Professional Documents
Culture Documents
-1-
HAS-EN YAYINCILIK
Batı Mah. Ihlamur Sok. Çadırcı İş Merkezi
No.: 18/15
Pendik - İstanbul
-2-
-3-
-4-
Âdabın mahiyeti
Nefis ve edeb
Dili muhafaza etmeye dair hadisler
Edebin fazileti
Allah’a karşı edeb
Peygambere karşı edeb
İslamın kutsal saydığı şeylere karşı edeb
Nefsine karşı edeb
Ana babaya karşı edeb
Akraba ve Komşulara karşı edeb
Ailede edeb
Umuma karşı edeb
Adâlet
Selam adâbı
Ziyaret adâbı
Toplantı adâbı
Konuşma adâbı
Seyahat ve Yolculuk adâbı
Uyku adâbı
Oturma adâbı
Giyinme adâbı
Sofra adâbı
Tarikat adâbı
Müridin şeyhiyle olan adâbı
Müridin nefsiyle olan adâbı
Meşihat adâbı
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
ﻋَﻠﯿْﻜُﻢْ ﻧِﻌْﻤَﺘﻰ
َ َُا ْﻟﯿَﻮْمَ اَﻛْ َﻤ ْﻠﺖُ ﻟَﻜُ ْﻢ دﯾﻨَﻜُﻢْ وََاﺗْﻤَ ْﻤﺖ
ﺳﻠَﺎمَ دﯾﻨًﺎ
ْ ِوَرَﺿﯿﺖُ ﻟَﻜُﻢُ اﻟْﺎ
“...... Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi
tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim...”3
Bunun içindir ki, mü’minlerin güçlerinin yettiği ölçüde
Kur’an ve hadisleri öğrenmeye ve anlamaya cehd ve gayret
ettikleri görülür. Yağmur damlaları yeryüzüne indiğinde
arzı ihya ettiği gibi Kur’an’ın nur kelimeleri ve onların
lâhûtî manaları gönüllere nüfus edince, insana hakiki
1
Fatır Sûresi, Âyet 28
2
Hadis Buhâri
3
Maide Sûresi Âyet, 3
- 10 -
Seyyid
Muhammed Hikmet Tuzkaya
Erenköy-İstanbul
Yevmü’l Cuma 1994
- 12 -
- 13 -
ﯾَﺎ َاﯾﱡﮭَﺎ اﻟﱠﺬﯾﻦَ ا َﻣﻨُﻮا ﻗُﻮا َاﻧْﻔُﺴَﻜُﻢْ َواَھْﻠﯿﻜُﻢْ ﻧَﺎرًا َوﻗُﻮ ُدھَﺎ
َﻏﻠَﺎظٌ ﺷِﺪَادٌ ﻟَﺎ ﯾَ ْﻌﺼُﻮن ِ ٌاﻟﻨﱠﺎسُ وَاﻟْﺤِﺠَﺎ َرةُ ﻋََﻠﯿْﮭَﺎ ﻣَﻠﺌِ َﻜﺔ
َاﻟّﻠﮫَ ﻣَﺎ اَﻣَ َﺮھُﻢْ َوﯾَﻔْ َﻌﻠُﻮنَ ﻣَﺎ ﯾُﺆْﻣَﺮُون
“Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve
taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız,
4
Hadîs-i Kutsi, Buhâri,Tevhid: 15
5
Hadis, Ramûz-ül Ehâdîs
6
Hadis, Müsned, 2/381, Muvatta:Hüsnü’l hulk:8
- 14 -
7
Tahrim Sûresi, Âyet 6
8
Hadis, Münâvî Feyzül Kadir
9
Hadis, Münâvî Feyzül Kadir
- 15 -
- 16 -
10
Hadis, Tirmizî, Zühd: 11, İbn Mace, Fiten:12
- 17 -
ْ َﯾَﺎ َاﯾﱡﮭَﺎ اﻟﱠﺬﯾﻦَ ا َﻣﻨُﻮا ﻟَﺎ ﯾَﺴْﺨَﺮْ ﻗَﻮْمٌ ﻣِﻦْ ﻗَﻮْمٍ ﻋَﺴﻰ ا
ن
ﺧﯿْﺮًا ِﻣﻨْﮭُﻢْ َوﻟَﺎ ﻧِﺴَﺎءٌ ﻣِﻦْ ﻧِﺴَﺎءٍ ﻋَﺴﻰ اَنْ ﯾَﻜُﻦﱠ َ ﯾَﻜُﻮﻧُﻮا
ِﺧﯿْﺮًا ِﻣﻨْﮭُﻦﱠ َوﻟَﺎ َﺗﻠْﻤِﺰُوا َاﻧْﻔُﺴَﻜُﻢْ َوﻟَﺎ َﺗﻨَﺎﺑَﺰُوا ﺑِﺎﻟَْﺎﻟْﻘَﺎب
َ
َِﺑ ْﺌﺲَ اﻟِﺎﺳْ ُﻢ اﻟْﻔُﺴُﻮقُ ﺑَﻌْ َﺪ اﻟْﺎﯾﻤَﺎنِ وَﻣَﻦْ ﻟَﻢْ ﯾَ ُﺘﺐْ ﻓَﺎُوﻟﺌِﻚ
َھُﻢُ اﻟﻈﱠﺎﻟِﻤُﻮن
“Ey mü’minler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya
almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler.
Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar
kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın,
birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra
fasıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte onlar
zalimlerdir.”14
Bu âyet-i celileden:
14
Hucurat Sûresi, Âyet 11
- 22 -
ﺧﻠَﻮْا اِﻟﻰ
َ َواِذَا ﻟَﻘُﻮااﻟﱠﺬﯾﻦَ ا َﻣﻨُﻮا ﻗَﺎﻟُﻮا ا َﻣﻨﱠﺎ َواِذَا
َﺴﺘَﮭْﺰِؤُن
ْ ُﺷﯿَﺎﻃﯿﻨِﮭِﻢْ ﻗَﺎﻟُﻮا ِاﻧﱠﺎ ﻣَﻌَﻜُﻢْ ِاﻧﱠﻤَﺎ ﻧَﺤْﻦُ ﻣ
َ
“(Bu münafıklar) mü’minlerle karşılaştıkları vakit "(Biz
de) iman ettik" derler. (Kendilerini saptıran) şeytanları ile
başbaşa kaldıklarında ise: Biz sizinle beraberiz, biz onlarla
(mü’minlerle) sadece alay ediyoruz, derler.”15
Cenab-ı Hak buyuruyor:
ُ( َاﻟﱠﺬى ﺟَ َﻤﻊَ ﻣَﺎﻟًﺎ وَﻋَﺪﱠدَه1) ٍﻞ ھُﻤَ َﺰةٍ ﻟُﻤَ َﺰة
َوﯾْﻞٌ ﻟِﻜُ ﱢ
“ Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi âdet
edinen herkesin vay haline! . O ki, mal toplamış ve onu
sayıp durmuştur.” 18
Hümeze: Eliyle, kaşıyla, gözüyle, müstehziyane işaret
etmektir. Yahut bir kimseyi sevmediği lakabıyla
çağırmaktır.
Lümeze: Lisanıyla zemmetmektir. Yahut iki kimse
arasında sözcülük, koğuculuk etmektir. Hülâsa, bir insanı
ta’n etmek ve ayıbını açığa çıkarmakla gıybet etmek Allah
tarafından büyük bir azap ve helâka davet eder. Her
ikisinde de mü’min kadeşlerine hakaret mevcud
olduğundan ve insanlar arasındaki intizam ve bağlılığı
bozacağından bu gibi kötü ahlâk üzere hareket edenleri
Cenab-ı Hak büyük bir Helâk ile tehdit buyurmuştur.
İnsan nefesini kibrit-i ahmerden kıymetli bilmeli,
nefesini zayi etmeyerek işe yarayan şeylere sarf etmelidir.
İkincisi: Halkın ayıbına bakmamalı ve görmemelidir.
17
Hadis, Müslim,İman:232, Tirmizi, İman: 13 İbn Mace, Fiten: 15, Ebu Davud,
Rikak: 42
18
Hümeze Sûresi, Âyet 1-2
- 24 -
19
Hadis, Acluni, Keşfü’l Hafa:2661
- 25 -
20
Hucurat Sûresi, Âyet 12
- 26 -
21
M. Hamdi Yazır, Hak dini Kur’an dili c.6 s.4473
- 27 -
22
Hadis, Münâvî Feyzül Kadir
23
Muhtar-ul ehâdis-ün Nebeviyye h.no.396
24
M.Sami Ramazanoğlu Musâhabe 5
25
Hadîs, Buhâri, Ebu Davud, Sünne: 15
- 28 -
26
Ta’ha Sûresi, Âyet 44
27
Hadîs Buhâri,Mezalim: 3, Müslim, Birr: 58
28
Hadîs, Buhâri, Edeb: 31, İbn Mace, Edeb: 4
29
Keşfül Hafâ,1804
- 29 -
30
Keşfü’l Hafâ, 1919
31
M. Esad Erbili, Kenzül İrfan
- 30 -
32
Ali İmran Sûresi, Âyet 61
33
Hadîs, Müslim, Cihad: 18, Buhari,Cihad: 157
34
Buhari
- 31 -
35
Riyâzus-sâlihîn
36
Hadîs, Ramûz-ül Ehâdîs
37
Hadîs Buhâri
- 32 -
38
Hadis, Ramûz-ül Ehâdîs
- 33 -
39
Buhari, Tirmizi
40
Kenz-ül Ummal
41
Kenz-ül Ummal
42
Kenz-ül Ummal
43
Deylem-i Müsned
44
Deylem-i Müsned
45
Deylem-i Müsned
46
Keşfül Hafâ
47
Buhari, Tirmizi
48
Hadîs, Münâvî Feyzül Kadir
- 34 -
49
Hadîs, Tabarâni el evsad, Feyzül Kadir
50
İhyâ Ulumiddin c.3
51
Tevbe Sûresi, Âyet 119
- 35 -
...ﯾَﺎ َاﯾﱡﮭَﺎ اﻟﱠﺬﯾﻦَ ا َﻣﻨُﻮا ﺗُﻮﺑُﻮا ِاﻟَﻰ اﻟّﻠﮫِ ﺗَﻮْ َﺑﺔً َﻧﺼُﻮﺣًﺎ
“Ey Îman edenler! Nasuh tevbesiyle sizde Allah’a tevbe
ediniz.” 53
52
Yunus Sûresi, Âyet 26
53
Tahrim Sûresi; Âyet:8
- 36 -
54
Nur Sûresi; Âyet:31
55
Ebu Davud, İbn Mace
56
Hadîs Kenz-ül Ummal
- 37 -
57
Buhari, Muslim.
- 38 -
58
Hadis, Tirmîzi, Buhari
59
Ebu Davud, İbn Mace
- 40 -
- 41 -
60
Hadis, Buhâri, Nikah: 81, Tirmizi, Cihad: 27, Müslim, İmare: 20
- 42 -
- 43 -
61
Zariyat Suresi, Âyet 56
- 44 -
62
Şems Sûresi, Âyet 9-10
- 45 -
63
Hadis Deylemî Müsned
- 46 -
67
Buhari, İman: 1, Ebu Davud, Süne: 2
- 48 -
- 50 -
68
Âl-i İmran Sûresi, Âyet 31
- 51 -
69
Nisâ Sûresi, Âyet 80
70
Nisa Sûresi, Âyet 59
- 52 -
Sünnet-i Peygamberî
71
Hadîs, Buhari
72
Hadîs, Buhari, Muslim
73
Hadîs, Ebû Davud
- 53 -
74
Süyutî, El-Camiü’s-sağir.
75
Hadis, Tirmizi, Kıyamet: 11, İbn Mace, Zühd: 37
76
Hadîs İbni Hacer el metâlibul âliye, 1,371.
- 54 -
77
Nisâ Sûresi, Âyet 58
- 55 -
80
Al-i İmran Suresi, ayet: 134
- 57 -
81
Hadîs, Deylemî Müsned
82
Hadis Kenzül Ummal
- 58 -
83
Hadis Buhâri 2000
- 59 -
ِﺷﯿًْﺎ َوﺑِﺎﻟْﻮَاﻟِﺪَﯾْﻦ
َ ﻋﺒُﺪُوا اﻟّﻠﮫَ َوﻟَﺎ ﺗُﺸْﺮِﻛُﻮا ﺑِﮫْ وَا
ِاِﺣْﺴَﺎﻧًﺎ َوﺑِﺬِى اﻟْﻘُﺮْﺑﻰ وَا ْﻟ َﯿﺘَﺎﻣﻰ وَاﻟْﻤَﺴَﺎﻛﯿﻦِ وَاﻟْﺠَﺎر
ِﺠ ْﻨﺐِ وَاﺑْﻦَ ْﺣﺐِ ﺑِﺎﻟ ِ ﺠُﻨﺐِ وَاﻟﺼﱠﺎ ُ ْذِى اﻟْﻘُﺮْﺑﻰ وَاﻟْﺠَﺎ ِر اﻟ
َاﻟﺴﱠﺒﯿﻞِ وَﻣَﺎ َﻣﻠَ َﻜﺖْ َاﯾْﻤَﺎﻧُﻜُﻢْ اِنﱠ اﻟّﻠﮫَ ﻟَﺎ ﯾُﺤِﺐﱡ ﻣَﻦْ ﻛَﺎن
ﺨﺘَﺎﻟًﺎ ﻓَﺨُﻮرًا
ْ ُﻣ
84
Lokman Sûresi, Âyet 14
- 60 -
85
Nisa Sûresi, Âyet 36
86
Hadîs, Buhâri, Edeb:29, Müslim, İman: 73
87
Hadîs, Tirmîzi
- 61 -
88
Hadîs; Buhârî, Tirmîzi
89
Hadîs; Buhârî, Müslim
90
Nahl Sûresi, Âyet: 90
91
Hadis, Buhâri, Edeb: 28
- 62 -
Aile’de edeb
92
Hadis Tirmizi
93
İhyâ Ulumiddin c.2
94
Kütüb-ü Sitte
- 63 -
95
Hadis Hakim Müstedrek
- 64 -
- 65 -
98
Tirmizi, edeb 54
- 66 -
ِاﻧﱠﻤَﺎ اﻟْﻤُﺆْ ِﻣﻨُﻮنَ اِﺧْ َﻮةٌ ﻓََﺎﺻْﻠِﺤُﻮا َﺑﯿْﻦَ اَﺧَ َﻮﯾْﻜُﻢْ وَاﺗﱠﻘُﻮا
َاﻟّﻠﮫَ ﻟَ َﻌﻠﱠﻜُﻢْ ﺗُﺮْﺣَﻤُﻮن
“Mü'minler, muhakkak ki, kardeştirler. Artık
kardeşlerinizin arasını ıslah ediniz ve Allah'tan korkunuz,
tâ ki siz rahmete nâil olasınız.” 104
İmâmetül ezâ: İnsanlara eziyet veren şeyi kaldırmak;
Yolda ki bir taş dahi olsa. Bu da imandan bir şubedir.
Buhâri ve Müslim’de buyurulur ki “Gerçek müslüman
odur ki, müslümanlar onun elinden ve dilinden emin olan
kimsedir.” 105
102
Hadîs, Tirmîzi
103
Hadîs, Deylemî, Müsned
104
Hucûrat Sûresi :10
- 69 -
Selam adâbı
109
Nisa Sûresi, Âyet 86
110
Hadîs Buhâri 12
- 71 -
Ziyaret adâbı
َﺞ ا ْﻟ َﺒ ْﯿﺖ
ن اﻟﺼﱠﻔَﺎ وَاﻟْﻤَﺮْ َوةَ ﻣِﻦْ ﺷَﻌَﺎﺋِﺮِ اﻟّﻠﮫِ ﻓَﻤَﻦْ ﺣَ ﱠ اِ ﱠ
َﻋﻠَ ْﯿﮫِ اَنْ َﯾﻄﱠ ﱠﻮفَ ﺑِﮭِﻤَﺎ وَﻣَﻦْ َﺗﻄَ ﱠﻮع َ َﺟﻨَﺎح ُ ﻋﺘَﻤَﺮَ َﻓﻠَﺎ
ْ اَوِا
ٌن اﻟّﻠﮫَ ﺷَﺎﻛِﺮٌ ﻋَﻠﯿﻢﺧﯿْﺮًا ﻓَﺎِ ﱠ
َ
Şüphe yok ki, Safa ile Merve Allah'ın koyduğu
nişanlardandır. Her kim Beytullah'ı ziyaret eder veya umre
yaparsa onları tavaf etmesinde kendisine bir günah yoktur.
Her kim gönüllü olarak bir iyilik yaparsa şüphesiz Allah
kabul eder ve (yapılanı) hakkıyla bilir.111
Cenâb-ı Hakk Hadîsi Kudsisinde:
Benim için birbirlerini sevenlere, benim için
ziyaretleşenlere, benim için birbirlerine ikramda
bulunanlara ve benim için birbirlerine itimad edip dost
111
Bakara Sûresi, Âyet 158
- 72 -
112
Hadîs, Tirmîzi
- 73 -
Toplantı adâbı
113
Tevbe Sûresi, Âyet 119
- 74 -
114
Hadîs, Buhâri ve Müslim
- 75 -
Konuşma adâbı
115
Hadîs,Buhâri
- 76 -
ََواِذْ اَﺧَ ْﺬﻧَﺎ ﻣﯿﺜَﺎقَ ﺑَﻨﻰ اِﺳْﺮَاﺋﻞَ ﻟَﺎﺗَ ْﻌﺒُﺪُونَ اِﻟﱠﺎ اﻟّﻠﮫ
َِوﺑِﺎﻟْﻮَاﻟِ َﺪﯾْﻦِ اِﺣْﺴَﺎﻧًﺎ وَذِى اﻟْﻘُﺮْﺑﻰ وَا ْﻟ َﯿﺘَﺎﻣﻰ وَاﻟْﻤَﺴَﺎﻛﯿﻦ
ﺴﻨًﺎ َواَﻗﯿﻤُﻮا اﻟﺼﱠﻠﻮةَ وَاﺗُﻮا اﻟﺰﱠﻛﻮةَ ﺛُﻢﱠ ْ َُوﻗُﻮﻟُﻮا ﻟِﻠﻨﱠﺎسِ ﺣ
َﺗَ َﻮﱠﻟ ْﯿﺘُﻢْ ِاﻟﱠﺎ ﻗَﻠﯿﻠًﺎ ِﻣﻨْﻜُﻢْ َواَ ْﻧﺘُﻢْ ﻣُﻌْ ِﺮﺿُﻮن
“Vaktiyle biz, İsrailoğullarından: Yalnızca Allah'a
kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere,
yoksullara iyilik edeceksiniz diye söz almış ve "İnsanlara
güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin" diye de
emretmiştik. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp
gittiniz.” buyurulmaktadır116
İdhâlis surûr-i alel mü’mini: Mü’minin gönlünü
sevindirip mesrûr etmek.
116
Bakara Sûresi, Âyet 83
- 77 -
ِﺳﯿَﮭْﺪﯾﻦ
َ َوﻗَﺎلَ ِاﻧّﻰ ذَا ِھﺐٌ اِﻟﻰ َرﺑّﻰ
"Ben Rabbime gidiyorum. O bana doğru yolu
gösterecek". 117
2- Zahiri sefer
Kişinin siyasi, ticari ailevi ve ictimai sebeblerden dolayı
uluslararası ve şehirler arası yapmış olduğu seyahatlardır.
Bu seyahatın da kendine has adab ve kuralları vardır.
Peygamber-i Zîşân Efendimiz buyuruyor ki: “Sefere
çıkın ki sıhhat bulursunuz ve rızkınız artar.” 118
İslâmiyette vakti boşa geçirmek yoktur. Bu cümleden
olmak üzere lüzumsuz ve menfaatsiz seyahatler de yoktur.
Her türlü rezâlet ve gayri meşru fiiller için ihtiyar olunan
seyahatları islâm hoş görmez. Boşa sarf edilen her
dakikanın ve her kuruşun üzerinde memleket ve ümmetin
hakkı vardır. İslâmiyette yolcu, yolculuk müddetince İslâm
adâbına riâyet eder. Seyahata çıkmadan önce borçlarını
öder. Emanetlerini sahiblerine iade eder. Nafakası üzerine
lâzım olanların nafakalarını temin eder. Yol için helâl para
hazırlar. Yola çıkmadan önce sünnet olan iki rek’ât sefer
namazı kılar. Yol için “Evvelen refîk, sümme tarîk”
kaidesince kendisine uygun salih bir arkadaş bulur ve yola
revân olur. Ailesine, dostlarına, arkadaşlarına vedâ eder. Üç
istiğfâr, üç salavât-ı şerîfe, bir fâtiha, kısa yolculukta yedi;
uzun yolculukta yetmiş âyet-el kürsî ve sefer duasını
117
Saffat Sûresi, Ayet 99
118
Hadîs Kütüb-i Sitte
- 78 -
Uyku adâbı
Oturma adâbı
Giyinme adâbı
122
Hadis Buhâri, Müslim
123
Hadîs, Buhâri
- 80 -
Sofra adâbı
ﺤﺐﱡ
ِ ُوَ ُﻛﻠُﻮا وَاﺷْ َﺮﺑُﻮا َوﻟَﺎ ﺗُﺴْ ِﺮﻓُﻮا اِ ﱠﻧﮫُ ﻟَﺎ ﯾ
َ…اﻟْﻤُﺴْﺮِﻓﯿﻦ
124
Müddesir Sûresi, Ayet 3-4
125
Ebu Davud ve İbnu Mace
- 81 -
126
Arâf Suresi, Âyet 31
127
Hadis Buhari
- 82 -
Tarîkat Âdâbı
…ﻋﺔً وَ ِﻣﻨْﮭَﺎﺟًﺎ
َ ْﻟِﻜُﻞﱟ ﺟَ َﻌ ْﻠﻨَﺎ ِﻣﻨْﻜُﻢْ ﺷِﺮ...
128
Hadis, Müslim, İbn-i Mâce
129
Ebû Dâvud
130
Hadîs Ebû Dâvud
- 83 -
131
Mâide Sûresi,Ayet 48
- 84 -
132
Muhammed Sûresi, Âyet 30
- 86 -
اﻋﻠُﻮ
ُ َﻚ اﻟﺪﱠارُ اﻟْﺎﺧِ َﺮةُ ﻧَﺠْ َﻌﻠُﮭَﺎ ِﻟﻠﱠﺬﯾﻦَ ﻟَﺎ ﯾُﺮﯾﺪُون َ ِْﺗﻠ
َﻓِىﺎﻟْﺎَ ْرضِ َوﻟَﺎ ﻓَﺴَﺎدًا وَاﻟْﻌَﺎ ِﻗ َﺒﺔُ ِﻟﻠْ ُﻤﺘﱠﻘﯿﻦ
“Şu ahiret yurdunu (cenneti), biz yeryüzünde ne bir
zulüm ne de bir fesad istemeyen kimselere veririz. İyi akıbet
(Cennet, Allah’ın razı olmadığı şeylerden)
133
sakınanlarındır.”
Aliyy’ül-Havvâs (k.s) buyurdu ki: “Bir haslet vardır ki, o
hasleti kul kendine tahsis ederse, Cenab-ı Allah Azze ve
Celle indinde ve mahlukat yanında herkesden aşağıdır o
haslet ise kişinin nefsini ilimde ve salâhda akranından
133
Kasas Sûresi Ayet 83
- 87 -
- 88 -
134
Kehf Suresi, Ayet 24
135
Kütub-i Sitte.
- 89 -
- 90 -
- 93 -
- 94 -
- 95 -
136
Şûra Sûresi 38.
137
Hadîs, Kenzü’l ummal
- 96 -
- 98 -
- 100 -
- 101 -
َِاﻟﱠﺬﯾﻦَ اِذَا َاﺻَﺎ َﺑﺘْﮭُﻢْ ﻣُﺼﯿ َﺒﺔٌ ﻗَﺎﻟُﻮا ِاﻧﱠﺎ ﻟِّﻠﮫِ وَِاﻧﱠﺎ ِاَﻟ ْﯿﮫ
َرَاﺟِﻌُﻮن
“O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz
Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler.”138
Sultân-ı Enbiyâ (s.a.v.) Efendimiz Hazretleri buyurdular
ki: “Bir kul, Allah için kardeşiyle karşılıklı muhabbete
138
Bakara Sûresi, Âyet 156
- 102 -
139
Hadis, Münâvî Feyzül Kadir
- 103 -
140
Hadis, Münâvî Feyzül Kadir)
- 104 -
َْواِذْ ﺗَﺎَذﱠنَ َرﺑﱡﻜُﻢْ َﻟﺌِﻦْ ﺷَﻜَ ْﺮﺗُﻢْ ﻟَﺎَزﯾ َﺪﻧﱠﻜُﻢْ َوَﻟﺌِﻦْ ﻛَﻔَ ْﺮﺗُﻢ
ٌاِنﱠ ﻋَﺬَاﺑﻰ ﻟَﺸَﺪﯾﺪ
- 107 -
ُﻗُﻞْ ِاﻧﱠﻤَﺎ َاﻧَﺎ ﻣُﻨْﺬِرٌ وَﻣَﺎ ﻣِﻦْ اِﻟﮫٍ ِاﻟﱠﺎ اﻟّﻠﮫُ اﻟْﻮَاﺣِ ُﺪ اﻟْﻘَﮭﱠﺎر
“(Resûlüm!) De ki: Ben sadece bir uyarıcıyım. Tek ve
kahhâr olan Allah'tan başka bir tanrı yoktur.” 142
Hafız habibullah der ki: “Hoca Muhammed Bâki
(k.s)’nin yanına halvette iken izinsiz girdim. Maksadım bir
rüyamı söylemekti. Hoca (k.s) buyurdu ki: (Ya Hafız benim
indimde ne hal var ne makam var !) hemen çıktım fakat
ahval ve zikirden bende bir şey kalmadı, belki kalbimden
zikir de zail oldu” Mürid şeyhin kerem ve lûtfuna itimad
141
İbrahim Sûresi, Âyet 7
142
Sad Sûresi âyet, 65
- 108 -
- 109 -
- 110 -
143
Keşfül Hafâ
144
Meariç Sûresi, Âyet 19-21
- 111 -
145
Hadîs, Deylemî Müsned
- 112 -
- 113 -
ﻋَﻠﯿْﻚَ ھُﺪﯾﮭُﻢْ وَﻟﻜِﻦﱠ اﻟّﻠﮫَ ﯾَﮭْﺪى ﻣَﻦْ ﯾَﺸَﺎءُ وَﻣَﺎ َ ََﻟ ْﯿﺲ
ِﺟﮫ
ْ َﺧﯿْﺮٍ َﻓﻠَِﺎﻧْﻔُﺴِﻜُﻢْ وَﻣَﺎ ُﺗﻨْﻔِﻘُﻮنَ اِﻟﱠﺎاﺑْﺘِﻐَﺎءَ و
َ ُْﺗﻨْﻔِﻘُﻮا ﻣِﻦ
َﻈﻠَﻤُﻮنْ ﺧﯿْﺮٍ ﯾُ َﻮفﱠ ِاَﻟﯿْﻜُﻢْ وََا ْﻧﺘُﻢْ ﻟَﺎ ُﺗ
َ ْاﻟّﻠﮫِ وَﻣَﺎ ُﺗﻨْﻔِﻘُﻮا ﻣِﻦ
“Hayır olarak harcadığınız kendi iyiliğiniz içindir.
Yapacağınız hayırları ancak Allah’ın rızâsını kazanmak
için yapmalısınız. Hayır olarak verdiğiniz ne varsa karşılığı
size tam olarak ödenir ve aslâ haksızlığa
146
uğratılmazsınız.”
Muhtelif Âyet-i Celîlelerde ve Hadîsi Şeriflerde yapılan
iyilik, infâk ve ihsânın hiçbir zaman karşılığının zâyî
olmayacağı beyan olunmuştur.
Dünyâda Allah için ihlasla verilen hayır ve hâsenâtın
mükâfât ve semeresinin, âhirette mutlakâ görüleceği ve
mü’minlerin mahrum bırakılmayacağı bildirilmektedir.
Peygamber Zîşan Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlardır:
“Cenâb-ı Allah kerîm’dir, kerem sâhiblerini, âl-i cenab ve
cömertleri sever. Denî ve düşük tabiatta bulunanlardan
ikrâh eder.”147
“Cömertlik ve ihsan; Cenâb-ı Allah’ın azim sıfatlarının
büyüklerindendir.”148
146
Bakara Sûresi; Âyet: 272
147
Hadîs, Tirmîzi
148
Câmi-ûs-sagîr
- 114 -
149
Hadîs, Buhârî, Müslim
150
Hadîs Müslim, İbn-i Mâce
151
Hadîs Tirmîzi, Ahmed bin Hanbel
- 115 -
- 123 -
152
Hadîs, Buhârî, Müslim
- 124 -
ََرﱠﺑﻨَﺎ ﻟَﺎﺗُ ِﺰغْ ُﻗﻠُﻮ َﺑﻨَﺎ ﺑَﻌْﺪَ اِذْ ھَﺪَ ْﯾ َﺘﻨَﺎ َو َھﺐْ ﻟَﻨَﺎ ﻣِﻦْ ﻟَ ُﺪﻧْﻚ
ُرَﺣْ َﻤﺔً ِاﻧﱠﻚَ َا ْﻧﺖَ اﻟْ َﻮھﱠﺎب
“(Onlar şöyle yakarırlar:) Rabbimiz! Bizi doğru yola
ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından
rahmet bağışla. Lütfu en bol olan sensin.”153
O halde edeb, zımnen ve tebean zikr olunanların dışında
istikamette ve güzel ahlâktadır. Edeb şimdiye kadar
saydığımız ahidlerin hepsine vefadır. Yani Allah’ın
ahidlerine ve insanların ahidlerine vefa göstermektir.
Adalete, işlerin hepsinde vasat halli olmaya devamlılık
göstermektir.
Allahu Teala Kuran-ı Kerimde şöyle buyurmaktadır:
ُﺳﺘَﻘِﻢْ ﻛَﻤَﺎ اُﻣِ ْﺮتَ وَﻣَﻦْ ﺗَﺎبَ ﻣَﻌَﻚَ َوﻟَﺎ ﺗَﻄْﻐَﻮْا ِاﱠﻧﮫ
ْ ﻓَﺎ
ٌﺑِﻤَﺎ ﺗَﻌْ َﻤﻠُﻮنَ ﺑَﺼﯿﺮ
“O halde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte
emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin. Çünkü
O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir.”154
153
Al-i İmran Sûresi, Âyet 8
154
Hud Sûresi:112
- 125 -
İstikamet beştir:
1- Lisanın zikir ve senâ üzerine istikameti
2- Nefsin haya ile beraber taat üzere istikameti
3- Sırrın tazim ve vefa üzerine istikameti
4- İstikametlerden biri de edebdir.
5- Bu vasat yolla hadden tecavüz etmenin zararını
bilmekle işte bu hadden tecavüz ile cefanın arasındaki
haddi korumaktır.
Münâvi, “Rabbim beni te’dib etti” hadisinin şerhinde
şöyle diyor: “Yani, bana nefs riyazetini zâhir ve bâtın
ahlâkın güzelliklerini öğretti. Edeb nefs için hasıl olan
güzel ahlak ve kazanılmış ilimlerdir. –Te’dibimi de güzel
yaptı- demek, bana beşerden hiç kimseye verilmeyen
şeylerden lütfetmesiyle bunu yaptı demektir. Rabbi onu
ubudiyet âdabıyla tedib etti.
Edeb aklın sûretidir. O halde senin aklını nasıl dilersen
öyle şekillendir. Fazilet akıl ve edeb iledir, haseb ve neseb
ile yani (soy sopla) değildir. Çünkü edebini terk eden kimse
nesebini zayi eder. Kimin aklı saparsa aslı da sapar. Hüsn-ü
edeb nesebin çikrinliğini örter. İlim edeb ile anlaşılır. Amel
ilim ile salah bulur, amel ile matluba nail olunur.
- 126 -
- 127 -
155
Hadîs, Tirmizi
- 128 -
156
Nur Sûresi, Âyet 40
- 129 -
157
Yasin Sûresi, Âyet 36
- 130 -
158
Hadîsi Kudsî, Tirmizi
- 134 -
159
Hadîs Buharî 11
- 135 -
ِل اﻟّﻠﮫ
ِ ﻋﻨْﺪَ رَﺳُﻮ
ِ ْھُ ُﻢ اﻟﱠﺬﯾﻦَ ﯾَﻘُﻮﻟُﻮنَ ﻟَﺎ ُﺗﻨْﻔِﻘُﻮا ﻋَﻠﻰ ﻣَﻦ
ﻦ اﻟﺴﱠﻤﻮَاتِ وَاﻟْﺎَ ْرضِ وَﻟﻜِﻦﱠ ُ ِﺣﺘّﻰ َﯾﻨْ َﻔﻀﱡﻮا َوِﻟّﻠﮫِ ﺧَﺰَاﺋ
َ
َاﻟْ ُﻤﻨَﺎﻓِﻘﯿﻦَ ﻟَﺎﯾَﻔْﻘَﮭُﻮن
“Onlar: Allah'ın elçisinin yanında bulunanlar için hiçbir
şey harcamayın ki dağılıp gitsinler, diyenlerdir. Oysa
göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır. Fakat münafıklar
bunu anlamazlar.”160
Ma’rûf-u Kerhî Hazretleri de bir imama iktida ettiler.
Namazdan sonra imam efendi, bunlar tasavvuf ehli
oldukları için hususi bir gelirleri yoktur, düşüncesiyle
mûmaileyhe “Nereden yersiniz?” diye sorunca cevaben:
“Yazık, senin arkanda kıldığım namaza! diyerek, namazı
iade edeyim buyurmuştur.
Adâbına göre bir müddet uzlet et. Zamanın durumunu ve
ihvanını iyi tanı, onlara lâyık oldukları şekilde muamele et.
Halk ile çok düşüp kalkma. Yalnızlığı ganimet bil,
Allah’dan gelecek füyuzata kendini arzeylemek, her an onu
gözetlemek suretiyle bütün uzuvlarını lüzumsuz işlerden
muhafaza et. çünkü Allah’ın sana her gün nazarı vardır. O
teveccühü gözet, ehl-i dünya arasına karışma. Onlardan yüz
çevir, onlara kırıcı olmayan, güzel, idare yollu sözler
söyleyerek kendini onlardan uzak tut, muhasebeye
çekilmeden evvel kendi kendini sorguya çek. Büyük ceza
gününden önce onu (nefsini) layık olduğu kadar cezalandır.
160
Münafikûn Sûresi, Âyet 7
- 136 -
- 137 -
161
Şems Sûresi, Âyet 9-10
- 142 -
ِﻋَﻠ ْﯿﮫ
َ َﻦ اﻟْﻤُﺆْﻣِﻨﯿﻦَ رِﺟَﺎلٌ ﺻَ َﺪﻗُﻮا ﻣَﺎ ﻋَﺎھَﺪُوا اﻟّﻠﮫ َ ِﻣ
ﺤ َﺒﮫُ وَ ِﻣﻨْﮭُﻢْ ﻣَﻦْ ﯾَ ْﻨ َﺘﻈِﺮُ وَﻣَﺎ ﺑَ ﱠﺪﻟُﻮا
ْ َﻓَ ِﻤﻨْﮭُﻢْ ﻣَﻦْ ﻗَﻀﻰ ﻧ
َﺗﺒْﺪﯾﻠًﺎ
“Mü’minlerden öyle erler var ki, Allah’a verdikleri ahde
sadakat gösterdiler. İşte onlardan kimi, sözünü yerine
getirip, o yolda canını vermiştir, kimi de (şehitliği)
beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini)
163
değiştirmemişlerdir.”
İslâm dîni üç temel üzerine tesis edilmiştir:
Hakikat, doğruluk ve adâlet:
Hakikat, azâlar üzerinde;
Adâlet, kalbler üzerinde;
162
Hadîs. Ebu Davud, Tirmizi
163
Ahzab Sûresi:23
- 143 -
164
Hadîs, Buhârî ve Müslim
- 144 -
166
Hadîs Müslim ve Buhâri
- 146 -
167
Buhari,Nikah:45,Edep:57-58 Müslim,Birr:28
168
Hadîs, İbn-i Mace- Müslim ve Buhâri
169
Hadîs, Ebû Davud, Nesei ve Hakîm
- 147 -
170
Hadîs-i Ebû Davud ve Tirmizi
171
Müslim, Birr:23,24 Buhari, Edep:57,58
172
Hadîs, Tabarâni
173
Hadîs,Tirmizi
- 148 -
- 149 -
176
Hadîs, Ebû Dâvud
177
Hadîs, İbni Mâce, Ebû Dâvud
178
Hadîs, Irakî, Tirmizi
- 150 -
179
Âl-i İmran, Âyet 134
- 151 -
180
Hadîs Hâkim
181
Hadîs Müslim
182
Ali İmran Suresi, Ayet 159
- 152 -
183
Tirmizi
- 153 -
- 154 -
184
Hadîs, Tirmizi, Hakim
185
Hadîs, İbni Mace
186
Hadîs, Ahmed b. Hanbel, Beyhakî ve Hakim
187
Hadîs Ebu Davud ve Tirmizi
188
Hadîs, Beyhakî. Şuabil- Îmanda
- 155 -
ﺤﺒْﻞِ اﻟّﻠﮫِ ﺟَﻤﯿﻌًﺎ َوﻟَﺎ ﺗَﻔَ ﱠﺮﻗُﻮا وَاذْﻛُﺮُوا َ ِﻋ َﺘﺼِﻤُﻮا ﺑ ْ وَا
ْﺖ اﻟّﻠﮫِ ﻋََﻠﯿْﻜُﻢْ اِذْ ُﻛ ْﻨﺘُﻢْ اَﻋْﺪَاءً ﻓَﺎَﱠﻟﻒَ َﺑﯿْﻦَ ُﻗﻠُﻮﺑِﻜُﻢ َ ﻧِﻌْ َﻤ
َﺤﺘُﻢْ ِﺑﻨِﻌْﻤَﺘِﮫ اِﺧْﻮَاﻧًﺎ وَ ُﻛ ْﻨﺘُﻢْ ﻋَﻠﻰ ﺷَﻔَﺎ ﺣُﻔْ َﺮةٍ ﻣِﻦ ْ َﺻﺒ
ْ ﻓََﺎ
ْاﻟﻨﱠﺎرِ ﻓََﺎﻧْﻘَﺬَﻛُﻢْ ِﻣﻨْﮭَﺎ ﻛَﺬﻟِﻚَ ُﯾ َﺒﯿﱢﻦُ اﻟّﻠﮫُ ﻟَﻜُ ْﻢ اﯾَﺎﺗِﮫ ﻟَ َﻌﻠﱠﻜُﻢ
َﺗَ ْﮭﺘَﺪُون
189
Enfal Sûresi, Âyet 63
- 156 -
190
Ali İmran Sûresi, Âyet 103
191
Hadîs, Ahmed b. Hanbel, Taberâni ve Hâkim
192
Hadîs, Ebu Dâvud
193
Hadîs, Deylemî Müsned
194
Hadîs, Nesei Sünen-i Kübra’da
- 157 -
وَاﻟﱠﺬﯾﻦَ ا َﻣﻨُﻮا وَاﱠﺗﺒَ َﻌﺘْﮭُﻢْ ذُرﱢﱠﯾﺘُﮭُﻢْ ﺑِﺎﯾﻤَﺎنٍ َاﻟْﺤَ ْﻘﻨَﺎ ﺑِﮭِ ْﻢ
ٍﻰءٍ ﻛُﻞﱡ اﻣْﺮِئ ْ َذُ ﱢرﱠﯾﺘَﮭُﻢْ وَﻣَﺎ َاَﻟ ْﺘﻨَﺎھُﻢْ ﻣِﻦْ ﻋَ َﻤﻠِﮭِﻢْ ﻣِﻦْ ﺷ
ٌﺴﺐَ رَھﯿﻦ َ َﺑِﻤَﺎ ﻛ
”İman eden ve soylarından gelenlerde, imanda
kendilerine tâbi olanlar (var ya)! İşte biz, onların
nesillerini de kendilerine kattık. Onların amellerinden de
bir şey eksiltmedik. Herkes kazandıklarına karşı bir
rehindir.”196
Cenab-ı Peygamber (s.a.v) de bir kutsî hadisinde:”
Muhakkakki Allah buyuruyor: Benim muhabbetim, benim
için birbirini ziyaret edene hak oldu. Benim için sevişenlere
benim muhabbetim hak oldu. Benim için yek diğerine
hediye verenlere muhabbetim gerekli oldu ve yine
195
Hadîs, İbni Hibban ve Hâkim
196
Tûr Sûresi, ayet: 21
- 158 -
197
Ahmed b. Hanbel, Tirmizi
198
Müslim, Birr:38,Tirmizi, Zühd;53
199
Hadîs, Müslim, Buhâri
200
Hadîs,Tirmizi, İbni Mâce
- 159 -
201
Hadîs, Müslim
202
Ahmed B. Hanbel Müsned 4/216
- 160 -
ًﺳ َﯿﺔ
ِ َﻓﺒِﻤَﺎ ﻧَ ْﻘﻀِﮭِﻢْ ﻣﯿﺜَﺎﻗَﮭُﻢْ ﻟَ َﻌﻨﱠﺎھُﻢْ وَﺟَ َﻌ ْﻠﻨَﺎ ُﻗﻠُﻮﺑَﮭُﻢْ ﻗَﺎ
ﺎ ﻣِﻤﱠﺎ ذُﻛﱢﺮُواﺣﻈ َ ن اﻟْ َﻜﻠِﻢَ ﻋَﻦْ ﻣَﻮَاﺿِﻌِﮫ َوﻧَﺴُﻮا َ ﯾُﺤَ ﱢﺮﻓُﻮ
205
Araf Sûresi, Âyet 199
206
Nahl Sûresi, ayet; 90
207
Lokman Sûresi,Âyet 17
208
Şura Sûresi, Âyet 43
- 162 -
َوﻟَﺎ ﯾَ ْﺎﺗَﻞِ اُوﻟُﻮااﻟْ َﻔﻀْﻞِ ِﻣﻨْﻜُﻢْ وَاﻟﺴﱠ َﻌﺔِ اَنْ ﯾُﺆْﺗُﻮا اُوﻟِﻰ
ِﻞ اﻟّﻠﮫ
ِ اﻟْﻘُﺮْﺑﻰ وَاﻟْﻤَﺴَﺎﻛﯿﻦَ وَاﻟْﻤُﮭَﺎﺟِﺮﯾﻦَ ﻓﻰ ﺳَﺒﯿ
ُﺤﺒﱡﻮنَ اَنْ ﯾَﻐْﻔِﺮَ اﻟّﻠﮫُ ﻟَﻜُﻢْ وَاﻟّﻠﮫ
ِ َُو ْﻟﯿَﻌْﻔُﻮا َوﻟْ َﯿﺼْﻔَﺤُﻮا َاﻟَﺎ ﺗ
ٌﻏَﻔُﻮرٌ رَﺣﯿﻢ
“İçinizden faziletli ve servet sahibi kimseler akrabaya,
yoksullara, Allah yolunda göç edenlere (mallarından)
vermeyeceklerine yemin etmesinler; bağışlasınlar; feragat
göstersinler. Allah'ın sizi bağışlamasını arzulamaz mısınız?
Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir.”210
209
Maide Sûresi,Âyet 13
210
Nur Sûresi, Âyet 22
- 163 -
211
Fussilet Sûresi, Âyet 34
212
Al-i İmran Sûresi, Âyet 134
213
Hucurat Sûresi, Âyet 12
- 164 -
217
Kalem Sûresi 4
218
Hakim, Tirmizi
- 166 -
219
Hadîs Tirmizi
- 167 -
220
Nahl Sûresi, Âyet 90
221
Hadîs Ebu Nuaym-beyhaki
- 168 -
- 169 -
222
Hadîs, Ebû Şeyh, Müslim, Buhari, Tirmizi
223
Hadîs Taberani
224
Hadîs Ebû Davud
225
Hadîs, Müslim, Buahri
226
Hadîs, Tayalisi, Dâremi
227
Hadîs Tirmizi,Nesei, İbni Mace
228
Hadîs Ahmed
229
Hadîs Ahmed
- 170 -
230
Hadîs,Buhâri, Müslim
231
Hadîs Tirmizi, İbni Mace, Hakim
232
Hadîs Buhâri
233
Hadîs Müslim, Buhâri
234
Hadîs Nesei, Hakim
235
Hadîs Tirmizi
236
Hadîs Müslim
237
Hadîs Müslim
238
Hadîs İbni Mace
239
Hadîs Taberani
240
Hadîs Tirmizi, İbni mace, Hakim
- 171 -
256
Hadîs Hakim
257
Hadîs Ebu Davud, Tirmizi
258
Hadîs ahmed
259
Hadîs müslim, Buhâri
260
Hadîs Taberani
261
Hadîs Hâkim
262
Hadîs Taberani
263
Hadîs Müslim, Buhâri
264
Hadîs Dare Kutni
265
Hadîs Tirmizi, Nesei
266
Hadîs Tirmizi
267
Hadîs Ebu Davud
268
Hadîs Tirmizi
- 173 -
269
Hadîs Buhâri
270
Hadîs Tirmizi
271
Hadîs Müslim
272
Hadîs Müslim, Buhâri
273
Hadîs Müslim, Buhâri Enes’den
274
Hadîs Buhâri
275
Hadîs Müslim, Buhâri
276
Hadîs Tirmizi
277
Hadîs Müslim, Buhâri
- 174 -
278
Hadîs Müslim, Buhâri
279
Hadîs Buhâri
280
Hadîs Müslim, Buhâri
281
Hadîs Buhâri ve Müslim
- 175 -
282
Hadîs Müslim
283
Hadîs Ahmed
284
Enfal Sûresi, Âyet 17
285
Hadîs El-Haraiti
- 176 -
286
Hadîs Buhâri
- 177 -
ِاﻧﱠﻤَﺎ اﻟْﻤُﺆْ ِﻣﻨُﻮنَ اِﺧْ َﻮةٌ ﻓََﺎﺻْﻠِﺤُﻮا َﺑﯿْﻦَ اَﺧَ َﻮﯾْﻜُﻢْ وَاﺗﱠﻘُﻮا
َاﻟّﻠﮫَ ﻟَ َﻌﻠﱠﻜُﻢْ ﺗُﺮْﺣَﻤُﻮن
“Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin
arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz.”287
Gerçekten mü’minler bir köke, bir asla bağlıdırlar ki, o
da ebedi saadet hayatını tahakkuk ettiren imandır.
Mü’minlerin haklarını korumak ve menfaatlerini
gözetmekteki din kardeşliğinizi, Allah’tan korkarak yapın.
Kardeşlik olan yerde, şefkat, muhabbet ve merhamet vardır.
Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
287
Sure-i Hucûrat, Âyet 10
288
Tevbe Sûresi, Âyet 71
- 178 -
289
Tevbe Sûresi, Âyet 119
290
Buhari İman:1
291
Şuarâ Sûresi, Ayet 100-101
- 179 -
292
Münavi-Künüzü’l Hakâik
- 180 -
293
Hadis Tirmizi, Kıyame:59., Buhari, İman:7,Müslim, İman:71
294
Hadis, Ebû Dâvud
295
Müslim, İman:93,Ebu Davud, Edep:131,Tirmizi, İstizan:1
- 182 -
ِﻋﻠَﻰ اﻟِْﺎﺛْﻢَ ﻋﻠَﻰ ا ْﻟﺒِﺮﱢ وَاﻟﺘﱠﻘْﻮى َوﻟَﺎ ﺗَﻌَﺎ َوﻧُﻮا َ َوﺗَﻌَﺎ َوﻧُﻮا
ِوَاﻟْﻌُﺪْوَانِ وَاﺗﱠﻘُﻮا اﻟّﻠﮫَ اِنﱠ اﻟّﻠﮫَ ﺷَﺪﯾﺪُ اﻟْﻌِﻘَﺎب
...İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde
yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın.
Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir.301
299
Enfâl Sûresi, Âyet 46
300
Hadis, Buhâri
301
Mâide Sûresi, Ayet 2
- 184 -
- 185 -
َب اﻟْﻌَﺎﻟَﻤﯿﻦ
ن اﻟْﺤَﻤْﺪُ ِﻟّﻠﮫِ َر ﱢ
ِ َوَاﺧِﺮُ دَﻋْﻮﯾﮭُﻢْ ا
Son duamız şudur
- 187 -
- 188 -
A CAH: Makam
ACUZE: İhtiyar kadın CARİ: geçerli, akan
ADAB: Edebler CEM ETMEK: Toplamak
AFAT: Afetler CEZM: Kesinlik
AFÜV: Af, affetmek Cibilliyet: Maya, tıynet, huy
AHLÂK-I HAMİDE: Güzel ahlâk CİDAL: Mücadele etmek
AHSEN: En güzel CÛD: Cömertlik
AHVAL: Haller
AKVAL: Sözler D
ÂMİL: Amel eden DALÂLET: Sapıtma, doğru yoldan
ÂRİ: Arınmış, beri ayrılma
ÂSUDE: Keder ve sıkıntıdan uzak, DÂREYN: İki cihan, dünya ve ahiret
mutlu DUN: Alçak
ATA: Vermek DÜÇAR: Müptela
AVAM: Halk
AZİMET: Yola çıkış E
EFDAL: En faziletli
B EHADİYET: Birlik
BAST: Manevi manada genişlik, EHL-İ MANA: Mana erleri,
rahatlık, hoşluk, açılma maneviyat sahipleri
BATIN: İç, yüz, derun EHLULLAH: Allah’ın bazı sırlara
BATIN-I MARAZ: Kalbin manevi erdirdiği kimseler, veliler
hastalıkları ELVAN: Renkler
BEKA: Sonsuzluk, ölümsüzlük ENVAR: Nurlar
BELİĞ: Veciz konuşan ERBAB-I İRFAN: Marifet ehli
BERİ: Beraat etmiş, arınmış, EVAMİR-İ Şer’i: Şer’i emirler
temizlenmiş EVKAT: Vakitler
BEZL: Cömertlik EVRAD: Virdler
BİD’AT: Dinde olmadığı halde dine EZVAC-I TAHİRAT:
mal edilmiş şeyler Peygamberimizin hanımları
BÜRHAN: Delil F
FACİR: Büyük günah işleyen
C FAKR: Fakirlik hali
190
191
193