You are on page 1of 233

Meslekten bir felsefeci ve sosyal bilimci olan ERNEST GEL L NER

1925'de Paris'te dodu. Eitimini Oxford "Balliol College"de yapt ve dokto


ra almasn 1961 ylnda Londra niversitesinde tamamlad. Akademik
kariyerine Edinburgh niversitesinde balayan (1947-49) E. Gellner, Lond
ra Ekonomi Okulu (LSE)'nun sosyal antropoloji konusunda alma yapt
Sosyoloji Blmnde Bronislaw Malinowski'nin ilk rencileri arasnda yer
ald. Gellner, 1962'den beri grev yapt LSE'de "Toplum Bilime zel ili
kiyle Felsefe Profsr" resmi nvanm tamaktadr.
ilk kitab olan Words and Things: A Citial Account of linguistic Phosopy
and Studuy in I deology adl almasnda L. Wittgenstein'm kurduu Ox-
ford'daki linguistik felsefe ekolnn savunduu tez ve argmanlar eletire
rek bir felsefe evresi oluturdu.
Thought and Change adl almasnda da toplumun sanayilemesi teme
linden hareketle bir modern feslefe formle etmeye alarak kritikler geli
tirdi.
Gellner'in en,byk antropoloji almas Saints of the Atlas' dr. Bu al
masnda Yksek Atlas Dalarnda yaayan mslman Berberilerde ky ha
yatn inceledi.
I leriki yllarda slam toplumlarma olan ilgisi daha da younlaarak yazd
Mslim Society adl eserinde ada dnyada mslman toplumlan be
lirleyen dinamikleri yakalamaya alt. Bu alma aslnda O'nun I bn Hal
dun'un Mukaddime'sinden hareketle bir slam sosyoloji teorisi gelitirme
denemesidir.
Ernest Gellner'in yaynlanm eserleri unlar:
Words and Things (1959), Thought and Change (1964), Saints of the At
las (1969), Legitimation of Belief (1974), Patrons and Clients (1977) Muslim
Society (1981). Deiik yazlarndan oluan kitaplar: Cause and Meaning in
the Social Science (1973) Contemporary Thought and Politics (1974) The De
vil in Modern Philosophy (1974), Spectacles & Predicaments (1980), Arabs
and Berbers (1973, editr olarak)
insan yaynlan 82
inceleme-aratrraa dizisi 38
eserin zgn ad
Nations and Nationalism
dizgi, i dzen
birim
bask, cilt
doan ofset
kapak basks
etin ofset
kapak
yazevi
I SBN 975-7732-41-9
insan yaynlan
klodfarer cad. 27/5 trbe/istanbul
tel: 516 08 28 - 518 08 78
ULUSLAR ve
ULUSULUK
Ernest GELLNER
evirenler
Bra Ersanl Behar
Gnay Gksu zdoan
insan yaynlan
stanbul 1992
(Bo Sayfa)
NDEK LER
EV RMENLER N NSZ 7
ED TRN NSZ 13
NSZ 17
TANI MLAR 19
TARI M TOPLUMUNDA KLTR 31
SANAY TOPLUMU 47
ULUSULUK AI NA GE 79
ULUS NED R? 101
SANAY TOPLUMUNDA TOPLUMSAL
ADALET VE E TL K 117
ULUSULUK TRLER 153
ULUSULUUN GELECE 185
ULUSULUK VE DEOLOJ 203
SONU 223
ZET 226
D Z N 235
(Bo Sayfa)
EVRMENLE RN NSZ
ikinci Dnya Savan izleyen dnemde eski smr
ge ynetimlerinin tasfiyesiyle birok yeni ulus-devlet
ortaya kt. Ondokuzuncu yzyldan beri hkmn
srdren ulusuluk ann bylece tamamen kapand
dnlmekteydi. Ancak son birka yldr zellikle
(ulusu akmlarn en yal ktas) Avrupa'da ve dalan
Sovyetler Birlii'nin Asya topraklarnda kurulmakta
olan ulusal devletler dikkatlerin yeniden ulusuluk ko
nusuna evrilmesine neden oldu. Ondokuzuncu yzyl
ulusuluunun en scak blgesi olan Balkanlarda bu
gn Yogoslavya'nn paralanmas ve Srp'larla Hrvat-
lar, Slovenler, Bonaklar ve Amavutlar arasnda ba-
gsteren atmalar ise uzun mddet rafa kaldrlm
olan ulusuluk tarihi bilgimizi yeniden gndeme getir
mekte. Ulus, etnik kken, ulusal kimlik, ulusuluk gibi
kavramlar da gnmz siyasi literatrnn gzde
kavramlar olma durumunda.
Ernest Gellner'in Uluslar ve Ulusuluk adl eseri
1983 ylnda yaynlanmakla birlikte bu almasnn
temel yaklam ve ulus kavramna getirdii yeni bak
as aslnda 1964'de yaymlanan ve bir dizi makaleden
oluan Thought and Change kitabnn "ulusuluk" b
lmnde yer almt. Bu temel yaklam, 1970' lerde
ulusuluk konusunda youn almalar ile tannan
Anthony Smith'in ilk geni kapsaml almas olan
Theories of Nationalism(1971) de de ayrntl bir ekil
de deerlendirilmiti. Smith de Gellner gibi ulusuluk
olgusunu modernleme/ sanayileme srelerine ba
7
ml bir deiken olarak ele almtr. Bu ortak bak
asnn en nemli yan ulusuluun tamamen tarihi
bir ulusal kimliin ve bilincin varlna veya olumas
na indirgenmeyip bir dizi sosyo-ekonomik, kltrel ve
siyasi etkenin bilekesi olarak sunulmasyd. Ulusu
luk insanlk tarihinin sanayileme aamasnda ekille
nen bir olgu olarak ele almyordu. almalarnda dil
bilim, antropoloji, felsefe, sosyoloji gibi ok eitli kay
naklardan yararlanan Gellner disiplinleraras yakla
mnn yansra kendine zg terminolojisi ve sunduu
arpc, hatta baz u rneklerle ulusuluk konusunda
tamamen yeni bir tartma balatm oldu.
Gellner'i ncllerinden daha zgn ve yaratc ya
pan zellii onun ulusuluk olgusuna farkl bir dz
lemde yaklamasdr. Ulusuluk tarihinin klasikleri
arasnda yer alan almalar, ki bunlar arasnda Hans
Kohn zel bir yere sahiptir, temelde birka yzyllk
Avrupa tarihi iinde ulusal kimliklerin nasl olutuu
na ve ulusuluk ideolojisinin elerine dikkat ekmi
tir. Gellner iin sorun ulusuluk ideolojisinin ne dedi
i, ksacas ulusu akmlar deil, ulusuluk ile ulusla
ma sreci arasndaki balantdr. Yukarda Anthony
Smith'in de bu bak asndan yararlandna dein
mitik. Ancak Gellner'in hakkn Gellner'e teslim ede
lim. Ulus ile ulusuluk arasndaki ilikiyi paradigma-
tik bir deiiklik dzeyinde kavrayarak yeniden kav
ramsallatran ve literatre radikal bir tanm getiren
Gellner olmutur.
Gellner'in zmlemesinde bir ulus'u tanmlayan ne
Fransz devriminden kaynaklanan iradi (voluntarist)
ortak duygu ne de Alman romantik ulusuluunun
vurgulad tarihsel organik btnlktr. Bu tr ortak
bir bilin ancak ulusal bir kimliin varlna tekabl
eder. Uluslar meydana getiren ey ise uluslamann
kendisidir. Bu durum paradoksal gibi gzkse de ulus,
uluslamann bir nedeni deil sonucudur. Uluslama
ise sanayi toplumuna geiin nedenlerinden ve bu top
8
lumun kendi nesnel koullarndan kaynaklanan bir
sretir. Gellner'e gre zerinde durulmas gereken
nokta bu srecin dayatt dilin, kltrn ve eitimin
merkezden kumandal kullanmdr. Dolaysyla ulus
olgusunun ulus-devletiyle kanlmaz beraberlii ve bu
iliki gerei ulusun siyasi, ekonomik ve kltrel a
dan rtn ispatlayabilmesidir.
Gellner bize aklkla her etnik topluluun ulus ol
madn sylyor. Daha dorusu ulus olgusunun in
sanlk tarihinin en eski aamalarndan bugne miras
kalmadn, ancak modern dnyann nesnel koullar
iinde olutuunu belirtiyor. Dolaysyla da ancak bu
balamda tarihselletiini ve daha sonraki bir aama
nn kendi nesnel gereklii iinde alabilecek bir siya
sal/toplumsal rgtlenme biimi olduunu hatrlatm
oluyor.
Gellner'in ulusu modem devletle birlikte oluan ta
rihsel bir kategori olarak deerlendirmesi nl tarihi
E.J . Hobsbawm tarafndan da benimsenmitir. slup
lar, metodlar ve dnya grleri (Hobsbawm'un
Marksizmine karlk Gellnerin her tr ideolojinin s
tnde olma iddias) ok farkl olmasna karn Hobs-
bawm'un 1990'da yaymlanan ve dorudan ulusuluu
konu alan kitab, Nations and Nationalism Since 1780,
Gellner'in ncs olduu ulus kavramndan yararlan
maktadr.
Gellner'in "sevap"lanmn yansra okuyucuyu (zel
likle de evirmenleri) zorlayan, zaman zaman hayrete
dren baz noktalara ve zellikle de uluslama sre
cini evrensel bir olgu olarak tantmaya alrken "Av-
rupa-merkezci" bak asnn neden olduu teorik so
runlara da deinmeden geemeyeceiz. Gellner ulus
lama srecine ilikin hemen hemen tm rnekleri er
ken sanayileen Bat lkelerinden derlemi, zaman za
man da bunlan kendi muhayyilesinde yaratt temsili
kategorilerle canlandrmaya almtr. Dolaysyla
modern ulus-devletin douuna e tuttuu uluslama
9
sreci bir anlamda Avrupa lkelerinin tarihi geliimi
nin zgl koullaryla kstlanm olarak takdim edil
mektedir. Uluslama olgusunun evrensel olduunu ka
bul etsek bile aamalarnn her yrede, blgede ve l
kede aynen Avrupa rneklerinde olduu gibi tekrarla
nacan, ayn dinamiklere tabi olacan dneme
yiz. Gellner'in ulus kavram bize yeni bir kavramsal
ara sunuyor. Ancak bu ara farkl uluslama srele
rinin kendi tarihi geliimi ve deneyiminin zellikleri
iinde smanmaldr. Ksacas Gellner'in evrensellik ya
ratma telana kar zgn sreler ve farkl gereklik
ler sabrla yeni aklamalar beklemektedir.
Aslnda Gellner'in Avrupa-merkezci tutumu sadece
teorik dzeyde kalmyor. Bariz bir Avrupa, hatta daha
dorusu Britanya imparatorluu hayranl, kendi
kurduu teorik ereveyi bile paralayacak boyuta ula
yor. Britanya mparatorluunun knde birinci
derecede yneticilerin zaafna, hatta bir tr "gaflet uy
kusuna dikkat ekerken, imparatorlua kar kan
ulusu akmlara veya ngiliz smrgelerinde yaanan
uluslama olgusuna hi deinmemesi ok arpc. Bu
tutumuyla Britanya mparatorluunun "uygarlk ve
para gtr, misyonunu yerine getir" trnden kimlik
ispatn da bir anlamda kabul etmi oluyor. Oysa Gell
ner'in uluslama srecinde ok temel bir rol ykledii
iktidar/kltr-dil ilikisi asndan, en azndan Hindis
tan olduka farkl bir srece iaret etmekte.
Gellner'in baz zmlemeleri de sadece nc
Dnyallar deil baz Bat'l uluslar bile tahrik eder
nitelikte. rnein Protestan "ruhu'na verdii nem
bugnn Katolik uluslarn bile hiddetlendirebilecek
dzeyde.
Gellner "ulusuluu ulusulardan renemezsiniz"
derken teorik adan hakl olarak okuyucuyu ulusu
retorikten uzaklatrp uluslamann dinamiklerini
anlamaya aryor. Ne var ki ayn zamanda "ulusu
politika"nn dinamiklerini de dlam oluyor. uras
10
aktr ki, gnmz aynlkc/uluscu akmlan veya yeni
bamsz ulus-devletleri deerlendirirken ne tr bir
uluslama srecinden getiklerini incelemek, rtleri
ni isbat edip edemeyeceklerini veya bugn ne gibi zor
luklarla karlaacaklarn anlayabilmemiz iin nemli
ipular sunacaktr. Ancak ister merkezi devlete ba-
kaldran gruplar ister yeni ulus-devlette iktidara aday
gruplar asndan olsun, hangi ulusu politikalarn ne
den tercih edildii konusunda Gellner'in tartmas ye
tersiz kalmaktadr.
Gellner'in ulusuluk teorisinin darda brakt di
er nemli nokta gnmz insannn aidiyet duygusu
ile ilgili. Aidiyet duygusunun felsefi anlamdaki evren
sellii mutlak bir sosyo-ekonomik evrensellik ereve
sini aabilmektedir. Gnmzde bir yanda yeni ulusal
politik kimlikler oluurken (ekoslovakya, Macaris
tan, Romanya, Slovenya, zbekistan, Bamsz Ulusal
Devletler v.b.'de) bir yanda da blgesel entegrasyona
doru gidilmekte (Avrupa Birlii). Trkiye gibi lkeler
iin ise ok katmanl bir aidiyet duygusu gndeme gel
mekte. Corafi olarak Orta Asya'dan Avrupa'ya kadar
yaylan bir alanda Trkiye Cumhuriyeti Vatandal
ile Avrupallk, Trklk, Akdenizlilik/Karadenizlilik,
Balkanllk ve Mslmanlk bazen birbiriyle elien
bazen de birbirini btnleyen kimlikler olarak sunul
makta. Bir ulusla kimlik kazanmann dorudan doru
ya ulus-devletin olumas ve kuruluuyla ilgili balar
n gsteren Gellner'in tartmasnda "devlet"in snrla
r dna taabilen (diaspora ulusuluu hari) bir aidi
yet duygusunun ulusal kimlikle badap badamaya
cana dair herhangi bir ipucu da yok. Mekan ve za
manla kstl bulunmayan, siyasal manevra kabiliyeti
yksek olan bir aidiyet tanm iin ahlaki anlamda o
ulculuu benimsemek bu konuda bize belki bir ipucu
verebilecektir.
Ayrca aidiyet duygusunun hangi koullarda "kom
unu hor gr, kendini stn" tr oven bir ulusulua
11
dnt veya dnebilecei de cevaplanmas gere
ken bir soru. Bir ulusal kimlii paylamann, ayn za
manda vatanda olarak "devleti" yceltmek, onunla
btnlemek zorunluluunu yaratp yaratmad, da
ha dorusu siyasal kimliin tmyle devlet tarafndan
belirlenip belirlenmeyecei de ulusuluk olgusunun si
yaset bilimi kavramlaryla yeniden irdelenmesi gere
ken dier bir ynne iaret etmekte.
Gellner ne ulusularn hedefledii ulus-devletin ku
rulmasndan sonra meydana gelebilecek ulusuluk
akmlarndan sz ediyor, ne de ulusal kimliin bu ev
reden sonra geirebilecei deiikliklerden. Tabii ki
yazar sylemedikleriyle yarglamamz doru deil. Ne
var ki gnmz gelimeleri Gellner'in sunduu ulus
kavramnn baka dinamiklerle birlikte deerlendiril
mesini zorunlu klmakta.
Son olarak Gellner'in evirmenler iin etin ceviz ol
duunu sylemek istiyoruz. Yazar siyasal literatr
nn belli bal terimlerini kullanmaktan kanmakta
ve bunlarn yerine kendi yarats olan zgn terimler
kullanmakta. Bunlarn Trke karlm bulmaya a
lrken, ister istemez Trke'nin toplum bilimleri dal
larnda henz ok yetkin bir dil olmaynn skntsn
ektik. Ama dier tarafta Gellner'in srarl bir biimde
baz yerleik kavramlardan kanmasnn kendi dilin
de okuyanlara hitab ederken bile belli bir iletiim zor
luu yarattn dndk. Dorusu ulusuluk olgusu
nu aklamak iin Standard, merkezi bir eitim dilini
ve ortak bir iletiim zeminini n plana karan bir tar
tma iinde kolay anlalabilirlik yerine elitist bir d
zey tutturmas da bazen okuru/evirmeni bazen de
kendi yaratt tartmann seyrini yokua sryor.
Ancak bu kavramsal dzeyin ayn zamanda eletirel
bak asn srekli canl tutmaya yaradn da tes
lim etmeliyiz.
Ocak 1992
12
ED TRN NSZ
Cehaletin birok tr vardr ve tm de tehlikeli
dir. Ondokuzuncu ve yirminci yzyllarda balca aba
mz, bilgi alanlarn yeniden tanmlama ve herbirinin
geliimine uygun yntemi belirleme suretiyle, kendi
mizi, byk meselelerde gelenek ve batl inantan, k
klerinde ise bundan kaynaklanan hatalardan arn
drmak olmutu. Baarmzn llemeyecek bykl
ne karn bir de bedeli vard. Her yeni konuda, ortak
olan ve hzla artan dnce ve bulular daarcna
abuk ve kesin mracaat salayacak bir uzmanlk
szl olutu ve uzmanlarn giderek daha derin bir
bilgiye sahip olmalar gerekti. Sonuta ulalan "alima-
ne" bilgi bilim adamlarm yalnz sradan insanlardan
deil dier alanlarda hatta kendi alanlarnn farkl
dallarnda alanlarn bulularndan bile uzaklatr
m oldu. Tek bana alma yalnz emein yararll
n azaltmakla kalmaz; mesafeli bir gzlem noktas se
erek olaslkla daha nemli yanllar ortadan kaldr
mak yerine alma azminin tmn, yan dalda al
an bir meslektaa utan verecek basitlikteki przle
ri temizlemeye ayrmak almann geerliliini de za
yflatr. Marc Bloch birok tarihinin tavrnda u eli
13
kiyi gzlemlemitir: "Sorun herhangi bir insan faaliye
tinin gerekte yer alp almadm saptamak olduunda
tarihiler pek titiz davranamazlar. O faaliyetin neden
leri sz konusu olduunda, tersini iddia edenlerden ne
daha az ne de daha ok doru olan beylik psikolojinin
kurallarndan birine yaslanarak rahatlkla yzeysel
grnmle yetinirler. Tarihi yan baheye gz attn
da, komu edebiyat belki de sosyoloun ayn gnl
rahatl iinde saf, basit veya geerlilii kalmam ba
z yavan tarihsel genellemelere rabet ettiini grr.
Tarihe Yeni Baklar balkl serimiz uzmanlama
ya kar bir tepkiyi deil- bu zaten romantik bir sa
malk olurdu- onunla uzlamaya alan bir gayreti
temsil etmektedir. Kitabn yazarlar doallkla kendi
konularnn uzmandr; dnce ve vardklar sonular
da deiik dnem ve alanlarda yaplm saygn profes
yonel aratrmalarn temeline oturmaktadr. Yazarlar
bu seride sorunlar "tarih" veya "politika" yahut da
"ekonomi" ye indirgemeyip sadece birer sorun olarak
tartmak iin mmkn olduunca konularnn, her
zaman zerinde zellikle altklar dnem ve blge
nin snrlarnn dna kacaklardr. imdi artk hepi
miz uzman olduumuza gre hem uzmanlar iin, aym
zamanda sradan okur yazarlar olduumuza gre hem
de sradan okur yazarlar iin yazacaklardr.
Bu amataki bir kitap serisine ne Ernest Gell-
nerdan daha uygun bir yazar ne de ada dnyann
tekrar tekrar ekillenmesindeki gcnn ok belirgin
olmasna karn ondan etkilenmeyenlere inatla yaban
c ve anlalmaz gelen ulusuluk konusundan daha uy
gun bir konuyla balayabilirdik. Gellnerin felsefe, sos
yoloji, dnce tarihi ve sosyal antropoloji gibi bu a
lmada etkili olan eitli alanlarn dnsel kaynak-
14
lanna ak hakimiyeti, ulusulua dair bu konularn
tek tek uzmanlan tarafndan kotanlamayacak ve bu
nedenle ilk kez tarihsel ve insan zekasnn kavrayabi
lecei bir aklama retmitir.
R.I. Moore
15
(Bo Sayfa)
NSZ
Bu kitabn yazl srasnda karm Susan ve sekre
terim Gay Woolvenn maddi ve manevi destei ok b
yk olmutur. Olum David de son msvedde zerinde
deerli eletirilerde bulunmutur. Yllar boyunca ara
mzda gr birlii olsun veya olmasn dncelerin
den ve bilgilerinden yararlandm insanlarn says
aslnda tek tek amlamayacak kadar oktur; ancak, bi
linli veya bilinsiz onlara duyduum krann derece
si de ok yksektir. Bu kitapta yer alan tartmalar
dan yalnz kendimin sorumlu olduunu da herhalde
sylememe gerek yok.
Emest Gellner
17
Tuzenbach: Gelecekte dnyamzda yaamn harika,
gzel olacan sylyorsunuz. Dorudur. Uzaktan da
olsa, imdiden buna katlmak iin, insan kendini ha
zrlamal, almal.
Evet, insan almal. Belki de *bu Alman fazla he-
yecanlamaya balad diye dnyorsunuzdur. Fakat
erefim zerine yemin ederim ki ben bir Rusum. Al
manca konuamam bile. Babam Ortodokstu...
Anton Chekhov: Kzkarde
Politika u ns byla vsak spise mne smelejsi formou
kultury.
(Siyaset anlaymz cretkr olmayan bir kltrn
rnyd.)
J . Sldacek, Osmasedesty (68),
I ndex, Kln, 1980 ve daha nce
Pragda Samizdatda elden ele ge
en bir bildiriden.
Ulusal kimliimiz kadnlarla olan ilikimize benzer;
hem onurlu bir ekilde deitiremeyeceimiz kadar
ahlki karakterimize ilemitir, hem de deitirmeye
demeyecek kadar raslantsaldr.
George Santayana
18
TANI MLAR
1
Ulusuluk temelde siyasal birim ile ulusal birimin
akmalarn ngren siyasal bir ilkedir.
Bir duygu veya bir akm olarak ulusuluu en iyi
tanmlayan ilke budur. Ulusu duygu ya bu ilkenin
inenmesinin yaratt kzgnlk ya da onun gerek
lemesinden duyulan tatminden kaynaklanr. Ulusu
akm ise bu tr bir duygudan hareketlenir.
Ulusu ilke eitli ekillerde inenmi olabilir. Bir
devletin siyasal snn sz konusu ulusun tm yelerini
kapsamayabilir; veya tm ulusla birlikte baz yabanc-
lan da kapsam olabilir; ya da iki tr de ayn anda ge
erli olduunda snrlar ayn ulusdan olanlarn tm
n iermedii gibi o ulusdan olmayanlar da iermi
demektir. u da olabilir; bir ulus yabanclarla kar
madan, hibiri tek ulusal devlet iddias tayamayan
birden ok devletin iinde yaayabilir.
Ancak ulusu duygu ulusu ilkenin belli bir ekilde
inenmesine kar zel bir duyarllk gstermektedir:
eer siyasal birimi ynetenler ynetilen ounluun
ulusundan baka bir ulusa aitseler bu ulusular a
sndan olduka arpc bir biimde siyasal ahlka ho-
19
grlemeyecek bir aykrlk demektir. Bu durum ya
ulusal topraklarn daha byk bir imparatorluk tara
fndan ynetilmesi ya da yabanc bir gurubun yerel ha
kimiyet kurmasyla gerekleir.
Ksaca ulusuluk, etnik snrlarn siyasal snrlarn
tesine tamamasn ve zellikle - aslnda genel ilkenin
dlad bir rastlant olarak - bir devletin iindeki et
nik snlann iktidar sahipleriyle ynetilenleri birbi
rinden ayrmamasn ngren bir siyasal meruiyet
kuramdr.
Ulusu ilke ahlki ve "evrensel" bir ruhla ileri sr
lebilir. Baz durumlarda da rastland gibi, aslnda
zelde temsil ettikleri uluslarn karn gzetmeyen ve
tm uluslar adna "brakn hem btn uluslar tek bir
siyasal at altnda toplansnlar hem de kendi ulusla
rndan olmayan o at altnda barndrmaktan kan
snlar" trnden bir ulusu doktrini cmerte savunan
"soyut ulusular" var olabilir. Egoist olmayan bu tr
bir ulusuluun biimsel bir elikisi yoktur. Bu dokt
rin kltrel farkllk ve oulcu bir uluslararas siyasal
sistemin korunmas ve devletlerin kendi i gerginlikle
rinin azaltlmas gibi arzulanan durumlar ileri sren
baz yerinde tartmalarla da desteklenebilir.
Ne var ki, aslnda ulusuluk her zaman ne bu kadar
sevimli ve makul olmu ne de bu denli aklc bir uyum
gstermitir. Belki de I mmanuel Kantn da inand
gibi tarafgirlik, yani insann kendi adna veya duru
mundan dolay ayrmc davranmas, dier tm duygu
lar gibi ulusu duyguya da sirayet eden, Mussolini ik
tidarnda talyanlarn ulusuluun "kutsal egoizmi"
olarak tanmlad, dier tm insani zaaflarn da tek
ana kayna olan bir eilimdir. Dier yanda uluscu-
20
larm kendilerine kar kanlarn hatalarna gster
dikleri hassasiyetin aynsn kendi uluslarnn hatala
rna gstermeleri durumunda olaslkla ulusu duygu
nun siyasal etkinlii fazlasyla azalacaktr.
Tm bu dnlenlerin stnde ve tesinde, iinde
yaadmz dnyann zel niteliiyle balantl olarak,
herhangi bir tarafsz, evrensel, sevimli ve makul ulus
uluun aleyhine alan baka hususlar da vardr. En
basit bir ifadeyle, dnya zerinde ok sayda potansi
yel ulus mevcuttur. Ancak, dnyamzda yalnz belirli
sayda bamsz veya zerk siyasal birime yer var. Ma
kul bir hesaba gre, potansiyel uluslarn says herhal
de gereklemesi mmkn olanlarn ok stndedir.
Eer bu mantk ve hesap doruysa, tm ulusu akm
larn, hi deilse hepsinin ayn anda, gereklemesi
mmkn olamaz. Aralarndan bazlarnn tatmin bul
mas dierlerini gerginlie sevkedecektir. Dnyamzda
birok potansiyel ulusun halen veya imdiye dein yal
nz kendilerine ait olmayan bir toprak parasnda ve
karmak bir biimde dier uluslarla birlikte yaamas
yukarda ileri srlen mant daha da fazla destekle
yen bir gerektir. Byle durumlarda bir siyasal toprak
biriminin iinde trde bir etnik birimin var olabilmesi
ancak tm farkl ulusdan olanlarn ldrlmesi, veya
lkeden srlmesi ya da assimile edilmesiyle mmkn
olacak demektir. Farkl ulusdan olanlarn bu kadere
raz olmamalar halinde ulusu ilkenin ban bir e
kilde uygulanmas zor olabilir.
Yukardaki tanmlar, tabii ki, birok tanm gibi sa
duyuyla kullanlmaldr. Tanm gerei, lkede az say
da yaayan yabanclarn, hatta bir ulusal ynetici aile
iinde bir yabancnn rastlantsal varl ulusu ilkeye
aykr saylmaz. Ulusu ilkenin zedelenmesi iin lke
21
de oturan yabanclarn veya ynetici aile iindekileri-
nin saysnn hangi mertebede olmas gerektiine dair
kesin bir rakam olamaz. Yabanc saysnn hangi yz
de orannn altnda kaldnda yabancnn iyi niyetle
hogrleceini veya onu atnda saldrganlaacan
ve dolaysyla gvenliini ve yaamn tehlikeye ataca
n gsterecek kutsal bir rakam mevcut deildir. Ku
kusuz bu rakam koullara bal olarak deiecektir.
Ancak kesin ve her trl koula uygulanabilir bir ra
kam bulmann olanakszl yukardaki ulusu ilke ta
nmnn kullanlabilirliini zedelemez.
DEVLET VE ULUS
Ulusuluk tanmmz bir parazit gibi, henz tanm
lamadmz u iki kavramdan geinmekteydi: Devlet
ve ulus.
Devletle ilgili tartmaya Max Weberin nl tan
myla balayabiliriz: "Devlet, toplumda meru iddetin
tekelini elinde bulunduran aygttr." Bu tanmn geri
sindeki dnce basit ve batan karcdr: oumu
zun iinde yaad veya yaamay arzulad dzenli
toplumlarda iddetin kiisel veya bir ksm insan tara
fndan kullanm meru deildir. atma meru sayl
sa da kiisel veya bir kesim adna iddet kullanarak
hakkaniyetle zlemez. iddeti ancak merkez siyasal
otorite ve onun bu hakkn kullanmn devrettikleri uy
gulayabilir. Dzenin salanmasna ynelik yaptrmlar
arasnda en nihai olan g kullanm toplumda ancak
tek bir zel, aka tanmlanm ve tmyle merkezi
lemi, disiplinli bir aygt tarafndan kullanlabilir. Bu
aygt veya aygtlar gurubu da devlettir.
Bu tanmda kutsallaan dnce modern toplumla-
rn birok yesinin, olaskla da ounluunun, ahlki
22
sezgilerine ok uygun dmektedir. Ne var ki, tmyle
yeterli deildir. Az veya ok, etkin olarak hkmettikle
ri topraklarda meru iddet kullanmn tekelletirme
yen "devletler" - veya en azndan genellikle bu adla ta
nmlama eiliminde olduumuz kurumlar - vardr.
Bal bulunduklar lordlarna kar zorunluluklarn
yerine getirdikleri takdirde, feodal devletin malikane
sahiplerinin kendi aralarndaki savalara kar kma
s gerekmez; veya tebas iinde kabileler bulunan bir
devletin de ayn ekilde, bir kan davas gdlmesine -
bu iten zevk alanlar tarafsz olanlar ana yollarda ve
ya pazar yerinde tehlikeye atmaktan sakndklar s
rece - kar kmas gerekmez. Birinci Dnya Savan
dan sonra Britanya vesayetindeki I rak devleti, her
baskndan sonra en yakn polis karakoluna, ldrlen
ve alnanlarn listesini dzgn bir resmi rapor halin
de sunduklar srece airetlerin yamalama hareketle
rine gz yummutur. Ksacas meru iddet tekelini
kullanma iradesi veya uygulama arac olmayan ama
yine de birok bakmdan "devlet" olarak tanmlanan
devletler vardr.
Zmni olarak tmyle-merkezilemi Bat devleti
varsaymn ierdiinden Bat-merkezci yaklam bir
genel tanm iin garip kasa da, Weberin temel nokta
s ancak gnmzde geerli grnmektedir. Artk
devlet olduka belirgin ve nemli biimde gelimi bir
toplumsal iblmn iermektedir, iblm olma
yan yerde devletten sz etmek bile mmkn olamaz.
Ancak her tr uzmanlk da devletin varlna iaret et
mez: Devlet ancak dzenin korunmasna ynelik uz
manlama ve younlamadr. "Devlet" (baka sorun
larla da urayor olsa bile) zellikle dzenin salan
masyla uraan kurum veya kurumlar dizisidir. Dev
23
let, polis gc ve mahkemeler gibi uzmanlam d-
zen-salayc aygtlarn toplumsal hayat iinde ayr
malaryla var olur. Devlet bunun ta kendisidir.
Her toplum devleti haiz deildir. yleyse, ulusuluk
sorunu da devletsiz toplumlarda ortaya kmaz. Eer
ortada devlet yoksa, snrlarnn ulusun snrlaryla a
kp akmamas diye bir sorun da olamaz. Devlet ol
maynca, yneticiler de olmayacandan, yneticilerin
ynetilenlerle ayn ulusdan olup olmadklar da sorula
maz. Ne devlet ne de yneticiler var olmadndan,
ulusuluk ilkesinin gereklerine uymam olmalarna
da kzlamaz. nsan bir devlete sahip olmadndan do
lay kederlenebilir ancak sorunumuz bu deil. Ulusu
lar genelde siyasal gcn dalmna ve siyasal snrla
rn zelliine kar ate pskrmlerdir, bununla bir
likte tmyle siyasal g ve snrlardan yoksun kaldk
lar iin kederlendikleri hi deilse bile nadir grl
mtr. Genelde ulusuluun ortaya kt durumlar
da devletin yokluu veya gerekliinin herhangi bir
kuku gtrmesi sz konusu olmamtr. Hatta devle
tin varl gerektiinden de fazla bariz olmutur. Ulus
ularn kzgnlk duyduklar husus devletin snrlan
ve/veya olaslkla dier avantajlarla birlikte, devletin
iindeki g dalm olmutur.
Bu kendi bana hayli anlaml bir durum. Ulusu
luk tanmmz yalnz bir parazit gibi nceden kabul
edilen ve varsaylan bir devlet tanmndan geinmekle
kalmyor; ayn zamanda ulusuluun yalnz devletin
varlnn artk bir veri olarak kabul grd ortam
larda meydana kt grlyor. Siyasal merkezi bi
rimlerin varl ve bu tr birimlerin veri kabul edilip,
olmas gerekir (normative) sayld bir siyasal ahlk
24
iklimi tek bana yeterli olmamakla birlikte ulusulu
un gerekli bir kouludur.
nceden tahmin yoluyla, devlete ilikin baz genel
tarihsel gzlemler yapmak gerekir, insanlk tarih bo
yunca u temel aamadan gemitir: Tarm ncesi,
tanm ve sanayi dnemi. Avc ve toplayc topluluklar
devleti oluturan siyasal iblmne yer vermeyecek
kadar kktler; bu nedenle bu topluluklarda istik
rarl ve uzmanlam dzen zorlayc bir kurum olarak
devlet sorunu ortaya hi kmamtr. Hepsinin olmasa
da, ou tanm toplumunun devleti olmutur. Bunlann
bazlan gl, bazs da zayf, bir ksm despot iken di
erleri de kanuna sayglyd. Biim asndan da byk
farkllk gsterirler, insanlk tarihinin tanm aama
snda devletin varlnn ihtiyari olduu sylenebilir.
Aynca devletin biimi de olduka deikendir. Avlama-
toplama aamasnda ise bu tr bir ihtiyari durum yok
tu.
Aksine, tanm sonras sanayi dneminde ihtiyari
durum yine sz konusu deildir; ancak bu kez devletin
yokluu yerine varl kanlmazdr. Bir bakma He-
gelin deindii gibi bir zamanlar kimsenin devleti yok
tu, sonralan kimilerinin oldu, en nihayet artk herke
sin devleti var. Ancak ald biim ise yine, tabii ki, de
iken. Sanayi dzeninde bile, veya zellikle bu dzen
de, hi deilse uygun koullarda veya zamanla birlikte
oluacak koullarda, devletin gerekmediini ileri s
ren, anarizm ve Marxizm gibi toplumsal dnce ge
lenekleri olmutur. Bu iddiay kukuyla karlamama-
z gerektiren ak ve gl nedenler de mevcut: Sanayi
toplumlan an derecede byktr ve altklan (veya
almay hararetle istedikleri) yaam dzeyi iin ina-
25
mlmayacak kadar karmak bir genel iblm ve i
birliine bamldrlar. Bu ibirliinin bir ksm uygun
koullarda kendiliinden gerekleebilir ve merkezi
yaptrmlara gerek kalmaz. Ancak tmnn bu ekilde
ebediyen kendiliinden herhangi bir zorlama ve dene
tim olmadan gelieceini dnmek, inanrlln snr
larn hogrlemeyecek lde zorlamak olur.
Demek ki, ulusuluk sorunu devlet olmadan ortaya
kmamaktadr. B ulusuluk sorununun tek tek ve
tm devletler iin geerli olduu anlamna gelmez. Ak
sine, sorun ancak baz devletlerde ortaya kmaktadr.
Hangilerinin bu tr bir sorunla karlatklarn ise
ayrca grmemiz gerekmektedir.
ULUS
Ulusun tanm devletin tanmnda karlalanlar
dan daha da ciddi zorluklar gstermektedir. Her ne
kadar ada insan merkezi devleti (ve hatta zellikle
merkezi ulusal devleti) bir veri gibi kabul etse de, gre
ce az bir abayla, merkezi devletin koullara baml
olarak olutuunu grebilme ve devletin mevcut olma
d toplumsal bir durumu hayalinde canlandrabilme
yetisine de sahiptir. "Doal hali" gznde canlandra-
bilme konusunda da olduka uzman saylr. Bir antro
polog bize kabilelerin aslnda devletin kk bir ekli
olmadn ve devlet olmadan da kabilelerin eitli e
killerde rgtlenebileceim aklayabilir. Halbuki, ulu
su olmayan bir insan dnmek ada hayal gcn
ok daha fazla zorlamaktadr. Napoleon dneminde Al
manyaya g etmi bir Fransz olan Chamisso glgesi
ni kaybeden bir insan konu alan, Kafkann ncs sa
ylabilecek gl bir roman yazmt. Romann etkile
yicilii kukusuz ksmen yaplan benzetmenin yarat
26
mas istenilen mulaklktan kaynaklansa da yazarn
kasdettii Glgesi Olmayan nsann Ulusu Olmayan
nsan olduundan kukulanmamak da elde deil. Bi
kiiyi yolda takip edenler ve tanlar onun bu anormal
glgesizliini kefettiklerinde aslnda birok kabiliyet
leri olan Peter Schlemihl adndaki bu zat tanmazlk
tan gelirler. Ulusu olmayan bir insan bilinen kategori
lere aykn dmekte ve tepki uyandrmaktadr.
Chamissonun gr, eer gerekten anlatmak is
tedii buysa, yeterince geerliydi ancak bu gr her
hangi bir zamanda her yerde mevcut genel bir insanlk
durumu iin deil, yalnz bir tr insanlk durumu iin
geerliydi. Bir insann bir burnu ve iki gz olduu gi
bi bir de ulusal kimlii olmaldr; ancak bunlarn her
hangi birinde bir eksiklik sz konusu olabilir ve zaman
zaman da olmaktadr, ne var ki bu durum ancak bir fe
laket sonucunda ortaya kar, zaten durumun kendisi
de bir tr felakettir. Bu dnce aikarn beyan gibi
gzkse de aslnda doru deildir. Ancak bu kadar
aka doru grnyor olmasnn nedeni de aslnda
ulusuluk sorununun bir hususu, belki de en temel
olan ile ilgilidir. Bir ulusun yesi olmak insanln do
utan sahip olduu bir zellik deildir, fakat zaman
mzda byle bir grnme brnmtr.
Aslnda uluslar da devletler gibi koullara bal ola
rak oluurlar ve evrensel bir zorunluluktan domazlar.
Ne uluslar ne de devletler her ada ve her trl ko
ulda varolurlar. Dahas uluslarla devletler ayn ko
ullara bal olarak olumamlardr. Ulusuluk ulus
ile devletin birbirinin nasibi olduunu, biri olmadan
dierinin eksik kalacan ve bunun da bir trajedi ol
duunu savunur. Ancak birbirlerine ynelmeden, ulus
da devlet de ayn ayn, birbirlerinden bamsz ve kendi
27
koullanna bal olarak, olumulardr. Yani, devlet
kesinlikle ulusun yardm olmadan ortaya kmtr.
Baz uluslar da kesinlikle kendi devletlerinin inayeti
olmadan olumutur. Modern anlamnda normatif
ulus dncesinin devletin daha nceden varolmas ge
rektiini varsayp saymad ise ok tartmaldr.
yleyse, koullara bal olarak oluan ancak zama
nmzda evrensel ve varolmas gerekir diye grnen bu
ulus nasl bir kavramdr? ki ok. geici tanm bu anla
lmas zor kavram kavramamza yardmc olacaktr.
1. iki insan ancak ve ancak ayn kltr payla
yorlarsa ayn ulusdan saylrlar. Kltr burada bir d
nceler, iaretler ve armlar, davran ve iletiim
biimleri sistemi anlamna gelmektedir.
2. iki insan ancak va ancak birbirilerini ayn ulu
sun yesi olarak tanyorlarsa ayn ulusa mensub de
mektirler. Bir baka deyile, uluslar insanlar yara
tr; uluslar insanlarn kendi inan, sadakat ve daya
nmalarnn rndr. Bir grup insan, diyelim ki, bir
lkenin sakinleri veya belli bir dili konuan insanlar,
ancak ayn gruba mensup olmalarndan dolay birbir
lerine kar baz ortak hak ve grevleri olduunu ke
sinlikle kabul ettikleri takdirde bir ulus olabilirler.
Onlar ulus yapan birbirlerini bu ekilde ayn grubun
yeleri olarak tanm olmalardr, yoksa kendilerini
grubun dnda kalan yelerden ayran herhangi baz
ortak zellikler deil.
Biri kltrel dieri iradi duruma ilikin iki geici
tanmn da baz yararlan var. ikisi de ulusuluun an
lalmasnda ok nemli olan bir hususu vurguluyor.
Ancak hibiri kendi bana yeterli deil. Birinci tanm
daki normatif anlamdan ziyade antropolojik anlama
28
dayal kltr tanmlan glk ve yetersizlikleriyle k
t hret yapmlardr. Soruna yaklarken belki de en
iyisi aslnda kltr terimini tanmlamadan kltrn
ne ie yaradna bakmak olacaktr.
29
(Bo Sayfa)
TARI M TOPLUMUNDA
KLTR
2
nsanlk tarihinin tanm dneminde meydana gelen
bir gelime, devletin ortaya kyla karlatrlabile
cek denli nemlidir: Okuryazarln ve uzmanlam
bir ruhban snf veya tabakann yani bir tr "ule-
ma"nn ortaya k. Okuryazarlk tm tanm toplum-
lannda varlk gstermez: Y;ne Hegel'ci bir yorumla ifa
de edersek balangta hikimsenin okuyamadn,
daha sonralar bazlarnn ve nihayet herkesin okuya
bildiini syleyebiliriz. Eri azndan, okuryazarln ge
liimi ile insanln byk a arasnda bu tip bir
uygunluk olduu grnmektedir. Orta veya tarm a
nda okuryazarlk yalnz bazlarnn durumunda
mevcuttur. Yani ancak baz tanm toplumlannda okur
yazarlk vardr, olanlarnda ise gerek anlamyla oku
yabilenler hibirzaman toplumun tm deil ancak ba
zlardr.
Yazl anlatm tarih sahnesine muhasebeci ve vergi
memuru ile girmi gzkmektedir. Yazl ekillerin en
erken kullanm daha ok kayt tutma vesilesiyle ba
lam saylr. Ancak bir kere geliti mi yazl anlatm
szlemelerde, hukuki ve idari baka alanlarda da kul
lanlr. Nihayet Tanr kendisi de insanlkla bir anla
31
ma yapar ve kendi yaratsnn szlere dklmesi iin
kurallar belirtir, I lhiyat, yasama, dava ama, yne
tim, tedavi: Bu alanlarn tm serbest alan ve oku
mas yazmas olmayan byclerle ittifaka giren veya
ounlukla rekabet eden bir okuryazar uzmanlar snf
yaratr. Tarm toplumlannda okuryazarlk byk gele
neklerle kkler (kltler) arasnda byk bir uurum
aar. Byk ve okuryazar kltrlerin ulemasnn ge
litirdii doktrin ve rgtlenme biimleri gibi byk ve
kk gelenekler arasndaki uurumun derinlii de
ok deiken olabilir. Ayn ekilde ulemann kendi i
rgtlenmesi ve devlet ile arasndaki iliki de durum
dan duruma deiebilir; rnein bir merkezde toplan
m veya dank, kaltsal olabilecei gibi aksine her
kese ak bir lonca gibi veya benzer ekillerde de geli
mi olabilir.
Okuryazarlk, yani olduka kalc ve standartlam
bir yaznn varl, aslnda kltrel ve dnsel biriki
me ve bunun merkezilemesine olanak salar. Ulema
nn etkisiyle dnsel merkezileme ve kanun yazcl
aslnda devlet demek olan siyasi merkezilemeyle
birlikte gitmek zorunda deildir. Sk sk birbirlerine
rakip olurlar, bazen de biri brne hkmedebilir; fa
kat daha ok iddet ve din uzmanlan, yani Kzl vs Ka-
rann temsilcileri olarak gerekten de birbirinden ba
msz hareket eden ve hkmranlk alanlan ou kez
akmayan iki rakiptirler.
TARI M AI OKURYAZAR YNET M NDE
KT DAR VE KLTR
u iki can alc ve kendilerine zg iblm biimi
nin, yani iktidar ve kltrel/dnsel alann merkezi
lemesinin, tarm a okuryazar ynetiminin tipik
32
toplumsal yapsna ilikin nemli ve zel hususlar
vardr. En iyisi bu hususlar birlikte ele alalm ve aa
da ekil l de grld gibi bir emada canlandra
lm:
tabakalam ve
yatay ayrm
katmanlar halinde
askeri, idari,
ruhban, bazen de
tccar ynetici
snf
birbirinden
dikey olarak
yaltlm
tanm reticileri
topluluklar
ekil 1 Tanm toplumlannda toplumsal yapnn genel biimi.
33
Tipik tarm a okuryazar ynetiminde ynetici s
nf, dorudan tarm reticilerinin yani kyllerin olu
turduu byk ounluktan kat bir ekilde ayrlarak
nfusun kk bir aznln oluturur. Genelde bu s
nfn ideolojisi, snflarn eitsizliini ve ynetici taba
kann dierlerinden ayrlma derecesini nemsememek
yerine tam aksine abartr. Ynetici tabaka da birka
daha uzmanlam katman halinde alt blmlere ayr
labilir, rnein askerler, rahipler, papazlar, idareciler
ve kentliler gibi. Bu katmanlarn bazlar, rnein H
ristiyan ruhban snf, kaltsal olmayabilir ve dier ka
ltsal tabakalardan gelenler bu meslee intisab edecek
leri her ne kadar yaknen belirleseler de, seilenler ne
silden nesile deiebilir. Ancak en nemli nokta udur:
ster genelde tm ynetici tbaka, ister bu tabakadaki
eitli alt tabakalar iin olsun, kltrel btnleme
den ok kltrel farkllama ynnde bir bask mev
cuttur. Her eit tabaka, biimde ne kadar farkllam
olursa aralarndaki srtme ve mulaklk da o kadar
az olacaktr. Btn sistem yatay kltrel blnmeden
yanadr, hatta blnmenin mevcut olmad durumlar
da da bunu kendisi yaratp glendirebilir. Farklla
may glendirmek ve ona otorite ve kalclk sala
mak iin de genetik ve kltrel farkllklar, aslnda i
levsel farkllklarn yaratt tabakalamaya bal tu
tulur. rnein ondokuzuncu yzyln banda Tu-
nusda ynetici tabaka, Trke konumay bilmedii ve
aslnda ok kark bir soydan gelip aa tabakadan
gelenlerle de karm olduu halde kendini Trk ad
dederdi.
Tepedeki yatay tabakalardan oluan aznln altn
da toplumun sradan yelerini kapsayan ve birbirle
rinden dikey izgilerle ayrlm kk topluluklarn
kendilerine ait baka bir dnyas vardr. Nedenleri ol
34
duka baka olmakla birlikte burada da yine kltrel
farkllama ok belirgindir. Kk kyl topluluklar
genelde siyasal zorunluluktan ziyade ekonomik gerek
sinme nedeniyle kendi yrelerine bal iednk bir
yaam srerler. Belirli bir yrenin halk ayn dil kke
nine sahip olsa da - ki ou durumda byle de olmaya
bilir - bir tr kltrel dalgalanma hemen lehe ve di
er farkllklara yol aar. Bu toplumsal dzeyde, hibi
rinin, veya neredeyse hikimsenin, kltrel trdeliin
yerlemesinde bir kan yoktur. Devlet vergi toplama,
ban salama dnda pek baka bir eyle ilgili deil
dir, ne de tebas olan topluluklar arasnda iletiim
kunnada bir kar vardr.
Ulemann ise baz ortak kltrel normlarn yerle
mesinde kar olabilecei aslnda dorudur. Kimi ule
ma gurubu halkn kendi adetlerine kaytsz kalr ve
onlar kmserken kimileri de kutsallk, Tanrya
kurtulu iin yakarma, tedavi ve dier alanlarda tekeli
ele geirmek iin hem halk kltrne hem de onun
iinden fkrm bamsz halk amanlanna aka if
tira edip onlarla mcadeleye girer. Fakat tarm a
okuryazar ynetimlerinin genel koullar iinde hibir
zaman gerekten baanl olamazlar. Bu tr toplumla-
rn, okuryazarl evrensele yakn bir dzeye karmak
ve geni kitleleri st kltrn iine almak ve bylelik
le ulemann ideallerini uygulamak iin gerekten ara-
lan yoktur. Ulemann en fazla yapabilecei; kendi ide
alinin geerli fakat uygulanamaz, sayg duyulan hatta
yceltilen, dahas belki de zaman zaman patlak veren
taknlk hallerinde arzu duyulan ama genellikle ria
yet edilirken deil de aykr davranldmda onurlan
drlacak bir norm olarak iselletirilmesini salamak
tr.
35
Yine de tanm a okuryazar ynetimi hakkndaki
temel en nemli gerek udur: Bu toplumda hemen he
men herey siyasal birimlerin kltrel snrlar aracl
yla tanmlanmasna kar kar.
Baka bir deyile, eer ulusuluk byle bir dnemde
icat edilmi olsayd genel kabul grme olasl ok za
y f olacakt. yle de diyebiliriz, ulusu teoriye gre
birbirinin nasibi olan iki olas eden ne kltr ne de
iktidar tarm a koullarnda birbirlerine yneldii
grlr. imdi bu iki kavram da tek tek inceleyelim.
KLTR
Okuryazar tarm toplumunun yksek tabakalar
arasnda ayrcalkl gruplarn ayrc, farkllatran ve
tekelletirilebilecek zelliklerini sivriltmeleri ve vur
gulamalar iin akas ilerine gelmektedir. Dini ayin
dilinin halkn gnlk dilinden ayn olma eilimi ok
gldr. Sanki okuryazarlk sradan insanla ruhban
lar arasnda yeterince bir engel oluturmam ve ara
larndaki uurumun daha da derinlemesi gerekirmi
gibi ayin dili yalnz ulalamaz bir yazda belgelen
mekle kalmaz szle ifade edildiinde de anlalmaz
olur.
Yatay kltrel blnmelerin yer etmesi, ayrcalkl
larn ve iktidar sahiplerinin karlarna uygun dt
iin sadece cazip deil ayn zamanda mmkn ve
gerekten de kolaydr. Okuryazar tarm toplumlannm
greli istikran sayesindedir ki nfusun hogrleme-
yecek srtmeler kmadan tabaka, kast veya Os
manl milletleri gibi keskin ayrmlarla blnmesi ve
yaamas mmkn olmaktadr. Tanm toplumu eitsiz
likleri mutlak gsterip dsallatrarak ve altn ize
rek bilakis onlar kanlmaz, sabit ve doal gster
36
mekte, dolaysyla da glendirip makbul hale getir
mektedir. Eyann tabiatndan kaynaklanan ve daimi
gzken eyler sonuta ne ahsiletirilebilir ve kiiyi
zedeleyici bulunur ne de ruhen dayanlmaz olur.
Bunun aksine kendiliinden hareketli ve istikrarsz
toplumda eit olmayan katmanlar birbirinden ayran
bu tr toplumsal barajlar ayakta tutmak dayanlma
yacak kadar gtr. Hareketliliin gl akmlar on
lar srekli baltalamaktadr. Marxizmin insanlarda
uyandrd beklentinin aksine toplumlar iinde yatay
farkllamaya mptela olan, sanayi ncesi toplumu-
dur\ Sanayi toplumu ise snflar aras snrlar yerine
uluslar arasndakileri glendirmektedir.
Ayn durum deiik bir biimde toplumsal skalann
alt kademeleri iin de geerli grnmektedir. Bu ke
simde bile ounlukla rtl ancak yresel nemi olan
yatay farkllamalara duyulan ilgi youn olabilir. Hat
ta yerel grup az ok trde olsa bile, grubun kendine
zg kltrn herhangi bir'siyasal ilkeyle badatr
mak, yani yerel kltre gre tanmlanm bir siyasal
meruiyet kavramnn ortaya kmas hi de olas de
ildir. Birok aikar nedenden dolay bu koullarda bu
tr bir siyasal dncenin olumas hi doal sayl
maz; aklamas yapldnda bile byle bir kavram
grup yelerine sama gelecektir. Yerel kltr neredey
se grnmez hale gelmitir. Kendi iinde kapal olan
topluluk, katiplerin greli olarak her durumda geerli
skolastisizminin aksine, anlam ancak bel l i bi r ba
lamda kavranabilecek szlerle iletiim kurma eilimi
ni tar. Ancak kyde konuulan yerel az ki bunu bir
tr steno veya "snrl bir kod" a da benzetebiliriz, hi
bir siyasal veya kural koyucu iddia tamaz. Bilakis
en ok yapabilecei pazar yerinde azn aan herkesin
37
kyn veya kkenini aa vurmaktr.
Ksacas tarm toplumunda eitli kltrler mantar
gibi fkrr ancak koullar genelde kltr emperya
lizmi denebilecek bir gelimeyi, yani kltrlerden her
hangi birinin hakimiyet kurup siyasal bir birimin t
mn kapsamasn tevik etmez. Bu toplumda kltr
ya yatay olarak (bir toplumsal kast tarafndan) ya da
dikey bir biimde ok kk yerel topluluklar belirle
mek zere tek tek ayrmtr. Siyasal snrlan belirle
yen etmenler kltrel snrlan belirleyenlerden tama
men farkldr. Ulema takm bazen kendi kltrlerinin
veya daha dorusu o kltrn kurallarn belirleyen
dinin yaylma alann geniletmeye urarlar. Devlet
ler de bazen hal seferleri veya "gaza" fetihleri dzen
lerler. Ancak bunlar tanm toplumunun normal, yaygn
koullan deildir.
Byle bir dnyada kltrlerin ok karmak bir e
kilde oaldn da nemle belirtmeliyiz. Birok du
rumda bir bireyin hangi "kltrel gemi" e ait olduu
hi de ak deildir. rnein, Himalayal bir kyl y
ln farkl dnemlerinde deiik balamlarda birka di
nin aman, kei ve rahipleriyle balant kurmu ola
bilir; ait olduu kast, klan ve konutuu dil de onu
farkl kltrel birimlere balayabilir. rnein, belirli
bir kabilenin dilini konuanlar eer ayn zamanda ka
zara belirli bir kasta ait bir ile megul oluyorlarsa o
kabilenin yesi saylmazlar. Yaam biimi, i, dil, dini
adetlerin hepsi de birbirleriyle rtmeyebilir. Bir aile
nin ekonomik ve siyasal yaam, tm bu mulak du-
rumlann ustalkla idare edilip srdrlmesine ve ba
lantlarla olaslklarn ak tutulmasna dayanr. Ta
nm toplumunun yeleri, imdilerde ulus olma iddia
syla ierde trdelik danda zerklik emelleri besle
38
yenlerde grld zere, mulak olmayan kategorik
kimlik tanmlamalarnn peinde olmadklar gibi bun
lara en ufak bir ilgi de duymazlar. Geleneksel bir or
tamda tek ve kapsayc bir kltrel kimlik idealinin
pek anlam yoktur. Nepalli da kylleri ounlukla
birka eit dini ayine katlr ve duruma gre kendile
rini ya bir ky, ya da bir klan veya kastn (ama bir ulu
sun deil) yesi gibi hissederler. Trdeliin vazedilip
edilmemesi pek farketmez; nk toplumda ok az
yank bulabilir.
TARI M TOPLUMUNDA DEVLET
Bu koullarda kltrlerin nihayet ulusuluk a
geldiinde erimek isteyecekleri tek renkli trdelik
ile siyasal yaylma ve hakimiyeti arzulamalar iin ok
az tevik veya frsat mevcuttur. Yine de acaba sorun
devletin veya daha genel anlamyla siyasal birimin ba
k asndan nasl grnmektedir?
Tarm ann siyasal birimleri byklk ve tr a
sndan muazzam farkllklar gsterir. Ancak kabaca
dnrsek bunlar iki tre, veya belki de iki kutuba
ayrabiliriz: Yerel zerk topluluklar ve byk impara
torluklar. Bir tarafta olduka yksek (S.Andreskinin
yerinde terimiyle) siyasal katlm oran ve ancak orta
derecede eitsizlik dzeyi olan ve kendi meselelerini
halleden ehir devletleri, kabile gruplan, kyl toplu
luklar ve benzeri birimler, dier tarafta da belli bir
noktada younlam bir gcn denetimindeki byk
lkeler. ok karakteristik bir siyasal biim ise tabii ki
u iki ilkeyi birletiren biimdir: Merkezi hakim otori
te ile birlikte yaayan yan zerk yerel birimler.
Bizi ilgilendiren soru, bu tip birimleri banndran
tanm toplumunda ulusuluun z olan kltr ve si
39
yasal ynetimin birlemesine yol aan glerin var
olup olmaddr. Yant ise "Hayr" olmaldr. Yerel
topluluklar ilevsel adan byk lde yzyze ili
kilere bamldr ve kkl bir dnm geirmeden
topraklarn geniletip byyemezler. Bylece bu kat
lmc topluluklar nadiren bal olduklar kltrn t
mn tketirler; yani kendi yerel aksan ve adetleri ol
makla birlikte bunlar ancak birok benzer topluluklar
ieren daha geni iletiim alanna sahip bir kltrn
deiik biimleri olma eilimindedir. rnein, ehir
devletlerinin nadiren kendisine ait dilleri vardr. Bu
adan eski Yunanllar kukusuz olduka tipik bir r
nektir. Kendi ortak kltrlerinin ve bu kltrle tm
barbarlarn kltrleri arasndaki ztln kuvvetle bi
lincinde olmakla birlikte (ki Helen topluluklar arasn
daki yatay kltrel farklln derecesi olduka dk
tr) bu birlik hissinin, gerekletirdikleri bir yana, ar
zuladklar asndan bile siyasal anlam ok az belir
mitir. Ancak Makedonya liderliinde bir Pan-Helle-
nik ynetim kurulduunda bu devlet Hellenizmin s
nrlarn fazlasyla aan bir imparatorlua dnm
tr. Eski Yunanda Yunanllar kendi tarzlarnda ne
kadar oven olsalar da Ein Reich, Ein Volk, Ein Fh-
rer*e edeerde bir slogana hi rastlanmamakta.
TARI M TOPLUMUNDA YNET C
E TLER
Tarm a okuryazar ynetimi aa yukar be bin
yldan beri varolan ve biimlerinin eitliliine ramen
baz temel zellikleri olan bir toplumdur. Vatandala
rnn byk bir ounluu kendi iine kapal topluluk
larda yaayan tarm reticileridir ve iddetin yneti
mi, dzenin salanmas ve sonunda bir kitapta kutsal
latrlm toplumun resmi hikmetinin denetimi bal
40
ca ayrc zellikleri olan bir aznlk tarafndan yneti
lirler. Bu sava-yazc ynetici snf da aadaki bir
dizi ztlklar araclyla kaba bir tipolojiye oturtulabi
lir.
1 Merkezilemi
2 Hadm edilmi
3 Kapal
4 Birlemi
Merkezilememi
Damzla ayrlm
Ak
Uzmanlam
X. Gerek ulema gerekse asker snf hem merkezi
lemi hem de merkezilememi olabilir. Ortaa Ka
tolik Kilisesi; bir uygarln ahlki iklimine hkmede
bilecek etkince merkezilemi ulema tipine ahane bir
rnektir. Bunu slam ulemas da baarmtr ancak
onlar herhangi bir merkezi rgtlenmeden veya i hi
yerariden tamamen yoksun ve teorik olarak da ak
bir snftlar. Brahmanlar hem ulema hem de kapal
bir akraba grubu iken in brokrasisini katipler ve
idareciler paylayordu.
2. Merkezi devletin bak asndan Eflatunun da
ok nceleri tanmlad gibi balca tehlike askeri ve
ya ruhban snfnn belli akraba gruplaryla balant
kurmas veya srdrmesidir. Bu gruplar bylelikle
idarecileri ciddi grev anlayndan saptrabilir veya
saladklar destekle onlar ayn zamanda bazen gere
inden fazla g sahibi yapabilirler.
Bu yaygn tehlikeyi bertaraf etmek iin kullanlan
stratejiler ayrntda farkllk gsterse de genel olarak
hadmlatrma olarak tanmlanabilir. Maksat; henz
gelien sava/brokrat/ruhban atalarndan veya
41
zrriyetinden ya da her ikisinden de mahrum ederek
akrabalk balarn kesmektir. Kullanlan tekniklerin
bazlar fziken zrriyete sahip olmas mmkn olma
yan haremaalar; ayrcalkl durumlar evlenmeme
yeminine bal olan dolaysyla zrriyet srmeleri me
nedilen rahipler; akrabalk balar gerektii kadar
uzak olan yabanclar; veya onlar istihdam eden dev
letten ayn dtkleri takdirde aciz kalacak olan, va
tandalk haklarndan mahrum edilmi ya da dlan
m gruplarn yelerinden yararlanmaktr. Baka bir
teknik de aslnda ayrcalkl ve gl olmakla birlikte
devlet tarafndan "sahip"lenildikleri iin teknik adan
baka hibir meru balan olmayan ve hibir yasal
hak arama srecini hayal bile edemeden, bylelikle
mahrumiyete dm grevlinin akraba veya yerel
grubuna hibir hak tanmaz bir biimde, mlk ve mev
kilerine her an devlet tarafndan el konabilen "kle" le-
rin istihdam edilmesidir.
Gerek haremaalan sk sk istihdam edilmitir.1
Evlenmeme yemini etmi rahipler ise tabii ki Hristi
yan dnyasnda hret yapmlard. Kle asker brok
ratlar halifeliin knden sonra slam devletlerin
de gze arparlar. Yabanclar da ounlukla sekin sa
ray muhafzlar ve imparatorluklann mali sekreterlik
lerinde ne kmlardr.
Ancak hadmlatrma evrensel bir uygulama deil
di. in brokrasisi "eraftan seilirdi; Avrupal feodal
snf da hizmete karlk toprak datm ilkesi yerine
mirasla intikal ilkesini kabul ettirmeyi ok abuk ba
ard. Hadmlatrmann aksine, yelerinin kendilerini
toplumsal alanda yeniden retmelerine ve mevkilerini
1 Keith Hopkins, Conquerors and Slaves, Cambridge, 1978, bl. 4.
42
kendi soylarna devretmelerine izin verilen sekinlere
ise dam zl k denebilir.
3 Ulema, brokrat ve askeri snflarn kapal ol-
malanndansa a k olmalarnn avantajlar vardr. Av
rupal ruhban snf ve in brokrasisi (Mslman ule
ma rneinde olduu gibi) belirleyici bir biimde kstl
bir tabakadan seilmekle birlikte teknik adan ak
bir snft. Hinduizmde rahipler ve asker yneticiler
hem kapal hem de ayr bir snftan gelir ve (kuramsal
olarak) darda kalanlarla birbirlerine nfuz etme im
kannn olmamas sistemin almas iin gerekli say
labilir. Hem kapal hem de birlememi ve ayr bir s
nftrlar. slam dnyasnda, Memluk ve Yenieri d
nemlerinin dnda, ne ulema ne de asker snf hadm
edilirdi.
4 Son olarak, ynetici snf askeri ve dini (ve mm
knse dier) ilevleri ya bi r l eti r ebi l i r ya da bunlar
dikkatlice uzmanlam gruplara ayrabilir. Hindu
izm resmen bir ayrm yapmtr. Avrupa feodalizmi de
bazen askeri dzen iinde birletirme yapmtr.
Yukardaki alternatifler arasndan seim yaparak
oluan olas eitli terkiplerin tarihsel somut ayrntla
rn ortaya karmak ok ilgin olurdu. Ancak u anda
amacmz asndan nemli olan tm alternatiflerin or
tak noktas olma eilimini tayan husustur. ktidar
sahipleri, skalada ulusal dzeyin altnda kalan yerel
topluluklarla ulusal dzeyin tesine geen yatay taba
ka veya kast arasnda oluan bir tr gerilim alannda
hapsolmulardr. Kendilerinden daha aada olanlara
kendi kltrlerini yaymak yerine onlardan ayn kal
maya ok daha merakl olan ve snrlarn ou kez ye
rel ynetimin dna taran, devletle rekabete girip si
yasal ynetimin tesine geen bir tabakann sadk ele-
43
manlardrlar. Ancak (in brokrasisinde olduu gibi)
bir devletle nadiren ayn snrlan paylamlardr. (Za
ten bu durumda da bir tr ulusuluk sergilemilerdir.)
Bir anlamda kltrel siyaset gtt sylenebile
cek tek tabaka ulemadr. Bazen, Brahmanlarm duru
munda olduu gibi gdlen siyaset aslnda kendi grup
laryla dierleri arasnda tamamlayclk ve karlkl
bamllk yaratmaktr. Ulema snf kendini vazgeil
mez klarak mevkiini glendirmeye alr ve kendi
siyle laik gruplara atfettii birbirini tamamlayc roller
de ulemann evrensellemesini gerektirmek bir yana
byle bir gelimeyi resmen dlar mahiyettedir. Treler
zerinde tekelci bir otorite hakk iddia etmelerinin d
nda gptayla taklit edilmeyi istemezler. Kendileri
tahrik etseler dahi en iten iltifat ve taklitten bile ho
lanmazlar.
slamiyette olduu gibi baka yerlerde de ulema s
nf kendilerine yarar bir ciddiyetle zaman zaman
dindalar arasnda mutat inanc zayflayanlar iin uy
gulanacak misyoner grevler yklenir. Burada insan
lara sadece dua etmelerini veya savamalarn ya da
almalann emreden ve mevcut tabakalara birbirleri
nin alanlarna mdahele etmemelerini syleyen bir
kural yoktur. Dinin gerek kurallar asndan bakld
nda eer yetenek ve enerjileri msaade ediyorsa her
kes bu ayr iin hepsini birlikte yapmaya mezun
dur. (Bu gizli eitlikilik I slamm modem dnyaya ba-
anyla uyarlanmasnda ok nemli olmutur.) Yani
arya kamayan ruhani misyoner bir kltr siyaseti
nin gdlmesine kar resmi veya teolojik bir engel
yoktur. Uygulamada ise hl bir sorun mevcuttur.
Eer herkes gerekten sistematik bir biimde kendini
hukuk-teoloji almalanna verseydi koyunlara, keile-
44
re ve develere kim bakard? Sahrann baz yrelerinde
kabileler aras szlemeyle tm Kutsal Kitap nsan
lar olarak belirlenen kabileler vardr, ncak uygula
mada bu yalnz dini personelin adet zere bu kabile
yeleri arasndan seilecei anlamna gelmektedir. Ya
ni kabilenin tm de gerekten din uzmanlan olacak
demek deildir. Bunlarn ou almaya ve savama
ya devam ederler. Yetikin erkek nfusunun ok an
laml bir orannn kendini gerekten hukuk almala
rna verdii tek topluluk Dou Avrupada baz Yahudi
topluluklandr. Ancak bu zel ve ar bir rnektir ve
zaten bu topluluklarn kendileri daha geni ve karma
k bir toplumun alt gruplann tekil ederler.
Yani ok derin, gl ve altedilemez nedenlerden
dolay okuryazar tanm a toplumlarnda ulema snf
toplumun tmne hakkyla hakim olamaz ve onu zap-
tetemez. Bazen kendi kurallan izin vermez bazen de
d engeller bunu imknsz klar; ancak kendi kuralla
r bu emelin gereklemesine her zaman elverili olsa
bile zaten d engeller yeterli ve etkin bir mani tekil
edeceklerdir.
Tanm dzeninde, toplumun btn dzeylerinde ev
rensellemi bir ulemay ve yazyla glendirilmi,
merkezin dayatt kurallan olan trde bir kltr
zorla kabul ettirmeye almak bo bir rya olurdu.
Baz teolojik doktrinler byle bir program ierse de bu
uygulanamaz ve uygulanmamtr. Akas byle bir
ey yaplamaz, nk gerekli kaynaklar mevcut deil
dir.
9
Ancak eer gnn birinde ulema snfi kendi aba
syla veya kahramanca ve mucizevi bir i cihad\ a deil
de ok daha etkili, derin kkleri olan bir toplumsal
gle yani iblm ve retici ve dnsel srelerin
45
tm doasnn tamamen dnm sonucunda evren
selleir ve tm toplumu kapsarsa acaba ne olur? Bu
sorunun yant ve de sz edilen dnmn doasnn
belirlenmesi ulusuluun anlalmas asndan can
alc br nokta olacaktr.
una da dikkat edelim ki tarm dzeninde yalnz
baz sekin tabakalar, yukarda tanmlanan zel tek
niklerin biri veya dieri kanalyla, sistematik bir bi
imde hadm edilmilerdir. Byle olsa bile Eflatunun
ngrd gibi hadmlatrmay sonsuza dek yrt
mek zordur. ster Memluk ister Yenieri olsun muha
fzlar, brokratlar veya ayrcalkl gelir sahipleri r
vet almaya balar, toplumda kar, balant ve srekli
lik sahibi olur veya an, eref, zenginlik peinde koup
kendi adlarn devam ettirmenin ekiciliiyle batan
karlar. Tarm a insan sanki rmeye yatkn bir
madenden yaplmtr.
Onun ardl olan sanayi a insan ise tamamen ol
masa da daha saf bir madenden yaplm gibidir. Ka
zara, sonunda ulemann evrenselletii, okuryazarl
n bir uzmanlk deil de dier btn uzmanlklarn
nkoulu olduu ve tm mesleklerin kaltsal olmaktan
kt bir toplumsal dzen ortaya karsa ne olur? Ay
n zamanda hadmlatrma da hemen hemen evrensel
lese ve ok etkili klnsa, iimizde herkes sanki zeri
ne bir Memluk cppesi geirmi gibi grevinin gerekle
rini akrabalk haklarnn stnde tutsa acaba ne olur?
Ulemann evrenselletii ve herkesin Memluklat
bir ada kltr siyaset ilikisi kkten deiime urar.
Bir st kltr toplumun tmne yaylr, toplumu ta
nmlar ve ynetim onu desteklemek zorunda kalr. te
ulusuluun srr da budur.
46
SANAY TOPLUMU
3
Sanayi toplumunun kkenleri hl bilimsel tart
ma konusudur ve bana yle geliyor ki bu tartma b
yk olaslkla sonsuza dek srecek. ok byk, farkl
lam ve girift bir toplumda muazzam karmak bir
dnm gerekleti; bu benzersiz bir olayd: hibir
takliti sanayileme ilk zgn sanayileme ile ayn
tr bir olaym gibi deerlendirilemez. nk btn
dierleri gerekten taklitiydi; sanayilemenin mm
kn olabilecei artk yerlemi bir gerek olarak bun
lara k tutuyordu ve (gpta edilen rnein ok eitli
yorumlan olmasna ramen) bunun baz avantajlan
vard. lk zgn sanayileme ne yaptklannm bilincin
de olmayan insanlar tarafndan gerekletirilmiti ki
(olayn zn oluturan bu bilinsizlik hali onu) asln
da tekrarlanamaz klyordu, ilk zgn sanayilemenin
aynen tekrarlanmamasna yol aan baz geerli neden
ler vardr: bir olayn tekran zaten zgn halin farkl
lamas demektir; erken modem Bat Avrupa koullan
hibir ekilde yeniden retilemez ve sadece teorik bir
noktay kantlamak iin yaplacak byle byk apta
deneyimler ahlk adan dnlemez bile. Durum ne
olursa olsun bylesine karmak bir srecin balantla-
47
nm zebilmek iin bu tecrbeyi bir deil birka kez
tekrarlamak gerekir ki bu da mmkn deildir.
Ancak sanayilemenin nedenlerini inceleyen ayr
bir bilim daln oluturmasak da sanayi toplumunun
genel ileyiine ilikin modeller sunarak bu konuda bir
ilerleme kaydetmeyi mid edebiliriz. Aslnda Max We-
ber'in ok tannm bir eseri olan Protestan Etik ve
Kapitalizmin Ruhu nun gerek deeri ve nemi bence
onun kapitalist ruhun douu ile ilgili gz kamatrc
ancak speklatif ve bir sonuca ulaamayan nermesin
de deil daha ziyade yeni toplumsal dzeni oluturan
genel farkl nitelikler zerine yapt aklamalarda
yatmaktadr. Gerekten de ilginin kapitalizmin kken
lerinden sanayilemenin kkenlerine kaymas ancak
Weber'den sonra (tamamen Weber'e gnderme eklin
de) ve kapitalist olmayan sanayi toplumlannn da or
taya kmasyla gereklemi olmasna ramen, bu ok
nemli sorunun yeniden formle edilmesi aslnda We
berin giriimci ruha duyduu ilginin yansra brokra
si ile de ilgilenmi olmasnn bir sonucudur. Eer mer
kezilemi bir brokrasi de aklc bir iadam kadar ye
ni ruhu (Geist) temsil ediyorsa o zaman kapitalizmin
kendisiyle deil sanayileme ile ilgilenmemiz gerektii
ok aktr.
Aklclk kavram bu yeni ruhun Weber'ci yoru
munda ve bence akla yatkn herhangi bir aklamasn
da temel ve nemli nokta olmaldr. Weber zellikle bu
meselede de olduu gibi tutarl ve yeterli tanmlar ver
me konusunda pek becerikli deildi. Gene de aklclk
kavramn kullan biimlerinden bu kavramla neyi
kasdettiini ve bu temel kavramn konu asndan be
lirleyici olduunu karsamak tamamen mmkndr.
48
Bilindii gibi bu kavram onsekizinci yzyln en byk
iki filozofu David Hume ve I mmanuel Kant tarafndan
ei bulunmaz bir felsef derinlikle enine boyuna tart
lmtr. ki filozof da ho bir yanlg iinde insan akl
n herhangi bir zaman ve yerde varolduu haliyle (an
sich) incelediklerini sanrken aslnda douuyla ala
rna damgasn vuran yeni ruhun genel mantna ili
kin ok derin aklamalarda bulunuyorlard. Bu iki d
nrn paylam olduklar grler en az paylama
dklar kadar nemliydi.
Weber'in aklclk kavramnda u iki unsur ok
aka belirmektedir. Birincisi insicam veya tutarllk,
yani benzer olaylarda benzer davranlarla ortaya
kan dzenlilik ki bu bir anlamda iyi bir brokratn ru
hu ve onuru da demektir. kincisi ise belirli, aka ifa
de edilmi ve saptanm amalar dorultusunda mev
cut en uygun aralarn soukkanl aklc seimi, yani
baka bir deyile ideal giriimcinin ruhu olan, rand
mandr. Dzenlilik ve randman gerekten de aklcl
n genel ruhu iinde yer alan brokratik ve giriimci
unsurlar olarak grlebilir.
Ben bu iki unsurun gerekten birbirinden bamsz
olduuna inanmyorum. Amaca-uygun-ara olarak be
lirlenen randman kavram kiinin "alakasz" hususla
r bir yana brakarak ayn problemin zmne hep
ayn yoldan giderek varaca anlamna gelir ve byle
likle brokrasiye zg sorunla davran arasnda si
metri salama gereini hemen bir kural haline getirir.
Simetri zorunluluu aslnda hemen kural olarak ran
dman dourmayabilir (gerekten Weber'in de dikkat
ektii gibi ne kadar drst ve vicdanl olsalar da b
rokratlarn muhakkak randmanl olmadklar gzlem
le sabittir). Bununla birlikte dzenlilik gereinin s-
49
rekli ve yapay olmayan bir biimde uygulan gerek
amalarn gerekse de olgularn yani tm bunlarn ce
reyan ettii ortamn belirlenmesi iin genel ve tarafsz
bir dilin kullanm anlamna gelir. Byle bir dil de
amalarla aralan aka belirterek sonunda aka ta
nmlanm amalara sadece en iyi randman salaya
cak aralarla ulalmasn temin eden eylem biimleri
ne izin verecektir.
Weber'in ok net bir biimde farknda olduu aklc
ruhun yukarda tanmladmz iki esinin (dzenlilik
ve randman) altnda yatan Hume ve Kant'n keyifle
genelde insan akln incelediklerini zannederek ok iyi
kavradklar daha derin bir zelliktir: Hereyin genel
tanm iin geerli olacak gerein ortak bir lt ve
evrensel dzeyde kavramsal geerlilik ile Descartes ta
rafndan daha nce gl bir biimde vaaz edilip zel
likleri belirlenmi zmleme anlay (esprit
d'analyse). Aklclk, bu unsurlarn hepsini bizi ilgi
lendirdii kadaryla ada ruhun si m olarak varsay
maktadr. Ortak veya tek kavramsal geerlilik olarak
kasdettiim udur: btn gerekler tek, srekli bir
mantk ortamnda yer almaktadr ve bunlar ifade
eden cmleler birletirilebilir ve birbirleriyle ilikilen-
dirilebilir; bylece ilke olarak dnyay tek bir dil ak
lar ve bu dil kendi iinde bir btndr. Veya olumsuz
tanmlar kullanacak olursak baka gereklerin mda
halesi veya eliki yaratc etkisine kar korunmu ve
kendilerine ait yaltlm bamsz mantk ortamlarn
da yaayan hibir zel, ayrcalkl, yaltlm olgu ya da
alan yoktur. Modernlik ve aklclk ncesi grntlerin
en arpc zellii ite buydu: ok sayda tam olarak
birlememi ancak hiyerarik bir dzende birbirleriyle
ilikili alt-dnyalann birarada yaamas ve zel ayn-
50
calkl, kutsallatrlm ve allagelmi yaklamla
ulalmayan olgularn varoluu...
Geleneksel bir toplumsal dzende avlaycln, ha-
sad zamannn, eitli trenlerin, karar merciinin,
mutfan veya haremin dilleri zerk sistemler olutu
rurdu. Bu ok farkl alanlardan elde edilen cmleleri
birletirmek, aralarndaki tutarszlklar ayklamak ve
hepsini birletirmeye almak ise toplumsal gaf say
lrd veya daha kts muhtemelen dine kfretmek ve
ya dine saygszlk anlamna gelirdi ve byle bir aba
nn anlam kavranamazd. Aksine, toplumumuzda di
lin her anlamda kullanmnn eninde sonunda tek bir
ahenkli dnyaya atfta bulunduu ve birletirici tek
bir dile indirgenebilecei ve hepsini birbirleriyle iliki-
lendirmenin meru olduu varsaylmaktadr. "Tek
balant" kavranabilir ve kabul edilebilir bir idealdir.
Modern bilgi felsefeleri ou kez bu fikir ve emelimizin
ifadesi ve dzene konmu halidir; bu ideal ayn zaman
da filozofa bir kapris olmayp derin toplumsal kklere
sahiptir.
Olgularn eit ve trde bir biimde takdimi, tm
ayrtabilecekler paralarna ayrlmadan yani (bu sa
dece dncede mmkn olsa da) Kartezyen zmle
me anlayyla (esprit danalyse) tm karmak yap
lar onlar oluturan paralara blnmeden ve hazr re
eteler halinde sunulan kavramsal paketlere srt evir
meden tam gereklemi saylmaz. Geleneksel grn
tler ve bu grntlerin ierdii nyarglar tamamen
meselelerin birbirine balanmas nedeniyle sregel
mitir ve biz kendimizi bundan ancak meseleleri tek
tek deerlendirmede srar ederek kurtarm olduk.
Dnceler dnyasna ait bu paket kavramlar ve s
reklilii olmayan kavramsal ortamlar insan dnyasm-
51
da sabit toplumsal gruplara ve yaplara tekabl eder.
Ayn ekilde Hume veya Kant'n felsefelerinde alglan
d gibi metrik bir dzene tab olmuasna birlemi
ve standartlam gerekler dnyasnn benzeri de kit
le toplumunun kimliksiz (anonim) ve eit insan toplu
luklardr. leri srdmz tartmada biz aslnda
dncelerden ok insanlar ve insan topluluklaryla il
giliyiz, ancak insanlarn dncelerinin srekli ve b
tncl sistemler iinde birletirilmeleri insanlarn
akkan ve kltrel sreklilili olan topluluklarda ye
niden gruplamalaryla balantldr.
Sanayi toplumu, kendiliinde srekli byme ile
beslenen ve buna dayanan tek toplumdur ve bu by
menin srekli bir gelimeye yol amas beklenir. Tah
min edilecei gibi ilerleme ile srekli gelime kavram
ve idealini yaratan ilk toplum da gene sanayi toplumu-
dur. En gzde toplumsal denetim biimi olarak top
lumsal kzgnl maddi bymeyle nlemeye alarak
evrensel bir vergi sistemi (J Daregeld) getirmitir; en
byk zaaf ise toplumda rveti azaltma beceriksizli
i ve bolluun bir sre iin azalmas ve toplumda da
tmn aksamas nedeniyle bagsterebilecek meruiyet
kaybna kar koyamamasdr. Gemite birok toplum
zaman zaman yenilikler icat etmi ve durumlarn d
zeltmitir; bazen de bu dzelmelerin tek tek deil bir
alay halinde geldii sylenebilir. Ne var ki dzelme
hibir zaman srekli olmam ve byle olmas da bek-
lenmemiti. Bu denli allmam ve kayda deer bir
beklentinin domas iin zel bir durumun gerekle
mesi gerekirdi.
Gerekten de hi allmam ve benzersiz bir geli
me meydana geldi. Trde, sistematik ve ayrmc ol
mayan yasalarla dzenlenen ve sonu gelmeyecek keif
52
lere ak bir dnya kavram kullanlacak aralar a
sndan nceden belirlenmi hibir beklenti ve snr ta
nmayan sonsuz yeni bileim olanaklar sunuyordu.
Yani hibir olanak yasaklanmayacakt ve olaylarn ge
liimine ve arzu edilen sonulara ulamak iin ne tr
bileimlerinden yararlanlabileceine sonunda sadece
kantlar karar verecekti. Bu tamamen yeni bir ufuk
ayordu. Eski dnyalar bir yanda her biri bir amaca
ynelik, hiyerarik ve belirli bir "anlam" olan tek tek
kosmoslar, dier yanda da pek birlememi herbiri
kendi dil ve mantn kullanan ve tek bir dzenlilik
iine hapsolunmayacak alt-dnyalardan oluuyordu.
Yeni dnya ise aksine bir yan ile ahlaki olarak dura
an, dier yan ile ise niter idi.
Hume'un felsefesi bu yeni ufku sistemletiren en
nemli belgelerden biridir. En iyi bilinen ksm felsefe
nin genel bak asndan ve temel ngrlerinden de
karsanabilecek nedenselliin aklanmasna ilikin
ksmdr. Bu aklama son kertede unu ileri srer: E
yann tabiatna gre hibir ey hibir eyle doal bir
balant iinde deildir. Bu dnyann mevcut balant-
lan kurmak ancak nce dncede birbirinden ba
msz dnlebilecek eyleri ayrmak (ki bylece bir
anlamda saf unsurlar ayntrabiliriz) sonra da tecr
beye dayanarak hangi unsurlarn birbiriyle gerekten
bal olduunu saptamakla mmkn olur.
Pekala, dnya byle mi kurulmutur? Bizimkisi
evet. Bu sonsuz keiflere ak bir dnyann nkoulu
ve bedelidir. Aratrma u veya bu bak as ve ya
am biimine zg doal yaknlklar ve ilikilerle snr-
lanmamaldr. Ve, tabii ki, Hume'un nedensellik ak
lamas sadece hibir kstlamaya tabii olmayan ebedi
aratrmacnn iinde bulunduu arka plann hayran
53
lk uyandran bir zeti deildir. Ayn zamanda bu ara
trmacnn ekonomik planda benzeri olan modem giri
imciye zg davrann da aklamasdr. Trenin be
lirledii bir toplumsal dzen ve ritm iinde emek, tek
nik, malzeme ve kalbn birletirilmesi akl ann
tccar ve imalatsna gre deildir; bu an giriimci
lerinin atlm yapmas ve paras olduklar ekonominin
ilerlemesi yksek kr gibi ok ak bir amaca hizmet
edecek her trden aracn gene sadece kantlara daya
narak kstlanmadan seilebilmesine baldr. (Bu giri
imcilerden nce varolan veya ayn ada varln sr
drm feodal benzerleri ise baarya ulamada tek
bir lt seip karmak iin bile zorlanacaklard. On
lar iin kr toplum iindeki konumlarn muhafaza et
mek gibi baka tek tek ayntrlamayacak amalarla
karm olacakt. Adam Smith Glasgovv'lu bir kentli
ile rnein Lochiel erafndan sko yzba Cameron
arasndaki fark ok aka grmtr. Hume'un ne
densellik teorisi Glasgow'lu kentlinin grlerini teyid
etmektedir. Burada tarttmz mesele hem dnsel
hem de ekonomik adan (tabii ki ikisinin de birbirine
bal olduunu dnerek) gelimeye baml olan bir
toplumun gryle ilgilidir nk ncelikle srekli
byyen ve ilerleyen bir toplumun dourduu sonu
larla ilgileniyoruz. Ancak byle srekli bir bymenin
sonularyla onu douran szkonusu gr arasnda
ok dikkat ekici paralellikler mevcuttur.
SREKL BYMEYE AI K TOPLUM
Dnce alanndaki gelime, hibir unsurun tabia
tnda (a priori) bir baka unsurla zlemeyecek bir
ba olmadn ve hereyin yeniden dnmeye ak
olduunu varsaydna gre ekonomik byme ve re
54
tim art da insanlarn faaliyetleri ve dolaysyla rolle
ri asndan benzer bir yaklam gerektirir. Roller ih
tiyari ve bir amaca ynelik ara haline gelir. Eskiden
toplumsal rollerin yapsnda varolan istikrar, byme
ve yenilikle hi badamaz. Yenilik yeni eyler yap
mak demektir ve yeni eylerin snrlan yerini aldklan
eylerin snrlanyla ayn olamaz. ou toplumlar hi
kukusuz zaman zaman i tanmlan ve lonca snrlan-
nm yeniden belirlenmesine uyum salayabilir ve tec
rbe kazanmak iin taktik deitiren futbol takmlan
gibi srekliliini kaybetmez. Tek bir deime ilerleme
saylmaz. Fakat bu tr deiimler sabit bir durum ve
sreklilik kazanrsa ve meslek deiimlerinin srekli
lii toplumsal dzenin deimez bir zellii haline ge
lirse acaba ne olur?
Bu sorunun cevab verildiinde uluuluk problemi
nin en nemli ksm da zlm olacaktr. Ulusuluk
karmak ve srekli, zincirleme ilikiler iinde deien
bel i rl i bi r tr i blmnden kaynaklanmaktadr.
Adam Smith'in srarla tekrarlad gibi yksek ve
rimlilik karmak ve incelmi bir iblm gerektirir.
Srekli artan verimlilik iblmnn sadece karmak
deil ayn zamanda srekli ve ou kez de hzla dei
en bir nitelie sahip olmasn ngrr. Gerek ekono
mik roller sisteminin kendisi gerekse de bu sistem
iinde mesleklerin bu hzl ve srekli deiimi annda
etkisini gsteren ve temelde ok nemli olan baz so
nular dourmaktadr. Bu sistem iinde yer alan in
sanlar yaamlar boyunca ayn konumda kalamazlar
ve hatta bir nesilden brne de ayn konumun kal
mas ancak nadiren mmkn olur. Mevkiler (bu ve
baka nedenlerden dolay) nadiren babadan oula ge
er. Adam Smith nesilden nesile geen efsaneleri ger
55
ek sanarak oban topluluklanna yanllkla sabit top
lumsal konumlar atfetmekle birlikte burjuva toplu-
munda talih ve servetin gelip geici olabileceine dik
kat ekmitir.
Bu yeni tarz hareketliliin ilk sonucu bir tr eitlik-
iliktir. Modern toplum eitliki olduu iin hareketli
deil hareketli olduu iin eitlikidir. Dahas, ister is
temez iktisadi bymeye duyduu korkun, hereyi
bastran al doyurmak iin hareketli olmak zorun
dadr.
Srekli bir biimde sandalye kapmaca oyununa
mahkum olan bir toplum, sahip olduu sandalyeler
arasnda mevki, kast veya tabakalarn birinden br
ne geii engelleyen derin barikatlar ina edemez. Bu
durum hareketlilie mani olacak ve hareketlilie alk
toplumda dayanlmaz gerilimlere yol aacaktr, insan
lar korkun eitsizliklere, ancak sabit ve treyle kut-
sallatrlmsa katlanabilir. Ne var ki lgnca hare
ketli bir toplumda trenin hibir eyi kutsallatracak
vakti yoktur. Ta yerinde ardr; yuvarlanan bir ta
gibi hareketli toplum da bann stnde tabakalama
y kutsal klacak bir haleyi tayacak durumda deil
dir. Tabakalama ve eitsizlik, bazen ok an bir bi
imde kendini gsterir. Ancak sessiz ve gze batmayan
bir nitelii de vardr. Bu da servet ve mevki aynmlan-
nn bir ekilde yava gelimesi, toplumsal mesafenin
azl ve yaam tarzlannn birbirine benzemesi, farkl
lklarn (tarm toplumuna zg kat, mutlak ve uu
rum yaratan farkllklann aksine) sanki bir istatistik
sel veya olaslk dalm nitelii gstermesi ve sz ko
nusu toplumsal hareketliliin bir yanlsama veya ger
eklik olarak alglanmasna baldr.
56
Toplumsal hareketliliin bir yanlsama olarak alg
lanmas elzemdir ve belli bir lde gereklik pay ol
madan da bu yanlsamann varolmas mmkn deil
dir. Bu yukan ve aaya doru alan hareketlilik g
rntsnn ne kadar geree dayand duruma gre
deimektedir ve ciddi tartma konusudur. Fakat ay
n zamanda da bu grntnn byk lde gereklik
ten kaynakland makul ller iinde phe gtr
mez. nk roller sisteminin kendisi ok deitiine
gre bu sistemde yer alan insanlarn da baz sol kanat
sosyologlarn iddia ettii gibi kat bir tabakalama sis
temine bal kalmas mmkn deildir. Tarm toplu-
muna kyasla sanayi toplumu hareketli ve eitlikidir.
Ancak olduka sanayilemi ve bymeye ynelik
ekonominin meydana getirdii bu eitlikilik ve hare
ketlilik olgusunun tm zellikleri bundan ibaret deil.
Yukarda sz edilenlerin yansra, sanayi toplumu i
blm ile olduka karmak ve tamamen gelimi bir
tanm toplumundaki iblmn karlatrdmzda,
yeni iblmnn daha iyi anlalabilecek baz st
kapal zellikleri olduunu grrz, tkisi arasndaki
bari z farkllk udur: sanayi toplumu daha hareketli
tanm toplumu ise daha istikrarldr. Aslnda genellikle
biri hareketli br de istikrarl olmak ister; biri top
lumsal gerekliin izin verdiinden daha ok istikrarl
olduu grnmn vermek ister dieri de eitlikilik
idealini gerekletirmek istiyor gibi grnerek gerek
snrlarnn tesinde bir hareketlilik iddiasndadr.
Her iki sistem de kendi temel zelliklerini abartma
eilimlerine ramen birbirleriyle karlatnldklann-
da gerekten de kendilerine ait olduunu iddia ettikle
ri nitelie dikkat eker bir lde sahip grnmekte
dirler: biri kat, dieri ise hareketlidir. Fakat bunlar
57
bariz ztlklar ise bunlara elik eden daha gizli zellik
ler acaba nedir?
Olduka gelimi bir tanm toplumundaki ile ortala
ma bir sanayi toplumundaki iblmn ayrntl bir
biimde karlatralm. Byle bir sanayi toplumunda
her tr ilev iin, szgelimi, en azndan bir eit uz
man yetimitir. Araba tamircileri tamir ettikleri ara
bann markasna gre uzmanlamaktadrlar. Sanayi
toplumunun nfusu daha oktur ve muhtemelen en
doal saym yntemlerine gre daha ok sayda farkl
i mevcuttur. Sadece bu anlamda iblm olduka
yol almtr.
Fakat baka bir lt kullanldnda tamamen ge
limi bir tarm toplumunda daha karmak bir ibl
mnn varl sz konusu olabilir. Byle bir tarm top
lumunda uzmanlklar arasndaki mesafeler, sz edi
len sanayi toplumunun daha ok saydaki, ancak ara
larnda ortak tarz benzerlikleri olduu sylenebilecek
uzmanlklar arasndaki mesafelerden daha fazladr.
Olgunlam bir tarm toplumunun baz uzmanlklar
arya kaar. yle ki bunlar mr boyu sren, ok
uzun zaman alan ve ok erken yalarda balayarak in
sanlarn kendilerini hasrettii ve dier ilgi alanlarn
dan vazgemelerini gerektiren bir eitimin meyvalan-
dr. Bu toplumlarda zenaat ve el sanatlar retimi b
yk lde emek ve beceri youndur ve ev ii sanatlar
ve sslemeleri ile gastronomisi, kulland aralar ve
ilemeleri olduka yapay kaan, sanayi toplumlarmn
hibir zaman eriemeyecei lde bir incelik ve yet
kinlik dzeyine sahiptir.
Can skcl ve kuruluunun yamsra, gelimi ta
rm toplumunda retmenlerin ulat skolastik ve t-
58
rensel karmaklk ou kez insan aklnn snrlarn
zorlamaktadr. Ksacas bir tarm toplumunun oun
luunu oluturan kyller kendilerine den toplum
sal grevleri yerine getirirken hemen hemen her biri
bir dierinin yerini alabilir; uzmanlardan oluan k
k bir aznlk ise dikkat ekecek bir biimde birbirini
tamamlar, bu uzmanlarn veya uzman gruplarn her
biri birbirine bamldr ve uzmanlk konularnda bile
kendi kendilerine yetemezler.
Sanayi toplumunda ok byk sayda uzmanlk dal
olmasna karlk uzmanlar arasndaki mesafe ok b
yk deildir. Uzmanlk srlar btn uzmanlarca kav
ranabilir -niteliktedir, meslek el kitaplarnn dili byk
lde ortaktr ve bazen zor olmakla birlikte yeniden
meslek eitimi grmek genelde rktc deildir.
Demek ki birindeki hareketlilie karn dierindeki
istikrarn dnda szkonusu iki toplum arasnda ib
lm asndan gizli ancak derin ve nemli bir nitelik
sel farkllk var. Durkheim aslnda gelimi sanayi n
cesi uygarlklarla sanayi toplumunu "organik dayan-
ma"olarak tanmlad tek bir kategoride snflandrp,
organik dayanma yani birbirini tamamlayan ibl
mne ilikin gerekli ayrmlar yapmamakla hatal dav
ranmtr. Aradaki fark veya yaplmas gereken ayrm
udur: sanayi toplumunda eitimin byk bir ksm
rgn eitimdir ve bu eitimi alan kiinin bu eitim
sonras yapaca olduka uzmanlam meslek faali
yetleriyle zel bir balants yoktur. Sanayi toplumu
birok adan btn toplumlar arasnda ej yksek de
recede uzmanlam bir toplum olabilir ancak eitim
sisteminin imdiye kadar varolanlar arasnda en az
uzmanlam olduu ve en fazla evrensel standartla
ma getirdii tartma gtrmez. Tm ocuklar ve b
59
yme andakilere veya bunlann ouna alacak de
recede ileri bir yaa kadar ayn tr eitim veya re
nim verilmektedir. Uzman yetitiren okullar eitim
srecinin sonunda ancak bir nceki uzun uzmanlama
m eitimi tamamladklar lde prestij kazanrlar;
daha gen yatakilerin eitimi iin dnlm uz
manlk okullarnn i se(prestiji yoktur veya olumsuz
dur.
Bu durum bir paradoksa veya daha erken alar
dan gnmze kalm bir mantkszla m iaret et
mekte? Yksek eitimin, sadece "centilmenvari" veya
rahat-yerinde vakti-bol snfn insanlarna zg un
surlar zerinde duranlar byle dnmektedir. Yk
sek eitimin baz gsterili ve yapmackl taraflar ger
ekten de alakasz ve gn gemi eyler olsa da, te
mel gerek -yani rgn, uzmanlamam eitimin yay
gnl ve nemi- olduka uzmanlam sanayi toplu-
munun bir paradoksu deil tamamen bu topluma uy
gun ve onun gerekli bir paras olarak belirmektedir.
Sanayi toplumunda varolan uzmanlamann tr ta
mamen uzmanlamam ve standartlamam ortak
bir temele oturmaktadr.
Modern bir ordu, yeni askere alnanlar, nce ordu
ya zg temel iletiim dili, tren ve becerileri retmek
ve benimsetmek iin ortak rgn bir eitimden geirir
ve ancak bu aamadan sonra daha uzmanlam bir
eitim yaplr. Nisbeten daha kk sayda olduka
yksek bir eitimden gemi uzmanlarn dnda ge
rekli uygun eitimi alm her askerin, bir uzmanlk
dalndan brne geebilmek iin ok zaman kaybet
meden yeniden eitilebilecei varsaylr veya mid edi
lir. Modern toplum da bu adan modern bir orduya
benzer hatta onu geer bile. Okuryazarlk, rakam kul
60
lanma, temel i alkanlklar ve beceriler ve temel
teknik ve toplumsal becerilere ainalk gibi baz ortak
niteliklerin kazanlmasnda srar ederek adaylara ok
uzun ve olduka ayrntl bir eitim sunar. Toplumun
byk bir kesimi iin i hayatnda kullanlan belirgin
beceriler ya i esnasnda ya da ok uzun srmeyen ek
bir eitim paras olarak daha nce aldklar temel ei
timin zerine eklenir ve tm nfusa ak rgn eitimi
tamamlayan herkesin ok zorlanmadan baka iler
iin yeniden eitilebilecei varsaylr. Genellikle re
nilmesi gereken ek beceriler olduka abuk renilebi-
len birka teknik, bunun yamsra "tecrbe" yani i or
tam ve bu ortam iinde alanlar ve alma biimle
rine ainalktan ibarettir. Bu sre biraz zaman alabi
lir ve bazen de i ortam onu darya kar koruyan
bir gizli gle evrili grnebilir ama sonuta yaplma
s gereken pek fazla birey yoktur. Bir de gerek uz
manlarn oluturduu bir aznlk vardr ki bunlarn
mevkilerine etkin bir biimde sahip kabilmeleri faz
ladan aldklar uzun eitime baldr. Ve bu mevkilere
ancak tamamen ayn zel eitim gemiine ve yetenee
sahip olanlar gelebilir.
Evrensel okuryazarlkve eitilme hakk modern de
* *--. . ^. . .
erler tapnann ok iyi bilinen bir tarafdr. Devlet
adamlar ve politikaclar bundan saygyla szeder, in
san haklan bildirileri, anayasalar ve parti programlan
gibi siyasi metinler.de bu haklan kutsallatrr. Btn
bu sylediklerimizin imdiye kadar garip kaan bir ta
raf yok. Ayn durum, temsili ve sorumlu hkmet,
serbest seimler, bamsz yarg, konuma ve toplan
ma zgrl gibi eyler iin de geerli Bu takdir g
ren deerlerin ou dnyann birok yerinde~sk sk
sistematik bir biimde ineniyor ve kimse gzn bile
61
krpmyor. ounlukla bu bildirilere alkanlk sonucu
sadece l af kalabal diye bakmak daha doru sayl
yor. "Gn-aydm" diyen bir insan hava raporu hakkn
da ne kadar bilgi veriyorsa konuma zgrl ve ser
best seim teminat veren ou anayasa da tanmlad
n iddia ettii kendi toplumu hakknda ancak o ka
dar bilgi vermektedir. Btn bunlarn hepsi herkesin
bildii eyler. Evrensel ye bir merkezce teminat altna
alnan eitim ilkesinin ok ilgin ye nemli olan taraf
ihll edilmekten ok riayet edilmekte olmasdr. Bu
haliyle de modern idealler arasnda dierlerine benze
meyen kendine zg bir durumu vardr ki bu da ayn
bir aklamay gerektiriyor. Profesor Ronald Dore bu
eilimi, zellikle de gelimekte olan toplumlarda gzle
nen resm "kat stnde kalan" niteliklerin abartl
masn ok gl bir biimde eletirmitir1; ve bu du
rum hi kukusuz baz zararl yan etkiler dourmakta
dr. Fakat gene de Profesor Dore'un "Diploma Hastal
" olarak tehir ettii bu olgunun derin kklerine ta
mamen vakf olduundan pheliyim. Artk becerilerin
resmi olmayan ve yakn ilikiler iinde aktarlmasna
sayg gsteremeyecek bir dnyada yayoruz nk bu
tr aktarmlarn mmkn olduu toplumsal yaplar
zlmektedir. Bylece sayg duyabileceimiz tek tr
bilgi, drst ve taraf tutmayan bir biimde yaplan s
navlar neticesinde elde edilen diplomalara damgasn
vuran olduka tarafsz renim merkezlerinin onayla
d bilgidir. Yani bizler iin aslnda "Diploma Hastal
"ndan kurtulu yok.
Btn bunlar yukarda tanmladmz evrensel,
1 Ronald Dore, The Diploma Disease, Londra, 1976. Daha erken
bir aamada okuryazarln toplumsal anlamlan iin bkz. J ack
Goody (der) Literacy in Traditional Societies, Cambridge, 1968.
62
standartlam ve rgn eitimin modern toplumun et
kin bir biimde ileyiinde gerekten ok nemli bir
rol oynad ve bu toplumun kulland bir laf kalabal
veya kendi kendini reklam etme meselesinin bir
paras olmad anlamna gelmektedir. Gerekten de
byledir. Bu roln ne olduunu anlamak iin (belki
onun kulland anlamda olmasa bile) Manc'm bir de
yimini kullanarak modern toplumun yalnz retim bi
imini deil hereyden nce bu toplumun kendini ye
ni den retme biimini tartmak zorundayz.
TOPLUMSAL KALI TI M
Toplumdaki bireylerin ve gruplarn yeniden retimi
ya yzyze, teke tek ilikiler araclyla yani bir i ya
plrken eitmek ilkesiyle ya da merkezi yntem dene
bilecek bir yntemle mmkndr. Yeniden retimi
gerekletirecek tabii ki birok baka kark ve ara
zmler de vardr ancak bunlan ncelikle szn ettii
miz bu iki an hatta iki kutuba aynlm saylabilecek
seenein tartmasn yaptktan sonra deerlendirme
miz daha doru olacaktr.
Teke tek, i yaplrken eitmek metodu, bir aile, ak
raba grubu, ky, kabile mensuplan veya ounlara ben
zer olduka kk niteler tarafndan doan bebeklere
sahip kp onlarn ortak toplumsal hayata katlmala-
nn salayarak ve onlar buna mecbur ederek bir yan
dan da zel talim, beden eitimi yntemleriyle toplum
sal ilkeler, zel durumlarda uygulanan trenler (rites
de passage) gibi eyleri reterek onlarn kendilerin
den bir nceki neslin yetikinlerine en benzer bir ekil
de ocukluktan yetikinlie gemelerini teinin etmek
amacyla kullanlr. Bylelikle toplum ve onun kltr
srekli varolmaya devam eder.
63
Dier tarafta merkezi yntem araclyla yeniden
retim dediimiz olanak yerel yntemin ok byk l
de baka bir yntemle tamamlanmas (veya an du
rumlarda tamamen onun yerine gemesi) demektirvBu
dier yntemi stlenen, yerel topluluktan farkl, ayr
bir eitim veya talim-terbiye merkezi vardr ve sz ko
nusu gen insanlarn hayata hazrlanmalar sorumlu
luunu alp sonuta eicim sreci bittiinde onlan
kendilerine den rolleri yerine getirmek zere toplu
ma iade eder. Bu sistemin an bir rnei Osmanl im
paratorluunda yksek bir mkemmellik ve etkinlik
derecesine ulamt. Devirme ve yenieri sistemi ola
rak bilinen bu rnekte gen olanlar ya fethedilen top
raklarda yaayan halktan zorunlu olarak vergi gibi
toplanr ya da esir olarak satn alnr ve sonra ideal bi
imiyle ailelerinden ve geldikleri toplumun kkenlerin
den tamamen kopmalar amalanarak sistematik bir
biimde sava veya idari grevler iin eitilirlerdi. Ki
inin hayatn bu kadar tamamen etkilemese de baka
bir rnek I ngiliz st snfnn uygulam olduu ve ha
len de ksmen uygulad erken yatan itibaren yatl
okul eitimine dayanan sistemdir. Bu sistemin baka
deiik trleri zaman zaman nisbeten basit, okuryazar
olmayan tanm toplumlannda da grlmtr.
Alt topluluklardan oluan toplumlar ikiye ayrlabi
lir: birinde mevcut alt topluluklar eer gerekliyse top
lumun geri kalan ksmndan yardm grmeden kendi
lerini yeniden retebilirler; dierinde ise alt topluluk
lar arasndaki karlkl tamamlayclk ve bamllk o
kadar yksektir ki bu mmkn olamaz. Genellikle ta
nm toplumunun farkl kesimlerinin ve alt toplulukla
rnn, kendilerini bamsz bir biimde yeniden ret
meye muktedir olduklan sylenebilir. Antropolojik
64
anlamda btnlememi ve paralara ayrlm toplum
da ite bu dnceyi iermektedir: toplumun "paras"
aslnda dahil olduu byk toplumun kk bir rne
idir ve o toplumun yaptklarnn aynsn daha kk
bir apta kendi bana yapmaktadr.
Bunun yamsra kendini yeniden retme kabiliyeti
asndan ekonomik ve eitim alannda kendi kendine
yeterlilik arasndaki fark belirtmek gerekir. Tarm ko
numunun ynetici tabakas tabii ki toplumun dier ke
siminden elde edilen retim artna bamldr fakat
eitim asndan kendi kendilerine olduka yeterli ola
bilirler. Kendi kendine yeterli olamamann baka e
killeri toplumsal kurallar nedeniyle domu olabilir,
rnein topluluklar dardan gelen tren uzmanlarna
veya gelin adaylarna baml klan kurallar olabilir.
Burada szn ettiimiz bir grubun ekonomik adan
deil eitim asndan kendi kendine yeterli olma kabi
liyetidir. Grup olarak kendini yeniden retmenin ok
sayda karmak, kark ve ara biimleri vardr. Feo
dal beyler oullarn yerel mahkemelere yar-stajyer
yar-tutsak olarak gnderdiklerinde, ustalar da kendi
oullan dndaki raklar kabul ettiklerinde, bu tr
kank sistemlerle karlatmz aktr.
Genel hatlaryla tarm toplumundaki durum yle
grnmektedir: nfusun byk bir ounluu sonuta
genlerini kendi bildikleri gibi i esnasnda gnlk ya-
amlannm bir paras olarak eiten ve bylece kendi
kendini yeniden reten birimler halinde yaamakta
dr. Bir aznlk grup ise uzmanlam bir eitimden ge
er. Toplum gerek rak yetitirerek kendilerini yeni
den reten gerekse de topluluun geri kalan ksmna
trenlerin yrtlmesi, tedavi, t verme ve ktiplik
gibi amalarla yan zamanl hizmet veren bir ya da bir
65
ka tam zamanl eitimci tabakas iermektedir. Kii
ye kendi kltrnn kazandrlmas diye tanmlayaca
mz teke tek, topluluk iinde verilen talim ve terbiye
ile uzmanlam, topluluk d beceriler gerektiren ve
bylece (topluluk dndan biriyle evlenmeye benzete
rek) topluluk-d talim ve terbiye diye adlandrabi
leceimiz gerek anlamyla eitim arasnda bir ayrm
yapmakta yarar olabilir.
Okur yazar tarm toplumunda ok nemli bir taba
ka okuyabilen ve okuma yazma retebilen, dolaysyla
o toplumun birka uzman snfndan birini oluturan
ktiplerdir. Bir lonca veya rgt iinde toplanm ola
bilecekleri gibi bunun tersi de mmkndr. Genelde
yaz yazma ksa bir mddet sonra kayt tutma ilemi
nin tesine getiinden ve ahlaki ve teolojik bir nem
kazandndan rahip ktiplerin says her zaman yaz
teknisyenlerinin saysndan fazla olmutur. Aslnda
nemli olan yaznn kendisi deil de ne yazld oldu
undan tarm toplumunda yazl belge asndan kut
sal olann dnyevi olana oran aka birincisi lehine
dir. Bylece yazarlar ve okurlar uzman hatta uzman
dan da te saylrlar. Toplumun bir paras olmakla
birlikte kendilerini tm toplumun sesi olarak grme
iddiasndadrlar. Uzmanlklar topluma birey syle
mekte ve stelik belki de tahta oymaclarnn uzman
lklarndan ve dier ssleme sanatkrlannnkinden
daha fazla, tenekecilerinkine kyasla ise ok daha fazla
birey sylemektedir.
Bu tr bir toplumda uzmanlardan ounlukla kor
kulur ve nefret edilir. Rahiplere kar karmak duy
gular beslense de konumlan genelde olduka yksek
tir. Rahipler hem uzmandr hem de dierleri gibi top
lumun bir parasdr; ancak ayn zamanda yukarda be
66
lirttiimiz gibi tm toplumun sesi olma iddiasndadr
lar. inde bulunduklar durum doal olarak bir para
doks tar. Mantklarn derin ve anlaml olduunu
iddia ettikleri bilmece depolarnn iinde bir de Berbe
rin Problemi vardr: bir kyde herkes kendi kendine
tra olanlarla berberde tra olanlar olarak ikiye ayrla
bilir. Peki bu durumda berberin kategorisi hangisi ola
caktr? Berber kendi kendine tra olanlardan m yoksa
berberde tra olanlardan m saylmaldr? Meselenin
zmn bu haliyle mantklara brakalm. Ancak
rahipler de bir bakma berberin durumunda saylrlar.
Yeni adaylar eiterek kendi loncalarn yeniden re
tirler fakat ayn zamanda da toplumun dier kesimle
rine bir miktar eitim ve hizmet salarlar. Pekiyi, ken
di kendilerini tra ederler mi etmezler mi? Bu durum
dan doan bir gerilim ve problemleri (ki bunlar her za
man mantk problemleri de deildir) hep mevcuttur ve
zmleri de kolay deildir.
Sonunda modern toplum bu artc soruyu yle
zmler: herkesi rahip yapar, potansiyel olarak ev
rensellie ak bu snf gerekten evrenselletirir, is
tisnasz herkesin eitim almasn ngrr, topluluk d
eitim bir kural haline gelir ve kltrel anlamda hi
kimse kendi kendinin berberi olmaz. Modern toplum
bamsz bir eitim sistemini yrtebilecek cesameti
olmayan hibir alt topluluun artk kendi kendini ye
niden retemeyecei bir toplumdur. Tamamen toplum
sallam bireylerin yeniden retimi iblmnn bir
paras haline gelir ve bu ilev artk alt topluluklar ta
rafndan yrtlmez olur.
Gelimi modern toplum ite byle bir toplumdur.
Fakat neden byle olmak zorundad r? Onlar bu aki-
bete zorlayan g nedir? Eer daha nceki bir sorumu
67
zu tekrarlarsak, evrensel okuryazarlk ve eitim ideali
neden bu denli allmadk ve srad bir ciddiyetle ele
alnmtr?
Sorunun cevab ksmen mesleki hareketlilie ve is
tikrarsz, hzla deien bir iblmne bal olarak ve
rilmiti. Tm siyasal sistemi ve gerek anlamda koz
molojisi ve ahlaki dzeni son kertede ekonomik by
meye, evrensel olan ve art gsteren zorunlu bir vergi
lendirmeye (Danegeld) ve meruiyeti srekli artan bir
doygunluk umudunu srdrme ve yerine getirebilme
kabiliyetine dayanan toplum, sonuta yenilik ihtiyac
na ve bylelikle deien bir mesleki yapya
mahkmdur. Bunun sonucunda da tabii ki bu nesiller
arasnda ve ounlukla da ayn yaam sreci iinde in
sanlar yeni ilerde almaya almak zorunda kalr.
Bylece rgn eitimin nemi bir yana ou ilerin az
buuk ek eitim istedii ama bunun toplumun rgn
eitim grm herkes tarafndan anlalabilecek el ki
taplaryla yapld gerei meselenin hi de zorlu ol
madn gstermektedir. (Yaplan ek eitim nadiren
fazladan bir aba gerektirirken ortak ve gerekten el
zem olan temel rgn eitim tarm toplumunun entel-
lektel doruklaryla karlatrldnda yle grn
mese de bu toplumun ilk balarda allagelen ortala
ma eitimine nazaran olduka yksek bir dzeyde ya
plmaktadr.)
Ne var ki bu zorunluluu douran sadece hareketli
lik ve yeni iler iin tekrar eitim grmek deildir. Ay
n zamandajoujgrofeyonel etkinliklerin i eri i de
bu^sonucu dourmaktadr. Sanayi toplumunda al
mak, fizik bir g kullanmak anlamna gelmiyor. a
lma eyleminin sylemini artk saban srmek, ekin
bimek ve harman dvmek belirlememektedir. al-
68
mak temelde artk eylerin deil anlamlarn stesin
den gelmek demektir. Genelde dier insanlarla ileti
im kurmay veya bir makinenin kontrol mekanizma
sn beceriyle idare etmeyi gerektirir. Kmr ocaklar
gibi doal maddelerin ilenmesinde fiziki insan gc
nn kullanld ksmlarda alan insan says srek
li azalmaktadr. ou i gerekten "insanlarla" al
may gerektirmiyorsa da iyi kavranmas gereken ve
herkesin anl ayabi l ecei bir tr standart dil aracl
yla aklanan eitli dme, alter ve vinlerin dene
timini iermektedir.
nsanlk tarihinde ilk kez ak ve olabildiince ke
sin bir iletiim genel dzeyde ve yaygn bir biimde
kullanlmakta ve nem kazanmakta. Tarm veya kabi
le dnyasnn kapal yerel topluluklarnda zel anlam,
ses tonu, el kol hareketleri, kiilik ve durumun kendisi
iletiim asndan her ey demekti. Bu toplumlarda va
rolduu biimiyle iletiim kesin tanmlardan yararlan
myordu, zaten yre insanlarnn buna ne itah ne de
kabiliyeti vard. Ak anlatm, kesin ve kurala bal ta
nmlarn ho taraflar avukatlara, ilahiyatlara veya
tren uzmanlarna braklmt ve bunlar meslek srla
rnn bir parasn oluturuyordu. Kapal bir topluluk
ta aklk, yakn ilikilerde uklalk saylr ve yakk
almazd, aynca kolayca hayal edilecek veya anlalabi
lecek bir iletiim tarz olamazd.
nsanlk dili yakn ilikilere dayal, kapal ve an
lamlarn durumdan duruma deitii topluluklarda
nesillerce kullanlmtr. Oysa retmen ve hakimler
gibi duruma bal anlam kullanmaktan kaman, an
lam asndan safl ve katl seen biroklan ancak
ok az sayda nesil boyunca insan dilini kullanmakta
dr. nsan dili gibi bir kurumun Basil Bemsteinin de
69
yimiyle "gelimi bir kod yani resmi ve iinde bulun
duu durumdan olduka bamsz bir ara gibi kulla
nlma potansiyeline sahip olduu gerei, iinde geli
tii ortamn buna hi elverili olmad ve byle bir ge
lime bagsterse de ortam tarafndan tercih edilmeye
cei gznne alndnda, bize hayli dndrc bir
bilmece gibi gelmektedir. Bu bilmece insanlk tarihinin
byk bir ksmnda hibir yaam deeri bulunmayan
ve dolaysyla doal seim yoluyla dorudan retilmesi
mmkn olmayan (rnein matematik kabiliyet) baz
becerilerin varlyla ortaya kan problemlere e de
erdedir. ite resm ve duruma bal anlam tamayan
kullanm alanlarna uygun bir dilin varl da byle bir
bilmece ama ayn zamanda da gerein kendisidir. K
keni ve nedeni ne olursa olsun byle bir potansiyel
mevcuttu ve sonuta bu potansiyelin gerekletii, ay
n zamanda kanlmaz ve hakim bir duruma geldii -
artk btn dnyaya da yaylm olan- bir toplum olu
tu.
Bu tartmay zetleyecek olursak karmza kan
durum udur: yksek enerji teknolojisi kullanan ve s
rekli byme beklentisi iinde olan, bir yanda birbiri
ne yabanc insanlar arasnda standart bir konuma di
li ve gerektiinde de yaz dili araclyla aktarlan or
tak ve ak anlamlara dayal kesin ifadelerle srekli
kullanlan" bir iletiim biimini dier yanda da hare
ketli bir iblmn gerektiren bir toplum olumu
tur. Birbirini pekitiren birka nedenden dolay bu
toplum, tamamen topluluklar dndan yrtlen bir
eitim sistemine dayanmaldr. Yani her birey ait oldu
u yerel bir grup varsa bu grup tarafndan deil uz
manlar tarafndan eitilmelidir. Bu toplumun parala
r ve birimleri -ki zaten bu toplum olduka byk,
' 70
akkan, geleneksel tarm toplumuna kyasla ok az
sayda i yapya sahiptir- kendi personelini yeniden
retebilme kabiliyetine veya kaynana gerekten sa
hip deildir. Uygun i bulabilmeleri ye manevi vatan
dalk haklarnn tamamn etkin bir biimde kullana
bilmeleri iin bu toplumur yelerinde aranan okurya
zarlk ve teknik beceri ve standartlam bir ortamda
geerli kavramlara hakimiyet dzeyi o kadar yksek-
ti rki bunu kendi hallerindeki akraba gruplar veya ye
rel birimler gerekten salayamaz. Bu vasflan ancak
modern "ulusal" eitime benzeyen, yani tabannda ileri
yksek lisans okullarndan mezun olan retim yele
rince niversitelerde eitilen ve lise retmeni olarak
istihdam edilenlerin eitiminden gemi ilkokul ret
menlerinin grev ald bir piramid sistemi salayabi
lir. Byle bir piramid, ilerlik kazanmas iin gereken
asgari byklkteki bir siyasal birim iin bir lt te
kil eder. Bu piramidi barndrmayacak kadar kk
bir siyasal birim etkin bir biimde ilev gremez. Yani
birimler bu piramidin gerektirdiinden daha kk
olamaz. Baz durumlarda ok byk olmalarn da n
leyen baka kstlamalar mevcuttur ancak bu baka
bir meseledir.
Toplumun alt birimlerinin artk kendini yeniden
retme kabiliyetine sahip olmamalar, merkezilemi
ve topluluk dndan yrtlen bir eitim sisteminin
zorunlu kural haline gelmesi ve bu tr bir eitimin ki
inin yerel topluluun kltrn (tamamen yerini al
masa da) zmseme olgusunu tamamlamas modern
dnyann siyaset sosyolojisinde ok nemli bir yer tut
maktadr. Ne var ki bu olgudan karsanabilecek an
lamlar nedense ancak nadiren kavranm veya ilgi
ekmi ve incelenmitir. Modern toplumsal dzenin te-
71
melini tayan bir cellat deil profesrdr. Devlet g
cnn balca arac ve sembol giyotin deil (ok ye
rinde bir ifadeyle) doktor at d'etat (devlet doktoras)
dr. Meru eitimin tekelini ele geirmek imdi meru
idetin tekelini ele geirmekten daha nemli ve belir
leyici olmutur. Bu olgu anlaldnda ulusuluun
zorunluluu ve kkenleri insan tabiatnn bir paras
gibi deil de artk yaygnlaan bir tr toplumsal dze
nin gerei olarak kavranabilecektir.
Halk arasnda geerli olan inancn ve hatta bilimsel
kanaatin aksine ulusuluun insan ruhunda hi de ok
derin kkleri yoktur. nsan ruhunun insan rknn bin
lerce yllk varl sresince hi deimedii ve son,
nisbeten daha ksa sreli, ulusuluk a boyunca da
eskisinden ne daha iyi ne de daha kt olduu varsay-
labilir. nsan zel bir olguyu aklamak iin genel bir
temele dayanmaya gerek duymayabilir. Genel bir te
melden yzeyde ok sayda olaslk retilebilir. Ulus
uluk, yani insan gruplarnn byk, merkezi eitim
alm, kltrel adan trde birimler olarak rgtlen
mesi de bu olaslklardan biri, hatta nadir saylabile
cek bir tanesidir. Ulusuluun gerek aklamas iin
elzem olan ey zel kkenlerin tanmlanmasdr. Ulus
uluu ancak bu zel kkenleri aklayabilir. Bylece
zel nedenler ortak evrensel bir temelin zerine otur
tulmu olacaktr.
Ulusuluun sanayi toplumunun kendine zg ya
psal gereksinimlerine dayanan kkleri gerekten ok
derindir. Bu akm ne ideolojik bir sapknln ne de
duygusal bir hezeyann rndr. Her ne kadar ulus
uluun aktrleri genelde hemen hemen istisnasz bir
biimde eylemlerinin ne anlama geldiini kavrayama-
salar da ulusuluk akmr siyasal ynetimle kltr ara
72
sndaki ilikinin olduka kanlmaz bir biimde yeni
den kkl bir uyarlamasnn da vurmu bir grnt
sdr.
EVRENSEL ST KLTR AI
Sanayi toplumunun genel ve balca zelliklerini k
saca yeniden zetleyelim. Evrensel okuryazarlk ve
yksek dzeyde rakamsal, teknik ve genel anlamda
gelimilik bu toplumun ilevsel adan n gereksinim
leri arasnda yer alr. yeleri hareketlidir ve hem ha
reketli hem de bir etkinlikten brne kaymaya hazr
bulunmak ve yeni bir etkinlik veya ie ilikin el kitap
laryla talimatlar takip edebilmek iin rgn eitim
den gemi olmak zorundadr. yerinde alrken da
ha nce ounlukla hibir balan olmayan ok sayda
insanla srekli iletiim iinde olmak ve bu insanlarla
duruma gre deien' ifadeler kullanmaktan ziyade
ak bir biimde iletiim kurmak zorundadrlar. Ayn
zamanda yazl, ahsi ve hibir zel anlam tamayan,
sadece ilgili kiiye hitab eden mesajlarla iletiim kur
may bilmeleri gerekmektedir. Yani iletiim ayn ortak
ve standartlam konuma ve yaz dili araclyla ya
plmaldr. Bu toplumsal beceriyi salayan eitim sis
temi byk ve kanlmaz hale gelir ama yazl esere
ulaabilmenin tekeline artk sahip deildir: mterile
ri tm toplumu kapsar ve bu sistemdeki bireylerin bir
birinin yerini alabilmeleri, toplumun en az dier ke
simlerinde olduu kadar ve belki de daha fazla lde
eitim mekanizmas iin de geerlidir. Baz ok deerli
hocalar ve aratrmaclar benzeri olmayan ve yeri dol
durulamayacak kiiler olabilir fakat ortalama bir pro
fesrn ve okul mdrnn yeri her zaman ok kolay
ca ve pek fazla kayba uramadan hocalk mesleinin
dndan biriyle doldurulabilir.
73
Btn bunlar toplum ve yeleri asndan ne gibi
anlamlar tamaktadr? Artk ounluk asndan bi
reylerin i bulabilmeleri, onur, gvenlik ve z sayglar
aldklar eitime baldr; eitim grdkleri kltrn
snrlan da artk iinde manen ve meslek adan soluk
alabilecekleri bir dnyann snrlan haline gelmitir.
Bir insann eitimi artk onun en deerli yatrm sa
ylmakta ve sonuta kendisine bir kimlik kazandr
makta. Aksini iddia etse bile modem insan bir kral, l
ke veya dine deil bir kltre sadakat gstermektedir.
Aynca, genel anlamyla kullanrsak, hadm edilmi sa
ylr. Yani Memlklann iinde bulunduklan durum ev
rensellemitir. Modern insan artk bir akrabalk gru
buna bal deildir. Kendisiyle bir anonim kltr top
luluu arasna giren nemli bir ba da kalmamtr.
Artk sanayi insannn yerel halkn deil de ancak
okulun salad kltrle yararl, onur ve z sayg sa
hibi olabilecei gereini inkr edersek karmza
kan br gerek bu insann ayn eylere baka trl
ulamasnn mmkn olmaddr. Modem toplumda
soy sop, servet ve ilikilerin nemli olmadn ve bun
larn zaman zaman sahipleri iin bir gurur vesilesi te
kil etmediini iddia etmek boa giden bir aba olur; ge
ne de bu yollardan elde edilen yararlar ounlukla rt
bas edilir veya en azndan ak bir biimde ifade edil
mez. Byle bir durumun meydana gelmesinde yaygn
i ahlknn m bir rol olduunu yoksa i ahlknn
bu durumlar nedeniyle mi ortaya ktn sormak il
gin bir soru olacaktr. Baz asalaklann ve rantiye ge
inenlerin varolduu muhakkaktr, ancak bunlar pek
gze arpmaz ve bu durum da kendi bana olduka
anlamldr. Bu tr ayrcalklarla aylakln artk da
vurulmad, tehir edilmek yerine gizli kalmay tercih
74
ederek ancak toplumun grnen yzeyi altnda kol ge
zen eitsizlii aa vurmaya hevesli aratrmaclar ta
rafndan ortaya karlmay beklemeleri kayda deer
bir gerektir.
Bugn de baz tarm toplumlarnda varolduu veya
sanayi ncesi yaamn tresini hl ayakta tutmaya
alan toplumlarda olduu gibi, eskiden aylaklk ks
tah ve arszd, yani gizlenmeye gerek grmyordu. Ba
riz israf deyiminin ilk kez ikolik bir toplumun kendini
almaya vermi bir yesi olan Thorsten Veblen tara
fndan, sanayi ncesi yamaclkla geinen bir toplu
mun kalntlar karsnda duyduu aknl dile ge
tirmek iin kullanlm olmas ok ilgintir. Sanayi
toplumunun eitliki, i ve kariyeri nemser gibi gr
nen yz onun derinliklerde sakl kalan eitsizlikilii
kadar anlamldr. nemli kararlar zaman zaman bu
derinliklerde veriliyor olsa da hayatn byk bir ksm
onun yzeyinde gemiyor mu?
retmen snf vazgeilmezlii asndan bir an
lamda artk daha nemli, ama kitabn kutsallatrd
kltrel hikmete ulama yolunun tekelini kaybettii
iin de o denli nemsiz. Herkesin kimliini mesleki ko
num ve eitimle elde ettii ve bylece ksrlat, g
venlik ve yardm iin de akrabalk bana pek gvene-
medii bir toplumda ulemann artk idari grevler elde
etmede hibir ayrcal kalmaz. Herkesin Memlukla-
t bir toplumda brokrasiye hakim bir memluk snf
olamaz. Eninde sonunda brokrasi adaylar tm hal
kn iinden seilebilir ve artk ie yeni alnan her me
murun kendisini dzineler halinde ziyarete gelen ku
zenlerinden istenmeyen balantlar olarak endie duy
masna gerek yoktur.
75
Yerel topluluun dnda toplumsallama, yani ger
ek anlamyla eitim, artk evrensel bir kural haline
gelmitir, insan dier insanlar tarafndan kabul gre
bilmek, toplumda bir yer ve kendilerine bir "kimlik"
edinebilmek iin akraba gruplar (imdilerde tabii ki
genelde ekirdek aile) tarafndan baz beceriler ve du
yarlklar kazanmak amacyla artk rgn bir kltrel
temel iin gerekli olan geni apl bir eitimi salaya
bilecek tek ara olan bir eitim mekanizmasna teslim
edilmektedirler. Bu eitimin altyaps byk, vazgeil
mez ve pahaldr. Varln srdrebilmesi iin gere
ken kaynak byk sanayi holdingleri gibi toplumun en
byk ve en zengin rgtlerinin bile mali gcn a
maktadr. Bu irketler ou kez personeline lojman,
spor ve elence klpleri gibi sosyal hizmetler salar,
ama ok zel durumlarn dnda okullara kaynak
ayrmazlar. (Personelin okul masraflarn karlayabi
lirler ama bu baka bir mesele.) irket sahipleri irket
leriyle har neir olurken ocuklar da devlet okullar
na veya zel paral okullara gider.
zetlersek, bir tarafta eitimin altyaps rgtlerin
en by olan devlet dnda hibir rgtn stlene
meyecei kadar byk ve pahaldr. Dier tarafta da
bu denli byk bir ykn altndan ancak devlet kalka
bildii gibi ayn zamanda bu kadar nemli ve elzem bir
ilevin denetimini yine ancak devlet kadar gl bir
aygt stlenebilir. Kltr, artk, ayn zamanda daha
sert ve zorlayc kstlamalarla varln srdren bir
toplumsal dzeni sadece ssleyen, onaylayan ve ona
meruiyet salayan bir ara deildir; kltr imdi ihti
ya duyulan ve paylalan bir ortam, yaam iin gerek
li kan veya belki de toplumun yelerinin sadece onun
la soluk alabildii, hayatn idame ettirdii ve retimi
76
gerekletirdii asgari ortak bir atmosferdir. Herhangi
bir toplum iin kltr herkesi n nefes alabildii, konu
abildii ve retebildii bir ortam olduuna gre bu,
herkes iin ayn kltr olmaldr. Dahas, bu artk b
yk ya da st bir kltr (okuryazar, srekli eitim) ol
maldr; artk farkllam, yerel balantl, okuryazar
olmayan kk bir kltr ya da gelenek olamaz.
I
Fakat ayn zamanda bu okuryazar ve birlemi kl
trn gerekten etkin bir biimde kullanlmasn sa
layan ve yaplan eitimin geliigzel ve dk stan
dartta olmamasn temin eden bir organizmaya ihtiya
vardr. Bu da ancak devlet olabilir ve eitim mekaniz
masnn nemli ksmlarnn zel okullar veya dini r
gtler tarafndan stlenildii lkelerde bile devlet, ge
erli ve yararl insanlarn retimi saylan bu en nemli
endstri kolunda kalite kontroln elinde tutar. Avru
pa devletlerinin sadece paralanm deil toplumsal
adan da zayf olduu dnemlerin glge devleti olan
merkezi Kilise de eitimin denetimini elinde tutmak
iin mcadele etmiti; ancak sonuta kapsayc bir st
kltr adna yani dolayl olarak yeni oluan bir ulusal
devlet adna mcadele etmediinden baarl olama
mtr.
Eitimin bir ky imalat olduu yani insanlarn
kyler veya kabileler tarafndan yorulduu zamanlar
olmutur. Ancak o gnler geride kald ve hi geri gel
meyecek. (Eitim alannda, kk olan imdi ancak
gizli bir biimde parazit gibi daha byk olandan gei
niyorsa gzel olabilir.) Yerel topluluk dnda toplum
sallama yani insanlarn yerel samimi birimler dnda
retim yapmalar ve kendilerini yeniden retmeleri
artk bir kural olmutur ve yle de olmaldr. Gemite
zayf, tesadfi, deiken, gevek ve ounlukla da as-
77
gari dzeyde bir ilikiye sahip bulunan devlet ile kl
trn artk birbirleriyle balantl olmalar ger ekti i
ne iaret eden temel ipucu yerel topluluk dnda top
lumsallama zorunluluudur. Bu artk kanlmaz ol
mutur. te ulusuluun anlam ve ulusuluk anda
yaamamzn nedeni budur.
ULUSULUK AI NA GE
4
Tartmamzn en nemli noktalarn artk bel i rt
mi bulunuyoruz, insanlk geri dn mmkn olma
yan bir biimde sanayi topiumuna, bylelikle de re
tim sistemi bilimsel ve teknolojik birikime dayal bir
toplum trne balanmtr. Bu durum tek bana ge
zegenimizin mevcut ve artmas beklenen saydaki sa
kinlerine yaam olana salayabilir ve onlara insann
artk veri olarak kabul ettii veya etmeyi arzulad
bir yaam standard umudu verir. Tarm topiumuna
geri dn, hayatta kalan aznln maruz kal aca
korkun ve kabul edilemez yoksulluk bir yana, insanl
n ounu alktan lme mahkm edeceinden artk
bir seenek olamaz. Bu nedenle, ama ne olursa olsun,
tanm ann eliindeki kltrel ve siyasi meselelerin
cazibesiyle dehetini burada tartmamzn hibi r ge
rei yok; zaten bunlar artk varolamazlar. Sanayi top-
lumuna ak olan seeneklerin tmn tam hakkyla
anlam deiliz ve belki de hi anlayamayacaz. An
cak baz temel nitelikteki doal sonularn kavramak
tayz. Ulusuluun talep ettii ekliyle kl trel tr
, delik bunlardan biridir ve artk bu fikri beni msesek
79
iyi olur. Mesele, Elie Kedourienin iddia ettii gibi1
deildir. Onun dnd gibi trdelik ulusuluun
bir sonucu olarak ortaya kmaz; nesnel kanlmaz bir
zorunluluun dayatt bir trdelik, sonunca ulusu
luk olarak belirir.
insanln ou sanayi toplumuna tarm toplumun-
dan geer. (Sanayi toplumuna tarm ncesi aamadan
geen ok kk bir aznlk tartmamz etkilemedii
gibi ayn noktalar bu durum iin de geerlidir.) Ancak
tanm toplumunun toplumsal rgtlenmesi ulusu ilke
ye yani siyasal ve kltrel birimlerin birbirleriyle a
kmalarna ve her siyasal birimin trde ve eitim yo
luyla aktarlan bir kltre sahip olmasna elverili de
ildir. Aksine, ortaa Avrupasnda olduu gibi, klt
rel snrlarn ierdii alanlardan ya kk ya da ok
daha byk siyasal birimler dourmutur. Ancak ok
nadiren, o da raslantsal olarak, sonunda Avrupann
Atlantik kysnda olduu gibi aa yukar tek bir dil
ve kltrle akan bir hanedan devleti meydana gel
mitir. (Aslnda tam bir akma szkonusu deildi.
Tarm toplumunda kltr, imparatorluklarn ierdi
inden daha da ouldu ve imparatorluk snrlar iin
deki kk birimlerden daha geni alanlar kapsard.)
Bu nedenler sonucunda, modelimizin ngrd gi
bi, sanayilemeye gei a beraberinde ulusuluk a
n da getirmitir. Bu a artk kendini ilk kez hisset
tiren yeni ulusu zorunluluu yerine getirmek iin si
yasal veya kltrel snrlarn ya da her ikisinin dei
iklie urad alkantl bir yeniden intibak adr.
Yneticiler topraklarndan gnl rahatlyla vazgee
mezler (oysa siyasal snrlar deitike mutlaka bir ta-
1Elie Kedourie, Nationalism, Londra, 1960.
80
raf kayba urar). nk bir insann bal olduu kl
trn deimesi ou kez ok ac veren bir tecrbedir
ve stelik insanlarn akln elmeye ve toprak zaptet
meye alan rakip siyasal otorite merkezleri olduu
gibi insanlann ruhunu da zaptetme mcadelesi veren
rakip kltrler mevcuttur. Bylece modelimizden de
karsand gibi bu gei a iddete ve atmaya
mahkmdur. Tarihi gerekler de bu varsaymlar ta
mamen dorulamaktadr.
Btn bunlara ramen, tartmamza, sadece ulus
u zorunluluun tarm toplumuna uygulanmas duru
munda meydana gelebilecek gelimeleri mantken tah
min ederek devam etmek doru olmaz. Sanayi toplu
mu kutsal bir emirle sahneye kmamtr. O da belli
bir tarm toplumuna zg gelimelerin rndr ve bu
gelimelerin kendisi de olduka alkantl olmutur.
Sanayileme dnyann geri kalan ksmna da hakim
olduundan ne bu kresel smrgeletirme ne de dal
gann en nnde gidip endstriyel stnle eritik
ten sonra bu tekeli ellerinden karanlarn kendi impa
ratorluklarndan vazgemesi bar yollarla olmutur.
Bundan da u anlam kmaktadr: Gerek tarihte ulus
uluun etkileri sanayilemenin dier sonularyla ka
rmaktadr. Ulusuluk gerekten sanayi toplum r
gtlenmesinin yol at bir gelime olmakla birlikte
bu yeni toplumsal rgtlenme biiminin getirdii tek
sonu deildir ve bu bakmdan dier sonulardan ayn
ele alnmak zorundadr.
Bu sorunu Reformasyon ile ulusuluun ok arpc
ilikisinden yararlanarak aklayabiliriz. Reformas-
yonun okuryazarlk ve kitaba ballk ynnde yapt
bask, tekelci rahiplie saldrs (veya Weberin ok
aka grd gibi rahipliin ortadan kalkmasndan
81
ziyade evrensellemesi), bireycilii ve hareketli kentli
nfusla olan balan: btn bunlar Reformasyonu, mo
delimize gre ulusu aa yol aan toplumsal zellik ve
davranlann bir tr habercisi yapmtr. Sanayi dn
yasnn ortaya knda Protestanln oynad rol
mthi, karmak ve iddial bir konudur ve bu konuya
burada stnkr bir biimde deinmenin pek bir ya
rar olamaz. Ancak sanayilemeyle ulusuluun daha
ge ve d etmenler nedeniyle gerekletii dnyann
dier blgelerinde Protestanlk-benzeri davranlarla
ulusuluun btn ilikisi etraflca incelenmeyi bekle
mektedir.
Bu iliki belki de en bariz ekliyle slam dnyasn
da mevcuttur. Arap dnyasnn ve birok dier slam
lkesinin son yzyllk kltrel tarihi byk lde
Reformculuun ilerlemesi ve zaferiyle ilgilidir. Bu, ki
taba ballk ve hereyin stnde ruhani simsarla,
yani modern slam ncesi ok gze arpan insanla Al
lah (ve gnlk hayatta deiik insan gruplar) arasna
girmi yerel araclara kar beslenilen dmanlkla
ne kan bir tr slam Protestanldr. Bu akmn ta
rihiyle modern Arap (ve dier) uiusculuklannn tarihi
birbirinden pek ayrlamaz. slam her zaman kendi
iinde bu tr bir dini "reform"a ynelen bir eilim ve
potansiyel banndrm, ancak zerk tanmsal gruplann
yerel araclar iin ok deerli olan kutsalln cisimle
mesi ve kiilemesine duyulan toplumsal ihtiya nede
niyle bundan uzak tutulmutur. Anonim ve birbirine
eit mminler topluluuna nezaret eden soyut bir din
vasfn kazanma kabiliyeti ise ancak modern koullar
da kendini gsterebilmitir.
Fakat bu tr "protestan" bir yoruma ynelik i po
tansiyelinin ok az olduu ileri srlebilecek dinlerin
82
bile sanayilemenin ve ulusuluun etkilerinin hisse
dildii bir ada bu yne doru yol aldklar sylenebi
lir. rnein intoizmin genelde ngiliz resmi kilisesine
kar kan bir mezheple kayda deer bir benzerlii ol
mas beklenmez. Gene de J apon modernleme akm
srasnda her tr vecd halinde kendinden geme ve
kutsalln gereinden fazla kiiletirilmesine kar bir
nlem olarak ne karlanlar arbal, ll ve bir
- anlamda Quaker gruplan andran unsurlard (ki bun-
lann benzerleri, eer insan biraz urarsa heryerde
bulunabilir veya etkili klnabilir).1Eer eski Grek uy-
garl modern aa kadar ayakta kalabilseydi, Dioni-
siak kltler Helenler gelime atlmna girdiklerinde
daha arbal bir kla brnm olabilirlerdi.
Protestanlkla ulusuluun kendine zg inanc
arasndaki balar bir yana, sanayilemenin dorudan
etkileri olan sonulan vardr. Kurulmu bir sanayi d
zeninin genel ve yaygn etkilerini yukanda sanayi i
blmnn ulusu ilkenin gerekletirilmesiyle iliki
sini ele alan genel modelimizin erevesi iinde tart
mtk. Ancak erken sanayilemenin genelde daha ge
aamalarda rastlanmayan baz zel sonulan gene de
anlaml bir rol oynamaktadr. Erken sanayileme; n
fus patlamas, hzl kentleme, ig ve nceleri aa
yukar iine kapal olan topluluklann kreselleen bir
ekonomi ve merkezilemi bir siyasal ynetim tarafn
dan ekonomik ve siyasal adan ele geirilmesidir. Bu
da u anlama gelir: Geleneksel tarm topluluklannn
herbiri iine kapal ve ayn dzlemde birbirinden co
rafi olarak ve yukan ktka da muazzam bir toplum
sal mesafeyle aynlm Babil kulesini andran nisbeten
1 Ronald Dore ile yaplan zel bir mlakattan.
83
dzenli ve yaltlm sisteminin yerine sabit olmayan,
srekli ve dramatik bir hareketlilie sahip ve nadiren
herhangi bir tre tarafndan kutsanm kltrel snr
larn oluturduu olduka yeni bir Babil kulesi kurul
mutur.
Ulusulukla smrgeleme, emperyalizm ve smr
gelikten kurtulma sreleri arasnda da bir ba vardr.
Bat Avrupada sanayi toplumunun douunun bir so
nucu da gerek anlamyla tm dnyann Batl gler
bazen de Batl gmenler tarafndan zaptedilmesi ol
mutur. Sonuta Afrika, Amerika, Okyanusya ve As
yann byk bir ksm Avrupa hakimiyeti altna gir
mi, Asyada bu ayn kaderi paylamayanlar ise ou
kez gl bir biimde Avrupann dolayl etki alan ha
line gelmiti. Bu dnya hakimiyeti genelde btn fe
tihler gibi olduka sra dyd. Genelde siyasal impa
ratorluk, bu amaca askeri adan ynelme ve kendini
adamann kazandrd bir dldr. Ya kabile hayat
nn belki kendiliinden yryen bir askeri talime uy
gun dmesi ya da askerlie bal nde gelen bir taba
kann varl veya bunun gibi baka nedenlerden fetih
ler, kendini kuvvetle savaa hasretmi toplumlar tara
fndan srdrlr. Dahas fetih zorlu bir uratr ve
fethe kanlarn enerjisini byk lde tketir.
Bunlarn hibirisi dnyann Avrupa tarafndan fet
hedilmesi srasnda geerli deildi. Emperyalizm bir
askeri makina veya geici olarak birbirine kenetlenmi
bir kabile srs tarafndan deil gittike daha ok sa
nayi ve ticarete ynelen uluslar tarafndan yrtl
m ve tamamlanmt ve ayrca fetihi uluslar kendi
lerini bu ie tamamen hasretmeksizin gereklemiti.
I ngilizler iin iddia edilen nokta, yani mparatorlukla-
84
nn dalgn bir ruh haliyle elde ettikleri, bir lde ge
nelletirilebilir. (ngilizler bu imparatorluu takdire
ayan bir biimde ayn lakaytlkla kaybetmilerdir.)
Avrupa fetheder ve dnyaya hakim olurken genelde
dikkatini younlatraca baka daha acil i sorunlar
la kar karyayd. Fethedilen uluslara fetihle yakn
dan ilgili olduklarn gsteren bir iltifatta bile bulun
madlar. Birka tipik saylamayacak bilinli ve aza
metli emperyalizm rneini darda tutarsak ve Latin
Amerikann ticari amaca dayanmayan eski tr zorba
lkla fethini dikkate almazsak smrgecilik bundan
ibaretti. Fetihler nceden planlanmamt ve askeri bir
hedefin deil ekonomik ve teknolojik stnln r
nyd.
Bu teknolojik ve ekonomik kudretin yaylmasyla
g dengesi deiti ve yaklak 1905 ile 1960 arasnda
birok gcn oluturduu Avrupa mparatorluu da
ld veya istenerek terkedildi. Btn bunlarn zel ko
ullan bir kez daha grmezlikten gelinemez; ulusulu
un esas veya z balangta ortaya koyduumuz ge
nel soyut nermeler erevesinde olumu bile olsa ge
ne de ulusuluk olgusunun zel biimlerinin bu koul
lardan etkilendii aktr.
ULUSULUUN ZAAFI NA L K N BlR NOT
Ulusuluun gcnden szetmek bir adet haline
gelmitir. Bu nemli bir yanltr ancak anlalabilir
nk ulusuluk her kk sald durumda kolaylkla
dier modern ideolojilere galip gelme eiliminde ol
mutur.
Gene de ulusuluun anlalmasn salayacak ipu
cu, gcyle olduu kadar zaafyla da ilgilidir. Sherlock
Holmesa hayati bir ipucu salayan ey havlamay ih-
85
mal eden kpek olmutu. Btn dikkatimizi zaptetme
lerine ramen havlamay becer en ulusuluklarn sa
ys beceremeyen potansiyel ulusuluklarn yannda
ok dk kalmaktadr.
Daha nce de gl olduu iddia edilen bu devin sa
nayi ncesi ada uykuya yatm olduundan sz et
mitik. Fakat bundan daha nemli bir anlamda ulus
uluun ulusuluk anda bile alacak lde zayf
kald grlmektedir. Ulusuluk sonuta kltrle si-
yasarynetimin birbirleriyle akmas,, bir kltre
kendi siyasal atsnn salanmas ve bu atnn tek
kalmas olarak tanmlanmt. Bu arada kltr ele
avuca zor gelen bir kavram olduundan bilerek tanm
lanmadan braklmt. Ancak en azndan geici olarak
dil, gerekli olmasa da yeterli koul anlamnda, kabul
gren bir lt saylabilir. Bir an iin (tersi mutlaka
geerli olmasa da) dil farkllnn kltr farkllna
iaret ettiini dnelim.
Eer bunu veri olarak kabul edersek en azndan bir
sre iin baz sonulara ulanz. Dnyada konuulan
dil saysnn yaklak 8000 tahmin edildiini duymu
tum. Bu say tek tek leheleri de sayarsak kukusuz
ykselecektir. Aadaki "ncl" tartmay kabul
edersek, u da meru bir sonu saylabilir: Eer baz
durumlarda ulusuluu tanmlayan bir tr ayrc zel
liin benzer ayrc zelliklerin bulunduu durumlarda
"potansiyel bir ulusuluu" da tanmlamasna izin ve
rirsek o zaman potansiyel ulusuluklarn says da id
detle artar. rnein, eitli Slav, Germen ve Romans
dilleri arasndaki fark aslnda ou kez adet zere tek
bir dil olarak kabul edilmi dillerin mevcut leheleri
arasndaki farktan pek de fazla deildir. Slav dilleri
birbirlerine, rnein, tek bir dil olduu iddia edilen
86
Arapanm eitli konuma dillerinden muhtemelen da
ha yakndr.
Yukardaki "ncl" tartma, dil d baka etmenle
re dayanarak yaplm benzetmelerden yola karak da
potansiyel ulusuluklar retebilir. rnein, bir sko
ulusuluu olduu tartma gtrmez. (Hatta benim
modelimle elitii bile sylenebilir.) sko ulusuluu
dili dikkate almaz (yoksa baz I skolar rlanda ulusu
luuna dierleri de ngiliz ulusuluuna mahkum olur
lard); onun yerine ortak bir tarihsel yaantdan hare
ket eder. Ancak eer bu tr ek balantlarn da sayl
masna izin verirsek (ki benim modelimin erevesiyle
elimedii srece sonuta trde, kendi iinde hare
ketli bir kltr/siyasal ynetim ve bu ynetimin dene
timinde kltrne hizmet veren bir eitim mekaniz
masna sahip her oluumu kaale alabiliriz) potansiyel
ulusuluklarn says daha da ykselir.
Gene de biz, bana bir zamanlar bir linguist tarafn
dan kukusuz sadece dile dayal kaba bir tahminden
elde edilerek verilen 8000 rakamyla yetinelim. u an
da dnyada mevcut devletlerin says herhalde 200 ci-
\ annda olmal. B rakama henz kendi devletine ka
vuamayan ( ve belki de hi kavuamayacak olan) ama
gene de bu ynde- mcadele veren ve sadece potansiyel
deil gerek ulusuluk olarak da saylmaya meru hak
kazanan irredantist ulusuluklar da eklenebilir. Dier
yanda ulusuluun inayetinden yararlanmadan ve
destek grmeden ve siyasal meruiyetin ulusu lt
n yerine getirmeden olumu ve aslnda ona kar
kan btn devletleri de bu saydan karmamz gere
kecek. Burada akla gelen rnekler ulusuluk ncesi
adan gnmze ayakta kalm, ve bazen de ya co
rafi ya da siyasal dn sonucu meydana gelmi dnya-
87
rim her yerinde kk noktalar halinde beliren devlet
lerdir. Bunlann hepsini kardmzda elde kalan ra
kam muhtemelen 200n stne pek kmaz. Fakat biz
yine de cmert davranalm ve dnyada gerekten etkili
olanlarn saysndan drt kat fazla ulusuluk olduunu
varsayarak sayy 800 karalm. Aslnda bu saynn
gerek saynn ok stnde olduunu biliyorum ama
olsun.
Bu kaba tahmin bize hl her etkili ulusulua
karlk on potansiyel ulusuluk sunmaktadr! Her
hararetli pan-uluscunun (eer byle biri varsa) muhte
melen moralini bozacak olan bu artc oran (1/10) -
eer yukarda belirttiimiz "ncl" tartma potansiyel
ulusuluklarn saysn belirlemek zere mantki sonu
cuna kadar uzasa ve etkili ulusuluklar snfna dahil
olabilmenin lt daha sk tutulsayd - ok daha
yksek kabilirdi.
Pekala btn bunlardan kan sonu nedir? u ana
kadar irkin yzn gstermi olan her ulusulua
kar bir dokuz tanenin daha sra bekledii mi? nsan
la bugne dek rahat vermemi btn o bombalama,
ehit dme, nfus mbadelesi ve daha da kt eyle
rin yeniden on kez daha tekrarlanaca m?
Zannetmem. Her etkili ulusulua kar n sayda
potansiyel ulusuluk var. Ancak bu ulusuluklar ya ta
rm dnyasndan miras alman ortak kltrle ya da
(ncl tartmamza gre) baka bir ba ile tanmlan
m, trde bir sanayi topluluunu oluturma umudu
vaadebilen ne var ki bu mcadeleye zahmet etme
yen, potansiyel durumu etkili ulusulua eviremeyen
ve hatta bunu hi denemeyen rneklerdir.
88
Bylece anlalyor ki devletin temelini karlkl
kltr ikamesi zerine ina etme drts o kadar da
gl deil. Baz gruplarn yeleri bunu gerekten his
setmekte, fakat ou gruplarda benzer iddialar olsa da
bu drt demek ki ne kmyor.
Bu durumu aklamak iin ulusulua yaplan su
lamaya tekrar gz atalm: Ulusuluk ulusu ideoloji
den etkilenen otoritelerin maalesef hkmne girmi
halklara trdeliin zorla benimsetilmesidir. Bu sula
mann altnda yatan varsaym Osmanl Trkleri rne
inde olduu gibi geleneksel, bu ideolojiye bulamam
yneticilerin dzeni salamak ve vergi toplamakla ye
tinmi olmalar, bunun yansra hkmettikleri toplu
luklarn eitli din ve kltrlerine hogryle yaklaa
rak bunlara hatta gerekten kaytsz kalm olmalar
dr. Aksine bunlarn ateli ardllarnn ulusu u ilke
yi, euius regio, eius lingua, (hkmeden kimse onun di
li geerlidir) dayatmadan rahat etmesini bilmedikleri
gzkmektedir, istedikleri sadece mali zenginlik ve
itaat deildi. Tebaalarnn kltrel ve linguistik ruhla
rna da susamtlar.
Bu sulamay baaa evirmek gerekiyor. Mesele
ulusuluun kasden kltrel bir Machtbedrfniss
iinde (kudret ihtiyacyla) trdelii zorla kabul ettir
mesi deildir; bilakis trdelie duyulan nesnel ihtiya
ulusuluk olarak yansr. Eer ne srdmz gibi
modern sanayi devleti ancak hareketli, okuryazar,
standart bir kltre sahip, birbirinin yerini tutabile
cek insanlar topluluuyla ilerlik kazanabiliyorsa, o
zaman okuryazar olmayan sabk tarmsal kltr getto
larndan gecekondularn eritme potalarna ekilen yar
a nfus da neticede tam bir kltrel vatandalk, ilko
kul eitimi, istihdam ve btn bunlarn hepsini vaade-
8b
den bir devlete sahip veya sahip olmas muhtemel g
zken kltrel havuzlardan birine dahil olmak ister.
ou kez bu yabanclam, kklerinden koparlm,
ordan oraya dolanan nfuslar eitli seenekler arasn
da yalpalayabilir ve ounlukla da herhangi bir ksa
sreli ve geici kltrel konaklama noktasnda ereti
bir duraklama yapabilirler.
Ancak denemekten kanacaklar baz seenekler
vardr. Hakarete urayacaklarn bildikleri veya daha
dorusu srekli hakaret grecekleri kltrel havuzla
ra girmeye tereddt edeceklerdir. Yeni gelen yoksullar
tabii ki her zaman hakarete urar. Sorun bu kmse
menin srp srmeyecei ve ocuklarn da ayn kaderi
paylap paylamayacayla ilgilidir. Bu da yeni gelen
lerin yani en az ayrcalkl tabakann ve onlarn ocuk
larnn stlerinden atamayacaklar ve onlarla tanm
lanmaya devam edecekleri zelliklere sahip olup olma
malarna baldr. yle ki, kaltsal olarak geen veya
derin kkleri olan dini-kltrel adetlerden kurtulmak
mmkn deildir veya zordur.
Erken sanayileme dneminin yabanclam kur
banlar kltrel havuzlarn ok kk olanlarna (n
k sadece birka kyn konutuu dil bir gelecek vaa-
dedemez) veya ok dank trlerine, edebi gelenekten
veya beceri sahibi igcnden yoksun olanlarna mey
letmezler. Bu kltrel havuzlarn byk ve /veya sa
lam bir tarihsel temeli veya kltrlerini yayma konu
sunda iyi donanm aydnlan olanlanna ihtiya duyar
lar. Sreci hzlandrma grevi yklenerek bir ulusulu
un baarsn garantileyecek veya aksine baanszl-
na yol aacak, o kltrn sahip olduu herhangi bir
vasf veya vasflar dizisini bulup karmamz mmkn
deildir. Byklk, tarihsellik, olduka youn bir ulu
90
sal toprak, yetenekli ve enerjik bir aydn snf; bunla
rn hepsinin tabii ki yaran olacaktr, ancak hibiri ge
rekli deildir ve bunlara dayanarak herhangi ntah-
min gc kesin olan bir genellemenin yaplabilecei
kukuludur. Ulusu ilkenin etkili olacan tahmin et
mek mmkndr; ancak hangi gruplann tayclk ya
paca kesin bir ekilde belirlenemez, nk bu husus
birok tarihsel koula baldr.
Ulusuluk genelde galip gelmeye mahkmdur ama
bunu her tr ulusuluk iin syleyemeyiz. Olduka
trde, herbiri kendi siyasal atsna ve kadrosuna sa
hip kltrlerin birka istisna dnda artk geni bir
alan iinde kural haline geldiini biliyoruz; ancak han
gi kltrlerin hangi siyasal atlarla byle bir baanya
mazhar olacan nceden kestiremeyiz. Aksine, yuka-
nda yaptmz, kltrlerin veya potansiyel ulsculuk-
lann saysna ve gerek ulusal devletleri barndrabile
cek alann byklne ilikin basit hesaplar, ou po
tansiyel ulusculuklann ya hakim kalacan ya da si
yasal bir eyleme girimekten bile kanacaklann ak
a gstermektedir.
Karlatmz durum gerekten de budur. ou
kltrler veya potansiyel uluslar ulusuluk ana
bundan yararlanmak iin en ufak bir aba gsterme
den girmi oluyorlar. Daha nce sz edilen "ncl"
tartma asndan ulus olmaya alabilecek ve baka
bir yerde aslnda gerek ve etkili bir ulusu tanmlayan
bir ltle kendilerini tanmlayabilecek bir alay grup
var. Nvar ki bunlann ou , kt kaderlerine boyun
eip kltrlerinin (kiisel dzeyde olmasa da) yavaa
kaybolarak bir baka yeni ulusal devletin daha geni
kltr iinde erimesine seyirci kalyorlar. ou kl
trler hibir diren gstermeden sanayi uygarlnca
91
tarihin p tenekesine atlyor. sko Kuzey Dalarnn
I skoya iindeki linguistik farkll tabii ki Birleik
Krallk iindeki sko kltrel farkllyla karlatr
lamayacak kadar byktr ama Kuzey Dalar ulusu
luu diye birey gelimemitir. Ayn ey Fasl Berberi-
ler iin de geerlidir. Almanya veya talyada mevcut
lehe ve kltrel farkllklar bilinen Germen ve Ro
mans dilleri arasndaki farkllklardan daha az deil
dir. Kltrel adan Gney Ruslar Kuzey Ruslardan
farkldr ama bunu Ukraynallar gibi bir ulusal kimlik
meselesine dntrmezler.
Bu durum ulusuluun aslnda nemsiz olduuna
m iaret ediyor? Veya hatta ideolojik bir yapayla ve
ateli dnrlerin kendilerine gizemli bir biimde ka
plan uluslar yine gizemli bir biimde zapteden bir
icadna m delalet etmekte? Hayr, hi de deil. Byle
bir sonuca varmak ironik bir biimde ulusu ideologun
en batan karc iddiasna zmni, dolayl bir kabul
gstermek gibi olur. Bu iddia da udur: "Uluslar" ken
diliinden varolmakta ve yalnz ulusu bir "uyarc" ta
rafndan esef edilecek derin uykularndan (gzde bir
ulusu ifade ve grnty kullanrsak) "uyandrlma-
y" beklemektedirler. ou potansiyel uluslarn "uyan-
ma 'y hi baaramamalarna ve kalk borusuyla hare
kete geecek nemli alkantlarn yokluuna bakarak
insan ulusuluun hi nemli olmadn karsayabi-
lir. Byle bir karsama "uluslar"m bir toplumsal onto
lojisi olduunu teslim ederken biraz da ararak baz
uluslarn tarihin kendilerine uygun grd bu akbe
te ulamak iin gerekli olan gayret ve canllktan yok
sun olduunu kabul etmek zorunda kalr.
Ne var ki ulusuluk kendini byle takdim etmekle
birlikte eski, belirtisiz, uykuya yatm bir gcn uya-
92
n dei l di r. Ulusuluk aslnda derinliine iselleti
rilmi, herbiri devlet tarafndan korunan eitime bal
st kltrlere dayanan yeni biim bir toplumsal rgt
lenmenin sonucudur. Daha nceleri varolan kltrle
rin bazlarn genelde bu sre iinde dntrerek
kullanr fakat hepsini birden kullanmasna imkan
yoktur. ok fazla sayda kltr mevcuttur. Geerli bir
st kltr ayakta tutan modem bir devlet belirli bir
asgari bykle sahip olmak zorundadr (yoksa kom
ularndan parazit gibi geinecektir); dnyamzda ise
ancak kstl sayda bu tr devlete yer var.
Kararl uykucularn, yani ayaa kalkp ykselmek
istemeyen ve uyandnlmay reddedenlerin yksek ora
n bize ulusuluun kendi tanmnn aleyhinde bulun
ma imkan vermektedir. Ulusuluk yalnz o uzun, s
rarl ve gizemli uyku hlinin belirsizlii dnda kendi
ni insanln siyasal yaamnn doal ve evrensel bir
dzenlemesi olarak grr. Hegel, "Uluslar nihai hedef
lerine varncaya yani bir devlet oluturuncaya kadar
aradan ok uzun bir tarihsel dnem gemi olabilir" 1
dedikten hemen sonra bu devlet ncesi dnemin asln
da tari h ncesi bir dnem olduunu ileri srmtr.
Bylelikle Hegelin anlayna gre bir ulusun gerek
tarihi ancak o ulus devletine kavutuu zaman bala
maktadr. Eer ne bir devleti olan ne de bunun eksikli
ini hisseden uyuyan-gzel uluslar uyandrrsak ulus
lar insanln temel talan olarak gren ulusu dokt
rine aykn bir biimde bu doktrinin toplumsal metafi
ziini zmnen kabul etmi oluruz. Ulusuluu bir siya
sal akm olarak sulayan ancak uluslann varln
zmnen kabul eden eletirmenler bu noktadan teye
1 G. W. F. Hegel, Lectures on the Philosophy of World History,
(ev.) H.B. Nisbet, Cambridge, 1975, s. 134.
93
pek gemiyorlar. Uluslar doal ve Tannnn belirledii
ekilde snflandrmak, ve doutan varolan ancak
uzun sre ertelenmi bir siyasal kaderi olduklarm sa
vunmak bir efsaneden ibarettir. Bazen nceden varo
lan kltrleri alp onlar ulusa dntren ulusuluk,
bazen de uluslar kendi yaratr ve ou kez de nceden
varolan kltrleri yokeder. iyi de olsa kt de olsa ger
ek olan budur ve genellikle kanlmazdr. Tarihsel
failleri aslnda olan bitenin pek farknda deiller ama
bu da baka bir konu.
Fakat biz ulusuluk efsanesini kabul etmemeliyiz.
Uluslar eyann tabiatnda varolan ve doal trler
doktrininin siyasal uyarlamas olan eyler deildir.
Ne de ulusal devletler etnik veya kltrel gruplarn
belirgin ve nihai kaderidir. Gerekte varolan kltrler
dir; ounlukla belirsiz gruplar halinde yaayan, bir
birlerine karan, rten, iie giren kltrler. Dier
yanda, herzaman olmasa da genellikle, varolan her bi
im ve byklkteki siyasal birimlerdir. Gemite iki
si, kltrle siyaset, pek akmazd. ou durumda a-
kamamalarnn geerli nedenleri vard. Yneticiler;
kimliklerini, kendilerini aa tabakalardan ayr tuta
rak, ynetilen kk topluluklar ise ayn dzeydeki
benzer komu birimlerden farkl gstererek tanmlar
lard.
Oysa ulusuluk bu efsanevi, doal ve veri olduu id
dia edilen birimlerin uyan ve kendini kabul ettirii
deildir. Ulusuluk aksine hammadde olarak aka
ulusuluk ncesi dnyann kltrel, tarihsel ve benze
ri mirasn kullanmakla birlikte aslnda yeni koullara
uygun yeni birimlerin kristallemesidir. Yeni ibl
mnn ilkelerine gre ina edilmi yeni birimlere do
ru yneli, gerekten de ok zorlu olmasna karn mo
94
dem dnyann ne tek ne de tamamen dayanlmaz bir
gcdr. ou durumlarda hakim olmakta ve daha
nemlisi modern dnyada siyasal birimlere meruiyet
kazandran kural belirlemektedir. Yani bu siyasal bi
rimlerin ou yukarda akland gibi ulusuluun
emirlerini yerine getirmek zorundadr. Tamamiyle ve
evrensel dzeyde hakim olmasa ve ulusu kural tan
mamay baaran baz aykr durumlar varolsa da ulus
uluk kabul gren bir standart belirlemitir.
Ulusuluk gl mdr deil midir sorusunun kay
pakl undan kaynaklanmaktadr: Ulusuluk kendi
ni tek tek her halkn "ulusal kimliinin" onaylanmas
eklinde grr ve takdim eder; ulus olduu iddia edi
len bu birimlerin, Everest Tepesi gibi, ulusuluk a
nn ok ncesinden bugne dek hep varolduu dn
lr. Bylece ulusuluun kendi tanmndan hareketle
ironik bir biimde aslnda ok zayf olduu sonucuna
varlr. Potansiyel uluslar, yani baka yerde ulus olma
y baaran birimlere uygulanan ltlere gre ulus ol
duklarn iddia edebilecek farkl zelliklere sahip belir
ginlememi birimler, byle bir iddiay etkin bir biim
de srdrmek ve gerekletirmek bir yana seslerini bi
le duyurmay baaramyorlar. Ancak, dier tarafta,
ulusuluk benim doru olduunu iddia ettiim gibi ta
nmlanr ve kendinin takdim ettii grntsyle eli
ir ve ona aykr derse, o zaman varacamz sonu
ulusuluun herhalde benzersiz veya dayanlmaz ol
masa da ok zorlu bir g olduudur.
YABAN VE BAHE KLTRLER
Esas meselemize uygun bir yaklam da u olabilir:
Kltrler de bitkiler gibi, yabani ve terbiye edilmi
trlere ayrlabilir. Yabani olanlar insan hayatnn bir
95
paras olarak kendiliinden yetiir ve yeniden rer.
Hibir topluluk ortak bir iletiim ve kurallar sistemin
den yoksun olamaz; kltrlerin yabani trleri de bi
linli bir tasarm, denetim, gzetim veya zel beslen
meye maruz kalmadan nesilden nesile kendilerini ye
niden retirler.
Terbiye edilmi olanlar veya bahe kltrleri, ya
ban trlerden elde edilmi olmakla birlikte farkldr
lar. Bunlar genelde okuryazarlkla ve uzman personel
le desteklenmi bir karmaklk ve zenginlie sahiptir
ler ve gerekli sayda, tam-zamanl ve kendini adam
personelin uzman renim kurumlannda salayaca
belirli bir beslenmeden yoksun kaldklarnda ryp
giderler. nsanlk tarihinin tanm devrinde, st kltr
ler veya byk gelenekler nde gelen, nemli kltr
lerdi ve sadece belli bir adan hakimdiler. Kendilerini
nfusun tmne hatta ounluuna kabul ettiremese-
ler bile eriilmez ve gizemli olmalarna ramen gene
de toplumda genelde yetki sahibi olmay baarmlar
d. Bazen merkezi devleti glendirdiler bazen de ona
rakip ktlar. Skntl veya karanlk dnemlerde dev
let zayfladnda veya zldnde ona vekillik bile
ettiler. B.ir kilise veya tresel bir sistem de gemite
kalm veya artk hayalet olmu bir imparatorluun
glgesine vekalet edebilirdi. Ancak st kltrler genel
likle bir siyasal birimin snrlarn tanmlama duru
munda deildiler ve tarm anda bunu baaramama
lar iin geerli nedenler vard.
Sanayi anda bunlar hep deiir. st kltrler
artk olduka yeni bir anlamda hakim olur. st kltr
lere ilikin doktrinler yetkelerini kaybederek onun ye
rine tadklar yazl dil ve iletiim biimleri ok daha
yetkili ve kural koyucu olur ve dahas toplumda yay-
96
gmlaarak evrenselleir. Baka bir deyile; gerekten
herkes okuryazar olmu ve ak bir biimde, "grameri"
olduka dzgn cmleler kurarak ayrntl bir kod sis
temiyle iletiim kurmaktadr, her koula gre deien
homurdanma ve kafa sallamalarla deil.
Ne var ki halk arasnda yeni evrensellemi bu st
kltrn siyasal destek ve korunmaya mthi ihtiyac
vardr. Tanm anda byle bir destee bazen sahipti
ve ondan yararlanrd fakat siyasal korunmadan vaz
geebilecei durumlar da vard ve zaten bu onun gl
yanlarndan biriydi, Anarinin hakim olduu ve kraln
artk bar salayamad karanlk bir dnemde Hris
tiyan veya Budist manastrlar, dervi zaviyeleri ve
Brahman topluluklar ayakta kalabildiler ve bir lde
klcn korumasndan yararlanmadan st kltrleri
yaatabildiler.
st kltre den grev artk ok daha zor ve ar
olduundan bir siyasal altyapdan vazgeemez. Miss
Blandishe Hi Orkide Yok oyununda bir karakterin
de belirttii gibi; her kzn kocas, tercihen de kendine
ait bir kocas olmaldr; ite her st kltr de artk
devletin, tercihen de kendine ait bir devletin peinde
komaktadr. Her yaban kltr bir st kltr haline
gelemez ve bu ynde hibir ciddi midi olmayanlar da
mcadele etmeden sahneyi terkederler, yani bir ulus
uluk akm dourmazlar. Bir ans olduunu d
nenler - ya da, eer kltrlere ilikin antropomorfik
ahkm bir tarafa braklrsa, o kltr tayanlar tara
fndan gelecei parlak olarak tanmlananlar - mevcut
nfus ve devlet barndrabilecek toprak iin aralarnda
mcadeleye girerler. Bu bir tr ulusu ve etnik at
madr. Mevcut siyasal snrlarla, siyasal emelleri olan
eski veya olumakta olan st kltrlerin snrlar ara
97
snda bir uyum yoksa tamamen ulusuluk ana zg
baka tr bir atma patlak verir.
Yukarda szn ettiimiz botanik benzetmeden
baka bir benzetme de bu yeni durumu tasvir etmek
iin kullanlabilir. Tarm insan, doal evrede yaam
n srdrebilen doal bir tre benzetilebilir. Sanayi in
san ise doal atmosferde artk glkle nefes alabilen
yapay retilmi veya domu ancak artk yeni, zel bir
karm olan ve yapay beslenen bir hava veya ortam
da etkinlikle i grebilen ya da yaayabilen bir trle
karlatrlabilir. Yani sanayi insan bir tr dev ak
varyum veya solunum odasna benzeyen, zel bir bi
imde snrlandrlm ve ina edilmi birimlerde yaa
maktadr. Ancak bu odalar ina edilip allr hale gel
melidir. Bu dev havuzlarn iindeki hayat veren ve ko
ruyan havann veya svnn bakm otomatik deildir.
zel bir bitkiye ihtiya vardr. Bu bitkinin de ad ulu
sal eitim ve iletiim sistemidir. Tek etkin bakcs ve
koruyucusu da devlettir.
lke olarak btn dnya iin tek bir siyasal otorite
ve tek bir eitim sisteminin ayakta tuttuu bu tr tek
bir akvaryumun varolmas imkansz deildir. Uzun va
dede bu durum ortadan kalkabilir. Ancak imdilik ve
tartmasn ilerde yapacamz ok geerli nedenler
den dolay; dnyann kural, her biri kendi mlkne
sahip kan, birbirleriyle deitirilemez ortam veya at
mosferi haiz, birbirinden ayrlm solunum odalar ve
ya akvaryumlar olarak belirmektedir. Baz ortak ge
nel zellikleri de yok deildir. Tamamen gelimi sana
yi akvaryumlar ortamnn forml genel trler iin
benzer olmakla birlikte nisbeten yapay, ancak zellikle
vurgulanm marka-ayrc zellikler asndan zengin
farkllk gsterir.
98
Bu yeni oulculuun ilerde daha ok deineceimiz
baz geerli ve bariz nedenleri var. Sanayi ana, bir
nceki adan hem siyasal birimler hem de st ve alt
kltrler miras kalmtr. Btn bunlarn birdenbire
tek bir birimin iinde birlemeleri iin hi bir neden ol
mad gibi birlememelerine yol acan geerli neden
ler mevcuttur. Sanayileme, bir baka deyile trde
solunum depolarn zorunlu klan retim veya ibl
m tr, ne dnyann her yerinde ayn zamanda ne de
ayn biimde gereklemitir. Dnyaya her yerde farkl
zamanda gelii insanl ok etkin bir biimde rakip
gruplara ayrmtr. Sanayilemenin geli zamannn
eitli topluluklarda farkllk gstermesi, tarm dnya
sndan kalan baz kltrel, genetik ve benzeri farkl
lklarn kullanlabilmesi durumunda keskinlemitir.
Eer tarm andan miras kalan baz kltrel farkl
lklarn stne gidilir ve bunlar bir nian olarak kulla
nlrsa, gelimenin "zaman" nemli ve ayrdedici bir
siyasal zellik haline gelir.
Sanayileme sreci, birbirini takip eden aamalar
ve farkl koullarda gereklemitir. Bu arada elde edi
lecek yeni kazanlar ve kanlmas gereken kayplar
nedeniyle eitli yeni rekabetler domutur. Sanayi a
nn gerek solda gerekse de sada yer alan peygamber
ve yorumcular ise ounlukla enternasyonalizm keha
netinde bulunmulard. Ancak tam zdd bir gelime
oldu ve ulusuluk ama geildi.
99
(Bo Sayfa)
ULUS NED R?
5
Nihayet artk ulus nedir sorusuna bir tr geerli bir
yant bulmaya alabilecek durumdayz. Balarda bir
ulusal kimlik teorisinin kurulmas iin zellikle umut
vaaden iki aday kavram vard: rade ve kltr. Her
ikisi de nemli ve anlaml kavramlar; ne var ki ikisi
nin de yeterli aklaycla sahip olmad da ortada.
Bunun neden byle olduunu kavramaya almann
retici bir yan olduunu dnyorum.
rade veya rza ister kk ister byk olsun ou
gruplarn olumasnda kukusuz nemli bir neden ol
maktadr. nsanlar herzaman her tr ekil ve byk
lkte, bazen keskin hatlarla tanmlanm bazen de
gevek olan, zaman zaman dzgnce kmelenmi ve
zaman zaman da stste binen veya iie geen grup
lar halinde rgtlenmilerdir. Bu olaslklarn ve grup
larn kuruluu ve hayatlarn idame ettirmeleriyle ilgi
li ilkelerin eitlilii sonsuzdur. Yine de gruplarn
olumasn ve ayakta kalmasn temin eden iki genel
ara veya kolaylatrc etmenin elzem olduu aka
bellidir: Bir yanda irade, iradi ballk ve zdeleme,
sadakat, dayanma dier yanda da korku, zorlama ve
mecburiyet. Bu iki olaslk bir anlamda yelpazenin zt
101
kutuplarn olutururlar. Birka topluluk ya tamamen
ya da arlkl bir biimde bunlardan birine veya teki
ne dayanyor olabilir, ancak bu nadiren mmkndr.
Uzun mrl gruplarn ou i radi balla dayal sa
dakat ve zdeleme ile umut veya korku gibi olumlu
ve olumsuz d etmenlerin karmna dayanmaktadr.
Eer uluslar, bir topluluk halinde varolmay kendi
i radel eri ile seen gruplar olarak tanmlarsak,1 deni
ze attmz bu tanm-a bize gereinden fazla bir bol
luk sunacaktr. Trolle yakaladmz bu byk avn
iinde tabii ki kolaylkla etkili ve btnlemi uluslar
olarak seilebilen topluluklar da olacaktr. Bu gerek
uluslar aslnda kendi iradeleriyle ulus olmay semi
lerdir ve yaamlar gerekten bir tr srekli, gayri res
mi ve her seferinde durumu yeniden onaylayan bir ple
bisite dayanyor olabilir. Ne var ki ayn durum (ki bu
tanm asndan bir talihsizlik demektir) birok kulp,
komplocu rgt, ete, takm, parti ve burada sayama
yacamz sanayi ncesi ada ulusu ilkeyle oluma
m, ulusu tanmn almam ve bu tanma kar k
m birok topluluk ve cemiyet iin de geerlidir. rade,
rza ve zdeleme ayn zamanda kendilerine elik
eden hesap kitap, korku ve kara ramen (ki halen de
bu byledir) hibir zaman insanlk sahnesinden silin
memitir. ( nsan kmelerinin ve terkiplerinin yalnzca
durgunluk nedeniyle uzun mrl olmalarn zmni bir
nza m yoksa baka bir ey mi saymamz gerektii il
gin ve tartma gtrr bir sorudur.)
Zmni bir zdeleme ister uluslardan kk veya
byk ya da uluslarla ksmen akan, isterse de yatay
1 Emest Renan, Quest-ce quune Nation, Ernest Renan et l Alle
magne (der.) Emile Bure, New York, 1945.
102
veya baka ekillerde tanmlanm olsun her tr grup
lamalar adna geerli olmutur. Ksacas, irade bir
ulusun temelini olutursa bile (ki bu ifadede devletin
idealist bir tanm sakldr) birok baka eyin de te
meli olduundan ulusu bu ekilde tanmlamamz ger
ekten mmkn deildir. Bu tanmn aslnda cazip g
zkmesinin tek nedeni modern, ulusu ada ulusal bi
rimlerin zdelemenin ve iradi balln terci h edi
len, yelenen nesneleri olarak gze arpmas ve dier
sz edilen grup trlerinin zamanmzda kolayca unu
tulmu olmasdr. Ulusuluun zmni varsaymlarn
bir veri olarak kabul edenler ayn zamanda bunu her
hangi bir ada btn insanla maletme gibi bir yan
ll da yapmaktadrlar. Fakat tek bir aa zg var
saymlar ve koullara baml bir tanmn (ki bu bal
bana bir abartdr) o an dou nedenlerini akla
makta bir yarar olamaz.
Ortak kltrden yola kan herhangi bir ulus tan
m da ok bol balk karm baka bir aa benzer, in
sanlk tarihi kltrel farkllklarla donanmtr ve ha
len de donanmaktadr. Kltrel snrlar bazen kesin
bazen de belirsizdir; kltrel ekillerin dzeni ise ba
zen koyu harflerle ve yaln bir ekilde belirirken bazen
de eri br ve karmaktr. Yukarda srekli altn
izdiimiz nedenlerden dolay, bu farkllklarn olu
turduu zenginlik ounlukla veya genellikle siyasal
birimlerin (yani etkili otoritelerin hkmeti) veya de
mokrasinin kutsallatrd rza ve iradeyle mutlulua
erimi birimlerin snrlan iinde kalmaz ve gerekten
kalamaz da. Tanm dnyasnn bu kadar dzenli olma
s mmkn deildi. Sanayi dnyas ise byle olmaya
veya en azndan byle bir sadelii yakalamaya eilim
lidir; ancak bu baka bir mesele ve buna yol aan ba
103
ka zel etmenler var.
Btn dnyada giderek hz kazanan bir sre olan
yaygn st kltrlerin, yani standartlam, okurya
zarla ve eitime dayanan iletiim sistemlerinin ku
rulmas ada varsaymlar ok ciddiye alan herkese
ulusal kimliin ortak kltrle tanmlanabilecei hissi
ni vermitir. Zamanmzda insanlar ancak ortak bir
kltrle tanmlanan ve ierde hareketli ve akkan
olan birimlerde yaayabiliyor. Gerek kltrel oulcu
luk gncel koullarda geerli olmaktan kyor. Fakat
bir nebze tarihsel bilin veya sosyolojik incelik bunun
her zaman byle olduu yanlsamasn ortadan kald
racaktr. Gemite birden ok kltr barndran top
lumlar genelde iyi netice vermiti, hatta o kadar iyi ki
gerekten var olmad durumlarda bazen oul kl
trler yaratlmt.
Eer, bu gl nedenlerden dolay ulusal kimliin
tanm iin grnrde umut vaadeden bu iki yol tkan-
dysa, bir nc yol mevcut mu?
ddial ancak geerli olan paradoks udur: Uluslar
ancak ulusuluk a balamnda tanmlanabilirler,
yoksa sizin de zannedebileceiniz gibi tam tersi bir
iliki iinde deil. "Ulusuluk a" u veya bu ulusun
uyan ve kendini siyasal anlamda kabul ettiriinden
ibaret deildir. Daha ziyade, genel toplumsal koullar
sadece sekin aznlklara deil btn halka malolan
standartlam, trde, merkezin destekledii st kl
trlerin olumasna elverdiinde, iyi tanmlanm bir
eitim sisteminin denetledii ve btnlemi kltrler
insanlarn memnuniyetle ve ou kez evkle zdele
tikleri hemen hemen tek birimi olutururlar. Kltrler
artk siyasal meruiyetin doal barna olarak grn
104
mektedir. te ancak o zaman kltrel snrlarn siya
sal birimler tarafndan herhangi bir ihlli skandal sa
ylr.
Ancak ve ancak bu koullar altnda uluslar ayn
anda hem irade hem de kltrle ve gerekten her ikisi
nin siyasal birimlerle birlemesi olarak tanmlanabilir.
Bu koullarda insanlar yalnzca ayn ortak kltre sa
hip olanlarn tmyle bir siyasi birlik kurma arzusunu
gsterirler. Bu durumda siyasal ynetimler de snrla
rn barndrdklar kltrn snrlaryla bir tutma ve
bu kltr kendi iktidar alanlarnda koruma ve kabul
ettirme arzusunu gsterirler. Bylelikle iradi arzu,
kltr ve siyasal ynetimin ayn noktada birlemesi
kolayca ve sk sk ihlal edilmeyen bir norm haline ge
lir. (Bir zamanlar bu birleme hemen hemen evrensel
bir boyutta hibir cezaya maruz kalmadan ihlal edil
mi ve bu durum hi dikkat ekmeden ve tartlma
dan geip gitmiti.) Ancak bu koullar genel insanlk
durumunu deil yalnzca onun sanayi aamasn ta
nmlamaktadr.
Ulusuluk uluslarn bir rn deil, tam tersine
uluslar meydana karan ulusuluun kendisidir. Ka
bul etmek gerekir ki, ulusuluk nceden varolan, ta
rihsel mirasn getirdii ok saydaki kltrn iinden
bir seim yapyor ve onlar ounlukla tamamen d
ntryor olsa bile bu kltrel zenginlikten yararla
nr. l diller yeniden canlandrlr, gelenek icat edilir,
olduka hayali eskiye ait olduu sanlan birtakm saf
zellikler gndeme gelir. Ancak ulusu gayretin klt
rel adan yaratc, ssl psl ve olumlu icatlar re
ten zellii, hikimsenin yanl bir biimde "aslnda u
kahrolas igzar Avrupal dnrler ileri kendi ha
line brakamadklar iin ulusu dnceyi bir tertip
105
sonucu kendi hallerinde yaayan siyasal topluluklarn
kanna zerkedip onlann kaderini deitirmeselerdi
ulusuluun gereklemesi mmkn olmayabilirdi"
trnden ulusuluu dou nedeni byle bir koula
bal, yapay bir ideolojik icat olarak gren bir sonuca
varmasna izin verilmemelidir. Ulusuluun kulland
kltrel paralar ve yamalar ou kez geliigzel
yaratlm tarihsel icatlardr. Zaten eski para ve ya
malarn herhangi biri de i grrd. Ancak ne olursa
olsun ulusuluk ilkesinin kendisi, ulusuluk dnce
sine vcut vermeye alan tayclarn zanlannn ak
sine, kesinlikle douu pheli bir rastlant deildir.
Hibirey bu varsaym kadar gerek d olamaz.
Ulusuluk yalnz grnd gibi olmamakla kalmaz,
stelik kendinin grd gibi bir olgu da deildir. Ko
rumay ve yeniden canlandrmay iddia ettii kltrler
ou kez ya kendi icaddr ya da tannmayacak hale
gelmitir. Yine de ulusu ilkenin kendisi, zel biimle
rinin herbirinden ve her ulusuluun farkl olduu id
diasyla herbirine sama bir biimde atfedilen zellik
ten farkl olarak paylatmz gncel koullardan kay
naklanan ok derin kklere sahiptir, kesin nedenleri
vardr ve kolayca reddedilemez.
Durkheimin retisi bize toplumun dini ibadet yolu
ile kendi gizli imajna taptn syler. Ulusu bir a
da ise toplumlar byle bir kamuflajdan syrlarak pi
kinlik ve aklkla kendilerine tapnrlar. Nazi Alman-
yas Nrembergte kendine tapnrken ne Tannya hat
ta ne de Wotana tapnma iddiasndayd; ok bariz bir
biimde kendine tapnyordu. Daha yumuak ama ayn
lde anlaml bir biimde aydnlanm modemlemeci
din alimleri kendi ncllerine ok fazla anlam ifade et
mi olan dini doktrinlere ne inanrlar ne de fazla ilgi
106
duyarlar. Bu doktrinlere biraz da komik bir biimde
kendiliinden yaplmas gereken grevler yklerler ki
bunlar temelde ancak bir toplumsal gelenein kendi
deerleri, sreklilii ve dayanmasn teyid eden kav
ramsal ve trensel aralar olarak geerlidir. Ayn za
manda bylelikle zmnen indirgemeci bir "din" haline
gelen inan sistemiyle nce erken Avrupa tarihinde
-gnmzn tannmayacak derecede sulandrlm ve
etkisi azalm trleri iin hi sz konusu olamayacak -
ok nemli bir rol oynam bulunan gerek din arasn
daki fark sistematik bir biimde gzden uzaklatrma
ya ve azmsamaya alrlar.
ster kindar ve iddetli isterse de nazik ve kaamak
yapar gibi olsun toplumun kendi kendine tapnmas,
Durkheimin stnde durduu gibi Tanr fikri aracl
yla toplumun gizli bir biimde kendine sayg duyma
sndan ok artk aka kabul gren ve topluca yaplan
bir tapnmadr. Ancak bu, imdi kullanlan slubun
Durkheim zamannn slubundan daha geree sadk
olduunu gstermez. Cemaat artk kutsal bir ereve
ye gre deerlendirilmiyor olabilir ancak ulusuluun
kendi unutkanlk ve tercihleri vardr ki bunlar ne ka
dar kat bir biimde laik olsalar da esasnda arptc
ve yanltc olabilirler.
Ulusuluun temel yanltc noktas ve hatta kendi
yanlgs undan ibarettir: Ulusuluk aslnda nceleri
halkn ounluunun ve baz durumlarda de tmnn
hayatna alt kltrlerin hakim olduu bir toplumda
genel anlamda bir st kltrn zorla dayatlmasdr.
Yani okulda okuyarak elde edilen, akademik dnyann
denetledii, mmkn olduunca ak bir brokratik ve
teknolojik iletiimin gereksinimlerine gre inceden in
ceye dzenlenmi bir dilin genel topluma yaylmasm-
107
dan szediyoruz. Ulusuluk daha nceleri yerel dzey
de kk gruplar tarafndan kendilerine zg bir bi
imde yeniden retilen folk kltrlere dayal yerel
gruplarn karmak yaps yerine hereyden nce yu-
karda sz edilen bu tr bir ortak kltrn birarada
tuttuu, birbirlerinin yerini alabilecek atomize bireyle
rin oluturduu anonim, kiisel olmayan bir toplumun
kurulmasdr. Btn olup biten de gerekten budur.
Ne var ki bu ulusuluun ne srd ve ulusula
rn hararetle inandklar eyin tam kartdr. Ulusu
luk genelde halk varsaylan bir folk kltr adna fet
heder. Kulland semboller Volk, Narod'un, yani ky
lnn salkl, mazbut ve zorlu yaamndan alnmtr.
Narod veya Volkun yabanc bir st kltre bal yne
tici ve benzer kadrolarn iktidarna ve basksna, nce
leri kltrel bir uyan ve kimlik iddias ve sonunda
ulusal bamszlk savayla kar kmalar gerekti
inde ulusularn kendilerini bu sembollerle tantma
larnn bir gereklik pay da vardr. Eer ulusuluk za
fere ularsa, yabanc st kltr ortadan kaldrr an
cak yerine eski yerel bir alt kltr getirmez. Kendine
zg yerel bir st (okuryazar ve uzmanlararas) klt
r canlandrr veya kendine gre yaratr, ancak bu
kltrn eski yerel folk stil ve leheleriyle baz balan
tlar olduunu da iddia etmekten geri kalmaz. rne
in Budapetede ehre kyl, veya kye ait olduu id
dia edilen giysilerle inenler gerekten Budapete Ope
rasnn mdavimi hanmefendilerdi. Zamanmzda
Sovyetler Birliinde etnik" gramofon plaklarn alcla
r etnik kyl halk deil, yeni kentlemi, apartman
larda oturan, eitimli, birka dil konuan 1ve ister
1 Yu . V. Bromley et al., Sovremennye Etnicheskie Protsessy v
SSSR_ (SSCBde ada Etnik Sreler), Moskova, 1975.
108
gerek ister hayali olsun duygularn ve kkenlerini
if?de etmekten holanan ve hi kukusuz siyasi durum
izin verdii lde ulusu davranlar sergilemekten
zevk alacak bir halktr.
Demek ki Durkheimn incelemesindeki durumun
ayn olmasa da, gerekliin yanltc bir prizmadan s
zlm grnts yani sosyolojik bir yanlg hl etki
sini srdrmekte. Toplum artk tapnmak iin dini
semboller kullanmyor; onun yerine modem, elverili,
kendi arkn dndren bir st kltr, kendinin idame
ettirdii, koruduu ve yeniden canlandrdn zanneti-
i bir folk kltrden ancak stilize ederek ald trk
ve dansla kutlama trenleri yapyor.
GEREK ULUSULUUN YOLU
H DZGN G TMED
Ulusuluun evrimini anlatan ve ilerde hatrlamak
zorunda kalacamz tipik bir senaryo aa yukar u
anlatacaklarmz iermektedir. Kyistanllar (Rurita-
nia) birbiriyle ilikili ve birini bilenin dierlerini de he
men hemen rahatlkla anlayabilecei birka lehe ko
nuan ve Megalomanya mparatorluunun toprakla
rnda, ortak snrlan olmayan ancak birbirine de ok
uzak saylmayan alanlarda yaayan kyl bir halktr.
Kyistan dilini, daha dorusu onu meydana getirdii
sylenebilen leheleri aslnda bu kyller dnda hi
kimse konumazd. Aristokrasi ve ynetici tabaka K
yistan lehelerinin dil grubundan farkl bir dil grubu
na ait olan Megalomanya saray dilini konumaktayd.
Kyistanllann tm deil ancak ounluu ayin
dili yine baka bir dil grubuna ait olan bir kiliseye
mensuptular ve rahiplerin ou, zellikle de hiyerari
nin stnde kalanlar, bu dini ayin dilinin modern,
109
halk az saylabilecek ve yine Kyistan diliyle hi ala
kas olmayan bir dil kullanrlard. Kyistan kylerine
gidip gelen kasabal kk tccarlar ise Kyistanlla-
rm yrekten nefret ettii bir baka etnik gruba ve dine
mensuptular.
Kyistan kylleri gemite byk aclar yaam
lar ve bunlar dokunakl ve ho bir biimde atlarda
terennm edilmektedir. (Bu atlar ondokuzuncu yz
yln sonlarnda ky baretmenleri tarafndan bin
bir meakkatle toplanm sonra da Kyistanl byk
ulusal besteci L.nin iyi tannm eserlerinde evrensel
mzie kazandrlmtr.) Kyistan halknn urad
acmasz bask on sekizinci yzylda Kyistanl mehur
eteci K nn nderlik ettii bir gerilla direniini ba
latmt. K.nm yaptklarnn ise, eer onu konu alan
birka roman ve biri ulusal aktr Z. tarafndan Kyis
tan Sosyalist Halk Cumhuriyetinin kuruluundan he
men sonra yksek kademelerin himayesinde ekilmi
olan iki filmden szetmezsek, hala yerel halkn hafza
snda tazeliini koruduu sylenmektedir.
Drstlk, insan, bu etecinin kendi yurttalar ta
rafndan yakalandn ve onu strapl bir lme gn
deren halk mahkemesine de baka bir yurttan ba
kanlk ettiini itiraf etmeye zorlamaktadr. Dahas K-
yistann bamszla kavumasndan ksa bir sre
sonra ileri, Adalet ve Eitim Bakanlklar arasnda,
polise kar oluabilecek muhalefeti krklememek
iin artk bu mehur eteci yerine ona ve yoldalarna
kar duran ky muhafz birimlerini kutlamann belki
de daha politik bir karar olacan ne sren bir sirk
ler dolamtr.
Ondokuzuncu yzylda byk zorluklarla toplanan
110
ve sonra Kyistan genlerinin kamp ve spor hareketle
rine elik eden mzik repertuarna alnm folk ark
lar dikkatle incelendiinde, baka daha dnyevi mese
leler kendilerine ne kadar ac verirse versin, kyllerin
linguistik ve kltrel durumlarnn ciddi bir honut
suzluk kayna olduuna dair pek bir kant yoktur.
Aksine, arklarn gftelerinde linguistik oulculua
deinen pasajlar ironik, akac ve iyi huylu ifadelerle
doludur ve iki dilde birden yaplm, zaman zaman da
pek hoa gitmeyen, kelime oyunlarna yer verir. Ayn
zamanda itiraf edelim ki bu arklarn en dokunaklla
rndan biri - ki yazn gnderildiim tatil kampnda ya
klan kamp atei etrafnda ben de bu arky sk sk
sylemiimdir - korunun yaknlarnda senyre ait bir
yoncalkta, kzn otlatan ve kabann vermesini
isteyen bir grup etecinin rktt bir oban ocuu
terennm eder. Siyasi bilinten yoksunlukla birlemi
pervasz bir budalalkla oban ocuk ayak direr ve l
drlr. Bu arknn Kyistan sosyalistletikten sonra
duruma uygun bir biimde yeniden yazlp yazlmad
n bilmiyorum. Herneyse, ana temamza dnecek
olursak, arklar sk sk kylln koullarndan i
kayet etmekle birlikte kltrel ulusuluu bir mesele
yapmazlar.
Kltrel ulusuluk daha sonra ortaya kacaktr ve
bu tahminen sz edilen arklarn bestelenmesinden
sonra olmutur. On dokuzuncu yzylda Megalomanya
mparatorluuna ait, ancak Kyistan dnda baz y
relerde hzl sanayilemeyle ayn zamanda bir nfus
patlamas yaand. Kyistan kylleri daha gelimi
sanayi blgelerinde i aramaya itildiler, bazlar da o
zamann mevcut feci koullarn kabul ederek bir i
kapm oldular. Garip ve nadiren yazya dklm ve
111
ya retilmi bir dil konuan, geri kalm kaba kyl
ler olarak kenar mahallelerine tandklar ehirlerde
olduka zor gnler geirdiler. Ayn zamanda, kiliseye
intisab etmek isteyen ve hem saray hem de dini ayin
dilinde eitim gren baz Kyistan delikanllar lise
eitimi srasnda yeni liberal fikirlerden etkilenerek
niversitede laik bir eitime yneldiler ve sonunda ra
hip deil de gazeteci, retmen ve profesr oldular. K-
yistan aratrmaya gelen ve Kyistanl olmayan bir
ka yabanc etnograf, mzikolog ve tarihiden tevik
grdler. Devam eden ig, giderek yaygnlaan ilk
retim ve askere yazlma bu Kyistanl nclere oa
lan bir dinleyici kitlesi hazrlam oldu.
Aslnda, eer arzu ederlerse, ki ou arzu etmitir,
Kyistanllarn hakim Megalomanya dilini benimse
meleri tamamen mmknd. Eitimli bir Kyistanly
eitimli bir Megalomanyaldan ayran hibir genetik
zellik ve kkl bir dini adet yokt. Gerekten de bir
ok Kyistanl, ou kez de adn deitirmek zahmeti
ne katlanmadan, Megalomanya kltrne asimile oldu
ve Megalomanyann (yeni adyla Megalomanya Fede
ral Cumhuriyeti) eski bakentinin telefon rehberi, Me
galomanya imlasyla olduka gln bir tarzda yazla
rak bu dilin fonetik kurallarna uyarlanm, bir sr
Kyistanl ismiyle doludur. Mesele udur ki, ilk nesil
de gzlenen olduka hain ve strapl balangtan
sonra, Kyistanl gmen iilerin ocuklarnn yaam
koullan ar derecede kt deildi ve muhtemelen
(sk almay arzu ettiklerine gre) en azndan , K-
yistanl olmayan, Megalomanyal yurtta iilerinki
kadar iyi saylrd. Bylelikle sonraki nesiller giderek
artan refahtan ve yrenin genelde burjuvalamasm-
dan pay aldlar. Yani, bireysel yaam koullan asn
112
dan bakldnda belki de iddetle dmanlk besleyen
bir Kyistan ulusuluuna gerek yoktu.
Btn bunlara ramen yine de buna benzer birey
gerekleti. Bu tr an bir ulusuluk hareketine kat-
lanlarn bilinli bir hesap peinde olduklann dn
mek kanmca yanl olur. Sbjektif olarak bu insanla-
nn ulusal uyan edebiyatnda kuvvetle ifade edilen
saik ve duygulara sahip olduu sylenebilir. Memle
ketlerinin hlen sahip olduu kyl faziletlerinin far
knda olsalar da kylerinin sefalet ve ihmal edilmilii
onlar iin bir keder kayna idi; kendi hemehrilerine
uygulanan ayrmclk ve sanayi kentlerinin ii varo-
lannda kendi yerel kltrlerine yabanclamaya mah
kum olmalan da onlar kederlendiriyordu. Bu ktlk
lere kar vaazda bulundular ve birok hemehrileri de
onlara kulak verdi. Uluslararas siyasal durum elver
diinde Kyistann sonunda bamszlna nasl ka
vutuu artk tarihin bir paras olmutur ve burada
tekrarlanmas gereksizdir.
Tekrar tekrar belirtelim ki bu durumda kimsenin
uzun vadeli bir kar hesabnda olduunu varsayma
mza hi gerek yok. Ulusu aydnlar kendi ulusal halk
namna ateli ve cmert bir gayret iindeydiler. stle
rine yerel folk giysilerini geirip ormanlk alanlarda i
irler yazarak dalara trmandklarnda gnn birinde
gl bir brokrat, bykeli ve bakan olma hayali
iinde deillerdi. Saflanna ekmeyi baardklar kyl
ve iiler durumlarndan honut deildi, ama ayn e
kilde onlar da gnn birinde Kyistan vadilerinin tam
gbeine (sonralan pek ie yaramad anlalacak) bir
elik fabrikas dikecek ve bylelikle civardaki ekilebilir
arazi ve otlan byk bir ksmn tamamen yokedecek
sanayi kalknma planlan ryalarna dalmamlard.
113
Bu duygulan maddi yarar veya toplumsal hareketlilik
hesaplanna indirgemeye almak gerekten yanl
olur. Ulusal duygunun gerisinde yatan "toplumsal terfi
hesaplandr" iddiasyla mevcut teori bazen alaya al
nr. Ancak bu meselenin yanl bir takdimidir. Gemi
te kyllerin kendi kltrn sevip sevmediini sor
mak anlamsz olurdu, nk onlar iin bu soluduklar
hava gibi her zaman varolan bireydi ve bilincinde de
ildiler. Fakat i g ve brokraside i bulma kendi
toplumsal ufuklarnn nekan bir zellii olmaya
balaynca kltrlerine anlay ve sempatiyle bakan
bir hemehriyle, bu kltre dman biriyle i yapma
nn farkn ok abuk rendiler. Bu ok somut tecrbe
onlara herhangi bir bilinli kar ve toplumda yksel
me hesab yapmadan kendi kltrlerinin bilincine var
may ve onu sevmeyi (veya gerekten ondan kurtul
mak istemeyi) retti. stikrarl, kendi kendine yeterli
toplumlarda kltr ou kez neredeyse gze grnmez;
ancak hareketlilik ve her tr iletiim salama olana
toplumsal hayatn z olunca insann iletiim kurmay
rendii kltr kendi kimliinin z haline gelir.
Aslnda byle bir hesap yaplm olsayd (ki yapl
mamtr) birok durumda (ama kesinlikle herzaman
deil) ok salam bir hesap saylacakt. Gerekten de,
Kyistanl aydnlarn en azndan nisbeten az sayda ol
malar nedeniyle, daha yksek vasflara sahip olan K-
yistanllar, byk Megalomanya mparatorluunda
skolastik adan daha gelimi etnik gruplarla rekabet
etmek zorunda kalacaklanndan burada elde etmeyi
umabilecekleri mevkilerden ok daha iyilerini bam
sz Kyistan topraklannda salam oldular. Kyller
ve iilere gelince onlar hemen bu durumdan yarar
salayamadlar; ancak yeni tanmlanm etnik Kyis-
114
tann siyasal snrlannn izilmesi, blgedeki sanayile
rin giderek gelimesi ve korunmas anlamna geldi ve
sonunda danya i g ihtiyacn kesinlikle azaltt.
Btn bunlardan kan anlam udur: Sanayileme
nin ilk dneminde yeni dzene daha ileri dzeydeki
merkeze yabanc olan kltrel ve linguistik topluluk
lardan cezbedilerek dahil olmu insanlar, siyasi ve ik
tisadi yneticilerle ayn kltr paylama avantajna
sahip dier iktisaden zayf durumdaki yeni isilerin
ektiklerinden daha da fazlasna maruz kalrlar. An
cak kltrel/linguistik mesafe ve kendilerini dierle
rinden ayrma yetenei bireyler iin ok byk bir en
gel olmakla birlikte, yeni oluan dnyann kurbanlar
nn meydana getirdii topluluklarn tamam iin veya
potansiyel topluluklar iin bir avantaj olabilir ve ou
kez olmaktadr da. Bu onlarn kzgnlk ve honutsuz
luklarn anlamalarn ve kolaylkla kavranabilir bir
biimde ifade etmelerini salar. Kyistanllar kendile
rini daha nceleri bir aile birimi ve ky, ounlukla da
bir vadi yresi, belki bazen de bir dine ait olarak algl
yor ve hissediyorlard. Ama artk, ilk sanayi kalknma
dneminin herkesin ayn ekilde eridii potasna girin
ce ne ky ne vadi kalr, bazen aile bile kalmaz. Fakat
baka yoksul ve smrlm insanlar da vard ve
bunlarn birou birbirlerine benzeyen leheler konu
urken iktisaden daha iyi durumda olanlarn ounlu
u da olduka yabanc bir lehe konuuyordu. Bylelik
le yeni Kyistan ulusu kavram sz edilen gazeteci ve
retmenlerin de tevikiyle bu ztlktan domu oldu.
Ve bu bir aldanma deildi: Kyistan ulusal hareketi
nin geliirken ortaya koyduu hedeflerden bazlarnn
gereklemi olmas, bu hareketin domasna neden
olan baz ktlkleri de ksmen ortadan kaldrd. By
115
le bir ferahlama belki zaten gene gerekleecekti an
cak bu ulusal biimiyle yeni bir st kltr ve onun ko
ruyucu devleti de meydana gelmi bulundu.
Sanayi dnyas; yaltlm, kendi kendine soluk
alan kltrel depolarla varolduunda yeni birimlerin
douunu belirleyen iki nemli paralanma ilkesinden
biri de budur. Yani, bunu iletiim engelleri ilkesi ola
rak da adlandrabiliriz; engeller evvelki sanayi ncesi
kltrlerden kaynaklanmakta ve sanayilemenin ilk
dneminde zel bir gle devreye girmektedir. Bunun
kadar nemli olan dier ilkeye toplumsal ataletin en
gelleri diyebiliriz ki bu da balbama ayr bir blmde
ele alnmay gerektirmektedir.
116
SANAY TOPLUMUNDA n
TOPLUMSAL ATALET VE E TL K u
Tanm toplumundan sanayi toplumuna geite bir
atalet (entropi) durumu, belirli bir dzenden sistemli
bir geliigzellie kay vardr. Tanm toplumu, nisbe-
ten yerine oturmu uzmanlklarla, blge, akrabalk,
meslek ve rtbelendirme asndan sreklilik kazan
m olduka belirgin bir toplumsal yapya sahiptir. Bu
yapnn elemanlan dzenlidir, geliigzel dalmam
tr. Alt-kltrleri bu yapsal farkllamalan vurgular,
salamlatrr ve bu yap iinde kltrel farklar yarat
mak ya da vurgulamak toplumun btnnn ileyiini
herhangi bir ekilde bozmaz. Tam tersine, bu kltrel
farkllamalar zararl bulmak yle dursun toplum
onlann varln ve tanmmalann son derece uygun ve
yerinde grr. Bu kltrel farkllamalara sayg tarm
toplumunun adab muaeret kurallarnn zdr.
Sanayi toplumu deiiktir. Toprak ve alma bi
rimleri kendine mahsustur: yelik akkandr, mthi
bir dolam vardr, ve genellikle yelerin sadakati ya
da kimlii balayc deildir. Ksaca, eski yaplar atl
m ve byk lde yerine nceki tarm toplumuyla
karlatnldnda gerek alt-kltrlerden pek birey
bulunmayan geliigzel ve akkan bir btnsellik gel-
117
initir. Toplumun btn ile kii arasnda herhangi
bir dzeyde etkili ve balayc bir rgtlenme yok gibi
dir. Bu btn ve nihai siyasal topluluk, eskiden pek az
grlen bir biimde hem devlete hem de kltrel snra
bal tamamen yeni ve kayda deer bir nem kazanr.
Alt-gruplamalann erozyona uramas, paylalan ve
okuryazarlkla baml bir kltrn neminin geni
bir biimde artmas sonucu ulus artk son derece
nemlidir. Devlet, kanlmaz olarak genellikle toplu
mun tm gelirinin yarma yaklaan bir maliyeti bulu
nan muazzam bir toplumsal altyapnn korunmas ve
denetlenmesi ile ykmldr. Eitim sistemi devletin
vazgeilmez bir paras haline gelir, kltrel/linguistik
ortak zeminin korunmas eitimin esas rol olmutur.
Vatandalar, devletin tm topraklarnda, eitim ve
kltr aygtlaryla varln srdren ve korunmas,
yaatlmas ve sevgi beslenmesi gereken bu ortak ze
min iinde kavramsal olarak nefes alabilir ve i grebi
lirler.
Kltrn rol, artk toplum iindeki yapsal farkl
lamalar (ki bunlarn bazlar varlklarn srdrebil
mi ve hatta baz durumlarda yenileri ortaya kabil
mi olsa bile) vurgulamak ya da gzle grnr ve sz
sahibi hale getirmek deildir. Tam tersine kltrel
farkllklarn stat farklarndan tr kenetlendii ve
stat farklarn glendirdii baz durumlar, szkonu-
su toplum iin neredeyse utanlacak bir durum ya da
eitim sisteminde ksmi bir baarszlk gstergesidir.
Bu sistemin yklendii grev, tm topluluk iindeki
alt gruplarn hizipi balar nedeniyle sahip olduklar
ilerin baltalanamayaca deerli, sadk ve uzman
yeler retmektir; eer eitim sisteminin bir ksm ih
mal ya da batl inana dayanan bir tertip sonucu i
118
kltrel farkllklar yaratr ve bylelikle ayrmcla
izin verir ya da tevik ederse, bu durum bir skandal
olarak deerlendirilir.
ATALET ENGELLEY C UNSURLAR
Btn bunlar, hareketli, eitilmi ve anonim top-
lumlarda ulusuluun temelleri ve kltrn yeni rol
konusundaki genel teorimizin sadece yeniden formle
edilmi bir eklidir. Fakat bu tr bir toplumda gelii
gzel grnen durumun, kiilerin atl hareketlilii ve
dalmnn gerekliliini vurgulayarak nemli bir nok
ta ortaya atlm oldu. Alt topluluklarn ksmen yokol-
duu, ahlki otoritenin byk lde zayflad bu tr
toplumda insanlar gene de her ekilde farkl olmaya
devam etmektedirler. nsanlar, uzun ksa, iman ss
ka, esmer sarn ve birok baka ekilde snflandr
labilirler. Akas, insanlarn snflandrlma biimleri
neredeyse snrsz gibidir. Ancak bu snflandrmalarn
ou ilgi alanmzn dndadr. Fakat bazlar toplum
sal ve siyasal adan ok nemli oluyor. Bu tr snf
landrmalara atalete-dayankl demek geliyor iimden.
Bjr snflandrma, ilk sanayi toplumunun kuruluun
dan bu yana zaman gemi olmasna ramen tm top
lum apnda eit olarak dalmama yolunda belirgin
eilimi olan bir zellie dayanyorsa o snflandrma
atalete-dayankl demektir. Bylesi atalete- dayankl
bir durumda szkonusu zellikleriyle belirginleen ki
iler tm toplumun u ya da bu kesiminde younlaa
caklardr.
Diyelim ki bir toplumda kaltmsal olarak derisi
mavi belirli sayda kii var; ve yine farzedelim ki, yeni
ekonominin kuruluundan bu yana birok kuak ge
mesine ve "yetenee gre meslek" siyasetinin resmen
119
ilan edilip uygulanmasna ramen, mavilerin ou
inatla o toplumun ya en st ya da en alt grevlerine ta
lip oluyorlar; baka bir deyile maviler, o toplumun sa
hip olduu olanaklarn ya ounu ya da azn ele gei
riyorlar. te bu durum mavilii, toplumsal atalete-da-
yankl bir zellik haline getirmektedir.
Ancak una da dikkat etmek gerekir ki, her an ata-
lete-dayankl gibi grnecek zellikler yaratmak her
zaman mmkndr. Yalnz u ya da bu snfa uyacak
bir kavram yaratmak da her zaman mmkndr. Fa
kat bu anlamda bir kavramn atalete- dayankl olma
s, u anki amacmz iin yaratlm yapay bir kavram
deil de, szkonusu toplumda geerli olan doal bir
kavram ise ancak o zaman ilgi alanmza girer. te o
zaman o zellik, toplumun btnnde eit olmayan bir
biimde dalmsa arkasndan dert getirebilir.
Bu tartmann gerisi imdi kolaylkla ortaya tah
min edilebilir: atalete-dayankl zellikler sanayi top-
lumlar iin ok ciddi bir sorun meydana getirirler. Ta
rm toplumu iin neredeyse tam tersi geerliydi. Atale-
te-dayankl zelliklere zlmek yerine, tarm toplu
mu, doann bu malzemeyi yeterince temin etmedii
durumlarda bu zellikleri alkanlkla kendisi yarat
yordu. Tarm toplumu, baz insan kategorilerinin doal
yneticiler, dierlerinin de doal kleler olduunu ka
bullenmeyi tercih etmiti ve cezalandrc ve ideolojik
yaptrmlar yoluyla insanlar bu beklentilere uygun
dmeleri iin ikna ediyordu. Toplum, esas amac ata-
lete-dayankllk olan birtakm pheli insan zellikle
ri ya da kkenleri yaratyordu. Mslman kabilelerde
dinsel sekinler peygamber slalesinden gelen insan
lar olarak tanmlanr ve meruiyet kazanrlar; Orta
120
Asya kabilelerinde stat Cengiz Han klannn devam
olarak grlr; Avrupa aristokrasileri ounlukla ken
dilerini ei olmayan istilac bir etnik grubun devam
olarak grrler.
Atalete-dayankllk, meydana geldii sanayi top-
lumlannda atlaklar, bazen de gerek uurumlar yara
tr. Bu atlamaya msait durum, erken sanayi toplu-
munda varolan ve bir nceki blmde tartlan klt
rel farkllklar ve iletiim sorunlarna yol aan durum
dan nasl farkldr?
Her iki olgu arasnda belirli bir benzerlik ve rt-
en noktalar vardr. Ancak farkl noktalar da nemli
dir. evrenin de kenarndaki kltrlerin yerlilerini
huzursuz eden, onlar ve nderlerini kltrel ve nihai
olarak da bir siyasi ulusulua zorlayan daha gelimi
siyasal ve ekonomik merkezin dil/kltrne sahib ola
bilmedeki farkllk tabii ki bir eit atalete- dayankl
lktr. Brokratlarn ve iadamlarnn kulland esas
devlet dilinin deiik bir ivesini dahi konuamayan
gmen emekiler, balangta toplumsal hiyerarinin
altlarnda kalacaklar ve bylelikle kendilerini ya da
ocuklarn bekleyen talihsizlikleri dzeltme ya da te
lafi etme olanaklarna daha az sahip olabileceklerdir.
Dier yandan, kendi dilleri (baka bir deyile, leheler
den birinin standartlam ve belirginlemi hali) yeni
bamsz ulusu devletin eitiminin, brokrasisinin ve
ticaretinin dili haline gelince, bu belirli talihsizlikler
ortadan kalkacak ve onlarn kltrel zellikleri atale-
te-dayamkl olmaktan kacaktr.
Fakat bizim nermemize gre bu engelden kurtul
mann bir yolunun da eski hakim dil ve kltr iinde
erimek olduunu nemle belirtmeliyiz; zaten birok ki
121
i de bu yolu semitir. Bu yoldan geenlerin sayca
ulusu seenee katlanlardan daha az olduunu d
nmek iin bir sebep yoktur. Aslnda birou her iki
yolu da -ya pepee ya da birlikte- izlemilerdir1. r
nein biroklan kendi gerek kkenlerini temsil etme
yen bir kltr adna ilk nce asimile olarak sonra da
tam bir st-kltr statsn, ve bu yeni kltr adna
siyasal devlet atsn salama almak iin siyasetin so
palarn da kaparak irredantist ulusular haline gel
milerdir.
ok nemli olmasna ramen bu durumu dier ata
lete* dayankllk durumlarndan ayrdeden ey udur.
Eer btn mesele genel statye ve ekonomik olanak
szla bal bulunan iletiim kopukluu ise, o zaman
bu durum tartlan iki yntemden biriyle dzeltilebi
lir: baanl bir ulusuluk ya da asimilasyon; veya her
ikisinin rtt bir durum. Ancak paralanma yo
luyla oalan toplumsal sonulan olan baz atalete-da-
yankllk durumlan var ki, bunlar iletiim bozukluk
lar dzeltilerek iyiletirilemez, ikinci seenek yani
eitim yoluyla asimilasyon yolu kapaldr, iletiim en
gelinin tesinde de engeller vardr. Birinci seenek de
(baarl bir ekilde uygulanan irredantizm) siyasal ik
tidar dengesi tarafndan kapal tutuluyorsa, durum
vahim demektir ve yara cerahatlenmeye devam ede
cektir.
Sanayileen blgede yabanc kltrden gelen kiiler
arasndaki iletiimsizlik bir eit atalet-engelidir (ki
bu durum genellikle bir kuak sonra zmlenebilir);
fakat tersi geerli deildir ve her atalet-engeli iletiim
1 F. Colonna, I nstituteurs Algeriens, 1883-1939, Paris, 1975.
122
baarszlna balanamaz. Sadece iletiimsizlie ba
l olmayan ve hakim havuzda ya da yeni oluturulan
yabanc kltrden gelenlerin kendi yerli ortamnn
meydana getirdii bir havuzda eritilebilen atalet-en-
gelleri bu durumda daha da trajiktir. Bu tr iletiim
sizlik, zm henz grnrde olmayan ve sanayi
toplumunun karlaabilecei en vahim sorunlardan
birini yaratr.
imdi, daha geni toplumda mavi derili alt-nfusla
ilgili nermemize dnelim ve diyelim ki bu nfus u ya
da bu sebepten toplumsal skalann en altnda younla
yor. Sanayi toplumlan vatandalarna ok eitli top
lumsal mevkiler sunmada olduka eitsiz davranr, ba
z vatandalar dierlerinden ok daha fazla avantajl
olur; ancak bu grevler sisteminin bir eit sreklilii
(bu sistemde radikal kesintiler olmaz) konusunda eit
likidirler ve belki biraz abartl ancak gereklerden
tamamen uzak olmayan bir de inanlar vardr ki, o
da bu grevler sisteminde aa yukar bir hareketlilik
olanann bulunduu ve sistem iinde gayrimeru ka
t engellerin yasak olduudur. Ne durumda olursa ol
sun tarm toplumlanyla karlatrldnda sanayi
toplumlan artc derecede eitlikidir ve gelimi sa
nayi toplumunda hatm saylr bir younlukta yaama
biimleri birbirine benzer ve toplumsal mesafede de
nemli bir azalma vardr. Fakat bizim en alt kademede
younlaan mavi renkli nfusla ilgili nermemizde,
mavi gze arpan bir renk olduundan kolay tanmla-
nabilirlikle bu mavi halk kategorisinin geliigzel ol
mayan, atalet-kart dalm biraraya geldiinde or
taya ok talihsiz sonular kacaktr.
Halklarn doal yeteneklerinin ounlukla pek de
123
eit dalmadn gvenle varsayabiliriz. Her yetene
in mutlak bir eitlik iinde daldn dnmek an
cak bir topran tamamen dz olmas kadar mmkn
dr. Yetenekler dalmnda toplumsal etkenlerin bah
edilmi kaltmsal zelliklerden ok daha nemli oldu
u da ayn lde aikardr. Barbarlk dnemleriyle
dnya tarihinde isim yaptklar dnem arasnda geen
ksa snede genetik zelliklerinin deime ihtimali ok
az olmasna ramen son yzyllarda insanln baar
laryla yakndan ilgili olan insan topluluklarnn baz
larnn bir ka kuak nce geri ve vahi olmalan da bu
noktay dorular. Belirli "etnik" ya da "rk gruplarnn
yetenek dalmnlarndaki farklln bylesi deiik
gruplardaki ortalamalar arasndaki farklardan ok da
ha byk olduu aka bilindii srece sorun o kadar
nemli olmamaktadr.
Tm bunlarn arkasndan ok nemli birey gel
mektedir. Maviler alt kademede younlamtr, hatta
baar oranlan, ortalama olarak geliigzel dalm
gruplara oranla daha dk de olabilir. Bunun genetik
farklardan m yoksa sosyal faktrlerden mi olduunu
kimse bilmemektedir. Ancak kesin olan udur: geerli
baan kstaslan ne olursa olsun maviler arasnda, tm
nfusun mavi olmayan kesimlerindeki birok kiiden
ok daha fazla yetenekli, ve bu kstaslara uygun daha
ok kii olacaktr.
Tarif edip tanmladmz bu durumda imdi ne ola
cak? Maviliin alt kademede birlemesi mavilere kar
bir nyarg yaratmtr. Alt kademede bulunanlar,
renkleri ya da herhangi baka bir adan nfusun ras-
lantsal bir kesimi gibi grndklerinde, onlara kar
nyarg baka bir zellie srayamaz, nk en alt ka-
124
demede grevli olmak nermemiz asndan baka bir
zellikle balantl deildir. Ama aa kademede bu
denli ok mavi bulunuyorsa biraz daha yksek tabaka
da olanlar arasnda daha aaya ekilme endiesiyle
kendilerinden aada olanlara besledikleri nyarg
kanlmaz olarak mavilie kardr. Aslnda, alt kade
melerde mavi olmayan gruplar zellikle mavi-kart
duygulara yatkn olacaklardr nk bundan baka
vnecek deerli bireyleri yoktur ve zel bir kinle ma
vi olmamann yaratt hazin farklla drt elle sarla
caklardr.
Bununla birlikte kendilerine kar beslenen nyar
gya ramen mavilerin birou da st kademelere do
ru yol alacaklardr. Mavilerin aada younlamas
sadece statistik bir olgudur, ve kendi mavi alt nfusu
iinde aznlk durumunda olmalarna ramen birou
ok alma, yetenek ya da ans yoluyla ykselecek ve
yksek bir konuma eriecektir. Bunlara ne olacak?
Maviliin u ya da bu nedenle sklp atlamaya
cak bir zellik olduunu varsaym bulunuyoruz. Bu
nedenle ykselen mavilerin durumu meakkatli ve ge
rilimli olacaktr. Kiisel yetenekleri ne olursa olsun,
raslantsal olarak tandklar ve karlatklar (birok
insanlar arasnda geliigzel, yzeysel ancak yine de
dikkate deer karlamalar ve tanmalar olmas ha
reketli, karmak sanayi toplumunun zndendir) ma-
vi-olmayanlar gznde pis, miskin, yoksul, cahil mavi
ler olarak kalacaklardr nk bu ve benzeri zellikler
toplumsal skalann en altndaki kademeleri tutan kii
lere yaktrlm zelliklerdir.
Belki de ykselen mavi bir nceki rneimizdeki
Kyistan'n ykselen gmen iisinden ok daha kt
125
bir durumda deildir; fakat son derece nemli bir fark
llk var. Kyistan kltr baka kltrlerle kaynat-
rlabilir, mavilik ise kaynatnlamaz. Kyistanllann
bir topra, bir eit Kyistanca konuan kyllerin o
unlukta olduu bir blgeleri, bir Kyistan anavatan
olduunu varsaymtk. Demek ki Kyistanllann iki
k yolu vardr: Megalomanya dili ya da kltr iin
de erime veya yerli lehelerinin resmi ve edebi dil hali
ne geldii anl bamsz Kyistan'n kurulmas. Her
iki seenek de deiik yerlerde deiik halklar tarafn
dan baaryla denenmitir. Varsaymmz asndan
maviler bu iki seenein birinden yoksundurlar. Ne
yaparlarsa yapsnlar kendilerini ele veren mavilikleri
zerlerinde kalacaktr. Dahas, Megalomanya kltr
eskidir, yerlemi bir grnts vardr ve mavilik bu
nun dnda tutulacaktr.
Peki ikinci seenein gereklemesi yani ulusal ba
mszln kurulmasyla ne olacak? Tarihsel ve ada
koullar gerei, kendilerini bizim mavilerin durumuna
benzer bir durumda bulan halklar bazen kendilerine
ait bir topraa sahip oluyorlar bazen de olmuyorlar.
Birinci durumda Kyistanllar iin geerli olan iki se
enein en azndan birine sahiptirler ve eer siyasi ve
askeri adan mmknse bunu elde edebilirler. Ama
eer nermedeki mavilerin zerinde bamsz bir mavi
vatan kurmay umduklar kendilerine ait bir toprakla
r yoksa, ya da byle bir topraklar olup da bu toprak
lar u ya da bu nedenle baka blgelere dalm bulu
nan mavilerin dnmesini salayamayacak kadar k
k ve itici ise, mavilerin durumu gerekten ciddi de
mektir.
Yalnzca iyi niyet, yasal ya da siyasal irredantizm
ve aktivizm yoluyla kolayca ortadan kaldnlamayacak
126
olan bu denli vahim sosyolojik engeller, sadece ileri sa
nayi toplumunun bir normu deil ayn zamanda p
rzsz ilemesinin koulu da olan kltrel homojenlik
ya da toplumsal ataletin nn tkar. Byle sistemli
bir atalet-engelinin meydana geldii yerlerde sanayi
toplumunun karlaaca belki de en vahim tehlike
lerden birini bu oluturur. Tersine mavilerin her iki
ynden de yollan tkanmsa, ne dzenli bir asimilas
yonu ne de bamszl gerekletiremiyorlarsa, dier
insanlar iki kat ansl olacaktr. Federal bir devlette,
nermemizdeki Kyistanllarmz gibi halklar, Kyis-
tancann resmi dil olduu ve ayn zamanda da federal
devletteki dier kltrlerle kendi aralarnda az bir
kltrel mesafe bulunmas ve asimile edilmi bulunan
bu Kyistanllarn tanmlanamaz durumda olmalar
sayesinde przsz, srtmesiz ve atalet iinde iler
leyebileceklerdir. Sanrm bu ifte avantajn karln
da dedikleri Kyistan kantonu ya da federal zerk
cumhuriyetinin tamamen bamsz olmamas gereini
kabullenmek gibi bir bedele deip demeyeceine K-
yistanllar karar vermelidir. Bu genel tarife uyan baz
halklar kendi iradeleriyle daha geni federal devlet
iinde kalrlar, bazlan ise zor yoluyla bu seenekten
yoksun braklmlardr. Quebecliler birinci duruma,
Nijerya'daki I bolar ise ikinci duruma rnek gsterilebi
lir.
Bundan sonra karmza kan soru udur: gerek
hayatta, bizim rnek olarak nerdiimiz "mavilie"
benzer ne tr zellikler olabilir? Genetik olarak geen
zellikler bu tr maviliin sadece bir rneidir, genetik
olmayan zellikleri ise en azndan bu kadar nemlidir.
Genetik olarak geen herhangi bir zelliin toplumda
atlak yaratacak bir etkisi olmayacan da eklemeli
127
yiz. rnein, krmz-kafallk ocukluk andaki baz
insanlarla alay edilmesine neden olur; dier yandan
kadnlar arasnda kzl sal olanlar bazen ok ekici
bulunur. Dahas, baz etnik gruplarn orantsz bir
miktarda krmz kafal yeleri olduu sylenir; fakat
bu olgulara ya da halk arasndaki inanlara ramen
krmz sa elikiler ya da toplumsal sorunlar yarat
maz.
Bu durumu aklarken bir lde, daha nce ileri
srm olduumuz terimi bu amala kullanarak, her
hangi bir etnik balants olmayan kzl salln ol
duka atl (entropik) bir zellik olduunu kabul etmek
zorundayz. Genetik olmalarna ramen kuvvetli bir
tarihi ya da coraf balants olmayan fiziksel zellik
ler atl olma eilimi gsterirler; toplumsal olanaklar ve
olanakszlklarla hafif bir ilintisi olmakla birlikte bun
lar toplumsal bir zellik olarak alglanmadan varolma
ya devam ederler. Tersi bir durum hem gerekler hem
de ideoloji asndan Ruanda'da ve Urundi'de mevcut
tur; insann boyu etnik balant ve siyasal stat a
sndan belirgin bir neme sahiptir, istilac obanlar
(pastoralistler) yerli tarm erbabndan, her iki kesim
de pigmelerden daha uzun boyludurlar. Fakat birok
baka toplumda bu iliki toplumsal bir nem kazana
mayacak kadar gevektir. Etonyallar, grld ka
daryla dierlerinden genel olarak daha uzundurlar fa
kat alt kademedeki uzun boylu muhafzlar st snftan
saylmazlar.
Fiziksel ya da genetik olarak geen zellikler "mavi-
lik"in sadece bir biimidir. Dierleri nelerdir? Baz de
rin dinsel-kltrel alkanlklarn genetik yapmzdaki
kklemi olan baz alkanlklara eit dzeyde bir
canlla ve deimezlie sahip olmalar son derece
128
nemli ve ilgin bir olgudur. Dil ve yerleik doktrinler
daha az derin kklere sahiptir ve onlan glgelemek ya
da bulandrmak daha kolaydr; fakat tarm anda ge
nellikle dine bal olan o ok zel ve yaygn deerler
kmesi (sz konusu inancn resmi, yce ilahiyatnn
bir paras haline gelsin veya gelmesin) gbekten
ayakl deniz bceklerininkine benzer bir direnme gc
ne sahiptir ve onlar yaatan halklara silinmez bir
damga vururlar. Mesela Cezayir yasal olarak Fran
sann bir blm sayld srada Fransa'daki gmen
Cezayirli iilerin asimilasyonu, diyelim ki bir Berberi
ya da Gney Fransal kyl arasndaki fiziksel ve ge
netik farkllklar tarafndan engellenmiyordu. Asimi
lasyon zmn benimsemi bulunan her iki halk
arasnda bu geit vermeyen atlak fiziksel deil klt
reldi. Ulster'da derin kkleri olan ve halka malolmu
eliki, tabii ki iki topluluk arasndaki iletiim kopuk
luuna deil, gerekte toplumsal olarak beslenen an
cak baz fiziksel zelliklerle karlatrlabilecek d
zeyde sabit olan iki rakip yerel kltrden biri ile z
delemeye dayanmaktadr, tsmen doktrinleri ya da
gstermelik dilleri bir eit gevek ada devrimci
Marksizm olan terrist rgtler, aslnda tamamen bir
zamanlar dini inanlaryla ve hl bu inanlarna
bal bir kltrle tanmlanan bir topluluk iinden se
ilmilerdir.
artc ve tm plaklyla arpc bir olay Yugos
lavya'da yer ald: Bosna'da yaayan ve byk abalarla
uzun srede asimile edilmi eski-Mslman halk, n
fus saymnda "milliyet" boluunu doldururken kendi
lerini Mslman olarak adlandrma hakkn elde etti
ler. Bu olay onlarn hl Mslmanla inandklar ve
129
bu dinin artlarn yerine getirdikleri anlamna gelmi
yordu, hele dier Mslmanlarla ya da Kosova'daki
Arnavutlar gibi Yugoslavya'daki eski-mslmanlarla
kendilerini ayn "milliyet"ten insanlar olarak hi ta
nmlamyorlard. Bunlar Slav kkenli ve Mslman
bir kltrel gemie sahip bulunan Srpa-Hrvata
konuan kiilerdi. Bu davranlaryla aklamak iste
dikleri ayn dili konumalarna ramen kendilerini
Hrvat ya da Srp olarak adlandramayacaklaryd
nk bu tanmlamalar onlarn daha nce Ortodoks ya
da Katolik olduklar anlamn artryordu; kendile
rine Yugoslav demeleri ise ok soyut, anlamsz ve soyu
belirsiz kalyordu.
Bu insanlar, linguistik adan Srplardan ve Hrvat-
lardan ayrdedilememelerine ve onlar farkl klan
inancn artk etkisini kaybetmi bulunmasna ramen
kendilerini bir etnik grup olarak gren Bosnal, Slav
eski-Mslmanlard; kendilerini'mslman" diye tarif
etmeyi setiler -en azndan sonunda resmen buna izin
verildi-, J ustice Oliver Werdell Holmes bir centilmenin
aslnda Latince ya da Yunanca bilmesi deil mutlaka
unutmu olmas gerektiini tespit etmiti. Bugnlerde
de Bosnal bir Mslman olabilmek iin Allah'tan ba
ka allah olmadna ve Muhammed'in onun peygambe
ri olduuna inanmak deil, bu inanc bugn artk kay
betmi olmak gerekmektedir. nantan kltre gei
noktas, kltrn etnik gereklikle ve nihayet devletle
iie getii nokta Anton ehov'un, gelimekte olan bir
lkede askerin rolnn klasik bir etd olan Kz-
karde adl eserinde ok dzgn bir biimde sergilen
mektedir:
Tuzenbach: Belki de 'bu Alman fazla heyecan-
130
lanyor' diye dnyorsunuz. Ama erefim zeri
ne yemin ederim ki ben bir Rusum. Almancay ko
nuamam bile. Babam Ortodoksdu.
Baron, Ttonik adna ve muhtemel kkenine ra
men Ortodoks dinine atfta bulunarak Slav statsn
savunuyor.
Bu, btn sanayi ncesi dinlerin bir etnik ballk
grnm yaratacan ileri srmek anlamna gelmez.
Byle bir gr sama olur. Bir kere, dil ve kltrel
farkllklar konusunda olduu gibi, tarm dnyas ok
sayda dinle doludur. O zamanlar ok sayda din vard.
ada dnyada kendilerine yer bulabilecek etnik
grup ve ulus-devlet saysndan ok daha fazla miktar
da dinler vard. Birer etnik birim olarak kenetlenmi
ve son derece dayankl olsalar bile varlklarn srd
remezlerdi. Dahas, diller durumunda olduu gibi ou
pek de dayankl deildi. Bir kitapla kuvvetlendirilmi
ve zel bir personelle desteklenen byk dinler herza-
man olmasa bile bazen, kltr-dininden kltr-devle-
tine geite sanayi dnyasnda yeni kollektif kimliin
temeli haline gelirler. Bylece, tarm dnyasnda, st-
kltr alt-kltrlerle birarada yaar ve kendisini des
tekleyecek bir kiliseye ya da dini bir loncaya ihtiya
duyar. Sanayi toplumlarnda st-kltrler yaamaya
devam ederler ancak kiliseye deil devlete ihtiyalar
vardr, ve her birinin ayn bir devlete ihtiyac vardr.
Bunu, ulusuluk ann douunu zetlemenin bir bi
imi olarak grebiliriz.
Ayrcalkl olmayanlarn zellikle dil ya da ortak ta
rih gibi paylalan pozitif zelliklere sahip olmadklar
durumlarda din, tm ayrcalkl olmayanlarla, ayrca
lkl olanlar iki ayr g gibi gsterdii ulusuluk n
131
cesi zamanlarda, st-kltr, rnein Cezayir'deki gibi,
yeni ulusal kimliin esasn oluturma eilimindedir.
Erken ulusuluk hareketi nderlerinden Ferhat Ab-
bas'n gzlemledii gibi ulusu uyantan nce Cezayir
ulusu diye bir ey yoktu. Daha geii bir slam toplulu
u vard, ve bir sr daha dar topluluklar bulunuyor
du fakat imdiki ulusal topraklarda yaayanlara uzak
tan yakndan benzer bir durum szkonusu deildi. (Fi
listinlilerin durumunda olduu gibi din deil, dil, kl
tr ve paylalan bir buhran benzer bir berraklk ya
ratmaktadr.) Bir ulusa belirleyici bir kimlik salama
roln yerine getirebilmek iin Cezayir'de olduu gibi
szkonusu din aslnda kendisini tamamiyle dntr
mek zorunda kalabilir: ondokuzuncu yzylda Ceza
yir'de kutsal soy balantlarna saygl olan slam, ne
reden bakarsanz bakn ky trbeleri ve evliya mez
hepleriyle birlikte varln srdryordu. Yirminci
yzylda tm bunlar bir kenara brakt ve evliyalann
insan ile Allah ilikisine araclk etmesinin meruiyeti
ni reddederek, reformcu bir tutumla kendisini mukad
des kitapla zdeletirdi. Trbelerin belirli kabileleri
ve snrlar vard; sadece kutsal kitaba ballk ise bir
ulusu tanmlayabilirdi.
ATLAKLAR VE ENGELLER
Tartmamz yeniden u szlerle aklayabiliriz.
Sanayileme, genellikle daha nceki sarslmaz, taba-
kalam, dogmatik ve mutlak tanm toplumlannda va
rolmayan, eninde sonunda eitliki amalar ve emelle
re sahip bulunan hareketli ve kltrel adan trde
bir toplum yaratmtr. lk aamalarnda sanayi top
lumu, ayn zamanda ok keskin, zdrapl ve belirgin
bir eitsizlik de yaratr; byk bir altst olula birlikte
ve o dnemde daha az avantajl durumda olanlar sade
132
ce grece deil mutlak bir sefalet yaadklarndan ok
daha hazin bir eitsizlik szkonusudur. Bu durumda,
yani eitliki beklentiler, eitsizliki gereklik, sefalet,
ve arzu edilen ancak henz uygulanamam kltrel
trdelik olduunda, gizli siyasal gerilim ok iddetli
dir ve eer iyi simgeler yakalayabilir, yneteni yneti
lenden, ayrcalkly ayrcalkl olmayandan ayrdeden
iyi iaretler bulursa bu gizli siyasal gerilim gerek ha
line gelir.
Tipik bir ekilde, dile, genetik olarak geen "rk" gi
bi zelliklere ya da sadece kltre sanlabilir. Bu ynde
kuvvetli bir zorlama vardr nk sanayileen toplum-
larda iletiim ve dolaysyla kltr yeni ve ei grl
memi bir nem kazanr. letiim, karmaklktan,
karlkl bamllktan ve daha nce hi olmad ka
dar fazla sayda, karmak, kesin ve koulsuz mesajla
rn iletilmesini gerekli klan retim hayatnn hareket
liliinden dolay nem kazanr.
Kltrler arasnda, honutsuzluu ortaya karma
roln stlenecek olanlar, byk bir ihtimalle yksek
(okur-yazar) din inanca bal olanlardr. Ufak tefek
leheler gibi yerel halk inanlarnn ve kltrlerinin
de, bu kadar ykseklere erime olasl yoktur. Tabii
ki sanayilemenin erken dneminde, avantajl olma
yanlar ayrdeden bir iaret olarak alt kltrlere de sa-
rlnabilir ve eer siyasal adan istikbal vaadeden ya
ni geni ve biraraya toplanm bir nfusa sahip iseler,
bu iaret onlar tanmlamak ve birletirmek iin kulla
nlabilir. Bu erken dnemde, ayrcalkl olanlar ve ol
mayanlar zerinde baz kartlklar zorla kabul ettiril
meye allabilir: bu kartlk, yeni yaam biimine ve
onun eitim koullarna kolaylkla eriebilmek ile ba
sit ya da yasaklanm bir iletiim durumuna eriebil-
133
me kolaylnn ortadan kalkmasdr. Yani st ve alt
kltr arasndaki kartlktr.
Objektif bir farklla iaret edip onun altn izdii
iin zorunlu olan gerek iletiimin olmad durumlar
da ite byle bir atlak-yaratma tr grlmektedir.
Daha sonralar, genel bir gelimeden tr iletiim en
gelinin ve eitsizliklerin artk o denli byk olmad
ve hatta farkl diller arasnda bile insanlar aras ileti
imi salayan ortak bir sanayi tarz olutuu zaman,
ister genetik ister derin kltrel zellikler olsun ger
ekten nem kazananlar daha ziyade eit olmayan bir
biimde dalm bulunan dayankl ("atalete-kar")
zelliklerdir. Bu aamada, daha nce birbirlerini tan
ma ve birleme olanaklarndan yoksun kalm ayrca
lkl olmayan geni bir kategori iin bir bayrak ama
amacyla sabk alt kltrlerin yeni bir st kltre d
nmesi artk pek olas deildir; nk ciddi sefalet,
rgtszlk, alk durumu, alt tabakalarn tamamen
yabanclamas dnemi kapanmtr. Objektif olarak
tahamml edilemez baz durumlar daha az ikayete
sebep olmaktadr nk yoksulluk artk nisbidir; esas
honutsuzluk, grlen ve alkanlk dolaysyla farke-
dilen bir zelliin raslantsal olmayan toplumsal da
lmndan domaktadr.
Erken ve ge aamalar arasndaki farkll yle
anlatabiliriz. Erken aamada hali vakti yerinde olanla
alk eken yoksul arasnda, yani yeni sanayi havu
zunda yzenle yzmeyi zar zor renmeye alan ara
sndaki fark mthi bir farktr. O zaman bile Marksist
nermenin tersine, ayrcalkllar ve dierleri, hem ken
dilerini ve hem de birbirlerini kltrel ve "etnik" a
dan tanmlamadklar srece elikinin keskinleerek
trmanmas pek ender bir durumdur. Ancak birbirleri-
ni ayrdettikleri zaman genel anlamda yeni bir ulus
domu demektir; bu ulus kendisini bir st kltr ya
da daha nce altta olan bir kltr etrafnda rgtler.
Eer st kltr henz duruma hazr deilse, ya da ra
kip bir grup tarafndan altedildiyse neden o zaman bir
alt kltr, st kltr haline gelsin! Bu uluslarn dou
-ya da szmona "yeniden dou"- a, alt kltrlerin
yeni okur-yazar st kltrler haline geliinin dnemi
dir.
Sonraki aama farkldr. Keskin objektif toplumsal
honutsuzluun ya da keskin toplumsal farkllama
nn eski kltrel bir farkllk peine dt ya da ye
ni bir engel ve nihayet bir snr yaratmak iin bunu
kullanaca bir durum mevcut deildir. imdi artk
bunlar, kolay kimlii engelledii iin yeni bir snr ya
ratacak olan hareketlilik ve eitliin nne geen ger
ek bir engeldir. Fark, kayda deer bir farktr.
E TL ODAK NOKTALARI
Baz zel durumlar zgn yorumlar hakeder. Ta
rm anda slam uygarl, tarm toplumlannn, siya
sal birimleri tanmlamada kltr kullanmaya yatkn
olmadklar yolundaki tezimizi aka gstermektedir,
yani bu toplumlar ulusulua yatkn deildir. Gelenek
sel Mslman dnyasna damgasn vuran ve ahlken
bu dnyaya hkim bulunan Ulemann, alim-hukuku-
din adamlarnn1gevek loncas siyasal ve etnik snr
lar aan bir nitelie sahipti ve herhangi bir devlete
(tm toplum iin zgn siyasal aty temin etme yo
lunda tekelci iddialar olan Halifelik daldktan son-
1 N. Keddie (der.), Scholars, Saints and Sufis, Berkeley, 1972;
E. Gellner, Muslim Society, Cambridge, 1981.
135
ra) ya da "ulus"a bal bulunmuyordu.
Canl yerel kendini-savunan ve kendini-yneten bi
rimlere (kabilelere) hizmet verip onlar gelitiren tr
beler ve kutsal soylara bal folk slam ise etnik ve si
yasal snrlar iinde (tarihsel ve ulusal devletleri and
ran belli bal birimler szkonusu olduu mddete)
hapsolmu bir durumdayd. Demek ki, slam isel ola
rak birbirlerine geen, iie yaayan alt ve st kltr
lere blnmt. Fakat, "hatra merakllarnn" st
kltrn szde temiz arzularn yeniden canlandrd
ve annma, zenginleme ve siyasi ilerleme gibi karlar
la kabile insanlarn birletirdii durumlarda zaman
zaman elikiler de patlak vermekteydi. Fakat bu e
kilde meydana gelen farkllklar geleneksel dzende
derin, temel yapsal deiikliklere yol amadlar. Sade
ce personeli deitirdiler fakat toplumu temelden
deitirmediler1.
Modernlemenin zorluklaryla birlikte iler ok de
iti. Genel olarak bunun, mahalli nitelie baml alt
kltrlerin, yerini standartlam, resmilemi, yasal
lam, ve okur-yazar nitelik kazanm st kltrlere
brakt anlamna geldiini ileri srdk. Fakat tari
hin tesadfi bir neticesi sonucu slam toplumu taa ba
ndan ideal bir biimde hazrlklyd. inde hem bir
st hem de bir alt kltr barndryordu. Bu kltrle
rin her ikisi de ayn ada sahiptiler ve her zaman zen
le ayrlm ve bilinli olarak birbirlerine kaynam ve
birbirleri iinde erimi deillerdi; birbirlerine balyd
lar o kadar. Her ikisi de gemite, can gnlden ve
evkle mutlak, dnsz ve nihai vahiy olan (szde z
1 I bn Khaldun, The Muqa.dd.imah, ngilizceye evirisi F. Ro
senthal, London, 1958.
136
gn) slam kimliinin aralar haline gelmilerdi. sla-
mn belki bir kilisesi yoktu ama sahip olmad bu kili
se ok geni bir kiliseydi. Modern dnyada bunun alt
ya da folk biimi, yabanc smrgeci dman tarafn
dan gerekten yaratlmam ya da krklenmemi ol
sa bile smrlm bir yozlama olarak reddedilebilir
ve reddedilmitir; st biimi ise yeni ulusuluun net
letii bir kltr haline gelir. Dili bu zgn vahiye
bal bulunan bir linguistik grubun varolduu durum
da bu i kolay olur; tm ulusun I slamla zdeletii ve
Somali ve Malezya'da olduu gibi mslman olmayan
komularla evrili bulunduu durumlarda da kolay
olur; dil bakmndan trde olmayan, fakat kendisine
kar ayrmclk yaratlm Cezayir'deki gibi tm nfu
sun mslman olduu ve mslman olmayan ayrca
lkl iktidar sahiplerine kar bulunduu ya da ran'da
olduu gibi ulus alkanlk sonucu bir mslman sekt
olarak tanmland ve honutsuzluun tahrik edici bir
biimde laiklemi ve batllam hakim snfa ve
mslman olmayan yabanclara yneldii durumlarda
da kolay olur.
Genel temamz yeniden gzden geirirsek belki s-
lamn zgn yan ortaya kabilir. nsanolunun tarm
a, bazlarnn okuyabildii bazlarnn okuyamad
bir dnemdir. Tanm anda okumu st kltrler
okumam alt ya da folk kltrlerle birarada yaar. ki
a arasnda gei dneminde baz eski alt kltrler
yeni st kltrler haline gelir; ve baz durumlarda me
sela srail'de olduu gibi ok uzak bir gemiten getiri
len ve tamamiyle ok yeni birey yaratmak iin birle
tirilen unsurlara dayanan siyasal irade ve kltrel
ynlendirme ile yeni bir st kltr ortaya karlr.
Ancak gei dnemini sa salim atlayan st kl
137
trler ulemann ya da sarayn ortak bir zemini ya da
damgas olmaktan kp bir "ulus"un ortak zemini ve
iareti olmaya balar ve ayn zamanda ilgin bir dn
me urarlar. Bu st kltrler bir saray ya da sarayl
bir tabaka tarafndan ynlendirildiinde etnik tesi
hatta siyaset tesi olma eilimi tarlar ve bu sarayn
taklit edilebilecei ya da din alimlerinin sayg grp
grevlendirilecei her yere kolayca ihra edilebilirler;
dier yandan da yine bu kltrler, genellikle kat,
dogmatik ilahiyata ve szkonusu ulemay tanmlayan,
saray da meru klan din akidelere yakndan bal ol
ma eilimindedir. Tarm ann okur-yazar ideolojile
rinde grld gibi din akidelerin btnnn mutla-
kiyeti zentileri vardr ve sadece dorunun (ne deme
li?) yannda olma iddiasyla glendirilmekle kalmayp
gerein ta kendisi olma iddiasn tarlar. Bu akideler
ayn zamanda, tek ve grnen doruya kar besledik
leri phe dolaysyla ahlki ktlklerin, "dnya ze
rindeki yozluun" kant olan mnkirlere ve kfirlere,
imdiki ran'da varolan tarmsal-inan-yaratan reji
min lm fermanlarnda canl bir biimde kullanlan
trden ldrc lnetler yadrrlard. Bu ideolojiler
tm su kaynaklarn kendi blgesinde tutan ve bylece
dman susuz brakan kale duvarlar gibidir -Eine
feste Burg ist mein Gott- (Benim tanrm salam bir ka
ledir). Sadece doruyu tekellerine almakla kalmyor
lar, ki bu ufak bir i, fakat hereyden fazla dorunun
kaynaklarn ve temel talarn ellerinde tutuyorlar.
Btn kuyular onlarn korumas altnda, sorun da
bylece halloluyor nk dman bu kuyulara ulaa
maz.
Btn bunlar iyiydi hotu; en ktleri kendilerine
benzeyen fakat genellikle daha elimsiz, iddiasz, ko
138
runmasz folk dinlerinden olan dmanlarla karla
tklar tanm anda koullar onlardan yanayd. Sana
yi a ekonomik byme zerine kuruludur. Bu da,
Dekart ve deneyci felsefelerin kabul ettii belki de
yardmc olduu dnsel bymeye dayanr. Bu felse
felerin z dnya hakkmdaki tm salam kanlan
mutlak olmaktan kurtarmak ve eksiksiz btn iddia
lar tek bir inan sisteminin snrlarn aan "deney"
ve "akln " gibi ltlerle tarafsz bir biimde titiz
likle incelemeye tabi tutmakt. Kendi denetimleri d
ndaki bir yarg nnde eilmeleri zorunlu olduun
dan mutlakiyeti zentileri de artk geerli olmuyordu.
Artk Kral olan ya da en azndan Kral atayan kantn
kendisidir. Dorunun kuyular artk tarafsz bir lke
zerindeydi ve kimse sadece kendisine ait olduunu
ileri sremezdi.
Her ne ise, bu konu, burada her yanyla ele alna
mayacak tarm ann mutlakiyeti st kltrlerinin,
mutlakiyetiliklerini bir yana braktklar ve dorunun
kuyularnn kamuya, tarafsz bir denetime devredilme
sine izin verdikleri karmak bir hikayenin tamamen
entellektel ve doktrinel bir yandr. zetle, bu st
kltrlerin, sadece bir okur-yazar tabakaya ait olmak
yerine snn belli olan btn uluslarn iletiim arac
olmak iin dedikleri bedel laiklemedir. st-kltrler
mutlakiyeti ve dnsel zentilerini bir yana iterler
ve artk bir doktrine bal deillerdir. I spanya, mutla
kiyeti Katolik iddialarn ulus imajyla onaylanmasn
badatran bir ulusu rejimi olduka ge bir tarihte
elde ettiinden bunun en ge kalm istisnalanndan
biridir. Frankocu liberallemenin ilk ve henz ekin
gen aamasnda, Protestan inancnn yasallamas, I s
panya birlii ve kimlii iin tahrike ak bir huzursuz
139
luk olarak grldnden kabul edilmemiti. Herkes
iin mutlak bir doktrin ve bazlar iin bir st kltr,
herkes iin mutlak kltr ve bazlar iin doktrin olu
yor. Tm toplumu yakalamak istiyorsa kilise teslim ol
mal ve kendini lavetmelidir. Yce Gelenek, genel ve
evrensel bir kltr haline gelmek istiyorsa eski meru
l at n doktrinini artk atmaldr.
Genel anlamda, bazlan iin bir iletiim arac ve
herkes iin zorunlu ve dllendirici bir vasta olan ey,
herkes iin zorunlu bir inan ve bazlan iin de sulan-
dnlm, ciddi olmayan bir gstermelik imand. Gei
srecini atlatabildikleri takdirde st kltrleri bekle
yen akibet budur. Klasik kuzey-bat Avrupa koulla
rnda bu sre iki aamal oldu: Reformasyon kilise k
kenli alimleri evrenselletirdi, halk diliyle dinsel tren
dilini birletirdi; Aydnlanma ise evrenselleen bu
alimlerle artk doktrine ya da snfa baml olmayan
ve tm ulus tarafndan kullanlan dili laikletirdi.
Sanayileme ve onunla balantl herey, halkn ko
nutuu dilin edebiyat gelimeden, ve sonunda eitli
ulusal st-kltrlerin esasn oluturacak eyler ger
eklemeden nce, yani leri Orta alarda balam
olsayd, Bat Avrupa'da neler olmu olabileceini d
nmek ilgintir. Bir olaslkla, artk siyaset tesi
okuryazar st kltr deil, yan okuryazar ya da yan
sarayl olan grece daha blgesel ulusuluklara kar
okuryazarlar tarafndan ynetilen Latin ya da Romans
ulusuluu ortaya kabilecekti. Daha nce olmu ol
sayd pan-Romans ulusuluk, her ikisi de aslnda or
tak bir okuryazar st-kltre dayanan ve alt ve folk
dzeyde byk farkllklann birarada yaad ondo-
kuzuncu yzylda ancak ciddiye alnan pan-lslavizm
140
ya da yirminci yzyln pan-Arap ulusuluu kadar
mmkn olurdu.
Birka dnm ezamanl yaayan slam tam da
bu koullar yayor. Byk tek tanrl dinlerin en pro-
testan olan ve Srekli Reformasyon olarak tanmlana
bilecek slam dini her an Reformasyona yatkndr. Is-
lamn birbirini izleyen reformlarndan bir tanesi a
da Arap ulusuluu ile ayn dneme denk dmtr
ve ancak byk zorlukla bu olgudan koparlabilir. Ulu
sun douu ve reform hareketinin zaferi, ayn ve tek
srecin paralan grnmn tamaktadr. Kuvvetli,
bazen de ldrc glgeleriyle yeni merkezi siyasal
yaplar zerinde hakimiyet kuran yaygn bir patronaj
a ile varolan eski dayankl yerel ve akrabalk yap
larnn zlmesi, kk komnal rgtlenmeyi des
tekleyen azizler ve evliyalarn tapmaklarnn trbele
rinin yokolmas ve bunlarn yerini reforma uram bi
reyci ve bireyin inancn tek bir Allah'a ve bir byk
anonim ve aracsz toplulua balayan niter ilahiya
tn almas -bunlarn tm ulusu gereksinimin kav
ramsal erevesidir.
Gei yapan dier st kltrler nceki dayanak ve
desteklerini terketmenin bedelini demek zorundadr
lar. Uzun zamandr srtlarnda tadklar bu doktrin
lerin ou o kadar sama, kanta saygl epistemik fel
sefeler anda o kadar savunmaszdr ki, eskisi gibi
bir avantaj deil tam tersine bir yk hlini almlar
dr. Bu doktrinler istekle ve memnuniyetle terkedilmi
ya da gemile bir baa, bir topluluun zaman iindeki
srekliliine iaret eden "simgesel" anlar hline gel
milerdir ve grnrdeki doktrinlerini kaypaka g-
zard etmilerdir.
141
slmda ayn durum szkonusu deildir. slam ta
rm zamanlarnda iki bal J anus mabudu gibi olmu
tur. Bir yz dinsel ve toplumsal adan oulcu kyl
lere ve gruplara, dieri ise ayrmtc, kitabi, bireyci ve
okumu ehirli mekteplilere gre ayarlanmtr. Daha
s ikinci yz iin zorunlu olan bu dogma, rakibi tara
fndan Akdeniz'in kuzeyine tanan Barok yk ta
hamml edilmez bir hal ald ve el altndan yava ya
va etkisinin azaltlmas gerektii u modem ada
dahi en azndan nispeten kabul edilebilecek kadar
arnm, ekonomik, niter bir hale getirilmiti. Bu el
altndan arndrma iine Gney Akdeniz'de pek az ih
tiya vardr ya da bu armmlk, gerek iman yabanc
lardan mlhem olmasa da cahil ve kylnn batl
inan ve yozlamasndan kurtarma adna zaten yk
sek sesle ve aklkla gereklemi bulunmaktadr. J a
nus iki yznden birini terketmitir. Bylece Msl
man dnyasnda ve zellikle de Arap kesimi iinde, ve
ayn zamanda kendilerini yerel olarak belli bir blge
nin mslmanlar diye tanmlayan Arap-naibi ya da
vekili uluslar arasnda da, genel anonim, snrlar belli
olan bir toplulua dayanan ulusuluk, daha nce okur
yazar tabakann srdrd zgn doktrinleri kvan
la ve reddetmeden yaatmaya devam eder. Ulema'nm
ideali, bylelikle en azndan eitli ulus-boyu snrlar
iinde akrabala dayanan blnmeler olduu gnler
den daha ok geree yaklar.
Doktrinin zerafeti, sadelii, ufakl, kat niterlii
-entellektel hayata zarar veren sslerden biraz ken
dini koruyabilmi olan bu zellikler- I slamn doktriner
adan daha atafatl olan dinlerden daha iyi bir ekil
de modem dnyada varln srdrmesine yardmc
oldu. Fakat eer bu byleyse insan Konfiysclk gibi
142
bir tarm ideolojisinin nasl olup da daha rahat bir bi
imde varln srdremediini sorabilir; nk byle
bir inan sistemi ahlki kurallar etrafnda dzen ve hi
yerariye itaat noktalarnda daha skca kenetlenmiti
ve hatta ilhiyat ya da kosmolojik dogma ile daha az
ilgili idi. Belki de, kat, iddetli, srarl niterlik, bu
noktada ahlk doktrine kaygszlktan daha iyidir.
Tarm andaki okuryazar ynetimin ahlki ilkeleri
ve siyasal ahlk modern kvama gre fazlasyla arsz
ca ayrmc ve eitsizlikidir. Konfys inancn, en
azndan ayn isim ve ayn idari sistem altnda modern
toplumda yaatmay imknszlatran bu olabilir.
Bunun tersine tslmn somut ahlki ve siyasi ku
rallarnn kanlmaz soyutluu ile birlikte katksz
niterliini vurgulamak, tek ve ayn inancn, hem Su
udi Arabistan veya Kuzey Nijerya gibi geleneksel re
jimleri hem de Libya, Gney Yemen ya da Cezayir gibi
toplumsal adan radikal olanlar merulatrabildii
bir durum yaratmasn salar. Siyaset tellallar, siya
sal ahlkn kurallaryla kendi keyiflerine gre ancak
fazla dikkat ekmeden oynarken ayn zamanda da kat
ilhiyat rtkanl yapabiliyorlard. Ruhani aracl
n ve arabulucularn huzurunu karan bazen de zd-
rapl olan niterlik, mminlerin kafalarn, bir zaman
lar develerin mirasyla uraan bir dini inanc imdi
lerde petrol zenginliinin milliletirilmesine hkme
den ya da bunu yasaklayan bir inan haline getirmi
bulunan entellektel dnmlerden uzaklatrmtr.
Eer slm, ulema takmnn sr.nayi ncesi byk
geleneinin, ulusal ve toplumsal olarak geni bir ileti
im arac ve yeni tarz bir topluluun inanc olarak kul
lanlmasna izin vermesi asndan zgnse, o zaman
gney Sahra ulusuluklarnn ou tam tersi rnekler
143
oluturduklarndan ilgintirler; bunlar genellikle yerel
bir st kltr idame ettirmezler ya da yaratmazlar -
zaten gerek bir okuryazarlk blgede ok az olduun
dan bu hayli zor olurdu- ve eski bir folk kltrn Av
rupa'daki ulusularn yapt gibi siyasal bakmdan
resmilemi yeni bir okuryazar kltr durumuna yk-
seltemezlerdi. Bunun yerine yabanc bir kltr, Av
rupa st kltrn kullanmakta srarldrlar. Gney
Sahra, etnik ve siyasal snrlarn akmasn ngren
ulusuluk ilkesini byk bir g olarak gren nerme
nin en iyi ve en yaygn bir biimde snand yerdir.
Gney Sahra siyasal snrlar hemen hemen istisnasz
olarak bu ilkeye kar dururlar. Kara Afrika'ya smr
ge dneminden yerel kltr ve etnik toprak snrlan
gzard edilerek genellikle hi bir bilgiye dayanmadan,
geliigzel izilmi bir dizi snr miras kalmtr.
Afrika'nn smrgecilik sonras tarihinin en ilgin
ve arpc zelliklerinden biri, bu koullan dzeltmek
iin bavurulan ulusu ve irredantist abalann tama
men yok saylamasa da alacak derecede az ve zayf
olduudur. Avrupa dillerini sadece devletin idaresinde
bir vasta olarak kullanmak ya da devletler arasndaki
snrlan etnik durumlara gre ayarlamak giriimleri
tek tk ve zayf kalmtr. Bunun aklamas nedir?
Yoksa Kara Afrikada ulusuluk bir g deil midir?
"Erken" ya da iletiim boluu olan ulusuluklarla,
yani hakim kltr paylamadan dier "objektif1yok
luklara duyduu pimanl krkleyerek yerinden
edilen kyllk sonras nfusun daha da avantajsz
durumunu benimseyen ulusuluklarla, iletiim dn
daki engellerden doan "ge" ulusuluklar arasndaki
ztlktan szetmitik. Bu nemli kartlk asndan
baktmzda Afrika ulusuluu genel olarak ikinci t
144
re yani atalet-kart tre dahil olur. Bu trn znde,
gmen iilerin fabrika kapsnda deiik bir dil konu
an ustaba tarafndan kt muamele grmesi yoktur;
ortak belirgin zellikleri yani renkleri nedeniyle kate
gorik olarak gerek iktidar mevkilerinden u?ak tutu
lan ancak mkemmel bir iletiime sahip aydnlar var
dr. Bu aydnlar, ortak bir kltr yerine ortak bir d
lanma erevesinde birleirler. Dier erken ve iletiim
kopukluu olan ulusuluk trlerinde grlen durumlar
da yok deildir ve genellikle ok nemlidirler. Gney
Afrika elikisinin candamannn Afrika sanayi prole
taryasnn durumu olduu ok aktr; rnein Nkru-
mah ayaklanmasnda ehirli alt snflarn rol ok be
lirgindi.
Afrika'da, Avrupa hakimiyetinin yaratt tipik du
rum udur: etkili idareler, yaygn, belirli ve istikrarl
blgelerde bar denetleyecek ve koruyacak siyasal bi
rimler kurulmutur. Bu idareler, arpc bir biimde
Pragmatik adan son derece atalet- kartdrlar. Y
neticiler ve birka baka grevli beyazdr, dier herkes
siyahtr. in daha basiti ve daha belirgini olamazd.
Temel ilkesi bu kadar kolaylkla anlalp kavranabi-
len bir siyasal sistem ok ender grlmtr.
Geleneksel tarm toplumunda bu, stat belirsizli
inden ve mulakln tm hastalklarndan, bin trl
derdi pei sra getiren karanlk iktidar ilikilerinden
kurtulmay kolaylatran, olumlu bir avantaj olarak
kabul edilirdi. Sistemin istikran ve sreklilii byle
likle nceden kestirilebilirdi. Bu ilke Afrika'ya yabanc
bir ilke deildi ve baz zgn siyasi yaplar bunun e
itli trlerinden yararlandlar. Azande etnik adan
farkl olan tebaya kar fetheden aristokrasiydi. Mese
145
la, bir Fulani aristokrasisi birok kuzey Nijerya ehir
devletini ynetti.
Fakat artk bu, geleneksel bir tarm dzeni sayla
mazd. Zaman zaman yerel adetlere saygl olan ve
bunlarn yetkisini destekleyen Avrupallar, Afrika'ya
pazar ve ticarete ynelen, eitim grm ("uygarla
m") ksacas sanayi tipi bir toplum kurmaya gelmi
lerdi. Fakat, daha nce etraflca vurguladmz ve
imdi tekrar gerektirmeyen nedenlerden dolay sanayi
toplumunun ya da sanayileen toplumun atalet-kart
kurumlara dehetli alerjisi vardr, ite tam da bu du
rumun ok ak, gze arpan rnei Afrikadadr. Sta
tistik adan Avrupa'daki irredantist ulusuluklarda
olduu gibi toplumun en alt tabakalarnda younla
ma gsteren daha nceki "maviler" kategorisi rnein
de durum byle deildi. Afrikada az sayda beyaz, ok
sayda ve bazen de byk apta siyah halklar yneti
yordu. Bu durumun yaratt ulusuluk, tarihte rast
lantsal bir toprak parasnda yaayan ve nihayet yeni
bir idari mekanizma tarafndan birletirilen tm si
yahlarn yani beyaz-olmayanlann toplamyd. Yeni
ulusuluk taraftarlar belirli somut zellikleri payla
mayabiliyorlard.
Bamszlktan sonra, yeni kazanlan devletlerin
denetimini elde etme mcadelesi srasnda, yarmac
lar genellikle daha nce varolan u ya da bu geleneksel
etnik grubu kendi iktidar-alanlan haline getirmilerdi.
Buna ramen smrgeciler tarafndan geliigzel izil
mi, etnik farkllklar reddeden, snrlarn varln
srdrmesi ve smrge dillerinin ynetim ve eitim
arac olarak muhafaza edilmesi hl arpc bir gerek
ti. Bu toplumlarn smrge dilini kullanmaya devam
146
etmekle birlikte lke iinde trdelik, hareketlilik ve
genel eitim ana ulap ulamayaca; ve modern
lemek, yani zgn dillerin birini benimseyip empoze
etmek iin gereken kendi-kltrel-dnm evk ve
yrekliliini gsterip gsteremeyecei yolunda kafa
yormak belki de ok erkendir. Gerekte farkl bir edebi
dili, yerel Arap ve Berberi lehelerine1zorla kabul et
tirmek anlamna gelen son derece sancl "araplatr
ma" ilk kez Cezayir'de denenmitir. Kara Afrika'da,
dillerin zgnlnn korunmas sadece yabanc dilin
kendi olanaklaryla yani ders kitaplaryla, uluslararas
balantlarla ve ynetici sekinlerin bu konuya hasret
tikleri zamanla deil, ayn zamanda, yerel dil ayrlk
lar tarafndan da Avrupa'da olduundan ok daha id
detli bir biimde engellenmektedir. Ayrca herhangi
bir rakip yerel dilin seimi, ana dili bu olmayan tm
insanlar -ki bu nfus genellikle ezici ounluu olu
turur- karsna alacandan, bu da nemli bir engel
oluturacaktr.
Bu nedenlerle Mslmanlk ve Hiristiyanlk gibi
dnya dinlerinden birini seme yoluyla okuryazar st
kltrle balant kuran Afrikal etnik gruplar, etkin
1 Hugh Roberts, "The Unforeseen Development of the Kabyle
Question in Contemporary Algeria, Government and Opposition,
XVI I (1982), No. 3. Ortaya kan Kabil ulusuluu, kendi kyllm
n kaybetmeydn, baarl bir biimde ehre gen eski ufak-toprak-
sahibi kyllerin duygularn dile getirdii iin ilgintir. Benzer bir
rnek de Basklann durumudur. Baknz Marianne Heiberg, "I nsi
ders/Outsiders: Basque nationalism", European J ournal of Socio
logy, XVI (1975), No. 2.
147
bir ulusuluk gelitirmek iin dierlerinden daha ha-
zrlklydlar. Bu iki din arasnda devam eden gelenek
sel mcadelenin sonusuz kald bir blge olan Afrika
Burnu, klasik ulusuluklar diyebileceimiz eyin de en
iyi rneklerinin bulunduu yerdir. Sylentiye gre, her
ikisi de deiik ynlerden Gney Afrika'ya girdiklerin
de Boerleri, Bantulu dmanlarndan ayran tek ey,
bir Kitab'a, tekerlee ve silaha sahip olmalarym. Af
rika Burnunda hem Amhara hem de Somali yerlileri
nin silahlan da Kitap'lan da vard -ancak bu Kitap ra
kip ve deiik bir baskyd- tekerlek ise her iki halkn
da umurunda deildi. Bu etnik gruplann herbiri, al
kanlk nedeniyle bunlan kullanan ve stoklann yenile
mek isteyen daha geni din uygarlnn dier yeleri
ile balantlar nedeniyle bu iki kltrel arac kullan
mak iin yardm alyorlard. Hem Somali hem de Am-
haral yerliler devlet kurmada bu aralardan yararla
nyorlard. Somali halk, ehir ticareti ve baz din
adamlan tarafndan oluturulan oban kabile birliine
dayanan birka tipik Mslman cemaati yarattlar;
Amhara halk ise Etiyopya'da, Afrika insann feoda
lizmle uzlatran ulusal kiliseye bal yerel iktidar sa
hipleriyle gevek bir imparatorluk yarattlar. Merke
ziletirme potansiyeline sahip bulunan silah ve Kitap,
biri dierinden sayca ok daha fazla bulunmayan bu
iki etnik grubun bu geni alann siyasal tarihine hk
metmesini salad. ok daha fazla sayda olmakla bir
likte ayn olanaklara sahip bulunmayan dier etnik
gruplar, rnein daha ok Galla diye bilinen Oromo
grubu, Avrupallara kar durma gcne sahip deildi.
1970'lerde Somali'nin Etiyopya'llara kar harekete
geiinin bir ara baanl olduu srada bu durumdan
148
yararlanmak mmknd: Oromolan, siyasal ansn
dnmesi ve din deitirme yoluyla ya Amharallamay
ya da Somalililemeyi bekleyen etnik-ncesi ham bir
insan malzemesi, yani belirli bir biim almam insan
topluluu olarak grmek Somalililer asndan cazipti.
Eer bu gerekleecekse Oromolann Somalililemeleri
bir anlam kazanacakt. Oromolar Adem ile Havvadan
tremi mthi bir nfus olarak grlecekti; etnik
zellii baheden elma bu Ademlerden ve Havvalardan
henz uzak tutulmutu, bunlar ancak ya grubunu be
lirleyen incir yaprana ainaydlar. Amhara devletiyle
btnleirlerse yerel efleri bunlarn bana gelecek ve
sonunda Hristiyanlap Amharallaacakt; fakat So
mali dnyasna tanrlarsa byk yerli evliyalarn
huzurunda slamlamak eninde sonunda Somalile-
mek anlamna gelecekti. Somali halk savata kaybet
tiklerinden bu yana, Burun'daki Amhara Hakimiyeti
ne kar durmann olaslklar Etiyopya mparatorlu
unda uzun zamandr varlk gsteren ve en byk
grup olduundan en nemli gibi grnen Oromolann
da dahil olduu eitli ulusal kurtulu cephelerini can
landrmaya dayanyordu; bu nedenle artk Oromolar-
dan, kltr-ncesi statlerinden etnik ham insan mal
zemesi olarak szedilmiyordu.
Eer bir Amhara mparatorluu varolduysa bu bir
uluslar hapishanesiydi. Eski mparator 1974'de alaa
edildiinde yeni nderler her yeni yneticinin yapt
gibi hemen tm etnik gruplann bundan byle eit
olduklarn ve kendi kaderlerini semekte zgr bulun
duklarn ilan ettiler. Bu hayranlk uyandran liberal
duygulann hemen ardndan Amharal olmayan aydn
larn sistemli bir tasfiyesi geldi. Bu tasfiye hareketi,
mparatorluk iindeki rakip ulusculuklann domasn
149
engellemesi asndan ise talihsiz bir rasyonel
siyasetti1.
zetlersek, halihazrda her ikisi de gl ve hakim
olan ulusuluklar, bir zamanlar devlet kurmada paha
biilmez bir kaynak, fakat imdi de etnik zellie siya
sal bir anlam kazandrmak iin elzem olan eski bir st
kltre sahip olmann avantajn sergiliyorlard. Her
iki durumda da sz konusu olan etnik grup, iinde ya
ad blgede kendini tanmlamasn kolaylatran
tek bir dini inanca sahip grnyor.
Somali halk da, Krtler gibi, toplumsal yapya da
yanan eski kabilecilikle ortak kltre dayanan yeni
anonim ulusuluu biraraya getiren rneklerden olma
s asndan da ilgintirler. Resmi olarak yozlatrlm
ve yeniden canlandrlmas yasaklanm olmasna
ramen akrabalk balantlar gl ve dayankldr ve
i politikann iyi kavranmas iin elzemdir. Kanmca
bu durum, modern insanlar arasnda ortak okuryazar
kltre yani ulus gereine sarlmann, eski yaplarn
erozyona uram olmasndan doduunu ileri sren
genel teorimizle elimiyor; bu eski yaplar her insana
bir kimlik, eref ve maddi gvenlik veriyordu, imdi
ise insanlar btn bunlar iin eitime bavuruyor. So
mali halknn, bir ortak kltr vard ki bu kltr
kendi devletlerinin varlyla birlikte olutuundan
her Somalili iin brokrasi iinde iyi koullarda i bul
ma kaplarnn ak olmasn salyordu. Her Somalili
nin yaam ans ve manevi huzuru kendi kltrlerine
1 loan Lewis, "The Western Somali Liberation Front (WSLF)
and the Legacy of Sheikh Hussein of Bale", J . Tubiana (der.), Mo
dem Ethiopia, Rotterdam, 1980; ve I .M. Lewis (der.), Nationalism
and Self-Determination in the Horn of Africa, I ndiana, 1983.
150
dayanan bir devlet iinde kendi kltrlerine dayanma
yan bir komu devlet iinde olanndan belirgin bir bi
imde daha iyidir. Buna ramen ayn zamanda birok
Somalili eski usul otlak haklarna duyduklar ilgiden
dolay obanla devam ederler ve siyasal hayatn al
verii iinde tamamen unutulmam olan akrabalk
ilikilerini karlkl olarak korurlar.
Btn bu anlattklarmzn vard nokta udur:
birok durumda yeninin, eitimle intikal eden etnik
zelliklerin cazibesi, itilme ve ekilme yoluyla yaratl
maktadr. ekimi yeni i olanaklar, itilmeyi de eski
gven yaratan akrabalk gruplamalarnn erozyona
uramas oluturmaktadr. Somali'nin durumu da
zellikle arpc olmasna karn zgn deildir. Otlak
ln ve baz i g biimlerinin ya da ticaret ann
devamll modern dnyada yaygn bir akrabalk r
gtlenmesinin yaamasna neden olabilir. Byle oldu
unda, yapya kabilesel sadakat ile okur-yazar kltre
ulusal sadakatin stste bindii bir durumla karla
rz. Fakat byle kk-rgtlenme tipi katlklar her-
yerde varlklarn srdrm olsalard modem dnya
nn ortaya k pek mmkn olamazd. Baarl eko
nomik gelimenin byk hikayeleri, insanl yeni tarz
hayata iten zenginliin ve gcn zendirici etkisiyle il
gili olmutur; ve bu hikayeler ya da sylemler baka
trl olamazd. Modernlik, ufak tefek balara dayanan
birok yerel rgtlerin dalmas ve yerlerini hareketli,
anonim, okur-yazar, kimlii kantlanm kltrlere b
rakmasna dayanarak meydana kmtr, ite bu ge
nel durum, ulusuluu normatif ve yaygn hale getir
mitir; ve her iki tr sadakatin zaman zaman birlikte
varolmas, yani zaman zaman yeni dzenin brakt
boluklarda, akrabalk balarnn parazit ve ksmi bir
151
ekilde uyarlanmas amacyla akrabalk balarnn
kullanlmas- bir eliki oluturmaz. Modern sanayi
pederahi olabilir, st dzeyde akrabalk kaynlabilir;
ancak kabile toplumlannda yapld gibi retim bi
rimlerini akrabalk ya da belirli bir toprak esasna da
yandrarak oluturamaz.
Kltr araclyla varolan ulusulukla yap aracl
yla varolan kabilecilik arasnda, iaret ettiim ztla
ma tabii ki iki objektif ve farll belirlenebilecek r
gt tipi arasndaki gerek analitik farka tekabl eder.
Bu yapmak istediim, benim ulusuluum ile sizin ka-
bileciliiniz arasndaki nisbi ve hissi bir ztlk ile ka
rtrlmamaldr. Bu, rakip potansiyel ulusuluklarn
birbirleriyle atmak iin kullandklar bir vg dilin
den, bir rtkanlktan ibarettir; konuan kim olursa
olsun deimeyen bu dilde "Ben yurtseverim, sen ulus
usun ve o da kabileci" denir. Bu anlamda ele ald
mzda ulusuluklar kabileciliklerden teye gidemezler;
ans,aba ya da koullar gerei modern artlarda etkili
bir g olmay baaran herhangi bir baka grubun
rtkanlardrlar. Ex post factum -Sadece kendi sesle
riyle tanmlanabilirler. Kabilecilik hi geliip serpil
mez nk gelitii zaman herkes onu gerek ulusu
luk olarak sayacaktr, ve hi kimse kabilecilik demeye
cesaret edemeyecektir.
u l u s u l u k t r l e r i
Modern toplumun oluumunda belirleyici etkenle
rin eitli olas bileimlerine dayanarak yararl bir
ulusuluk trlemesi yaplabilir. Tmdengelim ynte
miyle kurulan bu modelde ele alacamz ilk etken i k
tidar'dr. Bu noktada her hangi bir ikili ya da dier
bir seenekle kafalar bulandrmaya gerek yok. Mo
dem toplumda merkez iktidar boluu ya da kargaa
s olasln hesaba katmak da yersiz. Modem toplum
lar her zaman kanlmaz olarak merkezdirler nk
dzenin korunmas bir hizmet sektrnn ya da hiz
metler grubunun grevidir, bu grev toplum iinde da
tlmamtr. Karmak iblm, hereyin birbirini
tamamlayan ve birbirine baml nitelikte oluu ve s
rekli hareketlilik: btn bu etkenler vatandalarn,
iddeti yaratanlar ve iddete katlanlar olarak ikiye
ayrlmasn engellemektedir. Baz oban toplumlann-
da bu mmkn olabilir; oban ayn zamanda askerdir,
senatrdr, yargtr ve kabilesinin hanendesidir. Bu
toplumun kltrnn tm ya da hemen hemen tm
kiiler arasnda deiik biimlerde dalm deildir,
her kii bu kltrn tmn iinde barndrr, oban
toplumu en azndan erkekler arasnda uzmanlama
dan nemli lde kanr. Tahamml gsterdikleri ba
z uzmanlam kiilerden ayn zamanda nefret de
ederler.
153
Yar-gebe oban toplumlannda mmkn olan
hereyin karmak modern sanayi toplumunda da
mmkn olduunu sanmak yanltr. Sanayi toplumu-
nu meydana getiren uzmanlar evden ie silahlanp gi
demezler, rakip bir irketin yelerinin ani basknlar
na kar nlemler alamazlar ya da kendileri bir gece
vakti kar-akn dzenleyemezler. Kaaklar belki bu
nu yapabilirdi ama onlar modern rgt Adam deil
dirler. Mafya tipi i ilikileri ise ancak, gayrimerulu-
un, resmi yaptrm glerini zorlatrd blgelerde
geliebiliyor. Bu tr ilerden meru i ilikilerine ge
i, tersinden ok daha sk raslanan bir eydir. Aslnda
modern toplumun yeleri iddet uygulamak ve iddete
kar koymak konusunda talim ve tecrbe sahibi deil
lerdir. kmekte olan kent merkezinde kente zg id
detle birlikte yaamak zorunda olanlar gibi modern
toplumun baz sektrleri duruma gre bu genelleme
den uzak durabilirler; buna rnek ekonomik adan
karmak tek bir toplum vardr, o da, etkin merkez
otoritenin paralanmasn artc bir kvraklk ve ba
aryla atlatm gibi grnen Lbnan'dr.
Fakat bu nispeten kk istisnalar yani modern
toplumda toplumsal dzenin kabul ettirilmesi, para
lanm toplumsal rgtlenmeyi haiz kabileler arasnda
sk sk grld gibi tm toplumda dengeli bir biim
de dalmam, fakat bazlarnn elinde younlamtr
yolundaki esas grmz deitirmez. Daha basit
szlerle sylersek bazlarnn bu gc kulland, baz
larnn ise kullanmad gerektir. Bazlar ise yapt
rm glerinin emredici mevkilerine dierlerinden da
ha yakndrlar. Bu, sonraki unsurlarn eitli birara-
dalklar ve muhtemel ulusuluk tipleriyle meydana
gelen modern toplumun basitletirilmi modelinin ilk
154
unsurunu oluturan bir kartla, iktidar sahipleri ile
dierleri arasndaki aka gevek fakat gene de yarar
l farklla yol aar.
Modeldeki ikinci unsur eitime ve geerli olan mo
dern st-kltre eriebilmektir. Eitim ile st-kltr
burada eit anlamda kullandk. Eitim ya da geerli
modern st-kltr kavram burada da olduka gevek
fakat yine de yararl kavramlardr. Eitim kavram,
modem bir toplumda sradan mevkilerin ounu elde
edebilecek uzman insan yetitirebilen ve bu insan bu
tr bir kltrel ortamda rahata yol alabilecek hale
getirebilen karmak yetenekler anlamnda kullanl
maktadr. Kat bir listeden ziyade bir eit arazdr:
nk listenin hibir maddesi mutlak anlamda vazge
ilmez deildir. Baz durumlarda yetenekli ve i-bitiri-
ci ahslar okuryazar olmadan modern dnyada yolu
nu bulup byk servetler yapsa da, okuryazarlk hi
phesiz iin esasdr. Ayn ey en temel aritmetik bil
gisi ve az miktarda teknik uzmanlk, ve ehir yaant
snn gelitirip krsal geleneklerin engelledii esnek,
uyarlanabilir bir kafa yaps iin de geerlidir. Rahat
lkla unu syleyebiliriz ki, bu tartmamz iin nem
lidir, uygun yetenekli ahslar ya da iyi yerlemi alt
topluluklar bazen bu asgari araza kendi balarna sa
hip olabilirler. Fakat bu arazn yaygn ve etkin bir e
kilde dalm, iyi muhafaza edilen ve etkin merkezi
bir eitim sistemi ister.
Bu anlamda bir eitime eriebilmek ile ilgili baz
seenekler ve farkl muhtemel durumlar vardr. Ancak
iktidara eriebilmekle ilgili hi bir seenek yoktur: sa
nayi toplumunda bazlarnn iktidara sahip olduu ba
zlarnn da olmad deimeyen bir gerektir. Bu da
bizi, toplumun iktidar sahipleriyle dierleri arasnda
155
gevek bir biimde blnd temel izgimize getiri
yor. Ancak eitime eriebilme ile ilgili nceden belir
lenmi bir ayrcalk yoktur. Sz konusu iktidarla bl
nen toplumda artk drt deiik olanak vardr: sadece
iktidar sahipleri buna eriebilir, yani iktidar ayrcalk
larn bu olana tekellerinde tutmak iin kullananlar
buna eriebilir; ya da farkl bir ekilde hem iktidar sa
hipleri hem de dierleri buna eriebilir; ya da yine sa
dece iktidara sahip olmayanlar ya da bunlarn bazla
r eriebilir ve iktidar sahipleri bu olanaa sahip deil
dir (bu durum ilk grld gibi sama, imkansz ve
hayali bir gy deil); ya da nihayet bazen olduu gibi
her iki kesim de bundan yararlanamaz. Baka bir de
yile hem iktidar sahipleri hem de ynetilenler Kari
Marx'm deyimiyle krsal hayatn ilkellii iine batm
mankafal gruhudur. Bu tamamen mmkn ve ger
eki bir durumdur, insanlk tarihinin seyrinde grl
mtr, zamanmzda dahi tamamen bilinmeyen bir-
ey deildir.
ngrdmz, ya da varsaymlarmzla (her biri
nin ekil 2'de aklanacak olan iki alt-seenei vardr)
elde ettiimiz bu drt olanak gereki tarihsel durum
larla ilgilidir. Kabaca iktidar sahibi olan kategori, yeni
bir hayat iin kendilerine uygun eitim olanana sa
hip olanlara tekabl ediyorsa aa yukar erken sana
yi dnemini tanmlayan bir durumla kar karyayz
demektir. ktidarsz ve topraktan kopmu yeni g
menler siyasal haklardan yoksundur, kltrel olarak
yabanclamtr, bir denge kuramayacaklar ve anla
yamayacaklar bir durumla kar karya aresiz kal
mlardr. Bunlar Marx ve Engels'in aklad gibi
klasik erken proletaryay ve daha sonra sanayileme
dalgasndaki gecekondu mahallelerinde yeniden reti-
156
len proletaryay olutururlar (oysa Marx ve Engels sa
nayi toplumunun daha sonraki dnemlerinde de prole
taryaya yanl bir biimde bu zellikleri atfetmiler
dir). '
Dier yandan ikinci bileim, hatal bir biimde ke
hanet edildiinden deil gerekte olduu gibi, ge sa
nayilemeye tekabl eder: byk iktidar eitsizlii de
vam etmektedir fakat kltrde, eitimde ve yaam bi
imindeki farkllklar byk lde azalmtr. Taba
kalama sistemi dzgn ve devamldr, kutuplama-
mtr ve kalite itibariyle deiik tabakalara sahip de
ildir. Yaam biimlerinde bir benzeme, toplumsal
mesafede azalma grlmektedir ve yeni renme ola
naklar ve yeni dnyann kaps hemen hemen herkese
almtr ve tam bir eitlik olmasa bile en azndan
bunlara sahip olmaya hevesli kiiler nnde ciddi en
gellemeler yoktur. (Ancak atalet-kart zelliklere sa
hip olanlar daha nce de akland gibi ciddi bir bi
bimde engellenmilerdir.)
ktidan kullananlarn yeni yetenekler edinmekte
avantajsz bir konumda bulunduu nc ve gr
nte bir paradoks oluturan durum gerekten de olu
yor ve tuhaf bir tarihsel durumu temsil etmiyor. Gele
neksel tarm toplumunda ynetici tabaka, sava, ani
iddeti, otoriteyi, toprak sahipliini, gze batan bir e
lence ve msriflii stn tutan inanlarla doludur ve
dzeni, zamanlama ve bte yapmay, ticareti, uygula
may, tutumluluu, sistemli abay, nceden dnme
yi ve kitaptan renmeyi reddeder. (Bu zelliklerin ba
zlarnn hereye ramen gzde ve hakim bir duruma
gelmesi ve toplumun hakim tabakasnn belirgin zel
lii halini almas, tm sosyolojik speklasyonun en ta
nnm olannn yani Weber'in kapitalist ruhun kkeni
157
hakkndaki grnn konusudur). Sonu olarak, s
zn ettiimiz sonraki zellikler, o daha az nefret edi
len ehirli, ticari, renmeye yatkn ve yneticileri ta
rafndan hogrlp srekli aalanan gruplar ara
snda grlmektedir. Buraya kadar iyi: geleneksel d
zende durum bir istikrar kazanr. Personel deiebilir,
yap ayn kalr. Tutumlu ve almaya alkn birikim-
cilerin, gze batan bir tketime yatkn elence snf
nn yerini almasna genellikle izin verilmez nk e
lence snf dzenli olarak onlar yolar ve katleder.
Hintlilerin durumunda olduu gibi art-rn salayan
lar, durumu yattrmak ve yolunmaktan kurtulmak
iin btn paralarn tapnaklara yatrrlard.
Sanayi dzeninin ortaya kyla birlikte, dank
pazar ilikileri biimini alan yeni askeri ve retim tek
nolojisi, smrge fetihleri ve bu gibi durumlarda nce
ki istikrar tamamen yokolmutur. Ve bu yeni istikrar
sz ve alkantl dnyada artk eskiden el koyma du
rumlarnda kullanlan telafi mekanizmalarn mm
kn ve etkili olmadndan1yeni servet ve iktidar kay
naklar zerinde byk avantaj ve kolay ele geirme
olanan salayan eyler, o nefret edilen ehirli ticari
gruplarn deerleri, yaam biimleri ve eilimleridir.
Tccarn yazhanesi artk kltan daha gldr. Kl-
1 Albert O. Hirschman, The Passions and the I nterests, Prince
ton, 1977. Bireyci, hareketli ruhun hi olmazsa bir toplumda sanayi
dzeninden yzyllarca nce meydana gelmi olmas tabii ki olanak
dahilindedir baknz Alan Macfarlane, The Origins of English I n
dividualism, Oxford, 1978. Bu, I ngiltere'de ulusal duygularn daha
nce domu olmasna k tutabilir ancak tezimizle elimez. im
diki ulusuluk tezimizin daha geni bir toplumsal felsefeye uygun
luunun biiminin bir zeti iin baknz J ohn A Hall, Diagnoses of
Our Time, Londra, 1981.
158
cin tek bir amala kullanl artk insan bir yere g
trmez.
Eski yneticiler tabii ki deiim rzgrn hissedip
kendilerine eki dzen verebilirler. Prusya ve J apon
ya'da byle olmutur. Ancak bu iin psikolojik olarak
abucak yaplmas hatta bazen sadece yaplmas dahi
kolay deildir ve genellikle bunu yeterince hzl yapa
mazlar. Sonu ngrdmz durumdur: i, yeni ei
tim ve yeteneklere eriebilme aamasna gelince artk
pozitif bir biimde avantajl olanlar yneti l enl erdi r
ya da en azndan ynetilenlerin bir ksmdr.
Nihayet drdnc senaryoya geldik: szkonusu ye
teneklere ne yneticiler ne de ynetilenler sahip olabil
mektedir. Sanayi dnyasndan etkilenmeyen, hem y
netenlerin hem de ynetilenlerin gsteri, batl inan,
kutsal ayinler, alkolizm ya da yerel olarak ho grlen
baka bir sapmann batana gmld, her iki taba
kann da yeni yolu seme arzusu tamad durgun ta-
nm toplumunda bu olaan bir durumdur.
ktidann, her zaman hazr ve nazr bulunan eitsiz
liinin eitli olas "eitime eriebilme biimleriyle" bi-
raraya gelmesi sonucu drt olas durum elde ettik: eit
bir ekilde eriebilme, eit bir ekilde eriememe ve ik
tidar elinde tutanlarn lehine ya da aleyhine bir erie
bilme durumu...Ancak ulusuluk asndan en nemli
olan unsuru henz ele almadk: bu da kimlik ya da
farkl kltrler meselesidir.
"Kltr"n burada normatif deil antropolojik an
lamda kullanldn sylemeye gerek yok: bu terimle
belli bir topluluktaki farkl bir davran ve iletiim bi
imini kastediyoruz. "Kltr" terimi kendi bana bu
tartmada dier anlamnda yani st-kltr ya da b
159
yk gelenek, bir davran ve iletiim biimi anlamnda
(Kltr) kullanlmamaktadr. Bu ikinci anlamnda
kullanarak, bu Kltre stnlk atfedenler, ona, ger
ek hayatta bulunmas gereken fakat pek bulunmayan
ve kurallar genellikle toplum iinde saylan ve h
km veren bir dizi uzman tarafndan belirlenen bir de
er yklemilerdir. Dz anlamyla kltr normatif ol
mayan, antropolojik anlamdaki kltrdr; Kltr ise
st kltr grnmndedir. Bu iki "kltr" arasndaki
iliki tabii ki konumuzun canalc noktasdr. Bizi zel
likle ilgilendiren st yani normatif kltrler ya da ge
lenekler doal olarak yazl olanlardr. Dolaysyla bu
kltrlere sahip olabilme sorunu u anki tartmamz
da eitime eriebilme grnmn tayor. "Kltre
eriebilme" terimi, sonu olarak bir insana, "ei-
tim"sizlii deil baka bir kltre yelii gz nnde
tutularak verilmeyen, antropolojik anlamdaki kltre
eriebilmek anlamn tamaktadr. Bu biraz da kitabi
aklamay tartmamzda herhangi bir yanl anlama
y nleme asndan zorunlu grdk.
Henz olgunlamam karklklardan kanmak
iin kltr zenginlii mmkn olan en basit ekliyle
tantld. Sadece bir veya iki mal olan dnyalar tart
an iktisatlar taklit edersek toplumumuzun ya tek-
kltrl (yani antropolojik anlamda herkes ayn kl
trle tehiz olmu), ya da iki kltrl (iktidar elinde
tutanlarn dierlerinden baka bir kltre sahip) oldu
unu varsayabiliriz. Gerek dnyada, tek bir alanda
, drt ya da daha fazla kltrlerin ezamanl varl
ndan doan karklklar tartmamz ok ciddi bir
biimde etkilememektedir.
Daha nce kurduumuz drtl trleme zerine ikili
kartl yani "kltrel teklik ve kltrel ikilik"i de
160
ilave edersek hemen olas sekiz durum ortaya kacak
tr (baknz ekil 2). 1,3,5, ve 7. sralar, iktidara ve ei
time eriebilmede ne tr eitsizlikler olursa olsun, kl
trel farkllama yoksunluu nedeniyle ulusuluun
hibir ansa sahip bulunmad durumlara tekabl et
mektedir. Baka elikiler kabilir ve kp kmad
gerekten de ilgin bir noktadr. Daha sonraki biimin
de varolan przsz ve lml tabakalamay bir yana
brakrsak, kantlar, erken sanayilemenin dourduu
sinflarm, kltrel farkllk eer kendini ve dman
kart saflarda birbirinden kesinkes ayracak bir kvl
cm oluturmazsa, srekli ve durmadan artan bir a
tmaya girmediklerini gstermektedir. Mesela
1848'de aka dorudan bir snf atmas fazlasyla
vard: bu durumdan holanmayan Tocqueville olay, bu
durumdan holanan Marx kadar berraklkla grd.
Fakat bu snf atmas daha keskin ve daha denetle
nemez bir hal almad.
Dier yandan Marksizm, etnik atmay gizli snf
atmas olarak dnmek ister ve bu maskenin d
mesiyle insanlarn daha ak grl olacandan ve
bylece de ulusu nyargdan ve at gzlklerinden kur-
tulunmas halinde insanln bundan fayda greceine
inanr. Bu, hem maskeyi hem de arkasndaki gerei
yanl okumak olur. Slansky durumas gnlerinde ya
da 1968'de sosyalist rejimin anti-semitizmi krkledii
Polonya'daki iten atlma gnlerinde ok belirgin bir
biimde ifadesini bulmamsa da bir zamanlar "anti-
semitizm aptallarn sosyalizmidir" deniyordu. ddiaya
gre iilerin hibir lkesi yoktur; onlar dier iiler
den, zellikle gmen iilerden ayran kendilerine ait
bir kltrleri ya da belli bir renkleri de yoktur. Ne ya
zk ki iiler, kendilerinden szedildiinin farknda ol-
161
i
Olgun trde sanayileme
Klasik liberal bat ulusuluu
lirken sanayileme etnik katalizr olmadan
"Habsbug" ulusuluu ve (dou ve gney uzantlar)
Dekambirist devrimci ancak ulusu olmayan
durum dispora ulusuluu
Tipik olmayan ulusuluk ncesi durum
tipik ulusuluk ncesi durum
ekil 2 Ulusuluu douran ve ulusuluu bozan toplumsal
durumlarn bir trlemesi
- olumsuzluk, yokluk anlamnda, I iktidar, E modern tip eiti
me eriebilirlik, A ve B tek tek kltrlerin adlan iin kullanlm
tr. Say verilen her sra olas bir durumu temsil ediyor, hem A hem
de B bulunan sralar ise iki kltrn ayn toprak zerinde birlikte
yaad durumlar ifade ediyor ve iki A olan sralar ayn toprak
zerinde kltrel trdelik anlamna geliyor. Eer A ve B, E ve/ve
ya 'nin altnda ise szkonusu kltr grubunun eitime ya da ikti
dara eriebildii, yok eer -E ve -I altnda duruyorlarsa bu kltr
lerin ne eitime ne de iktidara eriemedii anlam kyor. Herhan
gi bir grubun iinde bulunduu durum stteki en yakn E ya da
tarafndan belirtiliyor.
E ~E
1 A A
2 A B
E E
3 A A
4 A B
~E ~E
5 A A
6 A A
~E ~E
7 A A
8 A B
162
malklarndan deil, ama, genellikle bu ilgin ve z
grletirici duyarlk-yoksunluunu bilmezlikten gelir
ler. Aslnda, kltrel trdeliin ve devamlln (snf-
szln deil) toplumsal hayatta ekonomik temel ola
rak gerekli grld, ve sonu olarak kltr-balan-
tl snf farkllklarnn etnik olarak belirgin olmad,
tedrici snf farkllklarnn ise tahamml edilebilir d
zeyde kald zamanlarda etnik zellikler siyaset sah
nesine "ulusuluk" olarak kmaktadr.
Sra 1, iktidar ve eitim olanann birka kiinin
elinde bulunduu klasik erken sanayilemeye tekabl
ediyor, fakat sra l'de yoksun olanlarn kltr ayr
calkl olanlarn kltrnden farkl deil ve bylelikle
sonuta hibir ey veya en azndan radikal bir ey ol
mamaktadr. Marksizm tarafndan ngrlen eliki
ve yardmc g oluturma ii gereklememektedir.
Sra 3 genel olarak eitim olanaklarna herkesin sahip
bulunduu ve kltrel farklln olmad durumu
aklyor; burada eliki ummak iin sra l'den daha
da az neden vardr. Buna ramen, artk ufak tefek dil
farkllklarn am olan gelimi sanayilemenin bu
haliyle ortak bir kltr oluturup oluturmad gibi
zor ve nemli bir sorunu zorunlu olarak tartacaz.
nsanlarn, ayn kavramlara sahip olduklarnda kendi
lerini ifade etmek iin farkl kelimeler kullanp kullan
mamalar artk belki de pek birey deitirmez diyebi
liriz.
Eer byleyse, sra 3 insanolunun, artk sanayi
lemenin tketildii ortak bir gelecei (eer ve ne za
man gelirse artk) temsil etmektedir. Bu sorun daha
ilerde tartlacaktr. Sra 5 yine, hibir ulusu soru
nun ya da elikinin olmad bir durum yaratyor. Si
yasal adan zayf olan bir alt-grup, ekonomik ya da
163
eitim asndan ayrcalkldr, fakat ounluktan ayr-
dedilmedii iin herkesin havuzunda ekinmeden y
zebilecek ve Maocu gerillalarn iar gibi dmann
dikkatini ekmeyeceklerdir.
7 ve 8 inci sralar baka bir nedenden dolay ulusu
Problematik'ten uzaktr: nk yeni bir yaam biimi
ne girme ve bundan yararlanmak iin n-koul olan
yeni bir st-kltre eriebilme sorunu ortaya kma
maktadr. Bu durumda hi kimse buna sahip olmad
ndan biri dierinden fazlasna da sahip olamaz. Ta
bii ki bu, teorimiz iin elzem ve hayati olan bir unsur
dur: ulusuluk, tm siyasal birim ve onun tm nfusu
ile birarada yaayan okuryazar bir st-kltre dahil
olma, ona katlma ve kendini onunla tanmlama ile il
gilidir; bu st-kltr, toplumun zerine kurulu bulun
duu iblm tr, retim biimi ile uyum kurabil
mesi iin byle olan bir st-kltr olmak zorundadr.
Burada, 7 ve 8 inci sralarda bu tr bir kltre kar
uyanklk ya da arzu dahi bulunmamaktadr. Zaten hi
bir st-kltr yoktur, ya da hi bir ekilde, tm toplum
iinde kendisini genelletirecek ve etkin bir ekonomik
ilerliin koulu haline gelebilecek bir eilim ya da ka
pasiteye sahip deildir. Sra 7, iki kez ulusuluk konu
sunun dnda kalmtr; birincisi az nce saydmz
nedenlerden dolay, kincisi ise, ne olduklar pek nem
li olmayan dier sorunlar su yzne karacak olan
kltrel farkllamadan yoksun olduu iin... Sra 8,
karmak tanm toplumunun sra 7'den daha tipik bir
rneidir: ynetici tabaka bir rtbe iareti yerine ge
en, belirsizlii ve bylece de basky azaltan belli bir
kltr ile tanmlanabilir. Kltrel devamll olan s
ra 7 tarm dnyasnda tipik olmayan bir durumdur.
Bu trlemenin altnda yatan tablo ile Marksizm ta
164
rafndan piyasaya srlen tablo arasndaki bir baka
farka da dikkat ekelim. Daha nce de belirttiimiz gi
bi modelimiz Marksizmden ok farkl bir biimde, e
itli yatay tabakalar arasnda dikey bir eliki bekle
mekte ve ngrmektedir. Buna sadece, "etnik" olann
(kltrel ya da dier ayrdedici iaretlerin) grnr bir
durumda olduu ve eitim olanaklar ile iktidar konu
sundaki farkllklar vurgulad ve hepsinden daha
fazla toplumsal tabakalamann1 gevek hatlarnda
personelin serbeste dolamnn yasakland durum
larda yol aar. Modelimiz aynca, sanayilemenin geli
iminin ge deil erken dnemlerinde eliki ngr
mektedir. (Ancak unu da bilmektedir ki, etnik/klt
rel bir farkllama olmadan ge de olsa erken de olsa
ldrc ve patlayc bir eliki hi olmayacaktr). le
riye ynelik bu farkllklar tek balarna deil, dipte
yatan yorumdaki deiiklikler sonucu en iyi bir biim
de grlebileceklerdir.
Bu aamada iki gr as arasnda en azndan iki
ok nemli fark vardr. Bir tanesi Marksizmin kritikle
ri tarafndan iyi bir biimde sergilenmi ve zerinde
ok gr belirtilmi olan bir konudur: yani Marksiz
min, sanayilemenin ya da kendi deyimiyle "kapita-
lizm"in dourduu toplumsal tabakalama zerine g
rleri. Bizim modelimiz, keskin bir kutuplamann ve
toplumsal kesintilerin erken sanayileme dneminde
gerekten yeraldn fakat bunun daha sonra, toplum
sal hareketlilik, toplumsal mesafenin azalmas ve ya
1 Toplumdaki nemli atlaklarla ilgili olan bu rnek, kendisine
hereye ramen Marksist demeye devam eden bir yazar tarafndan
kabul edilmitir. Baknz Tom Nairn, The Break-up of Britain,
Londra, 1977.
165
am biimlerinin benzemesi ile zayfladn kabul et
mektedir. Mal sahipliinde byk farklarn devamll
n koruduu inkr edilemez. Ancak modelimiz, hem
gizli olan hem de anlalabilen bu durumun etkin top
lumsal sonularnn ok daha az nemli olduunu ileri
srmektedir. Sanayi toplumunda meydana gelen ku
tuplamann tabiat ise ok daha nemlidir. Bizim mo
delimizi Marksist modelden ayran ey, sermayenin
denetiminin ve sahipliinin sznn bile edilmemi
oluudur. Kltr kimlii, iktidara eriebilmek, eitime
eriebilmek bizim modelimizin ierdii ve 8 olas du
rumda da kullanlan yegane nermelerdir. Sermaye,
mal sahiplii ve serveti ksaca gzard edildi ve bu bi
linli olarak yapld. Bir zamanlar ok itibar gren bu
faktrlerin yerine bir bakas kondu ve buna genel ola
rak eitime eriebilme dendi; bundan kastedilen daha
nce de aklanm olduu gibi insanlarn, tanmlanan
sanayi iblmnn genel koullarnda iyi bir perfor
mans gstermesini salayacak bir dizi yetenee sahip
olmas ya da bunu kazanma hakkn elde etmesidir.
Bu nokta, "braknz yapsnlar" anlayyla gelime ik
tisatlar tarafndan ne srlm olan bir noktadr.
Neredeyse meteliksiz denilebilecek halklar (mesela
kontratla altrlan inli hamallar uygun tavrlarla
karlatklarnda ok baarl olmaktadrlar; dier
yandan gelimeye yardm amacna uygun olmayan in
san mayasna dklen sermaye hi bir sonua ulama
maktadr. Sermaye, kapitalizm gibi hakettiinden faz
la abartlm bir kategoridir.
ULUSULUK DENEYLER NDE E TL L K
Modelimiz, gerekten nemli olan u etkenin ne
srlmesiyle oluturulmutur: iktidar, eitim ve kas
tettiimiz anlamda ortak kltr. Modeldeki sekiz olas
166
durumdan bei ulusuluk ddr: Bunlardan drd
herhangi bir kltrel farkllama olmadndan dolay,
ikisi merkezi olarak destek gren bir st-kltre erie
bilme sorununun ortaya kmamasndan dolay (bun
lardan biri her iki durumda da varolduundan) byle-
dir. Bu da bize tr ulusuluk brakmaktadr.
Sra 2 klasik Habsburg tr diyebileceimiz dou
ve gney uzantlarndaki ulusulua tekabl etmekte
dir. ktidar elinde tutanlar, gerekte de kendilerine
ait bulunan merkezi st-kltre ve modern koullar
altnda baarl olmak iin gereken her trl hileye
bavurmada ayrcalkldrlar. ktidarsz olanlar ei
timden de yoksundur. ktidarszlarn ya da bunlarn
baz gruplarnn, ortak byk bir aba ve standartla
m ve destek gren bir propaganda ile rakip bir st-
kltr haline gelebilecek folk kltrleri vardr. Bir za
manlar ayn kltr ya da bu kltrn deiik biimle
rinden biri etrafnda ina edildiine inanlan bir tarihi
siyasal birimin hafzalarda yer edip etmemi olmas,
gerek ya da hayali olmas, bir ey deitirmez. Here-
ye ramen, bu etnik grubun entellektel-uyarclan ta
rafndan gereken aba bu i iin ok enejik bir biim
de ortaya konmutur. Ve nihayet, artlarn elverili ol
duu durumda bu grup, yeni doan ya da duruma gre
yeniden doan kltr destekleyecek ve koruyacak
olan kendi devletini kurar.
Bundan doacak sonu, uyarc dediimiz kiiler
iin hemen ve ok byk bir avantaj oluturacaktr ve
sonunda kltrn dier temsilcileri iin de baz avan
tajlar salayabilir. Ancak bu kincilerin, esas iktidar
elinde tutanlarn kltrleri tarafndan asimile edile
rek ayn derecede avantajl bir duruma eriip erime
diklerini kestirmek zordur. Yeni devlet tarafndan de
167
netlenen, ayn toprakta yaayan ancak yeni kltrn
dilini konumayanlar, imdi kendileri, asimilasyon, ir-
redantist abalar, g, ho olmayan aznlk stats ve
fiziksel tasfiye gibi seeneklerle kar karya kalm
lardr. Bu model, "Afrika tipi diyebileceimiz ancak
Afrika snrlar ile kstl olmayan, kayda deer bir
uyarlama ile dnyann baka taraflarnda da taklit
edilmitir. Afrika tipi ulusuluk, yerel folk kltrlerin
ya ok sayda olduklarndan, ya birbirlerini kskandk
larndan ya da dier nedenlerden dolay, devletin yeni
st-kltr haline gelemedikleri durumlarda ortaya
kmaktadr.

Bu, szde-hipotezimiz Kyistanla ilgili olarak bein


ci blmde ksmen tartlmtr. Fakat tartmann o
aamasnda, dikkatimi, Kyistan tipi (Sra 2) ile geli
mi sanayi toplumlarnn, hareketlilie-direnli, atale-
te-kar zelliklerinden dolay karlat zel bir so
run arasndaki farka yneltmitim. letiim zorlukla
rndan dolay hareketlilii durduran frenlerle, kltrel
kimlik zorluklarndan ya da diyebiliriz ki, eitsizlik
kimliinin kolaylkla temininden doan engellemeler
bu kartl yaratr.
Ayrcalkl olmayan tabakalarda baz zelliklerin s
rarla birbirine tutunmalarndan doan hareketlilik-en-
geli zellikle gelimi sanayi toplumlarnda ok ciddi
bir sorundur ve yaptmz bu ayrm nemlidir; fakat
u anda ilgilendiimiz sra 2 ile 4 arasndaki farkllk
la zde deildir. Sra 4de anlatlmak istenen durum
ilgintir; bazlar iktidara sahiptir bazlar ise deildir.
Bu farkllk kltr farkll ile balantldr ve kltr
farkll olarak ele alnabilir. Fakat eitime eriebil
me durumuna gelince ilgili halklar arasnda hi bir an
laml farkllk yoktur. Bu noktada ne oluyor?
168
Bu modelin anlatmak istedii tarihsel gereklik on-
dokuzuncu yzyl talyasnda ve Almanya'snda gr
len birlik ulusuluudur. O zaman talyanlarn ou
yabanclar tarafndan ynetiliyorlard ve bu anlamda
siyasal adan ayrcalkl deillerdi. Birok Alman, Av
rupa'nn byk iktidar standartlarna gre ou ufak
ve zayf olan paralanm devletler halinde yayorlar
d, bu nedenle de merkezi modem bir ortamda, siyasal
bir at altnda Alman kltrn korumaya gleri
yetmiyordu. (Daha da paradoksal bir durumda ok
uluslu byk Avusturya mparatorluu vatandalar
nn memnuniyetsizliine ramen buna benzer birey
yapmaya alyordu.)
Demek ki talyan ve Alman kltrlerine salanan
siyasal korunma, I talyanlar ve Almanlar iin klt
c bir biimde ve aka mesela Fransz ve tngilizlerin
kltrlerine salanana oranla ikinci dereceydi. Fakat
eitime eriebilme konusuna gelince, bu iki st-klt-
rn, lehe deiiklikleriyle domu olan kiilere sala
d olanaklar herhangi bir biimde daha geri deildi.
Hem talyanca hem de Almanca edebi dillerdir: bu dil
lerin doru biimlerinin etkin merkezi bir standardi
zasyonu, gelien edebiyatlar, teknik kelime hazneleri
ve davran biimleri, eitim kurumlan ve akademileri
vardr. Eer herhangi bir kltrel gerilik varsa bu ok
azd. Almanlar arasnda okur-yazarlk oranlan ve ei
tim standartlan Franszlardan zellikle daha aa de
ildir; ve hakim AvusturyalI larla karlatrdklarn
da bu oranlar I talyanlar arasnda da daha dk de
ildir. Almanca, Franszca ya da talyanca, Avusturya
lI lar tarafndan kullanlan Almancayla karlatrld
nda ayrcalkl olmayan kltrler olarak grlemez
ler; bu kltrlerin dillerini konuanlar modern dnya
nn salad faydalara eriebilme eitsizliini dzelt
169
mek zorunda kalmadlar. Dzeltilmesi gereken tek
ey, iktidar eitsizlii ve kltrleri, ekonomileri ve ta
bii bununla zdeleen ve bunu korumaya hasredilmi
kurumlar zerinde bir siyasal atnn yokluu idi. Ri
sorgimento ve Alman Birlii bu dengesizlikleri dzelt
ti.
Ancak bu tr, sadece birazck daha iyiletirilmi bir
siyasal atya gereksinim gsteren tamamen etkin bir
st-kltr adna gerekletirilen birletirici ulusuluk
la klasik Habsburg-dou-ve-gney tip ulusuluk ara
snda bir fark vardr. te bu fark, merhum profesr
J ohn Plamenatz'm, ad rahatlkla "Oxford'da bir Kara
dalnn Hazin Dnceleri"1de olabilecek, hayranlk
uyandran etkileyici makalesinin konusudur. Plame-
natz bu iki tr ulusuluu Bat ve Dou ulusuluklar
olarak adlandrd; Bat tr, ondokuzuncu yzyln ti
pik rnei olan ve liberal dncelerle derin balar
bulunan Risorgimento ya da birletirici trden ulusu
luk, Dou tr ise dieri gibi birok kelimeyle alt i-
zilmemekle birlikte kendi vatan olan Balkanlarda g
rlen trden bir ulusuluktu. Yazarn Bat ulusuluu
nu grece zararsz ve iyi, Dou ulusuluunu ise irkin
ve onu douran koullardan dolay fena olmaya
mahkm grdne hi phe yoktur. (Bir zamanlar
zararsz ve grece liberal ve lml olan Bat ulusuluk
larnn yirminci yzylda benimsedikleri ak seik za
rarl biimi raslantsal ve gzard edilebilecek bir sap
ma olarak deerlendirip deerlendirmediini bu yaza
ra sorabilmek ilgin olurdu.)
1 J ohn Plamenatz, "Two Types of Nationalisms, E. Kamenka
(der.), Nationalism, The Nature and Evolution of an I dea iinde,
Londra, 1973.
170
Plamenatz'm tartmasnn altnda yatan mantk
aktr. Grece zararsz olan Bat ulusuluklar yapsal
adan merkezi olan, olduka iyi tanmlanm halk k
kenli takipileri bulunan iyi-gelimi st-kltrler ad
na hareket ediyorlard. Gereken tek ey, bu kltrlere,
bu kltrlerin temsilcilerine ve eylemcilerine, rakiple
rine temin edilmi bulunan ayn uzun sreli korumay
salamak iin siyasal durumda ve uluslararas snr
larda ufak bir ayarlama yapmakt. Bu da birka mu
harebe ve bir ok uzun sreli diplomatik ilikiler ge
rektirdi fakat, tarihsel omlet yapmak orantsz ve aca-
ip derecede ok sayda yumurta krmay iermiyordu;
en azndan, genel siyasal ereve ve zamanlama iinde
normal bir siyasal oyunun seyrinde krtabilecek yu
murtadan fazlas gerekmezdi.
Karlatrma yoluyla, Plamenatz'm Dou ulusulu
u olarak tanmlad eyi ele alalm. Bu ulusuluun
yerletirilmesi de tabii ki en azndan Bat ulusulukla
rnn gerekletirilmesinde olduu kadar muharebeler
ve diplomasi gerektirdi. Fakat mesele burada bitmedi.
Bu tr Dou ulusuluu, nceden varolan, iyi tanm
lanm ve belirlenmi bir st-kltr adna erken Rne
sans ve Reformasyon dneminden bu yana belirginle
mi ve srekli edebi faaliyetlerle topraklarn linguis
tik adan salam bir kalba sokmu bu st-kltr ad
na almyordu. Tam tersine bu ulusuluk, henz do
ru drst berraklamam, arzulanan ya da oluma
srecinde bulunan bir st-kltr adna faaliyet gste
riyordu. Bu ulusuluk, belirsiz tarihsel ya da dile ve
atalara sadakatle ve bu yeni doan ulusal st-kltr-
lerle kendilerini henz tanmlamaya alan halklara
sahip, birok leheli karmakark bir harita zerinde
benzer yarmaclarla vahi bir rekabete girerek ha
171
kim oldu ya da olmaya alt. Modern dtinyann objek
ti f koullar onlar bu kltrlerden biriyle tanmlan
maya itmek zorundayd. Fakatbu gerekleene kadar
Alman ve talyan ulusularn sahip olduklar, aka
tanmlanm bir kltrel temelden yoksundular.
Dou Avrupa'nn bu halklar, hl, ok sayda kar
mak akrabalk, toprak ve din ilkilerinin hepsine bir
den balydlar. Ulusal zorunlulukla uzlaabilmek iin
birka muharebeden ve biraz diplomasiden fazlasna
ihtiyalar vard. Byk lde zor yoluyla kltrel
ynlendirme yolunu semek durumundaydlar. Birok
durumda, ulusuluun zn tekil eden devlet ve kl
tr arasndaki yakn ilikiyi salayabilmek iin nfus
mbadelesine ya da srgnlere, hemen hemen zorla
ma bir asimilasyona ve bazen de tasfiye hareketlerine
bavurmak zorundaydlar. Ve btn bu sonular, enin
de sonunda bu nlemlere bavuran ulusularn (ki
bunlar dierlerinden daha kt ya da daha iyi deildi)
beklenmedik vahetinden deil durumun kanlmaz
mantndan ileri geliyordu.
Ulusuluun zarureti Plamenatz'n Dounun ko
ullar olarak adlandrd ekilde uygulanacak olursa
bu sonular doald. Modem tipte bir toplum, yeni tr
iblmnden kaynaklanan ulusal zorunlua yakn bir
eyin tam olarak yerine getirilmemesi halinde uygula
namaz. Bir kez faydalan ve elverililii anlald ve
bir nceki toplumsal dzen bozulduu zaman, sanayi
de bollua duyulan alk gerekten de kar durulamaz
bir duygudur. Bu admlar dizisinin bizi sevkettii so
nu kanlmaz bir sonutur. ansla, anlayla ve
azimle denecek bedel konusunda anlama olabilir; fa
kat demeden kanlamaz.
172
DI ASPORA ULUSULUU
ekil 2'deki Sra 2 ile Sra 4 arasndaki fark zerine
tartmamz, bir bakma Plamenatz'm Bat ve Dou
ulusuluklar arasnda yapt ayrm tekrar niteliin
dedir; fakat onun deerlendirmesinden daha avantajl
durumlarn olduunu ne srmektedir. Bir kere, bu
farkllk raslantsal ve tarihsel olarak karlalan bir
farkllktan doan bir ztlk deildir, nermemizle baz
temel ve asgari etkenlerin dahliyle elde edilen model
den kar sadmz bir sonutur. Bu, en azndan benim
gibi, bylesi bir model-kurma iine girimek gereine
inananlar iin bir avantaj tekil eder.
i\ ncak baka bir yarar daha vardr: bu "yapc"
yaklam, Plamenatz tarafndan tamamen dlanan fa
kat megul olduu iki trn farkl bileimleri iin de
geerli olan tamamen ayn unsurlarn bir sonraki bile
iminden zorlanarak karsanan nc bir ulusuluk
biimini dourmutur. Bu nc tre verilebilecek
en uygun ad Diaspora Ulusuluudur. Ve bu ulusu
luk, tarihsel olgu sonucu meydana gelmi olan farkl,
dikkat eken ve nemli bir alt-trdr.
Daha nce vurguladmz gibi, geleneksel tarm
toplumu, kltr ve etnik zellii ncelikle ayrcalkl
gruplar birbirlerinden ayrdetmek iin kullanmakta
dr; bylece de farklln ve meruiyetini vurgula
makta, saygnln ykseltmekte ve stat belirsizlii
tehlikesini de azaltmaktadr. Eer yneticiler tek bir
dil konuuyorsa, tek bir iveye sahipse ya da bunlarn
tek bir alkanl varsa, ayn tr iletiimi kullanmak
ynetici tabakadan olmayan yeler iin bir aykrlk
tekil edecektir. Bu da arszlk, kstahlk, irenlik ya
da maskaralk olur. Alay ya da maskaralk gl bir
173
yaptrmdr. zellikle hkm, jrilerin en az yetenekli
olan tarafndan verildii zamanlar, akim, karsnda
etkisiz kald en gl toplumsal yaptrm budur.
Baka ve muhtemelen daha sert cezalar da uygulana
bilir.
Kltr ya da etnik zellii belirleyen bu toplumsal
gsterge, sadece ayrcalkl olanlar deil, ayrcalkl ol
mayan bir trl adlandnlamam olanlar ya da parya
lar olarak grlen kiileri de tanmlar ve aynr. Ve
toplumsal adan byle gruplara sahip olmak ok ya
rarldr. Daha nce iaret ettiimiz gibi sanayi ncesi
toplumlarda brokratik iler en iyi harem aalan, pa
pazlar, kleler ve yabanclar tarafndan yerine getiri
lirdi. zgr-domu gerek vatandalar bu kilit ilere
getirmek son derece tehlikelidir. Vatandalar, varln
srdren yerel ve akrabalk ilikilerinden dolay mev
kilerini akrabalar ve yanamalarnn karma kullan
mak iin ve yine akrabalar ve yanamalar sayesinde
kendi mevkilerini daha da kuvvetlendirmek iin, b
yk lde basklara ve tahriklere maruz kalabilirler.
Herkesin hem kle hem de katip olduu, fiziksel ya da
toplumsal adan hadm edilmeye gerek kalmadan bir
brokrat olarak iyi kt alabildii ortam, ancak bi
zim kendi modern toplumumuzla ortaya kt. Tanm
toplumunun siyasal adan tuhaf grlen ve tipik ol
mayan normlarna, ki bu normlar gnmzde yaygn
ve kabul edilen kavramlar olmulardr, artk insanlar
sayg gstermek durumundadr. imdi hepimiz ksr
latrldk ve ackl bir biimde gvenilir olduk. Devlet
bize grevimizi yapacamz konusunda gvenebilir,
artk bizi nce hadm aas, papaz, ya da kle yapmak
zorunda deildir. Tarmsal dzende paryalara gerek
duyulmasnn tek nedeni, idari bir yap iinde mevkile
174
re belirli insanlarn yerletirilmesi deildir. Parya b
rokrasileri, tm insanla aykr tek biim deildir ve
brokrasi de tek toplumsal iktidar kayna deildir.
Byclk, metallere biim vermek, maliye, sekin
askeri kolordular ve eitli benzer srlar ya da baz du
rumlarda herhangi bir tr kilit uzmanlk, ona eriebi-
len uzmana tehlikeli bir iktidar salam olabilir. Bu
tehlikeyi bertaraf etmenin bir yolu, bir yandan uzman
la bir hogr besleyip ve muhtemelen loncann ya
da kastn tekelini onaylamak dier yandan da bu top
lumsal hcrenin, itilmeye ve nefrete terkedilmi ve si
yasal grevinden, yani kuvvetin aralarnn nihai de
netiminden ve erefinden uzaklatrlm, ancak klt
rel adan kolayca tanmlanabilen bir grup tarafndan
igal edilebilecei konusunda srar etmektir.
Yerli halka ve gerek vatandalara verilemeyecek
kadar tehlikeli olan ve sonu olarak yabanclara ayr
lan bylesi mevkilerin ak rnekleri saray muhafzlar
ve mali hizmet verenlerdir. Byk miktarda paralar
idare etmek tabii ki byk iktidar ister ve eer bu ikti
dar, ahsi yksejmesi iin bunu kullanamayacak olan
kiiler elindeyse bu ok daha iyi bir durumdur. nk
byle insanlar, yksek ve erefli mevkilerden ve itaati
emredebilecek bir durumdan uzak tutulan kategoriden
kimselerdir. Geleneksel dzende, bu mevkileri ellerin
de tutan gruplar, ya ile kuruyu ayrmadklarndan,
ileri sona erdiinde faydalan, ktlkleri ve aalan-
malan kabullenmeyi de bilirler. Genellikle bu koullar
iinde yetimilerdir ve pek bir seenekleri de yoktur.
Bazen ok byk zdraplar ekebilirler fakat genellik
le bu mevkilerde kayplar kadar kazanlar da vardr.
Hareketli, anonim ve merkezi kitle toplumunun ge
liiyle bu durum radikal olarak ve ciddi bir biimde de
175
imektedir. Mali, ticari ve ehire zg ilerde uzman
laanlar iin bu zellikle byledir. Yaygn bir hareket
lilik ve ilerdeki deiimle birlikte belirli bir kltrel
grubun baz etkinliklerin tekelini elinde tutmas artk
mmkn deildir. Daha geni toplumun birok yesi,
genellikle rahat ve kendi ilerinde -tabii eer msade
reye tabi deilse- kazanl olan bu ilere gz dikdikle-
rinde bu iler bir aznla, hele toplumsal damga yemi
birine hi braklamaz.
Ayn zamanda, daha nce uzmanlam ve bln
m nfuslar yeni emeller ve yeni yaam biimlerine
sra geldiinde belirgin bir avantaja sahiptirler. ehirli
yaam biimleri, aklc hesaplarla edindikleri alkan
lklar, ticari drstlkleri, yksek okuryazarlk oran
lan ve muhtemelen bir kitab olan dinleri, onlan, eski
ynetici snf ya da kyllk yelerinden ok daha faz
la yeni yaam biimine uygun klar.
Max Weber gibi iddial sosyologlar tarafndan bile,
bu aznlklarn, bir kendi gruplan bir de karc ve
ahlken uygunsuz olsa bile dierleri iin uyguladklan
ifte standartlan olduu dorulanmtr. Gerekten de
bunlar ifte standartldrlar ama teki ynden bakld
nda...Daha nceleri bunlarn d dnya ile ibirlikleri
zel bir hizmeti ya da zel bir mal temin etmelerine
dayanyordu. Adlan ve servetleri tamamiyle bu gve-
nilirlik'e dayanyordu ve gerekten de bu tr mesleki
gvenilirlikle biliniyorlard. Bu, iki kii arasndaki ti
cari alveriin genel anlamdaki ticari alveriten ok
daha, kanlmaz olduu ahlki bir toplulukta hkm
sren ilikilerden olduka farklyd. Bu toplumdaki iki
ortak ayn zamanda akraba, mttefik ve dmandlar;
dolaysyla al veri sadece, u maln u fiyatla bir
yerden bir yere tanmasndan ibaret deildi. Her za
176
man bir vaad, ya da daha byk avantajlardan endie
lenmek ya da olas bir ihanet sz konusuydu. Her iki
taraf da ok daha uzun sreli ve soyut pazarlklara gi
riyorlard ve bu nedenle daha ok mal nakletmek zo
rundaydlar. Bir yandan da, bu alveriten memnun
kalmadklar zaman ikayetleri engellemek iin, eer
dier btn iliki alar da bu nedenle risk altna gir
mezse, gl nlemler alnyordu.
Dier yandan, birlikte yemediin, evlenmediin ya
da siyasal ve askeri bir ittifaka girmediin aznlkla
ilikinin avantaj vardr: her iki taraf da dikkatlerini
szkonusu alveriin rasyonel maliyet-kr hesabna
younlatrabilirler ve pazarln yaptklar eyi tam
olarak (ne azn ne de ounu) elde etmeyi umabilirler.
Tabii ki aznlk topluluun kendi iindeki ilikiler yine
ok ynldr ve dolaysyla alveriler daha az rasyo
nel ve gvenilir olmaktadr. Fakat daha geni toplum
da, stats olmayanlar yine de bir kontrat imzalayabi
lir. Dier yandan toplumsal bir mevkide bulunanlar ve
bunun haklarna ve grevlerine saygl olanlar, pazar
lklar ve zel kontratlar yapmak iin fazla olanak bula
mazlar. Stat ve eref, birok mkellefiyet ve taahh-
t zorunlu kldndan seenekleri olan bir adam yok
sunlatrr. Statden yoksunlamak ise bir adama
kendi iiyle uramasn, rasyonel bir alverile bu
nun kurallarn uygulayabilmesini salar.
Dolaysyla aznlk topluluunun ifte standard ol
duu dorudur fakat bu, sanlann tersine ilemekte
dir. Kendi dndakilere, tek ynl modern ilikilere
dahil olmann koulu olan gvenilirliklerini gstermi
lerdir. Bizim modem anlaymza gre yozluk kokan
fakat ok ynl zengin bir nitelii olan alverilere
ancak kendi aralarnda girerler. Fakat, tabii ki ano-
177
nim, hareketli kitle toplumu geldiinde, tek ynl tek
hedefli alveriler olduka normal bir hl almtr ve
ayn sofradan yemeyen gruplar arasnda alveriler
zgn bir nitelik tamazlar.
Modernleme koullarnda eski uzmanlam azn
lk gruplar eski engellerinden kurtulduklar gibi te
kellerini ve gvenliklerini de kaybetmektedirler. Daha
nce grdkleri eitim ve ynlendirmeler, bu aznlkla
rn, yeni ve herkese ak olan ekonomik dnyada ra
kiplerinden ok daha baarl olmalarna yolamtr.
Onlarn zgemii bu duruma ok daha uygundu. An
cak zgemilerinde ayn zamanda siyasal adan ikti
darszlk, ve kendini savunmaya dayanan toplumsal
hakka teslim olma gelenei de vard. Bu da eninde so
nunda meslee bata girmenin bedeli olarak grlebi
lir: o ok kuvvetli ve tehlikeli, yanl ellerde bulunma
mas gerek baz aletleri kullanabilme hakkna sahip
olabilmek iin kendilerini siyasal ve askeri adan ikti
darsz yapmak zorundaydlar. Fakat byle bir gelenek
olmasayd da bu tr bir grubun siyasal ve askeri zayf
l onlarn aznlk statsnden ve ou kez eitli e
hir merkezlerine dalm bulunmalarndan ve bu ne
denle de birarada yaadklar savunulabilir bir toprak
btnlne sahip olmamalarndan kaynaklanmakta
dr. Bu tr ekonomik adan ok parlak baz gruplar
ok uzun bir dalmlk, ehirleme ve aznlk stats
geleneine sahiptirler: gerekten de Yahudilerin, Yu
nanllarn, Ermenilerin ya da Zerdtlerin durumu
byledir. Dier gruplar son dnemlerdeki gler, mo
dern zamanlarda edinilen yetenekler ya da eitim ola
naklar yoluyla benzer pozisyonlara gelmilerdir. Ya
banc lkelerdeki inlilerin ve Hintlilerin ya da Nijer
ya'daki tbolann durumu ise byledir.
178
Ekonomik stnlk ve kltrel tanmlanabilirliin
siyasal ve askeri zayflkla akmasndan doan fela
ketler ve trajik sonular ok iyi bilinmektedir, tekrar
na lzum bile yoktur. Sonular, soykrmdan tutun da
lkeden kovulmaya kadar deimektedir. Bazen sal
lantl ya da zor bir denge salanabiliyor. Esas nokta
artk merkezi iktidarn kendisini ok deiik bir ko
numda bulmas ve tarmsal iblm gnlerinden ka
lan ok eitli tahriklere ve basklara maruz kalmas
dr. O zamanlar herkesi n hareketli, eitim grm,
uzmanlam ya da ticari-kafal olmas kesinlikle sz-
konusu deildi; zaten topra o zaman kim ekip bie
cekti?
Dalnca Adem ile Havva derinliklere
Kimlere dmt iler kimlere
Aslnda baz ileri yapanlar yok deildi. Fakat bun
lar ounluk ya da kural tekil edemiyorlard. Evren
sel olarak burjuvalam bir toplum dnlemezdi bi
le.
O zamanlar genel nfus zaten damgalanm olan
aznlklarn rolne gpta etmiyordu. Yneticiler, sa
vunmasz kolayca vergilendirilebilen, ekonomik adan
uzman, sregelen ve yrrlkteki ciddi savunmasz
lklar nedeniyle kendilerine baml bu grubu severek
kabul ediyorlard. Fakat, imdi ulusal "gelime", bir
zamanlar sadece aznlk ve damgalanm gruba ak
olan yolda herkesin ilerlemesini ngrmektedir. Bir
zamanlar devletin kolaylkla salan aznlklar koru
mada kar vard. imdi ise devletin kar, aznl
ekonomik tekellerden uzak tutmaktr ve aznln far-
kedilir durumu ve servetinden dolay ona sahip kma
yarak ve onu aalayarak daha geni nfusun honut
suzluunu gidermeye alr. Bylece kanlmaz olan
179
gerekleir. Bu durum kurbanlar dnda herkes iin
zevkli fakat hazin bir aalama oyunudur, ounlu
un hazz iin bir zamanlar haset duyulan grubu hedef
almtr. Bu lezzet, aalanm aznlk tarafndan bo
altlm mevkilerin miraslarndan oluan kstl bir
gruptan ok daha geni bir kesim tarafndan tadlr ve
bu da, devlet iin siyasal bir cazibe yaratan nemli bir
siyasal hf.saptr.
Bu koullar altnda aznlk da, Kyistan gmen i
ilerinin karlatklar farkl koullardan doan ben
zer seeneklerle kar karyadr. Asimile olabilir; ve
bazen geekten de tm aznlk ya da hatr saylr bir
kesimi bunu baarl bir ekilde gerekletirmektedir.
Ya da baka bir yolu seerek kendini uzmanlndan
ve aznlk statsnden uzaklatrmaya alabilir ve
artk uzmanlk d, sradan ve taze ulusal kltrn
yeni bir koruyucusu olarak yepyeni bir durum yaratr.
Dalm bir ehir nfusunun balca sorunu gerekli
ulusal topraklarn kazanlmasdr. Kyistanl kyller
kyl olduklarndan dolay, yaknda Kyistan Krall
daha sonra da Sosyalist Kyistan Halk Cumhuriyeti
haline gelmeye aday olan bir topraa kanlmaz ola
rak sahiptiler. Peki bu durumda, ok az ya da hi top
rak ba olmayan ehirli, uzman ve dank grup ne
yapacakt?
*Bu tr ulusuluklar iin, toprak elde etmek ilk ve
belki de en nemli sorundu. Helenler ilk nceleri, hiye
rariyi alt st ederek iktidar ele geirip Bizans yeni
den canlandrmak amacyla Osmanl mparatorluun
dan ayrlmay pek dnmemilerdi, tik Yunan ayak
lanmas da Yunanistan topraklannda olmad, Yunan
llarn aznlk halinde bulunduu imdiki Romanya'da
oldu. stelik Osmanl sistemindeki durumlar da ol
180
duka iyiydi. imdiki Gney Yunanistan'n bir ulusal
toprak olarak kullanm sonradan ortaya kd.
Baarl diaspora ulusuluunun en mehur ve dra
matik olan sraildir. Ve Hugh Trevor-Roper'in deyi
miyle "Avrupa ulusuluklarna en az benzeyendir"1.
(Bylece, Avrupa'nn sorunu, Asya'da yeni bir sorun
yaratlarak zmlenmi oldu. srailliler bunu yeni
yeni dnmeye balyorlar. Diasporada iken Yahudi
dini Kuds'e atf yapyordu; Kuds'e dnnce, yan-la-
ik Siyonizm bir sre ondokuzuncu yzyl Avrupasmn
artk eskimi sosyalist ya da halk klielerini kullan
d.) Neredeyse ikibin yllk tarih Yahudilere toprak b
rakmamt, hele srail zerinde hi bir yerleri olama
mt; bu tarih, otarik modern bir devletin, geschlos
sener handelstaat (kapal ticaret devletinin) temelini
oluturacak dengeli bir halk yaratmak yerine, Yahudi-
leri, ba^ka toplumlann yaplar iinde sreklilii olma
yan ancak olduka yksek uzmanlam tabakalar ha
linde yaatt. Eninde sonunda, nce Dou Avrupada
sonra da Yahudi soykrm dneminde boydan boya
tm Avrupa'da srdrlen eziyetin yaratt etki saye
sinde bu olaanst dnm baarld. Bu eziyetler,
geleneksel organik i blm trndeki uzmanlam
topluluklar a sona erdii zaman, kltrel adan
farkedilebilen, ekonomik adan ayrcalkl ve siyasal
adan savunmasz topluluklar ne tr bir akibetin
beklediini hereyden ok daha iyi bir biimde ortaya
koymaktadr.
Yahudi olaynda ortaya kan insanlk dnm
dnyadaki akmn tersine ilemiti: ehirli, st dzey
1 Hugh Trevor-Roper, J ewish and Other Nationalism, Londra,
1962.
181
de okur-yazar, incelmi ve kozmopolit halk en azndan
ksmen topraa dnm ve daha ie dnk hale getiril-
midi. Normal olarak kyllerden szedip ehirliler
reten ulusal sre kendi lafzyla tersten ilikilidir. Bu
noktada, kyl yedekler yapmak gerekiyordu. Gerek
ten de bunlar baz nemli kabile zellikleri olan kyl
ler haline geldiler: etkin rolleri hem reticilik hem de
askerlik olan birimlerden oluan bir eit yerel rgt
lenmeydi bu. ehirli gemii olan insanlardan bylesi
bir kabile insan-kyl retmek kolay anlalabilir bir
i deildir ve bu kyl-asker yedekler aslnda bir eit
laik keilik dzeni tarafndan yaratlmt. Bunun ise
bir ideolojiye gereksinimi vard ve tarihsel bir raslant
ile, dzenin yeni adam rettii entellektel ortamda
sosyalizm ile poplizmin kvaml bir karm yaygn
ve geerli oldu. Bu ideolojinin kyllk ncesi, ibl
m kart, kollektivist temalar ama iin idealdi. Ki-
butzlarn, kurucular tarafndan mid edildii gibi,
modern insan iin iyi bir hayat temin edip etmedii
hl bir sorudur; fakat, bu topra, nemli lde e-
hirlemi ve burjuvalam nfuslardan gelen halk ye
niden yerletirmek ve askeri bir kriz durumunda en az
ve zgn yollarla savunabilmek iin etkin bir mekaniz
ma olarak ele alndnda, kibutzlar olduka olaans
t ve rakipsiz ktlar.
Toplumsal dnm, kltrel olarak yeniden can
lanma, toprak elde etme ve szkonusu toprak zerinde
nceden iddias bulunanlarn doal dmanl ile ba-
etme sorunlar, diaspora ulusuluklarnn karlatk
lar olduka zel ve ciddi problemler sergiliyor. Ufak
da olsa eski bir toprak parasn elinde bulunduranlar
daha az vahim sorunlarla karlaabilirler. Fakat ulu
sal seenee ynelmeyen diaspora kltrnn kar
182
karya bulunduu sorunlar, ulusuluu benimseyen-
lerinki kadar vahim ve trajik olabilir. Ulusu zm
den yana olanlarn davalarna sarlmalarna yol aan
durvmun, aslnda asimilasyon seeneinin fecaati ol
duunu syleyebiliriz.
Ulusuluu semedikleri takdirde diaspora halkla
rnn karlatklar durumun vahameti ve tm bunla
rn, tarm dzeninden sanayi dzenine geiin genel
niteliinden karsanabilecei, diaspora ulusuluunu
bizim ulusuluk teorimize kart-rnekler olarak ne
srmenin olduka hatal olduunu gstermektedir:
Yunan ve Ermeni ulusuluu, genellikle daha zen
gin olan ve modem Avrupa'nn zenginlik yaratan eko
nomilerini, kendi Mslman-Osmanl beylerinden da
ha iyi anlayan halklar arasnda dodu.1
1 Nationalism in Asia and Africa, Elie Kedourie (ed.), Londra,
1970, s. 20. Ayn kitapta (s. 132) Profesr Kedourie, endstriyel top
lumsal rgtn kltrel trdelii yaratt doktrinini sorguluyor:
"ok-dilli toplumlarda byk sanayi yatrmlar kklemi ve geli
mitir: ondokuzuncu yzylda Bohemya'da, ve Amerika Birleik
Devletlerin'de, yirminci yzylda ise Hong Kong, srail, Fransz Ce
zayir'i, Hindistan, Seylan ve Malaya'da..."
Sanayi yatrmlarnn sadece kltrel olarak nceden trde
olmu toplumlarda yaplabilecei hibir zaman iddia edilmemitir.
Teorinin ne srd, sanayi ekonomisi kltrel adan trde ol
mayan bir toplumda kurulduunda, ortaya kacak gerilimlerin
ulusuluu douracadr. imdiki in rejimi altnda yaamak iste
meyen ve topluluu meydana getirme ilkesi irredantist zlemlerin
yokluuna dayanan inlilerin yerlemi olduu Hong Kong'u geici
olarak darda brakrsak Kedourienin listesinde yer alan dier her
lke teoriye kart-mek oluturmak yle dursun bunu dorular
niteliktedir ve gerekten de teorinin nerdii modelin somut pradig-
malann oluturur. Bohemya, hem Alman hem de ek kkenli eski
ulusu eylem ve teori kaynayd; Birleik Devletlerin eitim siste
mi, trde olmayan gmen nfusu, buna maruz kalan halkn iten
183
Kyistan rneimizde, ulusuluk, kendini kltrel
olarak farkl tutan ve dolaysyla ulusu seenee zor
lanan, ekonomik ve siyasal adan ayrcalkl olmayan
halklar tarafndan dile getiriliyordu. Fakat, sanayile
me srecinin balad anda ekonomik adan pek de
kt bir durumda bulunmayan (hatta iyi olan) ancak
aznlk statlerinden dolay siyasal adan avantajsz
olan halklarn kltrel olarak farkediliinin yaratt
ekilmez durum, ayn genel varsaymlarn sonucudur
ve tabii ki kendine zg yoldan ayn sonuca ynelir.
zellikle ekonomik adan zayf olan durumlar zerin
de dikkatleri toplamak, ki bu durum belli bal tipik-
olaylarda geerlidir, bizim konumumuzu karikatrize
etmek olur. Sanayi dzeni, ekonomik ya da siyasal a
dan avantajl ya da avantajsz durumlarn "etnik" ola
rak tanmlanabilmesini engelleyerek siyasal birimler
iinde en azndan olduka przsz bir hareketlilik
yaratacak kadar trdelik gerektirir.
rzasyla etnik olarak trde bir nfus haline getirmekle hre
yapmtr. Saylan tm dier lkelerin hepsi de, bazlar an baz
lan da trajik bir biimde olan ulusuluu sergilemektedirler. Hin
distan'da kltrel trdeliin bazen linguistik eitlilikle kesitii
dorudur: Hindular ayn dili konumadklar zaman bile "ayn dili
konuurlar". Fakat teori bunu engellemiyor.
184
ULUSULUUN GELECE g
Ulusuluk konusundaki genel tehisimiz basittir.
nsanlk tarihinin aamasndan kincisi tarm,
ncs ise sanayi adr. Tarm toplumunun baz
genel nitelikleri vardr: nfusun ou tarm reticile
rinden, kyllerden olumaktadr. Bu toplumun sade
ce aznl askeri, siyasal, dini ya da ekonomik uzman
lardan meydana gelir. Tarm nfuslarnn birou, ta
rm ann iki byk baka yeniliinden etkilenmi
tir: merkezi hkmet ve yaznn kefi.
Tarm toplumu, kendisinden nceki ve sonraki top-
lumlardan farkl olarak, Maltuscudur: Hem retim
hem de savunma gerekleri onlar byyen bir nfusa
zorlamtr. Byyen nfus da eldeki kaynaklar zorla
dndan zaman zaman felaketler olmutur. Bu top
lumda ileyen canalc etken, yani yiyecek retimi,
siyasal merkezileme ve okur-yazarlk kltrel ve si
yasal snrlarn nadiren akt bir toplumsal yap
oluturur.
Sanayi toplumu ise olduka deiiktir. Maltuscu de
ildir. Nihai olarak daha byk bir nfus bymesini
aan ve caydrc, zerinde dnlm bir ekonomik
185
byme zerine kuruludur ve buna dayanr. Sanayi
toplumunun iindeki evrensel okur-yazarlk, hareketli-
lik ve dolaysyla bireycilik, siyasal merkezileme, ma
liyetli bir eitim altyapsna duyulan gereksinim gibi
eitli etkenler, siyasal ve kI trel snrTarn esasta a
kt bir durum yaratr. Devlet hereyden ok bir di
nin deil bir kltrn koruyucusu ve kanlmaz ola
rak trde olan ve standartlatrc bir eitimin srd-
rcsdr. Bu eitim sistemi, byyen ekonomi ve
hareketli toplumda bir iten dierine kolaylkla gei
yapabilen ve eyalardan ziyade anlamlar ve insanlar
ynlendiren ileri yapabilen trden bir personel yeti
tirebilir. Bu adamlarn ou iin sahip olduklar klt
rn snrlar, hereyi olmasa da ie alnabilmelerini ve
dolaysyla onurlarn da snrlandrr.
Tarm ann kapal ufak topluluklarnn ounda
kltrn snrlar dnyann snrlaryd ve kltr ge
nellikle alglanamayan ve grnmeyen bir eydi: kim
se kltr ideal bir siyasal snr olarak dnmezdi.
Artk kltr hareketlilikle grnr hale gelmitir ve
insann ie alnabilirlik apn genileten kiisel hare
ketliliinin de snrn izmektedir; dolaysyla kltr
doal siyasal snr haline gelir. Bunu byle dnmek
ulusuluu, sadece toplumsal hareketlilik olanaklar
endiesine indirgemek anlamna gelmemelidir. nsan
lar kltrlerini gerekten severler, nk artk, olduu
gibi kabul etmek yerine kltrel atmosferi alglayabi
lirler ve bunun dnda nefes alamayacaklarn ve kim
liklerini tamamlayamacaklann bilirler.
Eitimini grdkleri st (okuryazar) kltr; oun
luk iin, kimliklerinin, yaam sigortalarnn ve gven
liklerinin z olan en deerli yatrmdr. Baz istisna
lar dnda esas olarak ulusu zorunluluu yani kltr
186
ile siyasal kimliin akt durumu tatmin eden bir
dnya ortaya kmtr. Ulusu ilkenin gereklemesi,
sanayilemenin ilk knn nkoulu deildi ancak
onun yaylmasnn bir sonucuydu.
Ulusu idealin, uzaktan yakndan uygulanmasn
salamak bir yana dile getirili biimine dahi nayak
olmayan bir dnyadan bu ideali (hatal bir biimde)
her zaman geerli ve aikr gsteren bir dnyaya gei
yaplmtr. Bylece ulusuluk etkin bir kural haline
gelmi ve birok yerde de uygulamaya konulmutur.
Bu gei dnemi kanlmaz olarak ulusu eylem dne
midir. nsanolu sanayi ana, genellikle ulusal ge
rekliliklere ters den kltrel ve siyasal kuramlarla
geldi. Toplumu bu yeni zorunluluklarla uyumlu kl
mak kanlmaz olarak alkantl bir sretir.
Ulusuluun en iddetli safhas, sanayilemenin ilk
aamas ve yaylmas ile birlikte yryen safhadr. Bir
dizi zdrapl blnmenin birbiriyle akt anlarda
istikrarsz bir toplumsal durum yaratlmtr: keskin
siyasal, ekonomik ve eitsel eitsizlikler vardr. Ayn
zamanda kltrn snrlaryla akan yeni ynetimler
domaktadr. Bu koullarda, bu oul ve birbiriyle ke
sien eitsizlikler bir bakma grnr, belirgin ve ko
layca anlalabilen etnik ve kltrel eitsizliklerle ayn
zamana rastlarsa, o zaman, ortaya kan yeni birimle
rin etnik bayraklar altna toplanmasna yolaarlar.
Sanayileme, kanlmaz olarak deiik zamanlarda
deiik yerlere ve gruplara gelir. Bu da erken sanayi
lemenin patlayc karmnn (zaman ve gelenek ta
rafndan kutsallatrlmayan yer deitirme, hare
ketlilik, mzmin eitsizlik) nerede olursa olsun klt
rel farkllamann olas atlaklarnn ve boluklarnn
187
peine dmesini salar. Zamann mikroplu eitsizlik
leriyle tam bir atma halinde olmasa da bu sre
iinde muhtemel geerli sanayi devletlerini tanmlaya
rak etkinlikle harekete geirilebilecek ulusuluklarn
ok az byle bir eyleme ynelir. Modernlemenin akn
tl dalgas dnyay sardnda, bu akm, u veya bu
zamanda hemen hemen herkesin, mutlaka haksz mu
amele grdn hissetmesine ve sulular da baka
bir "ulus'un insanlar olarak grmesine yolaar. Eer
bu kimse, kurbanlar da kendisi gibi ayn "ulus"tan
kimseler olarak tanmlyorsa bir ulusuluk domu de
mektir. Ve eer baarabilirse ki, hepsi bunu baaram
yor, o zaman bir "ulus" da bylece domu olur.
Ulusuluun modern dnyaya getirdii "yan snr
lar" ieren siyasal sistemin bir dier unsuru da ekono
mik rasyonalitedir. Stat deiiklikleri belirli ya da
zorlanm deil fakat gizli ve reddedilmi iken, toprak
snrlar izilir ve resmileir. Kt bir hreti olan ge
limi ekonomiler, kendi devletleri tarafndan etkin bir
ekilde korunmayan yeni domakta olan ekonomileri
abluka altna alr ve engeller. Ulusal devlet, sadece bir
kltrn deil ayn zamanda yeni ve balangta nazik
olan ekonominin de koruyucusudur. (Genellikle bir di
ni koruma konusunda kar kalmamtr). Eskiden
sadece kyller ya da sadece ehirli uzmanlardan olu
an bir tabakadan doan modern ulus rneinde devle
tin, etnik bir grubu dengeli bir ulusa dntrmek ve
ekonomisini gelitirmek yolundaki karlar tek ve ay
n grevin eitli ynleri haline gelir.
imdi sorumuz ulusuluun, gelimi ve belki de
bir anlamda tamamlanm sanayileme anda bal
ca g ya da genel bir siyasal zorunluluk olmaya de
vam edip etmeyeceidir. Ulusuluun, ekonomik by-
188
me konusundaki al henz giderilememi olduun
dan, bu soruya verilebilecek herhangi bir cevap ka
nlmaz olarak speklatif olacaktr. Speklasyona gir
menin de hereye ramen bir yarar vardr. ve top
lumsal hareketlilik iin byme belirtileri tartma
mzda ne kmt. Birok iin iletiim ile balants
nedeniyle glenen srekli i deiimleri, eylerin de
il anlamn ynlendirilmesi, en azndan bir miktar
toplumsal eitlik, ya da azalm toplumsal mesafe ve
standartlam ve etkin bir biimde paylalan bir ile
tiim ortamna ihtiya uyandrmaktadr. Bu etkenler,
modern eitlikilik ve ulusuluk altnda yatan etken
lerdir.
Doymu bir sanayi toplumu yeniden stabilize olup
hareketsizleirse ne olur? Bu sorunun klasik yaratc
bir deerlendirmesi Aldous Huxley'in Brave New
World adl eserinde bulunmaktadr. Doymu bir sana
yi toplumu gerekten de anlalabilir bir durumdur:
mmkn olan tm teknolojik yeniliklerin bir gn tke
neceini dnmek iin bir sebep olmamasna ramen,
bir noktadan itibaren daha ileri teknik yeniliklerin,
toplumsal yap ve genel olarak toplum zerinde an
laml bir iz brakamayacak duruma gelmesini dn
mek iin bir neden vardr. Bu nedeni, bir adamn, bir
raddeden sonraki zenginlikle artk yaam biimini ay
n zenginlemeye uygun bir biimde deitirmesinin
anlam kalmamtr yollu benzetmeye dayandrabili-
riz. Bu benzetme geerli ya da geersiz olabilir ancak
bu sorunun cevab konusunda emin olmak zordur. Ge
ni anlamnda insanolu iin zenginlie doyma a
henz ok uzak grlmektedir, bu nedenle de konu bizi
u anda acilen etkilemiyor.
189
Ancak tartmamzn byk bir ksmnn, dnya
ekonomik bymesine ve bylece de yeniliklere ve
meslek deiimine kendini adamann sonularna da
yandn belirtmekte yarar var. Tartmamz ayrca,
bolluk vaadine ya da genelletirilmi bir Danegeld'e
(vergilendirmeye) dayanan bir toplumun srekliliini
de ngrmtr. imdi geerli olmalarna ramen bu
varsaymlarn daima byle kalmalar beklenemez (by
le bir toplumun bir nkleer ya da benzeri felaketle yo-
kolabileceini dlasak bile). Kltrel olarak trde,
hareketli ve orta tabakada byk lde yaplamam
olan toplum, byk bir altst olu ihtimalini gzard
etsek dahi, ilelebet srmeyebilir; byle bir toplum ar
tk varln srdremediinde, ulusuluun toplumsal
temeli olarak ortaya koyduumuz ey gl bir biim
de deiime urayacaktr. Fakat bunu grmeye bizim
mrmz yetmeyecektir.
Daha ksa vadeli baktmzda, ulusuluun deii
me uramasn bekleyebiliriz. Daha nce de belirttii
miz gibi ulusuluun en ciddi aamas, endstriyel a
dan birletirilmi siyasal ve eitsel adan hak sahibi
olmu nfusla yeni dnyann eiinde durup da henz
ieriye girmemi bulunanlar arasndaki en mthi
fark dneminde olmutu. Ekonomik gelime ilerledike
bu fark darald (yine de ktmser iddialar olduunu
sylemeliyiz). Mutlak anlamda bu uurum bymeye
devam edebilir, fakat ayrcalkl olanlarla olmayanlar
bir dzeyin stne ktnda o kadar ciddi olarak his
sedilmez. Alkla yeterlilik arasndaki fark keskindir;
genellikle sembolik ve yapay olan sslerin daha az ve
ya daha ou ile yetinme arasndaki fark ise o kadar
byk deildir; hele hi olmazsa ismen eitliki bir sa
nayi toplumunda bu tr glerin hep ayn tarz olduu
dnlrse...
Ulusal hararetin mzminliinin azalmas atalet-
kart aznlklarn sahneyi terkedecei anlamna gel
memektedir. Onlarn modern dnyada kaderleri dai
ma trajik olmutur ve bu trajedilerin tekrarlanmaya
cana inanmak safdillik ya da kolayc ve istenmeyen
bir iyimserlik olur. Olgun bir sanayi toplumu yeleri
iin przsz bir iletiim ve przsz bir hareketlilik
ister. Birincisini elde edebilmek olgunluun kouludur;
sonuncusu kaypak bir grnmdedir. Hareketliliin,
varolduu yerlerde engellenmesi, sanayi toplumunun
en ciddi ve en isyankr sorunlarndan biridir. Uluslar
arasndaki servet farklar da artabilir, fakat, bu serve
te sahip olanlarla olmayanlar arasnda bir snr zaten
varolduundan bu gerilim ikiye katlanamaz; ulusuluk
bak sndan bu konu ddr. (imdilik, siyasal a
dan egemen olan tm bir "proletarya uluslar" snfnn
zengin uluslara kar toplu dmanl olasln bir
kenara brakyorum. Eer byle birey olursa, naslsa
bu ulusuluktan baka birey olacaktr. Yoksullarn
uluslararas dayanmasn ortaya serecektir.) yley
se, sanayi sisteminin yaylmasyla halklar arasndaki
zenginlik farklar eer azalrsa sonraki ulusulua ne
olacaktr? Bu sorunun cevab henz ak deildir, an
cak bizi uzak sahnelerden ok daha yakndan ilgilen
dirmektedir; nk nemli sayda lke sonunda bu
artlara erimitir. Hem teorik nermelerimizin belir
tilerine hem de somut, ampirik tarihsel kantlara ba
kabiliriz. Bunlarn byk bir ksm oktan elimizin al
tndadr. Herey aslnda sanayi kltrnn doasna
baldr.
191
S A N A Y K L T R -B R YA D A B R O K ?
Sanayi toplumlannda kltrn gelecei asndan
iki olas gr ve temsil ettikleri kutuplar arasnda
birok ortayolcu uzlama noktalar vardr. Benim dn
ya, tarihi anlaym ak ve basittir: insann byk
aamas, -avc/toplayc, tarm ve sanayi-, sorunlarm
z belirler ancak zm belirlemezler. Baka bir de
yile, Marksizm iki trl hataldr: sadece zarif, ekono
mik ve genel olarak kabul gren bu l aamay
(Comte, Frazer ya da Kari Polanyi gibi l birlik "tri-
nite" yanllar bunun unsurlarn doru tanmlayp ta-
nmlamasalar da haklydlar) arparak arttrmakla
kalmam, fakat hereydan fazla her aamada z
mn de sorun gibi belirlen ebildiini ileri srmtr.
Maddi hayatn retim biimi, hayatn toplum
sal, siyasal ve duygusal srelerinin genel ka
rakterini belirler... Geni hatlanyla Asya tipi,
eski, feodal ve modem burjuva retim biim
lerinden szedebiliriz. Bu retim biimleri
toplumun ekonomik oluumunun ilerici evre
leridir.^
Fakat genelde, toplumun eldeki ekonomik temelle
belirlenmesi geerli grnmyor. Ne avc ne de btn
tanm toplumlar birbirlerine benzerler. Marksist tarih
felsefesinin zellikle en bell yan, en nemli st-yap
zelliklerinin (devlet ve okuryazarlk) gerekten tayin
edici olan altyap deiimi ile, yani yiyecek retiminin
balad nokta ile balantl olmamasdr. Eer J a
mes Woodburn hakl ise, avc toplumlar kategorisi
1 K. Marx, Ekonomi Politiin Eletirisine Katk eserinin eitli
basklarndaki ve evirilerindeki nsznde.
192
iinde daha o dnemde nemli bir yapsal deiim ol
maktadr. Bu da, hemen elde edilen kazan ile gecikti
rilmi kazan diye ayrabileceimiz avc ve toplayc
ekonomilerdir. Geciktirilmi kazan, uzun vadeli bir
ykmllk iin ahlki ve kurumsal bir temel yaratt
ndan, o yndeki basklar ilerlik kazandnda ve
teknik aralar salandnda tarmsal gelime iin r
gtsel n-koullara sahiptir.1 Zamanla grevlerin b
lm, dnce eylem alkanlklar dourmaktadr,
bu da yiyecek retiminde alan bireyler arasnda rol
lerin srekli olarak uzmanlk kazanmasn mmkn
klar. Eer bu byleyse o zaman bir byk toplumsal-
yapsal deiim, nceki yiyecek retimine byk sra
y aamasndan nde gelir; hi phe yok ki dier b
yk yapsal deiim, yani devlet kurma bunu izler ve
herhangi bir biimde dorudan ya da tek bana buna
bal deildir.2 nsanolu, herkes iin elenceye zaman
olan avc-toplayc devletten sadece ynetici sekinle
rin elence zaman olduu tarm devletine ve sonra da
hi kimsenin elenceye zaman olmad bir i
ahlknn hkm srd sanayi devletine geti. Ya
da elence iin hi gecikme olmayan bir durumdan bi
raz gecikme olan, ve nihayet de sonsuza kadar gecik
me olan bir duruma getik.
1 J ames Woodburn, "Hunters and Gathers today and recons
truction of the past", E. Gellner (der.), Soviet and Western Anthro
pology, Londra ve New York, 1980.
2 Ampirik ya da teorik, Marksizmde toplumsal yap ile styap
arasndaki dzenli bir ilikinin doktrininin sorunlar ve toplumsal
gelimenin tek izgili bak as tekredildiinde, ortaya kacak va
him sorunlar Sovyet dncesinde belli bir lde deerlendirilmek
tedir. rnein baknz Eero Loone, Sovremennaia Filosofia slorii
(ada Tarih Felsefesi), Tallin, 1980, zellikle I V. Blm.
193
Demek ki, genellikle toplumun maddi olarak belir
lenmesi fikrini darda brakmalyz. Fakat bu sanayi
toplumu iin de uzun vadede byle deil midir? En
azndan sanayi toplumunun genel ekli onun retici
alt yaps tarafndan zgn olarak belirlenir mi? Cevap
yeterince ak deildir, avc ve tanm toplumlannn ter
sine ak bir kant tarafndan hi belirlenmemitir. Sa
nayi insannn eninde sonunda eski avc>ve kyl ata
lardan daha az toplumsal seeneklere sahip ol abi l ece
i sylenebilir. Tm sanayi toplumlannn eninde so
nunda birbirlerine benzeyecei tezi doru ol abi l i r ya
da ne olursa olsun sonunda byle olacaktr. zellikle
kltr ve ulusuluk balamnda ne bekleyebiliriz?
ncelikle bu akma tezini ele almak yerinde bir
hareket olabilir. Diyelim ki sanayi retim biiminin
zgn olarak toplumun kltrn belirledii bir du
rumla kar karyayz: ayn teknoloji, insanlan ayn
trden bir faaliyete, ayn hiyerari biimlerine srk
lyor ve varolan teknikler ve retim hayatnn gerek
lerinden dolay ayn tr elence biimleri ortaya k
yor. Farkl diller muhtemelen varlklarn srdrecek
lerdir: fakat onlardan beklenen toplumsal yararlar, sa
hip olduklan anlamlar daha geni bir biimde payla
lan sanayi kltr iindeki herhangi bir dille ayn ola
caktr.
Byle bir dnyada bir dilden dierine geen bir in
san yeni bir kelime haznesi renmek zorundadr, ben
zer eyler ve durumlar iin yeni kelimeler ve en kts
tamamen linguistik anlamnda yeni bir grameri ren
mek zorunda kalabilir; fakat tm bunlar insann uyum
salayabilmesi iin kendisinden beklenebilecek eyle
rin snrdr. Ondan yeni dnce biimleri istenmez.
Eski ve bilinen bir ihtiya iin yeni bir deyimi bulmak
194
tan baka bireye ihtiyac olmadndan emin bir bi
imde bir deyimler szl tayarak turistler gibi ida
re edebilir. Turist bir blgeden dierine gider ve bilir
ki, her birinde insann ihtiyalar oda, yemek, iki, pet
rol, turizm ofisi ve birka baka eyle snrldr. Ayn
ekilde, akma tezinin tamamen geerli olduu bir
durumda, kambiyo kurlarnn olduka istikrarl, sabit
ve gvenilir olduu iyi-ileyen bir uluslararas kav
ramsal sistem iinde diller aras uyum bir szel ere
venin yerine bir dierini koymak gibi basit bir i ola
caktr.
Bunda aka bir doruluk pay vardr. Sanayi top
lumu, karmak bir iblmne ve lke iinde olduu
gibi uluslararas dzeyde de bamlla sahiptir. zen
gstermelerine ramen ulusal devletler fazlasyla uz
manlamay ve dierlerine baml olmay sememele
rine ramen, i ticaret ve ona elik eden kavramsal ve
kurumsal akma ok fazladr. Kredi kartlarnn De
mir Perde lkelerinde geerli oluu ok nemli bir ko
nudur. nsan aklindakini serbeste szcklere dkeme-
dii lkelerde serbeste kredi kart kullanlabiliyor. En
azndan bir tek sosyalist lkede dolar yasal olarak kur
olabiliyor. Herkes tarafndan bilinen uluslararas ve
ideolojiler st bir genlik kltr var.
Sanayi anda ancak st-kltrler nihai olarak et
kin bir biimde varlklarn srdrebiliyorlar. Folk
kltrleri ve kk gelenekler ancak dil ve folkloru ko
ruyan toplumlarda yapay olarak yaayabiliyorlar. Da
has, sanayi toplumlarnn st kltrleri genelde st
kltrler arasnda zel bir yere sahiptirler ve tarm
toplumlarndan daha ok birbirlerine benzerler. Sana
yi toplumlar ortak bir kavramsal temele ve bilinli
olarak tm dnyay kapsayan bir ekonomiye baldr
195
lar. Bir zamanlar farkl ilahiyatlaryla, kltrel olarak
zgn ve zel kavramsal sistemlerinden derinden etki
lenmi eski st kltrlerden daha ok rtrler.
Btn dorular bu mudur? Eninde sonunda, etkin
sanayilemenin tketimiyle birlikte sadece iletiimin
yapay alametlerinin deiken olduu zamanlarda ve
szlerin ve eylemlerin semantik ve toplumsal ierii
nin blgesel deil uluslararas hale geldii zaman, kl
trler aras ve diller aras farklarn, sadece fonetik
farklara indirgeneceini mi dnmeliyiz? Eer byle
olsayd eitli "diller" arasndaki iletiim kopukluu
gzard edilebilecek kadar az olabilirdi ve dier yan
dan toplumsal boluun da, eitli linguistik ve klt
rel gemilerin atalet-kart, hareketlilii engelleyici
etkisi ayn ekilde nemsiz hale gelebilirdi. Bundan
byle de hibir ulusu engelleme kltrler aras dost
luu ve evrensellii bozamaz.
Baz blgelerde bir lye kadar buna benzer baz
durumlar olmutur bile: gelimi sanayi lkelerinin
st uzman katmanlarnn iyi yetitirilmi, her ikisi de
eit derecede incelikli olan yeleri, birbirlerinin lkele
rini ziyaret ettiklerinde pek rahatszlk duymazlar ve
gerek anlamnda birbirlerinin dilini ne kadar iyi kul
lanp kullanmadklarna aldrmakszn kolaylkla
uyum salayabilirler. Uluslararas irketlerde mutlu
lukla ibirliine girerler. Zaten birbirlerinin dilini ko-
numasalar bile "birbirlerinin dilini konuuyorlar "dr.
Bu dzeyde artk uluslararas bir i piyasas, karlkl
ii alverii balamtr. Fakat bu durum genelleebi
lir mi ya da genelleecek midir? Erken ulusuluun iti
ci gc olan entellektellerin, artk ulus devletleri
dnyasnn iinde olmalar bir tezat deil mi? Entel-
lekteller, bir zamanlarn uluslararas ruhban takm
196
ve ulemas gibi, en byk kolaylkla ve en az nyargy
la devletler arasnda gidip gelen kiilerdir.
Eer bu uluslararas hareket zgrl genelleirse
ulusuluk bir sorun olmaktan kacaktr; en azndan
kltrel farkllklarn dourduu iletiim kopukluklar
zemsizleecek ve artk ulusal gerilimlere yol amaya
caktr. Ulusuluk daimi bir sorun ve siyasal ve klt
rel snrlarn akmasnn neden olduu ulusal zorun
lulua kar kmaya yeltenen her ynetimin zerinde
sallanan Demokles'in klc olarak ortadan kalkacak ve
daimi ve ciddi bir tehdit olmaktan kacaktr. Esas ola
rak trde olan, semantik deil fakat sadece fonetik ve
yzeysel bir ayrma sahip dillerle farkllaan sanayi
kltrnn bu hipotetik evrensel sreklilii iinde,
ulusuluk a, gemiin bir olgusu halini alacaktr.
Ben bu olgunun bir gn geeceine inanmyorum. Bu
noktada J . F. Revel'i izleme eilimindeyim.
Les peuples ne sont pas tous les mmes. I ls
ne l'taient pas dans la misre, ils ne le sont
pas dans le luxeA
(Uluslarn hepsi birbirine benzemez. Yoksulluklar
da farkldr, lksleri de.)
Sanayi retiminin, zgn bir bilimin, karmak
uluslararas bamlln ve sregelen iliki ve iletii
min yaratt ortak basklar, hi phesiz imdiden bir
miktar grdmz belli bir lde evrensel bir klt
rel akma yaratacaktr. Bu da, kltrel ayrlktan
doan iletiimsizlii, daha ok ve daha az ayrcalkllar
arasndaki gerilimi trmandran olduka nemli bir et
ken olmaktan karacaktr. (Dier atalet-kart zel-
1 J .F. Revel, En France, Paris, 1965.
197
likleri, gerilimleri arttrp tahrik etmekten alkoyma-
yacaktr.) Vatandalarnn byk ounluunun, ha
kim ve ekonomik adan etkin st kltre eriebilmek
iin olduka iyi ve pek eitsiz olmayan imkanlarnn ol
duu gelimi lkelerde, varolan eitsizliklerin su y
zne kmad ve bir kltrel ve etnik a tarafndan
siyasal olarak harekete geirilmedii yerlerde, bir mik
tar ikincil kltrel oulculuk ve eitlilik tekrar orta
ya kabilir ve siyasal adan zararsz olabilir. Genel
anlamda bir gelime ve sosyal canllklara eit imkan
larla eriebilmeye benzer bir durum var olduunda, il
gili kltrler ya da ortak bir tarihe sahip bulunanlar,
dosta birarada yaayabileceklerdir. svire'de Gris-
sonlarn yaad Kanton'daki dil okluu, bu kanto
nun siyasal birliini bir gerilime srklemi grnm
yor. Ayn ey Bern kantonu iin sylenemez; burada
J ura halk Almanca konuan birimden, svire Konfe
derasyonunun yeniden organize edilmesini atmaya
da girerek salayacak derecede ikayetiydi.
Fakat, iki byk, siyasal adan yaayabilir, bam
szl hakeden kltrlerin tek bir siyasal at altnda
birarada yaamasn ve tek bir siyasal merkezin her
iki kltr de mkemmel ve tam bir tarafszlk iinde
koruyup bu kltrlere hizmet verebilmesini dnmek
hl zordur. Ulusal devletlerin eitli artlar altnda
koruyabilecekleri egemenlik dzeyi nceden kestirile
bilir. Birlemi Milletler, blgesel konfederasyonlar ve
ittifaklar gibi rgtlerin zorla dayatt egemenlik k
stlamalar bu almamzn konusu deildir, burada
tartlmas hi gerekmez. Fakat benzer bir ekonomik
temele sahip olmalarna ramen kltrel yaam biim
leri ve iletiim arasndaki farkllklarn, ayr bir hiz
meti ve dolaysyla egemen olup olmadklarna bakl
makszn ayr kltrel-siyasal birimleri gerektirecek
198
kadar byk kalacaklar yolunda gl bir eilim g
rlmektedir.
Dier an ihtimale ne demeli? Dier kutup, en az
sanayi ncesi kltrler iin ileri srlen bir orantsz-
lk ve uyumsuzluk derecesinin varolduu duruma te
kabl eder. Antropologlar ve dierleri tarafndan sana
yi ncesi kltrlerin ne denli tamamiyle orantsz ve
kendi kendine yeterli bulunduunun hi bir ekilde
ak olmamas bu soruyu karmaklatrmaktadr.
Son zamanlarda moda olan karlatrlamazlk te
zini an biiminde yle aklayabiliriz: her kltr ya
da yaam biiminin kendiliinden deil gereklerden
tr kendi standartlan vardr ve hi bir kltr, baka
bir kltrn standartlar ya da evrensel ya da kltr
ler st olduunu iddia eden standartlar (byle yksek
ve dsal kurallar mevcut deildir) tarafndan redde
dilmek bir yana meru bir biimde yarglanamazlar bi
le. Bu tutum genellikle, eski inan ve gelenekleri aklc
eletiriye kar savunan ve bamsz ve evrensel aklc
standartlar grnn bir efsane olduunu iddia eden
romantikler tarafndan bir nerme olarak ileri sr
lr. Bu ekliyle byle bir tutum, bir kltrn, baka
bir kltrn siyasal idaresine boyun emesinin daima
haksz olduunu aka varsayd mddete zehirli
bir ulusuluk anlamn tayacaktr.
Karlatrlamazlk tezinin tanm toplumlarna da
hi uygulanabilirlii konusunda derin phelerim var.
Bu tezin, kltrler aras iletiimin ya da tanm ve sa
nayi kltrlerinin karlatrmal deerlendirmesinin
mmkn olduunu reddetmek iin meru bir biimde
kullanlabileceine inanmyorum. Karlatnlamazlk
tezi, mmkn olabilirliini ksmen, dtan mantken
199
\
bozulamayacak, ite ise kendi kendini srekli kantla
yan bir biimde yaplanm ge tanm toplumlannn,
kendini-mutlaklatran ve afaroz-edilemeyen resmi
dinleri ok ciddiye alan eilimlerine borludur. Liberal
eilimlere sahip kiilere artk itici gelen bu saygnl
olmayan zelliklere ramen, bu dinlere bal bulunan
lar, ok reklam yaplan at gzlklerini amay pratik
te renmilerdir. Bunlar kavramsal olarak ift dile
sahiptirler ve gemite de sahiptiler ve karl olan
dan olmayana kolaylkla ve evkle gemeyi bilirlerdi.
Grnte tek doru bizimdir deyip doruyu tekelleri
ne alan dinlerin grevlileri, hereye ramen Dnya Ki
liseler Konseyinin tartmalarna dosta katlmakta
drlar. Rlativizmi amay nasl becerebileceimiz so
runu ilgin ve zordur ve tabii ki burada zmlenme
yecektir. Halbuki, burada sz konusu olan, bizim bu
nun stesinden gelmeyi u ya da bu ekilde baard
mz ve bir dizi kltr kozasnn ya da kurallarnn
iinde hapsolup aresiz kalmadmzdr. Ve ok belli
nedenlerden dolay (ortak kavramsal ve retim temel
leri ve ok arttrlm toplumlararas iletiim) sanayi
insannn tanm insanndan daha az yerel kltre esir
olduunu dnebiliriz.
Bu konuda doru, bana, ortada bir yerde duruyor
gibi geliyor. leri sanayi toplumunun ortak ekonomik
altyaps ve bunun kanlmaz belirtileri, insanlann
kltre baml olduklarn, kltrn olduka geni
alanlarda bir standardizasyona gereksinim gsterdii
ni ve merkezi aygtlar tarafndan korunup hizmet ge
rektirdiini gstermeye devam edecektir. Baka bir de
yile, insanlar ie alnabilirliklerini ve toplumsal ka
bul edilebilirliklerini, akrabalk ve yerel kurumlar ta
rafndan temin edilemeyen srekli ve karmak bir
200
eitime borlu olmaya devam edecektir. Bu byle oldu
una gre, siyasal birimlerin ve snrlarn tanmlan
mas, kltrlerin dalmn kolaylkla gzden uzak tu
tamayacaktr. Bylelikle, ufak ve zararsz istisnalar
dnda, ulusuluun siyasal birim ile kltrn ak
mas yolundaki zorunluluu geerli olmaya devam ede
cektir. Bu adan baktmzda insan, ulusuluk a
nn sona ereceini beklememelidir.
Fakat ulusu elikinin keskinliinin azalmas bek
lenebilir. Bu elikiyi keskinletiren ey, erken sanayi
lemenin ve bu sanayilemenin dalmnn dzensizli
inin yaratt toplumsal uurumlard. Bu toplumsal
uurumlar belki de, tanm toplumunun gz krpmadan
tahamml ettiinden daha kt deildi, fakat artk
bunlar uzun mr ve grenek tarafndan yumuatlm
ve merulatrlm da deildi. Ve bir bakma eitlik
iin umut ve beklentiyi tevik eden ve hareketlilik ge
rektiren durumlarda ortaya kyordu. Ne zaman ki
kltrel farkllklar bu uurumlarn hudutlarn belir-
lerlemek iin kullanlrlar, ite o zaman geekten de
bir sorun vardr. Bunu yapmadklar zaman pek birey
olmad zaten. Olduka istikrarl tarm toplumlannda
devletler kurulduunda, "uluslar", etnik gruplar ulus
u deillerdi. Ne kadar ezilip smrlseler de snflar,
kendilerini "etnik olarak" tanmlayamadklan zaman
siyasal sistemi alaa etmediler. Ancak bir ulus bir s
nf yani aslnda hareketli olabilecek bir sistemde gr
nen ve eit olmayan bir biimde dalm bir kategori
haline geldiinde siyasal bakmdan bilinli ve aktif
olabilir. Ancak bir snf "bir ulus haline gelirse, o za
man kendi iinde bir snf olmaktan kendi iin bir snf
ya da kendi iin bir ulus haline gelir. Ne uluslar ne de
snflar siyasal katalizre benzemiyorlar: sadece ulus-
201
snflar ya da smf-uluslar byle olabiliyor.
Marksizmi kurtarmaya, yeniden skp karmaya
ya da kefetmeye uraan ilgin bir yazar bu gerei
kabul ediyor.1Ge sanayi toplumu artk etnik zellik
ler tarafndan harekete geirilebilecek bylesine derin
toplumsal atlaklar oluturmuyor. (Ge sanayi toplu
mu ak eitlikiliiyle grnr bir biimde elien,
"rk" gibi atalet-kart zelliklerden gelebilecek zor
luklarla karlamaya devam edecektir bazen de bun
lar trajik olacaktr.) Ge sanayi toplumlar, yapay ol
duklar ve insanlar arasnda gerek engeller yaratma
dklar srece kltrel farkllklara, varolabildikleri
yerlerde sayg duymak zorunda kalacakt. Ki bu du
rumda kltrler deil engeller sorun yaratmaktadr
lar. Eski folk kltrlerinin, yaldzl bir paket iinde su
nulmann dnda yaamaya devam etmesi pek mm
kn olmamakla birlikte bazen olduka eitli olan st
kltrlerin uluslararas oulluu hi phesiz (ne
mutlu) bizlerle yaamaya devam edecektir. Onlar s
rekli yaatmak iin yaplan altyap yatrmlarna gve
nebiliriz. Ksmen, bir ok lke bu kltrlerin snrlar
na kendilerini uyarladklarndan dolay ve ksmen de
ulusal zorunluluk, gelimi lkelerin nadiren arszca
kar kabilecekleri bir saygnla yaygn bir biimde
sahip olduklarndan ve ulusulukla yzlemekten
mmkn mertebe kandndan; ite bu eitli neden
lerden, ge sanayi toplumu (eer insanolunun bunun
keyfini karmaya mr yeterse) daha sessiz ve daha
sakin bir ulusuluun iinde varolabilecei bir toplum
olabilir.
5 Naim, The Break-up of Britain.
202
ULUSULUK VE DEOLOJ
Ulusuluu ele almzn belirgin bir zellii, ulus
u fikirlerin tarihine ve tek tek ulusu dnrlerin
katklar ve nanslarna kar bir ilgisizlik olmutur.
Bu konudaki birok yaklamla karlatrldnda bu,
belirgin bir ztlktr. Bu tavr, tarihte dncelerin ro
lne kar beslenen genel bir nefretten domuyor. Baz
dnceler ve inan sistemleri aslnda nemli bir fark
yaratr. (En byk etkiyi yaratan eylerin iyi fikirler
olmas art deildir. Baz fikirler iyidir bazlar kt
dr, ve bazlar nemli bir iz brakrlar, bazlar ise b
rakmazlar. Bu iki ztlk arasnda sistematik bir iliki
yoktur.) rnein Hristiyanlk ve Marksizm olarak bili
nen dnce sistemlerinin her ikisi de arzi idi: Her
ikisinin de temalardan oluan bir yaps var. Bu yap,
iine doduklar durumdan meydana km olabilir,
fakat ayn zamanda, bu yapya, bir ismi ve bir tarihi
gereklii ve sreklilii olan zel bir bileim olarak b
tnln bir dizi dnr ya da vaiz kazandrd.
Temalara uygulanan seicilie ramen bu btnlk
bir lde varln srdrmtr. Dahas bu inan sis
temleri bir kez ortaya ktklarnda, bunlann doktrin
lerini (veya bazlarn) byk bir ciddiyetle ele alan ve
203
kararllkla uygulayan toplumlar zerinde hkm s-
rebilmilerdir. Bu byle olduuna gre eer bu toplum-
larn kaderini anlamak istiyorsak bazen bu toplumlara
hakim olan inan sistemlerine biim veren dnrle
rin kelimelerine, doktrinlerine ve tartmalarna daha
dikkatli bakmak zorundayz. rnein Marx ve Engels'i
1870'lerde etkilemi olan, geri toplumlardaki komnal
ruhun yaayabilmesi ve korunmasnn koullan zeri
ne zel etnografik doktrinler, Marx'in dncesinde
ok canalc bir biimde biraraya getirilmitir ve belki
de bunun Sovyet tarm politikas zerinde tayin edici
ve feci bir etkisi olmutur.
Fakat bence, ulusuluk olgusunda ayn durum sz-
konusu deildir. (Bu, tartma gtrmez nemine ra
men balangta, ulusuluun neden akademik siyasal
dnrlerin ilgisini pek ekmemi olduunu akla
maya yardmc olabilir: ellerinde, dilerini geirebile
cekleri iyi doktrinler ve eserler trnden malzemeler
isterler.)1 Bunun nedeni, bir bakma, ulusuluun pey
gamberlerinin dnce retme bakmndan Birinci
Kmenin yaknlarna bile gelemediklerinden deildir.
1 Ulusuluun nemi ve bu konuda dnce alannda yaplan
iler arasndaki orantszla Profesr Eric Hobsbawn'in "Some Ref
lections on Nationalism adl makalesinde iaret edilmitir. I magi
nation and. Precision in the Social Sciences, Essays in Memory of
Peter Netti, T J . Nossiter. A.H. Hanson ve Stein Rokkan (derleyen
ler), Atlantic Heights, NJ , 1972. Hobsbawn, bu makalesinde D.
Mack Smith'in I I Risorgimento adl yaptndan, Mazzini'nin, Avru
pa'nn gerektii gibi ulusu rgtlenmesi konusundaki -daha byk
bir svire biiminde Slovenya'y ieren ve Macarlan, RomanyalI lar
ve ekleri Hersek ile birletiren- baz tuhaf grlerine atfta bulu
nuyor. Gene de Mazzini, talya dnda kltrel duyarllktan ziya
de lek ekonomileri ve toprak btnl konularnda daha akla
yakn grnmekteydi.
204
Sadece bu bile bir dnrn tarih zerinde ok b
yk, gerek ve canalc bir etkisinin olmasn engelle
mez. Birok rnek bunu kantlamaktadr. Ancak bu
dnrlerin varlnn pek birey deitirmediini de
sylemeliyiz. Biri dtnde hemen bir dieri onun
yerinde bitiyordu. (Kendileri de buna benzer bir laf et
mekten holanrlar ama bu anlamda deil.) Hi kimse
vazgeilmez olmad. Ulusu dncenin kalitesi bu tr
yedeklerle pek deiemezdi.
Onlarn esas doktrinleri incelemeye bile demez.
Dorudan ve kanlmaz olarak, ortak toplumsal duru
mumuzdaki balca deiimden ve toplum, kltr ve
ynetim arasndaki genel ilikideki deiimden ortaya
kan bir durumla kar karya gibiyiz. Tam da bu ol
gunun grnts ve yerel biimi byk lde hi p
hesiz incelenmesi gereken yerel artlara baldr; fakat
ulusu doktrinin nanslarnn bu koullar deitirme
de nemli bir rol olduunu dnmyorum.
Genel anlamnda, ulusu ideoloji yaygn bir yanl
bilinlilik iindedir. Ulusuluun efsaneleri gerei alt
st etmitir; gerekte bir st-kltr biimlendirirken
folk kltrne dayandn iddia eder; gerekte ano
nim bir kitle kltrn ina etmeye alrken eski
folk toplumunu koruduunu ne srer. (Ulusuluk n
cesi Almanya, ou krsal kesimden olan eitli toplu
luklardan oluuyordu. Ulusuluk sonras Almanya ise
esas olarak bir sanayi ve kitle toplumudur.) Ulusu
luk, kendini, herkesin eriebilecei ve ancak ters bir
krlk tarafndan ihlal edilebilecek belirgin ve ak bir
ilke olarak grr. Olabilirliini ve zorlayc tabiatn
ise, ancak, imdi biraraya getirebildii fakat insano
lunun ouna ve tarihe yabanc olan bir dizi zgn ko
ula borludur. Ulusuluk devamll vaaz eder ve sa
205
vunur, fakat hereyi, insanlk tarihindeki tayin edici
ve laf edilmeyen gerek bir kopua borludur. Klt
rel eitlilii vaazeder ve savunur ancak, hem ite hem
de daha az da olsa siyasal birimler arasnda trdelii
zorla kabul ettirir. Kendini alglay ile gerek tabiat
tersten ilikilidir, dier baarl ideolojilerde eine
rastlanmayan sahte bir tertibi vardr. Bunlardan dola
y bana yle geliyor ki, genel anlamnda, kendi pey
gamberlerinin almalarndan ulusuluu pek rene
meyeceiz.
Dmanlan zerinde alarak daha fazla renebi
lir miyiz? Belki biraz daha fazla, ancak ok dikkatli ol
malyz. Dmanlarn tek yaran bence, ulusuluu,
kendi deerlendirmesi, kendi kavramlar ve kendi
akl erevesinde ele almamay bize retmeleridir.
Bunun tersini yapmak, yani ulusuluu kendi iinde
deerlendirmek, modem koullara ok derin bir biim
de sinmitir. nsanlann, kltrel olarak benzer yneti
ciler ve ynetilenlerden meydana gelen trde kltrel
birimler iinde yaamas gerektiini bir kural olarak
kabul ederler ve bunun inenmesi bir skandal olur.
Bu yaygn kandan bir ok neticesinde kurtulmak in
sann kretmesi gereken bir durumdur. Gerek bir
aydnlanmadr.
Ancak Elie Kedourie'nin batan sona yapt gibi
ulusuluun ilan edilmi dmann takip etmek ve
ulusuluu, raslantsal olarak Avrupal dnrler ta
rafndan ortaya atlm bir ihtimal, gzard edilebile
cek bir sapma olarak grmek de ayn derecede feci ola
bilir. Ulusuluk, yani trde kltrel birimlerin temel
leri olan siyasal hayatn ve ynetenlerle ynetilenlerin
zorunlu kltrel birliinin ilkesi, ne eyann tabiatn
da, ne insanlann kalplerinde ne de genel olarak top
206
lumsal hayatn n koullarnda yazldr. Bunun byle-
ce yazl olduunu dnmek, ulusu doktrinin kendi-
iinde-tutarl olarak piyasaya srmeyi baard ulus
uluk doktrininin sahteliidir. Fakat ulusuluk, ulus
ularn ileri srdkleri gibi bir doktrin deil de bir ol
gu olarak bir dizi toplumsal koulun iinde vardr; ve
bu koullar bizim zamanmzn koullardr.
Bunu inkr etmek, en azndan ulusuluu kendi
kavramlaryla kabul etmek kadar byk bir hata olur.
Bylesine geni ve yaygn bir gcn, birbirleriyle hi
bir ilintisi olmayan noktalarda bylesine kuvvetle ve
kendiliinden parlayan ve yalayp yutan bir orman
yangnna dnmesi iin ok az yellemeye gerek du
yulan byle bir alevin sadece feylozoflann ar derece
de uuk kafa patlatmalarndan kaynaklandn ne
srmek biraz tuhaftr, iyi de olsa kt de olsa bizim fi
kirlerimiz nadiren bunlarnki kadar gldr.
Ucuz kt, bask, yaygn okur-yazarlk ve kolay ile
tiim anda birok ideoloji doar ve bizim admza re
kabete girer; ve bu ideolojiler, tabiatn ulusuluk pey
gamberlerine bahettiklerinden daha fazla edebi ve
propaganda yeteneklerine sahip bulunan kiiler tara
fnda formle edilir ve yaylr. Buna ramen samal
n bu dier biimleri, insanlk zerinde ulusulukla
hibir ekilde llemeyecek kadar az iz braktlar. Bu
nun sebebi daha az edebi yeteneklere sahip olmalar
deildi. Bir ans ii olarak da grlemez; bu deney
dnyann o kadar ok yerinde birden tekrarlanmtr
ki, eer ii ans ynetseydi insan rahatlkla, bir yerde
bir doktrinin dier yerde bambaka bir doktrinin h
km srd ok daha alacal bulacal bir model bek
lerdi. Fakat durum byle deil: olaylarn ak birok
yerde ok benzer durumlar gsteriyor. Ve amzn ge
207
nel toplumsal artlaryla bu ok hakim olan akm ara
sndaki ak ve belirgin balantnn izini srebildiimi-
ze gre, onsekizinci ve ondokuzuncu yzyllarn bala
rnda Avrupa entellektel kaprisinin bir oyunu tara
fndan ortaya atlan geliigzel bir fikrin raslantsal
cazibesi yerine bu ba vurgulamaya rahatlkla hak
kazanm saylrz.
Dier hareketlerde pek byle olmamakla birlikte
ulusuluk olaynda, fikrin ya da fikirlerin gerek tak
dimi, kimin ne syledii ya da yazd pek farketmez.
Ne art altnda olursa olsun esas fikir o denli basit ve
kolaydr ki, herkes her zaman bunu uydurabilir. Ulus
uluk fikrinin, ulusuluu her zaman doal grmesi
nin ksmen nedeni budur. nemli olan hayat artlar
nn bu fikri, birok baka durumda olduu gibi sama
grmek yerine zorlayc klp klmaddr.
Bu balamda, ulusuluk fikrinin yaylmas srasn
da iletiimin oynad rol hakknda bireyler syleme
ye deer. Bu kavram en azndan bilinen tek bir yaza
rn ulusuluk tahlilinde ok nemli bir rol oynar1. Fa
kat ulusuluk ile modem iletiimin kolaylklar arasn
daki balantnn genelde takdimi biraz yanltcdr. Bir
fikrin (ulusuluun) kendiliinden bir yerde bulundu
u ve sonradan yazl anlatmla ve transistor ve dier
iletiim aralaryla, bunlarla donanmam bir ada
hibir ey hissetmeyecek olan ok uzak vadilerde kendi
kendine yeterli kylerde ve kamplardaki dinleyicilere
ulamasnn saland izlenimi uyandrmaktadr.
Bu, soruna bakmann tamamen yanl bir yoludur.
1 K.W. Deutsch, Nationalism and Social Communication, New
York, 1966.
208
letiim arac kendisine ilenmi fikri nakletmiyor. Bu
aralara ilenenler pek az deer tayor: nakledilen
zel mesajlarn iine konann ne olduuna baklmaks
zn ulusuluun ekirdek fikrini otomatik olarak dou
ran aslnda iletiim aralarnn kendileri yani soyut,
merkez, standartlam ve bir kiiden ouna ulaan
iletiimin yaygnldr. En nemli ve kalc mesaj, or
tamn kendisiyle, modern hayatta iletiim aralarnn
sahip olduu rolle yaylan mesajdr. Bu ekirdek me
saj, nakledilenlerin dilinin ve slbunun nemli oldu
udur, ancak bunlar anlayanlarn ya da bu anlaya
sahip olanlarn ahlki ve ekonomik toplulua kabul
edildii, anlamayanlarn ve buna sahip olamayanlarn
darda braklddr. Btn bunlar kristal gibi ber
raktr ve bu tr bir toplumdaki kitle iletiiminin yay
gnlndan ve canalc rolnden ortaya kar. Tam ola
rak sylenenin deeri azdr.
Koullarn ne ekilde deitii, bir zamanlar tuhaf
olan bir fikrin zorlayc ve grnrde ak bir fikre d
nmesi belki de en iyi bir biimde Kedourie'nin u
nemli sonu szleriyle anlatlabilir:
Halkn savunmasn salayacak tek lt, ye
ni yneticilerin daha az yoz ve haris ya da da
ha ok adil ve merhametli olup olmad deil,
herhangi bir deiimin olup olmad yani l
keyi terkeden yneticilerden sonra da yolsuz
luun, agzlln ve zulmn yeni kurban
lar bulup bulmaddr. (G. Kedourie, Natio
nalism, s. 140)
Profesr Kedourie'nin bylesine bir belagatla sordu
u soru, tarm toplumunda yaayan herhangi bir e
hirlinin, bir sabah yerel paann alaa edilip yerine
209
tamamen yenisinin getirildiini iittii zaman kendi
kendine sorabilecei bir sorudur. Eer o anda kars
kendisine yeni paann evinin zel ortamnda hangi di
li konutuunu sorar ise -Arapa m, Trke mi, Fars
a m, Franszca m yoksa ngilizce mi?- zavall ehirli
ona keskin bir bak frlatacak ve karsnn o anki l
drm durumunu da grerek yeni zorluklarla nasl ba-
edeceini dnmeye koyulacakt. Belki de karsn
bu durumda ciddi akli dengesizlikler konusunda uz
manlam bir trbeye yollayacakt.
Kedourie tarafndan ne karlan bu sorun, gerek
ten de hkmetin ekonomi ve toplumdan ayr bir yer
de durduu, her ikisi arasndaki kltrel devamlln
bir anlam bulunmad ve alntdan da aka anlal
dna gre, insann, saygn, katlmc ve temsili bir
hkmeti deil fakat, ancak merhametli ve adil bir h
kmeti umud edebilecei toplumlarda bir anlam tar.
(yleyse, btn bunlar tamamen hayali emeller mi
dir?) Ancak ayaklar yere basmayan Avrupal katiple
rin kelimelerinin saa sola yaylmasndan daha nemli
bir ey olmal ki, bir zamanlar ehirlinin karsnn
aka delilik gibi grnen sorusu bugn herkesin ka
fasnda en nemli yeri tutan bir soru halini almtr.
Gerekten de bireyler olmutur. Ekonomi artk iinde
yer alanlar arasnda ve kendileri ile hkmet arasnda
yaygn ve kesin bir iletiime ihtiya duymaktadr ve
eitsel ve kltrel altyapnn korunmas hkmetin
balca grevlerinden biri haline gelmitir. Bylece bir
zamanlar ok ilgisiz bir konu gibi grnen Paann di
li, yeni iktidarn kimlere arka kp kimleri darda b
rakaca noktasnda tayin edici bir iaret halini alm
tr.
210
Daha sonraki bir kitab olan, Nationalism in Asia
and Afri ca'da (1970) Kedourie, dnyadaki Avrupa s
mrge egemenlii konusunda sorular sormaktadr. Bu
sorular hakl olarak, Nationalism kitabnn sonunda
nerdii sorudan tamamen ve nemli bir biimde fark
ldr. Kitabnda, Avrupal istilaclarn, ele geirdikleri,
artk gerekli zelliklere ve yeteneklere sahip bulunan
halklar eit grmeyi baaramadklarn uzun uzadya
ele almakta ve bu dlamann, en azndan Avrupa y
netiminin kendisinin nayak olduu ulusu kar k
may rettiini kantlaryla deerlendirmektedir. Bir
eletiri unsurunun varln hissetmek pek zor olma
masna ramen bunun gerekte bir eletiri mi yoksa
bamsz bir tehis mi olduu pek belli deildir; eer
eletiri ise yneticiler hakknda artk merhametleri ve
zorbalklar dnda bir sorunun sorulmakta olduunu
gstermektedir.
Yeni soru, yneticilerin, hareketli bir toplumu yani
yneticilerle ynetilenlerin kaynaarak bir kltrel de
vamllk oluturduklar bir toplumu idare etmeye he
vesli ve yetenekli olup olmadklardr. Benim tart
mamda bu nokta, modern artlarda her yneticiye so
rulmas gereken ve eski soruyla btnleerek onu b
yk lde glgeleyecek olan canalc bir sorudur. Fa
kat bu zel modern koullar olmadan neden yneticile
rin dlamalar bir yeteneksizlik ya da bir zayflk ola
rak grlmektedir? Romallar ve Grekler gibi eski y
neticiler zaman zaman aklktan yana olabilirlerdi
(ancak Romallar yeni ele geirdikleri blge halklarna
alelacele zgr Roma vatandal vermemilerdir); fa
kat biroklan gerekten zdrapl mcadeleler verme
den byle olamyorlard. Tam tersine, geleneksel ko
ullarda, yneticilerin kolay tammlanabilirlikleri ve
211
yalnzlllan ounlukla istikrara yolaan byk bir
avantaj tekil etmitir. Pazarla iie gemi olmalarna
ramen Memlkler bundan bir snf olarak yararlana
madlar. Neden dlama birdenbire byle feci bir ey
haline gelmi ve neden bylesine ldrc, yaygn ve
ortak bir direnie yolam olsundu ki?
Cevab Kedourie'nin kendisi veriyor:
Avrupa'nn, srekli genileyen dalgacklarla
tm dnyaya yaylan ve bu toplumlar doru
dan Avrupa hakimiyetini yaam olsalar da
olmasalar da Asya ve Afrika'daki geleneksel
toplumlara huzursuzluk ve iddet getiren de
rin kkl bir alkantnn kayna ve merkezi
olduu inkr edilemez... Geleneksel toplumla-
nn bu ufak paralara bln ve kendi-
kendine-yeterli ekonomilerin bu kabak iei
gibi al...
ma edilen modern retici yntemler ve toplum sz
konusu olduunda ne tr bir yeniden rgtlenmenin
mmkn olabilecei sorusuyla, zaten pek kar dura
mayacamz bu noktay kuvvetlendirecek olursak, o
zaman, insan, modern ulusuluu ideolojik bir kaza ya
da basit bir honutsuzluun meyvesinden daha fazla
birey haline getiren ve ayrntlarnda olmasa bile ge
nel biiminde bir gereklilik olarak gsteren bir cevapla
ortaya kabilir.
Ksa ve doal olarak eksik bir ulusuluk teorileri
listesi vermek yararl olabilir:
1) Ulusuluk doal, kendi-iinde ak ve kendini ye
niden retebilen bir eydir. Eer yoksa, bu zorlu bir
bask nedeniyledir.
212
2) Hibir zaman formle edilmeye ihtiya duyulma
yan ve pimanlk uyandran bir kaza gibi grnen fi
kirlerin yapay bir sonucudur. Siyasal hayat sanayi
toplumlannda dahi onsuz olabilir.
3) Marksizm tarafndan benimsenen Yanl Adres
Teorisi: ayn ii Mslmanlarn Cebrail'in, Aliye veril
mesi gereken mesaj Muhammed'e vererek bir hata
yaptn savunduklar gibi, Marksistlerin de tarihin
ruhunun ya da insanolunun bilincinin feci bir bnlk
yaptna inanmak istemeleridir. Uyarc mesaj snf
lara yollanmak isteniyordu fakat korkun bir posta
hatasyla uluslara yolland. imdi devrimci eylemciler
mesaj yanllkla alm olanlar bu mesaj ve ierdii
evki, doru ve yollanmas gereken adrese geri verme
leri konusunda ikna etmek durumundadrlar. Hem
kendini hakl gren hem de bu mesaj gaspetmi bulu
nan alcnn bu gereklilii yerine getirmeyi pek isteme
mesi eylemciyi byk lde sinirlendirmektedir.
4) Karanlk Tanrlar: Ulusuluk kan ve topran
ceddani glerinin yeniden ortaya kdr. Bu gr
hem ulusulua ak olanlar hem de ondan nefret
edenler tarafndan kullanlmaktadr. Birincileri bu
glerin hayat verdiini kincileri ise barbarlk olduu
nu dnmektedirler. Gerekte, ulusuluk a insan,
dier alarn insanlarndan daha iyi ya da daha kt
deildir. Daha iyi olabileceine dair ufak bir kant da
vardr. ledii sular dier alarda ilenenlerle ayn
dr. Ancak daha grnr bir durumdadrlar nk in
sanlar artk daha ok artmakta ve daha gl tek
nolojik aralardan yararlanmaktadr.
Bu teorilerin hi biri uzaktan yakndan savunula
maz.
213
K M N U R E M B E R G 'D E N YAN A?
Ulusuluun ideolojik ya da doktrinel tarihinin
ulusuluu anlamak iin olduka ilgisiz olduu gr
ne inanm bir yazarn belki de ulusuluun entellek-
tel gemiine ait tartmalara girmemesi gerekir.
Eer ulusuluun hibir doktrinel gemii yoksa neden
onun soy aacnda kimin kayda deer olup olmadn
tartyoruz? Gene de, Kedourie'nin ulusuluun ideal
kkenleri konusunda yapt etkileyici deerlendirmesi
zerine baz grler belirtmeye ihtiya vardr.
Hegel'in acaip, st kapal temize karma abasn
bir yana brakrsak, artc ve haksz grnen ey
Kant'm ithamdr. Aslnda kendi-kaderini-belirleme
kavram Kant'm dncesinde ok nemli bir yer tu
tar. Kant'm sorunu hem bilimsel hem de ahlki bilgi
mizi dorulamakt (ve snrlandrmakt). Bu sonucu el
de etmek iin kulland balca felsef ara, bizi yn
lendiren kavramsal ve ahlki ilkelerin kanlmaz ola
rak kendi kendini dourduu yolundaki iddiasdr. D-
arda bulunabilecek bir otorite ya da kant olmadna
gre bu ierde olmaldr.
Bu onun dncesinin ekirdeidir. Birlikte yaad
mz ilkelerin otoritesi kafalarmzn, kanlmaz ola
rak bu ilkeleri douran belli bir yaps olduu gere
inde yatmaktadr. Bu da bize, dier baka eylerin
yansra bir tarafszlk ahlk ve hakl olarak doada
istisnas olmayan bir dzenlilik bulma umudu vermek
tedir. Dzenli bir ahlk ve dzenli bir bilim, bylece
her ikisi de vaadedilmi oluyor. Kafalarmzn yaps
nn bahedilmi ve deimez oluu, bizi, bilimin ve
ahlkn bu temellerinin bir kaprisin merhametine tes
lim edilmesi, ya da bir bataklk haline gelmesi korku
214
sundan kurtarmaktadr. Aslnda bu ilkeler sadece in
sanlardan kaynaklanmasna ramen bu konuda insan
lara gvenilebilir ve bu insanlar gvenli bir temel
oluturabilir. Bu ilkeleri karlkl saygya ramen tek
tek benimseme sorumluluunu yklenenlerin bizler ol
mas, Kant kendi iindeki mantky ve protestan
iten geri ekilme korkusundan kurtarmaktadr: eer
otorite ve hakl karma dmzda olsayd, (ne kadar
ykseklerde olsa bile) bu otorite nasl hakl karlabi
lirdi?
Kaprise, nihai ve mutlak olana yatkn olmayan ki
inin otoritesi geri ekilmeyi durdurur. Bu otorite,
Kant'taki mantk ve ahlakya tahamml edilmez bir
biimde iren gelen, ne kadar yksek olsa da bir d
otoriteyi kabullenme skandalndan kurtulur; kendi de
yimiyle bu heteronomi skandali kendi-kaderini-belirle-
menin anti-tezidir. Ayn zamanda kiinin ansl bir
zellii olan deimezlii onun otoritesinin gvenilir
ve kullanlabilir olmasn salamaktadr.
Kant'n felsefesinin, kendi-kaderini-belirleme kav
ramnda varolan z budur. Bunun, ulusularn ilgi
alanna giren uluslarn kendi-kaderlerini-belirlemesiy-
le fiil dnda nasl bir balants olabilir ki? Hibir
balants yoktur. Kant'ta gerekten hakim olan, kii
nin insani tabiatdr -kiiye egemenlik verilmesi onun
Kopernik devrimini oluturur- ve bu her insan iin ev
rensellik ve zdelik anlamn tar. Onun hrmet etti
i, zgn olan ya da hele kltrel adan zgn olan
deil, insanda evrensel olandr. Byle bir felsefede z
gn kltrn efsanesine yer yoktur. Aslnda antropo
lojik adan kltre hi yer yok gibidir. Kant'n gzn
de kiinin kimlii ve erefi onun evrensel insaniliin-
dedir ya da kltrel veya etnik zgnlnde deil,
215
daha geni anlamnda onun aklclmdadr. Fikirle
riyle ulusuluun huzurunu daha fazla karacak ba
ka bir yazar dnlemez.
Ancak insan iindeki aklclk ve evrensellikle z
deletirmesi, bir nemi olan hereyi tesadfi, tarihi
ya da zgn olana dayandrma konusundaki titiz ve
inat nefreti, Kant', romantik ulusularn lnetleyip
nefret ettii ve daha dnyevi, utanmasz, ve belirgin
bir tarafgirlikle kendilerini akrabalk ya da toprak ya
da kltre adadklar iin seve seve reddettikleri Ay
dnlanma ann o kansz, kozmopolit ve ii boalm
ahlknn modeli haline getirmektedir.
Bu nokta genellikle herkesin ilgisini eker. Ulusu
lua katksyla grlerine paye verilecek son insan
herhalde Kant olacaktr. Hereye ramen bu sulama
basit bir hata deildir, dikkat gerektiren daha derin
bireyden kaynaklanmaktadr. Doru olan, Kant'm en
temel deerlerimizi fikirlere, sadece u ya da bu top
raklar zerinde hkm sren gelenekten daha az kr
lr dklr, daha az tesadfi olan ve daha az dnyaya
bal bulunan fikirlere dayandrma ihtiyacn iddetle
hissetmi bulunmasdr. Felsefi stratejisinin tm bu
ihtiyac ve bunu ne denli bir iddetle hissettiidir, in
san kafasnn evrensel yapsn harekete geirerek bu
hissini tatmin edebileceini dnmt.
Yaam deneylerinin dsal ve "rasyonel" temelleri
nin peinde komay lnetleyen, insanlara, somut al
kanlklarnn snrlan iinde tatmin olmay, tarihin te
sadfi olduunu ve dsal ve soyut fikirlerin hayali
konforu ve desteini aramaktan kanmay retmeyi
arzulayan gizli-romantik gelenekselci gr asndan
Kant gerekten de derin bir biimde yoldan km bir
216
kiidir. Kant aslnda, Profesr Michel Oakeshott'un
alayc kullanmyla "rasyonel"di ve Kedourie'nin Nati
onalism in Asia and Africa adl yapt bu genel ere
vede tartmaya girmektedir. Baka bir deyile, Kant
aslnda Avrupa dncesi iinde zirveye belki de onse-
kizinci yzylda ulaan, kutsal atei almaya alan
ve zgn geleneklerdeki tesadfi uzlamalarla yetin
meyen Prometeci dnceye yatknd. Kant, insanla
rn, bu son derece dz raslantsal tarihi temellerle ye
tinmesi gibi tavrlar iddetle aalamtr.
Kant'n, tek gerek geerli ahlk kural olarak kii
nin kendi-kaderini-belirlemesi konusundaki srar ne
kastl, ne de romantikti. Tam tersine, gerek, objektif,
balayc ahlk (ve bilgiyi) koruma yolunda mitsiz
bir giriimdi. Kant, Hume'un, gereklilik ve evrenselli
in ampirik verilerde bulunamayaca iddiasn kabul
etmiti; bylece de bunlarn kklerinin ancak kanl
maz olarak kiinin kafa yapsna zorla sokulmu oldu
unu ileri sryordu. Kabul etmek gerekir ki, bu ehve
nier zm, otoritenin darda bulunabilecei fikrini
lnetleyen bir tr protestan bireyci onuruna da ok uy
gun dmekteydi. Fakat otoritenin zorunlu olarak kii
nin iinde bulunmasnn nedeni sadece baka yerde
bulunamayaca idi.
Ulusular, ulusuluk soyut ilkesini, bir zamanlar
olduka iyi ileyen geleneksel yerel kuramlara kar
ne srdklerinde, gerek Prometeci olurlar. Gerek
ten de ulusuluun iki tane yz vardr. Ulusuluk,
ulusu zorunluluu gzard eden siyasal uzlamaya
duyduu nefret bakmndan da Prometecidir. Somut ve
tarihsel olarak zgn olduundan ulusu ve onun kl
trel gelimesini, entemasyonalistlerin ve hmanist-
217
lerin soyut ahlk kurallann hakllkla aan birey ola
rak grdklerinde ise anti-Prometecidirler.
Bu ok, ama ok genel ve hereyden fazla olum
suz anlamnda Kant ve ulusular belkide ayn snfa
sokulabilirler. Ne biri ne de dieri gerektii anlamnda
gelenee sayg duymazlar. (Daha dorusu ulusuluk
gelenee uyum konusunda oportnist bir biimde sei
cidir.) Her ikisi de, geni anlamda, "rasyonalist"tirler;
gerekte olann tesinde bir meruiyet temeli ararlar.
Aslnda ulusular, Aydnlanmann soyut aklcln
tanmayan muhafazakr gelenekileri kendilerine kar
de de ilan edebilirler ve sk sk da ederler. Her ikisi
de tarihin somut gereklerine ya sayg duymak ya da
tapnmak isterler ve bu gerekleri, canl olmayan, so
yut evrensel akln yasasna tabi klmay reddederler.
Cretkr kii iradesini takdir etmekten ok uzak olan
ulusular, tecrit edilmi tek bir ahstan daha byk,
daha srarl ve daha meru sreklilii olan bir varla
boyun eip onunla btnlemekten keyif alrlar. Tuhaf
bir biimde Kedourie, ulusuluu, sadece inat bir
kendi-kaderini-belirleme teorisiyle desteklemekle kal
myor ayn zamanda (benim grme gre hatal ola
rak) bylesi bir ulusulua tarihsel baar da atfediyor.
Baz filozoflarn kafalarndan bir teori kt, ve bu teo
riye meyledenler onu srf irade yoluyla talihsiz insan
lk alemine zorla kabul ettirdiler! Kedourie'nin ulusu
luu destekleyen toplumsal koullara balangta baz
dnler veren grnn bu yaln yorumu, baarsn
iradenin gerek zaferi gibi gsterebilir.
Bana yle geliyor ki, ulusular ya da
muhafazakrlar, ayn gerein farkl paralarn ken
dilerine dayanak olarak seerler: bir kta srekli ku-
218
rumlar, dierinde szde srekli topluluklar ya da dil,
rk ya da baka bir kavram. Fakat bu bir ilke deil, ay
rnt zerinde anlamazlk deil midir? Bunun altnda
yatan tavrlarn benzerlii tabii ki bu konumlarn ha
tal olduklarn kantlamyor. Birinin somut tarihsel
gereklik anlaynn, dierinin trahison des clercs
(okuryazarlarn ihaneti) yorumu olduunu gstermek
amacyla bunun zerinde duruyorum. Gereki olanla
r nasl ayredeceiz?
Belirli bir tutumu (gelenekilii) reddeden herkesin
zorunlu olarak baka konularda da birbirlerine benze
meleri gerekmez. Bu hatal benzetme ayn ad tayan
kendi-kaderini-belirleme ile glendirildiinde,
Kant'm sulamasnn temelini tekil eder gibidir.
Kant gerekten de kendi-kaderini-belirleme (zerklik)
ten bahsetmiti. Ancak kategorilerimizin bireimsel
nsel (synthetic a pri ori ) statsnden de ok szet-
miti. Kant'n kategorilerinin nsel (a priori) stats
doktrini adna hi bir bombann atlmad ok ak se
ik bir tarihi gerektir. Ayn ey onun kendi-kaderini-
belirleme konusundaki grleri iin de geerlidir.
Eer Kant ile ulusuluk arasnda bir balant kurula
caksa, ulusuluk Kant'a bir kar ktr, onun dour
duu birey deil.
B R ULUS, B R DEVLET
Devlet ve ulusun akmas olan ulusuluk ilkesinin
ihlal edilmesi sonucu ulusu duygular ok yara alm
tr; dier ihlallerden ayn derecede etkilendii sylene
mez. Ynetenler ve ynetilenler arasndaki etnik fark
llktan ok ciddi bir biimde zarar grr. Lord Ac-
ton'un dedii gibi, "ondan sonra, uluslarn yabanclar
tarafndan ynetilemeyecei ilkesinin geer ake oldu
u bir dnem balad. Meru olarak ele geirilen, lml
219
olarak srdrlen iktidar geersiz ilan edildi"1.
Burada Acton'un bu dnemin baladna iaret
etmesine karn ulusularn bu eilimin daima gizli ve
bastrlm bir biimde varolduunu ileri srdklerine
dikkatleri ekelim. Oysa ulus ve devlet arasnda arit
metik adan varolan balantszlk gznnde bulun
durulduunda, ulusuluk iin, rnein devletin ok az
olmas ok fazla olmasndan daha zararldr. Eer kl
trel adan trde olan bir halkn kendine ait olduu
nu syleyebilecei bir devleti yoksa bu halk ok derin
bir ac ekmektedir. (Bu halkn yeleri, baka ve ya
banc kltrel gruplarn ynettii bir devlet ya da dev
letler iinde yaamaya mecburdurlar.) Dier yandan
da bu grubun, kendi kltryle balantl birden fazla
devleti vardr. Teknik adan ulusuluk ilkesini ine-
se de ancak zel durumlarda sz konusu olabilecek da
ha az ikayet vardr. Bu zel durumlar nelerdir?
Yeni ZelandalI larn birou ile Birleik Kralln
birok vatanda kltrel adan yle bir devamlla
sahiptirler ki, bu iki birim coraf adan komu olsay
d hi bir zaman birbirinden ayn dmeleri dnle
mezdi. Bu mesafe Yeni Zelanda'nin egemenliini daha
elverili ve zorunlu kld ve ayrlma, ulusal ilkenin tek
nik olarak inenmesi dnda kimsede bir pimanlk
yaratmad. Neden yaratmad? Arap lkeleri kltrel
adan ngilizlerle Yeni ZelandalI lara oranla birbirle
rinden ok daha farkl olmalarna ramen Araplarn
birleme konusundaki baarszlndan yakman Arap-
lar oktur. Kendilerini dnyaya tek bir birim olarak
1 Hans Kohn, Nationalism, I ts Meaning and History, Princeton,
1955, 8. 122-3'den alnmtr.
220
tanlamamalarndan dolay, ngilizlerin ve Yeni Zelan
dalI larn uluslararas ve genel konumlarnn nemli
bir zarar grmyor olmas bu yaknmaya bir teselli
oluturabilir. Aslnda konumlar bu olgudan hi bir za
rar grmedii gibi baka dzenlemelerin getirecei s
kntlar ok daha nemli olabilir. Bunun tersine Arap
larn, Latin Amerikallarn1 ve birleme ncesi ondo-
kuzuncu yzyl I talyanlannn ve Alnanlarnn siyasal
atlarnn blnml nedeniyle siyasal glerinin
azald ileri srlebilir.
Hereye ramen ulusu ilkenin bu zel ihlali yani,
tek ulus-ok devlet durumu, mmkn olan ihlaller
arasnda en az mikroplu ve en az zararl olandr. D
zeltilmesinin nndeki engeller ak ve gldr. Eer
bir ulusun n sayda devleti varsa, bu ulusun anl bir
lii, babakanlarnn, genel kurmay bakanlarnn,
akademi bakanlannn, irket yneticilerinin ve futbol
takm kaptanlarnn saylarnn riye blnecei anla
mna gelir. Birlemeden sonra byle bir greve sahip
olan her insan iin bu grevini kaybetmi n-1 kii ola
caktr. Sonu olarak, ulus bir btn olarak kazanl
ksa da btn n-J ler birleme ile kayba uram ola
caklardr.
Sz konusu grevi muhafaza etmi ya da elde etmi
bulunan tek bir ansl artk bir airi-zm, ulusal ti
yatronun yneticisi vs. yani ok daha byk, daha an
l ve eskisinden ok daha byk kaynaklara hakim bir
mevkidedir. Gene de kk bireyin ba olmak yerine
1 Latin Amerikallarn bu durum karsnda srdrdkleri an
lay bizim teorimize kar ikna edici bir biimde J os Merquior'un
Politics of Transition" adl makalesinde ele alnmtr. Government
and Opposition, XVI , No. 2, s. 230.
221
byk bireyin ba olmak daha iyi olmakla birlikte
ba olanla olmayanlar arasnda deien pek birey ol
mad aktr. Kk balarn gn geldiinde kendi
lerinin de byk ba olabilecekleri hayalinin etkisine
dahi izin vermek, salanan birlie kar hatr saylr
bir rasyonel muhalefetin varolaca anlamna gelir.
Hereye ramen, blnmenin yaratt d engellerin
ok byk ve grnr olduu durumlarda ve bu daha
byk birliin yeni nderleri dierleri zerinde kendi
lerini zorla ya da siyasal ihtiamla kabul ettirmeyi
baardklarnda, birlik baarldr. O zaman bu engel
lerden zarar grm olanlar, saylar n-misli azalacak
olan siyasal mevkilerden dolay zarara urayacak kii
lere ikayetlerini hissettirebilirler.
222
SONU
10
Yaln ve kesin snrlarla tanmlanm bir sav olan
bu tr bir kitabn hereye ramen (veya belki de yalnz
bu nedenle) yanl anlalma ve tantlma tehlikesi
vardr. nceleri baka vesilelerle bu tartmann ncl
ve daha da yaln aklamalarm sunmaya alrken
gerekten de byle bir tehlikenin varolduuna kani ol
mutum. Bir yanda genelde bir nermenin kendi yaln
l ve plakl okuyucular, yazarn hi aklndan ge
meyen, baka balantlar kurmaya itebilir. Dier yan
da herhangi yeni bir nerme (ki ben bu kitaptakinin i
tenlikle byle olduuna inanyorum) ne kadar iddiasz
olursa olsun ancak yeni kurulan bir ereveyle ne s
rlebilir. Hibir zgn iddia eldeki mevcut kartlarla,
yani allm terim ve ifadelerle ileri srlemez. Ge
rek o konuda o ana dek kullanlan dil gerekse de o dil
deki yaln cmleler artk eskimitir. Dolaysyla bir ko
nuya yeni bir katk ancak yeni bir cmle kurabilmek
iin mevcut dili yeniden dzenlemekle mmkn olabi
lir. Yalnz bunu ok gze batar bir ekilde yapmak ta
hamml edilmez lde bilgie ve skc olur. Mate
matik dilinde yeni bir yap iskelesinin ok bariz bir e
kilde ifade edilerek ina edilmesi hogrlebilir fakat
223
nesir dili bunu kaldrmaz. Yeni bir nermenin iyi bir
takdimi bilgece szlerin basmakalp tekrarna yer ver
meden, baka yaln nermelerin ileri srlmesini sa
layacak belirleyici koullar tanmlanana kadar alla
gelmi balantlarn fazla zorlanmadan krlmas ve
yerine bu belirleyici koullarn ne kard yeni ba
lantlarn kurulmasyla mmkn olur.
NELER SYLENMED
Bu almann baarl olup olmadna ancak ba
kalar karar verebilir. Fakat deneyimlerim bana insa
nn ancak nadiren tam bir baarya ulatn gster
mitir. Bu bakmdan bu kitapta hi ele alnmam ve
sunulan grler asndan da zorunlu olmayan bir
ka iddiadan szetmek istiyorum.
nsanlarn her zaman gruplar halinde yaamadkla
rn iddia etmek gibi bir niyetim hi yok. Aksine, in
sanlar herzaman gruplar halinde yaamlardr. Bu
gruplar da genellikle uzun mrl olmutur. Bunun
bir nemli nedeni insanlarn gruplarna kar duyduu
sadakat ve kendilerini bu gruplarla tanmladklar
gereidir. nsan hayatnn bu unsuru belirgin bir tr
ekonominin olumasn beklemek zorunda deildir. Ta
bii ki, bu neden gruplarn yaamn srdrmesine yol
aan tek neden deil, ancak birok nedenden biri ol
mutur. Eer bu neden genelde vatanperverlik ola
rak tanmlanyorsa benim bu tr bir vatanperverliin
bir lde insan hayatnn daimi bir paras olduunu
reddetmek gibi bir niyetim hi yok. (Vatanperverliin
dier etmenlere nisbetle ne kadar gl olduuna ka
rar vermeye almann ise burada bir gerei yok.)
tddia edilen nokta; ulusuluun, vatanperverliin
ok belirli bir tr olduu ve bunun aslnda, yalnzca,
224
modern dnyada varolan baz toplumsal koullarda
yayld ve hakim olduudur. Ulusuluk birka ok
nemli zellikle belirginleen bir vatanperverlik tr
dr: Bu tr bir vatanperverliin, yani ulusuluun, sa
dk kalmay yeledii siyasal birimler st (okuryazar)
ve trde bir kltre sahip olmaya alan birimlerdir;
bu birimler ayn zamanda okuryazar bir kltr de
vam ettirebilecek bir eitim sistemini ayakta tutabil
me umudunu srdrecek kadar da byktr; dier ta
rafta snrlan iinde kat alt-gruplamalardan olduka
yoksundur; halklar anonim, akkan ve hareketlidir,
aracya da ihtiya duymazlar; bireyler kmelenmi alt
gruplara yelik nedeniyle deil, sahip olduklar klt
rel slub nedeniyle bu siyasal birimin dorudan yesi
saylrlar. Trdelik, okuryazarlk ve anonimlik temel
zellikleridir.
Burada iddia edilen nokta sanayi ncesi dnyada
genellikle kltrel ovenizme rastlanmad deil, fa
kat o dnyada kltrel ovenizmin modern siyasal he
def ya da emelleri olmaddr. Tanm toplumunda za
man zaman modern ulusal devleti andran birimlerin
ortaya ktn yadsmyoruz; ancak tarm toplumun
da bu tr birimler bazen ortaya kabilirken modem
dnya iin ounlukla bu bir zorunluluktur.
Ulusuluun, modern dnyada bile, tek etkili ve
kar konulmaz bir g olduunu iddia etmiyoruz. Za
ten deildir. Ulusuluk bazen baka bir g veya kar
tarafndan, ya da durgunluk nedeniyle altedilmekte-
dir.
Sanayi ncesi yaplarla ulusu duygunun bazen a
kabileceim de yadsmyoruz. Kabilelerden meydana
gelen bir ulus bir dnem iin dahili snrlar iinde ka
225
bile, darya kar ise bir ulusal devletin zelliklerini
tayabilir. Bu tre rnek bir iki kayda deer vakay
hatrlamak hi de g deil (rnein, Somalililer ve
Krtler). Fakat insan gnmzde bu tr ulusal birim
lere ancak sahip olduu kltr nedeniyle ait olduunu
iddia edebilir ve bir arac alt-grup yeliinden sz et
mek (hatta sonunda bu tr bir yelie sahip olmak)
mecburiyetinde deildir. Mevcut tartmann, ulusu
luun neden Hitler ve Mussolini dneminde grdkle
rimiz gibi zellikle bu denli iddetli dmanlk gster
mesi gerektiini aklayan bir tartma olduunu iddia
etmiyoruz. Burada aklandn iddia ettiimiz tek
nokta ulusuluun neden ortaya kt ve yaylddr.
ddia edilenlerin dnda kalan tm bu noktalar, ay
n zamanda ana tezin ieriini st kapal bir biimde
neredeyse sfra indirgeyebilecek zt rnekler karsn
da bir garanti saylmaz. Yalnzca makro dzeyde ku-
rumlarn ve gruplamalarn oluturduu karmak bir
dnyada istisnasz genellemelerin ancak nadiren
mmkn olabilecei gereinin farknda olduumuzu
gsterir. Yine de istisnalar ulusuluk gibi ok genel
eilimlerin belirginlemesini veya sosyolojik olarak
aklanabilmesini engellemez.
ZET
Baka konularda olduu gibi bunda da ilgilendii
miz olguya kesin bir tanm getirdiimizde, onu hemen
hemen doru bir ekilde aklam da oluruz. (Belki de
yalnz kavrayabildiimiz noktalar iyi aklayabiliyo
ruz.) Fakat yine de ulusu ilkenin tarihini bir dne
lim. Ya da biri ulusuluk andan nce dieri de ulus
uluk ilkesi olduka etkili olduktan sonra izilmi iki
etnografik haritay ele alalm.
226
Birinci harita Kokoschkann izdii bir resmi and
rr. Resmin tmne hakim bir deseni olmakla birlikte,
eit eit renk noktalan yle bir kargaa oluturur ki
ayrntl net bir desen seilemez. Byk bir eitlilik,
oul bir grnt ve karmaklk btnn tm belirgin
paralarna hakimdir: Resmi oluturan atomlara ben
zetebileceimiz en kk toplumsal gruplarn; birok
kltrle karmak, mulak ve birden fazla ilikisi var
dr. Bu ilikilerin bazlann konuulan dil, baclarn
da hakim inan sistemi ve hatta bu sistemin yansra
baka inan ve dini adetler, bunun dnda da idari g
revler nedeniyle sadakat ve buna benzer baka rnek
ler oluturur. Siyasal sistemin resmine gelince burada
ki karmaklk kltrel alandakinden hi de aa kal
maz. taatin tr amalar ve koullar asndan farkl
lk gsterir.
imdi de modern dnyada yer alan bir alann et-
nografik ve siyasal haritasna bir bakalm. Harita bu
kez Kokoschkanm deil de, rnein Modiglianinin bir
resmini andrmaktadr. ok az glgeleme yaplm,
dzgn ve dz alanlar aka birbirinden ayrlmakta,
balang ve biti noktalar olduka net gzkrken
mulakla ve stste binen alanlara ok az yer veril
mi. Haritann kendisinden temsil ettii gereklie ge
ecek olursak, siyasal otoritenin etkileyici bir biimde
tek tr bir kurumun tekelinde, yani olduka byk ve
tmyle merkezilemi bir devlette younlatn g
rrz. Genellikle bu tr tm devletler, snrlan iinde
yaylm olan ve kendini idame ettirebilmek iin szko-
nusu devlet tarafndan denetlenen ve ounlukla do
rudan bu devlet tarafndan yrtlen merkezi bir ei
tim sistemine baml olan bir tr kltr ve iletiim
tarzna nezaret eder, onu korur ve onunla zdeleir.
227
Yani bu tr devletler meru iddetin tekeline sahip ol
duu gibi, belki de daha fazla lde, meru kltrn
de tekeline sahiptir.
Bu tr bir devletin kontrol ettii toplumun kendisi
ne baktmzda btn bunlarn neden byle olmas ge
rektiini de grrz. Bu toplumun ekonomisi, ancak
bireyleri gerekten tek ve ayn st kltr iinde top
lumsallat lde gerekleebilecek hareketlilik ve
szkonusu bireyler arasnda varolacak iletiime daya
nr. Bu gelimenin ngrd standarda ise nceleri
yerel alt-topluluklarda olduu gibi insanlara eski usul
lerle gnlk yaam iinde ilerinin gerei retilerek
eriilemez. Bu ancak olduka yekpare bir eitim siste
miyle mmkn olabilir. Ayn zamanda bireylere veri
len iktisadi grevler, onlarn hem asker hem de kk
yerel topluluklarn vatandalar olarak kalmasna izin
vermez. ktisadi grevlerin yerine getirilebilmesi iin
bu tr eylemlerin bakalar tarafndan yrtlmesi
gerekmektedir.
Demek ki ekonominin hem yeni tip merkezi bir kl
tre, hem de merkezi bir devlete ihtiyac var. Kltrn
devlete ihtiyac olduu gibi devletin de muhtemelen
vatanda gruhunun trde bir kltrle damgalanma
sna ihtiyac vardr. nk devlet vatandalarna po
lislik yapmak veya onlar bir nebze moral g ve top
lumsal zdeleme yoluyla harekete geirebilmek iin
(ki bu olmadan toplumsal hayat zaten ok zorlar) ar
tk byk lde erozyona uram alt-gruplara gve
nemez. Ne trden olursa olsun dahili yaptrmlar sa
layan cemaat deil kltrn kendisidir. Ksacas, mo
dern kltrle devletin karlkl ilikisi olduka yeni
saylr ve bu da kanlmaz olarak modem ekonominin
gereklerinden kaynaklanmaktadr.
228
Burada iddia edilen husus aslnda ok basit. Yiye
cek reten toplum hereyden nce baz yelerinin yiye
cek reticisi olmasna i zi n vermeyen, fakat ayn za
manda (parazit topluluklar istisna olmak zere) o
unluu bu greve mecbur eden bir toplumdu. Bu ihti
yacn stesinden gelmeyi baaran toplum ise sanayi
toplumudur.
Sanayi toplumu iblmn yeni ve hi denenme
mi bir dzeye oturtmutur, hatta daha da nemlisi,
yeni bir tr iblm yaratmtr. yle ki, sanayi top
lumu insanlarn kendi yaam sreleri iinde bile (ve
bilhassa nesiller arasnda) bir mesleki konumdan die
rine atlamaya hazr olmalarn gerektirmektedir.
Ortak bir kltre ihtiya olduu gibi bunun okurya
zar, incelikli bir st kltr olmas gerekmektedir. Bu
toplum tm yelerini birbirleriyle, her trl konuda ve
kesin ifadelerle, yzyze ve ksa mrl olduu gibi
soyut biimlerde de iletiim kurabilmeye zorlar. Hare
ketlilik, iletiim, incelmi bir uzmanlamann getirdii
cesamet gibi sanayi dzenine, refah ve bymeye duy
duu alk nedeniyle, dayatlan tm bu hususlar top
lumsal birimlerin de byk ama kltrel adan tr
de olmalarn gerektirmektedir. Bu tr (okuryazar ol
mas nedeniyle) kanlmaz st bir kltrn idame et
tirilmesi iin bir devletin, yani merkezilemi dzen-
zorlayc bir aygtn veya daha ziyade bir aygtlar gru
bunun koruyuculuuna gerek duyulmaktadr. Bu dev
let; ayn zamanda sanayileme ncesi dnyada d
nlemeyecek ve denenmemi bir gelime saylan st
kltrn gerek ayakta durabilmesi gerekse de btn
nfusa yaylabilmesi iin ihtiya duyulan kaynaklar
derleme ve kullanmaya muktedirdir.
229
Sanayi ann st kltrleri birka nemli ve belir
gin adan tarm annkilerden farkldr. Tarm a
nn st kltrleri ayrcalkl uzmanlarn gelitirdii
bir aznlk kltryd ve bu uzmanlarn nezaret ede
rek hkmetmeye altklar ounluun btnleme
mi ve bir yasas olmayan folk kltrnden ayrlyor
du. Okuryazar tabakas; nadiren tek bir siyasal birim
veya linguistik adan snrlar belli olmayan bir yrey
le tanmlanrd. Aksine tarm st kltrlerinin etnik
ve siyasal snrlarn tesine tama eilimi ve abas
vard. ounlukla artk l veya arkaik saylan bir dil
kullanrd, ve bu dille gnlk ve iktisadi yaam dili
arasnda sreklilik salamak gibi bir merak yoktu.
Bir aznlk nfusun siyasal hakimiyet kurmas tanm
st kltrnn zn oluturuyordu; ounluun ge
rek iktidardan ve gerekse de st kltrden dlanm
yiyecek-reticilerinden olumas da muhtemelen tarm
toplumunun znden kaynaklanyordu. Bir devlet ve
yaygn bir kltrden ziyade, bir dine ve kiliseye ba
lydlar. inde ise st kltrn byle bir inan ve kili
se yerine, ahlk kurallarna ve devlet brokrasisine
bal kalmas herhalde zor rastlanr bir rnek olsa ge
rek; ancak tamamen bu zellik sayesinde devletle kl
tr arasnda modern balarn kurulmasna nceden
yol almtr. Bu lkede st okuryazar kltr ok e
itli konuma dilleriyle birlikte var olmu ve halen de
varolmaktadr.
Bunun tam kart olarak, bir sanayi toplumu st
kltr tarihsel geliimi ne olursa olsun artk bir dine
ve kiliseye bal deildir. damesi ise yalnzca bir kili
senin kaynaklarndan ok tm toplumu kapsayan bir
devletin kaynaklarna sahip olmay gerektirmektedir.
Dnsel yenilenmeye baml ve gelimek zorunda
230
olan bir ekonomi (kaytsz artsz ihtiya duyduu)
kltrel aralarn hi bir ciddi amala, hzla miyadn
dolduran ve sk sk da gln duruma den bir dokt-
riner inanca bal brakamaz.
Ksacas kltr kendi bana bir kltr olarak ya
atlmaldr, bir inancn taycs veya onun yannda
nadiren gze arpan bir refakati gibi deil. Toplum
kendisine ve kltrne Durkheimin ileri srd gibi
saydamlktan uzak bir din araclyla deil dolaysz
bir biimde tapabilir ve tapmaktadr da. Bir st kl
trden dierine gei aka ulusuluun ortaya k
olarak gzkmektedir. Yalnz bu karmak ve nemli
mesele gerekte nasl gelimi olursa olsun, sanayi
dnyasnn oluumu; ksmen yeni gelien dnyaya z
g ve ayn zamanda ulusuluu ortaya karan baz
nemli zelliklere sahip olduu grnen bir tr Protes
tanlkla yakndan ilgilidir. Okuryazarln ve kitaba
balln vurgulanmas, kutsalln tekelini ortadan
kaldran ve rahiplere gereksinme duymayan niterlik,
ve herkesi kendi kendisinin rahibi yapan ve vicdanyla
babaa brakarak bakalarnn trensel hizmetlerin
den bamsz klan bireycilik; bunlarn hepsi ortak
kltre herkesin nisbeten eit dzeyde eriebilmesini
salayan ve kltr normlarnn ayrcalkl bir uzmann
bekiliinde muhafaza edilmeyip yaz yoluyla herkese
aka sunulduu anonim, bireyci, nisbeten kat bir bi
imde yaplanmam bir kitle toplumunun habercisi ol
mutur. Kitap yoluyla Tanrya herkesin eite ulaa
bilmesi st kltre de eit ulaabilmenin yolunu am
oldu. Okuryazarlk artk bir uzmanlk deil herkesin
uzman olduu bir toplumda tm uzmanlklarn nko
ulu saylmaktadr. Byle bir toplumda kiinin sada
kati birinci derecede okuryazarl oluturan ortama
231
ve onun siyasal koruyucusuna ynelmitir. Mminle
rin eit bir ekilde Tanrya ulaabilme imkan, giderek
inanszlarn eit bir ekilde eitim ve kltre ulaa
bilme imkan haline gelir.
Stat datmna nisbeten az, buna karn hareket
lilie (ortak incelmi bir st kltre vakf olanlarn
toplum iinde olduka yaygn bir biimde daldn
varsayarak) byk lde yer veren, modem devletin
idame ettirdii, yaygn ve trde st kltrlerin dn
yas ite yukarda resmedildii gibidir. Max Weberin
bu dnyann kkenlerine ilikin ok bilinen aklama
snda derin bir ironi sakldr. Szkonusu dnyann to
humlan mesleklerini ok ciddiye alan baz insanlar ta
rafndan atlmt ancak sonuta kat kurallarla belir
lenen meslekler ortadan kalkm oldu; onun yerine ok
eitli ancak geici ve ihtiyari olan ve insann tm ha
yatn hasretmesini gerektirmeyen uzmanlklar tredi;
ayn zamanda bir insann eitiminin veya formasyonu
nun nemli ve ona kimlik kazandran ksm olarak ar
tk kazand zel beceri yerine ortak bir st kltre
dayanan genel ortak beceriler geerli saylr oldu; ite
bu szkonusu ortak st kltr bir ulusu tanmlayan
edir. Byle bir ulus/kltr de ancak o zaman doal
toplumsal birim haline gelmekte ve onun siyasal koru
yucu kabuu olan devlet olmadan da varln srdre-
memektedir.
232

You might also like