You are on page 1of 11

Sorular ve Cevaplar

Soru: Askerden siyasetçi olmaz gibi bir düşünce var sizin genel başkanınız
emekli bir asker o yüzden nasıl başbakanlık yapacak, nasıl yönetecek bu ülkeyi?
Cevap: Mustafa Kemal Atatürk asker miydi yoksa siyasetçi mi? Ya Fatih Sultan
Mehmet? Peki ya Atilla? Tarihinde Türk milletine prestij kazandırmış en büyük
liderlere bak, hepsi asker siyasetçiydi. Askerlikte bir meslektir neticede, doktorluk
öğretmenlik gibi mesleğini başarıyla icra etmiş ve görevinden ayrılmış bir Türk
vatandaşı gözüyle bakmak daha doğru olur diye düşünüyorum ve Osman
Pamukoğlu’n un sıradan bir asker olmadığı da aşikâr.

Soru: Peki genel başkanınız Osman Pamukoğlu ekonomi ile ilgili ne yapacak?
Askerler ekonomiden anlamaz ki.
Cevap: Ekonomi bu haliyle kötü değil mi? Bu kötü ekonomi, senin ekonomiden ve
siyasetten anlıyor dediklerinin ortaya çıkardığı bir tablo. Mesele anlama ya da
anlamama meselesi değil. Mesele haftada yaklaşık 1 milyar doları faizlerle batılılara
kaptırmama meselesi. Mesele 400 milyar dolarımızı heba eden terörü bitirme
meselesi. Mesele yer altı ve yer üstü kaynaklarına sahip çıkma meselesi. Mesele
kamu malını çalanları tespit ve teşhir etme ve geri alma meselesidir.

Soru: Orduya bu günlerde basından bir takım saldırılar söz konusu hatta
genelkurmay başkanı bu bir psikolojik savaştır dedi bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Cevap: Normal şartlar altında orduyu siyasi saldırılara karşı koruması gereken
kurum hükümettir şu aşamada çok enteresan bir tabloyla karşı karşıyayız. Tarihsel
geçmişi itibarı ile ordu kendini rejimin teminatı olarak görüyor fakat anayasa
mahkemesinin kararları ile rejimi yıkmaya teşebbüste bulunduğu kesinleşmiş bir
hükümete bağlı çalışmak zorunda. Ordu kendisinin koruması gerektiğini düşündüğü
rejimi yıkmaya çalışmaktan hükümlü bir Hükümete kendi savunmasını da emanet
edemiyor. Hükümet edenlerde zaten durumdan memnun görünüyorlar.
Cumhurbaşkanı aynı zamanda başkomutan sıfatını da taşır ondanda ses çıkmıyor.
Bir cemaatin ve Kürtçü akımların orduya direk saldırıları da artık şüphe götürmez bir
gerçek. Bu işin sonunun nereye varacağı meçhul. Bizim bu noktada duruşumuz
bellidir biraz önce bahsettiğim tablo sadece durum tespit değeri taşır. Biz rejimin ve
vatanın korunmasının silahla değil milletin yüreği ile olabileceğine inanıyoruz zaten
bu yüzden siyasetteyiz.

Soru: HEPAR ın ideolojisi nedir? Sağcı mısınız yâda kendinizi solda mı


tanımlıyorsunuz. Cevap: Gelinen bu noktada sağ sol gibi kavramların soğuk savaş
döneminin köhnemiş işe yaramaz ve bölünmeye hizmet eden ideolojiler olduğunu
düşünüyoruz, insanımız kalıplarla, hazır şablonlarla düşünmeye alışmış biz farklıyız
merkezdeyiz değer verdiğimiz düşünce tarzı şudur. Erdemli ilkelerimiz
doğrultusunda yüksek hayal gücünü içinde barındıran memleket yararına hizmet
edecek fikirlerin uygulamaya konulmasıdır biz milliyetçi halkçı ve sosyal adaletçi bir
partiyiz Soru: Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz? Cevap: Atatürk’ten bu yana
ülkenin iyi idare edilemediği bir gerçek. Bu bölgede yaşayan halkın bir kısmının
küskünlüğü de söz konusu, eline silah alıp dağa çıkanları kast etmiyoruz tabii.
Onlarla anladığı dilden konuşacağız. Dağdaki eşkıyayı yok edince de bölgenin
kalkınması konusuna bakacağız ve bölgeler arasındaki kalkınmışlık düzeyini
düzelteceğiz. Bölgede yapılmasına imkânsız gözüyle bakılan toprak reformunu
gerçekleştirip oradaki halka dağıtacağız.

Soru: Genel başkanınız Kürt sorunu yerine Kürtçülük ifadesini kullanıyor bunun
nedeni nedir? Cevap: Bizim sınırları kan ile çizilmiş çocuklarımızın geleceğini
kurmayı planladığımız bir toprak var. Biz ona vatan diyoruz, namusumuz olarak
görüyoruz. Bu toprak parçasının üzerinde diğer vatandaşlarımızdan farklı
görmediğimiz kendisine Kürt diyen ve bizimde bu şekilde kabul ettiğimiz insanlar
var fakat bu vatandaşlarımızdan bir kısmı (Kürtçüler) şunu demektedir. Nüfus olarak
ta biz burada daha kalabalığız. Burası Kürt coğrafyası ve Tarihte de bu böyleydi. Biz
sizinle bu topraklarda beraber kardeşçe yaşamak istemiyoruz. Biz Kürt ırkına dayalı
Kürdistan ı bu topraklarda kuracağız diyorlar’’ Batılı devletlerden Lojistik ve Siyasi
destek alıyorlar, dini siyasetin konusu yapan bir takım cemaatlerle Söylem
geliştirme ve propaganda konusunda iş birliği yapıyorlar ve kendilerini kardeş olarak
gören diğer vatandaşlarımızı kalleşçe öldürüyorlar. Silahlı dayatmalarla bir şeyler
yaptırmayı planlıyorlar işte biz Kardeşlik hukukunu hiçe sayan faşizan söylemlerle
hezeyanlar yaşayan bu insanlara Kürtçü diyoruz ve diğer Kürt yurttaşlardan
ayırıyoruz ve bedel ödeyecekleri günün yakın olduğunu söylüyoruz. Konuyu
örnekleyerek anlatayım isterseniz. Biz ne diyoruz devlet cihan kavgasıdır. Bunu bir
futbol maçı gibi düşünün biz Avrupa liginde olalım Türk milli takımı olarak. Avrupa
karması ile kendi sahamızda bir maç yaptığımızı düşünün, bizim takımdan birkaç
futbolcunun da karşı tarafla maç öncesi anlaşıp şike yaptığını düşünün şimdi takım
arkadaşı olarak gördüğünüz bu adamlara ne yaparsınız? Bizim Kürtçü derken kast
ettiklerimiz bu tip insanlar. Birde şöyle bir durum söz konusu, anlatılanları ve
duyduklarınızı bir kenara bırakın. Bir an için gözlerinizi kapayın ve düşünün. Yolda
eşinizle yürüyorsunuz ve biri size yaklaşıp silah çekiyor eşinizi istiyor yani
namusunuzu(vatan toprağı bizim için namustur). Ona ‘’ya arkadaş seni anlıyorum,
gel bu meseleyi oturup bir konuşalım’’ mı dersiniz? Ve ya Bir konuda bir
arkadaşınızla fikir ayrılığına düştünüz ve tartışıyorsunuz o sırada tartışma o kadar
hararetlendi ki o size silah çekti ya da siz ona silah çektiniz. O andan itibaren
tartışmada kimin haklı olduğunun hiç bir önemi yoktur. Önemli olan kimin hayatta
kalacağıdır. Türk milleti için Kürt meselesi dedikleri şey bu noktadadır bu meselenin
tarihi adı şark meselesidir kültürel haklar konusu işin bahanesidir ‘’ Tilkinin 40
tane hikâyesi vardır 40 ı da tavuğa dairdir’’ Kendi dilinde eğitim almak
istemenin yolu bebek mi öldürmektir? Bize silah doğrultmuşken bizim için ortada
konuşulacak bir şey yoktur. Namusunu pazarlık meselesi yapanlarla da konuşulacak
bir şey yok. Bize silah çekip gelin şu haklarımız konuşalım diyenlere bu ulusun
çocuklarının bir cevabı olacaktır. ’’Karanlıkta yol alan bir hikâye karanlıkta
biter’’ Sözde milliyetçilerin dediği gibi’’ bir gece ansızın gelebiliriz’’ ama siz buna
gerçekten inanan bir siyaset adamıyla karşılaşmadınız. Şimdi biz söylüyoruz İnanın
ve iman edin bir geçe ansızın gideceğiz 20 bin gönüllü ile birer ikişer değil elli- elli
yüz-yüz alacağız. Biliyorsunuz Osman paşa bir operasyonda 400 PKK lıyı almıştı tek
seferde. 25 seneden beri bitmiyor diyorlar. Biliyorsunuz eşkıyanın dağ kadrosunun
yarısından fazlasının götürdüğümüz zamanda komutan Osman Pamukoğlu idi diğer
kısım için Osman Paşa siyaset olmadan olmaz diyor ve şimdi Milletten siyaseten
yetki istiyor.

Ver Yetkiyi Gör Etkiyi.

Soru: Başbakanın biz bu açılımları şehit kanı akmasın analar ağlamasın diye
yapıyoruz diyor bu konuda ne düşünüyorsunuz.
Cevap: O zaman kurtuluş savaşını da yapmasaydık hiç şehit vermezdik Çanakkale
de aynı şekilde hem İngiliz ve yunanlı annelerde ağlamazdı. Ne güzel hayat dimi?
Onlar böyle düşüne bilir vatan namustur anlayışı yoksa millet bilinci yoksa bir
insanda bu şekilde düşünmesi normal. Bu adamların dedeleri de böyleydi İngiliz
yurda girdiğinde mukavemet göstermeyin tarzından fetvalar yayınlardılar. Bu
ülkenin meclis başkanlığını yapmış bir adamın dedesi tarihte bir Türk subayının
kafasını kesmiştir, bunların muhafazakârız demeleri o anlamda doğrudur yani
Cumhuriyete olan kinlerini hep muhafaza ettiler ama ‘’son gülen iyi güler’’ tabi
tersi şekilde mücadele veren gerçek dindar vatandaşlarımızda vardı onları
ayırıyorum bunlardan. Bütün mücadele edenler yanlış yapmışlar tarihte. Kafaları hiç
çalışmıyormuş bu uyanıklar meseleyi hemen çözeceklermiş. Mesele bir şekilde
çözülür gelecekler ve teslim olacaklar ya da yok olacaklar.

Soru: Peki batının teröre verdiği destek ortada bunu nasıl halledeceksiniz
Cevap: Zor oyunu bozar, hepsiyle anladığı dilden konuşuruz bizimde diplomatik
olarak öne sürebileceğimiz çok koz var. O kısım işin kolay tarafı.

Soru: Güneydoğu bölgesinde başbakanın dediği gibi iki parti var biri DTP diğeri
AKP siz bu konuda ne düşünüyorsunuz
Cevap: Çok enteresan bir durum var başbakanın söylediği şu, diğer partiler ülkenin
güney doğusuna geçemiyor diyor ve övünüyor. Bu durumda utancından yerin dibine
girmesi lazım neden geçemiyorlar güneydoğuya? Senin yönettiğin ülkenin
güneydoğusunda güvenlik sorunu olduğu için can ve mal güvenliği olmadığı için
geçemiyorlar. Başbakan geçim derdine düşmüş bu halkı her konuda olduğu gibi bu
konuda da yanıltıyor. ’’Gidemediğiniz yer sizin değildir’’

Soru: Suriye PKK’lıları affediyormuş bu konuda ne düşünüyorsun


Cevap: Akıllara zarar bir durum Suriye ne hakla affediyormuş, adamlar sucu bizim
topraklarda işliyorlar bizim insanımızı öldürüyorlar bu akıl tutulması. Şimdi bizim
Almanya da yaşayan bir Türk vatandaşımız gitse bir Almanı öldürse ve Türkiye ye
kaçsa Türkiye onu affede bilir mi? Suçun işlendiği Toprağın hükümetindedir yetki.
Bu konuda da halkı kandırıyorlar.

Soru: Söylemleriniz Milli, Amerika ve batı bunlara izin vermez ki nasıl


yapacaksınız bunları? Cevap: Herkes doğasının gereğini yapacak aziz dostum.
Amerika ve batı yine entrikalar planlayacak, dini siyasete alet edenler dün yaptıkları
gibi bugün de siyasi rakiplerimizle işbirliği yapacak, Kürtçüler yine paçamıza
dalacak, kararsızlar karar vermek zorunda kalacak ve biz dün olduğu gibi bugün de
hepsini alt edeceğiz. Birde şöyle bir durum söz konusu eğer muhatabınız tam halk
desteğini almış başı dik bir devleti karşısında bulursa tavır ve davranış biçimleri de
ona göre olacaktır. Bunu göz ardı etmeyiniz.’’Barış savaşa bilme gücünüz
olduğu sürece sağlanabilir’’

Soru: Bildiğim kadarıyla Sayın Osman


Pamukoğlu’na mecliste olan iki partiden de
milletvekilliği teklif edilmişti neden yeni bir
parti neden bu zahmet, siyasi mücadelesini
bu partilerden birisinde yapsa daha iyi olmaz
mıydı?
Cevap: Genel başkanımız mevcut durumun
tek sorumlusunun iktidarda olan parti
olmadığını muhalefet partilerinin gerek
iktidarda gerek muhalefette yaptıkları ve
yapamadıkları ile sorumluluk taşıdıklarını,
mevcut kadrolarının siyaset cambazlığı
yaptığını hiçbir zaman kalplerinden geldiği gibi konuşmadığını politik hesaplarla
doğruları yapmadıklarını düşünmektedir. İki yanlıştan bir doğru çıkmaz ne CHP nede
MHP bu millete şu noktadan sonra bir fayda sağlayamaz. Bir işe gireceğiniz zaman
bile sizden sabıka kaydı istiyorlar, Neden? ‘’Yol arkadaşları yollar kadar
önemlidir’’
Soru: AKP ve başbakan hakkında ne düşünüyorsunuz?
Cevap: Öncelikle siyasetin düzeyini çok düşürdüklerini düşünüyoruz. Biz geçenlerde
internette Necmettin Erbakan, Alpaslan Türkeş, Mesut Yılmaz ve Süleyman
Demirel'in TRT 1 de aynı masa etrafında memleket meselelerini konuştuğu bir
programı tesadüfen izledik. Bu yaklaşık 17 yıl önceki durum. Şimdi bunu hayal bile
edemezsiniz. Bu tamamen düzey, kültür ve kişilik ile ilgili bir durum. Artık
kurnazlıkla gidilebilecek son noktaya geldiklerini düşünüyoruz. Dürüst olmadıklarını
düşünüyoruz, Milli olmadıklarını düşünüyoruz. Bu fakir halktan çaldıklarını mutlaka
geri almak zorundayız. Halka gerçekleri anlatarak AKP’nin siyasi olarak mağlup
edilebileceğini biliyoruz. ''Kardan adamın saltanatı güneş doğana kadardır''

Soru: İnsanımızda attığım oy boşa gitmesin diye bir düşünce var eğer sizin meclise
gireceğinizi hissetmezse oy atmıyor. Seçim zamanı da ilk üç partinin dışındaki
partiler genelde bu düşünce yüzünden büyük darbe yiyor bu konuda ne
düşünüyorsunuz.
Cevap: Evet böyle bir gerçek söz konusu fakat halkımıza biz şunu anlatıyoruz, bu
bir seçim, altılı ganyan değil yani ilk 3 e girecek atları bulmak için sandığa
gitmiyorsunuz, seçimin amacı sizin sevdiğiniz sempati duyduğunuz ülkeyi
yönetmesini arzu ettiğiniz lideri işaret etmektir. Birde işin etik tarafı var bu düşünce
aslında güçlüden yana tavır koyma hissinden gelir ve bizim milletin özünde olmayan
bir davranış biçimidir. Siz doğru gördüğünüze değil de güçlü gördüğünüze
giderseniz sizi doğru olmayan güçlüler yönetecektir. ’’Allah doğrudan yana olanı
sever’’.

Hz. İbrahim’ i yakmak için Nemrut’ un yaktığı ateşi söndürmeye ağzında


bir su damlası taşıyan karıncaya diğerleri gülerler ve derler ki “o koca
ateşi bir su damlasıyla söndüremezsin nereye gidiyorsun?’’. Karınca der ki
‘safımı belli etmeye’’. Şimdi safını belli etme sırası sende. Vatanım için
ölürüm diyenlerin mi? Babalar gibi satarım diyenlerin mi yanında
olacaksın? Karar ver Allah her zaman hak arayanların yanındadır velhasıl
ateş Hz. İbrahim yakmamıştı

Soru: Genel başkanınız televizyonda çok sert ifadelerle konuşuyor ve çabuk


sinirleniyor bu halka itici gelmez mi?
Cevap: Tabi ki itici bulanda vardır fakat ortada bir doğallık söz konusu millet alışmış
tereyağı gibi siyasetçilere, adamın yüzüne tükürsen şükür bunda da bir hikmet
vardır diyor ekran karşısında. Genel başkanın karşısına TV programlarında çıkan
adamlara bakın terörist ağzıyla konuşan teröriste moral veren tipler. Genel başkanın
bunlara yumuşak ifadeler kullanması belki birilerine itici gelebilir ama bu adamların
dağda moral verdikleri teröristlerin öldürdüğü şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak
bir davranışı genel başkanımız öleceğini bilse yapmaz.

Soru: Türk halkına vaatleriniz neler?


Cevap: Geleceğinden kaygısı olmayan insanların yaşadığı bir ülkeyi var edeceğiz.
Milletin onurunu kıracak herhangi bir konu söz konusu olduğunda muhatabımızla
anladığı dilden konuşacağız. Söylemimiz şudur şeref, huzur ve ekmek. Tam
bağımsız Türkiye her şeyden kıymetlidir. Dağları eşkıya, şehirleri kravatlı hırsızlar
için yaşanabilir alan olmaktan çıkaracağız. Bütün bunları yapacağız edeceğiz
derken, halk bir köşede duracak bize oy verecek sonrada kenara çekilip yapılanları
izleyecek gibi düşünmeyin. Halk bu işe ortak olacak, bizde öyle kolaycılık yok. Bizim
elimizde de sihirli değnek yok. Çalışacağız, mücadele edeceğiz ve mücadeleden
zevk alacağız. Bu esnada hayattan ayrılırsak bile severek yaptığımız bir şeyi
yaparken ölmüş olacağız.’’ Tanrı eylemde emeği olanı sever’’
Soru: İdamı geri getirmek gibi bir
düşünceniz var bu çağda sizce mantıklımı
bu?
Cevap: Biz meselelere ilkesel bakarız. Bu
konuda ve diğer konularda da ilkemiz
şudur. Herkes ile anladığı dilden
konuşacaksın. Sen bir alışveriş merkezine
bomba koyacaksın onlarca insanı işe
yaramaz hale getireceksin. Kimisinin bu
hayattan ayrılmasını kendinde hak kabul
edeceksin ve bunu özgürlük adına
yapacaksın. Bu hastalıklı düşünceye sahip olan insanlar şunu bilecek dişe diş göze
göz. İdam cezasını asli mantığı caydırıcılıktır, yani kamu yararıdır ve idam sadece bu
tür suçlar için geçerlidir.

Soru: DTP hakkında ne düşünüyorsunuz?


Cevap: PKK terör örgütünün siyasi kanadı olarak görüyoruz. ‘‘Karga adını
değiştire bilir ama sesini asla’’ ( Eflatun)

Soru Türban konusunu nasıl halledeceksiniz?


Cevap: Aslını sorarsanız bu sorunun kaynağı iktidarı ve muhalefeti ile mevcut
siyasettir. Bu konuyu çok zor bir meseleymiş gibi gösterip toplumu böldüler.
Meseleyi siyah mı beyaz mı konusuna getirdiler. Bu konuda yazan çizen dindar
geçinen zevata ben desem ki 5 vakit namazı zorunlu kıldıracağız bunlar bize yine
gelmez bu iş onların maddi geçim kaynağı olmuş. Beslensinler bakalım nereye
kadar, bu konu Türk milletini güç birliği yapmaktan alı koyan suni bir meseledir. Bu
mesele tamamen siyasete battı. Hatırlarsınız Sultan Ahmet caminin çıkışında her
Cuma gösteri yapardı bunlar. Şimdi ne oldu? Para ve güç geldi gösteriler bitti. Bu din
baronlarının hüneri ne? Mesleği ne? bu kadar para bu kadar zenginlik nereden
gelmiş? Hayatları boyunca abdest almanın, namaz kılmanın ve zaruri ihtiyaçları
dışında eğilip kalkmamıştır bunlar. Bu milleti bu kadar salak yerine koymalarının
bedelini ödeyecekler. O abdestinde o namazında kabulü yoktur da. Neyse bunlar
meselemiz değil şimdi. İktidara geldiğimizde halkın bu konudaki psikolojisini
düzeldiği bir noktada biz halkımızla bu konuyu doğrudan konuşuruz. ’’Kırk tane
meseleniz varsa kırkını da sıraya koyun’’

Soru: Finans olayını nasıl çözüyorsunuz? Parti para gerektiren bir konu değil mi?
Cevap: Halk tipi bir partiyiz yani finansın tamamı halk, ilk günler çok zorlandık
bütün yük 3 kişinin sırtındaydı ben asgari ücrete yakın bir ücretle çalışıyorum diğer
arkadaşlarda öyle. Fakat şimdi parayla ilgili bir sıkıntı yok bizim halk samimiyeti
gördüğünde maddi manevi her şeyi ile partiye sahip çıkıyor.

Soru: Genel başkanınız Türk Silahlı Kuvvetlerinin bünyesindeki asker sayısını 650
binden 250 bine düşüreceğini söylüyor. Bu daha önceden duyulmamış bir şey, bu
konuyu açıklar mısınız?
Cevap: 20 Yaşına geldin, gel bakalım askere dönemi bitecek bu Osmanlıda da
böyleymiş sadece savaşa hazırlık döneminde böyle yüksek sayıda insan gücü
toplanırmış. Genel başkanımızın dediği şu ‘’Biz bu kadar askeri soğuk savaş
döneminde Sovyet e karşı bulunduruyorduk ve bunu da Avrupa’nın ileri uç
müdafaası amacı olarak yapıyorduk’’. Şu aşamada bu kadar insana gerek yok. Daha
az sayıda daha iyi savaşa bilen bir ordu kurmak mümkün. Düşünün bir de bundan
sağlanacak tasarrufu ve her ağacın başına nöbetçi dikilmesine ne gerek var.

Soru: Seçmen kitlenizi kimler oluşturuyor?


Cevap: Ağırlıklı olarak gençler, onlara mücadele etmeleri gerektiğini anlatmak daha
kolay şu neden den ötürü genç insan fazlası ile enerji dolu bizim yaptığımız sadece o
enerjiyi kullanma arzusunu onlarda uyandırmak. Geleceği için mücadele vermesi
gerektiğini onlara anlatmak. Genel başkanımızın Savaşçı bir general
olmasından dolayı da gençlerin büyük ilgisi var bunu genelde siyaseten engel olarak
düşünenler var ama bence tam tersi çünkü bu Cumhuriyeti kuranlar cephelerde can
alan can veren Osmanlı subaylarıdır. Bakmayın siz entel dantel takımının
konuşmalarına.

Soru: Söylemleriniz ve yapmak istedikleriniz mevcut siyasi partilerden çok farklı ve


büyük bir halk desteği gerektiriyor bunu nasıl yapacaksınız
Cevap: Evet biz onlara yeni bir hayat vaat ediyoruz. Onurlu bir gelecek, vatandaşı
olmaktan onur duyacakları bir ülke, kabak karpuza şükrederek yaşanamayacağını
bir milletin onuru için mücadele vermek zorunda olduğunu söylüyoruz. Zihinlerini
arındırmaları gerektiğini söylüyoruz. Bakın bizim rakiplerimiz aslında diğer siyasi
partiler falan değil. Biz halkın zihnine yerleşmiş kirli fikirlerle mücadele ediyoruz.
Örnek vereyim Bal tutan parmağını yalar fikri. Biz ne diyoruz? Yok, arkadaş bal
tutan parmağını yalayamaz yalarsa o parmağı kırılır diyoruz. Ne düşünüyor halk
Amerika istemez ise bu ülkede hiçbir şey olmaz, biz ne diyoruz izin isteyen kim.
Toplum amaçsız ve gayesiz sadece karın doyurmak, üremek ve barınmak insan
olmayan canlılarında yaptıkları zorunlu davranışlar insan olarak bizim bir farkımız
olmak zorunda yani büyük bir idealimiz olmak zorunda. Toplumda büyük bir
yozlaşma söz konusu ticaret hayatından tutunda diğer birçok zorunlu sosyal
davranışlarımıza bakalım, birbirine güvenmeyen birbirinin gözünü oymak için
bahane arayan sevgisiz bir toplum olduk kişilerin sosyal davranış biçimlerindeki
olmazsa olmaz yegâne şey SEVGİDİR. Bu yolun sonu felaket, toplum için bir zihin
değişikliği kaçınılmaz bizim mücadelemiz bu kirli fikirlerle. AKP gider CHP gelir yâda
MHP gelir, sonuç değişmez, zaten geçmişte de geldiler değişti mi?
Birde şöyle bir durum var halkın kafası çok karışık haber ve yorum bombardımanına
tutuldukları için neyin doğru neyin yanlış olduğu net olarak ortaya konulamıyor sade
vatandaş her hangi bir konuda harekete geçmesi için net bir algıya sahip olması
lazım. Yanlış bilgi ile doğru bilgi karıştırılıyor ve medya vasıtası ile halka sunuluyor.
Kafası karışık insanlar karar veremiyor bu da insanı hiç bir şeyden emin olamaz ve
dolayısı ile eylem yapamaz hale getiriyor. Birde komplo teorileri var. Bu da gençleri
çok etkiliyor ve algısını bulanıklaştırıyor.
Gençler öylemiydi böylemiydi derken bir bakıyorlar gençlik gitmiş.’’ Şimdi Karar
verme eyleme geçme zamanı’’

Soru: 25 yıldan beri bitirilemeyen


bir terör söz konusu siz 1 yılda
bitireceğinizi halka taahhüt ediyorsunuz
nasıl olacak bu?
Cevap: 25 yıldan bu yana
bitirilememesinin sebeplerini iyi biliyoruz.
Genel başkanımızın söyledikleri ile
konuyu anlatmaya çalışayım size, İlk
olarak gerçek anlamda bir politik irade
hiçbir zaman söz konusu olmadı. Biz
%100 bir irade ortaya koyacağız. İşin
ikinci kısmı teknik kısmıdır. Birde bunların dış uzantıları var tabi ki onlara müttefik
olmanın şartlarını hatırlatacağız tam ve baskın bir diplomasi uygulayacağız. Her
zaman dediğimiz gibi herkes ile anladığı dilden konuşacağız. Bu mücadele klasik
orduların yapabileceği bir mücadele tarzı değil. Balyozla sinek avlanmaz. Sineği
avlayacaksanız kurbağa gibi, arı gibi, örümcek gibi olacaksın. Her şeyin cevabı
doğada gizlidir. Çözüm geliştirmek sizin bunu kavramanız ve algılamanızla ilgilidir.
Soru: Avrupa birliği ilerleme raporunda partiniz tehdit olarak gösteriliyor bu konuda
ne düşünüyorsunuz
Cevap: Evet adamlar haklı onlar için biz bir tehdidiz, iktidara geldiğimizde
karşılarında emirler yağdıra bilecekleri bir hükümet olmayacak, Anadolu da yüzlerce
oda kilise açılmış bunlar neyin nesi böyle saçma şey olmaz bunların amaçları ne?
Teröriste destek veremeyecekler, yani yaptıkları birçok şer dolu faaliyetleri artık
yapamayacaklar bu topraklar onların çiftliği falan değil bizde onların sömürdüğü
Afrikalı kabileler değiliz bize Türk milleti derler bunu iyice öğrenecekler. Neden MHP,
CHP yâda başka bir partiyi tehlike olarak görmüyorlar? Onlar aynı Tavanın
balıkları da o yüzden. ‘’Biz bu millete düşman her unsur için doğal bir
tehlikeyiz’’

Soru: Genel başkanınızın Kurtuluş savaşında ve Çanakkale’de Kürtlerin


olmadığını söylemesi büyük tepki yarattı bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Cevap: Gerçekleri söylemek adına bu ülkede kurtuluş savaşını vermediğimiz
yalanını söyleyen tarihçiler bile oldu. Öyle bir an geliyor en milliyetçi adam bile
şüphe etmeye başlıyor, milletin üzerinden bir psikolojik savaş yürütülüyor
Kürtçülerin şöyle bir söylemi var bu ülkeyi beraber kurtardık fakat siz bizi kurucu ve
kurtarıcı unsur olarak kabul etmeyip hakkımızı yediniz.
Öncelikle genel başkanımızın bunun aksini kanıtlayan tarihi belgelerini (Osmanlı
genelkurmay başkanlığının askere alma dairesinin kayıtları) ortaya koyması bir
mecburiyet gereği oldu yani bu psikolojik baskının Türk milletinin üzerinden
kaldırılması gerekiyordu ve hiçbir politik kaygı duymadan bunu yaptı. ''Tanrıdan ve
tarihten hiçbir şey gizlenemez''

Soru: Olası bir seçimde oy oranınız ne olur?


Cevap: Biz şöyle düşünüyoruz bize kim oy verir? Kim oy vermez? Bize Vatan,
Bayrak ve Atatürk sevgisini kalbinde taşıyan, ülkeyi yönetecek insanın dürüst,
namuslu sözünün eri olması gerektiğini düşünen ve Osman Pamukoğlu nu biraz
araştırıp ya bu adam kesinlikle söylediğini yapar, adam gibi adam diyen herkes oy
verir, kim oy vermez? Kardeşlik hukukunu bilmeyen Kürtçüler (Kürt yurttaşlarımız
değil Kürtçüler) Dini siyasete alet eden haram zadeler. Beyinleri batı tarafından istila
edilmiş kalpleri korkularla dolu sözde aydın ve akil adamların etkisinden kendini
kurtaramayan ve kendini çağdaş sanan, aslında bilinçaltında efendine uymazsan
haddini sana bir şekilde bildirir düşüncesine teslim olmuş modern köleler. Birde din
konusunda suiistimal edilmiş halkın bir kısmı. Bu yüzde olarak kaça denk gelir onu
siz hesaplayın. Benim burada ilçe teşkilat başkanı olarak görevim şu. Genel
başkanımızı halka tanıtmak bakın! Analar böyle kahramanlar böyle namuslu dürüst
liderlerde doğuruyor gelin şu meseleye omuz verin devleti güçlü halkımızı mutlu
kılalım çağrısını herkese yapmaktır.

Soru: Yolsuzlukların önlenmesi ile


ilgili Genel Başkanınızın fiili olarak şunu
yapacağız dediği bir şeyler var mı?
Cevap: Evet ilk adım dokunulmazlıkların
kaldırılmasıdır. Sonra konusu yolsuzluklar
olan özel ihtisas mahkemeleri kurmak.
Bunu biraz açmak istiyorum yolsuzluk
dediğimiz şey aslında hırsızlığın ta
kendisidir. Mecliste 500 tane
dokunulmazlık dosyası var saygınlığı
olmayan bir kurum haline geliyor meclis,
bu demokrasi için utanç verici bir durum.
Hırsızlık günümüz Türk siyasetinde bir uzmanlık konusu olmuş ve neredeyse
teknikleri ve yazılı olmayan kuralları ile bir müessese haline gelmiştir. Bu
müesseseyi tarumar etmek için onların metotlarını hızlı bir şekilde anlayacak
ekonomik sistemlerin karmaşık yapılarını çözebilecek maliye müfettişlerinin bilirkişi
olduğu özel mahkemeler kuracağız ve halktan çalınanları geri alacağız. Aslında
göründüğü kadar karmaşık değil. İşin kilit noktası bürokratlardır. Sonuçta bürokrat
imzası olmadan bir suça kılıf uydurmak mümkün değil. Bürokratların kendilerinin ve
birinci dereceden akrabalarını hepsinin mal varlıkları denetim altında olacak ve
nereden buldun sorusu her daim sorulabilecek. Tabi bir de bürokrat olmaksızın
yapılabilecek hırsızlık türleri var. Bunlar gümrük mevzuatlarında oynayarak
kimsenin ruhu duyulmadan yapılıyor. Millet merak etmesin bu devirde bilgiye
ulaşmak çok kolay. Hangi mevzuat ne zaman çıkmış. O sırada kim ne ithal etmiş?
Kim ne ihraç etmiş? Kime ne haksız avantajlar sağlanmış? Bunların hepsinin kaydı
belli ve kayıp olması mümkün değil bunların hepsine bakacağız.

Ayrıca yolsuzluklar ile ilgili olarak partimizdeki bilgisayar yazılımcılarımızın


geliştirdiği Kedi isimli bir bilgisayar programı sayesinde belediyelerde görevli
şahısların devlet bürokratlarının ve kamu adına ekonomik konularda karar
alıcılarının kendileri ve birinci dereceden akrabalarının hepsinin mal varlıklarında,
banka hesaplarında olan artışlar otomatik olarak kontrol edilecek ve raporlanacak.
Bilgisayar programının adının Kedi olmasının nedeni de yıllardan beri devletin çeşitli
kademelerinde yer alıp devlet malını kemiren insanlar var biz onları sefil farelere
benzetiyoruz he birde belediye fareleri var tabi, ‘’Alma mazlumun ahını çıkar
aheste aheste’’

Soru: Birçok yeni parti kuruldu. Sizin farkınız ne?


Cevap: Biz kendimizi bir siyasi partinin çok ötesinde görüyoruz. Bizim meselemiz
halkın bilinçlendirilmesi ve artık geçmişten bu yana süre gelen düşünce biçimini
değiştirmesinin zamanı geldiği gerçeğini anlatmak noktasındadır. Bir Milli uyanış
gibide düşüne bilirsiniz bunu. Batı için Rönesans neyse Anadolu içinde Milli Uyanış
Odur. ‘’Allah bizi Avrupa Birliği Kırıt erlerine uyalım diye yaratmadı’’ Biz
Avrupa ile ne sosyal nede kültürel hiçbir benzerlik taşımıyoruz. Biz Biziz. Gençler
bu söylediklerimi daha hızlı kavrıyorlar. Hemen işin felsefesini hissediyorlar. O
yüzden devrimcisi de, ülkücüsü de, sağcısı da, solcusu da bizi kendine yakın
buluyor. Normal siyaset bunu izah etsinde göreyim.

BU GENÇLİK KİMSENİN KAPISINDA BEKLEMEZ ( YAŞLI AVRUPA HADDİNİ


BİL)
‘’Türk gençleri demokratik haklarını kullanacaklar ve Kendi kendini kontrol
edemeyen Türk demokrasisine Türk gençleri el koyacaklar ve bizde varız
bizde buradayız diyecekler’’

Burada ana fikir şu kim ki kamu malı hakkında


tasarrufta bulunmaya talip ise bilecek ki ben bu
hırsızlığı yapsam bile bana bunu yedirmezler.''Bal
tutan parmağını yalayamaz yalarsa o parmağı
Türk milleti adına karar verecek mahkemeler
vasıtasıyla kırılır'.' Bu fakir halktan çaldıklarınızı
sizin çocuklarınıza yedirmeyiz. Yolsuzluklar
konusunda zaman aşımını da kaldıracağız. Kamu
adına olan hiç bir hesap ahrete bırakılmayacak.
Bunun adına biz yeni hayat diyoruz. Herkes
şimdiden buna alışsın.

Soru: Türk halkının siyasetten uzak durmayı


tercih etmesinin bir sebebi de parti liderlerinin
verdiği sözleri bir türlü tutmaması halkı
kandırmasıdır. Peki, sizin genel başkanınızın
böyle yapmayacağına halk nasıl inanacak?
Cevap: Ben nasıl inandıysam halkında öyle
inanacağını düşünüyorum

Soru Peki siz nasıl inandınız?


Cevap: Ben genel başkanımızın geçmişine baktım ve dedim ki askerleri ile birlikte
dağlarda çatışmalara girmiş, askerinin kalbinde taht kurmuş, rekorlarla dolu bir
mesleki hayatı olan. Tertemiz bir geçmiş, haram yememiş, askeri ona efsane demiş,
bilgi ve birikimini yazdığı kitaplarla ortaya koyan, verdiği konferanslarla Türk
gençlerine cesaret duygusunun her şeyden önemli olduğunu, onurun değerini
anlatan bir insan varken diğerleri ile kıyaslama gereği bile duymadan partiye
katıldım ve bütün samimiyetimle karşınızdayım.

Tabi ki herkesin kendi sebepleri olabilir. Bunlar benim sebeplerim geçen gün partiye
kayıt olmak için gelen bir vatandaşımız ile sohbet ederken bana söylediği bir sözü
sizinle paylaşmak isterim ‘’Başkanım boş ver parti programını ben bunlardan
anlamam birileri askere kurşun sıkanı meclise taşıyorsa bizde teröriste
kurşun sıkanı yani bir Türk komandosu komutanını meclise göndermeliyiz’’
dedi. Bu da onun sebebi. ‘’Lider yoksa Mücadele yoktur’’

Soru: Medya konusunda ne düşünüyorsunuz?


Cevap: Medyanın çoğu seçmece, hatta bir adım ötesinde meclisteki 3 partinin
genel başkanları da bana göre seçmece, çok enteresan davranış biçimleri
sergilemeleri beni hep kuşkulandırıyor. Bakın Tayyip beyi başbakan yapan Deniz
Bey in tavrı Abdullah Gül beyi Cumhurbaşkanı yapan Devlet beyin tavrı, Bebek
katilinin idam meselesi konusu hepinizin malumu. Geçmişe dönüp bakıyorum ve
şunu görüyorum milletin kaderini etkileyecek çok önemli konularda gelişen olaylar
manzumesi içinde sergilenen tavırlar bu saydığım kişilerin o güne kadar olan
söylemleri ile uyuşmuyor, bir gariplik var. Bu sadece bir his bilgiye dayalı değil,
gazeteciler konusu da aynı şekilde. Adam kendini ulusalcı diye tanıtıyor bir milli
mesele söz konusu olduğunda öyle bir yorum yapıyor ki şok oluyorsun eşyanın
tabiatına aykırı şeyler bunlar. Birileri kurmuş perdeyi bize izletiyor.

Soru: Alevi sorunu ile ilgili ne düşünüyorsunuz?


Cevap: Alevilerin isteklerini alt alta koyun genel olarak şunu görürsünüz Alevilerin
istedikleri yegâne şey saygıdır (Tarihte siyasi amaçlarla kendileri için uydurulmuş
yalanlar var) Vatanını bayrağını ve Atatürk ü seven bu yurttaşlarımız saygıyı fazlası
ile hak ediyorlar. Bu meselenin çözümü bizim için çok kolay. Kültürel ve inanç
hakları konusunda sorun yok. Partinin adı gibi hak ve eşitlik esastır. Bütün hak
taleplerinin tümünü karşılamak vicdani görevimizdir eşitliğin sağlanması da tabii ki.

Soru: Ekonomik model olarak ne düşünüyorsunuz, ekonomi konusunda ne


yapacaksınız biraz bahseder misiniz?
Cevap: Karma ekonomi yani devlet ekonominin içinde olacak stratejik kurumlar
devlette olacak, Telekom gibi. Serbest müteşebbisler yine olacak ve serbest piyasa
kuralları içeride aynen işleyecek. Devletin kamu yararına düzenleyici rolü olacak bu
olmadan olmuyor. Gördük Amerika’nın dev sanayi kuruluşları devletten yardım
(para) istedi General Motor gibi. Hani serbest piyasa her sorunu çözerdi. Kendi
içinde dinamikleri vardı. Ne oldu? Liberal tezler çöktü. Bu gün ayakta duran bir
ekonomik sistem varsa yerine konabilecek bir sisteme dünya politik olarak hazır
olmadığı içindir. Adamlar sistemi de çok güzel benimsetmişler. Bakın size bir Bizans
oyunu anlatayım. Bizim paraya ihtiyacımız var nakit olarak yatırım yapacağız.
Devlet olarak gidiyoruz para istiyoruz, tabi diyorlar peki bunun ödeme koşulları yani
faiz oranı ne olacak? Hemen bakalım efendim diyorlar aaaa! Sizin kredi notunu B
eksiymiş diyorlar size diğer Avrupa ülkelerinden daha yüksek faizle borç verebiliriz
diyorlar. Bizim kredi notunu belirleyen kim? yine onlar. Peki diyorsunuz neden
böyle? bizde kimsenin alacağı kalmamış bütün taksitleri zamanında ödemişiz. İşinize
gelirse diyorlar.’’Uyandı artık Anadolu çocukları ve HEPAR ı kurdular’’ İleri
teknoloji ürünlerin üretilmesi gün geçtikçe kolaylaşıyor. Dünyada yegâne değerli şey
besin maddeleri olacak toprak yani tarım yükselen değer olacak. Yağ olacak süt
olacak peynir, domates bunlar olmadan olmaz 2 programlı çamaşır makinesi değil
de 1 programlı kullanabilirsin ama gıda dolayısı ile toprak her şeydir.

Soru: Atatürkçü bir partisiniz Atatürk ün din anlayışı tartışılan bir konu bu konuda
ne düşünüyorsunuz?
Cevap: Öncelikle din bir vicdan işidir. Atatürk ü din düşmanı ilan edenlerin dayanak
noktalarının tümü Arap örf ve adetlerinin Türk sosyal yaşamında tamamen
arındırılması noktasındadır. Filistin ve Yemende Arapların bir kısmı İngilizlerle iş
birliğine giderek Osmanlı askerlerini yani Anadolu çocuklarını öldürmüşlerdir. Bu
noktada Arapların hayal güçleri oldukça gelişmiştir. Acıkan Osmanlı askerlerine un
ile alçıdan karıştırarak yaptıkları ekmekleri veriyor askerler bu ekmekleri yiyince
midelerindeki su ile alçı karışıyor ve alçı midelerinde donuyor askerlerimiz büyük
açılar içinde can veriyorlardı, sınırı geçmek isteyen Osmanlı askerleri birer ikişer
yakalanıp midelerinde Osmanlı altını olabilir diye düşünülerek karınları yarılıyordu.
Bu nedenden ötürü Mustafa Kemal ve diğer Osmanlı subaylarının Araplara karşı
büyük bir kızgınlığı vardı fakat bu kızgınlığı hiçbir zaman dile getirmediler bunun bir
tek nedeni vardı Hazreti Muhammed (s.a.v) Arap olması ve halk tarafından bu
durumun din düşmanlığı diye görüle bilme ihtimalidir. Bunları anlatmaktaki amacım
Arap düşmanlığı yapmak değil. Bu bizim tarihimizin anlatılmayan yönleri biz bunları
konuşmadıkça birileri bize karşı söylem geliştiriyor ve saldırıyorlar. Benim bu
noktada şahsi görüşüm, yapılan birçok sosyal devrim batıya yaklaşmak için değil
Araplardan uzaklaşmak noktasındadır. Bir Milleti küllerinden yeniden var etmek
amacındadır. Yani anti Arapçı bir yaklaşım.’’Milletler taklitçilik marifeti ile bir
medeniyet kurup, yaşatamazlar’’ Birde şöyle bir durum söz konusu Atatürk
dindar olsa ne olur olmasa ne olur, bizim dini inancımıza göre diğer dünyada
şefaatçi olabilecek tek beşer H.z peygamberdir. Atatürk ü din konusunda
eleştirenler, illaki dini referanslarla hayatlarını şekillendirmek istiyorlarsa
peygamberin şu sözünü akıllarından çıkarmasınlar. ‘’Çalan el, kızım Fatımanın
eli bile olsa onu da keserim’’

Medine’yi İngilizlere bırakmamak için Osmanlı idaresinin geri


dön emrine rağmen geri dönmeyen ve emrindeki askerlerle
birlikte ölümü tercih eden Fahrettin paşanın başında bulunduğu
42. Alayın son komutanı Osman Pamukoğlu' dur. ''Allah’ın
isteklerinde tesadüflere yer yoktur'.

Soru: Siz mevcut partilerin yozlaştığını söylüyorsunuz bir zaman sonra sizin
partinizde yozlaşırsa ne yaparsınız?
Cevap: İnsanların haklarını aradıklarında sonuç alabildikleri hızlı ve güçlü bir hukuk
sistemi bu sorunları çözer. Suiistimallerin olma ihtimali her zaman var olacak.
Söylediğimiz gibi ’’Gücün hukuku değil hukukun gücü’’.

Soru Büyük bir genç nüfusa sahibiz, işsizlik büyük bir sorun bu konuda ne
yapacaksınız? Cevap Devlet istihdama ayırması gereken kaynaklarını faizler yoluyla
batıya kaptırıyor. Bizi krallıklar devrindeki gibi haraca bağlamışlar. Bu anaparasıyla
birlikte haftada 1 milyar dolara tekabül ediyor. Bir de teröre harcadığımız parayı
bunu üzerine koyun, akıl almaz bir olay bu. Bu cendereden ne pahasına olursa olsun
çıkacağız. Güreş bizim ata sporumuz ama bizi kafa kola almışlar, kündeye
getirmişler.

Bu gidişle 4 senelik üniversite okumuş, doktorasını yapmış bir gencimizin


bulabileceği en iyi iş Amerikan menşeli hamburgercilerde çalışmak olacak. Bu
ülkenin gençlerinin sağcılık, solculuk gibi soğuk savaş dönemlerinden kalma hiçbir
işe yaramamış saplantısal siyaseti bir kenara bırakıp, geleceği için mücadele
vermesi lazım.

Bizim olana sahip çıkmamız yeterli. “Petrol yasasını içime sindiremedim” diyen ama
meclisten geçiren bir başbakanla yönetilen bir ülke Türkiye. Muhafazakârız diyorlar
ancak muhafaza ettikleri tek şey kalplerindeki korkuları ve şahsi çıkarlarıdır. Fatih’in
torunlarıyız diye böbürleniyorlar ama kendi topraklarında çıkan petrole bile sahip
çıkabilmeyi hayal edemiyorlar. Fatih ki karadan gemileri yüzdürmeyi, dünyanın en
büyük toplarını döktürüp dünyanın en büyük askeri güçlerinin kalbine saldırmayı
hayal edip gerçekleştirmiş bir General bir Siyasetçidir.
Soru: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı başkanım?

Cevap: Biz sıradan bir siyasi parti değiliz, zaten bizim mücadelemiz sıradanlığı
kabul etmez biz bu halka ezberletilen birçok şeyi değiştireceğiz. Vatandaşlarımızın
bize oy vermesi yetmez. Bu mesele memleket meselesi, bize oy değil bu meseleye
omuz versinler diyorum. Memlekette iyi ya da kötü giden ne varsa o memleketin
insanları bundan birinci dereceden sorumludur.

ENGELLER VAR, MESELELER BÜYÜK, RAKİPLER BÜYÜK FAKAT


BİZDE BÜYÜĞÜZ.

DEĞİŞECEK FİKİRLER

1. Bal tutan parmağını yalar ( O parmağı kıracak kanunları 1 gecede


çıkaracağız)
2. Terör 25 seneden beri bitmedi bitmez (Yarısını bitirmiş Tamamı için yetki
isteyen biri var)
3. Herkes çalıyor kim başa gelse çalacak (Bu anlayış felakete götürür)
4. Amerika kimi isterse o seçilir ( O zaman sen necisin)
5. Avrupa ve Amerika bütün bunlara izin vermez ( İzin isteyen kim?)

You might also like