You are on page 1of 9

AİLE TARİHİ

Aile:Anne, baba ve çocuklardan oluşan en küçük topluluğa denir.


Çekirdek aile; Anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşan topluluktur.Günümüzde en
yaygın aile tipi çekirdek ailedir.
Geniş aile: Büyükanne, büyükbaba, onların çocukları, torunları hep birlikte yaşar. Geçmişte
yaygın olan aile geniş ailedir. Günümüzde köyden kente göç ve tarımda makineleşme
nedeniyle geniş aile tipleri azalmıştır.
Her iki aile yapısında da aile bireylerinin birbirine bağlılığı söz konusudur. Farklılık ise
çekirdek aile yapısında birey sayısının geniş ailenin birey sayısından daha az olmasıdır.

Akraba: Kan bağı ile birbirine bağlı insanlara denir. Örneğin; teyzemiz,amcamız, halamız,
dedemiz gibi.
Aileyi oluşturan bireyler akrabalık bağıyla birbirine bağlıdır. Akrabalık, insanlar
arasındaki en güçlü bağlardan birisidir.Aile ve akrabalık bağlarımızı devam ettirebilmek için
ailemizin geçmişini iyi bilmemiz gerekir.

SÖZLÜ TARİH:
Belli bir olayı görmüş, yaşamış, tanıklık etmiş kişilerin kendi ağzından olayların
anlatılmasına sözlü tarih denir.
Ailemizin geçmişini öğrenirken özellikle sözlü tarih yöntemini kullanırız. Ailemizin
geçmişini araştırırken yalnızca sözlü tarih yöntemini kullanmayız. Fotoğraf, mektup, diploma,
kıyafet ve ev eşyası da geçmişimizi öğrenmede bize kaynaklık edebilir.
Aile tarihimizi öğrenirken başvuracağımız ilk kaynak ailenin en yaşlı üyesidir.
Sözlü Tarih Çalışmasının Aşamaları:
• Konunun seçilmesi,
• Görüşme yapılacak kişinin belirlenmesi,
• Soruların belirlenmesi,
• Çalışma sırasında kullanılacak olan eşyalar hazırlanır.
• Görüşme yer ve zamanın belirlenmesi.
• Görüşmenin kaydedilmesi.
• Görüşmenin düzenlenmesi.
• Görüşmenin sunum haline getirilmesi.
KÜLTÜRÜMÜZ
Bir toplumun sahip olduğu duygu, düşünce ve yaşayış biçimine kültür denir.
Geleneklerimiz, göreneklerimiz, inançlarımız, adetlerimiz, alışkanlıklarımız, oyunlarımız,
yemeklerimiz, giyim tarzımız, dilimiz, şarkılarımız, türkülerimiz, el sanatlarımız ve değerlerimiz
milli kültürümüzü yansıtan öğelerdir.
Her milletin kendine özgü bir kültürü vardır. Kültürel ögeler zaman içinde zaman içinde
değişikliğe uğrasa bile günümüze kadar gelmiştir. Bu kültürün sürekliliğini gösterir.
Kültürel değerlerimiz zamanla teknolojiden etkilenerek değişikliğe uğrayabilirler. Örneğin eskiden
bayramlarda tebrik kartı gönderilirken günümüzde yerini cep telefonundan mesaj yada internetten
e-kart göndererek kutluyoruz.
GELENEK: Nesilden nesile aktarılan bilgi, kültür değer ve davranışlara gelenek denir.
GÖRENEK: Bir şeyi eskisi gibi yapma alışkanlığına görenek denir.
ÖRF: Halkın çoğu tarafından bilinen ve algılanan etki alanı, geniş kurallarıdır.

1
Günümüzde bilim ve teknoloji de yaşanan gelişmeler, toplumların yaşam biçiminde
değişmelere yol açmıştır. Eskiden gelinler evine at üstünde getirilirken şimdi taşıt konvoyuyla
getirilmektedir. Bu kültürel değişme örneğidir.
Milli kültürümüz en çok görebileceğimiz yerler, düğünler, bayramlar ve oyunlardır.
Kültürel ögelerimiz:
1. Bayramlarımız (Dini Bayramlarımız, Milli Bayramlarımız, Nevruz Bayramı, Hıdrellez
Bayramı … gibi)
2. Düğünlerimiz
3. Bilmeceler
4. Tekerlemeler
5. Ninnilerimiz
6. Türkülerimiz
7. Atasözü
8. Deyimler
seğmenler(Ankara)
9. Oyunlarımız:
Halk oyunları, insanların duygusal yapısının dışa vurumudur. Müzik eşliğinde hareketler bazen
neşeyi bazen de üzüntüyü ifade eder. Halk oyunlarında hayvan taklitlerini, hasat oyunlarını
günlük faaliyetleri görmek mümkündür. Halk oyunlarının bir çıkış kaynağı, bir hikâyesi vardır.
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE OYUNLARIMIZ:
Oyunlar her toplulukta farklılıklar gösterir. Bunun nedeni her toplumun yaşama şekli ve kültür
yapısının farklı olmasıdır.
Karadeniz Bölgesi: horon,
Doğu Anadolu Bölgesi: halay, bar,
Ege Bölgesi: zeybek,
Trakya: karşılama,
Ankara: seğmenler,
Bu oyunları oynayan halk oyunları ekiplerinin özel giysileri
vardır. Bu giysiler o yöre insanının geçmişte giydiği giysilerdir.
Zamanla her kültürde değişiklikler olduğu gibi giysilerde de
değişiklikler olmuştur. Bu nedenle o giysileri günlük yaşamda zeybek(Ege)
giymiyoruz.
Geçmişte dedemizin, büyükannemizin oynadığı oyunlarla bizim oynadığınız oyunlar farklıdır.
Teknolojinin gelişmesi ile büyüklerimizin oynadığı oyunlar ile bizlerin oynadığı oyunlar farklılık
göstermektedir. Eskiden beş taş, yüzük kimde, dokuztaş, saklambaç, yakan top, birdirbir gibi
oynanırken günümüzde bilgisayar oyunları, kızma birader, lego gibi oyunlar oynarız.
Cam Sanatı:
Türklerde çok eskilere dayanan bir sanat dalıdır. Osmanlılarda cam atölyelerine
rastlanmaktadır.Bunun en güzel örneği “çeşm-i bülbül”lerdir. Günümüzde cam sanatı gelişerek devam
etmektedir.
Minyatür:
Kağıt, parşömen fildişi vb. malzemeler üstüne küçük boyutlu resim
yapma sanatına minyatür denir.
Figür, doğa, mimarlık ögeleri şematize edilmiştir.Osmanlılarda minyatürlü
yazmalar büyük önem taşır.

minyatür

Hat:
Güzel yazı yazma sanatıdır.
hat sanatı örnekleri
2
Cilt:
El yazması, ebru, tezhip, deri sanatlarının
kullanımıyla tamamlanan bir sanattır.
Tezhip, eski bir süsleme sanatıdır.Daha
çok yazma kitaplarının başında sayfa
başlarında ve levha kenarlarını süslemede
uygulanmaktadır.
ebru sanatı
tezhip örneği
Dokuma:
Göçebe kültürünün en önemli sanat dalıdır.Türklerde dokuma sanatı Orta Asya
çadırlarına kadar uzanır. Günümüzde halı dokumacılığının yaygın olarak yapıldığı yerler,
Bünyan, Hereke, Isparta ve Kula’dır.

Seramik:
Seramik: Su ile hamur haline getirilen bir çeşit topraktan
yapılan, fırında pişirilmek suretiyle sertleştirilen çanak, çömlek
gibi eşyaya ve bunları yapmak sanatına verilen ad.
Mimarlık süslemesinde kullanılan çini levhalarla birlikte
günlük kullanılan eşyalarda da örneklerini görmekteyiz.
Genellikle gül, karanfil, sümbül desenleri işlenmektedir. Seramik
sanatının merkezi İznik ve Kütahya’dır.
seramik örnekleri
MİLLİ KÜLTÜRÜN ANLAMI
Bir milletin kendine özgü düşünüş ve yaşayış biçimidir.Toplumu millet yapan ve onun
bütünlüğünü sağlayan milli kültürdür.
Milli kültür, bir devleti ayakta tutan unsurların en önemlisidir.Eğer bir devletin halkı,
milli kültürünü yitirmişse, yani bir millet olmaktan çıkmışsa, o devlet kısa süre içinde mutlaka
yıkılır.
Devletin gücü milli bilincin, milli kültürün gücüne bağlıdır.
Milli kültürümüz zenginliğimizdir. Atalarımızın bize bıraktığı en büyük mirastır.
Tarihte günümüze gelen oyunlarımızdan cirit, güreş okçuluk, deve güreşleri bizim
kültürel değerlerimizdendir.
Milli kültür bir millete kimlik kazandıran, diğer milletlerle arasındaki farkı belirlemeye
yarayan, tarih boyunca meydana getirilen o millete ait maddi manevi değerlerin uyumlu bir
bütünüdür.bir toplumu millet yapan ve onun bütünlüğünü sağlayan milli kültürüdür.
• Yardımseverlik ve misafirperverlik milletimizin sahip olduğu en önemli değerlerden
birisidir.

• Atatürk, milli kültürümüzün geliştirilmesine önem vermiştir. Milli kültürün temelleri


milli tarihtedir.Milli kültür, milli bilinci ve milli gururu güçlendirerek geleceğe güvenle
bakmamızı sağlar. Atatürk’e göre; milli kültür dinamik ve ileriye dönük olmalıdır.

Atatürk, Türk tarihinin araştırılması ve geliştirilmesi için Türk Tarih


Kurumunu kurmuştur.

İSTİKLÂL MADALYASI
3
Kurtuluş Savaşında yararlılık gösterenlere TBMM tarafından verilen madalyadır. Ön
yüzünde üstte Ankara şehrinin, ortada TBMM Binası’nın resmi bulunan madalyanın arkasında
zafer ve barışı işaret eden güneş ışınları görülmektedir.

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Çocukluğu: 1881 yılında Selanik’te doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım,
kız kardeşi Makbule Hanım’dır. Küçük yaşta babasını kaybetti.
Öğrenim Hayatı: Önce mahalle mektebinde okula başladı. Daha sonra Şemsi Efendi
İlkokuluna gitti. İlkokulu bitirince Selanik Mülkiye Rüştiyesi’ne girdi. Daha sonra askerlik mesleğine
ilgi duyduğu için Selanik Askeri Rüştiyesi’nde okumaya başladı. Bu okulda okurken matematik
öğretmeni ona “Kemal” adını verdi.
Mustafa Kemal, Selanik Askeri Ortaokulunu bitirince Manastır Askeri Lisesine girdi.
Manastır Askeri Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Harp Okuluna başladı.
Daha sonra Harp akademisi’ne giren Mustafa Kemal, 1908 yılında kurmay yüzbaşı rütbesiyle
askerlik mesleğine başladı.
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Okuduğu Okullar Sırasıyla Aşağıda Verilmiştir:
1. Mahalle Mektebi
2. Şemsi Efendi Okulu
3. Selanik Mülkiye Rüştiyesi(Ortaokulu)
4. Selanik Askeri Rüştiyesi
5. Manastır Askeri İdadisi (Lisesi)
6. İstanbul Harp Okulu
7. Harp Akademisi

Askerlik Hayatı: Mustafa Kemal, Osmanlı Devleti’nin 5. Ordusunun merkezi olan Şam’da
askerlik hayatına başladı.
Trablusgarp Savaşı’nda başarılar kazandı. İtalyanların ilerlemelerini durdurdu. Başarılarından
dolayı binbaşı rütbesine yükseldi.
Trablusgarp Savaşı devam ettiği yıllarda Balkan Savaşı çıktı. Bu savaşa katılmak için yola
çıktı. Ancak o gelinceye kadar ordumuz dağıldı. Balkan Savaşı’ndan sonra Sofya Askeri Ataşeliğine
atandı. 1. Dünya Savaşı başlayıncaya kadar bu görevde kaldı. Rütbesi yarbaylığa yükseltildi.
Osmanlı Devleti, 1911 yılında İtalya ile yaptığı Trablusgarp Savaşı’nda yenilgiye uğradı. 1912
yılında Balkan ulusları ile yapılan Balkan Savaşı’nda da yenildi. İttifak Devletlerinin baskısı ve
kaybettiği toprakları geri alma düşüncesi ile Birinci Dünya Savaşı’na katıldı. 1914 yılında başlayan
savaş 1918 yılında bitti.
1. Dünya Savaşı’nda, aralarında İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya’nın bulunduğu İtilaf
Devletleri, Almanya’nın başını çektiği Avusturya-Macaristan, Bulgaristan ve Osmanlı Devleti’nden

4
oluşan İttifak Devletlerini yenilgiye uğrattı. Osmanlı Devleti bu savaşta Çanakkale Cephesi hariç diğer
cephelerde başarılı olamadı. Mustafa Kemal’in askeri yeteneği ve Türk askerinin mücadelesi sayesinde
Çanakkale geçilemedi. 1. Dünya Savaşı’ndan yenik ayrılan Osmanlı Devleti İtilaf Devletleri ile
Mondros Ateşkes Anlaşması’nı imzalayarak savaştan çekildi. Düşman donanmaları Çanakkale’den
geçip İstanbul’u almak istedi. Mustafa Kemal ve tümeni düşmanı Çanakkale’den geçirmedi. Mustafa
Kemal’in rütbesi albaylığa yükseltildi.
Mustafa Kemal, Çanakkale Savaşlarında idareciliği, kahramanlığı ve cesareti ile büyük bir üne
kavuşmuştur.
ÇANAKKALE ZAFERİ (18 MART 1915)

İngilizler müttefiki olan Rusya’ya yardım götürmek amacı ile Çanakkale Boğazını ele geçirmek,
oradan İstanbul’u alarak Osmanlı Devletini saf dışı bırakmak için Arıburnu ve Seddülbahir bölgelerine
asker çıkarmaya başladılar. Mustafa Kemal tümeni ile İngiliz birliklerine karşı başarı sağladı.
Çanakkale’de İngiliz, Fransız ve Anzak askerlerine karşı Türk askeri kahramanca savaşmıştır.
• Mustafa Kemal’in gösterdiği üstün başarı, Türk milleti ve dünya tarafından tanınmasını
sağladı. Bu başarının ardından Mustafa Kemal’e albay rütbesi verildi.

MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI:


Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşından çekilerek İtilaf Devletleri ile Mondros Ateşkes
Antlaşmasını imzalamak zorunda kaldı. Çok ağır şartları olan bu antlaşmanın en ağır
maddesi ise 7. maddeydi.

7. Madde: İtilaf devletleri, kendi güvenlikleri açısından tehlike gördükleri yerleri işgal
edebileceklerdi.

Nitekim, bu maddeyi gerekçe göstererek yurdu işgale başladılar.

Antep, Urfa, Maraş, Musul, Balıkesir, Afyon, Eskişehir’i işgal edip


İngilizler Samsun ve Merzifon’a askeri birlikler çıkardılar. Antep, Urfa, ve
Maraş’ı daha sonra Fransızlara bıraktı.

Adana ve çevresi, Hatay’ı daha sonra da Antep, Maraş ve Urfa’yı


Fransızlar
işgal etmişlerdir.

İtalyanlar Antalya ve Konya yöresini işgal ettiler.

Erzurum, Van, Bitlis, Elazığ, Sivas, Diyarbakır, Kars ve çevresini


Ermeniler
işgal ettiler.

Yunanlılar İzmir ve çevresini işgal ettiler.

KONGRELER
• Havza Genelgesi:
5
Mustafa Kemal Samsun’dan Havza’ya geçti. Burada bir genelge yayınlayarak yurdun
her yerinde başlayan işgalleri protesto amacıyla mitingler yapılmasının gerekli olduğunu
anlatan bir genelge yayınlandı.

• Amasya Genelgesi:
☺Alınan kararlar sonucu ilk defa milli egemenlik kavramı ortaya çıkmıştır.
☺Kurtuluş Savaşı’nın yöntem ve metodu belirlenmiştir.
☺Alınan kararlar sonucu ilk defa milli egemenlik kavramı ortaya çıkmıştır.
☺Kurtuluş Savaşı için atılan ilk adımdır.
☺Genelge padişaha karşı bir başkaldırı niteliği taşır.

• Erzurum Kongresi:
Erzurum Kongresi öncesinde Mustafa kemal askerlik görevinden istifa etmiştir. Kongre
sonunda Mustafa Kemal Temsil Heyeti Başkanlığına getirilmiştir.
☺İlk kez vatanın bir bütün olduğundan ve parçalanamayacağından bahsedilmiştir.
☺Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar yurdumuzun tamamını ilgilendirdiği için milli
bir kongredir.
☺İlk defa geçici bir hükümet kurulacağı açıklanmıştır.
☺Manda ve himayenin kabul edilemeyeceği vurgulanmıştır.
Manda Yönetimi Ne Demektir? Kendi kendini yönetemeyen bir ülkeyi yönetmek
için Milletler cemiyeti’nin başka bir devlete verdiği vekilliktir.

• Sivas Kongresi: Tüm yurttan delegelerin katılımıyla gerçekleşen ulusal bir


kongredir. Kongre başkanlığını Mustafa Kemal yapmıştır.
☺Milli mücadelenin planı bu kongrede çizilmiştir.
☺Bütün Milli Cemiyetler birleştirilerek Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti
kuruldu.
Amasya Görüşmesi:
İstanbul Hükümeti ile Temsil heyeti arasında yapılmıştır. Bu görüşme sonunda Temsil heyeti
resmen Osmanlı Hükümeti tarafından tanınmış oldu. İstanbul Hükümeti, Erzurum ve Sivas’ta
alınan kararları kabul etti.
Misak-ı Milli(Milli Yemin):
Misak-ı milli kararları yayınlanmasından sonra İtilaf Devletleri Türk milletini
korkutmak amacıyla İstanbul’u işgal etmişlerdir.
☺Türk vatanının sınırları çizildi.
☺İşgallere karşı çıkıldı.
☺Misak-ı Milli kararları Kurtuluş Savaşı’nın programını oluşturmuştur.

6
Sevr Anlaşması:
I. Dünya savaşının sona ermesi ile İtilaf Devletleri yenilen devletleri nasıl paylaşacakları
konusunda aralarında antlaşmaya ulaşmadıkları için Osmanlı ile kesin bir barış antlaşması
yapamadı.Bu nedenle İtilaf Devletleri Osmanlı Devleti’ni Paris Barış Konferansı’na davet etti.
Osmanlı Heyeti anlaşma şartlarının çok ağır olduğunu gördü; fakat yapılan itirazlar dikkate
alınmadı.
10 Ağustos 1920’de imzalanan Sevr Anlaşması Türk milletine yaşam hakkı tanımayan,
Türk vatanın parçalanmasını öngören bir belgedir.
TBMM bu anlaşmayı kabul etmedi ve kabul edenleri de vatan haini ilan etti.Hızla düzenli
ordu kurma çalışmalarına başladı.

MEHMETÇİK NEDİR?
Milli mücadeleye katılmış, vatanın kurtuluşu ve savunması için canını ortaya koyan Türk
askerine Mehmetçik denir.

KURTULUŞ SAVAŞINDA CEPHELER:

1. Doğu Cephesi: Ermenilerle mücadele edilmiş. Türk ordusunun başında Kâzım


Karabekir Paşa vardı. Ermeniler yenildi. Gümrü Antlaşması imzalandı.Bu antlaşma ile Doğu
Anadolu’ya yönelik taleplerinden vazgeçmek zorunda kalmışlardır.

Gümrü Antlaşması’nın önemi: TBMM’nin kazandığı uluslar arası ilk askeri ve siyasi başarıdır.

Gümrü Antlaşması yeni Türk devletinin imzaladığı ilk antlaşmadır.

2. Güney Cephesi: Fransa ve Ermenilerle mücadele edilmiştir.Kuvayi Milliye adı altında halk
tarafından oluşturulmuş direniş örgütleri kuruldu. Bu cephedeki mücadele sonunda Fransa ile
Ankara Antlaşması imzalandı.

Ankara Antlaşması ile Hatay dışındaki bugünkü Türkiye- Suriye sınırı çizildi.
• Kurtuluş Savaşı sırasında İtalyanlarla ciddi bir çatışma olmadı. Onlar işgal ettikleri Antalya
ve Konya yöresini daha sonra savaşı göze alamayarak terk edip gittiler.

3. Batı Cephesi: Yunanlılar savaşılmıştır. Batı Cephesi’nde İsmet Paşa komutanlığında düzenli ordu
kuruldu.
Batı Cephesinde Yapılan Mücadeleler:
I.İnönü Savaşı
II.İnönü Savaşı
Kütahya - Eskişehir Mücadelesi
Sakarya Meydan Muharebesi
Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi

7
I. İnönü Savaşı:Yunanlılarla yapılmıştır. Düzenli ordunun kazandığı ilk zaferdir.

I.İnönü Zaferi’nden sonra TBMM Hükümeti ile Rus Hükümeti (Sovyetler Birliği )
arasında Moskova Antlaşması imzalandı.
• Bu antlaşma ile doğu sınırımız çizildi. Sovyetler Birliği yeni Türk devletini resmen
tanımış
oldu.
• Misaki Milliyi ve yeni Türk devletini tanıyan ilk itilaf devleti Rusya olmuştur.

II. İnönü Savaşı: Yunanlılar, İngilizlerin ve Fransızların desteğini alarak tekrar saldırıya geçmiştir.
İsmet Paşa komutasındaki Türk ordusu ikinci kez Yunanlıları yenilgiye uğratmıştır.
• Bu savaştan sonra İtalyanlar Anadolu’dan çekilmeye başlamışlardır.
• Mustafa Kemal; İsmet Paşa’ya telgraf göndererek “ Siz orada sadece düşmanı değil, Türk
Milletinin makûs talihini de yendiniz.” diyerek zaferin önemini belirtmiştir.

Kütahya - Eskişehir Mücadelesi:Yunanlılar, İngilizlerin desteği ile yeniden toparlanıp tekrar


saldırıya geçmiştir. Afyon, Kütahya ve Eskişehir’i ele geçirdiler. Türk ordusu daha fazla kayıp
vermemek için Sakarya Irmağı’nın doğusuna çekmeye karar verildi.
Savaş sonunda Mustafa Kemal Paşa tam yetki ile “Başkomutanlık” görevine getirildi. Tekalifi
Milliye (ulusal vergi) emirleri yayınlandı.

Sakarya Meydan Muharebesi:Sakarya Irmağı’nın batısında karşılaşan iki ordu 22 gün 22 gece
süren savaş sonunda Yunanlılar bir kez daha yenildi.Savaşta Türk ordusuna Mustafa Kemal
komutanlık etmiştir.
Mustafa Kemal: “ Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatan topraklarıdır.”
diyerek Türk ordusunu cesaretlendirmiş ve büyük bir zafer kazanmıştır.
• Savaş sonunda Mustafa Kemal Paşa’ya “Mareşallik” rütbesi ve “Gazilik” unvanı verildi.

• Savaş sonunda Kars Antlaşması ve Ankara Antlaşması yapıldı.

Kars Antlaşması ile bugünkü doğu sınırımız kesinlik kazanmıştır.


Misaki Milliyi tanıyan ilk Avrupa devleti Fransa olmuştur.

• Kars ve Ankara Antlaşmaları Sakarya Savaşı’ndan sonra imzalanmıştır.

Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi:


Sakarya’da kazanılan büyük zaferden sonra Mustafa Kemal Paşa orduyu taarruz için güçlendirip
düşmanı kesin olarak yurttan atmak istiyordu. 26 Ağustos 1922’de taarruz emrini alan Türk ordusu, 30
Ağustos 1922’de düşmanın büyük bir bölümünü yok etti.Geriye kalan düşman askeri İzmir’e doğru
kaçmaya başladı.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emrini verdi.Türk
ordusu bu emirle İzmir’e doğru kaçan Yunan ordusunu takip etti.Kahraman Türk ordusu 9 Eylül
1922’de İzmir’e girdi.Böylece Batı Anadolu tamamen Yunan kuvvetlerinden temizlenmiş oldu.
 Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi sonucunda Mili Mücadelenin silahlı
kısmı sona erdi.

8
Mudanya Ateşkes Anlaşması(11 Ekim 1922)
İngilizler İstanbul ve doğu Trakya’yı işgal altında tutuyordu.Türk ordusuna karşı yeniden bir
mücadele başlatmak isteyen İngiltere yanında İtalya ve Fransa’nın desteğini bulamadı.Bu durum
üzerine çekilmek zorunda kalan İngiltere Mudanya Ateşkes anlaşmasını imzaladı.
 Bu anlaşmanın önemi; askeri başarı siyasi başarıya dönüştü. Osmanlı Devleti de hukuken sona
erdi.

Saltanatın Kaldırılması(1 Kasım 1922)


İtilaf devletleri yapılacak olan Lozan görüşmelerine ikilik yaratmak amacı ile Osmanlı
Hükümeti İle TBMM Hükümetini çağırmıştı.Anadolu’da huzursuzluk çok artarak durumdan
faydalanma yoluna gidecekti.Böyle bir duruma fırsat vermemek için saltanatın kaldırılması
gerekirdi. 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırıldı.

Lozan Barış Antlaşması:


İsviçre de yapılan görüşmelere Türkiye, İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan,
Romanya, Yugoslavya, boğazlarla ilgili konularda Bulgaristan ve Sovyetler Birliği katılmıştır.
Gözlemci olarak da ABD bulunmuştur.Görüşmeler esnasında Musul konusu, kapitülasyonlar, dış
borçlar konusunda problemler çıktı ve kesintiye uğradı. Daha sonra tekrar bir araya gelen taraflar
arasında anlaşma sağlandı.İtilaf devletleri Osmanlı Devleti’nin hukuken sona erdiğini kabul
etti.Yeni Türk devleti tanınmış oldu. Misaki Milli sınırlarına ulaşılmış oldu.

Cumhuriyetin İlanı
29 Ekim 1923’te Atatürk ve arkadaşlarının, anayasanın bazı maddelerini değiştiren teklifi
TBMM’de alkışlarla ve oy birliği ile kabul edildi. Aynı gün Mustafa Kemal; Türkiye
Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanlığına seçildi.

Halifeliğin Kaldırılması
Saltanatın kaldırılması ve cumhuriyetin ilanı ile sistem içinde varlığını sürdüren “Halifelik” de
gereksiz ve işlevsiz bir duruma gelmişti. 3 Mart 1924’te halifelik kaldırıldı.

Milli Mücadele Dönemi Kahramanlarımız


Vatanımızın işgalinden sonra Anadolu’da kadın, erkek, genç, yaşlı, bütün halk yurdu
düşmandan kurtarmaya çalışmıştır.Bu mücadelede Mustafa Kemal ile görev alan önemli
komutanlarımızdan bazılarının isimleri şunlardır:
İsmet İnönü, Mareşal Fevzi Çakmak, Kâzım Karabekir, Refet Bele, Kâzım Orbay gibi birçok
kahramanlarımızın isimlerini sayabiliriz.
Milli Mücadele Döneminde Türk Kadını:
Kurtuluş Savaşı’nda Türk kadınlarının bir çok kahramanlıkları yaşanmıştır.Türk kadını
yalnızca işgale karşı direnen, erkeğe destek veren konumunda değildir.Birebir direnişin içinde yer
almış ve örgütleyicisi de olmuştur.Bununla da yetinmeyip cephede bifiil savaşmış şehit ve gazi
olmuştur.
Bu kadınlarımızdan en ünlüleri; Kara Fatma, Hatice hatun,Binbaşı Ayşe, Süreyya Sülün
Hanım, Gördesli Makbule Hanım, Asker Saime hanım, Gaziantepli Yirik Fatma, Mudurnulu Fatma
Kadın, Halide Edip Adıvar

You might also like