judenrate) durumlar›nda bir iyileßme olabilece¤ine inand›-
lar.
rarak kendileriyle ißbirli¤i yapmaya zorluyorlard›. Do¤u’ya do¤ru toplu sürgünler ve
katliamlar k›sa sürede her türlü umudu söndürdü. 1943’te, umutsuzluk içinde son bir
kez baßkald›rmay› deneyen Varßova gettosunda ayaklanma ç›kt›.
S Ö Z L Ü K
* Getto B. Toplu katliamlar ve gaz odalar› Belge 1, 3 ve 5
* Einsatzgruppen n Sovyetler Birli¤i’ni ißgal ettikten sonra Hitler, komünist kadrolar› ve Yahudileri he-
* Soyk›r›m men kurßuna dizdirmeye karar verdi. Bu ißle Einsatzgruppen* ad› verilen küçük SS po-
lis birlikleri ilgilenecekti. Düzenli orduyu izleyen birlikler 1941 yaz›ndan itibaren kur-
ßuna dizme ißine baßlad›lar. Wehrmacht da onlara destek oluyordu. Böylece, binlerce "s›-
radan" Alman askeri ile komünist ve Yahudi düßman› Ukraynal›lar ve Litvanyal›lar, Ya-
hudilerin yok edilmesine katk›da bulundular. Kiev yak›nlar›ndaki Babi Yar’da, 29 ve 30
Eylül 1941’de toplam 33.771 Yahudi kurßuna dizildi.
n 1941 sonbahar›nda toplam 600.000 Sovyet Yahudisi öldürülmüßtü. Naziler bu tarih-
ten sonra Avrupa’daki tüm Yahudilerden kurtulabilmek için daha etkili çözümler ara-
maya girißtiler. Himmler’in emriyle, "Yahudi sorununa kesin çözüm" büyük bir gizlilik
içinde haz›rlanmaya baßlad›. 20 Ocak 1942’de, Wannsee Konferans› s›ras›nda, Yahudile-
rin düzenli biçimde Polonya topraklar›nda bulunan toplu öldürme kamplar›na gönde-
rilmesine karar verildi. Önceleri, cellatlar Yahudileri yok etmek için kamyonlar kullan-
d›lar. Yahudiler kamyonlara kapat›l›yor ve yaklaß›k yirmi dakika sonra içeriye verilen
egzost gaz› ile bo¤ularak ölüyorlard›. ‹lk gaz odalar› Belzec ve Chelmno’da 1941 kas›-
m›nda kuruldu. En büyük toplu ölüm kamp› ise, Auschwitz-Birkenau’da gerçek bir
"ölüm fabrikas›" biçiminde düzenlenmißti. Sürgünleri taß›yan trenler kampa vard›¤›n-
da, Yahudiler gruplara ayr›l›yordu. SS’lerin çal›ßabilece¤ine karar verdi¤i sürgünler,
toplama kamplar›na ya da IG Farben fabrikas›na gönderiliyordu. Di¤erleri ise do¤ru-
dan Birkenau’daki gaz odalar›na ve eritme f›r›nlar›na götürülüyordu. Gaz odalar›nda,
baßlang›çta ordunun parazitleri yok etmek için kulland›¤› Zyklon B gaz› kullan›l›yordu.
Tahminlere göre, 1941’den 1944 y›l›n›n sonuna kadar 2,7 milyon insan gaz odalar›nda
öldürüldü. Bunlar›n yaklaß›k 800.000-1.100.000’i Auschwitz-Birkenau’da bulunuyordu.

C. Adland›r›lamaz› adland›rma çabas› Belge 4 ve 6

n Tahminlere göre, yok edilen Avrupal› Yahudilerin say›s› 5,5 ile 6 milyon aras›nda-
d›r. Tarihte eßine rastlanmam›ß bu katliam nas›l adland›r›labilir? "Soyk›r›m*" sözcü¤ü,
Yahudilerle birlikte Macaristan, Çekoslovakya ve Almanya’da Nazilerin kurban› olan
Çingenelerin de paylaßt›¤› ortak kaderi tan›mlar. Çingeneler de t›pk› Yahudiler gibi
Auschwitz’de korkunç, sapk›n t›bbî deneylerde kullan›ld›lar. Anglo-Saksonlar bu katli-
am› tan›mlamak için Yunanca’dan gelen ve kurban›n yak›larak öldürüldü¤ü dinsel
adak töreni için kullan›lan "holokost" sözcü¤ünü benimsediler. Frans›z tarihçiler ise, ‹b-
ranice "felaket" anlam›na gelen ve ‹kinci Dünya Savaß› s›ras›nda Yahudilerin yok edil-
1 Auschwitz’de kay›tl› Yahudi mesi ile tarihteki di¤er katliamlar aras›ndaki fark› belirten "ßoah" sözcü¤ü etraf›nda bir-
bir kad›n›n foto¤raf›. leßiyorlar.

58
May›s 1943’te,
2
Varßova gettosundaki
ayaklanmadan sonra
Yahudilerin
tutuklanmas›.

3 Litvanya’da bulunan 3 numaral› Einsatzgruppe’nin, 4 Primo Levi’nin tan›kl›¤›.


Reich’›n Ostland komutanl›¤›na gönderdi¤i rapor.
Belki hastal›klara ra¤men hayatta kalabilece¤iz, belki seçilmekten kur-
2.10.1941, Zagare: tulabilece¤iz, belki bizi tüketen çal›ßmaya ve açl›¤a bile dayanabilece-
633 Yahudi erkek, 1.107 Yahudi kad›n, 496 Yahudi çocuk . . .2.236 ¤iz. ...Buraya kadar kap›lar› m›hlanm›ß vagonlarda yolculuk ettik, ka-
(Yahudileri öldürülecekleri yere götürmek istedi¤imizde isyan ç›kt›, r›lar›m›z›n ve çocuklar›m›z›n hiçli¤e yuvarland›¤›n› gördük. Bizler ise,
hemen bast›r›ld› ve150 Yahudi olay yerinde kurßuna dizildi.) esir olarak, yüz kere çal›ßmaya giden hayvanlar›n geçti¤i tekdüze yol-
dan geçtik, isimsiz ölüp gitmeden önce kendi gözümüzde öldük. Ge-
4.10.1941, Kaunas:
ri dönmeyece¤iz. Auschwitz’de bir insan›n baßka bir insana yapabil-
315 Yahudi erkek, 712 Yahudi kad›n, 818 Yahudi çocuk . . . . .1.845
diklerini, etine kaz›nm›ß ißaretle birlikte kara haber gibi dünyaya anla-
29.10.1941, Kaunas: tacak hiç kimse ç›kamayacak buradan.
2.207 Yahudi erkek, 2.920 Yahudi kad›n, 4.273 Yahudi çocuk
Primo Levi [‹talyan Yahudi kimyac›, direnißçi, Auschwitz’e götürüldü],
(verimsiz Yahudilerin ortadan kald›r›lmas›) . . . . . . . . . . . . . . . . . .9.400 Se questo è un uomo (Torino, 1947).
3 numaral› eylem komandosu taraf›ndan öldürülen toplam Yahudi
say›s›,
7 Temmuz – 29 Kas›m 1941: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .99.804

Reinhard Rürup, Der Krieg gegen die Sowjetunion, 1941-1945,


(Berlin, 1991).

5 Auschwitz’de kullan›lan zorunlu kimlik ißaretleri.

Sonunda yüz seksen dokuz kißilik bir erkek grubunun içinde kalm›ß-
t›m. Auschwitz merkez kamp›na götürüldük. Girißte, üzerinde "Arbeit
macht frei"1 yaz›s› bulunan bir kap›dan geçtik. Banyolara gitti¤imizde,
herbirimiz sol kolumuza bir sicil numaras› ve bir üçgenden olußan bir
dövme yapt›rmak zorunda kald›k. Gördü¤ünüz gibi, benim sicil nu-
maram 79414. Yaln›z ißgücü ihtiyac› nedeniyle geçici olarak yaßama-
lar›na izin verilen mahkûmlara dövme yap›lm›ßt›. Bunun d›ß›nda, hepi-
miz gö¤sümüzün yan taraf›nda ay›rdedici bir ißaret taß›mak zorunday-
d›k: Yahudiler için alt› uçlu bir y›ld›z olußturacak biçimde üstüste ge-
tirilmiß k›rm›z› ve sar› birer üçgen (bu ißaret daha sonra üst taraf›ndan
sar› bir bant geçen k›rm›z› bir üçgenle de¤ißtirildi), Ruslar için siyah bir
üçgen, siyasî mahkûmlar için k›rm›z› bir üçgen, adi suçlular için yeßil
bir üçgen.
Kamp arazisinde kimlik ißareti olmadan dolaßmak ya da ißaretini be-
lirtilenden farkl› bir yerde taß›mak, mutlak ölüme davetiye ç›karmak
demekti. Karß›n›za ç›kacak ilk SS subay› sizi yakalayabilir, yere f›rlat›r,
yüzünüze ve gö¤sünüze tekmeler savurur, sonra da gaz odas›na gön-
derirdi.
M. Çirulnitski’nin tan›kl›¤› (1945),
Vasilii Grossman & ‹lya Ehrenburg (der.), Çernaya kniga (Kudüs, 1980). 6 Auschwitz’de öldürülen Yahudilerin cesetlerinden al›n-
1. "Çal›ßma özgürleßtirir". m›ß ve 1945’te kamp›n boßalt›lmas› s›ras›nda bulunan gözlük-
ler.

59
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM
TAR‹HLER n Toplama kamplar› ve toplu öldürme kamplar›
18 Haziran 1940: General Toplama kamplar›, bir savaß
Bal t› k
de Gaulle’ün ça¤r›s›. s›ras›nda muhaliflerin ya da K uz ey
Ocak 1942: Wannsee Konferans›. "düßmanlar›n" gözalt›nda D eni z i
D eni z i
tutulmas›na yöneliktir. Stutthof
Þubat 1943: Fransa’da ZÇH’nin Neuengamme
‹lk örnekleri Güney Afrika’da Ravensbrück
kurulmas›.
Sachsenhausen Treblinka
Boer Savaß› (1899-1902) s›ras›nda
Nisan 1943: Varßova gettosunda Bergen-Belsen Chelmno Sobibor
‹ngilizler taraf›ndan kurulmußtur. Berlin Varßova
ayaklanma. Dora Maydanek
Nazi Almanyas› bu kamplar› ölüm Terezin Gross-Rosen
Buchenwald Belzec
yuvalar›na çevirdi. Flossenburg
Prag
Toplu öldürme kamplar› ise, Auschwitz-Birkenau
Struthof-Natzwiller
1941 sonbahar›ndan itibaren, Dachau
1942’de “Büyük Reich”
tutuklular›n ço¤unlukla getirilir Strasburg
Mauthausen Toplu öldürme kamplar›
getirilmez yok edilmesi amac›yla
Baßl›ca toplama kamplar›
kuruldu. 200 km Önemli gettolar

n Yahudi düßmanl›¤›
ve antisemitizm
Yahudi düßmanl›¤›, Yahudili¤in ve bu dine ba¤l› olanlar›n d›ßlanmas›d›r. Özellikle
Haçl› Seferleri’nden sonra, Avrupa’da güç kazanm›ßt›r.
Antisemitizm ise, yaßambilimcilerin ve antropologlar›n ›rklar› tan›mlay›p
s›n›fland›rmaya baßlad›klar› XIX. yüzy›lda icat edilmiß bir sözcüktür. Bu tarihten itibaren,
dine dayal› Yahudi düßmanl›¤›na ek olarak tüm "Sami" ›rk›n›n d›ßlanmas› söz konusu
olmußtur.

n Niyet ve ißlev
Yahudilerin Naziler taraf›ndan yok edilmesi ve "Yahudi sorununa nihai çözüm" uygula-
malar›, iki farkl› tarihsel okul taraf›ndan farkl› biçimde yorumlan›r.
Bu politikay› temelinde yer alan niyetten hareketle aç›klayan bir okul, Hitler’in niyetinin
baß›ndan beri Yahudileri katletmek oldu¤una inan›r.
‹ßlevselci yaklaß›m› benimseyen di¤er okul ise, Hitler’in uygulamalar›n›n siyasal ve askerî
koßullar›n yönlendirmesiyle ortaya ç›kt›¤›n› savunur. Günümüzde bu iki okul giderek
kaynaß›p tek bir okul olußturma e¤ilimindedir. Buna göre, Hitler’in niyetini
gerçekleßtirebilmesi koßullar elverdi¤i için mümkün olabilmißtir.

n Nazi yanl›lar› ve ißbirlikçiler


Bkz. s. 48.

ÖNEML‹ YARARLI B‹YOGRAF‹LER


KISALTMALAR
s. 55 s. 53
• ZÇH : Zorunlu Çal›ßma
Heinrich Himmler Tito ad›yla tan›nan
Hizmeti.
(1900-1945) Josip Broz
• FGL : Bolßevizme karß› (1892-1980)
Frans›z Gönüllü
Lejyonu. SS birlikleri baßkomutan›. Yugoslav komünist direnißinin baß›.

60
belge incelemesi

Londra’ya s›¤›nan
devlet baßkanlar›
(‹ngiliz afißi)

Sorular
n 1. Bu afiß neden tarihsel bir belgedir?

n 2. Bu afiß General de Gaulle’ün amac›na nas›l hizmet etmiß olabilir?

n 3. Savaß s›ras›nda Birleßik Krall›k’›n rolünü inceleyiniz.

n 4. Bu afißin bir propaganda malzemesi oldu¤unu gösteriniz.

Müttefik uluslar›n Büyük Britanya’da üslenmiß bulunan liderleri: sol üstten itibaren Hubert Pierlot (Belçika Baßbakan›),
Eduard Beneß (Çekoslovakya Baßbakan›), Charles de Gaulle (Fransa generali), II. Yorgos (Yunanistan Kral›),
II. Petar (Yugoslavya Kral›), Luxembourg Büyük Düßesi Charlotte, Wladyslaw Sikorski (Polonyal› General),
VII. Haakon (Norveç Kral›) ve Hollanda Kraliçesi Wilhelmina.

TAVS‹YELER YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N


• Afißler genellikle • Afiß de di¤er tarihsel belgeler gibi incelenir. • Afiß tarihsel bir belgedir.
imza taß›maz. - Afißin tarihi nedir? Bu bilgi genellikle afißin üzerinde - Metin: Afißte kullan›lan metin bir slogan m›? Basit bir
Bu afißin kim taraf›ndan yer almaz. Buradaki afißte, sürgündeki devlet baßkan- cümle yeterlidir, çünkü metin çabuk okunabilmelidir.
yay›nland›¤›n› bulman›z
lar› aras›nda nisan 1941’de tahta geçen Yugoslavya Afiße bakt›¤›m›zda, üç ßey hemen gözümüze çarp›yor:
gerekir (hükümet,
Kral› Petar’›n da bulunmas›, belgenin 1941 ilkbahar›n- Devlet baßkanlar›, Müttefikler, ‹ngiltere.
siyasal parti, sendika,
dan sonraya ait oldu¤unu anlamam›z› sa¤l›yor. - Resim: Ne tür grafik özellikler kullan›lm›ß?
vb.).
- Afißi yay›nlayan kim? Buradaki afiß bir ‹ngiliz afißidir; Zafer ißareti olan V harfi, bulutlu bir gökyüzü üzerin-
• Afißin vermeye özgür Fransa’n›n baßkan› General de Gaulle de Lond- de yükseliyor. Müttefiklerin zafer kazanacaklar› anla-
çal›ßt›¤› mesaj üzerinde
ra’da sürgünde bulunan devlet baßkanlar›n›n aras›nda t›lmak isteniyor. Arka planda Londra’n›n tan›nm›ß
düßünün. Bir program›n,
yer almaktad›r. an›tlar› göze çarp›yor: Big Ben Saat Kulesi, Saint-Paul
bir ideolojinin
sunumunu mu içeriyor, - Afiß, General de Gaulle’ün 18 Haziran 1940’da yapt›- Katedrali.
yoksa bir durumu, ¤› analizi belgelemektedir. Fransa Müttefiklerin yan›n- • Afiß bir bak›ßta anlaß›lacak biçimde tasarlanm›ßt›r.
siyasal bir düßman›, özel da savaßa devam edecektir; meßru baßkan› da General
- Grafik özellikler: V harfinin önemi, devlet baßkanlar›-
bir olay› m› bildiriyor? de Gaulle’dür. Büyük çabalarla zafere ulaß›lacakt›r.
n›n hepsi ayn› boyda resmî portreleri (herbirinin ayn›
- Hedef kitle ißgal alt›ndaki Fransa’da yaßayan Frans›z derecede önemli oldu¤unu vurgulamak için).
• Afißin kime
seslendi¤ini kendi halk›d›r, ama bu afiß farkl› dillerde yay›nlanm›ßt›r. Ay-
- Farkl› gerçeklikleri yans›tabilen basit bir baßl›k: Belçi-
kendinize sorun. n› tarihlerde, ‹ngiliz uçaklar› Fransa topraklar› üzerine
ka Kral› Belçika’da kald›¤›ndan, afißte Belçika’y› bir ba-
Hedef kitle kim? el ilanlar› b›rak›yor, direnißçiler kendi ilanlar›n› as›yor
kan olan Hubert Pierlot temsil etmektedir, General de
Afiß nereye as›lm›ß? ya da duvarlara "zafer" anlam›na gelen V harfini çizi-
Gaulle 1941’de henüz devlet baßkan› de¤ildir, vs.
yorlard›. Almanya’n›n ve Vichy hükümetinin propa-
ganda çabalar›n› bast›rmak hedefleniyordu.

61
verilerle çal›ßma

Konu: ‹kinci Dünya Savaß›’nda


Avrupa Yahudilerinin yok edilmesi

Sorular
r 1. Belgeleri tan›t›n›z.

r 2. Belgelerde verilen bilgileri seçiniz, s›n›fland›r›n›z ve


karß›laßt›r›n›z.

r 3. Belgelerden derleyece¤iniz bilgilerin yard›m›yla,


yukar›daki konuyu tart›ßan bir sentez yap›n›z.

1 Amerikal› tarihçi Raul Hilberg’in tahminine göre


kurbanlar›n say›s›.
Ölüm nedenine göre kurbanlar›n say›s›
Gettolar ......................................................... 800.000’den
fazla
Do¤u Avrupa Gettolar›: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .600.000’den fazla
Terezin: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .100.000’den fazla
Romanya ve Sovyetler Birli¤i Yahudileri: . . . . . . .100.000’den fazla
Aç›k havada toplu infaz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1.300.000’den
fazla
Einsatzgruppen (SS’ler ve polis, Romen ve Alman ordular›;
Galiçya, S›rbistan ve di¤er bölgelerdeki infazlar;
savaß tutuklular›n›n öldürülmesi)
Kamplar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3.000.000’a
yak›n
Auschwitz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .1.000.000 2
Treblinka . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .750.000
Sovyetler Birli¤i’nde Einsatzgruppen, 1942.
Belzec . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .550.000
Sobibor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .200.000
Chelmno . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .150.000
Maydanek-Lublin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .50.000
Di¤er kamplar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .150.000
Romanya . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .100.000
H›rvatistan ve di¤erleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .50.000’den az
TOPLAM: 5.100.000
Ülkelere göre kurban say›s› (1937 s›n›rlar›na göre)
Polonya 3.000.000 ’a yak›n Letonya 70.000
Sovyetler Birli¤i 700.000 ’den fazla Yugoslavya 60.000
Romanya 270.000 Yunanistan 60.000
Çekoslovakya 260.000 Avusturya 50.000’den fazla
Macaristan 180.000 ’den fazla Belçika 24.000
Litvanya 130.000 ’e yak›n ‹talya (Rodos dahil) 9.000
Almanya 120.000 ’den fazla Estonya 2.000
Hollanda 100.000 ’den fazla Norveç 1.000’den az
Fransa 75.000 Lüksemburg 1.000’den az
TOPLAM: 5.100.000
Raul Hilberg, The Destruction of the European Jews (Chicago, 1961).

Not: Bu konuda kesin rakamlar vermek güçtür. Ço¤unlukla güvenilir olmayan nü-
fus say›mlar›na dayan›larak, 1940’tan önce farkl› ülkelerde yaßayan Yahudilerin sa-
y›s›ndan ç›karma ya da ölüleri toplama yoluyla hesap yap›lmaktad›r. Bugün bütün
tarihçiler, dönemin Sovyet arßivlerine ulaßmas› mümkün olmad›¤›ndan Hilberg’in 3 Auschwitz’de, kamp girißinde bir Yahudi
verdi¤i rakamlar›n gerçe¤i yans›tmad›¤›na inanmaktad›r.
konvoyunun gruplara ayr›lmas›, haziran 1944.

62
Ba lt ›k
Vilna
D e nizi Kaunas
K uz ey

Den iz i Stutthof

Bialystok
Neuengamme
Ravensbrück Vis
tul Treblinka
e
Sachsenhausen
Bergen-
Belsen
Berlin
Ode Varßova
r Chelmno Sobibor
Elbe
Lodz
Maydanek-
Dora Lublin Lublin
Buchenwald Gross- Czestochowa
Rosen Belzec
Mielec
Terezin
Wroclaw Lvov
Re
n

Auschwitz-
Flossenbürg Birkenau
Prag
1937’de Almanya
Struthof
1942’de “Büyük Reich”
Natzwiller Tuna
Strasburg Mauthausen
Toplu öldürme kamplar›
Dachau Viyana
Baßl›ca toplama kamplar›
Baßl›ca yurtd›ß› Kommando’lar›
100 km Büyük gettolar

4 Toplama kamplar› sistemi.


5 Bir cellad›n tan›kl›¤›, 1961.

Adolf Eichmann ve ‹srail polisinden Avner Less aras›nda geçen, Wansee Konfe-
rans› (Ocak 1942) ile ilgili söyleßi.
YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
AVNER LESS: Heydrich1 diyor ki: "Nihai çözüm çerçevesinde, Yahudiler [...] Do-
¤u’da kullan›lmal›d›r. Çal›ßmaya uygun Yahudiler, kad›nlar ve erkekler ayr›lmak r Soru 1 r Soru 2
suretiyle, uzun konvoylar halinde çal›ßmaya gönderilecektir. Kußkusuz, içlerinden
büyük bölümü bu ißlem s›ras›nda do¤al eleme yoluyla ortadan kalkacakt›r." Bu- - Belgelerden hangileri ‹kinci - Naziler Avrupa Yahudilerini
rada "do¤al eleme" ile ne anlat›lmak isteniyor? [...] Dünya Savaß› y›llar›na, han- ortadan kald›rmak için hangi
ADOLF EICHMANN:2 "Do¤al eleme" bizim aram›zda her zaman kulland›¤›m›z gileri savaß sonras›na aittir? yöntemlere baßvurdular?
bir terimdir [...], do¤al ölümü anlatmak için kullan›lan teknik bir terim. Terezin’de,
örne¤in, insanlar do¤al ölümle öldüklerinde ben de bu terimi kulland›m [...], bu - Belgelerin içerdi¤i bilgiler- - Holokostun gerçekleßtiril-
"do¤al eleme" idi. den hangileri tarihsel olarak mesinde kullan›lan yöntem-
A. L.: Peki, ben yaln›zca bu konuya aç›kl›k getirmek istiyorum. Bir insandan zor- güvenilir bilgilerdir? lerden hangileri daha öldü-
lu fiziksel bir çal›ßma beklenirse ve buna karß›l›k yeterince yemek verilmezse, o ka- rücü oldu?
- Gelecekte tarihçilerin araß-
dar zay›flar ki sonunda kalp krizi geçirir, diyebiliriz!
t›rmalar›yla de¤ißikli¤e u¤ra- - Holokost hangi ülkelerde
A. E.: Elbette, böyle durumlarda Do¤u’daki yetkililer bunu "do¤al ölüm" olarak
bildirirlerdi [...]. yabilecek bilgiler hangileri- yap›ld›? Hangi ülkeler bunun
A. L.: Burada, sekizinci sayfan›n ilk paragraf›nda, Heydrich devam ediyor: "Bu ko- dir? d›ß›nda b›rak›ld›?
ßullarda hayatta kalanlara uygun biçimde muamele edilmelidir. Hayatta kalanlar - Yahudilerin ortadan kald›-
hiç tart›ßmas›z türün en dayan›kl› bölümüdür ve özgür kald›klar› takdirde Yahu-
r›lmas›n›n ne gibi dramatik
dilerin yeniden do¤ußunun tohumlar›n› atacak do¤al seçkiyi temsil etmektedir."
Buradaki "uygun biçimde muamele etmek" ne anlama geliyor? sonuçlar› oldu?
A.E.: Bu, bu, bu fikir Himmler’indi... "Do¤al seçki", onun tak›nt›s›yd› "do¤al seçki".
A. L.: Evet, ama bunlar burada ne anlama geliyor?
TAVS‹YELER
A. E.: "Öldürmek", "öldürmek" demek, kußkusuz.
• Aßa¤›daki konular hakk›nda bilgi toplay›n:
1. Reinhard Heydrich (1904-1942), Himmler’in yard›mc›s›, ißgal alt›ndaki bölgelerde
- 1942 Wansee Konferans›;
görev yapan Gestapo’nun komutan›, Bohemya-Moravya bölgesinde "Reichsprotek-
tor". Çek direnißçiler taraf›ndan 1942’de öldürüldü.
- Eichmann davas›n›n görüldü¤ü dönemde ‹srail devleti (14. Konu);
2. Adolf Eichmann (1906-1962), Yahudilerin toplu öldürülmesinden sorumlu üst dü- - Auschwitz’de uygulanan "seçki" ve gaz odalar›.
zey Nazi görevlisi, Heydrich’in yard›mc›s›. Arjantin’e s›¤›nan Eichmann, ‹srail gizli ser- • Haritay› inceleyin: Kamplar›n ve Kommando’lar›n Almanya’daki
visinin ajanlar› taraf›ndan kaç›r›ld›, 1961’de ‹srail’de yarg›land›, ölüm cezas›na çarpt›- yo¤unlu¤u göz önünde bulunduruldu¤unda, Alman halk›n›n topla-
r›ld› ve cezas› 1962’de infaz edildi.
ma kamplar›n›n varl›¤›ndan haberdar olmamas› mümkün müdür?

63
KONU

3 ‹kinci Dünya Savaß›’nda


Türkiye
A tatürk’ün ölümü, genç Türkiye Cumhuriyeti için bir hayli sars›c› olmußsa da, ülke bu üzücü
olay› siyasal bunal›ma düßmeden atlatm›ßt›. ‹smet ‹nönü’nün cumhurbaßkanl›¤›nda normal hayat
sürmüß, 1939’un mart ay›nda genel seçimler yap›lm›ßt›. Temmuz ay›nda Hatay resmen Türkiye’ye
kat›lm›ß ve bu olay yeni bir iyimserlik havas›n›n esmesine neden olmußtu. Öte yandan, yavaß ve
alçakgönüllü boyutlarda da olsa, 1932’den beri süren iktisadi büyüme, II. Beß Y›ll›k Sanayi Plan›’n›n
uygulamaya konmas›yla devam edecek gibi gözüküyordu. Ancak, II. Dünya Savaß›’n›n patlak
vermesiyle birlikte ülke çok zor bir duruma düßtü. Türkiye, yaklaß›k alt› y›l boyunca hem tüm
komßular›n›n sürüklendi¤i savaßtan kendini korumaya çal›ßacak, hem de son derece olumsuz
dünya koßullar›nda gittikçe keskinleßen ekonomik sorunlar›na çözüm aramak zorunda kalacakt›.

n Savaß boyunca Türk d›ß politikas›n›n temel ilkeleri neler olmußtur?


n Savaß s›ras›nda Türkiye’de görülen ekonomik daralman›n nedenleri nelerdir?

KONUNUN PLANI
I. Savaß›n d›ß›nda kalma çabalar›
II. Türkiye’den savaßa bak›ß
III. Seferberli¤in bedeli
IV. Toplumsal sorunlar

• Unutmayal›m
• Belge incelemesi: Üçlü ‹ttifak, 19 Ekim 1939
• Verilerle çal›ßma: Varl›k Vergisi

1-3 Eylül Almanya’n›n Polonya’ya sald›rmas›


Fransa ve ‹ngiltere’nin Almanya’ya savaß ilan›
23 A¤ustos 18 Mart 7 Ekim Almanya’n›n Romanya’y› ißgali 31 Ocak 6 Haziran
Alman-Sovyet ‹talya’n›n 28 Ekim ‹talya’n›n Yunanistan’a sald›rmas› Stalingrad’da Normandiya
Pakt› savaßa girmesi 21 Haziran Barbarossa Harekât› Alman yenilgisi ç›karmas›

25 Ocak 1939 9 Temmuz 1942


Refik Saydam Hükümeti Þükrü Saraco¤lu Hükümeti
(D›ßißleri Bakan›: (D›ßißleri Bakan› Numan Menemencio¤lu;
Þükrü Saraco¤lu) 15 Haziran 1944’ten sonra: Hasan Saka)

1939 1940 1941 1942 1943 1944 1945

19 Ekim 18 Ocak 18 Haziran 11 Kas›m 6 Nisan 4-6 Aral›k 18-20 May›s


Üçlü ‹ttifak Milli Korunma Türk-Alman Varl›k Vergisi Toprak Kahire Turanc›lar›n
Kanunu Sald›rmazl›k Pakt› Mahsulleri görüßmeleri yarg›lanmas›
30 Ocak-1 Þubat Vergisi
Adana Konferans›

64
Hukuk-u düvel [Uluslararas› hukuk].
1
Cemal Nadir (Güler),
Karikatür Albümü II (‹stanbul, 1939).

2 Ramiz (Gökçe), Karikatür dergisinin kapa¤›,


17 Nisan 1941.
Dünya: – Çanakkale ile baßa ç›kamad›lard›,
bu çelik kaleye kim karß› ç›kabilir ki!..

65
I. Savaß›n d›ß›nda kalma çabalar›
A. Savaß baßlarken Belge 1 ve 2
S Ö Z L Ü K
n Savaß ç›kt›¤›nda, Türkiye baz› antlaßmalarda taraft›. Bunlar›n ilki, 1925’te SSCB ile
* Manda imzalanan ve yürürlükte kalma süresi 1935’te on y›l uzat›lan Türk-Sovyet Dostluk ve
* Alman - Sovyet Pakt› Sald›rmazl›k Antlaßmas›’d›r. Daha sonra, 1934’te imzalanan ve Türkiye’nin yan›s›ra Ro-
manya, Yugoslavya ve Yunanistan’› kapsayan Balkan Antant› gelir. Bu antlaßma, Bal-
kanlar’da bar›ß› güvenceye al›yor, bölge d›ß›ndan gelebilecek bir sald›r›ya karß› ortak bir
Ülkeler itibariyle savunma plan› öngörmüyordu. Bu tür bir baßka antlaßma, Irak ve ‹ran ile 1937’de im-
Türkiye'nin ihracat› (%) zalanan Sadabat Pakt›’d›r. Bu antlaßmayla iyi komßuluk ilißkileri pekißtiriliyor, üç ülke-
nin baßka ülkelerle olan sorunlar›nda tarafs›zl›k öngörülüyordu.
1939
n Türkiye’nin bu göreli güven ortam›nda gördü¤ü tek tehlike, Akdeniz’de yay›lma is-
1938
teklerini pek saklamayan ‹talya’yd›. Bu nedenle, 1932’de Milletler Cemiyeti’ne giren
Türkiye, 1920’lerde mesafeli davrand›¤› Fransa ve Birleßik Krall›k ile ilißkilerini gelißtir-
meye baßlam›ßt›. Bu yak›nlaßman›n ilk sonucu, Türkiye’nin Bo¤azlar› silahland›rmas›n›
1937
mümkün k›lan, 1936’da imzalanan Montreux Antlaßmas›’d›r. Bu yak›nlaßmay› ‹ngiliz-
lerle Frans›zlar da istiyorlard›. ‹ngilizlerin bunu istemesinin önemli bir nedeni, Türk d›ß
1936 ticaretinde en büyük paya sahip olan Almanya’n›n, art›k kaç›n›lmaz gibi görünen sa-
vaßta Türkiye’yi kendi saf›na çekebilece¤i korkusuydu. Ayn› kayg›yla hareket eden
1935 Fransa, Hatay konusunda Türkiye’nin isteklerini tatmin eden bir yol tuttu. Fran-
sa’n›n, Milletler Cemiyeti’nden alm›ß oldu¤u Suriye manda*s›n› tek baß›na bozabilmesi-
1934 nin nedeni, o dönemde Türkiye’den yana baßka beklentilerinin olmas›d›r. Nitekim, sa-
vaß baßlad›ktan sonra yap›lm›ß ilk büyük antlaßma olan Üçlü ‹ttifak’a ilißkin ilk fikirle-
ri de, 1938 sonbahar›nda Frans›zlar öne sürmüßtür. Ancak, bu ittifak›n haz›rl›k çal›ßma-
1933
lar›, Türkiye’nin Birleßik Krall›k ile Fransa’ya yaklaßmas›ndan tedirgin olan ve Bo¤azla-
r›n statüsünde ayr›cal›kl› bir konum istedi¤i için Montreux Antlaßmas›’n› be¤enmeyen
0 10 20 30 40 50 60
SSCB’ni Türkiye’ye karß› so¤uk davranmaya itti.
Ülkeler itibariyle
Türkiye'nin ithalat› (%)
B. Üçlü ‹ttifak Belge 3, 4 ve 5
1939 n Savaß baßlamadan önce yap›lan son önemli antlaßma, 23 A¤ustos 1939’da Mosko-
va’da imzalanan Alman-Sovyet Pakt›*’d›r. Bu pakt imzaland›¤›nda, Türkiye ve SSCB,
1938 aralar›ndaki so¤uklu¤u ortadan kald›racak yeni bir antlaßma için görüßme halindeydi-
ler. Türkiye’nin Fransa ve Birleßik Krall›k ile ittifak aray›ßlar› da sürüyordu. Aniden or-
1937 taya ç›kan Alman-Sovyet antlaßmas› Türkiye’yi zor bir durumda b›rakt›. Savaß iste-
meyen Türkiye’nin, hem SSCB ve Almanya’y› kendilerine karß› düßmanca bir tutumu
olmad›¤›na ikna edebilmesi, hem de Fransa ve Birleßik Krall›k’a, olas› bir çat›ßma duru-
1936
munda SSCB’ne karß› savaßmayaca¤›n› kabul ettirebilmesi gerekiyordu. Bu aßamada
Türkiye’ye zorluk ç›karan SSCB oldu. Montreux Antlaßmas›’nda de¤ißiklik yap›lmas›n-
1935
da direnen ve Türkiye’nin sald›r›ya u¤ramas› durumunda yard›m etme konusunda is-
teksiz olan SSCB ile anlaßma sa¤lanamad›.
1934
n SSCB ile yeni bir anlaßma sa¤lanamamas› Türkiye’yi kayg›land›rmakla birlikte kor-
kutmam›ßt›. Bunun nedeni, Fransa ve Birleßik Krall›k ile 19 Ekim 1939’da Ankara’da im-
1933
zalanan ve Türkiye’nin sald›r›ya u¤ramas› durumunda bu iki ülkenin etkin yard›m›n›
sa¤layan Üçlü ‹ttifak’t›r. Bu ittifak yolunda 1938 sonlar›nda yap›lan ilk görüßmeler, itti-
0 10 20 30 40 50 60
faktan çok ißbirli¤i öngörüyordu. Ancak, ‹talya’n›n 1939 nisan›nda Arnavutluk’a sald›r-
Almanya Birleßik Krall›k mas›, Türkiye’nin Akdeniz’de savaß korkusunu körükleyerek, ittifak konusunda ›srar
ABD ‹talya etmesine neden oldu. Frans›zlarla ‹ngilizler, Türkiye ile askeri bir ittifak istemekle bir-
Fransa SSCB likte, Türkiye’nin ßart koßtu¤u para ve savaß malzemesi yard›m› konusunda zorlan›yor-
Kaynak: ‹statistik Göstergeler, lard›. Türkiye ise, ordusunun savaßa haz›r olmad›¤›n› öne sürerek, kendisi bir sald›r›ya
1923-1998 (Ankara, 2000). u¤ramad›kça savaß d›ß›nda kalmak istiyordu. Ayr›ca, Frans›z ve ‹ngilizlerle savaßta olan
Almanya, Türkiye’nin en çok ihracat yapt›¤› ülkeydi. Sonuçta Üçlü ‹ttifak, Türkiye’nin
1 1933-1939 y›llar› aras›nda savaßa girmesini, savaß›n Akdeniz’e s›çramas› veya Fransa ve Birleßik Krall›k’›n gü-
ülkeler itibariyle Türkiye’nin d›ß vence vermiß olduklar› Romanya ve Yunanistan’›n sald›r›ya u¤ramalar› koßullar›na
ticareti. ba¤lad›. Ayr›ca Türkiye, SSCB’ne karß› savaßmayacakt›.

66
3 Saraço¤lu’nun a¤z›ndan
Moskova görüßmeleri.

Moskova Müzakereleri çok çetin oldu. En mühim


müzakere Stalin’in de bulundu¤u gün oldu. Beß saat
sürdü. ‹ptida Molotof söz ald›. Birçok sualler sordu.
Sonra Stalin söz ald›. En ziyade dikkat etti¤i iki nok-
ta: Almanya ile harbe girmek istemiyor, Bo¤azlar me-
selesini Türkiye ile Rusya’n›n kendi aralar›nda konuß-
malar›n› istiyor. Almanya Balkanlar’a hücum ederse,
Rusya kar›ßmamak, Bo¤azlar meselesinin Türkiye’ye
verece¤i selâhiyetlerin tatbik ßekli ne olaca¤› hakk›n-
da Türkiye plan›n› ö¤renmek istiyor. ‹tiraz ettik. ‹tira-
z›m›z› kabul etmiß gibi göründükleri halde sonradan
hep ayn› noktalar meydana ç›km›ßt›r. Bilhassa Bo¤az-
lar meselesi üzerinde çok ›srar gösteriyorlar. Biz mü-
zakerenin ink›ta›n› söyledi¤imiz halde onlar ileride yi-
ne konußmak ümitlerini bir türlü a¤›zlar›ndan eksik
2 Türk ordusu Hatay’da, haziran 1939. etmediler. Has›l olan intiba ßudur: Ruslar harbe gir-
mek istemiyorlar...
Ruslar, garpteki muharebenin henüz ciddî bir safha-
ya girmedi¤ini düßünerek Almanlar›n âdetâ ‹ngiltere
ve Fransa taraf›ndan kendileri üzerine sevkedilmesi
ihtimalinden endißededirler.
As›m Us, Hat›ra Notlar›, 1930-1950 (‹stanbul, 1966).

Üçlü ‹ttifak’›n imzalanmas›,


4
19 Ekim 1939.
Soldan sa¤a: General Sir Archibald Wavell,
General Maxime Weygand, Fransa’n›n Ankara
Büyükelçisi René Massigli, Baßbakan Refik Saydam,
Birleßik Krall›k’›n Ankara Büyükelçisi
Sir Hughe Knatchbull-Hugessen.

5 Bas›nda Üçlü ‹ttifak.

... Türkiye’nin ‹ngiltere ve Fransa ile akdetti¤i bu muahede, Akdeniz’de ve Türkiye’nin emniyet sahas› olan bölgelerde sulhu korumak aç›k mak-
sad›yla ve yaln›z bu maksatla karß›l›kl› yard›m taahhütlerinden ibaret bulunuyor.
Bu karß›l›kl› yard›m muahedesinin bariz 2 karakteri vard›r: 1. Muahede, hiçbir devlete karß› olmayarak yaln›z tedafüî mahiyettedir. 2. Bu muahe-
denin tazammun etti¤i hükümler aras›na Türkiye’nin bu yüzden büyük ßimal komßumuz Sovyet Rusya ile müsellah bir ihtlâfa gitmek mecburiye-
tinde kalmayaca¤›na ait sarih bir ihtiraz kayd› konmußtur. Akdeniz ve Yak›nßark emniyetlerinin bu iki ßartla teminat alt›na al›nm›ß olmas› elbette
ve ancak ehemmiyetli bir sulh eseri say›lmal›d›r.
...
Kendileriyle karß›l›kl› yard›m pakt› akdetti¤imiz iki büyük devletin Avrupa ßimalinde büyük bir devletle harp halinde bulunmalar›na ra¤men, Tür-
kiye için vaziyetin hiçbir memleket ve millete karß› husumet manas›n› asla tazammun etmeyen mahiyetine elbette dikkat edilecektir...
... Milletlerin emniyet ve selâmetleri yaln›z temenni ile temin olunamad›¤› içindir ki bu tedafüî tedbirlere müracaat olunmußtur...
Baßlayan harbin Polonya’y› ßimdiki halde dünya haritas›ndan silmekle meydana ç›kan fecî garabeti, bütün milletleri kendi hayat ve selametleri ba-
k›m›ndan büyük endißelerin derin ›zd›raplar› içinde yaßat›yor. Milletler aras›nda bütün tarihin kaydetmedi¤i dehßetli bir buhran hüküm sürmekte
ve insan medeniyeti y›k›l›p yok olmakla ayakta durabilmek gayreti aras›nda mahßerî bir hayat geçirmektedir.
Kuvvetle hak aras›ndaki bu çarp›ßmay› tehdit ederek insanl›¤› muhtaç oldu¤u salim ve sa¤lam yeni nizam› içinde normal hayata kavußturmak, bu-
günün en büyük vazifesini teßkil etse gerektir. Bu müthiß günlerin her an gelebilmesi ihtimali karß›s›nda biz Türkler, yeni müttefiklerimiz ‹ngilizler
ve Frans›zlarla kendi emniyet sahalar›m›z›n selâmetini temine azmetmiß bulunuyoruz.
Yunus Nadi, "Türkiye ile ‹ngiltere ve Fransa aras›nda...", Cumhuriyet, 20 Birinciteßrin [Ekim] 1939.

67
C. Savaß kap›y› çal›yor Belge 1 ve 2
S Ö Z L Ü K
n ‹talya, 18 Mart 1940’ta Fransa ve Birleßik Krall›k’a savaß ilân edince, Türkiye’nin de
* Vichy Hükümeti savaßa girmesi gündeme geldi. Müttefiklerinin ›srarlar›na karß›n Türkiye, Üçlü ‹ttifak
metnini kullanarak, savaßa girmekten kaç›nd›. Türkiye’nin gerekçeleri, müttefiklerinin
henüz gereken askerî yard›m› yapmad›klar› için ordusunun haz›r olmad›¤› ve savaßa
girmesi durumunda SSCB’nin kendisine karß› harekete geçme olas›l›¤› bulundu¤u idi.
Türkiye’nin bu tutumu, Fransa’n›n haziran ay›nda savaß d›ß› kalmas› üzerine daha ko-
lay savunulabilir bir duruma geldiyse de, ‹ngilizler, Türkiye’nin savaßa girmesi konu-
sundaki ›srarlar›n› sürdürdüler.
n ‹talya’n›n ekim ay›nda Yunanistan’a sald›rmas› da, Üçlü ‹ttifak’a göre, Türkiye
için savaßa girme gerekçesiydi. Ancak Türkiye, gene ayn› nedenlerle savaßa girmekten
kaç›nd›. Ama bu sefer Birleßik Krall›k pek ›srarc› davranmad›, çünkü ordusunun zaten
zay›f oldu¤unu bildi¤i Türkiye’yi, gerekirse, nazik bir duruma düßmüß olan Ortado-
¤u’da kullanmay› ye¤liyordu. Nitekim Suriye, Almanlarla ißbirli¤i yapan Vichy Hükü-
meti*’nin elindeydi.
n 1941 ilkbahar›nda, Türkiye’nin durumu daha da zorlaßt›. Mart ay›nda Bulgaristan’›n
B‹YOGRAF‹ Mihver’e kat›lmas›ndan sonra Almanya, Yugoslavya ve Yunanistan’› ißgal ederek Tür-
1 ‹smet ‹nönü kiye s›n›rlar›na dayanm›ßt›. Öte yandan, nisan baß›nda Irak’ta ‹ngilizlere karß› bir dar-
be yap›lm›ß ve darbeciler Almanya ile ilißki kurmußtu. Darbecilere yard›m etmek iste-
(1884-1973)
yen Almanya, Türkiye topraklar›ndan geçiß izni için Ankara’y› s›k›ßt›rmaya baßlad›.
Harp Akademi- Türkiye bu zor durumdan, ‹ngilizlerin may›s sonlar›nda Irak’a yeniden egemen olma-
si’ni 1906’da biti- lar›yla kurtuldu ama, Trakya s›n›r›nda tehlike hâlâ sürüyordu.
rerek orduya ka- n Balkanlar’daki Alman üstünlü¤ü, Türkiye’nin Almanya ila SSCB aras›nda ikinci bir Po-
t›lan ‹nönü, par-
lonya olmaktan korkmas›na yol açm›ßt›. Ancak, Bulgaristan’›n Mi¤fer saflar›na kat›lmas›,
lak bir kurmay subay olarak ßöh-
SSCB’nin politikas›n› de¤ißtirmesine yol açt›. ‹ngiliz diplomasisinin de yard›m›yla ani bir
ret yapm›ßt›r. Yemen ‹syan›’nda,
gelißme yaßand› ve 25 Mart 1941’de Türk-Sovyet Sald›rmazl›k Bildirisi yay›nland›. Ne
Balkan Savaß›’nda ve Birinci Dün-
ya Savaß›’nda çeßitli görevlerde
var ki bu gelißme, Türkiye’yi ortak bir Alman-Sovyet sald›r›s› korkusundan tam olarak
bulundu. Millî Mücadele’de Bat› kurtarmam›ßt›. Almanya ise, Barbarossa Harekât›’na girißmeden önce Türkiye ile ilißkile-
Cephesi komutanl›¤› yapt›. Bu sa- rini sa¤lamlaßt›rmak niyetindeydi. Irak darbesi s›ras›nda Almanya, Türkiye’yi Mi¤fer sa-
vaß› bitiren Mudanya B›rak›ßma- f›na çekmeye çok çal›ßt›. Korkular›n› artt›ran bu çabalar› Türkiye, Üçlü ‹ttifak’a ayk›r› bir
s›’nda gösterdi¤i baßar›dan ötürü girißimde bulunmayaca¤›n›, ancak istenirse Almanya’ya karß› da düßmanca bir girißimde
d›ßißleri bakan› oldu ve yeni Tür- bulunmayaca¤›na ilißkin garanti verebilece¤ini ileri sürerek karß›lad›. Sonunda, 18 Hazi-
kiye’yi Lozan’da temsil etti. Cum- ran 1941’de Türk-Alman Sald›rmazl›k Pakt› imzaland›. Gene de Türkiye, ancak üç gün
huriyet’in ilân›ndan sonra bir y›la sonra, Almanya’n›n SSCB’ne sald›rmas›ndan sonra rahat bir nefes alabildi.
yak›n baßbakanl›kta kald›. 1925
mart›nda yeniden baßbakan oldu
ve bu görevini 1937’ye kadar sür- D. Son çabalar Belge 3, 4 ve 5
dürdü. Atatürk’ün ölümünden n Türkiye’nin savaßa girmesi yönündeki bask›lar, kuzeyinde süren savaßta Sovyetlerin
sonra Türkiye’nin ikinci cumhur-
üstün konuma gelmesi üzerine yeniden artt›. Müttefiklerin, özellikle de Stalin’in Al-
baßkan› seçilen ‹nönü, Türkiye’
manya’ya karß› ikinci bir cephe açma istekleri, 1943 baßlar›nda Türkiye’nin savaßa gir-
nin ‹kinci Dünya Savaß›’na girme-
mesinde, hiç kußkusuz, en önemli
mesini gündeme getirdi. Ancak, Adana’da ‹nönü’yle bulußan Churchill, gene Anka-
etmendir. Baz›lar›nca aß›r› ihtiyat- ra’n›n silâh ve cephane iste¤iyle karß›laßt›. Türkiye’nin bu istekleri henüz tam anlam›y-
l›l›kla eleßtirilen ‹nönü, Birinci la karß›lanmam›ßken, y›l sonuna do¤ru bask›lar daha da artt›. Churchill ve Roosevelt
Dünya Savaß›’n›n kay›plar›n› en ile bulußmak üzere Kahire’ye davet edilen ‹nönü, savaßa girmeyi aral›k 1943’te ilke
iyi bilenlerin baß›nda geliyordu ve olarak kabul etmek zorunda kald›. Ama bu karar da, silâh ve cephane deste¤inin yeter-
karakteri gere¤i, savaß›n ancak ka- li olmamas› gerekçesiyle Türkiye taraf›ndan sürüncemede b›rak›ld›. Bunun bir nedeni,
ç›n›lmaz oldu¤u zaman seçilebile- SSCB’nin, Türkiye’nin savaßa girmesini isterken, di¤er müttefiklerinin de Balkanlar’a
cek bir yol oldu¤u kan›s›ndayd›. müdahale etmesini istemiyor olmas›yd›. Yani Türkiye, Almanya’n›n savaß kapasitesi
‹kinci Dünya Savaß› s›ras›nda uy- kadar, SSCB’nin niyetlerinden de çekiniyordu.
gulanan iktisat politikalar› dolay›-
s›yla eleßtirilen ‹nönü’nün, "Bizi n Türkiye’nin savaßa girmeme konusundaki ›srarl› tutumu, Müttefiklerle olan ilißkile-
ekmeksiz b›rakt›n!" suçlamas› kar- rinde 1944 bahar›nda gerginli¤e yol açt›. Müttefiklerin Normandiya ç›karmas›na kadar
ß›s›nda kendini, "Ama babas›z b›- geçen sürede Türkiye, hem Almanya ile ticaret ilißkilerine son vermeye, hem de Bo¤az-
rakmad›m!" sözleriyle savundu¤u lardan geçen Alman gemilerinin denetlenmesinde daha sert davranmaya zorland›. Ken-
söylenir. disine, savaßa girmezse bar›ß görüßmelerinde de bir rolü olamayaca¤› tarz›nda tatl›-sert
(Ayr›ca bkz. s. 290) uyar›larda bulunulan Türkiye, savaß›n art›k Müttefikler taraf›ndan kazan›laca¤›n›n bel-
li oldu¤u bir dönemde, yaln›z kalma tehlikesiyle karß›laß›yordu.

68
2 Savaß karß›s›nda Türkiye’nin durumu.

Geçen içtima devresini açarken, harp karß›s›ndaki vaziyeti-


mizi izah etmißtim. Cumhuriyet Hükümeti’nin haricî siyase-
tinde, geçen seneden beri bir tebeddül vâkî olmam›ßt›r. Bu-
nun en birinci sebebi, o siyasetin, siyasî istiklal ve mülkî ta-
mamiyetimizin mahfuziyetini esas tutmas› ve hadiselerin
seyrine göre tahavvül eden haris emeller ile alâkadar bu-
lunmamas›d›r.
Hükümetiniz muhtelif vesilelerle size arzetmißtir ki, Türki-
ye’nin, hudutlar› haricinde bir kar›ß toprakta gözü, bir hak-
k› ihlâle niyeti yoktur. Bize, emniyetimize, o emniyetle mü-
teradif olan hayatî menfaatlerimize tecavüz niyetinde ol-
mayan hiçbir Devlet, bizim siyasetimizden endiße ve bizi,
hakk›m›z›n mahfuziyetini istedi¤imizden dolay›, muaheze
3 ‹nönü ve Churchill Adana’da, ocak 1943.
edemez.
Muhterem arkadaßlar;
4 Türkiye savaßa girseydi ne olurdu?
Bizim harp harici vaziyetimiz, bize karß› ayn› iyi niyeti gös-
[Adana görüßmeleri s›ras›nda] Ankara genel kurmay›n›n akl›n› kurcalayan nok-
teren ve tatbik eden bütün Devletlerle en normal münase-
talar, askeri dan›ßmanlar›m›z›n 1940 bahar›ndaki görüßmelerde gözlemledikleri-
betlere mani de¤ildir. Kezalik, harp harici vaziyetimiz, bi-
nin ayn›yd›; yani Türk ordusunun kalk›ßaca¤› tüm harekâtlarda Müttefik güçle-
zim topraklar›m›z›n, deniz ve havalar›m›z›n muharipler ta-
rinin etkin deste¤i bekleniyordu. Bu tutum, Washington ve Londra’n›n niyetle-
raf›ndan birbiri aleyhine kullan›lmas›na istisnas›z olarak
rinden ya da samimiyetinden kußku duyuldu¤u anlam›na gelmiyordu; ancak,
manidir ve biz muharebeye girmedikçe kati ve ciddi olarak
hem ortada Müttefiklerin maddi aç›dan zaaflar› oldu¤unu gösteren baz› örnek-
mani kalacakt›r.
ler vard›, hem de Mareßal Çakmak kendi ordusunun zaaflar›n›n bilincindeydi. Ni-
Arkadaßlar; tekim, 1943 sonbahar›nda hava hakimiyeti hâlâ ellerinde olan Almanlar›n, ‹ngi-
Son zamanlarda harp harekât› baz› yeni vesilelerle dikkate liz birliklerini, ‹talya’n›n teslim olmas›ndan sonra ç›kt›klar› ‹stanköy, ‹leryos ve Si-
ßayan inkißaflar gösterdi. Sükûn ve selameti bizim için çok sam adalar›n› nas›l birkaç hafta içinde boßaltmak zorunda b›rakt›klar›n› gördük.
ehemmiyetli olan emniyet saham›z›n içinde dostumuz ve Bu durumu aç›kyüreklilikle de¤erlendiren Churchill de, an›lar›nda, "Ege adala-
komßumuz Yunanistan maalesef bugün harbe sürüklenmiß r›nda olanlardan sonra, Türkleri aß›r› ihtiyatl› olmakla suçlayamay›z" demißtir.
bulunuyor. Bundan do¤an vaziyeti, müttefikimiz ‹ngiltere [...] E¤er ‹smet ‹nönü, 1944 ilkbahar›nda savaßa girmeye ikna edilmiß olsayd› ne
Hükümeti’yle müßtereken tetkik ve mütalâa etmekteyiz. olurdu? Bakanlar›, Moskova’dan gelecek istenmeyen yard›m› geri çevirebilecek-
[...] Sovyet Rusya ile aram›zda yirmi seneye yak›n bir mazi- ler miydi? Hiç sanmam. Stalin’in, Marmara Denizinde üs talep edebilmek için
si olan itimatl› münasebetler, her ikimize de atfedilemeye- gayet sa¤lam nedenleri olacakt›. [...] ‹ngiltere baßbakan› bir y›l sonra Pots-
cek olan buhranlar geçirdikten sonra esas olan dostane dam’da Montreux Antlaßmas›’n›n gözden geçirilmesini onaylar, Sovyetler Birli-
mahiyetini tekrar elde etmißtir. Bunu memnuniyetle kay- ¤i de Akdeniz’e rahatça ç›kard›. Peki Türk devletine ne olurdu? Bilindi¤i gibi
Stalin, Potsdam’da Sovyetler Birli¤i’nin kurtard›¤› ülkelerde hegemonya kuraca-
detmek isterim. Türkiye-Sovyet münasebetleri dünya siya-
¤› söylentilerini protesto ederek, tam tersine bu ülkelerde faßist partiler d›ß›nda-
setinin îvicaclar› içinde baßl›baß›na bir mevcudiyettir ve
ki tüm partilerin kat›laca¤› serbest seçimlerle olußacak hükümetlerin yönetti¤i
memleketlerimiz di¤er tesirattan müstakil bir surette bu
güçlü ve ba¤›ms›z devletler kurulmas›n› istedi¤ini söylemißtir. Bu güzel sözlerin
mevcudiyeti devam ettirmek ›st›rar›ndad›r. Bu siyaset, böy-
yorumunu bir de Polonyal›larla Macarlardan dinlemek gayet ibret verici olur.
le telâkki edildikçe, iki taraf menfaati için dünkü verimini
René Massigli [Fransa’n›n Ankara Büyükelçisi, 1939-1940],
yar›n da verir, kimsenin zarar›na olmayarak yaln›z memle- La Turquie devant la Guerre: Mission à Ankara 1939-1940 (Paris, 1964).
ketlerimizin nefîine ißler kanaatindeyiz.
Aziz arkadaßlar;
Önümüzde insaniyet için uzun ›zd›rap devreleri olmak
mümkün, hatta muhtemeldir. Bu devre esnas›nda hayatî
menfaatlerimize karß› hassas bulunurken dostluklar›m›za
ve ittifaklar›m›za vefal› kalaca¤›z. ‹ngiltere’nin zor ßartlar
içinde kahramanca bir mevcudiyet harbi içinde bulundu¤u
bir zamanda onunla olan ittifak ba¤lar›m›z›n sa¤lam ve sar-
s›lmaz oldu¤unu söylemek benim için bir borçtur.
Cumhurbaßkan› ‹smet ‹nönü’nün TBMM’nin
6. Dönem 2. Yasama Y›l›n› aç›ß konußmas›,
1 Kas›m 1940.

Türkiye’nin hem "harp harici" olmas› hem de


"müttefikleri" olmas› ne anlama geliyor?
5 ‹nönü, Churchill ve Roosevelt Kahire’de, aral›k 1943.

69
II. Türkiye’den savaßa bak›ß
A. Korkular Belge 1 ve 2
S Ö Z L Ü K
n Avrupa’da savaßa do¤ru gidildi¤inin daha 1930’lar›n ortalar›nda bilincinde olmas›na
* Turanc›lar karß›n Türkiye, savunmas›n› sa¤lama almak için o zaman›n dar imkânlar›yla pek bir ßey
* Lobi yapamam›ßt›. Türkiye’nin silahl› kuvvetlerini dönemin normlar›na göre modernleßtir-
meye çal›ßmas›, hem bütçesinin takat›n› aßard›, hem de girißmiß oldu¤u ekonomik bü-
yüme çabas›n› sekteye u¤rat›rd›. Bu yüzden, Avrupa’da savaß baßlad›¤›nda Türk ordu-
sunun savaß kapasitesinin Cumhurbaßkan› ‹smet ‹nönü’yü de Genelkurmay Baßkan›
Mareßal Fevzi Çakmak’› da tatmin etmedi¤i biliniyordu. Özellikle Polonya’n›n çok k›sa
bir sürede Almanya taraf›ndan saf d›ß› b›rak›lmas› üzerine Türkiye, Üçlü ‹ttifak’a giden
yolda askerî yard›mlar konusunda çok duyarl› davrand›. Nitekim Üçlü ‹ttifak’a özel
bir antlaßma eklenerek, Fransa ve Birleßik Krall›k’›n Türkiye’ye savaß gereçleri temin
etmesi sa¤land›. Buna karß›n Türkiye, savaß›n çeßitli evrelerinde müttefiklerinden ald›-
¤› savaßa kat›lma ça¤r›lar›n› hep askerî olanaks›zl›klar› ileri sürerek geri çevirdi. Öte
yandan, olas› bir sald›r›ya karß› büyük bir ordu, çok masrafl› olmas›na karß›n sürekli
haz›r tutuldu.

B. Sempatiler Belge 3, 4 ve 5

n Savaß baßlad›¤›nda, Almanya’n›n askeri gücü sayesinde savaß› kazanaca¤›, dolay›-


s›yla da Türkiye’nin yanl›ß bir seçim yapt›¤› kan›s›nda olanlar›n say›s› az de¤ildi. Fran-
sa’n›n 1940 ilkbahar-yaz aylar›nda çökmesinden sonra bunlar›n say›s› daha da artt›. An-
cak, Türkiye’den bak›ld›¤›nda en büyük tehlike olarak görülen ‹talya’n›n 1940 ilkbaha-
r›nda Almanya yan›nda savaßa girmesi, bu durumu biraz olsun dengeledi. ‹talya’n›n
daha sonra Yunanistan karß›s›nda yenilgiye u¤ramas› da, Türkiye’de genelde hoßnut-
lukla izlenen bir gelißme oldu.
n Almanya’n›n Balkanlar› ele geçirmesinden sonra Alman hayranl›¤›na bir de Alman-
ya korkusu eklendi. Türk-Alman Sald›rmazl›k Pakt›’n›n imzalanmas›ndan üç gün son-
ra Almanlar›n Sovyetler Birli¤i’ne sald›rmas› ise, Almanya sempatizanlar›na yeni bir
grubun, Turanc›lar*›n kat›lmas›na neden oldu. Almanlar›n Sovyetler Birli¤i müslü-
manlar›na ba¤›ms›zl›k verebilece¤i san›s›, Türkiye’ye 1939’da bir dizi zorluk ç›karm›ß
olan Sovyetler Birli¤i’nin düßmanlar› ve, içtenlikle olmasa da, 1942 temmuzunda baßba-
kanl›¤a getirilen Þükrü Saraço¤lu taraf›ndan kullan›ld›. 1944 y›l›na kadar, baz› emek-
li generallerin de kat›ld›¤› bir dizi lobi*cilik faaliyetinde bulunan Turanc›lar›n etkinlikle-
ri, savaß rüzgârlar› Almanya aleyhine esme¤e baßlad›¤›nda iktidar taraf›ndan engellen-
di. Birço¤u tutuklanarak mahkeme karß›s›na ç›kar›ld›, hareketleri de sona erdi.
n Turanc›lar gibi, Almanya yandaßlar›n›n da iktidar taraf›ndan kullan›ld›¤› söylenebi-
lir. Örne¤in Berlin Büyükelçisi Hüsrev Gerede, Alman sempatizan› oldu¤u bilinme-
sine karß›n bu görevde tutulmußtu. Almanya’n›n talihinin döndü¤ü bir dönemde de
görevinden al›nd›. Ayn› biçimde, ‹stanbul’daki Alman yanl›s› bas›na da, Türkiye’nin sa-
vaß d›ß› olmas›ndan çok tarafs›z oldu¤u izlenimini sa¤lamak için göz yumuldu. Ancak
Cumhuriyet gazetesi, 1940 y›l›nda üç ay süreyle kapat›lmaktan kurtulamad›. Gerçekte,
tarafs›z olmayan Türkiye’de bas›n›n da büyük ço¤unlu¤u, taktik zikzaklara var›ncaya
kadar, iktidar ne derse onu yazm›ßt›r. Zaten önde gelen bas›n mensuplar›n›n hat›r› say›-
l›r bir bölümü, ayn› zamanda CHP milletvekiliydi. Savaß boyunca bu tür taktiklere sap-
madan, hep Müttefikler lehinde yay›n yapan bas›n mensuplar› da oldu. Resmî yay›n
organ› Ankara Radyosunda haftal›k konußmalar yapan Burhan Belge ve ba¤›ms›z ba-
s›n›n liberal-demokrat e¤ilimli temsilcisi Hüseyin Cahit Yalç›n bu gruptand›lar. Ancak
1 Mareßal Fevzi Çakmak Yalç›n, Sovyetler Birli¤i’ne de a¤›r eleßtiriler yöneltmißtir. SSCB sempatileri dolay›s›yla
Trakya manevralar›nda, 1936. Müttefikleri koßulsuz destekleyen ba¤›ms›z bir yay›n organ› da, Tan gazetesiydi.

70
3 Eski bir büyükelçinin an›msad›klar›.

[1940 yaz›yla 1941 yaz› aras›nda] d›ß politikam›z bir nevi tarafs›zl›¤a do¤ru
kaymaya baßlam›ßt›.

Bunu zaruri k›lan sebepler de yok de¤ildi. Müttefiklerimizden biri ortadan


kaybolmuß ve hattâ Almanya ile ißbirli¤i politikas› takibediyordu. Öbürü,
bize en ufak bir yard›mda bulunamayacak kadar kendi baß›n›n derdine
düßmüßtü. Bundan baßka, komßumuz ve eski dostumuz Rusya, henüz
karß› safta idi. Kald› ki biz, harbin baßlang›c›nda Balkan Anlaßmas›’n› bir
askerî müdafaa sistemi haline sokmak için gerek Yugoslavya, gerek
Yunanistan nezdinde elimizden gelen bütün teßebbüslerde bulunmuß ve
bu iki dost devlete bir türlü meram anlatamam›ßt›k. Þu halde dört yan›m›z
ateßle sar›l› olarak yapayaln›z kalm›ßt›k. Böyle bir durumda, herhangi bir
tecavüze u¤ray›ncaya kadar, herkesle hoß geçinmekten baßka yapacak bir
ßey yoktu.
Yakup Kadri Karaosmano¤lu, Zoraki Diplomat (‹stanbul, 1955).

5 D›ßißleri Bakan› Joachim von Ribbentrop’tan


Büyükelçi Franz von Papen’e telgraf tasla¤›, 12 Eylül 1942.

2 Cumhurbaßkan› ‹smet ‹nönü 1943 bahar›nda topçu Ankara’da Almanya Elçili¤ine


birliklerini denetliyor. Elçiye kißiseldir Gizli

26 ve 28 A¤ustos tarihli telgraflar›n›zdan ve 27 A¤ustos tarihli raporunuz-


dan anlaß›ld›¤›na göre, Türk devlet adamlar›yla yapt›¤›n›z görüßmelerde
Türkiye’nin Kafkasya’da ve Rusya’n›n baßka bölgelerinde yaßayan Türk-
Mo¤ol halklar›na ilißkin ç›karlar› konusuna birçok kez de¤inilmiß.
Yukar›da sözü edilenlere ilißkin sorunlar›n çözümlerinde Türkiye’yle ne tür
bir ißbirli¤i yap›labilece¤i de görüßülmüß.
Bu vesileyle hem Say›n Saraço¤lu hem de Say›n Menemencio¤lu, Türkiye’nin
bu konulara duydu¤u ilgiyi vurgulam›ßlar ve, özel görüßmeler ya da arac›lar
kullanmak yoluyla bizi destekleyebileceklerine ilißkin baz› mu¤lak öneriler ge-
tirerek, Türkiye’nin isteklerini ve öne sürece¤i koßullar› dile getirmißler.
Ayn› zamanda da, Türkiye’nin herkesçe gayet iyi bilinen tarafs›z konumu-
nu yeniden ve ›srarla vurgulam›ßlar.
Bu sorunlar ve bunlara ilißkin olas› gelißmeler konusunda Türk hükümetiy-
le, ßu ya da bu biçimde olsun, herhangi bir görüßmede bulunmak, bizim
aç›m›zdan ßu anda hiç do¤ru olmaz.
Ayr›ca, bu sorunlara Türkiye’nin savaßan taraflar karß›s›ndaki genel siyasal
tutumunu bizim lehimize de¤ißtirtecek kadar ilgi duymad›¤› da aç›kça gö-
rüldü¤üne göre, Türklere herhangi bir güvence vermek ya da bizden baz›
isteklerde bulunabilmelerine ve koßullar öne sürebilmelerine olanak sa¤la-
mak istemeyiz.
Bu nedenle sizden bu sorunlara bir daha de¤inmemenizi ve ßayet Sovyet-
ler Birli¤i’ndeki Türk-Mo¤ol halklar sorununu Türk taraf› yeniden günde-
me getirecek olursa, tam bir ketumluk sergilemenizi rica ederim.
Documents secrets du Ministère des Affaires Etrangères d’Allemagne,
çev. Madeleine ve Michel Eristov (Paris, 1946).

Alman D›ßißleri Bakan›’n›n sözlerine bakarak, Türkiye’nin nas›l


bir politika izledi¤i söylenebilir?

4 Ramiz Gökçe imzal› karikatür, Karikatür, 27 Mart 1941.


YUNAN KAHRAMANLARI ARNAVUTLUK’TA MISIR PATLATIYORLAR:
– ‹stasu vire [Dur be], ne çabuk patlad›n›z?!..

71
III. Seferberli¤in bedeli
A. Gerileyen ekonomi Belge 1 ve 3
S Ö Z L Ü K
n Savaß s›ras›nda Türkiye, savaßtan önce girißmiß oldu¤u iktisadi büyüme hamlesini
* Beß y›ll›k sanayi plan› sürdüremedi. Savaß boyunca d›ß ticaret fazlas› dolay›s›yla ülkenin alt›n ve döviz re-
zervleri önemli miktarda artt›. Ancak bu art›ß›n ülke ekonomisine önemli ve kal›c› bir
katk›s› olmad›. Bunun bir nedeni, demiryolu yap›m› veya yeni sanayi ißletmeleri gibi
yat›r›mlar için gereken ithalat›n savaß yüzünden yap›lamamas›yd›. Böylece, ‹kinci Beß
Y›ll›k Sanayi Plan›* uygulanamad›¤› gibi, daha önce kurulmuß sanayi de, gene ithalat ya-
p›lamad›¤› için, geriledi. Savaß bitti¤inde Türkiye ekonomisi, 1934’te bulundu¤u geliß-
me düzeyinin alt›na düßmüßtü.

B. Tar›mda küçülme Belge 2 ve 6

n Ülke ekonomisinin gerilemesinde tar›m›n rolü de büyüktür. Hattâ oransal olarak sa-
vaß döneminin en önemli gerilemesi tar›mda görülür. Bunun baßl›ca iki nedeni vard›r.
Birinci neden, savaß boyunca bir milyon civar›nda kißinin silâh alt›nda olmas›d›r. Nü-
fusunun % 80’inden fazlas› k›rsal kesimde yaßayan ve tar›m üretiminin hâlâ ilkel tek-
niklerle sürdürüldü¤ü bir ülkede bu durum, daha çok el eme¤ine dayanan tar›m üreti-
minin düßmesi demek oluyordu. Nitekim üretim düßmekle kalmad›, ekilen topraklar›n
da önemli bir bölümü ât›l kald›. Savaß›n baßlang›c›ndan sona erdi¤i y›la kadar Türki-
ye’nin bu¤day üretimi neredeyse yar› yar›ya düßtü.
n Tar›msal üretimdeki düßüßün ikinci bir nedeni de, yönetimin uygulad›¤› sat›n alma
politikas›d›r. Savaß baßlad›¤›nda özel herhangi bir önleme baßvurmayan Türkiye, 1940
y›l›n›n baßlar›nda ç›kar›lan Millî Korunma Kanunu’na dayanarak üreticileri tedirgin
eden bir dizi uygulamaya girißti. Tah›l ürününün, yerinde tüketim ve tohumluk için ye-
terli miktar ay›r›ld›ktan sonra kalan›n›n Toprak Mahsulleri Ofisi’ne sat›lmas› zorunlu-
lu¤u getirildi. Sat›ßlar hükümetin belirledi¤i ve zamanla piyasa fiyatlar›n›n çok alt›n-
1 1938 al›c› fiyatlar›na göre da kalan fiyatlardan olacakt›. Bu karar küçük toprak sahiplerini çok zor bir duruma dü-
sabit GSMH (milyon TL). ßürdü, çünkü herßeyin fiyat›n›n artt›¤› bir ortamda, fiyat› sabit kalan ve miktar› da za-
ten düßük olan ürünleriyle geçinemez oldular. Bunlar›n hepsi, iß bulmak için kentlere
Y›l GSMH göç ederken tarlalar›n› zengin komßular›na satm›yorlar, böylece ekilen alan›n küçülme-
sine katk›da bulunuyorlard›.
1933 1.359,4
1934 1.450,3 n Savaß s›ras›nda Türkiye köylülü¤ünün çekti¤i ekonomik s›k›nt›n›n bir baßka göster-
1935 1.414,8
gesi de, nüfus art›ß h›z›ndaki gözle görülür yavaßlamad›r. Nitekim Türkiye Cumhuri-
yeti tarihinin en düßük nüfus art›ß h›z›, 1940 ve 1945 nüfus say›mlar› aras›ndaki za-
1936 1.685,9
man diliminde gerçekleßmißtir. Erkeklerin silâh alt›na al›nm›ß olmas› bunun bir nede-
1937 1.742,0
niyse, bir baßka neden de ekonomik s›k›nt›lar dolay›s›yla al›nan do¤al önlemlerle
1938 1.895,7 do¤umlardan kaç›n›lmas›d›r.
1939 2.054,3
1940 1.927,0 C. Yat›r›mlar›n yeni çehresi Belge 4 ve 5
1941 1.753,2
n Olanaks›zl›klar nedeniyle do¤rudan do¤ruya ekonomi alan›nda yap›lamayan devlet
1942 1.831,1
harcamalar›n›n bir bölümü, savaß s›ras›nda insan faktörünün gelißtirilmesine ay›r›ld›.
1943 1.662,2 Örne¤in, 1939-1945 döneminde e¤itime yap›lan yat›r›mlar, ayn› alanda Cumhuriyet’in
1944 1.591,7 ilân›ndan savaß›n ç›kt›¤› y›la kadar yap›lm›ß olan toplam yat›r›mdan daha fazla oldu.
1945 1.375,8 Bir yandan ilkokul yap›m›na h›z verilirken, 17 Nisan 1940’ta ç›kar›lan bir kanunla, köy-
lülerin kendi yörelerinde ve pratik bilgilerle e¤itilmesini öngören Köy Enstitüleri ku-
Kaynak: Yakup Kepenek ve
Nurhan Yentürk, Türkiye Ekonomisi,
ruldu. Böylece meslekî ve teknik okul say›s› savaß boyunca üç kat›na, bu okullarda-
8. bask› (‹stanbul, 1996). ki ö¤renci say›s› da ayn› dönemde dört kat›ndan fazlaya ç›kt›.

72
2 1927-1960 y›llar› aras›nda
Türkiye’de nüfus art›ß› 250

istatistikleri.
200
Nüfus
Nüfus
Y›l art›ß h›z› 150
(milyon)
(‰)
100
1927 13.648
50
1935 16.158 21,10

0 1930 1931 1932 1933 1934 1935 1936 1937 1938 1939 1940 1941 1942 1943 1944 1945 1946
1940 17.821 17,24
-50
1945 18.790 10,59 ‹thalat (Milyon dolar) D›ß ticaret dengesi (Milyon dolar)

‹hracat (Milyon dolar) ‹hracat›n ithalat› karß›lama oran› (%)


1950 20.947 21,73
Kaynak: ‹statistik Göstergeler 1923-1992 (Ankara, 1994).
1955 24.065 27,75
3 1930-1946 y›llar› aras›nda Türkiye’nin d›ß ticaret göstergeleri.
1960 27.755 28,53

Kaynak: ‹statistik Göstergeler


1923-1992 (Ankara, 1994)

4 1923’ten 1946’ya
Türkiye’de rakamlarla
ilkö¤retim.

‹lkokul Toplam
Ders Y›l›
say›s› ö¤renci

1923 - 24 4.894 341.941


1939 - 40 9.418 905.139
1945 - 46 14.010 1.357.740

Kaynak: ‹statistik Göstergeler


1923-1992 (Ankara, 19994)

5 Arifiye Köy Enstitüsü ö¤rencileri.

Bu¤day üretimi
Y›l Ekilen toprak Bu¤day üretimi endeksi
(milyon hektar) (milyon ton) (1938-1939 = 100)

1938-1939 8.611 3.814 100

1940 9.610 3.661 96

1941 9.602 3.135 82

1942 9.555 3.837 101 Savaß s›ras›nda ekilen topraklar ve


6
1943 7.854 3.159 83 bu¤day üretimi.
Kaynak: Þevket Pamuk, "‹kinci Dünya Savaß›
1944 8.170 2.834 74 Y›llar›nda ‹aße Politikas› ve Köylülük",
Oya Baydar (yay.), 75 Y›lda Köylerden Þehirlere
1945 8.044 1.970 52
(‹stanbul, 1999) içinde.

73
IV. Toplumsal sorunlar
A. Darl›k y›llar›nda... Belge 1, 2, 3 ve 4
S Ö Z L Ü K
n Hükümetin 1941 baß›ndan itibaren uygulad›¤› sat›n alma politikas› nedeniyle iki so-
* Aynî run ç›kt› ortaya: Büyük kentlerin iaßesi ve karaborsa. Tah›l ürününün düßük fiyatlar
* Aßar nedeniyle hükümete teslim edilmeyip el alt›ndan sat›lmas›, önce ordusunu sonra da
* Enflasyon
memurlar›n› beslemeyi düßünen iktidar›n belediyelere yeterince un verememesi gibi bir
sonuç yaratt›. Böylece 1942 y›l›nda büyük kentlerde karne uygulamas›na geçildi. Bu
uygulamayla birlikte hükümet, daha küçük yerleßim birimlerinde oturabilme imkân›
olanlar› propaganda yoluyla yer de¤ißtirmeye teßvik etti. Un darl›¤› nedeniyle, kentler-
de ayr›ca pasta, po¤aça, kurabiye ve her çeßit börek gibi yayg›n yiyecekler de vitrinler-
de görünmez oldu.
n Her ülkede savaß zamanlar›nda az çok görülen karaborsa ve fiyat art›ßlar› da kent
nüfusunu çok etkiledi. Baz› tüketim mallar›n›n fiyatlar› hergün yeni bir rekor k›rarken,
ßeker gibi temel bir g›da maddesi hiç bulunamaz oldu. Þeker gerektiren birçok tüke-
tim maddesinin yan›nda kurum üzüm tüketilmeye baßland›.
n Bu s›k›nt›lar yaßan›rken, gerek yüksek piyasa de¤erinden sat›ß yapabilen büyük top-
rak sahipleri, gerekse darl›¤› çekilen tüketim maddelerini el alt›ndan piyasaya yüksek
fiyatlarla süren arac› tüccarlar zenginleßiyorlard›. Bunlar›n ‹stanbul ve Ankara gibi bü-
yük kentlerde önemli miktarlarda gayrimenkul edinmeleri dikkatlerden kaçmazken,
s›rf bu yeni zenginlere çal›ßan, "çalg›l› gazino" ad›nda yeni e¤lence yerleri ortaya ç›kt›.
Darl›k ortam›na karß›n bu e¤lence yerlerinde mant›ks›zl›k derecesinde ölçüsüz harca-
malarda bulunanlar› betimleyen "hac›a¤a" deyimi de Türkçe’ye bu dönemde girdi.

B. ...vergi yükü Belge 5 ve 6

n ‹kinci Dünya Savaß› dönemi, Türkiye’de ayr›ca bir vergi adaletsizli¤i dönemidir. Za-
ten geçim s›k›nt›s› çeken halk, gönderdi¤i mektup için bile dolayl› vergi veriyordu. Ama
biri tar›m sektörünü, di¤eri de sanayi ve ticaret sektörünü ilgilendiren iki yeni vergi, sa-
vaß s›ras›nda Türkiye halk›n›n büyük bir bölümünün CHP iktidar›ndan so¤umas›na ne-
den oldu.
n Tar›m ürünlerini devlete düßük fiyatla satma zorunlulu¤u, büyük kay›plara yol aç-
m›ß, büyük toprak sahipleri ürünlerini düßük gösterip, büyük bölümünü piyasaya ka-
ç›rm›ßlard›. 1942 temmuzunda iktidara gelen Þükrü Saraço¤lu Kabinesi, söz konusu zo-
runlulu¤u, ürünün miktar›na göre yaln›zca % 25-% 50’sine uygulama karar› ald›. Çiftçi,
1 Savaß s›ras›nda toptan
ürününün geri kalan›n› serbest piyasada satabilecekti. Bu oranlar 1943 ilkbahar›nda art-
eßya fiyatlar› endeksi.
t›r›ld›larsa da, devletin beklentilerini karß›lamad›lar. Bunun üzerine ayn› y›l›n haziran
ay›nda ç›kar›lan bir kanunla yeni bir Toprak Mahsulleri Vergisi kondu. Ürünün türü-
1938 100 ne göre de¤ißik oranlarda ve aynî* olarak al›nan bu vergi, 1944 y›l›nda tüm ürünler için
1939 101,3 % 10 olarak kesinlik kazand›. Di¤er önlemlerde oldu¤u gibi gene küçük üreticiye daha
çok zarar› olan bu vergiyle, 1925’de kald›r›lm›ß olan aßar* vergisi geri gelmiß oluyordu.
1940 126,6
n Savaßa girme olas›l›¤› nedeniyle rezervlerini kullanmamaya gayret eden iktidar, en-
1941 175,3
flasyon* istemedi¤i için de para basm›yordu. Nakit para gereksinimini karß›lamak için iç
1942 339,6 borçlanmaya gidildi, ama 1941 y›l› haziran›nda ç›kart›lan tasarruf bonolar› yeterli olma-
1943 590,1
d›. Bunun üzerine, biraz da f›rsatç›l›¤› cezaland›rmak için, 1942 kas›m›nda Varl›k Ver-
gisi Kanunu ç›kar›ld›. Gerek tahakkuk ettirilen miktarlar›n tespit biçimi gerekse itiraz
1944 458,9 hakk› tan›nmamas› nedeniyle, Varl›k Vergisi tümüyle hukuk d›ß› bir vergiydi. Ayr›ca bu
uygulaman›n, resmen az›nl›k olarak tan›mlanmasalar da, tam anlam›yla ülke insan›
Kaynak: M. W. Thornburg, G. Spray ve
G. Soule, Turkey: An Economic muamelesi de görmeyen gayrimüslimlere, müslümanlara oranla daha a¤›r bir vergi
Appraisal (New York, 1949). yükü tahakkuk ettirildi¤i için, ciddî bir ayr›mc›l›k boyutu vard›.

74
2 Cumhurbaßkan›n›n k›zg›nl›¤›.

Þuursuz bir ticaret havas›, hakl› sebepleri çok aßan pahal›l›k belâs›,
bugün vatan›m›z› ›zd›rap içinde bulunduruyor. Bu halin umumî
harpten do¤an, kendi hususî ßartlar›m›zla ilgili olan sebeplerini ve
çarelerini Cumhuriyet Hükümeti sizin yüksek nazarlar›n›za etraf›yla
serip anlatacakt›r. Eminim ki millet ve memleketin hayr›na olan en
isabetli tedbirleri bulacaks›n›z. Bizim gördü¤ümüz en tehlikeli
hastal›k, iki seneden beri, cemiyetimiz içinde Cumhuriyet
Hükümetleri’ni muvaffak etmemek için estirilmiß olan zehirli havad›r.
Bu zamanda hiçbir memlekette a¤›r mahzurlar› olmayan bir tedbir
t›ls›m› yoktur. Milletlerin s›k›nt›lara mâruz olmalar› çaresizdir. Bu
devirler, harbe girmiß veya girmemiß memleketlerin hiçbirisi için,
engin kazançlar›n bulunmaz f›rsatlar› de¤ildirler. Izd›rab› azaltmak,
millet tahammülünü artt›rmak, muharebe d›ß›nda kalmak ve
muharebeye girilirse ßerefle ve selâmetle ç›kmak için tek çare, resmî
vazife sahiplerine ve en baß›nda Cumhuriyet Hükümeti’ne candan
yard›m etmektir. Bütün eksikleriyle beraber en iyi neticeler, ancak
3 Maaßl› ve ücretli memur ve müstahdemlere mahsus karne.
hükümet tedbirlerinin dikkatli olarak yürütülmesiyle elde edilebilir-
ler. Ac› ile hat›rlamal›y›z ki, milletin iaße ißlerini tanzim etmek yolun-
da Cumhuriyet Hükümetleri’nin sarfettikleri gayretlere, iki seneden
beri, cemiyetimiz taraf›ndan hiç yard›m edilmemißtir. ‹ßte bugün ilk
hallolacak mesele, umumî itimat havas›n›n iade edilmesidir. Bulan›k
zaman›, bir daha ele geçmez f›rsat sayan eski batakç› çiftlik a¤as›, ve
elinden gelse teneffüs etti¤imiz havay› ticaret meta› yapmaya yelte-
nen gözü doymaz vurguncu tüccar ve bütün bu s›k›nt›lar› politika
ihtiraslar› için büyük f›rsat sanan ve hangi yabanc› milletin hesab›na
çal›ßt›¤› belli olmayan birkaç politikac›, büyük bir milletin bütün
hayat›na küstah bir surette kundak koymaya çal›ßmaktad›rlar. Üç,
beß yüz kißiyi geçmeyen bu insanlar›n vatana karß› aßikâr olan zarar-
lar›n› gidermek yolu elbette vard›r.
Cumhurbaßkan› ‹smet ‹nönü’nün
TBMM’nin 6. Dönem 4. Yasama Y›l›n› aç›ß konußmas›,
1 Kas›m 1942.

O dönemde CHP’li olmayan


"politikac›" var m›yd›?
4 Karneyle ekmek sat›n al›rken...

5 Refik Halit Karay’›n gözüyle Varl›k Vergisi.

Bire beß, on beß, yirmi beß kazan›rken beß yüz, beß bin, beß yüz bin kazanmay› az›msar olmuß-
tunuz; hâlâ öylesiniz... Senin, sizin yüzünüzden açlar artt›; "vurguncu", "istifçi" gibi yeni ç›-
kan yüzsüzlüklere uygun, ßimdiye kadar dile getirilmemiß kelimeler türedi; öte yandan zelze-
leler yüzünden halk meydanlara y›¤›l›r, kara k›ßlarda asker yar› beline kadar karlara gömülü nö-
bet baß›nda beklerken k›l›na halel gelmeden, dörtbaß› mamur, bire beß yüz kazanç, içimizde
biri vard›; hay›r ißlerine metelik vermiyen biri... Yalova kapl›calar›nda ßiß karn›na masaj yapt›r›-
yor, yahut Yörükali plaj›nda haspalar›n gergin mayolar›n› okßuyor; Taksim gazinosunda viski-
ler yuvarlayarak ‹spanyol dansözünün uzun eteklerinin aras›ndan külotunu gözetliyor; kilerine
bisküvi tenekeleri, çikolata paketleri, karamela kutular›, ßampanya kasalar› yerleßtiriyor; Sandal
Bedesteni’nde k›z›na elmas artt›r›yor; Suadiye’de o¤luna villa kurduruyor, kulüpte kar›s›n›n
ßans›na veya metresinin hesab›na beß bin liraya bir parti bezik oynuyor, iki taksiyi hususi oto-
mobil diye emrinde çal›ßt›r›yordu. Bu kimdi? Herhalde ben, biz de¤ildik... Sendin, sizdiniz!
... Baz› güzel duygular vard›r: Aza kanaat, vatana sevgi, kanuna itaat, yoksula yard›m, aça
merhamet, halk derdine ortakl›k... Bunlardan zerre kadar nasibini almayan sendin, sizdiniz!
... Dört y›ld›r bazen için için, baz› kere b›y›k alt›ndan, çok kere de kat›la kat›la gülüyordunuz.
Dört y›ld›r gülen sendin, sizdiniz! Þimdi benim, biziz!
6 Varl›k Vergisi’ni ödeyemeyenler
"Sendin, sizdiniz: Onurlu tüccar için de¤il; vurgunculara hitap!", Tan, 24 Ocak 1943.
Aßkale yolunda.

75
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM
TAR‹HLER n Yans›zl›k (tarafs›zl›k) ve savaßd›ß›l›k
23 A¤ustos 1939: Alman-Sovyet Yans›zl›k, savaß durumunda bulunan iki yanla eßit ilißkilerde bulunmak,
Sald›rmazl›k Pakt›,
herhangi biriyle di¤erinin aleyhine olabilecek bir ilißkide bulunmamak demektir.
1-3 Eylül 1939: ‹kinci Dünya
Savaßd›ß› olmak ise, savaßan yanlar›n biriyle özel ilißkiler, hattâ ittifak içinde
Savaß›’n›n baßlamas›
bulunulsa bile, etkin bir biçimde savaßa kat›lmamak demektir. Türkiye’nin
1-3 Eylül 1939: Üçlü ‹ttifak’›n
(Türkiye-Fransa-Birleßik Krall›k) ‹kinci Dünya Savaß›’nda savaßd›ß› oldu¤u sav›, resmî Türk görüßüdür (bkz. ‹smet
imzalanmas› ‹nönü’nün Meclis’i aç›ß konußmas› [s.69, belge 2] ve Y. K. Karaosmano¤lu’nun
18 Mart 1940: ‹talya’n›n Fransa ve sat›rlar› [s.71, belge 3]).
Birleßik Krall›k’a savaß ilân›
Bat›l› yorumcular ve tarihçiler aras›nda yayg›n olan yaklaß›m ise, Türkiye’nin yans›z
28 Ekim 1940: ‹talya’n›n Yunanistan’a
sald›rmas› oldu¤u yönündedir. Bu konuda yay›n yapm›ß olan Türk bilimadamlar› aras›nda
1 Mart 1941: Bulgaristan’›n Mi¤fer’e Mustafa Ayd›n (bkz. Bask›n Oran (yay.), Türk D›ß Politikas›, cilt I [‹stanbul, 2001])
kat›lmas› birinci görüßü, Selim Deringil (bkz. Denge Oyunu [‹stanbul, 1994]) ise
25 Mart 1941: Türk-Sovyet ikinci görüßü paylaß›rlar.
Sald›rmazl›k Bildirisi
2 Nisan 1941: Irak’ta ‹ngiliz karß›t›
darbe
6 Nisan 1941: Almanya’n›n
Yugoslavya ve Yunanistan’a sald›rmas›
18 Haziran 1941: Türk-Alman
Sald›rmazl›k Pakt›
21 Haziran 1941: Barbarossa
Harekât›’n›n baßlamas›
19 A¤ustos 1942-2 Þubat 1943:
Stalingrad muharebeleri
30 Ocak-1 Þubat 1943: Adana
görüßmeleri
4-6 Aral›k 1943: Kahire görüßmeleri

YARARLI B‹YOGRAF‹LER
s. 68 ve 290 s. 27

‹smet ‹nönü Winston Churchill


(1884-1973) (1874-1965)

Türkiye Cumhuriyeti’nin 1940’tan 1945’e kadar


ikinci cumhurbaßkan› Birleßik Krall›k baßbakan›.
(1938-1950).

s. 30 s. 156

Franklin D. Yosif Stalin


Roosevelt (1879-1953)
(1882-1945)

1933’ten 1945’e kadar ABD Sovyetler Birli¤i Komünist


baßkan›. Partisi’nin genel sekreteri,
1930’dan 1953’e kadar Sovyetler
Birli¤i’nin diktatör baßkan›.

76
belge incelemesi

Üçlü ‹ttifak (19 Ekim 1939)


Resmî ad› "Türkiye, Birleßik Krall›k ve Fransa Aras›nda Karß›l›kl›
Yard›m Antlaßmas›" olan Üçlü ‹ttifak, dokuz madde, bir özel anlaß-
ma, bir gizli askerî sözleßme ve biri gizli olan üç protokolden oluß-
mußtur.
Madde 1. Türkiye’ye karß› bir Avrupa devletince girißilecek bir sal-
d›r› sonucunda, Türkiye bu devletle savaß durumuna girdi¤i takdir-
de, Fransa ve Birleßik Krall›k, edimsel olarak, Türkiye ile ißbirli¤i ya-
pacaklar ve ona ellerinden gelen tüm yard›m ve deste¤i göstere-
ceklerdir.
Madde 2.
(1) Bir Avrupa devletince girißilip Akdeniz bölgesinde Fransa ve Bir-
leßik Krall›k’›n kar›ßacaklar› bir savaßa sürükleyici bir sald›r› duru-
munda, Türkiye, edimsel olarak, Fransa ve Birleßik Krall›k ile ißbirli-
¤i yapacak ve onlara elinden gelen tüm yard›m ve deste¤i göstere-
cektir.
(2) Bir Avrupa devletince girißilip Akdeniz bölgesinde Türkiye’nin
kar›ßaca¤› bir savaßa sürükleyici bir sald›r› eylemi durumunda, D›ßißleri Bakan› Þükrü Saraço¤lu ve
Fransa ve Birleßik Krall›k, edimsel olarak, Türkiye ile ißbirli¤inde bulunacaklar Fransa Büyükelçisi René Massigli,
ve ona ellerinden gelen tüm yard›m› ve deste¤i göstereceklerdir. Ankara 1939.
Madde 3. Fransa ve Birleßik Krall›k taraf›ndan 13 Nisan 1939 günlü demeçler-
le Yunanistan ve Romanya’ya verilen güvenceler yürürlükte kald›¤› sürece,
bu iki güvenceden biri ya da öteki nedeniyle Fransa ve Birleßik Krall›k savaßa
girißtikleri durumda, Türkiye, edimsel olarak, Fransa ve Birleßik Krall›k ile iß- Sorular
birli¤i yapacak ve onlara elinden gelen tüm yard›m ve deste¤i gösterecektir.
n 1. Belgeyi tan›t›n›z.
Madde 4. Fransa ve Birleßik Krall›k, birine ya da ötekine karß›, 2. ve 3. Mad-
deler hükümlerinin uygulanmas› gerekmeksizin, bir Avrupa devletince yap›- n 2. Bu metin imzaland›¤›nda Avrupa’daki
lan bir sald›r› sonucunda, bu devletle savaßa girißirse, ba¤›tl› yüksek taraflar gelißmelerin ne aßamada oldu¤unu an›msat›n›z.
hemen dan›ßmalarda bulunacakt›r.
n 3. Metin Türkiye’ye ne tür güvenceler ve
Türkiye böyle bir durumda Fransa ve Birleßik Krall›k karß›s›nda, hiç de¤ilse,
yükümlülükler getiriyor?
anlay›ßl› bir tarafs›zl›k güdecektir.
Bask›n Oran (yay.), Türk D›ß Politikas›, cilt I (‹stanbul, 2001).
n 4. Türkiye, bu metnin ortaya ç›kard›¤› yüküm-
lülükleri yerine getirmek zorunda kald› m›? Neden?

TAVS‹YELER YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N


• Tarihe ve farkl› • Soru 1’in, belgenin türüne ilißkin oldu¤unu bu metin aç›s›ndan önemli de¤il; hattâ
izleklere dikkat edin. unutmay›n. Çok tarafl› bir uluslararas› antlaßma tümüyle konu d›ß›.
• Sorulara cevap vermenize metni olmas›, k›l› k›rk yaran bir dili olmas› için
• Soru 3, do¤rudan do¤ruya bir ülkeyle ilißkili.
yeterli bir neden mi? Yoksa bu biçem, konunun
yard›mc› olabilecek önemli Bu nedenle, söz konusu ülkeyi bu antlaßma
nazikli¤inden mi ileri geliyor?
sözcük ya da deyimlerin alt›n› metnini imzalamaya götüren tedirginliklerle,
çizin. • Soru 2, metnin kaleme al›nd›¤› s›radaki
bu metne ba¤l› olarak duyabilece¤i
uluslararas› ba¤lama ilißkin. Ancak bu ba¤lam,
• ‹kinci Dünya Savaß›’yla ilgili tedirginliklerin dökümünü yapman›z gerekir.
a) metni imzalayan ülkelerle, b) metnin
bilgilerinizi toparlay›n ve gönderme yapt›¤› co¤rafyayla s›n›rl› kalmal›. • Soru 4’ün, bu metni imzalayanlar›n öngörmedi-
sorulara göre ayr› bir ka¤›da O s›ralarda Sovyetler Birli¤i ile Finlandiya ¤i, ama sizin gerçekleßtiklerini bildi¤iniz baz› tari-
yaz›n. aras›ndaki savaß›n ç›k›p ç›kmam›ß olmas›, hî olaylar› da ele almay› gerektirdi¤ini unutmay›n.

77
verilerle çal›ßma

Konu: Varl›k Vergisi

Sorular
r 1. Belgeleri tan›t›n›z.

r 2. Belgelerde verilen bilgileri seçiniz, s›n›fland›r›n›z ve


karß›laßt›r›n›z.

r 3. Belgelerden derleyece¤iniz bilgilerin yard›m›yla,


yukar›daki konuyu tart›ßan bir sentez yap›n›z.

1 ‹stanbul Defterdar›’n›n bir an›s›.

O devirlerde Kad›köy avc›lar› her pazar bir av partisi yapard›k. Otobüs-


ler bizi sabah›n beßinde Alt›yol a¤z›ndan al›rd›; gruplar arzular›na gö-
re Dudullu, Alemda¤›, Ömerli, Hüseyinli köylerinde iner, avlan›rd›.
Sonra otobüs bizi muayyen saatlerde, muayyen yerlerden al›r, Kad›-
köy’e getirirdi. ‹çimizde doktor, hakim, avukat, tüccar, kap›c›, renk
renk insan vard›. Þair merhum Emin Bülent [Serdaro¤lu] grubumuzun
neßesi, nüktesi idi. Avda herkes sevißti¤i arkadaß›yla dolaß›rd›. Arme-
nak Paternih’i bu partilerden birinde tan›m›ßt›m; en az 60 yaß›nda var-
d›; bütün renk ve hatlar›yla bozulmam›ß bir Osmanl› Ermenisi idi. Mu-
sikiden anlar, ince nüktelerle herkesi güldürürdü. Emin Bülent’le ßaka-
2 Ramiz’in, 28 Ocak 1943 tarihli Karikatür
laßmalar› eski devrin sohbetlerinden nißan verirdi. Onda eski rindler- dergisine kapak olan karikatürü.
den bir ßeyler vard›. Ciddiyetine, efendili¤ine bütün arkadaßlar hayran- AÞKALE’DE VARLIK VERG‹S‹ MÜKELLEFLER‹ ÇALIÞIYORLAR:
d›. Kaç sene evvel kaybetti¤i eßinin sedef çekmecesini tamir için ona Mühendis – Aferin Bohoraçi, taßlar› güzel tanzim etmißsin.
Bohor – Elbette paßa, ‹stanbul’da istifçiydim!...
b›rakan bihaber bir arkadaß›m›za çekmecenin gizli bir gözünden ç›kar-
d›¤› M›s›r tahvillerini getirip kahvede teslim etti¤ini bütün Kad›köy av-
c›lar› bilirdi. Armenak Efendi üstad bir avc› idi de. Köpek yetißtirmede, 3 Þevket Süreyya Aydemir’in "Kan Vergisi".
terbiyesinde, partilerin sevk ve idaresinde daima fikrine müracaat edi-
[...] Sanayi Tetkik Heyeti Baßkanl›¤› vazifemde bulunuyordum... Bir
lirdi.
gün evime Prof. Avram Galanti Efendi misafir geldi... Söz tabii gene
Varl›k vergisi takibat›n›n aßa¤› kademelere akmaya baßlad›¤› günlerde Varl›k Vergisi yak›nmalar›na geldi...
bir sabah Armenak Efendi odama girdi. Yer gösterdim, kahve ›smarla- – Galanti Efendi, dedim, siz tarihçisiniz, ißi ßöyle almal›s›n›z: Biz Türk-
d›m. ler as›rlardan beri bin bir harpte, bin bir cephede kan dökmekten, as-
– Yo Faik Bey, diye tutturdu, kap›da bir alay insan seninle görüßmek kerlik etmekten, ticarete, sanayie, para ve sermaye biriktirmeye vakit
için 8’den beri s›ra bekliyor. Oturmaya hakk›m yok. Þimdi beni dinle: bulamad›k. Sizler, yani bütün az›nl›klar ise bunlar› yapt›n›z. Biz sizi sa-
Bana kuyumcu diye 10 bin lira vergi geldi. Bilirsin, bende bunun on- vaßlardan koruduk. Siz orduya asker vermediniz. Hattâ bir tak›m yol-
da biri yok. S›ra bana yaklaß›yor. Senin kudretin beni korumaya kâfi larla vergi de vermediniz. Ticareti, sanayii, ithalat ve ihracat›, para ve
sermayeyi ellerinizde toplad›n›z. Bu ißler, bizim as›rlarca döktü¤ümüz
gelmez; dükkân› sat›p beni Aßkale’ye göndereceksiniz. Senden bir ri-
kanlar pahas›na ve hele Tanzimat’tan sonra münhas›ran siz az›nl›kla-
cam var: Kar›m ihtiyard›r, yatalakt›r, evi sat›p onu soka¤a att›rmama-
r›n ellerinde toplanan imkânlar› kollamak için oldu. Tanzimat Ferman›
ya çal›ß. Evim ahßapt›r, 3 odad›r, 3 bin lira bile etmez. Bana söz verir-
bile, bizleri bu savaßlardan kurtarmak için de¤il, sizlerin "mal, can em-
sen gözüm arkada kalmadan Aßkale’nin yolunu tutaca¤›m. niyetinizi" korumak gerekçesiyle ilân olundu. Bu bizim as›rlarca dökü-
Armenak’›n evini biliyordum. Av dönüßü bir gün, otomobille evinin len kan›m›zla sizin bu sefer verece¤iniz bir iki yüz milyon ka¤›t liral›k
önünde durmußtuk. Tenha bir sokakta harap, küçücük bir ßeydi. Ak varl›k verginizi karß›laßt›r›rsak ve buna hattâ bir "kan vergisi" dersek,
saçl› hasta kar›s›n› da hayal meyal hat›rl›yordum. ‹çimde bir ßeylerin k›- hesaplaßmam›z acaba çok zalimane olur mu? Ne dersiniz? ‹sterseniz
r›ld›¤›n› hissediyordum. Varl›k vergisini bunun için koymam›ßlard› her bizim dökülen kanlar›m›z ve sonu gelmez askerlik emeklerimizle sizin
halde. Biz yanl›ß yolda idik; bilmiyerek, istemiyerek sapland›¤›m›z ka- ßu bir avuç vergi fazlan›z› karß›laßt›raca¤›m›za, sizin biriken servetleri-
ideler, tunç kal›plar yüzünden zulüm yap›yorduk. nizle bizim biriken kan ve askerlik haklar›m›z› teraziye koyarak hesap-
laßal›m. E¤er biz haks›z ç›karsak, vergileriniz silinsin. Ne dersiniz?
Faik Ökte [Varl›k Vergisi Kanunu s›ras›nda ‹stanbul Defterdar›],
Varl›k Vergisi Facias› (‹stanbul, 1951). Þevket Süreyya Aydemir, ‹kinci Adam, cilt II (‹stanbul, 1967).

78
4 ‹stanbul’da gayr›menkul sat›ß ve al›ßlar›. 5 Bir ‹stanbul Yahudisinin
an›msad›klar›.
Varl›k Vergisi ile ilgili olarak gayrimenkul satanlar
Radyoyu açt›¤›mda birden bir sesin, "Ein
Varl›k Vergisi ile ilgili Sat›lan Toplam Sat›lan Gayrimenkul Führer. Ein Reich" diye hayk›rd›¤›n› duydum.
gayrimenkul satanlar gayrimenkullerin satݧlara gayrimenkul ortalama
Bu, tabii, o k›sa b›y›kl›, "aryan" siyah saç›yla
toplam de¤eri (TL) oran› (%) say›s› de¤eri (TL)
aln›n› kapatan adam›n sesiydi. Evimiz sars›-
Yahudiler 4.404.820 39 151 29.170 l›rken ben de titredim. Ancak ertesi gün s›-
Ermeniler 3.275.747 29 211 15.523 n›f›ma gittim ve di¤er ö¤rencilerle birlikte
Rumlar 1.370.440 12 124 11.051 haz›rolda durarak, "Korkma sönmez bu ßa-
Az›nl›k ßirketleri 1.100.375 10 4 - faklarda yüzen al sancak"› söylerken Ata-
Yabanc›lar 605.700 5 27 22.433 türk’ün büyük mavi gözlerinin üstüme dikil-
G ve M ortakl›klar› 189.500 2 2 94.750 di¤i büyük fotograf›na bakt›m, gurur duy-
Di¤er az›nl›klar - Bulgar, Rus vs. 37.700 0,3 7 5.385 dum ve kendimi güvende hissettim.
Müslümanlar 92.642 0,8 10 9.264 Varl›k Vergisi’ne gelince... Her ne kadar aile-
Ortaklar› Müslüman olan ßirket 1.025 0,01 1 1.025 mizi iflasa sürüklemediyse de babam çok
TOPLAM 11.077.949 100 543 20.401 büyük bir mebla¤ ödemek zorunda kalm›ß-
t›. Babam›n ‹stanbul iß çevresinde mükem-
mel bir ßöhrete sahip, çok dürüst bir ißada-
Varl›k Vergisi ile ilgili olarak gayrimenkul sat›n alan gruplar m› oldu¤una inan›yorum. Anadolu’nun çe-
Varl›k Vergisi ile ilgili Sat›n al›nan Toplam Sat›n al›nan Gayrimenkul ßitli yerlerinden gelip kendisiyle al›ßveriß ya-
gayrimenkul sat›n alanlar gayrimenkullerin al›ßlara gayrimenkul ortalama pan manifatura tüccarlar›yla ilißkileri son de-
toplam de¤eri (TL) oran› (%) say›s› de¤eri (TL) rece dostane idi. Bu nedenle hep bürokrat-
Müslüman Türkler 7.434.593 67,1 450 16.521 lar›n Varl›k Vergisi konusunda ona daha yu-
Müslüman Türklerin ßirketleri 65.500 0,6 2 32.750 mußak davran›p davranmad›klar›n› kendi
Ara toplam 67,7 kendime sordum. Buna karß›l›k, deri ticare-
tiyle u¤raßan 51 yaß›ndaki amcama bütün
K‹T’ler, milli bankalar ve servetinden fazla bir mebla¤ vergi olarak ta-
milli sigorta ßirketleri 1.693.584 15,3 23 73.634 hakkuk ettirilmißti. Onu ödeyemedi. Çal›ß-
‹stanbul Belediyesi ve Vak›flar
ma kamp›na gönderildi¤inde ßeker hastas›
Genel Müdürlü¤ü 1.624.530 14,7 11 147.684
idi. Kamptan geri döndü¤ünden birbuçuk
Ara toplam 30
y›l kadar sonra kalp krizi ve t›bbi komplikas-
Ermeniler 109.867 1 24 4.577 yonlar sonucu vefat etti. Birçok aile dostu-
Rumlar 82.900 0,7 20 4.145 muz birkaç gün veya hafta dayanamadan
Yahudiler ve di¤er gayrimüslimler 66.975 0,6 13 5.151 kamplarda vefat ettiler.
TOPLAM 11.077.949 100 543 20.401
E. Elliot Benezra’n›n tan›kl›¤›,
R›fat N. Bali, Cumhuriyet Y›llar›nda
Kaynak: Ayhan Aktar, “Varl›k Vergisi S›ras›nda Gayr›menkul Sat›ßlar›”, Toplumsal Tarih, XII, 69(1999). Türkiye Yahudileri (‹stanbul, 1999).

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
r Soru 1 r Soru 3
- Belgeleri tarih s›ras›na göre yeniden dizin. - Yapaca¤›n›z sentezin, daha eskilere dayanan bir tarih çö-

- Belgelerin türüne (ne?), yazar/çizerlerin niteliklerine (kim?) zümlemesi de gerektirdi¤ini, ama tarihsel birikimin insanlar

dikkat edin. için bir al›nyaz›s› da olmad›¤›n› unutmay›n.

r Soru 2
- Belgelerde, a) tan›kl›k ya da yorum veya hem tan›kl›k hem
de yorum içerenler oldu¤unu, b) ayn› konumda bulunan fark-
l› kißilerin farkl› öznellikleri oldu¤unu gözden kaç›rmay›n.

79
KONU

4 ‹kinci Dünya Savaß›’n›n


sonuçlar›
2 Eylül 1945’te dünya, insanl›k tarihinin alt› y›l süren en a¤›r çat›ßmas›ndan altüst olmuß olarak
ç›kt›. Y›k›m ve kay›plar çok önemliydi, yaßanan sars›nt› çok derindi ve yeni bir baßlang›ç umudu
savaß boyunca yaßanan ßokla do¤ru orant›l›yd›. ‹kinci Dünya Savaß›, 1930’lu y›llarda uluslararas›
siyaset sahnesine hakim olan Avrupa güçlerinin çöküßünü haz›rlam›ßt›. Toplama kamplar›n›n ve
Holokostun ortaya ç›kmas›, Japonya’ya karß› atom bombas›n›n kullan›lmas› insanl›¤› ciddî ahlakî
sorularla karß› karß›ya b›rakm›ßt›. Tüm umutlar galip devletler, özellikle de hakim iki yeni güç,
yani Amerika Birleßik Devletleri ve Sovyetler Birli¤i aras›nda sa¤lanacak birli¤e ba¤lan›yordu.

n Savaßtan nas›l bir bilanço ç›kar›labilir?


n Galip devletlerin ç›karlar› bar›ß› sa¤lamaya ve daha iyi bir dünya kurmaya izin verebilir mi?

KONUNUN PLANI
Harita: 1 Eylül 1939’da ve 1946’da Avrupa
I. Ölüler ve y›k›nt›lar
II. Manevî sars›nt›n›n boyutlar›
III. Daha iyi bir dünya kurma umudu

• Unutmayal›m
• Belge incelemesi: Yalta Konferans› Sonuç Bildirgesi
• Verilerle çal›ßma: Maddî ve manevî bir y›k›m olarak ‹kinci Dünya Savaß›
• Kompozisyon: 1945’te yeni güç ilißkileri

1945 Þubat Temmuz - A¤ustos


Yalta Potsdam
Konferans› Konferans›

8 May›s
Almanya’n›n
‹kinci Dünya teslim olmas›
Nürnberg Mahkemesi
Savaß› 2 Eylül
Japonya’n›n 20 Kas›m 1945 - 1 Ekim 1946
teslim olmas›

1944 1945 1946

Temmuz Nisan - Haziran 2 Eylül


Bretton Woods San Francisco Konferans› ‹kinci Dünya Savaß›’n›n
Konferans› Birleßmiß Milletler sonu
Örgütü’nün kurulmas›

80
Y›k›nt›lar Gecesi (1947).
1
Karl Hofer’in tablosu,
Stadtmuseum,
Berlin (84 x 68 cm).

2 Nürnberg Mahkemesi san›klar› (Kas›m 1945- Ekim 1946).


Soldan sa¤a, birinci s›ra: Goering, Hess, von Ribbentrop, Keitel, Kaltenbrunner, Rosenberg, Frank, Frick, Streicher, Funk ve Schacht.
‹kinci s›ra: Doenitz, Raeder, von Schirach, Sauckel, Jodl, von Papen, Seyss-Inquart, Speer, von Neurath ve Fritsche.

81
1 Eylül 1939’da Avrupa
n 1 Eylül 1939’da ‹kinci Dünya Savaß› 500 km
baßlad›¤›nda, Avrupa’ya Hitler’in 1938- 1937’den sonra kalkan s›n›rlar
1939’da gerçekleßtirdi¤i ißgallerle ge-
nißlemiß bulunan Almanya hükmedi-
yordu. Almanya, 23 A¤ustos 1939’da
Alman-Sovyet sald›rmazl›k pakt›na Atlas
imza atan Stalin’in iyi niyetli tarafs›zl›-
¤›na güveniyordu. Hitler, Polonya’ya Okyanusu
sald›rarak Do¤u Prusya’y› Reich’a ba¤-
lamak ve böylelikle do¤uda "hayat sa-
‹SVEÇ
has›"n› Polonya aleyhine genißleterek F‹NLAND‹YA
"Büyük Almanya"y› kurmak istiyordu.
NORVEÇ Helsinki
n Alt› y›l sonra, bu fetih ve köleleßtir- Leningrad
me rüyalar›ndan geriye hiçbir ßey kal- Stockholm
Oslo
mam›ßt›. Almanya ve Avusturya ißgal ESTONYA
Balt ›k
edilmiß ve bölünmüßtü. Müttefik ordu-
lar› Bat› Avrupa’y› kurtarm›ß ve Al- LETONYA
manya’n›n yar›s›n› ißgal etmißlerdi. K uzey DAN‹MARKA
D enizi L‹TVANYA
Sovyet ordular› ise Do¤u Avrupa’y›
Kopenhag
kurtarm›ß ve Berlin’e girmißlerdi. Stalin D enizi
Dantzig SOVYETLER
1940’tan beri Finlandiya, Balt›k ülkele- B‹RL‹Ú‹
ri, Çekoslovakya ve Romanya’dan ald›- Berlin Varßova
Od

HOLLANDA
er

¤› topraklar› koruma hesaplar› yap›yor


ve bunun için bat›l› müttefiklerine Po- BELÇ‹KA POLONYA
ALMANYA
lonya s›n›rlar›n› bat›ya do¤ru kayd›rma
Himaye
fikrini dayat›yordu. Orta Avrupa ülke- SLOVAKYA
leri aras›nda bar›ß görüßmelerine kat›- FRANSA
lacak kadar güçlü tek ülke Sovyetler Budapeßte
Birli¤i idi. ‹SV‹ÇRE MACAR‹STAN ROMANYA

Bükreß
n K›z›l Ordu’nun ilerleyißi önemli sa- ‹TALYA Belgrad
y›da insan›n yer de¤ißtirmesiyle sonuç- Tuna
YUGOSLAVYA
land›: 12 milyon Alman bat›ya do¤ru BULGAR‹STAN
kaçt› ya da sürüldü. Çekler, Polonyal›- Roma Sofya
lar ve ‹talyanlar da bu göç hareketin- Arnavutluk
den etkilendiler. Bunlar›n d›ß›nda, Al- (‹talya)
TÜRK‹YE
manya’da zorla çal›ßt›r›lan milyonlarca
YUNAN‹STAN
insan ve savaß tutuklusu bu ülkeyi terk
ederek sonunda evlerine dönebildiler. Atina
Avrupa için büyük de¤ißimler saati ge- On ‹ki Ada
lip çatm›ßt›. (‹talya)
Tunus
Cezayir
A k d e n i z

82
1946’da Avrupa
500 km

Atlas

Okyanusu

‹SVEÇ
F‹NLAND‹YA Carélie

NORVEÇ

Estonya SOVYETLER
B a lt ›k B‹RL‹Ú‹
Kuz ey Letonya
DAN‹MARKA Litvanya
Den i z i D e n iz i
2,5
2,3

Berlin
Od

1,5
HOLLANDA
er N

5,2 3,5
ALMANYA
eisse

BELÇ‹KA
ÇEK POLONYA
OSL
2,9 OVA
KYA
N

Be
TA

Viyana Ruthénie sa
FRANSA 1,9
R‹S

ra
by
CA

0,3 a
ROMANYA
MA

‹SV‹ÇRE
0,1
‹striya
(Yugoslav A 0,3
ißgali) dr
iy Karadeniz
at YUGOSLAVYA
ik BULGAR‹STAN
‹TALYA D
en
iz
i
ARNAVUTLUK
TÜRK‹YE
Ak de niz YUNAN‹STAN

• Bat›da durum • Do¤uda durum


1939’da Almanya 1944 ve 1945’te
Dörtlü ißgal bölgeleri kald›r›lan s›n›rlar

Sovyetler Birli¤i’nin
Amerikan ißgal bölgesi ilhak ettti¤i bölgeler
‹ngiliz ißgal bölgesi Sovyetler taraf›ndan kurtar›lan
ve ißgal edilen bölgeler
Frans›z ißgal bölgesi
Komünist direniß örgütleri
Ba¤›ms›zl›¤›na kavußan bölgeler taraf›ndan kurtar›lan bölgeler
• Baßl›ca nüfus hareketleri (milyon)
Almanlar Polonyal›lar Çekler Sovyetler

83
I. Ölüler ve y›k›nt›lar
A. ‹nsan kay›plar›n›n a¤›r bilançosu Belge 1 ve 5
S Ö Z L Ü K
n Savaß›n hemen ertesinde ilk göze çarpan, insan kay›plar›n›n boyutlar› oldu. Avrupa
ve Asya’da, çarp›ßma ve bombard›manlarda en az 45 milyon insan hayat›n› kaybetmiß-
* GSMH
ti. Bunlara Holokost kurbanlar› ve genel sa¤l›k koßullar›n›n bozuklu¤u nedeniyle ölen-
ler de eklenince, ‹kinci Dünya Savaß› 60 milyona yak›n insan›n ölümüyle sonuçlanm›ß
oluyordu. Bunlardan yaklaß›k 21 milyonu Sovyetler Birli¤i vatandaß›, 13,5 milyonu Çin-
li, 7 milyonu Almand›. Sovyetler Birli¤i 1939’daki nüfusunun %13’ünü, Almanya
1 ‹nsan kay›plar›.
%10’unu, Polonya ise %16’s›n› kaybetmiß, Polonya vatandaß› Yahudilerin hemen hemen
a. Savaßa kat›lan baßl›ca ülkeler tümü ölmüßtü. Buna karß›l›k, Bat› Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleßik Devletleri daha
az etkilenmißlerdi. Örne¤in Fransa, ‹kinci Dünya Savaß›’nda, 1914-1918 Savaß›’nda ver-
1939’da Kay›plar di¤i kay›b›n alt›da birini verdi.
ülkeler ve Asker Sivil
nüfuslar› n 1945 Avrupas› ayn› zamanda tarihinin en büyük nüfus hareketlerine de tan›k oldu.
(milyon)
Nazi Almanyas› taraf›ndan çal›ßt›r›lan, gönüllü ya da ZÇH kapsam›nda getirilmiß mil-
Almanya:
67,8 3,25 3,81 yonlarca yabanc› ißçi, savaß tutuklular› ve toplama kamplar›ndan sa¤ kurtulanlar, Bü-
‹talya: yük Reich topraklar›n› terk ediyordu. Aksi yönde ise, 12 milyon insan Almanya’ya do¤-
43,8 0,33 0,09 ru ak›n ediyordu: Do¤uya do¤ru ilerleyen K›z›l Ordu’dan kaçan Almanlar, atalar›n›n
Japonya:
yüzlerce y›l önce yerleßti¤i Orta Avrupa’daki topraklar›ndan kovulan Cermen kökenli
72 1,7 0,36
Polonya: halklar... Toplam 30 milyondan fazla insan Avrupa’n›n yollar›nda karß›laß›yordu. As-
34,7 0,12 5,3 ya’da da, Japonya’n›n yay›lma politikas›n›n baßlang›c›ndan beri ißgal etti¤i ve 1945’te
Fransa: kaybetti¤i topraklarda yerleßmiß bulunan Japonlar ülkelerine geri dönüyorlard›.
41,6 0,25 0,36
‹ngiltere:
47,7
Sovyetler Birli¤i:
0,1 0,04 B. Büyük y›k›mlar Belge 2, 4 ve 6
167,3 13,6 7,7 n Savaß, ard›nda boyutlar›n›n 2 trilyon dolara ulaßt›¤› tahmin edilen maddî zarar b›-
ABD:
rakm›ßt›. Alman kentlerinin % 70’i yerle bir olmußtu. Yugoslavya’da, binalar›n % 20’si
131 0,3 0
y›k›lm›ßt›. Avrupa’da, fabrikalar›n, limanlar›n ve demiryolu hatlar›n›n y›k›lm›ß olmas›
Kaynak: André Beaufre (der.), üretimi ve ticareti olumsuz yönde etkiliyordu. Tar›m ve sanayi üretimi 1939’a göre % 30
La Deuxième Guerre mondiale
ile 70 aras›nda düßüß göstermißti. Gayri Safi Milli Has›la (GSMH*) hemen hemen her
(Paris, 1967-1969).
yerde çökmüßtü, k›s›tlamalar önemli boyuttayd›.
b. Dört bombard›mana ilißkin n Savaß Avrupa ülkelerinin para stoklar›n› da eritmißti. Bu ülkeler 1945-1946’da önem-
tahminî rakamlar li fiyat art›ßlar›yla karß›laßt›lar: Fransa’da fiyatlar 1945’te % 38, 1946’da % 63 oran›nda
Dresden (8 Þubat 1945): yükseldi. 1939’dan 1945’e kamu borçlanmalar› ‹ngiltere’de üç, Fransa’da dört, ABD’de
800 uçak, 3.000 ton bomba, alt›, Almanya’da on kat artt›.
135.000 ölü
Tokyo (10 Mart 1945): C. Ölüm ve y›k›mlar›n nedenleri Belge 3
279 uçak, 1.700 ton bomba,
n Bu a¤›r bilançonun üç önemli nedeni vard›:
83.000 ölü
Hiroßima (6 A¤ustos 1945):
- Bu savaßta, çarp›ßmalara 1914-1918 savaß›ndan üç kat daha fazla asker kat›ld›. Esas
olarak Avrupa’yla s›n›rl› kalan 1914-1918 savaß›yla karß›laßt›r›ld›¤›nda, bu savaß gerçek
1 uçak, 1 bomba,
anlamda bir dünya savaß› oldu. Hava bombard›manlar› ve çarp›ßmalar›n ßiddeti y›k›m-
70.000 ölü
lar›n büyüklü¤ünü aç›klar.
Nagazaki (9 A¤ustos 1945):
- Sivil halklar hava savaß›n›n tam içinde yaßad›lar. Almanya’da, insanî kay›plar›n yar›-
1 uçak, 1 bomba,
s›n› sivil halktan ölenler olußturuyordu. Karne uygulamas› ve ißgal edilen ülkelerin ta-
36.000 ölü
lan edilmesi, zay›f düßen sivil halk›n ölüm oran›n› fazlas›yla art›rd› ve verem gibi has-
Kaynak: Dictionnaire de la Seconde tal›klar›n yeniden ortaya ç›kmas›na neden oldu.
Guerre mondiale (Paris, 1979).
- Son olarak, savaß topyekûn bir savaßt›: ‹ßgal alt›ndaki Avrupa’da ya da Çin’de, sivil
halktan esir al›nanlar topluca öldürüldü ya da baz› kasabalar›n halklar› bulunduklar›
bölgelerde katledildi. Nazizm, muhaliflerini düzenli biçimde ortadan kald›rmak üzere
toplama kamplar›n› kulland›, toplu öldürme kamplar›nda Yahudilerin tamam›n› yok et-
meyi hedefledi. Bu düzenin yaklaß›k 10 milyon sivil kurban›ndan 5,5 - 6 milyonu Yahu-
diler oldu.

84
2 Sovyetler Birli¤i’ndeki y›k›mlar.

Sovyetler Birli¤i’nin ißgal alt›ndaki bölgelerinde, savaßtan önce 88


milyon kißi yaß›yordu. Sanayi üretimi 46 milyar rubleye ulaß›yordu
(1926-1927 fiyatlar›na göre); 122.000 kilometrelik demiryolu bulu-
nuyordu. Naziler, toplam 1.710 kenti ve 70.000’den fazla kasaba ve
köyü k›smen ya da tamamen yak›p y›kt›lar.
6 milyondan fazla bina yak›ld› ya da yerle bir edildi, 25 milyon insan
evsiz kald›. En fazla hasar gören kentler aras›nda Stalingrad, Sivasto-
pol, Leningrad, Kiev, Minsk, Odesa, Smolensk, Novgorod, Orel, Har-
kov, Voroney, Rostov gibi en önemli sanayi ve kültür merkezleri de
bulunuyor.
Düßman, toplam 4 milyon ißçinin çal›ßt›¤› 31.850 fabrikay› yerle bir 3 6 A¤ustos 1945’te at›lan atom bombas›yla yerle bir olan
etti. 239.000 elektrik motoru ve 175.000 iß makinesini yok etti ya da
Hiroßima.
bunlara el koydu; toplam 65.000 kilometre demiryolu, 4.100 gar bi-
nas›, 36.000 posta, telgraf, telefon bürosu y›k›ld›, tahrip edildi.
40.000 hastane ve klinik, 84.000 okul, yüksek okul ve araßt›rma 6 K›tl›k.
merkezi, 43.000 kütüphane, 98.000 kolhoz, 1.876 sovkoz ve 2.890
a. Yenilen ülkelerde
tar›m makinesi deposu ya¤maland› ya da y›k›ld›.
... Yaßamak için normal bir insan›n bir günde almas› gereken kalori mik-
tar› 2.000 olarak belirlendi¤i halde, yokluk döneminde Almanlar için
Ola¤anüstü Devlet Komisyonu, ulusal ekonomimize verilen zarar›n
bu rakam ortalama 700 ile 800 aras›nda de¤ißiyordu. [...] 1946 y›l›-
tutar›n› 679 milyar ruble (1941 fiyatlar›yla) olarak hesaplam›ßt›r.
n›n sonunda, yaln›zca Hamburg’daki hastaneler açl›k nedeniyle
1942’de Sovyetler Birli¤i’nin u¤rad›¤› maddî kay›plar›n bilançosunu ç›karmak ödem geçiren 10.000 hasta tedavi etmißti. Köln’de yap›lan bir say›m-
üzere kurulan Ola¤anüstü Devlet Komisyonu’nun 12 Eylül 1945 tarihli raporu.
da, çocuklar›n yaln›zca %12’sinin aßa¤› yukar› normal bir kiloya sa-
hip olduklar› saptanm›ßt›... Kentlerde çekilen açl›¤›n daha da vahim
1. Belgeyi tan›t›n›z (kayna¤› ve tarihsel ortam›). boyutlara ulaßmas›nda stoklar›n savurganl›kla tüketilmesi ve köylerle
2. Sovyetler Birli¤i’nin savaßtan en fazla zarar gören bölge- haberleßmenin kesilmiß olmas› da rol oynuyordu. Spekülasyon, istif-
leri hangileridir? Bu y›k›mlar›n Sovyet halk›n›n yaßam düze- çilik, karaborsac›l›k korkunç bir biçimde yay›lm›ßt›. [...]
yi üzerindeki sonuçlar› nelerdir? Karaborsac›l›k, di¤er Avrupa ülkelerinde savaß› izleyen en zor günler-
de bile görülmemiß boyutlara ulaßm›ßt›. Pazar fiyatlar› resmî fiyatlar›n
100 ya da 200 kat›na kadar ç›k›yordu. Bir paket sigaran›n fiyat› bir iß-
1945’te ülkelerin Amerika Birleßik Devletleri 180
4 çinin bir ayl›k ücretine eßitti. Bal›k istifi tramvaylar› kullanan vatman-
KUG’leri ‹ngiltere 108
lar, sakin sakin sesleniyorlard›: Brandenburger - Schwarzmarkt!
(1938 için Sovyetler Birli¤i 75
Fransa 54 (Brandenburg Kap›s› – Karaborsa!).
sabit de¤er 100).
Ellerinde özenti uyand›ran ürünler bulunduran bat›l› askerler, do¤al
‹talya 61 olarak paralel sektörün baßl›ca aktörleriydi. Kulüpler ve kabarelerde
Japonya 30
Almanya 29 faaliyet gösteriyorlard›. [...] T›ka basa erzak yüklü müttefik askerleri,
kaçakç›lar ve gece güzelleri bu tür yerlerin müdavimlerindendi.
André Mannon ve Léa Marcou,
La République fédérale allemande (Paris, 1967).

b. Galip ülkelerde
‹ngiltere bugün gereksinim duydu¤u g›da maddelerini, sanayii için
gerekli hammaddeyi istedi¤i gibi sat›n alam›yor. Bunun için gerekli
olanaklara sahip de¤il. Savaß y›llar› boyunca, ülke d›ß›nda o kadar çok
yat›r›m tasfiye etmesi ve o kadar çok borçlanmas› gerekti ki, 1938 y›-
l› rakamlar›na göre ithalat›n %23’ünü tek baßlar›na karß›layan gelir-
lerinin bir a¤›rl›¤› kalmad›...
‹ngiliz ailesi, ülkesinin ithal etmeye gücü yetmedi¤i yiyeceklerden, ül-
keye döviz girmesini sa¤lamak için d›ßar› sat›lmas› daha uygun olan
araç-gereçten, fabrikalar›n ißleyebilmesi için de yakaca¤›ndan vaz-
geçmek zorunda.
Bertrand de Jouvenel, L’Echec d’une expérience (Paris, 1948).

1. K›tl›k kendini nas›l gösteriyor?


2. Neden galip gelen ülkeler de yokluk çekiyorlar?
5 1945’te Alman s›¤›nmac›lar.

85
II. Manevî sars›nt›n›n boyutlar›
A. Barbarca bir savaß Belge 1, 3 ve 4
A N A H T A R
n ‹kinci Dünya Savaß›’n›n sonunda, daha önce eßine benzerine rastlanmam›ß bir ma-
S Ö Z C Ü K
nevî sars›nt› yaßand›. Uluslararas› anlaßmalar ve insan haklar› daha önce hiç böylesine
• ‹NSANLIK SUÇU ayaklar alt›na al›nmam›ßt›. Savaß esirleri ile ilgili uluslararas› sözleßme*lere Almanlar da,
Sovyetler de, Japonlar da uymad›. Müttefik ordular›n›n Polonya ve Almanya’daki ya da
‹lk kez Nürnberg Mahkemesi
Pasifik’teki ilerleyißi, Nazi ve Japon kamplar›n›n kurtar›lmas›n› da beraberinde getirdi.
s›ras›nda tan›mlanan ve siyasal Nazi toplama kamplar›nda yaßanan dehßetin ve SS doktorlar ya da Mançurya’da Japon-
nedenlerle ya da ›rk ve din ay- lar taraf›ndan esirler üzerinde uygulanan sözde t›bbî deneylerin ortaya ç›kar›lmas› dün-
r›m›na dayan›larak herhangi yay› derinden sarst›.
bir halka karß› gerçekleßtirilen
n Japonya’ya karß› atom bombas› kullan›lmas› zihinlerde kußkular uyand›rd›: Bir
cinayet, toplu öldürme, sürgü-
bomba, tek baß›na bir bombard›man uça¤› filosunun öldürebilece¤i kadar insan› öldü-
ne gönderme ve benzeri tüm rüyordu. ‹nsan art›k bütün insanl›¤› yok edebilecek olanaklara sahipti. Frans›z düßünü-
insanl›k d›ß› eylemleri yarg›la- rü Albert Camus’nün daha 1945 a¤ustosunda sözünü etti¤i atom bombas› korkusunun
mak için kullan›lan hukuksal baßlang›c›yd› bu.
bir kavram.
n Bu tür manevî sars›nt›lar, insanlar› de¤erler*inin k›r›lganl›¤› konusunda sorular sor-
maya yöneltti. Müttefikler, Mihver devletlerinin sorumlular›n› yarg›lamaya daha
1943’te karar vermißlerdi. 1945 kas›m›ndan 1946 ekimine kadar, 6 Nazi örgütü ve Nazi
S Ö Z L Ü K rejiminin 22 yöneticisi Nürnberg’de toplanan uluslararas› bir mahkeme taraf›ndan yar-
g›land›. Bunlar, komplo düzenlemek, bar›ß› y›kacak eylemlerde bulunmak, savaß suçu
* Uluslararas› sözleßme ißlemek ve bunlar›n yan›s›ra, yepyeni hukuksal bir kavram olan insanl›k suçu* ißlemek-
* De¤erler le suçlan›yorlard›. Benzer bir mahkeme de, Tokyo’da 1946’da Japon yöneticileri yarg›la-
* Vatansever mak için kuruldu.

B. Toplumsal bir sars›nt›


n Savaß uluslar› da derinden bölmüßtü. Görev neyi emrediyordu? Kime itaat etmeliy-
di? Savaß›n yaratt›¤› bölünmeler, uzun süre direnißçilerle ißbirlikçileri karß› karß›ya ge-
tirdi. Fransa’da, Direniß hareketi ve General de Gaulle’ün baßar›s›, 1940’ta u¤ran›lan ye-
nilginin utanc›n› ve ço¤unlu¤un Vichy hükümetine verdi¤i deste¤in izlerini ancak k›s-
men silebildi. 1944-1945 temizli¤i, baßl›ca sorumlular›n yarg›lanmas›n› sa¤lad›, ancak
Ülkelere göre Holokost Mareßal Pétain’e ba¤l›l›k yemini eden devletin ve yönetimin üst kademelerindeki yetki-
1 lilerin pek az›na ulaßabildi.
kurban› olan Yahudilerin
toplam Yahudi nüfusu n Zaferden neredeyse altm›ß y›l sonra, savaß›n yaratt›¤› toplumsal çatlaklar hâlâ yerin-
içindeki pay›. de duruyor. Toplama kamplar›nda ölenlerin unutulmaz an›s›, Almanya’da Nazi geçmi-
ßini örtme çabalar› ve suçluluk, Japonlar taraf›ndan Asya’da ißlenen savaß suçlar›n›n
Hollanda %84
güçlükle tan›nmas›, Balkanlar’da S›rplar ve H›rvatlar aras›nda sonu gelmeyen nefret...
Yunanistan %80
Bu örneklerde oldu¤u gibi, herkes bellekleri taze tutma zorunlulu¤unda hissediyor
Almanya %75 kendini.
Polonya %70-75
Çekoslovakya %70-75
Yugoslavya %70-75
C. Yeni de¤er aray›ßlar› Belge 2

Avusturya %30-35 n 1945’in dünyas›, yeniden inßa edilmesi gereken bir dünyayd›. Faßizm ve nazizmin,
Norveç %30-35 bazen tüm sa¤› kapsayacak biçimde reddedilmesi, Mihver’e karß› direnißle özdeßleßen
Romanya %30-35 baz› güçlere yarar sa¤lad›. Sa¤› ißbirlikçilikle, solu da direnißle bir tutmak mümkün ol-
Belçika %28 masa da, komünistler de dahil olmak üzere sol güçler ve Vatanseverler*, savaß›n hemen
Macaristan %25 ard›ndan Fransa, ‹talya, Çekoslovakya ve Polonya’da seçimlerde önemli baßar›lar elde
Sovyetler Birli¤i %23 ettiler. Büyük reformlar yaparak, savaß y›k›nt›lar›n›n üzerine daha iyi ve daha adil bir
Fransa %20 dünya kurma arzusu her yerde hakimdi. Avrupa direniß hareketleri, savaß boyunca si-
‹talya %20
yasal reform planlar› yapm›ßlard› ve art›k zafer kazan›ld›¤›na göre, bu reformlar› ger-
Danimarka %1
çekleßtirebilmeyi umuyorlard›. ‹ngiltere’de hükümet, bu tür reformlar› haz›rlamak için
daha 1942’de kollar› s›vam›ßt›. Fransa’da ise, 1944 tarihli Ulusal Direniß Konseyi prog-
Werner Rings’e göre,
ram›nda çeßitli reformlara yer verilmißti. Ancak yeniden inßa edilmesi gereken dünya
Leben mit dem Feind (Münih, 1979).
da derinden de¤ißmißti.

86
2 Atom tehdidi alt›nda yaßam.

Dünya budur ißte, yani pek az ßey.


Radyolar›n, gazetelerin ve haber
ajanslar›n›n atom bombas› konusun-
da baßlatt›klar› muhteßem pat›rt› sa-
yesinde, dünden beri hepimiz bunu
biliyoruz. Evet, o heyecanl› yorum se-
linin içinde, ortalama büyüklükteki
bir kentin futbol topu büyüklü¤ünde
bir bomba ile yerle bir edilebilece¤ini
ö¤rendik.
Amerikan, ‹ngiliz ve Frans›z gazetele-
ri, atom bombas›n›n geçmißi, gelece-
¤i, türevleri, maliyeti, bar›ßç›l boyutu
ve savaßç›l etkileri, siyasal sonuçlar›,
hatta ba¤›ms›z olma özelli¤i üzerine
gösterißli yaz›larla dolu. Biz tek bir
cümleyle özetleyelim: Mekanik uy-
garl›k, vahßetinin doruk noktas›na
erißmißtir.
‹ßkence edilen bir dünyada zaten
güçlükle soluk al›yorduk. Er ya da
geç, toplu intiharla bilimsel zaferlerin
ak›ll›ca kullan›m› aras›nda bir seçim
yapmam›z gerekecek. Þiddetin y›rt›c›
pençesine teslim olmuß [...], adalete
ve insanlar›n mutlulu¤una kay›ts›z bir
dünyada, bilim de kendini örgütlü ci-
nayetlere adarsa, kußkusuz kimse
ßaßk›nl›¤a düßmeyecektir [...]. Bu ara-
da, ilk becerisini insan›n yüzy›llard›r
tutuldu¤u en güçlü yok etme hum-
mas›n›n hizmetine sunan bir bulußu
3 General Eisenhower, 6 Nisan 1945’te ilk kez Buchenwald kamp›n›n bir bölümü
böyle kutlaman›n utanmazl›k oldu¤u- olan Ohrdruf (Almanya) toplama kamp›na giriyor.
nu düßünmekte özgürüz elbette [...]. Amerikal›lar›n yüzlerinde hangi duygular okunuyor?
Böylece, büyük olas›l›kla kal›c› olacak
yepyeni bir korkuyla tan›ßt›r›lm›ß ol-
duk.
4 Nürnberg Mahkemesi’nde verilen cezalar.
‹nsanl›¤›n önünde aç›lan ürkütücü
olanaklar karß›s›nda, yürütülmeye de- As›larak idam: Goering (Hitler’in sa¤ kolu, Luftwaffe’nin komutan›, idam›ndan önce intihar etti),
¤er tek savaß›n bar›ß oldu¤unu daha von Ribbentrop (d›ßißleri bakan›), Kaltenbrunner (gizli servisler ßefi); Rosenberg (Do¤u Topraklar›
iyi anl›yoruz. Halklar›n kendilerini yö- bakan›), Frank (Polonya genel valisi), Frick (içißleri bakan›), Sauckel (zorunlu çal›ßma hizmeti sorum-
netenlere art›k cehennemle ak›l ara- lusu), Seyss-Inquart (Reich Hollanda komiseri), Streicher (haftal›k antisemit Der Stürmer dergisi mü-
s›nda nihai bir seçim yapmalar› için ri- dürü), Keitel (genel kurmay baßkan›), Jodl (harekât dairesi baßkan›); Bormann (1941’den sonra baß-
ca etmeleri de¤il, emir vermeleri ge- bakan vekili, firarda, cezas› g›yaben verildi).
rekiyor. Ömür boyu hapis: Hess (1941’e kadar baßbakan vekili, 1987’de hapiste öldü), Funck (Reichs-
Albert Camus bank müdürü, 1957’de serbest b›rak›ld›), Raeder (1943’e kadar deniz kuvvetleri komutan›,
[Frans›z düßünürü (1913-1960)], 1955’te serbest b›rak›ld›).
8 A¤ustos 1945 tarihli 20 y›l hapis: von Schirach (Hitlerci Gençlik örgütlerinin baß›) ve Speer (silahlanma bakan›, ikisi de
Combat gazetesinin baßyaz›s›.
1966’da serbest b›rak›ld›).

1. Albert Camus’nün bilim hak- 15 y›l hapis: von Neurath (Bohemya-Moravya genel valisi, 1954’te serbest b›rak›ld›).
k›ndaki yarg›s› nedir? 10 y›l hapis: Doenitz (1943’ten sonra deniz kuvvetleri komutan›, 1956’da serbest b›rak›ld›).
2. Yazar›n insan hakk›ndaki yar- Beraat: Schacht (ekonomi bakan›), von Papen (Hitler’den önceki son baßbakan, Ankara büyükel-
g›s› nedir? çisi), Fritsche (radyo propaganda sorumlusu).

87
III. Daha iyi bir dünya kurma ümidi
A. Uluslararas› ekonomik sistemin
A N A H T A R yeniden düzenlenmesi Belge 2 ve 3
S Ö Z C Ü K
n ‹kinci Dünya Savaß›’n›n sonunda, uluslararas› ilißkiler yeniden tan›mland›. ‹ngilizler
• ULUSLARARASI ve Amerikal›lar savaß sonras› nas›l bir dünya düzeni istediklerini, daha 1941’de imzala-
d›klar› Atlantik Sözleßmesi’nde belirlemißlerdi. 1944-1945’te müttefikler ayn› nedenle
PARA FONU yine pek çok kez bir araya geldiler.
Temmuz 1944’te, Bretton Wo- n Temmuz 1944’te, 44 ülke Amerika Birleßik Devletleri’nde, Bretton Woods’da (New
ods anlaßmalar›yla kurulan ve Hampshire), yeni bir uluslararas› para sistemi kurmak üzere bulußtular. Görüßmelerin
bu tarihte ißlemeye baßlayan sonunda, ülkelerin paralar›n›n alt›n ya da alt›na çevirilebilir paralar* arac›l›¤›yla garanti
yeni uluslararas› para sistemini alt›na al›nmas› kararlaßt›r›ld›. Her paran›n bir sabit kur* de¤eri olacak, merkez bankalar›*
yönetmekle görevli kuruluß. para de¤erlerindeki dalgalanmalar› s›n›rland›rmak için müdahale edebileceklerdi.
Her üye ülke, ulusal servetinin n Merkezi Washington’da bulunan ve üye ülkelerin katk›lar›yla beslenen bir Uluslara-
miktar›na göre IMF’ye katk›da ras› Para Fonu* (UPF: International Monetary Fund-IMF) kurulacakt›. Bu kurum, karar-
bulunur ve bu katk› miktar› ile l› bir para düzeni yarat›lmas›n› sa¤layacakt›. Bunun yan›s›ra, bir Uluslararas› ‹mar ve
Kalk›nma Bankas› (U‹KB: International Bank for Reconstruction and Development-
orant›l› oy hakk›na sahip olur.
IBRD) üye devletlerin yeniden yap›lanma ve kalk›nma çabalar›na maddî destek sa¤la-
yacakt›. Bu yeni uluslararas› sistem Amerikan dolar›na dayan›yordu. Dolar alt›n yeri-
ne kullan›labilen kilit para olmußtu. O dönemde ABD, önemli alt›n rezervlerine ve ge-
lißmiß bir sanayi gücüne sahipti. ABD, ayn› zamanda UPF ve U‹KB’ye de en fazla kat-
S Ö Z L Ü K k›da bulunan ülkeydi.
* Çevirilebilir para
* Sabit kur B. Almanya’n›n kaderinin belirlenmesi Belge 1, 4 ve 5
* Merkez Bankas› n Þubat 1945’te Yalta Konferans›, Roosevelt, Churchill ve Stalin’i Karadeniz k›y›lar›n-
* Oder-Neisse Hatt› da bir araya getirdi. Üç devlet adam›, "dünyan›n paylaß›lmas›"ndan tam olarak söz edile-
mese de (bu terim ilk kez Fransa’n›n bu konferansa davet edilmemesinden rahats›z olan
General de Gaulle taraf›ndan kullan›lm›ßt›r), savaß›n bitiß evresini düzenlemek üzere
genel konularda anlaßmaya vard›lar.
- Hastal›¤› nedeniyle zay›f düßmüß olan Roosevelt (1945 nisan›nda hayata gözlerini
yumdu), Sovyetler Birli¤i’nin Japonya’ya savaß ilan etmesi ve gelecekte bar›ß› güvence
250 km alt›na almak üzere kurulacak olan Birleßmiß Milletler örgütüne kat›lmas› konular›nda
›srar ediyordu. ‹ki noktada da baßar›ya ulaßt›.
- Churchill, Sovyetler Birli¤i’nin Avrupa’da güç kazanmas›ndan ve Balkanlar’daki ‹n-
Berlin
giliz etkisinin sona ermesinden endiße ediyordu. Amerikan ordular› Avrupa’dan çekil-
Polonya dikten sonra, Stalin’e karß› tek baß›na kalmaktan çekiniyordu. Bu nedenle, Fransa’n›n da
Oder

Almanya ve Avusturya’n›n ißgaline kat›lmas›n› istedi ve bu iste¤ini kabul ettirdi.


- O tarihte ordular› Do¤u Avrupa’n›n büyük bir bölümünü denetim alt›nda tutan Sta-
Neiss

lin ise, konferanstan en kârl› ç›kan lider oldu. Do¤u Avrupa’dan ordular›n› çekmek ve
serbest seçimlerin yap›lmas›n› sa¤lamak için söz verdi, ancak çekilmenin koßullar› ile
e

Polonya’n›n gelecekteki s›n›rlar› konusuna aç›kl›k getirmekten kaç›nd›. Almanya’n›n


ülkesine tanzimat ödemesi konusunu sa¤lama ba¤lad›. Avrupa’da zafer kazan›ld›ktan
sonra Japonya’ya karß› savaßa girmesine karß›l›k olarak da, kurulacak Birleßmiß Millet-
Viyana
ler’de üç sandalye ald› (Sovyetler Birli¤i, Belarus ve Ukrayna).
n Temmuz-a¤ustos 1945’te, üç büyükler bu kez de Berlin yak›nlar›ndaki Potsdam’da
bulußtular. Stalin burada yeni ABD baßkan› Truman ve ‹ngiltere baßbakan› Churchill ile
bir araya geldi (konferans sürerken ülkesindeki seçimlerde yenilgiye u¤rayan Churc-
Amerikal›lar Dörtlü hill’in yerine rakibi Attlee geçti). Potsdam’da görüßmelere hakim olan hava, Yalta’da-
ißgal bölgeleri kinden daha gergindi. Stalin, Avrupa’da zafer kazan›ld›ktan sonra Amerikan yard›m›-
Sovyetler n›n sona ermesinden, Bat›l›lar ise K›z›l Ordu’nun ißgali alt›ndaki bölgelerde yap›lan se-
Oder-Neisse çimleri denetlemenin imkâns›zl›¤›ndan yak›n›yorlard›. Buna ra¤men, konferansa kat›-
‹ngilizler hatt›
lanlar Almanya’n›n kaderi konusunda fikir birli¤ine varabildiler: Almanya, yar›s›
Frans›zlar Sovyetler Birli¤i’ne olmak üzere, toplam 20 milyar dolar tazminat ödeyecekti. Ayn› za-
manda Almanya’n›n silahs›zland›r›lmas›na, Nazi partisinin kapat›lmas›na, savaß suç-
lular›n›n yarg›lanmas›na ve ülkenin Nazilerden ar›nd›r›lmas›na karar verildi. Sovyetle-
1 1945’te Almanya ve rin ilhak etti¤i bölgeler ve Oder-Neisse Hatt›’n›n do¤usundan çizilen yeni Polonya s›n›r-
Avusturya’n›n ißgal bölgeleri. lar›, bar›ß antlaßmalar› imzalanana kadar geçici olarak kabul edildi.

88
DOLAR
ALTIN = alt›na ayarl› yeni kambiyo sistemi:
1 ons alt›n (31,10 gr) = 35 dolar ($)

dolara ba¤l›
paralar {
dolardan farkl› DOLAR
birimlerde para = ALTIN veya
rezervleri

1944’teki IMF’ye yap›lan ödemeler:


katk› pay›:
1944 : 8,8 milyar dolar
1947 : 7,7 milyar dolar
%31,2 %14,8 %5,1
4 Üç Büyükler Yalta’da.
$ £ F Soldan sa¤a: Churchill (‹ngiltere), Roosevelt (ABD) ve Stalin (Sovyetler
ULUSLARARASI PARA FONU Birli¤i). 11 Þubat 1945 tarihli sonuç bildirgesi ßu noktalar› ön plana ç›-
kar›yordu:
teknik yard›m kredi ve borçlar - Almanya ve Avusturya’n›n ißgalini dört ülkenin birlikte gerçekleßtir-
mesi;
- Almanya’n›n tazminat ödemesi;
2 Bretton Woods para sistemi. - Birleßmiß Milletler Örgütü’nün kurulmas›;
Amerika Birleßik Devletleri’nin dünyan›n yeni ekonomik - özgür Avrupa’ya ilißkin niyet bildirisi;
düzenine nas›l hükmetti¤ini gösteriniz. - Polonya’ya ilißkin niyet bildirisi;
- Sovyetler Birli¤i’nin Japonya’ya savaß ilan etmesi.

3 Bretton Woods: Fransa’dan tepkiler. 5 Yalta üzerine iki görüß.

15 Temmuz 1944 De Gaulle, Yalta üzerine gerçek bir efsane inßa etti. Ona göre Roose-
Konumumuz fevkalade hassast›r, zira büyük ülkeler bize haketti¤imi- velt ve Stalin Yalta’da "dünyay› paylaßm›ßlar"d›. Oysa, ne Amerikal›-
ze inand›¤›m›z yeri vermiyorlar [...]. Buna ra¤men, ßu anda, Uluslara- lar›n titizlikle herßeyi kayda geçirdikleri belgelerde, ne de Churchill’in
ras› Stabilizasyon Fonu’nun yönetim kurulundaki beßinci sandalye ta- an›lar›nda, iki büyük gücün etki alanlar› konusuna tek bir sat›r bile
raf›m›za verilmiß bulunuyor. Ancak, Dünya Bankas›’n›n yönetim ku- ay›r›lmam›ßt›r. Roosevelt bar›ß zaman› etki alanlar›n›n olußturulmas›-
rulunda durum böyle de¤il. Bugünkü koßullarda, bu kurulda ancak na kesinlikle karß›yd›. ...Yalta’n›n tarihsel önemi baßkad›r. Yalta’da,
ABD, Rusya ve ‹ngiltere’nin daimi birer sandalye almas› kesin görü- baz›lar› daha sonra gerçekten uygulanan pek çok karar al›nm›ßt›r.
nüyor. Fon ile Banka aras›ndaki bu muamele farkl›l›¤›n› kabul etme- Yalta bir tür doruk noktas›d›r. Büyük ‹ttifak’›n doruk noktas›.
di¤imi bildirmeyi düßünüyorum. [...] Jean-Baptiste Duroselle [Frans›z tarihçi]

17 Temmuz 1944 Dictionnaire d’histoire de la Seconde Guerre Mondiale (Paris, 1980).

Stabilizasyon Fonu’ndaki beßinci sandalyeyi almam›z kesinleßti¤inden Üç Büyükler, Yalta’da ço¤u sonradan ihlal edilen genel içerikli bir di-
beri, daha fazla hareket özgürlü¤üne sahip oldu¤umuza inan›yorum. zi karara imza att›lar ve Almanya’n›n, Polonya’n›n kaderinin belirlen-
Ç›karlar›m›z› ilgilendiren baz› temel koßullar yine görmezden gelinir- mesi gibi çözemedikleri baz› temel sorunlar› daha sonraki toplant›lar-
se, Frans›z delegasyonunu geri çekmek [...] zorunda kalmam müm- da görüßülmek üzere uzmanlara b›rakt›lar.
kündür. [...] Kußkusuz dünya paylaß›lm›ßt›, ama yaz›l› olmayan yasalara göre.
Belli say›da önerimiz kabul edilmedi¤i için, [...] genel kurul toplant›- "Yads›nmas› kesinlikle olanaks›z" iki olay bunu do¤rular. Bunlardan
s›nda son derece hararetli bir konußma yapt›m ve üzerinde çal›ßt›¤›- birincisi, K›z›l Ordu’nun ilerleyißidir. ...Stalin geri çekilmeye nas›l ikna
m›z konularda Avrupa’ya, özellikle de Bat› Avrupa ve Fransa’ya bu edilebilirdi ki? ‹kincisi ise, konferans› izleyen a¤ustos ay›nda Hiroßi-
kadar az yer ay›r›lmas›n› k›nad›m. Güçlü bir etki yaratan konußmam›n ma’da oland›r. Bu olay, Yalta’da kararlaßt›r›lan tek paylaß›m›, yani Ja-
sonunda, Frans›z hükümetinin kurulacak iki uluslararas› kurulußta yer pon ‹mparatorlu¤u’nun kal›nt›lar›n› paylaßma konusunu bir enayi pa-
al›p almama konusunda karar verirken, Fransa’ya biçilen nihai rolü zarl›¤›na çevirmißtir. ...Stalin art›k galip devletlerin Almanya ve Avus-
hesaba kataca¤›n› ima ettim. [...] turya’da yapt›klar› gibi bir ißgal bölgesi talep edecek olanaklara sahip
Amerikal›lar geri çekilmemiz fikrinden aç›kça korktular ve gece Mor- de¤ildi. Bu iki ülke ile ilgili etki alanlar›n›n s›n›rlar› birkaç ay önce
genthau’nun (Amerikan Hazine Bakan›) odas›nda uzun bir toplant› Londra’da uzmanlar taraf›ndan çizilmißti. Yalta’da tart›ßmas›z karara
ba¤land›. Yalta’daki "üçler"in en büyük derdi, elbette önce savaß›
yap›ld›. Bu toplant› s›ras›nda, memnuniyetsizli¤imizin nedenlerini
kazanmakt›.
aç›klad›m ve bunlardan hükümetimizin gerekli görece¤i sonuçlar› ç›-
karaca¤›n› tekrar ettim. André Fontaine [Frans›z gazeteci], Le Monde, 5 Þubat 1990.

Pierre Mendès France’›n 1. Yalta’da "dünyan›n paylaß›ld›¤›" düßüncesi hakl› bir dü-
[kas›m 1943’ten nisan 1945’e kadar Fransa Ulusal Ekonomi Bakan›]
Charles de Gaulle’e gönderdi¤i iki telgraftan al›nt›lar.
ßünce midir? Neden?
2. A. Fontaine’e göre, Yalta’da Stalin’in en önemli kozu ne-
Mendès France hangi nedenlerle çekinceler koymußtur? dir? Amerikal›lar›n en önemli kozu nedir?

89
C. Birleßmiß Milletler sayesinde
A N A H T A R bar›ß›n sa¤lanmas› Belge 2 ve 4
S Ö Z C Ü K
n 1919-1939 aras›nda, Wilson’un (1912’den 1920’ye kadar ABD baßkan›) ortaya att›¤› fi-
• B‹RLEÞM‹Þ M‹LLETLER kirle kurulan Milletler Cemiyeti, ülkeler aras›ndaki anlaßmazl›klar› uluslararas› bir ha-
kemlik sistemiyle çözümlemeyi amaçlam›ßt›. 1930’lu y›llarda bu görevinde baßar›s›zl›-
Savaß s›ras›nda, Amerikal›lar ¤a u¤rad› ve ‹kinci Dünya Savaß›’n›n patlak vermesine yol açan krizleri engelleyemedi.
taraf›ndan Mihver’e karß› sava- 1945 y›l›n›n nisan ve haziran aylar› aras›nda 51 ülke, Atlantik Sözleßmesi’nin bir uzan-
ßan ülkelerin tamam›na veri- t›s› olan San Francisco Konferans›’na kat›ld› ve Birleßmiß Milletler Örgütü*’nün (BM) ku-
len ad. Bu ülkeler, nisan-hazi- rulußuna imza att›.1948’de ise, daha iyi bir dünya kurmak amac›yla ‹nsan Haklar› Ev-
ran 1945’te San Francisco’da rensel Beyannamesi kabul edildi.
Birleßmiß Milletler Örgütü’nü n Birleßmiß Milletler’e üye olan ülkeler bir Genel Kurul olußturacak, örgütü yönetmek-
kurmak üzere bulußtular. BM le görevli genel sekreter ve alt birimlerin üyeleri Genel Kurula kat›lanlar›n oylar›yla se-
baßlang›çta bir tür galipler ku- çilecekti. Alt birimlerden en önemlisi, askerî olanaklar› seferber etme yetkisine sahip
lübüydü. Ama eski Milletler olan Güvenlik Konseyi idi. Savaß›n galibi beß ülke (ABD, ‹ngiltere, Fransa, Çin ve Sov-
Cemiyeti’ne oranla daha az yetler Birli¤i), konseyde daimi üye statüsüyle veto hakk›*na sahip olacaklard›. Böylece es-
Avrupa merkezliydi. 51 kurucu ki Milletler Cemiyeti’nin zay›fl›klar›yla tekrar karß›laß›lmayaca¤› umuluyordu. Bunun
yan›s›ra, baz›lar› Milletler Cemiyeti bünyesinde de faaliyet göstermiß olan yan kuruluß-
üyesinin yar›s›na yak›n› Ameri-
lar uzmanlaßma gerektiren görevleri üstleneceklerdi.
ka k›tas›ndaki ülkelerden olu-
ßuyordu.
D. Yeni dünya dengeleri Belge 1, 3 ve 5

n Amerikan dolar›n›n Bretton Woods sistemindeki rolü ve Birleßmiß Milletler merkezi-


nin New York’a yerleßtirilmesi gibi iki olgu, 1945’te Amerika Birleßik Devletleri’nin
S Ö Z L Ü K dünyan›n en büyük gücü oldu¤unu gösteriyordu. ABD atom bombas›na sahipti ve sa-
vaßtan yara almadan ç›km›ßt›. Dünyadaki alt›n›n %75’ini elinde bulunduruyor, dünya
* Veto hakk› sanayi üretiminin %50’sini, uluslararas› ticaretin de %25’ini gerçekleßtiriyordu. Ameri-
kan modeli, savaß s›ras›nda caz müzi¤i ve Amerikan filmleriyle tan›ßan Avrupal›lar›
büyülemißti.
n Avrupa’da, k›tan›n yar›s›n› tek baß›na kaplayan Sovyetler Birli¤i büyük bir güçtü.
Stalin, Balt›k ülkelerini, Polonya, Finlandiya, Çekoslovakya ve Romanya’n›n bir bölü-
münü topraklar›na katma arzusunu Müttefiklere dayatabilmißti. Ordular› Stalingrad
önünde Hitler’e ilk büyük yenilgisini tatt›ran Sovyetler Birli¤i, Almanya’ya karß› girißi-
len savaß çabas›n›n büyük bölümünü karß›lam›ßt›; Nazi Almanyas›’na karß› zafer kaza-
nan ülkelerin baß›nda geliyordu. Sovyetler, Avrupal›lar›n bir k›sm›, özellikle de Çekos-
lovakya taraf›ndan kurtar›c› olarak karß›lanm›ßlard›. Komünizm hiç böylesine sayg›
görmemißti. Bu koßullarda, Sovyet modelinin dünya nüfusunun bir k›sm›na çekici gel-
mesi do¤ald›. Sovyetler Birli¤i’nin 1930’larda karß›laßt›¤› uluslararas› alandan d›ßlanma
süreci sona ermißti.
n Savaßtan y›k›lm›ß ve iflas etmiß olarak ç›kan savaß öncesinin di¤er güçleri ise, etkile-
rini geri dönüßü olmaks›z›n kaybettiler.
- ‹ngiltere ve Fransa kußkusuz galip ülkeler cephesinde yer al›yorlard›. Ancak çok za-
y›f düßmüßlerdi ve ekonomik kalk›nma konusunda Amerikan yard›m›na muhtaçt›lar.
Bunun d›ß›nda, sömürgeleri üzerindeki etkileri de azalmaya baßlam›ßt›. Sömürgelerde
ba¤›ms›zl›k fikirlerinin yükselißi Avrupa’n›n hakimiyetini tehdit ediyordu.
- ‹talya ve Almanya yenilmiß ve ißgal edilmißlerdi. ‹talya sömürge imparatorlu¤unu
kaybetmiß, ekonomik ve siyasal alanda yeniden yap›lanman›n güçlükleriyle bo¤ußu-
yordu. 1946’da düzenlenen bir halk oylamas›yla monarßinin yerini cumhuriyet rejimi-
nin almas›na karar verildi. Almanya ve Avusturya’n›n tüzel varl›¤›ndan söz edilemez-
di. Baßkentleri Berlin ve Viyana da dahil olmak üzere, topraklar› dört ißgal bölgesine ay-
r›lm›ßt› ve müttefik ordular›n›n denetimindeydiler.
1 - Savaß›n ma¤luplar›ndan biri de Japonya’yd›. Amerikan ordular› taraf›ndan ißgal edil-
Carol Reed’in Üçüncü Adam
miß, Çin’den ald›¤› topraklar›, Mançurya’y›, sömürge imparatorlu¤unu ve 1895-1910
filminin afißi (1949). aras›nda ißgal etti¤i topraklar›n tümünü kaybetmißti. Tayvan Çin’e geri verilmiß, Saha-
Bir yazar, çocukluk arkadaßlar›ndan bi- lin ve Kuril Adalar› Sovyetler Birli¤i taraf›ndan ilhak edilmißti. Kore, 38. paralelin kuze-
rinin müttefiklerin ißgali alt›ndaki Viya- yinde Sovyetler, güneyinde Amerikal›lar olmak üzere, ißgal edilmißti. En önemlisi ise,
na’da karaborsac›l›k ve gizli ilaç ticare- ülkenin gelecekte savaßa baßvurmas›n› yasaklayan demokratik bir anayasa haz›rlanma-
ti ile u¤raßt›¤›n› keßfeder. Filmin konu- s›, ordunun kald›r›lmas› ve e¤itim reformu gibi köklü yenilikler isteyen Amerika’n›n ›s-
su Graham Greene’in bir roman›ndan rarlar›yd›. ‹mparator Hiro Hito, ülkenin birli¤ini sa¤lamak için tahtta b›rak›ld›ysa da,
al›nm›ßt›. art›k hiçbir gücü kalmam›ßt›.

90
Güvenlik Konseyi
Mavi 5 daimi üye
Bereliler (ABD, ‹ngiltere, Fransa,
Sovyetler Birli¤i, Çin)
+ 2 y›l için seçilen 6 geçici üye

Genel Sekreterlik
5 y›l için seçilen
genel sekreter
Vesayet Konseyi
15 üye
Genel Kurul
51 kurucu üye
1 ülke = 1 oy

Ekonomik ve Sosyal Konsey Uluslararas› Adalet Divan›


3 y›l için seçilen 18 üye 9 y›l için seçilen 15 yarg›ç

BM’nin alt kurum ve birimleri:


- UNICEF (New York): BM Uluslararas› Çocuk E¤itimi Örgütü.
- IMF (Washington): Uluslararas› Para Fonu.
- IBRD (Washington): Uluslararas› ‹mar ve Kalk›nma Bankas› (Dünya Bankas›).
- WHO (Cenevre): Dünya Sa¤l›k Örgütü.
- ILO (Cenevre): Uluslararas› Çal›ßma Örgütü. 3 Rita Hayworth, Charles Vidor’un
- UPU (Bern): Uluslararas› Posta Birli¤i.
yönetti¤i Gilda adl› filmde (1946).
- FAO (Roma): G›da ve Tar›m Örgütü.
- UNESCO (Paris): BM E¤itim, Bilim ve Kültür Örgütü. Bu filmin Avrupa’da kazand›¤› baßar›, savaß
sonras› Amerikan kültürünün etkisine iyi bir
2 Birleßmiß Milletler Örgütü. örnektir.

4 ‹nsan Haklar› Evrensel Beyannamesi, RUSYA


10 Aral›k 1948.
Sahalin
Birleßmiß Milletler Genel Kurulu,
insan haklar›n›n tan›nmamas›n›n ve hor görülmesinin insanl›k vicdan›- MOÚOL‹STAN MANÇUKUO ril r›
n› isyan ettirecek barbarl›klara neden olmuß bulunmas›na ve insanla- (Japon himayesi Ku dala
1932 - 1945) a
r›n her türlü korku ve sefaletten kurtulacaklar›, ifade ve inanç özgür-
lü¤üne sahip olacaklar› bir dünya kurman›n insan›n en yüksek amac›
Pekin
ilan edilmiß olmas›na dayanarak; JAPONYA
38º
Kore

ißbu ‹nsan Haklar› Evrensel Beyannamesi’ni tüm halklar›n ve tüm ulus-


Tokyo
lar›n erißmeye çal›ßacaklar› ortak bir ülkü olarak ilân eder.
MADDE 1. Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bak›m›ndan eßit do- Ç‹N
¤arlar. Ak›l ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karß› kardeßlik anlay›-
ß›yla hareket etmek zorundad›rlar.
MADDE 2. Herkes, ›rk, renk, cins, dil, din, siyasal ya da di¤er herhan- Okinawa
gi bir görüß, ulusal ya da toplumsal köken, servet, do¤um ya da her-
hangi baßka bir fark gözetilmeksizin ißbu beyannamede ilân olunan
bütün haklardan ve özgürlüklerden yararlanabilir. ... Formoza

MADDE 3. Yaßamak, özgürlük ve kißisel güvenlik her bireyin hakk›d›r.


MADDE 4. Hiç kimse kölelik ya da kulluk alt›nda bulundurulamaz. ...
1 000 km
MADDE 5. Hiç kimse ißkenceye, zalimce, insanl›k d›ß›, onur k›r›c› ce-
zalara tabi tutulamaz. 1944’te Japonya ve
ißgal etti¤i topraklar Sovyet ißgali
MADDE 13. Herkes, kendi ülkesi de dahil olmak üzere, herhangi bir
1945’ten sonra Japonya Amerikan ißgali
ülkeyi terketme ve ülkesine geri dönme hakk›na sahiptir.
Sovyetler Birli¤i’nin
MADDE 23. Her insan›n çal›ßma, ißini özgürce seçme ...hakk› vard›r. ilhak etti¤i topraklar Çin’e geri verilen topraklar

MADDE 26. Her insan›n e¤itim hakk› vard›r. ...


5 1945’te Uzak Do¤u.

91
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM
TAR‹HLER n Savaß suçlar› ve insanl›k suçlar›
Temmuz 1944: Bretton Woods Savaß suçlar›, savaß yasa ve kurallar›n›n ihlalidir (savaß esirlerine ve sivillere yönelik
Konferans›. kötü muamele, yarg›s›z infaz, talan, askerî neden olmaks›z›n yak›p y›kma).
Þubat 1945: Yalta Konferans›. ‹nsanl›k suçu ise, siyasal görüß, ›rk ya da din ay›r›m›na dayanarak bir halka yönelik
cinayet, toplu öldürme, sürgün ya da di¤er insanl›k d›ß› eylemlerin gerçekleßtirilmesidir.
Nisan-haziran 1945: San Francisco
Konferans›.
n Yalta Konferans› ve Potsdam Konferans›
Temmuz-a¤ustos 1945: Potsdam Yalta Konferans›’nda (ßubat 1945), Roosevelt, Churchill ve Stalin bir araya geldiler;
Konferans›.
Almanya’n›n ißgalinin nas›l gerçekleßece¤i, yeniden ba¤›ms›zl›¤›n› kazanan Avrupa’da
Kas›m 1945-ekim 1946: Nürnberg normal siyasal yaßama dönüß koßullar›n›n neler olaca¤› belirlendi ve savaß›n sonunda
Mahkemesi. gerçekleßtirilen harekâtlarla ilgili kararlar al›nd›.
Aral›k 1948: ‹nsan Haklar› Evrensel Potsdam Konferans›’nda ise (temmuz-a¤ustos 1945), Attlee, Truman ve Stalin bir araya
Beyannamesi. geldiler; yenilgiden sonra Almanya’n›n kaderinin ne olaca¤› saptand› (Alman
topraklar›n›n ißgali, savaß tazminatlar›, ülkenin Nazilerden temizlenmesi).

n Birleßmiß Milletler’de Genel Kurul ve Güvenlik Konseyi


Birleßmiß Milletler Genel Kurulu, örgüt üyelerinin
tamam›ndan olußur. Genel Kurulda her üye ülke
bir oy hakk›na sahiptir. Birleßmiß Milletler’in
di¤er birimlerinin üyelerini seçer.
Güvenlik Konseyi ise beß daimi üyeden (savaß›n
büyük galipleri: ABD, Sovyetler Birli¤i, ‹ngiltere,
Fransa, Çin) ve alt› geçici üyeden olußur. Kararlar›
oylayabilir ve uluslararas› planda bar›ß›n ve
güvenli¤in sa¤lanmas› için Mavi Berelilerin
kullan›lmas›na karar verebilir.

Potsdam Konferans›, haziran 1945:


soldan sa¤a (oturanlar), Attlee, Truman, Stalin

YARARLI B‹YOGRAF‹LER
s. 27 s. 156

Winston Churchill Yosif Stalin


(1874-1965) (1879-1953)

1940’tan 1945’e kadar ‹ngiltere 1928’den 1953’e kadar Sovyetler


baßbakan›. Birli¤i’nin yöneticisi.

s. 30 s. 137
ÖNEML‹
KISALTMALAR Franklin D. Roosevelt Dwight Eisenhower
(1882-1945) (1890-1969)
• IMF : Uluslararas›
Para Fonu
1933’ten 1945’e kadar ABD baßkan›. 1943’ten 1945’e kadar Avrupa’daki müttefik
• BM : Birleßmiß Milletler ordular›n›n baßkomutan›, 1953’ten 1961’e
kadar ABD baßkan›.

92
belge incelemesi

Yalta Konferans›
sonuç bildirgesi Berlin
SSCB
Varßova
ALMANYA
Alman ordusunun direnißi nihai olarak k›r›ld›¤›nda, Almanya’n›n teslim olma koßullar›n›n uygu-
lanmas›n› sa¤lamak üzere baßvurulacak ortak siyaset ve planlar konusunda uzlaßmaya var›lm›ß-
MACAR‹STAN
t›r. Benimsenen planlara göre, üç büyük gücü olußturan ülkelerin her biri, askerî birlikleriyle Al-
ROMANYA
manya’n›n ayr› bir bölgesini ißgal edecektir. Ayr›ca, Fransa’n›n da arzu etti¤i takdirde bir bölge-
yi ißgal etmek ve denetleme komisyonuna dördüncü üye olarak kat›lmak üzere di¤er üç büyük Yalta
YUGOSLAVYA
güç taraf›ndan davet edilmesi kararlaßt›r›lm›ßt›r. Þaßmaz hedefimiz, Alman militarizmini ve na- BULGAR‹STAN
zizmi ortadan kald›rmakt›r. Alman ordular›n›n tümünü silahs›zland›r›p tasfiye etmekte [...], tüm ARNAVUTLUK
savaß suçlular›n› adalet önüne ç›karmakta ve k›sa sürede cezaland›rmakta [...] kararl›y›z.
Müttefiklerimizle birlikte, bar›ß›n ve güvenli¤in sa¤lanmas› için, mümkün oldu¤unca çabuk
uluslararas› bir örgüt kurulmas› kararlaßt›r›lm›ßt›r. Böyle bir örgütün, bar›ßç›l toplumlar aras›n- 1 000 km YUNAN‹STAN
da s›k› ve sürekli bir ißbirli¤i sayesinde yeni sald›r›lar› engellemek ve olas› savaßlar›n siyasal, eko-
nomik ve toplumsal nedenlerini ortadan kald›rmak için temel bir ad›m oldu¤una inan›yoruz. 25 4 Þubat 1945’te cepheler
Nisan 1945 tarihinde, San Francisco’da, söz konusu örgütün kurulmas›n› sa¤layacak anlaßmay›
[...] haz›rlamak üzere bir Birleßmiß Milletler Konferans› toplanmas› konusunda da anlaßmaya va- Taraflar›n denetledi¤i topraklar:
r›lm›ßt›r. Ba¤›ms›zl›¤›na yeniden kavußan Avrupa ile ilgili ortak bir bildiri haz›rlanm›ß ve imza- Mihver
lanm›ßt›r: "[...] Avrupa’da düzenin yeniden sa¤lanmas› ve ulusal ekonomik yaßam›n yeniden ya-
p›land›r›lmas›, ba¤›ms›zl›¤›na kavußmuß halklara nazizm ve faßizmin son kal›nt›lar›n› da yok et- Sovyetler
me ve kendi iradeleriyle seçecekleri demokratik kurumlara sahip olma olana¤›n› verecek yön- Komünist gerillalar
temlerle gerçekleßtirilmelidir. Tüm halklar›n kendilerine en uygun yönetim biçimini özgürce
seçme hakk›na sahip olmas›, egemenlik ve kendi kendini yönetme haklar›n›n ißgal güçleri tara- Bat›l›lar
f›ndan bunlardan mahrum edilen halklara geri verilmesi, Atlantik Sözleßmesi’nde de yer alan
ilkelerdir. Yalta Konferans› s›ras›nda
Yalta Konferans› (4-11 Þubat 1945) Sonuç Bildirgesi’nden bölümler. Avrupa’da cepheler.

Sorular n 3. Bu metin Yalta’da üzerinde anlaßmaya var›lan konu-


lar›n tümünü içermemektedir. Metinde sözü edilmeyen di¤er
n 1. Bu belgeyi tan›t›n›z: Bu ne tür bir metin, yazarlar› kim önemli noktalar hangileridir?
ve metnin yaz›ld›¤› tarihteki uluslararas› ortam nas›l? n 4. Yalta’da "dünya paylaß›ld›" m›? Cevab›n›z› metnin ve
bilgilerinizin yard›m›yla destekleyiniz.
n 2. Yalta’da al›nan kararlardan metinde geçenleri
s›n›fland›r›n›z. n 5. Al›nan kararlardan hangileri uygulanabildi?

TAVS‹YELER YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N


• Metni ve sorular› • Soru 1: Konferans›n yap›ld›¤› yeri belirtmeye dikkat yor (bkz. s. 92), ancak insanl›k suçlar›ndan söz etmiyor
dikkatle okuyun. edin: Yalta kenti K›r›m’dad›r (Sovyetler Birli¤i’nin Avru- (bu kavram daha sonra, Nürnberg Mahkemesi s›ras›nda
• Önemli sözcüklerin ve pa’da yer alan topraklar›n›n güneyi). Yalta Konferans›, tan›mlanacak). Metin Atlantik Sözleßmesi’ne gönder-
ifadelerin alt›n› çizin. Sovyetler Birli¤i’nde düzenlenen ilk uluslararas› konfe- me yap›yor (bkz. s. 41).
• Metnin tamam›n›n ranst›. Stalin burada müttefik ülkelerin yöneticilerini • Soru 3: Bkz. s. 88.
verilmedi¤ini, yaln›zca a¤›rlad›. Sonuç bildirgesi, alt›nda imzas› bulunanlar›n • Soru 4: Metin Yalta’da bulunmayan Fransa’dan söz
al›nt›lar yap›ld›¤›n› ortak ürünüydü. Metin, Müttefiklerin savaß›n sonland›- ediyor (bkz. s. 88-89). Tüm Avrupa ülkelerine de¤iniyor
unutmay›n.
r›lmas› üzerinde anlaßmaya vard›klar› noktalar› belirti- mu?
• Savaß›n gelißimi ve yor.
• Soru 5: Almanya ile ilgili hangi kararlar al›nm›ß?
bar›ß›n düzenlenmesi
• Soru 2: Metin Almanya’n›n teslim olmas› sorununa (bkz. s. 88) Metin San Francisco konferans›na de¤iniyor
konusunda bilgi
de¤iniyor. (bkz. s. 92 ve 90). "Halklar›n kendilerine uygun yönetim
toplay›n.
Almanya’daki ißgal bölgeleri üzerinde düßünün (Kaç ta- biçimini özgürce seçme hakk›"ndan söz ediyor. Orta
ne ißgal bölgesi öngörülmüß? Metin bu konuda ne di- Avrupa’da olaylar gerçekte nas›l gelißti (bkz. Konu 8 ve
yor? Bkz. harita, s. 88). Metin savaß suçlular›na de¤ini- Konu 11)?

93
verilerle çal›ßma

Konu: Maddî ve manevî bir y›k›m olarak


‹kinci Dünya Savaß›

Sorular 2 Mançurya’daki 731. Birim.

r 1. Belgeleri tan›t›n›z. "Büyük Asya savaß›"n›n en tüyler ürpertici k›y›mlar›, Harbin’in yirmi
kilometre güneyinde, Mançurya’n›n tam ortas›nda bulunan Ping-
n 2. Belgelerde verilen bilgileri konulara fang’da [...] yap›ld›. 731. Birim, Japonya’ya bakteriyolojik silah sa¤la-
göre seçiniz, s›n›fland›r›n›z ve karß›laßt›r›n›z. mak için, orada geniß ölçekli biyolojik deneyler ve insan kobaylar üze-
rinde (Çinli, Koreli, Rus, hatta ‹ngiliz ve Hollandal› esirler) canl› otop-
r 3. Belgelerden derleyece¤iniz bilgilerin siler gerçekleßtirdi. Sözün k›sas›, toplam üç bin kurban (erkek, kad›n
yard›m›yla, yukar›daki konuyu tart›ßan ve çocuk), bu Japon "ölüm kamp›"n›n f›r›nlar›nda can verdi [...].
bir sentez yap›n›z. 731. Birim’in öyküsü Japon yay›lmac›l›¤›n›n en karanl›k sayfalar›ndan
biridir ve üzerindeki perde bugün hâlâ kalkm›ß de¤il. Tokyo bu deh-
ßet verici konuya henüz ›ß›k tutmad›. [...] 1982’de Japon sa¤l›k ba-
kanl›¤› 731. Birim’in var oldu¤unu kabul etti, ancak delil yetersizli¤i-
1 ‹ki dünya savaß›nda insan kay›plar›. ni öne sürerek orada gerçekten baz› deneylerin yap›lm›ß oldu¤unu
ifade etmekten kaç›nd›. Tokyo, imparatorluk ordusunun yapt›¤› k›-
1914-1918 1939-1945 y›mlardan baz›lar›n› sonunda kabul etti (Nankin katliam› ya da Japon
(milyon (milyon askerleri için "hayat kad›n›" olmaya zorlamalar); ama 731. Birim söz-
insan) insan)
cüklerle anlat›lmas› güç bir gerçek olarak kald›. Üstelik söz konusu
asker asker sivil Yahudi
olan yaln›zca Japonlar›n sorumlulu¤u da de¤il. Bu suskunluk komp-
(toplam)
losunun baßlang›c›nda, korkunç birimin gerçekleßtirdi¤i deneylerin
‹ngiltere ve
imparatorlu¤u 0,94 0,45 0,06 0 sonuçlar›n› Sovyetlere kapt›rmaktan korkan Amerikal›lar var: ‹ßgal
Fransa 1,4 0,25 0,36 0,083 güçleri, 731. Birim’in sorumlular›ndan hiçbirine dokunmad› [...].
Rusya, sonra
731. Birim’in Nazi doktorlar›yla ortak bir üzücü özelli¤i var: ‹nsan,
Sovyetler Birli¤i 1,7 13,6 7,7 1
Polonya - 0,12 5,3 3 baßka insanlar›n bisturilik et haline sokularak sistemli bir biçimde
Almanya 1,8 3,25 3,81 0,16 yads›nmalar›nda ender olarak bu kadar ileri gitmißtir.
‹talya 0,65 0,33 0,09 0,024 Le Monde, 2-3 Þubat 1997.
Tüm
Avrupa yaklaߛk 8 yaklaߛk 19 yaklaߛk 19,3 5,5-6

ABD 0,116 0,3 0 Ku ze y B a l t› k De n i zi SSCB’nin


Japonya 0,03 1,7 0,36
2,3 milyon genißlemesi
TOPLAM 8,6 24,5 30,5 5,76-6,26
De n i zi
Kaynaklar: André Beaufre (der.), La Seconde Guerre mondiale
Berlin
(Paris, 1967-1969) ve Martin Gilbert, Atlas of the Holocaust (Londra, 1982).
Polonya’n›n genißlemesi
2,3 m ilyo n

POLONYA

n
2,9 milyo ÇE
KO
SLO
VAKYA
0,7 Viyana
mi
lyo
n
AVUSTURYA
200 km

1939’da Almanya Sovyet ißgal bölgesi

1945’te Almanya Amerikan ißgal bölgesi


Göç hareketlerinin yönü ‹ngiliz ißgal bölgesi

1945’ten sonra Almanya. 3 Dörtlü ißgal bölgeleri Frans›z ißgal bölgesi

94
4 Savaßtan iki y›l sonra, may›s 1947’de Beauvais (Fransa). 5 Bikini atolünde atom bombas›
denemesi, 1946.

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
r Soru 1 Maddî y›k›m Manevî y›k›m
Belge 1 - kurbanlar›n say›s› - savaßlarda ilke olarak zarar
Tüm belgelerin bir yazar› var m›? - en çok etkilenen ülkeler: görmemesi gereken sivil
Sovyetler Birli¤i, Japonya ve halktan verilen kurbanlar
Belgelerin tümü olaylar›n yaßand›¤› tarihe mi ait? (Savaß s›ra- Polonya - Hitler ›rkç›l›¤›n›n sonucu olarak,
s›nda ya da savaßtan hemen sonra m›, 1945’ten çok sonra m› - bir savaßtan di¤erine ölü verilen Yahudi kurbanlar
say›s›nda kaydade¤er art›ß (en çok etkilenen ülkeler:
yay›nlanm›ßlar?)
Polonya ve Sovyetler Birli¤i)
Belge 2 - sivil kurbanlar
n Soru 2 - t›bbî deneyler
- Almanya’daki gibi "ölüm
Sorunsalda önerilen izleklerin maddî yönlerini ve manevî yön- kamplar›"ndan söz edilmesi
- insan›n baßka bir insana
lerini ayr›ßt›r›n. yapabildiklerinin dehßeti:
• Maddî y›k›m›n çeßitli yönleri nelerdir? "insan, baßka insanlar›n sistemli
biçimde yads›nmalar›nda ender
- Söz konusu olan yaln›zca y›k›mlar m›d›r? olarak bu kadar ileri gitmißtir"
- Olas› baßka yönleri de düßünün (Örn. nüfus hareketleri, s›n›r- Belge 3 - Almanya, Polonya ve Sovyetler - sivil kurbanlar: köklerinden
Birli¤i s›n›rlar›n›n u¤rad›¤› kopar›larak yer de¤ißtirmeye
lardaki de¤ißiklikler, ülkelerin savaßtan önceki ve sonraki de¤ißiklikler zorlanan halklar
güçleri...) - Almanya’da yerleßtirmek, - Yenilen ve ißgal edilen, savaß›
beslemek ve iß vermek gereken baßlatt›¤› için cezaland›r›lan
• Manevî y›k›m›n çeßitli yönleri nelerdir? mültecilerin bulunmas› Almanya
Belge 4 - y›k›lan binalar›n çoklu¤u - sivil kurbanlar: ölüler
- Belgelerden biri Japonlar taraf›ndan yap›lan k›y›mlar›n vah- Belge 5 - maddî y›k›m›n büyük boyutlar› - gezegeni yok edebilme
ßetini anlat›yor, ama son paragraf›nda Nazilerle bir karß›laß- kapasites
t›rmaya da yer veriyor. 1 numaral› belgede ise, Yahudi kur- - hedef = sivil halklar;
yine sivil kurbanlar
banlar›n say›s› veriliyor. Yorumlarken, hem Nazilerin hem de
Japonlar›n vahßice uygulamalar›na de¤inin.
- Akl›m›za baßka manevi y›k›m türleri geliyor mu? TAVS‹YELER
• Belgelerden baz›lar› birden fazla konuya de¤inmiyor mu?
• ‹statistik bilgiler içeren bir tablo üzerinde çal›ß›rken, belgenin
‹kinci soruya, yandaki gibi iki sütunlu bir tabloyla yan›t verile- anlaß›ld›¤›n› gösteren baz› basit ißlemler yapabilirsiniz. Örne¤in,
bilir; yan›tlar›n mutlaka kompozisyon biçiminde verilmesi ge- 1. belgede:
rekmez. - 1939-1945 savaß›nda ölü say›s› 1914-1918 savaß›na oranla ne ka-
dar artmݧ?
r Soru 3 - Ayn› hesap baz› ülkeler için de yap›labilir (Almanya, Fransa, Rus-
ya, Polonya).
‹kinci soruya yan›t verirken kulland›¤›n›z ve s›n›fland›rd›¤›n›z - Sivil ölü say›s›n›n asker ölü say›s›na oranla a¤›rl›¤› nedir?
bilgilerin tümüne baßvurun.
Elde etti¤iniz sonuçlar, hem birinci izlek (maddî bilanço) hem de
Kompozisyonunuzda sorunsal›n içerdi¤i izleklerin aç›kça gö- ikinci izlek (manevî bilanço) üzerindeki düßüncelerinizi tamamla-
rünmesini sa¤lay›n: Maddî y›k›m ve manevî y›k›m. maya yard›mc› olacakt›r.

95
kompozisyon

Konu: 1945’te
yeni güç ilißkileri
‹lgili olaylar›n zamandizimi
Temmuz 1944: Bretton Woods Konferans›.
Þubat 1945: Yalta Konferans›.
Nisan-haziran 1945: San Francisco Konferans›. Birleßmiß Milletler’in kurulmas›.
8 May›s 1945: Almanya’n›n teslim olmas›. Avrupa’da savaß›n sonu.
Temmuz-a¤ustos 1945: Potsdam Konferans›.
6 ve 9 A¤ustos 1945: Hiroßima ve Nagazaki’ye atom bombas› at›lmas›.
2 Eylül 1945: Japonya’n›n teslim olmas›. Asya ve Büyük Okyanus’ta savaß›n sonu.
‹kinci Dünya Savaß›’n›n sonu.

KONUYU OKUMA ‹ZLEKSEL B‹R PLAN


Her kompozisyon konusu ßunlar› içerir: l Giriß: 1945, 8 May›s’ta Almanya’n›n ve 2 Eylül’de Japonya’n›n koßul-
- bir izlek (burada, güç ilißkileri); suz teslim olmas›ndan sonra, bar›ß›n geri döndü¤ü y›l› oldu. Almanya
ve Japonya dünyay› fethetmek ve kendi ç›karlar› do¤rultusunda yeni-
- bir dönem (burada, 1945);
den düzenlemek istemißlerdi. Ald›klar› yenilgiyle, arkalar›nda yeni güç
- co¤rafi bir alan (burada belirtilmemiß). ilißkilerinin egemen oldu¤u bir dünya b›rakt›lar.
1945’te (dönem), dünyada (co¤rafî alan) meydana gelen de¤ißiklikler
(izlek) nelerdir? ‹kinci Dünya Savaß›, yeni güçlerin ortaya ç›k›ß›na (iz-
SORUNSALI SAPTAMA lek) nas›l önayak oldu?
l I. Dünyadaki de¤ißimin nedenleri: Müttefikler taraf›ndan
Konu baz› noktalar üzerinde düßünmeyi gerektirmektedir:
bar›ß›n düzenlenmesi
- "Yeni güç ilißkileri" siyasal m›d›r? Askerî midir? Nüfusla m› ilgilidir?
A. Ekonominin yeniden düzenlenmesi: Bretton Woods Konferans› ve
Ekonomik midir? Hangi ülkeleri kapsamaktad›r (savaß›n büyük galip-
yeni uluslararas› ekonomik düzenin uygulamaya konmas›.
leri: ABD ve Sovyetler Birli¤i)? Bunlara savaß›n sonunda ortaya ç›kan
uluslararas› kurulußlar› da dahil etmek gerekmez mi (IMF, BM, ...)? B. Siyasal ilißkilerin yeniden düzenlenmesi: Yalta ve Potsdam Konfe-
Yeni büyük güçler hangileridir? Eski rolünü yitirmiß olan güçler han- ranslar›.
gileridir? C. Savaß sonras› düzenin olußturulmas›: Birleßmiß Milletler.
Geçiß: 1945’te yeni bir dünya do¤du. Büyük güçler 1939’dakilerle ayn›
güçler mi?

‹ZLENECEK YOL l II. 1939’dan önceki güçlerin zay›flamas›


A. Mihver devletlerinin büyük güç konumlar›n› kaybetmeleri: Alman-
Bu düßünceden hareketle bir plan yap›lmal›d›r: ya, ‹talya ve Japonya’n›n savaß sonras› durumlar›.
• ‹zleksel bir plan m› seçmeliyiz (örne¤in, eski ve yeni güçler)? B. Avrupal› galip devletlerin zay›fl›¤›: Fransa ve ‹ngiltere.
• Yeni bir dünya düzeni kurulmas›na katk›da bulunan büyük konfer- C. Savaßta zay›f düßen ve yeniden biçimlenen Avrupa’da demokrasile-
anslar› konuya nas›l ekleyebiliriz? rin zaferi.
Geçiß: Eski büyük güçler ortadan kalkt›. 1945’te "Büyükler" kim?

96
Avrupa’da bir güç olarak Sovyetler Birli¤i: Berlin’de Unter der Linden Caddesi, temmuz 1945.

l III. ‹ki büyük yeni güç COÚRAFÎ B‹R PLAN DA YAPILAB‹L‹RD‹


A. K›ta Avrupas›’nda büyük bir güç: Askerî, siyasal ve ideolojik bir güç
olarak Sovyetler Birli¤i. l I. 1945’te, zay›f düßmüß bir Avrupa
B. Küresel bir güç: Askerî, siyasal, ekonomik ve kültürel bir güç olarak A. ‹nsan kay›plar›n›n ve y›k›mlar›n bilançosu.
Amerika Birleßik Devletleri.
B. Yenik düßen ülkelerin durumu.
C. Birleßmiß Milletler’in rolü ne olacak? C. Galip gelen ülkelerin durumu.
l Sonuç: 1945’te Avrupa’n›n çöküßü ve ABD ile Sovyetler Birli¤i’nin
l II. K›ta Avrupas›’nda bir dev: Sovyetler Birli¤i
yeni Büyükler olarak ortaya ç›k›ß›, yeni güç ilißkilerini a盤a ç›kard›. Söz
konusu olan geri dönüßü olmayan bir dönüßüm müdür? A. Savaß›n yak›p y›kt›¤› bir ülke...
B. ...ama Avrupa’da büyük bir güç: Toprak kazan›mlar›.
C. Önemli bir yay›lma: K›z›l Ordu’nun gücü, komünizmin yay›lmas›.

TAVS‹YELER l III. Küresel bir dev: Amerika Birleßik Devletleri


A. Siyasal ve askerî güç.
Ödevinizi ak›lc› bir biçimde düzenleyin:
B. Ekonomik güç: Sanayi; dolar›n rolü.
• Giriß bölümünde: C. Kültürel güç: Amerikan Modeli.
- Konu zaman ve uzamda do¤ru biçimde tan›t›ld› m›?
- Bir sorunsal önerdiniz mi?
- Ödevinizin plan›n› aç›klad›n›z m›?
• Gelißme bölümünde:
- Aç›klad›¤›n›z plana uydunuz mu?
- Plan›n›z konuya uygun mu?
- Plan›n›z dengeli mi? (Bölümleriniz hemen hemen ayn› uzunlukta
m›?)
- Geçißleri iyi yapt›n›z m›?
• Sonuç bölümünde:
- Sonuç bölümünüz gelißme bölümünüzü özetliyor mu?
- Konuyu genißlettiniz mi?

97
‹K‹NC‹ BÖLÜM

1945’TEN
GÜNÜMÜZE
DÜNYA

BAÞLIKLAR
5. BOLLUK YILLARI: 1945 - 1975 . . . . . . . . . . . . . . .s. 100
6. 20. YÜZYIL SONU BUNALIMI . . . . . . . . . . . . . . . . . s. 116

7. AMER‹KAN MODEL‹ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . s. 132

8. SOVYET MODEL‹ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . s. 152


9. L‹BERAL AVRUPA MODEL‹ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .s. 172

10. Ç‹N MODEL‹ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . s. 188


11. SOÚUK SAVAÞ’TAN YUMUÞAMAYA
(1946 -1975) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . s. 198

12. SÖMÜRGELER‹N BAÚIMSIZLIÚI


VE ÜÇÜNCÜ DÜNYANIN OLUÞMASI . . . . . . . . . s. 220

13. BLOKLARARASI ÇATIÞMALAR VE


BLOKLARIN ÇÖZÜLMES‹ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . s. 242

14. ORTADOÚU SORUNU . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . s. 260

Ay’da yürüyen ilk insan, Amerikal› astronot


Neil Armstrong, 20 Temmuz 1969.
KONU

5 Bolluk y›llar›: 1945 - 1975


B üyük sanayi ülkeleri, ‹kinci Dünya Savaß›’n›n hemen ard›ndan benzeri görülmemiß bir
ekonomik büyüme yaßad›lar. Bu durum, 1950’lerin sonundan itibaren ça¤daß toplumu kal›c›
olacak biçimde etkiledi. Büyümenin boyutlar› iktisat tarihi alan›n›n d›ß›na taß›yor, ilgili ülkelerin
tüm toplumsal yaßamlar› de¤ißiyordu.

n Otuz y›l süren bu ola¤anüstü büyümenin nedenleri ve özellikleri nelerdir?


n Bu otuz y›l insanlar›n yaßamlar›na ne gibi de¤ißiklikler getirdi?
n Bu ekonomik büyümenin meyveleri toplumsal s›n›flar ve dünyan›n farkl› bölgeleri aras›nda
nas›l da¤›ld›?

KONUNUN PLANI
I. Ola¤anüstü bir refah
II. Büyümenin nedenleri
III. Büyümenin yönetimi
IV. Büyümenin etkileri
V. Büyümenin s›n›rlar›

• Unutmayal›m
• Belge incelemesi: 1950’den 1975’e alt› ülkede GSY‹H’n›n büyümesi
• Verilerle çal›ßma: Bolluk y›llar›ndaki büyümede Refah Devleti’nin rolü

1944 1947 1956 1971 Dolar›n alt›na ba¤l›l›¤›n›n kalkmas› 1973-74


Bretton Woods GTTA Fransa’da Birinci
anlaßmalar› anlaßmalar› ücretli izin 3 hafta 1969 Fransa’da ücretli izin 4 hafta petrol krizi

BOLLUK YILLARI

1957 1968
Sputnik: Avrupa ve ABD’de
‹lk yapay uydu ö¤renci hareketleri

1945 1950 1955 1960 1965 1970 1973

1943 1948 1961 1969 1972


‹lk bilgisayar Transistorun Gagarin: Armstrong: Lazer diskin
bulunußu Uzayda ilk insan Ayda ilk insan bulunußu

100
Frigidaire marka buzdolab› reklam›, 1955.
Evinizde bir ma¤aza...
... Ya¤mur, çamur, kar demeden d›ßar› ç›kmak m›?
O dündü!
... Bugün, donan›ml› kad›n al›ßverißlerini haftada bir kez yap›yor. Geriye bir tek ne pißirece¤ine karar vermek kal›yor.

Gerçek
FRIGIDAIRE...
...yiyeceklerinizi ilk günkü tazeli¤iyle saklar.

101
I. Ola¤anüstü bir refah
A. Benzersiz bir büyüme Belge 1 ve 2
A N A H T A R
S Ö Z C Ü K n 1930’larda büyük bir bunal›m geçiren dünya, ‹kinci Dünya Savaß›’ndan sonra esasl›
bir büyüme dönemine girdi. 20. yüzy›l›n ilk yar›s›nda yaln›zca iki kat artan dünyadaki
• EKONOM‹K BÜYÜME toplam üretim, 1945-1975 y›llar› aras›nda üç kat›na ç›kt›. Petrol, elektrik ve otomotiv
Mal ve hizmet üretiminin art- gibi baz› sektörlerde, on kat, hatta daha fazla artt›.
mas›.
n Bu ekonomik büyüme*, hem ritmi hem de süresi bak›m›ndan çarp›c›yd›. Otuz y›l bo-
yunca, y›ll›k büyüme oran› %5 civar›nda seyretti (Japonya’da bu oran çok daha yük-
S Ö Z L Ü K sekti). Üstelik, 1945-1974 y›llar› aras›nda, büyüme kesintisiz devam etti. Kußkusuz, ba-
z› dönemlerde yavaßlad›, ama üretimde hiç uzun süreli bir gerileme yaßanmad› ve ißsiz-
* Küçülme
lik hep çok düßük bir düzeyde kald›. Art›k küçülme*den söz ediliyor ve dünyan›n
* Gayri Safi Yurtiçi Has›la (GSY‹H)
1930’lardaki gibi bir bunal›m› yeniden yaßayabilece¤ine kimse inanm›yordu.

n Frans›z ekonomist Jean Fourastié’nin bu otuz y›ll›k dönemi tan›mlamak için buldu-
Dünya y›ll›k
büyüme ortalamas› ¤u "Trente Glorieuses" (Muhteßem Otuzlar) deyimi, büyümenin hem süresini hem de
%5
baßar›s›n› vurgular. Bu müthiß at›l›m, gerçekten de 1930’lu y›llar›n ve ‹kinci Dünya Sa-
%4 vaß›’n›n ard›ndan, döneme tan›kl›k eden kußaklar› derinden etkiledi. 1930’lu y›llarda
Bolluk Y›llar›

%3
pek çoklar›n›n ßiddetle yarg›lad›¤› kapitalizm, 1945’ten sonra yeni bir soluk buldu. Yak-
laß›k 30 y›ld›r 1973’te baßlayan bunal›mla yaßayan insanlar, bugün bu sürekli ilerleme
%2
ve h›zl› büyüme dönemini özlemle hat›rl›yorlar.
%1

B. Dönüßen ekonomi Belge 3, 4, 5 ve 6


1820 1870 1913 1950 1973
n Bolluk y›llar› boyunca, petrol üretimi ve ticareti hiç durmadan artt›. Enerji kayna¤›
Kaynak: L’Expansion, özel dosya, mart 1996.
olarak petrol, h›zla kömürün yerini ald›. Bu, motorlu taß›t araçlar› aç›s›ndan gerçek bir
1 Dünyada ekonomik büyüme. devrimin temelini olußturuyordu. Dev petrol tankerleri üretildi, daha büyük taß›ma ka-
pasitesine sahip ve daha h›zl› uçaklar giderek yayg›nlaßt›. Petrol, hammadde olarak ye-
1938 için gösterge: 100 ni bir kimya sektörünün at›l›m›na da katk›da bulundu. Büyük miktarda sentetik kumaß
1 000
Otomotiv ve plastik malzeme üretilmeye baßlad› ve bunlar dönemin simgesi haline geldi.
(bin)
n Ekonominin baz› sektörleri o dönemde çok hareketlendi. Bunlar›n baß›nda toplu ta-
ß›ma (1964’te Japon h›zl› treni Þinkansen’in hizmete girmesi), otomotiv ve genel olarak
100
1 000 Çelik tüm dayan›kl› tüketim mallar› üretimi (elektrikli ev aletleri, televizyonlar), elektronik
(bin ton) ve biyokimya gibi gelißmiß teknoloji kullanan sanayi sektörleri geliyordu. Zengin ül-
kelerde tar›m sektöründe yaßanan h›zl› modernleßme de rand›man ve verimlili¤in art-
100 mas›n› sa¤lad›.
1 000 Elektrik
(milyon kWs) n Uzay›n fethi de yine bolluk y›llar›nda gerçekleßti. Sovyetler 1957’de ilk yapay uydu
Sputnik’i f›rlatt›lar ve 1961’de ilk kez bir insan›, Yuri Gagarin ad›nda bir kozmonotu uza-
100 ya gönderdiler. 1969’da ise, Amerikal› Neil Armstrong Ay’da yürüyen ilk insan oldu.
1 000 Petrol
(bin ton)
n Gayri Safi Yurtiçi Has›la* (GSY‹H) ülkelerin ço¤unda artt›ysa da, ekonominin tüm
alanlar›nda ayn› derecede h›zl› bir at›l›m gerçekleßti¤i söylenemez. ‹lk sanayi devrimi-
nin itici güçlerinden olan kömür ve geleneksel tekstil sektörlerinde üretim daha yavaß
100
1938 1946 1955 1973
artt›. Baz› ülkeler, bolluk y›llar›nda yaßanan büyümeden di¤erlerine oranla daha faz-
la yarar sa¤lad›lar. Özellikle Avrupa ülkeleri, Sovyetler Birli¤i, Kuzey Amerika ve daha
2 1938’den 1973’e, sonralar› Japonya bunlar›n baß›nda geliyordu. Böylece büyüme, bu ülkelerin dünya
dünya sanayi üretimi. ekonomisi içindeki konumlar›n› güçlendirmiß oldu.

102
3 "Bolluk y›llar›"nda büyüme üzerine bir çözümleme. 4 Supermarket Shopper
1950’li y›llar›n ortalar›nda [...] dünya ekonomisi, üretim ve ticaret (Süpermarket Müßterisi),
alan›nda benzeri görülmemiß bir genißleme dönemine girdi. Üretim- Duane Hanson’un foto-skülptürü,
de ve ihracatta gözlenen gelißme, imalat sektöründe özellikle güçlüy- 1970.
dü. ‹hracattaki büyüme, 19. yüzy›lda oldu¤u gibi üretimin önüne
Bu eserin bolluk y›llar›nda
geçti. Savaß›n bitißini izleyen y›llar boyunca imalat sanayiinin gelißimi,
tüketim art›ß›n› nas›l
pek çok yeni ürün ve teknik bulußla ve uluslararas› ticaretin liberalleß-
simgeledi¤ini gösteriniz.
mesiyle desteklendi [...].
Tepkili uçak mesafeleri k›saltm›ßt›; telekomünikasyon alan›ndaki ge-
lißmeler, çokuluslu ßirketlerin çeßitli ülkelere da¤›lm›ß olan ßubelerinin
faaliyetlerini kolayl›kla düzenlemelerine olanak tan›yordu; radyo ve
televizyonun birbirine koßut gelißimi, tüketicilerin zevklerinin giderek
ayn›laßt›¤› bir dünya pazar›n›n olußmas›na katk›da bulunmußtu. Pazar
ekonomisini benimseyen sanayi ülkeleri aras›nda, Genel Gümrük Ta-
rifeleri ve Ticaret Anlaßmas› (GTTA: General Agreement on Tariffs
and Trade-GATT) çerçevesinde gerçekleßtirilen ticaret de, kalk›nma-
ya ve teknolojik bulußlar›n yay›lmas›na müsait bir ekonomik ortam›n
olußmas›na katk›da bulundu.
Dünya Bankas›, 1988 Y›l› Raporu.

1. Bu metin hangi y›lda yaz›lm›ßt›r? Sözü edilen dönem han-


gisidir?
2. Metne göre, bolluk y›llar›nda gözlenen büyümenin et-
kenleri nelerdir?
3. Sözü edilen dönemde, mesafelerin k›salmas›na ve ekono-
minin küreselleßmesine katk›da bulunan unsurlar hangileri-
dir?

5 Uzaydaki ilk insan, Sovyet kozmonotu Yuri Gagarin, 6 Pikap reklam›, 1959.
1961.

103
II. Büyümenin nedenleri
A N A H T A R A. Daha fazla talep Belge 1, 2 ve 3

S Ö Z C Ü K n Bolluk y›llar› boyunca, tüketim maddelerine yönelik talep hiç azalmad›. Bu talebi
aç›klayan en önemli nedenlerden biri, sanayileßmiß ülkelerin ço¤unda yaßanan baby-
• REFAH DEVLET‹ boom*, yani nüfus patlamas›d›r. Yüksek do¤um oran›, tüketimi teßvik edici rol oynad›
1930’larda ABD’de ortaya ç›- (yiyecek ve giyecek maddeleri, konut ve okullar).
kan ve 1942’de ‹ngiltere’de ya-
n Ancak, talepteki bu sürekli art›ß› aç›klayan baßka nedenler de vard›.
y›nlanan Beveridge raporunda
önerilen sistem. Bu sisteme gö- - Herßeyden önce, 1950’li y›llar›n sonuna kadar devam eden yeniden yap›lanma ih-
re, devletin önemli bir toplum- tiyaçlar› talep art›ß›n› destekledi.
sal ißlevi vard›r. Devlet, halk›n›
- Di¤er yandan, sat›n alma gücünün düzenli olarak artmas› etkili oldu. Ücretler,
hastal›k, yaßl›l›k ve ißsizlik gibi
fordizm* düßüncesine uygun olarak, verimlili¤in* artmas› ve sendikalar›n faaliyetleri sa-
risklere karß› korumal›d›r. Bu
yesinde yükseliße geçti; hatta baz› ülkelerde asgarî ücret* resmî olarak belirlenmeye baß-
koruman›n finansman› sigorta
lad›. Refah Devleti* taraf›ndan yürürlü¤e konan sosyal yard›mlar da (aile yard›m›, emek-
kesintileri ile sa¤lan›r.
li maaß›, sa¤l›k sigortas›) giderek ücretlere eklendi. Finansman› sigorta kesintileri* ile sa¤-
lanan bu yard›mlar, kaynaklar›n ailelerin gelirlerine belli oranda düzenlilik getirecek bi-
S Ö Z L Ü K çimde yeniden da¤›t›lmas› esas›na dayan›yordu. Böylece gelecek kayg›s›ndan kurtulan
insanlar daha fazla tüketebiliyorlard›.
* Baby-boom
- Kredi alma sisteminin gelißmesi de tüketimi teßvik eden nedenler aras›ndayd›.
* Fordizm
Enflasyon*, bolluk y›llar› boyunca, borçlananlar›n lehine ißledi. Borçland›klar› miktarla-
* Verimlilik
r› daha sonra de¤erini kaybetmiß bir parayla ödeme olana¤› bulan aileler, krediyle elekt-
* Asgarî ücret rikli ev aletleri, araba ya da ev sat›n alma al›ßkanl›¤› edindiler.
* Sigorta kesintileri
* Enflasyon - Son olarak, yeni teknolojiler pazar› hareketlendirdi. Geleneksel reklamc›l›k da yön-
* Taylorizm temlerini gelißtirerek bas›na, radyo ve televizyona yay›ld›. Ayn› zamanda ticarî yap›lar
da modernleßti; Amerika’da on y›llardan beri var olan hipermarketler, 1960’l› y›llar›n
sonuna do¤ru Avrupa’da da ortaya ç›kt›.
%
90

ol
ab

B. Daha fazla arz Belge 4 ve 5
zd

80
n Bolluk y›llar›nda, büyüme h›z› hiç kesilmeyen üretim de giderek artan talebi karß›la-
on
bu

zy

yabilecek duruma gelmißti. Sanayide üretim art›ß›, taylorizm* yöntemlerinin inßaat, mo-
vi

›r
le

70
aß as›
te

n bilya ve tekstil gibi daha önce uygulanmad›klar› sektörlere de yay›lmas›yla aç›klanabi-


m çam
i
ak

60 il
lir. Bu yöntemlerin getirdi¤i verimlilik art›ß› ise ißsizli¤e yol açm›yordu. Yeni bir araba
ob
tom sahibi olabilmek için aylarca beklemek zorunda kal›nan bir dönemde, yoklu¤u çekilen
o
50 esas ö¤e kol kuvvetiydi. Sanayileßmiß ülkelerin ço¤u bu sorunla baß edebilmek için d›ß
göç alma yoluna baßvurdular. Almanya, Türkiye ve Yugoslavya’dan, Fransa ise Porte-
40 kiz ve Kuzey Afrika ülkelerinden ißçi getirtti.
n ‹kinci bir neden, arz›n yeni ürünlere yönelmesiydi. Uygulamal› araßt›rma çabalar›
30
imalat sanayiinde yenili¤i teßvik ediyordu; bilimsel bir bulußun teknik uygulamas›n›n
20 gerçekleßtirilmesi giderek daha k›sa zaman al›yordu. Radyo al›c›lar›ndaki lambalar›n
yerini alan transistor ve televizyon üreticileri, birkaç y›l içinde deneme aßamas›ndan
derin dondurucu
10 yayg›n üretime geçtiler.
bulaß›k makinas› n Son olarak, üçüncü dünya ülkelerinden gelen hammadde ve enerjinin fiyat› hâlâ
0
1960 1965 1970 1975 çok düßüktü. Örne¤in, 1950’lerin ortalar›nda 2 dolardan sat›n al›nan bir varil petrolün
fiyat›, 1972’de 2,5 dolar› bulmam›ßt› bile. Bu düßük fiyatlar, sanayi ürünlerinin maliye-
1 1960-1975 y›llar› aras›nda, tini azalt›yor ve böylece arz› destekliyordu. Di¤er yandan, ßirketler de müßterilerinin ih-
Fransa’da evlerdeki dayan›kl› tü- tiyaçlar›n› daha yak›ndan tan›maya çal›ß›yorlar ve bu amaçla pazarlama birimleri oluß-
ketim mal› oran›n›n gelißimi. turuyorlard›.

104
1962’de bir süpermarket. 3

Kad›n baß›na ortalama çocuk say›s›


3,8
ABD
3,6

3,4

3,2

2,8
Fransa
2,6
Federal
‹talya Almanya
2,4

‹sveç
2,2
2,1
kußak yenileme eßi¤i
2

1,8
1950 1955 1960 1965 1970

2 Bolluk y›llar›nda sanayileßmiß baz› ülkelerdeki do¤um 5 Bilimsel araßt›rmalar›n artan rolü.
oranlar›.
1. Avrupa’da ve ABD’de do¤um oranlar› hangi tarihe Ürünlerin yenilenme oran›, savaßtan önce, hatta on y›l öncesine kadar
kadar artmaya devam etti? tahmin bile edemeyece¤imiz bir ritme ulaßt›. Örne¤in, ABD’deki kimya
ßirketlerine göre, cirolar›n›n en az yar›s›n›n on y›l önce varolmayan bir ta-
2. Do¤um oran› ile baby-boom aras›nda nas›l bir ba¤
k›m ürünler üzerinden gerçekleßtirilmesi art›k çok normal!
kurulabilir?
Yenilik yapman›n rekabetin modern biçimi haline gelmesinde, ßirketlerin
3. Baby-boom’un ekonomik büyüme üzerindeki etkileri bilimsel araßt›rmalara ve teknolojik gelißmelere harcad›klar› çaba da be-
neler olabilir? lirleyici bir rol oynad›. ABD, bu alanda di¤er ülkelere göre etkileyici bir
4. Nüfus art›ß›ndaki yavaßlaman›n ekonomik büyüme ilerleme kaydetti. 1965’te [...], ABD’de araßt›rmaya ayr›lan bütçenin ulu-
üzerindeki etkileri neler olabilir? sal ürün içindeki pay› %3,61 iken, Avrupa’da yaln›zca %0,21’di [...].
Bu çaba, yaln›zca bilimsel keßiflerin say›s›n›n durmaks›z›n artmas›n› de¤il,
keßiften üretime geçiß süresinin de giderek k›salmas›n› sa¤lad›. Bu da
4 Bolluk: Yeni bir olgu. modern ekonominin en önemli özelli¤idir. Bilimsel bulußlar›n sanayide iß-
lenmesine geçilirken harcanan zamana birkaç örnek verebiliriz:
‹çinde yaßad›¤›m›z toplu tüketim ça¤›nda, tüm ürünler bol miktarlar-
- Foto¤raf için 112 y›l (1727-1839),
da sunulurken ve müßteri çeßit çeßit mal ve hizmet aras›ndan diledi-
- Telefon için 56 y›l (1820-1876),
¤i gibi seçim yaparken, bollu¤un bat›l› ülkelerin ekonomik yaßam›n- - Radyo için 35 y›l (1867-1902),
da yeni bir olgu oldu¤unu hat›rlayabilmek (ya da daha genç olanlar - Radar için 15 y›l (1925-1940),
için hayal edebilmek) güç [...]. Üretici ve tüketici olarak insan›n tari- - Televizyon için 12 y›l (1922-1934),
hinin asl›nda bir yokluk ve k›tl›k tarihi oldu¤unu hat›rlamak için ça- - Atom bombas› için 6 y›l (1939-1945),
ba göstermek zorunday›z. - Transistor için 5 y›l (1948-1953),
- Entegre devre için 3 y›l (1958-1961),
[...] Son y›llarda ekonomi, mal ve hizmetlerin hep daha fazla üretil-
[...] Bundan böyle, yaln›z teknoloji alan›nda egemenlik kurup, bu ege-
mesini sa¤layarak k›tl›¤› giderek ortadan kald›racak yönde gelißti. menli¤i sürdürebilen firmalar gelißmeye devam edebilecekler.
Þirketler aras›ndaki rekabet ise, bu ekonomik harekete ve yaratt›¤› Jean-Jacques Servan-Schreiber [Frans›z gazeteci ve siyasetçi],
etkilere koßut olarak ulusal planda, özellikle de uluslararas› planda Le défi américain (Paris, 1967).
yo¤unlaßt› ki, bu sonuncusu karß›laßt›¤›m›z en yeni olgudur. Bu ol-
gunun ortaya ç›k›ß›, hem Ortak Pazar’›n kurulmas›, hem de Avrupa 1. Yazar burada, bolluk y›llar› ekonomisinin temel özelli¤i
ve dünyada hemen hemen her yerde s›n›rlar›n ortadan kalkmaya olarak hangi olguyu ortaya koyuyor?
baßlamas›yla ayn› zamana rastlar. 2. Bu olgunun en çok etkili oldu¤u sanayi kollar› hangileridir?
J. Fourastié ve B. Brazil [Frans›z iktisatç›lar], 3. Bu metinden, kaleme al›nd›¤› tarihteki dünyan›n ekonomik
Pourquoi les prix baissent (Paris, 1984). co¤rafyas› hakk›nda hangi bilgileri ediniyoruz?

105
III. Büyümenin yönetimi
A. Þirketler düzeyinde Belge 2, 3 ve 4
A N A H T A R
S Ö Z C Ü K n 1960’lardan itibaren, ßirketlerde yo¤unlaßma h›z kazand›. Bu süreç, yaln›zca belli bir
sektörde faaliyet gösteren tröst* ya da kartel*lerin olußumuna de¤il, büyük bankalar›n
• KEYNESC‹L‹K devreye girmesi sayesinde çeßitli faaliyet alanlar›nda varl›k gösteren holding*lerin orta-
‹ngiliz iktisatç› John Maynard ya ç›kmas›na da yol açt›. Bu yo¤unlaßma ço¤unlukla ülkelerin s›n›rlar›n› aß›yordu. Böy-
Keynes’in (1883-1946) iktisat lece çokuluslu ßirketler ortaya ç›kt› ve rolleri giderek büyüdü. 1971 y›l›nda, sosyalist ül-
kuram›. Bu kurama göre, ißsiz- keler d›ß›nda dünya üretiminin %20’si bu ßirketler taraf›ndan gerçekleßtiriliyordu.
li¤i önlemek için ücretleri dü-
n Büyük kapitalist ßirketlerde, hissedarlar›n karß›s›nda yöneticilerin önemi de giderek
ßürmek yerine talebin artmas›-
artt›. Yönetim görevlerinde uzmanlaßm›ß bu kißiler, k›sa vadede kâr elde etmekten çok
n› sa¤lamak gerekir. Talebi
ßirketin dengesini sa¤lamay› ve büyümeyi hedefleyen bir teknik yönetim ekibi* olußtur-
artt›rman›n baßl›ca yollar›ndan
dular; üretim ve tüketim aras›nda daha iyi bir uyum sa¤lama kayg›s›yla, stok yönetimi-
biri de, para hacminin artt›r›l-
ni ve nitelikli yönetici personel yetißtirilmesini ön plana ç›kard›lar.
mas›, gelir da¤›l›m›n›n düzen-
lenmesi, faiz oranlar›n›n düßü- n Do¤u Bloku ülkelerinde de, ekonomist Liberman’›n 1960’ta Sovyetler Birli¤i’nde
rülerek tüketim ve yat›r›mlar›n baßlatt›¤› harekete benzer reformlarla, ßirketlere daha fazla özerklik tan›narak etkin-
teßvik edilmesi gibi konularda likleri artt›r›lmaya çal›ß›l›yordu. Ancak bu reformlar, ßirket yöneticileri ile devlet yöne-
devlet müdahalesidir. timindeki Komünist Partili bürokratlar›n ataleti nedeniyle baßar›s›zl›¤a u¤rad›.

B. Devletler düzeyinde
S Ö Z L Ü K
n Devletler, o dönemde revaçta olan ekonomi kuram› Keynescilik* do¤rultusunda, eko-
* Tröst nominin yönetiminde giderek daha fazla pay sahibi oldular. Bu kurama göre, 1930’lu
* Kartel y›llarda yaßanana benzer ekonomik krizleri önlemek için devlet, ekonomiye çeßitli dü-
* Holding zenlemeler yaparak ve bir kaynak da¤›l›m› politikas› saptayarak müdahale etmeliydi.
* Teknik yönetim ekibi
n ‹ngiltere ve Fransa’da devlet, ekonominin kilit sektörlerinin (enerji, ulaß›m, vs.) dene-
* GTTA
timini baz› ßirketleri devletleßtirerek sa¤l›yordu. Devletler çeßitli yöntemlere baßvura-
rak küçülme tehlikesiyle mücadele etmeye çal›ß›yorlard›: Vergi oranlar›n› düßürerek ya
1950 için sabit de¤er = 100 da devlet giderlerini artt›rarak ekonomik faaliyeti destekliyorlar, büyüme t›kan›kl›kla-
900 r›n› önlemek için vergileri artt›rarak ya da devlet kredilerini s›n›rland›rarak dolaß›mda-
ki para miktar›n› azalt›yorlard›. ‹ngiltere’de stop and go (bekle ve yürü) diye adland›r›-
800 lan bu politika, büyüme oran›n›n tehlikeli olabilecek seviyelere ulaßmas›n› ya da, aksi-
ne, fazlaca düßmesini engellemek konusunda 1973 y›l›na kadar oldukça baßar›l› oldu.
700

C. Uluslararas› düzeyde Belge 1 ve 5


600
n Uluslararas› ölçekte bolluk y›llar›n› simgeleyen büyüme, gitgide aç›lan bir ekono-
500
mik alanda gerçekleßti. Bretton Woods anlaßmalar›, daha 1944 y›l›nda paralar›n istika-
ihracat
r›n› koruyan bir düzen kurarak, ßirketler aç›s›ndan güvenli bir ortam yaratm›ßt›. Ticarî
düzlemde ise, 1947 y›l›nda imzalanan Genel Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Anlaßmas›
400
(GTTA: General Agreement on Tariffs and Trade-GATT) gümrük duvarlar›n›n giderek
kald›r›lmas›n› ve böylece gerçek serbest ticarete geçilmesini hedefliyordu.
300
n Avrupa Ekonomik Toplulu¤u’nun (AET) kurulmas›yla da desteklenen küresel eko-
üretim
200 nomik alandaki bu aç›lman›n en önemli göstergelerinden biri, uluslararas› petrol ticare-
tinde gözlenen gelißmedir. Uluslararas› ticaretin gelißimi, ticaret hacmindeki büyüme-
100 nin bar›ß› destekleyece¤ine inanan Amerikal›lar taraf›ndan arzulan›yordu. 1930’lu y›lla-
1950 1960 1970 r›n deneyimi s›n›rlar›n kapanmas›n›n ne gibi çat›ßmalara neden olabilece¤ini göstermiß-
Kaynak: Dünya Bankas›. ti. Ancak dünyan›n en büyük ekonomisine sahip olan ABD, bu aç›l›mdan fazlas›yla ya-
rar sa¤l›yordu. Ayr›ca, 1947’de Avrupa ülkelerinin ekonomilerini yeniden yap›land›r-
1 Bolluk y›llar›nda yaßanan bü- malar› için önerilen Marshall yard›m plan› da esas olarak Amerikan ürünlerine gerekli
yüme içinde uluslararas› ticaret. pazarlar› sa¤lamay› amaçl›yordu.

106
2 Teknik yönetimin ortaya ç›k›ß›. telekomünikasyon 3 Bir holdingin
di¤er
Geçmißte ßirket, girißimciyle, yani üretim birimlerini örgütleme ve ye- faaliyetleri:
nilik yapma yetene¤ini sermaye denetimiyle birleßtirebilen tek bir ki- sanayi 4 19 ITT (International
ßiyle özdeßleßtirilirdi. Büyük ölçekli ßirketlerin gelißmeye baßlamas›, Telephone and
modern teknoloji ve planlaman›n zorunlu k›ld›¤› örgüt yap›s›n›n or- Telegraph), 1971.
taya ç›kmas› ve son olarak, sermaye sahipli¤i ile etkin ßirket yönetici- 29 5 enerji
li¤inin birbirinden ayr›lmas›yla, bireysel bir kißilik olarak girißimci de
gelißmiß sanayi firmalar›nda ortadan kalkt›. Gelißmiß sanayi ßirketle-
rinde, yönetici güç olarak girißimcinin yerini ißletmecilik, yani teknik 19
yönetim ekipleri ald›. Ancak bu ekiplerde, kararlar› alan kurullar›n ticaret
5 13
toplant›lar›na kat›larak bilgi ak›ß›na katk›da bulunanlardan yaln›zca
6
bir bölümü yer alabiliyor. otelcilik
John Kenneth Galbraith [Amerikal› iktisatç›,
silah
baßkan Kennedy’nin ekonomi dan›ßman›], sanayi
Ekonomik sektörlere göre
The New Industrial State (Boston, 1967). gerçekleßtirilen ciro yüzdesi
bankac›l›k

1. Metne göre "geçmißte", yani 19. yüzy›lda ve 20. yüzy›l


baßlar›nda patron olmak ne demektir?
4 Japonya’da giderek artan nitelikli ißgücü
2. "Sermaye sahipli¤i ile etkin ßirket yöneticili¤inin birbirin- yetißtirme kayg›s›.
den ayr›lmas›"n›n ne anlama geldi¤ini aç›klay›n›z.
Japonya’da üniversiteler yaln›zca ö¤rencilerini önemli oranda sanayi
3. Yazar büyük modern sanayi ßirketlerinde ne gibi de¤ißik-
sektöründeki kariyerlere haz›rlamakla kalm›yor, bu sektörle bizdeki-
likler gözlemliyor?
ne göre çok daha s›k› ilißkiler kuruyorlar. Ders programlar› da ö¤ren-
4. Bu de¤ißiklikler nas›l aç›klanabilir? cinin gelecekteki ißinin beklentilerini karß›layacak biçimde haz›rlan›-
yor [...]. Fabrikalarda, teknik personelin ortalama entellektüel düzeyi
Fransa’da ayn› ißi yapanlar›nkinden belirgin biçimde yüksek. Japon-
ya’daki bir ustabaß› Fransa’da yard›mc› mühendis, yard›mc› mühen-
5 Bolluk y›llar›n›n sonunda (1973) uluslararas› petrol tica-
dis de mühendis olurdu. [...] Hiroßima’daki Mazda otomobil fabrika-
reti. s› gibi baz› fabrikalar, ißçi al›rken bile lise diplomas› istiyor.
Bu haritadan hareket ederek, daha o tarihlerde ekonomi-
Robert Guillain [Frans›z gazeteci, Uzak Do¤u üzerine çok say›da
nin küreselleßmesinden söz edilebilece¤ini gösteriniz. kitab›n yazar›], Japon, troisième grand (Paris, 1969).

Alaska
KANADA SOVYETLER B‹RL‹Ú‹
BATI 49 378
AVRUPA
49
ABD
121
511 20

163 ORTA DOÚU


12
156 513 55
KUZEY AFR‹KA
913
56 216
30 50 12
65
BATI AFR‹KA
ekvator 187
100 17
LAT‹N AMER‹KA 69
baßl›ca petrol ak›mlar› ENDONEZYA
(milyon ton) 20 2

bölgenin ihraç etti¤i


toplam petrol hacmi (milyon ton) 569
616
yerinde tüketim
47
baßl›ca stratejik geçitler
5 000 km

107
IV. Büyümenin etkileri
A. Kentlerde, bürolarda, fabrikalarda ilerleme Belge 2
A N A H T A R
S Ö Z C Ü K n Sanayi ülkelerinde, kentleßme h›z› giderek artt›. 1970’lere do¤ru, bu ülkelerde nü-
fusun dörtte üçü kentlerde yaß›yordu. Köyden kente göç, kentsel alanlarda önemli bir
• VASIFSIZ ‹ÞÇ‹ inßaat çabas›n› da beraberinde getirdi. Ekonomik büyümeyi de destekleyen bu çaba, ül-
Hiçbir özel e¤itimi olmayan iß- keden ülkeye farkl› biçimlere bürünüyordu: Fransa’da blok blok "kule"lerden olußan ye-
çi. Vas›fs›zl›k nedeniyle, bu iß- ni mahalleler inßa edilirken, ABD’de birbirinin ayn› müstakil evlerden olußan geniß ban-
çiler yaln›zca tekdüze ißlerde, liyöler giderek yay›l›yordu.
örne¤in montaj hatlar›nda ça-
n Sanayileßmiß ülkelerde hizmet sektörü h›zl› bir biçimde gelißti. Bu sektörde faaliyet
l›ßt›r›l›r.
gösteren kurumlar (e¤itim kurumlar›, devlet daireleri, bankalar...) memur, teknisyen ve
yönetici kadrolar›n› artt›rd›lar. Ayl›k maaßl› olarak çal›ßan ve ço¤unlu¤unu kad›nlar›n
olußturdu¤u "beyaz yakal›lar"›n say›s›ndaki bu art›ß, geniß bir orta s›n›f›n olußmas›n›
S Ö Z L Ü K sa¤lad›. Sanayi sektöründe ise, ißçilerin say›s› daha az de¤ißim gösteriyordu. Ancak, üs-
tün vas›fl› ißçiler* karß›s›nda, vas›fs›z ißçi* say›s› art›yordu. Fabrikalarda tekdüze ißlerde
* Vas›fl› ißçi
kullan›lan bu ißçiler, genellikle yabanc› göçmenler, kente yeni gelmiß köylüler ya da ka-
d›nlard›.

B. Gerileyen toplumsal gruplar Belge 1

n Yukar›da sözü edilenlerin aksine, baz› toplumsal gruplar›n nüfusunda bolluk y›llar›
boyunca gözle görülür bir azalma oldu. Üretimi giderek artan petrolün kömür karß›s›n-
da rekabet gücü kazanmas›yla, madenciler ißlerini kaybetmeye baßlad›lar. Küçük tüc-
carlar da, 1960’lardan itibaren at›l›m yapan büyük marketlerin kurban› oldular. Köyler-
de ise makineleßme, köylüleri birer ßirket yöneticisine dönüßtürdü; tar›m art›k kol gü-
cüne çok daha az gereksinim duydu¤undan, ço¤u topra¤› terketmek zorunda kald›.
Fransa’da, sosyolog Henri Mendras 1970’te "köylülü¤ün sonu"ndan söz ediyordu.
n Ancak, bu gelißmelerin kurbanlar› baßka sektörlerde kolayl›kla iß bulabiliyorlard›.
Gerçekten, bolluk y›llar›n›n toplumunda yoksulluk geriledi. Giderek artan zenginli¤in
Refah Devleti taraf›ndan bölüßtürülmesi ve halk› yönetenlerin tüketimi destekleme ar-
zular› bu gelißmeyi aç›klayan faktörler aras›nda say›labilir. Avrupa’da sosyal güvenlik
sistemleri, ABD’de de sonralar› gelißtirilen yoksullara ve emeklilere yönelik toplumsal
koruma programlar› yoksullu¤un gerilemesini sa¤lad›.

C. Yeni yaßam tarzlar› Belge 3 ve 4

n Bolluk y›llar›ndaki ekonomik büyüme gündelik yaßamlar› da derinden etkiledi. Bir-


kaç ony›l içinde, gelißmiß ülkelerde nüfusun ço¤unlu¤u maddî konfora ulaßt›; banyo-
su ve tuvaleti olan, merkezî ›s›tma sistemi bulunan, telefon ve elektrikli aletlerle dona-
t›lm›ß evlerde yaßamaya baßlad›. Ö¤renim süresi, yaßam standard›n›n yükselmesi saye-
sinde ve özellikle nitelikli ißgücü yetißtirme zorunlulu¤u nedeniyle uzad›. 1960’l› y›llar-
da, gençler aras›nda hem topluma hem de maddî tüketim al›ßkanl›klar›na yönelik bir
tepki hareketi baßlad›. Bu tepki, Fransa’da 1968 may›s›nda yaßanana benzer toplumsal
hareketlere yol açt›.
n E¤lence al›ßkanl›klar› da önemli de¤ißikliklere u¤rad›. Pikap ve transistor sayesin-
de, ço¤unlukla Anglo-Sakson kökenli müzikler dinlenmeye baßlad›. Televizyon da aile
yaßant›s›na kendi ritmini dayat›yordu. D›ß dünyaya benzeri görülmemiß bir aç›l›m› be-
1 Bolluk y›llar›na özgü toplum- raberinde getiriyor, ancak köy ve mahallelerdeki geleneksel ilißkileri de alt üst ediyor-
sal bir gerçek: Köyden kente göç. du. Otomobilin yayg›nlaßmas›yla birlikte, yap›lan yolculuklar›n say›s› artt›. Orta s›n›f-
1972’de, Fransa’da L’Express dergisinde lar, önce yaz aylar›nda, sonralar› giderek k›ß aylar›nda, haftasonlar› ve y›ll›k izinlerde
yay›nlanan Tim imzal› bir resim. kent d›ß›na ç›kma al›ßkanl›¤› edindiler.

108
Fransa 2 Bolluk y›llar›nda Fransa ve ABD’de aktif ißgücünün gelißimi.
Aktif ißgücü oran› (%) 1. Fransa ve ABD’de aktif ißgücünün gelißimi nas›l olmußtur?
60
2. ‹ki ülke aras›nda fark›n en büyük oldu¤u sektör hangisidir?
50

40

30

20

10

0
Tar›m Sanayi Hizmet
sektörü sektörü sektörü
1946 y›l› 1975 y›l›

ABD
Aktif ißgücü oran› (%)
70

60

50

40

30

20

10
0
Tar›m Sanayi Hizmet
sektörü sektörü sektörü
1946 y›l› 1975 y›l›

1955 Paris Otomobil Fuar›’nda


3
Citroën DS’in halka tan›t›lmas›.

4 Bolluk y›llar›nda bir Frans›z köyünün dönüßümü.

Madère ve Cessac adlar›yla anlat›lan, asl›nda Lot vilayetindeki Douelle köyünün 1946 ve 1975’teki durumudur.
[Madère’de], kimyasal gübre çok az kullan›l›r; toprak gerçek hayvansal gübreyle gübrelenir [...]. Bir tar›m ißçisinin ekili hektar baß›na gerçekleßtir-
di¤i üretim, bu koßullarda son derece düßük olabilir. Öyledir de... 19. yüzy›l rakamlar›ndan biraz daha fazla. Ortalama verimli bir y›lda bu¤day, bi-
re 7-8 verir (hektar baß›na brüt 12 kental); üzüm ba¤lar› ise, 25 hektolitre [...].
Tüketimin dörtte üçünü besin maddeleri olußturur. Bunun da yar›s› ekmek ve patatestir [...]. Ortalama olarak, haftada yaln›zca bir kez kasaptan
et sat›n al›n›r [...]. Temel besin maddesi olan domuz ya¤›yla haz›rlanm›ß ekmek ve sebze çorbas›, al›nan toplam kalorinin yar›s›n› olußturur.
Geri kalan kißisel tüketimin yar›s›ndan fazlas› giyim kußamd›r. E¤lence harcamalar› çok düßüktür. Ne çocuklar ne gençler cep harçl›¤› al›r. Asker-
lik görevi ve savaß d›ß›nda, Madère’de oturanlar›n büyük ço¤unlu¤u ancak balay› ve hac ziyaretleri için yolculu¤a ç›km›ßt›r.
[Cessac’da], hektar baß›na rand›man Madère’dekinin üç ya da dört kat›d›r. Hektar baß›na çal›ßan ißçi say›s› da 4 kere daha az oldu¤undan, Ces-
sac’da tar›m sektöründe verimlilik Madère’dekinin tam 12 kat›d›r [...].
Cessac’daki 243 haneden 230’u "modern konfora" sahiptir: Tam donan›ml› mutfaklar (210 buzdolab›, 50 derin dondurucu, 180 çamaß›r maki-
nesi, vs.), ev içinde sifonlu tuvaletler, lavabolar, daimi s›cak ve so¤uk suyu bulunan banyolar. Ayr›ca, 534 nüfuslu Madère’deki 5 telefon ve 5 oto-
mobile karß›l›k, 670 nüfuslu Cessac’da 110 telefon ve 280 otomobil [...] bulunmaktad›r. Madère’deki 163 evden 150’si 50 yaß›n üstünde ve kö-
tü durumdayken, Cessac’daki 212 evden 50’si son 20 y›l içinde yap›lm›ß, eski evlerin de tümü onar›lm›ßt›r.
Jean Fourastié [Frans›z iktisatç›],
Les Trente Glorieuses ou la Révolution invisible de 1946 à 1975 (Paris, 1979).

Metinde anlat›lan dönüßümler hangi alanlarda gerçekleßmißtir?

109
V. Büyümenin s›n›rlar›
A. Büyümenin yol açt›¤› bozukluklar Belge 2
A N A H T A R
n Bolluk y›llar›nda büyüme h›z›n›n birdenbire artmas›, önce üretilen mallar›n nas›l
S Ö Z C Ü K
kullan›laca¤› sorununu ortaya ç›kard›. Örne¤in tar›m alan›nda, rand›man art›ß› önem-
• SIFIR BÜYÜME li oranda ürün fazlas› yaratt›. 1960’l› y›llardan itibaren, fiyat düßüßüne engel olabilmek
Büyümenin durmas›. Bu hedef, için önemli miktarlarda tar›msal ürün imha edilmeye baßlad›; bu da, dünyadaki açl›k
büyümenin hem çevre hem de sorununa duyarl› kesimlerde tepki uyand›rd›.
insan topluluklar› için zararl› n Toplumsal alanda da büyümenin sak›ncalar do¤urmad›¤› söylenemez. 1970’lere do¤-
oldu¤unu savunanlar taraf›n- ru, banliyölerde yaßayanlara dayat›lan yaßam biçimi tart›ß›lmaya baßlad› ("evden iße, iß-
dan 1970’li y›llar›n baßlar›nda ten eve"). Büyüme, bazen de insan sa¤l›¤›na zarar veriyordu. 1956 y›l›nda Japonya’da
ortaya at›ld›. Minamata skandal› patlak verdi: Minamata Koyunda sanayi at›klar›ndan zehirlenen ba-
l›klar›n avlanarak yenmesi çok say›da ölümcül felç vakas›na yol açt›. Ancak henüz ka-
muoyu kirlilik sorunu konusunda tam olarak bilinçlenmemißti.
S Ö Z L Ü K
* Teneke mahalleleri B. Büyümenin yaratt›¤› eßitsizlik Belge 1 ve 5

* Roma Kulübü n Büyüme, gelirleri artt›rarak aß›r› yoksullu¤un azalmas›n› sa¤lad›. Ancak zengin ülke-
lerdeki toplumsal eßitsizlikleri ortadan kald›rmad›. Fransa’da "teneke mahalleleri*",
1970’li y›llar›n baßlar›na kadar varl›klar›n› sürdürdü. Gelir düzeyleri aras›ndaki fark,
yüksek gelirlilerin düßük gelirlilere oranla daha fazla vergi ve sigorta kesintisi ödeme-
siyle biraz olsun hafifliyordu. Ancak, servetler aras› eßitsizlikler hâlâ çok güçlüydü:
1975’te, nüfusun yaln›zca %5’ini olußturan en zengin kesim ABD’de ulusal servetin
Dünya toplam› içinde
%41’ine, ‹ngiltere’de ise %57’sine sahipti.
yüzde (%) olarak
n Küresel düzeyde de büyük eßitsizlikler gözleniyordu. 1973’te, dünya nüfusunun
nüfus
yaln›zca %19’unu bar›nd›ran sanayileßmiß baßl›ca alt› ülke, dünyada üretilen elektri¤in
19 %68’ini tüketiyor, otomobillerin %82’si de yine bu ülkelerde bulunuyordu. Baz› gözlem-
cilere göre, sanayileßmiß ülkelerdeki büyüme dünyan›n geri kalan›n›n zarar›na gerçek-
petrol leßmißti. Petrol fiyatlar›n›n düßük tutulmas› da bunun kan›t›yd›. Bu durum, 1973’te Ce-
32 zayir’de toplanan ba¤lant›s›z ülkeler konferans›nda ßiddetle k›nand›.

bu¤day
49,5
C. Büyüme üzerine sorular Belge 3 ve 4

n 1970’li y›llar›n baß›nda, büyüme konusunda pek çok soru sorulmaya baßlad›.
maden kömürü
58 - Bunlardan ilki, büyümenin meyvelerinin nas›l paylaßt›r›laca¤› ile ilgiliydi. Büyüme-
nin yaratt›¤› zenginlik kimlere da¤›t›lacakt›? Bu soru, uluslararas› planda Kuzey-Güney
elektrik
diyalo¤ununun baßl›ca konusu oldu. Gelißmiß ülkelerde pek çok toplumsal çat›ßmaya
68 (grevler) kaynak olußturdu; sonuçta, ißçiler ve sendikalar› herßeye ra¤men büyümenin
çelik meyvelerinin daha iyi paylaßt›r›lmas›n› sa¤layabildiler.
71,5 - ‹kinci bir soru, büyümenin sürdürülebilirli¤i ile ilgiliydi. 1960’l› y›llar›n sonunda,
ekonomik etkinlik oran›nda düßüß, ißsizli¤in artmas› ve kâr oranlar›n›n gerilemesi gibi
sentetik tekstil
t›kan›kl›k belirtileri ortaya ç›kmaya baßlam›ßt›. Ayn› zamanda, dolar›n güç kaybetmesi
75 Bretton Woods sistemini tehdit ediyordu. Ancak kamuoyu, henüz oldukça s›n›rl› olan
otomobil imalat› bu belirtilere pek ald›rm›yordu. Ne anlama geldikleri 1973’ten sonra, kriz iyice belirgin-
80,5 leßti¤inde anlaß›lacakt›.
n Son soru ise, büyümenin gerçekten iyi bir ßey olup olmad›¤›yd›. 1960’lar›n baßla-
1 1973 y›l›nda, dünyadaki en r›ndan itibaren, baz› ak›mlar tüketim toplumunu ve kitlesel üretimi eleßtirmeye baß-
büyük alt› ekonomik gücün (ABD, lam›ßlard›. Baßkalar› ise, gezegenin zengin ülkelerin yarar›na ve üçüncü dünya halkla-
Sovyetler Birli¤i, Japonya, Federal r›n›n zarar›na talan edildi¤inden söz ediyorlard›. Bu gözlemler, 1971 y›l›nda Roma Kulü-
Almanya, Fransa, ‹ngiltere) toplam bü* uzmanlar›n›n haz›rlad›klar› "Büyümenin Tehlikeleri" baßl›kl› rapora esin kayna¤› ol-
üretimi. du ve "s›f›r büyüme*" talebinin do¤mas›na yol açt›.

110
2 Elle court elle court la banlieue
(Koßtur koßtur banliyö) filminin afißi (1973).
Bolluk y›llar›nda yaßanan dönüßümlerin getirdi¤i olumsuzluklar›
mizahî bir anlay›ßla ele alan bir film.

3 Ölçülü bir büyüme için.

H›zl› de¤ißim fanatikli¤i ve yenilikler karß›s›nda büyülenme (teknoloji,


örgütlenme, kimya, biyoloji, vb. konularda), bulußlar›n uzun vadede ne
gibi sonuçlar do¤uraca¤›n› tartamadan uygulamaya geçilmesini teßvik
ediyor. Oysa, insanlardan sonra gelen en de¤erli kayna¤›m›z olan topra¤›
nas›l ißledi¤imiz gibi basit bir soru bile, asl›nda tüm yaßam biçimimizi
ilgilendiren bir sorudur.
Kitlesel üretim teknolojisi ßiddet içerir. Ekolojik alanda y›k›mlara yol açar.
[...] Kitleler taraf›ndan üretim teknolojisi ise, insan› makinelere esir etmek
yerine, insana hizmet etmeyi amaçlar [...]; yerinden yönetim modelinin
yerleßmesini kolaylaßt›r›r, ekoloji yasalar›yla uyum içindedir [...]. ‹nsan
küçüktür, küçük olan herßey de iyi ve güzeldir; devleßmeye çal›ßmak,
kendi yokolußunu haz›rlamak demektir.
Ernst Friedrich Schumacher, Small is beautiful (Londra, 1973).

1. Yazara göre, kitlesel üretim ile kitleler taraf›ndan üretim


aras›nda ne fark vard›r?
do¤al kaynak rezervleri
2. Yazar, büyümenin hangi özelliklerini be¤enmiyor?
besin kaynaklar› 3. Bu tür bir büyüme kime zarar veriyor?
nüfus
kißi baß›na s›nai üretim
kirlilik

4 Bolluk y›llar›n›n sonunda büyümenin yeniden sorgulan-


mas›.
1970’li y›llar›n baß›nda, Roma Kulübü taraf›ndan yay›mlanan "Büyü-
menin Tehlikeleri" baßl›kl› rapor, nüfus ve tüketim art›ß›n›n kaynakla-
r›n tükenmesine ve kirlili¤in artmas›na yol açt›¤›n› ortaya koydu. Ra-
1900 1950 2000 2050 2100 porun sonuçlar›na göre, bu durumu düzeltmek için bir ßeyler yap›l-
Kaynak: Donella H. Meadows, Limits to Growth (New York, 1972). mazsa, do¤al kaynak eksikli¤i ve büyük boyutlara ulaßacak kirlilik ne-
deniyle 21. yüzy›l›n ilk yar›s›nda dünya nüfusu çöküße sürüklenecekti.

5 1970’li y›llar›n baßlar›nda,


Paris yak›nlar›ndaki Nanterre’de
bir "teneke mahallesi".
Sanayi toplumlar›nda hâlâ
ciddî eßitsizlikler bulunuyordu.
Baz› göçmenlerin kaderi olan bu
"teneke mahalleleri" gibi...

111
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM
TAR‹HLER
n Gayri safi
1947: GATT Anlaßmalar›.
yurtiçi has›la
1969: Ay’da ilk insan. yurtd›ß›ndaki
ve gayri safi ulusal ulusal yabanc›
GSY‹H
1971: Roma Kulübü’nün ßirketler ßirketler ßirketler
Büyümenin Tehlikeleri raporu. milli has›la
1973: ‹lk petrol krizi. Gayri safi yurtiçi
has›la, bir ülkenin
ulusal ßirketleri ya yurtd›ß›ndaki
ulusal yabanc›
da o ülkede üretim
ulusal
ßirketler ßirketler GSMH
ßirketler
birimlerine sahip
bulunan yabanc›
ßirketler taraf›ndan,
o ülke topraklar›nda elde edilen gelirlerin tümüdür.
Gayri safi milli has›la ise, gayri safi yurtiçi has›laya, yurtd›ß›ndaki ulusal ßirketlerin
yurtiçine transfer ettikleri sermaye ve ißgücü gelirleriyle, yurtiçindeki yabanc› ßirketlerin
yurtd›ß›na transfer ettikleri sermaye ve ißgücü gelirleri aras›ndaki fark›n eklenmesiyle
bulunur.

n Verimlilik ve rand›man
Verimlilik, üretilen mal ve hizmetlerin bu üretimi gerçekleßtirmek için gereken çal›ßma
miktar›na oran›d›r. Bolluk y›llar›nda, özellikle tar›m ve sanayide önemli bir verimlilik art›-
ß› gözlenmißtir.
Rand›man ise, bir üretim biriminden elde edilen ürün miktar›n› belirtir. Rand›man kavra-
m› özellikle tar›msal üretim için kullan›l›r. Üretim birimi, bu¤day için bir hektar (rand›man
hektar baß›na kental olarak ölçülür), süt için ise bir baß hayvand›r (rand›man inek baß›na
y›ll›k litre olarak ölçülür).

n Fiyat art›ß› ve enflasyon


Enflasyon, piyasadaki para hacminin mevcut ürün miktar›na oranla ani biçimde artmas›-
d›r. Enflasyon paran›n de¤er kaybetmesine neden olur.
Fiyat art›ß› ise, enflasyonun sonuçlar›ndan biridir. Paran›n de¤eri azalm›ß oldu¤undan, ay-
n› mal› sat›n almak için daha fazla para ödemek gerekir. Ancak, gündelik konußma dilin-
de enflasyon terimi fiyat art›ß› anlam›nda kullan›lmaktad›r. Enflasyon oran› da bu art›ß›n
ölçülmesiyle elde edilen rakamd›r.

ÖNEML‹ n Büyüme ve büyüme oran›


KISALTMALAR
Büyüme, üretimin artmas› ya da bazen azalmas›d›r (o zaman "negatif büyüme"den söz
• GATT : Genel Gümrük edilir). Büyüme h›zl› ya da yavaß olabilir. GSMH ya da GSY‹H de¤ißikliklerine göre ölçülür.
Tarifeleri ve Ticaret Büyüme oran› ise, bir de¤ißim ölçüsüdür; yüzde olarak ifade edilir.
Anlaßmas› (General
Agreement on Tariffs
and Trade).
Büyüme oranlar›n›n anlam›
• GSMH : Gayri safi milli
has›la. Y›ll›k %1’lik büyüme oran› ile, üretim 69 y›lda iki kat›na ç›kar.
Y›ll›k %2’lik büyüme oran› ile, üretim 35 y›lda iki kat›na ç›kar.
• GSY‹H : Gayri safi yurtiçi
Y›ll›k %3’lük büyüme oran› ile, üretim 23 y›lda iki kat›na ç›kar.
has›la.
Y›ll›k %4’lük büyüme oran› ile, üretim 17 y›lda iki kat›na ç›kar.

112
belge incelemesi

‹statistikler: 1950’den 1975’e


alt› ülkede GSY‹H’n›n büyümesi
Y›ll›k ortalama büyüme oran› 1950 1955 1960 1965 1970
(hacim olarak) (%) 1955 1960 1965 1970 1975

ABD 4,2 2 4,7 3,1 2,5

Japonya 8,7 8,6 10 11,2 4,6

Federal Almanya 9,5 6,5 5 4,4 2,1


Sorular
Fransa 4,2 5 5,8 5,4 4,8
n 1. Belgeyi tan›t›n›z.
‹ngiltere 2,9 2,6 3,1 2,5 2,1
n 2. Ülkelerin tümünün genel gelißimini
‹talya 5,9 5,5 5,2 6,2 2,4 anlat›n›z.
n 3. 1950-1975 y›llar› aras›nda söz konusu
OECD ülkeleri ortalamas› 5 3,3 5,3 4,7 3,1 alt› ülkenin ekonomilerinde ne tür de¤ißik-
likler meydana gelmißtir?
Kaynak: OECD verilerinden P. Léon, Histoire économique et sociale du monde, Cilt 5 (Paris, 1977).
n 4. Büyümenin faktörleri nelerdir?

TAVS‹YELER YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N


• Dikkat! Ortalamalar Bu belge neden özgün bir belgedir? Nas›l tan›mlanabi- ment-OECD) üyesi olan tüm ülkeler için hesaplanm›ß bir
beß y›ll›k dönemleri lir? Kaç›n›lmas› gereken hatalar hangileridir? ortalamayla tamaml›yor.
kapsamaktad›r, ancak
büyüme oranlar› • Belgenin türü • Belgenin kaynaklar›
y›ll›kt›r.
- Belge istatistik verilerden olußuyor; E‹KÖ, eski AE‹Ö (Marshall plan›yla gelen kredileri de-
• Gözden kaç›rmay›n: ¤erlendirmek için kurulan Avrupa Ekonomik ‹ßbirli¤i Ör-
- Beß y›ll›k dönemler halinde bir gelißmeyi gösteriyor;
- De¤erler bir önceki
- Birden fazla ülkeyi kaps›yor. gütü) üyesi 19 Avrupa ülkesi ve Avrupal› olmayan birkaç
döneme oranla daha
yüksekse, büyüme h›z› ülke taraf›ndan, 1961 y›l›nda Paris’te kurulan bir örgüt-
Öyleyse,
artm›ß demektir tür. Amac›, üye ülkelerin gelißimini desteklemektir.
(örne¤in, 1960’tan - zaman içinde meydana gelen gelißmeleri inceleyebilir,
1965’e Japonya’n›n • Belgenin okunmas›
- ayn› dönem için ülkeleri birbirleriyle karß›laßt›rabilir,
durumu). Bu belge, çift yönlü olarak okunabilecek bir tablodur:
- De¤erler bir önceki - ülkelerin genel gelißimini de¤erlendirebiliriz.
döneme oranla daha - Yatay olarak okursak, bir ülkenin ekonomik gelißimi-
‹statistikler, ekonomik ya da demografik olaylar› de¤er-
düßükse, büyüme ni izleyebilir ve beß y›ll›k dönemler için büyüme ritmini
yavaßlam›ß demektir. Bu lendirmemize olanak tan›yan rakamsal verilerdir. Bura-
de¤erlendirebiliriz.
tablodaki rakamlardan daki veriler, katk›l› yurtiçi üretimlerdeki büyümeyi ölçe-
hiçbiri ekonomik gerile- - Dikey olarak ise, tabloda yer verilen ülkelerin büyüme
bilmemizi sa¤l›yor. Beß y›ll›k dönemler için, y›ll›k ortala-
me göstermiyor! ritmlerini birbirleriyle ya da E‹KÖ ortalamas›yla karß›-
ma büyüme oranlar›n› gösteriyor. Tablodaki rakamlar,
• Karß›laßt›rma laßt›rabiliriz.
1950’den baßl›yor (savaßtan etkilenen ülkelerde yeni-
yaparken, ülkelerin
den yap›lanman›n sonu ve bar›ß ekonomisine geri dö- Bu biçimde, üç önemli gözlem yap›labilir:
ekonomik güçlerini
de¤il, yaln›zca büyüme nüß) ve 1975’e kadar uzan›yor (1973-1974’te patlak ve- - Oldukça uzun bir dönemde (bolluk y›llar›), yüksek ya
ritmlerini de¤erlendirin. ren krizin etkisini göstermeye baßlad›¤› dönem). da düßük oranda bir büyüme gerçekleßmißtir.
ABD, söz konusu dönem
Veriler, kapitalist dünyada yer alan (pazar ekonomisini - Büyüme oran› ülkeden ülkeye de¤ißmektedir.
boyunca E‹KÖ (OECD)
ülkeleri içindeki en benimseyen) alt› ülkeyi kaps›yor: ABD ve baßl›ca Avru- - E‹KÖ ortalamas›na göre, ßöyle bir s›ralama yap›labilir:
önemli ekonomik güç pal› müttefikleri ile Japonya. Belge bu ülkelere ilißkin Çok yüksek büyüme oran› (Japonya), yüksek büyüme
olarak bir model ve
bilgileri, Ekonomik ‹ßbirli¤i ve Kalk›nma Örgütü (E‹KÖ: oran› (Fransa, ‹talya, Federal Almanya), düßük büyüme
baßvuru kayna¤›
olmußtur. Organization for Economic Cooperation and Develop- oran› (‹ngiltere), düzensiz büyüme oran› (ABD).

113
verilerle çal›ßma

Konu: Bolluk y›llar›ndaki


büyümede Refah Devleti’nin rolü

Sorular 2 4 Ekim 1945 tarihli


Frans›z Sosyal Sigorta
r 1. Belgeleri tan›t›n›z. Yönetmeli¤i’nden...
r 2. Belgelerde verilen bilgileri konulara göre seçiniz, s›n›fland›r›n›z ve karß›-
MADDE 1. - Çal›ßanlar› ve ailelerini, yaßamlar›-
laßt›r›n›z. n› kazanma kapasitelerini k›smen ya da tü-
n 3. Belgelerden derleyece¤iniz bilgilerin yard›m›yla, yukar›daki ko- müyle ortadan kald›racak her türlü riske karß›
korumak, do¤um ve bakmakla yükümlü ol-
nuyu tart›ßan bir sentez yap›n›z.
duklar› ailelerine ilißkin masraflar›n› karß›la-
mak amac›yla bir Sosyal Sigorta örgütü kurul-
mußtur.

3 Refah Devleti.

Refah Devleti’nin kökeninde pek çok farkl› fi-


kir ya da amaç vard›r. Bunlar›n baß›nda karß›-
l›kl› yard›mlaßma [...] gelir. Günümüzde pek
az kißi komßular›ndan alaca¤› yard›ma güve-
nebilir. Sanayileßme ve kent yaßam›n›n bireye
duyars›zl›¤›, toplumsal komßuluk ilißkilerini
neredeyse tümüyle ortadan kald›rm›ßt›r.
‹kincisi, sosyal güvenliktir. Bununla amaçla-
nan, bireylerin ya da ailelerin karß›laßt›klar›
güçlüklere çözüm getirecek önlemler alarak
[...] yaßam koßullar›n› iyileßtirmektir. Baba iç-
ki içti¤i ve kumar oynad›¤› için bir aile yoksul-
luk mu çekiyor? Çocuklara bedava yemek ve
okul gereçleri verilir. Bir kad›n kocas›n› ve ço-
cu¤unu terk mi etmiß? Çocuk yat›l› bak›m
yurduna yerleßtirilir.
Üçüncü amaç, toplumsal adalettir. Bundan
beklenen, daha fazla eßitliktir. Kendi iradele-
ri d›ß›nda zenginler yoksullaßt›r›larak, yoksul-
lar da zenginleßtirilerek aradaki uçurum ka-
pat›lmaya çal›ß›l›r. Örne¤in, [...] yoksullar›n
oturmas› için evler inßa edilirken, gelir düzeyi
daha yüksek olanlar kendi yerleßim sorunlar›-
na kendileri çözüm ararlar.
Toplumsal adalet aray›ß›n›n bir tür giriß oluß-
4 Refah Devleti’nin yeniden bölüßtürme politikas› üzerine 1949 tarihli ‹ngiliz turdu¤u dördüncü amaç ise, toplumlar›n
gerçek anlamda derin de¤ißikliklere gerek
karikatürü.
kalmadan dönüßtürülebilmesidir.
Sa¤da: "Buyurun, al›n! Peruklar, e¤itim, takma dißler, ilaçlar, gözlükler, korseler bedava!"
N. A. Smith, "Theory and Practice of the
Kasada: "Bira ve tütün vergisini, gelir vergisini, muamele vergilerini, ulusal sa¤l›k sigortas› san-
Welfare State", Charles I. Schottland (der.),
d›¤›na katk› paylar›n› buraya ödeyebilirsiniz." The Welfare State (New York, 1967) içinde.
Kasan›n üzerinde: "Maliye Bakanl›¤› Gelirler Genel Müdürlü¤ü"

114
Vergiler kesildikten
%
Vergiler kesildikten ve sigorta ödemeleri
Brüt sonra eklendikten sonra 60
gelir brüt gelir brüt gelir
50
yönetici
40
150 serbest
meslek
30

orta kademe yönetici 20


100
tar›m ißletmecisi
memur 10
ißçi
tar›mißçisi 0
50 1938 1950 1955 1960 1965 1970 1975
ißsiz
dolays›z maaßlara oranla GSY‹H’ya oranla

4 1970’li y›llar›n sonunda, Fransa’da, Refah Devleti’nin ye- 5 Fransa’da 1938’den 1975’e kadar sigorta ödemelerinin
niden bölüßtürme ißleminden önce ve sonra gelirler hiyerarßisi. yol açt›¤› harcamalar›n evrimi.
Brüt gelir: Vergiler kesilmeden önceki gelir (Örn.: maaß, kira geliri). Sigorta ödemeleri: Sosyal sigorta kurumlar› taraf›ndan, zarar›n› karß›la-
makla yükümlü olduklar› riskler için (hastal›k, ißsizlik, yaßl›l›k...) kißilere
yap›lan ödemeler.

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
r Soru 1 önemli miktarda gelir, daha sonra sigorta ödemeleri biçimin-
de yeniden bölüßtürülür.
Bkz. s. 42.
Refah Devleti tüm çal›ßanlara ve tüm ailelere masraflar›n› art-
t›racak sorunlarla (hastal›k, ißsizlik, yaßl›l›k) mücadele edebil-
r Soru 2
me olana¤› vermelidir. Ayr›ca Refah Devleti, gelir düzeyi yük-
• Belgelerde yer alan baßl›ca izlekler: sek olanlar›n masraflar›ndan baz›lar›n› kendi kendilerine kar-
- Refah Devleti’nin ißleyißi Belge 2, 3 ve 4 ß›lamalar› ilkesini benimserken, sosyal konutlar inßa etmek gi-
- Refah Devleti’nin hedefleri Belge 3 ve 4 bi yöntemlerle toplumsal gruplar aras›ndaki uçurumu azalt-
- Refah Devleti’nin maliyeti ve s›n›rlar› Belge 1 ve 5 maya çal›ß›r. Böylece, en yoksullar›n durumunu iyileßtirir, an-
cak en zenginlerin gelirlerini azalt›r. Ulusal zenginli¤in yeni-
n Soru 3 den bölüßtürülmesini sa¤layarak, geniß bir orta s›n›f›n kalk›n-
mas›na katk›da bulunur ve ani toplumsal çalkant›lar yaßanma-
• Bolluk y›llar›nda yaßanan büyümede Refah Devleti’nin oyna- s›na engel olur.
d›¤› rolün bilançosunu ç›karman›z gerekiyor.
Ancak, Refah Devleti’nin gelißiminin baz› sak›ncalar› da vard›r.
• Yapaca¤›n›z sentez: "sosyal güvenlik", "yeniden bölüßtür- Baz›lar›na göre Refah Devleti, "baban›n içki içip kumar oyna-
me", "sosyal sigorta", "asgarî ücret" ve " sigorta kesintileri" d›¤›" aileye ya da annenin terk edip gitti¤i çocu¤a yard›ma ko-
sözcüklerini içermeli (Tan›mlar için notlar›n›za, ders konusuna ßarak, vatandaßlar› sorumsuzlu¤a itmektedir. Oysa, Refah Dev-
ve kitab›n sonundaki sözlü¤e bak›n). leti’nin ißleyißi giderek daha büyük miktarlarda maddî kaynak
gerektirmektedir. Örne¤in, Fransa’da 1950’li y›llardan beri si-
Soru 3 için örnek cevap (yaklaß›k 200 sözcük). gorta ödemelerinin yol açt›¤› harcamalar, dolays›z ücretlerin
Refah Devleti modeli, ‹ngiltere, Fransa ve ABD gibi sanayileß- %40’›n› olußturmaktad›r. Hatta bu oran 1975’te %60’a yaklaß-
miß ülkelerde ‹kinci Dünya Savaß›’n›n ard›ndan uygulamaya m›ßt›r.
konmußtur. Refah Devleti, bolluk y›llar›nda sanayileßmiß ülke- Buna ra¤men, Refah Devleti en yoksul kesimlerin tüketim mal-
lerde derin de¤ißimlerin yaßanmas›na neden olan sosyal gü- lar›na ulaßmalar›n› sa¤layarak talebi artt›rm›ßt›r. Dolay›s›yla,
venlik at›l›m›n›n kayna¤›n› olußturur. Bu modele göre, sigorta bolluk y›llar›ndaki ekonomik büyümenin itici güçlerinden biri
kesintileri, dolayl› ve dolays›z vergiler biçiminde toplanan olmußtur.

115
KONU

6 20. yüzy›l sonu


bunal›m›, 1976-1998
G örünürde 1973’te yaflanan ilk petrol flokunun yol açt›¤› ekonomik kriz, dünyan›n 21. yüzy›l
bafl›nda hâlâ tam olarak aflamad›¤› uzun bir bunal›m dönemini bafllatt›. Bu bunal›m›n sonuçlar›,
özellikle de iflsizlik sorunu, yaklafl›k otuz y›ld›r geliflmifl ülkelerde toplumsal yaflam koflullar›n›
olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor.

n Bu bunal›m›n özellikleri nelerdir?


n Sanayileflmifl ülkeler bunal›m›n getirdi¤i güçlükler karfl›s›nda neler yapt›lar?

KONUNUN PLANI
I. Petrol floku ve krizin boyutlar›
II. Bunal›m üzerine sorgulamalar
III. Bunal›mla mücadele: Keynesci reçetelerin iflas›
IV. Bunal›mla mücadele: Liberal çözümlerin s›n›rlar›
V. Bunal›m›n sonuna do¤ru

• Unutmayal›m
• Belge incelemesi: Petrol ßoklar› ve karß› petrol ßoklar›
• Verilerle çal›ßma: Baßkan Reagan’›n ekonomi politikas›

1973 1976 1979 1987 1997


1. petrol Sabit kur sisteminin 2. petrol Borsalar›n Asya’da
ßoku b›rak›lmas› ßoku çökmesi para krizi

BUNALIM
Margaret Thatcher, ‹ngiltere Baßbakan› (1979-1990)
BOLLUK
YILLARI Ronald Reagan, ABD Baßkan› (1981-1989)

François Mitterrand, Fransa Cumhurbaßkan› (1981-1995)

1970 1975 1980 1985 1990 1995

1971 1982 1992 1999


Dolar›n alt›na Fransa’da kararl›l›k: Ücretlerin Maastricht Euro’nun
çevirilebilirli¤inin kald›r›lmas› fiyat art›ß›na endekslenmesinin sonu Anlaßmas› uygulamaya
konmas›

116
Londra’da ‹ngiliz madencilerin Margaret Thatcher’›n sosyal politikas›na karß› düzenledikleri gösteri, 1983.

117
I. Petrol ßoku ve krizin boyutlar›
A. Beklenmedik bir kriz Belge 1 ve 2
A N A H T A R
n 1970’li y›llar›n baß›nda, dünyan›n a¤›r bir ekonomik krizin eßi¤inde oldu¤una kimse
S Ö Z C Ü K inanm›yordu. O tarihlerde kendini göstermeye baßlam›ß olan t›kan›kl›k belirtilerine
• STAGFLASYON kimse ald›r›ß etmiyordu. Örne¤in ABD Baßkan› Johnson, 1969’da Kongre kürsüsünden
“art›k ekonomik yaßam› inißleri ve ç›k›ßlar› olan bir süreç olarak de¤erlendirmemek” gerekti¤i-
Enflasyon ve ekonomik büyü-
ni söyleyebiliyordu. Herkes, 1971 Nobel ekonomi ödülü sahibi Paul Samuelson gibi,
mede durgunluk, hatta yavaß-
“ulaß›lan bilgi düzeyi sayesinde, kronik bir küçülmeyle nas›l baßa ç›k›laca¤›n›n bilindi¤ine” ina-
laman›n birlikte görüldü¤ü
n›yordu.
ekonomik durum. (Stagflasyon
sözcü¤ü, "durgunluk" anlam›-
na gelen "stagnation" ve "enf- B. Ani bir kriz Belge 3, 4 ve 6
lasyon" sözcükleri birleßtirile- n 1973’te, Yom Kippur /Ramazan savaß› s›ras›nda, petrol üreticisi Arap ülkeleri fazla
rek üretilmißtir.) ‹srail yanl›s› bulduklar› Bat› ülkelerine yapt›klar› petrol ihracat›na geçici olarak ambar-
go* koydular. Petrol eksi¤i h›zla kapat›ld›, ama petrol pazarlar›n›n büyük bir bölümünü
denetimleri alt›nda tutan Petrol ‹hraç Eden Ülkeler Örgütü (Organization of Petroleum
S Ö Z L Ü K Exporting Countries-OPEC) üyesi ülkeler, bir varil ham petrolün fiyat›n› 1970 fiyatlar›-
na göre dört kat artt›rd›lar. Bu "petrol ßoku" s›ras›nda, sanayileßmiß ülkeler y›lda %10’un
* Ambargo üzerine ç›kan enflasyon, sanayi üretiminin gerilemesi (1945’ten beri ilk kez), ißsizli¤in
artmas› gibi büyük ekonomik güçlüklerle karß› karß›ya kald›lar. Kriz kamuoyunda pet-
rol fiyatlar›n›n artmas›yla aç›klan›yor, yaßanan güçlüklerin daha karmaß›k nedenlerinin
olabilece¤i henüz akla gelmiyordu.
n Kriz kamuoyunu yaln›zca aniden bast›rmas›yla etkilememißti. Ayr›ca, dönemle ilgili
güven dolu en kesin yorumlar› boßa ç›karm›ßt›. Örne¤in, ißsizlik ve enflasyonun bir-
likte varolamayaca¤›na, çünkü bunlardan birincisinin ekonomik faaliyetteki yavaßla-
man›n bir sonucu, ikincisinin ise aksine ekonominin ateßlenme belirtisi oldu¤una inan›-
%
l›yordu. Oysa, krizle birlikte durumun hiç de san›ld›¤› gibi olmad›¤›, iki sorunun ayn›
60 anda yaßanabilece¤i ortaya ç›kt›. Stagflasyon* terimi bu görülmedik durumu anlatmak
50 için kullan›lmaya baßlad›.
40
30
20
C. Sürekli bir kriz Belge 5

10 n 1975’ten itibaren, ißsizli¤in art›ß› pek çok ülkede durdu, enflasyon geriledi ve üretim
0 faaliyeti yeniden hareketlendi. Krizin geçici bir aksilik oldu¤una kolayl›kla inan›labi-
1951
lirdi. Gerçekte ise, 1950’li ve 1960’l› y›llar›n büyüme oran›na erißilememißti. Bu durum
"zay›f büyüme" olarak tan›mland›.
%
n K›sa süreli bu toplarlanma, ikinci petrol ßokuna dayanamad›. ‹kinci ßok, 1979’da
60 ‹ran Devrimi’nin ard›ndan geldi ve Bat› ülkelerinin petrol ihtiyaçlar›n›n karß›lanmas›
50 konusunda yeni bir tehdit olußturdu. Petrol fiyatlar› h›zl› art›ß e¤ilimi gösteriyordu.
40 OPEC ülkeleri de varil fiyat›n› üç kat›na ç›karmaya karar verdiler. Bat›l› sanayileßmiß ül-
30 kelerde kriz, 1973-1974’tekinden de a¤›r oldu. 1982’de enflasyon ve ißsizlik yeniden or-
20 taya ç›karken, üretim de %0,5 oran›nda geriledi. Kriz, Do¤u Bloku ve (petrol ihracatç›s›
10 olanlar hariç) üçüncü dünya ülkelerine de s›çrad›. Üçüncü dünya ülkelerinin ithal etti-
0
¤i enerji ya da sanayi ürünlerinin de¤eri, ihraç ettikleri ürünlere oranla çok daha h›zl›
1973
art›yordu.
kömür do¤algaz n 1982’de yeni bir dönüm noktas›na gelindi: Petrolün varil fiyat› düßmeye baßlad›. Bu
kez de bir karß› petrol ßoku yaßan›yordu. Bat›l› ülkeler, uygulad›klar› ekonomi politika-
petrol ham elektrik
lar› ile enflasyonu denetim alt›nda tutmay› baßard›lar. Ancak, krizin en önemli göster-
gesi olan ißsizlik sorunu farkl› boyutlarda olmakla birlikte tüm ülkelerde varl›¤›n› ko-
1
Farkl› enerji kaynaklar›n›n ruyordu. 2000’li y›llar›n baß›nda ißsizli¤in hâlâ gündemde olmas›, krizin tam olarak bit-
dünya enerji tüketimi içindeki memiß oldu¤u duygusunu uyand›r›yor. Bu süreklilik nedeniyle, günümüzde "kriz" ye-
paylar›. rine "bunal›m"dan söz etmek daha uygun bulunuyor.

118
2 1969’da, Baßkan Johnson’un iyimserli¤i.

Ülkemiz, uzunlu¤u ve kapsam› bak›m›ndan tarihimizde benzeri gö-


rülmemiß bir refah döneminin 95. ay›na girmiß bulunuyor. Kußaklar
boyu bizi defalarca kalk›nma ve gelißmeden al›koymuß olan devresel
küçülmelerden kurtulduk. Art›k ekonomik yaßam›m›z› inißleri ve ç›k›ß-
lar› olan bir süreç olarak de¤erlendirmiyoruz. Yoksulluk ve ißsizli¤i de
art›k ekonomik tablonun ayr›lmaz parçalar› olarak kabul etmiyoruz.
ABD Baßkan› Lyndon B. Johnson’un
ocak 1969’da Kongre’de yapt›¤› konußma.

Böyle bir iyimserli¤i hakl› ç›karacak nedenler neler olabilir?

3 Birinci petrol ßokunun ard›ndan sorular.

Önümüzdeki y›llarda, hatta aylarda, s›v› yak›t kullanma olanaklar›m›z


azalacak [...]. 4 1970’li y›llarda OPEC toplant›s›.
Pazar günleri kullanamayaca¤›n›, 80-100 km’den h›zl› süremeyece¤i-
ni bilen, gelecek y›llarda deposunu doldurup dolduramayaca¤›ndan
Y›ll›k %
ise emin olamayan kaç tane Amerikal› ya da Avrupal› arabas›n› yeni-
ler ya da yeni araba al›r? Kapitalist büyümenin itici gücü olan otomo- 16
tiv sanayii kesinlikle gerilemeye mahkumdur. Havac›l›k sanayii de ka- 14
l›c› olarak zarar görecektir, çünkü tüm havayolu ßirketleri uçuß say›- 12
lar›n› azaltmakta ve uçuß sürelerini artt›rmaktad›r. Concorde üreti- 10
minde çal›ßan binlerce ißçi, gelece¤in ißsizleridir. Siyah-beyaz olanla- 8
r›ndan %30 daha fazla elektrik harcayan renkli televizyonlar, klima- 6
lar, ›ß›kl› reklam panolar›, demiryolu taß›mac›l›¤›ndan beß kat daha 4
fazla enerji gerektiren karayolu taß›mac›l›¤›, kullan›ld›ktan sonra bir 2
iße yaramayan plastik ambalajlar, petrokimya sanayiinin gelißimi sa- 0
yesinde üretilen binlerce ›v›r z›v›r ve bunun gibi bir sürü ßey, art›k –2
hoßgörülemeyecek bir savurganl›¤a dönüßmektedir. 1970 1975 1980 1985 1990 1995

M. Bosquet [Frans›z gazeteci], ißsizlik fiyat


büyüme
Le Nouvel Observateur, kas›m 1973. (aktif nüfus içinde %) art›ß›

1. Metnin yaz›ld›¤› tarihte nelerden endiße edilmektedir? 5 1970’ten 1995’e büyüme, fiyat art›ß› ve ißsizlik.
2. Metinde bolluk y›llar›nda yaßanan ekonomik büyümenin
Büyüme ne zaman negatiftir?
hangi yönleri sorgulan›yor? Bu endißeler daha sonra olay-
larla do¤ruland› m›?
6 Enflasyon ve durgunlu¤un birlikte görülmesi: Stagflasyon.

Para
hacminin Fiyat art›ß› Þ‹RKETLER
DEVLET
büyümesi
Ücret art›ß›
‹ßsizlikle mücadele =
ve ißsizlik nedeniyle ENFLASYON
azalan sigorta Ücret art›ß›
kesintilerindeki a盤› elde etmek için
kapatmak için kamu sendikalar›n bask›s›
harcamalar›n›n
artt›r›lmas›

‹ßsizlik
= Rekabet gücünün
DURGUNLUK azalmas›

ENFLASYON + DURGUNLUK = STAGFLASYON

119
II. Bunal›m üzerine sorgulama
A. Petrol krizinin faturas› Belge 1 ve 3
S Ö Z L Ü K
n 1973’ten itibaren, bir "petrol krizi"nden söz edilmeye baßlad›. Petrol fiyatlar›ndaki
* Ticaret dengesi art›ß, gerçekten enflasyonu kamç›l›yordu. Özellikle de, ayn› zamanda büyük miktarlar-
* Endeksleme da petrol ithal eden sanayileßmiß ülkelerin ticaret dengesi*ni bozuyordu. Bu ülkeler, al›m-
* Robotlaßt›rma
sat›m dengesini yeniden sa¤lamak için petrol ithalini frenlemek zorunda kal›yorlar, ama
bunu yaparken ekonomik faaliyetlerini de azalt›yorlard›. ‹hracatlar›n› artt›rmalar›
elbette mümkündü, ancak bu, ücretlerin ve iç tüketimin düßmesi demekti ve büyü-
menin yavaßlamas›na yol aç›yordu.
n Bugün art›k petrol fiyatlar›ndaki art›ß›n 1970’li y›llarda yaßanan krizi ancak
k›smen aç›klayabildi¤i düßünülüyor.
- Fransa gibi ülkeler enerji savurganl›¤›yla mücadeleye girißtiler ve elektrik üreti-
minde petrolün yerini büyük ölçüde nükleer enerjiyle doldurdular.
- Krizi yaln›zca petrol fiyatlar›ndaki art›ßla aç›klamak, bolluk y›llar›ndaki büyümenin
esas olarak "siyah alt›n" üreticisi ülkelerin sömürülmesine dayand›¤›n› kabul etmek
demek olur, çünkü 1973 art›ß› petrol fiyatlar›n› ancak 1955’teki durumuna getirmißti.
Oysa, krizden önceki refah›n nedenleri çok daha karmaß›kt›r.
- Üstelik, 1980’lerin baßlar›nda petrol fiyatlar› düßmeye baßlad›¤›nda kriz bitmemißti.
Dolay›s›yla, petrol ßoku ekonomik bunal›m› aç›klamak için yeterli olamaz.

B. Parasal düzensizlik Belge 2 , 4 ve 6

1 n Baz› iktisatç›lar, krizin Bretton Woods sisteminin b›rak›lmas›n›n hemen ard›ndan


Bir “tutumsuz”.
baßlad›¤›na dikkat çekiyorlar. Bu iktisatç›lara göre, Baßkan Nixon taraf›ndan 1971’de al›-
Krizin baßlang›c›ndan itibaren, Frans›z nan bir kararla dolar›n alt›na çevirilebilirli¤inin kald›r›lmas› ve bunun sonucu olarak sa-
hükümeti halk› savurganl›kla mücade-
bit kur sisteminin b›rak›lmas›, devletlere diledikleri kadar para basma olana¤› vermißti,
leye etmeye ve savurganl›k yapanlar›
çünkü bas›lan para miktar›n› s›n›rland›racak hiçbir kural kalmam›ßt›. Ancak, ißsizli¤i
ihbar etmeye ça¤›rd›. Baß›nda huni bu-
önlemek için paray› feda etmek anlam›na gelen bu politika enflasyona ve ücretlerin art-
lunan bu obur "tutumsuz" da savur-
ganlar› temsil ediyordu. mas›na neden oluyordu, çünkü sendikalardan gelen bask›lar karß›s›nda ücretler piyasa
fiyatlar›na endeksleniyordu*. Böyle bir ortamda yat›r›m için kaynak bulunam›yor, bu da
ißleri yavaßlat›yor ve sonuç olarak ißsizli¤i artt›r›yordu.
n Parasal dengelerin bozulmas›, dolar kurundaki dalgalanmalar ve bunlar›n sonucu
10
olarak 1970’li y›llar boyunca artan enflasyon, gerçekten de dünya ekonomisinin ilerle-
yißini aksatm›ßt›. Ancak, 1980’den sonra enflasyonun gerilemesi ve pahal›l›¤›n h›z kes-
8 mesi güçlüklerin sonunu getirmedi. Demek ki, bunal›m›n faktörlerinden biri olan pa-
rasal düzensizlik de tek baß›na bunal›m› aç›klamaya yetmiyor.
6
C. Fordizimin tükenißi Belge 5
4
n 1970’li y›llar›n baßlar›nda, verimlilik kazanc› azalmaya baßlad›. Pek çok ißçi tekdüze
2
çal›ßma koßullar› dayatan seri üretim mant›¤›na karß› ç›k›yordu. Art›k fordizm ilkelerini
uygulamak (tüketimi kolaylaßt›rmak için ücretleri artt›rmak) mümkün de¤ildi. Ücret
0 maliyetleri a¤›rlaßmaya baßlad›. Bu güçlüklerle baßa ç›kmak için, ßirketler fabrikalar›n›
1975 1985 1995 robotlaßt›rma* ya da üretim faaliyetini eme¤in daha ucuz oldu¤u ülkelere taß›ma yoluna
1 dolar karß›l›¤› yüz yen
gidebiliyorlard›. Ama bu da sanayileßmiß ülkelerdeki ißsizlik sorununu kamç›l›yordu.
1 dolar karß›l›¤› 1 Alman mark› n Þirketlerin karß›laßt›klar› baßka bir sorun da, üretim stoklar›n› eritmekti. Bolluk y›lla-
1 dolar karß›l›¤› 1 Frans›z frang› r›nda böyle bir zorluk yaßanmam›ßt›, çünkü aileler ilk kez otomobil, elektrikli ev aletle-
ri ve televizyon sat›n al›yorlard›. Oysa 1970’lerin baß›nda, bu dönem sona ermißti. Art›k
2 1975-1995 aras› Japon yeni, insanlar yaln›zca yenilemek için sat›n al›yorlard› ve talep daha düßüktü. Bu güçlük-
Frans›z frang› ve Alman mark›n›n ler, pazardan pay kapmak için yaßl› sanayi ülkelerine yerleßen yabanc› ßirketlerin reka-
dolar karß›s›nda geçirdikleri de¤i- betiyle daha da büyüyordu. Örne¤in Japon otomotiv sanayii, o dönemlerde Avrupa ve
ßimler. ABD’de bir tehdit olarak görülüyordu.

120
3 Petrol fiyatlar› ve fiyat art›ßlar›.
TOYOTA (1992) NISSAN (1986)
Kapasite : 200.000 Kapasite : 300.000
Sabit frankla, yani genel fiyat art›ß› gözard› edilerek hesapland›¤›n-
da, varil baß›na petrol fiyat›n›n 1956’ya oranla düßtü¤ü gözleniyor. ISUZU;
GM (General Motors)
Ulusal ‹statistik Enstitüsü ve iktisatç›lar "siyah alt›n" fiyat›n›n dört kat ile ortak (1989)
artmas›n›n 1974’te ancak %3-4, 1980’de de %2-3 oran›nda enflas- Kapasite : 60.000
yona yol açt›¤›n› tahmin ediyorlar. Öyleyse geri kalan %10’luk enf-
B‹RLEÞ‹K MITSUBISHI;
lasyon nereden geliyor? KRALLIK RENAULT-VOLVO
ile ortak (1995)
1981 nisan›ndan bu yana, petrolün varil fiyat› düßmeye devam edi- Kapasite : 200.000
yor. Oysa kriz gerilemiyor! Þaß›rt›c›, de¤il mi? Dolar kurunun 1982’ HONDA; ROVER HOLLANDA
ile ortak (1992) SUZUKI
den beri gösterdi¤i yükseliß brüt petrol sat›ß fiyat›ndaki bu düßüßü si- Yerel firmalarla
Kapasite : 100.000
lip götürdü. ortak (1992)
Kapasite : 50.000
Ancak, Norveç ve ‹ngiltere gibi petrol ihraç eden ülkeler de, artan TOYOTA (1998)
döviz girdileri sayesinde (1984’te ‹ngiltere’ye 100 milyar frank, Nor-
veç’e de 50 milyar frank) rahat olmalar› gerekirken petrol ithal eden MACAR‹STAN
NISSAN FRANSA
ülkelerden daha iyi durumda de¤iller. Son on bir y›lda ‹ngiltere’de Yerel firmalarla
ortalama y›ll›k %1, Norveç’te ise %2’lik büyüme kaydedildi. Petrol ortak (1989) DAIHATSU; PIAGGIO
Kapasite : 100.000 ile ortak (1992)
ithal eden ülkeler aras›nda birinci s›rada yer alan ABD’de de petrol
Kapasite : 35.000
fiyatlar›n›n düßmesi, ülkeyi 1982’de girdi¤i ekonomik krizden kurta-
ramad›. ‹SPANYA ‹TALYA
SUZUKI; VOLKSWAGEN
D. Clerc, A. Lipietz ve J. Satre-Buisson, ile ortak (1995)
La Crise (Paris, 1985). Kapasite : 150.000
SUZUKI
Yerel firmalarla
1. Bu metni yazan iktisatç›lara göre, petrol fiyatlar› ekono- ortak (1989)
mik bunal›m›n tek nedeni olarak kabul edilebilir mi? Kapasite : 36.000 500 km

2. Öne sürülen gerekçeler hangileridir? (1989) Fabrikan›n aç›l›ß tarihi


3. Petrol ithal eden ülkeler taraf›ndan petrole ödenen fiyat› Kapasite : Bir y›lda üretilen araç say›s›
yaln›zca petrol ihraç eden ülkelerin saptad›klar› kur mu be-
lirler?
5 Avrupa’daki Japon otomobil fabrikalar›.

4 Kamu harcamalar›nda art›ß tehlikesi.

Son üç yüz y›ld›r paray› ve fiyatlar› etkileyen en vahim enf-


lasyonlar, asl›nda sadece basit bütçe enflasyonlar›yd›. Ka-
mu harcamalar› vergi gelirlerini fazlas›yla aßm›ßt› ve bütçe
a盤› ancak para basarak ya da bankalar›n piyasaya yeni
sürdükleri paralardan borç al›narak kapat›labiliyordu [...].
Bu denetim d›ß› bütçe aç›klar›, geçmißte genellikle savaß
harcamalar›n› karß›lama telaß›na düßen hükümetlerin halk-
tan yeterince vergi toplayabilmek için gereken siyasal güce
sahip olmad›klar› zamanlarda ortaya ç›kard›. Bu tür bütçe
aç›klar›yla daha yak›n bir geçmißte, hükümetler artan top-
lumsal harcamalar› karß›lamaya çal›ßt›klar›nda ve yaßamsal
önemi oldu¤u kabul edilen yat›r›m harcamalar›na girißtikle-
rinde de karß›laßt›k. Tüm bu bütçe enflasyonlar› para enf-
lasyonlar›na, onlar da genellikle talep patlamas›yla, yani
mal ve hizmet talebi enflasyonuyla körüklenen fiyat enflas-
yonlar›na yol açt›.
F. Machlup [iktisatç›], 6 Parasal düzensizli¤e mizahî bir bak›ß: 1980’li y›llarda dolar ku-
Banca Nazionale del’Lavoro, 1978
rundaki dalgalanmalara gösterilen tepkiler.
Plantu imzal› karikatür, ßubat 1987.
1. Metinde geçen farkl› enflasyon türlerini bulunuz
ve tan›mlay›n›z. 1. Karikatürde resmedilenler kimlerdir?
2. Metne göre, 1970’li y›llardaki enflasyonun as›l 2. 1985-1987 aras›nda dolar kurunda ne gibi de¤ißiklikler oldu?
kayna¤› nedir? 3. Sanatç› bize bu karikatürle ne anlatmak istiyor?

121
III. Bunal›mla mücadele: Keynesci reçetelerin iflas›
A. Keynesci politikalar Belge 1 ve 2
A N A H T A R
S Ö Z C Ü K n 1970’li y›llar boyunca, büyük sanayi ülkelerinin siyasal liderleri ekonomik krizle mü-
cadele etmek için önce 1930’lu y›llarda krizi k›smen çözmüß olan Keynesci yöntemle-
• BÜTÇE AÇIÚI re baßvurdular. Örne¤in, Fransa’da 1975’te De Gaulle’cü Jacques Chirac ve 1981-
Harcamalar› gelirlerinden faz- 1982’de sosyalist Pierre Mauroy hükümetleri ya da ABD’de 1977-1978’de demokrat Baß-
la olan bir devletin malî duru-
kan Jimmy Carter bu yönde hareket ettiler.
mu. Bütçe a盤› politikas› ge-
nellikle ekonomiyi canland›r- n Keynesci iktisatç›lara göre, ekonomiyi ancak ailelerin gerçekleßtirece¤i tüketim can-
may› amaçlar, ancak ülkenin land›rabilirdi. Dolay›s›yla, devlet bir canland›rma politikas›* benimsemeli ve daha çok
paras›n›n güç kaybetmesine ve memur kadrosu yaratarak, güçlük içindeki ßirketlere malî yard›mda bulunarak ve büt-
enflasyona yol açar.
çe a盤›* uygulamas›n› baßlatarak ekonomiyi desteklemeliydi. Al›m gücünü geçici olarak
koruyan, hatta artt›ran bu önlemler, kamuoyunda da olumlu karß›lan›yordu.

S Ö Z L Ü K
B. Gözetilen toplum Belge 4
* Canland›rma politikas›
* Sosyal yard›m n Keynesci politikalar baßlang›çta krizin etkilerini hafifletti. 1930’larda görülenin aksi-
* Zorunlu kesintiler ne, Refah Devleti modeli sayesinde (ücretlerin fiyat art›ß›na endekslenmesi, ißsizlere,
* Devalüasyon ailelere ve yaßl›lara verilen sosyal yard›m*) ailelerin tüketim düzeyi yüksek kald›. 1980’li
y›llar›n baßlar›na kadar yüksek düzeyde seyreden enflasyon da tüketimi destekliyordu.
Tüketiciler sat›n almaya ve borçlanmaya devam ediyorlard› ("Yar›n daha pahal› olacak
Kamu harcamalar›n›
bir ßeyi, krediyle de olsa bugün sat›n almak daha iyidir").
KY‹Ü içindeki pay› (%)

50 n Tüketim bollu¤u ekonomik büyümenin devam etmesini sa¤l›yor ve krizi dayan›lma-


s› daha kolay k›l›yordu. Ancak, ekonomiyi canl› tutmak amac›yla herkesten toplanan
40 vergiler ve ßirketlerin ödedi¤i sigorta primleri biçiminde seferber edilen kaynaklar ge-
nellikle ßirketlerin maddî yükünü artt›rd›¤› için, bunlar kendilerini modernleßtiremiyor
30
ve rekabet güçlerini yitiriyorlard›. K›sa vadede krizin etkilerini hafifleten yöntemler,
uzun vadede krizin yerleßmesine neden olacakt›.
20

10 C. Çözülemeyen ekonomik sorunlar Belge 3

0 n Keynesci politikalar›n sonucu olan bütçe aç›klar› sonsuza dek artmaya devam ede-
Fransa Federal mezdi. Nitekim, birikmiß kamu borçlar›n› ödemenin vakti de sonunda geldi. Bütçe
Almanya
a盤›n› azaltmak için, zorunlu kesinti* oranlar› yükseltildi. Ama bu çözüm de enflasyonu
40 artt›rd› ve paray› zay›flatt›. O zaman devalüasyon* yapmak gerekti. Bunun d›ß›nda, bat›-
l› sanayileßmiß ülkelerin ekonomileri "d›ß bask›lar"la karß› kaß›yayd›lar. GATT anlaßma-
30
lar› sayesinde ekonomi giderek küreselleßiyordu. Sanayileßmelerini tamamlam›ß olan
20
Güneydo¤u Asya ülkeleri, ucuz ißgücü sayesinde, ürettikleri mallar› çok ucuza satabili-
yorlard›. Dolay›s›yla, 1930’larda oldu¤u gibi ulusal bir canland›rma politikas›yla yetin-
10 mek mümkün de¤ildi. Nitekim, 1981-1982’de Fransa’da Mauroy hükümetinin benimse-
di¤i gelir da¤›l›m› politikas›n›n al›m gücünü daha çok ithal mallar›na yönlendirerek ya-
0 banc› sanayilere kâr sa¤lam›ß olmas› da bunu do¤rulad›.
Japonya ABD
n Keynesci reçeteler, önceli¤i enflasyonla mücadeleye ve paralar›n›n de¤erini savun-
1973 1979
maya veren baz› ülkelerde terkedildi, bu da ücretlerin dondurulmas›na yol açt›. Bu po-
1 1970’li y›llarda uygulanan litikalar Federal Almanya (1974-1982) ve ‹ngiltere (1976-1979) gibi baz› ülkelerde sendi-
Keynesci politikalar›n bir yönü: kalar›n da deste¤iyle uygulan›rken, Fransa 1981’de etkisini iyice yitirmiß olan Keynesci
Kamu harcamalar›n›n artmas›. reçetelerden henüz vazgeçmemißti.

122
2 1977’den 1981’e kadar ABD baßkan› olan
Jimmy Carter’›n iktisat politikas›.

Beyaz Saray’a yerleßti¤inde, Baßkan Carter herkes gibi Keynesciydi


[...]. Birinci hedefi istihdam› korumakt›. Gerçekten de, Carter’›n gö-
rev süresi boyunca istihdam konusunda kayda de¤er sonuçlar elde
edildi: 2,5 milyon ißsize iß bulundu, üçte biri part-time olmak üzere
10 milyon yeni iß yarat›ld›. Nas›l m›? Devlet bütçesi yaln›zca bir y›lda
%20 artt›r›ld›, faiz oranlar› enflasyon oran›n›n alt›na çekildi, böylece
büyüme y›lda %4-5’e ç›kar›ld›. Ancak iki y›l sonra, verimlili¤in de iß-
sizlikle birlikte azald›¤› ve enflasyonun rekora koßtu¤u gözlendi
(1978-1979’da %11,3). Emekli maaßlar›n›n ve ücretlerin büyük k›s-
m›n›n fiyat art›ß›na endekslenmedi¤i ABD’de enflasyon art›ß› daha da
fazla hissedildi. Düßmekte olan dolardan tüm dünya çekiniyordu. Bu
arada, ABD’nin petrole ba¤›ml›l›k oran› on y›lda %13’ten %46’ya
ç›km›ßt›. Fiyat denetiminden çevre korunmas›na, vergi artt›r›m›ndan
her türlü toplumsal harcamaya [...], yap›lmas› gereken bürokratik iß-
lemler de yine Carter döneminde ço¤alt›ld›. O zaman halkta tepkiler
uyanmaya baßlad›. Gayr›menkuller, ßirket kârlar› ve kißisel gelirlerden 3 Çin’in "özel ekonomik bölge"si Þenzen’deki IBM fabrika-
al›nan vergilere anayasal bir s›n›r getirilmesi talep ediliyordu. s›nda bilgisayarlar›n montaj›, 1996.
1978’de, Kongre’deki demokrat ço¤unlu¤unu koruyan Carter 180
Güneydo¤u Asya’da, özellikle de yak›n geçmißte sanayileßen Filipinler,
derece dönerek bütçe a盤›n› yar› yar›ya azaltmaya söz verdi ve Fede-
Endonezya, Tayland ve Çin gibi ülkelerde bulunan ucuz ißgücü, gelißmiß
ral Reserve Bank’› [Amerikan Merkez Bankas›] paran›n dizginlerini
dünyan›n sanayicilerini buralara çekti ve son derece düßük maliyetlerle
çekmek konusunda serbest b›rakt›. Böylece, görev süresinin daha or- üretim yap›lmas›n› sa¤lad›.
tas›nda yenildi¤ini kabul etmiß ve meydan› fazlas›yla sa¤c› olan
Daha sonra Kuzey Amerika ve Avrupa’ya sat›lan mallar, yerel sanayiler-
Reagan’› destekleyenlere b›rakm›ß oluyordu. le rekabete girerek fabrikalar›n kapanmas›na ve ißsizli¤in artmas›na yol
M. Albert [iktisatç›], açt›lar. Çin’de bir kad›n ißçinin ücreti ender olarak ayda 120 milyon Türk
Le Pari français (Paris, 1982). liras›n›n üzerine ç›kar ve ißveren taraf›ndan ödenmesi gereken vergi ve
sigortalar› içermez.
1. "Keynesci",
"dolar›n düßmesi" ve
"petrole ba¤›ml›l›k"
terimlerini aç›klay›n›z.
2. Yazara göre
Jimmy Carter’›n
iktisat politikas›n›n
baßl›ca özellikleri nelerdir?
3. Bu politikadan nas›l
bir bilanço ç›kar›labilir?
4. Bu bilanço
nas›l aç›klanabilir?

4 Fransa’n›n Lorraine bölgesinde çelik ißçilerinin gösterisi, 1984.

123
IV. Bunal›mla mücadele:
Liberal çözümlerin s›n›rlar›
A N A H T A R A. Liberalizmin yeniden uyan›ß› Belge 2

S Ö Z C Ü K n Adam Smith’in 1776 tarihli The Wealth of Nations (Uluslar›n Zenginli¤i) adl› kitab›n-
da tan›tt›¤› liberalizm, sanayi devriminin ideolojik çerçevesini olußturmußtu. Ne önle-
• PARASALCILIK meyi ne de yenmeyi baßarabildikleri 1929 bunal›m›n›n ard›ndan sorgulanan liberal po-
Piyasadaki para hacmini ve bu- litikalar, 1973 krizi ve Keynesci politikalar›n iflas›yla birlikte yeniden etkili olmaya baß-
nun gelißimini s›k› bir biçimde lad›. Ancak bu kez, halk›n Refah Devleti ilkelerine ba¤l›l›¤›n› da gözard› etmemek gere-
denetleme gereklili¤i üzerine kiyordu. Bu nedenle, bu yaklaß›m ço¤unlukla neoliberalizm olarak adland›r›ld›.
kurulu iktisat kuram›. Bu kura-
n Liberal iktisatç›lardan von Hayek ve Viyana Okulu tüketime verilen önceli¤i eleßtiri-
ma göre, bol miktarda piyasa-
yor ve ailelerdense ßirketlere ayr›cal›k tan›nmas›n› öneriyorlard›. Milton Friedman ve
ya sürülen para de¤er kaybe-
Chicago Okulu ise, özellikle parasalc›l›¤›* savunuyorlard›. Onlara göre devlet, bütçe
dece¤inden, para hacminin
dengesini korumaya çal›ßmal› ve piyasadaki para hacminin genißlemesini denetim al-
fazla büyümesi enflasyona yol
t›nda tutmal›yd›. Son olarak, tüm liberaller devletin ekonomiye müdahale etmesinin zo-
açar.
runlu kesintilerin artmas›na yol açarak girißimcili¤in cesaretini k›rd›¤› görüßünü benim-
siyorlard›. Bu görüß arz kuram›*n› ortaya ç›kard›. Bu do¤rultuda, Amerikal› iktisatç› Laf-
fer ekonomik faaliyeti canland›rmak için vergilerin azalt›lmas› gerekti¤ini savundu.
S Ö Z L Ü K
* Arz kuram› B. Liberal politikalar›n ekonomik bilançosu Belge 1, 3 , 4 ve 5
* Özelleßtirme
n Neoliberal fikirler 1979-1980’den itibaren hemen hemen tüm gelißmiß ülkelerde uy-
* Spekülasyon gulamaya kondu. ‹ngiltere’de Baßbakan Margaret Thatcher ve ABD’de Baßkan Reagan
bunu tavizsiz biçimde gerçekleßtirdiler. 1982’den itibaren Federal Almanya’da Kohl, Ja-
ponya’da Nakasone ve Fransa’da Mauroy hükümetleri de buna yak›n politikalar be-
nimsediler. Kararl›l›k ya da "kemer s›kma" biçiminde tan›t›lan bu politikalarla, ücret ar-
t›ßlar› denetim alt›na al›nd› (Fransa’da ücretlerin endekslenmesine son verildi) ve özel-
likle ‹ngiltere’de sendikalar›n faaliyetleri s›n›rland›r›ld›. Devlet özelleßtiriyor* ve düzen-
leyici rolünü giderek terkediyordu: Örne¤in, Fransa’da Chirac hükümeti (1986-1988) iß-
Y›ll›k fiyat art›ßlar›n›n ten ç›karmalar için devlet izni koßulunu kald›rd›. ‹ngiltere’de ve ABD’de ise devlet, ver-
tüketime oran› (%) gileri indiriyordu.

20
n Büyük sanayi ülkelerinin tümü enflasyonu geriletmeyi baßard›. 1982’den sonra, al-
Fransa çakgönüllü bir ritm tutturmakla birlikte, büyüme yeniden h›zland›. Ancak, vergi indiri-
‹ngiltere mi ve ücretlerin s›n›rland›r›lmas›yla a盤a ç›kan sermayenin her zaman üretime yönelik
ABD yat›r›mlarda kullan›lmad›¤› da bir gerçekti. Bu sermaye malî spekülasyonu* da besledi ve
15 Federal Almanya bu durum 1987 ekiminde borsalar›n çökmesine yol açt›.

C. Liberal politikalar›n toplumsal bilançosu Belge 6


10
n ABD gibi baz› ülkelerde, istihdam durumu düzeldi ve ißsizlik azald›. Ama bu genel-
likle "geçici küçük ißler" sayesinde oluyordu ve daha güvenceli geleneksel ißler toplum-
sal olarak geriliyordu. Di¤er yandan, ekonominin geçirdi¤i dönüßümler az vas›fl› çal›-
5
ßanlar›n ißsiz kalmas›na neden oldu. Becerikli spekülatörler h›zla zenginleßirken, Refah
Devleti’nin korumac› yönünün zay›flamas›n›n ard›ndan ço¤unlukla evsiz barks›z kalan
yeni yoksullar ortaya ç›kt›. Pek çok Bat› ülkesinde gözlenen kentsel ßiddet eylemleri
(Los Angeles, 1992), toplumsal rahats›zl›¤›n büyüklü¤ünü gösteriyordu.
0
1980 81 82 83 84 85 86 87 88
n Keynesci yöntemler toplumlar› gözetirken üretime ket vurmußtu. Liberal yöntemler
ekonominin sa¤l›¤›na kavußturulmas› konusunda daha baßar›l› oldu, ama toplum a¤›r
1 1980’li y›llarda enflasyonun bir bedel ödemek zorunda kald›. Bu bilançonun ortaya koydu¤u olumsuzluklar, bu-
gerilemesi. gün devletleri ekonomi politikalar› konusunda çok ihtiyatl› olmaya davet ediyor.

124
toplam vergi girdisi
B ‹ Y O G R A F ‹
3 Margaret Thatcher (d. 1925).
A
Orta halli bir aileden gelen ve Muhafazakâr Parti üyesi olan Thatcher,
2
B 1959’da milletvekili seçildi. 1970’ten 1974’e kadar e¤itim bakanl›¤› göre-
1
vini yürüttü. Muhafazakârlar›n 1974’te ald›klar› yenilginin ard›ndan,
parti içindeki köktenci kanad› örgütledi ve son derece liberal ve parasal-
c› bir program haz›rlad›. "Sendikal gücü" ortadan kald›rmak ve ‹ngilte-
re’nin AET içindeki yerini yeniden pazarl›k masas›na yat›rmak istiyordu. 1979’da Muha-
fazakârlar seçimleri kazand›lar ve Margaret Thatcher ‹ngiliz tarihinin ilk kad›n baßbaka-
n› oldu. "Demir Leydi" takma ad› verilen Thatcher, sendikalar›n direnißiyle karß›laßt›, an-
cak halk›n deste¤ini almay› baßard›. Program›n› uygulamaya koydu, enflasyonu gerilet-
0 50 100 ti, devlet ßirketlerini özelleßtirdi ve paraya de¤er kazand›rd›. Büyüme yeniden h›zland›,
vergi yükü oran› (%) ancak önce ißsizlik artt›, ard›ndan da toplumsal eßitsizlikler... 1990’da yerine muhafaza-
Vergi yükü, B noktas›nda (%50) A noktas›nda kâr John Major getirildi.
oldu¤undan daha yüksektir, ancak rand›man
(1) A noktas›na göre (2) daha düßüktür.

2 5 Margaret Thatcher döneminde ‹ngiliz toplumunun evrimi.


Laffer e¤risi.
Amerikal› iktisatç› Laffer, bu e¤riyle 1979-1980 1984 1989-1990
devlet gelirlerinin vergi oranlar›yla bir-
likte bir düzeye kadar artt›¤›n›, ama bu Milyarderler (sterling) 5.000 20.000
eßi¤in ötesine geçildi¤inde vergi oranla- Hissedarlar (nüfusa oran›, % olarak) %3 %20
r›ndaki art›ß›n vergi girdilerinde bir azal-
ma yaratt›¤›n› göstermeyi amaçlam›ßt›r. ‹ßsizler (aktif nüfusa oran›, % olarak) %5 %11 %6
Öyle ki, e¤rinin en uç noktas›nda vergi- Açl›k s›n›r›n›n alt›nda yaßayanlar 4,4 milyon 8,2 milyon
lendirme oran› %100 iken vergi girdileri
Sendika üyeleri 13,7 milyon 8,7 milyon
s›f›ra eßittir. Ço¤unlukla "çok vergi, yok
vergi" biçiminde özetlenen bu çözümle- F. Bédarida, La Société anglaise du milieu du XIXe s. à nos jours
me, arz kuram›yla ba¤lant›l›d›r. (Paris, 1990) ve Encyclopedia Universalis’ten derlenmißtir.

4 Margaret Thatcher’›n 1. 4 numaral› metinde yer alan örneklerden yararlanarak, Margaret Thatcher’›n uygu-
ekonomi politikas›. lad›¤› politikan›n kaynaklar›n›n liberal mi yoksa neoliberal mi oldu¤unu gösteriniz.
2. 4 numaral› metnin ve yukar›daki tablonun yard›m›yla bu politikan›n bir bilançosu-
Margaret Thatcher’›n ekonomi politika-
s›n›n belkemi¤i emeklilerdir. Emekli ma- nu ç›kar›n›z.
aßlar›, bugüne kadar, ilgililerin çal›ßt›klar›
dönemde en yüksek ücreti ald›klar› yirmi
y›l boyunca kendilerine ödenenin
%25’ine denk miktarda ayl›k almalar›n›
sa¤layacak biçimde hesaplan›yordu. Bu
oran emeklilerin tüm çal›ßma hayatlar›
boyunca ald›klar› ortalama ayl›¤›n
%20’sine indirildi. 60.000 frang›n üze-
rinde tasarrufu olanlar›n konut yard›m›
kesildi. Böylece, bir kenara biraz para
koymak gibi kötü bir fikre kap›lm›ß olan
üç milyon yaßl› insan haklar›n› kaybede-
cek. Bu reform ‹ngilizleri, devletten yar-
d›m beklemek yerine kendilerini koru-
mak için baz› önlemler almaya teßvik
ediyor. Yine devlet yard›m›n›n iß aramak-
tan daha kazançl› olmas›n› engellemek
için, yirmi beß yaß alt› ißsizlere verilen iß-
sizlik maaß› ayda 1.300 franktan 1.000
frank dolaylar›na çekildi. Bu önlemlerin
etkilerine, bir de zengin yoksul fark› gö-
zetilmeksizin herkesten eßit olarak al›na-
cak bir belediye vergisi eklenecek.
D. Dhombres, Le Monde, 15 Nisan 1988. 6 6 Haziran 1994, Wall Street (New York).

125
V. Bunal›m›n sonuna do¤ru
10
9 Büyüme oran› A. Yeni bir canlanmaya do¤ru Bkz. belge, s. 128

8 n 1997-1998’de, 1973 y›l›nda baßlayan bunal›m›n sonuna yaklaß›ld›¤›na dair baz› ißaret-
7 ler gelmeye baßlad›. Dünyada üretim art›k yükseliße geçmißti. Bu gelißmeler, Avustur-
6 yal› Schumpeter (1883-1950) ya da Sovyet Kondratieff (1892-1938) gibi iktisatç›lar ve
5 Frans›z tarihçi Fernand Braudel (1902-1985) taraf›ndan olußturulan devreler kuram›
4 do¤rultusunda gerçekleßmißti. Bu yazarlara göre, iktisat tarihi refah ve bunal›m dö-
3 nemlerinin sürekli olarak birbirlerinin yerini almas›yla ortaya ç›kan dönemsel "dev-
2 re"lerden olußuyordu.
1
n Ancak, büyümeye geri dönüß kesinlik kazanm›ß olsa da, 20. yüzy›l sonu bunal›m› ka-
0
1969-1970 1975-1976 1980 1986
l›c› izler b›rakacakt›r. Devreler kuram› yaln›zca bunal›mlar›n arkas›ndan yeni bir can-
lanma döneminin gelece¤ini haber vermekle kalm›yor, krizlerin derin dönüßümlere yol
Kaynak: J. Sapir, Cycles économiques et relations açaca¤›n› da vurguluyor.
entre l’investissement, l’emploi et la productivité
dans le cas de l’URSS (Paris, 1987).

1 B. Yeni bir ekonomik co¤rafya Belge 1, 3, 4 ve 5


Sovyetler Birli¤i’nde sanayi
üretiminin büyümesi. n Gelißmiß ülkelerdeki yaßl› "gri kentler" (‹ngiltere’nin kuzeyi, ABD’de Michigan), ter-
Sovyetler Birli¤i de dünyadaki bunal›-
kedilmiß sanayi bölgelerinin ("sanayide nadas") ortaya ç›kmas›, ißsizli¤in önemli boyut-
m›n etkilerini hissetti. larda devam etmesi ve tersine göç hareketleri gibi somut belirtilerle kendini gösteren
güçlükler yaß›yorlard›. Ayn› zamanda, genellikle deniz k›y›s›nda bulunan baßka bölge-
lerde, yüksek teknolojiyle ba¤lant›l› ekonomik faaliyetlerin gerçekleßtirildi¤i merkezler
(California, Fransa’n›n güneyi) ortaya ç›k›yordu. Küresel düzlemde ise, Japonya’n›n
gerçekleßtirdi¤i at›l›m›n ard›ndan, Çin, Güneydo¤u Asya ve Latin Amerika ülkeleri de
sanayileßirken, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki yaßl› sanayileßmiß ülkelerde ancak orta
h›zda bir büyüme sa¤lanabiliyordu. Bu arada, eski Sovyetler Birli¤i de krizden kaçama-
m›ßt›. 1991’de da¤›lmadan önce üretimi büyük bir yavaßlama geçirdi.
n Bu gelißmeler büyüyen ekonomik küreselleßme ile pekißti. Ancak küreselleßme, so-
nuçta baz› ülkelerin az gelißmißlikten kurtulmas›na olanak tan›d›ysa da, üçüncü dünya-
n›n tümüne yarar sa¤lamad›. Özellikle Afrika ülkelerinin ço¤u bugün hâlâ ekonomik
gelißmelerin çok uza¤›ndalar.

C. Yeni bir uygarl›k m› do¤uyor? Belge 2

n 20. yüzy›l sonunda yaßanan dönüßüm ekonominin baz› yeni kollar›n› ön plana ç›kar-
d›. Daha 1960’larda gelißmeye ancak baßlam›ß olan bilgisayar teknolojilerine ba¤l› faali-
yetler art›k ekonominin itici gücü konumundalar. Bu sektörde gerçekleßtirilen at›l›m
tüm toplumsal yaßam› etkiledi. Bilgisayar teknolojisinin insan yaßam›n› her gün biraz
daha uzatmay› baßaran t›p alan›nda, iletißimde, e¤lence al›ßkanl›klar›nda meydana ge-
tirdi¤i de¤ißiklikler yaßam biçimlerini altüst etti. Bu dönüßümün belirtilerine uluslara-
ras› kitle turizminin gelißiminden internete kadar uzanan geniß bir alanda rastlayabili-
yoruz. ‹stihdam sorunu sanayileßmiß ülkelerde de, dünyan›n geri kalan›nda da var-
l›¤›n› koruyor. Uzun süre ißsizli¤in krizden kaynakland›¤›na inan›ld›ktan sonra, eko-
nomik canlanman›n mutlaka bu sorunun ortadan kalkmas› demek olmayaca¤› anlaß›l-
d›. Yeniden sa¤lanan ekonomik büyüme kußkusuz yeni nitelikli ißgücü ihtiyaçlar›n› da
beraberinde getirdi; bu da e¤itime giderek artan bir önem kazand›rd›. Ama bu gelißme,
ancak verimlilikte sa¤lanacak bir iyileßmeyle kal›c› olabilir.
n Sanayileßmiß ülkelerin tümünde devletin rolü geriledi. Bu durum, özelleßtirmelerle
ve maliyeti giderek dayan›lmaz hale gelen Refah Devleti anlay›ß›n›n zay›flamas›yla ken-
dini gösteriyor. Bolluk y›llar›nda gerçekleßtirilmek istenen dayan›ßma esas›na dayal›
2
Plantu imzal› karikatür toplumlar›n yerini, toplumsal kaynaßma aç›s›ndan içerdi¤i tehlikelerle birlikte daha çok
(1982). bireysel çözümlere yer veren toplumlar al›yor.

126
Y›ll›k büyüme oran› (%) 4 Kriz Eski Dünya’ya özgü bir krizidir.
14 Yaßamakta oldu¤umuz kriz küresel bir olgu de¤ildir. Dünyan›n baßka ge-
13 lißen bölgeleri yeniden görece refaha kavußurken, Avrupa henüz 1974
12 olaylar›n›n etkisini üzerinden atamad› [...]. Genç ülkelerin (Amerika, Ka-
nada, Japonya, yeni sanayileßmiß ülkeler) sergiledikleri dinamizme karß›-
11
l›k, AET çat›s› alt›nda birleßen yaßl› Avrupa 1975 ßokunun üstesinden gel-
10 meyi baßaramam›ß gibi görünüyor ve bir uyum sorunu yaß›yor. Avru-
9 pa’daki ekonomik faaliyetin yavaßlamas›n›n baßl›ca üç nedeni var.

8
‹lk olarak, 1950-1960’l› y›llar savaßtan sonra yeniden yap›lanma çabas› ve
Ortak Pazar’›n kurulmas› gibi iki gelißme nedeniyle ola¤and›ß› y›llar ol-
7
mußtur. Avrupa Ekonomik Toplulu¤u’nun kurulmas› üretimi ve ticareti
6 teßvik etmißtir. [...]
5 Avrupa’da büyümenin devam etmesi olas›l›¤›na genellikle pek az ßans ta-
4 n›nmas›n›n ikinci nedeni, Avrupa’daki sanayi donan›m›n›n rand›man›nda
düßüß oldu¤u varsay›m›d›r [...]. Bu varsay›ma göre Avrupa, sermaye ve
3
özellikle ißgücü maliyetlerinin yükselmesi nedeniyle bütününde art›k es-
2 kisi kadar uygun kâr koßullar›na sahip de¤ildir.
1 Üçüncü neden ise, Avrupa d›ß›nda yeni sanayileßen ülkelerde, kâr marj-
0
lar›n›n çok yüksek oldu¤u bölgeler bulunmas›d›r. Bu bölgelerde ücretler
son derece düßük, potansiyel pazar da fazlas›yla genißtir. 1975’te, Hong
-1
Kong, Singapur ve Kore’de, elektronik sanayiinde ortalama saat ücreti
-2 ABD ve Avrupa’dakinden on - on bir kat daha ucuzdu. Dünya sanayi üre-
-3 timinde üçüncü dünya ülkelerinin pay›, 2000 y›l›na kadar ßimdikinin iki
1974 1978 1982 1986 1990 1994 kat›na ç›kabilir.
ABD Fransa Çin J. Bouvier [tarihçi], Le Monde, 9 Ocak 1979.

3 1. Krizin baßlang›c›nda Avrupa’n›n önündeki engeller


Karß›laßt›rmal› olarak Çin, ABD ve Fransa’da büyüme.
nelerdir?
5 Dünyada büyüme (1985-1994). 2. Avrupa’n›n karß›laßt›¤› güçlükler kime yarar sa¤lam›ßt›r?

Büyük

Atlas
O kyanus

H int

Büyük Okyanus u

Ok y a n us u
O ky an u s

3 000 km

negatif büyüme y›ll›k % 3 ile % 8 aras› büyüme


y›ll›k % 3’ten az büyüme y›ll›k % 8’den fazla büyüme

127
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM
TAR‹HLER
n Ekonomik kriz ve bunal›m Savaßlar Savaßlar Savaßlar
1971: Dolar›n alt›na (Amerikan (Boer, (1939-45,
Ekonomik kriz, ekonomik durumun ani iç savaß›, Japonya, Çinhindi,
çevirilebilirli¤inin kald›r›lmas›.
K›r›m, ‹talya, Balkan, Kore,
bir biçimde ve oldukça k›sa bir süre 1870 1914-18) Vietnam)
1973: Birinci petrol ßoku.
için (birkaç ay ya da birkaç y›l) Fransa-Almanya
savaß›, iki savaß
1979: ‹kinci petrol ßoku. gerilemesidir. ‹ßsizlik, iflaslar, vb. ile Meksika) aras› dönem
kendini gösterir. Örne¤in, "1929 krizi" 1873 1929 1973
ya da "1973-1974 krizi"nden söz edilir. A B A B A B A

Bunal›m ise, uzun süren (on y›llar)


ekonomik ve toplumsal güçlükler
1848 1896 1940 ?
dönemidir. Bu dönemde büyüme demiryolu, kimya, nükleer biyoteknoloji
yavaßlar, hatta eksiye geçer. Örne¤in, buharl› gemiler elektrik, bilgisayar
petrol,
"1930’lu y›llar›n bunal›m›" ya da otomobil
"1990’lar›n sonunda hâlâ süren
1973-1974 bunal›m›"ndan söz edilir. A; B : Kondratieff devreleri

n Kriz karß›s›nda Keynesci politikalar ve liberal çözüm

Kriz karß›s›nda Keynesci ßema Liberal ßema

Vergiler kesildikten
A¤›r ißsizlik Gerekli devlet yard›m› Vergi indirimi
sonra kalan
gelirlerde artݧ

Daha çok
‹ßsizli¤in azalmas› Tasarruffu teßvik kazanmak için
Devlet harcamalar› daha çok çal›ßma
ve vergi
‹ßsizli¤in artmas› ve sosyal güvenlik
gelirlerinde
harcamalar›n›n artmas›
artݧ

Yat›r›m

Sanayinin taß›nmas› ‹stihdam


Motivasyon eksikli¤i Vergi ve sigorta yarat›lmas›
Vergi kaça¤› primlerinde art›ß (sanayi
taß›nmam›ßsa) Üretim art›ß›
Kaçak ißçi çal›ßt›rma

ÖNEML‹
KISALTMALAR
YARARLI B‹YOGRAF‹LER
• OPEC : Organization of
Petroleum Exporting Countries s. 125 s. 248
(Petrol ‹hraç Eden Ülkeler Örgütü).
Margaret Thatcher Ronald Reagan
• GATT : General Agreement on (d. 1925) (d. 1911)
Tariffs and Trade (Genel
Gümrük Tarifeleri ve Ticaret
Anlaßmas›). 1979’dan 1990’a kadar ‹ngiltere 1981’den 1989’a kadar
baßbakan›. ABD baßkan›.

128
belge incelemesi

Petrol ßoklar› ve karß› petrol ßoklar›

‹kinci
Körfez
petrol ßoku
Savaß›

Sorular
Birinci
petrol ßoku n 1. Belgeyi tan›t›n›z.
n 2. Petrol fiyatlar›n›n gelißimini anlat›-
n›z.
n 3. Petrol fiyatlar›n›n gelißimini aç›kla-
yan olaylar hangileridir? Bu gelißimde
OPEC’in rolü nedir?
n 4. Petrolün ticarî de¤erini belirlemek
için kullan›lan dolar söz konusu dönem bo-
yunca sabit mi kalm›ßt›r? Petrol hâlâ strate-
jik önemi olan bir ürün müdür?
Kaynak: CNUCED. n 5. Bu gelißimin dünya ekonomisi aç›s›n-
dan sonuçlar› ne olmußtur?

TAVS‹YELER YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N


• Petrol fiyatlar›n›n gelißimini gösteren E¤ri biçiminde bir grafi¤in okunmas› • NE?: Grafikte iki tür veri yer al›yor:
e¤riyi dikkatle inceleyin. Bunu yaparken, - Petrolün varil fiyat›n›n geçirdi¤i de¤ißiklikler
• Bir e¤ri, herhangi bir olguyu zaman içinde
- genel gelißimi, görselleßtirmeye yarar. ‹ki eksen yard›m›yla (dolar olarak);
- k›r›lma noktalar›n› (örne¤in, olußturulur: - Petrol üretimi (milyon ton olarak).
yükselißten düßüße ya da - Yatay eksen (apsis ekseni): Zamandizimsel
durgunlu¤a –"düzlük" – geçiß) E¤ri biçiminde bir grafi¤in yorumlanmas›
eksendir; kural olarak, zaman soldan sa¤a
saptaman›z gerekir. do¤ru okunur. • Genel görünümü nas›l?
• Dikkat! OPEC, dünyadaki tüm petrol - Dikey eksen (ordonat ekseni): Üzerinde çal›- • Gelißmeler grafikte nas›l gösteriliyor?
üreticisi ülkeleri bünyesinde toplamaz ß›lan say›sal de¤erleri gösterir. - Art›ß, durgunluk, küçülme, yükselme, düß-
(OPEC üyesi olmayan üreticiler: Meksika, Ölçek: Burada aritmetik ölçek kullan›lm›ßt›r; me?
Sovyetler Birli¤i, Çin, ABD, ‹ngiltere, her bölüm eßit de¤ere sahiptir. - Gelißmelerin önemli aßamalar› neler? K›r›l-
Norveç). 1960’da kurulan OPEC, yedi Arap • Bir e¤ri, bir ya da iki farkl› konuda bilgi ve- ma noktalar› hangileri?
ülkesi (Cezayir, Libya, Irak, Suudi
rebilir ve konulardan herbiri dikey eksenler- • ‹ki e¤riyi ayr› ayr› incelemelisiniz. Daha son-
Arabistan, Katar, Kuveyt, Birleßik Arap
den birinin üzerinde yer al›r. Bu durumda, ve-
Emirlikleri), ‹ran, Venezuella, Ekvator ra birbirleriyle karß›laßt›rabilirsiniz. Örnek:
rilen bilgiler karß›laßt›r›larak iki e¤ri aras›nda
(1993’e kadar), Gabon, Nijerya ve Petrol ithal eden ülkeler, OPEC’in ald›¤› fiyat
bir ba¤ kurulabilir.
Endonezya’dan olußur. artt›rma karar›na enerji tasarrufu yaparak ve

• Sözcük bilgisi E¤ri biçiminde bir grafi¤in tan›t›lmas› petrolü OPEC üyesi olmayan ülkelerden (ör-
• NE ZAMAN?: Buradaki grafik 1970 ile 1994 ne¤in, Meksika) sat›n alarak cevap veriyorlar;
- Bir varil petrol = 159 litre;
aras›ndaki gelißmeleri kaps›yor. Bu tarihleri sonuç (e¤ride de görülüyor): OPEC üyesi ülke-
1 varil ham petrol = 0,14 ton;
iktisat tarihinin genel zamandizimi içindeki lerin petrol üretimi birinci petrol ßokundan
dolay›s›yla, 1 ton petrol = 7,3 varil. yerlerine yerleßtirmek do¤ru olacakt›r: Bolluk sonra bir süre yerinde say›yor ve ikinci petrol
- Petrol fiyat› (dolar): Petrolün fiyat› dolar y›llar›n›n sonu ve yüzy›l sonu bunal›m›. ßokunun ard›ndan düßüße geçiyor.
olarak belirtilir.
Ancak, sabit dolar kuru geçerlidir: Petrol
fiyatlar›n› gösteren e¤ride dolar kurundaki
oynamalar hesaba kat›lmaz.

129
verilerle çal›ßma

Konu: Baßkan Reagan’›n


ekonomi politikas›

Sorular
r 1. Belgeleri tan›t›n›z.

r 2. Belgelerde verilen bilgileri konulara göre seçiniz,


s›n›fland›r›n›z ve karß›laßt›r›n›z.

r 3. Belgelerden derleyece¤iniz bilgilerin yard›m›yla,


yukar›daki konuyu tart›ßan bir sentez yap›n›z.

Baßkan Reagan televizyonda devlet


1
harcamalar›n›n azalt›laca¤›n› aç›kl›yor.

2 Baßkan Reagan’›n ABD 3 ABD’de 1980-1989 aras› ißsizlik, fiyat art›ß› ve bütçe a盤›.
Kongresi’ne mesaj›, 20 Ocak 1981.
%

Sizlere az önce çizdi¤im tablo karanl›k bir tablodur, an- 14

cak renklerin gerçe¤e uygun oldu¤unu san›yorum. Bu 13


tabloyu de¤ißtirmeye yetecek gücümüz var ve bu umut 12 ißsizlik oran›
›ß›¤›nda hareket edebiliriz. (aktif nüfus içinde %)
11
Önümüzdeki bütçe y›l›nda (1981-1982) federal hükü- fiyat art›ß›
10
metin do¤rudan harcamalar›nda 41 milyar 400 milyon bütçe a盤›
9
dolarl›k bir azalma sa¤lamak için bana destek vermeni-
zi istiyorum [...]. 8

Genel bütçe k›s›nt›lar› plan›yla yak›ndan ilgili ve en az 7

onun kadar önemli baßka bir program da vergi oranla- 6


r›n›n düßürülmesini öngörmektedir. 5
Son y›llarda, Amerika gerçek anlamda bir düzenleme- 4
ler1 bollu¤u içinde yaßad› [...]. Sonuç bizi bekletmedi ve
3
fiyatlar›n yükselmesine, ißsizli¤in artmas›na ve verimlilik
2
art›ß oran›n›n düßmesine tan›k olduk [...].
1
E¤er enflasyonun önüne geçmek istiyorsak, piyasadaki
para hacminin büyümesini yavaßlatmak zorunday›z. 0

-1
1. Düzenlemeler: Temizlik, güvenlik ve çevrenin korunmas› amac›yla
ßirketlere dayat›lan kurallar›n tümü. Liberaller bu tür düzenlemeleri -2
ekonominin ißleyißi aç›s›ndan bir engel olarak kabul ediyorlard›.
-3

-4

-5
1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989

Kaynak: "50 ans de statistiques économiques",


L’Expansion-documentation, özel dosya, mart 1996.

130
4 Reagan y›llar›n›n bilançosu. 5 Ronald Reagan’›n baßkanl›¤› döneminde
Amerikan toplumunun evrimi.
Ronald Reagan baßkan seçildi¤inde [...], ekonomi "stagflasyon" tuza-
¤›na düßmüßtü. Çal›ßanlar yüksek vergiler ve hayat pahal›l›¤› nedeniy- Yüz bini çocuk olmak üzere tam yedi yüz elli bin evsiz, her yedi Ame-
le umutsuzluk içindeydiler. Verimlilik giderek düßüyordu. rikal›dan birinin her türlü sa¤l›k sigortas›ndan yoksun oldu¤u ve nüfu-
Reagan’›n görev süresinin sonunu ise, alt› y›ld›r süren bir ekonomik sun %13,5’unun "yoksulluk s›n›r›"n›n alt›nda yaßad›¤› (Siyahlar ve La-
genißleme simgeliyor. Bu, Amerikan tarihinde bar›ß zaman› görülen en tin Amerika kökenliler için bu oran çok daha yüksektir) bir toplumsal
uzun genißleme dönemi. Üstelik, bu büyüme sayesinde enflasyon düzen... Amerika refah içinde olabilir, ama Amerikal›lar için durum hiç
hortlat›lmadan 17 milyon yeni iß yarat›ld›. [...] de öyle de¤il. Reagan’›n sekiz y›l süren baßkanl›¤› da, eßitsizli¤i derin-
den yaßayan bu toplumdaki boßluklar› dolduramad›. Aksine, z›tl›klar
Muhalifler bu baßar›n›n bedelinin ABD’yi dünyan›n en fazla borçlanan
daha da belirginleßti. Zenginlerin gelirleri yoksullar›nkine oranla aç›k
ülkesi haline getiren [...] önemli bütçe ve d›ß ticaret aç›klar› oldu¤unu
bir biçimde daha h›zl› artarken, yönetim Kongre’yi sürekli olarak top-
iddia ediyorlar. Mutlak de¤er olarak ABD’nin bütçe a盤› önemli görü-
lumsal programlar› traßlamaya zorlad›. Böylece düßük fiyatl› konut in-
nebilir. Ancak, dünya KUÜ’sünün dörtte birini ABD üretti¤inden, bu
ßaat›na ayr›lan devlet sübvansiyonlar› da komik rakamlara indirildi.
aç›k yüzde olarak OECD ortalamas›n›n alt›ndad›r.
Le Monde, 3 Kas›m 1988.
P. Craig Roberts
[Strateji ve Uluslararas› Araßt›rmalar
Enstitüsü’nde profesör],
Le Monde, 25 Ekim 1988.

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N TAVS‹YELER


r Soru 2 • Reagan’›n biyografisini yeniden okuyun.
Baßkan Reagan’›n ekonomi politikas› ile ilgili belgelerde yer alan bilgilerin • Sizden istenen ödev, sekiz y›ll›k bir dönemi
bir dökümünü ç›kar›n. kapsamaktad›r. Metinlerin tarihlerine dikkat
1 ve 2 numaral› belgelerde baßkan Reagan’›n ekonomi politikas›n›n önem- edin.
li özelliklerini aray›n. • Belgelerin kim taraf›ndan olußturuldu¤unu
Baßkan Reagan’›n ekonomi politikas›n›n sonuçlar› ile ilgili belgelerde yer inceleyin:
alan bilgilerin bir dökümünü ç›kar›n. - Reagan’›n niyetinin ne oldu¤unu anlatan
3 numaral› grafikten hareketle, Reagan’›n politikas›n›n baßar› ve belge ya da belgeleri,
baßar›s›zl›klar›n› inceleyin. - Reagan’›n politikas› üzerine bir yarg› içeren
4 ve 5 numaral› belgeleri karß›laßt›rarak, benzerliklerini ve karß›tl›klar›n› belge ya da belgeleri,
saptay›n. - Reagan’›n politikas›n›n sonuçlar› üzerine
tarafs›z bir yorum getiren belge ya da
r Soru 3 belgeleri ayr› ayr› s›n›fland›r›n.
• ABD’de baßkanl›k seçimleri kas›m ay›nda
Cevab›n›z, baßl›ca yönleri ve ald›¤› olumlu ya da olumsuz eleßtirilerle baß-
yap›l›r, ancak seçilen baßkan görevi bir
kan Reagan’›n ekonomi politikas›n› tan›tmal›d›r. Cevab›n›z› aßa¤›daki çer-
sonraki y›l›n ocak ay›nda devral›r. Kas›m
çeveye göre düzenleyebilirsiniz.
1980’de seçilen Reagan da ocak 1981’de
1981’den 1989’a kadar ABD baßkan› olan Reagan’›n politikas›, genellikle
baßkanl›k koltu¤una oturdu. Dolay›s›yla, 20
dünyada 1980’li y›llarda ortaya ç›kan neoliberal ak›m›n baßl›ca örneklerin-
Ocak 1981 tarihli mesaj› görev süresinin ilk
den biri olarak gösterilir. Ancak bu politika tart›ßmas›z liberal bir politika
günlerine rastl›yor. Bu mesajla program›n›
gibi görünse de, uygulamas› karß›t yorumlara yol açm›ßt›r. (Bu farkl› yo-
aç›kl›yor.
rumlardan söz etmelisiniz) Özellikle iki nokta üzerinde baz› sorular akla
gelmektedir: Krizin ABD’yi karß› karß›ya getirdi¤i sorunlar gerçekten çözü-
lebilmiß midir? (Burada enflasyon ve ißsizlik sorunlar›na de¤inmelisiniz)
Esin kayna¤› olan liberalizm ilkelerine sad›k kal›nm›ß m›d›r? (Burada bütçe
a盤›ndan söz etmelisiniz)

131
KONU

7 Amerikan modeli
1 776’da, Amerika’daki 13 ‹ngiliz kolonisi ba¤›ms›zl›klar›n› ilan ettiler. Böylece ortaya ç›kan
k›r›lgan cumhuriyet, yaklaß›k iki yüzy›l sonra, 1950’lerin sonuna do¤ru, Sovyetler Birli¤i
karß›s›nda "özgür dünya"n›n önderi, kapitalist girißimin ve orta s›n›f toplumunun savunucusu
ve popüler kültürün tap›na¤› olan süper bir güce dönüßmüßtü.
Ama Amerikan modelinin sorgulanmas›, 1960’l› y›llar boyunca, hatta 1980’lerdeki silkiniße kadar
sürdü.

n Bu ola¤and›ß› yazg› nas›l aç›klanabilir?


n 1950’li y›llar›n sonunda Amerika Birleßik Devletleri dünyaya nas›l bir model sunmußtur?
n 1980 ve 1990’l› y›llar boyunca Amerikan modeli ne tür de¤ißiklikler geçirmißtir?

KONUNUN PLANI
Harita: 1960’lar dünyas›nda ABD
I. Amerikan demokrasisi
II. "Bolluk toplumu"
III. Kültür patlamas›
IV. Büyük çalkant›
V. 1980’lerde Amerikan modeli

• Unutmayal›m
• Belge incelemesi: J. F. Kennedy’nin "Yeni S›n›r" baßl›kl› konußmas›ndan bir bölüm
• Verilerle çal›ßma: 1960’l› y›llar›n süpergücü ABD’nin sundu¤u model ve s›n›rlar›

Martin Luther King’in öldürülmesi 1968 1971 1983


Dolar›n alt›na Stratejik Savunma
John Kennedy’nin öldürülmesi Kas›m 1963 çevirilebilirli¤inin sonu ‹nisiyatifi Projesi

Maccarthy’cilik Kennedy Reagen


1950-1954 Baßkan Baßkan
Körfez
Savaß›
Vietnam Savaß›
1950-1960’l› 1980’li
y›llar›n modeli Irk ayr›mc›l›¤›na y›llar›n modeli
karß› ayaklanmalar
1950 1960 1970 1980 1990

1945 1969 1972-74 1987 1989


ABD, ‹kinci Dünya Savaß›’n›n Armstrong ve Watergate Skandal› Washington Berlin Duvar›’n›n
en büyük galibi Aldrin Ay’da Richard Nixon’›n istifas› Anlaßmas› y›k›lmas›

132
1986, New York’taki özgürlük an›t›n›n yüzüncü y›l kutlamalar›.

133
1960’lar dünyas›nda ABD
Raymond Aron’un gözünden
ABD’nin gücü.

‹ßte 1969’daki ABD: Yaklaß›k 42 ülkeyle imzalan-


m›ß 80 anlaßma, ülke d›ß›nda toplam yüzölçümü
Delaware eyaletinin iki kat›na ulaßan 302 birincil
derecede ve 2.000 ikincil derecede önemli aske-
rî üs; üçte biri ülke d›ß›nda hizmet veren toplam
3,5 milyon asker, yaklaß›k 75 milyar dolarl›k bir
askerî bütçe... Bu arada 6. filo Akdeniz’de ‹sra-
il’in, hatta belki Avrupa’n›n ve petrol yollar›n›n
güvenli¤ini sa¤larken, Japon Denizi ve Tonkin
Körfezi aras›nda bulunan 7. filo Büyük Okya-
nus’a hakimdi. Kore’nin ortas›ndan geçen 38.
paralel üzerinde ve Berlin’in merkezindeki Pots- KANADA
damerplatz’da Amerikan birlikleri nöbet bekli-
yordu. Yirmi y›ldan beri yeniden dünyan›n refah
yuvalar›ndan biri haline gelen ve kapitalist dün- I. filo
ya pazar›n›n bir parças›, hatta itici gücü olan Ba-
t› Avrupa’da 300.000 Amerikan askeri, 7.000 II. filo
ABD
nükleer füze baßl›¤› eßli¤inde, Varßova Pakt› ül-
kelerinin klasik silahlar›yla nükleer güçlerini den- Atlas Ok y
gelemek amac›yla konußland›r›lmaya devam edi-
yordu.
Guantanamo
1972’de ise, ABD’nin toplam asker say›s› 3,5 MEKS‹KA
milyondan 2,5 milyona, askerî bütçesi de 1964 Porto Riko

sabit dolar kuruna göre 65,4 milyar dolardan


50,8 milyar dolara düßtü. Ama stratejisinin VENEZUELLA

önemli ö¤eleri, ya da dilerseniz ABD savunma KOLOMB‹YA

politikas› diyelim, pek fazla de¤ißmedi. Savunu-


lacak bölge gezegenin boyutlar›na ulaßm›ß gibiy-
BREZ‹LYA
di... 1972 y›l›nda ABD’nin askerî s›n›rlar›, Avru- Büyük Okyanus
pa’da (1945), Kore’de (1945 ve gözden geçiril- III. filo PERU
miß haliyle 1953), Vietnam’da (1954) çizilen s›- BOL‹VYA
n›rlara kadar uzan›yordu. ‹mzalad›¤› çok tarafl›
ittifaklar (Güneydo¤u Asya’da SEATO ve ANZUS,
Kuzey Atlantik Sözleßmesi), karß›l›kl› güvenlik
anlaßmalar› (Japonya, Filipinler, Tayvan), komu-
tas› alt›ndaki örgütler (NATO) ve Latin Amerika Þ‹L‹ ARJANT‹N
ülkelerine yard›m programlar›yla ABD, bugün
"herhangi bir devlet"in ya da ulusal bir devletin
diplomasisinden farkl›, küresel düzeyde bir rol
üstleniyor.
Raymond Aron [Frans›z düßünürü],
République impériale (Paris, 1973).

3 000 km
Mercator projeksiyonu
Ekvator merkezli ölçek

134
Kuzey Buz Denizi

‹ZLANDA
NORVEÇ
‹SVEÇ
B‹RLEÞ‹K DAN‹MARKA
KRALLIK SOVYETLER B‹RL‹Ú‹
HOLLANDA Berlin
BELÇ‹KA
FAC

FRANSA
Büyük Okyanus
‹SPANYA ‹TALYA
PORTEK‹Z YUNAN‹STAN TÜRK‹YE JAPONYA
VI. filo GÜNEY
‹RAN VII. filo
anusu Ç‹N KORE
Okinawa
L‹BYA PAK‹STAN
SUUD‹ LAOS TAYVAN
ARAB‹STAN H‹ND‹STAN

F‹L‹P‹NLER
SENEGAL B‹RMANYA
GÜNEY
TAYLAND V‹ETNAM Guam
SIERRA ETH‹YOPYA KAMBOÇYA
LEONE MALEZYA
L‹BERYA Ekvator
KONGO
TANZANYA ENDONEZYA

Hint Okyanusu

AVUSTRALYA

GÜNEY AFR‹KA YEN‹ ZELANDA

ABD'ye ba¤l› ülkeler

Amerika Devletleri Örgütü Çinhindi Savunma Pakt› Baßl›ca Amerikan üsleri

Kuzey Atlantik Sözleßmesi ANZUS (Avustralya, Baßl›ca Amerikan filolar›


Örgütü (NATO) Yeni Zelanda, ABD)

Güneydo¤u Asya Sözleßmesi Çeßitli anlaßmalar


Örgütü (SEATO)

135
I. Amerikan demokrasisi
A. Amerikan demokrasisinin temelleri Belge 1, 2 ve 3
A N A H T A R
n Amerikal›lar, "halk›n halk için halk taraf›ndan yönetilmesi" anlam›na gelen demokrasiye
S Ö Z C Ü K tap›nma derecesinde ba¤l›d›rlar. Amerikan siyasal sistemi, Ba¤›ms›zl›k Bildirgesi
• FEDERAL DEVLET (1776), Federal Anayasa (1787) ve 50 eyaletin anayasalar›na dayan›r. Bu temel metinler
ulusu ayakta tutan gerçek bir yurttaßl›k dini yaratm›ßlard›r. Gelißmeye aç›kt›rlar ve za-
Merkezî hükümetin oldukça
man içinde de¤ißikli¤e u¤ram›ßlard›r. 1790-1791 tarihli Haklar Bildirgesi, gerçekleßtiri-
geniß bir özerkli¤e sahip olan
len ilk on anayasa de¤ißikli¤i*ni bir araya toplar. Daha sonra, Kongre* ve eyaletler taraf›n-
yerel hükümetlerle güçlerini
dan onaylanan on yedi de¤ißiklik daha kabul edilerek anayasaya eklenmißtir. Örne¤in,
paylaßt›¤› devlet modeli.
köleli¤in kald›r›lmas› (1865, 13. de¤ißiklik) ve kad›nlara oy hakk› tan›nmas› (1920, 19.
de¤ißiklik) gibi...
n Mahkemelerin ald›klar› kararlar ve içtihatlar yasa de¤erindedir. 1896’da uygulanma-
S Ö Z L Ü K ya baßlayan ›rk ayr›mc›l›¤›*, 1954’te bu ayr›mc›l›¤a son verilmesi ya da kürtaj hakk› gibi
ilkeler, hep Yüksek Mahkeme taraf›ndan al›nan bir karar›n ard›ndan benimsenmißtir.
* Anayasa de¤ißikli¤i
* Kongre n Amerikal›lar kamusal ve bireysel özgürlükleri kararl›l›kla savunurlar. Hiçbir din ya
* Irk ayr›mc›l›¤› da inanç resmî olarak kabul edilmez; ancak yasalara karß› gelmedikçe hiçbiri yasaklan-
* Lobi maz ya da hor görülmez. Bas›n özgürlü¤ü kutsal bir de¤erdir ve gazeteciler geniß bir
* Maccarthy’cilik ifade özgürlü¤üne sahiptir. Ne federal devlet* ne de eyaletler bir radyo ya da televizyon
istasyonuna sahip olabilirler. ‹fade özgürlü¤ü ve "halk›n sükûnet içinde toplanma ve ya-
k›nd›klar› durumlar›n düzeltilmesi için hükümete dilekçe verme haklar›", iki büyük siyasal
parti (Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Parti) ile çok say›da ideolojik, meslekî ya da kül-
türel lobi*nin ortaya ç›kmas›n› sa¤lam›ßt›r. Mülkiyet hakk› da temel haklar aras›nda yer
al›r ve vatandaßlar, yarg› gücünün kötüye kullan›lma olas›l›¤› karß›s›nda koruma alt›na
al›nm›ßlard›r.

Kongre bayra¤› (1776):


B. Demokrasinin ißleyißi Belge 4, 5 ve 6

n Halk, iradesini temsilcilerini seçerek gösterir. Yürütme ve yasama güçlerinin kimin


elinde bulunaca¤›, 50 eyalette ve federal düzeyde Washington’da düzenli olarak yap›-
lan çok say›da seçimle belirlenir.
- Amerika Birleßik Devletleri Baßkan›, yürütme gücünün baß›d›r. Genel oyla seçilen
bir seçim heyeti taraf›ndan baßkan yard›mc›s›yla birlikte dört y›l için seçilir. Baßkan›n
ölümü, ißledi¤i bir suç nedeniyle görevinden al›nmas› (impeachment uygulamas›) ya da
istifa etmesi durumunda yerine baßkan yard›mc›s› geçer.
Bugünkü ABD bayra¤›: - Federal Kongre, eyaletleri temsil eden Senato (her eyaletten alt› y›l için seçilen iki se-
- Herbiri bir eyaleti natör) ve Temsilciler Meclisi’nden (nüfuslar›yla orant›l› olarak her eyaletten iki y›l için
simgeleyen 50 y›ld›z seçilen toplam 435 temsilci) olußur.
- Herbiri 1776’da ayaklanan - Eyaletler düzeyinde yarg›çlar, kentlerin yönetsel yetkilileri ve kasabalarda ßerifler,
kolonilerden birini halk oyuyla seçilir. Federal düzeyde yarg› gücü, baßkan taraf›ndan yaßam boyu atanan
simgeleyen 13 bant dokuz Yüksek Mahkeme yarg›c›n›n elinde bulunur.
n Yine de, ABD’de demokrasinin tehlikelerden tümüyle korundu¤u söylenemez.
Örne¤in 1950’li y›llar›n baß›nda So¤uk Savaß nedeniyle ortaya ç›kan komünizm korku-
su, Maccarthy’cili¤i* yaratm›ß ve ancak 1954’te, Eisenhower’›n baßkanl›k döneminin baß-
lar›nda durulacak olan bir hoßgörüsüzlük dalgas›na yol açm›ßt›. Bugün de Amerikal›la-
r›n neredeyse yar›s›, sanki kendilerini ilgilendiren bir mesele de¤ilmiß gibi, oy vermek-
ten kaç›yorlar. Bu nedenle adaylar, siyasal programlar›ndan çok imajlar›na önem veri-
yorlar. Seçim kampanyalar›n›n maliyeti çok büyük rakamlara ulaß›yor, bu da maddî ola-
naklar› s›n›rl› olan adaylar›n zarar görmesine yol aç›yor. Amerikan demokrasisi herke-
1 ABD tarihinin özeti olarak se parmak ›s›rtan, ancak bir o kadar da k›r›lgan bir demokrasidir. 1972-1974 y›llar›nda
Amerikan bayra¤›. ortaya ç›kan Watergate skandal› da bu k›r›lganl›¤›n göstergelerinden biridir.

136
yürütme
gücü Bakanlar B ‹ Y O G R A F ‹
atar 4 Dwight D. Eisenhower
veto
(1890-1969)
BAÞKAN
yetkisi (4 y›l için seçilir) Texas kökenli olan Dwight Eisenhower, son de-
senatonun
rece parlak bir askerî kariyer yapt›. Kuzey Afri-
onay›yla atar
yasama ka ç›karmas›n›n sorumlulu¤unu üstlenen ve
gücü
yarg› gücü 1943’ten itibaren Bat› cephesi müttefik ordular›
komutanl›¤›na getirilen Eisenhower, 1944-1945’
KONGRE te Nazi Almanyas›’na karß› kazan›lan zaferin en önemli mimar-
Yüksek Mahkeme lar›ndan biriydi. 1951’de NATO kuvvetleri baßkomutan› oldu.
Senato Temsilciler
Yaßam boyu 1952’de Cumhuriyetçi Parti’den baßkan aday› seçildi ve 1953’ten
100 senatör 435 üye atanan 9 yarg›ç
(6 y›l için seçilir) (2 y›l için seçilir) 1961’e kadar ABD baßkanl›¤› yapt›.
seçerler

‹kinci Seçmenler
Kurulu
5 Senatör Maccarthy’nin söylevi.

Savaß›n sonunda, maddî bak›mdan evrenin en güçlü ulusuyduk, en-


seçer seçer seçer
tellektüel ve ahlakî bak›mdan da öyle olabilecek potansiyele sahiptik.
GENEL HALK OYLAMASI Bu y›k›m çölüne ›ß›k tutacak bir fener olma onuruna erißebilir, uygar-
l›¤›n henüz kendini yoketmeye haz›r olmad›¤›n›n canl› ve parlak ka-
n›t› olabilirdik. Ne yaz›k ki, trajik bir biçimde, durumun nezaketinin
2 ABD’nin devlet yap›s›. gerektirdi¤i beceriyi gösteremedik, kötü bir baßar›s›zl›¤a u¤rad›k.
Bugün güçsüz bir konumday›z. Neden? Yegâne güçlü düßman›m›z
3 ABD Anayasas›’nda yap›lan baz› de¤ißiklikler. sahillerimize ç›karma yapt›¤› için mi? Hay›r! Ulusumuzun hoßgörüyle
karß›lad›¤› baz›lar›n›n ihaneti yüzünden. Bu ülkeyi haraç mezat satan-
Bill of Rights, 1787:
lar, yoksullar ya da etnik az›nl›klar de¤il, daha çok dünyan›n bu en
1. DEÚ‹Þ‹KL‹K - Kongre, bir din kuran ya da bir dinin gereklerinin zengin ülkesinin kendilerine sunduklar›ndan yararlananlar, yani en
özgürce yerine getirilmesini yasaklayan, söz ve bas›n özgürlü¤ü ile güzel evlerde oturan, en iyi e¤itimi alm›ß olan ve yönetimde en iyi
vatandaßlar›n ßikayetlerini hükümete bildirmek için dilekçe verme yerlerde bulunanlard›r. D›ßißleri Bakanl›¤›’nda bu durum apaç›k orta-
haklar›n› ve bar›ßç›l amaçlarla toplanmalar›n› k›s›tlayan hiçbir yasa ç›-
da. Bunlar›n en kötüleri, toplumumuzun seçkinleri aras›nda yer alan
karamaz.
parlak genç insanlar orada [...]. D›ßißleri Bakanl›¤›’n›n, yani bakanl›k-
5. DEÚ‹Þ‹KL‹K - Hiç kimse, ihbar olmad›kça ya da büyük jüri taraf›n-
lar›m›z aras›nda en önemli olan›n›n, tümüyle komünistler taraf›ndan
dan suçlanmad›kça, a¤›r bir suçlamaya ya da onur k›r›c› bir ithama
yan›t vermekle yükümlü de¤ildir. Hiç kimsenin yaßam› ya da beden sar›lm›ß oldu¤unu söylüyorum. ‹çlerinden 57 kißinin Komünist Parti
bütünlü¤ü ayn› suç nedeniyle iki kez tehlikeye at›lamaz. Hiç kimse üyesi oldu¤unu ya da en az›ndan kendilerini bu davaya adam›ß ol-
herhangi bir ceza davas›nda kendi aleyhinde tan›kl›¤a zorlanamaz. duklar›n› ben biliyorum, belgeleri elimde. Bu arada bu insanlar d›ß
Hiç kimse yasal bir yöntem izlenmeden yaßam›ndan, özgürlü¤ünden politikam›z› biçimlendirmeye devam ediyorlar.
ya da mülkünden yoksun b›rak›lamaz. Özel mülkiyetteki hiçbir ßey,
20 Þubat 1950.
tam bedeli ödenmeden kamu hizmeti için kullan›lamaz.
8. DEÚ‹Þ‹KL‹K - Gere¤inden fazla bir kefalet istenemeyece¤i gibi, ne
aß›r› para cezas› yüklenebilir ne de ac›mas›z ya da ola¤and›ß› cezalar 1. Maccarthy’ye göre, ABD’nin gücünün kaynaklar› nedir?
verilebilir. 2. Maccarthy’ye göre, ABD’nin zay›fl›¤›n› aç›klayan neden-
10. DEÚ‹Þ‹KL‹K - Bu anayasa ile Birleßik Devletler’e verilmeyen ya da ler hangileridir? ABD’nin en önemli düßman› kimdir?
eyaletlere yasaklanmayan yetkiler, s›ras›yla eyaletlere ya da halka aittir.
13. DEÚ‹Þ‹KL‹K (1865) - Ne kölelik, ne de irade d›ß› hizmetkârl›k,
suçlunun kendisinin de yasal yollarla ikna edildi¤i bir suçun cezas› de-
¤illerse, ABD’de asla uygulanamaz.
19. DEÚ‹Þ‹KL‹K (1920) - Hiçbir ABD vatandaß›n›n oy hakk›, ABD ya
da eyaletlerinden herhangi biri taraf›ndan cinsiyeti nedeniyle elinden
al›namaz ya da k›s›tlanamaz.
22. DEÚ‹Þ‹KL‹K (1951) - Hiç kimse ABD baßkanl›¤›na iki kezden faz-
la seçilemez.
26. DEÚ‹Þ‹KL‹K (1971) - On sekiz yaß›ndan gün alm›ß bulunan hiç-
bir ABD vatandaß›n›n oy hakk›, ABD ya da eyaletlerinden herhangi
biri taraf›ndan yaß› nedeniyle elinden al›namaz ya da k›s›tlanamaz.

1. Bireyleri koruyan de¤ißiklikler hangileridir?


2. Daha fazla hak ve özgürlük getiren de¤ißiklikler hangi-
leridir?
6 1988’de, New Orleans’da Cumhuriyetçi Parti kongresi.

137
II. “Bolluk toplumu”
Amerikan toplumu ilk günlerinden beri f›rsat eßitli¤i ilkesine, yani inisiyatif özgürlü-
S Ö Z L Ü K ¤üne, yenilik yapma arzusuna, bireyler aras›ndaki rekabete dayan›yordu. 1945’ten son-
ra, Amerikal› iktisatç› John Kenneth Galbraith’in 1961 y›l›nda yay›nlanan kitab›n›n baß-
* Kota l›¤›nda da belirtti¤i gibi, ABD bütünüyle bir "bolluk toplumu" olma yoluna girdi.
* Al›m-sat›m paras›
* Rezerv paras›
A. ABD’nin gücünün temelleri Belge 1, 3 ve 6
* Çokuluslu ßirket
n ABD’nin nüfusu 1950 ile 1960 aras›nda 152 milyondan 181 milyona ç›kt›, yani %19
oran›nda artt›. Savaß sonras›nda gözlenen baby-boom devam ediyordu. 1924’ten
1965’e kadar Amerikan topraklar›na girißleri s›n›rland›ran göçmen kota*lar›n› uygula-
maya koyan yasalar henüz yürürlükte oldu¤undan, göç nüfus art›ß›nda ikincil bir yer
tutuyordu. Ancak bu arada, ABD üstün yetenekli Avrupal› bilim adamlar›n› kabul edi-
yor, hatta kendine çekiyordu. Bu olguya brain drain, yani "beyin göçü" ad› verildi.
n ‹kinci Dünya Savaß›, gerçek anlamda müttefiklerin cephaneli¤i durumunda olan
ABD’nin ekonomik büyümesini kolaylaßt›rm›ßt›. Ülkede dev sanayi ßirketleri bulunu-
yordu. 1950’li y›llarda General Motors, Fransa bütçesiyle karß›laßt›r›labilecek bir ciro
ilan etmißti. Standard Oil petrol ßirketi ise 6 milyon tonluk bir filoya sahipti ve bu rakam
ayn› tarihlerde Sovyetler Birli¤i’nin sahip oldu¤undan bir buçuk kat fazlayd›. Birkaç
büyük firman›n lehine ißleyen tekelleßme nedeniyle rekabet azald›. 20. yüzy›l›n ortala-
r›ndan itibaren, modernleßme ve teknolojik yenilikler sanayi ve tar›m sektörünü durma-
dan altüst ettiler. Amerikal›lar giderek daha az tren, daha çok otomobil ve uçak kullan›r
oldular. Mekanikleßen ve bilimselleßen tar›m da dünyada verimlilik rekorlar› k›r›yordu.
ABD nüfusu n Ekonomide zaman zaman yaßanan küçülmelere ra¤men, ekonomik faaliyet ABD’yi
milyon dünyan›n en zengin ülkesi haline getirmißtir. 1945 y›l›nda, dünyadaki toplam alt›n re-
zervlerinin dörtte üçü bu ülkede bulunuyordu. 1944’te imzalanan Bretton Woods an-
200 laßmalar› dolar›n gücünü artt›rd›. Alt›na ba¤lanan dolar (1934’ten itibaren, bir ons alt›n
karß›l›¤› 35 dolard›), gezegenin büyük bölümü için hem al›m sat›m paras›*, hem de rezerv
paras›* oldu. ABD, 1945’ten sonra Japonya ve Bat› Avrupa ülkelerinin kalk›nmas›na yar-
150 d›m edebilecek kadar güçlüydü (Marshall Plan›, bkz. s. 202).
Toplam
nüfus

100 B. Zengin bir Amerika Belge 2, 4 ve 5

n 1955’te, Eisenhower’›n baßkanl›k döneminde, dünya nüfusunun yaln›zca %6’s›n›


50 olußturan ABD, dünyadaki mallar›n %50’sini üretiyordu. D›ß yat›r›mlar›n çoklu¤u ve
Siyahlar›n nüfusu çokuluslu ßirketler*in faaliyetleri sayesinde Amerikan sanayii, art›k ABD s›n›rlar› içinde
yerleßmiß bulunan sanayiden çok daha büyük boyutlara ulaßm›ßt›. Eisenhower’›n
0
1900 10 20 30 40 50 60 70 1953’te baßkan seçilmesinden Kennedy’nin baßkanl›¤›n›n sonuna, yani 1963’e kadar ge-
çen on y›l içinde, kißi baß›na KUÜ yaklaß›k %25 oran›nda artt›. Bolluk, konfor ve savur-
milyon / y›l
ganl›k Amerikal›lar›n gündelik yaßam›na hakim oldu. Reklamlar, karß› konulmaz bir çe-
kim gücü kazand›. ‹ßleri kamç›layan kredili sat›ßlar ise, Amerikal›lar›n gelece¤e duy-
1,5 duklar› güvenin ve hiç beklemeden yeni mallar›n tad›n› ç›karma konusunda sergiledik-
leri sab›rs›zl›¤›n oldu¤u kadar, bütün Amerikan ailelerine yüklenen maddî külfetlerin
1 de kan›t› haline geldi.
Göçmenler
n Amerikan modeli her ne kadar liberalizm ve serbest girißime dayan›yorsa da, fede-
0,5 ral hükümet zaman zaman ekonomik alana müdahale etmekten çekinmiyordu. Sana-
yi ve tar›m üretimini koruyan gümrük vergilerini belirliyor, silah sanayiinde faaliyet
gösteren ßirketlere so¤uk savaß nedeniyle (özellikle 1950-1953 Kore ve 1962-1975 Viet-
0
1900 10 20 30 40 50 60 70 nam savaßlar› s›ras›nda) düzenli olarak yüklü siparißler veriyordu. Bunun d›ß›nda, ba-
zen k›l› k›rk yaran düzenlemeler getirerek ülkeye yabanc› ürün girißini engellemeye ça-
1 1900’den 1970’e ABD nüfusu. l›ß›yordu.

138
1950’li y›llar›n baßlar›nda 2
bir Amerikan ailesi.
Bugün Avrupa’da bu yaßam biçiminin
hangi ö¤elerine rastlan›yor?

%
25

20

15

10

0
1950 55 60 65 70 73
Gayri safi milli has›lan›n ortalama y›ll›k
büyüme oran› (hacim olarak) 4 "Bolluk devri".
B‹YOGRAF‹
%
Yoksul insan›n kafas›nda, her zaman so-
50 rununun ne oldu¤una ve buna neyin ça-
5 John Fitzgerald
% 51,2 re olaca¤›na ilißkin kesin bir fikir vard›r. Kennedy
40 Elindeki azd›r, kendisine daha fazlas› ge- (1917-1963)
% 43,8
reklidir. Zengin insan ise her türlü sefa- ‹rlanda kökenli Ka-
30 % 35,7 lete neden olabilir veya düßebilirse de, tolik bir aileden ge-
buna neyin çare olaca¤›n› böylesi bir ke-
20 len John Kennedy,
sinlikle bilemez. [...].
Demokrat Parti’den
10 Bireyler için geçerli olan bu durum, ulus-
önce milletvekili, ard›ndan da
lar için de geçerlidir. Ancak, uluslar re-
0 fah konusunda s›n›rl› bir deneyime sa- Massachusetts senatörü oldu.
1938 1950 1960
Dünyadaki sanayi üretiminde hiptir. Tarih boyunca, neredeyse tüm ül- 1960 baßkanl›k seçimlerini k›l pay›yla
ABD’nin pay› keler büyük yoksulluklar çektiler. Bu ko- kazand›. ABD’nin ilk Katolik baßkan›
nudaki tek istisna, ama do¤ruyu söyle- olan Kennedy, k›rk üç yaß›nda de-
mek gerekirse tüm insanl›k tarihi ile kar- mokrat Amerika’n›n simgesi haline
ß›laßt›r›ld›¤›nda pek de anlam› olmayan
geldi. "Yeni S›n›r" baßl›kl› konußma-
bir istisna, Avrupal›lar›n yerleßmiß oldu-
3 180 s›nda, vatandaßlar›na adaletsizliklere
dolar ¤u dünyan›n bu görece küçük bölgesin-
2 699 de yaßayan en son kußaklard›r. Burada, karß› savaßmay› önerdi.
2 650
2 342 dolar dolar özellikle de Amerika’da, son zamanlarda 1962 ekiminde, kendisini Krußçev’le
dolar benzeri görülmemiß bir bolluk yaßand›. karß› karß›ya getiren Küba füzeleri
J. K. Galbraith [Amerikal› iktisatç›],
krizini baßar›yla çözdü.
Affluent Society (Boston, 1958). 22 Kas›m 1963’te, Dallas’ta öldürül-
dü. Bu dram›n meydana geliß koßul-
Yazara göre, ABD tarihinin lar› hâlâ tam olarak ayd›nlat›lama-
1950 1955 1960 1965 özgünlü¤ü nereden gelmektedir? m›ßt›r.
Kißi baß›na katk›l› ulusal ürün

3 ABD’de büyüme ve
dünya ekonomisindeki yeri. 6 Brain drain (Beyin göçü): Amerikan modeli bilimsel araßt›rmac›lar› çekiyor.

1. Büyüme ve GSMH ile ilgili bilgilerini- Göçmen kategorilerinden biri de entelektüeller, mühendisler, bilginler ve sanatç›lardan
zi hat›rlay›n (Bkz. s. 112). olußur. Yöneticilere, araßt›rmac›lara, özellikle t›p alan›nda çal›ßan önemli uzmanlara sun-
du¤u çal›ßma ve yaßam koßullar›yla ABD’nin, iß güvenli¤inin, meslekî etkinli¤in, araßt›rma-
2. ABD’nin sanayi alan›ndaki gücü
c›lara tan›nan maddî olanaklar›n ve özgürlü¤ün giderek daha az güvence alt›na al›nd›¤› ve
doruk noktas›na ne zaman erißmißtir?
ücretlerin çok düßük oldu¤u baz› ülkelerden çeßitli meslek gruplar›na ait seçkinler üzerin-
3. GSMH’daki büyümenin Amerikal›la- de önemli bir çekim gücü vard›r. [...] Doktorlar, mühendisler, bilginler, Avrupa’dan, Latin
r›n yaßam düzeyleri üzerinde ne gibi Amerika’dan ve di¤er Anglo-Sakson ülkelerden ABD’ye gelirler.
sonuçlar› olmußtur? P. George, Géographie des Etats-Unis (Paris, 1979)

139
C. Amerikan toplumu Belge 2
S Ö Z L Ü K n ABD’de, sosyologlar çal›ßanlar› beyaz yakal›lar (doktorlar, avukatlar, ö¤retmenler,
* Vak›f
kamu sektörü ve özel sektörde çal›ßan memurlar, pazarlamac›lar) ve mavi yakal›lar (iß-
çiler) olarak ikiye ay›r›rlar. Dolay›s›yla, Amerikan toplumunun s›n›fs›z bir toplum oldu-
¤u söylenemez. Ancak 1950’li y›llarda, Amerikal›lar›n gözünde hiç kimse toplumsal ola-
rak do¤du¤u gibi kalmaya mahkûm de¤ildi. Daha fazla para kazanmak ve belki de ye-
ni bir Rockefeller olabilmek için, var gücüyle çal›ßmak, bir meslek e¤itimi almak, biraz
ßans ve biraz da kararl›l›k yeterliydi. En az›ndan çocuklar›n ana-babalar›ndan daha ba-
ßar›l› olacaklar› umuluyordu. Böyle bir yaklaß›ma göre, toplumsal olarak yükselmek
mümkündü ve herkes milyarder olma hayalleri kuruyordu.
n Zenginler, özellikle de servetlerinin bir bölümünü vak›f*lar kurarak hemßehrilerine
yard›m etmek amac›yla kullananlar (örne¤in, 1901’de kurulan Rockefeller Enstitüsü),
birer baßar› modeliydiler. Büyük ßirketlerin yöneticileri teknik yönetim kadrolar›n› oluß-
turuyordu. Bu kadrolar, 1950’li y›llardan itibaren yavaß yavaß patronlar›n yerini almaya
baßlad›. Böylece, önemli üniversitelerde al›nan e¤itimin, kißisel çaban›n ve kazanca du-
yulan ilginin yeni bir s›n›f yaratabilece¤ini ve seçkinleri yenileyebilece¤ini göstermiß
oluyorlard›. S›n›f mücadelesine ise kimse inanm›yordu.
15
n Orta s›n›f›n hakimiyetini simgeleyen Amerikan banliyöleri de bu dönemde geliß-
meye baßlad›. Bu banliyöler, ekonomik düzeyleri farkl› olsa da yaratt›klar› yaßam biçi-
miyle birbirlerine benziyorlard›. Bunlar, genellikle pis, gürültülü ve suça bo¤ulmuß kent
merkezlerinden uzakta, ço¤unlukla ahßap ve çimenliklerle çevrili evleri, a¤açlar›n göl-
geledi¤i sokaklar›yla, yaln›zca sabahlar› ve akßamlar› canlanan birer huzur liman›n› an-
10 d›r›yorlard›. Ö¤rencilerin school buses, yani okul otobüsleriyle evlerinden toplanarak gö-
türüldükleri okullar, say›s›z Katolik kilisesi, yepyeni Protestan ibadethaneleri ve sina-
goglar, dinsel cemaatlerin çeßitlili¤ine ve dinamikli¤ine tan›kl›k ediyordu.

D. "Bolluk toplumu"nun s›n›rlar› Belge 1 ve 3 - 6


5
n Amerikal›lar, yabanc›lar›n da hayallerini süsleyen 1950’li y›llar›n "bolluk toplu-
mu"nu öve öve bitiremezler. Oysa, bu toplumun bir de gizli yüzü vard›: Irk ay›r›mc›l›-
¤›. Güney’de, ay›r›mc›l›¤›n içeri¤ini aç›kça yasalar ve yönetmelikler belirliyordu. Baßka
yerlerde ise, örf ve adetler bunu dayat›yordu. Siyahlar ve Beyazlar hastanelerde, okul-
larda, kamu binalar›nda, k›sacas› beßikten mezara ayr› yaß›yorlard› ve eßit de¤illerdi.
0 Güney eyaletlerinin ço¤unda "kar›ß›k" evlilikler yasakt›; bir Siyah kald›r›m› süpürebilir,
1965 1970 1980
ama Beyaz bir müßteriye hizmet edemezdi; otobüste yerini Beyazlara b›rakmak zorun-
Sosyal Savunma dayd›.
harcamalar
n 1954’te Yüksek Mahkeme okullardaki ›rk ay›r›mc›l›¤›n›n anayasaya ayk›r› oldu¤una
Medicare ve Di¤er
Medicaid karar verdi, zira ›rklar› ay›rmak çocuklar, yani gelece¤in vatandaßlar› aras›nda eßitsizlik
Kaynak: Congressional Budget Office, yaratmak demekti. Karar›n uygulanmas›n› sa¤lamak ise baßl› baß›na bir ißti. Liberal Si-
ßubat 1983 yahlar ve Beyazlar ay›r›mc›l›¤a karß› çabalar›n› dernekler bünyesinde birleßtirdiler.
Etnik gruplara göre 1955’te, Siyah Protestan papaz› Martin Luther King halk› ›rk ay›r›mc›l›¤› uygulayan
Amerikal›lar›n gelirleri otobüs ßirketlerini boykot etmeye ça¤›rd›.
(ulusal ortalama=100) n 1950’li y›llar›n sonunda ABD, nüfusunun %20-25’inin yoksulluk içinde yaßad›¤›n›
Almanlar: 107 Siyahlar: 62 keßfetti. Dünyan›n bu en zengin ülkesinde her ›rktan 30-40 milyon insan, kendilerine
Japonlar: 132 Yerliler: 60 yetecek yiyece¤i bile bulamadan, derme çatma konutlarda devletten hiçbir yard›m gör-
Anglo-Saksonlar: 107 Polonyal›lar: 115 meden ve sa¤l›k hizmetlerinden yararlanamadan yaß›yordu. Roosevelt’in 1930’larda
Yahudiler: 170 ‹rlandal›lar: 103 kurdu¤u Refah Devleti, "bolluk toplumu"nun unuttu¤u bu insanlar›n sefaletine çare
Antilliler: 94 Portoriko’lular: 63 olamam›ßt›. 1960’l› y›llar›n baß›nda, demokrat baßkanlardan Kennedy (1961-1963) ve
Meksikal›lar: 76 ‹talyanlar: 112 Johnson (1963-1969), bu baßar›s›zl›klarla mücadele etmeye girißtiler. Kennedy ekonomik
Çinliler: 112 Filipinliler: 99 güçlüklerden en fazla etkilenen bölgeler için yard›m programlar› baßlatt›. Yoksullar için
Medicaid, yaßl›lar için de Medicare ad›yla birer sa¤l›k yard›m› projesi gelißtirdi. John-
1 Refah devletinin rolünün son ise 1964, 1965 ve 1968’de, vatandaßl›k haklar› ve f›rsat eßitli¤i ile ilgili yasalar›n oy-
artmas› ve 1965-1980 aras›nda lanmas›n› sa¤lad›. Bu yasalar, Siyahlar›n siyasal ve toplumsal yaßama kat›labilmelerini
Amerikal›lar›n gelirleri. sa¤lama konusunda önemli ad›m› olußturuyordu.

140
2 Amerikan banliyösü.

Mavi yakal›lar ve beyaz yakal›lar (eski tarz: küçük girißimciler, çiftçi-


ler, ißadamlar›, sanatç›lar; yeni tarz: serbest meslek sahipleri, orta ve
üst düzey yöneticiler, büro ve ma¤aza çal›ßanlar›), hepsi de ayn› ide-
oloji etraf›nda, yani ayn› maddî baßar›ya ulaßma arzusu, ayn› toplum-
sal statü aray›ß›, ayn› çal›ßma eti¤inde birleßir. Bu anlamda s›n›flar
aras›ndaki ay›r›mlar ortadan kalkm›ßt›r. Ancak bu, olgulardan çok ka-
falarda kalkm›ßt›r. Bu yeni toplumun simgesi, banliyö konutlar›d›r.
New York, Boston, Chicago, Saint-Louis, Houston ya da San Francis-
co’nun çevresinde manzara hep ayn›d›r. A¤açl›kl› yollar, kusursuz bi-
çimde k›rp›lm›ß çimlerin çevreledi¤i ahßap evler (ender olarak tu¤la
kullan›l›r), bazen bir, bazen de iki hatta daha fazla otomobilin parke-
dildi¤i driveway, yani garaj yolu. Garaj kap›s›n›n üzerinde çocuklar›
ve yetißkinleri e¤lendirmek için mutlaka bir basket potas› vard›r. [...]
Her ißgünü ayn› senaryo tekrarlan›r. Saat 7.00’den 8.00’e kadar, oto-
mobiller drivewayleri terkeder. Direksiyonda, iße giden ve akßam
18.00-19.00 aras› dönecek olan kocalar vard›r. Saat 8.30’a do¤ru,
küçük yolcular›n› toplad›klar›n› belli etmek için yan›p sönen k›rm›z›
›ß›klar›yla, sar› renkli school buses, yani okul otobüsleri görünür. Ay- 3 Arizona’daki rezervlerden birinde yaßayan
n› otobüsler çocuklar› 15.30’a do¤ru geri getirirler. Günün önemli bir Navaho yerlileri.
k›sm›nda sokaklar boßtur [...]. Zaman zaman karß›n›za butikleri, sü-
permarketleri, bankalar›, kafeteryalar›, benzin istasyonlar› ve sinema- 5 Johnson’un "Büyük Toplum"u.
lar›yla bir ticaret merkezi ç›kar. Buras› hem al›ß-veriß, hem e¤lence,
hem de gezinti yeridir. Bugün sizlere Büyük Toplum’u inßa etmeye baßlayaca¤›m›z üç yerden
A. Kaspi, Les Américains (Paris, 1986). söz etmek istiyorum: Kentlerimiz, k›rsal alanlar›m›z ve okullar›m›z. [...]
Bu yüzy›l›n sonuna kadar, kentlerin nüfusu iki kat›na ç›kacak ve bi-
zim de bu ülkenin tarihinin baßlang›c›ndan bu yana inßa etti¤imiz ka-
4 Öteki Amerika. dar ev, yol ve bina inßa etmemiz gerekecek. [...] Kentlerimizde yaßa-
nan sorunlar›n listesi sonsuz denecek kadar kabar›k: Kent merkezle-
Bir bildik Amerika var. Dünyada bugüne kadar varolan en yüksek ya- ri yozlaß›yor ve banliyöler mahvoluyor. Ne halk›m›z›n tümünü bar›n-
ßam standard›na erißmiß olan Amerika. [...] Bir de 40-50 milyon ka- d›rmaya yetecek kadar evimiz, ne de herkesi taß›maya yetecek kadar
dar insan›n yaßad›¤› öteki Amerika. Bu insanlar yoksuldular, hâlâ öy- arac›m›z var. K›rsal alanlar yok oluyor ve yaßl› an›tlar harabeye dönü-
leler. Aç gözlü olmasalar da, kar›nlar› aç. Baz›lar› da kötü ya¤la bes- yor [...].
lenmekten ßißmanl›yorlar. Zira yoksullar›n tükettikleri besinlerin böy-
Büyük Toplum’u inßa edece¤imiz ikinci yer, k›rsal›m›zd›r. Yaln›zca
le bir etkisi var. Bar›nma koßullar› kötü, ald›klar› e¤itim kötü ve sa¤-
güçlü Amerika’ya ya da özgür Amerika’ya de¤il, güzel Amerika’ya ait
l›k hizmetlerinden bile yararlanam›yorlar. [...] Giysileri yoksullar› gö-
olmakla her zaman gurur duyduk. Bugün bu güzellik tehlikede. ‹çti-
rünmez k›l›yor. Amerika dünyan›n en iyi giyinen yoksullar›na sahip.
¤imiz su, yedi¤imiz yiyecekler, hatta soludu¤umuz hava bile kirlen-
[...] Amerika’da do¤ru dürüst giyinmek, do¤ru dürüst bar›nmaktan,
me tehdidiyle karß› karß›ya. Parklar›m›z aß›r› kalabal›k, k›y›lar›m›zda
beslenmekten ya da bak›lmaktan çok daha kolay. Korkunç derecede
insanlar üstüste. [...]
yoksul insanlar bile varl›kl› gibi görünebilirler.
Büyük Toplum’u inßa edece¤imiz üçüncü yer, okuldur. Çocuklar›m›-
Ayr›ca yaßlar› nedeniyle ortal›kla görünmeyen çok say›da yoksul insan
z›n yaßamlar› okulda biçimleniyor. Toplumumuz, tüm genç zihinlerin
var. Yoksullardan 8 milyonu 65 yaß›n üstünde, bu rakamdan çok da-
düßünce ve hayal gücünün en uzak s›n›rlar›n› keßfetmesine olanak
ha fazlas› da 18 yaß›n alt›nda. Öteki Amerika’n›n yaßl›lar› genellikle
tan›mad›kça büyük bir toplum olamaz. Okullar›n ço¤unda, s›n›flar
hasta ve soka¤a ç›kam›yorlar.
aß›r› kalabal›k ve okutulan programlar eskimiß. Maaßl› ö¤retmenleri-
Michael Harrington, The Other America (New York, 1962).
mizin ço¤u nitelik bak›m›ndan yetersiz. Her çocu¤a çal›ßabilmesi için
bir masa ve bir sandalye ile ö¤renebilmesi için iyi bir ö¤retmen suna-
bilmeliyiz. Yoksulluk insanlar› bilgiye ulaßmaktan al›koymamal› ve bil-
6 Yüksek Mahkeme’nin 17 May›s 1954 tarihli karar›.
gi yoksulluktan kurtulmak için yol gösterebilmeli.
Devlet okullar›nda okuyan çocuklar aras›nda yaln›zca ›rksal farkl›l›k-
Lyndon B. Johnson [1963’ten 1969’a ABD baßkan›],
lara dayan›larak ay›r›mc›l›k yap›lmas›, az›nl›k gruplar›na mensup ço- Ann Arbor (Michigan) söylevi, 22 May›s 1964.
cuklar› eßit e¤itim alma olana¤›ndan mahrum eder mi? Cevab›m›z
evettir. [...] Kamusal e¤itim alan›nda, "ayr›, ama eßit" görüßüne yer
olmad›¤›na karar verdik. Ayr› e¤itim uygulamas› do¤as› gere¤i eßit- 1. Metin Amerikan toplumunun karß›laßt›¤› güçlüklerden
sizlik içerir. hangilerine gönderme yap›yor?
Topeka E¤itim Müdürlü¤ü’ne karß› Brown davas›. 2. Tüm bu sorunlar› çözebilmek için hangi olanaklar
seferber edilmißtir?
Yüksek Mahkeme’nin bu karar›n›n okullarda ›rk ayr›mc›l›¤›- 3. K›sa vadede (1960’l› y›llar›n sonu) ve uzun vadede
na nas›l son verdi¤ini gösteriniz. (bugün) ne gibi sonuçlar elde edilmißtir?

141
III. Kültür patlamas›
A. Özgün bir kültür
A N A H T A R n ABD’nin gerçekten kendine özgü bir kültürü var m›d›r? Genç, heterojen, maddeci
S Ö Z C Ü K bir ulus kültürel alanda Fransa, ‹ngiltere ya da Almanya gibi yaßl› uluslarla rekabet ede-
bilir mi? 17. yüzy›lda ilk Protestan ‹ngiliz kolonileriyle gelen püritanizm*in etkisini uzun
• MASS MEDIA süre taß›yan Amerikal›lar, çal›ßmay› en yüce de¤er, kültürü de ay›planacak bir hafiflik,
Kitle iletißim araçlar›n›n tümü hatta bir günah olarak kabul etmißlerdi. S›n›r* boyunca, tüm çabalar›n› do¤ay› ehlileß-
(bas›n, radyo, sinema, televiz- tirmek için harcad›lar ve yaln›zca ‹ncil okudular. 19. yüzy›lda gelen ve yoksullu¤un iz-
yon...). Medya sözcü¤ü de lerini taß›yan göçmenler ise, özellikle konfor ve refah arzuluyorlard›. Onlar›n gözünde
mass media’n›n k›salt›lm›ß biçi- e¤itim, gelecekte ancak çocuklar›n›n yararlanabilece¤i bir lükstü.
midir. n Kußkusuz, 18. ve 19. yüzy›l Amerikan ressamlar› ya da Fenimore Cooper, Edgar Poe
ve Mark Twain gibi yazarlar hakl› bir üne kavußmußlard›r. Ama Amerikan kültürü ger-
çek at›l›m›n› 1945’ten sonra gerçekleßtirdi.

S Ö Z L Ü K B. 1945 sonras› kültür at›l›m› Belge 1, 2 ve 5

* Püritanizm n 1945’ten sonra, ABD’deki kültür at›l›m› geleneksel alanlarda kendini göstermeye baß-
* S›n›r lad›. Amerikal› romanc›lardan Ernest Hemingway 1954’te, John Steinbeck de 1962’de
Nobel edebiyat ödülünü ald›lar. Amerikal› ressamlar ise soyut d›ßavurumculu¤a (Pol-
* Pop art
lock) ve pop art*a (Andy Warhol, Roy Lichtenstein) yöneldiler.
n Öte yandan, Avrupa da ABD’nin kültürel aç›dan zenginleßmesine katk›da bulunu-
yordu. Nazilerin Almanya’da iktidara gelmesiyle ülkesinden kovulan yarat›c› Walter
Grotius, bu katk›ya mimarî alan›ndan iyi bir örnektir. Güneyli siyahlar ise, ritmli melo-
dilerle söylenen dualar› (gospel) ve önce caz, ard›ndan da rock’n roll müzi¤ine esin kay-
na¤› olan blues’lar›yla müzikte devrim yapt›lar.
n Amerikan kültürünün özgünlü¤ü, ona hayat veren düßünce biçiminden kaynaklan›-
yordu. 1920’lerdeki refah ortam›nda do¤an e¤lence anlay›ß›, 1945’ten sonra yaßanan
ekonomik büyümeyle birlikte yeniden canland›. Kültürün yaln›zca seçkinlerin teke-
linde olmad›¤›, her bireyin zenginleßmesine katk›da bulundu¤undan herkes taraf›ndan
erißilebilir olmas› gerekti¤i fikri geçerliydi. Amerikal›lar sanatlar› sevmeyi ö¤rendiler.
Washington, Boston ya da New York’ta (Museum of Modern Art, Frick Collection) bu-
lunan büyük müzeler, özel ya da devlete ait önemli koleksiyonlar› sergiliyorlard›. Okul-
larda sanat e¤itimi veriliyor, edebiyat eserleri cep kitab› biçiminde yeniden bas›l›yor ve
daha ucuza sat›l›yordu.

C. Kültür modeli olarak mass media Belge 3, 4 ve 6

n Bütün bu gelißmeler içinde en çarp›c› olan› ise bambaßka bir ßeydir. Mass media*,
Amerikan kültüründe önemli bir yer tutmaya, hatta ABD s›n›rlar›n› da aßarak gerçek
anlamda küresel bir kültür modeli olußturmaya ve yaymaya baßlad›. Hollywood sine-
ma stüdyolar›, daha 1920’lerde bu alandaki egemenliklerini ilan etmißlerdi. Bu egemen-
lik "süperprodüksiyonlar", star system (y›ld›zlaßt›rma sistemi) ve önceleri yaln›zca Ame-
rikan iç pazar›na, sonra da tüm dünyaya yönelik olarak üretilen ve "B Serisi" diye ad-
land›r›lan görülmemiß kalitede filmlerle iyice güçlendi. 1919-1920’de ortaya ç›kan rad-
yo, 1930’larda ve 1945’ten sonraki y›llarda kayda de¤er bir yere sahipti. Ard›ndan tele-
vizyon geldi. Bu yepyeni medya, haber, oyun ve e¤lence programlar› sunuyor, etkisini
giderek yayg›nlaßt›r›yordu. Öyle ki, sonunda Hollywood stüdyolar›nda krize ve Ame-
rikan sinemas›n›n çökmesine yol açt›.
n Geniß kitlelerin kültüre erißim olana¤› bulmas›, bir tür e¤lence uygarl›¤›n›n do¤ma-
s›na neden oldu ve iß adamlar› daha sonra bunu bir kültür ürünleri sanayiine dönüßtür-
düler. Walt Disney taraf›ndan 1930’larda yarat›lan çizgi film kahramanlar›, büyük e¤-
lence parklar›n›n (Kaliforniya’da 1955’te kurulan Disneyland ve daha sonra Florida’da
1 Roy Liechtenstein’›n kurulan Disneyworld) ve tam anlam›yla bir e¤lence sanayiinin odak noktas› oldular.
[1924-1997] Blonde Waiting adl› Amerikan kültürü art›k ülke d›ß›na ihraç ediliyordu ve k›sa zamanda Bat› Avrupa’y›,
tablosu, 1964 (122 x 122 cm). ard›ndan da tüm dünyay› etkisi alt›na alacakt›.

142
2 Kenny Scharf imzal› Untitled, self portrait with Cadillac, 3 Sinemada Amerikan modeli:
1979 (183 x 152 cm). Aktris Marilyn Monroe (1926-1962).

4 Fast food, Amerikan beslenme modeli.

Bundan yirmi beß y›l önce, Nixon Beyaz Saray’a yerleßiyor, Bill Clinton da elinde diploma-
s›yla üniversiteden ayr›l›yordu. [...] Apollo Ay yüzeyine inerken, Jim Delligatti’nin Pitts-
burgh vergi dairesine kay›tl› lokantas›n›n mutfa¤›nda Big Mac haz›rlan›yordu. Big Mac’›n
burada elde etti¤i baßar›yla Pittsburgh’ün s›n›rlar›n› aßarak tüm Amerika’y›, ard›ndan da
dünyan›n geri kalan›n› fethetmesine çok k›sa bir süre yetti. 1971’de Japonya’ya vard›. Hat-
ta, o y›ldan beri, bir gezi gemisiyle Finlandiya ve ‹sveç aras›nda gidip geliyor. Bugün, 66 ül-
kede ve 5 k›tada Big Mac’in tad›na bakabilirsiniz. [...] Manila, Paris ya da Moskova’dan ge-
çerek, Pekin’den Boston’a herkesin anlad›¤› iki isim var: Mc Donald’s ve Big Mac. Big Mac
art›k bir efsane oldu.
Mc Donald’s reklam›, Fransa, 1993.

5 Elvis Presley (1935-1977).


Mississipi kökenli Presley, ilk beyaz rock’n
roll ßark›c›lar›ndan biriydi.

6 Florida’da, Disneyworld’de geçit töreni.

143
IV. Büyük çalkant›
A. Kent çat›ßmalar›ndan... Belge 2, 3 ve 5
A N A H T A R
n Amerikan modelinin tatl› reçetesi 1960’l› y›llarda sars›nt›ya u¤rad›. Pekçok Amerika-
S Ö Z C Ü K
l›, de¤ißimlerin fazla gecikti¤ini düßünüyordu. Etnik az›nl›klar›n durumunda bir iyileß-
• MELTING POT me söz konusu olsa bile, bu son derece yavaß gerçekleßiyordu. Kent çat›ßmalar›,
ABD’ye gelen tüm göçmenle- 1965’ten 1970’e kadar Siyahlar›n yaßad›¤› gettolar› kana bo¤du (1965’te Los Angeles’de-
rin, kökenleri ne olursa olsun ki Watts mahallesinde 34 ölü). Baßkan Johnson’un ald›¤› önlemlere ra¤men, yoksullu¤a
farkl›l›klar›n› bir potada erite- ve ›rk ay›r›mc›l›¤›na karß› gösteriler düzenlenmeye devam ediyordu. Siyahlar›n hare-
rek Amerikan halk›n› olußtur- keti sertleßmißti. "Siyah bir iktidar" (Black Power*) talep ediyorlard›. Öte yandan, 1963’te
John Kennedy’nin, 1968’de Martin Luther King ve Robert Kennedy’nin öldürülmeleri
mas›.
ile ülke adeta bir ßiddet girdab›na do¤ru sürüklenmeye baßlad›.
n Di¤er etnik topluluklar (Yerliler, Latin Amerika kökenliler) da, farkl›l›klar› yad-
s›nmadan toplumla kaynaßma hakk› istiyorlard›. Melting pot* art›k bir model de¤ildi.
S Ö Z L Ü K
Orta s›n›f kad›nlar› ise, kurban› olduklar› cinsiyet ay›r›mc›l›¤›*n› protesto ediyorlard›.
* Black Power Tam olarak tatmin edici bir sonuç elde edemeseler de, en az›ndan eßitli¤e haklar› oldu-
* Cinsiyet ay›r›mc›l›¤› ¤unu kabul ettirdiler. Geleneklerde özgürleßme, eßcinsellerin baz› haklar elde etmesine,
* Hippiler hafif ve a¤›r uyußturucu kullan›m›n›n yayg›nlaßmas›na, hippi*lerin bar›ßç›l›¤› yücelten
gösterilerine yol açt›.

B. ... Vietnam Savaß›’na karß› muhalefete Belge 1

n 1968’den itibaren çok say›da ö¤renci, kampüslerde Vietnam Savaß›’na ve ›rkç›l›¤a


karß› gösteriler düzenlemeye baßlad›lar. Bunu yaparken, Amerika taraf›ndan ezildi¤ine
inand›klar› üçüncü dünyan›n savunusunu da üstleniyorlard›. Rock, folk ya da country
ßark›c›lar› (Joan Baez, Bob Dylan), kendi üsluplar›yla bolluk toplumunu eleßtiriyorlar-
d›. 1969’da düzenlenen Woodstock müzik festivali, On the Road (1957) kitab›n›n yazar›
Jack Kerouac’›n da öncülerinden oldu¤u bu karß›-kültürün zaferini simgeler.
n Büyük çalkant›n›n nedenlerinden ilki, baby-boom’un ilk y›llar›nda dünyaya gelenlerin
politikaya at›lmaya baßlamalar›d›r. Maddî rahatl›k içinde yetißen bu insanlar, abart›l›
biçimde maddeci ve konformist bulduklar› bir uygarl›¤a eleßtirel bir gözle bak›yorlar-
d›. Vietnam Savaß› bu protestocu zihniyeti güçlendirdi. Amerikal›lar›n Vietnam’daki si-
yasal hedefleri belirsizdi (komünizmin yolunu kesmek). 1964’ten itibaren çat›ßmalar yo-
¤unlaßt›. 1968’de, Vietnam’da yar›m milyon Amerikan askeri bulunuyordu ve ABD’de-
ki gençlik yürütülen bu savaß› giderek daha az anl›yordu.
n Ülkenin d›ß politikas›n› tart›ßmaya açmak, ayn› zamanda bu politikay› haz›rlayanla-
r›, uygulayanlar› ve destekleyenleri de eleßtirmek anlam›na geliyordu. Amerikan mo-
delinin 1950’li y›llarda dayand›¤› toplumsal uzlaßman›n yerinde art›k yeller esiyor-
du. Toplumsal doku parçalanm›ßt› ve 1970’li y›llarda ABD’nin dünyadaki imaj› da bun-
dan etkileniyordu.

C. Tepetaklak m› oluyoruz? Belge 4 ve 6

n Nixon’un baßkanl›k döneminde (1969-1974), Amerikan modeli sanki h›zla tersyüz


edilerek alternatif bir model yarat›l›yormuß izlenimi belirdi. Ancak, söz konusu mode-
lin savunusu da eleßtirisi de, Amerikan toplum ve kültürüne ilißkin son derece yüzey-
sel bir çözümlemeye dayand›r›lm›ßt›. Özgün modelde bir dönüßüm e¤ilimi ekonomi
alan›nda bile hissediliyordu. ABD’nin dünya üretimindeki pay› küçülmeye baßlam›ß,
1980’li y›llardan itibaren baz› ßirketlerin (Hollywood stüdyolar›), ticaret merkezlerinin
(New York’taki Rockefeller Center), hatta üniversitelerin Japonlar taraf›ndan sat›n al›n-
1 1969’da Woodstock festivali, mas›, ABD’nin imaj›n› daha da zay›flatm›ßt›. Zihinlere bir ßüphe düßtü. Ülke d›ß›nda ol-
Amerikan karß›-kültürünün du¤u kadar ABD s›n›rlar› içinde de eleßtirilen Amerikan modeli, herßeye karß›n yaßam
simgesi. ve düßünce biçimlerini etkilemeyi sürdürebilecek miydi?

144
3 Smith ve Carlos, 1968 Mexico
Olimpiyat Oyunlar›’nda.
200 metre koßuda alt›n madalyan›n sahibi
Tommie Smith ve bronz madalyan›n sahibi
2 John Kennedy’nin Dallas’ta (Texas) öldürülmesi, 22 Kas›m 1963. John Carlos, Amerikan bayra¤›n› Black Po-
wer tarz› selaml›yorlar.

5 Siu yerlilerinden Vine Deloria ile röportaj.


B ‹ Y O G R A F ‹
Actuel: S›k s›k Yerlilerle ‹sraillileri karß›laßt›r›yorsunuz. ABD’nin için-
4 Richard Nixon (1913-1994).
de ‹srail gibi ba¤›ms›z bir Yerli devleti olmas›n› arzu eder miydiniz?
Kaliforniya kökenli bir avukat olan Richard Nixon, V. Deloria: ‹yi olurdu, ama böyle bir ßey ancak bir ilk ad›m olabilir.
1946’da Cumhuriyetçi Parti’den milletvekili seçildi. Topraklar›m›z›n tümünü geri almak istiyoruz. ABD’nin bir gün
Amerika karß›t› faaliyetler komisyonu üyesi olduk-
kendi kendini yok edece¤ine inan›yoruz. Beyaz Amerikal›lar›n ço-
tan sonra, komünizme karß› girißti¤i mücadeleyle
¤u k›y›lardaki kentlerde yaß›yorlar. Do¤a ve insan aras›nda öyle
kendini farkettirdi. 1950 y›l›nda senatör seçildi,
dengesizlikler yaratt›lar ki, k›sa ya da uzun bir süre sonra bir fela-
1952’de de baßkan Eisenhower’›n yard›mc›s› oldu.
1960 baßkanl›k seçimlerinde Demokrat Parti’nin aday› John Kennedy ket onlar› yutacak. Yaln›zca ülkenin içlerinde bulunan Yerli rezerv-
karß›s›nda yenilgiye u¤rad›; ama 1968’de baßkanl›k koltu¤una oturdu. leri kurtulacak. Hopi dini bunu söylüyor ve giderek daha çok say›-
Richard Nixon gerçekçi bir d›ß politika güdüyordu: Çin Halk Cumhu- da Yerli H›ristiyanl›k’tan bu dine geçmek için ayr›l›yor. [...]
riyeti’ni resmen tan›d›, Sovyetler Birli¤i’yle SALT 1 anlaßmas›n› imza- Actuel: Ama Yerlilerin ço¤unlu¤u beyaz topluma entegre olmaya
lad› ve Amerikan ordular›n› Vietnam’dan çekmeye karar verdi. çal›ßm›yor mu?
1972’de yeniden seçildi, ancak Watergate skandal›n›n patlak vermesiy- V. Deloria: Hiç de de¤il. Kentlerde yaßayanlar tatillerde ve hafta-
le 8 A¤ustos 1974’te istifa etmek zorunda kald›.
sonlar› akrabalar›n›n yan›na geliyorlar. Çok para kazananlar re-
zervlere yat›r›m yap›yorlar. Ben yirmi kabilenin avukat›y›m, çok sa-
y›da Yerli avukat yetißtirmek üzere bir vak›f kurdum. Böylece re-
zervler, bal›k av› haklar›, topraklar, vb. konularda yap›lan anlaßma-
lara uymayan Amerikan idaresine karß› dava açabilecekler. [...]
Çok say›da Yerli sinemada figüran olarak rol al›yor. Onlardan "Hü-
cum!" diye ba¤›rmak yerine kendi dillerinde savaß ç›¤l›klar› atma-
lar› istendi¤inde, siyasal sloganlar at›yorlar. Bunlar küçük ßeyler,
ama biz de daha fazlas›n› yapabilecek durumda de¤iliz.
Actuel, mart 1972.

Ekonomide ABD’nin rakibi Japonya.


6
Dayton Daily News gazetesinden karikatür, 1993.
Pearl Harbor bask›n›n›n baßar›l› oldu¤unu bildiren Japon
ßifresi, “Tora! Tora! Tora!” (Kaplan! Kaplan! Kaplan!) idi.

145
V. 1980’lerde Amerikan modeli
A. Reagan’›n baflkanl›k dönemi (1981-1989) Belge 2 ve 3
A N A H T A R
n Ronald Reagan, 1981 y›l›nda baflkanl›k koltu¤una oturdu¤unda, ABD’nin kendine
S Ö Z C Ü K güveni yerine gelmeye bafllad›. Ülke korkunç deneyimlerin üstesinden gelmeyi baflar-
m›flt›. Haziran 1972’de patlak veren Watergate skandal›* Richard Nixon’un istifas›yla so-
• DEVLET
nuçlanm›flt›. Amerikal›lar baflkanlar›n›n yalan söyledi¤ini ve bireysel özgürlüklerin
DÜZENLEMELER‹N‹N ayaklar alt›na al›nd›¤›n› keflfetmifllerdi. 1970’li y›llar›n sonunda, ahlakî krize bir de
KALDIRILMASI ekonomik kriz eklendi. Bu kriz, y›ll›k enflasyon oran›n›n %10’u geçmesinden, sanayi
Neo-liberal ekonomi politika- üretiminin düflmesinden ve ikinci petrol flokundan kaynaklan›yordu. ABD’nin ulusla-
s›n›n bir özelli¤i. Tüketicileri raras› konumu da sars›lm›flt›. Saygon’dan Tahran’a, Sovyetler Birli¤i ve Müslüman kök-
ya da ücretlileri koruyan, ama tendinciler taraf›ndan beslenen bir Amerikan karfl›tl›¤› dalgas› tüm gezegene yay›l›yor-
neoliberaller taraf›ndan eko- du. Duyarl›l›klara seslenmeyi iyi bilen Reagan, iyimserli¤ini halka afl›lamay› baflard›.
nomik özgürlüklerin önünde Amerikan modeli 1980’li y›llar›n bafl›nda yeniden güç kazand›.
bir engel olarak kabul edilen
n Keynescilik ekonomik model olarak art›k uygun gelmiyordu. Refah Devleti’nin ma-
baz› düzenlemelerin kald›r›l- liyeti çok yüksekti; toplumu bürokratiklefltiriyor ve Amerikal›lar›n bir k›sm›n› yard›ma
mas›. muhtaç insanlara dönüfltürüyordu. Giriflimcili¤i ve bireysel çabalar› cesaretlendirmek,
ekonomide devlet düzenlemelerini kald›rmak*, talepten çok arz› teflvik etmek, vergileri in-
dirmek, sosyal harcamalar› azaltmak gerekliydi. Ekonomi yeniden canlan›rsa, iflsizlik
S Ö Z L Ü K de ortadan kalkacakt›. Bu do¤rultuda, vergi indirimi gibi baz› önlemler al›nd›. Bu
arada, sanayi de teknolojik dönüflümlerden yararlan›yordu. 1984’ten itibaren, iflsizlik
* Watergate skandal› azalmaya bafllad›. ABD h›zla sanayi sonras› toplumuna dönüflüyor, böylece tüm Bat›’ya
* Dinci sa¤ krizden ç›kma yolunda örnek oluyordu.

B. Yeni model ve s›n›rlar› Belge 1, 4 ve 5

1995’te Amerika n ABD’nin 1980’li y›llarda girdi¤i yeni refah dönemi, yasal ya da kaçak göçmenler
nüfusu: 263 milyon
çekmeye bafllad›. ‹nsanlar özgürlükten yararlanmak, ABD’de bulunan ailelerine kavufl-
Dolar
mak ya da "Amerikan rüyas›"na kat›lmak için ak›n ak›n geliyorlard›. Halk›n etnik yap›-
30 000
s› da bundan etkileniyordu. Filipinliler, Çinliler, Vietnaml›lar, Latin Amerikal›lar yeni
20 000 göçmen kitlesini oluflturuyorlard›. Avrupa kökenlilerin çocuklar› olan Amerikal›lar›n
10 000
oran› da giderek düflüyordu. Gözlerimizin önünde bir "dünya-ülke" do¤uyordu.
Siyahlar:
30 milyon n Ayn› zamanda, Amerikal›lar›n eski erdemleri de yeniden canland›. Özgürlük, de-
nüfus ücretler mokrasi ve vatanseverlik bir kez daha temel ulusal de¤erler haline geldi. Düflman ise,
% % Reagan’›n "kötülük imparatorlu¤u" diye tan›mlad›¤› komünizmdi. 1989’da Berlin
40 33,3 15 12,4 Duvar›’n›n y›k›lmas› ve 1991’de Sovyetler Birli¤i’nin da¤›lmas›, "özgür dünya"n›n zafe-
30 10 rinin kan›tlar› oldu. 1991 Körfez Savafl› s›ras›nda ABD, Birleflmifl Milletler bayra¤› ve
6
20 11,6 Amerikan komutas› alt›nda savaflmay› kabul eden bir koalisyonunun bafl›na geçti.
5
10 Amerika gibi bir süpergücü tehdit edebilecek ya da onun deste¤ine s›rt çevirebilecek
0 0 kimse yoktu art›k.
Yoksulluk s›n›r›n›n ‹ßsizlik
alt›nda yaßayan n Siyasal erdemler ve ahlakî erdemler birlefltirilmiflti. Protestan köktencili¤ine dayanan
Siyahlar ve Beyazlar
dinci sa¤* toplumda etkisini hissettiriyordu. Kürtaja ve geleneklerde özgürleflmeye kar-
% % fl› olanlar, ailenin kutsall›¤›na inananlar ve okulda din e¤itimi verilmesinden yana olan-
20 19,4 50 46,4 lar seslerini giderek yükselttiler. Muhafazakârl›k etki alan›n› geniflletti.
40
9,4 30 n Ancak, bu modelin de s›n›rlar› vard›r. Öncelikle, söz konusu model, eflitli¤i de¤il, f›r-
10 13,5
20 sat eflitli¤ini ön plana ç›karmakta ve yoksullukla mücadelede etkin olamamaktad›r. Irk-
10
ç›l›k tekrar hortlam›fl, kentler fliddet merkezleri haline gelmifl ve toplumun tüm kesim-
0 0
Yüksek ö¤renim Aile reisi lerine yayg›nlaflan uyuflturucu sorununa hâlâ çözüm bulunamam›flt›r. Ama, Amerika,
kurumlar›nda kad›nlar kültürünü türlü biçimlerde ihraç etmeyi günümüzde de sürdürmektedir. Eurodisney
4 y›ldan fazla
e¤itim alanlar milyonlarca çocu¤u büyülemekte ve MacDonald’s Moskova’da bile flube açmaktad›r.
Yaflam ve düflünce biçimlerinin küresel boyutta “Amerikan”laflmas›na tan›k oluyo-
1 Amerikal› Siyahlar: Baßar›l› ruz. Günlük hayat›m›zda gözledi¤imiz bu etkiler nedeniyle, günümüzde, Amerikan
bir entegrasyon mu? modelinden baflka bir model olmad›¤› duygusuna kap›labiliyoruz.

146
2 Watergate skandal›. 3 Baßkan Reagan’›n konußmas›, 1981.

Herßey, 17 Haziran 1972 gecesi, Demokrat Parti genel merkezinin Amerika Birleßik Devletleri ekonomik bir felaketle karß› karß›ya. [...]
bulundu¤u Washington’daki Watergate binas›na gizlice giren beß Hareketsiz kalan sanayi, çal›ßanlar› ißsizli¤e, sefalete ve hak etmedik-
h›rs›z›n yakalanmas›yla baßlad›. Polisler, h›rs›zlar›n Beyaz Saray’la, leri bir konuda yaßamaya itmißtir. [...]
özellikle de Nixon’›n yeniden seçilmesi için olußturulan komiteyle Ony›llar boyunca bütçemiz aç›k üzerine aç›k verdi. [...] Bugün hâlâ
ba¤lant›lar› oldu¤unu keßfettiler. Beyaz Saray sözcüsü ise "bu çekti¤imiz ekonomik s›k›nt›lar, ony›llard›r bizi k›r›p geçirdi. Tüm bun-
yaln›zca üçüncü s›n›f bir h›rs›zl›k teßebbüsüdür" aç›klamas›n› yapt›. lar belki birkaç ay içinde geçmeyecek ama sonunda geçecek, çünkü
[...] Amerikal› olarak bizler t›pk› geçmißte oldu¤u gibi özgürlü¤ün bu son
Baßkanl›k seçimi kampanyas› da daha az sorunlu geçmedi. [...] kalesini korumak için gerekeni yapacak güce sahibiz.
Yaln›zca ikisi hariç tüm eyaletler, Güney eyaletleri de dahil olmak Bugünkü kriz ortam›nda, sorunlar›m›z›n çözümü hükümette de¤ildir;
üzere oylar›n›n ço¤unu Nixon’a verdiler. [...] esas sorun hükümetin kendisidir. [...] Benim niyetim, federal hükü-
Seçimlerin hemen ertesinde, Watergate olay› ile ilgili sorußturma metin boyutlar›n› ve etkisini küçültmek ve federal hükümete verilen
yeniden h›zland›. Mahkemeler de iße kar›ßt› ve tutuklama kararlar› yetkilerle eyaletlere ya da halka b›rak›lanlar aras›ndaki ay›r›m›n tan›n-
ç›kartt›lar. Nixon’›n yak›nlar›n›n da adlar› geçiyordu. [...] mas›n› sa¤lamakt›r [...].
Amerikal›lar [...] gözlerine ve kulaklar›na inanam›yorlard›. Baßkan- Baz›lar›n›n bizi inand›rmak istedi¤i gibi kaç›n›lmaz bir çöküße mah-
lar›n›n yalan söyledi¤ini ö¤renmißlerdi. Evet, h›rs›zl›k olay› ortaya kum de¤iliz. Ne yaparsak yapal›m yine de bizi vuracak bir kadere
ç›kt›¤›ndan beri Nixon durumu biliyordu ve o zamandan beri olay› inanm›yorum. Kaderin e¤er bir ßeyler yapmazsak bizi vuraca¤›na ina-
örtbas etmek ya da adalet mekanizmas›n›n önündeki engelleri n›yorum. [...]
ço¤altmaktan baßka bir ßey yapmam›ßt›. Oysa oraya buraya gizli Reagan, Arlington Ulusal Mezarl›¤›’n›n patikalar›na do¤ru döndük-
mikrofonlar yerleßtirmek, telefonlar› dinlemek için hatlar çektirmek, ten sonra konußmas›n› bitirir:
örtülü ödenekler sayesinde ucuz polis operasyonlar›na kalk›ßmak gibi Bu mezarlar›n her biri, sizlere az önce sözünü etti¤im kahraman tü-
ßeyler oldukça yayg›nd›, zira Vietnam Savaß›’na karß› örgütlenen rüne birer an›tt›r. Onlar›n yaßamlar›, ad› Bois Belleau, Argonne, Oma-
muhalefetten saplant›l› bir biçimde çekinen Beyaz Saray, sanki her ha Plaj›, Salerno ya da dünyan›n öbür ucunda Guadalcanal, Tarawa,
taraftan güçlü düßmanlarla kußat›lm›ßcas›na, bir kale havas›na Pork Chop Hill olan yerlerde ve Vietnam ad›nda bir yerde bulunan
bürünmüßtü. [...] çeltik tarlalar› ve ya¤mur ormanlar›nda sona erdi.
Temsilciler Meclisi impeachment prosedürünü baßlatt›. Buna göre, Bugün karß› karß›ya geldi¤imiz kriz [...], gösterebilece¤imiz çabalar›n
sonunda baßkan›n yüksek mahkemeye dönüßtürülen Senato önünde en büyü¤ünü ve kendimize inanmak, büyük ißler baßarma yetisine
yarg›lanmas› gerekiyordu. [...] Temmuz 1974’te Yüksek Mahkeme, sahip oldu¤umuza inanmak, hep birlikte, Tanr›’n›n da yard›m›yla bu-
sorußturman›n yürütülebilmesi için baßkandan elinde bulunan tüm gün karß› karß›ya bulundu¤umuz sorunlar› çözebilece¤imize ve çöze-
ses bantlar›n› teslim etmesini istedi. ce¤imize inanmak konusunda sergileyebilece¤imiz en güçlü iradeyi
Baßkan, o andan itibaren Meclis’te kendisini suçlayacak, Senato’da gerektiriyor.
da kendisini siyasal olarak mahkum edecek bir ço¤unlukla Hem sonuç olarak neden inanmayal›m ki? Bizler Amerikal›y›z. Tanr›
karß›laßaca¤›n› anlad›. Savaß baß›ndan kaybedilmißti. Richard Nixon, bizi kutsas›n ve teßekkürler.
9 A¤ustos’ta yerini baßkan yard›mc›s› Ford’a b›rakt›. Amerikan tari-
hinde ilk kez bir baßkan, görev süresinin bitiminden önce kendi Baßkan Reagan’›n göreve baßlama konußmas›, 20 Ocak 1981.
arzusuyla istifa ediyordu.
A. Kaspi, Les Américains (Paris, 1986). Baßkan Reagan, Amerika’n›n geçirmekte oldu¤u krizin han-
gi yönlerini vurguluyor? Ne gibi çözümler öneriyor? Hangi
Richard Nixon’a nas›l bir eleßtiri yöneltilebilir? de¤erlere dayan›yor?

4 ABD’nin göç sorununa


yaklaß›m›.

19 Aral›k 1997’den bu yana uygulanmakta


olan önlemler:
- ABD’ye göç etmek isteyen herkes, ABD’de ya-
ßayan ve yoksulluk s›n›r›n›n %125’inden fazla
(dört nüfuslu bir aile için y›lda yaklaß›k 20.000
dolar) geliri oldu¤unu kan›tlayabilen bir akraba-
s›n› kefil göstermek zorundad›r.
- Yeni göçmenler 5 y›l boyunca federal devlet
yard›mlar›ndan (yemek fißi, ihtiyaç içinde bulu-
nan yoksullara ve ailelere yard›m) yararlana-
mazlar.
- Kefil gösterilen kißi adres de¤ißikli¤ini beyan 5 Eski Do¤u Bloku’nda Amerikan etkisi.
etmezse, para cezas›na çarpt›r›l›r.
Bu askerler kimdir? Bu foto¤raftan Amerikan etkisi ile ilgili ne gibi sonuçlar
ç›kar›labilir?

147
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM
TAR‹HLER
n Federal devlet ve eyalet
1950: Maccarthy’cili¤in baßlang›c›.
1961-63: Kennedy’nin baßkanl›k 1776’da, Kuzey Amerika’daki 13 ‹ngiliz
dönemi, ABD’nin Çinhindi’ne asker kolonisi ba¤›ms›zl›klar›n› ilan ettiler.
göndermeye baßlamas›. Bu 13 yeni eyalet birleßerek federal bir
1964: Johnson’un söylevi ("Büyük devlet olußturdular: United States of Washington DC
(District
Toplum"), vatandaßl›k haklar› ile ilgili America (Amerika Birleßik Devletleri). Bir eyalet:
of Columbia)
ilk yasalar. Y›llar geçtikçe yeni eyaletler do¤du Kaliforniya

1965: Kentlerde ›rk ayr›mc›l›¤› ile ilgili ve birli¤e kat›ld›.


ilk ayaklanmalar, Watts, Los Angeles. ABD’de her eyalet kendi anayasas›n› belirler,
1969: Ayda ilk insan, Neil Armstrong. yürütme ve yasama güçlerini seçer, yarg› gücünü atar. Eyaletlerin para birimi ve d›ß
1972-1974: Watergate skandal›. politikas› ise ortakt›r. Her Amerikal› hem kendi eyaletinin hem de ABD’nin vatandaß›d›r.
1980: Reagan’›n baßkan seçilmesi.
1991: Körfez Savaß›.
n 1945’ten günümüze ABD baßkanlar›
Baßkanl›k seçimleri dört y›lda bir, kas›m ay›n›n ilk pazartesi gününü izleyen sal› günü
yap›l›r. Yeni baßkan görevine bir sonraki y›l›n 21 Ocak günü baßlar. Ölüm, hastal›k
ya da impeachment nedeniyle kesinlikle seçim yap›lamaz. Bir baßkan ölür ya da
görevinden ayr›lmak zorunda b›rak›l›rsa, baßkan yard›mc›s› onun yerine geçer.
1951’den beri, baßkanl›¤a iki kezden fazla aday olunamaz, yani kimse sekiz y›ldan
Seçilme fazla baßkanl›k yapamaz.
tarihi
(Kas›m) 1944 1948 1952 1956 1960 1964 1968 1972 1976 1980 1984 1988 1992 1996 2000

G. W.
Roosevelt Truman Eisenhower KennedyJohnson Nixon Ford Carter Reagan G. Bush Clinton
Bush

1945 1949 1953 1957 1961 1965 1969 1973 1977 1981 1985 1989 1993 1997 2001
Göreve kas›m 1963 A¤ustos 1974
baßlama Kennedy’nin Nixon’›n istifas›
tarihi (ocak) öldürülmesi Demokratlar Cumhuriyetçiler

n Demokratlar ve Cumhuriyetçiler
Cumhuriyetçiler, Lincoln’›n miras›na sahip ç›karlar; daha çok iß dünyas›n› (big business)
savunurlar ve hali vakti yerinde olanlar aras›nda daha fazla taraftarlar› vard›r.
Demokratlar ise, Roosevelt’in mirasç›lar›d›r; federal hükümetin rolünün artmas›ndan
yanad›rlar ve etnik az›nl›klardan destek al›rlar. Geleneksel olarak Güney’de daha güçlü
olan Demokratlar, uzun süre ›rk ayr›mc›l›¤›n› desteklediler.
Günümüzde, iki parti de ba¤›ms›z adaylar taraf›ndan tehdit edilmektedir.

YARARLI B‹YOGRAF‹LER
s. 137 s. 139 s. 145 s. 248

Dwight Eisenhower John Kennedy Richard Nixon Ronald Reagan


(1890-1969) (1917-1963) (1913-1994) (d. 1911)

1953’den 1961’e kadar 1961’den 1963’e kadar 1969’dan 1974’e kadar 1981’den 1989’a kadar
ABD baßkan›. ABD baßkan›. ABD baßkan›. ABD baßkan›.

148
belge incelemesi

J. F. Kennedy’nin "Yeni S›n›r" baßl›kl›


konußmas›ndan bir bölüm
Bizde, gelecek y›llar›n belirleyici olgusu yine bir devrim olacak. New Deal1 ve Fair Deal2,
zamanlar›na göre cesurdular, ama biz yeni bir kußa¤›z.
Tar›mda gerçekleßtirilen teknolojik devrim üretimde patlamaya yol açt›; ancak biz, her ne
kadar çiftçilerimizin gelirlerini korumay› baßarm›ß olsak da, bu patlamadan yararlanmay›
beceremedik. Kentlerde yaßanan devrim okullar›m›z› fazlas›yla doldurdu, banliyölerimi-
zin düzenini bozdu, yoksul evlerdeki sa¤l›ks›z yaßam koßullar›n› a¤›rlaßt›rd›. ‹nsan hakla-
r› ad›na yap›lan ve yaßam›n her alan›nda ›rk ay›r›mc›l›¤›n›n son bulmas›n› gerektiren ba-
r›ßç›l devrim, fazla korkak bir yönetim taraf›ndan frenlendi. T›p alan›ndaki devrim, onur-
lu bir yaßl›l›k için herhangi bir güvence öngörmeden büyüklerimizin yaßam süresini uzat-
t›. Otomasyon devrimi ise, Amerika’n›n madenlerinde ve fabrikalar›nda çal›ßan insanlar›n
yerini makinelerle dolduruyor, ama karß›l›¤›nda onlara gelir ve e¤itim sa¤lam›yor ve aile-
lerini besleme, bar›nd›rma ve sa¤l›k hizmetlerinden yararland›rma olana¤› vermiyor.
Ahlakî ve entellektüel gücümüzde de bir de¤ißim, bir sapma oldu. Çok fazla Amerikal›-
n›n kafas› kar›ßt›; bunlar tarihsel yazg›m›z›n yönünü ve dinamizmini kaybettiler. J. F. Kennedy konußma yaparken.
Bugün baz›lar› art›k öncülerin mücadelesinin bitti¤ini, erißilebilecek tüm ufuklara erißil-
di¤ini, tüm savaßlar›n kazan›ld›¤›n› ve art›k Amerika’da "s›n›rlar›n" olmad›¤›n› söylüyor.
Sorular
Oysa ben size diyorum ki, istesek de istemesek de "Yeni S›n›r" orada. O s›n›r›n ötesinde
bilimin ve uzay›n keßfedilmemiß alanlar›, savaß›n ve bar›ß›n çözülmemiß sorunlar›, henüz n 1. Metnin yazar›n› tan›t›n›z.
yok edilmemiß önyarg›lar ve cehalet kal›nt›lar›, üretim fazlas›yla yoksulluk aras›ndaki çe-
lißki var. n 2. Metni ABD’deki seçim sürecine
J. F. Kennedy’nin Demokrat Parti kongresinde yerleßtiriniz.
baßkan aday› seçildikten sonra yapt›¤› konußma, 15 Temmuz 1960.
n 3. Metnin yazar› ABD’nin yak›n geçmißi
1. New Deal: 1933’ten itibaren Demokrat baßkan Roosevelt taraf›ndan yürütülen ekonomik canland›rma
ile ilgili nas›l bir çözümleme yap›yor?
politikas›.
n 4. Kennedy Amerikal›lara ne öneriyor?
2. Fair Deal: ‹kinci Dünya Savaß›’ndan sonra Demokrat baßkan Truman taraf›ndan yürütülen ekonomik
canland›rma politikas›.
n 5. Hangi sonuçlar› elde etti?

TAVS‹YELER YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N


• Amerikan baßkan› dört aßamada seçilir (soru 2): • Metnin yazar› John Fitzgerald Kennedy’yi tan›t›n (soru 1).
- Eyaletlerin ço¤unda, her büyük parti kendi içinde aday›n› (Bkz. Biyografi, s. 139)
belirlemek için ön seçim yapar;
- Parti kongresinde "ticket" (baßkan ve baßkan yard›mc›s›) • Metnin kayna¤›n› inceleyin. Burada söz konusu olan siyasal
belirlenir. Metnin yaz›ld›¤› tarihte, Kennedy Demokrat Parti bir metindir: Seçim program› (delegelerin kongreye kat›lmala-
kongresinde çeßitli eyaletlerin delegeleri taraf›ndan aday olarak r›n› sa¤lamak). Kennedy, önce (konußman›n baß›) iki Demokrat
seçilmißti (15 Temmuz); baßkan F. D. Roosevelt (New Deal) ve Truman’a (Fair Deal)
- Kas›m ay› baß›nda yap›lan genel seçimlerle biten bir seçim
gönderme yap›yor. Ard›ndan Amerika’n›n geçirdi¤i dönüßüm-
kampanyas› düzenlenir. Genel seçimlerle ikinci seçmenler belirlenir;
lerden söz ediyor (Bkz. s. 141, belge 4). Bu dönüßümleri nitele-
- ‹kinci seçmenler baßkan› seçmek için oy kullan›rlar ve yeni baßkan
20 Ocak’ta görevi devral›r (Göreve baßlama konußmas›). mek için pek çok kez kulland›¤› sözcük hangisidir? Genel du-
rumla ilgili kötümser bir tablo çiziyor. Önceki yönetimi eleßti-
• Metin "yeni bir s›n›r"dan söz ediyor (soru 4). "S›n›r"›n Amerika
riyor. Bu tav›r, özellikle de önceki baßkan di¤er partidense (bu
Birleßik Devletleri için ne anlama gelebilece¤ini düßünün. Burada
seçimlerde de öyle mi?), seçim dönemlerinde ola¤and›r. Son
sözü edilen bu "Yeni S›n›r" ne olabilir? (Kennedy’nin bu terimi
kulland›ktan sonra söylediklerine bak›n).
olarak, program›n› ilan ediyor (soru 4). Ancak, amac› (konuß-
man›n sonu) ayn› zamanda Amerikal›lara yeniden umut ver-
mek (soru 5).

149
verilerle çal›ßma

Konu: 1960’l› y›llar›n süpergücü ABD’nin


sundu¤u model ve s›n›rlar›

Sorular Yararl› tarihler


r 1. Belgeleri tan›t›n›z. 1960: Rus Yuri Gagarin, uzayda ilk insan; Demokrat John Kennedy’nin baßkanl›¤a seçilmesi.
1962: ABD’nin Vietnam’a askerî müdahalesinin baßlang›c›.
n 2. Belgelerde verilen bilgileri
1964-1975: Vietnam Savaß›.
konulara göre seçiniz, s›n›fland›r›n›z
Kas›m 1963: J. F. Kennedy’nin Dallas’ta (Texas) öldürülmesi; Baßkan Yard›mc›s› Johnson’un
ve karß›laßt›r›n›z. baßkanl›¤a getirilmesi.
r 3. Belgelerden derleyece¤iniz 1964: Baßkan Johnson’un söylevi ("Büyük Toplum"); vatandaßl›k haklar› ile ilgili ilk yasalar.
bilgilerin yard›m›yla, yukar›daki 1965: Irk ay›r›mc›l›¤›yla ilgili ilk kent ayaklanmalar›, Watts mahallesi, Los Angeles.
konuyu tart›ßan bir sentez yap›n›z. 1968: Vietnam’da, Amerikal›lar›n ve Güney Vietnaml›lar›n elinde bulunan yüz kadar kente
komünist "Tet harekât›" (ßubat); Siyah Protestan rahibi Martin Luther King’in öldürülmesi
(nisan); Vietnam Savaß› üzerine Paris görüßmelerinin baßlang›c› (haziran); Cumhuriyetçi
Richard Nixon’›n baßkan seçilmesi (kas›m).
Tüm y›l boyunca: ABD’de Vietnam Savaß› karß›t› gösteriler doruk noktas›nda.
1969: Amerikal› Neil Armstrong, Ay’da ilk insan.
1971: Dolar›n alt›na çevirilebilirli¤inin sonu.

1 "I have a dream".

Martin Luther King (1929-1968), ABD’nin güneyinde Atlanta’da


% 2,3
(Georgia) do¤du. Montgomery’de (Alabama) Protestan rahibi 15.000
olduktan sonra, 1955’te, ›rk ay›r›mc›l›¤› yapan bir otobüs ßirke- % 5,9 % 17,0 dolardan
yüksek
tine karß› boykot baßlatt›. Yaßam› boyunca, bar›ßç›l yöntemlerle
ABD’deki Beyaz ve Siyah topluluklar›n yak›nlaßmas› ve Siyahlar-
la Beyazlar›n eßit vatandaßl›k haklar›na sahip olmalar› için çal›ßt›.
1964 y›l›nda Nobel Bar›ß Ödülü’nü ald›. 4 Nisan 1968’de öldü- 10.000 - 15.000
dolar aras›
rüldü. % 21,9
Bir gün bu ulusun aya¤a kalkaca¤›n› ve siyasal inanc›n›n gerçek anlam›n› yaßayaca¤›n› hayal edi-
yorum. Bu gerçekleri, yani insanlar›n eßit yarat›ld›klar›n› aßikâr kabul ediyoruz. [...] Bir gün Geor-
% 66,1
gia’n›n k›z›l tepelerinde eski kölelerin çocuklar›yla eski köle sahiplerinin çocuklar›n›n kardeßlik
sofras›na birlikte oturacaklar›n› hayal ediyorum. Adaletsizli¤in ateßiyle kavrulan Mississipi eyale-
tinin bile bir gün bir özgürlük ve adalet vahas›na dönüßece¤ini hayal ediyorum. Bir gün dört kü-
çük çocu¤umun derilerinin rengine göre de¤il, kißiliklerine göre de¤erlendirilecekleri bir ulusun
parças› olacaklar›n› hayal ediyorum. 3.000 - 10.000
% 50,3 dolar aras›
Martin Luther King’in söylevi, 28 A¤ustos 1963.

2 "Amerikan Rüyas›".

Ne çok ßey demekti, Amerika! Herßeyden önce de, ulaß›lmaz olan demekti. Caz, sinema, edebi- % 25,7
yat derken, tüm gençli¤imizi beslemiß, ama ayn› zamanda da büyük bir mitos olmußtu. Mitoslar 3.000
kendilerine dokunulmas›na izin vermezler. Yolculuk ancak uçakla yap›labilirdi. Lindbergh’in büyük dolardan
% 10,8 düßük
baßar›s›na art›k bizim de erißebiliyor olmam›z inan›lmaz bir ßeydi. Amerika, bize özgürlü¤ün geldi-
¤i toprakt› ayr›ca; gelecekti; ufuktaki sonsuzluk ve bolluktu; efsanevî bir imgeler karmaßas›yd›. 1951 1969
Tüm bunlar› kendi gözlerimizle görebilece¤imizi düßünmek baß›m›z› döndürüyordu. Sabit dolar (1967 de¤erleriyle)
Simone de Beauvoir [Frans›z yazar],
La Force des choses (Paris, 1963).
3 1951’den 1969’a, ABD’de ailelerin
gelir da¤›l›m›.

150
A¤ustos 1966’da, Paris’te Vietnam
4
Savaß’na karß› protesto gösterileri.
Öndeki büyük pankartta
“Katil Johnson” yaz›yor.

5 Vietnam’da Amerikan askerleri.

1962: 11.300 asker (kay›p: 52)


1964: 23.300 asker (kay›p: 195)
1966: 385.300 asker (kay›p: 6.053)
1968: 536.000 asker (kay›p: 16.508)
1970: 334.000 asker (kay›p: 2.349)
1972: 24.200 asker (kay›p: 551)
Toplam kay›p: 58.132 asker

1965’ten 1971’e savaß›n toplam maliyeti:


121 milyar dolar (GSMH’n›n %2-3’ü)

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
r Soru 1 • Bilgileri aßa¤›daki ay›r›ma göre s›n›fland›r›n:
- ABD’nin gücünü gösterenler;
• Hangi belgeler ABD’ye özgü bir durumu betimliyor
(Amerikan modeli)? - Bu gücün sorgulan›ß›n› gösterenler;

• Hangi belgeler ABD kökenli de¤il ve ABD d›ß›nda bir - ABD’nin zaaflar›n› gösterenler;
durumu betimliyor (Amerikan modeli karß›s›ndaki tutumlar)? - Zaaflara ve sorgulamaya verilen yan›tlar› gösterenler.

n Soru 2 r Soru 3

- Hangi ö¤eler ABD’nin gücünü ve örnek olarak çekicili¤ini • ABD’nin hangi alanlarda bir süpergüç oldu¤unu
vurguluyor? bulmal›s›n›z.
- Hangi ö¤eler bu örne¤in hata ya da zaaflar›n› gösteriyor? • Þu konuda bir sentez yapmal›s›n›z:
- Hangi ö¤eler örne¤in ülke içinde ve ülke d›ß›nda ABD, 1960’l› y›llarda gerçekten bir süpergüç ve bir modeldi;
eleßtirildi¤ini gösteriyor? ama içeride ve d›ßar›da güçlüklerle karß›laß›yordu ve model
olarak eleßtiriliyordu.
• Belgeleri aßa¤›daki ay›r›ma göre s›n›fland›r›n:
- ABD’nin gücünü gösterenler (çok yüksek bir yaßam düzeyi,
yaßam düzeyinin iyileßmesi, kaynaklar›n artmas› çekici TAVS‹YELER
ö¤elerdir);
- Bu gücün s›n›rlar›n› gösterenler. • Unutmay›n:
• Grafi¤i yorumlay›n: 1950’li y›llar›n sonuyla 1970’li y›llar›n - 1945’ten beri, ABD bir süpergüçtür. Hem siyasal ve diploma-
baß› aras›nda büyük bir fark gözleniyorsa, bunun nedeni bu tik, hem de askerî, ekonomik ve kültürel olanaklara sahiptir.
iki tarih aras›ndaki dönemde (1960’l› y›llar) önemli bir art›ß - Gezegenin her yan›nda varl›¤›n› hissettiriyor; ABD’yle ancak
olmas›d›r. Bu ne tür bir art›ßt›r? Sovyetler Birli¤i rekabet edebiliyordu.
- Vietnam Savaß›’n›n ABD içinde ne gibi sonuçlar› olmußtur?
- ABD bu konuma Bat› Avrupa’n›n zay›flamas›n›n ard›ndan
- Irk ay›r›mc›l›¤› ABD’yi d›ßar›ya nas›l gösteriyor? kavußmußtur. Etraf›nda, korumas› alt›nda bulunmak isteyen
• Zamandizimden yararlan›n: ve onu örnek alan uluslardan olußan gerçek bir imparatorluk
- 1960’l› y›llarda ABD’yi kim yönetiyor? olußturmußtur.
- 1968 y›l›n›n önemini ortaya koyun. - Bu süpergüce yönelik tehditler vard›r.

151
KONU

8 Sovyet modeli
S avaß sonras›n›n Sovyet modeli, önce ekim 1917’de baßlayan Bolßevik Devrimi’ni izleyen y›llar
boyunca ve ard›ndan 1930’larda Stalin döneminde olmak üzere iki aßamada olußturulmuß olan
siyasal yap›lar›n mirasç›s›d›r.
Stalin modeli, özgürlüklerin k›s›tlanmas› ve tek bir partinin, yani Sovyetler Birli¤i Komünist
Partisi’nin (SBKP) siyasal egemenli¤iyle ekonomi üzerinde uygulanan s›k› devlet denetimine
dayan›yordu. Stalin’in diktatörlü¤ü savaß sonras› tüm siyasal yaßama damgas›n› vurdu.
Sovyet modeli, Stalin’in 1953’te ölümünden sonra, halefleri taraf›ndan yetersizliklerin
giderilebilmesi amac›yla bir tak›m de¤ißikliklere u¤rat›ld›.

n Stalin döneminde Sovyet modelinin özellikleri nelerdir?


n Bu model daha sonra neden ve nas›l evrilmißtir? 1991’de neden ortadan kalkm›ßt›r?

KONUNUN PLANI
Harita: 1970’ler biterken SSCB ve dünya
I. Stalin modeli (1945-1953)
II. Stalincili¤in tasfiyesi ve reformlar (1953-1964)
III. Brejnev’in Sovyetler Birli¤i (1964-1982)
IV. Brejnev döneminde toplumsal dönüßümler
V. Perestroika’dan komünizmin çöküßüne

• Unutmayal›m
• Belge incelemesi: 1945’ten 1949’a Do¤u Avrupa’da komünizmin yay›lmas›
• Verilerle çal›ßma: SBKP’nin 20. Kongresi: Modelin evrilmesi mi, sorgulanmas› m›?

1941 5 Mart 1953 1961 1991


Nazi Almanyas›’n›n Stalin’in Gagarin, Muhafazakâr komünist darbe
SSCB’ye sald›rmas› ölümü uzaydaki ilk insan girißiminin baßar›s›zl›¤a u¤ramas›

STAL‹N KRUÞÇEV BREJNEV GORBAÇOV

perestroika
SSCB’nin
EKONOM‹N‹N PLANLANMASI sonu

1940 1950 1960 1970 1980 1990

1947 1956 1968 kas›m 1989


So¤uk Savaß’›n SBKP’nin Macaristan’da ç›kan "Prag Berlin Duvar›’n›n
baßlang›c› 20. Kongresi ayaklanman›n bast›r›lmas› Bahar›" y›k›lmas›

152
"Evrende zafer".
1
Yuri Gagarin’in 12 Nisan 1961’de
uzaya gönderilmesini kutlayan
1961 tarihli Sovyet afißi.

2 Rusya Cumhuriyeti Baßkan› Boris Yeltsin,


Sovyetler Birli¤i Baßkan› Mihail Gorbaçov’u
23 A¤ustos 1991’de Rusya Parlamentosu
kürsüsünden kovuyor.

153
1970’ler biterken SSCB ve dünya
n 1970’li y›llar›n sonunda, Sovyet gücü co¤rafî olarak en
geniß s›n›rlar›na ulaßm›ß bulunuyordu. Brejnev’in Sov-
yetler Birli¤i, 5 k›tadan 4’ünde birer etki alan›n› denetimi
alt›nda bulunduruyordu:
- Orta Avrupa ve Balkanlar (Sovyet modeline göre kuru-
lan halk demokrasileri);
- Orta Amerika (Nikaragua) ve Küba;
- Asya’da Çin’le ilißkilerin 1960’ta kopmas›ndan sonra
Sovyetler SSCB, ayr›ca Hindistan’la mükemmel ilißkiler
içindeydi ve pekçok Ortado¤u ülkesi üzerinde önemli bir
etkisi vard› (Suriye ve Güney Yemen). K›z›l Ordu, 1979
aral›¤›nda Afganistan’› ißgal etti; ancak 1980’lerin sonuna N‹KARAGUA

do¤ru kendilerine karß› zafer kazanan islamc›lar›n direni- KÜBA


ßiyle karß›laßt›;
- Afrika’da Sovyet etkisi 1970’li y›llar boyunca h›zla iler-
ledi. Gine’de, Kongo’da, Cezayir’de ve Libya’da zaten et-
kisini hissettiren Sovyetler Birli¤i, siyah Afrika’da özellik-
le eski Frans›z sömürgelerine ve Güney Afrika’ya yerleß-
meye baßlad›. Ayn› zamanda Küba birliklerinden de des-
tek alarak, Portekiz’in sömürgeleri Mozambik ve Ango-
la’da ba¤›ms›zl›k için savaßan gerillalar› destekliyor ve
hareketlerini örgütlüyordu.

n Bu co¤rafî yay›lma, Sovyet kalk›nma modelinin üçün-


cü dünya ülkelerindeki etkisini yans›t›r. Sovyetler Birli-
¤i’nden bu ülkelere gönderilen askerî dan›ßmanlar, tek-
nisyenler ve mühendisler devasa kamu ßirketleri kurdu- A t l a s
lar. ‹ddial› kalk›nma programlar›, planl› ekonomi ve top-
raklar›n devletleßtirilmesi ilkelerine dayan›yordu. Siyasal O k y a n u s u
alanda ise, Sovyetler Birli¤i’nin ya da Çin’in (Kamboçya
ve Arnavutluk) etki alan›na giren sosyalist devletlerin tü-
mü tek parti rejimi ve diktatörlükle yönetiliyorlard›. Yal-
n›zca demokratik Hindistan bu alanda kayda de¤er bir is-
tisna olußturuyordu; bunun en önemli nedenlerinden bi-
ri de Hindistan’›n komßusu ve bölgedeki rakibi Pakis-
SSCB
tan’a ABD taraf›ndan verilen destekti.
Sovyet modelini izleyen sosyalist devletler

Güçlü ve etkili komünist partiler

Di¤er sosyalist devletler

SSCB ile dostluk ya da askerî ißbirli¤i anlaßmas› olan ülkeler

Sovyet donanmas›na karasular›nda kolayl›k sa¤layan ülkeler

154
B ü y ü k O k y a n u s

KUZEY
KORE

Ç‹N

MOÚOL‹STAN V‹ETNAM

KAMBOÇYA
LAOS

B‹RMANYA
SSCB

POLONYA
ÇEKOSLOVAKYA
DAC AFGAN‹STAN
MACAR‹STAN
FRANSA H‹ND‹STAN
ROMANYA
‹TALYA BULGAR‹STAN
YUGOSLAVYA
ARNAVUTLUK SUR‹YE IRAK H i n t

CEZAY‹R L‹BYA
O k y a n u s u
MAL‹ GÜNEY
G‹NE- YEMEN
BISSAU
G‹NE
BEN‹N ETYOPYA

KONGO

TANZANYA

ANGOLA MADAGASKAR

MOZAMB‹K

155
I. Stalin modeli (1945-1953)
A. Parti ve baßkan› Stalin Belge 1 ve 2
S Ö Z L Ü K
n Komünist rejimin daha ilk y›l›nda, 1918’de, tek parti olarak kurulan ve daha sonra
* Hücre Sovyetler Birli¤i Komünist Partisi (SBKP) ad›n› alan Bolßevik partisi, Leninist anlay›ßa
* Kulak’lardan ar›nd›rma göre "proletaryan›n öncüsü" olacak ve onun ad›na ülkeyi yönetecekti. 1945’te Komünist
* Gulag Parti, 200.000’i maaßl› parti çal›ßan› olmak üzere yaklaß›k 6 milyon üyesi ile gerçek bir
kitle örgütüydü. Hücreler*den ve ilçe, il ve halk cumhuriyeti komitelerinden olußan hi-
yerarßik teßkilat›yla tüm ülke topraklar›na ve kurumlara yay›lm›ßt›.
n ‹lke olarak, Parti’nin en üst organ› Kongre’ydi; Kongre delegeleri taraf›ndan seçilen
Merkez Komitesi, Parti’nin siyasetini yönetiyordu; Merkez Komitesi taraf›ndan seçilen
Siyasî Büro (ya da Politburo) yürütme gücünün baß›nda bulunuyordu. Ancak, 1930’lar›n
sonlar›ndan itibaren Stalin, 1920’lerin baß›nda Lenin taraf›ndan belirlenmiß olan bu iß-
leyiß kurallar›nda önemli de¤ißiklikler yapt›. 1939 ile 1952 aras›nda Parti Kongresi hiç
toplanmad›; Merkez Komitesi ise yaln›zca iki kez, 1945’te ve 1962’de göreve ça¤r›ld›.

B‹YOGRAF‹ n Stalin, Parti genel sekreterli¤i, baßbakanl›k ve K›z›l Ordu komutanl›¤› görevlerini
kendi ßahs›nda bir araya toplam›ßt›. Rakiplerinin tümünü 1930’lu y›llarda Moskova
1 "Stalin" ad›yla
davalar› s›ras›nda ortadan kald›rd›ktan ve en önemli rakibi Lev Troçki’yi 1940’ta Mek-
tan›nan
sika’da öldürttükten sonra, gerçek bir diktatörlük kurmußtu. 70. yaßgünü, 1949’da Sov-
Yosip
yetler Birli¤i’nde ve dünyadaki di¤er komünist partilerde ç›lg›nca sevgi gösterileriyle
Visaryonoviç
Cugaßvili kutland›. Yaßl›l›¤›nda, giderek artan bir kußkuculukla inzivaya çekilen Stalin, ülkeyi sa-
(1879-1953) d›k birkaç yard›mc›s› (Beria, Malenkov, Krußçev) ile birlikte ve en ücra kößelere kadar
varl›¤›n› hissettiren bir siyasî polis teßkilat›n›n deste¤iyle yönetti.
Yoksul bir ailenin çocu¤u olarak
Gürcistan’da do¤an Stalin, genç- B. Sovyetler Birli¤i: Totaliter bir rejim Belge 3, 4 ve 5
ken girdi¤i papaz okulundan dev-
rimci militanlara kat›lmak üzere n Savaßtan sonra, Stalin’in Sovyetler Birli¤i hâlâ totaliter bir rejimdi. Tek parti diktatör-
ayr›ld›. Komünist Parti bünyesin- lü¤üne ek olarak, bir de tüm toplum Parti teßkilat› taraf›ndan kußat›lm›ßt›. Her birey
de önce Uluslar komiserli¤i yapt› gözetleniyor ve denetleniyordu. Bütün totaliter rejimler gibi, Stalin rejimi de büyük öl-
ve 1922’de Parti genel sekreteri ol- çekli bir polis bask›s›na ve zihinlerin ideolojik aç›dan denetlenmesine dayan›yordu.
du. 1928’den itibaren Sovyetler 1930’lu y›llar›n büyük toplumsal çalkant›lar› (topraklar›n zorla devletleßtirilmesi ve
Birli¤i’ni tek baß›na yönetmeye "kulak"lardan ar›nd›rma*, 1937-1938’deki Büyük Terör) sonunda, iki milyona yak›n insan
baßlad› ve tüm rakiplerini ortadan kendini Gulag* kamplar›nda bulmußtu.
kald›rd›.
n 1940’l› y›llarda, o zamanlar etkinliklerinin doruk noktas›nda bulunan toplama
Sovyetler Birli¤i’nin müttefiklerin
yan›nda Nazi Almanyas›’na karß›
kamplar›ndaki mahkumlar›n kategorileri ço¤ald›. Nazilerle ißbirli¤i yapmakla suçla-
kazand›¤› zafer, uluslararas› alan- nan Volga Almanlar›, K›r›m Tatarlar›, Çeçenler, ülkelerinin sovyetleßtirilmesine direnen
da Stalin’in prestijini artt›rd›. Balt›k "milliyetçileri"... Gulag›n ekonomik ißlevi, Sibirya ve Kuzey bölgesindeki toprak-
"Amerikan emperyalizmi"ni suçla- lar›n de¤erlendirilmesi aç›s›ndan son derece önemliydi. Büyük ßantiyelerde (Don ve
yarak, 1945’ten sonra Orta ve Do- Volga Irmaklar› aras›ndaki Stalin Kanal›, Kolima’daki alt›n madenleri) çal›ßan ißgücü-
¤u Avrupa ülkelerine komünizmi nün çekirde¤ini tutuklular olußturuyordu. Stalin dönemi boyunca milyonlarca tutuklu,
dayatt›. Yaßam›n›n sonlar›na do¤- Gulagdaya so¤uktan, açl›ktan, yorgunluktan, bak›ms›zl›ktan ya da ensesine s›k›lan bir
ru, tüm dünyadaki komünistler kurßunla öldürüldü.
taraf›ndan "putlaßt›r›lm›ßt›". Ölü-
münden sonra (5 Mart 1953) Niki-
n 1947’den itibaren, iki düßman blo¤a ayr›lan dünyada zihinler üzerindeki denetim
ta Krußçev, Stalin’in ißledi¤i suçla- yo¤unlaßt›. "Bat›’n›n çürümüßlü¤ü"nün sözde etkilerini taß›yan her türlü esere karß› ge-
r› aç›klad›. niß bir ideolojik sald›r› baßlat›ld›. Rejim, resmî bir edebiyat ve bir tür propaganda sana-
t› dayat›yordu. "Kozmopolitli¤in" eleßtirisi, 1953 y›l›n›n baßlar›nda "Beyaz gömlekliler
Stalin, kendisiyle ayn› fikirde ol-
mayanlara karß› bask› uygulan-
komplosu"nun bast›r›lmas›yla doruk noktas›na erißen bir Yahudi düßmanl›¤›na dönüß-
mas›n› sa¤layan "halk düßman›" tü: Kremlin’in Yahudi doktorlar›, haks›z yere Stalin’i öldürmeye teßebbüs etmekle suç-
kavram›n›n babas› oldu. lanarak tutukland›lar. Ülkeyi yeni bir "Büyük Terör"den ancak diktatörün ölümü (5
Mart 1953) kurtarabildi.

156
Tutuklu (milyon)
KOMÜN‹ST PART‹ SOVYETLER B‹RL‹Ú‹ = DEVLET
(Gerçek iktidar) (Görünürdeki iktidar)
2,4
Genel Bakanlar
Politburo Prezidyum 2,2
Sekreter Kurulu
2

Merkez Komitesi Yüksek Sovyet 1,8


1,6
SOVYET Birlik Halklar
HALKI 1,4
Parti Kongresi Sovyeti Sovyeti
1,2
1 ‹kinci
Halk Cumhuriyetleri Adaylar›n belirlenmesi Federe Cumhuriyet 0,8 Dünya
Kongreleri Yüksek Sovyeti Savaß›
Parti taraf›ndan 0,6

belirlenen 0,4
‹l Konferanslar› ‹l Sovyeti
tek adaylar› 0,2

do¤rudan ve gizli 0
1934 1938 1942 1946 1950 1954
‹lçe Konferanslar› oyla ‹lçe Sovyeti
Kaynak: N. Werth, "Gulag: les vrais
seçer
chiffres", L’Histoire, eylül 1993.
Kent veya Köy
Kent veya Köy Sovyeti
Konferanslar› 3 Stalin döneminde Gulag’da
bulunan tutuklu say›s›.
Taban Örgütleri Üyelikler
1. ‹kinci Dünya Savaß› s›ras›n-
da Gulag’da bulunan tutuklu
say›s›ndaki azalma nas›l aç›k-
2 Sovyetler Birli¤i Komünist Partisi ve devlet yönetiminin örgütlenmesi. lanabilir?
Sovyetler Birli¤i’nde iktidar gerçekte kimin elindeydi? 2. Sovyet toplama kamplar›
sistemi doruk noktas›na ne
zaman erißmißtir?

Stalin’i yüceltmek için haz›rlanm›ß


4
bir propaganda afißi (1950).
"Komünizme do¤ru, yolumuza devam ediyoruz."

5 1930’lara ait ender Gulag foto¤raflar›ndan biri:


Tutuklular Beyaz Deniz ile Onega Gölü aras›nda kanal kaz›yor.

157
C. Ekonomik bir model: Beß y›ll›k planlar
A N A H T A R ve sanayileßme Belge 3 ve 5
S Ö Z C Ü K
n Sovyetler Birli¤i’nde 1930’lu y›llar›n baß›ndan itibaren planl› bir ekonomi* pazar eko-
• PLANLI EKONOM‹ nomisinin yerini ald›. Beß y›ll›k planlar* (1928-1932, 1933-1937, 1938-1942), tüketim mad-
Devlet taraf›ndan denetlenen deleri üretimine yönelik hafif sanayinin zarar›na olacak biçimde, ülkenin ekonomik ve
ekonomi. Üretim ve ticaret, bir askerî ba¤›ms›zl›¤› aç›s›ndan temel kabul edilen a¤›r sanayinin gelißimine önem verdi.
devlet kurulußu olan Gosplan Asl›nda halk› ma¤dur eden bu yönelim, ‹kinci Dünya Savaß›’n›n yaratt›¤› ortamda hak-
taraf›ndan yönetilir. Gosplan l› ç›karak, sanayi donan›m›n› savaß çabas›n› desteklemek üzere dönüßtürmeyi baßaran
halk›n ihtiyaçlar›n› bürokratik Sovyetler Birli¤i’ni kurtard›.
bir biçimde belirler ve genel- n Savaß Sovyetler Birli¤i’ne 26 milyon kay›p verdirdi. 4. Beß y›ll›k plan›n (1946-1950)
likle 5 y›l için saptanan planlar hedefi de yerle bir olmuß ülkeyi yeniden inßa etmek oldu. Bu plan da öncekilerle ay-
çerçevesinde yap›lacak olan n› do¤rultuda haz›rlanm›ßt›. Maliyeti çok yüksek yat›r›mlar, a¤›r sanayi ve altyap›ya ve-
üretimi öngörür. rilen mutlak öncelik, gündelik yaßam› pek de o kadar iyileßmeyen halk› tüketiyordu.
Muazzam metalürji tesisleri ve devasa hidroelektrik santralleri, so¤uk savaß dönemin-
de Sovyetler Birli¤i’ni dünyan›n ikinci büyük askerî ve s›naî gücü haline getirdi.
S Ö Z L Ü K
D. Stalin döneminde Sovyet toplumu Belge 3
* Beß y›ll›k plan
* Kolhoz n Sovyetler Birli¤i, 1949 y›l›ndan beri atom bombas›na sahipti, ancak halk›n ihtiyaç
* Halk demokrasileri duydu¤u konut ve malzemenin sa¤lanmas› ile ilgili sorunlar› çözemiyordu. Ma¤aza-
* Troçkistler lar›n önünde olußan kuyruklar, sefalet içindeki banliyölerde üstüste yaßam, günde 10-
12 saat çal›ßma, Sovyet halk›n›n kentlerde yaßayan yaklaß›k %40’›n›n kaderi olmußtu.
n Ancak, yaßam k›rsal kesimde daha da güçtü. Topraklar›n 1929’dan itibaren zorla dev-
letleßtirilmesi, Sovyet tar›m›n› uzun süre olumsuz yönde etkiledi. Tah›l üretiminde 1913
y›l› düzeyine ancak 1939’da yeniden ulaß›labildi. Kußkusuz, yetkililerin bak›ß aç›s›na
göre esas hedefe erißilmißti: Kolhoz uygulamas› çerçevesinde, köylüler mahsullerini dev-
letin belirledi¤i düßük fiyatlarla satmaya zorlan›yor, devlet de böylelikle kentlerde ve
sanayi sektöründe çal›ßan ißgücünü çok az harcama yaparak besleyebiliyordu. Ancak
tar›msal üretim üzerinden yap›lan bu zorunlu kesintiler her türlü ilerlemenin önünü ke-
siyordu. Köylüyle topra¤› aras›ndaki ba¤ kopar›ld›¤›ndan, kolhoz ißçisi "kollektif" tar-
lalarda ißi savsakl›yor ve tüm enerjisini yetkililer taraf›ndan hoßgörülen kendi küçük
topra¤›na sakl›yordu. Köylülerden en dinamik ve en girißimci olanlar›, devletleßtirilen
köyleri yavaß yavaß boßalt›yorlard›. 1946-1947’de, Rusya’n›n bat› bölgelerinde büyük
bir k›tl›k baßgösterdi. Tar›m alan›nda yaßanan sorunlar, gündelik yaßam ve ekonomiyi
giderek daha derinden etkiliyordu.

E. Hayranl›k uyand›ran ve yerilen bir model Belge 1, 4 ve 6

n 1950’lilerin baß›nda Stalin’in Sovyetler Birli¤i, kat› ve a¤›r bir model içinde don-
mußa benziyordu. Bir yandan gerçek bir siyasal yaßam›n yoklu¤u, tüm iktidar›n tek bir
kißide toplanmas›, Plan’a ba¤nazca ba¤l›l›k, di¤er yandan da yaßam koßullar›n›n vasat-
l›¤›, k›rsal kesimde yaßanan sefalet, yabanc›lar›n d›ßlanmas› bu modelin baßl›ca özellik-
lerini olußturuyordu. Okulda, bas›nda, radyoda hep ayn› konular ißleniyordu. 1941-
1945 savaß›, Rus geleneklerinin övgüyle yüceltilmesine zemin haz›rlam›ßt›. Bedeli çok
yüksek olan ve Stalin’in baßar› hanesine yaz›lan zafer, Büyük Þef’e duyulan sevgideki
gerçek pay›n› ve onun Rus halk›n›n dehas›yla özdeßleßtirilmesini aç›kl›yordu.
n Bu model, Sovyetler Birli¤i d›ß›nda, Orta Avrupa’daki "halk cumhuriyetleri*"nde de
uygulan›yordu. Ayr›ca, baßta Frans›z Komünist Partisi üye ve sempatizanlar› olmak
üzere Bat› Avrupa’daki komünistlerin gözünde de s›n›rs›z bir hayranl›k uyand›r›yor-
du. Troçkistler*, de¤ißik yazarlar ve Sovyetler Birli¤i’nden kaçan Ruslar 1930’lu y›llardan
beri bu rejimin totaliter niteli¤ini anlatmaya çal›ßm›ß olsalar da, her türlü eleßtiri hemen
bast›r›l›yor, bu eleßtirileri yapanlar da "hitlero-troçkist" olmakla suçlan›yor ya da 1945’te
1 Sa¤l›¤›na, Stalin. Nazizme karß› zafer kazanan proletaryan›n anavatan›n› karalad›klar› gerekçesiyle "kit-
Pablo Picasso imzal› resim, kas›m 1949. lelere" ihbar ediliyordu

158
2 1947’de Voroney bölgesinde
baßgösteren açl›k.

SSCB Devlet Güvenlik Bakan›’n›n kolhozlar›n


durumu hakk›nda baßbakan yard›mc›s›na
gönderdi¤i rapor.

Son derece gizli. SSCB Baßbakan Yard›mc›s›


Yoldaß Malenkov’a.
MGB1’nin sansür dairesi, köylülerin kolhozla-
r›n› terkettiklerinden söz eden 537 mektup
[...] kaydetti:
23 Mart 1947. "[...] Burada açl›k var. Ekmek
yok, patates 100 ruble. ‹nsanlar kaç›yorlar; ne-
reye olursa. Kimse kolhozda kalmak istemiyor,
çal›ßt›¤›m›z günler için hiçbir ßey alam›yoruz."
28 Mart 1947. "[...] Gußino’da insanlar aç, ku-
kol [otlarla yap›lan bulamaç] yiyorlar. Bir ayd›r
ekmek görmedik. Art›k dayanam›yoruz, tek
çare gitmek. Baba gitti, nerede oldu¤unu bil-
miyoruz. Dayanam›yoruz, herkes çekip gidi-
yor."
31 Mart 1947. "[...] Kolhozdan bir gram ek-
mek ya da patates alamad›k, ekmek almak
için bütün hayvanlar›m›z› satt›k. Yaßam çok
çetin. Pek çoklar› köyü terk etti." 3 Çelik ‹ßçileri, Aleksandr Deneyka imzal› tablo, 1957.
‹mza: V. S. Abakumov, 8 May›s 1947.
4 "Sovyet modeli"ni suçlayan birkaç eser.
N. Werth ve G. Moullec, Rapports secrets
soviétiques, 1921-1991 (Paris, 1994). 1936 : ‹hanete U¤rayan Devrim: Sovyetler Birli¤i Nedir ve Nereye Gidiyor?, Leon Troçki
1. MGB: 1946’dan 1954’e kadar polis bask›s›n›n [Komünist yönetici. Komünist Parti’den ve SSCB’den kovuldu, Stalin’in emriyle 1940’ta öl-
baßl›ca organ› olan Devlet Güvenlik Bakanl›¤›’n›n dürüldü]
baß harfleri. Bu tarihten sonra MGB’nin yerini Dev-
1938 : Þaß›rt›c› Yalanlar Diyar›nda, Ante Ciliga [Yugoslav Troçkist. Beß y›l boyunca bir top-
let Güvenlik Komitesi (KGB) ald›
lama kamp›nda tutuklu kald›]
1. Bu raporun yazar› kimdir? Rapor kime 1945 : S›f›r ve Sonsuzluk, Arthur Koestler [Kitaplar›n› ‹ngilizce yay›nlayan mülteci Macar
gönderilmißtir? yazar›]
2. Bu mektuplar SSCB’deki durumu nas›l 1948 : 1984, George Orwell [Troçkist ‹ngiliz yazar›. ‹spanyol iç savaß›nda faßizme karß›
betimliyor? çarp›ßt›]
3. Sansür dairesi bu mektuplar› neden 1962 : Ivan Denisoviç’in Bir Günü, Aleksandr Solzenitsin [Rus yazar›. 1918’de do¤du, Sta-
al›koyuyor? lin döneminde bir toplama kamp›nda tutuklu kald›, 1970’de Nobel bar›ß ödülünü ald›. Da-
ha sonra, komünizmin çöküßüne kadar kalaca¤› Bat›’ya iltica etti]

1. Bu yazarlar›n ço¤unun siyasal e¤ilimi nedir?


2. Lev Troçki, 1917 Devrimi’nde oynad›¤› rol, Stalin’le ilißkileri ve öldürülmesi
ile ilgili bilgi toplay›n.

5 Resmî istatistiklere göre SSCB’de Viktor Kravçenko, 1949.


6
y›ll›k üretimin gelißimi. ABD’ye iltica eden eski bir üst düzey
Sovyet bürokrat› olan Kravçenko, aç-
1940 1945 1950
Kömür (milyon ton) 165,9 149,3 261,1 l›klardan ve toplama kamplar›ndan
Elektrik (milyar kWs) 48,3 43,2 91,2 söz ederek Sovyet rejimini suçlayan
Petrol (milyon ton) 31,1 19,4 35,4 I chose freedom (Özgürlü¤ü Seçtim)
Çelik (milyon ton) 18,3 12,3 25,4 adl› kitab›n yazar›d›r. Fransa’da ç›kan
Pamuklu kumaß (milyon metre) 3.900 1.617 3.899
komünist Les Lettres françaises dergi-
Ayakkab› (milyon çift) 211 63 203,4
sinin, yazd›klar›n› düzmece olarak ni-
Buzdolab› (adet) - - 1.500
Televizyon (adet) - - 11.900 telemesi üzerine, iftira davas› açt› ve
kazand›. Bugün onun tan›kl›¤›n›n
Kaynak: J. Ellenstein, Histoire de l’URSS (Paris, 1975).
gerçe¤e uygun oldu¤unu biliyoruz.

159
II. Stalincili¤in tasfiyesi ve reformlar (1953-1964)
A. Krußçev: Stalincili¤in tasfiyesi ve s›n›rlar› Belge 1, 2 ve 3
A N A H T A R
n 5 Mart 1953’te Stalin’in ölümü bir dönemi kapatt›, ama Sovyet modelinin sonunu
S Ö Z C Ü K
getirmedi. Sovyetler Birli¤i, birkaç y›l içinde totaliter bir düzenden otoriter bir polis dü-
• NOMENKLATURA zenine geçti. Krußçev dönemi (1953-1964), hem Stalin totalitarizminin bitti¤i (bask›lar›n
Sovyet sisteminde en önemli sonu, Stalincili¤in ölçülü tasfiyesi, milyonlarca tutuklunun serbest b›rak›lmas›), hem de
idarî görevlerin listesi (Merkez "bakir topraklar*"›n fethi gibi son büyük seferberliklerin gerçekleßtirildi¤i dönem oldu.
Komite, Parti’nin bölge komi- 1953’ten 1956’ya kadar, Stalin’in haleflerinin ortak tek bir endißesi vard›: Stalinci terörün
teleri, vs.). Daha geniß kapsam- herhangi bir biçimde geri gelmesine engel olmak. Stalin döneminde siyasî polis ßefi olan
l› kullan›lan nomenklatura söz- Beria’n›n 1953’te idam edilmesi ve mart 1953’ten ßubat 1955’e kadar hükümetin baß›n-
cü¤ü, ayn› zamanda adlar› bu da Stalin’in yerini alan Malenkov’un a盤a al›nmas›n›n ard›ndan Krußçev, Kremlin’in
listelerde yer alan ayr›cal›kl›lar yeni güçlü adam› oldu.
s›n›f›n› da belirtir. n SBKP’nin 20. Kongresi’nde (ßubat 1956) Krußçev, Stalincilikten kopußu aç›kça dile
getirdi. Bir ibadet nesnesi haline getirilißi bizzat kendisi taraf›ndan düzenlenen Stalin ile
ilgili gizli bir raporu aç›klayarak, Stalincili¤in verdi¤i zararlar›n tüm sorumlulu¤unu
S Ö Z L Ü K Stalin’in ßahs›na yükledi. Krußçev böylece "gerçek anlamda Leninist" komünizmin ilkele-
rini kurtarmay› ve bütününde Parti’nin sorumlulu¤u meselesini ustal›kla atlatmay›
* "Bâkir topraklar"
amaçl›yordu. Sovyetler Birli¤i’nin d›ß politikas› olarak, so¤uk savaß yerine kapitalist
* Sosyalist cephe
dünyayla "bar›ßç›l bir biçimde birarada yaßama"y› benimsedi. Sosyalist cephe* içinde sosya-
* Yekpâre model
lizme götüren pek çok yol olabilece¤ini kabul etti ve 1955’te Tito ile uzlaßt›. Sovyet mo-
deli art›k yekpâre bir model* de¤ildi.
n Bu yenilikler Polonya ve Macaristan’da büyük yank›lar uyand›rd›. 1956 ekiminde
B‹YOGRAF‹ baßlayan geniß bir halk hareketi, Macaristan’da Stalinci komünist yöneticileri iktidar› b›-
1 Nikita rakmaya zorlad›. Bunu komünist rejimi devirmeye yönelik bir halk ayaklanmas› izle-
Sergeyeviç di. Sovyetler Birli¤i için böyle bir ßey kabul edilemezdi. Kas›m 1956’da Budapeßte ayak-
Krußçev lanmas›n›n Sovyet tanklar› taraf›ndan kanl› bir biçimde bast›r›lmas›, Sovyet modelinin
(1894-1971) uydu ülkelerce sorgulanmas›n›n cezas›z kalmayaca¤›n› ortaya koydu. Bunun üzerine,
1938’de Stalin ta-
Bat›’daki komünizm yanl›s› ayd›nlar Sovyet modeliyle aralar›na mesafe koymaya baß-
raf›ndan Ukrayna lad›lar.
Komünist Partisi
genel sekreterli¤ine atanan, ard›n-
dan da Parti’nin Moskova’daki yö-
B. "Amerika’y› yakalamak ve geçmek" Belge 4
neticileri aras›na kat›lan Krußçev, n Krußçev için Stalincili¤in tasfiyesi ayn› zamanda pek etkili olmayan ekonomik siste-
SBKP birinci sekreteri olarak 1953’te
Stalin’in yerini ald›. Baßl›ca rakiple-
min de de¤ißtirilmesi anlam›na geliyordu. May›s 1956’da "Amerika’y› yakalamak ve geç-
rini devre d›ß› b›rakarak, SBKP’nin mek" slogan›n› ortaya att›. Komünizm ancak bolluk sa¤layarak galip gelebilirdi. 1959’da
1956’da düzenlenen 20. Kongre- baßlat›lan yeni beß y›ll›k plan, o güne kadar ihmal edilmiß olan tüketim, konut ve tar›m
si’nden sonra Stalincili¤in tasfiyesi- sanayilerini ön plana ç›kard›. Halk›n yaßam koßullar› iyileßtirildi: Emeklilik yaß› geri
ne yönelik bir politika baßlatt› ve no-
çekildi (erkekler için 60, kad›nlar için 55), haftal›k çal›ßma süresi 48 saatten 42 saate dü-
menklatura’n›n tepkisine yol açt›.
1956’da Macaristan’da ç›kan ayak-
ßürüldü, yeni konutlar inßa edildi. On milyonlarca Sovyet vatandaß› için gündelik hayat
lanmay› kanl› bir biçimde bast›rd›. art›k daha kolayd›.
D›ß ilißkilerde benimsedi¤i "bar›ßç›l
n Bakir topraklar›n de¤erlendirilmesi gibi girißimler ise, ne ortam›n sertli¤ini ne de
bir biçimde birarada yaßama" politika-
s›, girißti¤i ekonomik reformlar›n beß y›ll›k plan›n bürokratik a¤›rl›¤›n› hesaba katm›ßlard›; baßar›s›zl›¤a u¤rad›lar. Buna
baßar›s›zl›¤› ve 1962 Küba krizi s›ra- karß›l›k, Sovyetler uzay›n fethinde çok büyük baßar›lara imza att›lar: 1957’de ilk yapay
s›nda Amerikal›lar karß›s›nda geri uydu Sputnik f›rlat›ld›; 1961’de Yuri Gagarin uzaya gönderilen ilk insan oldu.
ad›m atmas›, Parti yönetim ayg›t›n-
daki gücünü zay›flatt›. 1964’te, ayr›- n Yine de, bu baßar› Krußçev’i güçlü nomenklatura*n›n düßmanl›¤›ndan kurtaramad›.
cal›klar› yürütülmekte olan reform- Ne de olsa bunlar›n ayr›cal›klar›, siyasal sistemi yerinden yönetime do¤ru kayd›rmay›
lar nedeniyle tehlikeye düßen no- ve demokratikleßtirmeyi hedefleyen reformlarla sorgulanmaya baßlam›ßt›. 1964 eki-
menklatura taraf›ndan tüm görevle-
minde, Küba krizi ile iyice zay›flam›ß olan Krußçev, Parti’nin kollektif yönetiminde yer
rinden al›nd›.
alan di¤er arkadaßlar› taraf›ndan tüm görevlerinden al›nd›.

160
Dolores Ibarruri Çvenkov Nenni Duclos Bulganin Voroßhilov Krußçev Saburov
(‹spanya) (SSCB) (‹talya) (Fransa) (SSCB) (SSCB) (SSCB) (SSCB)

Ulbricht Grotewohl Rakosi Togliatti Gottwald Molotov Malenkov Beria Ju Enlay


(DAC) (DAC) (Macaristan) (‹talya) (Çekoslavakya) (SSCB) (SSCB) (SSCB) (Çin)

2 8 Mart 1953’te Stalin’in cenazesine kat›lan


çeßitli ülkelerden komünist yöneticiler, Lenin’in
mozolesinin üzerinde bulunan kürsüde.
1. Stalin’in cenazesinde hangi "halk cumhuriyetleri"
temsil ediliyor?
2. Hangi bat›l› partiler temsil ediliyor?

Budapeßte’de ßiddet.
3
Macaristan’daki ayaklanman›n kas›m 1956’da
K›z›l Ordu taraf›ndan bast›r›lmas› s›ras›nda
binlerce kißi öldü.

4
Moskova’da yeni mahalleler.
Stalin döneminde tümüyle ihmal edilen konut inßaat›,
Krußçev döneminde önemli bir at›l›m yapt›. Kentsel
imar alan›, on y›lda %80 oran›nda büyüdü.

Krußçev döneminde Sovyet halk›n›n gündelik


yaßam›nda ne gibi iyileßmeler olmußtur?

161
III. Brejnev’in Sovyetler Birli¤i (1964-1982)
A. Siyasal muhafazakârl›k ve
S Ö Z L Ü K nomenklaturan›n zaferi Belge 4

* Bürokrasi n 1964’de Sovyet nomenklaturas› Krußçev’i iktidardan uzaklaßt›rmay› baßard›. Onun ye-
* Askerî sanayi rine geçen yönetim heyetinde Parti genel sekreteri olan Leonid Brejnev, h›zla çal›ßma ar-
kadaßlar› üzerinde bir üstünlük kurdu. Ancak, sahip oldu¤u geniß yetkilere ra¤men
Brejnev, Stalin gibi mutlak bir diktatör de¤ildi. Onun arac›l›¤›yla, iktidar› Parti bürok-
rasisi elinde bulunduruyordu. Siyasal personelin yaßl›l›¤› ve hareketsizli¤i, Brejnev dö-
neminde (1960’l› y›llar›n ortalar›ndan 1980’li y›llar›n ortalar›na kadar) yaßanan durgun-
lu¤un (zastoy) simgesi oldu. Sovyet modeli yenilik yapmay› baßaramayacak gibi görü-
nüyordu.
n Yasal tek parti olan Komünist Parti hâlâ siyasal yaßam›n temel yap›s›n› olußturuyor-
du. Parti üyelerinin say›s› 1965’ten 1980’e kadar artmaya devam etti ve 1980’li y›llar›n
baß›nda 17 milyona ulaßt›. Parti kart›n›n diploma almaya yarayan, kariyer sahibi olma-
y› kolaylaßt›ran bir "tamamlay›c› ö¤e" olma özelli¤i giderek önem kazan›yor, buna kar-
B‹YOGRAF‹ ß›l›k kart sahiplerinden çok küçük bir karß›l›k bekleniyordu: "Oyunun kurallar›na" say-
g› göstermek. En temel kural ise, resmî siyasal söylemle olumsuzluk, yolsuzluk, birey-
1 Leonid ‹liç
Brejnev
sel ç›karlar›n toplum ç›karlar›na bask›n gelmesi gibi özellikleri olan gündelik "gerçek
(1906-1982) sosyalizm" aras›ndaki z›tl›klara göz yummakt›.

Bir ißçi ailesinin B. Ekonomik reformun imkâns›zl›¤› Belge 2, 3 ve 4


çocu¤u olarak
dünyaya gelen ve n 1950’li y›llar›n sonlar›nda Krußçev, Sovyet ekonomisi için devasa hedefler belirlemiß-
1931’de Komünist Parti’ye üye ti: 1980’lerde sosyalizmden komünizme (herkese ihtiyac› kadar verilmesi) geçmek ve
olan Leonid Brejnev, siyasal kari- Amerikan ekonomisini geçmek. 1964’te iktidara gelen yeni ekip ise daha alçakgönüllü
yerlerine 1930’lar›n ikinci yar›s›n- ekonomik hedefler gösteriyordu: "‹leri sosyalizm" çerçevesinde 1966’dan 1985’e kadar
da "eski tüfek Bolßevikler"in orta- birbirini izleyen beß y›ll›k planlarda, komünizme geçiß uzak bir gelece¤e ertelenmißti ve
dan kald›r›lmas›yla baßlayan "s›- gerçekçilik hakimdi.
n›f atlam›ß ißçiler" kußa¤›n›n tipik n Sovyet ekonomisinin düßük gelirlili¤iyle mücadele etmeyi amaçlayan Sovyet yöneti-
bir temsilcisidir. ‹kinci Dünya Sa- cileri, 1965’te ßirketlerde bir reform baßlatt›lar. Bu reform, ißletme yönetiminde çal›ßan-
vaß› s›ras›nda siyasî komiser, lar›n iße ilgisini artt›rmak, özerklik kazand›rmak ve kâr elde etmeye yönelik üretim yap-
1950’de de Moldavya Komünist
mak gibi ölçütlerin benimsenmesini öngörüyordu. Ancak bu girißim, ma¤azalar bom-
Partisi birinci sekreteri olan Brej-
boß dururken kendilerine verilen primlere pek ilgi göstermeyen ißçilerin edilginli¤i
nev, SBKP’nin 1956’daki 20. Kong-
ve teknik yönetim lehine iktidar›n› kaybetmekten korkan Parti bürokrasi*sinin engelle-
resi’nden sonra Politburo yedek
me takti¤i yüzünden k›sa sürede çamura sapland›.
üyeli¤ine getirildi. 1964 ekiminde,
SBKP birinci sekreteri olarak n Tüm dünyay› etkileyen ekonomik krizin baßlamas›n›n hemen ard›ndan, 10. Beß y›ll›k
Krußçev’in yerine geçti. Yaßl›l›¤›n- plan (1976-1980) devreye sokuldu. Bu kez askerî sanayi* ve Sibirya’daki son derece geniß
da alay konusu edilecek biçimde do¤al kaynaklar›n ißlenmesi öncelik kazand›. Bu seçim, Sovyetler Birli¤i’ni halk›n ya-
bir ibadet nesnesi haline getirile- ßam düzeyini belirli bir seviyede tutabilmek için hammadde ihraç etmeye itti; ancak
rek madalyalara ve ünvanlara 1970’li y›llar›n ortalar›nda ortaya ç›kan ciddî sorunlar› çözme yolunda pek bir ßey yap›l-
olan tutkusunu besleme olana¤› mad›.
buldu: Yedi kez Lenin nißan›, üç
n Bu sorunlar büyüme h›z›nda ani bir düßüße, verimlilik kazançlar›n›n azalmas›na ve
kez de Sovyetler Birli¤i Kahrama-
n› ünvan› ald›ktan sonra, kendisi-
yat›r›mlar›n neredeyse durmas›na yol açt›. Sovyet ekonomisini tökezleten pek çok
ne mareßallik rütbesi verildi.
zorluk vard›:
SSCB, 1979’da Brejnev yönetimin- - öngörülen ortalama insan ömründe uzaman›n durmas› ve k›salman›n baßlamas›;
de Afganistan’› ißgal etti. ‹çeride - uzakl›k nedeniyle maliyet art›ß›na neden olan Sibirya madenlerinin ißlenmesi;
ise, Brejnev dönemi bir hareketsiz-
- yat›r›mlar›n durmas› nedeniyle, donan›mlar›n eskimesi;
lik ve ekonomik durgunluk döne-
- askerî harcamalar›n artmas› (ABD ile silahlanma yar›ß›);
mi oldu.
- çal›ßma hayat›n›n düzene sokulamamas›.

162
7 Kas›m 1977’de, Moskova’daki
2
K›z›l Meydan’da Ekim Devrimi’nin
60. y›ldönümünü kutlamak için
düzenlenen füze geçidi.
K›z›l Meydan’da her y›l
baßka hangi nedenle
geçit töreni düzenleniyordu?

3 Sovyet vatandaßlar› taraf›ndan anlat›lan bir f›kra. 4 1970’lerde Bat› Avrupa gözüyle
Sovyet ekonomik modeli.
Bu metin, iki y›l boyunca (1972 eylülünden 1974 eylülüne kadar) kol-
lektif bir binada kalarak Sovyet vatandaßlar›n›n gündelik yaßams›n› Sovyetler Birli¤i’nin sanayi alan›nda elde etti¤i baßar›lar, ‹kinci Dünya
paylaßan ve "gerçek sosyalizm"le tan›ßan iki Frans›z gazeteci taraf›n- Savaß›’n›n ertesinde ekonomik bak›mdan zay›f pek çok ülkenin ken-
dan yaz›lm›ßt›r. Fransa’ya döndüklerinde, bu gazeteciler Frans›z Ko- di ekonomik sorunlar›n› çözmek için denedikleri çözümler konusun-
münist Partisi’nden ayr›ld›lar.
da tart›ß›lmaz biçimde etkili oldu. Bu etki, 1945 zaferinden sonra
Devrim s›ras›nda bir tren Rusya topraklar›nda yol almaktad›r. Aniden Sovyetler Birli¤i’ne özgü örgütlenme ve kalk›nma biçimleri Avru-
durur. Makinist telaß içinde koßarak bir vagona girer: "Yoldaß Vladi- pa’daki halk demokrasilerine yay›ld›kça daha da artt›.
mir ‹liç, Beyazlar demiryolunu sabote etmißler, tren ilerleyemiyor, ne Çin, Kuzey Vietnam, Kuzey Kore ya da Arnavutluk gibi ülkelerde,
yapaca¤›z?" Sovyetler Birli¤i taraf›ndan elde edilen sonuçlar›n etkisi özellikle güç-
Lenin so¤ukkanl›l›¤›n› koruyarak kollar›n› s›var: "Haydi yoldaßlar, her- lüydü, çünkü bu ülkelerde t›pk› SSCB’de oldu¤u gibi Marksizm-Leni-
kes iß baß›na, kazma küre¤i kap›p demiryolunu hep birlikte tamir nizme sahip ç›kan komünist partiler iktidara gelmißti.
edelim." Herkes ßark› söyleyerek iße koyulur ve k›sa bir süre sonra
Ancak bu etki, Marksizm-Leninizmin hükümetler taraf›ndan redde-
tren yeniden yola ç›kar.
dildi¤i ve özel sermayenin varl›¤›n› sürdürmeye devam etti¤i ülkeler-
Günler ve geceler boyu yol ald›ktan sonra tren ›ss›z bir yerde yeniden
de de hissedildi. Örne¤in Nehru’nun ve ‹ndra Gandi’nin Hindistan’›n-
durur. Beti benzi atm›ß olan makinist koßarak bir vagona girer: "Yol-
daß Yosif Visaryonoviç, demiryolu kesilmiß, karß›-devrimciler buradan da ve bir ölçüde Nas›r’›n M›s›r’›nda durum böyledir. Sovyet deneyimi
geçmißler, ne yapmal›?" bu ülkeler için bir "ekonomik model" olußturmaktad›r. Esas olarak
Stalin hiç tereddüt etmeden yan›tlar: "Aram›zda hainler var, yolcula- ak›lda tutulan özellikleri ßunlard›r: sanayinin az çok önemli bir bölü-
r›n yar›s› hemen kurßuna dizilsin; geri kalanlara gelince, üzerlerine bi- münün devletleßtirilmesi, planlama, yat›r›m gayretinin "anahtar sek-
rer çizgili üniforma geçirin, çal›ßmaya koyulsunlar, demiryolu yeniden törler" olarak kabul edilen baz› sektörlerde yo¤unlaßmas›, son dere-
inßa edilinceye kadar da ißi b›rakmas›nlar." ce "modern" bir teknolojinin kullan›lmas›, yat›r›mlar›n temel olarak
Söyledikleri hemen yap›l›r. Tren yeniden hareket eder. Stepleri ge- devlet bütçesi kullan›larak gerçekleßtirilmesi, d›ß ticaretin devlet teke-
çerken makinist yine raylar›n kesilmiß oldu¤unu görür. Bu kez, diye linde bulunmas› ya da devlet taraf›ndan denetlenmesi.
düßünür, dakikalar›m say›l›, ama ne olursa olsun haber vermeli... So- Sovyet ekonomik deneyimini basit bir "model" olarak alan ülkelerde
¤uk terler dökerek bir vagona girer: "Yoldaß Nikita Sergeyeviç, Dev- elde edilen sonuçlar beklenene uygun olmam›ßt›r. Bu ülkelerden hiç-
rim düßmanlar›n›n hepsi ölmemiß. Tren yolunu yine sabote etmißler, biri gerçek anlamda sanayileßemedi. Ancak "Sovyet modeli"nin bu-
yolumuza devam edemiyoruz! gün üçüncü dünyada, hatta hükümetlerin Marksizm-Leninizmi bein-
- Endißelenecek bir ßey yok, yoldaß makinist. Arkada b›rakt›¤›m›z ray- semedi¤i ülkelerde bile hâlâ önemli bir rol oynad›¤› kesindir.
lar› alal›m, önümüze dößeyelim, böyle yaparsak herßeye ra¤men iler-
Charles Bettelheim [iktisatç›],
leyebiliriz."
Le Monde, 8 Kas›m 1977.
Böylece, kilometreler boyunca arkadaki raylar kald›r›l›r, öne dößenir
ve tren ilerlemeye devam eder. Ama bir süre sonra makinist korkunç
bir g›c›rt›yla fren yaparak treni durdurur; korkudan donmuß vaziyet- 1. O dönemde Sovyet ekonomisi hangi tür ülkelerde "mo-
te bir vagona girer: "Yoldaß Leonid ‹liç, bana inanmayacaks›n›z ama del" al›n›yordu? Sovyet ekonomisinin özellikle hangi yönle-
emin olun do¤ru söylüyorum. Sovyet karß›tlar› ve emperyalistler yine ri uygulamaya geçiriliyordu?
yolu kestiler. Ne yapal›m?"
2. Bu metinde Sovyet modeline karß› nas›l bir tepki göze
- Bu çok can s›k›c› bir durum, diye yan›tlar Brejnev, ama bir çare bu-
labiliriz. Tüm kompart›manlar›n perdelerini indirin ve arada bir va- çarp›yor?
gonlar› sallay›n, böylece herkes ilerledi¤imizi sans›n..."
Aktaranlar N. ve J. Kehayan, Rue du prolétaire rouge (Paris, 1978).

163
IV. Brejnev döneminde toplumsal dönüßümler
A N A H T A R A. Demografik dönüßümler Belge 3

S Ö Z C Ü K n Brejnev dönemini simgeleyen siyasal hareketsizli¤in arkas›nda, Sovyet toplumu de-


rin dönüßümler geçiriyordu. En önemli gelißme, nüfus art›ß›n›n yavaßlamas›yd›. Do-
• MARKS‹ZM-LEN‹N‹ZM ¤um oran› gözle görülür bir biçimde düßmüßtü (% 25’ten % 17’ye), ancak bölgeler ara-
Karl Marx (1818-1883) ve Lenin s›nda bir eßitsizlik söz konusuydu. Orta Asya cumhuriyetlerindeki Müslüman halklar›n
(1870-1924)’in siyasal, felsefî, nüfus art›ß h›z› ortalaman›n çok üzerindeydi. Bu topluluklar, 1959’da Sovyet halk›n›n
ekonomik ve toplumsal doktri- % 11’ini olußtururken, 1979’da % 16’s›n› olußturuyorlard›. Bu son derece çelißkili nüfus
ni; SSCB ve tüm sosyalist ülke- hareketleri, Sovyetler Birli¤i içindeki ulus olgusunun ne kadar önemli oldu¤una bir ka-
lerin baßl›baß›na bir bilim dal› n›tt›. Birbirinden çok farkl› toplumlar›n bir arada yaßad›¤› bu ülkede, ony›llar süren
olarak ö¤retilen resmî ideoloji- Marksizm-Leninizm* e¤itimi kimlikleri ayn›laßt›ramam›ßt›.
si. S›n›f çat›ßmas›n› tarihin itici n Baßka bir önemli dönüßüm de kentleßmeydi. Yirmi y›l içinde, kentsel nüfusun genel
gücü olarak gören bu doktrin, nüfusa oran› % 48’den % 66’ya, nüfusu bir milyondan fazla olan kentlerin say›s› da 3’ten
ateizm, proletarya diktatörlü- 23’e ç›km›ßt›.
¤ü ve komünist partinin mer-
kezî rolü gibi kavramlar etra-
f›nda yap›lan›r.
B. Sivil toplum Belge 1 ve 2

n 1960-1970’li y›llarda, e¤itim düzeyi giderek artan kentli bir toplum ortaya ç›kt›. Art›k
kent nüfusunun % 40’› lise veya yüksek okul mezunu "uzmanlar"dan olußuyordu. Ge-
S Ö Z L Ü K nel olarak e¤itim düzeyinin yükselmesi, resmî ideolojiden farkl› ve Amerikan mode-
linden, rock’dan, çevrecilikten, hatta dinden etkilenen bir "paralel kültüre" sahip gerçek
* KGB bir sivil toplumun gelißimini kolaylaßt›rd›. KGB* ise bu sivil toplumun yeni davran›ßla-
* Intelligentsia r›n› yak›ndan izliyor ve bast›r›yordu.
* Muhalif
n S›n›f atlama olanaklar›n›n ortadan kalkt›¤›, iktidar› elinde bulunduranlarla "küçük
halk" aras›ndaki ay›r›m›n belirginleßti¤i bir dönemde, toplumun siyasal yaßama kat›l›-
m› giderek daha biçimsel bir hal al›yordu. Resmî söyleme verilen en yayg›n toplumsal
Kißi baß›na düßen reel gelir karß›l›klardan biri de, az refah sa¤layan bir rejime yüzeysel bir biçimde kat›lmakt›.
Ama asl›nda bu kat›lma, çal›ßma hayat›ndaki müthiß boßvermißli¤i ve bilinçsiz bir pro-
7
fesyonelli¤i gizliyordu.
6
5
4 C. Muhalefet Belge 4 ve 5
3
2
n Giderek, özellikle de intelligentsia* içinde daha aktif hoßnutsuzluk belirtileri kendini
1 göstermeye baßlad›. Ülke d›ß›nda eserlerini yay›nlatm›ß olmakla suçlanan yazarlar And-
0 rey Siniavski ve Yuri Danyel’in halka aç›k durußmalar› (ßubat 1966), muhalif* hareketi
Sanayide verimlilik baßlatan olay oldu. Yaln›zca birkaç yüz ayd›n› bünyesinde toplayabilen ve az›nl›kta ka-
lan bu hareket, insan haklar›na ve Sovyet anayasas› taraf›ndan güvence alt›na al›nm›ß
7 olan haklara sayg› gösterilmesini talep ediyordu ve Andrey Saharov ile Aleksandr Sol-
6 zenitsin gibi birkaç seçkin kißinin deste¤i sayesinde ün kazand›. Solzenitsin, Gulag Tak›-
5 madalar› adl› eserinin Bat›’da yay›nlanmas›ndan sonra Sovyetler Birli¤i’nden sürüldü.
4 Bundan sonra Sovyetler Birli¤i’ndeki insan haklar› sorunu, birincil derecede önemli
3
uluslararas› bir meseleye dönüßtü. Bu sorun, Sovyetler Birli¤i’nin dünyadaki imaj›n› ka-
2
1
l›c› olarak bozdu ve Sovyet modelini daha az çekici hale getirdi. 1980’lerin baßlar›na ge-
0 lindi¤inde, Sovyetler Birli¤i’nin dünyaya vermeye çal›ßt›¤› imajla ekonomik ve toplum-
1969-70 1975-76 1980 sal gerçeklik aras›ndaki z›tl›k hiç bu kadar çarp›c› olmam›ßt›.
Kaynak: J. Sapir, Cycles économiques
et relations entre l’investissement, l’emploi n 1953’te Stalin’in ölümünden beri gerçekleßtirilen reformlara ra¤men Sovyet modeli,
et la productivité dans le cas de l’URSS
aß›r› merkezîleßme, yukar›dan planlama, ekonomide bürokratik örgütlenme, her türlü
(Paris, 1987).
bireysel girißimin d›ßlanmas› gibi temel noktalarda 1930’lu y›llardan beri de¤ißmemiß-
1 Brejnev döneminde SSCB’de ti. 1930’larda bu dayatmalar›n yükünü k›rsal kesimde yaßayan ve e¤itim düzeyi düßük
kißi baß›na düßen gelir ve sanayide kesimler taß›yordu; 1970’lerde ise, durum art›k böyle de¤ildi, çünkü toplum derinden
verimlilik. de¤ißmißti.

164
2 Proleterlerin paras›yla nas›l bir daça inßa edilir?".
1985’te Krokodil’de (Sovyet mizah dergisi) yay›nlanan bir karikatür.
3 Sovyet Evreni, Bulatov’un Brejnev için haz›rlad›¤›
propaganda afißi (1977).
4 KGB’nin Sovyet toplumu üzerindeki denetimi.
5 Saharov’un manifestosu.
a. Yabanc› sanatç›lar›n temsilleri s›ras›nda baz› izleyicilerin
davran›ß› ile ilgili KGB raporu Önümüzdeki dört ya da beß y›l içinde uygulamaya koyulabilecek ba-
19 Temmuz 1982. Gizli. Merkez Komite’ye. z› önlemlerden olußan aßa¤›daki program› örnek olarak sunuyoruz:
Çaykovski yar›ßmas›n›n ödül töreninde, izleyicilerin büyük ço¤unlu¤u • Partinin ve hükümetin üst düzey organlar› taraf›ndan, demokratik-
bat›l› ve özellikle de Amerikal› ve ‹ngiliz yorumcular› tercih etti¤ini leßmeyi h›zland›rman›n gereklili¤ini belirten ve bunu uygulamaya ge-
aç›k bir biçimde gösterdi. Bu yorumcular sahneye ç›kt›klar›nda o ka- çirme h›z› ile yöntemlerini belirleyen bir bildiri yay›nlanmas›. [...]
dar uzun bir alk›ß ald›lar ki, bunun kaba bir tahrik oldu¤u bile düßü-
• Yabanc› radyo yay›nlar›n›n parazitlendirilmesine son verilmesi. Ya-
nülebilir. [...]
banc› kitap ve dergilerin serbestçe sat›ß›na izin verilmesi.
Baz› yabanc› pop müzik "y›ld›zlar›n›n" SSCB’deki turneleri de gide-
rek büyüyen bir ilgiyle karß›lan›yor. Gösteri salonlar›n›n önünde bü- • Siyasî tutuklulara af getirilmesi. [...]
yük bir kalabal›k birikiyor, ortam iyice k›z›ß›yor, hatta bazen 盤l›klar • Pasaport ve di¤er resmî formlardan milliyet hanesinin ç›kar›lmas›. [...]
bile duyuluyor ve toplu halde dans etme e¤ilimi göze çarp›yor. • Derneklerin ve tüm vatandaß gruplar›n›n yeni bas›n-yay›n organla-
r› kurmalar›na olanak tan›yacak yeni bir bas›n ve enformasyon yasa-
b. Do¤u kökenli tarikatlar ile ilgili KGB raporu.
s› ç›kar›lmas›. Ön sansürün tüm türlerinin tamamen kald›r›lmas›. [...]
17 Ekim 1980. Gizli. Merkez Komite’ye.
• Parti organlar›n›n ve her düzeyde Sovyet’lerin belirlendi¤i seçimlerde,
Uluslararas› Krißna Müritleri Birli¤i ad›n› taß›yan tarikat [...], komünist
kademeli olarak tek sandalye için çok aday uygulamas›na geçilmesi. [...]
ideolojiyi ve sosyalist devleti eleßtirme ve d›ßlama yoluyla, müritlerinin
toplumsal ve siyasal yaßama kat›lmay› reddederek "mistik bir yol" iz- • Stalin döneminde zorla sürülen uluslar›n tüm haklar›n›n iade edil-
lemelerini sa¤lamaya çal›ß›yor. mesi. Sürgünde bulunan uluslara, do¤duklar› topraklara geri dönme
Þu anda, servislerimiz Estonya, Letonya, Litvanya ve Ukrayna’da, ay- olana¤› da tan›narak ulusal özerklik verilmesi.
r›ca Moskova’da, Leningrad’da ve baßka birkaç kentte daha bu tari- SBKP Merkez Komitesi’ne, Brejnev’e, SSCB Bakanlar Kurulu’na, Kosigin’e,
kat›n müritleri oldu¤unu tespit etmiß bulunuyor [...]. SSCB Yüksek Sovyet Prezidyumu’na, Podgorn gönderilen manifesto.
Devlet Güvenlik Komitesi, Do¤u kökenli felsefî-dinî ak›mlar›n mürit-
lerine karß› verdi¤i mücadeleyi sürdürmektedir. Bu küçük gruplar›n 1. Belgeyi tan›t›n›z. Hangi talepler bireysel özgürlüklerin
misyonerlik faaliyetlerine son verdirmekte gecikmeyecektir. geri verilmesi ile ilgilidir?
N. Werth ve G. Moullec, 2. Çeßitli kaynaklardan yararlanarak Saharov’un
Rapports secrets soviétiques, 1921-1991 (Paris, 1994). k›sa bir biyografisini yaz›n›z.

165
V. Perestroika’dan komünizmin çöküßüne
A. Perestroika’n›n baßar›s›zl›¤› (1986-1990) Belge 2 ve 3
A N A H T A R
n Mart 1985’te, Brejnev’in ölümünden sonra Parti genel sekreteri olan Mihail Gorbaçov,
S Ö Z C Ü K
perestroika* ad› verilen geniß bir reform politikas› baßlatt›. Gorbaçov’un projesi, Kruß-
• PERESTRO‹KA çev’in denemelerinden farkl› olarak global ve radikal olmay› hedefliyordu. Perestroika
"Yeniden yap›lanma" anlam›- ekonomi alan›n› aßarak toplumu, siyasal sistemi ve uluslararas› ilißkileri de kapsam›na
na gelen Rusça sözcük. Gorba- al›yordu. Halk› siyasetle bütünleßtirmek, ekonomiyi daha etkili hale getirebilmek için
çov taraf›ndan 1985’te baßlat›- komünizmle demokrasiyi ba¤daßt›rmay› denemek gibi iddial› bir hedefi vard›. Ancak
lan SSCB’deki yeniden yap›lan- bu proje, komünizmi ve Sovyet modelini de¤il, yaln›zca ißleyiß hatalar›n› sorguluyordu.
ma, komünizm ve demokrasiyi
bar›ßt›rmay›, halk›n da kat›l›m›-
n Birkaç y›l içinde temel reformlar, donmuß gibi görünen ülkeyi altüst etti. "Yukar›dan"
n› sa¤layarak siyasal sistemin gelen reformcu itki toplumdan büyük bir destek gördü. Sansür kald›r›lm›ß, glasnost*
ißleyißini de¤ißtirmeyi, ekono- (saydaml›k) bilgiye serbest ulaß›m› sa¤lam›ßt›. Geniß bir siyasal reforma girißildi. ‹ktida-
mik alanda elde edilen sonuç- r›n› anayasal bir temele oturtmak isteyen Gorbaçov, Sovyetler Birli¤i baßkan›n›n k›smen
lar› iyileßtirmeyi ve Sovyet hal- serbest yap›lacak olan seçimlerle belirlenecek halk temsilcilerinden olußan bir Kongre
k›n›n yaßam düzeyini yükselt- biçimindeki genißletilmiß bir parlamento taraf›ndan seçilece¤i bir sistem kurdu. Bu
meyi amaçl›yordu. Bu geniß he- milletvekillerinin mart 1989’da birden çok aday›n kat›labildi¤i seçimlerde gizli oyla se-
def sonunda tüm Sovyet siste- çilmesi, Sovyetler Birli¤i’nin siyasal yaßam›n›n demokrasiye do¤ru evrilmesinde belir-
minin parçalanmas›na yol açt›. leyici bir aßama olußturdu.

n Bunun yan›s›ra, önemli ekonomik reformlar da baßlat›ld›: 1988 y›l›nda, ticaret ve hiz-
met sektöründe özel girißimler ortaya ç›kt›. Bu reformlar hem kußku uyand›r›yor, hem
S Ö Z L Ü K
de muhalefetle karß›laß›yordu. Olup bitenler karß›s›nda halk ne yapaca¤›n› iyice ßaß›r›-
* Glasnost yordu. Geçen y›llarda, Sovyet vatandaß› ile devlet aras›nda ßu formülle özetlenebilecek
* Darbe sessiz bir anlaßma olußmußtu: "Ben çal›ß›rm›ß gibi yapar›m, devlet de maaß verirmiß gibi ya-
par". Oysa, bir tür modernleßtirme girißimi olan perestroika, gereksiz kadrolar›n kald›-
1 Ücretler, fiyatlar ve r›lmas›, rantabilite aray›ß›, ißsizlik olas›l›¤› ve enflasyon anlam›na geliyordu. Ücretler fi-
rublenin de¤eri. yat art›ßlar›na yetißemiyor, grevler giderek ço¤al›yor, üretim çöküyordu. 1987’den itiba-
ren, toplumdaki kaynaßma Balt›k devletlerine, Ukrayna’ya, Kafkas cumhuriyetlerine
Vas›fl› bir ißçinin ayl›k ücreti s›çrad› ve bu bölgelerde milliyetçi hareketler ortaya ç›kmaya baßlad›. O zamana kadar
1985 250 R
Sovyet rejimi taraf›ndan bast›r›lan gerilim patlama noktas›na geldi. 1940’ta silah zoruy-
1990 baß› 5.000 R
1994 sonu 150.000 R la Sovyetler Birli¤i’ne ba¤lanm›ß olan Balt›k cumhuriyetleri ba¤›ms›zl›klar›n› ilan ettiler
Ekmek ve et fiyatlar› (mart-may›s 1990). Kafkas cumhuriyetleri de onlar› izledi.
Kara ekmek (1 kg)
1985 0,10 R
1990 baß› 25 R B. Sovyet modelinin sonu (1990-1991) Belge 1, 4, 5 ve 6
1994 sonu 900 R
S›¤›r eti (1 kg) n Ekonomik ve siyasal kriz a¤›rlaß›rken, Gorbaçov da giderek yaln›z kal›yordu. Hem
1985 5R yaßam düzeyi çöküntüye u¤rayan halk, hem kendisini ülkeyi anarßiye sürüklemekle
1990 baß› 300 R
1994 sonu 15.000 R suçlayan nomenklatura, hem de Boris Yeltsin’i desteklemek üzere birer birer kendisini
Dolar karß›s›nda Ruble’nin de¤eri terkeden reform yanl›lar› taraf›ndan eleßtiriliyordu.
1985 1$ = 4 R
1987 1$ = 10 R n 12 Haziran 1991’de halk oyuyla Rusya Federasyonu baßkan› seçilen Yeltsin h›zla
1989 1$ = 20 R popüler oldu. Bunda, 19-21 A¤ustos 1991’de bir grup muhafazakâr komünist yönetici
1990 (Aral›k) 1$ = 100 R
taraf›ndan düzenlenen darbe* girißimine karß› olußan direnißin baß›na geçmesi de rol oy-
1991 (A¤ustos) 1$ = 300 R
1992 (Aral›k) 1$ = 500 R nam›ßt›. Bu darbe girißiminin baßar›s›zl›¤a u¤ramas› komünizm karß›tl›¤›n›n yay›lmas›-
1993 (Aral›k) 1$ = 1.500 R n› sa¤lad› ve merkezî iktidar›n çözülmesini h›zland›rd›. Yeltsin, SBKP’yi Rusya’da ya-
1994 (Kas›m) 1$ = 3.300 R
1997 (Aral›k) 1$ = 5.950 R
saklad›; KGB parçaland›. 1991 sonbahar›nda, Sovyetler Birli¤i’ni olußturan 15 cumhuri-
1998 (1 Ocak): 1 Yeni Ruble yetten 8’i ba¤›ms›zl›klar›n› ilan etti. 25 Aral›k 1991’de, Gorbaçov art›k varl›¤› fiilen sona
= 100 Eski Ruble, ermiß bulunan ve yerini 15 ba¤›ms›z devlete b›rakan Sovyetler Birli¤i baßkanl›¤› göre-
yani 1$ = 6,2 Yeni Ruble
vinden ayr›lmak zorunda kald›. Art›k Sovyet modeli diye bir ßey kalmam›ßt›.

166
2 Mihail Gorbaçov Perestroika’y› anlat›yor. 3 Sovyetler Sovyet modeline hâlâ inan›yorlar m›?
"Ülkemiz hangi ülkeler için bir model olabilir?" sorusuna verilen
Perestroika, ekonomik durgunluk sürecini aßmak, bizi frenleyen me-
cevaplar:
kanizmay› k›rmak, toplumsal ve ekonomik gelißmeyi h›zland›rmak
için güvenilir ve etkin sistemler yaratmak ve bu gelißmeye daha bü- • Tüm dünyaya % 2,3

}
yük bir dinamizm kazand›rmak anlam›na gelir. • Sosyalist ülkelere % 3,7
Perestroika, ayn› zamanda kitle inisiyatifi demektir. Demokrasinin tü- • Kapitalist ülkelere % 1,6 % 17,2
müyle gelißimi, sosyalist özerklik, yarat›c› inisiyatif ve tav›rlar›n des- • Gelißmekte olan ülkelere % 7,7
teklenmesi; ayr›ca daha fazla düzen ve disiplin, daha fazla saydam- • Bunlardan baßka ülkelere % 1,9
l›k, toplumumuzun tüm alanlar›nda daha fazla eleßtiri ve özeleßtiri
demektir. Perestroika, bireye mutlak sayg› ve kißiye haketti¤i de¤erin
verilmesidir.
• Hiç kimseye
• Bu negatif bir model
% 33,9
% 4,7 } %38,6

• Fikri yok %44,2


Perestroika, Sovyet ekonomisinin sistemli bir biçimde sa¤lamlaßt›r›l-
mas›, buyruklar ve idarî yöntemler üzerine kurulu ißletme mant›¤›n›n SSCB’de, Federal Kamuoyu Araßt›rmalar› Merkezi taraf›ndan
1989’da gerçekleßtirilen bir anket.
reddi, yeniliklerin ve sosyalist girißim zihniyetinin koßulsuz desteklen-
mesidir. [...] Perestroika, öncelikli olarak toplumsal alan›n kalk›nd›r›l-
mas› anlam›na gelir. Hedef, daha iyi yaßam ve çal›ßma koßullar›na, da-
ha iyi e¤lenmeye, daha iyi bir e¤itime ve daha iyi sa¤l›k hizmetlerine
özlem duyan Sovyet halk›n›n arzular›na daha iyi cevap vermektir.
Mihail S. Gorbaçov, Perestroika, çev. Kas›m Yarg›c› (‹stanbul, 1988).

1. Belgeyi tan›t›n›z (yazar›, tarihsel ortam›...).


2. Hedeflenen reformlar muhaliflerin beklentilerine do¤ru-
dan cevap veriyor mu? (Bkz. Belge 5, s. 165)

A¤ustos 1991’de, Boris Yeltsin


4
Rusya Parlamento binas› önünde halk›
muhafazakâr komünistlerin darbe girißimine
karß› direniße ça¤r›yor.

B ‹ Y O G R A F ‹
5 Boris Yeltsin (d. 1931)

Önce ustabaß›, sonra fabrika müdürü, Sverd-


lovsk’da, ard›ndan da Moskova’da Parti yöne-
ticisi olan Yeltsin, Gorbaçov’un iste¤i üzerine
SBKP’de Politburo’nun baß›na geçti.
K›sa süre sonra Parti bünyesindeki en yenilik-
çi hareketin lideri oldu, nomenklatura’n›n ayr›-
cal›klar›n› ve yozlaßmas›n› eleßtirmeye baßlad›. 1990’da Par-
ti’den ayr›ld›. 1989’da, Rusya’da milletvekili oldu, ard›ndan da
halk oylamas›yla cumhurbaßkan› seçildi. A¤ustos 1991’de, mu-
URSS: SSCB (Frans›zca)
hafazakârlar›n düzenledi¤i darbe girißimine karß› direnißin ba-
ß›na geçti. Bu olaydan güçlenerek ç›kan Yeltsin, Komünist Par- 6 Frans›z karikatürist Pancho’nun gözüyle SSCB’nin sonu,
ti’yi yasaklad› ve SSCB’nin varl›¤›na son verdi. S›kl›kla eleßti- Le Monde, "SSCB ve perestroika" özel say›s› (nisan 1989).
rilen bir devlet adam› olan Yeltsin’in en büyük hedefi, ülkesin-
de pazar ekonomisini yerleßtirmek ve siyasal alanda demokra- 1. Belgeyi tan›t›n›z.
tikleßmeyi sa¤lamakt›. 2. Bu karikatürde SSCB’ye yöneltilen eleßtirilerden hangi-
Temmuz 1996’da yap›lan halk oylamas›nda oylar›n % 53,8’ini si ißlenmektedir? SSCB’de yaßanan hangi duruma gönder-
alarak yeniden Rusya baßkan› seçildi ve 2000 y›l›na kadar bu me yap›lmaktad›r? ‹ki buçuk y›l sonra gerçekte neler ola-
görevde kald›. cakt›r?

167
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM
TAR‹HLER n Parti genel sekreteri ve devlet baßkan›
1953: Stalin’in ölümü. Sovyetler Birli¤i’nde, Komünist Parti genel sekreteri (ya da birinci sekreter) partinin baß-
kan›yd›: Yosif Stalin 1922’den 1953’e, Nikita Krußçev 1953’ten 1964’e, Leonid Brejnev
1956: SBKP’nin 20. Kongresi.
1964’ten 1982’ye, Yuri Andropov 1982’den 1984’e, Konstantin Çernenko 1984’ten
1964: Krußçev’in iktidardan 1985’e, Mihail Gorbaçov da 1985’ten 1991’e kadar bu görevi yürüttüler.
uzaklaßt›r›lmas›.
Devlet baßkan› ise "Yüksek Sovyet Prezidyumu Baßkan›" s›fat›n› taß›yordu. Birinci sekre-
1982: Brejnev’in ölümü. terin bu s›fat› taß›d›¤› da olurdu (1960’tan 1964’e ve 1977’den 1982’ye Brejnev; 1990’dan
1985: Gorbaçov’un SBKP genel 1991’e Gorbaçov), ancak Sovyetler Birli¤i’nde gerçek iktidar Parti genel sekreteri ya da
sekreterli¤ine gelißi. birinci sekreterinin elindeydi.
1991: Sovyetler Birli¤i’nde
n SSCB ve Rusya
komünizmin y›k›l›ß›.
SSCB, birli¤i olußturan en önemli
15 ulusa karß›l›k gelen 15 "sosya- Rusya
Moskova
list Sovyet" cumhuriyetinden olu-
ßuyordu. Bunlardan topraklar› en
geniß ve en kalabal›k olan› Rusya
Federal Sovyet Sosyalist Cumhuri-
yeti (RFSSC) idi. 1991’de, SSCB par-
çaland› ve yerini 15 ba¤›ms›z dev- 1991’e kadar SSCB s›n›rlar›
lete b›rakt›. Bunlardan en önemli- Rusya
si, SSCB’deki eski RFSSC’in s›n›rlar›-
SSCB’de yer al›rken 1991’de
n› koruyan Rusya’d›r. ba¤›ms›zl›¤›n› ilan eden di¤er 14 devlet

n Gulag ve kulak
Gulag (Glavnaye Upravlenniye Lagerey: Kamplar Genel Müdürlü¤ü), Sovyet toplama
kamplar› yönetimi için kullan›lan bir k›saltmad›r ve bundan hareketle tüm Sovyet kamp-
lar›n› anlatmak için kullan›l›r. Gulag, bir kamp de¤ildir, Sovyet toplama kamplar› sistemi-
ni anlatmak için kullan›lan bir sözcüktür.
Kulak ise, Rusya’da yoksul köylüleri emrinde çal›ßt›ran, tam anlam›yla "yumru¤unun al-
t›nda tutan" zengin bir köylüdür.

YARARLI B‹YOGRAF‹LER
ÖNEML‹ s. 156 s. 160 s. 162
KISALTMALAR
Stalin ad›yla bilinen Nikita Sergeyeviç Leonid ‹liç
Yosif Cugaßvili Krußçev Brejnev
• SSCB : Sovyet Sosyalist
(1879-1953) (1894-1971) (1906-1982)
Cumhuriyetleri Birli¤i.
• SBKP : Sovyetler Birli¤i 1922’den 1953’e kadar 1953’ten 1964’e kadar 1964’ten 1982’ye kadar
Komünist Partisi. SBKP genel sekreteri. SBKP birinci sekreteri. SBKP birinci sekreteri.
• KGB : Devlet Güvenlik
Komitesi. ÇEKA (7 Aral›k s. 250 s. 167
1917’de kurulan Karß›-devrim,
spekülasyon ve sabotajlara Mihail Boris
karß› mücadele ola¤anüstü Gorbaçov Yeltsin
komisyonu) ve GPU (d. 1931) (d. 1931)
(1922)’nun yerini alan KGB,
1985’ten 1991’e kadar Rusya’n›n 1991’de ve 1996’da
1954’te kuruldu.
SBKP birinci sekreteri. halk oyuyla seçilen baßkan›.

168
belge incelemesi

1945’ten 1949’a ‹NG‹LTERE

HOLLANDA
1945 sonu

Do¤u Avrupa’da
POLONYA SSCB
ALMANYA
BELÇ‹KA

ÇEKOSLOVAKYA

komünizmin yay›lmas› FRANSA


‹SV‹ÇRE AVUSTURYA MACAR‹STAN
ROMANYA
‹TALYA
Sorular YUGOSLAVYA

BULGAR‹STAN
‹SPANYA
n 1. 1945, 1947 ve 1949 y›llar›n›n sonunda Avrupa’da ARNAVUTLUK
komünizmin durumu nedir?
YUNAN‹STAN
n 2. 1945’ten 1947’ye ne tür gelißmeler gözleniyor?
1947’de neden "demir perde" ortaya ç›kt›? 1947 sonu
‹NG‹LTERE
n 3. 1947’den 1949’a ne tür gelißmeler gözleniyor?
HOLLANDA
Avrupa’da komünizm 1949’dan sonra ilerlemeye POLONYA SSCB
ALMANYA
devam etti mi? BELÇ‹KA

ÇEKOSLOVAKYA

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N FRANSA


‹SV‹ÇRE AVUSTURYA MACAR‹STAN
ROMANYA
Harita, bir olguyu co¤rafî olarak saptamaya ve yay›l›ß›n› izlemeye ola- ‹TALYA
nak tan›r. Bunun için, belgeyi tan›mak ve verdi¤i bilgileri s›ralamakla YUGOSLAVYA
BULGAR‹STAN
iße baßlamal›s›n›z.
‹SPANYA
• Haritan›n incelenmesi ARNAVUTLUK
Önce haritay› tan›y›n: Baßl›¤›nda ne yaz›yor? Lejand›nda neler var? Öl- YUNAN‹STAN
çe¤i ne? Hangi co¤rafî alan› kaps›yor (bir ülke, bir k›ta, vs.)?
Haritada ne tür bir olgu gösteriliyor? Belli bir tarihteki bir durum mu, ‹NG‹LTERE 1949 sonu
yoksa bir gelißim mi gösteriliyor?
HOLLANDA DAC
• Farkl› harita türleri 1949 POLONYA
SSCB
Durumsal haritalar belli bir tarihteki durumu gösterir (Önemi ne? Ye- BELÇ‹KA
FAC
ri neresi? Yo¤unluk ne?). ÇEKOSLOVAKYA
Evrimsel haritalar ise (buradaki gibi), aksine, farkl› dönemler aras›nda 1948
FRANSA
de¤ißikliklere u¤rayan bir durumu gösterir. ‹SV‹ÇRE AVUSTURYA MACAR‹STAN
ROMANYA
• Haritalar›n karß›laßt›r›lmas› ‹TALYA
Haritalar› karß›laßt›r›rken aßa¤›daki noktalara dikkat etmeniz gerekir: YUGOSLAVYA
BULGAR‹STAN
- Haritalar›n tümünde ayn› izlek mi bulunuyor?Ayn› co¤rafî bölge mi
‹SPANYA
söz konusu? ARNAVUTLUK
- De¤ißikli¤e u¤rayan olgu hangisi? De¤ißim hangi yönde gerçekleßiyor 500 km
YUNAN‹STAN
(yay›lma ya da küçülme)?
Naziler karß›s›nda zafer kazanan komünist direniß

TAVS‹YELER Sosyalist rejim

• Ayn› rengin farkl› tonlar› kullan›larak verilen bilgiye dikkat edin. K›z›l Ordu’nun ißgal etti¤i bölgeler
(Burada, k›rm›z› ve pembe: Neden böyle bir seçim yap›lm›ß?
Ne anlat›lmak isteniyor?) Komünistlerin de yer ald›¤› birlik hükümeti

• Lejanddaki ö¤eler aras›nda bulunan ba¤lant›lar üzerinde "Demir perde"


düßünün: "Demir perde" ile komünizmin yay›lmas› aras›nda
Komünistler taraf›ndan baßlat›lan iç savaß
ne gibi bir ba¤lant› olabilir? Bunun Belçika, Fransa ve ‹talya’n›n
1946 ve 1947 sonundaki durumlar›yla ne ilgisi olabilir?

169
verilerle çal›ßma

Konu: SBKP’nin 20. Kongresi:


modelin evrilmesi mi, sorgulanmas› m›?

Sorular 2 20. Kongre’nin ard›ndan bir SBKP üyesinin sundu¤u


bildiri.
r 1. Belgeleri tan›t›n›z.
Stalin’in tanr›sallaßt›r›lmas›, belli tarihsel nedenlerle, Parti ve hükümet
r 2. Belgelerde verilen bilgileri izleklere göre içinde bu sayede kariyer yapm›ß olan belli bir tabakaya yarar sa¤lam›ß
seçiniz, s›n›fland›r›n›z ve karß›laßt›r›n›z. gibi görünüyor. Art›k bu kißiler, bulunduklar› yerde kalmay› nas›l ba-
ßaracaklar›n› kendi kendilerine sorarak söylevler çekiyorlar [...]. Binler-
r 3. Belgelerden derleyece¤iniz bilgilerin
ce dürüst insan› ölüme göndermiß olan baz› kißiler var [...]. Tüm bu
yard›m›yla, yukar›daki soruya cevap olacak adamlar görevlerinde kal›rlarsa, hiçbir ßey yap›lmazsa, 20. Kongre’de
bir sentez yap›n›z. al›nan kararlar›n hayata geçirilmesi ißi yine bunlara emanet edilirse, o
zaman kendi kendimize yalan söylemiß oluruz.
1956 nisan›nda, Parti’nin taban›n› olußturan hücre üyelerinin
20. Kongre kararlar›n› tart›ßt›klar› bir toplant›da,
Bialik [edebiyat eleßtirmeni] taraf›ndan sunulan bildiri,
N. Werth ve G. Moullec, Rapports secrets soviétiques, 1921-1991
(Paris, 1994).

1 Krußçev’in 20. Kongre’de sundu¤u gizli rapor. 3 Gomulka’n›n konußmas›, 21 Ekim 1956.

Mart 1953’te Stalin’in ölümünden sonra, Krußçev SBKP birinci sekre- Ekim 1956’da, Polonya’da gösteriler düzenlenmeye baßlad›. Stalinci
terli¤ine getirildi. 1956’da, SBKP’nin 20. Kongresi s›ras›nda, Parti de- yöneticiler yerlerini Gomulka’ya b›rakmak zorunda kald›lar. Stalin’in
legelerinin önünde bir rapor okudu. emriyle 1948’de iktidardan uzaklaßt›r›larak hapsedilen Polonyal› ko-
Hükümet ayg›t› kullan›larak kitlesel bask› uygulanmas›, 1936-1938 münist devlet adam› Gomulka, 1956’da serbest b›rak›ld› ve yeniden
döneminde baßlam›ßt›r. Bu bask›, önce siyasal olarak uzun süredir Par- Birleßik ‹ßçi Partisi (Polonya Komünist Partisi) birinci sekreteri oldu.
ti taraf›ndan yenilgiye u¤rat›lm›ß bulunan Leninizm düßmanlar›na
‹kinci Dünya Savaß›’ndan sonra Sovyetler Birli¤i sosyalizmi kuran tek
(Troçkistler, Zinoviyevciler, Buharinciler), ard›ndan da pek çok dürüst
ülke olmaktan ç›kt›. Çin Halk Cumhuriyeti ve Polonya’n›n da aralar›n-
komüniste, iç savaß›n ve sanayileßmenin en güç baßlang›ç y›llar›n›n
da bulundu¤u halk demokrasileri gibi sosyalizmi kurma yolunda çal›-
a¤›r yükünü taß›m›ß olan Parti yöneticilerine yönelmißtir. [...]
ßan pek çok ülke dünya sahnesine ç›kt›. Bu ülkelerdeki ißçi partileri,
"Halk düßman›" kavram›n› yaratan Stalin’dir. Bu terim, onunla ayn› dolay›s›yla ülkemizdeki ‹ßçi Partisi, daha önce uygulamada rastlanma-
fikri paylaßmayan herkese karß› en zalim bask›lar›n uygulanmas›n› yan sorunlarla karß›laßt›lar. Bunlar aras›nda, ülkelerin kendilerine özgü
mümkün k›lm›ßt›r. [...] 17. Kongre’de seçilen toplam 139 Parti üye ve koßullar› göz önünde bulundurarak sosyalizmi kurmak için farkl› yollar
yedek üyesinden 98’inin, yani %70’inin tutukland›¤› ve kurßuna dizil- seçmeleri gibi sorunlar da vard›. Bu sorun, bir ölçüde sosyalizm mode-
di¤i kan›tlanm›ßt›r (ço¤u 1937-1938’de). [...] linin olußumuna ve partilerle devletler, partilerle sosyalist ülkelerin hü-
1937 ile 1941 aras›nda pek çok ordu komutan› ve siyasî memurun kümetleri aras›ndaki karß›l›kl› ilißkilere de yans›d› [...].
Stalin taraf›ndan ortadan kald›r›lmas›, özellikle savaß›n ilk günlerinde Bu ilißkilerin uluslararas› ißçi dayan›ßmas› temeli üzerinde billûrlaßmas›
çok a¤›r sonuçlar do¤urmußtur. Bu y›llarda, bölük ve tabur komutan- gerekirdi [...]. Bu tür ilißkiler çerçevesinde, her ülke tam ba¤›ms›zl›k ve
lar›ndan askerî hiyerarßinin en üst basamaklar›na kadar pek çok aske- tam özerkli¤e sahip olabilmeli ve her halk›n egemen ülke s›n›rlar› için-
rî yönetici bask›ya maruz kalm›ßt›r. ‹spanya ve Uzak Do¤u’da tecrübe de kendi kendini yönetme hakk› tümüyle ve karß›l›kl› olarak sayg› gör-
kazanm›ß komutanlar›n neredeyse tamam› tasfiye edilmißtir. meliydi [...].
"Kißileri putlaßt›rma", Stalin’in de [...] kendi ßahs›n›n yüceltilmesini
21 Ekim 1956 tarihli konußmadan.
teßvik etmesi nedeniyle devasa boyutlara ulaßm›ßt›r. Stalin’in alçakgö-
nüllülükten ne kadar uzak oldu¤unu en iyi gösteren örneklerden biri,
1948’de yay›nlanan K›sa Biyografi’sidir. Stalin bu kitapta övülür, bir
tanr› gibi yüceltilir ve ßaßmaz bir bilge kißi, "komutanlar›n en büyü¤ü",
"tüm zamanlar›n en büyük savaß stratejisi uzman›" olarak gösterilir.
SBKP Kongresi’nin kapal› ola¤anüstü oturumunda,
yaln›zca delegelere okunan rapordan al›nt›lar (ßubat 1956).

170
Macaristan’da ayaklanma,
4
ekim 1956.
24 Ekim 1956’da, Macaristan’da ayaklanma
ç›kt›. Stalinci yönetici Rakosi iktidar› yenilikçi
komünistlere b›rakmak zorunda kald›. 1 Ka-
s›m’da Imre Nagy, Macaristan’›n Varßova Pak-
t›’ndan ayr›ld›¤›n› aç›klad›. Kas›m ay›n›n baß-
lar›nda Macaristan’daki ayaklanma K›z›l Or-
du taraf›ndan bast›r›ld›. Haziran 1958’de, Im-
re Nagy Sovyetler taraf›ndan idam edildi.

5 Pravda gazetesine gönderilen imzas›z mektup.

Neden Stalin’in hatalar› üzerine ölümünden sonra yaz›lar yaz›l›yor? Neden ideolog yoldaßlar›m›z Stalin’in hatalar›ndan
ißçilerin, kolhozlarda çal›ßanlar›n önünde söz etmek istemiyorlar? Yoldaß Bulganin’in1 kürsüye ç›k›p, zaman›nda neden
Stalin’e engel olamad›¤›n›, tüm Merkez Komitesi’nin Stalin’in son y›llar›nda sosyalizm davas›na verdi¤i zararlar›n önü-
ne neden geçemedi¤ini aç›klamas› gerekirdi.
Bu sorular›ma aç›k cevaplar vermenizi arzu ediyorum, ama bu mektubu imzalayamayaca¤›m. Çünkü korkuyorum; ne-
den korktu¤umu bile bilmiyorum, ama korkuyorum. Ben hiçbir zaman bask› görmedim; yaln›zca korkuyorum. Bizi kor-
ku içinde yetißtirdiler, itaat etmeyi ö¤rettiler. Eleßtiri üzerine yap›lan tart›ßmalar, k›s›r gevezeliklerdi. Eleßtirenler kap› d›-
ßar› edilirdi. Politburo’nun, Stalin’i zaman›nda eleßtirmesine engel olan da belki bu ilkedir.
SBKP’nin gazetesi Pravda’ya ßubat-a¤ustos 1956 tarihleri aras›nda gönderilen,
ama o dönemde yay›nlanmayan mektuplar aras›nda yeralan 136.374 numaral› imzas›z mektup.
N. Werth ve G. Moullec, Rapports secrets soviétiques, 1921-1991 (Paris, 1994).

1. 1947’de Silahl› Kuvvetler Bakan› olan Bulganin, 1948’de Politburo üyesi, 1953’te de Baßbakan yard›mc›s› oldu.
1953’ten 1958’e kadar, Krußçev’le birlikte Parti’nin baßl›ca yöneticilerindendi.

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N TAVS‹YELER


r Soru 1 - Bir halk demokrasisinde komünist par-
• Konunun baßl›¤› oldukça karmaß›k. Bizi,
tinin yeri (ve üstlendi¤i yönetici rol)? düßüncelerimizi konunun tarihi üzerinde
- Belgeler hangi tarihlere ait? Belgeleri
- Rejimin do¤as›? odaklamaya ve aßa¤›daki sorular› sormaya
metinde söz edilen önemli olaya göre s›-
- Modelin kendisi? davet ediyor:
n›fland›r›n.
• Hangi belge, hangi tarih bir dönüm - Bu tarihten önceki y›llarda Sovyet modeli
- Metinlerin yazarlar› hangi siyasal parti-
nas›ld›?
lerde yer al›yorlar? noktas› belirtiyor? Hangi belge(ler), han-
- Dönüm noktas› (önemli boyutlarda,
gi tarih(ler) kökten bir sorgulama taß›-
- Metinlerin tümü sözünü ettikleri olay- ancak önceki gelißmeleri sorgulamayan
larla ayn› döneme mi ait? yor? de¤ißiklikler) ve sorgulama (kesin bir
kopuß) aras›nda nas›l bir fark var?
r Soru 2 r Soru 3 - Komünistlerin iktidarda oldu¤u bir
ülkede, Sovyet modelinin "sorgulanmas›"
• Sözü edilen olaylar hangi ülkeleri ilgi- • Cevap yaln›zca "evet" ya da "hay›r"
ne anlama gelebilir?
lendiriyor? Bu ülkelerin tümü Sovyet olamaz. Ülkelere göre farklar içermesi
• Krußçev’in yerine getirdi¤i görevlerle
blo¤unda m› yer al›yor? gerekir.
ilgili tüm bilgilerinizi seferber edin.
• Tart›ßmalar›n merkezinde yer alan ve • Gomulka’n›n konußmas›n›n oldukça Krußçev’den önce iktidarda kim vard›?
pek çok kez karß›m›za ç›kan önemli kißi ölçülü oldu¤unu gösterin; ancak bunu Halk demokrasisi nedir (Bkz. s. 182)?
hangisi? yaparken "tam özerklik" ifadesini kulla- "Kißileri putlaßt›rma" nedir?
• Aßa¤›dakilerden hangileri sorgulana- n›n.
bilir? • ‹mzas›z mektuplar› yazanlar›n tavr›n-
- Stalin’in rolü ve imaj›? dan söz edin; "eleßtiri", "çekinme",
- Parti’nin ißleyißi? "Gulag", "bask›" sözcüklerini kullan›n.

171
KONU

9 Liberal Avrupa modeli


L iberal demokrasi, so¤uk savaß s›ras›nda bir "Bat› blo¤u" olußmas›ndan çok önce Bat› dünyas›
için bir birlik unsuruydu. Liberal demokrasiyi olußturan bireysel özgürlük, adalet,
halk egemenli¤i, ifade özgürlü¤ü ve güçler ay›r›m› gibi temel de¤erler önce Eski Ça¤’da,
ard›ndan 17. yüzy›lda ortaya ç›kt›lar.
Bugün liberal Bat› Avrupa, Avrupa Birli¤i’nin genißlemesi ile birlikte eski Sovyet blo¤u ülkelerine
bir model ve bir alternatif sunuyor.

n Liberal demokrasi nedir?


n Liberal Avrupa modeli diye bir ßey var m›?
n Liberal Avrupa modelinin içinde Avrupa Birli¤i’nin kurulmas›n›n yeri ne olmal›?

KONUNUN PLANI
I. Liberal demokrasinin temelleri
II. Avrupa’da demokrasi (1945-2002)
III. Avrupa Birli¤i bir model olabilir mi?

• Unutmayal›m
• Belge incelemesi: Roma Anlaßmas›
• Verilerle çal›ßma: Geçti¤i aßamalar ve karß›laßt›¤› engellerle Avrupa’n›n inßas›
• Kompozisyon: Avrupa’da liberal demokrasinin temelleri, uygulamalar› ve gelißmesi (1945-2002)

1951 1952-1954 1992


AKÇT Avrupa Savunma Toplulu¤u’nun baßar›s›zl›¤› Maastricht Anlaßmas›

1957 1997
Roma AET, sonra Avrupa Birli¤i Amsterdam
Anlaßmas› Anlaßmas›

HHHH HH
HHH HHHH HH
HH H
H 6’lar H 9’lar
H 12’ler H 15’ler
HHHH
HH

H
H

HHH

HH H

HHHH
H

Avrupas› Avrupas› Avrupas› Avrupas›


(1957) (1973) (1986) (1995)
H

1950 1960 1970 1980 1990 2000

8 May›s 1945 1975 1989 1998-2000


Avrupa’da Akdeniz Avrupas›’nda Orta Avrupa’da Euro’nun
‹kinci Dünya Savaß›’n›n sonu diktatörlüklerin y›k›lmas› komünizmin çöküßü tedavüle girmesi

172
1 ‹ngiliz Parlamentosu’nda Avam Kamaras›.
‹ngiltere, Avrupa’daki en eski liberal demokrasi modelidir.

2 Polonya’da seçimler.
Dayan›ßma Sendikas› eski yöneticisi Leh Valesa ile eski komünist Aleksander Kvanyevski’nin, kas›m 1995 baßkanl›k seçimleri s›ras›nda
televizyonda kat›ld›klar› tart›ßma program›. Bat›l› seçmenlerin al›ßkanl›klar› k›sa sürede eski Do¤u blo¤u ülkelerine de yay›ld›.

173
I. Liberal demokrasinin temelleri
A. Ortak tarihsel referanslar Belge 1 ve 2
A N A H T A R
n Liberal demokrasinin tarihsel referanslar› önce Eski Ça¤ (Atina demokrasisi), ard›n-
S Ö Z C Ü K dan da filozoflar›n yaz›lar›d›r (‹ngiliz John Locke ya da Ayd›nlanma Ça¤›’n›n Frans›z
• EGEMENL‹K filozoflar›). Söz konusu filozoflar yaz›lar›nda bireyin do¤al haklar›n›n varl›¤›n› (özgür-
lük, eßitlik), güçler ay›r›m› ilkesini (yasama, yürütme ve yarg›) ve iktidar›n Tanr›’dan
Siyasal yöneticilerin yetkesini gelmedi¤i fikrini ortaya koydular. Liberal demokrasi 18. yüzy›l Ayd›nlanmas›’n›n mi-
kuran ilke (yöneten kim olursa rasç›s›d›r.
olsun: kral, halk, vs.). Halk ege-
menli¤i, halk›n temsilcilerini n Bu referanslar, ayn› zamanda 17. ve 18. yüzy›l devrimlerine de dayan›r:
seçme hakk›na dayan›r. - 1688-1689 ‹ngiliz Devrimi, ‹ngilizlerin özgürlüklerini pekißtirdi (özellikle insanlar›
yarg›lamadan mahkûm etmeyi yasaklayan 1679 tarihli Habeas Corpus). Monarßinin ikti-
dar›n› s›n›rland›rd›, yasalar önünde eßitlik ilkesini getirdi ve hükümetin ülkeyi parla-
mentodaki ço¤unlu¤a dayanarak yönetti¤i parlamenter rejimi kurdu.
S Ö Z L Ü K
- Amerikan Devrimi (1776-1781), halklar›n kendilerini yönetecek hükümeti seçme öz-
* Ayr›cal›klar toplumu gürlü¤ü ad›na, tarihin ilk yaz›l› anayasas› ile sonuçland›.
* Hukuk devleti
* Siyasal ço¤ulculuk - 1789 Frans›z Devrimi ise, a¤ustos 1789’da yay›nlanan ‹nsan ve Vatandaß Haklar› Bildir-
* Teokratik devlet gesi’nde birey hak ve ödevlerini ön plana ç›kard›.

1 Bill of Habeas Corpus


B. De¤erler: Bireyin önceli¤i ve özgürlükler Belge 4

(1679). n Demokrasi, egemenli¤in* halka ait oldu¤u siyasal bir rejimdir. Yasalar önünde eßit
olan vatandaßlar temsilcilerini serbest seçimlerle ve halk oyuyla seçerler. Liberalizm de
Her kim bir ßerif, bir gardiyan ya da eylem, ifade ve servet edinme özgürlü¤üne sahip bireylerden olußan bir toplum esas›-
baßka bir yetkiliye gözetimleri alt›n-
na dayan›r. Eski Rejim’in bir özelli¤i olan ayr›cal›klar toplumu*nu reddeder. Herkesin eßit
da bulunan bir kimse için Habeas
haklar› ve ayn› zamanda toplumun di¤er üyelerine karß› ödevleri vard›r. Liberalizm bi-
Corpus talebinde bulunursa, bilinsin
reysel özgürlükleri güvence alt›na al›r. Önce siyasal özgürlükler gelir: Bas›n yay›n öz-
ki bu yetkililer talebi izleyen üç gün
gürlü¤ü, toplanma özgürlü¤ü, inanç özgürlü¤ü, kißilerin rahats›z edilmeden fikirlerini
içinde (hapis cezas› ihanet ya da ya-
ifade edebilmelerini sa¤lar. Ard›ndan ekonomik ve toplumsal özgürlükler gelir: Serbest
takl›k suçuna karß›l›k verilmediyse)
rekabet ve serbest girißim, bireysel mülkiyet hakk›na (özellikle üretim araçlar›n›n mül-
söz konusu kimseyi Adalet Bakan›
ya da mahkeme yarg›çlar›n›n önüne
kiyeti) ve bireysel girißime dayan›r. Devletin rolü, içte düzenin ve güvenli¤in sa¤lan-
ç›karmak zorundad›rlar. mas›, d›ßta da ülkenin savunulmas› ile s›n›rl› olmal›d›r.
n Devletin rolüyle ilgili bu anlay›ß, 19. yüzy›lda sosyalist kuramlar›n ortaya ç›kmas›
ve 19. yüzy›l sonunda, özellikle de 1945’ten sonra devletin ekonomiye müdahalesi ile
sorgulanmaya baßlad›. Devlet, özgürlüklerin yaln›zca baz› kißilerin elinde toplanmas›n›
engellemek için, en yoksun olanlar›n yarar›na kaynaklar›n yeniden da¤›t›lmas›n› sa¤la-
y›c› önlemler alarak toplumsal eßitsizlikleri düzeltme yoluna gitti (paras›z e¤itim, sos-
yal sigortalar, aile yard›mlar›, vs.). Günümüzde, liberal demokrasinin eksiklikleri sosyal
demokrasi ile gideriliyor.

C. Gerekli koßullar Belge 3 ve 5

n Liberal demokrasinin en önemli özelliklerinden biri, ilk kez 18. yüzy›lda Montesqu-
ieu taraf›ndan tan›mlanan güçler ay›r›m›n› kabul eden bir anayasan›n varl›¤›d›r. He-
men hemen tüm liberal demokrasilerin yaz›l› bir anayasas› vard›r. Temel bireysel özgür-
lüklere sayg› gösterilmelidir; hükümet yasalara uymal› ve onlara her yerde sayg› göste-
rilmesini sa¤lamal›d›r: Böyle bir devlet, hukuk devleti*dir.
n Farkl› fikir ak›mlar›, siyasal partiler ya da hareketler arac›l›¤›yla özgürce ifade edile-
bilmeli, rekabet edebilmeli ve s›rayla iktidara gelebilmelidir. Seçimler serbest ve giz-
li oy esas›na göre yap›lmal›d›r. Bu da siyasal ço¤ulculuk*tur. Askerî diktatörlükler, teokra-
tik devletler*, seçimlerde yaln›zca tek bir partinin aday gösterebildi¤i rejimler liberal de-
mokrasi de¤ildir.

174
2 Liberal demokrasinin baz› kurucu metinleri.

a. John Locke’un fikirleri


‹nsanlar do¤al olarak özgür, eßit ve ba¤›ms›z olduklar›ndan, hiç kim-
se bu halklar›ndan mahrum edilemez ve kendi r›zas› olmadan baßka-
s›n›n siyasal yetkisi alt›na sokulamaz. ‹nsan ancak kendi r›zas›yla so-
yunun devam›, karß›l›kl› güvenlik, yaßam rahatl›¤› ve kendisine ait
olan ßeylerden huzur içinde yararlanmak için di¤er insanlarla bir ara-
ya gelmeyi ve bir toplum halinde birleßmeyi kabul edebilir [...].
Ancak, [toplumun] ço¤unlu¤un r›zas›yla olußan en büyük gücün
kendisine gösterdi¤i yönde hareket etmesi gerekir; [...] dolay›s›yla
herkes ço¤unlu¤un vard›¤› sonuca ve verdi¤i karara [...] uymak zo-
rundad›r [...].
Her kim elindeki gücü haketmeden kullan›rsa [...], bu gücün yönel-
tildi¤i kißilerle savaß durumuna girer; [...] sald›rgana karß› kendini sa-
vunma ve direnme hakk› d›ß›ndaki tüm haklar ortadan kalkar [...].
Baz› durumlarda Hükümdar’a karß› direnme ve kendini savunma
hakk› bulundu¤una göre, her direniß isyan de¤ildir.
John Locke, Two Treatises of Government (Londra,1690).

b. Güçler ay›r›m›
Her devlette üç tür güç vard›r: Yasama gücü, yürütme gücü ve yarg›
gücü. [...] Yasama gücü ile yürütme gücü tek bir kimsenin elinde ya 3 Louis David’in "Jeu de paume* Yemini" tablosu,
da tek bir vücutta topland›¤› zaman özgürlükler ortadan kalkar, çün-
(Carnavalet Müzesi, Paris).
kü ayn› kral›n ya da senatonun zorbaca yasalar ç›kar›p bunlar› zorba-
l›kla uygulamas›ndan korkulur. [...] E¤er yarg› gücü ile yasama gücü 20 Haziran 1789’da, halk›n temsilcileri Fransa’ya bir Anayasa kazand›r-
birleßirse, vatandaßlar›n yaßam› ve özgürlü¤ü üzerindeki iktidar keyfî madan da¤›lmayacaklar›na yemin ettiler.
bir iktidar olur; zira yarg›ç ayn› zamanda yasa koyucudur; e¤er yarg› * Tenisin atas› olan paume oyununun oynand›¤› salon. Genel Meclis üyeleri, kral›n toplanma-
lar›n› engellemesi üzerine bu salonda toplanmak zorunda kalm›ßlard›.
gücü yürütme gücü ile birleßirse, bu kez de yarg›ç bir zulmedicinin
kudretine sahip olur.
Montesquieu Baronu Charles-Louis de Secondat,
Kanunlar›n Ruhu (Paris, 1748).

c. ‹nsan ve yurttaß haklar› bildirgesi, 26 A¤ustos 1789


MADDE 1.- ‹nsanlar hukuk bak›m›ndan özgür ve eßit do¤ar ve öyle
kal›rlar. [...]
MADDE 2.- Her siyasal toplulu¤un amac› insan›n do¤al ve zamana-
ß›m›na u¤ramaz haklar›n›n korunmas›d›r. Bunlar özgürlük, mülkiyet,
güvenlik ve bask›ya direnme haklar›d›r.
MADDE 3.- Her türlü egemenlik ilkesi her ßeyden önce ulusun ken-
disindedir; hiçbir kurul, hiçbir birey aç›kça ulustan gelmeyen bir oto-
riteyi kullanamaz.
MADDE 6.- Kanun genel iradenin ifadesidir. Bütün yurttaßlar, ßah-
sen ya da temsilcileri arac›l›¤›yla kanunun yap›lmas›na kat›lma hakk›-
na sahiptirler. [...]
MADDE 7.- Hiç kimse kanunda belirtilen haller ve kanunun öngör-
dü¤ü biçimler d›ß›nda suçlanamaz, tutuklanamaz ve al›konamaz. [...]
MADDE 10.- Hiç kimse, dinsel bile olsa, kan›lar›ndan ötürü rahats›z
edilmemelidir; yeter ki bunlar›n a盤a vurulmas› kanunca sa¤lanan
kamu düzenini sarsmas›n.
MADDE 11.- Düßünce ve kan›lar›n baßkalar›na serbestçe aktar›lmas›
insan›n en de¤erli haklar›ndand›r. Her yurttaß serbestçe konußabilir,
yazabilir ve bunlar› bast›rabilir. Yaln›z kanun taraf›ndan belirlenen
hallerde, bu özgürlü¤ün kötüye kullan›lmas›ndan sorumludur.
MADDE 16.- Haklar›n güvence alt›na al›nmad›¤›, güçler ayr›l›¤›n›n
belirlenmedi¤i toplumlar›n anayasalar› yok demektir. 4 Demokrasinin temeli halk oylamas› (1893
tarihli temsilî resim).
Belge 1’e ve yukar›daki üç metne göre, liberal demokrasi-
19. yüzy›lda, henüz yaln›zca erkekler oy
nin en önemli ilkeleri nelerdir?
kullanabiliyordu.

175
II. Avrupa’da demokrasi
A. Avrupa demokratik modelinin
sa¤lamlaflmas› ve farkl› türleri Belge 1 ve 2

n Kuzeybat› Avrupa’da (Birleflik Krall›k, ‹skandinavya ülkeleri, Belçika, Hollanda ve


Lüksemburg, Fransa) sa¤lam bir biçimde yerleflmifl olan liberal demokratik model, ‹kin-
ci Dünya Savafl›’ndan sonra ‹talya ve Bat› Almanya’da da faflizm ve nazizmin yerini ala-
rak geliflti. Böylece bu iki ülke, 1922’de Mussolini ve 1933’te Hitler’in iktidara geliflinden
önce tan›flm›fl olduklar› demokratik iflleyifle yeniden kavufltular. Buna karfl›l›k, ‹spanya
ve Portekiz henüz diktatörlükle yönetiliyordu ve Do¤u Avrupa’da komünist rejimler
1949 kurulmufltu. 1945’ten sonra, liberal Avrupa modeli refah devletinin gelifliminden ya-
rarland›. Yaflam düzeyinin yükselmesi, orta s›n›f›n genifllemesi ve önemli toplumsal gü-
venceler sayesinde d›flar›dan bakanlara son derece çekici gelen ekonomik ve toplumsal
bir model haline geldi. Bu yönüyle, devletin rolünün çok daha s›n›rl› oldu¤u Amerikan
modelinden ayr›l›yordu.
n Liberal Avrupa modelinin farkl› türlerinin bulunmas›, tarihsel kökenlerinin çeflitlili-
¤iyle aç›klanabilir:
- Anglo-Sakson modeli, Amerikan modeline yak›nd›r. Ancak, bireysel giriflime genifl
yer ay›rmakla birlikte, Margaret Thatcher’›n 1979’da iktidara geliflinden sonra uygula-
mas› toplumsal eflitsizlikleri artt›rm›flt›r.
- Alman modeli (ya da Ren modeli), toplumsal pazar ekonomisine, ademi-merkeziyet-
1975 çili¤e ve devlet kurumlar›yla iflverenler ve sendikalar gibi çeflitli toplumsal aktörler ara-
s›ndaki genifl uzlaflmaya dayan›r. Bu modelin ‹skandinav ülkeleri ve Hollanda’da uygu-
lanan sosyal- demokrat türü, toplumsal uzlaflmay› ve eflitsizliklerin en aza indirilmesi-
ni ön plana ç›kar›r, ancak toplumun ayn›laflmas› sorununu da beraberinde getirir.
- Frans›z modeli (ya da devletçi model), devlete önemli bir yer verir. Buna göre dev-
let, ekonomik alana (devletlefltirilmifl flirketler, ekonomik düzenlemeler, yard›m ve süb-
vansiyonlar) ve toplumsal alana (asgarî ücret, çal›flma zaman›n›n belirlenmesi) genifl öl-
çüde müdahale eder.

B. Avrupa modelinin yay›lmas› Belge 3 ve 4

n 19. yüzy›ldan itibaren Kuzeybat› Avrupa’ya (Birleflik Krall›k, Belçika, Hollanda, Fran-
1998 sa) sa¤lam bir biçimde yerleflen liberal demokratik model, ‹ngiliz dominyonlar›na (Ka-
nada, Avustralya, Yeni Zelanda), 1945’ten sonra da ba¤›ms›zl›klar›n› ilan eden sömürge-
lerin baz›lar›na örnek oldu.
n Bu model, yirmi y›ldan daha k›sa bir süre içinde, 1974’ten 1991’e kadar, tüm Avru-
pa’ya yay›ld›:
- Portekiz (1974 devrimi) ve ‹spanya’da (1975’te Franco’nun ölümü) diktatörlüklerin
y›k›lmas› ile, 1930’lu y›llarda ortaya ç›kan otoriter rejimler sona erdi. Yunanistan’da
1967’de kurulan askerî diktatörlük de 1975’te y›k›ld›. Böylece demokrasi, cumhuriyet
(Portekiz, Yunanistan) ya da anayasal monarfli (‹spanya) biçiminde tüm Akdeniz Avru-
pas›’na yay›lm›fl oldu.
- 1989-1991 aras›nda Do¤u Avrupa’da komünizmin çöküflü de demokratik modelin
Liberal demokrasi
tüm k›taya yay›lmas›n› kolaylaflt›rd›.
Otoriter rejimler
n Ancak, üçüncü dünya ülkelerinde giriflilen demokratikleflme denemeleri genellikle
Sosyalist rejimler baflar›s›zl›kla sonuçland›. ‹slamc›lar gibi baz› siyasal gruplar, din ad›na demokratik mo-
S›n›rl› demokrasi delle mücadele ettiler ve halk egemenli¤i, ifade özgürlü¤ü ve kad›nlarla erkekler aras›n-
da eflitlik gibi baz› temel ilkeleri reddettiler. 20. yüzy›l›n sonunda liberal demokrasi ile
yönetilen ülkelerin say›s› 1939’a göre alt› kat fazla olsa da, bu ülkeler yine de büyük öl-
1 Avrupa’da demokrasinin çüde az›nl›ktad›r. Birleflmifl Milletler üyesi olan 185 ülkenin yaln›zca üçte biri demok-
kaydetti¤i gelißmeler. rasidir.

176
2 1990’larda Avrupa’daki siyasal modeller.

Kurumlar› Olumlu/olumsuz yönleri

Anglo-Sakson - Ademi-merkeziyet - Ekonomik de¤ißikliklere


modeli - Refah devletinin çabuk uyum sa¤lama
(1979’dan sonra zay›fl›¤› ya da yoklu¤u - ‹ßsizli¤in azalmas›
Birleßik Krall›k) - Pazar ekonomisinin ama,
önemi - Kollektif yat›r›mlar›n azl›¤›
- Sendikalar›n zay›f rolü - Önemli toplumsal eßitsizlikler

Ren modeli - Ademi-merkeziyet - Güçlü toplumsal güvenlik


(Almanya) - Refah devleti mekanizmas›
- Güçlü sendikalar - Eßitsizliklerin ortadan
- Sendikalarla uzlaßma kalkmas›
gelene¤i ama,
- Önemli oranda ißsizlik

Sosyal demokrat - Devlet-sendika-patron - Güçlü refah devleti


model uzlaßmalar› - Düßük ya da azalmakta
(‹sveç, Avusturya, - Güçlü sendikalar olan ißsizlik oran›
Hollanda) - Ücretler aras›nda az fark
bulunmas›
ama,
- Ücretlerin birbirine yak›nl›¤›
nedeniyle motivasyon eksikli¤i

Devletçi model - Devletin ekonomik ve - Güçlü refah devleti


(Fransa, ‹talya) toplumsal alanlardaki - Kamu sektörü çal›ßanlar›n›n
önemli rolü koruma alt›na al›nmas›
- Refah devleti ama,
- Yüksek ißsizlik oran›
- Eßitsizliklerin artmas›

1. Refah devletinin ne oldu¤unu hat›rlat›n›z.


2. Yukar›daki tabloda, refah devleti hangi modellerde
güçlüdür? Bunun sonuçlar› nelerdir?
3 Eski bir halk demokrasisinde demokrasinin yeniden
kurulmas›: Polonya’da 1990 seçimleri.

Alman modelinin çekicili¤i: 1990’da


500 km 4 Berlin Duvar›’n›n y›k›lmas›ndan sonra

Kuzey Rusya
Alman kökenli halklar›n Almanya’ya
do¤ru göç hareketleri.
Alman yasalar›, "kan hukukuna" göre, daha
önce Almanya s›n›rlar› d›ß›nda yaßayan ve Al-
man kan›ndan olan her göçmene Alman va-
Sibirya tandaß› olma hakk› tan›r. Orta Avrupa ve eski
SSCB topraklar›na yerleßmiß bulunan ve bu
bölgelere 18. yüzy›lda (Rusya), hatta daha da
Belarus eski bir tarihte gelen Alman yerleßimcilerin so-
Litvanya
yundan gelen baz› topluluklar 1989’dan sonra
Moskova
ALMANYA bu sayede Alman vatandaßl›¤›na geçebildiler.
Minsk Kazakistan
Polonya 1. Alman kökenli olan ve Do¤u’da
yaßayan halklar› Almanya’ya
Ukrayna
yerleßmeye iten siyasal nedenler hangi-
Romanya
Sibiu leri olabilir?
Braßov
Yugoslavya 2. Almanya’n›n bu çekim gücü, siyasal
Orta
Asya nedenlerin d›ß›nda baßka hangi neden-
Dußanbe lerle aç›klanabilir?

1990’da Alman kökenli halklar›n göç hareketi

177
C. Parlamenter rejim, baßkanl›k rejimi ve
A N A H T A R
yar›-baßkanl›k rejim Belge 1, 2 ve 3
S Ö Z C Ü K
n Demokrasinin pek çok biçimi olabilir: Parlamenter rejim, baßkanl›k rejimi ya da yar›-
• SAÚ VE SOL baßkanl›k rejimi. Parlamenter rejim en s›k rastlanan sistemdir. Bu rejimde, en önemli
Büyük siyasal parti türleri ara- rolü meclis üstlenir. Yasalar› oylar, vergiler koyar, hükümeti denetler, hatta gerekti¤in-
s›nda yap›lan al›ß›lageldik ay›- de devirebilir. Mecliste ço¤unlukta olan partinin baßkan› hükümeti kurarak baßbakan
r›m. Sa¤ daha çok özgürlükler olur. ‹ktidar›n sa¤* ve sol* partiler aras›nda el de¤ißtirmesi nedeniyle, siyasal partilerin
üzerinde durur; liberal reform- temel bir rolü vard›r. Siyasal partilerin say›s› fazlaysa, iktidara gelen ço¤unluk bazen k›-
lar›n gerçekleßtirilmesinden ya r›lgan koalisyonlardan olußur (Fransa’da 4. Cumhuriyet dönemi; 1945’ten günümüze
da mevcut toplumsal düzenin ‹talya). Bunun aksine (Birleßik Krall›k, Almanya), iki büyük partinin varl›¤›, iktidara s›-
oldu¤u gibi korunmas›ndan
rayla daha sa¤lam parti ya da koalisyonlar›n gelmesini sa¤lar. Devlet baßkan›n›n iktida-
yanad›r. Sol ise eßitlik üzerinde
r› s›n›rl›d›r: Hükümdarlar (‹spanya, Belçika, Birleßik Krall›k) saltanat sürerler, ama ül-
durur; çeßitli reformlar, hatta
keyi yönetmezler. E¤er ülke cumhuriyetle yönetiliyorsa, cumhurbaßkan› yine silik bir
devrim yoluyla toplumu daha
fazla eßitlik sa¤layacak biçim- rol üstlenir (Almanya, ‹talya).
de dönüßtürmeyi amaçlar. Bu n Baßkanl›k rejiminde ise, cumhurbaßkan› en önemli role sahiptir. Baßbakanla birlikte
ay›r›m›n kökeni 1789’a kadar ya da baßbakan olmadan hükümeti yönetir. Bu rejimde yasama ve yürütme güçleri ara-
uzan›r: Frans›z Devrimi s›ras›n- s›ndaki ay›r›m çok keskindir. Uyußmazl›k halinde, biri di¤erine bask›n gelemez. Avru-
da, kral yanl›lar› meclis baßka-
pa’da baßkanl›k rejimine ender rastlan›r. 1998’de yaln›zca Avusturya, Finlandiya ve
n›n›n sa¤›na, devrim yanl›lar›
Rusya baßkanl›k rejimiyle yönetiliyordu. Rusya’da baßkan›n yetkileri çok genißtir: Ka-
ise soluna oturmußlard›.
rarnameler* ç›karabilir, mecliste oylanmadan hükümetin görevine son verebilir. Ayr›ca,
meclis hükümet aleyhine güvensizlik oyu verirse, bunu göze almak zorunda de¤ildir.
n Yar›-baßkanl›k rejimi bir ara-modeldir. Hem baßkan, hem meclis halk oyuyla seçilir,
S Ö Z L Ü K
ama güçler ay›r›m› tam olarak gerçekleßmemißtir. Anlaßmazl›k durumunda meclis hü-
* Kararname kümeti devirebilir, ancak baßkan görevinde kal›r. Buna karß›l›k, aralar›nda görüß ayr›l›-
* Teknokrat ¤› olmas› durumunda baßkan meclisi feshedebilir. Bat› Avrupa’da çok az görülmekle
* Tepki oyu birlikte (‹zlanda, Portekiz, 1958’den günümüze Fransa), bu rejim Romanya gibi
1989’dan sonra demokrasiyi seçen eski komünist ülkelerin ço¤una model olmußtur.

D. Avrupa’da liberal demokrasinin sorunlar› Belge 4 ve 5

n Orta ve Do¤u Avrupa’daki eski komünist ülkelerde demokrasinin yeniden kurulma-


s› kolay olmad›. Kapitalizme dönüß, ayn› zamanda hem baz›lar›n›n çok h›zl› zenginleß-
1 mesine, hem de önemli oranlara ulaßan ißsizlikle birlikte pek çok insan›n yaßam düzey-
1945’ten sonra Birleßik Krall›k
lerinin düßmesine yol açt›. Düß k›r›kl›¤› içindeki seçmenler milliyetçi adaylara (Rus-
ve Federal Almanya’da
ya’da Jirinovski ya da Yugoslavya’da Miloßeviç) ya da eski komünistlere oy verdiler.
hükümet de¤ißiklikleri.
Hatta 1993’te, Polonya, Litvanya ve Macaristan gibi pek çok Do¤u Avrupa ülkesinde ik-
Birleßik Federal tidar yeniden eski komünistlerin eline geçti, ancak bu yöneticiler devlet kurumlar›nda
Krall›k Almanya
de¤ißiklik yapmad›lar, ülkeleri demokrasi olarak kald›.
Tarih Baßbakan Tarih Baßbakan
1945-51 Attlee 1949-63 Adenauer
n Demokrasinin kendi yap›s›ndan kaynaklanan baz› iç sorunlar› da vard›r.
1951-55 Churchill
- Terorist gruplar düzenledikleri sald›r›larla ya da önemli siyaset adamlar›n› kaç›rma
1955-57 Eden
1957-63 Mac Millan
yoluyla kamuoyunun tepkisinden yararlanarak demokrasiyi zay›flatmay› denemekte-
1963-64 Douglas-Home 1963-66 Erhard dirler.
1964-70 Wilson 1966-69 Kiesinger
1970-74 Heath 1969-74 Brandt - Demokrasilerde kurallar eksik bir biçimde uygulanmaktad›r. Kad›nlar seçmenlerin
1974-76 Wilson 1974-82 Schmidt yar›s›ndan fazlas›n› olußturduklar› halde, çok az say›da kad›n milletvekili vard›r.
1976-79 Callaghan
1979-90 Thatcher 1982-98 Kohl - Pek çok ülkede, siyasal yaßam giderek s›radan vatandaß›n sorunlar›ndan çok uzak
1990-97 Major olan teknokrat*lar›n tekelinde kalmaktad›r. Medyalar giderek daha büyük bir rol oyna-
1997’den Blair 1998’den Schröder makta ve tüm sa¤duyulu kißisel çözümlemeyi koßullamaktad›r.
sonra sonra

Sa¤ (‹ngiltere’de Muhafazakârlar, - Ekonomik ve toplumsal güçlükler seçmenleri ßaßk›na çevirmektedir. Bu durum, tepki
Almanya’da H›ristiyan Demokrat Parti) oyu*na ya da demokrasinin en temel ilkelerinden biri olan eßitlik ilkesini reddeden ya-
Sol (‹ngiltere’de ‹ßçi Partisi, banc› düßmanl›¤›n›n yeniden güç kazanmas›na neden olmaktad›r.
Almanya’da Sosyal-Demokratlar)
Sa¤/sol koalisyonu - Siyasal skandallar da demokrasiyi zay›flatmaktad›r. Kendilerine verdikleri iktidar›
zenginleßmek için kullanan temsilcilere halk›n güvenmesi mümkün olabilir mi?

178
hükümetin
HÜKÜMDAR
önerisi üzerine (kal›tsal) 2 Birleßik Krall›k’›n siyasal kurumlar›.
feshedebilir
atar Birleßik Krall›k’›n parlamenter demokrasi ile
yönetildi¤ini gösteriniz.
ço¤unluk
partisi
Baßbakan seçer
CUMHURBAÞKANI
5 y›l için seçilir

güvenoyu
Baßbakan›n atar
önerisi
üzerine
feshedebilir Baßbakan
Lordlar Kamaras› En çok oy alan siyasal partinin baßkan›
Avam Kamaras›
Yaklaߛk 1000 lord Bakanlar
651 milletvekili
(kal›tsal ya da atama ile)
(5 y›l için seçilir) seçer
Kal›tsall›k 2001’de kald›r›ld›
güvenoyu
PARLAMENTO

Bundestag Eyaletlerin (Länder) Bundesrat


seçerler Milletvekilleri parlamento Hükümet delegeleri
(4 y›l için seçilirler) delegeleri Veto

GENEL OY FEDERAL MECL‹S


Kad›nlar ve erkekler (18 yaß›ndan büyük) atarlar

Eyalet (Land)
parlamentolar›
seçerler
4 Siyasetçilerden so¤uma.
seçerler
Kamuoyunda siyasetçilere, özellikle de parlamenterlere karß› giderek
artan so¤ukluk, kußkusuz k›smen bu kißilerin temsil ettikleri kurumun GENEL OY
Kad›nlar ve erkekler (18 yaß›ndan büyük)
göstermelik bir kuruma dönüßtü¤ü hissi ile ilgilidir. [...] Bakanlar, te-
levizyondan naklen yay›nlanan oturumlar d›ß›nda, televizyon stüdyo-
lar›nda görünmeyi genellikle bomboß olan meclisler önünde konuß- 3 Almanya’n›n siyasal kurumlar›.
ma yapmaya tercih ediyorlar. Gazeteciler de, bu durumda, sorular›n›
Almanya’n›n parlamenter demokrasi ile yönetildi¤ini
ve duygular›n› yak›ndan bildiklerini iddia ettikleri vatandaßlar›n söz-
gösteriniz.
cülü¤üne soyunuyorlar ("Frans›zlar ßöyle düßünüyor...; Frans›zlar ßu-
nu bekliyor...") ve bakanlar› onlar ad›na sorguya çekiyorlar. [...]
"Halk›n iktidar›"ndan geriye ne kal›yor? Büyük iletißim sistemlerinin
(ad›na tam olarak "medya" denilenler), vatandaßlarla hükümet ara-
s›nda arac›l›k yapma e¤iliminde olduklar›n›, yani geleneksel olarak
parlamentolara ait olan bir ißlevi yerine getirdiklerini gördük. Vatan-
daßlar [...] düzenli olarak "yoklan›yor"; sorulan sorulara daha önce-
den maruz kald›klar› ve karmaß›k biçimde "bilgi" ad› verilen ßeyle ko-
ßullanm›ß olarak yan›t veriyorlar. Profesyonel siyasetçiler ise kariyerle-
rini "yönetiyorlar" ve kamuoyu yoklamalar›n›n verdi¤i bilgilere uya-
rak daha fazla oy almaya çal›ß›yorlar. Siyasal s›n›f, liderlere soru yö-
neltmesi kabul edilen bir avuç gazeteciyi de içine alan bir kapal› dev-
re biçiminde yaß›yor. Sürprizle karß›laß›lmayaca¤› önceden kararlaßt›-
r›lan çok say›da televizyon program›, siyasal tart›ßmalar›n yerine ge-
çiyor. Vatandaß da, yaln›zca izleyicisi oldu¤u ve müdahale etmesinin
mümkün olmad›¤› bu tart›ßmalara uzaktan bakmakla yetiniyor. [...]
Siyasal yöneticiler hiçbir zaman do¤rudan do¤ruya vatandaßlar›n so-
rular›yla yüzleßmiyorlar.
G. Soulier [Frans›z ö¤retim üyesi], L’Europe (Paris, 1994).

1. Vatandaßlar›n siyasetten so¤umalar›n›n


belirtileri nelerdir?
5 ‹talyan H›ristiyan Demokrat siyasetçi Aldo Moro’nun
2. Bu so¤uman›n nedenleri nelerdir?
K›z›l Tugaylar taraf›ndan 1978’de ‹talya’da öldürülmesi.

179
III. Avrupa Birli¤i bir model olabilir mi?
A. Avrupa’n›n inßas› Belge 1 ve 2
A N A H T A R
n Avrupa’da birlik kurma düßüncesi, bir zamanlar düßman olan Avrupa ülkeleri ara-
S Ö Z C Ü K
s›nda dayan›ßma olanaklar› yaratarak bar›ß› sa¤lamlaßt›rma arzusuyla ortaya ç›kt›.
• ULUSLARÜSTÜLÜK 1951 y›l›nda, Frans›z Jean Monnet ve Robert Schuman ile Alman Konrad Adenauer, al-
Ulusal kurumlar›n üstünde yer t› Avrupa ülkesinin kömür ve çelik üretimini birleßtirecek Avrupa Kömür ve Çelik Bir-
alma hali. Uluslarüstülük, Av- li¤i’ni (AKÇB) kurdular. Bu ekonomik örgüt Fransa ve Almanya aras›ndaki bar›ß› sa¤-
rupa Birli¤i taraf›ndan al›nan layacak ve Avrupa’da birlik fikrinin gelißimine katk›da bulunacakt›.
kararlar›n, Avrupa Birli¤i’ni
n Bir Avrupa ordusu kurma projesinin baßar›s›zl›¤a u¤ramas›ndan sonra, Avrupa’da
olußturan devletlerin ald›klar›
birlik fikri yaln›zca ekonomik alanla s›n›rl› kald›. Mart 1957’de, Roma Anlaßmas› ile Av-
kararlardan üstün olmas›n› ge-
rupa Ekonomik Toplulu¤u (AET) kuruldu. Bu örgüt, Avrupa ülkeleri aras›nda ekono-
rektirir.
mik ißbirli¤inin gelißmesini, gümrük duvarlar›n›n yavaß yavaß ortadan kald›r›lmas›n›
ve ortak d›ß ticaret tarifelerinin belirlenmesini öngörüyordu. ‹yi ißleyißi sayesinde, AET
1960’l› y›llarda yüksek bir ekonomik büyüme gerçekleßtirdi, bu da baßka ülkeleri toplu-
B‹YOGRAF‹ lu¤a kat›lmak üzere baßvurmaya itti.

1 Robert
Schuman B. AET’nin genißlemesi Belge 3
(1886-1963)
n AET’nin genißlemesi meselesi, 1959 y›l›nda European Free-Trade Association (EFTA)
1919’dan 1940’a (Avrupa Serbest Ticaret Ortakl›¤›) gibi rakip bir kurumun ortaya ç›kmas›na öncü olan
kadar Fransa’n›n
Birleßik Krall›k’la ilißkilerin düzenlenmesi sorununu gündeme getirdi. Birleßik Krall›k,
Moselle milletveki-
li ve 1945’ten son- ‹rlanda ve Danimarka AET’ye ancak 1973’te üye oldular. Onlar›, diktatörlüklerin sona
ra Cumhuriyetçi ermesinin ard›ndan Yunanistan (1981), ‹spanya ve Portekiz (1986) izledi. AET’ye girmek
Halk Hareketi’nin lideri olan Schu- için yerine gelmesi gereken temel koßullardan biri, ülkenin demokrasi ile yönetiliyor
man, önce Maliye, ard›ndan da D›- olmas›yd›. 1970’li y›llarda, AET kurumlar› de¤ißikli¤e u¤rad›. Daimî bir Avrupa Konse-
ßißleri bakanl›¤› yapt›. AKÇT’nin
kurulmas›nda önemli bir rol oynad›.
yi kurulmas› ve Avrupa Parlamentosu’nun halk oyuyla seçilmesine karar verildi. ‹lk Av-
rupa Parlamentosu seçimleri 1979’da yap›ld›.
Henüz 1950 may›s›nda, kömür ve
çelik için Frans›z-Alman gümrük n Birli¤in ekonomik alanda ilerlemesine ra¤men, baz› devletler siyasal alanda ulusal
birli¤i kurulmas›n› öneren Schu-
man, daha sonra Avrupa Parlamen-
egemenli¤in terk edilmesi anlam›na gelecek olan uluslarüstülü¤e* karß›yd›lar. 1986’da
tosu baßkanl›¤›na getirildi. imzalanan Avrupa Tek Senedi, iç s›n›rlar›n ortadan kald›r›ld›¤› bir pazar olußturdu ve
topluluk içindeki ekonomik ißbirli¤ini güçlendirdi. 1992’de imzalanan ve 1 Ocak 1993’te
yürürlü¤e giren Maastricht Anlaßmas› ise, tek para birimi (Euro) ve Avrupa vatandaß-
Konrad l›¤›n› öngörüyordu. Böylece AET yerini Avrupa Birli¤i’ne (AB) b›rakt› ve Avrupa’da si-
Adenauer
(1876-1967) yasal bütünleßme tercihi 1950’li y›llar›n sonunda Birleßik Krall›k taraf›ndan ön plana ç›-
kar›lan serbest ticaret projesine bask›n ç›km›ß oldu.
1917’de Köln Bele-
diye Baßkan› olan
avukat Konrad Ade- C. Genißleyen Avrupa’n›n karß›s›ndaki sorunlar Belge 4
nauer, Zentrum’un
(Merkez Katolik n AB’nin genißlemesi, Avrupa kurumlar›nda reform yapma meselesini de beraberinde
Partisi) yöneticile- getirdi. 1995 y›l›nda, Avusturya, ‹sveç ve Finlandiya’n›n da kat›lmas›yla AB’nin üye sa-
rinden biriydi. y›s› 12’den 15’e ç›kt› ve özellikle Avrupa Konseyi’nde uzlaßma zemini bulmak giderek
1933’ te Naziler taraf›ndan görevin- güçleßti. Avrupa kurumlar›nda reform bugün kaç›n›lmaz gibi görünüyor. Ancak bu re-
den al›nd›. Savaßtan sonra, Alman formlar uluslarüstü bir Avrupa yanl›lar›yla (Almanya, Benelüks, ‹talya) devletlerin ege-
H›ristiyan Demokrat Partisi’ni kur-
du ve 1949’dan 1963’e kadar Federal
menliklerini koruyarak önemli bir rol oynamaya devam edecekleri bir Avrupa’dan ya-
Almanya Cumhuriyeti’nin ilk baß- na olanlar› (Fransa, ‹ngiltere) karß› karß›ya getirme riski taß›yor.
bakan› olarak görev yapt›.
n Ancak AB, sorunlar›na ra¤men pek çok ülkeyi çekmeye devam ediyor: Eski komü-
Fransa ile yak›nlaßma konusunda
kararl› bir tutum sergileyen Adena-
nist bloktan pek çok ülke (Balt›k ülkeleri, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Maca-
uer, Almanya’y› Bat› cephesine ba¤- ristan, Slovenya) AB’ye girmek için aday oldular. Do¤u Avrupa’n›n siyasal anlamda
lad›. parçalanmas› ve Balkanlar’daki istikrars›zl›k karß›s›nda AB, üçüncü biny›lda bir istikrar
ve demokrasi modeli olarak görülüyor.

180
1998’de Avrupa Birli¤i
3
kurumlar›n›n ißleyißi. YASAL
ÖNER‹LER GÖRÜÞ KARAR
DENET‹M

ALICILAR
2 Robert Schuman, Strasburg
Adalet
Avrupa fikrini ortaya at›yor. Avrupa
Divan› Üye Ülkeler
Parlamentosu
Avrupa (1998’de
Örgütlü ve diri bir Avrupa’n›n uygarl›¤a yapa- 15 üye)
Konseyi
bilece¤i katk›, bar›ßç›l ilißkilerin korunmas› ve Brüksel (15 hükümet direktifler,
sürdürülmesi aç›s›ndan vazgeçilmezdir. Yirmi Avrupa öneriler ve devlet kararlar,
Komisyonu baßkan›) yönetmelikler
y›ldan beri Avrupa’n›n birleßmesi yolunda ön-
derlik eden Fransa’n›n temel u¤raß› her zaman ßirketler
bar›ßa hizmet etmek oldu. Birleßik Avrupa ku- kißiler
rulmad›, savaß ç›kt›.
Avrupa tek bir hamlede ve tek bir plana göre
kurulamaz. Herßeyden önce fiilî bir dayan›ßma
yaratacak olan somut kazan›mlarla kurulacak- 4 Avrupa’n›n hedefleri.
t›r. Avrupa uluslar›n›n bir araya gelmeleri,
Fransa ile Almanya aras›nda varolan yüzy›ll›k Avrupa’n›n bütünleßmesi bugün hâlâ kusursuz de¤ildir ve tamamlanmam›ßt›r. Dünyadaki
karß›tl›¤›n ortadan kald›r›lmas›n› gerektirir. Gi- ekonomik kriz, ißsizli¤in ve yoksullu¤un artmas› (Avrupa Birli¤i içinde yaßayan 50 milyon
rißilecek her türlü eylem, öncelikle Fransa ve yoksul oldu¤u belirlenmißtir), devletler aras›ndaki ç›kar çat›ßmalar› ve milliyetçi hareketle-
Almanya’y› ele almal›d›r. [...] rin yeniden yükselmeye baßlamas›, toplulu¤u, üyeleri farkl› h›zlarda evrilen ve koordinatla-
r› de¤ißken bir Avrupa haline getirmißtir. [...] Alman H›ristiyan Demokrat Partisi’nin ortaya
Frans›z hükümeti, di¤er Avrupa ülkelerinin de
att›¤›, baz› üye ülkeleri d›ßar›da b›rakarak Avrupa’y› önce bir "çekirdek" etraf›nda örgüt-
kat›l›m›na aç›k bir örgüt bünyesinde, Frans›z-
leme önerisi de fikir birli¤i sa¤layamam›ß ve özellikle ‹spanya ya da ‹talya gibi ülkelerin ka-
Alman kömür ve çelik üretiminin tamam›n› or-
rarl› muhalefetiyle karß›laßm›ßt›r.
tak bir yüksek yetkenin denetimine b›rakmay›
önermektedir. [...] Avrupa’n›n inßas›n›n tarihi, karß›laß›lan güçlüklerin ayn› zamanda bütünleßme yolunda
yeni at›l›mlar için yakalanm›ß f›rsatlar olabildi¤ini göstermißtir. Yaßl› k›tan›n ülkeleri, sahip
Kömür ve çelik üretimlerinin ortak hale getiril-
olduklar› ekonomik güç ve ßanl› geçmißin miras› olan parlak kültür düzeyinin izin verdi¤i
mesi, [...] uzun zamand›r savaß silahlar› üreten
ölçüde dünyan›n kaderi üzerine a¤›rl›klar›n› koyabilmek için bu bütünleßmeye her zaman-
ve hep ürettikleri silahlar›n kurban› olan böl-
kinden fazla ihtiyaç duyuyorlar. Co¤rafya alan›nda, gerçekte bir Avrupa içsavaß›ndan baß-
gelerin kaderini de¤ißtirecektir.
ka bir ßey olmayan Birinci Dünya Savaß› sonras›nda Paul Valéry’nin dedi¤i gibi, "Asya k›ta-
Böylelikle olußturulacak üretim dayan›ßmas›, s›n›n küçük bir uzant›s›" olan Avrupa’n›n, siyaset ve iktisat alanlar›nda da öyle olmas›n› is-
Fransa ile Almanya aras›nda savaß ç›kmas› ola- temedikleri için bu bütünleßmeye ihtiyaç duymaktad›rlar.
s›l›¤›n› düßüncelerden silece¤i gibi maddî aç›-
André Gauthier, La Construction européenne, étapes et enjeux (Rosny, 1996).
dan da olanaks›z k›lacakt›r. Kat›lmak isteyen
tüm ülkelere aç›k tutulacak olan [...] böylesine
Avrupa’n›n geçirdi¤i dönüßümler bugün ne tür sorunlar yaratmaktad›r?
güçlü bir üretim biriminin kurulmas›, ülkelerin
ekonomik alanda birleßmelerinin gerçek te-
Nisan 1998 1 Ocak 1999
mellerini atacakt›r. Çapraz kurlar›n Euro’nun
Frans›z hükümetinin, 9 May›s 1950’de belirlenmesi kullan›ma girmesi
D›ßißleri Bakan› Robert Schuman taraf›ndan
okunan resmî bildirisi.

EURO
1. Belgeyi tan›t›n›z.
2. Robert Schuman neden birleßik bir Euro: 1 Ocak-
Avrupa kurulmas›n› istiyor? Tek 30 Haziran
Ulusal paralar para 2002
3. Bu amaca ulaßabilmek için seçilen
yol nedir? 1998 1999 2000 2001 2002
4. Avrupa’da siyasal bir birlik kurulmas›
Nisan 1998’de çapraz kurlar›n belirlenmesi, "Maastricht kriterleri" olarak da bilinen
çabalar›n› o dönemde neler "uyum kriterleri"ne göre yap›lm›ßt›r:
engelleyebilirdi? 1. Enflasyon oran›n›n y›ll›k %3 olarak s›n›rland›r›lmas›.
2. Kamusal bütçe a盤›n›n KUÜ’nün %3’üne eßit ya da daha az olmas›.
3. Kamusal borçlanman›n KUÜ’nin %60’›ndan fazla olmamas›.
4. Uzun vadeli faizlerin, enflasyonla ilgili en iyi sonuçlar› elde eden 3 ülkedeki oranlar› %2’den faz-
la geçmemesi.
Euro: Uluslarüstülü¤e
5 5. Ülkenin en az iki y›ld›r Avrupa Para Sistemi içinde yer almas› ve kambiyo dalgalanma marjlar›n›n
do¤ru bir aßama. %15’in alt›nda bulunmas›.

181
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM
TAR‹HLER n Demokrasi, liberal demokrasi ve "halk demokrasileri"
1944: Fransa’da kad›nlara oy hakk› Demokrasi, iktidar›n gücünü halktan ald›¤› bir rejimdir (Yunanca demos).
verilmesi. ‹.Ö. 5. yüzy›lda Atina’da ortaya ç›km›ßt›r. Ancak o zamanlar, yaln›zca Atina vatandaß›
kabul edilen küçük bir az›nl›k yönetime kat›labiliyordu.
1957: Roma Anlaßmas›; AET’nin
kurulmas›. Liberal demokrasi, bireysel özgürlükleri (düßünme özgürlü¤ü, inanç özgürlü¤ü,
ifade özgürlü¤ü, vb.) ve siyasal ço¤ulculu¤u garanti alt›na alan bir rejimdir.
1974-1975: ‹spanya, Yunanistan ve
Seçimler serbest olarak ve genel halk oyuyla yap›l›r.
Portekiz’de diktatörlüklerin çöküßü.
Halk demokrasisi ise, toplumsal, ekonomik ve siyasal örgütlenmenin tek bir partinin,
1989-1991: Orta ve Do¤u Avrupa’da
yani ißçi s›n›f›n› ve tek gerçekli¤i temsil etti¤ini iddia eden komünist partinin
komünizmin çöküßü.
denetiminde oldu¤u bir rejimdir. Di¤er siyasal partiler yasaklanm›ßt›r.
7 Þubat 1992: Maastricht Dolay›s›yla "halk demokrasisi", gerçek anlamda bir demokrasi de¤ildir.
Anlaßmas›’n›n imzalanmas›.
n Yasama, yürütme ve yarg› gücü
1993: Maastricht Anlaßmas›’n›n
yürürlü¤e girmesi; AET’nin AB’ye Yasama gücü, yasa tasar›lar›n› tart›ßma ve oylama
dönüßmesi. gücüdür. Parlamentodaki milletvekillerinin elinde
bulunur. HOLLANDA
1 Ocak 1999: Euro’nun ortak para BELÇ‹KA
birimi olarak kullan›ma koyulmas›. Yürütme gücü, yasama gücü taraf›ndan oylanan yasalar›
LÜKSEMBURG
uygulamakla görevlidir. Bu görevi hükümet yerine getirir. FAC
1 Ocak 2002: Euro’nun tedavüle FRANSA

girmesi.
Yarg› gücü, yasalara sayg› gösterilmesini sa¤lamakla
‹TALYA
görevlidir. Bu görev, devletten ba¤›ms›zl›¤› ülkeden
30 Haziran 2002: Ulusal para ülkeye farkl›l›k gösteren yarg›çlar taraf›ndan yerine getirilir.
birimlerinin tedavülden kalkmas›.
n AET, EFTA ve AB
1959’da AET
AET (Avrupa Ekonomik Toplulu¤u), 1957 y›l›nda Roma
Anlaßmas›’n› imzalayan alt› devleti (Fransa, Almanya, NORVEÇ
ÖNEML‹ ‹talya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg) bir araya getirir. DAN‹MARKA
‹SVEÇ
KISALTMALAR EFTA (European Free-Trade Association: Avrupa Serbest
Ticaret Ortakl›¤›), 1959’da Birleßik Krall›k taraf›ndan AET B‹RLEÞ‹K
KRALLIK
• AET : Avrupa Ekonomik ile rekabet edebilmek için kurulmußtur. Baßlang›çta yedi
Toplulu¤u. üyesi vard› (Birleßik Krall›k, Portekiz, Danimarka, Norveç,
• EFTA : European AVUSTURYA
‹sveç, ‹sviçre ve Avusturya). Bugün Norveç ve ‹sviçre ‹SV‹ÇRE
Free-Trade Association d›ß›ndaki ülkeler AB’ye kat›lm›ßt›r.
(Avrupa Serbest Ticaret PORTEK‹Z
AB (Avrupa Birli¤i), AET’nin 1 Ocak 1993’te Maastricht
Ortakl›¤›).
Anlaßmas›’n›n yürürlü¤e girmesiyle birlikte ald›¤› add›r.
• AB : Avrupa Birli¤i.
1959’da EFTA

YARARLI B‹YOGRAF‹LER
s. 180 s. 180

Robert Konrad Jean Monnet (1888-1979)


Schuman Adenauer
(1886-1963) (1876-1967) 1939’dan önce Fransa’da yüksek memurluklarda bulundu ve
Milletler Cemiyeti’nde çal›ßt›. Baßbakan Daladier’nin temsilci-
1948’den 1953’e kadar 1949’dan 1963’e kadar si olarak 1938’deki Schuman Plan›’n›n fikir babas› olarak, 1952’den itiba-
Fransa D›ßißleri Bakan›. iktidarda kalan ilk ren Avrupa Kömür Çelik Birli¤i’nin ilk baßkanl›¤›n› yapt›. Bu görevini b›-
Federal Almanya Baßbakan›. rakt›ktan sonra Avrupa Birleßik Devletleri ‹çin Eylem Komitesi’ni kurdu.

182
belge incelemesi

Roma Anlaßmas›
Majesteleri Belçika Kral›, Federal Almanya Cumhurbaßkan›, Fransa Cumhurbaß-
kan›, ‹talya Cumhurbaßkan›, Lüksemburg Büyük Düßesi, Majesteleri Hollanda
Kraliçesi;
Avrupa halklar› aras›nda giderek büyüyecek bir yak›nlaßman›n temellerini atma-
ya ve Avrupa’y› bölen s›n›rlar› kald›rarak ülkelerinin ekonomik ve sosyal kalk›n-
mas›n› ortak bir eylem çerçevesinde gerçekleßtirmeye, ayr›ca halklar›n›n yaßam
ve çal›ßma koßullar›nda sürekli bir iyileßmeyi çabalar›nda esas hedef tutmaya ka-
rar vererek; [...] ortak bir ticaret politikas› ile uluslararas› ticaretteki k›s›tlamala-
r›n aßamal› olarak ortadan kald›r›lmas›na katk›da bulunma arzusu içinde; [...]
böylece bir araya getirilen kaynaklar bütünüyle, bar›ß›n ve özgürlü¤ün korun- Roma Anlaßmas› imzalan›rken.
mas› azmiyle ve Avrupa’n›n ayn› ideali paylaßan di¤er halklar›n› da kendi çabalar›na
kat›lmaya davet ederek, Avrupa Ekonomik Toplulu¤u’nu kurmaya karar verdiler [...].

MADDE 4
1. Avrupa Toplulu¤u’na verilen görevlerin yerine getirilmesi,
- bir Avrupa Parlamentosu,
Sorular
- bir Konsey, n 1. Belgeyi tan›t›n›z.
- bir Komisyon,
- bir Adalet Divan›
n 2. Bu metin imzaland›¤›nda Avrupa ve
taraf›ndan sa¤lan›r. dünyada siyasal ortam›n nas›l oldu¤unu
Her kurum, ißbu anlaßman›n kendisine çizdi¤i yetki s›n›rlar› içinde hareket eder. an›msat›n›z.
2. Konsey ve Komisyon’a, dan›ßma kurulu olarak ißlev gören Ekonomik ve Sosyal Konsey n 3. Uygulamaya geçirilmesi hedeflenen
yard›mc› olur. ilkeler ve amaçlar hangileridir?
3. Hesaplar›n denetimi, ißbu anlaßman›n kendisine çizdi¤i yetki s›n›rlar› içinde hareket
n 4. Avrupa kurumlar›n›n yetkileri
eden bir Say›ßtay taraf›ndan yap›l›r.
nelerdir (Madde 4)?
25 May›s 1957’de imzalanan Roma Anlaßmas›’ndan (toplam 248 madde) al›nt›.
n 5. Bugünkü Avrupa Birli¤i’ni tan›t›n›z.

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
• Belgenin çözümlemesi (Soru 1 ve 2) • Soru 3
NE : Diplomatik bir metin (Alt› Avrupa devletinin - Birleßmiß Milletler Sözleßmesi’nde yer alan ilke-
TAVS‹YELER baßkanlar› aras›nda var›lan bir anlaßma). lere göndermeler (bar›ß, toplu güvenlik, üye
devletlerin eßitli¤i); ancak, bunun yan›nda, eko-
K‹ME : ‹mzalanan metin daha sonra alt› ülkenin
nomik liberalizm ve ticaret serbestli¤ine de
• Tarihe ve farkl› parlamentolar› taraf›ndan onaylanmak zorunda-
göndermeler: "uluslararas› ticaretteki k›s›tla-
izleklere dikkat edin. d›r. Dolay›s›yla, imzay› atan devletlerin tümünü
malar›n [...] kald›r›lmas›".
• Anlaßmay› nihai bir biçimde ba¤lamaktad›r. Metnin di¤er
- Ekonomik yap›lanmaya verilen öncelik.
imzalayan devletlerin devletlere de seslendi¤ine dikkat edin.
- AET’yi baßka ülkelere genißletme arzusu.
baßkanlar›na dikkat NE ZAMAN : Anlaßman›n anlam›n› kavrayabil-
edin: Monarßi mi mek için tarihsel ortam› bilmek son derece önem- • Soru 4
cumhuriyet mi? lidir.
Yasama, yürütme ve yarg› güçleri aras›ndaki ay›-
Alt› kurucu ülke - Frans›zlarla ‹ngilizlerin Süveyß harekât›nda u¤- r›ma dikkat edin.
so¤uk savaß s›ras›nda rad›¤› baßar›s›zl›k (bkz. s. 208), ABD ve SSCB’nin
hangi tarafta yer dünyadaki egemenli¤ini göstermißtir. • Soru 5 : Yorumu genißletiyor
al›yordu? - Fransa ve Almanya aras›nda yeniden uzlaßma Sürekli co¤rafî genißlemeden (alt› ülkeden on
• Uluslararas› ilißkiler sa¤lanmas›na dayanan Avrupa’da birlik düßün- beß ülkeye geçiß) ve daha sonra meydana gelen
ve Avrupa modeli ile cesi güçlendirilmek istenmektedir. baz› de¤ißikliklerden söz edin: Avrupa Tek Sene-
ilgili bilgi toplay›n. - Fransa, Cezayir’de savaß sürecine girmißtir. di, Maastricht Anlaßmalar›, Euro.

183
verilerle çal›ßma

Konu: Geçti¤i aßamalar ve karß›laßt›¤›


engellerle Avrupa’n›n inßas›

Sorular 1 Jean Monnet’nin gözüyle 1952’de Avrupa’n›n inßas›.

r 1. Belgeleri tan›t›n›z. Birkaç ay içinde, Avrupa Kömür Çelik Toplulu¤u gerçek olacak. [...] Avrupa Savunma Toplulu-
¤u’nu kuran anlaßma k›sa süre sonra hükümetler taraf›ndan imzalanacak [...]. AKÇT’nin hayata
r 2. Belgelerde verilen bilgileri geçirilmesi, kat›lan ülkeler aras›nda kömür ve çelik konusunda gümrük vergilerinin ve s›n›rlar›n or-
konulara göre seçiniz, tadan kalkmas›n› sa¤layacak [...].
s›n›fland›r›n›z ve karß›laßt›r›n›z. Böylece, bu kurumlar Avrupa’da birli¤in yolunu t›kayan ulusal egemenlik kalesinde bir gedik aça-
caklar. Avrupa’da ulusal egemenlik, bin y›ldan beri milliyetçili¤in gelißimi ve bir ülkenin di¤erleri
n 3. Belgelerden üzerinde egemenlik kurmak için verdi¤i kanl› ve boßuna çabalarla kendini gösterdi. [...] Ulusal
derleyece¤iniz bilgilerin egemenliklerin birbiri içinde erimesini sa¤layacak olan ortak kurum ve kurallar›n kabul edilmesi,
Avrupal›lar› ortak bir gücün himayesinde birleßtirecek ve baßl›ca çat›ßma nedenlerini ortadan kal-
yard›m›yla, yukar›daki
d›racak.
konuyu tart›ßan [...] Commonwealth’in merkezi olan Büyük Britanya, Schuman plan› ve Avrupa ordusu fikri öne-
bir sentez yap›n›z. rildi¤inde, bu özel konumu nedeniyle tam bir kat›l›m›n›n mümkün olamayaca¤›na karar verdi.
Öne sürdü¤ü bu nedenleri anlay›ßla karß›l›yoruz. [...] Harekete geçmekte kararl›y›z. Avrupa’da bir-
li¤i sa¤lamaya ve bunu süratle yapmaya kararl›y›z.
Jean Monnet’nin konußmas› [AKÇT’nun ilk baßkan›], Washington, 30 Nisan 1952.

NORVEÇ F‹NLAND‹YA
500 km
Kuzey Denizi ‹SVEÇ
ESTONYA
i
iz

LETONYA
en

DAN‹MARKA
D

‹RLANDA
al t›k L‹TVANYA
B‹RLEÞ‹K B
KRALLIK ALMANYA
HOLLANDA
POLONYA
Brüksel DAC
BELÇ‹KA Lüksemburg
ÇEK
LÜKSEMBURG CUMHUR‹YET‹
Atlas SLOVAKYA
Strasburg AVUSTURYA
Okyanusu FRANSA ‹SV‹ÇRE MACAR‹STAN
ROMANYA
‹TALYA SLOVENYA

PORTEK‹Z BULGAR‹STAN
‹SPANYA
TÜRK‹YE

YUNAN‹STAN
Akdeniz
KIBRIS
Alt›lar Avrupas› (1957) Üyeli¤e adayl›¤›
Yeni üyeler Avrupa Birli¤i 3 1950’de Krokodil adl›
taraf›ndan
1973 1990 Sovyet mizah dergisinde
kabul edilen ülkeler
1981 1995
Avrupa baßkentleri
Malta yay›nlanan AKÇT karß›t›
1986
karikatür.

2 Gelinin bohças›n›n üzerinde


Avrupa Birli¤i’nin inßas›.
Rusça "Ruhr" yaz›yor.

184
5 Ulusal egemenlik için.

Avrupa’n›n inßas› teknik bir sorun de¤ildir. Ancak, federalizm yanl›lar› ve "Avrupa
bürokratlar›" 1954’ten beri siyasal amaçlar›n› teknik bir perde arkas›na saklamaya
dayanan bir taktik benimsediler. Baßar›ya ulaßmad›klar› da söylenemez. Egemen
halklara, yaln›z ve yaln›z kendilerinden kaynaklanmas› gereken baz› siyasal tercihleri
teknik bir k›l›fla dayatmay› baßard›lar. Bu gizlilik daha ne kadar sürecek? Daha ileri
gitmesi ay›planas› bir ßey olur.
Hedeflerin aç›kça, dürüstçe söylenmesi gerekir. Birçok seçenek bulundu¤unun
söylenmesi gerekir. Ulustan yana gülümseyen bu umudu yerle bir etmemek gerekir.
Zira sonuçta Avrupa’ya bak›ß›m›z› biçimlendiren ulusa bak›ß›m›zd›r. [...]
Bu arada, bugün bize önerilen ABD ya da Kanada’daki gibi bir federalizm bile de¤il,
ondan da kötüsü, ucuzlat›lm›ß bir federalizmdir. [...] Söz konusu olan, iktidar› bir
halk›n elinden al›p bir halklar toplulu¤una vermek de¤il, halk›n denetiminden
tümüyle uzakta bulunan teknokratlara devretmektir. Böylece, baß›ndan beri toplu-
lu¤un kusuru olan demokrasi a盤› daha da belirginleßecek. Temelde siyasal olan bu
meselede gerçek tart›ßma, küreselleßme yar›ß›nda ulusu modas› geçmiß bir ßey
olarak kabul edenlerle, ulus hakk›nda çok daha farkl› bir fikre sahip olanlar›, ulusu
tutkusal, neredeyse ruhsal bir boyutta görenleri, ulusun bir halk› sanki tek vücut, tek
ruh haline getiren gizemli bir dönüßümün eseri oldu¤unu bilenleri karß› karß›ya
getiriyor.
Philippe Seguin’in [De Gaulle’cü Frans›z siyaset adam›,
Maastricht Anlaßmas›’n›n baßl›ca muhaliflerinden biri],
Fransa Parlamentosu’nda yapt›¤› konußma, 1992.

4 1984 Avrupa seçimleri için haz›rlanan afiß.


"S›n›rlar ötesinde, halk oyuyla seçilen
ilk uluslararas› meclis."

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
r Soru 1 r Soru 3 : Yan›t Önerisi
• Belgeleri tarih s›ras›na göre yeniden dizin. • Avrupa’n›n inßas› fikri, Frans›z Robert Schuman ve Alman
- Tüm belgelerin bir yazar› var m›? Konrad Adenauer taraf›ndan ortaya at›lan bir Frans›z-Alman
yak›nlaßmas›ndan do¤du. Bu fikirde ABD etkisi gören SSCB’nin
- Hepsi ayn› düzlemde mi ele al›nmal›d›r?
düßmanca tavr›na ra¤men Avrupa’n›n inßas›, Fransa, Almanya,
‹talya, Belçika, Lüksemburg ve Hollanda’y› bir araya getiren
r Soru 2
AKÇT’nin 1951’de kurulmas›yla, önce ekonomik alanda gelißti.
• AKÇT’yi, ABD’nin himayesinde gerçekleßen bir Frans›z-Alman Daha sonra bu alt› ülke 1957’de imzalad›klar› Roma Anlaßma-
evlili¤i biçiminde tan›tan Belge 3’ü anlamak için, simgeleri s›’yla Avrupa Ekonomik Toplulu¤u’nu kurdular. AET’nin baßka
düßünün (gelinin tac› ve kolyesi). Çizer bunlarla ne anlatmak üye ülkelere de aç›lmas› düßüncesi, 1960’l› y›llarda Fransa’da
istemiß? General de Gaulle’ün muhalefetiyle karß›laßt›. Yeni ülkeler
• Daha sonra, fikirlerinizi bir tablo biçiminde grupland›r›n: AET’ye ancak 1973’ten sonra üye olabildiler: 1973’te Birleßik
Krall›k, ‹rlanda ve Danimarka, 1981’de Yunanistan, 1986’da ‹s-
Aßamalar Engeller panya ve Portekiz, 1995’te Avusturya, ‹sveç ve Finlandiya. Ayn›
zamanda, Strasbourg’da bulunan Avrupa Parlamentosu millet-
Belge 1 Ekonomik bir ...
aßama vekillerinin halk oyuyla seçilmeye baßlamas›, Avrupa’n›n siyasal
olußumunun da temellerini att›. AET, 1993 y›l›nda Avrupa Bir-
Belge 2 Birbirini izleyen - Genißleme ne tür
genißlemeler sorunlar do¤uruyor? li¤i oldu. AB’nin kurulmas› ile birlikte baßka sorunlar ç›kt›: Va-
rolan kurumlar› art›k 15 ülkeyi kapsayan bir Avrupa’ya uygun
Belge 3 Ekonomik bir aßama - SSCB neden AKÇT’ye
düßmanl›k besliyor? hale getirmek için ne yap›lmal›yd›? Uluslarüstülük yolunda
ilerlemeye devam m› edilmeli, ulusal egemenlikler mi korun-
Belge 4 Önemli bir siyasal ...
mal›yd›? Avrupa Birli¤i’ne baßka ülkelerin de kat›lmas› Avru-
aßama
pa’da liberal demokrasiyi sa¤lamlaßt›r›yor, ancak ortaya aß›l-
Belge 5 ... ...
mas› gereken yeni güçlükler ç›kar›yor.

185
kompozisyon

Konu: Avrupa’da liberal demokrasinin


temelleri, uygulamalar›
ve gelißmesi
‹lgili olaylar›n zamandizimi
1679 : Bill of Habeas Corpus.
1689 : Haklar bildirgesi; ‹ngiltere’de parlamenter monarßinin baßlang›c›.
1848 : Fransa’da yaln›zca erkeklerin kat›ld›¤› ilk halk oylamas›.
1944 : Fransa’da kad›nlara oy hakk› verilmesi.
1945-1974 : Bolluk y›llar›; Bat› Avrupa’da refah devletinin gelißimi.
Mart 1957 : Roma Anlaßmas›’n›n imzalanmas›.
1974-1975 : Portekiz, ‹spanya ve Yunanistan’da diktatörlüklerin çöküßü.
1989-1990 : Do¤u Avrupa ülkelerinde komünizmin çöküßü.
1993 : Avrupa Tek Senedi.

KONUYU OKUMA - "Temeller": Bu sözcü¤ün anlam› nedir? Konunun baßlang›ç noktas›


gerçekten 1945 midir (zamandiziminden yararlan›n)? Konuyu
incelerken, ‹. Ö. 5. yüzy›lda Atina’da do¤an demokrasi ile daha yak›n
Önce konunun farkl› ö¤elerini bulmak gerekir:
tarihli olan liberal demokrasiyi birbirinden ay›rmaya dikkat edin.
- ‹zlek: Liberal demokrasi;
- "Gelißme": Liberal demokrasinin yay›lmas›, özellikle co¤rafî alanda
- Dönem: 1945’ten günümüze; nas›l gerçekleßmiß?
- Co¤rafî alan: Avrupa. - "Uygulamalar": Model bir tane midir, birden fazla m›d›r?
- "Liberal demokrasi": Bu terimi iyi tan›mlamak çok önemlidir. Özel-
likle liberal demokrasi ile halk demokrasileri aras›ndaki farkl›l›klar›
düßünün.
SORUNSALI SAPTAMA - "Avrupa’da": Önceden gösterece¤iniz düßünce çabas›, ilgili ülkeleri
kesin bir biçimde saptayabilmenizi sa¤lamal›d›r. 1945’te söz konusu
Düßünce birkaç eksen etraf›nda yap›land›r›labilir: olan tüm Avrupa m›d›r? Günümüzde hangi ülkeler bu co¤rafî alan›n
- Yaßanan gelißmeler vurgulanabilir: 1945’ten günümüze Avrupa’da bir parças›d›r?
neden liberal demokrasi gelißti?
- Liberal demokrasi kavram› ön plana ç›kar›labilir: Avrupa’da liberal
demokrasi modeli bir tane midir, birden fazla m›d›r? Liberal demok- PLAN ÖRNEÚ‹
rasi neden Avrupa’ya kendisini dayatan bir siyasal rejimdir?
l Giriß : 1945 zaferi, Avrupa’da faßizmin ve nazizmin yenilgisi ve de-
mokrasilerin bask›n ç›kmas› anlam›na geliyordu. Yenik ülkelerde ve
Fransa gibi baz› galip ülkelerde baßlayan siyasal yeniden yap›lanma sü-
reci, Avrupa’da liberal demokrasiyi ön plana ç›kard›. Günümüzde, Ak-
‹ZLENECEK YOL deniz Avrupas›’ndaki diktatörlüklerin ve komünizmin çöküßünden
sonra, liberal demokrasi tüm bir k›tan›n siyasal modeli haline geldi.
Bu düßünceden hareketle bir plan yap›lmal›d›r:
1945’ten günümüze Avrupa’da liberal demokrasi neden ve nas›l böy-
- ‹zleksel bir plan m› seçmeliyiz?
lesine gelißmißtir?
- Yoksa, zamandizimsel bir plan m›? ‹lk bölümde liberal demokrasinin eskiye dayanan temellerini, ikinci bö-
Hata yapmay› ya da konu d›ß›na ç›kmay› engellemek için, konuyu lümde ise Avrupa’daki çeßitli uygulamalar›n› inceleyece¤iz. Son olarak,
okurken belirledi¤imiz üç ö¤enin aç›klanmas› gerekir. Dolay›s›yla tüm üçüncü bir bölümde liberal demokrasinin 1945’ten günümüze gelißi-
terimler üzerinde düßünmeliyiz: mini ele alaca¤›z.

186
Franco’nun ölümünden sonra,
1975’te ‹spanya’da yap›lan
ilk demokratik seçimler ve
demokrasinin yeniden kurulmas›.
Salonun arka taraf›ndaki duvara
yap›ßt›r›lm›ß olan afißin üzerinde
"Francisco Franco’dan son mesaj"
yaz›s› yer al›yor.

l I. Liberal demokrasinin hâlâ gündemde olan B. Liberal demokrasinin gelißimi : Liberal demokrasi ve ekonomik
eski temelleri liberalizm; Anglo-Sakson modeli, Ren modeli, devletçi model.
C. Liberal demokrasinin zaferinden söz edilebilir mi? Uluslarüstü
A. Temel ilkeler : Halk›n egemenli¤i; ekonomik liberalizm; temel öz-
bir liberal demokrasi modeli olarak AET; Akdeniz Avrupas›’ndaki dik-
gürlüklere sayg›.
tatörlüklerin ve halk demokrasilerinin y›k›l›ß›; Avrupa Toplulu¤u’nun
B. Liberal demokrasinin tarihsel kökenleri : 17. ve 18. yüzy›l filo-
genißlemesi, liberal demokrasinin tüm k›taya yay›lmas› anlam›na m›
zoflar›n›n katk›s›; Frans›z Devrimi’nin katk›s›; 1914’ten önce demokra-
geliyor?
sinin gelißimi.
C. Gerekli koßullar : Güçler ay›r›m›n› getiren bir anayasa; siyasal ço- l Sonuç : Liberal demokrasinin yeniden kurulmas› ve gelißmesi, 1945
¤ulculuk ve serbest seçimler; liberal demokrasi ile halk demokrasisi
sonras› Avrupa tarihine damgas›n› vurmußtur. Ekonomik at›l›m ve yü-
aras›ndaki farklar.
rürlükteki anayasalar›n çeßitlili¤i, ortak de¤erlere sayg› gösteren fark-
Geçiß : Liberal demokrasi belli baz› koßullar›n yerine gelmesini gerekti- l› liberal demokrasi modellerinin varl›¤›n› aç›klar. Günümüzde, dikta-
rir. Bu koßullar› kabul eden Avrupa ülkelerinin tümünde ayn› uygula- törlüklerin ve komünizmin çöküßünden sonra, liberal demokrasi Avru-
malara m› rastlanmaktad›r? pa’n›n siyasal modeli haline gelmißtir. Avrupa Toplulu¤u’nun genißle-
mesi, bu demokrasiyi daha da sa¤lamlaßt›rmay› amaçlamaktad›r. Do¤u
l II. Avrupa’da liberal demokrasi uygulamalar› Avrupa’daki yeni demokrasiler de bu birli¤e kat›lmaktad›r.
A. Parlamenter rejim : Genel ilkeler; siyasal partilerin rolü; bu siya- Burada söz konusu olan idealist bir bak›ß aç›s› m›d›r, yoksa liberal de-
sal uygulamay› benimseyen baßl›ca ülkeler. mokrasinin tüm k›taya demir atmas›n› sa¤lamak için yakalanm›ß ger-
B. Baßkanl›k rejimi : Devlet baßkan›n›n önemi; ender rastlanan bir çek bir f›rsat m›?
uygulama.
C. Yar›-baßkanl›k rejimi : Sistemin özellikleri; örnek olarak, Fransa.
Geçiß : Avrupa’da liberal demokrasi ço¤unlukla parlamenter demokra-
sidir. Parlamenter demokrasinin 1945’ten sonraki gelißimi nas›l olmuß-
tur?

l III. Avrupa’da liberal demokrasinin gelißimi


TAVS‹YELER
A. 1945-1946’da durum : Diktatörlüklerin sonu ve demokrasilerin • Siyasal kavramlar› iyice aç›klamay› ihmal etmeyin. Siyasal sözcükle-
zaferi; belirsizlikler: Do¤u Avrupa’da komünist rejimler ve ‹spanya ile ri do¤ru kullanmaya dikkat edin. Baz› anlaml› örnekler vermeyi
Portekiz’de diktatörlüklerin direnißi; Bat›’da, liberal demokrasiye daya- unutmay›n: Örne¤in, Avrupa’daki en eski parlamenter demokrasi
nan bir yeniden yap›lanma (‹talya, Almanya). olan ‹ngiltere krall›¤›ndan söz etmelisiniz.
• Konu d›ß›na ç›kmamaya dikkat edin: ABD bu konuya dahil de¤il!

187
KONU

10 Çin modeli
Ç in, ‹kinci Dünya Savaß›’ndan önce baßlayan bir mücadelenin sonunda, 1949 y›l›nda komünist
oldu¤unda, dünyan›n en kalabal›k ülkesi "halk demokrasileri" cephesine kat›lm›ß oldu. Ancak,
Krußçev’in SBKP’nin 20. Kongresi’nde (1956) sundu¤u rapor ö¤renilir ö¤renilmez, Çin, "büyük
a¤abey" Sovyetler Birli¤i ile aras›na mesafe koydu. 1960’l› y›llar›n baß›nda, SSCB’den kopuß
kesinleßti.
Bu tarihten sonra Çin, Sovyet modeline iki düzlemde alternatif olußturan özgün bir model gelißtirdi:
- Çin gerçekten sosyalist olan tek ülke olma iddias›ndayd›;
- Üçüncü dünya ülkelerine liberal modelden ve Sovyet modelinden farkl›, baßka bir kalk›nma yolu
öneriyordu.

n Çin modelinin özellikleri nelerdir?


n 1976’dan sonra "dört modernleßme" hareketini baßlatan Çin, Maocu modele s›rt›n› m› dönmektedir,
yoksa yeni bir Maocu model mi önermektedir.

KONUNUN PLANI
I. Maocu model
II. "Herßey modernleßme için"

• Unutmayal›m
• Belge incelemesi: Çin propaganda afißi:
"Hep birlikte yeni zaferlere"
• Verilerle çal›ßma: Çin modelinin etkileri ve evrimi: (1958-1998) Baßar› m› baßar›s›zl›k m›?

1956 1980
Sovyetler Birli¤i Komünist Özel ekonomik bölgelerin
Partisi’nin 20. Kongresi kurulmas›

Mao Zedong 1949-1976 Deng Ziaoping 1976-1993

‹ç Sovyet ‹leriye
Nixon’un “4 modernleßme”
Savaß kalk›nma do¤ru “Kültür
modeli büyük Çin’i
Devrimi”
hamle ziyareti Maoculu¤un tasfiyesi

1945 1950 1955 1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 1995

1959 1978 1989 1997 Hong Kong’un


SSCB’den “4 modernleßme”nin “Pekin bahar›”n›n yeniden Çin’e
kopuß baßlang›c› bast›r›lmas› ba¤lanmas›

188
1 "Büyük Proleter Kültür Devrimi"
s›ras›nda "K›z›l Muhaf›zlar", 1968.

Çinli ö¤rencilerin ayaklanmas›,


2
Pekin’de Tien an Men Meydan›,
haziran 1989.
Göstericiler, Çinli yöneticiler taraf›ndan
baßlat›lan modernleßme çabas›n›n
siyasal alanda da daha fazla özgürlük
getirmesini talep ediyorlar.

189
I. Maocu model
A N A H T A R A. Çin: Moskova’n›n sad›k sa¤ kolu Belge 1

S Ö Z C Ü K n Mao Zedong, ekim 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin do¤du¤unu ilan etti. Bu olay,
Çinli komünistlerle Çang Kay-Þek’in milliyetçi Çin* hükümeti aras›nda 1930’larda baßla-
• LAOGAY yan iç savaß›n sonuydu. ‹ç savaß 1945’te yeniden h›zlanm›ß ve 1949’da komünistlerin
Çince "hiçbir yer" anlam›na gelen kesin zaferiyle sonuçlanm›ßt›. Milliyetçiler Tayvan adas›na çekildiler. ‹ßçilerin oran›n›n
sözcük. Kentlerde 2.500’den fazla %1’i geçmedi¤i bu ülkede, komünistler geniß köylü kitlelerine dayanarak zafer kazan-
tutukevi, bat›daki nüfusun az yo- m›ßlard›. Bu durum daha baß›ndan Çin komünizmini Sovyet komünizminden ay›ran
¤un oldu¤u bölgelerde de 50.000
bir özgünlük yaratm›ßt›. 1949’da aß›lmas› gereken engeller çok büyüktü: 500 milyon nü-
kadar tutuklu bar›nd›rabilen dev
fusu beslemek, yirmi y›ldan beri savaßta olan bir ülkeyi kalk›nd›rmak, eski kafa yap›s›-
"çal›ßma kamplar›" Laogay’› oluß-
turuyordu. Laogay, Çin’in toplam n› yenmek gerekiyordu.
nüfusunun %1 ilâ 2’sini (ortalama n Çinli komünist yöneticiler ekonomik durumu düzeltmeye ve Çin’in eßk›yal›k, afyon
10 milyon tutuklu) topluyordu. Bu-
ticareti ya da kad›nlar›n aßa¤› konumu gibi eski sorunlar›yla mücadele ederek düzeni
gün erißilebilen kaynaklara göre,
sa¤lamaya çal›ßt›lar. 1950’de ç›kar›lan tar›m yasas›, büyük toprak a¤alar›n›n elinde bu-
yaklaß›k 20 milyon Çinli Laogay’da
ölmüßtür. lunan 70 milyon hektar araziye el koyarak bunlar›n 300 milyon topraks›z köylüye da¤›-
t›lmas›n› sa¤lad›. Birinci beßy›ll›k plan (1953-1958), kalk›nma modeli olarak SSCB’den
esinleniyordu. A¤›r sanayi Sovyet yard›m›yla gelißtirildi; tar›m alanlar› kolhozlar örnek
S Ö Z L Ü K al›narak kooperatiflerin elinde topland›. 1954 Anayasas›, SSCB’de oldu¤u gibi, komü-
nist partinin yönetimdeki rolünü kesinleßtirdi.
* Çinli milliyetçiler
* Halk komünü
* "Kültür Devrimi" B. Üçüncü dünya için yeni bir model mi? Belge 2, 3, 4 ve 5

n Ancak, Çin ve Moskova aras›ndaki anlaßma fazla uzun sürmedi. May›s 1958’de, Çin
ekonomi alan›nda yeni bir çizgi benimsedi: Hedef, tar›ma öncelik vererek ve "ileriye
B‹YOGRAF‹ do¤ru büyük bir hamle" gerçekleßtirerek gelißmemiß ülke konumundan kurtulmakt›.
A¤›r sanayiye dayanan Sovyet usulü planlama, k›rsal bölgelerin lehine terkedildi: Köy-
1 Mao Zedong
(1893-1976) lüler, yerel sanayi yaratmak üzere kurulan halk komünleri*nde topland›. Ancak bunun
sonucu büyük bir baßar›s›zl›k oldu: Çin, tarihindeki en büyük k›tl›klardan biriyle kar-
Bir toprak sahibi- ß› karß›ya kald›, 20 milyon (resmî rakam) ile 43 milyon aras›nda insan yaßam›n› yitir-
nin o¤lu olan ve di. 1957’de ‰11 olan ölüm oran›, 1960’ta ‰29’a ç›kt›. Mao, Liu Þaoki karß›s›nda üstün-
çal›ßma hayat›na lü¤ünü kaybetti. Þaoki 1959’da cumhurbaßkan› oldu.
1919’da Pekin Üniversitesi’nde
kütüphane görevlisi olarak baßla-
n Bu tarihten sonra, Sovyet modeli kesin olarak terkedildi. "Çin modeli"ni art›k tar›-
yan Mao Zedong, 1921’de Çin Ko- m›n yeni rolü ve siyasetin ekonomi karß›s›ndaki üstünlü¤ü tan›ml›yordu. Muhaliflerin
münist Partisi’nin kurucular› ara- laogay* (Çin gulag›) bünyesinde yer alan yüzlerce çal›ßma kamp›na sürülmesi de bu mo-
s›nda yer al›yordu. 1927 ayaklan- delin özelliklerinden biriydi. Sovyetler Birli¤i’nden kopuß ayn› zamanda ideolojikti;
malar›n›n baßar›s›zl›¤a u¤ramas› SBKP’nin 20. Kongre kararlar›n› benimsemeyen Çin, Stalincili¤in tasfiyesini ve bar›ßç›l
üzerine, Jiangsi bölgesinde ilk Çin bir biçimde bir arada yaßama ilkesini reddetti. Ayr›ca Çin, kuzeydo¤usundaki SSCB s›-
Sovyet Cumhuriyeti’ni örgütledi. n›r›na da itiraz ediyordu. 1957’den itibaren ilißkiler iyice gerginleßti ve 1962’de tümüy-
Milliyetçiler taraf›ndan yenilgiye le koptu. Çin komünizmi, kapitalizmi geri getirmekle ve Amerikan emperyalizmiyle iß-
u¤rat›lan Mao, "uzun yürüyüß"e birli¤i yapmakla suçlad›¤› SSCB karß›s›nda üçüncü dünya ülkelerine köylü devrimine
baßlayarak kuzeye do¤ru çekildi
ve bürokrasiyle mücadeleye öncelik veren yeni devrimci bir model önermeyi arzulu-
(1934-1935). 1937 Japon istilas›,
yordu. Bu model, Bat›’daki baz› ayd›nlar› da etkilemeyi baßard›.
onu milliyetçilerle ittifak yapmaya
zorlad›, ancak ard›ndan 1945’te iç n Bu yeni siyasal çizgi, parti içinde yer alan çeßitli gruplar aras›ndaki mücadeleyi de
savaß yeniden baßlad› ve 1949’a beraberinde getirdi. ‹ktidar› yeniden ele geçirmek için Mao, 1965’te "Kültür Devri-
kadar sürdü. Merkez Komite baß- mi*"ni baßlatt›. Bu devrim, gençli¤in deste¤iyle kendisine düßman olan yöneticileri tas-
kan› olan, ama bir süre iktidardan
fiye etmeyi amaçl›yordu. Liu Þaoki ve Deng Ziaoping gibi baz› yöneticiler tasfiye edil-
uzaklaßt›r›lan Mao, 1965’te "Kül-
di. Ancak kanl› çat›ßmalar orduyu müdahale etmek zorunda b›rakt›. Olaylar, ülkeyi tü-
tür Devrimi"ni baßlatt› ve diktatör-
müyle düzensizli¤e ittikten ve milyonlarca insan›n ölümüne neden olduktan sonra,
lü¤ünü ölünceye kadar devam et-
tirdi (1976). 1969’da duruldu. Bu arada, siyasal mücadeleye öncelik veren partinin sol kanad›,
Mao’nun 1976’da ölümüne kadar ülke yönetiminde kalmay› baßard›.

190
2 "‹leriye do¤ru büyük hamle".

Emperyalistler ve burjuvalar, "nicelik ve h›z"›n


"nitelik ve ekonomi" ile birlikte varolamaya-
ca¤›n›, çünkü bunun "at› beslemeden koßtur-
mak"la ayn› anlama geldi¤ini iddia ettiler. Saf-
lar›m›zda yer alan baz› ç›karc› sa¤c›lar da, bir
yank› gibi bunun imkâns›z oldu¤unu söyledi-
ler. Ama biz kararl›l›kla bunun gerçekleßebile-
ce¤ini söyledik. Çünkü biz herßeyden önce ta-
rihi yapanlardan, yani halk kitlelerinden des-
tek al›yoruz. Bu ne emperyalistlerin ve burju-
valar›n, ne de ç›karc› sa¤c›lar›n anlayabilece¤i
bir güçtür. Ülkemizin elinde devasa bir ißgücü
bulunuyor ve üretim araçlar›n›n emekçisi, ya-
rat›c›s› ve kullan›c›s› olarak insan, toplumun
üretim güçlerinin belirleyici ö¤esi ve en de¤er-
li "sermayesi"dir.
Ju Enlay [1949’dan 1976’ya kadar baßbakan],
Büyük bir ony›l, 1959.

3 "Kültür Devrimi" s›ras›nda kitleleri tar›msal çal›ßmalar› gerçekleßtirmek


üzere seferber olmaya ça¤›ran komünist propaganda afißi.

4 SSCB’den kopuß. 5 Vei Jingseng, "Kültür Devrimi" s›ras›nda


maoculuktan nas›l koptu?
Marksizmin temel ilkelerini ve evrensel gerçekli¤ini yads›mak, reviz-
yonculuk, yani burjuva ideolojisinin bir biçimidir. Revizyoncular pro- 1968’de, eski bir "k›z›l muhaf›z"olan yazar henüz 18 yaß›ndad›r. Kül-
letarya diktatörlü¤ü ile burjuva diktatörlü¤ü aras›ndaki fark› ortadan tür Devrimi s›ras›nda kaçmak zorunda kal›nca, "‹leriye do¤ru büyük
kald›r›rlar. Öne sürdükleri ßey, asl›nda sosyalist çizgi de¤il, kapitalist hamle" döneminde açl›ktan en fazla zarar gören bölgelerden biri
çizgidir. Bugünkü koßullarda revizyonculuk, dogmac›l›ktan bile daha olan Anhui’de bir köye s›¤›n›r.
zararl›d›r.
Buraya geldi¤imden beri, köylülerin "‹leriye do¤ru büyük hamle"
Mao Zedong’un Ulusal Propaganda Çal›ßmas› Konferans›’nda
yapt›¤› konußma, 1957.
hakk›nda kurtulduklar›na sevindikleri bir felâketten söz eder gibi ko-
nußtuklar›n› duyuyordum. Onlara s›k s›k ayr›nt›larla ilgili sorular soru-
Savaß ve bar›ß konusunda SBKP yönetimi ile bizim aram›zdaki fark, yordum ve sonunda ben de, "üç y›l süren do¤al afetlerin" o kadar da
iki farkl› çizgi aras›ndaki z›tl›kt›r. Bu z›tl›k, emperyalizmle mücadele do¤al olmad›klar›na ve daha çok yanl›ß bir siyasetin sonuçlar› gibi gö-
etmenin, devrimci mücadeleyi desteklemenin, dünyadaki tüm halk- ründüklerine ikna oldum. [...]
lar› emperyalizmin savaß plan›na karß› seferber etmenin ve marksizm-
Kasabay› boydan boya geçiyorduk [...]. Gözlerimin önünde birden
leninizme sar›lman›n gerekip gerekmedi¤ini bilmekle ilgilidir.
Halk›n Gazetesi [Çin Komünist Partisi’nin yay›n organ›],
bana daha önce anlat›lm›ß olan bir sahne canland›: Yemek için ço-
19 Kas›m 1963. cuklar›n› de¤iß-tokuß eden aileler. Kendi çocuklar›n› vererek alm›ß ol-
duklar› çocuklar›n etini çi¤neyen ana-babalar›n ac›yla kas›lm›ß yüzle-
Mesele Mao’nun köylülere dayanarak ve proletaryay› yads›yarak bir
rini görür gibi oldum. [...] Asla, hatta kâbuslar›nda bile tatmay› düßü-
zafer kazanm›ß olmas›d›r. Bu zaferin hayret verici bir yan› yoktur,
nemeyecekleri bu insan etini, baßka ana-babalar›n çektikleri ac› ve
ama marksist felsefenin yeniden çarp›t›lmas› anlam›na geldi¤i kesin-
döktükleri gözyaß›yla birlikte yutmaya onlar› kim zorlam›ßt›? ‹ßte "in-
dir, çünkü proletarya olmadan kazan›lm›ßt›r. K›saca Mao Çetung, ç›-
sanl›¤›n birkaç yüzy›lda, Çin’in de birkaç biny›lda ancak bir tane ye-
karlar› emekçilerin ç›karlar›na yabanc› olan – bu hep böyle olmußtur–
tißtirdi¤i"1 bu cellad›n kim oldu¤unu o zaman anlad›m: Mao Zedong.
bir küçük burjuvad›r.
[...] "‹leriye do¤ru büyük hamle"yi baßlatan ve açl›ktan sersemlemiß
Nikita Krußçev, Souvenirs, çev. J. Michel (Paris 1971).
binlerce ve binlerce köylüyü çapa darbeleriyle eski dostlar›n› öldür-
meye ve kendi yaßamlar›n› da bu çocukluk arkadaßlar›n›n eti ve kan›
1. Mao’ya göre revizyonculuk nedir? Mao, Sovyetleri neden
sayesinde kurtarmaya zorlayan Mao Zedong.
revizyoncu olmakla suçluyor?
Vei Jingseng’in tan›kl›¤› [Çinli muhalif,
2. Krußçev’e göre Mao neden marksist de¤ildir?
18 y›l hapiste kald›, bugün ABD’de sürgünde].
3. Mao’nun Sovyet modelinden farkl› bir komünist model Aktaranlar: S. Courtois, N. Werth, J.-L. Margolin ve baßkalar›,
önerdi¤ini gösteriniz. Komünizmin Kara Kitab› (‹stanbul, 2000).

1. Lin Biao’nun 1966’da Mao Zedong’u betimleyißi.

191
II. "Herßey modernleßme için"
A. Çin modelinin evrimi Belge 1, 2 ve 3
A N A H T A R
n 1976’da Mao’nun ölümünden sonra iktidar, "Kültür Devrimi" s›ras›nda a盤a al›nan
S Ö Z C Ü K Deng Ziaoping gibi "gerçekçi" yöneticilerin eline geçti. Bu yöneticiler, ülkeyi kalk›nd›r-
• "DÖRT MODERNLEÞME" mak için kapitalizme k›smen geri dönme yanl›s›yd›lar. Deng Ziaoping bunu "Kedinin
siyah ya da beyaz olmas›, fareleri yakalad›¤› sürece farketmez" diye aç›kl›yordu. Komünist
Çin ekonomisinin temel sek-
partinin sol kanad› yönetimden uzaklaßt›r›ld›; "Kültür Devrimi" yanl›s› "Dörtler Çetesi*"
törlerini modernleßtirmek için
daha önce 1964 ve 1975’te üyeleri tutukland›. Bundan böyle, "dört modernleßme*"ye öncelik verilecekti: Tar›m, sana-
önerilen, ama ancak 1978’den yi, ordu ve teknoloji. Halk komünleri kapat›ld›; bir parça topra¤› olan ve üretim fazla-
itibaren uygulanabilen önlem- s›n› serbest pazarda satabilen köylülere prim ödenmeye baßland›. Planlama esnekleßti-
ler paketi. Siyasetin ekonomi rildi ve Çin, sanayi alan›nda önemli bir kalk›nma gerçekleßtirdi.
karß›s›ndaki önceli¤ini ortadan n Maoculu¤un sonu, d›ß ilißkilerde de de¤ißiklikler getirdi. Çin, SSCB ve ABD aras›nda
kald›rmay› hedefleyen yeni bir "üçüncü bir dünyan›n" liderli¤i rolünü üstlenmeye devam ediyordu; bu arada, komü-
çizgi.
nizme geçmek için Çin modelini seçen Kamboçya’y› destekledi ve 1979’da, SSCB’nin
müttefiki olan Vietnam’a sald›rmaktan çekinmedi. 1980’li ve 1990’l› y›llarda, Japonya,
Hindistan ve SSCB ile ilißkilerinde düzelmeler oldu. Birleßik Krall›k ile 1997’de Hong
S Ö Z L Ü K Kong’un ve Portekiz ile 1999’da Makao’nun kendisine iade edilmesi için anlaßmalar im-
zalad›.
* "Dörtler Çetesi"
* Özel Ekonomik Bölgeler
* K›z›l Kmerler B. Çin modelinin s›n›rlar› Belge 4, 5 ve 6

n Yeni yönelimler, sosyalist ilkelerin terkedilmesi anlam›na gelmiyordu. Deng Ziao-


ping, 1982’de rejimin ilkelerini yeniden dile getirdi: Proletarya diktatörlü¤ü, komünist
partinin yönetici rolü, marksizm-leninizme ba¤l›l›k. En radikal de¤ißiklikler ekonomi
B‹YOGRAF‹ alan›n› kaps›yordu: Küçük özel ßirketler müthiß bir at›l›m gerçekleßtirdiler. 1978’de yal-
n›zca 100.000 olan küçük özel ßirketlerin say›s›, 1985’te 17 milyona ç›kt›. Çin, ayn› za-
1 Deng manda, özel ekonomik bölgeler*de yat›r›m yapmak üzere yabanc› sermayeyi de davet etti.
Ziaoping
O tarihe kadar neredeyse hiç varolmayan d›ß ticaret h›zla gelißti.
(1904-1997)
n Ancak, ekonomik alandaki bu aç›l›m, siyasal aç›l›m› beraberinde getirmedi. Kußku-
Komünist Parti’ suz, 1982’de yürürlü¤e giren yeni anayasa partiyle devletin birbirinden ayr›lmas›n› ön-
ye henüz 1924’te görüyordu, ama rejimin demokratikleßtirilmesi söz konusu bile edilmiyordu. 1989 ha-
üye olan Deng Ziaoping, Mao Ze- ziran›nda, Pekinli ö¤renciler Tien an Men meydan›n› ißgal ettiler ve daha fazla özgür-
dong’la birlikte "uzun yürüyüß"e
lük istediler. Bu hareket ordu taraf›ndan bast›r›ld›. Bask›lar sonucu Pekin’de bin kadar
kat›ld›. 1954’te Siyasal Büro üyesi
insan yaßam›n› yitirdi ve "Pekin bahar›" tanklar›n paletleri alt›nda sona erdi. Komü-
ve baßbakan yard›mc›s› oldu,
nizm, Do¤u Avrupa ve SSCB’de y›k›ld›¤› halde, Çin’de varl›¤›n› koruyordu.
"Kültür Devrimi" s›ras›nda çok
eleßtirildi ve 1969’da iktidardan n D›ßar›da ise, Kamboçya’da uygulanan Çin modeli korkunç bir katliamla sonuçlan-
uzaklaßt›r›ld›. 1976’da Mao’nun d›. Bu ülke, 1975’ten 1979’a kadar Pol Pot taraf›ndan yönetilen ve Çin’in hararetle des-
ölümünden sonra, yine ön plana tekledi¤i K›z›l Kmerler*in diktatörlü¤ü alt›nda yaßad›. Kamboçya halk› kendi içinde bir
ç›kt› ve "dört modernleßme"yi
soyk›r›m›n kurban› oldu: K›z›l Kmerler her alanda kat› bir devletleßtirme politikas› da-
önerdi. Ancak, siyasal alanda gele-
yat›yor, kentli nüfusu k›rsal alana sürüyor, "yeni bir insan" yaratmak için seçkinleri ve or-
neksel komünist ilkelere ba¤l› ka-
larak, 1978 ve 1989’da girißilen si-
ta s›n›f› katlediyordu. Açl›k, k›l›çla infazlar, ißkence ve yamyaml›k 1 ilâ 2 milyon insa-
yasal aç›dan rejimi liberalleßtirme n›n, yani her dört ilâ yedi Kamboçyal›dan birinin ölümüne yol açt›. 1979’da Kamboçya,
denemelerini sert bir biçimde bas- Vietnam taraf›ndan ißgal edildi ve Pol Pot’un rejimi y›k›ld›.
t›rd›. "Sosyalist Pazar ekonomisi"ne n Çin’de, komünist yöneticiler taraf›ndan "pazar sosyalizmi" diye adland›r›lan yeni eko-
geçißin benimsendi¤i tarih olan
nomik rejim, y›lda ortalama %10’luk h›zl› bir büyüme getirdi. Ancak, komünist parti
ocak 1992’de, ekonomik reformla-
iktidar›n› kat› bir biçimde koruyor ve rejimin marksist temelleri kesinlikle sorgulanm›-
r› baßlatt›. 1993’te, 89 yaß›ndayken
iktidardan çekildi.
yordu. Ekonomik liberalizm, 1990’l› y›llar›n baß›nda hâlâ 100.000 kadar siyasal tutuklu-
nun bulundu¤u bu ülkeye siyasal liberalizmi getirememißti.

192
3 Deng Ziaoping’in ekonomik fikirleri.

Bireysel sorumluluk sistemi, ßirketlerin iç düzeninin çekirde¤ini oluß-


turur. Kat› bir bireysel sorumluluk sistemi olmadan, üretim ancak ka-
os ortam›nda gerçekleßebilir. Bireysel sorumluluk sisteminin kurul-
mas›, ißletme yönetiminin yeniden örgütlenmesinde esas ö¤e haline
getirilmelidir. Her ißin, her görevin aç›kça belirtilmiß bir sorumlusu ol-
mal›d›r; her memur, her ißçi, her teknisyen aç›kça tan›mlanm›ß birey-
Ad›: Deng Ziao Ping Cinsiyeti: Erkek Do¤um tarihi: 1904 sel bir sorumluluk yüklenmelidir.
Ailevî kökenleri: Zalim ve despot toprak sahibi
S›n›f özelli¤i: H›rsl› ve entrikac› [...] Ulusal ekonomimizin kalk›nma ritmini h›zland›rma çal›ßmalar›nda
Siyasal parti: Sözde Komünist Parti üyesi faydalanmak için d›ßar›dan gelen kaydade¤er ve gelißmiß her ßeyi al-
Babas›: (...) tar›m ißçileri çal›ßt›r›yordu, dört kar›s› vard›. çakgönüllülükle incelemeli, baz› öncelikleri bulunan bir plan çerçeve-
Annesi: (...) toprak sahibi.
sinde ileri yabanc› teknikleri ithal etmeliyiz. Elbette kendi gücümüze
Kar›s›: Kapitalist bir aileden gelme,
makyaj yapmay› çok iyi bilir. güvenmeye, ba¤›ms›z ve özerk olmaya, yabanc›lara kölelik etme fel-
Slogan›: "Kedinin beyaz ya da siyah olmas› önemli de¤il, sefesiyle mücadele etmeye de devam etmeliyiz; ancak, ukalâl›k ve
yeter ki fareleri yakalas›n." gururluluk yapmamam›z ve "kapal› kap›" politikas› uygulayarak ya-
Karar: Parti’nin Merkez Komitesi’nden uzaklaßt›r›ld›. banc›lar›n iyi yönlerini incelemeyi reddetmememiz gerek.
Düßünceye kadar, kokußuncaya kadar üzerine
gidilmesi gerek. Ayr›ca, anlamadan kopya etmeye karß› ç›kmaktan ve incelemeden
olur olmad›k yeniliklere kalk›ßmaktan kaç›nmak gerekir.
2 "Kültür Devrimi" s›ras›nda Deng Ziaoping’in biyografik "Sanayi at›l›m›n›n h›zland›r›lmas›na ilißkin baz› sorunlar"
bilgi fißi. baßl›kl› makaleden al›nt›lar, Vent d’est, Say› 3, 1976.

4 "Beß Küçük Kaplan". 1. Deng Ziaoping’in ekonomik fikirleri nelerdir?


2. Deng Ziaoping’in e¤ilimi nedir ("ideolog" ya da
Jiangsu’daki Ekonomide D›ßa Aç›lma Bürosu müdürüne göre, 1987
"sosyalist")? Bu e¤ilim, ayn› zamanda Belge 2’de yer alan
y›l›nda taßrada yabanc›larla ißbirli¤i öngören 1.000 tane proje imza-
land›. [...] Böylece, Do¤u Asya’n›n "dört ejderha"s›n› (Güney Kore, hangi ö¤enin yard›m›yla anlaß›labilir?
Taiwan, Hong Kong, Singapur) Çin’in "beß küçük kaplan"› izleyecek 3. Daha önceki dönemde ortaya at›lan fikirlerden bir kopu-
(Çin’in güneydo¤usunda bulunan Jiangsu, Jejiang, Fuijan, Guang- ßun söz konusu oldu¤unu gösteriniz.
dong ve Hainan k›y› bölgeleri). Çin’de yaln›zca iki devlet ßirketi tara-
f›ndan üretilen kay›ßlardan y›lda 500.000 metre üretmeyi baßaran
Nan Jan’daki (Jiangsu) bir fabrikan›n müdürü "Devlet ßirketlerini ez-
mek istiyoruz" dedi ve ßöyle devam etti: "Bizim rekabet gücümüz on-
lar›nkinden üç kat fazla. Ayn› miktarda üretim için, onlar bizden üç
kat daha fazla ißçi çal›ßt›r›yor." [...] Geçen y›l, bu fabrika 1,7 milyon
yuan tutar›nda (500.000 dolar) kâr elde etmißti.
Libération, 17 May›s 1988.

6 Kamboçya’da katliamlar.
Kamboçyal› köylüler, K›z›l Kmerlerin rejimi hakk›nda "Angkar [Kam-
boçya Komünist Partisi] öldürür, ama asla aç›klamaz" diyorlard›.
"‹nßa etti¤imiz ülke için bir milyon devrimci yeter. Geri kalanlara ihti-
yac›m›z yok.1 Bir düßman› hayatta b›rakaca¤›m›za on arkadaß› öldür-
meyi tercih ederiz."

K›z›l Kmerlerin kooperatif toplant›lar› s›ras›ndaki bir söylevden,


Komünizmin Kara Kitab› (‹stanbul, 2000).

5 Haziran 1989’da, "Pekin bahar›"n›n bast›r›lmas›. 1. 1975’te Kamboçya’n›n nüfusu yaklaß›k 8 milyondu.

193
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM
TAR‹HLER n "‹leriye do¤ru büyük hamle" ve "Kültür Devrimi
Ekim 1949: Çin Halk Cumhuriyeti’nin ‹leriye do¤ru büyük hamle (1958-1962), komünist Çin taraf›ndan 1958’de benimsenen
kurulmas›. yeni yönelimdir. Amaç, planlamay› esneterek ve devasa insan kaynaklar›ndan
1953-1958: 1. beßy›ll›k plan. yararlanarak ülkeyi mümkün olan en h›zl› biçimde az gelißmißlikten kurtarmakt›.
Buna göre, k›rsal kesim modernleßmek için gerekli sermayeyi kendi baß›na bulmal› ve
1958-1962: "‹leriye do¤ru büyük
kendi tüketece¤i sanayi ürünlerini kendi üretmeliydi.
hamle".
"‹leriye do¤ru büyük hamle", kesin bir baßar›s›zl›k olmußtur. Ekonominin düzeni
1965-1969: "Kültür Devrimi".
tamamen bozulmuß, Çin, "tarihindeki en büyük k›tl›k"la karß›laßm›ß, tarihçi Jean-Louis
1971: Çin Halk Cumhuriyeti’nin Margolin’e göre "20 ilâ 43 milyon aras›nda kurban" vermißtir.
Birleßmiß Milletler’e ve Güvenlik
Kültür Devrimi ise (1965-1969), komünist partinin sol kanad› taraf›ndan ortaya at›lan ve
Konseyi’ne girmesi.
hem bürokrasiyle, hem de partinin "kapitalist yolu benimsemiß" ö¤eleriyle mücadeleyi
1976: Mao Zedong’un ölümü. hedefleyen bir harekettir.
1978: "Dört modernleßme"nin Kitleleri üretim faaliyetinin Ekim 1949
baßlat›lmas›; Deng Ziaoping’in partinin aleyhine harekete geçirmißtir. Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulmas›
yeni güçlü adam› konumuna gelmesi. En önemli özelli¤i "Mao Zedong
1980: ‹lk özel ekonomik bölgelerin düßüncesi"ne yap›lan sürekli
kurulmas›. göndermeler ve düßünceleri
1989: "Pekin bahar›"n›n bast›r›lmas›.
Küçük K›z›l Kitap arac›l›¤›yla
yay›lan Mao’nun putlaßt›r›lmas›-
1997: Deng Ziaoping’in ölümü. 1949 1998
d›r. "Kültür Devrimi", Çin’de
Hong Kong’un Çin’e geri verilmesi.
düzenin bozuldu¤u bir dönem
1958-1962 1965-1969
olmußtur. Bir ilâ iki milyon ‹leriye do¤ru Kültür
insan›n ölümüne yol açm›ßt›r. büyük hamle Devrimi

n "Çin Halk Cumhuriyeti" ve "Milliyetçi Çin"


"Çin Halk Cumhuriyeti",
1 000 km
1949’dan beri komünist olan Çin,
yani Çin’in Asya k›tas›nda
bulunan tüm topraklar›d›r.
Beijing
1971’de Birleßmiß Milletler’e ve Çin (Pekin)
Güvenlik Konseyi’ne girmißtir. H alk Cum hur iyet i
"Milliyetçi Çin" ise, 1949’da
YARARLI milliyetçi Çang Kay-Þek
Taipei
Milliyetçi Çin
B‹YOGRAF‹LER hükümetinin s›¤›nd›¤› Formoza (Tayvan)
adas›d›r. 1945’ten Çin Halk
s. 190 Cumhuriyeti’nin Birleßmiß Milletler’e girdi¤i tarih olan 1971’e kadar Birleßmiß Milletler
üyesi olmußtur. Bugün daha çok "Tayvan" ad› kullan›lmaktad›r.
Mao Zedong
(1893-1976)
n Komünizm ve Maoculuk
Çin Komünist Partisi’nin
Komünizm, Marx’a göre sosyalist devrimin son aßamas›d›r. Komünizme ulaßmak için,
kurucusu ve 1949’dan 1976’ya kadar
proletarya diktatörlü¤ü ve sosyalizm aßamalar›ndan geçmek gerekir.
komünist Çin’in cumhurbaßkan›.
Maoculuk ise, Mao Zedong taraf›ndan marksizmin Çin özeline uyarlanm›ß biçimidir. ‹ßçi
s. 192 nüfusun azl›¤› nedeniyle (Çin’in toplam nüfusu içnde %1), Çin’de komünizmi kurmak
için özellikle köylülerden destek almak gerekiyordu. Mao ayr›ca tar›m ve sanayinin eßza-
Deng Ziaoping
manl› olarak gelißmesi gerekti¤ini de savunuyordu ("iki aya¤› üzerinde yürümek"). Bar›ß-
(1904-1997)
ç›l biçimde bir arada yaßama ilkesini reddediyor, sonuçta komünizmin zafer kazanaca¤›
1976-1993 y›llar› düßüncesiyle yeni bir dünya savaß› tehlikesine at›lmay› bile göze al›yordu. Maoculuk,
aras›nda Çin’in baßl›ca yöneticisi. do¤rudan ya da dolayl› yollardan on milyonlarca kißinin ölümüne yol açt›.

194
belge incelemesi

Çin propaganda afißi:


"Hep birlikte yeni zaferlere"
Sorular
n 1. Belgeyi tan›t›n›z.
Çin tarihinin hangi dönemini
canland›r›yor?
n 2. Afiß neyi ön plana ç›kar›yor?
n 3. Bu belgedeki propaganda
pay› nedir?

TAVS‹YELER YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N


• Afiß, çok say›da insan›n görmesi hedeflenerek haz›rlan›r;
• Soru 1
bir bak›ßta, kolayl›kla anlaß›lmal›d›r. Belki de okuma
Afiß, tarihsel bir belgedir.
yazma bilmeyen bir hedef kitle için haz›rlanm›ß bu afißin
- Ne zaman: Tarihi nedir? Üzerinde belirtilmemißse, tarihi
sadeli¤ine dikkat edin: Çok sade renkler, karakterler
ç›karmam›za yard›mc› olacak ö¤eler hangileri?
ve yine sade bir slogan kullan›lm›ß.
- Afißte canland›r›lan lider kim?
• Afiß (siyasal ya da reklama yönelik), her zaman - Afißi haz›rlayan kimdir? ‹mzal› de¤il; her türlü yay›n›n
propaganda amaçl›d›r. Bu, siyasal (bir program› kabul komünist partinin denetiminde oldu¤u bir ülkede, böyle
ettirmek, bir partiye ya da bir adaya oy verilmesini bir afißi partinin propaganda birimleri haz›rlam›ß olabilir.
sa¤lamak) ya da ticarî bir propaganda (bir ürünü sat›n
• Soru 2
alma iste¤i uyand›rmak) olabilir.
- Afißin aktard›¤› mesaj ne olabilir?
• Her afiß özel olarak üretilmißtir. Hangi mesaj› vermek
- Sloganda kullan›lan "hep birlikte" sözcükleri ne anlatmak
istedi¤ini anlamaya çal›ßmak, ancak bu mesaj› harfiyen istiyor?
almamak gerekir.
- Arka planda gösterilen karakterler neyi temsil ediyor?
• Totaliter bir sistemde, propaganda iktidar›n elinde bir - Hangi renkler kullan›lm›ß?
araçt›r.
• Soru 3
• Karakterleri inceleyin: Birbirlerine göre boyutlar›na, - Bu tür bir canland›rma ile ne gösterilmek isteniyor? Afißin
k›yafetlerine (ve dolay›s›yla görevlerine) dikkat edin. kißi putlaßt›rmaya yarad›¤›n› gösterin.
• Totaliter rejimlerde siyasal liderin yüceltildi¤ini, resminin - Karakterler ellerinde hangi kitab› tutuyorlar? Neden?
bolca ço¤alt›larak kullan›ld›¤›n› unutmay›n. - Söz konusu edilen "yeni zaferler" hangileri?

195
verilerle çal›ßma

Konu: Çin modelinin etkileri ve evrimi


(1958-1998): Baßar› m› baßar›s›zl›k m›?

Sorular 1 ‹lgili olaylar›n zamandizimi.

r 1. Belgeleri tan›t›n›z. 1949: Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulmas›.


1958-1962: "‹leriye do¤ru büyük hamle". Halk komünlerinin kurulmas›.
r 2. Belgelerde verilen bilgileri 1965-1969: "Kültür Devrimi".
izleklere göre seçiniz, s›n›fland›r›n›z 1976: Mao Zedong’un ölümü.
ve karß›laßt›r›n›z. 1975-1979: Kamboçya’da K›z›l Kmerler’in iktidar›.
1978: Deng Ziaoping taraf›ndan "dört modernleßme"nin baßlat›lmas›.
r 3. Belgelerden derleyece¤iniz 1980: ‹lk özel ekonomik bölgelerin kurulmas›.
bilgilerin yard›m›yla, yukar›daki 1997: Deng Ziaoping’in ölümü. Hong Kong’un Çin Halk Cumhuriyeti’ne kat›lmas›.
soruya cevap olacak bir sentez
yap›n›z.

2 "Yerel sanayimiz".

Yerel sanayinin her bölgenin özel koßullar›na gö-


re gelißtirilmesi gerekir. Örne¤in, merkez vilayet-
ler a¤›r sanayii ancak maden kaynaklar›n›n bol
ve yo¤un oldu¤u bölgelerde gelißtirebilirler; bu
iller, say›s›z denecek kadar çok ve her tarafa da-
¤›lm›ß olan küçük madenleri de¤erlendiremez,
ama yerel sanayi bunu yapabilir. Çin, birbirinden
çok farkl› iklim bölgelerine yay›lm›ß bir ülkedir.
[...] Üretim ve yaßam koßullar› büyük farkl›l›klar
gösterdi¤inden, bu bölgelerin farkl› sanayi ürün-
lerine ihtiyaçlar› vard›r. Böylesine çeßitlilik göste-
ren bir talep, yaln›zca merkezî yetkinin deneti-
mindeki bir sanayi ile karߛlanamaz; bu talep an-
cak yerel sanayiin ciddî bir biçimde kalk›nd›r›lma- 3 Plantu imzal› karikatür, kas›m 1993.
s›yla karß›lanabilir [...].
Merkezî yetkenin denetimindeki büyük traktör 4 1976’da Kamboçya (Demokratik Kampuçea).
fabrikalar›, ancak bölgelerin ço¤unda görülen
ortak tar›m koßullar›na uygun traktörler üretebi- Tüm halk, t›pk› seferdeki bir ordu gibi örgütlenmiß. [...] Pek çok köy, halk›n yaßamas›na ya
lirler. Tar›msal üretimin her bölgede yaratt›¤› da ölmesine karar verme gücüne sahip olan ve çal›ßmalar›n yönetiminden sorumlu subayla-
özel ihtiyaçlara gelince, bunlar›n karß›lanmas› ye- r›n bulundu¤u bucaklarda (phum) toplanm›ß. [...] Mültecilerden ço¤u, geceleri saat 23’e,
rel sanayiye b›rak›lmal›d›r. Bugün, yirmiden fazla hatta bazen 01’e kadar çal›ß›ld›¤›n› anlat›yor. [...]
eyalet, özerk bölge ve belediyenin kendi traktör, Ayd›nlara gelince, aralar›ndan pek ço¤unun idam edildi¤i bildiriliyor. K›sa süre önce Viet-
küçük motor, tar›m aleti ve yedek parça fabrika- nam ve Tayland’dan gelen tan›kl›klarda, profesörlerin ve ö¤retmenlerin çok a¤›r el ißçili¤i
lar› bulunmaktad›r. Yönetim birimlerinin %90’a yapt›klar› "ayd›n köyleri" oldu¤u, zira "k›z›l kmerlerin ayd›nlar› sevmedikleri" belirtiliyor. [...]
yak›n› da tar›m makinalar› onar›m fabrikalar›na Açl›k, durmak bilmeyen çal›ßma ve ilaç yoklu¤u, can kayb›n›n dehßet verici boyutlarda oldu-
sahiptir. ¤unu düßündürüyor. Güvenilir kaynaklar, savaß›n yol açt›¤› 600 bin can kayb›na 17 Nisan
1975’ten bu yana en az sekiz yüz bin kißinin daha eklenmiß olaca¤›n› söylüyorlar. 26
Pekin Haberleri gazetesinde
Ocak’ta [1976] bir k›z›l kmer komutan› ßu emri verdi: "Yaln›zca toprak üzerinde de¤il, in-
[Çin hükümetinin propaganda gazetesi]
sanlar›n içinde de sömürgeci ve emperyalist kültürü hat›rlatan herßey yok edilecek. Yeni
yay›nlanan bir makaleden, Say› 30, 27 Eylül 1971.
Kampuçea’y› yeniden kurmak için 1 milyon adam yeter. Yerel komutanlar›n karar›na b›rak-
t›¤›m›z savaß tutuklular›na da [1975’te kamplara sürülen nüfus] art›k ihtiyac›m›z yok."
F. Ponchaud, Le Monde, 18 Þubat 1976.

196
Hong Kong bölgesi, 1 Temmuz
5
1997’de Çin’e geri dönüyor.
Çin’in güneyinde bir liman olan Hong
Kong, 1842’den beri ‹ngiliz
topra¤›yd›. 1949’da, Çin Halk
Cumhuriyeti de Hong Kong’u
‹ngilizlere b›rakm›ßt›.
Asya’n›n büyük finans
merkezlerinden biri olan
Hong Kong, 1997’de yeniden
Çin Halk Cumhuriyeti’ne ba¤lanana
kadar kapitalizmin vitriniydi
ve çok h›zl› bir ekonomik
büyüme sergilemißti.

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
r Soru 1 • Belge 5
- Belgelerden hangileri rejim lehine yap›lan propaganda çal›ß- - Hong Kong’un 1997’den önceki statüsü nedir? Bu bölge
malar›d›r? kapitalizmle mi, sosyalizmle mi yönetilmißtir?

- Hangi belgeler rejim propagandas› de¤ildir? - Hong Kong’un ekonomik a¤›rl›¤› nedir?
- 1997’de nas›l bir de¤ißiklik meydana gelmißtir?
r Soru 2 - Hong Kong’un Çin’e ba¤lanmas›n›n sonuçlar› neler olabilir?

• Belge 2
r Soru 3
- K›rsal kesim sanayii ile halk komünleri aras›nda nas›l bir ba¤-
lant› kurulabilir (Bkz. Sözlük)? • Konunun pek çok yönü var:
- Metinde k›rsal kesim sanayilerinin kurulmas› fikri nas›l hakl› - Çin modeli nedir?
gösteriliyor? - Özellikle az gelißmißli¤e ne tür çözümler önermektedir?
- Metne göre, halk komünlerinde k›rsal kesim sanayiinin gelißi- - Çin modelinin üçüncü dünya ve Bat›’daki etkisi ne olmußtur?
mi baßar›l› olmuß mudur? - Nas›l evrilmißtir (Bkz. zamandizimindeki dönüm noktas›:
- Gerçekte ne olmußtur (Bkz. s. 190)? 1976)?

• Belge 3 - Çin’de ya da baßka bir yerde baßar›ya ulaßabilmiß midir?

- Karikatürün sa¤›nda ve solunda bulunan iki portre neyi tem-


sil ediyor?
- Karikatürde temsil edilen seçenekler hangileridir?
- Karikatürdeki karakter ne düßündürüyor (üniforma, simge, TAVS‹YELER
kasket)?
- Karakterin komikli¤i Çin taraf›ndan yap›lan bir seçimi yans›t›- • Belgeleri ait olduklar› döneme göre s›n›fland›r›n:
yor mu? 1990’l› y›llarda Çin’in hâlâ iki yönelim aras›nda tered- - Maocu dönem (Mao’nun 1976’da ölümüne kadar);
düt etti¤i söylenebilir mi (siyasal ve ekonomik alanlarda)? - Deng Ziaoping yönetiminde
• Belge 4 modernleßme dönemi.
- K›z›l kmerlerin Kamboçyas› ile komünist Çin aras›nda nas›l bir • Çin ile SSCB’nin 1960’l› y›llarda
ba¤ kurulabilir (Bkz. s. 192)? birbirinden kopmas› ile, ißçilere de¤il köylülere dayanan
- Çin modelinin Kamboçya’da uyguland›¤›n› gösteriniz. ikinci bir komünist modelin ortaya ç›kt›¤›na dikkat edin.

197
KONU

11 So¤uk Savaß’tan
yumußamaya (1946-1975)
Nazilerin SSCB’ye sald›rmas›, savaßta Bat› demokrasileriyle Sovyet rejimini bir araya getirmißti.
1945’ten sonra ‹ki Büyükler’in (ABD ve SSCB) aras›ndaki ilißkilere yavaß yavaß karß›l›kl›
güvensizlik yerleßmeye baßlad› ve bu güvensizlik 1947’den itibaren aç›k bir gerginli¤e dönüßtü.
Giderek iki ayr› blok olußtu ve siyasal, askerî, ideolojik ve ekonomik alanlarda bir yar›ß baßlad›.
Do¤rudan silahl› çat›ßmay› ancak atom savaß› tehlikesi önleyebiliyordu.

n Büyük ‹ttifak’›n da¤›lmas› nas›l aç›klanabilir?


n ABD ve SSCB aras›ndaki gerginlik, 1946-1975 y›llar› aras›nda uluslararas› ilißkilerin çeßitli yönlerini
aç›klamak için yeterli olabilir mi?
n So¤uk Savaß’› neden bir yumußama dönemi izlemißtir?

KONUNUN PLANI
Harita: So¤uk Savaß ve yumußama dönemi aras›nda ABD ve SSCB
I. So¤uk Savaß’a do¤ru
II. ‹ki blo¤un olußmas› (1947-1949)
III. So¤uk Savaß’tan buzlar›n çözülmesine
IV. ‹ki Büyükler’in yak›nlaßmas›
V. Yumußaman›n z›tl›k içeren yönleri

• Unutmayal›m
• Belge incelemesi: 1973’te ABD ve dünya
• Verilerle çal›ßma: Uluslararas› ilißkilerin oda¤›nda Do¤u-Bat› çat›ßmas› (1960-1975)

1947 1973
Marshall plan› 1949 1955 Federal Almanya ve Temmuz 1975
Büyük ‹ttifak’›n NATO’nun Varßova Pakt›’n›n Demokratik Almanya’n›n Apollo-Soyuz
bozulmas› kurulmas› kurulmas› Birleßmiß Milletler’e girißi uçußu

SOÚUK SAVAÞ
2. Dünya “bar›ßç›l birliktelik Yumußama 1975
Savaß› 1950-1953 Helsinki
Amerikal›lar Vietnam’da Konferans›
Kore
Savaß›

1945 1950 1955 1960 1965 1970 1975

Haziran 1948-May›s 1949 1956 1961 1962 1968 1973


Berlin Süveyß Berlin Duvar›’n›n Küba Vietnam: Komünist Yom Kippur (Ramazan)
ablukas› krizi yap›lmas› krizi “Tet” sald›r›s› Savaß› ve 1. petrol ßoku

198
1 Eskiça¤ uygarl›¤›.
André Fourgeon imzal› tablo (1953),
Saint-Étienne Modern Sanat Müzesi, Fransa.

1950’ye do¤ru, Fransa’daki komünizm karß›t›


2
Bar›ß ve Özgürlük hareketinin afißi.
Afißin üzerinde KAFKAS DANSI yaz›yor,
yerde ise Sovyet denetimi alt›ndaki ülkeler
hançerlenmiß olarak gösteriliyor.

199
So¤uk Savaß ve yumußama aras›nda
SSCB

SSCB’nin müttefikleri (1953)


Uzun menzilli Sovyet füze üsleri
(menzil 11.000 km)
Baßl›ca Sovyet üsleri
ABD

ABD’nin müttefikleri B ü y ü k
Uzun menzilli Amerikan füze üsleri Guam
(menzil 9.000 km)
Baßl›ca Amerikan üsleri
O k y a n u s

Büyük krizler

Çinhindi Savaß›
Midway Okinawa (1946-1954)
Vietnam Savaß›
Kore Savaß› (1960-1975)
Vladivostok (1950-1953)

p dairesi Ç‹N
kutu

SSCB

Kuzey Kutbu

Murmansk
Thulé Moskova

ABD
Berlin krizi
(1948-1949
Washington ve 1961)
Süveyß krizi
Küba krizi Bermuda (1956)
Panama (1962)

Azor
adalar›

A t l a s

O k y a n u s u

r
ato
Ek v

1 ‹ki Büyükler karß› karß›ya, 1947-1975.

200
ABD ve SSCB
n 1947’den itibaren ‹ki büyükler, az ya
da çok ßiddetli krizleri (Berlin, Kore Sa-
vaß›, Küba, Vietnam) ve yumußama dö-
SSCB
nemleriyle iniß ve ç›k›ßlar› olan So¤uk Sa-
FRANSA
ABD vaߒta karߛ karߛya geldiler. ABD ve
Ç‹N KORE
SSCB yavaß yavaß dünyay› karß›t iki blo-
KÜBA MISIR ORTADOÚU ¤a bölen birer ittifak a¤› olußturdular.
V‹ETNAM So¤uk Savaß, iki siyasal sistem ve iki
Ekvator dünya görüßünün çat›ßmas›yd›. Nükleer
ENDONEZYA
stratejik silahlar›n ve uzun menzilli füze-
lerin gelißimiyle, hem Amerikal›lar›n
hem de Sovyetlerin rakibi yok etmeye ye-
tecek birer nükleer cephaneli¤i olmußtu.
Bu, iki cephenin de di¤eri taraf›ndan teh-
dit edildi¤i korkusu üzerine kurulu bir
5 000 km
dengeydi.
SSCB Komünizmin yay›lmas› ABD
n Amerikal›lar, komünizmin Sovyetler
Di¤er
“Özgür Dünya” Birli¤i s›n›rlar› d›ß›na taßarak Avrupa’da
komünist ülkeler 1960-1970’li y›llarda
Sovyet donanmas› komünist gerillalar ABD savunmas› için ve Asya’da yay›lmas›ndan endiße duyu-
yaßamsal alan
yorlard›. Sosyalist cephenin her kazan›-
2 m›, Bat›l›lar taraf›ndan "özgür dünya"ya
1960-1970 y›llar›nda ABD gözüyle Sovyet tehdidi.
yönelik bir tehdit olarak alg›lan›yordu.
B ü y ü k O k y a n u s SSCB
Özellikle Küba’da Castro’nun iktidara
Varßova Pakt› üyeleri
gelißi, ABD’nin savunmas› için yaßamsal
t or önemi olan bir alanda, do¤rudan ABD’yi
III. filo va I. filo Di¤er komünist ülkeler
Ek
Japonya ile
ABD tehdit etmißti. Bu durum, ABD’nin Küba
Washington
Anlaßmas› ABD’nin müttefikleri krizi s›ras›nda ve daha sonra Latin Ame-
(1951)
rika’daki komünist gerillalara karß› ger-
Amerikan donanmalar›
çekleßtirdi¤i müdahaleleri aç›klamak için
yeterliydi.
Amerika Devletleri
Örgütü (1948) Avustralya ve
VII. filo Yeni Zelanda ile
n SSCB ise, "emperyalist cephe" taraf›n-
Bat› Avrupa ve ANZUS (1951)
II. filo Kanada ile dan kußat›ld›¤›na inan›yordu. ABD ya da
NATO (1949) Avrupal›lar taraf›ndan beß k›tada gerçek-
leßtirilen çeßitli ittifak sistemleri, yabanc›
ülke topraklar›nda bulunan Amerikan
VI. filo
Güneydo¤u Asya’da üsleri ve konußlanma düzeniyle Ameri-
SEATO (1954) kan donanmas›, komünist dünyan›n etra-
Ortado¤u’da f›ndaki bu kußatmaya kat›l›yordu.
A tlas Ba¤dat Pakt›
(1955)
Oky an u su
Hint
Okyanusu

3 1960’l› y›llar›n baß›nda, Sovyet gözüyle ABD kußatmas›.

201
I. So¤uk Savaß’a do¤ru
A N A H T A R
A. Müttefikler aras›nda güvensizli¤in büyümesi Belge 2 ve 3

S Ö Z C Ü K n Zaferden sonra, Bat›l›lar* ve SSCB aras›ndaki düßmanl›k h›zla yeniden canland›. Ba-
t›l›lar, Nazi ißgalinden K›z›l Ordu taraf›ndan kurtar›lan Orta Avrupa ve Balkan ülkele-
• SOÚUK SAVAÞ rindeki komünizm hakimiyetini kabul etmiyorlard›. Churchill, 1946 mart›nda yapt›¤›
Do¤u ve Bat› cepheleri aras›ndaki
ünlü konußmas›nda (Fulton Konußmas›), ilk kez Avrupa k›tas›n› ikiye bölen "demir per-
uzun süreli uluslararas› gerilim. de*"yi suçlad›.
Nükleer cayd›r›c›l›k nedeniyle si- n Öte yandan, Sovyetler de atom bombas›na sahip olan ABD’ye karß› güvensizlik bes-
lahl› çat›ßmaya dönüßmemißtir. liyorlard›. Bat›l›lar› Almanya’da ißgal ettikleri bölgelerin ekonomik kalk›nmas›n› haz›r-
lamakla ve Yalta Konferans›’nda zaten öngörülmüß olan serbest seçimlerin yap›lmas›n›
talep ederek Orta Avrupa ve Balkanlar’da siyasal yaßama müdahale etmeye kalk›ßmak-
S Ö Z L Ü K la suçluyorlard›. Bu durum, SSCB’ye karß› girißilen bir "Amerikan komplosu" olarak de-
¤erlendiriliyordu.
* Bat›l›lar
n Bu koßullar alt›nda, eski müttefiklerin Almanya ve Avusturya’n›n kaderini belirle-
* Demir perde
mek konusunda anlaßmalar›na olanak yoktu. Büyük ‹ttifak’›n son ortak eylemi, 1947
* CIA
y›l›n›n baß›nda Almanya’n›n Avrupal› müttefikleriyle imzalanan anlaßmalarla sonuçla-
* Kominform
nan Bar›ß Konferans› oldu. Böylece, Orta Avrupa’da hemen hemen 1937 öncesi s›n›rla-
r›na geri dönüldü. Buna karß›l›k, Do¤u Avrupa’da SSCB, tart›ß›lmas› gündeme gelme-
yen a¤ustos 1939 tarihli Alman-Sovyet Sözleßmesi’nin imzalanmas›ndan sonra elde et-
ti¤i topraklar›n tümünü koruyordu. Almanya ile bar›ß anlaßmas› yap›lmas› beklentisiy-
le, Polonya’n›n s›n›rlar› bat›ya do¤ru kayd›r›lm›ßt›. Böylece SSCB 483.000 km2’lik topra-
¤› ilhak etmiß oluyordu. Bu de¤ißiklikler nüfus hareketlerini de beraberinde getirmißti:
Daha önce K›z›l Ordu’nun önünden kaçmam›ß olan Almanlar s›n›rd›ß› ediliyor, Polon-
yal›lar ülkenin yeni s›n›rlar› içine kayd›r›l›yor, bat›da ilhak edilen topraklara da Ruslar
yerleßtiriliyordu.

B. 1947’de Büyük ‹ttifak’›n da¤›lmas› Belge 1, 4 ve 5

n 1947’nin baßlar›nda, Bat›l›lar endißelenmeye baßlad›lar: Komünistler 1946’da Yuna-


nistan’da iç savaß ç›karm›ßlard›; pek çok Avrupa ülkesinde (Macaristan, Romanya, Bul-
garistan, Polonya, ayr›ca Fransa, Belçika, ‹talya) koalisyon hükümetlerine kat›l›yor ve
bazen di¤er partileri iktidardan uzaklaßt›rmay› bile baßar›yorlard› (Do¤u Avrupa).
ABD’de ise, Cumhuriyetçiler baßkan Truman’› komünizm tehlikesine karß› edilgin kal-
makla suçluyorlard›.
n ABD’nin tepkisi iki biçimde ifade buluyordu:
- Komünizmle mücadele: Baßkan Truman, mart 1947’de Avrupa’daki özgür halklara as-
kerî yard›m yap›lmas›n› önerdi. Bu, bir gizli haberalma servisinin (CIA*) kurulmas›yla
tamamlanan containment ("set çekme") politikas›yd›. Gerilim giderek art›yordu: Fransa
ve ‹talya’da koalisyon hükümetlerinde yer alan komünist bakanlar görevlerinden at›l-
d›lar (Fransa’da, may›s 1947).
- Gerçekçi strateji: 5 Haziran 1947’de, Amerikan D›ßißleri Bakan› general Marshall tüm
Avrupa ülkelerine ekonomik yard›m önerdi. Bat› Avrupa ülkelerinden gelen tepkiler
olumluydu. Ancak SSCB, 2 Temmuz 1947’de Marshall plan›n› reddetti ve Orta Avru-
pa’daki müttefiklerinden ayn›s›n› yapmalar›n› istedi. Çekoslovakya gibi bu yard›ma il-
gi duyan ülkeler de buna boyun e¤mek zorunda kald›lar.
1 Fransa’da Marshall plan›yla n Eylül 1947’de, dokuz komünist partinin delegeleri (SSCB, Do¤u Avrupa ülkeleri, ‹tal-
ilgili iki farkl› görüß. ya, Fransa) Stalin’in sa¤ kolu Jdanov’un haz›rlad›¤› raporu kabul ettiler. Rapor dünya-
Birinci afiß: "Marshall plan›yla, y› iki cepheye ay›r›yordu: ABD taraf›ndan yönetilen ve "emperyalist" olarak nitelenen
daha yüksek bir yaßam düzeyi için cephe ve SSCB taraf›ndan yönetilen "demokratik ve anti-emperyalist" cephe. 5
Avrupa’da ißbirli¤i".
Ekim’de, komünist partiler aras›nda bilgi ak›ß›n› sa¤layacak bir büro olan Kominform*
‹kinci afiß: "Hay›r! Fransa sömürge
olmayacak! Amerikal›lar Amerika’ya!" kuruldu. Dünyan›n iki blo¤a ayr›lmas› art›k kesinleßmißti. Bu ayn› zamanda So¤uk Sa-
(Komünist Partisi yay›n›) vaß*›n da baßlang›c› oldu.

202
1945’ten 1947’ye Avrupa. 3 ‹lhak edilen baßl›ca bölgeler
Sovyetlerin
ilhak etti¤i bölgeler
Polonya’n›n
genißlemesi
Kald›r›lan 1937
Kuzey Denizi
2 Fulton konußmas›. s›n›rlar›
1945-1946’da
komünist hükümet ‹SVEÇ
Balt›k k›y›lar›ndaki Stettin’den Adriyatik k›y›la-
1945-1946’da F‹NLAND‹YA Karelya
r›ndaki Trieste’ye, k›tan›n üzerine boydan bo- komünistlerin de
ya demir bir perde indi. Bu hatt›n gerisinde, yer ald›¤› ulusal NORVEÇ
birlik hükümeti
tüm Do¤u Avrupa ülkelerinin baßkentleri bu-
Demir Perde
lunuyor: Varßova, Prag, Berlin, Viyana, Buda- Estonya
peßte, Belgrad, Bükreß ve Sofya. Tüm bu ünlü Müttefiklerin

izi
ißgali alt›ndaki bölgeler
kentler, tüm bu uluslar, Sovyet çemberi içinde SSCB

en
Letonya
Sovyetler DAN‹MARKA

D
yer al›yor ve hepsine, ßu veya bu biçimde, yal- k
lt›
Litvanya
n›zca Sovyet etkisi de¤il, Moskova’n›n çok ge- Amerikal›lar Ba Do¤u
niß ve giderek büyüyen denetimi dayat›l›yor. ‹ngilizler Prusya
[...] HOLLANDA Berlin Varßova

Ode
Frans›zlar

r
Do¤u Avrupa’daki bu ülkelerde çok zay›f olan ALMANYA
Dörtlü ißgal bölgesi BELÇ‹KA POLONYA
komünistler, kendi güçlerinin çok üzerinde bir
Prag
iktidara sahip oldular ve her yerde totaliter bir
Ruthénie

Be
FRANSA
denetim uygulamak istiyorlar. Hemen hemen Viyana

ssa
Budapeßte
Atlas Okyanusu

ra
her yerde polis devletleri kuruluyor. O kadar ‹SV‹ÇRE AVUSTURYA ROMANYA

bie
ki, Çekoslovakya d›ß›nda hiçbir yerde gerçek MACAR‹STAN
Trieste Bükreß
demokrasi kalmad›. [...] Belgrad

Rusya’n›n savaß istedi¤ini sanm›yorum. As›l is- ‹striya YUGOSLAVYA BULGAR‹STAN


PORTEK‹Z Yugoslavya’ya
tedi¤i, savaß›n meyvelerini toplamak ve gücü- Sofya
‹SPANYA ‹TALYA ARNAVUTLUK
nü ve doktrinini s›n›r tan›madan yaymakt›r.
TÜRK‹YE
W. Churchill [eski ‹ngiltere baßbakan›],
YUNAN‹STAN
5 Mart 1946.

1. Konußmada hangi gelißme suçlan›yor?


2. Bu konußma, neden uluslararas› ilißki-
lerde bir dönüm noktas›n›n habercisidir? Akdeniz On ‹ki Ada
500 km Yunanistan’a

4 Truman doktrini, mart 1947. 5 Jdanov raporu, eylül 1947.

Amerika Birleßik Devletleri, silahl› az›nl›klar›n köleleßtirme girißimleri- ABD’nin sergiledi¤i yeni yay›lmac› yönelimin amac›, Amerikan emper-
ne ya da d›ßar›dan gelen bask›lara direnen özgür halklar› destekle- yalizminin tüm dünya üzerindeki hakimiyetini sa¤lamakt›r. Bu yeni yö-
melidir. [...] Yapaca¤›m›z yard›m esas olarak ekonomik ve malî nite- nelim, [...] ABD’nin en büyük iki rakibinin (Almanya ve Japonya) orta-
likte olmal›d›r [...]. Art›k her ulus iki z›t yaßam biçimi aras›nda yap›l- dan kalkmas› ve kapitalist ortaklar›ndan ‹ngiltere ve Fransa’n›n zay›f-
mas› gereken bir seçimle karß› kaß›yad›r. Bunlardan biri ço¤unlu¤un lamas›yla olußan tekel konumunu sa¤lamlaßt›rmay› hedeflemektedir.
iradesine dayan›r ve özgür kurumlar, temsil yetene¤i olan bir hükü- Bu yeni yönelim, askerî, ekonomik ve siyasal alanda önlemler içeren
met, özgür seçimler, bireysel özgürlüklerin, konußma ve inanç özgür- geniß bir programa güvenmektedir. Bu program›n uygulanmas›,
lü¤ünün güvence alt›na al›nmas› ve her türlü siyasal bask›n›n yoklu- Amerikan yay›lmac›l›¤›n›n hedefi durumundaki tüm ülkeler üzerinde
¤u gibi özellikleri vard›r. Di¤eri ise, güç kullanma yoluyla ço¤unlu¤a ABD’nin ekonomik ve siyasal aç›dan hakimiyet kurmas›n› sa¤layacak,
dayat›lan az›nl›k iradesine dayan›r. Korku ve bask›, bas›n ve radyo- bu ülkeleri ABD’nin uydular› haline getirecektir. [...] ABD’nin Avru-
nun denetimi, hileli seçimler ve bireysel özgürlüklerin kald›r›lmas› pa’y› köleleßtirme plan›na karß› direniß hareketinin baß›n› çekmek, ay-
üzerine kuruludur. r›cal›kl› tarihsel bir görev olarak komünist partilere düßmektedir. [...]
Komünistler, özgürlü¤üne düßkün tüm faßizm karß›t› ö¤eleri,
Totaliter rejimlerin ekti¤i tohumlar, sefalet ve yoksunlukla beslenirler.
ABD’nin Avrupa’y› köleleßtirmeyi hedefleyen yeni yay›lmac› planlar›-
Yoksullu¤un ve düzensizli¤in çorak arazisinde büyür ve ço¤al›rlar.
na karß› mücadeleye sürükleyecek yönetici gücü olußturmal›d›r.
Gelißimlerinin doruk noktas›na ise, halk›n daha iyi bir yaßam umudu
tümüyle söndü¤ünde ulaß›rlar. Bizim bu umudu canl› tutmam›z ge- A. Jdanov [SSCB’nin Avrupa komünist partileri
rekmektedir. Dünyan›n özgür halklar› bizden özgürlüklerini koruma- konferans›ndaki temsilcisi].

lar›na yard›m etmemizi beklemektedir.


1. Jdanov’a göre ABD’nin amac› nedir?
Harry S. Truman [ABD Baßkan›], Memoirs, cilt I:
Year of Decisions (New York, 1955). 2. Mevcut iki cephe hangileridir?

203
II. ‹ki blo¤un olußmas› (1947-1949)
A. Bat› blo¤unun olußmas› Belge 1, 2 ve 3
S Ö Z L Ü K
n 1947’den itibaren, ‹ki Büyükler karß›l›kl› etki alanlar›n› sa¤lamlaßt›rmaya baßlad›lar.
* Damping ABD, temmuz 1947’de hemen Marshall plan›n› uygulamaya koydu. Plana göre, Avrupa
* Kuzey Atlantik Anlaßmas› ülkelerinin yeniden yap›lanma konusundaki ihtiyaçlar› ve izlenecek eylem plan› üze-
* NATO rinde anlaßmaya varmalar› gerekiyordu. Böylece, on alt› Avrupa ülkesi ihtiyaçlar›n› be-
* KEYK lirlemek üzere bir araya geldiler. 1948’de, yeniden yap›lanmay› liberalizm etiketi ile
dünyan›n en büyük ekonomik gücü konumundaki ABD’nin koruyuculu¤u alt›na yer-
leßtiren pek çok anlaßma imzaland›:
- Ekim ay›nda, toplam dünya ticaretindeki paylar› %80’i bulan yirmi üç ülke, Cenev-
re’de GATT anlaßmalar›na imza att›lar. Bu anlaßmalarla gümrük tarifelerinin düßürül-
mesine, damping* uygulamas›n›n ve ithalatta s›n›rlamalar›n kald›r›lmas›na karar verildi.
- Marshall plan›n› kabul eden ülkeler, nisan 1948’de Amerikan yard›m›n› paylaßt›r-
makla görevli Avrupa Ekonomik ‹ßbirli¤i Örgütü’nü (Organization of European Econo-
mic Cooperation, OEEC) kurdular. Bu ilk yard›m› daha sonra baßka programlar da izle-
di ve Bat› Avrupa’n›n 1947-1962 y›llar› aras›nda ABD’den ald›¤› yard›m toplam olarak
180 milyar dolara ulaßt›.
Amerikal›lar ve Bat›l›lar askerî alanda da örgütlendiler. Mart 1948’de, Fransa, Birleßik
A. ‹ßleyiß Krall›k ve Benelüks ülkeleri SSCB’ye karß› bir savunma ittifak› anlaßmas› (Brüksel Söz-
Borç ve ba¤›ßlar leßmesi) imzalad›lar ve böylece özgür dünyan›n de¤erlerini savunma konusundaki ka-
(dolar olarak)
rarl›l›klar›n› dile getirmiß oldular. Ayn› düßünce, ertesi y›l on Bat› Avrupa ülkesini bir
araya getiren Avrupa Konseyi’nin kurulmas› s›ras›nda da egemen oldu. Son olarak, ni-
ABD Ürün al›ß› OEEC san 1949’da ABD, Kanada ve Bat› Avrupa, Kuzey Atlantik Anlaßmas›*n› imzalad›lar ve bu
(dolar olarak) anlaßmay› askerî ittifak örgütü NATO*’yu kurarak tamamlad›lar.
Amerikan
ürünleri Üretim amaçl›
yat›r›mlar
B. Sosyalist blo¤un olußmas› Belge 4

n Bu s›rada, SSCB de Do¤u Avrupa üzerindeki nüfuzunu artt›r›yordu. Yugoslavya ve


B. 1946’dan 1964’e toplam Arnavutluk’ta, düßman› neredeyse tek baßlar›na yenmiß olan komünistler az say›daki
Amerikan yard›m›
rakiplerini safd›ß› b›rakt›lar. Orta Avrupa’daki di¤er ülkelerde ise, Stalin taraf›ndan kur-
milyar dolar durulan ulusal birlik hükümetleri birkaç ay içinde Sovyet modelini dayatmay› baßard›-
Ekonomik yard›m 63
lar (tek parti, proletarya diktatörlü¤ü, devletleßtirme, planlama). Bu hükümetlerde kilit
kadrolarda bulunan komünistler yavaß yavaß seçim yoluyla iktidar› ele geçirdiler. Ra-
Ba¤›ßlar 42
kipleri ise ya düßüncelerini ifade etmekten al›kondu ya da onlarla ittifak yapmaya zor-
Askerî yard›m 34
land›. Birer "halk demokrasisi"ne dönüßen Romanya (1946), Macaristan, Polonya (1947)
Geri ödenmeyen borçlar 21
ve Çekoslovakya’n›n (1948) durumu buydu.
Geri ödenen borçlar 18
n Bu devletlerin tümü, SSCB ile anlaßmalar imzalamak, askerî alanda Moskova’yla
ba¤lar›n›n güçlenmesini kabul etmek zorunda kald›lar. Yaln›zca K›z›l Ordu taraf›ndan
C. 1948’den 1952’ye kadar ißgal edilmemiß olan Tito’nun Yugoslavyas› 1948 bahar›nda Moskova etraf›ndaki bu bir-
toplam borçlar›n yüzde olarak
leßmeyi reddetti. 1949’da, KEYK* (Karß›l›kl› Ekonomik Yard›mlaßma Konseyi-Kome-
ülkelere da¤›l›m›
kon) anlaßmas›n›n imzalanmas›yla sosyalist blok ülkeleri, Bat› Avrupa’ya Marshall pla-
Birleßik Krall›k 24,4 n›yla yap›lan Amerikan yard›m›n›n bir benzeri olarak Do¤u Avrupa için düßünülen
Sovyet yard›m›ndan yararland›lar. Yugoslavya’n›n kendisine ba¤lanmay› reddetmesine
Fransa 20,2
ra¤men, SSCB’nin elinde baßka kozlar vard›. Bat› Avrupa’da, özellikle de Fransa ve ‹tal-
Benelüks 12,5 ya’da, seçimlerde yaklaß›k %25-30 oran›nda oy toplayabilen güçlü komünist partilerden
‹talya 11,0 destek al›yordu.
Federal Almanya 10,1 n Çin’de komünistler 1949 ekiminde iktidara geldiler. Böylece dünyan›n en kalabal›k
Avusturya 5,0 ülkesi Sovyet yanl›s› cepheye kat›lm›ß oldu. Bunlara ek olarak, 1949’da SSCB de atom
bombas› yapmay› baßard›.
Yunanistan 4,8

Di¤er ülkeler 12
n Uluslararas› ilißkiler verileri tümüyle de¤ißikli¤e u¤ram›ßt›. Bat›l›lar komünizmin
yay›lmas›ndan, Sovyetler SSCB’nin çembere al›nmas›ndan çekiniyorlar, her iki taraf›n
elinde atom bombas› bulunmas› ise iki blok aras›nda savaß ç›kmas› halinde dünyan›n
1 Marshall plan›n›n ißleyißi. yokolaca¤› korkusunu yarat›yordu.

204
2 Marshall Plan›’n›n aç›klanmas›.
F‹NLAND‹YA
Savaß s›ras›nda Avrupa’daki ekonomik yap›lar ‹ZLANDA Kuzey Denizi
NORVEÇ
tümüyle da¤›lm›ßt›r. [...] Gerçek ßudur: Önü-
‹SVEÇ
müzdeki üç ya da dört y›l için, Avrupa’n›n g›-
da ve d›ßar›dan ithal edilen (örne¤in ABD’den)

i
temel ürün ihtiyaçlar› ßimdiki ödeme gücünün Moskova

niz
DAN‹MARKA

De
o kadar üzerindedir ki, önemli miktarda bir ek k
lt› S S C B
yard›m almazsa, ekonomik, toplumsal ve siya- B‹RLEÞ‹K
KRALLIK
Ba
sal aç›dan son derece a¤›r bir parçalanma teh- ‹RLANDA
1949
likesiyle karß› karß›ya kalacakt›r. [...] BK
1947
HOLLANDA Berlin
Bunun Amerikan ekonomisi üzerindeki sonuç- POLONYA
Bonn
BELÇ‹KA DAC
lar›n›n ne olaca¤› hepimiz için aç›kt›r. ABD’nin
dünya ekonomisinin sa¤l›¤›na kavußmas› için Atlas F FAC 1948
yapabilece¤i her türlü ßeyi yapmas› mant›kl›- ABD
FRANSA
d›r. Bu olmad›kça, siyasal istikrar ve güvenli bir Okyanusu AVUSTURYA
1949 1947
‹SV‹ÇRE MACAR‹STAN
bar›ß ortam› sa¤lamak da mümkün olmaya- ROMANYA
cakt›r. Bizim politikam›z herhangi bir ülke ya
‹TALYA YUGOSLAVYA
da doktrine karß› de¤il, açl›¤a, yoksullu¤a, 1945 1946 BULGAR‹STAN
umutsuzlu¤a ve kaosa karß›d›r. Amac› da, öz- PORTEK‹Z
gür kurumlar›n varolmas› için gerekli siyasal ve ‹SPANYA
ARNAVUTLUK
toplumsal koßullar›n yarat›lmas› için tüm dün-
TÜRK‹YE
yada yeniden canl› bir ekonominin do¤mas›n› 1946
sa¤lamak olmal›d›r. [...] Hükümetimiz taraf›n- Akdeniz
dan yap›lacak her türlü yard›m geçici bir çare YUNAN‹STAN
de¤il, kal›c› bir çözüm olmal›d›r. 500 km

Hükümetimiz durumu iyileßtirmek ve Avrupa-


Bat› blo¤u: Do¤u blo¤u:
l›lara yeniden kalk›nma yolunda yard›m etmek
1948’de OEEC üyeleri
için çabalara girißmeden önce, Avrupa ülkele- (Marshall plan›ndan Demir Perde Halk demokrasisinin
1946 kurulußu
ri aras›nda, durumun gerektirdi¤i ihtiyaçlar›n yararlananlar)
ve bu ülkelerden herbirinin hükümetimizin gi- NATO üyesi ülkeler 1950’de KEYK (Komekon)
üyesi ülkeler
rißiminin devaml›l›¤›n› sa¤lamak üzere alaca¤› 1949’daki üyeler
pay›n belirlenmesi için bir anlaßma yap›lmas› 1949’da Kominform
1952 ve 1955’te üye olanlar üyesi komünist partiler
gerekti¤i aç›kt›r. Avrupa’n›n ekonomik aç›dan
kendi ayaklar› üzerinde durmas›n› sa¤lamaya
yönelik bir program›n taraf›m›zdan tek yönlü 3 1950’li y›llar›n baß›nda Avrupa’da iki blok.
olarak uygulamaya konmas›, ne uygun, ne de
etkili olur. Bu, Avrupal›lar›n ißidir. Bana göre,
inisyatif Avrupa’da olmal›d›r. Ülkemizin rolü,
Avrupal›lar›n böyle bir program yapmalar›na
ve daha sonra bunu uygulamalar›na, elimiz-
den geldi¤i ölçüde yard›m etmekle s›n›rl› ol-
mal›d›r. Program, Avrupa uluslar›n›n tümü, ya
da bu olam›yorsa ço¤unlu¤u taraf›ndan kabul
görmelidir.
G. Marshall’›n [ABD D›ßißleri Bakan›]
Harvard Üniversitesi’nde yapt›¤› konußma,
5 Haziran 1947.

1. Marshall’›n önerisi nedir? Amaçlar›


nelerdir?
2. Koßullar› nelerdir?
3. Bu öneriye nas›l bir yan›t verilmißtir?
Bu yan›t nas›l bir siyasal durum
yans›tmaktad›r?

4 1950’de, Pekin’de Stalin’in onuruna düzenlenen gösteri.

205
III. So¤uk Savaß’tan buzlar›n çözülmesine
A. Berlin krizi (1948-1949) Belge 1 ve 3

POLONYA
Hamburg n Þubat 1948’de, "Prag darbesi" Çekoslovakya’daki ulusal birlik hükümetini devirerek
komünistlerin devlet üzerinde tam bir denetim sa¤lamalar›na yol açt›. Art›k "demir per-
de"nin do¤usunda yer alan ülkelerin tümü komünistler taraf›ndan yönetiliyordu.
Od Bunun üzerine Bat›l›lar, Almanya’da kendi denetimleri alt›nda bulunan bölgede komü-
Hanover Berlin- er
Bat› Berlin- nizme baraj olußturacak yeni bir Alman devletinin kurulmas› sürecini h›zland›rmaya
Do¤u karar verdiler. Bat›l› güçlerin ißgali alt›ndaki bölgede yeni bir para biriminin yarat›lma-
s› (Deutsche Mark) bu sürecin ilk aßamas›yd›.
n Bu karar so¤uk savaß›n ilk büyük krizi olan Berlin krizini baßlatt›. Haziran 1948’de
Stalin, Bat›l› güçlerin Berlin’deki üç ißgal bölgesini bat›ya ba¤layan kara ve demiryolla-
r›n› kesmeye karar verdi. Kent yavaß bir ölüme terkedilme tehlikesindeydi. Bunun üze-
100 km rine Amerikal›lar, Bat› Berlinlilerin ihtiyaçlar›n› karß›lamak için bir hava köprüsü oluß-
turdular. Bir y›lda 2,5 milyon ton g›da ve ihtiyaç maddesi bu yolla kente taß›nd›. Sonun-
Sovyet Frans›z,
bölgesi ‹ngiliz ve da, Bat›l›lar›n gitmesini ya da geri çekilmesini sa¤layamayan Sovyetler, may›s 1949’da
Amerikan
Sovyetler taraf›ndan bölgeleri ablukay› kald›rd›lar.
kesilen yollar:
Havaalan›
Karayollar› n Bu ilk krizin çok büyük yank›lar› oldu. Berlin’i özgürlük için mücadelenin simgesi
Hava
Demiryollar› koridoru haline getirmiß olan Bat›l›lar’›n kararl›l›¤›n› gösterdi. Kriz ayn› zamanda Almanya’n›n
bat›s›nda Bat› yanl›s› bir cumhuriyetin, Federal Almanya Cumhuriyeti’nin kurulmas›n›
Frans›zlar da h›zland›rd› ve bu ülkenin anayasas› 8 May›s 1949’da kabul edildi. SSCB ise buna, 7
Ekim’de kendi ißgal bölgesini halk cumhuriyetine, Demokratik Almanya Cumhuriye-
‹ngilizler Sovyetler ti’ne dönüßtürerek karß›l›k verdi. Almanya sorunu, art›k so¤uk savaß›n kalbinde yer al›-
yordu: ‹ki Alman devleti adeta dünyan›n iki blo¤a ayr›l›ß›n› simgeliyordu.
Amerikal›lar
B. Kore Savaß› (1950-1953) Belge 2, 4, 5 ve 6
10 km
n ‹kinci kriz Kore’de patlak verdi. Daha önce Japonya’n›n egemenli¤i alt›nda bulunan
bu ülke, 1945 y›l›nda kuzeyde Sovyetler, güneyde ise Amerikal›lar taraf›ndan ißgal edil-
1 Berlin ablukas›.
mißti. ‹ki Büyükler’in Kore’nin kaderi konusunda bir anlaßmaya varamamas› sonucun-
da, 1948’de, önce Amerikal›lar›n korumas› alt›nda bir Güney Kore devleti, ard›ndan da
Ç‹N komünist bir Kuzey Kore devleti kuruldu. Haziran 1950’de, Kuzey Kore birlikleri Gü-
KUZEY
ney Kore’yi ißgal ettiler. O tarihlerde SSCB, Milliyetçi Çin yerine Komünist Çin üyeli-
KORE
¤e kabul edilinceye kadar Güvenlik Konseyi’nde yer almay› reddedece¤ini aç›klam›ßt›.
Birleßmiß Milletler sald›r›y› k›namak için bu durumdan yararland› ve üye ülkeleri Gü-
Pyöngyang Ateßkes ney Kore’ye askerî yard›m yapmaya davet etti. Pasifik Savaß› kahraman› Amerikal› ge-
hatt›
3 neral Mac Arthur komutas›nda Güney Kore’ye gönderilen güçlerin büyük k›sm›n›
Pan Mun Jom
Amerika Birleßik Devletleri sa¤lad›. Kuzey Kore Birleßmiß Milletler birlikleri taraf›n-
38º dan ißgal edildi. Ancak birliklerin Çin s›n›r›na yaklaßmalar›, Çinli "gönüllüler"in müda-
Seul
halesine ve Birleßmiß Milletler güçlerinin geri çekilmesine yol açt›. Mac Arthur bir kar-
2
1 ß›-sald›r› ile yeniden denge sa¤lad› ve cepheyi 38. paralel üzerinde sabitledi. Daha son-
GÜNEY ra, Çin’le savaßa girme tehlikesine ra¤men, Mançurya’daki Çin üslerini bombalamay›
KORE önerdi. Bunun üzerine Baßkan Truman taraf›ndan görevinden al›nd› ve harekâtlar bir
pozisyon savaß›na dönüßerek kilitlendi.
100 km Pusan
n ‹ki Büyükler do¤rudan çarp›ßmaya girmedilerse de, kriz çok büyüktü. Ayn› zaman-
Kuzey Kore sald›r›s›, da iki cephe de kendi içinde ba¤lar›n› güçlendirdi. Do¤u’da, genellikle iç direniß hare-
1 haziran-a¤ustos1950
Birleßmiß Milletler karß›-sald›r›s›,
ketlerinden gelen komünist yöneticiler (Polonya’da Gomulka, Çekoslovakya’da Slans-
2 haziran-a¤ustos 1950 ki, Macaristan’da Rajk) tutukland›lar, yarg›land›lar ve olayl› durußmalar sonunda mah-
Çinli “gönüllüler”in sald›r›s›, kûm edildiler. Yerlerine ise, kendi ülkelerine K›z›l Ordu ile birlikte girmiß olan ve Sta-
3 ocak 1951
Ateßkes hatt›,
lin’in emirlerine daha çok ba¤l› komünistler getirildi. ABD’de ise, senatör Mac
27 Temmuz 1953 Carthy’nin önayak oldu¤u bir "cad› av›" baßlat›ld›. Böylece so¤uk savaß, her iki cephe-
de de casuslar›n ve gerçek ya da sanal muhaliflerin avland›¤› bir ideolojik çarp›ßmaya
2 Kore Savaß›. dönüßtü.

206
Berlin’de Amerikan hava
3
köprüsü.
Berlinli çocuklar, bir Amerikan DC3
uça¤›n›n gelißini selaml›yor.

4 Gazeteci Raymond Aron’a göre Kore


Savaß›’ndan ç›kar›lacak dersler.

Kore olaylar›, Washington’daki yöneticilere


baz› tats›z gerçekleri ö¤retti:
1. Kremlin’deki adamlar, bölgede üstünlük
sa¤lad›klar› zaman askerî olanaklar›n kullan›l-
mas› karß›s›nda geri ad›m atm›yorlar;
2. Koßullar çat›ßman›n genelleßmesi konusun-
da belirsizlik arzetti¤inde, ABD’ye ve Birleßmiß
Milletler’e meydan okumaktan çekinmiyorlar;
3. ABD’nin sanayi potansiyelinden ve bomba
stoklar›ndan, en az›ndan Washington’dakile-
rin sand›¤› kadar korkmuyorlar.
Bu arada Avrupal›lar da ö¤rendiler ki;
1. ABD, verdi¤i sözü tutar ve Avrupal›lar›n
onurunu korumak için savaßmaya haz›rd›r;
2. Ancak, gezegenin dört bir yan›nda haz›r
bulunup olas› sald›rganlar› püskürtmeye yete-
cek askerî olanaklara sahip de¤ildir.
Bu tart›ßma götürmez olgular›n ötesinde, [...]
elimizde Güney Kore’ye yap›lan sald›r›n›n tek
bir amac› oldu¤unu ya da olaylar›n nas›l geli-
ßece¤inin önceden bilindi¤ini gösteren hiçbir
kan›t yoktur. Tehlike olmad›¤›n› iddia ederek
zaman yitiriyoruz.
R. Aron, Le Figaro, 22 Temmuz 1950. 5 So¤uk Savaß: Casus romanlar›n›n alt›n ça¤›.
Gölgedeki Servis, Þebekenin Hezimeti, Zehirleme Manevras›...
1. Sovyetler neden Kuzey Kore’yi Güney
Kore’ye sald›rmaya teßvik ettiler?
2. R. Aron’un s›ralad›¤› beß maddede yer
alan imalar› aç›klay›n›z.
3. Kore Savaß›’n›n bir so¤uk savaß
çat›ßmas› oldu¤unu gösteriniz.

ABD Senatosu ABD Karß›t›


6
Faaliyetler Komisyonu baßkan›
senatör Mac Carthy,
ABD’ye karß› düzenlenen
komünist komplosunu
aç›kl›yor (1950).

207
C. "Bar›ßç›l birliktelik"ten... Belge 1 ve 2
A N A H T A R
S Ö Z C Ü K n Mart 1953’te Stalin’in ölümünden sonra yerine geçenler, Bat›l›lar karß›s›nda daha
uzlaßmac› bir tav›r benimsediler. SBKP’nin yeni birinci sekreteri Krußçev, "kapitalist sis-
• BARIÞÇIL B‹RL‹KTEL‹K temle komünist sistem aras›nda uzun süreli bir birliktelik"ten söz ediyordu. ABD’de ise ye-
Krußçev taraf›ndan gelißtirilen ve ni baßkan Eisenhower, Sovyet etkisinin "geri çekilme"sine (roll-back) olumlu bak›yordu,
komünizmin kapitalizm karß›s›nda- ama ayn› zamanda da bar›ß yanl›s›yd›. Böylece uluslararas› gerilim azalmaya baßlad›.
ki zaferinin bar›ßç›l yollardan sa¤- "Buzlar›n çözülmesi" ve "bar›ßç›l birliktelik" dönemi baßlam›ßt›.
lanmas› gerekti¤ini savunan dok-
trin. Bu doktrinle birlikte, iki blok n Kore’de savaß 1953 temmuzunda sona erdi, ancak Almanya’da oldu¤u gibi burada da
aras›ndaki yar›ß ideolojik ve eko- ülke, karß›t siyasal sistemleri olan iki devlete bölünmüß olarak kald›. 1954’te yap›lan bir
nomik alanlara kayd›r›ld›. anlaßma ile Çinhindi’ndeki savaß da son buldu. Bir y›l sonra bu bölgeyi ißgal eden dört
büyük güç Avusturya’da bir bar›ß anlaßmas› imzalad›lar: ‹ßgal birlikleri, tarafs›z kalma-
s› karß›l›¤›nda bölgeyi terkettiler. Kominform 1956’da kapat›ld›. Krußçev’in 1959’da
S Ö Z L Ü K ABD’yi ziyareti, 1961’de Viyana’da ABD Baßkan› Kennedy ile bulußmas› da bu "bar›ßç›l
birliktelik" karar›n› perçinledi. Ancak yar›ß, silahlanma ya da uzay›n fethi gibi baßka
* ANZUS alanlarda devam ediyordu. Sovyetler 1957 y›l›nda uzaya ilk yapay uyduyu gönderdiler.
* SEATO
n Buna paralel olarak, iki blok sa¤lamlaß›yordu. ABD, ANZUS* (1951), SEATO*
* Ba¤dat Pakt›
(1954), Ba¤dat Pakt›* gibi anlaßmalarla SSCB’nin etraf›n› s›k› bir biçimde sarmaya çal›ß›-
yordu. SSCB buna Varßova Pakt› (1955) ile cevap verdi ve 1955’te Bandung Konferan-
s›’na kat›lan Birmanya ya da Hindistan gibi ülkelerle yak›nlaßmay› denedi. Sömürge
halklar›n›n özgürlüklerine kavußmas›, art›k Do¤u-Bat› çat›ßmas›yla örtüßüyordu.

D. ... Berlin Duvar›’na Belge 3, 4 ve 5

n Ardarda ç›kan iki büyük kriz 1956 y›l›na damgas›n› vurdu.


- Süveyß krizi (temmuz-kas›m 1956), M›s›r Devlet Baßkan› Nas›r’›n Bat›l› ülkelerin ve-
sayetinden kurtulup Süveyß Kanal›’n› devletleßtirerek ülkesini kalk›nd›rmak istemesi
sonucunda ç›kt›. ABD ve SSCB’nin ortak bask›s›, ‹ngiliz, Frans›z ve ‹sraillileri askerî iß-
gal alt›nda tuttuklar› kanal bölgesinden çekilmeye zorlad›. Bu olay Nas›r’a büyük bir
sayg›nl›k kazand›rd›. Kriz, art›k ‹ki Büyükler’in onay› olmadan hareket edemeyen Fran-
sa ve Birleßik Krall›k’›n zay›fl›¤›n› da ortaya ç›karm›ßt›.
- Ekim-kas›m 1956’da, Macarlar Sovyet vesayetine baßkald›rd›lar. Rus tanklar› Buda-
peßte’ye girerek Macar ayaklanmas›n› kanl› bir biçimde bast›rd›. K›z›l Ordu’nun bu
müdahalesi, Süveyß kriziyle meßgul olan Bat›l›lar taraf›ndan sönük bir biçimde k›nan-
d›.
n Berlin sorunu 1958’de patlak verdi. Krußçev, Bat› Berlin’in Demokratik Almanya
Cumhuriyeti’ne ba¤lanmas›n› ya da Birleßmiß Milletler denetimine b›rak›lmas›n› isti-
yordu. Üstelik, dörtlü ißgal kuvvetlerinin varl›¤› Sovyet bölgesi ile Bat› Berlin aras›nda
serbest bir geçit olußturuyordu: 1945’ten 1961’e kadar 3 milyon Alman Do¤u’dan kaça-
rak Bat›’ya s›¤›nm›ßt›. Bu nedenle, Do¤u Alman yetkilileri, Sovyetlerin de onay›yla 13
A¤ustos 1961 günü Do¤u Berlin ve Bat› Berlin aras›na dikenli tel dößediler. Bundan beß
gün sonra da, ayn› yerde "duvar" yükselmeye baßlad›. Bu, 113 km uzunlu¤unda, diken-
1 li tellerle kapl› bir duvard›. Daha sonra, hendekler, demir parmakl›klar, gözcü kuleleri
SBKP Birinci Sekreteri
ile sa¤lamlaßt›r›ld› ve tam 256 noktaya nöbetçiler yerleßtirildi. "Duvar" Avrupa ve Al-
Krußçev ve ABD Baßkan› Kennedy
manya’n›n düßman ve birbirine kapal› iki blo¤a ayr›l›ß›n›n somut göstergesi oldu.
Viyana’da, 1961.
‹ki devlet adam›, haziran 1961’de n Baßka bir önemli kriz de, 1962 y›l›nda Küba konusunda ç›kt›. 1959’da Amerikal›lar›n
Avusturya’n›n baßkenti Viyana’da destekledi¤i diktatör Batista’y› deviren Fidel Castro, SSCB’ye yak›nlaßm›ß, ard›ndan da
bulußtular. Berlin sorununun ve Küba’ya Sovyet füzelerinin yerleßtirilmesini kabul etmißti. Füzeler do¤rudan Amerikan
serbest seçimlerin yap›lmas›n› isteyen topraklar›n› tehdit ediyordu. Bunun üzerine bir güç gösterisi baßlad›. On beß gün bo-
Bat›l›lar›n tan›may› reddettikleri
yunca, dünya nükleer savaß tehlikesinin s›n›r›nda yaßad›. Sonunda Krußçev, füzeleri 28
Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nin
durumunun ele al›nd›¤› konferans
Ekim 1962’de geri çekti. Ancak bu, ABD için yar›m bir baßar› oldu: Füzelerin çekilmesi
baßar›s›zl›kla sonuçland›. ‹ki ay sonra karß›l›¤›nda, adan›n etraf›ndaki ablukay› kald›rmaya ve Castro’yu devirmeye çal›ßmak-
ise, Berlin Duvar› yap›ld›. tan vazgeçmeye söz vermißlerdi.

208
2 Krußçev ve “bar›ßç›l birliktelik”.
K›br›s’tan
gelen filo
a. SBKP’nin 20. Kongresi’nde (1956) ilan edildi... Gazze
Dünyan›n iki büyük gücü ABD ve Sovyetler Birli¤i aras›nda kal›c› dost- Port-Said
luk ilißkileri kurulmas›, tüm dünyada bar›ß›n güçlendirilmesi aç›s›ndan ‹SRA‹L
son derece önemlidir. SSCB ve ABD aras›ndaki ilißkileri bar›ßç›l bir bir-
likteli¤in beß ilkesi, yani toprak bütünlü¤ü ve egemenli¤e karß›l›kl›

ÜN
sayg›, sald›rmazl›k, karß›l›kl› içißlerine kar›ßmama, karß›l›kl› eßitlik ve
Kahire

ÜRD
yarar sa¤lama, bar›ßç›l birliktelik ve ekonomik ißbirli¤i ilkelerine da-
yand›rabilirsek, bunun tüm insanl›k için gerçekten istisnaî sonuçlar›
Süveyß
olacakt›r. Farkl› toplumsal rejimleri olan devletlerin bar›ßç›l birlikteli-
Eylat
¤ini savunan leninist ilke, ülkemizin d›ß politikas›n›n genel çizgisi ol-
S i na
mußtur ve olmaya devam edecektir [...]. MISIR
Emperyalizm varoldukça, savaßa yol açacak ekonomik bir neden de
varolacakt›r. Dolay›s›yla bu konuda çok dikkatli olmal›y›z. [...] Ancak SUUD‹

K
ARAB‹STAN

›z
savaßlar kaç›n›lmaz de¤ildir, kader de¤ildir. Bugün emperyalistlerin

›l
Tiran

de
savaß ç›karmalar›na engel olacak ve e¤er buna cesaret edecek olur-
150 km B o ¤ az›

ni
larsa, sald›rganlara korkunç bir yan›t vermeye yetecek ciddî olanak-

z
lara sahip toplumsal ve siyasal güçler mevcuttur.
Süveyß Kanal›
Krußçev’in 20. Kongre’ye sundu¤u rapor, ßubat 1956.
29 Ekim - 5 Kas›m: ‹srail sald›r›lar›

b. ... 1959’da kesinlik kazand›. 5 - 7 Kas›m: Fransa ve Birleßik Krall›k’›n müdahalesi

Komßunuz sizin hoßunuza gidebilir ya da gitmeyebilir. Onunla dost- 5 Kas›m’da ‹srail taraf›ndan ele geçirilen bölgeler
luk kurmak ya da evini ziyaret etmek zorunda de¤ilsiniz. Ama yanya-
na yaß›yorsunuz. Al›ßt›¤›n›z yeri terkederek baßka bir kente yerleßme- 3 Süveyß krizi (temmuz-kas›m 1956).
yi ne siz ne de o istemiyorsan›z ne yapars›n›z? Devletleraras› ilißkiler-
Nas›r, 26 Temmuz 1956’da, ‹skenderiye’de heyecanl› bir kalabal›k
de de durum böyle, hatta bundan daha vahimdir... Yaln›zca iki ç›k›ß
önünde Süveyß Kanal›’n›n devletleßtirildi¤ini aç›klad›: "Süveyß Kanal›
yolu vard›r: Ya savaß, ya da bar›ßç›l birliktelik. Füzelerin ve hidrojen
devlet içinde devlet haline geldi... Þirketin 1955 y›l› için ilan etti¤i kâr
bombalar›n›n varoldu¤u bir yüzy›lda ise, savaß›n tüm halklar aç›s›n- 100 milyon dolar› buluyor ve kanal›n kaz›lmas› s›ras›nda 120.000 ölü
dan en a¤›r sonuçlar› yarataca¤›n› belirtmemiz gerekir. Komßun ho- veren bizler, bunun ancak 3 milyon dolar›n› alabiliyoruz. Haklar›m›z›
ßuna gitsin ya da gitmesin, onunla bir uzlaßma zemini bulmaktan geri alarak geçmißi silece¤iz."
baßka çare yoktur. Zira yaln›zca tek bir gezegenimiz var.

Krußçev’in konußmas›, 6 Temmuz 1959. 500 km


Cincinnati
St. Louis Washington

1. Krußçev’e göre bar›ßç›l birlikteli¤in ilkeleri nelerdir? A B D Norfolk


2. Bar›ßç›l birliktelik So¤uk Savaß’› nas›l etkiledi? Dallas Atlanta

New Orleans
erika n abl
fü Am B uk
ze So a
ler vy Miami A AH
i n e D A
s›

1.8 in t Havana A M
00 me LA A
km nz RI
ili
KÜBA
Porto-
Guantanamo Riko
Amerikan üssü (ABD)

Panama
Kanal›

Sovyet
füze üsleri

4 Küba krizi.
14 Ekim 1962’de, Amerikan uçaklar› taraf›ndan Kü-
ba’da füze rampalar›n›n kuruldu¤unun saptanmas›,
adan›n Amerikan donanmas› taraf›ndan ablukaya
al›nmas›na yol açt›.
Küba’ya Sovyet füzelerinin yerleßtirilmesi
5 ABD için neden bir tehdit olußturuyordu?
Berlin Duvar›’n›n yap›l›ß›.

209
IV. ‹ki Büyükler’in yak›nlaßmas›
A. 1962’den sonra silahlanma yar›ß› Belge 2
A N A H T A R
n Küba krizi ‹ki Büyükler’e her türlü nükleer savaß riskini ortadan kald›rmak için uz-
S Ö Z C Ü K laßmalar› gerekti¤ini anlatm›ßt›. 1963’te, Washington ve Moskova aras›na do¤rudan bir
• CONDOMINIUM telefon hatt› ("k›rm›z› telefon") çekildi. Amerikal›lar, güçlü bir biçimde misilleme ilke-
sinden vazgeçip, dereceli karß›l›k verme ilkesini benimsediler: Nükleer sald›r› duru-
‹ki ortak aras›nda, birlikte hükmet-
mek ve di¤er güçleri önemli karar- munda, tüm nükleer cephanelerini kullanmak yerine düßman›nkiyle orant›l› yo¤unluk-
lar›n d›ß›nda b›rakmak üzere yap›- ta silah kullanarak yan›t vereceklerdi.
lan anlaßma (Latince "ile" anlam›-
n ‹mzalanan anlaßmalar, yerin üstünde yap›lan nükleer denemeleri (1963), uzaya nük-
na gelen cum ve "hükmetmek" an-
lam›na gelen dominare sözcükleri-
leer silah yerleßtirilmesini (1967) ve baßka ülkelerde nükleer silah gelißtirilmesini (Silah-
nin birleßmesiyle olußturulmußtur). lar›n ço¤almas›na karß› sözleßme, 1968) yasaklad›. Amaçlanan özellikle ABD ve SSCB d›-
ß›ndaki güçlerin nükleer silah bulundurmas›n› engellemek oldu¤undan, k›sa bir süredir
atom bombas›na sahip olan Fransa ve Çin bu girißimlere karß› ç›kt›lar. Ama ‹ki Büyük-
ler’in nükleer gücü tüm dünyay› korkuya dayal› bir denge içinde tutmaya yetiyordu.
S Ö Z L Ü K
* SALT 1 B. ‹ki Büyüklerin tökezlemeleri Belge 3 ve 4

n ‹ki Büyükler’in bu ›l›ml› tutumunu aç›klayan siyasal ve ekonomik nedenler de vard›.


Dünya çap›ndaki askerî varl›¤›n› korumak, maddî aç›dan ABD’ye giderek daha zor ge-
liyordu. 1964’ten itibaren Vietnam Savaß› için giderek daha fazla seferber olmas›, ka-
muoyundaki tepkilerin de giderek büyümesine yol açm›ßt›. Ayr›ca, General de Gaulle
yönetiminde Fransa’n›n baß› çekti¤i ulusal ba¤›ms›zl›k siyaseti ABD’nin üstünlü¤ünü
sorgulamaya baßlam›ßt›.
n SSCB’de de, silahlanma yar›ß› Sovyet halk›n›n yaßam düzeyinin h›zla iyileßtirilmesi-
ne engel oluyordu. Üstelik, SSCB d›ß yard›ma ihtiyaç duyuyordu; 1963’ten itibaren, Ba-
t›l›lar’dan tah›l sat›n almaya baßlad›. SSCB’nin konumu sosyalist blok içinde de zay›fla-
m›ßt›. 1962’de, SSCB’nin "yeni çarlar" taraf›ndan yönetildi¤ine inanan Çin’le kopuß ke-
sinleßti; 1969’da iki ülke aras›nda silahl› çat›ßmalar patlak verdi. Moskova’n›n önderli-
¤i Avrupa’da da sorgulan›yordu: Romanya, ülke içindeki Sovyet modelinden vazgeç-
memekle birlikte 1965’ten itibaren SSCB’ninkinden farkl› bir d›ß politika izlemeye baß-
lad›. Moskova için daha da vahimi, komünist partinin liberalleßti¤i ve Sovyet modelin-
den koparak "insan çehreli bir sosyalizm" gelißtirmek istedi¤i Çekoslovakya’n›n tavr›yd›.
Macar ayaklanmas›ndan on iki y›l sonra, a¤ustos 1968’de "Prag bahar›"n›n kanl› bir bi-
çimde bast›r›lmas›, "Sovyet modeli" imaj›n› iyice soldurdu.

C. ‹ki Büyükler’in uzlaßmas› Belge 1 ve 5

n Böyle bir ortamda, ABD ve SSCB uzlaßma yollar› aramaya baßlad›lar. Moskova’y› Ni-
xon’›n dan›ßman› Henri Kissinger taraf›ndan yürütülen d›ß politika çerçevesinde pazar-
1 SSCB Komünist Partisi l›¤a oturmaya ikna edebilmek için ABD, 1972’de komünist Çin’i resmen tan›d›. Nixon
Birinci Sekreteri Leonid Brejnev ve Brejnev aras›ndaki çok say›da bulußma ile, birbirlerinin etki alan›na müdahale et-
ve ABD Baßkan› Richard Nixon memeyi kabul eden ‹ki Büyükler’in condominium*u onaylanm›ß oldu. Böylece SSCB,
Washington’da, temmuz 1973. 1965’te ABD’nin Latin Amerika’daki San Domingo’ya ve 1973’te de CIA taraf›ndan des-
teklenen general Pinochet’nin bir darbeyle baßkan Allende’yi devirerek yasal sosyalist
Bulußma s›ras›nda Brejnev ßunlar› söy-
ledi: "Dünyada güç ve etki bak›m›ndan rejimi y›kt›¤› Þili’ye müdahale etmesine göz yumdu.
gerçekten yetkin yaln›zca iki ulus bu- n Bu uzlaßma, 1972’de askerî (antibalistik silahlar›n üretimini s›n›rland›ran SALT 1* an-
lundu¤unu biliyoruz: Sovyetler Birli¤i
laßmalar›) ve ticarî anlaßmalarla tamamland›. Sovyetler Birli¤i ve ABD aras›ndaki tica-
ve ABD. Biz aram›zda ne karar verir-
sek, dünyadaki di¤er uluslar ayn› fikir-
ret 1971-1975 aras›nda on kat›na ç›kt›. ABD, Sovyetler Birli¤i’ne bu¤day ve stratejik ol-
de olmasalar da bizim karar›m›za uy- mayan ürünler sa¤l›yordu. Uzay çal›ßmalar› alan›nda da, ortak Apollo-Soyuz uçußu
mak zorunda kalacaklard›r." (1975) iki ülke aras›ndaki bilimsel ißbirli¤ini sa¤lamlaßt›rd›.

210
2 Silahlanma yar›ß›.

Patlamalar
ya da harekete haz›r ilk silahlar ABD SSCB

Atom bombas› (A Bombas›) 1945 1949


Uzun menzilli bombard›man uçaklar› 1948 1955
Hidrojen bombas› (H Bombas›) 1952 1953
Nükleer itkili denizalt› 1954 1958
Orta menzilli füzeler (IRBM) 1957 1957
Denizalt›lardan at›lan füzeler (SLBM) 1960 1957
Uzun menzilli füzeler (ICBM) 1960 1959
Çok baßl›kl› nükleer füzeler (MIRV) 1970 1974
1972’de durum ABD SSCB
Uzun menzilli füzeler 1.054 1.528
Denizalt›lardan at›lan füzeler 656 682
Uzun menzilli bombard›man uçaklar› 321 140
Toplam nükleer yük adedi 5.746 2.492
J. Lesourne ve M. Godet, La Fin des habitudes, (Paris, 1985).

1. SSCB hangi tarihten sonra ABD’yi yakalam›ßt›r?


2. 1972’de en güçlü olan kimdir?

3 Napalm ile bombalanan köylerinden kaçan Vietnaml›


4 Latin Amerika: ABD’nin arka bahçesi. çocuklar (haziran 1972).
Tüm dünyay› dolaßan bu foto¤raf, ABD’nin Vietnam Savaß›’ndaki rolü
a. Che Guevara’ya göre gerilla.
konusunda Amerikal›lar›n vicdanî duyars›zl›klar›n› y›kmaya katk›da
Görece küçük çekirdek gruplar halinde toplanan insanlar, gerilla sa- bulundu. Foto¤raf›n ortas›nda yer alan ve a¤›r biçimde yanan küçük
vaß› için uygun yerler seçerler ve eyleme geçerler. Baßlang›çta, saha- k›z, hayatta kalmay› baßard›. Bugün Kanada’da yaß›yor ve kas›m
y› iyi tan›maya ve halkla ilißkiler kurmaya çal›ßmak gerekir. [...] 1997’de "bar›ß kültürünü yaymak için UNESCO iyi niyet elçisi" oldu.
Gerilla hareketi, yaln›zca küçük bir parças› oldu¤u büyük askerî-siya-
sal eylem çerçevesinde giderek sa¤lamlaßacak ve destek tabanlar› 5 Çin’in SSCB’den kopußu.
olußturacakt›r. [...] "Gerillero"lar halka öncülük etme ißlevlerini, hal-
k›n kendilerine verdi¤i görevi hiçbir zaman unutamazlar. Bu neden- Savaß ve bar›ß konusunda SBKP yönetimi ile aram›zdaki ayr›l›k, iki
le, kitlelerin tam deste¤i üzerine oturan devrimci iktidar›n kurulmas› farkl› çizgi aras›ndaki görüß ayr›l›¤›d›r. Bu görüß ayr›l›¤› emperyalizm-
için gerekli siyasal koßullar› yaratmak zorundad›rlar. Köylünün büyük le savaßmak, devrimci mücadeleyi desteklemek gerekip gerekmedi¤i-
talepleri mümkün oldu¤unca karß›lanmal›d›r; böylece halk birbirine ni bilmekle ilgilidir. Emperyalizmin savaß plan›na karß› durmak için
kenetlenmiß ve kararl› bir bütün haline gelecektir. dünyadaki tüm halklar› seferber etmek, Marksizm-Leninizme ba¤l›
Ernesto Che Guevara, La guerra de guerrillas (Havana, 1961). kalmak gerekip gerekmedi¤i ile ilgilidir.

b. ABD’nin 1970’te Þili’de sosyalist baßkan Çin Komünist Partisi, gerçek anlamda devrimci olan di¤er tüm parti-
Salvador Allende’nin seçilmesine tepkisi. ler gibi her zaman emperyalizme karß› savaßmaya ve dünya bar›ß›n›
korumaya haz›r olmußtur. Dünya bar›ß›n› korumak için emperyalizmi
Kuzey Amerika’daki özel bankalarda Þili hükümetleri için aç›lan 250
sürekli olarak ihbar etmek, halk kitlelerini ABD’nin baß›n› çekti¤i em-
milyon dolarl›k kredi birdenbire komik bir rakama indirildi [...]. Ayn›
peryalizme karß› savaßmalar› için seferber etmek ve örgütlemek ge-
zamanda, d›ß ticaretimizi durdurmay› ya da, makine, yedek parça, g›-
rekti¤ine inan›yoruz. [...] Sosyalist cephedeki güçlerin gelißmesine,
da ürünleri, hatta ilaç gibi ihtiyaçlar›m›z›n karß›lanmas›na k›s›tlama
proletaryan›n ve tüm ülkelerdeki emekçilerin devrimci mücadelesine,
getirmeyi denediler [...]. Ard›ndan, CIA tüm genel ya da k›smî seçim-
bask› alt›ndaki halklar›n kurtuluß mücadelesine, bar›ßç›l tüm halklar›n
lerde H›ristiyan Demokrat Parti’ye ve Millî Parti’ye parasal destek ver-
ve tüm ülkelerin mücadelesine, Amerikan emperyalizmine ve onun
di [...]. Ekim 1972’deki ißveren grevini, ayr›ca temmuz 1973’te baß-
ußaklar›na karß› birleßmiß geniß cepheye güvenmemiz gerekir. [...]
layan yeni meslek odalar› grevini de CIA haz›rlad› ve finanse etti [...].
SBKP yönetimi tüm dünyadaki bast›r›lm›ß uluslar› ve halklar› korkut-
1971 y›l› baß›nda CIA, diktatör Banzer’in deste¤iyle Bolivya’da bir as-
kerî e¤itim kamp› kurdu. Kamp› eski CIA ajanlar›, Þili ordusundan es- mak için nükleer ßantaja baßvuruyor, devrim yapmalar›na izin vermi-
ki subaylar ve Brezilyal› ve Bolivyal› dan›ßmanlar yönetiyordu [...]. Bu yor ve devrim "k›v›lc›m›n›" söndürmek için Amerikan emperyalizmiy-
kamplarda e¤itilen gruplar, Santiago’da meslek kurulußlar› ve sa¤ le ißbirli¤i yap›yor.
partiler taraf›ndan örgütlenenlerle birleßerek Þili’de yo¤un terorist Halk›n Gazetesi [Çin Komünist Partisi’nin yay›n organ›], 19 Kas›m 1963.
eylemlere girißtiler.
Carlos Altamirano [Þili Sosyalist Partisi yöneticisi ve Allende’nin 1. Çin ve SSCB aras›ndaki kopußun nedenleri nelerdir?
çal›ßma arkadaß›], Dialéctica de una derrota (México, 1977). 2. Çin di¤er devrimci hareketlere ne öneriyor?

211
V. Yumußaman›n z›tl›k içeren yönleri
A. Yumußaman›n üçüncü dünya cephesi Belge 2 ve 3
S Ö Z L Ü K
n 1960’lardan itibaren, üçüncü dünya* ülkeleri de yavaß yavaß uluslararas› aktörler ha-
* Üçüncü dünya line gelmeye baßlad›lar. Ba¤lant›s›zlar* hareketi 1961’de Belgrad’da kuruldu. 1964’te de
* Ba¤lant›s›zlar ilk Birleßmiß Milletler Ticaret ve Kalk›nma Konferans› topland›. Bu gelißme, kalk›nm›ß
* Vietkong "Kuzey" ile yoksul "Güney" aras›ndaki z›tl›¤a dayanan yeni bir dünya görüßünü yan-
s›t›yordu.
n 1966’da, Küba’da, gezegenin bask› alt›ndaki tüm ülkelerini bir araya getirme iddias›-
n› taß›yan ilk Üç K›ta Konferans› (Latin Amerika, Asya, Afrika) topland›. Bu konferans-
ta, Fidel Castro’nun silah arkadaßlar›ndan biri, Ernesto "Che" Guevara, bask› alt›ndaki
tüm halklar›n kurtulußu için devrimci bir gerilla hareketi baßlat›lmas›n› önerdi. Bu ha-
reket, Küba’n›n ABD’yi SSCB’nin de deste¤iyle altetme arzusu ve ABD’nin Vietnam’a
müdahalesine giderek daha fazla tepki gösteren uluslararas› kamuoyunun bask›s› gibi
olumlu koßullardan yararlanacakt›. Üç K›ta Konferans›’n›n en ünlü slogan› olan, "‹ki, üç,
daha çok Vietnam yaratmak" sözü, benimsenen siyasal çizgiyi özetliyordu. Yine de, Latin
Amerika’da Küba’n›n destekledi¤i devrimci hareketler baßar›s›zl›¤a u¤rad›. Bolivya’da
bir gerilla örgütü kurmaya çal›ßan Che Guevara, 1967’de yakaland› ve öldürüldü.
n 1970’li y›llar›n baßlar›nda, üçüncü dünya ülkeleri ABD yanl›s› ülkeler, Sovyet yan-
l›s› ülkeler ve tarafs›z ülkeler olarak üçe ayr›ld›lar. Baz›lar› da ‹ki Büyükler’i eleßtiren
ve üçüncü dünya için kendi modelini öneren Çin’in etkisinde kald›lar. Petrol üreten
Arap ülkeleri Arap-‹srail çat›ßmas›nda a¤›rl›klar›n› hissettirmeyi denediler. Ancak,
üçüncü dünya ülkeleri uluslararas› planda kendilerini göstermeyi baßaram›yor, kendi
aralar›ndaki çat›ßmalar› da engelleyemiyorlard›. Kalk›nmak için yard›m ararken, ço-
¤unlukla ‹ki Büyükler’e ba¤›ml› kal›yorlard›. Amerikal›lar ve Sovyetler, Ortado¤u’da ve
Güneydo¤u Asya’da eski sömürgeci güçlerin yerini almaya çal›ß›yor ve yapacaklar› yar-
d›m› hakimiyetlerini sa¤lamlaßt›racak koßullara ba¤l›yorlard›.

B. Yumußamaya engel olußturmayan


bölgesel savaßlar Belge 1, 4 ve 5

n Yumußama dönemi, ABD ve SSCB aras›ndaki uzlaßmay› ortadan kald›rmayan baz›


savaßlar› da beraberinde getirdi. Vietnam Savaß› bunlardan ilki oldu. Bu savaß s›ras›n-
da, ‹ki Büyükler aras›ndaki çat›ßma dolayl› yoldan gerçekleßti. Amerikal›lar Güney Vi-
etnam’› destekliyorlard›. 1956’dan itibaren askerî dan›ßmanlar göndermeye baßlam›ßlar,
1964’te de komünist gerilla örgütü Vietkong*la savaßmak üzere birlikler göndermißlerdi.
Amerikal›lar›n malzeme bak›m›ndan üstünlü¤ü, Kuzey Vietnam ve SSCB taraf›ndan
desteklenen Vietkong’u altetmeye yetmedi. Savaß, Kamboçya ve Laos’a da s›çrad›.
Uluslararas› kamuoyu taraf›ndan ßiddetle eleßtirilen ABD, 1973 y›l›nda çekilmek zorun-
1 Biafra Savaß› s›ras›nda açl›k. da kald›. Savaß, 1975’te Güney Vietnam, Kamboçya ve Laos’ta komünistlerin zaferiyle
Ço¤unlu¤u Müslüman olan Nijerya’da, sona erdi.
H›ristiyanlar›n yaßad›¤› ve Nijerya pet-
rollerinin %60’›n›n ç›kar›ld›¤› bir eya- n Bölgesel savaßlar dünya bar›ß› için bir tehdit olußturdu¤unda, ‹ki Büyükler diplo-
let olan Biafra, 1957 y›l›nda ba¤›ms›z- matik yollardan müdahale ederek çat›ßmalar› durdurmay› deniyorlard›. 1967 ve
l›¤›n› ilan etti. Sömürgelerin özgürlük- 1973’te Ortado¤u’da böyle oldu. Do¤u-Bat› çat›ßmas› ile ilgili olmayan baßka savaßlar-
lerine kavußmas› s›ras›nda çizilen Afri- da ise, diplomatik müdahaleye gerek görülmüyordu. Nijerya’n›n petrol bak›m›ndan
ka s›n›rlar›n›n de¤ißmesini istemeyen
zengin eyaleti Biafra ba¤›ms›zl›¤›n› ilan etti¤inde ç›kan savaß bunlardan biriydi. Biaf-
ABD ve SSCB Nijerya’y› desteklediler.
ra’daki ayr›l›kç› hareket, büyük güçlerin müdahalesine yol açmadan Nijerya taraf›ndan
Yaklaß›k bir milyon insan›n ölümüyle
sonuçlanan açl›k felaketini de birlikte bast›r›ld›. 1971’de Hindistan, eski Do¤u Pakistan bölgesi Bangladeß’in ba¤›ms›zl›¤›n›
getiren savaßta, Biafral›lar›n Nijerya destekledi ve SSCB ile birleßerek, ABD’nin müttefiki Pakistan’a sald›rd›. Hindistan böy-
taraf›ndan ezilmesine göz yumdular. lece eskiden beri yüceltti¤i tarafs›zl›¤›n› da b›rakm›ß oldu.

212
B ‹ Y O G R A F ‹
2 Fidel Castro (d. 1927)

Fidel Castro, Küba’da zengin bir çiftçi ailesi-


nin çocu¤u olarak dünyaya geldi. Ö¤renci
iken, diktatör Batista’n›n rejimine karß› dü-
zenlenen terör eylemlerine kat›ld›. 1953 y›-
l›nda yakalan›p mahkum edilen, sonra affa
u¤rayan Castro, Meksika’ya gitti ve orada
Ernesto ("Che") Guevara ile tan›ßt›. 1956’da, Küba’daki Sierra
Maestra’da birlikte bir maki olußturdular ve gerilla savaß› baß-
latt›lar. 1 Ocak 1959’da Havana’y› ißgal ettiler ve Batista’n›n
diktatörlü¤üne son verdiler. ‹ktidar› ele geçiren Castro’nun yü-
rüttü¤ü devletleßtirme ve tar›m reformu politikas›, ABD’nin
kendisine düßman olmas›na neden oldu. Bunun üzerine SSCB
ile yak›nlaßan Castro, Küba’y› sosyalist bir devlet haline getir-
di. 1962’de ç›kan füze krizinin ard›ndan, üçüncü dünyada 4 Amerikal›lar Vietnam’da.
Marksizm propagandas› yapmaya baßlad› ve birliklerini ko-
münist gerillalar›n yan›nda çarp›ßmak üzere Afrika’ya gönder- fle
uv
di (Mozambik, Angola). Castro’nun rejimi, 1991’de komüniz- e
Ç‹N
min çöküßünden sonra da ayakta kalmay› baßard›. KUZEY
V‹ETNAM

Hanoy

VII. filo
3 1974’te Çin’in bak›ß›yla "üç dünya".
LAOS
Daha sonra Mao Zedong’un yerine geçecek olan Deng Ziaoping, ni-
M
ek
san 1974’te Birleßmiß Milletler’de Çin’in gözünden dünyay› anlat›yor.

o
ng
Gezegenimizde asl›nda hem birbirine ba¤l›, hem de birbirine z›t üç Vientian B-52
dünya bulunmaktad›r. ABD ve Sovyetler Birli¤i birinci dünyay›, Asya, Hue 17. pa ral el
Afrika ve Latin Amerika’daki gelißmekte olan ülkeler üçüncü dünya- Khe Sanh
y›, bu ikisi aras›nda yer alan gelißmiß ülkeler ise ikinci dünyay› oluß-
Da Nang
turmaktad›r. TAYLAND
‹ki süpergüç, ABD ve Sovyetler Birli¤i, boßuna dünya üzerinde ege-
menlik kurmaya çabalamaktad›rlar. Gelißmekte olan ülkeleri çeßitli
yöntemlerle denetimleri alt›na almaya çal›ßmaktad›rlar [...] ve ayn› za- GÜNEY
manda potansiyelleri kendilerininkinden zay›f olan gelißmiß ülkelere KAMBOÇYA
Amerika’n›n V‹ETNAM
kötü muamele etmektedirler. ‹ki süpergüç, ça¤›m›z›n bu en büyük müttefiki
olan ülkeler Pnom
sömürgeci ve bask›c› güçleri, asl›nda yeni bir dünya savaß›n›n yuvala-
Pen
r›d›r. Her ikisinin de elinde önemli miktarlarda nükleer silah bulun- Amerikan üsleri
maktad›r. Dizginlerinden kurtulmuß gibi bir silahlanma yar›ß›na kalk- Amerikan Saygon
bombard›manlar›
m›ßlard›r. S›n›rlar› d›ß›nda son derece kalabal›k birlikler bulundurmak- Çin
ta, her yere askerî üsler kurmakta ve böylece tüm di¤er ülkelerin ba- Ho Þi Min hatt›
Denizi
¤›ms›zl›¤›n› ve güvenli¤ini tehdit etmektedirler. [...] Her ikisi de eko- Komünist gerillalar
nomik alanda di¤er uluslar› sömürmekte, zenginliklerini talan etmek- taraf›ndan 250 km
denetlenen bölgeler
te ve kaynaklar›n› çalmaktad›r. [...] Gelißmekte olan çok say›da ülke,
uzun süre sömürgecili¤in ve emperyalizmin bask› ve sömürülerinin
5 Vietnam Savaß›.
kurban› olmußtur. Sonunda siyasal ba¤›ms›zl›¤a ulaßm›ßlard›r. Ancak
bu ülkelerin hepsi, istisnas›z olarak, sömürgeci güçlerden arta kalan- ‹lk askerî dan›ßmanlar Güney Vietnam’a 1956’da geldiler. 1964’ten iti-
lar› tasfiye etmek, ulusal ekonomilerini kalk›nd›rmak [...] gibi tarihsel baren ABD, do¤rudan savaßa girdi ve birlikler göndermeye baßlad›. Sa-
vaß, sahada çok say›da gerilla ve karß›-gerilla eylemi ve Amerikal›lar›n
bir görevle karß› kaß›yad›r. Bu ülkeler, evrensel tarih çark›n› döndüre-
Kuzey Vietnam’a düzenledikleri yo¤un bombard›manlar biçiminde
cek olan devrimci gücü olußturmaktad›r [...].
gelißti. 1968’de Kuzey Vietnaml›lar ve Vietkong, Tet (Çinlilere göre ye-
ni y›l) sald›r›s›n› baßlatt›lar. Bu tarihte, Vietnam’da 500.000’den fazla
1. Çin’in gözünde azgelißmißli¤in sorumlular› kimdir?
Amerikan askeri bulunuyordu. Kimyasal silahlar›n kullan›ld›¤› ve yap›-
2. Bat›l›lar›n ve Sovyetlerin görüßleriyle karß›laßt›r›ld›¤›nda, lan röportajlarla televizyonda geniß ölçüde ißlenen savaß, Amerikan
Çin’in dünyaya bak›ß›ndaki özgünlü¤ü belirtiniz. kamuoyunda kal›c› bir travmaya yol açt›. Yenilen Amerikal›lar, Viet-
nam’dan 1973 y›l›nda çekildiler.

213
C. Avrupa’n›n bloklaßmaya tepkisi Belge 1, 2 ve 3
A N A H T A R n General de Gaulle, demir perdenin varl›¤›na ra¤men yumußama döneminde "Atlas
S Ö Z C Ü K Okyanusundan Urallara" uzanan bir Avrupa’daki tart›ßmalar›n devletler aras›nda yürü-
tülmesi gerekti¤ini savunuyordu. Bu nedenle Fransa, Bat› blo¤u ile aras›na mesafe
• HELS‹NK‹ ANLAÞMALARI
koymaya baßlad›. Ufukta SSCB ile yak›nlaßma ümidi belirmißti ve General de Gaulle
Helsinki Konferans› nihai sene-
1966’da Moskova’ya resmî bir ziyarette bulundu. Ayn› y›l Kamboçya’ya da gitti ve 1 Ey-
dine verilen ad. Nihai senet üç
lül 1966’da Pnom Pen’de yapt›¤› konußmada ABD’nin Vietnam’daki varl›¤›n› eleßtirdi.
nokta üzerinde duruyordu: Av-
rupa’n›n güvenli¤i; ekonomik, n Do¤u Avrupa’da ise, bloklaßmaya tepki özellikle Çekoslovakya’n›n eseriydi. Ülke,
bilimsel ve teknik ißbirli¤i; Av- komünist parti sekreteri Aleksandr Dubçek yönetiminde rejimi liberalleßtirme deneyi-
rupa’da insanlar›n ve fikirlerin mine girißmißti. Bu "Prag bahar›"yd›; sansürün sonu, komünist parti d›ß›nda baßka par-
serbest dolaß›m koßullar›n›n tilere de yaßam hakk› tan›nmas›, Çekoslovakya ile SSCB aras›ndaki ba¤lar›n kopmas›
iyileßtirilmesi. Bu anlaßmalar demekti. Bu tür reformlar do¤rudan do¤ruya Sovyet modelinin ve sosyalist blo¤un
demokrasi ilkesinin tüm Avru- dayand›¤› ilkelerin (komünist partilerin üstünlü¤ü ve SSCB etraf›nda birleßme) sorgu-
pa ülkeleri taraf›ndan kabul lanmas› anlam›na geliyordu. Sovyetler bunu kabul edemezlerdi. Varßova Pakt› güçleri
edilmesi anlam›na geliyordu. 20 A¤ustos 1968’de Çekoslovakya’y› ißgal etti. Dubçek’in yerine Moskova yanl›s›, ko-
münist Gustav Husak getirildi. Bu "normale dönüß", Bat›’da oldukça büyük bir heyecan
yaratt› ve Sovyetler için yumußaman›n s›n›rlar›n›n ne oldu¤unu gösterdi. Do¤u blo¤u-
nun genel ç›kar›, sosyalist devletlerin egemenli¤inden önce geliyordu (Brejnev’in "s›n›r-
l› egemenlik" doktrini).

D. Ama tüm köprüler at›lmam›ßt›... Belge 4 ve 5

n Ama Avrupa’da Do¤u ile Bat› aras›ndaki tüm köprüler at›lmam›ßt›. Bat› Almanya
Baßbakan› Willy Brandt, 1969’dan itibaren "Ostpolitik" ad›yla bilinen SSCB, Polonya
ve Demokratik Almanya ile yak›nlaßma politikas›n› baßlatt›. Orta Avrupa’daki jeopo-
litik durumun kabul edilmesi (Oder-Neisse hatt›, iki Almanya’n›n varl›¤›), Polonya ve
1 1966’da, De Gaulle ve
Demokratik Almanya ile yeni ilißkiler kurma olana¤› yaratt›. ‹ki Almanya da birbirleri-
ABD’nin Vietnam’a
nin topraklar›nda daimi diplomatik temsilcilikler açt›lar ve 1972 Münih Olimpiyatla-
müdahalesi.
r›’na ortak bir kafileyle kat›ld›lar. Bat› Almanlar›n belli koßullar alt›nda Demokratik Al-
General de Gaulle, Pnom Pen’deki manya’ya girmelerine izin verildi. 1973’te önce Federal Almanya, ard›ndan da Demok-
konußmas›nda Amerikal›lar›n Viet- ratik Almanya Birleßmiß Milletler’e kabul edildi.
nam’dan çekilmesini istemißti. Pa-
ris’te yapt›¤› bir bas›n toplant›s›nda n 1973’te, Finlandiya’n›n baßkenti Helsinki’de Avrupa Güvenlik ve ‹ßbirli¤i Konferan-
bu tavr›n› yeniden dile getirdi. s› baßlad›. Bu konferans, 1975 y›l›nda SSCB’nin de aralar›nda bulundu¤u 33 Avrupa
- Vietnam’›n gelece¤ini nas›l görü- devleti, ABD ve Kanada taraf›ndan imzalanan bir "nihai senet"le kapand›. Helsinki An-
yorsunuz? laßmalar›*, Avrupa’da devletlararas› ißbirli¤ine ve kißilerle fikirlerin serbest dolaß›m›na
- Her halk, ne olursa olsun kendi so- olanak tan›yacakt›. Bu, yumußaman›n doruk noktas›yd›.
runlar›n› kendisine göre ve kendi
yöntemleriyle çözmelidir. Amerikal›- E. Yumußaman›n boyutlar›
lar da bu ilkeyi Vietnam halk›na uy-
gulamak zorundad›r. Dolay›s›yla, bi- n Yumußama, böylece uluslararas› ilißkilerde So¤uk Savaß’a oranla daha az sorunlu bir
zimkilerin ayr›lmas›ndan sonra Viet- dönem baßlatm›ß oldu. Ancak kar›ß›kl›klar devam ediyordu. Afrika’da, Ortado¤u’da ve
nam’a götürdükleri güçleri kendi Asya’da üçüncü dünya, ‹ki Büyükler için hâlâ ideolojik ve ekonomik bir çat›ßma ala-
iradeleriyle Amerika’ya geri götür- n›yd›. Helsinki Konferans›’n›n devam etti¤i y›llarda (1973-1975) da SSCB ve Küba, Et-
melidirler. [...] Son olarak, Amerika- yopya devrimine ve Portekiz’in sömürgelerinden Angola ve Mozambik’teki kurtuluß
l›lar›n Asya’da Çin’in kat›l›m› olma-
hareketlerine destek veriyorlard›.
dan hiçbir önemli anlaßma ya da
sözleßmenin geçerli olamayaca¤›n› n Yumußama döneminden en çok SSCB yarar sa¤lam›ß gibi görünüyordu. Bir yanda,
kabul etmeleri ve bundan, bu bü- Avrupa’n›n 1945’te çizilen s›n›rlar›, o güne kadar Demokratik Almanya’y› yok saym›ß
yük devletle olan ilißkileri ve Çin’in olan Federal Almanya taraf›ndan tan›nm›ßt›. Di¤er yanda, Sovyetler büyük bir ulusla-
Birleßmiß Milletler’deki yeri konula-
raras› krize yol açmadan Çekoslovakya’da istedikleri düzeni sa¤layabilmißlerdi; sosya-
r›nda gereken sonuçlar› ç›karmalar›
list blok üzerindeki hakimiyetleri sorgulanmam›ßt›. Helsinki anlaßmalar› sayesinde
gerekmektedir.
SSCB, sonunda Avrupa ülkeleri ve ABD ile ticaret yapma olana¤› bulmußtu. Üstelik
Charles de Gaulle, Discours et messages
(Paris, 1970).
bunlar›, özellikle insan haklar› konusunda somut bir karß›l›k ödemesine gerek kalma-
dan elde etmißti.

214
A¤ustos 1968’de, Varßova
2
Pakt›’n›n tanklar› "Prag
bahar›"n› bast›r›yor.
Ocak 1969’da, 19 yaß›ndaki
Çek ö¤renci Jan Palak, Prag’daki
Wenceslas Meydan›’nda Sovyetlerin
yapt›¤› darbeyi protesto etmek
amac›yla kendini yakarak intihar
etti. Bugün Prag’da onun ad›n›
taߛyan bir meydan bulunuyor.

3 Brejnev doktrini.

Düßman güçlerin ülkemizi sosyalizm yolundan döndürmesini ve bizi


Çekoslovakya’y› sosyalist topluluktan koparmakla tehdit etmesini ka- 5 Helsinki Konferans› Nihai Senedi, 1 A¤ustos 1975.
bul edemeyiz. [...]
Emperyalizmin, bar›ßç›l yollardan ya da baßka türlü, içeriden ya da d›- 1. Konferansa kat›lan devletler, her devletin hukuk eßitli¤i, toprak bütün-
ßar›dan sosyalist sistemde gedik açmas›n› ve Avrupa’daki güç denge- lü¤ü ile özgürlük ve siyasal ba¤›ms›zl›k haklar› da dahil olmak üzere kar-
ß›l›kl› olarak birbirlerinin tüm egemenlik haklar›na sayg› gösterirler. Arala-
lerini kendi lehine de¤ißtirmesini asla kabul etmeyece¤iz. [...] Par-
r›ndan her birinin siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel sistemini öz-
ti’nin ülke yönetiminde zay›flamas›n› f›rsat bilen gerici güçler, "de-
gürce seçme ve gelißtirme hakk›na oldu¤u kadar, yasa ve tüzüklerini sap-
mokratikleßme" slogan›n› demagojik bir biçimde kullanarak Çekoslo- tama hakk›na da sayg› gösterirler.
vakya’da Komünist Parti aleyhine bir kampanya baßlatt›lar. [...] Niyet- 2. Konferansa kat›lan devletler, uluslararas› ilißkilerinde oldu¤u gibi karß›-
leri aç›kça [...] sosyalist sistemi y›kmak ve Çekoslovakya’y› di¤er sos- l›kl› ilißkilerinde de baßka bir devletin toprak bütünlü¤üne ve siyasal ba-
yalist ülkelere karß› k›ßk›rtmakt›. [...] ¤›ms›zl›¤›na karß›, Birleßmiß Milletler amaçlar›yla ve ißbu bildiriyle ba¤daß-
mayacak bir biçimde tehdit ya da kuvvet kullanmaya baßvurmaktan kaç›-
Partilerimizden her biri yaln›zca kendi ißçi s›n›f›n›n ve kendi partisinin
nacaklard›r.
önünde de¤il, uluslararas› ißçi s›n›f›n›n ve dünya komünist hareketi- 3. Konferansa kat›lan devletler, birbirlerinin s›n›rlar›n› ve Avrupa’daki tüm
nin önünde de sorumludur ve bunun getirdi¤i görevlerden kaçamaz. devletlerin sn›rlar›n› dokunulmaz sayarlar ve bugün oldu¤u gibi gelecek-
SSCB, Demokratik Almanya, Macaristan ve Bulgaristan Komünist
te de bu s›n›rlara sald›r›da bulunmaktan kaç›n›rlar.
Partilerinin Çekoslovakya Komünist Partisi’ne mektubu, 15 Temmuz 1968. 4. Toprak bütünlü¤ü. Konferansa kat›lan devletler, birbirlerinin toprakla-
r›n› askerî olarak ißgal etmekten ya da bu topraklar üzerinde do¤rudan
ya da dolayl› kuvvet uygulamaktan kaç›n›rlar. Bu nitelikteki her türlü ißgal
veya edinim hukuka ayk›r› say›lacakt›r.
5. Konferansa kat›lan devletler, aralar›ndaki anlaßmazl›klar› uluslararas›
bar›ß›, güvenli¤i ve adaleti tehlikeye düßürmeyecek biçimde, bar›ßç› yol-
larla çözerler.
6. Konferansa kat›lan devletler, karß›l›kl› ilißkileri nas›l olursa olsun, do¤-
rudan ya da dolayl›, tek baßlar›na ya da toplu olarak, konferansa kat›lan
baßka bir devletin ulusal yetki alan›na giren iç ya da d›ß ißlerine her türlü
müdahaleden kaç›n›rlar. Ayr›ca, kat›lan devletlerden birinin rejimini ßid-
det kullanarak devirmeyi amaçlayan terorist ya da y›k›c› faaliyetlere do¤-
rudan ya da dolayl› olarak yard›m etmekten kaç›n›rlar.
7. Konferansa kat›lan devletler, ›rk, cinsiyet, dil ve din ay›r›m› gözetmek-
sizin, insan haklar›na ve herkes için düßünce, vicdan, din ve inanç özgür-
lükleri de dahil olmak üzere temel özgürlüklere sayg› gösterirler. ‹nsan ki-
ßili¤inin özündeki onurdan do¤an ve kißinin özgür ve tam gelißmesi için
gerekli olan yurttaßl›k hak ve özgürlükleriyle, siyasal, ekonomik, sosyal,
kültürel ve di¤er hak ve özgürlüklerin etkin biçimde kullan›lmas›n› geliß-
tirir ve desteklerler.

1. 3. maddede "tecavüz edilemeyece¤i" belirtilen s›n›rlar


hangi tarihte çizilmißtir?
4 Willy Brandt Varßova’da. 2. 4. madde Sovyetler ve Bat›l›lar taraf›ndan ayn› biçimde
Federal Almanya Cumhuriyeti Baßbakan›, 7 Aral›k 1970’te Varßo- anlaß›labilir mi? 1968’de biçimlenen ve Sovyetlere belli baz›
va’da, Varßova Gettosu kurbanlar› an›s›na dikilen an›t›n önünde. durumlarda bu maddenin d›ß›na ç›kma olana¤› veren doktrin
hangisidir? Aç›klay›n›z.
1. Belgeyi tan›t›n›z (Varßova Gettosu’nun ne oldu¤unu
hat›rlamak için, bkz. s. 58). 3. 7. madde Bat›l›lar›n hangi beklentisini dile getiriyor? Ba-
2. Bu hareket, 1945’ten sonra Alman halk›n›n tarihi aç›s›n- t›l›lar bu maddenin uygulanmas›n› sa¤lamak için gerekli
dan ne anlama geliyor? olanaklar› yarat›yorlar m›? Sovyetler buna karß› hangi mad-
3. Bu hareket neden 1970’te mümkün olabilmißtir? deyi gösterebilirler?

215
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM
TAR‹HLER n Containment ve roll-back
Mart 1946: Winston Churchill’in Containment ("set çekme"), Truman taraf›ndan 1947’de ortaya at›lan doktrindir.
Fulton konußmas›. Komünizmin ilerleyißini Avrupa ülkelerine askerî ve parasal yard›m yaparak durdurmaya
1947: Truman doktrini, Marshall plan›, dayan›r.
Jdanov doktrini.
Roll-back ("geri çekilme") ise, ABD’de 1953’ten sonra Cumhuriyetçiler taraf›ndan
1948-1949: Berlin ablukas›.
benimsenen doktrindir. Amac› komünizmi geri çekilmeye zorlamakt›r.
1949: Kuzey Atlantik Anlaßmas›.
1950-1953: Kore Savaß›. n "Bar›ßç›l birliktelik" ve yumußama 1952 ‹lk "H" bombas›:
Gücü onbinlerce kilotona
1955: Varßova Pakt›. "Bar›ßç›l birliktelik", kapitalizmle bir arada yaßamay› kabul etmeye kadar ç›kabilir

1956: Süveyß krizi. ve mücadeleyi askerî düzlemde de¤il, ideolojik, bilimsel ve


1961: Berlin "duvar›"n›n yap›lmas›. ekonomik düzlemde yürütmeye dayanan komünist doktrinidir.
1962: Küba krizi. Nihai hedef yine tüm dünyada komünizmin zaferidir; ancak bu,
1964-1973: Amerikal›lar›n Vietnam askerî yöntemler kullan›lmadan gerçekleßtirilecektir.
Savaß›’na kat›lmas›. Yumußama ise, 1963’ten itibaren ‹ki Büyükler aras›ndaki ilißkilerin 1945
‹lk "A"
1971: Komünist Çin’in Birleßmiß en az gergin oldu¤u döneme verilen add›r. bombas›:
Milletler’e üye olmas›. 14 kiloton

1973: Federal Almanya ve Demokratik n A Bombas› ve H Bombas›


Almanya’n›n Birleßmiß Milletler’e üye A bombas› (ya da atom bombas›), uranyum 235 ya da plutonyum
olmas›. 239 atom çekirdeklerinin parçalanmas›yla elde edilen zincirleme
1975: Helsinki Konferans›. tepkiye dayan›r. A bombalar›n›n gücü kiloton olarak ifade edilir
Amerikan-Sovyet ortak Apollo-Soyuz (1 kt = 1.000 ton TNT). Hiroßima’ya at›lan bomba 14 kt’luk bir güce sahipti.
uzay uçußu.
H bombas› (hidrojen bombas› ya da termonükleer bomba) ise, hidrojen, lityum ya da
trityum atom çekirdeklerinin birleßtirilmesiyle elde edilir. H bombalar›n›n gücü
megaton olarak ifade edilir (1 Mt = 1.000 kt).
ÖNEML‹
KISALTMALAR YARARLI B‹YOGRAF‹LER
• OEEC/OECD: Avrupa s. 156 s. 160 s. 139
Ekonomik ‹ßbirli¤i Örtügü
Stalin ad›yla bilinen Nikita Sergeyeviç John Fitzgerald
(Organization of European
Economic Cooperation), Yosif Cugaßvili Krußçev Kennedy
1960’tan sonra bugünkü (1879-1953) (1894-1971) (1917-1963)
Ekonomik ‹ßbirli¤i ve
1922’den 1953’e kadar SBKP 1955’ten 1964’e kadar SBKP 1961’dan 1963’e kadar
Kalk›nma Örgütü’ne
Genel Sekreteri ve SSCB’nin Genel Sekreteri ve SSCB’nin ABD Baßkan›.
(Organization for Economic
yöneticisi. yöneticisi.
Cooperation and
Development) dönüßtü. s. 145 s. 213 s. 217
• NATO: Kuzey Atlantik
Sözleßmesi Örgütü (North Richard Nixon Fidel Castro Henry Kissinger
Atlantic Treaty Organization). (1913-1994) (d. 1927) (d. 1923)
• KEYK: Karß›l›kl› Ekonomik
Yard›mlaßma Konseyi.
1969’dan 1974’e kadar Küba Devlet Baßkan›. Amerikal› diplomat.
• SEATO: South-East Asia
ABD Baßkan›.
Treaty Organization
(Güneydo¤u Asya Sözleßmesi s. 36 s. 190
Örgütü).
• AG‹K: Avrupa Güvenlik ve Charles de Gaulle Mao Zedong
‹ßbirli¤i Konferans›. (1890-1970) (1893-1976)
• CIA: Central Intelligence
Agency (Amerikan Merkezî
1959’dan 1969’a kadar 1949’dan 1976’ya kadar Çin Halk
Haberalma Örgütü).
Fransa Cumhurbaßkan›. Cumhuriyeti Devlet Baßkan›.

216
belge incelemesi

1973’te ABD ve dünya


Kissinger, Vietnam ile ilgili Paris Anlaßmalar›’n›n imzalanmas›n-
dan sonra (1973) Amerikan d›ß politikas›n›n bilançosunu ç›kar›- B ‹ Y O G R A F ‹
yor.
Henry Kissinger (d. 1923)
Nixon’›n halka hitaben yapaca¤› konußmay› beklerken büromda
yaln›z kald›m. Bu, dört y›ldan beri denediklerimizin ve çektikle- Almanya’da, Yahudi bir ailenin çocu¤u olarak dün-
rimizin dönüm noktas›yd›. yaya gelen Kissinger, 1938’de Nazi bask›s›ndan kaç-
mak için ABD’ye göç etti. Uluslararas› ilißkiler ala-
Bu uzak ülke için iki milyondan fazla Amerikal› yaßamlar›n›n bir n›nda uzman olan ve Harvard Üniversitesi’nde pro-
bölümünü vermißler, 45.000’den fazlas› ölmüß, yüz binlercesi de fesörlük yapan Kissinger, Richard Nixon’a kat›ld› ve
yaralanm›ßt›. Onlar ve aileleri ßimdi bundan gurur duyabilirlerdi, d›ß politika dan›ßmanl›¤›n› yapt›. ABD ile Komünist
çünkü her ßey tümüyle boßuna olmam›ßt›; Çinhindi’ndeki savaß Çin aras›nda, Çin’in 1971’de Birleßmiß Milletler’e gir-
seferberli¤ine karß› ç›km›ß olanlar›n ise, amaçlad›klar› bar›ßa ula- mesiyle sonuçlanan uzlaßman›n mimar›d›r. ABD-Çin yak›nlaßmas›, ayn› za-
manda SSCB üzerinde bir bask› olußturarak Moskova’n›n Washington’a
ß›ld›¤›na göre, hükümetle birleßeceklerine inanabilirdik. Güney
yaklaßmas›n› sa¤lad›. Buna "üçlü diplomasi" ad› verildi.
Vietnam, Laos ve Kamboçya halklar› belki de sonunda sakin, gü-
venli, gelißmeye dayal› ve feda ettiklerinin onuruna yak›ß›r bir ge-
lecekle tan›ßabileceklerdi. Yeni bir ulusal bar›ßma döneminin eßi-
¤inde bulunuyorduk, ben de bunu ßiddetle arzu ediyordum. [...] Sorular
Çin, art›k hesaba katmam›z gereken bir dosttu; Berlin’de imzala-
nan bir anlaßma, stratejik silahlar›n s›n›rland›r›lmas›na yönelik ilk n 1. Belgeyi tan›t›n›z.
sözleßme ve üzerinde uzlaßma sa¤lanan uluslararas› kurallar sa- n 2. Paris anlaßmalar›n›n konusu nedir? Bu anlaßmalar
yesinde, Sovyetler Birli¤i ile istikrarl› ilißkiler kurabilmek için de Çinhindi’ndeki siyasal ve askerî duruma çözüm getirebildi mi?
yeni bir temel atm›ßt›k. Rakiplerimizle ilißkilerimizi yumußatm›ß-
n 3. Kissinger, ABD’nin rakipleri ve müttefikleri ile ilißkileri
t›k [...]. Atlantik Birli¤i’nin uyum ve canl›l›¤›na dayanarak, Yu-
mußama dönemi için elverißli baz› f›rsatlar› de¤erlendirmeyi de- konusunda nas›l bir bak›ß aç›s›na sahiptir?
neyebilirdik. [...] n 4. Belge ABD’nin iç siyasal yaßam›yla ilgili ne tür bilgiler
Nixon ikinci görev süresine kamuoyundan gelen müthiß bir gü- veriyor?
ven, iktidar›n›n doru¤unda bir yürütme gücü ve uluslararas›
alandaki ihtißam›n›n doru¤unda bir ülkeyle baßl›yordu.
Henry Kissinger, White House Years (Boston, 1979).

TAVS‹YELER YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N


• Metni yaln›zca incelemeniz de¤il,
• Soru 1 - Neden Komünist Çin’le bir yak›nlaßma
ayn› zamanda eleßtirmeniz de gerekir: söz konusu olmußtur?
- Belgenin türü (ne): Bu metin, siyasal
Kissinger daha sonra yaßanacak olan - SSCB ile ilißkileri yumußatma
bir eylemi do¤rulama e¤ilimi gösteren
gelißmeleri bu metinde öngöremez. politikas›n›n göstergeleri nelerdir?
tarafl› bir bak›ß aç›s›n› yans›tmaktad›r.
• Uluslararas› ilißkiler, - Tarihsel ortam (ne zaman): Metnin söz - NATO’nun "uyum ve canl›l›¤›"n›
"bar›ßç›l birliktelik", Vietnam Savaß›, etti¤i tarihte ABD baßkan› kimdir? bozan nedir? O dönemdeki Frans›z
yumußama dönemi, ABD’nin siyasal Uluslararas› siyasal ortam nas›ld›r? d›ß politikas›n› düßünün.
kurumlar› (Bkz. Konu 7) ile ilgili • Soru 2 • Soru 4
bilgilerinizi toparlay›n. 1973 öncesi - Kissinger taraf›ndan ç›kar›lan bilanço
- Paris Anlaßmalar› 1973 tarihlidir. Bu
olaylara da de¤inmeniz gerekir. tamam m›d›r?
anlaßmalar savaßan hangi ülkeleri kap-
• Baz› terimler iyice tan›mlanmal›d›r: samaktad›r? Bu ülkelerin 1975’teki - ABD’nin iç ("kamuoyunun güveni",
- "Stratejik silahlar": Çarp›ßma durumu nedir? "güçlü yürütme") ve d›ß ("ihtißam›n›n
doru¤unda bir ülke") durumu ile ilgili
hatlar›n›n çok uza¤›ndan, do¤rudan - Biten savaß hangisidir? ABD’nin
de¤erlendirmeler gerçe¤e uygun
düßman topraklar›na gönderilebilen kay›plar› nelerdir?
mudur?
silahlar. • Soru 3 - Baßkan Nixon iç politikayla ilgili bir
- "Yumußama": Bkz. s. 210. - O dönemde ABD’nin müttefikleri ve olayda sorgulanm›yor muydu?
- "Atlantik Birli¤i": Bkz. s. 204. düßmanlar› kimlerdir? Hangisinde (Bkz. 145 ve 147)?

217
verilerle çal›ßma

Konu: Uluslararas› ilißkilerin oda¤›nda


Do¤u-Bat› çat›ßmas› (1960-1975)

Sorular 2 ABD-Çin yak›nlaßmas›.

r 1. Belgeleri tan›t›n›z. E¤er Çin’e elimizi uzatt›ysak, bu SSCB’ye karß› Çin’le ittifak yapmak
n 2. Belgelerde verilen bilgileri konulara göre seçiniz, için de¤il, kendimizi izledi¤imiz yap›c› hedeflere daha uygun bir konu-
s›n›fland›r›n›z ve karß›laßt›r›n›z. ma getirmek içindi [...]. Böyle bir denge, büyük güçler aras›ndaki ilißki-
lere belli bir istikrar kazand›rabilir, hatta 1970’li ve 1980’li y›llar için
r 3. Belgelerden derleyece¤iniz bilgilerin yard›m›yla,
olas› bir ißbirli¤inin kap›lar›n› açabilirdi [...].
yukar›daki konuyu tart›ßan bir sentez yap›n›z.
Üçlü diplomasinin, sa¤layaca¤› bu avantajlar›n yan›nda, baßka varoluß
nedenleri de vard›. Bunlardan biri Vietnam’d›. Çin’e do¤ru aç›lma, bu
ac› veren savaß› bitirmemize olanak tan›yabilirdi [...]. Çin-Sovyet anlaß-
mazl›¤› Kuzey Vietnam’› çok zor durumda b›rakm›ßt›, çünkü Sovyet as-
1 Baßkan J. F. Kennedy’nin televizyon konußmas›, kerî yard›m›n›n büyük k›sm› trenle Çin üzerinden taß›n›yor, bu da SSCB
22 Ekim 1962. ve Çin aras›nda minimum bir ißbirli¤i gerektiriyordu. Hanoy, Çin-Sov-
yet anlaßmazl›¤›n›n bize ne kadar önemli bir hareket marj› b›rakt›¤›n›
Bu füzelerden herbiri Washington’a, Panama Kanal›’na, Cape büyük olas›l›kla anlam›ßt›. [...]
Canaveral’a, Meksiko’ya ya da ABD’nin güneydo¤usunda ya da Orta Bu büyük halkla aram›zdaki anlaßmazl›¤›n sürpriz sonu, bu sonun in-
Amerika’da bulunan herhangi bir kente yönlendirilebilir. [...] sanî aç›dan ve dünyaya bar›ß›n geri gelmesi aç›s›ndan önemi, tüm bun-
1930’lu y›llar, bize son derece aç›k bir ders verdi: Sald›rgan bir tutum, lar Amerika’n›n küresel bir lider olarak gerçekleßtirebileceklerini hat›r-
e¤er onu durdurmak için hiçbir ßey yap›lmazsa, sonunda savaßa latan taze bir soluk oldu.
götürür. [...]
Henry Kissinger [d›ß ilißkiler konusunda Richard Nixon’›n
Aßa¤›daki önlemlerin derhal al›nmas› için gerekli emirleri verdim: eski dan›ßman› (1968-1974)], White House Years (Boston, 1979).
1. Küba’ya gitmekte olan sald›r› amaçl› her türlü askerî araca s›k› bir
"karantina" uygulanacak. [...]
2. Küba’n›n sürekli ve s›k› bir biçimde gözetlenmesi için emir verdim.
[...]
3. ABD, Küba’dan Amerika k›tas›ndaki herhangi bir ülkeye herhangi
bir nükleer füzenin f›rlat›lmas›n›, Sovyetler Birli¤i’nin ABD’ye sald›r›s›
olarak kabul edecektir. Böyle bir sald›r› büyük ölçekli bir yan›t› gerek-
tirir. [...]
4. Bu akßam, Amerikan Devletleri Örgütü1 dan›ßma organ›n›n derhal
toplant›ya ça¤›r›lmas›n› istedik.
5. Birleßmiß Milletler Sözleßmesi’ne uygun olarak, yine bu akßam
Güvenlik Konseyi’ni acil bir toplant›ya ça¤›r›yoruz. [...]
6. Bu tehdide bir son vermesi için Say›n Krußçev’e sesleniyorum [...].
Kendisinden dünyaya egemen olma politikas›n› b›rakmas›n› ve bu
tehlikeli silahlanma yar›ß›na son vermek ve insanl›k tarihini de¤ißtirmek
için gösterilecek tarihsel çabaya kat›lmas›n› istiyorum.

1. ABD ve Latin Amerika ülkelerini (Orta ve Güney Amerika) bir araya getiren
örgüt. Amac›, üye ülkeler aras›nda bar›ß› sa¤lamak ve onlar› d›ßar›dan gele-
cek her türlü sald›r›ya karß› korumakt›. Küba 1961 y›l›nda örgütten ç›kar›ld›..

Uzayda ißbirli¤i:
3
1975’te gerçekleßen
Apollo-Soyuz uçußunun rozeti.

218
Berlin SSCB
1961

FRANSA
ABD Ç‹N
Vietnam
Küba CEZAY‹R 1964- 1973
1962 MISIR
H‹ND‹STAN
Atlas Okyanusu
Ortado¤u
1967, 1973
Büyük Okyanus

Hint
Okyanusu

ABD ve müttefikleri

SSCB ve müttefikleri

Di¤er komünist ülkeler

Baßl›ca krizler ve savaßlar

1973’te ba¤lant›s›z ülkeler


5 000 km
(1973 Cezayir Zirvesi’ne
kat›lan ülkeler)

4 ‹ki blok ve büyük krizler, 1960-1975.

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
r Soru 1 • Belgelerin izleklere göre s›n›fland›r›lmas›na örnek

• 2 numaral› metnin anlat›lan olaylardan sonra yaz›ld›¤›n› ‹zlek 1: ‹zlek 2: ‹zlek 3: Do¤u/Bat›
unutmay›n: Ne kadar zaman sonra? Bu neyi gösterir? Tarihsel Do¤u/Bat› çat›ßmalar› ABD ve SSCB çat›ßmalar›n›n d›ß›nda
aras›ndaki yumußama kalan ülkeler
bir kißili¤in an›lar›ndan al›nt›lar yap›larak olußturulmuß bir bel-
Belge 1 - Küba krizi Bir yumußama - Genißleme ne tür
geyi okurken neleri dikkate almak gerekir?
- Nükleer savaß belirtisi: 6. madde sorunlar do¤uruyor?
r Soru 2 tehlikesi
- ABD ve Latin
• Her belgeyi dikkatle inceleyin. Amerika’daki
- Belge 1, yumußama dönemine geçißi aç›klayarak yaln›zca So- müttefikleri
¤uk Savaß’›n önemli krizlerinden birini mi incelemeye yar›yor? Belge 2 - Vietnam Savaß› Vietnam Savaß›’na Baßka hedefler için
- Metnin hangi ö¤eleri, ABD’nin bölgedeki ittifak sistemi ile il- - ABD’nin küresel son verme niyeti Çin’e dostluk eli
gili bilgiler içeriyor? Birleßmiß Milletler’e yap›lan ça¤r›yla ilgili önderli¤i uzat›lmas›
bölümden ne tür ipuçlar› ç›karabiliriz? Belge 3 Uzayda ißbirli¤i
- Belge 2 bize Amerikan-Sovyet ilißkileri konusunda ne ö¤reti- Belge 4 - Berlin, Orta-Do¤u, - Dünyadaki di¤er
yor? Neden Vietnam Savaß›’ndan söz ediyor? Küba, Vietnam bölünmeler:
- Belge 4 yaln›zca iki blok ve krizleri mi kaps›yor (Bkz. lejand)? krizleri ba¤lant›s›zlar
Lejanddaki baz› ö¤elerle di¤er belgeler aras›nda ne gibi ba¤- - Çin
lar kurulabilir?
• Belgelerden ç›kar›lmas› gereken izlekler:
r Soru 3
- Belgelerin tümü iki büyük güç aras›ndaki çat›ßmayla m› ilgili? - Do¤u-Bat› çat›ßmas› hâlâ uluslararas› ilißkilerin merkezinde mi
- ‹ßbirli¤i örneklerine de rastlanm›yor mu? yer almaktad›r, yoksa giderek çok kutuplu bir dünya düzenine
- Üçüncü dünyan›n yeri nedir? mi geçilmektedir?

219
KONU

12 Sömürgelerin ba¤›ms›zl›¤›
ve üçüncü dünyan›n
olußmas›
‹ kinci Dünya Savaß›’n›n ertesinde, kökenleri bazen 16. yüzy›la kadar uzanan
sömürge imparatorluklar› birkaç y›l içinde y›k›ld›lar. Asya, Afrika ve Okyanusya’daki
"sömürgelerin ba¤›ms›zlaßma süreci", bugün üçüncü dünyay› olußturan ülkelerin ço¤unun
özgürlüklerine kavußmalar›yla sonuçland›.

n Sömürgelerdeki ba¤›ms›zl›k hareketlerinin nedenleri ve baßl›ca aßamalar› nelerdir?


n Sömürgelerin ba¤›ms›zlaßmas›yla ortaya ç›kan üçüncü dünya nas›l bir görünüm arzetmektedir?

KONUNUN PLANI
Harita: ‹kinci Dünya Savaß›’ndan 1980’lerin sonuna, sömürgelerin ba¤›ms›zlaßmas›
I. Sömürgelerin ba¤›ms›zl›¤a kavußma koßullar›
II. Asya’da ba¤›ms›zl›¤a kavußan ilk ülkeler
III. Bandung’dan sömürgecili¤in sonuna
IV. Üçüncü dünyan›n olußmas› ve sorunlar›

• Unutmayal›m
• Belge incelemesi: Vietnam’›n ba¤›ms›zl›k bildirgesi, 2 Eylül 1945
• Verilerle çal›ßma: Ba¤›ms›zl›k, ba¤lant›s›zl›k ve devrim aras›nda üçüncü dünya
• Kompozisyon: Frans›z sömürgelerinin ba¤›ms›zl›¤a kavußmalar›

1948 1955 1961 1973


‹nsan Haklar› Evrensel Bandung Ba¤lant›s›zlar hareketinin Cezayir
Bildirgesi Konferans› kurulmas› Konferans›

Asya’dan sömürgelerin Afrika’da sömürgelerin


ba¤›ms›zl›¤› ba¤›ms›zl›¤› ‹slamc›l›k

Cezayir Savaß›
1954-1962
Çinhindi Savaß› Cezayir’de
1967-70
1946-1954 içsavaß ve katliamlar
Biafra Savaß›

Dien Bien Fu
1945 1950 1955 1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 1995

1947 1966 1975 1994


Hindistan’›n Siyah Afrika’n›n Havana’da Üç K›ta Angola ve Mozambik’in Ruanda’da
ba¤›ms›zl›¤›na ba¤›ms›zl›¤›na kavußmas› Konferans› ba¤›ms›zl›klar›na kavußmas› katliamlar
kavußmas›

220
1 Fransa’n›n sömürge imparatorlu¤una ba¤›l›l›¤›n› sergileyen haziran 1944 tarihli Frans›z broßürü.

2 Tanzanya’da Ruandal› s›¤›nmac›lar, 1994.


Tutsi az›nl›¤›ndan insanlar, Ruanda’da iktidardaki Utulardan baz› aß›r› gruplar›n düzenledi¤i katliamlar›n kurban›
oldular. 7,5 milyon insan›n yaßad›¤› bu eski Belçika sömürgesinde, 1994 katliamlar› yaln›zca Tutsilerden yaklaß›k
800.000 kißinin ölümüne yol açt›.

221
‹kinci Dünya Savaß›’ndan 1980’lerin sonuna,

Finlandiya
Norveç
‹sveç
Birleßik
Kanada Krall›k SSCB

Belçika

Fransa Belgrad
‹spanya
‹talya
ABD Portekiz Türkiye
Cezayir
Suriye ‹ran
Atlas Fas Filistin
Irak
Bat›
Sahra Cezayir Libya M›s›r Ürdün
Bahama adalar›
Frans›z Suudi
Meksika Bat› Arabistan
Jamaika Yeßilburun Afrikas› Sudan
Guyana adalar› Frans›z
Venezuela Ekvator Etyopya
Surinam Gana Afrikas›
Kolombiya Liberya Somali
Nijerya
Ekvator Kongo Kenya
Okyanusu Komor adalar› H
Brezilya
B ü y ü k Mozambik
Peru Angola
Bolivya Oky
Namibya

Madagaskar
Güney
Þili Afrika

O k y a n u s Arjantin

‹ki blok Sömürgelerin ba¤›mz›l›¤› ve üçüncü dünyan›n olußmas›


Üçüncü dünyan›n
Bat› blo¤u 1945’te ba¤›ms›z devletler olußumunu sa¤layan
konferanslar
1944-1957 aras›nda ba¤›ms›z olan devletler
Do¤u blo¤u Ba¤›ms›zl›k savaßlar›
1958-1969 aras›nda ba¤›ms›z olan devletler

Avrupa’daki sömürgeci güçler 1970’ten sonra ba¤›ms›z olan devletler Ciddî çat›ßmalar

222
sömürgelerin ba¤›ms›zlaßmas›
n 1945’te, ba¤›ms›zl›k hareketleri Asya’daki
sömürgelere yay›ld›. Ortado¤u’da savaßtan
önce baßlayan ba¤›ms›zlaßma süreci, Suriye,
Lübnan, Mavera-y› Ürdün (Transjordan =
Ürdün Nehri ötesi; 1946’da "Ürdün" ad›n› ald›)
ve 1948’de ‹srail devletine dönüßen Filistin’in
Kuzey Kutup Dairesi ba¤›ms›zl›klar›n› kazanmalar› ile
sonuçlanm›ßt›. Asya’da ise Japonya, Çinhindi
ve Endonezya’daki milliyetçilerin Avrupa
karß›t› kan›lar›n›n gelißmesini desteklemißti.
Hindistan ve Pakistan 1947’de, Endonezya
1949’da, Çinhindi de 1954’te ba¤›ms›z oldular.
n Afrika’daki ba¤›ms›zlaßma sürecinin
baßlamas›ndan k›sa bür süre önce toplanan
B ü y ü k Bandung Konferans› (1955), Asya’da
Pakistan sömürgelerin ba¤›ms›zl›k mücadelesinin
Japonya
Ç‹N
sonunu bildiriyordu. 1961’de, Belgrad’da
baßlat›lan ba¤lant›s›zlar hareketi, bu süreçten
Tayvan Yengeç Dönencesi
ç›kan devletlerin uluslararas› sahnedeki
Hindistan
varl›klar›n› ilk kez dile getirdi.
Çinhindi O k y a n u s
Filipinler n Afrika’da, sömürgelerin ba¤›ms›zlaßma
Malezya süreci Fas, Tunus (1956) ve Gana’da (1957)
Seylan Ekvator
Hollanda baßlad›. 1960’l› y›llar›n baß›nda, Afrika’daki
Hindistan›
Papua Yeni Gine tüm ‹ngiliz, Frans›z ve Belçika topraklar›,
Hint
Bandung Yeni Hebridler bazen dramatik koßullarda (1960’ta Belçika
(Vanuatu)
Kongosu, 1962’de Cezayir) ba¤›ms›zl›klar›n›
yanusu kazand›lar. Portekiz sömürgelerinin
O¤lak Dönencesi

Avustralya ba¤›ms›zlaßmas›, uzun bir mücadelenin


sonunda, ancak 1975’te tamamlanabildi.
Okyanusya tak›madalar›nda ise bu süreç
1970’te baßlad›.
n Sömürgelerin ba¤›ms›zlaßma sürecinde
do¤an devletler, üçüncü dünya ülkelerine
ekleniyordu.Belgrad’da ba¤lant›s›zl›klar›n›
ilan ettikten ve Havana’daki Üç K›ta
Konferans›’nda emperyalizme karß› mücadele
ça¤r›s› yapt›ktan sonra, bu devletler giderek
3 000 km
yaln›zca kendi azgelißmißlikleriyle mücadele
Mercator projeksiyonu etmek zorunda kald›lar. 1973’te, Cezayir’de
yeni bir uluslararas› ekonomik düzen talep
ettiler. Ama görüßlerini dayatabilmek için
fazlas›yla zay›ft›lar.

223
I. Sömürgelerin ba¤›ms›zl›¤a kavußma koßullar›
A. ‹kinci Dünya Savaß›’n›n etkisi Belge 1, 2, 3 ve 4
A N A H T A R
n 1945’ten sonra, devasa sömürge imparatorluklar› on beß y›ldan daha k›sa bir sürede
S Ö Z C Ü K ortadan kalkt›lar. Fransa, Belçika ya da Hollanda’n›n hakimiyeti alt›nda bulunan halk-
• KURTULUÞ CEPHES‹ lar, 1940’ta birkaç hafta içinde yenilen metropol*lerinin zay›fl›klar›n› ölçebilmißlerdi. As-
ya’da, Japonlar ißgal ettikleri sömürgelerde yo¤un bir Avrupa-karß›t› propaganda baß-
Bir sömürge topra¤›nda, ba¤›ms›z-
l›k için savaßan tüm güçleri bünye- latt›lar. Japonlara karß› savaßan sömürge halklar›ndan baz›lar› da, 1945’te eski efendile-
sinde toplayan siyasal örgüt. rinin geri dönmesini kabul etmediler. Nazizme karß› yürütülen savaß, özgürlük ad›na
verilmiß ve bu amaç 1948’de Birleßmiß Milletler taraf›ndan kabul edilen ‹nsan Haklar›
Evrensel Bildirgesi’nde yeniden dile getirilmißti. Ba¤›ms›zl›klar›na kavußmak isteyen
S Ö Z L Ü K halklar için bu son derece de¤erli bir destekti.
n ‹ki Büyükler de sömürge halklar›n› destekliyordu. SSCB bunu, sömürgeci güçler
* Emperyalizm Bat› blo¤una dahil olduklar› için ve sömürgecili¤i mücadele etti¤i "emperyalizm*"in bir
* Metropol
türü olarak kabul etti¤i için yap›yordu. ABD ise, kendisi de Birleßik Krall›k’a karß› ve-
rilen ba¤›ms›zl›k savaß›ndan zaferle ç›kt›ktan sonra kuruldu¤u için ba¤›ms›zl›k fikrine
ba¤l›yd›; ABD’ye göre sömürge imparatorluklar›n›n varl›¤›, serbest ticaretin gelißmesi-
ne engel oluyordu. Üstelik, 1950’li y›llardan itibaren, sömürge halklar›n›n SSCB’ye ya-
k›nlaßmas›ndan çekiniyordu. Dolay›s›yla ABD, ilke olarak kendi müttefikleri aras›nda
yer alan sömürgeci güçlerin zarar›na da olsa, sömürgecilik karß›t› hareketlere destek ve-
riyordu.

B. Sömürge halklar›n›n kararl›l›¤› Belge 5

Birleßik Krall›k n Sömürge halklar›n›n verdikleri mücadelenin farkl› esin kaynaklar› vard›. Savaßanlar-
dan baz›lar›, kendi geleneksel kültürleri ad›na, Avrupa’dan gelen siyasal fikirlere ve
yaßam biçimlerine karß› ç›k›yorlard›. Senegalli Senghor gibi sömürgeci güçler taraf›n-
dan e¤itilmiß olan seçkinler s›n›f›ndan baz›lar›, 1789’da kabul edilen özgürlük ve eßit-
Fransa lik fikirlerini sömürgeci güce karß› kullan›yorlard›. Çinhindi’nden Ho Þi Min gibi baß-
kalar› ise, Avrupa’dan gelen fikirlerden Marksizmi benimsiyor ve genellikle milliyet-
çilikle birleßtirerek bundan devrimci bir mesaj ç›kar›yorlard›. Bu çeßitlilik, ba¤›ms›zl›k
Hollanda için mücadele eden hareketlerde bölünme tehlikesi yarat›yordu. Ama ortak bir düßma-
n›n, yani sömürgeci gücün varl›¤›, mücadele içinde birli¤i sa¤l›yordu.
‹talya
n Ba¤›ms›zl›k, bir geçiß evresi olan özerklik sayesinde bar›ßç›l bir biçimde de elde edi-
lebiliyordu. Bu gelißmeye, milliyetçi hareketlerin uzun zamand›r etkin oldu¤u Hindis-
Belçika tan gibi ‹ngiliz sömürge topraklar›n›n ço¤unda rastland›. Metropoller bu tür bir evril-
meyi reddettiklerinde ise, sömürge halklar› gizlilik içinde kurtuluß cepheleri* kuruyor ve
Portekiz
gerilla savaß›na baßvuruyorlard›. Bazen de d›ß yard›m al›yorlard›: Çin ve SSCB Viet-
naml›lara, Tunus, Fas ve M›s›r da Cezayir Ulusal Kurtuluß Cephesi’ne yard›m ettiler.

‹spanya
C. Metropollerin giderek boyun e¤mesi Belge 6

n Metropoller önce sömürgelerinin ba¤›ms›zl›¤›n› tan›may› reddettiler. Bazen zen-


0 25 50 75 100
ginlik kayna¤› da olan sömürgeler, bu imparatorluklar›n geçmißte kalan büyüklükleri-
(Milyon insan olarak) nin simgesiydi. Avrupa’da yaln›zca küçük bir az›nl›k sömürge halklar›n›n taleplerine
duyarl›l›k gösteriyordu. Bu az›nl›¤› baz› ayd›nlar ve komünist partiler olußturuyor, gi-
Metropollerin nüfusu
derek Kiliseler de onlar›n yan›nda yer al›yordu.
‹mparatorluklar›n nüfusu
n Ancak, metropollerin görüßü yavaß yavaß de¤ißti. Sömürge hakimiyeti gerçekten
1 1939’da, sömürge pahal›ya maloluyordu. Böylece, örne¤in Fransa’da giderek artan say›da Frans›z, "Corrè-
imparatorluklar›n›n metropollerle ze’in Zambezi’den önce gelmesi" gerekti¤ini savunan gazeteci Raymond Cartier gibi dü-
karß›laßt›rmal› nüfusu. ßünmeye baßlad›.

224
2 1943 tarihli Japon propaganda afißi: Asya’n›n Uyan›ß›.

3 Sömürge sorunu ile ilgili Birleßmiß Milletler karar›


(16 Aral›k 1952).

Birleßmiß Milletler Örgütü’ne üye olan ülkeler, kendi yönetimlerinde


bulunan vesayet alt›ndaki topraklarda yaßayan halklar konusunda,
halklar›n kendi kaderlerini belirleme hakk›n› tan›mal› ve bunun ger-
çekleßmesine yard›mc› olmal›d›r. Üye ülkeler, tüm topraklar konu-
sunda Birleßmiß Milletler Sözleßmesi’nin ruhunu ve ilkelerini, ilgili
halklar›n özgürce ifade ettikleri iradelerini dikkate alarak ve halk›n
iradesi halkoylamas› ya da bilinen demokratik yöntemlerle, tercihen
Birleßmiß Milletler’in gözetiminde belirlendikten sonra, bu topraklar-
da yaßayan halklar›n bu hakk› kullanmalar›n› kolaylaßt›rmal›d›r.

5 1945’te, Senegalli Léopold Sedar Senghor’un talepleri.

Frans›z toplulu¤u içinde sömürgelere ve himaye alt›ndaki ülkelere


önemli bir yer verilmeye haz›rlan›l›yor. Ancak, topluluk içinde yaln›z-
ca küçük bir yer edinecek olan Siyah Afrika bunun d›ß›nda tutuluyor
[...]. Siyah Afrikal›lar, metropolden gelenlerin ve Afrikal› olmayanla-
r›n hakimiyetinde yaßamaya devam edecekler. [...]
‹steklerimiz aras›nda ßunlar yer al›yor:
1. Yasama meclisi, bireylerin özgürlük ve eßitli¤ine halklar›n ve ›rkla-
r›nkini de ekleyerek ‹nsan Haklar› Bildirgesi’ni tamamlas›n.
2. Metropol, yerli halk› kendi kurumlar›n› de¤ißtirme konusunda öz-
gür b›raks›n. Çünkü Frans›z uygarl›¤›n›n uygun ö¤elerini özümseye-
cek olan yine yerli halkt›r.
3. Sömürge ölçe¤inde yaln›z dan›ßma meclisleri de¤il, yasama mec-
lisleri de kurulsun.
L. S. Senghor [1945’te Frans›z parlamentosunda milletvekili,
yazar, 1960’tan itibaren Senegal cumhurbaßkan›],
4 Sömürge sorunu karß›s›nda ABD ve SSCB. "Défense de l’Afrique noire", Esprit, temmuz 1945.

Bir y›ldan fazla bir süredir, Çinhindi’nin yeniden Fransa’n›n hakimiyeti alt›na
girmemesi ve uluslararas› bir komisyonun vesayeti alt›na yerleßtirilmesi gerek- 1. Bu metin ba¤›ms›zl›¤a olumlu bak›yor mu? Yazar ne talep
ti¤i görüßünü ifade ediyorum. [...] Her ülkenin durumu, kußkusuz, ayr› ayr› de- ediyor? Bunu hangi fikirler ad›na yap›yor?
¤erlendirilerek çözüme ba¤lanmal›d›r. Ancak Çinhindi’nin durumu tamam›yla
2. Senghor neden "dan›ßma meclisleri"nden çok "yasama
aç›kt›r. Fransa yüz y›ld›r bu ülkenin kan›n› emmektedir. Çinhindi halk› daha iyi
bir gelecek hakediyor. meclisleri" kurulmas›n› istiyor?
F. D. Roosevelt, 1945.

‹kinci Dünya Savaß›’n›n sonunda iyice a¤›rlaßan sistem krizi, sömürgelerde ve


6 ‹mparatorlu¤un korunmas›na karß› fikirler.
ba¤›ml› ülkelerde baßlayan ulusal kurtuluß hareketiyle kendini göstermektedir.
Ayn› nedenle, kapitalizmin arka bahçeleri de tehlike alt›ndad›r.
Sömürge halklar› art›k geçmißte oldu¤u gibi yaßamak istemiyorlar. Metropol- Fransa, Siyah Afrika’da sürekli para harc›yor [...]. Meteoroloji ve cof-
lerdeki egemen s›n›flar, art›k sömürgelerini eskiden oldu¤u gibi yönetemezler. ra¤ya hizmetlerinin, radyo istasyonlar›n›n, havac›l›k altyap›s› ve baßl›-
Ulusal kurtuluß hareketinin askerî güçle ezilmesi çabalar›, ßimdi sömürge halk- ca havaalanlar›n›n masraflar›n› karß›l›yor. [...] Döviz aç›klar›n› kapat›-
lar›n›n giderek büyüyen silahl› direnißiyle karß›laß›yor ve Endonezya’da Hollan- yor, bütçe aç›klar›n› tamaml›yor, sömürgelerdeki üretimi giderek ar-
da, Vietnam’da Fransa’n›n baß›na gelenler gibi uzun süreli sömürge savaßlar›-
tan oranlarda sübvansiyonlarla destekliyor [...]. Lomé’deki hastane
na yol aç›yor.
[Fransa’da] Nevers’e, Bobo-Dioulasso’daki lise de [yine Fransa’da]
A. Jdanov, 1947.
Tarbes’a yapt›r›lsayd› daha iyi olmaz m›yd› diye sormamak olanaks›z
1. Yukar›daki iki metnin yazarlar›n› ve tarihsel ortam› tan›- [...]. Fas örne¤i gayet aç›k: Fransa’n›n kaynaklar›ndan karß›lanan ve
t›n›z. sonunda kaybolup giden onca ßehircilik, madencilik ve bay›nd›rl›k gi-
2. Sömürgelerin da¤›lmas›n› ‹ki Büyükler kendilerine göre rißimi! Bütün bunlar, baz› tak›nt›l›lar› Togo için bir köprü tasarlamak-
tan ve Kamerun’u boydan boya geçen bir demiryolu çizmekten (ma-
nas›l do¤ruluyorlar?
liyeti 36 milyar frank) al›koymuyor!
3. Daha sonraki y›llarda, ABD burada Roosevelt taraf›ndan
R. Cartier [gazeteci], Paris-Match, 18 A¤ustos 1956.
kullan›lan üsluba sad›k kalacak m›?

225
II. Asya’da ba¤›ms›zl›¤a kavußan ilk ülkeler
A. Hint dünyas›n›n ve Endonezya’n›n
A N A H T A R
S Ö Z C Ü K
ba¤›ms›zl›¤a kavußmas› Belge 2 ve 3

n Hindistan’da ba¤›ms›zl›k arzusu çok eskilere uzan›yordu. Gandi ve Nehru’nun ßid-


• V‹ETM‹N dete baßvurmay› reddederek ba¤›ms›zl›k mücadelesi veren Kongre Partisi* 1886’da ku-
Viet Nam Dok Lap Dong Min’in k›- rulmußtu. Parti, 1942’de ald›¤› "Quit India" ("Hindistan’› b›rak!") karar›yla bu arzuyu ye-
saltmas›. Ho Þi Min taraf›ndan niden dile getirdi. Muhafazakâr baßbakan Winston Churchill buna karß› ç›ksa da,
1941’de kurulan Ba¤›ms›zl›k için 1945’te iktidara gelen ‹ßçi Partisi, Hindistan’›n taleplerini kabul etti. Ancak, Kongre Par-
Vietnam Birli¤i. Vietmin bünyesin- tisi Hindistan’›n tek bir devlet olmas›n› istiyor, Muhammed Ali Cinna’n›n Müslüman
de komünistleri (ço¤unluk) ve mil-
Birli¤i ise ayr› bir Müslüman devlet kurulmas›n› talep ediyordu. Sonunda ‹ngilizler,
liyetçileri biraraya getiriyordu;
1947’de, ço¤unlu¤u Hindu olan bir Hindistan Birli¤i ile onu do¤udan ve bat›dan çev-
amac› Japonlar› ve Frans›zlar› Viet-
nam’dan kovmakt›.
releyen iki k›s›mdan olußan, ço¤unlu¤u Müslüman bir Pakistan olmak üzere, iki ayr›
devlet kurmak zorunda kald›lar. Hindistan’›n bu biçimde ayr›lmas› ya da "bölüßtürül-
mesi" önemli nüfus hareketlerine ve katliamlara yol açt› (1 milyon ölü). Daha sonra, As-
ya’da ‹ngilizlerin hakimiyeti alt›nda bulunan di¤er ülkelerden Seylan (1948) ve Birman-
S Ö Z L Ü K ya (1957) da ba¤›ms›zl›klar›n› elde ettiler.

* Kongre Partisi n Hollanda Hindistan›’nda ise, milliyetçi lider Sukarno 1945’te Endonezya’n›n ba¤›ms›z-
(Indian National Congress) l›¤›n› ilan etti. 1946’da Hollandal›lar, Hollanda’ya ba¤l› bir federasyon çerçevesinde bu
* Frans›z Birli¤i cumhuriyetin Java ve Sumatra üzerindeki egemenli¤ini tan›mak zorunda kald›lar. 1947
ve 1948’de iki askerî müdahaleyle bu uzlaßmay› bozmay› denediler. Ancak, Birleßmiß
Milletler taraf›ndan suçlu bulunarak, 1949’da Endonezya’n›n ba¤›ms›zl›¤›n› tan›d›lar.

Dien Ç‹N
Bien Fu
onkin
B. Çinhindi Savaß› Belge 1, 4, 5 ve 6
T
Haypong
Hanoy n Japonlar, Çinhindi’ni ißgal ettikleri dönemde Frans›z karß›t› duygular yaratmaya ça-
l›ßm›ßlard›. Eylül 1945’te, komünist Ho Þi Min taraf›ndan yönetilen Vietmin* Demokra-
LAOS tik Vietnam Cumhuriyeti’nin ba¤›ms›zl›¤›n› ilan etti. Fransa buna General Leclerc ko-
V

mutas›nda birlikler göndererek yan›t verdi. Frans›z birlikleri, 1945’in sonunda Cochinc-

hine [Koßenßin]’in denetimini yeniden ele geçirdiler. Mart 1946’da Frans›zlar, Frans›z
A

17. paralel Birli¤i* içinde kalmas› koßuluyla Vietnam Cumhuriyeti’ni tan›may› kabul ettiler. Ancak
n

T
n

Frans›z yüksek komiseri Thierry d’Argenlieu, Ho Þi Min’in görüßüne karß› ç›karak


a
N
m

Cochinchine Cumhuriyeti’ni ilan etti. Frans›zlar, bu sertleßmenin yol açt›¤› olaylara


A M

TAYLAND
Hayfong’u bombalayarak yan›t verdiler (kas›m 1946); yüzlerce kißi öldü. Bunu izleyen
aylarda, misilleme olarak Hanoy’daki Avrupal›lar katledildi. Böylece Çinhindi Savaß›
KAMBOÇYA baßlam›ß oldu.
n Komünistlerin bunun "pis bir savaß" oldu¤u yolunda propaganda yürüttükleri Fran-
Pnom-Pen s›z metropolündeki kay›ts›zl›kla birlikte, SSCB taraf›ndan iyi silahland›r›lm›ß bir geril-
Saygon
laya karß› son derece güç bir savaß veriliyordu. Üstelik, ABD de gerici bir sömürge sa-
Cochinchine vaß› yürüttü¤üne inand›¤› Fransa’y› desteklemiyordu. Ancak, 1949-1950’de Çin Devri-
250 km mi ve Kore Savaß›’yla birlikte Asya’da komünizmin h›zla yay›lma tehlikesi ortaya ç›k›n-
ca herßey de¤ißti. Çinhindi Savaß›, So¤uk Savaß’›n bir parças› haline geldi. SSCB ve
Vietmin denetimindeki bölgeler
1950
Çin, Vietmin’e verdikleri deste¤i artt›r›rken, ABD de Fransa’ya para yard›m› yapmaya
baßlad›.
1950 - 1954
n Ancak bu yard›m Vietmin’i yenmeye yetmedi. Stalin’in 1953’te ölümünden sonra
1 Savaß s›ras›nda Çinhindi. Amerikal›lar, Asya’daki sorunlar›n tümünü Cenevre’de yap›lmas› öngörülen bir konfe-
ransla çözmek istediler. O zaman Fransa, yeterince güçlü bir konuma gelme arzusuyla,
Frans›z Çinhindi beß bölgeye ayr›lm›ßt›:
Laos, Kamboçya, Tonkin ve Annam’
birliklerini güçlendirilmiß Dien Bien Fu cephesinde yo¤unlaßt›rd›. Vietnam ordusunu
dan olußan himaye alt›ndaki dört böl- üzerine çekerek ezmeyi amaçl›yordu. Ama tuzak Frans›z askerlerinin üzerine kapand›.
ge ve bir sömürge olan Cochinchine. Frans›z birlikleri, 54 gün süren bir mücadeleden sonra, 7 May›s 1954’te teslim olmak zo-
Bunlardan son üç bölge Vietnam’› runda kald›lar. Temmuz ay›nda Cenevre görüßmeleri s›ras›nda Fransa, Laos, Kamboç-
olußturdu. ya ve ikiye bölünmüß olan Vietnam’›n ba¤›ms›zl›klar›n› tan›d›.

226
2 Hindistan’›n "bölüßtürülmesi".

BATI
PAK‹STAN
M
üs

m Delhi B ‹ Y O G R A F ‹
Hi an
nd la
ul r 3 Mohandas "Mahatma" Gandi
ar Hindular
Karaçi Dakka
(1869-1948)
B‹RMANYA
H‹ND‹STAN Müslümanlar Hindistan’da tüccar bir ailenin çocu¤u olarak
B‹RL‹Ú‹ dünyaya gelen Gandi, Londra’da hukuk e¤i-
DOÚU
PAK‹STAN timini tamamlad›ktan sonra avukat oldu.
Rangun 1916’da Hindistan’a geri dönen ve Mahatma
PAK‹STAN: ("büyük ruh") olarak adland›r›lan Gandi,
tek devlet
Hindistan’da ‹ngiliz varl›¤›na ve toplumsal adaletsizliklere kar-
ß› mücadeleye girißti ve bu nedenle pek çok kez hapse at›ld›.
SEYLAN Þiddet uygulanmas›na karß› ç›kmaya dayanan, kendine özgü
(Sri Lanka) Hint Okyanusu yöntemlere baßvurarak, Kongre Partisi ile birlikte ‹ngiliz ürün-
1 000 km lerine karß› boykot baßlatt›. Köylerdeki sefaleti gidermek için
Kolombo
Hintli zanaatkârlar› cesaretlendirdi. ‹kinci Dünya Savaß›’ndan
1947’den önceki Hindistan sömürge imparatorlu¤u
sonra, ülkesini ba¤›ms›zl›¤a taß›d›. Ancak, biri Hindistan Birli-
0 Müslüman ve hindular›n
¤i ve di¤eri Pakistan olmak üzere iki devlete bölünmesine en-
Hindu ço¤unluk 2 gel olamad›. 30 Ocak 1948’de fanatik bir hindu taraf›ndan öl-
mübadelesi
4
Müslüman ço¤unluk 6 (milyon göçmen olarak) dürüldü.

4 General Giap’a göre


Vietnam gerillas›.
B ‹ Y O G R A F ‹
5 Ho Þi Min (1890-1969)
Gerilla, ekonomik olarak geri kalm›ß bir ülke-
de, güçlü bir donan›ma sahip ve iyi e¤itim al- Bir mandarinin (yönetici s›n›f üyesi) o¤lu olan Nguyen Ai Kuok,
m›ß sald›rgan bir orduya karß› ayaklanan halk gençli¤inde çal›ßmak için Fransa’ya gitti ve 1920’de Frans›z Komü-
kitlelerinin savaß›d›r. Düßman güçlü mü? O za- nist Partisi’ne üye oldu. Bir süre SSCB’de kald›ktan sonra Çinhin-
man kaç›l›r. Düßman zay›f m›? O zaman sald›- di’ne geri döndü. O s›ralarda Ho Þi Min ("ayd›nlatan") takma ad›n›
r›l›r. Koßullara göre düßman› yenmek için sal- ald›, 1929’da Çinhindi Komünist Partisi’ni, 1941’de de Japonlarla sa-
d›r›larla h›rpalayarak ya da bir defada yok ede- vaßmak için Vietmin’i kurdu. Marksist kan›lardan ve güçlü milliyet-
rek ve askerî harekâtlar› siyasal ve ekonomik çi duygulardan esinlenen Ho Þi Min, 1945’te Demokratik Vietnam Cumhuriyeti’ni ilan
eylemle bir arada yürüterek, modern silahlar›n etti ve 1954’e kadar Fransa’ya karß› verilen mücadeleyi yönetti. 1954’ten ölümüne ka-
karß›s›na s›n›rs›z bir kahramanl›kla ç›k›l›r; sabit dar Kuzey Vietnam’›n yöneticisi olarak kalan Ho Þi Min, iki Vietnam’›n yeniden bir
bir çarp›ßma hatt› yoktur, cephe düßman›n bu- araya gelmesi için çal›ßt›.
lundu¤u her yerdedir.
Aç›kta bulundu¤u yerlerde ezici bir üstünlük
sa¤layarak düßman›n taze kuvvetlerini yok et-
mek için y›¤›nak yapmak; sald›r›da ve geri çe-
kilmede inisyatif, esneklik, h›z, sürpriz, çevik-
lik. [...] Düßman› küçük zaferlerle yavaß yavaß
y›pratmak ve ayn› zamanda kazan›mlar›m›z›
korumak ve artt›rmak. [...]
Vietnam, mücadelesinin ilk y›llar›nda düzenli
ordu savaߛna girmedi, giremezdi [...]. Bu ge-
rilla gitgide gelißerek her gün biraz daha yay›-
lan bir hareket savaß›na dönüßtü ve gerilla
özelliklerinden baz›lar›n› koruyarak [...], her
seferinde büyüyerek devreye daha çok tümen
sokan hücumlarla sonunda Dien Bien Fu’ya
ulaßmay› baßard›.
6
Dien Bien Fu’nun düßmesinden sonra esir al›nan Frans›z askerleri
General Giap [Vietmin ordular› komutan›],
Halk›n savaß›, halk›n ordusu (Hanoy, 1961). (7 May›s 1954).
Savaßtan sonra çevirilen bir Sovyet filminden al›nan propaganda görüntüleri. Dien Bien Fu
Giap’›n takti¤i neye dayan›yor? karargâh›, Giap komutas›ndaki Vietmin birlikleri taraf›ndan kußat›lm›ßt›.

227
III. Bandung’dan sömürgecili¤in sonuna
A. Bandung Konferans› Belge 1, 2, 3 ve 4
A N A H T A R
n Endonezya Baßkan› Sukarno taraf›ndan düzenlenen Bandung Konferans›, nisan
S Ö Z C Ü K 1955’te topland›. Asya ve Afrika’dan ülkelerin kat›ld›¤› konferansta, Asya’da sömürge-
• FRANSIZ TOPLULUÚU lerin ba¤›ms›zl›¤a kavußmas›n›n sonuçlar› ele al›nd›. Hintli Nehru, M›s›rl› Nas›r ve Çin-
1958’de, Frans›z Cumhuriyeti ve
li Zu Enlay en çarp›c› kißiliklerdi. Konferansa Afrika’dan ve özellikle Asya’dan 29 ülke
içißlerinde özerk 12 Afrika devleti kat›l›yordu ve toplam dünya nüfusunun %50’sinden fazlas› bu ülkelerde yaß›yordu.
aras›nda kurulan birlik. Konferans sömürgecili¤i yarg›layarak Birleßmiß Milletler’in ba¤›ms›zl›k mücadeleleri-
ne destek vermesini istedi. Böylece, henüz sömürgeci güçlerin hakimiyeti alt›nda bulu-
nan Afrika ülkelerini özgürlüklerini kazanma konusunda cesaretlendirdi. Ayr›ca, kon-
feransa kat›lmayan ‹ki Büyükler’den birine ba¤lanma fikrini de reddetti.
S Ö Z L Ü K
* Apartheid B. ‹ngiliz Afrikas›’nda sömürgelerin ba¤›ms›zl›¤›
* Commonwealth
* Çerçeve-yasa n Afrika sömürgelerinde ba¤›ms›zl›¤a geçiß, k›tan›n bat›s›nda yer alan ‹ngiliz toprakla-
r›nda baßlad›. Bu topraklarda 1920’li y›llardan beri milliyetçi örgütler bulunuyordu. ‹n-
giltere bu bölgede yerel seçimlerin yap›lmas›na izin verdi. Gana’da, N’Krumah’n›n par-
tisinin seçimlerde kazand›¤› büyük baßar› sayesinde ülke önce özerkli¤ini (1951), ard›n-
dan da ba¤›ms›zl›¤›n› elde etti (1957). Nijerya 1960’ta, Sierra Leone de 1961’de ba¤›ms›z
oldu. Ama bu devletler sömürge dönemindeki s›n›rlar›n› korudular ve N’Krumah’n›n
hayal etti¤i "Afrika Devletleri Birli¤i" yaßama geçirilemedi.
n Do¤u Afrika’da, sömürgelerin ba¤›ms›zl›k sorunu ›rkç› çat›ßmalarla daha da karma-
B‹YOGRAF‹ ß›k hale gelmißti. Tanganika 1961’de ba¤›ms›z oldu ve 1964’te Zanzibar’la birleßerek
Tanzanya’y› olußturdu. Uganda ve Kenya da 1963’te ba¤›ms›zl›klar›n› elde ettiler. Gü-
1 Jawaharlal
ney Afrika’da, Nyassaland 1964’te Malavi ad›yla, Kuzey Rodezya da 1965’te Zambiya
Nehru
ad›yla ba¤›ms›z birer devlet oldular. Ancak Güney Rodezya’da beyaz sömürgeciler,
(1899-1964)
1965’te tek tarafl› olarak ba¤›ms›zl›klar›n› ilan ettiler ve komßu Güney Afrika Cumhuri-
Brahmanlar kas- yeti’ndekine çok yak›n bir apartheid* rejimi kurdular. Eski beyaz sömürgecilerin hakimi-
t›ndan gelme bir yeti, ancak 1980’de, siyah ço¤unlu¤un ad› art›k Zimbabve olan ülkenin denetimini ele
avukat olan ve Bat› tarz›nda yetiß- geçirmesiyle son buldu. Eski ‹ngiliz sömürgelerinden ço¤u bugün Commonwealth*i oluß-
tirilen Nehru, 1916’dan itibaren turmaktad›r.
Gandi’nin yan›nda ‹ngiliz sömür-
gecili¤ine karß› mücadeleye kat›l- C. Frans›z Siyah Afrikas›’nda ba¤›ms›zl›k Belge 5
d›; bu nedenle y›llarca hapiste kal-
d›. Tar›m reformu ve planl› sana- n Frans›zlar›n hakimiyetinde bulunan Bat› Afrika ve Ekvator bölgelerinde ba¤›ms›zl›k
yileßme yanl›s› olan Nehru, yol fikri, önemli bir çat›ßmaya yol açmadan yay›ld›. Buna karß›l›k, 1947’de Madagaskar’da
göstericisi Gandi’den daha ilerici Fransa’n›n kanl› bir biçimde bast›rmak zorunda kald›¤› büyük bir ayaklanma ç›kt›. 4.
ve modernleßmeciydi. Cumhuriyet anayasas› 1946’da bu topraklara iç ißlerinde s›n›rl› bir özerklik ve Frans›z
1929’dan itibaren Kongre Parti- parlamentosunda yer almak üzere milletvekili seçme hakk› tan›d›. Hatta Senegalli Seng-
si’nin genel sekreteri oldu. Ülkesi- hor ya da Fildißi K›y›s›’ndan Houphouët-Boigny Paris’te bakan olarak görev yapt›lar.
nin ba¤›ms›zl›¤› için yap›lan pa- 1956’da, Houphouët-Boigny’nin katk›lar›yla haz›rlanan Defferre çerçeve-yasa*s› Siyah
zarl›klar› yürüttü, ancak Hint ya- Afrika’daki Frans›z topraklar›n›n özerkli¤ini artt›rd›, ancak Senghor’un arzu etti¤i gibi
r›madas›n›n bölüßtürülmesine en- bunlar› geniß bir bütün halinde bir araya toplayamad›.
gel olamad›. 1947’den ölümüne
n 1958’de General de Gaulle, bu sömürgelerden derhal ba¤›ms›z olmakla Frans›z Toplu-
kadar baßbakan olarak görev ya-
lu¤u* içinde yer almak aras›nda seçim yapmalar›n› istedi. Frans›z Toplulu¤u’nda yer al-
pan Nehru, ›l›ml› bir sosyalizmi
mak, iç ißlerinde özerklik elde etmek ve Fransa’dan ekonomik yard›m almak, ama ayn›
hayata geçirdi. Bandung Konfe-
rans›’nda ön planda rol oynad›.
zamanda savunma, diplomasi ve para konular›nda Fransa’ya ba¤›ml› olmak anlam›na
Yugoslav lider Tito ve M›s›rl› lider geliyordu. Gine d›ß›nda kalan tüm Siyah Afrika sömürgeleri, Madagaskar da dahil, ikin-
Nas›r’la birlikte, ba¤lant›s›z ülke- ci çözümü seçtiler. Buna ra¤men, 1960’tan itibaren önemli bir dram yaßanmadan tü-
lerin önderlerinden biriydi. müyle ba¤›ms›z oldular. Bugün, Fransa’n›n ekonomik ve askerî alanda bu ülkeler üze-
rindeki etkisi çeßitli anlaßmalarla devam etmektedir.

228
2 Bandung Konferans› sonuç
bildirgesinden al›nt›lar (nisan 1955).

Konferans,
1. Sömürgecili¤in, her türlü görünümüyle,
h›zla sona erdirilmesi gereken kötü bir ßey ol-
du¤unu beyan etmek;
2. Yabanc›lara kölelik etmeye, onlar›n hakimi-
yeti alt›nda yaßamaya ve sömürülmeye mah-
kûm edilen halklar sorununun temel insan
haklar›n›n yads›nmas› anlam›na geldi¤ini, Bir-
leßmiß Milletler Sözleßmesi’ne ayk›r› oldu¤unu
ve dünyada bar›ß ve ißbirli¤inin gelißmesine
3Nas›r ve Nehru, Bandung Konferans›’ndan sonra Cakarta havaalan›nda
engel oldu¤unu beyan etmek;
3. Bu halklar›n özgürlük ve ba¤›ms›zl›k davas›- (nisan 1955).
na destek olmak;
4. ‹lgili güçlerden bu halklara özgürlüklerini ve
B ‹ Y O G R A F ‹
ba¤›ms›zl›klar›n› vermelerini talep etmek [...]
konular›nda uzlaßmaya varm›ßt›r. 4 Cemal Abdü’n-Nas›r (1918-1970)
Asya-Afrika Konferans›, Afrika’n›n büyük bö- M›s›rl› yoksul bir köylü ailesinden gelen bir subay olan Nas›r, M›-
lümünde ve dünyan›n baßka yerlerinde siyasal s›r’daki ‹ngiliz varl›¤›na karß› mücadele eden milliyetçi askerler sa-
sistemin ve insan ilißkilerinin temelini olußtu- f›nda yer ald›. Temmuz 1952’de Kral Faruk’u devirerek General Ne-
ran ›rk ayr›mc›l›¤› siyasetini ve uygulamalar›n› cip’i iktidara geçiren darbeye kat›ld›. Nas›r, mart 1954’te Necip’i ik-
k›nar. Bu tür bir tav›r yaln›zca insan haklar›n›n tidardan uzaklaßt›rd› ve ülkenin baß›na kendisi geçti.
tecavüze u¤ramas› de¤il, ayn› zamanda uy- 1956’da Süveyß Kanal›’n›n devletleßtirilmesi, Nas›r’a Arap dünyas›n-
garl›¤›n ve insanl›k onurunun temel de¤erleri- da büyük sayg›nl›k kazand›rd›. Ancak Suriye ile birlikte "Birleßik Arap Cumhuriyeti"ni
nin yads›nmas›d›r. Asya-Afrika Konferans›, Fi- kurma denemeleri (1958-1961) sonuç getirmedi ve 1967’de M›s›r’›n di¤er Arap ülkele-
listin’in durumu nedeniyle Ortado¤u’da varo- riyle birlikte ‹srail karß›s›nda ald›¤› yenilgi iktidar›n› büyük ölçüde zay›flatt›.
lan gerilim konusunda ve bu gerilimin dünya
bar›ß› aç›s›ndan olußturdu¤u tehlikeyi de gö-
zönünde bulundurarak, Arap Filistin halk›n›n 5 1944 ve 1960’ta, General de Gaulle ve sömürgelerin ba¤›ms›zl›¤›.
haklar›n› ve Filistin sorununa bar›ßç›l bir çözüm
bulunmas›n› destekledi¤ini beyan eder. a. Brazzaville Konferans›’n›n sonuç bildirgesinden al›nt›lar (ßubat 1944)
[...] Kuzey Afrika’daki istikrars›z durum ve Ku- Sömürgelerde Fransa taraf›ndan gerçekleßtirilen uygarlaßt›rma çabas›n›n sonuçlar› aras›n-
zey Afrika halklar›na kendi kaderlerini tayin da, herhangi bir özerklik fikri veya imparatorlu¤un Frans›z blo¤u d›ß›nda herhangi bir ev-
etme hakk› verilmesinin sürekli olarak redde- rilme olana¤› [...] yoktur. Biz Fransa’n›n siyasal iktidar›n›n kesinlik ve kararl›l›kla imparator-
dilmesi konusunda, Asya-Afrika Konferans› lu¤un tüm topraklar›nda uygulanmas›n› istiyoruz. Sömürgelerin yönetim ve ekonomi ala-
Cezayir, Fas ve Tunus halklar›n›n kendi kader- n›nda büyük bir özgürlükten yararlanmalar›n› da istiyoruz. Ayr›ca, sömürge halklar›n›n bu
lerini tayin etme hakk›n› elde etmelerini des- özgürlü¤ü kendi kendilerine s›namalar›n› ve sorumluluk duygular›n›n yavaß yavaß olußup
tekledi¤ini beyan eder ve Frans›z hükümetinin e¤itilerek sonunda ülkelerindeki kamusal alan›n yönetimine kat›l›r hale gelmelerini istiyo-
bu soruna gecikmeden bar›ßç›l bir çözüm bul- ruz. Ancak ne olursa olsun, kurulacak yeni düzen [...] Frans›z sömürgeler blo¤unu olußtu-
mas›nda ›srar eder. ran topraklardan her birinde yerel yaßama ve özgürlü¤e sayg›l› olacakt›r.
b. 5 Eylül 1960 tarihli bas›n toplant›s›.
1. Yaz›ld›¤› ortam› belirterek bu belgeyi Hem Frans›z hem de ‹ngiliz imparatorluklar› içinde yer alan Siyah Afrika sömürgelerinin ba-
tan›t›n›z. ¤›ms›zlaßmas› tamamlanm›ßt›. Ancak Fransa hâlâ Cezayir sorunuyla karß› karß›yayd›.
2. Belge ne talep ediyor? Hangi ilkelere Halklar›n özgürlüklerine kavußmas›n›n hem ülkemizin ruhuna, hem de Galliéni, Lyautey gi-
bi yay›lmac›l›¤›m›z›n büyük önderlerinin sömürgelerdeki eserlerine baßlarken saptad›klar›
dayan›yor?
amaca, ayr›ca dünya savaß› s›ras›nda baßlayan karß› durulmaz harekete ve bunu izleyen ge-
3. Bildirgenin bu konuda dile getirdi¤i lißmelere uygun oldu¤u gerekçesiyle, bu yolda, yani halklar›n özgürlüklerine kavußmas› yo-
istekler yerine getirilecek mi? lunda daha önce baßlatt›¤›m Frans›z politikas›n› iki y›ld›r ayn› do¤rultuda yürütüyorum.
Bütün bunlar, Bat› Avrupa, özellikle de Fransa taraf›ndan sömürgelerde gerçekleßtirilen
eserleri hiçbir biçimde yads›d›¤›m anlam›na gelmez [...]. Ancak zaman› geldi¤inde – ve za-
man› gelmißtir – herkese kendi kaderini tayin hakk›n› tan›may› bilmek gerekti¤ine de bir o
kadar inan›yorum.

1. De Gaulle, ikinci metinde sömürgelerin ba¤›ms›zlaßmas›n› nas›l hakl›


gösteriyor?
2. Geçmißteki sömürgecili¤i yarg›l›yor mu?

229
A N A H T A R D. Kongo dram› Belge 2 ve 3

S Ö Z C Ü K n Kongo’da, sömürgesini oldukça himayeci bir zihniyetle yöneten Belçika uzun süre
her türlü gelißmeyi reddetti. Bu devasa topraklardaki do¤al zenginlikler (bak›r, p›rlan-
• FLN (FRONT DE LIBERATION ta) büyük çokuluslu ßirketlerin ilgisini çekiyor ve madenlerin ißletilmesi güçlü toplum-
NATIONALE) sal muhalefet hareketlerine yol aç›yordu.
Ulusal Kurtuluß Cephesi. 1954’te n 1960’ta ßiddetli çat›ßmalar ç›kt› ve Belçika Kongo’ya h›zla ba¤›ms›zl›¤›n› verdi. An-
Cezayirli milliyetçiler taraf›ndan cak Avrupal›lar›n katledilmesi, farkl› etnik gruplar aras›ndaki rekabet, SSCB’nin 1961’de
Fransa’ya karß› ba¤›ms›zl›k müca- öldürülen Baßbakan Lumumba’ya ve Amerikal›lar›n da Cumhurbaßkan› Kasavubu’ya
delesini yürütmek amac›yla kuru-
destek vermesi, ülkeyi içsavaßa sürükledi. Birleßmiß Milletler’in müdahalesine ra¤men,
lan örgüt.
çat›ßmalar ancak 1965 y›l›nda, Kongo ordusu baßkomutan› Mobutu’nun yapt›¤› darbey-
le duruldu. Yine Belçika sömürgesi olan Burundi ve Ruanda da 1962’de ba¤›ms›z oldular.

S Ö Z L Ü K
E. Ma¤rip’in ba¤›ms›zl›¤›na kavußmas› Belge 1, 4, 5 ve 6

* Himaye n Fas ve Tunus, belirli bir özerklikten yararlanan (Fas sultanl›kla, Tunus da beyleri ta-
* ‹stiklâl Partisi raf›ndan yönetiliyordu) ve 1945’ten itibaren benzer bir yazg›s› olan, Frans›z himayesi* al-
* Yeni Düstur Partisi t›nda iki ülkeydi. Her ikisi de, Fas’ta Sultan Muhammed bin Yusuf’un etraf›nda topla-
* Toussaint Bayram› nan ‹stiklâl Partisi* ve Tunus’ta Burgiba’n›n Yeni Düstur Partisi* yönetiminde ba¤›ms›z-
* OAS l›klar›n› istediler. Bu istek karß›s›nda Fransa tereddütlü davrand›. Fas’ta, sultana karß›
büyük toprak sahiplerini örgütledi; Tunus’ta ise, daha önce vermiß oldu¤u özgürlü¤ü
Nüfus de¤ißiklikleri sömürgecilerin bask›s›yla geri almaya çal›ßt›. Ancak, bu politika Birleßmiß Milletler ta-
(milyon kißi)
raf›ndan yerildi. Sonunda, Pierre Mendès France hükümeti 1954’te Tunus’a içißlerinde
10 özerklik tan›d›. Fas ve Tunus 1956’da ba¤›ms›z oldular.
9 n 1830’dan beri Fransa’ya ait olan Cezayir’de, o tarihlerde 8,5 milyon Arap ve Berber’e
8 karß›l›k 1 milyon Avrupal› yaß›yordu. Cezayir do¤rudan merkezden yönetilen üç vila-
7 yete ayr›lm›ß bir sömürgeydi ve Fransa burada 1945’ten sonra hiçbir reform yapmam›ß-
6 t›. 1920’li y›llardan beri var olan milliyetçi hareketler, 1945’te ç›kan Setif ayaklanmas›n›
5 (yüzlerce ölü) izleyen bask›larla zay›f düßmüßtü. 1954 Toussaint* bayram› s›ras›nda, ba-
4 ¤›ms›zl›k isteyen FLN* taraf›ndan bir sald›r› dalgas› baßlat›ld›. Fransa buna boyun e¤-
3 meyi reddeti, ama reformlar yap›laca¤›n› ilan etti. Ancak, bu reformlar› "terorist" olarak
2 tan›mlad›¤› FLN’i yendikten sonra gerçekleßtirebilmeyi umuyordu. Dolay›s›yla, öncelik
1 savaßa verilecekti. Fransa FLN’e büyük kay›plar verdirdi (Cezayir muharebesi, 1957),
0 ama tümüyle ortadan kald›rmay› baßaramad›. Bu arada, FLN’le pazarl›¤a oturma fikri
1906 1931 1954 de Frans›z siyasetçileri aras›nda taraftar bulmaya baßlam›ßt›. Baßkent Cezayir’de ç›kar›-
lan 13 May›s 1958 ayaklanmalar› bu olas›l›¤› ortadan kald›rmay› amaçl›yordu ve Gene-
Toprak mülkiyeti ve tar›mla ral de Gaulle’ün iktidara geri dönmesiyle sonuçland›. Avrupal› sömürgeciler, General’in
u¤raßan nüfus dönüßüyle birlikte Cezayir’in Fransa’da kalaca¤›n› umuyorlard›.
% n Ama FLN olmadan hiçbir ßey yap›lamayaca¤›n› anlayan de Gaulle, yeniden görüß-
100 melere baßlad›. Bunun üzerine, ordunun bir k›sm› ve Cezayir Frans›zlar›ndan ço¤u ken-
90 dilerini ihanete u¤ram›ß hissettiler. Öfkeleri, generallerin düzenledi¤i ve baßar›s›zl›kla
80 sonuçlanan bir darbe girißimine (nisan 1961) ve gizli ordu OAS* taraf›ndan yürütülen te-
70 rorist eylemlere yol açt›. Bu umutsuz tepkiler, mart 1962’de Évian Anlaßmalar›’yla Ceza-
60 yir’in ba¤›ms›zl›¤›na karar verilmesini engelleyemedi (yürürlü¤e girme tarihi temmuz
50 1962). Ancak, ço¤u birkaç kußakt›r Cezayir’de yaßayan Frans›zlar›n bu ülkede kalmalar›
40 art›k mümkün de¤ildi. 1962 yaz›nda, aralar›ndan yüz binlercesi Fransa’ya döndü.
30
20 F. Ba¤›ms›zl›klar›na kavußan son sömürgeler
10
n Afrika’daki sömürgelerinden vazgeçen en son metropol Portekiz oldu. Portekiz, Av-
0
Tar›msal Tar›mla rupa’n›n en yoksul ülkelerinden biri oldu¤u halde, 1975’e kadar sömürge topraklar›n›
alan u¤raßan nüfus koruyabilmek için var›n› yo¤unu tüketmißti. Gine-Bissau, Mozambik, Angola ve Yeßil-
Avrupal›lar Müslümanlar burun Adalar›, ancak Lizbon’daki diktatörlü¤ün y›k›lmas›ndan sonra ba¤›ms›zl›klar›na
kavußabildiler. Ayn› dönemde, Okyanusya’daki tak›madalarda da özgürlük hareket-
1 1954’te, Cezayir’de leri baßlad›. Bunlardan Papua 1970’te, ad› Vanuatu olarak de¤ißtirilen Yeni Hebridler de
Avrupal›lar ve Müslümanlar. 1980’de ba¤›ms›z oldular.

230
1950’lerin sonunda Kongo. 2 Çad
500 km
B‹YOGRAF‹
Nijerya Sudan 3 Patrice Lumumba
Ubangi-Þari
(1925-1961)

4 FLN’in manifestosu. Kamerun


Kong
Kongo ulusal
Uganda hareketinin lideri olan

o
Viktorya
Cezayir, 31 Ekim 1954 Gabon Belçika Gölü ilerici Lumumba,
Kongo Kongosu Ruanda haziran 1960’ta Belçika
Cezayir halk›na, ulusal davan›n militanlar›na. Burundi
Kongosu’nun ba¤›m-
Tanganika
Amaç: s›zl›¤›n› kazanmas›ndan sonra baßba-
Atlas Katanga kan oldu. Ama ›l›ml› Cumhurbaßkan›
1. ‹slamî ilkeler çerçevesinde, egemen, de- Kolwesi
Okyanusu Kasavubu’ yu da hesaba katmas› gereki-
mokratik ve sosyal bir Cezayir devleti kurarak, Angola
yordu. Lumumba, daha 1960 temmu-
2. Irk ve inanç ay›r›m› yapmadan tüm temel Zambiya
zunda zengin maden bölgesi Katan-
özgürlüklere sayg› göstererek, ulusal ba¤›m- Eyalet s›n›r› (Kongo’da) ga’n›n Kongo’dan ayr›lma iste¤iyle kar-
s›zl›¤› elde etmek. ß› karß›ya kald›. Bu koßullar alt›nda
Belçika sömürgeleri
‹ç hedefler: Sömürge sisteminin tasfiyesi için SSCB ile yak›nlaßt›, ama ABD taraf›ndan
Frans›z sömürgeleri
Cezayir halk›n›n tüm enerjisini toplamak ve desteklenen Kasavubu onu görevinden
‹ngiliz sömürgeleri ald›. Baßkomutan Mobutu taraf›ndan
örgütlemek.
Portekiz sömürgeleri tutukland› ve 1961’de öldürüldü.
Dݧ hedefler:
1. Cezayir sorununun uluslararas› alana taß›n-
mas›.
2. Arap-Müslüman ortam› içinde Kuzey Afrika
birli¤inin gerçekleßtirilmesi [...]. Gerçek bar›ß
arzumuzu kan›tlamak, daha az insan›n ölme-
sini ve daha az kan dökülmesini sa¤lamak için,
Frans›z yetkililerine onurlu bir tart›ßma platfor-
mu sunuyoruz [...]:
A. Cezayir halk›n›n yetkili sözcüleriyle, bölün-
mez bir bütün olarak Cezayir’in egemenli¤inin
tan›nmas› için görüßmelere baßlanmas›.
B. Tüm siyasal tutuklular serbest b›rak›larak
güven ortam› yarat›lmas› ve mücadele veren
güçlere karß› girißilen her türlü takip ißleminin
durdurulmas›.
C. Cezayir halk›n›n tarihini, co¤rafyas›n›, dilini,
dinini ve geleneklerini inkâr ederek Cezayir’i
bir Frans›z topra¤› haline getiren her türlü ya-
z›l› belge, kararname ve yasay› iptal eden res-
5 1956’da Aflon’da (Oran bölgesi) öldürülen Cezayirli isyanc›lar.
mî bir beyannameyle Cezayir milliyetinin ta-
n›nmas›.

Buna karß›l›k:
1. Frans›zlar›n dürüstçe kazan›lm›ß kültürel ve
ekonomik ç›karlar›na oldu¤u gibi, kißilere ve
ailelere sayg› gösterilecek;
2. Cezayir’de kalmak isteyen Frans›zlara, Fran-
s›z milliyeti [...] ile Cezayir milliyeti aras›nda se-
çim yapma hakk› verilecek;
3. Fransa ve Cezayir aras›ndaki ilißkiler, bu iki
güç aras›nda imzalanacak bir anlaßmayla dü-
zenlenecek.

1. FLN ne talep ediyor? Bunu yaparken


hangi ilkelerden hareket ediyor?
2. "Cezayir sorununun uluslararas› alana
taß›nmas›" sözlerini aç›klay›n›z.
6 Cezayir’in ba¤›ms›zl›¤›na kavußmas› s›ras›nda FLN birliklerinin geçidi.

231
IV. Üçüncü dünyan›n olußmas› ve
sorunlar›
A. Düßlenen birlik Belge 2, 3 ve 4
S Ö Z L Ü K
n "Üçüncü dünya" deyimi, 1952’de, Frans›z iktisatç› Alfred Sauvy taraf›ndan So¤uk
* Pan-Afrikac›l›k Savaß’›n iki blo¤una dahil olmayan ve azgelißmißlik gibi baz› ortak özellikleri bulunan
ülkelerin tümünü belirtmek için ortaya at›ld›. Sömürgeci güçlerin hakimiyetinden yak›n
bir geçmißte kurtulan ülkelerin olußturdu¤u üçüncü dünyada, önce yaln›zca Asya dev-
letleri yer al›yordu. Ard›ndan bunlara Afrika ve Okyanusya ülkeleri kat›ld›. 1960’lardan
itibaren, bu gruba 19. yüzy›l baßlar›ndan beri ba¤›ms›z olmalar›na ra¤men Latin Ame-
rika ülkeleri de eklendi. Gelißmiß "Kuzey" ülkelerinden ay›rmak için bazen "Güney" ola-
rak da adlan›r›lan üçüncü dünya, bugün Birleßmiß Milletler’de sandalyelerin ço¤unlu-
¤unu ellerinde bulunduran onlarca ülkeden olußmaktad›r. Ancak, Güvenlik Konse-
yi’nin denetimi hâlâ büyük güçlerin elindedir.
B‹YOGRAF‹
n Üçüncü dünya, siyasal varl›¤›n› ilk kez 1955’te, Bandung Konferans› s›ras›nda dün-
1 Ernesto "Che" yan›n iki kutba ayr›lmas›na karß› oldu¤unu ifade ederek gösterdi. Tito, Nehru ve Na-
Guevara s›r’›n önderli¤inde, 1961’de Belgrad’da kurulan ba¤lant›s›zlar hareketi ile birli¤ini bir
(1928-1967) kez daha ilan etti. Bu hareketi olußturan 25 ülke, uluslararas› siyasal yaßamda söz sahi-
bi olan aktörler olduklar›n› belirttiler ve iki bloktan biriyle bütünleßme fikrini kesinlik-
Arjantin’de le reddettiler.
burjuva bir
ailede dünyaya gelen ve doktor
olan Guevara, Meksika’da Fidel B. Olanaks›z birlik Belge 1
Castro ile tan›ßt› ve 1956’da onun- n Ancak, bloklar› d›ßlama yönündeki bu karara uymak yumußama döneminde bile ol-
la birlikte Küba’da devrimci bir dukça güçtü. Etki alanlar›n› genißletmeye çal›ßan ‹ki Büyükler, aralar›ndaki anlaßmaz-
gerilla kurulmas› için çal›ßt›. Cast- l›klar› Vietnam’da oldu¤u gibi ço¤unlukla üçüncü dünyada çözüyorlard›. Üçüncü dün-
ro’nun zaferinden sonra, Kü- ya ülkeleri de, hem ekonomik güçlüklerin üstesinden gelmek, hem kendi aralar›ndaki
ba’n›n sanayi bakan› oldu. Küba sorunlara çare bulmak için Büyükler’e baßvuruyorlard›. Örne¤in Hindistan, 1971’de
devrimini Amerikan emperyaliz- Amerikal›lar taraf›ndan desteklenen Pakistan’a sald›rmadan önce SSCB ile bir anlaßma
mine karß› bir devrim modeli ola- imzalam›ßt›.
rak tan›tan Guevara, gizlice Afri-
ka’daki ve 1965’te Bolivya’daki n Üçüncü dünya, Sovyet yanl›lar› (Küba, Gine, Gana, Mali, Irak, Cezayir, vs.) ve Bat›
gerilla savaßlar›na kat›ld›. Boliv- yanl›lar› (Suudi Arabistan, Fas ve pekçok Latin Amerika ülkesi) olmak üzere ikiye bö-
ya’da bir taßra gerillas› kurmay› lündü. 1966’da, Küba Devlet Baßkan› Fidel Castro, Havana’da Üç K›ta Konferans›’n›
denedi, ama baßaramad›. 9 Ekim toplad› ve kat›lan ülkeleri Amerikal›lara karß› gerilla hareketinin yay›lmas› için Che Gu-
1967’de bir pusuda yaraland›, evara’n›n dedi¤i gibi "iki, üç, daha çok Vietnam" yaratmaya ça¤›rd›. Ancak, Sovyetleri en-
CIA’in adamlar› yönetimindeki dißelendiren bu romantik devrimcilik hiçbir sonuç vermedi (Che Guevara 1967’de Bo-
bask›c› Bolivya güçleri taraf›ndan livya’da öldürüldü) ve üçüncü dünyay› biraz daha böldü.
yakaland› ve idam edildi. n Bu güçlükler, 1991 y›l›nda bloklar›n yok olmas›yla tüm varl›k nedeni ortadan kalkan
Guevara’n›n devrimci eylemi ve ba¤lant›s›zlar hareketinin neden h›zla güç kaybetti¤ini aç›klar. Üçüncü dünya ülkele-
ölümünün an›s›, onu bir "devrim rinin bir k›tadan di¤erine büyük farkl›l›klar sergilemesi de, birleßme düßlerinin baßar›-
ßehidi" olarak gören Latin Ameri- s›zl›kla sonuçlanmas›nda rol oynad›. Ayr›ca bu ülkelerin kurduklar› ve bu tür bir engel-
ka’n›n yoksul halklar› aras›nda le karß›laßmayan bölgesel örgütler de daha baßar›l› olamad›lar. Bu örgütler de pek çok
hâlâ canl›d›r. Küba’ya, devrimci uyußmazl›kla karß› karß›ya geldiler:
mücadeleye ayr›lm›ß çok say›da
- Müslüman Arap dünyas›nda, milliyetçi taleplerle ‹slam Konferans› taraf›ndan ön pla-
kitap (La guerra de guerrillas, 1961) na ç›kar›lan dinsel ba¤lar aras›ndaki uyußmazl›k;
ve ölümüyle aniden kesilen bir
- 1963’te kurulan Afrika Birli¤i Örgütü içinde, pan-Afrikac›l›k* ve sömürge döneminde
Bolivya Günlü¤ü yazm›ßt›r. "Che"
çizilen s›n›rlara dokunmama e¤ilimi aras›ndaki uyußmazl›k;
takma ad›, ‹spanyolca’n›n Arjan-
tin aksan›yla telaffuz edilißinden - Latin Amerika’da, 1948’de kurulan ve ABD etraf›nda toplanan Amerika Devletleri Ör-
gelmektedir. gütü (OAS) ile 1966’da Üç K›ta Konferans›’nda kurulan ve Amerikan emperyalizmi-
ne karß› ç›kan Latin Amerika Dayan›ßma Örgütü aras›ndaki uyußmazl›k.

232
2 1952’de "Üçüncü Dünya" deyiminin ortaya ç›k›ß›. Ülke say›s›
50
Mevcut iki dünyadan, olas› savaßlar›ndan, bir arada yaßamalar›ndan
hiç düßünmeden söz ediyoruz da, üçüncü bir dünya daha oldu¤unu, 45
en önemlisini ve sonuçta en eskisini genellikle unutuyoruz. Bu dün-
ya, Birleßmiß Milletler üslubuyla az gelißmiß diye adland›r›lan ülkelerin 40
olußturdu¤u bütündür [...]. Bu ülkeler, bizim 1914’teki ölüm oran›-
m›za ve 18. yüzy›ldaki do¤um oran›m›za sahiptir [...]. Böyle bir nüfus 35
art›ß›na ne kadar önemli yat›r›mlar›n eßlik etmesi gerekti¤i gayet iyi
al›g›lan›yor [...]. Oysa, bu yaßamsal yat›r›mlar [...] So¤uk Savaß’›n pa- 30
rasal duvarlar›na tosluyor. Sonuç fazla yorum gerektirmiyor: Geçmiß
zamanlar›n ölüm-dirim düzenine geri dönülmüßtür; bu da, bir sefa- 25
let düzenidir [...].
Belki de 1 numaral› dünya, her türlü insanl›k dayan›ßmas›n›n d›ß›nda 20
olsa da, yaßama do¤ru bu yavaß ve karß› konulmaz, alçakgönüllü ve
y›rt›c› ilerleyiße duyars›z kalamayacak. Çünkü yok say›lan, sömürülen, 15

tiers état1 gibi horgörülen bu üçüncü dünya da art›k bir ßeyler olmak
10
istiyor.
Alfred Sauvy, "Trois mondes, une planète",
5
L’Observateur, 14 août 1952.

1. Avrupa’daki eski toplum düzeninin Kilise mensuplar› ve soylular d›ß›nda 0


kalan üçüncü ö¤esi. 1945 1955 1962 1967 1972
Avrupa Afrika Okyanusya
1. Alfred Sauvy’nin metnin baß›nda sözünü etti¤i iki dünya
hangileridir? Asya Amerika

2. Yazara göre, üçüncü dünyan›n özellikleri nelerdir?


4 1945-1972 y›llar› aras›nda Birleßmiß Milletler üyeleri.

3 1961’de, Mali Devlet Baßkan› Modibo Keita’ya göre


ba¤lant›s›zl›k.

"Ba¤lant›s›zlar" deyimini "tarafs›zlar" deyimine tercih ediyorum.


Mali Cumhuriyeti için ba¤lant›s›zl›k, onurla, kißilikle eß anlaml›d›r. Ve
özgürlü¤ünü kazanmak için asla hiçbir ßeyden kaç›nmayan halk›m›z,
ißte bunun için kendini ßu ya da bu ülkeye, ßu ya da bu blo¤a göre
tan›mlamay› reddediyor.
Ancak bu, anl›k bile olsa, büyük güçler aras›nda bir denge oyununa
kalk›ßt›¤›m›z anlam›na gelmez [...]. Mali’nin, nesnellik, mant›k ve ah-
lak gerektirdi¤inde dahi herhangi bir mücadeleye girmeyi reddeden
böyle bir tarafs›zl›kla ilgisi yoktur.
Ancak, ba¤lant›s›zl›¤›n her aç›dan ve her alanda varolan sorumluluk
duygumuzun yans›mas› olan olumlu bir yan› daha vard›r: Tüm sorun-
lar› incelemek ve kendi kendimize Do¤u’nunkiyle ya da Bat›’n›nkiyle
uyußup uyußmad›¤›n› sormadan kendi kan›m›za sahip olmak. [...] Do-
¤u blo¤u ya da Bat› blo¤u taraf›ndan tan›mlanan konumlardan biri-
ne ba¤lanm›yoruz. Uygar bir dünya düzeni sa¤layacak ilkelerin baßa-
r›s› için gereken eylemlere kat›l›yoruz.
Modibo Keita’n›n Belgrad Ba¤lant›s›z Ülkeler Konferans›’nda
sundu¤u bildiri, 1961.

1. Modibo Keita bu bildiriyi hangi koßullar alt›nda sunuyor?


2. Keita’ya göre, ba¤lant›s›z ülkelerin iki blok karß›s›ndaki
konumu ne olmal›d›r?

1974’te, Mozambik’te zafer kazanan maki direnißçileri. 5

233
A N A H T A R C. Yeni devletlerin karß›laßt›klar› siyasal güçlükler Belge 1

S Ö Z C Ü K n Ba¤›ms›zl›k mücadeleleri s›ras›nda olußan siyasal birlikler, zaferden sonra genellikle


fazla yaßam›yordu. Yeni devletlerde, ›l›ml›lar ve ilericiler karß› karß›ya geliyordu. Sö-
• YEN‹ ULUSLARARASI mürge döneminden kalma s›n›rlar›n yapay niteli¤i nedeniyle ortaya ç›kan etnik çat›ß-
EKONOM‹K DÜZEN malar ise özellikle Afrika’da sorunlar›n iyice büyümesine neden oluyordu. Bu s›n›rlar,
bazen Ruanda’daki Utular ve Tutsiler gibi sömürgeleßme öncesinden beri birbirlerine
Yoksul ülkelerin ç›karlar›n›n
düßman olan halklar› bir arada yaßamaya zorluyordu.
daha çok gözetilmesi için ulus-
lararas› piyasa yasalar›na baz› n Bu nedenlere yoksulluk da eklenince, bu yeni devletlerin Avrupa kökenli ulus-dev-
istisnalar eklenmesini isteyen let siyasal modeline pek de uymad›klar› ortaya ç›kt›. ‹ktidar s›k s›k etnik bir gruba da-
Üçüncü Dünya ülkelerinin tale- yanan ya da ç›karlar› nedeniyle yabanc› güçler taraf›ndan desteklenen bir diktatörlü¤ün
bi. Bu talep, 1973’te Cezayir’de elinde kal›yordu. Bunun örneklerine 1960’l› ve 1970’li y›llarda Latin Amerika’da ve tek
toplanan ba¤lant›s›z ülkeler parti hakimiyetinin 1990’l› y›llar›n baßlar›na kadar neredeyse kural oldu¤u Afrika’da
zirvesinde resmen dile getirildi. rastlan›r.
n Üçüncü dünya ülkeleri aras›nda savaßlar da az de¤ildi: 1979’da Vietnam ve Kamboç-
ya, 1980’den 1988’e kadar ‹ran ve Irak aras›nda oldu¤u gibi... Etnik çat›ßmalar ise genel-
S Ö Z L Ü K likle içsavaßlara yol aç›yordu: Nijerya’da, 1967’den 1970’e kadar süren kanl› Biafra Sa-
vaß›, Müslüman Hausalar ve Katolik ‹bolar› karß› karß›ya getirdi. Ülkenin ißtah kabart›-
* Yeni sömürgecilik c› petrol yataklar› da durumun vahimleßmesine katk›da bulundu. Bu savaßlardan baz›-
* ‹slamc›l›k lar›, 1990’l› y›llarda Ruanda ve Burundi’de oldu¤u gibi korkunç soyk›r›mlarla sonuçla-
n›yordu.

D. Azgelißmißlik karß›s›nda üçüncü dünya Belge 2 ve 5

n Bir kez ba¤›ms›z olduktan sonra, üçüncü dünya ülkeleri azgelißmißli¤in yaratt›¤› so-
runlarla karß› karß›ya kald›lar. Bu sorunlar›n kayna¤› bazen sömürge döneminin mira-
s›yd› (sanayinin az gelißmißli¤i, iç tüketime yönelik tar›mdan çok ticarî tar›ma öncelik
verilmiß olmas›). Bazen de bunlar› üçüncü dünya ülkelerine özgü koßullar yarat›yor-
du (do¤an›n yol açt›¤› güçlükler, modern ekonomiye uyum sa¤layamayan gelenekler,
yerel kapitalizmin zay›fl›¤›). Nüfus patlamas› da bu durumu a¤›rlaßt›r›yordu.
n 1960’l› y›llar›n baß›nda azgelißmißlik, gelißme konusunda basit bir gecikme olarak de-
¤erlendiriliyordu. Dolay›s›yla, geçici bir yard›m›n yoksul ülkelerdeki gelißme h›z›n› art-
t›rmaya yetece¤ine inan›l›yordu. Ama üçüncü dünya ülkelerinin liderleri karß›laß›lan
güçlüklerin tek nedeninin bu olmad›¤› kan›s›ndayd›lar. Onlara göre esas neden, ülkele-
rini basit birer hammadde ve ucuz ißgücü deposuna çeviren dünya ekonomisinin dü-
ekvator
zeniydi. Bu saptama ile, 1964 y›l›nda Kalk›nma ‹çin Birleßmiß Milletler Konferans›’n›n
toplanmas›n› sa¤lad›lar ve 1973’te Cezayir’de toplanan ba¤lant›s›zlar zirvesinde yeni bir
uluslararas› ekonomik düzen* talep ettiler.
n 1973 sonunda, OPEC taraf›ndan al›nan petrol fiyatlar›n› artt›rma karar› da bu çizgi-
de bir karard›. Ama ekonominin tek bir sektörüyle s›n›rl› kald›. Yeni uluslararas› eko-
nomik düzen hayata geçirilemeyecekti. Dolay›s›yla üçüncü dünya ülkeleri baßka temel-
lere dayanarak gelißmek zorundayd›lar. Bunu yapabilmek için, ço¤u zengin ülkelerden
2 000 km
genellikle borç biçiminde yard›m talep ettiler. Bu tür yard›mlar, Fransa gibi borç veren
baz› ülkeler taraf›ndan "ißbirli¤i" olarak adland›r›ld›. Baz› ülkeler de, bunu üçüncü
Afrika-Asya grubu
dünya ülkelerini borçlanmaya iten ve gelißmelerini iyiden iyiye ç›kmaza sokan bir tür
Kongo-Kordofan grubu yeni sömürgecilik* olarak de¤erlendirdiler. Bunlar›n d›ß›nda, baßka ülkeler de Somali ve
Nil-Sahra grubu
Zaire örneklerinden hareketle üçüncü dünyan›n bu kal›c› sorunlar›n› yöneticilerinin
yozlaßmas›yla aç›klamay› tercih ettiler.
Hog-San grubu
n 20. yüzy›l›n sonunda, özellikle Do¤u Asya’daki baz› üçüncü dünya ülkeleri ekono-
Hint-Avustralya grubu
milerini gelißtirmeyi baßard›lar; bunlar Güney Kore ve Tayvan gibi azgelißmißlikten
kurtulmay› baßaran yeni sanayi ülkeleridir. Kaynaklar› olmas›na ra¤men böyle bir ç›-
1 Afrika mozayi¤i. k›ß yakalayamayan baßka ülkeler ise derin bir istikrars›zl›¤a sürüklendiler: ‹slamc›l›¤›n*
Bir yanda birkaç grupta toplanm›ß yüz- yükselißi ve katliamlar›n dehßetiyle karß› karß›ya bulunan Cezayir’in durumu budur.
lerce dil, öte yanda sömürgecilikten Son olarak, Afrika’n›n en az gelißmiß ülkeleri karß›laßt›klar› güçlüklere yenik düßtüler.
miras kalan ve bu dillerle hiç ilgisi ol- Siyasal bir birlikten yoksun olan üçüncü dünya, bugün ekonomi alan›nda da giderek
mayan s›n›rlar... daha az benzerlik göstermektedir.

234
2 Yeni bir uluslararas›
ekonomik düzen için.

Konferans, uluslararas› ekonomik ißbirli¤i, ama


ayn› zamanda, gelißmekte olan ülkelerin ken- A k d e n i z
di do¤al kaynaklar› üzerindeki etkin ve somut
egemenli¤i ile kendi ekonomilerinin ißleyißini Moritanya
1977
denetleyebilmeleri ilkelerine dayan›rsa kal›c›
bir at›l›m gerçekleßtirebilir. Önce, her devletin
kendi do¤al zenginlikleri üzerinde etkin bir Moritanya
denetim gerçekleßtirebilmesi gereklidir; bu da, Senegal Mali Nijer Çad Cibuti
devletleßtirme hakk›na sahip olmak anlam›na 1968 1976
Burkina Çad 1980
gelir. Faso 1983 Cibuti
1986
Konferans, ekonomik sömürü ve sald›r›lara

Togo
Fildißi
karß› direnme kabiliyetini artt›rmak için, ba¤- K›y›s› Benin Orta Afrika
Orta Afrika
lant›s›z ülkeler aras›nda dayan›ßma ve ißbirli¤i- Kamerun
1979
Togo Benin
nin güçlendirilmesi gerekti¤inin alt›n› çizmißtir. 1986 1992 Ruanda
Kongo
Konferans, ayr›ca, kendi do¤al kaynaklar›n›n Gabon Ruanda
Zaire 1990
denetimini geri almak için mücadele eden Burundi 1994 (Türkuaz
Gabon Harekât›)
tüm halklara verdi¤i deste¤i dile getirmißtir. 1964
Konferans, son olarak, petrol ve bak›r gibi 1990
Kolwezi Mayotte
hammadde üreticisi ve ihracatç›s› ülkeler ara- Zaire
1978
s›nda ortak örgütler kurulmas›n› önermißtir. 1991
[...] Ayn› zamanda, ba¤lant›s›z ülkeler aras›n-
da ekonomik, bilimsel, kültürel ve toplumsal Atlas Okyanusu Madagaskar
ißbirli¤inin gelißmesini desteklemektedir. [...]
Ekonomik alanda ülkelerin yaln›zca kendileri- Réunion
Adas›
ne güvenmeleri de, ba¤lant›s›zlar politikas›n›n
gerekli sonucu olarak karß›m›za ç›kmaktad›r. Hint Okyanusu
1 000 km
Cezayir Cumhurbaßkan› Bumedyen’in
Ba¤lant›s›z Ülkeler Konferans›’nda
Askerî yard›m anlaßmalar› Askerî müdahaleler
yapt›¤› konußma, 9 Eylül 1973.
Benin Müdahale tarihi
Frans›z üsleri
1992
Metnin yazar›, ba¤lant›s›z ülkeler
aras›nda nas›l bir ißbirli¤i tasarl›yor?
3 Fransa’n›n Afrika’daki askerî varl›¤› ve müdahaleleri.

4 1970’ten itibaren Üçüncü Dünya’n›n borçlanmas›.


(milyar dolar olarak)
1 800
5 Bir "yeniden sömürgeleßtirilme" talebi.
1 600
1960-1970’li y›llarda emperyalizme ya¤d›r›lan lanetler, yerini ulusla-
1 400 raras› müdahale [...], hattâ yeniden sömürgeleßtirilme taleplerine b›-
rakt›. [Komor Tak›madalar›’ndaki Anjuan Adas›’nda], ayr›l›kç›lar tara-
1 200
f›ndan kurulan yönetimin baßkan› tutukland›. Baßkan k›sa süre önce
1 000 Anjuan’›n "14 Temmuz 1997’den itibaren resmî olarak Frans›z Cum-
huriyeti’ne ba¤land›¤›n›" ilan etmißti. [...] Anjuan, 1975 y›l›nda ba-
800 ¤›ms›zl›¤›n› kazanan eski Frans›z sömürgelerinden Federal Komor ‹s-
lam Cumhuriyeti’ni olußturan üç adadan biri. [Ada halk›] Komor Fe-
600
derasyonu taraf›ndan kendilerine adaletsiz davran›ld›¤›n›, yani bir an-
400 lamda, sömürgenin ba¤›ms›zl›¤›na kavußma sürecinde kaybeden ta-
raf olduklar›n› iddia ediyor. Eski metropole duygusal ba¤l›l›klar› da
200 söz konusu kußkusuz, Frans›z devlet yard›m› musluklar›n›n adaya
aç›lmas› arzusu da... [...] Bu Frans›z dostlu¤u gösterisi elbette gurur
0 verici, ancak Paris bu eski imparatorluk konfetilerinin kendisine fazla
1970 1975 1980 1985 1990 1993 yap›ßt›¤› kan›s›nda.
Üçüncü Dünya ülkelerinin toplam borcu Le Figaro, 24 Temmuz 1997.

235
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM
TAR‹HLER
n Emperyalizm ve sömürgecilik
1946-1954: Çinhindi Savaß›.
1947: Hindistan’›n ba¤›ms›zl›¤›na Emperyalizm, bir devletin baßka devletlere karß› hükmedici tavr›d›r. Bu hakimiyet
kavußmas›. ekonomik, malî ya da kültürel olabilir. Emperyalizm, mutlaka hükmetti¤i ülkelerin
1954-1962: Cezayir Savaß›. siyasal ba¤›ms›zl›klar›n› tehdit etmez. Bu ülkeler kendi hükümetlerine sahip olabilirler.
1955: Bandung Konferans›.
Sömürgecilik ise, sömürgeci gücün (buna "metropol" de denir) sömürgesi haline
1961: Ba¤lant›s›zlar hareketinin
kurulmas›. getirdi¤i ülkede siyasal denetimi de eline ald›¤› bir emperyalizm biçimidir.
1973: Cezayir’de Ba¤lant›s›zlar Bu durumda sömürgeyi metropoldeki hükümet yönetir.
Konferans›.
1991: Cezayir’de içsavaß ve n Vietmin ve Vietkong
katliamlar›n baßlang›c›.
Vietmin, 1941’de Ho Þi Min taraf›ndan Japonlar› ve Frans›zlar› Vietnam’dan atmak için
1994: Ruanda’da soyk›r›m.
kurulan "Ba¤›ms›zl›k için Vietnam Birli¤i"dir.
Vietkong ise, Vietnam Savaß› s›ras›nda komünist gerillalara Amerikal›lar taraf›ndan ver-
ilen isimdir.

n Do¤u/Bat›, Kuzey/Güney ve Güney yar›mküre


1947’den itibaren, Do¤u, SSCB taraf›ndan yönetilen blo¤a dahil olan ülkeleri,
Bat› ise ABD taraf›ndan yönetilen blo¤a dahil olan ülkeleri anlatmak için kul-
Do¤u
lan›lm›ßt›r.

Bat›
Sömürgecili¤in sona ermesi ile birlikte, ba¤›ms›zl›klar›na yeni kavußan ülkeler
mevcut iki bloktan birine eklemlenmeyi reddettiler. Az gelißmiß ülkelerin
kat›ld›¤› yeni bir topluluk olußturdular. Bu ülkeler, gelißmiß Kuzey ülkelerinin
karß›t›n› olußturacak biçimde, Güney olarak adland›r›ld›lar.
Kuzey yar›mkürede bir ülke olan Hindistan Güney’e dahil iken, Güney
Kuzey
yar›mkürede bulunan Avustralya Kuzey ülkelerindendir.

Güney
5 000 km

YARARLI B‹YOGRAF‹LER
s. 227 s. ..232 s. 229

Mohandas Ernesto "Che" Cemal


ÖNEML‹
KISALTMALAR "Mahatma" Gandi Guevara Abdü’n-Nas›r
(1869-1948) (1928-1967) (1918-1970)
• FLN: Front de Libération
Hindistan’daki ba¤›ms›zl›k Arjantinli devrimci ayd›n. M›s›r Devlet Baßkan›.
Nationale (Cezayir Ulusal mücadelesinin önderi.
Kurtuluß Örgütü).
• OUA: (Organization of s. 228 s. 231 s. 227
African Unity) Afrika Birli¤i
Jawaharlal Nehru Patrice Lumumba Ho Þi Min
Örgütü. (1925-1961) (1890-1969)
(1899-1964)
• OAS: Organization of
American States (Amerika
Devletleri Örgütü). Hindistan Baßbakan›. 1960’da Kongo Baßbakan›. Vietmin ve Kuzey Vietnam’›n
yöneticisi.

236
belge incelemesi

Vietnam’›n ba¤›ms›zl›k bildirgesi,


2 Eylül 1945
"Tüm insanlar eßit yarat›lm›ßlard›r. [...] Yarat›c›lar› onlar› baz› ayr›lmaz haklarla donatm›ßt›r. Bun-
lar aras›nda, yaßam, özgürlük ve mutlulu¤a erißme hakk› vard›r." Bu ölümsüz sözler, 1776 tarih-
li Amerika Birleßik Devletleri Ba¤›ms›zl›k Bildirgesi’nden al›nm›ßt›r. Geniß kapsam›yla, bu cümle-
ler ßu anlama gelir: Yeryüzündeki tüm halklar eßit olarak do¤mußtur; tüm halklar›n yaßamaya,
özgür ve mutlu olmaya hakk› vard›r.
Frans›z Devrimi’nin ‹nsan ve Yurttaß Haklar› Bildirgesi (1791) de "‹nsanlar hukuk bak›m›ndan öz-
gür ve eßit do¤ar ve öyle kal›rlar" der.
Bunlar yads›namaz gerçeklerdir. Ancak, seksen y›ldan fazla bir süredir, Frans›z emperyalistler
kendi ilkeleri olan özgürlük, eßitlik ve kardeßli¤i inkâr ederek atalar›m›z›n topraklar›na tecavüz
ettiler ve yurttaßlar›m›za zulüm yapt›lar. Eylemleri insanl›k ve adalet idealine ayk›r›d›r. [...]
Gerçek, bizim ba¤›ms›zl›¤›m›z› Frans›zlar›n de¤il Japonlar›n ellerinden alm›ß olmam›zd›r. Frans›z-
lar›n kaçmas› ve Japonlar›n teslim olmas›yla [...], halk›m›z yüzy›la yak›n bir süredir bizi ba¤layan
zincirleri k›rm›ß ve Vietnam’› ba¤›ms›z bir ülke yapm›ßt›r. Halk›m›z, ayn› zamanda, onlarca yüzy›l-
d›r yerleßmiß monarßiyi y›karak cumhuriyeti kurmußtur.
Bu nedenlerle, geçici hükümetin üyeleri olan bizler, Fransa’yla bundan sonra Vietnam konusun-
da hiçbir ilißkimiz olmayaca¤›n›, Frans›zlar›n topraklar›m›zda haks›z olarak elde ettikleri tüm ay- 1945 tarihli Vietmin afißi.
r›cal›klar› kald›raca¤›m›z› ilan ediyoruz. Ayn› iradeyle hareket eden tüm Vietnam halk›, Frans›z
emperyalistlerinden gelecek her türlü sald›r›ya karß› sonuna kadar mücadele etmeye kararl›d›r. Sorular
[...]
Bu nedenlerle, Demokratik Vietnam Cumhuriyeti geçici hükümetinin üyeleri olan bizler, tüm
n 1. Belgeyi tan›t›n›z ve metnin
dünyaya ilan ederiz ki, Vietnam’›n özgür ve ba¤›ms›z olmaya hakk› vard›r. Tüm Vietnam halk›, yay›nland›¤› tarihte Çinhindi’ndeki
özgürlük ve ba¤›ms›zl›k hakk›n› korumak için maddî ve manevî tüm güçlerini seferber etmeye, siyasal ve askerî durumu hat›rlat›n›z.
yaßamlar›n› ve mallar›n› bu yola adamaya kararl›d›r. n 2. Ho Þi Min’in dilekleri
Ho Þi Min, Demokratik Vietnam Cumhuriyeti Baßkan›. nelerdir?
n 3. Hangi ilkelerden esinleniyor?

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
• Soru 1 • Soru 2
- Ne: Siyasal ve diplomatik nitelikli bir Metnin hangi bölümleri Ho Þi Min’in
metin. ba¤›ms›zl›k istedi¤ini gösteriyor?
TAVS‹YELER - Metin kime sesleniyor? Dönemin Ho Þi Min neyi suçluyor? Ne tür bir rejim
Frans›z hükümetine, yani General de kurmak istiyor ? (Bu dile¤i Vietmin’i
• Bu bildirgeyi tarihsel ortam›na tam
Gaulle taraf›ndan yönetilen Frans›z olußturan ö¤elerle ba¤lant›land›r›n).
olarak yerleßtirin: Büyük ‹ttifak Cumhuriyeti geçici hükümetine,
1945’te hâlâ varl›¤›n› koruyordu. Japonlar› yenmiß olan müttefik • Soru 3
ülkelerin hükümetlerine, uluslararas› - Ho Þi Min hangi ilkelerden
• Asya’da ‹kinci Dünya Savaß›,
kamuoyuna, yeni kurulmuß olan esinleniyor? Hangi devrimlere
sömürgelerdeki ba¤›ms›zl›k Birleßmiß Milletler’e. gönderme yap›yor? Bu devrimler
hareketlerinin kökenleri ve - Kim: Bkz. Ho Þi Min’in biyografisi, s. 227. hangi ilkeleri getirmißtir?
demokrasilerin siyasal temelleri - 1945’te durum: Mart 1945’te, 1940’tan - Ho Þi Min komünisttir. Kendi fikirlerine
(Amerikan modeli, Frans›z anayasalar›) beri Çinhindi’ni ißgal etmiß olan do¤rudan gönderme yap›yor mu?
Japonya, Vietnam’›n ba¤›ms›zl›¤›n› ilan Ho Þi Min’in becerisini gösterin.
ile ilgili bilgilerinizi toparlay›n.
etti, Frans›z Vichy hükümetinin temsil-
Çinhindi Savaß›’n› anlatmay›n. 1791 ve
cilerini tutuklatt› ve öldürttü. Vietmin
1776 tarihlerini kullan›rken konu de Frans›z ißgalcilere karß› bir ayaklan-
d›ß›na ç›kmay›n. ma baßlatt›.

237
verilerle çal›ßma

Konu: Ba¤›ms›zl›k, ba¤lant›s›zl›k ve


devrim aras›nda üçüncü dünya
Sorular r 1. Belgeleri tan›t›n›z. r 3. Belgelerden derleyece¤iniz bilgilerin
r 2. Belgelerde verilen bilgileri konulara göre yard›m›yla, yukar›daki konuyu tart›ßan bir
sentez yap›n›z.
seçiniz, s›n›fland›r›n›z ve karß›laßt›r›n›z.

2 000 km

JAPONYA
TÜRK‹YE
SUR‹YE AFGAN‹STAN
LÜBNAN IRAK ‹RAN Ç‹N

L‹BYA ÜRDÜN PAK‹STAN NEPAL


MISIR
H‹ND‹STAN B‹RMANYA
LAOS KUZEY
V‹ETNAM
TAYLAND F‹L‹P‹NLER
SUDAN YEMEN GÜNEY
V‹ETNAM
L‹BERYA SEYLAN
ETYOPYA KAMBOÇYA
GANA
Ekvator

E N D O N E Z Y A
Bandung Konferans›’nda 1955’te henüz ba¤›ms›zl›¤›n›
haz›r bulunan devletler (1955) kazanmam›ß olduklar› halde Bandung
Bandung’da temsil edilen
1945-1955 aras› silahl› mücadeleler topraklar

1 Bandung Konferans›’na kat›lan devletler (1955).

Atlas Okyanusu Cezayir

Büyük Okyanus
Hint Okyanusu

Üye ülkeler

Gözlemci ülkeler
3 000 km
Davetli ülkeler

2 Ba¤lant›s›zlar hareketini olußturan ülkeleri dördüncü kez bir araya getiren Cezayir Konferans›’na kat›lan
devletler (1973).

238
3 Bandung Konferans›’nda 4 "Bir, iki, üç, daha çok Vietnam yaratmak...".
Nehru’nun yapt›¤›
kapan›ß konußmas›, Kaybettikleri yaßamlar ve yaßad›klar› büyük tragedyalarla, gündelik yaßamdaki kahramanl›klar›y-
24 Nisan 1955. la, emperyalizme vurduklar› ›srarl› ve ßiddetli darbelerle, gezegenin yüzeyinde iki, üç, daha çok
Vietnam çiçek açsayd›, nas›l da yak›n ve ayd›nl›k bir gelece¤e bakabilirdik! O zaman emperyalizm
Art›k boyun e¤en Asya kalmam›ßt›r [...]. dünyadaki halklar›n büyüyen nefretiyle girißilen sald›r›lar karß›s›nda, tüm güçlerini da¤›tmak zo-
runda kal›rd›. [...]
Hiçbir biçimde hiçbir ülkenin, hiçbir k›tan›n
hakimiyeti alt›na girmemeye kararl›y›z. Biz, Eylemimiz tümüyle emperyalizme karß› bir savaß ç›¤l›¤› ve insanl›¤›n büyük düßman› ABD’ye kar-
ß› tüm halklar›n birleßmesi için bir ça¤r›d›r. Ölümün bizi nerede yakalayaca¤›n›n bir önemi yok;
ßu ya da bu ülkeye "evet" diyen "evet-
hoß gelir, yeter ki savaß ç›¤l›¤›m›z duyulsun, düßen silahlar›m›z› avuçlamak için baßka bir el uzan-
efendimci"ler de¤iliz. Biz dünyan›n büyük
s›n ve baßka insanlar makinal› tüfeklerin çat›rt›s› alt›nda ve yeni savaß ve zafer 盤l›klar› aras›nda
ülkelerindeniz ve kimseden emir almadan bize a¤›tlar yakmak için aya¤a kalks›n.
özgürce yaßamak istiyoruz. Büyük güçlerin
Che Guevara’n›n yazd›¤› son metnin son bölümü, 1967 baßlar›, Obras completas (Buenos Aires, 1968).
dostlu¤una önem veriyoruz, ama gelecek-
te onlarla ancak eßit olarak ißbirli¤i yapaca-
¤›z. Bu nedenle, aram›zdan pekço¤unun
5 Ba¤lant›s›zl›¤› nas›l alg›lamak gerekir?
uzun süre ma¤dur oldu¤u hegemonya ve
sömürgecili¤e karß› sesimizi yükseltiyoruz.
Yugoslavlar, 1961’den beri ba¤lant›s›zl›¤› d›ß politikalar›n›n en önemli ö¤esi haline getirdiler, zi-
Yine bu nedenle, baßka hiçbir hakimiyet bi- ra en önemli kayg›lar› Sovyet blo¤una karß› ba¤›ms›zl›klar›n› savunmakt›. Buna karß›l›k Say›n Fidel
çiminin bizi tehdit etmemesine dikkat et- Castro, sosyalist ülkeleri ba¤lant›s›zlar›n "do¤al müttefiki", ba¤lant›s›zlar› da Amerikan emperya-
mek zorunday›z. Bat›’yla, Do¤u’yla, tüm lizmine karß› verilecek bir mücadelenin öncülü¤ünü yapmas› gereken ülkeler olarak de¤erlendiri-
dünyayla dost olmak istiyoruz. Asya’n›n yor. Yugoslavya ve Küba’n›n ba¤lant›s›zl›k konusundaki z›t yaklaß›mlar›, farkl› co¤rafî konumlar›
kalbine ve ruhuna giden tek yol, hoßgörü, ve tarihleriyle aç›klanabilir.
dostluk ve ißbirli¤idir. A. Fontaine [Frans›z gazeteci], Le Monde, 5 Eylül 1979.

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N TAVS‹YELER


• Soru 1 baßkan›) bak›ß aç›lar› nedir? Kim ba¤lan-
• Konu dört anahtar sözcük içeriyor:
t›s›zl›ktan yana? Ba¤lant›s›zl›¤› kim red- Bunlar› do¤ru bir biçimde tan›mlay›n.
• Belgelerin türü nedir (siyasal yönetici-
dediyor (ülkelerin ABD’ye, SSCB’ye karß› Bunlardan baz›lar› Tarih’e çok k›sa bir süre
lerin bak›ß aç›lar›, söz ettikleri olaylar-
tutumlar›)? önce girdi: Ortaya ç›kt›klar› tarihler ve
dan sonra yay›nlananlar, "olußturulmuß"
ortaya ç›k›ß koßullar› üzerinde düßünün.
belgeler)? • Ba¤lant›s›zl›k uluslararas› bir konfe-
ransta ilk kez ne zaman ortaya ç›km›ßt›r? • Olaylarla ayn› döneme ait olan
• Belgeleri birbirlerine göre zaman için-
belgelerle olaylardan sonra yay›nlanm›ß
deki yerlerine yerleßtirin (gerekirse bir Bu hareket resmî olarak ne zaman do¤-
belge (ya da belgeleri) kar›ßt›rmay›n.
zamandizim çizelgesi haz›rlay›n). mußtur?
• Tarihsel aktörlerle (Nehru, Che Guevara)
• Metinlerin yazarlar›n› tan›tmak için bi- • Belge 3 ve 4’ün yazarlar›n›n belirtti¤i
olaylar› "s›ca¤› s›ca¤›na" yorumlayan
yografilere baßvurun. hedeflere ulaß›l›p ulaß›lmad›¤›n› kendi gazetecileri kar›ßt›rmay›n.
kendinize sorun.
• Soru 2 • Üçüncü dünyan›n olußturdu¤u büyük
• Soru 3 co¤rafî bölgeleri araßt›r›n. Üçüncü dünya
• 1950’li y›llarda üçüncü dünya ülkeleri nas›l evriliyor? Belge 1 ve 2’yi karß›laßt›r›n.
ne arzu ediyorlar? • Konuyu zamandizimsel bir bak›ß aç›-
• Belge 1’e göre, Asya ve Afrika’da sö- s›yla inceleyin.
mürgelerin ba¤›ms›zlaßmas› hangi aßa- • Sömürgelerin ba¤›ms›zl›klar›na kavuß-
madad›r? mas›yla üçüncü dünya aras›nda ba¤lant›-
• ‹ki Büyükler’le karß›laßt›r›ld›¤›nda, lar kurun.
ba¤lant›s›zl›k nedir? Nehru’nun, Che Gu- • Ba¤lant›s›zl›k ve devrim aras›ndaki
evara’n›n, Tito’nun (Yugoslav devlet karß›tl›klar› düßünün.

239
kompozisyon

Konu: Frans›z sömürgelerinin


ba¤›ms›zl›klar›na kavußmas›
‹lgili olaylar›n zamandizimi
1940: Japon birliklerinin Çinhindi’ne girißi.
1943: Lübnan ve Suriye’nin ba¤›ms›zl›klar›n› ilan etmesi.
1944: Brazzaville Konferans›.
1945: Cezayir’de Setif ayaklanmas›n›n bast›r›lmas›.
1946: Frans›z Birli¤i’nin kurulmas›; Çinhindi Savaß›’n›n baßlang›c›.
1947: Madagaskar isyan›n›n bast›r›lmas›.
1954: Dien Bien Fu Savaß›; Çinhindi Savaß›’n›n sonu; Vietnam, Laos ve Kamboçya’n›n ba¤›ms›zl›klar›na kavußmas›; Cezayir Savaß›’n›n
baßlang›c›.
1956: Fas ve Tunus’un ba¤›ms›zl›klar›na kavußmas›; Siyah Afrika’daki topraklar ve Madagaskar için ç›kar›lan Defferre-Houphouët-Boigny
çerçeve-yasas›.
1958: Cezayir’de ayaklanma (13 May›s) ve General de Gaulle’ün iktidara dönüßü; Frans›z Toplulu¤u’nun kurulußu.
1960: Madagaskar ve Siyah Afrika’daki sömürgelerin ba¤›ms›zl›klar›na kavußmas›.
1962: Évian Anlaßmalar› (mart); Cezayir’in ba¤›ms›zl›¤›na kavußmas› (temmuz).

KONUYU OKUMA ZAMAND‹Z‹MSEL B‹R PLAN


Sömürgelerin ba¤›ms›zl›klar›na kavußmas› izle¤ini ißleyen konu, hem l Giriß : Dünyan›n ikinci büyük sömürge imparatorlu¤unda yer alan
sömürgeleßtirilmiß halklar›, hem de belli bir sömürge imparatorlu¤unu sömürgelerin ba¤›ms›zl›klar›na kavußmas›, gezegenin 1945’ten sonra
ele al›yor. Yazaca¤›n›z kompozisyon hem Fransa’n›n hükmetti¤i halk- tan›d›¤› geniß özgürleßme hareketi çerçevesinde gerçekleßmißtir. Bu,
lar›n tav›rlar›n›, hem de Fransa’n›n verdi¤i tepkileri de¤erlendirecek hem ilgili sömürge halklar›, hem de metropolün siyasal yaßam› aç›s›n-
biçimde, bu iki boyutu da hesaba katmal›d›r. dan dramatik bir süreçtir.
Konuda tarih belirtilmiyor. Bu da, sömürgelerin ba¤›ms›zl›klar›na kavuß-
ma sürecinin bir bütün olarak incelenmesi ve yaln›zca aßamalar›yla s›n›r- l I. 1945’te Frans›z sömürge imparatorlu¤u
land›r›lmamas› gerekti¤i anlam›na gelir. Bu ba¤›ms›zlaßma sürecinin ko- A. Son derece büyük ve görünüßte pek de¤ißikli¤e u¤ramam›ß bir
ßullar›n› da, yol açm›ß olabilece¤i sonuçlar› da ihmal etmemelisiniz. imparatorluk.
- Frans›z sömürge imparatorlu¤unun co¤rafî yay›l›m›.
- Savaß s›ras›nda, Vichy ve özgür Fransa hükümetleri bu topraklar için
SORUNSALI SAPTAMA çekißtiler. Ayr›ca, hem Mihver devletleri hem Müttefikler bu toprak-
lara göz dikmißlerdi.

Kompozisyon konusu, bütünüyle sömürgelerin ba¤›ms›zl›klar›na ka- B. Sars›lan bir imparatorluk


vußmas›ndaki sorunsal› ele almaktad›r: Bu kadar geniß bir süreç, nas›l
- Fransa’n›n 1940’ta ald›¤› yenilgiyle zay›f düßmesi;
bu kadar h›zl› gelißebilmißtir ve neden o dönemde baßlam›ßt›r?
- Mihver devletlerinin karß› propagandas› (Asya’da Japonlar, Tunus’ta
Frans›z sömürge imparatorlu¤unun da¤›lmas›n›n kendine özgü yanlar›
Almanlar).
üzerinde durmak gerekir. Kompozisyon ödevi, Fransa’ya özgü sömür-
gecilik anlay›ß›n› ve bu ülkenin sömürge halklar›n›n talepleri karß›s›nda
C. Fransa’n›n korumak istedi¤i bir imparatorluk
yapt›¤› siyasal seçimleri hesaba katmal›d›r. Bu seçimler Fransa’y› çok
ßiddetli iki sömürge savaß›na sürüklemißtir. Baßka bir sömürge metro- - Brazzaville Konferans›’nda özyönetim (self-government) fikrinin red-
polü olan Birleßik Krall›k bu tür sömürge savaßlar›ndan kaç›nabilmißtir. dedilmesi ve 1946’da Frans›z Birli¤i’nin kurulmas›.

Frans›z sömürgelerinin ba¤›ms›zl›k hareketlerinin bir bölgeden di¤eri- - Setif (1945) ve Madagaskar (1947) isyanlar›n›n sert bir biçimde bast›-
ne büyük farkl›l›klar gösterdi¤i unutulmamal›d›r. Kompozisyon ödevi r›lmas›.
bu çeßitlili¤i de içermelidir.

240
Tunus Devlet Baßkan› Habib Burgiba,
Fas Kral› II. Hasan ve Cezayir
Cumhuriyeti geçici hükümeti baßkan›
Ferhat Abbas, 1961’de Rabat’da bir
görüßme s›ras›nda.
Habib Burgiba, Tunus’ta Fransa’ya
karß› mücadeleyi yürüten ve ülkeyi
1956’da ba¤›ms›zl›¤a taß›yan Yeni
Düstur Partisi’nin baßkan›yd›. 1957’de
Tunus’un cumhuriyet olmas›n›
sa¤lad› ve ilk devlet baßkan› oldu.
II. Hasan, 1956’da ülkesini
ba¤›ms›zl›¤a götüren
Fas kral›n›n o¤ludur.
Cezayirli milliyetçi Ferhat Abbas,
1958’den itibaren M›s›r’da kurulan
Cezayir Cumhuriyeti geçici
hükümetinin ilk baßkan› oldu.
Ancak, bu konumunu resimdeki
görüßmelerden k›sa bir süre sonra
kaybetti.

l II. Frans›z sömürgelerinin ba¤›ms›zlaßmas›n›n özellikleri l Sonuç: Yeni ba¤›ms›z devletler. Ama Fransa ile ilißkilerini koruma-
A. Sertlik politikas› ve savaß baßar› getirmiyor lar› bu ülkelerin kalk›nmas›n› sa¤layamad›.
- Sertli¤in seçilmiß olmas›, sömürge halklar›n› Frans›zlaßt›rmak isteyen Fransa için sömürgelerin sonu, dünya çap›nda bir güç oldu¤u dönemin
Fransa’n›n asimilasyon gelene¤i ve baz› topraklarda yerleßmiß bulunan kapand›¤›n› haber veriyordu.
Frans›z sömürgecilerinin varl›¤›yla aç›klanabilir. Gelece¤e ilißkin aç›l›mlar: Fransa, Avrupa temelinden hareketle kendi-
- Sertli¤in ve savaß›n baßar›s›zl›¤›: ne yeni bir gelecek çizmektedir.
• Çinhindi’nde, Dien Bien Fu facias›na yol açt›;
• Cezayir’de, Cezayir Frans›zlar›n›n her türlü pazarl›k fikrini reddetme-
si, dramatik sonuçlar› olan bir ba¤›ms›zl›k süreci yaratt›.

B. Gerçekçi yol
- Fransa Ortado¤u’da (‹ngilizlerin bask›s›yla) ve Fas ve Tunus’ta (Birleß-
TAVS‹YELER
miß Milletler’in bask›s›yla) gerçekçi bir yol izlemek zorunda kald›.
• Böyle bir kompozisyonda, ayr›nt›lar içinde bo¤ularak herßeyi
- Çinhindi ve Cezayir’de karß›laß›lan güçlükler.
birden söylemeye çal›ßmay›n. Ödeviniz, s›ralad›¤›n›z adlar›n,
- Sömürgelerin ba¤›ms›zl›klar›na kavußmas›, Siyah Afrika ve Madagas-
tarihlerin ve rakamlar›n say›s›yla de¤il, önemli fikirleri vurgulama
kar’da sakin bir biçimde gerçekleßti.
ve bunlar› kendi aralar›nda düzgün bir dille ve uyumlu bir biçimde
ba¤lant›land›rma becerisine göre de¤erlendirilecektir.
l III. Frans›z sömürgelerinin ba¤›ms›zlaßmas›n›n
özellikleri • Konuya eßlik eden zamandizimi, gösterilecek haf›za çabas›n›
A. Bir imparatorlu¤un sonu 1962’den itibaren, Avrupa d›ß›nda yal- rahatlatarak ö¤renciye yard›m etmeyi amaçlamaktad›r. Üzerinde
n›zca baz› küçük topraklar Fransa’n›n denetiminde kald›. Bunlar deni- düßünülmesi gereken de¤erli ö¤eler içerebilir. Ama bu ödev, hiçbir
zaß›r› vilayet ya da topraklar biçiminde örgütlendi. biçimde zamandiziminde yer alan olaylar›n "yorumu"ndan ibaret
B. Eski sömürgelerden baz›lar›nda devam eden Frans›z etkisi olmamal›d›r. Zamandizimi konunun tüm yönlerini kapsamayabilir;
içerdi¤i tarihlerin hepsi ayn› öneme sahip olmayabilir.
- Siyah Afrika’da baz› ülkelerde ißbirli¤i, Frans›z dili ve askerî müdaha-
lelere dayanarak hâlâ kendini hissettiren Frans›z etkisi. • Uzun bir döneme (birkaç on y›l) yay›lan bir konu ißlenirken,
- Masrafl› oldu¤u için azalan ve giderek daha az kabul gören bir etki. genellikle zamandizimsel bir plan yapmak gerekir.

241
KONU

13 Bloklararas› çat›flmalar ve
bloklar›n çözülmesi
(1975-1998)
H elsinki Konferans› (1975) ertesinde So¤uk Savafl yeniden fliddetlendi, ama Helsinki
Nihai Senedi’nin imzalanmas›ndan on alt› y›l sonra birdenbire bitti. Sovyetler Birli¤i’nin
varl›¤› 1991’de son buldu. Düflman bloklar ortadan kalkt›.
Bu, boyutlar›n› kavramaya ancak bafllad›¤›m›z büyük bir çalkant› oldu. Nitekim, pek az uzman
böyle bir fleyi hayal etmeye cesaret edebilmiflti. Art›k ideolojiler etkilerini kaybediyor,
üçüncü biny›l›n arifesinde geriye yaln›zca ABD’nin süpergücünü sa¤lamlaflt›ran
bir güçler dengesi kal›yor.

n So¤uk Savafl’›n yeniden h›zlanmas›ndan düflman bloklar›n ortadan kalkmas›na nas›l gelindi?
n ‹çine girdi¤imiz yeni uluslararas› düzenin özellikleri nelerdir?

KONUNUN PLANI
Harita: So¤uk Savafl sonunda dünya, 1975-1991
I. So¤uk Savafl’›n dönüflü, 1975-1984
II. "Yeni düflünce", 1985-1989
III. Sovyet blo¤unun çöküflü
IV. Yeni bir dünya düzenine do¤ru

• Unutmayal›m
• Belge incelemesi: Baßkan Reagan’›n görevi devralma konußmas›, 20 Ocak 1981
• Verilerle çal›ßma: 1945’ten 1990’a Almanya: Yenilgiden bölünmeye ve yeniden birleßmeye

Aral›k 1979 1983 Reagan taraf›ndan 1987 1991


Afganistan’›n SSCB SS‹ “y›ld›zlar savaß›” Silahs›zlanma konulu SSCB’nin
taraf›ndan ißgal edilmesi projesinin ilan edilmesi Washington Anlaßmas› ortadan kalkmas›

Reagan ABD baßkan› Berlin Yugoslavya’da


Duvar›’n›n savaß
1989 y›k›l›ß›
S O Ú U K S A V A Þ
1975 Gorbaçov SSCB devlet baßkan›
Helsinki ‹srail-Filistin
‹ran - Irak Savaß› bar›ß anlaßmalar›
Anlaßmalar›

1975 1980 1985 1990 1995

1989 1991 Körfez Savaß›


Ocak 1979 1979-1980 “Pekin bahar›”n›n 1990
‹ran ‹slam Devrimi 2. petrol ßoku bast›r›lmas› Almanya’n›n yeniden birleßmesi

242
9-10 Aral›k 1989 gecesi, Berlin’de Brandenburg Kap›s›:
1961’de yap›lm›ß olan Berlin Duvar›’n›n "düßmesinden" hemen sonra.

243
So¤uk Savaß sonunda dünya (1975-1991)
n 1980’li y›llar›n dünyas› çokkutuplu bir dünyayd›:
- Bat› blo¤u, ABD ve Bat› Avrupa, Ortado¤u ve Güneydo¤u
Asya’daki müttefiklerinin etraf›nda sa¤lam bir biçimde
örgütlenmißti;
- Sovyet blo¤u, SSCB etraf›nda toplanan Varßova Pakt› üyeleri
ve Latin Amerika’da (Küba, Nikaragua), Afrika’da (Angola,
Etyopya) ya da Asya’da (Mo¤olistan, Vietnam, Laos, Kuzey Kore)
marksizmi benimseyen üçüncü dünya ülkelerinden olußuyordu. Meksika
Büyük Okyanus
Sovyet blo¤u, Çin ve müttefiklerinin (Arnavutluk, Kamboçya)
ideolojik ve diplomatik rekabetiyle karß› karß›yayd›. SSCB kendi Nikaragua

cephesindeki disipline hiç olmad›¤› kadar dikkat ediyor, ama Panama


Küba
komünist ülkeler aras›ndaki anlaßmazl›klar› engelleyemiyordu; Peru
Þili
- Baz› ülkeler, büyük güçlüklerle de olsa, ba¤lant›s›z kalmaya Kolombiya Baham
Bolivya adalar
Arjantin Venezuela
çal›ß›yorlard›.
Bermuda
Brezilya
n Bu koßullar alt›nda, özellikle üçüncü dünya ülkelerinde, Granada
eski ve yeni bir tak›m nedenlerin birbirine kar›ßt›¤› çat›ßmalar
AMER‹KAN KUVVETLER‹
ç›k›yordu: Latin Amerika
- Latin Amerika’da, Nikaragua gibi ülkelerde ABD’nin Bir tümen

komünizm karß›t› hareketlere yapt›¤› giderek büyüyen yard›m


sayesinde gerilla av› devam ediyordu;
- Ortado¤u’da, ilkesel olarak Bat› ve Sovyet modellerinin her
ikisini de reddeden ‹ran’la Irak aras›ndaki savaß, Arap-‹srail A t las Okyanusu

E kv
çat›ßmas›na eklenmißti;

a to
r

- Asya’da SSCB, 1979’da Afganistan’› ißgal etmiß, ancak

lak
korudu¤u komünist rejim komßu Müslüman güçlerden yard›m


ne
alan ve ABD taraf›ndan gizlice desteklenen Afgan direnißçileriyle

nc
es
karß›laßm›ßt›;

i
- Vietnam Savaß› sona erdikten sonra, Güneydo¤u Asya bölgesi
komünist ülkeler aras›nda ç›kan savaßla yeniden ›s›nm›ßt›:
SSCB’nin müttefiki Vietnam, önce Çin’in müttefiki Kamboçya’yla,
ard›ndan da Çin’in kendisiyle savaßa girdi;
- Son olarak, Afrika k›tas› 1980’lerde içsavaßlar (Somali) ya da
kendini kan›tlamak isteyen bölgesel güçler taraf›ndan ç›kar›lan
savaßlarla çalkalan›yordu: Libya ve Fransa’n›n destekledi¤i AMER‹KAN KUVVETLER‹
Çevik kuvvetler
Çad aras›ndaki savaß; Angola ve Mozambik’te, Güney Afrika 5-6 tümen
Cumhuriyeti taraf›ndan desteklenen komünizm karß›t› gerilla Savaß uçaklar› ..................................................................350
Savaß gemileri .............................................................20-30
mücadeleleri.
Stratejik kuvvetler
Uzun menzilli füzeler .............................................1.053
Stratejik bombard›man uçaklar› .........................637
Di¤er füzeler ....................................................................688

244
AMER‹KAN KUVVETLER‹ SOVYET KUVVETLER‹
Stratejik kuvvetler Hava kuvvetleri
30-40 tümen Uzun menzilli füzeler.................................1.398 Savaß uçaklar› ..................................................4.800
Savaß uçaklar› ........................................4.312 Orta menzilli füzeler ..................................... 605
Savaß gemileri Denizalt› füzeleri...............................................950 Hava savunmas›
(7 tanesi uçak gemisi) .............................54 Stratejik bombard›man uçaklar› .............880 Karß›lay›c›lar .....................................................2.500
Kara kuvvetleri: Karadan havaya SAM füzeleri...........10.000
180 tümen Füzesavar füzeler .................................................32

Avustralya
ABD
e y k u t u p d aires Japonya
kuz i
Kanada
Güney Okinava
Kuzey Kore
Kore
AMER‹KAN KUVVETLER‹ Filipinler
Avrupa
ma 4 tümen
r› Savaß uçaklar› ...........................754
a Savaß gemileri.............................20 Mo¤olistan Vietnam
Grönland Ç‹N
Kamboçya
Laos
Tayland

‹zlanda AMER‹KAN KUVVETLER‹


SSCB
Yen

Büyük Okyanus
ge

3 tümen
Birleßik Danimarka Afganistan
çD

Krall›k Savaß uçaklar› ................................1.125


ön

Azor
Federal Almanya Savaß gemileri ...................................140
en

adalar›
c

Fransa
es
i

‹spanya
‹ran
‹talya
Fas Suriye
‹srail Irak Umman
Suudi H int
Bat› Arabistan
Sahra Libya M›s›r Okyanus u

Yemen
Çad

Benin Etyopya NATO üyesi ülkeler

Kenya Somali ABD’nin NATO d›ß›ndaki baßl›ca müttefikleri


Kongo

Amerikan deniz üsleri (ABD d›ß›nda)

Madagaskar Amerikan hava üsleri (ABD d›ß›nda)


Angola
Varßova Pakt› üyesi ülkeler
Mozambik
Sovyet etkisi alt›nda bulunan ya da
1970’lerin sonunda Sovyet tipi marksizmi
Güney Afrika benimseyen ülkeler
Cumhuriyeti
Çin ve müttefikleri (Arnavutluk, Kamboçya)

Sovyet deniz üsleri (SSCB d›ß›nda)

Baßl›ca çat›ßma bölgeleri


(savaß ya da gerilla savaß›)

245
I. So¤uk Savaß’›n dönüßü, 1975-1984
A. ‹ran ‹slam Devrimi’nin yans›malar› Belge 1, 3 ve 4
S Ö Z L Ü K
n Helsinki Anlaßmalar›’n›n getirdi¤i iyimserlik havas› da¤›lmakta gecikmedi. 1979 y›l›
* Ayetullah adeta bunun kan›t› oldu. 6 Ocak 1979’da Ayetullah* Humeyni, ‹slam Devrimi ad›na
* Dayan›ßma (Solidarnosk) ‹ran’da iktidara el koydu. ‹ran hükümdar› olan Þah Pehlevi, kat›, hatta diktatörlüklere
özgü yöntemlerle ülkesini bat›l›laßt›rmay› denemiß, halk›na kayna¤›n› Amerikan mode-
linden alan toplumsal ve ekonomik yap›lar›, yaßam biçimlerini dayatm›ßt›. ‹slamc›lar
kapitalizmi ve marksizmi reddettiler; toplumu yeniden biçimlendirmek için Kur’an’› ve
B‹YOGRAF‹ gelenekleri temel ald›lar.
1 Ruhullah
n En büyük petrol üreticilerinden biri olan ‹ran’daki çalkant›lar, yak›t fiyatlar›nda yeni
Musavi
bir art›ßa yol açt›. ABD ve Bat› Avrupa, 1979-1980’de ikinci bir "petrol ßoku" yaßad›lar.
Humeyni
(1900-1989) ‹ran’la s›n›r› olan SSCB, ‹slam Devrimi’nin Orta Asya’daki Müslüman cumhuriyetlere
yans›mas›ndan çekiniyordu. ‹ran’la s›n›r› olan ülkeler de, bu ülkenin yaßad›¤› çalkant›-
lardan kendilerine göre baz› sonuçlar ç›kard›lar. 1979’dan itibaren Irak’› yöneten dikta-
‹lahiyat müderrisi Humeyni, ‹ran’ tör Saddam Hüseyin, petrol bak›m›ndan zengin Aßa¤› F›rat vadisindeki çekißme konu-
daki laikleßme uygulamalar›n›n su topraklar› ele geçirmek için bu f›rsattan yararland›. ‹ran-Irak Savaß› 1980 eylülünde
muhaliflerindendi. 1964’te sürgü- baßlad›. Bir milyon kißinin ölümüne sebep olduktan sonra, 1988 a¤ustosunda sona erdi.
ne gönderildi. 1979’da, taraftarla-
r›n›n baßlatt›¤› devrim ‹ran ßah›n›
devirdi. Humeyni muzaffer bir bi- B. Sovyet tehdidi Belge 2, 5 ve 6
çimde ‹ran’a geri döndü, ‹ran ‹s- n 24 Aral›k 1979’da, Sovyetler Afganistan’› ißgal ettiler. Bunu yaparken, Pakistan ve
lam Cumhuriyeti’ni kurdu ve tüm
‹ran’›n Afganistan’daki islamc›lara yapt›klar› yard›m› durdurmak, petrol bak›m›ndan
dünya Müslümanlar›n› ‹slam dev-
zengin ama ‹ran Devrimi’yle istikrar›n› kaybetmiß olan bu bölgeyi bir kößesinden dele-
rimleri yapmaya ça¤›rd›.
rek s›cak denizlere ulaßmak ve SSCB’nin himayesindeki Babrak Karmal’› rahatlatmak
gibi belli hedefleri vard›. ABD ve müttefiklerinin, üçüncü dünyan›n ve Müslüman ülke-
lerin protestolar› bir iße yaramad›. Moskova, 1988’e kadar ißgali sürdürdü.
B‹YOGRAF‹ n Polonya’da da, durum giderek daha dramatik bir hal al›yordu. Aral›k 1979’da, 1970
ayaklanmalar›n›n y›ldönümü büyük halk gösterileriyle kutland›. Bundan k›sa bir süre
2 Lech
Walesa sonra, Gdansk’ta grevler baßlad›. Dayan›ßma* (Solidarnosk) hareketinin baß›nda bulunan
(d. 1943) elektrik ißçisi Lech Walesa, özgür sendikalar, yani Polonya Komünist Partisi’nden ba-
¤›ms›z sendikalar kurulmas›n› istedi. Sovyet birlikleri Polonya’ya do¤ru harekete geç-
Bir elektrik ißçisi tiler. K›sa bir süre, Sovyet ordusunun 1956’da Budapeßte’ye ve 1968’de Prag’a yapt›¤›
olan Walesa, Po- gibi Varßova’ya da müdahale edece¤inden endiße edildi. Do¤u blokunda statüko*yu ko-
lonya’da 1980-1981 grevlerini yö- rumak ve kendi modelini ihraç etmek için SSCB nereye kadar gidecekti?
netti. Özgür sendikalar›n kurulu-
n Sovyet tehdidi dünyan›n her yerinde hissediliyordu. Küba, Afrika ülkelerine asker
ßuna kat›ld› (Dayan›ßma Sendika-
göndererek ve Latin Amerika’da propaganda yaparak Moskova’n›n ç›karlar›na hizmet
s›’n›n baßkan›yd›). General Jaru-
ediyordu. Vietnam, Çinhindi Yar›madas›’nda, özellikle aral›k 1978’de ordusunun do¤-
zelski’nin 1981’de gerçekleßtirdi¤i
darbeden sonra tutukland›. rudan müdahale etti¤i Kamboçya’da ve ßubat 1979’da topraklar›n› istilaya kalk›ßan
Çin’e karß› gösterdi¤i direnißle, SSCB’nin sözcülü¤ünü üstleniyordu. Afrika’da pek çok
Bat› kamuoyu ve Polonya Katolik
Kilisesi’den geniß ölçüde destek
ülke (Etyopya, Angola, Mozambik, Gine, vs.) sosyalist rejimle yönetiliyordu. Sovyetler,
gören Walesa, 1989’da serbest mil- aß›r› borçlanma, nüfus patlamas›, ayaklanma, açl›k gibi üçüncü dünyay› sarsan baz› fe-
letvekili seçimlerine karar veril- laketlerden de yararlan›yordu.
mesiyle sonuçlanan görüßmeleri
n Komünist yöneticilerin zihninde yay›lmac›l›k fikri yeniden bask›n gelmeye baßlam›ß-
yürüttü. 1990’da cumhurbaßkan›
t›. Oysa, hâlâ savunmay› düßünüyorlard›. Hayal güçlerinin zay›fl›¤›ndan, baßka bir ça-
seçildi. Bir sonraki seçimlerde
¤a ait olan dogmalar›n›n tuza¤›na düßüyor, "Amerikan emperyalistleri"nin olas› bir sal-
kendisi kaybetti¤i halde, partisi
1997 milletvekili seçimlerini ka- d›r›s›na karß› ülkelerini silahland›rmak, hep daha çok silahland›rmak gerekti¤ini san›-
zanmay› baßard›. yorlard›. Yaßl› ve hasta Leonid Brejnev, askerî sanayi çevrelerinin bask›lar›na ve Stalin
döneminin özlemiyle yan›p tutußanlara boyun e¤iyordu.

246
4 ‹slam Cumhuriyeti Bildirgesi.

Puta tapanlar› inkâr, Allah’›n askerlerinin Þeytan’›n güçlerine karß› sa-


vaß›n›n ve örgütlenmesinin ilk ad›m›d›r. Bu, Müslümanl›¤›n temel il-
kelerinden biridir. [...]
"Ne Do¤u ne Bat›" slogan›m›z, sefalet çeken ve bask› alt›nda yaßa-
yanlar›n dünyas›nda ‹slam devriminin temel slogan›d›r. ‹slam ülkele-
rinin ve Allah’›n izniyle ‹slam’› insanl›¤› yak›n bir gelecekte kurtaracak
tek yol olarak seçecek ülkelerin gerçek ba¤lant›s›zl›k siyasetini vurgu-
lar. Bu siyasetten bir "elif" kadar sapma olmayacakt›r. ‹slam ülkeleri
ve Müslüman halk ne Bat›’ya (Amerika ya da Avrupa), ne de Do¤u’ya
(Sovyetler Birli¤i) ba¤l› olmal›d›r.
Bugün puta tapanlar›n inkâr›, zalimlerin adaletsizliklerine ve Do-
¤u’nun ve Bat›’n›n sald›r›lar›ndan usanm›ß bir halk›n gözyaßlar›na
karß› 盤l›¤›m›zd›r.
[...] ‹man ve cihad silah›n› kullanarak ‹srail’e ve ‹srail’in ç›karlar›na
3 darbe vuran tüm sevdiklerimizin baßar›s› için dua ediyorum. [...] ‹s-
Helsinki ve sonras›.
lam, dünyan›n baßl›ca kalelerini fethedecektir. [...] Ya hepimiz özgür-
Deutsches Allgemeines Sonntagsblatt’ta yay›nlanan 19 Ekim 1975 lü¤e kavußaca¤›z, ya da ßehadetle gelen daha büyük bir özgürlükle
tarihli Alman karikatürü. tan›ßaca¤›z.
1. Belgeyi tan›t›n›z.
Humeyni’nin bildirisi, 28 Temmuz 1987.
2. "KS 75", Helsinki Konferans›’n›n k›saltmas›d›r. Bu kari-
katürün çizerine göre Helsinki Anlaßmalar›’n›n sonuçlar›
ne olacakt›r? 1. Humeyni kendini SSCB ve ABD’ye göre nas›l konum-
3. Bunlar gerçekleßti mi? Daha sonra olanlar Helsinki An- land›r›yor?
laßmalar›’na do¤rudan ba¤l› m›d›r? 2. ‹srail ve ‹slam konusundaki tavr› nas›l?

FRANSA 6 1979’da Vietnam ve Çin.

17 Þubat 1979’da, Çin devletinin yöneticileri


Vietnam’a savaß açt›lar. [...] Ba¤›ms›z ve ege-
men Vietnam’a karß› böyle bir savaß› baßlata-
FAS TUNUS Akdeniz
rak, Çinli derebeylerin ve emperyalistlerle sö-
mürgecilerin yolunu seçmiß oldular. Çinli yö-
CEZAY‹R
BATI L‹BYA MISIR neticiler, Vietnam’a sald›rarak yay›lmac›l›klar›-
SAHRA n›, tüm büyük güçlerinkine benzeyen hege-
monyac›l›klar›n› ve gerici politikalar›n› tümüyle
MOR‹TANYA a盤a vurmuß oldular. [...] Vietnam’a sald›ra-
MAL‹ SUDAN
N‹JER
rak, sosyalist sisteme tümüyle muhalefet et-
ÇAD
BURKINA miß oldular.
FASO (H›ristiyan
G‹NE- BEN‹N gerillalar) Vietnam hükümetinin bildirisi, 17 Þubat 1979.
ETYOPYA
BISSAU F‹LD‹Þ‹ N‹JERYA ORTA AFR‹KA
KIYISI Son iki y›ld›r, Vietnam yetkilileri [...] Çin’in s›-
CUMHUR‹YET‹
KAMERUN n›r bölgelerinde düßmanca eylemlere giriß-
UGANDA SOMAL‹
KONGO mekten vazgeçmediler. [...] Sovyetler Birli¤i
Atlas Okyanusu KENYA
GABON RUANDA taraf›ndan desteklenen Vietnam yetkilileri [...]
ZA‹RE
KÜBA BURUND‹ Çin’in s›n›r bölgelerinde bir an bile durdurma-
TANZANYA Hint Okyanusu d›klar› sald›rgan eylemlerini yo¤unlaßt›r›rken
Arap Birli¤i ülkeleri
artan bir ihtiyats›zl›k içine düßtüler. Vietnam
yetkilileri Çin-Vietnam s›n›r›na önemli say›da
Bat›’ya ba¤l› ülkeler ANGOLA
ZAMB‹A asker y›¤d›lar ve Çin topraklar›n› tekrar tekrar
MOZAMB‹K
Sosyalist ülkeler, istila ettiler.
Sovyet etkisi Z‹MBABVE
NAM‹BYA MADAGASKAR Çin hükümetinin bildirisi, 18 Þubat 1979.
Sovyet deniz üsleri
BOTSWANA
Gerilla savaßlar› ve
silahl› çat›ßmalar
Güney Afrika’n›n
etkisi alt›ndaki ülkeler
D›ß müdahaleler
GÜNEY 1980’li y›llar›n baßlar›nda Afrika’da
1 000 km
Apartheid karß›t› gerillalar AFR‹KA CUMHUR‹YET‹ 5
Sovyet etkisi.
247
C. ABD: 1970’lerde zay›f düßmüß bir süpergüç Belge 2 ve 3
S Ö Z L Ü K
n Nisan 1975’te komünistlerin zaferiyle sonuçlanan Vietnam Savaß›’ndan ç›kan ABD,
* Sandinist derin bir kriz yaß›yordu. Baßkan Nixon’›n Watergate Skandal›’n›n ard›ndan 1974 a¤us-
tosunda istifa etmesi de bu krizi a¤›rlaßt›rm›ßt›.

n Demokrat baßkan Jimmy Carter (1977-1981), vatandaßlar›na yeniden güven kazan-


d›rmaya çal›ßt› ve insan haklar›n› savundu. Baßka Vietnam savaßlar› olmayaca¤›na söz
verdi, ‹sraillilerle M›s›rl›lar› uzlaßt›rmay› baßard›, Siyah Afrika’ya özel olarak ilgi gös-
terdi. Çin’e yapt›¤› bir ziyaret s›ras›nda, komünist Çin’le temelleri 1972’de Nixon tara-
f›ndan at›lm›ß olan bir anlaßma imzalad›. Carter’›n "mant›ks›z komünizm korkusu"nu yer-
mesine ve SSCB ile silahs›zlanma anlaßmas› için pazarl›¤a oturmas›na ra¤men, 1979’da
Afganistan’›n ißgali Amerikan kamuoyunda ßok yaratt›. ABD, SSCB’ye yap›lan tah›l ve
yüksek teknoloji ürünleri ihracat›na ambargo koydu. 1980’de düzenlenen Moskova
Olimpiyatlar› da ABD taraf›ndan boykot edildi. Amerikan Savunma Bakanl›¤›n›n büt-
çesi ve müttefik ülkelere yap›lan yard›mlar artt›r›ld›.
B‹YOGRAF‹ n Ancak bunlar yeterli de¤ildi. 1979’da Nikaragua’da Amerikal›lar taraf›ndan destek-
1 Ronald lenen diktatör Somoza’y› deviren Sandinist* gerillalar, Sovyet yanl›s› sosyalist bir rejim
Reagan kurdular. Küba da güçlü komßusuna kafa tutmaya devam ediyordu. Iran’da, ‹mam Hu-
(d. 1911) meyni’nin rejimi taraf›ndan desteklenen sözde ‹slamiyat ö¤rencileri, 4 Aral›k 1979’da
Amerikan elçili¤inden 52 diplomat› rehin ald›lar. Rehineler, tam 444 gün sonra, kas›m
1978 seçimlerinde yenik düßen Carter’›n ABD baßkanl›¤›n› b›rakmas›n› izleyen dakika-
larda serbest b›rak›lacaklard›.
Yoksul kökenli bir sinema oyuncu-
su olan Ronald Reagan, savaßtan
sonra Hollywood’un komünistle- D. 1980’lerde Amerikal›lar›n sertleßmesi Belge 1 ve 4
rin etkisi alt›na girmesine karß›
mücadele verdi. 1967’den 1975’e n Carter’›n yerine geçen Cumhuriyetçi Ronald Reagan (1981-1989), son derece kesin
kadar Cumhuriyetçi Parti’den Ka- konußuyordu. Aßa¤›lanma devri kapanm›ßt›; Amerikal›lar geçmißlerinden, de¤erlerin-
liforniya valisi olarak görev yap- den ve erdemlerinden gurur duymal›yd›lar. Sovyetler Birli¤i, "kötülük imparatorlu-
t›ktan sonra, 1980’de ABD baßkan- ¤u"nun ta kendisidir, diyordu Reagan. Özgürlü¤ü ve demokrasiyi savunmak, sald›r›-
l›¤›na seçildi. ABD’nin imaj›n› dü- lara direnmek, Amerika’n›n göreviydi. Bu koßullarda, çözüm basitti: ABD’nin silahlan-
zeltme kayg›s›yla askerî harcama- maya devam etmesi, silahlanma yar›ß›nda SSCB’nin önüne geçmesi gerekiyordu. Bu
lar› artt›rd› ve 1980’de Küba yanl›- amaca ulaßmak için gerekli ekonomik olanaklara, teknolojiye ve ahlakî de¤erlere de sa-
s› bir rejimle yönetilen Granada
hipti. Reagan, düßman›na savaß açmaya de¤il, onu cayd›rmaya çal›ßacakt›.
Adas›na askerî müdahale karar›
ald›. ‹ç politikada, devletin ekono- n ABD, 1982’de ç›kan Falkland Savaß›’nda Arjantin’e karß› Birleßik Krall›k’› destekledi.
mik alandaki rolünü azaltmaya ça- 1983’te, Antiller’deki Granada Adas›’ndaki Sovyet yanl›s› rejimi devirdi. Latin Ameri-
l›ßt› ve federal yard›m programla- ka’daki karß›-devrimci contralara da ihtiyatl› destek sa¤lamaya devam etti. Amerikal›-
r›ndan ço¤unu durdurdu. 1984’te
lar, SSCB’nin "sosyal-emperyalizmi"ni gürültülü bir üslupla suçlayan Komünist Çin’e ce-
yeniden baßkan seçilen Reagan,
saretlendirici ißaretler gönderiyorlard›. Bunun yan›s›ra ABD, yerel savaßlar› besleyen si-
1987’de SSCB’yi yöneten Mihail
lah ticaretine de kar›ß›yordu.
Gorbaçov’la birlikte stratejik silah-
lar›n azalt›lmas›n› öngören ilk an- n 1983’te füze krizi patlak verdi. SSCB’nin Do¤u Avrupa’ya 1980’li y›llar›n baß›nda yer-
laßmay› imzalad›. leßtirdi¤i SS 20 füzelerinin yoketme kapasitesinden çekinen ABD, 1983 kas›m›ndan iti-
Ronald Reagan, baz›lar›nca komü- baren Federal Almanya ve ‹ngiltere topraklar›nda Pershing 2 füzelerini konußland›rma-
nizmin çöküßünün baß mimar› ya baßlad›. Pershing füzelerine karß› Bat› Avrupa’da bar›ßç›l gösteriler düzenlendi; bu
olarak kabul edilir. ‹zledi¤i yeni-
gösteriler, ço¤unlukla SSCB taraf›ndan yönlendiriliyordu. ABD, Sovyet füzelerinin teh-
den silahlanma politikas› SSCB’yi
didine son vermek için "y›ld›z savaßlar›" ya da "stratejik savunma inisyatifi" (SS‹) olarak
art›k yükünü kald›racamayaca¤›
askerî harcamalara sürüklemißtir.
adland›r›lan ve 1983 y›l›n›n mart ay›nda ilan edilen son derece iddial› bir program baß-
Ekonomik bilançosu ise z›tl›klar latt›.
içerir: Baßkanl›k yapt›¤› dönemde n Bu korku veren silahlanma yar›ß›na ra¤men, silahs›zlanma görüßmeleri de devam
ABD’de ißsizlik azalm›ß, ancak
ediyordu. So¤uk Savaß hiçbir zaman olmad›¤› gibiydi: Ne savaß, ne de yumußama. Da-
bütçe ve ticaret aç›klar›yla birlikte
ha çok, Frans›z yazar Raymond Aron’un yapt›¤› tan›mdaki gibi bir "olanaks›z bar›ß ve ola-
yoksulluk da artm›ßt›r.
s› olmayan savaß" durumu söz konusuydu.

248
2 1979’da, ABD’nin devrim mücahitleri taraf›ndan ißgal
3 Baßkan Jimmy Carter’›n d›ß politikas›. edilen Tahran Büyükelçili¤i.

Dünya bugün tarihinin en derin ve en h›zl› dönüßümünü geçiriyor ‹ran Devrimi’nin zaferle bitmesinden dokuz ay sonra, 4 Kas›m 1979’da,
islamc› ö¤renciler ABD’nin Tahran Büyükelçili¤ini basarak personeli
[...]. Art›k geleneksel savaß ve bar›ß sorunlar›n›, adalet, hakkaniyet ve
rehin ald›lar ve Þah’›n iadesini talep ettiler. Elli iki Amerikal› rehine,
insan haklar› gibi tüm dünyan›n ç›karlar›n› ilgilendiren yeni sorunlar-
son derece a¤›r koßullarda hapsedildi. Nisan 1980’de, bir komando ha-
dan ay›rmam›z mümkün de¤ildir. [...] ABD’yi yeni bir d›ß politika uy-
rekât›yla rehineleri kurtarma girißimi baßar›s›zl›kla sonuçland›. Bu ba-
gulamaya ça¤›ran bu yeni dünyad›r [...]. Dünyadaki istikrar› sa¤lamak
ßar›s›zl›k, Jimmy Carter’›n 1980 kas›m›nda yap›lan baßkanl›k seçimle-
için, yaln›zca sanayileßmiß ülkelere seslenen bir politikayla yetineme-
rindeki yenilgisinde rol oynad›. Son Amerikal› rehineler 20 Ocak 1981’
yiz [...]. Yüz elli ülkenin, yaln›zca en güçlü ülkeler taraf›ndan dayat›-
de, Ronald Reagan’›n görevine baßlad›¤› gün serbest b›rak›ld›.
lan yasalar› izlemesini bekleyemeyiz [...].
- Politikam›z, her ßeyden önce, insan haklar› davas›n› yüceltme konu-
ABD
sunda halk›m›z›n belirledi¤i temel hedefi yans›tmal›d›r.
- Politikam›z, sanayileßmiß demokratik ülkeler aras›nda gerçekleßtiri-
Atlas Okyanusu
lecek s›k› bir ißbirli¤ine dayanmal›d›r; asl›nda hepimiz ayn› de¤erlere Meksika
ba¤l›y›z ve birlikte herkesin yaßam biçimini iyileßtirmeye katk›da bu- Körfezi
lunabiliriz. Havana
DOM‹N‹K
- Ayr›ca, güçlü savunma olanaklar›na dayanan politikam›z, Sovyetler KÜBA CUMHUR‹YET‹
Birli¤i ve Çin’le kapsam› daha geniß olacak ve daha fazla karß›l›kl›l›k MEKS‹KA Porto Riko
esas›na dayanacak biçimde, ilißkilerimizi iyileßtirmenin yollar›n› ara- HA‹T‹
mal›d›r. ‹deolojik farkl›l›klar› ortadan kald›ramasak da, savaß risklerini HONDURAS GRANADA
GUATEMALA Karaip Denizi
azaltacak uzlaßmalar sa¤layabilmeliyiz. 1983’te ABD
EL SALVADOR müdahalesi
N‹KARAGUA
- Politikam›z, ayn› zamanda gelißmekte olan ülkelere s›k›nt›lar›n› ha- Managua
fifletmek ve dünyada zenginlerle fakirleri ay›ran uçurumu olabildi¤in- Büyük VENEZUELA
ce kapatmak amac›yla yard›mda bulunmal›d›r. Okyanus PANAMA
Panama
- Son olarak politikam›z, tüm ülkeleri ulusal ç›karlar›n›n s›n›rl› çerçe- 500 km Kanal› KOLOMB‹YA
vesini aßmak ve hep birlikte nükleer savaß tehdidi, ›rkç› nefret, silah-
lanma yar›ß›, çevreye verilen zararlar, açl›k ve hastal›k gibi korku ve- Sovyet yanl›s› ülkeler Amerikan üsleri
ren büyük küresel sorunlar› çözmek için cesaretlendirmelidir.
Silahl› gerillalar Sovyet üsleri
Jimmy Carter’›n 22 May›s 1977 tarihli konußmas›. ABD taraf›ndan desteklenen Stratejik geçitler
karß›-gerillalar

Carter’›n d›ß politikas›n›n neden "cömert" ya da "idealist"


olarak nitelendirilebilece¤ini gösteriniz. 4 ABD’nin güney s›n›r›n› olußturan Orta Amerika.
1. Bu co¤rafî bölge ABD için neden yaßamsal önem taß›-
maktad›r?
2. ABD, bu bölgeyi kendi denetiminde tutmak için 1945’
ten beri hangi farkl› yöntemlere baßvurmußtur?

249
II. "Yeni düßünce", 1985-1989
A. Yeni bir uluslararas› ba¤lam Belge 1 ve 4
B‹YOGRAF‹
n Mihail Gorbaçov, 11 Mart 1985’te 54 yaß›ndayken Sovyetler Birli¤i Komünist Partisi
1 Mihail genel sekreteri oldu. Bu bir tür devrimdi: Görece genç, Bat›l› fikirlere aç›k, So¤uk Savaß’›
Sergeyeviç
durdurmaya istekli bir adam, SSCB’de iktidara geliyordu. Kußkusuz, Gorbaçov da Sov-
Gorbaçov
yet rejiminin hayatta kalmas› gerekti¤ine kesinlikle inan›yordu, ama düzeltmeler geçir-
(d. 1931)
mesi koßuluyla... Sanayinin "bürokrasiden ar›nd›r›lmas›", perestroika’n›n yaßamsal ko-
ßullar›ndan biriydi. Bu, "ßeffafl›k" (glasnost) içinde gerçekleßtirilecek ve demokratikleß-
Kafkas kökenli Mihail Gorbaçov, meyle sonuçlanacakt›. Gorbaçov, ideolojilerin savaß›na son vermiyor, yaln›zca SSCB’nin
1960’l› y›llar›n baß›nda SBKP kad- ekonomik, dolay›s›yla siyasal ve diplomatik potansiyelini güçlendirmesine olanak tan›-
rolar›na kat›ld›. 1970’te Stavropol yacak yeni bir dönem aç›yordu. Bu aç›dan, uluslararas› ilißkilerin gerektirdi¤i ißbirli¤i-
bölgesinde Parti birinci sekreterli- ne girmek daha uygundu. Yaln›zca askerî olanaklar ihtiyaç duyulan güvenli¤i sa¤lama-
¤ine atand›ktan sonra, Merkez Ko- ya yetmeyecekti; Amerikal›larla pazarl›¤a oturmak gerekliydi.
mitesi’ne, ard›ndan da 1979’da Po-
litburo’ya girdi. 11 Mart 1985’te n Ayn› s›ralarda, Ronald Reagan (1981-1989) ikinci baßkanl›k dönemine giriyordu.
SBKP genel sekreterli¤ine seçildi. ABD, Vietnam yenilgisini izleyen ekonomik, malî ve manevî krizi atlatm›ßt›. "Y›ld›zlar
K›sa süre sonra, perestroika ad›n› savaß›" uzun vadeli stratejisinin bir parças› olmußtu; kendisini güçlü, dolay›s›yla pazar-
verdi¤i reform politikas›n› baßlatt›. l›klara haz›r hissediyordu. Gorbaçov’un "yeni düßünce"si tam zaman›nda geldi. 1980’li
1990’da, yeni kurulan Halk Tem- y›llar›n ortalar›nda, uluslararas› ortam da silahs›zlanmay› teßvik ediyordu. Çernobil
silcileri Kongresi taraf›ndan SSCB nükleer santralindeki kazan›n (25 Nisan 1986), dünyadaki nükleer savaß korkusunu
baßkanl›¤›na seçilen Gorbaçov, güçlendirdi¤i günlerdi.
ABD’yle ilißkilerin yumußamas›na
katk›da bulundu ve Bat›l›lar›n gö-
zünde sayg›nl›k kazand›. Ancak, B. Avrupa’da silahs›zlanma,
Sovyet cumhuriyetlerinden baz›la-
r›n›n ba¤›ms›zl›k talepleri nede- "Pekin bahar›"nda baßar›s›zl›k Belge 2, 4 ve 5
niyle iktidar› zay›flad›. Kendisini
iktidardan uzaklaßt›rmay› hedefle- n Ekim 1985’te Gorbaçov, ABD’ye SS‹’den vazgeçmesini ve iki süpergücün stratejik si-
yen darbe girißiminin (19-21 A¤us- lah stoklar›n› yar› yar›ya azaltmalar›n› önerdi. Ekim 1986’da Reykjavik’te (‹zlanda) Re-
tos 1991) baßar›s›zl›kla sonuçlan- agan’la bir araya geldi. Bu bulußmada neredeyse anlaßmaya var›l›yordu, ama Reagan
mas›na karß›n, 25 Aral›k 1991’de "y›ld›zlar savaß›"ndan vazgeçmeyi reddetti. Bir y›l sonra, 8 Aral›k 1987’de Washing-
istifa etmek zorunda kald›. Böyle- ton’da, Reagan ve Gorbaçov SS 20 ve Pershing gibi k›sa ve orta menzilli nükleer silah-
ce SSCB de ortadan kalkm›ß oldu. lar› ortadan kald›racak anlaßmay› imzalad›lar. Do¤rudan ABD ve SSCB’yi tehdit eden
uzun menzilli füzelere gelince, Gorbaçov’un Reagan’›n halefi George Bush’la 31 Tem-
muz 1991’de imzalad›¤› anlaßma ile onlar da 1980’li y›llar›n baß›ndaki seviyelerine indi-
rildiler.
n Bu, nükleer silahs›zlanman›n ilk aßamas›yd›. Reagan, Sovyetlere silahlanma yar›ß›-
n› dayatm›ß, ard›ndan da pazarl›¤a oturmaya zorlam›ßt›. Sovyetler önceli¤i ekonomik
kalk›nmaya veriyorlard› ve savaß donanmalar›n› güçlendirme çabalar›n› b›rakm›ßlard›.
SSCB, art›k Afrika ya da Nikaragua’da kendisinden yana olan güçleri de desteklemiyor,
hatta Vietnam’›n Kamboçya’daki birliklerini geri çekmesini istiyordu. Sovyetler, 1988
ßubat›nda herkesi ßaßk›nl›¤a sürükleyen bir kararla, bir y›la kalmadan Afganistan’dan
çekileceklerini aç›klad›lar.
n Art›k ABD’nin bir numaral› düßman› Pekin mi olacakt›? 1977’den beri Çin Halk
Cumhuriyeti’ni yöneten Deng Ziaoping de art›k ekonomik reformlar› destekliyor, ama
rejimin demokrasiye do¤ru ataca¤› en ufak bir ad›m› bile reddediyordu. Bu durum d›-
ßar›dan bak›ld›¤›nda Çin’i daha da tehlikeli yap›yordu. ‹çeride ise, yaßam koßullar›nda-
ki hafif ama yetersiz iyileßme tepkilere yol aç›yordu. 1989’da y›ll›k enflasyon %90’a
ulaßt› ve hükümeti kemerleri s›kma politikas› uygulamaya zorlad›. Pekin’de ö¤renciler
daha fazla özgürlük talep etmeye baßlad›lar ve halk›n deste¤ini ald›lar. 1989’da, hazira-
2 1988’de, Kazakistan’daki bir n›n 3’ünü 4’üne ba¤layan gece, Çin ordusu Tien An Men meydan›nda ö¤rencilerin dü-
üste Sovyet SS 20 füzelerinin im- zenledi¤i gösteriyi da¤›tmak için müdahale etti (1.000’den fazla ölü). Bu ßiddetli bask›,
has›. Çin’in demokrasiye do¤ru her türlü evrilmeyi reddetti¤i anlam›na geliyordu.

250
UR
AL
F‹NLAND‹YA

LA
‹SVEÇ Kazakistan

R
Rusya 36 Votkinsk
NORVEÇ

Oslo Leningrad SSCB ve


Kuzey Varßova Pakt› ükeleri
Estonya
Moskova K›sa ve orta menzilli
B‹RLEÞ‹K Denizi nükleer silahlar:
KRALLIK Letonya
DAN‹MARKA
Kopenhag Litvanya SSCB SS 20
69
‹RLANDA
HOLLANDA
Belarus 44
18 Lahey Berlin 156 Di¤er nükleer silahlar
Londra Varßova
100 FEDERAL
20 ALMANYA 48
DOÚU SS 20’lerin menzili
Atlas Brüksel ALMANYA POLONYA
BELÇ‹KA Prag
Bonn NATO ülkeleri
Okyanusu 62 ÇEKOSLOVAKYA 68 156 50
Paris 120 Odesa K›sa ve orta menzilli
Budapeßte nükleer silahlar:
‹SV‹ÇRE AVUSTURYA ROMANYA
FRANSA MACAR‹STAN
Bükreß Pershing 2
‹TALYA Karadeniz
18 YUGOSLAVYA
PORTEK‹Z BULGAR‹STAN Güdümlü füzeler
‹SPANYA Sofya Ankara
ARNAVUTLUK
Roma Pershing 2’lerin menzili
TÜRK‹YE
YUNAN‹STAN Güdümlü füzelerin
Akdeniz Sicilya menzili

108 Atina
Frans›z “vurucu gücü”

3 1988’de Avrupa’da bulunan askerî güçler.

4 Yeni düßünce ve yeni Sovyet politikas›. 5 Washington Sözleßmesi, 8 Aral›k 1987.

Silahlanma yar›ß›, t›pk› nükleer savaß gibi, kazan›lmas› mümkün ol- ABD ve SSCB [...], nükleer bir savaß›n tüm insanl›k için yolaçaca¤› y›-
mayan bir yar›ßt›r. Dünya üzerinde böyle bir yar›ßa kalk›ßmak ve bu- k›c› sonuçlar›n bilincinde olarak [...], aßa¤›daki konularda anlaßmaya
nu uzaya da taß›mak, nükleer silahlar›n say›s›n›n artt›r›lmas› ve mo- varm›ßt›r: [...]
dernleßtirilmesi süreçlerini h›zland›racakt›r. [...] Hepimiz bu dünyada MADDE IV – 1. Taraflardan herbiri orta menzilli füzelerini ve füze
bar›ß içinde yaßamay› ö¤renmek zorunlulu¤u ile karß› karß›yay›z [...] rampalar›n› [...], ißbu sözleßmenin yürürlü¤e girdi¤i tarihten itibaren
zira günümüz koßullar› k›rk y›l öncesinden çok farkl›d›r. en geç üç y›l içinde ve sonras›nda, taraflardan hiçbirinin elinde bu tür
Hükmedici bir bak›ß aç›s›yla yap›lanan d›ß politika anlay›ßlar›n› terket- füze, füze rampas›, ek yap› ya da malzemeleri kalmayacak biçimde
menin zaman› gelmißtir. Böyle bir politikay› baßkalar›na ne Sovyetler imha edecektir.
Birli¤i, ne de ABD dayatabilir. [...] Yeni siyasal yaklaß›m›m›z›n temel 2. [...] ‹ßbu sözleßmenin yürürlü¤e girdi¤i tarihte, taraflar, ißbu söz-
ilkesi gayet basittir: Nükleer savaß, hedeflerimize ulaßmak için uygun leßmenin maddelerine uygun olarak [...], öngörülen süreler içinde
bir yol de¤ildir. [...] aßama aßama orta menzilli füzelerinin konußland›r›lm›ß ya da konuß-
Güvenli¤in sa¤lanmas›na giden yol, siyasal kararlardan ve silahs›zlan- land›r›lmam›ß rampalar›n›n [...] say›s›n› azaltmaya baßlayacak ve bu-
madan geçer. nu sürdüreceklerdir.
Mihail Sergeyeviç Gorbaçov, Perestroika, MADDE XI – 1. ‹ßbu sözleßmenin getirdi¤i yükümlülüklere uyuldu-
çev. Kas›m Yarg›c› (‹stanbul, 1988). ¤unun denetlenmesi amac›yla, taraflardan herbiri yerinde denetim
yapma [...] hakk›na sahip olacakt›r.
May›s 1986’da Gorbaçov, Sovyet diplomasisinin ülke d›ß›ndaki tüm 3. ‹ßbu sözleßmenin yürürlü¤e girmesinden en geç otuz gün sonra,
temsilcilerini Moskova’ya ça¤›rd›. Bu toplant›da, Sovyet diplomasisi- taraflardan herbiri füzelerin bulundu¤u tüm üslerde denetim yapma
nin yeni rolü üzerinde durdu. hakk›na sahip olacakt›r.
Perestroika’da bak›ß aç›m› dile getirdim: Ülkemiz ve dünya ile ilgili ye- 5. Taraflardan herbiri, ißbu sözleßmenin yürürlü¤e girdi¤i tarihten iti-
ni görüßler. Bana göre savaß sonras› düzenin yerini alacak olan yeni baren on üç y›l boyunca ißbu paragraf›n uygulanmas› ile ilgili dene-
dünya düzenini kurmas› gereken ilkeleri tan›mlad›m. Bunlar ülkelerin tim yapma hakk›na sahip olacakt›r.
ve halklar›n karß›l›kl› ba¤›ml›l›¤›, ç›karlar dengesi, seçim yapma öz-
gürlü¤ü, ortak sorumluluk ve gezegenin küresel sorunlar›na herkes 1. Washington Sözleßmesi’yle yasaklanan nedir?
taraf›ndan kabul edilecek çözüm aray›ßlar›d›r. 2. Böyle bir sözleßmenin imzalanmas›n›n yumußama
Mihail Sergeyeviç Gorbaçov, Jizniy i reformu (Moskova, 1995). yönünde önemli bir ad›m oldu¤unu gösteriniz.

251
III. Sovyet blo¤unun çöküßü
A. 1989, Berlin Duvar›’n›n y›k›lmas› Belge 2
S Ö Z L Ü K
n 1989 y›l›, Tarih’te bir dönüm noktas› oldu. Gorbaçov hedeflerine ulaßt›¤›na inan›rken,
* ‹lk savunma hatt› SSCB y›k›lma noktas›na gelmißti. Do¤u Avrupa, özellikle de Polonya, çalkant›l› bir dö-
nemden geçiyordu. Ülkesini çelikten bir yumrukla yöneten General Jaruzelski, komü-
nist olmayan Dayan›ßma sendikas› yöneticileriyle 5 Nisan’da bir anlaßma imzalad›. SSCB
kendisini desteklemiß, Polonya’da son derece etkili olan Katolik Kilisesi de onaylam›ß-
t›. Serbest seçimler düzenlendi. Komünist olmayan bir siyasetçi taraf›ndan yönetilen ye-
ni bir hükümet kuruldu.
n Macaristan, "demir perde"yi may›s 1989’da açt›, marksizm-leninizmi terketti ve ser-
best seçimlerin yap›laca¤›n› haber verdi. Sovyet blo¤unun bütünlü¤ünü tehdit eden da-
ha vahim bir gelißme de Macaristan’›n, Federal Almanya Cumhuriyeti’nin Budapeßte
elçili¤ine s›¤›nan Do¤u Almanlar›n komßu Avusturya’ya geçmelerini kabul etmesi oldu.
Bu "demir perde"de gedik aç›lmas› demekti. Demokratik Almanya’n›n rejimi derinden
sars›lm›ßt›; yöneticileri 9 Kas›m’da Berlin Duvar›’n›n aç›lmas›na izin verdiler ve ser-
best seçimlerin yap›laca¤›n› ilan ettiler. SSCB ise yaln›zca seyrediyor, Demokratik Al-
manya’da konußlanm›ß bulunan birlikleri duruma müdahale etmiyordu. Duvar›n kal›n-
t›lar› üzerinden atlayan kalabal›¤›n olußturdu¤u manzara dünya kamuoyunda s›n›rs›z
bir heyecan dalgas›na yol açt›. Bu Avrupa için yeni bir dönemin baßlang›c›, dünya için
ise art›k olabilece¤ine inan›lmayan bir dönüßümdü.
n Kas›m ve aral›k aylar›nda, Çekoslovakya, Bulgaristan ve Romanya da komünizmden
kurtuldular. Romanya’n›n komünist diktatörü Çavußesku idam edildi. "Halk demokra-
sileri" art›k gerçek demokrasi yoluna girmißlerdi; Sovyet modeli Orta Avrupa’dan sili-
niyordu. Sovyet imparatorlu¤u ilk savunma hatt›*n› kaybetmißti.

B. 1991, SSCB’nin sonu Belge 1, 3, 4 ve 5

n SSCB içten çatlamakta gecikmedi. Sovyet hakimiyetini korumak için güç kullanmay›
reddeden Gorbaçov, kendisini komünizmi haraç mezat satmakla suçlayan çok say›da
Sovyet taraf›ndan eleßtiriliyordu. Balt›k ülkeleri ve Kafkasya’da milliyetçi hareketler ye-
niden ortaya ç›kt›. 13 Mart 1990’da, bir y›l önce kurulan halk temsilcileri meclisi Komü-
nist Parti’nin yönetici rolünü kald›rd›. Gorbaçov, çökmekte olan bu rejimi kurtarmak
için ekonomik reformlara h›z vermeyi denedi. Demokratl›¤› seçmiß eski bir Komünist
Parti yöneticisi olan Boris Yeltsin, 29 May›s’ta Rusya Federasyonu baßkan› oldu. Yelt-
sin, Gorbaçov’un giderek zay›flayan iktidar› karß›s›nda alternatif bir gücü temsil edi-
yordu.
n 1990 y›l› boyunca SSCB’yi olußturan cumhuriyetlerden pek ço¤u ba¤›ms›zl›klar›n›
ilan ettiler. 12 Haziran’da Yeltsin, halkoyuyla Rusya Cumhuriyeti baßkanl›¤›na seçildi.
Sovyet diktatörlü¤üne özlem duyan bir grup taraf›ndan a¤ustos ay›nda düzenlenen
1 Gorbaçov, Sovyet televizyo- darbe girißimi baßar›s›zl›kla sonuçland›. Aral›k 1991’de, aralar›nda Rusya ve Ukray-
nunda görevinden istifa etti¤ini na’n›n da bulundu¤u on cumhuriyet, "Sovyetler Birli¤i’nin art›k varolmad›¤›n›" bildirerek,
bildiriyor (25 Aral›k 1991). eski SSCB’nin yerini alacak olan Ba¤›ms›z Devletler Toplulu¤u’nu (BDT) kurdular. Gor-
baçov 25 Aral›k’ta istifa etmek zorunda kald›.
n SSCB ve Sovyet modeli böylece ortadan kalkt›. Bu, hiç kußkusuz, 20. yüzy›l›n en
önemli tarihsel olay›yd›. Bu çöküßün pek çok d›ß kaynakl› aç›klamas› da vard›r. Eko-
nomik kriz giderek a¤›rlaßm›ß ve Bat›’dan bak›ld›¤›nda san›ld›¤›ndan çok daha trajik bir
boyut kazanm›ßt›. Gorbaçov siyasal alanda baz› de¤ißiklikler yapmadan ekonomik re-
formlar› gerçekleßtiremedi. Baßlatt›¤› reformlar di¤erlerine yol açmakta gecikmedi; oy-
sa kendisi yeterli halk deste¤ine sahip de¤ildi. Gitgide daha çok aç›lan bir dünyada, ye-
ni bilgi teknolojileri sayesinde demokrasiye duyulan özlem hem evrensel, hem de bas-
t›r›lamayacak kadar güçlüydü. Kaybolup gitmiß oldu¤u san›lan milliyetçi duygular ye-
niden ortaya ç›kt›.

252
4 Gorbaçov’un istifas› (25 Aral›k 1991).

Ba¤›ms›z Devletler Toplulu¤u’nun kurulmas›yla ortaya ç›kan durum


nedeniyle, SSCB baßkanl›¤› görevime son veriyorum. [...]
Kader, ülkenin durumunun aç›kça kötüye gitti¤i bir dönemde devle-
tin en üst kademesinde göreve gelmemi istedi. Bu ülkede herßey bol:
Toprak, petrol, gaz, kömür, de¤erli madenler, baßka do¤al zenginlik-
ler ve elbette Tanr›’n›n bize bahßetti¤i zeka ve yetenekler. Ama ge-
lißmiß ülkelerdekinden daha kötü koßullarda yaß›yoruz, onlara oranla
hep daha geriden geliyoruz. Bunun nedeni zaten aç›kt›: Toplum yö-
netim sisteminin cenderesinde bo¤uluyordu. ‹deolojiye hizmet et-
2 Avusturya-Macaristan s›n›r›nda "demir perde"nin Macar mek ve art›k aß›r›ya kaçan silahlanman›n korkunç yükünü taß›mak
s›n›r muhaf›zlar› taraf›ndan aç›lmas›, may›s 1989. zorunda kalan toplum, dayanman›n s›n›r›na gelmißti. Tüm k›smî re-
form denemeleri baßar›s›zl›kla sonuçland›. [...] Art›k böyle yaßamam›z
3 Boris Yeltsin’in 19 A¤ustos 1991’de gerçekleßen mümkün de¤ildi, herßeyi de¤ißtirmek gerekiyordu. [...]
komünist darbe girißimine tepkisi. Bugün hâlâ, 1985 bahar›nda baßlat›lan demokratik reformlar›n tarih-
sel hakl›l›¤›na inan›yorum. [...]
18-19 A¤ustos 1991 gecesi, ülkenin yasal olarak seçilmiß baßkan› ik-
Ne olursa olsun, tarihsel önemi olan bir eser gerçekleßtirildi:
tidardan uzaklaßt›r›ld›.
Bu eylemi desteklemek için öne sürülen ilkeler ne olursa olsun, sa¤c›, - Ülkeyi mutluluk ve refah içinde yaßama olana¤›ndan yoksun b›ra-
gerici ve anayasaya ayk›r› [...] bir darbeyle karß› karß›ya bulunuyoruz. kan totaliter sistem kald›r›ld›;
Bu da bizi iktidar› ele geçiren sözde komiteyi yasad›ß› ilan etmek zo- - Serbest seçimler, bas›n özgürlü¤ü, inanç özgürlükleri, temsilî iktidar
runda b›rakmaktad›r. Sonuç olarak, komitenin tüm karar ve düzen- organlar› ve çok partili rejim birer gerçek oldu. ‹nsan haklar› da yüce
lemelerini yasad›ß› ilan ediyoruz. [...] bir ilke olarak tan›nd›;
Askerlere sesleniyor ve son derece uygar bir düßünce yap›s›n›n örne- - Çok yönlü bir ekonomiye do¤ru yürüyüß baßlad›, tüm biçimleriyle
¤ini vererek gericilerin darbesine kat›lmamalar›n› istiyoruz.
mülkiyet hakk› tan›nd›. [...]
Taleplerimiz yerine getirilmedi¤i sürece devam edecek s›n›rs›z genel
Tüm bu de¤ißiklikler, devlet yönetimi ve ekonomi alan›nda Parti’nin
grev ça¤r›s›nda bulunuyoruz. Uluslararas› toplulu¤un bu karanl›k
eski yap›lar›n›n oldu¤u kadar al›ßkanl›klar›m›z›n, ideolojik önyarg›lar›-
sa¤c› darbe girißimini nesnel bir biçimde de¤erlendirece¤inden kuß-
kumuz yoktur. m›z›n, asalak ve indirgeyici psikolojimizin muhalefetine ra¤men ger-
çekleßti. [...]
1. Yasad›ß› ilan edilen nedir? Yeltsin hangi yöntemlere Bizler büyük bir uygarl›¤›n mirasç›lar›y›z ve ßimdi bu uygarl›¤›n mo-
baßvurmay› öngörüyor? dern ve onurlu yeni bir yaßam için yeniden do¤mas›, hepimizin ve
2. Sonuç nas›l olmußtur? herbirimizin elindedir.

LETONYA
L‹TVANYA ESTONYA

BELARUS
1991 5 Parçalanan
MOLDOVA 1990 SSCB (1991):
Kiev Moskova 15 yeni devlet.
1991
UKRAYNA

RUSYA
1989

1995
GÜRC‹STAN
ERMEN‹STAN 1988
1987
AZERBAYCAN
KAZAK‹STAN
1986

ÖZBEK‹STAN
TÜRKMEN‹STAN

Kuzey

KIRGIZ‹STAN
1 000 km 1986’dan 1991’e önemli çat›ßmalar ve olaylar
TAC‹K‹STAN

253
IV. Yeni bir dünya düzenine do¤ru
A N A H T A R A. Avrupa’n›n merkezinde
S Ö Z C Ü K yeniden birleßen Almanya Belge 1

n 3 Ekim 1990’dan itibaren, iki Almanya birleßerek 78 milyon nüfuslu tek bir devlet
• PAZAR EKONOM‹S‹ olußturdular. Alman mark›n›n gücü, Alman ekonomisinin gücünü simgeliyordu. Baßba-
Piyasa yasalar›n›n (fiyat özgürlü- kan Helmut Kohl, yeniden birleßme sürecini h›zland›rarak Almanya’y› dünyan›n üçün-
¤ü, üretim özgürlü¤ü, ticaret öz- cü, belki de ikinci "büyü¤ü" haline getirdi.
gürlü¤ü, fiyatlar›n arz-talep kural-
lar›na göre belirlenmesi) geçerli
n Almanya’n›n yeniden birleßmesi ortaya pek çok güçlük ç›karmakta gecikmedi. Eski
oldu¤u ekonomik sistem. Piyasa Demokratik Almanya ekonomisinin dinamik ve güçlü oldu¤u san›l›yordu. Oysa, bu bir
ekonomisi planl› ekonominin kar- hatayd›; Do¤u Alman ekonomisi, birleßmeden sonra çöktü. May›s 1990’da Federal Al-
ß›t›d›r. Bugün hemen hemen tüm manya ve Demokratik Almanya aras›nda imzalanan bir anlaßmayla, Do¤u Alman mar-
Avrupa piyasa ekonomisi uygula- k›n›n Bat› Alman mark›yla ayn› kur de¤erinden yararlanmas›na karar verilmißti. Bu
maktad›r. uygulama da eski Federal Almanya’ya pahal›ya patlad›. Do¤u Almanya’daki siyasal
ilißkiler düzeni tümüyle bozulmußtu ve baz› aß›r› hareketlerin, hatta "neo-nazi"lerin or-
taya ç›kmas›na olanak tan›yordu. Kußkusuz, Almanya Avrupa Birli¤i’ne s›k› s›k›ya ba¤-
S Ö Z L Ü K l›yd›, ama kapitalist sistemin mekanizmalar› eski Demokratik Almanya vatandaßlar›n›
ßaßk›na çevirmißti. Bütünleßme kolay olmayacakt›.
* STK
B. Alt üst olan Orta Avrupa Belge 2

n Eski "halk demokrasileri"nde de bunlara benzer güçlükler yaßan›yordu. Planl› ekono-


miden piyasa ekonomisi*ne geçiß, aniden zenginleßen bir girißimci s›n›f yaratt›. Bunlardan
baz›lar› gerçek anlamda mafyayd›. Oysa, art›k "sosyalist" toplumun avantajlar›ndan (gü-
vence alt›nda mütevaz› bir maaß, düßük toplu taß›ma ücretleri ve kira) yararlanamayan
halk kitleleri sefalet içinde yaß›yordu. "Komünistlerin tasfiyesi" söz konusu olmam›ß, es-
ki komünistlerden ço¤u iktidarda kalm›ßlard›. Yaßanan hayal k›r›kl›¤› ac› veriyordu. Yük-
selen milliyetçilik ise y›k›mlara yol aç›yordu: Yugoslavya Federasyonu parçaland›; or-
taya ç›kan küçük devletler 1991’den 1995’e kadar birbirleriyle savaßmaya devam ettiler.

C. Yeni bir uluslararas› ba¤lam Belge 3, 4 ve 5

n 20. yüzy›l›n sonunda yeni bir dünya düzeni do¤abilecek miydi? ABD, hem kültürel ve
ekonomik, hem de siyasal ve askerî alanlarda tek süpergüç olarak kalm›ßt›. 1990-1991’de
yaßanan Körfez Savaß› bunu aç›k bir biçimde gösterdi. ABD gezegen ölçe¤inde etkisini
hissettiriyordu; ancak süpergüç olmak, mutlak güç sahibi olmak anlam›na gelmiyordu;
bu gücün s›n›rlar› vard›. Dünyan›n her yerinde kendi iradesini dayatam›yor ya da bunu
yapmak istemiyordu. ABD’nin yan›nda Avrupa Birli¤i, Rusya, Japonya, Çin ve belki Hin-
distan da art›k önemli bir rol oynayan bölgesel güçler olarak varl›klar›n› koruyorlard›.
n Küreselleßme ilerliyordu. Nüfus patlamas› ya da çevrenin korunmas› (1992’de Rio
de Janeiro’da toplanan Dünya Zirvesi) olsun, ekonomilerin ve kültürlerin içiçe geçmesi
olsun, her konuda dünya devasa bir köye dönüßmüßtü. Ama bu gelißmeler korkutuyor-
du. Bu nedenle ulus-devletler, ortadan kalkmak bir yana, ço¤al›yor, topraklar ya da do-
¤al kaynaklar için çekißiyor, kanl› savaßlara girißiyordu. Latin Amerika’dan Hint Okya-
nusu’na, savaßlar, katliamlar ve soyk›r›mlar sürekli olarak gündemi besliyordu. Yaln›z-
ca Bat› Avrupa ve Kuzey Amerika, Balkanlar, Kafkasya, Afrika ya da Ortado¤u halkla-
r›n› özendiren bir bar›ß ortam›n›n tad›n› ç›karabiliyorlard›. Buna ra¤men, milliyetçi ta-
lepler ad›na gerçekleßtirilen terorist sald›r›lara (Birleßik Krall›k’ta ‹rlanda Cumhuriyet
Ordusu IRA’n›n girißti¤i eylemler gibi) ve aß›r› dinci eylemlere (Fransa’da 1995-1996’da
Silahl› ‹slamî Gruplar›n girißti¤i sald›r›lar gibi) hedef olmaktan kurtulam›yorlard›
n So¤uk Savaß bitti, ama uluslararas› düzenin yeniden kurulmas› gerekiyor. Birleßmiß
1 Yeniden birleßen Almanya: Milletler’in, Médecins sans frontières (S›n›r Tan›mayan Doktorlar) ya da Secours catholique
Tüm Almanya için tek bir mark (Katolik Yard›m) gibi Sivil Toplum Kurulußlar›*n›n (STK) ve devletlerin imzalad›klar› sa-
(1990). y›s›z anlaßma olmas›na karß›n, orman kanunu geçerli olmaya devam ediyor.

254
Dra
v a AVUSTURYA MACAR‹STAN
TÜRK‹YE
Lubliyana Hazar

Tuna
Zagreb Denizi
SLOVENYA
Voyvodina ROMANYA Musul
HIRVAT‹STAN S a v a KIBRIS SUR‹YE
Bihaç Belgrad
LÜBNAN
BOSNA-
HERSEK Tu Tel-Aviv Ba¤dat ‹RAN
na IRAK
Saraybosna Pale S›rbistan
Mostar ‹SRA‹L ÜRDÜN Basra
Adriyatik YUGOSLAVYA

BULGAR‹STAN
Karada¤ KUVEYT
Kosova
Denizi

K›z
Üsküp
‹TALYA

›ld
SUUD‹ Basra
MAKEDONYA MISIR ARAB‹STAN BAHREYN

en
KATAR Körfezi

iz
Savaßlar Riyad
B‹RLEÞ‹K
Kargaßalar ARAP
ARNAVUTLUK Mekke
Bosna H›rvat-Müslüman EM‹RL‹KLER‹
Federasyonu YUNAN‹STAN 500 km

Bosna S›rp Cumhuriyeti 100 km


Müttefik sald›r›lar›:
A¤ustos 1990’da Bombard›manlar ve füzeler
Irak taraf›ndan
2 Yugoslavya’da savaßlar ve kargaßalar, 1990-1995. ilhak edilen Kuveyt Müttefiklerin hava üsleri
ve donanmalar›

3 "ABD’nin zaferi". Irak karß›t› koalisyon


Müttefiklerin kara sald›r›s›

Irak’›n sald›r›lara yan›t›:


Kuveyt kurtar›ld›. Irak ordusu yenildi. Askerî hedeflerimize ulaßt›k. Irak füzeleri
Kuveyt yeniden kendi kaderlerini tayin edecek olan Kuveytlilerin ol-
du. Bizde onlar gibi, çekilen ac›lar dolay›s›yla aß›r›ya kaçmayan bir se-
4 Körfez Savaß› (1990-1991).
vinç içindeyiz. Bu akßam, Kuveyt bayra¤› yine özgür ve egemen bir
ulusun baßkentinde, Amerikan bayra¤› da bu ülkedeki elçili¤imizde
dalgalan›yor.
Yedi ay önce Amerika ve dünya, Kuveyt’e karß› girißilen sald›r›n›n
hoßgörülemeyece¤ini ilan ederek kuma bir çizgi çekti. Ve bu akßam,
Amerika ve dünya sözlerini tuttular.
Þimdi zafer sarhoßlu¤u ve övünme zaman› de¤il, gurur duyma zama-
n›d›r. Askerlerimizle, kriz süresince yan›m›zda olan dostlar›m›zla, ül-
kemizle ve gücü ve kararl›l›¤› sayesinde bu zaferin h›zl›, kesin ve adil
olmas›n› sa¤layan halk›m›zla gurur duyma zaman›.
K›sa bir süre sonra muhteßem silahl› kuvvetlerimizi Amerika’da karß›-
lamak için kollar›m›z› açaca¤›z.
Hiçbir ülke bu zaferin kendi zaferi oldu¤unu ilan edemez, çünkü bu
yaln›zca Kuveyt’in de¤il, olußturdu¤umuz koalisyonun tüm ortaklar›-
n›n zaferidir.
Bu, yasalar›n ve iyili¤in egemen olmas› için Birleßmiß Milletler’in, tüm
insanl›¤›n kazand›¤› bir zaferdir.
[...] Bu geceyar›s› [Perßembe, Türkiye saatiyle sabah 7], kara harekât-
lar›n›n baßlamas›ndan tam olarak yüz saat ve "Çöl F›rt›nas›" harekâ-
t›n›n baßlamas›ndan alt› hafta sonra, ABD ve koalisyon kuvvetlerinin
tüm sald›r› harekâtlar›na son verece¤ini bildirmekten mutluluk duyu-
yorum.
ABD Baßkan› George Bush’un konußmas›, 27 Þubat 1991.
5 Silahl› ‹slamî Gruplar’›n Lyon’daki [Fransa] bir Yahudi
1. Belgeyi tan›t›n›z. okuluna sald›r›s›, 7 Eylül 1995.
2. George Bush Amerikal›lara hangi bilgileri veriyor?
3. Birleßmiß Milletler’in müdahalesine ne yol açm›ßt›?

255
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM
TAR‹HLER
n K›sa ve orta menzilli füzeler ve uzun menzilli füzeler
1975: Helsinki Anlaßmalar›. Orta menzilli füzeler (1.000-5.000 km)
1979: ‹ran ‹slam Devrimi; ikinci petrol = Pershing 2 ve güdümlü füzeler (ABD), SS 4, SS 5 ve SS 20 (SSCB):
ßoku.
- Mediate Range Ballistic Missile (MRBM), karadan karaya;
1981-1989: Reagan ABD baßkan›. - Intermediate Range Missile (IRBM), karadan karaya;
1985-1991: Gorbaçov, önce SBKP - Ground Launched Cruise Missile (GLCM), karadan karaya güdümlü füze;
birinci sekreteri, ard›ndan SSCB
- Sea Launched Ballistic Missile (SLCM), denizden karaya.
baßkan›.
Uzun menzilli füzeler (5.000 km’den fazla):
1987: Silahs›zlanma konulu
Washington Sözleßmesi. - Intercontinental Ballistic Missile (ICBM), karadan karaya;
1989: Berlin Duvar›’n›n y›k›lmas›, - Sea Launched Ballistic Missile (SLBM), denizden karaya.
Orta Avrupa’da komünizmin çöküßü.
1991: SSCB’nin ortadan kalkmas›. n Stratejik Savunma ‹nisyatifi (SS‹)

Sovyet füzesi Gözetim


uydusu
Amerikan SS‹ sistemi projesi
Uydu
Lazer yans›t›c› lazeri

30 - 5 0 da k i k
a l ›k k
at e tm
Elektromanyetik Nükleer es
ü re
top baßl›klar si
detektör
Atmosfer

Yer lazeri SSCB


ABD SSCB taraf›ndan
f›rlat›lan ICBM füzesi

ÖNEML‹ n ‹slamc›l›k, ‹slamc›lar ve Müslümanlar


KISALTMALAR ‹slamc›l›k, bir ülkenin tüm siyasal ve toplumsal yaßam›n›n ‹slam dini üzerine kurulu ol-
mas› gerekti¤ini savunan bir ideolojidir. Bu ideolojinin taraftarlar›, Bat›’dan ithal edilen
• SS‹: Stratejik Savunma bir siyasal model olan ulus-devlet modelini, yaln›zca Bat›’dan geldi¤i ve müminler toplu-
‹nisyatifi. lu¤unu (ümmet) böldü¤ü gerekçesiyle reddederler. ‹slamc›l›k, ‹slamî radikalizmin siyasal
• BDT: Ba¤›ms›z Devletler biçimidir.
Toplulu¤u. ‹slamc› ideolojinin taraftarlar›na islamc›lar denir. ‹slamc›lar, propaganda yoluyla ve ge-
rekli gördüklerinde çeßitli sald›r›lar düzenleyerek ya da içsavaß ç›kararak ‹slam Devri-
• STK: Sivil Toplum Kurulußu.
mi’nin zaferi ve ‹slam Cumhuriyeti kurulmas› için mücadele ederler ve kendilerine yönel-
• IRA: Irish Republican Army tilen eleßtirilerin ‹slam dinine ve Müslümanl›¤a yönelik sald›r›lar oldu¤unu iddia ederler.
(‹rlanda Cumhuriyet Ordusu). Müslümanlar ise, yaßad›klar› ülkenin siyasal rejimi ile herhangi bir ba¤lant›s› olmaks›z›n
kendilerine inanç sistemi olarak ‹slam dinini seçmiß olan insanlard›r.

YARARLI B‹YOGRAF‹LER
s. 246 s. 246 s. 248 s. 250

Lech Walesa Ruhullah Musavi Ronald Reagan Mihail Gorbaçov


(d. 1943) Humeyni (d. 1911) (d. 1931)
(1900-1989)

1981’de, Polonya’daki 1979’da ‹ran ‹slam 1981’den 1989’a ABD baßkan›. 1985’ten 1991’e kadar SBKP birinci
Solidarnosk sendikas›n›n baßkan›. Cumhuriyeti’nin kurucusu. sekreteri, sonra SSCB baßkan›.

256
belge incelemesi

Baßkan Reagan’›n görevi devralma


konußmas›, 20 Ocak 1981
Bizimle ayn› özgürlük idealini paylaßan komßular›m›z ve müttefiklerimizle aram›zdaki tarihsel Sorular
ba¤lar› güçlendirece¤iz, onlara deste¤imiz ve kararl› ba¤l›l›¤›m›z konusunda güvence verece¤iz.
Sadakate sadakatle karß›l›k verece¤iz. ‹lißkilerimizin karß›l›kl› yarar sa¤lamas› için mücadele ede-
n 1. Belgenin yazar›n› tan›t›n›z
ce¤iz. Egemenli¤imizi dayatmak için dostlu¤umuzdan yararlanmayaca¤›z, çünkü bizim kendi
egemenli¤imiz de sat›l›k de¤ildir. Özgürlük düßmanlar›na, yani bizim olas› düßmanlar›m›za, ve hangi koßullarda seçildi¤ini
Amerikan halk›n›n en büyük özleminin bar›ß oldu¤unu hat›rlataca¤›z. Bar›ß için pazarl›¤a otura- anlat›n›z.
ca¤›z, bar›ß için kendimizi feda edece¤iz, ama ne ßimdi ne sonra, onun için asla egemenli¤imiz- n 2. Yazar nas›l bir dünya görüßü
den vazgeçmeyece¤iz. öneriyor?
Sabr›m›z asla yanl›ß anlaß›lmamal›d›r. Savaßa karß› besledi¤imiz nefret, irade yoksunlu¤u olarak n 3. Reagan’›n konumunu
yorumlanmamal›d›r. Ulusal güvenli¤imizi korumak için eyleme geçmemiz gerekti¤inde, geçece-
aç›klayan uluslararas› verileri
¤iz. Gerekti¤inde savaß kazanmaya yetecek gücü koruyaca¤›z. Bunu yaparsak, bu güce baßvur-
hat›rlat›n›z.
mak zorunda kalmamakta daha fazla ßans›m›z olaca¤›n› biliyoruz.
n 4. Reagan nas›l bir politika
Herßeyden önemlisi, dünyadaki cephaneliklerde bulunan hiçbir silah›n özgür erkek ve kad›nlar›n
iradesinden ve cesaretinden daha etkili olamayaca¤›n› anlamak zorunday›z. izlemeyi öneriyor? Elde etti¤i
sonuçlar neler oldu?

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
• Soru 1 • Soru 3
Reagan’›n biyografisini hat›rlat›n (Bkz. s. 248). "Bar›ß için pazarl›k yapaca¤›z": Daha önce
TAVS‹YELER - Ne: Buradaki belge, yeni baßkan›n göreve yürütülen pazarl›klar hangileridir?
baßlarken yapt›¤› ilk resmî konußman›n metnidir SSCB’nin Helsinki Anlaßmalar›’ndan sonra
• Belgeyi dikkatle (Bkz. s. 148-149). D›ß politika konusunda bir
Asya’da, Amerika’da, Afrika’da, Avrupa’da
okuyun ve iyice program sunmaktad›r.
ald›¤› çok say›da inisyatifi hat›rlat›n.
tan›mlay›n: Bu, resmî - Ne zaman: Yumußama 1975’te Helsinki
ve siyasal bir Konferans› s›ras›nda doruk noktas›na ulaßt›; iki ABD’nin konumu hangi olaydan dolay›
belgedir. Uluslararas› cephe aras›nda pek çok anlaßma imzaland›. zay›flam›ßt›r?
ilißkiler konusunu Ama 1970’li y›llar›n ortalar›ndan beri tüm Avrupa ile ilgili olarak füze krizini hat›rlat›n
ißlemektedir gezegen üzerinde çok say›da girißimde bulunan (Bkz. s. 248 ve 251).
(Bkz. Bölüm 11 SSCB’nin giderek güçlenmesine tan›k olunurken,
ABD daha çok savunmaya a¤›rl›k veriyor gibi • Soru 4
ve 13).
görünüyordu. Kas›m 1980 seçimlerinde Reagan, Amerikal›lar›n yeniden kendilerine
• ABD’nin siyasal
Cumhuriyetçi aday Ronald Reagan, güvenmelerini ve ABD’nin SSCB karß›s›nda
kurumlar› ile ilgili eski Demokrat baßkan Carter’la girdi¤i yeniden güç kazanmas›n› nas›l sa¤layabilir?
bildiklerinizi mücadeleyi kazanarak ABD baßkan› oldu. - "[Bar›ß için] asla egemenli¤imizden
toparlay›n
(Bkz. Bölüm 7). • Soru 2 vazgeçmeyece¤iz" sözlerine nas›l bir anlam
Reagan, So¤uk Savaß’›n hakim oldu¤u dünyada, verilebilir?
• SSCB’nin 1981’deki
güç ilißkilerine bak›ß›n› anlat›yor ve daha canl› - "Savaßa karß› besledi¤imiz nefret, irade
konumunu hat›rlay›n. bir politikaya geri dönmeyi öneriyor. yoksunlu¤u olarak yorumlanmamal›d›r"
• ‹ki Büyükler - 1980’de ABD’nin durumu nedir (ekonomik cümlesinde nas›l bir kararl›l›k göze çarp›yor?
aras›ndaki ilißkilerin yönler ve d›ß politikadaki zay›fl›klar)?
- SSCB’nin SS 20 füzelerini konußland›rmas›
gelißimini önemli ‹ranl›lar taraf›ndan Amerikal›lar›n rehin al›n›ß›n›
karß›s›nda ABD’nin tavr› ne oldu?
hatlar›yla hat›rlay›n hat›rlat›n (Bkz. s. 249).
(So¤uk Savaß, - Reagan, SS‹ projesini baßlat›yor mu? Bu proje
- Reagan’›n dünya görüßü nedir? "Bizimle ayn›
yumußama, özgürlük idealini paylaßan komßular›m›z ve neye dayan›yor?
1975 Helsinki müttefiklerimiz" kimlerdir? "Özgürlük - Reagan’›n tavr› ile SSCB’nin çöküßü aras›nda
Anlaßmalar›...). düßmanlar›" kimlerdir? nas›l bir ba¤ kurulabilir?

257
verilerle çal›ßma

Konu: 1945’ten 1990’a Almanya:


Yenilgiden bölünmeye ve 1871’den 1919’a Almanya

yeniden birleßmeye
Berlin O
de
r

Neisse
Sorular ‹lgili olaylar›n zamandizimi

Re
n
r 1. Belgeleri tan›t›n›z. 8 May›s 1945: Almanya’n›n teslim olmas›.
1949: Federal Almanya Cumhuriyeti’nin
n 2. Belgelerde verilen bilgileri kurulmas›.
200 km
izleklere göre seçiniz, A¤ustos 1961: Berlin Duvar›’n›n yap›lmas›.
s›n›fland›r›n›z ve karß›laßt›r›n›z. May›s 1989: Macaristan’da "Demir
Perde"nin aç›lmas›. 1919’dan 1938’e Almanya
r 3. Belgelerden derleyece¤iniz Kas›m 1989: Berlin Duvar›’n›n aç›lmas›.
bilgilerin yard›m›yla, yukar›daki 12 Eylül 1990: Moskova Anlaßmas›.
konuyu tart›ßan bir sentez yap›n›z.
Berlin O
de
2 "Komünizmin Bastille’i". r

Neisse
Re
14 Temmuz 1789, Bastille ßatosunun al›n›ß›n›n, yani Frans›z Devrimi’nin baßlang›c›n›n tarihidir [...].

n
Berlin Duvar› da komünizmin Bastille’iydi ve 9 Kas›m 1989’un tarihsel bellekte bir dünyan›n sonu ola-
rak kalaca¤› kesindir [...].
Duvar zorakî sosyalizmi, So¤uk Savaß’›, iki cepheye bölünmüß dünyay›, iki düßman evrene ayr›lm›ß Av-
200 km
rupa’y› [...] özetliyordu. Duvar›n ortadan kalkmas› için olas› tüm senaryolar düßünülmüßtü; biri hariç...
Tüm pazarl›klardan ba¤›ms›z olarak, duvar›n kendili¤inden y›k›laca¤› kimsenin akl›na gelmemißti. Sü-
1948-49’dan 1990’a iki Almanya
recin son aßamas›, at›lacak halatlar›n sonuncusu olaca¤› söyleniyordu. Bunun tersi gerçekleßti. Duva-
r›n milyonlarca Demokratik Alman’a aç›lmas›, komünist sistemin çöküßünü h›zland›rd›. [...] Duvar bir
ayaklanman›n darbeleriyle aç›lmad›. [...] Çürümüß bir meyve gibi birkaç haftada kendili¤inden düßtü.
Geçen may›s ay›nda, ilk kez Macarlar kendilerini Avusturyal›lardan ay›ran dikenli telleri keserken, Sov- Do¤u
yetler Birli¤i y›rt›lmas› için demir perdeyi b›rakmakla yetindi. Do¤u Almanlar da önce bu gedikten kaç- AlmanyaO
de
maya baßlad›lar. Kaç›ß bir süre sonra onbinlerce insan›n göçüne dönüßtü. Etraf›ndan dolan›labildi¤i Berlin r
andan itibaren, duvar da bir yap› olarak t›pk› Maginot hatt› gibi gereksiz olmußtu. Bonn Neisse
Re

S. July’nin yaz›s›, Libération, Berlin özel say›s›, aral›k 1989. Demir Perde
Federal
n

Almanya

3 Moskova Anlaßmas› (12 Eylül 1990). 200 km

Federal Almanya Cumhuriyeti, Demokratik Almanya Cumhuriyeti, Amerika Birleßik Devletleri, Fransa 1990’dan günümüze Almanya
Cumhuriyeti, Birleßik Krall›k ve SSCB [...], Almanya’n›n kal›c› s›n›rlar içinde tek bir devlet olarak birleß-
mesinin Avrupa’daki bar›ß ve istikrara önemli katk› sa¤layaca¤›na inanarak [...]; aßa¤›daki konularda
anlaßmaya vard›lar:
MADDE 1. – Birleßik Almanya Federal Almanya Cumhuriyeti ve Demokratik Almanya Cumhuriye-
Berlin O
ti’nin topraklar› ile Berlin’in tamam›n› kapsayacakt›r. D›ß s›n›rlar› Federal Almanya ve Demoratik Al- de
r
manya’n›n s›n›rlar›ndan olußacakt›r. [...]
Neisse
Re

Birleßik Almanya ve Polonya Cumhuriyetleri aralar›ndaki mevcut s›n›r› uluslararas› bir sözleßme ile ke-
n

sinleßtireceklerdir. Birleßik Almanya baßka devletlerden hiçbir toprak talebinde bulunmayacakt›r. [...]
MADDE 3. – Federal Almanya ve Demokratik Almanya hükümetleri, nükleer, biyolojik ve kimyasal si-
lah üretimi, bulundurulmas› ve denetiminden vazgeçtiklerini teyid ederler.
200 km
MADDE 7. – Amerika Birleßik Devletleri, Fransa, Birleßik Krall›k ve SSCB, Berlin’e ve Almanya’n›n tü-
müne ilißkin hak ve sorumluluklar›na son verirler.
1 1871’den günümüze Almanya.

258
5 A¤ustos 1989 tarihli Alman karikatürü.
4 1950 tarihli Sovyet karikatürü. Hannover’de (Federal Almanya) yay›nlanan Neue Presse gazetesinde
Aßa¤›da solda "Bonn Anayasas›" (Bonn, Federal Almanya’n›n ç›kan karikatür, 22 A¤ustos 1989.
baßkentiydi), sa¤da ise "‹ßgalcilerin Statüsü" yaz›lar› okunuyor. (Ungarn = Macaristan)

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
r Soru 1 r Soru 2
• Belge 4’ün Federal Almanya’n›n kurulmas›na karß› ç›kan bir • Aßa¤›daki tabloyu inceleyin.
karikatür oldu¤unu gösterin.
• Neue Presse’de ç›kan karikatürü (Belge 5), Macaristan’da
"Demir Perde"nin aç›lmas› ve Berlin Duvar›’n›n y›k›l›ß›na göre
tarihlendirin.

Tarihler 1945’ten önce So¤uk Savaß’ta "Demir Perde"nin Duvar’›n y›k›lmas›n›n


Almanya Almanya aç›lmas› sonuçlar›
Belge 1 1871-1990 Geniß topraklar Bölünmüß Almanya Yeniden birleßen Almanya
Belge 2 1989 sonu - Zoraki sosyalizm - Macaristan’da "Demir Perde"nin aç›lmas› Duvar’›n y›k›lmas› = 1789’da
- Duvar So¤uk Savaß’› özetliyor - Sovyetler oluruna b›rakt›lar Bastille’in al›nmas›yla
- ‹ki düßman "evren" - Almanlar›n Demokratik Almanya’dan karß›laßt›r›labilecek bir simge
Federal Almanya’ya kaç›ß›
Belge 3 1990 - Müttefikler Nazi - Federal Almanya ve Demokratik - Yeniden birleßen
Almanyas›’na karß› Almanya’n›n varl›¤› Almanya’n›n SSCB
- Almanya/bar›ß ilißkisi taraf›ndan kabul edilmesi
- Almanya/Polonya s›n›r› bir
sözleßmeyle garanti alt›na
al›nacak
- Yeniden birleßen
Almanya = Bar›ß›n güvencesi
Belge 4 1950 - Federal Almanya’n›n 3 müttefik
ülke taraf›ndan kurulmas› (3 tavuk)
- Sovyetlerin savaß isteyen bir
Almanya’dan çekinmesi
(süngüler, gamal› haçlar)
Belge 5 1989 ortalar› - ‹ki Almanya’n›n varl›¤› (Federal - Demokratik Almanya boßalacak
ve Demokratik Almanya) - Federal Almanya aß›r› kalabal›k olacak
- Ayak izleri: Macaristan’dan (ve
Avusturya’dan) geçiß

259
KONU

14 Ortado¤u sorunu
1 945’ten beri Ortado¤u, gezegenimizin en "s›cak nokta"lar›ndan biridir. Üç k›taya dokunan
stratejik konumu, petrol zenginlikleri, tektanr›l› üç büyük din (Yahudilik, H›ristiyanl›k ve ‹slam)
aç›s›ndan taß›d›¤› önem, Ortado¤u’nun yaßad›¤› krizlerin neden uluslararas› bir boyut
kazand›¤›n› aç›klar. Bölgede, ‹srail ve komßu Arap ülkeleri aras›ndaki çat›ßmalar, Filistinlilerin bir
devlet kurmak için verdikleri mücadele, Arap dünyas› içindeki bölünmeler ve büyük güçler
aras›ndaki rekabet gibi pekçok çat›ßma içiçe geçmißtir.

n Yar›m yüzy›l gibi bir sürede neden bu kadar çok çat›ßma birbirine eklenmißtir?
n 1990’lar›n baß›nda bar›ß umuduna nas›l ulaß›l›r gibi oldu?

KONUNUN PLANI
I. Ortado¤u’daki çat›ßmalar›n kökenleri
II. ‹srail devletinin do¤ußu
III. Arap ulusunun birleßme rüyalar›
IV. Filistin sorunu
V. Parçalanan Ortado¤u

• Unutmayal›m
• Belge incelemesi: 1993 ‹srail-Filistin bar›ß anlaßmas› üzerine bir karikatür
• Verilerle çal›ßma: Ortado¤u sorunlar›n›n merkezinde Kudüs

1947 1954 M›s›r’da Nas›r’›n iktidara gelißi 1970 1991


Birleßmiß Milletler’in Ürdün ordular›n›n Körfez
Filistin’i paylaßt›rma karar› 1960 OPEC’in kurulußu Filistin kamplar›na sald›r›s› Savaß›

‹ran-Irak Savaß›

1. petrol ßoku 2. petrol ßoku

Lübnan’da iç savaß

1945 1950 1955 1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990

14 May›s 1948 1956 1967 1973 Yom Kippur 1978 1982 1993 ‹srail ve FKÖ
‹srail’in ba¤›ms›zl›k Süveyß Alt› Gün (Ramazan) Camp-David ‹srail’in Güney aras›nda Washington
bildirgesi krizi Savaß› Savaß› Anlaßmalar› Lübnan’a müdahalesi anlaßmalar›

260
Aral
SSCB
Gölü

Karadeniz

İstanbul
Boğazõ
Çanakkale
Boğazõ
Hazar
TÜRK‹YE
Denizi
Lübnan Savaß›
1975-1990

Akdeniz
SUR‹YE
LÜBNAN
Arap-‹srail Savaßlar› 1943 1946

Di
1948-1956, 1967, ‹ran-Irak Savaß›
IRAK

AFGAN‹STAN
cle
1973, 1982 ‹SRA‹L 1980-1988
‹RAN
1948 Kudüs 1932
Süveyß krizi ÜRDÜN F›ra
t
1956
Süveyş 1943
Kanalõ
Körfez Savaß›
1991
KUVEYT
Basra

PAK‹STAN
MISIR 1932 Körfezi
1922 BAHREYN
KATAR
Medine 1971
1971
B‹RLEÞ‹K ARAP Hürmüz Boğazõ
K›

SUUD‹ ARAB‹STAN
Nil EM‹RL‹KLER‹
z›l
de

Mekke 1971
niz

UMMAN
1952

SUDAN
1956

YEMEN
1967
Aden Hint Okyanusu
Babülmendep Boğazõ
C‹BUT‹
1977

SOMAL‹
500 km
ET‹YOPYA 1960

Arap ülkeleri Araplar UMMAN Arap Birli¤i ülkeleri Kutsal yerler

‹ran Kürtler
Avrupa ülkelerinin hakimiyeti
(ba¤›ms›zl›k tarihleriyle birlikte): Stratejik önem taß›yan bölgeler:
‹srail Türkler 1977 Fransa Stratejik geçitler

Türkiye 1960 Birleßik Krall›k Petrol yataklar›

Ortado¤u’da ülkeler ve insan topluluklar›.

261
I. Ortado¤u’daki çat›ßmalar›n kökenleri
A. Stratejik ve diplomatik bir sorun Belge 2, 3 ve 5
A N A H T A R
S Ö Z C Ü K n Yahudiler, H›ristiyanlar ve Müslümanlar için kutsal topraklar› bar›nd›ran ve üç bü-
yük tektanr›l› dinin beßi¤i olan Ortado¤u, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun yönetimi alt›nda,
• S‹YON‹ST uzun zaman (16. yüzy›l baßlar›ndan 20. yüzy›l baßlar›na) farkl› dinsel ve kültürel toplu-
Kudüs kentine hakim bir tepenin ad› olan luklar›n bar›ß içinde yaßad›¤› bir yer olmußtu. Do¤u ile Bat› aras›ndaki önemli haberleß-
Sion sözcü¤ünden türetilmißtir. me yollar›n›n kesißme noktas›nda bulunan bu bölgenin denetimi, uzun süreden beri çe-
1. Filistin’de bir Yahudi devleti kurulmas›n›
sa¤lamak için Theodor Herzl taraf›ndan ßitli güçler aras›nda rekabete yol aç›yordu. 20. yüzy›lda, bu co¤rafî nedene bir de ekono-
19. yüzy›l›n sonlar›nda Viyana’da baßlat›- mik neden eklendi: Zengin petrol yataklar›n›n keßfedilmesi ve ißletilmesi sorunu.
lan bir hareket olan Siyonizmin taraftarla-
r›na verilen ad. n Avrupal› sömürgeci güçlerin diplomatik çabalar›, bölgede çat›ßma tohumlar›n›n at›l-
2. Siyonizmle ilißkili olan.
mas›na büyük ölçüde katk›da bulundu. Topraklar›nda yaßayan az›nl›klar›n ulusçu talep-
leriyle sars›lan Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun zay›flamas›, siyasal istikrars›zl›¤a yol açt›.
Birinci Dünya Savaß› s›ras›nda Birleßik Krall›k, Almanya’n›n müttefiki Osmanl› ‹mpara-
torlu¤u’na karß› mücadeleye girißti. Mekke Þerifi Emir Hüseyin’i destekleyerek Arapla-
r›n Osmanl›lara karß› baßlatt›klar› ayaklanmay› körükleyen ‹ngilizler, Araplara ba¤›ms›z-
l›k ve savaß›n bitiminde kurulacak büyük bir krall›k sözü verdiler. Oysa, 1916 may›s›nda
Fransa ve Birleßik Krall›k aras›nda imzalanan gizli Sykes-Picot anlaßmalar›, Osmanl› ‹m-
paratorlu¤u’nun yaln›zca hakimiyet bölgelerine bölünmesini öngörüyordu. Son olarak,
1917’de Balfour Bildirgesi de Filistin üzerindeki siyonist* talepleri destekledi.

B. Siyonistlerin Filistin’de Yahudi devleti


kurma rüyas› Belge 1

n 19. yüzy›l›n sonunda siyonist ayd›nlar, Avrupa’da yay›lmaya baßlayan Yahudi düß-
manl›¤› dalgas›na karß›l›k, ‹lkça¤’da göçe zorlanmadan önce Yahudilerin yaßad›klar›
Filistin topraklar›nda bir Yahudi devleti kurulmas›n› önerdiler. Dünya Siyonist Örgü-
tü’nün yönetiminde, Filistin’e do¤ru büyük bir göç hareketi baßlad›. Bu arada örgütün
baßkan› Theodor Herzl de Bat›l› güçlerle pazarl›ktayd›. Balfour Bildirgesi, kas›m
1917’de siyonistler için gerçek anlamda siyasal bir baßar› oldu.

C. ‹ki savaß aras› dönem:


Gerilimin t›rmanmas› Belge 4 ve 6

n Birinci Dünya Savaß›’ndan sonra, Osmanl› ‹mparatorlu¤u yok oldu ve sömürgeci


1 Siyonizmin kurucusu güçler bölgedeki konumlar›n› güçlendirdiler. Fransa, Suriye ve Lübnan’da, Birleßik
Theodor Herzl’in umudu. Krall›k ise Irak, Filistin ve Ürdün’de manda* yönetimi kurdu. Filistin’deki ‹ngiliz man-
das›n› pekißtiren Balfour Bildirgesi de Milletler Cemiyeti Sözleßmesi’ne dahil edildi.
1860’ta Budapeßte’de do¤an gazeteci ve ya-
zar Herzl, 1896’da Der Judenstaat baßl›kl› ki- n M›s›r ve Irak ba¤›ms›zl›klar›na kavußtular, ancak Süveyß Kanal›’n›n denetimini elin-
tab› yay›nlad›. Baßlang›çta bir toprak seçimi
de bulunduran Birleßik Krall›k bu iki ülke üzerinde a¤›rl›kl› etkisini korudu. Arabis-
öngörmese de, bir Yahudi devletinin kurul-
mas›n› tek çözüm olarak görüyordu. Aßa¤›- tan, 1932’de Suudi Arabistan Krall›¤›’n› kuran ‹bn-i Suud taraf›ndan birleßtirildi. Filis-
daki konußmada, Basel kentinde 1897’de tin’de Araplar›n Yahudi göçüne karß› hareketlenmeleri üzerine, ‹ngilizler verdikleri söz-
toplanan 1. Siyonist Kongresi’nin sa¤layaca- lerden dönerek Yahudilerin ‹srail’e gelißini s›n›rlamaya çal›ßt›lar. 1936’da, Yahudi göçü-
¤› avantajlardan duydu¤u mutlulu¤u dile
ne karß› ç›kan bir Arap ayaklanmas›n›n ard›ndan ‹ngiltere, Filistin’in Yahudilerle Arap-
getiriyor.
lar aras›nda paylaßt›r›lmas›n› öngören bir plan önerdi. Ama bu plan Araplar taraf›ndan
"Basel Kongresi’ni, resmen aç›klamaktan ka-
ç›naca¤›m bir formülle özetlemek istesey- reddedildi.
dim, ßöyle derdim: Basel’da bir Yahudi devle-
ti kurdum. E¤er bunu yüksek sesle söylesey-
n ‹kinci Dünya Savaß› s›ras›nda ulusçu talepler yo¤unlaßt›. Filistin Yahudileri nazizme
dim, herkes kahkahalara bo¤ulurdu. Ama karß› ‹ngilizlerin müttefiki olduklar› halde, Avrupa Yahudileri yok edilme tehdidi alt›n-
beß y›l içinde, elli y›l içinde bunu herkes ka- dayken Birleßik Krall›k’nin Yahudi göçünü s›n›rlama politikas› uygulamas›na karß› ç›k›-
bul edecek. Devletin esas›, halk›n, hatta tek
yorlard›. 1945’te, Yahudilerle Araplar aras›ndaki gerilimin t›rmanmas› ve Holokost son-
bir güçlü kißinin siyasal iradesinde yatar.
Toprak ise bunun somut ifadesinden baßka ras› bir Yahudi devleti kurma talebi, Filistin sorununu uluslararas› bir sorun haline ge-
bir ßey de¤ildir.” tirdi.

262
3 ‹ngilizlerin verdikleri çelißkili sözler.

a. Araplara verilen sözler b. Yahudilere verilen sözler:


Balfour Bildirgesi
Önerilen s›n›rlar içinde bulunan bölgelerle ilgili
olarak [Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda bulunan ve Majesteleri’nin hükümeti, Filistin’de Yahudiler
bugünkü Lübnan d›ß›nda kalan Arap topraklar›], için ulusal bir yurt1 kurulmas›n› uygun bulmak-
size aßa¤›daki güvenceleri vermeye yetkiliyim tad›r ve Filistin’deki Yahudi olmayan toplulukla-
[...]:
r›n medenî ve dinsel haklar›na oldu¤u kadar,
1. [...] Büyük Britanya Araplar›n ba¤›ms›zl›¤›n› Yahudilerin baßka ülkelerdeki hak ve siyasal sta-
tan›maya ve Mekke Þerifi’nin talep etti¤i toprak-
tülerine zarar verecek hiçbir tasarrufta bulunul-
larda yer alan tüm bölgelerde bu ba¤›ms›zl›¤›
mayaca¤›n› aç›kça ortaya koyarak, bu hedefin
desteklemeye haz›rd›r.
gerçekleßtirilebilmesi için tüm gücünü harcaya-
2. Büyük Britanya, olas› tüm d›ß sald›r›lara karß›
cakt›r.
kutsal yerleri güvence alt›na alacakt›r. [...]
Bu bildirgeyi Siyonist Federasyonu’nun bilgisine
3. [Büyük Britanya] Araplara tavsiyelerini suna-
cak ve uygun hükümetlerin kurulmas› konusun- sunarsan›z size minnettar kal›r›m.
da yard›mc› olacakt›r. Arthur Balfour [Birleßik Krall›k D›ßißleri Bakan›],
2 Kas›m 1917.
Birleßik Krall›k’›n M›s›r Yüksek Komiseri
2 Arabistanl› Lawrence. Henry Mac-Mahon’un Mekke Þerifi’ne mektubu, 1. ‹ngilizce "national home"; farkl› yorumlara yol
24 Ekim 1915. açabilecek, oldukça mu¤lak bir deyim.
‹ngiliz gizli servislerinin ajan› olarak
çal›ßmaya baßlayan arkeolog T. E. Law- 1. Bu metinlerin yaz›ld›¤› tarihlerde bölgenin siyasal ve askerî statüsü nas›ld›?
rence, Mekke Þerifi Hüseyin’in o¤ulla-
2. Verilen bu iki sözün çelißkili oldu¤unu gösterin.
r›ndan biri olan Faysal’›n yan›nda, Os-
manl›lara karß› Arap isyan›n› teßvik 3. ‹ngilizler o tarihlerde neden bu tür sözler veriyorlard›? Verilen sözler tutulacak m›?
eden belli baßl› kißilerden biriydi.

4 ‹srail devletinin 5 Sykes-Picot Anlaßmalar›.


kurulmas›ndan önce
Filistin’de Yahudiler ve Araplar. a. Ermenistan ve Kürdistan’›n bir bölümü Rusya’ya verilecektir.
Yahudiler Araplar b. Fransa, Suriye ve Lübnan’› alacakt›r.
1922 24.000 660.000 c. Birleßik Krall›k, Mezopotamya ile Hayfa ve Akkâ limanlar›na yerleßecektir.
1931 175.000 780.000 d. Frans›zlar›n ve ‹ngilizlerin ele geçirdikleri bölgeler aras›nda kalan topraklarda bir Arap devletleri
1946 600.000 1.250.000 konfederasyonu ya da tek bir ba¤›ms›z Arap devleti kurulacak, ancak Frans›zlar ve ‹ngilizler bu
topraklar üzerindeki etki alanlar›n› paylaßacaklard›r.
LÜBNAN e. Filistin’deki kutsal yerler uluslararas› denetime b›rak›lacakt›r.

Hayfa SUR‹YE 1916’da Birleßik Krall›k hükümetini temsil eden Mark Sykes ve Fransa hükümetini temsil eden
Georges Picot taraf›ndan, Rus çar›n›n da r›zas›yla
Akdeniz
Nas›ra yürütülen görüßmelerin ard›ndan imzalanan Frans›z-‹ngiliz anlaßmas›.

Belge 3’te yer alan metinlere ek olarak, burada nas›l bir güçlük ortaya ç›km›ßt›r?
Tel-Aviv
Yafa
Kudüs

Lût
Gazze
Gölü
F‹L‹ST‹N
Bîrü’s-sebi

MISIR
MAVERA-YI
ÜRDÜN
Eylat
100 km

‹ngiliz Filistin’i
6 Yahudilerin Filistin’e göç etmesine karß› Araplar taraf›ndan düzenlenen gösteri:
1947’de Yahudi yerleßimleri
"Ulusçuluk bizim dinimizdir. Ba¤›ms›zl›k yaßam›m›zd›r. Arap Filistin."

263
II. ‹srail devletinin do¤ußu
A. ‹srail: Arap Ortado¤u’nun merkezinde
S Ö Z L Ü K
bir Yahudi devleti Belge 1, 3 ve 5
* ‹rgun n ‹kinci Dünya Savaß›’n›n sonunda, Ortado¤u’daki siyasal durum tümüyle de¤ißti.
* Kneset Fransa ve Birleßik Krall›k’›n zay›flamas› ba¤›ms›zl›k taleplerinin artmas›na neden olur-
* Kibbuz ken, 6 milyon Yahudi’nin yok edilmesi uluslararas› kamuoyunda bir Yahudi devleti ku-
rulmas› yönündeki siyonist taleplerine karß› bir duyarl›l›k yaratm›ßt›.
n Savaß bittikten sonra, Birleßik Krall›k ve Filistin Yahudileri aras›nda aç›k bir müca-
B ‹ Y O G R A F ‹ dele baßlad›. Filistin Yahudilerinden ‹rgun mensuplar›, gerçek anlamda terorist bir ge-
rilla savaß› yürütüyorlard›. ‹ngilizler ise hâlâ Filistin’e Yahudi göçünü durdurmaya ça-
l›ß›yorlard›. Toplama kamplar›ndan kurtulan Yahudileri Filistin’e götürmekte olan Exo-
David Ben Gurion dus adl› geminin ‹ngiliz donanmas› taraf›ndan geri çevrilmesi s›ras›nda gerilim doruk
(1886-1973) noktas›na ulaßt›. Pazarl›klarda oldu¤u kadar güç kullanma konusunda da baßar›s›zl›¤a
u¤rayan Birleßik Krall›k, ßubat 1947’de sorunu Birleßmiß Milletler’e havale etti.
Rus Polonyas›’nda do¤an ve 1906’
da Filistin’e yerleßen Ben Gurion, n Birleßmiß Milletler’de Filistin’in bölüßtürülmesi konusunda benimsenen plan,
‹srail devletinin gerçek kurucusu Araplar taraf›ndan reddedildi. Yahudi lider Ben Gurion, 14 May›s 1948’de ‹srail devle-
olarak kabul edilir. 1939’dan 1948’e tinin ba¤›ms›zl›¤›n› ilan etti. ‹srail, hemen ertesi gün Arap devletlerinin olußturdu¤u
kadar Yahudi Ajans›’n›n baßkanl›- koalisyonun (M›s›r, Mavera-y› Ürdün ve Suriye) sald›r›s›na u¤rad›. S›cak çat›ßmalar so-
¤›n› yapt›, 1948-1953 ve 1955-1963
nunda ‹srail, Araplar› püskürtmeyi baßard› ve Birleßmiß Milletler’in bölüßüm plan›nda
y›llar› aras›nda ‹srail’de baßbakan
öngörülenden çok daha geniß bir topra¤›n denetimini ele geçirdi. Herhangi bir bar›ß an-
olarak görev yapt›.
laßmas› imzalanmad›. Bat› Þeria, Mavera-y› Ürdün taraf›ndan ilhak edildi, M›s›r da Gaz-
ze ßeridini ele geçirdi. Kudüs ise ‹srail ve Mavera-y› Ürdün aras›nda fiilen bölüßüldü.
Menahem Begin
(1913-1992) B. Özgün bir ulus-devlet Belge 2

Rus Polonyas›’nda do¤an n ‹srail devletinin kurulmas› kitlesel göçlere yol açt›. 600.000 Filistinli yeni kurulan
ve 1942’de Filistin’e göç devleti terkederek komßu ülkelere s›¤›nd›lar, bu da Filistin sorununun baßlang›c› oldu.
eden Begin, burada ‹r- Yahudi devletinin nüfusu da h›zla art›yordu. Toplama kamplar›ndan sa¤ kurtulanlar,
gun’un ve sa¤ muhalefetin Do¤u Avrupa Yahudileri, Ortado¤u’daki Arap ülkelerinde yaßayan ve durumlar› art›k
liderlerinden biri oldu (1973’ten hassas olan Yahudilerle Kuzey Afrika Yahudileri, ak›n ak›n ‹srail’e göç ediyorlard›.
itibaren Likud Partisi’nin baßkan›).
1977’de baßbakan olduktan sonra n 1950’de ‹srail parlamentosu taraf›ndan kabul edilen Dönüß Yasas›, baßvuruda bulu-
M›s›r’la bar›ß anlaßmas› imzalad› nan tüm Yahudilerin ‹srail’e gelmesine olanak tan›d›. Birkaç y›l içinde, yeni bir devlet
ve ißgal alt›ndaki topraklar konu- ve yeni bir toplum yarat›lm›ßt›. Yeni ‹srail demokrasisi, Kneset* ad› verilen bir parlamen-
sunda taviz vermeyen bir politika toya dayan›yordu. Yürütme gücünün baß›nda baßbakan bulunuyordu. Farkl› göçmen
yürüttü. 1993’te istifa etti. gruplar›n›n kültürel ve etnik çeßitlili¤i ve kibbuz* uygulamas›yla somutlaßan öncü ru-
hun varl›¤›, kendine özgü bir toplumun olußmas›n› sa¤lad›. ‹srail bir yanda giderek
al›ß›lageldik Bat› demokrasilerine benzemeye baßlarken, güvenlik ve d›ß politika sorun-
‹zak Rabin
lar› da zamanla siyasal yaßam›na egemen oldu.
(1922-1995)

Kudüs’te do¤an Rabin, bi- C. Sürekli savaßta olan bir devlet Belge 4
rinci Arap-‹srail Savaß›’na
ve Alt› Gün Savaß›’na kat›l- n 1948-1982 y›llar› aras›nda, ‹srail beß savaß yaßad› ve bölgede çok say›da askerî hare-
d›. ‹ßçi Partisi’nin baß›n- kât gerçekleßtirdi. Yahudi devleti komßu Arap devletlerinin düßmanl›¤›na karß› müca-
dayken, 1974-1995 y›llar› aras›nda dele verirken, 1960’lardan itibaren baßl›ca müttefiki olan ABD’nin deste¤ine de güve-
iki kez baßbakanl›k yapt›. 1993’te nebildi. Haziran 1967’de patlak veren Alt› Gün Savaß›’n›n önemli yans›malar› oldu. Sa-
Washington’da Yaser Arafat’la ba- vaßtan zaferle ç›kan ‹srail yeni topraklar kazand›. ‹ßgal edilen bu topraklar›n yaratt›¤›
r›ß anlaßmas› imzalad›. 4 Kas›m
sorun, siyasal s›n›f›n kendi içinde bölünmesine yol açt›. Büyük ‹srail yanl›s› "Þahinler",
1995’te, bar›ß düßman› aß›r› sa¤c›
baz›lar› taraf›ndan Arap ülkelerine bask› yapmak için geçici bir çözüm olarak görülen
bir Yahudi taraf›ndan öldürüldü.
bu topraklar›n ilhak edilmesini ve Yahudi yerleßimcilere aç›lmas›n› istiyor ve bu nokta-
da Filistin sorununun pazarl›k yoluyla çözülmesini isteyen "Güverciler"le görüß ayr›l›-
1 ‹srailli üç devlet adam›. ¤›na düßüyorlard›.

264
a. Birleßmiß LÜBNAN 3 ‹srail devletinin kurulußunun
Milletler’in SUR‹YE ilan› (14 May›s 1948).
Hayfa
bölüßtürme
plan› ‹srail topraklar›, Yahudi halk›n›n do¤du¤u
Nas›ra
yerdir. Yahudi halk›n›n manevî, dinsel ve
Akdeniz Tel-Aviv ulusal kimli¤i [...], ‹ncil’i yazd›¤› ve dünya-
ya sundu¤u bu topraklarda biçimlenmißtir.
Yafa
Kudüs [...] 1897’de, Theodor Herzl’in Yahudi
Lût
devleti görüßünden esinlenen Birinci Siyo-
nist Kongresi, Yahudi halk›n›n kendi ülke-
Gazze Gölü
sinde yeniden ulusal bir varl›k olma hakk›-
na sahip oldu¤unu ilan etti. Bu hak, 2 Ka-
Bîrü’s-sebi
s›m 1917 tarihli Balfour Bildirgesi’yle de
kabul edildi.
[...] Yak›n bir geçmißte, Avrupa’da yaßayan
milyonlarca Yahudi’yi yok eden Holokost,
MAVERA-YI Yahudi halk›n›n bir vatana ve ba¤›ms›zl›¤a
MISIR ÜRDÜN
sahip olmamas›ndan kaynaklanan sorunu
çözme ihtiyac›n› yeniden ortaya koydu.
100 km [...] 29 Kas›m 1947’de, Birleßmiß Milletler
Eylat
Genel Kurulu Filistin’de bir Yahudi devleti-
‹ngiliz Filistini nin kurulmas›n› öngören bir karar ald›. [...]
Yahudi devleti Sonuç olarak, Ulusal Konsey’in üyeleri
Arap devleti olan bizler, Filistin’deki ‹ngiliz mandas›n›n
Uluslararas› bölge sona erdi¤i bu günde yapt›¤›m›z toplant›-
da, Filistin Yahudilerini ve Dünya Siyonist
b. 1948’de, LÜBNAN Hareketini temsilen [...], Filistin’de ad› ‹sra-
1. Arap-‹srail il Devleti olacak bir Yahudi devleti kurul-
SUR‹YE
Savaß›’ndan du¤unu ilan ediyoruz.
sonra ‹srail Hayfa David Ben Gurion, Tel-Aviv.
Nas›ra
‹srail Devleti’nin kurulußu nas›l do¤- 4 Negma kibbuzunda sivillere
Tel-Aviv Bat› Þeria rulanmaktad›r?
verilen askerî e¤itim, ekim 1948.
Yafa (Ürdün ißgali)
Kudüs
Gazze Lût
Gazze Þeridi Gölü
(M›s›r ißgali)

MISIR MAVERA-YI
ÜRDÜN

Eylat
Birleßmiß Milletler plan›ndaki
Yahudi devleti
‹lhak edilen bölgeler
1949’da ‹srail

2 1948-1949’da ‹srail.
1. Birinci Arap-‹srail Savaß›’n›n ‹srail top-
raklar› aç›s›ndan sonuçlar› ne olmußtur?
2. Savaß›n Filistinliler ve komßu Arap
devletleri aç›s›ndan sonuçlar› nedir?
5 Exodus’un ‹srail’deki Hayfa liman›na gelißi, 18 Temmuz 1947.

265
III. Arap ulusunun birleßme rüyalar›
A N A H T A R
A. Arap siyasetinin a¤›rl›k merkezi M›s›r
S Ö Z C Ü K n 1950’li y›llarda, Arap ulusçulu¤u Ortado¤u’da kendini göstermeye baßlad›. Sömür-
gelerin ba¤›ms›zlaßmas› sürecinde (Bkz. 12. Bölüm), Bat›’n›n bir piyonu olarak görülen
• PAN-ARAPÇILIK ‹srail’e karß› mücadele ile Arap devletlerinin geçirdikleri ekonomik ve toplumsal dönü-
"Tüm" anlam›na gelen Yunanca ßümler, bu ulusçulu¤un itici gücü oldu. 1945’te Arap Birli¤i’nin kurulmas›, "Arap ulu-
pan sözcü¤ünden. Tüm Araplar› su"nun birleßme arzusunu dile getiriyordu. M›s›r, Nas›r’›n baßkanl›¤› döneminde Arap
tek bir devletin çat›s› alt›nda bir- ulusçulu¤unun ve Pan-Arapç›l›¤›n* önderi oldu.
leßtirme arzusu.
n Albay Nas›r (Bkz. s. 229), 1954’te bir darbeyle iktidara gelmißti. Askerî olarak SSCB ta-
raf›ndan destekleniyordu. ‹zledi¤i d›ß politika nedeniyle de, Arap ülkelerinde büyük
1 Alt› Gün Savaß›’ndan sayg›nl›k kazanm›ßt› (Bkz. s. 208). Nas›r, 26 Temmuz 1956’da Süveyß Kanal›’n›n devlet-
sonra düzenlenen Hartum leßtirildi¤ini ilan etti. Bunu izleyen ikinci Arap-‹srail savaß› M›s›r için askerî aç›dan bir
Arap Konferans›’nda yenilgi, Nas›r için ise siyasal bir zafer oldu. Gerçekten, Fransa ve Birleßik Krall›k’›n ‹ki
(1 Eylül 1967) Büyükler’in bask›s› alt›nda geri çekilmesi, eski sömürgeci güçlerin kesin yenilgisi olarak
al›nan kararlar. yorumlanm›ßt›. 1950’li y›llar›n sonunda M›s›r, Arap davas›n›n sözcüsü olarak kendini
dayatm›ßt›. 1958’de Suriye ile birlikte Birleßik Arap Cumhuriyeti’ni kurma denemesi,
1. Hartum Zirvesi, Arap saflar›n›n bir- Arap ulusunu birleßtirme rüyas›n› somutlaßt›racak gibi görünüyordu.
li¤ini, eylem birli¤ini, sald›r›n›n yol
aç›t›¤› hasarlar› ortadan kald›rma ko-
nusundaki kesin kararl›l›¤›n› [...] bir B. Alt› Gün Savaß› Belge 1, 2, ve 3
kez daha vurgular.
n Ancak, hiçbir konu ‹srail’e karß› verilen mücadeleden daha kaynaßt›r›c› de¤ildi.
2. Zirve, sald›r›n›n izlerini silmek
1967 ilkbahar›nda, ‹srail ve komßular› aras›ndaki ilißkiler iyice gerginleßti. Nas›r, Birleß-
amac›yla girißilen çabalar› artt›rmaya
karar verir ve ißgal alt›ndaki toprak-
miß Milletler birliklerinin Süveyß Kanal› bölgesinden çekilmesini talep etti ve bunu ka-
lar›n Arap topraklar› oldu¤unu ve bu bul ettirdi. Ard›ndan, Akabe Körfezi’ni ‹srail’in deniz ticaretine kapad›.
topraklar› geri alma görevinin tüm n ‹srail, 6 Haziran 1967’de M›s›r, Suriye ve Ürdün’e karß› bir uyar› sald›r›s› baßlatt›. ‹s-
Arap ülkelerinin yükümlülü¤ü oldu-
rail birlikleri f›rt›na gibi ilerliyordu ve Arap ordular› onur k›r›c› bir yenilgi ald›lar. Zafer
¤unu bildirir.
kazanan ‹srail, Sina Yar›madas›, Gazze Þeridi, Bat› Þeria ve Golan Tepeleri gibi geniß
3. Burada bulunan ülkelerin krallar›
ve devlet baßkanlar›, sald›r›n›n izleri- topraklar› ißgal etti. Birleßmiß Milletler Güvenlik Konseyi, 22 Kas›m’da, ‹srail birlikleri-
ni silmek ve ‹srail birliklerinin 5 Hazi- nin ißgal ettikleri topraklardan çekilmesini talep eden 242 numaral› karar› ald›. Arap ül-
ran’dan sonra ißgal edilen topraklar- keleri için ac› bir yenilgiyle sonuçlanan Alt› Gün Savaß›, Nas›r için de a¤›r bir siyasal ye-
dan çekilmelerini sa¤lamak için ulus- nilgi oldu ve Arap cephesinde bölünmelerin baßlamas›na yol açt›. SSCB taraf›ndan des-
lararas› siyasal ve diplomatik alanda teklenen Nas›r’›n etkisi, ABD’nin destekledi¤i Suudî Arabistan lehine azalmaya baßlad›.
çabalar›n› birleßtirmek konusunda
uzlaßmaya varm›ßlard›r. Bu ikili ey-
lem, tüm Arap devletleri taraf›ndan C. Yom Kippur (Ramazan) Savaß› Belge 4
kabul edilen ßu ilkelere dayan›larak
n Ekim 1973’te, Ortado¤u’daki Arap ülkeleri dördüncü kez ‹srail’e karß› bir araya gel-
gerçekleßtirilecektir: ‹srail devletinin
tan›nmamas›, ‹srail’le her türlü pa- diler. 1970’te Nas›r’›n yerini alan Enver Sedat baßkanl›¤›ndaki M›s›r, ißgal edilen toprak-
zarl›¤›n reddi ve Filistin halk›n›n ülke- lar› geri almay› hedefleyen sald›r› harekât›n›n baß›na geçti. Ramazan ay›na ve Yahudi-
si üzerindeki haklar›n›n yeniden be- lerin dinî bayram› Yom Kippur’a rastlayan 6 Ekim 1973’te düzenlenen sürpriz bir sal-
lirtilmesi. d›r›, ‹srail hatlar›n›n yar›lmas›n› sa¤lad›. Ancak sürprizin etkisi k›sa süreli oldu; ‹srailli-
4. Arap ülkeleri Maliye, Ekonomi ve ler cepheleri h›zla eski haline getirmeyi baßard›lar.
Petrol Bakanlar› Konferans›, bu mü-
cadelede bir silah olarak kullan›lmak n Yom Kippur Savaß›, ayn› zamanda Arap-‹srail çat›ßmas›n›n uluslararas› bir boyut
üzere petrol pompalama ißleminin kazanmas›na da neden oldu.
durdurulmas›n› tavsiye etmißti. An-
- Sovyetler Arap ülkelerine, ABD de ‹srail’e olmak üzere, hava köprüleriyle müttefikle-
cak zirve, konuyu inceledikten son-
rine yard›m eden ‹ki Büyükler gövde gösterisine baßlad›lar.
ra, asl›nda petrol pompalama ißlemi-
nin bir silah olarak kullan›labilece¤i- - Petrol üreticisi Arap ülkeleri, ham petrolün varil fiyat›n› dört kat›na ç›karmaya karar
ne, çünkü petrolün sald›r›ya u¤rayan verdiler. Bu karar ilk petrol ßokuna yol açt›. Petrol silah›, çözüm yolunda pazarl›klar›n
ülkelerin ekonomilerini güçlendirebi-
baßlat›lmas› için uluslararas› bir bask› arac› olarak kullan›l›yordu. Yom Kippur Sava-
lecek ve bu ülkelerin bu korkunç s›-
nav› atlatmalar›na olanak verecek bir
ß›’n›n ard›ndan, ‹srail giderek yaln›z kalmaya baßlad›. Ancak M›s›rl› lider Sedat, art›k
zenginlik oldu¤una inanmaktad›r. Arap ulusçulu¤undansa ülkesinin ç›karlar›na öncelik tan›yordu. Bu tutum, M›s›r’›n ça-
t›ßmalardan yavaß yavaß çekilece¤inin habercisi oldu.

266
Alt› Gün Savaß›’ndan sonra ‹srail. 2 LÜBNAN
1949’da ‹srail
Golan
Haziran 1967 ‹srail sald›r›lar› SUR‹YE

‹srail taraf›ndan 1967’de


3 Birleßmiß Milletler Güvenlik Konseyi’nin Sina ißgal edilen topraklar
242 numaral› karar›. Tel-Aviv Amman
Bat› Þeria
Akdeniz Do¤u Kudüs
Karar Birleßik Krall›k taraf›ndan önerildi. Kas›m 1967’de, ne ‹srail ne
de herhangi bir Arap ülkesi Güvenlik Konseyi üyesi de¤ildi. 242 nu- Gazze
Þeridi
maral› karar oy birli¤iyle al›nd›. Port-Said

Güvenlik Konseyi,
Yak›ndo¤u’daki ciddî durumun uyand›rmaya devam etti¤i endißeyi Süveyß
Kanal›
dile getirerek,
Savaß yoluyla toprak edinmenin kabul edilemeyece¤ini ve her devle-
tin bölgede güven içinde yaßamas›n› sa¤layacak adil ve kal›c› bir ba-
ÜRDÜN
r›ß için çal›ßman›n gereklili¤ini vurgulayarak [...] Kahire
Süveyß
1. Birleßmiß Milletler Sözleßmesi’nde yer alan ilkelerin yaßama geçiril-
mesinin, Yak›ndo¤u’da aßa¤›daki iki ilkenin uygulanmas›n› da içere- Eylat
cek adil ve kal›c› bir bar›ß›n sa¤lanmas›n› gerektirdi¤ini bildirir: Sina Akabe
a. ‹srail silahl› kuvvetlerinin son savaßta ißgal edilen topraklardan çe-

rfezi

kilmesi;

ve
b. [...] bölgedeki tüm devletlerin egemenli¤i, toprak bütünlü¤ü ve si- MISIR
SUUD‹

e Kö

yasal ba¤›ms›zl›¤›n›n, ayr›ca güvenli ve tan›nm›ß s›n›rlar dahilinde, her ARAB‹STAN


türlü tehdit ya da sald›r›dan uzakta, bar›ß içinde yaßama hakk›n›n ta-

Akab
rfe
n›nmas›.

zi
2. Ayr›ca, Tiran Bo¤az›
100 km
a. bölgedeki uluslararas› yollarda seyretme özgürlü¤ünün güvence
K›z›ldeniz
alt›na al›nmas›;
b. mülteci sorununa adil bir çözüm bulunmas›;
c. bölgedeki tüm devletlerin topraklar›n›n ve siyasal ba¤›ms›zl›¤›n›n
her türlü tecavüze karß› silahs›zland›r›lm›ß bölgeler olußturulmas›n› da
içeren önlemlerle güvence alt›na al›nmas›
gerekti¤ini bildirir.
22 Kas›m 1967

1. Metni tan›t›n›z (türü, yazarlar›, tarihsel ortam›).


2. Birleßmiß Milletler Güvenlik Konseyi çat›ßmaya nas›l
çözümler öneriyor?
3. Bu metin neden karmaß›kt›r?
4. Arap cephesinde neden bölünmeye yol açm›ßt›r?

Nas›r’›n cenazesi için Kahire’ye gelen kalabal›k.


4
M›s›rl›lar›n üzüntüsü çok derindi. Halkç› reformlar (tar›m
reformlar›, devletçilik), M›s›r’›n Bandung Konferans›’na
kat›lmas›na kadar giden özgün bir d›ß politika ve Arap
ulusu ad›na yürütülen ulusal yüceltme politikas›, Nas›r’›
Arap dünyas›n›n en sevilen liderlerinden biri haline getir-
mißti.

267
IV. Filistin sorunu
A. Filistin kimli¤inin olußmas› Belge 2 ve 3
A N A H T A R
n Filistin halk›n›n hiçbir zaman ulus-devleti olmam›ßt›. ‹srail devletinin kurulmas›yla
S Ö Z C Ü K birlikte, Filistinliler de kendi ulusal kimliklerinin bilincine vard›lar. 1948’de Yahudi dev-
• FKÖ letinin kurulmas›, Filistinlilerin kitleler halinde Filistin d›ß›na göç etmelerine yol açt›.
1950’de, ‹srail’e komßu ülkelerde 914.000 Filistinli mülteci bulunuyordu. Genellikle
1964’te kurulan ve Filistin’deki bir-
kamplarda toplanan mültecilerin yaßam koßullar› son derece ilkeldi. Üstelik Arap ülke-
çok olußumu bünyesinde toplayan
leri bu insanlar›n kendi toplumlar›yla kaynaßmalar›n› pek istemiyorlard›. 1951’de Filis-
Filistin Kurtuluß Örgütü. Bunlar-
tinli bir yetkili, "kardeß ülkelerin Filistinlileri ‹srail’e karß› bir silah olarak saklamak istedikle-
dan en önemlisi olan Yaser Ara-
fat’›n el-Fetih örgütü, "Filistin
rini" söylüyordu. ‹lk Arap-‹srail savaß›yla birlikte Filistin davas›, Pan-Arapç› politikala-
ulusçulu¤unu" benimseyen bir çiz- r›n temel propaganda ö¤elerinden biri haline geldi. Böylece, 1964’te Arap Birli¤i’nin gi-
gide yer al›rken, Jurji Habbaß’›n Fi- rißimiyle Filistin Kurtuluß Örgütü kuruldu. FKÖ*, pekçok Filistinli örgütü bünyesinde
listin Halk Kurtuluß Cephesi mark- toplad›. Bunlar›n en önemlisi, Yaser Arafat’›n el-Fetih örgütüydü.
sist e¤ilimliydi.
B. Siyasal özerkli¤in elde edilmesi Belge 4, 5 ve 6

n Araplar›n 1967’de Alt› Gün Savaß› s›ras›nda ald›klar› yenilgi, Filistinlilerin Arap dev-
S Ö Z L Ü K letlerinin etkisinden kurtulmas›n› sa¤lad›. Birleßmiß Milletler’in 242 numaral› karar›na
karß› ç›kan ve Filistin sorununu ißgal alt›ndaki topraklar sorunundan ayr› ele alacak her
* ‹ntifada türlü pazarl›¤› reddeden Arafat, Arap ülkelerinin tavr›ndan uzaklaßmaya baßlad›. El-Fe-
tih, 1969’da FKÖ’nün denetimini ele geçirdi ve radikal bir çizgide Filistin’in kurtulußu
için tek yol olarak sundu¤u silahl› mücadeleyi dayatt›.
Akdeniz Humus
n Arap ülkelerinin ço¤u savaßan Filistinlilere yard›m ettilerse de, bu dayan›ßma s›k s›k
Trablus zorlu s›navlardan geçiyordu. Örne¤in, 1970 eylülünde Filistinlileri "devlet içinde devlet"
LÜBNAN
kurmakla suçlayan Ürdün Kral› Hüseyin, ülkesindeki Filistinli fedailerin kamplar›n› or-
tadan kald›rd›. Bask›lar sonucu binlerce kißi öldü. Ürdün’den ç›kar›lan FKÖ, Lübnan’a
Beyrut
SUR‹YE
yerleßti.
n 1970’lerin baß›nda Filistinliler, taleplerini duyurmak için uluslararas› terorizme baß-
Þam vurdular (uçak kaç›rma, bombal› sald›r›lar). Ancak bu eylemler Filistin’in uluslararas›
sahnede yaln›z kalmas›na yol açt›. 1972 Münih Olimpiyat Oyunlar› s›ras›nda ‹srailli at-
Golan
HaGalil letlerin öldürülmesi dünya kamuoyunu ßoka sürükledi. Filistin hareketi ç›kmaza gir-
Hayfa mißti.
Nas›ra

Nablus C. Diplomatik zaferler ve siyasal yenilgiler Belge 1


ÜRDÜN
n Bu arada, daha ›l›ml› bir tav›r, FKÖ’nün diplomatik alanda baz› baßar›lar kazanma-
Eriha Amman
s›n› sa¤lad›. Arafat, 1974’te Birleßmiß Milletler’de, "bir eliyle zeytin dal›, bir eliyle tüfek"
Kudüs
Lût uzatt›¤›n› aç›klad›. Ancak, Filistin Halk Kurtuluß Cephesi gibi FKÖ d›ß›nda kalan baz›
el-Halil Gölü örgütler bu yönelimi suçlad›lar. Aksine, 1977’de ‹srail’de sa¤c› bir politikac› olan Mena-
hem Begin’in iktidara gelißi, bu ülkenin politikas›n›n sertleßmesine neden oldu. ‹ßgal
‹SRA‹L 75 km
edilen topraklardaki Yahudi yerleßimi yo¤unlaßt›. 1977-1984 aras›nda Bat› Þeria’da ya-
‹srail’in 1967’den sonra ißgal ßayan Yahudilerin say›s› 3.000’den 44.000’e ç›kt›. Yahudi yerleßimciler ißgal edilen top-
etti¤i topraklar
raklara geldiklerine göre, ‹srail yine de bir gün bu topraklar› Filistin’e geri vermeyi aca-
Suriye ve Ürdün’deki Filistinli
üsleri (1970’den önce) ba kabul edebilecek miydi?
1968-1970 y›llar›nda Filistinlilerin
denetimindeki Ürdün topraklar› n 1982’de ‹srail ordusu Güney Lübnan’› ißgal etti ve Beyrut kap›lar›na kadar dayand›.
1972’den itibaren Filistinlilerin Bu, "HaGalil bar›ß harekât›"yd›. Harekât›n aç›klanan hedefi, Güney Lübnan’daki
denetimindeki Lübnan topraklar› kamplarda bar›nan ve ‹srail’in kuzeyindeki HaGalil bölgesinde silahl› sald›r› ve bomba-
‹srail’de Filistinli sald›r›lar› lama eylemleri düzenleyen Filistinli fedai gruplar›n› yok etmekti. Eylül 1982’de, Sabra
‹srail’in “HaGalil bar›ß harekât›” ve Þatila kamplar›nda sivil Filistinlilerin H›ristiyan milisler taraf›ndan katledilmesine
‹srail ordusunun da suç ortakl›¤› etmesi, zihinlerde kal›c› bir iz b›rakt›. Bu beßinci sava-
1 1967-1982 y›llar› aras›nda, ß›n sonunda, FKÖ yönetimi zay›flad›. FKÖ’nün yeniden diplomatik alanda ön plana ç›-
Ürdün, Suriye ve Lübnan’daki kabilmesi için, 1987 y›l›n› ve yaßam›n› ‹srail ißgali alt›nda geçirmiß bir kußa¤›n umutsuz-
Filistinliler. luk 盤l›¤› olan ‹ntifada*n›n baßlamas›n› beklemek gerekecekti.

268
Ürdün’de bir kampta yiyecek da¤›t›lmas›n› bekleyen
2
Filistinli mülteciler, 1955.

B ‹ Y O G R A F ‹
3 Yaser Arafat (d. 1929)

Kahire’de do¤an Yaser Arafat, Filistin kurtu-


luß hareketinin tarihsel lideridir. Mühendislik
e¤itimi ald›ktan sonra, birinci Arap-‹srail Sa-
vaß›’na kat›ld› ve 1958’de, sonradan FKÖ’ye
kat›lacak olan el-Fetih örgütünü kurdu. Si-
lahl› mücadele ve Arap ülkelerinden ba¤›m-
s›z olma stratejisini kabul ettirdi. 1993’ten beri, bir Filistin dev-
letinin kurulmas› için ‹srail’le pazarl›k ve bar›ß yolunu savun-
maktad›r. 1996’da Filistin yönetimi baßkan› seçilmißtir.

4 1964 ve 1968 tarihli 5 "Kara Eylül".


Filistin ulusal bildirgeleri.
Ev ve barakalar›, fedai-sivil mülteci, Filistinli-Ürdünlü, erkek-kad›n, çocuk-yaßl› ay›r›m› yapma-
dan yok eden Ürdün ordusunun tank ve toplar›n›n rastgele bombard›manlar›yla binlerce mül-
1. Filistin, Arap topra¤›d›r. [...]
tecinin katledilmesi, ›l›ml› bir dili olan André Fontaine taraf›ndan Le Monde gazetesinde "ikin-
2. Filistin, ‹ngiliz mandas› dönemindeki s›-
ci bir Budapeßte" olarak nitelendi. Bu katliam, Amerikan hava kuvvetleri taraf›ndan Vietnaml›
n›rlar› içinde bölünmez bir bütündür. köylülerin ya da Lon Nol’un birlikleri taraf›ndan Kamboçya’daki Vietnaml› sivillerin katledilme-
3. Filistin’in Arap halk›n›n vatan›na sahip sine de benzetilebilirdi. [...] Uçak kaç›rma eylemleri [...] elbette Ürdün hükümetinin güçsüzlü-
olma hakk› vard›r. [...] ¤ünü gözler önüne sermiß ve ordudaki sertlik yanl›lar›n› iyice k›ßk›rtm›ßt›. Di¤er yandan direniß
6. Filistinliler, bugün orada kalm›ß ya da hareketi de, Filistin Halk Kurtuluß Cephesi’nin tavr› ile bölündü¤ü için, yok edilmesi daha ko-
kovulmuß da olsalar, 1947’ye kadar Filis- laym›ß gibi görünmüßtü. [...]
tin’de yaßam›ß olan Arap vatandaßlar›d›r. Claude Bourdet [gazeteci], Témoignage chrétien, 24 Eylül 1970.
[...]
17. 1947’de Filistin’in bölüßtürülmesi ve ‹s-
rail’in kurulmas› yasad›ß› ve yapay kararlar-
d›r [...] çünkü Filistin halk›n›n iradesine kar-
ß› al›nm›ßlard›r.
Birinci Filistin Ulusal Bildirgesi, 1964.

1. Filistin, Arap Filistin halk›n›n vatan›d›r.


[...]
9. Silahl› mücadele Filistin’in kurtulußu için
tek yoldur. [...] Arap Filistin halk›, Filis-
tin’de normal bir yaßam sürme ve ege-
menli¤ini [...] kullanma hakk›n› beyan
eder.
10. Komando harekât›, Filistin halk kurtu-
luß savaß›n›n çekirde¤ini olußturur.
‹kinci Filistin Ulusal Bildirgesi, 1968.

1. FKÖ 1964’te ne istiyor?


2. 1968 bildirgesinin FKÖ’nün sertleß-
mesini yans›tt›¤›n› gösteriniz.
6 1973’te, Libya’da, Filistinli komandolar taraf›ndan kaç›r›lan Japon Havayollar›
uça¤›n›n havaya uçurulmas›.

269
V. Parçalanan Ortado¤u
A. M›s›r’›n Arap-‹srail çat›ßmas›ndan çekilmesi Belge 3 ve 4
S Ö Z L Ü K
n M›s›r’›n acil çözüm bekleyen ekonomik ve toplumsal sorunlar› karß›s›nda Enver Se-
* Camp-David Anlaßmalar› dat, ‹srail’le ülkesi aras›ndaki otuz y›ll›k y›k›c› çat›ßmaya son verme karar› ald›. Bu
* Þiî amaçla 1977’de ‹srail’e gitti. Eylül 1978’de, ABD’de ‹srail Baßbakan› Begin’le, Baßkan
* Lübnanl› H›ristiyanlar Carter’›n ev sahipli¤i yapt›¤› Camp-David Anlaßmalar›*n› imzalad›. Buna göre M›s›r, ‹sra-
il’i tan›yacak, ‹srail de buna karß›l›k Sina Yar›madas›n› boßaltacakt›. Bu anlaßmalar M›-
s›r’›n Arap Birli¤i’nden ç›kar›lmas›na neden oldu. 6 Ekim 1981’de, fanatik islamc›lar Se-
dat’› öldürdüler.
n M›s›r’›n aradan çekilmesi, meydan›n di¤er Arap ülkelerine kalmas›n› sa¤lam›ßt›.
- Bunlar aras›nda en kat› tutuma sahip olanlar Suriye ve Irak’t›;
- Bat› yanl›s› ve Sovyet karß›t› Suudî Arabistan ise, bir yandan Filistin davas›na ›l›ml› bir
çizgide destek verilmesini sa¤lamaya çal›ß›rken, di¤er yandan ‹slam düzenine dönüß
yanl›s› islamc›lara arka ç›k›yordu.

B. Arap ülkeleri aras›ndaki çat›ßmalar Belge 6

n 1979 ‹ran Devrimi, Ortado¤u’da yeni bir gerilim kayna¤› oldu. ‹ran ßah›n›n Bat› yan-
l›s› rejimi, Humeyni’nin liderli¤inde gerçekleßtirilen islamc› bir devrimle ortadan kald›-
r›lm›ßt›. Petrol fiyatlar› yeniden önemli ölçüde yükseldi ve ikinci petrol ßoku yaßand›.
1 ‹srail ve FKÖ aras›nda ‹ran’›n Lübnanl› Þiî*lere verdi¤i destek, ‹slam devriminin Yak›ndo¤u’ya da yay›laca¤›
bar›ß anlaßmas›, Washington, endißesini uyand›rd›. Bu endiße, ‹ran ve Irak 1980 eylülünde savaßa girdiklerinde iyice
13 Eylül 1993. canland›. Il›ml› Arap ülkelerinin deste¤ini alan Irak’›n sald›r›lar› ‹ran’›n direnißiyle kar-
‹srailli lider ‹zak Rabin, Filistinli lider ß›laßt›. 800.000’den fazla kißinin can verdi¤i ölümcül savaß, 1988’e kadar sürdü.
Yaser Arafat’›n elini s›k›yor.
n Arap güçleri aras›ndaki bölünmeler, güneyi ‹srail, kuzeyi ise Suriye taraf›ndan k›s-
men ißgal edilen Lübnan’da da kendini gösterdi. 1975-1990 y›llar› aras›nda ülke uzun
LÜBNAN SUR‹YE
bir içsavaßla parçaland›. Filistinlilerle savaßan ‹srailliler, Lübnanl› H›ristiyanlar* ve Müs-
Akdeniz Golan lümanlar aras›ndaki içsavaß, Filistinliler ve Suriyeliler ya da Irakl› ve Suriyeli milisler
aras›ndaki çarp›ßmalar gibi pek çok farkl› çat›ßma içiçe geçmißti. 1991’de, Irak’›n Ku-
veyt’i ilhak etmesiyle birlikte patlak veren Körfez Savaß› (Bkz. s. 255), Arap ülkelerinin
Bat› Þeria yine da¤›n›k bir biçimde tepki vermesine neden oldu. Amerikal›larla müttefiklerinin
Tel-Aviv
destekledikleri petrol monarßilerine Suriye de eklenirken, resmen tarafs›z olduklar› hal-
Kudüs de gerçekte Irak’a yak›nl›k besleyen Ürdün ve FKÖ, Irak’› desteklediler ve uluslararas›
Gazze alanda yaln›z kald›lar.
Þeridi Lût
Gazze Gölü

‹SRA‹L
C. Bar›ß ümidi var m›? Belge 1, 2 ve 5

n Körfez Savaß›’n›n bitmesiyle, 1991’de bir bar›ß ümidi belirdi. So¤uk Savaß’›n sonu ve
SSCB’nin ortadan kalkmas›, Amerikal›lar›n Ortado¤u’da yürüttükleri yo¤un diploma-
tik faaliyet ve ‹srail’de bar›ß› amaçlayan önemli bir hareketin baßlamas›, buna uygun bir
MISIR ÜRDÜN ortam yaratm›ßt›. ‹srail ve FKÖ’nün 1992’de karß›l›kl› olarak birbirlerini tan›mas›ndan
sonra, Rabin ve Arafat, 13 Eylül 1993’te Washington’da bir bar›ß anlaßmas› imzalad›lar.
75 km Bu anlaßma daha sonra Oslo Anlaßmalar›’yla tamamland›. Filistinliler Gazze Þeridi ve
Bat› Þeria’y› içine alan bölgede özerk topraklara sahip oldular. Böylece bir Filistin dev-
‹srail letinin tohumlar› at›lm›ß olacakt›, ancak Bat› Þeria’daki ‹srailli yerleßimcilerin varl›¤› Fi-
1967’den beri ißgal edilen topraklar listinlilerle Yahudilerin birarada yaßamas›n› güçleßtiriyordu.
1981’de ilhak edilen topraklar
n ‹srail ve FKÖ aras›nda bar›ß›n sa¤lanmas›, her iki taraftan aß›r› dincilerin fanatizmi
Oslo Anlaßmalar›’nda
öngörülen Filistin özerk bölgesi ve terorist eylemlerle frenleniyordu. 1995 kas›m›nda Rabin’in aß›r› dinci bir Yahudi ta-
raf›ndan öldürülmesi, Arafat’a düßman olan aß›r› dinci Hamas gerillalar›n›n ‹srail’de
2 Washington Anlaßmalar›’ndan düzenledikleri silahl› ve bombal› sald›r›lar, çat›ßma yanl›lar›n›n say›s›n›n artmas›na ne-
sonra Filistin özerk bölgesi. den oldu. 1990’lar›n sonunda, bar›ß umutlar› yeniden uzaklaßm›ß gibi görünüyordu.

270
3 Enver Sedat’›n Kneset’te yapt›¤›
konußma, 20 Kas›m 1977.

Yak›ndo¤u’daki savaß ve bar›ß sorununda


yükün büyük k›sm›n› ve temel sorumlulu-
¤u omuzlar›nda taß›yan en büyük Arap ül-
kesinin devlet baßkan›n›n, henüz savaß ha-
lindeyken ve otuz y›lda yaßad›¤›m›z dört
savaß›n yaralar›n› saramam›ßken, düßman
topraklara gelmeye haz›r oldu¤unu bildi-
rece¤ini kimse hayal edemezdi. [...]
Daha önce de belirtti¤im gibi, bu kararla il-
gili olarak Arap ülkelerinin ya da savaß-
makta olan devletlerin baßkanlar› olan ar-
kadaß ve kardeßlerimden hiçbirine dan›ß-
mad›m. [...] Size, bu çat› alt›na ißgal alt›n-
4 Sedat’›n öldürülmesi, 6 Ekim 1981.
daki topraklardan birliklerinizi çekmenizle ‹srail’le bar›ß yap›lmas›na karß› olan aß›r› islamc› bir gruba ba¤l› askerler, geçit resmi s›ras›nda
ilgili bir savunma sunmaya gelmedim. ‹sra- saflar›n› terk ederek Sedat’› öldürmek amac›yla ßeref tribününe ateß açt›lar. Sedat’› di¤er Arap
il birliklerinin 1967’den sonra ißgal edilen ülkelerinden ba¤›ms›z olarak ‹srail’le bar›ß anlaßmas› imzalamakla suçluyorlard›. Sald›r›da do-
topraklardan tümüyle çekilmesi elzemdir; kuz kißi hayat›n› kaybetti.
pazarl›¤a ba¤lanamaz ve hiç kimsenin di-
linde savunulacak bir konu olamaz. [...] 5 Filistinli Hamas örgütünün bildirisi, 9 Ekim 1991.
Filistin sorununun tüm meselelerin merke-
ABD, düzenledi¤i bar›ß konferans›yla, Körfez Savaß› ve SSCB’deki olaylar›n ard›ndan Arap ülke-
zinde oldu¤unu hiç kimse inkâr edemez.
leri ve dünyada ortaya ç›kan durumdan yararlanmak istemektedir. Amac›, tasarlad›¤› yeni ulus-
Bugün dünyada hiç kimse, burada, ‹sra-
lararas› düzene uygun olarak, bölgedeki hegemonyas›n› güçlendirmektir. Ayr›ca ABD [...] bize
il’de olup da Filistin halk›n› yok sayanlar›n,
ait olan Filistin topraklar›nda siyonist bir devletin yasad›ß› varl›¤›n› meßrulaßt›rmak istemektedir.
hatta bu halk›n nerede yaßad›¤›n› kendi
kendilerine soranlar›n att›klar› sloganlar› Filistin’de ya da Filistin d›ß›nda yaßayan kahraman Filistin halk›n› ve Arap ve Müslüman ulusu-
kabul etmeyecektir. Filistin halk› ve meßru nu olußturan kitleleri,
1. Hamas’›n WashingtonFilistinlilerin kendi davalar›n›n
Anlaßmalar›’na sonunu
muhalif kendi elleriyle
oldu¤unu imzalamalar›n› iste-
gösteriniz.
haklar› sorunu, bugün art›k ne inkâr edil- yerek aßa¤›lama ve terk etme anlam›na gelen bu konferans› reddetmeye ve bar›ß konferans›n›
2. Hamas bu anlaßmalara hangi nedenlerle karß› ç›kmaktad›r?
mekte ne de hor görülmektedir. Bu soru- gerekli tüm yollara baßvurarak durdurmaya ça¤›r›yoruz.
nun inkâr edilmesi ya da yok say›lmas› ka-
bul edilemez. Bu, uluslararas› toplulu¤un 1. Hamas’›n Washington Anlaßmalar›’na muhalif oldu¤unu gösteriniz.
Bat›’da oldu¤u kadar Do¤u’da da destek 2. Hamas bu anlaßmalara hangi nedenlerle karß› ç›kmaktad›r?
verdi¤i ve uluslararas› belge ve resmî bildir-
gelerle tan›d›¤› bir sorundur. [...]
Sizlere, aß›r›l›¤› tan›mayan ve o¤ullar›
(Müslüman, H›ristiyan, Yahudi) sayg›, sev-
gi ve hoßgörü içinde birlikte yaßayan M›s›r
halk›n›n bar›ß mesaj›n› getirdim.

1. Bu konußma neden bir dönüm nok-


tas› olußturmußtur?
2. Sedat’›n "yöntemleri" ile ilgili ne
tür ipuçlar› vermektedir?
3. Sedat burada belirtilen davranݧ
çizgisine ne ölçüde uymußtur?

1991 Körfez Savaß› s›ras›nda,


6
Kuveyt’teki hurda Irak tanklar›.

271
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM
TAR‹HLER n ‹srail ve Filistin
‹srail, iki Yahudi devletine verilen add›r:
1948: ‹srail’in ba¤›ms›zl›¤›n› ilan etmesi. 1. ‹.Ö. 931’de Süleyman peygamberin krall›¤›n›n bölünmesiyle ortaya ç›kan iki krall›ktan
1973-1974: Birinci petrol ßoku. biri olan ‹srail, ‹.Ö. 721’de Asurlular taraf›ndan fethedildikten sonra yok olmußtur.
1978: ‹srail ve M›s›r aras›nda 2. 1948 y›l›nda kurulan bugünkü ‹srail devleti.
Camp-David Anlaßmalar›.
Filistin ise, Lübnan, Ölü Deniz, Akdeniz ve Suriye Çölü aras›nda kalan bölgenin co¤rafî
1979-1980: ‹kinci petrol ßoku.
ad›d›r. 1920’de ‹ngiliz mandas› s›ras›nda yeniden kullan›lmaya baßlayan bu ad,
1991: Körfez Savaß›. günümüzde Filistinlilerin kurmak istedikleri ulus-devleti belirtmektedir.
1993: ‹srail ve FKÖ aras›nda
Washington Anlaßmalar›.
n Ortado¤u ve Yak›ndo¤u
Bo¤azlar
Ortado¤u, bugün Bo¤azlar’dan
YAKIN
M›s›r, Arap Yar›madas› ve ‹ran’a
kadar uzanan topraklar için ORTA
Araplar ve ‹srail aras›ndaki LEVANT
beß savaß:
kullan›lmaktad›r.

- May›s 1948-ocak 1949:


Yak›ndo¤u, Türkiye’den M›s›r ve
Ürdün’e uzanan topraklar› kapsar. DOÚU
1. Arap-‹srail Savaß› DOÚU
Daha eski bir terim olan "Levant"
- Ekim-kas›m 1956:
(gündo¤umu) ise, Türkiye ve M›s›r
2. Arap-‹srail Savaß›
aras›ndaki k›y› ßeridini belirtir.
- 5-10 Haziran 1967: 3. Arap-‹srail
(Alt› Gün) Savaß›
- Ekim 1973: 4. Arap-‹srail
n "Arap ulusu" ve Ortado¤u

(Yom Kippur ya da Ramazan) Savaß› Arap Birli¤i Yak›ndo¤u 500 km

- Haziran-eylül 1982: 5. Arap-‹srail Arap Birli¤i, 1945’te kurulmuß olan


Savaß› ya da "HaGalil bar›ß harekât›" bir örgüttür. Arapça konußan halklar›n yaßad›¤› ülkelerin ço¤unu bir araya getirir ve
hedefi Arap dünyas›nda birli¤i sa¤lamakt›r.
Arap Birli¤i’nin en önemli kararlar› Filistin sorunu konusunda al›nan kararlard›r;
ÖNEML‹ ancak birli¤e üye olan ülkeler, aralar›ndaki bölünmeleri durdurmakta
KISALTMALAR pek baßar›l› olamam›ßlard›r.
"Arap ulusu" ise, pek de belirgin olmayan bir biçimde Fas’tan Irak’a Arapça konußan
• FKÖ: Filistin Kurtuluß halklar›n tümünü kapsar; siyasal aç›dan ise, Bat› yanl›s› muhafazakâr krall›klardan
Örgütü. (Suudî Arabistan, Ürdün) Suriye ve Irak gibi halkç› ya da sosyalist rejimlere ve islamc›
devletlere (‹ran), büyük çeßitlilik gösterir.

YARARLI B‹YOGRAF‹LER
s. 262 s. 264 s. 264

Theodor Herzl David Ben Gurion Menahem Begin


(1860-1904) (1886-1973) (1913-1992)

Siyonizmin kurucusu. ‹srail devletinin kurucusu. M›s›r’la 1978’de bar›ß anlaßmas› imzalayan
‹srailli sa¤c› devlet adam›.

s. 264 s. 229 s. 269

‹zak Rabin Cemal Abdü’n-Nas›r Yaser Arafat


(1922-1995) (1918-1970) (d. 1929)

FKÖ ile 1993’te bar›ß anlaßmas› imzalayan 1954’ten 1970’e kadar M›s›r Devlet Baßkan›. FKÖ’nün lideri.
‹srailli solcu devlet adam›.

272
belge incelemesi

1993 ‹srail-Filistin bar›ß anlaßmas›


üzerine bir karikatür
NE ZAMAN? NE?
Görüßmeler s›ras›nda, anlaßma
Barݧ
imzalanmadan birkaç gün önce
güvercini

K‹M? K‹M?
Sorular Yaser ‹srailli
Arafat bir asker
n 1. Belge ne anlat›yor? Hangi
olay ve karakterler temsil ediliyor?
n 2. Böyle bir belge neden özgün
bir belgedir?
n 3. Bu karikatürdeki anlat›m,
tan›d›¤›m›z biçimiyle tarihsel
gerçeklere uygun mu?

Bar›ß›n önünde hangi engeller var?


Plantu imzal› karikatür,
Le Monde, 31 A¤ustos 1993.

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
• Soru 1 Belge 5; ‹srail cephesinde: "Þahinler", ißgal alt›ndaki bölgelere
- Karakterler: Onlar› nas›l tan›yoruz (k›yafetler, tav›rlar)? Çi- gönderilen ‹srailli yerleßimciler, aß›r› dinciler.)
zimde ö¤eler aras›ndaki dengeyi, ölçek farkl›l›klar›n› inceleyin.
- Tarih: Bu tarihten önceki günlerde neler oldu? ‹srail ve FKÖ • Soru 3
aras›ndaki yak›nlaßmay› sa¤layan koßullar› hat›rlat›n. Karikatür, 31 A¤ustos 1993’te Frans›z Le Monde gazetesinde
- Ne? Bkz. s. 270-271. yay›nlanm›ß; yani 13 Eylül’de imzalanacak olan Washington
- Kim? Bkz. Biyografiler, s. 264 ve 269. anlaßmalar›ndan birkaç gün öncesine ait. 31 A¤ustos 1993’te,
Washington’da Arap-‹srail görüßmelerinin yeniden baßlama-
• Soru 2 s›ndan önce, ‹srail ve FKÖ temsilcileri Oslo’da baßlam›ß olan ve
Karikatür, bir olay›n basitleßtirilmiß ve basite indirgeyici anlat›- 22 ayd›r devam eden gizli görüßmeleri "tarihsel bir dönüm
m› ve bir kißili¤in görünüßüne mizah ögesi koyarak komikleß- noktas›" ve "belirleyici" olarak tan›mlad›lar. Bu tarihte henüz
tirmek için biçiminin de¤ißtirilmesi ya da bir durumun abart›l- hiçbir belge imzalanm›ß de¤ildi, görüßmeler baßar›s›zl›kla so-
mas›d›r. Karikatür, içerdi¤i ßifrelerin çözülmesi ve eleßtirilmesi nuçlanabilirdi.
gereken özel tarihsel bir belgedir. ‹srail ve FKÖ’nün karß›l›kl› birbirlerini tan›malar› pek çok aßa-
- Karikatürü dikkatle inceleyin. Karakterler henüz el s›k›ßma- madan sonra gerçekleßebildi: FKÖ’nün ‹srail devletini tan›mas›
m›ßlar; neden? A¤layan ve iki ana karakterin el s›k›ßmalar›n›, ve terorist eylemlerden vazgeçti¤ini aç›klamas›; ‹srail’in FKÖ’yü
birbirlerine yaklaßmalar›n› engellemeye çal›ßan iki küçük ka- Filistin halk›n›n resmî temsilcisi olarak tan›mas›; 13 Eylül’de iki
rakter ne yap›yor? taraf›n Bill Clinton’un önünde (Bkz. s. 270, Belge 1) karß›l›kl› ta-
- Bar›ß sürecinin önündeki engeller neler? (Kudüs’ün statüsü: n›ma anlaßmas›n› imzalamalar› ve ißgal alt›ndaki bölgelerin
Bkz. s. 274-275; Filistinli mülteciler sorunu ve kendi ülkelerine özerkli¤i ile ilgili ilke karar› almalar› (Bkz. s. 270, Belge 2).
dönüßlerinin örgütlenmesi.) Çizer, karikatüre bar›ß ve aß›lmas› gereken güçlüklerle ilgili
- Bar›ß sürecine hangi güçler muhalefet ediyor? (Filistin cephe- simgeler ekleyerek bir el s›k›ßma sahnesinden beklenenin öte-
sinde: Bkz. Filistin Halk Kurtuluß Cephesi ve s. 271’de yer alan sine geçiyor ve Ortado¤u’da bar›ß umutlar›n› resmediyor.

273
verilerle çal›ßma

Konu: Ortado¤u sorunlar›n›n


merkezinde Kudüs
Sorular 1 ‹srail’in Kudüs’e ilißkin temel yasas› (30 Temmuz 1980).

r 1. Belgeleri tan›t›n›z. 1. Kudüs, bütünüyle ve birleßmiß olarak ‹srail’in baßkentidir.1


r 2. Belgelerde verilen bilgileri 2. Kudüs, devlet baßkan›n›n, Kneset’in, hükümetin ve Yüksek
Mahkeme’nin merkezidir.
konulara göre seçiniz, s›n›fland›r›n›z
ve karß›laßt›r›n›z. 3. Kutsal yerler, her türlü tahrip ve sald›r›ya, ayr›ca farkl› dinlerden
inananlar›n kendi kutsal yerlerine erißme özgürlüklerini k›s›tlayacak ve
r 3. Belgelerden derleyece¤iniz bu yerlerle ilgili duygular›n› rencide edecek her türlü tasarrufa karß›
bilgilerin yard›m›yla, yukar›daki korunacakt›r.
konuyu tart›ßan bir sentez yap›n›z.
1. Birleßmiß Milletler’in 242 numaral› karar›, ‹srail’in Kudüs’ü ilhak etmesine
izin vermiyordu. Buna ra¤men, ‹srail 1980 temel yasas›yla yeniden birleßtirilen
kenti baßkent yapmaya karar verdi.

3 "Filistin’in çarpan yüre¤i".

Filistinliler Kudüs’ü, co¤rafî konumu ve tarihi nedeniyle, Filistin’in çar-


pan yüre¤i ve do¤al baßkenti olarak kabul eder. Kudüs ve Filistin hal-
k›, ortak tarihleri ve kaderleri nedeniyle ayr›lmaz bir bütündür. Ku-
düs’ün an›tlar›nda ifade bulan kültür de buna tan›kl›k eder [...]. Filis-
tinlileri Kudüs’ten ve orada egemen olma hakk›ndan ay›rmak, Filistin
halk›n› bu ço¤ulcu ve insanc›l kimli¤in ifadesinden mahrum b›rakmak,
esin kayna¤›ndan ve ortak de¤erlerinden koparmak ve ona milliyetçi
ve fanatik bak›ß aç›s›ndan baßka bir seçenek b›rakmamak demektir.
O. Masalha [UNESCO’da Filistin gözlemcisi], 1995.

2 1967’den 1995’e Kudüs’ün nüfusu.


1967’den beri, toplam 20.000 Filistinli Kudüs’ü
terketti. Do¤u Kudüs’e Yahudi yerleßimcilerin
yerleßtirilmesi politikas›, 1989’dan sonra
Sovyet Yahudilerinin gelißiyle de beslenerek
kentin bu k›sm›nda Yahudi nüfusun artmas›na
neden oldu (‹srail kaynaklar›na göre,
1993’te 160.000).

Üç büyük tektanr›l› dinin


4
kutsal mekânlar›n›
bar›nd›ran Kudüs,
üç kere kutsal bir kenttir.

274
Ramle

Büyük Kudüs
havaalan›
Eriha’ya do¤ru

KUDÜS
BATI DOÚU
‹SRA‹L
Harem-i Þerif
Hz. Mesih Kilisesi Camiler alan›
Kutsal Mezar
A¤lama Mescid-i
Duvar› Aksâ

Eski kent

Bat› Þeria

Yeßil hat
(1949 b›rak›ßma hatt›)
Beytü’l-Lahm
1967’de ilhak edilen
Do¤u Kudüs Bat› Þeria

Müslüman mahallesi
Kudüs
H›ristiyan mahallesi
‹SRA‹L
Yahudi mahallesi

Ermeni mahallesi

Yahudi yerleßimleri

El-Halil’e “Büyük Kudüs” s›n›rlar›


do¤ru
Kaynak: Agnès LEVALLOIS ve Sophie POMMIER, Jérusalem de la division au partage (Paris, 1995).

5 Kudüs.

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
r Soru 1 • ‹sraillilerin ve Filistinlilerin bak›ß aç›lar›n- • "Kutsal kent", "baßkent", "‹srail", "Filis-
daki farklar› belirterek, bilgileri seçin ve tinli Araplar", "büyük güçlerden ABD",
• Önemli tarihlerin etraf›nda olaylar›n za- karß›laßt›r›n. "Yahudi göçü", "ißgal alt›ndaki bölgeler"
mandizimini olußturun: 1949, 1967, 1980..
sözcüklerini kullan›n.
r Soru 3
r Soru 2 • Aßa¤›daki sorular üzerinde düßünün:
• Konu baßl›¤›n› de¤ißtirin: 1967’ye kadar ‹s-
• Belge 1, 3 ve 4: Kudüs’ün Yahudilerin ve - Baßkentin denetimi ile ilgili meseleler ne-
rail ve Ürdün aras›nda paylaß›lan, ard›ndan
Filistinlilerin ortak miras› oldu¤unu lerdir?
‹srail taraf›ndan ißgal ve ilhak edilen Kudüs
gösterin. - ‹srail’in kente ilißkin politikas› nedir?
kentinin, Ortado¤u’nun sorunlar›ndan ço-
- Filistinlilerin talepleri nelerdir?
• Belge 2 ve 5: Kudüs’ün nüfusu nas›l evri- ¤unun merkezinde yer ald›¤›n› gösterin.
liyor? Belge 5’in lejand›nda verilen tarihler • Arafat’tan, Begin’den, Kudüs’te varolan
neye karß›l›k geliyor? Kudüs’ün statüsü üç büyük dinden, Alt› Gün Savaß›’ndan,
hangi halklar› ilgilendiriyor? FKÖ’den söz edin.

275
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

1945’TEN
GÜNÜMÜZE
TÜRK‹YE

BAÞLIKLAR
15. ‹K‹NC‹ DÜNYA SAVAÞI
SONUNDA TÜRK‹YE . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .s. 278

16. DEMOKRAS‹YE DOÚRU, 1946-1961 . . . . . . . . . .s. 288


17. ÇALKANTILAR DÖNEM‹: 1961-1982 . . . . . . . . .s. 308
18. L‹BERAL‹ZME DOÚRU, 1983-2002 . . . . . . . . . . .s. 322

19. 1945’TEN GÜNÜMÜZE TÜRK‹YE’DE


EKONOM‹K, TOPLUMSAL VE
KÜLTÜREL YAÞAM . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .s. 342

Cumhuriyet’in 75. y›l› kutlamalar›, ‹zmir, 29 Ekim 1998.


KONU

15 ‹kinci Dünya Savaß›


sonunda Türkiye
T ürkiye, ‹kinci Dünya Savaß›’n›n d›ß›nda kalmay› baßarm›ß olmas›na karß›n, bu savaßtan
neredeyse savaßm›ß ülkeler kadar etkilendi. Savaß s›ras›nda al›nan ekonomik önlemlerin
do¤urdu¤u sorunlar, yirmi yaß›n› ancak doldurmuß olan genç devletin dayand›¤› toplumsal
anlaßma zeminini zedelemißti. Ayr›ca, savaß sonunda ortaya ç›kan iki kutuplu yeni dünya düzeni,
Türkiye’yi, özellikle de co¤rafi konumu dolay›s›yla, bu kutuplardan birine yaklaßmak zorunda
b›rakm›ßt›. Bu iki önemli gelißme, Türk siyasal yaßam›nda çok önemli sonuçlar do¤uracak tarihi
bir dizi karar›n al›nmas›na yol açt›. Hem kendi iç dinamikleri, hem de dünya konjonktürü,
Türkiye’yi art›k cumhuriyet rejiminin gere¤i çok partili yaßama dönmeye zorluyordu.

n ‹kinci Dünya Savaß› sonras›nda Türkiye’nin tarafs›z kalmas› olas› m›yd›?


n Savaß sonras›nda Türkiye’de çok partilili¤e dönüßte iç dinamiklerin rolü nedir?

KONUNUN PLANI
I. Yeni dünya dengesi ve Türkiye
II. Siyasal dönüßüm yolunda

• Unutmayal›m
• Belge incelemesi: Molotov-Sarper görüßmesi, 7 Haziran 1945
• Verilerle çal›ßma: Muhalefet de CHP kökenli mi olmal›?

Ocak 1945 23 Þubat 7 Haziran temmuz - a¤ustos 2 Eylül 5 Mart 1946


Yalta Türkiye’nin Molotov-Sarper Potsdam Japonya’n›n Churchill’in
Konferans› Almanya’ya savaß ilân› görüßmesi Konferans› teslim olmas› Fulton konußmas›

25 Nisan - 26 Haziran 4 Nisan 1946


Türkiye San Fransisco USS Missouri z›rhl›s›n›n
Konferans›’nda ‹stanbul’a gelißi

Þükrü Saraco¤lu Hükümeti

temmuz - ekim
Millî Kalk›nma Partisi’nin
1945 kurulmas›-faaliyete geçmesi 1946

7 Haziran 15 A¤ustos 21 Eylül 5 Ekim 1 Kas›m 7 Ocak 1946


Dörtlü Takrir BM’e kat›l›ß Adnan Celâl Cumhurbaßkan› ‹nönü’nün Demokrat Parti’nin
11 Haziran Menderes Bayar’›n Meclis’i aç›ß konußmas› kurulmas›
Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu ve Fuat Köprülü’nün milletvekilli¤inden
CHP’nden ihrac› istifas›

278
Cemal Nadir’in,
1
Gürcistan Bilimler Akademisi
üyelerince dile getirilen
Sovyet isteklerine ilißkin karikatürü,
Cumhuriyet, 30 Aral›k 1945.

USS Missouri
2
Bo¤az’da.

279
I. Yeni dünya dengesi ve Türkiye
A. Savaß sonu gelißmeleri Belge 2, 3 ve 4

n ‹kinci Dünya Savaß›’n›n son y›l›nda, art›k savaß› kazanacaklar› kesinleßmiß olan Müt-
tefikler, Atlantik Sözleßmesi’nde dile getirilen kal›c› bar›ß›n sa¤lanmas› yolunda örgüt-
lenmeye baßlam›ßlard›. Bu yönde at›lan ilk ad›m, Birleßmiß Milletler Örgütü’nün ku-
rulmas›yla sonuçlanan San Fransisco Konferans› oldu. 1945 y›l›n›n nisan-haziran ay-
lar›nda toplanan konferansa Türkiye de kat›lm›ß, bunun önkoßulu olarak da ßubat ay›n-
da Almanya ve Japonya’ya savaß ilân etmißti. Böylece Türkiye, etkin bir biçimde sava-
ßa kat›lmamakla birlikte, savaß›n galipleriyle ayn› safta yer alm›ß oluyordu.
n Türkiye’nin Birleßmiß Milletler’in kurucu üyelerinden olmas›, kendini güvende
hissetmesine yetmedi. Sovyetler Birli¤i, 1945 y›l›n›n kas›m ay›nda süresi dolacak olan
Türk-Sovyet Dostluk ve Sald›rmazl›k Antlaßmas›’n›n aynen yenilenmesini istememiß,
mart ay›nda verilen Sovyet notas›, antlaßman›n yeni koßullarda tekrar ele al›nmas›n›,
bunun için de görüßmeler yap›lmas›n› talep etmißti. ‹lißkiler, haziran ay›nda SSCB D›-
ßißleri Bakan› Viyaçeslav Molotov ile Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Selim Sarper
aras›ndaki ilk görüßmede Sovyetler Birli¤i’nin Bo¤azlarda üs ve Do¤u Anadolu’da
toprak istemesiyle gerildi. Sovyetler Birli¤i karß›s›nda yaln›z kalmaktan korkan Türki-
ye, ABD’den savunma güvencesi ve ittifak istedi. Ancak ABD, kesin bir tehdit söz ko-
nusu olmad›¤› ve Do¤u Akdeniz-Ortado¤u bölgesinde sorumluluk almak istemedi¤i
için, buna olumlu bir yan›t vermedi. Ayr›ca, o s›ralarda ABD, Montreux Antlaßmas›’n›n
gözden geçirilmesinden yanayd›.
n Türkiye-SSCB ilißkileri, 1945 y›l›n›n sonlar›nda iyice gerildi. Aral›k baß›nda ‹stan-
bul’da üniversite ö¤rencilerince düzenlenen Sovyetler Birli¤i karß›t› bir miting, solcu
olarak bilinen Tan gazetesinin ve matbaas›n›n tahrip edilmesiyle sonuçland›. Sovyet-
ler Birli¤i bu olay› bir notayla k›nad›. Ard›ndan, birçok Sovyet gazetesinde Gürcistan
Bilimler Akademisi üyesi iki profesörün Gürcistan’›n Do¤u Anadolu’daki "hakl› top-
rak talepleri"ne ilißkin makalesi yay›nlanmaya baßlad›.

B. Bat›’yla bütünleßmenin eßi¤inde Belge 1

n 1946 y›l›n›n baßlar›nda durum de¤ißti. Sovyetler Birli¤i’nin, ißgali alt›ndaki Do¤u Av-
rupa ülkelerindeki tutumu ve Yunanistan’daki iç savaßta oynad›¤› rol daha aç›k bir bi-
çimde ortaya ç›km›ßt›. ‹ngiliz ordusu ise Yunanistan’dan ç›kmaya haz›rlan›yordu. Sov-
yetler Birli¤i, ayr›ca, 1942’den beri Müttefiklerin ißgalindeki ‹ran’›n kuzey bölgesinden
pek ayr›lmak istememiß, buna zorland›¤›nda da mart 1946’da burada komünist bir re-
jim kurdurmußtu.
n So¤uk Savaß’›n baßlang›c› olarak kabul edilen bu gelißmeler, ABD’nin Türkiye’ye kar-
ß› tutumunda da önemli bir de¤ißikli¤e neden oldu. ABD, art›k Sovyetler Birli¤i’nin ya-
y›lmac› politikas›na karß› durma konusundaki kararl›l›¤›n› göstermek istiyordu. Türki-
ye’nin eski Washington Büyükelçisi Münir Ertegün’ün cenazesinin ‹stanbul’a getirilme-
si, Amerikal›lara böyle bir güç gösterisinde bulunma f›rsat› yaratt›. Cenazeyi taß›yan
USS Missouri z›rhl›s›, 5 Nisan 1946’da ‹stanbul’a geldi ve sevinç gösterileriyle karß›-
land›. Büyük bir sembolik önemi olan bu olaydan sonra, Sovyetler Birli¤i ile Türkiye
aras›ndaki nota de¤iß tokußlar›na ABD ve Birleßik Krall›k da ortak oldular. Sovyet istek-
leri, So¤uk Savaß ortam›nda çok boyutlu bir uluslararas› krizin ö¤elerine dönüßüp, da-
ha Stalin’in sa¤l›¤›nda rafa kald›r›ld›lar gerçi; ama Türkiye, Bat› savunma sisteminin
bir parças› olmußtu art›k.

1 USS Missouri’nin ziyaretinde


bas›lan hat›ra kart›n›n ön ve arka
yüzleri.

280
2 Türkiye BM’de 4 Gürcü profesörlerin toprak istekleri
(Pravda, 20 Aral›k 1945).
Türkiye Cumhuriyeti, 24 Þubat 1945 tarihinde Birleßmiß Milletler kurucu
üyesi olabilmek için Almanya ve Japonya’ya savaß ilan etmißti. Özgürlük savaß›n›n baßar›yla sona ermesiyle yengin gelen de-
mokrasi, bir bar›ß ve güvenlik kalesi olarak kurulmaktad›r. Öz-
Türkiye’yi Birleßmiß Milletler saf›nda karß›lamakla da bahtiyar›z. Türkiye, y›-
gürlükçü halklar, bu kuruluß içinde hak ettikleri yeri almak is-
¤›lan tehlikeler pek barizken 1939 ittifak› ile bizim taraf›m›zda oldu¤unu
tiyorlar, en sevdikleri ereklerine ulaßmak istiyorlar.
azimle bildirmißtir. Avam Kamaras›’nda bundan evvel muhtelif vesilelerle
Faßizmin yenilgiye u¤rat›lmas› davas›na önemli katk›lar› olan
de söylemiß oldu¤um üzere, harp fiilen baßlad›ktan sonra Türkiye tama-
Gürcistan halk›, kendi hakl› istemlerini aç›klamak hakk›n› da
m›yla mahrum bulundu¤u ve bizimde kendisine verebilecek durumda bu-
kendinde gördü.
lunmad›¤›m›z yeni silahlar›n kesin tesiri dolay›s›yla beklenilmedik askeri bir
Öncesiz ça¤lardan beri bizim olan topraklar›, Türkiye’nin zorla
zaaf duymußtur. Modern harp meydanlar›nda bu silahlar›n hakim tesiri
elimizden alarak kendi topraklar›na katmas› nedeniyle dünya
dolay›s›yla Türkler, emniyetlerini geçen Cihan Harbi’ndeki meßhur piyade kamuoyuna sesleniyoruz.
ve topçular›na art›k tevdi edemeyecekleri mütalaas›nda bulundular. Bina- Söz konusu olan çi¤nenen önemsiz topraklar de¤il, tersine
enaleyh Türkiye’nin harp açmas›nda uzun müddet ›srar etmedik. Ancak halk olarak bizim kißili¤imizi belirleyen elimizden zorla al›nan
Tahran Konferans›’ndan sonrad›r ki, Türkiye’nin vahim bir ihtiyats›zl›k ißle- anayurdumuzdur...
meden harbe girebilece¤i zaman›n geldi¤ine karar verdik. O zaman da Söz konusu olan Gürcü halk›n›n yüzy›llard›r süregelen savaß›-
Türk Hükümeti, bunu yapmaya kendisini muktedir görmüyordu. Fakat an- m›d›r. Gürcü halk› tarihin en eski ça¤lar›ndan beri Büyük Toros
lat›lmas›nda fayda olmayan muhtelif suretlerde bize yard›mda bulunmuß- Da¤lar›ndan Büyük Kafkasya’ya dek uzanan bu topraklar üze-
tu. Türklerin dostlu¤u hususunda asla en ufak ßüphemiz olmam›ßt›r. Tür- rinde yaßad›, çal›ßt› ve savaß›m verdi...
kiye de Birleßmiß Milletler saf›nda hararetle karß›lanacakt›r. Geçen harp fe- ...
laketinden sonra, iki memleketimiz aras›nda yeniden kurulan dostluk ba- Gürcü halk›n›n 1920’de ve 1921 y›l›n›n baßlar›nda yaßad›¤› o
¤›n› herhangi bir suretle zay›flam›ß telâkki edemem. zor dönemde Türkler, daha önce ald›klar›, en eski ça¤lardan
beri Gürcülerin olan topraklara ek olarak, Gürcü topraklar›n-
Birleßik Krall›k Baßbakan› Winston Churchill’in Avam Kamaras›’nda yapt›¤›
dan olan Ardahan’›, Oltu’yu, Artvin’i ve Batum’un güney böl-
27 Þubat 1945 tarihli konußma, Cumhuriyet, 28 Þubat 1945.
gesini alarak kendi topraklar›na katt›lar.
Sovyet halk›n›n faßist Almanya’yla yapt›¤› Büyük Anayurt Sava-
3 Tan Matbaas›’n›n bas›lmas› ß› s›ras›nda, gerçekte Alman sald›rganlar›n›n yan›nda yer alan
Türkiye, yeniden topraklar›m›za göz dikti. Bu konuda Türk ba-
1945 y›l›, siyasal hayatta h›zl› liberalleßmenin yan› s›ra sola karß› bask›n›n s›n› aç›k aç›k yazd›. Türkiye, gönüllü olarak bir kez daha em-
da doru¤una yükseldi¤i bir y›ld›r. Bizde biçimsel demokrasiye geçiß, solun peryalist Almanya’n›n hizmetine girerek, Anti-Hitler Koalisyo-
ezilmesine ba¤l› olarak gerçekleßmißtir. Bu tutum, savaß sonras› demokra- nu’na zarar vermiß oldu.
simizin s›n›fsal niteli¤ini anlamak için önemli bir göstergedir. Sol aleyhtar› Ya biz? Gürcü halk›n›n, Birleßmiß Milletler’in kutsal davas›na
k›ßk›rtman›n nerelere götürüldü¤ünü anlatmak üzere, tek bir örnek ver- ne gibi katk›lar› olabilece¤ini dünyaya hat›rlatmam›z gerekli
mi?
mekle yetinece¤iz. 4 Aral›k 1945 tarihli Cumhuriyet gazetesinin birinci
Gürcü halk›, hiçbir zaman vazgeçmedi¤i ve vazgeçmeyece¤i
sayfas›nda, ßöyle bir haber var: "Bizim yoldaßlar nihayet maskelerini att›-
topraklar›n› geri almal›d›r. Bununla ßu bölgeleri, yani Arda-
lar. Yeni Dünya ve Görüßler k›z›l propaganda organlar›d›r." ‹lginç olan, ha-
han’›, Artvin’i, Oltu’yu, Tortum’u, ‹sgira’y›, Bayburt’u, Gümüß-
berin gerekçesidir. Ciddiyetle tan›nm›ß Cumhuriyet gazetesi ßöyle bir keßif hane’yi, Trabzon’u, Giresun’u, yani Gürcistan’dan al›nan top-
yapm›ß: Görüßler kelimesinin "G" harfi ters çevirilip bir k›sm› parmakla ör- raklar›n yaln›zca bir bölümünü olußturan Do¤u Lazistan’›
tülünce ora¤a benziyormuß. Orak da komünist devrim ißaretinin bir parça- amaçl›yoruz.
s› oldu¤una göre, bu dergi Moskova’n›n ußa¤› imiß... Ortam böyle haz›r- S. Canaßia ve N. Berdzenißvili, "Türkiye’den Hakl› ‹stemlerimiz",
land›ktan sonra, ayn› gün, Tan, Yeni Dünya gazeteleri ile Görüßler dergi- çev. Mehmet Özata, Tarih ve Toplum, VIII, 46(1987).

sinin matbaalar› ve iki kitabevi, düzenlenen bir gençlik gösterisi s›ras›nda


tahrip edilmißtir. O günler ise Demokrat Parti’nin hummal› bir ßekilde ku- 1. Türkiye, “emperyalist Almanya’n›n hizmetine” nas›l
rulußunu haz›rlad›¤› günlerdir. Bir yandan siyasal liberalleßme, öte yandan girmiß olabilir?
fikre karß› zorbal›k. Göründü¤ünün aksine, bu bir çelißki de¤ildir. Halk›n 2. Yazarlar›n istedikleri topraklar›n hepsini Türkiye
figüranl›ktan öteye gidemeyece¤i biçimsel demokrasinin kuruluß gayretle- 1921’de mi alm›ßt›?
ridir.

Cem Ero¤ul, Demokrat Parti: Tarihi ve ‹deolojisi, 3. bask› (Ankara, 1998).

281
II. Siyasal dönüßüm yolunda
A N A H T A R
A. Siyasal uzlaßman›n sonu
S Ö Z C Ü K n ‹kinci Dünya Savaß› y›llar›nda uygulanan iktisat politikalar›, Türkiye toplumunun
neredeyse küçük bir örneklemi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nde çatlamalara neden
• S‹YASAL UZLAÞMA olmußtu. Varl›k Vergisi ve Toprak Mahsulleri Vergisi gibi yeni uygulamalardan zarar
Görüß ve ç›kar ayr›l›klar› olan gören büyük toprak sahipleri, sanayiciler ve tüccarlar, art›k Cumhuriyet Halk Partisi’ne
toplumsal kesimlerin, bunlar- kendi partileri gözüyle bakm›yordu. Savaß dönemine kadar zaten politikada sesi duyul-
dan ödünler vererek tek bir si- mayan köylü nüfus ise, hem seferberlik dolay›s›yla u¤rad›¤› ekonomik kay›plardan,
yasal hareketi desteklemeleri hem de Toprak Mahsulleri Vergisinin uygulanmas›nda karß›laßt›¤› sertliklerden dolay›
veya bu harekette do¤rudan iktidar partisine tümüyle s›rt›n› çevirmißti.
do¤ruya yer almalar›. n Biraz köylülerin s›k›nt›lar›n› gidermek, biraz da savaß s›ras›ndaki tutumlar›ndan ötü-
rü büyük toprak sahiplerini cezaland›rmak niyetiyle harekete geçen Cumhuriyet Halk
Partisi iktidar›, 1945 may›s›nda Meclis’e toprak reformu*na ilißkin bir kanun tasar›s› sun-
S Ö Z L Ü K du. Daha sonra Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu ad›yla kanunlaßacak olan tasar›, her
ne kadar temelde devlet topraklar›n›n topraks›z köylülere da¤›t›lmas›n› öngörüyorduy-
* Toprak reformu sa da, büyük toprak sahiplerinin arazilerinin de bir bölümünün devletleßtirilmesi söz
* Önerge konusuydu. Meclis’te uzun tart›ßmalara neden olan tasar›ya karß› en heyecanl› eleßtiri-
ler, kendileri de büyük toprak sahibi olan Ayd›n Milletvekili Adnan Menderes’le Eski-
ßehir Milletvekili Emin Sazak’tan ve daha önce birçok devlet memurluklar›nda bulun-
muß olan ‹çel Milletvekili Refik Koraltan’dan geldi. Tasar›y› özel mülkiyet hakk›na yö-
neltilmiß bir tecavüz olarak niteleyen bu eleßtiriler, iktidar partisiyle büyük toprak sa-
hiplerinin yollar›n›n kesin bir biçimde ayr›lm›ß oldu¤unu gösterdi. Tasar› 11 Haziran’da
kanunlaßt›¤›nda, eleßtiriler do¤rultusunda epey de¤ißtirilmißti; ama parti içi uzlaßma
sa¤lanamad›.

B. Partileßmeye do¤ru Belge 1, 2, 3 ve 4

n Sovyetler Birli¤i yönünden alg›lanan tehdit dolay›s›yla Bat› dünyas›yla yak›nlaßma-


ya karar vermiß olan Cumhurbaßkan› ‹smet ‹nönü, toprak reformuna ilißkin kanun ta-
sar›s›n›n gündeme geldi¤i ve San Fransisco Konferans›’n›n henüz sürdü¤ü günlerde
önemli bir aç›klama yapm›ß ve 19 May›s 1945 günü söyledi¤i nutukta ülkenin siyaset
ve düßünce yaßam›nda demokrasi ilkelerine daha çok yer tan›naca¤›n› bildirmißti.
Bundan cesaret alan dört CHP milletvekili, haziran ay› baß›nda partinin Meclis grubu-
na bir önerge* vererek söz konusu ilkelerin yaßama bir an önce geçirilmesini istediler. Bu
önerileri 12 Haziran günü reddedilince de, isteklerindeki ›srarlar›n› gazetelerde yay›n-
lad›klar› yaz›larla sürdürdüler. Baßkan›n›n demokratikleßme konusundaki sözlerine
karß›n CHP, ßaß›rt›c› bir biçimde, bu milletvekillerinden Adnan Menderes’i ve Kars Mil-
letvekili Fuat Köprülü’yü partiden ç›kard›. Eski baßbakanlardan ve takrirde imzas› bu-
lunan ‹zmir Milletvekili Celâl Bayar ise, bu ihraçlar› protesto maksad›yla milletvekilli-
¤inden istifa etti.
n ‹ktidar partisinde bu çalkant›lar yaßan›rken, ißadam› Nuri Demira¤, Millî Kalk›nma
Partisi’ni kurmuß ve ‹çißleri Bakanl›¤›’ndan gerekli izni alm›ßt›. Ancak siyasal çevreler
ve bas›n, Bayar’›n yeni bir parti kuraca¤› dedikodular›na Demira¤’›n partisinden daha
çok önem veriyorlard›. Bayar bu söylentileri yalanlad›.
n Cumhurbaßkan› ‹nönü, kas›m ay› baß›nda yapt›¤› Meclis’i aç›ß konußmas›nda gayet
anlaml› mesajlar vererek, partisi içinde muhalif konumuna düßmüß olanlar› neredeyse
yeni bir parti kurmaya davet etti. Bu konußmadan k›sa bir süre sonra da Bayar,
CHP’den istifa etti. Bayar’›n CHP’den daha önce ihraç edilenlerle yeni bir siyasal parti
kurmak için çal›ßt›¤› haberleri k›sa sürede bütün bas›n› kaplad›. Gerçekten de bu kißiler,
1950’lerde Türkiye’yi yönetecek olan Demokrat Parti’yi kurma haz›rl›klar›na girißmiß-
lerdi.

282
1 ‹lk ißaret.

‹leri bir insan cemiyet olman›n maddi ßartlar›n›, hele manevi vas›tala-
r›n› mümkün oldu¤u kadar çabuk tamamlamak için durmadan ham-
leler yapmak zorunday›z. Cumhuriyetle kurulan halk idaresi her isti-
kamette ilerlemeleri ve ßartlar›yla gelißmeye devam edecektir. Harp
zamanlar›n›n ihtiyatl› tedbirlere lüzum gösteren darl›klar› kalkt›kça
memleketin siyaset ve fikir hayat›nda demokrasi prensipleri daha ge-
niß ölçüde hüküm sürecektir. En büyük demokrasi müessesemiz olan
Büyük Millet Meclisi ilk günden itibaren idareyi ele alm›ß ve memle-
keti demokrasi yolunda mütemadiyen ilerletmißtir.

Cumhurbaßkan› ‹smet ‹nönü’nün 19 May›s 1945 nutku.

3 ‹ç siyaset ve d›ß dünya.

Birleßmiß Milletler Anayasas›’n›n tasdik için Millet Meclisi’ne getirili-


ßinde muhalefet ilk defa olarak kendini a盤a vurdu. Tek parti idare- 2 Milli Kalk›nma Partisi Baßkan›, ißadam› Nuri Demira¤
sini sözünü hiç sak›nmadan tenkit eden Adnan Menderes, bu müna- program›n› aç›kl›yor.
sebetle, Birleßmiß Milletler Anayasas›’n›n memleket idaresinde halk
egemenli¤inin sa¤lanmas›n› gerektirdi¤ini; bunun, Devlet ve kißiye
ait siyasî ve toplumsal haklar›n uygulanmas›nda karß›l›kl› sayg› gös-
4 "Nas›l bir parti kurulmal› idi?"
terme ve serbest seçim yolu ile mümkün olabilece¤ini belirterek, halk
iradesini s›n›rlayan engellerin ortadan kald›r›lmas› ile milletlerin hür-
Her ßeyin baß› hürriyettir; o ilân olunur ve kanunlarla teminat alt›na
riyet ve ba¤›ms›zl›¤›n›n kuvvetlendirilmiß olaca¤›n› söyledi...
al›n›rsa, bunun arkas›ndan herßey gelir ve memleket saadet ve refa-
Adnan Menderes’in tek parti idaresine karß› yapt›¤› bu konußmaya ha kavußur, fikrinden baßka [Demokrat Parti program tasar›s›]n›n hiç-
Meclis’teki eski Halk Partililer ßiddetli tepki gösterdilerse de Birleßmiß bir ideolojik temeli yoktu... Siyasi hayatta, iktisadi hayatta yeni parti,
Milletler Anayasas›’na uymak iste¤i çok geçmeden bas›n›n ele ald›¤› serbestlik ve hürriyet vadediyordu. Bunun olamayaca¤›n›, iß baß›na
ana konu oldu. geçilirse tamamen aksi bir yol tutulaca¤›n› bile bile insan bunlar› ka-
Türkiye’nin iç siyaseti üzerine milletleraras› manevî bask› ve olaylar›n bul edemezdi.
tesirleri, özellikle memleketin d›ßtan gelen tenkitlere aß›r› derecede ...
hassas olmas›, daima bir tart›ßma konusu olmußtur. Geçmißte yaban-
c› Devletlerin bask›s›, 1839 Tanzimat ve 1856 Islahat Fermanlar›’n›n Demokrat Parti kurucular› en kolay yoldan gayeye varmak istiyorlar.
kabulüne yol açt›¤› gibi, ßimdi de Birleßmiß Milletler Anayasas›’nda Siyasi hava, milletleraras› durum art›k Türkiye gibi bir memlekette tek
ifadesini bulan d›ß bask›n›n Halk Partisi’ni siyasî hürriyeti kabule mec- parti devrini devam ettirmeye imkân vermiyor. Baßka partiler de ola-
bur etti¤i iddia edilmißtir. Her ne kadar d›ß dünyan›n demokrasi yö- cak. Bu, mutlaka lâz›m. Bunun muvazaa ve gösteriß ßeklinde olmas›
nünde yapt›¤› bask›n›n tesiri küçümsenemez ise de, bunu Türkiye’nin mümkün; bu memleketin hayat ve istikbalini kurtaracak yeni fikirle-
çok partili rejime geçißinin biricik âmili olarak görmek yanl›ß olur. re dayanan ve bunu yaymak suretiyle iktidara geçmeyi düßünen ha-
Böyle bir görüß, Türkiye’de mevcut sosyal ve kültürel kuvvetlerin in- kiki bir parti halinde olmas› da mümkün; nihayet, hürriyet bayra¤›n›
kâr› ve çok partili sisteme geçißin sadece oportünist maksatlarla ya- açarak ve f›rsattan istifade ederek halk› Devlet aleyhine ayakland›ra-
p›ld›¤› manas›n› taß›r. Bununla beraber, Birleßmiß Milletler Anayasa- rak iktidar› elde etmek için çal›ßan bir parti ßeklinde olmas› da müm-
s›’n›n kabulü hiç ßüphesiz tek-parti sistemine karß› koymaya elverißli kün.
bir ortam haz›rlad›. Muhaliflere tek-parti sistemine karß› kullanabile- Ben ne birincisini, ne de sonuncusunu istemiyordum. Mutlaka bir fi-
cekleri manevî ve hukukî deliller sa¤layarak, onlar› muhalefetlerini kir partisi kurulmal›d›r, diyordum. Ama hakikat ancak ya bir muvazaa
a盤a vurmaya ve halk›n deste¤ini aramaya dolay›s›yla teßvik etmißtir. partisinin, yahut da mevcut tarihi f›rsattan istifade ederek kolayl›kla
Kemal H. Karpat, Türk Demokrasi Tarihi (‹stanbul, 1967). iktidar› elde edebilecek bir hürriyet partisinin kurulabilece¤i merke-
zinde imiß! Ben bu realiteye karß› geldim ve ma¤lûp oldum.
Yazara göre etkileri daha önemli olan “sosyal ve kültürel” Ahmet Hamdi Baßar, Yaßad›¤›m›z Devrin ‹çyüzü (Ankara, 1960).
kuvvetlerin neler oldu¤unu an›msay›n.

283
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM
TAR‹HLER
n Çok partili sisteme geçiß ve çok partili sisteme dönüß
25 Nisan-26 Haziran: San Fransisco Türkiye, 1946’da çok partili sisteme geçiß de¤il, dönüß yapm›ßt›r. Türkiye Cumhuriyeti
Konferans›
tarihinde, k›sa sürmüß de olsalar, birden çok partinin bulundu¤u dönemler olmußtur.
7 Haziran: Dörtlü Takrir
1924 kas›m›nda kurulan Terakkiperver Cumhuriyet F›rkas› normal bir muhalefet hareketi
11 Haziran: Çiftçiyi Toprakland›rma
olarak kendili¤inden do¤muß, 1930 a¤ustosunda kurulan Serbest Cumhuriyet F›rkas› ise,
Kanunu
baßlang›çta yapay bir parti olarak, hattâ dan›ß›kl› dö¤üß biçiminde ortaya ç›km›ß olsa da,
15 A¤ustos: Türkiye’nin Birleßmiß
halktan destek görmüßtür. Ayr›ca, 1946 ya da 1950 seçimlerinde oy kullananlar›n
Milletler Örgütü’ne kat›lmas›
az›msanamayacak bir bölümü, gene birden çok partinin kat›ld›¤› II. Meßrutiyet ve
27 Ekim: Millî Kalk›nma Partisi’nin
faaliyete geçmesi Millî Mücadele dönemlerindeki seçimlerde oy kullanm›ßlard›.
21 Eylül: Adnan Menderes ve Fuat
Köprülü’nün CHP’nden ihrac›
5 Ekim: Celâl Bayar’›n
Çok partili sisteme dönüßün önde
milletvekilli¤inden istifas›
gelen mimarlar›ndan ‹smet ‹nönü,
1 Kas›m: Cumhurbaßkan› ‹nönü’nün CHP Kongresi’nde.
Meclis’i aç›ß konußmas›
27 Kas›m: Refik Koraltan ve Ethem
Menderes’in CHP’nden ihrac›
3 Aral›k: Celâl Bayar’›n CHP’nden
istifas›
7 Ocak 1946: DP’nin kurulmas›

USS Missouri’nin denizcileri


F›nd›kl›’da.

YARARLI B‹YOGRAF‹LER
s. 68 ve 290 s. 291 s. 293

‹smet Celal Bayar Adnan


‹nönü (1883-1986) Menderes
(1884-1973) (1899-1961)

Türkiye’nin ikinci Demokrat Parti kurucusu, Demokrat Parti kurucusu,


cumhurbaßkan› (1938-1950). eski baßbakan. eski milletvekili.

284
belge incelemesi

Molotov-Sarper görüßmesi,
7 Haziran 1945
Molotov: Yeni bir ittifak antlaßmas› yapmadan evvel aram›zdaki bütün pürüzlü sorunlar› çözümlememiz
gerekir. Bunlar› birer birer s›ralayaca¤›m. Birinci sorun, Türkiye’yle aram›zda yapt›¤›m›z 1921 Antlaßmas›
Sovyetler’in zay›f olduklar› bir zamanda yap›lm›ß ve bir tak›m arazi de¤ißiklikleri meydana getirmißtir. ‹lk
önce bu durumu düzeltmek gerekir.
Sarper: Türkiye’nin do¤u s›n›rlar›nda baz› de¤ißiklikler yap›lmas›n› m› kastetmek istiyorsunuz?
M: Evet, eski haks›zl›klar›n tamirini kastediyorum.
S: 1921 Antlaßmas› Sovyetler’e zorla kabul ettirilmiß bir antlaßma de¤ildir. Tamiri gereken haks›zl›klara ge-
lince, bunlar› aramak için hiçbir olumlu sonuca varmadan memleketlerimiz aras›ndaki tarihi ilißkileri gerile-
re do¤ru araßt›rabiliriz. Kald› ki, 1921 Antlaßmas› ile meydana gelen durumu bir haks›zl›k de¤il, bir haks›z-
l›¤›n tamiri olarak görüyorum. Bu haks›zl›¤› bizzat Lenin görmüß ve tamir etmißtir.
M: Sovyetler’le Polonya aras›nda 1921 y›l›nda imza edilmiß olan haks›z bir antlaßma Polonya taraf›ndan dü-
zeltilmesi sonucu Polonya ile Sovyetler Birli¤i aras›nda uzun vadeli bir dostluk kuruldu. Sorular
S: [...] ‹lk önce Türkiye’de hiçbir hükümet bunu kamuoyuna anlatamaz. Sonra ben ßahsen bunu hiçbir Türk
hükümetine iletemem, nihayet ben bu iste¤inizi kendi kendime anlatam›yorum. [...] Bu iste¤inizin gerçek- n 1. Belgeyi tan›t›n›z: Bu ne tür
leßmesi için hiçbir ihtimal yoktur. Bu itibarla [...] bu noktan›n bir tarafa b›rak›lmas›n› rica ederim.
bir metin? Bu konußman›n
M: [...] Þimdi bu konuyu geçelim. Biz bu savaßta [...] çok telefat ve zayiat verdik. En s›k›ß›k zamanlar›m›zda
yap›ld›¤› tarihteki uluslararas›
Karadeniz’deki güvenli¤imizle ilgilenmek zorunda kald›k. Bu kayg›m›zda yan›lm›ß olabiliriz ve Türkiye’nin
tav›r ve hareketi sonuçta bu konuda bir güçlük yaratmad›. Fakat ne de olsa Bo¤azlar sorunununda 200 mil- ortam nas›l?
yonluk bir insan kitlesi Türkiye’nin iradesine ba¤l›d›r. [...] Türkiye’nin iyi niyetinden eminiz. Fakat Bo¤azlar’›
savunma olanaklar›ndan da emin olmam›z gerekir. n 2. D›ßißleri bakan› Molotov,
S: [...] E¤er Türkiye’nin savunma imkans›zl›klar›ndan ç›kar›lan sonuç Bo¤azlar’da Sovyetler’e üs verilmesi so- Sovyet isteklerini hangi tarihsel
runu ise, hemen söyleyeyim ki [...] söz konusu olamaz. [...] temele dayand›r›yor?
M: [...] Bar›ß zaman›nda Bo¤azlar’da üs vermek istemiyorsunuz. Savaß zaman› için bunu düßünebilir misiniz?
S: Ben böyle bir ßey söylemedim. [...] n 3. Türkiye’nin Moskova
[...] Büyükelçisi Selim Sarper, Sovyet
M: Montreux’nün de¤ißtirilmesi için yap›lacak görüßmeleri, ittifak antlaßmas› görüßmeleri ile paralel yürüt- isteklerini nas›l karß›l›yor?
memiz yararl› olur.
S: [...] Bunu görüßmekte yarar görmüyorum. [...] Biz egemenlik haklar›m›z› kullan›rken, ahdî vecibelerimiz n 4. Sovyetler Birli¤i’nin, söz
müstesna, kimsenin müsaadesini almak zorunlulu¤unu duymay›z... konusu istekleriyle büyük bir
Bask›n Oran (yay.), Türk D›ß Politikas›, cilt I (‹stanbul, 2001). diplomatik hata yapt›¤›
söylenebilir mi?

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
r Soru 1 r Soru 3
- Ola¤anüstü bir tak›m isteklerde bulunan Sov- Sarper’in ßaßk›nl›k ifade eden sözlerinin diplo-
TAVS‹YELER yetler Birli¤i’nin kendine çok güveniyor olmas› matik bir biçem oldu¤unu unutmamak gerekir.
gerekir; bu güvenin nereden kaynakland›¤›n›
• Metni ve sorular› aç›klamak do¤ru olur. r Soru 4
dikkatle okuyun.
Sovyetlerin d›ß politikas› ve Bat› dünyas›n›n tep-
• Önemli sözcüklerin ve r Soru 2
ifadelerin alt›n› çizin. kilerine ilißkin ö¤rendiklerinizi gözden geçirin.
Sovyetler Birli¤i ile Türkiye aras›ndaki kara s›n›r›-
• Metnin tamam›n›n
verilmedi¤ini, yaln›zca n›n ve Montreux Antlaßmas›’n›n hangi koßullar-
al›nt›lar yap›ld›¤›n› da ve nas›l olußtuklar›na ilißkin tarihsel bilginizi
unutmay›n. gözden geçirmeniz gerekir.

285
verilerle çal›ßma

Konu: Muhalefet partisi de


CHP kökenli mi olmal›?

1 Dörtlü Takrir, 7 Haziran 1945.

Daha ilk kurulußundan beri Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin en


esasl› umdesini teßkil eden demokrasi prensiplerine inanm›ß ve Türk milletinin ancak bu
prensiplerin tamam›yla tatbiki sayesinde refah ve saadete kavußaca¤› kanaat›na
ba¤lanm›ß olan vatandaßlar›n bütün memlekette ve bilhassa Partimiz mensuplar›
aras›nda en büyük ekseriyeti teßkil ettikleri ßüphesizdir. ‹ßte bu kanaatlad›r ki milletçe
Sorular özlenen bu amac›n gerçekleßmesi için lüzumlu gördü¤ümüz tedbirleri Partimizin Meclis
r 1. Belgeleri tan›t›n›z. Grubu’na arz ve teklif etmeyi borç bildik.
[...]
r 2. Belgelerde verilen bilgileri
Bütün dünyada hürriyet ve demokrasi cereyanlar›n›n tam bir zafer kazand›¤›,
izleklere göre seçiniz, s›n›fland›r›n›z ve
demokratik hürriyetlere riayet prensibinin milletleraras› teminata ba¤lanmak üzere
karß›laßt›r›n›z.
bulundu¤u ßu günlerde memleketimizde de cumhurbaßkan›ndan en küçü¤üne kadar
r 3. Belgelerden derleyece¤iniz bütün milletin ayn› demokratik ülküleri taß›d›¤›ndan ßüphe edilemez.
bilgilerin yard›m›yla, yukar›daki Uzun as›rlardan beri müstakil bir devlet olarak yaßayan Türkiye’de, hatta okuyup yazma
soruya cevap olacak bir sentez yap›n›z. bilmeyen vatandaßlar›n bile siyasî hürriyetlerini ßuurlu kullanacak bir seviyede bulun-
duklar› inkâr edilemez bir hakikatt›r. Okuyup yazma bilmeyen köylüler aras›nda bile
dünyan›n en de¤erli idare ve siyaset adamlar›n› yetißtirmiß olan milletimizin, bilhassa
Cumhuriyet idaresinin kurulußundan beri yap›lan büyük hamleler neticesinde, bundan
2 Yok mu parti kuracak?!
20 y›l evveline nisbetle çok yüksek bir seviyeye erißmiß bulundu¤u övünülecek bir
Meßhur hikâyedir; karanl›k bir gecede Yeniçeri zor- gerçektir.
balar› zavall› bir adam› tenha bir sokakta s›k›ßt›rm›ß- ‹ßte, bir taraftan iç hayat›m›zdaki bu mes’ut tekâmülün yaratt›¤› siyasî olgunluk, di¤er
lar. Hem mal›n› alma¤a, hem can›na k›yma¤a haz›r- taraftan bugünkü medeniyet dünyas›n›n umumî ßartlar› daha ilk Teßkilât-› Esasiye
lanm›ßlar. Adam, can ac›s›yla ba¤›rm›ß: Kanunumuz’da hakim olan demokratik ruhu bugünkü siyasî hayat ve teßkilât›m›zda
– ‹mdat, beni kurtaracak iyi bir müslüman yok mu? kuvvetle tecelli ettirmek zaman› geldi¤i kanaat›na bizi sevketmiß bulunuyor. Bunun bir
O sokakta oturan bir adam, bu feryad› cevaps›z b›- an evvel gerçekleßmesi yönündeki düßüncelerimizi ßöyle hülâsa ediyoruz:
rakamam›ß. Penceresini aç›p ba¤›rm›ß: 1- Millî hakimiyetin en tabiî neticesi ve ayn› zamanda dayana¤› olan Meclis murak-
– ‹yi müslüman var, ama soka¤a ç›kamaz. abesinin Anayasam›z’›n yaln›z ßekline de¤il, ruhuna da tamam›yla uygun olarak tecelisi-
Falih R›fk› Atay da buna benzer bir ßekilde Ulus sü- ni sa¤layacak tedbirlerin aranmas›.
tunlar›nda ba¤›r›yor: 2- Yurttaßlar›n siyasî hak ve hürriyetlerini daha ilk Teßkilât-› Esasiye Kanunumuz’un
– Þahsi parti fena ßeydir. Ortaya ç›k›p prensip nam›- gerektirdi¤i genißlikte kullanabilmeleri imkânlar›n›n sa¤lanmas›.
na parti teßkil edecek vatandaßlar yok mu? Meydan
3- Bütün Parti çal›ßmalar›n›n yukar›ki esaslara tamam›yla uygun bir ßekilde yeni baßtan
ißte serbesttir.
tanzimi.
Bunu okuyan birçok vatandaßlar, içlerinden ßöyle
cevap veriyorlar: [...]
Böyle vatandaßlar çok, fakat ortaya ç›kamazlar, çün- Cumhurbaßkan›m›z›n 19 May›s 1945 tarihli nutuklar›nda, "Siyaset ve fikir hayat›m›zda
kü meydan›n serbest oldu¤una, ortada samimî bir demokrasi prensiplerinin daha geniß bir ölçüde hüküm sürece¤i" hakk›ndaki ifadeleri,
memleketçi ruh belirdi¤ine henüz inanam›yorlar. bu teklifimizin vakitsiz ve yersiz olmad›¤› hakk›ndaki inanc›m›z› büsbütün kuvvetlendir-
mißtir.
Ahmet Emin Yalman, "Samimiyet lâz›m",
Vatan, 23 A¤ustos 1945. Celâl Bayar (‹zmir) Fuat Köprülü (Kars) Refik Koraltan (‹çel) Adnan Menderes (Ayd›n)

286
3 “Kuzu Partisi”. 4 Celâl Bayar’›n milletvekilli¤inden istifas›

Millî Kalk›nma Partisi, kurulmadan önce de, kurulduktan sonra da da- ‹zmir, 5 [Ekim 1945] (Telefonla)
ima bir latife konusu olarak kald›. Nuri Demira¤’›n Üsküdar s›rtlar›nda Fuat Köprülü ve Adnan Menderes’in Parti grubundan ç›kar›lmalar›n›
muazzam bir korusu ve onun ortas›nda sar› boyal› bir kößkü vard›. müteakip eski Baßbakan ‹zmir milletvekili Celâl Bayar’›n milletvekilli-
Ad›n› "Kanarya Kößk" koymußtu. Onu Washington’daki Beyaz Ev ile ¤inden istifas› haberi, intihap dairesi olan ‹zmir’de derin bir akis uyan-
k›yaslard› ve gazetecilere koruda s›k s›k kuzu ziyafetleri çekerdi. Onun d›rm›ßt›r.
için partisi, gerçek ad›ndan fazla "Kuzu Partisi" nam› alt›nda meßhur
oldu... Deveran eden ßayialara nazaran ‹zmir umumî efkâr›, Celâl Bayar’›n
ßahsan güttü¤ü prensiplerin tahakkuku yolunda karß›laßt›¤› zorluklar
Buna ra¤men, teßebbüsün o günler yaratt›¤› ilgi görmezlikten gelin-
neticesinde yurt menfaatine daha verimli bir surette çal›ßmak ve de-
memelidir. London Times olaya sütunlar›nda yer verdi. Merak edilen
mokrasinin esaslar›n›n geniß ölçüde yer bulmas›n› sa¤lamak için mil-
husus müracaat›n hükümetçe nas›l karß›lanaca¤› idi. ‹stek önce, bir
letvekilli¤inden istifa etti¤ini, icap etti¤i takdirde yeni kurulan partiyi
formalite noksan› dolay›s›yla reddedildi. Cemiyetler Kanunu’nun 4.
destekleyece¤i veya yeni bir parti teßkil edece¤i kanaatindedir. Bunun-
maddesine göre cemiyet teßkili için verilecek dilekçelere ana nizamna-
la beraber içine, memleketin tan›nm›ß simalar›n› alacak yeni bir parti
melerin iki nüshas›n›n ba¤lanmas› mecburiyeti vard›. Demira¤ bunu
teßkil etmesine daha kuvvetli bir ihtimal verilmektedir.
yapmam›ßt›. Dilekçesi kendisine iade edildi. O da noksan› tamamlad›,
müracaat›n› tekrarlad›. Vatan, 6 Ekim 1945

Hükümet eylül ay›n›n 22’sinde Millî Kalk›nma Partisi’nin kurulmas›na


resmen müsaade etti. Demira¤ ve arkadaßlar›, tabii haz›rl›ks›zd›lar.
Bundan dolay› partilerinin aç›l›ß törenini ancak 27 Ekim’de yapabildi-
ler. Törende ‹stanbul Valisi Dr. Lütfi K›rdar da bulunuyordu ve ‹stiklal
Marß›’n› Þehir Bandosu çald›. Ama Millî Kalk›nma Partisi’nin ifade et-
ti¤i manay›, daha ziyade manas›zl›¤› ßuradan anlay›n›z ki, Cumhurbaß-
YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
kan› ‹nönü 1 Kas›m 1945 nutkunda hâlâ "Bizim tek eksi¤imiz hükü-
met partisinin karß›s›nda bir parti bulunmamas›d›r" diyordu. r Soru 1
Metin Toker, Demokrasimizin ‹smet Paßa’l› Y›llar›, - Belgelerin yazarlar› ve söz ettikleri kißiler hakk›nda
cilt I, 2. bask› (Ankara, 1990).
ek bilgi edinmeye çal›ß›n (kim?).

r Soru 2
- Yap›lmak istenenin ne oldu¤una, bu yönde yap›lan
5 Cumhurbaßkan› ‹smet ‹nönü’nün TBMM’nin 7. Dönem
tercihlere, karß›laß›lan güçlüklere ve gösterilen
3. Yasama Y›l›n› aç›ß konußmas›, 1 Kas›m 1945.
kolayl›klara ilißkin ek bilgilerinizden yararlanmay›
Demokratik karakter bütün Cumhuriyet devrinde prensip olarak muhafaza unutmay›n.
olunmußtur. Diktatörlük, prensip olarak, hiçbir zaman kabul olunmad›ktan
baßka, zararl› ve Türk milletine yak›ßmaz olarak daima itham edilmißtir.
r Soru 3
Büyük Meclis’in her deneti yan›nda milletin vergileri ve harcad›klar› üzerindeki - Belgelerin gönderme yapt›¤› olaylar›n hangi
deneti, en ileri demokratik milletlerin hiçbirinden eksik kalmayacak kadar ke- uluslararas› ba¤lamda ve ne kadar bir sürede yer
sin ve kavray›ßl›d›r. Bizim tek eksi¤imiz, hükümet partisinin karß›s›nda bir parti ald›klar›n› unutmay›n (ne zaman?).
bulunmamas›d›r. Bu yolda, memlekette geçmiß tecrübeler vard›r. Hattâ iktidar-
- Bu sürenin daha k›sa veya daha uzun olmas›n›n ne
da bulunanlar taraf›ndan teßvik olunarak teßebbüse girißilmißtir. ‹ki defa mem-
lekette ç›kan tepkiler karß›s›nda teßebbüsün muvaffak olmamas› bir talihsizlik- tür yarar veya zararlar› olabilece¤ini tahmin etmeye
tir. Fakat memleketin ihtiyaçlar› sevkiyle, hürriyet ve demokrasi havas›n›n tabiî çal›ß›n.
ißlemesi sayesinde baßka siyasi partinin de kurulmas› mümkün olacakt›r.
...
[Y]eni seçim için tabii olarak bir buçuk sene kadar bir zaman geçecektir... Tek
dereceli olmas›n› diledi¤imiz 1947 seçiminde milletin çoklukla verece¤i oylar
gelecek iktidar› tayin edecektir.
O zamana kadar bir karß› partinin kendili¤inden kurulabilip kurulamayaca¤›n›
ve kurulursa bunun Meclis içinde mi, Meclis d›ß›nda m› ilk ßeklini gösterece¤i-
ni bilemeyiz. Þunu biliriz ki, bir siyasi kurul içinde prensipte ve yürütmede ar-
kadaßlar›na taraftar olmayanlar›n hizip ßeklinde çal›ßmalar›ndan fazla, bunlar›n,
kanaatleri ve programlar› ile aç›ktan durum almalar›, siyasi hayat›m›z için daha
do¤ru yol, milletin menfaati ve siyasi olgunlu¤u için daha yap›c› bir tutumdur.
‹nönü’nün Söylev ve Demeçleri, I (‹stanbul, 1946).

287
KONU

16 Demokrasiye do¤ru,
1946-1961
‹kinci Dünya Savaß› sonundan 1961 y›l›na kadar geçen sürede Türkiye’de siyasal ve toplumsal
alanda önemli de¤ißiklikler meydana geldi. Bir yandan ülke içindeki de¤ißik toplumsal güçler
yeni projeleriyle sahneye ç›karken, bir yandan da uluslararas› düzeyde savaß sonras› kurulan
"yeni dünya düzeni" Türkiye’nin önüne yeni aç›l›mlar getirdi. Türkiye, d›ß politikada giderek
Amerika Birleßik Devletleri’nin yörüngesine girerken, ekonomiden siyasete çeßitli alanlarda gözle
görülür de¤ißimler yaßad›. Özellikle yeni kurulan Demokrat Parti’nin siyaset sahnesine ç›kmas›
ve 1950’de iktidara gelmesi ülke tarihine damgas›n› vuracak temel bir gelißmeydi.

n Demokrat Parti’nin yükseliß ve düßüß nedenleri nelerdir?


n So¤uk Savaß’›n Türk d›ß politikas› üzerinde ne gibi etkileri oldu?
n 27 May›s 1960 askeri darbesinin arkas›ndaki nedenler nelerdir?

KONUNUN PLANI
I. Demokrat Parti’nin yükseliß ve düßüßü
II. Dݧ politika
III. Toplumsal ve siyasal huzursuzluk
IV. Yeni bir dönemin eßi¤inde

• Unutmayal›m
• Belge incelemesi: I. Menderes Hükümeti’nin program› (1950)
• Verilerle çal›ßma: Demokrat Parti döneminde bas›n

12 Mart
7 Ocak 1946 1947 20 May›s 1948 18 Þubat 1952 6-7 Eylül 1955 4 A¤ustos 1958
DP’nin Truman ‹mam-hatip Nato’ya “6-7 Eylül Stabilizasyon Kararlar›;
kurulußu Doktrini kurslar›n›n aç›lmas› giriß Olaylar›” devalüasyon

11 Mart 1947 27 May›s 1960


Türkiye’nin
Askeri darbe
IMF’ye kat›lmas›
7 A¤ustos 1946 Recep Peker 30 May›s
Þükrü
10 Eylül 1947 Hasan Saka Adnan Menderes Hükümetleri Cemal
Saraço¤lu
16 Ocak 1949 Þemsettin Günaltay Gürsel

1945 1950 1955 1960

21 Temmuz 14 May›s 1950 2 May›s 1954 27 Ekim 1957 9 Temmuz 1961


1946 Seçimler Seçimler Seçimler Yeni anayasan›n
Seçimler halkoyuna sunulmas›

288
1 “Yeter söz milletindir!”.
Demokrat Parti seçim afißi, 1950.

Taksim Meydan›, 27 May›s 1960. 2

289
I. Demokrat Parti’nin yükseliß ve düßüßü
A. Yeni bir çok partili dönem Belge 2, 3, 4 ve 5
S Ö Z L Ü K
n ‹kinci Dünya Savaß›’n›n sonunda yeni bir dünya düzeni olußtu. Savaß, hem galip
* Serbest F›rka hem de ma¤lup ülkelerde önemli yap›sal gelißmelere yol açm›ß, yaln›zca savaßa kat›lan
* Çift dereceli seçim sistemi ülkeler için de¤il, Türkiye gibi savaß›n içinde do¤rudan yer almam›ß ülkeler için de
* Tek dereceli seçim sistemi önemli bir dönüm noktas› olmußtu. Türkiye’de çok partili hayata dönüß, iç siyaset aç›-
s›ndan bu yap›sal de¤ißikliklere en güzel örnektir. Gerçi Cumhuriyet’in tek parti y›llar›
olarak an›lan dönemde iki kez çok partili hayat olmuß, ancak bunlar baßar›s›zl›kla so-
nuçlanm›ßt›. ‹kinci Dünya Savaß›’n›n sona ermesiyle birlikte, hem ülke içindeki hem
dünyadaki gelißmeler sayesinde, çok partili hayata dönüß için uygun ortam olußtu.

n Ülke içindeki toplumsal huzursuzluk de¤ißen yeni dünya dengeleriyle birleßince,


B‹YOGRAF‹ Türkiye’de çok partili hayata dönüßün dinamikleri de olußmuß oldu. Celal Bayar, Ad-
nan Menderes, Fuat Köprülü gibi Atatürk döneminde de tan›nm›ß, CHP içinden gelen
1 ‹smet ‹nönü
(1884-1973) bir grup siyasetçi, 1946 y›l› baßlar›nda Demokrat Parti’yi (DP) kurdular. Halk bu par-
tiye "Demirk›rat" ismini takm›ßt›. DP, CHP’ye göre üye yap›s›yla daha genç, daha az
Türkiye’yi ‹kinci bürokratik, daha fazla sanayici, tüccar, büyük toprak sahibi ve serbest meslek sahiple-
Dünya Savaß›’na
rinden olußmuß bir partiydi. Ekonomide devletçili¤e karß› ç›k›yor, tek-parti döneminin
sokmayan
‹nönü, ülkenin
anti-demokratik uygulamalar›n›n eleßtirisini siyasal projesinin merkezine al›yordu.
demokrasiye geçmesini de sa¤la- n DP, 1946 y›l›nda girdi¤i ilk seçimlerde henüz ülke çap›nda yeterince örgütlenememiß
yan kißidir. Genel baßkan› oldu¤u
olmas›na karß›n beklenmedik bir baßar› gösterdi. Gerçi seçimlerin galibi iktidardaki
CHP içinde çok partili düzene ye-
niden geçiße ßiddetle muhalefet CHP olmußtu, ama seçimlere hile kar›ßt›r›ld›¤›na dair önemli ipuçlar› da mevcuttu. Üs-
edenleri, ancak ‹nönü’nün kararl›- telik DP ‹stanbul gibi önemli kentlerde de çarp›c› baßar›lar elde etmißti. 1946 sonras›n-
l›¤› durdurabilmißtir. ‹nönü, hem da DP seçimlerdeki ßaibeleri sürekli gündeme getirecek, seçmenlerin seçimlere etkin
ülkenin karß›laßt›¤› ekonomik so-
olarak kat›lmas› ve oylar›na sahip ç›kmas› gerekti¤i üzerinden etkili ve baßar›l› bir pro-
runlar›n d›ß dünyaya aç›lmadan
üstesinden gelinemeyece¤ini, hem paganda çal›ßmas› sürdürecekti.
de CHP’nin temelindeki toplum-
sal uzlaßman›n art›k yürüyemeye- B. Partileraras› rekabet Belge 1 ve 6
ce¤ini anlam›ßt›. Bu yüzden, bir
yandan Bat› dünyas›na yaklaß›r- n Kuruldu¤u günlerde Demokrat Parti halk›n gözünde iktidara gerçek bir seçenek ola-
ken, di¤er yandan da siyasal libe- rak görülmüyor, daha çok 1930 y›l›nda yaßanan Serbest F›rka* deneyimini an›msat›yor-
ralleßmeye do¤ru gitti. Zaman za-
du. Sanki CHP’nin halk›n gözünü boyamak amac›yla kurdurttu¤u bir partiydi. Ancak
man tümüyle tarafs›z bir cumhur-
baßkan› gibi davranarak DP’nin DP bu imaj› çok k›sa süre içinde y›kmas›n› bildi ve gerçek bir siyasal seçenek oldu¤unu
olußabilme koßullar›n› haz›rlayan kan›tlad›. Parti yöneticileri ilk iß olarak ülkenin dört bir yan›nda h›zl› bir örgütlenme fa-
‹nönü, partisinin 1950 seçimlerini aliyeti baßlatt›lar. DP’ye karß› öylesine bir ilgi olußmußtu ki, baz› bölgelerde bir tak›m ki-
kaybetmesinden sonra da iktidar› ßiler kendiliklerinden DP örgütleri kuruyorlard›. Parti, üst düzey liderlerin inisyatifi d›-
tereddüt etmeden teslim etti ve
ß›nda, örgüt taban›n›n biçimlendirdi¤i bir harekete dönüßmeye baßlam›ßt›. Bunda kuß-
muhalefete geçti. 27 May›s’tan
sonra sivil yönetime geçilmesinde kusuz on y›llard›r süregiden CHP iktidar›na karß› olußan güçlü tepkinin de rolü vard›.
de epey rol oynayan ‹nönü, 1961’ Ancak ilginç olan DP’nin vaat etti¤i birçok reformu CHP’nin kendisinin zaten yapmak-
de yeniden baßbakan oldu ve Tür- ta olmas›yd›. Ekonomiden siyasete, kültürel hayattan hak ve özgürlüklerin gelißtiril-
kiye’nin ilk koalisyon hükümetini
mesine birçok konuda, CHP siyasal sistemi yumußatma yönünde çeßitli reformlara
kurdu. Daha sonra, Adalet Parti-
si’nin seçim baßar›lar› karß›s›nda girißmißti. DP ise, kendi farkl›l›¤›n› daha iyi gösterebilmek için a¤›rl›kl› olarak geçmiß
CHP’ye yeni bir çehre kazand›ra- tek parti y›llar›n› eleßtiriyor, CHP’nin yapt›¤› reformlar›n bu partinin geçmiß sicili düßü-
cak olan "ortan›n solu" ilkesini or- nüldü¤ünde inand›r›c›l›ktan uzak oldu¤unu savunuyordu. Bunda kußkusuz önemli bir
taya att›. ‹nönü, 1972’de Bülent gerçek pay› da vard›. ‹ßte bu noktada iki parti aras›ndaki mücadele, Cumhurbaßkan› ‹s-
Ecevit’in genel baßkan olmas› üze-
met ‹nönü’nün müdahalelerine karß›n, giderek sertleßti. 1950 y›l›na do¤ru Türkiye top-
rine partisinden istifa etti.
lumu iki parti aras›nda ciddi bir siyasal kutuplaßmaya do¤ru gitmeye baßlad›.

290
B ‹ Y O G R A F ‹
2 Celal Bayar (1883-1986)
CHP 3 21 Temmuz
395 Ba¤›ms›z 1946
4 seçimlerinde
Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü cumhurbaß-
DP milletvekili
kan› olan Celal Bayar, 1907’den itibaren Jön 66
Türkler’in ‹ttihat ve Terakki Cemiyeti’nde siya- da¤›l›m›.
si faaliyetlerde bulundu, Kurtuluß Savaß› s›ra-
s›nda ulusalc› harekete kat›ld›. Mustafa Ke-
mal’in direktifi üzerine Türkiye Komünist F›rkas›’n›n kurucular›
aras›nda yer ald›. 1923’te ‹zmir’den milletvekili seçilen Bayar,
1924’te ‹ß Bankas›’n›n kurulußuyla görevlendirildi. 1932’de ‹kti-
sat Bakanl›¤›na getirildi, 1937’de Mustafa Kemal taraf›ndan ‹s-
met ‹nönü’nün yerine baßbakan olarak atand›. Cumhuriyet y›lla-
r›nda ekonomide liberal politikalar›n sözcüsü olarak bilinen Ba-
yar, ‹nönü’nün Cumhurbaßkan› olmas›ndan sonra baßbakanl›k-
tan ayr›ld›. 1945’teki Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’na muha-
lefet edenlerin yan›nda yer ald›. Ayn› y›l, CHP’den ayr›ld› ve
1946’da kurulan DP’nin baßkanl›¤›na getirildi. 1950 seçimiyle bir-
likte cumhurbaßkan› seçilen Bayar, Türkiye’nin ilk sivil cumhur-
baßkan› oldu. 27 May›s 1960 askeri darbesiyle tutuklan›p, idama
mahkum edildi. Daha sonra cezas› hafifletildi ve serbest b›rak›l-
d›. Cumhuriyet Senatosu’nda do¤al üye olarak yer ald›.

5 Demokrat Parti’ye göre demokrasi,


ulusal irade ve bürokrasi.

Madde 3. – Partimiz, demokrasiyi, millî menfaate ve insanl›k haysiyetine 4 ‹smet ‹nönü 1946 seçimlerinde oyunu kullan›yor.
en uygun bir prensip olarak tan›r ve Türk milletinin siyasî olgunlu¤una
inan›r.
6 "12 Temmuz Beyannamesi".
Madde 4. – Geniß ve ileri manas›yla demokrasi, bütün devlet faaliyetle-
rinde millî iradeyi ve halk›n menfaatini hakim k›lmak, yurttaß›n ferdî ve
7 Haziran tarihinde görüßmek üzere ça¤›rd›¤›m Bay Celal Bayar ba-
içtimaî bütün hak ve hürriyetlerine sahip olmas›n› gerçekleßtirmek, yurt-
na, Demokrat Parti’nin idare mekanizmas›n›n bask›s› alt›nda bulun-
taßlar aras›nda hukuk eßitli¤ini, karß›l›kl› sevgi ve sayg›y› ve iktisadî men-
faatlerde ahengi sa¤lamakt›r. du¤unu beyan ve ßikayet etti. Haberdar etti¤im Baßbakan, ayn› mev-
Madde 9. – Millî iradenin tam tecellisi, seçimlerin her türlü müdahaleden
zular› daha evvel aralar›nda görüßtüklerini hikaye ederek, böyle bir
uzak ve serbest olarak gizli rey ile yap›lmas›na ve siyasî partilerin eßit hak- bask›n›n olmad›¤›n›, idare mekanizmas›n›n memleketin huzurunu
lara sahip bulunmas›na ba¤l›d›r. Seçimlerin serbestli¤ini bozacak hareket- bozacak mahiyette tahriklere karß› çok güç durumda kald›¤›n› beyan
leri, millî hakimiyete karß› ißlenmiß bir suç addederiz. eyledi. ... ‹htilâlci bir teßekkül de¤il, bir kanunî siyasî partinin metot-
Madde 10. – Milletvekilli¤i seçimlerinin tek dereceli olmas›n›, seçim ka- lar› ile çal›ßan muhalif partinin, ‹ktidar Partisi ßartlar› içinde çal›ßma-
nunumuzda, bu esasa göre ve yurttaß›n seçme ve seçilme haklar›n› daha s›n› temin etmek lâz›md›r. Bu zeminde, ben, Devlet Reisi olarak, ken-
geniß emniyet alt›na almak maksad›yla, de¤ißiklikler yap›lmas›n› lüzumlu dimi her iki partiye karß› müsavi derecede vazifeli görürüm...
görmekteyiz.
Varmak istedi¤im netice, baßl›ca iki parti aras›nda temel ßart›n, yani
Madde 19. – ‹çißlerimizde, hükümeti ve teßkilat›n›, halk›n d›ß›nda ve üs-
emniyetin yerleßmesidir. Bu emniyet, bir bak›mdan, memleketin em-
tünde bir varl›k de¤il, sadece, halk taraf›ndan amme vazifesi ve hizmetle-
rini görmek üzere kurulmuß bir idare cihaz› saymak, esasl› bir prensibimiz- niyeti manas›n› taß›d›¤› için benim gözümde çok ehemmiyetlidir.
dir. ‹yi bir idarenin gayesi, devletle bütün muamele ve münasebetlerinde, Muhalefet, teminat içinde yaßayacak ve iktidar›n kendisini ezmek ni-
yurttaßa tam bir emniyet verebilmektir. Memurlara verilen kanunî selahi- yetinde olmad›¤›ndan müsterih olacakt›r. ‹ktidar, muhalefetin kanun
yetlerin, idarî otorite temini bahanesiyle, keyfî olarak kullan›lmas› tema- haklar›ndan baßka bir ßey düßünmedi¤inden müsterih bulunacakt›r.
yüllerini önlemeyi vazife edinece¤iz. [...] Büyük vatandaß kütlesi ise, iktidar bu partinin veya öteki partinin
Madde 23. – [...] Memurlar›n, herßeyden evvel, halka hizmet duygusu elinde bulunmas› ihtimalini vicdan rahatl›¤› ile düßünebilecektir...
taß›malar›, vazife ve mesuliyet hislerine ba¤l› ve ehliyet ve ihtisas sahibi
Cumhurbaßkan› ‹smet ‹nönü’nün
olmalar› ßartt›r. [...]
11 Temmuz 1947 akßam› radyodan yay›nlanan tebli¤i.
Demokrat Parti Program›, 1946.

1. Metinde geçen "siyasî olgunluk" sözüyle ne anlat›lmak 1. ‹smet ‹nönü’nün konußmas› Türkiye’de siyasal sistemin
isteniyor? DP neden tek dereceli seçim sistemini savunuyor? durumu hakk›nda bize ne tür ipuçlar› veriyor?
2. Demokrat Parti’ye göre demokrasinin özellikleri nelerdir? 2. ‹nönü’nün konußmas›ndan demokratik aç›l›mlara ilißkin ne
3. DP program›nda, devlet ve bürokrasinin halk›n gibi ç›kar›mlarda bulunulabilir?
hizmetinde olmas› gereklili¤ine yap›lan vurgunun
nedenlerini araßt›r›n›z.

291
C. 1950 seçimleri ve iktidar de¤ißimi Belge 1, 2, 3 ve 4
S Ö Z L Ü K
n 14 May›s 1950 Türkiye tarihinde son derece önemli bir dönüm noktas› oldu. O gün
* Ço¤unlukçu seçim sistemi yap›lan seçimleri DP ezici bir ço¤unlukla kazand› ve 27 y›ll›k CHP iktidar› sona erdi.
Baz›lar›nca "beyaz devrim" diye de adland›r›lan bu iktidar de¤ißiminin ard›ndan gerek
ülke, gerekse dünya koßullar›n›n farkl›laßmas› Türkiye’ye yeni bir çehre kazand›racak,
ekonomiden siyasete, kültürden günlük yaßama her konuda geçmißle k›yasland›¤›nda
bambaßka bir Türkiye olußmaya baßlayacakt›. Art›k seçmenler, en az›ndan görünüßte,
siyasal iktidarlar› kendilerinin belirleyebileceklerine inanacaklard›. Türkiye’de devle-
tin yap›lanmas› ve ßekillenmesi nas›l 1920’ler ve 1930’larda gerçekleßtiyse, bugünkü
Türkiye’nin toplumsal ve siyasal dokusu da büyük ölçüde 1950’li y›llarda temellene-
cekti. Art›k tek parti döneminde oldu¤u gibi devlet partiye hakim olmayacak, seçilmiß
bir parti olan DP devlete hakim olmaya çal›ßacakt›.

n 1950 seçimlerine kat›l›m yüksek oldu. Bunun bir nedeni halk›n art›k kendi temsilci-
lerini özgürce seçebilece¤ine olan inanc› ise, di¤er bir nedeni de DP’nin seçmenin oyu-
na ve seçim sand›klar›na sahip ç›kmas› gerekti¤i yönündeki etkin propagandas›yd›. Se-
çimlere gidilen süreçte DP sürekli 1946 seçimlerinde hile yap›ld›¤›n› vurgulam›ß, seç-
men iradesinin gerçek temsilinin demokrasinin en vazgeçilmez ö¤esi oldu¤unu söyle-
mißti. Gerçekten de kitleler büyük bir itina ve dikkatle oylar›na sahip ç›kt›lar. Sand›k ba-
ß›ndan hiç ayr›lmay›p oylar›n say›lmas›n› bekleyerek sabahlayanlar bile oldu. Türki-
ye’nin ekonomik yönden geri kalm›ß, aßiret reislerinin oylar› yönlendirme yetisine sa-
hip oldu¤u Do¤u ve Güneydo¤u bölgeleri hariç, hemen her yerde ezici bir ço¤unluk
sa¤layan DP, toplam oylar›n % 53,59’unu alarak meclise 408 milletvekili sokmay› ba-
ßard›. CHP ise oylar›n % 39,9’unu alarak yaln›zca 69 milletvekili ç›karabildi. Bunda hiç
kußkusuz uygulanan seçim sisteminin büyük rolü vard›. Yürürlükteki ço¤unlukçu seçim
sistemi*ni asl›nda CHP kendisi için yasalaßt›rm›ß, ancak sistem kendi aleyhine çal›ßm›ß-
t›. CHP seçimi nas›lsa kazanaca¤›n› sand›¤›ndan bu tür bir seçim sistemiyle millet mec-
lisinde ezici ço¤unlu¤u sa¤layaca¤›n› ümit etmißti. Oysa halk›n tercihi baßka yönde ol-
du. Halk, yeni bir hayat ve yeni bir iktidar için oy kullanm›ßt›. Toplumun birçok kesimi
yeni hükümetten büyük beklentiler içindeydi. Demokrasi sihirli bir de¤nek gibi her-
ßeyi de¤ißtirebilecek bir ßey olarak görülüyor, örne¤in Bursa’da topraks›z köylüler
"demokrasi geldi" diyerek toprak ißgallerine baßlayabiliyorlard›.

D. DP’nin ilk aylar› Belge 5 ve 6

n Seçimlerden sonra ilk iß, yeni meclisin Celal Bayar’› cumhurbaßkan› seçmesi oldu. Ba-
yar, ›l›ml› kißili¤iyle tan›nan biriydi. Uzun y›llar ‹ß Bankas› genel müdürü olarak iß çev-
relerince tan›nm›ß, sayg›nl›¤› olan bir önderdi. Baßbakanl›¤a ise karizmatik ve halk›n di-
linden son derece iyi anlayan Ayd›n Milletvekili Adnan Menderes getirilip, h›zla yeni
bir kabine olußturuldu. DP seçimi ezici bir ço¤unlukla kazanm›ßt›, ama hükümet ol-
makla gerçekten iktidar olmak aras›nda da bir fark vard›. DP ilk baßlarda hükümet ol-
mas›na ra¤men kendini güvende hissetmeyecekti. Devlet kurumlar› y›llard›r CHP’nin
Ba¤›ms›z
9
yerleßtirdi¤i kadrolarla doluydu ve halk›n ço¤unlu¤unu arkas›na almas›na ra¤men dev-
DP leti kontrol etmek pek de kolay olmuyordu. Özellikle orduda ‹smet Paßa’n›n hat›r› say›-
MP 408
1 l›r bir sayg›nl›¤› oldu¤u düßünüldü¤ünde, DP’nin güvensizli¤ini anlamak mümkündü.
Bu nedenle DP, ilk iß olarak çok say›da subay› emekliye ay›rd› ve orduda önemli bir te-
CHP
69 mizlik harekât›na girißti. Eylül ay›nda yap›lan belediye seçimlerini de kazanarak kendi-
ne güvenini iyice pekißtirdi. 27 y›ll›k iktidar›n› yitiren CHP ise seçim hezimetini üzerin-
1 14 May›s 1950 seçimlerinde den atamam›ß, darmada¤›n bir parti haline dönüßmüßtü ve bu durum 1950’lerin ortala-
milletvekili da¤›l›m›. r›na kadar devam edecekti.

292
2 Bayar Karabük’te
ißçi sorununa de¤iniyor.
Millet
Biz memleket ihtiyac›n› düßünerek Partisi
kurulan sendikalara taraftar›z. Ha- %3
Ba¤›ms›zlar
kiki ihtiyac› karß›layan sendikalar, %3
hükümetin, partilerin aleti olma-
mal›d›r. Bizzat ißçilerin menfaatleri-
nin sa¤lanmas›n› ve bizzat ißçiler CHP DP
%40 %54
taraf›ndan idaresini istiyoruz. Sen-
dikalar›, bir mesleki teßekkül olan
memleketlerde büyük, hay›rl› neti-
celer yarat›lm›ßt›r. ‹ßte biz, bu son
ßekli istiyoruz... Biz istiyoruz ki, ißçi
meseleleri, sosyal meselelerimiz 4 1950 seçimlerinde partilerin elde ettikleri
Anayasa ile emniyet alt›na al›ns›n. oy oranlar›.
Cumhuriyet, 13 Haziran 1949. 1950 seçimlerinde, yürürlükteki ço¤unluk sistemi yü-
zünden DP 408, CHP ise yaln›zca 69 milletvekili ç›kar-
d›. Seçim sistemine ba¤l› olarak, Meclis’teki sandalye
Sizce muhalefette iken
da¤›l›m› partilerin oy oranlar›yla uyumsuzdu.
sendikal özgürlük sözü veren
DP bu tutumunu iktidar
olduktan sonra neden yerine
getirmemißtir?
3 Adnan Menderes seçim sand›¤›nda.

B‹YOGRAF‹
5 Adnan
Menderes
(1899-1961)

Ayd›n’›n
büyük toprak
sahiplerinden Adnan Menderes,
‹zmir’in ißgaliyle birlikte ulusal
harekete destek verdi. 1930’da,
Ayd›n’da çiftçilik yaparken, Ser-
best Cumhuriyet F›rkas›’na ka-
t›ld›. Bu partinin kapat›lmas›
üzerine, Ayd›n milletvekili ola-
rak CHP’ye girdi. 1945 y›l›nda
ç›kar›lan Çiftçiyi Toprakland›r-
ma Kanunu’na muhalefet ede-
rek CHP’den ayr›ld›. Bunun
üzerine DP’nin kurulußuna ön-
cülük etti. 1950 seçimlerinden
sonra DP baßkan› Celal Bayar’›n
Cumhurbaßkan› olmas› üzerine,
DP genel baßkan› ve baßbakan
oldu. 27 May›s 1960’daki askeri
darbe sonucu iktidardan indiril-
di, yarg›land› ve 1961’de idam
edildi. Adnan Menderes, Türki-
ye’de, ilk kez demokratik bir se-
çimle iktidara gelen ve ilk kez
bir askeri darbe sonucu devri-
len hükümet baßkan›d›r.
6 P›narl› köyü (‹zmir, Bay›nd›r) DP ocak teßkilat›n›n gösteri yürüyüßü.

293
E. 1954 seçimleri ve DP’nin zaferi Belge 1, 4 ve 6
A N A H T A R
S Ö Z C Ü K n 1950’lerin ilk yar›s› DP iktidar›n›n siyasal, toplumsal ve ekonomik aç›lardan iyice
güçlenme y›llar› oldu. ‹ç ve d›ß faktörlerin de beklenilenden iyi olmas› sonucunda
• M‹LL‹ ‹RADE DP, kitlesel deste¤ini giderek artt›rd›. Ancak, toplumda ve TBMM’deki ezici üstünlük-
Tüm bir ulusun ortak görüßü leri nedeniyle "millî irade*"nin kendilerinde cisimleßti¤ini sanmalar›, DP’lileri muhale-
ya da iste¤i oldu¤una inan›lan fete karß› son derece hoßgörüsüz davranmaya itti. CHP için çok önemli olan parti mal-
kan›. varl›¤›n›n 1953’de hazineye devredilmesi ve CHP’ye yak›nl›¤›yla bilinen Halkevleri* ile
Halkodalar›*n›n mal varl›klar›na el konmas›, partiler aras›ndaki gerginleßmeyi gösteren
ve DP’nin "intikam al›c›" tarz›n› yans›tan kararlard›. CHP’nin iktidara yöneltti¤i, hakla-
S Ö Z L Ü K r›n ve özgürlüklerin k›s›tland›¤›na ilißkin eleßtiri ise, 27 y›l boyunca bu konularda çok
duyarl› olmam›ß bir partiden geldi¤i için, halk taraf›ndan pek ciddiye al›nm›yordu. ‹ß-
* Halkevleri / Halkodalar› te bu ortamda 1954 seçimlerine girildi ve bu seçimlerde DP oylar›n› % 5 civar›nda art›-
* Seçkinci rarak meclisteki sandalye say›s›n› 503’e ç›kard›; CHP ise ancak 31 milletvekilli¤i elde
edebildi.
n DP’nin 1954 seçimlerindeki baßar›s›n›n en önemli nedenlerinden biri, kußkusuz
kültürel alanda yaßanan göreli serbestleßmeydi. DP yöneticileri halkla daha fazla kay-
naßarak, CHP’ye göre çok daha az seçkinci* bir tav›r sergiliyorlard›. Art›k siyasal iktidar
seçim sand›klar›nda belirlendi¤i için, her zaman gerçekleßtiremeseler de halk›n istemle-
rini s›k s›k gündeme getiriyor, "milli irade"nin hizmetinde olduklar› görüntüsünü yay›-
yorlard›. CHP’nin önceki dönemde tepeden inmeci, seçkinci ve iradî bir tarzda ortaya
koydu¤u bat›l›laßma yaklaß›m›, yerini ekonomik dönüßümün modernleßmeyi kendili-
¤inden getirece¤i fikrine b›rakm›ßt›. DP, kültür de¤erlerinin zorla de¤ißtirilmesi yeri-
ne zaman içinde de¤ißmesi gerekti¤ini savunuyordu. Önceki dönemin, halk›n gerekir-
se "halka ra¤men" ayd›nlat›lmas› projesi büyük ölçüde terkedilmiß, yerini halk›n "varo-
lan" de¤erlerini yüceltme anlay›ß›na b›rakm›ßt›. Bu tutum siyasal ç›kar sa¤lamak için za-
man zaman "halk dalkavuklu¤u”na kadar varabiliyordu. Örne¤in, dini duygular›n ok-
ßanmas› gibi CHP’nin de uygulad›¤› politikay› DP, biraz da parti taban›ndan gelen bas-
k› yüzünden, s›kça kullan›yordu.

Ba¤›ms›z
2 F. ‹ktidar-muhalefet ilißkilerinin
CMP sertleßmesi Belge 2, 3, 5, 6 ve 7
5
DP
n 1950’lerin ortalar›ndan itibaren ekonomik ve siyasal nedenlerle DP yönetimine
503 karß› muhalefet güçlenmeye baßlad›. DP kendini ço¤unluk olarak görmenin verdi¤i
vurdumduymazl›kla muhalefete karß› her türlü sert tedbiri al›yordu. Özellikle bas›n,
yarg› ve üniversiteler üzerinde çok yo¤un bir bask› uyguluyor, bu yüzden de kentlerde-
CHP
31 ki önemli bir nüfusu giderek karß›s›na al›yordu. DP içinde bile bir muhalefet belirmißti.
1955 sonlar›nda DP’den ayr›lan bir grup milletvekili Hürriyet Partisi’ni kurdu ve
1 2 May›s 1954 seçimlerinde Menderes yönetimini anti-liberal tav›r ve politikalar›ndan dolay› sert bir biçimde eleß-
milletvekili da¤›l›m›. tirdi. Siyasal yaßamda kutuplaßman›n giderek artt›¤› bu dönemde, DP ve CHP aras›n-
daki mücadele iyice sertleßti. DP hükümet olman›n üstünlü¤ünü de kullanarak muha-
lefete keyfî bir bask› uyguluyor, CHP lideri ‹nönü bile ülke gezilerinde bask›larla karß›-
HP laß›yordu. Bu koßullarda yap›lan 1957 erken seçimleri herßeye karß›n DP’nin baßar›s›y-
4
la sonuçland›, ama bu kez önceki seçimlerde oldu¤u gibi büyük bir zaferden söz etmek
CMP
4 mümkün de¤ildi. DP’nin oylar› hat›r› say›l›r oranda düßerek % 47,3’te kald›; CHP’nin
DP oylar› % 40,6’ya ç›kt›. Hürriyet Partisi ise bir varl›k gösteremedi, seçimlerden sonra
424 CHP’ye kat›ld›. 1957 seçimleri DP’nin az›nl›¤a düßmüß olmas›yla meclisteki ezici gü-
cü aras›ndaki çelißkiyi gözler önüne sermiß, DP hükümetinin meßrulu¤u sorgulan-
CHP maya baßlam›ßt›. 1950’lerin sonunda iktidar-muhalefet ilißkileri o kadar gerginleßti ki,
178 baz› durumlarda CHP lideri ‹nönü’nün can güvenli¤i bile tehlikeye girebiliyor, CHP
Genel Sekreteri Kas›m Gülek yapt›¤› konußmalardan dolay› tutuklan›yordu. 1960 y›l›-
2 27 Ekim 1957 seçimlerinde na do¤ru siyasal kutuplaßma ve gerilim hat safhaya ulaßm›ß, ülke kaosun eßi¤ine gel-
milletvekili da¤›l›m›. mißti.

294
B‹YOGRAF‹
3 Kas›m Gülek (1910-1996)

1910’da Adana’da do¤du. Paris Siya-


sal Bilimler Okulu’nu bitirdikten son-
ra iktisat ve hukuk doktoras› alan Gü-
lek 1939’da Bilecik’den milletvekili
seçilerek siyasete at›ld›. CHP’nin haziran 1950’de-
ki 8. Kurultay›nda ‹smet ‹nönü’nün aday› Nihat
Erim’e karß› muhalefetin aday› olarak genel sekre-
ter seçildi. ‹nönü’yle aras›ndaki çeßitli anlaßmaz-
l›klara karß›n bu görevi 1959’a de¤in sürdürdü.
Gülek CHP’nin yenilgi sonras› toparlanmas›nda
ve partinin kitlelerle ilißkisinin düzelmesinde
4 ‹nönü portreli pullar.
önemli rol oynad›. Türk siyasal yaßam›na Ameri-
kanvari propaganday› getiren politikac› olarak da DP iktidar›, 1948 y›l›nda bas›lm›ß ‹nönü portreli posta pullar›n›, ‹nönü’nün
bilinen Gülek, 1973’te aktif siyasetten çekildi. yüzünü iyice örten bir "Resmî" yaz›s›yla, yaln›zca devlet dairelerinin
yaz›ßmalar›nda kullan›lan resmî posta pulu haline getirdi.

5 DP yok, Adnan Menderes var.

1954 seçimlerinde DP’ye verilen reyler ne Demokrat Parti’ye 1954 Seçimlerinde 1957 Seçimlerinde
ne de milletvekillerinedir. Sadece ve sadece Adnan Mende- Oy Da¤›l›m› (%) Oy Da¤›l›m› (%)
res’edir. Bu itibarla ne Demokrat Parti’nin program›n›n ve se-
CMP CMP HP
çim vaadlerinin, ne de Meclis’te kabul edilen Hükümet prog- %4.74 %7.20 %3.65
ramlar›n›n k›ymeti vard›r. Mühim olan tek ßey Adnan Men- Ba¤›ms›zlar
Ba¤›ms›zlar
%2.96
deres’in iradesidir. Hakikat bu olunca Adnan Menderes’in CHP %0.43
emrine itaatsizlik en büyük suçtur. Milletin hakk› kanunlar›n %35.13
CHP
tan›d›¤› hak de¤il Adnan Menderes’in tan›d›¤› hakt›r. Mille- %40.6
tin okumak istedi¤i gazetelere de¤il Adnan Menderes’i meth DP DP
eden gazetelere k⤛t verilir. Millete lüzumlu olan maddele- %57.16 %47.3
ri ithal edene de¤il Adnan Menderes’in keyfine hizmet eden
ithalâtç›ya döviz verilir. Ve nihayet Anayasa’n›n hak tan›d›¤›
kimseler de¤il, ancak Adnan Menderes’in müsaade etti¤i 6 1954 ve 1957 seçimlerinde partilerin ald›klar› oy oranlar›.
kimseler mebus olabilirler. 1954 seçiminde halk›n kalbinden
kopan reyleri sadece kendisine verdi¤ine inanan Adnan
Menderes’in millete mukabelesi ißte budur. Art›k hakikati ol-
du¤u gibi kabul etmeliyiz. Bugün DP yoktur. Sadece Adnan
Menderes vard›r.
Bu seçimde tekrar Adnan Menderes’e rey vermek, "seni tas-
dik ediyoruz. Kanun da sensin, hak da sensin, anayasa da
sensin" demektir. Buna mukabil milletten ald›klar› reyleri
mukaddes bir emanet sayan, milletin dokunulmaz haklar›n›
DP Meclis Grubu içinde müdafaa etmeyi her türlü ßahsi men-
faata tercih eden ve neticede DP’den ya kovulan veya istifa
edip bu memlekete yeni bir ufuk açmaya çal›ßan milletvekil-
lerimize de, "siz siyasî ahlâks›zlars›n›z. Biz kimiz ki? Sizi ora-
ya efendimiz Adnan Menderes’e hizmet etmek için gönder-
mißtik. Siz bizim reylerimizi çal›p efendimiz Adnan Mende-
res’e arkan›z›, bize yüzünüzü döndünüz. Adnan Menderes’e
de¤il bize hizmet edene verilecek reyimiz yoktur" demektir.
Hürriyetçi Ne Diyor? [Hürriyet Partisi’nin seçim broßürü]
(Ankara, 1957).

1. Hürriyet Partisi hangi aç›lardan siyasal sistemi


eleßtirmektedir?
2. DP ‹ktidar› muhalefet üzerinde ne tür bask›lar
yaratmaktad›r?
7 Vatan Cephesi.

295
II. Dݧ politika
A. Dݧ politikada ABD etkisi Belge 1 ve 2
S Ö Z L Ü K
n ‹kinci Dünya Savaß›’ndan sonra yaßanan en önemli de¤ißimlerden biri de d›ß politi-
* Truman Doktrini kada gerçekleßti. ABD ve Sovyetler Birli¤i aras›nda ç›kan So¤uk Savaß’ta Türkiye ak-
* Marshall Plan› tif bir biçimde ABD’nin yan›nda yer ald›. Bunun karß›l›¤›nda Amerika’dan daha faz-
la ekonomik yard›m ve savunma alan›nda destek bekleniyordu. Nitekim, ABD baßkan›
Truman kendi ad›yla an›lan Truman Doktrini* do¤rultusunda Türkiye ve Yunanistan’a
önemli bir mali yard›m yapt›. Amerikan›n daha sonra Marshall Plan›* çerçevesinde sa¤-
lad›¤› maddî destekle bu durum iyice perçinlendi. Ancak Türkiye’nin d›ß politikas› gi-
derek neredeyse tamamen ABD’ye ba¤›ml› hale geliyordu. 1950’lerde DP döneminde
doruk noktas›na ulaßacak olan Amerika’ya koßulsuz destek politikas›, ilk olarak savaß
sonras›nda CHP hükümetleri döneminde gündeme geldi. Art›k Amerikan filolar› s›k s›k
Türk limanlar›n› ziyarete geliyor, bu durum gerek hükümet çevrelerinde, gerek medya-
da gurur verici büyük bir olay gibi yans›t›l›yor, bununla neredeyse övünülüyordu. Bu
ortamda, Türkiye’nin kuzey komßusu Sovyetler Birli¤i ile ilißkileri de giderek gerginleß-
ti.

B. So¤uk Savaß diplomasisi Belge 3 ve 4

n 1950’li y›llarda, d›ß politika aç›s›ndan tam anlam›yla ABD’nin dümen suyunda gitme
politikas› uygulanmaya baßlad›. 1950 y›l›nda Türkiye NATO’ya girebilmek için Ko-
re’ye asker göndererek oradaki savaßta aktif bir rol oynad›, ancak bu girißimin bede-
lini çok a¤›r ödedi: Kore’de yüzlerce Türk askeri öldü, yaraland› ve sakat kald›. Sonun-
da Türkiye 1952 y›l›nda, muhalefetteki CHP’nin de hararetli deste¤iyle, NATO’ya kabul
edildi. Türkiye topraklar› üzerinde Amerikan üslerinin konußland›r›lmas› da bu döne-
me rastlar. DP hükümeti Do¤u blo¤u ülkelerine karß› bir d›ß politika gelißtirirken, ülke-
yi giderek Amerika’ya ba¤layacakt›.

C. Yeni dݧ politika Belge 4 ve 5

n 1950’li y›llarda NATO üyesi olmak, azgelißmiß ülkelere karß› Kemalist dönemde
izlenen politikalara da ters düßmek anlam›na geliyordu. Örne¤in Türkiye, Hindistan,
Yugoslavya gibi baz› azgelißmiß ülkelerin uygulamaya koyduklar› "Ba¤lant›s›zlar Hare-
keti"ne aç›ktan cephe ald›. Bunda kußkusuz Menderes’in dünyan›n kesin hatlarla iki
kutba ayr›ld›¤› ve Türkiye’nin bu düzenden ancak Bat› kamp›nda yer alarak ç›kar sa¤-
layabilece¤i yolundaki inanc› etkili olmußtu. Bu nedenle Türkiye’nin d›ß politikas› sö-
mürgelerde meydana gelen ba¤›ms›zl›k hareketlerine karß› bile sömürgecilerin ya-
n›nda yer almak biçiminde gerçekleßti. Örne¤in Türkiye, ba¤›ms›zl›k savaß› yürüten
Cezayir’e karß› Fransa’y› destekledi. Filistin sorununda ise, komßusu oldu¤u Arap ülke-
lerine karß› ‹srail’in yan›n› tuttu. 1955’de kurulan Ba¤dat Pakt› gibi örgütlenmelerde rol
alarak Birleßik Krall›k ve ABD’nin Ortado¤u politikalar›n›n hayata geçirilmesinde, Arap
ülkelerini aç›ktan karß›s›na almak pahas›na, önemli bir rol oynad›. Hatta Baßbakan
Menderes, 1958 Irak Devrimi’ne karß› Türk ordusunu harekete geçirmeyi bile düßün-
müß, plan ABD taraf›ndan engellenmißti.
n Türkiye’nin 1945’den 1961’e d›ß politikas›nda ABD’ye ba¤›ml› hale gelmesi iç politi-
kadaki beklentilerle de örtüßüyordu. Sonuçta Türkiye bir "küçük Amerika" olmay› he-
defliyor, bat›l› ülkeler düzeyinde bir refaha ulaßmay› arzu ediyordu. Bunu gerçekleßtir-
mek için de Amerika’dan gelecek maddi yard›ma bel ba¤lanm›ßt›. Ancak elde edilen
Amerikan yard›m› beklentilerin oldukça alt›nda kald›.

296
1 Baßkan Harry S. Truman’›n ABD Senato ve
Temsilciler Meclisi’nin birleßik oturumunda
yapt›¤› konußma, 12 Mart 1947.

Dünyan›n özgürlü¤e gönül vermiß halklar› için, ba¤›ms›z ve ekono-


mik aç›dan istikrarl› bir devlet olarak Türkiye’nin gelece¤i, ßüphesiz
Yunanistan’›nkinden daha önemsiz de¤ildir. Türkiye’nin ßu anda
içinde bulundu¤u ßartlar Yunanistan’›n içinde bulundu¤u ßartlardan
son derece farkl›d›r. Türkiye, Yunanistan’›n baß›na gelen felaketleri
yaßamam›ßt›r. Savaß s›ras›nda hem ABD, hem de ‹ngiltere Türkiye’ye
maddî destekte bulunmußtur.
Türkiye’nin yine de ßimdi deste¤imize ihtiyac› var.
Türkiye savaßtan beri ulusal birlik ve beraberli¤ini korumak için ge-
rekli olan modernleßmeye ivme kazand›rmak amac›yla gerek
ABD’den gerekse ‹ngiltere’den maddî destek sa¤lamaya çal›ßm›ßt›r.
Türkiye’nin millî birlik ve beraberli¤i Ortado¤u’da düzenin korunabil-
mesi için son derece önemlidir.
‹ngiliz hükümeti, kendi içinde bulundu¤u zor durum ve güçlükler
2 Truman, Senato ve Temsilciler Meclisi üyelerine
nedeniyle Türkiye’ye verdi¤i mali ve iktisadi deste¤i daha fazla sür-
düremeyece¤ini bildirdi. doktrinini anlat›yor, 12 Mart 1947.
Yunanistan örne¤inde oldu¤u gibi, Türkiye’nin ihtiyaç duydu¤u yar-
d›m› mutlaka almas› gerekiyorsa, ABD bu yard›m› sa¤lamak zorun-
dad›r. ABD, bu deste¤i sa¤layabilecek tek ülkedir.
…Yunanistan’›n yönetiminin silahl› bir az›nl›¤›n eline geçmesi duru-
munda, bu, komßu ülke Türkiye’yi de hemen, ciddi bir biçimde etki-
leyecektir. Karmaßan›n, istikrars›zl›¤›n bütün Ortado¤u’ya yay›lma
ihtimali son derece yüksektir.
Bu kader an›nda, Yunanistan ve Türkiye’ye gerekli yard›m› yapamaz-
sak, bunun etkileri hem Bat›’da hem de Do¤u’da yaßanacakt›r.
Acilen, büyük bir kararl›l›kla harekete geçmek zorunday›z.
Bu yüzden, Türkiye’ye ve Yunanistan’a gerekli deste¤i sa¤lamak
amac›yla Kongre’den 400.000.000 dolar kullanabilme yetkisi istiyo-
rum…

1. ABD Baßkan› Truman için Türkiye neden önemli? 4 Baßbakan Adnan Menderes ve NATO Türkiye Daimi
2. Truman için Türkiye’ye sa¤lanacak parasal yard›m›n Delegesi Büyükelçi Selim Sarper, Avrupa Müttefik Kuvvetleri
ißlevi ne olacakt›r? Yüksek Komutan› General Norstad ile, 1959.
3. Bu belge hangi aç›dan So¤uk Savaß’›n yans›mas› olarak
de¤erlendirilebilir? 5 Tek yol Amerika!

Dünyan›n bugün her bak›mdan en kuvvetli, en ileri ve en demokrat


devleti olan Amerika, Yak›n ve Ortado¤u’da demokrasinin kalesi
olan milletimizi kuvvetlendirme karar› vermißtir. Millî müdafaam›z›
takviye için milyonlarca dolar k›ymetinde silah ve malzeme veriyor.
Bunlar›n kullan›ß usullerini ö¤retmek için mütehass›slar gönderiyor.
Yollar›m›z› süratle yapmak, ziraatimizi modern vas›talarla gelißtir-
mek, kara ve deniz ulaßt›rma vas›talar›m›z› ço¤altmak yolunda kredi-
ler aç›yor, mütehass›slar›n bilgi ve ihtisas›ndan faydalanmam›z› te-
min ediyor... Bir harikalar diyar› olan Amerika’n›n bilgi ve ihtisas›n-
dan tam olarak faydalanmak, memleketimizi süratle yenileßtirmek ve
kalk›nd›rmak için tutaca¤›m›z tek yoldur.
Abidin Daver, “Devlet makinas›n›n ›slah›”,
Cumhuriyet, 20 A¤ustos 1948.

Yukar›daki al›nt›da ABD nas›l tasavvur edilmektedir?


Amerika’n›n bir "hay›rsever örgütü" gibi görülmesi
inand›r›c› olabilmekte mi?
3 Kore’de bir muharebe s›ras›nda Türk askerleri.

297
III. Toplumsal ve siyasal huzursuzluk
A. Ekonomik krizin etkisi Belge 1
S Ö Z L Ü K
n 1950’lerin ortas›nda baßlayan ekonomik yavaßlama, durgunluk ve giderek ortaya ç›-
* Garanti Antlaßmas› kan kriz belirtileri, DP iktidar›n› sarsmaya baßlam›ßt›. Özellikle kentlerin sabit gelirli ça-
l›ßanlar› için enflasyon ciddi bir sorun olußturuyordu. Gerçek ücretlerin düßmesiyle iß-
çi, memur, subay, üniversite ö¤retim üyesi gibi sabit gelirli meslek gruplar› bu gelißme-
den olumsuz etkilenmißti. Sanayiciler de tar›ma çok fazla kaynak aktar›ld›¤›n› ileri sü-
rüyorlar, plans›z ve programs›z ekonomiden ßikayet ediyorlard›.

B. 6-7 Eylül olaylar› Belge 2, 3 ve 4

n Toplumsal huzursuzlu¤u göstermesi aç›s›ndan tarihimize "6-7 Eylül Olaylar›" olarak


geçen olaylar son derece ilginçtir. Bu olaylar 1955 yaz›nda K›br›s sorununun Türkiye’nin
gündemini iyiden iyiye ißgal etmesiyle baßlad›. Siyasal ve ekonomik yönden s›k›ßan DP
iktidar› bir yandan K›br›s meselesini gündeme getirerek kamuoyunun dikkatini bu so-
runa yönlendirmeye u¤raß›yor, di¤er yandan ‹ngiltere’nin girißimiyle Londra’da düzen-
lenecek olan ve Türkiye ile Yunanistan’›n da kat›laca¤› K›br›s konusundaki toplant› ön-
cesi d›ß dünyaya Türk halk›n›n bu konuda çok duyarl› oldu¤unu göstermeye çal›ß›yor-
du. Bir ‹stanbul gazetesinde Atatürk’ün Selanik’teki evinin bombaland›¤› haberinin ç›k-
mas› üzerine, ‹stanbul ve ‹zmir gibi büyük ßehirlerde olaylar patlak verdi. Rum köken-
li ve gayrimüslim vatandaßlar›n ißyerlerine, evlerine, kilise ve mezarl›klar›na sald›r›lar
düzenlendi. Örne¤in ‹stanbul’un Beyo¤lu semti neredeyse savaß alan›na döndü. Ancak
ilginç olan, baßlang›çta yaln›zca Rumlar› hedefleyen bu sald›r›lar›n giderek yoksulla-
r›n müslüman olmayan zenginlere karß› öfkesine dönüßmeye baßlamas›yd›. Uzun bir
süre müdahalede bulunmayan ordunun nihayet akßam saatlerinden itibaren devreye
girmesiyle olaylar yat›ßt›, ama 6-7 Eylül’de yaßananlar›n izleri kal›c› oldu.

n Olaylar› kimin baßlatt›¤› kesinlik kazanmad›ysa da, hükümetin bu ißin arkas›nda ol-
du¤una dair çok güçlü bulgular oldu¤u söylenegelmißtir. ‹stanbul, ‹zmir ve Ankara’da
olaylar›n ard›ndan s›k›yönetim ilan edildi ve hükümet her yönden ßiddetli eleßtiri-
lere maruz kald›. Oysa Baßbakan Menderes her gün bas›nda boy gösterip ülkede daha
önce görülmemiß bir ekonomik refah oldu¤undan dem vuruyordu. Ancak gerçekler ül-
kede ekonominin giderek bozuldu¤unu, yoksullu¤un da h›zla artt›¤›n› gösteriyordu.
Sonuçta, d›ß politikayla ilgili olarak baßlayan bu olaylar h›zla bir iç politika malzemesi-
ne dönüßtü ve Menderes k›sa bir süre sonra kabinesini de¤ißtirmek zorunda kald›.

1 Fiyat art›ßlar› C. Toplumsal muhalefetin yükselißi Belge 1, 5 ve 6


(1950 = 100)
n DP, 1950’lerin sonunda arkas›ndaki toplumsal deste¤i büyük ölçüde kaybetmeye
1955 1956
baßlad›. Nüfusun ço¤unlu¤unu olußturan k›rsal kesim büyük ölçüde hâlâ DP’yi destek-
lemeye devam etse de, kentlerdeki destek giderek azald›. Özellikle 1958 sonras› ekono-
‹stanbul mik krizin derinleßmesiyle kentlerdeki kitlelerde büyük bir hoßnutsuzluk baß gösterdi.
174,6 228,7 Enflasyonun artmas›yla çal›ßan kesimlerin gerçek ücretleri düßüyor, sanayiciler kaynak-
(333 madde)
lar›n a¤›rl›kl› olarak tar›msal kesime ayr›ld›¤›ndan ßikayet ediyorlard›. DP yanl›s› siya-
setçi ve ayd›nlar›n cumhuriyet ilkelerini esnek ve gevßek bir ßekilde yorumlamalar› ise
Ankara
175,8 232,7 ayd›nlar›n bir bölümü aç›s›ndan özellikle kültürel anlamda bir ihanet gibi alg›lan›yor-
(327 madde)
du. Özellikle üniversiteli gençlik taraf›ndan s›k s›k hükümet aleyhine gösteriler dü-
Kaynak: Cumhuriyet, 2 May›s 1956. zenleniyor, ülke h›zla bir kaosun eßi¤ine sürükleniyordu.

298
2 K›br›s Cumhuriyeti’nin do¤ußu.

1923 Lozan Antlaßmas› ile yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetimini


‹ngiltere’ye b›rakt›¤› K›br›s adas›n›n yasal konumu, 1950’li y›llardan
itibaren pek çok ülkenin taraf oldu¤u anlaßmazl›klara yol açm›ßt›r.
Adada yaßayan Türk ve Rum halklar› aras›nda eßitlik sorunu, Türki-
ye’yi bu konuda harekete geçmeye zorlam›ßt›r. Bu çerçevede
1955’de Londra’da yap›lan toplant› ile Türkiye, ‹ngiltere ve Yunanis-
tan aras›nda sorunu çözmek üzere ilk ad›m at›lm›ßt›r. K›br›s’›n ba-
¤›ms›zl›¤›n› kazanmas› ve iki halk›n konumlar›n›n belirlenmesi ise
1959 y›l›nda yap›lan Zürich ve Londra konferanslar›n›n sonuçlar›
do¤rultusunda gerçekleßmißtir. 19 Þubat 1959 tarihinde Londra’da
adan›n Rum ve Türk temsilcilerinin de kat›l›m›yla çeßitli ilkeler sap-
tanm›ßt›r. Bu çerçevede ne Yunanistan ve K›br›s Rumlar›n›n birleßme-
si hedefi (Enosis) ne de Türkiye’nin adan›n iki bölgeye ayr›lmas› yak-
laß›m› (taksim) kabul edilmißtir. ‹ki toplumun eßitli¤ine ve ortakl›¤›-
na dayanan federal K›br›s Cumhuriyeti’nin anayasas›n›n haz›rlan-
mas› kararlaßt›r›lm›ß, kurulacak cumhuriyetin ileride bir baßka devlet- 3 Cumhurbaßkan› Baßpiskopos Makarios ve
le birleßmesi ya da bölünmesi yasaklanm›ßt›r. Bu durumun bir ittifak Baßkan Yard›mc›s› Faz›l Küçük, Türk Alay›n› ziyaret ediyorlar.
antlaßmas› ile kesinleßmesi planlanm›ßt›r. Ayr›ca K›br›s’›n ba¤›ms›zl›-
¤›n›, toprak bütünlü¤ünü ve anayasan›n uygulanmas›n› güvence al- 5 "On ‹kiye Çeyrek Var".
t›na almak için bir Garanti Antlaßmas›* yap›lmas› da öngörülmüßtür.
Garantörlük, Türkiye, ‹ngiltere ve Yunanistan’a, gerekli gördükleri [1959 y›l›n›n] en önemli bas›n davas›, 1960’a da sarkan "Pulliam da-
durumlarda adaya askeri müdahale yapma hakk›n› vermektedir. Ada valar›"yd›. Ünlü Amerikal› gazeteci Eugene Pulliam, 1958’deki Türki-
halklar›n›n temsilcilerinin anayasan›n kesin biçimini onaylamalar›n- ye ziyaretinden sonra "On ‹kiye Çeyrek Var" adl› bir yaz› yazm›ß ve
dan sonra imzalanan ve yürürlü¤e giren antlaßmalar ile K›br›s Cum- bu yaz›, baßta Indianapolis Star olmak üzere 72 Amerikan gazetesin-
huriyeti ilan edilmißtir (16 A¤ustos 1960). Ancak, cumhuriyetin iki de yay›mlanm›ßt›. Pulliam yaz›s›nda Türkiye’deki politik gelißmeleri
toplumlu yap›s›, Rum ve Türk halklar›n›n ortak ve eßitlikçi bir yaßam "tehlikeli" olarak niteliyor ve eleßtiriyordu. Yaz› Türkçe’ye çevirilerek
anlay›ß› gelißtirememeleri nedeniyle k›sa sürede sorunlar yaratmaya Dünya, Ulus, Vatan ve Kervan gazeteleri ile Kim ve Alt›ok dergilerin-
baßlam›ßt›r. de yay›mlan›nca, Baßbakan Menderes yaz›y› basan gazete ve dergi-
ler hakk›nda kovußturma yap›lmas› için harekete geçti... [Ç]ok say›-
1. 1950’li y›llarda K›br›s sorununa ilißkin farkl› da gazeteci çeßitli hapis ve para cezalar›na çarpt›r›ld›; yaz›y› yay›mla-
çözüm önerileri nelerdi? yan dergi ve gazeteler hakk›nda bir aydan az olmamak üzere kapat-
ma kararlar› verildi.
2. 1960’da kurulan K›br›s Cumhuriyeti hangi esaslar
"Pulliam Davalar›", Cumhuriyetin 75 Y›l›, cilt II (‹stanbul, 1998).
gözetilerek kurulmußtur?

4 7 Eylül 1955 sabah› ‹stiklâl Caddesi. 6 28 Nisan 1960 günü ‹stanbul Üniversitesi.

299
D. Ordu içinde huzursuzluk Belge 1, 2, 3, 4 ve 5

n DP döneminde gerek ekonomik aç›dan gerekse toplumsal statü aç›s›ndan en çok


kaybeden kesimlerin baß›nda devlet memurlar›, dolay›s›yla da ordu mensuplar› ge-
liyordu. Oysa 1920’lerden 1940’lara, memurluk ve subayl›k en az›ndan toplumsal statü
aç›s›ndan oldukça sayg›n ve hep avantajl› bir meslek olmußtu. Gerçi ‹kinci Dünya Sava-
ß›’n›n zor y›llar›nda ordu mensuplar›n›n da durumu son derece kötüleßmiß, buna tepki
olarak subaylar aras›nda da DP epey yandaß bulabilmißti. Ancak, ‹smet ‹nönü’nün ta-
rihsel kißili¤i dolay›s›yla ordunun üst katmanlar›nda CHP’nin etkisi çok belirgindi. Bu
yüzden de DP’nin iktidara geldi¤i ilk günlerde ordunun üst kademesinde birçok de¤i-
ßikli¤e gidilmißti. Amaç, CHP’ye yak›nl›¤›yla tan›nan üst düzey subaylar› görevlerin-
den uzaklaßt›rmakt›.

n 1950’lerde memur ve subaylar›n durumu, özellikle ekonomik aç›dan dramatik bir ße-
kilde kötüye gitti. Herßeyden önce enflasyon ordu mensuplar›n› güç durumda b›rak›-
yordu. Menderes hükümeti önceli¤i yol, su, elektrik gibi altyap› çal›ßmalar›na, endüst-
riyel ve tar›msal gelißmeye verdi¤inden, orduya bütçeden yeterli kaynak sa¤lanm›yor-
du. Bütün bunlara DP’nin ideolojik olarak cumhuriyet ilkelerine ihanet etti¤i kan›s› da
eklenince, orduda DP karß›t› bir hava egemen olmaya baßlad›, ülke içinde artan siyasal
kutuplaßma orduya da s›çrad›. 1950’lerin ortalar›ndan itibaren subaylar aras›nda DP
iktidar›n› devirmek için birbirinden habersiz birçok gizli örgüt kuruldu. 1960 y›l›na
do¤ru orduda iktidar› devirme yolunda örgütlenmeler giderek olgunlaßt› ve subaylar
27 May›s 1960’da ülke yönetimine el koydular.

Albay Alpaslan Türkeß, 27


1
May›s 1960 günü saat
15:00’de Genelkurmay
Baßkanl›¤›’nda yap›lan
bas›n toplant›s›nda.

Bir gazeteci: "Bu sabahki harekât› nas›l


tafsil edebilirsiniz? Bir darbe-i hükümet mi
olmußtur, yoksa Anayasa’ya dönüß mü ba-
his konusudur?"
Alpaslan Türkeß: "Yürürlükteki Anayasa
idare taraf›ndan çi¤nenirse o idarenin
meßruiyeti ßüpheye düßer. Onun için biz
birkaç seneden beri memlekette Anaya-
sa’n›n ihlal edildi¤ine ßahit olduk. Fakat
sab›rla bekledik ve içten temenni ettik ki,
bu yol parlamenter nizam içinde Meclis’te
halledilsin. Son bir ayl›k hadiseler memle-
kette büyük üzüntüye sebep oldu ve de-
mokrasi hayat›m›z bir ç›kmaza girdi. Fakat
bütün ümit ve beklememize ra¤men Par-
lamento’da bunun düzelmesine gidilmedi.
Diktatörlü¤e gidilece¤inden bütün memleket endißeye düßtü ve bu hal ayr› partilere men-
sup vatandaßlar›n münasebetlerini de güç hale soktu. Bu durum karß›s›nda memleketin ve
milletin iç ve d›ß tehlikelerden korunmas› sorumlulu¤unu üzerinde taß›yan Türk Silahl› Kuv-
vetleri, kötü ßekilde yürütülen bu iç mücadelenin memleketin d›ß emniyetini de tehlikeye
soktu¤unu gördü. Bunun hem Orta Do¤u bölgesinde sulh ve sükunu temin, hem de Ana-
yasa’n›n her türlü tesirden azade bir hale getirilmesi maksad›yla Türk Silahl› Kuvvetleri ken-
di sorumlulu¤u dahilinde düzeltmeye karar verdi."
Cumhuriyet, 28 May›s 1960.

300
2 Türk Silahl› Kuvvetleri’nin
27 May›s 1960 tarihli bildirisi.

Dikkat... Dikkat... Muhterem vatandaßlar,


Radyolar›n›z›n baß›na geçiniz. Güvendi¤iniz Silahl› Kuvvetlerinizin se-
si bir dakika sonra sizlere hitap edecektir.
Bugün demokrasimizin içine düßtü¤ü buhran ve son müessif hadise-
ler dolay›s›yla ve kardeß kavgas›na meydan vermemek maksad›yla,
Türk Silahl› Kuvvetleri memleketin idaresini eline alm›ßt›r.
Bu harekete Silahl› Kuvvetlerimiz, partileri içine düßtükleri uzlaßmaz
durumdan kurtarmak ve partiler üstü tarafs›z bir idarenin nezaret ve
hakemli¤i alt›nda en k›sa zamanda adil ve serbest seçimler yapt›ra-
rak idareyi hangi tarafa mensup olursa olsun seçimi kazananlara de-
vir ve teslim etmek üzere girißmiß bulunmaktad›r. Girißilmiß olan bu
teßebbüs hiçbir ßahsa veya zümreye karß› de¤ildir. ‹daremiz hiç kim- 3 DP önderlerinin Yass›ada’da durußmaya götürülüßleri.
se hakk›nda ßahsiyete müteallik tecavüzkâr bir fiile teßebbüs etme-
yece¤i gibi, edilmesine de asla müsamaha etmeyecektir. Kim olursa
olsun ve hangi partiye mensup olursa olsun, her vatandaß kanunlar
4 Kütahya’dan Eskißehir’e...
ve hukuk prensipleri esaslar›na göre muamele görecektir. Bütün va-
[...] Kütahya’daki Hava Er E¤itim Tugay›’na telefon edilerek "Mende-
tandaßlar›n, partilerin üstünde, ayn› milletin ayn› soydan gelmiß ev-
res ve maiyetindekilerin bir hadiseye mahal verilmeden Tugay’a geti-
latlar› olduklar›n› hat›rlayarak ve kin gütmeden birbirlerine karß› hür-
metle, anlay›ßla muamele etmeleri, ›st›raplar›m›z›n dinmesi ve millî rilmesi ve muhafaza alt›na al›nmas›" emredildi. Biraz sonra Binbaß›
varl›¤›m›z›n selameti için zarurî görülmektedir. Kabineye mensup M. Ali Biltan’›n idaresindeki C-47 tayyaresiyle Kütahya’ya do¤ru ha-
ßahsiyetlerin Türk Silahl› Kuvvetlerine s›¤›nmalar›n› rica ediyoruz. valand›k. Vazifeyi almak için, birkaç yolcu tayyarelik gönüllü subay
Þahsî emniyetleri kanun teminat› alt›ndad›r. vard›, fakat bu arzuyu yerine getirmeye imkan yoktu. [...] Hepimizde
ikißer tabanca ve yaln›z bir genç subayda makinal› tüfek vard›.
Müttefiklerimize, komßular›m›za ve bütün dünyaya hitap ediyoruz.
Gayemiz Birleßmiß Milletler Anayasas›’na ve insan haklar› prensiple- Tayyarede, bütün subaylar› toplad›m ve ne ßekilde hareket edece¤i-
rine tamam›yla riayettir. Büyük Atatürk’ün "Yurtta Sulh Cihanda mize dair kendilerine talimat verdim. Meydana indi¤imiz zaman, Tu-
Sulh!" prensibi bayra¤›m›zd›r. Bütün ittifaklar›m›za ve taahhütlerimi- gay Komutan› Alb. Süleyman Demet ve Vilayet Jandarma Komutan›
ze sad›k›z. NATO’ya inan›yoruz ve ba¤l›y›z. CENTO’ya ba¤l›y›z. Tek- Albay Hamdi Alkan taraf›ndan karß›land›k. Alb. Demet, Menderes ve
rar ediyoruz: Düßüncelerimiz, yurtta sulh, cihanda sulhtur. Türkiye maiyetindekilerin kendi odas›nda oldu¤unu söyledi. Ben ve beraber
dahilinde bütün garnizonlardaki garnizon komutanlar› o yerin mülkî gelen subaylar derhal binaya girerek üst kattaki odaya ç›kt›k.
ve askerî idaresine el koyacaklar ve vatandaßlar›n her hususta emni-
Odaya girdi¤im zaman A. Menderes, Tahsin Yaz›c› ve Zihni Üner
yetini sa¤layacaklard›r.
odan›n ortas›nda ayakta, H. Polatkan kumandan›n masas› yan›nda
Ümit Özda¤, Menderes Döneminde Ordu-Siyaset ‹lißkileri ve telefonla görüßmek üzereydi. Ben ve yan›mdakiler, odadakilere as-
27 May›s ‹htilali (‹stanbul, 1997). kerce selam verdik.
A. Menderes bana do¤ru ilerledi. Elimi s›kt› ve vaziyet nedir, gibiler-
den baß›n› bir tarafa e¤erek bakt›, bekledi... Kendisine "Silahl› Kuv-
vetler memleket idaresini ele ald›, benim vazifem sizi Eskißehir’e gö-
türmektir" dedim. Biraz duralad›... "Yani beni tevkif mi ediyorsu-
nuz?" sualini sordu. "Sizi emniyet alt›na alarak Eskißehir’e götürece-
¤im" cevab›n› verdim. "Suçum nedir?" dedi. "Ben size suç izafe et-
mekle vazifeli de¤ilim" dedim. [...]
A. Menderes, hepimizin yüzüne teker teker bak›yor, sanki tesir alt›-
na almaya çal›ß›yordu. "Müsaade ederseniz, ben arkadaßlar›mla isti-
ßare edeyim" dedi. "Buyrun, edin" cevab›n› verdim. Odadan ç›kma-
m›z› arzu eden bir halleri vard›. Alb. Þ. Saybaßl› da bana, "ç›kmaya-
l›m" ißaretini veriyordu. Biz oday› terk etmeyince konußmaktan vaz-
geçtiler. Üste¤m. Erhan Suar ilerledi ve kendilerine, "tayyareye bine-
cekleri için üzerlerinde silah aramas›" yapaca¤›n› söyledi. Üzerlerin-
de silah ç›kmad›.
Muhsin Batur, An›lar ve Görüßler (‹stanbul, 1985).

5 27 May›s 1960 günü ‹stanbul Beyaz›t Meydan›.

301
IV. Yeni bir dönemin eßi¤inde
A. Ordu içinde görüß ayr›l›klar› Belge 1 ve 2
S Ö Z L Ü K
n 1960 darbe*sinin en belirgin özelliklerinden biri, darbenin ordudaki emir komuta zin-
* Darbe cirinin d›ß›nda, büyük ölçüde alt ve orta rütbedeki subaylar›n hareketi olarak gerçekleß-
* Anayasa Mahkemesi mesiydi. Gerçi Orgeneral Cemal Gürsel hareketin liderli¤ine getirilmißti; ancak söz ko-
* Halkoylamas› nusu alt ve orta rütbedeki subaylar›n a¤›rl›¤› dikkat çekiciydi. Öte yandan, subaylar
* Güçler ayr›l›¤› aras›nda darbenin hemen sonras›nda ciddî bir farkl›laßma ortaya ç›kt›. "Radikaller" ola-
* Özerkleßtirme rak adland›r›lanlar demokratik sisteme uzun bir süre sonra dönülmesini, "›l›ml›lar" ise
* ‹ki meclisli yasama sistemi seçimlerin bir an önce yap›lmas›n› istiyorlard›. Sonuçta, Ankara radyosunda askerlerin
yönetime el koydu¤unu duyuran konußmay› yapan Albay Alparslan Türkeß gibi radi-
kaller k›sa bir süre sonra tasfiye edildi ve yeni bir anayasa haz›rlanarak yeniden seçim-
lere gidilmesi görüßü ordu içinde a¤›rl›k kazand›. Amaç, Türkiye’de kökten bir ku-
rumsal dönüßüm yaratmakt›. Bunun için de ilk ad›m olarak içinde subaylar›n a¤›rl›kl›
olarak temsil edildi¤i Milli Birlik Komitesi kuruldu ve ülkedeki gerçek iktidar bu ko-
miteye geçti.

B. DP’nin tasfiyesi Belge 3 ve 4

n 27 May›s hareketinin karß›laßt›¤› en çetin güçlüklerden biri de, eski DP liderlerine ne


yap›laca¤› sorusuydu. DP’nin önde gelenleri tutuklanm›ß ve Yass›ada’da gözetim alt›na
al›nm›ßlard›. Daha sonra tarihe ünlü Yass›ada Davalar› olarak an›lacak davalar baßlad›.
Bunlar›n sonunda, DP’nin üç önemli ismi Baßbakan Adnan Menderes, D›ßißleri Bakan›
Fatin Rüßtü Zorlu ve Maliye Bakan› Hasan Polatkan mahkemece idam cezas›na çarpt›-
r›ld›lar. Cumhurbaßkan› Celal Bayar ise yaß haddi nedeniyle bu uygulamaya maruz kal-
mad›. 1960’da yaßanan bu altüst oluß, Cumhuriyet tarihimizde askerî darbeler ve siya-
sal idamlar döneminin de baßlang›c› oldu.
B‹YOGRAF‹
1 Cemal Gürsel
(1895-1966)
C. 1961 Anayasas›
n 27 May›s 1960 darbesinin ülkeye getirdi¤i en radikal düzenleme hiç kußkusuz
Askeri ö¤renci 1961’de halkoylamas›* ile kabul edilen yeni anayasad›r. 1961 Anayasas› çeßitli aç›lardan
iken kat›ld›¤›
son derece önemliydi. Bu anayasayla güçler ayr›l›¤›* ilkesi derinleßtiriliyor, yürütmenin
Birinci Dünya
Savaß› ve Milli Mücadele’den son-
gücünü azaltacak, s›n›rlayacak çeßitli önlemler getiriliyordu. Örne¤in hükümet karß›-
ra, Harp Akademisi’nden 1929’da s›nda bir kuvvet olabilecek Anayasa Mahkemesi* kuruldu, üniversiteler ve TRT gibi ku-
mezun oldu. 1946’da tu¤general, rumlar özerkleßtirildi*. Ayr›ca millet meclisinin yan›nda seçkinlerden olußan bir senato
1957’de orgeneral, 1958’de de Kara kurularak iki meclisli yasama sistemi*ne geçildi. Bas›n yay›n, insan haklar› gibi konularda
Kuvvetleri Komutan› oldu. 1960’›n önemli at›l›mlar gerçekleßtirildi. Amaç, seçilmißlerin, yani siyasetçilerin güçlerini s›n›r-
nisan ay›nda Millî Savunma Ba-
lamakt›. Sonuçta yeni anayasa, gelecek için bir öngörüden çok, DP dönemi uygulama-
kanl›¤›’na yazd›¤› uyar› mektubu
nedeniyle emekliye sevkedilmek lar›na tepkiyi dile getiriyordu. DP gibi halk›n büyük ço¤unlu¤unun deste¤ini alsalar
üzereyken 27 May›s darbesini ya- bile, siyasal partilerin gücünün k›r›lmas› öngörülüyor, özellikle de k›rsal nüfusun siya-
pacak olan Millî Birlik Komite- sal partiler üzerindeki etkisinin azalt›lmas› hedefleniyordu. Bir anlamda 1960 hareketi
si’nin baßkanl›¤›na geldi. 27 Ma- k›rsal ve kentsel ç›karlar›n çat›ßmas›n› simgeliyor, kentsel az›nl›¤›n haklar›n› ve ç›karla-
y›s’tan sonra MBK Baßkan› s›fat›y-
r›n› gözetmeye çal›ß›yordu. Sonuçta o y›llar›n Türkiyesi’nde oy verenlerin ezici ço¤un-
la hükümet baßkanl›¤›, 1961’den
itibaren de Türkiyenin dördüncü lu¤unu hala köylüler olußturmaktayd›. Kültürden e¤itime, iktisat politikalar›ndan siya-
cumhurbaßkan› oldu. Bu görevi- sete kentsel Türkiye’nin ç›karlar› öne ç›kar›lacak, örne¤in sanayi kesimine özel bir önem
ne, rahats›zl›¤› nedeniyle TBMM veren iktisat politikalar› gündeme getirilecekti. Ancak 1961 Anayasas›’n›n getirdi¤i öz-
taraf›ndan 28 Mart’ta 1966’da son gürlük ortam›, sendikalar ve sol hareketler gibi farkl› sosyal ve düßünsel gruplar›n
verilen Gürsel, ayn› y›l›n 14 Ey- da siyaset meydan›na ç›kmas›n› sa¤layacak, 1960 ve 1970’lerde biraz da bunlara tep-
lül’ünde tedavi edildi¤i Gülhane
ki olarak gelißen siyasal çalkant›lara yol açacakt›. Bu nedenle birçok siyasetçi 1961
T›p Akademisi’nde öldü.
Anayasas›’n›n ülkeye "lüks" oldu¤unu söylediler ve anayasay› de¤ißtirmeye çal›ßt›lar.

302
2 Millî Birlik Komitesi bas›n toplant›s›nda.

4 Do¤ru bir suçlama, yanl›ß bir yarg›lama.

Bugün ayd›nlara düßen vazife, tarihte bir benzerine rastlanmayacak


kadar mükemmel baßlayan bu "âdil ihtilal"in gölgelenmesine, baz›
ihmaller yüzünden h›z›n› kaybetmesine mani olmakt›r... Hareket
noktam›z, 27 May›s kurtuluß zaferinin hukukî ve sosyal mahiyeti
hakk›nda do¤ru bir k›ymet hükmü vermek olmal›d›r. Anayasa Ko-
misyonu’nun raporunda ve Türk Hukuk Kurumu’nun onu destekle-
yen yaz›s›nda belirtildi¤i üzere, 27 May›s darbesi çoktan gayr›meßru
bir zulüm çetesi ve bir menfaat ßebekesi (yani hukuk d›ß› bir kaba
kuvvet) haline gelmiß olan eski iktidar›n tasallutundan milleti kurtar-
mak için hak ve hukuk istikametinde yap›lan bir hamledir. Yüzy›llar-
d›r, bütün demokrasilerde ve insan haklar› beyannamelerinde tan›-
nan "milletlerin zulme mukavemet ve ihtilal hakk›"n›n en mükem-
mel bir surette tatbik edilißidir. Bu hükme varabilmemizin kaç›n›lmaz
ßart›, daha önceki iktidar›n anayasay› ve medenî bütün âlemde ha-
kim olan ana haklar› çi¤nemek suretiyle, en büyük suçu ißlemiß siya-
set zorbalar› oldu¤unu kabul etmektir. Bu hükümde, sat›lmam›ß her
Türk hukukçusu müttefiktir. O halde 26 May›s günü bile bu zulüm
makinesinin içinde vazife alan, yani DP grubundan istifa etmemiß
olan her milletvekilinin aleyhinde bir "suçluluk karinesi" mevcuttur.
Yap›lacak insafl› ve tarafs›z bir muhakeme neticesinde suçsuzluklar›
meydana ç›k›ncaya kadar, DP grubuna dahil olan her mebusun, mil-
letvekili yeminine ihanet etmiß ve hiç de¤ilse Ceza Kanunu’nun 146.
maddesindeki en a¤›r suçu ißlemiß bir ßah›s olarak kilit alt›nda bulun-
durulmas› gerekir.
Muammer Aksoy, "En Büyük Tehlike: Yersiz Ac›ma Hissi",
Forum, 1 Haziran 1960.
3 Yass›ada durußmalar›.

303
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM
TAR‹HLER
n Ço¤unlukçu seçim sistemi ve nisbî seçim sistemi
Ocak 1946: DP’nin kurulußu Ço¤unlukçu seçim sistemi, bir seçim çevresinde ço¤unlu¤u elde eden siyasal partinin
21 Temmuz 1946: Seçimler o seçim çevresindeki milletvekilliklerinin tümünü almas›n› öngören bir seçim sistemidir.
Mart 1947: Türkiye’nin IMF’ye Genellikle büyük ve güçlü siyasal partilerin lehine ißler.
kat›lmas› ve Truman Doktrini’nin Nisbî seçim sistemi ise, her siyasal partinin seçime kat›ld›¤› seçim çevresinde elde etti¤i
aç›klanmas›
oy oran›nda milletvekili ç›karmas› esas›na dayan›r. Bu sisteme göre, bir seçim çevresinde
14 May›s 1950: Seçimler
ço¤unlu¤u elde etme ßans› bulunmayan küçük partiler de parlamentoya temsilci
Þubat 1952: Türkiye’nin NATO’ya girißi
gönderebilirler.
2 May›s 1954: Seçimler
1955: "6-7 Eylül Olaylar›" n Tek parti dönemi ve tek parti iktidar›
27 Ekim 1957: Seçimler Tek parti dönemi, Türkiye’nin siyaset sahnesinde, iktidardaki Cumhuriyet Halk
A¤ustos 1958: Stabilizasyon kararlar›; Partisi’nden baßka bir partinin bulunmad›¤› 1931-1945 y›llar›n› kapsayan zaman
devalüasyon dilimine verilen add›r. Ancak, yürürlükte olan 1924 Anayasas› baßka partilerin
27 May›s 1960: Askerî darbe kurulmas›n› yasaklamad›¤› için, bu dönemde,
9 Temmuz 1961: Yeni anayasan›n örne¤in Sovyetler Birli¤i’nde oldu¤u gibi, bir Milletvekili seçimleri
halkoyuna sunulmas› Millet Meclisi
tek parti iktidar›ndan söz edilemez. Nitekim 1945
ve 1946’da yeni partiler kurulurken herhangi bir
anayasa de¤ißikli¤i de gerekmemißtir.

n Seçim ve halkoylamas›
Seçim, oylama yoluyla yasama meclisinin, halkoylamas›
baz› ülkelerde devlet baßkan›n›n (ABD, Fransa...) evet
hay›r
ya da yerel yöneticilerin (belediye baßkan›, il genel
meclisi...) belirlenmesi amac›yla yap›l›r. kat›lmayanlar
Halkoylamas› ise, halk›n kendisine
sorulan bir soruyu genel oy ile “evet”
ya da “hay›r” biçiminde cevapland›rmas›d›r.

YARARLI B‹YOGRAF‹LER
s. 68 ve 290 s. 291 s. 293

‹smet Celal Bayar Adnan


ÖNEML‹ ‹nönü (1883-1986) Menderes
KISALTMALAR (1884-1973) (1899-1961)

• CHP : Cumhuriyet Halk 1950-1960 y›llar›nda Türkiye’nin Demokrat Parti’nin


muhalefet lideri. 3. cumhurbaßkan›. karizmatik baßbakan›.
Partisi
• DP: Demokrat Parti s. 295 s. 302
• MP: Millet Partisi
Kas›m Cemal Gürsel
• CMP: Cumhuriyetçi Millet
Gülek (1895-1966)
Partisi
(1910-1996)
• HP : Hürriyet Partisi
• MBK : Millî Birlik Komitesi 1950-1959 y›llar›nda MBK Baßkan› ve
CHP Genel Sekreteri. Türkiye’nin 4. cumhurbaßkan›.

304
belge incelemesi

Menderes Hükümeti’nin
program› (1950)
Þimdiye kadar verdi¤imiz izahattan anlaß›lm›ß olacakt›r ki, iktisâdi ve mali görüßlerimizin esas› bir taraftan
devlet müdahalelerini asgariye indirmek di¤er taraftan iktisâdi sahada devlet sektörünü mümkün oldu¤u
kadar daraltmak ve buna emniyet vermek suretiyle hususi teßebbüs sahas›n› mümkün oldu¤u kadar geniß-
letmek diye ifade olunabilir. Bu esaslar›n takibinden do¤acak ilk neticelerden biri devlet tesis ve ißletmeci-
li¤ini tabiat› ve mahiyeti icab› olarak yaln›z ve yaln›z hususi teßebbüs ve sermayenin hiçbir suretle ele ala-
mayaca¤› ißlere ve bir de ayn› zamanda amme hizmeti mahiyetinde olan iktisâdi ißlere hasretmek olacakt›r.
Çünkü bize göre hususi mülkiyet ve ßahsi hürriyete dayanan bir iktisat rejiminde, iktisâdi sahan›n as›l ola-
rak ferde veya ßirket halinde hususi teßebbüse ait olmas› laz›md›r.
Devletin do¤rudan do¤ruya iktisâdi teßebbüslere girißmesi, naz›m veya murakabeci olarak iktisâdi sahada
üzerine vazifeler almas› ancak bir istisna teßkil etmeli ve ancak kati zaruret haline inhisar etmelidir.
...
Nüfusumuzun yüzde sekseni zirâatle meßgul bulunmakta, Türkiye’de zirâat milli ekonominin ticaretimizin
ana kayna¤›n› teßkil etmektedir. Bunun içindir ki milli gelirin artmas› ve her sahada kalk›nman›n ana ßart›
bu temelin kuvvetlenmesi suretiyle mümkün olabilecektir.
Zirâat›n iktisâdi bünyemizin temelini teßkil etti¤ini hiçbir zaman gözden uzak tutmayaca¤›z. Eski iktidar›n
yapt›¤› gibi gösterißçi ve pahal›ya mal olan bir devlet müessesesinin, karasaban ve ka¤n›n›n mahkumu olan Sorular
geri bir zirai bünye üzerine kurulamayaca¤›, kurulmak istendi¤i takdirde ise milli ekonomiyi takatsiz düßü-
rece¤i hakikati daima hesap olunmak laz›md›r. n 1. Belgeyi tan›t›n›z ve
Demokratik ink›lâb›m›z›n bugüne kadar elde edilmiß neticelerini mahfuz tutmakla kalmay›p, Anayasada va- belgenin haz›rland›¤›
tandaß hak ve hürriyetlerine ve millet iradesine dayanan istikrarl› bir devlet nizam›n› teminât alt›nda bu- (okundu¤u) siyasal ba¤lam›
lunduracak esasl› tadiller haz›rlay›p huzurunuza arz etmek karar›nday›z. Bunun sebebi, bugünkü Anayasa-
hat›rlat›n›z.
n›n kuvvetler birli¤i esas›na dayanmas› ve vatandaß hak ve hürriyetlerini kafi teminât alt›nda bulunduracak
müeyyidelerden mahrum olmak itibariyle millet hakimiyeti yerine tek parti hakimiyetinin kurulmas›na ma- n 2. DP, ekonomik politikada
ni olamam›ß bulunmas›d›r. Bununla muvazi olarak kanunlar›m›zda itiyatlar›m›zda ve telâkkilerimizde tek
parti devrinden arta kalan ne varsa tam olarak tasfiye edece¤iz. devletçili¤e nas›l bak›yor?
Bu cümleden olmak üzere, mesela matbuat ve ceza kanunlar›, memurin muhakemat kanunu gibi belli baß- n 3. Tar›m neden milli
l› antidemokratik hükümleri ihtiva eden kanunlar› ve mevzuat›m›z içinde yer yer tesadüf olunan buna mü-
masil hükümleri demokrasi ruhuna uygun tadillerle huzurunuza getirece¤iz. ekonominin temeli olarak
görülüyor?

TAVS‹YELER YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N


• Belgeyi dikkatle okuyun r Soru 1 r Soru 2
ve iyice tan›mlay›n: Bu,
siyasal bir belgedir. - Ne: Buradaki belge, yeni hükümetin güveno- Hükümet program›nda, devletin ekonomideki
Hükümet program›n›n yu almak için TBMM’ye sundu¤u ilk resmî bel- rolünü en aza indirmekten ve devlet sektörünü
ne oldu¤unu araßt›r›n. gedir. Hükümetin çeßitli konularda izleyece¤i daraltmaktan söz ediliyor.
• Adnan Menderes’i politikalarla ilgili bilgi vermektedir. - Yeni hükümet ekonomide devlete nas›l bir rol
tan›tmay›n, böyle bir - Ne zaman: Demokrat Parti, CHP’den ayr›lan biçiyor?
belgenin yazar› tek
bir grup milletvekili taraf›ndan ocak 1946’da - Özel girißimle ilgili neler öngörüyor?
bir kißi de¤ildir.
kuruldu. Temmuz 1946’da kat›ld›¤› ilk seçimleri
• Türkiye’de tek parti
kaybetti. Ancak, önemli bir örgütlenme çabas›y- r Soru 3
dönemi ile ilgili
bildiklerinizi toparlay›n. la siyasal alanda CHP’ye gerçek bir rakip oldu-
¤unu gösterdi. Artan rekabet ortam›nda, CHP - Konu 19’a bakarak Türkiye’nin o dönemdeki
• CHP’nin uygulam›ß
oldu¤u ekonomi tek parti döneminden kalma baz› politikalarda ekonomik yap›s›na ilißkin bilgi edinebilirsiniz.
politikalar›n› hat›rlay›n. önemli de¤ißiklikler yapmak zorunda kald›, ama - Nüfusun ekonomik sektörler aras›ndaki da¤›l›-
• Belgede ele al›nan farkl› 1950’de yap›lan seçimlerde a¤›r bir yenilgi ala- m› ile siyaset aras›nda ilißki kurabilece¤iniz gibi
konular› saptay›n. Teknik rak 27 y›ld›r elinde tuttu¤u iktidar› DP’ye teslim yeni bir zenginlik kayna¤›n›n ancak eldeki ser-
terimlerin tan›mlar›n› etti. Meclis’te ço¤unlu¤u elde eden DP, Adnan mayeden yola ç›k›larak yarat›labilece¤ini de
araßt›r›n.
Menderes baßbakanl›¤›nda hükümeti kurdu. unutmamal›s›n›z.

305
verilerle çal›ßma

Konu: Demokrat Parti


döneminde bas›n

2 Cumhuriyet gazetesi baßyazar› Nadir Nadi’ye


göre 1953 y›l›nda DP’nin bas›na ilißkin tavr›.

Daha üç buçuk y›l önce hürriyetçi bas›n› göklere ç›karan, onun yard›m›yla kuvvetlendi-
Sorular ¤ini aç›kça ilan eden, ißbaß›na gelir gelmez eski Bas›n Kanunu’nun zincirlerini koparan
r 1. Belgeleri tan›t›n›z. bir iktidar, ßimdi genel seçimlere ßunun ßuras›nda dört-beß ay kala birdenbire zihniyet
ve huy de¤ißtirsin, bu kolay kolay akla s›¤ar bir ßey de¤ildir… Yer yüzünde hem demok-
r 2. Belgelerde verilen bilgileri
rasi yapmak, hem de iktidar› incitmeden bir bas›n rejimini kurmak bugüne kadar hiçbir
izleklere göre seçiniz, s›n›fland›r›n›z ve
millete nasip olmam›ßt›r. Hür bas›n›n zararlar›n› önlemek u¤runa göze al›nan her tedbir,
karß›laßt›r›n›z. sonunda mutlaka o bas›ndan beklenen faydalar› da silip süpürmüß, yani hürriyeti yok et-
r 3. Belgelerden derleyece¤iniz mißtir.
bilgilerin yard›m›yla, yukar›daki Nadir Nadi, "Hangi Bas›n Rejimi?" Cumhuriyet, 8 Aral›k 1953.
konuyu tart›ßan bir sentez yap›n›z.

1 Bir gazeteciye göre 1946-1950


aras›nda bas›nla DP ilißkisi.

1946-50 y›llar›nda Türk bas›n›n›n manzaras› ßuy-


du: Zaman ilerledikçe muhalefeti destekleyen
gazetelerin say›s› gittikçe art›yordu. Artmamas›-
na da sebep yoktu. Zira muhalefet, düßüncede
ve eylemde her ßeyin en mükemmelini öne sürü-
yordu. Genellikle ayd›nlar demokrasinin bütün
nimetlerinin elde edilece¤i hayali ile etkilenmiß-
lerdi. Halk ise adalet ve eßitlik 盤l›klar› aras›nda,
sigaran›n beß kurußa içilece¤i, ßekerin ucuza ye-
nece¤i günleri düßünmeye baßlam›ßt›. Bas›n, mu- 3 24 May›s 1960 tarihli Cumhuriyet gazetesinin ön sayfas›.
halefetin hayallerini kamç›layan bütün propa-
DP iktidar› döneminde gazetelerde yay›nlanmas› yasaklanan haberlerden baz›lar›:
gandalara kollar›n› açarken biraz da kendisine
- Akßehir’in Çak›llar köyü ile Bisse köyü aras›ndaki su anlaßmazl›¤› yüzünden ç›kan, iki
güveniyordu. Teminatl› bir özgürlük düzeni için-
kißinin ölümü ve 60 kißinin tutuklanmas› ile biten olay (6 Kas›m 1956).
de, hür bas›n›n halk ad›na en mükemmel kontro-
- Malatya ßehir sinemas›nda Celal Bayar’a hakarette bulunan kißilerle ilgili haberler
lü kuraca¤›na inan›l›yordu. Onun için muhalefe-
(10 Ekim 1954).
te çok geniß bir kredi aç›lm›ßt›. ‹ktidara ise o öl- - Afyon kaçakç›l›¤› suçuna kat›lmaktan san›k Malatya Emniyet Amiri Recai Dayro¤lu
çüde hasis davran›l›yordu. ve arkadaßlar› hakk›ndaki haberler (4 Haziran 1955).
Sadun Tanju, "Türk Bas›n›," Vatan, 19 Aral›k 1959. - Ankara’da Küçük Esat’ta 27 A¤ustos 1956 günü bulunan kad›n cesediyle ilgili haber
(31 A¤ustos 1956).

306
4 Maddi yönden DP’nin bas›n› bask› alt›nda tutmas›n›n
göstergeleri.

Hükümetin gazetelere verdi¤i resmi ilanlar›n hükümet yanl›s›


Zafer gazetesiyle di¤er gazetelere oran›:

Y›l Zafer Di¤er gazeteler


1954 13.38 86.42 (toplam 44 gazeteye)
1955 11.31 88.69 (toplam 50 gazeteye)
1956 13.20 86.80 (toplam 53 gazeteye)
5 Forum dergisinde DP’nin radyoyu kullan›m›* ile ilgili bir
1957 12.34 87.66 (toplam 55 gazeteye)
okuyucu mektubu.
1958 10.46 89.54 (toplam 58 gazeteye)
1959 11.04 88.96 (toplam 63 gazeteye) 26 Nisan 1959 tarihine müsadif pazar gecesi… Mu¤la ve Köyce¤iz hava-
lisinde ßiddetli bir zelzele olmuß, yüzlerce ev y›k›lm›ßt›r… Pazar günü sa-
1 Temmuz 1950’den 31 Aral›k 1959’a kadar gazetelere verilen bah›n erken saatlerinde Dünya ve Vatan gazetelerini okuyunca tüylerimi
resmi ilan ve reklam tutarlar›: ürperten bu ac› haberin tam iki z›mn›nda sabahleyin ‹stanbul Radyosu-
nun ajans haberlerini verece¤i saati yani saat 9’u sab›rs›zl›kla bekledim.
Cumhuriyet 2.653.704 TL Saat 9, radyonun dü¤mesini çeviriyoruz… Zelzele ile ilgili haberleri bek-
Milliyet 2.271.437 TL leyip dural›m. Saat 9:15, ‹stanbul Radyosunun haber bülteninin okunma-
Hürriyet 2.269.643 TL s› sona ermißtir. Zelzele ile uzaktan ve yak›ndan alakal› hiçbir haber yok.
Vatan 1.641.145 TL Bak›n radyonun haber bülteninde neler var: Endonezya Cumhurbaßkan›
Tercüman 1.139.578 TL Dr. Sukarno ile Cumhurbaßkan›m›z Celal Bayar rukublar›na tahsis edilen
hususi bir trenle saat 23:35’te Ankara’dan ‹stanbul’a müteveccihen hare-
Havadis 1.146.822 TL
ket etmißlerdir. .. Üçüncü bir haber olarak spiker karß›lama mevzuunda
Son Posta 2.145.394 TL
‹stanbul Valili¤i’nin bir tebli¤ini okumußtur. Dördüncü haber olarak da
Yeni ‹stanbul 1.817.612 TL fevkalade bir ßeymiß gibi Demokrat Parti’nin Ankara’da açt›¤› Matbuat
Zafer-Zafer Akßam Postas› 7.114.330 TL Oca¤›na geniß bir yer ay›r›lm›ßt›r….
Hürses 1.021.926 TL
‘Okurlar›n Forumu,’ Forum, say› 124, 15 May›s 1959.
Ankara Telgraf 1.083.296 TL
Ulus 930.953 TL *1950’li y›llarda devlet tekelinde bulunan radyo DP hükümetleri taraf›ndan oldukça par-
Son Havadis 690.418 TL tizan olarak kullan›lm›ßt›r. Nitekim 1960 askeri darbesinden sonra Yass›ada Mahkemele-
rinde DP, radyoyu tarafl› kulland›¤› yönünde yo¤un suçlamalarla karß›laßm›ßt›r.1950’ler
Korkmaz Alemdar, “DP Döneminde Bas›n”, sonunda kurulan ‘Radyo Dinlemeyenler Derne¤i’ radyonun partizanca kullan›lmas›na
Tarih ve Toplum, IX, 53 (1988). karß› tepkiyi göstermesi aç›s›ndan anlaml›d›r.

TAVS‹YELER
• Demokrat Parti’nin 1950’de iktidara
gelebilmesinde bas›n ve radyonun da
önemli bir rolü olmußtur. Dolay›s›yla,
1946-1950 döneminde bas›n ve radyoya
ilißkin gelißmelerin iyi bilinmesi gerekir.
• Demokrat Parti’nin 15 y›ll›k ömrü, YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
genelde Türk siyaset tarihinin, özelde de
Türk demokrasi tarihinin en önemli ve
en ibret verici evrelerinden biridir. r Soru 1 r Soru 3
Özgürlükçülük ilkeleriyle yola ç›kanlar›n
- Belgeleri tarih s›ras›na göre yeniden - Sentez yaln›zca bir durum
nas›l olup da yasakç›l›k yapar duruma
geldiklerini anlamaya, bunun k›sa dizin ve türlerine göre s›n›flay›n. de¤erlendirmesi olmamal›, durumun
dönemli siyasal nedenlerinin yan›s›ra, zaman içerisinde nas›l de¤ißti¤ini de
kültürel ve e¤itsel nedenleri üzerinde
r Soru 2
çözümlemeli, ayr›ca, 1950 öncesiyle
de düßünmeye gayret gösterin.
- Verilen bilgiler aras›nda, DP iktidar› sonras› aras›nda bir de¤ißiklik olurken,
• Bellibaßl› siyasal olaylarla bas›n
dönemine ilißkin olanlar kadar, DP’nin 1953 ile 1959 aras›nda bir de¤ißiklik
karß›s›ndaki tutum aras›nda bir ilißki olup
olmad›¤›n›n saptanabilmesi için, siyasal iktidara gelmesinden önceki döneme olmamas›n›n ne anlama geldi¤ine de
tarihi iyi bilmeniz gerekti¤ini an›msay›n. ilißkin olanlar da önemli. de¤inmelidir.

307
KONU

17 Çalkant›lar dönemi:
1961-1982
D emokratik haklar alan›n› genißleten 1961 Anayasas›’n›n getirdi¤i karma ekonomi sistemi,
yönlendirici bir planlamayla birlikte, toplumsal de¤ißimin h›zlanmas›na ve ekonominin
gelißmesine önayak oldu. Ordunun siyasal yaßamdaki a¤›rl›¤›n›n kurumsallaßmaya
baßlad›¤› y›llarda Türkiye, iktisadi büyümenin giderek yavaßlamas›, siyasal
istikrars›zl›¤›n artmas› ve k›smî bir iç savaß ortam›n›n yayg›nlaßmas›yla birlikte,
1980’de yeni bir askeri darbeye sahne oldu.

n 1961 Anayasas› Türkiye için bir "lüks" müydü?


n Ordu mensuplar›n›n politikac›lara güven duymamalar› ne tür sonuçlar do¤urmußtur?
n Ortak Pazar’a aday olan Türkiye, neden tam üyelik yolunda ilerleyemedi?

KONUNUN PLANI
I. 1961 Anayasas›’ndan 1982 Anayasas›’na
II. Siyasette silâhl› kuvvetler
III. Siyasal çat›ßmadan silahl› çarp›ßmaya
IV. D›ß politikada aç›l›mdan izolasyona

• Unutmayal›m
• Belge incelemesi: ‹smet ‹nönü’nün TBMM’de konußmas›, 27 A¤ustos 1971

1963
AET ortakl›k 12 Mart 1971 1974 12 Eylül 1980
protokolü Muht›ra K›br›s Harekât› Askerî darbe

31 Mart 1975 S. Demirel (I. MC)


26 Mart 1971 Nihat Erim 21 Haziran 1977 Bülent Ecevit
20 Þubat 1965 22 May›s 1972 Ferit Melen 21 Temmuz 1977
20 Kas›m 1961 Suat Hayri Ürgüplü S. Demirel (II. MC)
‹smet ‹nönü
15 Nisan 1973 Naim Talu 5 Ocak 1978
6 Kas›m 1982
27 Ekim 1965
Süleyman Demirel 26 Ocak 1974 Bülent Ecevit Bülent Ecevit (az›nl›k) Halkoylamas›
17 Kas›m 1974 Sadi Irmak 12 Kas›m 1979
S. Demirel (az›nl›k)

1960 1965 1970 1975 1980 1985

15 Ekim 1961 10 Ekim 1965 12 Ekim 1969 14 Ekim 1973 5 Haziran 1977
Seçimler Seçimler Seçimler Seçimler Seçimler

308
1 ‹stanbul
Bo¤az Köprüsünün
aç›l›ß›, 1973.

Kahramanmaraß
2
olaylar›,
1979.
‹ßaretlenmiß
bir dükkan
koruma alt›nda.

309
I. 1961 Anayasas›’ndan 1982 Anayasas›’na
A N A H T A R
A. Temel hak ve özgürlükler güvence alt›nda Belge 1 ve 2

S Ö Z C Ü K n Asker ve sivil atanm›ßlarla seçilmißlerden olußan Kurucu Meclis*’in haz›rlad›¤› yeni


anayasa 9 Temmuz 1961’de halkoyuna sunuldu. Oy verenlerin % 61,5’inin olumlu oy
• SOSYAL DEVLET kullanmas›ndan sonra, anayasa yürürlü¤e girdi. Ard›ndan 15 Ekim’de yap›lan genel se-
çimlerle, yeni parlamenter demokratik dönem baßlad›.
Toplumun yaßam koßullar›n›
iyileßtirmeyi Devletin görevi n 1961 Anayasas› temel hak ve özgürlükler konusunda demokratik ve liberal e¤ilim-
sayan ve bu amaçla ortaya ç›- liydi. Cumhuriyetin nitelikleri aras›nda demokratikli¤i ilk kez say›yordu. Temel hakla-
kan toplumsal örgütlenme ve r› korumakla yetinmeyip, bunlar›n fiilî olarak gerçekleßmesini bir devlet yükümlülü¤ü
hak arama biçimlerini k›s›tla- olarak kabul ediyordu. Siyasal haklar› 1924 Anayasas›’ndan çok daha geniß bir biçimde
madan Devlet güvencesi alt›na tan›ml›yan yeni anayasa, ayr›nt›l› bir sosyal haklar listesi içeriyordu. Bunlar anayasada
alan Devlet anlay›ß›. ilk kez yer alan "sosyal devlet*" kavram›n›n somutlaßmas›n› amaçl›yordu.
n Yarg› ba¤›ms›zl›¤›, temel hak ve özgürlüklerin güvencesi olarak tasarlanm›ßt›. Yarg›,
yasama ve yürütmenin yan›nda bir "üçüncü kuvvet" olarak anayasal düzeyde ilk defa
S Ö Z L Ü K ba¤›ms›z ve güvenceli hale geldi. Ayr›ca bas›n özgürlü¤ü güçlendirildi, siyasal özgürlük-
lerin kapsam› genißletildi. 1963 y›l›nda ç›kar›lan sendika kurma, toplu iß sözleßmesi, grev
* Kurucu Meclis ve lokavt haklar›n› düzenleyen kanunlarla çal›ßma hayat›nda yeni bir dönem baßlad›.
* Danݧtay
* Say›ßtay B. Güçler ayr›l›¤›n›n pekißtirilmesi
* Muht›ra
n 1961 Anayasas›’yla Türkiye’de güçler ayr›l›¤› ilkesi ilk defa gerçekten uygulama-
ya girdi. Seçimler, Yüksek Seçim Kurulu’nun sorumlulu¤unda, yarg› gözetim ve güven-
cesine ba¤land›. Yeni kurulan Anayasa Mahkemesi, yetkileri genißletilen Dan›ßtay*, Sa-
y›ßtay* gibi kurumlarla, yarg›n›n yasama ve yürütme üzerindeki denetimi artt›. Cumhu-
riyet tarihinde ilk kez, iki meclisli yasama sistemi uygulamaya girdi. "Okumußlar mec-
lisi" konumundaki Senato ile, Millet Meclisi’nin yetkilerinin dengelenmesi amaçlan›yor-
du. DP iktidar›n›n son dönemlerindeki uygulamalar nedeniyle yürütmeye karß› bir çe-
kingenlik söz konusu oldu¤undan, yeni rejimde yasama-yürütme dengesi bir ölçüde
yasama lehine güçlendirildi. ‹ktidar›n yetkilerinin s›n›rlanmas› ve denetlenmesinin
hukuk-ötesi araçlar› da, Anayasa’n›n temel hak ve özgürlükler sistemi sayesinde geliß-
ti. Böylece, baz› k›s›tlamalar›n sürmesine ra¤men, etkili bir kamuoyu rejimi kurulabildi.

C. Temel haklar ve özgürlüklerin daralt›lmas› Belge 3, 4 ve 5

n 1961 Anayasas›’n›n uygulamaya konmas›yla Türkiye’de toplumsal ve siyasal hayat-


ta ciddi bir demokratikleßme rüzgâr› esti. Ama yarg› denetimi ve Anayasa yarg›s›na al›-
ß›k olmayanlar bundan tedirgin oldular. "Hakimler hükümeti" iddialar›, özellikle mer-
kez sa¤ partiler taraf›ndan sürekli dile getirildi. Meclis içindeki sol muhalefet Türkiye
‹ßçi Partisi’nin faaliyetleri, Adalet Partisi hükümetleri taraf›ndan engellenmeye çal›ß›ld›.
n 1969’dan itibaren artan siyasal istikrars›zl›k ve kutuplaßma, demokratikleßmenin de-
vam etmesini engelledi. 12 Mart 1971 muht›ra*s›yla baßlayan yar›-askeri rejim s›ras›nda
önemli anayasa de¤ißiklikleri yap›ld›. Yeni yönetim ve Meclis’teki partilerin ço¤u, 1961
Anayasas›’n›n "Türk toplumuna bol geldi¤i" ya da "partilerüstü baßbakan" Nihat
Erim’in tabiriyle, "lüks oldu¤u" kan›s›ndayd›lar. Temel hak ve özgürlükler rejiminde
k›s›tlamalara gidildi. Yürütme, yasama aleyhine güçlendirildi ve üzerindeki yarg› de-
netimi hafifletildi. TRT ve üniversitelerin özerklikleri daralt›ld›. S›k›yönetim uygulama-
lar›n›n kapsam› genißletildi. Türkiye ‹ßçi Partisi ve Milli Nizam Partisi kapat›ld›.
n Ordu üst kademesinin yönetime el koydu¤u 12 Eylül 1980 sonras› iki y›l yürürlükte
olan Milli Güvenlik Konseyi, bu k›s›tlanm›ß temel hak ve özgürlükler rejimini de bü-
yük ölçüde "ask›ya alarak", ola¤anüstü bir ara rejim hukuku uygulad›. 1982’de haz›rla-
nan yeni anayasa, otorite kavram›n› ön plana ç›karacak, devletin kutsall›¤› fikrini iß-
1 ‹smet ‹nönü, 1961 seçim leyecek ve temel hak ve özgürlükler üzerinde kal›c› k›s›tlamalar› anayasal ve kurum-
kampanyas›nda. sal seviyede pekißtirecekti.

310
2 1961 Anayasas›. 3 Kuvvet komutanlar›n›n 12 Mart 1971’de verdikleri
muht›ra metni.
BAÞLANGIÇ
Tarih boyunca ba¤›ms›z yaßam›ß, hak ve hürriyetleri için savaßm›ß Cumhurbaßkanl›¤›, TBMM ve Cumhuriyet Senatosu’na:
olan; 1. Parlamento ve Hükümet süre gelen tutum, görüß ve icraat› ile yur-
Anayasa ve hukuk d›ß› tutum ve davran›ßlar›yla meßrulu¤unu kaybet- dumuzu anarßi, kardeß kavgas›, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar
miß bir iktidara karß› direnme hakk›n› kullanarak 27 May›s 1960 Dev- içine sokmuß, Atatürk’ün bize hedef verdi¤i ça¤daß uygarl›k seviyesi-
rimini yapan Türk Milleti; ne ulaßmak ümidini kamuoyunda yitirmiß ve Anayasa’n›n öngördü¤ü
Bütün fertlerini, kaderde, k›vançta ve tasada ortak, bölünmez bir bü- reformlar› tahakkuk ettirememiß olup, Türkiye Cumhuriyeti’nin gele-
tün halinde, millî ßuur ve ülküler etraf›nda toplayan ve milletimizi, ce¤i a¤›r bir tehlike içine düßürülmüßtür.
dünya milletleri ailesinin eßit haklara sahip ßerefli bir üyesi olarak mil-
2. Türk milletinin ve sinesinden ç›kan Silâhl› Kuvvetleri’nin bu vahim
lî birlik ruhu içinde daima yüceltmeyi amaç bilen Türk milliyetçili¤in-
den h›z ve ilham alarak ve, ortam hakk›nda duydu¤u üzüntü ve ümitsizli¤i giderecek çarelerin
partilerüstü bir anlay›ßla meclislerimizce de¤erlendirilerek mevcut
"Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesinin, Millî Mücadele ruhunun, mil-
let egemenli¤inin, Atatürk Devrimlerine ba¤l›l›¤›n tam ßuuruna sahip anarßik durumu giderecek ve Anayasa’n›n öngördü¤ü reformlar›
olarak; Atatürk’çü bir görüßle ele alacak ve ink›lâp kanunlar›n› uygulayacak
‹nsan hak ve hürriyetlerini, millî dayan›ßmay›, sosyal adaleti, ferdin ve kuvvetli ve inand›r›c› bir hükümetin demokratik kurallar içinde teßki-
toplumun huzur ve refah›n› gerçekleßtirmeyi ve teminat alt›na alma- li zaruri görülmektedir.
y› mümkün k›lacak demokratik hukuk devletini bütün hukukî ve sos- 3. Bu husus süratle tahakkuk ettirilmedi¤i takdirde Türk Silâhl› Kuv-
yal temelleriyle kurmak için; vetleri kanunlar›n kendisine vermiß oldu¤u Türkiye Cumhuriyeti’ni
Türkiye Cumhuriyeti Kurucu Meclisi taraf›ndan haz›rlanan bu Anaya- korumak ve kollamak görevini yerine getirerek idareyi do¤rudan
say› kabul ve ilan ve onu, as›l teminat›n vatandaßlar›n gönüllerinde ve
do¤ruya üzerine alma¤a kararl›d›r.
iradelerinde yer ald›¤› inanc› ile, hürriyete, adalete ve fazilete aß›k ev-
latlar›n›n uyan›k bekçili¤ine emanet eder.
MADDE 2 - Türkiye Cumhuriyeti, insan haklar›na ve ‘Baßlang›ç’ta Bilgilerinize.
belirtilen temel ilkelere dayanan, millî, demokratik, laik ve sosyal bir
Memduh Ta¤maç Faruk Gürler Celâl Eyiceo¤lu Muhsin Batur
hukuk devletidir.
Orgeneral Orgeneral Oramiral Orgeneral
MADDE 10 - Herkes kißili¤ine ba¤l›, dokunulmaz, devredilmez, vaz- Genelkurmay Baßkan› KK Komutan› DK Komutan› HK Komutan›
geçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. ve MGK Üyesi ve MGK Üyesi ve MGK Üyesi ve MGK Üyesi

Devlet, kißinin temel hak ve hürriyetlerini, fert huzuru, sosyal adalet Muhsin Batur, An›lar ve Görüßler (‹stanbul, 1985).
ve hukuk devleti ilkeleriyle ba¤daßmayacak surette s›n›rlayan siyasî,
iktisadî ve sosyal bütün engelleri kald›r›r, insan›n maddî ve manevî
varl›¤›n›n gelißmesi için gerekli ßartlar› haz›rlar. 5 1982 Anayasas›’n›n halkoyuna sunulmas›.

Anayasa tasar›s›n› milletin oyuna sunma ißini düzenleyen metin, Ana-


yasa’n›n Halkoyuna Sunulmas› Hakk›nda Kanun’dur. Burada iki hü-
küm özellikle dikkat çekicidir. Birincisi, 70 say›l› karar çerçevesinde
Anayasa tasar›s›n›n aç›klanmas› ve tan›t›lmas›n›n serbest olmas›, eleß-
tirilmesine ise izin verilmemesidir (md. 5). ‹kincisi, oy kullanmayanla-
r›n beß y›l süreyle seçme ve seçilme haklar›ndan yoksun b›rak›lmala-
r›d›r (md. 12). Bu sonuncu düzenleme, sand›k baß›na gitmeme sure-
tiyle sessiz direniß ya da protesto eylemlerinin önünü kesmek içindi.

Anayasa tasar›s›n›n tart›ß›lmas›n› k›s›tlayan ve eleßtirileri yasaklayan


bir baßka düzenleme 71 say›l› kararla getirildi. Kararda "Anayasa ta-
sar›s› (...) çok geniß ölçüde serbest ve demokratik biçimde eleßtiril-
mißtir" dendikten sonra ßu kay›t getirilmekteydi: "Parlamenter de-
mokratik rejime sa¤l›kl› ve güvenli bir biçimde süratle geçebilmeyi
sa¤lamak amac› ile düzenlenmiß olan Anayasan›n geçici maddeleri ile
Devlet Baßkan›n›n Radyo-Televizyonda ve yurt gezilerinde yapacakla-
r› Anayasay› tan›tma konußmalar› hiçbir suretle eleßtirilemez ve bun-
lara karß› yaz›l› veya sözlü herhangi bir beyanda bulunulamaz".

Bülent Tanör ve Necmi Yüzbaß›o¤lu, 1982 Anayasas›’na Göre Türk


Anayasa Hukuku, 3. bask› (‹stanbul, 2002).
4 Nihat Erim ve kuvvet komutanlar›.

311
II. Siyasette silâhl› kuvvetler
A. Özerk bir güç olußumu Belge 1, 3 ve 5
S Ö Z L Ü K
n 27 May›s darbesini izleyen dönemde Türk Silahlar› Kuvvetleri (TSK), geleneksel
* Millî Güvenlik Kurulu (MGK) ayr›cal›kl› konumundan daha öteye giderek, siyasal ve ekonomik yaßam içinde özerk
* Millî Güvenlik Konseyi bir güç olmaya baßlad›. Yeni anayasan›n baßlang›ç bölümünde, ordunun "Türk milleti"
* Cunta ad›na iktidara el koymas› meßrulaßt›r›l›yordu. Milli Güvenlik Kurulu* olußturularak, or-
du hiyerarßisinin siyasal alanda aktif biçimde var olmas› yasallaßt›r›ld›. Yarat›lan “tabii
senatörlük” kurumuyla, 27 May›s’› yapan Milli Birlik Komitesi (MBK) üyesi subaylar›n,
yasama içinde ömür boyu kalmalar› sa¤land›. TSK, rejimin üst güvencesi konumuna
geldi. Yürütmeyi denetleme, yürütme ve yasama güçlerine müdahale hakk› elde etti.
TSK’n›n, meßruiyetini parlamentodan alan organlar›n denetiminden ç›kmas›n›n önemli
ad›mlar› 1960-1971 döneminde at›ld›. Genelkurmay Baßkanl›¤› do¤rudan Baßbakanl›¤a
ba¤land›, askeri yarg› özerkleßtirildi. 1971 muht›ras›, gerekti¤inde TSK’n›n müdahale
yetkisini kullanaca¤›n›n somut bir göstergesiydi. Genißletilen s›k›yönetim yetkileri ve
s›klaßan s›k›yönetim uygulamalar›, TSK’y› bir tür paralel mülki yönetim organ› konu-
muna getirdi.
n 12 Eylül 1980 darbesi, ordu üst kademesinden olußan bir Milli Güvenlik Konseyi*
(MGK) olußturarak, yönetim ve yasama yetkilerini bir elde toplad›. ‹ki tarihi siyasal
parti CHP ve AP baßta olmak üzere, bütün siyasal partileri kapatan, Millet Meclisi’ni
B‹YOGRAF‹ fesheden MGK, atama yöntemiyle, yasama yetkisi olmayan bir Dan›ßma Meclisi kurdu.
‹ki y›l süren MGK yönetiminin ald›¤› kararlar yarg› denetimine tabi de¤illerdi. Bunlar
1 Kenan Evren 1982 Anayasas›’nda da yarg› denetimi d›ß›nda b›rak›ld›lar.
(d. 1918)

Maltepe Askerî
B. Emir-komuta zinciri içinde müdahale Belge 2

Lisesi'nden n 27 May›s darbesini, rütbeleri yüzbaß›dan tümgenerale kadar de¤ißen bir grup subay
mezun olduktan yapm›ßt›. TSK’n›n hiyerarßik yap›s› son anda Cemal Gürsel’in MBK’n›n baß›na geçmeyi
sonra, 1938 kabul etmesiyle korunmußtu. Müdahaleden sonra, DP ile yak›nl›¤›ndan ßüphe edilen
y›l›nda Kara Harp Okulu'nu, 1949 subaylar emekliye ay›r›ld›. Ard›ndan, "kal›c› ve radikal" bir askeri yönetim yanl›s› su-
y›l›nda Harp Akademisi'ni bitirdi. baylar›n tasfiye edilmesi geldi. Ama TSK içinde ve müdahaleyi destekleyen sivil çevre-
Topçu subay› ve kurmay subay lerde, "27 May›s devriminin" tamamlanmad›¤› inanc› canl› kalmaya devam etti.
olarak silahl› kuvvetlerin çeßitli n Ordu içinde, Talât Aydemir’in önderli¤inde ßubat 1962 ve may›s 1963’de baßar›s›z ka-
kademelerinde görev yapt›. lan iki darbe girißiminden sonra MBK h›zla etkisizleßtirildi. Beß tabii senatörün doku-
Dokuzuncu Kore Türk Tugay›'nda, nulmazl›¤› kald›r›ld›. Yüksek Komuta Konseyi ad›yla olußturulan kurul aktif hale geti-
önce Harekât ve E¤itim Þube Mü- rildi. Buna ra¤men, 1971’e kadar TSK içinde çalkant›l› bir dönem yaßand›. Ordu içinde
dürlü¤ü, sonradan Kurmay Baß- hiyerarßi d›ß› gelißen cunta* girißimlerinin 12 Mart müdahalesiyle tasfiye edilmesinden
kanl›¤› görevlerinde bulundu. sonra, emir-komuta zincirine s›k› s›k›ya ba¤l› biçimde, TSK’n›n siyasal yaßama müda-
Tu¤generalli¤e yükseldi¤i 1964’ten halesi, anayasal bir çerçeve içerisinde kurumlaßm›ß oldu.
itibaren, silahl› kuvvetlerin bütün
komuta kademelerinde görevini
sürdürerek, Ordu Komutanl›¤› ve C. S›naî ve malî bir askerî yap› Belge 4
Kara Kuvvetleri Komutanl›¤›'n- n 1950-60 döneminde toplumun di¤er kesimlerinin refah seviyesinin h›zla yükselmesi-
dan sonra, 7 Mart 1978 tarihinde ne karß›n, toplumsal hiyerarßideki konumlar›n› göreli olarak kaybeden asker ve sivil bü-
Genelkurmay Baßkanl›¤›'na atan- rokrasi hoßnutsuzluk duymaktayd›. Bu beklentilere cevap vermek amac›yla, 1961’de
d›. Bu görevi s›ras›nda, 12 Eylül TSK kadrolar›nda görevli tüm personeli kapsayan Ordu Yard›mlaßma Kurumu
1980 tarihinde yap›lan askeri mü- (OYAK) kuruldu. Kat›l›nmas› zorunlu bir sosyal güvenlik kurumu olan OYAK, elinde-
dahale ile, di¤er görevleri yan›nda ki fonlar› de¤erlendirmek için otomotiv, g›da, çimento, petrol, petrokimya, tar›msal ilaç,
Devlet Baßkanl›¤› görevini de üst- elektronik sanayiinde, konut ve inßaat sektörlerinde geniß çapl› yat›r›mlara girißti. TSK
lendi. üyelerinin yaßam düzeylerinin yükselmesinde önemli bir rol oynamaya baßlad›.
7 Kas›m 1982 tarihinde kabul edi-
n Özerk bir askeri sanayi kurulmas› ihtiyac›, önce 1964 K›br›s krizinde, ard›ndan 1974
len Anayasa ile, Türkiye’nin 7.
K›br›s ç›karmas›n› izleyen silah ambargosu döneminde kendini hissettirmißti. Bu dö-
cumhurbaßkan› oldu. 9 Kas›m 1989
nemde Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vak›flar› kuruldu ve bunlar›n
tarihinde, görev süresini tamam-
bünyesinde Aselsan, Tusaß, ‹ßbir, Havelsan gibi ßirketlerin temeli at›ld›. Bu girißimler
lad›.
ekonominin girdi¤i kriz ortam› nedeniyle, 1985’e kadar s›n›rl› kald›.

312
2 Talât Aydemir’in a¤›z›ndan 27 May›s sonras›. 3 Türk ordusuna göre 1980’de ülkenin durumu.

15 Eylül 1961 seçim sonuçlar›n›n aksettirdi¤i umumî iradenin ileri bir Bugüne kadar iktidara gelen çeßitli hükümetlerin, her y›l artan bir h›z
Anayasa ve seçim kanunu ile ortaya konan sistemin özüyle gerçek ile yayg›nlaßan ve dünya tarihinde say›s›z örnekleri görülen özel har-
demokrasiyi gerçekleßtirmeye matuf 27 May›s ihtilaliyle ne dereceye bin s›zma ve çökertme harekât›na karß› iç güvenli¤i sa¤layacak karar-
kadar ba¤daßabilece¤i tereddüdü muciptir... Meclis’te temsil edilen lar› ve tedbirleri birinci öncelikle alacaklar›n› vadetmelerine ra¤men,
siyasi partilerin yeni Anayasa’n›n devrimci ruhundan yoksunlu¤u bir sonuç alacak teßebbüsleri, siyasi ç›kar çat›ßmalar› ve basit parti hesap-
gerçektir. Hükümetin telâkki tarz› da ayn› mekanizman›n tabii sonu- lar›, kaprisler, hayaller, gerçek d›ß› talepler ve Türk Devleti’nin nitelik-
cudur. Demokrasinin özüne de¤il ßekline özenmiß bir baßbakan Ata- lerine ters düßen gizli ve aç›k emeller aras›nda kaybolup gitmißtir.
türk ilkelerine rötuß yap›lmas›n› teklif etmekle taviz politikas›n›n en ...[A]narßi, terör ve bölücülü¤ün ulaßt›¤› düzey özel hukuki tedbirle-
büyük tatbikçili¤ini yapmakta idi. Önder Atatürk’ün hasta adam ol- re, idari düzenlemelere, sosyal koßullar›n gelißtirilmesine, millî e¤itim
maktan kurtard›¤› muas›r medeniyet seviyesine ulaßt›r›lmas›n› emret- ve iß hayat›n›n düzenlenmesine ihtiyaç göstermekteyken, milletin ve-
ti¤i devrimci Türkiye, profesyonel oyuncu politikac›lar›n elinde tekrar kâletini taß›yan milletvekilleri ve senatörler meclislerde aylardan beri
hastalanm›ßt›. Meclis’in ilk faaliyetleri bu hasta bünyeyi iyileßtirmeye hiçbir sorumluluk duymadan yaln›z parti menfaat ve disiplini u¤runa
matuf tedbirleri aramak yerine, kendi ödeneklerinin artt›r›lmas› ve es- bu olaylara seyirci kalabilmißlerdir. ‹ktidarlar›n baßar› ümit ederek al-
ki borçlar›n›n kald›r›lmas› için gayret sarfetmeleri birinci planda geli- d›klar› her tedbir muhalefetler taraf›ndan k›nanarak ve hatta memle-
yordu. Anayasa’n›n emretti¤i reformlar› sevketmesi, Türkiye’nin çeßit- ket yarar›na da olsa baltalanm›ßt›r.
li problemlerini halletmesi beklenen Meclis’in en önemli meselesi bir
[...]
ya¤ma ve vurgun devrinin san›klar›n›n affedilip edilmemesi veya aff›n
tatbik ßekli idi. Siyasi partiler, bu kritik dönemde milletin özlemle bekledi¤i önlemle-
ri almak yerine, iç gerilimi devaml› olarak artt›rarak, y›k›c› ve bölücü
Can Kaya ‹sen, 22 Þubat-21 May›s: Geliyorum Diyen ‹htilâl
mihraklar› büsbütün k›ßk›rtarak, onlara cüret ve cesaret verecek be-
(‹stanbul, 1964).
yan ve eylemleri ile adeta yar›ß›rcas›na seçim yat›r›mlar› için zemin ya-
ratma yollar›n› tercih etmißlerdir.
‹ktidara gelen siyasi partiler devlet teßkilât›n›n bütün kademelerini
kendi görüßleri do¤rultusundaki kißilerle doldurarak, kamu görevlile-
rinin ve vatandaßlar›m›z›n bir tarafa giderek kamplara bölünmesini
zorunlu hale getirmißler, giderek anarßi ve bölücülü¤ü destekleyen
kaynaklar›n ßekillenmesine ve kamu kurulußlar›nda çal›ßanlarla polis
ve ö¤retmenlerin dahi birbirine düßman kamplara ayr›lmalar›na ne-
den olan partizan tutum ve davran›ßlar›ndan vazgeçmemißlerdir.
Böylece tarafs›z halk›m›z, devletten beklediklerini parti kap›lar›nda
aramaya mecbur b›rak›larak devlet otoritesi yok olma¤a, vatandaßla-
r›n hak ve hukukunu korumak ve ona tarafs›z hizmet götürmek ye-
rine, devletin sayg›nl›¤› yavaß yavaß erime¤e mahkûm olmuß ve dola-
y›s›yla ülkemizde tam bir otorite boßlu¤u teßekkül etmißtir.
Genelkurmay Baßkan› Orgeneral Kenan Evren’in
4 Ordu Yard›mlaßma Kurumu (Oyak) bankac›l›k sektörüne 12 Eylül 1980 tarihli radyo ve televizyon konußmas›.
Oyak Bank olarak kendi ad›yla girdi.

Millî
5
Güvenlik
Konseyi.

313
III. Siyasal çat›ßmadan silahl› çarp›ßmaya
A. Ayr›ßan siyasal ak›mlar Belge 2, 3 , 4 ve 5
S Ö Z L Ü K
n 1961’de yeniden canlanan siyasal yaßam, savaß sonras›n›n iki ana siyasal ak›m›n›
* Millî bakiye temsil eden DP ve CHP içinde yeni olußumlar ortaya ç›kard›. DP gelene¤i, kültürel ve
* Nispî temsil sistemi siyasal aç›dan muhafazakâr, iktisadî aç›dan liberal olan geniß bir ittifakt›. DP’nin de-
* Az›nl›k hükümeti vamc›s› olan Adalet Partisi (AP), bu ittifak›n yeniden partileßebilmesini k›smen baßard›.
* Gensoru Radikal milliyetçi ve dinî-muhafazakâr ak›mlar art›k ayr› partilerde örgütlenmeye
baßlad›lar. Bunda, 1965’de getirilen "milli bakiye*" ile güçlendirilen nispî temsil siste-
mi*nin parlamentoya küçük partilerin girmesini kolaylaßt›rmas›n›n da etkisi vard›.
n Milliyetçi-muhafazakâr çevreler, daha sonra Milliyetçi Hareket Partisi ad›n› alan Cum-
B‹YOGRAF‹ huriyetçi Köylü Millet Partisi’nde, eski MBK üyesi Alpaslan Türkeß etraf›nda topland›lar.
1 Süleyman Dinî-muhafazakâr çevreler ise, Necmettin Erbakan’›n liderli¤inde Milli Nizam Partisi’ni
Demirel kurdular. Bu parti 1971’de kapat›ld› ve yerini Milli Selamet Partisi’ne b›rakt›. AP içinde
(d. 1924) de, Süleyman Demirel’e muhalif olanlar daha sonra Demokratik Parti’yi kurdular.
n CHP’nin solunda ise, ißçi sendikalar›n›n da deste¤iyle Türkiye ‹ßçi Partisi (T‹P)
Isparta’n›n Ata- kuruldu. 1965’te Cumhuriyet tarihinde ilk kez sosyalist etiketli milletvekilleri parla-
bey ilçesine ba¤l› mentoya girdi. T‹P’in ö¤renci gençlik ve ücretliler aras›nda etkili olmas› karß›s›nda ‹s-
‹slamköy’de do- met ‹nönü, CHP’nin "ortan›n solu"nda oldu¤unu ilan etti. Buna karß› ç›kanlar 1967’de
¤an Demirel, 1949'da ‹TÜ ‹nßaat Güven Partisi’ni kurdular. Bülent Ecevit genel baßkan olduktan sonra CHP’den ayr›lan-
Fakültesi’ni bitirdi. 1954 y›l›nda lar›n kat›lmalar›yla bu parti, ad›n› Cumhuriyetçi Güven Partisi olarak de¤ißtirdi.
Barajlar Dairesi Baßkan›, 1955 y›- 1967’de ise, ço¤u CHP gelene¤inden gelen Alevi kökenli siyasetçiler Birlik Partisi’ni
l›nda da Devlet Su ‹ßleri Genel kurdular ve 1969 genel seçimlerinde parlamentoya girdiler. 1970’lerde CHP, k›rsal böl-
Müdürü oldu. 1962 y›l›nda Adalet gelerdeki geleneksel ilißkilerin yan›nda, kentli ücretlilerin partisi görünümü kazand›.
Partisi’nden siyasete at›ld›. 28 Ka-
s›m 1964’te bu partiye genel baß-
n 1960 ortalar›ndan itibaren T‹P etraf›nda olußan sosyalist hareketlerde de farkl›laßma-
kan seçildi. 1965 seçimlerinde, ba-
lar baßlad›. Gençlik hareketleri de kendi içlerinde bölünerek, farkl› siyasal olußum-
ß›nda bulundu¤u AP’nin tek baß›-
lar haline geldi ve parlamento d›ß› muhalefet siyasetini benimsedi. T‹P’in kapat›lma-
s›n› izleyen dönemde sosyalist partiler parlamentoya hiç temsilci gönderemediler.
na iktidar olmas› üzerine baßbakan
oldu. Bu hükümet 4 y›l sürdü. 1969 n 1961’den itibaren, seçimlere kat›lan parti say›s›nda önemli bir art›ß görüldü. Bu, bir
seçimlerinde de AP tek baß›na ikti- ölçüde, Türkiye’de toplumsal farkl›laßman›n siyasal alana yans›mas›n›n sonucuydu. Bu
dar olunca, 31. hükümeti kurma süreç, 16 Ekim 1981’de bütün siyasal partilerin MGK taraf›ndan kapat›lmas›yla durdu.
görevini üstlendi. Daha sonra, par-
ti içi bir kriz dolay›s›yla yeni bir
hükümet kurmak zorunda kald›.
B. Koalisyon hükümetlerinin ola¤anlaßmas› Belge 1 ve 2

12 Mart 1971 muht›ras›ndan sonra n 1961 Anayasas›’n›n getirdi¤i seçim sistemi, nispî temsile dayan›yordu. Tek bir parti-
baßbakanl›k görevini b›rakt›. 1975, nin meclis ço¤unlu¤una dayal› hükümetlerin kurulmas› 1961’den sonra zorlaßt›. An-
1977 ve 1979'da 3 defa daha hükü- cak, 1961-1965 aras›nda kurulan koalisyon hükümetlerinin ard›ndan AP, 1965 seçimle-
met kurdu. 12 Eylül 1980 müdaha- rinde oylar›n % 52,9’u ile tek baß›na hükümet kurabilecek bir ço¤unluk elde etti. Bun-
lesinin ard›ndan, 7 y›l yasakl› ola- dan sonraki seçimlerde de AP % 46,5 oy alarak Meclis’te yeterli ço¤unlu¤u sa¤lad›. 12
rak siyaset d›ß› kald›. 24 Eylül 1987 Mart müdahalesinden sonraki seçimlerde ise hiçbir parti tek baß›na meclis ço¤unlu¤u
tarihinde, DYP Genel Baßkan› ola- olußturacak oyu alamad›. 1973 seçimlerinden birinci parti olarak ç›kan CHP, Meclis’te
rak siyasete döndü ve 1987 seçim- üçüncü parti olan MSP ile uzun çabalar sonunda ve sekiz ay süren bir koalisyon yapt›.
lerinde yeniden Isparta milletveki- n 1973 seçimlerinden sonra, hükümetlerin kurulmas› sanc›l› pazarl›klar gerektirmeye
li olarak parlamentoya girdi. 1991 baßlad›. 1975’te, AP-MSP-CGP-MHP’den olußan "Milliyetçi Cephe" hükümeti, Süley-
seçimlerinden sonra kurulan DYP- man Demirel’in baßbakanl›¤›nda kuruldu ve 1977’de yap›lan erken seçime kadar görev-
SHP koalisyon hükümetinde baß- de kald›. 12 Eylül müdahalesinden önceki bu son genel seçimde CHP, oylar›n % 41,3’ü
bakan olarak görev ald›. ile birinci parti olmas›na ra¤men, Meclis’te ço¤unluk elde edemedi ve kurdu¤u az›nl›k
16 May›s 1993’te, Turgut Özal’›n hükümeti* güvenoyu alamad›. Bunun ard›ndan Süleyman Demirel, 1977 temmuzunda,
ölümü üzerine TBMM taraf›ndan AP, MSP ve MHP ile "‹kinci Milliyetçi Cephe" hükümetini kurdu, ama 31 Aral›k
cumhurbaßkan› seçildi ve görev 1977’de güvensizlik oyuyla düßürüldü. Bu, Cumhuriyet tarihinin gensoru* ile düßürülen
süresinin bitimine kadar bu göre- ilk hükümeti oldu. 1978’de Bülent Ecevit’in ba¤›ms›zlarla kurdu¤u koalisyon hüküme-
vi yürüttü. ti, 1979 sonbahar›na kadar görevde kald›. Bunu Süleyman Demirel’in kurdu¤u ve 12 Ey-
lül darbesine kadar ißbaß›nda kalacak olan AP az›nl›k hükümeti izledi.

314
1961 3 Bülent Ecevit’in gözünden
Türkiye ‹ßçi Partisi.
B‹YOGRAF‹
AP 4 Bülent Ecevit
158 Türkiye ‹ßçi Partisi, kußkusuz, Cum- (d. 1928)
YTP huriyet Halk Partisi’nin daha solun-
CHP 65
173
dad›r. Ama ne kadar daha solunda? 1944’de Robert Kolej’i bitiren
CKMP Henüz bu konuda yarg›ya varmak Ecevit Bas›n Yay›n Enformas-
54 için zaman erkendir. Nas›l Adalet yon Genel Müdürlü¤ü’nde ça-
Partisi’nde ortan›n sa¤›ndan, hattâ l›ß›rken yüksek ö¤renimini ya-
"orta"dan aß›r› sa¤a kadar unsurlar r›da keserek Londra bas›n ata-
1965 yer al›yorsa, Türkiye ‹ßçi Partisi’nde ßesi oldu. 1957’de CHP’den Ankara milletveki-
de, Cumhuriyet Halk Partisi’nin sol li seçilen Ecevit 1961’deki Kurucu Meclis’te de
s›n›r›ndan aß›r› sola kadar uzanan görev ald›. 1961 seçimlerinde Zonguldak’tan
AP unsurlar yer almaktad›r. parlamentoya girdi ve ‹nönü hükümetinde Ça-
240 Bu genç parti henüz bir oluß ve yeri- l›ßma Bakan› olarak görev ald›. CHP’de "orta-
CHP
134 ne oturuß, daha do¤rusu yerini ara- n›n solu" hareketi içinde yer ald› ve 1966’da
y›ß dönemindedir. Aß›r› solcu unsur- Genel Sekreter seçildi. 12 Mart 1971 muht›ras›-
larla demokratik sosyalizm s›n›rlar› n›n ard›ndan istifa etti ve ‹smet ‹nönü ile yolla-
T‹P YTP MP CKMP içinde kalan unsurlar›n çat›ßma veya r›n› ay›rd›. 1972’de CHP 5. Ola¤anüstü Kurul-
15 19 31 11 tay›nda ço¤unlu¤u kaybeden ‹nönü’nün istifa-
uzlaßmas›, zamanla bu partinin yel-
pazedeki yerini daha kesinlikle belli s› üzerine CHP Genel Baßkan› oldu.
edecektir. 1973 seçimlerinden sonra, MSP ile koalisyon
GP 1969 kurarak 6 ßubat 1974'de ilk kez baßbakan oldu.
15
Anadolu halk›yla daha yak›ndan te-
Sekiz ay süren baßbakanl›¤› s›ras›nda, ABD’nin
TBP mas ve Parlamento içi siyaset tecrü-
8 ambargosunu göze alarak haßhaß ekimini ser-
AP
besinin bu partideki aß›r› ve sivri uç-
best b›rakmas›, K›br›s Bar›ß Harekat› ve genel
256 lar› törpüleyip yumußat›c› etkiler
af uygulamalar› ile sol kamuoyunda popülari-
göstermesi beklenebilir. Þimdiden
CHP tesini art›rd› ve “Karao¤lan” lakab› ile an›lma-
143 bu yönde belirtiler görülme¤e baßla-
ya baßlad›. Ocak 1978 - ekim 1979 aras› yeni-
m›ßt›r.
den baßbakan olan Ecevit, 12 Eylül 1980 darbe-
Fakat henüz sözcülerinin konußma- sinden sonra gözalt›na al›narak bir ay Hamza-
T‹P YTP MP MHP BÚZ
2 6 6 1 13 lar›, yaz›lar› aras›ndaki çelißmeler, ile- köy’de kald›. 1987’de siyasi yasaklar›n kalk-
rici ve sosyal adaletçi olmakla bera- mas›yla, DSP’nin baß›na geçerek siyasete dön-
ber demokrasiye de ba¤l› bulunanla- dü. 1999 seçimlerinden sonra, DSP-MHP-
1973 r›n bu parti üzerindeki tereddütlerini ANAP koalisyon hükümetinin baß›nda, 2002
TBP devam ettirecek nitelik ve ölçüdedir. seçimlerine kadar baßbakanl›k görevini yürüt-
CGP 1 tü. Partisinin bu seçimlerdeki baßar›s›zl›¤› üze-
Bülent Ecevit, Ortan›n Solu
13 AP (‹stanbul, 1966). rine siyaseti b›rakaca¤›n› aç›klad›.
149
CHP DP
185 45
MSP
48

MHP BÚZ
3 6

1977
CGP
3

AP
CHP 189
213
MSP 24

DP MHP BÚZ
1 16 4

2 1961-1980 aras›nda yap›lan


milletvekili seçim sonuçlar›na göre
TBMM’deki sandalye da¤›l›mlar›. 5 Türkiye ‹ßçi Partisi (T‹P) Genel Baßkan› Mehmet Ali Aybar seçim konußmas›nda.

315
C. Toplumsal gerginli¤in yükselmesi Belge 1, 2, 3, 4, 5 ve 6
S Ö Z L Ü K
n 1961 sonras›nda yaßanan siyasal ve toplumsal hareketlenme, geleneksel kal›plar› da
* Kanl› Pazar zorluyordu. Gençlik hareketlerinin güçlenmesi, o güne kadar CHP ve orduyla özdeß-
* Lokavt leßen "ilerici" kamp›n ayr›ßmas›n› h›zland›rd›. O dönemde dünyada güçlenen anti-
emperyalist hareketler, özellikle Vietnam Savaß›’n›n yaratt›¤› ortam, Küba ve Afrika
devrimleri sosyalist gençlik hareketlerini etkiledi. Geniß bir toprak reformu, NATO’dan
ayr›lma, AET ile yeni imzalanan anlaßman›n iptali, madenlerin devletleßtirilmesi gibi ta-
lepler karß›s›nda muhafazakâr çevreler tepki gösterdiler.
n 1966’da Genelkurmay Baßkan› Cemal Tural’›n Silahl› Kuvvetlere aß›r› solla mücadele-
ye girißmeleri için emir vermesinin ard›ndan, yeni cumhurbaßkan› (eski genelkurmay
baßkan›) Cevdet Sunay, Anayasa’n›n sosyalizme kapal› oldu¤unu iddia etti. AP ve di¤er
sa¤ partiler, "anti-komünist tepki"nin örgütlenmesine ve kanalize edilmesine özen
gösterdiler. Art arda yap›lan "Uyan›ß Mitingi", "Milli Þahlan›ß Mitingi" gibi gösterilerle,
“milliyetçi-muhafazakâr” bir gençlik kesimi sola karß› bir denge unsuru olarak güçlen-
dirildi. 1969’da yaßanan "Kanl› Pazar*" olay›n›n ard›ndan, gençlik içinde sol-sa¤ çat›ß-
mas› ßiddetlendi. Milliyetçi sa¤ içinde "komandolar" ad›yla bir gençlik milisi örgütlen-
mesi baßlat›ld›. Solda yer alan baz› gençlik hareketleri de silahl› mücadele yöntemlerini
giderek benimsediler. Bu ise, 1961 Anayasas›’n›n tan›mlad›¤› temel hak ve özgürlükle-
rin "lüks" oldu¤u fikrinin devlet yönetimi kademelerinde yayg›nlaßmas›na yol açt›.
n Devrimci ‹ßçi Sendikalar› Konfederasyonu’nun (D‹SK) 1967’de kurulmas›n›n ar-
1969-1980 y›llar› aras›
d›ndan, sendikal faaliyetler de h›z kazand›. AP hükümeti, bunu engellemek için yü-
1 rürlükteki Sendikalar Kanunu’nu de¤ißtirmek istedi. Buna tepki gösteren ißçiler, 15-16
terör olaylar›nda ölenler.
Haziran 1970’de büyük sokak gösterileri yapt›lar. S›k›yönetim ilan edildi. 1973’den iti-
baren, ißçi sendikalar›yla ißveren örgütleri aras›ndaki gerginlik yükselerek devam etti.
Y›llar Ölü say›s›
D‹SK’in mücadeleci sendikac›l›k prati¤i karß›s›nda 1977’de, baß›nda Turgut Özal’›n bu-
lundu¤u Metal Eßya Sanayicileri Sendikas› (MESS), metal ißkolunda lokavt* ilan etti. Bir-
1969 9 çok toplu grev ve ißyeri ißgali, polis ya da jandarman›n sert müdahalesiyle sonuçland›.
1970 19 1980 y›l›nda, TAR‹Þ’te ç›kan ve bir ay süren olaylar, ißçi-ißveren ilißkilerinin bütünüyle
1971 22
bozuldu¤unu sergiliyordu.

1972 22 n 1971 muht›ras›n› izleyen ara rejim, muhalif sol gençlik hareketlerini ßiddetle bast›rd›.
‹dam cezalar› infaz edilen üç gençlik liderinin yan›nda, güvenlik güçleriyle çat›ßmalar-
1973 15
da ölenlerin say›s› artt›. 1974 genel aff›n› izleyen dönemde, Türkiye’de görünüßte yük-
1974 27 selen politikleßme, ayn› zamanda iç savaß senaryolar› için de uygun bir zemin oluß-
1975 37 turuyordu. Kahramanmaraß (1978) ve Çorum (1980) katliamlar› ve 1 May›s 1977’de ç›-
kar›lan olaylar gibi girißimlerle, ola¤an demokratik rejimin sürdürülemez oldu¤u fikri
1976 108
güçlendirildi. Bu dönemde, Do¤u ve Güneydo¤u’da Kürt sorunu yeniden canlanmaya
1977 315 ve s›n›rl› da olsa, yeni çat›ßmalar yaßanmaya baßland›. Bu genel çat›ßma ortam›nda, ba-
1978 1095 z› Kürt örgütleri, 1980’lerde baßlatacaklar› silahl› ayaklanma politikas›n›n altyap›s›n›
haz›rlamaya baßlad›lar. 1978’den sonra h›zlanan sokak çat›ßmalar›, suikastler, katliam-
1979 1362
lar, güçlendirilmiß bir s›k›yönetim rejiminin uygulanmas›na ra¤men devam etti. 1979 ve
1980 2206 1980 y›l›nda önde gelen birçok ö¤retim üyesi, gazeteci, sendikac›, siyasetçi üst üste öl-
dürüldü ve terör havas› daha da t›rmand›. 1980’de çat›ßmalarda ölen say›s› 2.000’i aßt›.
Kaynak: Rußen Keleß ve Artun Ünsal,
Kent ve Siyasal Þiddet (Ankara, 1982). 12 Eylül 1980 darbesinin ard›ndan kanl› çat›ßmalar süratle azald›.

Tüm Ö¤retmenler Birleßme ve


2
Dayan›ßma Derne¤i,
1976 y›l›nda genel grev hakk›
için bir gösteride.

316
1974 =100

400
380
360
340
320
300
280
260
240
220
200
180
160
140
120
100
3 Kanl› Pazar, 16 Þubat 1969. 80
60
40
5 Kabahat ißçilerde mi? 20
0
1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1980
Yol açt›¤› baz› istenmeyen gelißmelerin araßt›r›lmas› için bile s›k›yöne-
tim ilan›n› gerektiren son ißçi hareketine karß› ve ißçi kitlesine karß› ba- Öldürülenler Toptan eßya fiyatlar›
z› kurulußlar›n tak›nd›¤› yanl›ß tav›r, giderek ayn› istenmeyen gelißme- ‹ße yerleßtirilemeyenler D›ß aç›k
lerin ortam›n› haz›rlayaca¤a benzemektedir. ‹stanbul olaylar›n› izleyen Türk liras›n›n de¤er kayb› Ekonomik büyüme h›z›
ßu bir ay›n tecrübesi kimin hangi noktaya kadar kendilerinden yana Kaynak: Rußen Keleß ve Artun Ünsal,
oldu¤unu ißçilere gösterirken, bir yandan da çeßitli kurulußlar›n Türki- Kent ve Siyasal Þiddet (Ankara, 1982).
ye’yi ne kadar yanl›ß de¤erlendirdiklerini ortaya koymaktad›r.
Son ißçi hareketi, gerçekten de, ißçilere karß› güçlü bir cephenin he- 4 Ekonomik göstergeler ve terörün t›rman›ß›
men kuruluvermesine yaram›ßt›r; Türk-‹ß yöneticilerinden Milli Emni- (1974-1980).
yet görevlilerine, kimi hükümet üyelerine ve baz› ißverenlere kadar
uzanan bu cephe, s›k›yönetimden yararlanmaya çal›ßarak ißçi kitlesine 6 Terör ve hükümet.
karß› hesapl› bir sald›r›ya girißmißtir. Sald›r›da, baß› Türk-‹ß yöneticileri
çekmektedir. Bu yöneticiler kendi sendikalar›ndan olmayan ißçileri gö- Terörizm yeni ve sinsi bir rota izlemeye baßlad›. Katiller belirli kißileri
rülmemiß bir sertlikle suçlamakta, en kat› ißverenin bile kullanmad›¤› baßkalar›n› uyarmak için hedef almaya baßlad›lar. 11 Temmuz 1978
bir sertlikle suçlamakta, en kat› ißverenin bile kullanmad›¤› bir üslupla günü Ankara’da Profesör Bedrettin Cömert, görev yapt›¤› Hacettepe
ißçi kitlesini yermektedir. ‹ßçi haklar›n› s›n›rlayaca¤› bütün objektif bi- Üniversitesi’nde sa¤ terör olaylar›n› sorußturmak için kurulan bir ko-
lim adamlar›nca aç›klanan bir tasar›y› savunmakta; tasar›ya karß› ç›kan mitede yer ald›¤› için öldürüldü. Ayn› derecede sars›c› baßka cinayet-
milletvekillerine ise; "Böyle giderse Türk-‹ß’in de Parlâmentoya itima- ler de ißlendi. Bütün ülkeyi sarsan bir cinayet, Milliyet gazetesi baßya-
d› kalmayacak" gibi hangi güçlerin ad›na söylendi¤i pek anlaß›lama- zar› Abdi ‹pekçi’nin 1 Þubat 1979 günü öldürülmesiydi. ‹pekçi, de-
yan bir tehditte bulunmaktad›r. ‹ßçi kitlesi, onu temsil iddias›ndakile- mokrasiye ba¤l›, liberal, orta yolcu bir gazeteciydi. Kendisi de meslek-
rin bu tür aç›klamalar›na hedef olurken, suçlama yar›ß›na hükümet ten gazeteci olan Ecevit’in kißisel dostuydu. Onun öldürülmesi do¤ru-
üyeleri de kat›lmaktad›r. Olaylar›n hemen ertesi günü, ‹çißleri Bakan› dan baßbakan›n ve hükümetin prestijine indirilmiß bir darbeydi. Siya-
kesin yarg›s›n› vermißtir bile: "Bu bir isyan, bir ayaklanmad›r." ... sal amaçla ißlenen cinayetlerin ço¤unda polis kimseyi tutuklam›yordu.
Bütün bu karmaß›kl›¤›n aras›nda en ilginç tutum, bâz› ißverenler tara- Tutuklasa bile, teröristler devletin hem güçsüz hem de yetersiz oldu-
f›ndan benimsenen anlay›ßt›r. Olaylar›n ç›kmas›na do¤rudan sebep ¤unu gösterecek ßekilde hapisanelerden, hatta askerî hapisanelerden
yaratmazken bu olaylardan en büyük zarar› gören kimi sanayici, s›k›- bile, kaçabiliyorlard›.
yönetiminin varl›¤›ndan yararlanmak gibi k›s›r ç›kar hesaplar›na girmi-
[...]
ße benzemektedir.
Genellikle kendisinin sorumlu oldu¤u ßiddete bir çare olarak muhale-
[‹]ßçinin bir çeßit esir durumunda oldu¤u devir art›k çoktan geçmißtir.
‹ßçi haklar›n› bir ad›m geriye götürecek tasar›lar bile büyük tepkilere fet Ecevit’i s›k›yönetim ilan etmesi için zorlamaya baßlad›. 8 Kas›m
yol açmaktad›r. Türkiye’deki her kurulußun (ve baz› sendikac›lar›n) [1978’de] bir konußma yapan Ecevit, ›srarla "Terörizm hukuk düzeni
bundan böyle ißçileri dikkatle de¤erlendirmesi, alaca¤› kararlarda ißçi- ilkelerinden fedakarl›k etmeden ve teröristlere kendi silahlar›yla karß›-
lerdeki gelißmeyi gözönünde tutmas› gerekmektedir. Meselelerin git- l›k vermeden yok edilecektir" diyordu. Ecevit yeni yasalar önerdi.
tikçe berrakl›k kazanarak ortaya ç›kt›klar› ßu günlerde, son ißçi hare- Ruhsats›z silah taß›yanlara verilen cezalar artt›r›lacak ve uzmanlaßm›ß
ketinin olumlu bir taraf› da vard›r: Kimin kimden yana oldu¤una aç›k- sivil mahkemeler kurulacakt›. Ecevit, siyasal ßiddet olaylar›nda 800 ki-
l›k getirirken, yeni olaylar› yaratacak davran›ßlardan uzak durmay› da ßinin öldü¤ünü, hükümetin 1052’si sa¤c›, 778’i solcu olmak üzere
baz› çevrelere hat›rlatm›ßt›r. Çünkü ne ißçi eski ißçidir, ne de Türkiye 1999 tutuklama yapt›¤›n› aç›klad›.
eski Türkiye...
Feroz Ahmad, Modern Türkiye’nin Olußumu,
‹smail Cem, "De¤ißen Türkiye ve de¤ißen ißçi", Milliyet, 19 Temmuz 1970. çev. Yavuz Alogan (‹stanbul, 1995).

317
IV. D›ß politikada aç›l›mdan izolasyona
A. Yeni d›ß aç›l›mlar Belge 1 ve 2
S Ö Z L Ü K
n 1964 K›br›s bunal›m› s›ras›nda ABD baßkan› Johnson’un ‹nönü’ye yollad›¤› sert
* Garanti Antlaßmas› mektup Türkiye’nin so¤uk savaß ittifaklar›n› gözden geçirmeye zorlad›. 1939’dan
sonra Moskova’ya ilk resmi ziyaret, 1964 ekiminde D›ßißleri Bakan› Feridun Cemal Er-
kin taraf›ndan yap›ld›. Bunu Sovyetler Birli¤i temsilcilerinin, 1965 y›l› içinde yapt›klar›
iki ziyaret izledi. Bu temaslar sonucunda bir Sovyet ticaret heyeti Türkiye’ye geldi. Sov-
yetler Birli¤i demir-çelik, enerji gibi alanlarda baz› yat›r›mlara finansman ve teknoloji
deste¤i verdi.
n AET ile 1960 öncesinde baßlayan görüßmeler, 1963 y›l›nda Ortakl›k Anlaßmas›’n›n
imzalanmas›yla sonuçland›. Ayn› dönemde, bu anlaßman›n da etkisiyle, Türkiye NA-
TO ittifak› içinde Avrupa kanad›n›n politikalar›n› izleme karar› ald›. Bundan önceki dö-
nemde uluslararas› alanda ço¤unlukla karß›s›nda yer ald›¤› üçüncü dünya ülkeleriyle
ilißkilerini düzeltmeye girißti. 1974 yaz›nda haßhaß ekimi yasa¤›n›n kald›r›lmas› kara-
r› ABD’nin sert tepkisine yol açt›. Ard›ndan gelen K›br›s bunal›m›, ABD ile ilißkileri bir
dönem dondurdu.
n Türkiye, ‹ran, Irak, Pakistan ve ‹ngiltere aras›nda karß›l›kl› güvenlik ve savunma ör-
gütü olarak 1955’de Ba¤dat Pakt› kurulmußtu. Irak’›n ittifaktan 1959’da ayr›lmas›yla ka-
lan dört ülke, ittifaka CENTO ad›n› verip, merkezini Ankara’ya taß›m›ßlard›. ABD’nin
giderek etkin oldu¤u bu kurum, Hindistan-Pakistan savaß› ve K›br›s bunal›m› s›ras›nda
ABD’nin tak›nd›¤› tav›r nedeniyle etkinli¤ini h›zla yitirdi. ‹ran’daki yönetim de¤ißikli-
¤inin ard›ndan, 1979’da ‹ran ve Pakistan’›n da CENTO’dan ayr›lmas›yla, ayn› y›l it-
tifaka son verildi.

B. K›br›s ç›kartmas›n›n sonuçlar› Belge 3 ve 4

n K›br›s’ta cumhurbaßkan› Makarios’a karß› düzenlenen darbenin ard›ndan K›br›s Hel-


len Cumhuriyeti’nin ilan edilmesi üzerine Türkiye, 1960 Garanti Antlaßmas›*’n›n kendi-
sine tan›d›¤› haktan yararlanarak K›br›s Bar›ß Harekât›’n› baßlatt› ‹lk harekât Türki-
ye’nin yasal müdahalesi biçiminde alg›lanarak dünya kamuoyunda görece az tepkiyle
karß›lanm›ßt›. ‹kinci harekât ise büyük tepki gördü. Bunun bir ißgal veya ilhak girißi-
mi oldu¤u gerekçesiyle, hem ‹ngiltere ve ABD’den, hem SSCB’den önemli tepkiler gel-
di. ABD Türkiye’ye silah ambargosu uygulamaya baßlad›. Yunanistan, harekât› gerekçe
göstererek NATO’nun askerî kanad›ndan ayr›ld›. K›br›s harekât›n› izleyen y›llarda
Türkiye d›ß ilißkilerinde göreli bir yaln›zl›k evresine girdi.
n K›br›s harekât›, Yunanistan’da Albaylar Cuntas›’n›n devrilmesi ve demokrasinin ye-
niden kurulmas›na yol açt›. Sürgünden dönen Karamanlis, k›sa zamanda Yunanistan’›n
aday üyeli¤ini AET’ye kabul ettirdi. Türkiye ise, aday üyelik gereklerini yerine getirme-
sinin ßimdilik mümkün olmad›¤›n› beyan etti.

C. 12 Eylül sonras› izolasyon


n 12 Eylül müdahalesinin ard›ndan, yeni kurulan Avrupa Parlamentosu Türkiye-AET
ilißkilerinin ask›ya al›nmas› önerisini reddetti. Ama Avrupa ülkeleriyle ilißkilerde, 1980
ortas›na kadar devam edecek bir so¤ukluk baßlad›. ‹dam cezas› 1972’den beri fiilen uy-
gulanm›yordu. 12 Eylül müdahalesinin hemen ard›ndan cezalar h›zl› biçimde infaz
edildi. Bu ve parlamentonun kapat›lmas› nedenleriyle, Avrupa Konseyi’nde Türki-
ye’nin üyeli¤i ask›ya al›nd›. Türkiye, ABD ile ilißkileri yumußatmak için Yunanistan’›n
NATO’nun askeri kanad›na geri dönmesine ses ç›karmad›.

318
1 Baßkan Johnson’›n Baßbakan ‹nönü’ye mektubu.

5 Haziran 1964
Say›n Bay Baßbakan,
Türkiye hükümetinin K›br›s’›n bir k›sm›n› askerî kuvvetle ißgal etmek
üzere müdahalede bulunmaya karar vermeyi tasarlad›¤› hakk›nda
Büyükelçi Hare vas›tas›yla sizden ve D›ßißleri Bakan›n›zdan ald›¤›m
haber beni ciddî ßekilde endißeye sevketmektedir. En dostane ve aç›k
ßekilde belirtmek isterim ki, geniß çapta neticeler do¤urabilecek böy-
le bir hareketin Türkiye taraf›ndan izlenmesini, hükümetinizin bizim-
le evvelden tam bir istißarede bulunmak hususundaki taahhüdüyle
uyußur saym›yorum. ...
Y›llar boyunca Türkiye’yi en sa¤lam ßekilde destekledi¤ini ispat etmiß
olan Amerika gibi bir müttefikin, bu ßekilde neticeleri olan tek taraf-
l› bir kararla karß› karß›ya b›rak›lmas›n›n hükümetiniz bak›m›ndan
do¤ru oldu¤una gerçekten inan›p inanmad›¤›n›z› sizden sorar›m. 2 Baßbakan ‹nönü’nün Baßkan Johnson’› ziyareti,
Bundan ötürü böyle bir harekete girißmeden önce, Amerika Birleßik Washington D.C., 22 Haziran 1964.
Devletleri ile tam istißarede bulunmak mesuliyetini kabul etmenizi
hassaten rica etmek mecburiyetindeyim. 3 K›br›s.
1960 tarihli Garanti Antlaßmas› hükümleri gere¤ince, böyle bir mü-
1963’ten itibaren devlet baßkanl›¤›n› üstlenen Makarios yönetimi al-
dahalenin caiz oldu¤u kanaatinde bulundu¤unuz intiba›nday›m. Bu-
t›nda K›br›sl› Türklere karß› girißilen sald›r›lar Türkiye’nin ciddi endiße-
nunla beraber, Türkiye’nin düßündü¤ü müdahalenin Garanti Antlaß-
ler duymas›na neden olmußtur. ‹ki toplum aras›ndaki bölünme bu
mas› taraf›ndan aç›kça yasaklanan bir çözüm olan taksimi gerçekleß-
olaylar nedeniyle derinleßmißtir. Türk temsilcilerin hükümetteki gö-
tirme amac›na yönelmiß olaca¤› yolundaki anlay›ß›m›za dikkatinizi
revlerini terk etmelerinden sonra Birleßmiß Milletler (BM) 1964 y›l›n-
çekmek zorunday›m.
da tek meßru hükümet olarak K›br›s Rum Yönetimi’ni tan›m›ßt›r. Ay-
Ayr›ca, söz konusu antlaßma teminatç› devletler aras›nda istißareyi r›ca garantör devletlerin sorunun çözümünde anlaßamamalar› nede-
gerektirmektedir. Birleßik Amerika bu durumda bil cümle istißare ola- niyle K›br›s için bir BM Bar›ß Gücü kurulmas› ve bir arabulucu atan-
naklar›n›n hiçbir ßekilde tüketilmedi¤i ve dolay›s›yla tek tarafl› hare- mas› kararlaßt›r›lm›ßt›r. 1967 y›l›nda ise K›br›s Türkleri adan›n kuze-
kete geçme hakk›n›n henüz kullan›lamayaca¤› inanc›ndad›r. yinde ayr› bir yönetim olußturmußlard›r. 15 Temmuz 1974’te, Yuna-
[...] nistan’daki askeri yönetimin (cunta) deste¤iyle, K›br›s’ta girißilen
Enosis amaçl› askeri darbe, Türkiye’nin kendi soydaßlar›n›n gelece¤i
Ayn› zamanda Bay Baßbakan, askerî yard›m alan›nda Türkiye ile Bir-
aç›s›ndan daha büyük bir kayg› duymas›na yol açm›ßt›r. Bu nedenle
leßik Devletler aras›nda mevcut iki tarafl› antlaßmaya dikkatinizi çek-
Türkiye, Garanti Antlaßmas›’na dayanarak adaya asker ç›karm›ßt›r
mek isterim. Türkiye ile aram›zda mevcut Temmuz 1947 tarihli ant-
(20 Temmuz 1974). Bu davran›ß Türkiye taraf›ndan bir hak ve K›br›s
laßman›n 14. maddesi mucibince, askerî yard›m›n veriliß amaçlar›n-
Türklerinin güvenli¤i aç›s›ndan do¤ru bir "müdahale" olarak tan›m-
dan gayr› gayelerle kullan›lmamas› için, hükümetinizin Birleßik Dev-
lansa da, uluslararas› toplum taraf›ndan bir "ißgal" olarak alg›lan-
letler’in onay›n› almas› gerekmektedir. Hükümetiniz bu ßart› tama-
m›ßt›r. Bölünmenin göstergesi 1975 ßubat ay›nda art›k sadece Rum
men anlam›ß bulundu¤unu muhtelif vesilelerle Birleßik Devletler’e kesiminin yönetti¤i K›br›s Cumhuriyeti’nden ayr› olarak, adan›n ku-
bildirmißtir. Mevcut ßartlar alt›nda Türkiye’nin K›br›s’a yapaca¤› bir zeyinde K›br›s Türk Federe Devleti’nin kurulmas› olmußtur.
müdahalede Amerika taraf›ndan temin edilmiß olan askerî malzeme-
nin kullan›lmas›na Birleßik Devletler’in muvafakat edemeyece¤ini si-
ze bütün içtenli¤imizle bildirmek isterim.
[...]
Nihayet Bay Baßbakan, en ciddî meseleyi, "savaß m›, bar›ß m›?" me-
selesini öne sürmüß bulunuyorsunuz... Sizin, Türkiye hükümetinin
baßbakan› olarak sorumluluklar›n›z var, benim de Birleßik Amerika
baßkan› olarak sorumluluklar›m mevcuttur. Bu sebeple en dostane
ßekilde size ßunu bildirmek isterim ki, bizimle yeniden ve en geniß öl-
çüde dan›ßmaks›z›n böyle bir harekete girißmeyece¤inize dair bana
güvence vermedi¤iniz takdirde, meselenin gizli tutulmas› hususunda
Büyükelçi Hare’den iste¤inizi kabul edemeyecek ve Nato Konseyi ile
Birleßmiß Milletler Güvenlik Konseyi’nin acele toplant›ya ça¤r›lmas›n›
istemek mecburiyetinde kalaca¤›m.

Haluk Þahin, Johnson Mektubu (‹stanbul, 2002).


4 K›br›s ç›kartmas›.

319
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM
TAR‹HLER
n Millî Güvenlik Kurulu ve Millî Güvenlik Konseyi
1961: Seçimler.
Millî Güvenlik Kurulu, ilk kez 1961 Anayasas› ile olußturulmuß (Md. 111) ve yönetsel
1963: AET ortakl›k protokolü. a¤›rl›¤› 1982 Anayasas›’nda artt›r›lm›ß (Md. 118), sürekli bir devlet organ›d›r.
1965: Seçimler. Cumhurbaßkan›n›n baßkanl›¤›nda, Baßbakan, ‹çißleri, D›ßißleri ve Millî Savunma Bakanlar›,
1969: Seçimler. Genelkurmay Baßkan›, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlar› ve Jandarma Genel
12 Mart 1971: Muht›ra. Komutan›ndan olußur. Görevi, ulusal güvenlikle ilgili sorunlara ilißkin kararlar almak ve
1973: Seçimler. bunlar›, öncelikle ele al›nmak üzere, Bakanlar Kuruluna bildirmektir.
1974: K›br›s harekât›. Millî Güvenlik Konseyi ise, 12 Eylül 1980’den 6 Kas›m 1983 seçimlerine kadar Devlet’in
1977: Seçimler. en üst yasama ve yürütme organ› olan, beß kißilik konseydir. Genelkurmay Baßkan›, Kara
12 Eylül 1980: Askerî darbe.
Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlar› ve Jandarma Genel Komutan›ndan olußuyordu.

6 Kas›m 1982: Yeni anayasan›n


halkoyuna sunulmas›. n Kurucu meclis ve yasama meclisi
Kurucu meclis, ola¤anüstü koßullarda seçilmiß ya da toplanm›ß bir meclistir.
‹ßlevi, yeni bir anayasan›n haz›rlanmas›n› sa¤lamakt›r. Görevi anayasa yaz›ld›ktan ve
halk taraf›ndan kabul edildikten sonra sona erer.
Yasama meclisi ise, Anayasa’ya uygun olarak seçilmiß bir meclistir. Yasalar› ve bütçeyi
oylar. Görevi yasama döneminin sonunda (4 ya da 5 y›l) ya da herhangi bir sebepten
feshedildi¤inde sona erer.

n Darbe ve muht›ra
Darbe (gerçek ad›yla, Devlet darbesi), yönetime, anayasaya ayk›r› olarak el konmas›
veya el koymaya çal›ß›lmas›d›r. Muht›ra ise, yönetime, yasama veya yürütmeye ilißkin
konularda, anayasaya ayk›r› olarak müdahale edilmesidir.

ÖNEML‹
KISALTMALAR
YARARLI B‹YOGRAF‹LER
s. 315 s. 314
• TSK: Türk Silahl› Kuvvetleri.
Bülent Ecevit Süleyman Demirel
• MGK: Millî Güvenlik
(d. 1928) (d. 1924)
Kurulu.
• OYAK: Ordu Yard›mlaßma
CHP Genel Sekreteri, sonra CHP AP Genel Baßkan› ve
Kurumu. Baßkan› ve birçok kez baßbakan. birçok kez baßbakan;
• AP: Adalet Partisi. Türkiye’nin 9. cumhurbaßkan›.

• T‹P: Türkiye ‹ßçi Partisi. s. 331 s. 312


• CGP: Cumhuriyetçi Güven Necmettin Erbakan Kenan Evren
Partisi. (d. 1926) (d. 1918)
• MSP: Millî Selamet Partisi.
• MHP: Milliyetçi Hareket MSP kurucusu ve baßbakan. 12 Eylül 1980’de Genelkurmay
Partisi. Baßkan›, ard›ndan Türkiye’nin
7. cumhurbaßkan›.

320
belge incelemesi

‹nönü’ye göre Türkiye’de


ordu ve siyaset
Demokratik rejimde geçirdi¤imiz devir, yeni bir devirdir. T›pk› bundan evvelki 1960 devri gibi
yeni bir devirden geçiyoruz. Bu devirde de Cumhuriyet ordusunun özel bir karakteri bütün dün-
ya karß›s›nda tekrar belirmektedir. Bizim ordumuz, hakikaten memleket çaresiz bir bunal›m
içinde bulundu¤u kanaati milletçe benimsendi¤i zaman, yayg›n oldu¤u zaman, bir vazife ßuuru
ile harekete geçmektedir. Harekete geçti¤inin ilk günü, geçici oldu¤unu söyler. Eskiden 1960 y›-
l›nda, "Bir an evvel yeni anayasa yap›lacak, çekilece¤iz" diyorlard›; bugün, "Demokratik kural-
lar içinde bugünkü anarßiyi önleyecek bir çare bulunsun" diye teßebbüs ettiklerini söylüyorlar
ve, "mecbur olursak el koruz" diyorlar. El koymay› katiyen istemiyorlar. El koymak ßöyle dursun,
s›k›yönetimde, s›k›yönetimle ordunun bu kadar meßgul olmas›n› mahzurlu görüyorlar. Genel-
kurmay Baßkan›’ndan bizzat ißittim; "S›k›yönetim, ordunun kendi vazifesi içinde çal›ßmas›na
mani olmaktad›r, bizim buna vaktimiz yoktur" diyor. Hakk› vard›r. Ordu, ordu d›ß›nda herhan-
gi bir idare veya siyaset içinde meßgul olursa, as›l vazifesinde geri kal›r. Þuurlu bir ordu, böyle
Sorular
bir ßey arzu etmez; ve bizim ordu, böyle ßuurlu bir ordudur; kendi vazifesinde ßuurlu oldu¤u ka-
dar, memleketin demokratik rejim içinde gelißip yükselmesine inanm›ßt›r. Buna hizmet etmeyi n 1. Belgeyi tan›t›n›z.
vazife bilir, ßeref bilir. n 2. ‹nönü’ye göre Türk ordusu
Demek istiyorum ki, ordu taraf›ndan demokratik rejimin ißlemesinde, gelece¤inde hiçbir zaman nas›l bir ordudur? Bu ordunun
tehlike görmeyece¤iz. Ordular›n siyasi hayata müdahalesi her memlekette görülmektedir. betimlenißinde herhangi bir
Memlekette bunal›m herkesin huzurunu bozacak bir nitelik ald›¤› zaman, her vatandaß gibi,
çelißki görüyor musunuz?
her zümre gibi, her topluluk gibi, ordunun bundan müteessir olmamas› mümkün de de¤ildir,
tabiidir. Bahusus milli ordular... Yedek subaylar bunun her gün içinde. Hürriyet memleketi... Si- n 3. Metinde, ordunun
yaset adamlar›n›n bütün hayatlar›, her türlü tenkidin, tahlilin ortas›nda. E bunun içinde yaßa- yönetime el koymaya mecbur
yan gerçekten vatansever ve ayd›n bir büyük milli varl›¤›n duygusuz olarak yaßayaca¤›n› tasav- olup olmad›¤›na kimin karar
vur etmek mümkün de¤ildir. Herkesin baß› kanuna ba¤l›d›r; ordunun da baß› kanuna ba¤l›d›r.
verece¤ine ilißkin bir ipucu var
Bunlar, resmi siyaset mevkilerinin emri alt›ndad›rlar. Meclis’in emri alt›ndad›rlar; bundan ayr›l-
m›?
may› düßünmemektedirler. Biz, siyasetçiler olarak vazifemizi yapmakta dikkatli olursak, yapar-
sak, demokratik hayat›m›z›n bu gelißme ve tekâmül etme devirlerini atlayabiliriz. n 4. Metinde siyasetçilere ilißkin
‹smet ‹nönü’nün, 430 milletvekili ve senatörün nas›l bir yaklaß›m görüyorsunuz?
Anayasa’n›n baz› maddelerinin de¤ißtirilmesi ve
n 5. ‹nönü, Türkiye’nin
geçici maddeler eklenmesi hakk›ndaki teklifi dolay›s›yla
TBMM’de yapt›¤› konußma, 27 A¤ustos 1971. o günlerde yaßad›klar›n› nas›l
bir tarihsel sürece yerleßtiriyor?

TAVS‹YELER
YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
• Baz› sözcükler, size ilk bak›ßta önemli
gözükmeyebilir. Ancak,
• Türkiye’de ordu-siyaset ilißkileri • Yasall›k ve meßruluk aras›ndaki
tek bir sözcük bile baßl›baß›na bir yorum
hakk›nda ek bilgi edinmeye çal›ß›n. anlam fark›n› gözden kaç›rmay›n
olabilir. Bu yüzden, metni dikkatle
(bkz. s. 338).
okuman›z ve bilmedi¤iniz her sözcü¤ün • Yap›lan tarihsel göndermelere
anlam›na bakman›z gerekir. dikkat edin.

321
KONU

18 Liberalizme do¤ru,
1983-2002
Ö zal’›n ölümünü izleyen dönemde bir yandan terör, ekonomik krizler, siyasal
istikrars›zl›k ve yolsuzluklar gibi önemli sorunlarla mücadele edilirken, di¤er yandan
rejimin demokratikleßtirilmesi ve sivilleßtirilmesi yolunda ad›mlar at›ld›. 28 Þubat kararlar›
ile ordu-siyaset ilißkilerinde darbeler dönemi kapan›rken, laik düzenin her ne pahas›na
olursa olsun muhafaza edilece¤i bir kez daha vurguland› ve siyasal islam›n tasfiyesine girißildi.
Özal’›n inisyatifiyle yeniden canland›r›lm›ß olan Avrupa Birli¤i’ne üyelik sürecinin h›z kazand›¤›
2000’li y›llar›n baß›nda, demokratikleßme çabalar› ve K›br›s sorunu gündemin merkezine yerleßti.

n 1983 seçimlerinden sonra ortaya ç›kan düzen 1980 askeri yönetiminin tasar›m›na uyuyor muydu ?
n 1983-2002 döneminde genel seçimler sonucunda hangi hükümetler kuruldu?
n Türkiye’de demokrasinin sorunlar› nelerdir?

KONUNUN PLANI
I. 1983 seçimleri: Normale dönüß
II. Turgut Özal y›llar›
III. Yeni bir dönemin baßlang›c›nda
IV. 28 Þubat süreci
V. 21. yüzy›l baß›nda Türkiye politikas›

• Unutmayal›m
• Belge incelemesi: Yarg›tay Baßkan› Sami Selçuk’un
1999-2000 Yasama Y›l›n› aç›ß konußmas›, 6 Eylül 1999
• Verilerle çal›ßma: Türkiye ve AB

6 Eylül 1987
Referandum 3 Kas›m 1996 16 Ocak 1998
Siyasal yasaklar›n sonu Susurluk kazas› RP’nin kapat›lmas›

23 Haziran
1991 5 Ekim 6 Mart 1996
Mesut 1995 Mesut Y›lmaz 11 Ocak 1999
9 Kas›m 1989 Y›lmaz Tansu Çiller Bülent Ecevit
13 Aral›k 1983 / 21 Aral›k 1987 28 Haz. 1996 18 Kas›m 2002
Y›ld›r›m
Turgut Özal 21 Kas›m 30 Ekim Necmettin Erbakan 28 May›s 1999 Abdullah Gül
Akbulut
1991 1995 30 Haz. 1997 Bülent Ecevit
Süleyman Tansu Çiller Mesut Y›lmaz
Demirel

1980 1985 1990 1995 2000

6 Kas›m 1983 29 Kas›m 1987 20 Ekim 1991 24 Aral›k 1995 18 Nisan 1999 3 Kas›m 2002
Seçimler Seçimler Seçimler Seçimler Seçimler Seçimler

322
1 Türkiye’nin 10. cumhurbaßkan›
Ahmet Necdet Sezer,
16 May›s 2000’de
TBMM’de and içerken.

www.eata-online.net/stuttgart/
2
aradabir.html
17 May›s 2000 tarihinde oynanacak olan
Galatasaray-Arsenal UEFA Kupas›
final maç›na çok say›da politikac›n›n
gitmek istemesi üzerine bir karikatür.

323
I. 1983 seçimleri: Normale dönüß
A. Seçimler ve yeni parlamento Belge 2, 3 ve 4
S Ö Z L Ü K
n 6 Kas›m 1983’te yap›lan genel seçimlerle birlikte, Türkiye’de ola¤anüstü rejim* sona
* Ola¤anüstü rejim erdi. Seçim sonuçlar›, askerî rejimin ekonomiden sorumlu baßbakan yard›mc›s› Tur-
gut Özal’›n kurdu¤u Anavatan Partisi’ni (ANAP) iktidara getirdi. ANAP, yaklaß›k
19.800.000 seçmenin % 92,3 oran›nda kat›ld›¤› seçimlerde oylar›n % 45,1’ini alarak bi-
rinci parti oldu ve 400 sandalyeli Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 211 milletvekilli¤i
kazand›.

n Askerî yönetim, parlamentoda çok say›da partinin temsil edilmesinin demokrasinin


ißleyißini aksatabilece¤i düßüncesiyle seçimlere kat›lacak parti say›s›n› s›n›rlayacak ba-
z› hukukî düzenlemelere gitmißti. Bu düzenlemeler sayesinde, seçimlerden önce ku-
rulmuß olan 15 siyasal partiden yaln›zca üçü parlamentoya girebildi. Partilerin ide-
olojik kimli¤ini ifade eden siyasal yelpaze üzerinde, bu partilerden ANAP merkezde,
Necdet Calp liderli¤indeki Halkç› Parti (HP) merkeze yak›n solda, emekli general ve
büyükelçi Turgut Sunalp liderli¤indeki Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) ise merke-
ze yak›n sa¤da yer al›yordu. HP seçimlerde oylar›n % 30,5’ini, sandalyelerin ise 117’si-
ni kazanarak ANAP’›n ard›ndan ikinci olurken, MDP % 23,3 oy oran› ve 71 sandalye sa-
y›s›yla üçüncü oldu. Seçime ba¤›ms›z olarak girenler de vard›. Bu adaylar oylar›n
%1,1’ini ald›lar, ancak Meclis’te hiçbir sandalye kazanamad›lar.

B. Yeni bir siyasal aktör: Anavatan Partisi Belge 1, 5 ve 6

n Seçimlerden önce ve hemen sonra, Cumhurbaßkan› Kenan Evren’in hükümeti kur-


ma görevini Turgut Özal’a vermeyece¤i söylentisi kamuoyunda yay›lm›ßt›. Özal’›n baß-
bakan atanmayaca¤›na ilißkin bu söylentinin k›sa bir süre partiler ve lider kadrolar ara-
s›nda gerilim yaratacak düzeyde etkili olmas›nda Cumhurbaßkan› Kenan Evren’in se-
çimlerden bir gece önce televizyonda kamuoyuna yapt›¤› konußmayd›. Kamuoyunun
büyük bir k›sm› konußmay› askerî rejimin destekledi¤i düßünülen MDP lehine yorum-
larken, di¤er k›sm› ANAP aleyhine yorumlamaktayd›. ‹lginç olan, ANAP’›n seçimler-
den birinci parti olarak ç›kmas›n›n MDP çevrelerince Cumhurbaßkan›n›n konußmas›-
n›n yaratt›¤› ters etkiye ba¤lanmas›yd›. Neyse ki, Evren’in Özal’› Çankaya Kößkü’nde
kabul edip hükümeti kurma görevini vermesi, rejimi, söz konusu söylenti do¤rultusun-
da bir siyasal gerilime girmekten kurtard› ve Özal’›n baßbakanl›¤›nda yeni bir dönemi
baßlatt›.
1 ‹TÜ mezunu Özal ve partisi,
ar› gibi çal›ßacaklard›. n Turgut Özal, 12 Eylül darbesine gerekçe teßkil eden siyasal kargaßay› ve z›tlaßmay›
tekrar diriltmeyecek bir tutumla baßbakanl›¤› üstlendi. Bunun belirtilerini daha partisi-
ni kurarken vermiß ve sosyal demokratlar›, liberalleri, milliyetçileri ve dinci muhafaza-
1983
kârlar› bir araya getirerek uzlaßmac› yaklaß›m›n› kan›tlam›ßt›. Seçim meydanlar›nda
iki avucunu baß›n›n üstünde birleßtirerek simgelemek istedi¤i, söz konusu dört si-
ANAP yasal ak›m›n birlikteli¤iydi; ayr›ca bu, toplumsal uzlaßma için yapt›¤› genel bir ça¤-
211 r›yd›. Özal’›n bu tutumu, hem 12 Eylül’ün simgesi olan Cumhurbaßkan› Evren’le ›l›m-
HP l› bir ilißki olußturmas›na olanak tan›d›, hem de ekonomide uygulamaya girißti¤i libe-
MDP
117
71 ral politikalar için kamuoyundan uzun süre geniß bir destek görmesini sa¤lad›.

2 1983 seçim sonuçlar›na göre


TBMM’de sandalye da¤›l›m›.

324
Edirne
K›rklareli
Kastamonu
Sinop
Tekirda¤ ‹stanbul Zonguldak Artvin
Samsun
Kocaeli Rize
Bolu Ordu Giresun Trabzon Kars
Çank›r› Amasya
Sakarya
Çorum Tokat
Çanakkale Bursa Bilecik Gümüßhane Erzurum
Bal›kesir Ankara A¤r›
Eskißehir Yozgat Sivas Erzincan
Kütahya K›rßehir
Manisa Tunceli Bingöl Muß

Ußak Afyon Nevßehir Van


‹zmir Kayseri Malatya Elaz›¤ Bitlis
Denizli Ni¤de
Isparta Diyarbak›r
Ayd›n Konya Kahraman Siirt
Maraß Ad›yaman Hakkâri
Mu¤la Burdur Mardin
Adana Urfa
Antalya
Gaziantep
‹çel
Hatay Anavatan Partisi’nin oylar›
% 60’dan çok % 50 - 60

3 Kas›m 1983 seçim sonuçlar›.

4 “Parti enflasyonu”.
5 Birlik için “eller havaya”.
Büyük Türkiye Partisi, askerî rejimin h›ßm›na u¤rayan ilk kuruluß oldu
Turgut Özal, ANAP bünyesinde sosyal demokratlar›,
ve Millî Güvenlik Konseyi’nin 79 say›l› karar›yla kapat›ld›
liberalleri, milliyetçileri ve dinci muhafazakârlar› bir
(31.5.1983). Gerekçe, feshedilmiß bir partinin devam› olarak
araya getirmeyi amaçl›yordu.
faaliyette bulundu¤u idi. Bu karar bas›nda tart›ß›lmayacakt›.
[...] Büyük Türkiye Partisi’nin boßluktaki izini sürmek için bu defa da
Do¤ru Yol Partisi (DYP) kuruldu. Bunu Yeni Düzen Partisi, Yeni 6 Kenan Evren’in seçim konußmas›, 4 Kas›m 1983.
Do¤uß Partisi, Bizim Parti, Cumhuriyetçi Muhafazakâr Parti, Bayrak
[...] Kinin çok ac›d›r, ancak s›tman›n tedavisi için o ac› ilac› içmek zo-
Partisi, Türkiye Huzur Partisi (sonradan Huzur Partisi), Fazilet Partisi
gibileri izledi. Bunlardan Huzur Partisi laikli¤e ayk›r›l›k nedeniyle runlulu¤u vard›r. Biz gelmiß geçmiß iktidarlar gibi, hata yapmad›k da
1984’te Anayasa Mahkemesi’nce kapat›lacak, AP-Büyük Türkiye demiyoruz. Hatalar›m›z belki olmußtur. Ancak bu hatalar›n asgarî ol-
Partisi misyonunun takipçisi oldu¤u anlaß›lan DYP ise, ayakta kalan mas› için büyük bir itina gösterilmißtir. Gelece¤in iktidar›na talip olan
ve büyüyen parti olacakt›. Bu gelißmelerin yeni k›zg›nl›klar yaratma- yeni partilerimiz bir çok tatl› vaatlerde bulundular. 1980 ve 1981 y›l-
mas› düßünülemezdi. Nitekim Evren, gerekirse seçimlerin erte- lar›nda ekonomik durumun düzelmesini kendilerine maledenleri,
lenece¤ini bildirdi (Çorum, 1.6.1983). ekonominin tabiî kanunlar›n› bu memlekette kendisinin bildi¤ini söy-
leyenleri, bilgi, beceri ve ißbilirlik vas›flar›n›n Allah taraf›ndan yaln›z
[...]
kendilerine verildi¤ini büyük bir gururla her gün çekinmeden ifade
Bu arada, Yüce Görev Partisi’nin 62 kurucusuna veto isabet etmißti.
edenleri, ihracat›n sihirli deyne¤inin yaln›z kendisinde bulundu¤unu,
Baßkan Baha Vefa Karatay da bunlar›n aras›ndayd› (Karar 86).
bugüne kadar gelmiß geçmiß bütün yönetimlerin hatal› hareket et-
Vetolara bir de istifalar eklenince, bu partide topu topu bir tek kuru-
tiklerini, ancak kendilerinin hatal› olmad›¤›n›, yap›lm›ß faydal› yat›-
cu üye kald›.
r›mlarda kendi paylar›n›n bulundu¤unu, enflasyonu ancak ve ancak
Siyaset dünyas› ile askerî yönetim aras›ndaki parti kurma-veto etme kendilerinin aßa¤› çekebilece¤ini, anarßi ve terörün baßl›ca sebebinin
düellosu duraca¤a benzemiyordu. "Þimdi inad›na parti kuruyorlar"
ekonomik kriz oldu¤unu, herkesi ev sahibi yapacaklar›n›, orta dire¤i
diye yak›nan Evren (Bolu, 2.7.1983), parti enflasyonu oyununa
yaln›z kendilerinin ayakta tutabilece¤ini, nerede ise köy yollar›na va-
gelmeyeceklerini bildirmeyi de ihmal etmiyordu (Bilecik-Kütahya,
r›ncaya kadar asfalt yapacaklar›n›, bir ekip çal›ßmas›yla de¤il, ancak
3.7.1983). Nitekim s›ra DYP’ye gelmißti. Onun da pay›na 30 veto
kendisinin bunlar› gerçekleßtirebilece¤ini ve daha bir çok tatl› vaad-
düßtü. Temmuz ay›n›n ilk haftas›nda 217 kurucudan 104’ü, ikinci
leri dinlediniz. Elbette böyle söyleyeceklerdir. Hiçbir sat›c› benim ma-
haftas›nda da 235 kurucudan 185’i veto edilmißti (Cumhuriyet, 4 ve
l›m çürüktür der mi? ‹nßallah gerçekleßtirirler. Ancak üzüntü veren
9 Temmuz 1983). Fakat vetolar›n arkas› kesilmedi¤i gibi, yeni kuru-
culuk için baßvuruda bulunmaktan usanan parti de yoktu. taraf, 12 Eylül’den sonra yönetimde görev al›p, görevde kald›klar›
sürece bütün iyi kararlar› kendilerinin ald›¤›n›, Ekonomik Kurulu, Ba-
Bülent Tanör, "Siyasal Tarih (1980-1995)", Sina Akßin (yay.), Türkiye Tarihi, kanlar Kurulunu ve Millî Güvenlik Konseyini ortada yok kabul etme-
cilt V: Bugünkü Türkiye, 1980-1995 (‹stanbul, 1995) içinde.
lerindedir. 12 Eylül’den sonra al›nm›ß bütün kararlar›n Millî Güvenlik
Konseyinin tasvibinden geçti¤ini, tasvip edilmeyenlerin yürürlü¤e
Siyasal yasakl› olmayanlar›n veto edilmesinin ne biçim ge- konmad›¤›n› bildikleri halde, daha iktidara gelmeden ßimdiden bu
rekçeleri olabilir? ßekilde hilaf-› hakikat beyanda bulunanlar›n, bundan sonra ne yapa-
bilece¤ini takdirlerinize sunmak isterim.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaßkan› Kenan Evren’in Söylev ve Demeçleri
(12 Eylül 1982-9 Kas›m 1983) (Ankara, 1983).

325
II. Turgut Özal y›llar›
A. K›s›tlamalar›n sonu Belge 1, 3 ve 5
S Ö Z L Ü K
n 1984 yerel seçimlerinden de baßar›l› ç›karak sahip oldu¤u deste¤i somut olarak gören
* Üçlü parti sistemi Özal, 12 Eylül döneminde düßünüp tam gerçekleßtirme f›rsat› bulamad›¤› ekonomi po-
* Siyasal yasaklar litikalar›n› uygulamaya h›z verdi. Rakip partilerin ANAP’›n seçimlerden elde etti¤i ezi-
* Emanetçiler ci baßar› karß›s›nda u¤rad›klar› ßaßk›nl›k ve buna ba¤l› olarak yaßamaya baßlad›klar› iç
* Veto sorunlar, Özal’a ve partisine belli avantajlar sa¤lamaktayd›. Buna ra¤men, dört y›l son-
* Ülke baraj› ra gelen ikinci genel seçimlerin sonucu ANAP’›n arkas›ndaki deste¤in eridi¤ini or-
taya ç›kard›. 1987 genel seçimlerinde ANAP’›n oy oran› % 36,4’e düßtü.
n 1987 seçimlerinde, siyasal yaßam› 12 Eylül öncesi partilerinden ar›nd›rmaya yönelik
üçlü parti sistemi* projesinin aksine bir durum ortaya ç›kt›. Bunda rol oynayan en önem-
li etken, 1982 Anayasas›’n›n siyasal yasaklar*la ilgili geçici 4. maddesinin referanduma
sunulmas›n›n kabul edilmesiydi. Askeri yönetim, baßta AP ve CHP olmak üzere, kapat-
t›¤› partilerin faal kadrolar›n› siyasal faaliyetten men ederek "eski siyasal z›tlaßmalar›n
ve kavgalar›n" son bulaca¤›n› ummuß, ancak eski partiler yeni isimlerle ve emanetçiler*in
yönetiminde siyaset sahnesinde yeniden belirmeye baßlam›ßlard›. Herhangi bir partinin
eski siyasal kadrolarla olan ba¤› saptan›nca, kurucular› MGK taraf›ndan veto* ediliyor,
ancak bu biçimde siyasetten men edilen partinin yerine hemen yenisi kuruluyordu. Si-
yaset adeta bir satranç oyununa dönmüßtü. Bu durum, 6 Eylül 1987’de düzenlenen re-
ferandumda halk›n söz konusu yasaklar›n kald›r›lmas›na "evet" demesi ve uzun süre si-
yaset yapmaktan yasaklanan siyasetçilerin siyasal haklar›n› yeniden elde etmesiyle son
buldu. Eski liderlerin ço¤u siyasete döndüler.

B. Yasakl›lar›n dönüßü Belge 2, 4, 6 ve 7

n 1987 eylül ay› ortalar›nda Bülent Ecevit, 1985’te kurulan ve genel baßkanl›¤›n› eßi
Rahßan Ecevit’in yürüttü¤ü Demokratik Sol Parti’nin (DSP), Süleyman Demirel ise Y›l-
d›r›m Avc› liderli¤indeki Do¤ru Yol Partisi’nin (DYP) genel baßkanl›klar›na seçildiler.
Askerî yönetimin demokrasi için aç›k bir tehdit olarak kabul etti¤i Milli Selamet Partisi
(MSP) de Refah Partisi (RP) ad› alt›nda yeniden siyasal yaßama döndü. Yeni bir parti
olarak ANAP kendini böyle bir ortamda yar›ß›r buldu ve bu yar›ßtan seçim sisteminin
ANAP teknik özelliklerini de¤ißtirmek suretiyle sandalye say›s›n› artt›rarak galip ç›kmay› ba-
292 ßard›, ama seçmen deste¤ini hat›r› say›l›r bir oranda kaybetti.
SHP n 1987 seçimlerinde ANAP % 36,4 oran›nda oy alarak 550 sandalyeli yeni mecliste 292
99 DYP
59
sandalye kazand›. DYP % 19,2 oy oran›yla 59 sandalye kazan›rken, DSP % 8,6, RP % 7,2,
Milliyetçi Hareket Partisi’nin devam› olan Milliyetçi Çal›ßma Partisi ise % 2,9 oran›nda
1 oy elde ettiler, ancak % 10’luk ülke baraj›*n› geçemedikleri için Meclis’e giremediler. Se-
1987 seçim sonuçlar›na göre
çimin en ilginç sonuçlar›ndan biri, 31 Haziran 1983’te kurulan Erdal ‹nönü’nün genel
TBMM’de sandalye da¤›l›m›.
baßkanl›¤›ndaki Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) ile Halkç› Parti’nin birleßmesinden
(2 Kas›m 1985) meydana gelen Sosyal Demokrat Halkç› Parti (SHP)’nin oylar›n %
24,8’ini alarak 99 sandalye kazanmas› ve ikinci parti olmas›yd›. SHP bu baßar›s›n› sür-
dürdü ve 1989 y›l›nda yap›lan ara seçimlerde % 28 oran›nda oy alarak birinci parti du-
rumuna geldi. ANAP’›n seçimlerdeki baßar›s›zl›¤›, parti içinde yönetim ve liderlikle
ilgili tart›ßmalar baßlatt›.
ANAP DYP
115 178 n Turgut Özal’›n 31 Ekim 1989’da cumhurbaßkanl›¤›na seçilmesi parti içi çekißmelere
SHP yeni bir boyut kazand›rd›: Özal’›n destekledi¤i Y›ld›r›m Akbulut, ANAP genel baßkan›
88 RP 43 ve baßbakan oldu; fakat bu uzun sürmedi: 1991 y›l›nda genel baßkanl›¤a Mesut Y›lmaz
seçildi. Ayn› y›l yap›lan genel seçimlerden sonra Süleyman Demirel’in baßbakanl›-
DSP MÇP
7 19 ¤›ndaki DYP-SHP koalisyon hükümeti kuruldu (DYP bu seçimlerde % 27 oy oran›yla
178, SHP ise % 20,8 oy oran›yla 88 sandalye kazanm›ßt›). 1991 seçimlerinin en önemli so-
2 1991 seçim sonuçlar›na göre nucu RP oylar›ndaki göreli patlamayd›. RP, MÇP adaylar›na da listelerinde yer vererek
TBMM’de sandalye da¤›l›m›. girdi¤i seçimlerden, % 16,9 oy oran› ve 62 sandalye ile üçüncü parti olarak ç›km›ßt›.

326
3 6 Eylül 1987’de halkoyuna sunulan Anayasa’n›n 5 Özgün politikac› Turgut Özal.
geçici 4. maddesi.
Turgut Özal, Türkiye’nin yenileßme tarihinin dönüm noktalar›ndan birinin
GEÇ‹C‹ MADDE 4. – 1) 16 Ekim 1981 tarih ve 2533 say›l› ka- sembol ismidir. [...] 80’li y›llar›n global e¤ilim ve yönelißlerini do¤ru teßhis
nunla feshedilmiß bulunan siyasî partilerden; etmenin avantaj›ndan Türkiye’yi yararland›rmay› baßarm›ßt›r. Baz› ulusal
11 Eylül 1980’den sonra gerek parti tüzel kißili¤i, gerek bunla- ve uluslararas› politika meselelerinin yak›n gelecekte nas›l bir yön alabile-
r›n merkez yöneticilerinden veya Parlamento üyelerinden her- ce¤i konusunda genellikle do¤ru tahminlerde bulundu¤unu da bugün ül-
hangi biri hakk›nda Türk Ceza Kanunu’nun ‹kinci Kitab›n›n bi- kemizde ve çevremizde gözledi¤imiz gelißmelerden anlayabiliyoruz.
rinci bendinde yer alan Devletin ßahsiyetine karß› ißlenmiß cü- [...] Özal, Türkiye’yi girmekte geç kalm›ß oldu¤u yeni ve evrensel istika-
rümlerden herhangi biri ile ilgili kamu davas› aç›lm›ß olanlarla, mete yöneltmek yolunda önemli bir baßar› sa¤lam›ßt›r. Özal herßeyden
11 Eylül 1980 tarihinde iktidar partisi ve ana muhalefet partisi önce, "Devlet"le vatandaß aras›ndaki mesafeyi önemli ölçüde azaltm›ß,
durumunda bulunan siyasî partilerin; bu iki farkl› siyasal düzeyi eßitleme yönünde baz› ad›mlar atm›ß, Türk si-
a) 1 Ocak 1980 ve daha sonraki tarihlerde; genel baßkan, ge- yaset gelene¤inin "hikmet-i hükümet" efsanesini ve "devletin vatandaßa
nel baßkan yard›mc›lar› veya vekilleri, genel sekreterleri, bunla- önceli¤i" saplant›s›n› aß›nd›rmaya çal›ßm›ß, Türk vatandaß›na siyasal top-
r›n yard›mc›lar› ve merkez yönetim kurulu veya benzeri organ- lumun as›l ve öncelikli biriminin kendisi oldu¤unu ve devletin asl›nda ken-
lar›n üyeleri; Anayasan›n halkoylamas› sonucu kabulü tarihin- disi için varoldu¤unu anlatmaya çabalam›ß, devletin ideolojik karakterini
den baßlayarak on y›l süre ile siyasî parti kuramazlar; Anayasa yumußatabilmek için kendi kariyerini bile riske atmaktan çekinmemiß bir
hükümlerine dayal› olarak kurulacak siyasî partilere üye ola- politikac›yd›.
mazlar, bu partiler taraf›ndan veya ba¤›ms›z olarak milletvekili Mustafa Erdo¤an, "Türk Politikas›nda Bir Reformist: Turgut Özal",
genel ve ara seçimlerinde, mahallî seçimlerde aday gösterile- ‹hsan Sezal ve ‹hsan Da¤› (yay.), Özal: Siyaset, ‹ktisat,
Zihniyet (‹stanbul, 2001) içinde.
mezler ve aday olamazlar. Siyasî partilerle herhangi bir ßekilde
ba¤lant› kuramazlar ve siyasî partilerde fahrî olarak bile her-
hangi bir görev alamazlar.
[...]

B ‹ Y O G R A F ‹
4 Turgut Özal (1927-1993)

1927 y›l›nda Malatya'da do¤an Özal, 1950 y›l›n-


da ‹stanbul Teknik Üniversitesi'nden Elektrik
Mühendisi olarak mezun oldu. 1952 y›l›nda
ABD'ye giderek ekonomi e¤itimi ald›. Türki-
ye'ye döndükten sonra Elektrik ‹ßleri Etüd ‹da-
resi Genel Müdür Yard›mc›s› olarak Türkiye'nin elektrifikasyonu
ile ilgili projelerde çal›ßt›. Askerli¤ini Milli Savunma Bakanl›¤›
Bilimsel Dan›ßma Kurulu üyesi olarak yapt› ve Devlet Planlama 6 1991 seçimlerinden sonra kurulan koalisyon
Teßkilat›'n›n kurulmas›na katk›da bulundu. Bu s›rada, Ortado¤u
hükümetinin liderleri: Baßbakan Süleyman Demirel ve
Teknik Üniversitesi'nde dersler verdi. 1967-1971 y›llar› aras›nda
Baßbakan Yard›mc›s› Erdal ‹nönü.
Devlet Planlama Teßkilat› Müsteßarl›¤› görevini yürüttü. Ekono-
mik Koordinasyon Kurulu, Para ve Kredi Kurulu, RCD Koordi-
nasyon Kurulu ve AET Koordinasyon Kurulu baßkanl›klar›nda
bulundu. 1971-1973 tarihleri aras›nda Dünya Bankas›'nda dan›ß-
B ‹ Y O G R A F ‹
man olarak çal›ßt›. 1979 y›l› sonlar›na do¤ru Baßbakanl›k Müste-
ßar› olarak atand›. Ayn› dönemde Devlet Planlama Teßkilat› 7 Mesut Y›lmaz (d. 1947)
Müsteßarl›¤› görevini de vekaleten yürüttü. 12 Eylül 1980 müda-
1975-1983 y›llar› aras›nda çeßitli özel ßirketler-
halesinden sonra kurulan hükümete ekonomik ißlerden sorumlu
de yönetici olarak çal›ßan Y›lmaz, kurucular›
Baßbakan Yard›mc›s› olarak atand›. 1982 y›l›nda bu görevinden
istifa etti. 1983 y›l›nda Anavatan Partisi'ni kurdu ve ayn› y›l ya- aras›nda yer ald›¤› ANAP’ta Genel Baßkan
p›lan genel seçimlerde partisinin baßar›l› olmas› üzerine hükü- Yard›mc›l›¤› görevini de üstlendi. Özal hükü-
meti kurmakla görevlendirildi. 1987 y›l›nda yap›lan seçimleri de metlerinde Devlet Bakanl›¤› ve Hükümet
ANAP’›n kazanmas› üzerine, baßbakanl›k görevine devam etti. Sözcülü¤ü, Kültür ve Turizm Bakanl›¤› ve D›ßißleri Bakanl›¤›
31 Ekim 1989'da TBMM taraf›ndan Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. yapan Y›lmaz, 1991’de ANAP Genel Baßkan› ve Baßbakan ol-
cumhurbaßkan› seçildi ve 9 Kas›m 1989 tarihinde görevine baßla- du. 53. ve 55. hükümetlerde de Baßbakanl›k görevini yürüttü.
d›. 17 Nisan 1993 tarihinde geçirdi¤i bir rahats›zl›k sebebiyle gö- Partisinin 2002 seçimlerinde ald›¤› yenilgi üzerine ANAP Ge-
revi s›ras›nda vefat etti. nel Baßkanl›¤›’ndan istifa ederek siyaseti b›rakt›.

327
III. Yeni bir dönemin baßlang›c›nda
A. Demokratikleßme çabalar› Belge 1 ve 2
S Ö Z L Ü K
n Cumhurbaßkan› Turgut Özal 17 Nisan 1993’te vefat etti. 17 May›s 1993’te Süleyman
* Orta direk Demirel cumhurbaßkan› seçildi; DYP’de Demirel’den boßalan genel baßkanl›¤a iktisat
profesörü Tansu Çiller geldi ve DYP-SHP koalisyonunun baß›na geçerek Türkiye’nin
"ilk kad›n baßbakan›" oldu.
n 1990’lar Türkiyesi adeta iki z›t yöne çekilmek istenir gibiydi: Bir yanda Özal’›n sa¤l›-
¤›nda girißilen daha "demokratik" bir hukuk düzeni sa¤lamaya yönelik düzenleme-
ler vard›. Örne¤in, uzun y›llard›r tart›ßma konusu olan Türk Ceza Kanunu’nun "s›n›f
B‹YOGRAF‹ diktatörlü¤üne dayanan bir düzeni" yasaklayan 141. ve 142. maddeleri ile "dinsel bir
1 Tansu Çiller devlet kurmay›" engelleyen 163. maddeleri yürürlükten kald›r›ld›. Amaç, "ßiddet" ve
(d. 1946) "zor" kullanmay› ve "bölücülük" yapmay› desteklemedikçe ve övmedikçe her türlü dü-
ßüncenin serbestçe ifadesini mümkün k›lmakt›. Fakat, bu düzenlemelerin siyasal yelpa-
Robert Kolej zedeki ideolojileri eßit ßekilde gözetmedi¤i; asl›nda "muhafazakâr" olan Özal’›n siyasal
mezunu olan kanaatleri dikkate al›nd›¤›nda söz konusu eßitsizli¤in tesadüf olmad›¤› tart›ßma konu-
Tansu Çiller, su oldu. Öbür yanda ise, bir çok ö¤retim üyesi, yazar, gazeteci ve ayd›n›n katledilmesi-
ne yol açan ve giderek t›rmanan terör eylemleri, sadece demokratikleßme girißimleri-
Bo¤aziçi Üniver-
ne ayk›r› bir durum olußturmuyor, ayn› zamanda baz› ideolojik gruplara uzun süredir
sitesi Ekonomi Bölümü’nü bitirdi.
tarafl› davran›lmas›n›n bu eylemleri k›ßk›rtt›¤›ndan söz ediliyordu.
Doktoras›n› Connecticut Üniver-
sitesi’nde verdi. 1978 y›l›nda do- n Demokrasi üzerinde k›s›tlay›c› etkilere sahip oldu¤u düßünülen bir k›s›m yasal ve
çent, 1983 y›l›nda profesör oldu. anayasal hükümleri kald›rma girißimleri baßka hükümetlerce sürdürüldü. 1995 y›l›nda
Çiller, 1990 y›l› kas›m ay›nda Do¤- bu do¤rultuda yap›lan de¤ißiklikler, ißçilerden, memurlara ve üniversite mensuplar›na
ru Yol Partisi’nden politikaya at›l- kadar çeßitli kesimlerin demokratik haklar›n› görece genißletti: ‹ßçiler grev haklar›na,
d›. 1991 y›l› seçimlerinde ‹stan- memurlar sendika kurma ve toplu iß sözleßmesi yapma haklar›na, üniversite men-
bul’dan milletvekili seçildi. Sosyal suplar› siyasi partilere üye olma haklar›na kavußtular. Ayr›ca seçmen yaß› da 18’e in-
Demokrat Halkç› Parti ile kurulan dirildi.
ve Süleyman Demirel’in baßba-
kanl›¤›ndaki koalisyon hüküme-
tinde ekonomiden sorumlu Dev-
C. Siyasal istikrars›zl›k Belge 3, 4, 5 ve 6

let Bakan› olarak görev ald›. De- n Demokrasinin s›n›rlar›n›n hukuken genißletilmesini uygulamaya geçirmede baßar›l›
mirel’in Cumhurbaßkan› seçilerek olunamamas› ve de¤ißikliklerin ka¤›t üzerinde kalmas› yüzünden, siyasal istikrar bir
baßbakanl›k görevini b›rakmas›n- türlü sa¤lanam›yordu. SHP Genel Baßkan› ve Baßbakan Yard›mc›s› Erdal ‹nönü’nün si-
dan sonra DYP genel baßkanl›¤›na yaseti b›rakma karar› almas› ile SHP’de yaßanan de¤ißiklik bunun göstergelerinden bi-
aday oldu. 13 Haziran 1993 tarihli riydi. SHP 1993 eylül ay›nda Murat Karayalç›n’› genel baßkan seçti; bundan iki y›l son-
DYP ola¤anüstü genel kurulunda ra da Deniz Baykal’›n liderli¤indeki Cumhuriyet Halk Partisi ile birleßme karar› ald› (18
‹smet Sezgin ile Köksal Toptan’› Þubat 1995). Birleßme karar›ndan bir y›l önce yap›lan 1994 yerel seçimlerinde SHP’nin
geride b›rakarak Genel Baßkan se- oy oran› % 13,6, CHP’ninki ise % 4,6 idi. Bu seçimlerde DYP ve ANAP’›n birbirlerine ya-
çildi ve Türkiye’nin ilk kad›n baß- k›n oy almalar› (s›ras›yla % 21,4 ve % 21,0) ve dinsel muhafazakârl›¤› sebebiyle "rejim
bakan› oldu. 5 Nisan kararlar›yla karß›t›" say›lan Refah Partisi’nin % 19,1 oran›nda yüksek bir seçmen deste¤ine sahip
Türk ekonomisinde bir döneme olmas› siyasal hayat› çalkant›l› hale getirdi.
imza att›. 1995 seçimlerinden son-
ra kurulan REFAHYOL hüküme-
n Söz konusu çalkant› iki önemli sonuç do¤urdu. Bunlardan birincisi kendini ekonomi-
tinde Baßbakan Erbakan’›n Yar-
de gösterdi. Tehlike sinyali veren ekonomide tasarruf tedbirleri ad› alt›nda kamu harca-
d›mc›s› ve D›ßißleri Bakan› olarak
malar›n›n k›s›lmas›na gidildi, konulan yeni vergi yükü ile Özal’›n siyasal sözlü¤ümüze
çal›ßt›. DYP’nin 3 Kas›m 2002’de
kazand›rd›¤› orta direk* kesiminin ekonomik durumu sars›ld›. Buna ba¤l› olarak ikinci
yap›lan seçimlerde Meclis d›ß›nda sonuç hükümet düzeyinde belirdi. Hükümetin sosyal haklara ve gelir bölüßümüne da-
kalmas›n›n ard›ndan görevinden ha duyarl› politikalar› savunmas›ndan yana olan SHP, savunduklar›na ayk›r›l›k teßkil
istifa edece¤ini aç›klad›. DYP’nin eden politikalar nedeniyle rahats›z olmaya ve yeni bir bürokratik düzenlemeyle yetki
14-15 Aral›k 2002’de düzenlenen kullanmakta daha etkili konuma gelen orta¤› karß›s›nda kendisini güçsüz hissetmeye
7. Ola¤an Kongresinde görevini baßlam›ßt›. Sonunda 1995 y›l›nda hükümet da¤›ld›; DYP parlamentodaki partilerin bir
genel baßkanl›¤a seçilen Mehmet hükümet boßlu¤u yarat›lmas›n diye hükümete girmeden verdikleri destek sayesinde
A¤ar’a devrederek siyaseti b›rakt›. az›nl›k hükümeti kurdu, ama güvenoyu alamad›. Daha sonra erken seçime gitme ko-
ßuluyla DYP ile CHP anlaßarak yeni bir hükümet olußturdular.

328
B ‹ Y O G R A F ‹
4 Recep Tayyip Erdo¤an (d. 1954)

Orta ö¤renimini ‹stanbul ‹mam Hatip Lisesi’nde, yüksek ö¤re-


nimini de Marmara Üniversitesi ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fa-
kültesi’nde tamamlayan Erdo¤an, Camialt›, ‹ETT ve Eroks-
por’da 16 y›l futbol oynad›. Özel sektör kurulußlar›nda müßa-
vir ve üst düzey yönetici olarak çal›ßt›. 1969’danberi fiili siya-
setin içinde bulunan Erdo¤an, 1975 y›l›nda MSP ‹lçe Gençlik Kolu Baßkan› ve
Gençlik Kollar› Genel ‹dare Kurulu Üyeli¤i’ne seçildi. 1984 y›l›nda RP Beyo¤lu
‹lçe Baßkan›, 1985 y›l›nda RP ‹stanbul ‹l Baßkan›, 1986 y›l›nda RP MKYK üyesi
oldu. 27 Mart 1994 yerel seçimlerinde ‹stanbul Büyükßehir Belediye Baßkan› se-
çildi. Siirt’te yapt›¤› bir konußmada "Halk› s›n›f, ›rk, din, mezhep veya bölge
farkl›l›¤› gözeterek kin ve düßmanl›¤a tahrik etti¤i" gerekçesiyle 312’nci madde-
den yarg›land› ve suçlu bulunarak 120 gün hapis cezas›na çarpt›r›ld›. Fazilet
Partisi’nin kapat›lmas›n›n ard›ndan, bu parti içindeki di¤er muhalif "yenilikçi"
siyasetçilerle birlikte Adalet ve Kalk›nma Partisi’ni kurdu ve oybirli¤iyle parti-
nin genel baßkanl›¤›na seçildi. Erdo¤an liderli¤indeki AKP, 3 Kas›m 2002 seçim-
lerinde 363 milletvekili ç›kararak tek baß›na iktidara geldi, ancak Erdo¤an sicili
nedeniyle milletvekili aday› olamad›¤›ndan Meclis’e giremedi.

2 Turgut Özal’›n 17 Nisan 1997’de aç›lan


an›t mezar›.
16 Haziran
5
1993:
DYP - SHP
27 Mart 1994 yerel seçim sonuçlar›. koalisyonu
3
sürüyor.

Belediye
Oy Yüzde
Say›s›

ANAP 6.551.028 22,60 793

RP 5.832.850 20,12 329

DYP 5.202.786 17,95 886

SHP 5.113.895 17,64 436

DSP 2.588.465 8,93 23

MHP 1.904.571 6,57 118

CHP 1.132.661 3,91 64

BBP 221.731 0,77 11

BAÚIMSIZ 167.881 0,58 44

DP 70.383 0,24 6

MP 66.050 0,23 -

YDP 54.897 0,19 -

IP 49.186 0,17 - 6 27 Mart 1994 genel seçimlerinde büyük oy patlamas› yapan RP’nin
SBP 35.700 0,12 - Genel Baßkan› Necmettin Erbakan ve ‹stanbul Büyük Þehir Belediye
Baßkan› seçilen Recep Tayyip Erdo¤an.

329
D. 1995 seçimleri Belge 1 ve 3
S Ö Z L Ü K
n DYP ve CHP erken seçimin 24 Aral›k 1995 tarihinde yap›lmas›nda anlaßt›lar; ayr›ca
* Seçim ittifak› "Türkiye Milletvekili" ad› alt›nda 100 milletvekilinin herhangi bir seçim bölgesi gözetil-
* Orta sa¤ meden partilere ald›klar› oy oran›nda da¤›t›lmas›n› öngören bir maddeyi erken seçim
tarihini düzenleyen yasaya eklediler. Fakat, yasan›n bu maddesi Anayasa Mahkemesi
taraf›ndan iptal edildi.
n RP, % 21,4 oy oran› ve 158 milletvekili ile 24 Aral›k seçimlerinden birinci parti ola-
rak ç›kt›. % 14,6 oran›nda oy alarak 76 milletvekilli¤i elde eden Ecevit liderli¤indeki
DSP’nin baßar›s› bir sürpriz oldu. ANAP % 19,6 (132 milletvekili), DYP ise % 19,2 (135
milletvekili) oran›nda oy kazand›. 1995 seçimlerinin önemli bir özelli¤i, seçim yasas›n-
da daha önce yap›lm›ß olan de¤ißiklikle partilerin birbirleriyle seçim ittifak›* yaparak se-
çime kat›lma olana¤›n› elde etmeleriydi. Bu sayede ANAP, Büyük Birlik Partisi (BBP) ile
birlikte tek bir partiymiß gibi seçime girdi ve daha sonra kazand›¤› sandalyelerden se-
kizini aralar›nda daha önce yapt›klar› protokole uygun olarak bu partiye verdi. Benzer
bir ittifak girißimi DYP ile MHP aras›nda gerçekleßtirilmek istendi, fakat seçimlerden
önce bundan vazgeçildi.

E. Koalisyonlar dönemi Belge 2, 4 ve 5

n RP’nin di¤er partiler taraf›ndan "rejim karß›t›" bir parti olarak alg›lanmas›, birin-
ci parti olmas›na ra¤men onu d›ßar›da b›rakacak bir hükümet aray›ß›n› gündeme ge-
tirdi. Necmettin Erbakan, Cumhurbaßkan› Demirel taraf›ndan hükümeti kurmakla gö-
revlendirildi, ama di¤er partilerin kendi partisiyle koalisyona girmek konusundaki is-
teksizli¤i nedeniyle baßar›l› olamad›. Bunun üzerine ikinci büyük partinin baßkan› ola-
rak Mesut Y›lmaz cumhurbaßkan›nca görevlendirildi. Resmî girißimlere baßlamadan
önce kamuoyunda DYP ve ANAP’›n birlikte bir hükümet kurabileceklerine ilißkin her
iki parti taraf›ndan yarat›lan izlenim Y›lmaz’›n ißini kolaylaßt›rd› ve ANAYOL olarak
adland›r›lan ANAP-DYP koalisyon hükümeti 12 Mart 1996 tarihinde Meclis’ten güve-
noyu alarak icraat›na baßlad›.
n ANAYOL hükümetinin ömrü uzun olmad›. ‹ki parti de "orta sa¤*" diye tan›mlanan
ayn› seçmen kitlesinin tüm deste¤ini almay› hedefliyordu ve bunun için sürekli bir si-
yasal çekißme içindeydi. Dolay›s›yla, hem ANAP hem DYP birbirleri aleyhine her f›rsa-
t› kullanma e¤ilimi gösteriyordu. Hükümet kurulduktan k›sa bir süre sonra RP’nin "iha-
lede suiistimal" gerekçesiyle Tansu Çiller aleyhine verdi¤i sorußturma önergesi,
ANAP’›n Çiller’i savunmayan tutumu nedeniyle hükümet ortaklar› aras›nda zaten va-
rolan çekißmeyi ve gerilimi doruk noktas›na ç›kard›. Ancak, bu sars›nt›y› atlatmay› ba-
ßaran koalisyon baßka bir sebeple sona erdi: Hükümet kuruldu¤unda yap›lan güven oy-
lamas›nda DSP çekimser kalm›ß, yani hükümete ne "evet", ne "hay›r" demißti. Bu du-
rum, hükümetin ald›¤› güvenoyu üzerinde hukukî bir tart›ßma baßlatt›: Hükümetin
Meclis’ten Anayasa’da tan›mland›¤› ßekilde oylamaya kat›lanlar›n salt ço¤unlu¤unun
(yar›dan bir fazlas›n›n) oylar›yla güven almas› gerekirken, DSP’nin "çekimser" kalma-
s›yla bu durum gerçekleßmemißti. Gerçekleßen, "evet" oylar›n›n "hay›r" oylar›ndan faz-
la olmas›na dayanan bir güvendi ve bu sonuç Anayasa’ya ayk›r›l›k do¤urmaktayd›. Ni-
tekim Anayasa Mahkemesi, RP’nin baßvurusu üzerine ald›¤› kararla hükümetin ald›-
ANAP DYP
124 135 ¤› güvenoyunu iptal etti. Dolay›s›yla, hükümet istifa etmek zorunda kald› ve hemen
DSP
yeni bir koalisyon olußturma girißimleri baßlad›.
RP
76 158 n Dört ayl›k ANAYOL hükümetinden sonra, RP ile DYP’den olußan REFAHYOL hü-
CHP 49 kümeti kuruldu ve 1996 temmuz ay›nda göreve baßlad›. DYP’nin RP ile yapt›¤› ißbir-
BBP li¤i, parti içinde Çiller’e karß›, baßta partinin kurucular›ndan Hüsamettin Cindoruk ol-
8
mak üzere baz› milletvekillerinin baßka bir parti (Demokrat Türkiye Partisi) kurmala-
1 1995 seçim sonuçlar›na göre r›yla sonuçlanan bir muhalefet baßlatt›. Bu durum, ayn› zamanda, daha sonra REFAH-
TBMM’de sandalye da¤›l›m›. YOL’un düßürülmesinde rol oynayacak zemini de haz›rlam›ß oldu.

330
B‹YOGRAF‹
2 Necmettin
Erbakan
(d. 1926) DYP-CHP koalisyon
3
hükümeti baßbakan›
1948 y›l›nda Tansu Çiller ve
‹stanbul Teknik baßbakan yard›mc›s›
Üniversitesi’ni Deniz Baykal.
bitiren Erbakan, ayn› kurumda
ö¤retim üyeli¤i yapt› ve 1962 y›-
l›nda profesörlü¤e yükseldi. K›sa
süren tart›ßmal› TOBB baßkanl›-
¤›ndan sonra, 1969’da Konya’dan
ba¤›ms›z milletvekili seçildi. 1970’
de Milli Nizam Partisi’ni kurdu.
Parti 1971 y›l›nda kapat›ld›. 1973’
te Milli Selamet Partisi ad›yla ku-
rulan yeni partiye girdi ve genel
baßkan seçildi. 1973’te kurulan
CHP-MSP koalisyon hükümetin-
de Devlet Bakan› ve Baßbakan
Yard›mc›s› oldu. 1974-1977 y›llar›
aras›nda Milliyetçi Cephe hükü-
metlerinde de ayn› s›fatla yer ald›.
12 Eylül 1980 askeri darbesinden
sonra siyaset yapmas› yasakland›.
Siyasi yasa¤›n›n kalkmas› üzerine
1987 y›l›nda Refah Partisi’nin ge-
nel baßkan› seçildi. RP-DYP ko-
alisyon hükümetinde baßbakanl›k
yapt›. 28 Þubat süreciyle birlikte
hükümetin y›k›lmas›ndan sonra
Refah Partisi kapat›ld› ve Necmet-
tin Erbakan’›n siyasi yasa¤› baßla-
d›. Ayr›ca Bingöl’de yapt›¤› bir ko-
nußmadan dolay› 1 y›l a¤›r hapis
cezas›na çarpt›r›ld›, ama af kanu- 4 12 Mart 1996’da güvenoyu alan hükümetin ortaklar›: ANAP Genel Baßkan›
nuyla hapis cezas›ndan kurtuldu. Mesut Y›lmaz ve Do¤ru Yol Partisi Genel Baßkan› Tansu Çiller.
Siyaset sahnesinde Millî Görüß ge-
lene¤inin simgesi haline gelen Er-
bakan’›n destekledi¤i Saadet Par-
tisi, 3 Kas›m 2002 seçimlerinde an-
cak % 2,49 oran›nda oy alabildi.

REFAHYOL liderleri:
5
Baßbakan Necmettin Erbakan
ve Baßbakan Yard›mc›s› ve
D›ßißleri Bakan› Tansu Çiller.

331
IV. 28 Þubat süreci
A. Refah Partisi faktörü Belge 2, 3 ve 4
S Ö Z L Ü K
n REFAHYOL hükümetinin uygulamalar› Türk siyasal yaßam›nda önemli izler b›rak-
* Devlet yönetiminde ßeffafl›k t›; partiler, kurumlar ve toplum kesimleri aras›nda belirli gerilimler yaratarak rejimin
istikrar›n› sarst›. Özellikle RP’nin tutumunun bu konuda belirleyici bir etkisi oldu. Tak-
sim Meydan›na büyük bir cami inßa etme projesinin yeniden gündeme getirilmesi, üni-
versitelerde uygulanan türban yasa¤›n›n siyasal malzeme yap›lmas›, tarikat ßeyhlerinin
baßbakanl›k konutunda "görüß al›ßverißi" için a¤›rlanmas›, Ankara’n›n Sincan ilçesinde
RP’li belediye baßkan› taraf›ndan düzenlenen "Kudüs Gecesi"nde Filistin’e destek gös-
terisinin dinsel bir devlet düzenine özlem mesaj›na dönüßtürülmesi, baz› radikal dinsel
grup ve ak›mlar›n izinsiz protesto eylemleri, RP’nin iktidarda bulunmas›n›n verdi¤i ce-
sarete ba¤land› ve "laiklik karß›t›" gelißen bir tehlike olarak görüldü. 3 Kas›m 1996’da
Susurluk’ta meydana gelen ve baz› siyasetçi, bürokrat, resmi görevli ve sivillerin ya-
sal olmayan gizli ilißkilerinin ortaya ç›kmas›na neden olan trafik kazas›, devlet yöne-
timinde ßeffafl›k* tart›ßmalar›n› ön plana ç›kararak siyasal yaßam›n istikrar›n›n bozulma-
s›nda önemli rol oynad›. Kazan›n ard›ndan kamuoyunda çeßitli protesto eylemleri baß-
lad› ve siyasal otoriteye gösterilen güven tart›ßma konusu edildi.
n Bütün bunlar, MGK’n›n 28 Þubat 1997 tarihinde yapt›¤› toplant›da tart›ß›ld› ve ülkenin
içine düßmüß oldu¤u durum bir bildiri metniyle hükümete anlat›ld›. Bildiri metni, üstü
örtülü de olsa, genelde hükümeti, ama özellikle hükümetin RP kanad›n› sorumlu tutuyor
ve onun destek verdi¤i varsay›lan olaylar› ele al›yordu. RP genel baßkan› ise Necmettin
Erbakan’d›. Dolay›s›yla, MGK’n›n bir üyesi olarak baßbakan›n böyle bir metnin alt›na im-
za atmas›, RP’nin sorumlulu¤unu kabul etmek anlam›na geliyordu. Baßbakan›n imzala-
y›p imzalamayaca¤› uzun süre tart›ß›ld›, ama sonunda metin kamuoyuna aç›kland›.

B. Laiklik tart›ßmalar› Belge 1, 2 ve 4

n 28 Þubat metninin temel vurgusu, "laik" devlet düzeninin "ça¤d›ß›" rejim aleyhta-
r› baz› faaliyetlerle tehlikeye düßürülmesi üzerineydi. Türk Silahl› Kuvvetleri (TSK)
laiklikle ilgili tehlikelere daha kesin bir üslupla dikkat çeken ve bu tehlikeleri besleyen
tutum, düßünce ve politikalar› yeren bir baßka metin yay›mlad›. Tarihe "28 Þubat Karar-
lar›" olarak geçen ve Türk siyasal yaßam›n› yeni bir dönemece getiren bu metindir. Bu
kararlar bas›nda "demokratik gelenekler" aç›s›ndan eleßtirildi ve ordunun siyasete yap-
t›¤› bu "ince ayar" (askeri bir yetkili kararlar› "demokrasinin balans ayar›" olarak tan›m-
lam›ßt›), "postmodern darbe" olarak nitelendi. TSK’n›n laiklik konusundaki duyarl›l›¤›-
n›n siyasetçiler üzerindeki etkisi k›sa sürede hissedildi. Koalisyon liderleri, baßta erken
genel seçim karar› olmak üzere siyasal tansiyonu düßürücü çareler arad›lar. En etkin ça-
re olarak akla gelen ise Erbakan’›n baßbakanl›ktan istifas› oldu ve Erbakan istifa etti.
n REFAHYOL hükümeti protokolünde parti liderlerinin ikißer y›l süreyle "dönüßümlü"
baßbakanl›k yapmalar› öngörüldü¤ü için, Çiller baßbakan olarak atanmay› bekliyordu.
Ancak Cumhurbaßkan› Demirel ANAP lideri Mesut Y›lmaz’› hükümeti kurmakla gö-
revlendirdi. Mesut Y›lmaz, CHP’nin d›ßar›dan deste¤ini sa¤layarak DSP ve DTP ile
ANASOL-D koalisyon hükümetini kurdu. ANASOL-D hükümeti Türkiye’yi erken seçi-
me götürmek üzere kurulan bir hükümet olmas›na ra¤men, "28 Þubat Kararlar›"nda de-
¤inilen sorunlar› çözmek üzere baz› politikalar›n uygulanmas›n› da hedef al›yordu.
Bunlar›n baß›nda ‹mam-Hatip okullar›nda orta e¤itimi fiilen sona erdirecek olan "8
Y›ll›k Kesintisiz E¤itim" projesi geliyordu. Ne var ki bu proje, hem ANAP içindeki
muhafazakâr kanad›n etkisi, hem de RP’nin Meclis’teki direnci, ayr›ca projeyi dinsel de-
¤erleri eritmeye yönelik olarak gören gruplar›n eylemleriyle uzun tart›ßma ve gerilim
1 Kendilerini okullar›n›n konusu oldu. ‹stanbul baßta olmak üzere büyük kentlerdeki birçok camide cuma nama-
parmakl›¤›na zincirleyen z› sonras› yap›lan yo¤un protestolar, laik/laik olmayan karß›tl›¤›n› k›ßk›rt›c› bir ißlev
türbanl› ö¤renciler. gördü. Buna ra¤men, projenin daha sonra yasalaßarak yürürlü¤e girmesi önlenemedi.

332
2 28 Þubat Kararlar›.

Milli Güvenlik Kurulu ile Erbakan'›n baßbakanl›¤›ndaki 54. hükümet


aras›nda yap›lan kritik toplant› ard›ndan al›nan kararlar Türk siyaset
tarihine "28 Þubat Kararlar›" olarak geçti. Radikal dinci faaliyetlere
ilißkin M‹T raporunun ele al›nd›¤› toplant›dan sonra al›nan kararlar
için bir çeßit "sivil muht›ra" yorumu yap›ld›. Tarihi toplant›da al›nan
kararlar ßunlard›:
1- Demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriye-
ti'ni hedef alan rejim aleyhtar› faaliyetler karß›s›nda ödün verilmeme-
lidir. Anayasa'n›n 174. maddesinde koruma alt›na al›nan Devrim Ka-
nunlar›'n›n ödün verilmeden uygulanmas› esast›r. Hükümet, icra-
at›nda Devrim Yasalar›'na uygunlu¤u sa¤lamakla görevlidir.
2- Savc›lar, Devrim Yasalar›'n›n ihlalini olußturan davran›ßlar karß›s›nda
harekete geçmelidirler. Yasalar› ihlal eden dergahlar kapat›lmal›d›r.
3- Sar›k ve cüppeli giyim ßeklinin özendirildi¤i görülmektedir. K›l›k ve
k›yafetleri bu yasaya ters düßen kißilerin onurland›r›lmamalar› gerekir. 3 Susurluk kazas›, 3 Kas›m 1996.
4- Anayasa'n›n 163. maddesinin kald›r›lmas›n›n yaratt›¤› hukuki boß-
luklar, irticai ak›mlar›n ve laikli¤e ayk›r› tutumlar›n güçlenmesine yol Susurluk’taki trafik kazas› ve sonras›ndaki gelißmeler, kartpostallara
konu oldu. ÖDP Ußak ve Denizli ßubeleri üyelerinin dostlar›na
açm›ßt›r. Bu boßluklar› telafi edecek yasal düzenlemeler getirilmelidir.
gönderdikleri y›lbaß› kartlar›nda Susurluk’taki trafik kazas›n›n
5- E¤itim politikalar›nda yeniden Tevhidi Tedrisat Kanunu ruhuna
görüntüleri yer al›yor.
uygun bir çizgiye gelinmelidir.
6- Temel e¤itim 8 y›la ç›kar›lmal›d›r.
7- ‹mam - hatip okullar› toplumdaki bir ihtiyac› karß›lamak üzere ku-
rulmußlard›r. Bu ihtiyac›n fazlas› olan imam hatip okullar›, meslek
okullar›na dönüßtürülmelidir. Ayr›ca kökten dinci gruplar›n kontro-
lünde olan Kuran kurslar› kapat›larak, Milli E¤itim Bakanl›¤›'na ba¤-
l› okullarda düzenlenmelidir.
8- Devlet dairelerinde ve belediyelerde kökten dinci bir kadrolaßma
hareketi sürdürülmektedir. Hükümet, bu kadrolaßman›n önüne geç-
melidir.
9- Cami yap›m› gibi dini konular› siyasi amaçlar için istismar etmeye
dönük olan her türlü davran›ßlara son verilmelidir.
10- Pompal› tüfekler kontrol alt›na al›nmal› ve gerekirse pompal› tü-
fek sat›ßlar› yasaklanmal›d›r.
11- ‹ran'›n Türkiye'deki rejimi istikrars›zl›¤a itmeyi amaçlayan çaba-
lar› yak›n takibe al›nmal›d›r. ‹ran'›n Türkiye'nin içißlerine kar›ßmas›n›
önleyici politikalar uygulanmal›d›r.
12- Yarg› mekanizmas›n›n daha etkin çal›ßmas›n› sa¤layacak ve yar-
g› ba¤›ms›zl›¤›n› güvence alt›na alacak, hükümetin tasarruflar›ndan
koruyacak düzenlemeler bir an önce getirilmelidir.
13- Son dönemde Türk Silahl› Kuvvetleri mensuplar›n› hedef alan
tahriklerde büyük art›ß gözlenmektedir. Bu sataßmalar TSK içinde ra-
hats›zl›¤a yol açmaktad›r.
14- ‹rticai faaliyetlere kar›ßt›klar› için TSK'daki görevlerine son verilen
subay ve astsubaylar›n belediyelerde istihdam edilmelerinin önüne
geçilmelidir.
15- Partilerin belediye baßkanlar› ve il, ilçe yöneticilerinin konußma
ve davran›ßlar› da Siyasi Partiler Yasas›'n›n sorumluluk alan›na sokul- 4 Ankara Sincan’da RP’li belediyenin düzenledi¤i iddia
mal›d›r. edilen 2 Þubat 1997’deki Kudüs gecesinde ßeriatç› gösteri
16- Tarikatlar›n denetimindeki finans kurulußlar› ve vak›flar arac›l›- üzerine, 4 Þubat günü tatbikata giden tank birli¤i Sincan’dan
¤›yla ekonomik güç haline gelmeleri dikkatle izlenmelidir. geçti. Birli¤in geçißi, ordunun uyar›s› olarak yorumland›.
17- Laiklik aleyhtar› yay›n çizgisi olan TV kanallar› ve özellikle radyo
kanallar›n›n verdikleri mesajlar dikkatle izlenmeli ve bu yay›nlar›n
Anayasa'ya uygunlu¤u sa¤lanmal›d›r.
18- Milli Görüß Vakf›'n›n baz› belediyelere yapt›¤› usulsüz para
transferleri durdurulmal›d›r.

333
V. 21. yüzy›l baß›nda Türkiye politikas›
A. Refah Partisi’nin tasfiyesi Belge 1, 3 ve 4
S Ö Z L Ü K
n Refah Partisi "laiklik-karß›t› tutumu", "dinsel temelli devlet kurma niyeti", bu tu-
* Devlet Güvenlik tum ve niyeti taß›yan di¤er dinsel gruplarla ilißkisi ve onlara verdi¤i siyasal destek ne-
deniyle 1998 y›l›nda Anayasa Mahkemesi taraf›ndan kapat›ld›. Partinin hukuken k›-
Mahkemeleri
s›tlanmayan üyeleri Fazilet Partisi (FP) ad› alt›nda yeniden örgütlenip faaliyetlerine de-
* Uluslararas› Tahkim Kurumu
vam ettiler. RP’nin yerine kurulan FP, 1999 genel seçimlerinde RP’nin daha önceki baßa-
* Uyum yasalar› r›s›na ulaßamad›ysa da elde etti¤i oy oran› % 15,4’ü buldu. ‹lk defa yerel seçimlerle ayn›
* Milli Görüß anda yap›lan 1999 seçimlerinde DSP % 22 oy oran› ile birinci parti olurken, onu say›sal
üstünlüklerine göre ßu partiler izledi: MHP % 17,9, FP % 15,4, ANAP % 13,2, DYP % 12.
n Seçim sonuçlar›, REFAHYOL hükümetinin yaratt›¤› siyasal krizin gölgesinde DYP ve
RP’yi d›ßlay›c› bir hükümet formülü aray›ßlar›n› beraberinde getirdi. 28 May›s 1999’da
DSP, MHP ve ANAP’tan olußan bir koalisyon hükümeti kuruldu. Hükümet, hem RE-
FAHYOL döneminden kalma olumsuzluklar› düzeltmek, hem de AB’ye Türkiye’nin
tam üyeli¤ini sa¤layacak at›l›mlar› gerçekleßtirmek üzere iße koyuldu. Devlet Güvenlik
Mahkemeleri*’nin sivilleßtirilmesi, sosyal güvenlik sisteminin düzeltilmesi, bankac›l›k
sisteminin yeniden düzenlenmesi, Uluslararas› Tahkim Kurumu*’nun ülkede faaliyet gös-
termesine izin veren anayasal düzenlemelerin yap›lmas› gibi kararlar al›nd›. Hüküme-
tin sergiledi¤i uzlaßmac› tutum, görev süresi sona eren Demirel’in yerine yeni cumhur-
baßkan›n›n seçilmesi konusunda di¤er partilere de yans›d›. Beß partinin genel baßkan-
lar›n›n anlaßarak aday gösterdikleri Anayasa Mahkemesi eski baßkan› Ahmet Necdet
Sezer 10. cumhurbaßkan› seçildi.

B. Avrupa Birli¤i’ne giden yol Belge 6 ve 7

n Koalisyon hükümeti baz› konularda ç›kan görüß ayr›l›klar›na ra¤men, yolsuzlukla-


r›n üstüne gidilmesinde (yirmiden fazla yolsuzluk ve rüßvet operasyonu) ve AB’ye üye-
lik için haz›rlanan "Ulusal Program" çerçevesinde "uyum yasalar›*"n›n ç›kart›lmas›n-
da baßar› sa¤lad›. AB’ye üyelik konusunda DSP ve ANAP birbirine yak›n olumlu tav›r
sergilerken, MHP özellikle idam cezas›n›n kald›r›lmas›na karß› ç›k›yordu. Bununla bir-
likte, MHP’nin “uyum yasalar›”n›n kabulünde zorluk ç›karmamas›, koalisyonun deva-
m›n› sa¤lad›. Ecevit hükümeti, Cumhuriyet tarihinin en uzun süren koalisyonu olmak-
DYP la birlikte, özellikle ANAP ve MHP aras›nda AB’ye yönelik z›t tutumlar› nedeniyle t›r-
ANAP 85 FP
86 111 manan çekißme ve DSP’den 60’dan fazla milletvekilinin ayr›lmas›n›n etkisiyle (bu mil-
letvekilleri koalisyon hükümetinin D›ßißleri Bakan› olan ‹smail Cem’in liderli¤inde "Ye-
DSP MHP ni Türkiye Partisi"ni kurdular) al›nan erken seçim karar›yla hukuki ömrünü tamamlad›.
136 129

BÚZ 3 C. Adalet ve Kalk›nma Partisi Belge 2, 4, 5 ve 6

n Uzun tart›ßmalar ve baz› milletvekillerinin yeniden seçilemeyeceklerini anlamalar›


1 1999 seçim sonuçlar›na göre üzerine ç›kard›klar› erteleme söylentilerinin ard›ndan, seçimler 3 Kas›m 2002’de yap›l-
TBMM’de sandalye da¤›l›m›. d›. Seçim sonuçlar›, kendini “muhafazakâr demokrat bir merkez partisi” olarak tan›m-
layan Adalet ve Kalk›nma Partisi’ni (AKP) tek baß›na iktidara taß›d›. Oylar›n % 34,2’si-
ni alan AKP’nin yan›nda, Meclis’e yaln›zca % 19,3 oy oran›yla CHP girebildi.
n AKP, laikli¤e ayk›r› sözler içeren bir konußmas› nedeniyle yaßam boyu siyasetten
men edilen FP’li eski ‹stanbul Büyükßehir Belediye Baßkan› Recep Tayyip Erdo¤an ile,
FP’nin kapat›lmas›n›n ard›ndan bu partiden ayr›lan bir grup siyasetçi taraf›ndan 2001
AKP
a¤ustosunda kurulmußtu. Millî Görüß* gelene¤inden yetißmiß olmalar›na ra¤men, FP
263
içinde de merkez odakl› geleneksel siyaset anlay›ß›na karß› ç›karak muhalefet baßlatan
CHP AKP kurucular›, hem parti içinde hem ülkede daha fazla demokrasi, yolsuzluklarla mü-
178
cadele ve ekonomik at›l›m sözü vererek halk›n karß›s›na ç›kt›lar ve muhafazakâr kesi-
BÚZ 9
min deste¤iyle birlikte her kesimden tepki oylar›n› almay› baßard›lar. Abdullah Gül’ün
baßbakanl›¤›nda kurulan ve merkez sa¤›n farkl› e¤ilimlerinden isimlere yer veren yeni
2 2002 seçim sonuçlar›na göre hükümet de, AKP’nin Türkiye’de siyasal islam›n simgesi olan Erbakan çizgisinden ay-
TBMM’de sandalye da¤›l›m›. r›ld›¤›n›n bir göstergesi oldu.

334
B‹YOGRAF‹
3 Ahmet
Necdet Sezer
(d. 1941)

Ahmet
Necdet Sezer,
1958’de Afyon
Lisesi’nden, 1962’de Ankara Üni-
versitesi Hukuk Fakültesi’nden
mezun oldu. Dicle-Yerköy hakim-
likleri ve Yarg›tay tetkik hakimli¤i
görevlerinde bulundu. Medeni 4 Adalet ve Kalk›nma Partisi’nin önde gelen kurucular›
hukuk alan›nda 1977 ve 1978 y›l- (Abdüllatif Þener, Abdullah Gül ve Bülent Ar›nç)
lar›nda Ankara Hukuk Fakülte- Fazilet Partisi üyesi iken...
si’nde yüksek lisans ö¤renimi ya-
pan Sezer, 7 Mart 1983’de Yarg›tay
5 3 Kas›m 2002 seçimlerinde
üyeli¤ine seçildi. Sezer, Yarg›tay partilerin ald›klar› oy oranlar›.
‹kinci Hukuk Dairesi üyesi iken
Yarg›tay Genel Kurulu’nca belirle- Oy oran›
nen üç aday aras›ndan dönemin Partiler
(%)
Cumhurbaßkan› Kenan Evren ta-
raf›ndan 27 Eylül 1988’de Anaya- GP 7,25
sa Mahkemesi üyeli¤ine getirildi.
AKP 34,26
Sezer, Yekta Güngör Özden’in yaß
haddinden emekli olmas›ndan CHP 19,4

sonra, 6 Ocak 1998’de Anayasa DYP 9,55


Mahkemesi’nin 14. baßkan› oldu. MHP 8,34
Sezer, 25 Nisan 2000 tarihinde
DEHAP 6,23
Baßbakan Bülent Ecevit, Devlet
Bahçeli, Mesut Y›lmaz, Recai Ku- ANAP 5,12
tan ve Tansu Çiller baßta olmak SP 2,49
üzere 131 milletvekilinin imzas›y-
DSP 1,23 6 D›ßißleri Bakan› ‹smail Cem ve AB D›ß
la 10. cumhurbaßkan› seçimi için
aday gösterildi. Sezer, 5 May›s YTP 1,15 Politika ve Güvenlik Temsilcisi Javier
2000’de TBMM’de yap›lan 3. tur BBP 1,02 Solana.
oylamada 330 oy alarak Cumhur- Di¤er 2,98
baßkan› seçildi.
Ba¤›ms›z 1

1999-2002
7
koalisyon
hükümetinin
liderleri:
Baßbakan
Bülent Ecevit
ve Baßbakan
Yard›mc›lar›
Devlet
Bahçeli ve
Mesut
Y›lmaz.

335
D. Yap›sal sorunlar ve aß›r› duyarl›l›klar Belge 2 ve 3

n Türkiye’de demokrasinin tam anlam›yla standartlaßm›ß, sürekli kurallar›n uygu-


land›¤› kurumsallaßm›ß bir yap›s› olmad›¤› söylenebilir. Örne¤in, neredeyse her seçi-
me ayr› bir seçim yasas›yla girildi, yasalar ve yönetmelikler s›k s›k de¤ißtirildi. Ayn› bi-
çimde, seçimler ço¤unlukla erkene al›nd›, 1950’den bu yana tam 7 erken seçim yap›ld›.
Erken seçim uygulamas› ise, özellikle 1987 y›l›ndan itibaren süreklilik kazand› ve Ana-
yasa’n›n öngördü¤ü 5 y›ll›k seçim süresi hiçbir zaman tamamlanamad›.
n Çok say›da siyasal parti çeßitli nedenlerle kapat›ld›, ama bu partiler baßka adlar al-
t›nda yeniden siyasal yaßama döndüler. Bu da kurumlaßm›ß bir zemin üzerinde siya-
set yap›lamamas›n›n nedenlerinden biri olarak kabul edilebilir. Kußkusuz, hukuk düze-
ninden kaynaklanan aksakl›klar› gidermek kadar, partilerin demokrasi kültürüne, yani
birlikte yaßaman›n zorunlu k›ld›¤› sayg›l› üsluba, haklara ve özgürlüklere karß› sergi-
lenmesi gereken sorumlu davran›ßlara göstermeleri gereken duyarl›l›k da siyasetin ya-
p›laca¤› zemini sa¤lamlaßt›r›r. Bu nedenle, siyasete kißisel/grupsal bencillik duygula-
r›ndan çok, kamusal duyarl›l›klar hakim olmal›d›r. 20. yüzy›l sonlar›nda Türkiye’de
böyle görünmeyen durumun 3 Kas›m 2002 seçimlerinden sonra de¤ißecekmiß gibi gö-
rünmesi bir iyimserlik ümidi uyand›rd›.
n Kurumsallaßmam›ß bir siyaset ve demokrasi, farkl›l›klar› abartan uç siyasal ak›m-
lar› beslemeye yarad›¤› için, Türkiye zaman zaman demokrasinin pekißememesi ko-
nusunda bunun zarar›n› gördü. Bunun bir örne¤i 1991 seçimlerinden sonra TBMM’de-
ki yemin töreninde yaßand›. Halk›n Emek Partisi (HEP) milletvekili Leyla Zana’n›n kür-
süde Kürtçe yemin etmesiyle baßlayan gerilim, daha sonra bu partiden baz› milletvekil-
lerinin dokunulmazl›klar›n›n kald›r›lmas› ve partinin kapat›lmas›yla sonuçland›
(HEP’in yerine 1993’te Demokrasi Partisi, bu partinin kapat›lmas›yla da yerine 1994’te
Halk›n Demokrasi Partisi kuruldu, ayn› parti 2002 seçimlerine Demokratik Halk Partisi
ad›yla kat›ld›) ve demokrasi bak›m›ndan yeni istikrars›zl›klara sebep oldu. Oysa HEP,
Güneydo¤u Anadolu bölgesinde SHP’ye destek vermiß ve bu partinin listesinden Mec-
lis’e milletvekili sokmußtu. Öte yandan, HEP ve devam› partilerin etnik temelde bir
temsil anlay›ß›n› daha fazla önemsemeleri, en az›ndan ayn› do¤rultudaki karß›t anlay›ß-
lar› uyararak demokrasinin kurumsallaßmas›nda daha öncelikli sorunlar›n ele al›nma-
s›n› önleyici bir gerilim kayna¤› yaratt›. Ancak, siyasal ortam›n 1999 seçimlerine oranla
daha özgür olmas›na karß›n, 3 Kas›m 2002 seçimlerinde etnik oylarda azalma oldu¤una
1 Türkiye’de seçime kat›lma bak›larak seçmen kitlesinin bu yaklaß›m› pek desteklemedi¤i de söylenebilir.
oranlar› (1950-2002).

Oy Oran›
E. Kat›l›m ve temsil Belge 1 ve 4
Partiler
(%) n Türkiye’de demokrasinin birçok aç›dan genißleyerek gelißti¤ine kan›t olarak, de-
mokratik hak ve özgürlüklere sahip olmada daha bilinçli ve duyarl› bir yurttaß pro-
1950 89,3
filinin belirmeye baßlad›¤› da söylenebilir. Bunun en belirgin göstergelerinden birisi,
1954 88,6 1983 ve sonras›nda yap›lan genel seçimleri dikkate ald›¤›m›zda, seçimlere kat›l›m ora-
1957 76,6 n›n›n oldukça yüksek olußudur. Ortalama olarak al›nd›¤›nda bu oran % 80’lerin üzerin-
dedir ve gelißmiß demokrasilerde bile bu oranlarda kat›l›ma rastlanmaz. Öte yandan,
1961 81,0
yurttaßlar›n demokrasi d›ß› uygulamalar› protesto etme duyarl›l›klar›nda belirgin geliß-
1965 71,3 meler görüldü. Bunun örnekleri, Susurluk olay›n›n ard›ndan, "Sürekli Ayd›nl›k ‹çin Bir
1969 64,3 Dakika Karanl›k" slogan›yla çok geniß bir halk kesiminin ayn› saatte lambalar›n› sön-
dürmeleri ve irticay› protesto için büyük kalabal›klar›n kendiliklerinden biraraya gel-
1973 66,8
meleri biçiminde yaßand›.
1977 72,4
n 3 Kas›m 2002 seçimlerinde kat›l›m›n uzun bir aradan sonra ilk kez düßtü¤ü de göz-
1983 92,3 lemlendi. Belki bunun da bir sonucu olarak, 20. yüzy›l sonu Türkiye politikas›na dam-
1987 93,3 gas›n› vurmuß iki parti, ANAP ve DYP, Meclis d›ß›nda kald›lar. Ancak bu durum, seç-
men memnuniyetsizli¤inin d›ßavurumu olarak alg›land›¤› kadar, Seçim Kanunu’nun
1991 83,9
öngördü¤ü % 10’luk ülke baraj›n› da tart›ßmalar›n odak noktas›na taß›d›. Söz konusu
1995 85,2 baraj› yaln›zca iki partinin geçebilmesi, ortaya oylar›n üçte birinden biraz fazlas›yla el-
1999 87,1 de edilmiß, neredeyse üçte ikilik bir Meclis ço¤unlu¤u ç›kard›. Nispî temsil sistemi ad›
alt›nda 1950’lerin ço¤unluk sistemini and›ran bu durum da, ister istemez seçim siste-
2002 78,9
minde adaletsizlik oldu¤una ilißkin tart›ßmalar baßlatt›.

336
B ‹ Y O G R A F ‹
3 Abdullah Gül
(d. 1950)

‹stanbul Üniversitesi ‹ktisat Fakültesi’ni bitirdikten sonra ay-


n› fakülteden doktoras›n› ve doçentli¤ini alan Gül, bir süre
Sakarya Üniversitesi Endüstri Mühendisli¤i Bölümü’nde ikti-
sat dersleri verdi. 1983-1991 y›llar› aras›nda ‹slam Kalk›nma
Bankas›’nda ekonomi uzman› olarak çal›ßt›. 1991 y›l›nda Refah Partisi’nden
Kayseri milletvekili olarak parlamentoya girdi. 1993'de Refah Partisi’nde Genel
Baßkan Yard›mc›l›¤› görevine getirilen Abdullah Gül, 1995’de yap›lan genel se-
çimlerde, ikinci kez Refah Partisi Kayseri milletvekili seçildi. 28 Haziran
1996’da kurulan RP-DYP Koalisyon Hükümetinde Devlet Bakanl›¤› ve Hükü-
met Sözcülü¤ü görevlerinde bulundu. RP’nin Anayasa Mahkemesi’nce kapat›l-
mas› üzerine Fazilet Partisi’ne geçti ve 1999 genel seçimlerinde FP’den Kayseri
milletvekili seçildi. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi üyeli¤ini de yürü-
ten Gül, 14 May›s 2000’de yap›lan 1. FP Ola¤an Kongresi’nde, partide "yenilik-
çi kanat" olarak adland›r›lan milletvekillerinin deste¤ini alarak, genel baßkan-
2 Demokrasi ve hukuk devleti aras›ndaki l›¤a aday oldu, ancak 521 oy alarak Recai Kutan’›n (633) gerisinde kald›. FP’nin
s›k› ba¤lant›y› bireyin özgürlüklerini ön plana kapat›lmas›n›n ard›ndan, Adalet ve Kalk›nma Partisi’nin kurucular› aras›nda
ç›kararak vurgulamas›yla kamuoyunun sayg›- yer ald› ve Genel Baßkan Recep Tayyip Erdo¤an’›n milletvekili olamamas› ne-
s›n› kazanan hukuk adam›, Yarg›tay Baßkan› deniyle, 18 Kas›m 2002’de hükümeti kurmakla görevlendirildi.
Sami Selçuk.

4 Yolsuzluklara karß› düzenlenen ve 1 Þubat 1997 günü baßlayan “Sürekli Ayd›nl›k ‹çin 1 Dakika Karanl›k” eylemi.

337
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM YARARLI B‹YOGRAF‹LER


TAR‹HLER n Hükümet krizi ve rejim krizi s. 327
Kriz, bir ülkenin siyasal yaßam›n›n normal ißle-
6 Kas›m 1983: Seçimler Turgut Özal
yißinin geçici bir süre için t›kanmas›d›r. Hükü-
6 Eylül 1987: Anayasa’n›n geçici (1927-1993)
4. maddesinin referandumla kald›r›lmas›; met krizi, hükümetin herhangi bir nedenle
yasakl› eski liderlerin siyasete dönüßü meclisin güvenini kaybettikten sonra istifa et-
29 Kas›m 1987: Seçimler mesiyle meydana gelir. Bu durum s›k tekrar- Türkiye’nin 8. cumhurbaßkan›.
31 Ekim 1989: Turgut Özal’›n lanmaya baßlad›¤›nda ise "siyasal istikrars›z-
cumhurbaßkan› seçilmesi l›k"tan söz edilir. Türkiye’de özelllikle 70’li ve
s. 327
20 Ekim 1991: Seçimler 90’l› y›llarda s›k yaßanan hükümet krizleri, ül-
17 Nisan 1993: Turgut Özal’›n ölümü keyi ciddî bir siyasal istikrars›zl›¤a sürükledi. Mesut Y›lmaz
17 May›s 1993: Süleyman Demirel’in
Bir ülkedeki devlet kurumlar› güncel sorunla- (d. 1947)
cumhurbaßkan› seçilmesi
1995: ‹ßçilere grev, memurlara sendika
ra çözüm bulamayacak hale geldi¤inde ve bu
kurma ve toplu iß sözleßmesi yapma, durum geniß halk kitleleri aras›nda hoßnutsuz-
üniversite mensuplar›na siyasal partilere luk yaratmaya baßlad›¤›nda ise, rejim krizin- ANAP Genel Baßkan› ve birçok kez bakan
üye olma haklar›n›n verilmesi den söz edilir. ve baßbakan.
18 Þubat 1995: SHP’nin Deniz Baykal’›n
baßkanl›¤›ndaki CHP ile birleßmesi n Üç partili sistem ve s. 328
24 Aral›k 1995: Seçimler
üçlü koalisyon Tansu Çiller
12 Mart 1996: ANAP-DYP (ANAYOL)
koalisyon hükümeti Üç partili sistem, bir ülkenin siyasal yaßam›n- (d. 1946)
28 Haziran 1996: RP-DYP (REFAHYOL) da üç önemli siyasal partinin söz sahibi olmas›
koalisyon hükümeti anlam›na gelir. Bu sistemde, seçim kanunun-
3 Kas›m 1996: Susurluk kazas› da yap›lan düzenlemeler ve baßka denetim DYP Genel Baßkan› ve birçok kez bakan ve
1997: 28 Þubat Kararlar› mekanizmalar›n›n devreye girmesiyle, çok kü- baßbakan.
30 Haziran 1997: ANASOL-D hükümeti çük siyasal partilerin parlamentoya temsilci
A¤ustos 1997: "8 y›ll›k kesintisiz e¤itim" göndermeleri engellenir. 1980 darbesinden
s. 331
16 Ocak 1998: RP’nin kapat›lmas› sonra Millî Güvenlik Konseyi’nin bu konudaki
18 Nisan 1999: Seçimler uygulamalar› Türkiye’de böyle bir parti siste- Necmettin Erbakan
28 May›s 1999: DSP-ANAP-MHP koalisyon
mini yerleßtirmeyi amaçl›yordu. (d. 1926)
hükümeti
16 May›s 2000: Ahmet Necdet Sezer’in
Üçlü koalisyon ise, bir ya da iki partinin hükü-
cumhurbaßkan› seçilmesi met kurmak için gerekli sandalye say›s›n› elde
3 Kas›m 2002: Seçimler edemedi¤i durumlarda, üç partinin bir araya REFAH Partisi Genel Baßkan› ve baßbakan.
gelerek hükümet kurmalar›d›r. Türkiye de
70’li ve 90’l› y›llarda üç ya da daha fazla parti- s. 329
ÖNEML‹ den olußan hükümetler taraf›ndan yönetilmiß-
Recep Tayyip
KISALTMALAR tir. 70’li y›llarda kurulan Milliyetçi Cephe hü-
Erdo¤an
kümetleri, 90’lardaki ANASOL-D ve DSP-MHP-
(d. 1954)
• ANAP: Anavatan Partisi ANAP hükümetleri üç ya da daha fazla parti-
• HP: Halkç› Parti nin yer ald›¤› koalisyonlard›r.
AKP Genel Baßkan›.
• MDP: Milliyetçi Demokrasi
Partisi
n Yasall›k ve meßruluk
Yasalara uygun olan her türlü eylem ya da s. 335
• DSP: Demokratik Sol Parti
• DYP: Do¤ru Yol Partisi uygulama yasald›r. Yasall›k hukuksal bir kav-
Ahmet Necdet
• RP: Refah Partisi ramd›r. Hakkaniyet ilkelerine ya da geçerli
Sezer
• SODEP: Sosyal Demokrasi adalet anlay›ß›na uygun olan davran›ß ve uy-
(d. 1941)
Partisi gulamalar ise meßrudur. Meßruluk felsefî, ba-
• SHP: Sosyal Demokrat Halkç› zen de tarihsel bir kavram olarak karß›m›za ç›-
Türkiye’nin 10. cumhurbaßkan›.
Parti kar. Örne¤in, askerî bir darbe yasal olmayan
• ÖDP: Özgürlük ve Dayan›ßma bir rejimin kurulmas›na neden olabilir. Bu re-
s. 337
Partisi jim k›sa süre içinde kendini yasallaßt›racak ka-
• FP: Fazilet Partisi rarlar› da al›r. Ancak böyle bir rejimin kendini Abdullah Gül
• AKP: Adalet ve Kalk›nma meßrulaßt›rmas› çok daha güçtür. Hem yasal (d. 1950)
Partisi hem meßru olabilmek için, bir rejimin benim-
• HEP: Halk›n Emek Partisi sedi¤i Anayasa’n›n ilkelerine her koßulda sa-
d›k kalmas› gerekir. Devlet bakan› ve baßbakan.

338
belge incelemesi

Yarg›tay Baßkan› Sami Selçuk’un


1999-2000 Yasama Y›l›n›
aç›ß konußmas›,
6 Eylül 1999
Demokrasinin oda¤›nda hak ve özgürlüklerle donat›lm›ß, bask›lardan ar›nm›ß, özgür/özerk birey vard›r... Sorular
Bireyin özgürlü¤ü ilkin beynin özgürlü¤ünü sa¤lamakla baßlar. Bunun için de devletin görüßler, inançlar
karß›s›nda yans›z olmas› gerekir. Görüßler karß›s›nda yans›z devlet düßünce özgürlü¤ünü, inançlar karß›s›nda n 1. Belgeyi tan›t›n›z ve
yans›z devlet laikli¤i güvence alt›na alm›ß olur. Devlet okullar›nda bireye bilimin verileri, ideolojik belgenin okundu¤u siyasal
süzgeçlerden geçirilmeden, yans›z, nesnel olarak sunulur, alg›lama kap›lar› aç›k tutulur. Birey onlar›,
ba¤lam› hat›rlat›n›z.
koßullanmam›ß, özgür beyniyle kendisi de¤erlendirecek, seçimini kendisi yapacakt›r. Birey insand›r; ö¤renir.
Okullarda bu nedenle ö¤renim vard›r, e¤itim de¤il. Demokrasi, düßünceler, inançlar cumhuriyetidir. n 2. Yazara (konußmac›ya)
Düßünceler üzerinde yaln›zca kaba bask›y› de¤il, beyin y›kama biçimindeki dolayl› bask›y› da reddeder.
‹deoloji aß›layan, kußkucu ve sorgulay›c› temele dayanmayan ö¤renim demokratik de¤ildir. Demokratik göre demokrasinin bir
toplumun [...] gelißmesi için Sokratesçi sorgulama ve eleßtirel ak›lc›l›k al›ßkanl›¤›n› kazanm›ß bireylere toplumda var olabilmesi için
gereksinmesi vard›r. Okullar›n ißlevleri böyle yurttaßlar yetißtirmektir. Çünkü toplumun yarar› için bireyin bireylerin neden kendilerini
devlet gibi düßünmeme, "kurulu düzeni sorgulama, eleßtirme, k›nama, hatta mahkûm etme özgürlü¤ü"
özgürce ifade edebilmeleri
vard›r.
Düßüncelerin aç›klanmas›n› yasaklamak, yaln›zca düßünceyi üreten insan›n de¤il, baßkalar›n›n dinleme ve gerekir?
de¤erlendirme özgürlüklerine de sald›r›d›r. Çünkü ötekilerin düßünceyi dinleme, de¤erlendirme özgürlük-
n 3. Bireysel özgürlüklerin
leri, berikilerin düßünceyi aç›klama özgürlüklerinin bulunmas›na ba¤l›d›r. [...] Beynin her ürünü söze
dönüßüp d›ßar›ya yans›t›lamaz. Sövgüler, iftiralar böyledir, düßünce say›lmazlar ve her düzende s›n›rlar›n› tart›ß›n.
cezaland›r›l›rlar. Ayr›ca hukuk, suç say›lan eylemlere k›ßk›rtmalar›, zorla düßünce dayatmalar›n› da suç sayar.
Ancak bunlar›n d›ß›nda kalan ßeyler, toplumu sarsan, yüre¤inden yaralayan görüßler bile, düßünceyi n 4. Yazar "düßünce suçu"
aç›klama özgürlü¤ünün s›n›rlar› içinde kal›r, suç say›lmazlar... Ötekinin demokrasiyi y›kma amac› varsa, ile ne kastetmektedir?
b›rakal›m konußsun. Konußsun ki, demokrasi içinde sa¤duyu onu yapayaln›z b›raks›n. [...] Özgürlü¤ü yerli
yersiz s›n›rlayan bir hukuk ve devlet, insan› insan yapan temel ö¤eye, özgürlü¤e ihanet etmiß bir hukuk ve n 5. Hukukun üstünlü¤ü
devlettir. Böyle bir düzende hukuk da, devlet de meßru de¤ildir. ilkesini aç›klay›n ve bu ilkeye
Devlet hukuka sayg›l› oldu¤u, hukuk da insanlar› özgürleßtirdi¤i oranda meßrulaß›r ve güç kazan›rlar. dayanmayan devlet yap›lar›
Sonuçta her ikisinin de ißlevi, özgürlüklerin aç›l›m›n› sa¤lamakt›r... Hukukun üstünlü¤üne yaslanan bir
devlette, hiç kimse hukukun ne üstündedir ne de alt›ndad›r, yaln›zca içindedir. Hukukun karß›s›nda herkes
alt›nda yaßayan toplum ve
eßittir; her görüß, her inanç hukukun egemenli¤i alt›nda birlikte yan yana yaßar, yar›ß›r ve gelißir. bireylerin karß›laßabilece¤i
sorunlar› tart›ß›n.

TAVS‹YELER YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N


• Metin siyasal ve felsefi ögeler içermektedir. • Buradaki metin, Yarg›tay Baßkan› Sami Selçuk'un 6 Eylül 1999 tarihinde 1999-
Yasama, yürütme ve yarg› olarak 2000 Yasama Y›l›n›n aç›l›ß› nedeniyle düzenlenen törende yapt›¤› konußman›n bir
tan›mlanan güçler ayr›l›¤› ilkesini araßt›r›n. bölümüdür. Konußma hangi siyasal ba¤lamda, hangi kat›l›mc›lara hitaben yap›l-
• Yarg› ba¤›ms›zl›¤›n›n neden önem m›ß?
taß›d›¤›n› hat›rlay›n.
• "Özerk", "koßullanmam›ß" ve "demokrasi içinde sa¤duyu" ifadeleri ne anlama
• Yarg›tay’›n yarg› sistemi içindeki ißlevini
araßt›r›n. geliyor?
• 1982 Anayasas›’n›n kißisel hak ve özgürlük- • Kißilerin nereye kadar özgür olabileceklerini düßünmeye çal›ß›n. Örne¤in bir tar-
ler ve yarg› ba¤›ms›zl›¤› ile ilgili hükümleri- t›ßmada, bir yar›ßta ya da bir kütüphanede özgürlü¤ünüzün s›n›rlar› neler olabi-
ni araßt›r›n. lir?
• Metinde yer alan farkl› konular› ve bun-
lar›n birbirleriyle ilißkilerini saptay›n.

339
verilerle çal›ßma

Konu: Türkiye ve Avrupa Birli¤i


1 Türkiye’nin 17 Nisan 1987’de yapt›¤› adayl›k baßvurusundan iki y›l
sonra Avrupa Toplulu¤u Komisyonu’nun sundu¤u görüß.

[...] 1989’un son çeyre¤inde Komisyon’un de¤erlendirmesine göre, Türkiye’nin ekono-


mik ve politik durumu, son zamanlardaki gelißmelerin olumlu taraflar›na ra¤men, e¤er
Toplulu¤a kat›l›rsa Türkiye’nin karß›laßaca¤› intibak sorunlar›n›n orta vadede aß›labilece-
¤ine Komisyon’u ikna etmemektedir.
Genel düßüncelerde ifade edildi¤i gibi, Komisyon o görüßtedir ki, Avrupa’n›n tamam› bir
de¤ißme içindeyken ve Toplulu¤un kendisi büyük de¤ißimlerden geçerken, bu aßamada
yeni kat›l›m müzakerelerine girilmesi uygun olmayacakt›r.
Bununla beraber, Komisyon, bu ülkenin Avrupa’ya do¤ru genel aç›l›m› dikkate al›nd›-
¤›nda, Toplulu¤un Türkiye ile ißbirli¤ini sürdürmesi gerekti¤ine inan›r. [...]
Sorular Topluluk, Türkiye ile ilißkilerini yo¤unlaßt›rmada ve politik ve ekonomik modernleßme
sürecini bir an önce tamamlamas› için bu ülkeye yard›m etmede temel bir menfaate sa-
r 1. Belgeleri tan›t›n›z. hiptir.... Türkiye’nin modernleßme çabalar›na katk›da bulunmak için, Komisyon, Toplu-
r 2. Belgelerde verilen bilgileri luk taraf›ndan Türkiye’ye, bu ülkenin Toplulu¤a üye olma ehliyeti üzerinde ßüphe yarat-
izleklere göre seçiniz, s›n›fland›r›n›z maks›z›n, Ankara Anlaßmas› imza edildi¤i zaman gösterilmiß olan siyasi iradeye uygun
ve karß›laßt›r›n›z. olarak, her iki orta¤›n daha fazla karß›l›kl› ba¤›ml›l›k ve bütünleßme yoluna girmelerine
imkan verecek bir dizi somut tedbir teklif etmesini tavsiye eder.
r 3. Belgelerden derleyece¤iniz
Türkiye’nin Toplulu¤a Kat›lma Baßvurusu Hakk›nda Komisyon Görüßü,
bilgilerin yard›m›yla, yukar›daki Avrupa Topluluklar› Komisyonu SEC(89) 2290 kesim/2 (Brüksel, 20 Aral›k 1989).
konuyu tart›ßan bir sentez yap›n›z.

2 Kopenhag Avrupa Konseyi’nde (21-22 Haziran 1993) belirlenen


tam üyelik kriterleri.

AB karß›s›nda aday ülke konumunda bulunan her ülke için üye olma koßullar› niteli¤ini
taß›yan Kopenhag kriterleri üç baßl›k alt›nda toplanabilir :
- Siyasi kriterler, bütün aday ülkelere yönelik olarak üyelik müzakerelerinin aç›labilmesi
için ön koßul olarak ileri sürüldü¤ünden göreli olarak öncelik taß›maktad›rlar. Siyasi kri-
terler k›saca aday ülkelerde demokrasiyi, hukukun üstünlü¤ünü insan haklar›na ve az›n-
l›klara sayg›y› ve az›nl›klar›n korunmas›n› teminat alt›na alan kurumlar›n istikrar›n›n sa¤-
lanmas› olarak tan›mlanmaktad›r.
- Ekonomik kriterler ißleyen bir pazar ekonomisine sahip olunmas› ve AB içindeki reka-
bet bask›s› ve piyasa güçleri ile rekabet edebilme yetene¤ine sahip olunmas› ßeklinde
ifade edilmektedir.
- AB Üyelik Yükümlülüklerini Üstlenebilme Yetene¤i (yasal de¤ißiklikler ve bu de¤ißiklik-
leri uygulamaya geçirecek idari kapasite) "Topluluk Müktesebat›"n›n yani bir anlamda
AB hukukunun üstlenilebilmesi ve uygulamaya geçirilebilmesi için gerekli hukuki ve ida-
ri yap›ya sahip olunmas› anlam›na gelmektedir.
Bu ba¤lamda, AB üyeli¤ini 1960’lardan baßlayarak bir devlet politikas› haline getirmiß
bir ülke olarak Türkiye’nin söz konusu kriterleri 1993 y›l›ndan itibaren gündemine alma-
s› gerekirken, bu kriterler Türkiye’nin gündemine geçti¤imiz y›l›n [1999] sonunda, 10-
11 Aral›k’ta Helsinki de toplanan Avrupa Hükümet ve Devlet Baßkanlar› zirvesi sonun-
da, Türkiye’nin üye adayl›¤›n›n resmen onaylanmas›ndan sonra girmißtir.

Kaynak: Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i”nin internet sayfas›.

340
3 Türkiye’nin Avrupa Birli¤i tam üyeli¤ine adayl›¤›n›n kabul
edilmesi, Avrupa Konseyi Helsinki Zirvesi,
10-11 Aral›k 1999.

Helsinki Zirvesi sonuçlar›na göre: "Avrupa Konseyi Komisyonu’nun iler-


leme raporunda belirtildi¤i gibi Türkiye’deki son olumlu gelißmeleri ve
Kopenhag kriterlerine uyum göstermek için reformlar› sürdürme niyeti-
ni memnuniyetle karß›lamaktad›r. Türkiye di¤er aday ülkelere uygulan-
d›¤› gibi ayn› kriterler temelinde Birli¤e kat›lmaya aday bir devlettir. Va-
rolan Avrupa stratejisi kapsam›nda Türkiye di¤er aday devletler gibi re-
formlar› h›zland›rmak ve desteklemek için bir ön-adayl›k stratejisinden
yararlanacakt›r."
4 ODTÜ Uluslararas› Serbest Düßünce
10-11 Aral›k 1999 Helsinki Avrupa Konseyi Zirve Sonuç Belgesi,
Brüksel (11/12/1999), Nr. 00300/1/99. Toplulu¤u’nun, Türkiye ve Avrupa Birli¤i’nin
ortak gelece¤ine esprili yaklaß›m›.

AB’nin d›ß ticaretinde Türkiye’nin pay› (%)


3,5
3,0
2,5
2,0 ‹hracat
1,5
1,0
‹thalat
0,5
0,0
1965 1970 1975 1980 1985 1990 1995

Türkiye’nin d›ß ticaretinde AB’nin pay› (%)


55
50
45 ‹hracat
40
35 Türkiye’nin AB ile
‹thalat 5
30 ticareti.
25
1965 1970 1975 1980 1985 1990 1995
Kaynak: Deniz Akagül, "La Turquie et l’économie européenne: vers l’intégration ou
la coopération?", Ahmet ‹nsel (yay.), La Turquie et l’Europe: Une coopération
tumultueuse (Paris, 1999) içinde.

YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
• Türkiye’nin Avrupa Birli¤i ile ilißkileri • Türkiye’nin, baz› aç›lardan bak›ld›¤›n-
yaln›zca co¤rafi bir yak›nl›k anlam› m› da, daha ßimdiden Avrupal› oldu¤u söy-
taß›maktad›r yoksa siyasal, sosyal ve lenemez mi?
ekonomik de¤erler boyutunda bir ya- • ODTÜ’lü ö¤rencilerin esprisi, baz› Bat›
TAVS‹YELER
k›nlaßma m› hedeflenmißtir? Avrupal›lar›n hangi tedirginliklerini dile
• Metinleri dikkatle okuyun ve bilmedi¤i-
• Adayl›k sürecinde Kopenhag kriterle- getirmek için de kullan›labilir? niz kelimelerin anlamlar›n› araßt›r›n.
rini yerine getirmeye çal›ßan Türkiye,
• Avrupa Birli¤i’nin kuruluß aßamalar›na
Avrupa Birli¤i’nin on iki y›ld›zl› bayra¤›- ve Türkiye’nin ‹kinci Dünya Savaß› sonra-
n› de¤ißtirecek kadar farkl› bir yer mi s›ndaki Bat› Avrupa politikas›na ilißkin bil-
hedeflemektedir? gilerinizi gözden geçirin.

341
KONU

19 1945’ten günümüze
Türkiye’de ekonomik,
toplumsal ve kültürel yaßam
‹ kinci Dünya Savaß›’n›n sona ermesiyle Türkiye, tek parti dönemini kapatt› ve dünya düzenine
eklemlenmenin yollar›n› aramaya baßlad›. Ekonomik alanda 1962’ye kadar uzanan dönemde tar›-
ma dayal› bir büyüme denendi, 1962’den 1979’a kadar ise ithal ikamecilik uyguland›. Bu büyüme
stratejisinin de krize girmesiyle 1980’den itibaren d›ßa dönük bir büyüme benimsendi. Bu ekono-
mi politikalar›na koßut olarak artan nüfus, gittikçe kent a¤›rl›kl› ve, 1950’lerde baßlayan ulaß›m ve
iletißim alanlar›ndaki gelißmelerin de katk›s›yla, daha bütünleßmiß ve dünya kültürlerine daha
aç›k bir hale geldi.

n ‹thal ikameci büyümenin baßar›s›zl›kla sonuçlanmas›n›n nedenleri nelerdi?


n 1980 sonras› d›ßa dönük ekonomik büyüme neden ekonomik istikrars›zl›¤a neden oldu?
n Köylerden kentlere göçün ulusal bütünleßmeye ne tür bir katk›s› oldu?

KONUNUN PLANI
I. Tar›ma dayal› büyüme, 1945-1961
II. ‹thal ikameci büyüme, 1962-1979
III. D›ßa aç›l›m ve istikrars›zl›k, 1980-2002
IV. Kentli toplumuna geçiß
V. Gündelik yaßamda de¤ißim
VI. Popüler sanat dünyas›
• Unutmayal›m
• Belge incelemesi: ‹statistiklerle Türkiye
• Verilerle çal›ßma: “Arabesk” olgusu
1968 1989
TRT’nin ilk Sermaye hareketlerinde serbestleßme ve
televizyon yay›n› konvertibiliteye geçiß

1967
D‹SK’in kurulußu
15-16 Haziran 1982
1970 Olaylar› Yol 1996
Eßk›ya
1983
1951 Günseli Baßar 1954 Yaßar Kemal 1964 1970 Latife Tekin
Avrupa Güzellik Kraliçesi ‹nce Memed Susuz Yaz Umut Sevgili Ars›z Ölüm
1945 1955 1965 1975 1985 1995

1945 1951 1966 1990


Çal›ßma Türk-‹ß’in Anadol marka ‹lk özel televizyonun
Bakanl›¤›’n›n kurulußu otomobilin yay›na baßlamas›
kurulmas› piyasaya ç›k›ß›

342
GAP Projesi ve
1
Atatürk Baraj›.

Metin Erksan’›n, 7 Temmuz 1964’te


2
Berlin Film Festivali’nde
birincili¤i kazanan Susuz Yaz
filminin afißi.

343
I. Tar›ma dayal› büyüme, 1945-1961
A. De¤ißimin iç ve d›ß nedenleri Belge 1 ve 2
S Ö Z L Ü K
n ‹kinci Dünya Savaß› sonras›nda yaßanan de¤ißikliklerin farkl› nedenleri vard›. Her-
* Ticaret hadleri ßeyden önce, Türkiye savaßa kat›lmam›ß olsa da seferberlik politikalar› uygulam›ßt›:
Vergiler artm›ß, kentleri ikmal etmek için hükümetin k›rsal alandan aynî talepleri fazla-
laßm›ßt›. K›rsal alandaki az varl›kl› ve yoksul kesim bu uygulamalardan kötü etkilendi.
Savaßtan sonra ise, ekonominin düzeltilmesi amac›yla kentsel bölgelerdeki girißimciler-
den talep edilen vergiler artt›r›ld›. Bu gelißmeler, cumhuriyetin kurulußundan bu yana
de¤ißmeyen iktidara ve tek partiye karß› duyulan tepkinin toplumun tüm kesimlerinde
büyümesine neden oldu. Bu tepkiye yan›t vermek amac›yla, özel teßebbüse ve tar›m
sektörüne dayanan d›ßa aç›k bir ekonomi yönünde ilerleme karar› al›nd›.
n ‹kinci Dünya Savaß› küçük köylüyü fakirleßtirmiß, ama kentlerin iaßesine katk›da
bulunan büyük toprak sahipleri ve ticaretle u¤raßan girißimciler bu dönemde zenginleß-
mißlerdi. CHP bu durumu telafi etmek üzere 1945’de Çiftçiyi Toprakland›rma Kanu-
nu’nu gündeme getirdiyse de, oy kayb›n› önleyemedi. Toplumun büyük bir kesiminin
Demokrat Parti’ye oy vermesinin nedenlerinden biri, küçük köylünün DP iktidar›nda
daha az ma¤dur olaca¤›na inanmas›; bir di¤eri ise, zenginleßen kesimin siyasal alanda
meßruiyetini artt›rmay› ve zenginleßmeye devam etmeyi ummas›yd›.
n Ülke içinden gelen bu taleplerin yan›s›ra, uluslararas› ekonomik ve siyasal düzen de
de¤ißiyordu ve Türkiye’nin olußmakta olan yeni düzenin neresinde yer alaca¤› sorusu
gündeme gelmißti. ABD’nin savaßtan egemen güç olarak ç›kmas›, dünya genelinde si-
yasal ve ekonomik alanda daha liberal bir düzene do¤ru gidilmesine neden olmußtu.
Buna karß›l›k, güç kazanan di¤er bir ülke de Sovyetler Birli¤i’ydi. Ancak, bu ülkenin
Türkiye üzerinde toprak talebi olmas› Türkiye’yi ABD taraf›na yak›nlaßt›rd›. Bu yak›n-
laßmadan do¤an ißbirli¤i sonucu Türkiye, Marshall Plan›’na dahil oldu ve bu çerçevede
ABD, Türkiye’ye askeri ve ekonomik amaçl› yard›mlarda bulundu. Bunun karß›l›¤›nda
Türkiye, devletin ekonomik alanda rolünün görece azald›¤› ve ekonominin d›ß tica-
rete aç›k oldu¤u daha liberal politikalara yöneldi.

B. Ticarî serbestleßme ve etkileri Belge 3 ve 4

n Tek parti hükümeti (CHP), yeni taleplerin sözcüsü DP iktidara gelmeden önce bu de-
¤ißimleri göz önünde bulundurarak, 1947’de devletçi ekonomik politikalarda büyük
önem taß›yan Kalk›nma Planlar›’ndan üçüncüsünü baßlatmama, özel sermayeye ve ta-
r›ma daha çok önem verme ve ithalat› serbestleßtirme karar› ald›.
n DP’nin getirdi¤i en belirgin de¤ißim tar›m alan›nda oldu. Tar›m üretimi 1947 ile 1953
aras›nda iki kat›ndan fazla artt›. Bu de¤ißimin baßl›ca nedeni ekilen alanlar›n artmas›y-
d›. Bunun birkaç nedeni vard›: 1946 Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu ile birçok devlet
arazisi, üretime aç›lmak üzere küçük toprak sahibi ya da topraks›z köylülere da¤›t›lm›ß-
t›. Daha sonra DP, Marshall Plan›’n›n sa¤lad›¤› yard›mdan yararlanarak büyük say›da
tar›m aleti, özellikle de traktör ithal etti, bu da verimlili¤in büyük ölçüde artmas›n› sa¤-
lad›. 1946 y›l›nda ülkede çal›ßabilir durumda bin kadar traktör varken, bu rakam
1955’de 43 bin civar›ndayd›. Traktör kullan›m› sayesinde Türkiye’de ekilebilir topraklar-
da muazzam bir art›ß oldu. 1948’de 14,5 milyon hektar olan ekilebilir topraklar, 1956’da
22,5 milyon hektara ç›kt›. Ayr›ca, elverißli hava ßartlar›n›n olumlu bir etkisi oldu. Son
olarak, Kore Savaß› nedeniyle ABD’nin stoklama politikalar› gütmesi sonucunda, ticaret
hadleri* Türkiye gibi büyük miktarda tar›msal ürün ihraç eden ülkelerin lehine gelißti.
‹hracat›n artmas›, zaten savaß süresince s›k› politikalar sonucu biriktirilmiß döviz gelir-
lerinin art›ß›na da katk›da bulundu. Bu da DP’nin serbestleßtirdi¤i tüketim mallar› itha-
lat›n›n sanc›s›z artmas›n› sa¤lad›. Tüm bu gelißmeler sonucunda, gerek k›rsal, gerekse
kentsel kesim büyük büyüme oranlar› kaydetti, yaßam seviyeleri yükseldi.

344
1600

1400

1200

1000

800

600

400

200
Türkiye’nin d›ß
1
0 ticaret dengesi,
1946 1947 1948 1949 1950 1951 1952 1953 1954 1955 1956 1957 1958 1959
1946-1959.
‹thalat ‹hracat Ticaret a盤› Ticaret fazlas›

Kaynak: ‹statistik Göstergeler 1923-1992 (Ankara, 1994).

2 1945 sonras›
iktisat politikalar›n›n de¤ißimi

1950’lerde Anadolu köylüsü, ürünlerin, girdilerin


ve kendi ißgücünün ticarileßmesine giden bir yo-
la kararl› bir ßekilde koyulmuß görünmektedir. Bu
yeni itici gücün makroekonomik ve sosyolojik
d›ßvurumlar› bilinmektedir. Tar›m, Amerikan kal-
k›nma örgütlerinin de bask›s›yla, savaß sonras›
dönem hükümetlerinden ilgi görmeye baßlad›.
1946’dan sonra, Cumhuriyet Halk Partisi Köylü-
lü¤ü tatmin etme konusuna daha önceki dö-
nemlerden çok daha fazla önem verdi. Yabanc›
uzmanlar›n d›ßar›dan sa¤lanan yeni parasal kay-
naklar› k›rsal kalk›nmaya kanalize etme yönün-
deki tavsiyeleri kabul edildi. Türkiye’ye 1948’den
sonra girmeye baßlayan traktörlere ve tar›m ma-
kinalar›na, tar›mda verimi art›rmak için baßlat›lan
3 Marshall yard›m›yla gelen traktörler.
programlar eßlik etti.
Ancak bu yeni yönelimin gerçek etkisi, 1950’le-
50000
rin baß›nda popülist Demokrat Parti, köylü oyla-
r›n›n ço¤unu alarak iktidara gelene kadar pek 45000
hissedilemedi. ‹nand›r›c›l›k taß›yan bir k›rsal kal-
40000
k›nma vaadi ilk kez bu dönemde ortaya ç›kt› ve
toprak talebi yeni bir h›z kazand›. Umut verici pi- 35000

yasa koßullar› ve kredi olanaklar› yeni alanlar›n 30000


tar›ma aç›lmas›na neden oldu; traktörler bu at›l›- 25000
m› teknolojik bak›mdan olanakl› k›ld›. ‹ßlenen
20000
toprak alan›ndaki büyük genißleme sonucuunda,
iyi hava koßullar›n›n da yard›m›y›la, ürün h›zla 15000
artt›. Baßlang›çta, Kore Savaß› s›ras›ndaki canla- 10000
nama nedeniyle, ticaret hadleri tar›m lehindeydi.
5000
Sonralar›, iktidar partisinin enflasyonist politika-
lar› köylü seçmenlerin sadakatini ödüllendirmeye 0
1945 1947 1949 1951 1953 1955 1957 1959 1961 1962
devam etti.
Ça¤lar Keyder, "Türkiye’de tar›mda küçük ‹ßlenen alan (bin hektar) Traktör say›s› (adet)
meta üretiminin olußumu", Kaynak: ‹statistik Göstergeler 1923-1992 (Ankara, 1994).
Oya Baydar (yay.), 75 y›lda köylerden ßehirlere
(‹stanbul, 1999) içinde.
4 Baßl›ca tar›msal girdilerin say›sal gelißimi (1945-1962).
345
C. 1950’lerin ortas›nda ilk kriz belirtileri Belge 1 ve 3
S Ö Z L Ü K
n Ekonomi alan›ndaki olumlu gelißmeler, 1953 y›l›nda sona erdi. Bunun nedenlerinden
* Ödemeler dengesi biri, Kore Savaß›’n›n bitmesiyle tar›msal ürünlere olan d›ß talebin azalmas›, bu ürünle-
* Kamu ‹ktisadi Teßekkülleri rin fiyatlar›n›n düßmesi, dolay›s›yla Türkiye’nin döviz gelirlerinin azalmas›d›r. ‹kinci
(K‹T) bir neden, tar›mda kimyasal gübre kullan›m› ve sulama o dönemde henüz yayg›nlaß-
* Stand-by anlaßmas› mad›¤›ndan, üreticilerin bozulan hava ßartlar›na karß› mücadele edememiß olmalar›d›r.
* Popülizm Baßka bir neden de, 1950’lerin ikinci yar›s›na gelindi¤inde, verimli ekilebilir alanlar›n
kullan›labilirlik s›n›rlar›na ulaß›lm›ß olmas›d›r. Tar›mda büyüme ancak 1960’lar›n ikinci
yar›s›ndan itibaren yeniden ivme kazanmaya baßlad›. Serbest ticaret rejiminden dolay›
ihracat›n azalmas›na ra¤men ithalat artt›, döviz rezervleri h›zla eridi ve 1953 y›l›n›n so-
nunda ödemeler dengesi* bozuldu.
n Devlet, hayat pahal›l›¤› karß›s›nda kredi miktarlar›n› ve enflasyonu yükselterek, ta-
r›m destekleme fiyatlar›n› ve K‹T* zararlar›n› artt›rd›. Ayr›ca baz› ülkelerle, mallar›n
malla ödenmesini sa¤layan kliring anlaßmalar› yap›ld›. Böylelikle ekonomik büyümeyi
birkaç y›l daha sürdürebilmiß oldu. Ancak ithalat›n yeniden k›s›tlanmas›n›n ard›ndan,
zamanla temel tüketim ihtiyaçlar›n›n birço¤u karß›lanamaz hale geldi.
n 1950’lerin ortas›nda yaßanan bu ekonomik s›k›nt›lar nedeniyle DP, 1958-1960 ara-
s›nda, 1951-1958 y›llar›n›n aksine, liberal politikalardan vazgeçip müdahalecili¤e dö-
nüß yapt›. Döviz kullan›m›na ve ithalata yeniden k›s›tlama getirildi, özel sektöre veri-
len krediler büyük miktarda azalt›ld›, özel girißimcili¤in de krizden olumsuz etkilenme-
siyle K‹T’lere önem verildi.

D. 1958 krizi ve IMF ile ilk anlaßma Belge 2, 3, 4 ve 5

n K›s›r döngüye neden olan bu politikalar, ekonomiyi 1958 y›l›nda derin bir krize
sürükledi. Ekonomik s›k›nt›lar›n gerektirdi¤i önlemler, 1957 seçimleri yüzünden 1958’e
ertelenmiß, bu da krizi daha sanc›l› bir sürece sokmußtu. 1954’den sonra yaßanan süreç-
te Türk liras›n›n aß›r› de¤erlenmesine karß›l›k, 1958 y›l›nda para de¤er kaybetmeye baß-
lad›. Ayn› y›l›n a¤ustos ay›nda resmen devalüasyon yap›larak, 1 dolar 2,80 liradan 9 li-
raya yükseltildi. ‹stikrar politikalar›n›n kararl› bir ßekilde sürdürülmesi ise ancak 27
May›s 1960 darbesinden sonra mümkün olabildi. 1 Ocak 1961’de ise Uluslararas› Para
Fonu (IMF) ile ilk stand-by anlaßmas›* imzaland›.
n ‹stikrar politikalar›n›n maliyeti çok yüksek oldu. Bunda önlemlerin geciktirilmesi-
nin de büyük rolü vard›. Öte yandan IMF, krizden kurtulmak için kendisinden borç ta-
lebinde bulunan ülkeden ekonomik alandaki devlet müdahalesini azaltmas›n› istiyor-
du. Bunun nedeni, IMF’nin ülkenin karß›laßt›¤› krizi popülizm*le aç›klamas›yd›. Dolay›-
s›yla, verdi¤i borcun etkin kullan›m›n› ekonominin serbestleßmesine ba¤l›yordu (bu,
devletin ekonomik alana müdahalesinin kendi baß›na zararl› birßey oldu¤u anlam›na
gelmez). Ancak devalüasyon ithalatta beklenen düßüßü, ihracatta ise art›ß› sa¤layama-
m›ßt›r. Ulusal üretimin ithalata ba¤l›l›¤› artm›ßt›r. ‹hracat ise tar›ma dayal› oldu¤undan,
tar›msal ürünlere d›ß talebin azalmas› ve/veya bu ürünlerin sanayi ürünlerine göre fi-
yatlar›n›n düßük olmas› itibariyle ithalattaki art›ß› karß›layamam›ßt›r.
n Genel olarak de¤erlendirildi¤inde, DP’nin iktisat politikalar›, tar›msal ürünlere
ilißkin fiyat müdahaleleriyle, en az›ndan 1957’ye kadar k›rsal alan›n kazançl› ç›kma-
s›na, buna karß›l›k özellikle dönem sonunda kentlilerin maaß ve ücretlerinin göreli
olarak azalmas›na neden oldu. Bu yüzden memurlar›n, özellikle de savunma alan›nda
çal›ßanlar›n gelirlerinin azalmas›, 1960 askeri darbesinin nedenlerinden biri olarak gö-
rülebilir.

346
milyon dolar 2 "Borç yiyen".
600 120
100 Baßbakan "keßke bulsak da, biraz daha borç para alsak" diyor.
500
80 Borç yiyen, kesesinden yer diye bir atasözümüz var ya, onu ha-
400 60
t›rlat›yor. Baßbakana göre borçtan korkmamal›. Havaya atm›-
40
300 yoruz ya! Al›nan paralarla memleketin ihtiyac› olan tesisleri ku-
20
ruyoruz. Bunlar rand›man verme¤e baßlayacak, biz de hem
200 0
-20 borç ödeyece¤iz hem de gül gibi geçinip gidece¤iz! Baßbakan
100 bankadan yüzde 7 faizle kredi al›p, yüzde 100 kazanan bir be-
-40
0 -60 cerikli ißadam›n›n mant›¤› ile karß›m›za ç›k›yor. Böyle bir vazi-
1950 1951 1952 1953 1954 1955 1956 1957 1958 1959 1960
yette borçtan korkulur mu? Sanki daha fazla borç verirlerse
Ihracat Ithalat Ödemeler dengesi daha fazla kazanacakm›ß›z gibi bir itimat vermek istiyor baßba-
Kaynak: D‹E. kan! ‹çimizdeki korku ile alay ediyor. Ne demek borçlar›n alt›n-
da ezilmek, ne demek faizleri bile ödeyememek?
1 ‹thalat, ihracat ve ödemeler dengesi. Baßbakan borçtan korkmaz görünsün ama, taksitlerin öden-
meye baßlayaca¤› 1961 y›l› geliyor. Bir taraftan anl›yanlar,
endeks 1987=100 oran 1960 bütçesinin denk olmad›¤›n› ve ›ßt›ra gücü bak›m›ndan
0.40 1950 seviyesinin pek üstünde bulunmad›¤›n› söylüyorlar. Öbür
8.0
0.35 yandan masraflar bir y›l evveline nazaran beßte bir nispetinde
7.0
artt›r›l›yor. Sorulan sual, bu masraflar›n hangi gelirle karß›lana-
0.30 ca¤›d›r? Peki ama, bizim bir de gelir fazlal›¤› temin edip borç-
6.0
0.25 lar›m›z› ödemek meselemiz var. Þu yaßad›¤›m›z iktisadî buhran
5.0
içinde, devlet gelir ve giderleri aras›nda acaba nas›l bir sihirli
0.20
4.0 muvazene yarat›lacakt›r ki, borç ödemek, baßbakan›n umursa-
0.15 mad›¤› gibi bize de v›z gelsin?
3.0
0.10 ...
2.0
Tarih, iyi kullan›lmam›ß f›rsatlar›n, geniß hayallere yol açan
0.05
1.0 borçlar›n neticede milletleri nas›l bir müßkülâtla karß› karß›ya
0.0
0.00 b›rakt›¤› misalleriyle doludur. "Keßke bulsak da biraz daha
1950 1951 1952 1953 1954 1955 1956 1957 1958 1959 1960 borç alsak" demek, yaßayan ve do¤mam›ß nesillerin ›st›rab› ile
D›ß borç / gsmh Deflatör (1987=100) ilgilenmemek mânâs›na geliyorsa, ac›d›r. ‹nsan borcu, kendi
Kaynak: D‹E. helâl paras›ndan daha temkinli, daha k›skanç kullanmal›d›r.
Sadun Tanju, "Borç yiyen", Kim, say› 829, Aral›k 1959.
3 D›ß borç oran› ve enflasyon.

5 Türkiye’de toprak da¤›l›m›.

1952 1963
‹ßletme
hane alan hane alan
büyüklü¤ü
% % % %
(hektar)
0-2 30,6 4,3 40,9 7
2,1-5 31,5 14,3 27,8 17,3
5,1-10 21,9 20,7 18 23,9
10,1-20 10,3 19,3 9,4 23,7
20,1-50 4,2 16,6 3,2 17
50’den çok 1,5 24,8 0,6 11,1
Kaynak: A. Halis Akder ve Haluk Kasnako¤lu, “Tar›m”,
Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, cilt XV (‹stanbul 1996).

En büyük ißletmelerin alan oran›ndaki düßüßü nas›l


aç›klayabiliriz? s. 345’deki 4 numaral› belgeyi gözden geçirmeyi
unutmay›n.

Ankara’da süt kuyru¤u,


4
kas›m 1957.

347
II. ‹thal ikameci büyüme, 1962-1979
A. ‹thal ikamecilik Belge 1
S Ö Z L Ü K
n DP’ye yöneltilen en önemli eleßtirilerden biri, ülke ekonomisi konusunda uzun dö-
* ‹thal ikamecilik nemli bir yaklaß›mdan yoksun olmas›yd›. Gerçekten de DP, baßlang›çta toplumun tale-
* Fiyat destekleme politikalar› bine karß›l›k liberal ekonomiyi savunan bir söylemle iktidara geldikten sonra, ekonomi-
nin krize girmesi üzerine müdahaleci politikalara dönmüßtü. ‹ç ve d›ß nedenlerden ötü-
rü ekonomik ßartlar›n zora girmesi ve hükümette kalma kayg›s›yla popülist politikalara
baßvurmußtu. 1960’da, askeri rejimin ilk yeniliklerinden biri DPT’yi (Devlet Planla-
ma Teßkilat›) kurmak oldu. DPT’nin amac›, ekonomiyi uzun dönemli olarak yönlendi-
recek beß y›ll›k kalk›nma planlar› tasarlamakt›. Birinci Beß Y›ll›k Kalk›nma Plan› (1963-
1968), e¤itim, sa¤l›k, bölgesel dengesizliklerin düzeltilmesi gibi hedefler de içeriyordu.
n 1960’l› ve 70’li y›llarda yürütülen iktisat politikalar›n›n, devlet müdahalesi a¤›rl›kl›
ve birbirini tamamlayan baßl›ca iki özelli¤i vard›. Bunlardan birincisi, sanayileßmeyi
amaçlayan ithal ikamecilik*, ikincisi ise amac› iç piyasay› korumak olan d›ß ticaret k›s›t-
lamalar›yd›. Baz› mallar›n ithali k›s›tlanacak ve bu yolla o mallar›n içeride üretimi teß-
vik edilecekti, baßka bir deyißle ithalat yerli üretimle ikame edilecekti. Beß y›ll›k kalk›n-
ma planlar›, bu çerçevede yat›r›m kararlar›n›n eßgüdümlü gerçekleßebilmesi amac›y-
la tasarlanm›ßt›. Planlar kamu sektörü için ba¤lay›c›, özel sektör için ise yönlendirici ni-
telikteydi. Öte yandan devlet, özel sektörü desteklemek amac›yla düßük faizli kredi,
vergi muafiyeti, ithalat imtiyazlar›, vb. politikalar uyguluyordu. Böylece kamu sektörü,
özel sektörü tamamlay›c› bir nitelik kazan›yordu: K‹T’ler daha büyük kapsaml› yat›r›m
gerektiren ara mallar› üretip görece ucuz fiyata özel sektöre sat›yor, özel sektör ise tüke-
tim mallar›n› üretiyordu. Ayr›ca Güneydo¤u’yu kalk›nd›rmak ve enerji darbo¤az›na çö-
züm bulmak için Güneydo¤u Anadolu Projesi (GAP) haz›rland›.

1 Planlar ve büyüme oranlar›. B. Yirmi y›ll›k ekonomik büyüme Belge 2, 3, 4 ve 5

n 1963-1977 y›llar› aras›nda GSMH istikrarl› olarak genißledi. Ortalama büyüme ora-
I. Plan (1963-1967) n› % 6,8, imalat üretiminin ortalama büyüme oran› ise % 10 olarak gerçekleßti. Örne¤in
HEDEF GERÇEKLEÞME otomotiv sanayii ithal ikameci politikalar sayesinde kurulup gelißtirildi. 1961 Anayasas›
Tar›m 4,2 3,9
Türkiye’de ilk kez "sosyal devlet" ilkesini kabul ediyordu. Buna ba¤l› olarak, sendikalaß-
Sanayi 12,3 10,9 ma haklar›n›n yan›nda toplu pazarl›k ve grev haklar›n› da aç›kça öngörüyordu. 1963’de
Hizmetler 6,8 7,2 kabul edilen Sendikalar Yasas› ve Toplu ‹ß Sözleßmesi, Grev ve Lokavt yasas› ile, Türki-
GSMH 7,0 6,6 ye’de çal›ßma ilißkilerinde yeni bir dönem baßlad›. Anayasa tüm çal›ßanlara, dolay›s›yla
memurlara da sendikalaßma hakk› tan›yordu. Bu gelißmeler ücretlerin artmas›n› sa¤lad›.
Ayr›ca üretim a¤›rl›kl› olarak iç tüketime dönük oldu¤undan, ücretlerin belirli ölçüde art-
II. Plan (1968-1972)
mas›, çal›ßanlar›n al›m gücünü, dolay›s›yla ulusal üretime olan talebi artt›rd›¤›ndan, ißve-
HEDEF GERÇEKLEÞME renler de gelirlerini ücretli kesimle paylaßmay› bu süre içerisinde olumlu karß›lad›lar.
Tar›m 4,1 1,8
n K›rsal kesim de bir yandan devletin fiyat destekleme politikalar›*, di¤er yandan artan ta-
Sanayi 12,0 9,1
Hizmetler 6,3 6,6
lebin kendisine de yans›mas› sayesinde, bu dönemde gelir art›ß›ndan faydaland›. Ayr›-
GSMH 7,0 6,3 ca, 1960’lar ve 70’lere gelindi¤inde ekilebilir alanlar›n s›n›rlar›na ulaß›lmas›yla, ta-
r›msal üretimde yayg›n bir yap›dan daha yo¤unlaßm›ß bir yap›ya geçildi: Ekilen ürün
çeßidi, kimyasal gübre kullan›m›, makinalaßma oran› (traktör say›s› 1960’da 42.000’den
III. Plan (1973-1977) 1980’de 430.000’e ulaßm›ßt›r) ve sulanan alanlar artt›. Bu gelißmeler sonucunda tah›l üre-
HEDEF GERÇEKLEÞME timinde verimlilik % 70 artt›. Genel olarak 1960-1978 y›llar› aras›ndaki tar›msal verimli-
Tar›m 3,7 1,2 lik art›ß› ise % 65 oran›nda gerçekleßti. Bu art›ßlar›n iki nedeni vard›. Bunlardan birinci-
Sanayi 11,2 8,8 si, talep art›ß›yd› (dönemine göre iç ve/veya d›ß talep). ‹kincisi ise, ucuz döviz ve düßük
Hizmetler 7,7 7,3 faiz politikalar›yla devletin, kentsel alanda da yapt›¤› gibi, üretimde kullan›lan ürünle-
GSMH 7,9 5,2 rin ucuza gelmesini sa¤lamas›yd›. Devletin k›rsal kesime dolayl› olarak yard›m etmiß
olmas›, Türkiye’de tar›msal yap›n›n oy potansiyeli olan küçük köylü ißletmelerinden
Kaynak: DPT.
olußmas›yla da aç›klanabilir. Dönemin sonunda hâlâ nüfusun % 50’sini olußturan bu
kesim, iç talepte çok önemli bir yer tutuyordu.

348
Saraçhanebaß› mitingi, 31 Aral›k 1961.
2
1962 y›l› için öngörülen zamlar›n›n 1963’e b›rak›lmas›
üzerine 31 Aral›k 1961 günü Saraçhanebaß›’ndaki mitinge
100.000 ißçi kat›ld›.

3 Destekleme al›mlar› için ödenen


fonlar›n tar›m gelirlerine oran›.
Cari fiyatlarla %

YIL ORAN

1970 - 1974 11.5

1975 - 1977 21.8

1978 - 1980 17.2

1981 - 1982 14,6

Kaynak: Gülten Kazgan, "Tar›m",


Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi,
cilt IX (‹stanbul, 1983).

(%)
20.0

15.0

10.0

5.0

0.0

-5.0

-10.0
60 961 962 963 964 965 966 967 968 969 970 971 972 973 974 975 976 977 978 979
19 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1

Tar›m Sanayi Hizmetler GSMH

Kaynak: D‹E.

4 Sektörel büyüme oranlar›.

5 15-16 Haziran 1970 olaylar›.


Sendikalar Kanunu’nda 11 Haziran’da yap›lan de¤i-
ßiklik üzerine 15-16 Haziran tarihlerinde ißçi yürü-
5 yüßlerine polis ve asker müdahale etmek zorunda
kald›.

349
C. 1970 krizi Belge 3
S Ö Z L Ü K
n Bu büyüme modeli, üretim sürecinde ihtiyaç duyulan ürünlerin ithal edilmesi bak›-
* Ara mal› m›ndan büyük miktarda döviz gerektiriyordu. Bu döviz gereksiniminin bir k›sm› tar›m-
* Yat›r›m mal› sal ürünlerin ihrac›ndan, di¤eri ise yurt d›ß›ndaki Türk ißçilerinin yurda yollad›klar› dö-
* Döviz darbo¤az›
vizlerden sa¤lanm›ßt›. Ancak iç talebin ve ithalat›n h›zla artmas›, buna karß›l›k ihracat
* Resesyon
* Modern sektör art›ß›n›n yetersiz kalmas› ve döviz girißleriyle Türk liras› aß›r› de¤er kazand›. Bunun so-
nucunda 10 A¤ustos 1970’de devalüasyona gidildi, 17 A¤ustos’ta ise IMF ile stand-by an-
laßmas› yap›ld›.
n Desteklenen imalat üretiminin büyük ölçüde iç piyasaya dönük olmas›, Türki-
ye’de uygulanan ithal ikameci kalk›nma modelinin en zay›f yan› oldu. Güneydo¤u
Asya ülkelerinde oldu¤u gibi bu üretimin ihracat›na önem verilerek, tar›m ürünlerine
oranla ekonomideki pay›n› büyütme ve böylece ülkenin uluslararas› alanda rekabet gü-
cünü artt›rma, ayr›ca imalat sanayii teknolojisini gelißtirme yollar›na gidilmedi. 1970
devalüasyonu sonras›nda, Türk ihraç mallar›n›n fiyat›n›n düßmesiyle bu mümkün ola-
bilirdi, ancak gerek ißverenlerin gerekse ißçilerin ç›karlar› yönünden bu çözüm tercih
edilmedi. Böyle bir de¤ißimin ißveren aç›s›ndan sat›ß fiyatlar›n›, ißçi aç›s›ndan ise ücret-
leri düßürmesinden endiße duyuldu.

D. ‹thal ikamecili¤in iflas› Belge 1, 2, 4 ve 5

n ‹thalat›n büyük bölümü yerli üretime girdi olarak kullan›lan ara mal›* ve yat›r›m mal-
lar›*ndan olußuyordu. Dolay›s›yla üretim artt›kça ithalat da art›yordu. Ne var ki ihracat,
d›ß talebi fazla artmayan, tar›m a¤›rl›kl› geleneksel kalemlerle s›n›rl›yd›. Bu durum, cid-
di bir döviz darbo¤az›* yaratt›. Buna bir de 1973 y›l›nda petrol krizinin patlak verme-
siyle olumsuzlaßan dünya konjonktürü eklendi. Petrol al›mlar› görece az miktarda ol-
du¤u için, gelißmiß ülkelerin aksine, Türkiye’de hükümet s›k› para politikalar›na yönel-
mek yerine genißleyici para ve yat›r›m politikalar›n› tercih etti ve bu sayede büyüme
oranlar›nda düßme görülmedi. Ancak, bu politikalar›n finansman› yüklü miktarlarda
d›ß borç al›narak yürütüldü¤ünden, Türk liras› da de¤er kazanmaya devam etti. Fakat
dünya piyasa koßullar›n›n daha da kötüleßmesiyle, 1978 ve 1979 y›llar›nda ödemeler
milyon
dengesi krize girdi, büyüme h›z› yavaßlad›, ard›ndan ekonomi resesyon*a girdi. Bunun
dolar endeks üzerine IMF, borçlar›n ertelenmesi ve yeni kredilerin verilmesi için kapsaml› bir istikrar
1,000 6,00 program›n›n uygulaya konmas›n› istedi ve üç temel koßul dayatt›: Devalüasyon, devlet
800 teßviklerinin büyük miktarda azalt›lmas›, ithalat ve ihracat üzerindeki miktar k›s›tlama-
5,00
600 lar›n›n kald›r›lmas›.
n Ancak, araya seçimler, az›nl›k hükümetleri, siyasi hoßnutsuzluk ve karmaßan›n gir-
Ödemeler dengesi

400 4,00

200 mesiyle, hükümetler böylesine köklü bir de¤ißimi gerçekleßtiremeyince, devlet harca-
3,00 malar› büyük oranda artt›r›ld›. Kaynak eksikli¤i nedeniyle petrol ve birçok tüketim mal-
0
lar›n›n ithalat›n›n k›s›lmas› ve ülkedeki üretimin de azalmas›yla, halk birçok temel tü-
-200 2,00
ketim mallar›ndan yoksun kald›, ekonomi genelinde büyük boyutlu bir krize girildi.
-400
1,00 n Türkiye için ithal ikamecilik tecrübesinin temel olarak olumsuz yönü, korumac›-
-600
l›¤›n toplumun baz› kesimlerine ç›kar sa¤lamas›, bunun ise sürdürülebilir büyüme-
-800 0,00 nin önkoßulu olan ihracata aç›lmaya engel olmas›d›r. Gerçekten de, ithal ikamecilik
1960

1965

1970

1975

1980

üretim için gerekli birçok ürünün ithalat›n› gerektirdi¤inden ve bunlar›n ödemesi dö-
vizle yap›ld›¤›ndan, döviz gelirlerinin ço¤unlu¤unu olußturacak ihracat›n da ivme ka-
Ödemeler dengesi zanmas›, ayr›ca ihraç mallar›n›n da tar›m sektöründen modern sektör*e kaymas› beklenir.
Deflatör (1987=100) Üstelik ithal ikamecilik geçici bir süreç olarak görülür, yani bir ülkenin üretim yap›s›n›n
Kaynak: D‹E. dönüßmesi, modern sektörün gelißmesi için uygulanan bir politikad›r. Uzun dönemde
ekonominin yap›s›n›n de¤ißmesi, buna karß›l›k korumac›l›¤›n yerini zamanla serbest ti-
1
Ödemeler dengesi ve enflas- carete b›rakmas› gerekir. Oysa Türkiye’deki uygulamalar›n sonucunda bunlar›n hiçbiri
yon oranlar›. gerçekleßmemißtir.

350
2 Özal’a göre ödemeler dengesinin önemi. milyon
dolar
Ödemeler dengesi bir ülkenin döviz durumunu gösterir. E¤er ülkenin kasalar›nda
16.000
döviz yoksa, bir döviz ihtiyac›n› tamamen borçlarla karß›l›yorsa, o ülkenin ödeme-
ler dengesi bozuk demektir. Bir ülke döviz ihtiyac›n› kendi kazanc›yla karß›lamal›-
d›r. Bu kazanç: ‹hracattan, turizmden, navlun dedi¤imiz taß›mac›l›ktan ve yurt d›- 14.000
ß›ndaki müteahhitlerimizin kârlar›ndan olußur. E¤er bu döviz gelirlerinizi art›rabi-
lirseniz, kurmak istedi¤iniz fabrikalara, barajlara, köprülere gerekli malzemeyi d›-
12.000
ßardan sat›n alabilirsiniz. Döviziniz yoksa yat›r›m da yapamazs›n›z. Bu bak›mdan
ödemeler dengesi çok ama çok önemlidir.
Türkiye’de ödemeler dengesi bütün siyasi krizlerin temelini olußturmußtur. Os- 10.000

manl› ‹mparatorlu¤u’nun çöküßüne sebep olan neden de ödemeler dengesidir.


Dövizi olmad›¤› için Avrupa’da borçlanm›ß, fakat bu borcunu ödeyemedi¤inden 8.000
s›k›nt›ya düßmüß, kapitülasyonlar› tan›mak zorunda kalm›ßt›r.
Ayn› s›k›nt›lar Cumhuriyet döneminde de devam etmißtir. 1950’deki iktidar de¤i-
6.000
ßikli¤inin bir sebebi de ödemeler dengesidir. 1948’lerde baßlayan döviz s›k›nt›s›
1950’lere kadar yüksek enflasyonla kendini göstermiß. ‹ktidar de¤ißikli¤ine sebep
olmußtur. Yine ayn› ßekilde 1958’in döviz krizi 1960’daki ihtilali getirmißtir. 4.000
1970’deki ödemeler dengesi s›k›nt›s›, 1971’in 12 Mart olay›n› yaratm›ßt›r. 1979
ve 80’deki ödemeler dengesinin sebep oldu¤u bunal›m, 12 Eylül harekat›n› zo-
2.000
runlu k›lm›ßt›r. Türkiye’nin k›sa ancak bilinçli, ak›ll› çal›ßan idareciler sayesinde
gerçekleßebilir. E¤er s›rf politik hesaplarla memleket idare edilmeye çal›ß›l›rsa,
Türkiye’nin k›sa zamanda ödemeler dengesi tekrar bunal›ma düßer, tekrar yeni si- 0

1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
yasi krizler olabilir. Ödemeler dengesi sadece Türkiye için bir sorun de¤ildir. Dün-
yada ödemeler dengesi bunal›m›na düßmüß tüm ülkelerde, siyasi krizler görül-
mektedir. ‹hracat ‹thalat D›ß borç
Ödemeler dengesi bir evin bütçesine benzer. E¤er bir evde aile reisinin borcu çok Kaynak: D‹E.
artm›ß ise, o evde huzur, düzen kalmaz. Evde huzur olmas› için eve taze para gir-
mesi laz›md›r. Bu paran›n borç de¤il de, aile reisinin al›n teriyle kazanaca¤› maaß›
3 D›ß ticaret ve d›ß borç.
olmas› gerekir. Nas›l bir aile borçla uzun süre ayakta kalamazsa bir devlet de
borçla ayakta kalamaz. Onun için kendi dövizini kendi kazanmas› ßartt›r.
“Turgut Özal’›n Görüßleri, 1983”, www.anap.org.tr

1970’lerin sonlar›nda
4
tüpgaz kuyru¤u.

5 ‹lk 1 May›s yürüyüßü, 1 May›s 1976.

351
III. D›ßa aç›l›m ve istikrars›zl›k, 1980-2002
A. Serbest ticaret ve ihracata yönelik büyüme Belge 1, 2, 3 ve 4
S Ö Z L Ü K
n 1970’ler sonunda yaßanan kriz Türkiye’ye özgü de¤ildi. ‹thal ikamecili¤i benimseyen
* Piyasa ekonomisi di¤er gelißmekte olan ülkeler de benzer bir kriz içine girmißlerdi. Buna borç veren ülke-
* Fiyat kontrolleri lerin iki petrol krizi sonras› s›k›nt›ya düßmeleri de eklenince, borç veren uluslararas› ku-
* Devlet teßvikleri rumlar Türkiye de dahil önemli bir borç krizine giren tüm ülkelere borçlar›n›n ertelene-
* Makroekonomik
bilmesi ve yenilenebilmesi için kapsaml› de¤ißiklikler içeren a¤›r koßullar dayatt›lar.
dengesizlikler
* Reel ekonomi n 24 Ocak 1980’de al›nan kararlar ve tedrici yap›sal uyum politikalar›yla, önce iç tale-
* Konvertibilite bin k›s›lmas› amaçlan›yordu. 1980 öncesi hükümetin topluma ra¤men yerine getireme-
di¤i bu koßullar›, askeri yönetimin gelmesiyle yeni hükümet uygulamaya koydu. Bu ye-
ni politikalar›n amac› k›sa dönemde ödemeler dengesini düzeltmek ve enflasyonu
düßürmek, uzun dönemde ise piyasa ekonomisi* ve ihracata yönelik bir üretim biçimi-
ne geçmekti. Bu paketin gerçekleßtirilebilmesi için al›nan en acil önlemler aras›nda de-
valüasyon (ABD dolar› 47 liradan 70 liraya ç›kar›ld›) ve ard›ndan enflasyonun düßüßü-
ne paralel olarak Türk liras›n›n de¤er kaybetmeye devam ettirilmesi, ayr›ca d›ß ticaretin
h›zla serbestleßmesi, fiyat kontrolleri*nin kald›r›lmas›, devlet teßvikleri*nin birço¤unun
kald›r›lmas›, faizlerin serbestleßmesi, ihracata teßvik ve yabanc› sermayeyi çekici politi-
kalar say›labilir. Bunun yan›s›ra, yeni anayasa ißgücünün örgütlenmesini yasaklad›,
toplu sözleßme düzenine k›s›tlamalar getirildi. Sonuç olarak, gerek kentsel ücretlerde
(1983 y›l›nda gerçek ücretler, 1977’ye oranla neredeyse yar›ya indi), gerekse tar›msal ke-
simin gelirinde büyük düßüßler oldu. Ama askeri rejim döneminde, üç y›l gibi k›sa bir
sürede ekonomik dengelerdeki bozulma durduruldu.
n ANAP hükümetleri döneminde, özellikle 1980’lerin ilk yar›s›nda, makroekonomik den-
gesizlikler* düzeltildi, ihracat artt›. ‹thal ikameci dönem boyunca gelißtirilen üretim ka-
pasitelerinin ihracata yöneltilmesi bunda büyük rol oynad›. Türk liras›n›n de¤er kaybet-
mesi ve ißgücü maliyetinin azalmas› (ücretlerin düßmesi), ihraç ürünlerinin uluslarara-
s› fiyat›n› düßürdü¤ünden talebi de artt›rd›. Ayr›ca ihracatç›lar, ihracata yönelik kredi-
ler, vergi muafiyeti ve ucuza döviz tedarik programlar›ndan yararland›lar. Ancak ihra-
cat art›ß›n›n bir k›sm› "hayali" idi, yani baz› üreticiler, ihracat yapmad›klar› halde ih-
racat teßviklerden yararlanmak için ka¤›t üzerinde yap›yorlarm›ß gibi gösteriyorlard›.
Ayr›ca, enflasyonun düßmesine ra¤men d›ß borçlar art›yor, özellikle ihracat›n yo¤un ol-
du¤u imalat sanayiinde yat›r›mlar›n üretimdeki pay› azal›yordu. ‹hracata yönelik teß-
vikler ise, devletin harcamalar›n› artt›rmas› nedeniyle 1980’lerin ikinci yar›s›nda azal-
maya baßlad›.

B. Finansal serbestleßme Belge 4

n Yeni politikalar›n reel ekonomi*de, özellikle de yat›r›mlar üzerinde pek etkisi olmad›.
Büyüyen ihracat sektöründe bile yat›r›mlar artmad›. Hatta imalat sanayiinde yat›r›mla-
r›n pay› 1980’de % 32,8’den, 1989’da % 14,6’ya düßtü. Bunun baßl›ca nedenleri, 1980 ön-
cesinde at›l kalan kapasitenin kullan›m›, faizlerin artmas› ve siyasal istikrars›zl›kt›. So-
nuç olarak, 1980’li y›llarda, y›ll›k GSMH büyüme oran› ortalama % 4,6, kißi baß›na ise %
2,3 olarak gerçekleßti. Ayr›ca bu büyüme oran› yüklü miktarda borç al›narak sa¤lanm›ß-
t›: 1980’de 10 milyar dolardan az olan d›ß borç, 1990’da 50 milyar dolara ulaßm›ßt›.
n 1986’ya gelindi¤inde, devletin a盤› artm›ßt›. Siyasal rejimin 1987’de tamamen de-
mokrasiye dönmesiyle, siyasal rekabet de sertleßti. Devlet harcamalar› için ek kaynak
aray›ß› içinde, sermaye hareketleri a¤ustos 1989’da serbest b›rak›ld› ve Türk liras›n›n
konvertibilite*si sa¤lanarak finansal serbestli¤e geçildi. Ancak finansal serbestleßmeyle
bulunan kaynaklar›n 1990’larda istikrarl› bir büyümeye katk›s› olmad›.

352
12 Eylül öncesindeki
1
grevlerden bir görüntü.

2 12 Eylül sonras›nda ilk gösteri.


12 Eylül 1980 darbesinden sonra ilk ißçi mitingi
50.000 ißçinin kat›l›m›yla 22 Þubat 1986’da
Kaynak: D‹E. ‹zmir’de yap›ld›.

3 Ana sektörlere göre


ihracat paylar› ve toplam ihracat. %
60.0

50.0

40.0

30.0

20.0

10.0

0.0
Yat›r›mlar›n 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990
4
GSMH’deki pay›.
Yat›r›m/üretim (imalat sanayi) Yat›r›m/üretim (toplam)

Kaynak: D‹E.

353
C. 1990’lar: Ekonomide istikrars›zl›k Belge 1, 2, 3, 4 ve 5
S Ö Z L Ü K
n Parasal kaynaklar› artt›rmas› ve böylece iç borçlar*a çare olmas› beklenen finansal ser-
* ‹ç borçlar bestleßme, ekonominin krizden kurtulmas›n› sa¤layamad›. 1983’ten bu yana enflasyon
* Kamu a盤› etkin düzeyde düßürülemedi. Enflasyonun baßl›ca nedenini kamu a盤›* olußturuyordu.
* Para arz› Aç›klar› giderecek önlemlerin kendileri de a盤›n büyümesine neden oldu. Bu önlemler
* Aç›k piyasa ißlemleri k›saca dört baßl›k alt›nda s›ralanabilir: Uluslararas› sermaye piyasalar›ndan al›nan borç-
* Reel faizler lar (zaman zaman bu borçlar iç borca dönüßtürüldü), para arz›*n›n artmas› (1994’den
baßlayarak, 2001’de tamamlanan Merkez Bankas›’n›n ba¤›ms›zlaßma süreciyle kamu
aç›klar›n› kapatmak için para arz›n› artt›rmak imkans›z hale getirildi), aç›k piyasa ißlem-
leri* arac›l›¤›yla iç borçlanma, Ziraat Bankas› ve Halk Bankas› arac›l›¤›yla piyasa de¤e-
rinin alt›nda kredi verilmesi.
n 1989’dan itibaren, yabanc› sermaye girißinin artmas› ve Türk liras›n›n de¤erlenme-
si ile birlikte ihracata yönelik büyüme biçiminden, iç talebin, dolay›s›yla ithalat›n
h›zla artmas›yla içe dönük büyüme biçimine geçildi. Kamu a盤› ve enflasyon artt›. Bu-
na karß›l›k faiz oranlar›n›n ve döviz kurlar›n›n bask› alt›nda tutulmas› sonucu Türk lira-
s›ndan kaç›ß ile baßlayan süreç TL’ye yap›lan spekülatif sald›r›yla birlikte krizle sonuç-
land›. Bunun üzerine nisan 1994’de IMF ile istikrar program› düzenlendi ve devalüasyo-
na gidildi.

D. 1994 krizi sonras› Belge 3 ve 4

n 1995 y›l›nda yeni seçimlerle istikrar program› b›rak›ld›, 1995-1999 döneminde


1989-1994 aras› sürdürülen politikalara devam edildi. Ancak bu kez reel faizler* büyük
art›ß gösterdi, bu da borç stokunun yan›s›ra faiz ödemelerinin de artmas›na neden oldu.
Buna ek olarak, ekonomi Asya (1997) ve Rusya (1998) krizlerinden de olumsuz etkilen-
di. 1999’a gelindi¤inde borç miktar› bir hayli artm›ß, aral›k ay›nda yeni bir istikrar
program›na daha imza at›lm›ßt›.
n Programa uyulmas›na ra¤men 2001’de yeni bir kriz yaßand›. Bu tarihe kadar, krizler
istikrar programlar›ndan uzaklaß›ld›¤›, popülist politikalara dönüldü¤ü dönemlerde
yaßand›¤› halde, 2001 krizinin bir istikrar program› yürütülürken gerçekleßmiß olma-
s›, Türkiye’nin ekonomik düzenine karß› büyük bir güvensizli¤in bulunmas›, banka
sisteminin zay›fl›¤›n›n dikkate al›nmamas› ve sermaye hareketlerinin çok k›sa vade-
li olmas›yla aç›kland›.

E. Ekonominin düzenlenmesi Belge 3 ve 4

n 1980 sonras› Türkiye ekonomisinin temel iç borç sorununun kökeninde de, popülist
politikalara ba¤l› olarak finans ve banka sisteminin zay›f düßmesi, dolay›s›yla ekonomi-
ye duyulan güvensizlik ve sermaye hareketlerinin k›sa vadeli olmas› yat›yordu.
n 1980’lerde ithal ikameci, görece korumac› bir büyüme rejiminden d›ßa aç›k büyüme
rejimine geçen birçok ülkede de Türkiye’de oldu¤u gibi, ekonomik istikrars›zl›k ve kriz-
ler yaßanm›ßt›. Buna karß›l›k, borç veren uluslararas› kurumlar, bu s›k›nt›lar›n nedenini
piyasa ekonomisine geçißte yaßanan zorluklar olarak yorumlam›ß, bunlar›n baß›nda ise
popülizmi ve iç borçlar› tespit etmißti. Piyasa ekonomisi kendi halinde etkin ißlemedi¤i,
devlet müdahalesinin ise bu durumu düzeltmedi¤i saptamas› üzerine, ekonominin ge-
nel anlamda etkinleßmesinde piyasa ve devlet d›ß› kurumlar›n önemi üzerinde du-
ruldu. Bu ba¤lamda ekonominin "düzenlenmesi" ya da "regülasyonu" çerçevesinde,
Özelleßtirme Yüksek Kurulu (devletin üretimdeki rolünün azalt›lmas›), Bankac›l›k Dü-
zenleme ve Denetleme Kurumu (bankac›l›k sisteminin denetlenmesi), Sermaye Piya-
sas› Kurulu (sermaye piyasalar›n›n denetlenmesi), Rekabet Kurumu (rekabet kuralla-
r›n›n uygulat›lmas›) gibi kurumlar›n gereklili¤i gündeme geldi.

354
Toplam d›ß borç ve d›ß ticaret a盤›n›n
1
GSMH’ya oranlar›.

endeks
(%) 1994=100

GSMH büyüme oran›

1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
Kaynak: D‹E. Kaynak: D‹E.

2 Enflasyon de¤ißme ve büyüme oranlar›.


GSMYH oran›
(%)
80

60 5 Turgut Özal, kalk›nma için gerekli kaynaklar›


nereden bulmay› planl›yordu?
40
Kalk›nma için gerekli unsurlar›n baß›nda ihracat ve görünmeyen
kalem gelirleri gelir. Bu, ödemeler dengesinin sa¤lam olmas›n›
20 sa¤lar. ‹stikrarl› kalk›nman›n en önemli ßart› budur.
Kaynaklar›n en önemlisi vatandaß›n tasarruflar›d›r. Bunu da ser-
0 best veya gerçekçi faiz politikas› bir ölçüde sa¤lamaktad›r. Tasar-
2000
1995
1996
1997
1998
1999
1990
1991

1993
1994
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989

1992
1980
1981
1982

ruflar›n di¤er bir bölümü de, sermaye piyasas› dedi¤imiz hisse se-
nedi ve tahvil piyasas› çekecek ve bu da yat›r›mlar› art›racakt›r.
Bundan baßka, iyi kullan›ld›¤› takdirde d›ß borçlanma ve d›ß ser-
Kaynak: D‹E. maye kaynak olabilir. D›ß borçlanma ak›ll›ca yap›l›rsa, döviz üre-
tebilecek projelerde kullan›l›rsa, Türkiye tekrar s›k›nt›ya düßme-
3 ‹ç borç stokunun, anapara ve faiz ödemeleri. den bu kaynaklar› da büyük ölçüde kullanabilir. Örne¤in 1 milyar
dolar borçla yapt›¤›n›z yat›r›m, iki-üç y›l içinde yine 1 milyar do-
larl›k ihracat› gerçekleßtirirse, bu ak›ll› bir borçlanmad›r. Bu ßekil-
de hem borçlar rahatça ödenir, hem de baßkas›n›n paras› kullan›-
larak daha h›zl› kalk›n›l›r.
Geçmißte borçlan›rken yap›lan hata ßuydu; al›nan borçlar döviz
üretmeyen yat›r›mlara verildi. Bunun sonucu olarak da Türkiye s›-
k›nt›ya düßtü.
Ayn› ßekilde, d›ß yat›r›mc› ak›ll› bir politikayla Türkiye’ye getirilebi-
lirse, hem teknolojik ilerleme h›z›n› art›rabilir, hem de ißsizli¤i da-
ha k›sa sürede çözebiliriz.
“Turgut Özal’›n Görüßleri, 1983”, www.anap.org.tr

Kaynak: D‹E.

4 ‹ç borçlanmada ortalama bileßik faiz ve kriz tepe noktalar›.


Aral›k 1999 ve aral›k 2000 tarihlerinde iç borçlanma olmam›ßt›r.

355
F. Gelir da¤›l›m› Belge 1 ve 2
S Ö Z L Ü K
n Her ne kadar ‹kinci Dünya Savaß›’ndan bu yana k›rsal alanda makineleßme, gübre
* Yolsuzluk kullan›m›, vs. yayg›nlaßm›ß, kentlere göç artm›ßsa da, tar›m sektörü kentsel üretimdeki
verimlilik art›ßlar›n› yakalayamad›. Dolay›s›yla k›rsal ve kentsel alan aras›ndaki gelir
fark› yeterince kapanmad›. Kentlerdeki özel sektör üretimi, ülkenin bat›da kalan üçte
birlik kesiminde yo¤unlaßt›. Ticarîleßen tar›m ise, bat› ve k›y› bölgelerine do¤ru kay-
d›. Ayr›ca turizmin bat›da gelißmesi, ticaret hadlerinin tar›m aleyhine artmas› ve 1980
sonras› Güneydo¤u bölgesinde yaßanan terör sorunu, eskiden beri varolan bölgesel
farkl›laßmay› vurgularken, bat›ya ve kentsel bölgelere göç hareketlerinin de yo¤unlaß-
mas›na neden oldu. Günümüzde, Güneydo¤u’da yeniden bar›ß ortam›n›n sa¤lanmas›
ve bölgede baßlat›lan geniß çapl› sulama projelerinin tamamlanmas›n›n, uzun vadede bu
bölge ile ülkenin bat›s› aras›ndaki fark›n kapanmas›na yard›mc› olaca¤› umuluyor.
n Bölgeler aras›nda da bir eßitsizlik mevcuttur. Kentleßme oran› Marmara ve Ege böl-
gelerinde di¤er bölgelere oranla daha fazla oldu¤una göre, gelirin büyük bir bölümü-
nün bu bölgelerde üretildi¤i ve tüketildi¤i söylenebilir. Ayr›ca kißi baß›na gelir yaln›zca
bu iki bölgede Türkiye ortalamas›n›n üzerindedir.
n Türkiye için hesaplanm›ß olan % 20’lik hanehalk› dilimleri itibariyle gelir da¤›l›m›na
bak›ld›¤›nda, 1994 y›l›nda en yüksek % 20 dilimine giren hanelerin milli gelirin %
54,9’unu ald›¤› görülür. Bölgeler itibariyle en üst % 20’lik kesimin gelirinin en alt %
20’lik kesimin gelirine oran›, Güneydo¤u Anadolu’da % 6,2 ile en düßük, Marmara böl-
gesinde ise % 14,2 ile en yüksek orand›r ve Türkiye ortalamas› olan % 11,2’yi aßan tek
bölge bu sonuncusudur. Kißisel gelir eßitsizli¤inin en yüksek oldu¤u bölge ise, ayn› za-
manda en zengin olan Marmara bölgesidir.
n Tarihsel gelißmeye bak›ld›¤›nda, gelir da¤›l›m›ndaki eßitsizli¤in 1963 ile 1970 aras›
yüksek büyüme h›z›na ra¤men artt›¤› görülür. 1974-1977 döneminde gelir da¤›l›m›nda
gözlenen göreli düzelme, iç piyasay› d›ß rekabete kapatan ithal ikameci stratejinin yo-
¤unlaßmas› ve buna ba¤l› olarak ücretlerin ulusal gelirden ald›¤› pay›n artmas›n›n so-
nucuydu. 1970’lerin sonunda ekonominin içine düßtü¤ü ödemeler dengesi bunal›m› ve
artan enflasyon, gelir da¤›l›m›nda gözlenen göreli düzelmeyi bozdu. 1980 sonras›nda
baßlayan yeni düzenleme reel ücretlerin düßürülmesine, faizlerin enflasyonun üstüne
ç›kmas›na (pozitif reel faiz), iç tüketimin ve yat›r›mlar›n k›s›lmas›na dayand›¤› için, ge-
lir da¤›l›m›n› ücretliler aleyhine bozmas› kaç›n›lmazd›. Gelir da¤›l›m›n›n bozulmas›nda
ikinci önemli etmen, bölgeler aras›ndaki kalk›nma farklar›d›r. Gelir da¤›l›m›n› bozan
üçüncü bir etmen de, 1970 baßlar›ndan itibaren artan enflasyondur.

G. ‹nsani gelißme ve yolsuzluk Belge 3 ve 4

n Birleßmiß Milletler Gelißme Program›’n›n (United Nations Development Programme) ha-


z›rlad›¤› 2002 ‹nsani Gelißme Raporu’na (Human Development Report) göre, Türkiye 2000
y›l›nda 173 ülke aras›nda 85. s›rayla orta derecede gelißmiß ülkeler grubunda yer al›-
yordu. Bu s›ralama, ortalama yaßam süresi, okur-yazarl›k, e¤itim ve gelir düzeyleri gö-
zönünde bulundurularak hesaplanan ‹nsani Gelißme Endeksi’ne (Human Development
Index) göre gerçekleßtirilmißti. Yine ayn› endeksin tarihsel gelißimine bak›ld›¤›nda, Tür-
GSY‹H
kiye’nin 1975’ten (100 ülke) 2000’e 6 s›ra ilerledi¤i gözlemlenmektedir. Ancak bu ilerle-
1996
me, Türkiye’nin 173 ülkeden ilk 53’ünün bulundu¤u yüksek insani gelißme düzeyine
Güneydo¤u Do¤u
sahip gruba yak›nlaßmas›n› sa¤layacak boyutta olmam›ßt›r. Ayr›ca ayn› kurumun he-
Anadolu Anadolu
Karadeniz saplar›na göre, 1999 y›l› için Türkiye’nin HDI’deki yeri kißi baß›na gelir s›ralamas›ndaki
5 4
9 yerinden 18 s›ra geridedir; yani dünya ülkeleri s›ralamas›nda Türkiye’nin insani geliß-
Akdeniz me düzeyi, kißi baß›na gelir düzeyi s›ralamas›n›n alt›nda kalm›ßt›r.
12 Marmara
38 n Bunlara ek olarak, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakf›’n›n yapm›ß oldu¤u
Ege
kapsaml› bir araßt›rma, Türkiye’de yolsuzlu¤un son y›llarda artt›¤›n› göstermektedir.
16
‹ç Anadolu Araßt›rmada yolsuzluk* sorunu, hanehalk› nezdinde araßt›r›lm›ßt›r. Di¤er ülkelerle k›-
16 yasland›¤›nda, Türkiye’de yolsuzlu¤un ortalaman›n üstünde bir oranda alg›land›¤› or-
taya ç›kmaktad›r. Ekonominin istikrara ve etkinli¤e kavußmas› için gerekli hukuki ve
ekonomik düzenlemeyi yapacak olan devlet ayg›tlar›n›n zay›flamas› da aß›lmas› gere-
1 Bölgeler itibariyle GSY‹H. ken bir engeldir.

356
2 Kißisel gelir da¤›l›m›n›n gelißimi.

Hanehalk› 1963 1968 1973 1978 1983 1986 1987 1994


yüzdeleri (a) (b) (c) (d) (e) (f) (g) (h)

En düßük % 20 4,5 3 3,5 2,9 2,7 3,9 5,2 4,9


‹kinci % 20 8,5 7 8 7,4 7 8,4 9,6 8,6
Üçüncü % 20 11,5 10 12,5 13 12,6 12,6 14,1 12,6
Dördüncü % 20 18,5 20 19,5 22,1 21,9 19,2 21,2 19
En yüksek % 20 57 60 56,5 54,7 55,8 55,9 49,9 54,9

Kaynak: S. Gürsel, H. Levent, R. Selim ve Ö. Sar›ca, Türkiye'de Bireysel Gelir Da¤›l›m› ve Yoksulluk - Avrupa Birli¤i ‹le Karß›laßt›rma
(‹stanbul, 2000) çizelge 2.1’den:
(a) T. Çavußo¤lu ve Y. Hamurdan, Gelir Da¤›l›m› Araßt›rmas› (Ankara, 1966).
(b) T. Bulutay, S. Timur ve H. Ersel, Türkiye’de Gelir Da¤›l›m›, 1968 (Ankara, 1997).
(c) DPT, Gelir Da¤›l›m› Araßt›rmas›, 1973 (Ankara, 1976).
(d) ve (e) M. Celasun, "Income Distribution and Domestic Terms of Trade in Turkey", ODTÜ Gelißme Dergisi, XII, 1-2(1986).
(f) F. Esmer ve E. Kalayc›o¤lu, Türkiye’de Sosyo-Ekonomik Öncelikler, Hane Gelirleri, Harcamalar› ve
Sosyo-Ekonomik ‹htiyaçlar Üzerine Araßt›rma Dizisi (‹stanbul, 1986).
(g) D‹E, 1987 Gelir Da¤›l›m› (Ankara, 1990).
(h) D‹E, 1994 Hanehalk› Gelir Da¤›l›m› Anketi Sonuçlar› (Ankara, 1996).

1998’de ortaya ç›kan yolsuzluklardan


3
biri de TBMM Genel Kurul Salonu’nun
ceylan derili koltuklar›n›n
ihalesine ilißkindi.

4 Yolsuzluk.

Kentli Türkiye hanehalk› gözünde yolsuzluk ve rüßvetin sorun olarak taß›d›¤› önemin son dönemde artt›¤› gözlenmißtir. Hanehalk›n›n kamu ku-
rumlar›na duydu¤u güven son derece zay›f, kamu kurumlar›n›n verdi¤i hizmetlerden ald›¤› memnuniyet de son derece düßük bulunmußtur. Hiz-
met sunumunda yurttaßlara ve ihalelerde ßirketlere eßit muamele yap›ld›¤›n› düßünenlerin oran› gerek yerel, gerek merkezi yönetimler için son
derece düßük bulunmußtur. Benzer biçimde, gerek yerel yönetimlerde, gerek merkezi yönetimde istihdam›n tarafs›z bir ßekilde ve liyakata ba¤l›
olarak yap›ld›¤›n› savunanlar›n oranlar› da son derece düßük olarak ölçülmüßtür. Görüßülen her dört kißiden yaklaß›k biri ya kendisine ya da ak-
raba, komßu ya da arkadaßlar›ndan birine nisan 1999 seçimlerinde herhangi bir partiden oy karß›l›¤›nda hediye, para veya bir menfaat teklifinde
bulunuldu¤unu belirtmißtir. Görüßülen kißilerden az›msanmayacak bir bölümünün son iki y›ldaki kißisel deneyiminde çeßitli kurumlardaki kamu
görevlilerine para ya da hediye vererek ißini çözmeye çal›ßm›ß oldu¤u ö¤renilmißtir. Bu da halk›n genelde yolsuzluk ve rüßveti içselleßtirdi¤inin bir
göstergesidir. Halk›n yolsuzluk ve rüßveti içselleßtirdi¤inin bir di¤er örne¤i de üç hipotetik senaryo karß›s›nda yine az›msanmayacak bir kesimin
rüßvet verme seçene¤ini seçmiß olmas›d›r. Ancak, gerek yolsuzluk ve rüßvetin önemli bir sorun olarak alg›lanmas›, gerek hizmetlerden duyulan
memnuniyetin çok düßük olmas›, halkta yolsuzlu¤a karß› bir reform program›na destek verme e¤ilimi bulundu¤una ißaret etmektedir. Görüßülen
kißiler de¤ißik reform önerilerini farkl› kurumlar baz›nda ayr›ßt›rmakta; örne¤in bir kurum için ek kaynak yaratman›n önemli bir düzeltici rol oyna-
yaca¤›n› savunurken baßka bir kurum için bürokratik düzenlemelerin azalt›lmas›n›n alt›n› çizmektedirler. Ama her koßulda devletin denetleyici ro-
lünü en önemli yöntem olarak kabul etmektedirler.
TESEV (yay.), Hanehalk› Gözünden Türkiye'de Yolsuzlu¤un Nedenleri ve Önlenmesine ‹lißkin Öneriler (‹stanbul, 2001).

357
IV. Kentli toplumuna geçiß
A. Artan nüfus ve h›zlanan kentleßme Belge 1, 2, 3, 4, 5 ve 6
S Ö Z L Ü K
n 1940’lar›n sonunda 20 milyonu geçen Türkiye nüfusu, 1980’de 44 milyona, 21. yüzy›l
* Sosyal konut baßlar›nda da 65 milyona ulaßt›. Yüksek nüfus art›ß h›z› yan›nda, tar›mda makinleß-
* Master plan meyle ortaya ç›kan ißgücü fazlas›n›n kentlere göçü, Türkiye toplumunun demogra-
fik dengelerinin de¤ißimini h›zland›rd›. 1950’de toplam nüfusun % 25’i 10.000’den bü-
yük nüfuslu yerleßim yerlerinde otururken, bu oran 1990’da % 59’a ulaßt›.
n 1950’de toplam ißgücünün % 85’i tar›mda çal›ß›yordu. 20. yüzy›l sonuna gelindi¤in-
de ise tar›m, toplam ißgücünün % 40’›n› istihdam ediyordu. Sanayileßme ve kentlerde
yo¤unlaßan yeni hizmet faaliyetleri, güçlü bir iß bulma umudu uyand›r›yordu. Bunun
yan›nda kent yaßam› da yeni kußaklara çekici geliyordu. Kentler güçlü birer çekim
merkezi oldular. K›rsal bölgelerde yaßayanlar›n say›s› mutlak olarak azalmad›, ama ar-
tan nüfus içindeki pay› düßtü.
n Kentleßme, 1980’lerin baß›na kadar sanayi veya hizmet sektörünün yo¤unlaßt›¤›, ‹s-
tanbul, Ankara, ‹zmit, ‹zmir, Bursa, Adana gibi birkaç kent çevresinde gerçekleßti. Da-
ha sonraki dönemin iktisadi dinamikleri ise, Gaziantep, Denizli gibi orta boyda kentle-
rin gelißmesine katk›da bulundu. Ancak, sosyal konut* programlar›n›n eksikli¤i, kentleß-
meyi yönlendirecek master planlar›*n›n sürekli de¤ißtirilmesi, kamu arazilerinde mülki-
yet haklar›n›n esnek de¤erlendirilmesi gibi nedenlerle, iç göçün taß›d›¤› nüfus, büyük
kentlerin etraf›nda olußan "gecekondu" çemberlerine yerleßti ve bunlar› genißletti. ‹lk
kez Ankara’da 1950’lerde baßlayan gecekondulaßma olgusu, 1960’lardan sonra bütün
büyük kentlerin "kenar mahallelerini" kapsar hale geldi. Kentlileßme-gecekondulaßma,
1980’ler ve 1990’lar›n siyasal ve toplumsal gelißmelerine damgas›n› vuracak boyutta
ve kal›c› bir toplumsal olgunun habercisi oldu.
n Kentlere yeni gelenler beraberlerinde kendi kültürel özelliklerini de getirdiler; bir
yandan kentte varolan yaßam tarz›ndan etkilenirken, di¤er yandan kendi yaßam tarzla-
r›yla kentlere damgalar›n› vurdular. Kentlerde biraraya gelen de¤ißik yörelerin insanla-
r›, hem birbirlerine hem de yerleßtikleri kentlere yeni birçok ßey tan›tt›lar. 1950’lerde
Ankara, ‹stanbul ve ‹zmir gibi kentlerde hemen hemen hiç bilinmeyen lahmacun ya da
ßöbiyet gibi lezzetler, ayn› kentlerin 1990’lardaki yaßam›ndan ayr› düßünülemez oldu.
Ancak, bazen etnik boyutlar› da olabilen siyasal ßiddet, kentlerde birbirine karß› güven-
siz farkl› kültürel yap›lar da ortaya ç›kard›.
n Hem 1970’lerin siyasal ßiddetinden duyulan huzursuzluk, hem de özellikle ABD’den
gelen bir moda, refah düzeyi yüksek kesimleri daha korunakl› konut alanlar›na yöneltti.
1970’lerde kurulmaya baßlayan Bahçeßehir gibi özel sitelere, zaman içinde, 1980’li ve 90’l›
y›llarda ‹stanbul’daki Alkent, Zekeriyaköy, Kemer Country gibi çok daha "seçkin", yeni
uydu-kentler eklendi. Baz› itibarl› semtlerde ev kiralar›nda alt›n ve döviz ça¤› baßlad›.
n Kentlerin çehresinin de¤ißmesi sadece göçlere ba¤l› olmad›. 1950’li y›llar›n sonlar›na
do¤ru büyük kentlerde baßlayan imar çal›ßmalar› zaman içinde devam etti. 1984’te ‹stan-
bul’da belediye baßkan› Bedrettin Dalan’la birlikte "mega" projeler dönemi baßlad›. Bun-
lardan en büyü¤ü Haliç ve Tarlabaß› projeleriydi. Öte yandan, Bo¤aziçi’nin ve kentin ku-
zeyinde yer alan tar›m ve orman alanlar› yap›laßmaya aç›ld›. Turizmi teßvik amac›yla do-
¤al ve kültürel de¤erler bak›m›ndan koruma alt›nda olmas› gereken alanlar "yat›r›m ala-
n›na" dönüßtü. Büyük oteller ve iß merkezleriyle kentin çehresi önemli de¤ißimler yaßad›.
n II. Dünya Savaß›’ndan sonra, demiryollar› yerine tercih edilen karayollar› politikas›-
na ba¤l› olarak kentler aras›nda otobüs ve kamyon gibi motorlu taß›tlara önem verilir-
ken, kent içi ulaß›mda da otomobil büyük önem kazand›; özellikle ABD mal› büyük oto-
mobillerle, dünyan›n baßka ülkelerinde çok ender olarak rastlanan bir ulaß›m yöntemi
olarak "dolmußçuluk" yayg›nlaßt›. Elektrikli ve rayl› sistem ise bu süre içinde olduk-
ça ihmal edildi. Hatta ‹stanbul’da 92 y›l hizmet vermiß olan tramvay 1961’de kald›r›ld›.
Ancak zaman içinde, ilk önce Ankara’da olmak üzere tekrar rayl› sisteme yat›r›mlar ya-
1 1950’lerde ‹stanbul’a p›ld›. Kent merkezlerini çevre semtlere ba¤layan hafif tramvay sistemleri kurulurken,
göçedenler Eminönü’nde. her iki ßehirde de metro aç›ld›.

358
2 1946’da yeni yap›lan bir yol (Ankara).

3 Uydukent reklam broßüründen bir sayfa.

4 ‹stanbul’da 1950’lerin imar çal›ßmalar› s›ras›nda


Beßiktaß meydan›.

5 Kurtuluß-Beyaz›t tramvay› Eminönü’nde.


6 Yolcu ve yük taß›mas›nda paylaß›m (%)*.

Y›l Karayolu Karayolu yük Demiryolu Demiryolu Denizyolu Denizyolu Havayolu Havayolu
yolcu yük yolcu yük yolcu yük yolcu yük

1960 72,9 43,8 24,3 54,6 2,0 1,9 0,8 0,1

1970 91,4 72,9 7,6 25,8 0,3 1,2 0,7 0,1

1980 93,9 77,6 4,1 12,6 1,0 0,7 0,8 0,1

(*) Yük taß›mac›l›¤›nda yaln›z yurtiçi Kaynak: D‹E.

359
B. Yeni tüketim kal›plar›n›n gelißmesi Belge 1, 2, 3, 4 ve 5

n Kapal› bir toplum yap›s›ndan, d›ßa aç›lan ve dünyadaki gelißmelerden etkilenen bir
toplum yap›s›na geçißte 1945-1946 y›llar› önemli bir dönüm noktas› oldu. Örne¤in, ‹ngil-
tere-Türkiye uçak seferleri baßlad›; bir y›l sonra da New York-Londra-Ankara seferleri
baßlad›. 1946’da özel otomobil ithaline izin verildi. Geniß kitlelere yay›lmas› uzun süre
alsa da, otomobil hem bir statü sembolü hem de hareketlili¤in, yükselme arzular›n›n
sembolü haline geldi. 1960’da yüz binden biraz fazla olan karayolu motorlu taß›t say›s›,
1980’de bir milyona ulaßt›.
n Yeni modern yaßama uygun olarak, ayn› dönemde Filistin’den gelen 36 bin diß f›rça-
s›n›n piyasaya sürülerek sa¤l›k anlay›ß›nda gelenekselli¤in d›ß›na ç›k›l›rken, görünüß ve
görünüßün en önemli unsuru olarak giyim kußam önem kazanmaya baßlad›. Kad›n›n
görünümü giderek modernleßmenin ve gelißmenin en önemli ißaretlerinden biri olmaya
baßlad›. 1946’da II. Dünya Savaß› nedeniyle üretimi azalan ve giderek pahal›laßan ipek
çorap yerine, dünyada h›zla yay›lan naylon çorap Türkiye’de de kad›nlar taraf›ndan
kullan›lmaya baßland›.
n Ekonomideki de¤ißikliklere ve tüketim kapasitesinin artmas›na ba¤l› olarak, Türkiye
gündelik hayatta yeni adet ve ürünlerle tan›ßt›. 1960’larla birlikte, modada haz›r giyim
geniß kitlelerin zevklerinin de benzeßmesini getirdi. Özellikle 1980’lerde giyim kußamda
markalar dönemi baßlad›. Baz› markalar kullanan için önemli bir prestij göstergesine dö-
nüßtü. 1990’larla birlikte dev al›ßveriß merkezleri dönemi baßlad›. ‹stanbul’da Galleria,
Akmerkez, Capitol, Carousel, Ankara’da Karum gibi al›ßveriß merkezleri, tüketim ihti-
yaçlar›n› karß›lamaktan öte, giderek bir yaßam biçimi haline geldi.
n II. Dünya Savaß› sonras›nda gelißmiß ülkelerde yayg›nlaßan dayan›kl› tüketim malla-
r› a¤›rl›kl› büyüme, Türkiye’ye 1960’larda k›smen ithal ikamesi politikas›yla k›smen de
do¤rudan ithalat yoluyla girdi. Önce kentlerde ve pahal› oldu¤u için, zengin ailelerde
kullan›lan buzdolab›, çamaß›r makinesi ve radyo, elektrik da¤›t›m›n›n Anadolu’da yay›l-
mas›yla beraber yayg›nlaßmaya baßlad›. 1961’de 1,5 milyon civar›nda olan radyo al›c›s›,
1973’te 4 milyonun üzerine ç›km›ßt›. Yeni tüketim kal›plar›n› de¤ißtiren etmenler, kentli-
leßme, kad›nlar›n ücretli ißlerde çal›ßmaya baßlamas› ve apartman tipi konutlar›n artma-
s›yd›. Yeni dayan›kl› tüketim mallar›na sahip olmak toplumsal statüde bir yükselme gös-
tergesi olarak da alg›lan›yordu. Bu statü sa¤lay›c› tüketim mallar› aras›nda özel otomo-
bil 1960’larda önde gelmeye baßlad›. Yurt içinde montaj otomobil sanayiinin kurulma-
s›yla beraber, otomobil kullan›m› h›zla artt›. Bir dönemin yerli halk otomobili olan Ana-
dol, orta s›n›flar›n statü simgesi haline geldi.
n Televizyonun günlük yaßama girmesi 1970’lerde gerçekleßti. Türkiye’de ilk televiz-
yon yay›n› ‹stanbul’da ‹TÜ’de, ard›ndan 31 Ocak 1968’den itibaren Ankara’da, haftada
üç gün deneme yay›n› olarak baßlad›. TRT bünyesinde televizyon yay›n›, tek kanall› ve
siyah-beyaz olarak 1970’lerde yay›n faaliyetini genißletti ve Türkiye’nin birçok bölgesi-
ni kaplar duruma geldi. Televizyonun yayg›nlaßmas›, o güne kadar en yayg›n haber
alma arac› olan radyoyu ikinci plana itti. 1982’de ilk renkli yay›n›n› yapan TRT, 1984’te
tümüyle renkli yay›na geçti. Özel radyolar ve televizyonlar Cumhurbaßkan› Turgut Özal
döneminin belki de en önemli reformlar›ndan biri oldu. 1990’da Magic Box’a ait ilk özel
televizyon kanal› Star 1 yay›na baßlad›. 1994’te Özel Radyo ve Televizyon Yasas›’n›n ç›-
kart›lmas›yla, onlarca ülke genelinde, yüzlerce yerel düzeyde yay›n yapan televizyon ve
binlerce radyo tam bir ifade özgürlü¤ü patlamas› yaratt›. Cumhuriyet döneminin en
önemli resmi ideoloji taß›y›c›s› TRT’nin tekeli bir y›l içinde ortadan kalkt›. Herkes be¤en-
di¤i müzi¤i dinleyebilece¤i, hoßland›¤› program› izleyebilece¤i iletißim araçlar›na ka-
vußtu. 1994’de, ayn› zamanda uydu radyo ve televizyon yay›nlar›, bilimsel araßt›rma,
özel veya diplomatik haberleßme ve askeri haberalma alanlar›nda kullan›labilen ve tele-
komünikasyonda devrim niteli¤i taß›yan Türksat 1B uydusu uzaya f›rlat›ld›. 1996’da
Türkiye internet’le tan›ß›rken, televizyonda da kablolu yay›na geçildi. Türkiye, televiz-
1 Naylon çorap reklam›. yon izleme konusunda dünya ölçe¤inde üst s›ralara yerleßti.

360
20 Þubat 1935 tarihli Yedigün (say› 102) dergisinde
2
Telefunken marka radyo ilan›.

3 19 Aral›k 1966’da piyasaya ç›kan, orta s›n›f›n simgesi


Anadol marka otomobil.

4 ‹smet ‹nönü, 30 A¤ustos 1971’de


‹stanbul Teknik Üniversitesi’nde,
televizyon deneme yay›n›nda misafirken.

Latif Demirci’ye göre


5
televizyon kanal› enflasyonu.

361
V. Gündelik yaßamda de¤ißim
A. Kültürel benzeßme ve farkl›laßma Belge 1, 2, 3, 4 ve 5

n Yükselme arzusundaki farkl› toplumsal kesimler ortak tüketim kal›plar›n› benimse-


yerek bir benzeßme ve bütünleßme süreci yaßarken, ayn› zamanda farkl›laßman›n ve
farkl› kültürlerin karß›laßmas›n›n da sanc›lar›n› yaßad›. Bu sanc›lar›n en somut yans›ma-
s› 1970’li y›llar›n siyasal ßiddet olaylar›yd›. Öte yandan, ayn› dönemde "arabesk" olarak
adland›r›lan müzik, kentlere yeni gelen k›rsal kökenli kesimlerin kentle bütünleßmele-
rindeki zorluklara ve çektikleri ac›lara ißaret etti. Bu müzikte somutlanan ve kentin ge-
leneksel ve modern ö¤elerini bir araya getiren yeni bir kültür, bu kesimlerin kimlikleri-
nin olußmas›nda büyük rol oynad›. Ancak kentle ba¤lar› daha eskilere giden kesimler-
ce “arabesk” kültür bir tehdit ve kirlenme olarak alg›land›.
n Kentlerdeki ahlak anlay›ß› ve de¤erleri zaman içinde h›zl› ve büyük de¤ißim geçirdi.
Cinsellik anlay›ß›ndaki de¤ißim, 1970’lerde yay›nlad›¤› cinsel bilgiler kößesiyle gerçekte
bir siyasal haber ve yorum dergisi olan Yank›’n›n sat›ßlar›nda patlama yaratt›. 1981’de
erotik içerikli Erkekçe’nin ilk say›s› ç›kt›. Daha sonra, 1981’de klasik Türk müzi¤i icra
eden Bülent Ersoy’un kad›n olmas› ya da 1983’te kürtaj›n yasallaßmas› çok farkl› alan-
larda cinsellikle ilgili de¤ißimlere ißaret etti.
n Ahlak de¤erlerindeki de¤ißim oldukça farkl› sonuçlara yol açt›. Geleneksel kesimle-
rin yaßad›klar› mekansal de¤ißim, karß›laßt›klar› farkl› ahlak anlay›ßlar› nedeniyle bir
kültür ßokuna dönüßtü. Bu ßok, “arabesk”in yan›s›ra, çok farkl› ßekillerde tezahür etti.
Örne¤in cinsellik, kent yaßam›nda giderek daha fazla görselleßmesine ra¤men gelenek-
sel zihniyet nedeniyle yaßanamad›¤› için, çok önemli bir sorun haline geldi. Cinsel so-
runlar› olan topluma yönelik 1970’li y›llarda seks filmleri furyas› baßlad›. Bas›nda da,
Tan gibi gazetelerde uydurma haberlerle, "erotik-komik" diye adland›r›labilecek haber-
ler yer ald›. Bu haberlerde s›k s›k "Türkiye’ye gelen turist Helga’n›n Türk erkeklerine
olan hayranl›¤›" vurguland›.
n 1980’lerde, özellikle de 1990’larda baz› gazetelerin verdikleri eklerde ve televizyon
kanallar›n›n magazin programlar›nda yayg›nlaßan "televole" kültürü, "Helga" kültürü-
nün yerine geçti. Toplumun refah düzeyi yüksek kesimleri aras›nda az›nl›k fakat görü-
nürlü¤ü yüksek, ünlü sanatç›, futbolcu, manken veya di¤er tan›nm›ß kißilerden olußan
bir sosyal grup içindeki ilißkiler medya için okur ve seyirci çekme arac› oldu. Bu grubun
medyaya yans›yan e¤ilimleri cinsellikle ilgili de¤erleri altüst edici bir rol oynad›. Cin-
selli¤in bu ßekilde ißlenmesiyle ortaya ç›kan olumsuz sonuçlar›n biri de, "baßörtüsü" ko-
nusunda kendini gösterdi. Geleneksel müslüman kesimler için bir inanç meselesi olma-
n›n ötesinde baßörtüsü, modern kent yaßam›nda ve en genel anlam›yla kamusal alan-
da bir korunma ißlevi de üstlendi.
n Yaßam giderek, ne pahas›na olursa olsun kazanmak gereken bir yar›ßmaya dönüßtü.
Yükselme arzusu, bir yandan ilkokuldan baßlayarak üniversiteye kadar kurslarla ve s›-
navlarla süren mücadelede, di¤er yandan e¤itim ve iß olanaklar›na s›n›fsal olarak sahip
olmayan kesimler aras›nda ßiddete dayal› yöntemlerde kendini gösterdi. 1988’de silah
sat›ß›nda serbestlik tan›nmas›yla bu e¤ilimler güçlendi. Karagümrük Çetesi ya da ço¤u
zaman siyasetle içiçe geçen mafya çeteleri, Alaattin Çak›c› gibi isimler ünlü oldu. Bu
isimler hukuken "suç" kategorisi alt›nda ele al›nmalar›na ra¤men, umutsuz kesimler
için "kahraman" statüsüne yükseldiler. Futbol taraftarlar› aras›nda yaßanan ßiddetin ya-
n›s›ra, milli futbol tak›m›n›n ya da kulüp tak›mlar›n›n uluslararas› baßar›lar›, "sevinç te-
rörü" diye bir kavram›n toplumsal yaßama girmesine neden oldu. Futboldaki baßar›y›
1 Yelpaze dergisinin kapa¤›, gölgeleyen kutlamalar s›ras›nda silahla havaya aç›lan ateß, sadece 1995 y›l› içinde 5 ki-
cilt XI, say› 6, 23 Eylül 1957. ßiyi öldürdü, 10 kißiyi yaralad›.

362
Ses dergisinin kapa¤›,
2
say› 9, 27 Þubat 1982.

3 G›rg›r dergisinden al›nt›, Nokta, 25 A¤ustos 1985.

4 Komßum, ßu yabanc›...

80’lerin ikinci yar›s›nda en çok yak›n›lan ßeylerden biri büyük ßehirlerin "istilâs›"yd›. Gecekondular daha önce de vard›,
ama ‹stanbul’un "elden gitti¤i" en çok gecekondulaßman›n h›z›n› kaybetti¤i 80’lerde dile getirildi. Arabesk denen müzik
70’lerde de vard›, ama bu ancak 80’lerde bir söylem nesnesi haline geldi; yaln›zca bir müzik tarz›n›n, ßehirlilere yabanc›
bir müzik tarz›n›n de¤il, "kültürsüzlü¤ün" de ad› oldu. 68’li olman›n, bugün ço¤u yönetici olmuß insanlar› baßkalar›ndan
ayr›ßt›ran bir kußak ideolojisine dönüßmesi de son üç dört y›l›n ürünü. Bütün bunlar, farkl› s›n›f, meslek ya da kußaklardan
insanlar aras›nda bir geçißkenlik sa¤layan zeminlerin ortadan kalkt›¤›n›, yabanc›lar aras›ndaki s›n›r›n ßimdiye de¤in olma-
d›¤› kadar kal›nlaßt›¤›n› gösteriyor.
80’lerde ßehirlerdeki kutupsall›klar artarken, eskiden ortak bir hayat vaadi etraf›nda bir araya gelmiß insanlar›n "müsta-
hak" olduklar› yere --birinin banka müdürlü¤üne ötekinin ayn› bankan›n müstahdemli¤ine, birinin ißkenceye ötekinin iß-
sizli¤e vb.-- iade edildi¤ine, yaln›zca bu ortakl›¤›n y›k›lmakla kalmad›¤›na, ayn› zamanda yabanc›larla herhangi bir ortak-
l›k fikrinin, bir geçißkenlik zemininin de tümüyle geçersiz k›l›nd›¤›na tan›k olduk. Hiç kimsenin yabanc› olmad›¤› bir kurgu-
dan, herkesin yabanc› oldu¤u, baßkalar›n›n ilginçlikten baßka bir ßey ifade etmedi¤i bir kurguya geçtik.
Öznelli¤in alan› kamu taraf›ndan hiç bu kadar yak›ndan kußat›lmam›ß, baßkalar› hiç bu kadar az ßey vadetmemißti.
Nurdan Gürbilek, Vitrinde Yaßamak: 1980’lerin Kültürel ‹klimi (‹stanbul, 1992).

G›rg›r
5
dergisinden
al›nt›, Nokta,
25 A¤ustos 1985.

363
B. Toplum ve din Belge 1, 2, 3 ve 6
S Ö Z L Ü K
n 1946’da çok partili seçimler döneminin baßlamas›yla birlikte siyasal bir gözboyama
* Çok hukukluluk biçimi olarak sömürülmeye çal›ß›lan dinsel duygular, 1950’ler ve 60’lar›n So¤uk Savaß
ortam›nda bilinçli bir propaganda malzemesi oldu. Toplumsal ve kültürel muhafazakâr-
l›k, anti-komünizm görünümü alt›nda e¤itime egemen oldu. Cumhuriyet’in temel ilke-
lerinin zaten iyi ö¤retilmedi¤i bir ülkede ve siyasal yaßam›n gittikçe sa¤ ve sol biçimin-
de kutuplaßmaya baßlad›¤› 1960’larda ortaya ç›kan "milliyetçi-mukaddesatç›" söylemin,
gerçekte milliyetçi olmad›¤›n›, tam tersine ulusal bütünlü¤e zarar veren bir gelißme ol-
du¤unu, iktidardaki AP hükümetleri, belki de oy kayg›s›ndan dolay›, göremedi. Bu ge-
lißmenin sonucu olarak 1970’lerde ç›kan Alevi karß›t› ßiddet hareketlerinin de do¤as›, ge-
ne kullan›lan anti-komünist söylem dolay›s›yla anlaß›lamad›. Herßeyden önce bir de-
mokrasi ilkesi olan laikli¤in tam olarak anlaß›lamam›ß olmas›, 12 Eylül döneminde ve
gene anti-komünist kayg›larla ders programlar›na zorunlu din dersinin dahil edilmesi-
ne yol açt›. Söz konusu din derslerinin içeri¤i nedeniyle de Cumhuriyet Türkiyesi’nin,
kurulußundan 60 y›l sonra bir "Alevi sorunu" oldu.
n II. Dünya Savaß›’ndan sonra siyasal yaßamda ortaya ç›kan göreli ßeffafl›k, iktidarda-
1 ‹ki Demokrat Parti. kilerle kendilerini destekleyenlerin yapt›klar› adam kay›rma, ihalelere hile kar›ßt›rma gi-
bi yolsuzluklar›n çok daha iyi izlenmesi sonucunu do¤urmußtur. Söz konusu yolsuzluk-
[O]y toplama kayg›s›yla arkadaßlar›- lar›n toplumda yaratt›¤› ahlaksal tepkiye, Bat› dünyas›na özgü parlamenter rejim içeri-
n›n vermiß oldu¤u tavizler, [Celâl Ba- sinde olmayacak sözler vererek iktidara gelenlerin ekonomik baßar›s›zl›¤›, toplumsal
yar’›] Demokrat Parti içinde tesirsiz modernleßmenin geleneksel de¤erleri yeni yeni aßma durumuna gelmiß çevrelerde ya-
hale getirmißti. Daha muhalefet dev- ratt›¤› korunma içgüdüsü ve geri kalm›ß birçok ülkede siyaset ilkelerini do¤rudan do¤-
rinde Zonguldak’taki kongrede bir ruya dinden ald›klar›n› iddia eden rejimlerin kurulmas› da eklenince, dinsel duyarl›l›¤›n
delege, "Kad›nlar evlerine dönmeli- siyasette kullan›lmas› biçiminde baßlayan bir e¤ilim, dini siyasete temel yapma e¤ilimi-
dir, dairelerde bunlara maaß vermek ne dönüßtü. Toplumdaki dinsel farkl›l›klardan kaynaklanan ve özünde demokrasi pren-
kötülü¤ü teßvik etmektir. Biz ezan sipleriyle ba¤daßmas› mümkün olmayan "çok hukukluluk"* gibi bir kavram bile, görüßle-
sesiyle uyanmak, ezan sesiyle uyu- rinin "millî" oldu¤unu iddia edenlerce savunulabilir oldu.
mak istiyoruz" dedi¤i zaman, Bayar
n Bir yanda Millî Güvenlik Kurulu’nun kararlar›, di¤er yanda silâhl› kuvvetlerin ihtar-
kula¤›ma e¤ilmiß, "Bu geri ve iptidai
lar›, baßka bir yanda da bas›n ve medyada artan ve zenginleßen tart›ßmalar, 1990’lar›n
insanlarla ne yapaca¤›z?" diye sor-
sonlar›na do¤ru önemli bir de¤ißiklik yaratt›. "Dinsel politika" yapmaya çal›ßanlar›n baß-
muß, fakat söz s›ras› kendine geldi¤i
latt›¤› özeleßtiri, Refah Partisi’nin kapat›lmas›na Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi’nden
zaman, oylar› ürkütmemiß olmak
itiraz gelmemesiyle güçlendi. "Çok hukukluluk" gibi kavramlar ortadan kayboldu.
için, o densiz delegenin haddini bil-
1990’lar›n baßlar›nda, y›lbaß› kutlamalar›na karß› "islâmî alternatif" olarak ç›kar›lan,
dirmemißti.
Mekke’nin fethini milâdî takvimle 31 Aral›kta kutlama çabas›ndan vazgeçildi. Bu tür ge-
Bu ve buna benzer sözler, Cumhuri- lißmeler, Bat› Avrupa’da "h›ristiyan demokrat" partilerin varl›¤›na karß›n, yeni kurulan
yet Halk Partisi’nin dinsiz oldu¤u, ca- Adalet ve Kalk›nma Partisi’nin kendisine yak›ßt›r›lan "müslüman demokrat" nitelemesi-
mileri ah›r yapt›¤›, toplant›larda her ni bile kabul etmeyip, "muhafazakâr" s›fat›yla yetinmesine yol açt›.
gün tekrar ediliyor, alk›ß topluyor,
Demokrat Parti kurucular› da bu söz-
lerin karß›s›na, hep ayn› endißeyle, C. Kad›nlar›n konumu Belge 1, 4, 5 ve 6
yani oy kaybetmek korkusuyla, ç›ka- n 1950’li y›llarda yaßanan göreli muhafazakârlaßman›n en önemli d›ßavurumlar›ndan
m›yorlard›. Nihayet idareciler bu söz- biri de popüler dergilerde yay›nlanan, kad›n ve aile hayat›na ilißkin yaz›lar ve tavsiye-
lerle o kadar yüz göz oldular ki, lerdir. 1930’larda, özellikle de ilk kad›n milletvekillerinin Meclis’e girdi¤i 1935 y›l›ndan
Menderes baßbakan olduktan bir sü- itibaren kad›n-erkek eßitli¤ine yap›lan vurgular unutulmuß, kad›nlar›n iß hayat›na at›l-
re sonra, bir gün ‹zmir’de bir kong- malar› istenmez olmußtu. Bat› Avrupa toplumlar›ndan çok Amerikan toplumuna özgü
rede, "Biz elhamdülillah Müslüma- olan bu yaz› ve tavsiyelerde, kad›nlar›n baßl›ca görevlerinin iyi bir anne ve iyi bir eß ol-
n›z, Müslüman kalaca¤›z" gibi bir mak oldu¤u, kad›nlar›n erkeklerden farkl› ve geri olduklar› vurgulan›yordu. Kad›nlar›n
söz sarfetti. Bu söz sürekli alk›ßlar fizik görünümlerine önem vermeleri gerekti¤i anlat›l›yor, eßlerine birçok konuda boyun
toplay›nca Menderes bundan mem- e¤meleri teßvik ediliyor, çal›ßan kad›nlar›n iyi bir anne ve eß olamayaca¤› üzerinde du-
nun oldu. Bu hatadan dönece¤ine, ruluyordu.
açt›¤› 盤›rda yürüdü. Art›k hiçbir
fren kalmam›ßt›. Demokrat Parti irti- n 20. yüzy›l›n sonlar›na gelindi¤inde, TBMM’deki kad›n milletvekili oranlar› 1930’lar-
ca› kucaklayan bir parti haline geli-
dakinin çok alt›ndayd› gerçi. Ancak, 1930’larda at›lan tohumlar tutmuß ve Türkiye’de
yordu.
kad›nlar, kad›n haklar›n›n tam oldu¤u varsay›lan birçok ülkeyi aratmayacak bir biçim-
de ö¤renim ve çal›ßma hayat›na girmißlerdir. Kültürel aç›dan muhafazakâr say›lan ke-
Cihad Baban, Politika Galerisi
simlerde bile durumun ayn› olmas›, "baßörtüsü sorunu"nu gündeme getirmekle birlikte,
(‹stanbul, 1970).
kad›n›n evinde oturmas›n› öneren gelenekçi anlay›ß›n tarihe kar›ßt›¤›n› gösterir.

364
2 Komünizme karß› imanl› gençlik. 3 ‹mran Öktem’in cenaze töreni.

Yüksek ö¤retim gençli¤inin komünizm tehlikesine karß› ciddi bir Yarg›tay Birinci Baßkan› ‹mran Öktem 1 May›s’ta [1969] öldü; büyük
mücadele açt›¤›n› memnunlukla haber al›yoruz. Milli varl›¤›m›z› yo- bir kalabal›¤›n kat›ld›¤› cenaze töreni olaylara sahne oldu... Ök-
ketmek amac›n› güden bir düßman› s›n›rlar›m›z›n ötesinde zarars›z tem’in, Yarg›tay birinci baßkanl›¤›na getirildi¤i 1966’da, adli y›l›n aç›-
bir hale sokabilecek yegane kuvveti ancak fikir ve iman gençli¤imiz- l›ß› dolay›s›yla yapt›¤› konußmada Nurcular hakk›nda söyledi¤i sözler,
de arayaca¤›m›za göre teßebbüs do¤rudur ve yerindedir... ‹lk bak›ß- bu çevrenin tepkisine neden oldu. 1968’de, bu kez din ve Tanr› ko-
ta gençli¤in teßebbüsünü belki lüzumsuz göstermek istiyenler ç›ka- nusunda aç›klad›¤› görüßler tepkilerin daha da genißlemesine yol aç-
cakt›r. Türkiyede komünizm propagandas› yasak edildi¤i ileri sürüle- t›. 3 May›s’ta Ankara’da Maltepe Camii’nde yap›lan cenaze törenin-
rek, tek tarafl› bir savaß›n uygunsuzlu¤u üzerinde belki gizlice duru- de, ço¤unlu¤unu çember sakall› kißilerin olußturdu¤u bir kalabal›k
lacakt›r. Fakat düßman›n pek yak›n›m›zda bulundu¤unu ve aç›k cenaze namaz›n›n k›l›nmas›n› engellemeye çal›ßt› ve cami görevlileri
emellerini yürütmek için her çareye baßvurdu¤unu hat›rlayanlar bu görevlerini yerine getirmekten kaç›nd›.
sinsi iddialara kulak asm›yacaklar, gençli¤i mücadelesinde destekle- Olaylar s›ras›nda camide bulunan ve sald›rganlar aras›nda kalan ‹s-
mekten geri kalm›yacaklard›r. met ‹nönü’yü korumak amac›yla Nabi Alpartun adl› bir tu¤general
tabancas›n› çekti. ‹nönü olaylar hakk›nda, "Her manas›yla kesin öl-
Nadir Nadi, "Komünizmle Savaß›rken," Cumhuriyet, 14 Aral›k 1947.
çüde bir 31 Mart vakas›d›r" derken, Baßbakan Süleyman Demirel de
"Hadise gayet üzücüdür" biçiminde konußtu.
Neden komünizmle mücadele konusunda özellikle
gençli¤in önemi vurgulan›yor? Cumhuriyetin 75 Y›l›, cilt II (‹stanbul, 1998).

4 Aile dergisine göre kad›nlar ve erkekler.

Kad›n için ev iß demektir. Mütemadiyen çal›ßt›¤›, yap-


maya mecbur oldu¤u ißlerle yükümlü oldu¤u yer.... Ka-
d›n için ev bir istirahat ve e¤lence vas›tas› veya yeri ol-
maz... Evli olmayan kad›nlar kendilerine bir yuva haz›r-
layabildikleri halde bekar erkeklerin ancak pek az› bu
kabiliyeti haizdirler. Þu halde evlenen erkeklerin, kar›la-
r›ndan, çoktan beri hasret kald›klar› yuvay› istemeleri
tabidir.
"Niçin Evlenirler", Aile, ‹lkbahar 1950.

Bir anne (çal›ßma) hususunda karar vermeden önce


kendi kendine ßunlar› sormal›: Çal›ß›rsa çocu¤u mem-
nun olacak m›? Kocas›n› tatmin edebilecek mi? Evde
aile hayat› yaratabilecek mi? Yoksa yavrusu kendisini
mesut bir çocukluk hayat›ndan mahrum, kocas› kendi-
sini ev erke¤i olmaktan aciz mi hissedecek? Yahut ça-
l›ßmas›yla, cemiyet y›k›lan bir yuva, suçlu bir çocuk mu
kazanacak?... (E¤er) annenin çal›ßmas›yla çocu¤u ve
kocas› memnun olmaz, çocu¤u annesinin yoklu¤un-
dan dolay› yaln›zl›k hisseder, kocas›n›n bu vaziyetten
neßesi kaçarsa ßüphesiz bu anne çal›ßmamal›.
5 1950’de Ankara Üniversitesi’nden bir görüntü.
"Anneler Çal›ßmal› m›", Aile, K›ß 1951.

Bir kad›n ne kadar ak›ll› olursa, zekas› o nisbette erkek-


leßir. Aksine erkeklerin erkekçe bir zekaya sahip olma-
lar› onlar›n mutlaka ak›ll› olduklar›n› göstermez. Ger-
çekten, ço¤u zaman, fevkalade ak›ll› erkeklerin zeka-
s›nda bir tak›m kad›nca unsurlar›n bulundu¤u tespit
edilmißtir. Bu tip erkeklerin ço¤u.... mücadeleci olma-
yan kimselerdir... ‹yi anlaßm›ß bir ailenin erke¤inde, yu-
vas›na ve çocuklar›na gerekli ilgiyi gösterecek kadar ka-
d›nl›k vard›r. O ailenin kad›n› da kafi miktarda erkekçe
vas›flara sahipse yuvas›n›n hayat›n›, kocas›n›n kendi iß-
lerini baßard›¤› bir erkeklikle tanzim eder.
"Kad›n Gibi mi Erkek Gibi mi Düßünüyorsunuz",
Aile, Kݧ 1951.
6 G›rg›r, say› 766, 10 May›s 1987.

365
VI. Popüler sanat dünyas›
A. Klâsik Türk müzi¤inin sonu Belge 1 ve 3
S Ö Z L Ü K
n Baßta TRT olmak üzere birçok yay›n kurumunun hâlâ programlar›nda gözükmesine
* Aranjman karß›n, klâsik Türk müzi¤i 20. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda giderek öldü. Radyo ve tele-
vizyon programlar›nda, önce Münir Nurettin Selçuk, sonra da Nevzat Atl›¤, Bekir S›tk›
Sezgin ve daha birçoklar›n›n çabalar› sayesinde günümüze kadar yer bulabilen klâsik
Türk müzi¤inin son büyük bestecisi, ayr›ca ola¤anüstü bir ses sanatç›s› da olan Zeki
Müren’dir. 1940’lar›n sonunda radyoda meßhur olan Zeki Müren, daha sonra birçok
müzikal filmde rol ald› ve bunlar›n bestelerini yapt›. Kendisinden sonra gelen ve nere-
deyse herkesin dilinde olan baz› çok tan›nm›ß bestelerin sahibi Y›ld›r›m Gürses ve Baki
Çall›o¤lu gibi sanatç›lar› ise, klasik Türk müzi¤inin son temsilcileri olmaktan çok, "ara-
besk" müzi¤in ilkleri olarak kabul etmek daha do¤ru olur. Ancak, Hamiyet Yüceses,
Alâattin Yavaßça, Müzeyyen Senar ve Bülent Ersoy gibi ses sanatç›lar› ile Ulvi Erguner
(ney), Akagündüz Kutbay (ney), Necdet Yaßar (tanbur) gibi çalg› ustalar›, birer icrac›
olarak ßöhret kazand›lar.

B. Âlemin kral› "arabesk" Belge 4 ve 5

n As›l tüketicilerinin yeni bir tür olarak alg›lamad›klar›, fakat "klâsik müzik" ve "halk
müzi¤i" adlar› alt›nda iki kategoriye sad›k kalanlar›n önce "minibüs müzi¤i", sonra da,
müzikalitesindeki baz› özellikler nedeniyle, "arabesk" ad›n› takt›klar› tür, 1960’lar›n son-
lar›na do¤ru en çok dinlenen ve en çok satan müzik oldu. Köyden ç›km›ß, ama kente de
henüz tam anlam›yla girememiß gecekondu çevrelerinin, hem elektrosaz kullan›m›yla
geleneksel halk müzi¤ine benzeyen, hem de bat›l› yayl› çalg›lar›n bollu¤u nedeniyle
kentlilik ve incelmißlik izlenimi veren bu müzi¤e olan tutkusu, yeni bir endüstri bile ya-
ratt›. 1970’de Orhan Gencebay’›n Bir Teselli Ver pla¤›yla baßlayan sat›ß rekorlar› furya-
s›, daha sonra Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses ve t›pk› Orhan Gencebay gibi geleneksel
1 Müzeyyen Senar, halk müzi¤inden "arabesk"e yan geçiß yapan ‹brahim Tatl›ses taraf›ndan sürdürüldü.
BBC mikrofonlar›nda. "Arabesk"in bu benzeri görülmemiß ticari baßar›s›, Zeki Müren’i ve daha sonra Bülent
Ersoy’u tarz de¤ißtirmeye götürdü¤ü gibi, TRT’yi de baßlang›çta uygulad›¤› sansürden
vazgeçmeye zorlad›. "Arabesk" sanatç›lar›, Zeki Müren örne¤ini izleyerek, 1970’ler ve
80’lerde bol ßark›l› birçok film de yapt›lar.

C. Müzikte bat›l›laßma Belge 2, 6 ve 7

n Geleneksel müzik türlerinin pabucunu dama atan "arabesk", kimilerine göre daha
Zeki Müren’den de önce baßlayan bir ticarileßmenin sonucudur. Ancak, be¤enilerin de-
¤ißmesi denilen ve kökeninde kentleßme olgusunun görüldü¤ü bu sürece koßut bir sü-
reç daha vard›r ki, buna da bat›l›laßma diyoruz. Nitekim hep daha varl›kl› ve daha seç-
kin kentli çevrelerde baßlay›p yay›lm›ß olan kültürel bat›l›laßma, 20. yüzy›l›n ortalar›n-
dan itibaren bu çevreleri Bat› müzi¤iyle daha tan›ß›k bir konuma getirmiß ve bu çevre-
ler art›k geleneksel müzi¤in yeniden üretimine katk›da bulunmaktansa, rock ve caz gibi
çeßitli Bat› müzi¤i alanlar›nda daha etkin olmußlard›r. Nitekim, t›n›s› çok c›l›z ve çalg›
kullan›m› çok zay›f olan, ama 1960’larda özellikle Erol Büyükburç’un, daha sonralar› da
Ajda Pekkan’›n parçalar›yla çok popüler olmuß "aranjman"* müzi¤i, giderek yerini da-
ha özgün çal›ßmalara b›rakt›. Radyo ve televizyon programlar›n›n zenginleßmesi ve
müzik festivalleri sayesinde kula¤› Bat› müzi¤iyle daha çok dolan kentli Türkiye,
2 2 May›s 1961 tarihli 1990’lara gelindi¤inde özgün caz ve rock besteler hale geldi. Mazhar-Fuat-Özkan üçlü-
Melodi dergisinin kapa¤›nda sü Eurovision ßark› yar›ßmas›n› üst s›ralarda tamamlayamad› ama, bir rock parças›yla
Erol Büyükburç. ‹ngiliz ve ‹rlandal› jürilerden puan almay› baßard›.

366
5 “Arabesk” dinleyicilerinin ilk göza¤r›s›: Orhan
Gencebay.

3 Zeki Müren’in baßrolde oynad›¤› Dü¤ün Gecesi filminin afißi, 1966.

6 Ajda Pekkan’›n “Petrol” pla¤›n›n kapa¤›.

4 “Arabesk” ßark›c›s› Ferdi Tayfur’un,


Herßeyim Sensin adl› filminin afißi, 1985. 7 Mazhar-Fuat-Özkan bir konserde.

367
D. Sinema Belge 4, 5, 6 ve 7

n 1990’larda bile birçok il merkezinde sinema salonu bulunmamas›na karß›n sinema,


Türkiye’de önemli bir üretim ve izlenme gelißmesi göstermißtir. 1940’larda Bat› Avrupa
ve Amerikan filimlerinin seyrekleßmesi üzerine müzikal M›s›r filimleri çokça gösteril-
meye baßlam›ßt›. Bunun sonucunda, 40’lar›n sonunda ve 1950’lerde Türkiye’de de bu
tür filimler üretilmeye baßlad›. Zeki Müren’in ününü pekißtiren bu ak›m›n yan›s›ra, üre-
tim merkezi haline gelen Beyo¤lu’ndaki Yeßilçam soka¤›n›n ad›n› taß›yan ve uzun y›l-
lar boyunca macera ve aßk komedisi türlerinde ürün veren bir ak›m ortaya ç›kt›. Ba-
z›lar›nca Yeßilçam sinemas›n›n manifestosu say›lan Kanun Nam›na filminde büyük be¤e-
ni toplayan Ayhan Iß›k, Türkiye’nin en popüler simalar›ndan biri oldu. Ancak Yeßilçam
sinemas›, birkaç senaryo yazar› ve yönetmenin özgünlük p›r›lt›lar›na karß›n, yüksek bir
sanatsal düzeye erißemedi.
n Yeßilçam’›n kentli macera ve komedi filimlerinin yan›s›ra ve 1960’lar›n "köy roman-
lar›" ak›m›n›n etkisiyle ortaya ç›kan "köy filimleri", giderek daha özgün ve daha evren-
sel ürünler oldular. Bu ak›m içerisinde, 1963’te çekti¤i Susuz Yaz’la Berlin’de Alt›n Ay›
ödülü alan Metin Erksan ve Yeßilçam filimlerinde "Çirkin Kral" nam›yla meßhur olduk-
1 Yaßar Kemal (d. 1922). tan sonra yönetmen-oyunculu¤a geçen Y›lmaz Güney, Türk sinemas›n› yurtd›ß›nda ta-
n›tan ilk isimler oldu. Y›lmaz Güney’in 1970’te çekti¤i Umut, Adana film ßenli¤inde en
iyi film ödülünü, Grenoble’de de jüri özel ödülünü ald› ve Cannes film festivalinde bü-
yük be¤eni toplad›.
n 1970’lerde ve 1980’lerin baßlar›nda Türk sinemas›, sanki siyasal yaßam› taklit ederce-
sine, ciddî bir kriz yaßad›. Bu dönemde a¤›rl›kl› olarak göze çarpan yap›mlar, seks ko-
medileri ve "arabesk" müzik filimleri oldu. Hiçbir sanatsal de¤eri olmayan ve birbirle-
rine neredeyse t›pat›p benzeyen bu filimlere insanlar, yar›ç›plak kad›nlar seyretmeye
veya "arabesk" ßark› dinlemeye gittiler. Önemli bir gelißme, Y›lmaz Güney’in senaryo-
suyla Þerif Gören’in çekti¤i ve 1982’de Cannes film festivalinde büyük ödülü alan Yol
filmi oldu.
n 1980’lerin ortalar›ndan itibaren Türk sinemas›nda bir canlanma oldu. Güçlü senaryo
yazarlar› ve özgün karakterli yönetmenlerin elinden ç›kan farkl› türlerde filimler, Türk
filimlerinin karß›laßt›¤› bütün da¤›t›m zorluklar›na karß›n önemli say›larda seyirci çeke-
bildiler. At›f Y›lmaz, Ömer Kavur, Bar›ß Pirhasan, Nesli Çölgeçen, Yavuz Turgul, Zeki
Demirkubuz gibi isimler ön plana ç›kt›. Baßrollerinde Þener Þen ve U¤ur Yücel’in oyna-
d›klar›, Yavuz Turgul’un 1996’da gösterime giren Eßk›ya filmi, tüm zamanlar›n giße re-
korunu k›rd›.
2 Aziz Nesin (1915-1995).
E. Edebiyat Belge 1, 2, 3 ve 8

n Okuma al›ßkanl›¤›n›n henüz pek yayg›n olmad›¤› Türkiye’de edebiyat›n popüler bir
sanat olup olmad›¤› tart›ßmaya aç›kt›r. Nitekim Türkiye’de "çok satanlar" listesine giren
kitaplar›n toplam sat›ßlar›, Fransa gibi nüfusu Türkiye’ninki ile aßa¤› yukar› ayn› olan
bir ülkede çok satma eßi¤i olarak kabul edilen rakamlara ancak ulaß›yor. Gene de, Or-
han Pamuk ve Ahmet Altan gibi romanc›lar›n 20. yüzy›l sonu ve 21. yüzy›l baßlar›nda
geniß bir okur kitlesine erißmiß olmalar›n›n, Türkiye için hat›r› say›l›r bir yenilik oldu-
¤unu teslim etmek gerekir. Onlar›n popülerli¤ine, 20. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda, o da gö-
rece daha uzun bir sürede erißmiß iki büyük yazar, 1954’te ‹nce Memed roman›yla büyük
bir ç›k›ß yapan ve romanlar› birçok dile çevirilen Yaßar Kemal ile, eserleri gene birçok
dile çevirilmiß, mizah ustas› Aziz Nesin’dir. Bu yazarlara ßiir dal›nda eßlik eden büyük
bir sanatç› da, yabanc› dillerde de tan›nan, 20. yüzy›l Türk ßiirinin en büyük yenilikçisi
Naz›m Hikmet’tir.

3 Naz›m Hikmet (1902-1963).

368
5 Metin Erksan’›n Susuz Yaz (1964) filminden bir sahne.

4 Lütfi Ömer Akad’›n Ayhan Iß›k’› y›ld›z yapan


Kanun Nam›na filmi, 1952.

6 Y›lmaz Güney’in Umut (1970) filminden bir sahne.

Tövbe, 1981. Günah, 1983.

7 ‹brahim Tatl›ses’in iki filminin afißi.

8 Afißlerden yola ç›karak iki film aras›nda herhangi bir fark oldu¤u
Yaßar Kemal’in ‹nce Memed kitab›n›n
söylenebilir mi?
ilk bask›s›n›n kapa¤› (1955).

369
unutmayal›m

ÖNEML‹ KARIÞTIRMAYALIM
TAR‹HLER
n Kitle kültürü ve seçkin kültürü
1949: Devlet Tiyatro ve Operas›’n›n Kitle kültürü önce, iki dünya savaß› aras›nda ABD’de, sonra 1950’lerde Bat› Avrupa’da
kurulmas›. ortaya ç›km›ß, 1960’lardan itibaren de Türkiye’de yayg›nlaßm›ßt›r. Benzer kültürel nesne-
1951: Günseli Baßar’›n Avrupa lerin büyük miktarlarda ve görece ucuza yay›l›p tüketilmesi (plaklar, kasetler, dergiler)
güzellik kraliçesi seçilmesi. veya halk müzi¤i, rock müzi¤i konserleri ya da sinema gibi gösteriler, en belirgin örnek-
1953: ‹lk renkli Türk filmi: Hal›c› K›z. leridir.
1954: Yaßar Kemal’in ‹nce Memed Seçkin kültürü ise, daha k›s›tl› ve, görece zengin olmasa da, daha e¤itimli, daha entelek-
roman›. tüel bir çevrenin ilgi gösterdi¤i, tiyatro, klasik müzik konseri veya sanat sergileri gibi
1961: Ahmet Hamdi Tanp›nar’›n kültür etkinliklerini kapsar.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü roman›. Burada unutulmamas› gereken önemli bir nokta da, operaya ya da sanat galerisine git-
1964: Metin Erksan’›n filmi. mek kadar, sinemaya gitmenin ya da bir müzik kasedi sat›n alman›n, hattâ gazete oku-
Susuz Yaz’›n Berlin film festivalinde man›n da bir kültür etkinli¤i oldu¤udur.
büyük ödülü almas›.
1964: I. Antalya Alt›n Portakal Film
Þenli¤i.
1970: Y›lmaz Güney’in filmi Umut.
1970: Orhan Gencebay’›n “Bir Teselli
Ver” pla¤› sat›ß rekorlar› k›rd›.
1972: O¤uz Atay’›n Tutunamayanlar
roman›.
1973: I. ‹stanbul Festivali (1994’ten
itibaren Uluslararas› ‹stanbul Müzik
Festivali).
1980: ‹brahim Tatl›ses’in, “Aya¤›nda
Kundura” ile meßhur olmas›.
1982: Þerif Gören’in, Y›lmaz Güney’in
senaryosuyla yapt›¤› Yol filminin
Cannes film festivalinde büyük ödülü
almas›.
1983: Latife Tekin’in Sevgili Ars›z Ölüm
roman›.
1993: Tansu Çiller Türkiye’nin ilk kad›n
baßbakan› oldu.
1996: Yavuz Turgul’un Eßk›ya filmi giße
rekorlar› k›rd›.
1996: Millî futbol tak›m› ilk kez Avrupa
Þampiyonas› finallerine kat›ld›.

1952 Avrupa Güzellik Kraliçesi


Günseli Baßar.

370
belge incelemesi

‹statistiklerle Türkiye
1950 1960 1970 1980 1990 2000
GSMH
(1987 sabit fiyatlar›yla) 10.826,9 19.929,5 34.468,6 50.869,9 84.591,7 119.144,5
milyar TL

Kißi baß›na GSY‹H - - 1633 1959 2589 3134


(1995 fiyatlar›yla ABD $)
Üretim
Tar›m›n pay› % 41 % 38 % 32 % 25 % 17 % 13
Sanayinin pay› % 13 % 16 % 19 % 22 % 27 % 29
Hizmetin pay› % 46 % 47 % 49 % 53 % 56 % 58

Nüfus Toplam 20.947.188 27.754.820 35.605.176 44.736.957 56.473.035 67.803.927

Tar›m % 85 % 75 % 64 % 54 % 48 % 35
‹stihdam›n
iktisadi faaliyetlere Sanayi %6 %8 % 11 % 14 % 16 % 18
göre da¤›l›m› Hizmetler %9 % 17 % 24 % 31 % 37 % 47

Hekim baß›na nüfus 6.936 3.379 2.572 1.642 1.115 834

Sa¤l›k Hastane baß›na nüfus 104.215 49.037 47.728 54.095 65.896 65.009

Yatak baß›na nüfus 1.112 606 494 451 468 391

Okul baß›na ö¤renci


93 117 131 125 134 289
say›s› (ilkokul)
E¤itim*
֤retmen baߛna
45 46 38 26 30 31
ö¤renci say›s› (ilkokul)

Adalet personeli
Adalet - 1.651 1.423 1.075 689 1.609
baß›na nüfus

Nüfus/araba sahibi
% 0,1 % 0,2 % 0,4 % 1,7 % 2,9 %6,3
Ulaßt›rma ve oran›
haberleßme Nüfus/telefon abonesi
% 0,3 % 0,6 % 1,1 % 2,6 % 12,2 % 27,6
oran›

Dݧ ticaretin GSMH


Dݧ ticaret % 16 %8 %8 % 16 % 23 % 41
içindeki pay›

* Veriler, y›l içerisinde baßlayan e¤itim y›l›na aittir. 2000 y›l› verileri, 8 y›ll›k temel e¤itime geçilmesi nedeniyle ilkokul de¤il ilkö¤retim verileridir. Kaynak: D‹E .

Sorular YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N


n 1. GSMH ile kißi baß›na GSMH aras›ndaki fark • Bir verinin kißi baß›na hesaplanmas›, • D›ß ticaretin yeri zaman içerisinde
nedir? Hangisi bir ülkenin gelißmißlik düzeyi ile ilgili nüfus art›ß›n›n gözönünde bulundu- de¤ißiklik göstermißtir, uluslararas›
en sa¤l›kl› bilgiyi verir? Türkiye için bu rakamlar ne rulmas›n› sa¤lar. Örne¤in nüfusun ve ulusal büyüme rejim ve politikala-
üretimden daha h›zl› artmas› kißi ba- r›na göre bazen daha önemli bazen
gösteriyor?
ß›na üretimin azald›¤› anlam›na gelir. de daha önemsiz olmußtur.
n 2. Toplam üretim ve istihdam içerisinde tar›m,
• Genelde bir ülkenin sanayileßmesi • Bir ülkenin gelißmesiyle e¤itim,
sanayi ve hizmet sektörlerinin pay› nas›l gelißmiß?
o ülkenin üretim ve istihdam yap›s›- sa¤l›k ve adalet gibi alanlarda iyileß-
Gözlemlenen de¤ißiklikler Türkiye’nin gelißim süreciyle me beklenir. Bunlar bire bir hizmet
ilgili ne gibi ipuçlar› verebilir? n›n sanayiye yönelmesinden izlene-
gerektirdi¤inden tar›m ve imalat
bilir. Ayr›ca bir sektörde üretimin is-
n 3. Toplam nüfusun araba kullan›m ve telefon üretiminin aksine, kalite art›ß› bir ki-
tihdamdan daha fazla artmas› o sek-
abonelik oranlar› neyi gösterir? ßinin ya da birimin daha az insana
törde verimlilik art›ß› gerçekleßti¤i- hizmet vermesiyle gerçekleßir.
n 4. D›ß ticaretin üretim içerisindeki pay› nas›l bir nin göstergesi olabilir, çünkü bu da-
gelißme sergiliyor? • Farkl› dönemlerde farkl› politikalar
ha az say›da ißgücüyle daha fazla
uygulanm›ßt›r, herbirinin getiri ve
n 5. E¤itim, sa¤l›k ve adalet ile ilgili verilerden ne üretim yap›ld›¤› anlam›na gelir.
götürüleri olmußtur. Bir ülkenin ge-
gibi sonuçlar elde edebilirsiniz? • Bir ülke gelißtikçe, bu ülkede mo- lißme süreci her alanda ve her dö-
n 6. Tüm bu gelißmeler zaman içerisinde ayn› yöne dern tüketim kal›plar›n›n, nüfusta nemde tek bir yöne do¤ru gitmeye-
do¤ru mu ilerlemißtir? Aç›klay›n›z. yayg›nlaßmas› beklenir. bilir.

371
verilerle çal›ßma

Konu: "Arabesk" olgusu

1 Zevksiz yeni zenginler!

1950’lere gelindi¤inde siyasal düzendeki de¤ißikliklerle birlikte toplumsal, ekonomik ve


kültürel alanda da birtak›m de¤ißiklikler baßlam›ß, Demokrat Parti’nin oy kazanma ama-
Sorular c›yla gütmekte oldu¤u siyasal kat›l›m› özendirici yöndeki politikas› sonucu Anadolu eß-
r 1. Belgeleri tan›t›n›z. raf›ndan baz› kimseler ... zenginleßerek kasaba ve kentlerin siyasal iktidar› temsil eden
önderleri konumuna yükselmißlerdi. Türedi zenginler de diyebilece¤imiz bu insanlar ...
r 2. Belgelerde verilen bilgileri
bu yeni yaßam biçimine birdenbire geçtikleri için Anadolu’ya özgü geleneksel be¤eni
konulara göre seçiniz, s›n›fland›r›n›z düzeylerini ve sanat anlay›ßlar›n› henüz üzerlerinden atamam›ßlard›... [E]konomik güç,
ve karß›laßt›r›n›z. be¤eni düzeylerinde herhangi bir yükselmeye yol açmam›ßt›. Oysa bu yeni kesim de ken-
r 3. Belgelerden derleyece¤iniz disini sosyeteden say›yordu art›k. Onlar gibi giyiniyor, onlar gibi tatile ç›k›yor, onlar›n ye-
bilgilerin yard›m›yla, yukar›daki diklerini yiyebiliyordu. Peki neden onlar gibi e¤lenmesin? Gazinolara gitmek, içmek,
konuyu tart›ßan bir sentez yap›n›z. dans etmek, dans etmese de ßark› söyleyenleri, dans edenleri yak›ndan görmek ekono-
mik güçlerinden dolay› sosyeteden de çok kendi haklar› de¤il miydi? Nitekim bu tür ara-
y›ßlar yeni zenginleri gazinolara, üstelik de içkili, dansl›, müzikli gazinolara çekmeye baß-
lad›. Ama bu elbette ki ileri düzeyde e¤itim görmüß, dolay›s›yla da ileri düzeyde bir be-
¤eni olußturmuß olan sosyetenin e¤lence yerleri olan gazinolar olamazd›. Bunun üzeri-
ne de bu yeni kesimin zevklerine seslenebilen, onlar›n e¤lence anlay›ß›n› yans›tabilen
aßa¤› s›n›f gazinolar aç›ld›. Buralara dönemin en iyi dansç›lar›, çiftetelli oynayan, göbek
atabilen cilveli kad›nlar, ßark›lar› en etkileyici biçimde söyleyebilen edal›, cilveli sanatç›lar
getirilebilecekti elbette ki. Gazinocular kral› olarak bilinen Fahrettin Aslan’›n deyimiyle
gazino denen bu dükkânlara, müßterilere hitap etmesini bilen sat›c›lar gerekliydi.
Nazife Güngör, Arabesk: Sosyokültürel Aç›dan Arabesk Müzik, 2. bask› (Ankara, 1993).

2 Sahnelerin yeni y›ld›z›.

Yarabbim ne emniyetti o! Nas›l ba¤›r›yordu! Nas›l kendinden memnundu! Ve o ba¤›rd›k-


ça bütün etraf onunla beraber nas›l coßuyordu! ...[O]kumakta oldu¤u ßark› bitince, alk›ß-
lar› bile do¤ru dürüst beklemeden, benim y›llarca kendisine ö¤retmeye çal›ßt›¤›m halde
muvaffak olamad›¤›m bir semaiye baßlad›. Zavall› semai acemi terzi eline düßmüß Hint ku-
maß› gibi gözümün önünde do¤rand› gitti. Bu tahribat hayran dinleyiciler taraf›ndan ayn›
ßekilde alk›ßland›... Semainin arkas›ndan Dede’nin güzel bir bestesini tuzla buz etti. Bir or-
du çi¤neseydi zavall› beste bu hale giremezdi. Tabiatiyle alk›ß ayn› derecede ßiddetli oldu.
Ondan sonra çok hazin bir maya baßlad›. Fakat bu musikî de¤ildi art›k! Bu bir sürü kurdun
açl›ktan ulumas› gibi bir ßeydi. ‹kisini de askerli¤imde Þeytan Da¤lar›n›n yaln›zl›¤›nda s›k s›k
dinlemißtim. Maya, bölü¤ümün neferlerinin a¤z›nda y›ld›zlarla konußma gibi bir ßeydi. On-
lar›n erkek seslerinden bu keder taßt› m›, bütün tabiat canlan›rd›. Halbuki büyük bald›z›-
m›nki... Bununla beraber herkes teessüründen a¤l›yordu. Bu umumî matem filan gibi bir
ßeydi. Belki de böyle oldu¤u için onu bitirir bitirmez, k›vrak bir oyun havas›na baßlad›. Bu
seferki muvaffakiyetinin art›k hududu yoktu. Dans edenlerin yar›s› etraf›m›zda topland›lar.
Herkes el ç›rp›yordu.
Ahmet Hamdi Tanp›nar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü (‹stanbul, 1962).

372
3 "Minibüs müzi¤i".

"Arabesk" dedi¤imiz müzikte Araplar›n da pay› var, genel olarak do¤ulu-


lu¤un da. Bu do¤ru ama onu ortaya ç›karan koßullar da bat›l›laßma dedi¤i-
miz ßeyin bir parças›. Çalg›larda bu müzik de tamamen bat›ya aç›k. Dinle-
yenler, bat›l›laßman›n sonucu olarak de¤ißen geleneklerinden kopmußlar...
...
Peki, "Arabesk" denilen ßark›lar› kim dinledi? ‹lk bak›ßta, ßoförler gibi gö-
rünüyor. Daha altm›ßlarda, ßehirleraras› otobüslerde bu müzik çal›n›rd›. Þe-
hir içinde daha çok minibüslerde ißitildi. Sonra da taksilerde. Hani birçok
müzi¤in dinlendi¤i özel yerler olur, "oda müzi¤i" ad›, odada dinlendi¤i için
söylenmiß. "Disko müzi¤i" dedikleri diskoteklere özgü. Bunlar gibi bizde
bir de "minibüs müzi¤i" ç›kt›.
Gerçekten de bu taß›tlar bu müzi¤i yayan seyyar müzik salonlar› oldular.
Sanki müzi¤in ritmi, araban›n yolda gidißinin sal›nt›s›na da uymußtu. Bat›-
n›n pop konserlerinde nas›l h›ncah›nç adam dolar, bu gezici konser salon-
lar› minibüsler de t›ka basa adam taß›makla ünlüydü, "abi ßöyle duruver".
"Toplanal›m abiler" sesleri aras›nda plaklar›n› ç›ng›r ç›ng›r çalarak gidip ge-
liyorlard›.
Ama yaln›z minibüsle, otobüsle aç›klanamaz arabeski dinleyenler. "Bir te-
selli ver" pla¤› yar›m milyon kadar satt›. Yar›m milyon minibüs yoktu oysa.
Öyleyse "minibüs müzi¤i" ad›n›, o s›ralar bu müzikle yaln›z taß›tlarda kar-
ß›laßanlar verdi. Evlerdeki pikaplar› görseler, dinleseler, belki de "gecekon-
du müzi¤i" diyeceklerdi. Çünkü orada tutundu "Arabesk". Þehire gece-
konduyu ba¤layan minibüste çal›nmas› bundan do¤ald›.

Murat Belge, "Arabesk’in Öyküsü", Tarihten Güncelli¤e (‹stanbul, 1983) içinde.

5 Lâtif Demirci, Yes Problem (‹stanbul, 1987).


4 “Arabesk”in “protest” boyutu.

1970’lerde Orhan Gencebay’›n ... sesi --bu inleyen, çatlayan ses-- kalaba-
l›klar›n dolays›z bilincinin ifadesiydi; yaln›zca bir itiraz, bir ßikayet, bir s›zlan-
ma, can› yanm›ß birinin 盤l›¤› olarak duyuluyordu. Orhan Gencebay kötü
bir yazg›n›n, karanl›k bir baht›n, çilenin, garipli¤in içinden konußuyor, bir
YORUMLAYAB‹LMEK ‹Ç‹N
yandan bunun aß›lamayaca¤›n› söylüyor, bir yandan da o zaman yaßand›¤›
biçimiyle bu yazg›n›n Türk müzi¤inin bilinen kal›plar›, al›ß›lm›ß terbiyesi için- r Soru 1
de dile getirilemeyece¤ine ißaret ediyordu. Bu yüzden de sesi, 1970’lerde • Belgeleri, konuya yaklaß›m biçimlerine göre de ay›rt etmeye
bu yazg›n›n aß›laca¤› umudunu taß›yanlar için, ayd›nlanmayla kitlelerin, ter- çal›ß›n.
biyeyle kötü yazg›n›n bulußabilece¤ini umanlar için bir 盤l›k, bir inleme ol-
maktan öteye gidemedi. r Soru 2
Ama bugünden geriye bak›ld›¤›nda, Gencebay’› 70’lerde popüler k›lan›n, • "De¤ißen bir toplum", "yaßam tarz›", "toplumsal çevre ve
asl›nda ayn› y›llarda solu popüler k›lan ßeyle akraba oldu¤u görülebilir. Yal- be¤eni ilißkisi" gibi farkl› izlekler seçebilirsiniz.
n›zca, "yaßaman›n kanunu"ndan söz etti¤i, insan›n kendi kaderini kendisi- r Soru 3
nin tayin edemedi¤i durumlar› dile getirdi¤i, baz›lar›na bu dünyada hayat
• Belgelerin tarihlerini ve yans›tt›klar› dönemleri gözden kaç›r-
hakk› tan›nmad›¤›n› söyledi¤i için de¤il. Bütün kadercili¤ine ra¤men, "Bir
madan, zaman içerisindeki dönüßümü yans›tmaya çal›ß›n.
gün mutlaka görece¤iz / Biz de o güzel yar›nlar›" diyebildi¤i için de de¤il.
Onu 70’lerin solculu¤unun üzerinde yükseldi¤i zemine yak›n k›lan, daha
çok sesinin mutlakl›¤›, müzi¤inin dramatikli¤iydi. Onu bir zamanlar soka-
¤›n sesi k›lan, bugünse art›k geride kalm›ß bir dram›n inatç› bir sözcüsü gi-
TAVS‹YELER
bi görmemize neden olan bu.
• "Arabesk"in yaln›zca bir müzik türü olmad›¤›n› unutmay›n.
Nurdan Gürbilek, Vitrinde Yaßamak:
1980’lerin Kültürel ‹klimi (‹stanbul, 1992).
• Belgelerin kaplad›klar› zaman diliminde Türkiye’nin geçirdi¤i
evrimi gözden kaç›rmay›n.

373
2000’de dünya
n 2000’de dünya, 1939’da oldu¤undan
çok farkl›d›r. Tüm sömürge imparatorluklar›
ortadan kalkm›ß ya da okyanuslara da¤›lm›ß
"konfeti"lere indirgenmißtir (Örne¤in,
‹ngiliz imparatorlu¤u 2000’de okyanuslara
da¤›lm›ß on iki kadar ada ya da
tak›maday› kapsamaktad›r).
n Genel e¤ilim ekonomik bütünleßmelerden
yanad›r: 1993’ten beri Avrupa Birli¤i’ne
dönüßmüß olan AET’nin baßar›s›, bu modelin
Amerika k›tas›na (NAFTA, And Sözleßmesi,
MERCOSUR), Güneydo¤u Asya’ya (ASEAN)
ve Afrika’ya (Bat› Afrika ülkeleri ekonomik
birli¤ini kurma çabalar›) da yay›lmas›n›
aç›klar. Ancak, dünya ekonomisi hâlâ
adaletsiz bir büyüme sergilemekte,
ABD/Avrupa Birli¤i/Japonya üçlüsünü
Atlas
merkez alan zengin ve gelißmiß "Kuzey" ile Okyanu
gezegendeki ülkelerin ço¤unu kapsayan KÜBA
yoksul "Güney" aras›ndaki karß›tl›k
süregitmektedir. SSCB’nin ve sosyalist blo¤un HA‹T‹
Chiapalar
çöküßü ve So¤uk Savaß’›n son bulmas› ise,
komünist ülkelerin hemen hemen tümünün KOLOMB‹YA
yok olmas›na (dünyada yaln›zca beß tane EKVATOR
komünist ülke kalm›ßt›r) ve dünyadaki
çat›ßmalar›n do¤as›n›n de¤ißmesine neden Büyük Okyanus PERU

olmußtur. 2000’li y›llar›n baßlar›nda, ülkeler


aras›ndaki savaßlar azal›rken uluslar›n kendi
içlerinde girilen mücadeleler artmaktad›r.

OECD üyesi ülkele

3 000 km
Mercator Avrupa Birli¤i ülke
projeksiyonu

NAFTA (North Am
Free-Trade Associa

374
Kuzey Buz Denizi

Kuzey
‹rlanda

Çeçenistan
GÜRC‹STAN
BOSNA
KUZEY
TAC‹K‹STAN KORE
IRAK KEÞM‹R
‹RAN
‹SRA‹L Ç‹N
usu Bat› Sahra
AFGAN‹STAN
CEZAY‹R TAYVAN yengeç dönencesi

LAOS
SUDAN V‹ETNAM
SENEGAL N‹JERYA

SOMAL‹
SIERRA LEONE SR‹ LANKA Ekvator
KONGO
(Zaire) Timor
KONGO BURUND‹ PAPUA
YEN‹ G‹NE
ANGOLA

Hint Okyanusu o¤lak dönencesi

MERCOSUR Sosyalist ülkeler Radikal ‹slamc› ak›mlar›n


r (Güney Amerika Ortak Pazar›) (komünist parti iktidar›) odakland›klar› bölgeler

Arap Ülkeleri Birli¤i ‹çsavaßlar ve ßiddetli çat›ßmalar


eleri And Sözleßmesi
‹slamc› devletler Çözüm aßamas›ndaki çat›ßmalar
erican ASEAN
ation) ülkeleri (Güneydo¤u Asya Uluslar› Birli¤i) OPEC üyesi ülkeler Gerilim bölgeleri

375
SÖZLÜK

A
baßka çalg›lar, sesler ya da topluluklarca ça- Ba¤lant›s›zlar: Belgrad Konferans› (1961) s›ra-
l›n›p söylenen biçimi. s›nda, dünyadaki kutuplaßmadan kaç›nmak
ve ekonomik kalk›nmalar›n› sa¤layabilmek
Arîleßtirmek: Bir Yahudiye ait olan bir ißyeri ya
için bar›ß› korumak endißesindeki Yugoslav-
Aç›k piyasa ißlemi (AP‹): Merkez Bankas›’n›n da ticarethaneye el koyarak, Yahudi olmayan
ya ve çok say›da üçüncü dünya ülkesi tara-
para de¤erinde kararl›l›k sa¤lamak amac› ile ya da "Arî" ›rktan olan birine vermek ya da f›ndan baßlat›lan hareket. Hareketin k›sa sü-
girißti¤i piyasa ißlemleri. Piyasaya hazine bo- düßük fiyatla satmak. Nazilerin etkisiyle, iß- rede kendi içinde farkl› e¤ilimlere bölünme-
nosu ya da tahvil satarak para hacmini da- birlikçi devletlerin ço¤u arîleßtirme ißlemine si (Sovyet yanl›lar›, Bat› yanl›lar›, tarafs›zl›k
raltabilir veya al›m yaparak genißletebilir. girißtiler. yanl›lar›), ba¤lant›s›zl›¤›n da uluslararas› çe-
Arz kuram›: Vergi indirimine gidilerek yat›r›m- kißmelerden pay›n› alaca¤›n› gösterdi.
Afrika Korps: ‹talyanlar›n Kuzey Afrika’ da ‹n-
gilizlere yenilmeleri üzerine Almanya’n›n bu lar› artt›rmak ve ekonomiyi canland›rmak "Bâkir topraklar": Krußçev döneminde, büyük
bölgeye gönderdi¤i ordunun ad›. için gerekli paray› sa¤lama ilkesi üzerine ku- ölçüde propaganda gücüyle tar›ma aç›lan
rulu iktisat kuram›. Kazakistan topraklar›. Bu girißim baßar›s›z-
Al›m-sat›m paras›: Yaln›zca kißiler ya da ülkeler
ASDIC (Anti-Submarine Detection and Investi- l›kla sonuçland›.
aras›ndaki al›m-sat›mlarda ödeme amaçl›
kullan›labilen para. gation Committee, "Denizalt› Arama ve n Bar›ßç›l birliktelik: Bkz. s. 208.
Saptama Komitesi"): Ultrasonlar yard›m›yla
Alman-Sovyet Pakt›: Hitler ve Stalin aras›nda Bat›l›lar: So¤uk Savaß döneminde, Do¤u Blo-
dal›ßtaki denizalt›lar› saptamaya yarayan ci-
23 A¤ustos 1939’da imzalanan karß›l›kl› sal- ku’nu olußturan sosyalist ülkeler karß›s›nda,
haz.
d›rmazl›k pakt›. Polonya ve Do¤u Avru- ABD’nin müttefiki olan ülkelere verilen ad.
pa’n›n Almanya ve Sovyetler Birli¤i aras›nda Asgarî ücret: Vas›fs›z ißçilere verilebilecek, dev-
paylaßt›r›lmas›n› öngören baz› gizli madde- letin onaylad›¤› en düßük ücret. Beßy›ll›k plan: Beß y›la yay›lm›ß ekonomik kal-
lere de yer veriyordu. k›nma planlar›. SSCB ekonomisi gibi devlet
Askerî sanayi: Ulusal savunma alan›nda faali- güdümlü bir ekonomide, planlar›n kesin ola-
Ambargo: Bir ya da birkaç ülkenin bir ülkeye yet gösteren devlete ait sanayi ßirketlerinin rak gerçekleßtirilmesi gerekiyordu. Türki-
baz› mallar›n ihracat›n› yasaklamas›. tümü. SSCB’de özellikle gelißmiß olan bu ye’de 1933’te "beß y›ll›k sanayi plan›" uygu-
sektör, sanayi ißgücünün yaklaß›k % 30’unu lanm›ß, 1961’ den sonra ise "beß y›ll›k kalk›n-
Anayasa de¤ißikli¤i: Bir ülkenin anayasas›nda,
çal›ßt›r›yordu. ma planlar›" yürürlü¤e konmußtur. Bunlar,
hüküm ekleme, ç›karma ya da yeniden yaz-
kamu sektörü için zorunlu, özel sektör için
ma yoluyla yap›lan her türlü de¤ißiklik. Bu Aßar: Ürünün onda birine karß›l›k olan vergi.
ise özendirici idi.
tür bir de¤ißikli¤in yap›labilmesi için, her ül-
kede yerine gelmesi gereken baz› ßartlar var- Askerî sanayi: Ulusal savunma alan›nda faali-
n Birleßmiß Milletler: Bkz. s. 90.
d›r. Örne¤in, Türkiye’de Anayasa de¤ißikli¤i yet gösteren devlete ait sanayi ßirketlerinin
yapabilmek için toplam milletvekili say›s›- tümü. SSCB’de özellikle gelißmiß olan bu Black power: 1960’larda Amerikan kentlerinde
n›n üçte ikisinin oyu aran›r. sektör, sanayi ißgücünün yaklaß›k % 30’unu siyahlar›n yaßad›¤› mahallelerde baßlayan ve
çal›ßt›r›yordu. siyahlar›n kendi kaderlerini ve siyasal gele-
Anayasa Mahkemesi: Parlamentonun haz›rla- ceklerini tayin hakk›n› ele geçirmelerini
d›¤› yasalar›n anayasaya uygun olup olma- Ayetullah: Þiî ruhanî lider. amaç edinen devrimci hareket.
d›¤›na karar veren yüksek mahkeme.
Aynî: Herhangi bir ödemenin parayla de¤il
n Blitzkrieg: Bkz. s. 24.
ANZUS (Australia, New-Zealand, United -Sta- malla yap›lmas›.
tes, "Avustralya, Yeni Zelanda, ABD"): Bu Bunker: Makineli tüfek veya hafif top yuvas›
Ayr›cal›klar toplumu: Ortaça¤ Avrupas›’nda, olarak da kullan›lan kal›n betonarme koru-
üç ülke aras›nda 1951’de imzalanan askerî it-
11. yüzy›lda dua edenler, savaßanlar ve çal›- nak.
tifak.
ßanlar aras›nda yap›lan ay›r›ma dayanarak,
Apartheid: Güney Afrika’da 1909’da kurulan ›rk ruhban s›n›f›, soylular s›n›f› ve üçüncü s›n›f Bürokrasi: "Yönetim"in olumsuz anlam yüklü
ayr›mc›l›¤› rejimi. ‹ngiltere ya da Hollanda biçiminde s›n›flara ayr›lm›ß toplum. eßanlaml›s›. Özellikle SSCB’de, yönetilenle-
kökenli beyaz az›nl›k, kendilerinden çok da- rin aleyhine kendilerine ç›kar sa¤layan ve
Az›nl›k hükümeti: Parlamentodaki üyeleri ço- kendilerine herhangi bir talep iletildi¤inde
ha kalabal›k olan siyahî halka karß›, siyahla-
¤unluk olußturmayan bir partinin veya par- cevap vermemek için bir üst otoritenin ve bir
ra oy hakk› tan›mayan ve belli topraklarda
ya da mahallelerde yaßamaya zorlayan kat› tilerin kurdu¤u hükümet. yönetmeli¤in arkas›na saklanan memurlar
bir yasal düzen dayat›yordu. Otel, okul, top- için kullan›l›rd›.
lu taß›ma araçlar› ve kamuya ait alanlar›n
kullan›m› konusunda da ayr›mc›l›k yap›l›-
B n Bütçe a盤›: Bkz. s. 122.

yordu. n Büyük ‹ttifak: Bkz. s. 30.


Baby-boom: ‹kinci Dünya Savaß›’n›n ard›ndan
Ara mal ve yat›r›m mallar›: Ara mal, üretim sü- gelißmiß ülkelerin ço¤unda gözlenen do¤um
recinin herhangi bir aßamas›nda kullan›lan oranlar›ndaki patlamayla birlikte nüfusun
mald›r. Yat›r›m mal› ise, üretim sürecinin en
baß›nda al›nmas› gereken mald›r.
h›zla artt›¤› dönem. C
Ba¤dat Pakt›: 1955’te ‹ngiltere, Türkiye, ‹ran,
Aranjman: Belirli çalg›lar, sesler ya da topluluk- Irak ve Pakistan’›n imzalad›¤› ißbirli¤i anlaß- Camp-David Anlaßmalar›: 1978’de ABD baßka-
lar için olußturulmuß bir müzik yap›t›n›n, mas›. Irak pakttan 1958’de çekildi. n›n›n Camp-David’deki ikametgâh›nda M›s›r

376
devlet baßkan› Sedat ile ‹srail baßbakan› Be- Çok hukukluluk: Tek bir ulusal hukuk dizgesi- Devlet yönetiminde ßeffafl›k: Devletin, ald›¤›
gin aras›nda imzalanan anlaßmalar. ‹srail bir- nin yerine, vatandaßlar›n inançlar›na göre kararlara ve girißti¤i uygulamalara ilißkin
liklerinin Sina’dan çekilmesiyle sonuçland›. farkl› hukuk dizgelerine ba¤l› olmalar›. olarak gizlilik ilkesi yerine kamuoyunu bil-
gilendirmeyi ye¤lemesi.
Canland›rma politikas›: Tüketimi ve ßirketlerin Çokuluslu ßirket: Çok say›da ülkede ßubesi bu-
faaliyetlerini canland›rmak ve ißsizli¤in önü- lunan ßirket. Bu deyim, özellikle dünyan›n Dinci sa¤: ABD’de ‹ncil’in mesaj›n› sa¤›n siyasal
ne geçmek amac›yla, devlet harcamalar›n› çeßitli bölgelerine yerleßerek devletlerin da- ve ahlakî de¤erlerine göre yorumlayan bir
büyütmeye, ücretleri artt›rmaya ve kredi al›- yatt›klar›, vergilere veya toplumsal haklara dinsel ak›m.
m›n› kolaylaßt›rmaya dayanan bir tür Key- ilißkin hukuksal k›s›tlamalar›n bask›s›n›
nesci ekonomi politikas›. azaltmaya çal›ßan firmalar için kullan›l›r. n "Dört Modernleßme": Bkz. s. 192.

CIA (Central Intelligence Agency, "Merkezî Habe- "Dörtler Çetesi": Mao Zedong’un 1976’da ölü-
münden sonra, "kültür devrimi"nin yaratt›¤›
D
ralma Örgütü"): Temmuz 1947’de kurulan
Amerikan gizli servisi. siyasal çizginin en kat› yorumunu temsil
eden, aralar›nda Mao’nun dul eßinin de bu-
Cinsiyet ay›r›mc›l›¤›: Erkekler ve kad›nlar ara-
Damping: Bir mal ya da hizmetin maliyetinden lundu¤u dört Çinli yönetici için kullan›l›r.
s›ndaki sözde farkl›l›klara dayanarak, kad›n-
daha ucuza sat›lmas›. Bu uygulama, pazara Daha sonra komplo ile suçland›lar, yarg›lan-
lar›n baz› ißlerde çal›ßmas›na engel olan ay-
yerleßmek isteyen üretici taraf›ndan rekabeti d›lar ve Mao’nun eßi d›ß›ndakiler idam edil-
r›mc› tav›r.
k›rmak için kullan›l›r. di.
Commowealth: Eskiden ‹ngiliz imparatorlu¤u-
Dan›ßtay: Haz›rlanan yasalar› inceleyip görüß- Döviz darbo¤az›: Bir ekonominin, döviz gelirle-
na ba¤l› olan ve aralar›nda belli bir dayan›ß-
lerini bildirmek ve yönetim davalar›na bak- rinin ihtiyac›n alt›nda olmas› sonucunda dö-
ma bulunan devletler toplulu¤u. Commonwe-
mak gibi görevleri olan yüksek dan›ßma ve viz darl›¤›na girmesi.
alth üyesi ülkeler ba¤›ms›z devletlerdir ve ‹n-
yarg›lama kurumu.
giliz taht›na ba¤l›l›k yemini ile birbirlerine
ba¤l›d›rlar. Günümüzde Commonwealth’de Darbe: Darbe: ‹ktidar› güç kullanarak ele geçir-
50 devlet yer almaktad›r. mek ya da ele geçirmeye teßebbüs etmek; ay-
r›ca bkz. s. 320.
E
n Condominium: Bkz. s. 210.
Dayan›ßma (Solidarnosk): Polonya’da, Lech Wa- Einsatzgruppen ("müdahale ekipleri"): Alman
Cunta: Yönetime egemen olan veya olmaya ça-
lesa taraf›ndan yönetilen, komünist iktidar- polis memurlar›ndan olußan bu küçük devri-
l›ßan küçük ve genellikle askerlerden olußan
dan ve resmî sendikalardan ba¤›ms›z bir ye ekipleri, 1941’de SSCB’ nin ißgali s›ras›n-
grup.
sendikal hareket. da ele geçirilen topraklarda bulunan Nazi
De¤erler: Ahlakî ve siyasal anlamda, önem ve- "düßmanlar›n›", yani özellikle Yahudileri ve

Ç rilen herßey (onur, sadakat, gerçeklik, özgür- komünistleri öldürmekle görevliydi.


lük, demokrasi, adalet, eßitlik, insana say- n Egemenlik: Bkz. s. 174.
g›...).
Çerçeve-yasa: Frans›z Parlamentosu taraf›ndan n Ekonomik büyüme: Bkz. s. 102.
Demir Perde: Bat›l› Avrupa ülkeleri ile halk de-
kabul edilen ve yaln›zca bir konu ile ilgili il-
mokrasilerini ay›ran s›n›r. ‹lk kez Churchill Emanetçiler: Aktif siyasete kat›lmalar› yasak-
keleri belirleyen genel yasa; uygulaman›n
taraf›ndan Fulton konußmas›nda (1946), Ba- lanm›ß kißilerin yerine, geçici olarak önemli
nas›l yap›laca¤›n› yönetmelikler arac›l›¤›yla
t›l›lar aç›s›ndan Avrupa’n›n Sovyetler tara- siyasal ißlevler yüklenmiß olan kißilere bas›n
yürütme gücü belirler. f›ndan ißgal edilen bölgelerinde ne olup bit- ve halk taraf›ndan tak›lan ad.
Çevirilebilir para: Belirlenen bir de¤er üzerin- ti¤ini denetlemenin olanaks›zl›¤›n› aç›kla-
mak için mecazî anlamda kullan›lan Demir Emperyalizm: Bir devletin baßka devletler ya da
den alt›nla ya da baßka bir parayla de¤ißtiri-
Perde terimi, daha sonra Do¤u ile Bat› aras›- topraklar üzerindeki ekonomik, siyasal (sö-
lebilen para; korvertibl para.
na her türlü geçißi engellemek için halk de- mürgeler için) ve kültürel hakimiyeti.
Çift dereceli seçim sistemi: Seçmenlerin do¤ru- mokrasileri taraf›ndan çekilen s›n›r› anlat-
dan do¤ruya milletvekillerinin de¤il, millet- Endeksleme: Ücret art›ßlar›n› fiyat art›ßlar›na
mak için kullan›ld›.
vekillerini seçek olanlar› seçtikleri seçim sis- ba¤lama uygulamas›. Fiyatlar artt›¤›nda, üc-
temi. Devalüasyon: ‹thalat giderlerinin artmas› paha- retler de do¤rudan ayn› oranda artt›r›l›r.
s›na, ihracat› kolaylaßt›rmak amac›yla bir hü-
Çinli milliyetçiler: Çin’de 1900 y›l›nda Sun Yat- Enflasyon: Piyasadaki para hacminin, piyasa-
kümet taraf›ndan paran›n de¤erinin düßü-
sen taraf›ndan kurulan milliyetçi parti Gu- rülmesine karar verilmesi. daki mal miktar›na oranla h›zl› artmas›. Enf-
omindang yanl›lar›. General Çang Kay-ßek lasyonun sonucu, bir para biriminin de¤er
yönetimindeki Çinli milliyetçiler, 1925’te ik- n Devlet düzenlemelerinin kald›r›lmas›: Bkz. kaybetmesi ve fiyatlar›n artmas›d›r. Halk di-
tidar› ele geçirdiler. Komünist gerillaya ve s. 146. linde enflasyon genellikle fiyat art›ß›n›n kar-
1930’lu y›llardaki Japon istilâs›na karß› mü- Devlet Güvenlik Mahkemeleri: 31 Ocak 1973 ß›l›¤› olarak kullan›l›r.
cadele etmek zorunda kald›lar. ‹kinci Dünya tarihli kanunla kurulan ve baßta terör ve bö-
Savaß› s›ras›nda, milliyetçiler ve Mao Ze- lücü etkinlikler olmak üzere, ülkenin güven-
dong’a ba¤l› komünistler Japonlara karß› bir-
leßtiler, ama savaß›n sonunda iki cephe ara-
li¤iyle ilgili davalara bakan ola¤anüstü mah-
kemeler.
F
s›nda yeniden bir iç savaß ç›kt›. ABD’nin des-
Devlet teßviki (veya sübvansiyon): Devletin, n Federal devlet: Bkz. s. 136.
te¤ine karß›n, milliyetçiler 1949’da komü-
piyasa koßullar›nda kendili¤inden gelißmesi
nistler taraf›ndan yenilgiye u¤rat›ld›lar ve
zor olan, ancak ekonomiye faydas› dokuna- Fiyat destekleme politikalar›: Devletin baz›
Formoza Adas›’na (Tayvan) çekildiler.
cak baz› mallar›n üretimini teßvik etmek için ürünlere taban fiyat› belirlemesi. Bu politika-
Ço¤unlukçu seçim sistemi: Bkz. s. 304. çeßitli yollardan yapt›¤› yard›m. lar genelde tar›msal ürünlerde uygulan›l›r.

377
Fiyat kontrolleri: Devletin baz› ürün fiyatlar›- Glasnost (Rusça, "ßeffafl›k"): 1970’lerde Sovyet Bat› dünyas›na yay›lan kendili¤indenci hare-
n›n art›ß›n› engellemek amac›yla fiyatlar üze- muhaliflerin talep ettikleri glasnost, Mihail ket. "Tüketim toplumu"nu reddeden ßiddet
rine getirdi¤i k›s›tlamalar. Gorbaçov taraf›ndan uygulamaya kondu. karß›t› hippiler, cemaat halinde yaß›yor, do-
Önceden gizli tutulanlar› aç›klamak, sorun- ¤aya dönüßü ve toplumsal kurals›zl›¤› savu-
n FKÖ (Filistin Kurtuluß Örgütü): Bkz. s. 268. lar›n varl›¤›n› yads›mamak, hatta bunun da nuyorlard›..
n FLN (Front de Libération Nationale): Bkz. s. ötesinde Sovyet sisteminin bütünüyle krize
girmiß oldu¤unu kabul etmek anlam›na geli- Holding: Birçok ßirketin hisse senetlerinin tü-
230. münü veya büyük bir bölümünü elinde tuta-
yordu. ‹fade özgürlü¤ünü ve eleßtiri hakk›n›
Fordizm: Amerikal› sanayici Henry Ford (1863- beraberinde getirdi. rak o ßirketleri denetleyen ve yönlendiren
1947) taraf›ndan gelißtirilen ve yüksek ücret sermaye grubu.
GTTA ("Genel Gümrük Tarifeleri ve Ticaret An-
politikas› sayesinde genel tüketimi canlan- Hukuk devleti: Tüm siyasal ve toplumsal ilißki-
laßmas›", General Agreement on Tariffs and Tra-
d›rmay› amaçlayan ekonomik uygulama. lerin yasalar çerçevesinde yürütüldü¤ü dev-
de-GATT): Gümrük tarifelerini indirerek ser-
Frans›z Birli¤i: Fransa’n›n 1946 Anayasas› ile best ticareti kolaylaßt›rmak amac›yla 1947’de let. Bir hukuk devletinde, hiçbir vatandaß (si-
Frans›z sömürge imparatorlu¤unun yerine 80 devlet taraf›ndan imzalanan anlaßma. vil ya da resmî) yasalar›n üzerinde de¤ildir.
kurulan jeopolitik birlik. Frans›z Birli¤i, Hücre: Komünist partilerde, tüm üyelerin ba¤l›
Gulag (Glavnaye Upravlenniye Lagerey, "Kamplar
Fransa Cumhuriyeti (metropol ve halk› Fran- oldu¤u en küçük taban örgütü.
Genel Müdürlü¤ü"): 1930’lar›n baßlar›ndan
s›z vatandaß› olan deniz aß›r› vilayetler ve
1950’lerin sonlar›na kadar SSCB ‹çißleri Ba-
topraklar) ile birlikte, kendi milliyeti ve ayr› kanl›¤› taraf›ndan yönetilen kamplar›n tü-
bir siyasal sistemi oldu¤u halde Fransa’ya
ba¤l› topraklar› ve devletleri içerir.
münü anlatmak için kullan›l›r. 1934-1953 y›l-
lar› aras›nda, 15-20 milyon kißi (adî ya da si-
I
n Frans›z Toplulu¤u: Bkz. s. 228. yasî suçlu) Gulag kamplar›na gönderildi.
Irk ayr›mc›l›¤›: ‹nsanlar aras›nda, etnik köken-
n Güçler ayr›l›¤›: Bkz. s. 182. lerine ya da derilerinin rengine göre yapay
farklar yarat›larak ay›r›m yap›lmas›.
G
H
Garanti Antlaßmas›: K›br›s Cumhuriyeti’nin
kurulma aßamas›nda yap›lan ve K›br›s’›n

n Halk demokrasileri: Bkz. s. 182.
statüsünü Birleßik Krall›k, Türkiye ve Yuna-
Halkevleri / Halkodalar›: 19 Þubat 1932’de ku- ‹ç borçlar: Devletin tahvil ve/veya bono ç›kara-
nistan’›n güvencesine alan antlaßma.
rulmaya baßlanan ve amaçlar› Türkiye halk›- rak faiz karß›l›¤›nda piyasadan toplad›¤› pa-
Garip savaß ("Drôle de guerre"): Fransa ile Al- n› cumhuriyet ve ça¤daßl›¤›n gereklerine gö- rayla borçlanmas›.
manya’n›n savaßta olduklar›, ama iki ülke re e¤itmek olan kurumlar. Bunlar, yerleßim ‹ki meclisli yasama sistemi: Yasalar›n iki aßa-
aras›nda askerî harekât›n henüz baßlamad›- birimlerinin büyüklü¤üne göre "ev" ya da mada, farkl› iki meclisce haz›rland›¤› yasa-
¤›, eylül 1939-may›s 1940 aras›ndaki döne- "oda" oluyordu. ma sistemi. Bu sistemlerde milletvekillerin-
min Frans›zca ad›.
n Halkoylamas›: Bkz. s. 304. den olußan meclise alt meclis (temsilciler ve-
Gauleiter: Nazi Almanyas› örgütlenmesinde, ya vekiller meclisi), senatörlerden (ABD,
bir bölgenin idarî ve siyasî sorumlusu. Halk komünü: 1958’den sonra, Çin toplumu- Fransa, 1961-1980 aras› Türkiye) veya lord-
nun en küçük birimi. Halk komününün top- lardan (2002’ye kadar Birleßik Krall›k) olu-
Gayri safi milli has›la (GSMH): Bkz. s. 112. ra¤› ve toplumsal hizmetleri (hastane) vard›r ßan meclise de üst meclis de (senato) denir.
ve "‹leriye do¤ru büyük hamle" çerçevesinde
Gayri safi yurtiçi has›la (GSY‹H): Bkz. s. 112. ‹lhak: Bir ülkenin ya da bir ülkeye ait bir toprak
kendi sanayiini kendi kurmas› gerekir. Ko-
Gensoru: Milletvekillerince baßbakana veya ba- nutlar komüne aittir ve çal›ßma yaßam›, üre- parças›n›n istenerek ya da zorla baßka bir ül-
kanlardan birine bir sorunla ilgili olarak so- tim tugaylar› olußturularak örgütlenir. Ger- keye kat›lmas›.
rulan ve görüßmeler sonunda o konuda so- çekte, halk komünlerinin kurulmas› ile gele-
‹lk savunma hatt›: Bir devletin s›n›rlar›n›n he-
rußturma aç›lmas› istenebilen soru. neksel tar›m üretiminin ve tüm ekonominin
men önünde yer alan co¤rafî alan. Savaß ha-
düzeni bozuldu; bu girißim, milyonlarca
Gestapo (Geheime Staatspolizei, "Gizli Devlet Po- linde, çarp›ßmalar ülke topraklar› üzerinde
Çinlinin ölümüne yol açan büyük k›tl›klarla
lisi"): 1930’larda Almanya’da Himmler ve de¤il, gözden ç›kar›lan bu alanda gerçekleßir.
sonuçland›.
Heydrich’in sorumlulu¤unda örgütlenen ve n IMF (Uluslararas› Para Fonu): Bkz. s. 88.
ißgal alt›ndaki Avrupa’da da faaliyet göste- "Hayat sahas›": Almanca Lebensraum. Naziler
ren Nazi siyasî polisi. taraf›ndan, Alman halk›n›n yaßam›n› sürdü- n ‹nsanl›k suçu: Bkz. s. 86.
rebilmek için ihtiyaç duydu¤u ve özellikle
Getto: Eskiden, Venedik’te Yahudilerin oturmak do¤uda Slav halklar›ndan al›nmas› gereken ‹ntelligentsia: Çarl›k Rusyas›’nda oldu¤u gibi
zorunda b›rak›ld›klar› ve geceleri kapat›ld›k- topraklar› anlatmak için kullan›lan terim. SSCB’de de iktidara karß› eleßtirel ve isyanc›
lar› mahalle. 19. ve 20. yüzy›lda, Do¤u Avru- bir tutum sergileyen e¤itimli kißilerden olu-
pa ülkelerinde Yahudi mahallelerine verilen n Helsinki Anlaßmalar›: Bkz. s. 214. ßan grup.
ad. ‹kinci Dünya Savaß›’nda, Nazilerin Yahu- Himaye: Bir baßka devletin vesayeti alt›na yer- ‹ntifada: 1987’de, ‹srail ißgali alt›ndaki bölgeler-
dileri bulunduklar› yerde ya da kamplarda leßtirilmiß bir devlet ya da topra¤›n, kendi de Filistinli gençler taraf›ndan baßlat›lan "taß
toplu halde öldürmeden önce kapatarak hükümetini ve idarî yap›s›n› korumas›na savaß›". ‹ntifada’n›n ‹srail ordusu taraf›ndan
içiçelik, açl›k ve pislik içinde yaßamaya zor- izin veren sömürge statüsü. Örne¤in, bast›r›lmas› s›ras›nda yüzlerce kißi öldü
lad›klar› mahalleler. 1939’da Laos, Kamboçya, Fas ve Tunus Fran-
s›z himayesi alt›ndayd›. ‹rgun: Araplara ve manda yönetimi ile Filistin’i
GI’lar (Government Issue, "Demirbaß"): ‹kinci
Dünya Savaß›’nda Amerikan askerleri için Hippiler: 1960’lar›n baßlar›nda Kaliforniya’da ißgal eden ‹ngilizlere karß› mücadele etmek
kullan›lan resmî olmayan k›saltma. baßlayan ve 1970’lerin baßlar›na kadar tüm için 1937’de kurulan gizli askerî Yahudi ör-

378
gütü. ‹rgun, ‹srail devleti kurulduktan son- Kartel: Ayn› faaliyet kolunda (kömür, petrol, çe- Kongre Partisi (Indian National Congress):
ra,1948’de feshedildi. lik) iß yapan üreticilerin, rekabeti önlemek 1885 y›l›nda kurulan ve Hindistan’›n ba¤›m-
amac›yla fiyatlar› belirlemek ve pazarlar› s›zl›¤› için mücadele eden siyasal parti.
‹slamc›l›k: Baz› müslümanlar›n, gerekti¤inde paylaßmak için yapt›klar› anlaßma. 1945’te, baßl›ca yöneticileri Gandi ve Neh-
güç kullanarak, ‹slam’›n de¤er ve kurallar›- ru’ydu. 1947’de Hindistan’›n ba¤›ms›zl›¤›na
n›n en kat› biçimiyle uyguland›¤› bir yaßam Katyußa: Tek bir rampadan ayn› anda birçok or- kavußmas›ndan sonra, Kongre Partisi de ye-
biçimini herkese dayatan, baßka kültürleri, ta menzilli füze atan bir Sovyet bataryas›. ni devletin baß›na geçti.
özellikle de Bat› etkisini tümüyle reddeden
KEYK: "Karß›l›kl› Ekonomik Yard›mlaßma Kon- Konvertibilite: Bir ulusal paran›n, iç ve d›ß dö-
bir rejim kurma arzusu.
seyi"nin k›saltmas› (‹ngilizce, COMECON). viz piyasalar›nda baßka bir ulusal paraya
‹stiklâl Partisi: 1943’te kurulan ve Fas’›n ba¤›m- 1949 y›l›nda Moskova’da kurulan ve bünye- serbestçe çevirilebilmesi.
s›zl›¤› için mücadele eden baßl›ca güçleri sul- sinde SSCB ile birlikte yedi Do¤u Bloku ül-
Kota: ABD’de, yürürlükteki kota yasalar›, milli-
tan›n yetkesi alt›nda bir araya getiren parti. kesini (Arnavutluk, Bulgaristan, Çekoslo-
yetlere göre her y›l ülkeye giriß yapacak göç-
vakya, Macaristan, Mo¤olistan, Polonya, Ro-
n ‹ßbirlikçi: Bkz. s. 48. men say›lar›n› belirler. Kota, önceden belir-
manya) bar›nd›ran ekonomik ißbirli¤i kuru-
lenmiß bir miktar ya da bir yüzde oran›d›r.
‹thal ikamecilik: ‹thal edilen mallar›n yurt için- lußu. Do¤u Almanya 1950’de, Küba 1972’de,
de üretilmesini hedefleyen, korumac› iktisat Vietnam 1978’de KEYK’e kat›l›rken, Arna- Kulaklardan ar›nd›rma: Kulak, Rusya’da zengin
politikas›. vutluk 1961’de üyelikten çekildi. ve girißimci köylülere verilen add›r. 1930’lar-
da Stalin, kulaklardan ar›nd›rma, yani "bir s›-
n Keynescilik: Bkz. s. 106. n›f olarak" kulaklar› ve "kulak zihniyetine sa-

J KGB (Komitet Gosudarstvennoy Bezopastnosti,


"Sovyet Devlet Güvenlik Komitesi"): 1954’te
hip" köylüleri ortadan kald›rma emrini ver-
di. Kulaklardan ar›nd›rma operasyonu mil-
kurulan siyasal gözetim, polis, casusluk ve yonlarca kißinin ölümüne yol açt›.
Jeep: GP (general purpose, "her türlü kullan›m karß›-casusluk birimi. ÇEKA (1917), GPU n Kurtuluß Cephesi: Bkz. s. 224.
için") k›saltmas›n›n fonetik okunußu gee pee (1922), NKVD (1934) ve MGB (1946)’nin yeri-
(ci pi)’den gelir; Amerikan ordusu taraf›n- ni ald›. Kurucu Meclis: Seçim veya atama yoluyla ya da
dan 1942 y›l›nda gelißtirilen ve milyonlarca her iki yoldan olußan ve yeni bir anayasa
adet üretilen dört teker çekißli arazi arac›. K›z›l Kmerler: Kmer, Kamboçya halk›n›n ad›- yapmak için toplanan meclis.
d›r. K›z›l Kmerler, 1970’lerde Kamboçya’da
rejime karß› mücadele eden komünist muha- Kuzey Atlantik Anlaßmas›: 1949’da ABD, Ka-
nada ve Bat› Avrupa ülkeleri aras›nda, ko-
K liflerdi. Pol Pot taraf›ndan yönetilen ve
Çin’in destekledi¤i K›z›l Kmerler, 1975’te za-
münizmin Avrupa’daki yay›lma politikas›-
n›n önüne geçmek için imzalanan anlaßma.
fer kazanana kadar gerilla savaß› yürüttüler.
Birleßmiß Milletler Sözleßmesi’ne de dahil
Kamu a盤›: Devletin (kamu kesiminin) denge- Maoculuktan esinlenen marksist ideolojileri,
edilen bu anlaßma, savunma esasl›yd› ve as-
sinin eksiye geçmesi, yani harcamalar›n›n milyonlarca Kamboçyal›n›n ölümüne neden
kerî bir örgütle (NATO) tamamlan›yordu.
gelirlerinden çok olmas›. olan bir soyk›r›m gerçekleßtirmelerine yol
açt›. 1978’de, Vietnam ordusu taraf›ndan ik- Küçülme: Ekonomik faaliyette k›sa ya da uzun
Kamu ‹ktisadi Teßebbüsü (K‹T): Sermayesinin süreli azalma. Üretimin büyüme oran› düß-
tidardan indirildiler, ama Kamboçya’da bir-
yar›s›ndan fazlas› devlete ait olan ve mal ve tü¤ünde ise, daha çok "depresyon"dan söz
birini izleyen rejimlere karß› gerilla mücade-
hizmet üretmek üzere kurulmuß ticaret ka- edilir.
lesine devam ettiler.
nununa tabi olarak çal›ßan, tüzel kißili¤e sa-
hip ißletmeler. Kibbuz: Önceleri Filistin’de, daha sonra ‹srail’de "Kültür Devrimi": 1965-1968 y›llar› aras›nda,
Yahudi yerleßimciler taraf›ndan kendi kendi- gençli¤in ("K›z›l muhaf›zlar") deste¤ini ala-
Kamikaze ("tanr›n›n rüzgâr›"): 1281’de Japon- rak Çin Komünist Partisi’nin denetimini ye-
ni yönetme esas›na göre ißletilen tar›m ko-
ya’y› istilâya gelen Mo¤ol donanmas›n› dar- niden ele geçirmeyi amaçlayan Mao Zedong
operatifi.
mada¤›n eden tayfunun an›s›na, 1944 eki- taraf›ndan baßlat›lan kitle hareketi.
minden itibaren patlay›c› yüklü uçaklar›n› Kneset: Tek seçim sevreli nisbî seçim sistemiyle Mao’nun, muhafazakârl›¤› ve Çin Komünist
Amerikan gemilerinin üzerine düßüren Ja- dört y›l için seçilen ‹srail parlamentosu. Bu Partisi’nin sa¤ kanad›n› yenmek için ideolo-
pon intihar pilotlar›na verilen ad. seçim sistemi, dinî partiler gibi küçük parti- jide ve zihinlerde gerçekleßtirmek istedi¤i
lerin ‹srail’in siyasal yaßam›nda önemli rol devrim, ayaklanmalara ve milyonlarca Çinli-
Kanl› Pazar: Toplama kamplar›nda di¤er tutuk-
oynamas›n› sa¤lar. nin ölümüne yol açt›.
lulardan sorumlu olan ve SS’lerin gözetimin-
de onlar üzerinde her türlü yetkiye sahip bu- Kolhoz (Rusça, "kollektif ißletme"): SSCB’de ta-
lunan adî suçlu ve Alman kökenli tutuklular.
L
r›m kooperatifi.
Kapos: Toplama kamplar›nda di¤er tutuklular- Kominform (Komuniçeskaya informatsiya, "Ko-
dan sorumlu olan ve SS’lerin gözetiminde münist haberalma"): 1947’de kurulan, Do¤u
onlar üzerinde her türlü yetkiye sahip bulu- Bloku ülkeleri, Fransa ve ‹talya komünist n Laogay: Bkz. s. 190.
nan adî suçlu ve Alman kökenli tutuklular. partileri aras›ndaki iletißim kurumu. 1943’te Lobi: ‹deolojik, dinî ya da meslekî bask› grubu.
Kararname: Yürütme gücü taraf›ndan yasama varl›¤›na son verilen Komintern’in (Komünist
Enternasyonal) yerini ald›. Kominform da Lokavt: ‹ßverenin çeßitli anlaßmazl›klar nede-
gücünün denetiminden geçmeksizin al›nan
1956’da kapat›ld›. niyle ißyerini kapatmas›.
karar. Kararname yasa niteli¤i taß›yorsa, "ka-
nun hükmünde kararname"den söz edilir. Luftwaffe ("Hava ordusu"): Hava kuvvetlerini
Kongre: ABD’de, yasama ißlevi gören iki mecli-
anlatmak için kullan›lan Almanca sözcük.
Karne: Darl›k zamanlar›nda tüketimde israf› sin toplam›na verilen ad; Temsilciler Meclisi
önlemek için kullan›lan ve kißi baß›na düßen (her eyalette nüfusla do¤ru orant›l› say›da Lübnanl› H›ristiyanlar: Lübnan’da ‹lkça¤’dan
k›s›tl› tüketim maddelerinin sat›n al›nmas›na seçilen temsilciler) ve Senato (her eyalet için beri yaßayan H›ristiyan topluluklar›n›n so-
yarayan kuponlar›n bulundu¤u vesika. iki senatör). yundan gelen kißiler. Lübnanl› H›ristiyanlar

379
çok say›da cemaate ayr›l›rlar: Papal›k otori- Metropol: 1. Büyük kent; 2. Sömürge impara- New Deal: “Yeni paylaß›m”; Baßkan Roose-
tesini tan›yan ve Lübnan halk›n›n % 25’ini torlu¤u olan ülkelere verilen ve bunlar›n sö- velt’in 1932-1934 y›llar›nda uygulad›¤› ve
olußturan Mârunîler (5. yüzy›lda ölen aziz mürgelerine oranla gördü¤ü ißlevi de anla- ekonomiyi tüketicilerin sat›n alma gücünü
Mârun’un ad›ndan); Katolikler; Melkîler ve tan ad. artt›rarak düzeltmeyi amaçlayan politika.
Yakubîler (ortodoks mezhebinden).
n Mihver: Bkz. s. 26. Nispî temsil sistemi: Siyasi partilerin parla-
mentoda, seçimlerde ald›klar› oya orant›l›
Militarizm: 1. Bir ülkede ordu gücünün aß›r› öl- olarak temsil edilmelerini öngören seçim sis-
M çüde a¤›r basmas›, ülke yönetiminde a¤›rl›-
¤›n› duyurmas›; 2. Bütün yurt sorunlar›n›n
temi; ayr›ca bkz. s. 304.

ancak ordu gücüyle çözülebilece¤ini öne sü- n Nomenklatura: Bkz. s. 160.


Maccarthy’cilik: ABD’de, 1950’lerin baßlar›nda
ren siyasal görüß.
senatör McCarthy öncülü¤ünde baßlayan si-
yasal ak›m. Ço¤unlukla kan›ts›z olarak ko-
münist fikirlere yatk›n ya da yaln›zca ilerici
Millî bakiye: ‹l düzeyinde bir milletvekilli¤i
için gereken oy say›s›na varmayan oylar›n O
olmakla suçlanan herkes aleyhinde polis so- ulusal düzeyde toplanarak ziyan olmamala-
rußturmas› baßlat›l›yor ve bu kißilere karß› r›n› amaçlayan bir nispi seçim sistemi türü. OAS (Organisation armée secréte, “Silahl› Giz-
ayr›mc›l›k yap›l›yordu ("cad› av›"). Mac- li Örgüt”): Cezayir’deki Avrupa kökenli hal-
carthy’cilik, 1954’te Senato taraf›ndan d›ßlan- Millî Görüß: Necmettin Erbakan ve 17 arkadaß›
k›n ve ordunun bir bölümünden destek alan
d›. taraf›ndan 1969 y›l›nda Milli Nizam Parti-
terorist hareket. OAS, 1961-1963 y›llar› ara-
si'nin kurulmas›yla ortaya ç›kan ve ‹slam di-
Maginot Hatt›: 1927-1936 y›llar› aras›nda, Savaß s›nda Fransa ve Cezayir’de gerçekleßtirdi¤i
ni baßta olmak üzere milli ve manevi de¤er-
Bakan› André Maginot’nun karar›yla Fran- çeßitli sald›r› eylemleriyle Cezayir’in ba¤›m-
leri ön plana ç›kararak siyaset sahnesine yer-
sa’n›n do¤usunda, ‹sviçre s›n›r›ndan Lük- s›zl›¤›na kavußmas›na engel olmaya çal›ßt›.
leßen siyasal hareket. Bu hareketi daha sonra,
semburg’a kadar inßa edilen savunma istih- s›rayla, Mili Selamet Partisi, Refah Partisi, Oder-Neisse Hatt›: Oder ›rma¤› ile bat›dan bu
kâmlar›. Her türlü Alman sald›r›s›n› durdur- Fazilet Partisi ve Saadet Partisi temsil etmiß- nehre kavußan Neisse ›rma¤›n›n olußturdu-
mak üzere planlanm›ßlard› ve 1930’lardaki tir. ¤u hat. Bu iki ›rmak, 1945 y›l›ndan beri Al-
Frans›z savunma stratejisinin simgesi oldu- manya ve Polonya aras›ndaki s›n›r› belirle-
lar. n Millî Güvenlik Kurulu: Bkz. s. 320. mektedir.
Maki örgütleri: Yetke güçlerinden kaçmak iste- n Millî Güvenlik Konseyi: Bkz. s. 320. Ola¤anüstü rejim: Anayasan›n veya baz› yasa-
yenlerin sakland›¤›, genellikle ulaß›lmas› güç lar›n geçici olarak ask›ya al›nd›¤› veya kay›t
bölgelerde (da¤lar, ormanlar, batakl›klar...) n Millî irade: Bkz. s. 294.
alt›nda bulundu¤u dönemlerde rejimin nite-
örgütlenen savaßç›lar. ‹kinci Dünya Savaß› s›- n Misilleme: Bkz. s. 54. li¤i.
ras›nda bunlar, Zorunlu Çal›ßma Hizmetin-
den kaçmak isteyenler, siyasal nedenlerle ya Modern sektör: Sanayi sektörüdür, buna karß›- Ortadirek: Genellikle orta s›n›f anlam›na kulla-
da ›rklar›ndan dolay› arananlar ve ellerine l›k geleneksel olarak da nitelendirilen sektör n›lan ve ço¤unlu¤unu sabit gelirlilerin oluß-
silah al›p savaßmak isteyen direnißçilerden ise tar›m sektörüdür. turdu¤u toplum kesimi.
olußuyordu. Halk›n yard›m›yla gizlilik için- Orta sa¤: Siyasal yelpazede sa¤› temsil edenler
Muhalif: SSCB’de ve Do¤u Bloku ülkelerinde
de yaß›yor ve etkin bir biçimde kurtuluß ha- aras›nda piyasa ekonomisinden yana ve en
komünist sisteme karß› ç›kan entellektüellere
reketine kat›l›yorlard›. az muhafazakâr olan, liberal sa¤.
verilen ad. Stalin’in ölümünden sonra, mu-
Makroekonomik dengesizlikler: Kamu kesimi halifler genellikle zorunlu ikamete mahkum
dengesi, ödemeler dengesi, vs gibi makro- edildiler ya da ak›l hastanelerine gönderildi-
ekonomik dengelerin ekonominin istikrar›n›
bozacak ölçüde bozulmas›.
ler. Yazar Aleksandr Solyenitsin ve Sovyet-
ler’in atom bombas›n›n babas› fizikçi Andrey
Ö
Manda: I. Dünya Savaß› sonunda, siyasal ve Saharov en ünlü muhaliflerdendi.
Ödemeler dengesi: Bir ülkedeki bireylerin, fir-
ekonomik aç›dan zay›f ve kendi kendini yö- n Muht›ra: Bkz. s. 320. malar›n ve devlet kurumlar›n›n belirli bir
netemeyecek oldu¤u kabul edilen bir ülkeyi, dönem içinde di¤er ülkelerin bireyleri, fir-
yeni kurulan Milletler Cemiyeti ad›na yönet- malar› ve devlet kurumlar›yla gerçekleßtirdi-

N
mek için büyük bir devlete verilen yetki. ¤i uluslararas› ißlemlerin parasal de¤erlerini
n Marksizm-Leninizm: Bkz. s. 164. gösteren hesap tablosu.

Marshall Plan›: Avrupa’y› fakirlik nedeniyle Ödünç Verme ve Kiralama Yasas›: Mart
NATO (North Atlantic Treaty Organization, "Ku-
komünizme kaymamas› için bir an önce kal- 1941’de oylanan ve Baßkan Roosevelt’e, sa-
zey Atlantik Sözleßmesi Örgütü"): 1950 y›l›n-
k›nd›rma amac›yla yürürlü¤e konan plan; vunmas› ABD’nin güvenli¤i aç›s›ndan ya-
da kurulan NATO, müttefiklerin çeßitli aske- ßamsal kabul edilen tüm ülkelere her türlü
ayr›ca bkz. s. 203.
rî birimlerini bünyesinde bar›nd›r›r. Bunlar- savaß gerecini ya da baßka mallar› satma,
n Mass media: Bkz. s. 142. dan en önemlisi, bir Amerikal›n›n komuta et- ödünç verme ya da ba¤›ßlama yetkisi veren
ti¤i, 1967 y›l›na kadar Fransa’da Paris yak›n- Amerikan yasas› (Lend-lease Act). Bundan
Master plan: Bir yerleßim biriminin ana gelißme lar›nda, o tarihten itibaren de Belçika’da, ilk yararlanan ‹ngiltere oldu; onu SSCB, Çin
akslar›n›, konut, sanayi, ticaret gibi ißlevlerin Mons yak›nlar›nda bulunan SHAPE’tir (Sup- ve Fransa izledi. Yasa, 21 A¤ustos 1945’te yü-
mekânsal da¤›l›m›n› belirlemek üzere haz›r-
reme Headquarters Allied Power Europe, rürlükten kald›r›ld›.
lanan fiziki plan.
"Avrupa Müttefik Güçleri Yüksek Karargâ-
h›"). NATO’nun hizmetindeki tüm askerî Önerge: Eski deyimle "takrir"; Meclis, parti
n Melting pot: Bkz. s. 144.
güçler bu entegre komuta merkezinde al›nan kongresi,vb. toplant›larda, herhangi bir öne-
Merkez Bankas›: Bir ülkede para basarak piya- kararlara uymak zorundad›r. ride bulunmak isteyen üye veya üyelerin ha-
saya sürmekle görevli banka (örne¤in, Türki- z›rlay›p baßkanl›¤a sundu¤u, oya koyularak
ye Cumhuriyeti Merkez Bankas›). n Nazi Yanl›s›: Bkz. s. 48. üzerinde karar verilmesi istenen belge.

380
Özel Ekonomik Bölgeler: Komünist Çin tara- tikrarl› büyümeye herhangi bir katk›da bu- Roma Kulübü: ‹nsanl›¤›n ekonomik faaliyetini
f›ndan, 1980’den itibaren yabanc› yat›r›mlara lunmaks›z›n, oy kayg›s› ile gerçekleßen dev- dünya çap›nda bir sistem olarak araßt›rmak
aç›lan k›y› bölgeleri. let harcamalar› iktisadi anlamda popülizm amac›yla 1968’de baz› uzmanlar taraf›ndan
olarak nitelendirilebilir. 1980 sonras›, Türki- kurulan düßünce grubu.
Özelleßtirme: Devletleßtirmenin tersi. Devlet iß-
ye’de iktisadi popülizmin artmas›n›n baßl›ca

S
letmelerinin, sermayelerinin hisse senedi bi-
nedeni olarak siyasi rekabetin art›ß› ve ço¤a-
çiminde sat›larak, özel sektöre devredilmesi.
lan siyasi partilerin oy toplama kayg›s›yla
Özerkleßtirmek: Devlet taraf›ndan kurulup "sorumsuz" harcamalar yapmalar› gösterile- Sabit kur: Bir paran›n di¤er bir para karß›s›nda-
bütçesi de Devlet taraf›ndan karß›lanan ve bilir. Genel olarak, gelir eßitsizli¤i ve ißsizlik ki sabit de¤eri.
kamu hizmeti gören radyo ve televizyonlar, gibi sorunlar da toplumun siyasal partilerin
üniversiteler gibi kurumlar›n kendi kendile- bu tür davran›ßlar›na karß›l›k vermesini sa¤- n Sa¤ ve sol: Bkz. s. 178.
rini yönetmelerinin ve siyasal iktidardan ba- lam›ßt›r. Popülist politikalar›n baßl›ca özelli-
SALT 1 (Strategic Armements Limitation Talks,
¤›ms›z olabilmelerinin sa¤lanmas›. ¤i k›sa dönemde olumlu sonuçlar vermesi,
"Stratejik silahlar›n s›n›rland›r›lmas› görüß-
uzun dönemde ise krize yola açmas›yla bü-
meleri"): 1972’de, ABD ve SSCB aras›nda im-
yüme-kriz dönemlerine neden olarak istik-
zalanan nükleer silahlar›n azalt›lmas›na iliß-
P rars›z bir ekonomik yap›ya neden olmas›d›r.

Püritanizm: Baßlang›çta, püritenlik Protestan


kin anlaßmalar. SALT 1’i 1979 y›l›nda imzala-
nan SALT 2 anlaßmalar› izledi.
Pan-Afrikac›l›k: Afrika devletlerinin, özellikle Reform ilkelerinin çok kat› uygulamas›ndan Sandinist: 1970’li y›llarda faaliyet gösteren ve
sömürgecilik döneminde çizilmiß s›n›rlarla yana olan ‹ngiliz Protestanlar için kullan›l›- 1934’te rakip Somoza ailesi (1979’a kadar Ni-
birbirinden ayr›lan farkl› topraklar› yeniden yordu. Yayg›n anlam›yla, H›ristiyanl›k’ta il- karagua’da iktidarda kald›) taraf›ndan öldü-
bir araya getirmek suretiyle aralar›nda birlik kelerinin kat›l›¤› ve mensuplar›n›n azla ye- rülen Augusto Sandino’ya ba¤l› Nikaragual›
ve dayan›ßma sa¤lama arzusu. tinme ve aß›r› ahlakç›l›¤›yla kendini gösteren devrimciler.
dinsel e¤ilim.
n Pan-Arapç›l›k: Bkz. s. 266. Say›ßtay: Devlet harcamalar›n› denetleyen ve
yarg›lama yetkisi bulunan yüksek kurum.
Panzer ("z›rh"): Z›rhl› araçlar için kullan›lan Al-
manca sözcük; tank.
R SEATO (South-East Asia Treaty Organization,
"Güneydo¤u Asya Sözleßmesi Örgütü"):
Para arz›: Belirli bir anda ekonomide dolan›mda
1954’ten itibaren ABD, ‹ngiltere, Fransa,
bulunan ve para olarak kullan›lan araçlar›n Reel ekonomi (reel sektör): Ekonomide tar›m, Avustralya, Yeni Zelanda, Tayland, Laos, Fi-
toplam›. sanayi ve hizmetler ana sektörlerinde üretici lipinler ve 1975’e kadar Güney Vietnam’› bir
ve tüketici konumundaki bireylerin tümünü araya getiren Güneydo¤u Asya’da NA-
n Parasalc›l›k: Bkz. s. 124.
temsil eden kesimdir. Buna karß›l›k finans TO’nun eßde¤eri örgüt.
Partizanlar: Yayg›n anlam›yla, birine ya da bir sektörü tüm parasal faaliyetlerin yap›ld›¤›
partiye ba¤l› olan kißileri belirtir. 19. yüzy›l sektördür. Seçim ittifak›: ‹ki ya da daha fazla partinin se-
savaßlar›ndan beri, partizan (ya da keskin ni- çimlere, yüksek oy oran›yla daha fazla san-
ßanc›) sözcü¤ü cephe gerisinde faaliyet gös- Reel faiz: Faiz oran› paray› do¤rudan kullan- dalye kazanabilmek ya da, seçim baraj›n› ge-
teren silahl› siviller için kullan›lmaktad›r. maktan belirli bir süre vazgeçerek baßkas›n›n çemeyecek olanlar aç›s›ndan, Meclis’e gire-
‹kinci Dünya Savaß›’nda ise, genellikle ko- kullan›m›na sunman›n bedelidir. Reel olmas› bilmek için, tek bir aday listesiyle kat›lmas›.
münist direnißçiler "Partizan" diye adland›r›- fiyat hareketlerinden (enflasyondan) ar›nd›-
r›lm›ß oldu¤unu gösterir. Seçkinci: Toplumu seçkinlerin de¤erleriyle yo-
l›yordu.
rumlayan veya toplumlar›n seçkinler taraf›n-
n Pazar ekonomisi: Bkz. s. 254. n Refah Devleti: Bkz. s. 104. dan yönetilmesini isteyen kimse.

n Perestroika: Bkz. s. 166. Reich: ‹mparatorluk; Nazi Almanyas›, Üçüncü Serbest F›rka: Resmî ad› "Serbet Cumhuriyet
Reich olarak an›l›rd› (birincisi, eski Kutsal F›rkas›"; Atatürk’ün, 1930’da kriz ortam›n›
Piyasa ekonomisi: Birbirinden ba¤›ms›z, çok Roma-Germen ‹mparatorlu¤u, ikincisi ise yat›ßt›rabilmek için arkadaß› Fethi Okyar’a
say›da üretici (arz) ve tüketicinin (talep) ißle- 1871-1918 aras›ndaki imparatorluk dönemi- kurdurdu¤u, ancak halk›n umulandan daha
yißine dayanan bir ekonomik olußumdur. dir). çok destekledi¤i muhalefet partisi.
Burada temel kavram piyasad›r. Piyasan›n
arz ve talebi kendili¤inden ve en etkin biçim- Reichsprotektor: “‹mparatorlu¤un koruyucu- n S›f›r büyüme: Bkz. s. 110.
de karß›laßt›r›laca¤› düßünüldü¤ünden piya- su”; baz› özel yönetim birimlerine vali ata-
nan yüksek rütbeli nazilere verilen ad. S›n›r: ABD tarihinde frontier ("s›n›r"), 19. yüzy›l-
sa ekonomisi taraftarlar› devletin ekonomi-
da do¤udan bat›ya do¤ru kayan ve tüm ülke
deki rolünün ancak etkinsizli¤e yol açaca¤›-
Resesyon: Belirli süreyle (genelde alt› ay) genel topraklar›n›n ißgal edilip yerleßime aç›lma-
n› savunurlar.
ekonomik faaliyetlerin gerilemesi, yani s›yla kaybolan, öncülerin bulundu¤u s›n›r
n Planl› ekonomi: Bkz. s. 158. GSMH art›ß›n›n ekside olmas›. bölgesidir.

Pop art: 1955’te ‹ngiltere’de baßlayan ve Rezerv paras›: Sabit bir alt›n karß›l›¤› olan Sigorta kesintileri: Ücretlilerin ve ßirketlerin
1960’larda ABD’de Andy Warhol ve Roy (1971’e kadar ABD dolar›) ve merkez banka- gelirleri üzerinden yap›lan ve emekli maaß›,
Lichtenstein gibi sanatç›lar etraf›nda gelißen lar›nda alt›n gibi de¤er rezervi olarak koru- aile yard›m›, vb. sosyal yard›mlar biçiminde
sanat hareketi. Pop art sanatç›lar›, reklamlar- nan para. Bu nedenle, dolar›n "alt›n kadar yeniden da¤›t›lmak üzere bu ißten sorumlu
da, çizgi romanlarda ve moda dünyas›nda iyi" oldu¤u söylenirdi. 1971’den beri, hiçbir kurumlara devredilen zorunlu kesintiler.
kullan›lan grafik yöntemlerine baßvurarak para alt›na çevrilemiyor, ancak ABD dolar›
Sivil toplum kurulußu (STK): Olußturulmas›n-
resmi bir tüketim malzemesi haline getirecek uluslararas› al›m-sat›mlarda bir referans ola-
da devletin katk›s› bulunmayan ve belli bir
biçimde ißliyorlard›. rak de¤erini koruyor.
alanda vatandaßlar›n ç›karlar›n› korumaya
Popülizm: Popülizmin tan›m› farkl› bilim alan- Robotlaßt›rmak: Çal›ßma hayat›nda insanlar›n ya da kamu kurumlar›n›n etkinli¤ini sa¤la-
lar›na göre de¤ißmektedir. Temel olarak, is- yerini robotlarla doldurmak. maya yönelik vatandaß girißimi.

381
Siyasal ço¤ulculuk: Özgürce ifade edilen ve ör- rini y›k›p halk›n›n moralini çökerterek yen- n Todt Örgütü: Bkz. s. 50.
gütlenen çok say›da siyasal ak›m›n bir arada meyi amaçlayan yo¤un hava sald›r›lar›.
varolabilmesi. Toplama kamplar›: Siyasal muhaliflerin kapa-
t›ld›¤› kamplar. Çok kat› bir biçimde yöneti-
n Siyasal uzlaßma: Bkz. s. 282.
Þ
len Nazi toplama kamplar›, "yavaß ölüm
Siyasal yasaklar: Türkiye’de 12 Eylül 1980 dar- kamplar›" olarak da adland›r›l›yordu.
besi sonras›nda kapat›lan partilerin yönetici- n Toplu öldürme kamplar›: Bkz. s. 58.
lerinin aktif siyasetle meßgul olmalar›n›n ya- n Þebeke: Bkz. s. 52.
saklanmas›na ilißkin hükümler. Toprak reformu: Devlete ait topraklar›n toprak-
Þiî: Müslümanl›¤›n, inananlar toplulu¤unu yö- s›z köylülere, ödeme kolayl›¤› da gösterile-
Siyonist: Bkz. s. 262. netme görevinin Halife Ali’nin soyundan ge-
rek sat›lmas›.
len kißiler aras›ndan seçilmiß bir imama ve-
n So¤uk Savaß: Bkz. s. 202. rilmesi gerekti¤ini savunan kolu. Þiî sözcü- Toussaint Bayram›: Azizler Yortusu; her y›l
n Sosyal devlet: Bkz. s. 310. ¤ü, Arapça "Ali’nin taraftarlar›" demek olan 1 Kas›m’da kutlanan bir Katolik bayram›.
"ßiat Ali" teriminden gelmektedir.
Sosyal konut: Zaman zaman “toplu konut” da Troçkistler: Stalin’e 1920’lerin sonlar›ndan itiba-
denilen ve kamu sektörünce yap›l›p dar ge- ren muhalefet eden Troçki yanl›lar›. Troçkist-

T
lirlilere ucuza kiralanan konut. ler komünizme ve leninizme sad›k kal›rlar
ve Stalin’in 1917 devrimine ihanet etti¤ini sa-
Sosyal yard›m: Sosyal sigorta kurumlar› tara- vunurlar.
f›ndan, vatandaßlar›n yaßam›n› ve sa¤l›¤›n› Taylorizm: ABD’de, Frederic W. Taylor (1856-
güvence alt›na almak için yap›lan ödemeler. Tröst: Ekonominin bir alan›na tümüyle hakim
1915) taraf›ndan gelißtirilen çal›ßmay› bilim-
Örne¤in, hastal›k ya da iß kazas› nedeniyle olan büyük bir ßirket ya da bir ßirketler top-
sel olarak örgütleme yöntemi. Yap›lmas› ge-
ortaya ç›kan tedavi giderlerinin karß›lanma- lulu¤u.
reken ißi en ufak hareketlere bölerek, gerekli
s›, emekli ayl›¤› ödenmesi, vb. her hareketi bir kronometre yard›m›yla süre- Truman Doktrini: Bkz. s. 203 ve 297.
lendirmeye ve böylece gereksiz tüm hareket-
Sosyalist cephe: Komünist partinin iktidarda Turanc›lar: Yeryüzündeki bütün Türkleri tek bir
lerden kurtulmaya dayan›yordu.
oldu¤u devletlerin tümü. yurt ve tek bir bayrak alt›nda toplamay›
Tek dereceli seçim sistemi: Seçmenlerin do¤ru- amaçlayan ›rkç› ak›m yandaßlar›.
Soyk›r›m: Bir halk›n, ortadan kald›rma amac›y-
dan do¤ruya milletvekillerini seçtikleri se-
la kitle halinde öldürülmesi. Avrupa’daki
tüm Yahudilerin ortadan kald›r›lmas›n› he-
defleyen "nihai çözüm"ü anlatmak için kulla-
çim sistemi.

Teknik yönetim ekibi: Amerikal› iktisatç› J. K.


U
n›l›r. Galbraith’e göre, modern ßirketlerde kararla- n Uluslararas› Para Fonu (IMF): Bkz. s. 88.
r› alan yöneticilerin tümü (mühendisler, hu-
Spekülasyon: Fiyat de¤ißikliklerinden yararla- Uluslararas› sözleßme: Devletler aras›nda belli
kukçular, muhasebeciler, pazarlama uzman-
narak h›zl› kâr elde etmeyi hedefleyen malî bir konuda imzalanan anlaßma. Örne¤in, Ce-
lar›, vs.).
ißlem. Borsada spekülasyon ise, hisse senet- nevre Sözleßmesi (1929) yaral› ve savaß esir-
lerinin k›ymetlenmesinden kazanmaktansa, Teknokrat: Yetkileri gere¤i, bir sorunun toplum- lerinin durumunu belirliyor, bunlara karß›
sal ya da insanî sonuçlar›ndan çok teknik her türlü kötü muameleyi ve savaß sanayiin-
bunlar›n al›m ve sat›mlar› aras›ndaki kârdan
yönlerine a¤›rl›k veren üst düzey memur ya de ißgücü olarak kullan›lmalar›n› yasakl›yor-
kazanmay› hedefler.
da yönetici du.
SS (Schutzstaffeln, "koruma birlikleri"): 1922’de
Teneke mahalleleri: Türkçe’de gecekondu ma-
Nazi Partisi içinde Führer’i korumak amac›y- Uluslararas› Tahkim Kurumu: Uluslararas›
hallelerine, "gecekondu" sözcü¤ü türemeden
la olußturulan milis kuvveti. Himmler’in ko- ekonomik anlaßmazl›klarda (ticaret sözleß-
önce verilen ad.
mutas›ndaki SSler, gerçek bir siyasal ordu meleri, ihaleler, vb) hakemlik görevi üstle-
halini alm›ßlard›. Rejim karß›tlar›yla müca- Teokratik devlet: Siyasal iktidar›n dinsel temel- nen kurum.
deleden ve toplama kamplar›n›n yönetimin- li oldu¤u ve medenî haklar›n dinsel hukukla
n Uluslarüstülük: Bkz. s. 180.
den sorumluydular. Gönüllülerden ve Avru- karß›land›¤› devlet.
pa’n›n her yan›nda zorla görevlendirilenler- Tepki oyu: Seçmenlerin bir bölümünün büyük Uyum yasalar›: Avrupa Birli¤i’ne üye olmak is-
den olußan birlikleriyle, say›lar› yaklaß›k siyasal partilere karß› duyduklar› güvensizli- teyen ülkelerin, yasal sistemlerini Avrupa
500.000’i buluyordu. ¤i ya da memnuniyetsizli¤i, küçük, yeni ya Birli¤i’nde geçerli olan yasalarla uyumlu ha-
da parlamentoda temsil edilmeyen partilere le getirmek için koyduklar› yasalar.
n Stagflasyon: Bkz. s. 118.
oy vererek ifade etmesi.
Stand-by anlaßmas›: IMF'nin ihtiyaç içine dü-
ßen üye ülkelere destek vermek üzere yapt›-
Ticaret dengesi: Bir ülkenin toplam ihracat›n›n Ü
de¤eriyle toplam ithalat›n›n de¤eri aras›nda-
¤› baßl›ca düzenleme. 18 aya kadar olan Üçlü parti sistemi: Bir muhafazakâr, bir liberal,
ki fark. Ticaret dengesi, ihracat›n de¤eri itha-
stand by düzenlemesinde üye ülkeye kotas›- bir de sol partiden olußan siyasal rekabet dü-
lat›n de¤erinden fazlaysa pozitif, aksi halde
n›n % 100'ü kadar; 3 y›la kadar olan stand by negatif olur. zeni.
düzenlemelerinde (süresi uzat›lm›ß fon ko-
Ticaret hadleri: Genelde d›ß ticaret hadleri anla- Üçüncü dünya: ‹lk kez Frans›z iktisatç› Alfred
layl›¤›) üye ülkeye kotas›n›n % 300'ü kadar
ß›l›r; bir ülkenin ihracat›n› ithalat cinsinden Sauvy’nin 1952’de L’Observateur’de yay›nla-
destek sa¤lanabilir. IMF son y›llarda bu li-
tan›mlayan fiyat endeksidir. Endeksin art›ß nan bir makalesinde ortaya att›¤› terim,
mitleri istisnai hallerle s›n›rl› kalmak kayd›y-
(düßüß) göstermesi d›ß ticaret hadlerinin dü- 1789’da üçüncü s›n›f›n durumuna gönderme
la aßabilmektedir.
zeldi¤ini (bozuldu¤unu) gösterir. ‹ç ticaret yaparak ekonomik aç›dan az gelißmiß eski
Stratejik bombard›manlar: Düßman› fabrikala- hadleri ise genelde sanayi ürünlerinin tar›m- sömürgelerden olußan yoksul ülkeleri anlat-
r›n›, iletißim araçlar›n› yok ederek ve kentle- sal ürünler cinsinden ifade edilmesidir. mak için kullan›l›r.

382
Ülke baraj›: Bir partinin, parlamentoda temsil Veto: 1983 seçimleri öncesinde parti kurarak ya Baz› durumlarda, yaln›zca Alman kara ordu-
edilebilmek için genel seçimlerde ulaßmas› da bir partiye üye olarak siyasete girmek is- sunu anlatmak için kullan›l›r.
gereken, ülke çap›ndaki oy oran›. Bu oran teyenleri Millî Güvenlik Konseyi’nin engel-
bugün Almanya’da % 5, Türkiye’de % lemesi.
10’dur.
Veto hakk›: Herhangi bir karara, tek baß›na da
olsa, karß› ç›kma hakk›. Veto hakk›, Birleßmiß
Y
V
Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyele-
Yekpâre model: Kendi ürettiklerinin d›ß›nda
rine, ç›karlar›na ters düßecek her türlü karar›
hiçbir ilerlemeyi ve hiçbir tart›ßmay› kabul
durdurma olana¤› verir.
etmeyen rejimler ya da devletler için kullan›-
V1 ve V2 (Vergeltungswaffe, "mukabele silah›"): Vichy Hükümeti: Fransa’n›n yenilgisi üzerine l›r.
V1, Almanlar›n 1944 haziran›ndan itibaren Mareßal Pétain taraf›ndan Vichy kentinde
‹ngiltere’ye att›klar›, uçan bir tepkili bomba Yeni Düstur Partisi: "Düstur", Arapça "anayasa"
kurulan ve Almanlarla ißbirli¤i yapan hükü-
türüdür (250 km menzilli, 500 kg patlay›c›). anlam›na gelir. Yeni Düstur Partisi, 1934 y›-
met.
V2 (Bkz. foto¤raf, s. 43) ise, mühendis von l›nda Habib Burgiba taraf›ndan Tunus’un ba-
Braun ve ekibi taraf›ndan gelißtirilmiß çok Vietkong: "Komünist Vietnaml›"n›n k›saltmas›. ¤›ms›zl›¤›na kavußmas› ve modern, laik bir
güçlü bir füzedir (350 km menzilli, 1 ton pat- Amerikal›lar taraf›ndan komünist Vietnam rejimin kurulmas› için mücadele etmek ama-
lay›c›). Sesten daha h›zl› gidebilen V2’ler ön- gerillalar›na verilen ad. c›yla baßlat›lan harekettir.
ceden saptanam›yorlard› ve ‹ngiltere’ye 1944 Yeni sömürgecilik: Üçüncü dünya ülkeleri üze-
n Vietmin: Bkz. s. 226.
eylülünden itibaren at›lmaya baßlad›lar. V1 rindeki ekonomik ve siyasal hakimiyetlerini
ve V2’ler, tepkili uçaklarla birlikte Hitler’in yeni biçimler vererek korumak ya da yine
savaß›n gidißat›n› de¤ißtirmek için güvendi¤i
gizli silahlar aras›nda yer al›yorlard›. W bir tür hakimiyet kurmak amac›yla baz› ge-
lißmiß ülkeler taraf›ndan yürütülen siyaset.
Vak›f: Savundu¤u dava ad›na ßirketlerden ya n Yeni Uluslararas› Ekonomik Düzen: Bkz. s.
da kißilerden ba¤›ß toplayan özel kuruluß. Waffen SS: SS’lerin seçme komando birlikleri.
234.
Ba¤›ßta bulunanlara uygulanan çeßitli vergi
Watergate skandal›: Watergate, Washington’da
indirimleri sayesinde, çok say›da vakf›n ya- Yolsuzluk: Siyasal iktidar›n ve/veya kamu gö-
Demokrat Parti’nin merkezinin bulundu¤u
ßayabildi¤i ABD’de bu sistem çok gelißmiß- revlilerinin erklerini görev tan›mlar› d›ß› (ki-
binan›n ad›d›r. 1972’de, binaya gizli mikro-
tir. ßisel ya da kendilerini ba¤l› hissettikleri
fonlar yerleßtirmekte olan baz› kißiler polis
gruplara ç›kar sa¤lamak amac›yla) kullan-
Vas›fl› ißçi: Farkl› ve karmaß›k ißleri yapabilen, taraf›ndan yakaland›. Washington Post’ta çal›-
malar›.
belirli bir e¤itim alm›ß ißçi. ßan gazeteciler bir araßt›rma yapt›lar ve
1972’de yeniden ABD baßkan› seçilen Ric-
n Vas›fs›z ißçi: Bkz. s. 108.

Z
hard Nixon’›n sorgusu s›ras›nda bu operas-
Vatansever: Ülkesini seven ve onu savunmak yondan haberi olmad›¤›n› aç›klarken yalan
için savaßan kimse. söyledi¤ini ortaya ç›kard›lar. Bu skandal kar-
ß›s›nda, Nixon 1974 a¤ustosunda istifa etmek
Verimlilik: Üretilen mal ya da hizmet miktar›
zorunda kald›. n Zorunlu Çal›ßma Hizmeti: Bkz. s. 50.
ile bu üretimi gerçekleßtirmek için gerekli ça-
l›ßma miktar› aras›ndaki oran. Baßka bir de- Wehrmacht ("Savunma gücü"): 1. 1935’ten itiba- Zorunlu kesintiler: Devlete ya da yerel yöne-
yißle, çal›ßan kißi baß›na düßen üretilmiß mal ren, Alman silahl› kuvvetlerinin bütününü timlere ödenen vergilerle sigorta kurumlar›-
ya da hizmet miktar› anlatmak için kullan›lan Almanca sözcük. 2. na ödenen sigorta kesintilerinin tamam›.

383
GÖRSEL KAYNAKLAR
Kapak: NASA/SPL/Cosmos; Associated Press; C. Kahraman; R. J.-H. Charmet; s. 202 üst: Hachette; alt: Edimedia; s. 205 b. 4: Archive
Bossu/Sygma; Cumhuriyet; Keystone; s. 20: AKG Photo; s. 23 b. 1: Snark/Edimedia; s. 207 b. 3: Keystone; b. 5: Kharbine-Tapabor; b. 6:
Tallandier; b. 2: Keystone; s. 24: Imapress; s. 25: Tallandier; s. 27 b. 3: UPI/Corbis-Bettmann/Sipa; s. 208: Keystone; s. 209: J. G.
BPK; b. 5: Keystone; b. 6: Tallandier; s. 30: Keystone; s. 31 b. 2: Archive Jung/Ullstein, s. 210: Laffont/Sygma; s. 211: Associated Press; s. 212:
Photos; b. 4: Edimédia; b. 5: Imperial War Museum; s. 32 b. 1: D. MacCullin/Magnum; s. 213 b. 4: UPI/Corbis-Bettmann/Sipa; s. 215
Harlingue-Viollet; b. 2: Elise Palix; s. 33 b. 3: Keystone; b. 5: Imperial b. 2: CTK/Sipa; b. 4: Sipa; s. 217: Arthur/Gamma; s. 218: DITE/NASA;
War Museum; b. 6: Keystone; s. 35 b. 3: DITE/USIS; b. 5: BPK; s. 36 b. s. 221 b. 1: J.-L. Charmet, b. 2: N. Quidu/Gamma; s. 225: DR/Hachette;
1: Keystone; s. 37 b. 4: Archive Photos; b. 5: Keystone; b. 7: DITE/USIS; s. 227 b. 3: Harlingue-Viollet; b. 5: Roger-Viollet; b. 6: Paris-Match, ©
s. 41 DITE/USIS; s. 43 b. 4: A. Gesgon/CIRIP; b 5: Imperial War Camus; s. 228: Viollet; s. 229 b. 3: Viollet; b. 4: R. Burri/Magnum; s. 231
Museum; s. 45: DITE/USIS; s. 47 b 1: A. Gesgon/CIRIP; b 2: Musée de b. 3: Keystone: b. 5: Tallandier; b. 6: M. Riboud/Magnum; s. 232: R.
la Résistance, Besançon; s. 48: Keystone; s. 49: AKG Photo; s. 51 b. 3: J.- Depardon/Magnum; s. 233: J.-C. Francolon/Gamma; s. 237: J. L.
L. Charmet; b. 5: Novosti; s. 52: Tallandier; s. 53 b. 3: Imapress; b. 4: Charmet, s. 241: Keystone; s. 243: R. Bossu/Sygma; s. 246 b. 1:
Lapi-Viollet; s. 54: BPK; s. 55 b. 2: AKG Photo; b. 3: Tallandier; b. 5: A. Kalari/Sygma; b. 2: Y. Philippot/Sygma; s. 247: Deutsches Allgemenies
Gesgon/CIRIP; s. 57 b. 3: Musée de la Résistance, Besançon; b. 5: Lapi- Sonntagsblatt’›n izniyle; s. 248: Sipa Press; s. 249: Setboun/Sipa Press; s.
Viollet; s. 58: CDJC; s. 59 b. 2: Keystone; b. 6: Lapi-Viollet; s. 61 A. 250 b. 1: A. Noguès/Sygma; b. 2: G. Popov/Tass/Sygma; s. 252: P.
Gesgon/CIRIP; s. 62 b. 2: BPK; b. 3: AKG Photo; s. 65 b. 2: L. Mallet; s. Vauthey/Sygma; s. 253: Gamma; s. 254: Reuter; s. 255: R.
67 b. 2: C. Kahraman; b. 4: R. Massigli; s. 68: R. Massigli; s. 69 b. 3 ve Deyrail/Gamma; s. 259 b. 4: Kharbine-Tapabor; b. 5: New Press’in
5: C. Kahraman; s. 70: C. Kahraman; s. 71 b. 2: C. Kahraman; b. 4: L. izniyle; s. 262: Keystone; s. 263 b. 2: Hulton Getty/Fotogram-Stone; b.
Mallet; s. 73: C. Kahraman; s. 75 b. 3-4 ve 6: C. Kahraman; s. 77: R. 6: Viollet; s. 264 üst: B. Glinn/Magnum; orta: Shlomo-Arad/Sipa Press;
Massigli; s. 78: R. Bali; s. 81 b. 1: © MNAM/B. Ortner b. 2: Keystone; s. alt: Kessler/Sipa Press; s. 265 b. 4: Archives Photos/Tal; b. 5: Archives
85 b. 3: Photri b. 5: AKG Photo; s. 89: Keystone; s. 90 Elise Palix; s. 91: Photos/Tal; s. 267: Hulton Getty/Fotogram-Stone; s. 269 b. 2: Hulton
Kobal/PPCM; s. 92: Keystone; s. 95 b. 4: L’Illustration/Sygma; b. 5: Getty/Fotogram-Stone; b. 3: B. Barbey/Magnum; b. 6: P.
Photri; s. 97: Lapi-Viollet; s. 98: NASA/SPL/Cosmos; s. 101: Kharbine- Chauvel/Sygma; s. 270: Villard/Sipa Press; s. 271 b. 4: Al
Tapabor; s. 105: Archive Photos; s. 109: J. Niepce/Rapho; s. 111 b. 2: Akbar/Gamma; b. 6: Y. Arthus-Bertrand/Altitude; s. 273: © Plantu; s.
Prod; b. 5: H. Cartier-Bresson/Magnum; s. 117: J. Fraser/ Camera 274: Goldman/Rapho; s. 276: Cumhuriyet; s. 279: Cumhuriyet; s. 279:
Press; s. 119: Sipa Press; s. 120: A. Gesgon/CIRIP; s. 121: © Plantu; s. TÜS‹AD; s. 280: C. Kahraman; s. 283: Yap› Kredi Yay›nlar›; s. 284 üst:
123 b. 3: J. Van Hasselt/Sygma; b. 4: P. Aventurier/ Gamma; s. 125 b. Yap› Kredi Yay›nlar›; alt: C. Kahraman; s. 289 b. 1: Tarih ve Toplum; b. 2:
3: G. de Keerle/Gamma; b. 6: Benali/Gamma Liaison; s. 126: © Plantu; Fahri Aral; s. 290: Remzi Kitabevi; s. 291 b. 2: Harvard University
s. 130: G. Schachmes/Sygma; s. 33: J.-P. Laffont/Sygma; s. 137 b. 4: E. Press; b. 4: C. Kahraman; s. 293 b. 3, 5-6: C. Kahraman; s. 295 b. 3 ve 7:
Lessing/Magnum; b. 6: UPI/Corbis-Bettmann/Sipa; s. 139 b. 2: C. Kahraman; b. 4: S. Kuyaß; s. 297 b. 3 ve 4: C. Kahraman; s. 299 b. 3-
Photo.SDP; b. 5: W. Miller/Magnum; s. 141: E. Leonelli/Cosmos; s. 4 ve 6: C. Kahraman; s. 300: C. Kahraman; s. 301 b. 3 ve 5: C.
142: © Adagp, 1998; s. 143 b. 3: PPCM; b. 5: Corbis-Bettmann/Spinger Kahraman; s. 303 b. 2 ve 3: C. Kahraman; s. 306: ‹letißim Yay›nlar›; s.
Film Archivies/PPCM; b. 6: J. Fernandez/Cosmos; s. 144: J.-P. 309 b. 1 ve 2: C. Kahraman; s. 310: C. Kahraman; s. 311: C. Kahraman;
Laffont/Sygma; s. 145 b. 2: A. Zapruder/Colorific/Cosmos; b. 3: UPI s. 312: C. Kahraman; s. 313 b. 4: Cumhuriyet; b. 5: C. Kahraman; s. 314:
Corbis-Bettmann; b. 4: E. Erwitt/Magnum; b. 6: © Tribune Media TÜS‹AD; s. 315 b. 4: TÜS‹AD; b. 5: C. Kahraman; s. 316: Yap› Kredi
Service; s. 147: U. Shone/Gamma; s. 149: W. Miller/Magnum; s. 150: E. Yay›nlar›; s. 317: C. Kahraman; s. 319 b. 2 ve 4: C. Kahraman; s. 323 b.
Haas/Magnum; s. 151: Keystone; s. 153 b. 1: A. Gesgon/CIRIP; b. 2: U. 1: Yap› Kredi Yay›nlar›; b. 2: Cumhuriyet; s. 325 b. 3: Westview Press; b.
Shone/Gamma; s. 158: B. Hatala/RMN-Picasso varisleri, 1998; s. 159 b. 5: Cumhuriyet; s. 327 b. 4 ve 7: TÜS‹AD; b. 6: Yap› Kredi Yay›nlar› s. 328:
3: Edimédia; b. 6: Keystone; s. 160: Keystone; s. 161 b. 2: Keystone; b. TÜS‹AD; s. 329 b. 2, 4, 5 ve 6: Cumhuriyet; s. 331 b. 2, 3 ve 5: Cumhuriyet;
3: Bilderdienst Süddeutscher Verlag; b. 4: J. Winderberger/Rapho; s. b. 4: Yap› Kredi Yay›nlar›; b. 5: C. Kahraman; s. 332: Cumhuriyet; s. 333
162: A. Noguès/Sygma; s. 163: A. Noguès/Sygma; s. 165 b. 2.: b. 2 ve 3: C. Kahraman; s. 335 b. 3: Hulton Archives; b. 4 ve 6: TÜS‹AD;
Grob/Kharbine-Tapabor; b. 3: J.-C. Mazur/Georges Pompidou b. 7: Yap› Kredi Yay›nlar›; s. 337 b. 2, 3 ve 4: Cumhuriyet; s. 341: ODTÜ
Merkezi © Adagp, 1998; s. 167 b. 8.: D. Hovassz/Sygma; b. 5: Y. Uluslararas› Serbest Düßünce Toplulu¤u, s. 343 b. 1: Yap› Kredi
Morro/Sygma; b. 6: © Pancho; s. 171: Keystone; s. 173 b. 1: Hulton Yay›nlar›, b. 2: Mimeray; s. 345: C. Kahraman; s. 347: Associated Press;
Getty/Fotogram-Stone Images; b. 2: AFP; s. 175 b. 3: Josse; b. 4: J.-L. s. 349 b. 2 ve 5: Yap› Kredi Yay›nlar›; s. 351 b.4: C. Kahraman; b. 5: Yap›
Charmet; s. 177: P. Forestier/Sygma; s. 179: Giansanti/Gamma; s. 180 Kredi Yay›nlar›; s. 353 b. 1 ve 2: Yap› Kredi Yay›nlar›; s. 357: Yap› Kredi
üst: Keystone; alt: AKG Photo; s. 182: Harlingue-Viollet; s. 183: Yay›nlar›; s. 358: C. Kahraman; s. 359 b. 2: Associated Press, b. 4 ve 5:
Keystone; s. 184: Kharbine-Tapabor; s. 185: A Gesgon/CIRIP; s. 187: C. C. Kahraman; s. 360: C. Kahraman; s. 361 b. 2 ve 4: C. Kahraman; b. 3:
Spengler/Sygma; s. 189 b. 1: Koch/Rapho; b. 2: S. Francklin/Magnum; G. Atuk; b. 5: Türkiye ‹ß Bankas› Kültür Yay›nlar›; s. 362: Yelpaze; s. 363
s. 190: Sygma; s . 191: Edimédia; s. 192: J. Andanson/Sygma; s. 193 b. b. 2: Ses; b. 3 ve 5: Nokta; s. 365 b. 5: University of Pennsylvania Press,
2: Çin Halk Üniversitesi, ‹ßçi-Köylü-Asker’in eki, eylül 1967; b. 5: b. 6: G›rg›r; s. 366 b. 1 ve 2: C. Kahraman; s. 367 b. 3: Mimeray; b. 4:
Francklin/Magnum; b. 6: AFP; s. 194 üst: Sygma; alt: J. Yap› Kredi Yay›nlar›; b. 5, 6 ve 7: Cumhuriyet; s. 368 b. 1, 2 ve 3:
Andanson/Sygma; s. 195: Roger-Viollet; s. 196: © Plantu; s. 197: Cumhuriyet; b. 4, 5 ve 6: Yap› Kredi Yay›nlar›; b. 7: Mimeray; b. 8: Yap›
Aventurier-Buu-Hires/Gamma; s. 199 b. 1: © Adagp, Paris, 1998; b. 2: Kredi Yay›nlar›; s. 370: Yap› Kredi Yay›nlar›; s. 373: ‹letißim Yay›nlar›.

384

You might also like