Professional Documents
Culture Documents
•
YENIHARRAN
•
çEVRESı
SAHİBİ ve YAZı İŞLERİ
MÜDÜRÜ
Veda Ederken
M. Rami AYAS
Kazım SARIKAVAK
İbrahim DÜZEN
A. Yılmaz SOYYER
Nurettin ÖZTÜRK
Psikanaliz ve Egebiyat
Mustafa GüLER
Nurettin OZTURK
GülGüLER
Hüseyin AYKUT
Rahmi KARAKUŞ
Yakın Dönem Türk Felsefe
Tarihinin Yazılmasına Dair
Rahmi KARAKUŞ
ÖZDAL Ltd. Şti.
TLF : 313 29 34 Şanlıurfa
Keldaniler
çev. Kadir ALBAYRAK
ÖZAL Matbaası
Bektaşilik Araştırmaları
TLF: 5206058 İSTANBUL
A. Yılmaz SOYYER
HABERLEŞME
ADRESİ
Urfa'daki Taşı!).maz Eski Eserler
Hakkında Bir On Araştırma
Tekel Cad. 2. Sok.
Halil ÇAL 49
Çalışkan Apt. Nu. 4
Bahçelievler / ŞANLIURFA
TLF: (414) 3145686
Kitap Tanıtımı: ..
31457 18
Postmodernism, Reasion and Relıgıon
Kazım SAR/KAVAK 71
* Yazıların her türlü sorumlu-
luğu yazarlarına aittir.
NOTLAR:
GtR.IŞ
1. Yorumsamacılık konusunu inceleyen Paul Ricoeur, iki tür yorumsamacılıktan söz eder. Biri anlamın dü-
zeltilmesi, diğeri yanıltma ve aldatmacanın ortaya konması. Ricoeur aradaki fark1ara rağmen Marks,
Nietzsche ve Freud'un ikinci anla)'lşa uygun yorumsamacılar olduklarını söyler. Ona göre Marks ideo-
lojide, Nietzsche ahlakta, Freud rüya konusunda aldatıcı görünüşlerin iç yüzünü ortaya koymuştur. Bkz.
Selahattin Hilav, Felsefe. Ist. Gerçek Ya)'lnevi, 1981, s.148, 149; Paul Rabinow, William Sullivan,
Toplumbilimlerinde Yorumcu Yaklaşım, (çev. T. Parla) tst. Hürriyet Vakfı Yayınlan 1990 s. 1-15,27-
45; Saffet Murat Tura, "Antipsikiyatri - Psikiyatri, Bilimlerin Simgesel Düzeni Uzerine", Yazko Felsefe
Yazıları. 7, Kitap içinde,lst. Yazko Ya)'lnlan, 1983, s. 8Tde şöyle der: Geçen yüz)'llda Batı aklı üç
semptom verdi: Marks, Nietzsche, Freud". Gerçekte bizim seçtiğimiz üç düşünür, yani Hegel, Marks ve
Freud'u birleştiren, metafizikle ilgileridir. Hegel varlığın ve tarihin, Marks toplumun, Freud bireyin ve bi-
lincinin "öte"sini araştırmıştı. Hatta o yüzden Freud daha 1896'da yapacağı işlere ad. olarak "metapsi-
koloji" terimini koymuştu. Bkz. H. Stuart Hughes, Toplum ve Bilinç, (çev. Güzin Ozkan), ıst. Metis
Yayınlan, 1985, s.60, 111; Octave Mannoni, Freud, (çev. V. Atayman - T. Kurultay) Ist. Alan Ya)'lncılık,
1992, s. 168. Sırf bu meta - ontolojik (Hegel), Meta - sosyolojik (Marks) ve meta - psikolojik (Freud) yön-
temleri açısından onlan Platon'a ve ünlü "Mağara Benzetmesi"ne bağlamak olasıdır. A. N. Whitehead bel-
ki de bu yüzden, tüm batı felsefesinin yalnızca Platon'a düşülmüş dipnotlar olduğunu söylüyor. Bkz.
Bryan Maggee, Yeni Düşün Adamları, (haz. Mete Tunçay),lst. MEB Devlet Kitaplan, 1979, sAl3
2. Berna Moran, Edebiyat Kuramları ve Eleştiri, Ist. Cem Ya)'lnevi, 181, s. 176 - 177; Freud'un bilin-
çaltını işleyen diğer düşünürlere, yani Nietzsche ve Bergson'a hiçbirşey borçlu olmadığı konusunda
bkz.Hughes, 1985, s.94, 110, 120.
PSIKOLOrt VE PSIKANALlZlN TARIHÇESI
1. Bu bölümün yazılmasında aşağıdaki eserlerden yararlanılmıştır.
a. Selman Erdem, Psikoloji, ıst. Fil Yayınlan, 1986, s. 5 - 15
b. S. Özbaydar - B. Özbaydar - E. Güngör, Psikoloji,lst. MEB Devlet Kitaplan, 1976, s, 9 - 20
2. Bu yazılardan "Psikanalizin Tarihçesi" şu eserdedir: S. Freud, Cinsiyet ve Psikanaliz, (çev. S. Hilav),lst.
Varlık Yayınlan, 1981, s. 197-225; diğer yazılarda şuradadır: S. Freud, Kitle Psikolojisi ve Psikanaliz,
(çev. K. Şipal), ıst. Cem Ya)'lnlan, 1990.
3. Krş. : Freud, 1981, s.200; Hayrani Altıntaş, M. Şekip Tunç, Ank. Kültür Bakanlığı Yayınlan, 1989, s.
43; Şükrü Günbulut, Küçük Felsefe Tarihi, Ank. Maya Yayıncılık, 1983. s.80
4. Aristoteles, Poctika, (çev. ı. Tunalı), lst. Remzi Kitabevi, 1987, s.22, yaprak: 1449 b; Aristoteles bu
terimi müzik için de kullanır, bkz. Ismail Tunalı, Grek Estetik'i,lst. Remzi Kitabevi, 1983, s.115;
Politika'dan sonra yazılmış olan Poetika'da katarsis terimi bir kez geçmesine karşılık Aristoteles
Politika'da katarsisi Poetika'da daha aynntılı inceleyeceğini söyler. Katarsis Politika'da da temizleyici!
arındıncı niteliği ile anılır. Katharsis ton pothematon. Bkz. Aristoteles, Politika, (çev. M, Tunçay), lst.
Remzi Kitabevi, 1983, s.245. ısmail Tunalı'ya göre katarsisi yalnız tragedya ve müzik değil bütün sanatlar
için vanlması gerekli bir erek olarak anlayabiliriz. Tunalı, 1983, s.116. Bu görüş psikanalizin sanat anla-
yışının da temelidir.
5. Katarsisin edebi yaratmayla ilgisine en güzel örnek Sait Faik'in Haritada Bir Nokta adlı öyküsünün son pa-
ragrafıdır: "Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da bir hırstan başka
ne idi? (... ) Yapamadım. Koştum tütüncüye, kalem kağıt aldım. Oturdum. Adanın tenha yollannda ge-
zerken canım sıkılırsa küçük değnekler yonımak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi
yonıtum. Yonttuktan sonra tutturn öpıüm. YAZMASAM DEU OLACAKTIM." Sait Faik Abasıyanık,
Havuz Başı - Son Kuşlar,lst. Bilgi Yayınevi, 1983, s.174.
6. Freud, 1981, s.212
7. Engin Geçtan, Varoluş ve Psikiyatri,lst. Remzi Kitabevi, 1990, s.l 7
8. Freud, 1981, s. 213
PSİKANALtzDE TEMEL KA VRAMLAR VE GÖRÜŞLER
1. S. Freud, Cinsiyet ve Psikanaliz, (çev. S. Hilav),1st. Varlık Yayınlan, 1981, s.141
2. Savunma düzenekleri konusunda ana kaynağımız şu eser oldu: Orhan Öztürk (Yayın Sorumlusu), Ruh
Sağlığı ve Hastalıkları, Ankara, Türkiye Sinir ve Ruh Sağlığı Demeği Yayını, 1983, s.45 - 63
3. Kurt Schilling, Toplumsal Düşünce Tarihi, (çev. No önol), İsı. Varlık Yayınlan, 1971, s. 79
4. Mahmut Kaya, Aristotdes ve Felsefesi,İsı. Ekin Yayınlan, 1983, s.182 - 185
5. Freud, 1981, s.94
6. Freud, 1981, s.181
7. Freud, 1981, s.182
8. Freud, 198 I, s.96
9. Freud, 1981, s.! 88
10. Freud, 1981, s.188; Bu açıklama ışığında Freud ve Psikanalizi "erkekçilik" ve anti-feminizimle suçlamak
yergi olsun diye yergi yapılmıyorsa en azından anlamamışlığı gösterir. Freud açıkça erkek vedişi kavram-
Iannın toplumbilimsel anlamını kuııanmadığını söylerken şu yoruma kaıılınamaz : "Freud'un teorisi
erkeği kadına göre üstün bir mevkie koyarak erkekliği kadınlığa göre ideal kabul eden görüşlere katılmak-
tadır. Bkz, Sedat Topçu, "Bir Putun Daha Yıkılışı: S. Freud ve Teorisi İle lIgili Bazı Gerçekler", Türk
Yurdu Dergisi, Mart 1991, Sayı: 43, s.31
i I. Öztürk, 1983, s.83
12. Freud, 1981, s. i91; Freud'un verdiği büyük öneme karşılık Oidipus kompleksi sonradan bilimsel eleşti-
rilere uğramış, buna bağlı olarak psikanalizin çocukluk dönemi ve çocuk cinselliğine verdiği önem de Karl
Abraham, Anna Freud, Melanie Kleine ve Louis Corman gibi çocuk psikanalizi ile ilgilenenlercedaha
görgü! dayanaklarla işlenme yoluna gidilmiştir. Oidipus kompleksine yönelik en sağlam eleştiri bir sosyal
antropolog ve etnolog olan Bronislaw Malinowski (1884 - 1942)'den gelmiştir. Malinowski Yeni Gine'nin
doğusunda yer alan Trobriand Adalannda doktora çalışmalan yaparken (1915 - 1916) bulduğu verilerle
yazdığı Father in Primitive Psychology'de (1927), Trobriand yerlilerinin anaerkil olduklan için Oidipus
kompleksine sabip olmadıklannı göstermiştir. Oidipus kompleksine yapılan ikinci önemli eleştiri bir psi-
kanalistindir. Erich Fromm, Freud'un insanı değişmez sandığını, Oidipus kompleksinin içinde bulundu-
ğumuz uygarlığın ürünü olduğunu ve babanın her yerde aynı konumda bulunmadığını söyler. Bu eleştiri
Malinowski'nin eleştirisinin yanında spekülatif kalmaktadır. Bununla birlikte psikanaliz, yukanda da be-
lirttiğimiz gibi çocukluk sorunsalını daha görgül dayanaklarla desteklemeye yönelmiştir. Louis Corman
bizce bu yönelişin günümüzdeki en önemli sözcüsüdür. Corman psikolojik ve fizyolojik gelişimi kOŞUlve
birbiriyle ilişkili bir biçimde ele alır. Böylece psikanalize yöneltilen o "tek boyutlu ruh çözümlemesi" eleş-
tirisi temelsiz kılınmak istenir. Yazar çocuk gelişiminde dönüşsüz bir süreç olan büyümeyi iç içe ve ge-
nişleyen halkalar biçiminde ve anakucağı - çocuk odası - ev ve bahçe - okul ve sokak - ev dışı yaşantılar
doğrultusunda anlatır. Corman, Freud'un başlattığı çocuk davranışını büyük psikolojisinden bağımsız ele
alma tutumunu sürdürdüğü gibi; bilinçaltı, bilinç ve üst bilinci de karşıtlann birlikteliği ve etkileşimi biçi-
minde yorumlamaya çalışır. Onun Oidipus kompleksine yaptığı önemli bir katkı. 'Tersine Oidipus komp-
leksi·'dir. Corman'a göre aşın bastırmaya bilinçaltmın göstereceği tepki, çocuğun cinsel kimliğinde tersine
dönüşe yol açar ve oğlan çocuklan kız, kız çocuklan oğlan gibi davranabilir. Bkz. Louis Corman,
Psikanaliz Açısından Çocuk Eğitimi, (çev. H. Portakal), İsı. Cem Yayınevi, 1988, s.23, 125 vb.
13. Öztürk, 1983, s.27-28
EDEBİY AT VE PSİKANALlZ
1. J. C. Cariavi - 1. C. FiIlox, Edebi Eleştiri, (çev. A. H. Çakmaklı), Ank. KTB Yayınlan, 1985, s.88
2. R. Wellek - A.Warren, Edebiyat Bitiminin Temelleri, (çev. A. E. Uysal), Ank. KTB. Yayınlan, 1983,
s.l03
3. Freud - Jung Adler, Psikanaliz A;;ısından Edebiyat, (çev. S. Hilav), Ank. Dost Kitabevi, 1981, s.7 - 32
4. Bkz. Güler Çelgin, Eski Yunan Edebiyatı, İsı. Remzi Kitabevi, 1990, s. 78 - 87; George Thomson, İlk
Filozotlar, (çev, M, H, Doğan), İsı. Payel Yayınlan, 1988, s. 336 - 341
5. Bkz. Mina Urgan, Shakespeare ve Hamlet, İsı. Altın Kitaplar, 1984, s,530; Mina Urgan, İngiliZ
Edehiyatı Tarihi, İsı. Altın Kitaplar, 1986, C.I, s.281; Berna Moran, Edebiyat Kuramları ve Eleştiri,
İsı. CemYayınevi, 1981, s.126; Shakespeare, Hamlet, (çev. S. Eyüboğlu),İsı. Remzi Kitabevi, 1965; T. S.
Elıot, Denemeler, (çev. A. Göktürk), Isı. Afa Yayınlan, 1987, s. 52 - 60; Krş. T. S. Eliot, Denemeler,
(çev. H. Çakır), İs!.. Remzi Kitabevi, 1988, s. 69 - 77
6. Bkz. Berke Vardar, Aydınlanma Çağı Fransız Yazım, Ank.; Kuzey Yayınlan, 1985, s. 61 - 68
7, Louis Corman, Psikanaliz Açısından Çocuk Eğitimi, (çev. H. Portakal), İsı. Cem Yayınlan, 1988, s.
119
8. Gürsel Aytaç, Yeni Alman Edebiyatı Tarihi, Ank. KTB. Yayınlan, 1983, s.134 - 170
9. Andre Gide, Dostoyevski, (çev. S. Tiryakioğlu), İsı. Varlık Yayınlan, 1968, s.102
10. Freud - Jung - Adler, 1981, s. 22 - 25
11. Sigmund Freud, Cinsiyet ve Psikanaliz, (çev. S. Hilav), İsı. Varlık Yayırılan, 1981, s. 74
12. Freud, 1981, s. 113
13. Freud, 1981, s. 192; Freud bu konuda aynca şunlan yazıyor: "Psikanaliz bir edebiyat irtidadının psiko-
loji ve patoloji sahasına intikalinden başka birşey değildir. (...) Zaten kültürümün temelinde edebiyat bu-
lunduğunu, Goethe, Griııparzer, Heine ve daha başka şairlerden boyuna misaller verişim gösterir." Bkz.
Cahit Kavcar,II. Meşrutiyet Devrinde Edebiyat ve Eğitim, Malatya İnönü Üni. Eğt.Fak.Yay. 1988, s. 17
14. Ertuğrul ÖOalp, ıspanyol Edebiyatı Tarihi, Ark. Onur Yayınlan, 1988, s. 180
15. Gürsel Aytaç, Çağdaş Alman Edebiyatı, Ank. KTB. Yayınlan, 1983,66,100,235
16. Gerçeküstücülük için bkz. : Türk Dili Yazın Akımları Özel Sayısı, Ocak 1981, Sayı: 349, s. 262 ve öte-
si; S. Kemal Karaalioğlu, Edebiyat Akımları, İst. lnkilap ve Aka Kitabevleri, 1983, s. 273 ve ötesi; H.
Fethi Gözler, Edebiyat Akımları Yardımcısı, İst. Damla Yayınevi, 1976, C. III, s. 93 ve ötesi; Yvonne
Duplessis, Gerçeküstücülük, ı.
(çev. Yerguz - E. Çamurdan), ıst. 1letişim Yayınlan, 1991
TÜRK EDEBİYA TINA PS!KANAL1TIK Y AKLAŞL\1
ı. Metindeki sayfa numaralan şu baskındandır: Mehmet Kaplan, Şiir Tahlilleri, İst. Dergah Yayınlan,
1988, C. II. Tanpınar'ın şu eseri psikanalitik eleştirinin son sayfalara doğru ağırlık kazandığı ve başanyla
uygulandığı bir çalışmadır; ancak Tanpınar bu işi Freud'dan bir kez bile söz etmeden Bachelard'ın yardı-
mıyla yapar: Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal, Isı. Dergah Yayınlan, 1982, s. 191 v, d. Orhan Ok ay
ise "Ahmet Hamdi Tanpınar ve Rüyalar Hikayesi" adlı yazısında Tanpınar· Freud bağlantılannı başanyla
sorgular. Bkz. Orhan Okay, Sanat ve Edebiyat Yazıları, İsı. Dergah Yayınlan, i 990, s, 2 i 9 - 229
2. Bkz. Varlık Dergisi, "Masallar, Söylenceler ve Çağdaş Edebiyatımız" Özel Sayısı, Şubat 1991, Sayı :
1001
PSİKANAL1Z VE FREUDızMlN SONU MU?
i. Şerif Mardin, Ideoloji, Ank. Turhan Kitabevi, 1982, s. i 7 I· i 8 i
2. Raymond Amn, Aydınların Af yonu, ıst. Tur Yayınlan, 1979, s.382 - 405
3. Cemil Meriç, Umrandan Uygarlığa, Isı. Ötüken Yayınevi, 1979; Cemil Meriç, Kırkambar, İst. Ötüken
yayınevi, 198; Sadettin Elibol, Ilim ve Ideoloji, ıst. Birlik Yayınlan, 1980; aynca şu çalışma konu bakı-
mından Türkçe ve çağdaş Türk düşüncesi açısından bir şanstır: Ufuk Uras,Ideolojilerin Sonu mu? İst.
Sarmal Yayınevi, 1993. Oldukça yararlı bir kaynakçası da olan kitap kabaran anti-entellektüalist dalgaya
karşı "theoria"nın ve "homosapiens"in güçlü bir savunusudur.
4. Sedat Topçu, "Bir Putun Daha Yıkılışı: S. Freud ve Teorisi 1le 1lgili Bazı Gerçekler", Türk Yurdu
Dergisi, !vlart 1991, Sayı: 43, s. 29
5. Topçu, 1991, s.29
6. Topçu, 1991, s.32
7. M. Rosenthal - P. Yudin, Materyalist Felsefe Sözlüğü, (çev.A. Çalışlar), ıst. Sosyal Yayınlar, 1980, s.
179,393394; Aynca bkz. Orhan Hançerlioğlu, Felsefe Sözlüğü, İst. Remzi Kitabevi, 1982, s.122, 357;
"Freud'un kuramı içgüdüler üzerine kurulmuş, kesinlikle biolojici-psikolojici nitelikte bir kurarndır.
Freud'un psikoanaliz kuramının felsefi temeli ve özellikle toplumbilimsel görüşleri Platon, Kant, Hartman,
ı.
Schopenhauer, Nietzsche ve Bergson'un idealist felsefe görüşlerinden kaynaklanır. "Bkz, V. Dobrenkov,
Erich Fromm'un ve Yeni· Freudçuluğun Eleştirisi, (çev. O. Tangör-L. Küey), İst. Sorun Yayınlan,
1979, s. 12, 18. J, D. Bemal, Materyalist Bilimler Tarihi, (çev, E. Marlalı) İst. Sosyal Yayınlar, 1976, C.
II, s. 754
9. Eichom, Klaus, Buhr-Lange, Aleksander, Çağdaş Felsefe, (çev. A. Çalışlar), İst. Altın Kitaplar, 1985, s.
104. Gerçekte marksizm-freudizm ilişkileri özelolarak incelenmesi gereken geniş bir konudur.
Psikanalitik metodoloji ile marksist sosyolojinin birbirini bütünleyiciliği ve karşılıklı işlevselliği konu-
sunda şimdilik bkz. Wilhelm Reich, Psikanaliz ve Diyalektik Materyalizm, (çev. Y. Omürsuyu), İst.
Logos Yayınlan, 1990
i O. Hilmi Ziya Ülken, Tarihi Maddeciliğe Reddiye, İst. İstanbul Kitabevi, i 98 i, s. 137, 144, 148
i ı. Louis Althusser, "Freud ve Lacan", (çev. S. Hilav), Yazko, Felsefe Yazıları· ı. Kitap, İst. 1982, s. ıo8
12. Althusser, 1982, s.l09
13. Althusser, 1982, s.109
14. Engin Geçtan, Varoluş ve Psikiyatri, İst. Remzi Kitabevi, 1990, s.l09
15. Geçtan, 1990, s.i LO
(x) - (xx). Bu kavramlaştırma bize aittir. (N. Ö.). Anlatım kolaylığından yeğlediğimiz bu kavramlardan ilkini
sahte, ikincisini asıl psikanaliz için kullandık.
(xxx). Jacques Lacan (13 Nisan 1901 - 9 Eylül 1981) tıp ve psikiyatri okudu. 1951'de Paris Psikanaliz
Derneğini kurdu. i 964'de demekte bölünmeler oldu. Bu bölünmelere bağlı olarak Freudçu Okul kuruldu.
Lacan'a göre pseudo-psikanaliz temelde egonun güçlendirilmesi çözümüne sanlmışt •. Oysa gerçek çözüm
ve iyiletim bilinçdışının dilsel bir metin gibi çözümlenmesine ve yorumlanmasına bağlıdır. Böylece Lacan
Ricoeur aracılığıyla Giriş'i andığımız Freudçu hermeneutic (yorumsamacı) yöntemine de dönüş yapmış
olmaktadır. (bkz. Saffet Murat Tuna, Freud'dan Lacan'a Psikanaliz, İst. Aynntl Yayınevi, 1989, s. 63 ...)