You are on page 1of 12

FenVf'1

Sosya ~ .§-.
DBilimciler- .
i ~r.p~gı ~i~.&
TÜBiTAK IIK..e:.. ISPARTIŞi\LİLİGİ
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİvERSİTESİ
FEN-EDEBİYAT FAKÜLTE sİ
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ

ı. ULUSLARARASI
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATı
SEMPOZYUMU
(23-26 Ekim 2007)

ıst INTERNATIONAL SYMPOSIUM


OF TURKISH LANGUAGE AND LITERATURE
(23-26 October 2007)

Yrd. Doç. Dr. Abdurrahman ÖZKAN


Yrd. Doç. Dr. Selami TURAN

©Yayımlanan Bildiri Metinlerindeki Yazı, Fotoğraf, Harita, Yazım, Noktalama vb.


Konusundaki Tüm Sorumluluklar Yazarlarına aittir.
Kaynak Gösterilmeden Alıntı Yapılamaz.

Tasarım ve Baskı:
Fakülte Kitabevi Baskı Merkezi
Fakülte Kitabevi Yayın Dağıtım Pazarlama Ltd. Şti.
Kutlubey Malı. 1004 Sak. No: 15IB ISPARTA
(Hilmi Dilmen ilköğretim Okulu Karşısı)
Tel: (246) 2330374-75
e-posta: baskimerkezi@faku1tekitabevi.eom
e-posta: fakultekitabevi@gmaiL.eom
İçİNDEKİLER

Açılış Konuşmaları
Prof. Dr. Talat Sait HALMAN ((Eski Kültür Bakanı ve Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü
Başkanı) , , , , " XI
Doç. Dr. Osman YILDIZ (Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı) XV

BİLDİRİLER
Cemile ABDİu, Nasreddin Hoca Arnavut Fıkralarında 1
Kenan ACAR, Oğuz Dışı Türk Şivelerindeki İki #t> #d Ötümlüleşmesi Üzerine Bir Tez 9
Mustafa AKSOY, Saraydan Çıkarılan Kadın Anlatısımn Türk Halk Anlatılannda İşlevsel Kullanımına
Metinlerarası Bir yaklaşım ,..' , 17
Fundagül APAK, Cumhuriyet Dönemi Türk Yazınında "Estetikbilim"e Gönül Verenler I: Burhan Toprak
................................................................................... , 27
Fatih ARSLAN, "Şehrin Aynaları" Romanının Arketipsel Sembolizm Açısından Çözümlenmesi 39
Yasemin ASLAN, Ölmeye Yatmak ve Yaşamın Ucuna Yolculuk Adlı Romanlarda Ölüm izleği 45
Emine ATMACA - Ayşe YILMAZ, Köktürk Yazıtlarında "Teg"in Kullanılış Şekilleri ve Cümle İçinde
Kazandığı Anlamlar 53
Özgür AY, Türkiye Türkçesi Ağızlarında İstek Kipi Üzerine 67
Mehmet AYDIN, Nurullah Ataç ve Türkçeye Fransızca Yoluyla Giren "Sahip 01-" ve "Ait" Yapısı 99
Çiğdem BALIM, Ulusötesi Türk Toplulukları: Amerika Birleşik Devletlerine Yerleştirilen Ahıska Türkleri
......................................................................................................................................... 103
Erol BARIN, Türkçenin Yabancılara Öğretiminde Motivasyon 107
Erdoğan BOZ, Eski Anadolu Türkçesinde "AdıHI Biçimbirimi+Gerek" Yapısıyla Kurulan Tümcelerde
Belirlenim ; ; , 111
Şerif Ali BOZKAPLAN, Atasözlerinde Tahkiye : 115
Ebru BURCU YILMAZ, Edebiyat-Psikoloji İlişkisi Açısından Anlatı Metinlerinde Mekan Kurgusu 119
Hülya CANPOLAT, Almanya Münih Devlet Kütüphanesi'nde Bulunan Türkçe Elyazmaları ve Lamii
Çelebi'nin Şerh-i Dibace-i Gülistan'ının Bilinmeyen Bir Nüshası 125
Nesilne CEYHAN, Osmanlı Dağılırken Ağlayan Hikayeler 131
Menderes COŞKUN, Şiirde İmge Kullanımı ve Tasvir Sanatı. 139
Sezai COŞKUN, Türkiye'de Edebiyat - Felsefe İlişkisi Tartışmaları ve Baha Tevfik'in 'Felsefe-i Edebiyat
ve Şair Celis' İsimli Eseri 143
Çetin CUMAGULOV, Koysarı ve Tamga Yer Adlarının Etimolojisine Dair 147
Bilal ÇAKICI, Metinden Hareketle Edebiyat Tarihi: Fedaı Divam Örneği 149
Ömer ÇAKIR, 1897 Türk-Yunan Harbi'nin Servet-i Fümm Edebiyatı'ndaki Akisleri... 155
Nuri ÇELEBİCAN, 16. yy Anadolu Sahasında Yazılmış Tezkireler Arasındaki Etkileşim 167
Kamile ÇETİN, Hikemı Şiirin Temsilcilerinden İbrahim Raşid Divanında Atasözleri ve Deyimler 179
Nurullah ÇETİN, Kahraman Kültü Merkezli Türk Edebiyatı Birikimine Olumsuz Yaklaşımlar 191
İsmail ÇETİşLİ, Kurgusallık/İtibarllik Bağlamında Edebiyat 195
Erol ÇÖM, Şemseddın-i Sivası'nin İbret-Nüma'sında Sosyal TenkiL 201
Muharrem DAYANÇ, "Kavram"ın Kavramı ::
Celal DEMİR, Türkiye Türkçesinde İsim Tamlamasını Oluşturan Ögeler Üzerine
Necati DEMİR, Sözlü Türk Kültürünün Boyutları ve İşlevleri
Kerim DEMİRCİ, Türkçedeki Bazı Anlatım Bozukluklarına Dilbilimsel Bir Yaklaşım ~
Nagehan U. EKE, 16. Yüzyıl Klasik Türk Şiirinde Şiir İlmi ......................................................................•
Fatih ERBAY, W. Radloff'un Sözlüğündeki çağatay Türkçesine Ait Kelimelerde Karşılaşılan i
Sorunlar ,
Mehmet Dursun ERDEM, Erzincan ve Yöresi Ağızlarındaki Fiiller Üzerine
Emine ERSÖZ, Çağdaş Arap Edebiyatından Türk Karakteri Dr. Amin Yousuf Oude'nin Ö
Kolleksiyonundan Örnekleme
Halil Altay GÖDE, Ad Koyma ve Ad Koymada Uyum Üzerine
Orhan GÜDEK, "Halka Doğru" Mecmuasında Balkan Savaşlarının Yansımaları Üzerine Bir İnceleme
Ramazan GÜLENDAM, Haldun Taner'de Brecht İzleri.. .
Gürer GÜLSEVİN, Kutadgu Bilig'de Denk-Çiftlerin Kullanılmasında Vezin Kaynaklı Tercihler .
Ezgi Oya GÜMÜŞ, Kazakistan Ahmet Yesevi Üniversitesi Tiyatro Bölümü'nün Oyunu "Göktürkle
Türkiye Turnesinden İzlenimler ve Oyunun Tiyatro Göstergebilimi Açısından İncelem

Galibe HACIYEVA, Umumtürk Diyalekt Leksikasında Azerbaycan ve Türkiye Türkçesinin Yeri .


Cabbar İŞANKUL, Epik Yaratıcılıkta Yardımcı Kahraman Tipi .
Muhsin KALKIŞIM, Mesnevi'nin İlk Dört Beytine Şey!:ı Giilib'in Yaptığı Şerh .
Ferhat KARABULUT, Dilbilgisinden Dilbilimine: Dil ve Türkçe Çalışımlarında Yöntem Sorunları .
Ahmet KARADOGAN, Millet Adı Olarak ll. Yüzyıl Öncesinde "Türk" Kelimesinin Yaygınlık Kazam
Meselesi .
Metin KARAÖRS, Isparta ve Yöresi Ağızlarındaki Söz Varlığının Yazı Dilinde Kullanılmasıyla İlgili
İnceleme .
Osman KARA TA Y, Balık "Kent" Kelimesinin Kökeni ve Eski Türklerde Şehirciliğe Dilbilimsel
Yaklaşım .
Şevkiye KAZAN, XVII. Yüzyıl Kliisik Türk Edebiyatımızdan Bir Sima: Üsküdarh Si~Ti'nin Çağdaşı R

Selda KESKİN, Türkçe Derslerinde Bilgisayar Destekli Materyal Kullanımı ve Örnek Uygulamalar .
Çiğdem KILIÇ, Abdülhak Hiimid Tarhan'ın Oyun Ön sözleri ve Tiyatro Anlayışı .
Aziz KILINÇ, Vasiyetnamelerde Dikkat Çekilen Bir Konu: İlim .
Mustafa KINSIZ - Cengiz GÖK - Hatice Gül GÖK, Geçmişten Günümüze Türkçe'nin Yabanci Dil OL
Öğretimi: Muğla BölgeSinde Bir Uygulama .
Vildan KOÇOGLU, Tuva Türkçesinde çıt- / Çıdar/"Yatmak" Yardımcı Fiili .
Gü1nar KOKYBASSOVA, Ahmet Baytursınulı ve Gazete Yazılarının Dili Üzerine .
Niyar QURTBİLAL, Kırım Yer Adları: Sudak Bölgesi Mikrohidronimleri Üzerine Araştırmalar .
Alaeddin MEHMEDOGLU, Türkiye Türkçesinde" Bağımsız Birleşik Cümle" Üzerine .
Rıza OGRAŞ, Divan Edebiyatında Avrupa ve Avrupalı İmajı... .
Olcay Güntülü ÖZAKA YDIN, Feviiyidü'l-Kiber Adlı Eserde Bulunan Deyimler ve Atasözleri .
Murat ÖZBA Y, Yurt Dışına Gönderilen Türkçe Öğretmenleri İle İlgili Sorunlar ~ .
Mehmet ÖZÇELİK, Gevheri'de Sevgili .
Gülseren ÖZDEMİR KORKMAZ, Postmodern Edebiyatın Postmodern Bir Eleştirisi: Yeni Yalan Zama
i (yeşil) .
Abdurrahman ÖZKAN, Mehekkü'l-İlim ve'l-Ulema İsimli Eserde Dudak Uyumu 479
Mustafa ÖZKAN, Osmanlı Türkçesi Ayrı Bir Dil midir? ; 497
Işılay Pınar ÖZLÜK, Mevlana'nın Rubailerinde Aşk, Aşık ve Sevgili 507
Nurettin ÖZTÜRK, Anıdan Anlatıya Dönüşüm Üzerine Bir İnceleme 513
Selçuk PEKER, Osmanlı ile Venedik Arasında Yaşanan Girit Savaşının Türk Saz Şiirindeki Yansımaları
.................................................. , , 521
Ömer SAVRAN, Sebk-i Hindı Akımı ve Şiirimizdeki Yansımaları 533
Süleyman SOLMAZ, Aruzun İmlaya Etkisi , 541
Müge SUCU POLAT, Dil ve Kültür Sürekliliği Açısından Çocuk Edebiyatının Önemi 547
Ebubekir ŞAHİN, Sevgiliye Tahammül Nereye Kadar? Divan Şiirinde Aşkın Halleri 553
İsmet ŞANLI, Fuzüll'nin ''Nedür'' Redifli Gazeli ile Namık Kemal'in Bu Gazele Yazdığı Nazire Arasında
Bir Karşılaştırma Denemesi , , 559
Cafer ŞEN - Nurcan ŞEN, Necdet Rüştü Efe'nin Yazarlığı ve Manzum Romancılığı 569
Zübeyde ŞENDERİN, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın "Çocuk ve Allah" Adlı Eserinde Özne Olarak "Çocuk" ve
Bu Bağlamda "Varlık / İnanç" Problematiği 579
Abdullah ŞENGÜL, Mevlana'nın İki Tiyatro Eserindeki yorumu 587
Sümer ŞENOL, Edebiyata Yeni Metodlar Gerek 591
Fahri TEMİZYÜREK, Türkçenin Yabancılara Öğretiminde Kültür Unsurlarının yeri 595
Öykü TERZİOGLU, Bir Zanbağın Hikayesi ve Le Roman de Violette'de Cinsel Kimlik ve İlişkilerin
Kurgulanışı , 599
Mustafa TOKER, Tatar ve Başkurt Türkçelerine Rusçadan Giren Kelimeler 607
Necati TONGA, Yazar-Hayat-Eser Bağlamında Mustafa Kutlu'nun Uzun Hikaye Adlı Eserinin Tahlili. 619
Selami TURAN, Sultan da Elif-Ba Yazar: Muhibbl'nin Elif-Namesi... : 627
Dilek TÜFEKÇİ CAN, Bastard ofIstanbul: The World ofWords : 635
İbrahim TÜZER, İsmet Özel'de Hayat - Şiir Birlikteliği ya da 'Sonrası Şiir Kerim' 643
Sibel ÜST, Keşf'i ve Tedibname , 651
Kerime ÜSTüNOVA, Özne Üzerine Birkaç Söz 657
İsmail YAKIT, Günümüz Türk Dili ve Edebiyatçıları ile Şair ve Yazarlarına Yakut'un Düşürdüğü Tarihler
........................ ' , 663
Osman YILDIZ, Eski Anadolu Türkçesinin Kuruluş Dönemine Ait Bazı Metinlerde Görülen 'Ünsüz
Benzeşmeleri'ne Dair 677
ANIDAN Aı~LATIYA DÖNÜŞÜM ÜZERİNE BİR İNCELEME

I-Biyografik malzeme açısından edebiyatın ana ve yardımcı türleri arasında girişiklik


Bilindiği gibi kurmaca yaratmaya dayalı edebiyat sanatının ana türleri roman, öykü, tiyatro ve
şiirdir. Yardımcı türler ise bu ana türleri besleyen birer damar olarak özyaşamöyküsü, anı, günlük,
yaşamöyküsü, mektup, gezi, söyleşi, fıkra, deneme, eleştiri ve makale biçiminde sıralanabilir. Bu sıralamada
kurmacadan gerçeğe doğru bir aşama izlenir.
Kurmaca yazarı geçmişle gelecek arasında bir köprü kurar. Onun altın değerindeki "şimdi" si,
yazıldığı anda geçmişirı değerlendirilmesi ve geleceğin kurulması bağlamında bir bireşim biçimine
dönüşür. Bu bireşimin birirıcil kaynağı yazarın kendi yaşamıdır. Dolayısıyla her türlü kurmaca, okuru
yapıttan yazara doğru götüren bir köprü, bir yol ve rehberdir. Bu yol aynı zamanda bir eleştiri yöntemidir.
Sanatçının hayattan sanata doğru yaptığı yolculuğun belgesi olan yapıt, eleştirmenin elirıde sanattan hayata
doğru bir tersine yolculuğa, bir kazıya dönüşebilir. Bu yolculuk aynı zamanda yapıtın sanatçı tarafından
kurulan bütünlüğünü bozan bir işlem sürecidir. Bu sürecin sonunda eğer bütünlüğü dağıtma işi yaratma
sürecinin sağlaması durumuna gelirse, sonuç hem sanatçı ve hem de okur için aydınlatıcı olur. Sanat yapıtı
üzerinden üretilen estetik bilgi iki alanda işlevselolur: Yazar yeni kurmaca yaratma sürecinde bundan
yararlanır ve okur özdeşleyim (einfiihlung) hazzını daha derin ve geniş biçimde tadabilir. Ancak bu eleştiri
türünün en büyük sakıncası, sanatsal yaratıyı belgesele ve suç kanıtına çevirme ihtimalidir. Bu tür
eleştirinin iki türünden yazarın yaşamını öncelikle araştıranı, tarihe! ve edebiyat tarihine2 daha çok hizmet
eder. Sanatçıdan yapıta giden bu eleştiri bütünü parçaların basİt toplamı olarak almak bakımından
indirgemecidir. Sonuçta tarihsel ve toplumbilimsel araştırmaya dönüşür. Biyografık eleştirinirı ikinci
türünde sanatçının izi yapıtta aranır. Ancak iz sürerken neyin gerçek, neyin kurmaca olduğu sıklıkla karışır.
O yüzden yapıtı anlamaya yarayan her türlü biyografik malzeme ihtimal ve ihtiyat kaydı ile
değerlendirilmelidir. Dolayısıyla sanatçıya dönük eleştiri yapıtın kumıaca sınırlarını aşmadığı, yargılayıcı
değil betimleyici olduğu zaman edebiyata katkı sağlar. Hiçbir biyografik malzemenin yalnız başına yapıt
ortaya çıkarmayacağı unutulmamalıdır.
Biyografik malzeme en fazla özyaşamöyküsü, anı, günlük, yaşamöyküsü, mektup ve gezi türlerirıde
bulunur. Bu yazı türleri olay bakımından yaşananlara, zaman bakımından geçmişe, mekan bakımından
yazanın hayatına dayalıdır. Anlatıcı ise genellikle ı. kişidir3. Ancak yine de bu ögelerin hayatın birebir
yansıması olduğu söylenemez. Hiçbir şeyi eklemediğini ve hiçbir şeyi saklamadığını; "ne bir eksik, ne bir
fazla hepsi tamam" söylediğini belirten Saint Augustinus, Gazali, Timur, Babür, Katip Çelebi, Evliya
Çelebi, Rousseau, Keçecizade İzzet Molla, Tolstoy, Şevket Süreyya gibi itiraf yazarları gerçekte bir
muhasebe yaparlar. Tanrı veya tarih huzurunda yaptıkları bu muhasebe ve muhakeme aynı zamanda bir
savunmadır. Beklentileri okurun beğenisini kazanmaktır. Okur jüridir. Son yargı Tanrı 'nındır ve son sözü
tarih söyleyecektir. Bu duruşma psikolojisi, gerçekte her türlü söz ve yazının devindirici gücüdür. Ne var ki
en yoğun biçimine yukarıda sıralanan yardımcı edebiyat türlerinde ulaşır.
II. Yaşanan ile yazılan arasında anı ve özyaşamöyküsü
Okurun özyaşamöyküsü, anı, gezi, günlük ve mektup yazarından beklediği, yaşananla yazılanın
özdeşliğidir. Yazılan her şeyin gerçekte olduğu düşünülür. Kurmacada böyle bir özdeşlik bulunmaz. En
azından bulunmadığı varsayılır. Buna karşılık kurmaca da yalnızca imge gücünün ürünü değildir. Örneğin
romanın kişi, zaman, mekan ve olayları yazarın yaşantı ve gözlemleri ile düşleme gücünün bireşiminden

• Doç.Dr., Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü.


ı Bkz. Adıvar, 1952
ı Wellek-Warren, 1983, s.93-101; Levend, 1984, s.416, 449
3 Özyer, 1984, s.15-26
doğar. Ondan dolayı, kurmaca bir aynadır4 ama yansıtan da yansıtılan da sanatçının yarattığı bir dünyanın
ögeleridir. Yapıt işte bu dünya ile sınırlıdır ve yazar ancak ondan sorumludur.
Girişikliği en yilksek düzeyde olan edebiyat türlerinden ö.:yaşamöyküsii ve anı kitaplarının mantığını
kavrayabilmek için bazısı gezi, bazısı şiir, bazısı da söyleşi biçiminde olan bu kitapların başlıklarında yer
alan sözcüklerden -hayat, hatıra ve anlamdaşları çokluk ve genellikleri nedeniyle bir yana bırakılarak- bir
s
anahtar kavram dizini oluşturulursa, şu liste ortaya çıkmaktadır :
a. Gör/bak/izle (-rnek/-mak eyleminden türeyenıer):
1.Avrupa GörmUs Adam, Ümit Yaşar Oğuzcan, İsİ. Alpay Yayınları, 1067
2. Bu Gözler Neler Gördü?, Refi Cevad Ulunay, İsİ. çatı Kitapları, 2002
3. Dönüp Baktığımda, Fethi Naci, İst. Adam Yayınları, 1999
4. Gezerek Gördüklerim, Falih Rıfkı Atay, İsİ. MEB Yayınları, 19706
5. Gördüklerim ve Geçirdiklerim, M. R. Mimaroğlu, An!<. 1946
6. Gördüklerim, Duyduklarım, Duygularım, Mehmet Asım Us, İst. Vakit Matbaası, i964.
7.Gördüklerim- Yaptıklarım, Ahmet Reşit Rey (H.Nazım), İst., 1945
8. Görüp İşittiklerim, Ali Fuat Türkgeldi, Ank. TTK Yayınları, 1984
7
9. Hayatımda Hiç Arkaya Bakmadım, Mübeccel Belik Kıray, İst. Bağlam Yayınları, 2001
10. Kum Saatini izlerken, Nermin Abadan Unat, İsİ. İletişim Yayınları, 1998
lL. Londra'da Gördüklerim, Süreyya Ağaoğlu,s İsİ. İsmail Akgün Basımevi, 1946
12. Yakın Tarihte Gördüklerim ve Geçirdikleıdm, Ahmet Emin Yalma.rı, İsİ. Rey
Yayınları, Yenilik Basımevi, 1970-1971, C.ı·ıv
13. Yaşa Yaşa Gör Temasa, Vedat Günyol, İsİ. Oğlak Yayıncılık, 1997
14. Yıldız'da Neler Gördüm, İsmail Müştak Mayakon, İst., 1940
h. Yıl:
1. Altmış Yılın HiMyesi, Mehmet Çmarlı, İst. Kitabevi, 1999
2. Ardımdaki Yıllar, Yıldız Sertel, İst. Milliyet Yayınları, 1990
3. Batış Yıııarı, Falih Rıfkı Atay, İst. Ekin Basımevi, 1963
4. Elli Yıl Önce Anadolu ve Şark Cephesi Hatıraları, Fahri Çakır, İst. Çınar Matbaası, 1967
5. Gölgede Kalan Yıllar, Memet Fuat, İsİ. Adam Yayınları, 2001
6. Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra, Rıfat Ilgaz, İsİ. Çınar Yayınları, 1987
7. Kırk Yıl, Halid Ziya Uşaklıgil, İst. İnk. ve Aka K.evieri, ı969
8. Kırk Yıllık Hariciye Hatıraları, Esat Cemal Paker, İst. Hilmi Kitabevi, 1952
9. Politikada 45 Yıl, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, İst. İletişim Yayınları, 1999
10. Sürgiinde On Yıl, Demir Özlü, İst. T.İş Bank. Yayınları, 2001
ll. Unutulan Yıllar, Niyazi Berkes, İst. İletişim Yayınları, i997
12. Unutulmayan Yıllar, Hasene Ilgaz, İst. 1970
13. Yılların Ötesinden, Cevat Hakkı Tarım, Ank., Memleket Matbaası, 1956
14. 80 Yıl, Orhan Oğuz, İst. Doğan Kitap, 2002
c. Geç (-mek eyleminden türeyenıer):
1. Bir Ömür Böyle Geçti, SüreY'ıa Ağaoğlu, İst. İshak Basımevi, 1975
2. Bu da Geçti Yahu, Samim Kocagöz, İsİ. Düşün Yayınevi,I 989
3. Bu Dünyadan Nazım Geçti, Vılla Nurettin, İsİ. Cem Yayınevi, 1988
4. Edebiyatçılarımız Geçivor, Halit Fahri Ozansoy, İst. Türkiye Yayınevi, 1967
5. Geçti Akşam Suları, Tarık Dursun Kakınç, İst. Bilgi Yayınevi, 1997
6. Gectiğim Günlerden, Hasan Ali Yücel, İst. İletişim Yayınları, 1990
7. Gördiiklerim ve Gecirdiklerim, M. R. Mimaroğlu, Ank. 1946
8. Yakın Tarihte Gördüklerim ve Geçirdiklerir~, Ahmet Emin Yalman, İst. Rey Yayınları,
Yenilik Basımevi, 1970-1971, C.I-IV

4 Yansıma kuramı için bkz. Moran, ı 981, s. ı ı-ı 2


5 Başlık numarası altında alfabetik verilen bu liste çıkarılırken Olgun, 1972, s. 662-682'den ·yararlanılmıştır.
Doğalolarak 1972'den sonra çıkan kitaplar tarafımızdan eklenmiştir.
6 Gezi-anı türünde olan bu kitap, yazarın alt bölümleri "hatıra" olarak adlandırması ve gezilen yerden çok onun
yazar üzerindeki duygu ve düşünce etkisi nedeniyle almdı. Gezi edebiyatında " ... 'de/da Neler Gördüm" başlığı
taşıyan pekçok yapıt olmasına karşılık göreni değil görüleni öne aldığı için listeye konulmad!.
7 Iımak söyleşi-anı türünde
8 Gezi-anı türünde olan bu kitap da Atay'ınki ile aynı gerekçe yüzünden burada anıldı.
9. Atatürk'ün izinde Bir Ömür Böyle Geçti, Sabiha Gökçen, İst. THK Yayınları, 1981
lA. Yıllar Böyle Geçti, Vedat Nedim Tör, İst. YKY, 1999
d. Roman-öykü/hikaye:
I. Altmış Yılın Hikayesi, Mehmet Çınarlı, İst. Kitabevi, 1999
2. Bir Devrin Romanı, Halide Nusret Zorlutuna, Ank. KB Yayınları, 1978
3. "Bir Öykü ve İz Sürmek", Zeynep Aliye, Gündoğan Edebiyat, Bahar 1996, S:18, s.13-18
4. Bir Roman Gibi, Bezmi Nusret Kaygusuz, İzmir, İhsan Gümüşkaynak Matb. 1955
5. Romancının Dünyası, Kerime Nadir, İst. İnk. ve Aka K.evleri, 1981
6. Roman Gibi, Sabiha Sertel, İst.
7. Yaşamöyküm, İst. YKY, 2004 (Bu kitapta Doğan Kuban, Cahit Uçuk, Semavi Eyice,
Muhibbe Darga, Rasih Nuri İleri, Macide Tanır, Turhan Selçuk, Fethi Naci, Nazan
İpşiroğlu ve Doğan Hızlan'ın söyleşi biçiminde özyaşamöyküleri yer alır.)
8. "Yaşam Övküsü", Gülten Akın, Şiiri Düzde Kuşatmak içinde, İst. Alan Yayıncılık, 1983,
s.233-239
9. "Yazarlığımın Hikayesi", Erendiz Atasü, Gündoğan ı~debiyat, Güz 1996, S:4, s.21-26
e. Gün
1. Ankara'nın ilk Günleri, Yunus Nadi Abalıoğlu, İst. Sel Yayınları, 1955
2.En Mesut Günüm, Refet Rodoplu, Kırklareli, Yeni Matbaa, 1958
3. Geçmiş Günler, Ruşen EşrefÜnaydın, İst., 1919
4. Günler Boyunca, Naci Gündem, İzmir, İhsan Gümüşakay Matbaası 1955
5. Hayatımın Acı ve Tatlı Günleri, Şadiye Osmanoğlu, İst. Bedir Yayınevi, 1966
6. Sayılı Günler, Muzaffer Buyrukçu, İst. Çağdaş Yayınları, 1986
7. Unutulmaz Günler, Necat Akdemir, İst. ışı! Kitabevi:. 1961
8. Unutulmuş Günler, Süreyya Sami Berkem, İst. Hilmi Kitabevi, 1960
9. Yeni Adam Günleri, Tuna Baltacıoğlu, İsİ. YKY, 1998
f Zaman-dönem/devir
1.Bir Devrin Romanı, Halide Nusret Zorlutuna, Ank. KB Yayınları, 1978
2. Cumhuriyet Devri Hatıralarım, Kazım Nami Duru, İst., Sucuoğlu Matbaası, 1958
3. Eski Zaman Kadınları Arasında Hatıralar, Nahit Sırrı Örik, İsİ., İnkılap Kitabevi, 1968
4. Geçmiş Zaman Köşkleri, Abdülhak Şinasi Hisar, İsİ., Varlık Yayınları, 1956
5. Gel Zaman Git Zaman, Güzin Dino, İst. Can Yayınları, 1991
6. Yaşadığımız Devrin içyüzü, Ahmet Hamdi Başar, Ank. Ayyıldız Matb. 1960
g. Ömür
1. Atatürk'ün izinde Bir Ömür Böyle Geçti, Sabiha Gökçen, İst. THK Yayınları, 1981
2. Bir Ömür Boyunca, Refik Halid Karay, İst. İletişim Yayınları, 1990
3. Bir Ömür Böyle Geçti, Süreyya Ağaoğlu, İst. İshak Basımevi, 1975
4.Ömrüm, Ali Kemal, (yay. Z. Kuneralp), İsİ. İsis Yayıncılık, 1985
5. Sera b-ı Ömrüm, Rıza Tevfik, İst. Kenan Matbaası, 19499
Görüldüğü gibi anı başlıklarında en çok (14 kez) kullanılan sözcük, gözlem ifade eden
gör/baklizle- eylemidir. Onunla aynı sayıda olmak üzere, yakın anlamlı zaman-dönem-devir
sözcüğüne göre iki katından fazla kullanılan (14 kez) yıl görülmektedir. Üçüncü sırada (10 kere ile)
geç- ve dördüncü sırada roman-hikiiye/öykü kavramları (9 kere) vardır. Bu kavramların serüven,
serencam, macera gibi anlamdaşları da değerlendirmeye alındığında sayısı artabilir. Gözlem ve
yaşantı t1emposunun kısa aralıklara indirgendiğini gösteren gün kavramı da 9 kere geçmektedir. Yıl ve
gün kavramlarından daha soyut ve kuşak kavramını çağrıştıran zaman-dönem/devir 6 kere
kullanılmıştır. Daha içe dönük bir muhasebe sürecini ifade eden ömür de 5 kez geçer. Belirtilen sıklık
oranlarından hareketle bu sözcükler, bundan sonra incelenecek anılar ve özyaşamöyküleri için metnin
ruhunu yansıtan birer anahtar kavram olarak kullanılabilir.

9 "Bu şiirin son mısraı mahiyetini pek güzel, pek muhtasar bir surette ij.1de ediyor. Babamla gezip dolaştığım
yerlerin latif manzaralarının hatıralarından muhayyilemin resmetmiş olduğu hayali bir (peysage) tablosudur. Bu
pek sevdiğim şiirlerimdendir. Bu şiir mecmuasının adını koyan refikam Nazlı isabet etmiştir, çünkü bütün
şiirlerim ömrümün serabıdır. " s.213
Bu sıklık oranından yola çıkılarak aynı zamanda bir am tanımı da yapılabiiir: Anı, geçmişte yaşanan
ve görülenlerin yıl, gün ve dönemleriyle birlikte ömür sınırları içinde hikaye edilmesidir. Bu öyküyü özel
yaşantılar özyaşamöyküsü, kamusal yaşantılar ise anı diye adlandırmaya yol açar.
Özyaşamöyküsü ile anının kendi alanlarına ayrılması kolay bir işlem değildir. Zorluk düzeyi
ayrıntılarda artmaktadır.
III. Özyaşamöyküsü ile anının benzer ve ayrı yönleri nelerdir?
Yazar kurmacanın malzemesini gerçek dünyadan derler. Hayat kaybettikçe sanat kazanır ama
sanatın anası da hayattır. Hayat aynı kaynaktan çıkan iki besinle sanatı büyütür. Bunlardan biri
özyaşamöyküsü, öbürü de anıdır. Özyaşamöyküsünü herkes yazabilir. çünkü her insan ayrı bir hayat yaşar.
Yazılmaya değmez bir yaşam yoktur. Ne var ki kişiye düşen bunu kendisinin yazmasıdır. Kişi eylediklerini,
bilgisini ve duygusunu yaşam aşamalarına bağlı olarak kaleme aldığında oıiaya özyaşamöyküsü çıkar. An,
saat, gün, hafta, ay, mevsim ve yıllara yayılan bir yaşamı olduğu gibi yazmak mümkün değildir. Onun için
yazar yaşamından seçtiklerini yazar. Bu bir tür yaşama atılımıdır. Öbür yazı türlerinde bir son bulunabilir
ama özyaşamöyküsü ve anıda son yoktur. Yazılabilecek "son" lar ancak dilenen, beklenen; muhtemel ve
imgesel bir geleceği dile getirir. Öyleyse bu türlerin bittiği nokta kurmacanın başladığı yerdir.
Anı yazımında özyaşamöyküsündeki genellik yoktur. Am, anılmaya değer olaylar toplamıdır. Yazar
sıradan biri değildir. Toplumsal yaşamda, meslek ortamında önemli bir yer edinmiştir ve yaşamının bu özel
alanındaki yaşantılarım anlatır. Özyaşamöyküsündeki hayatı rolün yerini anıda toplumsal ve meslekı roller
alır. Anı bir kendini yaratma süreci öyküsüdür. Özyaşamôyküsünde yazarın anlattığı kişiler çoğunlukla
birer figür iken anıda kişiler neredeyse yazara eşit birer tanıktır. Özyaşamöyküsündeki zaman aşamaları
fizyo-psikolojik temele dayanırken anıda eğitim, iş ve mertebe dönüm noktalarını oluşturur.
IV. Roman ile özyaşamöyküsü ve anının ilişkileri nasıldır?
Gerçekte her yapıt az veya çok ölçüde, doğrudan ya da dolaylı biçimde özyaşam ögelerine dayanırlO.
Yazar figüratif ve tipik malzemeleri kendi yaşamından ve anılanndan türetir. Çoğunlukla başkişi yazarın
, yansımasıdır. Fuzul1 "Bende Mecnun 'dan füzun aşıklık isti 'dadı var/ Aşık-ı sadık benim, Mecnun 'un ancak
adı var" derken bu gerçeği en yalın ve kestirme biçimde dile getinniştir. Tanzimat romanının "züppe" tipi
Ali Bey'den Bihruz'a; "Didon Arif"llıerin romana yansımasıdır. Ahmed Midhat'ın Rakım'ı attar
çıraklığından yükselen, hesabını kitabını iyi bilen yazarın; Mizancı Murad'm Mansur Bey'i Dağistan'dan
Avrupa'ya geniş bir coğrafyayı kültürel dinamikleriyle tanıyan yazarın kendisidir. Fikret'in Süha'sı, Halid
Ziya'nın Ahmed Cemil'i, bir bakıma umutsuz aşkından dolayı intihar edip arkadaşlarınca kurtarılan
M(:hmed Rauftur. "Salon Köşelerinde" nin kişileri ve "Zavallı Necdet" ler melankolik ve bohem bir
kuşağın temsilcisidirIer. Hüseyin Cahid'in Nezih'i hem yazann, hem de o kuşağın otobiyografik arke-
tipidir. Gökalp'ın Ortaç'ı düşünürün tipik aynasıdır. Çalıkuşu, Anadolu Notları'm kaleme alan Reşat
Nuri'dirI2• Han Duvarları bir anı-şiirdir. Handan ve Rabia Halide Edib'in kalın çizgilerle belirgin biçimde
çizilmiş oto-portreleridir. Mavi Sürgün otobiyografik bir romandır. Ahmed Haşim kendi kişiliğini
şiirlerinde melalkolik bir tip olarak yansıtır. Huzur'daki İhsan Yahya Kemal, Mümtaz Tanpınar ve Nuran
yazarın bir arkadaşının eşidir. Tank Buğra'nın Küçük Ağa 'sı ile Yaşar Kemal'in İnce Memed'i ebeveyn
anılanndan beslenir. Orhan Kemal'in romanları bir ınnak gibi akan yazarın hayatının kesitleridir. Bir
yandan Orhan Kemal romanlarında Türklerin Maxim Gorki'si olarak toplumbiliınsel malzemeyi kuram ve
kendi pratiğinden çıkarırken bir yandan da "Cemile" etrafında yitip gitmiş bir aşkın izlerini romanlanna
serpiştirir. Kemal Tahir'in gençliğinde yaşamış olduğu bir vefasız bir aşkın izlerine ise özellikle Yol
Ayrımı 'nda ve Esir Şehir dizisinin ilk iki kitabında rastlanabilir.13

iO Mehmet Serdar, 2001, "Özyaşamöyküsü ", s.33


ii Didon Arif, Kuleli Yakası sanıklarındandır. "0 vakte göre şık giyinir, Frenk usulü tavırlar takınır, tırnaklarını uzatır,
daima münevver jikirli görülür ve ihtilalci geçinirdi ve Ah bir ihtilalolsa bayrağı çekip öne geçeceğim' diye söyler idi.
Teşebbüsün sebepleri arasında dinı hükümlere riayet edilmemesi de sayı/dığından Arif Bey bu gibi kayıtlarla zaten azade
bir kimse olduğundan, o zamanın devlet adamları tarafından sevilip sayılan ve menkıbeleri bir cilt dolduracak kadar çok
olan meşhur Ebu 'l-Enf Vehbi Molla: 'Haydi diğerlerine bir şey demeyelim, fakat şu din davasında Didon Arif'in işi ne' der
idi." Bkz. Ali Rıza-Mehmed Galib, 1977, s.26, 103
12 Önertoy, 1974, s.81-109; Önertoy, 1989a

13 ileri, 1985, s.93


V. Anlatının anahtarı anı
Bu noktada son ve önemli bir örne~e değinilmelidir. Önertoy, Yakup Kadri'nin romanlarını "nehir
roman" kavramı açısından incelemiştirl . Kiralık Konak'tan Panorama'ya değin Yakup Kadri'nin
romanlan uç uca eklendiğinde 1850-1950 arasını anlatan bir ırmak-roman dizilişi gösterir. Ancak bu
dizilişe koşut başka bir ırmak daha vardır: Yakup Kadri'nin anıları. Yazarın özyaşamöyküsünden anıya
doğru gelişen kendi geçmişi ile ilgili anlatılarını Anamın Kitabı, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, Vatan
Yolunda, Zoraki Diplomat ve Politikada Kırk Beş Yıl biçiminde dizrnek mümkündür. Uç uca ekleyerek
bu anılara "ırmak-anı" demek uygun olur. Adile Ayda'nın aşağıya alınan anısı, yazarın iki ırmağı nasıl
birlikte değerlendirdiğini, anı birikimlerini ne ölçüde romanlarında kullandığını göstermesi bakımından
önemlidir:
"... şu sua/i sordum:
-Geçen gün bütün eserlerinizi sırf hatıralanmzla yazdığmlZl söylüyordunuz. Halbuki
romanlanmzda bu kadar hayaıperest tipler vardır. Bunlan da sadece hatıralanmzla mı yarattmız?
Biraz düşündü ve :
-Hatıralanmla ve hayallerimin hatlfası ile.
-Hah, dedim, öyleyse buna muhayyile ismi verilemez mi?
Güldü ve 'Belki!' dedi" 15

Bir özyaşamöyküsü olan Anamın Kitabı'nın önsözünde de Yakup Kadri "ömrü yeterse okurlara
ikinci bir Anamın Kitabı 'nda romanlarının bütün anahtarlarını vermiş olacağını" belirtir. 16
Bu son sözden yola çıkılarak "romanların anahtarları anılardır" yargısına ulaşılabilir. Yakup Kadri
anılan yapıtın önsözünde Anamın Kitabı'nı "devlet düşkünü bir aile içinde bir zavallı çocuğun romanı"
biçiminde tanımlar. Özyaşamöyküsü ve anı ile roman bu noktada sınırları belirsizleşen, girişik türler olarak
görünmektedirJ7. .

Güncel Türk edebiyatında anı ile romanı iç içe veren en önemli romancı Selim İleri'dir. Onun bütün
romanları, yitip gitmiş ve bir daha geri gelmeyecek zamanları anlatan birer anı-romandır. Bu anı-
romanların arkasındaki hakim fon ise annesinin yüzünden yansıyan ve yazarın kişiliğinde sürüp giden
hüzündürIS. Cemal Süreya da Selim ileri'nin anı-romanlarında anlattığını Fotoğrafşiirinde özetlerl9.
VJ[.Şİİr ve anı
Türk şiirinden bazı örnekler, bu türler arası girişikliğin düzyazı alanının dışında da
gözlemlenebileceği bir alanın varlığını gösterınektedir. Örneğin Nazım Hikmet'in Otobiyografi adlı şiiri
duygu, hayal, beğeni, inanç ve kişisel yaşantılar ile kamusal etkinliklerin iç içe geçtiği; dolayısıyla anı ile
özyaşamöyküsünün girişik bulunduğu bir metindir. Bu metin şairin kamusal vurguyu ölüm ve sonrasına
taşıyan ve bu yüzden anıya yaklaşan Vasiyet şiirine göre; özellikle keder yoğunluğu yüzünden, başlığına
uygun biçimde, otobiyografiye daha yakın durmaktadır. Poetikasının bildirgesi olarak kabul edilebilecek
olan Şiir Yöntemim adlı şiirinde Cahit Külebi özyaşamöyküsü ögelerine çok az yer verir. Şair kimliğinin ve
sanatının oluşum sürecini sergilediği bu şiirinde Külebi yurt, halk, doğa ve kadın biçiminde dört ustasından
söz eder. Orhan Veli'nin Ben Orhan Veli adlı şiiri ise bazı ayrıntıları edebiyat tarihçisinin keşfine havale
edecek ölçüde kendinden emin bir şairin özgeçmişini sıradanlaştırıp şair kimliğini övgüyle öne çıkardığı
bir anıdır. Yaşadım, Artık Bitti şiirinde Ziya Osman Saba, sıradanlaştırma işlemini içtenlikle yapar ve
şairlik yönüne hiç değinınez. Dolayısıyla bu şiiri, öbür Saba şiirleri ile birlikte pür otobiyografik şiir diye
nitelemek mümkündür. Ziya Osman'ı andıran şiirlerini topladığı Bir Zaman Düşü adlı şiir kitabındaki Ben
miydim o? ve bunu izleyen şiirlerinde Sabahattin Kudret Aksal, yalnızca özyaşamöyküsünü anlatır. Genel
başlık olarak bu şiirlere anı dense bile, anlatılan yalnız özel ve hatta içsel alandır.

14 Önertay Olcay, i989b, s.35-56


LS Ayda, 1998, s.76-77, 212
16 Karaosmanoğlu, 1983, s. i6
17 Özyer, Alman yazınbilimcilerin çoğu kez bu türlerin hepsi için "Am Edebiyatı" terimini kullandıklarını belirtiyor. Özyer,
1994, s.17
IS İleri, 2002, s.14, 18,192, 308, 345; İleri, 2003, s.56

ı9 Cemal Süreya, 2000, s.182


VII. Sonuç
Biz bu çalışmada anı ve anlatı arasındaki girişik ilişkileri incelemeye çalıştık. Metinlerarasııık
kavramını bilerek kullanmadık. Girişikliği yaratı öncesinde zihnin bir iç alışverişi, kurgusal bir sızma ve
hatta bilinçli bir değiş-tokuş olarak düşünüyoruz. Metinlerarasılık ise daha çok yaratı ortaya çıktıktan
sonraki bir alıntı, geçişlilik ve ilişki olarak görünüyor. Öte yandan metinlerarasııık kavramının bağlı olduğu
post-modernizm konusunun sanat tutumu olmakian çıkıp bilim tutumu da olmasına incelemecinin itirazı
vardır. Bilim gizleri çözer. Bilinmeyeni bilmeye çalışır. Dağınıklığı düzenler. Varlığı örgütler. Kilise gibi
uzlaşmayla değil us egemenliğinde deney ve gözlemle çalışır. Bu kavrayışla türler arası girişiklik ele
alınmıştır.
Birbirine en yakın yardımcı yazınsal türlerden anı ilı; özyaşamöyküsü alanyazını taraması ve
istatistik yöntemle gözden geçirilmiş ve aralarındaki fark öncelikli olarak özel alan~kamusal alan farkı
biçiminde belirlenmiştir. Bu belirlemenin ardından kavramsal sıklık oranından hareketle bir anı tanımına
ulaşılmaya çalışılmıştır. Bu işlemden sonra, tiyatro türü sahneyi de içerdiği ve başka bir çalışmanın konusu
olması gerektiği için dışta tutularak özellikle roman ve şiirde anının, bir başka deyişle yaşananların yeri ve
değeri gösterilmeye çalışılmıştır. Gerçekte yapılan iş, yaratı sahibinin işini yaparken kendiliğinden
bilincinde olduğu bir durumun; tarama, sayma, sınıflama, karşılaştırma, tümevarım, tümdengelim,
çözümleme ve bireşim yöntemleriyle; ya da bir başka deyişle bilişsel düzlemde yeniden ve sistematik bir
biçimde ifadesidir.
Bu çalışmada kavramsal ilişkileri sorgulanan anı ile anlat! arasındaki girişiklik durumunun deneysel
bil' incelemesi, çapraz karşılaştırma yöntemi kullanılarak daha önce Erhan Bener ve Feyza Hepçilingirler'in
anı ve romanları üzerinde yapılmıştır. 20 Ayrıca Selim İleri üzerinde gerçekleştirilen çalışmaların da anınıp
anlatıya saçılması ve yaşantının anıya, anının edebiyata dönüşümü çerçevesi içinde gerçekleşmesi21;
doğrultumuzu destekleyen başka bir gelişmedir.
Bu konu daha da soyut düzeyde kuramsal açıdan da incelenmeye değer görülmektedir. Anlatı
incelemelerinde anılardan yararlanma tekniği ile ilgili olarak odak-metin ve destek metin terimleri etrafında
,fizikteki atomik yapı, astronomideki galaktik yapı, eğitim biHmindeki halka kuramı, kültür bilimindeki
dalga kuramı, toplum bilimindeki merkez-çevre kuramı gibi bir girişiklik kuramı ileri sürülebilir. Ancak bu
başka bir çalışmanın konusudur.
Çalışmanın son yargısı Attila İlhan'ın şiirinden esinle şudur:
"Aynlıkıar sevdaya, hayat sanata dahil ...."
KAYNAKLAR
(Not: Metin içinde anılan kitaplara burada ayrıca yer verilmemiştir.)
Adıvar Adnan, 1952, "Tarih ve Biyografi ", İÜEFTarih Dergisi, c.n, S:3-4
Ali Rıza-Mehmed Galib, 1977, XLII. Asr-ı Hicride Osmanlı RidHi, İst. Tercüman Yayınları, C. n
Ayda Adile, 1998, Bir Demet Edebiyat, Ank. T.İş B. Yayınları
Cemal Süreya, 2000, Sevda Sözleri, İst. YKY
İleri Selim, 1985, Hatırlıyorum, İst. Altın Kitaplar
İle:riSelim, 2002, Anılar; ıssız ve Yağmurlu, İst. Doğan Kitap
İleri Selim, 2003, Annem İçin, İst. Doğan Kitap
İnci I-Iandan (haz.) (2007), Selim İleri Kitabı, İst. Doğan Kitap
Karaosmanoğlu Yakup Kadri, 1983, Anamın Kitabı, İst. iletişim Yayınları
Levend Agah Sırrı, 1984, Türk Edebiyatı Tarihi, Ank. TTK Yayınları
Mehmet Serdar, 2001, "Özyaşamöyküsü", Adam Sanat, Eylül 8:188
Moran Berna, 1981, Edebiyat Kuramları ve Eleştiri, İst. Cem Yayınevi
Olgun İbrahim, 1972, "Am Kaynakçası ", Türk Dili, Mart S:246

20 Öztürk, 2006/2, s.57-87


21 İnci (haz.),·2007, s.53, 58, 59, 61,116, ı18,133,149,161,195,199,208,225,240,269: Oktay. 1998, s,199, 208
Oktay Ahmet (1998), Selim ileri'nin Romanedığı ve Romanları, İst. Oğlak Yayınları
Önertoy Olcay, 1974, "Reşat Nuri Güntekin ve Anadolu ", AÜDTCF Türkoloji Dergisi, C.VI, S: 1
Önertoy Olcay, 1989a, "Reşat Nuri 'nin Eserlerinin Kaynağı: Anadolu Notları ", Hürriyet Gösteri, Aralık
8:109
Önertoy Olcay, 1989b, "Edebiyatımızda 'Dönem Roman' ve 'Nehir Roman' (Yakup Kadri) ", Ortak Kitap,
Mayıs 8:1
Öztürk Nurettin 2006, "Roman ve Otobiyografi ", Akademi Günlüğü Toplumsal Araştırmalar Dergisi,
Bahar 8:2
Özyer Nuran, 1984, "Otobiyografi Türü ve İki Örnek", Edebiyat Üzerine içinde, Ank. Gündoğan
Yayınları
Wellek Rene-Austin Warren, 1983, Edebiyat Biliminin Temelleri, (çev. A.E.Uysal) Ank. KTB Yayınları

You might also like