You are on page 1of 120

Xasior �l�ms�z �yk� Kul�b� sunar�

HAYAL G�C�N�N KOMUTANLARI


Orkun U�ar
2004
�ns�z
Insanoglunun yaradilisindan beri �n�nde kesfetmesi gereken b�y�k cografyalar
vardi� Bir vadi,
bir kita, bir d�nya, bir evren! Kasifler onlari bizim i�in bilinir yapti.

Kesfedilmesi gereken bir baska diyar ise Hayal�di!

Hayal �ok g�zel, tehlikeli, gizemli ve u�suz bucaksiz bir diyardi.

Bu diyari bize Hayal G�c�n�n komutanlari tanitti.

Bu �e-kitap�la sizlere bu kasiflerden, komutanlardan bazilari tanitmaya


�alisiyorum.

Orkun U�ar

HAYAL G�C�N�N
KOMUTANLARI

I�erik
� Harry, Arty�ye Karsi! �ocukla �ocuk Olmayan Edebiyat... - E-Edebiyat Dergisi
(Kasim.2003/Sayi: 56)
� �zg�r Insanin Gelecegine Kasvetli Bir Bakis: William Gibson!... - E-Edebiyat
Dergisi
(Aralik.2003/Sayi: 57)
� Hayal G�c�n�n Disi Ejderhasi: Ursula K. Le Guin!... - E-Edebiyat Dergisi
(Ocak.2004/Sayi: 58)
� Isaac Asimov... Bir �l�n�n Eli Hepimizi Itiyor! - E-Edebiyat Dergisi
(Subat.2004/Sayi: 59)
� Militarist Yazarin �zg�r Hayalleri - Radikal Kitap Eki (13.Subat.2004)
� "�" G�n� Hepimizin Ger�ekliginde Sarsici Depremler Yaratir! - E-Edebiyat Dergisi

(Mart.2004/Sayi: 60)
� D�s, Kan ve Tenin Lordu: Clive Barker! - E-Edebiyat Dergisi (Nisan.2004/Sayi:
61)
� Kule Seni �agiriyor! (Versiyon 1) - E-Edebiyat Dergisi (Mayis.2004/Sayi: 62)
� Kule Seni �agiriyor! (Versiyon 2 - Yayinlanmamis olan.)
� Tekinsiz Aklin Yazari: H. P. LOVECRAFT!... - E-Edebiyat Dergisi
(Haziran.2004/Sayi: 63)
� Tanrilarin Ozani: Robert Erwin Howard! - E-Edebiyat Dergisi (Temmuz.2004/Sayi:
64)
� De Vermis Mysteriis [SOLUCANIN SIRRI]: Dune!... - E-Edebiyat Dergisi
(Agustos.2004/Sayi:
65)
� Insan Suratina Yapismis Bir Postal: 1984 (George Orwell)
� Yaraticiligin Keskin Tadi: Edgar Allan Poe!
Harry, Arty�ye Karsi!... �ocukla �ocuk Olmayan Edebiyat�

E-Edebiyat Dergisi (Kasim.2003/Sayi: 56)

�ocuk edebiyatinda esas kahraman okuyucudur. Ger�i bu �zellik her edebiyat


t�r�nde s�yle veya b�yle
ge�erlidir ama �ocuk edebiyatinda daha etkilidir.

�ocuk okuyucu kendini hikayeyle veya kahramanlarla �zdeslestirmelidir. Empati


dedigimiz duygudasligi
yasamalidir. �ocuklarin ger�eklik algisi b�y�klere g�re daha elastikidir. Bas
karakterin dertlerini dert
etmeli, sevin�lerini paylasmalidir. Bu bag yazar tarafindan basariyla kuruluyorsa;
hikayenin kahramani ha
bir �ocukmus, ha bir sandalye veya balonmus fark etmez.

Iste bu a�idan son zamanlarda edebiyat g�ndeminde �n planda olan iki �ocuk
kahraman serisine
baktigimizda Harry Potter karisimi daha iyi tutturmus g�z�k�yor.

Hikayelerini kisaca hatirlamak gerekirse�

Harry Potter daha bebekken anne ve babasini bir trafik kazasinda kaybetmistir.
Daha dogrusu okul
�agina gelene kadar b�yle bilir. Teyzesi Petunia, kocasi Vernon Eniste ve ogullari
Dudley�le birlikte
mutsuz bir yasanti s�rmektedir. Fakat Harry�nin hayati B�y�c�l�k Okulu
Hogwarts�dan davetiye alinca
degisecektir�

Iste t�m d�nyayi kasip kavuran gerek seriyi olusturan kitaplar, gerekse
filmleriyle k���k b�y�k �ocuk
olanlarin ilgisini �eken, yazari J.K. Rowling�i en �ok kazanan yazarlar arasina
sokan hikaye kisaca b�yle
baslar.

Serinin her kitabinda Harry�i yeni bir okul d�neminin basinda Dursley�lerin
evinde sikilirken buluruz.
Harry okulda da gerek okul ortaminin, gerek k�keninin getirdigi zorluklar yaninda
Lord Valdemort adli
bir k�t� b�y�c�n�n yarattigi tehlikelerle de ugrasir.

Ge�tigimiz yaz D�nya �apinda bir kampanya ile satisa sunulan serinin son kitabi
�Z�mr�d-� Anka
Yoldasligi� da daha �nceki kitaplarda uygulanan kaliplara g�re yazilmis. Yani
k�t�ler yine b�t�n g��leriyle
faaliyette, onlarin yaninda Harry�nin hayatini bezdiren yan unsurlar �B�y�c�l�k
Bakanligi ve onun kendi
�ikarlarini koruyan b�rokratik yapisi- eklenmis.

Artemis Fowl ise dahi bir su�lu �ocuk. Babasi Rus mafyasi tarafindan tutsak
alinip, annesi de karanlik
odasina kapaninca ailenin su� imparatorlugunu s�rd�rmeye �alisiyor.

Artemis�in ilk kitaplarda derdi yeraltindaki Perilerin altinlarinin bir kismini


alabilmek iken daha sonraki
kitaplarda Perilerle baska tehlikelere karsi isbirligi yaptigini g�r�yoruz.

Harry�nin tersine Artemis genellikle planlayici ve olaylari kontrol eden bir


konumda. Yan karakterler
onun iri yari koruyucusu Kahya, Peri polisi Holly Short ve C�ce Mulch Diggums.

Serinin son kitabi Sonsuzluk Kodu�nda, Artemis�in �aldigi Peri teknolojisi ile
yaptigi �ok �zellikli bir k�p
ve onun k�t�lerin eline ge�mesi �zerine yasanan olaylar konu ediliyor. Perilerin
varligini ve gizliligini tehdit
eden ve D�nya �zerindeki bilgisayarlar, banka hesaplari ve uydulari kontrol
edebilen bu k�p� geri almak
i�in Artemis, Holly, C�ce Mulch, Kahya ve kiz kardesi Juliet g�� birligi
yapacaklardir. K�t� karakter ise
b�y�k sirket baskani Jon Spiro.

AVANTAJLAR, DEZAVANTAJLAR
Iki serinin de �ocuklara y�nelik olsalar da, b�y�klere �yk�nd�klerini net bir
sekilde s�yleyebiliriz. Daha
�ok okul �agina ge�en �ocuklar i�in yazilmis kahramanlar b�y�klerin yaptiklari
islere �ok meraklilar.
Yazar mantiklari da kurgu da aynen b�y�klere g�re �alismis, sihirli bir d�nyaya
kapiyi a�arken bile
ger�eklik hirs ve d�s�nce yapisiyla hareket ediyorlar. �zellikle de Artemis�i
birka� yas daha b�y�tmenin,
hatta onu bir gen� yapmanin kurgu anlaminda �ok b�y�k bir zorluk �ikaracagini
s�yleyemeyiz. Bunun
Artemis�in dezavantajlarindan biri oldugunu ekleyebiliriz.

Kahramanlar Harry ile Artemis:

Eger bas karakterlerimizi karsilastirirsak bariz olarak Harry daha �st�n


g�z�k�yor. Nedenine gelince;
Harry daha serinin ilk kitabinda klasik bir masala: K�lkedisi�ne dayanarak �ocuk
okuyucu ile baglanti
kuruyor. Yani anne ve babasi �lm�s Harry, Dursley�lerin evinde, teyzesi ve
enistenin yaninda ogullari
Dudley tarafindan da k�t� bir muameleye maruz kaliyor. Bu baslangi� direkt olarak
okuyucuyu Harry�e
bagliyor.

Ayni �aba Artemis�in ilk hikayesinde de ebeveynler �zerine g�r�l�yor. Artemis


ailesini kaybetmemistir
ama babasi Rus mafyasinin elinde, annesi ise karanlik bir odada ogluna ilgi
g�stermeyen bir melankoli
i�indedir. Ama Artemis okuyucuyu kendisine baglayacak bu temeli yan unsurlarla iyi
desteklemiyor.

Harry�nin ikinci avantaji, herhangi bir �ocugun hayalini kuracagi gibi sikintili
ger�eklikten kendisini
koparan sihirli bir d�nyaya adim atmasi, �stelik de kitabin basindaki K�lkedisi
kompleksine uygun olarak
��zel bir insan� olarak. Tabii insanlara Muggle denildigine g�re ona ne kadar
insan demek dogru o da
tartisilir. Harry�nin Dursley�lerin evinde ikinci sinif bir �ocukken, k�t�
muameleye maruzken, birdenbire
�st�n g��lerinin ortaya �ikmasi okuyucunun onunla birlikte aldigi yolda g�zel bir
hikaye m�jdesi veriyor.

Artemis ise hen�z okuyucuyu kendi �yk�s�n� gelistirecek dertlerin i�ine


�ekmemisken, �yk�s�ne ortak
etmemisken planlara ve maceraya basliyor. Onda da sihirli bir D�nya var ama bu
D�nya�yla Harry�de
oldugu kadar i� i�e olmuyoruz.

Ketumluk konusunda Harry de, Artemis de birbirine benziyorlar. B�y�klerine veya


arkadaslarina
genellikle az veya kisitli bilgi veriyorlar. �zellikle Harry de bu okuyucuyu bazen
sinirlendirecek kadar �st
noktaya tasiniyor.

Iki kahraman i�lerinde vicdani olarak iyi-k�t� savasi yasiyorlar; Harry her ne
kadar karsilastigi zorluklara
karsi �st�n g��lerine ragmen sikinti �ekse bile esasinda o g��lerin onu kolayca
savasin diger tarafina
tasiyabilecegi bir noktada duruyor. Artemis Fowl ise maceralarinda daha k�t�lere
karsi �evcil- daha iyi
k�t� konumunda yaziliyor.

�te taraftan iki karakterinde otoriteyle sorunu var. Iki �ocuk da otoriteyi
g�venilmez olarak g�r�yor.
�zellikle Harry bazen �ok sikintiya d�sse bile basina gelenleri anlatma veya
g�rd�klerini s�yleme
konusunda asiri ketum davraniyor. Nitekim Harry Potter�in yaninda olan
b�y�klerinden de ayni tavri
g�r�yoruz; yani m�mk�n oldugu kadar az bilgi verme. Bu t�r bir iletisimsizlik
karsisinda her kitapta
�l�mc�l tehlikelerle karsilasiyoruz. Belki yazar Rowling, bu sekilde �ocuklara
kendi baslarina bazi seyleri
basarma ve kendilerine g�venme konusunda bir mesaj veriyordur ama sonu�ta Harry
Potter�in her
kitabindaki maceranin basarinin yaninda, �z�c� bir yani da oldugunu belirtmek
lazim.
Artemis kitaplarinda yazar Eoin Colfer, Harry Potter�in yazari Rowling kadar
belirgin kaliplar
kullanmiyor. Her kitabin kurgusunda Artemis�in girdigi bir macera, onun su�
planlarina tanik olurken
Rowling kitap kurgusunda hep ayni kalibi izliyor.

Bu kaliba g�re Harry Potter Dursley�lerin yaninda sikici, belirsizlikler i�inde


ve k�t�ler tarafindan
planlarin yapildigini bilerek maceraya basliyor. Bu sikiciliktan diger b�y�c�
arkadaslarinin yanina giderek
bir nebze uzaklasiyor ama k�t�ler �emberi daraltiyor. Bunun yaninda �otorite�
kurallari geregi Harry
Potter�in karsisinda duruyor. Harry Potter kendisini savunurken bile her an
kurallarin duvarlari karsisina
�ikiyor.

Yan Karakterler ve Arkadaslik�

Harry Potter serisinin Artemis Fowl�a karsi ger�ek �st�nl�g� yan karakterlerde
ortaya �ikiyor.

Rowling Ron ve Hermione basta olmak �zere tam bir �ocugun ilgisini �ekebilecek
bir arkadaslik veya
sorunlariyla dahi olsa okul ortami kurarken, Artemis Fowl�da bu a�idan b�y�k bir
eksiklik hissediliyor.
Gerek kahya, gerekse Peri d�nyasi veya d�smanlari bu seride �ocuklari i�ine
�ekebilecek bir ortam
olusturmuyorlar. Zaten basta getirdigimiz Artemis b�y�k olsa pek bir sorun olmazdi
elestirisi bundan
kaynaklaniyor.

�ocuk okuyuculara ses verilirse Harry Potter kitaplarinda, Hermione ve Ron�un bas
karakter kadar
sevildigini ve takip edildigini �grenebiliyoruz. �zellikle Hermione �aliskanligi,
bir�ok sorunda ��z�m
getirici, planlayici olarak Harry�nin savruk yapisi yaninda bir kiz �ocugu olarak
ger�ekten iyi bir karakter.
Hatta Harry k�t�ler ve kurallarla onu degil, k�t�leri koruyan yapi ile
bunalmisken, olaylarin akintisina
kapilmisken Hermione planlarla veya ��z�mlerle bas kahraman olabiliyor. Bu son
kitapta �ok daha
belirgin. �rnegin Hermione, harry ve arkadaslarini karanlik sanata karsi savunma
dersleri i�in organize
ediyor, Harry i�in yararli olan bir r�portaji planliyor. Ron ve Harry�ye her
kitapta oldugu gibi derslerinde
yardim ediyor.

Bu arkadaslik yapisi seriye daha derinlikli bir yapi kazandirirken, Artemis �ok
daha basit bir kurgu
olarak karsimizda duruyor�

Kahya, periler veya diger yan karakterler �ocuklarin okumaktan hoslanacagi bir
arkadaslik ortami
yaratamiyor. O zaman karsimizda sadece belli bir ana macera pesinde planlar
yasanan, zengin olmayan
bir konu ile Artemis karakterinden baska bir sey kalmiyor.
Serilerin Gelecegi�

Ge�misten g�n�m�ze izlenebilecek �ocuk edebiyatinda, �zellikle okul �agi �ocuk


edebiyatinin b�y�klere
fazla yaklastigini s�ylemek lazim. Yani �ocuk kahramanlar b�y�m�s de k���lm�s bir
hava i�inde,
b�y�klerin mantik yapisi ve ��z�m yetenekleri ile hareket ediyorlar. Bunun pop�ler
anlamda �ok uzun
�m�rl� olmayacagini s�ylemek lazim. Evet, elbette Harry Potter�in m�this
basarisindan sonra benzerleri
�ikacaktir ama onun kadar basarili olabileceklerini s�ylemek zor.
S�z konusu Harry Potter ve Artemis i�in de, �Denizin bitmez �zere oldugunu�
s�ylememiz lazim.

Harry Potter�in yazari J.K. Rowling i�in, �nl� korku yazari Stephen King�in bir
elestirisi vardi; �Iyi bir
yazar ama cesur yazmiyor.�

Evet bu elestiriye katilmamak m�mk�n degil ama bu sirada Stephen King�in son
yillarda onu basariya
ulastiran �ocukluk korkularindan uzaklastigina da dikkatimiz �ekiliyor.

Stephen King�in bir�ok kitabinda okuyucuyu yakalayan su anda J.K. Rowling�in


kullandigi malzeme
degil miydi? �rnegin; �IT � O� adli kitabinda �ocuk kahramanlar, korku karakteri
olarak bir bas yapit
olan o Palya�o�ya karsi tipki Harry Potter ve arkadaslari gibi savasmiyor muydu?
Harry Potter�in Draco
Malfoy�u varken, o �Kaybedenler Takimi�nin kendi d�smanlari yok muydu?

J.K. Rowling�in Harry kitaplarinda hep ayni kalibi kullanmasi, �zellikle isin
k�t�l�k taraftarini derinliksiz
birakmasi serinin zenginlesebilecegi a�ilimlari kapatiyor. Bu a�idan serinin ancak
bir-iki kitabi daha bu
kadar pop�ler tasiyabilecegini s�ylememiz lazim.
�te taraftan Artemis�in sikintisi daha belirgin. Zaten �ocuklara y�nelik tavri
sadece karakterinin ��ocuk
oldugunun s�ylenmesi� olan bu seri daha �ok b�y�klere g�re, k�t� yazilmis bir
kitap gibi duruyor.
Artemis�in yas itibariyle de gidebilecegi y�n su ana kadar �ikan kitaplarda
harcanmis g�z�k�yor. Yani
Artemis serilerinde �ok daha kisa bir zamanda hikayenin ge�tigi D�nya daha
zenginlestirilebilirdi. Oysa
kitaplar sadece macera pesinde konu s�r�klenirken yan unsurlarin
zenginlestirilmesine pek dayanmamis.
Yani okuyucu i�in ana macera disinda pek cimri davraniliyor. Yazarin bu kendini
a�mayan ve sikintili tavri
serinin ilerisi i�in �mit verici degil. Artemis�i okurken bir tehlike karsisinda
gerildiginizi, okuyucu gerilimli
bir atmosferin i�ine sokamadigini, kitabin b�t�n�nde hi� g�l�msemediginizi fark
ediyorsunuz.

Tehlike yok; ��nk� Artemis her zaman planlayici, her zaman dahi �ocuk.

G�l�msemiyorsunuz; ��nk� espri yok.�

�ocuk Edebiyati�nin gelecegi�

Sinemada daha �nce �ocuk fakt�r� kesfedilmisti. ��ocuklar sinemaya gitmek ister
ve ebeveynlerini de
s�r�kler.� Bizde de artik s�mestri ve tatil zamanlari bu fakt�r�n nasil
kullanildigini g�r�yoruz.

Edebiyat d�nyasi da her ne kadar �ocuk edebiyatinin potansiyelinin farkindaysa da


ancak Harry Potter
sayesinde yapilan devrimi fark etti.

�ocuk edebiyatinda ciddi tehlikeler kullanilmasi baska bir edebiyat t�r�n�n:


Korku�nun altinda saklandi.
Stephen King �ocukluk korkularini kullandigi pek �ok kitabinda O ve Tilsim gibi
bas yapitlar verirken
�ocuk edebiyatinda yaklasan gelismelerin �n ilanini yapiyordu. Nihayet J.K.
Rowling, ��ocuk
edebiyatinda� tehlikeyi yumusatmama ve �ocugu �ocuk saymama kuralini uyguladi ve
basariyi sagladi.

Tehlikeyi yumusatmama burada alti �izilmesi gereken bir fakt�r. Dikkat edersiniz
Harry Potter serisinde
ger�ek �l�mler vardir. �stelik de bu ana karakterin uzaginda veya s�yle belli
belirsiz sekilde de
yapilmamaktadir. Kisacasi karakterler �izgi filmlerdeki gibi bir u�urumdan d�s�p
tekrar dikilmemektedir.
Peki ama bu y�nde gelismeler Michael Ende�nin, �Bitmeyen �yk�s�nde oldugu gibi
hayal g�c�yle
basarili bir bulusmaya gidebilecek midir?

Evet bence gerek Harry Potter, gerekse Artemis de isin �ocuk mantigi ve hayal
g�c�n� daha cesurca
kullanma konusunda vasatin �zerine gidemiyorlar.

Belki de bundan sonraki bas yapit bu basariyi tam yakalayan bir eser olacaktir.

�zg�r Insanin Gelecegine Kasvetli Bir Bakis: WILLIAM GIBSON!...

E-Edebiyat Dergisi (Aralik.2003/Sayi: 57)

�Turner mega b�y�k sirketler -Zaibatshu- arasinda eleman transferi yapan bir
ajandir. Son isinde, onun
koku feromenlerine ayarlanmis akilli bir patlayici ile havaya u�urulur. Ve bir
laboratuarda yeniden insa
edilir.�

�Kont Sifir�, Cyberpunk t�r�n�n t�m �zelliklerini daha ilk satirlardan bize
sunmaya basliyor� B�y�k
sirketlerin modern k�lelerini ka�iran ajanlar, �ld�g� halde laboratuarlarda
yeniden bir araya getirilen
insanlar, uydulardaki ilgin� topluluklar, mega servetlerle insanliktan �ikan
zenginler, siber uzaydaki
programlara tapan vodoocular�

Altin Kitaplar yayimevi William Gibson�in Cyberpunk klasigi Sprawl ��lemesine


devam ediyor. Serinin
ikinci kitabi Kont Sifir (Count Zero) ge�tigimiz ay piyasaya �ikti.

Matrix Avcisi (Neuromancer) adli ilk kitapta Cyberpunk bir gelecekte yapay zeka
ile onu �zg�r
birakmak i�in isbirligi yapan hackerlar anlatilirken bu sefer gelecegin baska bir
y�n� isleniyor; modern
k�leler.

�yk� birka� karakter esliginde paralel kurgu ile gelisiyor.

Turner b�y�k bir sirketin arastirma b�l�m�n�n basinda olan dahi bir bilim adamini
ka�irmak i�in
tutuluyor.

Marly Krushkhova ise sevgilisi tarafindan bir sahtekarliga karistirilan bir sanat
eksperi. �elik bir tankin
i�inde yatmakta olan ve onunla simstim araciligiyla baglanti kuran patronu Herr
Josef Virek'in genis bir
serveti vardir ve ondan el yapimi tahta kutular imal eden birini bulmasini
istemektedir.

Biraz da kitaba adini veren asil kahramanla, "Kont Sifir Noktasi" Boby Newmark'la
ilgilenelim.
Barrytown'da annesi ile sikici bir yasami paylasan Boby iyi bir hacker olmak i�in
�abalayan bir gen�.
Kont Sifir bir g�venlik programi kiricisini denemek i�in saf�a kobay olarak
kullanilan acemi bir hackerdan
baska bir sey degil. �lmesi beklenirken siber uzaydaki bir sey tarafindan
kurtarilmasi onu ilgi odagi
yapiyor. Pesine sadece g��l� sirketlerin adamlari degil, siber uzaydaki yapay zeka
olusumlarini vodoo
tanrilari olarak kabul eden garip bir tarikatta d�s�yor.

B�t�n bu karakterler ayri ayri noktalardan bir bulusma noktasina ilerliyor ve


sonu�ta beyinde hos bir
lezzet birakan, William Gibson kendine has janri ile konusan bir eser �ikiyor
�n�m�ze.

Belki de tam burada biraz William Gibson�u tanitmak lazim.

WILLIAM FORD GIBSON

William Ford Gibson 17 Mart 1948�de G�ney Carolina�nin Conway sehrinde d�nyaya
geldi. �ocuklugu

o siralarda bosanmis olan annesiyle beraber G�neybati Virginia�nin k���k bir dag
kasabasinda ge�ti.
Daha sonra �grenimine G�ney Arizona�daki yatili bir okulda devam etti. 19 yasinda
o siralarda baslamis
olan Vietnam savasina katilmayi reddederek Amerika�yi terk edip Kanada�ya
yerlesti. 1972�den beri
Vancuaver�da karisi ve iki �ocugu ile birlikte yasamini s�rd�rmekte.
Gibson, yazmaya Ingiliz edebiyati �zerine lisans egitimini tamamladigi British
Columbia
�niversitesindeyken basladi. Ilk kitabi olan Neuromancer 1984 yilinda yayinladi.
Kitap �ikar �ikmaz
sadece bilimkurgu edebiyatinda degil edebiyatin diger dallarinda da b�y�k ses
getirdi. Neuromancer bir
ilki ger�eklestirerek bilimkurgunun en b�y�k 3 �d�l� olan Hugo, Philip K. Dick ve
Nebula �d�llerinin
���n� birden kazandi. Neuromancer�in bu beklenmeyen basarisinin ardindan yazar
Count Zero (1986) ve
Mona Lisa Overdrive (1988) kitaplarini da yayimlayarak daha sonradan Sprawl serisi
olarak
adlandirilacak ilk serisini tamamladi.

Neuromancer tartismasiz bilimkurgu alaninda �zerinde en �ok konusulan kitaptir.


Sadece bilimkurgu
yazarlari ve elestirmenleri tarafindan degil edebiyatin diger dallarindan yazar ve
elestirmenler tarafindan da
sayisiz olumlu, olumsuz elestiri almis, edebiyat d�nyasinin uzun s�re �zerinde
tartistigi bir eser haline
gelmistir. �zellikle sosyoloji alaninda bir �ok akademik �alismaya da taban teskil
eden bu kitap
bilimkurgu d�nyasinin k�lt eserleri arasinda kendine �nemli bir yer edinmistir.

KONT SIFIR�IN �NEMI

Sprawl ��lemesinin ikinci kitabi Count Zero paralel kurgusuyla Cyberpunk d�nyanin
yasamini daha bir
g�z �n�ne serer ve birinci kitabin ortaya koydugu janri gelistirir.

Kont Sifir�da �zellikle gelecegin ekonomik sistemi adina karamsar bir tablo
�izilir�

H�k�metlerin �zerinde bir g�� olan mega sirketler �Zaibatshular- ve mega


zenginlikle artik servetinin
tezah�rleri bagimsiz olarak hareket eden s�per zenginlerler vardir. Bunlarin
arasindaki g�� savaslarinda
siradan insanlar sadece �ok �abuk harcanabilecek rakamlar veya ele ge�irilmesi
gereken k�lelerdir.

Zaibatshular �nemli mevkilerdeki elamanlari degisik yollarla kendilerine baglar.


�rnegin damar i�lerine
ka�masi durumunda ��z�lecek zehir baloncuklari baglamak gibi�
Turner iste bu t�r transfer �nlemlerine karsi �alisan, bir ajans vasitasiyla
eleman ka�irma islerini alan eski
bir askerdir.

Kont sifir�da ger�ek d�nyada yasamin zorluklari ve bireylerin teknoloji gelisimi


karsisindaki �aresizligi ve
�kayipligi� yaninda cyber d�nyanin kontrolden �ikan yapisi da verilmektedir.

Cyber D�nya artik bagimsiz kalan yapay zekalar, programlar ile doludur. Bunlar
inanislarin i�ine girip
yeni dinler yaratmistir. Veya var olanlari degistirmistir.

Kitabin k���k ama en ilgin� b�l�mlerinden birisi eski teknolojinin gittigi Afrika
�lkelerini yagmalayan bir
hackerla ilgilidir.

Hacker bir g�n y�ksek g�venlikli siteler arasinda dolasirken, daha d�s�k
teknolojilerin ne oldugunu
d�s�n�yor� Yani g�venligi neredeyse s�zge� gibi olan sistemleri� Ve onlari buluyor
���nc� d�nya
�lkelerine veriliyor eski teknoloji. Basliyor onlari soymaya. Kisa s�rede k���k
�apli bir ekonomik kiyim
yapiyor. Sonu�: d�sen h�k�metler, a�liktan �len Afrika insanlari�

Gibson�un Cyberpunk bir gelecek i�ine sigdirdigi bu ufak �yk� acaba g�n�m�z
d�nyasinda bir sekilde
ger�eklesmiyor mu?

Gibson�i okurken zaten etkileyici olan da bu. Kitaplarin gelecege ait oldugunu
d�s�n�rken, insan su an ile
gelecek arasindaki alacakaranlik bir g�lgede bunlarin ger�eklesmesine az kaldigini
veya �n adimlarinin
seslerini duydugunu dehsetle fark ediyor.

KONT SIFIR�IN DILI�

Matrix Avcisi�ni okuyanlar bilecektir ki Gibson kolay okur istemeyen bir


yazardir. �ogu zaman sizden
kelimelerin anlamini iyi kavrayip, bir baska sonucu �ikarmanizi veya kesfetmenizi
ister. Tipki Kont Sifir�in
�l�mc�l g�venlik tuzagina kapildigi sahnede oldugu gibi�

Kont Sifir, tuzak kirici programla �l�mc�l Karabuz (izinsiz girislere karsi
�l�mc�l tepki veren g�venlik
programi) tarafindan yakalanir. Kalbi birka� saniye m�ddetince durur ve o sirada
Matrix�teki bir fenomen
tarafindan kurtarilir. Kendini banyoya atar ve geri d�nd�g�nde Matrix�le
baglantiyi kesmedigini fark
ettiginde hemen ka�ar.

Siradan bir okuyucu bu ka�istaki mantigi hemen kavrayamaz ama Cyberpunk janrini
bilen bir okuyucu
bazi bilgilerin �oktan kesfedildigini ve Kont Sifir�in artik bulundugu evde
g�vende olmadigini d�s�necektir.
Nitekim birka� b�l�m sonrasi daireyi havaya u�uran bir roketin haberini gazetede
okuruz.
Kivrak zeka isteyen bu stil, bir�ok okur i�in bulunmaz bir lezzet yaratirken,
bazilari i�inde hikayeyi
anlasilmaz kilacagi ger�ektir ama bu onun bir�ok �d�lle bir seri oldugu ger�egini
degistirmez.

MATRIX VE GERISI�
Matrix filmi genis kitleleri Cyberpunk bir d�nyayla tanistirdi. Fakat insanlar
filmin �tesinde kendilerini
bekleyen bir gelecekle, daha da k�t�s� bu gelecegin teknolojinin tehlikesini
hissettiren cyberpunk�la da
tanisti.

Su siralar gerek cyberpunk�in edebiyati (William Gibson), gerekse Matrix ile


birlikte baslayan sanal
ger�ekligin felsefesini inceleyen edebiyat disi kitaplar �ok satarken umariz
T�rkiye�nin b�yle bir gelecekte
hazir olmasi yolunda herkes elinden geleni yapar. En azindan Cyberpunk bir�ogumuzu
buna hazirliyor.

Simdi serinin ���nc� kitabi Mona Lisa Overdrive�i b�y�k bir sabirsizlikla
bekliyoruz.

Hayal G�c�n�n Disi Ejderhasi: URSULA K. LE GUIN!...

E-Edebiyat Dergisi (Ocak.2004/Sayi: 58)

Bazen bir yazari tanimak yasamlara tanik olmak veya farkli bir d�nyayi �grenmek
demektir. Ursula K.
Le Guin s�z konusu olunca bu s�ylemi olabildigince genisletmek gerekir. ��nk� 74
yasindaki bu kadin,
hayal g�c�n�n disi ejderhasi, fiziki olarak �ocuklarinin yaninda bizim i�in
onlarca D�nya da dogurmustur.

1929 yilinda d�nyaya gelen Ursula K. Le Guin�in babasi �nl� antropolog Alfred
Kroeber, annesi
ise yazar Thedore Kroeber�dir. Bu basarili �iftin kizi da sanki ikisinin
�zelliklerinin karisimi gibi �zellikle
etnolojik a�idan g��l� alt yapisi bulunan hayal d�nyalari yazmistir.

Isterseniz yazarligi �zerine genel bir yorum getirmeden ve en �nemli yapitlarina


(M�lks�zler,
Karanligin Sol Eli ve Yerdeniz B�y�c�s�) deginmeden �nce T�rk�e�ye son yillarda
�evrilen iki eserini
kisaca tanitalim�

Yok olan k�lt�r ve feminizm�

�Hep Yuvaya D�nmek� (Always Coming Home) ge�tigimiz yil Ayrinti yayinlari
tarafindan T�rk�e�ye
kazandirilmisti. Kurgucu d�s g�c�n�n, en cesur denemelerinden sayilabilecek bu
kitap, klasik bir roman
degil� �yk�, halk masali, siir, s�ylencelerin ustaca kaynastirildigi bu kitap
gelecege ait etnografik bir
�alisma sayilabilir.

Kitap gelecekte Kuzey Kaliforniya�da Na adli bir vadide yasayan Kes adli halki
bize anlatiyor. Bizi
hikayenin i�ine s�r�kleyen karakter ise Kuzey Baykusu adli k���k bir kiz �ocugu.
Kitap �zellikle bir kisir d�ng� i�inde yok olusa s�r�klendigimiz �s�rekli
ilerlemeci� vahsi kapitalizme karsi
bir karsi s�ylem olarak ortaya konuyor. Hayali Kes halkinin toplumsal yasantilari,
Amerikan yerlilerine
�ok benziyor. Ger�i bir r�portajinda, �Bu topragin tek edebiyati Kizilderili s�zl�
edebiyatiydi. Ben de
baska Kuzey Kaliforniya mitlerini, efsanelerini, sarkilarini okudum. Orada epey
bilgi vardi. �ogunu
babam derlemisti. Amerika'nin her yanindaki geleneklerden yaygin bir okuma yaptim.
�almadan ve
s�m�rmeden bu edebiyati kullanmanin bir yolunu bulmaya �alisiyordum, Kizilderili
edebiyatina bu k�t�l�k
yeterince yapilmisti. Gelecegin Napa Vadisi'ne bir avu� Kizilderili yerlestirmeye
hi� niyetim yoktu,� diyor
Le Guin.

Ve kitabin ger�ek s�ylemini g�n�m�z d�nyasinin sonuna ait net bir fikirle ortaya
koyuyor; �Bu kitapla
yapmaya �alistigim yapmaya �alistigim, sanayi devriminden g�n�m�ze, son iki y�z
yil boyunca h�k�m
s�ren b�y�me teknolojimiz ile d�s�nsel bir oyun oynamakti. Bu d�nemin ne zaman
sona erecegini
bilmiyoruz, ama sona erecek. Simdiki tarihsel d�nemi insan toplumunun evriminin en
�st asamasi olarak
g�rmeye egilimliyiz.�

Zaten Ursula K. Le Guin�in bir�ok kitabinda Dogu felsefelerinin etkisinin yani


sira teknolojik
paketlemeden siyrilmis insan dogasi anlatilir.

�Bagislamanin D�rt Yolu� ise iki yil �nce Metis yayinlari tarafindan bize
sunulmustu. Kitap d�rt ana �yk�
ekseninde insan �zg�rl�g� m�cadelesi i�inde feminist bir bakis a�isiyla kadinlarin
sorunlarini dile getiriyor.
Werel ve Yeowe adli iki gezegende k�lelik sistemine karsi bir savas s�rd�r�l�rken,
esasinda baskicilarin
ve ezilenlerin tarafinda kadinlarin iki kat k�lelestirilmis oldugu fark ediliyor.

Iki kitabinda bas rol�nde kadinlar var ama ilkinde kapitalizme karsi bir bakis
a�isi varken, ikincisinde
Ursula K. Le Guin son yillarda giderek keskinlesen feminist tavri g�z�k�yor.

Bilimkurgunun �vey Kardesi Fantastikkurgu

Pek bilinmez (veya bilinmez) ama muhafazakar bilimkurgucular, fantastikkurgudan


pek
hazzetmezler. Sanki entelekt�el �evrelerin yillardir bu iki t�re getirdigi �ka�is
edebiyati� su�lamasinin
sorumlusu bu t�rd�r. Ve s�rekli olarak bilimkurgu ile fantastikkurgunun yan yana
anilmasi sanki bu t�r�n
degerini d�s�rmektedir.

Oysa Ursula K. Le Guin s�z konusu oldugunda ilgin� bir istisna ortaya �ikmaktadir.
Le Guin
yazarlik kariyerinin ilk basinda �zellikle de bilimkurgunun en �nemli �d�llerini
kazanan eserleriyle
taninmistir. �M�lks�zler� (The Dispossessed), anarsizm �zerine bir �topya d�nyayi
anlatirken, �Karanligin
Sol Eli� (The Left Hand of Darkness) ise cinsellik �zerine etkili bir hikaye
i�eriyordu.

Karanligin Sol Eli, insanligin uzayi kolonizasyon �alismalari sirasinda olusmus


�ift cinsiyetliler
�zerine bir topluma, o d�nyaya disaridan gelmis bir el�inin g�z�yle bakiyordu.
Yilin on bir ayi cinsellik
olmayan bu d�nyada fertler degisik d�nemlere g�re kadin veya erkek olarak
toplumsal yasantida roller
benimsiyordu.

Ursula K. Le guin yillarca bilimkurgunun �nemli eserlerini �rettikten sonra birden


fantastikkurguda
en �nemli eserlerden biri kabul edilen ve onun �oksatan serisi Yerdeniz�in ilk
kitabi �Yerdeniz
B�y�c�s�n� (The Wizard of Earthsea) yazdi.
Kitap adalardan olusan bir d�nyada Ged adli bir b�y�c�n�n hayatini ve ilk
m�cadelesini
anlatiyordu. O d�nyanin b�y�sel temeli �s�zc�klere� oturtulmustu. S�zc�klere,
kadim lisana� Ve bu
b�y�sel alt yapi bilimkurgu yazarligindan gelen inanilir bir kurgulamayla
�evrilmisti.

Dogu felsefesinin etkilerini tasiyan bu kitap, fantastikkurguyu sadece orta�ag


toplumsal yasantisi,
kili�-b�y�, aksiyon ��lemesine oturtan ve pek de s�yleyecek lafi olmayan eserlerin
yaninda yildiz gibi
parladi. Fantastikkurguya genel okur g�z�nde de saygin kimlik verdi.

Bir Yazarin Cinsel Kimlik Arayisi

Yazarin eserlerinde g�r�len feminist tavir onun yazarlik kariyerinin ortalarindan


itibaren kendisini
g�stermeye basladi. Ursula K. Le Guin, ilk �yk�lerini ve kitaplarini o zamanki
bilimkurgu �evrelerinin
muhafazakar bakis a�isi karsisinda sans bulabilmek i�in takma erkek ismiyle
�ikarmisti. Ilk eserlerinin
�ogunda bas karakterler �erkek�ti.

Bakin bu durum i�in ne diyor:

�Feminist hareketle tanismam ge� oldu ve agir gelisti. Ilk yapitlarimin tamami
nispeten erkek
merkezliydi. Yerdeniz kitaplarinin ikisinde hi� kadin yoktur, ya da ikinci planda
kadin fig�rleri vardir.
Kahraman �yk�leri b�yledir, hep erkeklere dairdir. Zaten birka� feminist yazar
disinda bilimkurgu
1960'lara kadar olduk�a erkek egemenliginde bir alandi. Bu alanda yazan kadinlarin
�ogu takma ad
kullanirdi.

Bu durum beni hi� rahatsiz etmiyordu. Gelenek buydu ve mutluluk duyarak


�alisiyordum. Ama
giderek kimi rahatsizliklar duymaya basladim. Ilk feminist metnim 1967'de yazmaya
basladigim
�Karanligin Sol Eli�ydi. Cinsiyet yapisini ��zme yolunda ilk denemelerden biriydi.
Herkes 'erkek olmak
ne demektir, kadin olmak ne demektir,' diye soruyordu. Bu zor bir soruydu.
�Karanligin Sol Eli�nde
cinsiyeti ortadan kaldirip geriye ne kaldigini bulmayi denedim. Bilimkurgu b�yle
oyunlar oynamak i�in
harika firsatlar sunar.

Kendi yapitimin bana artik disi olani ihmal edemeyecegimi anlattigini yavas yavas
anladim. 1977'de
�Balik�il G�z�n� yazarken, kitabin ortasina gelmeden kahramanim israrla kendisim
yok etmeye
�alisiyordu. Dur bakalim, dedim, sen kahramansin, b�yle davranamazsin. Kitabima ne
olacak? Yazmayi
biraktim. Romanda bir kadin vardi, ama kadinlar �zerine yazmayi bilmiyordum. Ne
yapacagimi bilmeden
biraz ugrastiktan sonra feminist kuramda bana yol g�steren bir seyler buldum.�
Gelecek, Insan ve Bir Kadin

Ursula K. Le Guin anarsizm, feminizm, Tao ve Zen felsefelerinden etkilenen,


alternatif toplum
bi�imlerine merakli, k�lt�r antropoloiye, siyasete ve psikolojiye y�nelmis bir
yazar� Ama her seyden
�nce hayal g�c�n�n g��l� bir kalemi.

Belki de onun kitaplariyla ilgili en g�zel tespiti Oxford Times yapmis;

"Bazen bir kitabin kapagini a�ar ve bes-on sayfada �n�n�zde a�ilan d�nyanin,
i�inde oturmakta
oldugunuz odadan daha ger�ek oldugu hissine kapilirsiniz...�
Ursula K. Le Guin bize baska d�nyalarin, baska zamanlarin sarkilarini s�yl�yor,
hikayelerini
anlatiyor olabilir ama belki de yaptigi kendi hayatimizi daha g�zel yapmak i�in
beynimize ayna tutmaktan
baska bir sey degildir.

Ursula K. Le Guin Kimdir?

Ursula K. Le Guin 1929 yilinda Kaliforniya�da dogdu. Babasi �nl� antropolog


Alfred Kroeber, annesi
yazar Theodore krober�dir. Radcliff ve Columbia �niversitelerinde edebiyat egitimi
g�rd�. 1950�li
yillarda bilimkurgu ve fantastikkurgu hikayeleri yazmaya basladi. 1951'de tarih�i
Charles A. LeGuin ile
Paris'te evlendi. �� �ocuk d�nyaya getirdi.

�nemli eserleri; �M�lks�zler�, �Karanligin Sol Eli�, �D�nyaya Orman Denir�,


�Rocannon�un D�nyasi�,
�Hayal Sehri�, �S�rg�n D�nyasi�, �Balik�il G�z�, Bagislamanin D�rt Yolu�

�YERDENIZ SERISI�: �

1. Kitap: Yerdeniz B�y�c�s�


2. Kitap: Atuan Mezarlari
3. Kitap: En Uzak Sahil
4. Kitap: Tehanu
5. kitap: Yerdeniz �yk�leri
�d�ller:

Nebula Best Novellette nominee (1969) : Nine Lives


Nebula Best Novel winner (1969) : The Left Hand of Darkness
Hugo Best Short story nominee (1970) : Winter's King
Hugo Best Novel winner (1970) : The Left Hand of Darkness
Nebula Best Novel nominee (1971) : The LaThe of Heaven
Nebula Best Novella nominee (1972) : The Word for World is Forest
Hugo Best Short story nominee (1972) : Vaster than Empires and More Slow
Hugo Best Novel nominee (1972) : The LaThe of Heaven
Hugo Best Novella winner (1973) : The Word for World is Forest
Nebula Best Short story winner (1974) : The Day Before the Revolution
Hugo Best Short story winner (1974) : The Ones Who Walk Away from Omelas
Nebula Best Novel winner (1974) : The Dispossessed
Nebula Best Novellette nominee (1975) : The New Atlantis
Hugo Best Short story nominee (1975) : The Day Before the Revolution
Hugo Best Novel winner (1975) : The Dispossessed
Nebula Best Novellette nominee (1976) : The Diary of the Rose
Hugo Best Novellette nominee (1976) : The New Atlantis
Hugo Best Novellette nominee (1977) : The Diary of the Rose
Nebula Best Novellette nominee (1979) : The Pathways of Desire
Hugo Best Short story nominee (1983) : Sur
Nebula Best Novellette nominee (1987) : Buffalo Gals, Won't You Come Out Tonight
World Fantasy Best Novella winner (1988) : Buffalo Gals, Won't You Come Out
Tonight
Hugo Best Novellette winner (1988) : Buffalo Gals, Won't You Come Out Tonight
Nebula Best Novellette nominee (1990) : The Shobies Story
Nebula Best Novel winner (1990) : Tehanu
Nebula Best Novellette nominee (1994) : The Matter of Seggri
Nebula Best Novella nominee (1994) : Forgiveness Day
Nebula Best Novellette winner (1995) : Solitude
Hugo Best Novellette nominee (1995) : The Matter of Seggri
Hugo Best Novella nominee (1995) : Forgiveness Day
World Fantasy Lifetime Achievement winner (1995)
Nebula Best Novella nominee (1996) : A Woman's Liberation
Hugo Best Novella nominee (1996) : A Woman's Liberation
Hugo Best Novella nominee (1996) : A Man of the People
World Fantasy Best Novella nominee (1996) : Ether OR
Hugo Best Novellette nominee (1997) : Mountain Ways
World Fantasy Best Novella nominee (1999) : Dragonfly

Bir �l�n�n Eli Hepimizi Itiyor: ISAAC ASIMOV!...

E-Edebiyat Dergisi (Subat.2004/Sayi: 59)

2004 yili �nl� bilimkurgu yazari Isaac Asimov �lkemizde yeniden g�ndeme geldigi
yil olacak� Altin
kitaplar ve Ithaki, bilimkurgu �stadinin eserlerini yeniden basmaya basliyor!

Gen� bilimkurgu ve fantezi okurlari �ok sansli; simdilerde sirf bu t�rleri


yayinlayan bir�ok
yayimevi var� Her ay birka� tane bilimkurgu ve fantezi kitabi �ikiyor. Oysa
zamaninda �yle miydi ya�
Yilda bir � iki tane bilimkurgu kitabini yana yakila arar bulur, birka� kere
okuyup ezberlerdik. O siralar
bu a�ligimizi sirayla �aglayan, Okat ve Baskan bilimkurgu serileri gidermeye
�alisirdik. Bir de Altin
Kitaplar�dan �ikan Asimov�lar ile�

Fotograflarinda her zaman g�l�mseyen, epey uzun favorileri yanaklarindan sarkan,


kitaplarindaki
karakterlerin yapilarindan, diyaloglarindan insan iliskilerinde �ok a�ik ve
sicakkanli oldugunu
anlayabildigimiz Isaac Asimov�la ortaokula giderken bir arkadasimin k�t�phanesinde
tanismistim. Kitabin
�zerindeki bir uzay gemisi resmini ve Imparatorluk yazisini �ok iyi hatirliyorum.
O kitap ve Asimov, hayal
g�c� genis bir �ocugun sosyo-k�lt�rel yasami durgun bir tasra kentinde en iyi
dostu ve �gretmeni oldu.
Kitap daha ilk satirlarindan itibaren beni resmen b�y�lemisti. �ok kitap okumustum
ama b�yle bir
bilimkurgu eseriyle ilk kez karsilasiyordum. Daha ilk satirlardan galaksi
imparatorluklarindan, milyarlarca
insanin kaderini etkileyen olaylardan, gelecegi tahmin eden ve sekillendiren
matematik denklemlerinden
bahsediliyordu.

Kitap gen� bir matematik �grencisinin �tasra� diyebilecegimiz ufak bir gezegenden,
Trantor adli
galaksi imparatorlugunun baskentine gelmesiyle basliyordu. Baskent, koca bir
gezegeni olusturan tek bir
yapidan olusuyordu. G�nd�z ve gece isi farklarindan, g�nesten enerji saglaniyor,
yirmi tarim d�nyasi bu
devasa organizmayi beslemek i�in gemilerle yiyecek tasiyip duruyordu.

Bu gen� matematik �grencisi daha baskente geldiginin birinci g�n�nde tutuklaniyor


ve
Imparatorluga karsi ihanetle su�laniyordu. Bu ihanet �rg�t�n�n basi ise bir
matematik profes�r� Hari
Seldon�du.

Bir okur olarak zaten gen� matematik�iyle beraber ile hikayenin i�ine giriyor,
daha ilk sayfalarda
onun gibi Trantor�un hasmetiyle sarsilmisken ihanet su�lamasinin derdine
d�s�yordunuz. Fakat sok onunla
bitmiyordu. Serinin ileriki kitaplarinda bir efsaneye d�n�sen Hari Seldon, gen�
matematik�iye sunu
a�ikliyordu: �Bir y�zyil i�inde Galaksi Imparatorlugu ��kecek ve onu takip eden on
bin yillik bir kaos
d�nemi, ikinci imparatorluk kurulana dek insanlari mahvedecek. Bizim amacimiz bunu
bin yillik bir s�reye
indirmek.�

Hari Seldon bunu matematik denklemleriyle gelecegi belirleyen psiko-


tarih*bilimiyle yapacakti.
G�r�n�ste ise galaksinin k���k bir gezegenine yerlesen bilim adami toplulugu dev
bir galaktik ansiklopedi
hazirlayacakti. Oysa ilk kitaptan anliyorduk ki, bu ufacik, imkanlari kisitli
Terminus gezegenine yerlesen
bilim adamlari toplulugu, II. Galaktik Imparatorlugu kuracakti ve m�tev�zi bir adi
vardi: Vakif!

Asimov, �Imparatorluk� adiyla �evrilen �Vakif trilojisi�nin ardindan Arzli


dedektifin maceralarinin
anlatildigi �elik Magaralar, G�nesin Tanrilari ve Safagin Robotlari (Robot
romanlari) ile T�rk bilimkurgu
okuyucusunun g�nl�nde saglam bir taht kurdu.

Peki, 500 (!) kadar kitabi �ikan, d�nyanin en �ok taninan bilimkurgu yazarlarindan
Isaac Asimov
kimdi?

1992 yilinda �l�m�ne kadar A.B.D.�de yasayan Isaac Asimov, Sovyetler Birligi�nde
Smolensk
yakinlarinda Petrowitsch�de 2 Ocak 1920 yilinda d�nyaya geldi. (Asimov�un Arthur
Koestler�in 13.
Kabile kitabinda belirtilen sonradan Yahudi olan Hazar T�rklerinden olup olmadigi
merak ediyor insan.)
Ailesi ile birlikte 1923 yilinda A.B.D.�ye g�� Asimov�un �ocuklugu Brooklyn�de
ge�ti. Babasinin istegi
�zerine tip okuyan yazarimiz, aslinda kimyayi �ok merak ediyordu. Kisa s�re Deniz
Kuvvetlerinde g�rev
alan Asimov, 1949 yilinda Kimya doktorasini aldi, 1958 yilinda t�m zamanini
yazarliga ayirabilmek i�in
�niversitedeki �gretim g�revinden ayrildi.

Onun edebiyatla tanismasini 1938 yilinda kurulmus olan �Gelecek Bilimleri Edebiyat
Dernegi�
sagladi. Bu kul�pte �nl� bilimkurgu yazarlari ve edit�rleriyle tanisti. Asimov�un
ilk �yk�s� �Marooned Off
Vesta� 1939 yilinda Amazing Stroies adli efsanevi pulp dergide yayinlandi. Daha
sonra yazarliginda �ok
b�y�k etkisi olan Astounding Science_Finction Magazines adli dergisinin sahibi ve
edit�r� John W.
Campbell onu himayesine aldi. John W. Campbell bilimkurgunun altin �agini yaratan
birka� kisiden biridir
ve bir�ok yazarin yetismesini saglamistir.

Campbell gen� yazarlari dergide topluyor, onlara konular, sadece basliklar veya
c�mleler �zerine
bilimkurgu �yk�leri yazdiriyordu. (�rnegin Asimov�un �d�ll� �yk�s� Nightfall o
�alismalarin birinde
ortaya �ikmistir. John W. Campbell�in bin yalda bir gece olan bir uygarligi
anlatan bir �yk� yazin demesi
�zerine filmi de �ekilen Nightfall ortaya �ikmistir. �yk� de �� g�nesli bir
sistemdeki bir gezegende kurulan
uygarlik, 1000 yilda bir gece ve yildizlarla tanistigi i�in insanlar �ilginliga
kapilmakta ve �ilginca her seyi
yok etmektedir.) O d�nemde gen� Asimov�un ortaya koydugu ve eserlerinin temelinde
bulunan ��
Robotik Kural ve Vakif serisinin yazilmasinda John W. Campbell�in �ok b�y�k etkisi
vardir.

Asimov, �Vakif Trilojisini� yazmaya gen�ken eline ge�en, Roma Imparatorlugunu


anlatan bir
ansiklopedi sayesinde karar vermistir. Bu triloji 1966 yilindi Cleveland�da t�m
zamanlarin en iyi
bilimkurgu dizisi olarak Hugo �d�l�n� almistir. (Frank Herbert�in Dune ve Arthur
C. Clark�in Rama
serileri Vakif�in gerisinde kalmistir.)

Isin ilginci Asimov yavas yavas efsaneye d�n�sen bu seriden uzun s�re para
kazanamamistir. Iste
�stadin kendi agzindan yasadiklari:

�1941 yilinin 1 Agustos�unda yirmi bir yasinda gen� bir delikanli iken Astounding
Magazine adli
dergisinin edit�r� John W. Campbell�i g�rmek i�in sabirsizlikla bekliyordum. Ona
aklima gelen bir
bilimkurgu �yk�s� fikrini a�acaktim. Galaktik Imparatorlugun ��k�s�n� anlatan
gelecege y�nelik tarihi bir
roman yazmayi d�s�n�yordum.

Campbell tek bir hikaye yazmami istemedi. Birinci Galaktik Imparatorlugun ��k�s�
ile Ikinci Galaktik
Imparatorlugun y�kselisi arasindaki y�zyillarca s�ren huzursuzlugu bastan sona
anlatan bir dizi hikaye
yazmami istedi. Bu hikayeler Campbell ile benim beraberce g�r�s�p tartistigimiz
psikotarih* bilimi ile
gelistirilecekti.

Hikayeler �ncelikle dergide yayinlandi yillar sonra k���k bir yayimevi olan Gnome
benim Vakif
hikayelerimi �� kitapta topladi. Vakif, Vakif ve Imparatorluk ve Ikinci Vakif�

Yayimevi k���k oldugu i�in reklam ve tanitim yapmayinca kitaplar basarili


olamadi. Onlardan hi� para
almadim.

1961 yilinda o zamanlar Doubleday�daki edit�r�m Timothy Seldes, yabanci bir


yayincidan Vakif
kitaplarini yayinlamak i�in talep geldigini s�yledi. Ben, �Ilgilenmiyorum Tim. Bu
kitaplardan telif �creti de
almiyorum,� dedim.

Seldes dehsete d�st� ve kisa s�rede Gnome�dan telifleri alinip kitap basildi ve
s�rekli y�kselmeye
basladi. 1966 yilinda Cleveland�da d�zenlenen D�nya bilimkurgu kongresi�nde bu
kategori ilk kez (ve
son olarak) Hugo �d�l�ne aday g�sterildi ve t�m zamanlarin en iyi bilimkurgu
serisi �d�l�n� aldi��
Iste b�yle, Isaac Asimov�un farkinda olmadigi bir sekilde s�rekli y�kselise ge�en
Vakif artik bir efsane
olunca okurlardan yeni vakif romanlari i�in baski gelmeye baslar. Asimov tam 32
yil sonra seriye yeni
kitaplar katar ve bu yeni kitaplar direkt New York Times�in bestseller listesine
girer.

Bu efsanevi seri bundan yillar �nce Altin kitaplar tarafindan (Foundation �


Imparatorluk 1983) T�rk
okuyucusuna sunulmustu. Kitaplarin telifi ge�tigimiz sene genellikle bilimkurgu ve
fantezi kitaplari
basmasiyla tanidigimiz Ithaki yayimevince alindi. Ve Vakif 2004 yilinda gen� T�rk
bilimkurgu okurlariyla
tanismaya hazirlaniyor.

Asimov sadece Vakif trilojisi ile bilinmez, insanligin uzayda koloni kurdugu
zamanlarda ge�en Arzli
dedektif Elijah Baley�in maceralari da neredeyse Vakif kadar sevilir. Bilimkurgu
polisiye t�r�n�n bu bas
yapitlari �elik Magaralar, G�nesin tanrilari ve Safagin Robotlari adiyla �lkemizde
basilmisti. Daha sonra
bu seriye Kurtarici (Robot and Empire) katildi, ki bu kitap Elijah Baley (Robot
romanlari) kitaplari ile
Vakif arasinda k�pr� kurar. Zira bu kitaptaki (Robot) Daniel, (Robot) Giskard�dan
insanligi koruma
g�revini alir ve R. Daniel on bin yil sonra Hari Seldon�un hayatini etkileyerek,
onun psiko-tarih bilimini
gelistirmesini saglarken karsimiza �ikar.

Iste 2004 yili i�inde Ithaki�den Vakif trilojisi ile birlikte Altin kitaplardan
da Elijah Baley kitaplari tekrar
basilacak.

***

Asimov birka� y�z �yk�s�, 30�u askin romani, sayisiz bilimsel yazi ve degisik
alanlarda inceleme
kitaplariyla �ok �retken bir yazar olmustur.

Kazandigi onlarca �d�le ragmen kitaplarinin edebi y�n� hep tartisilmistir.


Tasvirler ve anlatim yetersiz
bulunsa da kurdugu d�nyalar ve anlattigi �yk�lerdeki politik tavirlar, kitlelerin
y�nlendirilmesi, mantik
dizimleri ile her zaman begenilmistir. Asimov�un kitaplarinin �ogunda (tipki
Ursula K. Le Guin�de oldugu
gibi) uzaylilar karsimiza �ikmaz, Vakif trilojisi Asimov�un �ok sevdigi
robotlardan da arinmistir.

Ayrica Vakif serisi, �yk�n�n ge�tigi on bin yil sonraki bir Galaksi Imparatorlugu
i�in bilimsel a�idan �ok
yetersiz bulunur. Ger�ekten de bu yetersiz teknolojik tablo ilk okuyusta insanin
dikkatini �ekebilir ama
Asimov bize esas olarak politik d�s�nceler, kitle y�netimleri, insan psikolojisi,
mantik dizimleri �zerine bir
yapit sundugu i�in okuyucu bu eksiklikleri dert etmemelidir.

Asimov�un yaptigina basit olarak Roma imparatorlugunu gelecege tasimak diyemeyiz,


bu eser daha �ok
toplumsal ve politik anlamda "bug�n" ve "gelecek" yorumunu yapmaktadir. Asimov�un
bilimkurgusu
diyince aklimiza, politik yorum, strateji, mantik d�s�nce dizimleri gelir. Bu
y�zden de Asimov�un eseri
"politika" ve politikanin isleyisi �zerine kurulurken �ok duragan kalir. Bu
y�zdendir ki Vakif serisi i�inde
kan g�vdeyi g�t�rmez, b�y�k savaslar veya kahramanliklar anlatilmaz, lazer
silahlari, atom toplari
konusmaz, kitlelerin gelecegi onlar adina karar veren iktidarda belirlenir. Bu
anlati yapisi ne yazik ki
Asimov�un eserlerinin filme aktarilmasindaki zorlugu da ortaya �ikarmaktadir,
��nk� eserler bir film i�in
fazla ��z�mleyici d�s�nceye ve diyaloga sahiptir. T�m bu yapi i�inde Hari Seldon
belki de doga�st� veya
kahramana en yakin kisidir.

�Kaderi� elinde tutan Hari Seldon Vakif tarihi gelistik�e neredeyse mitolojik bir
efsaneye d�n�s�r.

***

Asimov�un eserleri bilimkurgunun sicak ve g�len y�zlerinden biri olmus, teknik


ayrintilar veya insancil
olmayan karakterleri y�z�nden soguk bulunan bir�ok bilimkurgu eserinden
ayrilmistir. Asimov�un kitaplari
arasinda �� tane de biyografi vardir: 1979 yayinlanan IN MEMORY YET GREEN THE
AUTOBIOGRAPHY OF ISAAC ASIMOV �1920 � 1954�, 1980�de yayinlanan IN JOY STILL
FELT THE AUTOBIOGRAPHY OF ISAAC ASIMOV �1954 � 1978� ve �l�m�nden sonra karisi
tarafindan basima hazirlanan I, ASIMOV: A MEMOIR �1994�

Asimov 1973 yilinda ilk karisindan bosanip psikiyatr Janet Jeppson ile
evlenmistir, 1977 yilinda kalp krizi
ge�irmis, troit bezi kanserinin tedavisiyle ugrasmistir. Asimov�un hayatiyla
ilgili ilgin� bir nokta da onun
D�nya masonlarinin bir d�nem baskanligini y�r�tmesidir. (Dogrusu ondan iyisini
bulamazlardi, bu bilgi
nereden aklimda kaldiysa artik.) Bu b�y�k yazar, d�nyalarin ve tarihlerin yazicisi
1992 yilinda aramizdan
ayrilmistir.

B�y�k �stad �l�m�n�n 12. yilinda hala eserleriyle g�ndemde ve yakinda Ben, Robot
adli kitabindaki
�yk�lerden ortaya �ikarilan bir film sinemalara gelecek. Belki �ikacak kitaplar ve
eserlerinden
beyazperdeye yansiyanlar onu hep g�ndemde tutacak.

Vakif�in bir yerinde Hari Seldon�un yillar �nce �izdigi denklemlere g�re
ilerleyen gelecekte
kahramanlardan biri sunu der: �Hepimizi bir �l�n�n eli itiyor.�

Evet dostlar, hala itiyor!

-------------------------------------------------------------------------

� Psiko-tarih: Matematik denklemleri yoluyla toplumlarin geleceginin hesaplanmasi


�alismalaridir.
Psiko-tarih, tipki �� robot kanunu gibi, insanin da bagli oldugu kanunlar var
midir gibi bir sorudan
yola �ikip gelismeye baslamistir.
� �� Robotik Kural:
1-Bir Robot bir insana zarar veremez, ya da hareketsiz kalarak bir insanin zarar
g�rmesine neden
olamaz.

2-Bir Robot, insanlarin verdigi emirlere uymak zorundadir. Ancak bu emirler


birinci kuralla �elistigi
zaman durum degisir.

3-Bir Robot, birinci ve ikinci kuralla �elismedigi s�rece varligini korumak


zorundadir.

(Kurtarici �Robot and Empire� adli eserinde yillar sonra bu kurallara bir
yenisini daha eklemistir Asimov.
Zero kurali dedigi madde sudur:

0--- Bir robot insanliga zarar veremez ya da etkisiz kalarak insanligin zarar
g�rmesine olanak
taniyamaz.... Bundan da su sonu� �ikar.. Bir robot insanliga zarar gelmesini
�nlemek i�in bir tek insana
zarar verebilir.)

Militasirst Yazarin �zg�rl�k Hayalleri: ROBERT HEINLEIN!...


Radikal Kitap Eki (13.Subat.2004)

Bilimkurgunun altin �aginin en b�y�k ve tartisilan isimlerinden Robert A.


Heinlein, en �nl� eseriyle nihayet

T�rk okuru karsisinda: Yaban Diyarlardaki Yabanci!

�lkemizin ciliz bilimkurgu edebiyati, �zerine tartisilacak �ok az is


basarabilmistir ama d�nyaca �nl� bir
yazara soguk savasin doruga �iktigi yillarda tavir alabilmistir. Bu �nl�
bilimkurgu yazari Robert Anson
Heinlein�dir.

Heinlein�in ismi genel okur kitlemiz i�in �ok bilindik bir isim olmayabilir.
Belki, ge�tigimiz yillarda
Hollandali y�netmen Paul Verhonen�in �Starship Troopers� (Yildiz Gemizi Askerleri)
adli filmini seyreden
varsa bu ilgin� yazari tanimak i�in ilgin� bir referans noktasi bulmus oluruz.
��nk� filme �ekilen eser bu
usta bilimkurgu yazarinindi�

�lkemizde epey ge� yayinlanan �Yillar �nce A.B.D. kesintiye ugratilmis degil, tam
versiyonuyla hem de�
Stranger in Strangerland� (Yaban Diyarlardaki Yabanci) ile g�ndemde olan Heinlein,
Almanya�dan g��
eden bir ailenin �ocugu olarak 1907�de Butler, Missouri�de d�nyaya geldi.

Heinlein�in kendini buldugu ve mutlu oldugu yer okul sonrasi girdigi orduydu.
A.B.D. Deniz kuvvetlerinde
top�u subayi oldu. Ama g�revinin besinci yilinda (1934) saglik sorunlari nedeniyle
��r�ge ayrilinca b�y�k
bir hayal kirikligina ugradi.

Matematik ve fizik �zerine aldigi egitimde saglik sorunlari nedeniyle kesilince


bir�ok ise girip �ikti.
Bunlardan bazilari politika, mimarlik, ziraat ve madenciliktir.

Bilimkurgu yazarligina epey ge� yasta ve tesad�flerle ge�is yapti. Bir ise
yaramama, ordudan ��r�ge
ayrilmanin kompleksi, bu alanda b�y�k bir azim ve hirs g�stermesini sagladi.

Ilk bilimkurgu �yk�s� LIFELINE 32 yasindayken (1939) Astounding Sci-Fi


Magazines�in mayis
sayisinda yayinlandi. Bu baslangi� Heinlein�in �n�ndeki baraji yikmis gibiydi,
bundan sonraki aylarda
�esitli dergilerde �yk�leri �ikmaya basladi.

II. D�nya savasinin baslamasiyla birlikte orduya tekrar �agrildi ve Deniz


kuvvetlerinde teknik g�revli
olarak g�rev aldi, ayrica radarin gelistirilmesinde de �alisti.
1941 yilinda Denver�da yapilan D�nya Bilimkurgu kongresine seref konugu olarak
�agrildi ve yine ayni
yil okurlarin anketinde en pop�ler yazar se�ildi.

Savas sonrasi 1947�de bilimkurgu yazarligina d�n�s yapti ve ardi ardina eser
verdi.
Bazi eserleri filme de �ekilen Heinlein�in 1951 yilinda basilan �Puppet Masters�
soguk savasin ayak
sesleri hissedildigi yillarda b�y�k bir ilgi ile karsilandi. Uzaydan gelen deniz
anasina benzeyen yaratiklarin
insanlari ele ge�irdigi bu eser, belki de kom�nist tehlikeye karsi Amerikan
halkinin bilin�altindaki
korkusunu yansitmaktadir.

Heinlein basta da belirttigimiz gibi eserlerindeki militarist ve fasist y�netim


yanlisi i�erikler y�z�nden
tartisilan bir yazar olmustur. �zellikle Starship Troopers�taki demokratik
haklarin ge�erli olmadigi toplum
yapisi ve bazi yazilarindaki fasizme benzeyen fikirler, otoriter y�neticiler
hakkindaki tercihi bu a�idan kanit
g�sterilir.

Heinlein bu tartismalar nedeniyle bilimkurgunun bir kesimi tarafindan dislanmis,


hatta T�rkiye�de sol
d�s�nceyi benimsemis bilimkurgu kesimi i�inde bile tartisilan, soguk bakilan bir
isim olmustur.

Iste b�yle bir ortamda Stranger in Strangerland hem okurlarin, hem de yazarin
bizzat kendisinin
beklemedigi bir tepki yaratmistir: Yaban Diyarlardaki Yabanci�da Mars�a kesfe
giden Enwoy adli gemide
kazaya ugradiktan sonra sag kalan Valentine Michael Smith�in hikayesi anlatilir.
Michael, Marslilar ve
onlarin k�lt�r�ne g�re yetisir ve yillar sonra baska bir d�nya gemisi onu
buldugunda insan k�lt�r�ne
olabildigince yabancidir.

Kitabin i�indeki kom�nal yasanti, serbest seks iliskileri, iktidara karsi


g�vensizlik Heinlein�den
beklenmeyen fikirlerdir ve �iktigi yillarda A.B.D. �l��t�nde k���k �apli bir olay
yaratir. Savas sonrasi
hippi akiminin y�kselise ge�tigi yillardir ve Hippiler bu kitabi kutsal kitap gibi
kabul ederler.

Hatta o kadar ki Heinlein�in evinin �evresine hippi hayranlari kamp yapmaya


baslar, bir t�r kutsal mekan
olur. Oysa yazarimiz askeri ge�misten de gelen etkiyle �Stranger in Strangerland
i�inde tersini yazsa bilebunlara
hala karsidir ve hippilerden rahatsiz olup evinin �evresine d�rt metre
y�ksekliginde duvar �rd�r�r.

Oysa yazarin eserlerine d�nemsel bir a�idan bakarsak, Heinlein�in her yazar gibi
deneyimlerinden
faydalanmaktan baska bir sey yapmadigini g�r�r�z�

Eserlerin militarizme rastlanir ��nk� orduda kendini bulmus ve iki d�nya savasi
arasinda b�y�m�st�r.
Ayrica Alman k�kenli bir aile olarak, elbetteki Hitler�in savas sonrasi Almanya�yi
fasizm sayesinde nasil
y�kselttigini, morali bozuk, boynu b�k�k Alman gururunu nasil ayaga kaldirdigini
g�zlemlemis, uzaktan
sempatiyle bakmis olabilerler. Unutmayin ki Almanya y�kselirken A.B.D. 1929�daki
Kara Persembe
sonrasi ciddi bir ekonomik kriz yasiyordu. Ve savasta Ingiltere tarafini se�ene
kadar A.B.D. i�indeki �ok
ulusluluk y�z�nden tam konumunu belli etmemisti.

Gen� Robert A. Heinlein o d�nemler hakim olan g��l� insan �zelliklerine g�re
sporda basarili (1925�de

A.B.D. Deniz kuvvetlerindeyken eskrim ve artistik buz patinajinda d�nya sampiyonu


olmustu.) ve orduda
sevdigi yasantiyi bulan biriydi. Nitekim saglik nedenleriyle ��r�ge ayrilmak bu
konuyu onda kompleks
yapmisti.
Bilimkurgu yazarligina basladigi zamanda Heinlein�in �ncelikle sevdigi ordu
yasamindaki deneyimlerinden
eserlerinde faydalanmasi ve birka� yil i�inde baslayacak II. D�nya savasinin ayak
sesleri nedeniyle
eserlerinde totaliter, militarist konular g�z�kmesi dogal degil midir?

�stelik II. D�nya savasi ona �ok sevdigi orduda tekrar g�rev alma imkani
saglamistir.

Savas sonrasi ise A.B.D.�yi i�ine alan kom�nizm �Cadi avi- ve n�kleer savas korku
ile Soguk Savas
d�nemi yine Heinlein�i elbette etkilemistir.

Gelin g�r�n ki Heinlein esas olarak deneyimleri onu sekillendirse de bir


�yazardir� ve bir yazarin kendisini
belli bir ideolojiye sokmak yanlistir bence. Nitekim Heinlein yasantisi ona baska
deneyimler sundugunda
Stranger In Strangerland gibi eserler de vermistir ve bir�ok eserinde baskici
rejimlere karsi elestirel bir
tavra girmistir.

Heinlein�in bir baska �zelligi bilimkurgu okuru olarak nitelendirilmeyecek


okuyuculari da kendisine
�ekmesidir. Stranger in Strangerland basildigi yillarda yedi milyon adet gibi bir
satis rakamina ulasmistir.
Heinlein �ok satilan eserleri disinda gen�ler i�in bazi bilimkurgu dizileri de
yazmistir.

STRANGER IN STRANGERLAND

1988 yilinda kaybettigimiz bu b�y�k yazarin nihayet �lkemizde ge�tigimiz aralik


ayinda basilan kitabinin
ilgin� bir de yazilma �yk�s� vardir. Bunu gen� yazarlarimiza �rnek olarak sunmak
isterim.

1920�li yillardan itibaren modern bilimkurgu, fantezi ve korkunun gelismesini


Astounding Magazine, Weir
Tales, Amazing Stroies gibi �pulp� tabir edilen dergiler saglamistir. Bug�n
�b�y�k� diye adlandirdigimiz
yazarlar bu dergilerde yetismis, eserlerini bu dergilere satmis, hatta daha sonra
kitap haline getirilen eserler
bu dergilerde yayinlanmistir.

�rnegin korkunun �stadi H.P. Lovecraft yasarken neredeyse hi�bir kitabi (�ok
basarisiz bir deneme
haricinde) basilmamis, bu dergilerdeki �yk�leriyle �nl� olmustur. Ayni sekilde
Edgar Allen Poe, Conan�in
yaratici Robert Erwin Howard, Isaac Asimov, Fritz Leiber, Ray Bradbury, Robert
Bloch� gibi yazarlar
hep bu dergeler sayesinde taninmistir.

John W. Campbell, Hugo Gernsback gibi efsanevi edit�rler bir�ok bilimkurgu,


fantezi, korku yazarinin
yetismesini saglamistir.

Bu dergiler yazarlarini egitmek ve tesvik etmek anlamiyla �esitli �alismalar


yapardi.

�rnegin John W. Cambell Astounding S-F'nin sahibi ve edit�r�yd�, onlarca


bilimkurgu yazarini yetistirdi.
Neler mi yapardi?

�yk�leri okur, yanlislarini d�zeltirdi. Asimov'un ilk 20 �yk�s� onun tarafindan


reddedilmistir.

Gen� yazar adaylarini dergide toplar ve ortaya bir c�mle atip onlardan bunun
�zerine �yk� isterdi. Bu
toplantilarin birinde s�yle bir c�mle ortaya atildi: "Her bin yilda bir karanlik
olan bir gezegendeki uygarligi
yazin."

Asimov bunun �zerine "Nightfall" adli �yk�s�n� yazdi. bu �yk� Hugo �d�l� aldi.
�yk� de �� g�nesli ve
ancak bin yilda bir gece olan bir gezegen anlatiliyordu. daha �nce hi� yildizlari,
g�ky�z�ndeki sonsuzlugu
g�rmemis insanlar bunun �zerine �ildiriyor ve tam bir kaos olusuyordu.b�ylece her
bin yilda bir uygarlik
yikiliyordu.

John W. Campbell baska ne yapardi: �rnegin okuyuculardan gelen bir sonraki


sayinin �yk� isimlerini
yazarlara dagitip �yk� isterdi.
�Bakin �nl� bilimkurgu yazari Heinlein'in en �nl� eseri, bir bilimkurgu klasigi
Stranger in Strangerland'in
�ikisini karisi nasil anlatiyor:

"Astounding S-F dergisinin kasim 1948 sayisinda edit�re yollanmis bir okur
mektubunda, bir yil sonraki
sayi i�in �yk� isimleri �neriliyordu. bu basliklar arasinda Robert Heinlein
tarafindan yazilacak bir �yk� de
vardi: �K�rfez�
O edit�r, John W. Cambell ve Robert arasinda ge�en uzun bir konusma sonucunda
okuyucunun
basliklarini verdigi �yk�lerin yazilmasi i�in yeterli zaman olduguna karar
verildi; bu sayi Kasim 1949'da
�ikacakti. Robert, o basligi tasiyan bir kisa �yk� yazmaya karar verdi. Diger
yazarlarin �ogu da bu oyuna
katilmaya karar verdiler. bu konu, "Zamanda Yolculuk" adiyla anilmaya baslandi.

Robert'in sorunu, kendisine verilen basliga uygun bir �yk� bulmakti. B�ylece
birlikte bir beyin firtinasi
yaptik. Uygun olmayan diger fikirlerin yaninda ona, yabanci bir irk tarafindan
yetistirilmis bir insan
�ocugun �yk�s�n� �nerdim. Robert, bunun bir kisa �yk� i�in kapsamli oldugunu
s�yledi ama bunu bir
kenara not aldi. O aksam �alisma odasina gitti birtakim uzun notlar tuttu ve
bunlari bir kenara koydu.

"K�rfez" basligi i�in bir baska �yk� yazdi.

�te taraftan o sirada �nerilen fikir "Stranger in Strangerland" oldu.

Kitabin T�rkiye�de basilan versiyonun ilgin� bir �zelligi var: 1960�li yillarda
A.B.D�de basilan orjinalinden
epey uzun bir kitap bu.

Bu uzunlugun sirri esasinda Heinlein�in kitabi ilk yayinlanirken yayincinin


istegiyle orijinal metni 220.000
kelimeden 160.000 kelimeye indirmesi.

Nihayet yillar sonra Heinlein�in karisi kitabin telifi tekrar eline ge�tiginde bu
kez ilk yazildigi boyutunda
basilmasini saglayabilmis.

Kitap yazar teknigi a�isindan eski tatlar i�erse de, k�lt olmus b�yle bir kitap
mutlaka okunmalidir.

Heinlein�in T�rkiye�de yayinlanan bazi �nemli eserleri:


Puppet Masters (1954 Merih�ten Saldiranlar - �aglayan Yayinlari / 1972 Merih�te
panik Atak Yayinevi)
Doblue Star (1971 Uzayda Ilk Oyun � Okat Yayinlari)
Farmer in the Sky (1974 Yeni D�nyalara Dogru � Yagmur Yayinlari)
Orphans of the Sky (1974 Uzayda Kaybolanlar � K Yayinlari)
Revolt in 2100 (1975 2100 Yilinda Ihtilal � K yayinlari)
Revolt in 2100 (1975 2100 Yilinda Ihtilal � �z Yayinlari)
Double Star (1995 Ikiz Yildiz � Metis Yayinlari)
Red Planet (1996 Kizil Gezegen � Metis Yayinlari)
Lost Legacy (1996 Kaybolan Miras � Metis Yayinlari)
Have Space Sit Will Travel (1997 Uzay Elbisemle Yolculuga Hazirim � Metis
Yayinlari)
Stranger in Strangerland (2003 Yaban Diyarlardaki Yabanci � Artemis Yayinlari)

�֔ G�n� Hepimizin Ger�ekliginde Sarsici Depremler Yaratir: BERNARD WERBER!

�LMEK MI ZOR, KALMAK MI?

E-Edebiyat Dergisi (Mart.2004/Sayi: 60)

�Karincalar� eseriyle tanidigimiz Bernard Werber, yine her zaman g�z�m�z�n �n�nde
olan bir olguya
baska bir g�zle bakmayi beceriyor! Bizi, yasamin �tesinde bir maceraya �ikariyor:
�L�M KASIFLERI!

Yerin dibinden yildizlara dek

Ermedigimiz sir kalmadi pek

Her d�g�m� ��zm�s insanoglu

Ecel d�g�m�n� var mi ��zecek?

(�mer Hayyam � Rubailer)

Dogayla hasir nesir olan her �ocuk karincalarla ilgilenir. Bu yorulmak bilmeyen
k���k yaratiklar,
onlara g�re birer dev olan �ocuklara g��lerini kanitlamanin ve yasami g�zleminin
imkanini verir�

Ben de k���kken karinca izlemeye bayilirdim. Insana yorulmadan izleyecegi


heyecanli oyun
imkanlari sagliyorlardi. Daha sonra i�inde yazari yazmayan, mavi kapli k���k bir
�ocuk kitabinda bir
karincayla dostluk kuran �ocugun hikayesini okudum. O k���k d�nyalarinin dev
sorunlari karsisindaki
m�cadeleleriyle endise duydum, �ocukla dostluk kurmalarini uzaylilarla ilk temas
kadar heyecanlandim,
kis uykusuna yattiklarinda sanki �lm�slercesine �z�ld�m.

O hikaye benim karincalara bakis a�imi degistirdi. Bu k���k yaratiklara saygi ve


sevgi duymaya
basladim.

Bu �ocukluk hisleri gelecege de etkisinden bir sey kaybetmeden tasinmis olmali ki


birka� yil �nce
�ikan �Karincalar� ve �Karincalarin G�n� adli kitaplari hemen alip bir solukta
okudum.
Kitapta yazilanlar ger�ekten yani basimizda olan, s�rekli i� i�e oldugumuz
ger�ekten b�y�k bir
uygarlikla ilgili �nemli bilgilerdi. Hatta yazar, �Uzaylilar d�nyaya gelse temas
edilecek uygarlik olarak
insanlari degil, karincalari se�er,� bile diyordu.

O yazarin adi Bernard Werber�di� �Karincalar� ve �Karincalarin G�n� 17 dile


�evrilerek
d�nya �apinda b�y�k bir basari yakalamisti. Onun yazarlik g�c� yani basinizda olan
ama bizim g�rmeye
alistigimiz mucizeleri kesfetmekti.

Ve simdi karsimizda Bernard Werber imzali bir baska kitap daha var: �L�M
KASIFLERI!

Bernard Werber ele aldigi konulari etraflica arastirmayi ve bilgi y�n�nden bir
seyler vermeyi seven bir
yazar. 1961 dogumlu yazarimiz hukuk, kriminoloji ve gazetecilik egitimlerinden
sonra on iki yillik bir
arastirma sonucu yazdigi �Karincalar� adli eseri ile ismini duyuruyor. �Karincalar
G�n� ile bu eserin
devamini getiriyor ve sira yine uzun bir arastirma s�reci sonunda ��l�m
Kasifleri�ne geliyor.

��l�m� nedir? Elbette herkesin basina geliyor, belki de g�ndelik yasantimizda sik
sik karsimiza
�ikmasi, buna ragmen �ok da fazla �zerinde durmayip, olagan�st�l�g�n�n sik
rastlanir olmasiyla �rt�ld�g�
bir giz �l�m.

Kitapta Michael Pinson ve Raoul Razorbak adli iki �ocugun �nce merakla, b�y�y�nce
de bilim
araciligiyla �l�m d�nyasini adim adim kesfi anlatiliyor. Yunanca Thanatos (�l�m
Tanrisi) ve Nautis
(gezgin, kasif) s�zc�klerinin birlesiminden olusanthanatonaunes (�l�m kasifleri)
etap etap �te d�nyanin
sirlarini ��z�yor.

Konu adim adim ilerlerken Bernard Werber �Karincalar�da iyi bildigimiz


metodolojisi ile birlikte�l�m�
ve �l�m kitasini bize her a�idan sunmaya �alismis. Hi�bir a�ik birakmamis�

�l�m d�nyasinin ilk kesfedilisindeki zorluklar, kamuoyunun yasadigi sok ve


tepkiler, etap etap
�l�m d�nyasindaki ilerleyis, zaman i�inde �l�m kitasindan �grenilenler ile bu
d�nyanin sekillenisi, her
k�lt�rde ve dinde �l�me bakis a�ilari kurgu i�inde verilmis. Bu ilgin� macerayi
anlatirken, yine de
okuyucuyu hikaye i�inde s�r�klemek i�in gerekli olan kahramanlari Michael Pinson
ve Rouel Razorbak�i
odakta tutmayi becermis yazar.

Bernard Werber b�yle bir konuya girerken iki basarili noktayi yakalamis;
�ncelikle �l�m� tipki
insanoglunun kesfettigi kitalar, uzay gibi degerlendirmis. Bu a�idan bakilirsa
�l�m ger�ekten de gelecekte
insanliginin kesif tutkusunun kapsamindan kurtulamayacak. Flatliners filminde
oldugu gibi �teki d�nyaya
kontroll� gidis d�n�s deneyleri her zaman yapilacaktir ve ciddi sonu�lar da elde
edilebilecektir.

Bernard Werber�in ikinci basardigi nokta ise konuya yani �l�m�e iki �ocugun bakis
a�isiyla yaklasmayi
se�mis olmasi�

��l�m��n ne kadar �olagan�st� bir olay oldugunu, ilk tanistiginda sarsilan bir
�ocuktan daha iyi ne
sekilde verebilirsiniz ki? Stephen King�in T�rk�e�ye �Ceset� diye �evrilen �The
Body� (Stand by Me
adiyla b�y�k basari kazanan bir de filmi yapilmisti) adli eserini hatirliyorum.
Kitapta ilk cesetlerini g�rmek
i�in ormanin i�lerine yolculuk yapan bir grup k���k �ocuk anlatiliyordu. Bu
anlamda Bernard Werber�in
�l�me ilk basta �ocuk algilamasiyla bakmasi �nemli. ��nk� o satirlarda t�m
okuyucular �� G�n�n�
hatirlayacaktir. Yani kendilerinin de ilk �l�m� �grendigi, �l�mle veya bir cesetle
ilk tanismalarini�

Su bir ger�ek ki insanoglunun �L�M�e bakis a�isi i�g�d�yle degil, aile ve �evre
yoluyla �gretilmistir.
Yani �l�m neden k�t�d�r, neden �lenin ardindan �z�l�r�z? �l�mden niye korkariz?

�ocuklugumda �grendigim dinsel bilgilerle, karsilastigim �l�m olaylarinin bir


�eliski yarattigini
kesfetmistim.

�ocuk mantigimla: �Eger �te tarafta iyileri sonsuz bir mutluluk, cennet
bekliyorsa ve iyi bir insan
�ld�g�nde cennete gidiyorsa niye onun i�in �z�l�yoruz? Eger bir insan k�t�yse ve
�ld�g�nde cehenneme
gidiyorsa niye onun arkasindan �z�l�yoruz?� diye d�s�nd�g�m� hatirliyorum.

Evet �l�m� karsilayisimiz, dini olarak bize verilen �te d�nya kavrami ile bazi
�eliskiler barindiriyor.
Yoksa �lenin artik hayatimizda olamayacagi d�s�ncesiyle, yani kendimizi d�s�nerek
mi �z�l�yoruz?

��l�m korkusunun� tipki �kagit para� sistemi gibi toplumsal genel kabul g�ren bir
hal�sinasyon oldugunu
d�s�n�yorum. ��nk� �l�m korkusu olmasa bug�n bildigimiz ekonomi ve toplumsal yapi
��ker.

D�s�n�n bir romanlardan, filmlerden �l�m korkusu �ikarilirsa ka� eser okunabilir
kalir ki?!

�l�m korkusu insana yasama m�cadelesi i�in motivasyondur belki. Tipki esegin
ilerlemesi i�in �n�ne
uzatilan havu� gibi�

Bernard Werber de romanin finalinde geldigi nokta ile ayni karara varmis sanirim.

Kitapta �l�m d�nyasi Moch 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 gibi b�l�mlere ayrilmis. Her b�l�m�n


farkli bir
yapisi var. �rnegin Moch 2�de anilar tipki kana giren zararli maddelere saldiran
alyuvarlar gibi
ektoplazmalara (bedenden ayrilan ruh) saldiriyor, burayi ge�tiginizde ise Moch
3�de saf zevkler sizi
bekliyor. B�ylece �l�m kasifleri Moch 6�ya kadar ilerleyebildiklerinde Cennetin
kapisinda melekler ile
sohbet imkani buluyorlar.

Kurgu i�inde �b�r d�nyaya ge�en �l�m kasifleri arasinda savaslarin anlatildigi
ilgin� b�l�mler de
var. Zira �l�m kasifleri geri d�nebilmek i�in onlari yasama baglayan kordonlarini
koparmamak zorunda.
Yapilan savasta ektoplazmalar birbirlerinin kordonlarini koparmaya �alisiyor.

Kisacasi romani kurgu, konu, anlatim y�n�nden alirsak elimizde okunmaya deger bir
eser var.
Peki kusurlari yok mu? Evet kitabin teknik olarak yapisi her ne kadar kusursuz
olsa da �kuruluktan�
kurtulamiyor.

Yani kitabi okurken sunu hissediyorsunuz: Yazar �nce konuyu bulmus, �ok iyi
arastirmis,
metodolojik bir �alismayla �atisini �ikarmis, karakterleri olusturmus, iyi notlar
tutmus, �esitli sorular
sorarak �Su olursa, ne olur?� gibisinden sorularla konuyu ilerletmis hi�bir a�ik
birakmamis. Eeee, o zaman
sorun nerede?

Iste sorun bu hissettiginiz gelisme i�inde yazarin size hazir oldugunuzu vermesi
ama s�rprizi
yaratamamasi. Yazar konuya olduk�a sikici bir bakis a�isindan bakmis. Keyfin ismi
var ama varligi
anlatim i�ine sizmamis.

Yazar olarak �keyfin� bir eserde unutulmamasi gereken karisimlardan oldugunu


d�s�n�r�m. Belki
�ok basit bir bakis a�isi olabilir ama iyi eserler insanda acikma duygusu
yaratabilmelidir.

Esasinda yazdiklarindan yola �ikarak yazar psikoanalizleri yapmak hatali olabilir


ama Bernard Werber�in
diger kitaplarini da okudugum i�in bu yazarin insan iliskilerinde bir eksikligi
oldugunu s�yleyebilirim. Bu
eksiklik esere �kuruluk� ve okuyucunun karakterlere yaklasamamasi seklinde
yansimis. �l�m gibi bir
konunun islenmesinde �melankoli� ve �duygusalligin� esere iyice yedirilmesi
gerektigini d�s�n�yor insan.
Tamam kitapta �l�m, �tesi var ama �yasama sevinci, yasamin g�zellikleri� nerede?

Yazarin d�s g�c�nden yasam da, �te d�nyada olduk�a sikici kalmis. Itiraf etmem
gerekir ki ben Bernard
Werber�in hayal ettigi �te tarafi istemem.

Bu a�idan kitabin basinda kokusunu aldiginiz epik fantezi tarzi, yazarin esasinda
Clive Barker
(Yakinda size tanitacagim epik fantezinin bas �stadi) gibi konuya yaklassa hedefi
tam ortasindan
vuracagini, ya da bu konuyu Clive Barker�in o muhtesem imgelemesiyle yazmasi
gerektigini
d�s�nd�rt�yor insana.

Zaten kitabi okurken insan s�rekli olarak kurulan alt yapiya baska ne t�r konular
dikilebilir diye
hayallere dalmis buluyor kendini.

B�t�n bunlara ragmen Bernard Werber saygi duyulacak bir arastirma ve yaratim
s�reci sonunda
hepimizin bildigi ama degerini tam da vermedigi ��l�m� gibi zor bir konuyu islemis
ve altindan kalkabilmis.

Yazarin kurdugu �te taraf kurgusunun bir�ok okuyucuyu tatmin edecegini


s�yleyebilirim. Birakin
kurguyu ��l�m� �zerine konuyu keserek verilen bilgiler de olduk�a ilgin�. Bernard
Werber her k�lt�r,
inanis ve dini a�idan �l�m�n, �te taraf inancinin ne oldugunu kitabin i�inde
veriyor.

D�s, Kan ve Tenin Lordu: CLIVE BARKER!..

E- Edebiyat Dergisi (Nisan.2004/Sayi: 61)

Iyi bir yazar kendine karsi olabildigince a�ik ve samimidir. Bu a�idan Clive
Barker meslektaslarinin
kiskanacagi bir konuma ulasmis. Epik fantezinin tartisilmaz �stadi giderek daha
�ok okuru kendine hayran
birakiyor.

Korku edebiyatinin gelecegini g�rd�m�

Adi Clive Barker�di.

Stephen King
Gen� okurlar bazen fantastikkurgunun �ikisi bittiginde yerine ne gelecegini
sorarlar. Benim buna
yanitim her zaman epik fantezidir. Stephen King bazi kisa �yk�lerinde bu t�r�n
tadini yakalamissa da,
epik fantezinin, baska bir deyisle d�s, kan ve tenin lordu tartisilmaz bir sekilde
Clive Barker�dir.

Esasinda Clive Barker �ok y�nl� ve �retken bir sanat�i� Sadece yazarlik ile degil,

sinema-tiyatro y�netmenligi, senaryo yazarligi ve ressamligi da �nl�. Ama biz bu


�ok y�nl� sanat�iligin
sadece yazarlik kismi �zerinde durmaya �alisalim�

Yazarimizin, ge�tigimiz ay G�nisigi Kitapligi�ndan �Zaman Hirsizi� adli �ocuk


kitabinin 3. baskisi
piyasaya s�r�m� oldu. Size onu tanitma bahanemiz de bu olsun�

Clive Barker T�rkiye�de okurlarin birbirlerine tavsiyesiyle yavas yavas yayilan


bir �ne ve sadik bir hayran
kitlesine sahip. Bu nedenledir ki, Oglak yayinlarina bagli Maceraperest
kitaplarindan �ikan birka� kitabi
yillardir kitapevi raflarindan eksik olmaz.

Ben, Clive Barker gibi bir yazari sasilacaktir ki ilk kez y�netmenligi sayesinde
tanidim.
Senaryosunu kendi yazdigi Hellraiser korku t�r�ne yeni bir soluk getirmisti bir
d�nem. Filmde cehenneme
bir kapi a�an gizemli k�p ve kara ihtiraslarinin pesinden �tenin a�ligina� mahkum
olan Ignekafa
anlatiliyordu.

Bu filmden sonra Altin Kitaplar yazarin kisa �yk�lerinden olasan �Kan Kitabi� (The
Book of
Blood) ile k���k bir deneme yapti. Bu kitaptaki dehset, insanin derinliklerinde
gizli ihtiras ve korkular o
kadar sertti ki bu imgelem T�rk okuyucusunda hemen kabul g�rmedi.

Ve altin yumurtlayan tavuk Maceraperest kitaplarina nasip oldu. Kisa s�rede Kabal,
Lanetlenme
Oyunu, Kutsanma Ayini ve Galilee Clive Barker�in inanilmaz d�s g�c�ne hayran bir
okur kitlesi
yaratmaya basladi.

5 Ekim 1952 Liverpol dogumlu yazarimizin, basariya uzanan kariyer �yk�s�, �abasi,
�aliskanligi
ve yaraticiligi bir�ok gen� yazar adayina �rnek olmali esasinda. Bu a�idan
kitaplarinin i�ine sizan d�s
d�nyasinin �ok �tesinde ger�ek hayata tirnaklariyla asilan bir kariyer bu�

Clive Barker�in d�s g�c�yle olan ilk baglantisi tiyatro alaninda kendini g�sterdi.
Liverpol
�niversitesi�nde edebiyat ve felsefe okuduktan sonra 21 yasinda Londra�ya tasinana
kadar iki yil bir
tiyatro grubunda �alisti.

Londra�ya tasindiktan sonra kendi yazdigi oyunlar i�in bir tiyatro grubu kurdu.
Ama ilk yillar
basarisiz ve sikintili ge�ti. Bu oyunlar daha sonra yazarliginda �n plana �ikacak
olan fantastik, erotik ve
korku �gelerini barindiriyordu. Sekiz yil boyunca bu basarili yazarin sponsoru
issizlik ayligi oldu. (Darisi
bizim basimiza, J.K. Rowling de bu issizlik ayligi ile ge�inmisti bir s�re. Demek
ki gen� yazar adaylarina
sikintili olsa da, bir s�re b�yle bir ge�im kaynagi saglamak gerek.) Edinburg
Festivali�nde sergilenen
History of Devil olduk�a begenildi ve basarili iki sezon ge�irdi.

Bu sirada yaraticiligi kisa �yk�lere y�nelmisti. Ilk yazdiklarini basilma �midi


olmadan bir yayinciya
g�t�rd�. Yayinci bu hikayelerden daha fazlasini isteyince Book of Blood�un (Kan
Kitabi) ilk �� cildini
sekiz aylik bir s�re i�inde yazdi.

1983�de basilmaya baslayan bu kitaplar ilk zamanlar �ok b�y�k bir basari
kazanmadi. Onun
�n�n� b�y�ten sinema y�netmenligi oldu. Hellraiser filmi Clive Barker ismini b�y�k
kitlelere duyuracakti.
Film Barker�in �The Hell Bound Heart� adli kisa romaninin uyarlamasiydi. Cehennemi
yaratik Pinhead
(Ignekafa) ile bir korku ikonu yaratmayi basardi.
Esasinda Clive Barker�in Hellraiser�dan �nce Salome, The Forbidden ve Underworld
adli
filmlerle sinemayla ilgisi olmustu ama bu cehennemi film bir milyon dolarlik
b�t�eyle �ekilip, yirmi milyon
dolarin �st�nde bir hasilat yaparak b�y�k basari sagladi. Daha sonra Hellraiser�in
iki devam filmi Clive
Barker�dan bagimsiz yapildi.

Clive Barker�in sinemayla ilgisi Nightbreed (Kabal�in filmi), Candyman (bir kisa
hikayesinden
filme uyarlanmisti), Lord Of Illusion gibi filmlerle s�rd�. Ayrica �esitli
televizyon projelerinde de �alisti
ama basta belirttigim gibi bizim derdimiz yazarligi.

Kan Kitabi serisinin ilk ��� belli bir basari saglamisti. Ama yazarlikta ismini
duyuran Damnation
Game 1985 (Lanetlenme Oyunu) adli romani oldu. Roman Clive Barker�in muhtesem d�s
g�c�yle
sahlanan faustvari bir konuya sahipti.

Lanetlenme Oyunu�nun ardindan Ingiltere�de Kan Kitabi�nin ikinci ��l�s� olarak


anilan kitaplar
ABD�de; The Inhuman Condition, In The Flesh, Cabal olarak yayinlandi. (Book of
Blood 6 olarak
yayinlanan kitabin i�indeki Cabal �yk�s� ayri bir roman oldu, daha sonra Volume 6
i�ine Cabal yerine iki
�yk� ilave edildi.)

Bu kitaplari farkli boyut konusunu i�eren Weaveworld (1987), Hollywood, seks ve


korkuyu
i�eren The Great and Secret Show (1989), peygamberlerin, b�y�lerin, tanrilarin
serpistirildigi Imajica
(1991) takip etti. Bu �� kitap da hen�z T�rk�e�ye kazandirilmadi.

1992 yilinda The Thief Always (Zaman Hirsizi) adli, i�inde kendi �izimleri olan
bir �ocuk kitabini
�ikartarak okuyucularini sasirtti. Ardindan The Great and Secret Show�un devami
olan Everville (1994),
sanatinin olgunluk �agina girisini belgeleyen muhtesem Sacrament 1996 (Kutsanma
Ayini), Galilee (1998)
geldi.

Bu kitaplarin arasina �izimler, sinema ve televizyon projeleri, hatta bilgisayar


oyunlari girdi.

Clive Barker 1991�den beri Beverly Hills�de yasiyor. Son olarak Coldheart Canyon
adli bir
roman ve Abarat adli bir �ocuk kitabi serisi �zerinde �alisti.

Gelelim onun sanatina� Clive Barker�in yazim t�r� epik fantezi olarak
adlandirilmakta. Epik
fantezi, t�r olarak modern korku ve klasik gotik t�r�ne yakin ama etkili imajlari,
destansiligi ve korkunun
i�inde her zaman var olan erotizmi kullanma tarziyla g�n�m�z insaninin korkuya
bakis a�isina daha �ok
hitap ediyor. Benim bildigim kadariyla bu t�r�n ilk �r�nlerini veren de Clive
Barker zaten.
Anlatimdaki teknik �st�nl�k, seksin ve dehsetin kullanim tarzi disinda bir
destansilik ile korku sanki
onurlandiriliyor. Zaten t�r� modern bir mitoloji olarak algilatacak epik sifati da
buradan kaynaklaniyor.

Clive Barker esasinda klasik korkunun kaynaklarina yan bir kapidan bakiyor;
�rnegin onun da
�l�ms�zleri var, aramizda y�r�yen tanrilari ama bunlar yasayabilmek i�in insan
kani i�miyor. Onun da
�st�n g��leri olan ve kisilerle ruhlari �zerine anlasma yapan yaratiklari var ama
bunlar Seytan degil. Onun
da yaratiklari, ucubeleri var ama bunlar kahramanlari �ld�rmek yerine, daha
korkun� bir bi�imde
yasamlarini damgaliyorlar.

Kabal�da oldugu gibi bizim deger yargilarimizla da oynuyor yazar. Tipki gecenin
�ocuklari arasina kabul
edilmeye �alisan masum Boone gibi bizi de tekinsiz ve bildigimiz ger�ekligin
disindaki bir d�nyaya kabule
zorluyor. Okur katil degil, okur basit �l�ml� ama �l�ms�zlerin, b�y�lerin, gecenin
�ocuklarinin, kanli
d�slerin, farkli boyutlarin i�ine �ekiliyor. Onlari kabule zorlaniyor.
Zaten Barker �yle bir yazar ki, okur onu tanimaya baslarken sart kosamaz. ��nk�
yazar sadece
kelimelerini degil, kendi hayal d�nyasini, yargilarini, tekinsiz yaraticiligini
kabul ettirir ona.

Clive Barker�in bastan beri s�yledigimiz en �nemli �zelligi sinir tanimaz ve


sans�rs�z imge d�nyasi. Bu
d�nyada her sey akiskan ve olabildigince parlak renkte. En hastalikli olan
duygular ile g�z alici renklerle
bezenmis bir sanat eseri gibi�

Clive Barker yazarligin Salvador Dali�si gibi� Kesinlikle sizin kurallariniza,


i�inde oturdugunuz odanin
ger�ekligine uymuyor. Sizi kendi d�nyasina davet ediyor. Kirmizi mumla damgali
davetiyeniz de anlatim
g�c�

Clive Barker�in anlatiminda, diyaloglarinda, konularinda bir kusur g�z�km�yor.


Zaten birakin okurlari,
meslektasi, d�s g�c�yle �nl� yazarlari bile kendine hayran birakan bir
yaraticiligi var. Okur veya yazar
olarak asla onun yazdiklarina hazir olamiyorsunuz.

Ille de kusur ararsaniz finallerinde bunu bulabilirsiniz. Clive Barker�in o


destansi kitaplarinin finallerinde
bir bos nokta olmali. Zira kitaplarini defalarca okudugum halde hi�bir kitabinin
finalini hatirlamiyorum!

Yani baslangi�lar harika, konu insani bir zevk denizi i�inde y�zd�r�yor ama gelin
g�r�n ki kitaplar nasil
bitiyor hatirlamiyorum. Kisacasi etkileyici finaller yapmiyor yazar. Acaba d�s
g�c� bitmez mi dedirtmek
istiyor, yani hikaye devam ediyor mu demek istiyor?

Belli olmaz belki onca sarsici hayal g�c� kalesinden sonra finaldeki birka� sur
insana etkili gelmiyor
olabilir.

Clive Barker�in kitaplarinda dikkatimi �eken bir diger �zellik de o uzun


romanlarin i�inde birka� sayfa
i�ine sikismis olan yan hikayelerin degeri. �rnegin Lanetlenme Oyunu�nun basindaki
yikinti Varsova�nin
sokaklarindaki Hirsiz�in, Galilee�deki Hazar kiyisinda �l�ms�zlerle karsilasan
balik�inin, Kabal�da
Midian�i yurt edinmis gecenin nesli ile ilgili verilen bilgilerin insanin agzini
sulandiran izd�s�mleri�

Insan kitaplari okurken bu kisa anlatimlarin da tek basina romanlarinin


yazilabilecegi hissinde kaybolup
gidiyor.

Clive Barker�in kitaplarinda dikkati �eken seyin sinirsiz ve sans�rs�z erotizm,


dehset ve hayal g�c�
oldugunu s�yledik. Bu a�idan takdir edilmesi gereken sey, yazar kendi i�ine iyi
dalabilmis olmasi. Elbette
hayal g�c�m�z�n sinirsizligi i�imizde sakli ve ancak insanoglu kendi i�ine
dalabilecegi kadar cesurdur. Bu
cesurluk Barker�da hayranlik uyandirici� Bu asamada yazarin escinsel oldugunu
s�ylemenin vakti geldi!

Barker escinselligini saklamayan, hatta eserlerinde bunun ipu�larini


bulabildiginiz bir yazar. Kendi
ifadesiyle, �Kendimi kadinlarla iliskili bir escinsel olarak tanimlarim,� diyor.
�Tamam, ben escinsel bir
yazarim. Bu sekilde tanimlayabildigim i�in mutluyum, bu sekilde tanimlanabildigim
i�in gururluyum� Bir
erkek arkadasim oldugu ve bunu a�iklamazsam �z�lecegi i�in degil. Fakat bunu
a�iklamanin �nemli
oldugunu d�s�n�yorum; kendime as bunu diyorum.�

Clive Barker�in hayal g�c�ndeki o tanimlanamaz diyarlarin kokusu, belki de bu


se�imindeki karakter
yolculugunda yatiyor. Ancak bir escinsel, cinsel se�iminde oldugu konumdan baska
diyarlari gezmeye
gider. Eger bir disiyseniz disiligi, bir erkekseniz erkekligi �ok yakinizda
bulursunuz ama escinsellik diyarina
varmak i�in bazen �ok tehlike dolu ara topraklari da asmaniz gerekecektir. Ve ben
Clive Barker i�in
stilini olustururken bu se�imin �ok etkili bir karisim miktari olarak
yaraticiliginin i�ine sizdigini
d�s�n�yorum.
Clive Barker �retken bir yazar olmasinin �tesinde bir�ok gen� yazar adayinin veya
b�y�k yazari hayran
kitlesine katmis durumda. Yazinin basinda duran Stephen King�in s�z� gibi� Modern
korkunun �stadi
baska bir yazari isaret ediyor, hem de egosunu yikarak. Fakat iki yazar da bir
baska sorunu paylasiyor:
Sirf korku yazari diye damgalandiklari i�in okurlarin bir b�l�m�ne ulasamamak.

Stephen King de bazen sirf korku yazari diye �nlendigi i�in onu okumayanlarin
sikintisini anlatilir. Oysa
bu okurlar onun yaraticiligini bir sekilde tatmistir ama bunu bilmezler. �rnegin
karsilastigi bir kadin okur,
hi�bir kitabini okumadigini s�yleyince Stephen King, Esaretin Bedeli ve Benimle
Kal gibi iki filmi seyredip
seyretmedigini sorar. Aldigi yanit evettir ve filmler �ok begenilmistir. Ikinci
asamada onlari da kendisinin
yazdigini s�ylediginde bir inandiricilik sorunu yasanir.

Clive Barker�in da dertlerinden biri eserlerinin kitapevlerinde korku b�l�m�ne


konulmasi, salt bir korku
yazari olarak anilmasidir. Yazar son zamanlarda yazdigi �ocuk kitaplari �zerine,
�Hala kendinizi bir korku
yazari sayiyor musunuz?� seklindeki bir soruya su yaniti veriyor:

�Kendimi sadece yasli bir yaratici yazar olarak sayiyorum. Eserlerim korku
raflarina y�nelmiyorlar. Ama
orada buldugumda, ben onlari oradan almaya y�neliyorum.�

Evet �ok yaratici, �aliskan, bir t�r�n tartisilmaz en b�y�k ismi� En �nemlisi
hayal g�c�n�n ta�li generali.
D�s, kan ve tenin lordu: Clive Barker. Bence onunla mutlaka tanismalisiniz.

T�RK�E�DE CLIVE BARKER:

BOOK OF BLOOD -1 / Kan Kitabi � Altin Kitaplar (1996): Kitabin i�inde hepsi
birbirinden etkili alti
dehset �yk�s� var. �zellikle Domuz Kani ve Gece Yarisi Et Treni adli �yk�leri
okumanizi �neririm.

THE THIEF OF ALWAYS / Zaman Hirsizi � G�nsigi Kitaplari (1999): T�rk�e�de


okumadigim yegane
Clive Barker kitabi. Konusuna bakarsaniz: Bin yildir ayakta duran bir sayfiye evin
i�indeki sirlari fark
eden Harvey adli bir �ocugun maceralari. Yari a�ik dolap kapaklarinin g�lgelerinde
gizli sirlarin, yatak
altinda gizli d�nyalarin hikayesi� (Kitabin 3. baskisi su siralar tekrar kitapevi
raflarinda�)

DAMNATION GAME / Lanetlenme Oyunu � Maceraperest Kitaplar (2000): Clive Barker


yaraticiligi
ile baska bir anlam bulmus Faustvari bir eser� II. D�nya Savasi sonunda, yikinti
halindeki Varsova�nin
sokaklarinda kazanacagi bir oyunun arayisindaki Hirsizin kaderi lanetli bir
anlasmayla sonu�laniyor.
Anlasma ona basari ve zenginlik getiriyor, ta ki bir yerlerde �ark bozuluncaya
kadar�
Son Avrupali Mamulyan, Jilet-yiyici kabilesinin son �yesi ile ihanet edilen
anlasmanin cezasini
vermeye �alisirken bu garip ve tehlikeli dansa bir hapishane kusu Marty Straus
istemeden karisiyor.
Marty ve lanetli anlasmanin sahibi Joe Whitehead�in g�zel kizi Carys kurban
edilmekten ka�maya
�alisiyorlar.
CABAL / Kabal � Maceraperest Kitaplar (2000): Kabal doktoruyla, psikolojik
sorunlar i�inde bulasan
bir hastanin �l�mc�l oyunuyla basliyor. Doktor adim adim hastasini bir seri katil
olduguna inandirirken,
�n�ne cinayetlerinin fotograflarini sunarken esasinda katil kendisi� Ve hasta
Boone bu su�larin vicdani
y�k� altinda, kendi g�nahkarliginin kabul edilecegi efsanevi bir �lkeye Midian�a
yolculuga �ikiyor. Midian
gecenin nesli diyebilecegimiz, hepsi farkli garabetlikler barindiran bir grup
yaratigin olusturdugu bir yer ve
Boone onlarin arasina katilmaya �alisiyor.

Kitap bastan sona insani sarsan bir ger�eklik ve yazarin farkli deger yargilariyla
yazilmis. Bu
a�idan sanki yazar sizin beyninizle oynuyor. Tipki Dr. Decter�in cinayetlerini
hastasina y�klemesi gibi,
yazar da yavas yavas sizi istedigi yere �ekiyor.

GALILEE / Galilee � Maceraperest Kitaplar (2000): Galilee ise biri �l�ms�z, biri
ise onlarla bir t�r garip
iliskiyi s�rd�ren k�kl� ve zengin bir Amerikan ailesinin hikayesini anlatiyor. Bu
�l�ms�z ailenin kendi i�
sorunlari ve iliskileri varken, bir yandan da sorunlar Amerikan zengin hanedanin
dejenere olmus yapisi ile
�etrefillesiyor. Bu iki tarafi da ��r�ten baglantinin k�kenleri ise Amerikan i�
savasi sirasinda Galilee
tarafindan atiliyor. Galilee yery�z�nde y�r�yen bir Tanri. Simarik ve
hareketlerinin sorumlulugunu
zamaninda almayan bir �l�ms�z�

SACRAMENT / Kutsanma Ayini � Maceraperest Kitaplar (2001): Kitap ise bir t�r
kader kesismesi ile
basliyor� K���k bir �ocukken garip bir �iftle tanisan Will Rabjohns�un kaderi
damgalaniyor. Basarili bir
fotograf�iliga uzanan yasami boyunca s�rekli o �ifti ariyor. Arayis Rukenau adli
baska bir boyutta, canli
bir eve kadar s�r�yor. Bizim d�nyamizda ama bize �ok yabanci bir ev o�

Kule seni �agiriyor: STEPHEN KING!

E-Edebiyat Dergisi (Mayis.2004/Sayi: 62)

�nl� korku yazari Stephen King devasa serisi Kara Kule�yi tamamladi. Serinin
besinci kitabi �Calla�nin
Kurtlari� kisa bir s�re �nce Altin Kitaplar�dan �ikti ve gerisi de Amerika ile
ayni anda T�rk okuruyla
bulusacak.

***
Rakamla 731, yaziyla yediy�zotuzbir sayfalik bir kitap �Calla�nin Kurtlari�� Bu
size bir sey ifade
ediyor mu? �Kara Kule� serisinin besinci kitabi desem� Korkunun efendisi, �oksatar
eserlerin markasi,
bu sene Amerika�nin en prestijli edebiyat �d�llerinden Ulusal Kitap Vakfi�nin
�d�l�n� alan Stephen
King�in kitabi desem� Fantastik bir kitap desem�

Anlasildi, anlasildi bu kitabi degerlendirmek i�in �Kara Kule� serisini ve


Stephen King�i size anlatmam
gerekiyor. Isterseniz her seyi biraz basitlestirerek baslayalim�

Kara Kule �yolculuk� t�r�nde bir kitap... Yani bir g�rev vardir ve �ogunlukla
daha �nce birbirini
tanimayan bir grup bu zorlu g�revi basarmak i�in zorlu, tehlikelerle dolu bir
yolculuga �ikar. Yasadiklari
maceralar onlari birbirlerine, tehlikelerde okuyucuyu onlara baglayacaktir.
Sonu�ta hepsi birer kahraman
olup �ikacaktir. Bu a�idan -yazarinin da itiraf ettigi gibi- Y�z�klerin Efendisi
ile bir akrabaligi var. Bu
benzerlik sadece kitabin t�r�yle sinirli degil�

Mekanimiz Orta D�nya� Tolkien�in Orta D�nya�si degil ama isim olarak kullanilmasi
garip tabii�
Ayrica Y�z�klerin Efendisi�ndeki k�t�lerin basi Sauron�u animsatan bir Kizil Kral
var. Ve tipki oradaki
gibi k�t�l�g�n sekillendigi kipkirmizi bir g�z!... Tamam, tamam en iyisi
benzerlikleri saymayi kesip
Stephen King�in ne dedigini �grenelim:

�Bana g�re, 60'li yillarda ve 70'lerin baslarinda gen�, fantezi yazarlari bu


kitaplardan etkilenmeye
basladi� Ben de bu �yk�leri okuyan yazarlardan biriyim ve �yk�lerin b�y�leyici
havasina bayildim.
S�valyeler fikri hayal genisligi bu heyecanli �yk�lerin uzun s�rede yazilmasi ve
heyecanini hi� yitirmemesi
aklimi basimdan aldi. �Bende b�yle bir sey yazmak istiyorum,� dedim. Birinci
�yk�y� yazmaya baslarken,
kendime, ��ok �ok dikkatli olmalisin, yoksa Tolkien'in taklit�isi olup �ikarsin,�
dedim. B�yle yapmak
istemiyordum ��nk�... Ama s�valye d�zeni kurmak i�in g�sterdikleri �abayi ve baska
bir d�nyaya gitmek
istemelerini �ok sevdim.�

Evet yeri geldi s�yleyelim; Stephen King �Kara Kule� serisi 1970�li yillarda
yazmaya basliyor. Bu tarih
ilk kitabinin (G�z-Carrie) yayinlandigi 1973 yilindan epey geride. Diyebiliriz ki
onun en amat�r heyecanla
yazmak istedigi, kalbinden gelen �yk� bu. Daha yazarliga evriminin ortasinda,
sevdigi yazarlara �yk�nen
bir okurun, �okumak istedigi kitabi yazma hevesi� bu!

�evresinde bu kadar dolastiktan sonra genel hikayeyi biraz �zetleyelim


isterseniz. Yoksa hi� King�i
okumamis veya hen�z Kara Kule kitaplariyla tanismamis okurlarimiz ilgisini
kaybetti, kaybedecek�
ROLAND ADLI BIR �OCUK KARA KULE�YE GELDI

Stephen King�in en bastan beri altini �izdigi gibi bu devasa serinin ilham
kaynagi sair Robert Browning�in
�Childe Roland to the Dark Tower Came� adli uzun siiri... Ve macera Roland adli
silahs�r�n ��r�mekte
olan bir d�nyada Walther adli g��l� ve k�t� bir b�y�c�y� takibiyle baslar.

Bu kitapta Roland�in hizla yok olmaya kayan, ��r�yen, eskiyen, zamanin bile
dengesizlestigi d�nyada
Gilead adli yikilan bir kralligin prensi oldugu �greniriz. Bunun sorumlusu g��l�
b�y�c� Walther ve onun
patronu Marten (King�in baska kitaplarinda karsimiza �ikan Seytani varlik Randall
Flagg), yani Kizil
Kral�in adamlaridir.
Ilk kitapta Roland bir g�revi oldugunu �grenir: Kara Kule�yi kurtarmak.. ve bunun
i�in se�imini yapar.

Kizil Kral kimdir bilinmez ama amaci b�t�n d�nyalari ve zamanlari dengede tutan
Kara Kule�yi yikmak,
onun ayakta tutan Isinlar�i kirmaktir. (Isin Kiricilar�a Atlantis in Heart �Ma�a
Kizi- ve Black House
�Kara Ev- romanlarinda rastliyoruz.)

Ikinci kitapta silahs�r�n bu g�revde yalniz olmadigi,ka-tet �ini yani kaderleri


bu g�rev i�in birlesmis
insanlari bulmasi anlatiliyor. (Bu grup Kara Kule�nin Y�z�k Kardesligi�dir.)
Roland�in istanavarlar adli
yaratiklarin saldirisina ugradigi, iki parmagini kaybettigi ve zehirlenerek
hastalandigi bir kumsalda g�n�m�z
d�nyasina a�ilan �� kapidan Eddie, Susannah ve Jack�i getiriyor. (Serinin bu
kitabinda King silahs�r�n
karsisina s�rekli engeller ve zorluklar �ikarir. T�m kitap boyunca silahs�r
damarlarina yayilan zehir
dolayisiyla atesler i�indedir. Serinin t�m kitaplarinda bu zorlayici tavri
g�r�r�z. Hi�bir basari bedelsiz
degildir. Bu a�idan King kahramanlarina acimasiz davranan bir yazardir.)

Yazmaya kalksak teferruat genis, �rnegin Jack esasinda silahs�r�n baska bir
d�nyada �lmesine izin
verdigi, Kara Kule�ye feda ettigi bir gen�. Susannah ise i�inde Odetta ve Detta�yi
barindiran (ki
bunlardan birisi onlari �ld�rmeye kararlidir.) �ok kisilikli bir kadin� Maceranin
bundan sonrasi Kara
Kule yolundaka-tet �in olusmasi, bizim d�nyamizdan alinan bu �� kisinin silahs�r
olmasi, Roland�in
ge�misini �grenerek ve �l�m tehlikelerini atlatarak ge�iyor.

Serinin besinci kitabi �Calla�nin Kurtlari�nda kahramanlarimiz bir kasabayi,


�ocuklari �alan ve beyinsiz
yaratiklar olarak geri getiren Kurt baslikli yaratiklardan kurtarmaya
�alisiyorlar. Ama bu arada g�n�m�z
d�nyasinda da Kara Kule ile baglantisi olan g�l� ve onun oldugu arsayi korumalari
gerekiyor.

STEPHEN KING HAYAL EVRENI

Kara Kule�yi okurken Stephen King�in hayal evreninde astronomik bir d�ng�n�n
tamamlanmaya
basladigini veya Kule�nin kapisini kapatmaya hazirlanan �arklarin gicirticini
duyuyorsunuz. Zira bu seride
b�t�n kitaplarina atiflar g��l� bir bi�imde yapilirken Salem�s Lot adli kitabinda
vampirlerce lanetlenen
Rahip Callahan karsimiza �nemli bir karakter olarak �ikiyor. Kara Kule sadece yedi
kitaptan olusan bir
seri degil, b�t�n King eserleri bu g��l� g�nesin y�r�ngesinde�

Basit olan sudur: Kara Kule t�m d�nyalarin nirengi noktasidir, her seyi dengede
tutan ve
b�t�nleyen odur. Kara Kule, Stephen King�in hayal g�c�d�r, yaraticiligidir.
Nitekim Calla�nin
Kurtlari�nda bizi bekleyen �nemli bir s�rpriz karakter var.
Seri Amerika�yla ayni anda �lkemizde de yayinlanacak olan Susannah�in Sarkisi ve
Kara Kule ile
bitecek ve hep birlikte sorularimizin yanitini bulacagiz.

Karsimizda sadece 7 kitaplik bir seri degil, 34 yila yayilmis olan bir yazim
ser�veni var. Bu uzun
bir s�re ve Stephen King bu s�re� i�inde degismistir, �zellikle de yazarligi�
Serinin ilk kitabi �Silahs�r�
bu y�zden tekrar yazildi�

SPAGETTI WESTERN
Kara Kule bir ayagiyla fantastik bir �yk�yse bile bir ayagi da western
hikayelerine, daha dogrusu
spagetti westernlere basiyor. Nitekim ilk kitapta silahs�r tarif edilirken bariz
bir sekilde �Iyi, K�t� ve
�irkin� adli bas yapitta karsimiza �ikan Clint Eastwood tarif ediliyor.

Calla�nin Kurtlari�nda da karsimiza bir baska klasik �yk�; Akira Kurosawa�nin 7


Samuray�i ve
onun Amerikan versiyonu 7 Silahs�r�� �ikiyor.

Sadece fantezi ve spagetti western degil; masallar (Oz�un D�nyasi), Charles


Dickens, modern
Amerikan yasantisi karsimiza �ikiyor.

EKSILER VE ARTILAR

A�ik konusmak gerekirse Kara Kule serisi Stephen King d�nyasina yabanci bir okur
i�in zor bir
okuma olur. Zevkinin de ancak birden fazla kez okunursa �ikacagini belirteyim.

Karsimizda bir yazar i�in ger�ekten muhtesem bir mimari var, incelikle islenmis
bir kurgu,
keyfinden �d�n vermeyen bir anlatim. �zellikle Calla�nin Kurtlari�nda olaylarin
bazen anlatim nedeniyle
�ok yavas gelistigini s�yleyebiliriz. Hani Yasar Kemal i�in derler ya; �Bir yagmur
damlasinin yere
d�s�s�n� bes sayfada anlatiyor adam,� diye, hakikaten de bu kitapta Stephen King
bazen bu ifadeyi hak
ediyor.

Kitabin eksisi olarak bu anlatima, eylemin feda edilisini s�yleyebiliriz. Ger�i


Stephen King
degisimden korkmamasiyla, cesareti takdir edilmesi gereken bir �stattir. Ortaokul
yillarimda onunla ilk
tanistigim kitabi olan �Tepki�den (Firestarter) beri �ok gelistirdi yazarligini.
Hatta benim g�r�s�me g�re
kariyerinin ilk basinda �hikaye anlatici� biriyken belli bir asamadan sonra
�yazar� oldu ve elestiriler
sertlesmeye basladi.

Elestirilere katildigim nokta kitaplarindaki genel hikayelerin basitlesmesi.


Anlatim g�zellesirken
�R�ya Avcisi� ve �Buick 8� gibi kitaplarinda bir konu sikintisi �ektigi ortaya
�ikiyor.

Son yillarda Stephen King�in yazarligi birakacagi yolundaki s�ylentiler de hep bu


t�rden elestiriler
nedeniyle �ikiyor. Artik yazacak iyi bir konu bulamadigi, t�kendigi, i�ini tamamen
bosalttigi y�n�nde
elestiriler bunlar. Ger�i kendisi amazon.com�da yapilan r�portajinda bu s�ylentiyi
yalanliyor ama artik
biraz yavaslayacagini, i�ini tekrar doldurmasi gerektigini de itiraf ediyor.

Stephen King�in her kitabini okumus, kitaplarindan �te onlari yazan insani da
sevmis biri olarak
s�yleyebilecegim artik onun bir fantezi ve korku yazari olarak taninmasinin bir
sikinti yarattigi. �yle
kitaplari var ki i�ine bir gram fantezi veya doga�st� bir olay girmese muhtesem
gidiyor, ama bu yola
saptigi anda degerini yitiriyor.

�rnegin T�rk�e�ye �ilginligin �tesi olarak �evrilen Rose Madder, evlilik i�i
siddet ve kendi
ayaklari �zerinde durmaya �alisan bir kadin �zerine muhtesem ayrintili bir kitap�
Bizde kadin sorunlarina
egilen, �ok satan bazi yazarlarimizin �zerine atlayabilecegi bir anlatim ve i�erik
ama gelin g�r�n ki bir
noktadan sonra isin i�ine giren fantastik �geler romani siradanlastiriyor.
Oysa, �Rita Hayworth�u Seven Adam� (Esaretin Bedeli adiyla filmini seyrettigimiz
hapisten ka�is
klasigi) ve Misery de tanik oldugumuz gibi kendisi isin i�ine fantezi koymadan da
iyi eserler �retebiliyor.

Ya Ma�a Kizi adli romanindaki �ocuk ile annesi arasindaki iliskiye, kiraci olarak
gelen yasli adam
ile �ocugun dostluguna, o anlatima ne diyecegiz.

Sanirim bu noktada iki d�nya kesisiyor. Yani Stephen King�i sadece fantezi ve
korku yazari
sandigi i�in okumayanlar �ok sey kaybederken, onu s�rekli bu t�rlerde eserleriyle
tanimak isteyen
kemiklesmis hayran kitlesi de bir degisimi engelliyor.

Benim Stephen King�le ilgili bir iddiam var; o modern ve �oksatar korkuyu
baslattigi halde
�b�y�k kitle� yazarlarinin son �rnegin. Kastettigim 1800�l� yillarda romanlari ilk
�nce fasik�l fasik�l
gazetelerde yayinlanan, insanlarin rihtimlarda, tren garlarinda kitleler halinde
bekledigi b�y�k yazarlar�
Hen�z sinema ve m�zigin teknoloji yardimiyla genis yayilma imkani bulmadigi, roman
sanatinin altin
devri� Charles Dickens, Alexandra Dumas, Sir Arthur Conan Doyle, Victor Hugo
devri�

Stephen King o t�r yazarlarin son ismi� Zaten Yesil Yol adli kitabini bu t�r bir
pazarlama teknigi ile yani
b�l�m b�l�m yayinladigini unutmayalim.

O iyi bir yazar, bunun �tesinde edebiyat tarihini onurlandiran, edebiyata hayran
bir okur.

Son s�z olarak diyebilecegimiz sey Stephen King�in Kara Kule�nin macerasini
bitirdigi. Yani t�m seri
yazildi ve a�iklanan tarihlere g�re yayinlanacak. King b�t�n seriyi 2000 yilinda
ge�irdigi, �� ameliyat ve
aylarca s�ren aci dolu fizik tedavi s�reci sirasinda korktugu i�in bitirmeye karar
vermis. Dogrusu ya bu
kadar okuruna karsi sorumluluk duygusu olan, yazma asigi bir adam zor bulunur.

T�RK�E�DE KARA KULE KITAPLARI:

Silahs�r - Kara Kule 1 (The Dark Tower I: The Gunslinger) (1982)- Bir silahs�r�n
fantastik bir d�nyada
k�t�l�klerin �n�ne ge�me �abalari ve silahs�r�n g�revini se�mesi.

���n �izgileri - Kara Kule 2 (The Dark Tower II: The Drawing of the Three)
(1987)Inkilap Kitabevi Kara
Kule serisinin devami. Bu kitap ����n �ekilisi� ismiyle Altin kitaplar tarafindan
yayinlanacak. Jack,
Eddie ve Susannah�in yani Ka-tet�in toplandigi kitap.

�orak Topraklar - Kara Kule 3 (The Dark Tower III: The Wastelands) (1992)-
Serinin ���nc� kitabi.
T�rkiye'de Hayaletler Beldesi (Book One Jake) ve �orak Topraklar (The Wastelands)
adli iki kitaba
b�l�nm�st� ama yeni baskisinda ��orak Topraklar� adiyla tek kitap halinde basildi.
Kara Kule yolunda
tehlikeler ve Orta d�nya�nin gariplikleri�

B�y�c� ve Cam K�re Kara Kule 4 (Dark Tower IV: Wizard and Glass) (1997)-
Roland�in ge�misiyle
ilgili en fazla ayrintinin verildigi kitap. Silahs�r�n askini barindiriyor.

Calla�nin Kurtlari � Kara Kule 5 (Dark Tower V: Wolves of the Calla) (2004)-Ka-
tet�in yeniden
sekillendigi, Jack, Eddie ve Sasannah�in da silahs�rl�klerini kanitladiklari
kitap.
Yakinda�

Susannah�in Sarkisi � Kara Kule 6 (Dark Tower VI: Susannah�s Song)


Kara Kule � Kara Kule 7 (Dark Tower VII)

Kule Seni �agiriyor: STEPHEN KING!

Yayinlanmamis versiyon�

�nl� korku yazari Stephen King devasa serisi Kara Kule�yi tamamladi. Serinin
besinci kitabi �Calla�nin
Kurtlari� kisa bir s�re �nce Altin Kitaplar�dan �ikti ve gerisi de Amerika ile
ayni anda T�rk okuruyla
bulusacak.

---

Stephen King ile ilgiyi bu yaziyi yazmak benim i�in olduk�a zor oldu. B�t�n
kitaplarini okumus biri olarak
sayfalarca edebi degerlendirme yapabilirdim. (Ki bunu yaptigim bir �alisma
olmustur ve Giovanni
Scognamillo�nun �Dehsetin Kapilari� adli korku edebiyati �zerine kitabinda
kaynak�a b�l�m�nde
�Yabancilarla Konusma!� adi altinda g�z�kmektedir.) Yine Kara Kule serisi ile
ilgili g�ndermeler, alt
metinler �zerine de ahkam kesebilirdim. Se�imler �oktu ve malzeme zengindi.
Tercihim ask ve dostluk
�zerine Stephen King�e bakis oldu.

G�lgedeki Krali�e

Bir kariyer kendini ��pten �ikarir mi? Iste Stephen King i�in s�z konusu olan
kader kendini bir ��p
tenekesinden �ikarmistir ve bunu saglayan da g�lgedeki krali�e: Tabitha King�dir.

�niversite yillarinda evlenen gen� �ift bor�lar altinda ezilmekte, Stephen King
�amasirhanede, karisi da
garson olarak �alismaktadir. Gen� yazar bu d�nemde kisa hikayeler satip biraz daha
para kazanmaya
�alisirken yayimevlerine g�nderdigi roman dosyalari geri d�n�p durmaktadir.
Carrie�nin de (G�z-G�nah
Tohumu) kaderi reddedilmek olur ve Stephen King onu ��p tenekesine atar.

Tabitha King o romani ��pten alip okur ve ertesi g�n kocasina bazi tavsiyeler
verir. Kitabin en �nemli
b�l�mlerinden biri olan kizlarin soyunma odasi ve ilk kez regl olan kiza alayli
yaklasimlarla ilgili olani�

Stephen King kitabi yeniden yazar ve ilk g�nderdigi yayimevinden olumlu yanit
alir. Basildiktan sonra
sinirli bir basari kazanir. Patlamayi ise kitabin cep baskisini bir u�ak
yolculugunda okumak i�in alan �nl�
y�netmen Brian de Palma�nin filme �ekmesiyle yapar. John Travolta�nin kendini
g�sterdigi bu film �nemli
bir para kazanirken, filmin �ekildigi hikayenin sahibinin de basari yildizini
parlatir. (Ki bu kitap sinema
isbirligi korkunun krali i�in basladigi gibi gidecek ve yazdigi her kitap, hikaye
basarili filmlere
d�n�secektir.)

King�in hayatinda esinin ne kadar �nemli oldugu, Amerikan Ulusal Kitap �d�l�n�
alirken yaptigi
konusmanin yarisindan �ogunu ona ayirmasindan da bellidir.

Iste konusmadan birka� pasaj:

�Evliligimizin erken yillarinda, karimi aglarken sadece birka� kez g�rd�m.


Bunlardan biri, New American
Library'nin, onun ��pl�kten kurtardigi romani (Carrie) basacagini s�yledigimdeydi.
Ona, yayinevinin bize
tonla para verecegini, benim �gretmenlikten onun da Dunkin Donuts'ta ki isinden
�ikabilecegini
s�ylemistim. Bes saniye kadar inanmaz g�zlerle bana bakti ve sonra aglamaya
basladi. Sonunda
durdugunda, oturma odamiza gidip, Tabby'nin ikinci el satistan aldigi eski
kanepemize oturduk ve sabahin
erken saatlerine kadar para ile neler yapacagimizi konustuk. Hayatimda hi� bu
kadar g�zel bir konusma
yapmamistim. Hi� bundan ger�ek �tesi bir sey hissetmemistim.

�Bana g�re Tabby benim ne yaptigimi ve bunda basarili olacagimi biliyordu. Pek
�ok yazarin hayatinda
kirilgan olduklari, �ocukluk hayalleri ve tutkularinin, ger�ek d�nyanin acimasiz
sert isiklari altinda soldugu
d�nemler olabilir. Kisaca, hayatinizda gidebileceginiz herhangi bir yolun a�ildigi
anlar olabilir. B�yle bir
d�nemi, 1971 ve 1973 yillari arasinda yasadim. Bu d�nemde de karim bana her zaman
oldugundan daha
fazla sevgi, ilgi ve sefkat g�sterdi. Bu d�nemde bana karsi farkli davransa, ya da
sert seyler s�ylese
herhalde gidip bir part time is bulurdum. Tabby daha sonra bana hi� bir zaman bu
tip seyler
d�s�nmedigini, aklindan bile ge�irmedigini s�yledi. Bana s�yledigi sey, �Senin
zaten ikinci isin var, bu
�amasir odasinda, daktilon ile,� oldu.

�Tabby bu alkislar benim i�in degil, seni alkisliyorlar. Ayaga kalk ki seni
g�rebilsinler. Tesekk�r ederim,
tesekk�r ederim. Tabby'nin �nceden konusmami g�rmesine izin vermedim. Bunu
dinlemesini istedim.�

Evet bu bir ask, bizi kendi evrenine �eken, bir yazarin ilk basta destegi en
yakininda g�rmesi gerektiginin
altini �izen bir ask�

Hikaye Anlaticisindan Yazara

King�in takdir ettigim y�nlerinden biri degismekten korkmamasidir. Nitekim onunla


ayni zamanlar da
korku yazari olarak parlayan Dean R. Koontz kendini tekrarlarken Stephen King
degisti ve okurunu bu
degisimde kendine dost se�ti.

Ben onunla ilk olarak �hikaye anlaticisi� olarak tanistim. Kastettigim hikayeler
yazdigi degil, romanlarinda
�ncelikle hikaye anlaticiligini, konuyu �ne s�rmesiydi. Zamanla Stephen King
�yazar� oldu. Ve bu da bir
sanci getirdi, anlatimlari g��lenirken genel konular zayif kaldi. Nitekim son
yillarda bazi kitaplarina gelen
agir elestiriler onun artik pes ettigi, yazarligi birakacagi s�ylentilerine kadar
geldi.

Bana hikaye g�nderen gen� yazarlara bir �g�t veririm; ��ncelikle yazar olmaya
degil, hikaye anlaticisi
olmaya �alisin.� Bu bos bir �g�t degildir. �ogu denemede anlatim �abasinin altinda
kalan �yk�lerle
karsilasir insan. Veya anlatima agirlik verilirken hikayenin es ge�ildigi g�r�l�r.
Iste Stephen King de bir
okur olarak bana ilk yillarinda hikayeler anlatiyordu, daha sonra anlatima agirlik
vermeye, sayfalar boyu
bir ani veya olayi zengin anlatiyla sunmaya basladi.

King�in ilk yazarlik yillarinda �ocukluk korkularinin, ezilen veya arkadas


bulmakta zorlanan �ocuklarin
bas rolde oldugunu g�r�r�z. Dogal olarak hedef kitlesi de b�yle �ocuklar veya
b�yle bir �ocukluk
yasayanlardir. �Ceset� ve �O�da g�recegimiz gibi bir �kaybedenler kul�b� esprisi
vardir.

Veya �st�n g��leri olan �zel �ocuklar kahramani oldu: Tepki, G�z, Medyum gibi�

Zaman i�inde Stephen King�in daha yetiskin kahramanlara veya yetiskin


kaygilarina, korkularina
y�neldigini g�rd�k. Bu d�nemler ile birlikte yazarligi da olgunlasmaya basliyor.
Bu kez kahramanin siklikla
kendisi gibi basarili bir yazar oldugunu g�r�yoruz Hayati Emen Karanlik, Sadist,
Kemik Torbasi gibi�

Ve genel olarak eserlerini inceledigimizde kesin olarak degisim sancisi yasayan,


yazmaya asik biri �ikiyor
karsimiza.

Bu s�re� i�inde bir fantezi veya korku yazari olarak anilmanin onu ne kadar
zorladigina veya yanlislara
y�nlendirdigini de g�r�yoruz. Bazi kitaplari var ki isin i�ine fantezi boyutu
girmese nefis gidiyor.

�rnegin �ilginligin �tesi adli kitabinda aile i�i siddet, dengesiz bir kocanin
baskisindan ka�ip kendi
ayaklari �zerinde durmaya �alisan bir kadin var. Kadinin �ektikleri, kocanin
baskisi, yaptiklari o kadar
g�zel verilmis ki kitabin i�ine fantezi girene kadar bayiliyorsunuz. O asamada
sanki edit�r�n biri, �Stephen
King sen korku ve fantezi yazari olarak tanindin, bu asamadan sonra kitaba b�yle
bir y�n vermezsen
satmaz,� demis gibi siritan bir fantastik boyut giriyor isin i�ine. Ayni olay
�Oyun� adli kitabinda da var.

Ma�a Kizi adli kitabin ilk hikayesinde bir anne ogul iliskisi var, diyebilirim ki
hayatim boyunca okudugum
en derin anlatim. �ocugun babasizligi, annesinin tavirlari, kendilerine kiraci
olarak gelen yasli adamin
dostlugu insani s�r�kl�yor.

Yani diyecegim o ki Stephen King artik �yle bir yazar ki korku ve fantezi yazari
olarak taninmanin ve
isminin �oksatar bir marka olmasinin sancisini �ekiyor.

Eger okuduysaniz, O�nun en basarili eserlerinden birisi isin i�ine bir damla
fantastik �genin girmedigi �Rita
Haywort�u Seven Adam� adli uzun hikayesidir. Bir hapisten ka�is �yk�s�d�r ve filmi
�Esaretin Bedeli�
yapilan bir�ok ankette y�zyilin en iyi filmleri arasinda ilk siralarda yer alir.

Ben artik onu yazar olarak okumak istiyorum. Bir �an�i bes-on sayfa anlatacaksa
anlatsin ama artik bir
�oksatar yazar olmanin, marka olmanin baskisini da �zerinden atsin. Zira hakkinda
�ikan s�ylentiler gibi
bir t�kenislik hissedecek ve yazarligi birakacak korkarim.

Stephen King ger�i bu konuda hakki verilmeye baslanan bir yazar. Yani Amerikan
Ulusal kitap �d�l�n�
almasi ve bu �d�l� alirken yaptigi konusmada pop�ler yazarlar ile edebiyat
yazarlari arasindaki gerilimi
ortaya koyuyor:
�Her kitabimda kendimi gelistirmeye �alistim ve yalanin i�erisindeki ger�egi
buldum. Bazen basarili
oldum. Bu �d�l� bana vererek, risk alan �National Book Foundation Board�u
selamliyorum. �ok uzun
zamandan beri, bu �lkenin pop�ler yazarlari ve edebiyat yazarlari birbirlerine
kiskan�lik ile bakiyor ve
digerini anlamaktan ka�iniyor. Bu hep b�yle olmustur.

Fakat benim gibi bir adama bu �d�l� vererek gelecekte her seyin bu sekilde olmak
zorunda olmadigini
g�steriyor. Hayal d�nyasi ve edebi kitaplar arasinda k�pr�ler kurulabilir. Burada
ilk kazananlar elbette
okurlar olacaktir��

Roland Adli �ocuk ve Kara Kule

Artik bunca girizgahtan sonra gelelim Kara Kule serisine�

Pek bilinmeyen bir ger�ek Stephen King�in bu seriyi ilk yazdigi yillarin
1970�lere denk geldigidir. Yani
Carrie�den bile �nce. Ve King�in samimiyetle itiraf ettigi gibi baslarken bir
siirden etkilenmistir. Robert
Browning�in uzun siiri �Childe Roland to the Dark Tower Came� (Roland Adli �ocuk
Kara Kule�ye
Geldi) uzun yillar s�recek olan bir destana ilham getirmistir. Ve ikinci ilham
kaynagi ise bazi western, daha
dogru bir tespitle spagetti western filmleri olur. Hatta ilk kitapta anlatilan
Silahs�r imaji Clint
Eastwood�un, �Iyi, K�t� ve �irkin� adli filmde �izdigi karakterle birebir �rt�s�r.

Stephen King �ok uzun yillara yayilan bu yolculugunda b�y�k degisimler ge�irir.
Hatta yazarligindaki
gelisim nedeniyle serinin ilk kitabini tekrar yazmak zorunda bile hisseder.

Ayrica bu seri yazilirken King�e bir araba �arpar, �� ameliyat ve devaminda aci
dolu fizik terapi
seanslarinin oldugu bir d�nem ge�irir. Serinin ���nc� kitabi �orak Topraklar�la
B�y�c� ve Cam K�re
arasina �� yil girmistir. Bu kaza onu korkutmustur. Seriyi bitiremeyecegi
endisesiyle, oturup bir seferde
b�t�n kitaplari bitirmeye karar verir. Nitekim serinin besinci kitabi Calla�nin
Kurtlari, Susannah�in Sarkisi
ve son kitap Kara Kule ayni d�nemde siki bir �alisma ile biter.

Yapilan bir r�portajda, serinin baslangi�ta planladigi gibi mi bittigi �zerine


bir soruya (birinci kitapla
sonuncusu arasina 34 yil girmektedir.) su sekilde yanit verir: �Bu 3000 mil
uzakliktaki bir hedefi n�kleer
f�zeyle vurmaya benziyor. Eger inmesini istediginiz yere yakin bir noktaya inerse
mutlu olursunuz. Benim
yaptigim da bu. Yolda biraz ilerledikten sonra, neler olacagi konusunda kararimi
vermistim. Baska
kitaplarimda da bunun etkisi var. Kara Kule serisinden olmayan ama g�ndermeler
yapan kitaplarimda
nereye gittigini g�rebilirsiniz. Eger isimi d�zg�nce yaptiysam, insanlarin olduk�a
sasiracagini ama sonra,
�Evet, b�yle olmaliydi,� diyeceklerini d�s�n�yorum.�
Stephen King okurlari bilir ki b�t�n eserlerinde kendi d�s evreninin bir baska
y�n�ne g�nderme vardir.
Ki Kara Kule serisi sadece kendi d�s evrenine degil hayal d�nyasinin bir�ok
eserine atiflarla dolu.

Kara Kule serisinde Y�z�klerin Efendisi, Oz B�y�c�s�, masallar, siirler, filmler


var� �rnegin Calla�nin
Kurtlari kitabin sonunda belirtildigi gibi g��l� bir sekilde Akira Kurosawa�nin �7
Samuray�i ve onun
Amerikan versiyonu �7 Silahs�r�e dayaniyor.

Ve sasirtici sekilde bu seri t�m Stephen King evrenini kucaklamaya y�nelik bir
�aba� Calla�nin
Kurtlari�nda, Salem�s Lot (Korku Agi) kitabindaki inancini yitiren ve vampir
tarafindan lanetlenen Rahip
Callahan karsimiza �ikiyor.
Boyu Kadar Kitap

Bu yazinin boyutlari boyu kadar kitap yazmis, su veya bu eseriyle hayatimiza


girmis bizi hayal evrenine
dost etmis bir adami tanitmak i�in elbette yeterli degil. Hatta sadece Kara
Kule�yi, ka-tet �i, Silahs�r
Roland�i anlatmak i�in de yeterli degil. Ancak bir aski ve dostlugu anlatmak,
yazma sevdalisi bir adami
tanitmak i�in referans olabilir.

Bazen neden yazariz diye sorariz. Yani para, �n veya �ok okunan bir yazar olmak
i�in mi? Stephen King
bunlarin hepsine sahip, eger hala yaziyorsa, hatta kaza sonrasi v�cudundaki
kiriklarin agrilar i�inde
iyilestigi o zamanlar da bile yaziyorsa bunun tek a�iklamasi onun kutsanmis bir
yazma sevdalisindan baska
bir sey olmadigidir.

Yine de bir okur olarak sasirdigim bir konunun altini �izmek isterim. Hani
bilirsiniz Amerikali orta sinif
insan kendi �lkesi disindaki d�nyaya pek ilgisizdir. Bazen bu ilgisizligin
haberleri gazetelerde yayinlanir.
D�nya haritasinda Meksika veya �in�in yerini g�steremeyen, Mars�in bir Avrupa
kenti oldugunu sanan
Amerikalilardan bahsedilir. Stephen King�in de bir entelekt�el ve yazar olarak bu
Amerikalilar gibi kendi
�lkesine fazlasiyla d�n�k olmasi yadirganacak bir sey�

Ger�i King �niversite yillarinda Vietnam savasi aleyhtari bazi g�sterilere


katilarak politik bir tavri
oldugunu g�stermis ise de eserlerinde, i�erik ve g�ndermeler olarak fazla yerel
kaldigi dikkati �ekiyor. Bu
yerel tavir, hayal g�c� sonsuz gibi g�r�nen bu adam i�in sasirtici.

Bir de son zamanlardaki kitap kahramanlarinin neden hepsi deyimlerle veya


hayattan �zl� felsefeler
�ikarmis gibi konusur anlayamam. En basit ve siradan kahramaninin bile, olaylar
karsisinda agzindan
�iktiginda �tas� gibi oturacak �kallavi� bir s�z� oluyor.

Ben onu k���k bir kasabada, hayal g�c� genis ve yalniz bir �ocuk olarak tanidim.
Ilk okudugum kitabi
�Tepki�ydi ve Stephen King benim en uzun s�ren dostlugum oldu. O beni tanimasa da,
ben onu sadece
kitaplarindan tanisam da� Hep vericiydi. �ogu kitabi korku t�r�nde adlandirilsa da
benim i�in hayata
daha g��l� asilmami saglayan �gretilerle doluydu.

Bir okur olarak ben bu adami kitaplarindan tanidim ve o kitaplarin arkasinda olan
�adami� da sevdim.
Siz de taniyin, siz de bir dost edinin.

Kaynak�a:

Stephen King Amerikan Ulusal Kitap �d�l� tesekk�r konusmasi �evirisi


www.karakule.com Oguzhan
Poyraz�a tesekk�rler.
?
Tekinsiz Aklin Yazari: H. P. LOVECRAFT!...

E-Edebiyat Dergisi (Haziran.2004/Sayi: 63)

Bazi insanlar kendilerine sunulan d�nyayi begenmezse onu degistirmeye �alisirlar.


Bazilari da yenisini
yaratirlar. Iste H.P. Lovecraft onlardan biridir!

Genellikle �hayal g�c�n�n� yeni komutanlarini size tanittim bug�ne kadar. Artik
bir efsaneyi; H.P.
Lovecraft�i ve onun tekinsiz aklini size sunmanin zamani geldi de ge�iyor bile�

O bir mit yaraticidir. Eserlerinin anlatim y�n�, dili yetersiz bulunsa dahi
yarattigi evrenin orijinalligi
ile bir�ok yazara esin kaynagi olmus, bir y�nden kendi hayal g�c�n�n, Cthulhu
s�yleninin tarih�isi
olmustur.

Lovecraft gibi bir yazari tanitirken eserlerinden �nce kisiligi ve yasamindan


bahsetmemek
imkansizdir. Zira Lovecraft asosyal kisiligiyle m�mk�n oldugunca kendini dis
d�nyadan soyutlayan ama i�
d�nyasini genisleten, hayal d�nyalarinin, destanlarin, mitlerin i�inde yasayan bir
kisidir.

Lovecraft tipki Kafka gibi yasarken kitapsiz bir yazardi. Tipki onun gibi mektup
arkadaslari (Ki
bu konuda �ok fazla aktif bir insandi, geriye y�z binden fazla mektup
birakmistir.) �l�m�nden sonra onun
hak ettigi �ne kavusmasini saglamis eserlerini kitaplastirmistir.

Lovecraft �pulp� dergilerin bize nimetlerinden biridir.

Edgar Allen Poe, H.P. Lovecraft ve Robert Erwin Howard (Conan�in yaraticisi) gibi
ardi ardina
gelen bir grup yazar fantastik d�nyanin yeni kapilarini bize a�mistir. Ama bu
yazarlarin bize sunduklari
sanat, ayni zamanda kendi hayatlarinin ve beyinlerinin garip yapisinin
uzantisidir. Bu anlamda tekinsiz ve
insani degildir. Yabancidir.

Biz Edgar Allen Poe ve Robert Erwin Howard�i sizlere �n�m�zdeki aylarda
tanitacagimizi
belirterek H.P. Lovecraft�in evrenine giris yapalim�

AKLIN I�INDEKI GIRDAP

Howard Philips Lovecraft, 20 Agustos 1890 yilinda Rhode Adasi, Providence�da,


Sarah Susan
Philips Lovecraft ve Winfield Scott Lovecraft�in oglu olarak d�nyaya geldi.

19 Temmuz 1898�de, babasinin bes senelik sinir hastaligi tedavisinin ardindan


�lmesi �zerine annesi,
teyzeleri ve b�y�k babasinin g�zetiminde yasamaya basladi. Annesinin takintili
kisiligi oglu �zerinde garip
bir baski kurmasi ile kendini g�sterdi. Annesi �nceleri oglunu kiz �ocugu gibi
yetistirmeye �alisti ve �zerine
titredi (�yle ki, hizmet�i �ocuga parka g�t�rd�g�nde "�ekistirirken kolunu
kopartmasin" diye onlara eslik
ediyor, k���k Howard�i hi� yalniz birakmiyordu) Akil hastaliginin ileriki
safhalarinda ogluna �ok �irkin bir
�ocuk oldugu fikrini asiladi, kendisini taniyan herkese �ok �irkin oldugu i�in
kitaplara g�m�len i�e kapanik
oglundan bahsetti. Annesi ile yasadigi bu kopuk iliski Lovecraft�in i�e kapanik
kisiliginde olduk�a etkili
oldu, hatta karsi cinsten olduk�a uzak bir hayat yasamasina yol a�ti. Ancak
fiziksel olarak insanlardan
uzak olmasinin karsisinda, Lovecraft mektuplari araciligiyla bir�ok insanla
iliskiler kurdu ve �ld�kten
sonra ardinda y�z binden fazla mektup birakti.

Astronomi ve mitoloji -�zellikle Arap ve Yunan- Lovecraft�in �ocuklugunda en �ok


ilgilendigi iki alan
oldu. Bu alandaki �alismalari ve bilgi birikimi dogal olarak ileriki yasamindaki
hikayelerdeki yaratici
g�c�n�n entelekt�el a�idan kaynagini olusturdu.

Alti yasinda ilk hikayesi The Noble Eavesdropper�i yazdi. Yedi yasinda ise
Odyssey destaninin bir
yeniden anlatimi olan siiri The Poem of Ulysses�i yazdi.

Slater Avenue School�da ilk �gretimini g�ren Lovecraft, bu esnada The Scientific
Gazette (1899-1907)
ve The Rhode Island Journal of Astronomy (1903-1907) adinda amat�r ve yerel
bilimsel dergiler �ikartti.

1904 yilinda b�y�kbabasinin �lmesi �zerine aile maddi zorluga girdi ve daha ucuz
bir semte tasinmak
zorunda kaldi. �ocuklugunun ge�tigi semti terk etmesi Lovecraft�i olduk�a �zd� ve
intihar d�s�ncelerine
kadar s�r�kledi.

Hope Street Lisesi�nde �grenimine devam ederken 1906 yilinda The Providence
Sunday Journal
dergisinde astronomi �zerine yayinlanan bir mektubu, The Pawtuxet Valley Gleaner
ve The Asheville
Gazette-News gazetelerinin astronomi k�selerinin yolunu a�ti.

1908 yilinda ge�irdigi sinirsel bozukluk y�z�nden liseden mezun olamadan ayrilmak
zorunda kaldi. Buna
bagli olarak y�ksek �grenim de alamamasi Lovecraft�in yillar sonra bile i�inde
ukde olarak kaldi.

1913 yilinda, The Argosy dergisinde yayinlanan mektubu araciligiyla ask romanlari
yazan Fred Jackson�a
saldirdi. Ardindan gelen Jackson ve hayranlari ile dergilerde yayinlanan mektuplar
araciligiyla tartismalara
giren Lovecraft�in alayci �slubu United Amateur Press Association baskani Edward
F. Daas�in dikkatini
�ekti ve Daas�in daveti �zerine 1914 yilinda birlige katildi. �yk�leri bu esnada
kendi �ikarttigi The
Conservative (1915-1923) ve diger bazi dergilerde yayinlaniyordu. Lovecraft kisa
s�re i�erisinde United
Amateur Press Association�in baskani ve edit�r� konumuna y�kseldi. Hatta bir s�re
de National Amateur
Press Association�in baskanligini y�r�tt�. T�m bu olaylar yazarin bunalim
s�re�lerinden uzak kalmasini
sagladi ve kendi deyimiyle sanatinin degerini anlamasini sagladi. Bu esnada �nl�
�yk�leri The Beast in the
Cave, The Alchemist, The Tomb ve Dagon�u yazdi. Bu �yk�leri ilerisi i�in olduk�a
�nemli sinyaller veren
�alismalardi.

1919 yilinda annesinin sinir krizi ge�irerek babasi ile ayni hastaneye
kaldirilmasi ve iki sene sonra 24
Mayis 1921�de de �lmesi Lovecraft�i olduk�a �zd� ancak kendini kisa s�rede
toparlayarak 4 Temmuz
1921�de Boston�da toplanan bir amat�r gazeteciler kongresine katildi. Bu kongrede
ise evlenecegi kadin
olan Sonia Haft Greene ile tanisti. Bir Rus Yahudisi olan Greene ile Lovecraft 3
Mart 1924�te evlendi.
Greene�nin sapka d�kkanin geliri ve Lovecraft�in gittik�e y�kselen yazarlik
kariyeri -ki o zamanlar
d�nemin en �nl� hikaye dergilerinden Weird Tales�de hikayeleri yayinlanmaya
baslamisti- �iftin hayatinda
islerin yolunda gittigini g�steriyordu.

Ancak sapka d�kkaninin iflas etmesi ve karisinin sagliginin bozulmasi �zerine New
Jersey�de bir
sanatoryuma kaldirilmasi �zerine Lovecraft Brooklyn�e tasinarak karisindan ayri
yasamaya basladi. Bu
ayrilik 1929 yilinda bosanma ile sonu�lanacakti. Bu esnadaki depresif yasami onu
The Horror at Red
Hook ve He gibi daha da karanlik �yk�ler yazmaya itti. Ancak uzun s�redir aklinda
olan bir plani nihayet
17 Nisan 1926�da ger�eklestirdi ve dogdugu kent olan Providence�a geri tasindi.
Burada artik kendini
edebiyat d�nyasinda bir efsane konumuna y�kseltecek olan Cthulhu Mitosu �zerine en
�nemli
�alismalarini ger�eklestirdi. Ayrica yasamini i�e kapanik ve duragan ge�irmek
yerine sik sik baska
kentlere kisa yolculuklar d�zenledi, bu hareketliligin sonucu ise Call of Cthulhu,
At The Mountains of
Madness ve The Shadow Out of Time gibi meshur �yk�leri g�n y�z� g�rd�. 1933�de �ok
sevdigi
teyzesinin �lmesi ve �yk�lerinin daha uzun ve karmasik yapilara b�r�nmesi sonucu
fazla satmamasi
Lovecraft�i ufak bir mali krize s�r�kledi. O da kendini daha kisa ve satilabilir
�yk�ler yazmaya zorlayarak
bu sikintiyi kolayca asti.

1936 yilinda en yakin mektup arkadaslarindan Robert E. Howard�in �l�m� (Conan ve


onun yasadigi
Hyboria �aginin yaraticisi Howard annesine �ok d�sk�nd� ve onun �l�m� �zerine
intihar ederek gen�
yasta hayatina son verdi.) �zerine girdigi depresif ruh hali ve gittik�e k�t� bir
hal alan bagirsak kanseri
Lovecraft�i yasaminin son zamanlarinda olduk�a izdirapli g�nlere g�md�. 10 Mart
1937�de Jane Brown
Hastanesi�ne kaldirilan yazar bes g�n sonra 15 Mart 1937�de hayata g�zlerini
yumdu. �� g�n sonra ise
Swan Point�teki aile mezarligina g�m�ld�. Burada bir mezar tasi olmayan -sadece
aile mezarliginin
�zerindeki listede adi vardi- Lovecraft�in mezarina, 1970�li yillarda okurlari
para toplayarak bir mezar tasi
diktirdi: Lovecraft hayattayken The Shadow Over Insmouth�in 150 civari ve olduk�a
�zensiz baskisi
haricinde hi�bir kitabinin basildigini g�remedi. Ancak sonralari mektup dostlari
August Derleth ve Donald
Wandrei olduk�a zahmetli �alismalara girerek hikayelerini �esitli kitaplarda
derlediler.

KENDI EVRENININ �EKINGEN TANRISI

Lovecraft �ok k���k yasta �nce 18. Y�zyila, daha sonralariysa astronomiye ve
mitolojiye ilgi duymustu.
Kendi i� d�nyasinin dinginliginde Pan ve diger tanrilarin ger�ekten yasadigi
evrenler kurguladi.

Yirmili ve otuzlu yillarda Weird Tales ve benzeri pulp korku dergilerinde


�yk�leri yayinlanmaya baslayan
Lovecraft bu akimin pek �ok yazariyla dost oldu (Robert Bloch, Robert E.Howard,
Clark Asthon Smith)
Yazdiklarinda hem pop�ler bir hava, hem de zamansiz ve boyutsuz bir dehseti
sergileyen edebi bir tavir
sezilir. Poe�nun yani sira Lord Dunsany ve Arthur Machen�den de b�y�k �l��de
etkilenen Lovecraft
�yk�lerinde olduk�a resmi, soguk ve yer yer de sikici bir dil kullanmistir. �slubu
dis d�nyaya yabanci,
kendi hayal d�nyasinin siirsel ve korkutucu evreninde yasayan, fakir bir "yirminci
y�zyil centilmeni"ni
yansitir.

Tarzini gelistirdik�e �zellikle uzun �yk�lerinde, gizemli ve yavas yavas t�yler


�rperticiligi a�iga �ikan bir
dehseti yakalamayi ve okuyucularda bu ruh halini uyandirmayi basarmissa da, sik
sik kullandigi "igren�",
"korkun�" ve "berbat" gibi subjektif tanimlar y�z�nden elestirmenlerin saldirisina
ugramistir. �yk�lerinde
karakter �esitlemelerine de pek rastlanmaz. Genelde birinci agizdan anlatilan
�yk�lerinde kahramani
kendisidir; pasif, onurlu, kibar, iletisimsiz, tutumlu, yoksul, tehlike karsisinda
aciz ve �areyi ka�makta
bulan, olaylarin kendisi disinda gelistigi, 19. Y�zyildan �ikip gelmis bir
beyefendi �zentisi. Sosyal yasami
aktif olmayan bir �ok yazarda oldugu gibi canli diyaloglara yer yoktur. Karsi
cinse fazla ilgi
duymadigindan (hatta annesi y�z�nden itici buldugundan) eserlerinde kadinlara da
�ok az rastlanir, olsalar
bile aktif bir rolde degildirler. Hatta bazi �yk�lerinde kadinlarin s�z� bile
edilmez.
***

Lovecraft�in �yk�lerini degerlendirirken yasamindaki tuhafliklari g�z �n�nde


bulundurmak gerekir. Tam
bir �eliskiler yumagidir. Ger�ekten de, Lovecraft kadar kendisiyle �elisen bir
baska insani kurgulamak, en
usta edebiyat�i i�in bile, epey zor olsa gerek. Lovecraft�in ge�irdigi garip
�ocukluk d�nemi ve annesinin
belli bir yastan sonra kendisiyle t�m fiziksel temasi kesmesi (akil hastanesine
kapatilmistir) yazari karsi
cinse ve kismen de kendi cinsine karsi soguk ve kontroll� davranmaya y�neltmistir.
Bir "ana kuzusu"
olarak yetistirilen Lovecraft durmadan 18. y�zyila ait eserler okuyan ve bu d�neme
duydugu hayranlikla,

o zamanin sivesini kullanmaya �alisan bir z�ppe olup �ikmistir. Yasaminin son
birka� yilinda fikirlerini
degistirene dek Anglo-saksonlarin �st�nl�g�ne inanan ve g��menlerden "gettolardaki
o faremsi, �arpik
kemirgenler" seklinde bahseden yazilar yazmistir. Oysa ki kendisi bir Yahudi�yle
evlendi, dostlarinin �ogu
da Yahudi�ydi. Onlar yazari, d�nyanin en tatli insani diye tanimliyorlar.
Lovecraft ayrica Aryanlarin
�st�nl�g�n� savunan yazilarinda "mavi g�zl�, sari sakalli savas�ilarin azgin savas
�igliklarindan" dem
vuruyor, anca kendisi bir fare yakaladiginda, elini degdirmemek i�in kapanla
birlikte ��pe atiyordu. En
b�y�k sansi fare kapanlarinin sudan ucuz olusuydu. Politik g�r�sleri, pek �ok
kisinin tersine yaslandik�a
muhafazakarliktan liberallige d�n�st�. Koyu bir materyalist oldugundan fantastik
yazinla ugrasmasi garip
karsilanabilir. Fiziksel a�idan da pek �ok acayipliklere sahipti. Bir soguk fobisi
gelistirmisti ve otuz
dereceden daha asagi sicakliga sahip yerlerde duramiyordu. Uykusuz yirmi � yirmi
bes saat rahat�a
durmaksizin konusabiliyordu. G�nd�zleri uyuyup, geceleri yasiyor, bu arada deliler
gibi seker t�ketiyordu.
Son derece g��l� bir hafizaya sahipti, iki yasinda alfabeyi �grenmis, �� yasinda
okumaya baslamisti.
Ayrica orta yasa gelene dek escinselligin varligindan bile haberdar degildi.

***

Lovecraft�in �yk�lerini basarili kilan anlatim tarzi ya da tekniginden �ok


kurguladigi d�nyalarin ve
evrenlerin orijinalligidir. O bir mit yaraticisidir. �ocuklugunda Arap
gizemciligine ilgi duymus, gen�liginde
astronomiyle ilgilenmis ve yazarligi sirasinda "Cthulhu S�yleni"ni yaratmistir.
"Cthulhu S�yleni"ne iliskin
�yk�ler 13 tanedir. Bu s�ylende ismi ge�en Tanrilar ikiye ayrilir. Eskiler ve
Yasli Tanrilar. Yasli tanrilar
iyiligi ve isigi, eskiler ise k�t�l�g� ve karanligi temsil eder. Yasli Tanrilarin
bizim d�nyamizla ilgilendigi pek
yoktur ama pek hain olan Eskiler, d�nyadaki hizmetkarlarinin, "Cthulhu Mezhebi"nin
�yelerinin yardimiyla
bizim boyutumuza ge�meyi, bir zamanlar yildizlardan gelerek yerlestikleri d�nyayi
insanlarin elinden geri
almayi planlamaktadirlar. Bu basarmak i�inde ellerine k���c�k bir firsatin ge�mesi
yeterli olacaktir. O
zaman okyanus dibindeki batik sehir R�yleh�de uyumakta olan y�ce rahip �l�
Cthullu, kaosun k�r,
bilin�siz Tanrisi Azatoth ve yandasi Yog Soggoth, bin evlatli ke�i Shub Niggurath,
s�r�nen kaos
Nyarlathotep ve digerleri d�nyayi delilige ve alevlere bogacak, bir zamanlar sahip
olduk�a dehsetin
g�rkemini yeniden canlandiracaklardir.

***

Lovecraft efsanesinin ilgin� yanlarindan biri de Necronomicon kitabidir.


Kitaplarinda "Deli Arap Abdul
Alhazred" (Stephen King"in kitaplarinda da ismi ge�er) tarafindan 8. Y�zyilda
yazilmis bir b�y�
kitabindan, Necronomicon�dan bahsetmektedir. S�ylenin geri kalan kisimlari gibi bu
kitap da tamamen
yazarin hayal g�c�n�n �r�n�d�r. Ama Lovecraft�in ne denli basarili oldugu ve ikna
g�c�n�n y�ksekligi
yazarin �l�m�nden sonra ortaya �ikmistir. Pek �ok kisi "Cthulhu Mezhebi"nin
varligina inanmis, toplantilar
yapmis, dernekler kurmus, ortalikta orjinal oldugu s�ylenen bir�ok Necronomicon
kitabi yazilmistir.

***

Lovecraft�in yarattigi evren pek �ok insan kadar yazarlari da etkilemistir. Bu


yazinin �zerine yapilabilecek
tek sey bir an �nce onun yazdiklariyla tanismanizdir.

Tanrilarin Ozani: ROBERT ERWIN HOWARD!

E-Edebiyat Dergisi (Temmuz.2004/Sayi: 64)

Okuyucularin �oguna bu yazar tanidik gelmeyecektir. Ama bir ismi s�yleyince


herkes onun kim oldugunu
anlayacaktir: Barbar Conan!...

Evet Robert Erwin Howard, Conan�in yaraticisi, kili�li kahramanlarin, iblislerin,


g�zel kadinlarin,
canavarlarin ve b�y�n�n h�kmettigi zamanlarin tarih�isidir!

"Her sey olup bitti,


�l�leri yakacak odunlarin �st�ne yatirin beni,
ziyafet sona erdi, s�nd�r�n kandilleri..."

Silahini kafasina dayayip ateslemeden �nce son yazdigi satirlardi bunlar. Dostu,
�agdasi H.P.
Lovecraft gibi i�e kapanik, garip bir kisilikti. K�pegi �ld�g�nde intihari
d�s�necek kadar duygusal, annesi
�l�m d�segindeyken bunu yapacak kadar melankolik ve karamsardi. Ruhunun
sikistirildigi bedeni, hayal
g�c�ne dar gelen bir yaraticiydi.

�ok insan i�in Robert E. Howard ismi tanidik degildir. Fantezi t�r�ne ilgi
duyanlar i�in dahi b�yle
olabilir, ��nk� kahramanlari isminin �n�ne ge�mistir. Kisa yasaminda �kili� ve
b�y� t�r�n� yaratmis,
yarattigi karakterler o �ld�kten sonra da b�y�meye devam etmistir. �zellikle
�izgiroman severler i�in
Conan, King Kull, Solomon Kane �zel isimlerdir, hayranlari �oktur.
�KILI� VE B�Y ‫ ܔ‬T�R�N�N YARATICISI

Conan �izgiromani ilk yayinlandigi zaman k���k bir kasabada yasayan, hayal g�c�
genis bir
ortaokul �grencisiydim. Yapilan reklamlari hatirliyorum, �Ilkel �aglarin yenilmez
savas�isi. Tarih �ncesi
d�nyanin T�rk asilli kahramani.�

Evet Conan�in T�rk olarak sunuldugunu �ok iyi hatirliyorum.

Bir�ok �ocuk gibi �izgiromanlara merakliydim ama Conan o zamana kadar okuduklarima
hi�
benzemiyordu. Hyboria �agi, kili�li savas�ilar, kralliklar, iblisler, canavarlar,
g�zel kadinlar ve b�y�c�ler!

Hi� b�ylesine rastlamamistim. B�ylesine bir d�nya tasarlanabilecegi aklima bile


gelmemisti. Hayran
olmustum bu i� �atismasiz, sadece kilicinin keskinligine ve adalelerine g�venen
kahramana�

Conan�in duygusal olmayan, i� g�d�leriyle hareket eden ve pismanlik duymayan


yapisi beni �ok
etkilemisti. Nitekim kendi yarattigim Derzulya d�nyasinin temellerini o zamanlar
d�slemeye basladim.

Robert E. Howard ismi Stan Lee ve John Buscema tarafindan sunulan �izgiromanlarin
basinda k���k bir
ibare olarak yer alir, hi� dikkatimi �ekmezdi. �yle ya ka� kisi Kizilmaske�nin,
Mandrake, Mister No
veya S�perman�in yazarini bilir.

Oysa Howard farkliydi. Conan ilk olarak bir ressamin fir�asinda degil, bir
yazarin hayal g�c�nde
d�nyaya gelmis, ilk olarak s�zc�klere d�k�lm�st�.

Robert E. Howard Barbar Conan, Kral Kull, Solomon Kane ve Red Sonya gibi
kahramanlarla �kili� ve
b�y� t�r�n�n yaraticisiydi.

HYBORIA ADLI BIR D�NYA!

Yazarin hayal g�c�nde sekil bulan bir diyar (bir d�nya), kili�li kahramanlar,
iblisler, g�zel kadinlar,
canavarlar ve b�y�n�n s�z konusu oldugu romanlar bug�nlerde hi� olmadigi kadar
kitapevi raflarini
dolduruyor. Gen� okurlar yanlis bir algilamayla Tolkien�i fantastik kurgunun
yaraticisi, Y�z�klerin
Efendisi�ni de bu t�r�n ilki saniyorlar. Oysa 1930�lu yillarda �pulp� dergilerde
Fritz Leiber, Robert E.
Howard, Lin Carter gibi isimler �sword&magic� (kili� ve b�y�) adi verilen
�yk�lerde fantastik kurguyu
insa ediyorlardi.

�Kili� ve B�y� t�r�n�n isim babasi Fritz Leiber�di ama en etkili ve kaliciligini
belirleyen �yk�leri
Robert E. Howard �retmisti.
Lin Carter bu t�r� s�yle tanimliyor:

�Pulp dergilerinin ser�ven �yk�lerinden t�reyen, yazarinin yarattigi ve b�y�n�n


ise yarayip,
bilc�mle tanrilarin ger�ekten var olduklari bir �agda, �lkede veya d�nyada ge�en,
g��l� ve cesur bir
savas�inin doga �st� k�t�l�k g��leriyle �arpistigi macera anlatilarina �Kili� ve
B�y� �yk�s� denir.�
Bu tanima bakilirsa bug�n fantastik kurgu dedigimiz kitaplarin �ogu bu t�re girer.
Ben isin
kolayina ka�arsam; fantastik kurgu ile kili� ve b�y� t�r�n� birbirinden ayirt
etmem.

Bir diyar yaratma ve bu diyarda ge�en doga �st� maceralar Tolkien�in icadi
degildir.

Ger�i �kili� ve b�y� t�r� de kendi k�kenini mitolojik destanlarda bulur.

Conan�in maceralari Hyboria adli bir d�nyada ge�er. Tarih �ncesinin karanliginda
yitmis, b�y�n�n
ge�erli oldugu, yery�z�n�n bilinmezler ve tehlikelerle dolu oldugu bir �agdir
Hyboria. Ve Kimmeryali
Conan bilinmezler ve tehlikelerle dolu bu d�nyada sadece kilicinin keskinligine ve
kaslarina g�venen bir
barbardir!

Robert E. Howard�in o d�nem i�ine yerlestirdigi Barbar Conan ve eli kili� tutan
kizil sa�li dilber
Red Sonya vardir. Bir baska karakteri de Atlantis�in battigi, insanlarin hala
yilan irkinin tehlikelerine karsi
m�cadele ettigi d�nemden Valusia Krali Kull adli bir kahramani daha vardir.

Robert E. Howard�in tarih�esinde yery�z� ilk olarak yilan irkinin ve onlarin k�t�
tanrilarinin
egemenligi altindadir. Insanlar o zaman k�ledir. Zaman i�inde insanlar yilan
irkini yener ve onlarin tanrilari
egemen olur.

Atlantis battigi zaman Kull barbar kitaya gelir ve �l�mc�l m�cadelelerden sonra
kralligini kurar.
Ama yilan irki yenilse bile yok edilmemistir, insanlar arasinda saklanmaktadir.
Kull onlarin insan irkini
yeniden k�le etme yery�z�ne egemen olma emellerine karsi �ikar.

Kull�dan birka� y�zyil sonra bu sefer Conan�in d�nemi baslayacaktir. Her Conan
kitabinin
basinda su yazar:

"Sunu bilin ki prensim, kabaran okyanuslarin Atlantis�i ve onun g�rkemli


kentlerini
yutmasindan hemen sonra, d�nyada o g�ne dek g�r�lmemis bir �ag baslamisti.
Aryas�in
ogullarinin dogdugu bu �agda, d�nya �zerindeki imparatorluklar ve uygarliklar,
g�kteki
yildizlarin mavi pariltilari kadar daginik fakat belirgindi. Iste bu siralarda
Kimmeryali Conan
geldi. �elik bilekli elinden kilicini hi� birakmayan bu kara sa�li, sahin g�zl�
yigit, t�m
imparatorluklari sandalli ayaginin altinda �ignemek istiyordu."

Bir Nemedya Efsanesinden...

Evet �ok insan Conan�i, daha da azi Kral Kull, Red Sonya ve Solomon Kane�i bilir.
�yleyse
bizimderdimiz, g�lgede kalan, kisa ve parlak yazarlik kariyeri boyunca edebiyat
d�nyasina silinemez izler
birakan bu talihsiz yazari tanitmak olsun.

KA�IS I�INDEKI YAZAR

Bazi yazarlara hayran olursunuz. Bazi yazarlar da bilgilendiricidir. Size rehber


olur. Bazilarini da
seversiniz. Iste Robert E. Howard yarattigi d�nyalarin �zelligi, ilham vericiligi
ile sevilmeyi, insanin
kalbinde �ok �zel bir yere konulmayi hak eden yazarlardan biridir.
Yazarimiz 22 Ocak 1906 yilinda Teksas�in Peaster kasabasinda dogar. Sakinlerinin
hayvancilikla
ge�indigi kasaba giderek ufalmakta, umudun yitmis oldugu bir yere d�n�smektedir.
Robert, kasaba
hekimi olan babasinin pesinde �ocukluk yaslarini Teksas�in yedi ayri k���k
kasabasinda ge�irir.

Bu s�rekli yer degistirme zaten duygusal olan yapisini derinlestirir. Arkadas


edinemez. Nitekim on
iki yasindayken k�pegi �ld�g�nde intihari dener. Annesinin koruyucu ve �zerine
titreyen tavri onu daha da
�ok yalnizliga iter. Annesi veremli bir aileden gelmektedir, fiziki olarak zayif
bir kadindir ve sik sik
hastalanir.

Howard ailesi 1919 yilinda yine Teksas�da Cross Plains�e yerlesir. Bu kasaba
petrol nedeniyle
b�y�mektedir. Howard yasadigi �evreden nefret etmektedir. Nitekim dostlarina
duygularini samimiyetle
a�ar:

�Petrol i�in su kadarini s�yleyebilirim ki, k���k bir �ocuga yasamin ne denli
��r�k oldugunu
�gretecek baska bir sey d�s�nemiyorum."

Bir petrol kasabasi hizla gelisen, kisa zamanda zengin olmayi d�sleyen �d�r�st ve
saygin olmayan�
herkesi kendisine �ekmektedir. Nefret ve siddet yogun olarak hissedilmektedir.

Aslinda Hyboria �agi�nin ve sisteminin olusturulmasinda bu yasadigi �evre �ok


etkili olmustur.

�ocuklugunda sik sik kasaba degistiren, dost edinemeyen ve annesine �ok bagli bir
gen� olarak
okuma oburu oldugu s�ylenebilir. �zellikle tarihi konularin b�y�ledigi Robert
gen�liginde Avukat katipligi,
ucuz kartpostal sairligi, muhasebecilik gibi �esitli islerde �alisirken
profesyonel yazar olmayi kafasina
koyar.

Yayinlanan ilk �yk�s� �Spear and Fang� 1925 yilinda efsanevi Weird Tales�de yer
alir. O yillarda �pulp�
dergiler gen� yazarlara yaraticiliklarini gelistirmek i�in �nemli bir firsat
sunuyorlardi. Nitekim Howard kisa
s�rede Weird Tales�in en �ok tutulan iki yazarindan biri oldu. Eli kili�li, sert
ama d�r�st barbar
kahramanlarinin b�y�leyici �yk�leriyle okuyucular ilk kez o yillarda tanisti. Bu
kahramanlarin en
taninmislari 1929'da yazdigi Valusia Krali Kull ve 1932'de yazdigi Kimmeryali
Barbar Conan'di. Bu
aralar Howard baska dergiler i�in spor ve western �yk�leri de yazdi.

Okuyanlara dramatik bir etki yapan siirsel �gelerle s�sl� basarili bir tarihi
roman yazari oldu. Verimliligi
diger yazarlari kiskandiracak d�zeydeydi. Kisa s�ren yasaminda bu y�zd�n �nemli
bir etki birakti.
Robert E. Howard�in yaraticiligi birbirine ge�isli birka� evreye b�l�n�r.
Elestirmenlere g�re bunlar,
kahramani Steve Costigan olan �boks� �yk�leri, taninmis kahramani Conan olan
�kili� ve b�y� �yk�leri,
kahramani El Borak olan oryantalist �yk�ler ve �ld�g�nde halen gelistirmekte
oldugu western �yk�leri
evreleridir.

Howard�in mektuplarindan anladigimiz kadariyla bir konuya ilgi duymaya basladigi


zaman, o konuyla ilgili
ne bulduysa okumaya basliyor, neredeyse onu soluyup i�iyordu. Kendine yeni bir
kisilik yaratip onunla
�zdeslestigini g�r�yoruz. Howard�in basarisinda yazdigi bu d�nyalara inanmasi,
onlari yasamasi yatar.

Onu intihara kadar g�t�ren s�re� �zel yasantisinda, ona hayal evrenleri
yaratmasini saglayan, �yk�leri
sayesinde ka�abildigi yasadigi �evredir.

Tipki Lovecraft gibi baskin bir anne karakteri g�r�r�z Robert E. Howard�da�
Hester Howard
�ocugunun �zerine titreyen, �ogunlukla hasta ve oglunun diger kadinlarin
etkisinden koruyan, normal bir
yetiskin yasantisi s�rmesine engel olan asiri korumaci bir kadindir.
Robert de annesine karsi asiri �zenli ve �zverili davranmis, kendine ait bir
yasam kuracagi yerde onun
her kaprisine boyun egerek bir hizmet�i gibi pesinde dolasmisti.

1935-36 yillarinda annesinin sagligi giderek k�t�lestiginde Robert�in hayati


giderek daha karamsar olur.
Babasi annesine bakabilmek i�in muayenesini eve tasir. Artik g�n boyu ev hasta
dolmaktadir.

8 Haziran 1936 yilinda annesi Hester Howard son komasina girdiginde kendini
�ld�rmeye karar verdi.
Howard kendi �l�m�n� titizlikle planladi. �l�m�nden sonra �yk�lerinin nasil
degerlendirileceklerini
yayincisi Otis Kline ile d�zenledi. Bir arkadasindan 38�lik tabancasini �d�n�
aldi. Ayin onunda Howard
bir mezarlikta �� kisilik yer satin aldi. Tanidigi bir doktora beyninden vurulmus
bir kisinin uzun s�re
yasayip yasamayacagini sordu.

11 Haziran�da ise annesinin bakimiyla ugrasan hemsireye, bilincine tekrar kavusup


kavusmayacagi sordu
ve aldigi yanit olumsuzdu.

Robert odasina gidip daktilosunda kisa bir veda siiri yazdi. Sonra evden �ikti,
arabasina bindi. As�ilari o
sirada pencereden onu izlemekteydi. Robert�in ellerini dua eder veya tabancanin
namlusunu kafasina
dayar gibi kaldirdigi fark etti. Sonra bir el silah sesi duydu ve Robert�in
direksiyonun �zerine yikilmis
oldugunu g�rd�. Yazar sag kulaginin �zerinden kendisini vurmus, kursun soldan
disari �ikmisti. G��l�
yapisi Robert�in sekiz saat daha yasamasini sagladi. O g�n �gleden sonra saat
16.00�da Robert izleyen
g�n�n aksami saat 22.30�da ise annesi �ld�. Cenazeleri ortak bir t�renle
kaldirildi. Robert E. Howard�in
yazarlik yasami sadece on iki yil s�rd� ve bunun d�rt yilinda Conan �yk�leri
yazdi. Ama bu kisa s�re bile
onun "Kili� ve B�y�" t�r�n�n yaraticisi olmasina yetmisti.

�l�m�yle Barbar Conan, Kral Kull, Solomon Kane gibi karakterlerin babasi
gerisinde koskoca bir evreni �ks�z birakarak bu d�nyadan �hen�z otuz yasinda-
g��t� gitti.

Sonralari �alismalari Gnome Book tarafindan yayimlandi ama gerekli patlamayi


yapamadi. Onu efsane
yapacak, �n�n� doruga ulastiracak s�re� 1970 yilinda Barbar Conan, Kral Kull ve
Solomon Kane
karakterlerinin Marvel Comics tarafindan �izgiroman yapilmak �zere satin
alinmasiyla basladi.

Barbar Conan kisa s�rede b�y�k bir hayran kitlesine ulasti. Arnold
Schwarzenegger�i d�nyaya tanitan
Barbar Conan filmiyle beyazperdeye yansidi.

Ayrica Robert E. Howard�in da yasami bir filme konu olmustur.

Bu yaziyi okuyunca ne yaparsiniz bilmem ama ben kulagimda �nl� besteci Basil
Poledouris tarafindan
yapilan Conan film m�zigi esliginde T�rkiye�de �ikmis olan iki Conan kitabini ve
k�t�phanemin �nemli bir
kismini isgal eden �izgiromanlarindan birka� tane okumayi d�s�n�yorum. Size de
tavsiye ederim.

De Vermis Mysteriis [SOLUCANIN SIRRI]: DUNE!...


E-Edebiyat Dergisi (Agustos.2004/Sayi: 65)

Bilimkurgu edebiyatinin en �nemli �zelliklerinden birisi "zeka"yla y�kl�


olmasidir. Kurgu yapisindaki en
ufak hata b�t�n yapinin ��kmesine neden olur. "Dune" serisi bu a�idan en kusursuz
�rneklerden biri
olmakla kalmaz, ayni zamanda politika, lider, iktidar ve kitle iliskileri �zerine
bir ders kitabidir.

"B�t�n uygarliklar,

neredeyse her bilin�li b�t�nlesme niyetini engelleyebilecek,

yok edebilecek ya da bu niyete

ihanet edebilecek bilin�siz bir g��le m�cadele etmek zorundadir."

Tleilax Teoremi (kanitlanmamis)

Dune serisini okuyanlar bilir ki, b�l�m baslarinda tipki yukaridaki gibi tam
olarak anlayabilmek i�in �st
�ste birka� kere okumak gerektiren b�yle paragraflar vardir. Bu paragraflarin,
c�mlelerin �ogunda
iktidar, y�netme, politika ve kalabaliklarin hareket dogasina iliskin �nemli
�ikarimlar ve tespitler yapilir.

Zaten Dune bir�ok yan �zelligi yaninda politikaya ve y�netme sanatina bir
destandir.

Dune, T�rk bilimkurgu okuru i�in uzun bir s�re bir "imaj" olarak kaldi. Bir ��l
g�r�nt�s�ndeki devasa
solucan ve onun �n�ndeki k���c�k insanlar �ylesine etkili bir imajdi ki, eserin
i�eriginden �nce bu g�r�nt�
insani �arpiyordu.

Bilimkurgu t�r�n�n bu bas yapitiyla T�rk okurunun tanismasi epey ge� oldu. Bu
tanismanin
gecikmesindeki ilk engellerden birisi mevcut yayimevlerinin bilimkurgu t�r�ndeki
kitaplara �nyargili bakis
a�isi yaninda (T�rk bilimkurgusunun usta ismi Z�ht� Bayar'in da dedigi gibi)
�evirinin zorluguydu da�

Frank Herbert, ��l gezegeni Dune (Arrakis) ve tek kaynagi onda olan melanj
(baharat) merkezli bir
galaksi uygarligi m�hendisligi yaparken, kendine �zg� terimler ve kavramlarla bu
eseri desteklemisti.

�lkemizde ilk olarak 1995 yilinda Sarmal yayinlarindan baslayan dizi kisa bir
s�re sonra bu yayimevinin
kapanmasiyla Mavi Ada logosuyla piyasaya s�r�ld�. Kitapevi tezgahlarinda iki
logolu kitaplar yan yana
dururken bu kez seriyi Kabalci devraldi. Nitekim Kabalci su anda seriye Frank
Herbert'in �l�m�nden
sonra oglu Brian Herbert ve Kevin J. Anderson tarafindan yazilan kitaplariyla
devam ediyor.

DUNE NEDIR?
"Dune" �zellikle teknik a�idan klasik roman �zelliklerinin bazilarina uzak durur.
Karakterler okuyucuya
asina olmayan bir sekilde tasvir edilir ve ufak detaylarla �ok derin kilinir. �yle
ki birka� c�mle ile kitapta
s�yle bir g�r�nen karakterlere bir hayat �izilir.

Ingilizce ��l tepesi anlamina gelen Dune, Frank Herbert'in hayal g�c�nde "�ok
islevli ve degerli" bir
materyalin, yani baharatin tek kaynagidir.

Baharat kullananlara uzun �m�r, fiziksel g�� vermesinin yani sira uzay yolculugu
yapilmasini saglar�
Melanj, "uzayi b�ken" lonca d�mencilerinin de soludugu, yedigi tek besindir.

Baharat �zerine kurulu galaksinin belirli basli g�� odaklari; imparator, onun
baskanlik ettigi asil evlerin
temsilcilerinin olusturdugu meclis, uzay yolculugunu tekelinde bulunduran Lonca,
kendi gizemli evrim
yolunu izleyen Bene Gesserit kizkardesligi, sapkin gen deneyleri yapan Bene
Tleilax ve "d�s�nen makine"
yapma yasaginin kiyisinda hareket eden IX'lilerdir.

Bu g�� odaklarinin k���k paylarla ortakligi olan CHOAM galaksideki Baharat


ticaretini y�r�tmektedir.

D�s�nen makinelere karsi yapilan bir isyan nedeniyle - Butleryan Cihad-


bilgisayarlar yoktur. Bu �zellik
Frank Herbert'in Dune'da vermek istedigi politik yapiyi teknolojik s�slemelerden
arinmis bir sekilde
sunmasina imkan verirken "melanj"in �nemini y�kseltir. ��nk� sadece melanj uzay
d�mencilerinin "uzayi
b�kmesini ve y�n bulmasini" saglamaktadir.

Dune destani Galaksi Imparatoru IV. Shaddam'in fazla g��lendigi i�in eski bir
asil evi olan Atreides'e
tuzak kurmasiyla baslar. Atreides hanedani i�in tuzaktaki peynir Dune'dur. Dune,
�ok uzun y�zyillardir
kan davalisi olan Harkonnen evinden alinip, Atreides'e verilir. B�ylece Atreides
sadece imparatorun degil,
asil evlerin meclisinde de bir�ok �yenin yok edilmesine ses �ikarmayacagi ve
kiskan�liklari �zerine
�ekecegi bir konuma sokulur.

Nitekim Atreides hanedani sok bir baskinla yok edilir. Hanedanin varisi Paul
Atreides ��le ka�tigi zaman
orada gizemli ��l sakinleri Fremenlerle karsilasir ve esasinda galaksinin en b�y�k
g�c�n�n bu ��lde
oldugunu anlar. Baharat Dune'u evrenin en �nemli yeri yaparken ayni zamanda
Imparatorlugun yumusak
karnini da olusturmaktadir.

Paul Atreides serinin ilk kitabinda �nce Dune'a sonra da t�m galaksiye hakim
olur. Onun soyu kendi
"altin yolu"ndan ilerler�

Dune serisi basta da belirttigimiz gibi t�m zamanli bir tarih kitabi gibidir.
Liderler, entrikalar, politika,
iktidar, y�netim ve kitle psikolojisi resmi ge�idi birbirini izler�

YAZAR OLACAK �OCUK

Yazimizin bu b�l�m�nde alisilageldigi gibi yazari biraz tanitayim size� Zira


"Dune" gibi bir basyapitin
gizlerini belki de yaraticisinin hayat hikayesinde buluruz.

Frank Herbert 1920 yilinda Tacoma Washington'da d�nyaya geliyor. Ayni adi tasiyan
babasi (F.H.
olarak aniliyor.) o sirada otob�s tasarlayicisi. Daha sonra elektrik donanim
pazarlamacisi, otomobil
saticiligi, motorsikletli devriye polisi gibi farkli islerde �alisiyor.

K���k Frank Herbert yasitlarindan �ok daha zeki ve merakli olmasiyla dikkati
�ekiyor. Sekizinci
dogumg�n�nde mutfak masasinin �zerine �ikip, "Ben ileride yazar olacagim!" diye
bagirdiginda,
b�y�kbabasi John McCarthy, "Bu ger�ekten �rk�t�c�. Bir �ocuk bu kadar zeki
olmamali," diye tepki
verir.

Ger�i Frank Herbert ne olmak istedigini erken yasta s�ylese de girip �iktigi
isler a�isindan babasini
aratmiyor. 1939 yilinda Salem y�ksekokulundan mezun olduktan sonra gazeteci olarak
is buluyor. II.
D�nya savasi boyunca fotograf�i olarak �alisirken 1941 yilinda Flora Parkinson'la
evleniyor. 1943 yilinda
isten �ikarildiginda Oregon gazetesinde is buluyor. Ama bu sirada 1945 yilinda
bosaniyor. Bu evliliginden
Penny adli bir kiz �ocugu oluyor.

Uzun s�re bekar kalmiyor; yaratici yazarlik dersleri sirasinda tanistigi Ann
Beverly Stuart'la evleniyor.
1947 yilinda Brian, 1951 yilinda da Bruce adli iki erkek �ocugu doguyor.

Yazarimiz 1947 yilinda Tacoma Times'in �nemli yazarlarindan biri haline geliyor.
�esitli gazetelerde
muhabir ve edit�r olarak �alismaya devam ediyor. 1970-72 yilinda Vietnam ve
Pakistan'da sosyolojik ve
ekolojik arastirmalarda bulunuyor, kamera ile �ekim yapiyor. Daha sonra Ray
Prosterman ile yaptigi bu
�ekimler "The Tillers" adli bir belgesel haline geliyor.

B�t�n bu isler sirasinda yazarlik kariyeri uzun s�re iyi ilerlemiyor. Kisa
hikayelerini "Startling Stories" adli
�alismasi edit�rlerden kabul g�rm�yor.

Onu efsanevi kilacak olan Dune ile ilgili yaratim s�reci 1950'li yillarda h�k�met
adina �evrebilim
projelerinde �alisirken Oregon kumullarinda yaptigi arastirmalarda basliyor.

Dune ilk olarak 1963 Aralik ve 1964 Subat aylarinda Analog dergisinde John
Schoenherr'in �izimleriyle
yer aliyor. Frank Herbert kitap haline gelene dek Dune'u tekrar tekrar yaziyor.

"Dune"un nasil bir kitap oldugu �yle hemen kesfedilmiyor. Yirmi �� yayimevi
tarafindan reddedildikten
sonra nihayet 7.500 dolarlik bir telif �cretiyle 1965 yilinda basilabiliyor. Daha
sonra �esitli dillere
�evrilerek 12 milyondan fazla satacak bir kitap i�in m�tevazi bir �cret bu.

Frank Herbert o d�nemi s�yle anlatiyor:

"Ilk kitabin baskisinin ardindan yayincilarin raporlari �ok yavas geldi ve


geldiginde de dogruluktan uzakti.
Elestirmenler kitabin elle tutulur yanini birakmadilar. On ikiden fazla yayinci
bastan bu kitabi reddetmisti.
Reklami yoktu. Ama bir seyler oluyordu yine de. Iki yil sonra, kitap�ilar ve
okurlarin kitabi bulamadiklari
y�n�ndeki sikayetleri karsisinda zor durumda kaldim. B�t�n D�nya Katalogu kitabi
�vd�. Yeni bir k�lt
m� yarattigimi soran telefonlar aliyordum insanlardan."

Dune bir intikam ekseninde politik g��lerin �ekismesi, lider, iktidar, kitle
psikolojisi, din ve ekolojik
tanimlamalar ve bunlarin birbirleriyle iliskisi �zerinde devam eder.

Frank Herbert'in yazarlik kariyerine bakarsak diger eserleri "Dune" serisinin


g�lgesinde kalir. Hatta
ancak vasatin biraz �zerinde bir yer bulurlar.

Dune 1981 yilinda b�y�k ve k�lt y�netmen David Lynch tarafindan sinemaya
uyarlanir ama begeni
kazanmaz. Ondan yola �ikarak yaratilan stratejik bilgisayar oyunu ise milyonlar
satar.
SOLUCANI DELIGINDEN �IKARMAK

Dune insanlik tarihinin gelmis ge�mis en �zg�n yaratimlarindan biridir. Inanin bu


konuda bir abartmada
bulunmuyorum. Bu nedenle kitaptaki bazi ilgin� buluslarin k�kenini dedektif gibi
aramak zevkli olabilir�

Frank Herbert'in Dune ile ilgili ilk d�s�ncelerinin Oregon kumullarinda


belirtmistik. ��lde yasayan
Fremenler ise Bedevileri animsatir. Ayrica dinsel inan�lar g�n�m�z dinsel
yapilarinin ilgin� uzantilaridir.
�rnegin Orange Katolik Incili, Zens�nni inanci ve "d�s�nen makinelere yasak
getiren" Butleryan Cihad
gibi�

Yaraticilik ne bir ��l gezegeni d�slemekle baslar, ne de onun i�inde yasayan


insanlari� Yaraticilik ��l
solucanlari ve onlarla baglantili "melanj", yani baharat ile baslar� ��nk� Dune'u
efsane yapan s�re�
solucanlarin ve baharatin �evresinde y�kselir.

�rnegin ilk basta altini �izdigimiz devasa solucanlar� Solucanlar bir anlamda
kumdan olusan denizin
balinalari gibidir. Onlarca metreyi bulan boylari ile sese dogru hareket ederek
��l�n en b�y�k tehlikesidir.
�te taraftan Dune'un ekolojik yapisindan kesfedecegimiz gibi Melanj'in da
kaynagidir.

Frank Herbert yasami boyunca bir�ok isle ugrastigi ve bunlar arasinda ekolojik
arastirmalar oldugu i�in
yasam d�ng�s� i�inde �ok �nemli bir yeri olan Solucan'i bu eserine yerlestirmesi
belki ilgin� degildir. Ama
gizemcilige meraklilarin bildigi gibi Solucan'in kara sanatta farkli bir yeri
vardir. Daha dogrusu devasa
s�r�nen yaratigin. "De Vermis Mysteriis" yani Solucanin Sirri kara sanatla
ilgilenenlerin bildigi �zerine
lanetli kitaplar arasinda ge�er.

Solucan'la baglantili baharat ile �l�ms�zl�k ve uzay yolculugu i�in mekan-uzay


b�k�m�nde yardimci
olmasi ise baska baglantilar kurar. (Acaba buradaki baglanti uzayda b�y�k
mesafeler arasindaki ge�isi
saglayacak "solucan delikleri" terimi olabilir mi? Yani astrofizikte uzayda g�nes
sistemleri arasinda
yolculugu saglayacak ge�is olusumlarina bu isim verilir. Frank Herbert burada
solucani direkt ismini veren
varlik ve onunla dolayli yoldan uzayi b�k�lmesini saglayan baharat yardimiyla bir
kelime oyunu yapmis
olabilir mi? Evet. Bu daha akla yakin.)

Peki romanda galaksideki d�zenin temelindeki "baharat" neyi simgeler? Dune'daki


Ortadogu temelli
ger�eklere bakilirsa baharat simgesel olarak yer altindaki �nemli kaynagi olarak
petrol olabilir mi?

Melanj politik ve ekonomik deger anlamindaki k�keni petrol olabilirdi ama


doga�st� yapisini nasil
kesfedecegiz?

A�ik�asi Frank Herbert'in hayat hikayesine bakarken veya Dune'u okurken ��l,
solucan ve melanj
arasinda bir kayip halkayi tamamlayamiyordum. Bu sirada aklima Frank Herbert'in
pek begenmedigim
"Ruh Katili" adli kitabi geldi. Bilimkurgu olmayan bu kitapta kizildereli
k�lt�r�n� de i�eren bir konu vardi.
Bu da Frank Herbert'in kizildereli k�lt�r� ve saman ayinlerinde kullanilan hayal
g�steren veya astral
seyahatlere imkan saglayan mantarlara ilgisini ortaya koyuyordu.

Dune'un yazildigi yillarda bilincin sinirlari, paranormal olaylar arastirilmaya


baslanmisti. Hippi k�lt�r�n�n
ayak sesleri vardi.

Frank Herbert kitap i�indeki politik ve g�� oyunlarini teknolojik karisikliga


bogmamak, melanj'in �nemini
arttirmak i�in "Butleryan Cihad"i bahane etmistir. Butleryan Cihad d�s�nen
makinelere karsi bir isyandir.
Bu nedenle insanlik teknolojik olarak sadece otomatlari kullanabilir. Bilgisayar
yerine de bu sekilde
egitilen "mentat" diye adlandirilan g�revliler vardir.

Bene Gesserit kizkardesligi i�in ise evleri dolasip gen�leri dini a�idan
y�nlendiren "katolik teyzeler"den
etkilenilmistir. K���k Frank'in kendisine sikintili saatler ge�iren, kapi kapi
dolasip �ocuklara dini egilim
vernen "Katolik teyzeleri" kitabina bu sekilde yerlestirebilmesi yaraticiligin
tezah�rleri a�isindan g�zel bir
�rnektir. Yani yaz ar yasar, g�zlemler, g�zlemlerini egip b�ker ve sanatini ortaya
koyar.

Peki ya Nazilerin �st�n irk deneyleri Tleilax'larin mutasyona takintilari,


IX'lilerin makinelere yatkinligi
Japonlarin teknolojiye yatkinliklari ile kitaba sizmis olabilir mi?

�ogu kisi i�in b�ylesine bir ilham dedektif�iligi gereksiz g�r�lebilir ama
�zellikle de bilimkurguda bu t�r
�abalar insani ve genis perspektifte insanligi anlamamizi, ��zmemizi, g�ndelik
hayatimiz i�in dersler
�ikarmamizi saglar.

�rnegin Dune'daki politik ve kitle y�netimi �zerine s�ylenenler benim pratik


hayatima Asimov'un Vakif
serisi kadar etki etmistir.

Bir yazar olarak Dune'daki yaratilan evrene, kurguya, hayal g�c�ne sapka
�ikariyorum. Keske bu kitap
devlet y�netimi, uluslar arasi iliskiler ve politika ile her kurumda ders kitabi
olarak okutulsa.

SOLUCAN HALA S�R�N�YOR

Frank Herbert uzun s�ren kanser hastaligindan sonra 12 Subat 1986'da ardinda Dune
gibi bir destan ve
onlarca kitap birakarak �ld�. Yasarken k���k oglu Bruce ile sikintili bir iliskisi
olmustu fakat b�y�k oglu
Brian sadece ona iyi bir evlat olmakla kalmadi, onun izinden de y�r�d�.

Kendisi de yazar olan Brian Herbert babasiyla yazdigi Man of World kitabindan
sonra babasinin
biraktigi notlardan yola �ikarak Kevin J. Anderson ile Dune serisine devam etti.
Ayrica babasinin
kitaplarinin edit�rl�g�n� de �stlendi.

1997 yilinda ise bir s�rpriz yasandi. Bir avukattan gelen telefon ile Brian
babasina ait bir banka kasasi
oldugunu �grenir. Kasa b�y�k bir heyecanla a�ildiginda Frank Herbert tarafindan
yazimina baslanmis
Dune'un 7. kitabi �zerine notlar ve disketler bulundu. Bu kitap �zerine hemen
�alismalar baslandi. Ayni
zamanda Dune'la ilgili degisik projeler devam ediyor.

G�rd�g�n�z gibi b�y�k solucan s�r�nmeye devam ediyor.


��nk� efsaneler �lmez evrim ge�irir.

?
Insan Suratina Yapismis Bir Postal: 1984
GEORGE ORWELL

�Birey�i y�netmeye �alisan b�t�n ideolojiler ondan korkar. Iktidarlarin halkina


s�yledigi t�m yalanlarin
desifresi ondadir. Tarihi anlayabilmek, yasadigin zamandaki perdelerin gerisini
g�rebilmek, gelecekte
neyin olmamasi gerektigini bilmek i�in onu okumalisin. O bir bilimkurgu
degil;SIMDI veDAIMA nin
romanidir. O insanligin ge�miste ve gelecekte dondugu tarih 1984�t�r!!!

HAYALIN SERT GER�EKLERI

1940�li yillarda yirminci y�zyilin iki �nemli bas yapiti Ingiltere�de


yazilmaktaydi. Ingiltere�nin s�m�rge
topraklarinda dogan iki yazar b�t�n d�nyayi etkileyecek eserlerini kagida
aktariyordu� Biri G�ney
Afrika�da d�nyaya gelen J.R.R. Tolkien, diger eski Ingiliz s�m�rge polisi Eric
Blair�di.

Tolkien �Y�z�klerin Efendisi� adli eseriyle fantastik kurgu t�r�n�n en bilinen


eserini bize sunarken elbette
yasadigi zamanlarin olaylarindan etkileniyordu. Eric Blair de g�r�n�ste hayali bir
roman yazmisti. Ama
onun yazdigi roman hi�bir ger�ek�i eserin ulasamayacagi kadar dehsetli bir evrimin
habercisiydi!

Ve simdilik biz Tolkien ve �Y�z�klerin Efendisi�ni bir baska zaman size tanitmaya
s�z verirken, Eric
Blair�i, daha dogrusu bilinen adiyla George Orwell�i anlatacagiz.

BIREYSEL INSANIN SONU

Yevgeni Zamyatin �Biz�, Ray Bradbury �Fahrenheit 451�, Aldous Huxley �Cesur Yeni
D�nya��

Kara �topyalar genel olarak toplumsal bir d�zenin olumsuz sonu�larini bize
sunarken kahraman olarak
bireyi kullanirlar. Bu sadece dramatik anlatimi g��lendirmek, okuyucu ile birey
kahraman arasinda empati
kurmak i�in veya kurgunun en iyi �atisini kurmak i�in olmaz. ��nk� zaten toplumsal
evrimin dehset verici
sonu�larinin ele ge�irdigi alan �bireysel �zg�rl�k� alanimizdir. �zg�r insan i�in
sorun; �Devletin birey i�in
degil, bireyin devlet i�in var oldugu� noktasinda kendini g�sterir.

Teknolojik gelismeler bir kurum olarak �devlet�e, giderek �birey�in �zg�rl�k


alanina daha fazla m�dahale
etme imkani vermektedir. Ge�tigimiz g�nlerde Japonya�da okuldan ka�isi �nlemek
i�in �ocuklara �ip
takilmasi veya cep telefonu vasitasiyla polisin su�lu takibi gibi haberler bu
konuda teknolojik prangaya
vurulmus insanoglunun geleceginin korkutucu ayak sesleridir.

�zg�rl�g�ne d�sk�n her insanin en korkun� kabusu �kovan tarzi insanlik�dir.


Iste bu t�r tehlikelere karsi en �nemli uyari �kara �topyalar� yapar ve 1984 bu
a�idan en yalin, en �iplak
vurgudur .
Isterseniz tam da burada esere ge�meden �nce yazari biraz tanitalim size. B�ylece
eserin olustugu
kosullari daha iyi bir anlayalim.

Bir idam mahkumunun, yaninda eslik eden iki gardiyanla ipe g�t�r�l�rken �amurlu
bir su birikintisine
basmamak i�in yana dogru k���k bir hamle yapmasi Eric Blair�i �ok etkiler; �O da
bizim gibi bir insan,�
diye d�s�n�r. �O da bir canli. Suya basmamak i�in sakiniyor, oysa az sonra �lecek;
hala �abaliyor ama
az sonra �lecek.�

INGILIZ S�M�RGE POLISI ERIC BLAIR

Eric Arthur Blair, 1903 yilinda Ingiliz isgali altindaki Hindistan�da,


Motihari�de dogdu. Richard
Walmesley Blair�le Ida Mabel Limouzin�in ikinci �ocuguydu. O zaman 46 yasinda olan
babasi Hindistan
Devlet �rg�t�n�n Afyon Dairesinde g�revliydi. Eric�in b�y�kbabasi Hindistan
ordusunda g�rev yapmis,
daha sonra Anglikan Kilisesinde papaz olmustu. Annesinin babasi ise Hint mesesi
ticaretiyle ugrasmis,
sonradan pirin� yetistirmeye baslamisti.

Eric d�rt yasindayken Blair ailesi Ingiltere�ye d�n�p Henley�e yerlesti. Ancak
babasi 1912�de emekli
oluncaya dek Hindistan�da �alismaya devam etti. Eric ileride sekiz yasina gelene
kadar babasini
neredeyse hi� g�rmedigini yazacakti.

Eric Blair sekiz yasindayken Sussex�deki �zel bir ilkokula yatili g�nderildi ve
on �� yasina dek orada
okudu. Sonra yine yatili ve burslu olarak bir d�nem Wellington, d�rt bu�uk yil da
Eton �zel liselerine
devam etti. Okul sonrasi Eric Blair Hindistan Imparatorluk polisine katildi ve
Birmanya�da egitim g�rd�.
Bu �lkede bes yil g�rev yaptiktan sonra 1927�de izinli olarak Ingiltere�deyken
geri d�nmemeye karar
verdi.

Blair�in yirmi d�rt yasina dek yasadigi hayat, g�r�nen t�m ayrintilariyla,
emperyalist Ingiltere�de idari
g�revler yapan orta sinifin �yesi olarak yetistirilmekten ibaretti. Blair�in aile
�izgisinden kopusunda iki
etken belirgindir. Blair yazar olmayi gen�liginde kafasina koymustur. Imparatorluk
polisligi hem bu y�nden
hem de baska y�nlerden uygunsuz buldugu bir meslekti. Ayrica (kafasinin
berraklastigi ileri bir d�neme ait
olmakla birlikte) hizmet ettigi emperyalizmin ne oldugunu kavradigini ve onu
reddettigini g�steren birka�
kanit vardir. Ge�irdigi bu degisim sonucu emperyalizmin k�t� bir sey oldugunu,
isini ne kadar �abuk
birakirsa o kadar iyi olacagini algiladigini yazmistir.

Blair�in kopusunda belirleyici olan �teki etken ise bildigi ve ait oldugu ama
kimi y�nleriyle hi� tanimadigi
Ingiliz toplumuyla olan kararsiz, ikilemli iliskisiydi. Istifasindan sonra
Londra�nin Notting Hill semtinde bir
oda tuttu ve alti ay boyunca kentin East End denilen yoksul kesiminde; kendi
deyimiyle kesif gezilerine
�ikarak buradaki insanlari tanimaya �alisti. 1928 yilinda ise Paris�e ge�ti ve
is�i mahallesinde bir odaya
yerlesti. Yeni hayatinin ilk iki bu�uk yilinda yaptiklari bir b�t�n olarak ele
alindiginda asil amacinin yazar
olmak oldugu g�r�l�r. Bu ama� i�in Paris�in se�ilmesi o sirada modaydi. On yil
sonra Blair 1920�lerin
sonundaki Paris i�in sunlari yazacakti; "Paris d�nyada bug�ne dek g�r�lmemis bir
sanat�i, yazar, �grenci,
merakli, gezgin sefih ve issiz-g��s�z s�r�s�n�n istilasina ugradi... sehrin bazi
mahallelerinde s�z�m ona
sanat�ilarin sayisi, �alisan n�fustan fazlaydi ger�ekten."
Blair Paris�teyken sonradan kaybolan iki roman yazdi, Fransizca ve Ingilizce
yazilarini yayinlatti.
Zat�rreeye yakalandi, �� ay bulasik�i ve mutfak yamagi olarak �alisti. 1929
yilinin sonunda Ingiltere�ye
geri d�nd�.�

Bundan sonraki �� yili yazar olma �abasini, anne ve babasinin Suffolk�daki evinde
s�rd�rd�. Zaman
zaman �gretmenlikten ve yazilarindan para kazandi. Bu arada Down and Out in Paris
and London (Paris
ve Londra�da Meteliksiz) adiyla yayinlanacak ilk kitabinin taslagini bitirdi.
Kitabin adi kendi se�imi
degildi, "Bulasik�i meteliksizden daha �arpici geliyordu bana." Kitapta kendi
deneyimlerini anlatiyor ama;
"Kimse i�in bir sey fark etmeyecekse takma isimle yayinlamayi yegliyor"du. 1932
yilinda yayincisina sunu
yazmisti:

"Takma ada gelince; serserilik v.b. yaparken hep kullandigim bir ad var; P.S.
Burton. Ama bu size bu
olabilecek bir ad gibi gelmiyorsa sunlara ne dersiniz:

Kenneth Miles

George Orwell

H. Lewis Allways
Ben George Orwell'i tercih ediyorum."�

Eric Blair, ilk kitabinda takma isim olarak George Orwell�i tercih ediyordu.
Orwell, Suffolk�da babasinin
evinin g�neyinde kalan bir nehrin adiydi

Ilk kitabi 1933�de yayinlanan Orwell sonraki �� yil i�inde kendisini yazar olarak
kabul ettirme s�recini
tamamladi. �gretmenligin yani sira bir kitapevinde �alisarak ve kitap elestirileri
yazarak para kazaniyordu.
Baba evinden ayri kaldigi s�reler giderek uzamaya baslamisti. Paris ve Londra�da
Meteliksiz�i,
Ingiltere�deki yayincisi Birmanya�yi g�cendirmekten �ekindigi i�in ilk baskisi
ABD�de yapilan "Burmese
Days" (Birmanya G�nleri) adli roman izledi. Onun ardindan iki roman daha geldi;
1935�de yayinlanan "A
Clergman�s Daugther" (Papazin Kizi) ve 1936�da yayinlanan "Keep the Aspidistra
Flying" (Zambak
Solmasin).

Orwell 1936 yilinin ilkbaharinda Hertfordshire�in Wallington k�y�nde hem


oturacagi, hem de �alistiracagi
bir k�y d�kkanina tasindi. Iki ay sonra Ellen O�Shaughnessy�yle evlendi. Bir
g�mr�k��n�n kizi olan Ellen,
Oxford �niversitesi Ingiliz Dili b�l�m�nden 1927 yilinda mezun olmus, �gretmenlik
ve gazetecilik yapmis,
1934�de Londra �niversitesi psikoloji b�l�m�nde lisan�st� �gretim g�rm�st�.

Orwell�in bu d�nemde yazar ve gazeteci olarak �n� esas itibariyle yoksulluk ve


iktisadi durgunluk �st�ne
yazdiklarindan kaynaklaniyordu. �iktigi kesif gezileriyle, bunlari anlatan
inandirici r�portajlari ona
edebiyat d�nyasinda, sinirli ama belli bir kisilik saglamisti. Bu sirada belli bir
�er�evede ge�ecek kitap
ismarlandi; Sol Kitap Kul�b� i�in yoksul ve issizlerin yasamini inceleyecekti.
Fakat isi aldigi 1936 yili, �ok
farkli boyutlarda bir degisim ve bunalim yiliydi.

Orwell�e ismarlanan is edindigi yazar kimligini s�rd�rmesine yetecekti. Ama


Orwell konuyu "The Road to
Wigan Pier� (Wigan Iskelesine Giden Yol) adli kitabinda �yle bir isledi ki; bu,
hayatinin sonuna dek
s�recek yeni bir y�nelisin, siyasi yazarliga ge�isin simgesi oldu. Kitabin birinci
b�l�m� kendisinden
istendigi gibi r�portaj niteligindeydi. Siniflar ve sosyalizm �st�ne bir deneme
olan ikinci b�l�mde ise
Orwell ilk kez temel siyasi tavrini a�ikliyordu. Emperyalizme ve sinif farklarina
karsi oldugunu
tekrarladiktan sonra yeni olarak �zg�rl�k ve esitligin sosyalist tanimlarina
bagliligini ekliyor ama bir yandan
da �rg�tl� sosyalist hareketlerin �oguna ve �zellikle Ingiliz orta sinif
sosyalistlerinin bazi t�rlerine
saldiriyordu...

Kitabi yazarken, Temmuz�da Ispanya I� Savasi baslamisti. Sonbahar�da Orwell


Ispanya�ya gitti.

Barcelona�ya vardiktan sonra POUM (Partido de Unifacacion Marxista) milisine


katildi. 1937 yilinin
Ocak ayinda onlarla birlikte cephedeydi. Sonra yine POUM milisi saflarinda g�rev
yapan Ingiliz Bagimsiz
Is�i Partisi birligine ge�ti. Onbasi, sonra tegmen r�tbesine y�kseldi. Mayis
ayinin ortalarinda yaralandi.
Nisan�da Madrid�deki Uluslararasi Tugay�a katilmak istemis, fakat Cumhuriyet�i
y�neticilerle POUM
arasindaki anlasmazliga karismasi buna engel olmustu. Yarasi iyilestikten sonra,
bu kez POUM�un
yasadisi ilan edilmesiyle kisisel olarak da taraf durumuna d�st� ve Haziran ayinda
Ispanya�yi terk ederek
Fransa�ya ge�ti.

Ispanya�daki savas ve devrimci siyaset deneyimi Orwell�in tavrini bazi y�nlerden


katilastirdi. Sovyet t�r�
kom�nizmi yillar �nce reddetmisti. Kom�nistlerle POUM arasindaki rekabeti bizzat
yasamasi Orwell�in
anti-kom�nizmini keskinlestiren esas neden oldu. Iki-�� yil s�recek devrimci
sosyalist tavri benimsemesi
de bu d�neme rastlar.

�Wigan Iskelesine Giden Yol� o Ispanya�dayken basilmisti, d�nd�g�nde de Ingiliz


bagnaz solundan
tamamen kopusunu noktalayan "Katalonya�dan Selam"i yazmaya giristi. Kitap Nisan
1938�de yayinlandi.
Orwell Haziran�da, �yeligini Ikinci D�nya Savasi�nin ilk yillarina kadar
s�rd�recegi Ingiliz Bagimsiz
Partisi�ne katildi. Yeni bir kitap yazmak i�in Hindistan�a gitmek istiyordu ama
1938 kisinda vereme
yakalandi ve yaz bitimine kadar bir sanatoryuma yatirildi. Daha sonra L.H.
Meyers�in ("The Near and
The Fear" Yakin ve Uzak�in yazari) verdigi bor�la Fas�a giderek kisi orada
ge�irdi. Ingiltere�ye 1939
ilkbaharinda d�nd�.�

Fas�da d�rd�nc� romani "Coming Up For Air" (Soluk Almak I�in Y�zeye �ikis),
Ingiltere�ye
d�n�s�nde de en �nl� denemelerinden "Dickens" ve savas baslarken "Balinanin
I�inde"yi yazdi. Fas�dan
g�nderdigi bazi mektuplarda Ingiltere�nin yavas yavas fasizme kaymasina tek
se�enek olarak savas karsiti
bir sol hareket olasiligi �zerinde durmustu. Ama savas baslayinca d�s�ncesini
degistirdi. "Bu kahrolasi
savasa girdigimize g�re kazanmamiz gerek. Bunun i�in ben de �st�me d�seni
yapacagim," diyerek
cepheye g�n�ll� gitmek i�in basvurdu ama ��r�ge ayrildi.

George Orwell�in zaten bozuk olan maddi durumu, II. D�nya Savasi sirasinda
gazetelerde ge�ici is
olanaklarinin azalmasiyla iyice k�t�lesti. 1940 yili Mayis�inda Londra�ya tasindi
Sonbaharda "Sosyalizm
ve Ingiliz Dehasi" alt basligini tasiyan "Aslan ve Tekboynuz" adli denemeyi yazdi.
1941�in ilk aylarindan
itibaren Amerikan dergisi Partisan Rewiev�a "Londra Mektuplari"ni yazmaya basladi.
Agustos�da Dogu
Yayinlari Servisi Hindistan b�l�m�nde konusma yapimcisi olarak BBC�ye girdi ve
1943 sonlarina kadar
bu g�revde kaldi.

1943 yili Orwell i�in birka� y�nden d�n�m noktasi oldu. Mart�ta annesi �ld�.
Kendisi hasta oldugu i�in
Sivil Savunma Hizmetleri�nden ayrildi. BBC�yi birakarak Aneurin Bevan�in
y�netmekte oldugu
Tribune�un edebiyat y�netmenligini �stlendi. Kitap elestirileri yazmayi
siklastirdi. Fakat en �nemli olay, yil
sonuna dogru Animal Farm�i (Hayvanlar �iftligi) yazmaya baslamasiydi. Kitap 1944
Subat�inda
tamamlandi, ama birka� yayinci tarafindan siyasi nedenlerle geri �evrildi. 1945
Agustos�undan (yani
savasin bitiminden) �nce de yayinlanamadi.

Avrupa�daki savasin sonlarina dogru Orwell muhabir olarak Fransa, Almanya ve


Avusturya�yi dolasti.
1944�de karisiyla birlikte bir erkek �ocugunu evlat edinmislerdi, ancak karisi
1945 Mart�inda bir ameliyat
sirasinda �ld�. Orwell �ocugu yanindan ayirmadi. Birka� ay sonra Isko�ya
kiyisindaki Jura adasina
gezisini yapti. 1946�da yanina eve bakmasi i�in kiz kardesini de alarak bu adaya
yerlestiyse de kisi
ge�irmek �zere Londra�ya d�nd�. Sagligi giderek bozuluyordu. 1947�de yineleyen
veremin ilk aylarinda
Nineteen Eighty-Four�un (1984) ilk taslagini yazdi. 1948�de krizler arasinda
ikinci taslagi bitirdi. Yil
sonuna dogru durumu olduk�a agirlasmis yazacak hali kalmamisti.

Hayvanlar �iftligi�nin olagan�st� basarisi, Orwell�in yaklasik yirmi yil �nce


Imparatorluk polisliginden
ayrilip yazar olmaya karar verdigi g�nden beri �ektigi maddi sikintiya son vermis
ama is isten ge�misti.
Orwell s�rekli hastalik ve aciyla ge�en son yillarini tamamlamak �zereydi. 1949
Eyl�l��nde Londra�da
hastaneye yatti. Ekim�de Sonia Brownell�le evlendi. 21 Ocak 1950�de �ld�.

BAZI HAYVANLAR DAHA ESITTIR

�Hayvanlar �iftligi� belirttigim gibi George Orwell�in en �ok ses getiren eseri
olur. Ayni zamanda
�1984�de gelistirilen bazi fikirlerin �n sunusudur da� Eser bir insan tarafindan
(Bay Jones) k�t�
davranilan �iftlik hayvanlarinin isyan edisi ve onu kovusuyla baslar. Hayvanlar
hepsinin mutlu olacagi bir
d�zen hayal ederler. Yazdiklari anayasada �B�t�n hayvanlar esittir� gibisinden
g�zel bir de madde vardir.

Ama kisa s�rede isler degisir; y�netimi ele ge�iren domuzlar kisa s�rede insandan
bile daha k�t� bir
y�netim g�stermeye baslar. Kendilerine karsi gelen hayvanlari ya s�rg�ne g�nderip
d�sman ilan eder, ya
da �l�me mahkum eder.

�Ve kisa sonra anayasadaki o g�zel d�s c�mlesi su hale b�r�n�r; �B�t�n hayvanlar
esittir ama bazi
hayvanlar daha esittir!�

Kitap b�t�n olarak Sovyet devrimi ardindan gelisen olaylari, Stalin�i


elestirmektedir.

B�Y�K BIRADER SENI G�ZL�YOR

1984 �yle bir eserdir ki, bu eserin saldirdigi otoriter y�netim kavrami ile
kavgasi George Orwell�in
�l�m�nden sonra da bitmemistir.

Bug�n dahi George Orwell kitabi Ingiliz (hatta bazen Amerikan) Gizli
servislerinin siparisi ile yazmakla
su�lanir kimi �evreler tarafindan�

Oysa kitap Soguk Savas yillarinda CIA tarafindan Kom�nizm karsiti propaganda i�in
kullanilmak
istenmisse de daha sonra kitaptaki propagandanin kendisine de ucu dokundugunu
g�r�nce bundan
vazge�mistir.

1984 ne s�ylemek istedigini direkt ve tipki romanin i�indeki �irkin d�nya gibi
k�seli s�yleyen bir
romandir. Kitabi hi� duymamis, okumamis bir okura �zetlersek�

B�y�k bir savas olmus ve D�nya �� b�y�k devlet arasinda paylasilmistir; Avrasya,
Okyanusya ve Dogu
Asya�

Bu �� b�y�k devlet kendi aralarinda (bazen ittifaklar degisse bile) s�rekli


savastadir. Bazi b�lgeler bu
devletler arasinda el degistirir ama hi�bir zaman k���k zaferler devletin herhangi
birinin yikilmasini
saglayamaz. ��nk� Okyanusya g�rece teknik �st�nl�g�, Avrasya �ok genis toprak
sahasi ve
hammaddesi, Dogu Asya ise b�y�k insan n�fusu ile dengeyi saglamaktadir.

Zaten bu �� �lkenin birbirleriyle savaslari kendi halklarini ezebilmek. onlari


s�rekli olarak kontrol
edebilmek i�indir.

Kitabin kahramani Winston Smith adinda, Okyanusya�da Dogruluk Bakanligi�nda


�alisan k���k bir parti
mensubudur.

Winston Smith�in g�revi tarihi degistirmektir! �rnegin Okyanusya Dogu Asya ile
olan ittifakini bozup
Avrasya ile ittifak kurdugunda b�t�n tarihsel kayitlar buna g�re d�zenlenir. Dogu
Asya hep m�ttefik,
Avrasya ise hep d�sman olur.

Ilk sayfalarda okuyucuya kabus gibi bir yasamin betimlemesi yapilir. Winston
Smith s�rekli lahana kokan
apartmanindaki dairesine girer ve hem alici, hem de verici olan, kapatmanin imkani
olmadigi televizyonun
g�r�s sahasi disindaki dar bir girintiye siginip en b�y�k g�nahini isler:
�Kahrolsun Agabey! B�y�k
Birader�den nefret ediyorum!�

�B�y�k Birader� varligi bile belli olmayan sistemin simgesel y�neticidir. Her
yerde �B�y�k Birader seni
g�zl�yor!� afisleri asilidir.

Y�netim sadece bireylerin �zg�rl�k alanlarini kisitlamakla kalmaz, tarihi,


simdiyi ve gelecegi kurgular!
Okyanusya�daki Ingsos y�netiminin �� slogani sudur: �Savas Baristir. H�rriyet
esarettir. Cehalet G��t�r.�

�1984��n en etkili s�ylemlerinden biri bu kurgu tarih, halka s�rekli yalan


s�ylenmesiyle ilgili b�l�m�d�r.
George Orwell bu konuda savas sirasinda BBC�de �alisirken edindigi deneyimlerden,
g�zlemlerden yola
�ikmistir.

Y�netim bireylerin devlet disindaki t�m baglarini yok etmeye �alismaktadir. Aile
kavrami �ocuklarin, ana
ve babalarini ihbar ettigi bir g�vensizlige s�r�klenirken, yaratilmaya �alisilan
�YeniDil� kavramlarin i�ini
bosaltmakla insan d�s�ncesinde zararli fikirlerin olusmasini engellemeyi
ama�lamaktadir.

Bir parti b�y�g� devletin y�netim mantalitesini s�yle tarif eder; �Bizim
d�nyamizda, korku, nefret, zafer
sevinci ve insanin kendini al�altmasinin yarattigi duygulardan baska hi�bir
duyguya yer yok. Bunlarin
disindaki her seyi yok edecegiz, her seyi. Daha simdiden devrim �ncesi d�s�nce ve
aliskanliklarini
ortadan kaldiriyoruz. �ocukla ana-baba, erkekle kadin arasindaki b�t�n baglari
kopardik. Artik kimse
karisina, �ocuklarina, yada dostlarina g�venmiyor. Gelecekte ise kari, arkadas
diye bir sey olmayacak.
�ocuklar dogar dogmaz analarindan alinacak, tipki bir tavugun yumurtalarinin
toplanisi gibi. Cinsiyet
i�g�d�s�n�n k�k� kazinacak. Dogum, insani �ocuk sahibi etmekten �ikacak; ekmek
karnesi gibi arada
sirada yenilenmesi gereken bir formalite halini alacak. Cinsel tatmini ortadan
kaldiracagiz. Sinir
uzmanlarimiz bu konu �zerine egilmislerdir. Baglilik, sadakat, sadece partiye
baglilik demek olacaktir.
Sevgi ise yalniz Agabey�e duyulan sevgi. Yenilen d�sman karsisinda duyulan
sevin�ten baska bir sevin�
de tanimayacak insanlar. Sanat, edebiyat, bilim.. hi�biri olmayacak bunlarin. Her
seye g�c� yetenin bilime
ihtiyaci olur mu hi�? G�zellikle �irkinlik arasinda hi�bir fark bulunmayacak. Ne
herhangi bir konuda
tecess�s, ne de yasama zevki.. b�t�n coskun zevkler sona erecek. Yalniz bir tek
zevk, iktidar sarhoslugu
kalacak geride. Daima artan, b�y�yen bir zevk olarak.. bir de s�rekli zafer
sarhoslugu. Ezilen, mahvedilen
bir d�sman karsisinda duyulan �ilginca zevk... Eger gelecegi temsil eden bir
g�r�n�m �izmemi istiyorsan
benden, sana s�yle bir sey d�s�nmeni tavsiye ederim; bir insan suratini hi�
durmadan �igneyen bir �izme.�

Winston Smith�in kuskusu giderek artar ve partinin insanlari nasil kandirdigini


daha iyi anlar� Partili bir
kizla yasak ask yasar ve sonunda yakalandiginda sorgu odasina alinir.

Sorgucular onun partiyi ve b�y�k biraderi samimiyetle sevmesini, sevdigi kiza


ihanet etmesini isterler.
Kitapta kullanilan meshur �101 No�lu Oda� da en b�y�k korkusunu kullanip bunu
basarirlar.

Winston Smith yenilir.

Kitap karamsardir ve kasvetlidir. Bunun nedeni George Orwell�in �1984�� yazarken


verem hastaliginin
en k�t� devresini yasamasidir.

1984 VE BUG�N

Ben �1984�le hen�z Tom Sawyer, Jules Verne okumus bir �ocukken tanistim.
Yasadigim soku tahmin
bile edemezsiniz. O zaman bile �zg�rl�g�ne d�sk�n, asi bir �ocuktum; kitapta
anlatilan gibi okumanin,
yazmanin, askin olmadigi, devletin bilin�li olarak bireyleri ezdigi, sefalet
i�inde tuttugu, en b�y�k
ama�larinin dildeki bazi kelimeleri yok edip �zg�rl�g� bireyin aklindan silmek
oldugu bir d�nya her t�rl�
kabustan �te gelmisti bana.

Kitabi okumamdan birka� yil sonra 1984 yilina gelindiginde �esitli gazete ve
dergilerde, �Bug�n
�1984��n neresindeyiz?� gibisinden baslikli yazilar �ikti.

Devir Soguk Savas devriydi. Ve d�nya �zerinde Sovyet Bloku, basini ABD�nin
�ektigi Nato Bloku ve
ikisine de temkinli yaklasan dev n�fuslu �in disinda bir g�� g�z�km�yordu.

Tipki kitaptaki gibi iki tarafta birbirlerine biraktiklari etki sahasindaki


olaylara karismiyorlardi; Prag
Bahari, Macar Ihtilali gibi olaylardaki Bati�nin tavri bu a�idan �ok
belirleyiciydi.

Kitaptaki kadar olmasa da tarih degistiriliyor, propaganda usulleri ile ger�ekler


gizleniyor ve
�arptiriliyordu. Iki tarafta tipki1984 �te oldugu gibi buluslara sahip �ikiyor,
bir�ok bulus iki tarafin farkli
bilim adamlari tarafindan yapilmis gibi g�z�k�yordu.

Yapilan yorumlara g�re1984 �ten �ok da uzak degildik.

Yillar i�inde Sovyet Bloku�nun yikilmasi, Bati�da Nixon�un istifasina neden olan
Watergate gibi olaylar
1984 �teki ��l� pranganin ger�eklesmeyeceginin g�stergeleri oldu.

Bug�n d�nya �zerinde -bakis a�iniza g�re- ya ABD�nin tek s�per g�� oldugu bir
d�nem veya bir�ok
orta b�y�kl�kte g�c�n oldugu �ok kutuplu, daha karisik bir siyasi sistem var.

Devletler hi�bir zaman 1984�teki kadar bireyi ezen bir tavra girmedi. Liberal
ekonomik politikalarin i�ine
sosyal haklar sokuldu.
�te taraftan kitaptaki devlete benzer bir ideolojik deneme, Kambo�ya�daki Kizil
Kmer�in dehsetli, kisa
s�reli iktidarinda yasandi.

Kizil Kmer�ler tipki1984 �teki gibi her seyi sifirlayabilmek i�in egitimli halki
sehirlerden tarlalara s�rd�ler,
zehirlenmis saydiklari okuma yazma bilen insanlari �ld�rd�ler. Resmi olmayan
rakamlara g�re iki
milyondan fazla insan �l�m tarlalarinda yok edildi. Ama bu garabet �ok uzun
s�rmedi.

Belki bug�n daha yumusak olsa da1984 �teki gibi y�netimler var. �rnegin
teknolojik gelismeler hi�
olmadigi kadar bireyin �zg�rl�k alanini kapsayici. Cep telefonlari ne zaman nerede
oldugumuzu tespit
ediyor, hatta bir rivayete g�re birakin konusmayi, telefon kapaliyken, pili
�ikartilmadigi m�ddet�e
dinlenmenin m�mk�n oldugu s�yleniyor! Rusya�nin �e�en Lideri Dudayev�i, Israil�in
bazi Filistinli liderleri
cep telefonu sayesinde yer tespiti yapip f�zeyle vurduklarini unutmamak lazim.

Bunun bir sonraki asamasi ne olacak?... Beyne yerlestirilen bir sonraki nesil
iletisim aletleri, o aletler
sayesinde beyni yikanabilen veya belirli g�revler yaptirilan insanlar, �zerinde
kisinin ismi yazan mermiler
mi?

Artik sehir meydanlarina s�rekli y�z taramasi yapilan kameralar yerlestiriliyor,


g�venlik programlari t�m
d�nyayi tariyor.

Bug�n g�venlik i�in denilen bu sistemler, ter�re karsi halki koruyan bu teknoloji
yarin �insani�, otoriter bir
kovan devletin h�cresi durumuna d�s�rmez mi? Bug�n Kuzey Kore gibi halkini
�zellikle fakir tutan, beyin
yikama y�ntemlerini uygulayan, n�kleer g��le hem kendi varligini koruyan, hem de
d�nyaya korku salan
bir devlet var. Teknolojinin t�m olanaklari kullanilarak insanlarini, kovan insani
yapabilecek bir y�netim
olamaz mi?

Eger suratimizi sonsuza kadar �igneyecek bir postal istemiyorsak tetikte


olmaliyiz. �Biz�, �Fahrenhait
451�, �Cesur Yeni D�nya� ve �1984� gibi kara �topya kitaplari k�t�phanemizden
eksik etmememiz
gereken kitaplardir. Onlara kutsal kitaplar kadar deger vermeliyiz.

Yaraticiligin Keskin Tadi: EDGAR ALLAN POE!...

Edgar Allan Poe: Amerikali ozan ve kisa �yk� yazari; dogumu, 19 Ocak 1809,
Boston; �l�m�, 7 Ekim
1849, Baltimore; yasam s�resi, 40 yil.

-Denebilir ki Poe t�m yasamini isine ve insanin �l�ms�zl�g�ne olan inancina


adadi.
-Ona sira disilik k�lt�r�n�n lideri diyebiliriz.
Kirk yillik �ileli, mutsuz bir yasam, firtinali duygular, ger�ek bir dehaya uygun
�alismalar, buhranlar,
u�ariliklar, i�ki ve uyusturucu; tiyatrocu bir anne ve baba (veremli Elizabeth ve
alkolik David Poe),
dagilan bir aile, gen� yasta �ks�zl�k, yaninda b�y�d�g� olduk�a varlikli bir baska
aile, sert ve tutucu bir
�vey baba (John Allan), 6 yasinda iken Ingiltere'ye bir yolculuk, Virginia
�niversitesi'nde �grenim...

Ancak kumar tutkusu ve bor�larindan dolayi �niversiteden ayrilmak zorunda


kaliyor, 1827'de Amerikan
ordusu'na katiliyor, 1831'de girdigi West Point Askeri Akademisi'nden alkol
bagimliligi y�z�nden
kovuluyor, John Allan'in yanindan ayriliyor.

1836'da Poe, hen�z 13 yasinda olan kuzeni Virginia Clemm ile evleniyor ve 1847'de
esi veremden
�l�nce derin bir buhran ge�iriyor. Yeniden evlenmek, bir dergi kurabilmek �abalari
sonu�suz kaliyor ve
iki yil sonra, Baltimore'da bulundugu bir sirada, alkol krizinden �l�yor.

Ve �yk�ler, �yk�ler, kabuslar, karabasanlar, lanetli aileler, mezarlarinda


dirilenler, �l�mc�l sakalar, kanli
intikamlar, incelikli iskenceler, esrarlar maceralar ve de �nc� bir �zel hafiye ya
da Sherlock Holmes'in
atasi ve �agdas polis �yk�lerinin, romanlarinin baslangici Auguste Dupin.

"Ne kadar i�ler acisi bir trajedidir Edgar Allan Poe'nun yasami!" haykiriyor
Charles Baudelaire. "Onun
�l�m�, basarisizligi y�z�nden �rk�t�c�l�g� artmis korkun� bir sondur! -Okudugum
belgelerin t�m�n�n
bende uyandirdigi ortak kani, Amerika Birlesik Devletleri'nin Poe i�in genis bir
hapishaneden baska
birsey olmadigi yolundaydi. Bana sorarsaniz Poe, havagaziyla aydinlatilmis bu
b�y�k barbarlikta degil,
daha temiz kokan bir d�nyada nefes alabilmek i�in yaratilan varliginin atesli
�irpinislari i�inde arsinliyordu
hapishanesini. Bu sevimsiz �evrenin etkisinden kurtulabilmek i�in g�sterdigi
s�rekli �aba, onun bir sair ve
hatta ayyas olarak i� d�nyasini, ruhsal yapisini belirleyen tek etkendi."

Poe, ger�ekten kurtulmak i�in �irpiniyor, �niversiteden, ordudan, askeri


akademiden, ona destek olmaya
�alisan, ama anlamaya yanasmayan t�ccar John Allan'da hatta ve hatta �ok sevdigi
onu �ok seven
�ocuk-kadin esinden. Ve de, �zellikle, kendisinden, alkolden, keyif vericilerden,
canliyken tabuta
konulma, mezara kapatilma korkularindan, beyinsel dehsetlerden, yakasini birakmak
istemeyen sefaletten,
baskilardan, i�indeki ve disindaki �atismalardan, adim adim yabancilastigi
insanlardan, onlardan olusan ve
g�n ge�tik�e de acayiplesen bir toplumdan. Par�asi olmadigi, olamadigi bir d�nyada
Poe usanmadan,
kendine benzeyen, kendini yansitan kahramanlarini �izerek, deserek g�zel olani,
sevilebilecek olani ariyor.

�agdas Amerikan edebiyatinda Poe'nun varisi, s�rd�r�c�s� sayilan - oysa baska ve


�ok degisik kozmik
boyutlara a�ilan, uzak ve bilinmeyen korku ve dehsetlerini dirilten H.P.
Lovecrfat'in deyisiyle Poe'ya
varincaya dek esrarlara dayali roman yazarlari hep soyutla ugrasirlardi. Pek az
ruhbilimsel veri ve bilgilere
sahip olduklarindan dehset anlayislari, d�nemlerinde ge�erli olan olagan ��z�m vc
durumlara - ka�inilmaz
mutlu son dahil olmak �zere-siki sikiya bagliydi. Bu y�zdendir ki iffet her zaman
�d�llendirilir, ahlak her
zaman korunur ve kurtulurdu.

Poe ise, daha en bastan, sanat�inin kisiliginden kaynaklanan ve herhangi bir


siniflandirmaya giremeyen
malzemenin islevini kavramaktaydi. Onun i�in kurgusal edebiyat, yargici olmaktan
�ok ifade edici
olmaliydi. Kendisi de acayip ve esrarengiz olan herseyin �ekiciligini duydugundan,
derin duygularin,
acilarin anlaticisi olmayi yegledi.

E. A. Poe'nun ger�ek kisiligi, �zel yasami tutkulari ve kusurlari �ogunlukla


yasal temsilcisi olan Rufus W.
Griswold 'un kasitli ve yanli a�iklamalarina, Poe'nun nank�r, kadin d�sk�n�,
serseri, ayyas gibi
tanitilmasina dayanilarak yillarca tartisildi, elestirildi.
Ve �yk�ler...

Kapkara bir denizde hizla s�r�klenen eski bir gemi, gemi kadar eski yipranmis,
adeta yassiz, sayiklayan
tayfalari. Sonra karanliklarin i�inde dikilen, belli belirsiz, kocaman buzdan
duvarlar ve kutuplarda d�rt
agizdan okyanusu yutan, bir u�urum.

Ya bir 'Sisede Bulunan Elyazmasi'ni yazip bunlari anlatan, kendini gemide bulan,
ancak tayfalarin
dikkatini �ekmeyen kisi? Yasayan bir insan mi yoksa yolunu sasirmis bir ruh mu?
Kutuptaki u�urum ve Norve�'teki bir baska u�urum, Helsegger daginin tepesinden
iyice g�r�nen bir
maelstrom (Maelstrom'a D�s�s, A Descent into the Maelstrom) ve bu korkun� u�uruma
dalan, girip
�ikan, kurtulmayi basaran bir kahraman.

***

-Poe'nun dizeleri soyut ve teknik g�zelligi �grenmek i�in adeta bir okul gibi. Ses
�zellikleri, geceye dair
temalari, seytani tonlamalari ve en sonundaki yargilari ile d�s�nsel yazinin
�zerine d�sen bir kivilcim gibi
parlak, ama yakmayan. (Walt Whitman)
-Poe �ld�...ve bir ayyas, bir basarisizlik oldugu s�ylendi ve basarili bir
Amerikali kadar i�ip i�medigi hi�
yorumsuz birakildi...Poe kendi d�nemindekilerin yarattigi "g�zelligin" karsisinda
"b�y�" y� yaratti...Kendi
i�indeki �st�nl�g� kendi �n�n� sagladi... hepsinden �te �zg�r aski, yurtseverligi,
kavgayi, z�ppeligi,
hassasiyeti, oburlugu, adiligi ve daha pek �ok prim yapan seyi b�nyesinde
barindirdi. (George Bernard
Shaw)
***

Poe, Baudelaire'in de yakindan tanidigi u�urumlari anlatiyor, i�lerine daliyor,


ama sonu�ta kurtulamadan
diplerine kadar s�r�kleniyor.Ola ki sonsuz diplere kadar ulasabilmek aya varmak
kadar kolaydir. Hans
Pfall, alacaklilarindan kurtulabilmek i�in kocaman bir balonla aya ulasmayi
d�s�n�yor (Hans Pfall Adli
Birinin Benzeri Olmayan Maceralari, Unparalleled Adventures of One Hans Pfall).
G�klerde y�kseliyor
Pfall ve, hayret, yolculugunun hedefine varabiliyor, kurtulabiliyor. Nedir ki Poe
alacaklilarindan
kurtulamiyor, batmakla y�kselmek arasinda s�rekli bocaliyor.T�m bu d�ssel yolculuk
ve maceralarin
temelinde yatan nedir? U�urumun �ekiciligi, dayanilmaz �agrisi mi yoksa g�ky�z�nde
aranilan kurtulus
mu? Degilse uyusturucularin k�r�kledigi sanrilar, hal�sinasyonlar mi?

***

Korku edebiyatina devami Stephen King'in romanlarina kadar uzanacak bir yenilik
getiren Edgar Allan
Poe'nun yasadigi 1930'lar Amerika'sinda korku �yk�leri modaydi. Ama Poe'nun
vampirlerle, canavarlarla
isi yoktu. Onun �yk�lerinde sira disilik, siradan karakterlerin i� d�nyalarindan
kaynaklaniyordu. Bunda da
sasacak bir sey yok, ��nk� Poe'nun kendi hayati dogumundan itibaren bir sira disi
olaylar zinciriydi.

1809 yilinin 19 Ocak g�n� Boston'da (daha sonra kendisiyle birlikte modern
Amerikan edebiyatinin
�nc�lerinden olacak Nathaniel Hawthorne ve Herman Melville gibi) kumpanya
oyunculari Elizabeth
Arnold Hopkins ve David Po Jr.'in �ocuklari olarak dogdu. Alkolik olan babasi
�ld�g�nde iki yasinda
bile yoktu. Ondan iki yil sonra da annesi vereme yenik d�st�. Hayati boyunca
kaybedecegi sevdigi
kadinlardan ilkiydi o.

Allan kendisini evlat edinen aileyle birlikte Londra'ya yerlesti.


Richmond'da okudugu okulda parlak bir �grenci, madalyali bir y�z�c�, iyi bir uzun
atlamaciydi. Ama
1826 yilinda yazildigi Virginia �niversitesi'nde kumar oynamaya basladi,
girtlagina kadar borca batti ve
�vey babasi borcu �demeyi reddedince ikinci ailesini de o terk edip orduya
yazildi. Buradaki ilk yilinda
da ilk siir kitabi "Timurlenk ve Kisa Siirler"i yayinladi. Bunu �ok sevdigi �vey
annesinin �l�m�, ordudan
ayrilip askeri akademiye yazilma ve alkolik oldugu i�in atilma, agabeyinin de
t�berk�lozdan �l�m� gibi
trajik olaylarla dolu d�rt yil izledi. Bu arada �esitli dergi ve gazetelerde
�yk�leri yayinlaniyordu.

1833 yilinda 13 yasindaki kuzeni Virginia ile evlenen Poe, hayatinin ilk ve tek
romani "Arthur Gordon
Pym'in �yk�s�"n� 1838 yilinda yayinladi. Bu kahramani kendi adini �agristiran
bitmemis roman yazarin
�l�m�nden sonra H.P. Lovecraft, Jules Verne, Charles Romyn Dake, Dominique Andre
gibi isimler
tarafindan tamamlandi.

Dergilerde edit�rl�k, �eviriler, gazete yazilariyla hayatini s�rd�r�rken 1841'de


Graham's Magazine'de
modern polisiyenin ilk �rnegi sayilan "Morg Sokagi Cinayeti" basildi. Derginin
5000 olan tiraji 37.000'e
y�kseliverdi. Edgar Allan Poe adi yavas yavas duyulmaya baslamisti. Ama bu
ekonomik sikintilar
�ekmesini engellemiyordu. Issizdi, sevgili karisi Virginia da sevdigi pek �ok
insanin kaderini takip edip
t�berk�loza yakalanmisti. Maddi, manevi acilar alkol ve uyusturucuyla birlesip
kagitlara d�k�l�yordu.
1843'te yazdigi "Altin B�cek" birka� ay sonra tiyatroya uyarlandi, kendisi de
Amerikan siiri �zerine
dersler vermeye basladi.

Ama karisi gittik�e k�t�lesiyordu. 1846'da bir kir evine tasindilar ama Virginia
Poe birka� ay sonra �ld�.
Kendini iyice i�ki ve uyusturucuya veren Edgar Allan Poe bir kez daha evlenmeye
niyetlendi ama yeni
nisanlisi onun bu durumuna bir ay dayanabildi. Ardindan Richmond'a d�n�p �ocukluk
aski Elmira'ya
evlenme teklif etti ama reddedildi. Richmond'da basladigi alkol tedavisini de bir
ay sonra birakip
Baltimore'a gitti. 7 Ekim 1849'da burada bir hastanede �ld�g�nde sadece 40
yasindaydi. Arkasinda
70'ten fazla �yk�, siir ve tamamlanmamis bir roman birakti.

Hik�yeleri bug�ne dek bir�ok filme konu olan Edgar Allan Poe'nun 150. �l�m
yild�n�m� nedeniyle b�t�n
d�nyada t�rl� etkinlikler d�zenleniyor. Evi, �ld�g� hastane ziyaret�i akinina
ugrarken i�inde Jeff Buckley,
Marianne Faithfull, Iggy Pop gibi isimlerin de oldugu bir de alb�m hazirlandi
adina.

Hayal G�c�n�n b�t�n komutanlarina selam olsun�

Orkun U�ar
Orkun U�ar Kimdir?

1 Haziran 1969 G�lc�k, Kocaeli dogumlu olan Orkun U�ar ilk, orta ve lise
�grenimini deniz
astsubayi olan babasinin g�rev nedeniyle bulundugu Bartin�da tamamlamis,
�niversite �grenimi i�in 1986
yilinda Istanbul�a tasinmistir.

Istanbul Basin Yayin Y�ksek Okulu radyo-tv b�l�m�nde okurken medya i�inde
�alismaya
baslamistir.
�alistigi isler asagidadir:
H�rriyet G�steri Dergisi Fotograf�i Asistanligi
H�rses Gazetesi Taksim Polis, Hastane ve Adliye Muhabirligi
Hafta Sonu Gazetesi Magazin Muhabirligi
G�nes Gazetesi Magazin Muhabirligi
H�rriyet Gazetesi Magazin muhabirligi
Anten A Prod�ksiyon Senaryo Yazarligi
Fotospor Gazetesi Spor Muhabirligi ve Fotograf�iligi
Girgir Dergisi �izgiroman Yazarligi
Son Baski Gazetesi Muhabirlik
Underground Laneth Dergisi 2. ve 3. sayi Yazarligi
Underground Mega Metal Dergisi Yazi Isleri M�d�rl�g�
Red FM Heavy Metal Programi Sunuculugu
TRT 2 �Kamera Arkasi� ve ����nc� Zil� Programlari Prod�ksiyon Asistanligi
Show TV �Bir Scarlette Araniyor� Yarismasi Y�netmen Yardimciligi
TGRT �Istanbul�daki Anadolu� Y�netmen Yardimciligi
Hurafe Heavy metal Grubu vokalistligi ve Serbest senaryo Yazarligi
HBB �Sporazzi� Programi Y�netmenlik
Kanal E Ekonomi B�lteni Y�netmenligi
Metropol FM ve Kanal 6 Tarot Yorumculugu
Yeni G�naydin ve Yeni Y�zyil Cafe Pazar Eki �izgiroman Yazarligi

TRT 2 �Gecenin I�inden� Programi Y�netmen Yardimciligi

ATV �Magazin Forever� ve �Kenan Er�eting�z�le Y�z Y�ze� Programlari Yardimci

Y�netmenligi

BRT Yayin Y�netmenligi

ATV �Magazin Forever� Programi Yardimci Y�netmenligi, �Finans D�nyasi� ve Kiss TV

�Yunus�la 3 Maymun� Programlari Y�netmenlik

Orkun U�ar 2001 yilinda ekonomik kriz nedeniyle ATV�den isten �ikarildiktan sonra
internet
�zerinde Xasiork �l�ms�z �yk� Kul�b�n� kurmustur.

Bu edebiyat olusumu 2002 yili mayis ayinda bir yayimevine d�n�sm�s T�rk
yazarlarinin 7 adet
kitabini basmistir.

Yayinciligin i�inde bulundugu sikintilardan dolayi yayimevi 2004 yili Mayis ayinda
kapatilmistir.

Orkun U�ar on ay Gendas K�lt�r�e bagli E Edebiyat dergisinde bilimkurgu ve


fantastikkurgu
literat�r� �zerine yazmistir. Bu kitabin i�erigini olusturan yazilarin �ogunu o
dergi i�in hazirlanan
metinlerdir.

Orkun U�ar su anda yazarlik �alismalari yaninda Xasiork �l�ms�z �yk� Kul�b�
b�nyesindeki
site, edebiyat yarismalari ve e-kitap yayinciligiyla ugrasmaktadir.

1999 yili Nostromo Dergisi Bilimkurgu Kisa �yk� Yarismasi birincisi Orkun U�ar�in
Kizil Vaiz
(2002) ve Kara Gezgin (2003) iki kitabi bulunmaktadir.

You might also like