You are on page 1of 116

wwlff.

g
t i fsafak. Orn.tr
nsan ki erefi mahlukatnr, iindeki semavi zukefletmekle yukmluclur.
/- 1 'l 11
kacaksn 1,rollara,
kendine doru git gidebildgin kad,ar.
Keif bol1numlT" bc1cu{ur,, K,enCrTir'
\esfitme[,
ask kefetrn,ek,
dnyay kefetnek, tekini kefetmek..,
/\
(.,.)
akl l<alma*a}i srf alkanlrklurd* tru d"ernir attln koytata.
*;lu*ulo
|
,, oralardan,]e{rnek dalgakfanlarn leri tarafina,
bilmediir memleketlere varmak, tatmacln yemekler yemek,
sozleiini anlamadn
arklarla illbnmek, rik almak, dalmak ve
paralannak t,e hasret
ekmek buram buran, gurbetin tadna bakmak
ve kendini yabanclnn gznden gormek,
arma}. yeniclen,
arrmak
bir
ocuk gibi dnyann hallerine, eitliliine, gzelliine,
aclmaslzlklarna...
atrmak olene kadar...
, .l. . . l
- ,- -,-,-J
l
bdur sn'tahlitrde Adenullarna, Hawakzlarna
kenclilerini kefetirten serven.
lSBN 978-605_1 1 1 -902-1
|| || || | ||l| ||||
9
]786051 1
19g21

Sertifika no: 11940


14 TL
indekiler
Anarist Aklar .........11
Huzursuz Ruh ...........14
Dnyay Grmeli. .....16
Mor Harflerle Yazlmr Bir Yazr .............19
Miskinlie vgi ........23
Kalem Ehli ve Kalp Ehli .........31
Byk Ak, Byk Nefret .......33
Uzaktan Sevmek .......35
Yazrn Doup Hep Sonbaharda Yaayanlar..........................40
Yazarlarr Sevmeyen Yazarlar.......... .......43
Gl Bahesi Evlilik.......... ........47
Leyla Hanrm'r Kjm Alacak?. ....52
Bir Gen Krzrn ntihar ...........54
Dz Mantk nsanlarr........ ......57
Bir Hayaleti lftskanrnak .........61
Zaman|aYarran Kadrnlar ......65
nltl Olmanrn Konuulmayan Arl ................68
Kadife Dostluklar, Dikenli Aklar .........77
Gerilim HikAyelerinin Sakin Usalar ..................75
Cinnet .........80
Kamusal Alan ve Kadnlar......... ............82
40 Metrekare Dnya... .............85
nciin mtihan ........90
Gelseydi Keke ..........93
Drarr Korkusu ..........97
8
Rahattan Rahatsrz Olanlar .....99
Melankolik Sabahlar ..103
Kadnlarr Sevmeyen Kadrnlar......... ....L07
Yazarln ki Altrn Forml ................1]_1
Balondan Grnen Dnya... ..114
Neler Oluyor Bize?... ...............117
nsann i renmektir... .....LzI
Annesinin Olu .......],25
Bencil Bir Adam Sevmek. ......L29
Arjantin'de MerlAn6 Okumak....... .......L32
Ad Gtllistan ............l34
Kadnlar ve Futbol............. ....138
Akll Kadn Nasl Giyinir? ...L4I
Mtereddit Olmanrn Dayanrlmaz Hafflii ........L43
Ben-merkezci Ak & Sen-merkezci Ak........ ......I47
Bu Bir U2Yazsdr! ...... ........L52
Kendine Ramen Sanat.... .....155
tekl Kadn
.............159
Biraz Sadi, Biraz Sontag . .. . . . 161
inde Yaadn
ehri
Grememek.......... ..........165
Iftz Kardelik llmleri............. ..........168
"Bilmiyorum" Diyebilmek.......... ...........171
zgrlk Sokaktan Gelir! .....L75
Baba Ben Ecinselim... ..........180
Edebiyat Snrfta Kald ........... 184
Yalnrz Benim in Yaz. ............188
Erkekler Kadrnlardan Daha mr Komik? ............191
ok
Okuyan mr Bilir?.. ..........196
Hrs Var, Bir de Hrrrrs Var... ................199
slup Meselesj.
........2O3
Tesadfler ki Tesadf Deildir. .............205
Babalar, Oullar ve Torunlar......... ......21O
Kat Kadrn, Kalem Erkek Savrna nat....... ......2L2
9
Kendi Eserini Yok Eden Adam .............215
Sava Gibi Yaanan Aklar ...2L9
Kutuplama lstemeyenlerin Trks........ ........222
Sentezler Mahallesi......... .......225
, Edep ...........230
,
I-,
..+
|.,
,:-
rI
T
,,:
i+-
I il;
Ararjs AlIar
Adam ve kadn, uzun senelerdir evliler. Seviyorlar birbirle-
rini, oras kesin. Ama eskisi gibi deil.Zatennicedir hibir
ey
ekisi g,ibi deil. Eskiden sevdalar daha m tutkuluydu, has-
retler daha mr derin? Sevgilinin sarnn bir teline ne
iirler
yazlrrdr hani. Bir kez grmekle ne kadar
ok
sevilirdi insan.
Kap aralSndap uzanan bir ba, perde arkasrnda bir kadrn
glgesi, belti belirsiz bir tebessm, gzbebeklerinde sakl ate
ve har. Uzaktan da sevilirdi y6r. Mmknd. Hem mmkn
hem imkAnsrzd ak. Hayatrn bir parasrydr dokunmadan
sevnrek. Yaklamadan. Ak bugin var, yartn kat kaacak
bir ada tavanryd sanki. ylesine rkek. Kimse yzde yz
emin olamazd aka "sahip" olduundan. Mlk yok, tapusu
yoktu. Daha mr anaristti eskiden aklar?
Sahi "yArim" ne gzel kelimeydi. Azda akide
ekeri.
'Ya-
rim" der, sonra bir es verir, gayriihtiyari susardrn. Syleyecek
sz kalmazd ardrndan. Tek barna ka cmleye bedeldi
kelimeler. Eskiden harfler daha mr krymetliydi? Bir mektup
yeterdi aylar sren ayrlrklarrn sessizliini kapatmaya. Tek
bir yemin yeterdi aradaki mesafeleri azaltmaya. Artk hibir
ey
o krvamda deil. bre
at,
ayat bozuldu sanki. El titredi,
akort bozuldu sanki. likilerimizin ahengi eskisi gibi degil.
kelime cmerdi, duygu cimrisi bugnn insan. konumaya
gelince aryor azn, duygulanmaya gelince tutuyor kendini.
zaman yok ya, hep bir tela halindeyiz ya, bunca kouturma
arasnda kimsenin durup da duygulanmaya vakti yok.
"Btn meslekler insan ruhunu kemirir durur. Bir tanesi
hari:
airlik."
Byle demiti Charles Baudelaire. Artrk bu
durum da deiti.
imdilerde airlik
dahil btttn meslekler
ruhumuzu k'emirip duruyor, inceden inceden. Makyajla kapat-
yotlJ z kemirilen yerlerin stn, ruhumuzdaki gedikleri, ben-
vE=Z
?"
"'L "
.--
72
liimizdeki oyuklar. Meguliyetle, sosyallikle, unvanla, kari-
yerle,
an hretle
kapatyoruz. A.ma alttan alta bir
oumuz
aynr dertten mustaribiz: TamamlayamadSmz bir eksiklik
duygusunu, azalmayan bir bezginlii srrtrmrzda un
uvah
gibi
taryoruz. Monoton bir deirmenta gnlerin akrr. Dnyor
kendi ritmiyle. Bizi o
arkrn
drrna
rkaracak
bir ak anyoruz.
Srradrr bir sevda. Ama gel gr ki ne Ferhat'rz dalan delecek,
ne Simurg kulanyz marilikte kanat
rpacak.
Hem gizliden
glzLiye masalsr ve destansr bir sevda anyor hem de masallan
ve destanlan hayatrmrzdan satrr satrr siliyoruz.
Adam mesleinde hayli ykselmi, kadrnsa
ocuklan
byt-
m artrk. Ne srrad bir heyecan var, ne yeni bir srnav.
Birbirlerine tahamml edemekleri zamanlar da oluyor. Aynr
at
altnda iki ay diinya kurmular kendilerine, daracrk bir
kesiim gsteren iki ayr kme gibiler. yte gnler oluyor ki,
"ekip gitsem" diyor adam iinden. 'Yeniden balasam haya-
ta, taze|ensem, yenilensem. krkrndan sonra, ellisinden sonra
yepyeni bir hayata atrlanlar var. Ben de ge kalm sayrlmam.
Bunca zamankanmr ve
ocuklanmr
incitmemek iin hep alttan
aldrm, ama artrk
ocuklar
btytdt, kanm da kendine yeter.
stelik erkek olmann biyolojik avantajlan var. Bir kadn alt-
mrrnda anne o|amaz ama bir erkek altmrnda, hatta yetmiin-
de baba olabilir. kadnlar nce
ocuklanna,
sonra tornlanna
bah oluyor. Halbuki bir erkek bamsrz kalabilir. Gidebilirim
istersem. Bir gn belki..."
yle gnler oluyor ki, "ekip gitsem" diyor kadrn iinden.
'yeniden balasam hayata, tazelensem, yenilensem. otuz be
yama kadar ha bire didiiyorsun, ya ailenle akrabalarnla,
ya arkadalarrnla, ya sevdiinle, ya bedeninle. otuz be-krk
arasr yava yava duruluyorsun. Ama esas krrkrndan sonra
balyor kadmlk. Kadrn ancak o yatan sonra piiyor, olgun-
laryor, kendini buluyor. Bunca zaman kocamr ve
ocuklarrm
krrmamak iin hep alttan aldrm, ama artrk
ocuklar
byd,
13
kocam da kendine yeter. Hem kadrn olmann avantajlar var.
Erkekler nedense yalnrz kalamryorlar. rkyorlar yalnrz-
lrktan. Karanlrktan korkan olan
ocuklar
gibiler. Halbuki
kadnlar yalnrz yaayabiliyor. Yalnrz ve ba$msrz. Bir kez dul
kalan kadrn kolay kolay evlenmiyor. Bir ilikiden
rkan
kadn
kolay kolay yenisine balamryor. Biz kadrnlar erkeklerden
daha dayanklyz. Gidebilirim istersem. Bir gn belki..."
Gitmek ama nereye? Tasr tarar toplayp Ege'de bir kye
mi gitmeli? Bodrum'a, Ka'a ya da adr sanr duyulmamr bir
sahil kasabasrna m
ekilmeli?
Srtta
anta,
elde tren bileti,
dn5ay mr dolamalr yoksa? Yahut Uzakdou'ya, Hindistan'a
filan mr gitmeli, mmkn olduunca uzaa, kendinden kaar-
casrna? Ka hayat yaaynca yorulur insan? Ka seneden
sonra yalr, ka hezimetten sonra bezgin, ka sevdadan sonra
kalpsiz, ka kelimeden sonra lAl olur kii?
Ne adam gze alabiliyor
ekip
gitmeyi, ne kadrn. Kalryorlar
ayrrr yerde, trparp ayru
ekilde.
Evlilikleri orada burada konu-
uluyor,
"en baanl evlilikler" arasnda sayrlryor. Parmakla
gsteriliyorlar. Bunca senedir mutlu bir evlilik yrtmenin
srrnn soranlara "karrlrklr sevgi ve sayg" diyorlar glmse_
yerek. Diyemiyorlar ki "karrlrklr sevgi ve sayg ve bir de kar-
lkh
bir trl
ekip
gidememek..." Gnler gnleri kovalryor.
Gnler gnleri aynen tekrarlryor. Yoruluyorlar. Yaamaktan
deil, yaayamamaktan yoruluyorlar.
Huzursuz Ruh
Yolculuk etmeyi niye bu kadar seviyorum bilmiyorum. Tbk
bildiim yollarda zgrletiSm, romanlanmr hep oradan oraya
giderken tesadfen bulduum ve ilk satrrlarrnr yolculuklarda
yazdrm. Ser.rmenin de tesinde bir ihtiya bu, kanrmda deve-
an eden bir sakl iptila. llaki
kmalym
yolcluklara. IJ zun
sre yolculuk etmez, edemez isem bir eksiklik hissetmeye
balyorum. Bir tkanrklrk. Akmyor sanki hayat, illaki gitmem
gerek.
Gitmek ama rereye? nemi yok. Gitmek ama niye? Cevabr
yok. Aslnda vanlacak yer dahi o kadar mhim deil, zira aslo-
lan gitmek, gidebilmek... zamarLzaman... her zaman.
Umayr, havaalanlanru, pasaport kontrollerini, bel arlann
ve uluslararasl seyahatlerin o kanlmaz gndelik sefaletlerini
gnahlan kadar sewneyen arkadalanm va Karlkl yadrr-
gayan gzlerle bakryoruz birbirimize. "Sen de artrk yorulmadrn
mr bunca dolamaktan, otur oturduun yerde" diyenler
kyor
aralanndan, nedense yan sitemkAr. "Huzursuz ruh seni!"
Doru, nerey, gidersen git, katklannr gtrrsn berabe-
rinde. Doru, ne kadar kilometre kat edersen kat et, yalnlaa-
mazsn kendine, eer zihninin ve yreinin snrrlan duruyorsa
yerli yerinde. Dorrr, aslolan hikdyeleri arrnlarnaktr, memle-
ketleri deil. Bunlann hepsi doru. Ve her seyyah bilir ki, gitti-
i
yerde onu gene kendisidir karrlayacak olan. I{endi gemii.
Huzursuz ruhlar bilmez mi sanrrslntz, ne kada.r dolarrlarsa
dolasrnlar huzur bulamayacaklannr...
Ne var ki gene de dayan amaz|ar ite. lerinde kurulu bir
saat. Tik-tak-tik-tak. Sonsuza dein aynr yerde g,ven ve huzur
iinde kalmak mr, yoksa savrula sawula oradan oraya gitmek
mi deseler hi tereddtsz gitmek, gidebilmek derim. Sonsuza
dein verilen yeminlerde bir sahtelik var. Hi bozulmamak
15
zere kurulu dzenlerde bir tahakkm var. Hi deimediini
iddia eden ve bununla gurur duyan insanlarda bir hamlk,
ilik,
pimemilik var. nsan ki erefi mahlukattr, iindeki
semavi z kefetmekle ykmldtlr.
kacaksrn
yollara, ken-
dine doru git gidebildigin kadar. Keif boynumuzun borcudur.
Kendimizi kefetmek, akr kefetmek, driryay kefetmek,
tekini kefetmek...
akl
kalmamak hep aJ .nl rh hallerine, aynrlrklara,
oktan
bitmi, ama rol yapnay srdren evliliklere, kendini yenileye-
meyen ilikilere, tavsamr, sirkelemi arkadalrklara, aslrn
yitirmi ve bir ucuz taklitten ibaret kalm aklara... Bence
devre mtilk bile almamalr insan. Nereden biliyorsun her sene,
her ]"0 Tbmmuz,lO Austos arasrnr
u
koskoca dnya zerinde
g,dip
sdip
hep aynr noktada geirmek istediini? Olur da gele-
cek sene baka memleketlere gidersiniz ailecek. ran'a mesela
ya da Ukrayna'ya veya Kamboya'ya... Nasrl yaar, nasrl alar
orada insanlar, srf grmek iin, srrf meraktan, merak ki en
abuk
yitirdiimiz, en tenel drtmzdi, bize en
ok
yak-
an...
Hem belki seneye tek bana
rkarsrn
tatile, kocan ve
ocuklarnla
deil; kendi kendinle. Sevmediinden deil aileni,
kendini zlediinden.
yle
bir kendin]e sohbet etmeyeli
ok
?,aman getiinden. Yalnrzlk isel bir hazine olduundan.
Karlacak bir sosyal kusur deil.
akrl
kalnamak srfalkanlklardan tr demir attn koy-
lara.
kmak
oralardan, gemek dalgakranlann beri tarafina,
bilmediin memleketlere varmak, tatmadn yemekler yemek,
szlerini anlamadn
arkrlarla
ilenmek, risk almak, dalmak
ve paralanmak ve hasret
ekmek
buram buram, gurbetin ta-
na bakmak ve kendini yabancnrn gztinden grmek,
armak
yeniden,
armak
bir
ocuk sibi
dtinyaun hallerine,
eitliliine,
gzelliine, acmaszlrk]anna...
alrmak
lene kadar...
arrna
kabiliyetini hiyitirmemek... budur son tahlilde Ademoullanna
Hawakrzlanna kendilerini kefettirten serven.
Dnyayl Grmeli!
Vaktiyle
ocuklufumun
Ankaras'nda, durmadan konuma
ve hareket etme yeteneine sahip ama bir o kadar da ketum
ve slr saklayan bir kadrnlar dnyaslnln iindeydim.
Sarm solum, nm arkam anneanneler,teyzeler, yengeler,
komu teyze|eq haminnelerden mteekkildi, tpk Baba ue
Pi'teki Asya gibi kadrnlarla kuatlmrt evrenim. Tm bu
kadmlarrn kendi aralarnda trkrr trkrr ileyen muazzam bir
iletiim alar vardr. Ne vakit birbirleriyle haberlemek iste-
seler-ister mhim bir ailevi mesele olsun, ister dn yumur-
ta istemek bahanesiyle- ne telefon aar, ne duman ykseltir,
ne posta gvercini uurur, onun yerine biz
ocuklarr
ulak
olarak kullanrrlardr. Vrzrr vuzur evden eve gider gelirdi ufak
ulaklar,
ou
zaman tadklarr mesajlarrn anlamrn idrak
edemeden. "I(rymethanrmteyze anneannem dedi ki o mesele
yle deilmi!.." mealinde mesajlar braktrmr, karlrnda
aynr
ifreyle
kodlanm bir cevap alp bu sefer de onu tad-
rm
hatrrlyorum mesela. Yllar sonra bugn hermentik'e
(yorumbilim) ve metin-analizine olan ilgimi, yle entelektel
sebeplere deil de, belki de
ocukken
iine dtm kadn-
lar dnyaslnn srrlr,
ifreli,
mecazL bol dillerini
zememenin
verdii srkrntrya borluyum. Kim bilir!
O vakitler etrafrmdaki kadnlardan en
ok
duyduum nasi-
hatleri srralasam alt alta, listenin bana "Dnya;n grmeli"
lafrnr yerletirnek icap ederdi herhalde. "Dnya5n grmeli"
derdi mahallesinden dan nadiren
rkan
o kadrnlar. Byle
deme ihtiyac duyarlardr nedense, bazr baz televizyonkarrsrn-
da i geirdiklerinde ya da iki sohbet arasr zerlerine suskun-
luk
ktnde.
"ok okuyan m bilir,
ok
gezen mi demiler"
diye eklerdi birileri ardrndan. Nasrl olup da aynr laflan dne
dne bylesine
evkle
sil batan edebildiklerine hayret eder,
17
iistelik szleriyle kendi hayatlar arasrndaki engin kopukluu
grmezden gelmelerine ierlerdim. Sorsanrz, dnya muhakkak
sdip
grlmesi gereken bir "ey"di nazarlannda. Ama hangi
yn, tastamam neresiydi? Ona varmak iin acaba nereye yolcu-
luk etmeliydi? Hangi lkelere giderse insan "dtinya";n grm
saylrdr acaba? Zamanla anladrm ki, Dofu ya da Ortadou
"dnya"dan sayrlmryordu. Oralan grmek y ho da insan
bakalatrrmryordu.
'Avrrpa grmekart" derdi kadnlar hep bir azdan. 'Avru-
pa grm insan baka... Ho,
imdi
televizyon saysinde insan
grm kadar oluyor; ama gene de gitmek baka tabii."
Avnpa grnce bir bakalk
kecekti
J rzerimize. Avrupa
dediin bir seyirlik Alem, ara ara
sdip
"izlemek" gerekti, ekran-
da pembe dizi izlercesine. Bu kadrnlarn
ou
tatil mefhumun-
dan yoksundu. Ifimileri olsa olsa yazlar
kardr
mahalleden. Ya
memlekete, ya askeri kamplar&,
V&
memur kamplanna, ya orta
bteli dewe miilk]ere... Hep aynr yerlere giderlerdi hep aynl
eyleri
yapmak zere. Tatile benzemeyen bu tatillerde kadrnlar
normalden kat daha fazlai yapar, yabancr bir yerde tandk
bir dzen kurar, kat daha faz|a yorulurdu.
adrr
kamping
grenler de vard aralannda. kl hafta boyunca ip gibi akan
suyla bulak ykayp, tpte yemek piirmekten belleri tutul-
mu vaziyette derlerdi. Yorgun dtlntlltlrd tatillerden. Zaten
o kadar neraklrs deillerdi bu gitmelerin. Esas Trkiye'nin
gneyini kuzeyini, batrsrnr dousunu filan deil, "dnya5n"
gnnek lazrmdr.
-->)
zJ
o_/
Mor Harflerle Yazlm
Bir Yaz
ehrin
kalabalk bir semtinde, trafiin youn oldu bir
saatteyiz, Yamur
iseliyor
hafiften. Yamur hem ince ince
ya$yor hem her damlada btiin
ehri
altlst etmeyi baanyor.
Bir otobs yana].yor duraa. Yolcularrnr alryor, yolculannr
brakryor. Otobsn arka tarafnda camdan drarr bakan bir
adam var. Orta yal bir adam. Ne
iman
ne zayf. Ne esmer
ne sanrn. Belki bir devlet kurumunda
alryor
ya da zel bir
irkette.
Dalgn, durgun bakryor etrafa. Koturan insanlara,
renklere, desenlere, insanln hallerine... Derken aniden bir
ey
dikkatini
ekiyor.
leride bir apartmanln yan cephesinde
mor boyayla yazrlm bir yazr duruyor: EDEP YA HU EDEP,
BUGN BR MLKYAP.
Adam gzlerini krrprtrrarak bakyot yazlya, tekrar balryor.
ylesine alrkn ki baka trl duvar yaz|ar grmeye, bunu
yadrgyor. Halbuki
p
dkmemeyle ilgili bir yazr grse yadrr-
gamazdr. Ya da siyasi ierikli bir yaz olsayd. Filanca partiy
tutanlann ya da falanca partiye krzanlarrn yazdr bir ya^.
Veya bir ak ilan olsaydr... "Zeynep seni seviyorum..." gibi bir
ey
mesela. Ya da "kmr
gzlm..." Onlan da yadrgamazd.
Her
ehirli
insan gibi adamrn da gzleri alrkrn orda burda bu
tr yazrlar grmeye. Ama bu seferki yaz farHr. Kim yazmr
acaba? Niye yazm? nip bakmak istiyor bir an. Yakrndan gr-
mek. Dokunmak harflere. Ama otobs tam o an hareket ediyor.
Adam hi dnmeden yerinden kalkp otobsn arka tarafina
gidiyor ve yzn cama yaprtnp, oradan bakryor duvar yazL-
slna. Bakabildgi kadar bakryor. Ta ki harfler ufukta minnack
birer nokta oluncaya dek.
2o
Gen krz niversite rencisi. Henz ikinci snrfta. dealist,
giriken, azrcrk romantik, delidolu, okuma;n seviyor, mzii ve
sinemayr da. smi nemli degil. Yelizya daegl, fark etmez.
Sosyal bilimler okuyor ya da mhendislik. Srnavl var bugn,
stelik ge kalmak zere, koturuyor yollarda. Kampustan
ieri girerken gzJ bir an iin yan tarafta duran satrcrya
taklyor. Satrcrnrn tezgAhrnrn zerinde elmalar, armutlar,
portakallar dizili. Her bir meyve beinin zerinde fiyatnrn
yaz/ olduu bir karton var. Ve el arabasrnrn kenannda bir
kat, zerinde mor harfler|e yazlmr bir yaz duruyor. Gen
krz hayretle bakyot yaz|ya. nanamyor gzlerine. Snavr filan
unutuyor bir an. Yaklayor.
"Sen mi yazdn bu yazyn?" diye soruyor satrcrya.
Satrcr esmer, zayf bir adamcarz. Sigaradan sararm dile-
rini saklamaya
alarak,
yofl mahcup glmsyor. 'Yok ben
yazmadrm. Az ewel yal bal bir adam geldi, bunu verdi. Ben
de sevdim. A]dm koydum oraya." Gen krz usulcayaz|ya doku-
nuyor. Bir
iee
dokunur gibi. Portakal kokuyor yazL. Gzellik
kokuyor. Sknete, sadelie, huzura ve u)ruma davet ediyor.
Kim yazml acaba? Niye yazm?
antasrndan
bir defter
ka-
ryor, grd yaz|yl aJ rnen defterine geiriyor: EDEP YA HU
EDER BUGIIN BR rY1l,ryap.
Gecenin bir saati,
ehrin
bkrn yz, kenar semti. Pavyonlann
nnde taksiler bekliyo sokak aralannda alacaklrlar kavga
ediyor, sarho bir adam aa altna kusuyor, tam
u
and.a birile-
ri birilerini dolan&nyor, yalanlar syleniyor, sahte kahkahalar
atlyor, hzntin st rtlyor, makyaj makyaj stne.
ehir
bu saatte hi olmad kadar hrrn ve krzgn. Ve tm bu ke-
mekein ortasrnda bir hayat kadrnr yryor tek bana. Rimeli
akm alamaktan. Hrpalanmr. Yaamak istemiyor. Bu gece
intfan dnyor.
Rastgele bir taksiye biniyor. "Anadolu yakasrna geeceiz"
21
diyor. Halbuki gemeyecek. Boaz Kprs'nde inecek. Oraya
kadar taksimetre ne yazmrsa kuruu kuruuna deyecek ama.
Herkes onu aldatt hayatta, ama o kimseyi dolandrrmadan
gidecek lme. Plan byle. Taksici gin grm adam, dikiz
aynasrndan bakryor, bir
ey
sylemiyor. Anlad mr acaba yolcu-
sunun intihara gittigini?
Kprniir ortasrnda yavalryor taksi. "Abla" dyor taksici.
"Bak bana bugin ne geldi?" Kadrn ewela anlamryor syleneni.
l'aksici rsrarla ona
Pir
yirmi lira uzatryor. Minnacrk bir yazyaz|
zerinde, mor harflerle. "Sende kalsn" diyor taksici. "antanda
ta. Moral verir. Yreini ferah tutarsrn."
Kadrn barnr eiyor. Btn gece bastrdr hzn balon gibi
kayor elinden. Ttamryor. "Alama be abla" diyor taksici.
'Ala.na, bak beni de alatacksn."
Sa.baha karr stanbul. Taksici ve hayat kadrnr deniz kena-
nncla kfte ekmek satan se}4/ar satrcrnrn nnde duruyorlar.
Sessizce denize bakyorlar. deme zaman:rlgelince kadn kendi-
sine verilen yirmi liray uzatryor. "Bana iyi geldi, belki baka-
srna da iyi gelir..."
otohstelri adam duvarda bir yaz grd. yle bir yaz ki
kmacl
ak]ndan. Ayn, gn uradr bankada sra numarasr
iin nakineden bi: kSt ald. Duvarda grd yazlyl oraya
yazd. Banka srasr kendisie gelince bu kAt parasln minik
kuturun iine }i,aktr. Bir sonraki banka mterisi yal
bir adamdr, erel.li r,etmen Muzaffer Bey. Tesadfen aynl
Vezneye gelince yazlyL buldu, bir kA$da not etti. o gn bir
niversitenin yaknlarrnda ii vard. Meyve satan satrcrnrn
yanndan geerken dayanam ad, yazyt ona verdi. On dakika
sonra or.adan
geen niversite rencisi gen kzyazy grd,
sevdi. Yirmi liranrn stne yazd.Ay.r, gn marketten alveri
yapnca o yirrrii iirayr kulland. Para gn iinde elden ele dola-
tr ve en nihayetinde bir taksi ofrne
ulatr. Taksici bakt
22
yazya, sevdi. Gece arabasrna binen hayat kadrnrna verdi.
Kfteci kendisine uzatrlan paraJ n ald. zerindeki yazLya
bakakald. Yre$nin bir yeri rldad. Bir hayr yapmak istedi,
tanrmad bir cana yardrm etmek, gzellie vesile olmak...
Yazyr k6gda geirip kamyonetinin duvanna astr. Orada ktlfte
ekmek yyen btn mteriler grdler ve baka baka yerlere
yazdrlar. Bir fslt gibi yayld yazv. RzgAr gibi yayld. EDEP
YAHU EDEP, BUGLIN BR MLKYAP.
Mislinlie Oug
yamur
durmaksrzrn yayor, bende bir bezginlik. Halbuki
ne
ok
severim byle lravalarr. Gneli gnlerden, baharrn
rtkan
enerjisirden dah a fazla severim. Ama ite ruhen
koyversem de kendimi, biliyorum ki ben hibir zaman "bez-
gin" olamadrm. Severirn miskinleri. Miskinliin felsefesini.
Ama bir baka meziyet, baka maharet onlarrnki.
Tanrrsrnrz onlafi. Daha ilk bakta kendilerini belli ederler.
Zaten saklanmak gibi bir gayeleri yoktur ki. Evde bir koltuk-
ta dalgn dalgn roman okurken, yamurlu bir sabah saatler-
ce camdan drarr bakarken, derin tefekkr halinde bulabilir-
siniz mesela. Ya da deniz kenarrnda sala bir
ay
bahesinde
aylarrn
yudumlarken, tostlarrnr yerken, gazete|eri kayrtsrz
bir ilgiyle karrtrrrrken grebilirsiniz. Akar giderler hayatn
iinden, telasrz, ylesine.
nk
ne bir unvana yetimek-
tir gayeleri, ne de bir an evve} ie gitmek, kflr etmek, para
kazanmak. "lla da ykseleyim, billa da
unu
yapayrm, bunu
kotarayrm,
unda
bir numara olayrm" derdinde o}mamrlar_
dr hibit zamar "Toplum" ya da "sistem" kelimelerini srk
kullanrlar, kendilerini ayrrarak. Kimileri "bohem" der onla-
ra, "ehir bezginleri" demek daha doru belki de.
Bohem kltrn
k
yeri Fransa. Modernlemenin en
derin felsefi ve sanatsal eletirileri ald yer de orasr.
Charles Baudelaire bir zamanlar demiti: "Btn meslekler
insan ruhunu kemirir durur. Bir tanesi hari:
airlik."
Kemirir ruhumuzu hrrslarumlz, kariyer,
hret
veya para
pul telamz. Bir fare gibi sessiz, derinden ve sinsice. Ufak
ufak rsrrrklarla kemirir iimizi rekabet duygusu. ktidar
iptilas yer bitirir insanr. Bir koltua sevdalanmak tketir
adamr. Tlzaldarla doludur bu hayat. Nefsimizin tuzaklany-
la. Der der
rkarrz.
Dizlerimiz yata bere iinde.
air
bile
25
olsan bu byle. nemli olan nefsin
ukurlarna
dmemek
deil, dnce
kabilmeyi
becermektir.
Baudelaire ve onun gibi bohemler, alldk burjuva hayat
tarzrna alternatif mahiyetinde hibir
ey
yapmamay, kendi
kendinle asla yarlmamayr, para-kAr-hrs-kavga drtleme-
sine kaprlmamayl tlemekle. kalmadrlar sadece. Mesela
Gustave Flaubet'e gre, "Burjuvazinin hallerinden haz
etmemek aklrn baladr noktadr."
Bu bakra gre, il}amla beslenen, kelimelerle sevien
airler
hari, hemen hepiniz her an ve bilhassa uzun vadede
ru}larmz yitirm ekteyiz. Ya da naifliimizi.
Zamanl"a Fransa'dan
rktr,
dalga dalga yayld bohem kl-
tr. 1968 hareketinin tarihsel nclerinden biri oldu. Parrltrlr
ehirlerden,
alrveri merlezlerinden ve burjuvazinin halle-
rjnden uzaklanak, J ack Kerouac tarzyollara dmek, azck
para, azrcrk tasayla yaamak, hayatr daimi bir yolculuk gibi
okumak, daha eitliki ve "tabiata uygun" bir hayat srmek
isteyen nice gen insan vardr. Benzer topluluklara XIX. yzyl
ortalarda bile rastlayabiliriz. Vellrasl iinde yaadn siste-
mi elinin tersiye itip kafa dengi insanlarla beraber bir
iftlikte
ipekbcegi yetitirerek, kei saarak ya da bir sahil kasabasn-
da balk tutarak yaama topyas sanldrndan
ok
daha eski.
{edeniyetten uzaklamak, burj uvazinin parasl olnarnak, sis-
teme ayak uydurmarnak. "saf've "drarrirklr" kalmak, toplum
ile kcndin araslna mesafe koynak zlemi ylesine kkl.
Zanan zaman tm bohen-bezgin arkadalarrmda had saf-
hada bir enerji ve moral kayb gzlemliyorurn. Bahsettiim
insan]ar nicedir devam eden "dinci-la|k", "biz-onlar", "Krt-
Trk", "filancalar-falancalar" kavgalarrna anlam veremiyor,
akin ve lruzurlu bir hayat atzLl ediyor ve katiyerr taraf otrmak
istemiyorlar. I(endilerini yekpare bir kolektivitenin parasr
clarak deil, bah barna birey olarak grmeyi yeleyen,
ok
okuyan,
ok
film seyreden,
ok
dertlenen, barrrl, doase-
26
ver, daim a az biraz melankolik, ama nedense bu aralar her
zamankinden de krlttlmser olan insanlar. lerinde Krtler de
var, Trkler de. Genler de var, yallar da.
Bir toplumda ideolojik tartrmalarrn hzlandr zamanlar-
da hibir tartrmaya girmeden kesine
ekilen
ya da alp
barnr gitmek isteyen
ok
insan oluyor. Sesleri duyulmasa
da var onlar. Uzaktan bakyorlar genel ortama: Bir tartrma-
dr gidiyor grrla.
etin,
kutuplamacl, krrrcr szler telaffuz
ediliyor ortada, siyaset ve medya meydanlannda. Her krrr-
lan daha
ok
krryor karrdakini. Hrrpalyotuz kendimizi,'
birbirimizi millete, memlekete. Birbirimizden "teki"ler
yaratyoruz. Anlamadan dlyor, grmeden kapatryor, tanr-
madan etmeden sevmediimize kanaat getiriyoruz. Ha bire
farkllkl attm.za younla |y orz, zett e kad ar ortak noktamrz
yokmu gibi da_vranarak. Birbirimizi "bizden olanlar" ve "biz-
den olmayanla_r" diye ikiye ayrryoruz. Arada kalanlara ya da
herhangi bir kutba ait olmayr reddedenlere
pheyle
yakla-
yoruz. Arafta kalanlarr anlayamlyor, teliyoruz.
ehir
bezginleri, felsefi miskinler ise hep varolusal bir
arafta yaryorlar. Kimseye kin tutmadan. Kamu Alemi bir
grerek...
Yalnzlk Bfendi
Biimem
yalnzlrk
Efendi ile aranrz nasrl? Benim oldum olasr
iyidir. Severim kendisini, zannmca o da benden memnundur.
Yalnzlk Ef'erdi uzunca loyltr, t7tiz, temiz ve bakrmldr.
ok
yakkl sa5nlmaz belki, fakat hayli alrmldrr. Ihyafetlerini
nerede diktirir bilmem, ama gy,mi kuamr farklrdrr. Hayatrmda
tanrdSm en donanmlr, en kltrl, ayaklarl en
ok
yere basan
varlklardan birihir. Okumay, dnmeyi ve hayal etmeyi
sever; haftada eI az kitap bitirir. Tiefekklrtl de bili tevek-
kl de. zgveni yksektir, kendi kendine yeter. Kimseye
yalakalk etmez,hesap kitap yahut pazarlrk ve
rkar
ilerinden
hazzetmez. Eldlemin nabzrna gre
erbet
verrnez, kula kulluk
etmez.Vefalrdrr. Sadktr. Kendisine yaprlan iyilikleri asla unut-
maz, ama ktlklere gelince hafrzas balrklann hafrzasrna
dner; kemlikleri ve kinleri
abuk
unutur. kimseyle dmanl
yoktur. Kancrklk sewnez. Dedikodu etmez. Bakasrnrn glge_
sire muhta olmadan tek barna yaayan hr ve gr bir aa
_ gibidir. Canr srkrlrnca duvannda asrlr eski bir yazlyabakar; kim
bilir hangi mahir hattatrn elinden
rkma
yazda
yle
yazari
"Bu da GeerYa Hu." Yalnzlk Efendi yazly| okurken glmser,
yan mahcup, yarr marur. Ne zaman ona insanlardan ya da dr
dnyanrn
arlundan ikAyet
etmeye kalksam, eliyle savuturur
szlerimi. "Bo versene ya hu" der. 'Yalnz
geldik bu dnyaya.
Sanki yalnz gitmeyecek miyiz?" Geri
ahidim,
za7;1al zaman-
onun da iinin daraldg olur. Yalnzlrk Efendi en
ok
bakala-
nyla kantrrlmaktan rahatsrzdrr. Yalnrzlrk, "Issrzlil<" demek
deildir. Issrzlrk Efendi baka mahallede yaar. Biraz huysuz
bir tiptir. Hani bahesine kaan toplan kesmeye kalkan aksi
ihtiyarlar var ya, onlardandr. Bizimkiyle ara srra selamlarr_
lar o kadar. {(eza Yalnrzlrk, 'Kimsesizlik" demek de de$ldir.
Kimsesiz Efendi
ehrin
dnda bir maarada yaar. Sag sakal
3o
birbirine
kanm. Bizimkiyle krk ylda bir karrlarrlar o
ftadar. Yalnzlk ne Issrzlrktrr ne Kimsesizlik. Yalnzlk insana
en ok
bakalanyla
evriliyken
gelen bir histir ki, kimileri buna
"ettaf kalabalkken kalbin ya|nz olmasr hali" derler.
Yalnzlrk Efendi der ki, 'Yalnzlrk insanrn kendi kendisiyle
}aptg1
bir sohbettir. Aracrsrz, Katkrsz. Oyunsuz. Yalansz.
Saf
ve som bir sohbet..." Bazen olur bana, nedensiz, ylesine.
Gltl bir kanra arzusu balar iimi kemirmeye. Televizyon,
radyo, gazeteler... Hepsinden koparrm. Telefonlar bir kenara .
kaldrrrrm. E-mail'lere bakmam, kimseye tek satrr yazmaz
o|grum. Kepenkleri indirir, geici
bir sre tadilata grer,
iime kapanrm. Yaplacak iler kule olur ykselir masamda.
Q}unacak mektupla kotarrlacak sorumluluklar birikir bir
kenarda. Sokaa
rkasrm
gelmez;
rksam
kenarlardan yr-
rIfI, saak altlarndan. Grnlnez olmak isterim. Saydam bir
cisim gibi ve yabani. Kazara bir tanda ya da beni tanryrp
konumak iste yen okurlara rastlasam dilim dolanr, iki cmle
kufalDam. nk o esnada ieride
yalnzlk
Efendi ile konu-
uyorumdur.
Aynr anda iki boyutta birden olamam.
Bazen olur herkese, nedensiz, ylesine. Yalnrzlk Efendi
dikilir balkonumuzun altnda.
akl
talan atar penceremize.
"Hadi k
dan" der. "rk da oynayalm." Bazen olur. Yalnzlk
af,rr.
Ve sen terliklerini giyer, her
eyi
ve herkesi bir kenara
brakr, ruhunun mahzeninin rnerdivenlerinden inersin er
beer. Mahzende Yalnzlk Efendi seni bek]er. Beraber oturur
sohbet edersiniz sabahlara kadar. Hayattan, zamandan, insan-
lardan, olutan bahsedersiniz.
yalnzlk
Efendi felsefe sever.
Geri hibir
eyi zemezsiniz
ama zaten sohbettir maksat,
zjm
arayr bahane. Dedim ya,
oldum olas Yalnrzlk Efendi
||g aram iyidir. severim kendisini. zannrmca o da dostluu-
muzdan memnundur.
l
a
I
Kalem Ehli ue Kalp Ehli
Seneler seneler eweldi. Kalem ehlinden olmaya niyet ettim
iinden. Kitaplan ve hikAyeleri dost belledigim iin srf; hayal
kurmayr bunca sevdiimden. Sonsuz seyahatler Alemidir kitap-
Iar. Zamanda ve meknda bir ku kadar zgr krlar insan.
Alrrsrrr kelimeleri tek tek, bir araya getirirsin topak topak.
Yumuacrk ama dpyanklr. Kanat yaparsrn harflerden. Uarsrn
uabildiince...
Eli kalem tutanlardan olmaya niyet ettim vakti zamanrnda.
Niyet demek, "vardk" demek deil asla. Bir
ey
"old,uk" yahut
bi: paye "edirdik" veya yaptk-ettik-baardk demek desrl
kat'a. Trkedn belki de en gzel kelimelerinden biridir "niyet
etmek." Kolay kolay baka dillere
eviremezsin.
Or,r tutan
i.nsan mesela, "orululnm" demez, "niyetliyim" der. Sen niyet
edersin samimiyetle; yrrsn kendi yolunda, elinden geldiin-
ce. "renenler"den olnrak istersin, "bilenler"den deil. Niyetin
sana rehberlik eder. Adm adrm, aama aama...
Bu memlekette eli kalem tutanlar, ekseriya erkek. Kadrnlar
szl klt,n bekisi ise erkekler yaz| kltre hAkim.
Gazetecl|et, y azarlar, editrleE
airler,
eletirmenler. . . Halbuki
onlarrn yazdrklan kitaplarr okuyanlara bakryorum. Bu okur-
lann ne kadar
ou
kadrn, farkrda mrsrnrz? Adeta kadrn]ar
okuyor, erkekler yazyot. yle alanlar var ki kadrnlar erkek-
lerden daha iJ ri ve merakl. okurlar. stelik sevdikleri eserleri
muhakkak etraflarrna da okutuyorlar. Peki kadnlar, erkek]er-
den daha fazla ve daha tutkuyla okuduklan halde neden daha
az yaz|yorlar? Cesaretlerini kran nedir?
Tesadiif deil ya btiir ilham perilerinin hep dii olarak tas-
vir edilmesi; kadrn dedin ilham verir, erkek ise o ilhamla eser-
ler yaratrd. Kadrn yazrrun nesnesi, erkek ise znesiydi... T\im
bunlar eskidendi. Tabloyu temelden deitirme vakti
imdi.
32
Daha
ok
kadrrn yazrl ktiltre girmesi, burada ayaklan ze-
rinde durmasr, daha
ok
kadnrn "kalem ehli olmasr", toplumun
da, bireysellik]erin de geliimi iin nemli.
Dedim ya, kalem ehlinden olmak niyetimdir. Bu yndedir
arzlJ m, sevdam ve tutkum. Lakin zihnimin bir kancasr var ki
takli kalm bir baka yerde. Onun gz bir baka lemde.
Kalem ehlinde deil, kalp ehlinde. Gnl ehli baka bir hal.
Onlar bambaka insanlar. Ah keke, keke saJ nca daha
ok
olsalar. Gene de az deiller. Ne de c|z ya da suskun veya-
grnmez. Serpitirilmiler yeryzne, ylesine.
Ben gnl ehlini niye seviyorum? Seviyorum
nk
onlarda
zerre kadar feralk yok. Herkesin birbiri hakknda atrp tuttu-
u,
yalan yanl yazdr$, belden aal vurduu ortamlarda bile
onlar dedikodu yapmazlar.
irkin
sz sylemezler. Kem nazar|a
bakmazlar.
nk
bilirler ki kem szn, kem gzin enerjisi
insana yaplrr. Daima kt konuan insanlar omuzlannda'ar
bir ykle dolar.
Ben gnl ehlini niye seviyorum? Seviyorum,
nk
onlar
insanr insana lrrdrrmazlar. Hibir konuda anya gitmezler.
Kimseye kin gtmezler. Kalp ehli insanlar, Krgzistan'da
olduu gibi tutup da komulannrn evlerinin zerine krrmrzr
boyalarla iaret koymazlar. Bu zbek, bu l(rrgz, bu filanca,
bu falanca gibi aynmlar yapmazlar. Nefrete, husumete,
idde-
te
anak
tutmazlar. Ben gnl ehlini niye seviyorum?
nk
onlar hoa bakarlar crle 6leme. ve dahi kendilerine. Gzel
bakar ve gzel grrler. Enerjileri farklrdr, hemen hissedersi-
niz. Telasrz, kavgasLz, ktifrsz yaarlar. Gittik]eri her yerde
etraflanna daim muhabbet saarlar.
Kalem ve kelam dnyas daha kavgacr, hrrsl, hrrrn. Bu da
benim
elikirn
ite. Bense ruhen araft,aym. Kalem ehlini sevi-
yorum, ama kalp ehli baka dostlar, onlar bambaka...
Byk Ak, Byk Nefret
"imdi sen elmayr seviytrsun diye elmanln da seni sevmesi
gerekiyor rnu?" diye sormutu NAzrm Hikmet, o muazzam ve
duru slubuyla. Halbuki bugnn aklarrnr grse ne derdi
acaba? Bugn ellerde teraziler, adeta gramla tartrlryor ak.
160 gr sevgiye karlk 160 gr sevgi alrnabilirmi gibi, herkes
.erdii
kadarrnr istiyor. Seven erkek mutlak itaat, mutlak
hAkimiyet bekiiyor. Zihinlerde bir denklem var sanki. Denklem
karrlannradr m tm forml bozuluyor. Ve ite o zaman bir de
bakmrsrnz ki ak bitmi, nefret balryor. Ne
abuk
geiyoruz
bir utan bir uca. Sevdii kz bakasryla gezdi diye bakla-
yan liseli renciler... Eski elerini kendilerine dnmedi diye
silahla tarayan fkeli kocalar... Yedikleri itikleri ayr gitme-
yen dostlarrr, basit bir az dalaryla balayan kavgalarda
ldren clelikanllar... Vaktiyle
ok
sevdikleri, belki de en
ok
sevdikleri insan]ar bjr adrmda, bir kurunla harcayveren-
ler... Birbirinden ayr gibi grnen btn bu
iddet
haberleri
arasrnda bir ilili var. Hepsinde ortak olan nokta, youn bir
aktan youn bir nefrete geebilmekteki sratimiz.
Bir yardan
arkrlar rkryor
piyasaya, ardr ardrna. Hepsi de
ak zerine. Szler benzer, iddial. Diziler
ekiliyor
pe pee.
Gene hepsinin ana temasr "byk ak." Ama televizyonu
kapatp kendi hayatlarumlza dndmz anda, ne yazrk ki
"byk ak"tan anladmrz aslrnda "byk eo:" Biz elmanrn
da nruhakkak bizi sevmesini bekliyoruz. Yetmiyor. Elmanrn
hayat boyu sadece ve sadece bizi sevmesini, varlr$nr bize
adamasrn, biz ne dersek harfyen yapmaslnr istiyoruz. Biz
akr, egomuza hizmet etmekle ykml bir khya bellemiiz
adeta. Ve bu ylizden ite, aktan nefrete bu kadar
abuk,
bu
kadar kolay savruluyotlJ z.
Anadolu'da bugn bile anlatrlan eski bir ak hikyesi vardrr.
34
Ben bunu birka a5rr tasawuf sohbetinde bambaka insan-
lardan dinledim. Derler ki, vaktiyle Siirt Tillo'da bir tekkede
mrit, tasawtfa gnl vermi bir zat yaarmr. Tbmiz, saf,
gaze| gnll bir gen adammr. Gel zaman gqt zaman Ak
olmu, hem de srrlsrklam. Karlk da bulmu. Sevdii krz da
ona sevdalanmr. Evlenmiler. Mutlu seneler geirmiler. Ne
var ki bir zaman sonra karrsr dikilmi karrsrna. "Ben gitmek
istiyorum" demi. i'u yollann ardrnda baka ne yollar var gr-
mek istiyorum. Sana 6k deilim artk. Bir bakasrnr grdm,
ona aktr ytireim. Onunla uzaklara gitmek istiyorum."
Mrit fkeden deliye dnm. Aklndan ilk geen
ey,
kar-
sn ldrmek olmu. "Bana y6r olmayacarna gre kimselere
yr olmasrn" diye geirmi iinden. Kapanmr eve, planlar
yapmr kendince. Kimseyle konumaz olmu. Derken bir
sabah
eyhini
kapda beklerken bulmu. "Hakiki Ark" demi
eyh,
"sevdii insanrn mutluluunu ister. Ak kii, sevdiinin
mutlulufunu kendi mutluluunun nne koyar. Gerekten
seven insan, zgir brrakrr. Sahiplenmek, hak iddia etmek, can
almak, can acrtmak, Arklann tutacar yol deildir... Dn.
Dn de yle karar ver. Ve bil ki verecen karar, senin gerek
srnavndrr."
te o zaman mrit iin
etin
bir i muhasebe balam.
Gnler, haftalar boy, nefsi bir yana
ekitirmi,
yrei bir
yana. Sonunda bir sabah frlamr yataktan. Am tm pence-
releri, kaplan sonuna kadar. Ik dolmu ieri, efil efl riizgdr.
Dnm kansrna, "Dilediin yere git" demi usulca. "Ben hak-
krmr sana helal ettim. Sen de bana helal et, yle
rk
yola."
Bu hikyeyi ilk duyduumda bir masal gibi dinlemitim.
Gerek olamayacak kadar romantik... Ta ki byle insanlar
tanryana kadar. Onlarrn yklerini gazetel er yazm:yor, tele-
vizyon du;rurmuyor. Ama bu lkede nc sayfa haberleri-
nin atladr$ "byk ak" hikAyeleri de yaandr, yaanlyor.
uzaktar seurnek
"Seni uzaktan seviyorum..." diye dtlnd erkek iinden.
"Yaklamadan, anlatmadan, anlarlmadan... Ben seni beklen-
tisiz seviyorum. Hibir
ey
ummadan, talepte bulunmadan,
hayal bile kurnadan. Kendi iimde tadrm sessiz sedasrz
bir srr bu. Ben belki de senden
ok
bu srrrr seviyorum.
Srrnn senden bile gzel
nk,
senden bile zel. Srrrn bir
billur kadeh, krrrlmasrn diye yreimde taryorum. Srrrrn
nazenin bir mum alevi, srrf yanmaya devam.etsin diye karan-
lr gndze yeliyorum. kimse bilmiyor, bilmesi de gerek-
nriyor. Hem kim ne anlar? Ate bu, hep dt yeri yakar.
Bense ne bir
eyleri
deitirmek peindeyim, ne bir yere var-
mak. Ne sahip olmal derdindeyrm, ne kendimi kanrtlamak.
}{er
ey
olduu gibi kalsrn istiyorum. Ben hep bir sfr malup
olaym; sen lrep uzak bir hayalden ibaret. Sen oldugun gibi
kal. Ulalmaz. Dokunulmaz. Koklanlmaz. Ben olduum
gibi. Dnya olduu gibi. Merkez Efendilnin dedii gibi,
,her
ey
zaten dengede ve ahenkte, canm efendim. Her
ey
zaten
merkezinde.'
Ben senin ismini tarrn kokulu akide
ekeri
gibi tutuyorum
azmda, damarmda, ruhumda. Kayglannl biliyorum, yal-
nrzlrklarrnr, krrgrnlrklannr ve hrrslannr da. kalbinin ritmini
duyuyorum;
yarunda olmasam, elini tutmasam da. Ruhunun en
irkef,
suretinin en
irkin,
zihninin en
i
hallerini biliyorum;
hibirini gzlerimle gmemi olsam da. Ne bir mkafat verdin
bana ne bir cgza.Ama cennetini de biliyorum, cehennemini de,
Seni olduun
gibi sevdim, tm gnahlann ve arrzalarrnla,
Uzaktan sevmenin en gzel yanl bu zaten. Kimseyi deitir_
meye kalkmyorsun. Her
eyi
olduu gibi kabulleniyorsun.
Aynr gk kubbenin altrnda yaadrrmrzr bilmek yetiyor bana.
Barmrzr kaldrdmrzda
grdmz sema ayn, yldrzlar
lll
!l
?"{Ve(
1
38
aynr, dolunay aynr. Bunu bilmek yetiyor bana. Umurumda
deil ki nerede uyuyorsun, kimin yannda.
Bacarnda
arapnel
parasyla yaayan bir asker gibiyim.
Etimde yabancr bir madde, kemiimde bir metal paras gibi
duruyor akn bende. Bakas duysa korkar, 'aman'der. 'Nasrl
olur? Byle de yaanrr m?' Halbuki ben altrm. Rahatsz
etmiyor beni, onu anladm.
arapnel
ve ben, gl gibi geini-
y otllz, yan yanit .ama karrmadan birbirimize. "
"Seni uzaktan seviyorum..." diye geirdi kadn iinden ve
barnr
evirdi.
Bakmad bile ondan yana. Bakmasr gerekmedi.
"Ne gzel uzaktan sevmenin rahatlrr, hafiflii, beklenti-
sizlii. Herkesin ha bire birbirinin hayat hakkrnda konutu-
u
bu dnyala 'biz'diye bir
ey
olmayrnca, hakkmzdakonu-
acak
bir
ey
de bulamryorlar ya, ne gzel. zgrlk ite!
Sen zgrsn. Dilediin zaman gidersin aklrnrn estii yne.
Tltsaksn bir o kadar. Mecbursun kendi sorumluluklanna, alr-
kanlklanna, hayatrna. Yaprmsrn kabuuna. Hayalimdeki
sen, gerek senden daha zgr aslrnda. Grsen, hayalimdeki
seni lrskanrsln,
Seni sevdiirni sylememekteki lsrarrm bu yzden. Her
ey
byle daha duru, daha gzel. Sylesem by bozulur. Zaman
arlar, zaman hantallar. Doallk kaybolur, konumalar
yapaylar. Sy,lesem dnya durur, bir daha hibir
ey
aynr
o|maz. Sen de$irsin. Bir baka hal gelir zerine. Bir beklen-
ti, bir istek, bir kvan, gizliden gizliye bir kibir siner bakla-
rna. Aklar kibirli oluy' demi
air.
'Sevdiklerini fethedilmi
bir kale gibi grmeye kalkarlar.'Be4se hayat boyu susmaya
tazym, o kibri gzlerinde grmektense.
'Byle adama
Yaklamaz hibir gzellik
Doduu gnden beri kalbinde bir delik,
Almak iin btlttln srzrlan iine.'
39
ouzAtaytanrsa,senianlatmakiinsylerdilunlan.Btti,n
srzrlarr iine
eken
adamsrn iink.
Bir de beni almanr istemem
o delik kalbine."
uzaktan sevmek daha grizeldir bazen. Ne incitir, ne acrtr,
Neyaralar,nekanatrr.Gzlerinlegrmedigin..1sesr'
duyduun, varlyla huzur bulduun bir denizin ,*"T*.,
ytrtmek gibidir byle sevmek... uzaktan sevmek en gzelidir
bazen.
Yazr Doup Hnp
Sonbaharda
Yaayanlar
pek
oklarnrn "kasvetli sonbahar
ocuu''
sandr Ernest
Hemingway aslnda tam bir "gneli yaz
ocuu.''
Dnyaca
nl srradr yazat temmuzda dodu, gene temmuzda ld.
Ama zaman zamanhayatnrn
ayrrntrlaryla
deil, sarsrcr inti-
harryla deil, cltmtnden sonra kitaplarnn bana gelenlerle
gndemde geliyor. zira vArisleri kendi aralarrnda fena halde
atmaktalar.
Bir iadamnrn vArisleri, onun fabrikalan ya da mallar iin
kapr. Bir emlak zengininin vArisleri, merhumun arsasr veya
evleri iin birbirine girebilir. peki
ya bir yazartn vArisleri ne
yapar? onlar d.bazen kelimeler iin kaprlar. kiminin
kar-
d blmleri, kimi akrabalar geri koynak ister. vArislerin
ellerinde yazannkitaplar
deiim stne deiim geirir.
yeni
basklar eski]eri tutmaz bazen. Araya editrler, yayncIar,
eletirmenler girer. okurlar da tartlmaya dahil olur. ve tm
bu kelime savalar, yaanrken yazarLn kemikleri
rmeye,
namr ise yrmeye
devam eder.
yeni
baslan Ernest Hemingway kitaplanndan bazr ksrmlar
kartld. Aile yeleri hangi blmlerin, hangi kelimelerin yeni
baskrlara konaca konusunda mahkemelik durumda. Mesela
A Moueable Feasr kitabmrn yeni kopyasr, eskisinden farklr.
zira b kitabn editrln Hemingway'in
torunu yapt. ve
kitapta kendi anneannesi (Hemingway'in
ikinci ei olan kadn)
hakknda yaplan yorumlan
beenmedis ve bunlarrn kitabn
aslrnda olmadna inand iin bu krsrmlan
rkard, sansr-
ledi. Bunu yapan torun bu haliyle kitabn
imdi daha doru
olduunu, zate dedesinin anneannesi hakknda o olumsuz
blmleri yaymlamayr
asla dnmediini
sylyo..
47
ddiasna gre Hemingway'in drdnc ei olan kadrn, bu
kitab yazarLn lmnden sonra blk prk notlanndan
derledi. O esnad a yazarlt eski eine dair olumsuz notlarrrir
da metne ekledi ve yle yayma verdi. Bylece iki ayr eten
olan
ocuklar
ve iki farklr yayrnevi, Heming-way kitaplarrnrn
nasl basrlmas gerektii konusunda ciddi bir fikir ayrlrr
iindeler. Yazar kendisi hayata olsa ne derdi kimse bilemi-
yor. Kim bilir beiki de bu tuhaf kavgaya hi karmaz, sessiz-
ce ve muzipe izlepdi bir keden.
Dnn, hayatrnul yaz|ya adryorsunuz. Yazya ve aka.
Zeki, yaratrcr, dik kafah, maceracr,
alkan,
gzlemci, diren-
li, biraz da hrrn bir tabiatnz var. Kadrnlarr seviyor, ama
onlara tahamml edemiyorsunuz. Sk sk Ak oluyor, aksz
ve sevgisiz yaayamyor, yalnz kalmaya dayanamyor, buna
ramen ha bire sevgililerinizi terk ediyorsunuz. Sevdiklerinizi
hem
k
mutlu hem kahrediyorsunuz. Acrtmakta da, akta
da, kavumakta da, ayrrlkta da biriciksiniz.
Zaman zaman herkesten ve her
eyden
kamak istiyor;
yok olmak, toz olmak, hi olmak istiyor; toplumdan bunal-
dka yazlya srrnryorsunuz. Kelimeler en deerli varlrnz.
Harfler inci toplarr gbi ldyor parmaklarnzln arasln-
da. Harflere mcevher muamelesi yapyorsunuz. Sevdiiniz
kadnlar sizden elmas, yakut, prrlanta beklerken, siz onlara
harflerden yzkler, kolyeler, bilezikler takryorsunuz. Dili
"kullanmyor", adeta dille dans ediyorsunuz. Her bir kelime
iin ayrr ayrr uralyor, yazmayl delice seviyorsunuz.
Ve siz bu dnyadan
ekip
gittikten sonra kelimelerinize akra-
balannrz tarafndan el konuluyor. Hi grmediiniz torunlannr-
zrn torunlan, kitaplannrz haklrnda sz sahibi oluyor. VArisleriniz
grrplara aynlp, veryansrn tartyorlar. Kitaplarnz iki grubun
e]inde uzun, ince bir ip
stbi
iki tarafndan sndre sndre
ekitiriliyor.
Kapanln elinde kalyor.
42
Hemingway yaasaydr bir yk
rkartrrd
bunlardan. I(rsa
cmlelerle. Yazarlk formli, gazetecilik me sleinin etkileri -
ni tayan bir formld. "Laf uzatmadan kullan. Krsa parag-
raflar kur. Hep canl bir dili tercih et. Olumsuz deil, olumlu
ifadeler se."
Buna inandr ve hep btyle yazd. ltmt de btyle kurgulad.
Ksa, net, dolaysz, Hayatrna son verecek tfei kendisi gdip
seti, dkkAnda denedi, satrn ald. Kimseye bir
ey
hissettir-
meden. Edebiy,t tarihinde intihar eden epeyce yazat vardrr,
ama genellikle kimse tfekle intiharr semez. Hemingway bu'
anlamda da bir ayrrkotu olarak kald.
Yaz
ocuuydu.
Ama hayat boyu sonbaharda yaad.
Amerika'da, Idaho'daki mezar tarnda
u
kelimelerin yazm*
sr tesadf deil: "O en
ok
sonbaharr sevdi..."
Yazarlar
Seumeyen
Yazarlar
,,Ne
zaman bir baka yazaflr: baarrsrna tanrk olsam, ben
birazdaha ldm" demiti Gore vidal, mthi bir drstlkle.
ok
az kii bunu btyle samimiyetle dillendirse de, her yazar
krskantrr. Her yazat kendi dndaki pek
ok
yazata yle ya
da byle gcrk olur. Ama herkes bunu belli etmez, Kimileri
duygularrnr saklar, ipeksi, pastel renkli tller ardrnda;
kinileri ise dayaiu^ur, ate pskrr gibi kelime pskrr
orda burda. Bu bir "derece meselesi"dir aslrnda. kimimizde
ayyuka varlr krskanlrk, kimimizde minimumda kalrr. Ama
hibir yazat:rn krskanlrktan
yzde yz arrndrnr sanmam.
I&skanlrk skalasrnda
yzde 1 ile yzde 99 arasnda bir
yerlerdeyiz hepimiz. Bu yzden ite edebiyat dnyasrnda ne
turg" eksik olur, ne dedikodu. Tesadtf deil yazar|arn bir-
birlerini brrakrn sevneyi, okumaya bile tenezzl etmemeleri,
Bir yazar krskand bir baka yazafl katiyen okumaz. yle
biri yokmu gibi davranr. Romancrlar birbirlerinin romanla_
rlnl,
airler
birbirlerinin iirlerini,
krsa ykcler birbirleri_
nin yklerini
okumamakta
srar ve sebat ediyorlarsa, dikkat
buyurun, oralarda sinsi sinsi dolamaktadrr
krskanlrk kedi_
si. Patilerinde siyah mrekkep!
Belki diyeceksiniz
ki bu her meslekte byle. Ama yazar]ra,
nn krskanlr baka bir
eye
benzemez. zira yazarlrk, pek
ok
meslen aksine tek bana yrtlen bir ura. Ne bir
ofisvarortada,nemesaisaatleri,nealrmaarkadalarr.
yazrnrn
insarr asosyalletiren
bir mayas var. Fazla
ekilir_
sen iine, yabani bir rzgra kaprlr
gibi kaprlrrsrn.hayallere,
Kalt, sudan bir aynaya dnverir
o zama.. nsan yaz_
dkla yolculuk yapar kendi ruhuna, bireyin hallerine, "Biz"
duygusuyla deil, "ben" drtsy|e
yazat edebiyat. kendini
Tann zarrneder. Ttm bunlar,
genel olarak edebiyatrlann
QarL.
\
45
"ikin ego" sahibi olma riskini artrrrr,
rnekler o kadar
ok
ki... Mark TWain ile William Faulkner
arasrndaki atrnalar unutulmazdrr. Koskoca iki yazar ne
d.emeye birbirleriyle bu kadar uramlar bilinmez, ama ara,
larrndaki kelime saval feci boyutlarda yaanmltr. Faulkner,
Mark Twain,i pespaye bir yazat olarak deerlenip, onun
Amerika'da deil de Avrupa'da yaasaydr asla bu kadar nle_
nemeyecek drdnc srnf bir yazar olduunu sylemiti.
Sevgili Virginia Woolf kslanlrrn erkeklere has bir rahat-
srzlk olmadrrrrr iyi bir rne$dir. Pek
ok
yazar hakknda
dikenli szler sarf ettii gibi, Somerset Maugham'l "cani
krlklr, fare suratlr, sokakta grsem korkacarm trden bir
adam" olarak nitelendirmiti.
J . K. Rowling,in tm dnyada yanklar uyandrran Harry
Potter serisi
ktrnda
onu en
ok
dier yazat[ar yerden yere
vurdu. Harold Bloom bu kitaplarrn insanlar aptallatrrdnr
(ve bir anlamda
gene aptallar tarafrndan okunduunu) ima
eden ar bir yazka\eme aldr. Tom wolfe, edebiyatn iki nl
ismi J ohn Irving ve J ohn Updike' "yalr bunaklar" diye ele_
tirip, bir kalemde harcadr. Norman Mailer, Tcm Wolfe'un 700
sayfalk romanlnn 500 sayfasrnrn
gereksiz olduunu syledi,
Atsan da olur...
Bir baka mehur kapma Paul Theroux ile Nobel dll V,
s. Naipaul arasrnda yaand. stelik ikili vaktiyle arkadatr,
Ama 1996,da dananrn kuyruu koptu. o sene ikisi de aynr
festivalde konumacrydr.
Beraber sahneye
ktklarrnda
bir_
birleririn
yzre dahi bakmadlar. Naipaul, Theroux,yu kendi
srrtrndan hret
kazanmaya alrmakla
suladr. Theroux da
arr bir ya^yaz]p, Naipaul,u, rrkr, ukala, bencil, kendisinden
baka kimseyi sevmeyen, insanlan kullanrp kenara atan biri
olarak tanrtt.
Trk edebiyatrnrn divas Halide Edib Adrvar hemcinsi ya-
zar\ar a karr nyarglryd. Brakrn onlarla beraber retmeyi,
46
ortak iler yapmay, dayanrDoi, varlrk]arn dahi grmezden
geldi. lgintia bata Mor Salkml Eu olmak zere yazrlannda
dnemin erkek entelektellerini ve kimlerden nasl etkilediini
anlattr halde, kadrn yazar|an hep es geti. Bata FatmaAliye
Hanm ve Emine Semiye Hanrm gibi kymetli kalemleri atla-
yverdi. Oysa bu kadrn yazarlarLa aynr gazetede yazdrr, aynl
ehirde
yaad ve aJ ml sorunlarla ba ettii dtltlntltlrse, o
kadar
ok
ortak noktalan vardr ki... Grmek bile istemedi.
Geenlerde bir mzisyen arkadarm aradr,
yle
bir laf
etti: 'Yahu bu hafta bir
iir
gecesine katldrm, kendimi ede-
biyatlarn arasnda buldum. Baka yazar|ann aleyhine
durup durup bir sr laf ettiler. Sen de bolca aldn nasibini
bu szlerden. nanamadrm. Gereksiz yere ha bire laf geir-
meler... Orada olmayan insanlar hakknda atrp tutmalar..."
Glmsedim. Bir
ey
demedim. Ne syleyebilirim ki? Bizim
Alemler tede: beri byledir. Ben de dahil, o da dahil, hepimiz
ite, hepimiz... Ne zaman bir baka yazann baarrsrna tanrk
olsak, bfuaz daha lrz biz.
ok
az:lm.z bunu bu
ekilde
itiraf
edebilsek de...
GI Bahesi Eulilik
nsanlrn icat ettii en zor kurumdur evlilik. Aksini sy-
leyenlere sevecenlikle gutmse, ama sakrn inanma. Krrmrzr-
pembe bir gl bahesidir ya evlilik, goncas kadar dikeni de bol-
dur. Unutursan bunu, anrnda hatrrlatrr; dikenlerini batrrrverir
parrna$na. Ve seu bu kadar uysal ve
J rumuak,
doal ve parlak
grnen bir bahenin nasl olup da byle siwi ve sert, glgeli ve
ke}i
kabildiine
hayret edersin iten ie. renirsin. yle ya
da byle, er ya da ge, kurallann retir evlilik. Gl bahesini
grd halde ortada hi diken yokmu gibi glmseyenler, bu
kurumu gereinden faz|a ciciletirip romantikletirenler, ya
"Laze evliler"dir ya da "gnll gafiller."
Bir labirent
eklinde
ina edilmitir g bahesi. t ie
dnemeler,
kmaz
sokaklar, beklenmedik sapaklar... bilmece
iinde bilmece... Saptn her yol seni labirentin daha da iine
sokar. Me,kezine. Gbeine. yle bir hal alr ki en nihayetin-
de, bu labirete ne zaman ve nasrl girdiini bile hatrlamaz
olur; geri dn yollarnr lrepten yitirip kaybolursun. Bu arada
"eski sen" en bek6 en gen ve toy halinle labirentin dnda
hir duvar dibinde sessizce bekler. Elinde solmu beyaz
iekler.
Yznde mahzun bir ifade. Bekler ki hatrlayasrn. Bekler ki
ge"i dnesin. Bekler ama nafrle.-.
zita,,d dnya" diye bir ihtimal artk kalmamrtrr labiren-
tin iindekirre.
nsanlrn icat ettigi en karmark kurumdur evlilik. pte
cambazlrktr. Elinde mavi kurdeleli srnk, ince bir ip stnde
dengede durmaya gayret ederek yrrsn adrm adrm. Hem
byle brncuk boncuk ter iinde dengede durmaya
almak
hem
de etrafa bir
ey aktrmamak
zordur ki, hem de nasrl. dare
etmek sanat zerine kurrludur evlilik. Kadrn erkei, erkek
kad.rn, gelin kaynanay, grmce grmceyr, aktrler aktr_
1]i
,
l
i;
*
l
I

r\1
'r'Tl
../, l
\,
I
ln\
iiiiili
rR-L(
\
,,[l
;li,
,jy
{,\'
'ir
\\
\ r'\]
,\
_.-><t
-\t
=-1\i
_\.-
-\
5o
leri... idare eder. Tavizler, dengeler, sessiz sitemler. Birikmi,
ama da vurulmamr fkeler. kabuk tutmu yaralar. Azck
kaldrsan kabuun ucunu, tazeymi gibi hemen kanar. nce
diplomasi, hassas tr.r:azi...
Bir gram kadrnrn kefesine koyunca, anrnda bir gram daha
koymak |azm erkein kefesine. Mutfakta yemek yapmak iin
kullanlan ty gibi terazi].er bile evliliin terazisi kadar has-
sas deildir. Orada mikrootganizma gnahlar tartrlrr.
osu
evli insanrn zihninin
ekmecesinde
sak]ads bir defteri
vardr. Muhasebe ve muharebe deft,eri! Tm hatalar ve ihmaller,
kusurlar ve eksikler satrr satrr oraya yaz]rt. Bakkal defterinden
beterdir evli
iftlerin
gizli defterleri. Hrpalanmr, sararrnr
sayfalar. Bir gn ala
kmay
bekleyen kargack burgacrk ve
aprak
notlar. yle zamanlar vardrr ki die di, gze gzdr
evlilik. Hamurabi Yasalan. "Madem sen bana bunu dedin, ben
de sana
unu
derim..." Be gram bu kefeye, be gram tekine.
"Sen benim annemi istemezsen, ben de seninkini telerim..."
Evli olan bizler biliriz tm bu ince ayarlan. Bilir ama ne
tuhaftr ki, bilmezden geJ inz. Etrafimrzdal< her bekAr kadrn
ve her bek6r erkee rsrarla evlilik propagandasr yapar, illaki
bir an errvel onlann da ban balamak isteriz . zaman zaman
ii iyice abartrr; ak ak basloda bulunuru z. "Ee yetti ama,
sana da birini bulalrm arrk..." Karnlmaz sondur: BekAr biri-
nin varlr etrafndaki evlilere dert olur. Hibir bek6r insann,
byle bir heyec an, azim ve tutkuyla kalkp da, evli bir arka-
danrn evliliini sonlandrrmak iin urat grlmemitir.
Halbuki evli
iftler
nedense bek6r arkadalannl bir an errvel
evlilik labirenti.e sokma5n zerlerine vazife bilir. Adeta bek6r-
lk denilen
ey
toplum ve
evre
tarafrndan sonlandrnlmasr
gereken bir
ocuklul<
hastaldr. kabakulak ya da krzamk
gibi bir
ey...
Hani bir dnetn yakalanabilirsin. Normaldir. Ama
bir an ewel iyilesen iyi edersin...
Herkesin
iftler
halinde dolat, ilikilerin kurumsallatr
ortamlarda bekAr biri mzkrnm teki, dupedtz o5runbozucud,ur.
51
Bu yzdendir ki evli
iftler
gniiil
patanl]
brolan gbi
alrrr.
Komisyonsuz, bedelsiz, haftada yedi gn, gnde 24 saat
etraflanna hizmet verirler. Hele yleleri vardrr ki ii gc brra-
kr, hangi bekAr arkadarn hangi bekdr arkadaryla tanrtrraca_
rnrn etelelerini
tutar.
evreyi
geniletmek, adaylann saJ nsnr
artrnr. Srf bu yzden kolay kolay arkadalk etmeyeceS insan_
larla cancier kuzu sarrnasr taklanlar vardrr. Beenilen bir
aday
rkarsa
hemen bekAr dosta haber verilir: "Biriyle tanrtrk,
harika, muhakkak tanrma]rsn..." Beriki yazk, "Gidin iinize
kimseyle tanramarri, hem ben hayatrmdan memnunum" diye
bekArlrru savunmaya
alrrr.
Baaram az. Mizansenler yaprlrr.
Yemekler ayarlanr. Yapay randevular. te kaka. te kaka. Yeter
ki bozulmasn
gl bahesinin itibar. Kjmse kalmasrn duvarla_
nn d.rrnda... oyundur ya, herkes bilir oyun olduunu, gene de
hevesle oJ manrr ite. Bu toplumda bekArlar zenle ayrklanrp
tek tek avlanrr.
ocukluk
hastalrklan
gemek zorundadrr,
suieinden
geriye en faz|a belli belirsiz bir iz kalrr.
Elimizde fenerler, yryoruz gt|bahesinin iinde. Her
eye
ramen
ikAyeti
deiliz. Artrsr eksisinden faz|a. Gti bahesi
ne de olsa. Gzel manzata, ho rayiha. Gene de bazen akl-
m|za esiveriyor. Efsanevi aklar yaamak istiyoruz iten ie,
Rapunzel'in salanndan byl kuleye trrmanmak ya da beyaz
atlr prensin atrnrn terkisine atlayp doludizgin gitmek istiyoruz
belirsizlie. Mutfakta tencere yemekleri yaparken, gzlerimizi
kapatp hayaller kuruyoruz. Dolmalarmlza
pirin ve tuz kadar
iimizde ukde kalan aklan da doldunryoruz. Akam kocalan-
mrz eve gelince "Eline salJ hanm" diyor. "Ne var bunun iin-
de?,, Glmsyoruz. Hayal.lerimizi kurumasrnlar diye buzdolab
poetlerine koyuyog azLanru skr srkr kapatyorvz. Taze taze
bekliyorlar buzluklanmrzda...
Donmu donmu bekliyorlar,
elikiler
yumar insan...
elikiler
yuma her evlilik...
Bilmem ki buralardan geip de dikeni de, gl de aynr anda
hissetmeyen var mrdrr bu krrmrzr-pembe bahede?
Leyla Ham' Kim Alacal?
Sene 1926. Haftalk Mecmua o gne kadar duyulmamr bir
anket balatt: "Ley|a Hanrm'r Kim Alacak?" Kurguya gre
saygtn, nezih ve varlrkl bir stanbul ailesinin biricik krzlarr
olan Leyla Hanrm'rn evlenme ya gelmiti.
Son derece gzel ve ahlak bakmndan emsalsiz diye nitele-
nen Leyla Hanrm, bir trl kiminle evlenece$ne karar veremi-
yordu. On dokuz yanda olup, evde kalmasr an meselesi oldu-
undan,
dergi, okurlanna "yardrm"
ansr
yapryordu. Damat
adaylannr okurlara uzun uzun tanttktan sonra birini seme-
lerini istiyordu. Anket 17 say srd. Ve umulanrn tesinde bir
ilgiyle karlandr, 9 50O'n zerinde cevap geldi. O gtlne kadar
hibir yayrna bu kadar ilgi gsterilmemiti. Anlalan yeni
Cumhuriyet'in vatandalan ii gc brrakmr, hi tanrmadk-
lan Leyla Hanrm'a mnasip bir koca aramaktayd harl harl.
Ankette belirtilen koca adaylarr dnemin "erkeklik" kodla-
rrn gstermesi bakmndan son derece ilgin. Deerli tarihi
zafer Toprak'rn belirttii gibi "yarmada erken cumhuriyet'te
reva bulan meslek]erden, her yatan ve tabakadan talipler
tanrmlanmt." Toplam on adet aday vard. Bir: Yakkl dok-
tor Necmettin
kr
Bey. (Ankete gre tek olumsuz yanl, zh-
revi hastalk]ar doktoru olmasr ve gn boyu "kt" kadrnlar
muayene etmesiydi.) ki: Dava vekili Talat
evki
Bey. Ailenin
hukuk ilerine bakryordu. Drst ve gvenilirdi. (Falsosu:
Henz ykselmemiti.) : Gen diplomat Nusret Reit Bey.
Hali vakti iyi, tahsili mkemmeldi. (Falsosu: Leyla Hanm'r
alrp uzaklara gtrecekti.) Drt: Trk ordusundan Selami Bey.
Cihan Harbi'nde, nice cephede kahramanlrklarr grlm-
t. (Falsosu:
Yaa Leyla Hanm'dan epeyce bytiktii.) Be:
Tccar krkzade Rfat Bey. o gnn
artlannda
dahi birka
milyon lirasr vardr. (Falsosu:
Nasl kazanldr belli olmayan
53
bir birikime sahipti. Eskiden ambar memuruyken birdenbi-
re paralanmtr.) Alt: nl yazat
inasi
Hikmet Bey. Gtiler
yzl ve zekiydi.
ok
okunan bir yazardr. (Falsosu: Altr st
gazeteciydi!) Yedi: Mebus Muhtar Fevzi Bey. Avupa'da eitim
grmt. Byl ihtimalle yaknda vekil olacaktr. (Falsosu:
]aok!) Sekiz: Profesr Fuad Hsameddin Bey. Dartifilnnda bir
kr,s sahibiydi. nce ru}rlu, kltrl ve birikim]i bir insandr.
(Falsosu: Kitaplar faz|a sevmesi.) I)okuz: Yakn akrabadan
Ekrem Bey. Leyla'nn annesinin dayrsrnrn oluydu. Zatnn
genler beraber bymlerdi.
ok
,y, tenis oynar, ata biner-
di. Robert Kolej mezunu ve bankacrydr.
(Fa]sosu: Yok!) On:
Musikiinas Ercment Baha Bey. Milli operalar besteliyor,
ok
gzel keman
alryordu.
(Falsosu: Ne de olsa "algrcr" idi!)
Yu,dun drlrt bir kesinden cevaplar yadr. Peki gen ve
dina.nik Ttirkiye Cumhuriyeti'nin okurlan hangi adayr se-
tiler dersiniz?
Kadn okurlardan en faz|a oyu Krkzade Rfat Bey aldr-
Arlarlan adam
alp rrpml
da olsa, helali ho olsun diye
rlnyordu iceleri. Zaten tccar olmasr balr bana bir
iltifath. Cumhuriyet erken dnemde ticaretin gelecei parlak,
tccar koca adaylarrnrn ansl
daha fazlayd. Acak genele
bakldflnda Ekrem Bey'i soenlerin oram da hayli ytiksekti.
Ekren Bey'in ak,abalan olmasr kadar, bankaclr da bunda
ro1 oyramrt. H+;r "elolu" deil, hem de yeni ulus-devletin en
geer ake melt:klerinden hirini ytirtyordu: Banka ynetici_
lii. Son olara}, dremin bir baka gzde meslei: Mebusluk.
Ilevzi Bey de epey oy toplamrtr.
Oku,larn gazeteci, sanatr ve profesr koca adaylannr bir
rpda
elemelerire baklrsa o gnden bugne pek fazla
ey
deimemi memlekette. Entelektel birikim ve yaz|ve sanat
o zamanla,da da; trpkr bugn olduu gibi hor grtilyormu.
IJ u arada Gelibolu'dan yazanbir okur, soruya soruyla karlrk
vermi: "Bir kere de Leyla Hanrm'a sordunuz mu?'
Bir Gen Kzn Intihar
Sabahn erken saatleri. Tlafk henz youn. stanbul'da
bir gn daha balyor, milyonlarca yrek, milyonlarca hasret.
O kadar derin yarasl var ki herkesin, o kadar
ok
srzr gs
kafesimizde. Buna ramen
efkatle,
anlayla davranam Ly otlJ z
birbirimize.Bfu hrrrnlk, bir krzgnlrk var izermizde. Halbuki
lurgn oldufumuz her kim varsa, o da en az bizim kadar yata-
lr... Bunu bir anlayabilsek keke.
Saat 10.30. Yer Hali Kpnis. Bir yakadan bir yakaya
akan araba ve kamyonet zincirinde bir yavalama olu-
yor nedense. nlerde bir kouturma. Yzlerde
aresizlik.
"Atladr" diyor birileri barrarak. Heyecandan kelimeler karr-
lyor.
Anlarlmryor ne dedikleri. Sonra yeniden o meum sz-
ler duyuluyor: "Atladr abi, atladr!"
Bir gen krz. Yrei krpe, adrmlan narin. mr uzundu
belki, uzun ve renk]i, halbuki kader
izgisi
yanm. zerinde
renci kyafeti. Lisedeydi. Henz 17 yanda. Oyle bir ya ki
zor, hem de ne zor. Ne
ocuksun,
ne kadrn. Ne kllk diye sever-
ler, ne byiik diye dinler]er. Yalnzln en youn hissedildii
yllar bunlar. Halbuki herkes yalz aslrnda. Onu bilmezsin. Bir
tek senin barna gelmi zannedersin. Halbuki herkesin kalbi
srra. Onu da bilmezsin. Bir tek seninki bu kadar acr zanne-
dersin. Ne bu dnyanrn iinde, ne tesindesin.
Lise rencisiydi. Anne babasrnrn gelir durumu yksek
deildi. Polisin verdii bilgilere gre web sitesinde braktr
son mesajda intiharrn iaret]erini vermiti: "Gn gelir gider-
sin elbet, zaten alt gnlm uzaktan sevmeye. Sen de git
imdi
ardna bile bakmadan. Eer dnersen bil ki ben orda
olmam,
NX
yoruldum artrk..."
st ste okuyorum bu mesaj. Belki bir romancr meralry-
la okuyorum, belki sadece insan olmanrn sorumluluuyla.
55
Aklmm kancalari tallyor bu kelimelere. Dtinmeden ede-
miyorum, nasrl olur da yorulur 17 yarnda bir insan. Henz
balrannda mrrn. Dleri tertaze. Eneji deposu olmalr o
imdi,
moral, ilham ve yaratrclk deposu olmalr. Mesajndaki
baka hibir sz bu kadar zmyor beni. Besledii krrk ak bu
kadar
arrtmryor.
17 yarnda bir insanrn "yoruldum artrk..."
demesinde insanr derin kasvetlere dren bir
eyler
var.
Pek
ok
Avr"upa lkesinin aksine, Trkiye nfusunun byuk
bir ksmr genlerden oluuyor. 14-18 ya arasr kesime ynelik
alrmalarrn
artmasrna acil ihtiyacrmu var. Onlarn sorun-
lannr dinleyen, yaratrcrlrklannr gelitiren ve en nemlisi her
birine "birey'' o]arak dawanan bir yaklalmr ne kadar geni
bir tabana yayarsak, toplum olarak bundan o kadar yarar
grrz. Halbuki zel olarak bu ya kesimine ynelik faaliyet
gsteren gni,il kurulular ne yazkki
ok
az.
Bu kurulularn nde gelenlerinden biri Gen Hayat Vakf.
stanbul'un be ayn ilesinde byk bir zveriyle
alran
vakf, 11 ila 18 ya arasrndaki genlerimizin daha mutlu ve
olgun yetikinler olabilmelerini, sivil toplum ve sosyal sorum-
luluk bilincinin gelitirilmesini amalamakta.
Ortaokul ve lise rencileri, yaadrklarr
ehrin
hayatrna
aktif olarak katlmakta, kendi bireysel seslerini duyurmak-
ta, saha aratrrmalarr ve izlenimlerini birbirleriyle paylaa-
bilmekteler. Bulu
agndaki
genlere ynelik buna benzer
alrmalarrn
artmasr, daha faz|a gencimize kendilerini ifade
etme alanr aacak.
ayet
biz yetikinler birbirimizi didikle-
mekten ve telemekten frsat ve zaman bulabilirsek genler
iin yapmam|z gereken
ok
i var nmzde.
Hali Kprs'nden 17 yarnda bir gen krz atlad. Grg
tanrklarrnn dediine gre saat tam 10.30'du.
smi Cennet'ti. Di}erim ebedi mekAnr da yle olur.
Dz IVIartk nsarlar
Burlara inanmanrn ya yok. Bir bakmrsrnrz,
ren
insan-
la, da
ekiyor
bu kadim merak, orta yallan da. Fal baktrr-
manln da ya haddi yok. Bu yle bir konu ki her yatan, her
kafadan insanr cezbedebiliyor. 17 yanda bir gen lzrn da,
80'lerinde bir anneantenin de kahve yahut el falrna baktrmak
iin her zamanbirtsebebi var. Burlara ve fallara ilgi gsterne-
nin ya srn.rlamas yok, ama cinsiyet srrurlamasl var galiba.
Batl inanlann dnyasr yle bir dnya ki orada kadrlarla
erkeklerin yollar aniderr ay,rlrveriyor.
Bur}ara neden daha
ok
kadrnlar inanrr dersiniz? Falcrlara
niin en
ok
kadnlar gider ve nasrl olur da birbirlerine doktor
tavsiye eder gibi falc tavsiye ederler? Hibir erkein yeni
tant bir erkee "Pardon, acaba burcunuz Baak ya da
As]an oiabilir mi?" diye sorduuna tank oldunuz nu? Ya da
dier erkein ay}r muhabbeti srdrerek "Aa, ykselen bur-
larrnrz uyuyorrnu, demek ki iyi anlaacaz" sonucunu
_karttgrn
dnebiliyor musunuz? Peki kendi
ocuklannrn
burlarn bilen bir baba tanyor musunuz? Sonyu bir de
tersinden soralm: Kendi
ocuklarnrn
burlarrnr bilmeyen bir
alne tanryor musuruz? Her iki sorunun cevab da (yzde yz
olnrasa da, yzde doksan dokuzlarda): "Ha;nr."
yleyse nedir tu derin farkrn sebebi? Nereden kaynak-
lanmakta kadnlarla erkekler arasrndaki "akrlclrk" uuru-
nru? Nasl oluyor da erkekler hep mantrklr grnmek, akrlc
konumak, dz mantk
izgisinde
demir atmak durumunday-
ken kadnlar rasyonalite-d alanlara diledikleri gibi kanat
takp uabiliyrla:? Fala, burlara ve batl inanlara inan-
nrak acaba bfu zayflrk ve hayat karrsrnda
aresizlik
belirtisi
ni, yoksa tan tersine bir bilgelik gstergesi m1? Zayf insan-
lar mr irranrr falcla, yoksa hayatn kuru mantktan ibaret
.P-
L,----
58
olmadn
bilecek kadar bilge olanlar mr?
kadnlarn
akld bilgi kaynaklarna,
erkeklerinse
hep
akl ve mantk
izgisine
yakn
durduklar bir dnyadr yaa-
dmz. Ama genellemelere
hi uymayanlar
da var muhak-
kak, Akt ve dz mant
iar
edinen kadnlar var mesela. Ve
sizlere bahsetmek
istediim
kadrn, bunlarn en tanrnmrla-
rrndan:.yn
Rend.
oyle bir yazar
ki Ayn Rand, dnya zerinde bugn hangi
tlkeye giderseniz
gidin saJ nsrz ha5rranrna rastlarsnrz.
Romanc,
.
deneme yazart,
oyun yazanve
bir f|ozaf. Dnya edebiyatnn
hak]<nda
en
ok
konuulan,
en
ok
takipisi bulunan ve en
ok
nefret edilen ilk be yazar,],araslna
rahatlkla girer.
1-905'te Sen Petersburg,
Rusya'da
dodu. 7926'd,aABD
ye
geldi.
cebinde az biraz para ve yreinde
derin bir '.kendini
yeniden
var etme" arzusuyla.
ve bir daha anavatanrna
dn-
medi, aileini grmedi.
Gemii ile geleceini
keskin hatlarla
ayrd. Ateli bir komnizm
kart ve bir o kadar ateli bir
kapitalizm yanlsryd.
oyuncu charles Francis
o'connor ile
evlendi. Bir sre Holywood'da
dk bteli metin yazarifu
yapt.
Ta ki 1943'te Hayatn Kayna adl yaptyla
byk bir
k
yakalayana
kadar. Ardndan
en rnemli eseri olan Atlas
vazgeti geldi.
nsann, hayatndaki
tm deerleri kendi dz
mantn
kullanarak
semesi gerektiine
inandr. Bireyin
dev]et ve toplum karsndaki
haklannr
savunup,
hkmet-
lerin bireylerin
hayatrna
mdahale etmesine
kar
ktr.
'.Hi
kimse kendi beynini,
bir bakastnln yerine
dnmek
iin
kullanamaz.
vcudun
ve ruhun buttn ilevleri bireysel
ve
zeldir. Paylala
maz v e devredilemezler''
iyorar.
Ayn Rand
yle bir kadrnd ki adece toplumlarn
degii, sadece bireyle-
rin de,il, sevgini,
y"
hatta akn temelini
de mantrk ve akrl
o]arak grYordu.
"y bir evlili.in srrr nedir?'' diye sors aIlz,
"Mantrkl seim yapmak''
diye cevap verirdi.
Hayat boyunca kolay kolay falcya gitmeyecek
bir kadn
59
grntsii sergiledi. Ayn Rand ile oturup birok
ey
konua-
bilirdiniz: politika, sosyoloji, ekonomi, siyaset felsefesi, Batr
medeniyetleri tarihi... Ama burlar ya da batl inanlar zerine
konuabileceini, btlyle bir konuya itibar edecei.ni dnmek
Zor.
Pek
ok
romancnrn aksine sadece kurgusal kitaplar deil,
bir dtltlnce ekol brraktr geride. Bugn sevenlerinin de, sev-
meyenlerinin de bu kadar
ok
olmas tesadf deil.
elikilerle
doluydu. Liberal dncenin savunuculuunu yaparken, birey-
sel hayatrnda totaliterdi. Kendi
sibi
dnmeyen herkesi d-
layp aalayabilirdi. Teoride bireysel zgrlkten ve eletirel
dnceden yana oldu. Ama iin aslr, eletirilmekten hi
holanmazd. Keli bir kadndr. Kanere yakaland.nda kim-
senin bunu duymasrnr istemedi. Her zaman gul grnmek
istediinden ve her
eyin
beyn tarafrndan ynlendirildiine
inandrndan, hastalnr bir "dnse| zaaf'gibi alglad. Akl
ve mantrsyla kanseri yenebilece$ne inand. in ilgin yanr
yendi de. Olm
ok
onra kalp krizinden olacakt. Sradrr bir
insandr... Srradr bir kadn.
Hayatrn bir grnen yz var; dokunulan, maddeden ve
mantrktan ibaret olan. Bir de grnmeyen yz var; alamet-
lerle ve "tesadfler"le rl, gizemli boyutu. Kadrnlarla erkek-
ler arasrnda, ite bu ikinci boyutu kawama hususunda byk
fark var. Ama kadnlann kendi aralannda da bir blnmlk
sz konusu. Ayn Rand gibi hatunlan unutmayrn. Onlar her
yerde; siyasette, akademide, brokraside... Her kadnla bur
muhabbeti yapam azsLnuz.
il
1j
i
l
i/
rlii
i;i]
l
Bir Hay ateti Kskarmak
Kimi sanatlar kalabalk metropollere benzer. Uzaktan
baknca gizelve heybetli, dinamik ve renkli, yakmdan grn-
ce durum bambaka. Aslnda belki de sanatrlarn pek
ou
brlyledir ya. O yzden bir saaty yakndan grmek ekseriya
"by bozr.rmu" demektir. Sihir darlr. Efsun kaybolur. Bir de
bakarsnz fotoraflarnda alrmlr ve akrllr grnen insan bo
bo koruan biridir gndelik hayatnda. Sesi bile farkldr.
IJ ir de bakarsrnz, "sradrr" sandnz o varlrk "sradan"dr
fazlasyla. En iyisi belli bir mesafeden bakmaktrr sanatrlara,
airlere,
yazarlara. F'azla yaklamamaktr. Sanatrlarrn en
gzel halleri bin metre teden grnen siluet halleridir. Yarr
karanlrkta...
te yandan hemen her ladrn kocasrrun lrayran olduu sanat-
larla
gizliden gizliye arlamsrz ve mantkd bir rekabet halin-
dedir. Kadn
yle
bir bakar einin o pek beendi$ sanatrya.
Onun o boyalr, alrmh, ssl psl ihtiaml fotoraf karelerine.
Kendini beenmi hallerine. Resimlerini szer, syleilerini
okur. llal<l bir yeini beenrrez. Bir kulp bulur. Bir falso. Bir
cevabrnr crmbzlar, bir kelimesine takhr, veryansrn eletirir.
Bir lafn yanl anlar. Beenmemeye koullanmtr ne de olsa.
Scnra. yapverir yorumunu; "Beenecek bakasrn bulamadrn mr
Allah alrna?"
Kadrnrn kendisi de sarat olabilir bu arada; fark etmez,
dururn desnez. o gene kocasrnrn beendii sanaty been-
mez. illakl burun krvrrrr.
Benim de senelerdir uzaktan zaa krskandrrm byle bir
sanatr var. Eyp onu bu kadar sevmese, beenmese, ben de
kendisine karr daha tarafsz ve srcak duygular beslerdim her-
halde. Ama elde degil. Durum btlyle.
Ne zaman aramrzda tartsak, evde limoni bir l1ava esse,
*
62
gdip o sanatnrn bir CD'sini koyuyor CD
alara.
Adeta "Sen
beni anlamadn, ama bak o anlryor" dercesine. Keyfi iyi oldu-
unda da onu dinliyor, keyifsiz olduunda da. Kimi akamlar
bakyorum hanfendi CD
alardan
sylyor, Eyup mrnldanlyor,
mutlu mesut beraberler koskoca bir sanal 6lemde. nsann
kocasr bir
arkrcry
bu kadar serrince siz de ister istemez o
arkcyla
yakndan ilgilenmeye balyorsunuz. ster hayatta
olsun o kii, ister lm olsun durum deimiyor. Bir hayaleti
]rskanmak mmkn. Hem de ne mmkn!
Nicedir bir hayaleti kskanrrlm. Sesini, enerjisini, derin'-
liini... O aksi hallerini, o
atal atal
sesini, isyankArlrn...
arllanndan
taan cokusunu, tutkusunu, ruhunu. Ama en
ok
da Eyplin zerindeki trlsrmrnr krskanrnm. O yzden ken-
disi haklrnda bir biyografi
knca
piyasaya, ilk iim okumak
oldu tabii ki. Grelim bakalrm nasrl biriymi bu hanrmefendi...
Bahsettiim
arlc
Nina Simone. Namr dier Siyah Prenses.
Hayatrn okuduka ona hem hayran hem gck oluyorsu-
nuz, ikisi de aynr anda. yle bir kan dnn ki 1950'lerde,
1960'larda fr:na gibi esmi mzik dnyasnda. Irkln
ve ataerkilliin en youn olduu yerlerde barnr dik tutmu,
yryp gitmi. Arkasna bakmamr, hakkrnda sylenenleri
umursamaml. yle bir kadn drllnn ki saf yetenek, pr
kabiliyet. Mazzam bir ses, yepyeni bir sentez, ayrks bir
tarz ve derin bir htzun. yle bir kadn dnn ki sesiyle
Ak ediyor sizi kendisine. yle bir kadn ki hayaleti bile
etten ve kernikten...
Muhalif biri. 1967'de Detroit
ehrinde
siyahlar isyan etti-
inde,
43 kiinin lm ve ciddi maddi hasarla sonulanan
bir ayaklanma yaand,nda bunu ilk destekleyen sanatr-
lardan biri oluyor Nina Simone. Bir sonraki konserinde ani-
den "Seni seviyorum Detroit" diye banyor. "Baardrn ite.
Baardrn. Bakaldrdn."
Nina Simone'un hayatrn okuyunca
elikili
hislere kaprl-
yorsunuz.Birinsanrnsanatrnrbukadartutkuylaicraetmesi
karsrnda apka rkanyorsunuz,
Cesaretine],*,"*"e,
kabi-
liyetine
sayg aoyoyo,*nuz,_
Ama aynr zamanda
anlryorsunuz
kikiiligi*o.,d.,"cesolanlu.Karnrzdakinarsistbiri.Tek
derdi sudaki
yansmasnr
grmek,
Nina Simone
da uzaktan
siluet halinte
sevilecek
sanatrlardan.
O bir diva, Uzaktan
dev,
yalrndan
cce, Uzaktan
gkkuar,
yakrndan
kl rengi,
2003senesindevefatettiNinaSimone.mrnnsondem.
lerindeiycehuysuzlat,kabalatgsyleniyor.Pekok
kalpkrd.s.nmui.erinekarrhoyratveacrmasrzdr.Seneler
boyu..izofrenik,,,..manikdepresif',..megaloman,,gibitehisler
kondu
kendisine,
Defalarca,
Yetene$,
panltrsrru
kaybetse
de
libir zaman
kaybolmad,
..Neokuyorsunyledalmrvaziyette?"diyesoruyorEyp
akam
eve
geldiinde,
.oSeninoSiyahPrensesinvarya,tanrsanikidakikayanrnda
duramazdn
belki de" demek
istiyorum,
ama son anda bir ey
tutuyorbenl...NinaSimone,unhayatrnrokuyorum,,diyorum
sad'ece'
-:--^-
^xolav,i
a
l peki?"
"Hadi
ya" diyor
gzleri parlayarak,
"Nasr
"I(skanlacak
biri" diyorum,
Barn
sallryor,
cevabrmdan
memnun,
Ve ben biliyorum
ki
yledir
kimi ,u"otlur, oktan
gm olsalar
da, geride haya-
letlerini
brrakmr
olsalar
au, .iiikleri
gayet arzall,
hatta
ekilmez
o*u iu oru,
hep "kskanlacak
biri" olarak
gezinirler
aramrzda..,
l1
il
]l
il[
1il
llll
it
ll
lll
lil
\il
lll
iI
il
11
63
Z ananla Y u" a z Kadrlar
Sabahn bir saati evclen
kmrm.
Yapacak o kadar
ok
i
var ki, ncrede balayaca$mr kestirenriyorum. Gtln yirmi drt
saat deffL, atz alt saat olsa keke. Sakz gibi sndrebilsek
ellerimizde. Evi ileri, seyahatler,
ocuklarn
koturmacas,
biriken e-mail'ler, erlilecek telefonlar, imza gnleri, okuma
etkinlikleri, rcedeir verilmi szler, sorumluluklar,, rande-
vular ve zgrce yfi yaznrak arasnda blnmm gene.
Kendimden en az alL adet klorlamak istiyorum. Sorra her
birirnizi bir baka ycine gnderirirn. Birimiz
ocuklara
bakar-
ken, birimiz roman yazar; birimiz yurtdnda edebiyat festi-
vallerine katlrrke, birimiz spermarkette domates, portakal
seer: En "sratla" gibi grnen ileri de, en "sanatsal" gibi
grnerleri de yan yana yrtrz bylelikle. Anneme sitem
dolu bir nresaj yolluyorum cep telefonundan: "Altz doursay-
dn ya beni!" Kadncazdar gelen rnesaj
yle:
"Senden altz
doursaydrm, alt kat hrzlr yaianrdim." Ardrndarr bir mesaj
da Eyp'e yolluyorun}: "Gene yetiemiyorum hibir ie. Altz
olsaydm fera nrr olurclu?" Eytip'ten gelen cevap iki kelime:
'Allat kotsun."
Yapboz, "pfzzle" gili baz kadmlarn hayat. Paralar bir
btne tamanlanyor elbet, ama paral kalma hali hi deg-
iyor. Baze kerdini aynr anda havada sekiz top
evirmeye
alan
bir akrobat gibi hissediyorum. yle zaman|ar oluyor ki,
toplar uyum iinde dnyor, mlJ azzalT bir dengede, ahenkle.
'Vay be" diyorum kerrdi kendime, "ayn anda ne
ok
i yapabi-
liyorum." yle zaman|ar oluyor ki, btn toplar szlemi gibi
kyor
yrngeden, hepsi paldr kldilr kafama iniyor. Hibir
ey
beceremiyorunr. Hibir
eyi
tam yapamyorum.
Ayn anda birden faz|ayere yetime, birden faz|ainsan olma
hallerini erkekler tam olarak bilmiyor. Kadnlara has bir mezi-
66
yet bu. Hem meziyet hem eziyet. En
ok
kadnlar bliinyor.
, ur, aile, birey, toplum... arasnda. Kadn,
ok
kazanan bir i
kadrn da olsa, daha mtevaz
artlbrda
yaayan bir memur
da olsa aynr blnmlk duyguunu tayor iinde. teyken
aklrmrz evde, evdeyken aklrmrz ite. Sofraya konan yemein
kalitesinden, dolapta diyet kola olup olmamasndan kendimizi
sorumlu tutuyoruz. Kadrnlk karnelerimiz ellerimizde, ha bire
kendimize not veriyoruz. stelik notumuz da kt. "Evi
ekip
evirme:
Orta. Temizlik ve titizlik: Orta. Dzenli ve planl
olma: I(rnk."
Btn gn darda
alsak
da bu "evcimen sorumluluk
duygusu|'deimiyor nedense. stelik ev ileri o kadar "grn-
mez" faaliyetler ki, siz saatleice
alp
didinebilirsiniz, het
eye
yetimek iin ter dkebilirsiniz, gene de akam einizin
gzne
tn
gn hibir
ey
yapmam gbi grnebilirsiniz.
Ne ikramiyesi var ev ilerinin, ne faz|a mesaisi. Ne bonus
biriktiriyorsunuz, ne bir yere ileniyor fazla puanlannz. Miles
& Miles kart yok ev kadnlnrn. Senelerce durmadan
alsa-
nz bile, hibir yere bedava uurmuyorlar dl olsun diye.
Zaman yetmiyor bize. Adeta koarcasrna, bir yangrndan
kendimizi kanrcasna, telala yayoruz bazen. Ayn anda
birden faz|a kimlie brnyoruz. Kadmlarrn bir gn
erkeklerin gnne denk belki de. Biz bir gne gnn
iini srkrtrryoruz. Bu yzden onlardan daha
abuk
yalan-
yor[z. Hibir lrklk kremi, hibir botoks yetmiyor kadn-
-larrn
blnmln dzeltmeye...
Ahmet Hamdi Tanprnar Saatleri Ayarlama Enstits'nde
Do,u ile Bat'nrn "eyaya ve zamana tasarruf etme" tarzlrar-
nn farkl olduunu syler. Belki de bu hususta sadece
ark
ile Garp arasrnda deil, erkek ile kadn arasrnda da derin
farklar var. Zaman tek bir kelime, ama tek bir
ekilde
yaan-
mryor ite. "Zaman" baka, "vakit" baka, "an" baka, "dem"
baka, "dehr: baka. Halbuki biz unutuyoruz bu aynmlan.
67
zamana odaklanmaktan
.,an,
yaamaya frrsat bulamryoruz
ki. Hayatrmrz
ya gelecei planlamakla
geiyor
ya gemii
hatrrlamakla.
En az yaadmrz
hakikat, "u an"n hakika-
tidir aslrnda. Bir kapsr
gemie, bir kaprsr
gelecee arlan
,,an,,ln
ismi ise
,,dem."
linde nceki ve sonraki
zamanrn olasr_
lrklarrnrtayor.nuytzdendervilertekrarederdurmadan,
..dembudemdirdembudem.....Pekiyadehr?Kesintisizbir
ekildeuzaylpgiden,dolayrsryladilimdilimaynlmayano
Sonsuzbtnnadrdrdehr.KimiAlimlerderki:..nsann
zamanrna,zaman,deriz,Tanr,nnzamanlnaise.dehy'.,,
Pekiyabizkadrnlarnzamansalblnmlnenead
vereceiz?
"Dante l T,amar.," nk
el emei
gz nuru dantel
dantelryoruzZamal]I^'aradabazilmiklerikarrsakbile...
nl Olmarlln
Konuulmayan Arl
Hani ha bire yeni
eyler
"renmek" istiyoruz ya. Birileri
hakknda aratrmalar yapyor, eski bilgilerimizin zerine
yenilerini ekliyor, kallavi teoriler ina ediyor, varsaJ nmlarda
bulunuyoruz ya... Halbuki keke rendiklerimizin
ou-
nu unutabilsek. Hani her bahar sadece evlerimizde degil,
lrafizamzda da temizlik yapabilsek. Sk sk sfirlanabilsek.
Zihnimizin perdelerini aabilsek. Darda zarran sonsuz
semayr grebilsek. Bir gn de bize birisi hakknda fikrimiz
sorulduunda "biliyorum ki" diyebilsek. "Bilgi" insanr daha
olgun, daha Alim, daha uzman yaprnaz her zaman. Bilgi
bazen de perdeler
eker
insanrn gzne ve gnlne. Bilgi zor
bir emanettir tarmasn bilmeyene.
Dnyann her yerinde n] insanlarn kaderidir bu: onlar
hakknda herkes bir
eyler
"bi]ir."
ya
da bildiini zanneder.
nllerin ne zaman, kimin tarafindan ve ne kadar tanrnmak
istediklerini ayarlama
anslarr
yoktur.
ok
sayda insan
onlar hakknda ileri geri konuur.
yaktrmalar
yapar, hen
de byk bir kesinlikle. nlti insaniar hibir zaman kendile-
rini tam olarak anlatanaz|ar.
Bakalarrrrrn gzndeki imajlar ile yalnz kaldklarinda
ortaya
kan
kii arasrnda kapanmaz gedikler vardr lrep.
Bazen en yakrnlan bile anlayamazb blnmln derin-
ligini. Bunu en gzel Rita Hayworth ifade etmitir bugne
kadar. Dnya sinema ta,ihinin en unrtr|maz filmlerinden
Gilda sayesinde mazzam bir baarr ve
hret
yakalamr,
ama zel hayatnda mutsuzluk stne mutsuzluk tatm-
trr. "Sevdiim btn erkekler Gilda iie evlendi. Ama sabah
benimle uyandrlar..." nlleri uzaktan sevmek daha kolaydr
bu yzden. Bir serabr seyreder gbi...
69
Ve ldklerinde
geride efsaneleri kalr. Bazen o efsane o
kadar byk ve bulanrktrr ki iindeki hakikati kimse bil-
mez,bilemez. Tpk Michael J ackson rneinde olduu gibi...
Muazzarn bir roman karakteri olabilirdi J ackson. Hem de
baroln oynad.r. r.omanda hi yer almadan. Farklr insan_
larrn gznden anlatrlabilirdi.
kardelerinin, ocuklarlnln,
hayranlarlnrn ve sevmeyen_
lerinin gznden aJ rrl ayrl.
paralan
birletirdiinizde
bile
tamamlanmayan
bir puzzle olarak kalrdr. Hep bir bilinme-
yen olurdu formlnde. Bir esrar kuyusu resmin orta yerin_
de. sanatrnrn cenaze treninde konuulanlarr izliyorum,
Hakknda
yazrlanlarr okuyorum. nterneteki atrmalan takip
ediyorum. sevenleri kadar betli ki se.rmeyenleri de var. Herkes
bir noktad,an bakyor. Herkes kendi gzndeki perdelerden
mesul bu dnyada.
nllerin hakkndaki efsaneler eksiklerle,
yanllarla rl,
Bugne deinvinceni
van Gogh,un deliliin eiinde bir sanat_

olduuna inandk hep,
"
nl ressamln ruhsal bir buhran anrnda kendi kularnr kes_
tiini, sonra da aclsrna ramen oturup otoportresini
yaptsnr
sanrrdk. Halbuki yeni
rkan
bir kitaba gre tm bunlar sade_
ce safsata. vincent van Gogh tutup kendi kulagrn kesmedi,
Hakikat bambaka.
Ve
ok
tlaha az "romantik" aslrnda,
ddiaya
gre Vincent van Gogh,un kulasn bir baka res_
sam kesti:
paul
Gauguin. usturayla filan deil, basbayar
klla. Hem de kavga ede,ierken. stelik bir kadrn meselesi
yznden. Ayn kadrna kprlan iki koca adam, iki yetenekli
ressam. Biri klcrnr
ekcr,
berikinin kularnr uuruverir.
Gauguinkangrncepanikler,yaphrndanutanrrvekaar.
van Gogh ise kimseye bunu anlatmaz. olay rtbas etmeye
alrr.
zatenherkes onun haff kak olduuna inanmaktadrr,
Bu hadiseden krsa bir sre sonra akl hastanesine kaldnlr,
Eer bu yeni iddia doruysa, vincent van Gogh hakkndaki
7o
nice kanlmtz
rm olacak.
Delilie demir atmr, ne zaman ne yapacafl
belli olmayan
bir adam yerine vefalr bir dost olarak greceiz
nl ressamr.
Tablo tamamen
deiecek. ve bir
ey
daha ,u. ukrmr kurcala-
yan. Eer Gauguin, Van Gogh'un kulan kesmeseydi (ya
da
eer van Gogh kulann nasrl kesildiini
anlatrp arkadan-
dan
ikAyeti olsayd), kaderi bambaka
olabilirdi. o zaman
vincent van Gogh bir sonbahar sabah akl hastanesine yatrrl-
mazdr. oradaki akl hastalarrnn
durumunu grp depresyona
girmezdi.
iine kapanmazd.
Ve kim bilir belki d; ."";;;
o|maz, hadiseden yedi ay sonra intihar etmezdi...
nltler hak]<nda yazmak,aynalarla
dolu bir salonda yni-
mek gibi. Bilemiyorsunuz
ki nerede balyor hakikat, neresi
tamamen
hayal perdesi...
Kadife Dostluklar, Dikenli Aklar
"Dost", Trkenin en gzel kelimelerinden. Yalrn,
effaf
ve
tatl; insanrn azrnda akide
ekeri
gibi eriyen. "Dost" baka,
"arkada" baka. Keza "yolda", "karda", ":thda", "iyada"
baka. yle gzel ayrntrlar var'ki dilimizde, baka dillerde
karlrnr arasan.z, kolay kolay bulamazsrnz. "Sevgi" baka,'
"ak" baka.'Arkada bir esinti ise, ferah ve latif; dost kuv-
vetli bir rzgAr demek, bir deli-gze|yelr, sarp datan, tutup
silkeleyen. Arkada
iseleyen
bir yamur ise, dost bir frtna
demek. Paralar yerinden sken, tozu dumana katan, insanr
sarslp kendine getiren. O ytlzden bu kadar azdt gerek dost-
lar. Doasr gerei. O yzden sarrlmak,gerek srkr srk dostlu-
un
kadife ipine. Ve kulak vermek nabzna, ritmine.
Dostlarrn arasrnda olmak
l
ortasrnda kendini yemyeil
bir vahada bulmak gibidir. Kuruyarr dilin suya doyar, daralan
yrein ferahlar, iindeki karamsarlk sisi
Pllde
perde kalklr.
Dost umut demektir. Faniliinle, eksikliinle, kusurlannla,
takntlannla
ok
daha banrk hale getirir seni..Dostun seni
seviyordut y&, aJ .nen bu halinle seviyordur ya, sen de kendini
daha
ok
sevmeye balarsln. Onun gznden kendine bakar_
srn. Bir damla iersin dostluun iksiririden, dnyaya. balrn
deiir. Biryudum daha, srrtrn dikleia zgvenin pekiir. Dost
hekimdir, lokmandrr,
ifacrdr.
Herkese
'karr
bil.fur bir kk
yahut camdan bir para olan kalbin, dostunun elinde lastik bir
top oluverir. Dost atar topu yere, vurur duvardan duvara, gene
de bir
ey
olmaz. Lastik top seker, zpilat, ama krn]maz.'Dost
yalakalk yapmaz, lafi dolandtmaz, diplomasi falan bilmez,.
at
diye syler meramrnr, szn salnmaz. Onun yerginde
iltifat, siteminde sevgi saklrdrr. Dost ne.dese k,zlmaz. Ona
krrlmak o\maz. Dosta arlan kredi, yrek kredisidir. FaizSiz. ,
Peinatsrz.Veyrekkredisininnedibivardr,nebitimi.
i
li

l
/J
flayat boyunca dostlar sayesinde ayakta durmu yalnz
bir adamn hikAyesjdir anlataca$m hikAye. yle bir adam
ki, hep yakrn dostlarrrdan g alm ve hep ama hep kadn-
lardar dert yanm. yle bir adan. ki, seneler boyunca benzer
hatalar berzer bir tutkuyla tekrarlamr. Kadrnlarrn kanattr-

yaralarrn dostlarnrn yannda sarmr nl bir yazar.
1930'lrr yrllar. MekArlardan Avrupa. Nazizmin ykselen
ayak sesleri. Drt bir yarda Naziler ve Nazi sempatizan|an
oalmakta.
Bylb bir ortamda bir adam dtlnln. Yaratrc
ruhlu, bakrlar insanr delip geen bir sanat. Nice siyasi ve
ekonomik ladireler atlatmr, hapisler yatmr, kaak olmu,
srgnde kalm, yazmaktan bir an bile geri durmamr ve
zaman iinde dnyanrn en nl yazar|arrndan biri haline gel-
mi. Gtlnltlkler tutmu, Kafka'yla bir tutulmu, Kierkegaard
ve Heideggele hayranlrk beslemi, edebiyat kadar felsefenin
de iinde olmu. yle bir yazar ki ronrancrlrnrn yanr slra
airlik,
ksa ykclk,
evirmenlik,
edebiyat eletirmenlii
ve yayrn ynetmenlii yapml. "Edebiyat, yaamrn saldrnla-
rrna kar bir savunmadr" diyecek kadar inanmr

yazmaya.
Her konuda sylevecek derin laflarr, sryle bilgisi var. Byle
bir adanr. Bir entelektel. Ve bu adam hir fiskede datve-
ren
ey
ne Naziler, ne srgn, ne yaadrr srkrntrlar. Onu bir
olan
ocuu
kadar narin yapan tek bir konu var: kadrnlar.
l)ostlarr onu bir kenara
ekip
kadnlar bu kadar ciddiye
almamasrnr tlediinde,
yle
yazacakt gnlklerine.
,,Kadrnlar
dnmemek mmkndr tabii ki... Tpk lm
dnmemenin mmkn olduu gbi."
Pavese'nin gznden baknca, trpkr lm gibi kadnlar da
insanrn dnmekten kurtulamadr, ama dtltlndtlke huzur-
suz ve mutsuz olduu, kendine ve hayata olan gvenini yitir-
mesine sebep bir konuydu. O da tm yaamr boyunca tedir-
ginlik ve karamsarlrkla bakt kadnlara. Peinden koamaya-
ca], kosa bile tutamayaca imkAnsz bir hayale bakar gibi
74
uzaktan, ylgrnlkla... Sevdii de oldu, sevildi de. Ama hibir
zaman bitmedi kadnlara olan gvensizl. Kapanmayan bir
gedik gibi kald ruhunun orta yerinde.
"Ak, dinlerin en bayasdr" diye yazd gnltlklerine. Bir
yanr Douluydu. Kendi bunu bilmese de. Aka bak, Dou
geleneklerinde "kavumamayr esas alan"
iir
ve masallardan
devirilmi g-ibiydi bazen. serilen kadrn hep uzakta duracak,
uzak olacakt. Aslolan kavumamakt. kendine eziyet eden
adamlardand. Hep onu sevmeyecek kadrnlara Ak oldu;
sevenlerden ise ke bucak kat. "Bize tam bir kaytszlkla
davranan kiiye delicesine dk olmamrzrn nedeni budur belki
de..." diye yazd. "o zaman kadn mkemmellik duygusunu
temsil eder gzmzde."
pavese'nin
yaz|arnr okurken dnmeden edemem. Bu
kadar derin ve duyarl bir adam, byle bilgili ve yaratrcr bir
yazar, nasl olur da mesele aka gelince bu kadar toy kalr,
bcyle knlgan ve ksmeye hazr? ve merak ederim, her yrek
srzrsrnda, her gnl faciasrnda koa koa yanlarrna ssnd
dostlarn. onu teselli eden, krrk kanatlarrnl onanp yeniden
semaya uuran dostluklannr...
Gerilim
Hit?ayelerinin
Salir
IJ stalo,rL
Romanlar ve romancrlar bir toplumun ruh haline yakrndan
ayna tutar. Rus edebiyat Rus toplumunun, lngiliz edebiyat
ngiliz toplumunun
karakteristik
zelliklerini
yansrtrr, Ama
lte bazen de edebiyat, iinden
rktr
kltre ayna tutmaz,
Kendibanaapayrlbiryansma,sudabirbakasuretyara.
trverir. f
yleyse bir lkede yazrlan romanlar
ya da
ekilen
filmler o
lkenin dokusunu mu yansrtrr?
yoksa
bambaka bir gereklik
mi kurar uzayda bir yerde, usuz bucaksrz bir hayal Alemin_
de?Meselaakromanlarlyadaakfilmleri,kadrnerkek
ilikilerinin
en rahat yaandrr yerlerde mi yaprlrr daha
ok?
Yoksa en zor yaandrr yerlerde mi?
soruyu tersinden soralrm: Bit yazar ya da ynetmen yaa_
dr ve bildii eyleri
mi anlatr?
yoksa
hi bilmediklerini
mi?
-peki
ya gerilim romanlannrn
en
ok
yazld lke hangi_
sidir dersiniz?
Afganistanmr?Irakmr?Yadaranm?inmi?Koremi?
BnyesindekkliielikilerbarrndrranRusyamr?Meksika
m? Gney Amerika tkeleri mi? Gerilim, korku ve cinayet
edebiyatr,acabadtnyazerindeatmalannyadagerginlik.
lerin en youn olduu
yerlerde mi yazrlr? Yoksa",
Sonsenelerdetmdnyadabirfuryadrresmekte.Pepee
gerilimromanlarrbasrlryor.Butrkitaplarrkalemealan
yazar|ar,n nemli bir krsm Amerika'dan
ve J aponya'dan rkr-
yor.Nedenlerihakkrndadnmeyedeer.Amaitebirblge
dahavarki,buradanbukadarokcinayetromanrrkmasr
hayli arrtrcr:
skandinav
lkeleri!
skandinav
lkeleri, dnya zerinde mutluluk, konfor ve
refah lmlei{nde
hep ilk srralarda rkar.;Dnya
Bar
Endeks'i
(Global Peace Index) Danimarka
y yeryzndeki en
ffi
.'!' ,
(e
;----/?Z72
78
banl ikinci lke, Norve'i de gene ayn kategoride nc
lke ilan etti. Listenin hemen altnda tabii ki sve vardr.
Bylece skandinav iikeleri "dnyadaki en barr ve huzur dolu
yerley'' olma sfatnr gene elden brakmad. Hayatrn medeni,
sistemin demokratik, insanlann nazik olduu yerler buralan.
En azndan, yeryzndeki baka yerlerle kryaslandrnda.
Keza Cambridge niversitesi'nin yaptr bir baka ilgin ara-
trmaya gre, skandinav dlkeleri, vatandalann devletle en
barrk ve hayatlanndan en memnun olduu lkeler saylryor..
1'den 10'a kadar bir cetvel zerinde, Danimarkallann ortala-
ma mutluluk oranlan 8,3, Finlandiyalrlann ise 8,1.
Peki yleyse bu lkelerde bu kadar
ok
sayrda cinayet
romanl yazrlmasrnr nasrl arklayacaz? Ne oluyor da bu
kadar sakin, banrl, demokratik topraklardan byle gerilim,
entrika, kan ve
iddet
dolu kitaplar
rkryor?
Ve niye?
Bu konuda farkl teorim var.
1. Rahat Batar Teorisi:
Hayatn kclay, sakin ve dingin olduu yerlerde insanlar
bir sre sonra skrlmaya balar. Dnsenize, ne trafik derdi,
ne geim srkrnts, ne
arpk
brokrasi, ne frrsat eitsizlii...
Sokakta yabanclar birbirine glmsyor, arabalar birbirine
yol veriyor; her gn bir ncekinin benzeri bitimsiz bir kolaylk
ve rahatlk iinde akryor. Gndelik yaamrn ritmini tekdtize
bulan yazar|ar ise hayal dlemlerinde gezinmeye, uuk kak
kurgular yapmaya daha yatkrn oluyor. Bu teoriye gre bir
yerde hayat ne kadar renksiz ve bilmecesiz ise oranrn sanat
da tam tersine o kadar renkli, gerilimli olabiliyor.
2. Komunn Tavuu KomayaKaz Grnr Teorisi:
Her trl nimetin ve firsatrn altrn bir tepsi iinde nn-
ze konduunu dnn. Bir sre sonra tepsinin iindekiler
gznzde vasatlarr. Aklnrz tepside olmayan
eylerde
kalrr.
Yani komularnzln bahesindeki tavuklarda. Ortalama
bir lskandinav vatanda doutan birtakrm temel hak ve
79
zgrlklerle
donanmakta.
Salk sigortasrndan
isizlik Yar-
drmrna, kaliteli bir eitimden
i imkAnlarlna"'
Tepside bun-
larr hazrr vaziyette
bulan
yazar|at ve sanatrlar
ise
gzlerini
kapaypkomularlnlntepsilerindeolanhikAyelereyknr-
"- ioru"" irkundinav
bfu yazar gibi deil, Rus Ya
da
inli
at yurur gibi yazmaya balarlar.
ortaya o toplumla
ilgisi
olma5an,ama,,,,,auobplumdanbeslenentuhafbirsanat
ve edebiyat
tr
kar,
3. Gne Girmeyen
Eve Cinayet
Romanr Girer Teorisi:
skandinav
ter her ne kadar mreffeh,
banl ve
sakin
yerler olsalar da, havanrn devamlr
kapanrk,
gkyznn
.",u""vekasvetliolduutopraklardrraynrzamanda.Hava
ffiurr*
ise, malum,
insanlar
zerinde
dorudan
etkisi
var.
(Btn bunlar 600 sene ewel
yazan T\nuslu sosYolog
ve
siyasetbilimcinnHaaun,unruhuadolsun!)Havakaveten-
giz,gecelerbukadaruzunveesrarengizolunca,yazarlarda
romantik
romanlar
deil,
gerilim romanlan
yaz|yor,
';;;;;
dnmeden-
edemiyorum.
Bugn skandinav
Ike_
lerindesonderecebaarrlgerilimromanlanyazarLgen
kuak
yur^rJ rui,
"vrgrna
stanbul,a
getirsek... Bu koskoca
gawakuyusunda,
patrrtr ve hengflme rknrnda;
12 milyon
tptpatanyrekveststediziliyaplararasrnda;dolmu.
taksi.otobs-kprtrafiiderkenharalagrelehergnbir
Sonradtndtklerindenasrlromanlarkalemealrrlaracaba?
,Hayatlarrndadaimibirgerilimolsabirdahagerilimkurgusu
yapabilirler
mi?
Cinret
Eski ke]imedir "cinnet." Cinlerle ilikilendirir; sebebini
bilemediSmiz, nne geemediimiz ani ve tehlikeli kiiiik
deiimlerine bu ismi veririz. Eski kelimedir, ama biz eskiden
"cinnet"i deil, "mecnun"u bilirdik. Mecnun hayali bir karak-
ter deil, adeta bir "ha]" idi. Sembold. yle bir delilik hali ki,
kinseye zanar vermez, karrca;n incitmezdi; zarar varsa
ayet
bir tek kendie. kendi sra vreSne. Deliliklerimiz aktandr
o zan)anlar, kavuamanaktand tm kendiri bi]meyilerimiz,
kaybediierimiz, serzenilerimiz.
imdilerde
deiti bu hal,
mecnunluu unutur olduk. Orun yerini "cilIet" ald, gndeiik
hayatrmrzrn nereleyse paras oldu bu kavram. "TYafik" gibi,
"zam" gibi bir kelime, istemesek de nroderrr hayatn iinde. Ne
kadar
ok
erkek ve lradn var cirnetin eiginde. Her yatan,
her kesimden, her
ehirden...
Rize'den gelen bir haber hepinizi sarstr. Gencecik bir kadn.
bir polis ei, zverilj bir anne, on bir senelik kocasnr ve
ocuk-
larnr vurduktan sonla intihar etti; bir aile sid. Haber son
derece zc, an}a ne yazk ki ne ilk ne de son. Hemen her
hafta benzer hadiseler okuyor, duyuyoruz. Iskarlk krizine
yakalanp eini vuran kocalar, geimsizlik canna tak edince
kocasrnr vuran kadrnlar,
ocuklarrn
ldrp irti}rar eden anne-
ler, nianlrsrn, ldren erkekler... So,unlar birikiyor, st ste
yglyor: geim srkntrsr, sevgisizlik, szl veya fziksel
iddet,
duygusal esaret... Bu toplunda en btlyk aclar aile iinde
ekiliyor
belki de, yaknlar arasnda. nsan en buyk zara:n
sevdiklerine veriyor.
Bi}hassa kadnlar, bilhass a biz. Kadrnlar en
ok
sevdik-
lerini incitiyor ve gene en
ok
sevdikleri tarafindan inciti-
liyor. Yreklerinin kapln atklar insanlardan alyorlar
en a$r darbeleri. "Kamusal alan" diye tanmlanan ve daha
81
ok
erkeklere has olan alan tm gerilimleri, rekabetleri ve
iekimeleriyle
ortada. Gzler nnde. Peki ama ya ze| alan?
ya
gzlerden uzak olan ve daha ziyade kadnlarrn alan ola_
rak tanmlanan "ze| alan"da kopan frtrnalar,
yaanan ini
lklar?
Hakknda en az konuabildiimiz
meseleler orada
dmlenmiyor
mu? Aile yaprlarrmrz.
yetime
biimlerimiz,
Ev ii ilikilerimiz. Akamlarr
perdeler
ekildiinde,
"drarr_
sr,,ile
,,ierisi"
arasrndaki hudut pekitiginde geen konuma_
lar, yaananlar, iinizde birikenler. Mahrem olan. Ailevi olan.
Konumasr,
grmesi ve deitirmesi en zor olan,
cinnet biriken bir volkan, patlanrayahazr, anlnl kolluyor,
ften ie demlenen, drarrya bazen hibir belirti vermeyen,
sessizce, aylarca, belki senelerce biriken bir yorucu enerji,
Bir anda gelen, geltiinde yakrp geen bir afet. Bu haliyle
cinnet kimseye uzak degil. En "okumu"umuzdan
en "sakin
tabiatlr,,mrza
kadar hepimili bulabilir. Her an herkesi pene-
sine a]abilir. Kimse demesin ki, "Ben asla cinnet getirmem'"
Kimse demesin ki, "Bana olmaz, ben dengemi kaybetmem,"
Belli olmaz. "Karrkoca
kavgasr baka, cinnet baka" deme_
yir. Belki de aralarrndaki
mesafe sandrrmzdan
daha azdr,
Belki hepimiz, her birimiz, kabullenmek
istediimizden ok
dahayaknduruyoruziriliufaklcinnetnoktalarrna.
cirnet hem bireysel hem toplumsal bir yara. ve bizler, hepi_
miz, eitim sistemimizi,
televizyon dizilerimizi, ev ii halleri_
mizi, birbirimize
karr davranlanmrzr,
gndelik hayattaki
ilikilerinizi,
sevgimizi ifade edilerimizi
ve edemeyilerimizi
yurd"r, titizlikle
gt, aun geirmek durumun dayz. Birbirinden
zc cinnet vakalarrn aza|tmak istiyorsak, meseleye "baz
insanlarrn barna
gelen bir talihsizlik" olarak bakmak yerine
hepimizi ilgilendiren
bir yata olarak bakmak ve en nemlisi
sluplanmlzr
ve kalplerimizi
yumuatmak durumun dayz,
kamusal Alan ue kadrlar
Dnyanrn bir ucunda sessiz sedasrz, ama sistematik bir
ekil-
de kadnlar ly,or; hem de daha domadan. Ne eit
ans
verili-
yor onlara, ne de iinde huzurla yaayabilecekleri bir dnya. Ne
saylan biliniyor, ne hikdyeleri anlatrlryor. Haklannda bytik
apta
bir kampanya ynitlmyor mesela; zaman zaman
yaz|at
rksa
da, insanlk henz bu konuda yeterince duyarllk
ve ortak bir ricdan gelitirebilmi durumda del. Srf erkek,
olmadklan iin yaama
anslan
ellerinden alrnan kadnlar...
Yzlerce, binlerce... Hindistan'da,
in'de...
ve aslmda daha kim
bilir ka lkede.
Hamile kadrnlarrn tardklarr bebein cinsiyetini olduka
erkenden saptayabiliyoruz artrk. Insanlk o kadar ilerledi.
Teknolojik olarak tabii ki. Maddeten ve tbben geliiyotz
da, manen neredeyiz tartrrlrr. iPhone'lar, iPad'ler ve yepye-
ni bir sanal gereklik oluturacak, akrllara ziyan bilgisayar
oyunlarr icat edebilecek yerdeyz artrk, ama yreklerimiz ne
kadar zenginleti ve derinleti, ite o apayrl mesele. nsanlrk
bir yandan muazzam ilerlemeler kaydederken, bir yandan da
kendi bindii dalr kesmeye devam ediyor.
imdilerde,
bebek-
lerin cinsiyetlerini nceden grmeye yarayan sistem, tama-
men kz bebeklerin aleyhine kullanlyor. lla da erkek
ocuk
sahibi olma saplantrs o kadar yay$n ve ylesine vahim ki,
aileler kz
ocuklarrnr
krtajla hamileliin erken safhalarn-
da aldrrp, srf erkek
ocuklarn
dnyaya getirmey seiyor.
Bylece sofrada besleyecek boaz azalyot. Bylece sadece
olan
ocuklar
dnyaya getiriliyor.
u
anda dtinya zerinde yle blgeler var ki, gelecek nesil-
lerde krz ve erkek
ocuklann
oranlannda radikal bir dnm
yaamalan bekleniyor. Srf bu yzden Hindistan'da nfus
ciddi lde etkilenebilir. Bilim adamlar ve bilim kadrnlarr,
83
t.rkekvekadmoranlarrndanmzdekielliyliindebyk
lir orantrsrzlrk
olmasrndan
endie
ediyor,
Ihz ocuklann
trkek ocuklarla
eit
grmeyen,
bir tutmayan,
gelen her bebe{
:ynr nazurlu
*",uLJ v""
topl,*u,da
kadnlarn
oranl
hrzla
tzalacak
bu
yzylda,
Peki."ou.,kozaman?Biraniingznlkapayptasav.
vur edin. so.uurrnda
hep
"r."."r"
yrd,
binalannda
hep er.kekl"rir'J rt5,
otobtslerinde
ve vapurlannda
sadece
crkeklerinolduuvetaplamerkeknfusuntoplamkadrnnfu-
saoranlau,,u,-iki,belkidedrtmislif3z|aolduubirtop-
lumdahereydahadazoro*.yu.u.mr?BugnHindistan,da,
in
de lrz ocuklarrna
karr
uygulanan
a,lmcllr,
sadece
bu
lkelerde
deil,
tm dnyuaa.r"urr*
sonulara
yol aabilecek
bir boyutta,
Uluslararasr
bir konferans
iin oxford
Universitesi'ne
geldim'
Korrferans
boyunca
buradaki
igr"rr.i"r!
hlvatlarru
gzlemle_
meden
ua"*uji*.
Ve burad.;; ok
dikkatimi eken
eylerden
biri kamp*rr;;ihrzurlu,
sakin
vL neeli
ortam
oldu, kinci
gn
etrafa
daha
ji.r.ui."
nu.*uva
baladm,
Baka
niversite
ehirlerindes.,,a.hkhava.tnbukadaruyumluaktrrnarast.
lamamt
*.'lvlurul.
bu ya, trrpor""
en kalabalk
kavarnda
yolkenannaoturdumveuzunbirsreyerimdenkalkmadan
gelipg.",",inbedendill".inu,yzifadelerinebaktrm,insan.
lan inceledim.
Aklrmr
.or.alaar.
Bir defter kanp,
kadrnlar
ve
erkekler
d,y; iki kutu
yaptm,
Gelip
geen kadrn
ve erkekleri
tek tek
"ya,*,
82 erkek ,I}lkadrn
geti ntimden,
Burasrdnyazerinde,,otut*dakadrnlarrnerkekler.
den sayrca
daha
faz|ard"";;;i;
1erl,erden
biri,
Her tarafta
kadrnlar
var. yerlerinde]-trir"rrite{e,
sokaklarda,
lokan_
talarda",
Otobslpri
onlar'kol1u",yor,
Maa
za}ar
onlar
ile-
tiyor.u,v",.t"og,",,cilerininbelkideyandanoukadn.
*ruhocalann
da yle,
84
Ve inanrr
mlslnz,
kadnlarn
orantnn
bu kadar
faz,ao]ma-
s (ve
kadnlarn
kamusal
alanda
bcyle rahat
ve zgrir
dola-
abilmesi) bir
-ehrin
sosyal
dokusuno,
;;r;.ine
byk
bir fark yaratryor
ki. Havaaat
enerji bite degiyor,
yumuuyor.
Sokaklarrnda
kadnlarn
.uhut.r,
edi]meden
yryebi]dikleri
yerlerde
daha
fazla
huzur
var,
bireye
ve bireysellie
daha fazla
sayg ve zen var, daha faz7ademokrasi
var.
nmzdeki
di zgin .,,u,,"-..HiffiTH:
Hil ff',:HilT;
:*",* ansr venneyen,
sadece
erkek
ocuk isteyen
aynmcl,
kapal ve kaskat
bir yah
zihniyet
duruyor;
bir yanda,
herkese
eit bireyler
olarak
bakan
,rr"l, v"py".rl bir kuak geliyor...
Peki sizce
biz bu tablonun
neresind
eyiz?
40 Metrekare Dnya
Gazetelerde i burkan, yrek karartan bir haber: Almanya'da
gencecik bir Trk anne drdnc kattan lme atlad. Biri
aylk, dieri drt yanda iki
ocuunu
da yanrna alarak. Bebek
Esma Nur oracrkta vefat etti. Kk olan ise hayatta kalma
mcadelesi vermekte. yle bir yaam hikAyesi ki onlannki,
yazmaya kryamryor insan. Olur da yanl bir kelime yaza-
nm, narin ruhlann incitirim diye
ekiniyor,
tirkyor yazya
uzanzn parmaklarrm. Ama bir yandan da
efkatle
dtlnmek
istiyorum lftrehirli Zleyha Hanrm'rn ykstin. Yazrlmasr
gerekti$ne inanryorum, bilinmesi gerektine.
nk
nice
kadn var benzer tecrbelerin eiinden dnen.
nk
kadn-
larrn kapldr nice karanlk haller var; bir trl konuamadr-
Smrz,
anlamaya dahi
alrmadSmrz
haller...
nsanrn gs kafesine gece
ker
bazen. Gece yle bir
ker
ki ruhuna olanca a$rlrr, btn katman]anyla, bir trl gel-
mez sabah, gn aatmaz. Kalbinin atrr deir. Ritim bozulu-
verir ta derinden bir yerden. Kalbin tekler. ncecik bir pamuk
ipliine tutunarak yaarsrn hayatla lm arasrnda. Kimse bil-
mez. Bilmek istemez. Gece bir ylan gibi kvnlrr
rekleniverir
bazen kadnlarrn iizerine. Ve buna en "eitimli", en "Bath",
en "modern" gibi grnen kadnlar da dahil; en "geleneksel",
en "krrsal", e[ "Doulu" grnenler de. Post-natal depresyo-
nun snrf yok. Milleti, dini, dili, blgesi, eitim seviyesi yok.
Ne tuhaf ki depresyonun insanlan eitleyen bir zellii var.
Herkesin depresyona girme sebebi farkl olabilir, ama her dep-
resyonun z bir ve aJ rn. Kabuu kaldrrdn mr ince ince kanar.
nsan hep aym yerden kanar. Hep yreinden.
Merak ediyorum trp ve eczaclrk fakltelerinde, niversite-
lerin psikoloji blmlerinde "post-natal depresyonun boyutla-
rr" zerinde yeterince duruluyor mu? Ya peki brokrat ya da
87
"aydn" erkeklerimiz bu meseleyi yeterince anlamaya
al-
yor mu? Annelik
phesiz
dnyanrn en gzel hediyelerinden.
Ama bu demek dt+il ki her yeni anne kolaylkla yaryor gei
dnemlerini. Hayatrn kimi virajlar yle sert ve hzl alrnryor
ki, toparlanamryor ruhumuzun direksiyonu. Bir de bakmrz
ki
kmz
yold.an, uuruma doru gidiyoruztamgaz bodoslo_
ma. Zi|eyha Han.m,n i dnyaslnrn derinliini oturduumuz
yerd,en ahkAm keserek anlayamayrz elbette. Ama hi olmazsa
unlar
anlamaya gayret edebiliriz. Baka Zi|eyha'lar olma-
sn diye.
1. Gurbette kadr olmak ne demek?
Gurbette erkek olmak da
ileli phesiz,
ama gurbette_
ki kad,rnlarrn yaadklarr isel yalnrzlrk bambaka. ster
dcrra byme "oral" olsun, ister sonradan g etrni, ster
Almanya,da yetimi bir gen krz olsun, ister oraya gelin git_
mi... Camdan bir getto iinde; kapalr bir e, kapalr bir mahalle,
kapalr bir kltrde; kutular iinde 40 metrekare bir kutucuk_
ta; iki arada srkrmrlk duygusuyla yaamak ve her daim ze_
rinde hissetmek abinin, babanrn, konu komunun gzlerini",
Trkiye,de kynden ya da kasabasrndan kalkp Fransa,ya,
Almanya,ya, Avusturya,ya srfrrdan bir yaam kurmak zere
giden gencecik kadnlarrn
gznden balnca ne gryorsunuz?
Hayatrn tm renklerini mi gryorsunuz, yoksa sadece
srile
bejler, kahverengiler
mi?
2. Gurbette
yeni anne olmak ne demek?
Her yeni annenin yardrma ihtiyac var. kocadan, akrab a|ar
dan, dostlardan, komulardan ve kimi zamarr sosyal yardrm
kurumlanndan
yardrm ve destek
art.
Lousa ne kadar
ok
yardrm alabilirse etrafrnd,an, o kadar iyi. Trkiye,de gelenek_
sel birok ailede kadrnlar bu boluu akrabalarnln deste$yle
dolduruyor. Daha "modern" bir hayat tarz srenler ise dalar,
88
bakrclarla idae ediyor. Ama gurbette kendi barna kalan gen
Trk anneleri tm bu mekanizmalardan yoksun. Bir barna.
3. Annelikle gelen bunalrm ne demek?
"Hamilelik bir nehirdi" diye yazmlm Siyah St'tft. "Lo-
usalk
ise bir denizmi. Lousalk yle engin bir denizmi ki,
k5nnrn ne tarafta oldufunu anlayamyorsun. UyandSnda
okyanusun ortasrnda bir salda tek barna buluveriyorsun ken-
dini. Sulann mavisi ylesine ele geirmi ki ruhunu, bir daha
karaya dnebilece,ini, bundan byle eskisi gibi olabileceini
sanmlyorsun."
Eskiler bo yere srkr srkr tembihlemiyor. "Lousayr yalnrz
brrakmamak lazm" diye. 'Yoksa cin]er dadanrr." Bilhassa bir
cin var ki beter. Ad Alkansr. Anadolu'da kuaklardr gayet
iyi bilinen bu cin yeni dofum yapan kadnlarn odasrna gele-
mesin diye yatak tlrtlerine
engelliineler
taklyor, krrmrzr
kuaklar sarkrtlryor,
rekotlar
serpiliyor. Hurafe deyip ge-
meyin. Her hurafenin altrnda yzyllarn bilgi ve sezgi biri-
kimi var.
nkti
eskiler biliyor ki yeni anne olan kadrnlarrn
derileri zar gibi inceliyor, zrrhlarr kalmyor. Neye dokunsalar,
parmak ularr s].zrm slzrm srzlryor. Neye dokunsalar iki kat
sul
ve keskin hissediyorlar. Buz her zamankinden daha
souk, ate her zamankinden daha srcak, hzn her zaman-
kinden daha ar lousalk boyunca.
lk doumdan sonra on ay bo;runca post-natal depresyon
yaam bir kadn olarak bunlan biliyor ve unutmuyorum.
Anneliin gzellikleri kadar zor}uklar.nr da konuabilmemiz
gerektiine inanryorum. Aksi takdirde bir
eyler
hep yapay
kalacak. Annelik parlatrla parlatrla doalln yitirmi kp-
krrmz, rrlhlr, plastik bir elma gibi raflarda duracak. O
kadar kutsal ki hakknda konuamlyoruz bile tm boyutla-
nyla. Margarin ya da sosis reklamlarlnln
izdii
mutlu aile'
tablolarrnrn, reklamlarda seyrettiimiz mutfakta yemek pii-
89
riphabiretebessmedenannelikhallerinindrrndagerek-
likler ru, huyJ arrmrzda.
yeni
anne olan her kadrn
sevinten
havaya
umuyor
hemen,
Kimisi
d,e bocalryor,
panikliyor,
yardma
lntivu^awovl,:
B}, bir rzgrlr,
frrtrnalr
mevsim,
Her mevsim
gibi geecektir
elbet, emu
geebilmesi
iin ewela
varlrm
tanrmam
|z
ye anlamamrz art,
i]
\l
,{
\
,\
]ll
',\
l
il
lli
ncinin mtihan
Memleketim... Menleketim inci paras. Saklasa da kendi-
ni zaman zaman, kapansa da iine, gzel ki ne gizel, renkli
ki ne renkli. Ildar, parlar, istiridye iindeki inci misali, Dou
ile Bat arasnda bir nadide cevher. Memleketim benzemez
baka lkelere, bir kendine benzer. Batr'ntn en Doulu lkesi,
Dou'nun en Bath lkesidir ya, araftadrr nice zaman. Zordr
arafta olmak )Cil. yzylda, byle hoyrat kutuplamalarrn
olduu bir ortamda. Zordur kalplara uymamak, klielerden
ve kalplardan geilmeyen bir dnyada. Memleketim zor
baarrr, sentezlerden yepyeni ve yaratrcr sentezler
rkarrr.
Renklerden bir demet.
oksesli
bir demokrasi. Katmanl ve
kadim bir ktltr. Gelenek ile modernitenin dansr. Sanatlar
iin sonsuz ilham kaynardrr. Bereketlidir. Kolay anlal-
ma4 kate gorilere sm az, karma ktrr. Gizemlidir. Zengindir.
Edepli insanlarn, gzlerinin ii glen gen krzlarrn, duygusal
delikanllarrn,
ok ey
bilen anneannelerin diyardr.
Gergin gnler bunlar. Gazeteleri korka korka atrmz,
televizyon haberlerii tedirgin, keyifsiz dinlediimiz gnler.
kardein kardee
pheyle
baktr, sokaklarda gerilimlerin
yaandr gnler geirdik. Bu gnlerde memlekete en fazla
zatat verecek olan
ey,
basit gibi grnen drt harfli bir keli-
me: FKE.
Ta ezelden beri Ademoullarrnrn ve Havvakrz]arrnln en
byk iki dmanrndan biri kibirdia dieri ise fke. kisine de
kaplmak o kadar kolay ki. kisi de zehirdir halbuki. ustelik
sinsi sinsi zehirlerler insanr,
aktrrmadan,
kendini ele verme-
den. fke errvela onu iinde taryanr zehirler. Hz\ayalandrrr,
yznn rengini soldurur, gznn ferini. Bulacdrr. Bir
insandan bir insana, bir gruptan bir gruba lzlayaylr. nsanlk
91
{keye
karr
ar icat edemedi
henz,
Bugnk
ortamda
en kolayr
krzmak,
kprmek,
Yangrna
krkle
gitm"*
]r".,
hakkrnda
srlayrcr
laflar
etmek,
Bugn
*r, kol,y,
ni,i*,i"u
}*,*'
etmek,
kfretmek,
sylen-
mek.
Barrp armak,
"o,*"I*olamak,
drlamak,
itelemek,
telenek,
otekffi
iir*.... "
Ktrt_Ttrk
kutuplamasl
yaanma_
masr
iin u
"r."ii
hallerimizi
konbrol
altrna
almak
rlurumun_
dayz.Kim
t,*,
", "Uepten
d"l"y,
her kime
1"*",
ise, fkeden
kimseye
hayr
gelmediiri
,;;;amalr.
Sakin
olabilmek
bir
erdemdir..
lHr*-u*dk,
heyhuri.n*.*ek,
galeyana
gelmemek,
kiiset
r. ropio**al'olgunlJ nJ rrrrsidir.
Meclis'teki
millet-
vekillerinden
sokaktaki
"t*aua
kadar
hepimiz
sktnet
ve olgunluklu-i_,rt
un edilmekt
ey|z.
Bu Slnavl
geebilecek
miYiz?
r_: :-,: lra,q,(var dostl ar, kazanki
remli
meta-
*J H*";*ff
H#',otrug,*zd,aikikazanduruyor
yan
yana, ikisinde
de bir
"u
n'*"t'e,
Birincisi zmszlk
Kazanr,
Fokur
fokur
k"y",y;;,
eg"*oau"
kan
her kem
sz,
her ,rr*ir*r,
her fkeli
ve kibirli
laf ve iddete
dayalr
her
uygulam
u o-rur|,ona,,ra,ze;;;"rro
lnr*
ofke
yle
bir
a ki, arl,
Kimse
el sremez,
Kimsenin
karnrnr
do5rurmaz,
zmsztiikKazanr,nrn,"*"e,*nebizyiyebiliriz'r|egelecek
kuaklar,
Beriki
kazaise
Barr
Kazanr,
Onda
da bir
?u lir:]<*,
KrtleriteTrklerinbu*.*u..tteberabercehuzuriinde
yaamalan
iin
atrlan
hu, ,d,*,
arzdan rkan
h:,
y"*uak
sz,geliti,ii.,herarlrm,iddettenyanadeil,huzurve
ahenktenyanahergiri*,n.,kazana..malzeme',olarakgir.
mekte,
A
pimekt*:
_ lan
yoksa zmsz_
zm
,,tl ,lou,ak
kolektif
mutfa$mrzc
lkm?Bizebal.Bera,bervedemokratyaamailnkymetini
bilecek
ve koullartnl
g"r;;;
Pivr:?
Bize bal,
Meclis,te,
sokaklarda,
meydu"rdr]
*"ur"u",
okullar&a,
niversiteler-
92
de ve dahi evlerimizde
tek tek her birimizin
fkemizin
ayann].
sonuna kadar lrsmamr
z gerek.
yoksa
fkeli nefesimi zin riz-
g6n Ban kazan'nn
altndaki
atei sndrr
biz farkrnda
oImac[an.
Gelseydi
Kele
Evlenebilmek
iir ailelerine karr
rkmak
zorunda kalan
gencecik bir
iftin
yksdr bu. Tandk bir hikAye. ve hayat
kadar hakiki. kadrn henz yirmilerinde. sesi billur, yrei
slra. Hayallerini kilitli
ekmecelerde,
naftalinli sandrklarda
saklayarak bym. ylesine iine kapank ve suskun. Drt
ocuklu
bir ailenln en byk kz. Kendini bildi bileli hep
fedakrlk
yapm, .ardelerine bakmr. Arbalr, sorumlu_
luk sahibi. Hayatta kendine ayrrabitdii tek bir megale var,
zerine titredii bir tanecik alan: Mzik. Trk sylyor
bir halk korosunda. o solo aldnda herkesin yz glyor.
Dinleyenin iine iliyor krrlgan sesi. Buulu cam gibi.
Erkekkadnlahemenhemenaynryata.odamzisyen.
n,
koroda balama alryor.
Byle tanrryorlar. r g],in_
den balayan karrlklr ekim,
ksa srede aka dnyor.
Beraberken bile birbirlerini zlyorlar. Ayrr kaldklannda
birbirlerinin
yolunu gzlyorlar. Hasretin bir katresi bile arr
geliyor, gemiyor saatler. Ak bir sihirli hal gibi uzanlyor
ayaklarnrn
altrnda; haftalar, aylarca
yere basmadan
yar_
yorlar. Akllar bulutlarda,
yrekleri prr pr. Biri syleyip biri
ialarken
etraftakiler mest olmu bir halde dinliyor, Herkes
orlarrn birbirleri iin yaratldklannr, bir elmanrn iki yarrs
gibi bir btn tanramladklarrnr
sylyor. Ne var ki biri
Alevi,tekiSnni.Gerigenkadrnilegenerkesngzbu
trayrrmlarrgrmyor.Amaaileler.Amakonukomu.Ama
toplum. Hep bir ama vat etrafta",
1H.rrgi
ada
yalyoruz? Hepim\z aynmayadan,
aJ rnt hamur_
dan desl rrriyiz?"diyor
gen adam. Krzgrn. Iftr$n. "Konuuruz
ailelerimizle. Anla ttz. Gzellikle sylersek anlarlar. "
kadn ise dnceli, karamsar. Babasrnrn asla snni biriy_
le evlenmesine
izin vermeyeceinin
bilincinde. Ne yapmasr,
95
kime danmasr gerektigini bilmiyor. Ak bir cendere olmu,
burgu gibi yreini skyor. Nihayet cesaret edip annesine
durumu
tlattSnda
grd tepki korktuundan da beter
oluyor.
"Sakln" diyor annesi. "Zinhar. Etraf ne der sonra?"
"ElAlemin ne dedii, bakalarrnrn oturup hakkrmrzda nasrl
dedikodu yaptr, zkznn mutluluundan daha mr nemli?"
Byle demek istiyor anaslna. Kelimeler diziliyor boazrna.
Yutkunamlyor. Ayn g,in, aynr saatlerde gen adam da baba-
srna durumu amaya karar veriyor. Erkek erkee konuacak
onunla. Dorudan, drste. Babas. sert bir adam.
ok
ierdi
eskiden, geri
imdilerde
brraktr. Herkes bir para
ekinir
glgesinden. O da yle olsun ister zaten.
ocuklarr
zerinde
otorite kurmu ta bandan beri. Sevilmekten ziyade korkul-
mak isteyen babalardan. Sevgi zaten kendiliinden gelir, aile
fertleri korkacaklar ki aile reisinden, hata yapmayacaklar...
Gen adam bir gn
ocuklan
olduunda, babasrndan
ok
farklr bir baba olmaya kararlr. O "korkulan baba"lardan deil,
"sevilen baba"lardan olmak istiyor. Yemekten ewel birdenbire,
babasna bir krza Ak olduunu sylyor. Sesi titriyor konuur_
ken, ama
abuk
toparlryor kendini. utanmayacak bu durum-
dan. nsan aktan utarur mr? Bir su ilemi
s,bi
davranmaya_
cak. Kabahat degil ya sevnek, sevilmek. Barnr dik tutuyor.
"Elaba msaadenle biz evlenmek istiyoruz."
,,Dur
hele, acelen ne? Kimin nesiymi bir bakalrm" diyor
babas.
o zaman sylyor gen adam. Pat diye, saklamadan. "Alevi
bir ailenin krzr."
"LJ nut" diyor babasr. "Bize yatamaz. Bu krz bize gelin diye
getirmeye kalkarsan seni evlatlktan atarm."
Nasrl bir
ey
evlatlrktan atmak? nsan bir kalemde siler
mi z evladrnr, kdnrnr cann, srrf kendine ait bil hayatr ve
hayali var diye?
96
"Baba...r'
"o kzla evlenmeye
kalkarsan
bu evden bavulunla
kar-
sn. Bir daha annenin yzn gremezsin.''
Gen adam kalyor
yle. Ellerini yumruk
yapmr
farknda
bile olmadan,
Gidecek
bir yeri yok.
Ama
u
anda hibir
ey umurunda
deil. senelerce
tehditle
saglanan
bir otoriteyle
byd.
otorite,
sevgi demek
degil. Babas
bu ikisi arasrndaki
aJ rrml gremiyorsa
beyhude yaamr
bunca seneyi.''cenazeme
de gelmeyesin''
diyor babas o l.uprarn
karken.
Gen adam ve gen
kadn evlendik]erinde
nik,hlannda
bir
avu insan var. Bu halde stanbul'dan
ayrlp
sakin bir kasa-
baya yerleiyorlar.
Bir lzlan
oluyor.
ona hem Alevili
hem
snnilii
etiyorlar.
ona isarun
insana
deer
verdis bir
muhabbet
felsefesi
veriyorlar.
Gen adam kendi kendisine
ver-
dii sz tutuyor.
Babasr gibi bir baba olmuyor.
serrmekten
de,
sevdini
gstermekten
de
ekinmiyor.
sekiz sene geiyor
aradan.
Babasnn
fena]atg
haberini
alyor. I(zrnn
elini tutup gidiyor
stanbul'a.
Hastanrn
duru-
mu ar, Yalanm
iyice.
oktan azalm gznn
feri. mr
hayatnrn
sonlanna
geldiini
anlayu,
t
",
.rsan gibi
onun da
bakIarnda
bir bakalk
var.
lk defa grdi
torununa
bakyor
uzun uzun, sonra
olu-
na dnyor.
''Karn
nerede?''
diye soruyor.
ou""edik"
diyor olu.
"Grmek istemezsin
diye dn-
"Olur mu, gelseydi
keke...''
Son sz]eri
bunlar.
Bir mr noktalayan
iki kelime...
Dar Korleusu
ocukluumun
bir lsm spanya'da geti. 1970'1erin An-
karasr'ndan sonra Madrid alabildigine farklydr, renkliydi. Zil,
al
ve gl,
endi.
Sokaklarda ne kadar
ok
kadnn yrdn
grdke
ardm
hatrlyorum. spanyol kadnlan tirkek
degildi. Bedenlerini ve kyafetlerini bir yf gibi tarmryorlard.
Kamusal alan sadece erkeklere ait deildi, herkesindi.
Madrid'dekinden,tamamen farkl bir kamusal alan dzen-
lemesini seneler sonra Amman ve
am
gezisinde grdm.
Amman sokaklan dalra farkl bir yaz konusu, ama
am
sokak-
la arrlklr olarak erkek]ere aitti. Etraftaki yayalar, grevliler,
srcler, se)D/ar satrcrlar, ekseriya erkekti. Orada yabanc
olnak, kadrn olmak, farkl olmak annda dikkat
ekiyor,
bireyi
boan bir hal alryordu.
Bir an iin iki hayali
ehir
dnn. Birinin sokaklarrnda,
meydanlarrnda sadece erkekler olsun. Dierinin kamusal ala-
nrnda kadnlar ve erkekler beraber ve zgrce dolasn. ki
ehrin
bireyler zerindeki etkisi ayru deil. Ritmi, enerjisi,
havasr ayru deil. Kamusal alanlarrn sadece erkeklere ak
olduu yerlerde lrayat daha yekparedir, Farklrlrklara daha
kapalr, dalra tahammlszdr. Dolayrsyla daha baskrcrdrr.
On bir yanda gittiim spanya'da seneler boyu kadnlann
kamusal alandaki etkinliini grmek bende derin iz|er brak-
t. En az bunun kadar bana hayret veren bir baka
ey
daha
vardr: Engellilerin gndelik hayata youn katrlrmr. Madrid'de
sokaklarda, maaza|arda, sinemalarda, lokantalarda ve iyer-
lerinde ne kadar
ok
engelli insanrn olduunu grdm. Sadece
fiziksel engelliler deSl, aynl zamanda zihinsel engelliler de
drarrda, hayatn iirdeydi. "Grnmez" deillerdi. Kimse
"utanmyor", "Saklamryor", "yok sa;rmryordu."
Belki farkrnda deiliz ama bu kadar
ok
zihirsel ve fiziksel
98
engelli insanr hayatn her aamasrnda,
ehrin her noktasrnda
grmeye
alln deil bizim gzlerimiz.
Bu bizim kendi ayb-
mrz. kendi kusurumuz.
Engelli insanlarn
hayata drt drtlk
katlmalarrnn
nnde
dotan ya da sonrad.an
bir ''m6ni''
varsa
ayet, bizim nmzde
de daha byk bir '.zihinsel
m6-ni" var amamz gereken.
Trkiye'de
binlerce zihinsel
ve fiziksel engelli yayor,
kimi
ocuk kimi yetikin,
tpk baka lkelerde
olduu gibi. Tek
farkla: Bizde "farkl" grnen
insanlar
o kadar kolay dar
kmyor,
kamryor. Fiziksel olarak farkl grnen
insanlar
"drarr
korkusu" yaryor.
onlarr gzlerim
iz|e,szlerimizle
d-
|yoruz-
Biz engelli insanlarrmrzr
eve kapa tyoruz.Bu
kltrel
ve toplumsal
duvar delebilenler
ise
ou
zamandarrda
pes
ediyor,
nk ehir hayat onlarr dnerek
planlanmam.
Ne kadar
ok
sayda birbirinden
farkl irr.u., eit ve zgt
artlar altrnda,
ezilmeden
ve horlanmadan,
aynr sokaklar,
aynl mekanlar
]ullanmayr
baarrrsa,
d.emokrasi
kltrmz
de o kadar
Pekiir. Demokru.i
-u.a
band a yada
krsde
degil, hayatn
iinde test edilir. Bir irrsanrn ne kadar hogr-
lt olduu lafla del, gndelik
hayatn
iinde betli olur. Daha
renkli,
daha
oulcu, daha eitliki
ve daha hogrl
bir
kamusal
alandr ihtiyacmu
olurr. Hepimizin.
Rahattar Rahatsz olarlar
Kopenhag'daym.'oAvrupa ve Avrupalrlrklar" zerine ulus-
lararasr bir konferarsta konumacl olarak geldim buraya.
Akademisyenler ve yazarlardan oluan konumacrlar arasrnda
Avrupa'nrn her kesinden gelmi insan var. Dinleyiciler ise
f)animarkal akademisyenler, brokratlar, diplomatlar, ren-
ciler... sakin bir toplpluk (ho, Danimarka'da herkes ve her
ey
sakin).
Buradaki seyirci Avrupa'nn baka yerlerinde grdm
seyircilere kyasla daha durgun, hatta daha kaytsrz.
Sanki Danimarka'da genler
oktan
terk etmi Avrupa
idealif. nanmryorlar artrk ortak bir Avrupa'ya. Gelip dinli-
yorlar, ama faz|a heyecanlandrrmryor onlarr bu mesele. Elle
ttt}ur gz|e grlr bir kaytszlrk var. Ve bilgisizlik. Bilhassa
Trkiye sz korusu olduunda.
"Avrupa'nrn lrudutlan nerede
izili?
Avrupa'nrn siyasi srnrrla-
n ile kltrel srnrrlarr ayn
ey
uidir? Avrupallk diye ortak bir
kimlikten bahsetmek nmk m? Global kriz btn bu tartr-
nalarr rrasrl etkileyecek?" Elu katnanl sorlar edebiyat, sanat
ve fel sefenin penceres inde n tartlyor konferans bo;,nca.
Konu srk sk Trkiyele geliyor. "Trk edebiyatr Avrupa ede-
biyatrnrn iinde snylamaz" diyor Romanyal bir konumacr.
"rr bir klllttir sizinki." Nazike Ttlrk ede}iyatrn ve kltr-
n rre kadar tardrrnr soruyorum. Cevab bir hayli zayf.
Dou Avrupalrlarrn bize karr nyarglarr derin. Ne yazk ki
Danimarkallarrn da. Elimden geldiince, dilim dclndtltlnce
anlatyorum: "Trkiye sizin sandrnz gibi duraan bir Asya
llesi deil. Nasl dinamik, nasrl gen, nasrl ak deiime,
grl grl. Ve bizim edebiyat|mLz ve kltrmz yle
ok
sesli,
ok
renkli. Bat dillerine yeterince kitap
evrllmedi$
iin
tanrmryorslt}tz bu
eitlilii.
Gelin grn stanbul'u,
kn
100
kabuunzdan sizler de."
Trkiye ye sempatiyle yaklaan iki konumacr var. Biri
sveli, dieri Yunanl. Bilhassa Yunanlr akademisyen laflanna
hep Trkiye'yi verek balyor. Iftrk ytlk dost gibiyiz.
Konferanstan sonra btlttln konumacrlar liman boyunca
yrye
kryoruz.
Ve o zaman Kopenhag'rn rlrk ve sakin
enerjisi altrn bir top gibi dyor avularrma.
ehri
hissediyorum. Genler yerlerde oturmu, kadrnlar
ortlarla,
krsa elbiselerle dolayor. Kimsenin kimseye bak-
tr yok. Bisikletlerin zerinde bebekli-ocuklu gen anneler.
Daltonlar gibi ailecek bisiklete binenler, boy boy dizilmiler
anne, baba,
ocuklar.
Bir rahatlk var insanlarda. Bir tela-
srzlrk hali ki bize yabanc.
stanbul'un yle deli bir ritmi, o kadar youn bir enerjisi
var ki, bu sarmaln iinde debelenirken yorgun dyoruz
bazen, yorgun dtmz anlamaya vakit bile bulamadan.
Ha bire bir yerlere yetimeye
allyotJ z.
Milyonlarca insan bu haldeyiz. Milyonlarca yrek. Belki de
yapmak istemediimiz ilere, o anda grmek istemedimiz
insan]ara, varmak istemediimiz yerlere doru tela iindeyiz.
Durup dnmeye vaktimiz olmuyor. Bir de bu yetmezmi
gibi devaml birbirimizi didikliyoruz. Birbirimizin enerjisini
azaltyoruz. Bu arada
ehri ehir
ellerimizin arasndan sarr
srcak bir kum gibi akyor. Dokunuyoruz stanbul'a, ama ruhu-
nu kavrayamryoruz. Bazen merak ediyorum
,
biz stanbul'da
yaayanlar stanbul'u ne kadar yaryoruz?
Byle zaman|arda Kopenhag gibi dzenli ve sakin yerlerin
enerjisiyle kyaslyorum bizdeki
lgn
tempoyu.
'Ve
merak ediyorum hangisinde daha retken olu,r acaba
insan? Burada mr, orada m? Bizde hayat daha zengin ve derin,
ama yrpratcr Burada daha dzenli ve yapcr, ama srlcr. Ortasr
olsa keke. Ortasr olabilir mi?
Kopenhag'da birka gn geirdikten sonra balyorum s-
107
tanbul'u
zlemeye, ,ls",
ehir,
Bizeramen
hala
gize| olan,
gzel kalan ehir,
Kalbi tp trp atan ehir,
Sokaklarr
mavi mor
damarlar
gibi incecik,
rengrenk
ve bir ahenk,
Karmark,
elikili,
her ta altrn olmasa
'n:
:**Oak
birer hikye
;"; istanbul!
Hibir ehir
tutamryor
yerlnr,
fuf elarleolik s abahlar
Bayrau sabal uyandm. Nee iinde olmalym, crvrl crvl,
krpr kprr. Anra baktnr, moralim lirnrni, nabzrm tp tp melan-
kolil atyor. Sebepsiz, mantrksrz, ylesine, tirdenbire. Hava par-
al
bulutlu. Ha yad ha yaacak, Battaniyey
ekiverdim
yz-
me. Kirnseyi gciresirr yok, bir gunlne grnmez olsam keke.
Hibir yerde durasrnryok; gn batana kada: gebe olsam keke.
Hani kapy ap vrneye balasam, saki hi dunnavacam.
Yrye yniye lendiri kutupla,da bulabilirim ben bu n
taliyie. Oradn, tizeirde kttup aylan resmi ola bir kartpostal
satrr alrrm ve stanlul'daki kendime postalanm. I)erim ki:
"Sevgili Ber,
Merak edi.yorur e:eden kaynaklanryor
L
nelankolik
halleri? Nas] oiuytr da len aileni, dostlarn, arkadalar-
rrr, okrlarn ve ckseriya insanl bu kadar seviyor, sevebi-
liyor henr de zanan zaman bylesine lrad safhada asosyal ve
mnzevi olabi)iyorsurr? Bir lulabilsem dengeni... Bir anlaya-
bilsem seni..."
IJ ayrm sabah uyandrm. Kutuplara gitmek yerine, evde
kaldn. Kap
ald,
atrn.. Karmda bir misafir. Tandk bir
yz, ta teden.
ocukluumdan
beri zanran zarnan beni yoklayan o dipsiz
ve sebepsiz durgurlulr ve kasvet, namr dier Melankolianm
(Melankoli Harm'rrr hrzla sylenmi biimi) bayram ziyate-
tine gelnri. Elinde bir kutu
ikolata.
Tabii ki bitter. Nasl
kklarrn? Nasrl "Git" derim? Mecburen buyur ediyorum.
"Hogeldi n Melarrkolianrm. .. "
Melankolianrm siyah salarr srmsrkr topuz, ayarnda ten rengi
rabr,
zerinde
k
bir nefti dpiyes, oturuyor salonda. ncecik,
bir gdm faz|as yok, her zamanki gibi. Yanna iliiveriyorum.
104
"sylesene" diyorum, "neden insanlar, bilhassa kadnlar kimi
zaman anszln melankoliye yakalanrlar? Biyolojik mi bunun
sebebi? Ktlttrel mi? Mistik mi? Ekonomik mi? Hormonl a:nm:z
mr bunu yapan, toplumsal koullanmlklaram|z m? Nedir
ansuln kadrnlra gelen hzn dalgalannn sebebi?''
Diyor ki bana: "Erkek genellikle gne gibidir. Ya batar ya
kar.
ktidar peinde, y a kazanrr ya tepetaklak yuvarlanrr. Net,
berrak, sade ve yaln. kadn ise a5nn halleri gibidir.
parlarken
bile,bir yanr karanlkta kalr. En grnr olduu zamanlarda
bile bir paras bulutlann ardrnda... Kadm muammadr.''
"E ne yapacaz peki?" diyorum sabrrszlkla. "Nasrl
rka-
caflz bu hallerden?
"karz elbet, yeter ki kendimize ve etrafimrza drst ola-
lrm, rol yapmayalm. Melankoliyi de benimseyrp, sevecesz. ve
onu bastrrarak yok etmek yerine, retken enediye
evirecez''
diyor. "Melankoliyi grmezden gelmek
zm
deil. onun
yerine, alp hamur gibi yourup
ekiller
ina edecez. Hzn
dediin yakrr insana, yakr kadrnlara. Hzn sanatrn, ede-
biyatn ve yaratcln
emrine vereceiz.''
Houma gidiyor syledikleri. lgiyle dinliyorum. ''sana tuhaf
bir yntem nerebilirim" diye devam ediyor Melankolianm.
"Derhal bir kitabevine git, bir adet cioran kitab satn al.
Hali hazrrda bozuk akseden moralin yle bir hzla dibe vura-
caktrr ki, oradan sekip de su yzne
rkman
karnrlmaz.''
cioran getimi z y,zy],n en bedbin, en karamsar, en nl
filozoflanndan. Romanyal. Tesadf deil Romanya'd.an
rkmr
olmasr. onun gibi damardan kasvet bir ses kanada'dan, Las
\gas'tan ya da Kanarya Adalan'ndan
kacak
deldi ya. Dou
Avnpa'dan gkacak haliyle. yle bir adam dnn ki, daha
iiriversite yllannda hayat didik didik ederek sorgulamaya
balasrn. yle bir gen adam dnn ki, hen z 23 yanda
kaleme alp yaymlatt
felsefe kitabnn ad ''mitsizligin
Doruklannda" olsun. Bu yaprtrnda Bergsonculuu, yaadrmz
105
hayatrn
karnrlm az bir biimde trajik olan boyutunu anlaya_
mamaklavearklayamamaklasularCioran.Zotadamdrr
vesselanr! Bir baka bayapltr rmentn
kitab,nda yle
der:
,,Kkeninde
ylrma mahkfm olmayan hibir
,yeni
hayat, grme-
dinimdiyekadar.Herinsarnnzamaniindeilerleyipbunalrm.
l bir gevi getirmeyle kendini tecrit ettiini,
yenilenme niyetine
,demitlerinisoldurupkendiiinedtiingrdm.".
sevgili kadnlar, ir sabah uyanlr da Melankolianrm,r
salo_
nunuzda bulursanrz,
ko,rmayn
onu. lgin kadndrr,
tanrmaya
deer. cioran okur, Leonard cohen dinler, renklerden
en
ok
griyisever.Birba:dakayiinkarlkl.Tanrnkendisiyle.
Hosohbettir, hretinin
aksine, Ve ne zamarl ruh haliniz
tkezlese,
sizden daha bedbin birinin sesine kulak verin, Belli
olmaz iyi gelebilir,
ivinin
iviyi
skt olmutur,
t
,1l
l
l
i
1,1
li
j
,]
i
ll
lliii
il
]i
,'11
lr
iiii
Kadrlar S euneyerL Kadrlar
Oyle kadnlar var lri, "dtinyaya bir daha gelseniz ne olarak
geimel< isterdiniz?" sorusuna, "tabii ki kadn olnak isterdim"
diye cevap vel,ecek kadar ci.siyetleriyle bark giirnrler,
ana gelre de bi, tirl lrcmcirrleriri sevemezler. Kadnlarr
sevmeyen kadrrlardr l-unlar. 'farrrrrz onlarr. mr hayatmz
boyunca defalarca J <arlarz.
()krrlda,
sokakta, ite, evde,
alverite, her yerde... Ini zaman latif bir dantelli ttllle
sa_klarlar lu cilimlerini; kini zamansa saklamaya gerek
duyrraz, ailidr ederler. I{atta zarran zaman bir salgn has-
talk gibi yaygnlarr kaclnlar -sevmeyer-kad nlk lrali; gribe
yalalanr gibi biz.ler de yakalanlrlz. Bir baknrrrz kadnlar
sevmeyen ka]lavi laflar ediyor, kendinizi hemcinslerimizden
ayrr tutuyotuz. Farkrrra varmazsak alr barr i}e,ler bu eS-
lim, iyileemeyiz. Flayatimz boyunca zerirnize yapp kairr
bu sevgisizlik; hastalk kronikleir. Durumun ayrrdrna varlp
ruhunuzu tedaviye alrrsal ge:er. Geer ve geride kalr.
Kadrnlarr sevmeyer kadrnlk hallerinin ilk ipular aslrnda
ocuklukta
yatar. Biyolojik sebepierden ya da genlerden tr
degil, yetitirilme ve sosyalleme biirnlerimizden tr. Hani
hep prenses olrrrak zere yetitiriliyoruz ya, lrer masalrn da
nalum or de$l, yz degil, bir tek prensesi vardr, Kz
ocuk-
larr masallardan sadece "gljzel" ve "prenses" olmalan gerekti-
ini
deil, rekabeti de rerir. Klkedisi ve ablalar, Pamuk
Prenses ve vey annesi... Kadnlar masallarda hep hemcins-
leriyle urar.
Kendi aralannda oynayan
ocuklara
bakrn. Aniden bir kz
ocuk kar,
bir baka krz
ocuuna
durup dururken kt dav-
ranmaya bal.ar. Onu
o'o5nn
drr" ilan eder, cezal gibi kede
beklemesii ister. Srf o da kz olduu iin. Srf yarlgr sinirine
dokunduundan.
ocuklukLa
fazla gze batmayan bu hrrrr
108
eilim ergenlikte
tavana vurur. Gen kzlann kendi aralann_
dan birini ya
da birkan dpedz ''teki' ilan edip,;;;;.
hevesleri gencecik yreklerde
slzm sztm hikAyeler brakrr.
tek gen lzrn kyafetleri,
tavrrlarr, konumas,
bizzat
varll alaY ve eletiri konusu olur. Dnya edebiyatrnrn
nl
kadn yazarlarndan
Margaret
Atwood bir romannr
srrf bu
tema zerine kurmutur.
En yakn krz arkadalar
tarafn-
dan dlanan,
onlara yaranmak
iin
abalayan,
abalarken
hrpalanan
ve yaralanan
bir gen
krzrn azndan yazmrtrr.
Ama bazen kadrn yazatlar
da hemcinslerini
sevmeme
hallerine tutulurlar.
ve o zaman bu eilim yazrlarrna
slzar
kalemlerini
ekillendirir.
9 v.uul'
ok
sevdigm
ve gerek
hayatyla, gerekse
kaleminin
krv_
rakhryla
beni hep etkileyen
Halide Edib Advay'rn kadrn]ar_
dan
ok
holanmadrn
dnmeden
edemiyorum
bazen.
Hani kz kardelik
bilinci, kadrn dryrrrrrasr
bir kenara,
zamanrnn
kimi kadnlarnrn
varlrklanna
bi" t.hammI
ede-
miyordu sanki. Mor Salkml
Eu, bu nemli yazaflmzn
dn-
yaya
ve kendine
nas,l baktna dair nemli ipulanyla
dolu
bir eser. Nedense Adrvar burada dnemin
erkek entelektel-
Ierini and- halde, kadn yazarlarnr
grme zdengelir.
Mesela
Fatma Aliye Hanm ya da Emine Semiye Hanrm'a yeterli
atfta bulunmaz.
Halbuki aynr dnemde
ve aynr topraklarda
yaayan gerek
Mslman gerekse gayrimslm
kadn yazat
ve
airlerle ice ortak nokta vardr arasrnda.
Bunlan
".
g"-
mesi, hemcinslerinden
uzak duruu bence dndrc.*
Zihnmlzin
bir yerinde
ne yazrk
ki hep ''iyi tadn'' ve 'kt
kan" ikilemi duuyor. Bir sarka gibi tepemizde.
Byle ren-
dik annelerimizden,
ewemizden, filmlerden
ve kitaplardan.
Daha entelektel
olanlanmrz
bunu birazdaha
sofistike bir di]le
*Ayn
tav; in,i|iz kadn yazar George Eliotda da vard. t856Ua kaleme ald bir ya..ya "Hanm
Romanclarn Yazd
apa Eserler'' ir,E,n,
"ocak
kadar kendini
onlardan a),ryor, uzak gryorar.t"a
,"p "erkek ur rolanc gibi'' yazmak isrcdi,
kadn romanc olarak an,lmal. aegll.
109
"ideal kdn" ve "teki kadrn" yapveriyor, ama iki]em deimiyor.
Halide Eb'in henz otuz yarnda yazdr Handan roman. tam
da bu ikilemi aa
rJ <anr.
Orada yazat iki farkl kadn tipi
ka-
nr okurun karrsrna. Bir yanda Neriman, bir yanda Handan.
Tatl huylu, isyan nedir bilmeyen, evcimen, son derece sra-
dan ve srradanlrg,yla yceltilen kadrn tiplemesidir Neriman.
Alabildiine edilgendir. Her trl hrrstan, arzudan, kav-
gadan arrndrrrlmrtrr. Kocasr onu
yle
anlatrr: "Hayat bir
ikence, bir burgu, bir ate yapan kadrnlardan sonsuz olarak
kendisini uzaklatrran sade ve samimi bir kz..."
Romandaki zt kadn karakter ise Handan'drr. lk bakta
dii canavar gibi gelir okura. Ne var ki Handan'r
ekici
klan
bir zellik vardrr: Beyni. Hatun aklldrr, kltrldr. Bilim,
felsefe, sanat, edebiyat gibi konularda, stelik erkek meclisle-
rinde rahatlkla konuabilecek kadar birikimlidir. Erkeklerin
tekelinde olan bilgi ambarrn delebilmi nadir kadrnlardandrr.
Halide Edib Adrvay'rn pek
ok
romanlnda oldufu gibi burada
da bir "ideal kadrn" tiplemesi ne
kar,
bir de "cariyelik gele-
neini srdren kadrn." deal kadnlar ne kadar dirayetli,
vatanperver, akrll, azimli, cinsiyetsiz ve kadrnlktan uzak
ise, cariyelii srdren kadnlar da o kadar edilgen, kadrnsr
ve srnrlrdrrlar. Mesele
u
ki erkein hayatrnda her iki kadn
tipine de yer vardr. Birine karrsr,
ocuklarrnrn
annesi, evinin
hanrmr olarak. Berikine arkada, fikirda, yolda olarak.
Birinin bedenine ihtiyac vardrr. tekinin beynine.
Margaret Atwood'un, Halide Edib Advaln zihinlerini ve
kalemlerini megul eden "Kadrnlarr Sevmeyen Kadnlk
Hik6yeleri" bugn bizlerin karrlatr ikilemlerden o kadar
farklr degil. Ama bir nokta ark. Biz kadnlar birbirimizi kate-
gorilere btlldtltlmz, hemcinslerimize hrrrnca eletirel bir
nazar|a baktrrmrz ve "l<z kardelik" kawamr yerine suni bir
Prenses Rekab9ti'yle hareket ettiimiz mddete deimeye-
cek bu khne kalrplar, deiemeyecek...
Yazarl lei Altr Forml
Yaptrm lrer imza gnnde, gittiim her edebiyat etkinli-
inde
karrma
rkan
ilgin bir durum var": Sakl edebiyatlar
lkesi Trkiye. Potansiyelyazarlar ve potansiyel
airler
lke-
si burasr. O kadar
tk
insandan benzer szler duyuyorum ki:
"Benim krzrm da yk yazyr", "Ein senelerdir
iir
yazat,
hi brakmad." ya
da
"Ben de genliimden beri bir
eyler
karalryorlm." renciler, ev hanrmlarr, serbest neslek sahip-
le,i, doktoria, memurlar... lk baka edebiyatla ilgisi yok
zannettiiniz bir insan pat diye ayn
eyleri
syleyiveriyor:
"Ben de yazyorun." Ne tr
eyler
yazdklarrnr sorduumda
yarr mahcup aklyorlar, bir srrr paylarrcaslna. "Denemeler,
ykiler,
iirler...
I)efterler dolusu!"
"Ne gzel" di.yorum. "Kaleminize kuvvet. Peki neden ede-
biyat dergilerinde yahut sitelerinde yayrnlatmaya
almyor,
do sya yaprp ya ymevlerire yoll amyorsunuz? N iin y azLarnz
kerdiize saklryorsuuz?" Tlhaf bir sessizlik oluyor. Yazmak
tamanr da, yazdrk]arrnr paylam ak zor. Bir gen kz byk bir
aklkla itiraf ediyor: "Reddedilirim diye korkuyorum."
"Reddedilebilirsiniz, doru. Kirnse burun garantisini vere-
mez. Ama reddedile reddedile baarrlr olan o kadar
ok
yazar
ve
air
var ki dnyada."
"Evet ama yaymlansa daha nr iyi olur, yoksa daha m kt?"
diyor ksk bir sesie. "Denemelerim yaymlansa beni tanryan
herkes okur, o zaman da herkes eletirir."
Eletirirler ama sen gene de kapatma kendini. Eer hayal-
lerini ve hikAyelerini hep kapal bir kutuda tutarsan, inan ki o
kutuun havasr yetmez lrelimelerine. Harf zgrlk seyer. Harf
scnsuzluk sever. Kaplar, pencereler ak olsun ister. Pfir
pftir essin yel. Dtlrt bucak yedi iklim sonsuzluk
jster kelime-
ler. Ne kutu, ne
ekmece,
ne sandrk yeter. nan ki havasrz kalr
<re(
ue Yl
112
ilham perisi
kapatId yerde.
kanatlan
solar, benzi atar. sen
a ruhunun
kaprlann. payla
yazdklannr
cmle mahlukat]a.
A kendini
kAinata.
"Eletir.ilirim,
yerilirim,
aman yanl
anla-
rlrnm" diye
-
korkma.
Eletirilirsin,
yerilirsin
ve dahi yanl
anlalrsn,
doftu. Ama baka trl nasl byr ki insan,
nasl
eitilir
nefs dedin,
nasl mrekkebine
kavuur
kalem?
Gelebilecek
eletirilerden
ekindimizden yazmaya
dair
en temel,
en insani
heves ve hayallerimizi
bile bast lyoruz,
Ertelenen
kitap projeleriyle
dolu zihinlerimiz.
Halbuki pek
oumuzun gnlnde
bir kitap yazmak
var. Gnn
birinde,
iler biraz daha raJ nna
oturnca,
bir kenara
be kuru para
koyup
almak zorunda
kalnmadnda
oturup yazlacak
bir
kitaP",
Kimisi hayat hikAyesini
yazmak
istiyor,
kimi bir tan_
dnn
bandan
geenleri.
kimi gemiin
rr.u*rn
kitapla
almak istiyor,
kimi kalcr bir eser brakmak.
kimi bir kurgu
peinde,
yle bir kurgu
ki srekli yeniden
yazlr1,or
zihinde.
Fikirler gze',-ama
erteleniyor
nedense.
Halbuki
kitap yaz-
mann gelecekle
ilgisi yok.
Yazmanrn
tek bir
anda,
imdi.r,
J ---' ^gzrrallll ,er( Dlr zamanr
var: "u
Yazarln
kalb yok.
Genelgeer
reetesi
yok.
Her insa-
nn haYat,
kiili$,
mayas
ve kimyasr
nasrl farklysa
,
yaz.
serveni
de farkl
olmak
durumunda.
Kimi krkndan
sonra
yazmaya
balr.a
kimi en gzel
eserlerini
genIiinde
verir.
Kimi bir kitab
be senede
ti*u*].r,
kimi b ayda.
Hibir yol
dierine
stn
deildir.
Aslolan
ortayakan
eserin
derinlii-
dir, Bakalanna.
bakarak
deil, ancak
kendi iimizi grerek
Yazabilitiz, Her ite olcluso grb
burada
da temel itki ieriden
gelir
insana,
dandan
aesil. Ama gene
de formI
arayanlara
syleyebileceim
tek
ey u:
.' L-"' orr""otan
beslenir
yan,
Birbirine
zt, ama ikisi de kudretli
iki ana akrnt
elik
eder edebiyatya.
Formil
bir: (Hny'fIrs
arpr Emek art Disiptin)
bI (Yal-
nzlk).
Yazmanrn
ilk formlt
kiisel
hnlar
u" hrr."rla
ba-
113
lantldr. kimi yazar|ar ve
airler
luzgrnlktan, krrgrnlrktan,
lakknn yenildii ya da kymetinin yeterince bilinmedii sap-
]artsndan, bir konuda kimsenin kendileri kadar uzman olma-
d inancrndarr yahut birilerine bir
eyler
anlatma arzusun-
dan, bazen de kavgadan, kavgacrlktan beslenir. Hrn, hrrs ve
fke... U de kud,etli
arklardrr.
nsanr retken klabilirler.
yan,
sr,a muhakkak emek ve disiplin gereklidia bir de tabii
yalnz kalmak.
yalnzlk
olmadan yazarlk olmaz. Bu forml
krsa vadede baarl gibi grnse de trzun vadede tavsar. tle
keskin sirkedir, kabna zarar. Hntan beslenen insan sonunda
kendi bindigi dai kesmeye balar.
}'orml iki: (AVT\tku
arp
Emek art Delilik) bl (Yal-
rzlk). Burada temel etmen aktr. Yaptrn ii sevdiin iin ve
severek yapmak. Akrl nantkla aklanamayan bir te boyutta
gezinmek. nan niye Ark olduuu bilebilir mi? Tek bildii
k olduudu,. Niyesi deil. Yazya da Ak olunur. Kii seve-
rek ve tuthuyla yaza. Yapt ii o kadar benimser ki yazma-
dan yaamay dnemez bile. Disiplinin yerini delilik alm-
trr. Yazmaya koyuldu mu durmadan, duramadan, gece gndz
yazar. inden cin
katrcasna.
Saatler, gnler, aylar ve sene-
lerce gdm gdm biriken emek. Ve tabii bir de yazarlrn
olmazsa olmazr: Yalnzhk. Yazarlrn iki altrn fornl var. Bu
ikisinden hargisinin seileceS tamamen kiiye kalmr, kiinin
ruhurun rergine.

n
;i
ll
ii
ll
Balondan
Grnen
Dnya
Kapadokya'da
bir bay-am sabah.
Gtn aarmak
zere.
uzaklardan
gelen yabani
ot ve
iek
kokulan
,
rizgdrn
serin
nefesine
kanyor.
Havada
bir iyimserlik,
bir beklenti,
bir
macera heyecan.
vadide yzlerce
insan toplanmr.
Her mil-
letten, her yatan,
her dili konuan...
Yerde, gz alabildiine
sal sollu uzanacak
ekilde balonlar yatryor.
uzaktan
bakl-
drnda
rengArenk
kuma toplann
,rarrorar.
sanki
rlsm
bir kuma
uram
vadiye.
lgrn ve cmert. Dkkanndaki
btn kuma toplann
tam
buraya, saa saa amr.
Rzg,rda
her
ey
renkli, her
ey srreel,
her
ey ve her yer
yan rya yar gerek.
Bizler bir kenarda
beklerken,
devasa tplerle
balonlarn
ilerine
hava dolduruluyor.
Ayn anda elliden faz|abalonun
imesine,
ekillenmesine, bymes""
""
aerken ykselii-
ne tanrk oluyoruz.
Her
ey tamam
olduunda yolcular
onar
yirmier
sepetlere
doluuyor.
Az sonra gJ kn
r' benek benek
balonlarla
kaplandnda,
o sepetlerden
birinin iinde bizler de
varaz, Balyoruz
aarya,
oradan
bakrnca
bambaka
grnen
dnyaya.
kapadokya'da
bir bay,am
sabah.
yerden
metrelerce ytsek-
likte bir balonun
iindeyi z ya|nndostlarla
beraber.
sadece daha
yukan
kabiliyo r ya da alalabiliyoruz,
hareket
kabiliyetimiz
bundan ibaret. T,pIu gerek
hayatta olduu gibi. Direksiyon
yok.
Vites yok.
Ne saa dnebi]iri
r, n sola. Rot amlz, bizden
daha
kudretli
bir etmene,
rzg,nn
iradesine
kalm. Biz ne yaparsak
yapalm
gidiata
yn veremiyoruz.
Esen yelle
beraber
hareket
etmek,
dier balonlar
arasrnda
kendimiz"
nr"r bir yer aa-
rak, kjmseye (Tpmadan
ve
atmadan zgn bir yol izlemek
durumundayz.
tpk, gerek
hayatta olduu gibi. Bundan ibaret
balonun
abasr... Mtcadeie.ir,
*k.b"trr, guilimsiz
bir varolu.
715
Aramrzdaki arkadalardan en tiltiz, en mkemmeliyeti ve
her
eyi
kontrol etmeye en meraklr olanlarlmu bile bu durum-
dan rahatsrz olmuyor. Balonun ynn bizim d"il, rzgArrn
tayin ettiini kabul etmekte, ne tuhaftr ki, kimse zorlanmryor.
Halbuki stanbul'da lralimiz ne kadar farklr.
ehir
hayatnda
her
eyi
planlamaya veya planladrmlzl sanmaya, kendimizi
"Dnen ve Kotaran zne" olarak algrlamaya o kadar alr-
krrrrz ki. Halbuki balonun iindeyken, normal
artlar
altrnda
unuttuumuz bir tesli4riyet ve hafflik hissi geliyor stmze.
Biraz da
ocuksu
bir merakla dikiliyoruz sepette. O an herkes
lendi kendisiyle ba baa kalyor. Kendi iine bir gz atryor.
Bir an iin de olsa herkes kendi bildii dilde ve
ekilde
selam
veriyor zne, derununa.
afak
skyor Kapadokya'da. Gkyz eflatun ve pembe
tonlarda. Aada dnya yepyeni bir gne hazrrlanryor. Olanca
tela, heves ve hayhuyuyla. Arabalar, telefonlar, randevular,
konumalaE vaatler, krgrnlklar, yanl anlamalar... Balondaki
bizler ise tyden hafif, Sarr Sultan'dan sarr olmuuz.
Dnyanrn rettii hibir grltri iitmeden, hibir yk
srrtlanmadan ylesine duruyoruz semada. Seyrediyottlz 6lemi.
Seyrediy ot|J z Alemdeki kendimizi.
Elbette bu, yzyrllardrr mutasawrflarrn, yle balonlara
veya tayyarelere binmeye gerek grmeden gayet yakrndan
tecrbe ettikleri bir halin kryrs. "Kah
rkarrm
gkyzne
seyrederim 6leni, kah inerim yeryzne seyreyler Alem beni"
demenriler bouna. Balodan bakrnca dnyanrn orantrlan
deiiveriyor. Kliiyor srkrntlar. Aardayken devasa gr-
nen
eyler
buradan baknca kannca boyutunda kalryor. Dz
mantrk, yerekimine yenik dyor. Tasalar, hrslar, gayeler,
didinmeler hepte nemini yitiriyot Zaman uzun, ince, iler-
lemeci bir
izgi
olmaktan
kyor;
ufacrk ve rengArenk sarmal-
lara dnyor. Hr
ey
geici. Aslolan
u
an ve
irydi.
Ara srra yapmak lazrm bunu. Balondan bakmak lazrm dtln-
115
YaYa, Bilhassa
u
anda depresyonda
o]an] arayada
monoton]uk_
tan sllanlara,
aktan ve muhabbetten
,rrk kalanlara
ufack
bir tavsiye
bu. Gidin kapadoky
a'ya. Gtn aarmadan
kn bir
balona.
Alan deitirin.
Bir de o ytksek]ikten
ve dinginlikten
baln hem iinize hem cm]e kAinata.
Beklemediiniz
kadar iyi
gelebilir.
Neler Oluyor Bize?
Bir okurumAdana'dan bir mektup yollamr. ten, duygusal,
samimi. Bugnlerde bir retmen olarak, bir kadn olarak; bir
anne olarak, bir insan olarak gazeteleri okumakta zorlandnr
sylyor. "Bize neler oluyor?' diye sormu ardrndan.
"Byle
degildi bu toplum. Nasrl bu hale geldik? Utan duyuyorum.
insanlk aclna."
f;
Pe pee gelen Laciz ve cinayet haberleri tm lkeyi derin-
den sarsryor. Ama bu tr insanlrk d hadiselerin bu toplum-
da daha ewel yaanmadr, bugnlerde arttr iddias doru
deil. Benzer olaylar eskiden de oluyordu, ama
ounlukla
duymuyor, konumuyorduk. Gazetelet yazmlyor, kamuoyu
tartrmryor, politikacrlar "grmyor"du. Yerel yetkililer bu
konuda bir aklama yapma ya da toplumu bilgilendirme ihti-
yacr hissetmiyordu. Kaln bir sessizlik perdesi
ekiliyordu,
o
kadar. Tpk "tre" cinayetlcrinde olduu gbi. teden beri
oluyordu bunlar. Tek farkla: Fazla duyulmadan kapanryordu
hadiselerin st. Toplunun geri kalanr durumdan bihaber
devam ediyordu yoluna; bilmeden, grmeden, dnmeden...
Bir toplum ne kadar feodal ve iine kapank ise orada
in.sanlarn
_zellikle
kadnlann_ hayat o kadar nemsizleir.
Kolektivite ve otorite karrsrnda birey adeta
aresizdir.
Si-
tem demokratlatrka ve kitle iletiim aralan daha iyi bir
ekilde
iledike tek tek bireylerin varlrr nem kazanrr. O
zaman sadece ntifus sayrmrnda birer "rakam"dan ibaret olmaz
insanlar. Bal barna eit ve bamsrz bir birey olarak algla-
nrrlar. yleyse, bugr ensest, tre cinayetleri ve cinsel taciz
hadiselerini geni dzeyde konuuyor olabilmemiz, aslrnda
bugn dtinden daha demokratik ve ak bir topluh oluumuzla
ilintilidir. Bu bir paradoks g,ibi grnse de, konuabilen bir tqp-
&
118
lum, yazabilen bir toplum, yani meseleleriyle yzleebilen bir
toplum, "ortada hi sorun yokmu gibi yapan" bir toplumdan
daha ileridedir.
Bir kadn kurultaynda bir konumaclnrn
krp yle
dedi-
ini
hatrrlryorum:
"Ensest
ve yakrn
evre
iinde taciz gibi
meseleler bizden
ok
bireyci Batr toplumlarlrun sorunudur.
Bizdeki aile yapsr o kadar salam ve ktlkltl ki byle
eylere
milyonda bir bile rastlanmaz.Bizim aile yapmrzda btlyUkler
kfleri korur, kkler otoriteye sayg gsterir.'
Artk bu yzeysel zannmz krld. Ve krrrlmasrna ihtiyacr-
mrz vardr. Gereklerle yzlemek iin. Hakikatleri grmeden
ve kabullenmeden, kendimizi gelitiremez, gzelletiremeyiz.
Bir toplum her meseleyi zgrce konuabildii ve yazabildigi
lde zenginleir. Konumak, konuamamaktan
ok
daha
iyidir. Bundan dolayr, olaylarrn zerini kapatmaya
alrmak,
"Ajleler kendi aralarrnda anlatr, siz karrma;nn" demek
doru deildir.
Siirt'teki gibi bir olay ortaya
ktrnda
yetkililerin basrna
atmak
yerine
unu
demesini tercih ederdim: "Bizler yaa-
nanlardan dolay byiik bir znt duyuyotuz. Kadm olsun
erkek olsun,
ocuk
olsun yetikin olsun, tek tek her vatan-
darmrzrn daha iyi, daha eit, daha zgrce yaamasr iin ve
bir daha bu tr karanlk hadiselerin olmamas iin elimizden
geleni yapacaz, yaptyotz. Siz de bize destek olun. Beraber
adrm atalrm."
te yandan inanyorum ki nice Siirtli durumdan derin bir
keder duymakta. Onlar da bu tr hadiselerin her yerde olabile-
ceini, bu
ekilde
damgalanmaktan znt duyduklarrnr belir-
tiyorlar. Hakllar. Grsel ve yazrlr basnda bu konuyu konu-
urken
meseleyi Siirt'e has bir grinah haline getirmemeliyiz.
Siirt'i ve Siirtlileri dlamadan, telemeden, tekiletirmeden
konumak ve yazmak durumundayrz. Peki ne yapmal? Ewela
kolektif bir bilin oluturmal. Ortak duyarlrlrk, adap ve vicda-
179
rrnrrzdan
feyzalarak,
Bu bizim ortak meselemiz,
Hepimizin!
Trkiye,dekikadnlar,eler,anneler,anneanneler,krzkar-
deler, ablala
gelir beraber adrm atalrm,
Mionlarca
seme-
nizaslntlabiz.Nekadarglytz,amafarkrndabiledeiliz.
Bugndenitibaren,siyasipartilerinvesiyasetilerin,kadrnlar
veocuklariinneyaphklannadikkatedelim.Dahaokkadrn
vekilin Meclis,e
girebilmesi
iin uraalrm.
oyumuzu,
destei-
mizi bu konul.rl
aoyrrl olanlara
verelim.
zorda olan, darda
kalank,zkardelerimizedestekvermekiintektekneler
yapabileceimize
kafa yoralrm,
Birbirimizin
kederine
kaytsrz,
birbirimizin
hikayesine
bigd_
ne kalmayalrm,
nsarr ii Orenme|tir
"Ak' okudum, tasavvuf ile yakndan ilgileniyorum. Bana
bunun ardrndan ayn alanlarda ne okumamr tavsiye edersi-
niz?" diyen okur mektuplarr ve e-mailler alyorum. Tavsiye
vermek benim haddim deil. stelik ne uzmanrm bu alanda,
ne yetkin. Benim iim }ikAye anlatmak. Ben okurlarrm bir
hayale, bir hikAyeye davet ediyorum romanlarmda. Alz'ta da
beraber bir hayal kurduk. Beraber bir hikAye anlattk. Ama
rahmetli Cemil Meri'in dedii gibi, hikAyelerin ve kitaplarla
gelen hayallerin
u
"hakiki" dnyadan daha hakiki olduunu
unutmayarak...
Tasavvuf lronusunda herkesin kendi mizaclna ve ihtiya-
larrna gre okuma listesiri elleriyle kurup adrm adrm olu-
turacana inarryorum. remli olan iyi ve isabetli kitaplar
okumak kadar, tasavvufu kitabi bir bilgi boyutunda brakma-
mak. Yani yaamak. Yaatnak. Bugne tarmak. Gndelik
hayatrn ufak tefek admlarr iinde aramak ve bulmak bulabil-
diince. Gayret etmek, kadrince. Yoksa teorik, uzak, "eski" ve
tenelde hissedilmez bir boyutta kalyor bilgr. Halbuki bilgiyi
de yaamak lazm.
te yandan
unu
da biliyorum ki, gene kitaplar araclSyla
gnller aras kprler lurabili birbirimize kaplar aabiliriz.
Gzel kitaplardan, gzel filmlerden, gzelliklerden bahsede-
biliriz. Birbirimize yollar aabiliriz. Bu niyetle, sevdiim ve
etkilendi$n bir kalemden bahsetmek istiyorum. Bat'dan ve
Dou'dan
ok
savda insana ilham vermi ve Sufilii tantm
bir isirn: dris
ah.
"rrsann ii frenmektir. I)eve insandan daha guldr; fil
daha iri, asla'dalra yi$tti,. SSr insandan da}a
ok
yiyecek
yer, kularrn erkekligi daha faz|adt. nsanrn ii ise ren-
mek, iirenmek, renmektir bu 6lemde...." Byle diyor dris :
&
122
ah,
kadim tasarvf metinlerinden aktanmlarda bulunduu
yaprtlannda. Byle diyor Trkeye kazandrn|an Sufi'nin Yolu
kitabnda.
arprc
tasawufi hikAyeler ve tekrar tekrar dnp
dnerek okunmasr gereken mesellerle dolu bu kitap basnda
ne yazrk ki yeterince ilgi grmedi, bir hayhuy iinde kaynadr,
ama meraklrsr gitti buldu, okudu.
Bizde ne yazrk ki yeterince tannmyor dris
ah.
Oysa Bat
Alemine, bilhassa Batrlr entelektellere tasawufu tanrtan ve
sevdiren bir avu Doulu yazardan biridir. "Her rencinin
hak ettii mridi bulduunu" syler ki, zerinde uzun uzun
dnmeye deen dris
ah'
etkili krlan sadece eserleri deil,
bir de insanlarrn yreklerinde brakt merak ve muhabbet
tohumlarr olsa gerek. Tabii bir de Avrupalr sanatrlar zerin-
deki etkisi. Pek
ok
kii tasawuf hakknda yazmtrr Batr'da,
ama
ok
az, bu konulara ilgi gstermemeleriyle nl olan
yazat
izet
takrmr tarafindan ilgiyle okunmutur senebesene.
Kimi Katolik kimi Protestan kimi Yahudi ailelerden gelen
ktllttlrel elite, tasawufu sevdiren insandrr dris
ah.
Onun
sadk okurlarr ve sevenleri arasrnda ngiliz romancrlnrn
divalanndan, Nobel dll Doris Lessing de vardrr.
dris
ah,
L924 senesinde zot bir corafyada, Afganistan'da
dnyaya geldi. Seneler sonra yazdfi, kitaplar dnyanrn en
ok
konuulan tm dillerine
evrildi.
dris
ah,
"arayan" her
rencinin eninde sonunda kendi aynasrn, kendi mridini
bulacana inanrrdr. Ancak bir o kadar eletirel yaklardr
mrid-mrid ilikisini hiyerarik dtlzlemde kuranlara. Ona
gre mrid ile mrid aynr zeminde olmalydr, aJ mr gnlden,
ayru demden. Yani yle biri tekinin elini etei.ni pecek, biri
aada teki,rukanda olacak... Bunlardan yana deildi. ldris
ah'a
gre retmen ile renci aynr seviyede olmalr, aynr
prnard,an su almalyd. "Tbsawf, insanrn kendi kendinin
farkna varaca ve kendi kendine gerekletirece,i bilgidit''
demesi bu yzden.
Soru: Tasawuf
ile dier dnce
yntemleri
me var mr?
Cevap: Yok ve olamaz, nk
tasawuf tm
temlerini bnyesinde
toplar; hepsinirr kendine
123
arasrnda eki-
dnce
yn-
gre bir kul-
,li
]ll
rli
il
]r
lanrmr vardrr.
Soru: Tasawuf belli bir dille, belli bir toplulukla, lelli bir
tarihsel dnemle mi srnrrlrdrr?
Cevap: Tasavvufun
herlrangi bir zaman, Yer
VeYa toPluluk-
takigrnenyzi-eitlilikgsterebilir,nktasawufken-
disini her insan tarafrndan
kavranabilir ekilde
sunmalrdrr,
Soru: Trkistanlr
Ahmed Yesevi ve Endltslt nn n Ara_
bi'nin okullanndan ok
az eser var, neden?
Cevap:rkytiksekaolay,diyannda,ibitinceocakkapa-
nlr.
Tasavnfokumak,drisahokumakvedahanicenicekry.
metlikalenrleriokumakhayatabakrrmrzdeitirecek.oku.
maklazrm.ok.Dahaok.Nedeolsainsanrniirenmektir.
grenmek
ve bir de mhabbettir,
?,nL
e y/"
Anrtesinin Olu
Yaadrmz her duygusal arrzanrn ya da elimize yzmze
bulatrdSnrz her ak macerasrnrn sebebini, dnp
ocuklu-
umuzun
incinmiliklerine balamak zorunda deiliz. Ama
yle yaplyoruz
ou
zaman. Ve ne vakit
ocukluumuzu
bir
bakasna arlatmaya kalksak, temel bir figr ne
kyor
lratralarrmrzda: Annemiz. "Kadrnlar ve anneleri" bah barna
bfu yaz konusu, "erkekler ve anneleri" ise apayrl. Siyasette,
sporda, medyada, akademide, sanatta ve i dnyasrnda baa-
rrlr ve etkin olan erkeklerin
ounun
arkasrnda sanldr gibi
azimli bir "e" deil, iddial bir "anne" var aslrnda.
Kimi erkekler "annesinin olu" ve hep yle kalyor. Ka yar-
na gelirlerse gelsinler onlar annelerine olan dtiknlklerini
ruhlarrnda kalrcr bir dvme gibi tayor. Byuyup niversiteden
rnezun olduklannda, i dnyasrna atrldrklarrnda, hatta evlenip
yuva kurduklarrnda bile durum deSmiyor. Hayatlannrn
rotasrnr belirleyen pusula anneleri olmaya devam ediyor. Kimi
anneler de "olunun annesi" ve hep yle kalyor. Mthi bir
dknlk, titizlik, korumaclk... Yalandka durum deimi-
yor, tam tersine pekiiyor. Olunun mesleindeki ilerlemeleri-
ri, kinlerle rekabet halinde olduunu, sevenlerini ve sewne-
yenlerini ayrrntrlaryla lriliyor anne, gzi hep zerinde.
Olumuz doduunda "esas kiilik slnavln
imdi
baladr"
demiti bir psikolog arkadarm bana. "Bakalrm nasrl bir
olan annesi olaaksrrr?" Bir
ey
demedim. Sadece dinledim.
Bakyorum etrafina, seyrediyorum Alemi. Gen kzlrrnda
hayal ettii dnyay bulamayan veya yetenekleri dorultu-
sunda yaayamadnr sanan; kendi evliliinde iten ie mut-
suz olan ya da senelerce
evresiyle
sorunlar yaayan; velhasl
bir trl kendini tam olarak gelitiremeyen, potansiyelini
aa
rkaramayan
nice anne varrnl younu-oluna, oulla-
,a
y/,/
,',
/ /
,zzz':,
126
rlna adlyor. T\tkuyla, sabrrla, kararllkla... Bunca duygusal
enerji, bu kadar beklenti olan
ocuklarrnn
zerine odak-
lanryor. Sonra o
ocuklar
byyor ve kendi mutsuzluklarrnr
yayor, yaatryor...
Sene 1900. Paris'te sala bir otel odasnda, meteliksiz, kimse-
siz, yaamaktan yorgun dm bir adam uzanmakta. Gzleri
tavana odaklanmr, akl gemite, yrei sevdiklerinde tak]r
kalm. Usulca veda ediyor dnyaya. Olm sebebi: Menenjit...
Bir de raporlara yazlmayan sebepler var: "Tbplum ta,afindan
yanl anlalmak, lanmak, horlanmak, ypratlmak ve yalnz-
lk." Oscar Wilde'rn 1854'te Dublin'de balayan yaam serveni
btlyle son buluyor.
"Arr yazar" yahut "saygn edebiyatr" grnts vermek
gibi bir derdi hi olmadr onun. Keza "erkek adam" tanrmrna
uymak gibi bir gayesi de olmadr. Canrnrn istedii gibi giyin-
di, dilediince sslendi. En olmadk renkler (eflatun,
bordo,
turkuvaz), en olmadk kumalar (ifon, saten, ipek) iindey-
di. Kadifeye bayilr, parlak ve pahalr kyafetlere brnmeyi
severdi. Kimselerin anlamad takrntlarr vardr: Porselen
biriktirirdi mesela, mavi-b eyaz
ay
fincanlan, yemek takm-
larr. Bir o kadar dknd tavuskuu tylerine. Gittii her
yere tavuskuu ttlyleri gtrr, yeni tant insanlara bun-
lardan hediye ederdi.
Huylarrn tuhaf bulanlara aldrmaz, gler geerdi. Hibir
zamal utanmad renkli kiiliinden. "Saplantlardan kur-
tulmanrn tek yolu onlarr bastrrmaya
alrmak
yerine aa
karmak"trr
derdi. nsanrn anzalarrndan arrnabilmesi iin
bunlarla yzlemesi gerekliydi. Hi "-mr gbi" yapmadr.
Kimi edebiyat tarihileri bugn Oscar Wilde'rn srradrr
hayatrn incelerken, "annesi tarafrndan yanl yetitirildii"
sonucunu
rkarryor.
Son derece ilgin bir kiilikti Lady Wilde.
Dnemin kadrn hareketinde nemli rol oynayan, ateli bir
127
feminist olmasrna
ra$nen kendi kocasrnrn aldatmalarrna
ses
karmayabukadrnaslrndahepbirkzocuuolsunistedi.
olmayrnca,<luoscay'rkrzocuugibigiydirdi,frrfrrlrelbise.
ler, kurdeleler, apkalar
iinde. kimilerine
gre, annesi byle
bir yol ."*u*i
olsayd,
Oscar Wilde ne bu kadar rk
olurdu,nedeg"y.N"byleatafatlrgiyinirdi,nedebtyle
sakncalr
temalar hakknda
yazrlar yazatd,
r t
l
DnyaedebiyatrnnbykismiProust,yetikinbirerkek-
ken bile an.r"sirin
*oluydu.
mr boyunca annesinin
gr
alanrndan lkmanaya,
onun onaylad
biimde
hareket
etmeyezegsterdi.Annesindenayrrkatdrnadirzaman.
larda ayrrntrh mektupl at yazd,rapor sunar
gbi. yle ki bes_
lenmebiimindentuvaeterkmaalrkanlrklarnakadarher
eyiyazdr.Mektuplardaverilentmbilgilerbirdavettiaynr
zamanda:MarcelProustannesinihayatrnadahafaz|amda-
haleetmeyedavetetti.Annesinindeszkonusudaveteica.
betetmedisolmadhi.Dahanicernekvarbyle.Thomas
Hardytemelettiminiveedebiyatzevkleriniannesindenald.
Babasrnr
u*."l
yata kaybeden
Herman
Melville,in
zevkleri
vekiilii,tpkdigersekizkardeininkigibi,bykoranda
anesi tarafindan ekillendirildi,
Dedimya,kinilerimiz..anrelerininolu,,vehepylekalr-
yor. Ka yalna varmr, mesleinde
ne kadar
ykselmi, neler
baarmrhibirnemiyok.Koskocairketleriynetipgene
arrneleritarafrndanyneltileniadamlarr,edebiyattaahe.
serleryaratrpsonradaannelerineocukgibimektupyazan
erkekromancrlar,siyasettetozudumanakattklarhalde
annelerininyanrndakuzukesilenerkekpolitikacrlarvar.
onlarr
alrnlarrntla,
el yazrsrnd,an rk
ve grnmez harflerle
yazyor: Annesinin
olu,
VeiLeenbykzorluklarrbutrerkeklererkolan,
onlar.la bir lrayit kurmaya alran
kadnlar YarYor.
Bir kadn
iinen,o,uy..anresininolu',olanbirerkeisevmek...
,t
ilil
\i
1]]
|]l
i
l1llil
i]t
,lil
ll1l
ffi
ll1ll
ii[[
il
l
il
i
l
li
;
Bencil Bir Adam Seumek
Okumu yazmr, bir hayli mrekkep yalam erkekler iin-
de yleleri vardr ki, uzaktan bakrnca aydnlk bir zek6, feneri
sibi
grnr ama yaklarnca bambaka bir adama dnrler.
Takdirle dinleriz onlan; arzlanndan bal, kalemlerinden bilg,
damlar. Konukan ve ntiktedandrrlar. lgiden, iltifattan ve en
ok
da kendilerine .soru sorulmasrndan holanrrlar. Bol bol
anlatrrlar. Israrla dorulann altrnr
izeg
ha bire eletirilerde
bulunur, berak bir zihin ve zgr bir miza abidesi olarak
ykselirler toplumda. Her meselede yapacak bir yorumlan
vardrr. Analitik dnr, aklcr
zmlemeler
sunar, kitaplar-
dan alrntlar yapar, nadir dehalar olarak dolarlar aramrzda.
Herkes yararlanrr onlann rrndan. Herkes dediysem, onlara
en yaln olanlar hari. Yani sevgilileri ya da eleri hari.
Fener kendi dibini aydnlatamaz.Irrn hep uzaklara yol-
la kendinden fersah fersah teye. Fenere yaklatka rrk
yerini glgelere brrakrr, aydrnlk karanlra evrilir. Bir de bak-
mrnlz ki kamusal alanda son derece ak fikirli, kendine
gvenen, esprili ve hosohbet olan adamlar zel hayatlarrnda
yz seksen derece tersiymi. Kapal, katr, tedirgin,
pheci
ve
aksi... Tbplum iinde ne kadar iddiah ve aydrnlrksalar, evle-
rinin mahremiyetinde o kadar suskun,
apalr
ve glgeli... Bu
yzden en iyisi uzaktan tanrmaktr bylelerini. Bu yzden bir
kadrnrn yapabilecei en byk hata, bir Fener Deha Adam'a
k olmaktrr. HikAyenin bundan sonrasr karnrlmaz olarak
hsran, hsran, hsrandrr.
Xviil. yzylda Fransa'da yaayan ve geinebilmek iin
terzilik ve
amarrcrlk
yapan Th6rse Levasseur ite bu
kadrnlardan biriydi. mkAnsrz bir adamr sevdi. Yreini bi]lur
bir topa yaprp'ona teslim etti. Ve topacn her dnnde ii
burkuldu, acr
ekti,
hem de bir deil, iki deil, tam otuz sene
130
boyunca... Th6rse nam bu kadn, J ean-J acques Rousseau'nun
mutsuz sevgilisi, daimi tekisiydi. Tam anlamyla "teki'' idi
Th6rse.
nk
felsefe tarihinin liirnsz ismi Rousseau ne
kadar eitimli,
ehirli,
ilgili, kabrna srmaz ise, Th6rse de o
kadar sakin, mfik, kyl ve cahildi, kitaplann dnyasryla
en ufak bir temas bile yoktu. Rousseau kitap yazar, Th6rse
kitaplann tozunu alrrdr. kisinin neden ve nasrl beraber oldu-
una
kimse akrl srr erdiremedi. Muhtemelen en derin
elikiyi
Rousseau yaad. Ne srrtn dnp terk edebildi Th6rse'i,_ne
de onunla yasal bir evlilik yapp kansrn toplum iine
rkara-
bildi. iter hep arada kald. skm bir yerde, eikte geen
koca bir mr.
J ean-J acques Rousseau'nun kiiliine yakndan baknca
bir Fener Deha Adam'rn portresini grrz.
nl flozof
28 Hazitan l7|2'de Cenevre'de dodu. Dnyaya geliinden
dokuz gn sonra annesini kaybetti. Bu trajedi hayatrna ve
kiiliine damga vuran temel hadise oldu. Annesinin lmn-
den hep kendini sorumlu tuttu. Henz delikanl iken evden
kat ve Cenewe'den aynld. Tltup kendisinden ].3 ya bytk
asil bir kadrna, bir baronese 6k oldu. ''Annecik'' diye hitap
ettii bu kadnn peinden epeyce kotuktan sonra durdu,
duruldu ve kendini kitaplara adad. Dnemin en byk
dnrleri tarafndan kaynak kabul edilecek ve hAl6 bugn
dnce hayatrna damga vuran eserlerin i yazmaya koyuldu.
Davetler aldr, konumalar yapt, dersler verdi, derin felsefi
tartmalara giriti...
Gtnlerden bir giiu bir otel odasnda Rousseau yazr masa-
srnda oturmu, etrafi kitaplar ve karalanm notlarla kapl
vaziyette hanl harl
alrrken
kapr
ald.
oday toplamak,
amarrlan
ykamak,
skiikleri dikmek iin gen bir kadn
ieri girdi. ve derin felsefi meseleler hakkrnda
zmlemeler
yapmakla
megul koca filozof yazmay brralup, kadrna baka-
kal. Eitimi ve bilgiyi her
eyden
sttin grdtin
dile
131
getiren Rousseau, okuma yazma bilmeyen bu kadrna oracrkta
tutuldu. Bundan byle Th6rse'i bir daha brakamayacak, ama
onu yasal karrsr yapmaya da yanamayacaktr.
Byle balad matazi bir iliki. Ne evliydiler, ne tam sevgi-
li. Aradan seneler geip pe pee be
ocuklar
olduktan sonra
bile durum deimedi.
J ean-J acques Rousseau dnya felsefe tarihinin en
elikili
ismiydi. Her zaman Cenevre vatandar olmakla vnd, ama
fkirlerinden dolay
"vatandalrktan
rkarrlmasr
uzun srme-
di. Akil ve mantrg, ba tacr etse de en nihayetinde hep roilran-
tik hareketin iinde anrldr. Ama belki de en vahim
elikisi
err mahrem olarrydr. yi bir e olamadg gibi baba olmayr
da beceremedi. Be
ocuunu
da art arda terk etti. Onlarr
civardaki hastanelere brrakt. Ve sonra oturup anne baba-
larn nasrl
ocuk
yetitirmesi gerektii hakkrnda kitaplar
yazd. Hata bir baucu eseri olan Emite byle kaleme alnd.
Avrupa'da herkes Rousseau'nun "ilerici" yaprtlannr, toplum-
sal nasihatlerini konuadursun, filozofun kendi
ocuklar
sefalet iinde ve kaderlerine terk edilmi halde yaad.
Syledikleriyle yaptklan arasrnda uurumlar olan bir adam-
d Rousseau. Kamusal alanda baka biriydi, zel hayatnda
bambaka. Belki hepimiz gibi paralanm kiilikler taryordu
iinde. Ama mesele
u
ki, yazarken ve konuurken hi
elikisi
yokmu gibi dawand. Her
eyi zm,
amr bir adam gibi.
Nice sonra beyrn kanamasrndan ld. Bu dnyadan aynl
sebebinin o
ok
sevd ve nemsedg beyni olmasr manidardr.
J ean-J acques Rousseau tipik bir Fener Deha Adam'dr.
Yaratrc, cewal ve ddhiydi. Ve pek
ok
dahi gibi son derece ben-
cildi. Kendi duygulan sz konusu oldu mu arrt hassas ve duyar-
h, bakalan sz konusu oldu mu hoyrat ve katyd. Mthi bir
roman kahramanr, fevkalade bir film karakteriydi. Renkliydi
nk
derinden yaral ve
elikiliydi.
Ama dorusg kanlar iin
en iyisi onu uzaktan tanmakt.
Arjartin'de Meull n0, Okumak
Fransa'nrn kuzeyinde yamurlu, rizgdr|, dzenli bir kasa-
ba buras. smi Deauville.
Her sene ekim aJ nnda, emekli cenneti olarak grlen bu sakin
ve sessiz btlgeye apayn bir canlrlk geliyor. Dnyann 80 lke-
sinden toplam binin zerinde kadrn, buraya adeta aln ediyor.
Afrika'dan, J aponya'dan, Gney Amerika'dan, ortadou'4ur,
Rusya'dan... Drt bir yandan kadrnlar. Zira "alternatif Kadn
Davos'u" olarak da tanrmlanan Kadn Forumu burada dzen-
leniyor.
Her
ey
bir ikadnnrn vizyonuyla balam aslrnda. ve pek
ok
giriim gibi bu da engellerden ilham almr. Aude zieseniss
de Thuin isimli baarl bir Fransrz ikadnr, Davos'a katrlmak
iin bavurduunda beklemedii bir ret cevabyla karrlamr.
Ama bu durumda pek
oumuzun
yapacar gibi,
*Eh
ne yapa-
lrm, artrk seneye giderim" ya da "Demek ki krsmet delmi"
diye konuyu kapatmaktansa, kendi Davos'unu kurmaya karar
vermi.
nce kendisi gibi idealist ve glriken kadrn]ardan bir ekip
oluturmu. sonra tm dnyadan siyaset, ekonomi, sanat,
tp, biyoloji, mhendislik, fzik, edebiyat gibi alanlarda ret-
ken kadnlara kaprsrnr aan bir forum kurmu. tlluslararasr
konferanslarda ve giriimlerde kadnlann rol halA son derece
srnrrlr. Bilhassa belli bir sosyal zmreden gelmeyen kadnla-
nn. Buna dikkat eden kadn Forumu, dtnya zerinde daha
ok
sayda kadrnrn ekonomik, toplumsal ve ktlttrel konularda
daha fazla sz hak]<rna sahip olmas iin
alryor.
lbplu fotoraf
ekimi
esnasrnda ufak tefek kumra] bir kadn
yaruma yaklaryor, utanga bir edayla kendini tanrtyor. Arjantin]i
(ve sonradan rendiime gre meslende hayli tanrnmr ve
733
baarl) bir biyologmu. Buenos Airs,in kuzeyinde dalk bir
blgede organik tanm yapryormu. Kenni lrsaca tanrttktan
sonra gtlmseyerek, "Her ey
bir yana, ben aslrnda bir Mevlflnfl
Aryrm,, diyor. "imdiye dein kez Konya,ya geldim, Hazreti
Pi/in mezarnr ziyarct ettim. MevlAnA'run spanyol caya
ewilen
her
eyini
okudum. Ama tabii onu anlamak iin daha
ok
yolu_
muz var."
arryorum.
Bir an iin ne diyecegmi bilemiyorum. Halbuki
imdiye
dein Mevl6n6,nrn ansrna
kulak vermi pek
ok
Batlyla karlatrm. Kanad.a'da, Amerika'da, ngiltere'de,
Portekiz,de, Danimarka,da
yaayp da MevlAnA dendi mi gz-
lerinin ii glen insanlar tanrdrm. Ama bu kadrn, hepsinden
daha faz|a
arrtyor
beni.
nk
medeniyetten uzak,
ehir
hayatrna srrtnr dnm, alabildiine sakin ve basit bir hayat
se|mi, adeta kendini yalrtm. Byle mnzevi ve corafi ar_
dan uzak bir insann Mevl6n6'y kefetmi olmasr ve lrendini
onun Ar olarak tanrtmasr beni rpertiyor,
Modern irrsanrn maneviyat araylr bugn her zamankin_
den daha derin, daha belirgin. Adeta manyetik bir
arsl
var
HazretiMevlAn,nrn.
Nasl bir trlsrmdrr ki bu, nasrl bir esrar
perclesi, bunca yzyl, bunca deiimden sonra bile ayn kal_
yor, eskimiyor, tavsamryor. Arjantin,de bir da kynde orga_
nik tanm yapan bir kadrnrn, geceleri yatmadan ewel Rumi,den
spanyolca dizeler okuduunu bilmek garip bir rperti veriyor
insana. Ve insanlrk adrna mthi bir umut ve inan,
Ad Glistan
Adi Glistar'd, yirmi sekiz yandayd. Bir olu vardr. Ve
yei bir cana hamileydi.
yedi
aylk gebe. karnr burnunda.
Eer eitim dzeyi, maddi ve sosyal imkAnlarr srnrrl bir
ailede domak yerine, diyelim zmifde, Ankara'da, Ad.ana'da
ya da stanbul'da bambaka
artlarda
domu olsaydr, eer
babasr okumasr iin sonuna kadar destek verse, ailesi ve
ev-
resi yeteneklerini gelitirmesi iin ona kol kanat gerseydi...
Gencecik yata evlendirilmeseydi... Okuyabilseydi... Kendini
gelitirebilseydi...
Kendi parasln kazanabilseydi... Kimseye
muhta olmayabilseydi... ve onu hor gren, insan yerine kry-
mayan, aklrna estii gibi
iddet
uygulayan bir adamla deil,
ona deer veren biriyle evlenseydi, bugn nerede olurdu
Glistan? Bir gl dal gibi hayat dolu glmser miydi?
Ka kadrn lyor bu lkede?
Koca daya, baba daya, namus cinayeti, nianl gazab,
boanmr ein intikam derken, ka kadrn, en yalrnlanndaki
erkeklerin elinde can veriyor, yaralanyor, knlyor dal gibi? ve
daha ka kadn korkuyla, endieyle, cehennem hayatr yaryor?
Gidecek bir yeri, srnacak kaprsr olmayan ka kadn var?
kadn srrnma merkezleri ilk defa kurulduunda, bu konuya
alaycr hir tebessmle tepeden bakan brokratlar oldu.
.'canm
ne gerek var?" diyenler oldu. Hatta ve'hatta, "Evli kadrnn yeri
kocasrrrrn yanrdrr" diyerek,
iddet
gren kadnlan geri yolla-
maya kalkanlar oldu. Bu tuhaf zihniyet yznden bazr kadrn
srrnna merkezleri kapatrld. Bugn o kadar az srsnak var ki.
Eer bir kadn, kocasrndan dayak yiyorsa ve baba ocarndan
yeterince destek grmyorsa, ortada kalm demektir.
kadrnlarrnr inciten bir lke mi olduk biz?
Gercecik bir kadn ld, karnrnda bebeiyle. Bir deil, iki
cinayet ilendi. ki can silindi yeryznden.
kar burnundayd. koyn otlatmaya gidemedi. koyun otlat-
ma lsrn bahane. o olmasa baka bir
ey
olurdu bu sefer.
iddete
135
bavuran kocalar iin her
ey
bir bahane aslrnda. "orbanrn
tuzu mu eksik", a| sana dayak iin bir sebep. "Komuya otur_
maya ml gittin", d,ayak iin bir sebep. "ocuk mu aladr", dayak
iin bir sebep. Dolaysyl a, gazetnlerimizin "Ko5run otlatmaya
gitmedigi iin canndan oldu"
eklinde
ibareler kullanmasrnda
doru olmayan bir
ey
var. Bir kadrn ldrld. Koyn otlatma-
ya gitmedii iin d"g,l. Herhangi bir hata yapt iin deil.
Ne zaman brr,akacaz "kurbanla"a odaklanmay? Onlarn
fotoraflarnr basmay? Ne zaman bakacaz faillere?
Ka kadn soluyo her gn azar azat? Ne istatistikler var
elimizde, ne yeterince bulgu. Tahmini konuuyor, tahmini ya^,
yot:J z.
nk
ne yazrk ki ha|fl dayak "cennetten
rkma." nk
ne yazrk ki ai}e ii
iddet
bir
iftin
"i meselesi" sa5nlryor.
nk
ne yazrk ki bir kocanrn, kansrna zulmetme hakk olduu zan_
nediliyor.
nk
ne yazrk ki bizler de masum deiliz. Yeterince
umursamry otluz. Deitirmek iin bir
ey
yapmlyorz. Bu durr_
ma seyirci kalryoruz.
Politikac elerinin siyasetten uzak durma gayretlerini anlr-
yorum. Ama byle bir mesele iin adrm atmaz|at mr? I(adn
siyasetilerimizin
Ankara'nrn temposunda koturmalann anlr_
yorum. Ama bu konuy a zamafl aynramazlar mr? Medyadaki
kadn kalemler, akademideki kadn hocalar, edebiyat dnyasn_
daki kadrn yazarlat,televizyon ve sinemadaki kadrn oyunculaE
biz bir araya gelemez miyz hibir zamari|
ka belediye var bu konuya duyarh? ka siyaseti var baka
Glistan,lar olmasn diye gerekli adrmlan atmaya hazt-?
Hukukular, akademisyenler, siyasetiler,
gazeteciler, sanat_
rlar...
in tuhaf yanr, muhtemelen aramrzda, dayak atrlan
evlerde byyenler var. Muhtemelen bazlaflmuz, babalanrun
annelerini dvdtlre tanrklk ederek byd. Peki on]ar da mr
bugn bu konuyu es gemekte? Onlar da mr unuttu kendi
ocuk
yreklerindeki yangnr?
Onlar da mr br
ey
yapmayacaklar Gii]istan mezannda rahat
u)rusun diye?
'<l\)
::S
J
,z
kadrlar ue Futbol
Ben hibir zaman bir futbol takmnrn taraftarr olamadrm.
Kim defans oynar? Kurallar nasrl iler? Penalt ne zaman
verili sar kart, krrmrz kart... itiraf etmeliyim ki bunla-
rn hibirini tam olarak bilmem. Bir spor dal olarak futbol
merak uyandrrmazdr bende. Ama ite bu taraftarlk bar var
ya, yani iin sosyal, kltrel, duygusal yanr, o ilgimi
ekerdi
oldum olas. Cocukluumdan beri koyu taraftar insanlarr
iz|eg merakla gzlemlerim. 1970'lerin Ankarasr'nda mahal-
ledeki
ocuklarrn
yansr Fenerbaheliydi, yarsr Cimbomlu;
syledikleri
arkrlar,
karrlklr atrmalar hAlA kulaklarrmda.
Sonra on bir yarnda Ispanya'da yaamaya baladrrmda,
bu sefer de srnrf arkadalarrmrn yansr Real Madrid'i, dier
yarlsr Barcelona'y tutuyordu, naml dier Bara. Futbol ile
siyasetin nasrl iie geebileceini ilk defa o yllarda gzlem-
ledim. Franco'nun takrm diye Real Madrid'e burun bkenleri
grdke... Her birinden bir iz kald zihnimde.
Futbolun teknik aynntrlanna kendimi yakrn hissedeme-
dim, ama bu dnyay hibir zamarl kmsemedim. Futbolu,
Fado ve Fiesta ile beraber "kitleleri uyutan 3 byk F"den
biri kabul eden Avrupal kimi sol dnrlere de katlama-
dm o yzden. Elitist bir tepeye
ekilip
de oradan bakmak
istemedim.
Stadyumda dolaan o mlJ azzam ve devasa enerji dalgas-
na hayranlm. Nasrl bir birliktelik, nasrl bir "tekyrek" olma
halidir? stelik fanatik Fenerbaheli bir insanla evliyim.
Gtln iinde son derece sakin, sabrrl ve dengeli olan, olaylara
hep yapc ve farkl bir adan bakabilen Eyp'n futbol mar
seyrederken geirdii deiime uzun zaman inanamadrm.
Hele bir de Fenerbahe yenilmeyegrsn, sesi krslrr, dnyas
kararrr. Demek en sabrrlr insanlar bile
ldrtan
bir yanr var
139
uzayan
penaltrlarrn,
Dernek
en dingin
insan
bile havalara
rraylp,
ug"",
",o" ;;hibir
ey
gTez
hale
gelebili_
yor. Nast
bir **_rai,
uo N.*jbir
efsun?
Nasrl
bir duygusal
iklimkimilyonlarrsarmalryor?nsarneifanatik,dostlan
dabeterfutbolseverolunca,ilgisizkalamyorsunuzbukoca.
*urr, rengArenk
ve dinamik
dnyaya,
Amasonzamanlardafutbola."r,y,fenahaldetakmrolma-
rnrnbirbaka-.u"uivar:Yeniromanmdabirfutboltakrmrnr
.,iyi
gncl" o;;;e,,
destekleyen,
koyu my krru taraftar
bir
gen adam
u",'O""
daha
ivi u,l,vabilmek
ve anlatabilmek
iin, ben d* n.rg;"ra"
deli
gibi futbot
zerine
okuyor,
aratrr_
na
yapryor
ve inanrr
mslnz,
hayatrnda
ilk defa oturup
ma
' ":T;To,ot,
haindeykei,
:*::r},i
j:Tl
rJ .::
akrdrryaarken,gazetelereveinternetedenbirhabeynz-
lerce,
uirrl.r.u
.ujn
irkilttii
gbi beni de zd,
Ankaragc
taraftarlan
araslnda
bir
grrr;, "rru
D'nin
yeni sezon dizisine
atftabulunanbirsloganhaz,rlamrtr.Amaylebirsloganki,
kakadrnrnonurunuincitecek,t,,ao*..meden."Fatmagl,n
.o,
yok, biz onu Bihter
sandrk!"
Ne olacak
gJ rr", olunca?
N" a"ecek?
Tecavz
haffleye_
cek ni? lnsanlrk
suu olmaktarn kacak
mr? Bugnk
gen
nesil bunu
*t,ru*ayabilir,-;;"
ior,y"
bir dnem
son dere_
ce zc
," ;;;
,"ri"i.b,
art.ma
yaadr.
Vesikalr alran
kadrnlara
tecavz
etmenin
cezas|indirilsin
mi indirilmesin
mi
hrrmas,
"Bana
dokunmayan
y,lii
l"_,*usln"
m diyece-
{L{|*Amu,,.u,,*,nasrlo,uo.,ahlaksrzkadrnlar,balanna
ne gelirse
gelsin, diye omu;;;
silkeceiz?
Byle
mi vatanda,
byle
mi demokrat,
byle
mi insan
olacarz?
Btnbunlardatemelproblemtecavizedenedeil,teca-
vizeurayana
baklmu.r,-
o^u
yklenilmesidir,
Sarkntrlra
urayankadnacabanegiyiyordu?Gecevaktidrarrmrrk-
mrtr?
t*l"in
"decek
,nlj",i
yryordu?
Acaba
adr
rkmr
140
bir kadn myd? Uzun lafin ksasr "hak etmi" miydi? yle bir
zihniyet var ki, sarkrntrlrk yapana ceza vermek yerine adeta
sarlntla urayandan kendisini aklamasn bekliyor. "nce
bir ispatla bakalrm. Ahlakl kadn msln, ahlaksrz m?"
Ve biz kadrnlar... ne yazrk ki biz de bu haksrz ikiliin devam
etmesine katkda bulunuyoruz. Sadece erkekler deil, kadrnlar
da birbirlerini "iyi kadn-kt kadrn" diye damgalyor, kate-
gorilere ayrnyor. Ona gre muamele yapyor. Unutmayalrm
ki, biz anneler oullanmrzr nasrl yetitirirsek onlar da yle
reniyot. Biz oullanmrza, kadnlardan daha stn olduk-
larrnr, her
eyin
ellerinin kiri olduunu, yrkasalar geecegini
retirsek, onlann hatalanndan bizler de mesuluz demektir.
Oullanmrzrn gnahlan bize de yazar. Yok
ayet
biz oulla-
rumlza, krz ke.rdelerinden balamak zere, her kadrna eit
ve saygllr dawanmalannr retirsek, ite o zaman bir fark
yaratabi|iriz. Daha insanca, daha yumuak, daha muhabbetli
bir gelecek iin...
Masallarla bytidk, masallar anlatryoralz birbirimi ze. "Cad
vey anne" diye bir
ey
nasl yoksa, "kt kadrn" diye bir
ey
de yok! Televizyon dizilerinin khne bir masal kalbrnr rsrtrp
srtrp nmze srmesinden yorulduk. Ktlk dediin
ey
kalptedir; grnte, giyinite deil. Ve bir insann kalbinde
ne kadar fesat tadgrn biz yle uzaktan bakarak bilemeyz.
Yargrlayamay.
Ankaragc yneticileri umar].m bu yaananlan hafife almaz-
lar.
tink
on]ar, delikanll]<tan erkeklie yryen, bugn or1-
yann baba oIan nice gen insana rnek olmak durumundalar.
Biz kadrlan, eleri, anneleri futboldan sofutmayn. Kadn
dlayan, metalatran, agTesif bir enerji degil; dost ve ahlaklr,
olgun ve centilmen bir ortam grmek istiyoruz stadyumlarda.
Ve ister Fatmagil olsun, ister Bihter, tm kadrn]ann sayg ve
eit muamele grd bir lke olmak istiyoruz.
Aktt
Kad,n
Nasl
Giyirir?
Kamusal
alana
adrm atmak,
imajlar
dnyasrna
bodoslama
dalmak
demektir.
Ve bu dnyanrn
kah kurallarr
en ok
kadrn-
lar ilgilendirir,
ge;;;; o.
orrurr ekillendirir,
Erkekler
iin
de imaj balr barna
bir mesel"ji
u*u hibir
zaman
kadrnlar
iin olduu
kadar
de$l,
Kadrnlar,
k lrk rru"k
yuf"tlerine
gre kategorilere
konulur,
Biimsel
orrvurJ uf
ye
|eri,ndir
ki, sarsmasr
kolay deildir,
Filmlere
ya da fu airurine
ua.rn.
;Ak
, kadrn"a
biilen
net
bir imaj var: Salar
toplu,
hhk kryafet
bitdik
bit tatz, mm_
knsegzlkl,mmkn."t",",u.....Rujubelirgin,elbisesi
haff dekolte,
ayakkabrlan
topoklo,
slr5lnlk'
hali ise bir
baka
ttr diile
g;.ra"r*"air]g"vnin
deil,
bedenin
ne lk_
hbirkategori...Beden,",,,a",tanrmlanankadrn,hem.
cinslerin.u
"''u""'
erkeklerce
arzulanrr'
toplumda
hem
beenilir
n"r"lurrr"r
va]n
zdrr aslrnda,
yalnrz brrakrlrr,
Bu ekilsel
ayrrmlar
ktltlk
yut,n beri iimize
iler, bey-
nimize
kazrnrr.
Dolayrsryl,
l;;ral
alanda
saygl
grmek
isteyenkadnlabilerekyadabilmeyerek,bazrs,yimkuam
tarzlarrndanzenlesakrnrr.Kadrnlardurmadankendilerini
sansrler,hareketlerini.,.,uu,,r.Enkadrnshallerinibas-
trrrrlar.
N" .uiur
kapatrrlur*.
rrrt larrnr,
bedenlerini,
o kadar
korunaklrolacaklarlnl..-,u..Bankalarda,brokraside,
zel irk.t"riu,
sokakta,
otobt*t....
Hayatrn
hemen
her ala_
nrnda
kadrnlar
bunu
hep
yapa,,
g,b3ry",
senebesene,
1960
*o"l""u
70'1erin alkanHll"
|:""*lerini
yaayan
kadnlar
bilir ki, "en ilerici",
"ln hberal",
"en ak fikirlf'
gr-
nenortamlarbilekadrnlar.t,ko,,osuoluncadegiiakhnemi
refl eksler
verir.
Ummadrgp
ins.rlar
birden
muhafazakrlarr'
Bir zamarrur
luu.r,
idi kadr"l
',""]11::o'aj
YaPmaz,
krlrk
hyafetinezelgstermez,cinsiyetvecinsellikartrranher
trl "ydur-orlk
dorrrurJ r.
iaaiv"
alnmali
isteyen
kadrn
142
kendini "bacrlatrmak", yani "kadns-srzlatrrmak" d.urumun-
dayd. Keza 1930'lann ikonografisini analiz eden birbirinden
deerli aratrrmacrlann (irin Tekeli, Aye Saktanber, Aye
Kadolu...) belirttikleri gbi, reformlar sayesinde kamusal
alana giren ve byiik atrlrmlar gerekletiren Cumhuriyet
kadrnr da grsel ardan bir defeminizasyon yaamrtr. I(sa,
ktlt salar, mmkn mertebe koyu, dz kyafetler, az makyaj.
O gnden bu yana neler deiti? Neler ayn kald? Hala
kamusal alanda, bilhassa akademide, medyada, brokraside
ve hele siyasette var olabilmek iin defeminizasyon gerek-
miyor mu? Yani kadrnlar "kadns" grnmemeye dikkat
etmiyor mu? Renkler, aksesuarlar ve makyaj sz konusu
olduunda ya da etek boyu, elbise kesimi, sadelik-kapallk
gibi ayrmlar sz konusu oldufunda hemen hepimiz benzer
kyafet kodlarryla hareket ediyoruz. Kamusal alanda kadrn
olmak demek, "defeminizasyon" demek.
Mesleinde saygr grmek isteyen kadrrar, lyafet kodlan
araclSyla kendilerini zrrhlanrmaya
alryor.
Hepimizin iine
sinmi bu hiltiirel kalplar. Bakmayn btlyle yazrma, hep koyu
renkler gryer, hep sarru toplayan ben de fark]r bir
ey
yapmryo-
rm aslnda. Bir tek gii,r bile cv] crvl pembe, idal bir yeil ya
da eflatun elbisey'e, rahat ve
en akrak
"edebiyat syleisi" yap-
madm ki. Hep bir kapanma, hep bir ciddiyet, hep bir mesafe, hep
bir "erkeksililC', hep bir '1abuklanma"... Nedendir kadmhktan
bu kadar korkmamrz? Nedendir bir trl kendimiz olamay-
mz? Sizi bilmem ama, ben bedenini rahatlkla, kenyle bank
bir edayla taryan kadnlara yle sayg duyuyorum ki...
Eitimi artan kadn kadnsyla daha kolay banr zanne-
yorrnuz, halbuki yle olmuyor. Belki de eitim seviyesi yi.iksel-
dike,
alma
hayatnn
arklan
iine girilke, kadrnlar, kadn-
]klann daha byiik bir yiik gibi algyor. 'Ciddiye a]nmak" ve
'liiliimiz ve iimizle re
J rmak"
iin ha bire kapahyonz ken-
dimizi. Sanstiirlyoruz beden dilimizi. fiirbanl ya da tiirbansrz
fark etmez,biz kadrn]ar zihnen hep "tesettrl geziyoruz ya.
Mtereddit
OlmanLrl
Dayantlmaz
Hafi,fl,ii
*Bulaay',danmrsrruz,yoksa..arayanlar,,danm?..Bilenlet',den
misiniz,
yoksa "renenley''den
mi?
Kat mr zihni"i,l"
halleri,
yoksa srvr rr?
Daim retmen
misiniz u
hayatta,
yoksa daim renci
mi?

retmey
rni se.li yorsu t||z, renmeyi
mi?
Doksan
yana
geldiinizde
de yeni bir eyler
renmekten
heyecan
duyabiliJ misniz,
yoksa ununu
eleyip eleini oktan
duvara
asanlardan
mrsrnrz?
Vaktindenewelyalananlardanmlslnz,yoksaaslaya-
lanmamak
iin uraanlardan
mr? Ya da
yarnr doalllrla
hyanlardan
mrsrnz?
Varnaymrtercihediyorsunuz,gitmeyimi?
Sahip
olmay
mr seviyorsunuz,
yoksa var olmayr
nr?
Bir
yere ulamadan,
ulamayr
dahi amalamadan,
srf
gidebilmein zeiligi
iin
_
yollara dtebilir
misiniz?
llaki
bir
paye, lir dlrec",
bi, rtbe
ya da zafer|q
iin de$l, hatta
bir,,ey,,
.;;
i;in,ble
de$l...
Yaamr
srrf yaanrlasr
olduu
iin, baldan
aii, ,oa, n azizni,
..i,
grbi yudum
yudum iebi_
lir mi.siniz?
SevJ ilir
misiniz?
Karlksrz,
beklentisiz,
hesap,
srz,rkarslz,zgrbrrakarak...Sirfbirbakasrnrniyiliini,
mutluluunu
isteyerek,
. _:_^
^^no,|
V.,ksa kA,
Akdr,t*t,,ibobirkelimemisizegre?Yoksakr-
natrntzt,cevh",i,.yu,"drlrngayesimi?Hitanmadrsnz
ve ,muhtemelen
tanrmay
^*"i"i"
bir insan
iin dua eder
misiniz?
yle
yzeysel,
g"niui,"rek
ya da lafn
gelii deil,
derinden
hissederek,
Alaya
alaya",
Yoksa
btn
dualannr,
*adJ ."
kendiniz
ve sizin tandrkla_
rIuz iin mi sdkl?
_ J ^1^^
sizden
daha krdemli,
daha baanl,
daha
zengin,
daha
gzel
ll
il]
l1
\
]t]
li,l
I
l
ll1
1j
i
l
i!]\
li]
t

145
ya da yakkl... Velhasrl "daha ve daha" gbi grnen bir
insanrr iyiligini e az kendi iyiliinizi istediginiz gibi isteye-
bilir misiniz? Samimiyetle, yrekten... Nefsinizi bir ty gibi
avucunuza yerletirip uzaklara fleyebilir misiniz?
u
yer-
yznde insanrn irsana layr dokunmas gerektiine inanrr
mrsrnrz? Yoksa insanrn insanrn kurdu olduuna inanma5n mr
tercih edersiniz? Sizce insan denilen mahluk ftrat itibariyle
iyi midia yoksa kt n?
Her Ademolu, Hawakrz doutan iJ ri mi gelir bu dnya-
ya ve sonradan bdzulur?
artlardan,
sistemden, toplumdan
dolay... Yoksa doutan fesattrr da insan, yasalar ve kurallar
araclSyla m biraz olsun durulur? Dikey mi bakarsrnu haya-
ta ve dnyaya? Hiyerarik, tepeden, yukarrdan... Srra kk-
nzden? Yoksa yatay m bakarsrnrz? Herkesi eit bir dzlemde
konumlandrarak... En sevdi$niz
ekil
kare midir; keli,
kapal? Yoksa
ember
mi tercihiniz? Durmadan dnen ve yeni-
leren, her noktantn her noktaya aynr mesafede kaldr?
Sizir gibi dnnreyenleri de kucaklayabilir misiniz?
Sevebilir misiniz? lloksa sadece size benzeyenlerle mi yaamak
isterdiniz? Demokrasiyi sadece kendiniz iin mi istersiniz?
Yoksa herkes iin mi? trkne$nizi, suyunuzu, hayallerinizi,
fikirlerinizi pay|arr mlsrnz bakalaryla? Yoksa sadece ken-
'dinize mi saklanak istersiniz? Eletirilmekten korkar mlslnz
bakalarrnr ha bire eletirdiiniz halde? Sahi katr mr zihniniz
ta gibi, kaya gibi, duvar gibi, yoksa su gibi akmakta mr yre-
iniz agl arl,
ylesine takn?
Danrr alrmayan, gemisi su almayan insan yok ki
u
hayat-
ta. \'arsa da rol yaplyo, demektir. Kahramanlar yok atamz,
da. Kalrrarnanlara ihtiyaclmz da yok aslnda. Bir zamanlar
Bertold Brecht'ir dedii gibi "ihtiyacm:.z olan
ey
kahraman-
lar deil, kahramanlara ihtiya duymayan bir toplum olma-
lr." Kimse rnkemmel deil. Kimse sandS kadar dierlerine
stn deil. Bunu bir anlasak, rnantkla deil yrekle anla-
sak, ne kibir kalr dilimizde, ne nyargrlar zihnimizde.
146
Mtered
dit giizelkelime.
Tereddt
besleyen,
phe eden,..
Maddenin
nasrl kat, gaz ve sr. halleri varsa,
insan zih_
ninin de aynen
yle halleri
var. Maddenin
kat hali: nsanrn
mutlakyeti
hali. Maddenin
slv hali: nsanrn yaratrcr
hali.
Maddenin
gaz hali: nsann
mtereddit
hali.
Mutlakyeti
zihniyet,
keli, kat ve keskindir.
kelimeleri
kurumu
imento gibi
rap rap dizer st ste. Dili ustura gibi
kullanr,
Keser, bier,
kategorilere
sokar.
'.onlar''
ve 'bun-
lar" diye a5nlmtrr
dnya*r-
aru bnlan grmez,
gremez.
Mutlakyetilik
bir nevi ."rk krltgdtr.
sidece
siyah-b eyaz
bir dnyada yaar
kii. Nanslan
bilmeden.
Yaratcr
zihin, tam tersine,
aJ iTlntlan
sever. Fikirlerle
do]u-
dur, Nobran genellemelerle
dnmez.
Nans]ara
dikkat eder,
ara tonlara,
YePyeni
sentezler
yaratr.
Renk]";;;;;;
gibidir
yaratrcr
insan.
kabnda
duramaz.
Dursa
bile sa maz.
Akmasr
lazm illaki.
Uzaklara,
teye, daha ewe] denenmemi
ilere,
vanlmam
yerlere...
' --" Y' gw'q gv !
Mtereddit
zihin ise mtevazrdrr.
grenmeye
aktr,
k6i-
nat kitap
sbi okumak
ister, daima
merakla
sorgular.
sadece
bakalann
deil,
kendini
de, kendi
dorularrn
da tartar.
Kibirden
annmtr.
Dervitir
ii. Dtan
her zaman
belli olmasa
da.
zihnin
kat hallerinden
rvr ve gaz
hallerine
geebilmek
dilegiyle...
Daha
ok
yaratrclk,
daha
ok
hogr
iin...
Ben-merkezci Ak & Ser-rnerkezci Al
Anlatacam hikAye iki kz kardein yaamrndan ufack
bir kesittir. Hayattan bir izlek... Kardelerden biri otuzlu
yalarrn barnda, dieri ise ortalarrnda. kisi de genler
henz, her ne kadar zamarl zaman kendilerini yaadrklan
senelerden daha yal ve yorgun hissettikleri olsa da. kisi de
gzel giyiniyo grqlerine dikkat ediyor. Bakmlr, alrmlr
ve gayet holar. Belki ahrm
ahm
bir gzellikleri yrk, ama
kendilerine iyi bakryorlar.
kisi de evliler. kisl de
oluk ocuk
sahibi. kisinin de
nem verdikleri bir kariyeri var. Alanlar hayli farkl. Biri
dii, dieri bankacr. kisinin de amalan, hrrslarr, hayalleri
ve yreklerinin mahzeninde titrek alevli bir mum gibi yanan
saklr srrlarr var.
Mazzam bir sevgi mevcut kz kardelerin aralannda. Her
gn telefonda uzun uzun konuuyo birbirlerine her
eylerini
anlatyorlar. Ya da anlatlabilecek her
eyi...
Belli aralklarla
birbirlerine ziyarete gidiyor; ailecek gryor, tatillere
rkr-
yorlar.
Yzeyde deniz mavi. Aarlara indike koyulayor renkler.
Alttan alta bambaka akrntrlar akmakta. Derinden geen bir
ekime,
gpta ve srekli kryaslama. Sahip olduklar ler
eyi
zihinlerinde durmadan karlatrrryorlar. Kimin evi daha
gazel ve byk, kimin kocasr daha
ok
kazanlyor, kimin
ocu-
u
okulda daha baanlr... Birbirlerinin her
eyini
bildikleri
iin gene birbirlerinin her
eyini
karrlatrrmaktan da geri
durmuyorlar.
Kt bir niyetle yapmlyorlar bu karlatrmalan... Ne bir
art niyet var ortada, ne bir kast. Adeta dnmeden, kendili-
inden
oluyor lyaslama.
ocukluklanndan
kalma bir alkan-
lk. Bunca zaman sonra bile ebeveynlerinin sevgisii kazanmak
i
lI
150
iin birbirleriyle yanan iki kz
ocufu
gibi dawanryorlar.
Bu arada onlan tanryan herkes az birlii etmiesine
birbirlerine ne kadar benzediklerini sylyor. lk bal<ta
ok
ortak fiziksel zellikleri.Ayn boyda, aal yukar aynr kilo-
dalar. Aynr ruh haline demir atmr gibi duruyorlar. Ne var ki
alabildigine farklr yaadklarr hayat modelleri. Zira temel bir
noktada aynryorlar.
Kardelerden kk olanr tipik bir sen-merkezci. Abla ise
bir o kadar tipik bir ben-merkezci. Biliyorlar da bunu iten
ie, biliyor ve glyorlar hallerine. Ama deitirmek iin bir
ey
yapmadan, yapamadan.
Sen-merkezci kadrn gen kzlndan beri tapacak bir adam
arar kendine. Gtlll, kalpl, toplumca sayg gren, ayaklarr
zerine salam basan birini ister. Ve bylesini bulduunda
kendini pervane eder etrafrnda. Hayatrnr, benliini ve her
eyini
ona gre kurgular, sil batan ayarlar. Yaamrn merkezi
kocasrdrr artrk. Onun tercihleri etrafinda
ekillenir
hayat.
Sen-merkezci kadrn, farkrnda bile olmadan, nce bir sen arar,
bulunca da hayatrnr ve kendini ona adar. Adadka kendi
gzndeki deeri damla damla aza|t. Gne altrnda kar gibi
erir zgveni. Tapt erkei gznde byttke kendiyle
olan diyalofu azalt. Sonunda derin bir sessizlik hAkim olur
yreinin kuytularrna.
Ben-merkezci kadn, tam tersine, kendi ihtiya ve arzlJ -
lannr ne
karrr.
stedikleri olmayrnca mutsuzlar, hrrn-
lar. Hayattaki tm gezegenler onun yrngesinde dnsn
ister. Ben-merkezci kadnlann evliliklerinin yrmesi, ancak
elerinin esnek davranmasryla mmkndr.
nk
bu tr
kadrnlar esnek deildir. FedakArlk hep karr.taraftan gelir.
Gelmezse
ayet
tam orta yerinden krnlrr
rta.
Sen-merkezci kz karde srekli
ocuklannrn
istediklerini
yapyor, gzlerinin iine bakyor. Etraftakiler onun
ocukla-
rrnr fazlaca
rmartk
byttne, pohpohladr$na inanryor,
,
l51
ama fikirlerini
kendilerine
saklryorlar,
Ben-merkezcikadrnisegece-gndzkontrblelindetut.
mayl seviyor. izelgeler,
planlar, tablolar",
Kimin hangi saat-
teneyapaca$nahepokararveriyor.Uzaktanbakanlarfazla
disipli
ve kontrol uyguladrrnr
dtlnUyor,
ama fikirlerini
kendilerine
saklryorlar,
Benseromankarakteriolarakgryorumonlan,yleseviyo-
rum.
.fm
zaaf|at,ztlrklan,
evhamlarr
ve arzulanyla,
Bazen
hayallerimde
ikisini de birer renk paleti gibi algilYorum,
Ve
het'birinden
bir katre boya alp tekinin renklerine
katryorum,
onlar iki kz karde. Biri sen-merkezci,
dieri ben-merkezci'
Birbirlerini
seviyor, ama aslrnda
pek anlamryorlar,
Bu Bir U2 Yazsdr!
U2'nun mzii ile tanmam
niversite yllanm a v,zaI\r.
Geri The J osha Tree albmnden
'With or Without You'' ve
"I Still Havenl Found What I'm Looking For''
arklan beni
kalbimden fena halde yakalamt.
Ama benim iin esas dnm
noktasr 1991 senesi oldu. Achtung Baby yeni
km.
Daha
karanlk, damardan, cesur bir hava var tm albmde. Evde,
yolda, kantinlerde
srekli "oNE" dinliyorum.
Deli gibi, dne
dne. sarmallar
halinde kavnyor ritmi ama en
ok
da lirik]eri.
Araf romanlnda
anlattm mer karakteri,
sevdigi her
a.kry st ste onlarca, bazen yzlerce
kez dinleyebilen
bir
tuhaf adamdrr. o tipleme biraz da benim aslnda. yle dinle-
rim sevdigrm nrzik]eri. Tak]m plak gibi. Bir dejl, bin kez
defalarca
alabilirim, hibir ''tekrar''
ayn deg.ildir. Hr yeni
aita
yeni
bir
ey
yakalarsn.
sana bunu yaptran
mzikle
aranda bir. sr vardrr. Kimseye anlatamazsn.
te o dnem ben de aJ men yle dinliyorum
*oNE'
arkrsrn.
Bono her ne kadar daha sonra szleri yazatkenikiA]manya'nrn
yeniden
birlemesinden
etkilendigini
sylese de, insanln pek
ok
haiine uYan bir paradr
bu. Grubun seyrseferinde
nemli
bir knlma noktasdr.
sanat ve siyasetin
muazzambir
sente-
zidfu. Hepimiz "Bir"iz,
ana hepiniz
a,v clegiliz. Birbirimizi
taryoruz, tasryon z,..
Zama iirde L}2'yarlan
sevgj ,e du;kilgim
zlkzakla,
izdi. Kimi tlh.umlerini
kilg.icit
ihr ok sevtii, daha
faZla dnledim. Kinri kamp;ntl/i:ti;li.]
i.;ii[eLlj,
kiti ta.rla-
rn gnltime
uzak b,lclun. Am sere]e, iircit LlZ'y olan
ilgim hi azalmad. f)akika }a yeni gruplarrn,
he: dem yeni
sound'lar
ktr bir ortamda onlar kalc clma.y baa.makla
kalmadlar.
Ayn zamanda sosyal sorumluluk,
insan haklar,
eitlik Ve evrensel adalet gibi konularda tutarl bir duyarllk
153
gsterdiler. Bu yanlarrnr hep sevdim, nemsedim.
360 konserleri grubun seyir defterinde yepyeni bir sayfa
at. Bu say{hnrn Londra konseri ayan izledim. Ve o kon-
serden azmda buruk bir tat kald. Altr sularrn rahatl-
nda
yzen bir U2 grdm orada. Kendini yenileme, hatta
anlatma gerei dahi duynayarr. Mesafeli.
Ne var ki stanbul konserinde' grdm U2
ok
daha
bakayd. stanbui konseri Londra konserinden bence on
kat iyiydi. Ru sef6r seyirciyle diyalog kuran, anlamaya ve
anlatnaya
alran
bir U2 vardr karrmrzda. Eski sevdam
alevlendi.
Gzeldi konser,. U2 stanbul'a, stanbul LJ 2'ya pek yakt.
Peki biz onlara nasr] grndk acaba? Konser hakknda
ok ey
yazrldr, anra bu soru nedense pek akllara gelmedi.
Bir an iin devasa bir gz olup sahnenin zerine yerletiginizi
farz edin. Kocaman, moderl, mlJ azzam bir stat greceksiniz.
Ve on binlerce insan. Genci, orta yalrsr, kadrnr, erke$, prrrl
prrl, heyecarlr. Buras Mslman dnyann incisi Trkiye.
Ilibir yere benzemeyen. Nevi
ahsna
mnlrasrr. Bir an iin
kendinizi Boro'nun yerine koyun
indi.
O 360 derece kame-
radar bakn etrafa. Ne greceksiniz? Referandum ncesi
gelilmi bir ortan!
Birbirini koiayca yaftalayan, uzaktan damgalayan, kav-
ramsal kamplara bler, kendine yakn bulmad isimleri
anrrda
izen
reflekslerden uzak durmak zorundayrz. Ben bu
referndmda ne oy verece$mi biierek al<lamadm. Etrafta-
ki gerginligi ve tahanrmlszlii grdtiire dorusu iimden
oy kullarrnaii bile gelniyor ba.zen. ster "evei" deyin bu refe-
randunda, ister, "haylr" arra ne olu,bir tek
eyi
unutnayn!
Sadece "evet" diyenlerden mteekkii bir toplun, da, sadece
"ha5rr" diyenlorden mteekkil bir toplun da benzer biinde
tek renk]i, tek sesli ve boucudur. Aynlktan'beslereri ler
sistem enirde s<nunda tahakkme kaya,. Insarolu insan ola-
154
bilmek
iin, yani
olgunlaabilmek
iin, kendine
benzemeyene
;HjffT
Demokrasi,
demokrasi
olabimek
iin
ok sesiie
YleYse,
bu referandumda
"ha,nr'
diyenlerin
.'evet''
diyen- lere,
uevet"
diyenlerin
de "hayrr"
diyenlere
ihtiyac
var. Mademki
insanrz.
Mademki
bu bir demokrasidir.
Mademki
Kendine Ramen Sanat
Salrna dikkat etmemek bir sanatr hastaldr. stelik
bularcrdrr. Bu hastala yakalananlar kendilerini lime lime
edip hrrpalayarak yaar. Doo, Batr, Kuzey, Gney... Gemite
ve bugn hangi yne giderseniz gidin, bedenine eziyet etme-
yi vazife bilen birtakm sanatrlara rastlarslnz muhakkak.
Ressamlar,
airler,
mzisyenler, yazarlaq karikatristler,
flm ynetmenlerl..." Bal<ar bakmaz tanryabilirsiniz onlan.
Yalan gen bile olsa yal bakar, yal konuurlar. Mutlu bile
olalar mutsuz bakar, mutsuz konuurlar.
in tuhaf bu hastala yakalarup da durumundan
ikA-
yeti olan pek yoktur. Tam tersine, kendini yprattka daha
ok,
daha hz|, daha delice ypratmak ister insan. "Kendine
ramen yaamak" bir sanattrr. Bilen bilir. Yrkrcr, yakcr, hoy-
rat ve hain bir enerji topudur ki ellerinin arasrnda topa gbi
evrilir.
Btlyle yaar kimileri. Zmpara k6d gibi kullanrrlar
yreklerini. Srf incitmek iin sevdiklerini. En
ok
da kendi-
lerini. Dillerinin altrnda buzdan bir haner taryan insanlar
vardr. Sinek grd m karrmayan kurbaa gbi, onlar da
bir frsat
kmayagrsn
hrzla
rkanr
dillerini; yanlarrnda-
ki insanr durduk yerde ineler, sevgililerini acrtrrlar. Bo
zamanlannda ya da yalnrz kaldklarrnda kendilerini kanatan
insanlar vardr. Elleri, dizleri, yrekleri grnmez yara bant-
laryla, sarglarla kapldr. O grnmez yaralarr grebilmek
iin onlardan biri olmak gerekir.
Fransa'nn gelmi gemi en btlytlk yazat|arndan J ean
Paul Sartre gnde iki paket sigara ier, aralarda bo kalda
bir pipo yakmayr ihmal etmezdi. Konumay seven bir adamd;
kelimelerini dumanla talandnp yle havaya salrveren... Sk
sk iki ier, hznr alamad ginlerde amfetamin ve benzeri
kimyasallar tketirdi. Beyniyle deneyler yapmay kalkar, bey-
157
nini bir deney hayvanr gibi incelemeye alrrd. Uuktu. Zordu.
Kadnlar alad, hatta sevdi$
pheliydi
ama kadnlar
tarafinlan
ok
sevildi. Bederini hep hor kulland. Birok yazat
gibi o da bedeniri beynine amade yapt. Tm mr bo5runca
sarho kalmaya
alt;
bu dnyaya ayk gzlerle bakmaya
tahammiil edeniyormuasrna.
imdilerde
ise Frans a' da y aza-
nn posterleri baslrken elindeki sigara bilgisayarda siliniyor.
Genler ondan etkilenip sigaraya zenmesin diye Sartre'rn
elinden dmeyen sigarasr resimlerinden kaldrrrlryor.
Balzac ve kahve6i, Camus ve sigaras... KRSK, yani
"Kendine Ramen Sanat Kulb"nn mdavimleri durmayr
bi]mezler ve lilseler bile zate durmak istemezler; sigarayr,
kalveyi ve ak bamllkla talep ederler. Bamllrkla ve
bencillik]e. Ve bir de sk sk hayal ile hakikat, lm ile yaam,
clyevi ile ulrrevi arasrndaki o incecik srnrrda gezinmek
isterler. Daha da zorlamak iin kalplarr, gzlerini bir ipek
earpla balayp, ellerini iki yana aarak, ipte cambaz gibi
yrrler hayatrr kyrsrnda... ha dt ha decek....
"Nereden biliyorsun bunlarr?" diye sorarsanzbir sr teo-
rik cevap verebilirim size. Kitaplardan, filmlerden, romanlar-
dan rnekler... Ama hepsinin ayal azrcrk havada kalr. Hepsi
tyden bir bulut gibi szlr eer bir
eyi
daha eklemezsem:
"Kendimden." Kendimden biliyoruln. Kendi hallerimden.
Senelerce her kitabrmr kendimi yrpratarak yazdrm ve
bedenimi ilrmal etmeyi marifet saydr.m ve etrafimda buna
benzer daha nice sanat vakas grdm ve onlarrn da ser-
venlerine tanklrk ettiim iin ainayrm bu yaam tarzna.
Sigara, kahve, sigara, kahve... eliginde gnler, haftalar, aylaE
mevsirnlerce kapanarak yazmak ve bedenini, deil salkl ya
da din klmak, neredeyse "teki" belleyerek itmek, telemek...
"Beyni" tahta oturturken, "bedeni" kmsemek... Pinhan'
yazarken ana grdam kahve ve sigarayd, Mahrem'i yaza,ken
ubuk
kraker ve sigara. Araf r yazarken yeil elmh ve sigara...
rI
]]
i]]li
I
]]i]
1l;
i]
l]
i]i]
']l]i'
]],]
;ll
1]
:{
ll
l]
]
rll
,]l
l]i
=
F

fi
E
!]
158
Byle btlyle yazld romanlar.
imdi
sigaray seneler ewel
brrakmr, kahveyi
oktan
azaltmr vaziyette mutfakta
ocuk-
lanma havulu brokoli
orbasr
ya da vitaminli portakal sulan
hazrrlarken o eski halim geliyor gzmn nne. Uzaktan el
sallryoruz birbirim ize....
"N'aber grmeyeli?" diyor eski halim gzlerini lsarak.
"Baluyorum artrk sigarasz yazryorsun. Sen de mi uydun yoksa
toplu yasaa? Sen de mi uydun bu salkl beslenme-yoga-de-
toks modalanna? Kereviz suyr ierek roman yazlr m?"
Cevap vermiyorum.
nk
biliyorum ki, ne desem yanh
anlayacak, ne sylesem krzacak.
nk
biliyorum ki, hrrrn
olmay sevdii iin hrn kalacak.
Dou, aylarca eki elmayla beslenerek roman yazmlyorum
artrk. Ustelik sigarasrz dayazmanrn mmkn olduunu ren-
diimden beri sayfalar daha kolay akryor. Gene de ne zaman
dumanlr hayat tarzna sahip ve "kendine ranen yaayan bir
sanatr" grsem, yanrna yaklap avulanmn iinde sakla-
mak istiyorum gm gm atan yreini. Eflatun bir mcevher
gibi. O hrrn enerjinin nasrl da lymetli ve sahici, ama bir o
kadar deli ve kiiy yok edici olduunu bildi$mden
efkatle
baluyorum. Ama bunlan anlatamryor, hislerimi kendime sak-
lryorum.
nk
biliyorum ki,
efkat
"Kendine Ramen Sanat
Kulb"nn yelerinin en sewnedii
eydir.
Ve sen ne dersen
de, onlar kendi yaltlann tketinceye kadar bu
ekilde
yaa-
maya devam edecektir.
tekl
kadr
pteki kadrn? Peki ya onu ne yapacaf,z?
_^ .,^o o}vnic
,
soru nemli. soru aslrnda hepimizin
hayatrnda
yer etmi,
iimizesinmi.Birkadrnrnevliliiakslyorsa'bireylerfena
halde tkezlemeye
balamrsa,
nc bir insan degildir bun_
dan strumlu
olan. "Bir baka kadn", varsa ayet,
sadece bir
sonutur,
sebep d,41,
Aslnda teki tj, meselesi sadece atrrdayan
evliliklerde
de$l,hayatmrzrnheranrnda,heradrmrndarkryorkarrmrza.
Erkeklerin
belki de kolay kolay anlayamaYacaklan
bir zihin-
sel blnmeyle
baliyor
kadrn}ar
birbirlerine,
Nedense
hep
kry aslryoruz
kendimizi
bakalaryla,
Araya me safeler koy arak,
kategoriler
zerinden.
Ben bu halimize "teki
kadrn Fobisi"
diyorum.
Bufobihersrnrftan,herkesimdenkadnryakalryor.Eitimli
olanrmrz
da etkiliyor,
eitimsizi
de. kentliyi
de, kyly
de,
Trbanlry
da, tti,.bansrzl
da. Gn iinde, sokakta,
ite, lokan_
talarda,
baka kadnlara
dikkatli
dikkatli bakryor,
aYnntrlara
taklyoruzned,ense.Merakediyoruzacaba..okadrn,,bizden
daha mr mutlu,
daha mr
anslr,
daha mr gzel, daha mr
"daha"?
Amerika,d.a
ders verdiim
yrllarda, son derece baarrl'
yaratrcr bir akademisyen
olan ve o gnlerde bir bebek dnya-
ya getiren bir arkadarmr
ziyarete
gitmitim,
O zamanlar
ben
kendimimrboyubekArkalmayanamzetbiriolarakgr-
mekteydim.Arkadalmisebendenfarklrbirekildedzenli
bir hayat, bir yuva kurmutu,
O gece onu ryamda
grdm, Evinde, tl perdeler ara_
srnda
geziniyordu
mtebessim,
gzel mi gzel, Ertesi sabah
bendahakenisineryayranlatmadanondanbanabir
mesajgeldi...Biliyormusun'dngeceseniryamdagrdm.
160
kitaplar ve ktphaneler
arasrnda oturuyordun.
Bamsrz,
bana bulrruk...''
Birbirimize
ryalanmzr
anlatrnca grdrk
ki, kafamrzda
kategoriler
karmz. Ben onu "evli, barklr,
ocuklu, dzen
sahibi kadrn" yapmm.
o beni "ayaklan zerinde
duran,
bekAa zgiir kz" yapm.
Halbuki bugn geldigim
iz yerebal-
yorum, ikimiz de ne annelikten
ne kariyerden vazgetik.
Ne
kadar yakrn duruyoruz.
Belki ta o zaman d.a yleydi, ama biz
gremedik.
Dayanamadk,
adeta bir refleks halinde, tamamen
iyi niyetlerle, "teki kadn'' yaptrk birbirimizi.
ocuk
yapan
kadnrn akl kariyer yapanda,
kariyer yapan
kadnn akl
oluk ocua
karanda. Hangiyolu
seersek see-
lim, aklmrz daima beriki yolda kalacak guinu.
Ryalar mza
giriyor,
hemcinslerimiz]e
ilikilerimizi
etkiliyor, kendi kendi-
mize bakrrmrz
biimlendiriyor
teki kadrn.
Ne
YaParsak yapalm
hep kyaslyor,
kyaslaynca
eksiklik
duyuyoruz.
Aslnda her birimiz, kim olursak olalm, srekli
teki kadnn yerinde
olmay istiyoruz.
Biraz Sadi, Biraz Sortag
Tarihi Alberto Manguel'in aktard bir hikAye var. f)iyor ki:
XI. yzyl banda ran'da kitaplara son derece dtlkn bir
ah
yaardr. Gnn birinde uzun ve uzak bir sefere
rkmasr
icap etti. Baka
ahlar
ya da sultanlar olsa, muhtemelen byle
durumlarda saraylandan, rahatlarrndan ya da cariyelerin-
den ayrrlacaklarna zliirlerdi, ama bu
ah
kitaplarndan
aynlacarna zlyordu. Ktphanesinden ve
ok
sevdii
elyazmalarrndan kopmak istemiyordu. Toplam 117 bin kitab
vard,.
Sonunda kitaplarn da beraberinde gtrmeye karar verdi
ve daha evvel duyulmam bir
ey
yapt. Drt yz deveyi arka
arkaya dizerek hepsine
uvallarla
kitap ykledi. Develer,
harf srraslna gre srtlanna konulan kitaplar tayarak
ahla
beraber sefere
kt.
Dalarr, ovalar onunla beraber kat
ettiler. Bylece
ah
yol boyunca ne zaman bir kitaba ulamak
istese, o harfi taryan deveyi bulup eseri kolaylkla
ekip
alabiliyordu.
Kitaplar bu kadar tutkuyla seven ka ynetici var acaba
imdi
ttim dnyada?
ark
klasikleri geliyor aklrma. Srekli seyahat eden, oku-
mak kadar yolculuklara da nem veren, velhasrl "ok gezen
mi bili
ok
okuyan m" ikilemine inanmayan nl
air,
6lim
ve filozof Sadi'yi dryorum. Diyor ki Bostan'da:
airin
biri mecliste olmaya biri hakknda dedikodu etme-
ye balamrtr. Orada bulunan bir 6lim dnp szn kesti.
"Benim yanrmda" dedi, "onun bunun ktlklerini sayrp beni
de onun hakknda fena fikirlere sevk etme. Fatz edelim ki
bahsettiin adamrn itibar eksilmi olsun. Faz edelim ki
senin laflann ondan bir
eyler
alrp gtrm olsun. Fakat bu
?
t

162 *j{+
eksilen
ey
senin mertebene eklenecek deil ki... Rir baka-
snn gzden dmesi ijana ne kazandracak? Hi kimse iin
fena syleme. Yoksa fenay kendine dman edersin."
Sadi'den kulaklartmza kpe olmasr gereken altn bir nasi-
hat. Hem de The Secret'tan yzyllar nce sylenmi.
Gene Sadi'den sevdiim bir nasihat var. Diyor ki:
Hayatta bir an ewel baarmak istemek iyi bir
ey
deil-
dir aslrnda. Zira "Kday elde edilen
eyler
uzun srmez.
Badat'ta bir frrndan gnde yz kAse
karken, in'de
tekbir
seramik kAse retmek krk yl alr. Hangisi daha deerlidir?
Yumurtasrndan yeni
km
bir civciv kend.i gdasrnr bulup
yerken, bir bebek yllar boyu bakma muhta kalr. Birincisi
baklarnr asla yerden ayrmazken, ikincisi ieride yildzlar
ve galaksiler barrndrrabilir. "
Emek, emek, emek... Yaptmz }et ite ve her zaman
ortaya
rkan
sonucun kalitesini belirleyen en btlyllk kriter,
ona verdiimiz emek.
almak
ve emek krsm tamam da,
peki insan yaratrcrlrrnr nasrl besler? Fikirlerini ve beynini
nasl zinde tutar? Proust arsrndan bunu-n iki ayr cevabr var.
Dnya edebiyatrnrn gelmi gemi en nemli kalemlerinden
Proust'a gre fkirler iki ayr biimde mayalanrrdr: "Ac veren
fikirler" ve "acsz fikirler."
Acrsrz fikirler entelektel ve akademik gelnre iin nemli-
dir. Ama
_mesele
sanat ve edebiyat ise ite o zaman acl fikir-
lere ihtiya var. Bir yerlerde bir yaran olacak, cann yakan bir
krymk, hani ilemi etine, srzlar derinde ince ince.
karsan
rkaramazsln,
atsan atamazsn. Bir yerlerde bir yara izin ola-
cak, ara ara nkseden eski bir sancl, kanayan bir yara. llaki
bir honutspzluk, bir huzursuzluk, bir hazmedememg halin
olacal[llaki bir uJ ^lmsuzluk olacak seninle yaadrn dnya
arasC*$utluluk beden iin iydir, salklrdrr, ama mesele
ce beyni gelitirmekse eer, o zaman mutluluktan
hznden hayr gelir!
,@@
ra\
'.S/.
154
Ve ite bir yorum da Susan Sontagidan. Dnyanln en nemli
entelektellerinden biri olarak gsterilen rahmetli Sontag bir
makalesinde yaratc insanlann melankoliye olan eilimlerini
demiti. stelik ak zerinden. Sadece onlann m? Herkesin.
"Modern ak kiltr ite tam da bu noktada giriyor devreye.
Kendimizi, duygularr yaama gcmz arsrndan srnadrmrz
ve yetersiz bulduumuz balrca alandrr bu."
yleyse gelin yaratrc iler yapmanrn formln Dou'dan
ve Batr'dan bir sentezle yazalrm. Biraz Sadi, biraz Sontag,
biraz Proust katnca beynimizdeki kazanrn iine,
yle
bir
ey kyor
ortaya: Yreimizin
kt
her sefere
-yol
ne
kadar uzun ve
etin
olursa olsun- kitaplarla gitmek, okuya-
rak kendimizi gelitirmek; kimse hakknda kt laf etmemek
ve mmkn mertebe kendi iimize, kendi iimize bakmak;
hznden, fikirlerden ve aktan daima ilham almak; ve her
ie muhakkak emek vermek. Her resme, her filme, her kita-
ba, rettiimiz her ie...
ird,e Yaadr
ehri
Gremernek
Hrzl ve hrrn bir luturma iindeyiz
ou
zaman.
yaprlacak
iler, bitiilecek tdevler, gidilecek yerler, edini_
lecek payeler, trrmanrlacak basamaklar bir trl bitmiyor.
stanbul,da zaman, su gibi, maden gibi, ekmek gibi l(rt bir
kaynak olmu; bize yetmiyor,
Gne ne kadar erken balarsak balayalm evden hep tela
iinde
rkryoruz.
Ve ie kadar acele edersek edelim, azalmryor
bu telarmlz. Bir i biter gibi oluyor, ardrndan hemen yeni
bir i
kyor.
Ha bire ge kalryor[z;
yetiemiyor, yetinemi_
yot|77,. Bed,enim iz Lq iinde koarken, zihnimizin kancalarr
bir yerlere takrlrp kalryor.
ya
gemie gidiyor aklrmrzya
gele_
ceekayryor.Yabalyoruz..Gemitekimbananedemiti,
filanca tarihte yle
mi olmutu,
yoksa byle mi olmutu?"
diye
etele
tutmaya,
gereksiz hatralar arasrnda boulmaya,
"yru
mizansenleri kafamrzda tekrar ve tekrar kurmaya."
ya
dtntyoruz
gelecekle ilgili planlara, senaryolara, ahsi
hayal_
lere, gayelere..-
z|hnimizdurmadan
ya gemite ya gelecekte takld iin
bizler aslrnda hemen hemen hibir zaman
u
"an"da duramr_
yorvz. Ttirked e zamar- ekleri bu kadar zengin olsa da bizim
hayatm zd,a "imdiki
,zama,
ebediyen eksik gibi.
u
andan
mahrum kalmrrz ama haberimiz
yok,
ve syleniyoruz
bol bol.
ikayet
etmek, en sevdiimiz dil
jim_
nastii.
Hem bireysel hem kolektif dzlemde. konuma
yeteneimi_
zi iltifat etmek, takdir belirtmek
ya da duygulanmz dillen_
dirmek iin deil, ayru
ikayetleri
yinelemek iin kullanmayl
tercih ediyoruz. Ne vakit bir taksiye binsek, balyor taksi
oft,_
r
ik6yete.
Ne valit bir fatura yatrrmaya gitsek hr
rkryor,
tartrma lyor
kuyrukta. Birbirine
atrveriyor
irisanlar,
,
L
\
\l
b
\'\
166
Bararak
r,redeniyet
dersi vermeye
kalkan
k hanmlar
da oluyor.
Thafikten,
pahalIrktan,
h,krmutten,
muhalefetten,
birbirimizden,
en
ok da stanbul'dan
ikAyet ediyoruz
biz bu
ehrin sakinleri
. Bazenb"rl.yle
geliyo,
ti, birbirimize
barr-
mak iin firsat
kolluyorrr.
ra".j
"rJ ,
iutr,
sollasa,
k.y-
ruktaki
udu
nmze
gemeye
kalksa,
marketteki
kasiyer
bir rnn
fiyatn pahali
yazsa,sesimizi
;;;;r#
ir}rr. frsat geiyor
elimize.
Bir bardak
suda nice frtrna,ar
koparyoruz.
sinirlerimizi
tel tel ayrlp,
kmen
denizciler
misaliia&ttu.,
kayklara
bindirerek,
o frtnalarda
harap ede ede...
MevlnA
u
yaadrmz
hayatr,
bir dan
eteffnde
durup
haykrmaya
ve sonra
kendi
sesimizin
yl..rrrrr
duymaya
benzetiYor,
Ne sYlyorsak,
azmrzdan
hurg, kelirneler
k_ yorsa,
da er ya da ge aynen
iade ediyor.
NasI bir enerji
veri- yorsak
k6inata,
bize misliyle
dnyo".
r""
ettike telamz
artryor.
Ift z dka
kzgrnlmz
katme.l
eriyo".
Da bizi bize yarstryo..
Bu ytzdenjir
ki hayata
hup komplolar,
phe"", r".reseler]e
bakan
insanrn
evhamlar
dinmek
bilmiyor.
Bu yzdendir
ki ha nr;. #rrerini
tekileti-
ren insan
iin aslnda
herkes potansiyel
teki oiarak
kalyor.
Husumet
ve rekabetin
diliyle
konuana
kendi sesinin yanks
gene
husumet
ve rekabet
olarak geri geliyor.
sonra
nasrl oluyorsa
bunca
hayhuy
jlr,au
bir an durup,
kendimize
minnack
soluklanma
para ntezi
ap
da etrafa
bakabildiimizde,
tm ihtiamyla
gzmz
alyor
stanbul.
ehri aniden
fark ediveriyo
ruz. Birdolmuun
penceresinden,
bir lokantann
masaslndan,
bir sahil kenanndan
ya
da evimi-
zin
Penceresinden
baktm
1z vegrdmz
o nadir anlarda
stanbu]
m|*azzambir
srpriz,
beklenmedik
bir hediye paketi
g:ibi
dikiliveriyor
ku.r-rru.
urrryo.rr.
inde yaadmrz
ehr gr-"aen
yaadmz
anhyor,
167
dalgnlmrzdan ubaryor ve adeta af dilercesine stanbul'a
net}iveler dzyCIrz. "Byle gizel
ehir
yeryznde yok!"
diyoruz. "Bunca yer dolatrm, hibir menlekette stanbul gibi
bir
al-eser
grnredin !"
stanbul dinliyor iltifatlanmrz. Biz ki
ikAyette
cmert, ilti-
fatta cimri rlavrarrryoruz, stanbul duyuyor ender vglerimizi.
Flibir
ehir,
sakinlerini bu kadar_hrpalayp, sakinleri tarafrn-
dan bu kaclar hrrpalarrp, gene dfotlyle diri ve gaze|kalamaz
kolay lrolay.
starbul bir muarl-u. stanbul bal bana bir bilmece
gibi duruyor hayatrnrzrn ortasnda.
ekerek
bakryoruz bu
bilmeceye. Derinden hissediyoruz enerji dolu gizemini. Ama
sonra soluklardrrnrz parantez kapanrveriyor, yapacak iler
ekitiriyor
koltrmuzdan. Bir yerlere ge kaldmz endie-
siyle ayaklarryoruz. Ve gene balryor bitimsiz, kr bir kotur-
maca...
Kz
Kardelik
lamhri
Bu aralar
ne zam an "lzkardelik''
kelimesi
dse
dilime ya da gnlme,
sevgili
Leyla
Alaton'u,
o.tr.
uir Konya gezisinde
bir salon dolusu
ikadnna
syledii
arpc cmleler
geliyor
ak]rma:
"Bizim
lkemizd
e kztr.a"t
t ir. yeterince
yeer- memi,
Kendimize
sorma
mz
.la-zm,-tr,
i"uo,
kadnn
baar- syla
mutlu
oluyor
muyuz?
Bir hemcr..lr,
hayatnda
daha mutiu,
iinde
daha
baarJ :
olma
iin ona
aktan
destek veriyor
muyuz?
Er, ,rrndan
bunu urr rri ,rr"t temennisi
olarak iimizden
geiriyor
muyuz?
Cevaplan;r;;,'hayl
ise biz ku kardelik
filan bilmiyoruz
demektir.''
Ben buna
xxediyorum:
Iz lGrdelik
tm
ve Iftyaslama
Aygt,
Ne de olsa lafa gelince
dayanmadan,
dostluktan,
kar- delikten
sz etmek
o< kolay.
tTa
ur.ua,
pe pee
sorulmu sorular
var. Somut,
sarih ve sabit.
.ru,,yo*D
H, bilhassa
i yaamnda
koturan
biz tiim kadr]ann
"or*,
bir kez olsun kendimize
sormamz
gereken
sorular
bunlar.
ve sorduumuz
takdirde
acaba
krrmr,
.r.rr1-iyuUe''evet''
diyebilecek
bunlara? Bu
memlekette
kadn]arn
kadnlr.Iu
kilerinde
tuhaf bir
etiki var sanki.
Bir yandan
bakyo",r*,
geleneksel
aile yaplarnda
kadnlar
birbirine
ne
ok destek
oluyor.
Bir kadn darda
alrrken onun
n".r."rr"r;;;r.rr",
babaanne ya
da teyzeler
byttyor.
sylediklerim
uzaktan
yaplm bir gzlemden
ibaret
augi
'u,
de bryle
bydtm,
annem
alrken anneannem
tarafndan
yetitiJ a-
bir dnem.
ocukluumun
Ankarasr'.rd..,
kalrr
rl"ra
komu
kadn- larrn,
akraba
kadnlarrr,
.u..i,
ve derin
dayanma
alarr...
Demek
ki istediklerinde
kadrna.
birbirlerini
pekal^
idare ediyorlar,
birbirlerine
kol .u*t geriyorlar.
Ama
ne hikmetse, geleneksel
ortamlarda
mevcut
olan
bu dayanrma
modern mekAnlara
girildiinde
kayboiuyor.
Medyada,
sanatta,
ede-
759
biyatta, akadenide, i dnyasrnda, brokraside, kadnlar
kadnlara, brrakrn destek vermeyi, fena halde kstek oluyor.
Bir kadna ynelik e hrrrn ve aclmasrz eletirileri bakr-
yorum gene kadnlar yneltiyor. Halbuki zannedersiniz ki
kadrnlarn eitim seviyesi arttrka, maddi durumlar dzel-
dike hemcinsle,ine karr daha duyarl olur. Ne yazk ki
resim bunun tam tersini gsteriyor. Nedir acaba eitimli ve
modern kadnlarn birbirleriyle al,eremedikleri?
"Hemire-i kereinkArm efendim..."
Briyle balar Emine Semiye, NigAr Hanrm'a yazd nice
mektubundan birine. Emine Semiye, Osmanlr kadrn hareke-
tinin en parlak nclerindendir. Romanlar, hikAyelerin yanl
lra gazetelerde ke yazarlr yapmr, barmsz duruu, bil-
gsi, derinlii ve duyarll ile dikkat
ekmitir.
Dneminin
dier kadrn yazat|aryla fikir alveriinde bulunmayl sever,
nemser. Ayn mektupta bir seyahatini anlatr uzun uzun. Ve
yle
bitirir satrrlarrnr: "Ba\i tevecch ve muhabbet-i h6her6-
nenizin bekasnr niyaz ederirn efendim."
Bakakahyorum bu cmleye. Bugn bir kadrn yazarrn bir
baka kadrn yazara, yahut herhangi bir alanda
alan
bir
kadrnrn hemcinsi meslektarna bu minvalde szler yazabi-
leceini tahayyl edebiliyor musunuz? kelimeleri tane tane
dilimde dolatrrryorum. Tadna bakyorum. Oradaki zen,
hassasiyet, edep ve sluba gpta ediyorum. Kadrnlarrn kadrn-
lara
elme
takmadrr, kstek olmadr, birbirleriyle anlamsrz
rekabetlere girimedii bir ortam yaratmak bizim elimizde.
lk adm olarak Iftz Kardelik ltlm ve l(yaslama Aygrtr'nr
bir uygulayalrm kendimize.
'
li
ll]
ij]
ill
],]i
i||r
]ilr
ll/
i],'
il
l]
,l
],
|
.r
,ii,
fl,
" B iliy orum" D iy eb itmek
Geenlerde Ankara'da bir sokakta genten bir adama yakrn-
lardaki bir yerin adresini sordum. Dakikalarca dnd, kem
km etti, bi,o tarafi gsterdi, bir bu tarafi.
Sunda
sorduum
adresle ilgisi olmayan bir yn geliigzel'iaret ediverdi.
Kafadar att o kaclar barizdi ki, dayanamadrm soruverdim.
"Tarif ediyorsun, arJ a aslrda sorduum yerin nerei olduunu
bilmiyorsur, defll mi?" Once bo bo bakt, Stnra yarr mah-
cup glmsedi,
ocuka
bir tebessmle durumu kabul etti.
"I)ofuudur abla" dedi. "Peki yleyse niye garip garip tarifler
uydurmak yerine aka 'Bilmiyorum' demiyorsun?" diye sor-
dum. Bu seenek li aklrna gelmemi gbi
akn
bakt yz-
rne. S5,Ieyecek lf kalmad. Sustuk karlkl.
Salri niye hir trl "bilnriyorum" diyemiyoruz
u
hayatta
lemerr lremen hibir konrla? trn bilmedif,miz zaman|arda bile
bilirmi gibi
5zapmalarmrz
neden? Basit bir adres de sorsalar,
kapsaml siyasi ya da felsefi analizler yapmamrzr da isteseler
verdiSmiz tepki aynr: Bilirni gibi yapmak, Gzmz yumup
balyouz konursnraya. Kelimeler keli bir uurtna gibi
k-
yor boazrmrzdan. I(uyruu uzun mu uzun bir turtma, git git
bitmiyor. Her konuda ha bire bir
eyler
sylyor, tanrmadr$mz
ahslar
hakknda gayet iyi tanrrm gibi ileri geri konuuyo-
ruz.Bazen krnumakla kalmalp yazryoruz da. Bilmeden, ama
bildiimizi zannederek. Bildigimiz izlenimini vererek.
Bilg1
arnda
yayoruz. Yarrrn yamalak bilgiler
arnda.
Kitap okunak veya derinlemesine sabrla aratrrmak yeri-
e, internetter stnkr bir
eyler
reniveriyorz. Yetiyor.
Televizyon kanallarrnda lrer akam ha bire tartrma stne
tartrma iz|iyorz. Sanki her konuda zt fikirlerde olmak ve
atr atrr
tartlmak durumundayrz. Bu "mevzilenme arayr"
beraberinde "dnsel sabitlenmeyi" getiriyor.'Kendimizi hep
172
bir teki zerinden tanmladmz iin adeta
ivi akryoruz
bulunduumuz yere. te o zaman"fikir sahibi" olmaktan
kp
"sabit fkir sahibi" olmaya doru yol alryoruz, pupa yelken.
u
basit hakikati bile syleyemiyoruz kendi kendimize: "Bugn,
u
anda filanca konuda btlyle dnyorum. Ama yann fikir-
lerim degiebilir. Ben deiebilirim. Baka bir ardan bakabili-
rim. Bir ihtimaldir. htimal gzel
eydir.
Belki deiirim."
Cahilin cehaleti ktdr. Hamdrr. Koftur. i botur. Ama
daha da kts "bilen"in gafletidir aslnda. Bilgiyle gelen cesa-
ret ve cehalet kanmdrr. Bazen bilg, sadece bir perdedir. rier
gzimiizn stne, kapatrr gnlmz.
ok
bilenin
ok
daha
iyi anladrnr sanmak hata olur. "Bildiklerini unut" diyor Dost.
"Gel al eline bir silgi,
u
yeni balayan gne bilgilerini silmek-
le bala." Zihnimin tahtasrnda kargacrk burgacrk harfler, ne
ok
kelimeler var. AJ ryorum kuma silgiyi. Tahtay siliyorum
boydan boya. Eir temizlik, bir hafiflik, bir ferahlk hali ki de-
meyin gitsin.
"Zan|atnr, yarglann, nyargrlannr ve dahi tm genelleme-
lerini koy bir
uvala
ve hepten terk et. Gybet etme sakrn, bil ki
dedikodu denilen
ey
mknats gibi kt enerji
eker.
Kimsenin
aleyhine konuma, uzaktan atp tutma, insanlarr kem dille
yarglama, bil ki yanlrsm. Birini ne kadar
ok
aalar yahut
drlarsan, onun durumuna dme ihtimalin o kadar artar.
Kdinatrn matematigidir. Bir koyar, bir alrr insan. Bilmeden
kendi hesabrnr drer."
Dinliyorum sessizce. "Hibir konuda yzde yz emin olma"
dryo, Dost. "Kendini ayncallr saJ rma. Konumuna ya da mevki-
ne, ismine veya
hretine
gvenme.
u
hayatta tm zahiri kis-
veler sabun kpiinden ibarettir. Nazl nazlr ytikselir ktlpf,
derken pat diye nverir. Her zaman bakalanndan renme-
ye ak o1. En iyi bildiin konularda bile keli dtltlnme, bytik
konuma. Cmlelerinin sonuna nokta deil, iinlem deil, virgil
yahut nokta koy. Ak bir kap brrak daima. Ne kadar bilsen
173
de hibir
zaman
yeterince
bilemeyeceini
unutma,
Tevazudan
ama.
Ancak
o- J u*un
kurtulabilirsin
bilginin
cehaletin9",","
BuyzdenTentziemsnambirgzelinsanntutupdaHazreti
Mevlndnrn
tm kitaplannr
telr tek suya atmasr,
Bu
yzden
kendinden.mm,diyebahsetmesiYunusEmre,nin.Buyz.
den tasawuf
tarihi boyunca
pek
ok
hakikat
1}linin
"Cilim'
bi gisizim, bul biemem"
demesio,ffiuTffi
";.ffi;
olmadklanndan
d,s,l,
Diir de
..enformasyonn,",u"artrkdahadazor..bilmiyoum,,kelime.
sini telaffu,
ua*ii*ek.
Halbuki
bir syleyebilsek unu,
hafifle_
yeceiz. Berrakla acaflz,
n"*
ve yalrn, Bir kelimenin
idraki
de$tirecek
balamrzl,
duruumuzu,
Gzel ey,
"Bilmiyorum,
nll"mlyorom,
bilmiyorum","
diyebilmek,
-,(-
}-
---/
S--<-,
"
Ozgrlk Solaltan Gelir !
Paris'te, Seine Nehri'nin kryrsrnda sakin bir gece. Gkytiz
kat kat deinleen bir lacivert derya ha]-inde. vakit ilerlemi
olmasrna ramen
ehir
crvrl crvrl. Uyumaya niyeti yok daha. Ve
Fransrz genler, ellerinde sandviler, sigaralar, ieceklerle otur-
mular kald rrrrl ara. Bazlarr uy.1.1urrrrEehre sarkrtm, bazr-
lar srtlarrrr birbirlerine yaslam. Konuuyor,
akalayor,
glyorlar. Ortalk turistten geilmiyor. Dnyann her ke-
siden yolcu kalkn gelmi buraya. J apon, Amerikalr, Arap
aileler yzlerinde saklamaya gerek duymadrklar bir merakla
dolayo,lar,. nsanlarda gzle grlr bir rahatlrk var; beden
dillerine yanslyan bi, rahatlk. Tlrristler bile birbi,lerine selam
veriyor, ayn tecrbeleri varsryor olmanrn verdii yaknlkla
Lebessm ediyor. ki admda bir 6k bir
ift
iliiyor gznze.
)Ia herkes Ak bu
ehirde
ya buraya sadece Arklar geliyor. Ve
ben err "uykusu kam,
oluunu ocuunu
evde brrakmr, yal-
rflz ve durgun" haiimle bir kenardan usulca seyrediyorum bu
manzaraw. Paris'te dolaan hemen her stanbullu kadn gibi
bcnin de iimde lir damar hafiften czz ediyor. Gnlm istiyor
ki canrm stanbul, gtizelim stanbul da yle sadece belli bal
sentlerirde degil, her kclesirde b5,1e bir rahatla kavusun.
Sokaklarnda ladnlarrr gece vakti de olsa rahat rahat yni-
yebildikler{, genlerin aklannr zgrce yaayabildikleri, kim-
senin kimseyi Laciz etmedi$, insanlarrn gergin ya da
phede
olmadgr ve yabancrlann bile bi,birlerinden bir Allah selamr
esirgemedii bir
ehir
halini alsrn.
Belki diyeceksiniz ki, "yi de makyaja aldanmamak lazm.
Ayrr,.Fransrzlar kendi ilerindeki yabanc gmenlere eit dav-
ranmlyor. lk bakta grnmeyen derin bir toplumsal aynmcr-
llrk var orada.")h da belki diyeceksiniz ki, "Paris sokakJ annda
hava yle
eker erbet
olabili ama bu arada Fransrz siyaseti-
-{.,
*
f

f
I
*
.
...

t'i
176
ler ha bire gerginlik retiyor. Trkiye yi aka tekiletiriyor..."
Belki de hakh olarak htiraz edeceksiniz: "stanbul gibi bir
ehir
yok ki yeryznde. Nasl bir baka
ehirle
kryaslarsn? Yapay
bir karlatrrma bu. Zoraki." Tm bunlara amenna. Hatta kim
bilir belki kiminiz daha sert
kacak,
diyeceksiniz ki, "Amma
da kompleksli, zenti bir tavr iindesiniz. Paris'e gdip etrafa
gpta ediyorsunuz... Sonra da oradan buraya balp yazlyorsu-
nuz. Osmanlr'dan bu yana dinmeyen tipik aydrn kompleksi..."
Btn bu laflarr duyar gibiyim. Duyuyor ve anlryorum.
Ama ben bu yazda yle byk makro meselelerden deil,
kk, ufacrk bir zgrltlkten sz ediyorum: Sokakta yrye-
bilme zgrlnden!
ocukken
balayan bir zgrlk bu. Sokakta oynayabilme
imkAnyla gelen temel bir hak. Basit. ama etkileri mr boyu
sren bir kentsel aynnt. Bugn orta yarnl gemi kime
sorsanrz benzer bir
ikAyet
duyarsnz: "Bizim zamanrmzda
her akam sokakta oynardk. Kaprcnrn
ocuu
da apart-
man yneticisinin
ocuu
da her frrsatta dar
kard.
Hep
beraber bar
an
oyunlar kurardk. Mahalle diye bir
ey
vardr. Sokak diye bir
ey
vard o zamanlar. Anne baba]arrmrz
merak etmezdi. Ara srra balkondan bakarlardr, o kadar. Oysa
imdi
byle bir
ey
kalmad. Artk kimse
ocuunu
sokaa
brakamryor. Yeni kuak sokak nedir tanrmadan byyor."
)Oil. yzyl barnda stanbul'da giderek daha fazla sayda
ocuk
daracrk bir apartman odasrnda, kendi barna, televiz-
yon ya da bilgis ayar karsnda, yartlarrndan uzak, d dn-
yadan kopuk e sokaktan rkerek btlyyor.
Halbuki zgrlk sokakta balar. Demokrasi zihinlere sokak-
ta yerleir. Farklrlrklarla birlikte yaama alkanlrr, hi kim-
senin diiyann merkezi olmad idraki, ortak nezaket kalp-
lan ve birbirine saygr sokakta renilir. Bir
ehrin,
bir tilkenin
insanlann mutlu ya da mutsuz eden a5rnntlar hep gindelik
hayatn inde sakldrr. Birey olarak sokaklarla ilikimiz top-
177
lrmsal dckumuzu
etkiler.
pencereyi
atrrmrzda
grdmz
oclaracrkyollardanyadagniindegetiimizgazergahtan
iba.et deildir sokaklar. ktlttrn, medeniyetin
trp trp atan
tlamarlanclrr.
irce ince, mavi mavi uzanrlar ehrin
barnda.
Binala antlar, mzeler, sergiler, kafeler tamam da, bir
ehrin
yaan kalitesinin asrl gstergesi sokaklandrr,
Banazlk kapal kaplar arkasrnda rlr. Banaz insan
kendini herkesin stnde
grr. kibirli, elitist insan camdan
duvarlar eker
kendiyle bakalarl araslna. soka sevemez,
z|hin ve gnl alkl ise sokakta ve sokaklarla byr,
sanat dediin sokak sevmemezlik
edemez. Edebivatn ener_
jisi ve ritmi sokaktan
geii,, Resimler a{lyeleraup,r,
flm_
ier platolarda ekilir,
mtzik albmleri stdyolarda
tamamla_
nlr, romarlar evlerde yazlr belki anra anatrn her trls
illamrn sokaktan alrr,
Trkiye,dehepsiyasetveekonomikonumaktan,habiresrcak
gtnden tartmaktan,
gtindelik hayatmlzln
temel unsurlanna
yaknda, bakmaya bir trl firsat bulamyoruz.
Bykehir
telediyesi
keke bir kampanya balatsa. stanbul,un altyaprsr_
na,kprlerineyaclabinalannadeil,busefersadecesokakla-
nna odaklansa.
kadnlarn
sokakta daha rahat yryebilmeleri,
ocuklann
solrakta o5mayabilmeleri,
vatandalann
ortak yaam
ktitirtint
gelitirebilmeleri
iin. .. velhasl sokaklann
elim izden
kayrp gitmedigi bir gzel
ehir
iin kampanya",
Sokaklan kay-
bedersek ktiltr kaybederiz,
4
:
-'>.'
-=_#l_.'
'
:
{
a
---,:

Baba Ben Ecinselim...


Babalk tek bir gnde edinilen bir paye deil. nsanrn bebei
olur olmazkazandr bir unvan deil. Baba olmak, fuenmesi
belki de bir mtlr boyo sren bir hayat dersi ashnda; yrmek-
le arnmayan hem engebeli hem dall budakl bir uzun yol. Ne
dnemelerden geiyor insan yol boyunca. Ne dalar tepeler
alyor farknda bile olmadan. Nerelerde tkezleyip dve-
riyor yere, dizini incitme pahasrna, sonra kalkp ayaa, yola
devam ediyor. Azimle, olgunlukla...
Babalrk, arnelikten daha ge bahyor. Anne, daha henz
karnndayken hissediyor bebe$, ser,rmeye balyor. Hatta daha
rahme bile dmeden, bebein fikrini, idealini, soyt halini
seviyor belki de. Giinbegrln byyor sevgisi. Cisimleiyor, kristal-
leiyor. Arnelik de bir nevi rencilik, ama maya$ ve kimyas iti
bariyle babalnkinden
ok
fark]. Baba olmak bebek doduktan
sonra balyor, nce desrl. Gz temasr lazrm muhakkak. Ama o da
yeterli desrl. Ne zamanki bebek dilleniyor, ayaklaruyor, bebeklik-
ten
J rp ocuk
oluyor, baba da}ra iyi iletiim kurmaya balyor.
Geiyor yllar. Bulu
ar
geldiinde baba ilk bytlk slnavrnr
veriyor. Olan
ocuunun
babaya karr at ilk byk sava
bu dnemde yaanryor. Daha nce su yzne
kan
kk
klllk srtmeler ve babaya duyulan o byk hay,anlk bir
kenara,
imdi
olan
ocuu
ilk defa bir varolusal kopu ya-
yor.
yle
bir sallanryor babanrn kayr.Ama ardrndan yeniden
dengesini buluyor. Baba olunun belli bir
ekilde
yetimesini
istiyor. Kendi olmak isted gibi bir adam yapmaya
alryor
onu. Olamad adam. E[angi blmde okuyacanr, kimlerle
arkadalrk etmesi gerektiini, bo zamanlarda ne yapacarn
sadece bilmek deil, belirlemek de istiyor. Halbuki olan ak
olmu bir delikanl. Ve bir isyan bayrar asmr gvertesine.
Gidiyor pupa yelken, ark denizLete. Kendi denizine...
781
niversite
yllarnda aralan biraz arlryor ister istemez,
olan baka bir
ehre
gidiyor okumaya. Baba, o sene ilk defa
hz|ayalanryor.
Bilmezdi oluna bu kadar dkn olduunu,
onu evden uurlayana kadar. Bir boluk hissiyle uyanryor
sabahlan. Geceleri
yreinde bir srkrma. Halbuki duygusal bir
adam deildir.
ya
da yle zannederdi bunca senedir. "Hanm ne
yapar, ne eder bu olan oralarda?" diye soruyor zaman zaman,
cevabrnr beklemedi$ bir soru bu aslrnda. cevaplanmasl
gerek_
meyen sorulardan, s.rf sorulmu olmasr nemli,
Arada bazr derslerde
yaanan birka aksama sa5nlmazsa
eer, o-lan iyi bir ortalamayla
bitiriyor niversiteyi. Mezuniyet
treninde anne ve babasr gururla glmsyor.
ok
resim
eki_
y<rlar o gn. olan arkadalarnl
ailesine tanrtrnyor. Anne
memnun,babamemnun.YalnrzozamanakadarPg"T:-
yer bir dnce balyor babann iini kemirmeye. Otnun hr
kz arkadar
yok. var da yok gibi. Halbuki bunca sene aman
yanlr kzaAk olur, yold,an
rkar
diye endie eden kendisiydi,
olurun hemen hemen hibir zaman karr cinsle yakrnlama_
masuu isteyen de gene kendisiydi.
Ama mademki okul bitti,
riversite
geride kaldr,
imdi
birdenbire alglan degiti, Artk
istiyor ki olunun
yanrnda ,y bir krz arkada olsun, hani
tylemazbutbirailedenmtevazrgvenilirbirkz.
Zarnanhrzlageiyor.olanihayatrnaatllmr.Tambir
ikolik. Deli gibi
alrryor.
Babanrn kendini en Aciz hissettii
dnem balyor. yle bir hayat kurdu ki olu kendisine, deil
ndahale etmek, kurallarrnr
anlayamlyor,
kelerini kavra_
yamlyor. lk defa kendi kendisine sormaya balryor. Nasl bir
insan acaba olu? Nasrl biri? Ve baba, ancak o zaman anlryor
ki, aslrrrda kendi olunu ne kadar az tayor. Neler okuyor,
neler izliyor, bilgisayar
karrsnda kimlerle
yazlyor." hibir
ey
bilmiyor ki. olu bir muamma. niversitenin
ilk yrllarrn_
da oturup kondurlard.
okuduklar kitaplar paylarrlardr,
farkl farkl
grlerden filozoflarr sevmekle beraber,
gene de
ll
llll
llll
lilil
llll
lii
i]]l
ni
]]i
,lt
illl
]l
llll
ill
182
bir ortak zemin vardr. Ama
imdi
o da kalmad sanki. Baba
ilk defa olunu daha yakrndan tanrma gereff duyuyor.
Daha
ok
telefon aryor. Sabah akam olmadk saatlerde cep-
ten yakalyor. olan babasrun bu ani ilgisi karsrnda ewela
bfuaz bocalryor. "Bugiin ne yaptn?" diye soruyor babasr. Halbuki
olan gelmi artk otuz iki yama.
ocuk
degil ki hesap versin.
Hem neyi ne kadar an]atabilir ki? T\.haftr, baka ailelerde
anneler baskr kurar "Olum hadi evlen, torun ver bize" diye.
Burada anne bu tr talepleri tekrarlyor, ama esas babaya bir
haller oldu. Bilmek istiyor. olunun hayatnda olmak istiyor.
Bir an ewel evlenmesi bile sanki o kadar nem]i degil.
olan bunu babasuun ltim korkusuna bahyor. zaman zaman
g-ttg- terapistine arlatryor. "Babam
ok
deiti, sabah akamyok-
luyor beni. Aramadrrmda hep sitem eyor.
ocuk
gibi oldu."
Terapist soruyor. "Belki seni daha iyi tanmak istiyordur?"
Acyla glmsyor o za,rr.'an gen adam. "Tanmak istemek
demek yreini nyargstzca o insana amak demek.
yoksa
bunun adr grmek istediini grmektir. Babamrn beni haki-
katen tanrmak istediini hi sanmarl."
kapanmayan bir gedik var baba oul arasrnda. Ne zaman
btyle oldu, ald bu mesafe? ve neden
imdi
bir kpr kura-
mryorlar bu boluun stne?
l,
otuz altr yanda gen adam. Babasnrn karrsrna
kmal
ya cesaret ediyor hayatnda ilk defa. ona aacak kendini.
Saklamayacak. "Baba" diyor, "sana bir
ey
sylemem |azm.
seni zmekten, verecein tepkiden
ekindiim
iin bunca
zaman kendime sak]adrm. Ama artk byle saklanarak yaa-
mak istemiyorum. Beni olduum gibi grmeni istiyorum. Beni
bu
ekilde
sevebilecek misin baba, merak ediyorum.
nk
ben
seni olduun gibi seviyorum."
yal
adam bakyor oluna.
yznde
endieli bir bekleyi.
Duymak istediinden emin degil. Arna susturmaya, durdur-
maya da gc yok.
183
"Baba ben ecinselim..."
I3aba]k tek bir gnde edinilen bir paye desrt. grenmesi bir
miir stiren bir hayat dersi aslrda. Ve bir erkein babalk sna\nn-
da ne not alacag, bu tr duygusal dnemelerde
lyor
otaya.
Baba var, sadece ismi baba. Bir glgeden ibaret. Baba var,
otoriteyi ve say$ giirmcyi her
eyden
fazla seviyor. Gce tapr-
yor. Baba var, oluyla beraber yryor hayatrn patikalarrnda;
deimeyi, dnmeyi biliyo:, su grbi akrkan, yrei arz
kadar geni. Raba var, olunu ecinsel olduu iin bir kalemde
evlartlktan reddediyor. Ve etrafin re dediini, nasrl dedikodu
yapacanr her
eyden
faz|a nemsiyor. Baba var, evladrnrn
mutluluunu her
eyden
st grerek ve onu iyi bir insan
o] arak yetitirmeyi emseyerek yreinin kaprlarrnr hayatrn
nice rzgArrna ak tutuyor...
Baba var, hi sevmemi aslnda . Foau#r, yrei usuz
bucaksz bir derya.
Edebiyat
Snfta Kald,
Bundan uzun zaman ewel kendi kendime bir karar aldm.
Basit ama temel bir karar. olumlu, yaprc, gzeli ve retken]ii
ne
rkaranyazlar kaleme alacam. vgye deer bulduum
eserleri tantacak,
sanatn ve hayatn her dalndan yurut.,
seslerin daha iyi bilinmesinde
kendimce kadrimce bir katlda
bulunacam.
velhasrl, tek tarafl eletiriler, belden aa vur-
malar, tepeden bakmalar, ithamlar, sulamalar,
abz aaaa-
nndan mmkn mertebe, yapabildiimce
uzak duracam.
te aldm karar byle ve aJ .nen bu dorultu d,a yazyorum.
Diyelim bir hafta iinde iki filme gittim. Birini hi beenmedim,
tekini sevdim. otunp beenim
filmi analiz ediyor, pozitif
olaru
YazrYorum. Bu arada senelerdir basrnrn iinde olan eski
tfek yazarlar
tembihliyorlar
bazen: '.Ama bu ,y, bir yntem
des.I. Bu mem]ekette
ok
okunmak iin bol kavga
armak
gerekir.
Baksana televizyon programlannda
bi]e herkes sa saa,
ba baa. kimse kimseyi beenmiyor.
En azrnd,an ara srra kavga
karan
ya da ona buna takrlan, takar yaz}ar yazmazsanveya
tartmalara
bulamazsan
okunma oranrn d.er.'' Dirliyorum
on]an ama inarmryorum
sylediklerine.
ve ben sevdim konular
hak]<nda yazmaya
d.evam ediyorum. stiyorurn
ki ka]emimin
mrekkebi
ak olsun, yaratclk
ve i]ham olsun; husumet veya
haset desl. Iftskandk]arunl
deil, takdir ettiklerimi yazryorrm.
Zira bYorum ki, bu mem]ekette hepimizin esas takdir elme_
ye ihtiyacm z vat.
ocukluumuzdan itibaren ha bire paylarryor,
eletiriliyo r, hizayagetiryor,
sradan]ahnlyoruz.
srradr, yara-
tc,
rr
aan ve bir ktr i]erleten iler yapmak
iin tevik ve
takdir grmek
o kadar nem]i ki. Her ynetmen
izlenmek,
her
yazat
okunmak, her
arlc d"inlenmek
ister. Akini syleyenlere
inanmayn.
okurnu rmursamayan yazar, yazardeildir.
peki
br yazaren
ok
inciten
ey
ner? kaytszlk! retimde
185
bulunar, bilhassa hayal gciir bakalanna aan insanr en
ok
incitecek
ey
emeine, zenine ve yrene karr kayrtsrz kalrnma-
srdrr. Yusuf Atlgan'n 19801erde Ouz Atay'l kaybettikten soffa
yazd bir yazr var, diyor ki: "Gnlerden bir gtir, bir paket geldi
bana. Atm iinde bir kitap
kt:
Tutunamajanla.r. Kitap imza-
lyir ve iinde de
yle
bir yazr vardr:'lgileneceinizi umarak..."'
Yusuf Atrlgan bu kitab okur,
ok
da sever. Ama bunu hibir
zaman Osuz Atay'a sylemez. "Benim okuduum kitap o kadar
mthi bir eserdi.ki, by|e muazzam bir kitab kaleme alan
birinin daha nice eserler yazacarn dndm. Benim yoru-
muma, iltifatma, syleyeceim iki
ift
lafa ihtiyac olmadrn
dndm. Dolaysyla hibir zaman takdirlerimi ona iletme
gerei duymadil." Ama aradan seneler geer, ortak bir arka-
dalanndan yle bir
ey
iitir ki, bu hadiseyi yeniden hatrla-
maslna sebep olur. "Ben Yusuf Atrlgan'a
klbrm,
gnderdim,
ama kendisinden tek bir kelime dahi duymadm. Tek grdm
kaytszlk oldu" demitir Atay. Bunu duyan Yusuf Atlgan
ok
piman olur; ancak getir artk. Ogoz Atay vefat etmitir. Ve
Atlgan bu anry anlatrrken der ki: "Eer bugn hayatta olsay-
d, ne yapar re eder muhakkak onu bulur, karsna geer, yz
yize ona kalemini ne kadar takdir ettiimi sylerdim."
Bizler de bugn aynr kaytsrzlr srdtiyorz. Birbirimizin
eserlerini okumuyoroz. Velev ki okuduk ve sevdik, bt sefer de
}unu kendimize saklryor-uz. Kayrtsrzlrk, kkl bir alkanlk
olmu edebiyat
evresinde.
Ve aslrnda iin ilgin ve ironik yanr,
lepimiz hem bundan
ikAyet
ediyoruz hem de bunun yeniden
retilmesine katkda bulunuyoruz. Yani baka yazarlann
kaytsrzlklanyla bizzat karlatrmrzda sitem ve
ikAyet
ediyoruz, ama biz baka yazar|arr
-kendimi
de iin iine dahil
ederek sylyorum- kitaplannr, eserlerini ne kadar okuyoruz?
Okuduumvz zaman bunu ne kadar yaz|ya veya sze dkyo-
ruz? Birbirine ruhen ve zihnen destek olmak, ilham vermek
konu olunca edebiyat dnyas her sene srnrfta kalyor.
189
Yalrz Berim iFL Yz...
"Ben sizi seneler ewel ilk romannlz
pinhan
ile tanrdrm.
O gnden bugne
kan
her kitabnrzr okudum. Ama eski-
den sadece benim yazarrmdnrz. Etrafmdakilere hep sizden
bahsederdim.
imdi
herkesin yazan oldunuz. Etrafmdakiler
bana sizden bahsediyor. Bazen dayanamayp arkadalarrmr
tersliyorum: Bana niye Elif
afak.
anlatryorsunuz rliyorum.
Yahu siz daha onun ismini bile duymamken ben onu oku-
yordum. Daha hibiriniz kefetmemitiniz bile... Ama anlamr-
yorlar niye sinirlendigimi. Ve ben bu yzden sizden soudum.
Gene okuyorum her kitabulLz, ama herkesle beraber okumak
houma
sitmi
yor. Keke bu kadar mehur olmasaydnz. Srrf
benim yazarlm olarak kalsayd nz."
Bana bunlan syleyen kii gen bir kadm. Kalabalk bir
salonun ortasrnda, son derece keyifli geen bir edebiyat sohbe-
tinin ardrndan sz alyor. Yan sevgi, yan sitem dolu bir sesle
ikAyetini
dile getiriyor. Drst ve dobra. Samimi ve hakiki.
Ama glmeler oluyor salonda. Dier okurlar hnzrrca sata-
yor
kadna. "Ne yani sadece senin iin baslsrn ronranlar,
yle mi? Senden baka kimse okumasrn mt yani?" diyor arka
srralardan biri.
"Hatta kitaplarn stne zel okur baskrsr yazrlsrn..." diye
taklryor bir bakas. "Her kitaptan bir adet olsun ortalrkta!
Sadece sen oku."
Gen kadrn aniden sinirleniyor. Bana eliyle salondakileri
iaret ederek: "Bu insanlar sizi mehur olduunuz iin oku-
yor. Allah bilir
ou
yle. Halbuki ben sizi
hretten
ewel
kefetmitim" diyor.
"Ne biliyorsun ya kimin niye okuduunu?" diye
kyor
n
srralardan bir niverite rencisi. "Sen kendini niye baka-
larrndan stn zannediyorsun
imdi?"
Vesalondabirclalgalanmadahaoluyor.Frsltrlar,glme.
ler, yorumlar..,
Gen kadn etrafrn
tepkilerinden
etkilense
de
kararlrbirekildegzleriminiinebakryor.Bircevapbekli.
;;;.
;;;J ..,
a" oflJ z,
yz y,ze, syedi{ne
gre on be
senedirkitaplarmrokuyorvebenibuseneA/ailekefeden-
lerleyanyanaclurmakistemiyor.oberimeskiokurum,sadrk
okurum,samimiokurum,krrgnokurum,krskanokurum.'.
Nasrlanlatsamorrahassasiyetinianladrml'amaresminbir
bakayzdahaolcluunu?Nas}anlatsamaslolanrno.okur,,
ile "yazar"
uruorrdaki
deil,
|'okur" ile "kitap" arasrnda
kuru-
lanbaolduunu?Nasrlanlatsamkitaplarrryazarlarrna
cleil, aslrnda
onlarr
seven, anlayan
ve sahiplenen
okurlara
aitolrluunu?Nasrlanlatsambenimbaktmyerdentektek
her okurun
ayrl, ayrrcalklr
ve zel olduunu?
Roman
sanablann
en yalruzrdrr,
Baka
hibir sanat dal bu
kadar
youn, derin ve uzun sreli
bir yalnzl talep etmez,
Elbetteasosyalairler,heykeltrala'r,ressamlar,karikatristler
dcvardrr.Amab,onlan,,kiiliklerindenkaynaklaruilladayap-
tklanitendeg,l.HalbukiromancreseriniyazdruzunZamarL
boyunca,
.rrasindalri
hayali
karakterleri
hayattaki
hakiki
insan_
laratercihederekmarazibiryalnzlkiindeyazmakzorundadrr.
Kozasrndanrkamayanipekbce$gibigecegndzidinerek.An
gelir kozarun
dnda
bir hayat olduunu
bile unutur,
Romancr,
sanatrlann
cn yalnrzdrr
H"y,*}ffi;}ll]il_
nrnda alran
herkes yle
ya da byle baka
rihalindedirve..ekipalrmasl,,redemekbilir.Bakalaryla
ortak i yapmay tlgrenlr,
Bir ynetmen
kendi egosunu
oyun-
cularrn
egolaryla
dengelemek
durumund,adrr,
Bir mzisyen,
biraktryadasergiyehazrlananbirressam'..Birgazeteci,
birakademisyerryadabirbankacr...Bakalarylao.Lkret-
meyibilir.I]irtekromancrlarbarndanSonunauzuuunsreler
boyunca*o*,"safyan,zlrkgerektirenbiriicraederler.
Romanokurudaokurla*,,,.,yunrzrdrr.Aratrrma.inceleme,
190
iir,
lsa hikAye, tiyatro eseri ya da akademik kitap okurlan
ok
daha farkl bir tempoyla okurlar ellerindeki kitab. Halbuki
roman okuru eserini satn alrr, evinin mahremiyetine
ekilir
ya
da gidea tenha bir ke bulur veya kendini kalabalktan soyut-
lar. Ve ite o halde, mutlak yaltlmlk ve yalnzlk iinde bu
dnyadan koparak okur. sel bir yolculua
kar.
Bir baka
krtaya yellen aar. Bedeni buradadr, ama zihni ve yrei ku
gibi hayal Alemine kanat
rpar.
Yazat ile okur arasrndaki ba ite bu "saf yalnrzlrk ilkesi"
zerinden kurulur. Bir srdalk halidir bu. Bir ruhdalk
halidir. Yaza4 kitap ve okur arasnda yatay bir ba vardrr. Bir
nevi ruh akrabalr.
te yand an yazar ile yazr ayn1 deildir. Bfu yazarn kiilii
berbat, ama yazrsl harika olabilir. Ya da kendisi pek hosoh-
bettir, ama kalemi kuwetli deildir. Yazar|ar fani, aksi ve
arzaI insanlardr. Huysuz, geimsiz, kaprisli... Pek
ok ey
olabilir. Ama onlarrn srfatlarrnn hibir nemi yoktur. Aslolan
kitabn sfatlardr. Eserin nitelikleri!
ki okur dnn. ki iyi arkada. Ayn kitab okurlar, ama
tamamen farklr sayfalarda duraklayarak, farkl karakterlere
yaknlk duyarak. Nasl ki parmak izlerimiz birbirine benze-
miyorsa, hibir okurun okuma biimi bir bakasrnrnkine ben-
zemez. Bir roman
ok
sayda insan okuyabilir, ama herkesin
okumasr ayrr ve zeldir. Bir metni sadece onu yazan kalem
deil, aynr zamanda onu okuyan gz de ina eder! Bu yzden
bir roman be kii de okusa, be yz bin kii de, herkesin oku-
mas tek ve biriciktir!
Ben bunlan syledikten sonra lk bir hava esiyor salonda.
Gen kadn miitebessim baluyor ve atk kimse kimseye takl-
[uyor. Ve o sessizlikte ben bir kez daha anlyorum ki, hepimizin
yureg tp tp benzet taleplerle atryor. Her birimiz zel olmak
istiyoruz. Okur yazannrn gziirde zel, y azar okurrrnun gzi.ide
zel...
E rleller kadrlardan
Dcha m Komil?
Kaiabalk bir arkada meclisi dnn. Kadnlr erkekli,
, genellikle
iftler
halinde oturuyor herkes. Tamamen
genler_,
den oluan bir masa da olabilir bu, orta ya da ileri yalrlardan
da. Hayal etrnesi size kalm. Ben sadece ipularr vereceim.
Diyelim ki hafiften duman altr ortalrk, kllkler dolup boa-
lyor.
yemek
masaslnda kalan mezeler, yiyecekler soumu,
kahve faslrna geilmi.
oktan
bitmi aslrnda yemek.
imdi
uzayan sohbetin tad var herkesin damarnda. ekerli,
kpkt, yo.un bir tat. Solrbete d,amgasrnl Vuran belirgin bir
zellik var: Mizah! Kesif, keskin, zeki, grltl ve yer yer
argoyakayabilen,d.zeyikahden,kAhykselen,amahi
azalmayan bir nrizah,
Matrak bir arkacla meclisi dnn. yle canlr ve can_
clan bir sohbet var ki, birinir lafrnr bir bakasr tamamlyor,
Dirleyenler kahkahalarla
glyor. En
ok
koruan ve en
ok
espri yapan birka kii, birbirlerine
pa veren futbolcular
gibi
kelimele ri yrrvarl aya yuvarlaya dndryorlar
top sahasrnda,
[{erkes keyifle dinliyor ve izliyor,
Resmi zihninizde carlandrabildinizse
kk bir soru sor_
rnak isterin, ama pat diye, dnneden
yanrtlamanrz
gere_
ken: "Byle kalabalk bir ortamd,a arlra arkaya esprileri pat-
latan insaniarr dndnzde
akliniza kadnlar m geliyor,
voksa erkekler nd?"
Cevap mrhtemelen
"erkekler,"
Zihninizdeki
resimde,
gpup iinde en
ok
konuan, sesi en
ok
cluyu}an ve e
ok
komiktik yapanlar erkekler olmalr,
Aralarrda kadn val,ml peki? Pek yok. Kadrnlar daha ziyade
kenarcla, dinlejdciler arasrnda. Dikkat}e dinleyip sk srk kafa
salllyor; mimiklerii bo] bol kullarup ara sra lafa karrryor_
193
lar. Kendi aralarrnda konuup sylenerrler hakkrnda yorum
yapyorlar. Pasif deil kadnlar. Ama konumann barn
ek-
miyorlar.
Kalabalk bir arkada meclisinde sohbetin krvamrnr ve akr-
rnr
kadnlarrn belirledii nadir grlr. Hele hele kadrnlarn
arka arkaya espriler patlatp dinleyenleri glmekten krrrp
geirmesi daha da az rastlanrr bir hadisedir. Kadn misafir-
lerin erkek misafirlerden daha
ok
konumasr ancak belli
mevzulardg olur. Bir tek bu temalarda arriden arlrr masa-
laki kadrnlar. Daha J u.rr, daha iddial, daha atlgan olurlar.
Tttkuyla balardklar hususlarda dilleri
zlverir -ak
gibi,
ocuk
g.bi, aile ya da sadakat gibi konularda. Ama tm
bunlar zaten "ciddi" mevzulardrr. Dalgas geilse bile z cid-
didir. Uzun lafn krsasr, kadrnlar kalabalk ortamlarda kolay
kolay "haff' konulardan konuamaz, mizah yapamazlar.
"Kadrn ve komedi" hernen yan yana gelebilen bir ikili deil.
Aralarnda doku uyumazl var. Diyeceksiniz ki "Tanrnmr
kadn komedyenlerimiz yok mu?" Var elbette. Keza komedi
dizilerinde oynayan, senelerdir tiyatro oyunlarrnda rol alan
veya mizah ykl hikAyelerin kaleme alrnmasrnda en az
erkekler kadar faal olan kadnlar var. Gayet de baarllar.
Ama bu tr kadnlarln saylslna baktrmzda garip bir oran-
trsrzlrk dikkat
ekiyor.
Mizah byk oranda erkeklerin alanr.
Espri patlatmak, fikra anlatmak, argo kullanmak, dalga
gemek, tiye alnrak... erkeklerin tekelinde. Gerek kendi kii-
sel dnyamrzda, gerekse daha toplumsal lekte, erkek "gl-
dren", kadn ise "glen" rolnde. Ve bu rol dalm
blrv
sarsrlmryor. Sadece Trkiye'de deil, tm dnyada kffnedi
sz konusu olduunda erkekler hem nicelik hem nitelik bak-
mrndan nde.
Peki kadnlann zekd, tespit ve gzlemde erkeklerden aag
kalmadrklarrnr hatrrlarsak, hatta gerek dil oyunlarrnda, keli-
meleri kullanma yetisinde, gerekse soyutlama arsrndan erkek-
f
---
b
lerden daha iyi olduklannn altnr
izersek,
nasrl aklayacarz
bu temel farkllr?
1. Kadnlar kamusal alanda mizah yapamazlar,
nk
kendilerine glnmesinden holanmryorlar. Hafife alrnmak-
tan rkyorlar.
2. Kadnlarrn, erkeklerden farkl olarak, kalabalrk ortam-
larda kendilerini ispatlamaya ihtiyac yok. Komedi biraz da
kendini gsterme ve rekabet ii.
3. Kadrnlar zel alanda geveze ve ak, kamusal alanda
suskun ve kapallar.
Bu arklamadan bana en yakn gelen ncs. Kadrnlann
hayatrnda derin bir blnme var. Evimizde baka, danda
bakayz. Kamusal alana
rkar rkmaz
savunma mekanizma-
|armz donanryorvz.
ocukluumuzdan
beri bize retilen
klieler devreye griyor. "yi kadn", "namuslu kadn", "uslu-cici
lz" oluveriyoruz. Bedenimizi tamyor, ha bire karryoruz.
Bir yerden bir yere. Evet, erkekler kadnlardan daha "komik."
nk
komik olmay gze alabiliyorlar.
Bakmayn btlyle "teorik" yazdma. Meselein bir ucu fena
halde bana da dokunuyor.
imdiye
dein gerek
eitli
roman
okurlanndan, gerek edebiyat eletirnenlerinden defalarca
ayn
eyi
duydum:
"Kitaplannrzda ne kadar gul bir mizah duygusu var!" Ama
gdelik hayatta beni tanryanlar zannetmenr ki hakkmda ben-
zer bir tespitte bulunsunlar. "Ne kadar komik yazryorsuTlJ z"
diyebilirler. Bu beni mutlu eder. Ama "Ne kadar komiksiniz"
demelerini ister miyim acaba? te orada edebiyatn katr kural-
lan deweye girer. Yazarken mrekkep yerine mizah kullanabil-
sem de, konuurken de$iyor, "ciddi"leiyorum. Kamusal alan-
da deil esp{ler patlatmak, mmkn mertebe dinlemeyi tercih
ediyorum. Sakin, sessiz bir gzlemci olarak kalmak istiyorum.
Bir tek yaz dnyamln mahremiyetine
ekildiim
zaman
iimde bir yerde saklr bir kap alr. Gtlndelik hayatta hi
195
arlmayanbirkap.Vekapnrnardrndankanenerjirlgrn,
asi,tak,,,,i,o,ikve..komik"birenerjidir.Hereyiniindeki
mizahr
grr. En
ok
da lrznn iindeki mizahr, Peki madem
kalemimde
mizai bu kadar belirgin,
gndelik hayatta neden
yle deilim?
Ya da madem
gndelik hayatta daha "durgun"
biriyim,yazmayabalarbalamazhissettiimbutakrnlrk,
bu krvrlcrn,
bu komiklik
nereden
geliyor? Blnmlmn
kadrn olmakla
ilgisi var mr? Bence evet,
Zira bizkadrJ ar J amusal
alana rkar rkmaz
deiiyoruz,
Deimekle
kalm,yl,,
iimizdeki
mizah denizini
kurutuyo-
ruz. Ama bilerek,
ama bilmeyerek,
ok
Okuy,n
mL Bilir?..
"ok download eden mi bilir, Facebook'ta
ok
dolaan m?''
ster inanrn, ister inanmayrn,
artrk genler
byle konuu-
yorlar
kendi aralarnda.
ark,
film, klip, kitap... Download
etmek, yani internetten indirmek,
sonra bunlar kendi arala-
rnda paylamak,
bu
an
ruhu.
Facebook'a gelince,
inanrlmaz rabet gryor Trkiye'de.
Dnyada nc srraya oturmu durumd.ayrz.
katlanarak
artan Facebook
yelii, en
ok
dolam, srekli kendini
yenileyen
sana] bir mecra...
yepyeni
bir kuak yetiiyor
Trkiye'de.
ve bu yeni akrm,
ok
byk bir deiim ve atlm
ifade ediyor nfusun bu kadar gen olduu bir lkede.
Bizim kuarmz
tabii bu laf daha farkl bilirdi.
ocukluumuz boyunca ne
ok
kez duymuuzdur
kim bilir:
"ok okuyan m bilir,
ok
gezen
mi?" Cevaptan ziyad,e,soru-
nun kendisi nemliydi sanki. ortada de.in bir ikilem varmr
gibi ciddiyetle yneltilirdi
soru. Her seferinde ''ok okuyan!''
dememiz istenirdi.
Galiba ilk ve ortaokul hocalarrmrz,
okuma
sevgimizi
byle artrrmaya
alrd. ok
okumak ile
ok
gez-
mek, asla ve zinhar yan yana gidemezmi
g-ibi...
Bense, okumayr da seyahat etmeyi de tutkuyla seyen biri
olarak ikiye blnrdm.
Hibir zaman rsrnamadm
bu yapay
ikileme. Belki okumanrn
da iten ie bir seyahat olduuna
inandrmdan...
Her kitabn bizi baka bir yolculua
kar-
dn dndmden.
okuyarak
da gezmek
mmkn, her
kitab bal barna bir serven addederek. Bir bak a yizyla,
bir baka mekAna, bir baka hayata uzanan bir yolculuk.
Aynanrn
bir de br tarafi var;
nkt dnyayr da okumak
mmkn;
her insanr, her hayat bir kitap belleyerek.
okumak
ve seyahat etmek aslrnda o kadar i ie ki...
zaman zaman kendimizden
bahsederken
''gebe bir top-
197
lum" olduumuzu syleriz. Gzeldir bu laf, kulaa ho gelir,
ama ne kadar doru? Baka kltrlere,
ehirlere,
uygarlkla-
ra gsterdiimiz ilgi aslnda ne kadar derin?
Trkiye'de son yllarda edebiyat ve kitap dnyasrnda gzle
grlr bir canllk ve renklilik var. Bununla beraber kitap-
r
raflarrnda seyahat/keiflan kitaplar hala o kadar ksrtl
ki. Anlarlan, ya yolculuklannr yaz|ya geirmeyi alkanlk
edirrrnemi bir toplumuz ya da o kadar sevmiyoruz yolculuk
etmeyi. Ahmet Midhat'rn, ismiyle okurlarda kallavi beklenti-
ler uyandrran yaprtrnr dnyorum mesela. Sayyadane Bir
Ceuelan, o byk, uzun seyahat Beykoz'dan balayp zmit
Krfezi'ne kadar uzanrverir sadece, sessizce.
Merak ki en basit, en insani itki. Merak ki en
abuk
yitirdi-
imiz
ve yokluunu dahi hissetmedi$miz deer. Merak iinde
yaadn lemi iliklerinde hissetmenin, bakalarnrn hik6-
yele,ini paylamann, kendini gelitirmenin, bireysel ve top-
lumsal olgunlamanln ilk adrm. Sadece kendi hayatrnr deil,
bir bakasrnn hayatrn da, insanln gidiatn da derinden
anlamak iin bir
aba.
Dnyanrn bir baka yerinde hi tan-
madrn birinin parmar kesildiinde, yrei dalandrnda,
feryadnr duymak, kaytsrz kalmamak, o yaraya neyin sebep
olduunu sorgulamak... Kopmamak yerkrenin tp tp atan
nabzrndan. KAinata merak]a bakmak, bakabilmek gerek.
"Abd-i hakir Evliya-yi fakir" sevgili Evliya
elebi,
ruhu
ad
olsun, tm memalik-i Osmaniye'yi gezmi; yedikleri itikleri
onun olsun, ama grdklerini kaleme alrp bizlere aktard.
Sayresinde gemi
ok
daha canlr gzmzn nnde. Geri
o ryasrnda Rab'dan "efaat" dileyeceine, yanllkla "seya-
hat" dilediini syler. Dili srmtr, yle balar seyahatle-
rine. Onun torunlarrnrn torunlarr olan bugnk genlerimi-
zin de sadece internette dolamakla yetinmeyip hayat da bir
kitap gibi okunalar, kitaplar da bir dnya gibi grmeleri
dileiyle...
Hrs Bi,r de Hrrrs Var...
I]ir krtadan bir ktaya uan yolculann el bavullanndan pek
ok eyi katycr]ar
artrk. Srv malzemeler, parfm
ieleri,
hatta sa jleleri... Malum, birer birer alrnryor
antalardan.
Bence burlara ek olarak bir de Dil Muhafzlarr konulmal
havaalanlarrna.
yle
iriyarr, zbandut gibi, gzlkl, sert ve
ciddi
ehreli,
ente}ektel tipler... Ellerinde kelebek ag gibi
icecik alar ve plastik eldiveler. Dikkatle arp bakyorlar
yolcularrn bavullarrna. Nleer kelime avrna
kmlar.
Hangi
kelimeleri ve ka,rarlarr brrakmanrz gerektigini sylyor-
lar. Hatta bir de keiime koklayan kurt kpekleri olmal. El
antalarrmrzda
tadmz kelimeler arasrnda srnrrdan gei
yapamayacak trlarrlar varsa, koklayarak bulmalrlar. Seyahat
etti$miz lkelerin kltrne gre hangi kelimeleri yanrmza
alabilece
frmiz|
hangi kelimeleri tayamayacamrz nceden
bizlere s_vleyen bir muhafz ya da krlavuz olmalr.
nk
yle
kelimeler var ki, farki lkelercle bambaka anlamlar edin-
mekteler. te bu kelinelerden bir tanesi: Hrs!
Aerilra'da biriri vnrek isterseniz'\ay be, ne hrrsl adam!"
dersiniz. frkiye'de birine hakaret etmek isterseniz'\,Iay be,
ne hrrslr adam!" dersiiz. Ayn cmle apayrr iki intiba brrakrr
duyanlarda. Ayn kelime taban tabana zt iki anlam dourur.
Gene Anrerika'da bir yazaflr. bir baka yazarrn kitabrna vg
vermesi son derece olaan saylrr. Piyasaya
rkan
hemen her
kitap arkasrnda benzer methiyeler tarr. Bu methiyelere yakn-
dan bakarsanz, "hrs" kelimesinin ne kadar olumlu anlamda
kullanldrnr hemen fark edersiniz. "Bu son derece hrsl kita-
brncla yaza\ geni ve zor bir konuyu ele almr" ya da "Filanca
son derece h,rrslr bir yazar; iini tutku1,Ia yapryor."
imdi
aynr
cmlelerin bir Ttrk yazarln kitabnn arkasrna kondufunu
dn. "Filanca hrrslr bfu yazat." dediiniz anda bu dpe-
Var,
2oo
dz eletiri sayrlr. Attrnz gl, yanllkla ta anlalr.
og,,
Bat toplumunda hrrsl olmak demek, "akJ na koyduu-
nu yapmak, bir hedefe odaklanmak, uramak ve azimli olmak"
demek. Bizde ise kltrel kodlar tamamen farkl. Bizde hrrsrn
anlam, "tamahk6rlk, maddiyatlk, bakalannrn omuzlanna
basmak ve en nemlisi, haddini bilmemek" demek. (Halbuki
tarihte ve bugn kendi alarunda baanl olmu srradrr insanla-
ra balrn. Hibiri "haddini bilmemi"tir aslrnda. Had, bu anlam-
da, "hudut", yani slrur demektir. Tabii ki yaratrcr insan nne
ekilen
maddi ve manevi hudutlan anaya gayret edecektir.
Sanat olup da hrsl olmayana rastlanmamrtr.)
Bizse hrrsl olduunu dndmz insanlan bir kalem-
de "hop" diye
iziveinz.
Genele ve btne uymayan renkleri
yle
bir kenara itmek isteriz. Yaratrcrl ve farkllr
pheyle
karlar, her firsatta bir burun srteriz. Eski kye yeni Adet
getirenlere derhal tepki duyar, bir alanda fark]r bir
ey
yapma-
ya kalkanlan anrnda "hrsl" olmakla itham ederiz. Hele fark]
bir
eyler
yapmak isteyenin ya gen ise,
phelerimiz
artar.
Hele bir dursun bakalm, saysln yerinde. Hele bir yllansln ve
yalansn; emekliliini alsrn, delice fikirlerini o zaman gerek-
letirmeye kalksn... Nfusu bu kadar gen olup da genlere ve
genlie bu kadar az gvenen bir toplum oluumuz neden?
Her meslek grubu kendi iinde duraan bir adadrr aslrnda.
Duraan ve tutucu. Diiler birbirlerini nasrl sevmez ve bir-
birlerinin yapt ii asla beenmezse; her kuafr illaki sz-
lemi gibi sanz kendisinden ewel kesen kuaftire bir araba
dolusu laf etmey vazife bellemise; bankacrlar bankacrlarr,
siyasetiler siyasetileri, akademisyenler akademisyenleri,
gazeteciler gazetecileri ve reklamcrlar da birbirlerini katiyen
beenmez}er, sevmezler. Egolarn balon gibi
ikin
ve yksek-
te olduu meslek gruplarrnda durum daha da vahim bir hal
alrr. Mesela sanatlar! Mesela yazarlar|.
Roman, sanatlarln en yalnrzdrr. lk sayfadan son sayfa;a
201
kadartekbarnayounretimgerektirdigindenromancrlar
hep kardesiz,
"tek
ocuk"
olarak kalrrlar'
Bizler ekip
alrma_
srnedirbilmeyiz.Bakalanylaortakretmeninincelik}erine
v6kfdeiliz.Kendimizibirhayaldnyasrnnmerkezineyer-
letirip, orad.an
yazryoruz,
Haftalar,
aylar, mevsimler,
baZen
senelerboyuhayaliromankarakterlerimizeannelikvebabalrk
ederek
yalyoruz,
Yeterince
semiz olan egolarrmrz
daha da ii-
yor roma n yazarken, Ben bu yaa geldim, bir romancrnrn
bir
baka romanO
haldrnda
olumlu
ilri
ift
kelime ettiine henz
pek tanrk olanradrn
(krmetli istisnalar
hari), Hele iki yazar
berrzer alanlarda,
henzer stillerde
yazryorsa!
Hele benzer Ya
g.uplarrndanyadayaamtarzlarrndargeliyorlarsa,mmk-
nyokbi'birlerinibeenmezler!oonu..hrsl',,olmaklaeleti-
rir, beriki onu "daha da hrsl" olmakla
itham eder,
Biz romancrlar
ve
airler
genelde birbirimize
" Sabit Fiil" poli_
tikasyla
yaklarnz:
"Giirmerlim,
okumadrm,
lgilenmiyorrrm'"
Yeni bir yazar ml
ktr
piyasaya
ya da mevcut bir air
ya
daromancryenibirimiyaph,cevabrmrzhemenhazrrdrr:
..Grnred*,ot,madrm,lgilenmiyorum.,,Bylecekendimizi
kimseyi
beenmemeye artlandrrarak
yaar
gideriz, Ara srra
keye srkrtr.nu,
oirr. Mesela
gazetecimilleti
muziptir,
tutar
Sorar:..Acabahangiyerliyazatlarbeeniyorsunuz?,,ozaman
yazatkeyesrkrrr,bircevapvermesigerekirya,dikkatedin
geneldebeenilenyerliyu,u,|u,oktanvefatetmiyazat|ar
drr.Romancrlarveairlerbirbirle,i,.ihuyuttaykenkolaykolay
beenmez,acaktarihtekalrncatakdiredebilir.Ensevdiimiz
y azar|ar
l yazarlard rr,
Bukarlarmrartlanmrlzbirbirimizibeenmemeye?Bu
kadar
mr arrr
^iru
gidiyor tek olmamak,
biricik olmamak,
bugeicihayallervehikyelersaltanatrndasultanolmamak?
Birhakikatiatkkabuletmemizlazrm.Nekadarewelkabul
edersek
o .uJ u,
iyi. Kltr ve sanat dnyasrnda
monari Yok
veolmayacak.Nebiryazat,nebirarklcr,nebirair,nebir
202
karikatrist,
ne bir ressam.,.
Kimsenin
monarisi
deil kl-
tr ve sanat. sadece
siyasi yaprlara
deil, edebiyat
dnyasna
da daha olgun, daha otrrmr
bir demokrasi
lazrm.
Dil, sadece
kelimelerden,
",r-"
yaplarndan,
gramerden
ibaret
degil. Dil ayn zamanda
bir toplumun
bireylerinin
hayal
gc
haritas
ve dnce
sistemati
demek. '.Hrs''
var, bir de
"heva"
Var... kt ayn,
ey deil. Bakalanna
ktlk
etmeyen,
kimseyle
bir derdi ya da k"rgus,
olmayan,
sadece kendi alanrn-
da iini iyi yapmayr
amalayan,
bir tek kendiyle
rekabet
halin-
de kalan hir "hrrslr
ve yu*tr.,
insan''
tn var. Her alanda.
Etrafimzda.
Ge]in onlarr yreklendirelim.
Birini
hrrsl olduu
iin yermek
yerine,
daha da
ok
retmeye
tevik
edelim...
slup Meselesi
Gndem youn, hzlr, renkli ve lrep ama hep gergin. Daha
lrerz bir haberi hazmedeneden bir yerisi dyot gazete-
lere. Bir atma, bir tartrmadr gidiyor internet sitelerinde.
Okumasak, merak ediyoruz. Okuyunca, n)oralimiz bozuluyor,
a.ma lrinseye arrlatamlyoruz. Toz duman iirde eriyrr tepkile-
rinriz, bunca patrt arasrnda duyulmuyor szlerimiz.
San yoruz ki yaln zz. B y|e hisseden bir biz
y
atlz. S anryoruz
ki herkes byk bir arenada, bir biz kalmrz bunun dnda.
Kenardan izliyoruz; hayretle, kaygyla, bkkrnlrkla. Sanryoruz
ki tek banayz ya da pek Aciziz. Yanrrnrzda e, arkada ve
dostla. Oyle degil aslrnda. Biz
ouz.
O karlar
ouz
ki far-
knda
Pile
deiliz. Sokakta, iyerinde, alverite, yaam der-
dinde,
ocuklarrnr
okutmak peinde, hayatn ritmiyle kou-
tururken bizler
unu
bir trl syleyemiyoruz: Medyada
ve siyasette bu kadar gerilin, bu kadar hrrnlrk, bu kadar
lruzursuzluk istemiyoruz.
l'elevizyon haberleri "tekrar etmek" ve "telaa vermek"
zerine kurulu. En srradan haber bile yle bir "eyvah
paniiiiik!" duygusuyla veriliyor ki, ekran karrsrnda gerim
gerim geriliyoruz. Her an bir skandal, her saniye bir "fla
fla fla" bekliyoruz. Dnyaya az sonra bir meteor
arpacak
duygusuyla yreimiz azmzda kalaka|yoruz. Artk btlyle
bir
ey
Trlriye'de televizyon izleyicisi olmak. Her dakika
diken stnde bakryoruz ekrana. Hani bir nkleer saldrrr
da olsa, bir kedi aata mahsur da kalsa, aynl "ba$ran
ag-
ran" slupla sunulacak. Bunca grlt iinde yoruluyoruz.
Rulumuz daralyor. Zl}:nimiz duraklyor. Hayal gcmz
kuruyor. Nanslar ve incelikler hzla kayboluyor.
stelik bir de aptal yerine konuluyoruz. Haberlerde aynr
cmleler bozuk plak gibi dne dne yeniden vurgulanyor. lk
204
seferde idrak edemeyeceimizi dtlilnyorlar herhalde. Bir de
a|t yazyla geiyor aynl kelimeler. Hem yksek sesle yaprlan
tekrarlar, hem ekran altrndan geen krrmrzr bantlar... Ne
zaman byle olduk? Niye silkinip
rkmryoruz
bu sarmaldan?
Neden izleyicisine gvenmeyen bir habercilik anlayrmrz
var? Romancln okulu yok. Ama eer olsayd daha ilk ders-
te
u
kural ilemek gerekirdi: "Okurunu kendinden cahil
ya da aptal veya duyarsrz sanma. Yazarken okura tepeden
bakma." Romancrlk iin nemli o]an bu altn kural, televiz-
yonculukta geersiz mi yoksa?
Tartmalar, heyheylenmeler, polemikler... Her akam
haberleri izleyen ortalama bir vatandarn moralinin bozul-
mamas mmkn degil. Fazla televizyon izleyenlerimizin
konuma tarzlar da deiiyor kendiliinden. Kelime daarcr-
rmz
daralryor. stelik balyoruzlner
eyi
defalarca tekrar
etmeye. En basit kelimeleri bile haykrarak sylemeye. Artk
ev hanrmlar sohbet ederken, esnaf dkkAnnda dertleirken,
renciler yolda yrrken byle konuuyor. Konuma adabr-
mlz, dinlemenin erdemini ve en nemlisi tevazuyu kaybedi-
yorz. Artk her cmlenin sonuna muhakkak yanp snen bir
nlem ekliyoruz: "Fla! Fla! Fla!"
Medyada ve siyasette hrrrn bir slubumuz vat. Yazarken
de konuurken de. O buna krzgn, bu ona bkn. Nedense hep
"farklrlrklar ve aynlklar ve olmaz|af'konuuluyor. Hi ortak
noktamz yok sanki. Oyle bir dawanlyoruz ki birbirimize,
ayfl gezegenlerden zembille inmiiz
bi.
Bu toz duman iinde
glmsemek zorlaryor bazen. Yumuak bal insanlar, "zaynf'
ya da "romantik" addediliyor hemen. "Ekranda kavga ne kadar
byrse reyting o kadar artar" diyorlar, Bu yle bir nkabul
ki sorgulamadan hap gibi yutuyoruz hemen. Evet, gndem
youn, hzl ve renkli, ama onu gergin klan biziz ne yazk ki.
Tesad,fler
li Tesrdiif
Deildir,,,
Ginlerbirbirinitutmuyor.Deglgnler,saatlerbirbirini
tutnuyor.
Her alun kimyasr baka, Gtln iinde drt mevsimden
geiyoruzaslrnda.Mutasawrflarrnyzyllardrsyledigigibi
,,her
an baka bir
an
stne kurulu." nsan olmanrn kuralr bu,
K6hkyoruztepelere,devasaenerjidalgalanstndeustal]-
lasrfyaplyoru,.t,y,au.,biziizleyenlergptaediyormahare.
timize. v" u. hal
geliyor ki stmiize,
demeyin
keyfimize,
Etrafrmrzarrk,inanveiyimserlikSayoruz.Byleanlarda
giriimcilikyapsak,e,,yenilikihamlelerigerekletiriyoruz.
,ouanlardakararlaralmayakalksak,encesuradmlarratr-
yotuz.Diinya
bir futbol topu oluyor dizimizin stiinde, saydn_
yoruz.Birdelieediylebtytyoruz,drrmrzdakihereyminna.
ckkalryor.Ehemmiyetsiz.Etkisiz.Engellerinstndenatlyor,
basamaklan
er beer kryor,
yorulmak nedir bilmiyoruz,
Kah ukurlara
yuvarlanlyor,
en diplere iniyoruz,
Gribe
yakalanrrgibialnganlrkhastalrnayakalanryoruz.Derimiz
inceliyor,
direncimiz
aza\yot,
Balryoruz
nmze
gelene
atmaya,
krzmaya,
ierlemeye,
Boyutlar
deiiyor aniden,
Biz
,,ktk,,
kal ;nur, kk ve yetersiz, bizim drrmzdaki
hereysefaz|abtytk,faz|aarfaz|akallavi,fazlaite...
Normaldecanlmlzsrkmayanayrlntrlarbytealtrnaalrn-
m gibi irileiyorgzmzde,
Ihymrk,
odun oluyor lazarl,
mrzd,a.Ty,kayaoluyoromuzlarrmrzda.Damladabouluyor,
meltem
esince tiiyor,
buluttan
nem kapyor, akl
tarna
takrlrptkezliyoruz.Haniazeweldalgalarrnstndesrf
yapan biz degiliz sanki, Ne oldu da pat diye yuvarlanrverdik
karamsarlrk ukuruna,
bilmiyoruz,
Ve bir deil, iki de$l, her gn geiyoruz benzer aamalardan,
Hayabmrz
lun4park
arabasr, stelik emniyet kemerimiz
de
;;, degrl. ini
k,
ini
rkr",
UmmadrSmrz
dnemelerde
207
hzlanryor, beklemediimiz tepelerde yavalryoruz. Saatin tik
taklan, takvim yapraklan, ini
rkr,
ini
k...
Sabah gne
balarken taze bir enerji dolayor damarlanmrzda. gleden
sonra i ortamrnda boplantr tatsrz geiyor, raporlar kt geliyor
ya da ani bir gelime oluyor; hafife kararryor ufkumuz, bula-
ruyor ruh halimiz. Yamur
iseliyor
hafften, ruhumuzda bir
gk grlts. Kimse duymuyor. Ha koptt ha kopacak frrtrna.
Patlayabiliriz, limse bilmiyor. Derken gzel bir haber alryor
ya da bir dostumlga rastlryor, anrnda deiiyoruz. Gene bir
holuk geliyor stmze, bir zatafet, bir incelik. GkkuaI
ldyor yznzde. Akam eve yorgun dnyoruz, biraz da
bunalmr. Bir durgunluk, bir kasvet
kyor
hemen. Gece
eimizle beraber he;ecanlr, vurdulu krdrlr bir Amerikan filmi
izliyor, kendi lrayatmrzrn drrna kayoruz. Bir rehavet, bir
koyvermilik... Alkanlklara beslim oluyoruz. Bylesi daha
kolay geliyor. Halbuki daha bu sabah dalgalann stiinde srf
yaparken her nevi monotonluu amaya kararlydk. Sabahki
"Ben" el sallyor uzaktan akamki "Ben"e. Bizimkisi oral bile
olmuyor, barnr
eviriyon
Darrdan bakrnca hep ay,Iay:rz, ama iimiz renkten renge,
halclen hale giriyor. Bir anrrnz bir anlmlza uymuyor ki.
u
antmrza ahitiik
edenler ile tir sonraki anlmlza
ahitlik
eden-
lerir grdkleri de farllr olabiliyor. En yumuak ve uyumlu
hlimizle bizi grenler sarrryorlar ki hep yleyiz. En hrrrn ve
huysuz halimize denl gelenler de zannediyorlar ki hep btlyle-
yiz. Halbuki ne o, ne bu. Her an her saniye deimekteyiz.
peki,,her
an baka bir
an
stne kurulu" ise bu deiimin
ne kaclarr bizim elinizde, ne kadar deil? Gelin bu yazry
okuduktan sonra bir denenre yapalm. Kapat.n kitab, kapa-
tn gzlerinizi, kapatn d sesleri. Kapatn iinizde durma-
clan vrdr vdr eden ve tm dnyada nistik akrmlarrn "a bir
nlaymun" a bertzettii beyninizin dmesini. Susturun zihni-
nizi. ndirin
alterleri
ve durun. Beyniniz muhtemelen ho-
208
lanmayacaktrr bu yeni halden, isyana kalkacakhr hemen.
Evhamlar, vesveseler, neriler, fikirler reterek dikkatinizi
datmaya
alracaktrr.
Oral olma5nn. Yakalayn maymunu
kuyruundan, balayn en yakrn aaca. Dursun oracrkta.
Yaplacak ileri, yetiilecek yerleri, verdiiniz szleri, vazife-
leri, payeleri, kariyeri, aileyi, hrrs, heves ve emelleri unutun.
Sadece durun. Bir an, bir sonsuz an iin durun. Ve sonra.,.
o beyazlrkta, o som mutlaklkta sevdiiniz birini dnn.
Youn bir
ekilde. arn
onu dnyanrza. Belki be, belki on
dakika.
Sonra bekleyin. Maymunu aacrndan
zmeyi
ihmal etme-
yin. Ne de olsa faz|a kalamaz o vaziyette. Derken bir tele-
fon, bir e-mail, bir iaret, bir alamet, uzaktan bir selam...
Muhakkak ki bir
ey
gelecektit az e.v.vel youn olarak dtltln-
dmz insandan.
arracaz
o zaman. "Ne tesadf]" diye-
ceiz. "Ben de
imdi
seni dnyordum."
peki
ya sahi, tesadtif dediin nedir? Bireysel hayatlarrmrzda
tesadflerin rol nedir?
ya
insanlk tarihinde? Beklenmedik
rastlantrlar "tesadf' mdr, yoksa
l'tevafuk"
mu? Aynntlar,
btiin ne kadar etkiler? Pascal'rn bu konuda mehur bir hipo-
tezi vardrr: "Eer kleopatra'nn burnu biraz daha krsa olsaydr,
dnyada her
ey
farkl olurdu!" ddiaya gre kleopatra'nrn
burnu
ok
almlym, kendisi ise erkekleri
eken
bir mk-
natrs. o burn o kadar
ekici
olduu iin sezay'dan Marcus
Antonius'a nice kudretli erkei kendine meftun etmeyi baar-
m. Kleopatra'nn burnu biraz daha krsa ya da ktlt olsaydr, o
dnemde ne bunca sava olurdu, ne byle kanlr iktidar ve ak
mcadeleleri.
Tarihin ko,:aman
arknda
bir bireyin burnunun rol ne
olabilir demeyin. katrede, derya saklrdrr. Bireyde, bttn
saklrdr. Zeruede, kdinat sakldrr. Damlada, yamur saklrdr.
Ene{ilerimizdeki ini
k
hem bizi hem etrafimrzr yakrndan
etkiler. Bu yzdendir ki deiim ancak ieriden ve Ben'den
209
lalayabilir. Bireyde. Kendisine toz kondurmayrp, hep ba-
kalarrnr eletirrreye, hep drarryr deitirmeye kalkan her
trl ideoloji, kibir ideolojisidir. Tm bunlarr okuduunuzda
hak veriyor ya da sama buluyorsanlz, unutmayn ki yarrn
aynl yaz:y| okuduunuzda farklr hissedebilirsiniz.
nktl
her
an baka bir
an
stne kuruludur.
Babalar,
Outtar
ue Torunlar
Daniel wallace tarafindan yazrlm
mthi bir roman var.
Big Fish (Byk
Bahk). Henz Trkeye
neden
evrilmedi ve
bizde basrlmad
bilemiyorum.
Genelde hzlr ve gayet
atak olan
edebi
eviri mekanizmasr,
derin rekabet
halindeki yaynevle-
nmiz bu kitab nasrl atlad acaba? zleyenler
hatrrlarlar,
ayn
zamanda
ok
da etkileyici
bir film yapld
bu romandan.
stelik
Tim Burton imzalr.
Gene ayn isim altnda. sr."., *", ];
mi, alabildiine
hayalperest
ama bir o kadar mtevaz...
Bir
ol..n gznden
babasrnrn
hikAyesidir
bu kitapta anlatrlan.
Bir adam iinde son derece yksek yerlere gelmi
olabilir;
kendince
nemli payeler
edinmi,
byk paralar
kazanmr
olabilir.
ok
sayda insan tarafinda,
lrrrrrryor,
hatta saylr-
yor da olabilir. Ama son tahlilde onun nasrl bi. irrru, olduu-
nu syleyecek
olan son bir merci var: olu. olunun gzn-
den baknca grnen
hakikat, resmin
tamamr olmasa bile, en
nemli parasdr.
Byk Balk romanrnda,
lm deinde
yatan
baba ile tek olu arasrnda
yle bir konuma geer.
"Sizi
ok
yalnz
brraktrm"
der baba.
.'Ama
bil ki ne yaptysam
sizin iin yaptm.
sen ve nnen iin. Bytik bir glde byk bal]r
olmak istedim-
kf suda ktik balk olmak"yetmedi
bana.''
ou sessizce
din]er. "yi ama byk adarr-olmanrn
ls
ne?
ok
i yapmak
m?
ok
para kazanmak
m?
ok
seyahat
etmek mi? Ne zaman
karar verdin byk balk olduuna?''
Baba durur, dnr. "Bir baba, clu tarafindan
ne kadar
ok
seviliyorsa,
o kadar byk bir balktrr deryada.''
sryg, degil burada bahsediten.
korku desl. otorite degil.
Olun babaYa duyduu
katksz
ak Bytk Balk romanrnd,a
anlatlan.
Byle bir akla bakabiliyorsa-ayet
oul babasrna,
her
eye
ramen
onu derinden
seviyor ve biliyorsa
avucunun
ii gibi,
o adam byk balktr ite.
211
Ne yazk ki, pek
ok
baba var bu toplumda, ama
ok
az
byk balk. Ne yazk ki bizde duygulann gstermey zaaf
addeden,
ocuklarrnrn
yanrnda onlarla beraber
ocuk
olmay
beceremeyen, eilmez bklmez bir babalrk modeli hAkim. Bu
daha kkl. Hep bir otorite peindeyiz nedense, illaki szm-
z dinletmek, evde kral kesilmek peinde. Kalp kazanmaln,
buyurgan olmaya tercih edemiyoruz bir trl.
Alamay kendilerine yasak eden babalar, oullanna da
yasaklryor erken yata. Bacak kadar
ocua
bile, "Erkek adam
a|aaz" demelerimiz bu yzden. Evladrnr uzaktan se,.mekle
olmuyor babalk. Bir de sevdiini gstermek var. Kii oluna
duygulann iletemiyorsa, kaskatr ahlak deerleri ya da belle-
tilmi erkeklik kodlar adrna kendini tutuyor,
ocuuna
sanla-
mryorsa, yle sevgi, tek kanatla umaya
alan
ku gibi.
in ilgin yail, bu tr otoriter babalann
ofu,
ilerleyen
yalarda yumuack dedelere dnyor. Oullanna gstere-
medikleri sevgiyi katbekat torrrnlarrna veriyor. Altmlannda,
yetmilerinde, seksenlerinde dedeler, ufacrk torunlarrnrn
yannda yeniden hayat bulmuasna alabildiine sevecen,
olabildince
efkatli,
her trl
ocuk
kaprisine "bana msn"
demeden, ne kadar doal, nasrl da kendiliinden... Kim inanr
aynr erkeklerin gemite kendi oullarrna kar kaskatr dav-
randrklarrna, dairna mesafeli olduklanna? kim inanrr torun-
larrnrn yanrnda bylesine sevecen ve duygusal olan dedelerin,
seneler bop oullar karrsrnda duygularn bastrdklanna?
Bizde babalar deil, dedeler byk balk oluyor genelde.
kdt kadn,
kalem
Erkek
sauna
Inat
imize yer etmi, ta derinlere
kk salmr, oralarda kirele-
nip katmerlenip
tozlanmr
dtince kalplan var.
ogu
zaman
farknda
dahi olmadan
kulland-rr,
kr.rksaya
kanrksaya
"normal"
addettimiz.
Bunlar en
ok
cinsiyet gibi,
..toplumsal,,
olanr 'tiyolojik" olanla kantrdrmrz
m"rrrr..da
zuhur eder.
"kadrnlar
bti,yle byledir,
nk ioplum boyl"
ekillendirir kz
ocuklann" demeyiz mesela, 'kadnlar
bcyle byledir,
nk
doalan gerei...''
deriz.
Bu "doalan gerei"
safsatalanndan
biri uyannca,
-ed.ebiyat
tarihinde
saJ nsz erkek yazanniddia
ettii gbi- ''kalem
erkek,
ka$t diidir." Erkek yazar,
kadn ise ya yrrrrrya
da yazdrnr.
kalemi elinde tutan, dolaysyla
hikAyeyi anlatan
birinci tekil
ahrs ise erkek kalr. oysa benim bildim edebiyat,
tpk ak
ve tasawf gbi, alnnttr
arayrndan
beslenir.
Amak bu
"ben"in
hudutlannr,
kalrplartn,
srrurlamalannr...
amak ve bir
te "ben"e ulamak,
teki ile aradaki
mesafeyi eritmek
ta ki.,o,,
ve "ben" diye bir ayrnm olmadn
anlay ni^r^kadar.
Edebi-
yat ve tasawf
ve ak "ben'tn drna uzanan yolculuklardrr
"ben"i yceltmek
iin yaprlan
vurgular
deI.
Lakin bu yolculuun
znesinin
erkek, nesnesinin
ise kadn
olduunda
hemfikirdir
niceleri.
Arayan-yaay
a.-yazan
zne
heP erkek gzyle
anlatlr,
kurgulanr.
o a, ulvi ve sema_
vi araYl, erkee has bir isel yolculuk
olarak tarif edilir. Bu
durumda
kadnlk
ise dnyevilikle
zdeleir.
Maddiyatrlk,
tketim
dknl,
hedonizm
vb.
yoksa
nereden
kard
"dnyaya
tutkun kii kadn deilse bile kadnlarr!''
laf?
Bu alanda verdii
muazzam
eserlerle
ardrnja
d.; bir iz
ve hem merak hem minnet dolu okurlar brrakan Annemarie
schimmel,
slam-tasawf
kaynaklarndaki
benzer dorultuda
yazlmr
iirleri ve hikAyeleri
uzun uzun inceler. Dnyevilik
ile kadnslrn
genel
olarak zdeletirildii
sonucunu
rkar-
213
trr. Nice belgede 'bu dtinya, dileri dktilm, berbat yzn
boyayarak kapatmaya
alran irkin
bir kocakarya benzetilir."
Diinya nimetlerine aldanan kii aslrnda bu kocakarya aldan-
makta, onrrn peinden gitmektedir. Yahut da gen ve
ehvetli
bir kadna benzeti]ir dtlrrya, bir kez daha erkek zneyi yoldan
rkarmaya
ahdetmi. "}Ier gn binlerce koca ldren dzenbaz
bir kadn" diye geer bu tarif kaynaklarda. ranl
air
Senai,
cinsi latifi pek sevmeini saklamaz ve ne zaman olumlu bir
laf etmesi gerekse 'bir dindar kadrn bin kt erkee bedeldirP
diye geitiriverir mesela.
iirlerinde
temel ald zne hep ya
"nert" ya da "civanmert"tir. znenin erkek oldufu fikri bi]has-
sa Gazali tarafndan srklrkla le getirilecektir daha sonraki
yllarda. Nefs kelimesinin Arapada diil olmasr, nefse dair her
olumsuzluu kadrnlara ve kadrnsla atfetmeyi kolaylatnr.
Erkek daha uhrevi araylar iine girecektir, ama ite kadn
dnyevi bir tuzak olarak dikilir ntine. Bu mantn izlerini
edebiyatta rahatlkla takip ederiz. Peyami Safa, mer Seyfettin
gibi'lradrnslktan hazzetmeyen" yazarlann hikyelerinde gen
ve alafranga kadnlann hemen her zaman tfetime meyyal,
hep maddiyatr, hep nefs dktin ve arn-Batrlrlam olmalan
tesadiif deildir.
yleyse ne kalyor geriye? Entelektel birikim ya da ruhsal
olgunluk gibi "maddiyat tesi" alarr erkek zneye, o alanrn
nndeki biricik engel dnyevilik de kadrn nesneye ayrrlryor.
Yaayan erkek, yaanrlan kadn. Yazar erkek, yaz|an kadn.
Sevgili Cemil Meri bile bunu vurguladrktan sonra...
te bu yzden "kadrn yazaf'olmak, felsefede-edebiyatta ve
dahi tasarrvufun bir kanadrnda mevcut ve alrrlm dengeleri
bersine
evirmek,
"normal"in hudutlanyla oynamak demektir.
"ncelenen nesne" halinden
*lp,
"arayan zne" olmaya cret
etmek demektir. Ka$t deSl, kalem olmak... haklonda ak
iirleri
yazlan,
ryethiyeler denilen, uruna yollara dtltilen
Dulcinea deil, bizzat o
iirlerin,
hik6yelerin, -16*anlann,
kitaplann yaratrcsr olmak, bizzat Kalem olmak...
t
,L
:)
.:l
t^
l
Kedi Eserini Yok Eden Adam
Bir adam dn ki bugn dnya zerinde en
ok
sayg
duyulan isimler arasrnda yer alsrn. Dou'dan Batr'ya, nere-
ye giderseniz gidi... Avrupa'da, Amerika'da, J aponya'da,
Rusya'da binlerce hayranr olsun, her dilden, her kuaktan.
yle bir a,lam ki y3761klarr satrr satrr okunsun, bilinsin,
tartrlsrn, -
hatta ezber]ensin. Hakkrnda kitaplar basrlsrn,
konferanslar dtizerlensin, filmler ve belgeseller
ekilsin,
iirler
yazrlsrn ve gene de kiilii hep glgeli, hep koskoca bir
muamma olarak kalsrn. Etkisi m|J azzam. mirasr tartrmalr,
hayranlar bir ordu rluturacak kadar geni ve tabii karizma-
sr da. Hayatta olsayd ne derdi tn bunlara acaba?
Ftanz Kafka yzyrlnuzn en evrensel ve lmsz isinrle-
rinden. Bir trl eskimiyor. Irr,
hreti,
"ara" tavsamr-
yor. Bugn iiniversite ktphanelerinde kitaplar en
ok
iti-
bar gren yazar odu: belki de. Mektuplarr, aklar, yalnzlr,
hayat, karamsarlr... Ne kadar okursak okuyalm hakknda,
gene de bir trltl zilrilerdeki kalplara srmlyor. Eletirmen-
ler salgrn halinde bir Kafka-mania'dan sz ediyorlar.
Peki "gerek" Kalka nasrl biriydi? Herkesin hemfkir oldu-
u
nokta, bllyk zorluklar iide yazd, yaadr. Bir ayaa
emberin
hep dndayd. Sistemle barramad bir trl, ayak
uyduramad.
arkiarrn
ileyiini en iyi analiz eden yazatd
belki de.
Korkularrndan,
evhanlarrndan ilham ald. Yapc
olduu kadar yrkrcr bir damar da vardr ruhunda, kendisini
yok etnreyi seven bir adamd. in asl Kafka,
ayet
Kafka'ya
kalsayd i, bugn belki de hi kimsenin tanrmad, duy-
madr bir isimden ibaret olacaktr. Mezar tarn bile
ok
az
insanrn bildii...
Yaz yazmdy o kadar seviyordu ki, tm olumsuzluklara
ramen bu tutkusundan vazgemedi. Ama bu madalyonun
!9
.t.
/:
,u\ ('
;-l!
\. a
\r.",
Ia"
|,.
216
sadece bir yz. Bir de arkas var. Karanlkta kalan yanr.
Yazya olan tm saygrsrna ve akrna ramen Kafka ne yaz-
dysa yaktr, yaktr, yakt. Geride bir
ey
brrakmamaya yeminli
gibiydi. Hayat boyunca kaleme aldrklannrn neredeyse yzde
90'rnr kendi elleriyle alevlere att tahmin ediliyor.
Halbuki yazy|a uraanlar bunu gayet iyi bilir. nsan iki
satr yazsa sahiplenir; sayfa bitirse, bir kenarda saklar,
stne titrer. Yazmak kolay deildir ya, yazdrn yok etmek
belki de en zorv. Nasl bir ruh halidir bir yazarn kaleme
ald eserleri, hem de elindeki tek nshalan, aniden yok
edebilmesi? Haftalarca, aylarca, senelerce ura, didin, sonra
bir kibrit
ak
hepsinin stne.
Bir kibrit alevinin sarr mavi dansrnda se;rretmek hayal
gcnn intihann...
Kafka vefat ettiinde henz 41 yarndayd. Artk Prag
hep onunla anrlacakt.
ehre
ismini, hayaletini, hayranlarrnr
braktr. Evinde,
alma
masasrnrn zerinde bir mektup bul-
dular. Yakn dostu Max Brod'a ithafen yazrlmtr.
Sevgili Max,
senden son bir ricam var. Gnlklerim, karalamalarrm, deft-
erlerim, taslaklanm velhas| yazya ve yaza/ra dair ne varsa
benden geriye kalan, okunmadan bir an ewel yaklmasrnr arzu
ediyorum.
Max Brod, arkadanrn vasiyetini defalarca okudu. Sonun-
da kAd katladr, cebine koydu. Uzun bir yrye
kt.
Doru karar vermek istiyordu. Ama kime gre doru?
Kafka'ya gre mi? Kendine gre mi? Tanr'ya gre mi? nsan-
la gre mi?
Sonunda arkadanrn vasiyetini
inemeye
karar verdi.
Onun yazrlarrndan hibirini yok etmedigi gibi iki ay geme-
den nemli bir yayrncyla anlaarak bugn dnya edebiya-
217
brnrn aheserlerinden
sayrlan oo,nun
basrlmas
iin onay
verdi. Hemen arclrndan dier kitaplar
geldi,
Kafka, I(afk'ya ramen
yaayacaktr,
in tuhaf bu garip hikiye burada da noktalanmadr,
Max
Brod,un
yalnrcrlarla
paylamadr, ama yakmaya kyamad
dahapekokmektupvetaslakolduubiliniyor.Elyazmala-
n... Onlar henz aa
rkmr
deit,
Ve Kafka, certnette bir yerde oturmu, bakryor aarya,
yznde durgun bi tebessmle
izliyor bizi, dinliyor hakkrnda
sylediklerimizi.
kim bilir, belli de biliyor, iten ie seziyordu
Brorl,un bavuldaki
yazlar yok edemeyeceini...
Ama tm
dnyanrn
onu byle ba tacr edeceini, oktan
umudunu
kestiiinsanladirenvedirayetverecesnitahminedebilir
miydi?
jz rI
Saua Gibi Yaanan Aklar
Baz
iftler
aklarrn tm dnyaya karr verilmi bitmez
bir mcadele gibi yaar. Her gn, her an kendilerini savun-
mak durumunda hissederler.
iftin
birliktelikleri psikolojik
bir savatr. Ve her savata oiduu gibi bunun da iki taraf
vardrr: "Biz" ve "onlar."
"Biz" iki kiiden oluur. ki sevgili. O kadar, "Onlar" ise ala-
bildigine geni bi? kategoridir: akrabalar, arkadalar. kede-
ki bakkal, tist kattaki komu, btn toplum... cmle kAinat.
Az lirlii etmiesine hemer herkes onlarr aylrmaya
alrr
ya da onlar yle sanrr. Bu yzden daha da kenetlerir, birbir-
lerine yaprlar.
ifti
bir arada tutan teme] dinamik ieriden
deil, drarrda gelir. Etraftan ne kadar tepki grrlerse, o
kadar sk tutunurlar birbirlerine. Bakalarrnrn kem bakrr,
zehir dili, ayplama ya da krnamas doal bir zamk olur
onlara. Bu sayede daha da yaklar, yakrnlarrlar. Halbuki
kendi lrallerire brakrlsalar, etraftan bu kadar muhalefet
grmeseler, belki de ksa bir sre beraber olup ayrrlacaklar-
dr. Srrf bu kadar
ok
tepki grdkleri iin bylesine ayrrlmaz
olurlar. Trn dnyaya inat kurulan evlilikler vardr.
Onlarrrki yleydi...
Drya tarihinin gelmi gemi en olayl, en yrpratrcr ve
phesiz
en
ok
konuulan birlikteliklerinden tiriydi onla-
rrnki. 'fantklarrnda adam 46, kadn 22 yandayd. Adam
nl, kadin nszd. kisi de ressamd. Adam yetenekli,
kadrn ondan da yetenekliydi. Adam benmerkezci, kaprisli
ve taiepkAr iken kadrn kat kat zor bir kiilie sahipti. Kadn
adamrn rencisiydi. Ve adam evliydi.
Hem bu kadar "yanlr" duruyorlardr yan yana, yanlr ve
imkAnsrz; hem de tuhaf bir
ekilde
birbirleri iin yaratrlm
gibiydiler. Sanki doduklan andan tanrtrtlan ana kadar
22o
geen her sene ylesine yaanmr bir zaman diliminden iba-
retti. Asl hayatlan birbirleriyle tarutrktan sonra balayan
hayatlanydr. Daha nceki her
ey
hayaldi; bir
iirin
doldur-
ma dizeleri gibi... mrlerinin esas
iiri imdi
baIayacaktr.
Fark]lklannda, ztlrklannda garip bir manyetik
ekim
vardr.
Ama belki de tutkulannr alevlendiren ate, etraftan grdkleri
etin
muhalefet oldu. Evlenmeye karar verdiklerinde en byk
tepki ailelerinden geldi. Bilhassa kadrnn ailesi batan kary-
d bu birliktelie. I(zlanna "gvercin", adama ise "fil" adrn
takmlardr. "Siz syleyin" diyordu kadnrn annesi komulan-
na. "Syleyin ne olur. Gvercinle fl hi yan yana gelir mi?"
Adam iriyar ve
irkinceydi.
Gzlerinde dinmeyen deli-
men bir panlt vardr. Cssesi kocaman, kahkahasr grltl,
yrei ise billur bir kadeh gibi knlgand. Heybetli, iddialr,
sakrnmasz, karizmatik bir sanatyd. Sradryd. Varl gz
dolduruyor, her yapt konuuluyordu. smi de kendisi gibi
grkemliydi: Diego Marfa de la Concepcin J uan Nepomuceno
Estanislao de la Rivera y Barrientos Acosta y Rodrigez. Tm
dnya onu baka bir isimle tandr: Diego Rivera.
Kadrn ufak tefekti. Kiiligi keli, baklarr sert, dili sivriy-
di. Gzel sayrlmazd, ama hemen herkesin kabul ettii garip
bir efsunu vardr. Bedeni yaralyd. Zahirde ve batrnda yaral.
Sa bacar sol bacandan inceydi.
ocukken
geirdii bir
hastal$n mirasr. Yatlarrnrn yanmda kendini hep
irkin
ve
fiziksel olarak eksik hissetmiti. Yetmezmi gibi gen yata
geirdii arr bir trafk kazasr onu sakat brrakacakt. Tedavi
grse de belinde, srrtrnda, boynunda kalrcr anlar olacak
ve mr boyu
ocuk
douramayacakt. Ama ona acrmaya
kalkanlara mstehzi bir tebessmle tepeden bakmay baar-
d. Toplumun gznde "noksan" bir kadrn olmayr kesinkes
reddetti. Frida Kahlo'ya acrmak kimsenin haddine degildi.
Asi, dik bal,
etin
ceviz, deli-gzel bir enerjisi vardr. Takn
nehirler gibi yerinde duramryor, kabna sramryor, kaderine
221
razrolarnryor,srradanlratahammledemiyordu.Bedenini
saklamak
iin uzun, kabarrk etekler
giyerdi. Ruhundaki
fr_
trna5nsaklamakiinseekingende.il,suskundeil,giriken
ve geveze olmayr iercih etti. Kendi kendine bir karar almrtr,
Bu dnya o}u yaralamr, hrrpalam,
actm olabilirdi, Ama
ne yaparsa yapsn onu asla korkutamayacaktr,
Frida Kahlo
doutan savayd,
Akn da bir sava gibi yaamasr tesa-
df olabilir mi?
Kadlrarlamlatpntrndaondanewelonunyeteneini
sevdi, sanatrnr
r"ri, resimlerindeki
derinlii, delilii, dehay
sevdi.Adamrnbuna}rmlarrnr,buhranlarlnrveensonunda
beclenini
sevdi. Beden dediin sadece bir kabuktan
ibaretti,
zerimize
yaptrrlmr boyalr bir kyafet ite_ kadrn adamrn
zn sevdi.
Bazenyazlmasamdaoturur,bakanmresimlerine.Fridave
Diego.DiegoveFrida.Fotoraflanru,tablolarrn,otoportleri.
ni seyrederim
uzun uzun. Bilmem hangisine
daha ok
hayret
eclerim:Yanyana,amabukadaruzakvekopukolabilmeleri.
nemi,yoksabylefarklr,hattazrtvesertolduklarhaldebu
kadar tutkulu
ve ak kalabilmelerine
mi? ki deli, kederli,
yaratrc,
yrkrcr enerji topu,
arpran,
atran,
sevien, kana-
tan, yaralayan ve yaralr
i ____y
Herkesinkarktgraklarvardrr.Herkeskarrrktr
iin daha aa derinluu",
pekien", Ama kim ne derse desin,
komular
ve etraf ve dnya ne kadar dedikodusunu
yaparsa
yapsln,birfililebirgvercinpekAl6birbirlerinedkolabi-
|\r...Zaten
ak dediin, ardrnda
ne olduuna
kimsenin akrl srr
erd.iremedigi
kadife bir esrar perdesidir,
Kutuplama stemeyenlerin Trks
"Ttirban tarhmasr" iike gndeminden hi inmiyor. Bir yany-
la, "arhk ilerleyelim, nmze bakalm, yryp gidelim" diyor
iimden bir ses, "taklmayalrm bu kadar lhk kryafete, bilhassa
biz kadnlann dr grnlerine." Bir yanyla da, her
eye
ra-
men salkl buluyorum yazlanlan
izilenleri.
konuabilmek
her zaman konuamamaktan yedir, malum. Kangren olmu
toplumsal meseleler ancak tartarak, farklr ynleriyle meseleye
bakarak
ztiebilir.
Bir demokrasi kilttirnn ve etiinin geli-
ebilmesinde
tm bu aamalar nemli rol oynayabilir.
Lakin... "Polemik" baka
ey,
"diyalo'baka. Bizde yazrl ve
grsel medya diyalogdan
ok
polemie itibar etmeseydi keke.
kar taraf hi duymadan, kulamrza balmumu dklm
gibi tamamen sar bir biimde ve srf kendi sesimizin akrnr
dinleyerek yaptmrz konumalardan salkl bir fikir al-
verii
kmasr
mmkn m? Dinlemeyen bir insan, anlama5n
baarabilir mi? konuma ksmr tamam da, birbirimizi dinle-
meye gelince r.esele, hep beraber srnrfta kalryoruz nedense.
Halbuki... Bilgelik "bilgi bilmek"ten deil, "bilgiyi idrak
edebilmek"ten geiyor. drak ise esneklikten, tevazud,an,
anlamaya
almaktan.
Gzelim osmanlrca! Ne ho kelime-
dir "idrak", tadr taklr kalrr insanrn damarnda.
Halbuki... Trkiye'de giderek artan sayrda insan kutup-
lamalardan srkrld artk. Lise ve niversite rencileri, i
arayan genler, ev kadnlan,
alran
anneler, memleketin
ilerlemesine kafa yoranlar, yurtdrnda yaayan,
alran
ya
da okuyanlar... o kadar
ok
insanlmz
u
"biz" ve "onlar"
ayrmlarndan bunalmr vaziyette ki. Birbirimizi damga-
lamaktan, yaftalamaktan, telemekten, tekiletirmekten
yo-rul-duk. Eskiden, yani zel televizyon kanallarr henz
yeniyken, nemli bir konunun hararetli bir
ekilde
ilk defa
tartldn grmek byk bir "yenilik" idi.
polemiin
bir
223
i
cazibesi vardr. zerinden
ok
sular geti.
imdi
ise her kanal-
da tartrma, polemik, atrma, taraflar, karlklr sulamalar...
Elimizde uzaktan kumanda aletleri,
at
diye kanal deitiri-
yoruz artrk birbirine girmi, fkeden boyun damarlar
kmr
insanlar grnce. Seyirci yoruldu artrk gece gndz polenik
dinlemekten. zel kanallar bunu grmyor, hissetmiyor mu?
stelik... l,arkrnda mlslnrz bir sarmal halinde dnyor hep
aynr laflar, aynr korkular, aynr nyarglar... Enerjimiz yanl
i
le
re akryor,. \'aktimi zi, gcrnz, yaratrcrlrrmrz bi rbirimi_
zi hrpalatnaya ,. du-galamaya deil de, kolektif ve demok-
ratik bir yaam bilinci ina etmeye harcasak keke!
Ne ilgintir ki... Bu kutuplamayr amakta belki de en nemli
rol oynayabilecek kadrnlar, aynl zamanda iplerin gerilmesine
de sebep oluyor.,Bugn Trkiye'de ba ak kadrnlann, barnr
kapatan hemcirslerinin krgrnlrklarrnr, hsranlarrnr anlamak
iin bir adrm atmalarr art.
ki ytnlt bir adrm bu. Keza ba
kapal kadrnlann da ba ak kadrnlann kayglarrnr, endiele_
rini anlamak iin bir adrm atmalarr gerekli,
Trban polemii ylesine kaplam ki gndemimizi baka bir
ardan bakamaz olctuk. Oysa bugn halA kadnlanlnrz on drt-
on be yarnda evlendiriliyorsa, okuldan alrnyorsa, henz reit
olmadan anne oluyorsa, evcilik oJ rnarcasrna bebek bytmek
zorunda kalryorsa, sokakta bar nnde yryorsa, tecavzc_
syle evlendiriliyorsa,
namus cinayetlerine kurban gidiyorsa,
evre
ve aile baskrsryla
yaamak durumunda kalyorsa, krsa-
cas bugtn hl6 cinsiyet aynmclr diye bir
ey
varsa trbanl
ve trbansrz kadrnlann
oooook
ortak noktasr var demektir.
Konuacak, beraberce aacak ne
ok
meselemiz var aslrnda,
Bir trk mu"ldanyorum.
Ezgisi var, szleri yok henz.
Kutuplama istemeyenlerin trks. Hrrlktan, "eletir' ile
"hakaref,'i birbirine kantrranlardan, negatif enerjiden, atrp tut-
ma]ardan, komplo teorilerinden,
gereksiz gerilimlerden bunalan-
lann ttirks... Ve biliyorum ki bir tek ben deilim mrnldanan,
sentezler Mahallesi
Avnpa'nn btlytlk
ehirlerinden
birinde, diyelim ki Berlin'de,
Londra'da ya da Brtiksel'de yanan bir sahneyi anlatacalm
sizlere. Gerek hayattan bir kare. Trklerin
ounlukta
olduu
bir semtteyz. Her ne kadar Fasllar, Cezayirliler, T\nuslular
ve Ruslar da olsa etrafta, burasr genellikle "Trk mahallesi"
diye biliniyor. Tm
bakkallar, berberler, lokantalar, manavlar,
kasaplar... Burada herkes ve her
ey
tanrdk. Vitrinlerdeki yan-
lar Ttirke. Dnerden sumuhallebisine her
ey
var. Duvarlarda
posterler (Ylmaz Gtiey, Deniz Gezmi ya da ay nceden
kalma bir konser afii...), yaz|ar, karalamalar... Duvar yaz|a-
rrun kimisi siyasi ierikli, kimisi gayet apolitik ("Sevda Gl
Sever Gider l zcan"; byle yazlyor bir duvarda). Dnmeden
edemiyorum, bir grafiti sanatrsrnrn buraya gelmesi ne gzel
olurdu. Bir de kitap yapardr ardrndan. smi: "Gurbet Grafiti."
Marketlerde T,k gazeteleri satrlryor. Girdiim bir bakkaln
raflarnda Ah, Araf, Mahrem ve Siyah Sat gtlrtlyonm. Yalnrz
A/c'rn kapa bir garip. Eflatuna
almr.
Pembesi kaym. Belli
ki korsan. Dger kjtaplanm ibe, ne hikmettir bilmem, gerek
baskr. Yasal. Yasal kitaplann nnde byklr,
sule
yzl, orta
yal bakkal efendi ile fotoraf
ektiriyo-ruz. ereveleyip
duva-
nna asacanr sylyor. Sonra bana kahve ve Siirt bal ikram
ediyor. Kahve o kadar sert ve koyu ki, bir yudum alrr almaz carL-
hrra halde bala yapryorum, bal o kadar tatl ki gene kahveye
sarrlyorum. Demek bu iin srrn bu. Ac tath bir arada. Ve ben
Ampa'nn orta yerinde bir bakkal taburesinde oturup, hikAye-
ler dinliyom otuz senedir burada yaayan vatandalardan.
Her
eyin
birbirine dnt, katr olan her maddenin
buharlatr bir yer burasr. Marx yaasaydr da grseydi...
Bakkaldan
rnca
mahallede turlamaya devam ediyorum.
Olan
ocuklar
misket oynuyor. Iftzlar ip atlyor. Beyazpey-
226
nir, siyah zeytin, gtl lokum, hatta memleketten yeni gelmi
pastrrma bile var... Bir dkkdnn vitrininde aynen
yle
yan-
yor: "Bayanlara kilo hap geldi. Be gnde zayfla!"
Bu asker komutu karrsrnda bir an irkiliyorum. "Be gnde
zaynfla, zayflamazsan vay haline!" emrinin hemen altrnda
bir bakayazl var, keeli kalemle, btlytlk harflerle yazrlmr:
"Lastik karmayan dirayetli
orap.
Mjde!"
orabrn
adr mr
"mjde", yoksa varlr m bilmiyorum, ama defterimi
kanp
not alryorum. Bu lafi unutmamam lazrm. "Lastik karrmayan
dirayetli bir
orap"
olmak yle kolay bir
ey
deil. Herkesin
harcr degil. Kendime rnek alryorum. Dayanamayrp ieri
giriyorum. Kasadaki adam nce benimle ngilizce/Almanca/
Franszca konumaya balryor. Ben Trke cevap veriyorum.
Glyor az dolusu. Griyor gzlerinin ii. "Aman be abla,
ben de seni turist sandrm." "T\rist sandm" dedii, beni o
lkenin vatanda sandr. Avrupa'nrn orta yerinde Avrupalrlara
"turist" diyoruz ya, aman Sarkozy duymasn. Dedim ya her
eyn
birbirine kantr, kocaman ve rengArenk bir sentezler
mahallesi burasr.
Sohbet ediyoruz. Buraya geleli 27 sene olmu. Pek fazla dil
renmemi. "at pat meram anlatyotz ite." Bunca sene
Trk mahallesinden pek
kmamr.
Ama
ocuklan
yle deil.
Onlar dil konuuyorlar
atrr atr,
hepsi de anadilleri gibi.
Krte, Ttirke ve o tilkenin dilini. "Genler baka" diyor. "im-
diki nesil
anslr."
nsanrmrz yle yaratrcr ki... Pratik, giriken,
tez canlr... Gittii her yere sevdasrn gtryor. Alkanlrklan-
nr. Avnpa'da yaayan fiirkler hakknda daha iyi aratrrmalar
yaplmasna ihtiya var. Buradaki akademisyenler
ikdyet
edi-
yor. "Ne zaman bir ngiliz aratrrmac ngiltere'deki Ttirkleri
incelemek istese, atlayp Trk gettosu Haringey'e gidiyor. Ne
zaman birAiman akademisyen Tiirkler hakknda rapor hazrrla-
sa l{reuzbere gidiyor. Oysa hem ngiltere'de hem Almanya'da
Tiirkler aslrnda her yerdeler. Sadece'getto'da yaamryorlar ki.
227
Gettocla yaayanlar grece daha yoksul, daha mahrum olanlar,
Geri kalan Ttirkler hemen her semtteler: kimileri orta srnrf
mahallelerde, kimileri
ehir
drrnda, kimileri liiks semtlerde
yayor. Ama aratrrmalar bu
eitlilii
yansrtmryor,"
Trk mahallesinde dolayorum. Kolumun altrnda zeytin,
peynir, pastrrma. Eyp,e mesaj atryorum: "Ak dediin lastik
karmayan dirayetli bir
orap
gibi olmalr,"
Bir dakika sonra cevap geliyor:
"Elif, ne itir?" ,
"Kahve" diye cevaplyorum. "Hem de ne kahve","
)t,
Edep
Trkenin
en gzel
kelimelerinden
biridir.'edep.''
Bir baka
dile nasl
ev,ilebileceini sorsalar
yle bir duraklarsnz.
ngilizcede,
spanyolcada,
Fransrzcada,
Almancad.a...
bire bir
karlk bulmakta
zorlanrrsrnrz.
Bulduunuz
hibir kelime
onu tam olarak karlayamaz,
kawayamaz
sanki.Ayn,
lezzeti
vermez.
n sesi vermez. Baka hibir sz ya da szck yerini
dolduram
az- Bu drt harften ibaret ksacik
kelime, koskoca
bir mana denizi banndrr iinde. Gzlerimizi
kapayp
bir kez
fsldamak
bile yeter
melodisini
du;rmaya.
szlkteki pek
ok
kelimeyi yksek
sesle, hatta dpedz
barrarak
telaffuz
edebiliriz.
Ama bir deneyin bakn, '.edep''
kelimesini
haykrmak
ne mmkn!
Harflerin
dizilii sesimizi
ykseltmeye
mAnidir.
Bu ke]imenin
ses tonu adeta nceden
ayarlanmtr.
Ancak fsltyla kark syleyeb j|iriz.
Ancak
sakin bir edayla: Edep ya hu edep!
peki
nedir edep? Tasawufun
yzyrllardr
ba tac ettii bu
kelime
nasl oluyor da hem bu kadar gz nnde, aleni; hem
de kapal bir kutu, adeta srr bize?
Haddini amamak,
kalp krrmamaktr
edep.
sadece o deil; haddini orp, kalp lqrmaktan
dtinn patla-
masr demektir-
stisnasrz
aJ rnmsrz
her insan, her canlr varlrk,
tP tP atan herYrek,
avulanmzrn
arasrnda tuttuumuz
billur
bir ksedir. Dr nasrl olursa olsun z narin ve nazenindir.
iin
titrer, Drmekten,
dnip de lrmaktan
yle korkarsrn.
Dedikodudan,
hakszlktan
ve ithamdan
uzak durmaktrr
edep.
Sadece o desl. nsan-hayvan,
canJ r-cansrz
veya nem]i-nem-
siz ya da zengin-fakir
aynilu yapmadan
etrafina ho bir nazarla
bakmak,
"eyvallah"
diyebilm"k,
;'uyrulah''
kelimesi zerine
kafa
yormaktrr.
231
Bilrrediin konuda susmak, bildiin konuda ahkAm kes-
memektir edep.
Bilgi bir perdedir. Sen ne kadar bilirsen bil, nasrl bir 6lim
olursan ol, en cahil grnen insandan bile renecek bir
eyin
vardrr elbet. Edep bunu unutmamaktrr.
nsan ayrrml yapmamaktr edep.
Sokaktaki bir berduun yanrnda da, Karun kadar zen-
sn
ya da Siileyman kadar muktedir grnenin yanrnda da
aynr sakin idrakle durabilmek; saydam ve
efTaf olabilmek;
girdiin mekAna ya da konutuun adamrn nabzrna gre laf
deitirmemek, ince hesap bilmemektir edep.
Arla gitnenektir edep.
Hileden, desiseden, yalandan ve zorbalrktan hazzetmemek;
kimseyi aptal yerine koymamak, aalamamaktr. Tbk ba-
nayken de bakalannrn yanrndayken de
efkati
elden brrak-
mamak; d grntlerden, parlak kabuklardan, urrvanlardan,
payelerden ethilenmemek; her ite her adrmda yuree bakmak,
yrein ibresire gre yol almak... ve ha bire "ben" demekten
vazgemektir edep.
Edep bir ahenk meselesidir. Akort edilmektir.
Alrort edilmeni mzik aletinden
kan
her ses uyumsuz-
dur. Edep kAinatn mziini yreinde duyma ve o mzi-
e
uyma meselesidir. Edep ahenk iinde olmak demektir.
Tabiat]a, kAinatla, yaradrlla, btnle ve katreyle srekli
uyum...
Gn iinde ha bire koturm aktayz ya, edep kelimesi akl-
mzn ucundan dahi gemez. Yapacak daha acil, daha mhim
ilerimiz vardrr hep. Birbirimizi ite kaka, kotura kotura,
hep ama hep
61e
kalrz bir yerlere. Derken tm bu hengdme
iinde, beklenmedik bir anda ve yerde edep sahibi biri
kar
karrmrza. Duraklarz.
arrrrrz.
Sahici olup olmadrndan
heme
phe
bderiz. Belki de yapmacrktrr. Belki de rol yapl-
yordur. Kafamrzn iinde bin bir tilki dolar.
nk
biz hep
232
phe
ederiz. Gerek olup olmadnr anlamak iin etrafinda
dner, gzlerimizi krsar inceleriz. Ama ne vakit ki anlarrz
karmrzdaki hakikaten edep sahibi, indiririz yelkenleri.
Yumuar yreimiz. Tanrrz edebi aslrnda. Grr grmez
tanrrrz. Edep sahibi bir insanla kar karrya gelince biz de
kendimize
ekidzen
veririz.
Bularcrdrr edep. Tebessmle bular. Glmseyen bir insan
karrsrnda biz de elde olmadan glmseyiveririz. Giln boyo
atk
kala dolamaya alkrn yzmzn kaslan geve.y-
verir. Bakmrrz ki dudaklarlmlz bizden ewel davranm.
Glmsemeye gimsemeyle karlk vermiiz de haberimiz
yok. Edep insandan insana geer. Aynadan aynaya yansrr.
nsanrn
amaz
tabiatd: Kibirlinin karrsrnda kibirli, mte-
vazrnn karsrnda mtevazr olasrmrz gelir. Diklenene diklene-
rek karl veririz. Edepliye ise eiliriz.
Geenlerde bir yemek masasrnda bir arkadarm tanrdrk ve
buruk bir
aka
yapt: 'Yahu ne zaman yurtdrndan dnsem,
bana da bir nezaket geliyor. Tanrmadm insanlara kaplan
amak, trafikte bakalanna yol vermek filan istiyorum. Bir
incelik, bir terbiye geliyor stme. En fazla bir gn sryor
ama. Sonra bakryorum herkes birbirine kaba dawanyor, bana
da bir kabalI ge}iyor... Dangul dungul yola devam ediyorum."
yle kelimeler var ki, harf bekleri olmaktan
rktr,
gndelik
hayatrmrzrn alrnr
ekillendirrneye
balad. "Ho5rrat" bun-
lardan biri. Hoyratz birbirimize karr. Ve sarmz, solumuz,
nmz, arkamrz... hoyrat. Yolda yrrken birbirimize bakr-
mrz,
evlerimizin
atlan
altnda birbirimizden sz ediimiz;
konumalanmrz, dedikodulanmz, ithamlanmrz, nyargrlan-
mz, zanlarrm;z, yaftalam alarmz, dlamalan mrz. .. hep ama
hep hoyrat. O kadar
ok
hrpalryoruz ki birbirimizi, ylesine
hrrrn bir iklimdeyz ki... Halbuki bu arada uzaktan bir yerden
sesleniyor eski mi eski bir reti. Tembihliyor usulca.
"Edep ya hu edep!"

You might also like