Professional Documents
Culture Documents
BÖLÜM 1
I.ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİ’NİN KAPSAMI
Uluslararası Ticaret teorisinin başlıca amacı, ülkeler arasındaki mal ve hizmet alım satımlarının nedenlerini açıklamaktır.
Uluslararası Ticaret teorisine ilişkin analizler, bazı aşırı basitleştirici varsayımlar altında ülkelerin birbiriyle yapmakta
oldukları ticaretin temelini, yani dış ticaret kazançlarını, dış ticaretin bileşimini ve göreceli reel fiyat ilişkilerini açıklamaya
yönelik bilimsel faaliyetlerdir.
KLASİK LİBERALİZM
Adam Smith’in Ulusların Zenginliği adlı kitabındaki görüşleri Klasik Liberalizm ya da Klasik İktisat Ekolünün temelini
oluşturur.
Bütün bireyler ekonomik çıkarlarına göre hareket ederler. (homo economicus-ekonomik insan)
Devlet kişilerin bireysel girişim haklarını kısıtlamaz. (laissez faire, laissez passer – bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler)
Bireyler kendi çıkarları peşinde koşmakla aynı zamanda toplumsal çıkarlara da hizmet etmiş olurlar.
Ekonomik hayatta düzen sağlayan bir görünmez el (invisible hand) vardır.
Smith’e göre, toplam dünya serveti sabit değildir.
Dış ticaret, uluslararası uzmanlaşma ve işbölümü doğurarak dünya kaynaklarının verimliliğini artırır.
İki ülke bu şekilde daha yüksek üretim ve tüketim düzeylerine ulaşarak yaşam standartlarını artırırlar.
www.marmaraiktisat.com Sayfa 1
ULUSLARARASI İKTİSAT
İç fiyatlar
İngiltere’de 1 m kumaş = ½ lt şarap
Portekiz’de 1 m kumaş = 2 lt şarap
Uluslar arası fiyat oranı 1mk=1ltş olsaydı
İngiltere’nin dış ticaret kazancı ihraç edilen kumaş birimi başına ½ birim şarap
Portekiz’in kazancı ihraç ettiği şarap başına ½ birim kumaş olacaktır.
www.marmaraiktisat.com Sayfa 2
ULUSLARARASI İKTİSAT
AB doğrusu Türkiye’nin dönüşüm eğrisidir.Türkiye tüm kaynaklarını tarımda çalıştırırsa 1000 birim tarım ürünü elde
eder. Eğer tüm kaynaklarını sanayide çalıştırırsa 100 birim sanayi ürünü elde eder.
A ile B arasındaki noktalar ülkenin her iki maldan birlikte üretebileceği miktarları gösterir
Dönüşüm eğrisinin eğim, tarım ürününün sanayi ürünü cinsinden fiyatını gösterir.
AB doğrusunun eğimi = OB/OA = 100/1000 = 1/10 (iç fiyat oranı)
1 birim daha fazla sanayi ürünü elde etmek için 10 birim tarım ürününden vazgeçmek gerekir.
MN doğrusu ABD’nin dönüşüm eğrisidir.
MN doğrusunun eğimi = OM/ON = 1000/1000 = 1 (iç fiyat oranı)
1 birim daha fazla sanayi ürünü elde etmek için 1 birim tarım ürününden vazgeçmek gerekir.Burada iki ülkenin
dış ticarette kârlı çıkabilmeleri için uluslararası fiyatın (dış ticaret hadlerinin) bu ülkelerin iç fiyat (maliyet) oranları
arasında olması gerkir.
Türkiye’nin Uluslararası ABD’nin
iç fiyat oranı fiyat oranı iç fiyat oranı
1/10 1/5 1
www.marmaraiktisat.com Sayfa 3
ULUSLARARASI İKTİSAT
Türkiye FA doğrusu üzerindeki T noktasında tüketimde bulunabilecektir. KA kadar tarım ürünü, KT kadar sanayi ürünü
ile değiştirilebilecektir.
ABD ise FH doğrusu üzerindeki M noktasında tüketimde bulunabilecektir. LH kadar sanayi ürünü, LM kadar tarım ürünü
ile değiştirebilecektir.
Görüldüğü gibi her ülke de kapalı ekonomi durumuna göre her iki maldan daha fazla tüketme olanağına kavuşmuştur.
Serbest dış ticaret her iki ülke açısından avantajlıdır.
ÇOĞALAN MALİYETLER VE DIŞ TİCARET
Çoğalan maliyet koşulları altında dönüşüm eğrisi orjine göre iç bükeydir. Ülke tarımda uzmanlaşırken üretilecek her
yeni tarım ürünü için sanayi malından giderek artan miktarlarda vazgeçmek zorunda kalır.
Örneğin L noktasında iken tarımsal üretimi 1 birim (ΔK=1) artırmak için sanayi malından ΔA miktarında vazgeçmek
gerekir.
ΔA/ΔK tarım ürününün sanayi malı cinsinden maliyetini (iki mal arasındaki yurt içi değim oranını) gösterir
Bu oran ise üretim olanakları eğrisinin L noktasındaki eğimini (yani marjinal dönüşüm oranını) gösterir.
İkinci bir birim tarım ürünü elde etmek için M noktasında sanayi malının üretimini ΔB kadar kısmak gerekir.
İkinci birimin fırsat maliyeti ΔB/ΔK olur ki bu oran birinci birimden daha büyüktür.
Fırsat maliyeti L noktasından R noktasına hareket ederken artar.
www.marmaraiktisat.com Sayfa 4
ULUSLARARASI İKTİSAT
Türkiye’nin kapalı ekonomi durumundaki üretim ve tüketimi dönüşüm eğrisi üzerindeki D noktasıdır.Bu noktada iç
fiyatlar (tarım ürünün sanayi ürünü cinsinden fiyatı) FF doğrusunun eğimine eşittir.
Türkiye’nin FdFd gibi bir dünya fiyatından dış ticarete açıldığını kabul edelim.
FdFd doğrusunun eğiminin dik olması tarım ürünlerinin dünya fiyatının, yurtiçi fiyatından yüksek olduğunu gösterir.
Bu durumda Türkiye’de üreticiler tarımsal üretimi artıracak sanayi üretimini kısacaktır.
Üretim olanakları eğrisi üzerindeki sağa ve aşağıya doğru olan bu hareket, tarım ürününde yapılan her artıştan elde
edilen gelir, sanayi üretiminin kısılması dolayısıyla uğranılan kayıptan büyük olduğu sürece devam eder.
Azalan maliyet koşulları altında, üretim olanakları eğrisi orijine dış bükeydir.
Dış ticarete açılınca ihraç malında tam uzmanlaşma ortaya çıkar.
Azalan maliyet koşulları altında dış fiyatlar iç fiyatlara eşit olsa bile kârlı dış ticaret yapma olanağı vardır.
Kapalı ekonomi durumunda üretim ve tüketim noktası D, iç fiyatlar FF dir.
Ülkenin iki maldan birinde uzmanlaşması için D noktasında dengenin herhangi bir şekilde bozulması yeterlidir.
Hükümetin geçici bir süreyle endüstriye sübvansiyon verdiğini, diğerlerini vergilendirmek gibi önlemler aldığını
düşünelim.
Bu durumda ülke motorda tam uzmanlaşmaya (A noktası) gider. Bu malın MA kısmını FdFd fiyatından (FF özdeşi) ihraç
ederek, karşılığında MC miktar tekstil ürünü ithal eder ve C noktasına ulaşır.
C noktası daha yüksek bir ülke refahına ulaşıldığını gösterir.
Tersine eğer dokumacılık alanında uzmanlaşmaya gidilseydi (B noktası), üretilen malın BK kısmı dünya fiyatından (F’dF’d
= FF) ihraç ederek C’ noktası gibi daha yüksek bir ülke refahını temsil eden tüketimi gerçekleştirebilir.
www.marmaraiktisat.com Sayfa 5
ULUSLARARASI İKTİSAT
BÖLÜM 2
ARZ VE TALEP MODELLERİ
Geçtiğimiz konularda uluslararası ticaret arz yönünden incelenmişti. Fakat karşılaştırmalı üstünlükler teorisi ülkelerarası
fiyat farklılığına bağlıdır. Göreceli fiyatlar ise arz ve talep faktörleri tarafından birlikte belirlenir.
Dış ticaret yapan ülkelerin talep koşullarına yer verilmedikçe, analizlerin şu gibi yönlerini belirlemek mümkün olmaz:
Dönüşüm eğrisi üzerinde dış ticaret denge noktası
Uluslar arası denge fiyat oranı (dış ticaret hadleri)
Dış ticaret sonrası tüketim ve üretim noktaları.
DIŞ TİCARET HADLERİ:İhraç mallarının ithal malları ile değişim oranı olarak tanımlanır.
İki ülkenin iç maliyet doğruları arasında kalan alan iki taraf için de ticarette kârlı alandır.
Dış ticaret hadleri, bir ülkenin yurt içi maliyetlerine ne kadar yaklaşırsa diğer ülkenin dış ticaret kazançları o derece
artar.
Sonuçlar
1. TR 1B karşılığında ½ br den daha az miktarda kağıt elde etmeyi öngören bir fiyattan ticaret yapmak istemez.
Zaten kendisi üretebiliyor.
2. ABD de 2 kağıt karşılığında 1 br buğdaydan daha az miktarda ticaret yapmak istemez.
3. Her 2 ülkenin iç maliyet oranı ülkelerin karlı olarak dış ticarete başlayacağı sınırını belirlemektir.
www.marmaraiktisat.com Sayfa 6
ULUSLARARASI İKTİSAT
4. Bir ülkenin iç maliyet doğrusu, karşı ülkenin iç maliyet doğrusuna yaklaştıkça o ülkenin dış ticaret karı artar.
I.B. TEKLİF EĞRİLERİ Karşılıklı talep teorisi, Alfred Marshall tarafından geliştirilerek teklif eğrileri adı verilen grafikle
gösterilmiştir.
Ülkenin bir miktar ithal malı karşılığında önerdiği ihraç malı tutarına teklif adı verilir.
Teklif eğrisi, ithal malı bir birim artırılırken, ülkenin kendi malından önereceği miktarı gösteren eğriye denir.
Bir teklif aynı anda üç şeyi ifade eder:
İhraç miktarı
İthal miktarı
Uluslar arası fiyat oranı
www.marmaraiktisat.com Sayfa 7
ULUSLARARASI İKTİSAT
www.marmaraiktisat.com Sayfa 8
ULUSLARARASI İKTİSAT
www.marmaraiktisat.com Sayfa 9
ULUSLARARASI İKTİSAT
www.marmaraiktisat.com Sayfa 10
ULUSLARARASI İKTİSAT
www.marmaraiktisat.com Sayfa 11
ULUSLARARASI İKTİSAT
www.marmaraiktisat.com Sayfa 12
ULUSLARARASI İKTİSAT
www.marmaraiktisat.com Sayfa 13
ULUSLARARASI İKTİSAT
BÖLÜM 3
FAKTÖR DONATIMI TEORİSİ
Karşılaştırmalı üstünlükler teorisi uluslararası emek verimliliğindeki farklılıkların nedeni üzerinde durmamaktadır.
Bu açık,
Eli Heckscher’in, 1919 yılında yayınlanan “faktör oranları teorisi” makalesi
Bertil Ohlin’in 1933 yılında yayınlanan “Bölgelerarası Ticaret ve Uluslar arası Ticaret” adlı kitabı ile giderilmiştir.
Faktör Donatımı Teorisi bu nedenle Heckscher-Ohlin Teorisi olarak da adlandırılmaktadır.
Teorinin ana düşüncesi:
Bir ülke hangi üretim faktörüne zengin olarak sahipse, üretimi o faktörü yoğun biçimde gerektiren mallarda
karşılaştırmalı üstünlüğe sahiptir.
1- Faktör Donatımı
I- Fiziki Tanımlama
Üretim faktörlerinin fiziki miktarları ya da faktör stoku ile tanımlanır. Arz yönü ile ele alır. Ülkelerin sermaye
stoku / emek stoku oranları karşılaştırılır.
www.marmaraiktisat.com Sayfa 14
ULUSLARARASI İKTİSAT
C: Sermaye T: Türkiye
L: Emek A: Almanya
Eşitsizlik, Almanya’da sermayenin göreceli fiyatının Türkiye’den daha düşük olması anlamına gelir. Türkiye emeğe,
Almanya’nın sermayeye zengin olarak sahip olması demektir.
2- Faktör Yoğunluğu
www.marmaraiktisat.com Sayfa 15
ULUSLARARASI İKTİSAT
www.marmaraiktisat.com Sayfa 16
ULUSLARARASI İKTİSAT
Metzler Paradoksu, gümrük tarifesi koyan ülkenin büyük ülke olması durumunda geçerlidir. Pazar payını kaybetmek
istemeyen küçük ülke satış fiyatlarını düşürebilir.
Böylece gümrük tarifesi koyan ülkenin ithalat fiyatlarının ve ithalata rakip mallarının fiyatlarının düşmesine neden olur.
3- RYBCZYNSKI TEOREMİ
İki mallı ve iki faktörlü bir modelde, tam çalışma
koşulları altında eğer tek bir faktörün arzı artırılacak
olursa, onu yoğun olarak kullanan malda üretim
genişler, diğer malda ise daralır.
Türkiye emek-zengin bir ülkedir. Sermaye stoku
sabitken, emek stokunun artsın.
Artan emek tekstil sektöründe çalıştırılır.
Üretim teknolojisi gereği bir miktar da sermayeye
ihtiyaç duyulmaktadır.
Sermaye ihtiyacı, sermaye yoğun motor
endüstrisinden karşılanır.
Tekstil üretimi genişlerken, motor üretimi
daralmış olur.
Grafiğe göre başlangıçta üretim dengesi E0 dır.
Emekteki artış sonucu üretim olanakları dışa
doğru genişler ve yeni üretim dengesi E1 olur.
Dış ticaret hadlerinin sabit kalması (FF=F1F1)
varsayımı altında
Emek faktöründeki artış (sermaye sabit) sonucu
Tekstil üretimi T0-T1 kadar artmış
Motor üretimi M0-M1 kadar azalmış
YENİ TEOREMLER
1. Nitelikli işgücü teoremi
2. Teknoloji açığı teoremi
3. Ürün dönemleri teoremi
4. Tercihlerde benzerlik teoremi
5. Ölçek ekonomileri teoremi
6. Monopolcü rekabet teoremi
Bu hipoteze göre 1. aşamada yeni malın üretimi ufak çaptadır ve iç piyasaya yöneliktir.
2. aşamada ürün hemen hemen tam olarak olgunlaşmıştır. Satışlar önce iç piyasaya yöneliktir sonra ihracata başlanır.
3. aşamada üretim teknolojisi standartlaşır. Yenilikçi firma içte ve dışta teknoloji lisansı vermeyi karlı bulmaya başlar.
Standart üretimin maliyetini düşürmek için üretim öteki ülkelere kaydırılır. Bu aşamada yenilikçi ülke hala bir miktar mal
üretir.
www.marmaraiktisat.com Sayfa 19
ULUSLARARASI İKTİSAT
4. aşamada malın lisansını alan düşük maliyetli yeni üreticilerin ihracat piyasalarını ele geçirmeleri ile yenilikçi ülkenin
ihracat hızı kesilir.
Yenilikçi ülkenin iç piyasası yerli üretim yerine ithalatla karşılanmaya başlanınca 5. aşamaya geçilmiş olur. Artık
teknoloji dünya ülkelerinde tümüyle yayılmış ve üretimi sınırlandıran lisanslar sona ermiştir. Yerli endüstri iç ve dış
piyasaları kaybettikçe yurtiçi üretim hızla düşer.
Nihayet yenilikçi ülke kendi iç piyasasında da tamamen devre dışı bırakılınca ürün dönemleri tamamlanmış olur.
6. MONOPOLLÜ REKABET TEOREMİGünümüzde ticaret homojen değil farklılaştırılmış malların alım satımını kapsar.
Oysa faktör donatımı teorisi malların homojen olduğunu kabul eder. Homojenlik varsayımı tam rekabet varsayımının
bir sonucudur. Bu durumda ülkenin aynı malı hem ihraç hem de ithal etmesi mümkün değildir.
Ancak gerçek hayatta özellikle sanayi mallarının büyük çoğunluğu homojen değildir.
Dünya ticareti geleneksel anlamda endüstriler arası ticaret biçiminde düşünülmesine rağmen, günümüzde asıl endüstri
içi ticaret ağırlık taşımaktadır. Endüstri içi ticaret iki yönlü ticaret olarak da bilinir.
Monopollü rekabet teoremi, sanayi malları üzerindeki iki yönlü ticaret olayını ölçek ekonomileri ile açıklar.
Buna göre sanayi kesiminde firmalar çoğunlukla ölçeğe göre artan verim koşullarına çalışırlar. Bunun doğal sonucu
monopollü rekabet piyasalarının ortaya çıkmasıdır. Sanayi kesiminde az çok birbirinden farklılaştırılmış mallar üreten
çok sayıda firma bulunması bunun göstergesidir.
Ölçek ekonomilerinden yararlanma düşüncesi her firma veya üretim tesisini çok sayıda farklı tür veya tipte mal üretmek
yerine yalnız bir ya da birkaç tür üzerinde üretim yapmaya zorlar.
Üretim az sayıdaki tür veya stil üzerinde toplanınca uzmanlaşmaya gidilir, daha etkin makineler kullanılır ve ölçek
ekonomilerinden yararlanılır.
Böylece ülke söz konusu türün ihracatçısı durumuna gelirken diğer tipleri de dışarıdan ithal eder.
H-O teoremi uluslar arası ticareti karşılaştırmalı üstünlüklere, ya da faktör donatımındaki farklılıklara dayandırır.
Oysa Monopolcü Rekabet hipotezinde, endüstri içi ticaret mal faklılaştırması ve ölçek ekonomileri ile açıklanmaktadır.
Buna göre, ülkeler arasındaki faktör donatımları ne derece farklı ise, karşılaştırmalı üstünlüklere bağlı endüstriler arası
ticaret de o derece büyük olur.
Bu ise faktör donatımı teorisi ya da karşılaştırmalı üstünlüklerin daha çok sanayileşmiş ülkelerle az gelişmiş ülkeler
arasındaki ticareti açıklamakta başarılı olacağı anlamına gelir.
Tersine, monopolcü rekabet hipotezi de aynı faktör donatımına sahip sanayileşmiş ülkelerin kendi aralarında yoğun
olarak gerçekleştirdikleri iki yönlü ticareti açıklamada kullanılabilecek bir teoridir.
TAŞIMA GİDERLERİ VE DIŞ TİCARET TEORİSİTaşıma giderlerinin analize katılması durumunda dış ticaretin yapılabilmesi
ticaret öncesi iki ülke arasındaki fiyat farkının taşıma masraflarından büyük olmasına bağlıdır. Bu koşula uyan mallara
ticari mallar, uymayanlara da ticaret dışı mallar denir.
Taşıma masrafları ticaretin hacmini etkiler
Kuruluş yerlerinin seçiminde etkili olur
Kaynağa yönelimli
Piyasaya yönelimli
Serbest endüstriler.
www.marmaraiktisat.com Sayfa 20
ULUSLARARASI İKTİSAT
www.marmaraiktisat.com Sayfa 21