Professional Documents
Culture Documents
The Struggle of the Turks Against The Crusades from the Window of
The Arabic Literature in the Middle Ages
*
Arş. Gör. Dr., Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Arap
Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı.
Allah’ın yardımını kılıç kuşanır gibi kuşan! Güzel ve tatlı nimetleri azık
olarak sırtına bağla! Zira Allah, herhangi bir şeyi ihsan edince artık ondan
bir daha dönmez.
Haçlı Seferleri döneminde yaşamış ve Haçlılar ile Müslümanlar arasın-
daki en büyük savaşlara tanıklık etmiş olan İbn Kayserânî11 kendisinde derin
izler bırakan bu savaşları ve onun başarılı kahramanlarını pek çok kaside-
sinde dile getirmiştir. 523/1129 yılında Dimaşk Hakimi Tacu’l-Mulûk Börî
Atları sürdün, ülkeyi sağlama aldın, insanları güvende kıldın, sen diledi-
ğini yapmakta özgürsün.
Atlarınla en uzak yerlerden çıkıp geldin. Onların beline zincir
dolayarak, en güzel tedbirleri aldın.
Karanlığıyla dünyayı yutan gece gibi müşrikler bizi kuşattığında, bizi
aydınlığa çıkardın.
Haçlı seferlerine karşı ilk planlı ve kapsamlı mücadeleleri başlatan kişi
Zengîler hanedanının kurucusu İmadeddin Zengî olmuştur. 521/1127 yılında
Atabeg ünvanıyla Musul ve Halep’e hakim olduğu esnada Haçlılar, Suriye’de
bütün Akdeniz sahilini ve limanları kendi denetimleri altına almışlardı14.
Frenklere karşı verdiği mücadeleler sonucu Müslümanların moralini yük-
seltmiş, halk tarafından Frenklere karşı ortaya çıkan bir İslâm mücahidi ola-
rak algılanmıştır. Yönetimi altındaki halklara adil davranışı sebebiyle de ayrı
bir sevgi kazanmıştır. Zengî’nin bu yönünü Brockelmann, “vazifeşinas ve
mükemmel bir yönetici” olarak tarif etmiştir15.
532/1137-38 yılında Bizans İmparatoru16, Haçlıların İmadeddin Zengî’ye
karşı yardım isteklerini yerine getirmek amacıyla Kostantiniyye’den oldukça
kalabalık Rum ve Frenk askerlerinden oluşan bir orduyla hareket etmiştir.
İmparator, Halep yakınlarındaki Buza’a’yı zorlu bir muhasara sonucunda
eman ile teslim almış, şehre girdikten sonra sözünü tutmayarak halkı
katletmiştir. İlerleyişine devam ederek Şeyzer kalesini de muhasara altına
almıştır. İmadeddin Zengî’nin üzerlerine hareketi karşısında korkuya
kapılarak yirmi dört günlük muhasaranın ardından muhasara aletlerini ve
mancınıklarını geride bırakarak ordusuyla birlikte çareyi kaçmakta
bulmuştur17.
İmadeddin Zengî’nin bu büyük başarısı üzerine Hama doğumlu ve yaşa-
dığı dönemin önemli şairlerinden biri olan İbn Kuseym el-Hamevî18 onu öven
bir kaside kaleme almıştır. Şiirinde, İmadeddin Zengî’nin Frenklere karşı
mücadele de azim ve gayretini överek savaşlarda düşmanlarının bu azim
karşısında mahvoluşlarını dile getirmiştir:
ُ ْ ل الل ّي َ
م
ُ ل الب َِهي َ ف
َ ح ْ ج
َ ن الّ ك َأ
َ
ً خي ْلَ ت ِ واَ َ فلَ جاَء ي ُط َب ّقُ ال َ َف
َ
م
ُ قيِ ُ سيُر وَل َ ي ِ َن ل َ ي ْ فَأ
َ حَز ً ْ جي
شا َ ْ من
َ ك ِ ِ ضةَ فا َ مَ صَر ِفى ال َ ْ وَأب
19
م
ُ مي
ِ ح
َ ه ُ َ مام ِ ل َ ح ِ وى ال َ سِ س َ ْ وَل َي جت ِهِ فَوَّلى َ ْمه
ُ قاَء َ َ أ ََراد َ ب
قى وَل َت َذ َُر ِ ْ م ل َ ت ُب ُ ِوار َ ص ّ ى ال َ ِوَه حذ َُر َ ْ فعُ ال َ ْ مّنا وَأ َّنى ي َن ِ ِذار َ ح َ
قد َُر َ ْ جن ْد ُهُ ال ْ َ صُر ل َ ب ّ ُ ُ َ
ُ ل ْ نـ ّ ال ِ ه ِ ل ْ ي خـَ نْ مـ نْ م
ِ كِ ر
ْ شـ ال ك لو مـُ جو ُ نـ ْ َ ي ن
َ وَأْيـ
صُر بْ ل ا ق ر بيـ ه نـا س ن مـ ق ز ْ فى مـأ ك
َ َ ُ َ ْ َ ُ َ َ ْ ِ َ َ ِ ٍ ِ مل َ
ه وَل َ َوزُر ُ ْ وال ْموت ل َ ٍ مل َ عمادالدي َ
ُ ْ من ِ جأ َ َ ُ ْ َ َ م
ْ ُن أْرهَقَه ِ ّ ُ َ ِ ما
َ ذا ِ ّ ح
إ تى َ
ن وَل َ أ َث َُر ٌ ْ فُر ل َ ع َي ْ ُ ف َوال ْك ُ خا َ َي مْ ُسال ِك ُه َ م َ عا ً م ذ َْر ْ ُضيقُ ل َه ِ ُ وا ت ْ ّ وَل
فُرَ َم ن ْ َ َ ْ َفال َ
ن ل َع َي ًْنا وَل َ أث ََرا َ
ْ ِوى ب ِه َ فُروا أل َ َن ن ْ ِم إ ُ ْ قو ُ ديّ ح ال َ َ صب ْ وَأ
َ َ ْأ َو
صُروا ِ ح ُ صُروا َ حا َ ْطـاَردُوا ط ُرُِدوا أو ً َ ج َقاط ِب
ة َ ْ ها ال ِفَْرن َ َ ف ب َعْد ْ خ َ
َ َ فَل ت
َ
21 َ
صاِرم الذ ّكُر ّ ل ال َ
َ هـَناِلـك ِقي ُ ن ْ َومـ حرُِبوا ُ حاَرُبوا َ ْوا قُت ُِلوا أو ُ ن َقاَتل ْ ِإ
م
ْ ِسه
ِ ف ُ كار َأنـ َ فَتـرِعٌ أ َْبـ ْ مـ ُ ف ُ ْ سـي ّ َوال
Sakın bizden ama sakınman neye yarar? Öyle kılıçlar vardır ki, geriye
bir şey bırakmaz!
Şirkin kralı atlarının zafer kazandırdığı, dahası ordusunun kaderi belir-
lediği bir kraldan nasıl kurtulur.
Işığından gözlerin kamaştığı bir geçitte İmadeddîn onları takatsiz bırak-
tığında,
Arkalarına bile bakmadan kaçıp gittiler. Ölümden kaçıp sığınacak bir
yer yok.
Küfrün ne kendisi ne de izi kaldı. Din de ne küfürden ne de bıraktığı iz-
den korkacak değil.
Artık Frenklerden hiç korkma! Topluluk kaçsa bile bir grup asker onları
yakalar,
O Frenkler ki savaştıklarında öldürülür, kovalandıklarında defedilir, ku-
şatıldıklarında mahsur bırakılırlar.
Rum ordusu gibi, senin ordunun iki katı olan ve kum gibi kalabalık bir
orduyla sana ulaştı.
Allah’ın yardımı ve sevenlerinin kalplerine teselli veren azminle onunla
savaştın
Zoru görünce kaçıp gitti. Kendisinden malı ve sahip oldukları ganimet
olarak alınınca yağmacıların en büyük ganimeti son nefesidir.
Haçlı Seferleri’ne karşı en büyük mücadeleleri veren bir diğer Türk sul-
tanı da İmadeddîn Zengî’nin oğlu Nureddin Mahmud Zengî’dir. 17 Şevvâl
511/11 (Şubat 1118) tarihinde Halep’te doğmuştur26. Üstün başarı ve
çalışmalarıyla halkının ve Arap şairlerinin gönlünde taht kurmuştur. Şairler,
Haçlılara karşı verdiği mücadeleleri ve İslâm birliğini sağlamada ki gayretle-
rini adeta birbirleriyle yarışırcasına şiirlerinde ölümsüzleştirmeye çalışmış-
lardır. “Arap ve İslâm Aleminin Birleştiricisi” unvanıyla da anılan
Nûreddîn’in devletini de Arap tarihçileri ve edebiyatçıları “ed-Devletu’n-
Nûriyye” olarak adlandırmışlardır27. Frenklerin ellerine düşen Kudüs’ü
kurtarmayı kendisine en büyük gaye edinmesinin yanı sıra İstanbul’u da
(Kostantiniyye) fethetmek istemekteydi. Bu konuda ki azim ve isteğini hali-
feye yazdığı bir mektupta açıkça şu şekilde dile getirmiştir:
“İstanbul ve Kudüs, yarış meydanında fetih gayesine yönelmiş bekleyip
Öyle bir hükümdar ki, bir yeri fethederek zelîl kılmışsa da orayı koruya-
rak yüceltmiştir.
Urfa yıkılmaya yüz tutmuşken, cesaretiyle karanlık günlerini aydınlattı.
Öyle bir kükreyişle ona atıldın ki, boynundan esaret yularını çıkardın.
Bu onun fetihlerinin başlangıcıdır. Ardından Şam ve Irak fethi uzak de-
ğildir.
Rum köpeğini kahreden babasının izlediği yoldur bu.
Din savunmasında öyle bir cihat gerçekleştirdin ki, onun için ne koş-
maktan ne de harcama yapmaktan geri kalır.
Urfa’nın fethi dolayısıyla Nureddin ve Selahaddin Eyyûbî’nin vezirlerin-
den olup dönemin önde gelen edebiyatçılarından İmadüddin el-İsfehânî de
Urfa üzerindeki başarısını şu beytiyle dile getirmiştir:
Arzu edilen en yüksek makama ulaştın. Ulaşılacak en son arzuyu da elde et-
نِ سا َ ح ْ ِ ة ال ُ َ ك آي َ ِصر ْ َت ل ِع ْ َ وَب َد ن
ِ ما َ ليِ ةا ُ َ ك َراي َ ِصر ْ َ ت ب ِن ْ َ قد ِ ُع
ن سا
ِ َ ْ ر ُ ف ال س َ ِ َ ر َ
فا و ، ث
ِ يو ُ ّ ل ال ِصي ْد
ّ َ صائ ِدَ َ و ، كِ لوُ م
ُ ال ب ِ ْ لُ غ ال ب
َ ِ ل َ
غا َيا
ن
ِ جاَ تي
ّ ال وى ِ َ ذ لى َ َ ع ر
َ خا َ َ ف ال تَ حْز ُ ال
نِ سا َ ِ ل ل ّ ُ ك ِ ب ٍ م لي ِ ْ قِ إ ّ
ل ُ ك فى ِ ن أ َْرَباب َِها
ْ م ِ ن ِ جا َ ب الّتي َ ِ سال َ َيا
46
ن
ِ داَ ْ ق َوالـب ُل ِ فــا َ ال فـى ِ ر َ سـا َ ْ د َ ق مود ما َ ب َْين الوََرى ُ ح ْ م َ مود ُ ال ًُ ح ْ م َ
ديث َُها ِ حَ ، فَرن ِْج ِ ك ِفى ال َ َ م وَقْعَةٍ ل ْ َك
Türk devleti sayesinde Arap milleti yüceldi. Eyyub oğlu sayesinde Haç-
lılar perişan oldu.
İbn Eyyûb zamanında Halep Mısır’ın bir parçası Mısır’da Halep’in bir
parçası oldu.
Bütün krallar savaşla, barışla ya da yağmayla İbn Eyyûb’e boyun eğdi.
Tam anlamıyla muzafferdir. Zor işlerde ki, kararlılığı ile tanınır.
مّنى َ َ ما قَد ْ ت َ ِ سل َم ْ ِ ل ال َ ِ مني ُ َيا ت أ َد ِْرى ب ِأ َىّ فَت ٍْح ت ُهَّنا ُ س ْ َل
َ دنا ع ت ْ ك ّ لم ت ْ ذ إ كَ ني َ َ ْ ّ ْ َ َ
ْ َ َ َ
َ ِ ّ َ م
هُ ن ْ أ ما
ً شا تَ ك لم َ
َ ِت ذ إ ك ني
ّ َ ُ أن
ه
51 َ
صنا ِ صًنا َفـ
ْ ح ْ حـ ِ م َ شآ ّ ت ال َ ح ْ َ إ ِذ ْ َفـت ْ جـَنان َقـ
صًرا ِ ْ ت ال َ كـ ْ َ مـل َ ْ َقـد
صًراْ ق َ َف
Onun keskin kılıcıyla hak dirildi, şirk öldü. Hak geldi batıl zail oldu.
Onun Kudüs’ü fethedip azgın müşrikleri bastırmasıyla İslâm’a yeni ka-
pılar açıldı.
Kabe’den fal okları ve putların uzaklaştırıldığı gibi Kudüs’den haç ko-
vulup atıldı.
Her zaman muzaffer olan Nâsır’a intisab ettiğim sürece zaman bana
yardımcıdır.
Ebu’l-Abbâs en-Nâsır Ahmed’e itaat ettikçe günler de bana dosttur.
Eyyûbîler’in ardından tarih sahnesine çıkan Mısırda Türk Memlükler
Devleti Haçlılarla mücadele bayrağını yüceltmişlerdir. Bu başarıların en
unutulması Memlûk Sultanı olan, Kıpçak Türklerinden el-Meliku’z-Zâhir
Rukneddîn Baybars’a53 aittir. Haçlılara ve Moğollara verdiği mücadeler so-
nucu büyük takdir kazanan Baybars’ı bir Arap tarihçisi şu cümlelerle tanım-
lar54:
“Baybars, İncil mırıltılarını Kur’an tilavetlerine, çanların çınlamalarını
müezzinlerin terennümlerine, kiliseleri mescitlere çeviren dinin desteği ve
zamanının da İskender’idir.”
1259-1277 tarihleri arasında hüküm süren Baybars, Arap hikaye ve des-
tanlarına adını yazdıracak kadar kahramanlıklar göstermiştir. Onu bu şöhrete
ulaştıran, Haçlı Seferleri esnasında Frenklere karşı göstermiş olduğu üstün
başarı ve Moğol saldırılarına engel teşkil edecek kahramanlıklarıdır. Bir Arap
şairi onu şu dizelerle övmüştür:
َ
وَ يا آخذ الثأر بعد المخافة ْ ُك ُرك ْن َه
م ِ سد َ الت ّْر
َ َيا أ
55
قـطعت الفـرات وصـلت الخلفة كـسرت الطـغاة جـبرت العـفاة
َ مل َ ال َ
َ ب ت ُْر
كا ِ حْر َ ْ ن ل ِلِ ْ قيَ ِخاف َ كَ مل ْك ِـ
ُ لَ مثــ ِ س ُ مــا َرأى النــ ّــا َ
ّ ك َدكا ِ ِ سَنابّ ه ِبال ُ ْ ل َد َك ّت كــــــــــــــــــــــــــــــــــــا ً ْ مل ُ
58 َ ْ َ م ِتـْلـ َ
سلكا ِ ل َ ِ ك الذ َّواب ٌ ْن َقـو ّ ظـ َ جب َـ
ل َ ت ْ م َ ْشا ل َـو
َ َ صـــاد ً جيـــوُ َو
ك ِ شْر ّ الــــــــــــــــــــــــــــــــ