You are on page 1of 98

ADA DNYA YAZARLARI

1. basm: 1991
2. basm: 2000
ISBN 975-510-313-9
1990 Palomar / Akal Telif Haklar Ajans /
Can Yaynlar Ltd. ti. (1991, 2000)
Bu kitap, stanbul'da Can Yaynlar'nda dizildi,
Eko Basmevi'nde basld. (2000)
Cilt: ZE Ciltevi
Dizgi: Bedriye Bakan
ROMAN
t al yanca asl ndan eviren
REKN TEKSOY
C A N YAYI NLARI LTD. T.
Hayriye Caddesi No. 2, 80060 Galatasaray, stanbul
Telefon: (0-212) 252 56 75 - 252 59 88 - 252 59 89 - 292 55 00 Fax: 252 72 33
web sayfamz: http://www.canyayinlari.com
e-posta: yayinevi@canyayinlari.com
Italo Calvino
KYE BLNEN
VKONT
Italo Calvino, 15 Ekim 1923'de Kba' nn Santiago de las Vegas ken-
tinde dodu. Gen yata Kba'dan italya' ya g eden Calvino, kur-
maca yazarlnn yansra, Komnist Parti yelii, Einaudi Yayne-
vindeki grevi, gazetelerle eitli dergilerdeki yazlar araclyla, II.
Dnya Sava sonras talyan kltrnn en nemli adlarndan biri
oldu. lk yaptlarndan balayarak talya' nn en nemli yazarlar ara-
sna giren Calvino, talya'da birok edebiyat dl kazanm ve
1960 ylnda yaymlanan I nostri antenati (Atalarmz) adl kitabnda
yer alan fantastik ykleriyle uluslararas bir n kazanmtr.
1950'lerde fantezi ve alegoriye ynelen Calvino, yazd anlatyla
dnya apnda adn duyurdu: kiye Blnen Vikont, Aaca Tneyen
Baron ve Varolmayan valye. Calvino'nun, bilin ak yntemiyle
yazd ve evrenle insanlarn yaratln konu alan Kozmokomik Oy-
kler'den, Marco Polo-Kubilay Han ilikisi erevesinde arzu, bel-
lek, yaam, lm gibi temalar byk bir incelik ve iirsellikle iledi-
i Grnmez Rentier's', yazma ve okuma etkinliini, okurun anlat
sanatyla karmak ilikisini ele ald Bir K Gecesi Eer Bir Yol-
cu'dan, talyan masallarn derledii ve kendisi asndan bir tr anla-
tda ekonomiklik altrmas olan Fiabe Italiane'ye (talyan Masallar)
birok yapt ieren yazarlk yaamnn son rn Amerika Dersle-
ri' dir. Calvino, 19 Eyll 1985'de, geirdii beyin kanamas sonucu
Siena'da lmtr.
I
Trkler' le sava vard. Daym, Terralbal Medar-
do vikontu Bohemya Ovas'nda Hristiyanlarn ordu-
ghna doru at sryordu. Peinden de emir eri Cur-
zio gidiyordu.
Leylekler alaktan uuyor, beyaz srler olutu-
rarak, donuk, dingin havay yaryorlard.
Niye bu kadar ok leylek var, diye sordu Me-
dardo, Curzio' ya. Nereye gidiyorlar?
Savaa katlm olan komu dkleri honut et-
mek iin henz gnll yazlm olan daym, daha
acemiydi. Hristiyanlarn elindeki son kaleden bir at-
la, bir emir eri salam, mparator' un kararghna gi-
diyordu.
Sava alanna gidiyorlar, diye kestirip att emir
eri. Yol boyunca bize elik edecekler.
Vikont Medardo, o yrede uan leylek grmenin
iyiye iaret olduunu renmiti, leylek grd iin
sevinmeye alyordu. Ama elinde olmadan, kaygl
hissediyordu kendini.
Bu p bacakl kular sava alanna eken ne
acaba, Curzio, diye sordu.
Ktlk tarlalar perian ettikten, kuraklk r-
maklar kuruttuktan bu yana, diye karlk verdi
emir eri, artk onlar da insan eti yiyorlar. llerin
7
bulunduu yerlerde, leyleklerin, turnalarn, flaman
kularnn yerini kargalarla akbabalar aldlar.
O sralarda daym ilk genliini sryordu; duy-
gularn kark bir coku halinde olduu, iyi ile kt-
nn daha ortaya kmad a, lmcl, kyc bile
olsa, her yeni deneyimin etkileyici, yaam sevgisi do-
lu olduu a.
Peki, kargalar, akbabalar, br yrtc kular
nereye gittiler, diye sordu. Yz sararmt, ama gz-
leri iiyordu.
Emir eri, esmer, bykl, gzlerini yerden kaldr-
mayan bir askerdi.
Vebadan lenleri yiye yiye onlar da vebaya ya-
kalandlar, dedi, mzrayla kara allar gstererek.
Daha dikkatle baknca, bunlarn al olmayp yrtc
kularn tyleri ya da kurumu bacaklar olduu anla-
lyordu.
Kuun mu, yoksa insann m daha nce ld-
, hangisinin karnn doyurmak iin tekinin st-
ne atlad bilinmiyor, dedi Curzio.
nsanlar krp geiren vebadan kamak iin, top-
lu olarak krlara gmler, ama burada da can ver-
milerdi. plak ovaya serpimi, yaralardan yzleri
biimini yitirmi, iskelet yumaklar halinde plak er-
kek ve kadn cesetleri grlyordu. stelik, nedendir
bilinmez, telekleri vard, clz kollarndan, barlarn-
dan sanki telekler, kanatlar kmt. Bunlar, kalnt-
larna karm akbaba leleriydi.
Arazide, arpma izleri giderek artyordu. Atla-
rn ikisi de, yana kaarak, aha kalkarak duraksadk-
larndan, daha ar yol alyorlard.
Atlara ne oluyor, diye sordu Medardo, emir
erine.
8
Efendim, diye yant verdi emir eri, atlar kendi
barsaklarnn kokusundan holanmazlar hi.
Gerekten de, getikleri dzlk blge, kimisi sr-
tst yatm, nallarn gkyzne dikmi, kimisi y-
z topraa gmlm, yan yatm at leleriyle doluy-
du.
Niye bu kadar at lm burada, Curzio, diye
sordu Medardo.
At, karnnn deildiini hissedince, barsakla-
rn tutmaya alr, diye aklama getirdi Curzio. Ki-
misi yzkoyun uzanr, kimisi ise barsaklar dkl-
mesin diye srtst yatar. Ama iki durumda da, ok
gemeden lm gelip atar.
yleyse, bu savata en ok atlar m lyor?
Trkler' in palalar, sanki bir vuruta, karnla-
rn demek iin yaplm. Az ileride insan lleriyle
karlaacaksnz. nce atlar, sonra atllar vurulmu.
Bakn geldik, ordugh orada.
Ufukta, en yksek adrlarn tepeleri, mpara-
tor' un ordusunun sancaklar ve bir duman ykseli-
yordu.
leriye doru yol alrken, son arpmada lenle-
rin hemen tmnn, kaldrlp gmlm olduunu
grdler. Sadece, arada samanlarn stne braklm
organlar, zellikle de parmaklar grlyordu.
Bazen, bize yolu gsteren bir parmak var, dedi
Medardo daym. Ne demek oluyor bu?
Tanr gnahlarn balasn, yzkleri almak
iin, diriler llerin parmaklarn kesiyorlar.
Kim var orada, dedi, kaputu, kuzeye dnk
bir aacn gvdesi gibi kf, yosun kapl bir nbeti.
Yaasn kutsal mparatorluk tac! diye bard
Curzio.
9
Kahrolsun Sultan, diye karlk verdi nbeti.
N' olursunuz, komutanla gidince, syleyin de nbe-
ti devir alacak birini gndersinler, yoksa burada top-
raa kk salacam.
Pislik ynlar stnde vzldayarak her yeri kap-
layan sinek bulutundan kamak iin, atlar imdi hzl
kouyorlard.
Birok yiidin dn deilen i organlar henz
yerde, ama kendileri gkyznde, diye bir belirleme
yapt Curzio, sonra da istavroz kartt.
Ordughn giriinde, altnda kvrck sal, irik-
ym, pilili uzun ipek giysiler giymi, gsleri ortada
kadnlarn, kendilerini lklar, gcklayc kahkaha-
lar atarak karladklar bir dizi tavanln yanndan
getiler.
Saray kadnlarnn adrlar, dedi Curzio. Ba-
ka hibir orduda byle gzel adr gremezsiniz.
Daym kadnlara bakmak iin, atm yz geriye
dnk olarak sryordu.
Aman dikkat edin efendim, diye ekledi emir
eri, hepsi hem kir pas iinde, hem de vebal. Trkler
bile sava ganimeti olarak el srmez bunlara. stle-
rinde sadece hamambcei, tahtakurusu, bit yok, ak-
replerle, kertenkeleler de yuvalanyor srtlarnda.
Sahra toplarnn nnden getiler. Topu erleri,
suyla algamdan oluan taynlarn, gn boyunca ate
edip kzan tuntan karabinalarn, toplarn stnde
styorlard.
Arabalar dolusu toprak getiriliyor, topular top-
ra elekten geiriyorlard.
Barut azalmaya balad, diye aklama yapt
Curzio, ama arpmalarn yapld yerde, topraa o
10
kadar ok karm ki, eleyerek birka atmlk barut
elde edilebiliyor.
Daha sonra svarilerin ahrlar geliyordu. Burada
sinekten geilmiyor, baytarlar, hepsi kineyen, kendi-
lerine ifte atan drt ayakllarn derilerini dikile, sar-
gyla, kaynar katran bulamacyla onarmaya alyor-
lard.
Ardndan da, uzun sre piyade adrlar birbirini
izliyordu. Akam olmutu. Her adrn nnde, p-
lak ayaklarn lk su dolu leenlere sokmu askerler
oturuyordu. Gece de, gndz de aniden silah ba ya-
pld iin, ayak dinlendirme molas srasnda bile
miferlerini balarna takmlar, mzraklarn elleriyle
kavramlard. Daha yksek, kklerde olduu gibi
kuma deli adrlarda ise, subaylar koltuk altlarn
pudralyor, kl yelpazelerle yelpazeleniyorlard.
Kadnlara yknmyorlar, dedi Curzio, asker-
lik yaamnn zorluuna karn, keyiflerinin yerinde
olduunu gstermek istiyorlar.
Terralba vikontu hemen mparator'un huzuruna
kartld. Hallarla kaplanm, armalarla sslenmi
adrnda, imparator haritalar zerinde, ertesi gnk
arpmalarn planlarn inceliyordu. Masalarn st-
ne haritalar yaylmt, imparator mareallerindan bi-
rinin uzatt inedenlikten ald ineleri haritalara
saplyordu. Haritalarda artk o kadar ok ine vard
ki, anlalmaz hale dnmlerdi, bir yere bakmak
iin ineleri kartmak, sonra tekrar yerlerine tak-
mak gerekiyordu. Bu kartmalar, takmalar srasnda,
mparator da, mareelleri de, elleri bo kalsn diye i-
neleri dudaklarnn arasna yerletiriyorlar, ancak ho-
murdanarak konuabiliyorlard.
11
nnde iki kat olan gen adam grnce mpara-
tor bir soru homurtusu kartt ve hemen azndaki
ineleri ald.
talya'dan henz gelen bir valye, Majesteleri,
diye tanttlar gen adam, Terralba Vikontu, Cenova
blgesinin en soylu ailelerinden.
Temen rtbesi verilsin hemen kendisine.
Daym mahmuzlarn birbirine vurup hazrola
geerken, mparator krallara zg okkal bir selam
verdi ve btn haritalar birbirleri zerine kvrlarak,
yere dtler.
Yorgun olduu halde, Medardo o gece ge uyu-
du. adrnn yannda ileriye, geriye yryor, nbet-
ilerin seslenmelerini, atlarn kinemelerini, kimi as-
kerlerin uykuda sayklamalarn iitiyordu. Gky-
znde Bohemya yldzlarna bakyor, yeni rtbesini,
yarnki arpmay, uzaktaki anayurdunu, avlanlar-
daki sazlarn hrtsn dnyordu. Yreinde ne
zlem, ne kuku, ne de kayg vard. Onun iin henz
her ey btn halindeydi ve tartlmazd; kendisi de
yleydi. Kendisini bekleyen korkun yazgy kestire-
bilseydi olanca acsna karn, belki onu da doal ve
kanlmaz sayacakt. Baklarn, dmann konakla-
dn bildii, gece ufkunun snrna yneltiyordu,
kollarn st ste kavuturmu, uzak ve deiik ger-
ekliklerle, bunlarn arasnda kendi varlnn yer al-
masnn honutluu iinde, elleriyle omuzlarn sk-
yordu. Yeryznn binbir kysna yaylan bu acma-
sz savan kannn kendisine dek ulatn hissedi-
yordu, fke ya da acma duymakszn, kann vcudu-
nu yalamasna izin veriyordu.
12
II
Sava ertesi sabah tam onda balad. Temen Me-
dardo eerinin stnden, saldrya hazr Hristiyan
birliklerinin yayln izliyor, yzn, sanki tozlu
bir harman yerinden baak kokusu getiren Bohemya
rzgrna eviriyordu.
Sakn arkanza bakmayn, efendim, diye bar-
d, yan banda avu rtbesiyle yer alan Curzio.
Sonra, bu uyary dorulamak iin, alak sesle ekledi:
Savatan nce, uursuzluk getirirmi.
Aslnda, vikontun Hristiyan ordusunun sadece
mevzilenen askerlerden, yedek kuvvetlerin de, ayak-
lar mecalsiz birka piyade mfrezesinden olutuunu
grp cesaretinin krlmasn istemiyordu.
Ama daym uzaklara, ufukta yaklaan buluta ba-
kyor ve yle dnyordu: "te bu bulut Trkler,
gerek Trkler, yan bamda ttn tkrenler ise
Hristiyan savalar, imdi alan boru da hcum bo-
rusu, yaammn ilk hcum borusu, kulaklar sar
eden bu grlt, bu sarsnt, savalarla atlarn b-
yk bir skntyla baktklar, topraa gmlen gkta-
ise bir top gllesi, karlatm ilk dman gllesi.
'Bu son glle,' diyeceim gnn, hi gelmemesini di-
lerim."
Klcn ekmi, gzlerini dumanlar iinde bir
kaybolup bir ortaya kan mparatorluk bayrana
13
dikmi, dzlkte drtnala yol alrken, dost toplarn
atlar gkyznde bann stnde dolanyor, d-
man atlar ise daha imdiden Hristiyan cephesinde
gedikler ayor, aniden topra emsiye gibi havalan-
dryordu. "Trkler'i greceim! Trkler' i grece-
im!" diye dnyordu. Dman sahibi olmak, son-
ra da bunlarn kafalarnda tasarladklar gibi olup ol-
madklarn grmek kadar keyifli bir ey yoktu in-
sanlar iin.
Grd Trkler' i. ki tanesi tam kardan geliyor-
du. Atlar rtlyd, kk deirmi kalkanlar deri-
dendi, ceketleri siyah ve safran izgiliydi. Sarklar,
toprak rengine alan yzleri ve byklar, Terralba'da
' Trk Mich' diye bilinen birininki gibiydi. Trk-
ler'den biri ld, bryse birini ldrd. Ama kim-
bilir daha ka tanesi geliyordu, artk teke tek dv
balamt. ki Trk' grm olmak, hepsini grm
olmak gibiydi. Onlar da askerdi, btn donanmlar
ordunun malyd. Yzleri kyllerinki gibi kavruk
ve inatyd. Medardo, grmesine grmt artk on-
lar; bir an nce Bldrcn Geidi'nden bize, Terral-
ba'ya dnebilirdi. Ama gnll yazlmt bir kez.
Yataan darbelerinden korunarak kouyordu. Sonun-
da ksa boylu, yaya bir Trk bulup ldrd. ldr-
meyi renince, bu kez uzun boylu bir atlnn kar-
sna kt, ama hata yapt. nk ufak tefekler daha
tehlikeliydiler. Atlarn altlarna sokuluyor, yataanla
hayvanlarn karnlarn deiyorlard.
Medardo'nun at bacaklarn ap durdu.
Ne yapyorsun, dedi vikont. Hemen yetien
Curzio, alt taraf gstererek:
Baksanza uraya, dedi. Hayvann btn i or-
ganlar yere dklmt. Zavall hayvan yukarya,
14
sahibine bakt, sonra sanki barsaklarn derlemek is-
ter gibi ban edi, ama sadece bir yiitlik gsterisi
oldu bu; kendinden geti, ld. Terralbal Medardo
yaya kalmt.
Benim atm aln temenim, dedi Curzio. Ama
atn durduramad, bir Trk okuyla vurulup eyerden
dt, hayvan da uzaklap gitti.
Curzio! diye bard vikont, sonra yerde inil-
deyen emir erinin yanna yaklat.
Beni dnmeyin efendim, dedi emir eri. Has-
tanede erik raks olsun yeter. Her yaralya bir kse
dyor.
Medardo Daym kalabala kart. Savan gidii
belli deildi. O kargaa iinde, kazananlarn sanki H-
ristiyanlar olduu sanlyordu. Trkler' in saflarn
yarmlar, kimi mevzilerin evresini kuatmlard.
Daym, baka yiitlerle birlikte dman topularna
dek sokulmutu; Trkler de, Hristiyanlar ate altn-
da tutabilmek iin toplarn yerlerini deitiriyorlard.
ki Trk topusu, tekerlekli bir topu dndryordu.
Ar davranlar, sakallar, ayaklarna inen pelerinle-
riyle iki gkbilimciyi andryorlard. Daym:
imdi gelip topun nasl evrildiini gsteririm
size, dedi. Cokulu, deneyimsiz olduu iin, toplara
sadece yandan ya da kama tarafndan yaklalmas ge-
rektiini bilmiyordu. Klcn ekip namlunun kar-
sna geti, o iki gkbilginini korkutacan sanyordu.
Korkmak bir yana, adamlar tam gsne ate ettiler.
Terralbal Medardo havaya utu.
Akam, arpmalara ara verildi. ki araba sava
alanndaki Hristiyanlar toplamaya balad. Araba-
lardan biri yarallar, br de ller iindi. lk seim
15
sava alannda yaplyordu. "Bunu ben alyorum, u-
nu da sen al." Kurtarlabilecek bir eyleri olduu izle-
nimi uyandranlar yarallar arabasna koyuyorlard;
sadece para, kalnt haline gelmi olanlar kutsanarak
gmlmek zere ller arabasna ykleniyordu; ceset
ad bile verilemeyecekler ise, yem olarak leyleklere
braklyordu. O gnlerde kayplar artt iin, bol
yaral derlenmesi talimat verilmiti. Bu nedenle Me-
dardo' nun kalntlar da yaral saylm, yarallar ara-
basna konulmutu.
kinci seim hastanede yaplyordu. arpmalar-
dan sonra sahra hastanesi, arpmalarn kendilerin-
den de rktc bir grnme brnyordu. Yerde,
iinde kurbanlarn bulunduu sedyeler sralanyor,
bunlarn evresinde, ellerinde penseler, keskiler, ine-
ler, kesilmi organlar, sicim yumaklar tayan, bu-
runlarndan soluyan doktorlar yer alyordu. lm
bile olsa, her cesedi yeniden yaama dndrmek iin
ellerinden geleni yapyorlard. Bir yeri testereliyorlar,
bir yeri dikiyorlar, akntlara tampon koyuyorlar, da-
marlar eldiven gibi ters yz edip yerlerine yerletiri-
yorlar, iine kandan ok sicim koyuyorlar, ama ona-
rm tamamlayp her eyi kapatyorlard. Bir hasta
lnce, ie yarar nesi varsa bir bakasnn onarmnda
kullanlyordu. leri en ok kartran barsaklar
oluyordu; bir kez dalnca, yerlerine nasl yerletiri-
lecekleri bilinemiyordu.
araf kaldrlnca vikontun vcudunun rkt-
c bir biimde paralanm olduu grld. Sadece
bir kolu ile bir baca eksik deildi, o kolla o bacak
arasnda yer alan gs ve karn blmleri de, tam
isabet salayan mermi tarafndan yok edilmiti, tuzla
buz olmutu. Bata, bir gz, bir kulak, bir yanak, ya-
16
rm burun, yarm az, yarm ene, yarm aln vard;
ban br yarsndan geriye bir hamur kalmt. K-
saca demek gerekirse, sadece yars, sa taraf kurtul-
mutu, stelik olduu gibi kalmt, parampara olan
sol taraf ayran byk oyuk bir yana braklacak
olursa, stnde bir tek izik bile yoktu.
Doktorlar ok honuttular. "Aman, ne gzel ya-
ral!" diyorlard. Bu arada lmeyecek olursa, kurtar-
may deneyebilirlerdi. Hemen evresini sardlar, bu
srada koluna ok saplanm zavall askerler kan zehir-
lenmesinden lyorlard. Diktiler, yerletirdiler, yo-
urdular; kimbilir daha neler yaptlar. Bilinen, ertesi
gn daymn tek gzn, yarm azn at, burun
deliini iirip soluk ald. Terralballarn gl ma-
yas dayankl kmt. Artk yayordu ve ikiye b-
lnmt.
17/2
III
Daym Terralba'ya dndnde, yedi, sekiz ya-
larndaydm. Akam geldi, hava kararmt, aylardan
ekimdi, gkyz kapalyd. Gn boyunca zm top-
lamtk, salkmlar arasndan da, karaya alan deniz-
de, mparatorluun bandrasn tayan bir geminin
yelkenlerinin yaklamakta olduunu grmtk. O
sralarda her grdmz gemiye: "Mastro
1
Medardo
bu gemiyle dnyor," derdik, dnmesi iin sabrsz-
landmzdan deil, bir eyler bekliyor olmak iin
yapardk bunu. O kez, dediimiz doru kmt, o
akam Fiorfiero adndaki bir delikanl, kazann tepe-
sinde zm ezerken "Gelenler var!" diye barnca
buna inandk, ortalk neredeyse kapkaranlkt, vadi-
nin dibinde katrclarn yaktklar mealeler grdk;
sonra kprden getiklerinde, elle tanan bir sedye
setik. Hi kuku yoktu; Vikont savatan dnyor-
du.
Haber hemen vadiye yayld; atonun avlusunda
dostlar, akrabalar, baclar, obanlar, silahrler top-
land. Sadece artk avluya bile inmeyen Medardo'nun
babas, benim de dedem, yal Vikont Aiolfo eksikti.
Dnya ilerinden bkt iin, sanndan, savaa gitme-
den nce olu adna vazgemiti. u aralar, atonun
1
Mastro: Efendi, bey, patron. (ev.)
18
byk kuhanesinde besledii kulara tutkusu bsb-
tn artmt, yatam da tatp kuhaneye kapanm-
t, ne gndz kyordu oradan, ne de gece. Yemekle-
rini, kularn yemleriyle birlikte, kuhanenin par-
maklklar arasndan veriyorlard, Aiolfo her eyini
bu yaratklarla blyordu. Olunun savatan dn-
mesini beklerken, saatlerini slnlerin, kumrularn
srtlarn okayarak geiriyordu.
atomuzun avlusunda hi bu kadar insan grme-
mitim, bakalarndan dinlediim enlik ve sava d-
nemleri geride kalmt. lk kez surlarn ve kulelerin
nasl bakmsz, keileri otlatp domuzlara su iirttii-
miz avlunun nasl amurlu olduunu fark ettim. Bek-
lerken herkes Vikont Medardo' nun nasl dneceini
tartyordu; Trkler tarafndan ar biimde yaralan-
d haberi oktan ulamt, ama" sakat myd, aksak
myd, yoksa yz gz yaralar bereler iinde miydi,
kimse bu konuda kesin bir bilgiye sahip deildi; sed-
ye grmek, daha da kt sonular akla getiriyordu.
Sonunda sedye yere brakld, kara glgenin tam
orta yerinde bir gzbebeinin lts grld. riyar,
yal stnine Sebastiana yaklamak istedi, ama glge-
den, kesin bir kar k anlam ieren bir el kalkt.
Sonra sedyedeki vcudun youn bir abayla rpna-
rak devindii grld, Terralbal Medardo, gzleri-
mizin nnde, bir koltuk deneine tutunarak ayaa
frlad. Klahl kara bir cbbe, bandan yere dek uza-
nyordu; arkaya atlm sa taraf, yzn ve denee
tutunan kiinin yarsnn grlmesini salyordu, sol
tarafta ise her ey, sanki kuman bolluklarnn, pili-
lerinin altnda kalm, gizlenmiti.
Durup, evresindeki bizlere bakt, kimsenin a-
zndan tek sz kmad, zaten belki de o, sabit gzy-
19
le bize bakmyor, sadece kendisinden uzaklamak is-
tiyordu.
Denizden bir rzgr kalkt, bir incir aacnn te-
pesinde krlan bir daln trts duyuldu. Daymn
cbbesi dalgaland, rzgr cbbeyi iiriyor, bir yel-
ken gibi yayyor, sanki vcudun iinden geiyordu,
hatta sanki hi vcut yoktu da, cbbe bir hayaletinki
gibi bombotu. Sonra daha iyi baknca, diree ekil-
mi bir bayrak gibi durduunu grdk; direk omuz-
dan, koldan, brden, koltuk deneine abanan ne
varsa ondan oluuyordu, gerisi yoktu.
Her biri ayr bir yne dnk, neredeyse birbiri-
ne bitiik srtlar dik al garip bir izim oluturan
keiler, vikontu sabit, anlamsz baklarla szyorlar-
d. Daha duyarl, uyank domuzlar lklar atp ka-
rken, gbekleri birbirine toslad, sonunda bizler de
korkumuzu gizleyemez olduk. Stnine Sebastiana
kollarn kaldrarak:
Felaket! diye bard.
Bizde byle bir izlenim uyandrm olmann f-
kesi iindeki daym, koltuk deneinin ucunu ne
srd, bir pergel gibi devinerek atonun giriine do-
ru itti kendini. Ama giri merdivenlerine, bacak ba-
cak stne atarak, sedye tayclar oturmulard; al-
tn kpeli, usturayla kazl kafalarnda sa ibikleri ya
da kuyruklar bitmi, stleri balar dklen insanlar-
d bunlar. Ayaa kalktlar, reisleri olduu anlalan
antals:
cretimizi bekliyoruz seor, dedi.
Ka para, diye sordu Medardo, sanki glyor-
du.
antal adam:
20
Sedye ile insan tamann cretinin ne olduu-
nu bilirsiniz, dedi.
Daym kemerinden bir kese kartp krdattk-
tan sonra hamaln ayaklarnn dibine att. Adam kese-
yi eliyle tarttktan sonra:
Ama bu, anlatmz fiyattan ok az, seor.
Rzgr cbbesinin eteini havalandrrken, Me-
dardo, "Yars," dedi. Hamaln yanndan geti, tek
ayayla sraya sraya basamaklardan kt, atonun
iine alan, yar aralk byk kapdan girdi, iki ar
kanad koltuk deneiyle iterek grltyle kapatt,
en sonunda da, ak kalm olan kk kapy arpa-
rak, grnmez oldu.
eriden, zel dairesinin bulunduu ato kanad-
na giden koridorda yol alan ayayla koltuk denei-
nin dnml tkrtlarn, kapanan, alan kaplarn
seslerini duymaya devam ediyorduk.
Kuhanenin parmaklklarnn ardnda, babas
ayakta bekliyordu onu. Medardo babasna bir merha-
ba bile demeye gitmedi; tek bana odasna kapand,
kimseye grnmek, yant vermek istemiyordu, uzun
sre kapsn alp zr dilemek isteyen stnine Se-
bastiana ile bile konumad.
Koca Sebastiana karalar giyen, tlle rtl y-
znde, gzlerinin gizledikleri dnda tek bir krk-
lk bulunmayan, iriyar bir kadnd; Terralba ailesi-
nin btn delikanllarn emzirmi, daha byklerin
hepsiyle yatm, btn lenlerin gzlerini kapatmt.
imdi, iki gnll mahpusun odalar arasnda mekik
dokuyor, onlara nasl yardmc olabileceini bilemi-
yordu.
Ertesi sabah, Medardo bir yaam belirtisi gster-
memeyi srdrnce, ba bozumuna koyulduk biz de,
ama kimsenin keyfi yoktu, balarda, Medardo' nun
21
bana gelenlerin dnda bir ey konuulmuyordu,
onu ok sevdiimizden deil, konunun ilgin ve ka-
ranlk olmasndand bu. Sadece stnine Sebastiana a-
toda kalm, her grlty byk bir dikkatle deer-
lendiriyordu.
Olunun byle kederli ve yabanl bir biimde
dneceini sanki kestirmi olan yal Aiolfo, en sevdi-
i hayvanlarndan birini, bir saksaan bir sredir
eitmi, kua atonun, o srada bo olan Medar-
do' nun dairesinin bulunduu kanadna dek umay,
odann penceresinden ieri girmeyi retmiti. O sa-
bah yal adam saksaann kafesini at, olunun pen-
ceresine dek uuunu izledi, sonra da tlerini yk-
nerek, saksaanlara, batankaralara yem vermeye ko-
yuldu.
ok gemeden kafeslere arpan bir nesnenin -
kartt sesi duydu. Dar seyirtti. Tellerin stnde
saksaann ls vard. Yal adam kuun lsn
avularnn iine ald, bir kanadn kopartlmak istene-
rek paralanm, bir ayan sanki iki parmak tarafn-
dan sklarak krlm, bir gzn oyulmu olduunu
grd. Yal adam saksaan gsne bastrd, alama-
ya koyuldu.
Ayn gn yataa dt, akrabalar, kuhanenin
parmaklklarnn ardndan ok hasta olduunu gr-
yorlard. Ama kimse gidip yardmc olamyordu,
nk ieriye kapanm, anahtarlar da saklamt.
Yatann evresinde kular uuuyordu. Yatal beri
uumaya balamlard, ne bir yere konuyorlar ne de
kanat rpmaktan vazgeiyorlard.
Ertesi sabah, kuhaneden ieri bakan stnine, vi-
kont Aiolfo' nun lm olduunu grd. Btn ku-
lar, denizin ortasnda dalgalanan bir kte tner gi-
bi, yatan stne konmulard.
22
IV
Babasnn lmnden sonra Medardo atodan
kmaya balad. Bunu ilk kez fark eden, bir sabah
kaplar aralk, odalar bombo bulan stnine Sebasti-
ana oldu yine. Vikontun peinden gitmeleri iin,
uaklar salnd krlara. Uaklar koarken, daha akam
ham meyve ykl olarak grdkleri bir armut aac-
nn altndan getiler. Uaklardan biri: "Yukarya ba-
kn," deyince, aaran gne kar salnan armutlar
grdler, grnce de korkuya kapldlar. nk ar-
mutlar tam deildi, her biri uzunlamasna kesilmi,
hl sapna asl yarm armuttu, ama her armudun sa-
dece sa yars vard (baklan yere gre, sol yar da
olabiliyordu, ama hepsi ayn taraftayd), br yar
yok olmutu, kesilmiti, belki de srlmt.
Uaklar:
Vikont buradan gemi, dediler. O kadar gn
boyunca a kalnca, belli ki o gece ackmt, ilk aaca
trmanp armutlar yemiti.
Yol boyunca uaklar, bir tan stnde, kurbaa-
larn zellii nedeniyle zplamakta olan, hl canl bir
yarm kurbaaya rastladlar. "Doru yoldayz!" deyip
ilerlemeye devam ettiler. Yapraklar arasndaki yarm
kavunu gremedikleri iin bir ara yolu ardlar, ama
geri dnp kavunu buldular.
23
Bylece ayrlardan ormana ulatlar, ikiye b-
lnm bir mantar, bir tamantar, sonra bir bakas-
n, zehirli bir krmz mantar grdler, ormanda yol
adka, zaman zaman yerden tek ayakl olarak biten,
emsiyelerinin sadece yars ak mantarlarla karla-
tlar. Sanki keskin bir bakla ikiye blnmlerdi,
br yarlarndan tek bir spor bile kalmamt geriye.
Kurt mantar, altn mantar, ayr mantar gibi eitli
trlerde mantarlard bunlar, zehirli olanlarn says
da neredeyse zehirsizlerinki kadard.
Bu dank izlerin peinden giden uaklar, 'rahi-
beler' adn tayan ve otlarn arasnda bir bataklk
bulunan ayra geldiler. afak skyordu, batakln
kysnda, cbbesine sarlm Medardo' nun elimsiz
grnts, beyaz, sar ya da toprak rengi mantarlarn
yzd suya yansyordu. imdi bu saydam yzeye
serpitirilmi olan mantarlar, Medardo' nun yarsn
gtrd mantarlard. Suyun stnde btnm iz-
lenimi uyandryorlar, vikont da onlara bakyordu.
Uaklar batakln br kysna saklandlar, bir ey
demek cesaretini gsteremediler, onlar da yzen
mantarlara bakmaya koyuldular, hepsinin de yenile-
bilir olduunu fark ettiler. Peki zehirliler ne olmu-
tu? Batakla atmadna gre, ne yapmt onlar?
Uaklar yeniden ormanda komaya baladlar. ok
uzaa gitmelerine gerek kalmad, nk patikada,
elinde sepet bir ocua rastladlar, btn zehirli man-
tarlar sepetin iindeydi.
O ocuk, bendim. Gece tek bama Rahibeler a-
yrnda birden aalarn arasndan frlayp kendimi
korkutmaya alrken, aynda ayrda tek aya
zerinde seken, koluna bir sepet geirmi dayma
rastladm.
24
Merhaba day! diye bardm. lk kez bunu de-
meyi baaryordum.
Beni grdne ok sevinmi gibiydi. "Mantar
topluyorum," diye aklamada bulundu.
ok topladn m?
Bak, dedi daym; batakln kysna oturduk.
Mantarlar seiyor, kimisini suya atyor, kimisini se-
pette brakyordu.
Sen, dedi, setii mantarlar ieren sepeti bana
vererek, bunlar kzartrsn.
Sepetin iindeki mantarlarn neden yarm olduk-
larn sormay dndm, ama bu sorunun yakk al-
mayacan anlayp teekkr ettikten sonra koarak
uzaklatm. Mantarlar kzartmayla giderken, tandk-
lara rastlayp hepsinin de zehirli olduunu rendim.
Bu olay kendisine aktarlnca, stnine Sebastiana:
Medardo' nun kt taraf geri dnm, dedi.
Bakalm duruma ne olacak, bugn.
Bir gn nce atonun bekileri tarafndan yakala-
nan bir haydut etesinin durumas yaplacakt o sa-
bah. Haydutlar bizim arazimizin adamlaryd, bu ne-
denle kendilerini vikont yarglayacakt. Duruma
balad, Medardo iskemlesinde olanca arpklyla
oturuyor, bir trnan kemiriyordu. Haydutlar zin-
cirli olarak getirildiler; etenin ba, zm toplarken
sedyeyi ilk gren Fiorfiero adndaki delikanlyd. i-
kyetiler Provenza'ya gitmekte olan Toskanal -
valyelerdi. Bizim ormandan geerken Fiorfiero ile e-
tesinin saldrsna uram, soyulmulard. Fiorfiero
bu valyelerin topraklarmza kaak olarak avlan-
mak amacyla gelmi olduklarn, bekilerin grevle-
rini yerine getirmemeleri zerine, kaak avclar dur-
durup silahlarn aldn syleyerek kendini savun-
du. O yllarda yol kesmenin ok yaygn bir etkinlik
25
olduunu, bu nedenle yasalarn olduka yumuak h-
kmler ierdiini belirtmek gerekir. stelik bizim
oralar bu ilere son derecede elveriliydi, nitekim
zellikle kargaa dnemlerinde, ailemizin kimi birey-
leri haydut etelerine katlrd. Kaak avlanma ise, ak-
la gelebilecek en hafif sutu.
Ama stnine Sebastiana'nn deerlendirmesi yer-
siz deildi. Medardo, Fiorfiero ile btn etesini,
gasp sulusu bularak, aslarak lmeye mahkm etti.
Saldrya urayanlar da kaak olarak avlandklarn-
dan daraacn boyladlar. e ok ge el koyan, yasak
avlananlara da, soygunculara da engel olamayan bek-
ileri cezalandrmak iin, onlara da lm cezas verdi.
Hepsi yirmiye yakn insand. Bu acmasz karar,
hepimizde znt ve ac dourmutu, o zamana dek
yzlerini grmemi olduumuz Toskanal soylular-
dan ok, hepimizin sevdii bekilerle haydutlar iin
zlyorduk. Sara ve dlger Pietrochiodo usta, da-
raacn kurmakla grevlendirildi, iini ciddiye alan,
yapt her eye zenen, okur yazar bir iiydi. B-
yk bir zntyle, nk hkmllerden ikisi akra-
basyd, aa gibi dallan olan, ipleri tek bir bocurgat-
la yukar ekilen bir daraac yapt, yle byk, yle
iyi tasarlanm bir dzenekti ki, bir seferde, hkm
giyenlerden daha fazla kiiyi bile asabilirdi; nitekim
vikont bundan yararlanarak, iki sulunun arasna bir
kedi yerletirip on tane de kedi astrd. Kuruyan ce-
setlerle kedilerin leleri gn boyunca sallanp dur-
dular, nceleri kimsenin yrei kaldrmyordu onlara
bakmay. Ama ok gemeden grkemli bir grnt
oluturduklar fark edildi, dncelerimiz birbirleriy-
le uyumsuz duygulara blnmeye balad, yle ki, ce-
setlerin indirilmesi, byk dzenein sklmesi zl-
memize bile yol at.
26
V
O sralar benim en mutlu dnemimdi, hep Dok-
tor Trelawney ile birlikte ormana gidip talam de-
niz kabuklusu arardk. Doktor Trelawney, ngilizdi.
Batan bir gemiden, gvertedeki bir fya tutunarak
kurtulup kylarmza ulamt. mr boyunca ge-
milerde doktorluk yapm, aralarnda Kaptan Co-
ok' unkiler de bulunan uzun ve tehlikeli yolculuklara
katlm, ama hep gverte altnda piti oynadndan,
dnyann hibir yerini grememiti. Gemisi batp da
bizim buralara snnca, blgenin en sert, en tortulu
arab 'cancarone'ye alm, onsuz edemez olmu,
yle ki, boynunda ii arap dolu bir matara tamaya
balamt. Terralba'da kalm, doktorumuz olmutu,
ama hastalarla ilgilenmiyor, gece gndz kendisini
bu arada beni krlara, ormanlara srkleyen bi-
limsel bulular peinde kouyordu. nce bir crcrb-
cei hastalyla ilgilendi; bin bcekte bir bcei etki-
leyen, varl ile yokluu belli olmayan bir hastalkt,
hibir zarar da dokunmuyordu, Doktor Trelawney
hastala yakalanan btn bcekleri arayp gerekli te-
daviyi uygulamak istiyordu. Sonra, topraklarmzn
denizle kapl olduu dnemin izlerine merak sard,
bunun zerine, doktorun vaktiyle balk olduklarn
syledii akllar, silisler toplamaya baladk. Niha-
27
yet son tutkusu, mezarlklarda geceleri grlen hafif
parltlar oldu. Bunlar yakalayp saklamann yolunu
bulmak istiyordu, bu amala geceleri mezarlkta ko-
uturmakla geirmeye balamtk. Toprak ve ot me-
zarlar arasndan, o belli belirsiz parltlardan birinin
masn bekliyor, sonra onu stmze ekmeye u-
rayor, peinden komaya, snmeden yakalamaya,
torba, ie, damacana, hasrl ie, kp, szge gibi de-
ney kaplarmzn iine sokmaya alyorduk. Dok-
tor Trelawney, mezarla yakn bir kayay kendine
mesken edinmiti. Buras, bu i iin ayr bir grevli
bulundurmann gerekli sayld gsteri, sava ve sal-
gn hastalk gnlerinde, mezar kazcsnn evi olmu-
tu. Iklar ieleyebilecek her trl ieyle, onlar ya-
kalayabilecek balk a gibi alardan oluan laboratu-
varn buraya yerletirmiti, sanki o soluk alevler on-
lardan kyormu gibi mezarlk topraklarn, ceset
kalntlarn inceledii imbiklerle tekneler de vard.
Ama uzun sre kapanp kendini incelemeye verecek
insanlardan deildi, ok gemeden almaya ara ve-
rip kyordu, birlikte yeni doa olaylarnn peinde
komaya balyorduk.
Ben hava gibi zgrdm, nk anam, babam
yoktu, stelik ne kleler kategorisine giriyordum, ne
de efendilerinkine. Sadece ge bir tanma sonucunda
Terralba ailesine katlmtm, ama onlarn soyadn
tamyordum, beni eitmekle ykml kimse de
yoktu. Zavall anam Vikont Aiolfo' nun kz, Medar-
do' nun ablasyd, daha sonra babam olacak bir kaak
avc ile kaarak, ailenin onurunu lekelemiti. Ben, or-
mann tesindeki orak topraklarda, kaak avcnn
kulbesinde dnyaya gelmitim, ok gemeden de ba-
bam bir kavgada ldrlmt, pellagra salgn sona
28
erdiinde, anam o derme atma kulbede tek bana
kalmt. Aiolfo dedemin yrei dayanamaynca ato-
ya kabul edildim, stnine Sebastiana bytt beni.
Medardo daha ocuk, ben de birka yandayken,
sanki eit konumlardaymz gibi, bazen oyunlarna
benim de katlmama izin verdiini anmsyorum,
sonra aramzdaki mesafe byd, ben uaklarn dze-
yinde kaldm. Ama imdi Doktor Trelawney'de, da-
ha nce hi grmediim bir dost bulmutum.
Doktor altm yandayd, ama boyu benimki ka-
dard, gen biimli apkasyla, perukasnn altnda,
kuru bir kestane gibi kr kr bir yz vard, baldr-
larn yarsna kadar tozluklarn sard bacaklar, att
uzun admlarn da etkisiyle, daha uzun grnyorlar,
bir crcrbceininkiler gibi orantszlayorlard;
kahverengi, krmz sslemeli, kuyruklu bir giysi gi-
yiyor, boynuna da 'cancarone' arab matarasn gei-
riyordu.
Mezarlk klarna tutkusu, kimi kez, bizim ken-
di haline braklm mezarlmzdakilerden daha g-
zel renkli, daha byk parltlarn grld, komu
kylerin mezarlklarna yaptmz uzun gece yolcu-
luklarna yneltiyordu bizi. Eer kyller fark eder-
lerse iler karyordu, bir keresinde bizi mezar soy-
guncusu sanmlar, ellerinde ba baklar, l atal-
lar peimize dmlerdi.
Arazi sarp ve sulakt; doktorla ben tabanlar ya-
lam kayalarn zerinde sekiyorduk, ama peimizde-
ki fkeli kyllerin de yaklamakta olduklarn sezi-
yorduk. Ghigna avlan denilen yerde, derin bir uu-
rumun stnde, ktklerden bir kpr vard. Kpr-
den geecek yerde, soluklarn ensemizde hissettii-
miz kylleri atlatp tam uurumun kenarndaki bir
29
kaya basamana gizlendik doktorla. Bizi grmediler.
"Nereye gitti bu piler?" diye bararak, doru kp-
rye kotular. Bir krlma sesi duyuldu, lklar ata-
rak, hepsi dipte akmakta olan avlana dkld.
Atlattmz tehlike, benle Trelawney'de nce
bir rahatlama yaratt, ama sonra, peimize denlerin
karlatklar korkun son, yeniden korkuya bodu
bizi. Biraz eilerek, kyllerin kaybolduklar karanl-
a bir gz attk. Gzlerimizi kaldrnca kprnn ka-
lntsn grdk, ktkler hl salamd, ne var ki,
sanki testerelenmi gibi ortadan ikiye blnmlerdi,
koca gvdenin nasl byle dzgn bir biimde bln-
dn aklayamyorduk. Doktor Trelawney:
Kimin ii olduu belli, dedi. Ben de anlam-
tm.
Nitekim ok gemeden, hzl nal sesleri duyuldu,
uurumun kenarnda bir atla, kara bir cbbeye yar
sarl bir atl belirdi. Medardo Vikontu' ydu, yznde
keli souk bir glmsemeyle, belki kendisi iin
de hesapta olmayan bir sonu veren tuzan, yrekler
acs baarsn izliyordu, belli ki bizim ikimizi ldr-
mek istemi, ne var ki yaamlarmz kurtarmt. Tit-
reyerek, kayalarn stnden bir kei yavrusu gibi se-
ken clz atnn zerinde uzaklamasna baktk.
O sralarda daym hep atla dolamaya kyordu.
Sara Pietrochiodo'ya zel bir eyer yaptrmt, eye-
rin zengilerinden birine kayla balanyor, br
zengiye ise bir denkletirme arl yerletiriliyor-
du. Eyerin yannda bir klla, bir koltuk denei as-
lyd. Bylece vikont, banda, hep havalanan cbbe-
sinin bir kanad altnda yars kaybolan, geni kenar-
lkl tyl bir apkayla at sryordu. Atnn nal sesle-
30
ri duyulur duyulmaz, herkes czzaml Galateo'nun
gemesi srasndakinden bile byk bir sratle ka-
yor, ocuklar, hayvanlar gtryordu, akllar bitki-
lerinde kalyordu, nk vikontun ktlkleri hibir
eyi esirgemiyor, en beklenmedik anlarda, en kestiri-
lemeyen, en anlalmayan eylemlere ynelebiliyordu.
Hi hastalanmamt, bu nedenle Doktor Trelaw-
ney'in bakmna gereksinme duymamt, daymla
karlamamak, hatta adn bile duymamak iin elin-
den geleni yapan doktorun, byle bir durumda iin
iinden nasl syrlaca bilinmiyordu. Vikonttan ve
zalimliinden sz edildiinde, Doktor Trelawney ba-
n sallayp dudaklarn bzerek, yakksz bir ko-
numa karsnda yapt gibi, "Oh, oh, oh!... t, t,
t!" diye homurdanrd. Sz deitirmek iin de,
Kaptan Cook' un gezilerini anlatmaya koyulurdu. Bir
keresinde, daymn byle sakat olarak nasl yaayabil-
diini sormaya kalkacak oldum, ingiliz yine yalnz-
ca: "Oh, oh, oh!.. t, t, t!"tan baka bir ey diye-
medi. Daymn durumu, tp asndan doktorda hi-
bir ilgi uyandrmyor gibiydi, ama ben yava yava
onun, sadece ailesinin istei ya da saygnlk nedeniyle
doktor olduunu, bu bilime hibir nem vermediini
dnmeye balamtm. Belki de gemi doktorluu,
piti oynamadaki ustalnn bir sonucuydu sadece,
bu nedenle en nl gemiciler, hepsinden nce de
Kaptan Cook, onu oyun arkada edinmilerdi.
Bir gece Doktor Trelawney bizim eski mezarlk-
ta, ala mezarlk prlts yakalamaya alrken, kar-
snda mezarlar arasnda atn otlatmakta olan Terral-
bal Medardo'yu buldu. Doktor, ok armt, e-
kinmiti, ama vikont yanna geldi, yarm aznn bo-
zuk syleyiiyle:
31
Gece kelebei mi aryorsunuz, Doktor diye
sordu.
Oh Milord, diye yant verdi alak sesle Dok-
tor, tam kelebek deil, Milord... Mezarlk parlts...
Biliyorsunuz deil mi mezarlk parltlarn...
Elbette. Hep sormuumdur kendi kendime,
nasl oluyor bunlar diye.
Bir sredir almalarm bu konuya ynelt-
tim, Milord, dedi Trelawney, bu yumuak sesten bi-
raz rahatlamt.
Medardo, derisi kafatasnnki gibi gergin, keli,
yarm azn glmseyerek yayd.
Aratrmac olarak, her trl yardma hak ka-
zanyorsunuz siz, dedi. Ne yazk ki, bu terk edilmi
mezarlk, mezarlk parltlar iin elverili bir alan de-
il. Sz veriyorum, yarndan tezi yok, elimden gelen
yardm yapacam size.
Ertesi gn adalet datma gnyd. Vikont on
kadar kyly lm cezasna arptrd, nk hesap-
larna gre, atoya vermeleri gereken rn paynn
tmn vermemilerdi. ller ortak mezarlara g-
mldler, mezarlkta her gece kocaman k parltla-
r grld. Doktor Trelawney, almalar iin son
derecede yararl bulmakla birlikte bu yardmdan
korkmutu.
Bu yrekler acs gelimeler srasnda Pietrochi-
odo usta daraac yapma sanatn ok gelitirmiti.
Artk her biri gerek bir marangozluk ve makinecilik
bayaptyd; sadece daraalar deil, Vikont Medar-
do' nun sanklar itiraf ettirmesini salayan ikence
sehpalar, bocurgatlar ve benzeri ikence aletleri de
yleydi. Ben sk sk Pietrochiodo'nun dkknna gi-
32
diyordum, nk onu byk bir ustalkla ve tutkuy-
la alrken grmek ok keyif veriyordu. Ne var ki
dlgerin yreinde hep bir ac vard. Yapt daraa-
lar susuz insanlar iindi. "Ne yapsam da, bu kadar
ustalkla, ama baka bir amaca ynelik baka bir sipa-
ri alsam," diye dnyordu. "Daha byk istekle
yapabileceim dzenekler, neler olabilir acaba?" Ama
karlk bulamaynca, bu sorular kafasndan kovma-
ya alyor, elinden gelen en gzel, en usta dzenek-
leri yapmaya veriyordu kendini.
Hizmet ettikleri amac unut, diyordu bana da.
Sadece dzenek olarak gr onlar. Ne kadar gzeller
deil mi?
O dikilen direklere, inip kan iplere, bocurgat-
larla makaralarn balantlarna bakyor, zerlerinde
sallanan cesetleri grmemeye alyordum, ama al-
tka daha fazla bu konuyu dnyor, Pietrochi-
odo'ya:
Peki, ama nasl unutaym? diyordum.
yleyse ben nasl unuturum evlat, diye kar-
lk veriyordu bana. Ben nasl unuturum?
zntlerine, korkularna karn sevinli yanlar
da vard o gnlerin. En gzel saat, gne ykselip de-
niz altn gibi dktan sonra, yumurtlayan tavuklar
terken, patikadan czzamlnn borusu duyulduun-
da balard. Czzaml her sabah geerek, kader yol-
dalar iin dilenirdi. Ad Galateo idi, boynunda bir
av borusu tar, borunun sesi daha uzaktayken gelii-
ni haber verirdi. Kadnlar boruyu duyunca duvar dip-
lerinde yumurta, kabak ya da domates, kimi kez de
derisi yzlm kk bir tavan brakrlard. Sonra
ocuklar kaptklar gibi koup saklanrlard, nk
33/3
czzaml geerken sokakta hi kimsenin olmamas
gerekiyordu; czzam uzaktan bile bulaabilirdi, cz-
zaml grmek bile tehlikeliydi. Galateo borusunu t-
tre ttre, elinde kocaman asas, srtnda yere kadar
inen lime lime ceketi, boalan dar sokaklarda ar
ar ilerlerdi. Uzun, dalgal, sar salar, czzamn bi-
raz buruturduu yuvarlak, beyaz bir yz vard. Ba-
lar toplar, kfesine doldurur, araya hep glnecek
ya da art niyetli antrmalar katarak, dokunakl se-
siyle, saklanan kyllerin evlerine doru teekkrler
ederdi.
O yllarda denize yakn blgelerde, czzam yay-
gn bir hastalkt; yaknmzda, sadece czzamllarn
oturduu Pratofungo adnda bir ky vard. Biz bu
kydeki czzamllara bata bulunmak zorunday-
dk, balarmz Galateo toplard. Bir denizci ya da
kyl czzama yakalannca, akrabalarn, arkadalar-
n brakr, hastalk tarafndan kemirilmeyi bekleye-
rek yaamnn geri kalan blmn yaamak zere
Pratofungo'ya giderdi. Her yeni geleni karlamak
iin byk enlikler dzenlendiinden sz edilirdi,
uzaktan czzamllarn evlerinden geceye dek ykse-
len alg, ark sesleri duyulurdu.
Sal yerinde olanlardan hi kimse admn at-
mad halde, Pratofungo ile ilgili birok ey anlatlr-
d, sylenenlerin hepsi de, orada yaamn srekli bir
elence olduunda birleirdi. Ky, czzamllar yerle-
meden nce, her rktan, her dinden gemicinin geldii
bir orospular barna olmutu; kadnlarn hl o d-
nemin serbest davranlar iinde olduklar syleni-
yordu. Czzamllar, posasndan elde edilen urubun,
yl boyunca kendilerine tatl bir esriklik salad iri
bir zm bacl dnda, topra ilemezlerdi. En
34
byk etkinlikleri, harpn tellerine bir sr an asa-
rak yaptklar, kendi icatlar garip algy almak, tiz
perdeden ark sylemek, sanki hep paskalya imi gi-
bi, her renkten boya ile yumurtalar boyamakt. By-
lece tatl ezgiler syleyerek, biimi bozulan yzleri-
nin evresine yasemin talar takarak, hastaln ken-
dilerini ayrm olduu insan topluluunu unuturlar-
d.
Bizim doktorlardan hibiri, czzamllara bakma-
ya yanamamt, ama Trelawney aramza yerleince,
bilgisini blgemizin bu yarasn iyiletirmeye adaya-
can dnenler oldu. Ben de ocuk dnyamda bu
umudu paylayordum. Uzun sredir Pratofungo' ya
dek gidip, czzamllarn enliklerine katlmay ok is-
tiyordum, doktor, ilalarn bu mutsuz insanlar ze-
rinde denemeye kalkacak olursa, belki kimi kez be-
nim de kendisiyle oraya gitmeme izin verirdi. Ama
bunlarn hibiri gereklemedi. Galateo'nun borusu-
nu duyar duymaz, Doktor Trelawney, bacaklarn
kaldrp kayordu, hastalktan ondan fazla korkan
yoktu sanki. Bazen bu hastaln yaps konusunda
ona soru sormay denerdim, ama o hep, 'czzam'
szc rahatn karmaya yetercesine, kaamak, an-
lamsz yantlar verirdi.
Aslnda niye onu bir doktor saymada inat ettii-
mizi bilmiyorum; hayvanlarla, zellikle kk hay-
vanlarla, talarla, doal olaylarla yakndan ilgileniyor-
du, ama insanlar ve hastalklar onda tiksinti, akn-
lk uyandryordu. Kandan nefret ediyordu, hastalara
sadece parmaklarnn ularyla dokunuyor, ar has-
talar karsnda, sirkeye batrlm ipek bir mendille
burnunu tkyordu. Bir kz ocuu gibi utangat,
plak vcut grnce kpkrmz oluyordu, hele bir
35
kadn sz konusuysa, gzlerini indiriyor, kekeliyor-
du, okyanuslarda yapt uzun geziler boyunca, hi
kadn tanmad anlalyordu. Bereket o sralarda
bizde doumlar doktorlar deil, ebeler yaptryordu,
byle olmasayd, kimbilir nasl kard bu iin iin-
den.
Dayma yangn kartma tutkusu gelmiti. Gece
anszn yoksul bir kylnn samanl, sobalk bir
aa ya da btn bir koru tutuuveriyordu. Byle du-
rumlarda, alevleri sndrmek iin sabaha dek elden
ele su kovalarn aktaryorduk. Kurbanlar hep, vi-
kontun gittike daha sert, daha insafsz olan emirleri-
ne ya da bir kat artrd vergilere kar kan zavall
kyller oluyordu. Mallan yakmakla yetinmiyor,
konutlar da atee veriyordu. Gece gelip damlara tu-
tuturulmu kundaklar att sonra atla kat syle-
niyordu, ama hi sust yakalanmyordu. Bir kere-
sinde iki yal ld, bir keresinde de bir ocuun ka-
fasnn derisi yzld. Biz kyller, ondan gittike
daha fazla nefret ediyorduk. En amansz dmanlar,
Gerbido Geidi'ndeki dknt evlerde oturan Kalvin
mezhebinden ailelerdi. Burada, yangnlar nlemek
iin geceleri erkekler srayla nbet tutuyorlard.
Hibir gereke olmakszn, bir gece, Pratofun-
go'nun damlan samandan evlerinin dibine dek gidip
damlara ziftle, ate att. Czzamllarn bir zellii
vardr, yanarken ac duymazlar, uykudayken yangn
kacak olursa, hi kukusuz bir daha uyanamazlar.
Ama vikont atn srerken, kyden bir keman sesi
ykseldiini duydu; Pratofungo oturanlar uyankt-
lar, kendilerini elenceye vermilerdi. Hepsinin tesi
berisi yand, ama hi ac duymadlar, kendilerine gre
36
elendiler. Yangn ksa srede sndrdler, evlerini
kurtardlar, czzama yakalanm olduklar iin alev-
lerden az zararla kurtuldular.
Medardo'nun ktl, kendi malvarlna, ato-
ya da yneldi. Yangn, uaklarn oturmakta olduklar
kanattan kt, alevler iinde tutsak kalanlarn lk-
lar arasnda geniledi, bu srada vikont ak arazide
at srerken grld. Stninesi ve anal Sebasti-
ana'ya kurduu bir tuzakt bu. Kadnlarn, ocuklu-
unu bildikleri kimseler zerinde sahip olduklarn
iddia ettikleri inat otoriteyle, Sebastiana, her kt
davranndan sonra vikonta kmay ihmal etmi-
yordu, oysa herkes vikontun yapsnn dzelmez,
salksz bir acmaszla brndnde gr birlii
iindeydi. Sebastiana kavrulan duvarlarn arasndan
bin glkle kurtarlm, yanklarnn gemesi iin
gnlerce yatmak zorunda kalmt.
Bir gece yatt odann kaps araland, yatann
ucunda vikont belirdi.
Yznzdeki bu lekeler de ne, stnine, dedi
Medardo, yanklar gstererek.
Gnahlarnn izleri evladm, dedi yal kadn,
sakin bir biimde.
Cildiniz alacal bulacal, stelik izikler iinde,
bu haliniz ne stnine?
Eer pimanlk getirmeyecek olursan, cehen-
nemde seni bekleyenlerin yannda hibir ey bunlar,
olum.
Bir an nce iyilein, bu durumda olduunuzun
duyulmasn istemem...
Kocaya varacak deilim ki, yzmn gzellii-
ni nemseyeyim. Vicdanmn rahat olmas yetiyor
bana. Sen de ayn eyleri syleyebilir misin?
37
Ama, kocanz sizi bekliyor, birlikte gtrecek
sizi, bilmiyor musunuz?
Benim gibi yal bir kadnla alay etme olum,
unutma, senin de zor bir genliin oldu.
Alay etmiyorum ki. Dinleyin stnine, nianl-
nz pencerenizin altnda alyor...
Sebastiana kulaklarn kabartt, atonun dndan
gelen czzamlnn borusunun sesini duydu.
Ertesi sabah Medardo, Doktor Trelawney'i a-
rtt.
Yal bir hizmetkrmzn yznde, nedeni bi-
linmeyen lekeler ortaya kt, dedi doktora. Czzam
olmasndan korkuyoruz. Bilginizin na emanet
ediyoruz kendimizi.
Trelawney, eilerek kekeledi:
Grevimiz Milord... her zaman hizmetinizde-
yim Milord...
Geri dnp kt, atodan uzaklat, yanna bir
kk f 'cancarone' arab alp ormanda kayboldu.
Bir hafta boyunca kendisini gren olmad. Dnd-
nde, stnine Sebastiana czzamllar kyne gnde-
rilmiti.
Bir akam gne batarken, karalar giymi, ban
balam, kolunda giysi bohas atoyu terk etmiti.
Yazgsnn izilmi olduunu biliyordu; Pratofun-
go'nun yolunu tutacakt. O zamana dek kendisini
iinde tuttuklar oday terk etti, koridorlarda da,
merdivenlerde de hi kimse yoktu. ndi, avludan ge-
ti, krlara kt; her taraf sszd, getiini gren her-
kes ekilip gizleniyordu. Sadece iki notaya dayal bir
hava almakta olan bir av borusu iitti; ileride, pati-
kada, algsnn azn gkyzne evirmi Galateo
duruyordu. Stnine ar admlarla ilerledi, patika, ba-
38
tan gnee doru gidiyordu. Calateo, olduka nn-
de yryordu, arada srada sanki yapraklarn arasnda
vzldayan eekarlarna bakmak iin duraksyor, bo-
rusunu kaldrp hznl sesler kartyordu. Stnine,
geride brakt bostanlara, kylara bakyor, allarn
ardnda kendisinden uzaklaan insanlarn varln
hissediyor, yoluna devam ediyordu. Tek bana, Ga-
lateo'yu uzaktan izleyerek Pratofungo'ya vard, k-
yn kaplar ardndan kapannca, harplarn, kemanla-
rn almaya baladklar duyuldu.
Doktor Trelawney beni ok d krklna u-
ratmt. Lekelerinin czzam olmadn bildii hal-
de, yal Sebastiana'nn czzamllar kyne gnderil-
memesi iin parman bile kprdatmam olmas, al-
aklk belirtisiydi; ilk kez doktora kar bir tiksinti
duyuyordum. stelik, sincap avlamada, aa ilei
aramada kendisine ne denli yararl olacam bildii
halde, ormana katnda beni yannda gtrmemiti.
Onunla mezarlk parlts aramaya gitmek, artk eski-
si gibi houma gitmiyordu, ou kez tek bama dola-
arak, yeni dostluklar aryordum.
imdi ilgimi en ok eken insanlar, Gerbido Ge-
idi'nde oturan Kalvincilerdi. Bu dini izleyen herkesi
Kral'n parampara ettirdii Fransa'dan kap gelmi-
lerdi. Dalardan geerken kitaplarn, kutsal eyalar-
n yitirmilerdi, bu nedenle imdi ne okuyacak ncil-
leri, ne sylenecek ayinleri, ilahileri, ne de yaplacak
dualar vard. Kovuturmaya urayan ve baka ina-
tan insanlarla bir arada oturan herkes gibi, ne bir din
kitab edinmek istemilerdi, ne de ayinlerini nasl
yapmalar gerektii konusunda verilen tleri dinle-
milerdi. Birisi kp gelip de kendisinin de Kalvinci
39
bir din kardei olduunu syleyecek olursa, papann
gnderdii, klk deitirmi zel bir grevli olmasn-
dan kukulanyorlar, azlarn amyorlard. Bylece
Gerbido Geidi'nin sarp topraklarn ekip bimeye
balamlard. Gn doumundan gn batmna dek,
kadn, erkek bir arada alyor, Tanrnn kendilerine
yol gstermesini bekliyorlard. Gnahn ne olduunu
doru drst bilmediklerinden, yanlgya dmemek
iin yasaklarn saysn artryorlar, kck bir dav-
rann bir sululuk niyeti ierip iermediini belirle-
mek iin, srekli olarak sert baklarla birbirlerini
gzlyorlard. Kiliselerinin kavgasn bulank bir bi-
imde anmsadklarndan, saygszlk yapabiliriz kor-
kusuyla, Tanrnn adn da, kutsal baka adlar da
azlarna almaktan kanyorlard. Bylece, hibir
din kural izlemiyorlar, hatta hep ciddi bir biimde
bu konuyu dndkleri izlenimini verseler de, b-
yk olaslkla inanla ilgili dnce gelitirmeye bile
cesaret edemiyorlard. Buna karlk etin tarm ku-
rallar, zamanla dinsel buyruklarnkine eit bir deer
kazanmt, uymak zorunda olduklar tutumluluk
alkanlyla, kadnlarn ev ileri konusunda da du-
rum byleydi.
Bir sr torunlar, gelinleri olan, hepsi uzun boy-
lu, salam yapl byk bir aile oluturuyorlard.
Topra ilerken hep dmeleri ilikli kara bayramlk-
larn, erkekler geni kenarlar aaya inik apkalar-
n, kadnlarsa beyaz balklarn giyerlerdi. Erkekle-
rin uzun sakallar vard, av tfekleri hep omuzlarnda
dolarlard, ama sereler dnda, hibir eye ate et-
tikleri grlmemiti, nk kurallar yasaklyordu
avlanmay.
40
Bin bir zorlukla birka elimsiz asmann, biraz
budayn yetitii kireli dzlklerden, beyaz kei sa-
kaln titretip huni biimindeki apkasnn altnda
gzlerini dndrerek, yumruklar gkyzne doru
skl yal Ezechiele'nin srekli bard duyulurdu.
Eilmi alan aile bireylerine: "Hastalk, kuraklk!
Hastalk, kuraklk!" diye barrd. "Vur o apay,
Giona! Otlar yol, Susanna! Tobia, gbreyi yay!" gi-
bi, bin bir emir verir, azarlard, yeteneksiz, beceriksiz
bir toplulukla konuan birinin fkesiyle. rnn za-
rar grmemesi iin yapmalar gereken bin trl eyi
bararak syledikten sonra, bunlar kendisi de yap-
maya koyulur, bakalarn yanndan kovar, yine hep
"Hastalk, kuraklk!" diye barrd.
Kars ise hi barmazd, bakalarnn tersine, en
ufak ayrntlar bile belirlenmi gizli bir dine inand
izlenimini verir, ama bundan kimseye sz etmezdi.
Aile bireylerinin yzlerinde seyrek rastlanan glm-
semelerin yok olmas, ar, skc ifadelerin taknlma-
s iin, iri gzbebeklerini dikip dudaklarn gererek:
"Sras m imdi, Rachele bac? Sras m imdi, Aron-
ne karde?" demesi yeterdi.
Bir akam Kalvinciler dua ederlerken, Gerbido
Geidi'ne gittim. Ne azlarndan bir szck kyor-
du, ne de ellerini kavuturmular ya da diz km-
lerdi; erkekler bir yanda, kadnlar bir yanda bada s-
raya dizilmilerdi, dipte de sakal gsnde yal
Ezechiele duruyordu. Boumlu uzun kollarndan sar-
kan yumruklarn skmlar, nlerine bakyorlard.
Dalm olduklar izlenimini uyandrmakla birlikte,
evrelerini alglamay srdryorlard, Tobia bir eli-
ni uzatarak, bir asmann stndeki trtl kaldrd,
Rachele ivili topuuyla bir salyangozu ezdi, Ezechi-
41
ele bile, buday baaklarna konan sereleri korkut-
mak iin bir ara birden apkasn kartt bandan.
Sonra bir ilahi sylemeye koyuldular. Szckle-
rini deil sadece ezgiyi anmsyorlard, onu da doru
drst anmsayamyorlard, sk sk birisi falso yap-
yordu, belki de hepsi batan sona falso yapyordu,
ama hi ara vermiyorlard, bir kta biter bitmez, he-
men bir sonrakine geiyorlar, szckleri hi sylemi-
yorlard.
Birinin kolumu ektiini fark ettim. Kk Esa
ses kartmamam, kendisiyle birlikte gitmemi iaret
ediyordu. Esa benimle yatt; yal Ezechiele'nin
son oluydu, ailesinin sadece sert, gergin yz ifadesini
almt, yznde ayrca muzip bir afacanlk vard. El-
lerimizin de zerinde srnerek badan uzaklarken
bana: "Yarm saat srer, ekilmez!" dedi. "Gel sna-
m gstereyim sana."
Esa'nun sna gizliydi. Anas babas kendisini
bulup da, keileri otlatmaya ya da bostandaki salyan-
gozlar toplamaya gndermesinler diye burada sakla-
nyordu. Babas krlarda bararak onu ararken b-
tn gn tembellik ediyordu burada.
Esa'nun ttn vard, bir duvarda, pimi top-
raktan iki uzun pipo aslyd. Birini doldurup imemi
istedi. Nasl yaklacan retti bana, bir ocukta hi
grmediim bir doymazlkla, byk nefesler ekme-
ye balad. Ben ilk kez ttn iiyordum, hemen fena-
lanca, imeye ara verdim. Susuzluumu gidermek
iin, Esa bir ie erik raks kartp bir bardaa dol-
durdu, rak beni ksrtt, barsaklarm bzd.
Kendisi, sanki uymu gibi iiyordu.
Sarho olmak iin ok imem gerek daha, de-
di.
42
Snaktaki bu eyleri nereden buldun, diye
sordum.
Esa parmaklarn trmanr gibi devindirdi:
Arakladm.
evredeki tarlalar soyan Katolik ocuklarn kur-
duu bir etenin bana gemiti; sadece aalardaki
meyveleri toplamyorlar, evlere, kmeslere de giri-
yorlard. Pietrochiodo ustadan bile daha okkal, daha
sk kfrediyorlard, Katolik ve Kalvinci kfrlerin
hepsini biliyorlar, birbirlerine ediyorlard.
Daha bir sr gnah iliyorum, diye aklama
getirdi. Yalanc tanklk ediyorum, fasulyeleri sula-
may unutuyorum, anamn babamn szn dinlemi-
yorum, akam eve ge dnyorum. Yeryzndeki
btn gnahlar ilemek istiyorum artk, kk oldu-
um iin anlayamayacam sylediklerini bile.
Btn gnahlar m, diye sordum. Adam da l-
drr msn?
Omuzlarn silkti:
Adam ldrmek u ara iime gelmez, bir iime
yaramaz.
Ama benim daym keyif iin adam ldryor,
adam ldrtyor, dedim, Esa'ya kar kacak bir
eyler demi olmak iin.
Esa tkrd.
Hayvanlk, dedi.
Sonra gk grledi, snan dnda yamur ya-
maya balad.
Evdekiler seni ararlar, dedim Esa'ya. Beni
kimsenin arad olmazd, ama br ocuklar, zel-
likle kt havalarda, analarnn babalarnn aradn
gryordum, bunun nemli bir ey olduunu san-
yordum.
43
Yamurun dinmesini burada bekleyelim, dedi
Esa, beklerken zar atarz.
Zarlarla bir tomar para kartt. Benim param
yoktu; ddklerimi, baklarm, sapanlarm koy-
dum ortaya, tldm.
Skma cann, dedi sonunda Esa, hile yaptm
ben.
Darda gk grltleri, imekler, yamur sr-
yordu. Esa'nun sna su iinde kalmaya balam-
t. Ttnle br eyalarn gvenceye almaya alr-
ken:
Btn gece yaacak dedi, en iyisi koup eve
gitmek.
Yal Ezechiele'nin dklen evine vardmzda,
srlsklam kesmi, amura bulanmtk. Kalvinciler
bir masann evresine oturmular, bir kandilin n-
da ncil'den kimi blmler anmsamaya alyorlar,
bunlar bir zamanlar okumu olduklar, gvenilmez
anlamlar, gereklikler ieren eyler gibi anlatmaya
zen gsteriyorlard.
Olu Esa, benimle birlikte kapnn eiinde g-
rnnce, yal Ezechiele:
Hastalk, kuraklk! diye bararak, yumruu-
nu masaya indirdi, kandili sndrd.
Benim dilerim birbirine vurmaya balad. Esa
omuzlarn silkti. Darda, sanki btn gk grlt-
leri, imekler Gerbido Geidi'ni hedef alyordu.
Kandili yeniden yakarlarken, yumruklan havaya kal-
kk ihtiyar, olunun gnahlarn sayyor, bunlarn
bir insann ileyebilecei en aalk gnahlar olduu-
nu belirtiyordu, ama aslnda gnahlarn sadece kk
bir blmn biliyordu. Anann sesi kmyordu,
btn br ocuklar, damatlar, gelinler, torunlar e-
44
neleri gslerine eik, yzleri ellerinin arasnda sakl
olarak dinliyorlard. Esa, bu tatsz tutsuz szler ken-
disini ilgilendirmiyormu gibi, bir elmay diliyordu.
Gk grltleri ile Ezechiele'nin sesi arasnda,
bir saz gibi titriyordum ben.
Kafalarna uval geirmi, yamurdan srlsklam
olmu erkeklerin nbetten dnmesiyle, barma ke-
sildi. Artk dmanln gizlemeyen vikontun hain
saldrlarndan korunmak iin, Kalvinciler filintalar-
n, budama baklarn, ot direnlerini kuanp btn
gece srayla nbet tutuyorlard. Gelen Kalvinciler:
Ezechiele baba, dediler, dondurucu bir ayaz
var. Topal gelmez. Eve girebilir miyiz, baba?
Etrafta olak'n izi yok mu, diye sordu Ezec-
hiele.
Yldrmlarn yank kokusu dnda bir ey
yok, baba. Tekgz'e gre gece deil, bu gece.
yleyse eve girip stnz banz deitirin.
Frtna, Yansz'a da, bize de huzur getirsin.
Topal, olak, Tekgz, Yansz, Kalvincilerin da-
yma verdikleri sfatlarn bir ksmyd, onu gerek
adyla andklarn hi duymamtm. Byle konu-
makla, sanki hakknda ok ey biliyorlarm, ok es-
ki bir dmanm gibi, bir tr yaknlk kuruyorlard
onunla. Medardo'nun anlalmaz lgnlklar sanki
kendileri iin anlalrm, kestirilirmi gibi, gz krp-
malarnn, kk kahkahalarn elik ettii kk
cmleler sylyorlard: "Ha, ha olak... Tam yle,
Yar Sar..."
Byle konuurlarken, frtna arasnda kapya vu-
rulduu duyuldu.
Kim alyor kapy, bu havada, dedi Ezechiele.
Hemen an.
45
Atlar, eikte, sular szlen kara cbbesine sa-
rlm, tyl apkas yamurdan srlsklam, tek aya
zerinde duran vikont vard.
Atm, ahrnza baladm, dedi. Beni de ko-
nuk edin, n'olursunuz. Yolculua ok elverisiz gece.
Herkes Ezechiele'ye bakt. Dman evlerine git-
tiimi daym anlamasn diye, ben masann altna giz-
lenmitim.
Atein yanna buyurun, dedi Ezechiele. Bu
evin kaps konuklara aktr hep.
Eiin yannda, zeytin toplamak iin aalarn al-
tna serilen bir yn araf vard, Medardo bunlarn
stne uzanp uykuya dald.
Karanlkta, Kalvinciler, Ezechiele'nin evresine
toplandlar.
Topal avucumuzun iinde, baba! diye mrl-
dandlar. Elimizden karacak myz? Masum insanla-
ra kar baka sular ilemesine izin mi vereceiz? Ya-
rm klnn cezasn ekmesinin zaman gelmedi mi?
htiyar yumruklarn tavana doru kaldrd:
Hastalk, kuraklk! diye bard, hemen hi ses
kartmadan, ama olanca gcyle konuan biri bar-
m saylrsa, o da baryordu. Bu evde hibir konu-
a zarar verilmedi. Rahat uyumas iin gidip banda
ben nbet tutacam.
Filintasn boynuna geirip yatmakta olan vikon-
tun banda dikildi. Medardo'nun gz ald:
Ne yapyorsunuz burada, Mastro Ezechiele?
Uykunuzu koruyorum, konuum. Sevmeye-
niniz ok.
Biliyorum, dedi vikont, uaklarn uykuda l-
drmesinden ekindiim iin, atodayken uyumuyo-
rum.
46
Bizim evde de sizi sevmeyiz, Mastro Medardo.
Ama bu gece saygl davranacaz.
Vikont bir sre suskun kald, sonra:
Ezechiele, dedi, ben de sizin dininizi benimse-
mek istiyorum.
htiyar bir ey demedi.
evrem inansz insanlarla evrili, diye sr-
drd Medardo. Hepsinden kurtulmak, Kalvincileri
atoya armak istiyorum. Siz Mastro Ezechiele, be-
nim bakanm olacaksnz. Terralba'y Kalvincilerin
topra ilan edip Katolik prenslere sava aacam. Siz
ve aileniz nclk edeceksiniz. Kabul m, Ezechiele?
Beni dininize kabul edecek misiniz?
htiyar, iri gsnde silahyla, devinimsiz, dim-
dik duruyordu.
Dinimizin o kadar ok eyini unuttum ki, de-
di, bir bakasn dinimize kabul etme dncesizliini
gsteremem. Ben kendi topramda, kendi vicdanm-
la ba baa kalacam. Siz de kendi topranzda, ken-
di vicdannzla kaln.
Vikont, dirsei zerinde doruldu:
Topraklarmda sapknlarn bulunduunu, he-
nz Engizisyon'a bildirmediimi biliyor musunuz,
Ezechiele? Ya da kellelerinizi bizim piskoposa arma-
an diye gnderecek olursam, kilisenin beni hemen
balayacan?
Kellelerimiz henz omuzlarmzn stnde
efendim, dedi ihtiyar, ama kopartlmas kellelerimiz-
den zor olan bir ey daha var.
Medardo ayaa frlayp kapy at:
u kardaki meenin altnda, dmanlarmn
evinden daha rahat ederim, deyip yamurun altnda
dar frlad.
47
htiyar tekileri ard:
Evlatlarm, nce Topal'n ziyaretimize gelmesi
yazlmt alnmza. imdi kp gitti, evimizin yolu
ald, umudunuzu yitirmeyin evlatlarm, belki bir
gn daha iyi bir yolcu gelir.
Btn sakall Kalvincilerle, balan rtl kadn-
lar balarn ediler.
Kimse gelmese de, diye ekledi Ezechiele'nin
kars, yerimizde kalacaz biz.
Bu srada akan bir imek gkyzn sanki yrt-
t, grlts duvarn tulalarn, talarn sarst. To-
bia bard:
Yldrm meeye dt! Yanyor imdi.
Ellerinde fenerlerle darya kotular, koca aacn
tepesinden kklerine dek, yarsnn kmr kesmi ol-
duunu grdler, br yarsna bir ey olmamt.
Uzaktan, yamur altnda bir atn nal seslerini duydu-
lar, bir imek aknca da, elimsiz atlnn grnts-
n setiler.
Bizi sen kurtardn, baba, dediler Kalvinciler.
Sa ol Ezechiele.
Gkyz douda aydnland, afak skyordu.
Esa beni bir kenara ard.
Bak ne kadar akllym, dedi alak sesle, yan
bir avu ey gsterdi. Eyerin altn pullar. At ahrda
balyken aldm. Bizim salaklarn akllarna bile gel-
medi.
Esa'nun bu tr davranlarndan holanmyor-
dum, ailesininkileri ise doru buluyordum. Bu neden-
le tek bama kalmay yeliyor, deniz kysna inip
kabuklu salyangoz topluyor, yenge yakalyordum.
Bir kayann stnde, kk bir yengeci yuvasndan
48
kartmaya alrken, bamn stnde duran bir kl-
cn sudaki glgesini grdm, korkudan denize d-
tm.
Tut unu, dedi daym, arkama yaklam olan
oydu. Klcnn keskin tarafn tutmam istiyordu.
stemez, kendim karm, dedim, kynn geri
kalan blmnden bir kulalk suyla ayrlan bir -
kntya trmandm.
Yenge mi aryorsun, dedi Medardo, ben ahta-
pot avlyorum. Avlad ahtapotlar gsterdi. Koca-
man, koyu renkli ya da beyaz ahtapotlard. Bir kl
vuruuyla ikiye blnmlerdi, ama dokunalarn
oynatmay srdryorlard.
Btn olan her ey byle ortadan blnebile-
cek olsa, dedi, kayalara dizdii, rpnan yarm ahta-
potlar okayan daym, herkes krelmi, cahil btn-
lnden syrlrd. Btnken, her ey doal, bulank,
hava gibi samayd benim iin; her eyi grdm
sanyordum, oysa grdm kabuktu sadece. Sen de
bir gn kendinin yars olursan, ki olman dilerim ev-
ladm, tam beyinlerin sradan akllarnn tesinde ne-
ler bulunduunu anlarsn. Kendinin, dnyann yars-
n yitirmi olacaksn, ama kalan yar, bin kez daha
derin, daha deerli olacak. O zaman sen de, her eyin
kendin gibi blnmesini, paralanmasn isteyecek-
sin, nk gzellik de, bilgi de, adalet de ancak para-
lara blnm olanda vardr.
Of, of, diyordum ben, ne ok yenge var bura-
da! Daymn klcnn uzanda kalabilmek iin, sade-
ce avlanmakla ilgileniyormu izlenimi uyandrmaya
alyordum. O ahtapotlaryla uzaklamadan nce
kyya dnmedim. Ama syledikleri beni rahatsz et-
meyi srdryordu, ikiye blme tutkusundan kendi-
49/4
mi nasl koruyacam bilemiyordum. Ne tarafa dn-
sem, Trelawney, Pietrochiodo, Kalvinciler, czzaml-
lar, hepimiz ikiye blnen adamn etkisi altndaydk,
efendimiz oydu, onun hizmetindeydik, ondan kurtu-
lamyorduk.
50
VI
Seke seke giden atnn eyerine bal Terralbal
Medardo, sabahn erken saatinde, yamalara trmanp
iniyor, yrtc gzlerle evreyi tarayarak vadiye dal-
yordu. ayrn orta yerinde keilerini otlatan oban
Pamela kz grd.
Vikont kendi kendine yle dedi: "Bilenmi duy-
gularmn iinde, btnlerin adna sevda dedikleri
duyguya karlk olabilecek hibir ey yok. Byle ap-
talca bir duygu, onlar iin bunca nemli olduuna
gre, bendeki karl kimbilir ne denli parlak ve
korkun olur." Bunun zerine, srtnda basit pembe
bir entari, otlarn zerine uzanm, yar uykulu, kei-
lerle syleen, iekleri koklayan, yalnayak, etine
dolgun Pamela'ya sevdalanmaya karar verdi.
Ama soukkanl bir biimde gelitirdii bu d-
ncenin bizi yanltmamas gerekir. Pamela'y grn-
ce, Medardo uzun bir sredir karlamad bir eyle
karlam, kannda belli belirsiz bir devinim hisset-
miti, korkuyla kark bir aceleyle bu dnceleri ge-
irmiti aklndan.
leyin dnerken, Pamela ayrlardaki btn
papatyalarn ta yapraklarnn sadece yarsnn kal-
m, br yarsnn yolunmu olduunu grd. "Ey-
vah, dedi, vadide bunca kz varken, bana m rastlaya-
51
akt!" Vikontun kendisine sevdalandn anlamt.
Btn yarm papatyalar derledi, eve gtrp ayin ki-
tabnn sayfalar arasna koydu.
leden sonra, rdekleri otlatp bataklkta yz-
drmek iin Rahibeler ayr'na gitti. ayr beyaz
yabanturpu doluydu, ama bunlarn da bana papat-
yalarn bana gelen gelmiti, her birinin yars sanki
bir makasla kesilmiti. "Eyvah, dedi kendi kendine,
besbelli, beni istiyor!" Konsolun aynasnn erevesi-
ne yerletirmek iin, bir demet yarm bayr turpu
toplad.
Sonra bunlar dnmedi, rgl salarn ba-
nn evresine dolad, entarisini kartt, rdeklerle
birlikte glde ykand.
Akam eve dnerken, ayrlar ' krk' de denen
otlarla doluydu. Pamela, hepsinin de, sanki birisi ye-
re uzanm da, aznn sadece yarsyla bir taraftan f-
lemi gibi, bir taraftaki tylerinin dklm olduu-
nu grd. Pamela bu beyaz yarm yuvarlarn birka-
n eline ald, zerlerine fleyince, yumuack tyleri
uzaklara uutu. "Eyvah!" dedi kendi kendine, "beni
istiyor. Ne olacak bu iin sonu?"
Pamela'nn derme atma evi yle kkt ki, ke-
ileri birinci kata, rdekleri yer katna soktuktan
sonra, yer kalmyordu. Evin evresi ar doluydu, n-
k kovanlar da vard. Bodrum ise karnca yuvasyd,
elinizi rastgele bir yere koyup da ekince, stnn
kapkara karnca kaynadn grrdnz. Bu durum-
da Pamela'nn anas samanlkta yatyordu, babas da
bo bir fnn iinde. Pamela ise bir incir aacyla bir
zeytine gerili hamakta uyuyordu.
Pamela eikte durdu. l bir kelebek vard. Bir
kanadyla, vcudunun yars bir tala ezilmiti. Pame-
la bir lk atp anasn babasn ard.
52
Kim geldi buraya, dedi Pamela.
Az nce vikont geti, dediler anasyla babas,
kendisini sokan bir kelebei kovalyormu.
Kelebekler ne zamandan beri insanlar soku-
yorlar, dedi Pamela.
Biz de duymamtk hi.
Gerek u ki, dedi Pamela, vikont bana sevda-
land, daha da kt eylere hazrlkl olmalyz.
Oh, oh, sinirlenme, abartyorsun, diye yant
verdiler ihtiyarlar, genlerden frsat bulduklarnda,
ihtiyarlarn yant vermeye alk olduklar biimde.
Ertesi sabah, keileri otlatrken oturduu kaya-
nn yanna vardnda, Pamela bir lk att. Kor-
kun leler kayay pisletmiti. Bir yarasann yarsyla,
bir denizanasnn yarsyd, biri kara kan damlatyor-
du, br yapkan madde, birinin kanad akt,
brnn yumuak, jelatinli saaklar. oban kz
kendisine bir haber iletildiini anlad. Bu akam de-
niz kysna gel, deniyordu. Pamela cesaretini topla-
yp gitti.
Deniz kysnda akllara oturup beyaz dalgalarn
hrtsn dinlemeye koyuldu. Sonra akllarn stn-
de nal sesleri duyuldu, Medardo kyda at sryordu.
Durdu, balarn zd, eyerden indi.
Ben, sana sevdalanmaya karar verdim, Pamela,
dedi ona.
Bunun iin mi, diye hemen karlk verdi Pa-
mela, doadaki btn canllar boazlyorsunuz?
Pamela, diye iini ekti vikont, bunun dnda
konuacak ortak bir dilimiz yok ki. Yeryznde kar-
laan iki varlk, hep birbirlerinin gzlerini oyarlar.
Benimle gel, bu ktl iyi biliyorum ben, yanm-
da, baka hi kimseyle olamayacan kadar gvencede
53
olacaksn, ben de herkes gibi ktlk yapyorum,
ama bakalarndan farkm, elimin keskin olmas.
Beni de papatyalar ya da denizanalar gibi par-
alayacak msnz?
Seni ne yapacam bilmiyorum daha. Kuku-
suz sana sahip olmak, aklmn ucundan bile geme-
yen eylerin gereklemesini salayacak. Seni atoya
gtrp orada tutacam, benden bakas grmeye-
cek, ne yapmamz gerektiini anlamak, birlikte olma-
mz salayacak yeni yntemler icat etmek iin gnle-
rimiz, aylarmz olacak.
Pamela akll kumlara uzanmt, Medardo da
yannda diz kmt. Konuurken, ona neredeyse
deecek gibi devinimler yapyor, ama hi dokunmu-
yordu.
Her eyden nce, bana ne yapacanz bilmek
isterim. Hatta bunun rneini imdi gsterirseniz, a-
toya gelip gelmemeye karar veririm.
Vikont ince, kvrk elini Pamela'nn yanana
yaklatrd. El titriyordu, okamak iin mi yoksa to-
kat atmak iin mi uzatld anlalmyordu. Ama eli
daha ona dokunmadan, birden geri ekti, ayaa kalk-
t.
atoda istiyorum seni, dedi ata binerken, gidip
kalacan kuleyi hazrlayacam. Dnmek iin sana
bir gn daha izin, sonra kararn ver.
Byle dedikten sonra o kylardan uzaklat.
Ertesi sabah Pamela, dut toplamak iin her za-
man yapt gibi dut aacna kt, barldn duy-
du, dallarn titretiini grd. Az kalsn korkudan
yere dyordu. Yksek bir dala kanatlarndan bir
tavuk balanmt; tyl, mavi, kocaman trtllar par-
54
alyorlard tavuu, tam ibiine, kknarlarda yaayan
zararl ayin bceklerinin yuvas yerletirilmiti.
Hi kukusuz vikontun korkun haberlerinden
biriydi bu. Pamela yle yorumlad: "Yarn afakta
ormanda grelim."
Bir uval kozalak toplamak bahanesiyle Pamela
ormana trmand, Medardo, koltuk deneine daya-
narak, bir aa gvdesinin arkasndan kverdi.
Karar verdin mi, dedi Pamela'ya, benimle ato-
ya gelmeye?
Pamela amlarn inelerinin stne uzanmt.
Gelmemeye karar verdim, dedi hafif dnerek.
Beni istiyorsanz, gelip burada, ormanda bulun.
atoya geleceksin. Oturacan kule hazrland,
tek sahibi sen olacaksn.
Siz beni tutsak etmek, sonra da belki tututu-
rup yakmak ya da farelere kemirtmek istiyorsunuz.
Hayr. Size dedim, isterseniz sizin olurum, ama bura-
da, amlarn inelerinin stnde.
Vikont, kzn bann yanna melmiti. Elinde
bir am inesi vard, boynuna yaklatrd, evresine
dokundurdu. Pamela tylerinin diken diken olduu-
nu hissetti, ama yle durdu. zerine eilmi vikon-
tun yzn gryordu, kardan da bakldnda pro-
fil gibi duran profilini, makas gibi bir gln ortaya
kartt yarm dileri gryordu. Ayaa kalkt:
Senin atoya kapanman istiyorum, atoya ka-
panman!
Pamela tehlikeyi gze alabileceini anlamt,
ayakkabsz ayaklarn havada oynatarak yle dedi:
Burada ormanda hayr demiyorum, ama ka-
panmak m, lrm daha iyi.
55
Ben seni gtrmesini bilirim, dedi Medardo,
sanki oradan bir rastlant sonucu geiyormu gibi
yaklaan atn sarsna elini koyarak. zengiye bast,
orman yollarna doru mahmuzlad atn.
Pamela o gece zeytin aacyla incir arasnda gerili
hamanda uyudu. Sabah korkun bir ey oldu, kuca-
nda kanlar iinde bir hayvan lei buldu. Yarm bir
sincapt, her zamanki gibi uzunlamasna kesilmiti,
ama kzla alan kuyruuna dokunulmamt.
Nedir bu bama gelen, dedi anasna babasna,
bu vikont yaama hakk tanmyor bana.
Anasyla babas sincabn lsn elden ele geir-
diler.
Ama, dedi babas, kuyruu olduu gibi brak-
m. Belki iyi bir iarettir...
Belki iyilemeye balyor... dedi anas.
Her eyi hep ikiye blerdi, dedi babas, ama
sincabn en gzel yerine, kuyruuna dokunmam...
Bu haber belki u demek, dedi anas, iyi, gzel
yanlarna dokunmayacak senin...
Pamela ellerini salarnn stne koydu.
Neler duyuyorum, anamdan, babamdan! Dili-
nizin altnda bir eyler var, vikont sizinle konu-
mu...
Konumak denmez, dedi baba, ama gelip bizi
grmek istedii, yoksulluumuzla ilgilendii konu-
sunda haber sald.
Gelip seninle konuacak olursa, kovanlar ap
arlar stne sal, baba.
Mastro Medardo belki iyi yrekli oluyordur
kzm... dedi yal kadn.
Eer gelip sizinle konuursa, balayp karnca-
larn oraya brakn onu ana.
56
O gece, anasnn uyuduu samanlk ate ald, ba-
basnn uyuduu f krld. Ertesi sabah iki ihtiyar
bu felaketin kalntlarna bakarlarken, vikont kagel-
di.
Bu gece sizleri korkuttuum iin balayn,
dedi, ama konuya nasl gireceimi bilemiyordum.
Olay u, kznz Pamela'dan holanyorum, onu ato-
ya gtrmek istiyorum. Bu nedenle kznz istiyo-
rum sizden. Btn yaam deiecek, elbette sizinki
de.
Bizim bu ie nasl sevineceimizi anlarsnz
efendimiz, dedi yal erkek. Ama kzmn huyunun
nasl olduunu bir bilseniz! Dnebiliyor musunuz,
kovandaki arlar size saldrtmamz istedi...
Bakn efendim... dedi, ana, sizi balayp karn-
cala atmamz istedi...
Bereket o gn Pamela eve erken dnd. Anasn
babasn balanm, birini kovanlarda, birini karnca-
lkta azlar tkal olarak buldu. Neyse ki arlar yal
adam tanyorlard, karncalar da yal kadn sokacak
yerde baka iler yapmlard. Bylece ikisini de kur-
tarabildi.
Vikontun ne kadar iyi olduunu grdnz de-
il mi, dedi Pamela.
Ama iki ihtiyarn niyeti bakayd. Ertesi sabah
Pamela'y balayp hayvanlarla birlikte eve kapatt-
lar, atoya gidip vikonta, eer isterse adam gnderip
kzlarn aldrtabileceini, kz vermeye hazr olduk-
larn sylediler.
Ama Pamela hayvanlarla konumay biliyordu.
rdekler gagalaryla ipleri zdler, keiler boynuz-
laryla kapy krdlar. Pamela en sevdii keiyle r-
dei alp dar frlad, ormanda yaamaya gitti. Sade-
57
ce kendisinin, bir de yiyecek, haber getiren bir ocu-
un bildii bir maarada oturuyordu.
O ocuk bendim. Pamela ile ormanda yaamak
ok gzeldi. Ona meyve, peynir, kzarm balk gt-
ryordum, o da karlnda bana birka bardak kei
style, birka rdek yumurtas veriyordu. Sularda,
rmaklarda ykandnda, kimse grmesin diye gzc-
lk yapyordum.
Bazen daym ormandan geiyordu, kendisine z-
g zc biimlerde varln belli etse de, uzaklarda
dolayordu. Bazen Pamela'y, hayvanlarn, aklla-
rn yalayp getii oluyordu, bazen dayand bir am
aac, dibi baltaland iin, yklveriyordu, kimi kez
bir su kaynann ldrlm hayvan leleriyle kirle-
tildii oluyordu.
Daym, tek koluyla kullanabildii oluklu bir ok-
la avlanma deti edinmiti. Ama vcudunun kalnts-
n sanki yeni aclar kemiriyormu gibi, ok daha h-
znlenmi, incelmiti.
Bir gn Doktor Trelawney benimle ayrda dola-
rken, vikont kt karmza atyla. Neredeyse dok-
toru ezerek, yere drd. At, nallar ingiliz'in g-
snde durdu, daym dedi ki:
Bir aklama istiyorum doktor, olmayan baca-
mn ok yrmek nedeniyle ard gibi bir duy-
guya kaplyorum. Ne olabilir bu?
Trelawney her zamanki gibi arp kekeledi, vi-
kont atn uzaklatrd. Ama sorusu, kafasn ellerinin
arasna alp dnmeye koyulan doktoru etkilemiti.
nsan salyla ilgili bir konuya bu denli ilgi gster-
diini daha nce hi grmemitim.
58
VII
Pratofungo' nun evresinde ac nane allklar,
biberiye itleri yetiiyordu, kendiliklerinden mi bit-
tikleri yoksa kokulu bitki ekimi mi yapld anlal-
myordu. Buralarda gsm tatl bir havayla doldu-
rup geziniyor, yal stninem Sebastiana'ya ulama-
nn yolunu aryordum.
Sebastiana czzamllar kyne giden patikada
gzden kaybolal beri yetimliimi daha sk anmsar
olmutum. Ondan hibir haber alamam olmak z-
yordu beni, Galateo geerken bir aacn tepesine tr-
manp bararak stninemden haber soruyordum,
ama Galateo, aalarn tepesinden stne zaman za-
man canl kertenkele atan ocuklara dmand, tit-
rek, nlayan sesiyle alayl, anlalmaz yantlar veri-
yordu. Artk Pratofungo' yu grme merakma, bir de
yal stninemi bulabilmek eklenmiti, durup dinlen-
meden kokulu otlarn arasnda dolap duruyordum.
Bir keresinde, bir kekik allndan ak renk
giysili, ba hasr apkal birisi kalkt, kye doru yo-
la koyuldu. Yal bir czzamlyd, stninemi sormak
istedim ona, barmadan sesimi duyurabilecek kadar
yaklanca:
Hey, czzaml amca, dedim.
Ama o srada, belki de szlerimin uyandrd
baka biri, tam yan bamda dorulup oturdu, gerin-
59
meye balad. Kurumu bir aa kabuu gibi pul pul
yz seyrek, pamuk gibi ak bir sakal vard. Cebin-
den bir ddk kartp alay edercesine bana doru
ald. O zaman le sonras gneinin, allara uzan-
m, saklanm czzamllarla dolu olduunu, ak
renkli abalaryla imdi ar ar dorulduklarn, elle-
rinde tuttuklar alglar, bahe aletlerini tngrdata-
rak, a kar Pratofungo'ya doru yola koyuldukla-
rn fark ettim. Sakall adamdan uzaklamak iin geri
ekilmitim, ama bu kez de, bir defnenin dallan ara-
snda salarn tarayan burunsuz bir czzamlyla bu-
run buruna gelmitim. allarn arasnda ne tarafa gi-
dersem gideyim, hep baka czzamllarla karlayor-
dum, attm admlarn da hep, iekli uurtmalarla
ssl saman damlar artk yaklam olan, yokuun
dibindeki Pratofungo'ya doru olduunu fark ediyor-
dum.
Czzamllar arada srada gz atarak ya da algla-
rn tngrdatarak benimle ilgileniyorlard, ama bana
yle geliyordu ki, yryn orta yerinde ben var-
dm, beni yakalanm bir hayvan gibi Pratofungo'ya
gtryorlard. Kyde evlerin duvarlar leylak rengi-
ne boyanmt, bir pencerede, yz, gs leylak le-
keli, yar giyinik bir kadn, lir alarak bard:
Bahvanlar dnyor! Sonra lir almay sr-
drd. Pencerelere, taraalara baka kadnlar kp
ngrak alarak ark sylemeye koyuldular:
Ho geldiniz bahvanlar!
Darack yolun ortasndan gitmeye, kimseye de-
memeye alyordum; sanki bir drt yol aznday-
dm, drt bir yanm, evlerinin nne oturmu, yr-
tk, rengi atm abalarnn altndan hyarcklar, edep
60
yerleri seilen, salarna allar, Manisa laleleri takl,
erkekli kadnl czzamllarla evriliydi.
Czzamllar, benim onuruma olduunu sand-
m kk bir konser veriyorlard. Bazlar yay abar-
tl bir biimde gererek keman bana doru eiyor,
bazlar, kendilerine bakar bakmaz kurbaa sesi kar-
tyor, bazlar da teller zerinde inip kan tuhaf kuk-
lalar gsteriyorlard bana. Kk konser bylesine
kark ve uyumsuz davranlardan, seslerden oluu-
yordu, ama arada bir yineledikleri bir tr nakarat
vard: "Lekesiz civciv dut aacna trmanp lekelen-
di."
Stninemi aryorum, dedim hzl, Sebastiana
nineyi, nerede olduunu biliyor musunuz?
O bilgi, fesat halleriyle kahkahayla glmeye ko-
yuldular.
Sebastiana! diye bardm, Sebastiana! Nerede-
sin?
Burada evlat, dedi bir czzaml, gzel evlat;
sonra bir kapy gsterdi.
Kap ald, zeytin rengine alan, belki de Kuzey
Afrika Mslman, yar plak, dvmeli, srtnda
uurtma kuyruklar, bir kadn kt, ak sak bir
dans yapmaya koyuldu. Daha sonra neler olduunu
pek anlamadm, erkeklerle kadnlar birbirlerine girdi-
ler, sonradan elence lemi olduunu rendiim eyi
balattlar.
Olduum yerde bzlmtm ki, birden yal Se-
bastiana bu halkay yard.
Sizi gidi pisler, dedi. Hi olmazsa bu masumu
rahat brakn.
Elimden tutup beni ekti. Bu srada tekiler ark
sylyorlard: "Lekesiz civciv dut aacna trmanp
lekelendi!"
61
Sebastiana, neredeyse rahibelerinki gibi ak mor
bir giysi giymiti, izgisiz yanaklarm imdiden leke-
ler irkinletirmiti. Stninemi bulduum iin mut-
luydum, ama elimi tutup hi kukusuz czzam bula-
trd iin umutsuzlua kaplmtm. Ona syledim
bunu.
Korkma, diye yant verdi Sebastiana, babam
korsand, dedem de kei. Hem bizim hastalklarm-
za, hem Mariplilerin bulatrdklar hastalklara kar-
ifal otlar biliyorum. Onlar, mercankkle, ebeg-
meciyle ovarlar kendilerini, bense hatmi, tereotu
kaynatrm ar ar, yaadm srece czzam yan-
ma bile uramayacak.
Peki yzndeki lekeler ne, stnine, diye sor-
dum. Biraz rahatlamtm, ama btnyle aklm kes-
memiti.
Reine. Benim de czzama yakalandm san-
malar iin. Gel bize gidelim, kaynattm otlardan s-
cak scak i, buralarda dolarken, sakinimi elden b-
rakmamal.
Beni evine gtrd. Biraz sapa yerde bir kul-
beydi, tertemizdi, dzenliydi, konumaya koyulduk:
Peki Medardo'dan, Medardo'dan ne haber, di-
ye sordu bana, ama azm atmda hep szm ke-
siyordu. "Vay haydut vay! Vay serseri vay! Sevdalan-
m m? Vah zavall kz, vah! Ya burada olup biten-
ler, aklnzn ucundan bile geiremezsiniz! yle bir
israf var ki! Boazmzdan kesip Galateo'ya verdikle-
rimiz var ya, biliyor musun ne yapyorlar burada?
Zaten Galateo'nun iyilik uramam yanna. Kt
adam, bir sr kt var daha! Geceleri neler yapyor-
lar! Yalnz geceleri deil, gndzleri de! Hele kadn-
lar, byle yzsz eyler grlmemitir! Bari giyinip
62
kuanmay bilseler! Ne gezer! Pasakllar, pisler! Yz-
lerine de syledim zaten... Ne karlk verdiler bana,
biliyor musun?"
Stnineme yaptm ziyaretten ok memnun kal-
mtm, ertesi sabah ylanbal tutmaya gittim.
avlann gllerinden birine oltam attm, bekler-
ken uyuyakalmm. Ne kadar uyuduumu bilmiyo-
rum, bir grltye uyandm. Gzlerimi atm, ba-
mn stnde kalkm bir el, elin stnde de tyl,
krmz bir rmcek grdm. Dndm, kara cbbesi
iinde daymd.
Korkuyla sradm, tam o srada rmcek day-
mn elini srd, hzla kayboldu. Daym elini dudakla-
rna gtrd, yaray hafife emdi:
Sen uyurken, dedi, u daldan boynuna zehirli
bir rmcein sarktn grdm, elimi koyunca n-
ne, soktu.
Dediklerinin tek szcne bile inanmadm, en
azndan kez, benzer yntemlerle canma kymaya
kalkmt. Ne var ki rmcek gerekten de elini sok-
mutu, eli iiyordu.
Sen benim yeenimsin, dedi Medardo.
Evet, diye yant verdim biraz ararak, nk
ilk kez beni tandn belli ediyordu.
Hemen tandm seni, dedi, sonra ekledi, pis
rmcek! Tek elim var, onu da zehirlemeye kalk-
yorsun! Ama bu ocuun boynu yerine benim elimi
sokman daha doru elbette.
Daymn byle konutuunu hi duymamtm.
Dediklerinin gerei yanstt, aniden iyi yrekli ke-
sildii kukusu dt iime, ama hemen kovdum bu
dnceyi, ikiyzllk, sahtecilik olaand onun iin.
Belki de srn etkisiyle ok deimi grnyordu,
63
gergin, rktc grn yumuam, gevemiti.
Ama toz iinde, her zamankinden biraz deiik st
ba da katkda bulunuyordu bu izlenimin uyanmas-
na; kara cbbesi, eteklerine yapan amurlarla, di-
kenli kestane kabuklaryla sarkyordu; giysisi her za-
manki kadife giysi deildi, rengi atm, tyl dimi-
dendi, ayanda da yksek deri izme yerine, mavi,
beyaz izgili yn bir orap vard.
Kendisiyle ilgilenmediimi gstermek iin, gidip
oltama bir ylanbal taklp taklmadna baktm.
Ylanbal yoktu, ama ineye gemi elmasl bir altn
yzk prl prl iiyordu. Yz karttm, tan s-
tnde Terralbalarn armas vard.
Vikont baklaryla beni izliyordu.
arma, dedi. Buradan geerken, oltaya yaka-
lanm bir ylanbalnn rpnmakta olduunu gr-
dm, yle dokundu ki bana, zgrlne kavutur-
dum, sonra bu davranmn balkya verdii zarar
dnnce, elimde kalan son deerli ey olan yz-
mle bu zarar gidermek istedim.
Azm ak kalmt. Medardo konumay sr-
drd:
Avlanann sen olduunu bilmiyordum daha.
Sonra seni otlar arasnda uyurken grdm, ama seni
grme zevki, stne sarkmakta olan rmcek nede-
niyle kaygya dnt. Gerisini sen de biliyorsun.
Bunlar derken, iip moraran eline bakt, zntl
bir biimde.
Bunlarn hepsi acmasz bir aldatmaca olabilirdi,
ama ben, duygularnn aniden deimesinin ne kadar
gzel olacan, Sebastiana'y, Pamela'y, acmaszl-
ndan yaka silken herkesi ne kadar sevindireceini
dnyordum.
64
Day, dedim Medard'ya, burada bekle beni.
Otlar tanyan Sebastiana stnineye gidip rmcek
srmasna iyi gelen otu alp getireyim.
Stnine Sebastiana... dedi, eli gsnn zerin-
de, uzanm olan vikont. Nasl acaba?
Sebastiana'nn czzama yakalanmam olduunu
sylemek istemedim:
yle byle, demekle yetindim. Bu garip olay-
lar konusunda ne dndn Sebastiana'ya sormak
isteiyle frlayp komaya baladm.
Stnineyi kulbesinde buldum. Kotuum, sabr-
szlandm iin soluk soluaydm, olaylar kark
bir biimde aktarabildim, ama yal kadn, Medar-
do' nun iyiliksever davranlarndan ok, rmcek
srmasyla ilgilendi.
Krmz bir rmcek mi dedin? Hangi otun iyi
geldiini biliyorum... Bir oduncunun kolu imiti
bir keresinde... yi yrekli mi olmu diyorsun? Ne
syleyeyim bilmiyorum ki, zaten hep yle bir ocuk-
tu, huyunu bilip ona gre davranmak gerek... Nereye
koydum o otu? Bir paket yeter... ocukluundan be-
ri ele avuca smazd Medardo... Otu buldum, bir k-
k torba ayrmm... Hep byleydi, bir yerini ac-
tnca, stninesine gelir alard... Isrk derin mi?
Sol eli, byle i, dedim.
ok yaa sen ocuk... diye gld, stninem.
Sol eliymi... Mastro Medardo'nun sol eli var m? Bo-
hemya'da Trkler' e brakmad m, eytan grsn su-
ratlarn, vcudunun sol yarsn brakt orada...
Doru dedim, ama... o oradayd, ben de byle
duruyordum, elini yle uzatmt... Nasl olur peki?
Artk sala solu ayrt edemiyor musun, dedi
stninem. Oysa be yandayken renmitin san,
solunu...
65/5
Kafam toparlayamyordum bir trl. Kukusuz
Sebastiana'nn hakk vard, ama ben de tam tersini
anmsyordum.
Hadi, ona u otu gtr imdi, dedi stninem.
Koarak frladm.
Soluk solua avlana geldiimde daym yoktu.
evredeki her yere baktm; imi, zehirlenmi eliyle
ortadan yok olmutu.
Akam oluyordu, zeytin aalarnn arasnda do-
layordum. Birden, bir kyda, kara cbbesiyle, ayak-
ta bir kte dayanm grdm onu. Srt bana d-
nkt, denize bakyordu. Korkmaya baladm his-
settim, zorlukla, alak sesle:
Day, srk iin otu getirdim, demeyi baar-
dm.
Yabanl bir bak taknm yarm yzn hemen
geri dndrd.
Ne otu, ne sr, diye bard.
ifal ot... dedim. nceki yumuak bak kay-
bolmutu, geip gitmiti; gergin glmseyiiyle, ar
ar eski haline dnyordu, belli ki ikiyzllk et-
miti.
Peki... aferin... u ktn oyuuna koy...
sonra alrm... dedi.
Dediini yapp elimi oyua soktum. i eekars
yuvasym. Hepsi stme doru umaya balad. Pe-
imde sr komaya baladm, kendimi avlana at-
tm. Suyun dibinden yzerek eekarlarndan kurtul-
may baardm. Bam kaldrnca, uzaklaan vikon-
tun rktc kahkahasn duydum.
Bir kez daha bizi aldatmay baarmt. Ama bir
sr eyi anlayamyordum, bu konuda konumak
iin Doktor Trelawney'e gittim, ngiliz, mezarcnn
66
evinde, bir kk kandilin nda, insan anatomisiy-
le ilgili bir kitabn stne eilmiti, az rastlanr bir
durumdu.
Doktor, diye sordum, kzl rmcein soktu-
u bir insana hibir ey olmayabilir mi?
Kzl rmcek mi dedin, diye doktor yerinden
frlad. Kimi, kzl rmcek soktu yine?
Vikont daym, dedim. Stninemin verdii i-
fal otu gtrdm, ama iyileir gibi olan yrei yine
ktlemiti, otu almad.
Vikontun, kzl rmcein srd eline az n-
ce baktm, dedi Trelawney.
Sylesenize doktor, vikont iyi yrekli gibi mi
geldi size, yoksa kt yrekli mi?
Bunun zerine doktor olup bitenleri anlatt.
Ben vikontu imi eliyle, otlara uzanm olarak
braktmda, oradan Doktor Trelawney gemi. Vi-
kontu grm, her zaman olduu gibi korkuya kap-
larak, aalarn arasnda gizlenmeye alm. Ama
ayak sesleri duyan Medardo yerinden kalkp bar-
m:
Hey, kim var orada?
ngiliz, 'Saklanann ben olduumu anlayacak
olursa, kimbilir neler yapar bana,' diye dnm, ta-
nnmamak iin kam. Ama aya taklm, avlann
kk glne dm. Yaam gemilerde gemi ol-
makla birlikte Doktor Trelawney yzme bilmiyor-
mu. Gln orta yerinde rpnmaya balam, imdat
istemi. Bunun zerine vikont:
Dur, bekle, demi.
Kyya gitmi, acyan eliyle sarkan bir aa kk-
ne aslarak suya inmi, doktorun ayan tutabilmesi-
67
ni salayacak kadar sarkm. nce, uzun olduu iin
doktoru kyya kartan bir ip grevi grm.
kisi de kurtulunca doktor: "Oh Milord... sa
olun, gerekten de Milord... nasl teekkr..." diye
kekelemi, sonra da, souk ald iin, daymn yz-
ne haprm. Medardo:
ok yaayn, sarln una, diyerek cbbesini
doktorun omuzlarna koymu.
Her zamankinden de akn bir durumda olan
doktor yerinde sram, vikont ise: "Aln sizin ol-
sun," demi.
Bu srada Trelawney, Medardo'nun elinin imi
olduunu grm.
Hangi hayvan srd?
Bir kzl rmcek.
Hemen geiririm Milord.
Vikontu mezarcnn evine gtrm, elini ilala-
yp sarm. Bu arada vikont kendisiyle insancl duy-
gularla dolu olarak, ok nazik bir biimde konumu.
Dostluklarn pekitirmek iin ilk frsatta tekrar bu-
lumak zere ayrlmlar.
Doktor, dedim anlattklarn dinledikten son-
ra, iyiletirdiiniz vikont bir sre sonra her zamanki
lgnlna brnd, elimi bir eekars yuvasna sok-
turttu.
Benim iyiletirdiim o deil, dedi doktor, son-
ra gzlerini krpt.
Ne demek istiyorsunuz doktor?
Zaman gelince renirsin. imdilik kimseye
bir ey deme. Beni brak alaym, nmzde zor
gnler var.
Doktor Trelawney artk benimle ilgilenmedi; al-
lmadk biimde, kendini yine insan anatomisi kita-
68
bn okumaya verdi. Kafasnda bir eyler tasarlad
belliydi.
Drt bir yandan, Medardo'nun iki yanna ilikin
haberler geliyordu. Ormanda kaybolan ocuklarn
korku dolu baklar iinde yanlarna gelen koltuk
denekli yarm adam, onlar ellerinden tutup evlerine
gtryor, rek, brek veriyordu, al rp tayan
yoksul dullara yardm ediyordu, engereklerin soktu-
u kpeklere baklyor, yoksullar pencerelerinin, ka-
plarnn nnde, kimin brakt bilinmeyen arma-
anlar buluyorlar, rzgrn skt bir aa, daha sa-
hibi burnunu kapdan dar kartmadan nce, yeni-
den yerine dikiliyordu.
Ama kara cbbesine yar brnm vikontun g-
rn zc olaylara da yol ayordu, ocuklar al-
nyor, sonra az tala rlerek kapatlm maaralar-
da bulunuyorlard, yeni olgunlamaya balayan bal-
kabaklar, srf ktlk olsun diye paralanyordu.
Vikontun oluklu oku bir sredir hep krlangla-
r vuruyordu, ama kular ldrmeyip yalnzca yara-
lyor, sakat brakyordu. Buna karlk gkyznde,
ayaklar sarlarak, destek verici sopalara balanm,
kanatlar yaptrlm ya da tafta geirilmi krlang-
lar da grlyordu; bu sarlp sarmalanm krlang-
lar neredeyse bir sr oluturuyorlar, hep birlikte,
sanki bir ku hastanesinin iyileme yolundaki hastala-
r gibi, byk bir saknmla uuyorlard; olacak ey
deil, ama hastanenin doktorunun da Medardo' nun
kendisinin olduu syleniyordu.
Bir keresinde Pamela, ekilmemi, uzak bir arazi-
de, keisi, rdeiyle birlikte frtnaya yakaland. Ya-
knda kk, kayann iini ancak oyabilmi bir maa-
69
ra olduunu bildiinden, oraya doru yneldi. Maa-
radan eskimi, yamal bir izmenin ktn, ieride
ise, kara cbbeye sarlm yarm vcudun bzlm
olduunu grd. Kamaya kalkt, ama vikont onu
grmt, bardaktan boanr gibi yaan yamura -
kp:
Gel kzm, buraya sn, dedi.
Nasl snaym, dedi Pamela, bir kii zor s-
yor oraya, ezmek mi istiyorsunuz yoksa beni.
Korkma, dedi vikont. Ben darda dururum,
sen keinle, rdeinle istediin gibi kalrsn ieride.
Keiyle rdek yamurda da durabilirler.
Greceksin, onlar da sacak ieriye.
Vikontun acayip iyilikleri konusunda anlatlanla-
r dinlemi olan Pamela, kendi kendine: "Dur baka-
lm hele," dedi, iki hayvana sarlarak, maarada tor-
top oldu. On tarafta ayakta duran vikont, rdekle ke-
inin de slanmamalar iin cbbesini bir perde gibi
tutuyordu. Pamela, vikontun cbbeyi tutan eline
bakt, bir sre dnceye dald, ardndan kendi elleri-
ne bakmaya koyuldu, bir elini br eliyle karlatr-
d, sonra kahkahayla glmeye balad.
Neelendiine sevindim kzm, dedi vikont,
ama neye glyorsun, syleyebilir misin?
Btn kyllerin akln kartran eyi anla-
dm da ona glyorum.
Neyi?
Siz biraz iyisiniz, biraz da kt. Her ey doal
imdi.
Niye?
nk, sizin br yar olduunuzu anladm.
atoda yaayan vikont, kt vikont, bir yar. Siz ise,
70
savata kaybolduu sanlan, ama imdi geri gelen
br yarsnz. yi yarsnz.
ok naziksin. Sa ol.
Gerei sylyorum.
Pamela'nn o gece rendii Medardo'nun yk-
s yle. Top gllesi, sanld gibi vcudunun br
yarsn parampara etmemi, vcudu iki yarya ayrl-
m, bir yar, ordunun yaral toplayclar tarafndan
bulunmu, br yar Hristiyanlarla Trkler' in kaln-
tlarnn oluturduu bir piramidin altnda kald
iin grlmemi. Geceyars, sava alanndan, hak yo-
lunda m olduklar, yoksa byclk m yaptklar
bilinmeyen iki kei gemi, savata birok kiinin
bana geldii gibi, iki tarafn arasndaki sahipsiz ara-
zide yaamak zorundaymlar, hatta imdi denildiine
gre, hem Hristiyanln lemini, hem de Muham-
med'in Allahn birlikte benimsemeye alyorlar-
m. Garip bir sofuluk iindeki bu keiler, Medar-
do' nun ikiye blnm vcudunu bulmular, maa-
ralarna gtrmler, orada kendi elleriyle hazrladk-
lar merhemlerle, ilalarla saaltp kurtarmlar. Yara-
l gcn kuvvetini toplar toplamaz, kurtarclarn-
dan izin istemi, atosuna dnmek iin, koltuk dene-
inin yardmyla aylar, yllar boyunca Hristiyan top-
raklarnda yol alm, karsna kan insanlar, iyilik-
severliimle aknla uratm.
Bandan geenleri Pamela'ya anlattktan sonra,
iyi yarm vikont, oban kzn da kendisine yaamy-
ksn anlatmasn istedi. Bunun zerine Pamela,
kt Medardo'nun nasl kendisini tuzaa drmek
istediini, nasl evinden kap ormanda saklanmak
zorunda kaldn anlatt.
71
Pamela'nn anlattklar, iyi Medardo'yu duygu-
landrd. Sevecenliini oban kzn saldrya urayan
erdemleri, kt Medardo' nun bir benzeri olmayan
hzn ve Pamela'nn yoksul ana babasnn yalnzlk-
lar arasnda paylatrd.
Anam babam, dedi Pamela, eskiden ekyalk
yaparlard. Onlar iin tasalanmanza gerek yok.
Ama dnsene Pamela, u saatte evlerinde ne
kadar zlyorlardr, ne kendilerine bakacak, ne de
tarladaki, ahrdaki ileri grecek biri var.
Ahrlar balarna yklsn, dedi Pamela. Biraz
fazla yufka yrekli olduunuzu anlamaya balyo-
rum, yapt ktlkler yznden br yarnza k-
zacak yerde, sanki ona da acyorsunuz.
Nasl acmam? Bir insann yars olmann ne
demek olduunu biliyorum, acmamam mmkn de-
il.
Siz farklsnz, sizin de tuhaf bir yannz var,
ama iyisiniz.
Bunun zerine iyi Medardo yle dedi: "kiye
blnm olmann iyi taraf u ki Pamela, yeryzn-
deki her erkein, her kadnn, her eyin kendi eksikli-
i konusunda duyduu acy anlyorsun. Btnken
anlamyordum, drt bir yana ekilen aclarn, yarala-
rn arasnda, btn olmayan birinin inanma yrekli-
liini gsterebilecei bir ortamda, sar, iletiimsiz de-
viniyordum. Sadece ben deil Pamela, ben blnm,
paralanm bir varlm, ama sen de, herkes de. Ar-
tk ben daha nce, btnken tanmadm bir karde-
lie sahibim, yeryzndeki btn sakatlklarla, eksik-
liklerle kardeim. Benimle gelecek olursan Pamela,
herkesin derdinin acsn ekmeyi, bakalarnn derdi-
72
ni giderirken kendi derdini gidermenin yolunu re-
nirsin."
ok gzel btn bunlar, dedi Pamela, ama be-
nim bam br yarnzla dertte, beni seviyor, bana
ne yapmak istediini bilen yok.
Daym cbbesini elinden brakt, nk frtna
dinmiti.
Ben de seni seviyorum Pamela.
Pamela maaradan darya att kendisini.
Ne gzel! Hem gkyznde ebemkua var,
hem kendime yeni bir sevgili buldum. Bu da yarm,
ama iyi ruhlu.
amurlu patikada, hl yamur damlalarnn
damlad dallarn altnda yryorlard. Vikontun ya-
rm az, tatl, yarm bir glmsemeyle yaylyordu.
Ne yapacaz imdi, dedi Pamela.
Bana sorarsan, zavall anana babana gidip ile-
rinde yardmc olalm biraz.
stiyorsan, sen git, dedi Pamela.
stediimden eminim gzelim, dedi vikont.
Ben burada kalrm yleyse, diyen Pamela, r-
dekle, keiyle durdu.
Birlikte iyilik yapmak, birbirimizi sevmenin
tek yolu.
Yazk, ben baka yollar da olduunu sanyor-
dum.
Tanrya emanet ol gzelim. Sana elma tatls
getiririm. Koltuk deneini sryerek patikada uzak-
lat.
Ne diyorsun bu ie kei? Ne diyorsun bu ie
rdek, dedi Pamela, hayvanlaryla yalnz kalnca.
Hep byleleri mi rastlayacak bana?
73
VIII
Vikontun br yarsnn, ilk yars ne kadar k-
tyse, o kadar iyi yarsnn dndn herkes re-
nince, Terralba'da yaam bambaka oldu.
Sabahlar, hastalan ziyarete giden Doktor Tre-
lawney'e elik ediyordum, nk doktor, yava yava
mesleini uygulamaya balam, insanlarmzn neler
ektiini grmt, yaanlan ktlk yllar, herkesi
gten, kuvvetten drm, hibir bakm uygulan-
mamt.
Ky yollarnda gidiyor, daymn bizden nce
getiine ilikin iaretleri gryorduk. Daym da, iyi-
si demek istiyorum, her sabah sadece hastalara deil,
ama yoksullara, yallara, yardm gereksinimi duyan
herkese gidiyordu.
Bacciccia'nn bostannda nar aacnn olgun mey-
velerinin her birinin evresine bir mendil sarlmt.
Demek Bacciccia dilerinden rahatszd. Daym narla-
r sararak, yarlmalarn, kopmalarn nlyordu,
nk rahatszlk mal sahibinin kp narlar topla-
masn engelliyordu, ayrca Doktor Trelawney'in
hastay ziyaret etmesi, kerpeten getirmesi iin de bir
iaret oluyordu.
Duac Cecco'nun balkonunda bir ayiei vard,
hi iek amazd. O sabah parmakla bal tavu-
74
un olanca hzlaryla yem yediklerini, ayieinin
sakssna beyaz dklarn yaptklarn grdk. De-
mek ki duac ishal olmutu. Daym tavuklar topra
gbrelemek iin balamt, ama bu acil durumu da
haber vermek istemiti.
Yal Giromina kadnn merdiveninde, kapya
doru trmanan bir dizi salyangoz grdk, hemen pi-
irip yenecek irilikte salyangozlard. Daymn orman-
dan Giromina'ya getirdii bir armaand bunlar, ama
ayn zamanda yal kadnn kalp rahatszlnn artt-
n, doktorun, kadn korkutmamak iin girerken
grlt etmemesi gerektiini de haber veriyorlard.
Btn bu iletiim iaretlerini, iyi yrekli Medar-
do, hastalarn doktorun hi beklenmedik bir tedavisi
karsnda telaa kaplmamalar iin uygulad gibi,
Trelawney de bir eve girmeden nce neyin sz konu-
su olduunu reniyor, bylece bakalarnn evine
girme, neleri olduunu bilmedii hastalara yaklama
ekingenliinden kurtuluyordu.
Birden vadiye tehlike haberi ulat: "Tasal! Tasa-
l geliyor!"
Daymn tasal yars oralarda at srerken grl-
mt. Herkes saklanmak iin kouuyordu, bata
da, peinde ben olduum halde Doktor Trelawney.
Giromina'nn evinin nnden geerken, ezilmi,
smkler iinde, kabuklarndan frlam bir sr sal-
yangoz grdk.
Buradan gemi! Kaalm!
Duac Cecco'nun balkonunda tavuklar kafese ka-
patlp balanmlar, domatesleri gagalyorlar, Tanr-
nn bu nimetini berbat ediyorlard.
Kaalm!
75
Bacciccia'nn bostannda, narlar hep yere dkl-
mlerdi, dallardan bo mendiller sarkyordu.
Kaalm!
Bylece yaammz iyilikle ktlk arasnda ge-
ip gidiyordu. yi (daymn sol yan byle adlandrl-
yordu, Tasal'nn, br yarnn kartn oluturuyor-
du) artk neredeyse aziz saylyordu. Sakatlar, yoksul-
lar, aldatlan kadnlar, derdi olan herkes ona kouyor-
du. Bu durumdan yararlanp vikont o olabilirdi. Ama
o avarelii, yrtk kara cbbesine yar sarlarak, yama-
l mavi beyaz oraplaryla, koltuk deneine tutuna-
rak dolamay srdryor, kendisinden yardm iste-
yenlere olduu gibi, kendisini kovanlara da yardm
ediyordu. Vadide bir koyun ayan m incitti, bir
sarho meyhanede ban m ekti, geceyars evli
bir kadn na m gitmeye kalkt, sanki gkten in-
mi gibi, yznde glmsemesiyle, karalar iinde,
ipince onu buluyorlard karlarnda, yardm ediyor,
doru tler veriyor, iddetin, gnahn nne ge-
meye alyordu.
Pamela hep ormanda kalyordu. ki amn aras-
na salncak kurmu, sonra kei iin daha salam, r-
dek iin daha hafif bir salncak yapmt, zamann
hayvanlaryla birlikte sallanarak geiriyordu. Ama
belirli bir saatte, amlarn arasnda, omzuna vurduu
ykle zorlukla yryen yi geliyordu. Dilencilerden,
yetimlerden, kimsesiz hastalardan toplad kirli a-
marlar getiriyordu, bunlar Pamela'ya ykatarak,
ona da iyilik etme olana salyordu. Hep ormanda
olmaktan sklan Pamela amarlar rmakta ykar-
ken, o da yardm ediyordu. Sonra, Pamela her eyi sa-
76
lncaklarn iplerine asarak kurutuyordu, bir tan s-
tne oturan iyi ise, Kurtarlm Kuds'' okuyordu.
Okunanlar Pamela'nn hi ilgisini ekmiyordu,
otlarn stne uzanp bitlerini ayklyordu (ormanda
yaad iin baya bitlenmiti), ksran denen bir
bitkiyle kanyor, esniyor, ayakkabsz ayaklaryla
akllar havalandryor, pembe, yeterince tombul ba-
caklarna bakyordu. yi, kyl kzn alkanlklarn
trplemek amacyla, gzlerini kaldrmadan, sekiz
dizelik kouklar pe pee okuyordu.
Okunanlar izleyemeyip sklan kz, yava yava
keiyi yi'nin yarm suratn yalamaya, rdei de ki-
tabn stne konmaya isteklendirdi. yi, bir adm geri
srayarak, kitab havaya kaldrd, kitap kapand, ama
tam o srada Tasal, drtnala aalar arasndan frlad,
yi'ye doru yneltilmi byk bir trpan sallyordu
elinde. Trpann az kitaba arpt, kitab uzunlamas-
na iki eit paraya bld. Srt taraf yi'nin elinde kal-
d, kesilen taraf, bin bir yarm sayfa halinde havaya
uutu. Tasal drtnala gzden kayboldu, hi kuku-
suz yi'nin kafasn trpanla kesmek istemi, ama iki
hayvan tam zamannda araya girmilerdi. Tasso'nun,
kenarlar beyaz, dizeleri ikiye blnm sayfalar,
rzgrla srklenerek amlarn dallarna, otlara, av-
lanlarn sularna kondular. Pamela bir tepenin yama-
cndan uuan beyazlklar grd, "Ne gzel," dedi.
Doktor Trelawney ile benim gemekte olduu-
muz patikaya da birka yarm kt geldi. Doktor u-
makta olan bir kd yakalad, evirdi, evirdi, ba
sonu olmayan dizeleri zmeye alt, sonra ban
sallad:
Hibir ey anlalmyor... t... t...
1
Torquato Tasso'nun (1544-1595) yirmi blmlk destan. (ev.)
77
yi' nin n Kalvinciler arasnda da yaylmt,
yal Ezechiele sk sk sar ban en yksek noktasna
gidiyor, vadiden trmanan akll kei yoluna bak-
yordu.
Baba, dedi oullarndan biri, sanki birinin gel-
mesini bekler gibi vadiye bakyorsunuz hep.
nsan bekliyorum, diye yant verdi Ezechiele,
hakbilir insan, gvenle bekliyorum; hakszlk ede-
niyse korkuyla.
Beklediiniz, br-Ayakl-Topal m, baba?
Sen de mi duydun, ondan sz edildiini?
Vadide Solak-Aksak'tan baka bir eyin sz
edilmiyor ki. Bizim bu yukarlara gelir mi dersiniz?
Burada iyi insanlar yayorsa, o da iyi insansa,
gelmemesi iin hibir neden yok.
Koltuk deneiyle kmaya kalkacaklar iin,
keiyolu ok dik, ama.
Vaktiyle bir baka Ayaksz, buraya kmak
iin bir at bulmutu.
Ezechiele'nin konutuunu duyan br Kalvinci-
ler, sralardan karak, evrelerinde kmelenmilerdi.
Vikonttan sz edildiinde sessizce titreiyorlard.
Ezechiele babamz, dediler, Clz'n geldii,
yldrmn meenin yarsn yakt gece, belki bir
gn daha iyi bir yolcu ziyaretimize gelir demitiniz.
Ezechiele, sakaln gsne dek indirerek onayla-
d.
imdi sz edilen Topal, hem vcudu, hem ru-
hu tekinin tam eiti ve kart, teki ne kadar acma-
szsa, bu o kadar sevecen. Szlerinizin haber verdii
ziyareti bu olmasn?
Her sokaktaki, her yolcu olabilir, dedi Ezechi-
ele, elbette o da olabilir.
78
yleyse hepimiz onun olmasn dileyelim, de-
diler Kalvinciler.
Ezechiele'nin kars, srekli nne bakarak, ba
ubuu ykl bir el arabasn ite ite geldi.
Hep iyi eyler diliyoruz, dedi, ama bu tepeler-
de seke seke dolaacak kii, iyi yrekli bir sava sakat
da olsa, kt yrekli de olsa, biz her gn adalete uy-
gun bir biimde davranmak, topraklarmz ilemek
zorundayz.
Elbette, diye karlk verdiler Kalvinciler, bu-
na ters decek bir ey mi syledik yoksa?
Madem gr birlii iindeyiz, dedi kadn, he-
pimiz kazmalarmzn, apalarmzn bana dnebili-
riz.
Hastalk, kuraklk! diye parlad Ezechiele. a-
palamaya ara verin diyen mi oldu?
Kalvinciler dalarak, ekeneklerde braktklar
aletlerinin yanna gittiler, ama tam bu srada, babas-
nn dalgnlkla incir aacna trmanp ham meyveleri
yemeye baladn gren Esa bard:
Katrla trmanan kim?
Gerekten de, semerinin stne yarm bir adam
bal bir katr, yoku yukar geliyordu. yi idi, bir de-
ri bir kemik kald iin kasaplk olmaktan da km
bu yal, uyuz hayvan boulsun diye avlana atarlar-
ken satn almt.
"Nasl olsa ben yarm insan arlndaym," de-
miti kendi kendine, "yal katr dayanabilir bana. Al-
tmda bir binek hayvan olunca, iyilik yapmak iin
daha uzaklara gidebilirim." Bylece ilk olarak Kalvin-
cileri ziyarete geliyordu.
Kalvinciler, dimdik, sraya dizilip bir ilahi oku-
yarak karladlar onu. Sonra ihtiyar yanna gidip
79
kardeiymi gibi selamlad. yi, katrdan indi, bu kar-
lamaya byk bir nezaketle karlk verdi, ask yz-
l, hrn grnen Ezechiele'nin karsnn elini pt,
herkesin sal konusunda bilgi edindi, Esa'nun k-
vrck salarn okamak iin elini uzatt, ama ocuk
kafasn geri ekti, herkesin derdiyle ilgilendi, ura-
dklar saldry anlattrp heyecanland, ac ac sy-
lendi. ster istemez, zerinde fazla durmadan, din tar-
tmalarna da deindiler, bunun insanln genel k-
tlklerinden kaynaklanan ykmlarn bir uzants ol-
duunu belirttiler. Medardo kycln kendisinin
bal olduu kiliseden geldiini vurgulad, buna kar-
lk Kalvinciler tanrbilim asndan hataya dme
korkusunun da etkisiyle, inanla ilgili aklamalar ge-
tirmediler. Bylece, her trl iddeti, arl onayla-
mayan, dank, iyiliksever konumalar yaptlar. G-
r birlii iindeydiler, ama arada bir soukluk vard.
yi, daha sonra tarlalar gezdi, verimin dkl-
ne zld, ama hi olmazsa avdarn bu yl bere-
ketli olmasna sevindi.
Kaa satyorsunuz, diye sordu onlara.
Kilosunu ekye, dedi Ezechiele.
Kilosu ek m? Terralbal yoksullar alk-
tan lyorlar yleyse, bir avu avdar bile alamazlar.
Dolunun vadide avdar tarlalarn ykma urattn,
bir sr aileyi ancak sizin aln penesinden kurta-
rabileceinizi belki bilmiyorsunuz?
Biliyoruz, dedi Ezechiele, bunun iin yksek
fiyat istiyoruz...
avdarn fiyatn drecek olursanz, o yok-
sullarn nasl sevineceklerini dnsenize... Yapabile-
ceiniz iyilii dnsenize...
80
Yal Ezechiele, kollarn kavuturarak yi'nin
nnde durdu, btn Kalvinciler de onun gibi yapt-
lar.
yilik etmek, dedi, fiyat krmak anlamna gel-
mez kardeim.
yi, tarlalar geziyor, bir deri bir kemik kalm
Kalvincilerin gne atnda topra apaladklarn g-
ryordu.
Kt grnyorsunuz, dedi, ok uzun olduu
iin sakaln da apalamakta olan bir yalya, iyi his-
setmiyor musunuz yoksa kendinizi?
Karnnda bayr turpu orbasyla, on saat apa
sallayan yetmi yanda biri kendini ne kadar iyi his-
sedebilirse.
Amca olum Adamo, dedi Ezechiele, bulun-
maz bir iidir.
yi dinlenip iyi beslenmeniz gerek sizin, yal-
snz, diyecek oldu yi, ama Ezechiele birden srkle-
yip gtrd onu.
Burada hepimiz ekmeimizi byk zorluklarla
kazanyoruz kardeim, dedi karlk kabul etmeyen
sert bir tonla.
yi, daha nce, katrdan iner inmez, hayvann
kendisi balam, hayvann yokuun yorgunluunu
giderebilmesi iin de bir torba yulaf istemiti. Ezechi-
ele ile kars birbirlerine bakmlard, nk onlara
gre byle bir katra bir avu yaban hindiba yeterdi,
ne var ki, konuu cokuyla karlamakta olduklar
iin yulaf getirtmilerdi. Ama imdi dndke,
yal Ezechiele bu katr iskeletinin ellerinde kalan son
yulaf yemesini kabullenemiyordu, Esa' yu arp
konua duyurmadan:
81/6
Esa, dedi, yavaa katrn yanna git, yulaf
torbasn kart, baka bir ey ver.
Astm otu olur mu?
Msr eelei, nohut kabuu, ne bulursan.
Esa gidip katrn torbasn kartt, ama katr-
dan yle bir ifte yedi ki, bir sre topallayarak dola-
t.
Bunun acsn kartmak iin, kalan yulaf, kendi
hesabna satmak amacyla saklad, katrn hepsini bi-
tirmi olduunu syledi.
Gn batyordu. yi, Kalvincilerle birlikte tarlalar-
dayd, artk birbirlerine ne diyeceklerini bilemiyor-
lard.
Daha bir saat alacaz biz, konuumuz, dedi
Ezechiele'nin kars.
yleyse ben gideyim.
Yolunuz ak olsun, konuumuz.
yi Medardo katrnn bana dnd.
Zavall bir sava sakat, dedi, o gittikten sonra
kadn. Daha bir sr var bu blgede! Zavalllar!
Zavalllar! diye herkes onaylad.
"Hastalk, kuraklk!" diye baryordu yal Ezec-
hiele, yumruklarn kaldrarak salksz iilerin, ku-
rakln verdii zararlarn nnden geerken. "Hasta-
lk, kuraklk!"
82
IX
Sabahlar ou kez Pietrochiodo'nun dkknna
gidiyor, bu becerikli ustann yapt makinelere bak-
yordum. Dlger bir sredir gittike artan skntlar,
pimanlklar iindeydi, yi, geceleri geliyor, yapt
icatlarn yol at aclar nedeniyle kyor, ktlk
tutkusuna hizmet etmeyecek, iyilik tarafndan hare-
kete geirilebilecek dzenekler yapmasn neriyor-
du.
Peki nasl makineler yapmam lazm, Mastro
Meardo, diye soruyordu Pietrochiodo.
Bak anlataym sana, diyelim ki... yi, br ya-
rsnn yerine vikont olsayd sipari edecei makineyi
anlatmaya koyuluyor, aklamalarn desteklemek
iin anlalmaz resimler de iziyordu.
lkin Pietrochiodo bu makinenin bir org, tula-
rndan tatl ezgiler ykselen dev bir org olmas gerek-
tiini sanm, ses borular iin uygun kereste aramaya
koyulmutu ki, yi ile yapt bir baka konuma son-
rasnda kafas kart, nk borulardan hava deil,
un gemesi isteniyordu. Ksacas hem org olacakt,
hem de yoksullara un ten bir deirmen, hatta ola-
bilirse, brek piirilebilecek bir frn. yi, her gn d-
ncesini gelitiriyor, kt stne kt karalyordu;
Pietrochiodo ona yetiemez olmutu, nk bu
83
org-deirmen-frn, ayn zamanda kuyulardan su e-
kerek eekleri bu iten kurtaracak, tekerleklerle her
kye gidebilecek, stelik bayram gnlerinde havala-
np evresindeki ala kelebek avlayacakt.
Dlger, iyi makine yapmann insann yetenek s-
nrnn tesinde kald kukusuna dmeye balam-
t, kolayca, hi aksamadan alabilen makineler, san-
ki sadece daraalar, ikence aletleriydi. Gerekten
de Tasal, Pietrochiodo'ya yeni bir neri getirdiinde,
hemen ustann aklna bunu gerekletirmenin yolu
geliyor, ie koyuluyordu, her ayrnty vazgeilmez,
kusursuz buluyordu, alet tamamlandnda, bir tek-
nik ve yetenek bayapt oluturuyordu.
Ustann ii iini yiyordu: "Sadece kyc makine-
ler yapmay baarabilmem, yoksa ruhumun ktl-
nden mi kaynaklanyor?" Ama yine de byk bir
aba ve ustalkla, yeni ikence aletleri gelitirmeyi
srdryordu.
Bir gn onu, acayip bir daraac yaparken gr-
dm, beyaz bir atal kara tahtadan bir yzeyi ere-
veliyor, yine beyaz olan ip de, tam hareketli d-
mn olduu yerde, yzeyin stndeki iki delikten ge-
iyordu.
Ne makinesi bu, usta? diye sordum.
Yandan asmak iin daraac, dedi.
Kimin iin yaptnz?
Hkm veren, ama kendisi de hkml yalnz
bir adam iin. Kafasnn yarsyla kendisini lme
mahkm ediyor, br yarsyla dmn altna girip
son soluunu veriyor. Keke ikisi birbirine karabil-
se.
Kendisinin iyi yannn saygnlnn arttn du-
yan Tasal'nn, en ksa srede onu ortadan kaldrma-
ya karar verdiini anladm.
84
Gerekten de bekileri arp yle dedi:
Kt niyetli bir serseri, ayrk otlar ekerek bir
sredir topraklarmz berbat ediyor. Yarndan tezi
yok, bu haini yakalayp sallandrn.
Bastne efendimiz, deyip gittiler bekiler.
Tek gzl olduu iin, Tasal bekilerin yant verir-
ken birbirlerine gz krptklarn grmemiti.
O gnlerde atoda bir ayaklanma hazrl yapl-
dn, bekilerin de iin iinde olduklarn belirtmek
gerekir. imdiki yarm vikontu tutuklayp ortadan
kaldrmak, atoyu ve sann br yarya teslim etmek
sz konusuydu. Ama br yarnn hibir eyden ha-
beri yoktu. Oturduu ot ambarnda, gece evresini
saran bekiler tarafndan uyandrld.
Korkmayn, dedi bekiba, vikont bizi sizi l-
drmeye gnderdi, ama acmasz zorbalndan bkt-
mz iin, onu ldrp yerine sizi geirmeye karar
verdik.
Ne biim szler bunlar? Yoksa ldrdnz
m onu? Vikontu demek istiyorum, ldrdnz m?
ldrmedik, ama gn dounca mutlaka ld-
receiz.
Tanrya krler olsun! Sakn, elinizi kana bu-
lamayn, gereinden fazla kan dkld zaten. Bir ci-
nayetle kurulacak beylikten, hayr gelir mi?
yleyse kuleye kapatr, kurtuluruz ondan.
Ne ona el kaldrn, ne de bir bakasna, sakn!
Vikontun zorbal beni de zyor, ama tek are,
soylu, erdemli davranarak ona iyi rnek olmak.
yleyse sizi ldrmek zorunda kalacaz.
Yo! Kimseyi ldrmeyeceksiniz demedim mi
size?
85
Peki, ama nasl olur, vikontu ortadan kaldr-
mazsak dediklerini yapmak zorunda olmaz myz?
u ieyi aln. Bohemyal keilerin beni iyile-
tirdikleri merhemden kalm biraz iinde, hava dei-
ikliklerinde yara yerleri ardka ok iyi geliyordu.
Vikonta gtrn, sadece, damarlarn bir mantarda so-
nulanmasnn ne demek olduunu ok iyi bilen biri-
nin armaan, deyin.
Bekiler ieyi vikonta gtrdler, vikont hepsini
lm cezasna arptrd. Bekileri kurtarmak iin,
br isyanclar bakaldrmaya karar verdiler. Bece-
riksiz olduklar iin ele getiler, isyan kanla bastrld.
yi, mezarlara iekler gtrd, dullar, yetimleri te-
selli etti.
yi'nin iyiliklerinden heyecanlanmayan tek kii,
yal Sebastiana idi. Cokuyla iine giderken, yi, o-
u kez stninenin kulbesine urayarak onu ziyaret
ediyor, hep saygl, nazik davranyordu. Kadnsa her
seferinde uzun uzadya t veriyordu. Belki ayrm
gzetmeyen analk sevgisi, belki de yalln zihnini
bulandrmaya balamas nedeniyle, stnine, Medardo'
nun ikiye blnm olduunu pek dikkate almyor-
du; bir yary, br yarnn ktlkleri iin azarl-
yor; birine, ancak tekinin yerine getirebilecei t-
ler veriyordu.
Bilgin ninenin horozunun kafasn niye kestin,
bir tek o horozu vard zavall kadnn. Koskoca adam
oldun ama, elinden...
Niye bana sylyorsun stnine? Sen de bili-
yorsun ki ben yapmadm...
Baknd una! Syle yleyse, kim yapt?
Ben. Ama...
86
Grdn m?
Ama buradaki ben deil...
Yalandm diye, bunadm m sanyorsun beni?
Kulama bir ktlk alndnda, hemen senin ya-
pp yapmadn anlyorum. Kendi kendime, bu ite
Medardo'nun parma olduuna yemin ederim, diyo-
rum...
Ama hep yanlyorsunuz...
Yanlyor muyum?.. Siz genler, biz yallara
hep yanldmz sylersiniz... Peki siz? Koltuk de-
neini yal sidoro'ya hediye etmisin...
Evet, verdim...
vnyor musun bununla? Karsn dvyor
imdi denekle, zavall kadn...
Damla hastal olduu iin yryemediini
sylemiti bana.
Numara yapm... Sen de hemen koltuk dene-
ini verdin... Denek kadnn srtnda paraland, sen
de atall bir dala dayanarak yryorsun imdi... Ka-
fan yok senin! Hep kafaszdn! Peki Bernardo'nun
boasn ikiyle sarho etmene ne demeli?..
Ben yapmadm...
Sen yaptn! Herkes diyor, vikont yapt diyor-
lar!
yi'nin Pratofungo'y sk sk ziyaret etmesi, st-
nineye duyduu evlatlk bann yan sra, o sralarda
kendini yoksul czzamllarn bakmna adam olma-
sndan kaynaklanyordu. Hastala kar baklk
kazanm olduu iin (keilerin gizemli tedavisi so-
nucunda, hem de srekli olduu sanlan bir baklk
kazanmt), kyde dolap herkesin neye gereksin-
mesi olduunu iyice reniyor, onlar iin elinden ge-
87
leni yapmadka, kimseyi rahat brakmyordu. Katr
srtnda Pratofungo ile Doktor Trelawney'in evi ara-
snda mekik dokuyor, doktordan t alyor, ila is-
tiyordu. Doktor artk czzamllara yaklaabilme y-
rekliliine kavumu deildi, ama iyi Medardo' nun
araclyla, onlarla ilgilenmeye balad grlyor-
du.
Ama daym tasarlarn daha da ileri gtryor-
du, czzamllarn sadece vcutlarn deil, ruhlarm
da saaltmak istiyordu. Hep onlarla birlikte oluyor,
tler veriyor, ilerine burnunu sokuyor, hayretlere
dt oluyor, vaaz veriyordu. Czzamllar dayana-
myorlard ona. Pratofungo iin dzensiz, mutlu gn-
ler sona ermiti. Tek baca zerinde dikilen, kara
giysili, ciddi, ahkm kesen bu kk adam olduka,
kimse tatszlklara, itiip kakmalara varan azarlan-
malar gze almakszn istediini yapamaz olmutu.
Yararsz, ksnl, iyi duygulara aykr olduu eletiri-
sini dinleye dinleye, mzii de sevmez olmulard, ga-
rip alglarn tozlar kaplamt. lem yapmak olana-
ndan yoksun kalan czzaml kadnlar, birden hasta-
lklaryla ba baa kalmlard, geceleri alayarak,
umutsuzlua kaplarak geiriyorlard.
ki yardan, yi, Tasal'dan daha kt, denmeye
balamt Pratofungo'da.
Ama yi'ye duyulan hayranlk sadece czzamllar
arasnda azalmt.
Bereket, glle sadece ikiye ayrm, diyordu her-
kes, ya para yapsayd, kimbilir daha neler gelirdi
bamza.
Kalvinciler artk, srayla ona kar da nbet tutu-
yorlard, ona gelince, her trl saygy bir yana brak-
88
m, saat ba kp geliyor, ambarlarnda ka uval
olduunu gzetliyor, fiyatlarn yksekliini eletiri-
yor, sonra da edindii bilgileri evreye yayarak, sat-
lar baltalyordu.
Terralba'da gnler byle geiyordu. Duygular-
mz renksizleiyor, kreliyordu, nk kendimizi
ktlkle erdem arasnda yitip gitmi hissediyorduk,
ikisi de insan doasna aykryd.
89
X
Kt ruhlarda sapk dncelerin bir ylan sr-
s gibi reklenmedii, erdemli ruhlarda ise dnya
nimetlerine srt evirmenin, zverinin iek amad
ay kl bir gece yoktur. Medardo' nun iki yars da,
Terralba'nn sarp bayrlarnda, kart tutkularla kv-
ranarak dolayorlard.
Her biri, ald karar uygulamak iin, ertesi sa-
bah harekete geti.
Pamela'nn anas kuyudan su ekmeye giderken,
kapana yakaland, kuyuya dt. Bir ipe sarlarak
"mdat!" diye barrken, kuyunun aznda, gky-
zne kar Tasal'nn glgesini grd. Tasal:
Size diyeceklerim var, dedi. Bakn ne dn-
yorum. Kznz Pamela sk sk yarm bir serseriyle
dolayor. Kznzla evlenmesini salayn. Kz lekele-
di, namuslu erkekse temizlesin yapt ii. Byle d-
nyorum, baka aklama istemeyin benden.
Pamela'nn babas, cendereye kendi zeytinliin-
den bir uval zeytin gtryordu, ama uvaln delii
vard, yol boyunca ardnda zeytinden bir iz oluuyor-
du. Yknn hafiflediini hisseden baba, uval om-
zundan indirdi, neredeyse bo olduunu fark etti.
Ama peinden yi'nin gelmekte olduunu grd, zey-
tinleri teker teker topluyor, cbbesine koyuyordu.
90
Sizinle konumak iin peinizden geliyordum,
bylece zeytinlerinizi kurtarmak olanan da bul-
dum. Yreimin iini aacam size. Yardmc olma-
ya altm insanlarn mutsuzluklarnn, belki de
benim varlmdan kaynaklandn dnyorum,
bir sredir. Terralba'dan gitmeye karar verdim. Ama
gidiim iki kiiye esenlik getirsin istiyorum; biri, ken-
dini soylu bir yazg beklerken, bir hayvan ininde
uyumakta olan kznz, teki de, bylece yalnzlktan
kurtulacak olan benim mutlu sa yarm. Pamela ile
vikont evlenecekler.
Gya kozalak toplamaya gittiini syleyen anas-
na rastladnda, Pamela bir sincab eitiyordu.
Pamela, dedi anas. yi denen o serserinin, ar-
tk seninle evlenmesinin zaman geldi.
Bu da nereden kt? dedi Pamela.
Seni lekelemi, evlensin seninle. yle soylu ki,
sen byle bir ey istersen, hayr diyemez.
Kim soktu btn bunlar kafana?
Kes sesini, kimden rendiimi sylersem, bu
kadar soru sormazsn. Tasal'nn kendisi anlatt, sa-
yn vikontumuz!
Kahrolasca! dedi Pamela, sincab kucana ko-
yarak, kimbilir ne tuzak hazrlyor yine.
Az sonra, elleri arasna bir ot yapra alarak t-
trmeye alrken, gya odun kesmeye gittiini sy-
leyen babasna rastlad.
Pamela, dedi babas, vikont Tasal'ya evet de-
menin zaman geldi, tabii kilisede nikh kydrmas
kouluyla.
Bu senin fikrin mi, yoksa bir bakas m dedi
sana?
Vikont kars olmak houna gitmiyor mu?
91
Sen sorduuma yant ver.
Dorusunu istersen, yeryzndeki en iyi ni-
yetli insan dedi, yi dedikleri serseri.
Bir daha byle bir eye kalkamayacak. Onun
bana ne orap receimi greceksin!
Clz atyla allklar arasnda giderken Tasal,
kurnazlyla vnyordu. Pamela, yi ile evlenirse,
yasalara gre Terralbal Medardo'nun kars olacakt,
yani kendi kars. Bu hakka kavuunca, Tasal, her e-
yi kabul eden, savamaktan kanan rakibinin elinden
kz kolayca alabilecekti.
Ama karsna Pamela kt:
Vikont, dedi, eer siz kabul ederseniz, sizinle
evlenmeye karar verdim.
Kiminle? dedi vikont.
Sizinle, atoya gelip vikont kars olacam.
Tasal bunu beklemiyordu, "Bu durumda, onu
yarmla evlendirme oyununu oynamaya gerek yok,
artk, kendim evlenirim, olup biter," diye dnd.
Kabul, dedi.
yleyse babamla anlan, dedi Pamela da.
Bir sre sonra Pamela, katr stnde giden yi ile
karlat.
Medardo, dedi, seni sevdiimi anladm, beni
mutlu etmek istiyorsan, evlen benimle.
Kzn iyilii iin onca zveride bulunmu olan
zavall adam, arp kald. "Benimle evlenince mutlu
olacaksa, tekiyle evlendiremem artk onu," diye d-
nd.
Gidip, tren iin ne gerekliyse hazrla bala-
yacam hemen, dedi.
92
Anamn iznini almay sakn unutma, dedi Pa-
mela.
Pamela'nn evlenecei duyulunca btn Terralba
birbirine girdi. Bazlar bir yaryla evlenecek, bazlar
da br yaryla evlenecek diyorlard. Kzn ana baba-
s da, bu karkl artrmak iin sanki ellerinden ge-
leni yapyorlard. Bu arada atoda, bayram hazrl
yaplr gibi her yer cilalanyor, ssleniyordu. Vikont
da kendine, biri kol aznda, biri de pantolonda ol-
mak zere, iki kabarklk bulunan siyah kadifeden
yeni bir giysi yaptrmt. Ama brk de katr t-
mar ettirmi, dirseini, dizini yamamt. Ne olur ne
olmaz diye, kilisedeki btn amdanlar parlatlmt.
Pamela, ormandan dn yaplrken kacan
sylyordu. Ben ehizi iin istediklerini salyordum.
Kendine, uzun duvakl, uzun kuyruklu, beyaz bir ge-
linlik dikti, lavanta iei dikenlerinden ta, kemer
yapt. Birka metre tl artt iin, keiye bir dn
giysisi, rdee bir dn giysisi dikti, sonra peinde
hayvanlar, duva dallara taklp kalncaya, etek kuy-
ruuna yerlerde kurumakta olan btn am inele-
riyle, at kestaneleri taklncaya dek ormanda kotu.
Ama nikhtan nceki gece biraz dnceliydi, bi-
raz da korkuyordu. Kel bir ykseltinin tepesine otur-
mu, etek kuyruunu ayaklarna dolam, lavanta i-
ei tacn yan yatrm, enesi bir eline dayal, i e-
kerek evredeki aalara bakyordu.
Ben hep onunla birlikteydim, nk trende,
Esa ile birlikte eteini tutacaktk, ama Esa pek ge-
lip gitmiyordu.
Kiminle evleneceksin Pamela? diye sordum
ona.
93
Bilmiyorum, dedi, ne olacan bilmiyorum.
yi mi olacak? Kt m olacak?
Ormandan, genizden gelen bir tr lk, bir i
ekme ykseliyordu. ki yarm adayd bunlar, nikh
ncesinin heyecanna kurban olmular, kara giysileri-
ni kuanp biri clz atyla, br tyleri dklm
katryla ormann bayrlarnda, ukurlarnda dola-
yorlar, yreklerini daraltan dlerin etkisiyle homur-
danyor, i ekiyorlard. At, ukurlarda, ykseklik-
lerde sekiyor, katr bayrlardan, yamalardan trma-
nyor, ama iki binici hi kar karya geliniyorlard.
Sonunda, gn aarrken, drtnala giden at, bir
koyakta ayan sakatlad, Tasal nikha zamannda
yetiemedi. Katr ise ar ar, gvenle yol alyordu,
yi kiliseye vaktinde, tam gelin gelirken vard, gelinin
eteini benle Esa tutuyorduk, ama Esa etei yere
srdryordu.
Damat olarak sadece, koltuk deneine dayana-
rak gelen yi'yi gren halk biraz d krklna ura-
d. Ama nikh kurallara uygun olarak kyld, taraflar
evet dediler, birbirlerine yzk taktlar, rahip de:
"Terralbal Medardo ile Pamela Marcolfi'yi kar koca
ilan ediyorum," dedi.
Bu srada ahnn dibinden, koltuk deneine da-
yanarak, kabark yeni kadife giysisi sular, yrtklar
iinde vikont girdi.
Terralbal Medardo benim, dedi, Pamela be-
nim karmdr.
yi, bozulmutu:
Hayr, Pamela ile evlenen Medardo benim.
Tasal, koltuk deneini frlatp elini klcna att.
yi iin de ayn eyi yapmaktan baka are kalmam-
t.
94
Koru kendini!
Tasal, klc saplamak zere atld, yi savunma-
ya geti, ama ikisi de kendilerini yere yuvarlanm
buldular.
Tek ayak zerinde dengede durarak dvmenin
olanaksz olduunda karar kldlar. Daha iyi hazrlan-
mak iin delloyu ertelemek gerekiyordu.
Ben de ne yapacam biliyor musunuz, dedi
Pamela, ormana dneceim.
Koarak kiliseden frlad, artk eteklerini tutan
kimse yoktu. Kprde, kendisini beklemekte olan
keiyle rdei buldu, hayvanlar pt pt yryerek
yanna geldiler.
Dellonun, ertesi gn afakta Rahibeler ay-
r'nda yaplmas kararlatrld. Pietrochiodo usta, bir
eit pergel baca icat etti, yarm adamlarn kemerle-
rine balannca, durmak iin topraa saplanan ucu sa-
bit olmadndan, ayakta durmay, yrmeyi, hatta
ne arkaya eilmeyi salyordu. Salklyken soylu
olan czzaml Galateo hakem oldu; Pamela'nn baba-
syla bekiba Tasal'nn, iki Kalvinci de yi'nin ta-
nklar oldular. Doktor Trelawney salk hizmetleri-
ni stlendi, sanki savaa gidiyormu gibi, bir balya
sarg, bir f merhemle gedi. Benim iin iyi oldu, b-
tn bunlar tamak iin ona yardm ettiimden, del-
loyu seyredebildim.
Yeile alan bir afak skyordu; ayrda, karalar
giymi, iki elimsiz dellocu, kllarn ekmi duru-
yorlard. Czzaml borusunu ttrd, iaretti bu;
gkyz gerilmi bir zar gibi titreti, yedi uyuklayan-
lar maaralarnda trnaklarn topraa geirdiler, sak-
saanlar kafalarn kuyruklarnn altndan kartmak-
95
szn, koltuk altlarndan bir ty kopartp canlarn
yaktlar ve engerek kendini diledi ve eekars inesi-
ni tata krd ve her ey kendisine kar kmaya ba-
lad, su birikintilerinin kras buz tuttu, likenler ta
kesildiler, talar liken oldu, kuru yaprak topraa d-
nt, youn ve sert bir zamk aalar ayrm gzet-
meden ldrmeye balad. nsan, iki elinde de bir k-
l, kendi kendisiyle atyordu.
Pietrochiodo bir kez daha ustaln gstermiti;
pergeller ayrda daireler iziyor, dvler savun-
mada olsun aldatmacada olsun, sert, canl hamleler
yapyorlard. Ama birbirlerine deemiyorlard. Her
ileri kta, klcn ucu sanki kesinlikle rakibin hava-
lanan cbbesine doru yneliyordu, ikisi de deta,
bir ey olmayan tarafa, yani kendisinin bulunmas ge-
reken tarafa saldrmada inat ediyordu. Hi kukusuz,
yarm dellocu yerine tam dellocu olsalard, kimbi-
lir ka yara alm olurlard. Tasal, fkeli bir yabanl-
lkla dvyor, ama vurular bir trl dmannn
tam olarak bulunduu noktay tutturamyordu; yi,
solaklarn drst ustalna sahipti, ama vikontun
cbbesinde delik amaktan baka bir ey yapamyor-
du.
Bir ara, kabzalar tam kar karya geldi; pergel-
lerin ular tarla srgs gibi topraa saplanmt. Ta-
sal srayarak kendini kurtard, ama dengesini yitirip
yere decekken, rakibin srtn olmasa da, neredeyse
srtn, klcnn keskin yzyle biti; yi'nin vcudu-
nu yarya ayran izgiye kout bir vuru oldu, ylesi-
ne yakndan syrmt ki izgiyi, bir sre yi'nin ne
olduunu anlayamadk. ok gemeden cbbenin al-
tnda, bandan bacak balantsna dek kanlar iinde
vcudunu grnce, kukumuz dald. yi, yere yl-
96
d, ama derken, gl ve neredeyse isteksiz bir de-
vinimle, o da klcn yan bandaki rakibine, ban-
dan karnna dek, Tasal'nn vcudunun olmad
noktayla, vcudun olmaya balad noktann arasna
indirdi. imdi Tasal'nn vcudundan da, eski koca-
man yark boyunca kan fkryordu. Her birinin vu-
ruu, yeniden btn damarlar kesmi, ikisini yarya
ayran yaray yeniden amt. imdi srtst yatyor-
lar, vaktiyle bir arada olan kanlan, ayrda yine birbi-
rine karyordu.
Bu rktc grne kendimi kaptrdm iin,
Trelawney' e dikkat etmemitim, doktorun crcrb-
cei bacaklarnn stnde zp zp zpladn, ellerini
rparak bardn duydum: "Kurtulacak! Kurtula-
cak! Bana brakn."
Yarm saat sonra atoya, bir sedye iinde tek bir
yaral gtrdk. Tasal ile yi, bir arada sk skya sa-
rlmlard, doktor iki yarnn da i organlarn, da-
marlarn yan yana getirmeye almt, sonra bir ki-
lometrelik sargyla yle skca sarmt ki onlar, bir
yaraldan ok, mumyalanm eski bir ly andr-
yorlard.
Daym gnlerce lmle yaam arasnda gitti gel-
di. Bir sabah, krmz bir izginin alndan eneye ka-
dar indii, sonra boyuna doru devam ettii yzne
bakarken, stnine Sebastiana:
Kprdad, dedi.
Gerekten de daymn yz hatlarnda bir canlan-
ma grnyordu, doktor canlanmann bir yanaktan
br yanaa getiini grnce sevinten alad.
Sonunda Medardo gzlerini at, dudaklarn oy-
natt; balangta grn gergindi, bir gz fkeliy-
di, br yakaryordu, bir taraf atk olan alnn
9 7/ 7
br taraf rahatt, azn bir taraf glmsyor, br
taraf dilerini gcrdatyordu. Sonra yava yava bak-
ml oldu.
Doktor Trelawney:
Artk iyileti, dedi.
Pamela da haykrd:
Sonunda benim de, doru drst bir kocam
olacak.
Bylece Medardo Daym yeniden tam bir insan
oldu, ne ktyd, ne iyi, ktyle iyi karmyd, ya-
ni grne gre, ikiye blnmeden nceki halinden
farkszd. Ama, bir araya getirilen iki yarnn dene-
yimlerine sahip olduu iin, ok olgunlam olmaly-
d. Mutlu bir yaam srd, ok ocuu oldu, lkesini
iyi ynetti. Bizim yaammz da deiip iyileti. Vi-
kont geri dnnce, benzersiz bir mutluluk dnemi-
nin balayacan bekledik belki, ama her eyin eksik-
siz olmas iin eksiksiz bir vikontun yeterli olmaya-
ca akt.
Bu arada Pietrochiodo artk daraac deil, deir-
men yapyordu; Trelawney de, mezarlk parlts ye-
rine kzamkla, ylanckla ilgileniyordu. Bense, bu
btnlk cokusu iinde kendimi hep daha hznl,
daha kusurlu hissediyordum. Bazen insan kendini ek-
sik sanr, oysa sadece gentir.
Yeniyetmeliin eiine ulamtm, ama hl or-
mandaki byk aalarn kkleri arasnda saklanp
kendime masallar anlatyordum. Bir am inesi be-
nim iin bir atl, bir saray kadn ya da bir soytar ye-
rine geebiliyordu; onu gzlerimin nnde devindiri-
yor, sonu gelmez masallar anlatarak kendimden gei-
yordum. Sonra bu dlerden utanyor, kayordum
oradan.
98
Doktor Trelawney'in beni terk ettii gn de geldi
att. Bir sabah limanmza bayraklarla donanm, n-
giliz bandral bir sava filosu girip koya demirledi.
Btn Terralba gemilere bakmak iin kyya gitti, bir
ben yoktum, nk haberim olmamt. Gvertelerin
korkuluklarnda, direklerde, ananaslar, kaplumbaa-
lar gsteren, zerinde Latince ile ngilizce zdeyiler
yazl ktlar sallayan bir sr denizci vard. K g-
vertede, keli apkal, perukal subaylar arasnda,
Kaptan Cook drbnle kyy taryordu, Doktor Tre-
lawney'i grr grmez, kendisine bayrakla, "Doktor
hemen gemiye gelin, yarm kalan pitiyi bitirelim,"
haberinin iletilmesi komutunu verdi.
Doktor btn Terralballarla vedalap bizi terk
etti. Gemiciler "Ey, Avustralya!" diye bir ark syle-
diler, doktor bir 'cancarone' arab fsnn stnde
ayaklarn iki yana sarktm olarak gverteye ekildi.
Sonra da gemiler demir aldlar.
Bense hibir ey grmemitim. Kendime masallar
anlatmak iin ormanda saklanmtm. Haberi ok
sonra aldmda "Doktor! Doktor Trelawney! Beni
de gtrn! Beni burada brakamazsnz doktor!" di-
ye bararak deniz kysna kotum.
Ama gemiler ufukta kaybolmak zereydiler, ben
burada, sorumlulukla, mezarlk parltlarnn bol ol-
duu bizim dnyamzda kalmtm.
99

You might also like