Meslekten bir felsefeci ve sosyal bilimci olan ERNEST GEL L NER
1925'de Paris'te dodu. Eitimini Oxford "Balliol College"de yapt ve dokto
ra almasn 1961 ylnda Londra niversitesinde tamamlad. Akademik kariyerine Edinburgh niversitesinde balayan (1947-49) E. Gellner, Lond ra Ekonomi Okulu (LSE)'nun sosyal antropoloji konusunda alma yapt Sosyoloji Blmnde Bronislaw Malinowski'nin ilk rencileri arasnda yer ald. Gellner, 1962'den beri grev yapt LSE'de "Toplum Bilime zel ili kiyle Felsefe Profsr" resmi nvanm tamaktadr. ilk kitab olan Words and Things: A Citial Account of linguistic Phosopy and Studuy in I deology adl almasnda L. Wittgenstein'm kurduu Ox- ford'daki linguistik felsefe ekolnn savunduu tez ve argmanlar eletire rek bir felsefe evresi oluturdu. Thought and Change adl almasnda da toplumun sanayilemesi teme linden hareketle bir modern feslefe formle etmeye alarak kritikler geli tirdi. Gellner'in en,byk antropoloji almas Saints of the Atlas' dr. Bu al masnda Yksek Atlas Dalarnda yaayan mslman Berberilerde ky ha yatn inceledi. I leriki yllarda slam toplumlarma olan ilgisi daha da younlaarak yazd Mslim Society adl eserinde ada dnyada mslman toplumlan be lirleyen dinamikleri yakalamaya alt. Bu alma aslnda O'nun I bn Hal dun'un Mukaddime'sinden hareketle bir slam sosyoloji teorisi gelitirme denemesidir. Ernest Gellner'in yaynlanm eserleri unlar: Words and Things (1959), Thought and Change (1964), Saints of the At las (1969), Legitimation of Belief (1974), Patrons and Clients (1977) Muslim Society (1981). Deiik yazlarndan oluan kitaplar: Cause and Meaning in the Social Science (1973) Contemporary Thought and Politics (1974) The De vil in Modern Philosophy (1974), Spectacles & Predicaments (1980), Arabs and Berbers (1973, editr olarak) insan yaynlan 82 inceleme-aratrraa dizisi 38 eserin zgn ad Nations and Nationalism dizgi, i dzen birim bask, cilt doan ofset kapak basks etin ofset kapak yazevi I SBN 975-7732-41-9 insan yaynlan klodfarer cad. 27/5 trbe/istanbul tel: 516 08 28 - 518 08 78 ULUSLAR ve ULUSULUK Ernest GELLNER evirenler Bra Ersanl Behar Gnay Gksu zdoan insan yaynlan stanbul 1992 (Bo Sayfa) NDEK LER EV RMENLER N NSZ 7 ED TRN NSZ 13 NSZ 17 TANI MLAR 19 TARI M TOPLUMUNDA KLTR 31 SANAY TOPLUMU 47 ULUSULUK AI NA GE 79 ULUS NED R? 101 SANAY TOPLUMUNDA TOPLUMSAL ADALET VE E TL K 117 ULUSULUK TRLER 153 ULUSULUUN GELECE 185 ULUSULUK VE DEOLOJ 203 SONU 223 ZET 226 D Z N 235 (Bo Sayfa) EVRMENLE RN NSZ ikinci Dnya Savan izleyen dnemde eski smr ge ynetimlerinin tasfiyesiyle birok yeni ulus-devlet ortaya kt. Ondokuzuncu yzyldan beri hkmn srdren ulusuluk ann bylece tamamen kapand dnlmekteydi. Ancak son birka yldr zellikle (ulusu akmlarn en yal ktas) Avrupa'da ve dalan Sovyetler Birlii'nin Asya topraklarnda kurulmakta olan ulusal devletler dikkatlerin yeniden ulusuluk ko nusuna evrilmesine neden oldu. Ondokuzuncu yzyl ulusuluunun en scak blgesi olan Balkanlarda bu gn Yogoslavya'nn paralanmas ve Srp'larla Hrvat- lar, Slovenler, Bonaklar ve Amavutlar arasnda ba- gsteren atmalar ise uzun mddet rafa kaldrlm olan ulusuluk tarihi bilgimizi yeniden gndeme getir mekte. Ulus, etnik kken, ulusal kimlik, ulusuluk gibi kavramlar da gnmz siyasi literatrnn gzde kavramlar olma durumunda. Ernest Gellner'in Uluslar ve Ulusuluk adl eseri 1983 ylnda yaynlanmakla birlikte bu almasnn temel yaklam ve ulus kavramna getirdii yeni bak as aslnda 1964'de yaymlanan ve bir dizi makaleden oluan Thought and Change kitabnn "ulusuluk" b lmnde yer almt. Bu temel yaklam, 1970' lerde ulusuluk konusunda youn almalar ile tannan Anthony Smith'in ilk geni kapsaml almas olan Theories of Nationalism(1971) de de ayrntl bir ekil de deerlendirilmiti. Smith de Gellner gibi ulusuluk olgusunu modernleme/ sanayileme srelerine ba 7 ml bir deiken olarak ele almtr. Bu ortak bak asnn en nemli yan ulusuluun tamamen tarihi bir ulusal kimliin ve bilincin varlna veya olumas na indirgenmeyip bir dizi sosyo-ekonomik, kltrel ve siyasi etkenin bilekesi olarak sunulmasyd. Ulusu luk insanlk tarihinin sanayileme aamasnda ekille nen bir olgu olarak ele almyordu. almalarnda dil bilim, antropoloji, felsefe, sosyoloji gibi ok eitli kay naklardan yararlanan Gellner disiplinleraras yakla mnn yansra kendine zg terminolojisi ve sunduu arpc, hatta baz u rneklerle ulusuluk konusunda tamamen yeni bir tartma balatm oldu. Gellner'i ncllerinden daha zgn ve yaratc ya pan zellii onun ulusuluk olgusuna farkl bir dz lemde yaklamasdr. Ulusuluk tarihinin klasikleri arasnda yer alan almalar, ki bunlar arasnda Hans Kohn zel bir yere sahiptir, temelde birka yzyllk Avrupa tarihi iinde ulusal kimliklerin nasl olutuu na ve ulusuluk ideolojisinin elerine dikkat ekmi tir. Gellner iin sorun ulusuluk ideolojisinin ne dedi i, ksacas ulusu akmlar deil, ulusuluk ile ulusla ma sreci arasndaki balantdr. Yukarda Anthony Smith'in de bu bak asndan yararlandna dein mitik. Ancak Gellner'in hakkn Gellner'e teslim ede lim. Ulus ile ulusuluk arasndaki ilikiyi paradigma- tik bir deiiklik dzeyinde kavrayarak yeniden kav ramsallatran ve literatre radikal bir tanm getiren Gellner olmutur. Gellner'in zmlemesinde bir ulus'u tanmlayan ne Fransz devriminden kaynaklanan iradi (voluntarist) ortak duygu ne de Alman romantik ulusuluunun vurgulad tarihsel organik btnlktr. Bu tr ortak bir bilin ancak ulusal bir kimliin varlna tekabl eder. Uluslar meydana getiren ey ise uluslamann kendisidir. Bu durum paradoksal gibi gzkse de ulus, uluslamann bir nedeni deil sonucudur. Uluslama ise sanayi toplumuna geiin nedenlerinden ve bu top 8 lumun kendi nesnel koullarndan kaynaklanan bir sretir. Gellner'e gre zerinde durulmas gereken nokta bu srecin dayatt dilin, kltrn ve eitimin merkezden kumandal kullanmdr. Dolaysyla ulus olgusunun ulus-devletiyle kanlmaz beraberlii ve bu iliki gerei ulusun siyasi, ekonomik ve kltrel a dan rtn ispatlayabilmesidir. Gellner bize aklkla her etnik topluluun ulus ol madn sylyor. Daha dorusu ulus olgusunun in sanlk tarihinin en eski aamalarndan bugne miras kalmadn, ancak modern dnyann nesnel koullar iinde olutuunu belirtiyor. Dolaysyla da ancak bu balamda tarihselletiini ve daha sonraki bir aama nn kendi nesnel gereklii iinde alabilecek bir siya sal/toplumsal rgtlenme biimi olduunu hatrlatm oluyor. Gellner'in ulusu modem devletle birlikte oluan ta rihsel bir kategori olarak deerlendirmesi nl tarihi E.J . Hobsbawm tarafndan da benimsenmitir. slup lar, metodlar ve dnya grleri (Hobsbawm'un Marksizmine karlk Gellnerin her tr ideolojinin s tnde olma iddias) ok farkl olmasna karn Hobs- bawm'un 1990'da yaymlanan ve dorudan ulusuluu konu alan kitab, Nations and Nationalism Since 1780, Gellner'in ncs olduu ulus kavramndan yararlan maktadr. Gellner'in "sevap"lanmn yansra okuyucuyu (zel likle de evirmenleri) zorlayan, zaman zaman hayrete dren baz noktalara ve zellikle de uluslama sre cini evrensel bir olgu olarak tantmaya alrken "Av- rupa-merkezci" bak asnn neden olduu teorik so runlara da deinmeden geemeyeceiz. Gellner ulus lama srecine ilikin hemen hemen tm rnekleri er ken sanayileen Bat lkelerinden derlemi, zaman za man da bunlan kendi muhayyilesinde yaratt temsili kategorilerle canlandrmaya almtr. Dolaysyla modern ulus-devletin douuna e tuttuu uluslama 9 sreci bir anlamda Avrupa lkelerinin tarihi geliimi nin zgl koullaryla kstlanm olarak takdim edil mektedir. Uluslama olgusunun evrensel olduunu ka bul etsek bile aamalarnn her yrede, blgede ve l kede aynen Avrupa rneklerinde olduu gibi tekrarla nacan, ayn dinamiklere tabi olacan dneme yiz. Gellner'in ulus kavram bize yeni bir kavramsal ara sunuyor. Ancak bu ara farkl uluslama srele rinin kendi tarihi geliimi ve deneyiminin zellikleri iinde smanmaldr. Ksacas Gellner'in evrensellik ya ratma telana kar zgn sreler ve farkl gereklik ler sabrla yeni aklamalar beklemektedir. Aslnda Gellner'in Avrupa-merkezci tutumu sadece teorik dzeyde kalmyor. Bariz bir Avrupa, hatta daha dorusu Britanya imparatorluu hayranl, kendi kurduu teorik ereveyi bile paralayacak boyuta ula yor. Britanya mparatorluunun knde birinci derecede yneticilerin zaafna, hatta bir tr "gaflet uy kusuna dikkat ekerken, imparatorlua kar kan ulusu akmlara veya ngiliz smrgelerinde yaanan uluslama olgusuna hi deinmemesi ok arpc. Bu tutumuyla Britanya mparatorluunun "uygarlk ve para gtr, misyonunu yerine getir" trnden kimlik ispatn da bir anlamda kabul etmi oluyor. Oysa Gell ner'in uluslama srecinde ok temel bir rol ykledii iktidar/kltr-dil ilikisi asndan, en azndan Hindis tan olduka farkl bir srece iaret etmekte. Gellner'in baz zmlemeleri de sadece nc Dnyallar deil baz Bat'l uluslar bile tahrik eder nitelikte. rnein Protestan "ruhu'na verdii nem bugnn Katolik uluslarn bile hiddetlendirebilecek dzeyde. Gellner "ulusuluu ulusulardan renemezsiniz" derken teorik adan hakl olarak okuyucuyu ulusu retorikten uzaklatrp uluslamann dinamiklerini anlamaya aryor. Ne var ki ayn zamanda "ulusu politika"nn dinamiklerini de dlam oluyor. uras 10 aktr ki, gnmz aynlkc/uluscu akmlan veya yeni bamsz ulus-devletleri deerlendirirken ne tr bir uluslama srecinden getiklerini incelemek, rtleri ni isbat edip edemeyeceklerini veya bugn ne gibi zor luklarla karlaacaklarn anlayabilmemiz iin nemli ipular sunacaktr. Ancak ister merkezi devlete ba- kaldran gruplar ister yeni ulus-devlette iktidara aday gruplar asndan olsun, hangi ulusu politikalarn ne den tercih edildii konusunda Gellner'in tartmas ye tersiz kalmaktadr. Gellner'in ulusuluk teorisinin darda brakt di er nemli nokta gnmz insannn aidiyet duygusu ile ilgili. Aidiyet duygusunun felsefi anlamdaki evren sellii mutlak bir sosyo-ekonomik evrensellik ereve sini aabilmektedir. Gnmzde bir yanda yeni ulusal politik kimlikler oluurken (ekoslovakya, Macaris tan, Romanya, Slovenya, zbekistan, Bamsz Ulusal Devletler v.b.'de) bir yanda da blgesel entegrasyona doru gidilmekte (Avrupa Birlii). Trkiye gibi lkeler iin ise ok katmanl bir aidiyet duygusu gndeme gel mekte. Corafi olarak Orta Asya'dan Avrupa'ya kadar yaylan bir alanda Trkiye Cumhuriyeti Vatandal ile Avrupallk, Trklk, Akdenizlilik/Karadenizlilik, Balkanllk ve Mslmanlk bazen birbiriyle elien bazen de birbirini btnleyen kimlikler olarak sunul makta. Bir ulusla kimlik kazanmann dorudan doru ya ulus-devletin olumas ve kuruluuyla ilgili balar n gsteren Gellner'in tartmasnda "devlet"in snrla r dna taabilen (diaspora ulusuluu hari) bir aidi yet duygusunun ulusal kimlikle badap badamaya cana dair herhangi bir ipucu da yok. Mekan ve za manla kstl bulunmayan, siyasal manevra kabiliyeti yksek olan bir aidiyet tanm iin ahlaki anlamda o ulculuu benimsemek bu konuda bize belki bir ipucu verebilecektir. Ayrca aidiyet duygusunun hangi koullarda "kom unu hor gr, kendini stn" tr oven bir ulusulua 11 dnt veya dnebilecei de cevaplanmas gere ken bir soru. Bir ulusal kimlii paylamann, ayn za manda vatanda olarak "devleti" yceltmek, onunla btnlemek zorunluluunu yaratp yaratmad, da ha dorusu siyasal kimliin tmyle devlet tarafndan belirlenip belirlenmeyecei de ulusuluk olgusunun si yaset bilimi kavramlaryla yeniden irdelenmesi gere ken dier bir ynne iaret etmekte. Gellner ne ulusularn hedefledii ulus-devletin ku rulmasndan sonra meydana gelebilecek ulusuluk akmlarndan sz ediyor, ne de ulusal kimliin bu ev reden sonra geirebilecei deiikliklerden. Tabii ki yazar sylemedikleriyle yarglamamz doru deil. Ne var ki gnmz gelimeleri Gellner'in sunduu ulus kavramnn baka dinamiklerle birlikte deerlendiril mesini zorunlu klmakta. Son olarak Gellner'in evirmenler iin etin ceviz ol duunu sylemek istiyoruz. Yazar siyasal literatr nn belli bal terimlerini kullanmaktan kanmakta ve bunlarn yerine kendi yarats olan zgn terimler kullanmakta. Bunlarn Trke karlm bulmaya a lrken, ister istemez Trke'nin toplum bilimleri dal larnda henz ok yetkin bir dil olmaynn skntsn ektik. Ama dier tarafta Gellner'in srarl bir biimde baz yerleik kavramlardan kanmasnn kendi dilin de okuyanlara hitab ederken bile belli bir iletiim zor luu yarattn dndk. Dorusu ulusuluk olgusu nu aklamak iin Standard, merkezi bir eitim dilini ve ortak bir iletiim zeminini n plana karan bir tar tma iinde kolay anlalabilirlik yerine elitist bir d zey tutturmas da bazen okuru/evirmeni bazen de kendi yaratt tartmann seyrini yokua sryor. Ancak bu kavramsal dzeyin ayn zamanda eletirel bak asn srekli canl tutmaya yaradn da tes lim etmeliyiz. Ocak 1992 12 ED TRN NSZ Cehaletin birok tr vardr ve tm de tehlikeli dir. Ondokuzuncu ve yirminci yzyllarda balca aba mz, bilgi alanlarn yeniden tanmlama ve herbirinin geliimine uygun yntemi belirleme suretiyle, kendi mizi, byk meselelerde gelenek ve batl inantan, k klerinde ise bundan kaynaklanan hatalardan arn drmak olmutu. Baarmzn llemeyecek bykl ne karn bir de bedeli vard. Her yeni konuda, ortak olan ve hzla artan dnce ve bulular daarcna abuk ve kesin mracaat salayacak bir uzmanlk szl olutu ve uzmanlarn giderek daha derin bir bilgiye sahip olmalar gerekti. Sonuta ulalan "alima- ne" bilgi bilim adamlarm yalnz sradan insanlardan deil dier alanlarda hatta kendi alanlarnn farkl dallarnda alanlarn bulularndan bile uzaklatr m oldu. Tek bana alma yalnz emein yararll n azaltmakla kalmaz; mesafeli bir gzlem noktas se erek olaslkla daha nemli yanllar ortadan kaldr mak yerine alma azminin tmn, yan dalda al an bir meslektaa utan verecek basitlikteki przle ri temizlemeye ayrmak almann geerliliini de za yflatr. Marc Bloch birok tarihinin tavrnda u eli 13 kiyi gzlemlemitir: "Sorun herhangi bir insan faaliye tinin gerekte yer alp almadm saptamak olduunda tarihiler pek titiz davranamazlar. O faaliyetin neden leri sz konusu olduunda, tersini iddia edenlerden ne daha az ne de daha ok doru olan beylik psikolojinin kurallarndan birine yaslanarak rahatlkla yzeysel grnmle yetinirler. Tarihi yan baheye gz attn da, komu edebiyat belki de sosyoloun ayn gnl rahatl iinde saf, basit veya geerlilii kalmam ba z yavan tarihsel genellemelere rabet ettiini grr. Tarihe Yeni Baklar balkl serimiz uzmanlama ya kar bir tepkiyi deil- bu zaten romantik bir sa malk olurdu- onunla uzlamaya alan bir gayreti temsil etmektedir. Kitabn yazarlar doallkla kendi konularnn uzmandr; dnce ve vardklar sonular da deiik dnem ve alanlarda yaplm saygn profes yonel aratrmalarn temeline oturmaktadr. Yazarlar bu seride sorunlar "tarih" veya "politika" yahut da "ekonomi" ye indirgemeyip sadece birer sorun olarak tartmak iin mmkn olduunca konularnn, her zaman zerinde zellikle altklar dnem ve blge nin snrlarnn dna kacaklardr. imdi artk hepi miz uzman olduumuza gre hem uzmanlar iin, aym zamanda sradan okur yazarlar olduumuza gre hem de sradan okur yazarlar iin yazacaklardr. Bu amataki bir kitap serisine ne Ernest Gell- nerdan daha uygun bir yazar ne de ada dnyann tekrar tekrar ekillenmesindeki gcnn ok belirgin olmasna karn ondan etkilenmeyenlere inatla yaban c ve anlalmaz gelen ulusuluk konusundan daha uy gun bir konuyla balayabilirdik. Gellnerin felsefe, sos yoloji, dnce tarihi ve sosyal antropoloji gibi bu a lmada etkili olan eitli alanlarn dnsel kaynak- 14 lanna ak hakimiyeti, ulusulua dair bu konularn tek tek uzmanlan tarafndan kotanlamayacak ve bu nedenle ilk kez tarihsel ve insan zekasnn kavrayabi lecei bir aklama retmitir. R.I. Moore 15 (Bo Sayfa) NSZ Bu kitabn yazl srasnda karm Susan ve sekre terim Gay Woolvenn maddi ve manevi destei ok b yk olmutur. Olum David de son msvedde zerinde deerli eletirilerde bulunmutur. Yllar boyunca ara mzda gr birlii olsun veya olmasn dncelerin den ve bilgilerinden yararlandm insanlarn says aslnda tek tek amlamayacak kadar oktur; ancak, bi linli veya bilinsiz onlara duyduum krann derece si de ok yksektir. Bu kitapta yer alan tartmalar dan yalnz kendimin sorumlu olduunu da herhalde sylememe gerek yok. Emest Gellner 17 Tuzenbach: Gelecekte dnyamzda yaamn harika, gzel olacan sylyorsunuz. Dorudur. Uzaktan da olsa, imdiden buna katlmak iin, insan kendini ha zrlamal, almal. Evet, insan almal. Belki de *bu Alman fazla he- yecanlamaya balad diye dnyorsunuzdur. Fakat erefim zerine yemin ederim ki ben bir Rusum. Al manca konuamam bile. Babam Ortodokstu... Anton Chekhov: Kzkarde Politika u ns byla vsak spise mne smelejsi formou kultury. (Siyaset anlaymz cretkr olmayan bir kltrn rnyd.) J . Sldacek, Osmasedesty (68), I ndex, Kln, 1980 ve daha nce Pragda Samizdatda elden ele ge en bir bildiriden. Ulusal kimliimiz kadnlarla olan ilikimize benzer; hem onurlu bir ekilde deitiremeyeceimiz kadar ahlki karakterimize ilemitir, hem de deitirmeye demeyecek kadar raslantsaldr. George Santayana 18 TANI MLAR 1 Ulusuluk temelde siyasal birim ile ulusal birimin akmalarn ngren siyasal bir ilkedir. Bir duygu veya bir akm olarak ulusuluu en iyi tanmlayan ilke budur. Ulusu duygu ya bu ilkenin inenmesinin yaratt kzgnlk ya da onun gerek lemesinden duyulan tatminden kaynaklanr. Ulusu akm ise bu tr bir duygudan hareketlenir. Ulusu ilke eitli ekillerde inenmi olabilir. Bir devletin siyasal snn sz konusu ulusun tm yelerini kapsamayabilir; veya tm ulusla birlikte baz yabanc- lan da kapsam olabilir; ya da iki tr de ayn anda ge erli olduunda snrlar ayn ulusdan olanlarn tm n iermedii gibi o ulusdan olmayanlar da iermi demektir. u da olabilir; bir ulus yabanclarla kar madan, hibiri tek ulusal devlet iddias tayamayan birden ok devletin iinde yaayabilir. Ancak ulusu duygu ulusu ilkenin belli bir ekilde inenmesine kar zel bir duyarllk gstermektedir: eer siyasal birimi ynetenler ynetilen ounluun ulusundan baka bir ulusa aitseler bu ulusular a sndan olduka arpc bir biimde siyasal ahlka ho- 19 grlemeyecek bir aykrlk demektir. Bu durum ya ulusal topraklarn daha byk bir imparatorluk tara fndan ynetilmesi ya da yabanc bir gurubun yerel ha kimiyet kurmasyla gerekleir. Ksaca ulusuluk, etnik snrlarn siyasal snrlarn tesine tamamasn ve zellikle - aslnda genel ilkenin dlad bir rastlant olarak - bir devletin iindeki et nik snlann iktidar sahipleriyle ynetilenleri birbi rinden ayrmamasn ngren bir siyasal meruiyet kuramdr. Ulusu ilke ahlki ve "evrensel" bir ruhla ileri sr lebilir. Baz durumlarda da rastland gibi, aslnda zelde temsil ettikleri uluslarn karn gzetmeyen ve tm uluslar adna "brakn hem btn uluslar tek bir siyasal at altnda toplansnlar hem de kendi ulusla rndan olmayan o at altnda barndrmaktan kan snlar" trnden bir ulusu doktrini cmerte savunan "soyut ulusular" var olabilir. Egoist olmayan bu tr bir ulusuluun biimsel bir elikisi yoktur. Bu dokt rin kltrel farkllk ve oulcu bir uluslararas siyasal sistemin korunmas ve devletlerin kendi i gerginlikle rinin azaltlmas gibi arzulanan durumlar ileri sren baz yerinde tartmalarla da desteklenebilir. Ne var ki, aslnda ulusuluk her zaman ne bu kadar sevimli ve makul olmu ne de bu denli aklc bir uyum gstermitir. Belki de I mmanuel Kantn da inand gibi tarafgirlik, yani insann kendi adna veya duru mundan dolay ayrmc davranmas, dier tm duygu lar gibi ulusu duyguya da sirayet eden, Mussolini ik tidarnda talyanlarn ulusuluun "kutsal egoizmi" olarak tanmlad, dier tm insani zaaflarn da tek ana kayna olan bir eilimdir. Dier yanda uluscu- 20 larm kendilerine kar kanlarn hatalarna gster dikleri hassasiyetin aynsn kendi uluslarnn hatala rna gstermeleri durumunda olaslkla ulusu duygu nun siyasal etkinlii fazlasyla azalacaktr. Tm bu dnlenlerin stnde ve tesinde, iinde yaadmz dnyann zel niteliiyle balantl olarak, herhangi bir tarafsz, evrensel, sevimli ve makul ulus uluun aleyhine alan baka hususlar da vardr. En basit bir ifadeyle, dnya zerinde ok sayda potansi yel ulus mevcuttur. Ancak, dnyamzda yalnz belirli sayda bamsz veya zerk siyasal birime yer var. Ma kul bir hesaba gre, potansiyel uluslarn says herhal de gereklemesi mmkn olanlarn ok stndedir. Eer bu mantk ve hesap doruysa, tm ulusu akm larn, hi deilse hepsinin ayn anda, gereklemesi mmkn olamaz. Aralarndan bazlarnn tatmin bul mas dierlerini gerginlie sevkedecektir. Dnyamzda birok potansiyel ulusun halen veya imdiye dein yal nz kendilerine ait olmayan bir toprak parasnda ve karmak bir biimde dier uluslarla birlikte yaamas yukarda ileri srlen mant daha da fazla destekle yen bir gerektir. Byle durumlarda bir siyasal toprak biriminin iinde trde bir etnik birimin var olabilmesi ancak tm farkl ulusdan olanlarn ldrlmesi, veya lkeden srlmesi ya da assimile edilmesiyle mmkn olacak demektir. Farkl ulusdan olanlarn bu kadere raz olmamalar halinde ulusu ilkenin ban bir e kilde uygulanmas zor olabilir. Yukardaki tanmlar, tabii ki, birok tanm gibi sa duyuyla kullanlmaldr. Tanm gerei, lkede az say da yaayan yabanclarn, hatta bir ulusal ynetici aile iinde bir yabancnn rastlantsal varl ulusu ilkeye aykr saylmaz. Ulusu ilkenin zedelenmesi iin lke 21 de oturan yabanclarn veya ynetici aile iindekileri- nin saysnn hangi mertebede olmas gerektiine dair kesin bir rakam olamaz. Yabanc saysnn hangi yz de orannn altnda kaldnda yabancnn iyi niyetle hogrleceini veya onu atnda saldrganlaacan ve dolaysyla gvenliini ve yaamn tehlikeye ataca n gsterecek kutsal bir rakam mevcut deildir. Ku kusuz bu rakam koullara bal olarak deiecektir. Ancak kesin ve her trl koula uygulanabilir bir ra kam bulmann olanakszl yukardaki ulusu ilke ta nmnn kullanlabilirliini zedelemez. DEVLET VE ULUS Ulusuluk tanmmz bir parazit gibi, henz tanm lamadmz u iki kavramdan geinmekteydi: Devlet ve ulus. Devletle ilgili tartmaya Max Weberin nl tan myla balayabiliriz: "Devlet, toplumda meru iddetin tekelini elinde bulunduran aygttr." Bu tanmn geri sindeki dnce basit ve batan karcdr: oumu zun iinde yaad veya yaamay arzulad dzenli toplumlarda iddetin kiisel veya bir ksm insan tara fndan kullanm meru deildir. atma meru sayl sa da kiisel veya bir kesim adna iddet kullanarak hakkaniyetle zlemez. iddeti ancak merkez siyasal otorite ve onun bu hakkn kullanmn devrettikleri uy gulayabilir. Dzenin salanmasna ynelik yaptrmlar arasnda en nihai olan g kullanm toplumda ancak tek bir zel, aka tanmlanm ve tmyle merkezi lemi, disiplinli bir aygt tarafndan kullanlabilir. Bu aygt veya aygtlar gurubu da devlettir. Bu tanmda kutsallaan dnce modern toplumla- rn birok yesinin, olaskla da ounluunun, ahlki 22 sezgilerine ok uygun dmektedir. Ne var ki, tmyle yeterli deildir. Az veya ok, etkin olarak hkmettikle ri topraklarda meru iddet kullanmn tekelletirme yen "devletler" - veya en azndan genellikle bu adla ta nmlama eiliminde olduumuz kurumlar - vardr. Bal bulunduklar lordlarna kar zorunluluklarn yerine getirdikleri takdirde, feodal devletin malikane sahiplerinin kendi aralarndaki savalara kar kma s gerekmez; veya tebas iinde kabileler bulunan bir devletin de ayn ekilde, bir kan davas gdlmesine - bu iten zevk alanlar tarafsz olanlar ana yollarda ve ya pazar yerinde tehlikeye atmaktan sakndklar s rece - kar kmas gerekmez. Birinci Dnya Savan dan sonra Britanya vesayetindeki I rak devleti, her baskndan sonra en yakn polis karakoluna, ldrlen ve alnanlarn listesini dzgn bir resmi rapor halin de sunduklar srece airetlerin yamalama hareketle rine gz yummutur. Ksacas meru iddet tekelini kullanma iradesi veya uygulama arac olmayan ama yine de birok bakmdan "devlet" olarak tanmlanan devletler vardr. Zmni olarak tmyle-merkezilemi Bat devleti varsaymn ierdiinden Bat-merkezci yaklam bir genel tanm iin garip kasa da, Weberin temel nokta s ancak gnmzde geerli grnmektedir. Artk devlet olduka belirgin ve nemli biimde gelimi bir toplumsal iblmn iermektedir, iblm olma yan yerde devletten sz etmek bile mmkn olamaz. Ancak her tr uzmanlk da devletin varlna iaret et mez: Devlet ancak dzenin korunmasna ynelik uz manlama ve younlamadr. "Devlet" (baka sorun larla da urayor olsa bile) zellikle dzenin salan masyla uraan kurum veya kurumlar dizisidir. Dev 23 let, polis gc ve mahkemeler gibi uzmanlam d- zen-salayc aygtlarn toplumsal hayat iinde ayr malaryla var olur. Devlet bunun ta kendisidir. Her toplum devleti haiz deildir. yleyse, ulusuluk sorunu da devletsiz toplumlarda ortaya kmaz. Eer ortada devlet yoksa, snrlarnn ulusun snrlaryla a kp akmamas diye bir sorun da olamaz. Devlet ol maynca, yneticiler de olmayacandan, yneticilerin ynetilenlerle ayn ulusdan olup olmadklar da sorula maz. Ne devlet ne de yneticiler var olmadndan, ulusuluk ilkesinin gereklerine uymam olmalarna da kzlamaz. nsan bir devlete sahip olmadndan do lay kederlenebilir ancak sorunumuz bu deil. Ulusu lar genelde siyasal gcn dalmna ve siyasal snrla rn zelliine kar ate pskrmlerdir, bununla bir likte tmyle siyasal g ve snrlardan yoksun kaldk lar iin kederlendikleri hi deilse bile nadir grl mtr. Genelde ulusuluun ortaya kt durumlar da devletin yokluu veya gerekliinin herhangi bir kuku gtrmesi sz konusu olmamtr. Hatta devle tin varl gerektiinden de fazla bariz olmutur. Ulus ularn kzgnlk duyduklar husus devletin snrlan ve/veya olaslkla dier avantajlarla birlikte, devletin iindeki g dalm olmutur. Bu kendi bana hayli anlaml bir durum. Ulusu luk tanmmz yalnz bir parazit gibi nceden kabul edilen ve varsaylan bir devlet tanmndan geinmekle kalmyor; ayn zamanda ulusuluun yalnz devletin varlnn artk bir veri olarak kabul grd ortam larda meydana kt grlyor. Siyasal merkezi bi rimlerin varl ve bu tr birimlerin veri kabul edilip, olmas gerekir (normative) sayld bir siyasal ahlk 24 iklimi tek bana yeterli olmamakla birlikte ulusulu un gerekli bir kouludur. nceden tahmin yoluyla, devlete ilikin baz genel tarihsel gzlemler yapmak gerekir, insanlk tarih bo yunca u temel aamadan gemitir: Tarm ncesi, tanm ve sanayi dnemi. Avc ve toplayc topluluklar devleti oluturan siyasal iblmne yer vermeyecek kadar kktler; bu nedenle bu topluluklarda istik rarl ve uzmanlam dzen zorlayc bir kurum olarak devlet sorunu ortaya hi kmamtr. Hepsinin olmasa da, ou tanm toplumunun devleti olmutur. Bunlann bazlan gl, bazs da zayf, bir ksm despot iken di erleri de kanuna sayglyd. Biim asndan da byk farkllk gsterirler, insanlk tarihinin tanm aama snda devletin varlnn ihtiyari olduu sylenebilir. Aynca devletin biimi de olduka deikendir. Avlama- toplama aamasnda ise bu tr bir ihtiyari durum yok tu. Aksine, tanm sonras sanayi dneminde ihtiyari durum yine sz konusu deildir; ancak bu kez devletin yokluu yerine varl kanlmazdr. Bir bakma He- gelin deindii gibi bir zamanlar kimsenin devleti yok tu, sonralan kimilerinin oldu, en nihayet artk herke sin devleti var. Ancak ald biim ise yine, tabii ki, de iken. Sanayi dzeninde bile, veya zellikle bu dzen de, hi deilse uygun koullarda veya zamanla birlikte oluacak koullarda, devletin gerekmediini ileri s ren, anarizm ve Marxizm gibi toplumsal dnce ge lenekleri olmutur. Bu iddiay kukuyla karlamama- z gerektiren ak ve gl nedenler de mevcut: Sanayi toplumlan an derecede byktr ve altklan (veya almay hararetle istedikleri) yaam dzeyi iin ina- 25 mlmayacak kadar karmak bir genel iblm ve i birliine bamldrlar. Bu ibirliinin bir ksm uygun koullarda kendiliinden gerekleebilir ve merkezi yaptrmlara gerek kalmaz. Ancak tmnn bu ekilde ebediyen kendiliinden herhangi bir zorlama ve dene tim olmadan gelieceini dnmek, inanrlln snr larn hogrlemeyecek lde zorlamak olur. Demek ki, ulusuluk sorunu devlet olmadan ortaya kmamaktadr. B ulusuluk sorununun tek tek ve tm devletler iin geerli olduu anlamna gelmez. Ak sine, sorun ancak baz devletlerde ortaya kmaktadr. Hangilerinin bu tr bir sorunla karlatklarn ise ayrca grmemiz gerekmektedir. ULUS Ulusun tanm devletin tanmnda karlalanlar dan daha da ciddi zorluklar gstermektedir. Her ne kadar ada insan merkezi devleti (ve hatta zellikle merkezi ulusal devleti) bir veri gibi kabul etse de, gre ce az bir abayla, merkezi devletin koullara baml olarak olutuunu grebilme ve devletin mevcut olma d toplumsal bir durumu hayalinde canlandrabilme yetisine de sahiptir. "Doal hali" gznde canlandra- bilme konusunda da olduka uzman saylr. Bir antro polog bize kabilelerin aslnda devletin kk bir ekli olmadn ve devlet olmadan da kabilelerin eitli e killerde rgtlenebileceim aklayabilir. Halbuki, ulu su olmayan bir insan dnmek ada hayal gcn ok daha fazla zorlamaktadr. Napoleon dneminde Al manyaya g etmi bir Fransz olan Chamisso glgesi ni kaybeden bir insan konu alan, Kafkann ncs sa ylabilecek gl bir roman yazmt. Romann etkile yicilii kukusuz ksmen yaplan benzetmenin yarat 26 mas istenilen mulaklktan kaynaklansa da yazarn kasdettii Glgesi Olmayan nsann Ulusu Olmayan nsan olduundan kukulanmamak da elde deil. Bi kiiyi yolda takip edenler ve tanlar onun bu anormal glgesizliini kefettiklerinde aslnda birok kabiliyet leri olan Peter Schlemihl adndaki bu zat tanmazlk tan gelirler. Ulusu olmayan bir insan bilinen kategori lere aykn dmekte ve tepki uyandrmaktadr. Chamissonun gr, eer gerekten anlatmak is tedii buysa, yeterince geerliydi ancak bu gr her hangi bir zamanda her yerde mevcut genel bir insanlk durumu iin deil, yalnz bir tr insanlk durumu iin geerliydi. Bir insann bir burnu ve iki gz olduu gi bi bir de ulusal kimlii olmaldr; ancak bunlarn her hangi birinde bir eksiklik sz konusu olabilir ve zaman zaman da olmaktadr, ne var ki bu durum ancak bir fe laket sonucunda ortaya kar, zaten durumun kendisi de bir tr felakettir. Bu dnce aikarn beyan gibi gzkse de aslnda doru deildir. Ancak bu kadar aka doru grnyor olmasnn nedeni de aslnda ulusuluk sorununun bir hususu, belki de en temel olan ile ilgilidir. Bir ulusun yesi olmak insanln do utan sahip olduu bir zellik deildir, fakat zaman mzda byle bir grnme brnmtr. Aslnda uluslar da devletler gibi koullara bal ola rak oluurlar ve evrensel bir zorunluluktan domazlar. Ne uluslar ne de devletler her ada ve her trl ko ulda varolurlar. Dahas uluslarla devletler ayn ko ullara bal olarak olumamlardr. Ulusuluk ulus ile devletin birbirinin nasibi olduunu, biri olmadan dierinin eksik kalacan ve bunun da bir trajedi ol duunu savunur. Ancak birbirlerine ynelmeden, ulus da devlet de ayn ayn, birbirlerinden bamsz ve kendi 27 koullanna bal olarak, olumulardr. Yani, devlet kesinlikle ulusun yardm olmadan ortaya kmtr. Baz uluslar da kesinlikle kendi devletlerinin inayeti olmadan olumutur. Modern anlamnda normatif ulus dncesinin devletin daha nceden varolmas ge rektiini varsayp saymad ise ok tartmaldr. yleyse, koullara bal olarak oluan ancak zama nmzda evrensel ve varolmas gerekir diye grnen bu ulus nasl bir kavramdr? ki ok. geici tanm bu anla lmas zor kavram kavramamza yardmc olacaktr. 1. iki insan ancak ve ancak ayn kltr payla yorlarsa ayn ulusdan saylrlar. Kltr burada bir d nceler, iaretler ve armlar, davran ve iletiim biimleri sistemi anlamna gelmektedir. 2. iki insan ancak va ancak birbirilerini ayn ulu sun yesi olarak tanyorlarsa ayn ulusa mensub de mektirler. Bir baka deyile, uluslar insanlar yara tr; uluslar insanlarn kendi inan, sadakat ve daya nmalarnn rndr. Bir grup insan, diyelim ki, bir lkenin sakinleri veya belli bir dili konuan insanlar, ancak ayn gruba mensup olmalarndan dolay birbir lerine kar baz ortak hak ve grevleri olduunu ke sinlikle kabul ettikleri takdirde bir ulus olabilirler. Onlar ulus yapan birbirlerini bu ekilde ayn grubun yeleri olarak tanm olmalardr, yoksa kendilerini grubun dnda kalan yelerden ayran herhangi baz ortak zellikler deil. Biri kltrel dieri iradi duruma ilikin iki geici tanmn da baz yararlan var. ikisi de ulusuluun an lalmasnda ok nemli olan bir hususu vurguluyor. Ancak hibiri kendi bana yeterli deil. Birinci tanm daki normatif anlamdan ziyade antropolojik anlama 28 dayal kltr tanmlan glk ve yetersizlikleriyle k t hret yapmlardr. Soruna yaklarken belki de en iyisi aslnda kltr terimini tanmlamadan kltrn ne ie yaradna bakmak olacaktr. 29 (Bo Sayfa) TARI M TOPLUMUNDA KLTR 2 nsanlk tarihinin tanm dneminde meydana gelen bir gelime, devletin ortaya kyla karlatrlabile cek denli nemlidir: Okuryazarln ve uzmanlam bir ruhban snf veya tabakann yani bir tr "ule- ma"nn ortaya k. Okuryazarlk tm tanm toplum- lannda varlk gstermez: Y;ne Hegel'ci bir yorumla ifa de edersek balangta hikimsenin okuyamadn, daha sonralar bazlarnn ve nihayet herkesin okuya bildiini syleyebiliriz. Eri azndan, okuryazarln ge liimi ile insanln byk a arasnda bu tip bir uygunluk olduu grnmektedir. Orta veya tarm a nda okuryazarlk yalnz bazlarnn durumunda mevcuttur. Yani ancak baz tanm toplumlannda okur yazarlk vardr, olanlarnda ise gerek anlamyla oku yabilenler hibirzaman toplumun tm deil ancak ba zlardr. Yazl anlatm tarih sahnesine muhasebeci ve vergi memuru ile girmi gzkmektedir. Yazl ekillerin en erken kullanm daha ok kayt tutma vesilesiyle ba lam saylr. Ancak bir kere geliti mi yazl anlatm szlemelerde, hukuki ve idari baka alanlarda da kul lanlr. Nihayet Tanr kendisi de insanlkla bir anla 31 ma yapar ve kendi yaratsnn szlere dklmesi iin kurallar belirtir, I lhiyat, yasama, dava ama, yne tim, tedavi: Bu alanlarn tm serbest alan ve oku mas yazmas olmayan byclerle ittifaka giren veya ounlukla rekabet eden bir okuryazar uzmanlar snf yaratr. Tarm toplumlannda okuryazarlk byk gele neklerle kkler (kltler) arasnda byk bir uurum aar. Byk ve okuryazar kltrlerin ulemasnn ge litirdii doktrin ve rgtlenme biimleri gibi byk ve kk gelenekler arasndaki uurumun derinlii de ok deiken olabilir. Ayn ekilde ulemann kendi i rgtlenmesi ve devlet ile arasndaki iliki de durum dan duruma deiebilir; rnein bir merkezde toplan m veya dank, kaltsal olabilecei gibi aksine her kese ak bir lonca gibi veya benzer ekillerde de geli mi olabilir. Okuryazarlk, yani olduka kalc ve standartlam bir yaznn varl, aslnda kltrel ve dnsel biriki me ve bunun merkezilemesine olanak salar. Ulema nn etkisiyle dnsel merkezileme ve kanun yazcl aslnda devlet demek olan siyasi merkezilemeyle birlikte gitmek zorunda deildir. Sk sk birbirlerine rakip olurlar, bazen de biri brne hkmedebilir; fa kat daha ok iddet ve din uzmanlan, yani Kzl vs Ka- rann temsilcileri olarak gerekten de birbirinden ba msz hareket eden ve hkmranlk alanlan ou kez akmayan iki rakiptirler. TARI M AI OKURYAZAR YNET M NDE KT DAR VE KLTR u iki can alc ve kendilerine zg iblm biimi nin, yani iktidar ve kltrel/dnsel alann merkezi lemesinin, tarm a okuryazar ynetiminin tipik 32 toplumsal yapsna ilikin nemli ve zel hususlar vardr. En iyisi bu hususlar birlikte ele alalm ve aa da ekil l de grld gibi bir emada canlandra lm: tabakalam ve yatay ayrm katmanlar halinde askeri, idari, ruhban, bazen de tccar ynetici snf birbirinden dikey olarak yaltlm tanm reticileri topluluklar ekil 1 Tanm toplumlannda toplumsal yapnn genel biimi. 33 Tipik tarm a okuryazar ynetiminde ynetici s nf, dorudan tarm reticilerinin yani kyllerin olu turduu byk ounluktan kat bir ekilde ayrlarak nfusun kk bir aznln oluturur. Genelde bu s nfn ideolojisi, snflarn eitsizliini ve ynetici taba kann dierlerinden ayrlma derecesini nemsememek yerine tam aksine abartr. Ynetici tabaka da birka daha uzmanlam katman halinde alt blmlere ayr labilir, rnein askerler, rahipler, papazlar, idareciler ve kentliler gibi. Bu katmanlarn bazlar, rnein H ristiyan ruhban snf, kaltsal olmayabilir ve dier ka ltsal tabakalardan gelenler bu meslee intisab edecek leri her ne kadar yaknen belirleseler de, seilenler ne silden nesile deiebilir. Ancak en nemli nokta udur: ster genelde tm ynetici tbaka, ister bu tabakadaki eitli alt tabakalar iin olsun, kltrel btnleme den ok kltrel farkllama ynnde bir bask mev cuttur. Her eit tabaka, biimde ne kadar farkllam olursa aralarndaki srtme ve mulaklk da o kadar az olacaktr. Btn sistem yatay kltrel blnmeden yanadr, hatta blnmenin mevcut olmad durumlar da da bunu kendisi yaratp glendirebilir. Farklla may glendirmek ve ona otorite ve kalclk sala mak iin de genetik ve kltrel farkllklar, aslnda i levsel farkllklarn yaratt tabakalamaya bal tu tulur. rnein ondokuzuncu yzyln banda Tu- nusda ynetici tabaka, Trke konumay bilmedii ve aslnda ok kark bir soydan gelip aa tabakadan gelenlerle de karm olduu halde kendini Trk ad dederdi. Tepedeki yatay tabakalardan oluan aznln altn da toplumun sradan yelerini kapsayan ve birbirle rinden dikey izgilerle ayrlm kk topluluklarn kendilerine ait baka bir dnyas vardr. Nedenleri ol 34 duka baka olmakla birlikte burada da yine kltrel farkllama ok belirgindir. Kk kyl topluluklar genelde siyasal zorunluluktan ziyade ekonomik gerek sinme nedeniyle kendi yrelerine bal iednk bir yaam srerler. Belirli bir yrenin halk ayn dil kke nine sahip olsa da - ki ou durumda byle de olmaya bilir - bir tr kltrel dalgalanma hemen lehe ve di er farkllklara yol aar. Bu toplumsal dzeyde, hibi rinin, veya neredeyse hikimsenin, kltrel trdeliin yerlemesinde bir kan yoktur. Devlet vergi toplama, ban salama dnda pek baka bir eyle ilgili deil dir, ne de tebas olan topluluklar arasnda iletiim kunnada bir kar vardr. Ulemann ise baz ortak kltrel normlarn yerle mesinde kar olabilecei aslnda dorudur. Kimi ule ma gurubu halkn kendi adetlerine kaytsz kalr ve onlar kmserken kimileri de kutsallk, Tanrya kurtulu iin yakarma, tedavi ve dier alanlarda tekeli ele geirmek iin hem halk kltrne hem de onun iinden fkrm bamsz halk amanlanna aka if tira edip onlarla mcadeleye girer. Fakat tarm a okuryazar ynetimlerinin genel koullar iinde hibir zaman gerekten baanl olamazlar. Bu tr toplumla- rn, okuryazarl evrensele yakn bir dzeye karmak ve geni kitleleri st kltrn iine almak ve bylelik le ulemann ideallerini uygulamak iin gerekten ara- lan yoktur. Ulemann en fazla yapabilecei; kendi ide alinin geerli fakat uygulanamaz, sayg duyulan hatta yceltilen, dahas belki de zaman zaman patlak veren taknlk hallerinde arzu duyulan ama genellikle ria yet edilirken deil de aykr davranldmda onurlan drlacak bir norm olarak iselletirilmesini salamak tr. 35 Yine de tanm a okuryazar ynetimi hakkndaki temel en nemli gerek udur: Bu toplumda hemen he men herey siyasal birimlerin kltrel snrlar aracl yla tanmlanmasna kar kar. Baka bir deyile, eer ulusuluk byle bir dnemde icat edilmi olsayd genel kabul grme olasl ok za y f olacakt. yle de diyebiliriz, ulusu teoriye gre birbirinin nasibi olan iki olas eden ne kltr ne de iktidar tarm a koullarnda birbirlerine yneldii grlr. imdi bu iki kavram da tek tek inceleyelim. KLTR Okuryazar tarm toplumunun yksek tabakalar arasnda ayrcalkl gruplarn ayrc, farkllatran ve tekelletirilebilecek zelliklerini sivriltmeleri ve vur gulamalar iin akas ilerine gelmektedir. Dini ayin dilinin halkn gnlk dilinden ayn olma eilimi ok gldr. Sanki okuryazarlk sradan insanla ruhban lar arasnda yeterince bir engel oluturmam ve ara larndaki uurumun daha da derinlemesi gerekirmi gibi ayin dili yalnz ulalamaz bir yazda belgelen mekle kalmaz szle ifade edildiinde de anlalmaz olur. Yatay kltrel blnmelerin yer etmesi, ayrcalkl larn ve iktidar sahiplerinin karlarna uygun dt iin sadece cazip deil ayn zamanda mmkn ve gerekten de kolaydr. Okuryazar tarm toplumlannm greli istikran sayesindedir ki nfusun hogrleme- yecek srtmeler kmadan tabaka, kast veya Os manl milletleri gibi keskin ayrmlarla blnmesi ve yaamas mmkn olmaktadr. Tanm toplumu eitsiz likleri mutlak gsterip dsallatrarak ve altn ize rek bilakis onlar kanlmaz, sabit ve doal gster 36 mekte, dolaysyla da glendirip makbul hale getir mektedir. Eyann tabiatndan kaynaklanan ve daimi gzken eyler sonuta ne ahsiletirilebilir ve kiiyi zedeleyici bulunur ne de ruhen dayanlmaz olur. Bunun aksine kendiliinden hareketli ve istikrarsz toplumda eit olmayan katmanlar birbirinden ayran bu tr toplumsal barajlar ayakta tutmak dayanlma yacak kadar gtr. Hareketliliin gl akmlar on lar srekli baltalamaktadr. Marxizmin insanlarda uyandrd beklentinin aksine toplumlar iinde yatay farkllamaya mptela olan, sanayi ncesi toplumu- dur\ Sanayi toplumu ise snflar aras snrlar yerine uluslar arasndakileri glendirmektedir. Ayn durum deiik bir biimde toplumsal skalann alt kademeleri iin de geerli grnmektedir. Bu ke simde bile ounlukla rtl ancak yresel nemi olan yatay farkllamalara duyulan ilgi youn olabilir. Hat ta yerel grup az ok trde olsa bile, grubun kendine zg kltrn herhangi bir'siyasal ilkeyle badatr mak, yani yerel kltre gre tanmlanm bir siyasal meruiyet kavramnn ortaya kmas hi de olas de ildir. Birok aikar nedenden dolay bu koullarda bu tr bir siyasal dncenin olumas hi doal sayl maz; aklamas yapldnda bile byle bir kavram grup yelerine sama gelecektir. Yerel kltr neredey se grnmez hale gelmitir. Kendi iinde kapal olan topluluk, katiplerin greli olarak her durumda geerli skolastisizminin aksine, anlam ancak bel l i bi r ba lamda kavranabilecek szlerle iletiim kurma eilimi ni tar. Ancak kyde konuulan yerel az ki bunu bir tr steno veya "snrl bir kod" a da benzetebiliriz, hi bir siyasal veya kural koyucu iddia tamaz. Bilakis en ok yapabilecei pazar yerinde azn aan herkesin 37 kyn veya kkenini aa vurmaktr. Ksacas tarm toplumunda eitli kltrler mantar gibi fkrr ancak koullar genelde kltr emperya lizmi denebilecek bir gelimeyi, yani kltrlerden her hangi birinin hakimiyet kurup siyasal bir birimin t mn kapsamasn tevik etmez. Bu toplumda kltr ya yatay olarak (bir toplumsal kast tarafndan) ya da dikey bir biimde ok kk yerel topluluklar belirle mek zere tek tek ayrmtr. Siyasal snrlan belirle yen etmenler kltrel snrlan belirleyenlerden tama men farkldr. Ulema takm bazen kendi kltrlerinin veya daha dorusu o kltrn kurallarn belirleyen dinin yaylma alann geniletmeye urarlar. Devlet ler de bazen hal seferleri veya "gaza" fetihleri dzen lerler. Ancak bunlar tanm toplumunun normal, yaygn koullan deildir. Byle bir dnyada kltrlerin ok karmak bir e kilde oaldn da nemle belirtmeliyiz. Birok du rumda bir bireyin hangi "kltrel gemi" e ait olduu hi de ak deildir. rnein, Himalayal bir kyl y ln farkl dnemlerinde deiik balamlarda birka di nin aman, kei ve rahipleriyle balant kurmu ola bilir; ait olduu kast, klan ve konutuu dil de onu farkl kltrel birimlere balayabilir. rnein, belirli bir kabilenin dilini konuanlar eer ayn zamanda ka zara belirli bir kasta ait bir ile megul oluyorlarsa o kabilenin yesi saylmazlar. Yaam biimi, i, dil, dini adetlerin hepsi de birbirleriyle rtmeyebilir. Bir aile nin ekonomik ve siyasal yaam, tm bu mulak du- rumlann ustalkla idare edilip srdrlmesine ve ba lantlarla olaslklarn ak tutulmasna dayanr. Ta nm toplumunun yeleri, imdilerde ulus olma iddia syla ierde trdelik danda zerklik emelleri besle 38 yenlerde grld zere, mulak olmayan kategorik kimlik tanmlamalarnn peinde olmadklar gibi bun lara en ufak bir ilgi de duymazlar. Geleneksel bir or tamda tek ve kapsayc bir kltrel kimlik idealinin pek anlam yoktur. Nepalli da kylleri ounlukla birka eit dini ayine katlr ve duruma gre kendile rini ya bir ky, ya da bir klan veya kastn (ama bir ulu sun deil) yesi gibi hissederler. Trdeliin vazedilip edilmemesi pek farketmez; nk toplumda ok az yank bulabilir. TARI M TOPLUMUNDA DEVLET Bu koullarda kltrlerin nihayet ulusuluk a geldiinde erimek isteyecekleri tek renkli trdelik ile siyasal yaylma ve hakimiyeti arzulamalar iin ok az tevik veya frsat mevcuttur. Yine de acaba sorun devletin veya daha genel anlamyla siyasal birimin ba k asndan nasl grnmektedir? Tarm ann siyasal birimleri byklk ve tr a sndan muazzam farkllklar gsterir. Ancak kabaca dnrsek bunlar iki tre, veya belki de iki kutuba ayrabiliriz: Yerel zerk topluluklar ve byk impara torluklar. Bir tarafta olduka yksek (S.Andreskinin yerinde terimiyle) siyasal katlm oran ve ancak orta derecede eitsizlik dzeyi olan ve kendi meselelerini halleden ehir devletleri, kabile gruplan, kyl toplu luklar ve benzeri birimler, dier tarafta da belli bir noktada younlam bir gcn denetimindeki byk lkeler. ok karakteristik bir siyasal biim ise tabii ki u iki ilkeyi birletiren biimdir: Merkezi hakim otori te ile birlikte yaayan yan zerk yerel birimler. Bizi ilgilendiren soru, bu tip birimleri banndran tanm toplumunda ulusuluun z olan kltr ve si 39 yasal ynetimin birlemesine yol aan glerin var olup olmaddr. Yant ise "Hayr" olmaldr. Yerel topluluklar ilevsel adan byk lde yzyze ili kilere bamldr ve kkl bir dnm geirmeden topraklarn geniletip byyemezler. Bylece bu kat lmc topluluklar nadiren bal olduklar kltrn t mn tketirler; yani kendi yerel aksan ve adetleri ol makla birlikte bunlar ancak birok benzer topluluklar ieren daha geni iletiim alanna sahip bir kltrn deiik biimleri olma eilimindedir. rnein, ehir devletlerinin nadiren kendisine ait dilleri vardr. Bu adan eski Yunanllar kukusuz olduka tipik bir r nektir. Kendi ortak kltrlerinin ve bu kltrle tm barbarlarn kltrleri arasndaki ztln kuvvetle bi lincinde olmakla birlikte (ki Helen topluluklar arasn daki yatay kltrel farklln derecesi olduka dk tr) bu birlik hissinin, gerekletirdikleri bir yana, ar zuladklar asndan bile siyasal anlam ok az belir mitir. Ancak Makedonya liderliinde bir Pan-Helle- nik ynetim kurulduunda bu devlet Hellenizmin s nrlarn fazlasyla aan bir imparatorlua dnm tr. Eski Yunanda Yunanllar kendi tarzlarnda ne kadar oven olsalar da Ein Reich, Ein Volk, Ein Fh- rer*e edeerde bir slogana hi rastlanmamakta. TARI M TOPLUMUNDA YNET C E TLER Tarm a okuryazar ynetimi aa yukar be bin yldan beri varolan ve biimlerinin eitliliine ramen baz temel zellikleri olan bir toplumdur. Vatandala rnn byk bir ounluu kendi iine kapal topluluk larda yaayan tarm reticileridir ve iddetin yneti mi, dzenin salanmas ve sonunda bir kitapta kutsal latrlm toplumun resmi hikmetinin denetimi bal 40 ca ayrc zellikleri olan bir aznlk tarafndan yneti lirler. Bu sava-yazc ynetici snf da aadaki bir dizi ztlklar araclyla kaba bir tipolojiye oturtulabi lir. 1 Merkezilemi 2 Hadm edilmi 3 Kapal 4 Birlemi Merkezilememi Damzla ayrlm Ak Uzmanlam X. Gerek ulema gerekse asker snf hem merkezi lemi hem de merkezilememi olabilir. Ortaa Ka tolik Kilisesi; bir uygarln ahlki iklimine hkmede bilecek etkince merkezilemi ulema tipine ahane bir rnektir. Bunu slam ulemas da baarmtr ancak onlar herhangi bir merkezi rgtlenmeden veya i hi yerariden tamamen yoksun ve teorik olarak da ak bir snftlar. Brahmanlar hem ulema hem de kapal bir akraba grubu iken in brokrasisini katipler ve idareciler paylayordu. 2. Merkezi devletin bak asndan Eflatunun da ok nceleri tanmlad gibi balca tehlike askeri ve ya ruhban snfnn belli akraba gruplaryla balant kurmas veya srdrmesidir. Bu gruplar bylelikle idarecileri ciddi grev anlayndan saptrabilir veya saladklar destekle onlar ayn zamanda bazen gere inden fazla g sahibi yapabilirler. Bu yaygn tehlikeyi bertaraf etmek iin kullanlan stratejiler ayrntda farkllk gsterse de genel olarak hadmlatrma olarak tanmlanabilir. Maksat; henz gelien sava/brokrat/ruhban atalarndan veya 41 zrriyetinden ya da her ikisinden de mahrum ederek akrabalk balarn kesmektir. Kullanlan tekniklerin bazlar fziken zrriyete sahip olmas mmkn olma yan haremaalar; ayrcalkl durumlar evlenmeme yeminine bal olan dolaysyla zrriyet srmeleri me nedilen rahipler; akrabalk balar gerektii kadar uzak olan yabanclar; veya onlar istihdam eden dev letten ayn dtkleri takdirde aciz kalacak olan, va tandalk haklarndan mahrum edilmi ya da dlan m gruplarn yelerinden yararlanmaktr. Baka bir teknik de aslnda ayrcalkl ve gl olmakla birlikte devlet tarafndan "sahip"lenildikleri iin teknik adan baka hibir meru balan olmayan ve hibir yasal hak arama srecini hayal bile edemeden, bylelikle mahrumiyete dm grevlinin akraba veya yerel grubuna hibir hak tanmaz bir biimde, mlk ve mev kilerine her an devlet tarafndan el konabilen "kle" le- rin istihdam edilmesidir. Gerek haremaalan sk sk istihdam edilmitir.1 Evlenmeme yemini etmi rahipler ise tabii ki Hristi yan dnyasnda hret yapmlard. Kle asker brok ratlar halifeliin knden sonra slam devletlerin de gze arparlar. Yabanclar da ounlukla sekin sa ray muhafzlar ve imparatorluklann mali sekreterlik lerinde ne kmlardr. Ancak hadmlatrma evrensel bir uygulama deil di. in brokrasisi "eraftan seilirdi; Avrupal feodal snf da hizmete karlk toprak datm ilkesi yerine mirasla intikal ilkesini kabul ettirmeyi ok abuk ba ard. Hadmlatrmann aksine, yelerinin kendilerini toplumsal alanda yeniden retmelerine ve mevkilerini 1 Keith Hopkins, Conquerors and Slaves, Cambridge, 1978, bl. 4. 42 kendi soylarna devretmelerine izin verilen sekinlere ise dam zl k denebilir. 3 Ulema, brokrat ve askeri snflarn kapal ol- malanndansa a k olmalarnn avantajlar vardr. Av rupal ruhban snf ve in brokrasisi (Mslman ule ma rneinde olduu gibi) belirleyici bir biimde kstl bir tabakadan seilmekle birlikte teknik adan ak bir snft. Hinduizmde rahipler ve asker yneticiler hem kapal hem de ayr bir snftan gelir ve (kuramsal olarak) darda kalanlarla birbirlerine nfuz etme im kannn olmamas sistemin almas iin gerekli say labilir. Hem kapal hem de birlememi ve ayr bir s nftrlar. slam dnyasnda, Memluk ve Yenieri d nemlerinin dnda, ne ulema ne de asker snf hadm edilirdi. 4 Son olarak, ynetici snf askeri ve dini (ve mm knse dier) ilevleri ya bi r l eti r ebi l i r ya da bunlar dikkatlice uzmanlam gruplara ayrabilir. Hindu izm resmen bir ayrm yapmtr. Avrupa feodalizmi de bazen askeri dzen iinde birletirme yapmtr. Yukardaki alternatifler arasndan seim yaparak oluan olas eitli terkiplerin tarihsel somut ayrntla rn ortaya karmak ok ilgin olurdu. Ancak u anda amacmz asndan nemli olan tm alternatiflerin or tak noktas olma eilimini tayan husustur. ktidar sahipleri, skalada ulusal dzeyin altnda kalan yerel topluluklarla ulusal dzeyin tesine geen yatay taba ka veya kast arasnda oluan bir tr gerilim alannda hapsolmulardr. Kendilerinden daha aada olanlara kendi kltrlerini yaymak yerine onlardan ayn kal maya ok daha merakl olan ve snrlarn ou kez ye rel ynetimin dna taran, devletle rekabete girip si yasal ynetimin tesine geen bir tabakann sadk ele- 43 manlardrlar. Ancak (in brokrasisinde olduu gibi) bir devletle nadiren ayn snrlan paylamlardr. (Za ten bu durumda da bir tr ulusuluk sergilemilerdir.) Bir anlamda kltrel siyaset gtt sylenebile cek tek tabaka ulemadr. Bazen, Brahmanlarm duru munda olduu gibi gdlen siyaset aslnda kendi grup laryla dierleri arasnda tamamlayclk ve karlkl bamllk yaratmaktr. Ulema snf kendini vazgeil mez klarak mevkiini glendirmeye alr ve kendi siyle laik gruplara atfettii birbirini tamamlayc roller de ulemann evrensellemesini gerektirmek bir yana byle bir gelimeyi resmen dlar mahiyettedir. Treler zerinde tekelci bir otorite hakk iddia etmelerinin d nda gptayla taklit edilmeyi istemezler. Kendileri tahrik etseler dahi en iten iltifat ve taklitten bile ho lanmazlar. slamiyette olduu gibi baka yerlerde de ulema s nf kendilerine yarar bir ciddiyetle zaman zaman dindalar arasnda mutat inanc zayflayanlar iin uy gulanacak misyoner grevler yklenir. Burada insan lara sadece dua etmelerini veya savamalarn ya da almalann emreden ve mevcut tabakalara birbirleri nin alanlarna mdahele etmemelerini syleyen bir kural yoktur. Dinin gerek kurallar asndan bakld nda eer yetenek ve enerjileri msaade ediyorsa her kes bu ayr iin hepsini birlikte yapmaya mezun dur. (Bu gizli eitlikilik I slamm modem dnyaya ba- anyla uyarlanmasnda ok nemli olmutur.) Yani arya kamayan ruhani misyoner bir kltr siyaseti nin gdlmesine kar resmi veya teolojik bir engel yoktur. Uygulamada ise hl bir sorun mevcuttur. Eer herkes gerekten sistematik bir biimde kendini hukuk-teoloji almalanna verseydi koyunlara, keile- 44 re ve develere kim bakard? Sahrann baz yrelerinde kabileler aras szlemeyle tm Kutsal Kitap nsan lar olarak belirlenen kabileler vardr, ncak uygula mada bu yalnz dini personelin adet zere bu kabile yeleri arasndan seilecei anlamna gelmektedir. Ya ni kabilenin tm de gerekten din uzmanlan olacak demek deildir. Bunlarn ou almaya ve savama ya devam ederler. Yetikin erkek nfusunun ok an laml bir orannn kendini gerekten hukuk almala rna verdii tek topluluk Dou Avrupada baz Yahudi topluluklandr. Ancak bu zel ve ar bir rnektir ve zaten bu topluluklarn kendileri daha geni ve karma k bir toplumun alt gruplann tekil ederler. Yani ok derin, gl ve altedilemez nedenlerden dolay okuryazar tanm a toplumlarnda ulema snf toplumun tmne hakkyla hakim olamaz ve onu zap- tetemez. Bazen kendi kurallan izin vermez bazen de d engeller bunu imknsz klar; ancak kendi kuralla r bu emelin gereklemesine her zaman elverili olsa bile zaten d engeller yeterli ve etkin bir mani tekil edeceklerdir. Tanm dzeninde, toplumun btn dzeylerinde ev rensellemi bir ulemay ve yazyla glendirilmi, merkezin dayatt kurallan olan trde bir kltr zorla kabul ettirmeye almak bo bir rya olurdu. Baz teolojik doktrinler byle bir program ierse de bu uygulanamaz ve uygulanmamtr. Akas byle bir ey yaplamaz, nk gerekli kaynaklar mevcut deil dir. 9 Ancak eer gnn birinde ulema snfi kendi aba syla veya kahramanca ve mucizevi bir i cihad\ a deil de ok daha etkili, derin kkleri olan bir toplumsal gle yani iblm ve retici ve dnsel srelerin 45 tm doasnn tamamen dnm sonucunda evren selleir ve tm toplumu kapsarsa acaba ne olur? Bu sorunun yant ve de sz edilen dnmn doasnn belirlenmesi ulusuluun anlalmas asndan can alc br nokta olacaktr. una da dikkat edelim ki tarm dzeninde yalnz baz sekin tabakalar, yukarda tanmlanan zel tek niklerin biri veya dieri kanalyla, sistematik bir bi imde hadm edilmilerdir. Byle olsa bile Eflatunun ngrd gibi hadmlatrmay sonsuza dek yrt mek zordur. ster Memluk ister Yenieri olsun muha fzlar, brokratlar veya ayrcalkl gelir sahipleri r vet almaya balar, toplumda kar, balant ve srekli lik sahibi olur veya an, eref, zenginlik peinde koup kendi adlarn devam ettirmenin ekiciliiyle batan karlar. Tarm a insan sanki rmeye yatkn bir madenden yaplmtr. Onun ardl olan sanayi a insan ise tamamen ol masa da daha saf bir madenden yaplm gibidir. Ka zara, sonunda ulemann evrenselletii, okuryazarl n bir uzmanlk deil de dier btn uzmanlklarn nkoulu olduu ve tm mesleklerin kaltsal olmaktan kt bir toplumsal dzen ortaya karsa ne olur? Ay n zamanda hadmlatrma da hemen hemen evrensel lese ve ok etkili klnsa, iimizde herkes sanki zeri ne bir Memluk cppesi geirmi gibi grevinin gerekle rini akrabalk haklarnn stnde tutsa acaba ne olur? Ulemann evrenselletii ve herkesin Memluklat bir ada kltr siyaset ilikisi kkten deiime urar. Bir st kltr toplumun tmne yaylr, toplumu ta nmlar ve ynetim onu desteklemek zorunda kalr. te ulusuluun srr da budur. 46 SANAY TOPLUMU 3 Sanayi toplumunun kkenleri hl bilimsel tart ma konusudur ve bana yle geliyor ki bu tartma b yk olaslkla sonsuza dek srecek. ok byk, farkl lam ve girift bir toplumda muazzam karmak bir dnm gerekleti; bu benzersiz bir olayd: hibir takliti sanayileme ilk zgn sanayileme ile ayn tr bir olaym gibi deerlendirilemez. nk btn dierleri gerekten taklitiydi; sanayilemenin mm kn olabilecei artk yerlemi bir gerek olarak bun lara k tutuyordu ve (gpta edilen rnein ok eitli yorumlan olmasna ramen) bunun baz avantajlan vard. lk zgn sanayileme ne yaptklannm bilincin de olmayan insanlar tarafndan gerekletirilmiti ki (olayn zn oluturan bu bilinsizlik hali onu) asln da tekrarlanamaz klyordu, ilk zgn sanayilemenin aynen tekrarlanmamasna yol aan baz geerli neden ler vardr: bir olayn tekran zaten zgn halin farkl lamas demektir; erken modem Bat Avrupa koullan hibir ekilde yeniden retilemez ve sadece teorik bir noktay kantlamak iin yaplacak byle byk apta deneyimler ahlk adan dnlemez bile. Durum ne olursa olsun bylesine karmak bir srecin balantla- 47 nm zebilmek iin bu tecrbeyi bir deil birka kez tekrarlamak gerekir ki bu da mmkn deildir. Ancak sanayilemenin nedenlerini inceleyen ayr bir bilim daln oluturmasak da sanayi toplumunun genel ileyiine ilikin modeller sunarak bu konuda bir ilerleme kaydetmeyi mid edebiliriz. Aslnda Max We- ber'in ok tannm bir eseri olan Protestan Etik ve Kapitalizmin Ruhu nun gerek deeri ve nemi bence onun kapitalist ruhun douu ile ilgili gz kamatrc ancak speklatif ve bir sonuca ulaamayan nermesin de deil daha ziyade yeni toplumsal dzeni oluturan genel farkl nitelikler zerine yapt aklamalarda yatmaktadr. Gerekten de ilginin kapitalizmin kken lerinden sanayilemenin kkenlerine kaymas ancak Weber'den sonra (tamamen Weber'e gnderme eklin de) ve kapitalist olmayan sanayi toplumlannn da or taya kmasyla gereklemi olmasna ramen, bu ok nemli sorunun yeniden formle edilmesi aslnda We berin giriimci ruha duyduu ilginin yansra brokra si ile de ilgilenmi olmasnn bir sonucudur. Eer mer kezilemi bir brokrasi de aklc bir iadam kadar ye ni ruhu (Geist) temsil ediyorsa o zaman kapitalizmin kendisiyle deil sanayileme ile ilgilenmemiz gerektii ok aktr. Aklclk kavram bu yeni ruhun Weber'ci yoru munda ve bence akla yatkn herhangi bir aklamasn da temel ve nemli nokta olmaldr. Weber zellikle bu meselede de olduu gibi tutarl ve yeterli tanmlar ver me konusunda pek becerikli deildi. Gene de aklclk kavramn kullan biimlerinden bu kavramla neyi kasdettiini ve bu temel kavramn konu asndan be lirleyici olduunu karsamak tamamen mmkndr. 48 Bilindii gibi bu kavram onsekizinci yzyln en byk iki filozofu David Hume ve I mmanuel Kant tarafndan ei bulunmaz bir felsef derinlikle enine boyuna tart lmtr. ki filozof da ho bir yanlg iinde insan akl n herhangi bir zaman ve yerde varolduu haliyle (an sich) incelediklerini sanrken aslnda douuyla ala rna damgasn vuran yeni ruhun genel mantna ili kin ok derin aklamalarda bulunuyorlard. Bu iki d nrn paylam olduklar grler en az paylama dklar kadar nemliydi. Weber'in aklclk kavramnda u iki unsur ok aka belirmektedir. Birincisi insicam veya tutarllk, yani benzer olaylarda benzer davranlarla ortaya kan dzenlilik ki bu bir anlamda iyi bir brokratn ru hu ve onuru da demektir. kincisi ise belirli, aka ifa de edilmi ve saptanm amalar dorultusunda mev cut en uygun aralarn soukkanl aklc seimi, yani baka bir deyile ideal giriimcinin ruhu olan, rand mandr. Dzenlilik ve randman gerekten de aklcl n genel ruhu iinde yer alan brokratik ve giriimci unsurlar olarak grlebilir. Ben bu iki unsurun gerekten birbirinden bamsz olduuna inanmyorum. Amaca-uygun-ara olarak be lirlenen randman kavram kiinin "alakasz" hususla r bir yana brakarak ayn problemin zmne hep ayn yoldan giderek varaca anlamna gelir ve byle likle brokrasiye zg sorunla davran arasnda si metri salama gereini hemen bir kural haline getirir. Simetri zorunluluu aslnda hemen kural olarak ran dman dourmayabilir (gerekten Weber'in de dikkat ektii gibi ne kadar drst ve vicdanl olsalar da b rokratlarn muhakkak randmanl olmadklar gzlem le sabittir). Bununla birlikte dzenlilik gereinin s- 49 rekli ve yapay olmayan bir biimde uygulan gerek amalarn gerekse de olgularn yani tm bunlarn ce reyan ettii ortamn belirlenmesi iin genel ve tarafsz bir dilin kullanm anlamna gelir. Byle bir dil de amalarla aralan aka belirterek sonunda aka ta nmlanm amalara sadece en iyi randman salaya cak aralarla ulalmasn temin eden eylem biimleri ne izin verecektir. Weber'in ok net bir biimde farknda olduu aklc ruhun yukarda tanmladmz iki esinin (dzenlilik ve randman) altnda yatan Hume ve Kant'n keyifle genelde insan akln incelediklerini zannederek ok iyi kavradklar daha derin bir zelliktir: Hereyin genel tanm iin geerli olacak gerein ortak bir lt ve evrensel dzeyde kavramsal geerlilik ile Descartes ta rafndan daha nce gl bir biimde vaaz edilip zel likleri belirlenmi zmleme anlay (esprit d'analyse). Aklclk, bu unsurlarn hepsini bizi ilgi lendirdii kadaryla ada ruhun si m olarak varsay maktadr. Ortak veya tek kavramsal geerlilik olarak kasdettiim udur: btn gerekler tek, srekli bir mantk ortamnda yer almaktadr ve bunlar ifade eden cmleler birletirilebilir ve birbirleriyle ilikilen- dirilebilir; bylece ilke olarak dnyay tek bir dil ak lar ve bu dil kendi iinde bir btndr. Veya olumsuz tanmlar kullanacak olursak baka gereklerin mda halesi veya eliki yaratc etkisine kar korunmu ve kendilerine ait yaltlm bamsz mantk ortamlarn da yaayan hibir zel, ayrcalkl, yaltlm olgu ya da alan yoktur. Modernlik ve aklclk ncesi grntlerin en arpc zellii ite buydu: ok sayda tam olarak birlememi ancak hiyerarik bir dzende birbirleriyle ilikili alt-dnyalann birarada yaamas ve zel ayn- 50 calkl, kutsallatrlm ve allagelmi yaklamla ulalmayan olgularn varoluu... Geleneksel bir toplumsal dzende avlaycln, ha- sad zamannn, eitli trenlerin, karar merciinin, mutfan veya haremin dilleri zerk sistemler olutu rurdu. Bu ok farkl alanlardan elde edilen cmleleri birletirmek, aralarndaki tutarszlklar ayklamak ve hepsini birletirmeye almak ise toplumsal gaf say lrd veya daha kts muhtemelen dine kfretmek ve ya dine saygszlk anlamna gelirdi ve byle bir aba nn anlam kavranamazd. Aksine, toplumumuzda di lin her anlamda kullanmnn eninde sonunda tek bir ahenkli dnyaya atfta bulunduu ve birletirici tek bir dile indirgenebilecei ve hepsini birbirleriyle iliki- lendirmenin meru olduu varsaylmaktadr. "Tek balant" kavranabilir ve kabul edilebilir bir idealdir. Modern bilgi felsefeleri ou kez bu fikir ve emelimizin ifadesi ve dzene konmu halidir; bu ideal ayn zaman da filozofa bir kapris olmayp derin toplumsal kklere sahiptir. Olgularn eit ve trde bir biimde takdimi, tm ayrtabilecekler paralarna ayrlmadan yani (bu sa dece dncede mmkn olsa da) Kartezyen zmle me anlayyla (esprit danalyse) tm karmak yap lar onlar oluturan paralara blnmeden ve hazr re eteler halinde sunulan kavramsal paketlere srt evir meden tam gereklemi saylmaz. Geleneksel grn tler ve bu grntlerin ierdii nyarglar tamamen meselelerin birbirine balanmas nedeniyle sregel mitir ve biz kendimizi bundan ancak meseleleri tek tek deerlendirmede srar ederek kurtarm olduk. Dnceler dnyasna ait bu paket kavramlar ve s reklilii olmayan kavramsal ortamlar insan dnyasm- 51 da sabit toplumsal gruplara ve yaplara tekabl eder. Ayn ekilde Hume veya Kant'n felsefelerinde alglan d gibi metrik bir dzene tab olmuasna birlemi ve standartlam gerekler dnyasnn benzeri de kit le toplumunun kimliksiz (anonim) ve eit insan toplu luklardr. leri srdmz tartmada biz aslnda dncelerden ok insanlar ve insan topluluklaryla il giliyiz, ancak insanlarn dncelerinin srekli ve b tncl sistemler iinde birletirilmeleri insanlarn akkan ve kltrel sreklilili olan topluluklarda ye niden gruplamalaryla balantldr. Sanayi toplumu, kendiliinde srekli byme ile beslenen ve buna dayanan tek toplumdur ve bu by menin srekli bir gelimeye yol amas beklenir. Tah min edilecei gibi ilerleme ile srekli gelime kavram ve idealini yaratan ilk toplum da gene sanayi toplumu- dur. En gzde toplumsal denetim biimi olarak top lumsal kzgnl maddi bymeyle nlemeye alarak evrensel bir vergi sistemi (J Daregeld) getirmitir; en byk zaaf ise toplumda rveti azaltma beceriksizli i ve bolluun bir sre iin azalmas ve toplumda da tmn aksamas nedeniyle bagsterebilecek meruiyet kaybna kar koyamamasdr. Gemite birok toplum zaman zaman yenilikler icat etmi ve durumlarn d zeltmitir; bazen de bu dzelmelerin tek tek deil bir alay halinde geldii sylenebilir. Ne var ki dzelme hibir zaman srekli olmam ve byle olmas da bek- lenmemiti. Bu denli allmam ve kayda deer bir beklentinin domas iin zel bir durumun gerekle mesi gerekirdi. Gerekten de hi allmam ve benzersiz bir geli me meydana geldi. Trde, sistematik ve ayrmc ol mayan yasalarla dzenlenen ve sonu gelmeyecek keif 52 lere ak bir dnya kavram kullanlacak aralar a sndan nceden belirlenmi hibir beklenti ve snr ta nmayan sonsuz yeni bileim olanaklar sunuyordu. Yani hibir olanak yasaklanmayacakt ve olaylarn ge liimine ve arzu edilen sonulara ulamak iin ne tr bileimlerinden yararlanlabileceine sonunda sadece kantlar karar verecekti. Bu tamamen yeni bir ufuk ayordu. Eski dnyalar bir yanda her biri bir amaca ynelik, hiyerarik ve belirli bir "anlam" olan tek tek kosmoslar, dier yanda da pek birlememi herbiri kendi dil ve mantn kullanan ve tek bir dzenlilik iine hapsolunmayacak alt-dnyalardan oluuyordu. Yeni dnya ise aksine bir yan ile ahlaki olarak dura an, dier yan ile ise niter idi. Hume'un felsefesi bu yeni ufku sistemletiren en nemli belgelerden biridir. En iyi bilinen ksm felsefe nin genel bak asndan ve temel ngrlerinden de karsanabilecek nedenselliin aklanmasna ilikin ksmdr. Bu aklama son kertede unu ileri srer: E yann tabiatna gre hibir ey hibir eyle doal bir balant iinde deildir. Bu dnyann mevcut balant- lan kurmak ancak nce dncede birbirinden ba msz dnlebilecek eyleri ayrmak (ki bylece bir anlamda saf unsurlar ayntrabiliriz) sonra da tecr beye dayanarak hangi unsurlarn birbiriyle gerekten bal olduunu saptamakla mmkn olur. Pekala, dnya byle mi kurulmutur? Bizimkisi evet. Bu sonsuz keiflere ak bir dnyann nkoulu ve bedelidir. Aratrma u veya bu bak as ve ya am biimine zg doal yaknlklar ve ilikilerle snr- lanmamaldr. Ve, tabii ki, Hume'un nedensellik ak lamas sadece hibir kstlamaya tabii olmayan ebedi aratrmacnn iinde bulunduu arka plann hayran 53 lk uyandran bir zeti deildir. Ayn zamanda bu ara trmacnn ekonomik planda benzeri olan modem giri imciye zg davrann da aklamasdr. Trenin be lirledii bir toplumsal dzen ve ritm iinde emek, tek nik, malzeme ve kalbn birletirilmesi akl ann tccar ve imalatsna gre deildir; bu an giriimci lerinin atlm yapmas ve paras olduklar ekonominin ilerlemesi yksek kr gibi ok ak bir amaca hizmet edecek her trden aracn gene sadece kantlara daya narak kstlanmadan seilebilmesine baldr. (Bu giri imcilerden nce varolan veya ayn ada varln sr drm feodal benzerleri ise baarya ulamada tek bir lt seip karmak iin bile zorlanacaklard. On lar iin kr toplum iindeki konumlarn muhafaza et mek gibi baka tek tek ayntrlamayacak amalarla karm olacakt. Adam Smith Glasgovv'lu bir kentli ile rnein Lochiel erafndan sko yzba Cameron arasndaki fark ok aka grmtr. Hume'un ne densellik teorisi Glasgow'lu kentlinin grlerini teyid etmektedir. Burada tarttmz mesele hem dnsel hem de ekonomik adan (tabii ki ikisinin de birbirine bal olduunu dnerek) gelimeye baml olan bir toplumun gryle ilgilidir nk ncelikle srekli byyen ve ilerleyen bir toplumun dourduu sonu larla ilgileniyoruz. Ancak byle srekli bir bymenin sonularyla onu douran szkonusu gr arasnda ok dikkat ekici paralellikler mevcuttur. SREKL BYMEYE AI K TOPLUM Dnce alanndaki gelime, hibir unsurun tabia tnda (a priori) bir baka unsurla zlemeyecek bir ba olmadn ve hereyin yeniden dnmeye ak olduunu varsaydna gre ekonomik byme ve re 54 tim art da insanlarn faaliyetleri ve dolaysyla rolle ri asndan benzer bir yaklam gerektirir. Roller ih tiyari ve bir amaca ynelik ara haline gelir. Eskiden toplumsal rollerin yapsnda varolan istikrar, byme ve yenilikle hi badamaz. Yenilik yeni eyler yap mak demektir ve yeni eylerin snrlan yerini aldklan eylerin snrlanyla ayn olamaz. ou toplumlar hi kukusuz zaman zaman i tanmlan ve lonca snrlan- nm yeniden belirlenmesine uyum salayabilir ve tec rbe kazanmak iin taktik deitiren futbol takmlan gibi srekliliini kaybetmez. Tek bir deime ilerleme saylmaz. Fakat bu tr deiimler sabit bir durum ve sreklilik kazanrsa ve meslek deiimlerinin srekli lii toplumsal dzenin deimez bir zellii haline ge lirse acaba ne olur? Bu sorunun cevab verildiinde uluuluk problemi nin en nemli ksm da zlm olacaktr. Ulusuluk karmak ve srekli, zincirleme ilikiler iinde deien bel i rl i bi r tr i blmnden kaynaklanmaktadr. Adam Smith'in srarla tekrarlad gibi yksek ve rimlilik karmak ve incelmi bir iblm gerektirir. Srekli artan verimlilik iblmnn sadece karmak deil ayn zamanda srekli ve ou kez de hzla dei en bir nitelie sahip olmasn ngrr. Gerek ekono mik roller sisteminin kendisi gerekse de bu sistem iinde mesleklerin bu hzl ve srekli deiimi annda etkisini gsteren ve temelde ok nemli olan baz so nular dourmaktadr. Bu sistem iinde yer alan in sanlar yaamlar boyunca ayn konumda kalamazlar ve hatta bir nesilden brne de ayn konumun kal mas ancak nadiren mmkn olur. Mevkiler (bu ve baka nedenlerden dolay) nadiren babadan oula ge er. Adam Smith nesilden nesile geen efsaneleri ger 55 ek sanarak oban topluluklanna yanllkla sabit top lumsal konumlar atfetmekle birlikte burjuva toplu- munda talih ve servetin gelip geici olabileceine dik kat ekmitir. Bu yeni tarz hareketliliin ilk sonucu bir tr eitlik- iliktir. Modern toplum eitliki olduu iin hareketli deil hareketli olduu iin eitlikidir. Dahas, ister is temez iktisadi bymeye duyduu korkun, hereyi bastran al doyurmak iin hareketli olmak zorun dadr. Srekli bir biimde sandalye kapmaca oyununa mahkum olan bir toplum, sahip olduu sandalyeler arasnda mevki, kast veya tabakalarn birinden br ne geii engelleyen derin barikatlar ina edemez. Bu durum hareketlilie mani olacak ve hareketlilie alk toplumda dayanlmaz gerilimlere yol aacaktr, insan lar korkun eitsizliklere, ancak sabit ve treyle kut- sallatrlmsa katlanabilir. Ne var ki lgnca hare ketli bir toplumda trenin hibir eyi kutsallatracak vakti yoktur. Ta yerinde ardr; yuvarlanan bir ta gibi hareketli toplum da bann stnde tabakalama y kutsal klacak bir haleyi tayacak durumda deil dir. Tabakalama ve eitsizlik, bazen ok an bir bi imde kendini gsterir. Ancak sessiz ve gze batmayan bir nitelii de vardr. Bu da servet ve mevki aynmlan- nn bir ekilde yava gelimesi, toplumsal mesafenin azl ve yaam tarzlannn birbirine benzemesi, farkl lklarn (tarm toplumuna zg kat, mutlak ve uu rum yaratan farkllklann aksine) sanki bir istatistik sel veya olaslk dalm nitelii gstermesi ve sz ko nusu toplumsal hareketliliin bir yanlsama veya ger eklik olarak alglanmasna baldr. 56 Toplumsal hareketliliin bir yanlsama olarak alg lanmas elzemdir ve belli bir lde gereklik pay ol madan da bu yanlsamann varolmas mmkn deil dir. Bu yukan ve aaya doru alan hareketlilik g rntsnn ne kadar geree dayand duruma gre deimektedir ve ciddi tartma konusudur. Fakat ay n zamanda da bu grntnn byk lde gereklik ten kaynakland makul ller iinde phe gtr mez. nk roller sisteminin kendisi ok deitiine gre bu sistemde yer alan insanlarn da baz sol kanat sosyologlarn iddia ettii gibi kat bir tabakalama sis temine bal kalmas mmkn deildir. Tarm toplu- muna kyasla sanayi toplumu hareketli ve eitlikidir. Ancak olduka sanayilemi ve bymeye ynelik ekonominin meydana getirdii bu eitlikilik ve hare ketlilik olgusunun tm zellikleri bundan ibaret deil. Yukarda sz edilenlerin yansra, sanayi toplumu i blm ile olduka karmak ve tamamen gelimi bir tanm toplumundaki iblmn karlatrdmzda, yeni iblmnn daha iyi anlalabilecek baz st kapal zellikleri olduunu grrz, tkisi arasndaki bari z farkllk udur: sanayi toplumu daha hareketli tanm toplumu ise daha istikrarldr. Aslnda genellikle biri hareketli br de istikrarl olmak ister; biri top lumsal gerekliin izin verdiinden daha ok istikrarl olduu grnmn vermek ister dieri de eitlikilik idealini gerekletirmek istiyor gibi grnerek gerek snrlarnn tesinde bir hareketlilik iddiasndadr. Her iki sistem de kendi temel zelliklerini abartma eilimlerine ramen birbirleriyle karlatnldklann- da gerekten de kendilerine ait olduunu iddia ettikle ri nitelie dikkat eker bir lde sahip grnmekte dirler: biri kat, dieri ise hareketlidir. Fakat bunlar 57 bariz ztlklar ise bunlara elik eden daha gizli zellik ler acaba nedir? Olduka gelimi bir tanm toplumundaki ile ortala ma bir sanayi toplumundaki iblmn ayrntl bir biimde karlatralm. Byle bir sanayi toplumunda her tr ilev iin, szgelimi, en azndan bir eit uz man yetimitir. Araba tamircileri tamir ettikleri ara bann markasna gre uzmanlamaktadrlar. Sanayi toplumunun nfusu daha oktur ve muhtemelen en doal saym yntemlerine gre daha ok sayda farkl i mevcuttur. Sadece bu anlamda iblm olduka yol almtr. Fakat baka bir lt kullanldnda tamamen ge limi bir tarm toplumunda daha karmak bir ibl mnn varl sz konusu olabilir. Byle bir tarm top lumunda uzmanlklar arasndaki mesafeler, sz edi len sanayi toplumunun daha ok saydaki, ancak ara larnda ortak tarz benzerlikleri olduu sylenebilecek uzmanlklar arasndaki mesafelerden daha fazladr. Olgunlam bir tarm toplumunun baz uzmanlklar arya kaar. yle ki bunlar mr boyu sren, ok uzun zaman alan ve ok erken yalarda balayarak in sanlarn kendilerini hasrettii ve dier ilgi alanlarn dan vazgemelerini gerektiren bir eitimin meyvalan- dr. Bu toplumlarda zenaat ve el sanatlar retimi b yk lde emek ve beceri youndur ve ev ii sanatlar ve sslemeleri ile gastronomisi, kulland aralar ve ilemeleri olduka yapay kaan, sanayi toplumlarmn hibir zaman eriemeyecei lde bir incelik ve yet kinlik dzeyine sahiptir. Can skcl ve kuruluunun yamsra, gelimi ta rm toplumunda retmenlerin ulat skolastik ve t- 58 rensel karmaklk ou kez insan aklnn snrlarn zorlamaktadr. Ksacas bir tarm toplumunun oun luunu oluturan kyller kendilerine den toplum sal grevleri yerine getirirken hemen hemen her biri bir dierinin yerini alabilir; uzmanlardan oluan k k bir aznlk ise dikkat ekecek bir biimde birbirini tamamlar, bu uzmanlarn veya uzman gruplarn her biri birbirine bamldr ve uzmanlk konularnda bile kendi kendilerine yetemezler. Sanayi toplumunda ok byk sayda uzmanlk dal olmasna karlk uzmanlar arasndaki mesafe ok b yk deildir. Uzmanlk srlar btn uzmanlarca kav ranabilir -niteliktedir, meslek el kitaplarnn dili byk lde ortaktr ve bazen zor olmakla birlikte yeniden meslek eitimi grmek genelde rktc deildir. Demek ki birindeki hareketlilie karn dierindeki istikrarn dnda szkonusu iki toplum arasnda ib lm asndan gizli ancak derin ve nemli bir nitelik sel farkllk var. Durkheim aslnda gelimi sanayi n cesi uygarlklarla sanayi toplumunu "organik dayan- ma"olarak tanmlad tek bir kategoride snflandrp, organik dayanma yani birbirini tamamlayan ibl mne ilikin gerekli ayrmlar yapmamakla hatal dav ranmtr. Aradaki fark veya yaplmas gereken ayrm udur: sanayi toplumunda eitimin byk bir ksm rgn eitimdir ve bu eitimi alan kiinin bu eitim sonras yapaca olduka uzmanlam meslek faali yetleriyle zel bir balants yoktur. Sanayi toplumu birok adan btn toplumlar arasnda ej yksek de recede uzmanlam bir toplum olabilir ancak eitim sisteminin imdiye kadar varolanlar arasnda en az uzmanlam olduu ve en fazla evrensel standartla ma getirdii tartma gtrmez. Tm ocuklar ve b 59 yme andakilere veya bunlann ouna alacak de recede ileri bir yaa kadar ayn tr eitim veya re nim verilmektedir. Uzman yetitiren okullar eitim srecinin sonunda ancak bir nceki uzun uzmanlama m eitimi tamamladklar lde prestij kazanrlar; daha gen yatakilerin eitimi iin dnlm uz manlk okullarnn i se(prestiji yoktur veya olumsuz dur. Bu durum bir paradoksa veya daha erken alar dan gnmze kalm bir mantkszla m iaret et mekte? Yksek eitimin, sadece "centilmenvari" veya rahat-yerinde vakti-bol snfn insanlarna zg un surlar zerinde duranlar byle dnmektedir. Yk sek eitimin baz gsterili ve yapmackl taraflar ger ekten de alakasz ve gn gemi eyler olsa da, te mel gerek -yani rgn, uzmanlamam eitimin yay gnl ve nemi- olduka uzmanlam sanayi toplu- munun bir paradoksu deil tamamen bu topluma uy gun ve onun gerekli bir paras olarak belirmektedir. Sanayi toplumunda varolan uzmanlamann tr ta mamen uzmanlamam ve standartlamam ortak bir temele oturmaktadr. Modern bir ordu, yeni askere alnanlar, nce ordu ya zg temel iletiim dili, tren ve becerileri retmek ve benimsetmek iin ortak rgn bir eitimden geirir ve ancak bu aamadan sonra daha uzmanlam bir eitim yaplr. Nisbeten daha kk sayda olduka yksek bir eitimden gemi uzmanlarn dnda ge rekli uygun eitimi alm her askerin, bir uzmanlk dalndan brne geebilmek iin ok zaman kaybet meden yeniden eitilebilecei varsaylr veya mid edi lir. Modern toplum da bu adan modern bir orduya benzer hatta onu geer bile. Okuryazarlk, rakam kul 60 lanma, temel i alkanlklar ve beceriler ve temel teknik ve toplumsal becerilere ainalk gibi baz ortak niteliklerin kazanlmasnda srar ederek adaylara ok uzun ve olduka ayrntl bir eitim sunar. Toplumun byk bir kesimi iin i hayatnda kullanlan belirgin beceriler ya i esnasnda ya da ok uzun srmeyen ek bir eitim paras olarak daha nce aldklar temel ei timin zerine eklenir ve tm nfusa ak rgn eitimi tamamlayan herkesin ok zorlanmadan baka iler iin yeniden eitilebilecei varsaylr. Genellikle re nilmesi gereken ek beceriler olduka abuk renilebi- len birka teknik, bunun yamsra "tecrbe" yani i or tam ve bu ortam iinde alanlar ve alma biimle rine ainalktan ibarettir. Bu sre biraz zaman alabi lir ve bazen de i ortam onu darya kar koruyan bir gizli gle evrili grnebilir ama sonuta yaplma s gereken pek fazla birey yoktur. Bir de gerek uz manlarn oluturduu bir aznlk vardr ki bunlarn mevkilerine etkin bir biimde sahip kabilmeleri faz ladan aldklar uzun eitime baldr. Ve bu mevkilere ancak tamamen ayn zel eitim gemiine ve yetenee sahip olanlar gelebilir. Evrensel okuryazarlkve eitilme hakk modern de * *--. . ^. . . erler tapnann ok iyi bilinen bir tarafdr. Devlet adamlar ve politikaclar bundan saygyla szeder, in san haklan bildirileri, anayasalar ve parti programlan gibi siyasi metinler.de bu haklan kutsallatrr. Btn bu sylediklerimizin imdiye kadar garip kaan bir ta raf yok. Ayn durum, temsili ve sorumlu hkmet, serbest seimler, bamsz yarg, konuma ve toplan ma zgrl gibi eyler iin de geerli Bu takdir g ren deerlerin ou dnyann birok yerinde~sk sk sistematik bir biimde ineniyor ve kimse gzn bile 61 krpmyor. ounlukla bu bildirilere alkanlk sonucu sadece l af kalabal diye bakmak daha doru sayl yor. "Gn-aydm" diyen bir insan hava raporu hakkn da ne kadar bilgi veriyorsa konuma zgrl ve ser best seim teminat veren ou anayasa da tanmlad n iddia ettii kendi toplumu hakknda ancak o ka dar bilgi vermektedir. Btn bunlarn hepsi herkesin bildii eyler. Evrensel ye bir merkezce teminat altna alnan eitim ilkesinin ok ilgin ye nemli olan taraf ihll edilmekten ok riayet edilmekte olmasdr. Bu haliyle de modern idealler arasnda dierlerine benze meyen kendine zg bir durumu vardr ki bu da ayn bir aklamay gerektiriyor. Profesor Ronald Dore bu eilimi, zellikle de gelimekte olan toplumlarda gzle nen resm "kat stnde kalan" niteliklerin abartl masn ok gl bir biimde eletirmitir1; ve bu du rum hi kukusuz baz zararl yan etkiler dourmakta dr. Fakat gene de Profesor Dore'un "Diploma Hastal " olarak tehir ettii bu olgunun derin kklerine ta mamen vakf olduundan pheliyim. Artk becerilerin resmi olmayan ve yakn ilikiler iinde aktarlmasna sayg gsteremeyecek bir dnyada yayoruz nk bu tr aktarmlarn mmkn olduu toplumsal yaplar zlmektedir. Bylece sayg duyabileceimiz tek tr bilgi, drst ve taraf tutmayan bir biimde yaplan s navlar neticesinde elde edilen diplomalara damgasn vuran olduka tarafsz renim merkezlerinin onayla d bilgidir. Yani bizler iin aslnda "Diploma Hastal "ndan kurtulu yok. Btn bunlar yukarda tanmladmz evrensel, 1 Ronald Dore, The Diploma Disease, Londra, 1976. Daha erken bir aamada okuryazarln toplumsal anlamlan iin bkz. J ack Goody (der) Literacy in Traditional Societies, Cambridge, 1968. 62 standartlam ve rgn eitimin modern toplumun et kin bir biimde ileyiinde gerekten ok nemli bir rol oynad ve bu toplumun kulland bir laf kalabal veya kendi kendini reklam etme meselesinin bir paras olmad anlamna gelmektedir. Gerekten de byledir. Bu roln ne olduunu anlamak iin (belki onun kulland anlamda olmasa bile) Manc'm bir de yimini kullanarak modern toplumun yalnz retim bi imini deil hereyden nce bu toplumun kendini ye ni den retme biimini tartmak zorundayz. TOPLUMSAL KALI TI M Toplumdaki bireylerin ve gruplarn yeniden retimi ya yzyze, teke tek ilikiler araclyla yani bir i ya plrken eitmek ilkesiyle ya da merkezi yntem dene bilecek bir yntemle mmkndr. Yeniden retimi gerekletirecek tabii ki birok baka kark ve ara zmler de vardr ancak bunlan ncelikle szn ettii miz bu iki an hatta iki kutuba aynlm saylabilecek seenein tartmasn yaptktan sonra deerlendirme miz daha doru olacaktr. Teke tek, i yaplrken eitmek metodu, bir aile, ak raba grubu, ky, kabile mensuplan veya ounlara ben zer olduka kk niteler tarafndan doan bebeklere sahip kp onlarn ortak toplumsal hayata katlmala- nn salayarak ve onlar buna mecbur ederek bir yan dan da zel talim, beden eitimi yntemleriyle toplum sal ilkeler, zel durumlarda uygulanan trenler (rites de passage) gibi eyleri reterek onlarn kendilerin den bir nceki neslin yetikinlerine en benzer bir ekil de ocukluktan yetikinlie gemelerini teinin etmek amacyla kullanlr. Bylelikle toplum ve onun kltr srekli varolmaya devam eder. 63 Dier tarafta merkezi yntem araclyla yeniden retim dediimiz olanak yerel yntemin ok byk l de baka bir yntemle tamamlanmas (veya an du rumlarda tamamen onun yerine gemesi) demektirvBu dier yntemi stlenen, yerel topluluktan farkl, ayr bir eitim veya talim-terbiye merkezi vardr ve sz ko nusu gen insanlarn hayata hazrlanmalar sorumlu luunu alp sonuta eicim sreci bittiinde onlan kendilerine den rolleri yerine getirmek zere toplu ma iade eder. Bu sistemin an bir rnei Osmanl im paratorluunda yksek bir mkemmellik ve etkinlik derecesine ulamt. Devirme ve yenieri sistemi ola rak bilinen bu rnekte gen olanlar ya fethedilen top raklarda yaayan halktan zorunlu olarak vergi gibi toplanr ya da esir olarak satn alnr ve sonra ideal bi imiyle ailelerinden ve geldikleri toplumun kkenlerin den tamamen kopmalar amalanarak sistematik bir biimde sava veya idari grevler iin eitilirlerdi. Ki inin hayatn bu kadar tamamen etkilemese de baka bir rnek I ngiliz st snfnn uygulam olduu ve ha len de ksmen uygulad erken yatan itibaren yatl okul eitimine dayanan sistemdir. Bu sistemin baka deiik trleri zaman zaman nisbeten basit, okuryazar olmayan tanm toplumlannda da grlmtr. Alt topluluklardan oluan toplumlar ikiye ayrlabi lir: birinde mevcut alt topluluklar eer gerekliyse top lumun geri kalan ksmndan yardm grmeden kendi lerini yeniden retebilirler; dierinde ise alt topluluk lar arasndaki karlkl tamamlayclk ve bamllk o kadar yksektir ki bu mmkn olamaz. Genellikle ta nm toplumunun farkl kesimlerinin ve alt toplulukla rnn, kendilerini bamsz bir biimde yeniden ret meye muktedir olduklan sylenebilir. Antropolojik 64 anlamda btnlememi ve paralara ayrlm toplum da ite bu dnceyi iermektedir: toplumun "paras" aslnda dahil olduu byk toplumun kk bir rne idir ve o toplumun yaptklarnn aynsn daha kk bir apta kendi bana yapmaktadr. Bunun yamsra kendini yeniden retme kabiliyeti asndan ekonomik ve eitim alannda kendi kendine yeterlilik arasndaki fark belirtmek gerekir. Tarm ko numunun ynetici tabakas tabii ki toplumun dier ke siminden elde edilen retim artna bamldr fakat eitim asndan kendi kendilerine olduka yeterli ola bilirler. Kendi kendine yeterli olamamann baka e killeri toplumsal kurallar nedeniyle domu olabilir, rnein topluluklar dardan gelen tren uzmanlarna veya gelin adaylarna baml klan kurallar olabilir. Burada szn ettiimiz bir grubun ekonomik adan deil eitim asndan kendi kendine yeterli olma kabi liyetidir. Grup olarak kendini yeniden retmenin ok sayda karmak, kark ve ara biimleri vardr. Feo dal beyler oullarn yerel mahkemelere yar-stajyer yar-tutsak olarak gnderdiklerinde, ustalar da kendi oullan dndaki raklar kabul ettiklerinde, bu tr kank sistemlerle karlatmz aktr. Genel hatlaryla tarm toplumundaki durum yle grnmektedir: nfusun byk bir ounluu sonuta genlerini kendi bildikleri gibi i esnasnda gnlk ya- amlannm bir paras olarak eiten ve bylece kendi kendini yeniden reten birimler halinde yaamakta dr. Bir aznlk grup ise uzmanlam bir eitimden ge er. Toplum gerek rak yetitirerek kendilerini yeni den reten gerekse de topluluun geri kalan ksmna trenlerin yrtlmesi, tedavi, t verme ve ktiplik gibi amalarla yan zamanl hizmet veren bir ya da bir 65 ka tam zamanl eitimci tabakas iermektedir. Kii ye kendi kltrnn kazandrlmas diye tanmlayaca mz teke tek, topluluk iinde verilen talim ve terbiye ile uzmanlam, topluluk d beceriler gerektiren ve bylece (topluluk dndan biriyle evlenmeye benzete rek) topluluk-d talim ve terbiye diye adlandrabi leceimiz gerek anlamyla eitim arasnda bir ayrm yapmakta yarar olabilir. Okur yazar tarm toplumunda ok nemli bir taba ka okuyabilen ve okuma yazma retebilen, dolaysyla o toplumun birka uzman snfndan birini oluturan ktiplerdir. Bir lonca veya rgt iinde toplanm ola bilecekleri gibi bunun tersi de mmkndr. Genelde yaz yazma ksa bir mddet sonra kayt tutma ilemi nin tesine getiinden ve ahlaki ve teolojik bir nem kazandndan rahip ktiplerin says her zaman yaz teknisyenlerinin saysndan fazla olmutur. Aslnda nemli olan yaznn kendisi deil de ne yazld oldu undan tarm toplumunda yazl belge asndan kut sal olann dnyevi olana oran aka birincisi lehine dir. Bylece yazarlar ve okurlar uzman hatta uzman dan da te saylrlar. Toplumun bir paras olmakla birlikte kendilerini tm toplumun sesi olarak grme iddiasndadrlar. Uzmanlklar topluma birey syle mekte ve stelik belki de tahta oymaclarnn uzman lklarndan ve dier ssleme sanatkrlannnkinden daha fazla, tenekecilerinkine kyasla ise ok daha fazla birey sylemektedir. Bu tr bir toplumda uzmanlardan ounlukla kor kulur ve nefret edilir. Rahiplere kar karmak duy gular beslense de konumlan genelde olduka yksek tir. Rahipler hem uzmandr hem de dierleri gibi top lumun bir parasdr; ancak ayn zamanda yukarda be 66 lirttiimiz gibi tm toplumun sesi olma iddiasndadr lar. inde bulunduklar durum doal olarak bir para doks tar. Mantklarn derin ve anlaml olduunu iddia ettikleri bilmece depolarnn iinde bir de Berbe rin Problemi vardr: bir kyde herkes kendi kendine tra olanlarla berberde tra olanlar olarak ikiye ayrla bilir. Peki bu durumda berberin kategorisi hangisi ola caktr? Berber kendi kendine tra olanlardan m yoksa berberde tra olanlardan m saylmaldr? Meselenin zmn bu haliyle mantklara brakalm. Ancak rahipler de bir bakma berberin durumunda saylrlar. Yeni adaylar eiterek kendi loncalarn yeniden re tirler fakat ayn zamanda da toplumun dier kesimle rine bir miktar eitim ve hizmet salarlar. Pekiyi, ken di kendilerini tra ederler mi etmezler mi? Bu durum dan doan bir gerilim ve problemleri (ki bunlar her za man mantk problemleri de deildir) hep mevcuttur ve zmleri de kolay deildir. Sonunda modern toplum bu artc soruyu yle zmler: herkesi rahip yapar, potansiyel olarak ev rensellie ak bu snf gerekten evrenselletirir, is tisnasz herkesin eitim almasn ngrr, topluluk d eitim bir kural haline gelir ve kltrel anlamda hi kimse kendi kendinin berberi olmaz. Modern toplum bamsz bir eitim sistemini yrtebilecek cesameti olmayan hibir alt topluluun artk kendi kendini ye niden retemeyecei bir toplumdur. Tamamen toplum sallam bireylerin yeniden retimi iblmnn bir paras haline gelir ve bu ilev artk alt topluluklar ta rafndan yrtlmez olur. Gelimi modern toplum ite byle bir toplumdur. Fakat neden byle olmak zorundad r? Onlar bu aki- bete zorlayan g nedir? Eer daha nceki bir sorumu 67 zu tekrarlarsak, evrensel okuryazarlk ve eitim ideali neden bu denli allmadk ve srad bir ciddiyetle ele alnmtr? Sorunun cevab ksmen mesleki hareketlilie ve is tikrarsz, hzla deien bir iblmne bal olarak ve rilmiti. Tm siyasal sistemi ve gerek anlamda koz molojisi ve ahlaki dzeni son kertede ekonomik by meye, evrensel olan ve art gsteren zorunlu bir vergi lendirmeye (Danegeld) ve meruiyeti srekli artan bir doygunluk umudunu srdrme ve yerine getirebilme kabiliyetine dayanan toplum, sonuta yenilik ihtiyac na ve bylelikle deien bir mesleki yapya mahkmdur. Bunun sonucunda da tabii ki bu nesiller arasnda ve ounlukla da ayn yaam sreci iinde in sanlar yeni ilerde almaya almak zorunda kalr. Bylece rgn eitimin nemi bir yana ou ilerin az buuk ek eitim istedii ama bunun toplumun rgn eitim grm herkes tarafndan anlalabilecek el ki taplaryla yapld gerei meselenin hi de zorlu ol madn gstermektedir. (Yaplan ek eitim nadiren fazladan bir aba gerektirirken ortak ve gerekten el zem olan temel rgn eitim tarm toplumunun entel- lektel doruklaryla karlatrldnda yle grn mese de bu toplumun ilk balarda allagelen ortala ma eitimine nazaran olduka yksek bir dzeyde ya plmaktadr.) Ne var ki bu zorunluluu douran sadece hareketli lik ve yeni iler iin tekrar eitim grmek deildir. Ay n zamandajoujgrofeyonel etkinliklerin i eri i de bu^sonucu dourmaktadr. Sanayi toplumunda al mak, fizik bir g kullanmak anlamna gelmiyor. a lma eyleminin sylemini artk saban srmek, ekin bimek ve harman dvmek belirlememektedir. al- 68 mak temelde artk eylerin deil anlamlarn stesin den gelmek demektir. Genelde dier insanlarla ileti im kurmay veya bir makinenin kontrol mekanizma sn beceriyle idare etmeyi gerektirir. Kmr ocaklar gibi doal maddelerin ilenmesinde fiziki insan gc nn kullanld ksmlarda alan insan says srek li azalmaktadr. ou i gerekten "insanlarla" al may gerektirmiyorsa da iyi kavranmas gereken ve herkesin anl ayabi l ecei bir tr standart dil aracl yla aklanan eitli dme, alter ve vinlerin dene timini iermektedir. nsanlk tarihinde ilk kez ak ve olabildiince ke sin bir iletiim genel dzeyde ve yaygn bir biimde kullanlmakta ve nem kazanmakta. Tarm veya kabi le dnyasnn kapal yerel topluluklarnda zel anlam, ses tonu, el kol hareketleri, kiilik ve durumun kendisi iletiim asndan her ey demekti. Bu toplumlarda va rolduu biimiyle iletiim kesin tanmlardan yararlan myordu, zaten yre insanlarnn buna ne itah ne de kabiliyeti vard. Ak anlatm, kesin ve kurala bal ta nmlarn ho taraflar avukatlara, ilahiyatlara veya tren uzmanlarna braklmt ve bunlar meslek srla rnn bir parasn oluturuyordu. Kapal bir topluluk ta aklk, yakn ilikilerde uklalk saylr ve yakk almazd, aynca kolayca hayal edilecek veya anlalabi lecek bir iletiim tarz olamazd. nsanlk dili yakn ilikilere dayal, kapal ve an lamlarn durumdan duruma deitii topluluklarda nesillerce kullanlmtr. Oysa retmen ve hakimler gibi duruma bal anlam kullanmaktan kaman, an lam asndan safl ve katl seen biroklan ancak ok az sayda nesil boyunca insan dilini kullanmakta dr. nsan dili gibi bir kurumun Basil Bemsteinin de 69 yimiyle "gelimi bir kod yani resmi ve iinde bulun duu durumdan olduka bamsz bir ara gibi kulla nlma potansiyeline sahip olduu gerei, iinde geli tii ortamn buna hi elverili olmad ve byle bir ge lime bagsterse de ortam tarafndan tercih edilmeye cei gznne alndnda, bize hayli dndrc bir bilmece gibi gelmektedir. Bu bilmece insanlk tarihinin byk bir ksmnda hibir yaam deeri bulunmayan ve dolaysyla doal seim yoluyla dorudan retilmesi mmkn olmayan (rnein matematik kabiliyet) baz becerilerin varlyla ortaya kan problemlere e de erdedir. ite resm ve duruma bal anlam tamayan kullanm alanlarna uygun bir dilin varl da byle bir bilmece ama ayn zamanda da gerein kendisidir. K keni ve nedeni ne olursa olsun byle bir potansiyel mevcuttu ve sonuta bu potansiyelin gerekletii, ay n zamanda kanlmaz ve hakim bir duruma geldii - artk btn dnyaya da yaylm olan- bir toplum olu tu. Bu tartmay zetleyecek olursak karmza kan durum udur: yksek enerji teknolojisi kullanan ve s rekli byme beklentisi iinde olan, bir yanda birbiri ne yabanc insanlar arasnda standart bir konuma di li ve gerektiinde de yaz dili araclyla aktarlan or tak ve ak anlamlara dayal kesin ifadelerle srekli kullanlan" bir iletiim biimini dier yanda da hare ketli bir iblmn gerektiren bir toplum olumu tur. Birbirini pekitiren birka nedenden dolay bu toplum, tamamen topluluklar dndan yrtlen bir eitim sistemine dayanmaldr. Yani her birey ait oldu u yerel bir grup varsa bu grup tarafndan deil uz manlar tarafndan eitilmelidir. Bu toplumun parala r ve birimleri -ki zaten bu toplum olduka byk, ' 70 akkan, geleneksel tarm toplumuna kyasla ok az sayda i yapya sahiptir- kendi personelini yeniden retebilme kabiliyetine veya kaynana gerekten sa hip deildir. Uygun i bulabilmeleri ye manevi vatan dalk haklarnn tamamn etkin bir biimde kullana bilmeleri iin bu toplumur yelerinde aranan okurya zarlk ve teknik beceri ve standartlam bir ortamda geerli kavramlara hakimiyet dzeyi o kadar yksek- ti rki bunu kendi hallerindeki akraba gruplar veya ye rel birimler gerekten salayamaz. Bu vasflan ancak modern "ulusal" eitime benzeyen, yani tabannda ileri yksek lisans okullarndan mezun olan retim yele rince niversitelerde eitilen ve lise retmeni olarak istihdam edilenlerin eitiminden gemi ilkokul ret menlerinin grev ald bir piramid sistemi salayabi lir. Byle bir piramid, ilerlik kazanmas iin gereken asgari byklkteki bir siyasal birim iin bir lt te kil eder. Bu piramidi barndrmayacak kadar kk bir siyasal birim etkin bir biimde ilev gremez. Yani birimler bu piramidin gerektirdiinden daha kk olamaz. Baz durumlarda ok byk olmalarn da n leyen baka kstlamalar mevcuttur ancak bu baka bir meseledir. Toplumun alt birimlerinin artk kendini yeniden retme kabiliyetine sahip olmamalar, merkezilemi ve topluluk dndan yrtlen bir eitim sisteminin zorunlu kural haline gelmesi ve bu tr bir eitimin ki inin yerel topluluun kltrn (tamamen yerini al masa da) zmseme olgusunu tamamlamas modern dnyann siyaset sosyolojisinde ok nemli bir yer tut maktadr. Ne var ki bu olgudan karsanabilecek an lamlar nedense ancak nadiren kavranm veya ilgi ekmi ve incelenmitir. Modern toplumsal dzenin te- 71 melini tayan bir cellat deil profesrdr. Devlet g cnn balca arac ve sembol giyotin deil (ok ye rinde bir ifadeyle) doktor at d'etat (devlet doktoras) dr. Meru eitimin tekelini ele geirmek imdi meru idetin tekelini ele geirmekten daha nemli ve belir leyici olmutur. Bu olgu anlaldnda ulusuluun zorunluluu ve kkenleri insan tabiatnn bir paras gibi deil de artk yaygnlaan bir tr toplumsal dze nin gerei olarak kavranabilecektir. Halk arasnda geerli olan inancn ve hatta bilimsel kanaatin aksine ulusuluun insan ruhunda hi de ok derin kkleri yoktur. nsan ruhunun insan rknn bin lerce yllk varl sresince hi deimedii ve son, nisbeten daha ksa sreli, ulusuluk a boyunca da eskisinden ne daha iyi ne de daha kt olduu varsay- labilir. nsan zel bir olguyu aklamak iin genel bir temele dayanmaya gerek duymayabilir. Genel bir te melden yzeyde ok sayda olaslk retilebilir. Ulus uluk, yani insan gruplarnn byk, merkezi eitim alm, kltrel adan trde birimler olarak rgtlen mesi de bu olaslklardan biri, hatta nadir saylabile cek bir tanesidir. Ulusuluun gerek aklamas iin elzem olan ey zel kkenlerin tanmlanmasdr. Ulus uluu ancak bu zel kkenleri aklayabilir. Bylece zel nedenler ortak evrensel bir temelin zerine otur tulmu olacaktr. Ulusuluun sanayi toplumunun kendine zg ya psal gereksinimlerine dayanan kkleri gerekten ok derindir. Bu akm ne ideolojik bir sapknln ne de duygusal bir hezeyann rndr. Her ne kadar ulus uluun aktrleri genelde hemen hemen istisnasz bir biimde eylemlerinin ne anlama geldiini kavrayama- salar da ulusuluk akmr siyasal ynetimle kltr ara 72 sndaki ilikinin olduka kanlmaz bir biimde yeni den kkl bir uyarlamasnn da vurmu bir grnt sdr. EVRENSEL ST KLTR AI Sanayi toplumunun genel ve balca zelliklerini k saca yeniden zetleyelim. Evrensel okuryazarlk ve yksek dzeyde rakamsal, teknik ve genel anlamda gelimilik bu toplumun ilevsel adan n gereksinim leri arasnda yer alr. yeleri hareketlidir ve hem ha reketli hem de bir etkinlikten brne kaymaya hazr bulunmak ve yeni bir etkinlik veya ie ilikin el kitap laryla talimatlar takip edebilmek iin rgn eitim den gemi olmak zorundadr. yerinde alrken da ha nce ounlukla hibir balan olmayan ok sayda insanla srekli iletiim iinde olmak ve bu insanlarla duruma gre deien' ifadeler kullanmaktan ziyade ak bir biimde iletiim kurmak zorundadrlar. Ayn zamanda yazl, ahsi ve hibir zel anlam tamayan, sadece ilgili kiiye hitab eden mesajlarla iletiim kur may bilmeleri gerekmektedir. Yani iletiim ayn ortak ve standartlam konuma ve yaz dili araclyla ya plmaldr. Bu toplumsal beceriyi salayan eitim sis temi byk ve kanlmaz hale gelir ama yazl esere ulaabilmenin tekeline artk sahip deildir: mterile ri tm toplumu kapsar ve bu sistemdeki bireylerin bir birinin yerini alabilmeleri, toplumun en az dier ke simlerinde olduu kadar ve belki de daha fazla lde eitim mekanizmas iin de geerlidir. Baz ok deerli hocalar ve aratrmaclar benzeri olmayan ve yeri dol durulamayacak kiiler olabilir fakat ortalama bir pro fesrn ve okul mdrnn yeri her zaman ok kolay ca ve pek fazla kayba uramadan hocalk mesleinin dndan biriyle doldurulabilir. 73 Btn bunlar toplum ve yeleri asndan ne gibi anlamlar tamaktadr? Artk ounluk asndan bi reylerin i bulabilmeleri, onur, gvenlik ve z sayglar aldklar eitime baldr; eitim grdkleri kltrn snrlan da artk iinde manen ve meslek adan soluk alabilecekleri bir dnyann snrlan haline gelmitir. Bir insann eitimi artk onun en deerli yatrm sa ylmakta ve sonuta kendisine bir kimlik kazandr makta. Aksini iddia etse bile modem insan bir kral, l ke veya dine deil bir kltre sadakat gstermektedir. Aynca, genel anlamyla kullanrsak, hadm edilmi sa ylr. Yani Memlklann iinde bulunduklan durum ev rensellemitir. Modern insan artk bir akrabalk gru buna bal deildir. Kendisiyle bir anonim kltr top luluu arasna giren nemli bir ba da kalmamtr. Artk sanayi insannn yerel halkn deil de ancak okulun salad kltrle yararl, onur ve z sayg sa hibi olabilecei gereini inkr edersek karmza kan br gerek bu insann ayn eylere baka trl ulamasnn mmkn olmaddr. Modem toplumda soy sop, servet ve ilikilerin nemli olmadn ve bun larn zaman zaman sahipleri iin bir gurur vesilesi te kil etmediini iddia etmek boa giden bir aba olur; ge ne de bu yollardan elde edilen yararlar ounlukla rt bas edilir veya en azndan ak bir biimde ifade edil mez. Byle bir durumun meydana gelmesinde yaygn i ahlknn m bir rol olduunu yoksa i ahlknn bu durumlar nedeniyle mi ortaya ktn sormak il gin bir soru olacaktr. Baz asalaklann ve rantiye ge inenlerin varolduu muhakkaktr, ancak bunlar pek gze arpmaz ve bu durum da kendi bana olduka anlamldr. Bu tr ayrcalklarla aylakln artk da vurulmad, tehir edilmek yerine gizli kalmay tercih 74 ederek ancak toplumun grnen yzeyi altnda kol ge zen eitsizlii aa vurmaya hevesli aratrmaclar ta rafndan ortaya karlmay beklemeleri kayda deer bir gerektir. Bugn de baz tarm toplumlarnda varolduu veya sanayi ncesi yaamn tresini hl ayakta tutmaya alan toplumlarda olduu gibi, eskiden aylaklk ks tah ve arszd, yani gizlenmeye gerek grmyordu. Ba riz israf deyiminin ilk kez ikolik bir toplumun kendini almaya vermi bir yesi olan Thorsten Veblen tara fndan, sanayi ncesi yamaclkla geinen bir toplu mun kalntlar karsnda duyduu aknl dile ge tirmek iin kullanlm olmas ok ilgintir. Sanayi toplumunun eitliki, i ve kariyeri nemser gibi gr nen yz onun derinliklerde sakl kalan eitsizlikilii kadar anlamldr. nemli kararlar zaman zaman bu derinliklerde veriliyor olsa da hayatn byk bir ksm onun yzeyinde gemiyor mu? retmen snf vazgeilmezlii asndan bir an lamda artk daha nemli, ama kitabn kutsallatrd kltrel hikmete ulama yolunun tekelini kaybettii iin de o denli nemsiz. Herkesin kimliini mesleki ko num ve eitimle elde ettii ve bylece ksrlat, g venlik ve yardm iin de akrabalk bana pek gvene- medii bir toplumda ulemann artk idari grevler elde etmede hibir ayrcal kalmaz. Herkesin Memlukla- t bir toplumda brokrasiye hakim bir memluk snf olamaz. Eninde sonunda brokrasi adaylar tm hal kn iinden seilebilir ve artk ie yeni alnan her me murun kendisini dzineler halinde ziyarete gelen ku zenlerinden istenmeyen balantlar olarak endie duy masna gerek yoktur. 75 Yerel topluluun dnda toplumsallama, yani ger ek anlamyla eitim, artk evrensel bir kural haline gelmitir, insan dier insanlar tarafndan kabul gre bilmek, toplumda bir yer ve kendilerine bir "kimlik" edinebilmek iin akraba gruplar (imdilerde tabii ki genelde ekirdek aile) tarafndan baz beceriler ve du yarlklar kazanmak amacyla artk rgn bir kltrel temel iin gerekli olan geni apl bir eitimi salaya bilecek tek ara olan bir eitim mekanizmasna teslim edilmektedirler. Bu eitimin altyaps byk, vazgeil mez ve pahaldr. Varln srdrebilmesi iin gere ken kaynak byk sanayi holdingleri gibi toplumun en byk ve en zengin rgtlerinin bile mali gcn a maktadr. Bu irketler ou kez personeline lojman, spor ve elence klpleri gibi sosyal hizmetler salar, ama ok zel durumlarn dnda okullara kaynak ayrmazlar. (Personelin okul masraflarn karlayabi lirler ama bu baka bir mesele.) irket sahipleri irket leriyle har neir olurken ocuklar da devlet okullar na veya zel paral okullara gider. zetlersek, bir tarafta eitimin altyaps rgtlerin en by olan devlet dnda hibir rgtn stlene meyecei kadar byk ve pahaldr. Dier tarafta da bu denli byk bir ykn altndan ancak devlet kalka bildii gibi ayn zamanda bu kadar nemli ve elzem bir ilevin denetimini yine ancak devlet kadar gl bir aygt stlenebilir. Kltr, artk, ayn zamanda daha sert ve zorlayc kstlamalarla varln srdren bir toplumsal dzeni sadece ssleyen, onaylayan ve ona meruiyet salayan bir ara deildir; kltr imdi ihti ya duyulan ve paylalan bir ortam, yaam iin gerek li kan veya belki de toplumun yelerinin sadece onun la soluk alabildii, hayatn idame ettirdii ve retimi 76 gerekletirdii asgari ortak bir atmosferdir. Herhangi bir toplum iin kltr herkesi n nefes alabildii, konu abildii ve retebildii bir ortam olduuna gre bu, herkes iin ayn kltr olmaldr. Dahas, bu artk b yk ya da st bir kltr (okuryazar, srekli eitim) ol maldr; artk farkllam, yerel balantl, okuryazar olmayan kk bir kltr ya da gelenek olamaz. I Fakat ayn zamanda bu okuryazar ve birlemi kl trn gerekten etkin bir biimde kullanlmasn sa layan ve yaplan eitimin geliigzel ve dk stan dartta olmamasn temin eden bir organizmaya ihtiya vardr. Bu da ancak devlet olabilir ve eitim mekaniz masnn nemli ksmlarnn zel okullar veya dini r gtler tarafndan stlenildii lkelerde bile devlet, ge erli ve yararl insanlarn retimi saylan bu en nemli endstri kolunda kalite kontroln elinde tutar. Avru pa devletlerinin sadece paralanm deil toplumsal adan da zayf olduu dnemlerin glge devleti olan merkezi Kilise de eitimin denetimini elinde tutmak iin mcadele etmiti; ancak sonuta kapsayc bir st kltr adna yani dolayl olarak yeni oluan bir ulusal devlet adna mcadele etmediinden baarl olama mtr. Eitimin bir ky imalat olduu yani insanlarn kyler veya kabileler tarafndan yorulduu zamanlar olmutur. Ancak o gnler geride kald ve hi geri gel meyecek. (Eitim alannda, kk olan imdi ancak gizli bir biimde parazit gibi daha byk olandan gei niyorsa gzel olabilir.) Yerel topluluk dnda toplum sallama yani insanlarn yerel samimi birimler dnda retim yapmalar ve kendilerini yeniden retmeleri artk bir kural olmutur ve yle de olmaldr. Gemite zayf, tesadfi, deiken, gevek ve ounlukla da as- 77 gari dzeyde bir ilikiye sahip bulunan devlet ile kl trn artk birbirleriyle balantl olmalar ger ekti i ne iaret eden temel ipucu yerel topluluk dnda top lumsallama zorunluluudur. Bu artk kanlmaz ol mutur. te ulusuluun anlam ve ulusuluk anda yaamamzn nedeni budur. ULUSULUK AI NA GE 4 Tartmamzn en nemli noktalarn artk bel i rt mi bulunuyoruz, insanlk geri dn mmkn olma yan bir biimde sanayi topiumuna, bylelikle de re tim sistemi bilimsel ve teknolojik birikime dayal bir toplum trne balanmtr. Bu durum tek bana ge zegenimizin mevcut ve artmas beklenen saydaki sa kinlerine yaam olana salayabilir ve onlara insann artk veri olarak kabul ettii veya etmeyi arzulad bir yaam standard umudu verir. Tarm topiumuna geri dn, hayatta kalan aznln maruz kal aca korkun ve kabul edilemez yoksulluk bir yana, insanl n ounu alktan lme mahkm edeceinden artk bir seenek olamaz. Bu nedenle, ama ne olursa olsun, tanm ann eliindeki kltrel ve siyasi meselelerin cazibesiyle dehetini burada tartmamzn hibi r ge rei yok; zaten bunlar artk varolamazlar. Sanayi top- lumuna ak olan seeneklerin tmn tam hakkyla anlam deiliz ve belki de hi anlayamayacaz. An cak baz temel nitelikteki doal sonularn kavramak tayz. Ulusuluun talep ettii ekliyle kl trel tr , delik bunlardan biridir ve artk bu fikri beni msesek 79 iyi olur. Mesele, Elie Kedourienin iddia ettii gibi1 deildir. Onun dnd gibi trdelik ulusuluun bir sonucu olarak ortaya kmaz; nesnel kanlmaz bir zorunluluun dayatt bir trdelik, sonunca ulusu luk olarak belirir. insanln ou sanayi toplumuna tarm toplumun- dan geer. (Sanayi toplumuna tarm ncesi aamadan geen ok kk bir aznlk tartmamz etkilemedii gibi ayn noktalar bu durum iin de geerlidir.) Ancak tanm toplumunun toplumsal rgtlenmesi ulusu ilke ye yani siyasal ve kltrel birimlerin birbirleriyle a kmalarna ve her siyasal birimin trde ve eitim yo luyla aktarlan bir kltre sahip olmasna elverili de ildir. Aksine, ortaa Avrupasnda olduu gibi, klt rel snrlarn ierdii alanlardan ya kk ya da ok daha byk siyasal birimler dourmutur. Ancak ok nadiren, o da raslantsal olarak, sonunda Avrupann Atlantik kysnda olduu gibi aa yukar tek bir dil ve kltrle akan bir hanedan devleti meydana gel mitir. (Aslnda tam bir akma szkonusu deildi. Tarm toplumunda kltr, imparatorluklarn ierdi inden daha da ouldu ve imparatorluk snrlar iin deki kk birimlerden daha geni alanlar kapsard.) Bu nedenler sonucunda, modelimizin ngrd gi bi, sanayilemeye gei a beraberinde ulusuluk a n da getirmitir. Bu a artk kendini ilk kez hisset tiren yeni ulusu zorunluluu yerine getirmek iin si yasal veya kltrel snrlarn ya da her ikisinin dei iklie urad alkantl bir yeniden intibak adr. Yneticiler topraklarndan gnl rahatlyla vazgee mezler (oysa siyasal snrlar deitike mutlaka bir ta- 1Elie Kedourie, Nationalism, Londra, 1960. 80 raf kayba urar). nk bir insann bal olduu kl trn deimesi ou kez ok ac veren bir tecrbedir ve stelik insanlarn akln elmeye ve toprak zaptet meye alan rakip siyasal otorite merkezleri olduu gibi insanlann ruhunu da zaptetme mcadelesi veren rakip kltrler mevcuttur. Bylece modelimizden de karsand gibi bu gei a iddete ve atmaya mahkmdur. Tarihi gerekler de bu varsaymlar ta mamen dorulamaktadr. Btn bunlara ramen, tartmamza, sadece ulus u zorunluluun tarm toplumuna uygulanmas duru munda meydana gelebilecek gelimeleri mantken tah min ederek devam etmek doru olmaz. Sanayi toplu mu kutsal bir emirle sahneye kmamtr. O da belli bir tarm toplumuna zg gelimelerin rndr ve bu gelimelerin kendisi de olduka alkantl olmutur. Sanayileme dnyann geri kalan ksmna da hakim olduundan ne bu kresel smrgeletirme ne de dal gann en nnde gidip endstriyel stnle eritik ten sonra bu tekeli ellerinden karanlarn kendi impa ratorluklarndan vazgemesi bar yollarla olmutur. Bundan da u anlam kmaktadr: Gerek tarihte ulus uluun etkileri sanayilemenin dier sonularyla ka rmaktadr. Ulusuluk gerekten sanayi toplum r gtlenmesinin yol at bir gelime olmakla birlikte bu yeni toplumsal rgtlenme biiminin getirdii tek sonu deildir ve bu bakmdan dier sonulardan ayn ele alnmak zorundadr. Bu sorunu Reformasyon ile ulusuluun ok arpc ilikisinden yararlanarak aklayabiliriz. Reformas- yonun okuryazarlk ve kitaba ballk ynnde yapt bask, tekelci rahiplie saldrs (veya Weberin ok aka grd gibi rahipliin ortadan kalkmasndan 81 ziyade evrensellemesi), bireycilii ve hareketli kentli nfusla olan balan: btn bunlar Reformasyonu, mo delimize gre ulusu aa yol aan toplumsal zellik ve davranlann bir tr habercisi yapmtr. Sanayi dn yasnn ortaya knda Protestanln oynad rol mthi, karmak ve iddial bir konudur ve bu konuya burada stnkr bir biimde deinmenin pek bir ya rar olamaz. Ancak sanayilemeyle ulusuluun daha ge ve d etmenler nedeniyle gerekletii dnyann dier blgelerinde Protestanlk-benzeri davranlarla ulusuluun btn ilikisi etraflca incelenmeyi bekle mektedir. Bu iliki belki de en bariz ekliyle slam dnyasn da mevcuttur. Arap dnyasnn ve birok dier slam lkesinin son yzyllk kltrel tarihi byk lde Reformculuun ilerlemesi ve zaferiyle ilgilidir. Bu, ki taba ballk ve hereyin stnde ruhani simsarla, yani modern slam ncesi ok gze arpan insanla Al lah (ve gnlk hayatta deiik insan gruplar) arasna girmi yerel araclara kar beslenilen dmanlkla ne kan bir tr slam Protestanldr. Bu akmn ta rihiyle modern Arap (ve dier) uiusculuklannn tarihi birbirinden pek ayrlamaz. slam her zaman kendi iinde bu tr bir dini "reform"a ynelen bir eilim ve potansiyel banndrm, ancak zerk tanmsal gruplann yerel araclar iin ok deerli olan kutsalln cisimle mesi ve kiilemesine duyulan toplumsal ihtiya nede niyle bundan uzak tutulmutur. Anonim ve birbirine eit mminler topluluuna nezaret eden soyut bir din vasfn kazanma kabiliyeti ise ancak modern koullar da kendini gsterebilmitir. Fakat bu tr "protestan" bir yoruma ynelik i po tansiyelinin ok az olduu ileri srlebilecek dinlerin 82 bile sanayilemenin ve ulusuluun etkilerinin hisse dildii bir ada bu yne doru yol aldklar sylenebi lir. rnein intoizmin genelde ngiliz resmi kilisesine kar kan bir mezheple kayda deer bir benzerlii ol mas beklenmez. Gene de J apon modernleme akm srasnda her tr vecd halinde kendinden geme ve kutsalln gereinden fazla kiiletirilmesine kar bir nlem olarak ne karlanlar arbal, ll ve bir - anlamda Quaker gruplan andran unsurlard (ki bun- lann benzerleri, eer insan biraz urarsa heryerde bulunabilir veya etkili klnabilir).1Eer eski Grek uy- garl modern aa kadar ayakta kalabilseydi, Dioni- siak kltler Helenler gelime atlmna girdiklerinde daha arbal bir kla brnm olabilirlerdi. Protestanlkla ulusuluun kendine zg inanc arasndaki balar bir yana, sanayilemenin dorudan etkileri olan sonulan vardr. Kurulmu bir sanayi d zeninin genel ve yaygn etkilerini yukanda sanayi i blmnn ulusu ilkenin gerekletirilmesiyle iliki sini ele alan genel modelimizin erevesi iinde tart mtk. Ancak erken sanayilemenin genelde daha ge aamalarda rastlanmayan baz zel sonulan gene de anlaml bir rol oynamaktadr. Erken sanayileme; n fus patlamas, hzl kentleme, ig ve nceleri aa yukar iine kapal olan topluluklann kreselleen bir ekonomi ve merkezilemi bir siyasal ynetim tarafn dan ekonomik ve siyasal adan ele geirilmesidir. Bu da u anlama gelir: Geleneksel tarm topluluklannn herbiri iine kapal ve ayn dzlemde birbirinden co rafi olarak ve yukan ktka da muazzam bir toplum sal mesafeyle aynlm Babil kulesini andran nisbeten 1 Ronald Dore ile yaplan zel bir mlakattan. 83 dzenli ve yaltlm sisteminin yerine sabit olmayan, srekli ve dramatik bir hareketlilie sahip ve nadiren herhangi bir tre tarafndan kutsanm kltrel snr larn oluturduu olduka yeni bir Babil kulesi kurul mutur. Ulusulukla smrgeleme, emperyalizm ve smr gelikten kurtulma sreleri arasnda da bir ba vardr. Bat Avrupada sanayi toplumunun douunun bir so nucu da gerek anlamyla tm dnyann Batl gler bazen de Batl gmenler tarafndan zaptedilmesi ol mutur. Sonuta Afrika, Amerika, Okyanusya ve As yann byk bir ksm Avrupa hakimiyeti altna gir mi, Asyada bu ayn kaderi paylamayanlar ise ou kez gl bir biimde Avrupann dolayl etki alan ha line gelmiti. Bu dnya hakimiyeti genelde btn fe tihler gibi olduka sra dyd. Genelde siyasal impa ratorluk, bu amaca askeri adan ynelme ve kendini adamann kazandrd bir dldr. Ya kabile hayat nn belki kendiliinden yryen bir askeri talime uy gun dmesi ya da askerlie bal nde gelen bir taba kann varl veya bunun gibi baka nedenlerden fetih ler, kendini kuvvetle savaa hasretmi toplumlar tara fndan srdrlr. Dahas fetih zorlu bir uratr ve fethe kanlarn enerjisini byk lde tketir. Bunlarn hibirisi dnyann Avrupa tarafndan fet hedilmesi srasnda geerli deildi. Emperyalizm bir askeri makina veya geici olarak birbirine kenetlenmi bir kabile srs tarafndan deil gittike daha ok sa nayi ve ticarete ynelen uluslar tarafndan yrtl m ve tamamlanmt ve ayrca fetihi uluslar kendi lerini bu ie tamamen hasretmeksizin gereklemiti. I ngilizler iin iddia edilen nokta, yani mparatorlukla- 84 nn dalgn bir ruh haliyle elde ettikleri, bir lde ge nelletirilebilir. (ngilizler bu imparatorluu takdire ayan bir biimde ayn lakaytlkla kaybetmilerdir.) Avrupa fetheder ve dnyaya hakim olurken genelde dikkatini younlatraca baka daha acil i sorunlar la kar karyayd. Fethedilen uluslara fetihle yakn dan ilgili olduklarn gsteren bir iltifatta bile bulun madlar. Birka tipik saylamayacak bilinli ve aza metli emperyalizm rneini darda tutarsak ve Latin Amerikann ticari amaca dayanmayan eski tr zorba lkla fethini dikkate almazsak smrgecilik bundan ibaretti. Fetihler nceden planlanmamt ve askeri bir hedefin deil ekonomik ve teknolojik stnln r nyd. Bu teknolojik ve ekonomik kudretin yaylmasyla g dengesi deiti ve yaklak 1905 ile 1960 arasnda birok gcn oluturduu Avrupa mparatorluu da ld veya istenerek terkedildi. Btn bunlarn zel ko ullan bir kez daha grmezlikten gelinemez; ulusulu un esas veya z balangta ortaya koyduumuz ge nel soyut nermeler erevesinde olumu bile olsa ge ne de ulusuluk olgusunun zel biimlerinin bu koul lardan etkilendii aktr. ULUSULUUN ZAAFI NA L K N BlR NOT Ulusuluun gcnden szetmek bir adet haline gelmitir. Bu nemli bir yanltr ancak anlalabilir nk ulusuluk her kk sald durumda kolaylkla dier modern ideolojilere galip gelme eiliminde ol mutur. Gene de ulusuluun anlalmasn salayacak ipu cu, gcyle olduu kadar zaafyla da ilgilidir. Sherlock Holmesa hayati bir ipucu salayan ey havlamay ih- 85 mal eden kpek olmutu. Btn dikkatimizi zaptetme lerine ramen havlamay becer en ulusuluklarn sa ys beceremeyen potansiyel ulusuluklarn yannda ok dk kalmaktadr. Daha nce de gl olduu iddia edilen bu devin sa nayi ncesi ada uykuya yatm olduundan sz et mitik. Fakat bundan daha nemli bir anlamda ulus uluun ulusuluk anda bile alacak lde zayf kald grlmektedir. Ulusuluk sonuta kltrle si- yasarynetimin birbirleriyle akmas,, bir kltre kendi siyasal atsnn salanmas ve bu atnn tek kalmas olarak tanmlanmt. Bu arada kltr ele avuca zor gelen bir kavram olduundan bilerek tanm lanmadan braklmt. Ancak en azndan geici olarak dil, gerekli olmasa da yeterli koul anlamnda, kabul gren bir lt saylabilir. Bir an iin (tersi mutlaka geerli olmasa da) dil farkllnn kltr farkllna iaret ettiini dnelim. Eer bunu veri olarak kabul edersek en azndan bir sre iin baz sonulara ulanz. Dnyada konuulan dil saysnn yaklak 8000 tahmin edildiini duymu tum. Bu say tek tek leheleri de sayarsak kukusuz ykselecektir. Aadaki "ncl" tartmay kabul edersek, u da meru bir sonu saylabilir: Eer baz durumlarda ulusuluu tanmlayan bir tr ayrc zel liin benzer ayrc zelliklerin bulunduu durumlarda "potansiyel bir ulusuluu" da tanmlamasna izin ve rirsek o zaman potansiyel ulusuluklarn says da id detle artar. rnein, eitli Slav, Germen ve Romans dilleri arasndaki fark aslnda ou kez adet zere tek bir dil olarak kabul edilmi dillerin mevcut leheleri arasndaki farktan pek de fazla deildir. Slav dilleri birbirlerine, rnein, tek bir dil olduu iddia edilen 86 Arapanm eitli konuma dillerinden muhtemelen da ha yakndr. Yukardaki "ncl" tartma, dil d baka etmenle re dayanarak yaplm benzetmelerden yola karak da potansiyel ulusuluklar retebilir. rnein, bir sko ulusuluu olduu tartma gtrmez. (Hatta benim modelimle elitii bile sylenebilir.) sko ulusuluu dili dikkate almaz (yoksa baz I skolar rlanda ulusu luuna dierleri de ngiliz ulusuluuna mahkum olur lard); onun yerine ortak bir tarihsel yaantdan hare ket eder. Ancak eer bu tr ek balantlarn da sayl masna izin verirsek (ki benim modelimin erevesiyle elimedii srece sonuta trde, kendi iinde hare ketli bir kltr/siyasal ynetim ve bu ynetimin dene timinde kltrne hizmet veren bir eitim mekaniz masna sahip her oluumu kaale alabiliriz) potansiyel ulusuluklarn says daha da ykselir. Gene de biz, bana bir zamanlar bir linguist tarafn dan kukusuz sadece dile dayal kaba bir tahminden elde edilerek verilen 8000 rakamyla yetinelim. u an da dnyada mevcut devletlerin says herhalde 200 ci- \ annda olmal. B rakama henz kendi devletine ka vuamayan ( ve belki de hi kavuamayacak olan) ama gene de bu ynde- mcadele veren ve sadece potansiyel deil gerek ulusuluk olarak da saylmaya meru hak kazanan irredantist ulusuluklar da eklenebilir. Dier yanda ulusuluun inayetinden yararlanmadan ve destek grmeden ve siyasal meruiyetin ulusu lt n yerine getirmeden olumu ve aslnda ona kar kan btn devletleri de bu saydan karmamz gere kecek. Burada akla gelen rnekler ulusuluk ncesi adan gnmze ayakta kalm, ve bazen de ya co rafi ya da siyasal dn sonucu meydana gelmi dnya- 87 rim her yerinde kk noktalar halinde beliren devlet lerdir. Bunlann hepsini kardmzda elde kalan ra kam muhtemelen 200n stne pek kmaz. Fakat biz yine de cmert davranalm ve dnyada gerekten etkili olanlarn saysndan drt kat fazla ulusuluk olduunu varsayarak sayy 800 karalm. Aslnda bu saynn gerek saynn ok stnde olduunu biliyorum ama olsun. Bu kaba tahmin bize hl her etkili ulusulua karlk on potansiyel ulusuluk sunmaktadr! Her hararetli pan-uluscunun (eer byle biri varsa) muhte melen moralini bozacak olan bu artc oran (1/10) - eer yukarda belirttiimiz "ncl" tartma potansiyel ulusuluklarn saysn belirlemek zere mantki sonu cuna kadar uzasa ve etkili ulusuluklar snfna dahil olabilmenin lt daha sk tutulsayd - ok daha yksek kabilirdi. Pekala btn bunlardan kan sonu nedir? u ana kadar irkin yzn gstermi olan her ulusulua kar bir dokuz tanenin daha sra bekledii mi? nsan la bugne dek rahat vermemi btn o bombalama, ehit dme, nfus mbadelesi ve daha da kt eyle rin yeniden on kez daha tekrarlanaca m? Zannetmem. Her etkili ulusulua kar n sayda potansiyel ulusuluk var. Ancak bu ulusuluklar ya ta rm dnyasndan miras alman ortak kltrle ya da (ncl tartmamza gre) baka bir ba ile tanmlan m, trde bir sanayi topluluunu oluturma umudu vaadebilen ne var ki bu mcadeleye zahmet etme yen, potansiyel durumu etkili ulusulua eviremeyen ve hatta bunu hi denemeyen rneklerdir. 88 Bylece anlalyor ki devletin temelini karlkl kltr ikamesi zerine ina etme drts o kadar da gl deil. Baz gruplarn yeleri bunu gerekten his setmekte, fakat ou gruplarda benzer iddialar olsa da bu drt demek ki ne kmyor. Bu durumu aklamak iin ulusulua yaplan su lamaya tekrar gz atalm: Ulusuluk ulusu ideoloji den etkilenen otoritelerin maalesef hkmne girmi halklara trdeliin zorla benimsetilmesidir. Bu sula mann altnda yatan varsaym Osmanl Trkleri rne inde olduu gibi geleneksel, bu ideolojiye bulamam yneticilerin dzeni salamak ve vergi toplamakla ye tinmi olmalar, bunun yansra hkmettikleri toplu luklarn eitli din ve kltrlerine hogryle yaklaa rak bunlara hatta gerekten kaytsz kalm olmalar dr. Aksine bunlarn ateli ardllarnn ulusu u ilke yi, euius regio, eius lingua, (hkmeden kimse onun di li geerlidir) dayatmadan rahat etmesini bilmedikleri gzkmektedir, istedikleri sadece mali zenginlik ve itaat deildi. Tebaalarnn kltrel ve linguistik ruhla rna da susamtlar. Bu sulamay baaa evirmek gerekiyor. Mesele ulusuluun kasden kltrel bir Machtbedrfniss iinde (kudret ihtiyacyla) trdelii zorla kabul ettir mesi deildir; bilakis trdelie duyulan nesnel ihtiya ulusuluk olarak yansr. Eer ne srdmz gibi modern sanayi devleti ancak hareketli, okuryazar, standart bir kltre sahip, birbirinin yerini tutabile cek insanlar topluluuyla ilerlik kazanabiliyorsa, o zaman okuryazar olmayan sabk tarmsal kltr getto larndan gecekondularn eritme potalarna ekilen yar a nfus da neticede tam bir kltrel vatandalk, ilko kul eitimi, istihdam ve btn bunlarn hepsini vaade- 8b den bir devlete sahip veya sahip olmas muhtemel g zken kltrel havuzlardan birine dahil olmak ister. ou kez bu yabanclam, kklerinden koparlm, ordan oraya dolanan nfuslar eitli seenekler arasn da yalpalayabilir ve ounlukla da herhangi bir ksa sreli ve geici kltrel konaklama noktasnda ereti bir duraklama yapabilirler. Ancak denemekten kanacaklar baz seenekler vardr. Hakarete urayacaklarn bildikleri veya daha dorusu srekli hakaret grecekleri kltrel havuzla ra girmeye tereddt edeceklerdir. Yeni gelen yoksullar tabii ki her zaman hakarete urar. Sorun bu kmse menin srp srmeyecei ve ocuklarn da ayn kaderi paylap paylamayacayla ilgilidir. Bu da yeni gelen lerin yani en az ayrcalkl tabakann ve onlarn ocuk larnn stlerinden atamayacaklar ve onlarla tanm lanmaya devam edecekleri zelliklere sahip olup olma malarna baldr. yle ki, kaltsal olarak geen veya derin kkleri olan dini-kltrel adetlerden kurtulmak mmkn deildir veya zordur. Erken sanayileme dneminin yabanclam kur banlar kltrel havuzlarn ok kk olanlarna (n k sadece birka kyn konutuu dil bir gelecek vaa- dedemez) veya ok dank trlerine, edebi gelenekten veya beceri sahibi igcnden yoksun olanlarna mey letmezler. Bu kltrel havuzlarn byk ve /veya sa lam bir tarihsel temeli veya kltrlerini yayma konu sunda iyi donanm aydnlan olanlanna ihtiya duyar lar. Sreci hzlandrma grevi yklenerek bir ulusulu un baarsn garantileyecek veya aksine baanszl- na yol aacak, o kltrn sahip olduu herhangi bir vasf veya vasflar dizisini bulup karmamz mmkn deildir. Byklk, tarihsellik, olduka youn bir ulu 90 sal toprak, yetenekli ve enerjik bir aydn snf; bunla rn hepsinin tabii ki yaran olacaktr, ancak hibiri ge rekli deildir ve bunlara dayanarak herhangi ntah- min gc kesin olan bir genellemenin yaplabilecei kukuludur. Ulusu ilkenin etkili olacan tahmin et mek mmkndr; ancak hangi gruplann tayclk ya paca kesin bir ekilde belirlenemez, nk bu husus birok tarihsel koula baldr. Ulusuluk genelde galip gelmeye mahkmdur ama bunu her tr ulusuluk iin syleyemeyiz. Olduka trde, herbiri kendi siyasal atsna ve kadrosuna sa hip kltrlerin birka istisna dnda artk geni bir alan iinde kural haline geldiini biliyoruz; ancak han gi kltrlerin hangi siyasal atlarla byle bir baanya mazhar olacan nceden kestiremeyiz. Aksine, yuka- nda yaptmz, kltrlerin veya potansiyel ulsculuk- lann saysna ve gerek ulusal devletleri barndrabile cek alann byklne ilikin basit hesaplar, ou po tansiyel ulusculuklann ya hakim kalacan ya da si yasal bir eyleme girimekten bile kanacaklann ak a gstermektedir. Karlatmz durum gerekten de budur. ou kltrler veya potansiyel uluslar ulusuluk ana bundan yararlanmak iin en ufak bir aba gsterme den girmi oluyorlar. Daha nce sz edilen "ncl" tartma asndan ulus olmaya alabilecek ve baka bir yerde aslnda gerek ve etkili bir ulusu tanmlayan bir ltle kendilerini tanmlayabilecek bir alay grup var. Nvar ki bunlann ou , kt kaderlerine boyun eip kltrlerinin (kiisel dzeyde olmasa da) yavaa kaybolarak bir baka yeni ulusal devletin daha geni kltr iinde erimesine seyirci kalyorlar. ou kl trler hibir diren gstermeden sanayi uygarlnca 91 tarihin p tenekesine atlyor. sko Kuzey Dalarnn I skoya iindeki linguistik farkll tabii ki Birleik Krallk iindeki sko kltrel farkllyla karlatr lamayacak kadar byktr ama Kuzey Dalar ulusu luu diye birey gelimemitir. Ayn ey Fasl Berberi- ler iin de geerlidir. Almanya veya talyada mevcut lehe ve kltrel farkllklar bilinen Germen ve Ro mans dilleri arasndaki farkllklardan daha az deil dir. Kltrel adan Gney Ruslar Kuzey Ruslardan farkldr ama bunu Ukraynallar gibi bir ulusal kimlik meselesine dntrmezler. Bu durum ulusuluun aslnda nemsiz olduuna m iaret ediyor? Veya hatta ideolojik bir yapayla ve ateli dnrlerin kendilerine gizemli bir biimde ka plan uluslar yine gizemli bir biimde zapteden bir icadna m delalet etmekte? Hayr, hi de deil. Byle bir sonuca varmak ironik bir biimde ulusu ideologun en batan karc iddiasna zmni, dolayl bir kabul gstermek gibi olur. Bu iddia da udur: "Uluslar" ken diliinden varolmakta ve yalnz ulusu bir "uyarc" ta rafndan esef edilecek derin uykularndan (gzde bir ulusu ifade ve grnty kullanrsak) "uyandrlma- y" beklemektedirler. ou potansiyel uluslarn "uyan- ma 'y hi baaramamalarna ve kalk borusuyla hare kete geecek nemli alkantlarn yokluuna bakarak insan ulusuluun hi nemli olmadn karsayabi- lir. Byle bir karsama "uluslar"m bir toplumsal onto lojisi olduunu teslim ederken biraz da ararak baz uluslarn tarihin kendilerine uygun grd bu akbe te ulamak iin gerekli olan gayret ve canllktan yok sun olduunu kabul etmek zorunda kalr. Ne var ki ulusuluk kendini byle takdim etmekle birlikte eski, belirtisiz, uykuya yatm bir gcn uya- 92 n dei l di r. Ulusuluk aslnda derinliine iselleti rilmi, herbiri devlet tarafndan korunan eitime bal st kltrlere dayanan yeni biim bir toplumsal rgt lenmenin sonucudur. Daha nceleri varolan kltrle rin bazlarn genelde bu sre iinde dntrerek kullanr fakat hepsini birden kullanmasna imkan yoktur. ok fazla sayda kltr mevcuttur. Geerli bir st kltr ayakta tutan modem bir devlet belirli bir asgari bykle sahip olmak zorundadr (yoksa kom ularndan parazit gibi geinecektir); dnyamzda ise ancak kstl sayda bu tr devlete yer var. Kararl uykucularn, yani ayaa kalkp ykselmek istemeyen ve uyandnlmay reddedenlerin yksek ora n bize ulusuluun kendi tanmnn aleyhinde bulun ma imkan vermektedir. Ulusuluk yalnz o uzun, s rarl ve gizemli uyku hlinin belirsizlii dnda kendi ni insanln siyasal yaamnn doal ve evrensel bir dzenlemesi olarak grr. Hegel, "Uluslar nihai hedef lerine varncaya yani bir devlet oluturuncaya kadar aradan ok uzun bir tarihsel dnem gemi olabilir" 1 dedikten hemen sonra bu devlet ncesi dnemin asln da tari h ncesi bir dnem olduunu ileri srmtr. Bylelikle Hegelin anlayna gre bir ulusun gerek tarihi ancak o ulus devletine kavutuu zaman bala maktadr. Eer ne bir devleti olan ne de bunun eksikli ini hisseden uyuyan-gzel uluslar uyandrrsak ulus lar insanln temel talan olarak gren ulusu dokt rine aykn bir biimde bu doktrinin toplumsal metafi ziini zmnen kabul etmi oluruz. Ulusuluu bir siya sal akm olarak sulayan ancak uluslann varln zmnen kabul eden eletirmenler bu noktadan teye 1 G. W. F. Hegel, Lectures on the Philosophy of World History, (ev.) H.B. Nisbet, Cambridge, 1975, s. 134. 93 pek gemiyorlar. Uluslar doal ve Tannnn belirledii ekilde snflandrmak, ve doutan varolan ancak uzun sre ertelenmi bir siyasal kaderi olduklarm sa vunmak bir efsaneden ibarettir. Bazen nceden varo lan kltrleri alp onlar ulusa dntren ulusuluk, bazen de uluslar kendi yaratr ve ou kez de nceden varolan kltrleri yokeder. iyi de olsa kt de olsa ger ek olan budur ve genellikle kanlmazdr. Tarihsel failleri aslnda olan bitenin pek farknda deiller ama bu da baka bir konu. Fakat biz ulusuluk efsanesini kabul etmemeliyiz. Uluslar eyann tabiatnda varolan ve doal trler doktrininin siyasal uyarlamas olan eyler deildir. Ne de ulusal devletler etnik veya kltrel gruplarn belirgin ve nihai kaderidir. Gerekte varolan kltrler dir; ounlukla belirsiz gruplar halinde yaayan, bir birlerine karan, rten, iie giren kltrler. Dier yanda, herzaman olmasa da genellikle, varolan her bi im ve byklkteki siyasal birimlerdir. Gemite iki si, kltrle siyaset, pek akmazd. ou durumda a- kamamalarnn geerli nedenleri vard. Yneticiler; kimliklerini, kendilerini aa tabakalardan ayr tuta rak, ynetilen kk topluluklar ise ayn dzeydeki benzer komu birimlerden farkl gstererek tanmlar lard. Oysa ulusuluk bu efsanevi, doal ve veri olduu id dia edilen birimlerin uyan ve kendini kabul ettirii deildir. Ulusuluk aksine hammadde olarak aka ulusuluk ncesi dnyann kltrel, tarihsel ve benze ri mirasn kullanmakla birlikte aslnda yeni koullara uygun yeni birimlerin kristallemesidir. Yeni ibl mnn ilkelerine gre ina edilmi yeni birimlere do ru yneli, gerekten de ok zorlu olmasna karn mo 94 dem dnyann ne tek ne de tamamen dayanlmaz bir gcdr. ou durumlarda hakim olmakta ve daha nemlisi modern dnyada siyasal birimlere meruiyet kazandran kural belirlemektedir. Yani bu siyasal bi rimlerin ou yukarda akland gibi ulusuluun emirlerini yerine getirmek zorundadr. Tamamiyle ve evrensel dzeyde hakim olmasa ve ulusu kural tan mamay baaran baz aykr durumlar varolsa da ulus uluk kabul gren bir standart belirlemitir. Ulusuluk gl mdr deil midir sorusunun kay pakl undan kaynaklanmaktadr: Ulusuluk kendi ni tek tek her halkn "ulusal kimliinin" onaylanmas eklinde grr ve takdim eder; ulus olduu iddia edi len bu birimlerin, Everest Tepesi gibi, ulusuluk a nn ok ncesinden bugne dek hep varolduu dn lr. Bylece ulusuluun kendi tanmndan hareketle ironik bir biimde aslnda ok zayf olduu sonucuna varlr. Potansiyel uluslar, yani baka yerde ulus olma y baaran birimlere uygulanan ltlere gre ulus ol duklarn iddia edebilecek farkl zelliklere sahip belir ginlememi birimler, byle bir iddiay etkin bir biim de srdrmek ve gerekletirmek bir yana seslerini bi le duyurmay baaramyorlar. Ancak, dier tarafta, ulusuluk benim doru olduunu iddia ettiim gibi ta nmlanr ve kendinin takdim ettii grntsyle eli ir ve ona aykr derse, o zaman varacamz sonu ulusuluun herhalde benzersiz veya dayanlmaz ol masa da ok zorlu bir g olduudur. YABAN VE BAHE KLTRLER Esas meselemize uygun bir yaklam da u olabilir: Kltrler de bitkiler gibi, yabani ve terbiye edilmi trlere ayrlabilir. Yabani olanlar insan hayatnn bir 95 paras olarak kendiliinden yetiir ve yeniden rer. Hibir topluluk ortak bir iletiim ve kurallar sistemin den yoksun olamaz; kltrlerin yabani trleri de bi linli bir tasarm, denetim, gzetim veya zel beslen meye maruz kalmadan nesilden nesile kendilerini ye niden retirler. Terbiye edilmi olanlar veya bahe kltrleri, ya ban trlerden elde edilmi olmakla birlikte farkldr lar. Bunlar genelde okuryazarlkla ve uzman personel le desteklenmi bir karmaklk ve zenginlie sahiptir ler ve gerekli sayda, tam-zamanl ve kendini adam personelin uzman renim kurumlannda salayaca belirli bir beslenmeden yoksun kaldklarnda ryp giderler. nsanlk tarihinin tanm devrinde, st kltr ler veya byk gelenekler nde gelen, nemli kltr lerdi ve sadece belli bir adan hakimdiler. Kendilerini nfusun tmne hatta ounluuna kabul ettiremese- ler bile eriilmez ve gizemli olmalarna ramen gene de toplumda genelde yetki sahibi olmay baarmlar d. Bazen merkezi devleti glendirdiler bazen de ona rakip ktlar. Skntl veya karanlk dnemlerde dev let zayfladnda veya zldnde ona vekillik bile ettiler. B.ir kilise veya tresel bir sistem de gemite kalm veya artk hayalet olmu bir imparatorluun glgesine vekalet edebilirdi. Ancak st kltrler genel likle bir siyasal birimin snrlarn tanmlama duru munda deildiler ve tarm anda bunu baaramama lar iin geerli nedenler vard. Sanayi anda bunlar hep deiir. st kltrler artk olduka yeni bir anlamda hakim olur. st kltr lere ilikin doktrinler yetkelerini kaybederek onun ye rine tadklar yazl dil ve iletiim biimleri ok daha yetkili ve kural koyucu olur ve dahas toplumda yay- 96 gmlaarak evrenselleir. Baka bir deyile; gerekten herkes okuryazar olmu ve ak bir biimde, "grameri" olduka dzgn cmleler kurarak ayrntl bir kod sis temiyle iletiim kurmaktadr, her koula gre deien homurdanma ve kafa sallamalarla deil. Ne var ki halk arasnda yeni evrensellemi bu st kltrn siyasal destek ve korunmaya mthi ihtiyac vardr. Tanm anda byle bir destee bazen sahipti ve ondan yararlanrd fakat siyasal korunmadan vaz geebilecei durumlar da vard ve zaten bu onun gl yanlarndan biriydi, Anarinin hakim olduu ve kraln artk bar salayamad karanlk bir dnemde Hris tiyan veya Budist manastrlar, dervi zaviyeleri ve Brahman topluluklar ayakta kalabildiler ve bir lde klcn korumasndan yararlanmadan st kltrleri yaatabildiler. st kltre den grev artk ok daha zor ve ar olduundan bir siyasal altyapdan vazgeemez. Miss Blandishe Hi Orkide Yok oyununda bir karakterin de belirttii gibi; her kzn kocas, tercihen de kendine ait bir kocas olmaldr; ite her st kltr de artk devletin, tercihen de kendine ait bir devletin peinde komaktadr. Her yaban kltr bir st kltr haline gelemez ve bu ynde hibir ciddi midi olmayanlar da mcadele etmeden sahneyi terkederler, yani bir ulus uluk akm dourmazlar. Bir ans olduunu d nenler - ya da, eer kltrlere ilikin antropomorfik ahkm bir tarafa braklrsa, o kltr tayanlar tara fndan gelecei parlak olarak tanmlananlar - mevcut nfus ve devlet barndrabilecek toprak iin aralarnda mcadeleye girerler. Bu bir tr ulusu ve etnik at madr. Mevcut siyasal snrlarla, siyasal emelleri olan eski veya olumakta olan st kltrlerin snrlar ara 97 snda bir uyum yoksa tamamen ulusuluk ana zg baka tr bir atma patlak verir. Yukarda szn ettiimiz botanik benzetmeden baka bir benzetme de bu yeni durumu tasvir etmek iin kullanlabilir. Tarm insan, doal evrede yaam n srdrebilen doal bir tre benzetilebilir. Sanayi in san ise doal atmosferde artk glkle nefes alabilen yapay retilmi veya domu ancak artk yeni, zel bir karm olan ve yapay beslenen bir hava veya ortam da etkinlikle i grebilen ya da yaayabilen bir trle karlatrlabilir. Yani sanayi insan bir tr dev ak varyum veya solunum odasna benzeyen, zel bir bi imde snrlandrlm ve ina edilmi birimlerde yaa maktadr. Ancak bu odalar ina edilip allr hale gel melidir. Bu dev havuzlarn iindeki hayat veren ve ko ruyan havann veya svnn bakm otomatik deildir. zel bir bitkiye ihtiya vardr. Bu bitkinin de ad ulu sal eitim ve iletiim sistemidir. Tek etkin bakcs ve koruyucusu da devlettir. lke olarak btn dnya iin tek bir siyasal otorite ve tek bir eitim sisteminin ayakta tuttuu bu tr tek bir akvaryumun varolmas imkansz deildir. Uzun va dede bu durum ortadan kalkabilir. Ancak imdilik ve tartmasn ilerde yapacamz ok geerli nedenler den dolay; dnyann kural, her biri kendi mlkne sahip kan, birbirleriyle deitirilemez ortam veya at mosferi haiz, birbirinden ayrlm solunum odalar ve ya akvaryumlar olarak belirmektedir. Baz ortak ge nel zellikleri de yok deildir. Tamamen gelimi sana yi akvaryumlar ortamnn forml genel trler iin benzer olmakla birlikte nisbeten yapay, ancak zellikle vurgulanm marka-ayrc zellikler asndan zengin farkllk gsterir. 98 Bu yeni oulculuun ilerde daha ok deineceimiz baz geerli ve bariz nedenleri var. Sanayi ana, bir nceki adan hem siyasal birimler hem de st ve alt kltrler miras kalmtr. Btn bunlarn birdenbire tek bir birimin iinde birlemeleri iin hi bir neden ol mad gibi birlememelerine yol acan geerli neden ler mevcuttur. Sanayileme, bir baka deyile trde solunum depolarn zorunlu klan retim veya ibl m tr, ne dnyann her yerinde ayn zamanda ne de ayn biimde gereklemitir. Dnyaya her yerde farkl zamanda gelii insanl ok etkin bir biimde rakip gruplara ayrmtr. Sanayilemenin geli zamannn eitli topluluklarda farkllk gstermesi, tarm dnya sndan kalan baz kltrel, genetik ve benzeri farkl lklarn kullanlabilmesi durumunda keskinlemitir. Eer tarm andan miras kalan baz kltrel farkl lklarn stne gidilir ve bunlar bir nian olarak kulla nlrsa, gelimenin "zaman" nemli ve ayrdedici bir siyasal zellik haline gelir. Sanayileme sreci, birbirini takip eden aamalar ve farkl koullarda gereklemitir. Bu arada elde edi lecek yeni kazanlar ve kanlmas gereken kayplar nedeniyle eitli yeni rekabetler domutur. Sanayi a nn gerek solda gerekse de sada yer alan peygamber ve yorumcular ise ounlukla enternasyonalizm keha netinde bulunmulard. Ancak tam zdd bir gelime oldu ve ulusuluk ama geildi. 99 (Bo Sayfa) ULUS NED R? 5 Nihayet artk ulus nedir sorusuna bir tr geerli bir yant bulmaya alabilecek durumdayz. Balarda bir ulusal kimlik teorisinin kurulmas iin zellikle umut vaaden iki aday kavram vard: rade ve kltr. Her ikisi de nemli ve anlaml kavramlar; ne var ki ikisi nin de yeterli aklaycla sahip olmad da ortada. Bunun neden byle olduunu kavramaya almann retici bir yan olduunu dnyorum. rade veya rza ister kk ister byk olsun ou gruplarn olumasnda kukusuz nemli bir neden ol maktadr. nsanlar herzaman her tr ekil ve byk lkte, bazen keskin hatlarla tanmlanm bazen de gevek olan, zaman zaman dzgnce kmelenmi ve zaman zaman da stste binen veya iie geen grup lar halinde rgtlenmilerdir. Bu olaslklarn ve grup larn kuruluu ve hayatlarn idame ettirmeleriyle ilgi li ilkelerin eitlilii sonsuzdur. Yine de gruplarn olumasn ve ayakta kalmasn temin eden iki genel ara veya kolaylatrc etmenin elzem olduu aka bellidir: Bir yanda irade, iradi ballk ve zdeleme, sadakat, dayanma dier yanda da korku, zorlama ve mecburiyet. Bu iki olaslk bir anlamda yelpazenin zt 101 kutuplarn olutururlar. Birka topluluk ya tamamen ya da arlkl bir biimde bunlardan birine veya teki ne dayanyor olabilir, ancak bu nadiren mmkndr. Uzun mrl gruplarn ou i radi balla dayal sa dakat ve zdeleme ile umut veya korku gibi olumlu ve olumsuz d etmenlerin karmna dayanmaktadr. Eer uluslar, bir topluluk halinde varolmay kendi i radel eri ile seen gruplar olarak tanmlarsak,1 deni ze attmz bu tanm-a bize gereinden fazla bir bol luk sunacaktr. Trolle yakaladmz bu byk avn iinde tabii ki kolaylkla etkili ve btnlemi uluslar olarak seilebilen topluluklar da olacaktr. Bu gerek uluslar aslnda kendi iradeleriyle ulus olmay semi lerdir ve yaamlar gerekten bir tr srekli, gayri res mi ve her seferinde durumu yeniden onaylayan bir ple bisite dayanyor olabilir. Ne var ki ayn durum (ki bu tanm asndan bir talihsizlik demektir) birok kulp, komplocu rgt, ete, takm, parti ve burada sayama yacamz sanayi ncesi ada ulusu ilkeyle oluma m, ulusu tanmn almam ve bu tanma kar k m birok topluluk ve cemiyet iin de geerlidir. rade, rza ve zdeleme ayn zamanda kendilerine elik eden hesap kitap, korku ve kara ramen (ki halen de bu byledir) hibir zaman insanlk sahnesinden silin memitir. ( nsan kmelerinin ve terkiplerinin yalnzca durgunluk nedeniyle uzun mrl olmalarn zmni bir nza m yoksa baka bir ey mi saymamz gerektii il gin ve tartma gtrr bir sorudur.) Zmni bir zdeleme ister uluslardan kk veya byk ya da uluslarla ksmen akan, isterse de yatay 1 Emest Renan, Quest-ce quune Nation, Ernest Renan et l Alle magne (der.) Emile Bure, New York, 1945. 102 veya baka ekillerde tanmlanm olsun her tr grup lamalar adna geerli olmutur. Ksacas, irade bir ulusun temelini olutursa bile (ki bu ifadede devletin idealist bir tanm sakldr) birok baka eyin de te meli olduundan ulusu bu ekilde tanmlamamz ger ekten mmkn deildir. Bu tanmn aslnda cazip g zkmesinin tek nedeni modern, ulusu ada ulusal bi rimlerin zdelemenin ve iradi balln terci h edi len, yelenen nesneleri olarak gze arpmas ve dier sz edilen grup trlerinin zamanmzda kolayca unu tulmu olmasdr. Ulusuluun zmni varsaymlarn bir veri olarak kabul edenler ayn zamanda bunu her hangi bir ada btn insanla maletme gibi bir yan ll da yapmaktadrlar. Fakat tek bir aa zg var saymlar ve koullara baml bir tanmn (ki bu bal bana bir abartdr) o an dou nedenlerini akla makta bir yarar olamaz. Ortak kltrden yola kan herhangi bir ulus tan m da ok bol balk karm baka bir aa benzer, in sanlk tarihi kltrel farkllklarla donanmtr ve ha len de donanmaktadr. Kltrel snrlar bazen kesin bazen de belirsizdir; kltrel ekillerin dzeni ise ba zen koyu harflerle ve yaln bir ekilde belirirken bazen de eri br ve karmaktr. Yukarda srekli altn izdiimiz nedenlerden dolay, bu farkllklarn olu turduu zenginlik ounlukla veya genellikle siyasal birimlerin (yani etkili otoritelerin hkmeti) veya de mokrasinin kutsallatrd rza ve iradeyle mutlulua erimi birimlerin snrlan iinde kalmaz ve gerekten kalamaz da. Tanm dnyasnn bu kadar dzenli olma s mmkn deildi. Sanayi dnyas ise byle olmaya veya en azndan byle bir sadelii yakalamaya eilim lidir; ancak bu baka bir mesele ve buna yol aan ba 103 ka zel etmenler var. Btn dnyada giderek hz kazanan bir sre olan yaygn st kltrlerin, yani standartlam, okurya zarla ve eitime dayanan iletiim sistemlerinin ku rulmas ada varsaymlar ok ciddiye alan herkese ulusal kimliin ortak kltrle tanmlanabilecei hissi ni vermitir. Zamanmzda insanlar ancak ortak bir kltrle tanmlanan ve ierde hareketli ve akkan olan birimlerde yaayabiliyor. Gerek kltrel oulcu luk gncel koullarda geerli olmaktan kyor. Fakat bir nebze tarihsel bilin veya sosyolojik incelik bunun her zaman byle olduu yanlsamasn ortadan kald racaktr. Gemite birden ok kltr barndran top lumlar genelde iyi netice vermiti, hatta o kadar iyi ki gerekten var olmad durumlarda bazen oul kl trler yaratlmt. Eer, bu gl nedenlerden dolay ulusal kimliin tanm iin grnrde umut vaadeden bu iki yol tkan- dysa, bir nc yol mevcut mu? ddial ancak geerli olan paradoks udur: Uluslar ancak ulusuluk a balamnda tanmlanabilirler, yoksa sizin de zannedebileceiniz gibi tam tersi bir iliki iinde deil. "Ulusuluk a" u veya bu ulusun uyan ve kendini siyasal anlamda kabul ettiriinden ibaret deildir. Daha ziyade, genel toplumsal koullar sadece sekin aznlklara deil btn halka malolan standartlam, trde, merkezin destekledii st kl trlerin olumasna elverdiinde, iyi tanmlanm bir eitim sisteminin denetledii ve btnlemi kltrler insanlarn memnuniyetle ve ou kez evkle zdele tikleri hemen hemen tek birimi olutururlar. Kltrler artk siyasal meruiyetin doal barna olarak grn 104 mektedir. te ancak o zaman kltrel snrlarn siya sal birimler tarafndan herhangi bir ihlli skandal sa ylr. Ancak ve ancak bu koullar altnda uluslar ayn anda hem irade hem de kltrle ve gerekten her ikisi nin siyasal birimlerle birlemesi olarak tanmlanabilir. Bu koullarda insanlar yalnzca ayn ortak kltre sa hip olanlarn tmyle bir siyasi birlik kurma arzusunu gsterirler. Bu durumda siyasal ynetimler de snrla rn barndrdklar kltrn snrlaryla bir tutma ve bu kltr kendi iktidar alanlarnda koruma ve kabul ettirme arzusunu gsterirler. Bylelikle iradi arzu, kltr ve siyasal ynetimin ayn noktada birlemesi kolayca ve sk sk ihlal edilmeyen bir norm haline ge lir. (Bir zamanlar bu birleme hemen hemen evrensel bir boyutta hibir cezaya maruz kalmadan ihlal edil mi ve bu durum hi dikkat ekmeden ve tartlma dan geip gitmiti.) Ancak bu koullar genel insanlk durumunu deil yalnzca onun sanayi aamasn ta nmlamaktadr. Ulusuluk uluslarn bir rn deil, tam tersine uluslar meydana karan ulusuluun kendisidir. Ka bul etmek gerekir ki, ulusuluk nceden varolan, ta rihsel mirasn getirdii ok saydaki kltrn iinden bir seim yapyor ve onlar ounlukla tamamen d ntryor olsa bile bu kltrel zenginlikten yararla nr. l diller yeniden canlandrlr, gelenek icat edilir, olduka hayali eskiye ait olduu sanlan birtakm saf zellikler gndeme gelir. Ancak ulusu gayretin klt rel adan yaratc, ssl psl ve olumlu icatlar re ten zellii, hikimsenin yanl bir biimde "aslnda u kahrolas igzar Avrupal dnrler ileri kendi ha line brakamadklar iin ulusu dnceyi bir tertip 105 sonucu kendi hallerinde yaayan siyasal topluluklarn kanna zerkedip onlann kaderini deitirmeselerdi ulusuluun gereklemesi mmkn olmayabilirdi" trnden ulusuluu dou nedeni byle bir koula bal, yapay bir ideolojik icat olarak gren bir sonuca varmasna izin verilmemelidir. Ulusuluun kulland kltrel paralar ve yamalar ou kez geliigzel yaratlm tarihsel icatlardr. Zaten eski para ve ya malarn herhangi biri de i grrd. Ancak ne olursa olsun ulusuluk ilkesinin kendisi, ulusuluk dnce sine vcut vermeye alan tayclarn zanlannn ak sine, kesinlikle douu pheli bir rastlant deildir. Hibirey bu varsaym kadar gerek d olamaz. Ulusuluk yalnz grnd gibi olmamakla kalmaz, stelik kendinin grd gibi bir olgu da deildir. Ko rumay ve yeniden canlandrmay iddia ettii kltrler ou kez ya kendi icaddr ya da tannmayacak hale gelmitir. Yine de ulusu ilkenin kendisi, zel biimle rinin herbirinden ve her ulusuluun farkl olduu id diasyla herbirine sama bir biimde atfedilen zellik ten farkl olarak paylatmz gncel koullardan kay naklanan ok derin kklere sahiptir, kesin nedenleri vardr ve kolayca reddedilemez. Durkheimin retisi bize toplumun dini ibadet yolu ile kendi gizli imajna taptn syler. Ulusu bir a da ise toplumlar byle bir kamuflajdan syrlarak pi kinlik ve aklkla kendilerine tapnrlar. Nazi Alman- yas Nrembergte kendine tapnrken ne Tannya hat ta ne de Wotana tapnma iddiasndayd; ok bariz bir biimde kendine tapnyordu. Daha yumuak ama ayn lde anlaml bir biimde aydnlanm modemlemeci din alimleri kendi ncllerine ok fazla anlam ifade et mi olan dini doktrinlere ne inanrlar ne de fazla ilgi 106 duyarlar. Bu doktrinlere biraz da komik bir biimde kendiliinden yaplmas gereken grevler yklerler ki bunlar temelde ancak bir toplumsal gelenein kendi deerleri, sreklilii ve dayanmasn teyid eden kav ramsal ve trensel aralar olarak geerlidir. Ayn za manda bylelikle zmnen indirgemeci bir "din" haline gelen inan sistemiyle nce erken Avrupa tarihinde -gnmzn tannmayacak derecede sulandrlm ve etkisi azalm trleri iin hi sz konusu olamayacak - ok nemli bir rol oynam bulunan gerek din arasn daki fark sistematik bir biimde gzden uzaklatrma ya ve azmsamaya alrlar. ster kindar ve iddetli isterse de nazik ve kaamak yapar gibi olsun toplumun kendi kendine tapnmas, Durkheimin stnde durduu gibi Tanr fikri aracl yla toplumun gizli bir biimde kendine sayg duyma sndan ok artk aka kabul gren ve topluca yaplan bir tapnmadr. Ancak bu, imdi kullanlan slubun Durkheim zamannn slubundan daha geree sadk olduunu gstermez. Cemaat artk kutsal bir ereve ye gre deerlendirilmiyor olabilir ancak ulusuluun kendi unutkanlk ve tercihleri vardr ki bunlar ne ka dar kat bir biimde laik olsalar da esasnda arptc ve yanltc olabilirler. Ulusuluun temel yanltc noktas ve hatta kendi yanlgs undan ibarettir: Ulusuluk aslnda nceleri halkn ounluunun ve baz durumlarda de tmnn hayatna alt kltrlerin hakim olduu bir toplumda genel anlamda bir st kltrn zorla dayatlmasdr. Yani okulda okuyarak elde edilen, akademik dnyann denetledii, mmkn olduunca ak bir brokratik ve teknolojik iletiimin gereksinimlerine gre inceden in ceye dzenlenmi bir dilin genel topluma yaylmasm- 107 dan szediyoruz. Ulusuluk daha nceleri yerel dzey de kk gruplar tarafndan kendilerine zg bir bi imde yeniden retilen folk kltrlere dayal yerel gruplarn karmak yaps yerine hereyden nce yu- karda sz edilen bu tr bir ortak kltrn birarada tuttuu, birbirlerinin yerini alabilecek atomize bireyle rin oluturduu anonim, kiisel olmayan bir toplumun kurulmasdr. Btn olup biten de gerekten budur. Ne var ki bu ulusuluun ne srd ve ulusula rn hararetle inandklar eyin tam kartdr. Ulusu luk genelde halk varsaylan bir folk kltr adna fet heder. Kulland semboller Volk, Narod'un, yani ky lnn salkl, mazbut ve zorlu yaamndan alnmtr. Narod veya Volkun yabanc bir st kltre bal yne tici ve benzer kadrolarn iktidarna ve basksna, nce leri kltrel bir uyan ve kimlik iddias ve sonunda ulusal bamszlk savayla kar kmalar gerekti inde ulusularn kendilerini bu sembollerle tantma larnn bir gereklik pay da vardr. Eer ulusuluk za fere ularsa, yabanc st kltr ortadan kaldrr an cak yerine eski yerel bir alt kltr getirmez. Kendine zg yerel bir st (okuryazar ve uzmanlararas) klt r canlandrr veya kendine gre yaratr, ancak bu kltrn eski yerel folk stil ve leheleriyle baz balan tlar olduunu da iddia etmekten geri kalmaz. rne in Budapetede ehre kyl, veya kye ait olduu id dia edilen giysilerle inenler gerekten Budapete Ope rasnn mdavimi hanmefendilerdi. Zamanmzda Sovyetler Birliinde etnik" gramofon plaklarn alcla r etnik kyl halk deil, yeni kentlemi, apartman larda oturan, eitimli, birka dil konuan 1ve ister 1 Yu . V. Bromley et al., Sovremennye Etnicheskie Protsessy v SSSR_ (SSCBde ada Etnik Sreler), Moskova, 1975. 108 gerek ister hayali olsun duygularn ve kkenlerini if?de etmekten holanan ve hi kukusuz siyasi durum izin verdii lde ulusu davranlar sergilemekten zevk alacak bir halktr. Demek ki Durkheimn incelemesindeki durumun ayn olmasa da, gerekliin yanltc bir prizmadan s zlm grnts yani sosyolojik bir yanlg hl etki sini srdrmekte. Toplum artk tapnmak iin dini semboller kullanmyor; onun yerine modem, elverili, kendi arkn dndren bir st kltr, kendinin idame ettirdii, koruduu ve yeniden canlandrdn zanneti- i bir folk kltrden ancak stilize ederek ald trk ve dansla kutlama trenleri yapyor. GEREK ULUSULUUN YOLU H DZGN G TMED Ulusuluun evrimini anlatan ve ilerde hatrlamak zorunda kalacamz tipik bir senaryo aa yukar u anlatacaklarmz iermektedir. Kyistanllar (Rurita- nia) birbiriyle ilikili ve birini bilenin dierlerini de he men hemen rahatlkla anlayabilecei birka lehe ko nuan ve Megalomanya mparatorluunun toprakla rnda, ortak snrlan olmayan ancak birbirine de ok uzak saylmayan alanlarda yaayan kyl bir halktr. Kyistan dilini, daha dorusu onu meydana getirdii sylenebilen leheleri aslnda bu kyller dnda hi kimse konumazd. Aristokrasi ve ynetici tabaka K yistan lehelerinin dil grubundan farkl bir dil grubu na ait olan Megalomanya saray dilini konumaktayd. Kyistanllann tm deil ancak ounluu ayin dili yine baka bir dil grubuna ait olan bir kiliseye mensuptular ve rahiplerin ou, zellikle de hiyerari nin stnde kalanlar, bu dini ayin dilinin modern, 109 halk az saylabilecek ve yine Kyistan diliyle hi ala kas olmayan bir dil kullanrlard. Kyistan kylerine gidip gelen kasabal kk tccarlar ise Kyistanlla- rm yrekten nefret ettii bir baka etnik gruba ve dine mensuptular. Kyistan kylleri gemite byk aclar yaam lar ve bunlar dokunakl ve ho bir biimde atlarda terennm edilmektedir. (Bu atlar ondokuzuncu yz yln sonlarnda ky baretmenleri tarafndan bin bir meakkatle toplanm sonra da Kyistanl byk ulusal besteci L.nin iyi tannm eserlerinde evrensel mzie kazandrlmtr.) Kyistan halknn urad acmasz bask on sekizinci yzylda Kyistanl mehur eteci K nn nderlik ettii bir gerilla direniini ba latmt. K.nm yaptklarnn ise, eer onu konu alan birka roman ve biri ulusal aktr Z. tarafndan Kyis tan Sosyalist Halk Cumhuriyetinin kuruluundan he men sonra yksek kademelerin himayesinde ekilmi olan iki filmden szetmezsek, hala yerel halkn hafza snda tazeliini koruduu sylenmektedir. Drstlk, insan, bu etecinin kendi yurttalar ta rafndan yakalandn ve onu strapl bir lme gn deren halk mahkemesine de baka bir yurttan ba kanlk ettiini itiraf etmeye zorlamaktadr. Dahas K- yistann bamszla kavumasndan ksa bir sre sonra ileri, Adalet ve Eitim Bakanlklar arasnda, polise kar oluabilecek muhalefeti krklememek iin artk bu mehur eteci yerine ona ve yoldalarna kar duran ky muhafz birimlerini kutlamann belki de daha politik bir karar olacan ne sren bir sirk ler dolamtr. Ondokuzuncu yzylda byk zorluklarla toplanan 110 ve sonra Kyistan genlerinin kamp ve spor hareketle rine elik eden mzik repertuarna alnm folk ark lar dikkatle incelendiinde, baka daha dnyevi mese leler kendilerine ne kadar ac verirse versin, kyllerin linguistik ve kltrel durumlarnn ciddi bir honut suzluk kayna olduuna dair pek bir kant yoktur. Aksine, arklarn gftelerinde linguistik oulculua deinen pasajlar ironik, akac ve iyi huylu ifadelerle doludur ve iki dilde birden yaplm, zaman zaman da pek hoa gitmeyen, kelime oyunlarna yer verir. Ayn zamanda itiraf edelim ki bu arklarn en dokunaklla rndan biri - ki yazn gnderildiim tatil kampnda ya klan kamp atei etrafnda ben de bu arky sk sk sylemiimdir - korunun yaknlarnda senyre ait bir yoncalkta, kzn otlatan ve kabann vermesini isteyen bir grup etecinin rktt bir oban ocuu terennm eder. Siyasi bilinten yoksunlukla birlemi pervasz bir budalalkla oban ocuk ayak direr ve l drlr. Bu arknn Kyistan sosyalistletikten sonra duruma uygun bir biimde yeniden yazlp yazlmad n bilmiyorum. Herneyse, ana temamza dnecek olursak, arklar sk sk kylln koullarndan i kayet etmekle birlikte kltrel ulusuluu bir mesele yapmazlar. Kltrel ulusuluk daha sonra ortaya kacaktr ve bu tahminen sz edilen arklarn bestelenmesinden sonra olmutur. On dokuzuncu yzylda Megalomanya mparatorluuna ait, ancak Kyistan dnda baz y relerde hzl sanayilemeyle ayn zamanda bir nfus patlamas yaand. Kyistan kylleri daha gelimi sanayi blgelerinde i aramaya itildiler, bazlar da o zamann mevcut feci koullarn kabul ederek bir i kapm oldular. Garip ve nadiren yazya dklm ve 111 ya retilmi bir dil konuan, geri kalm kaba kyl ler olarak kenar mahallelerine tandklar ehirlerde olduka zor gnler geirdiler. Ayn zamanda, kiliseye intisab etmek isteyen ve hem saray hem de dini ayin dilinde eitim gren baz Kyistan delikanllar lise eitimi srasnda yeni liberal fikirlerden etkilenerek niversitede laik bir eitime yneldiler ve sonunda ra hip deil de gazeteci, retmen ve profesr oldular. K- yistan aratrmaya gelen ve Kyistanl olmayan bir ka yabanc etnograf, mzikolog ve tarihiden tevik grdler. Devam eden ig, giderek yaygnlaan ilk retim ve askere yazlma bu Kyistanl nclere oa lan bir dinleyici kitlesi hazrlam oldu. Aslnda, eer arzu ederlerse, ki ou arzu etmitir, Kyistanllarn hakim Megalomanya dilini benimse meleri tamamen mmknd. Eitimli bir Kyistanly eitimli bir Megalomanyaldan ayran hibir genetik zellik ve kkl bir dini adet yokt. Gerekten de bir ok Kyistanl, ou kez de adn deitirmek zahmeti ne katlanmadan, Megalomanya kltrne asimile oldu ve Megalomanyann (yeni adyla Megalomanya Fede ral Cumhuriyeti) eski bakentinin telefon rehberi, Me galomanya imlasyla olduka gln bir tarzda yazla rak bu dilin fonetik kurallarna uyarlanm, bir sr Kyistanl ismiyle doludur. Mesele udur ki, ilk nesil de gzlenen olduka hain ve strapl balangtan sonra, Kyistanl gmen iilerin ocuklarnn yaam koullan ar derecede kt deildi ve muhtemelen (sk almay arzu ettiklerine gre) en azndan , K- yistanl olmayan, Megalomanyal yurtta iilerinki kadar iyi saylrd. Bylelikle sonraki nesiller giderek artan refahtan ve yrenin genelde burjuvalamasm- dan pay aldlar. Yani, bireysel yaam koullan asn 112 dan bakldnda belki de iddetle dmanlk besleyen bir Kyistan ulusuluuna gerek yoktu. Btn bunlara ramen yine de buna benzer birey gerekleti. Bu tr an bir ulusuluk hareketine kat- lanlarn bilinli bir hesap peinde olduklann dn mek kanmca yanl olur. Sbjektif olarak bu insanla- nn ulusal uyan edebiyatnda kuvvetle ifade edilen saik ve duygulara sahip olduu sylenebilir. Memle ketlerinin hlen sahip olduu kyl faziletlerinin far knda olsalar da kylerinin sefalet ve ihmal edilmilii onlar iin bir keder kayna idi; kendi hemehrilerine uygulanan ayrmclk ve sanayi kentlerinin ii varo- lannda kendi yerel kltrlerine yabanclamaya mah kum olmalan da onlar kederlendiriyordu. Bu ktlk lere kar vaazda bulundular ve birok hemehrileri de onlara kulak verdi. Uluslararas siyasal durum elver diinde Kyistann sonunda bamszlna nasl ka vutuu artk tarihin bir paras olmutur ve burada tekrarlanmas gereksizdir. Tekrar tekrar belirtelim ki bu durumda kimsenin uzun vadeli bir kar hesabnda olduunu varsayma mza hi gerek yok. Ulusu aydnlar kendi ulusal halk namna ateli ve cmert bir gayret iindeydiler. stle rine yerel folk giysilerini geirip ormanlk alanlarda i irler yazarak dalara trmandklarnda gnn birinde gl bir brokrat, bykeli ve bakan olma hayali iinde deillerdi. Saflanna ekmeyi baardklar kyl ve iiler durumlarndan honut deildi, ama ayn e kilde onlar da gnn birinde Kyistan vadilerinin tam gbeine (sonralan pek ie yaramad anlalacak) bir elik fabrikas dikecek ve bylelikle civardaki ekilebilir arazi ve otlan byk bir ksmn tamamen yokedecek sanayi kalknma planlan ryalarna dalmamlard. 113 Bu duygulan maddi yarar veya toplumsal hareketlilik hesaplanna indirgemeye almak gerekten yanl olur. Ulusal duygunun gerisinde yatan "toplumsal terfi hesaplandr" iddiasyla mevcut teori bazen alaya al nr. Ancak bu meselenin yanl bir takdimidir. Gemi te kyllerin kendi kltrn sevip sevmediini sor mak anlamsz olurdu, nk onlar iin bu soluduklar hava gibi her zaman varolan bireydi ve bilincinde de ildiler. Fakat i g ve brokraside i bulma kendi toplumsal ufuklarnn nekan bir zellii olmaya balaynca kltrlerine anlay ve sempatiyle bakan bir hemehriyle, bu kltre dman biriyle i yapma nn farkn ok abuk rendiler. Bu ok somut tecrbe onlara herhangi bir bilinli kar ve toplumda yksel me hesab yapmadan kendi kltrlerinin bilincine var may ve onu sevmeyi (veya gerekten ondan kurtul mak istemeyi) retti. stikrarl, kendi kendine yeterli toplumlarda kltr ou kez neredeyse gze grnmez; ancak hareketlilik ve her tr iletiim salama olana toplumsal hayatn z olunca insann iletiim kurmay rendii kltr kendi kimliinin z haline gelir. Aslnda byle bir hesap yaplm olsayd (ki yapl mamtr) birok durumda (ama kesinlikle herzaman deil) ok salam bir hesap saylacakt. Gerekten de, Kyistanl aydnlarn en azndan nisbeten az sayda ol malar nedeniyle, daha yksek vasflara sahip olan K- yistanllar, byk Megalomanya mparatorluunda skolastik adan daha gelimi etnik gruplarla rekabet etmek zorunda kalacaklanndan burada elde etmeyi umabilecekleri mevkilerden ok daha iyilerini bam sz Kyistan topraklannda salam oldular. Kyller ve iilere gelince onlar hemen bu durumdan yarar salayamadlar; ancak yeni tanmlanm etnik Kyis- 114 tann siyasal snrlannn izilmesi, blgedeki sanayile rin giderek gelimesi ve korunmas anlamna geldi ve sonunda danya i g ihtiyacn kesinlikle azaltt. Btn bunlardan kan anlam udur: Sanayileme nin ilk dneminde yeni dzene daha ileri dzeydeki merkeze yabanc olan kltrel ve linguistik topluluk lardan cezbedilerek dahil olmu insanlar, siyasi ve ik tisadi yneticilerle ayn kltr paylama avantajna sahip dier iktisaden zayf durumdaki yeni isilerin ektiklerinden daha da fazlasna maruz kalrlar. An cak kltrel/linguistik mesafe ve kendilerini dierle rinden ayrma yetenei bireyler iin ok byk bir en gel olmakla birlikte, yeni oluan dnyann kurbanlar nn meydana getirdii topluluklarn tamam iin veya potansiyel topluluklar iin bir avantaj olabilir ve ou kez olmaktadr da. Bu onlarn kzgnlk ve honutsuz luklarn anlamalarn ve kolaylkla kavranabilir bir biimde ifade etmelerini salar. Kyistanllar kendile rini daha nceleri bir aile birimi ve ky, ounlukla da bir vadi yresi, belki bazen de bir dine ait olarak algl yor ve hissediyorlard. Ama artk, ilk sanayi kalknma dneminin herkesin ayn ekilde eridii potasna girin ce ne ky ne vadi kalr, bazen aile bile kalmaz. Fakat baka yoksul ve smrlm insanlar da vard ve bunlarn birou birbirlerine benzeyen leheler konu urken iktisaden daha iyi durumda olanlarn ounlu u da olduka yabanc bir lehe konuuyordu. Bylelik le yeni Kyistan ulusu kavram sz edilen gazeteci ve retmenlerin de tevikiyle bu ztlktan domu oldu. Ve bu bir aldanma deildi: Kyistan ulusal hareketi nin geliirken ortaya koyduu hedeflerden bazlarnn gereklemi olmas, bu hareketin domasna neden olan baz ktlkleri de ksmen ortadan kaldrd. By 115 le bir ferahlama belki zaten gene gerekleecekti an cak bu ulusal biimiyle yeni bir st kltr ve onun ko ruyucu devleti de meydana gelmi bulundu. Sanayi dnyas; yaltlm, kendi kendine soluk alan kltrel depolarla varolduunda yeni birimlerin douunu belirleyen iki nemli paralanma ilkesinden biri de budur. Yani, bunu iletiim engelleri ilkesi ola rak da adlandrabiliriz; engeller evvelki sanayi ncesi kltrlerden kaynaklanmakta ve sanayilemenin ilk dneminde zel bir gle devreye girmektedir. Bunun kadar nemli olan dier ilkeye toplumsal ataletin en gelleri diyebiliriz ki bu da balbama ayr bir blmde ele alnmay gerektirmektedir. 116 SANAY TOPLUMUNDA n TOPLUMSAL ATALET VE E TL K u Tanm toplumundan sanayi toplumuna geite bir atalet (entropi) durumu, belirli bir dzenden sistemli bir geliigzellie kay vardr. Tanm toplumu, nisbe- ten yerine oturmu uzmanlklarla, blge, akrabalk, meslek ve rtbelendirme asndan sreklilik kazan m olduka belirgin bir toplumsal yapya sahiptir. Bu yapnn elemanlan dzenlidir, geliigzel dalmam tr. Alt-kltrleri bu yapsal farkllamalan vurgular, salamlatrr ve bu yap iinde kltrel farklar yarat mak ya da vurgulamak toplumun btnnn ileyiini herhangi bir ekilde bozmaz. Tam tersine, bu kltrel farkllamalar zararl bulmak yle dursun toplum onlann varln ve tanmmalann son derece uygun ve yerinde grr. Bu kltrel farkllamalara sayg tarm toplumunun adab muaeret kurallarnn zdr. Sanayi toplumu deiiktir. Toprak ve alma bi rimleri kendine mahsustur: yelik akkandr, mthi bir dolam vardr, ve genellikle yelerin sadakati ya da kimlii balayc deildir. Ksaca, eski yaplar atl m ve byk lde yerine nceki tarm toplumuyla karlatnldnda gerek alt-kltrlerden pek birey bulunmayan geliigzel ve akkan bir btnsellik gel- 117 initir. Toplumun btn ile kii arasnda herhangi bir dzeyde etkili ve balayc bir rgtlenme yok gibi dir. Bu btn ve nihai siyasal topluluk, eskiden pek az grlen bir biimde hem devlete hem de kltrel snra bal tamamen yeni ve kayda deer bir nem kazanr. Alt-gruplamalann erozyona uramas, paylalan ve okuryazarlkla baml bir kltrn neminin geni bir biimde artmas sonucu ulus artk son derece nemlidir. Devlet, kanlmaz olarak genellikle toplu mun tm gelirinin yarma yaklaan bir maliyeti bulu nan muazzam bir toplumsal altyapnn korunmas ve denetlenmesi ile ykmldr. Eitim sistemi devletin vazgeilmez bir paras haline gelir, kltrel/linguistik ortak zeminin korunmas eitimin esas rol olmutur. Vatandalar, devletin tm topraklarnda, eitim ve kltr aygtlaryla varln srdren ve korunmas, yaatlmas ve sevgi beslenmesi gereken bu ortak ze min iinde kavramsal olarak nefes alabilir ve i grebi lirler. Kltrn rol, artk toplum iindeki yapsal farkl lamalar (ki bunlarn bazlar varlklarn srdrebil mi ve hatta baz durumlarda yenileri ortaya kabil mi olsa bile) vurgulamak ya da gzle grnr ve sz sahibi hale getirmek deildir. Tam tersine kltrel farkllklarn stat farklarndan tr kenetlendii ve stat farklarn glendirdii baz durumlar, szkonu- su toplum iin neredeyse utanlacak bir durum ya da eitim sisteminde ksmi bir baarszlk gstergesidir. Bu sistemin yklendii grev, tm topluluk iindeki alt gruplarn hizipi balar nedeniyle sahip olduklar ilerin baltalanamayaca deerli, sadk ve uzman yeler retmektir; eer eitim sisteminin bir ksm ih mal ya da batl inana dayanan bir tertip sonucu i 118 kltrel farkllklar yaratr ve bylelikle ayrmcla izin verir ya da tevik ederse, bu durum bir skandal olarak deerlendirilir. ATALET ENGELLEY C UNSURLAR Btn bunlar, hareketli, eitilmi ve anonim top- lumlarda ulusuluun temelleri ve kltrn yeni rol konusundaki genel teorimizin sadece yeniden formle edilmi bir eklidir. Fakat bu tr bir toplumda gelii gzel grnen durumun, kiilerin atl hareketlilii ve dalmnn gerekliliini vurgulayarak nemli bir nok ta ortaya atlm oldu. Alt topluluklarn ksmen yokol- duu, ahlki otoritenin byk lde zayflad bu tr toplumda insanlar gene de her ekilde farkl olmaya devam etmektedirler. nsanlar, uzun ksa, iman ss ka, esmer sarn ve birok baka ekilde snflandr labilirler. Akas, insanlarn snflandrlma biimleri neredeyse snrsz gibidir. Ancak bu snflandrmalarn ou ilgi alanmzn dndadr. Fakat bazlar toplum sal ve siyasal adan ok nemli oluyor. Bu tr snf landrmalara atalete-dayankl demek geliyor iimden. Bjr snflandrma, ilk sanayi toplumunun kuruluun dan bu yana zaman gemi olmasna ramen tm top lum apnda eit olarak dalmama yolunda belirgin eilimi olan bir zellie dayanyorsa o snflandrma atalete-dayankl demektir. Bylesi atalete- dayankl bir durumda szkonusu zellikleriyle belirginleen ki iler tm toplumun u ya da bu kesiminde younlaa caklardr. Diyelim ki bir toplumda kaltmsal olarak derisi mavi belirli sayda kii var; ve yine farzedelim ki, yeni ekonominin kuruluundan bu yana birok kuak ge mesine ve "yetenee gre meslek" siyasetinin resmen 119 ilan edilip uygulanmasna ramen, mavilerin ou inatla o toplumun ya en st ya da en alt grevlerine ta lip oluyorlar; baka bir deyile maviler, o toplumun sa hip olduu olanaklarn ya ounu ya da azn ele gei riyorlar. te bu durum mavilii, toplumsal atalete-da- yankl bir zellik haline getirmektedir. Ancak una da dikkat etmek gerekir ki, her an ata- lete-dayankl gibi grnecek zellikler yaratmak her zaman mmkndr. Yalnz u ya da bu snfa uyacak bir kavram yaratmak da her zaman mmkndr. Fa kat bu anlamda bir kavramn atalete- dayankl olma s, u anki amacmz iin yaratlm yapay bir kavram deil de, szkonusu toplumda geerli olan doal bir kavram ise ancak o zaman ilgi alanmza girer. te o zaman o zellik, toplumun btnnde eit olmayan bir biimde dalmsa arkasndan dert getirebilir. Bu tartmann gerisi imdi kolaylkla ortaya tah min edilebilir: atalete-dayankl zellikler sanayi top- lumlar iin ok ciddi bir sorun meydana getirirler. Ta rm toplumu iin neredeyse tam tersi geerliydi. Atale- te-dayankl zelliklere zlmek yerine, tarm toplu mu, doann bu malzemeyi yeterince temin etmedii durumlarda bu zellikleri alkanlkla kendisi yarat yordu. Tarm toplumu, baz insan kategorilerinin doal yneticiler, dierlerinin de doal kleler olduunu ka bullenmeyi tercih etmiti ve cezalandrc ve ideolojik yaptrmlar yoluyla insanlar bu beklentilere uygun dmeleri iin ikna ediyordu. Toplum, esas amac ata- lete-dayankllk olan birtakm pheli insan zellikle ri ya da kkenleri yaratyordu. Mslman kabilelerde dinsel sekinler peygamber slalesinden gelen insan lar olarak tanmlanr ve meruiyet kazanrlar; Orta 120 Asya kabilelerinde stat Cengiz Han klannn devam olarak grlr; Avrupa aristokrasileri ounlukla ken dilerini ei olmayan istilac bir etnik grubun devam olarak grrler. Atalete-dayankllk, meydana geldii sanayi top- lumlannda atlaklar, bazen de gerek uurumlar yara tr. Bu atlamaya msait durum, erken sanayi toplu- munda varolan ve bir nceki blmde tartlan klt rel farkllklar ve iletiim sorunlarna yol aan durum dan nasl farkldr? Her iki olgu arasnda belirli bir benzerlik ve rt- en noktalar vardr. Ancak farkl noktalar da nemli dir. evrenin de kenarndaki kltrlerin yerlilerini huzursuz eden, onlar ve nderlerini kltrel ve nihai olarak da bir siyasi ulusulua zorlayan daha gelimi siyasal ve ekonomik merkezin dil/kltrne sahib ola bilmedeki farkllk tabii ki bir eit atalete- dayankl lktr. Brokratlarn ve iadamlarnn kulland esas devlet dilinin deiik bir ivesini dahi konuamayan gmen emekiler, balangta toplumsal hiyerarinin altlarnda kalacaklar ve bylelikle kendilerini ya da ocuklarn bekleyen talihsizlikleri dzeltme ya da te lafi etme olanaklarna daha az sahip olabileceklerdir. Dier yandan, kendi dilleri (baka bir deyile, leheler den birinin standartlam ve belirginlemi hali) yeni bamsz ulusu devletin eitiminin, brokrasisinin ve ticaretinin dili haline gelince, bu belirli talihsizlikler ortadan kalkacak ve onlarn kltrel zellikleri atale- te-dayamkl olmaktan kacaktr. Fakat bizim nermemize gre bu engelden kurtul mann bir yolunun da eski hakim dil ve kltr iinde erimek olduunu nemle belirtmeliyiz; zaten birok ki 121 i de bu yolu semitir. Bu yoldan geenlerin sayca ulusu seenee katlanlardan daha az olduunu d nmek iin bir sebep yoktur. Aslnda birou her iki yolu da -ya pepee ya da birlikte- izlemilerdir1. r nein biroklan kendi gerek kkenlerini temsil etme yen bir kltr adna ilk nce asimile olarak sonra da tam bir st-kltr statsn, ve bu yeni kltr adna siyasal devlet atsn salama almak iin siyasetin so palarn da kaparak irredantist ulusular haline gel milerdir. ok nemli olmasna ramen bu durumu dier ata lete* dayankllk durumlarndan ayrdeden ey udur. Eer btn mesele genel statye ve ekonomik olanak szla bal bulunan iletiim kopukluu ise, o zaman bu durum tartlan iki yntemden biriyle dzeltilebi lir: baanl bir ulusuluk ya da asimilasyon; veya her ikisinin rtt bir durum. Ancak paralanma yo luyla oalan toplumsal sonulan olan baz atalete-da- yankllk durumlan var ki, bunlar iletiim bozukluk lar dzeltilerek iyiletirilemez, ikinci seenek yani eitim yoluyla asimilasyon yolu kapaldr, iletiim en gelinin tesinde de engeller vardr. Birinci seenek de (baarl bir ekilde uygulanan irredantizm) siyasal ik tidar dengesi tarafndan kapal tutuluyorsa, durum vahim demektir ve yara cerahatlenmeye devam ede cektir. Sanayileen blgede yabanc kltrden gelen kiiler arasndaki iletiimsizlik bir eit atalet-engelidir (ki bu durum genellikle bir kuak sonra zmlenebilir); fakat tersi geerli deildir ve her atalet-engeli iletiim 1 F. Colonna, I nstituteurs Algeriens, 1883-1939, Paris, 1975. 122 baarszlna balanamaz. Sadece iletiimsizlie ba l olmayan ve hakim havuzda ya da yeni oluturulan yabanc kltrden gelenlerin kendi yerli ortamnn meydana getirdii bir havuzda eritilebilen atalet-en- gelleri bu durumda daha da trajiktir. Bu tr iletiim sizlik, zm henz grnrde olmayan ve sanayi toplumunun karlaabilecei en vahim sorunlardan birini yaratr. imdi, daha geni toplumda mavi derili alt-nfusla ilgili nermemize dnelim ve diyelim ki bu nfus u ya da bu sebepten toplumsal skalann en altnda younla yor. Sanayi toplumlan vatandalarna ok eitli top lumsal mevkiler sunmada olduka eitsiz davranr, ba z vatandalar dierlerinden ok daha fazla avantajl olur; ancak bu grevler sisteminin bir eit sreklilii (bu sistemde radikal kesintiler olmaz) konusunda eit likidirler ve belki biraz abartl ancak gereklerden tamamen uzak olmayan bir de inanlar vardr ki, o da bu grevler sisteminde aa yukar bir hareketlilik olanann bulunduu ve sistem iinde gayrimeru ka t engellerin yasak olduudur. Ne durumda olursa ol sun tarm toplumlanyla karlatrldnda sanayi toplumlan artc derecede eitlikidir ve gelimi sa nayi toplumunda hatm saylr bir younlukta yaama biimleri birbirine benzer ve toplumsal mesafede de nemli bir azalma vardr. Fakat bizim en alt kademede younlaan mavi renkli nfusla ilgili nermemizde, mavi gze arpan bir renk olduundan kolay tanmla- nabilirlikle bu mavi halk kategorisinin geliigzel ol mayan, atalet-kart dalm biraraya geldiinde or taya ok talihsiz sonular kacaktr. Halklarn doal yeteneklerinin ounlukla pek de 123 eit dalmadn gvenle varsayabiliriz. Her yetene in mutlak bir eitlik iinde daldn dnmek an cak bir topran tamamen dz olmas kadar mmkn dr. Yetenekler dalmnda toplumsal etkenlerin bah edilmi kaltmsal zelliklerden ok daha nemli oldu u da ayn lde aikardr. Barbarlk dnemleriyle dnya tarihinde isim yaptklar dnem arasnda geen ksa snede genetik zelliklerinin deime ihtimali ok az olmasna ramen son yzyllarda insanln baar laryla yakndan ilgili olan insan topluluklarnn baz larnn bir ka kuak nce geri ve vahi olmalan da bu noktay dorular. Belirli "etnik" ya da "rk gruplarnn yetenek dalmnlarndaki farklln bylesi deiik gruplardaki ortalamalar arasndaki farklardan ok da ha byk olduu aka bilindii srece sorun o kadar nemli olmamaktadr. Tm bunlarn arkasndan ok nemli birey gel mektedir. Maviler alt kademede younlamtr, hatta baar oranlan, ortalama olarak geliigzel dalm gruplara oranla daha dk de olabilir. Bunun genetik farklardan m yoksa sosyal faktrlerden mi olduunu kimse bilmemektedir. Ancak kesin olan udur: geerli baan kstaslan ne olursa olsun maviler arasnda, tm nfusun mavi olmayan kesimlerindeki birok kiiden ok daha fazla yetenekli, ve bu kstaslara uygun daha ok kii olacaktr. Tarif edip tanmladmz bu durumda imdi ne ola cak? Maviliin alt kademede birlemesi mavilere kar bir nyarg yaratmtr. Alt kademede bulunanlar, renkleri ya da herhangi baka bir adan nfusun ras- lantsal bir kesimi gibi grndklerinde, onlara kar nyarg baka bir zellie srayamaz, nk en alt ka- 124 demede grevli olmak nermemiz asndan baka bir zellikle balantl deildir. Ama aa kademede bu denli ok mavi bulunuyorsa biraz daha yksek tabaka da olanlar arasnda daha aaya ekilme endiesiyle kendilerinden aada olanlara besledikleri nyarg kanlmaz olarak mavilie kardr. Aslnda, alt kade melerde mavi olmayan gruplar zellikle mavi-kart duygulara yatkn olacaklardr nk bundan baka vnecek deerli bireyleri yoktur ve zel bir kinle ma vi olmamann yaratt hazin farklla drt elle sarla caklardr. Bununla birlikte kendilerine kar beslenen nyar gya ramen mavilerin birou da st kademelere do ru yol alacaklardr. Mavilerin aada younlamas sadece statistik bir olgudur, ve kendi mavi alt nfusu iinde aznlk durumunda olmalarna ramen birou ok alma, yetenek ya da ans yoluyla ykselecek ve yksek bir konuma eriecektir. Bunlara ne olacak? Maviliin u ya da bu nedenle sklp atlamaya cak bir zellik olduunu varsaym bulunuyoruz. Bu nedenle ykselen mavilerin durumu meakkatli ve ge rilimli olacaktr. Kiisel yetenekleri ne olursa olsun, raslantsal olarak tandklar ve karlatklar (birok insanlar arasnda geliigzel, yzeysel ancak yine de dikkate deer karlamalar ve tanmalar olmas ha reketli, karmak sanayi toplumunun zndendir) ma- vi-olmayanlar gznde pis, miskin, yoksul, cahil mavi ler olarak kalacaklardr nk bu ve benzeri zellikler toplumsal skalann en altndaki kademeleri tutan kii lere yaktrlm zelliklerdir. Belki de ykselen mavi bir nceki rneimizdeki Kyistan'n ykselen gmen iisinden ok daha kt 125 bir durumda deildir; fakat son derece nemli bir fark llk var. Kyistan kltr baka kltrlerle kaynat- rlabilir, mavilik ise kaynatnlamaz. Kyistanllann bir topra, bir eit Kyistanca konuan kyllerin o unlukta olduu bir blgeleri, bir Kyistan anavatan olduunu varsaymtk. Demek ki Kyistanllann iki k yolu vardr: Megalomanya dili ya da kltr iin de erime veya yerli lehelerinin resmi ve edebi dil hali ne geldii anl bamsz Kyistan'n kurulmas. Her iki seenek de deiik yerlerde deiik halklar tarafn dan baaryla denenmitir. Varsaymmz asndan maviler bu iki seenein birinden yoksundurlar. Ne yaparlarsa yapsnlar kendilerini ele veren mavilikleri zerlerinde kalacaktr. Dahas, Megalomanya kltr eskidir, yerlemi bir grnts vardr ve mavilik bu nun dnda tutulacaktr. Peki ikinci seenein gereklemesi yani ulusal ba mszln kurulmasyla ne olacak? Tarihsel ve ada koullar gerei, kendilerini bizim mavilerin durumuna benzer bir durumda bulan halklar bazen kendilerine ait bir topraa sahip oluyorlar bazen de olmuyorlar. Birinci durumda Kyistanllar iin geerli olan iki se enein en azndan birine sahiptirler ve eer siyasi ve askeri adan mmknse bunu elde edebilirler. Ama eer nermedeki mavilerin zerinde bamsz bir mavi vatan kurmay umduklar kendilerine ait bir toprakla r yoksa, ya da byle bir topraklar olup da bu toprak lar u ya da bu nedenle baka blgelere dalm bulu nan mavilerin dnmesini salayamayacak kadar k k ve itici ise, mavilerin durumu gerekten ciddi de mektir. Yalnzca iyi niyet, yasal ya da siyasal irredantizm ve aktivizm yoluyla kolayca ortadan kaldnlamayacak 126 olan bu denli vahim sosyolojik engeller, sadece ileri sa nayi toplumunun bir normu deil ayn zamanda p rzsz ilemesinin koulu da olan kltrel homojenlik ya da toplumsal ataletin nn tkar. Byle sistemli bir atalet-engelinin meydana geldii yerlerde sanayi toplumunun karlaaca belki de en vahim tehlike lerden birini bu oluturur. Tersine mavilerin her iki ynden de yollan tkanmsa, ne dzenli bir asimilas yonu ne de bamszl gerekletiremiyorlarsa, dier insanlar iki kat ansl olacaktr. Federal bir devlette, nermemizdeki Kyistanllarmz gibi halklar, Kyis- tancann resmi dil olduu ve ayn zamanda da federal devletteki dier kltrlerle kendi aralarnda az bir kltrel mesafe bulunmas ve asimile edilmi bulunan bu Kyistanllarn tanmlanamaz durumda olmalar sayesinde przsz, srtmesiz ve atalet iinde iler leyebileceklerdir. Sanrm bu ifte avantajn karln da dedikleri Kyistan kantonu ya da federal zerk cumhuriyetinin tamamen bamsz olmamas gereini kabullenmek gibi bir bedele deip demeyeceine K- yistanllar karar vermelidir. Bu genel tarife uyan baz halklar kendi iradeleriyle daha geni federal devlet iinde kalrlar, bazlan ise zor yoluyla bu seenekten yoksun braklmlardr. Quebecliler birinci duruma, Nijerya'daki I bolar ise ikinci duruma rnek gsterilebi lir. Bundan sonra karmza kan soru udur: gerek hayatta, bizim rnek olarak nerdiimiz "mavilie" benzer ne tr zellikler olabilir? Genetik olarak geen zellikler bu tr maviliin sadece bir rneidir, genetik olmayan zellikleri ise en azndan bu kadar nemlidir. Genetik olarak geen herhangi bir zelliin toplumda atlak yaratacak bir etkisi olmayacan da eklemeli 127 yiz. rnein, krmz-kafallk ocukluk andaki baz insanlarla alay edilmesine neden olur; dier yandan kadnlar arasnda kzl sal olanlar bazen ok ekici bulunur. Dahas, baz etnik gruplarn orantsz bir miktarda krmz kafal yeleri olduu sylenir; fakat bu olgulara ya da halk arasndaki inanlara ramen krmz sa elikiler ya da toplumsal sorunlar yarat maz. Bu durumu aklarken bir lde, daha nce ileri srm olduumuz terimi bu amala kullanarak, her hangi bir etnik balants olmayan kzl salln ol duka atl (entropik) bir zellik olduunu kabul etmek zorundayz. Genetik olmalarna ramen kuvvetli bir tarihi ya da coraf balants olmayan fiziksel zellik ler atl olma eilimi gsterirler; toplumsal olanaklar ve olanakszlklarla hafif bir ilintisi olmakla birlikte bun lar toplumsal bir zellik olarak alglanmadan varolma ya devam ederler. Tersi bir durum hem gerekler hem de ideoloji asndan Ruanda'da ve Urundi'de mevcut tur; insann boyu etnik balant ve siyasal stat a sndan belirgin bir neme sahiptir, istilac obanlar (pastoralistler) yerli tarm erbabndan, her iki kesim de pigmelerden daha uzun boyludurlar. Fakat birok baka toplumda bu iliki toplumsal bir nem kazana mayacak kadar gevektir. Etonyallar, grld ka daryla dierlerinden genel olarak daha uzundurlar fa kat alt kademedeki uzun boylu muhafzlar st snftan saylmazlar. Fiziksel ya da genetik olarak geen zellikler "mavi- lik"in sadece bir biimidir. Dierleri nelerdir? Baz de rin dinsel-kltrel alkanlklarn genetik yapmzdaki kklemi olan baz alkanlklara eit dzeyde bir canlla ve deimezlie sahip olmalar son derece 128 nemli ve ilgin bir olgudur. Dil ve yerleik doktrinler daha az derin kklere sahiptir ve onlan glgelemek ya da bulandrmak daha kolaydr; fakat tarm anda ge nellikle dine bal olan o ok zel ve yaygn deerler kmesi (sz konusu inancn resmi, yce ilahiyatnn bir paras haline gelsin veya gelmesin) gbekten ayakl deniz bceklerininkine benzer bir direnme gc ne sahiptir ve onlar yaatan halklara silinmez bir damga vururlar. Mesela Cezayir yasal olarak Fran sann bir blm sayld srada Fransa'daki gmen Cezayirli iilerin asimilasyonu, diyelim ki bir Berberi ya da Gney Fransal kyl arasndaki fiziksel ve ge netik farkllklar tarafndan engellenmiyordu. Asimi lasyon zmn benimsemi bulunan her iki halk arasnda bu geit vermeyen atlak fiziksel deil klt reldi. Ulster'da derin kkleri olan ve halka malolmu eliki, tabii ki iki topluluk arasndaki iletiim kopuk luuna deil, gerekte toplumsal olarak beslenen an cak baz fiziksel zelliklerle karlatrlabilecek d zeyde sabit olan iki rakip yerel kltrden biri ile z delemeye dayanmaktadr, tsmen doktrinleri ya da gstermelik dilleri bir eit gevek ada devrimci Marksizm olan terrist rgtler, aslnda tamamen bir zamanlar dini inanlaryla ve hl bu inanlarna bal bir kltrle tanmlanan bir topluluk iinden se ilmilerdir. artc ve tm plaklyla arpc bir olay Yugos lavya'da yer ald: Bosna'da yaayan ve byk abalarla uzun srede asimile edilmi eski-Mslman halk, n fus saymnda "milliyet" boluunu doldururken kendi lerini Mslman olarak adlandrma hakkn elde etti ler. Bu olay onlarn hl Mslmanla inandklar ve 129 bu dinin artlarn yerine getirdikleri anlamna gelmi yordu, hele dier Mslmanlarla ya da Kosova'daki Arnavutlar gibi Yugoslavya'daki eski-mslmanlarla kendilerini ayn "milliyet"ten insanlar olarak hi ta nmlamyorlard. Bunlar Slav kkenli ve Mslman bir kltrel gemie sahip bulunan Srpa-Hrvata konuan kiilerdi. Bu davranlaryla aklamak iste dikleri ayn dili konumalarna ramen kendilerini Hrvat ya da Srp olarak adlandramayacaklaryd nk bu tanmlamalar onlarn daha nce Ortodoks ya da Katolik olduklar anlamn artryordu; kendile rine Yugoslav demeleri ise ok soyut, anlamsz ve soyu belirsiz kalyordu. Bu insanlar, linguistik adan Srplardan ve Hrvat- lardan ayrdedilememelerine ve onlar farkl klan inancn artk etkisini kaybetmi bulunmasna ramen kendilerini bir etnik grup olarak gren Bosnal, Slav eski-Mslmanlard; kendilerini'mslman" diye tarif etmeyi setiler -en azndan sonunda resmen buna izin verildi-, J ustice Oliver Werdell Holmes bir centilmenin aslnda Latince ya da Yunanca bilmesi deil mutlaka unutmu olmas gerektiini tespit etmiti. Bugnlerde de Bosnal bir Mslman olabilmek iin Allah'tan ba ka allah olmadna ve Muhammed'in onun peygambe ri olduuna inanmak deil, bu inanc bugn artk kay betmi olmak gerekmektedir. nantan kltre gei noktas, kltrn etnik gereklikle ve nihayet devletle iie getii nokta Anton ehov'un, gelimekte olan bir lkede askerin rolnn klasik bir etd olan Kz- karde adl eserinde ok dzgn bir biimde sergilen mektedir: Tuzenbach: Belki de 'bu Alman fazla heyecan- 130 lanyor' diye dnyorsunuz. Ama erefim zeri ne yemin ederim ki ben bir Rusum. Almancay ko nuamam bile. Babam Ortodoksdu. Baron, Ttonik adna ve muhtemel kkenine ra men Ortodoks dinine atfta bulunarak Slav statsn savunuyor. Bu, btn sanayi ncesi dinlerin bir etnik ballk grnm yaratacan ileri srmek anlamna gelmez. Byle bir gr sama olur. Bir kere, dil ve kltrel farkllklar konusunda olduu gibi, tarm dnyas ok sayda dinle doludur. O zamanlar ok sayda din vard. ada dnyada kendilerine yer bulabilecek etnik grup ve ulus-devlet saysndan ok daha fazla miktar da dinler vard. Birer etnik birim olarak kenetlenmi ve son derece dayankl olsalar bile varlklarn srd remezlerdi. Dahas, diller durumunda olduu gibi ou pek de dayankl deildi. Bir kitapla kuvvetlendirilmi ve zel bir personelle desteklenen byk dinler herza- man olmasa bile bazen, kltr-dininden kltr-devle- tine geite sanayi dnyasnda yeni kollektif kimliin temeli haline gelirler. Bylece, tarm dnyasnda, st- kltr alt-kltrlerle birarada yaar ve kendisini des tekleyecek bir kiliseye ya da dini bir loncaya ihtiya duyar. Sanayi toplumlarnda st-kltrler yaamaya devam ederler ancak kiliseye deil devlete ihtiyalar vardr, ve her birinin ayn bir devlete ihtiyac vardr. Bunu, ulusuluk ann douunu zetlemenin bir bi imi olarak grebiliriz. Ayrcalkl olmayanlarn zellikle dil ya da ortak ta rih gibi paylalan pozitif zelliklere sahip olmadklar durumlarda din, tm ayrcalkl olmayanlarla, ayrca lkl olanlar iki ayr g gibi gsterdii ulusuluk n 131 cesi zamanlarda, st-kltr, rnein Cezayir'deki gibi, yeni ulusal kimliin esasn oluturma eilimindedir. Erken ulusuluk hareketi nderlerinden Ferhat Ab- bas'n gzlemledii gibi ulusu uyantan nce Cezayir ulusu diye bir ey yoktu. Daha geii bir slam toplulu u vard, ve bir sr daha dar topluluklar bulunuyor du fakat imdiki ulusal topraklarda yaayanlara uzak tan yakndan benzer bir durum szkonusu deildi. (Fi listinlilerin durumunda olduu gibi din deil, dil, kl tr ve paylalan bir buhran benzer bir berraklk ya ratmaktadr.) Bir ulusa belirleyici bir kimlik salama roln yerine getirebilmek iin Cezayir'de olduu gibi szkonusu din aslnda kendisini tamamiyle dntr mek zorunda kalabilir: ondokuzuncu yzylda Ceza yir'de kutsal soy balantlarna saygl olan slam, ne reden bakarsanz bakn ky trbeleri ve evliya mez hepleriyle birlikte varln srdryordu. Yirminci yzylda tm bunlar bir kenara brakt ve evliyalann insan ile Allah ilikisine araclk etmesinin meruiyeti ni reddederek, reformcu bir tutumla kendisini mukad des kitapla zdeletirdi. Trbelerin belirli kabileleri ve snrlar vard; sadece kutsal kitaba ballk ise bir ulusu tanmlayabilirdi. ATLAKLAR VE ENGELLER Tartmamz yeniden u szlerle aklayabiliriz. Sanayileme, genellikle daha nceki sarslmaz, taba- kalam, dogmatik ve mutlak tanm toplumlannda va rolmayan, eninde sonunda eitliki amalar ve emelle re sahip bulunan hareketli ve kltrel adan trde bir toplum yaratmtr. lk aamalarnda sanayi top lumu, ayn zamanda ok keskin, zdrapl ve belirgin bir eitsizlik de yaratr; byk bir altst olula birlikte ve o dnemde daha az avantajl durumda olanlar sade 132 ce grece deil mutlak bir sefalet yaadklarndan ok daha hazin bir eitsizlik szkonusudur. Bu durumda, yani eitliki beklentiler, eitsizliki gereklik, sefalet, ve arzu edilen ancak henz uygulanamam kltrel trdelik olduunda, gizli siyasal gerilim ok iddetli dir ve eer iyi simgeler yakalayabilir, yneteni yneti lenden, ayrcalkly ayrcalkl olmayandan ayrdeden iyi iaretler bulursa bu gizli siyasal gerilim gerek ha line gelir. Tipik bir ekilde, dile, genetik olarak geen "rk" gi bi zelliklere ya da sadece kltre sanlabilir. Bu ynde kuvvetli bir zorlama vardr nk sanayileen toplum- larda iletiim ve dolaysyla kltr yeni ve ei grl memi bir nem kazanr. letiim, karmaklktan, karlkl bamllktan ve daha nce hi olmad ka dar fazla sayda, karmak, kesin ve koulsuz mesajla rn iletilmesini gerekli klan retim hayatnn hareket liliinden dolay nem kazanr. Kltrler arasnda, honutsuzluu ortaya karma roln stlenecek olanlar, byk bir ihtimalle yksek (okur-yazar) din inanca bal olanlardr. Ufak tefek leheler gibi yerel halk inanlarnn ve kltrlerinin de, bu kadar ykseklere erime olasl yoktur. Tabii ki sanayilemenin erken dneminde, avantajl olma yanlar ayrdeden bir iaret olarak alt kltrlere de sa- rlnabilir ve eer siyasal adan istikbal vaadeden ya ni geni ve biraraya toplanm bir nfusa sahip iseler, bu iaret onlar tanmlamak ve birletirmek iin kulla nlabilir. Bu erken dnemde, ayrcalkl olanlar ve ol mayanlar zerinde baz kartlklar zorla kabul ettiril meye allabilir: bu kartlk, yeni yaam biimine ve onun eitim koullarna kolaylkla eriebilmek ile ba sit ya da yasaklanm bir iletiim durumuna eriebil- 133 me kolaylnn ortadan kalkmasdr. Yani st ve alt kltr arasndaki kartlktr. Objektif bir farklla iaret edip onun altn izdii iin zorunlu olan gerek iletiimin olmad durumlar da ite byle bir atlak-yaratma tr grlmektedir. Daha sonralar, genel bir gelimeden tr iletiim en gelinin ve eitsizliklerin artk o denli byk olmad ve hatta farkl diller arasnda bile insanlar aras ileti imi salayan ortak bir sanayi tarz olutuu zaman, ister genetik ister derin kltrel zellikler olsun ger ekten nem kazananlar daha ziyade eit olmayan bir biimde dalm bulunan dayankl ("atalete-kar") zelliklerdir. Bu aamada, daha nce birbirlerini tan ma ve birleme olanaklarndan yoksun kalm ayrca lkl olmayan geni bir kategori iin bir bayrak ama amacyla sabk alt kltrlerin yeni bir st kltre d nmesi artk pek olas deildir; nk ciddi sefalet, rgtszlk, alk durumu, alt tabakalarn tamamen yabanclamas dnemi kapanmtr. Objektif olarak tahamml edilemez baz durumlar daha az ikayete sebep olmaktadr nk yoksulluk artk nisbidir; esas honutsuzluk, grlen ve alkanlk dolaysyla farke- dilen bir zelliin raslantsal olmayan toplumsal da lmndan domaktadr. Erken ve ge aamalar arasndaki farkll yle anlatabiliriz. Erken aamada hali vakti yerinde olanla alk eken yoksul arasnda, yani yeni sanayi havu zunda yzenle yzmeyi zar zor renmeye alan ara sndaki fark mthi bir farktr. O zaman bile Marksist nermenin tersine, ayrcalkllar ve dierleri, hem ken dilerini ve hem de birbirlerini kltrel ve "etnik" a dan tanmlamadklar srece elikinin keskinleerek trmanmas pek ender bir durumdur. Ancak birbirleri- ni ayrdettikleri zaman genel anlamda yeni bir ulus domu demektir; bu ulus kendisini bir st kltr ya da daha nce altta olan bir kltr etrafnda rgtler. Eer st kltr henz duruma hazr deilse, ya da ra kip bir grup tarafndan altedildiyse neden o zaman bir alt kltr, st kltr haline gelsin! Bu uluslarn dou -ya da szmona "yeniden dou"- a, alt kltrlerin yeni okur-yazar st kltrler haline geliinin dnemi dir. Sonraki aama farkldr. Keskin objektif toplumsal honutsuzluun ya da keskin toplumsal farkllama nn eski kltrel bir farkllk peine dt ya da ye ni bir engel ve nihayet bir snr yaratmak iin bunu kullanaca bir durum mevcut deildir. imdi artk bunlar, kolay kimlii engelledii iin yeni bir snr ya ratacak olan hareketlilik ve eitliin nne geen ger ek bir engeldir. Fark, kayda deer bir farktr. E TL ODAK NOKTALARI Baz zel durumlar zgn yorumlar hakeder. Ta rm anda slam uygarl, tarm toplumlannn, siya sal birimleri tanmlamada kltr kullanmaya yatkn olmadklar yolundaki tezimizi aka gstermektedir, yani bu toplumlar ulusulua yatkn deildir. Gelenek sel Mslman dnyasna damgasn vuran ve ahlken bu dnyaya hkim bulunan Ulemann, alim-hukuku- din adamlarnn1gevek loncas siyasal ve etnik snr lar aan bir nitelie sahipti ve herhangi bir devlete (tm toplum iin zgn siyasal aty temin etme yo lunda tekelci iddialar olan Halifelik daldktan son- 1 N. Keddie (der.), Scholars, Saints and Sufis, Berkeley, 1972; E. Gellner, Muslim Society, Cambridge, 1981. 135 ra) ya da "ulus"a bal bulunmuyordu. Canl yerel kendini-savunan ve kendini-yneten bi rimlere (kabilelere) hizmet verip onlar gelitiren tr beler ve kutsal soylara bal folk slam ise etnik ve si yasal snrlar iinde (tarihsel ve ulusal devletleri and ran belli bal birimler szkonusu olduu mddete) hapsolmu bir durumdayd. Demek ki, slam isel ola rak birbirlerine geen, iie yaayan alt ve st kltr lere blnmt. Fakat, "hatra merakllarnn" st kltrn szde temiz arzularn yeniden canlandrd ve annma, zenginleme ve siyasi ilerleme gibi karlar la kabile insanlarn birletirdii durumlarda zaman zaman elikiler de patlak vermekteydi. Fakat bu e kilde meydana gelen farkllklar geleneksel dzende derin, temel yapsal deiikliklere yol amadlar. Sade ce personeli deitirdiler fakat toplumu temelden deitirmediler1. Modernlemenin zorluklaryla birlikte iler ok de iti. Genel olarak bunun, mahalli nitelie baml alt kltrlerin, yerini standartlam, resmilemi, yasal lam, ve okur-yazar nitelik kazanm st kltrlere brakt anlamna geldiini ileri srdk. Fakat tari hin tesadfi bir neticesi sonucu slam toplumu taa ba ndan ideal bir biimde hazrlklyd. inde hem bir st hem de bir alt kltr barndryordu. Bu kltrle rin her ikisi de ayn ada sahiptiler ve her zaman zen le ayrlm ve bilinli olarak birbirlerine kaynam ve birbirleri iinde erimi deillerdi; birbirlerine balyd lar o kadar. Her ikisi de gemite, can gnlden ve evkle mutlak, dnsz ve nihai vahiy olan (szde z 1 I bn Khaldun, The Muqa.dd.imah, ngilizceye evirisi F. Ro senthal, London, 1958. 136 gn) slam kimliinin aralar haline gelmilerdi. sla- mn belki bir kilisesi yoktu ama sahip olmad bu kili se ok geni bir kiliseydi. Modern dnyada bunun alt ya da folk biimi, yabanc smrgeci dman tarafn dan gerekten yaratlmam ya da krklenmemi ol sa bile smrlm bir yozlama olarak reddedilebilir ve reddedilmitir; st biimi ise yeni ulusuluun net letii bir kltr haline gelir. Dili bu zgn vahiye bal bulunan bir linguistik grubun varolduu durum da bu i kolay olur; tm ulusun I slamla zdeletii ve Somali ve Malezya'da olduu gibi mslman olmayan komularla evrili bulunduu durumlarda da kolay olur; dil bakmndan trde olmayan, fakat kendisine kar ayrmclk yaratlm Cezayir'deki gibi tm nfu sun mslman olduu ve mslman olmayan ayrca lkl iktidar sahiplerine kar bulunduu ya da ran'da olduu gibi ulus alkanlk sonucu bir mslman sekt olarak tanmland ve honutsuzluun tahrik edici bir biimde laiklemi ve batllam hakim snfa ve mslman olmayan yabanclara yneldii durumlarda da kolay olur. Genel temamz yeniden gzden geirirsek belki s- lamn zgn yan ortaya kabilir. nsanolunun tarm a, bazlarnn okuyabildii bazlarnn okuyamad bir dnemdir. Tanm anda okumu st kltrler okumam alt ya da folk kltrlerle birarada yaar. ki a arasnda gei dneminde baz eski alt kltrler yeni st kltrler haline gelir; ve baz durumlarda me sela srail'de olduu gibi ok uzak bir gemiten getiri len ve tamamiyle ok yeni birey yaratmak iin birle tirilen unsurlara dayanan siyasal irade ve kltrel ynlendirme ile yeni bir st kltr ortaya karlr. Ancak gei dnemini sa salim atlayan st kl 137 trler ulemann ya da sarayn ortak bir zemini ya da damgas olmaktan kp bir "ulus"un ortak zemini ve iareti olmaya balar ve ayn zamanda ilgin bir dn me urarlar. Bu st kltrler bir saray ya da sarayl bir tabaka tarafndan ynlendirildiinde etnik tesi hatta siyaset tesi olma eilimi tarlar ve bu sarayn taklit edilebilecei ya da din alimlerinin sayg grp grevlendirilecei her yere kolayca ihra edilebilirler; dier yandan da yine bu kltrler, genellikle kat, dogmatik ilahiyata ve szkonusu ulemay tanmlayan, saray da meru klan din akidelere yakndan bal ol ma eilimindedir. Tarm ann okur-yazar ideolojile rinde grld gibi din akidelerin btnnn mutla- kiyeti zentileri vardr ve sadece dorunun (ne deme li?) yannda olma iddiasyla glendirilmekle kalmayp gerein ta kendisi olma iddiasn tarlar. Bu akideler ayn zamanda, tek ve grnen doruya kar besledik leri phe dolaysyla ahlki ktlklerin, "dnya ze rindeki yozluun" kant olan mnkirlere ve kfirlere, imdiki ran'da varolan tarmsal-inan-yaratan reji min lm fermanlarnda canl bir biimde kullanlan trden ldrc lnetler yadrrlard. Bu ideolojiler tm su kaynaklarn kendi blgesinde tutan ve bylece dman susuz brakan kale duvarlar gibidir -Eine feste Burg ist mein Gott- (Benim tanrm salam bir ka ledir). Sadece doruyu tekellerine almakla kalmyor lar, ki bu ufak bir i, fakat hereyden fazla dorunun kaynaklarn ve temel talarn ellerinde tutuyorlar. Btn kuyular onlarn korumas altnda, sorun da bylece halloluyor nk dman bu kuyulara ulaa maz. Btn bunlar iyiydi hotu; en ktleri kendilerine benzeyen fakat genellikle daha elimsiz, iddiasz, ko 138 runmasz folk dinlerinden olan dmanlarla karla tklar tanm anda koullar onlardan yanayd. Sana yi a ekonomik byme zerine kuruludur. Bu da, Dekart ve deneyci felsefelerin kabul ettii belki de yardmc olduu dnsel bymeye dayanr. Bu felse felerin z dnya hakkmdaki tm salam kanlan mutlak olmaktan kurtarmak ve eksiksiz btn iddia lar tek bir inan sisteminin snrlarn aan "deney" ve "akln " gibi ltlerle tarafsz bir biimde titiz likle incelemeye tabi tutmakt. Kendi denetimleri d ndaki bir yarg nnde eilmeleri zorunlu olduun dan mutlakiyeti zentileri de artk geerli olmuyordu. Artk Kral olan ya da en azndan Kral atayan kantn kendisidir. Dorunun kuyular artk tarafsz bir lke zerindeydi ve kimse sadece kendisine ait olduunu ileri sremezdi. Her ne ise, bu konu, burada her yanyla ele alna mayacak tarm ann mutlakiyeti st kltrlerinin, mutlakiyetiliklerini bir yana braktklar ve dorunun kuyularnn kamuya, tarafsz bir denetime devredilme sine izin verdikleri karmak bir hikayenin tamamen entellektel ve doktrinel bir yandr. zetle, bu st kltrlerin, sadece bir okur-yazar tabakaya ait olmak yerine snn belli olan btn uluslarn iletiim arac olmak iin dedikleri bedel laiklemedir. st-kltrler mutlakiyeti ve dnsel zentilerini bir yana iterler ve artk bir doktrine bal deillerdir. I spanya, mutla kiyeti Katolik iddialarn ulus imajyla onaylanmasn badatran bir ulusu rejimi olduka ge bir tarihte elde ettiinden bunun en ge kalm istisnalanndan biridir. Frankocu liberallemenin ilk ve henz ekin gen aamasnda, Protestan inancnn yasallamas, I s panya birlii ve kimlii iin tahrike ak bir huzursuz 139 luk olarak grldnden kabul edilmemiti. Herkes iin mutlak bir doktrin ve bazlar iin bir st kltr, herkes iin mutlak kltr ve bazlar iin doktrin olu yor. Tm toplumu yakalamak istiyorsa kilise teslim ol mal ve kendini lavetmelidir. Yce Gelenek, genel ve evrensel bir kltr haline gelmek istiyorsa eski meru l at n doktrinini artk atmaldr. Genel anlamda, bazlan iin bir iletiim arac ve herkes iin zorunlu ve dllendirici bir vasta olan ey, herkes iin zorunlu bir inan ve bazlan iin de sulan- dnlm, ciddi olmayan bir gstermelik imand. Gei srecini atlatabildikleri takdirde st kltrleri bekle yen akibet budur. Klasik kuzey-bat Avrupa koulla rnda bu sre iki aamal oldu: Reformasyon kilise k kenli alimleri evrenselletirdi, halk diliyle dinsel tren dilini birletirdi; Aydnlanma ise evrenselleen bu alimlerle artk doktrine ya da snfa baml olmayan ve tm ulus tarafndan kullanlan dili laikletirdi. Sanayileme ve onunla balantl herey, halkn ko nutuu dilin edebiyat gelimeden, ve sonunda eitli ulusal st-kltrlerin esasn oluturacak eyler ger eklemeden nce, yani leri Orta alarda balam olsayd, Bat Avrupa'da neler olmu olabileceini d nmek ilgintir. Bir olaslkla, artk siyaset tesi okuryazar st kltr deil, yan okuryazar ya da yan sarayl olan grece daha blgesel ulusuluklara kar okuryazarlar tarafndan ynetilen Latin ya da Romans ulusuluu ortaya kabilecekti. Daha nce olmu ol sayd pan-Romans ulusuluk, her ikisi de aslnda or tak bir okuryazar st-kltre dayanan ve alt ve folk dzeyde byk farkllklann birarada yaad ondo- kuzuncu yzylda ancak ciddiye alnan pan-lslavizm 140 ya da yirminci yzyln pan-Arap ulusuluu kadar mmkn olurdu. Birka dnm ezamanl yaayan slam tam da bu koullar yayor. Byk tek tanrl dinlerin en pro- testan olan ve Srekli Reformasyon olarak tanmlana bilecek slam dini her an Reformasyona yatkndr. Is- lamn birbirini izleyen reformlarndan bir tanesi a da Arap ulusuluu ile ayn dneme denk dmtr ve ancak byk zorlukla bu olgudan koparlabilir. Ulu sun douu ve reform hareketinin zaferi, ayn ve tek srecin paralan grnmn tamaktadr. Kuvvetli, bazen de ldrc glgeleriyle yeni merkezi siyasal yaplar zerinde hakimiyet kuran yaygn bir patronaj a ile varolan eski dayankl yerel ve akrabalk yap larnn zlmesi, kk komnal rgtlenmeyi des tekleyen azizler ve evliyalarn tapmaklarnn trbele rinin yokolmas ve bunlarn yerini reforma uram bi reyci ve bireyin inancn tek bir Allah'a ve bir byk anonim ve aracsz toplulua balayan niter ilahiya tn almas -bunlarn tm ulusu gereksinimin kav ramsal erevesidir. Gei yapan dier st kltrler nceki dayanak ve desteklerini terketmenin bedelini demek zorundadr lar. Uzun zamandr srtlarnda tadklar bu doktrin lerin ou o kadar sama, kanta saygl epistemik fel sefeler anda o kadar savunmaszdr ki, eskisi gibi bir avantaj deil tam tersine bir yk hlini almlar dr. Bu doktrinler istekle ve memnuniyetle terkedilmi ya da gemile bir baa, bir topluluun zaman iindeki srekliliine iaret eden "simgesel" anlar hline gel milerdir ve grnrdeki doktrinlerini kaypaka g- zard etmilerdir. 141 slmda ayn durum szkonusu deildir. slam ta rm zamanlarnda iki bal J anus mabudu gibi olmu tur. Bir yz dinsel ve toplumsal adan oulcu kyl lere ve gruplara, dieri ise ayrmtc, kitabi, bireyci ve okumu ehirli mekteplilere gre ayarlanmtr. Daha s ikinci yz iin zorunlu olan bu dogma, rakibi tara fndan Akdeniz'in kuzeyine tanan Barok yk ta hamml edilmez bir hal ald ve el altndan yava ya va etkisinin azaltlmas gerektii u modem ada dahi en azndan nispeten kabul edilebilecek kadar arnm, ekonomik, niter bir hale getirilmiti. Bu el altndan arndrma iine Gney Akdeniz'de pek az ih tiya vardr ya da bu armmlk, gerek iman yabanc lardan mlhem olmasa da cahil ve kylnn batl inan ve yozlamasndan kurtarma adna zaten yk sek sesle ve aklkla gereklemi bulunmaktadr. J a nus iki yznden birini terketmitir. Bylece Msl man dnyasnda ve zellikle de Arap kesimi iinde, ve ayn zamanda kendilerini yerel olarak belli bir blge nin mslmanlar diye tanmlayan Arap-naibi ya da vekili uluslar arasnda da, genel anonim, snrlar belli olan bir toplulua dayanan ulusuluk, daha nce okur yazar tabakann srdrd zgn doktrinleri kvan la ve reddetmeden yaatmaya devam eder. Ulema'nm ideali, bylelikle en azndan eitli ulus-boyu snrlar iinde akrabala dayanan blnmeler olduu gnler den daha ok geree yaklar. Doktrinin zerafeti, sadelii, ufakl, kat niterlii -entellektel hayata zarar veren sslerden biraz ken dini koruyabilmi olan bu zellikler- I slamn doktriner adan daha atafatl olan dinlerden daha iyi bir ekil de modem dnyada varln srdrmesine yardmc oldu. Fakat eer bu byleyse insan Konfiysclk gibi 142 bir tarm ideolojisinin nasl olup da daha rahat bir bi imde varln srdremediini sorabilir; nk byle bir inan sistemi ahlki kurallar etrafnda dzen ve hi yerariye itaat noktalarnda daha skca kenetlenmiti ve hatta ilhiyat ya da kosmolojik dogma ile daha az ilgili idi. Belki de, kat, iddetli, srarl niterlik, bu noktada ahlk doktrine kaygszlktan daha iyidir. Tarm andaki okuryazar ynetimin ahlki ilkeleri ve siyasal ahlk modern kvama gre fazlasyla arsz ca ayrmc ve eitsizlikidir. Konfys inancn, en azndan ayn isim ve ayn idari sistem altnda modern toplumda yaatmay imknszlatran bu olabilir. Bunun tersine tslmn somut ahlki ve siyasi ku rallarnn kanlmaz soyutluu ile birlikte katksz niterliini vurgulamak, tek ve ayn inancn, hem Su udi Arabistan veya Kuzey Nijerya gibi geleneksel re jimleri hem de Libya, Gney Yemen ya da Cezayir gibi toplumsal adan radikal olanlar merulatrabildii bir durum yaratmasn salar. Siyaset tellallar, siya sal ahlkn kurallaryla kendi keyiflerine gre ancak fazla dikkat ekmeden oynarken ayn zamanda da kat ilhiyat rtkanl yapabiliyorlard. Ruhani aracl n ve arabulucularn huzurunu karan bazen de zd- rapl olan niterlik, mminlerin kafalarn, bir zaman lar develerin mirasyla uraan bir dini inanc imdi lerde petrol zenginliinin milliletirilmesine hkme den ya da bunu yasaklayan bir inan haline getirmi bulunan entellektel dnmlerden uzaklatrmtr. Eer slm, ulema takmnn sr.nayi ncesi byk geleneinin, ulusal ve toplumsal olarak geni bir ileti im arac ve yeni tarz bir topluluun inanc olarak kul lanlmasna izin vermesi asndan zgnse, o zaman gney Sahra ulusuluklarnn ou tam tersi rnekler 143 oluturduklarndan ilgintirler; bunlar genellikle yerel bir st kltr idame ettirmezler ya da yaratmazlar - zaten gerek bir okuryazarlk blgede ok az olduun dan bu hayli zor olurdu- ve eski bir folk kltrn Av rupa'daki ulusularn yapt gibi siyasal bakmdan resmilemi yeni bir okuryazar kltr durumuna yk- seltemezlerdi. Bunun yerine yabanc bir kltr, Av rupa st kltrn kullanmakta srarldrlar. Gney Sahra, etnik ve siyasal snrlarn akmasn ngren ulusuluk ilkesini byk bir g olarak gren nerme nin en iyi ve en yaygn bir biimde snand yerdir. Gney Sahra siyasal snrlar hemen hemen istisnasz olarak bu ilkeye kar dururlar. Kara Afrika'ya smr ge dneminden yerel kltr ve etnik toprak snrlan gzard edilerek genellikle hi bir bilgiye dayanmadan, geliigzel izilmi bir dizi snr miras kalmtr. Afrika'nn smrgecilik sonras tarihinin en ilgin ve arpc zelliklerinden biri, bu koullan dzeltmek iin bavurulan ulusu ve irredantist abalann tama men yok saylamasa da alacak derecede az ve zayf olduudur. Avrupa dillerini sadece devletin idaresinde bir vasta olarak kullanmak ya da devletler arasndaki snrlan etnik durumlara gre ayarlamak giriimleri tek tk ve zayf kalmtr. Bunun aklamas nedir? Yoksa Kara Afrikada ulusuluk bir g deil midir? "Erken" ya da iletiim boluu olan ulusuluklarla, yani hakim kltr paylamadan dier "objektif1yok luklara duyduu pimanl krkleyerek yerinden edilen kyllk sonras nfusun daha da avantajsz durumunu benimseyen ulusuluklarla, iletiim dn daki engellerden doan "ge" ulusuluklar arasndaki ztlktan szetmitik. Bu nemli kartlk asndan baktmzda Afrika ulusuluu genel olarak ikinci t 144 re yani atalet-kart tre dahil olur. Bu trn znde, gmen iilerin fabrika kapsnda deiik bir dil konu an ustaba tarafndan kt muamele grmesi yoktur; ortak belirgin zellikleri yani renkleri nedeniyle kate gorik olarak gerek iktidar mevkilerinden u?ak tutu lan ancak mkemmel bir iletiime sahip aydnlar var dr. Bu aydnlar, ortak bir kltr yerine ortak bir d lanma erevesinde birleirler. Dier erken ve iletiim kopukluu olan ulusuluk trlerinde grlen durumlar da yok deildir ve genellikle ok nemlidirler. Gney Afrika elikisinin candamannn Afrika sanayi prole taryasnn durumu olduu ok aktr; rnein Nkru- mah ayaklanmasnda ehirli alt snflarn rol ok be lirgindi. Afrika'da, Avrupa hakimiyetinin yaratt tipik du rum udur: etkili idareler, yaygn, belirli ve istikrarl blgelerde bar denetleyecek ve koruyacak siyasal bi rimler kurulmutur. Bu idareler, arpc bir biimde Pragmatik adan son derece atalet- kartdrlar. Y neticiler ve birka baka grevli beyazdr, dier herkes siyahtr. in daha basiti ve daha belirgini olamazd. Temel ilkesi bu kadar kolaylkla anlalp kavranabi- len bir siyasal sistem ok ender grlmtr. Geleneksel tarm toplumunda bu, stat belirsizli inden ve mulakln tm hastalklarndan, bin trl derdi pei sra getiren karanlk iktidar ilikilerinden kurtulmay kolaylatran, olumlu bir avantaj olarak kabul edilirdi. Sistemin istikran ve sreklilii byle likle nceden kestirilebilirdi. Bu ilke Afrika'ya yabanc bir ilke deildi ve baz zgn siyasi yaplar bunun e itli trlerinden yararlandlar. Azande etnik adan farkl olan tebaya kar fetheden aristokrasiydi. Mese 145 la, bir Fulani aristokrasisi birok kuzey Nijerya ehir devletini ynetti. Fakat artk bu, geleneksel bir tarm dzeni sayla mazd. Zaman zaman yerel adetlere saygl olan ve bunlarn yetkisini destekleyen Avrupallar, Afrika'ya pazar ve ticarete ynelen, eitim grm ("uygarla m") ksacas sanayi tipi bir toplum kurmaya gelmi lerdi. Fakat, daha nce etraflca vurguladmz ve imdi tekrar gerektirmeyen nedenlerden dolay sanayi toplumunun ya da sanayileen toplumun atalet-kart kurumlara dehetli alerjisi vardr, ite tam da bu du rumun ok ak, gze arpan rnei Afrikadadr. Sta tistik adan Avrupa'daki irredantist ulusuluklarda olduu gibi toplumun en alt tabakalarnda younla ma gsteren daha nceki "maviler" kategorisi rnein de durum byle deildi. Afrikada az sayda beyaz, ok sayda ve bazen de byk apta siyah halklar yneti yordu. Bu durumun yaratt ulusuluk, tarihte rast lantsal bir toprak parasnda yaayan ve nihayet yeni bir idari mekanizma tarafndan birletirilen tm si yahlarn yani beyaz-olmayanlann toplamyd. Yeni ulusuluk taraftarlar belirli somut zellikleri payla mayabiliyorlard. Bamszlktan sonra, yeni kazanlan devletlerin denetimini elde etme mcadelesi srasnda, yarmac lar genellikle daha nce varolan u ya da bu geleneksel etnik grubu kendi iktidar-alanlan haline getirmilerdi. Buna ramen smrgeciler tarafndan geliigzel izil mi, etnik farkllklar reddeden, snrlarn varln srdrmesi ve smrge dillerinin ynetim ve eitim arac olarak muhafaza edilmesi hl arpc bir gerek ti. Bu toplumlarn smrge dilini kullanmaya devam 146 etmekle birlikte lke iinde trdelik, hareketlilik ve genel eitim ana ulap ulamayaca; ve modern lemek, yani zgn dillerin birini benimseyip empoze etmek iin gereken kendi-kltrel-dnm evk ve yrekliliini gsterip gsteremeyecei yolunda kafa yormak belki de ok erkendir. Gerekte farkl bir edebi dili, yerel Arap ve Berberi lehelerine1zorla kabul et tirmek anlamna gelen son derece sancl "araplatr ma" ilk kez Cezayir'de denenmitir. Kara Afrika'da, dillerin zgnlnn korunmas sadece yabanc dilin kendi olanaklaryla yani ders kitaplaryla, uluslararas balantlarla ve ynetici sekinlerin bu konuya hasret tikleri zamanla deil, ayn zamanda, yerel dil ayrlk lar tarafndan da Avrupa'da olduundan ok daha id detli bir biimde engellenmektedir. Ayrca herhangi bir rakip yerel dilin seimi, ana dili bu olmayan tm insanlar -ki bu nfus genellikle ezici ounluu olu turur- karsna alacandan, bu da nemli bir engel oluturacaktr. Bu nedenlerle Mslmanlk ve Hiristiyanlk gibi dnya dinlerinden birini seme yoluyla okuryazar st kltrle balant kuran Afrikal etnik gruplar, etkin 1 Hugh Roberts, "The Unforeseen Development of the Kabyle Question in Contemporary Algeria, Government and Opposition, XVI I (1982), No. 3. Ortaya kan Kabil ulusuluu, kendi kyllm n kaybetmeydn, baarl bir biimde ehre gen eski ufak-toprak- sahibi kyllerin duygularn dile getirdii iin ilgintir. Benzer bir rnek de Basklann durumudur. Baknz Marianne Heiberg, "I nsi ders/Outsiders: Basque nationalism", European J ournal of Socio logy, XVI (1975), No. 2. 147 bir ulusuluk gelitirmek iin dierlerinden daha ha- zrlklydlar. Bu iki din arasnda devam eden gelenek sel mcadelenin sonusuz kald bir blge olan Afrika Burnu, klasik ulusuluklar diyebileceimiz eyin de en iyi rneklerinin bulunduu yerdir. Sylentiye gre, her ikisi de deiik ynlerden Gney Afrika'ya girdiklerin de Boerleri, Bantulu dmanlarndan ayran tek ey, bir Kitab'a, tekerlee ve silaha sahip olmalarym. Af rika Burnunda hem Amhara hem de Somali yerlileri nin silahlan da Kitap'lan da vard -ancak bu Kitap ra kip ve deiik bir baskyd- tekerlek ise her iki halkn da umurunda deildi. Bu etnik gruplann herbiri, al kanlk nedeniyle bunlan kullanan ve stoklann yenile mek isteyen daha geni din uygarlnn dier yeleri ile balantlar nedeniyle bu iki kltrel arac kullan mak iin yardm alyorlard. Hem Somali hem de Am- haral yerliler devlet kurmada bu aralardan yararla nyorlard. Somali halk, ehir ticareti ve baz din adamlan tarafndan oluturulan oban kabile birliine dayanan birka tipik Mslman cemaati yarattlar; Amhara halk ise Etiyopya'da, Afrika insann feoda lizmle uzlatran ulusal kiliseye bal yerel iktidar sa hipleriyle gevek bir imparatorluk yarattlar. Merke ziletirme potansiyeline sahip bulunan silah ve Kitap, biri dierinden sayca ok daha fazla bulunmayan bu iki etnik grubun bu geni alann siyasal tarihine hk metmesini salad. ok daha fazla sayda olmakla bir likte ayn olanaklara sahip bulunmayan dier etnik gruplar, rnein daha ok Galla diye bilinen Oromo grubu, Avrupallara kar durma gcne sahip deildi. 1970'lerde Somali'nin Etiyopya'llara kar harekete geiinin bir ara baanl olduu srada bu durumdan 148 yararlanmak mmknd: Oromolan, siyasal ansn dnmesi ve din deitirme yoluyla ya Amharallamay ya da Somalililemeyi bekleyen etnik-ncesi ham bir insan malzemesi, yani belirli bir biim almam insan topluluu olarak grmek Somalililer asndan cazipti. Eer bu gerekleecekse Oromolann Somalililemeleri bir anlam kazanacakt. Oromolar Adem ile Havvadan tremi mthi bir nfus olarak grlecekti; etnik zellii baheden elma bu Ademlerden ve Havvalardan henz uzak tutulmutu, bunlar ancak ya grubunu be lirleyen incir yaprana ainaydlar. Amhara devletiyle btnleirlerse yerel efleri bunlarn bana gelecek ve sonunda Hristiyanlap Amharallaacakt; fakat So mali dnyasna tanrlarsa byk yerli evliyalarn huzurunda slamlamak eninde sonunda Somalile- mek anlamna gelecekti. Somali halk savata kaybet tiklerinden bu yana, Burun'daki Amhara Hakimiyeti ne kar durmann olaslklar Etiyopya mparatorlu unda uzun zamandr varlk gsteren ve en byk grup olduundan en nemli gibi grnen Oromolann da dahil olduu eitli ulusal kurtulu cephelerini can landrmaya dayanyordu; bu nedenle artk Oromolar- dan, kltr-ncesi statlerinden etnik ham insan mal zemesi olarak szedilmiyordu. Eer bir Amhara mparatorluu varolduysa bu bir uluslar hapishanesiydi. Eski mparator 1974'de alaa edildiinde yeni nderler her yeni yneticinin yapt gibi hemen tm etnik gruplann bundan byle eit olduklarn ve kendi kaderlerini semekte zgr bulun duklarn ilan ettiler. Bu hayranlk uyandran liberal duygulann hemen ardndan Amharal olmayan aydn larn sistemli bir tasfiyesi geldi. Bu tasfiye hareketi, mparatorluk iindeki rakip ulusculuklann domasn 149 engellemesi asndan ise talihsiz bir rasyonel siyasetti1. zetlersek, halihazrda her ikisi de gl ve hakim olan ulusuluklar, bir zamanlar devlet kurmada paha biilmez bir kaynak, fakat imdi de etnik zellie siya sal bir anlam kazandrmak iin elzem olan eski bir st kltre sahip olmann avantajn sergiliyorlard. Her iki durumda da sz konusu olan etnik grup, iinde ya ad blgede kendini tanmlamasn kolaylatran tek bir dini inanca sahip grnyor. Somali halk da, Krtler gibi, toplumsal yapya da yanan eski kabilecilikle ortak kltre dayanan yeni anonim ulusuluu biraraya getiren rneklerden olma s asndan da ilgintirler. Resmi olarak yozlatrlm ve yeniden canlandrlmas yasaklanm olmasna ramen akrabalk balantlar gl ve dayankldr ve i politikann iyi kavranmas iin elzemdir. Kanmca bu durum, modern insanlar arasnda ortak okuryazar kltre yani ulus gereine sarlmann, eski yaplarn erozyona uram olmasndan doduunu ileri sren genel teorimizle elimiyor; bu eski yaplar her insana bir kimlik, eref ve maddi gvenlik veriyordu, imdi ise insanlar btn bunlar iin eitime bavuruyor. So mali halknn, bir ortak kltr vard ki bu kltr kendi devletlerinin varlyla birlikte olutuundan her Somalili iin brokrasi iinde iyi koullarda i bul ma kaplarnn ak olmasn salyordu. Her Somalili nin yaam ans ve manevi huzuru kendi kltrlerine 1 loan Lewis, "The Western Somali Liberation Front (WSLF) and the Legacy of Sheikh Hussein of Bale", J . Tubiana (der.), Mo dem Ethiopia, Rotterdam, 1980; ve I .M. Lewis (der.), Nationalism and Self-Determination in the Horn of Africa, I ndiana, 1983. 150 dayanan bir devlet iinde kendi kltrlerine dayanma yan bir komu devlet iinde olanndan belirgin bir bi imde daha iyidir. Buna ramen ayn zamanda birok Somalili eski usul otlak haklarna duyduklar ilgiden dolay obanla devam ederler ve siyasal hayatn al verii iinde tamamen unutulmam olan akrabalk ilikilerini karlkl olarak korurlar. Btn bu anlattklarmzn vard nokta udur: birok durumda yeninin, eitimle intikal eden etnik zelliklerin cazibesi, itilme ve ekilme yoluyla yaratl maktadr. ekimi yeni i olanaklar, itilmeyi de eski gven yaratan akrabalk gruplamalarnn erozyona uramas oluturmaktadr. Somali'nin durumu da zellikle arpc olmasna karn zgn deildir. Otlak ln ve baz i g biimlerinin ya da ticaret ann devamll modern dnyada yaygn bir akrabalk r gtlenmesinin yaamasna neden olabilir. Byle oldu unda, yapya kabilesel sadakat ile okur-yazar kltre ulusal sadakatin stste bindii bir durumla karla rz. Fakat byle kk-rgtlenme tipi katlklar her- yerde varlklarn srdrm olsalard modem dnya nn ortaya k pek mmkn olamazd. Baarl eko nomik gelimenin byk hikayeleri, insanl yeni tarz hayata iten zenginliin ve gcn zendirici etkisiyle il gili olmutur; ve bu hikayeler ya da sylemler baka trl olamazd. Modernlik, ufak tefek balara dayanan birok yerel rgtlerin dalmas ve yerlerini hareketli, anonim, okur-yazar, kimlii kantlanm kltrlere b rakmasna dayanarak meydana kmtr, ite bu ge nel durum, ulusuluu normatif ve yaygn hale getir mitir; ve her iki tr sadakatin zaman zaman birlikte varolmas, yani zaman zaman yeni dzenin brakt boluklarda, akrabalk balarnn parazit ve ksmi bir 151 ekilde uyarlanmas amacyla akrabalk balarnn kullanlmas- bir eliki oluturmaz. Modern sanayi pederahi olabilir, st dzeyde akrabalk kaynlabilir; ancak kabile toplumlannda yapld gibi retim bi rimlerini akrabalk ya da belirli bir toprak esasna da yandrarak oluturamaz. Kltr araclyla varolan ulusulukla yap aracl yla varolan kabilecilik arasnda, iaret ettiim ztla ma tabii ki iki objektif ve farll belirlenebilecek r gt tipi arasndaki gerek analitik farka tekabl eder. Bu yapmak istediim, benim ulusuluum ile sizin ka- bileciliiniz arasndaki nisbi ve hissi bir ztlk ile ka rtrlmamaldr. Bu, rakip potansiyel ulusuluklarn birbirleriyle atmak iin kullandklar bir vg dilin den, bir rtkanlktan ibarettir; konuan kim olursa olsun deimeyen bu dilde "Ben yurtseverim, sen ulus usun ve o da kabileci" denir. Bu anlamda ele ald mzda ulusuluklar kabileciliklerden teye gidemezler; ans,aba ya da koullar gerei modern artlarda etkili bir g olmay baaran herhangi bir baka grubun rtkanlardrlar. Ex post factum -Sadece kendi sesle riyle tanmlanabilirler. Kabilecilik hi geliip serpil mez nk gelitii zaman herkes onu gerek ulusu luk olarak sayacaktr, ve hi kimse kabilecilik demeye cesaret edemeyecektir. u l u s u l u k t r l e r i Modern toplumun oluumunda belirleyici etkenle rin eitli olas bileimlerine dayanarak yararl bir ulusuluk trlemesi yaplabilir. Tmdengelim ynte miyle kurulan bu modelde ele alacamz ilk etken i k tidar'dr. Bu noktada her hangi bir ikili ya da dier bir seenekle kafalar bulandrmaya gerek yok. Mo dem toplumda merkez iktidar boluu ya da kargaa s olasln hesaba katmak da yersiz. Modem toplum lar her zaman kanlmaz olarak merkezdirler nk dzenin korunmas bir hizmet sektrnn ya da hiz metler grubunun grevidir, bu grev toplum iinde da tlmamtr. Karmak iblm, hereyin birbirini tamamlayan ve birbirine baml nitelikte oluu ve s rekli hareketlilik: btn bu etkenler vatandalarn, iddeti yaratanlar ve iddete katlanlar olarak ikiye ayrlmasn engellemektedir. Baz oban toplumlann- da bu mmkn olabilir; oban ayn zamanda askerdir, senatrdr, yargtr ve kabilesinin hanendesidir. Bu toplumun kltrnn tm ya da hemen hemen tm kiiler arasnda deiik biimlerde dalm deildir, her kii bu kltrn tmn iinde barndrr, oban toplumu en azndan erkekler arasnda uzmanlama dan nemli lde kanr. Tahamml gsterdikleri ba z uzmanlam kiilerden ayn zamanda nefret de ederler. 153 Yar-gebe oban toplumlannda mmkn olan hereyin karmak modern sanayi toplumunda da mmkn olduunu sanmak yanltr. Sanayi toplumu- nu meydana getiren uzmanlar evden ie silahlanp gi demezler, rakip bir irketin yelerinin ani basknlar na kar nlemler alamazlar ya da kendileri bir gece vakti kar-akn dzenleyemezler. Kaaklar belki bu nu yapabilirdi ama onlar modern rgt Adam deil dirler. Mafya tipi i ilikileri ise ancak, gayrimerulu- un, resmi yaptrm glerini zorlatrd blgelerde geliebiliyor. Bu tr ilerden meru i ilikilerine ge i, tersinden ok daha sk raslanan bir eydir. Aslnda modern toplumun yeleri iddet uygulamak ve iddete kar koymak konusunda talim ve tecrbe sahibi deil lerdir. kmekte olan kent merkezinde kente zg id detle birlikte yaamak zorunda olanlar gibi modern toplumun baz sektrleri duruma gre bu genelleme den uzak durabilirler; buna rnek ekonomik adan karmak tek bir toplum vardr, o da, etkin merkez otoritenin paralanmasn artc bir kvraklk ve ba aryla atlatm gibi grnen Lbnan'dr. Fakat bu nispeten kk istisnalar yani modern toplumda toplumsal dzenin kabul ettirilmesi, para lanm toplumsal rgtlenmeyi haiz kabileler arasnda sk sk grld gibi tm toplumda dengeli bir biim de dalmam, fakat bazlarnn elinde younlamtr yolundaki esas grmz deitirmez. Daha basit szlerle sylersek bazlarnn bu gc kulland, baz larnn ise kullanmad gerektir. Bazlar ise yapt rm glerinin emredici mevkilerine dierlerinden da ha yakndrlar. Bu, sonraki unsurlarn eitli birara- dalklar ve muhtemel ulusuluk tipleriyle meydana gelen modern toplumun basitletirilmi modelinin ilk 154 unsurunu oluturan bir kartla, iktidar sahipleri ile dierleri arasndaki aka gevek fakat gene de yarar l farklla yol aar. Modeldeki ikinci unsur eitime ve geerli olan mo dern st-kltre eriebilmektir. Eitim ile st-kltr burada eit anlamda kullandk. Eitim ya da geerli modern st-kltr kavram burada da olduka gevek fakat yine de yararl kavramlardr. Eitim kavram, modem bir toplumda sradan mevkilerin ounu elde edebilecek uzman insan yetitirebilen ve bu insan bu tr bir kltrel ortamda rahata yol alabilecek hale getirebilen karmak yetenekler anlamnda kullanl maktadr. Kat bir listeden ziyade bir eit arazdr: nk listenin hibir maddesi mutlak anlamda vazge ilmez deildir. Baz durumlarda yetenekli ve i-bitiri- ci ahslar okuryazar olmadan modern dnyada yolu nu bulup byk servetler yapsa da, okuryazarlk hi phesiz iin esasdr. Ayn ey en temel aritmetik bil gisi ve az miktarda teknik uzmanlk, ve ehir yaant snn gelitirip krsal geleneklerin engelledii esnek, uyarlanabilir bir kafa yaps iin de geerlidir. Rahat lkla unu syleyebiliriz ki, bu tartmamz iin nem lidir, uygun yetenekli ahslar ya da iyi yerlemi alt topluluklar bazen bu asgari araza kendi balarna sa hip olabilirler. Fakat bu arazn yaygn ve etkin bir e kilde dalm, iyi muhafaza edilen ve etkin merkezi bir eitim sistemi ister. Bu anlamda bir eitime eriebilmek ile ilgili baz seenekler ve farkl muhtemel durumlar vardr. Ancak iktidara eriebilmekle ilgili hi bir seenek yoktur: sa nayi toplumunda bazlarnn iktidara sahip olduu ba zlarnn da olmad deimeyen bir gerektir. Bu da bizi, toplumun iktidar sahipleriyle dierleri arasnda 155 gevek bir biimde blnd temel izgimize getiri yor. Ancak eitime eriebilme ile ilgili nceden belir lenmi bir ayrcalk yoktur. Sz konusu iktidarla bl nen toplumda artk drt deiik olanak vardr: sadece iktidar sahipleri buna eriebilir, yani iktidar ayrcalk larn bu olana tekellerinde tutmak iin kullananlar buna eriebilir; ya da farkl bir ekilde hem iktidar sa hipleri hem de dierleri buna eriebilir; ya da yine sa dece iktidara sahip olmayanlar ya da bunlarn bazla r eriebilir ve iktidar sahipleri bu olanaa sahip deil dir (bu durum ilk grld gibi sama, imkansz ve hayali bir gy deil); ya da nihayet bazen olduu gibi her iki kesim de bundan yararlanamaz. Baka bir de yile hem iktidar sahipleri hem de ynetilenler Kari Marx'm deyimiyle krsal hayatn ilkellii iine batm mankafal gruhudur. Bu tamamen mmkn ve ger eki bir durumdur, insanlk tarihinin seyrinde grl mtr, zamanmzda dahi tamamen bilinmeyen bir- ey deildir. ngrdmz, ya da varsaymlarmzla (her biri nin ekil 2'de aklanacak olan iki alt-seenei vardr) elde ettiimiz bu drt olanak gereki tarihsel durum larla ilgilidir. Kabaca iktidar sahibi olan kategori, yeni bir hayat iin kendilerine uygun eitim olanana sa hip olanlara tekabl ediyorsa aa yukar erken sana yi dnemini tanmlayan bir durumla kar karyayz demektir. ktidarsz ve topraktan kopmu yeni g menler siyasal haklardan yoksundur, kltrel olarak yabanclamtr, bir denge kuramayacaklar ve anla yamayacaklar bir durumla kar karya aresiz kal mlardr. Bunlar Marx ve Engels'in aklad gibi klasik erken proletaryay ve daha sonra sanayileme dalgasndaki gecekondu mahallelerinde yeniden reti- 156 len proletaryay olutururlar (oysa Marx ve Engels sa nayi toplumunun daha sonraki dnemlerinde de prole taryaya yanl bir biimde bu zellikleri atfetmiler dir). ' Dier yandan ikinci bileim, hatal bir biimde ke hanet edildiinden deil gerekte olduu gibi, ge sa nayilemeye tekabl eder: byk iktidar eitsizlii de vam etmektedir fakat kltrde, eitimde ve yaam bi imindeki farkllklar byk lde azalmtr. Taba kalama sistemi dzgn ve devamldr, kutuplama- mtr ve kalite itibariyle deiik tabakalara sahip de ildir. Yaam biimlerinde bir benzeme, toplumsal mesafede azalma grlmektedir ve yeni renme ola naklar ve yeni dnyann kaps hemen hemen herkese almtr ve tam bir eitlik olmasa bile en azndan bunlara sahip olmaya hevesli kiiler nnde ciddi en gellemeler yoktur. (Ancak atalet-kart zelliklere sa hip olanlar daha nce de akland gibi ciddi bir bi bimde engellenmilerdir.) ktidan kullananlarn yeni yetenekler edinmekte avantajsz bir konumda bulunduu nc ve gr nte bir paradoks oluturan durum gerekten de olu yor ve tuhaf bir tarihsel durumu temsil etmiyor. Gele neksel tarm toplumunda ynetici tabaka, sava, ani iddeti, otoriteyi, toprak sahipliini, gze batan bir e lence ve msriflii stn tutan inanlarla doludur ve dzeni, zamanlama ve bte yapmay, ticareti, uygula may, tutumluluu, sistemli abay, nceden dnme yi ve kitaptan renmeyi reddeder. (Bu zelliklerin ba zlarnn hereye ramen gzde ve hakim bir duruma gelmesi ve toplumun hakim tabakasnn belirgin zel lii halini almas, tm sosyolojik speklasyonun en ta nnm olannn yani Weber'in kapitalist ruhun kkeni 157 hakkndaki grnn konusudur). Sonu olarak, s zn ettiimiz sonraki zellikler, o daha az nefret edi len ehirli, ticari, renmeye yatkn ve yneticileri ta rafndan hogrlp srekli aalanan gruplar ara snda grlmektedir. Buraya kadar iyi: geleneksel d zende durum bir istikrar kazanr. Personel deiebilir, yap ayn kalr. Tutumlu ve almaya alkn birikim- cilerin, gze batan bir tketime yatkn elence snf nn yerini almasna genellikle izin verilmez nk e lence snf dzenli olarak onlar yolar ve katleder. Hintlilerin durumunda olduu gibi art-rn salayan lar, durumu yattrmak ve yolunmaktan kurtulmak iin btn paralarn tapnaklara yatrrlard. Sanayi dzeninin ortaya kyla birlikte, dank pazar ilikileri biimini alan yeni askeri ve retim tek nolojisi, smrge fetihleri ve bu gibi durumlarda nce ki istikrar tamamen yokolmutur. Ve bu yeni istikrar sz ve alkantl dnyada artk eskiden el koyma du rumlarnda kullanlan telafi mekanizmalarn mm kn ve etkili olmadndan1yeni servet ve iktidar kay naklar zerinde byk avantaj ve kolay ele geirme olanan salayan eyler, o nefret edilen ehirli ticari gruplarn deerleri, yaam biimleri ve eilimleridir. Tccarn yazhanesi artk kltan daha gldr. Kl- 1 Albert O. Hirschman, The Passions and the I nterests, Prince ton, 1977. Bireyci, hareketli ruhun hi olmazsa bir toplumda sanayi dzeninden yzyllarca nce meydana gelmi olmas tabii ki olanak dahilindedir baknz Alan Macfarlane, The Origins of English I n dividualism, Oxford, 1978. Bu, I ngiltere'de ulusal duygularn daha nce domu olmasna k tutabilir ancak tezimizle elimez. im diki ulusuluk tezimizin daha geni bir toplumsal felsefeye uygun luunun biiminin bir zeti iin baknz J ohn A Hall, Diagnoses of Our Time, Londra, 1981. 158 cin tek bir amala kullanl artk insan bir yere g trmez. Eski yneticiler tabii ki deiim rzgrn hissedip kendilerine eki dzen verebilirler. Prusya ve J apon ya'da byle olmutur. Ancak bu iin psikolojik olarak abucak yaplmas hatta bazen sadece yaplmas dahi kolay deildir ve genellikle bunu yeterince hzl yapa mazlar. Sonu ngrdmz durumdur: i, yeni ei tim ve yeteneklere eriebilme aamasna gelince artk pozitif bir biimde avantajl olanlar yneti l enl erdi r ya da en azndan ynetilenlerin bir ksmdr. Nihayet drdnc senaryoya geldik: szkonusu ye teneklere ne yneticiler ne de ynetilenler sahip olabil mektedir. Sanayi dnyasndan etkilenmeyen, hem y netenlerin hem de ynetilenlerin gsteri, batl inan, kutsal ayinler, alkolizm ya da yerel olarak ho grlen baka bir sapmann batana gmld, her iki taba kann da yeni yolu seme arzusu tamad durgun ta- nm toplumunda bu olaan bir durumdur. ktidann, her zaman hazr ve nazr bulunan eitsiz liinin eitli olas "eitime eriebilme biimleriyle" bi- raraya gelmesi sonucu drt olas durum elde ettik: eit bir ekilde eriebilme, eit bir ekilde eriememe ve ik tidar elinde tutanlarn lehine ya da aleyhine bir erie bilme durumu...Ancak ulusuluk asndan en nemli olan unsuru henz ele almadk: bu da kimlik ya da farkl kltrler meselesidir. "Kltr"n burada normatif deil antropolojik an lamda kullanldn sylemeye gerek yok: bu terimle belli bir topluluktaki farkl bir davran ve iletiim bi imini kastediyoruz. "Kltr" terimi kendi bana bu tartmada dier anlamnda yani st-kltr ya da b 159 yk gelenek, bir davran ve iletiim biimi anlamnda (Kltr) kullanlmamaktadr. Bu ikinci anlamnda kullanarak, bu Kltre stnlk atfedenler, ona, ger ek hayatta bulunmas gereken fakat pek bulunmayan ve kurallar genellikle toplum iinde saylan ve h km veren bir dizi uzman tarafndan belirlenen bir de er yklemilerdir. Dz anlamyla kltr normatif ol mayan, antropolojik anlamdaki kltrdr; Kltr ise st kltr grnmndedir. Bu iki "kltr" arasndaki iliki tabii ki konumuzun canalc noktasdr. Bizi zel likle ilgilendiren st yani normatif kltrler ya da ge lenekler doal olarak yazl olanlardr. Dolaysyla bu kltrlere sahip olabilme sorunu u anki tartmamz da eitime eriebilme grnmn tayor. "Kltre eriebilme" terimi, sonu olarak bir insana, "ei- tim"sizlii deil baka bir kltre yelii gz nnde tutularak verilmeyen, antropolojik anlamdaki kltre eriebilmek anlamn tamaktadr. Bu biraz da kitabi aklamay tartmamzda herhangi bir yanl anlama y nleme asndan zorunlu grdk. Henz olgunlamam karklklardan kanmak iin kltr zenginlii mmkn olan en basit ekliyle tantld. Sadece bir veya iki mal olan dnyalar tart an iktisatlar taklit edersek toplumumuzun ya tek- kltrl (yani antropolojik anlamda herkes ayn kl trle tehiz olmu), ya da iki kltrl (iktidar elinde tutanlarn dierlerinden baka bir kltre sahip) oldu unu varsayabiliriz. Gerek dnyada, tek bir alanda , drt ya da daha fazla kltrlerin ezamanl varl ndan doan karklklar tartmamz ok ciddi bir biimde etkilememektedir. Daha nce kurduumuz drtl trleme zerine ikili kartl yani "kltrel teklik ve kltrel ikilik"i de 160 ilave edersek hemen olas sekiz durum ortaya kacak tr (baknz ekil 2). 1,3,5, ve 7. sralar, iktidara ve ei time eriebilmede ne tr eitsizlikler olursa olsun, kl trel farkllama yoksunluu nedeniyle ulusuluun hibir ansa sahip bulunmad durumlara tekabl et mektedir. Baka elikiler kabilir ve kp kmad gerekten de ilgin bir noktadr. Daha sonraki biimin de varolan przsz ve lml tabakalamay bir yana brakrsak, kantlar, erken sanayilemenin dourduu sinflarm, kltrel farkllk eer kendini ve dman kart saflarda birbirinden kesinkes ayracak bir kvl cm oluturmazsa, srekli ve durmadan artan bir a tmaya girmediklerini gstermektedir. Mesela 1848'de aka dorudan bir snf atmas fazlasyla vard: bu durumdan holanmayan Tocqueville olay, bu durumdan holanan Marx kadar berraklkla grd. Fakat bu snf atmas daha keskin ve daha denetle nemez bir hal almad. Dier yandan Marksizm, etnik atmay gizli snf atmas olarak dnmek ister ve bu maskenin d mesiyle insanlarn daha ak grl olacandan ve bylece de ulusu nyargdan ve at gzlklerinden kur- tulunmas halinde insanln bundan fayda greceine inanr. Bu, hem maskeyi hem de arkasndaki gerei yanl okumak olur. Slansky durumas gnlerinde ya da 1968'de sosyalist rejimin anti-semitizmi krkledii Polonya'daki iten atlma gnlerinde ok belirgin bir biimde ifadesini bulmamsa da bir zamanlar "anti- semitizm aptallarn sosyalizmidir" deniyordu. ddiaya gre iilerin hibir lkesi yoktur; onlar dier iiler den, zellikle gmen iilerden ayran kendilerine ait bir kltrleri ya da belli bir renkleri de yoktur. Ne ya zk ki iiler, kendilerinden szedildiinin farknda ol- 161 i Olgun trde sanayileme Klasik liberal bat ulusuluu lirken sanayileme etnik katalizr olmadan "Habsbug" ulusuluu ve (dou ve gney uzantlar) Dekambirist devrimci ancak ulusu olmayan durum dispora ulusuluu Tipik olmayan ulusuluk ncesi durum tipik ulusuluk ncesi durum ekil 2 Ulusuluu douran ve ulusuluu bozan toplumsal durumlarn bir trlemesi - olumsuzluk, yokluk anlamnda, I iktidar, E modern tip eiti me eriebilirlik, A ve B tek tek kltrlerin adlan iin kullanlm tr. Say verilen her sra olas bir durumu temsil ediyor, hem A hem de B bulunan sralar ise iki kltrn ayn toprak zerinde birlikte yaad durumlar ifade ediyor ve iki A olan sralar ayn toprak zerinde kltrel trdelik anlamna geliyor. Eer A ve B, E ve/ve ya 'nin altnda ise szkonusu kltr grubunun eitime ya da ikti dara eriebildii, yok eer -E ve -I altnda duruyorlarsa bu kltr lerin ne eitime ne de iktidara eriemedii anlam kyor. Herhan gi bir grubun iinde bulunduu durum stteki en yakn E ya da tarafndan belirtiliyor. E ~E 1 A A 2 A B E E 3 A A 4 A B ~E ~E 5 A A 6 A A ~E ~E 7 A A 8 A B 162 malklarndan deil, ama, genellikle bu ilgin ve z grletirici duyarlk-yoksunluunu bilmezlikten gelir ler. Aslnda, kltrel trdeliin ve devamlln (snf- szln deil) toplumsal hayatta ekonomik temel ola rak gerekli grld, ve sonu olarak kltr-balan- tl snf farkllklarnn etnik olarak belirgin olmad, tedrici snf farkllklarnn ise tahamml edilebilir d zeyde kald zamanlarda etnik zellikler siyaset sah nesine "ulusuluk" olarak kmaktadr. Sra 1, iktidar ve eitim olanann birka kiinin elinde bulunduu klasik erken sanayilemeye tekabl ediyor, fakat sra l'de yoksun olanlarn kltr ayr calkl olanlarn kltrnden farkl deil ve bylelikle sonuta hibir ey veya en azndan radikal bir ey ol mamaktadr. Marksizm tarafndan ngrlen eliki ve yardmc g oluturma ii gereklememektedir. Sra 3 genel olarak eitim olanaklarna herkesin sahip bulunduu ve kltrel farklln olmad durumu aklyor; burada eliki ummak iin sra l'den daha da az neden vardr. Buna ramen, artk ufak tefek dil farkllklarn am olan gelimi sanayilemenin bu haliyle ortak bir kltr oluturup oluturmad gibi zor ve nemli bir sorunu zorunlu olarak tartacaz. nsanlarn, ayn kavramlara sahip olduklarnda kendi lerini ifade etmek iin farkl kelimeler kullanp kullan mamalar artk belki de pek birey deitirmez diyebi liriz. Eer byleyse, sra 3 insanolunun, artk sanayi lemenin tketildii ortak bir gelecei (eer ve ne za man gelirse artk) temsil etmektedir. Bu sorun daha ilerde tartlacaktr. Sra 5 yine, hibir ulusu soru nun ya da elikinin olmad bir durum yaratyor. Si yasal adan zayf olan bir alt-grup, ekonomik ya da 163 eitim asndan ayrcalkldr, fakat ounluktan ayr- dedilmedii iin herkesin havuzunda ekinmeden y zebilecek ve Maocu gerillalarn iar gibi dmann dikkatini ekmeyeceklerdir. 7 ve 8 inci sralar baka bir nedenden dolay ulusu Problematik'ten uzaktr: nk yeni bir yaam biimi ne girme ve bundan yararlanmak iin n-koul olan yeni bir st-kltre eriebilme sorunu ortaya kma maktadr. Bu durumda hi kimse buna sahip olmad ndan biri dierinden fazlasna da sahip olamaz. Ta bii ki bu, teorimiz iin elzem ve hayati olan bir unsur dur: ulusuluk, tm siyasal birim ve onun tm nfusu ile birarada yaayan okuryazar bir st-kltre dahil olma, ona katlma ve kendini onunla tanmlama ile il gilidir; bu st-kltr, toplumun zerine kurulu bulun duu iblm tr, retim biimi ile uyum kurabil mesi iin byle olan bir st-kltr olmak zorundadr. Burada, 7 ve 8 inci sralarda bu tr bir kltre kar uyanklk ya da arzu dahi bulunmamaktadr. Zaten hi bir st-kltr yoktur, ya da hi bir ekilde, tm toplum iinde kendisini genelletirecek ve etkin bir ekonomik ilerliin koulu haline gelebilecek bir eilim ya da ka pasiteye sahip deildir. Sra 7, iki kez ulusuluk konu sunun dnda kalmtr; birincisi az nce saydmz nedenlerden dolay, kincisi ise, ne olduklar pek nem li olmayan dier sorunlar su yzne karacak olan kltrel farkllamadan yoksun olduu iin... Sra 8, karmak tanm toplumunun sra 7'den daha tipik bir rneidir: ynetici tabaka bir rtbe iareti yerine ge en, belirsizlii ve bylece de basky azaltan belli bir kltr ile tanmlanabilir. Kltrel devamll olan s ra 7 tarm dnyasnda tipik olmayan bir durumdur. Bu trlemenin altnda yatan tablo ile Marksizm ta 164 rafndan piyasaya srlen tablo arasndaki bir baka farka da dikkat ekelim. Daha nce de belirttiimiz gi bi modelimiz Marksizmden ok farkl bir biimde, e itli yatay tabakalar arasnda dikey bir eliki bekle mekte ve ngrmektedir. Buna sadece, "etnik" olann (kltrel ya da dier ayrdedici iaretlerin) grnr bir durumda olduu ve eitim olanaklar ile iktidar konu sundaki farkllklar vurgulad ve hepsinden daha fazla toplumsal tabakalamann1 gevek hatlarnda personelin serbeste dolamnn yasakland durum larda yol aar. Modelimiz aynca, sanayilemenin geli iminin ge deil erken dnemlerinde eliki ngr mektedir. (Ancak unu da bilmektedir ki, etnik/klt rel bir farkllama olmadan ge de olsa erken de olsa ldrc ve patlayc bir eliki hi olmayacaktr). le riye ynelik bu farkllklar tek balarna deil, dipte yatan yorumdaki deiiklikler sonucu en iyi bir biim de grlebileceklerdir. Bu aamada iki gr as arasnda en azndan iki ok nemli fark vardr. Bir tanesi Marksizmin kritikle ri tarafndan iyi bir biimde sergilenmi ve zerinde ok gr belirtilmi olan bir konudur: yani Marksiz min, sanayilemenin ya da kendi deyimiyle "kapita- lizm"in dourduu toplumsal tabakalama zerine g rleri. Bizim modelimiz, keskin bir kutuplamann ve toplumsal kesintilerin erken sanayileme dneminde gerekten yeraldn fakat bunun daha sonra, toplum sal hareketlilik, toplumsal mesafenin azalmas ve ya 1 Toplumdaki nemli atlaklarla ilgili olan bu rnek, kendisine hereye ramen Marksist demeye devam eden bir yazar tarafndan kabul edilmitir. Baknz Tom Nairn, The Break-up of Britain, Londra, 1977. 165 am biimlerinin benzemesi ile zayfladn kabul et mektedir. Mal sahipliinde byk farklarn devamll n koruduu inkr edilemez. Ancak modelimiz, hem gizli olan hem de anlalabilen bu durumun etkin top lumsal sonularnn ok daha az nemli olduunu ileri srmektedir. Sanayi toplumunda meydana gelen ku tuplamann tabiat ise ok daha nemlidir. Bizim mo delimizi Marksist modelden ayran ey, sermayenin denetiminin ve sahipliinin sznn bile edilmemi oluudur. Kltr kimlii, iktidara eriebilmek, eitime eriebilmek bizim modelimizin ierdii ve 8 olas du rumda da kullanlan yegane nermelerdir. Sermaye, mal sahiplii ve serveti ksaca gzard edildi ve bu bi linli olarak yapld. Bir zamanlar ok itibar gren bu faktrlerin yerine bir bakas kondu ve buna genel ola rak eitime eriebilme dendi; bundan kastedilen daha nce de aklanm olduu gibi insanlarn, tanmlanan sanayi iblmnn genel koullarnda iyi bir perfor mans gstermesini salayacak bir dizi yetenee sahip olmas ya da bunu kazanma hakkn elde etmesidir. Bu nokta, "braknz yapsnlar" anlayyla gelime ik tisatlar tarafndan ne srlm olan bir noktadr. Neredeyse meteliksiz denilebilecek halklar (mesela kontratla altrlan inli hamallar uygun tavrlarla karlatklarnda ok baarl olmaktadrlar; dier yandan gelimeye yardm amacna uygun olmayan in san mayasna dklen sermaye hi bir sonua ulama maktadr. Sermaye, kapitalizm gibi hakettiinden faz la abartlm bir kategoridir. ULUSULUK DENEYLER NDE E TL L K Modelimiz, gerekten nemli olan u etkenin ne srlmesiyle oluturulmutur: iktidar, eitim ve kas tettiimiz anlamda ortak kltr. Modeldeki sekiz olas 166 durumdan bei ulusuluk ddr: Bunlardan drd herhangi bir kltrel farkllama olmadndan dolay, ikisi merkezi olarak destek gren bir st-kltre erie bilme sorununun ortaya kmamasndan dolay (bun lardan biri her iki durumda da varolduundan) byle- dir. Bu da bize tr ulusuluk brakmaktadr. Sra 2 klasik Habsburg tr diyebileceimiz dou ve gney uzantlarndaki ulusulua tekabl etmekte dir. ktidar elinde tutanlar, gerekte de kendilerine ait bulunan merkezi st-kltre ve modern koullar altnda baarl olmak iin gereken her trl hileye bavurmada ayrcalkldrlar. ktidarsz olanlar ei timden de yoksundur. ktidarszlarn ya da bunlarn baz gruplarnn, ortak byk bir aba ve standartla m ve destek gren bir propaganda ile rakip bir st- kltr haline gelebilecek folk kltrleri vardr. Bir za manlar ayn kltr ya da bu kltrn deiik biimle rinden biri etrafnda ina edildiine inanlan bir tarihi siyasal birimin hafzalarda yer edip etmemi olmas, gerek ya da hayali olmas, bir ey deitirmez. Here- ye ramen, bu etnik grubun entellektel-uyarclan ta rafndan gereken aba bu i iin ok enejik bir biim de ortaya konmutur. Ve nihayet, artlarn elverili ol duu durumda bu grup, yeni doan ya da duruma gre yeniden doan kltr destekleyecek ve koruyacak olan kendi devletini kurar. Bundan doacak sonu, uyarc dediimiz kiiler iin hemen ve ok byk bir avantaj oluturacaktr ve sonunda kltrn dier temsilcileri iin de baz avan tajlar salayabilir. Ancak bu kincilerin, esas iktidar elinde tutanlarn kltrleri tarafndan asimile edile rek ayn derecede avantajl bir duruma eriip erime diklerini kestirmek zordur. Yeni devlet tarafndan de 167 netlenen, ayn toprakta yaayan ancak yeni kltrn dilini konumayanlar, imdi kendileri, asimilasyon, ir- redantist abalar, g, ho olmayan aznlk stats ve fiziksel tasfiye gibi seeneklerle kar karya kalm lardr. Bu model, "Afrika tipi diyebileceimiz ancak Afrika snrlar ile kstl olmayan, kayda deer bir uyarlama ile dnyann baka taraflarnda da taklit edilmitir. Afrika tipi ulusuluk, yerel folk kltrlerin ya ok sayda olduklarndan, ya birbirlerini kskandk larndan ya da dier nedenlerden dolay, devletin yeni st-kltr haline gelemedikleri durumlarda ortaya kmaktadr.
Bu, szde-hipotezimiz Kyistanla ilgili olarak bein
ci blmde ksmen tartlmtr. Fakat tartmann o aamasnda, dikkatimi, Kyistan tipi (Sra 2) ile geli mi sanayi toplumlarnn, hareketlilie-direnli, atale- te-kar zelliklerinden dolay karlat zel bir so run arasndaki farka yneltmitim. letiim zorlukla rndan dolay hareketlilii durduran frenlerle, kltrel kimlik zorluklarndan ya da diyebiliriz ki, eitsizlik kimliinin kolaylkla temininden doan engellemeler bu kartl yaratr. Ayrcalkl olmayan tabakalarda baz zelliklerin s rarla birbirine tutunmalarndan doan hareketlilik-en- geli zellikle gelimi sanayi toplumlarnda ok ciddi bir sorundur ve yaptmz bu ayrm nemlidir; fakat u anda ilgilendiimiz sra 2 ile 4 arasndaki farkllk la zde deildir. Sra 4de anlatlmak istenen durum ilgintir; bazlar iktidara sahiptir bazlar ise deildir. Bu farkllk kltr farkll ile balantldr ve kltr farkll olarak ele alnabilir. Fakat eitime eriebil me durumuna gelince ilgili halklar arasnda hi bir an laml farkllk yoktur. Bu noktada ne oluyor? 168 Bu modelin anlatmak istedii tarihsel gereklik on- dokuzuncu yzyl talyasnda ve Almanya'snda gr len birlik ulusuluudur. O zaman talyanlarn ou yabanclar tarafndan ynetiliyorlard ve bu anlamda siyasal adan ayrcalkl deillerdi. Birok Alman, Av rupa'nn byk iktidar standartlarna gre ou ufak ve zayf olan paralanm devletler halinde yayorlar d, bu nedenle de merkezi modem bir ortamda, siyasal bir at altnda Alman kltrn korumaya gleri yetmiyordu. (Daha da paradoksal bir durumda ok uluslu byk Avusturya mparatorluu vatandalar nn memnuniyetsizliine ramen buna benzer birey yapmaya alyordu.) Demek ki talyan ve Alman kltrlerine salanan siyasal korunma, I talyanlar ve Almanlar iin klt c bir biimde ve aka mesela Fransz ve tngilizlerin kltrlerine salanana oranla ikinci dereceydi. Fakat eitime eriebilme konusuna gelince, bu iki st-klt- rn, lehe deiiklikleriyle domu olan kiilere sala d olanaklar herhangi bir biimde daha geri deildi. Hem talyanca hem de Almanca edebi dillerdir: bu dil lerin doru biimlerinin etkin merkezi bir standardi zasyonu, gelien edebiyatlar, teknik kelime hazneleri ve davran biimleri, eitim kurumlan ve akademileri vardr. Eer herhangi bir kltrel gerilik varsa bu ok azd. Almanlar arasnda okur-yazarlk oranlan ve ei tim standartlan Franszlardan zellikle daha aa de ildir; ve hakim AvusturyalI larla karlatrdklarn da bu oranlar I talyanlar arasnda da daha dk de ildir. Almanca, Franszca ya da talyanca, Avusturya lI lar tarafndan kullanlan Almancayla karlatrld nda ayrcalkl olmayan kltrler olarak grlemez ler; bu kltrlerin dillerini konuanlar modern dnya nn salad faydalara eriebilme eitsizliini dzelt 169 mek zorunda kalmadlar. Dzeltilmesi gereken tek ey, iktidar eitsizlii ve kltrleri, ekonomileri ve ta bii bununla zdeleen ve bunu korumaya hasredilmi kurumlar zerinde bir siyasal atnn yokluu idi. Ri sorgimento ve Alman Birlii bu dengesizlikleri dzelt ti. Ancak bu tr, sadece birazck daha iyiletirilmi bir siyasal atya gereksinim gsteren tamamen etkin bir st-kltr adna gerekletirilen birletirici ulusuluk la klasik Habsburg-dou-ve-gney tip ulusuluk ara snda bir fark vardr. te bu fark, merhum profesr J ohn Plamenatz'm, ad rahatlkla "Oxford'da bir Kara dalnn Hazin Dnceleri"1de olabilecek, hayranlk uyandran etkileyici makalesinin konusudur. Plame- natz bu iki tr ulusuluu Bat ve Dou ulusuluklar olarak adlandrd; Bat tr, ondokuzuncu yzyln ti pik rnei olan ve liberal dncelerle derin balar bulunan Risorgimento ya da birletirici trden ulusu luk, Dou tr ise dieri gibi birok kelimeyle alt i- zilmemekle birlikte kendi vatan olan Balkanlarda g rlen trden bir ulusuluktu. Yazarn Bat ulusuluu nu grece zararsz ve iyi, Dou ulusuluunu ise irkin ve onu douran koullardan dolay fena olmaya mahkm grdne hi phe yoktur. (Bir zamanlar zararsz ve grece liberal ve lml olan Bat ulusuluk larnn yirminci yzylda benimsedikleri ak seik za rarl biimi raslantsal ve gzard edilebilecek bir sap ma olarak deerlendirip deerlendirmediini bu yaza ra sorabilmek ilgin olurdu.) 1 J ohn Plamenatz, "Two Types of Nationalisms, E. Kamenka (der.), Nationalism, The Nature and Evolution of an I dea iinde, Londra, 1973. 170 Plamenatz'm tartmasnn altnda yatan mantk aktr. Grece zararsz olan Bat ulusuluklar yapsal adan merkezi olan, olduka iyi tanmlanm halk k kenli takipileri bulunan iyi-gelimi st-kltrler ad na hareket ediyorlard. Gereken tek ey, bu kltrlere, bu kltrlerin temsilcilerine ve eylemcilerine, rakiple rine temin edilmi bulunan ayn uzun sreli korumay salamak iin siyasal durumda ve uluslararas snr larda ufak bir ayarlama yapmakt. Bu da birka mu harebe ve bir ok uzun sreli diplomatik ilikiler ge rektirdi fakat, tarihsel omlet yapmak orantsz ve aca- ip derecede ok sayda yumurta krmay iermiyordu; en azndan, genel siyasal ereve ve zamanlama iinde normal bir siyasal oyunun seyrinde krtabilecek yu murtadan fazlas gerekmezdi. Karlatrma yoluyla, Plamenatz'm Dou ulusulu u olarak tanmlad eyi ele alalm. Bu ulusuluun yerletirilmesi de tabii ki en azndan Bat ulusulukla rnn gerekletirilmesinde olduu kadar muharebeler ve diplomasi gerektirdi. Fakat mesele burada bitmedi. Bu tr Dou ulusuluu, nceden varolan, iyi tanm lanm ve belirlenmi bir st-kltr adna erken Rne sans ve Reformasyon dneminden bu yana belirginle mi ve srekli edebi faaliyetlerle topraklarn linguis tik adan salam bir kalba sokmu bu st-kltr ad na almyordu. Tam tersine bu ulusuluk, henz do ru drst berraklamam, arzulanan ya da oluma srecinde bulunan bir st-kltr adna faaliyet gste riyordu. Bu ulusuluk, belirsiz tarihsel ya da dile ve atalara sadakatle ve bu yeni doan ulusal st-kltr- lerle kendilerini henz tanmlamaya alan halklara sahip, birok leheli karmakark bir harita zerinde benzer yarmaclarla vahi bir rekabete girerek ha 171 kim oldu ya da olmaya alt. Modern dtinyann objek ti f koullar onlar bu kltrlerden biriyle tanmlan maya itmek zorundayd. Fakatbu gerekleene kadar Alman ve talyan ulusularn sahip olduklar, aka tanmlanm bir kltrel temelden yoksundular. Dou Avrupa'nn bu halklar, hl, ok sayda kar mak akrabalk, toprak ve din ilkilerinin hepsine bir den balydlar. Ulusal zorunlulukla uzlaabilmek iin birka muharebeden ve biraz diplomasiden fazlasna ihtiyalar vard. Byk lde zor yoluyla kltrel ynlendirme yolunu semek durumundaydlar. Birok durumda, ulusuluun zn tekil eden devlet ve kl tr arasndaki yakn ilikiyi salayabilmek iin nfus mbadelesine ya da srgnlere, hemen hemen zorla ma bir asimilasyona ve bazen de tasfiye hareketlerine bavurmak zorundaydlar. Ve btn bu sonular, enin de sonunda bu nlemlere bavuran ulusularn (ki bunlar dierlerinden daha kt ya da daha iyi deildi) beklenmedik vahetinden deil durumun kanlmaz mantndan ileri geliyordu. Ulusuluun zarureti Plamenatz'n Dounun ko ullar olarak adlandrd ekilde uygulanacak olursa bu sonular doald. Modem tipte bir toplum, yeni tr iblmnden kaynaklanan ulusal zorunlua yakn bir eyin tam olarak yerine getirilmemesi halinde uygula namaz. Bir kez faydalan ve elverililii anlald ve bir nceki toplumsal dzen bozulduu zaman, sanayi de bollua duyulan alk gerekten de kar durulamaz bir duygudur. Bu admlar dizisinin bizi sevkettii so nu kanlmaz bir sonutur. ansla, anlayla ve azimle denecek bedel konusunda anlama olabilir; fa kat demeden kanlamaz. 172 DI ASPORA ULUSULUU ekil 2'deki Sra 2 ile Sra 4 arasndaki fark zerine tartmamz, bir bakma Plamenatz'm Bat ve Dou ulusuluklar arasnda yapt ayrm tekrar niteliin dedir; fakat onun deerlendirmesinden daha avantajl durumlarn olduunu ne srmektedir. Bir kere, bu farkllk raslantsal ve tarihsel olarak karlalan bir farkllktan doan bir ztlk deildir, nermemizle baz temel ve asgari etkenlerin dahliyle elde edilen model den kar sadmz bir sonutur. Bu, en azndan benim gibi, bylesi bir model-kurma iine girimek gereine inananlar iin bir avantaj tekil eder. i\ ncak baka bir yarar daha vardr: bu "yapc" yaklam, Plamenatz tarafndan tamamen dlanan fa kat megul olduu iki trn farkl bileimleri iin de geerli olan tamamen ayn unsurlarn bir sonraki bile iminden zorlanarak karsanan nc bir ulusuluk biimini dourmutur. Bu nc tre verilebilecek en uygun ad Diaspora Ulusuluudur. Ve bu ulusu luk, tarihsel olgu sonucu meydana gelmi olan farkl, dikkat eken ve nemli bir alt-trdr. Daha nce vurguladmz gibi, geleneksel tarm toplumu, kltr ve etnik zellii ncelikle ayrcalkl gruplar birbirlerinden ayrdetmek iin kullanmakta dr; bylece de farklln ve meruiyetini vurgula makta, saygnln ykseltmekte ve stat belirsizlii tehlikesini de azaltmaktadr. Eer yneticiler tek bir dil konuuyorsa, tek bir iveye sahipse ya da bunlarn tek bir alkanl varsa, ayn tr iletiimi kullanmak ynetici tabakadan olmayan yeler iin bir aykrlk tekil edecektir. Bu da arszlk, kstahlk, irenlik ya da maskaralk olur. Alay ya da maskaralk gl bir 173 yaptrmdr. zellikle hkm, jrilerin en az yetenekli olan tarafndan verildii zamanlar, akim, karsnda etkisiz kald en gl toplumsal yaptrm budur. Baka ve muhtemelen daha sert cezalar da uygulana bilir. Kltr ya da etnik zellii belirleyen bu toplumsal gsterge, sadece ayrcalkl olanlar deil, ayrcalkl ol mayan bir trl adlandnlamam olanlar ya da parya lar olarak grlen kiileri de tanmlar ve aynr. Ve toplumsal adan byle gruplara sahip olmak ok ya rarldr. Daha nce iaret ettiimiz gibi sanayi ncesi toplumlarda brokratik iler en iyi harem aalan, pa pazlar, kleler ve yabanclar tarafndan yerine getiri lirdi. zgr-domu gerek vatandalar bu kilit ilere getirmek son derece tehlikelidir. Vatandalar, varln srdren yerel ve akrabalk ilikilerinden dolay mev kilerini akrabalar ve yanamalarnn karma kullan mak iin ve yine akrabalar ve yanamalar sayesinde kendi mevkilerini daha da kuvvetlendirmek iin, b yk lde basklara ve tahriklere maruz kalabilirler. Herkesin hem kle hem de katip olduu, fiziksel ya da toplumsal adan hadm edilmeye gerek kalmadan bir brokrat olarak iyi kt alabildii ortam, ancak bi zim kendi modern toplumumuzla ortaya kt. Tanm toplumunun siyasal adan tuhaf grlen ve tipik ol mayan normlarna, ki bu normlar gnmzde yaygn ve kabul edilen kavramlar olmulardr, artk insanlar sayg gstermek durumundadr. imdi hepimiz ksr latrldk ve ackl bir biimde gvenilir olduk. Devlet bize grevimizi yapacamz konusunda gvenebilir, artk bizi nce hadm aas, papaz, ya da kle yapmak zorunda deildir. Tarmsal dzende paryalara gerek duyulmasnn tek nedeni, idari bir yap iinde mevkile 174 re belirli insanlarn yerletirilmesi deildir. Parya b rokrasileri, tm insanla aykr tek biim deildir ve brokrasi de tek toplumsal iktidar kayna deildir. Byclk, metallere biim vermek, maliye, sekin askeri kolordular ve eitli benzer srlar ya da baz du rumlarda herhangi bir tr kilit uzmanlk, ona eriebi- len uzmana tehlikeli bir iktidar salam olabilir. Bu tehlikeyi bertaraf etmenin bir yolu, bir yandan uzman la bir hogr besleyip ve muhtemelen loncann ya da kastn tekelini onaylamak dier yandan da bu top lumsal hcrenin, itilmeye ve nefrete terkedilmi ve si yasal grevinden, yani kuvvetin aralarnn nihai de netiminden ve erefinden uzaklatrlm, ancak klt rel adan kolayca tanmlanabilen bir grup tarafndan igal edilebilecei konusunda srar etmektir. Yerli halka ve gerek vatandalara verilemeyecek kadar tehlikeli olan ve sonu olarak yabanclara ayr lan bylesi mevkilerin ak rnekleri saray muhafzlar ve mali hizmet verenlerdir. Byk miktarda paralar idare etmek tabii ki byk iktidar ister ve eer bu ikti dar, ahsi yksejmesi iin bunu kullanamayacak olan kiiler elindeyse bu ok daha iyi bir durumdur. nk byle insanlar, yksek ve erefli mevkilerden ve itaati emredebilecek bir durumdan uzak tutulan kategoriden kimselerdir. Geleneksel dzende, bu mevkileri ellerin de tutan gruplar, ya ile kuruyu ayrmadklarndan, ileri sona erdiinde faydalan, ktlkleri ve aalan- malan kabullenmeyi de bilirler. Genellikle bu koullar iinde yetimilerdir ve pek bir seenekleri de yoktur. Bazen ok byk zdraplar ekebilirler fakat genellik le bu mevkilerde kayplar kadar kazanlar da vardr. Hareketli, anonim ve merkezi kitle toplumunun ge liiyle bu durum radikal olarak ve ciddi bir biimde de 175 imektedir. Mali, ticari ve ehire zg ilerde uzman laanlar iin bu zellikle byledir. Yaygn bir hareket lilik ve ilerdeki deiimle birlikte belirli bir kltrel grubun baz etkinliklerin tekelini elinde tutmas artk mmkn deildir. Daha geni toplumun birok yesi, genellikle rahat ve kendi ilerinde -tabii eer msade reye tabi deilse- kazanl olan bu ilere gz dikdikle- rinde bu iler bir aznla, hele toplumsal damga yemi birine hi braklamaz. Ayn zamanda, daha nce uzmanlam ve bln m nfuslar yeni emeller ve yeni yaam biimlerine sra geldiinde belirgin bir avantaja sahiptirler. ehirli yaam biimleri, aklc hesaplarla edindikleri alkan lklar, ticari drstlkleri, yksek okuryazarlk oran lan ve muhtemelen bir kitab olan dinleri, onlan, eski ynetici snf ya da kyllk yelerinden ok daha faz la yeni yaam biimine uygun klar. Max Weber gibi iddial sosyologlar tarafndan bile, bu aznlklarn, bir kendi gruplan bir de karc ve ahlken uygunsuz olsa bile dierleri iin uyguladklan ifte standartlan olduu dorulanmtr. Gerekten de bunlar ifte standartldrlar ama teki ynden bakld nda...Daha nceleri bunlarn d dnya ile ibirlikleri zel bir hizmeti ya da zel bir mal temin etmelerine dayanyordu. Adlan ve servetleri tamamiyle bu gve- nilirlik'e dayanyordu ve gerekten de bu tr mesleki gvenilirlikle biliniyorlard. Bu, iki kii arasndaki ti cari alveriin genel anlamdaki ticari alveriten ok daha, kanlmaz olduu ahlki bir toplulukta hkm sren ilikilerden olduka farklyd. Bu toplumdaki iki ortak ayn zamanda akraba, mttefik ve dmandlar; dolaysyla al veri sadece, u maln u fiyatla bir yerden bir yere tanmasndan ibaret deildi. Her za 176 man bir vaad, ya da daha byk avantajlardan endie lenmek ya da olas bir ihanet sz konusuydu. Her iki taraf da ok daha uzun sreli ve soyut pazarlklara gi riyorlard ve bu nedenle daha ok mal nakletmek zo rundaydlar. Bir yandan da, bu alveriten memnun kalmadklar zaman ikayetleri engellemek iin, eer dier btn iliki alar da bu nedenle risk altna gir mezse, gl nlemler alnyordu. Dier yandan, birlikte yemediin, evlenmediin ya da siyasal ve askeri bir ittifaka girmediin aznlkla ilikinin avantaj vardr: her iki taraf da dikkatlerini szkonusu alveriin rasyonel maliyet-kr hesabna younlatrabilirler ve pazarln yaptklar eyi tam olarak (ne azn ne de ounu) elde etmeyi umabilirler. Tabii ki aznlk topluluun kendi iindeki ilikiler yine ok ynldr ve dolaysyla alveriler daha az rasyo nel ve gvenilir olmaktadr. Fakat daha geni toplum da, stats olmayanlar yine de bir kontrat imzalayabi lir. Dier yandan toplumsal bir mevkide bulunanlar ve bunun haklarna ve grevlerine saygl olanlar, pazar lklar ve zel kontratlar yapmak iin fazla olanak bula mazlar. Stat ve eref, birok mkellefiyet ve taahh- t zorunlu kldndan seenekleri olan bir adam yok sunlatrr. Statden yoksunlamak ise bir adama kendi iiyle uramasn, rasyonel bir alverile bu nun kurallarn uygulayabilmesini salar. Dolaysyla aznlk topluluunun ifte standard ol duu dorudur fakat bu, sanlann tersine ilemekte dir. Kendi dndakilere, tek ynl modern ilikilere dahil olmann koulu olan gvenilirliklerini gstermi lerdir. Bizim modem anlaymza gre yozluk kokan fakat ok ynl zengin bir nitelii olan alverilere ancak kendi aralarnda girerler. Fakat, tabii ki ano- 177 nim, hareketli kitle toplumu geldiinde, tek ynl tek hedefli alveriler olduka normal bir hl almtr ve ayn sofradan yemeyen gruplar arasnda alveriler zgn bir nitelik tamazlar. Modernleme koullarnda eski uzmanlam azn lk gruplar eski engellerinden kurtulduklar gibi te kellerini ve gvenliklerini de kaybetmektedirler. Daha nce grdkleri eitim ve ynlendirmeler, bu aznlkla rn, yeni ve herkese ak olan ekonomik dnyada ra kiplerinden ok daha baarl olmalarna yolamtr. Onlarn zgemii bu duruma ok daha uygundu. An cak zgemilerinde ayn zamanda siyasal adan ikti darszlk, ve kendini savunmaya dayanan toplumsal hakka teslim olma gelenei de vard. Bu da eninde so nunda meslee bata girmenin bedeli olarak grlebi lir: o ok kuvvetli ve tehlikeli, yanl ellerde bulunma mas gerek baz aletleri kullanabilme hakkna sahip olabilmek iin kendilerini siyasal ve askeri adan ikti darsz yapmak zorundaydlar. Fakat byle bir gelenek olmasayd da bu tr bir grubun siyasal ve askeri zayf l onlarn aznlk statsnden ve ou kez eitli e hir merkezlerine dalm bulunmalarndan ve bu ne denle de birarada yaadklar savunulabilir bir toprak btnlne sahip olmamalarndan kaynaklanmakta dr. Bu tr ekonomik adan ok parlak baz gruplar ok uzun bir dalmlk, ehirleme ve aznlk stats geleneine sahiptirler: gerekten de Yahudilerin, Yu nanllarn, Ermenilerin ya da Zerdtlerin durumu byledir. Dier gruplar son dnemlerdeki gler, mo dern zamanlarda edinilen yetenekler ya da eitim ola naklar yoluyla benzer pozisyonlara gelmilerdir. Ya banc lkelerdeki inlilerin ve Hintlilerin ya da Nijer ya'daki tbolann durumu ise byledir. 178 Ekonomik stnlk ve kltrel tanmlanabilirliin siyasal ve askeri zayflkla akmasndan doan fela ketler ve trajik sonular ok iyi bilinmektedir, tekrar na lzum bile yoktur. Sonular, soykrmdan tutun da lkeden kovulmaya kadar deimektedir. Bazen sal lantl ya da zor bir denge salanabiliyor. Esas nokta artk merkezi iktidarn kendisini ok deiik bir ko numda bulmas ve tarmsal iblm gnlerinden ka lan ok eitli tahriklere ve basklara maruz kalmas dr. O zamanlar herkesi n hareketli, eitim grm, uzmanlam ya da ticari-kafal olmas kesinlikle sz- konusu deildi; zaten topra o zaman kim ekip bie cekti? Dalnca Adem ile Havva derinliklere Kimlere dmt iler kimlere Aslnda baz ileri yapanlar yok deildi. Fakat bun lar ounluk ya da kural tekil edemiyorlard. Evren sel olarak burjuvalam bir toplum dnlemezdi bi le. O zamanlar genel nfus zaten damgalanm olan aznlklarn rolne gpta etmiyordu. Yneticiler, sa vunmasz kolayca vergilendirilebilen, ekonomik adan uzman, sregelen ve yrrlkteki ciddi savunmasz lklar nedeniyle kendilerine baml bu grubu severek kabul ediyorlard. Fakat, imdi ulusal "gelime", bir zamanlar sadece aznlk ve damgalanm gruba ak olan yolda herkesin ilerlemesini ngrmektedir. Bir zamanlar devletin kolaylkla salan aznlklar koru mada kar vard. imdi ise devletin kar, aznl ekonomik tekellerden uzak tutmaktr ve aznln far- kedilir durumu ve servetinden dolay ona sahip kma yarak ve onu aalayarak daha geni nfusun honut suzluunu gidermeye alr. Bylece kanlmaz olan 179 gerekleir. Bu durum kurbanlar dnda herkes iin zevkli fakat hazin bir aalama oyunudur, ounlu un hazz iin bir zamanlar haset duyulan grubu hedef almtr. Bu lezzet, aalanm aznlk tarafndan bo altlm mevkilerin miraslarndan oluan kstl bir gruptan ok daha geni bir kesim tarafndan tadlr ve bu da, devlet iin siyasal bir cazibe yaratan nemli bir siyasal hf.saptr. Bu koullar altnda aznlk da, Kyistan gmen i ilerinin karlatklar farkl koullardan doan ben zer seeneklerle kar karyadr. Asimile olabilir; ve bazen geekten de tm aznlk ya da hatr saylr bir kesimi bunu baarl bir ekilde gerekletirmektedir. Ya da baka bir yolu seerek kendini uzmanlndan ve aznlk statsnden uzaklatrmaya alabilir ve artk uzmanlk d, sradan ve taze ulusal kltrn yeni bir koruyucusu olarak yepyeni bir durum yaratr. Dalm bir ehir nfusunun balca sorunu gerekli ulusal topraklarn kazanlmasdr. Kyistanl kyller kyl olduklarndan dolay, yaknda Kyistan Krall daha sonra da Sosyalist Kyistan Halk Cumhuriyeti haline gelmeye aday olan bir topraa kanlmaz ola rak sahiptiler. Peki bu durumda, ok az ya da hi top rak ba olmayan ehirli, uzman ve dank grup ne yapacakt? *Bu tr ulusuluklar iin, toprak elde etmek ilk ve belki de en nemli sorundu. Helenler ilk nceleri, hiye rariyi alt st ederek iktidar ele geirip Bizans yeni den canlandrmak amacyla Osmanl mparatorluun dan ayrlmay pek dnmemilerdi, tik Yunan ayak lanmas da Yunanistan topraklannda olmad, Yunan llarn aznlk halinde bulunduu imdiki Romanya'da oldu. stelik Osmanl sistemindeki durumlar da ol 180 duka iyiydi. imdiki Gney Yunanistan'n bir ulusal toprak olarak kullanm sonradan ortaya kd. Baarl diaspora ulusuluunun en mehur ve dra matik olan sraildir. Ve Hugh Trevor-Roper'in deyi miyle "Avrupa ulusuluklarna en az benzeyendir"1. (Bylece, Avrupa'nn sorunu, Asya'da yeni bir sorun yaratlarak zmlenmi oldu. srailliler bunu yeni yeni dnmeye balyorlar. Diasporada iken Yahudi dini Kuds'e atf yapyordu; Kuds'e dnnce, yan-la- ik Siyonizm bir sre ondokuzuncu yzyl Avrupasmn artk eskimi sosyalist ya da halk klielerini kullan d.) Neredeyse ikibin yllk tarih Yahudilere toprak b rakmamt, hele srail zerinde hi bir yerleri olama mt; bu tarih, otarik modern bir devletin, geschlos sener handelstaat (kapal ticaret devletinin) temelini oluturacak dengeli bir halk yaratmak yerine, Yahudi- leri, ba^ka toplumlann yaplar iinde sreklilii olma yan ancak olduka yksek uzmanlam tabakalar ha linde yaatt. Eninde sonunda, nce Dou Avrupada sonra da Yahudi soykrm dneminde boydan boya tm Avrupa'da srdrlen eziyetin yaratt etki saye sinde bu olaanst dnm baarld. Bu eziyetler, geleneksel organik i blm trndeki uzmanlam topluluklar a sona erdii zaman, kltrel adan farkedilebilen, ekonomik adan ayrcalkl ve siyasal adan savunmasz topluluklar ne tr bir akibetin beklediini hereyden ok daha iyi bir biimde ortaya koymaktadr. Yahudi olaynda ortaya kan insanlk dnm dnyadaki akmn tersine ilemiti: ehirli, st dzey 1 Hugh Trevor-Roper, J ewish and Other Nationalism, Londra, 1962. 181 de okur-yazar, incelmi ve kozmopolit halk en azndan ksmen topraa dnm ve daha ie dnk hale getiril- midi. Normal olarak kyllerden szedip ehirliler reten ulusal sre kendi lafzyla tersten ilikilidir. Bu noktada, kyl yedekler yapmak gerekiyordu. Gerek ten de bunlar baz nemli kabile zellikleri olan kyl ler haline geldiler: etkin rolleri hem reticilik hem de askerlik olan birimlerden oluan bir eit yerel rgt lenmeydi bu. ehirli gemii olan insanlardan bylesi bir kabile insan-kyl retmek kolay anlalabilir bir i deildir ve bu kyl-asker yedekler aslnda bir eit laik keilik dzeni tarafndan yaratlmt. Bunun ise bir ideolojiye gereksinimi vard ve tarihsel bir raslant ile, dzenin yeni adam rettii entellektel ortamda sosyalizm ile poplizmin kvaml bir karm yaygn ve geerli oldu. Bu ideolojinin kyllk ncesi, ibl m kart, kollektivist temalar ama iin idealdi. Ki- butzlarn, kurucular tarafndan mid edildii gibi, modern insan iin iyi bir hayat temin edip etmedii hl bir sorudur; fakat, bu topra, nemli lde e- hirlemi ve burjuvalam nfuslardan gelen halk ye niden yerletirmek ve askeri bir kriz durumunda en az ve zgn yollarla savunabilmek iin etkin bir mekaniz ma olarak ele alndnda, kibutzlar olduka olaans t ve rakipsiz ktlar. Toplumsal dnm, kltrel olarak yeniden can lanma, toprak elde etme ve szkonusu toprak zerinde nceden iddias bulunanlarn doal dmanl ile ba- etme sorunlar, diaspora ulusuluklarnn karlatk lar olduka zel ve ciddi problemler sergiliyor. Ufak da olsa eski bir toprak parasn elinde bulunduranlar daha az vahim sorunlarla karlaabilirler. Fakat ulu sal seenee ynelmeyen diaspora kltrnn kar 182 karya bulunduu sorunlar, ulusuluu benimseyen- lerinki kadar vahim ve trajik olabilir. Ulusu zm den yana olanlarn davalarna sarlmalarna yol aan durvmun, aslnda asimilasyon seeneinin fecaati ol duunu syleyebiliriz. Ulusuluu semedikleri takdirde diaspora halkla rnn karlatklar durumun vahameti ve tm bunla rn, tarm dzeninden sanayi dzenine geiin genel niteliinden karsanabilecei, diaspora ulusuluunu bizim ulusuluk teorimize kart-rnekler olarak ne srmenin olduka hatal olduunu gstermektedir: Yunan ve Ermeni ulusuluu, genellikle daha zen gin olan ve modem Avrupa'nn zenginlik yaratan eko nomilerini, kendi Mslman-Osmanl beylerinden da ha iyi anlayan halklar arasnda dodu.1 1 Nationalism in Asia and Africa, Elie Kedourie (ed.), Londra, 1970, s. 20. Ayn kitapta (s. 132) Profesr Kedourie, endstriyel top lumsal rgtn kltrel trdelii yaratt doktrinini sorguluyor: "ok-dilli toplumlarda byk sanayi yatrmlar kklemi ve geli mitir: ondokuzuncu yzylda Bohemya'da, ve Amerika Birleik Devletlerin'de, yirminci yzylda ise Hong Kong, srail, Fransz Ce zayir'i, Hindistan, Seylan ve Malaya'da..." Sanayi yatrmlarnn sadece kltrel olarak nceden trde olmu toplumlarda yaplabilecei hibir zaman iddia edilmemitir. Teorinin ne srd, sanayi ekonomisi kltrel adan trde ol mayan bir toplumda kurulduunda, ortaya kacak gerilimlerin ulusuluu douracadr. imdiki in rejimi altnda yaamak iste meyen ve topluluu meydana getirme ilkesi irredantist zlemlerin yokluuna dayanan inlilerin yerlemi olduu Hong Kong'u geici olarak darda brakrsak Kedourienin listesinde yer alan dier her lke teoriye kart-mek oluturmak yle dursun bunu dorular niteliktedir ve gerekten de teorinin nerdii modelin somut pradig- malann oluturur. Bohemya, hem Alman hem de ek kkenli eski ulusu eylem ve teori kaynayd; Birleik Devletlerin eitim siste mi, trde olmayan gmen nfusu, buna maruz kalan halkn iten 183 Kyistan rneimizde, ulusuluk, kendini kltrel olarak farkl tutan ve dolaysyla ulusu seenee zor lanan, ekonomik ve siyasal adan ayrcalkl olmayan halklar tarafndan dile getiriliyordu. Fakat, sanayile me srecinin balad anda ekonomik adan pek de kt bir durumda bulunmayan (hatta iyi olan) ancak aznlk statlerinden dolay siyasal adan avantajsz olan halklarn kltrel olarak farkediliinin yaratt ekilmez durum, ayn genel varsaymlarn sonucudur ve tabii ki kendine zg yoldan ayn sonuca ynelir. zellikle ekonomik adan zayf olan durumlar zerin de dikkatleri toplamak, ki bu durum belli bal tipik- olaylarda geerlidir, bizim konumumuzu karikatrize etmek olur. Sanayi dzeni, ekonomik ya da siyasal a dan avantajl ya da avantajsz durumlarn "etnik" ola rak tanmlanabilmesini engelleyerek siyasal birimler iinde en azndan olduka przsz bir hareketlilik yaratacak kadar trdelik gerektirir. rzasyla etnik olarak trde bir nfus haline getirmekle hre yapmtr. Saylan tm dier lkelerin hepsi de, bazlar an baz lan da trajik bir biimde olan ulusuluu sergilemektedirler. Hin distan'da kltrel trdeliin bazen linguistik eitlilikle kesitii dorudur: Hindular ayn dili konumadklar zaman bile "ayn dili konuurlar". Fakat teori bunu engellemiyor. 184 ULUSULUUN GELECE g Ulusuluk konusundaki genel tehisimiz basittir. nsanlk tarihinin aamasndan kincisi tarm, ncs ise sanayi adr. Tarm toplumunun baz genel nitelikleri vardr: nfusun ou tarm reticile rinden, kyllerden olumaktadr. Bu toplumun sade ce aznl askeri, siyasal, dini ya da ekonomik uzman lardan meydana gelir. Tarm nfuslarnn birou, ta rm ann iki byk baka yeniliinden etkilenmi tir: merkezi hkmet ve yaznn kefi. Tarm toplumu, kendisinden nceki ve sonraki top- lumlardan farkl olarak, Maltuscudur: Hem retim hem de savunma gerekleri onlar byyen bir nfusa zorlamtr. Byyen nfus da eldeki kaynaklar zorla dndan zaman zaman felaketler olmutur. Bu top lumda ileyen canalc etken, yani yiyecek retimi, siyasal merkezileme ve okur-yazarlk kltrel ve si yasal snrlarn nadiren akt bir toplumsal yap oluturur. Sanayi toplumu ise olduka deiiktir. Maltuscu de ildir. Nihai olarak daha byk bir nfus bymesini aan ve caydrc, zerinde dnlm bir ekonomik 185 byme zerine kuruludur ve buna dayanr. Sanayi toplumunun iindeki evrensel okur-yazarlk, hareketli- lik ve dolaysyla bireycilik, siyasal merkezileme, ma liyetli bir eitim altyapsna duyulan gereksinim gibi eitli etkenler, siyasal ve kI trel snrTarn esasta a kt bir durum yaratr. Devlet hereyden ok bir di nin deil bir kltrn koruyucusu ve kanlmaz ola rak trde olan ve standartlatrc bir eitimin srd- rcsdr. Bu eitim sistemi, byyen ekonomi ve hareketli toplumda bir iten dierine kolaylkla gei yapabilen ve eyalardan ziyade anlamlar ve insanlar ynlendiren ileri yapabilen trden bir personel yeti tirebilir. Bu adamlarn ou iin sahip olduklar klt rn snrlar, hereyi olmasa da ie alnabilmelerini ve dolaysyla onurlarn da snrlandrr. Tarm ann kapal ufak topluluklarnn ounda kltrn snrlar dnyann snrlaryd ve kltr ge nellikle alglanamayan ve grnmeyen bir eydi: kim se kltr ideal bir siyasal snr olarak dnmezdi. Artk kltr hareketlilikle grnr hale gelmitir ve insann ie alnabilirlik apn genileten kiisel hare ketliliinin de snrn izmektedir; dolaysyla kltr doal siyasal snr haline gelir. Bunu byle dnmek ulusuluu, sadece toplumsal hareketlilik olanaklar endiesine indirgemek anlamna gelmemelidir. nsan lar kltrlerini gerekten severler, nk artk, olduu gibi kabul etmek yerine kltrel atmosferi alglayabi lirler ve bunun dnda nefes alamayacaklarn ve kim liklerini tamamlayamacaklann bilirler. Eitimini grdkleri st (okuryazar) kltr; oun luk iin, kimliklerinin, yaam sigortalarnn ve gven liklerinin z olan en deerli yatrmdr. Baz istisna lar dnda esas olarak ulusu zorunluluu yani kltr 186 ile siyasal kimliin akt durumu tatmin eden bir dnya ortaya kmtr. Ulusu ilkenin gereklemesi, sanayilemenin ilk knn nkoulu deildi ancak onun yaylmasnn bir sonucuydu. Ulusu idealin, uzaktan yakndan uygulanmasn salamak bir yana dile getirili biimine dahi nayak olmayan bir dnyadan bu ideali (hatal bir biimde) her zaman geerli ve aikr gsteren bir dnyaya gei yaplmtr. Bylece ulusuluk etkin bir kural haline gelmi ve birok yerde de uygulamaya konulmutur. Bu gei dnemi kanlmaz olarak ulusu eylem dne midir. nsanolu sanayi ana, genellikle ulusal ge rekliliklere ters den kltrel ve siyasal kuramlarla geldi. Toplumu bu yeni zorunluluklarla uyumlu kl mak kanlmaz olarak alkantl bir sretir. Ulusuluun en iddetli safhas, sanayilemenin ilk aamas ve yaylmas ile birlikte yryen safhadr. Bir dizi zdrapl blnmenin birbiriyle akt anlarda istikrarsz bir toplumsal durum yaratlmtr: keskin siyasal, ekonomik ve eitsel eitsizlikler vardr. Ayn zamanda kltrn snrlaryla akan yeni ynetimler domaktadr. Bu koullarda, bu oul ve birbiriyle ke sien eitsizlikler bir bakma grnr, belirgin ve ko layca anlalabilen etnik ve kltrel eitsizliklerle ayn zamana rastlarsa, o zaman, ortaya kan yeni birimle rin etnik bayraklar altna toplanmasna yolaarlar. Sanayileme, kanlmaz olarak deiik zamanlarda deiik yerlere ve gruplara gelir. Bu da erken sanayi lemenin patlayc karmnn (zaman ve gelenek ta rafndan kutsallatrlmayan yer deitirme, hare ketlilik, mzmin eitsizlik) nerede olursa olsun klt rel farkllamann olas atlaklarnn ve boluklarnn 187 peine dmesini salar. Zamann mikroplu eitsizlik leriyle tam bir atma halinde olmasa da bu sre iinde muhtemel geerli sanayi devletlerini tanmlaya rak etkinlikle harekete geirilebilecek ulusuluklarn ok az byle bir eyleme ynelir. Modernlemenin akn tl dalgas dnyay sardnda, bu akm, u veya bu zamanda hemen hemen herkesin, mutlaka haksz mu amele grdn hissetmesine ve sulular da baka bir "ulus'un insanlar olarak grmesine yolaar. Eer bu kimse, kurbanlar da kendisi gibi ayn "ulus"tan kimseler olarak tanmlyorsa bir ulusuluk domu de mektir. Ve eer baarabilirse ki, hepsi bunu baaram yor, o zaman bir "ulus" da bylece domu olur. Ulusuluun modern dnyaya getirdii "yan snr lar" ieren siyasal sistemin bir dier unsuru da ekono mik rasyonalitedir. Stat deiiklikleri belirli ya da zorlanm deil fakat gizli ve reddedilmi iken, toprak snrlar izilir ve resmileir. Kt bir hreti olan ge limi ekonomiler, kendi devletleri tarafndan etkin bir ekilde korunmayan yeni domakta olan ekonomileri abluka altna alr ve engeller. Ulusal devlet, sadece bir kltrn deil ayn zamanda yeni ve balangta nazik olan ekonominin de koruyucusudur. (Genellikle bir di ni koruma konusunda kar kalmamtr). Eskiden sadece kyller ya da sadece ehirli uzmanlardan olu an bir tabakadan doan modern ulus rneinde devle tin, etnik bir grubu dengeli bir ulusa dntrmek ve ekonomisini gelitirmek yolundaki karlar tek ve ay n grevin eitli ynleri haline gelir. imdi sorumuz ulusuluun, gelimi ve belki de bir anlamda tamamlanm sanayileme anda bal ca g ya da genel bir siyasal zorunluluk olmaya de vam edip etmeyeceidir. Ulusuluun, ekonomik by- 188 me konusundaki al henz giderilememi olduun dan, bu soruya verilebilecek herhangi bir cevap ka nlmaz olarak speklatif olacaktr. Speklasyona gir menin de hereye ramen bir yarar vardr. ve top lumsal hareketlilik iin byme belirtileri tartma mzda ne kmt. Birok iin iletiim ile balants nedeniyle glenen srekli i deiimleri, eylerin de il anlamn ynlendirilmesi, en azndan bir miktar toplumsal eitlik, ya da azalm toplumsal mesafe ve standartlam ve etkin bir biimde paylalan bir ile tiim ortamna ihtiya uyandrmaktadr. Bu etkenler, modern eitlikilik ve ulusuluk altnda yatan etken lerdir. Doymu bir sanayi toplumu yeniden stabilize olup hareketsizleirse ne olur? Bu sorunun klasik yaratc bir deerlendirmesi Aldous Huxley'in Brave New World adl eserinde bulunmaktadr. Doymu bir sana yi toplumu gerekten de anlalabilir bir durumdur: mmkn olan tm teknolojik yeniliklerin bir gn tke neceini dnmek iin bir sebep olmamasna ramen, bir noktadan itibaren daha ileri teknik yeniliklerin, toplumsal yap ve genel olarak toplum zerinde an laml bir iz brakamayacak duruma gelmesini dn mek iin bir neden vardr. Bu nedeni, bir adamn, bir raddeden sonraki zenginlikle artk yaam biimini ay n zenginlemeye uygun bir biimde deitirmesinin anlam kalmamtr yollu benzetmeye dayandrabili- riz. Bu benzetme geerli ya da geersiz olabilir ancak bu sorunun cevab konusunda emin olmak zordur. Ge ni anlamnda insanolu iin zenginlie doyma a henz ok uzak grlmektedir, bu nedenle de konu bizi u anda acilen etkilemiyor. 189 Ancak tartmamzn byk bir ksmnn, dnya ekonomik bymesine ve bylece de yeniliklere ve meslek deiimine kendini adamann sonularna da yandn belirtmekte yarar var. Tartmamz ayrca, bolluk vaadine ya da genelletirilmi bir Danegeld'e (vergilendirmeye) dayanan bir toplumun srekliliini de ngrmtr. imdi geerli olmalarna ramen bu varsaymlarn daima byle kalmalar beklenemez (by le bir toplumun bir nkleer ya da benzeri felaketle yo- kolabileceini dlasak bile). Kltrel olarak trde, hareketli ve orta tabakada byk lde yaplamam olan toplum, byk bir altst olu ihtimalini gzard etsek dahi, ilelebet srmeyebilir; byle bir toplum ar tk varln srdremediinde, ulusuluun toplumsal temeli olarak ortaya koyduumuz ey gl bir biim de deiime urayacaktr. Fakat bunu grmeye bizim mrmz yetmeyecektir. Daha ksa vadeli baktmzda, ulusuluun deii me uramasn bekleyebiliriz. Daha nce de belirttii miz gibi ulusuluun en ciddi aamas, endstriyel a dan birletirilmi siyasal ve eitsel adan hak sahibi olmu nfusla yeni dnyann eiinde durup da henz ieriye girmemi bulunanlar arasndaki en mthi fark dneminde olmutu. Ekonomik gelime ilerledike bu fark darald (yine de ktmser iddialar olduunu sylemeliyiz). Mutlak anlamda bu uurum bymeye devam edebilir, fakat ayrcalkl olanlarla olmayanlar bir dzeyin stne ktnda o kadar ciddi olarak his sedilmez. Alkla yeterlilik arasndaki fark keskindir; genellikle sembolik ve yapay olan sslerin daha az ve ya daha ou ile yetinme arasndaki fark ise o kadar byk deildir; hele hi olmazsa ismen eitliki bir sa nayi toplumunda bu tr glerin hep ayn tarz olduu dnlrse... Ulusal hararetin mzminliinin azalmas atalet- kart aznlklarn sahneyi terkedecei anlamna gel memektedir. Onlarn modern dnyada kaderleri dai ma trajik olmutur ve bu trajedilerin tekrarlanmaya cana inanmak safdillik ya da kolayc ve istenmeyen bir iyimserlik olur. Olgun bir sanayi toplumu yeleri iin przsz bir iletiim ve przsz bir hareketlilik ister. Birincisini elde edebilmek olgunluun kouludur; sonuncusu kaypak bir grnmdedir. Hareketliliin, varolduu yerlerde engellenmesi, sanayi toplumunun en ciddi ve en isyankr sorunlarndan biridir. Uluslar arasndaki servet farklar da artabilir, fakat, bu serve te sahip olanlarla olmayanlar arasnda bir snr zaten varolduundan bu gerilim ikiye katlanamaz; ulusuluk bak sndan bu konu ddr. (imdilik, siyasal a dan egemen olan tm bir "proletarya uluslar" snfnn zengin uluslara kar toplu dmanl olasln bir kenara brakyorum. Eer byle birey olursa, naslsa bu ulusuluktan baka birey olacaktr. Yoksullarn uluslararas dayanmasn ortaya serecektir.) yley se, sanayi sisteminin yaylmasyla halklar arasndaki zenginlik farklar eer azalrsa sonraki ulusulua ne olacaktr? Bu sorunun cevab henz ak deildir, an cak bizi uzak sahnelerden ok daha yakndan ilgilen dirmektedir; nk nemli sayda lke sonunda bu artlara erimitir. Hem teorik nermelerimizin belir tilerine hem de somut, ampirik tarihsel kantlara ba kabiliriz. Bunlarn byk bir ksm oktan elimizin al tndadr. Herey aslnda sanayi kltrnn doasna baldr. 191 S A N A Y K L T R -B R YA D A B R O K ? Sanayi toplumlannda kltrn gelecei asndan iki olas gr ve temsil ettikleri kutuplar arasnda birok ortayolcu uzlama noktalar vardr. Benim dn ya, tarihi anlaym ak ve basittir: insann byk aamas, -avc/toplayc, tarm ve sanayi-, sorunlarm z belirler ancak zm belirlemezler. Baka bir de yile, Marksizm iki trl hataldr: sadece zarif, ekono mik ve genel olarak kabul gren bu l aamay (Comte, Frazer ya da Kari Polanyi gibi l birlik "tri- nite" yanllar bunun unsurlarn doru tanmlayp ta- nmlamasalar da haklydlar) arparak arttrmakla kalmam, fakat hereydan fazla her aamada z mn de sorun gibi belirlen ebildiini ileri srmtr. Maddi hayatn retim biimi, hayatn toplum sal, siyasal ve duygusal srelerinin genel ka rakterini belirler... Geni hatlanyla Asya tipi, eski, feodal ve modem burjuva retim biim lerinden szedebiliriz. Bu retim biimleri toplumun ekonomik oluumunun ilerici evre leridir.^ Fakat genelde, toplumun eldeki ekonomik temelle belirlenmesi geerli grnmyor. Ne avc ne de btn tanm toplumlar birbirlerine benzerler. Marksist tarih felsefesinin zellikle en bell yan, en nemli st-yap zelliklerinin (devlet ve okuryazarlk) gerekten tayin edici olan altyap deiimi ile, yani yiyecek retiminin balad nokta ile balantl olmamasdr. Eer J a mes Woodburn hakl ise, avc toplumlar kategorisi 1 K. Marx, Ekonomi Politiin Eletirisine Katk eserinin eitli basklarndaki ve evirilerindeki nsznde. 192 iinde daha o dnemde nemli bir yapsal deiim ol maktadr. Bu da, hemen elde edilen kazan ile gecikti rilmi kazan diye ayrabileceimiz avc ve toplayc ekonomilerdir. Geciktirilmi kazan, uzun vadeli bir ykmllk iin ahlki ve kurumsal bir temel yaratt ndan, o yndeki basklar ilerlik kazandnda ve teknik aralar salandnda tarmsal gelime iin r gtsel n-koullara sahiptir.1 Zamanla grevlerin b lm, dnce eylem alkanlklar dourmaktadr, bu da yiyecek retiminde alan bireyler arasnda rol lerin srekli olarak uzmanlk kazanmasn mmkn klar. Eer bu byleyse o zaman bir byk toplumsal- yapsal deiim, nceki yiyecek retimine byk sra y aamasndan nde gelir; hi phe yok ki dier b yk yapsal deiim, yani devlet kurma bunu izler ve herhangi bir biimde dorudan ya da tek bana buna bal deildir.2 nsanolu, herkes iin elenceye zaman olan avc-toplayc devletten sadece ynetici sekinle rin elence zaman olduu tarm devletine ve sonra da hi kimsenin elenceye zaman olmad bir i ahlknn hkm srd sanayi devletine geti. Ya da elence iin hi gecikme olmayan bir durumdan bi raz gecikme olan, ve nihayet de sonsuza kadar gecik me olan bir duruma getik. 1 J ames Woodburn, "Hunters and Gathers today and recons truction of the past", E. Gellner (der.), Soviet and Western Anthro pology, Londra ve New York, 1980. 2 Ampirik ya da teorik, Marksizmde toplumsal yap ile styap arasndaki dzenli bir ilikinin doktrininin sorunlar ve toplumsal gelimenin tek izgili bak as tekredildiinde, ortaya kacak va him sorunlar Sovyet dncesinde belli bir lde deerlendirilmek tedir. rnein baknz Eero Loone, Sovremennaia Filosofia slorii (ada Tarih Felsefesi), Tallin, 1980, zellikle I V. Blm. 193 Demek ki, genellikle toplumun maddi olarak belir lenmesi fikrini darda brakmalyz. Fakat bu sanayi toplumu iin de uzun vadede byle deil midir? En azndan sanayi toplumunun genel ekli onun retici alt yaps tarafndan zgn olarak belirlenir mi? Cevap yeterince ak deildir, avc ve tanm toplumlannn ter sine ak bir kant tarafndan hi belirlenmemitir. Sa nayi insannn eninde sonunda eski avc>ve kyl ata lardan daha az toplumsal seeneklere sahip ol abi l ece i sylenebilir. Tm sanayi toplumlannn eninde so nunda birbirlerine benzeyecei tezi doru ol abi l i r ya da ne olursa olsun sonunda byle olacaktr. zellikle kltr ve ulusuluk balamnda ne bekleyebiliriz? ncelikle bu akma tezini ele almak yerinde bir hareket olabilir. Diyelim ki sanayi retim biiminin zgn olarak toplumun kltrn belirledii bir du rumla kar karyayz: ayn teknoloji, insanlan ayn trden bir faaliyete, ayn hiyerari biimlerine srk lyor ve varolan teknikler ve retim hayatnn gerek lerinden dolay ayn tr elence biimleri ortaya k yor. Farkl diller muhtemelen varlklarn srdrecek lerdir: fakat onlardan beklenen toplumsal yararlar, sa hip olduklan anlamlar daha geni bir biimde payla lan sanayi kltr iindeki herhangi bir dille ayn ola caktr. Byle bir dnyada bir dilden dierine geen bir in san yeni bir kelime haznesi renmek zorundadr, ben zer eyler ve durumlar iin yeni kelimeler ve en kts tamamen linguistik anlamnda yeni bir grameri ren mek zorunda kalabilir; fakat tm bunlar insann uyum salayabilmesi iin kendisinden beklenebilecek eyle rin snrdr. Ondan yeni dnce biimleri istenmez. Eski ve bilinen bir ihtiya iin yeni bir deyimi bulmak 194 tan baka bireye ihtiyac olmadndan emin bir bi imde bir deyimler szl tayarak turistler gibi ida re edebilir. Turist bir blgeden dierine gider ve bilir ki, her birinde insann ihtiyalar oda, yemek, iki, pet rol, turizm ofisi ve birka baka eyle snrldr. Ayn ekilde, akma tezinin tamamen geerli olduu bir durumda, kambiyo kurlarnn olduka istikrarl, sabit ve gvenilir olduu iyi-ileyen bir uluslararas kav ramsal sistem iinde diller aras uyum bir szel ere venin yerine bir dierini koymak gibi basit bir i ola caktr. Bunda aka bir doruluk pay vardr. Sanayi top lumu, karmak bir iblmne ve lke iinde olduu gibi uluslararas dzeyde de bamlla sahiptir. zen gstermelerine ramen ulusal devletler fazlasyla uz manlamay ve dierlerine baml olmay sememele rine ramen, i ticaret ve ona elik eden kavramsal ve kurumsal akma ok fazladr. Kredi kartlarnn De mir Perde lkelerinde geerli oluu ok nemli bir ko nudur. nsan aklindakini serbeste szcklere dkeme- dii lkelerde serbeste kredi kart kullanlabiliyor. En azndan bir tek sosyalist lkede dolar yasal olarak kur olabiliyor. Herkes tarafndan bilinen uluslararas ve ideolojiler st bir genlik kltr var. Sanayi anda ancak st-kltrler nihai olarak et kin bir biimde varlklarn srdrebiliyorlar. Folk kltrleri ve kk gelenekler ancak dil ve folkloru ko ruyan toplumlarda yapay olarak yaayabiliyorlar. Da has, sanayi toplumlarnn st kltrleri genelde st kltrler arasnda zel bir yere sahiptirler ve tarm toplumlarndan daha ok birbirlerine benzerler. Sana yi toplumlar ortak bir kavramsal temele ve bilinli olarak tm dnyay kapsayan bir ekonomiye baldr 195 lar. Bir zamanlar farkl ilahiyatlaryla, kltrel olarak zgn ve zel kavramsal sistemlerinden derinden etki lenmi eski st kltrlerden daha ok rtrler. Btn dorular bu mudur? Eninde sonunda, etkin sanayilemenin tketimiyle birlikte sadece iletiimin yapay alametlerinin deiken olduu zamanlarda ve szlerin ve eylemlerin semantik ve toplumsal ierii nin blgesel deil uluslararas hale geldii zaman, kl trler aras ve diller aras farklarn, sadece fonetik farklara indirgeneceini mi dnmeliyiz? Eer byle olsayd eitli "diller" arasndaki iletiim kopukluu gzard edilebilecek kadar az olabilirdi ve dier yan dan toplumsal boluun da, eitli linguistik ve klt rel gemilerin atalet-kart, hareketlilii engelleyici etkisi ayn ekilde nemsiz hale gelebilirdi. Bundan byle de hibir ulusu engelleme kltrler aras dost luu ve evrensellii bozamaz. Baz blgelerde bir lye kadar buna benzer baz durumlar olmutur bile: gelimi sanayi lkelerinin st uzman katmanlarnn iyi yetitirilmi, her ikisi de eit derecede incelikli olan yeleri, birbirlerinin lkele rini ziyaret ettiklerinde pek rahatszlk duymazlar ve gerek anlamnda birbirlerinin dilini ne kadar iyi kul lanp kullanmadklarna aldrmakszn kolaylkla uyum salayabilirler. Uluslararas irketlerde mutlu lukla ibirliine girerler. Zaten birbirlerinin dilini ko- numasalar bile "birbirlerinin dilini konuuyorlar "dr. Bu dzeyde artk uluslararas bir i piyasas, karlkl ii alverii balamtr. Fakat bu durum genelleebi lir mi ya da genelleecek midir? Erken ulusuluun iti ci gc olan entellektellerin, artk ulus devletleri dnyasnn iinde olmalar bir tezat deil mi? Entel- lekteller, bir zamanlarn uluslararas ruhban takm 196 ve ulemas gibi, en byk kolaylkla ve en az nyargy la devletler arasnda gidip gelen kiilerdir. Eer bu uluslararas hareket zgrl genelleirse ulusuluk bir sorun olmaktan kacaktr; en azndan kltrel farkllklarn dourduu iletiim kopukluklar zemsizleecek ve artk ulusal gerilimlere yol amaya caktr. Ulusuluk daimi bir sorun ve siyasal ve klt rel snrlarn akmasnn neden olduu ulusal zorun lulua kar kmaya yeltenen her ynetimin zerinde sallanan Demokles'in klc olarak ortadan kalkacak ve daimi ve ciddi bir tehdit olmaktan kacaktr. Esas ola rak trde olan, semantik deil fakat sadece fonetik ve yzeysel bir ayrma sahip dillerle farkllaan sanayi kltrnn bu hipotetik evrensel sreklilii iinde, ulusuluk a, gemiin bir olgusu halini alacaktr. Ben bu olgunun bir gn geeceine inanmyorum. Bu noktada J . F. Revel'i izleme eilimindeyim. Les peuples ne sont pas tous les mmes. I ls ne l'taient pas dans la misre, ils ne le sont pas dans le luxeA (Uluslarn hepsi birbirine benzemez. Yoksulluklar da farkldr, lksleri de.) Sanayi retiminin, zgn bir bilimin, karmak uluslararas bamlln ve sregelen iliki ve iletii min yaratt ortak basklar, hi phesiz imdiden bir miktar grdmz belli bir lde evrensel bir klt rel akma yaratacaktr. Bu da, kltrel ayrlktan doan iletiimsizlii, daha ok ve daha az ayrcalkllar arasndaki gerilimi trmandran olduka nemli bir et ken olmaktan karacaktr. (Dier atalet-kart zel- 1 J .F. Revel, En France, Paris, 1965. 197 likleri, gerilimleri arttrp tahrik etmekten alkoyma- yacaktr.) Vatandalarnn byk ounluunun, ha kim ve ekonomik adan etkin st kltre eriebilmek iin olduka iyi ve pek eitsiz olmayan imkanlarnn ol duu gelimi lkelerde, varolan eitsizliklerin su y zne kmad ve bir kltrel ve etnik a tarafndan siyasal olarak harekete geirilmedii yerlerde, bir mik tar ikincil kltrel oulculuk ve eitlilik tekrar orta ya kabilir ve siyasal adan zararsz olabilir. Genel anlamda bir gelime ve sosyal canllklara eit imkan larla eriebilmeye benzer bir durum var olduunda, il gili kltrler ya da ortak bir tarihe sahip bulunanlar, dosta birarada yaayabileceklerdir. svire'de Gris- sonlarn yaad Kanton'daki dil okluu, bu kanto nun siyasal birliini bir gerilime srklemi grnm yor. Ayn ey Bern kantonu iin sylenemez; burada J ura halk Almanca konuan birimden, svire Konfe derasyonunun yeniden organize edilmesini atmaya da girerek salayacak derecede ikayetiydi. Fakat, iki byk, siyasal adan yaayabilir, bam szl hakeden kltrlerin tek bir siyasal at altnda birarada yaamasn ve tek bir siyasal merkezin her iki kltr de mkemmel ve tam bir tarafszlk iinde koruyup bu kltrlere hizmet verebilmesini dnmek hl zordur. Ulusal devletlerin eitli artlar altnda koruyabilecekleri egemenlik dzeyi nceden kestirile bilir. Birlemi Milletler, blgesel konfederasyonlar ve ittifaklar gibi rgtlerin zorla dayatt egemenlik k stlamalar bu almamzn konusu deildir, burada tartlmas hi gerekmez. Fakat benzer bir ekonomik temele sahip olmalarna ramen kltrel yaam biim leri ve iletiim arasndaki farkllklarn, ayr bir hiz meti ve dolaysyla egemen olup olmadklarna bakl makszn ayr kltrel-siyasal birimleri gerektirecek 198 kadar byk kalacaklar yolunda gl bir eilim g rlmektedir. Dier an ihtimale ne demeli? Dier kutup, en az sanayi ncesi kltrler iin ileri srlen bir orantsz- lk ve uyumsuzluk derecesinin varolduu duruma te kabl eder. Antropologlar ve dierleri tarafndan sana yi ncesi kltrlerin ne denli tamamiyle orantsz ve kendi kendine yeterli bulunduunun hi bir ekilde ak olmamas bu soruyu karmaklatrmaktadr. Son zamanlarda moda olan karlatrlamazlk te zini an biiminde yle aklayabiliriz: her kltr ya da yaam biiminin kendiliinden deil gereklerden tr kendi standartlan vardr ve hi bir kltr, baka bir kltrn standartlar ya da evrensel ya da kltr ler st olduunu iddia eden standartlar (byle yksek ve dsal kurallar mevcut deildir) tarafndan redde dilmek bir yana meru bir biimde yarglanamazlar bi le. Bu tutum genellikle, eski inan ve gelenekleri aklc eletiriye kar savunan ve bamsz ve evrensel aklc standartlar grnn bir efsane olduunu iddia eden romantikler tarafndan bir nerme olarak ileri sr lr. Bu ekliyle byle bir tutum, bir kltrn, baka bir kltrn siyasal idaresine boyun emesinin daima haksz olduunu aka varsayd mddete zehirli bir ulusuluk anlamn tayacaktr. Karlatrlamazlk tezinin tanm toplumlarna da hi uygulanabilirlii konusunda derin phelerim var. Bu tezin, kltrler aras iletiimin ya da tanm ve sa nayi kltrlerinin karlatrmal deerlendirmesinin mmkn olduunu reddetmek iin meru bir biimde kullanlabileceine inanmyorum. Karlatnlamazlk tezi, mmkn olabilirliini ksmen, dtan mantken 199 \ bozulamayacak, ite ise kendi kendini srekli kantla yan bir biimde yaplanm ge tanm toplumlannn, kendini-mutlaklatran ve afaroz-edilemeyen resmi dinleri ok ciddiye alan eilimlerine borludur. Liberal eilimlere sahip kiilere artk itici gelen bu saygnl olmayan zelliklere ramen, bu dinlere bal bulunan lar, ok reklam yaplan at gzlklerini amay pratik te renmilerdir. Bunlar kavramsal olarak ift dile sahiptirler ve gemite de sahiptiler ve karl olan dan olmayana kolaylkla ve evkle gemeyi bilirlerdi. Grnte tek doru bizimdir deyip doruyu tekelleri ne alan dinlerin grevlileri, hereye ramen Dnya Ki liseler Konseyinin tartmalarna dosta katlmakta drlar. Rlativizmi amay nasl becerebileceimiz so runu ilgin ve zordur ve tabii ki burada zmlenme yecektir. Halbuki, burada sz konusu olan, bizim bu nun stesinden gelmeyi u ya da bu ekilde baard mz ve bir dizi kltr kozasnn ya da kurallarnn iinde hapsolup aresiz kalmadmzdr. Ve ok belli nedenlerden dolay (ortak kavramsal ve retim temel leri ve ok arttrlm toplumlararas iletiim) sanayi insannn tanm insanndan daha az yerel kltre esir olduunu dnebiliriz. Bu konuda doru, bana, ortada bir yerde duruyor gibi geliyor. leri sanayi toplumunun ortak ekonomik altyaps ve bunun kanlmaz belirtileri, insanlann kltre baml olduklarn, kltrn olduka geni alanlarda bir standardizasyona gereksinim gsterdii ni ve merkezi aygtlar tarafndan korunup hizmet ge rektirdiini gstermeye devam edecektir. Baka bir de yile, insanlar ie alnabilirliklerini ve toplumsal ka bul edilebilirliklerini, akrabalk ve yerel kurumlar ta rafndan temin edilemeyen srekli ve karmak bir 200 eitime borlu olmaya devam edecektir. Bu byle oldu una gre, siyasal birimlerin ve snrlarn tanmlan mas, kltrlerin dalmn kolaylkla gzden uzak tu tamayacaktr. Bylelikle, ufak ve zararsz istisnalar dnda, ulusuluun siyasal birim ile kltrn ak mas yolundaki zorunluluu geerli olmaya devam ede cektir. Bu adan baktmzda insan, ulusuluk a nn sona ereceini beklememelidir. Fakat ulusu elikinin keskinliinin azalmas bek lenebilir. Bu elikiyi keskinletiren ey, erken sanayi lemenin ve bu sanayilemenin dalmnn dzensizli inin yaratt toplumsal uurumlard. Bu toplumsal uurumlar belki de, tanm toplumunun gz krpmadan tahamml ettiinden daha kt deildi, fakat artk bunlar uzun mr ve grenek tarafndan yumuatlm ve merulatrlm da deildi. Ve bir bakma eitlik iin umut ve beklentiyi tevik eden ve hareketlilik ge rektiren durumlarda ortaya kyordu. Ne zaman ki kltrel farkllklar bu uurumlarn hudutlarn belir- lerlemek iin kullanlrlar, ite o zaman geekten de bir sorun vardr. Bunu yapmadklar zaman pek birey olmad zaten. Olduka istikrarl tarm toplumlannda devletler kurulduunda, "uluslar", etnik gruplar ulus u deillerdi. Ne kadar ezilip smrlseler de snflar, kendilerini "etnik olarak" tanmlayamadklan zaman siyasal sistemi alaa etmediler. Ancak bir ulus bir s nf yani aslnda hareketli olabilecek bir sistemde gr nen ve eit olmayan bir biimde dalm bir kategori haline geldiinde siyasal bakmdan bilinli ve aktif olabilir. Ancak bir snf "bir ulus haline gelirse, o za man kendi iinde bir snf olmaktan kendi iin bir snf ya da kendi iin bir ulus haline gelir. Ne uluslar ne de snflar siyasal katalizre benzemiyorlar: sadece ulus- 201 snflar ya da smf-uluslar byle olabiliyor. Marksizmi kurtarmaya, yeniden skp karmaya ya da kefetmeye uraan ilgin bir yazar bu gerei kabul ediyor.1Ge sanayi toplumu artk etnik zellik ler tarafndan harekete geirilebilecek bylesine derin toplumsal atlaklar oluturmuyor. (Ge sanayi toplu mu ak eitlikiliiyle grnr bir biimde elien, "rk" gibi atalet-kart zelliklerden gelebilecek zor luklarla karlamaya devam edecektir bazen de bun lar trajik olacaktr.) Ge sanayi toplumlar, yapay ol duklar ve insanlar arasnda gerek engeller yaratma dklar srece kltrel farkllklara, varolabildikleri yerlerde sayg duymak zorunda kalacakt. Ki bu du rumda kltrler deil engeller sorun yaratmaktadr lar. Eski folk kltrlerinin, yaldzl bir paket iinde su nulmann dnda yaamaya devam etmesi pek mm kn olmamakla birlikte bazen olduka eitli olan st kltrlerin uluslararas oulluu hi phesiz (ne mutlu) bizlerle yaamaya devam edecektir. Onlar s rekli yaatmak iin yaplan altyap yatrmlarna gve nebiliriz. Ksmen, bir ok lke bu kltrlerin snrlar na kendilerini uyarladklarndan dolay ve ksmen de ulusal zorunluluk, gelimi lkelerin nadiren arszca kar kabilecekleri bir saygnla yaygn bir biimde sahip olduklarndan ve ulusulukla yzlemekten mmkn mertebe kandndan; ite bu eitli neden lerden, ge sanayi toplumu (eer insanolunun bunun keyfini karmaya mr yeterse) daha sessiz ve daha sakin bir ulusuluun iinde varolabilecei bir toplum olabilir. 5 Naim, The Break-up of Britain. 202 ULUSULUK VE DEOLOJ Ulusuluu ele almzn belirgin bir zellii, ulus u fikirlerin tarihine ve tek tek ulusu dnrlerin katklar ve nanslarna kar bir ilgisizlik olmutur. Bu konudaki birok yaklamla karlatrldnda bu, belirgin bir ztlktr. Bu tavr, tarihte dncelerin ro lne kar beslenen genel bir nefretten domuyor. Baz dnceler ve inan sistemleri aslnda nemli bir fark yaratr. (En byk etkiyi yaratan eylerin iyi fikirler olmas art deildir. Baz fikirler iyidir bazlar kt dr, ve bazlar nemli bir iz brakrlar, bazlar ise b rakmazlar. Bu iki ztlk arasnda sistematik bir iliki yoktur.) rnein Hristiyanlk ve Marksizm olarak bili nen dnce sistemlerinin her ikisi de arzi idi: Her ikisinin de temalardan oluan bir yaps var. Bu yap, iine doduklar durumdan meydana km olabilir, fakat ayn zamanda, bu yapya, bir ismi ve bir tarihi gereklii ve sreklilii olan zel bir bileim olarak b tnln bir dizi dnr ya da vaiz kazandrd. Temalara uygulanan seicilie ramen bu btnlk bir lde varln srdrmtr. Dahas bu inan sis temleri bir kez ortaya ktklarnda, bunlann doktrin lerini (veya bazlarn) byk bir ciddiyetle ele alan ve 203 kararllkla uygulayan toplumlar zerinde hkm s- rebilmilerdir. Bu byle olduuna gre eer bu toplum- larn kaderini anlamak istiyorsak bazen bu toplumlara hakim olan inan sistemlerine biim veren dnrle rin kelimelerine, doktrinlerine ve tartmalarna daha dikkatli bakmak zorundayz. rnein Marx ve Engels'i 1870'lerde etkilemi olan, geri toplumlardaki komnal ruhun yaayabilmesi ve korunmasnn koullan zeri ne zel etnografik doktrinler, Marx'in dncesinde ok canalc bir biimde biraraya getirilmitir ve belki de bunun Sovyet tarm politikas zerinde tayin edici ve feci bir etkisi olmutur. Fakat bence, ulusuluk olgusunda ayn durum sz- konusu deildir. (Bu, tartma gtrmez nemine ra men balangta, ulusuluun neden akademik siyasal dnrlerin ilgisini pek ekmemi olduunu akla maya yardmc olabilir: ellerinde, dilerini geirebile cekleri iyi doktrinler ve eserler trnden malzemeler isterler.)1 Bunun nedeni, bir bakma, ulusuluun pey gamberlerinin dnce retme bakmndan Birinci Kmenin yaknlarna bile gelemediklerinden deildir. 1 Ulusuluun nemi ve bu konuda dnce alannda yaplan iler arasndaki orantszla Profesr Eric Hobsbawn'in "Some Ref lections on Nationalism adl makalesinde iaret edilmitir. I magi nation and. Precision in the Social Sciences, Essays in Memory of Peter Netti, T J . Nossiter. A.H. Hanson ve Stein Rokkan (derleyen ler), Atlantic Heights, NJ , 1972. Hobsbawn, bu makalesinde D. Mack Smith'in I I Risorgimento adl yaptndan, Mazzini'nin, Avru pa'nn gerektii gibi ulusu rgtlenmesi konusundaki -daha byk bir svire biiminde Slovenya'y ieren ve Macarlan, RomanyalI lar ve ekleri Hersek ile birletiren- baz tuhaf grlerine atfta bulu nuyor. Gene de Mazzini, talya dnda kltrel duyarllktan ziya de lek ekonomileri ve toprak btnl konularnda daha akla yakn grnmekteydi. 204 Sadece bu bile bir dnrn tarih zerinde ok b yk, gerek ve canalc bir etkisinin olmasn engelle mez. Birok rnek bunu kantlamaktadr. Ancak bu dnrlerin varlnn pek birey deitirmediini de sylemeliyiz. Biri dtnde hemen bir dieri onun yerinde bitiyordu. (Kendileri de buna benzer bir laf et mekten holanrlar ama bu anlamda deil.) Hi kimse vazgeilmez olmad. Ulusu dncenin kalitesi bu tr yedeklerle pek deiemezdi. Onlarn esas doktrinleri incelemeye bile demez. Dorudan ve kanlmaz olarak, ortak toplumsal duru mumuzdaki balca deiimden ve toplum, kltr ve ynetim arasndaki genel ilikideki deiimden ortaya kan bir durumla kar karya gibiyiz. Tam da bu ol gunun grnts ve yerel biimi byk lde hi p hesiz incelenmesi gereken yerel artlara baldr; fakat ulusu doktrinin nanslarnn bu koullar deitirme de nemli bir rol olduunu dnmyorum. Genel anlamnda, ulusu ideoloji yaygn bir yanl bilinlilik iindedir. Ulusuluun efsaneleri gerei alt st etmitir; gerekte bir st-kltr biimlendirirken folk kltrne dayandn iddia eder; gerekte ano nim bir kitle kltrn ina etmeye alrken eski folk toplumunu koruduunu ne srer. (Ulusuluk n cesi Almanya, ou krsal kesimden olan eitli toplu luklardan oluuyordu. Ulusuluk sonras Almanya ise esas olarak bir sanayi ve kitle toplumudur.) Ulusu luk, kendini, herkesin eriebilecei ve ancak ters bir krlk tarafndan ihlal edilebilecek belirgin ve ak bir ilke olarak grr. Olabilirliini ve zorlayc tabiatn ise, ancak, imdi biraraya getirebildii fakat insano lunun ouna ve tarihe yabanc olan bir dizi zgn ko ula borludur. Ulusuluk devamll vaaz eder ve sa 205 vunur, fakat hereyi, insanlk tarihindeki tayin edici ve laf edilmeyen gerek bir kopua borludur. Klt rel eitlilii vaazeder ve savunur ancak, hem ite hem de daha az da olsa siyasal birimler arasnda trdelii zorla kabul ettirir. Kendini alglay ile gerek tabiat tersten ilikilidir, dier baarl ideolojilerde eine rastlanmayan sahte bir tertibi vardr. Bunlardan dola y bana yle geliyor ki, genel anlamnda, kendi pey gamberlerinin almalarndan ulusuluu pek rene meyeceiz. Dmanlan zerinde alarak daha fazla renebi lir miyiz? Belki biraz daha fazla, ancak ok dikkatli ol malyz. Dmanlarn tek yaran bence, ulusuluu, kendi deerlendirmesi, kendi kavramlar ve kendi akl erevesinde ele almamay bize retmeleridir. Bunun tersini yapmak, yani ulusuluu kendi iinde deerlendirmek, modem koullara ok derin bir biim de sinmitir. nsanlann, kltrel olarak benzer yneti ciler ve ynetilenlerden meydana gelen trde kltrel birimler iinde yaamas gerektiini bir kural olarak kabul ederler ve bunun inenmesi bir skandal olur. Bu yaygn kandan bir ok neticesinde kurtulmak in sann kretmesi gereken bir durumdur. Gerek bir aydnlanmadr. Ancak Elie Kedourie'nin batan sona yapt gibi ulusuluun ilan edilmi dmann takip etmek ve ulusuluu, raslantsal olarak Avrupal dnrler ta rafndan ortaya atlm bir ihtimal, gzard edilebile cek bir sapma olarak grmek de ayn derecede feci ola bilir. Ulusuluk, yani trde kltrel birimlerin temel leri olan siyasal hayatn ve ynetenlerle ynetilenlerin zorunlu kltrel birliinin ilkesi, ne eyann tabiatn da, ne insanlann kalplerinde ne de genel olarak top 206 lumsal hayatn n koullarnda yazldr. Bunun byle- ce yazl olduunu dnmek, ulusu doktrinin kendi- iinde-tutarl olarak piyasaya srmeyi baard ulus uluk doktrininin sahteliidir. Fakat ulusuluk, ulus ularn ileri srdkleri gibi bir doktrin deil de bir ol gu olarak bir dizi toplumsal koulun iinde vardr; ve bu koullar bizim zamanmzn koullardr. Bunu inkr etmek, en azndan ulusuluu kendi kavramlaryla kabul etmek kadar byk bir hata olur. Bylesine geni ve yaygn bir gcn, birbirleriyle hi bir ilintisi olmayan noktalarda bylesine kuvvetle ve kendiliinden parlayan ve yalayp yutan bir orman yangnna dnmesi iin ok az yellemeye gerek du yulan byle bir alevin sadece feylozoflann ar derece de uuk kafa patlatmalarndan kaynaklandn ne srmek biraz tuhaftr, iyi de olsa kt de olsa bizim fi kirlerimiz nadiren bunlarnki kadar gldr. Ucuz kt, bask, yaygn okur-yazarlk ve kolay ile tiim anda birok ideoloji doar ve bizim admza re kabete girer; ve bu ideolojiler, tabiatn ulusuluk pey gamberlerine bahettiklerinden daha fazla edebi ve propaganda yeteneklerine sahip bulunan kiiler tara fnda formle edilir ve yaylr. Buna ramen samal n bu dier biimleri, insanlk zerinde ulusulukla hibir ekilde llemeyecek kadar az iz braktlar. Bu nun sebebi daha az edebi yeteneklere sahip olmalar deildi. Bir ans ii olarak da grlemez; bu deney dnyann o kadar ok yerinde birden tekrarlanmtr ki, eer ii ans ynetseydi insan rahatlkla, bir yerde bir doktrinin dier yerde bambaka bir doktrinin h km srd ok daha alacal bulacal bir model bek lerdi. Fakat durum byle deil: olaylarn ak birok yerde ok benzer durumlar gsteriyor. Ve amzn ge 207 nel toplumsal artlaryla bu ok hakim olan akm ara sndaki ak ve belirgin balantnn izini srebildiimi- ze gre, onsekizinci ve ondokuzuncu yzyllarn bala rnda Avrupa entellektel kaprisinin bir oyunu tara fndan ortaya atlan geliigzel bir fikrin raslantsal cazibesi yerine bu ba vurgulamaya rahatlkla hak kazanm saylrz. Dier hareketlerde pek byle olmamakla birlikte ulusuluk olaynda, fikrin ya da fikirlerin gerek tak dimi, kimin ne syledii ya da yazd pek farketmez. Ne art altnda olursa olsun esas fikir o denli basit ve kolaydr ki, herkes her zaman bunu uydurabilir. Ulus uluk fikrinin, ulusuluu her zaman doal grmesi nin ksmen nedeni budur. nemli olan hayat artlar nn bu fikri, birok baka durumda olduu gibi sama grmek yerine zorlayc klp klmaddr. Bu balamda, ulusuluk fikrinin yaylmas srasn da iletiimin oynad rol hakknda bireyler syleme ye deer. Bu kavram en azndan bilinen tek bir yaza rn ulusuluk tahlilinde ok nemli bir rol oynar1. Fa kat ulusuluk ile modem iletiimin kolaylklar arasn daki balantnn genelde takdimi biraz yanltcdr. Bir fikrin (ulusuluun) kendiliinden bir yerde bulundu u ve sonradan yazl anlatmla ve transistor ve dier iletiim aralaryla, bunlarla donanmam bir ada hibir ey hissetmeyecek olan ok uzak vadilerde kendi kendine yeterli kylerde ve kamplardaki dinleyicilere ulamasnn saland izlenimi uyandrmaktadr. Bu, soruna bakmann tamamen yanl bir yoludur. 1 K.W. Deutsch, Nationalism and Social Communication, New York, 1966. 208 letiim arac kendisine ilenmi fikri nakletmiyor. Bu aralara ilenenler pek az deer tayor: nakledilen zel mesajlarn iine konann ne olduuna baklmaks zn ulusuluun ekirdek fikrini otomatik olarak dou ran aslnda iletiim aralarnn kendileri yani soyut, merkez, standartlam ve bir kiiden ouna ulaan iletiimin yaygnldr. En nemli ve kalc mesaj, or tamn kendisiyle, modern hayatta iletiim aralarnn sahip olduu rolle yaylan mesajdr. Bu ekirdek me saj, nakledilenlerin dilinin ve slbunun nemli oldu udur, ancak bunlar anlayanlarn ya da bu anlaya sahip olanlarn ahlki ve ekonomik toplulua kabul edildii, anlamayanlarn ve buna sahip olamayanlarn darda braklddr. Btn bunlar kristal gibi ber raktr ve bu tr bir toplumdaki kitle iletiiminin yay gnlndan ve canalc rolnden ortaya kar. Tam ola rak sylenenin deeri azdr. Koullarn ne ekilde deitii, bir zamanlar tuhaf olan bir fikrin zorlayc ve grnrde ak bir fikre d nmesi belki de en iyi bir biimde Kedourie'nin u nemli sonu szleriyle anlatlabilir: Halkn savunmasn salayacak tek lt, ye ni yneticilerin daha az yoz ve haris ya da da ha ok adil ve merhametli olup olmad deil, herhangi bir deiimin olup olmad yani l keyi terkeden yneticilerden sonra da yolsuz luun, agzlln ve zulmn yeni kurban lar bulup bulmaddr. (G. Kedourie, Natio nalism, s. 140) Profesr Kedourie'nin bylesine bir belagatla sordu u soru, tarm toplumunda yaayan herhangi bir e hirlinin, bir sabah yerel paann alaa edilip yerine 209 tamamen yenisinin getirildiini iittii zaman kendi kendine sorabilecei bir sorudur. Eer o anda kars kendisine yeni paann evinin zel ortamnda hangi di li konutuunu sorar ise -Arapa m, Trke mi, Fars a m, Franszca m yoksa ngilizce mi?- zavall ehirli ona keskin bir bak frlatacak ve karsnn o anki l drm durumunu da grerek yeni zorluklarla nasl ba- edeceini dnmeye koyulacakt. Belki de karsn bu durumda ciddi akli dengesizlikler konusunda uz manlam bir trbeye yollayacakt. Kedourie tarafndan ne karlan bu sorun, gerek ten de hkmetin ekonomi ve toplumdan ayr bir yer de durduu, her ikisi arasndaki kltrel devamlln bir anlam bulunmad ve alntdan da aka anlal dna gre, insann, saygn, katlmc ve temsili bir hkmeti deil fakat, ancak merhametli ve adil bir h kmeti umud edebilecei toplumlarda bir anlam tar. (yleyse, btn bunlar tamamen hayali emeller mi dir?) Ancak ayaklar yere basmayan Avrupal katiple rin kelimelerinin saa sola yaylmasndan daha nemli bir ey olmal ki, bir zamanlar ehirlinin karsnn aka delilik gibi grnen sorusu bugn herkesin ka fasnda en nemli yeri tutan bir soru halini almtr. Gerekten de bireyler olmutur. Ekonomi artk iinde yer alanlar arasnda ve kendileri ile hkmet arasnda yaygn ve kesin bir iletiime ihtiya duymaktadr ve eitsel ve kltrel altyapnn korunmas hkmetin balca grevlerinden biri haline gelmitir. Bylece bir zamanlar ok ilgisiz bir konu gibi grnen Paann di li, yeni iktidarn kimlere arka kp kimleri darda b rakaca noktasnda tayin edici bir iaret halini alm tr. 210 Daha sonraki bir kitab olan, Nationalism in Asia and Afri ca'da (1970) Kedourie, dnyadaki Avrupa s mrge egemenlii konusunda sorular sormaktadr. Bu sorular hakl olarak, Nationalism kitabnn sonunda nerdii sorudan tamamen ve nemli bir biimde fark ldr. Kitabnda, Avrupal istilaclarn, ele geirdikleri, artk gerekli zelliklere ve yeteneklere sahip bulunan halklar eit grmeyi baaramadklarn uzun uzadya ele almakta ve bu dlamann, en azndan Avrupa y netiminin kendisinin nayak olduu ulusu kar k may rettiini kantlaryla deerlendirmektedir. Bir eletiri unsurunun varln hissetmek pek zor olma masna ramen bunun gerekte bir eletiri mi yoksa bamsz bir tehis mi olduu pek belli deildir; eer eletiri ise yneticiler hakknda artk merhametleri ve zorbalklar dnda bir sorunun sorulmakta olduunu gstermektedir. Yeni soru, yneticilerin, hareketli bir toplumu yani yneticilerle ynetilenlerin kaynaarak bir kltrel de vamllk oluturduklar bir toplumu idare etmeye he vesli ve yetenekli olup olmadklardr. Benim tart mamda bu nokta, modern artlarda her yneticiye so rulmas gereken ve eski soruyla btnleerek onu b yk lde glgeleyecek olan canalc bir sorudur. Fa kat bu zel modern koullar olmadan neden yneticile rin dlamalar bir yeteneksizlik ya da bir zayflk ola rak grlmektedir? Romallar ve Grekler gibi eski y neticiler zaman zaman aklktan yana olabilirlerdi (ancak Romallar yeni ele geirdikleri blge halklarna alelacele zgr Roma vatandal vermemilerdir); fa kat biroklan gerekten zdrapl mcadeleler verme den byle olamyorlard. Tam tersine, geleneksel ko ullarda, yneticilerin kolay tammlanabilirlikleri ve 211 yalnzlllan ounlukla istikrara yolaan byk bir avantaj tekil etmitir. Pazarla iie gemi olmalarna ramen Memlkler bundan bir snf olarak yararlana madlar. Neden dlama birdenbire byle feci bir ey haline gelmi ve neden bylesine ldrc, yaygn ve ortak bir direnie yolam olsundu ki? Cevab Kedourie'nin kendisi veriyor: Avrupa'nn, srekli genileyen dalgacklarla tm dnyaya yaylan ve bu toplumlar doru dan Avrupa hakimiyetini yaam olsalar da olmasalar da Asya ve Afrika'daki geleneksel toplumlara huzursuzluk ve iddet getiren de rin kkl bir alkantnn kayna ve merkezi olduu inkr edilemez... Geleneksel toplumla- nn bu ufak paralara bln ve kendi- kendine-yeterli ekonomilerin bu kabak iei gibi al... ma edilen modern retici yntemler ve toplum sz konusu olduunda ne tr bir yeniden rgtlenmenin mmkn olabilecei sorusuyla, zaten pek kar dura mayacamz bu noktay kuvvetlendirecek olursak, o zaman, insan, modern ulusuluu ideolojik bir kaza ya da basit bir honutsuzluun meyvesinden daha fazla birey haline getiren ve ayrntlarnda olmasa bile ge nel biiminde bir gereklilik olarak gsteren bir cevapla ortaya kabilir. Ksa ve doal olarak eksik bir ulusuluk teorileri listesi vermek yararl olabilir: 1) Ulusuluk doal, kendi-iinde ak ve kendini ye niden retebilen bir eydir. Eer yoksa, bu zorlu bir bask nedeniyledir. 212 2) Hibir zaman formle edilmeye ihtiya duyulma yan ve pimanlk uyandran bir kaza gibi grnen fi kirlerin yapay bir sonucudur. Siyasal hayat sanayi toplumlannda dahi onsuz olabilir. 3) Marksizm tarafndan benimsenen Yanl Adres Teorisi: ayn ii Mslmanlarn Cebrail'in, Aliye veril mesi gereken mesaj Muhammed'e vererek bir hata yaptn savunduklar gibi, Marksistlerin de tarihin ruhunun ya da insanolunun bilincinin feci bir bnlk yaptna inanmak istemeleridir. Uyarc mesaj snf lara yollanmak isteniyordu fakat korkun bir posta hatasyla uluslara yolland. imdi devrimci eylemciler mesaj yanllkla alm olanlar bu mesaj ve ierdii evki, doru ve yollanmas gereken adrese geri verme leri konusunda ikna etmek durumundadrlar. Hem kendini hakl gren hem de bu mesaj gaspetmi bulu nan alcnn bu gereklilii yerine getirmeyi pek isteme mesi eylemciyi byk lde sinirlendirmektedir. 4) Karanlk Tanrlar: Ulusuluk kan ve topran ceddani glerinin yeniden ortaya kdr. Bu gr hem ulusulua ak olanlar hem de ondan nefret edenler tarafndan kullanlmaktadr. Birincileri bu glerin hayat verdiini kincileri ise barbarlk olduu nu dnmektedirler. Gerekte, ulusuluk a insan, dier alarn insanlarndan daha iyi ya da daha kt deildir. Daha iyi olabileceine dair ufak bir kant da vardr. ledii sular dier alarda ilenenlerle ayn dr. Ancak daha grnr bir durumdadrlar nk in sanlar artk daha ok artmakta ve daha gl tek nolojik aralardan yararlanmaktadr. Bu teorilerin hi biri uzaktan yakndan savunula maz. 213 K M N U R E M B E R G 'D E N YAN A? Ulusuluun ideolojik ya da doktrinel tarihinin ulusuluu anlamak iin olduka ilgisiz olduu gr ne inanm bir yazarn belki de ulusuluun entellek- tel gemiine ait tartmalara girmemesi gerekir. Eer ulusuluun hibir doktrinel gemii yoksa neden onun soy aacnda kimin kayda deer olup olmadn tartyoruz? Gene de, Kedourie'nin ulusuluun ideal kkenleri konusunda yapt etkileyici deerlendirmesi zerine baz grler belirtmeye ihtiya vardr. Hegel'in acaip, st kapal temize karma abasn bir yana brakrsak, artc ve haksz grnen ey Kant'm ithamdr. Aslnda kendi-kaderini-belirleme kavram Kant'm dncesinde ok nemli bir yer tu tar. Kant'm sorunu hem bilimsel hem de ahlki bilgi mizi dorulamakt (ve snrlandrmakt). Bu sonucu el de etmek iin kulland balca felsef ara, bizi yn lendiren kavramsal ve ahlki ilkelerin kanlmaz ola rak kendi kendini dourduu yolundaki iddiasdr. D- arda bulunabilecek bir otorite ya da kant olmadna gre bu ierde olmaldr. Bu onun dncesinin ekirdeidir. Birlikte yaad mz ilkelerin otoritesi kafalarmzn, kanlmaz ola rak bu ilkeleri douran belli bir yaps olduu gere inde yatmaktadr. Bu da bize, dier baka eylerin yansra bir tarafszlk ahlk ve hakl olarak doada istisnas olmayan bir dzenlilik bulma umudu vermek tedir. Dzenli bir ahlk ve dzenli bir bilim, bylece her ikisi de vaadedilmi oluyor. Kafalarmzn yaps nn bahedilmi ve deimez oluu, bizi, bilimin ve ahlkn bu temellerinin bir kaprisin merhametine tes lim edilmesi, ya da bir bataklk haline gelmesi korku 214 sundan kurtarmaktadr. Aslnda bu ilkeler sadece in sanlardan kaynaklanmasna ramen bu konuda insan lara gvenilebilir ve bu insanlar gvenli bir temel oluturabilir. Bu ilkeleri karlkl saygya ramen tek tek benimseme sorumluluunu yklenenlerin bizler ol mas, Kant kendi iindeki mantky ve protestan iten geri ekilme korkusundan kurtarmaktadr: eer otorite ve hakl karma dmzda olsayd, (ne kadar ykseklerde olsa bile) bu otorite nasl hakl karlabi lirdi? Kaprise, nihai ve mutlak olana yatkn olmayan ki inin otoritesi geri ekilmeyi durdurur. Bu otorite, Kant'taki mantk ve ahlakya tahamml edilmez bir biimde iren gelen, ne kadar yksek olsa da bir d otoriteyi kabullenme skandalndan kurtulur; kendi de yimiyle bu heteronomi skandali kendi-kaderini-belirle- menin anti-tezidir. Ayn zamanda kiinin ansl bir zellii olan deimezlii onun otoritesinin gvenilir ve kullanlabilir olmasn salamaktadr. Kant'n felsefesinin, kendi-kaderini-belirleme kav ramnda varolan z budur. Bunun, ulusularn ilgi alanna giren uluslarn kendi-kaderlerini-belirlemesiy- le fiil dnda nasl bir balants olabilir ki? Hibir balants yoktur. Kant'ta gerekten hakim olan, kii nin insani tabiatdr -kiiye egemenlik verilmesi onun Kopernik devrimini oluturur- ve bu her insan iin ev rensellik ve zdelik anlamn tar. Onun hrmet etti i, zgn olan ya da hele kltrel adan zgn olan deil, insanda evrensel olandr. Byle bir felsefede z gn kltrn efsanesine yer yoktur. Aslnda antropo lojik adan kltre hi yer yok gibidir. Kant'n gzn de kiinin kimlii ve erefi onun evrensel insaniliin- dedir ya da kltrel veya etnik zgnlnde deil, 215 daha geni anlamnda onun aklclmdadr. Fikirle riyle ulusuluun huzurunu daha fazla karacak ba ka bir yazar dnlemez. Ancak insan iindeki aklclk ve evrensellikle z deletirmesi, bir nemi olan hereyi tesadfi, tarihi ya da zgn olana dayandrma konusundaki titiz ve inat nefreti, Kant', romantik ulusularn lnetleyip nefret ettii ve daha dnyevi, utanmasz, ve belirgin bir tarafgirlikle kendilerini akrabalk ya da toprak ya da kltre adadklar iin seve seve reddettikleri Ay dnlanma ann o kansz, kozmopolit ve ii boalm ahlknn modeli haline getirmektedir. Bu nokta genellikle herkesin ilgisini eker. Ulusu lua katksyla grlerine paye verilecek son insan herhalde Kant olacaktr. Hereye ramen bu sulama basit bir hata deildir, dikkat gerektiren daha derin bireyden kaynaklanmaktadr. Doru olan, Kant'm en temel deerlerimizi fikirlere, sadece u ya da bu top raklar zerinde hkm sren gelenekten daha az kr lr dklr, daha az tesadfi olan ve daha az dnyaya bal bulunan fikirlere dayandrma ihtiyacn iddetle hissetmi bulunmasdr. Felsefi stratejisinin tm bu ihtiyac ve bunu ne denli bir iddetle hissettiidir, in san kafasnn evrensel yapsn harekete geirerek bu hissini tatmin edebileceini dnmt. Yaam deneylerinin dsal ve "rasyonel" temelleri nin peinde komay lnetleyen, insanlara, somut al kanlklarnn snrlan iinde tatmin olmay, tarihin te sadfi olduunu ve dsal ve soyut fikirlerin hayali konforu ve desteini aramaktan kanmay retmeyi arzulayan gizli-romantik gelenekselci gr asndan Kant gerekten de derin bir biimde yoldan km bir 216 kiidir. Kant aslnda, Profesr Michel Oakeshott'un alayc kullanmyla "rasyonel"di ve Kedourie'nin Nati onalism in Asia and Africa adl yapt bu genel ere vede tartmaya girmektedir. Baka bir deyile, Kant aslnda Avrupa dncesi iinde zirveye belki de onse- kizinci yzylda ulaan, kutsal atei almaya alan ve zgn geleneklerdeki tesadfi uzlamalarla yetin meyen Prometeci dnceye yatknd. Kant, insanla rn, bu son derece dz raslantsal tarihi temellerle ye tinmesi gibi tavrlar iddetle aalamtr. Kant'n, tek gerek geerli ahlk kural olarak kii nin kendi-kaderini-belirlemesi konusundaki srar ne kastl, ne de romantikti. Tam tersine, gerek, objektif, balayc ahlk (ve bilgiyi) koruma yolunda mitsiz bir giriimdi. Kant, Hume'un, gereklilik ve evrenselli in ampirik verilerde bulunamayaca iddiasn kabul etmiti; bylece de bunlarn kklerinin ancak kanl maz olarak kiinin kafa yapsna zorla sokulmu oldu unu ileri sryordu. Kabul etmek gerekir ki, bu ehve nier zm, otoritenin darda bulunabilecei fikrini lnetleyen bir tr protestan bireyci onuruna da ok uy gun dmekteydi. Fakat otoritenin zorunlu olarak kii nin iinde bulunmasnn nedeni sadece baka yerde bulunamayaca idi. Ulusular, ulusuluk soyut ilkesini, bir zamanlar olduka iyi ileyen geleneksel yerel kuramlara kar ne srdklerinde, gerek Prometeci olurlar. Gerek ten de ulusuluun iki tane yz vardr. Ulusuluk, ulusu zorunluluu gzard eden siyasal uzlamaya duyduu nefret bakmndan da Prometecidir. Somut ve tarihsel olarak zgn olduundan ulusu ve onun kl trel gelimesini, entemasyonalistlerin ve hmanist- 217 lerin soyut ahlk kurallann hakllkla aan birey ola rak grdklerinde ise anti-Prometecidirler. Bu ok, ama ok genel ve hereyden fazla olum suz anlamnda Kant ve ulusular belkide ayn snfa sokulabilirler. Ne biri ne de dieri gerektii anlamnda gelenee sayg duymazlar. (Daha dorusu ulusuluk gelenee uyum konusunda oportnist bir biimde sei cidir.) Her ikisi de, geni anlamda, "rasyonalist"tirler; gerekte olann tesinde bir meruiyet temeli ararlar. Aslnda ulusular, Aydnlanmann soyut aklcln tanmayan muhafazakr gelenekileri kendilerine kar de de ilan edebilirler ve sk sk da ederler. Her ikisi de tarihin somut gereklerine ya sayg duymak ya da tapnmak isterler ve bu gerekleri, canl olmayan, so yut evrensel akln yasasna tabi klmay reddederler. Cretkr kii iradesini takdir etmekten ok uzak olan ulusular, tecrit edilmi tek bir ahstan daha byk, daha srarl ve daha meru sreklilii olan bir varla boyun eip onunla btnlemekten keyif alrlar. Tuhaf bir biimde Kedourie, ulusuluu, sadece inat bir kendi-kaderini-belirleme teorisiyle desteklemekle kal myor ayn zamanda (benim grme gre hatal ola rak) bylesi bir ulusulua tarihsel baar da atfediyor. Baz filozoflarn kafalarndan bir teori kt, ve bu teo riye meyledenler onu srf irade yoluyla talihsiz insan lk alemine zorla kabul ettirdiler! Kedourie'nin ulusu luu destekleyen toplumsal koullara balangta baz dnler veren grnn bu yaln yorumu, baarsn iradenin gerek zaferi gibi gsterebilir. Bana yle geliyor ki, ulusular ya da muhafazakrlar, ayn gerein farkl paralarn ken dilerine dayanak olarak seerler: bir kta srekli ku- 218 rumlar, dierinde szde srekli topluluklar ya da dil, rk ya da baka bir kavram. Fakat bu bir ilke deil, ay rnt zerinde anlamazlk deil midir? Bunun altnda yatan tavrlarn benzerlii tabii ki bu konumlarn ha tal olduklarn kantlamyor. Birinin somut tarihsel gereklik anlaynn, dierinin trahison des clercs (okuryazarlarn ihaneti) yorumu olduunu gstermek amacyla bunun zerinde duruyorum. Gereki olanla r nasl ayredeceiz? Belirli bir tutumu (gelenekilii) reddeden herkesin zorunlu olarak baka konularda da birbirlerine benze meleri gerekmez. Bu hatal benzetme ayn ad tayan kendi-kaderini-belirleme ile glendirildiinde, Kant'm sulamasnn temelini tekil eder gibidir. Kant gerekten de kendi-kaderini-belirleme (zerklik) ten bahsetmiti. Ancak kategorilerimizin bireimsel nsel (synthetic a pri ori ) statsnden de ok szet- miti. Kant'n kategorilerinin nsel (a priori) stats doktrini adna hi bir bombann atlmad ok ak se ik bir tarihi gerektir. Ayn ey onun kendi-kaderini- belirleme konusundaki grleri iin de geerlidir. Eer Kant ile ulusuluk arasnda bir balant kurula caksa, ulusuluk Kant'a bir kar ktr, onun dour duu birey deil. B R ULUS, B R DEVLET Devlet ve ulusun akmas olan ulusuluk ilkesinin ihlal edilmesi sonucu ulusu duygular ok yara alm tr; dier ihlallerden ayn derecede etkilendii sylene mez. Ynetenler ve ynetilenler arasndaki etnik fark llktan ok ciddi bir biimde zarar grr. Lord Ac- ton'un dedii gibi, "ondan sonra, uluslarn yabanclar tarafndan ynetilemeyecei ilkesinin geer ake oldu u bir dnem balad. Meru olarak ele geirilen, lml 219 olarak srdrlen iktidar geersiz ilan edildi"1. Burada Acton'un bu dnemin baladna iaret etmesine karn ulusularn bu eilimin daima gizli ve bastrlm bir biimde varolduunu ileri srdklerine dikkatleri ekelim. Oysa ulus ve devlet arasnda arit metik adan varolan balantszlk gznnde bulun durulduunda, ulusuluk iin, rnein devletin ok az olmas ok fazla olmasndan daha zararldr. Eer kl trel adan trde olan bir halkn kendine ait olduu nu syleyebilecei bir devleti yoksa bu halk ok derin bir ac ekmektedir. (Bu halkn yeleri, baka ve ya banc kltrel gruplarn ynettii bir devlet ya da dev letler iinde yaamaya mecburdurlar.) Dier yandan da bu grubun, kendi kltryle balantl birden fazla devleti vardr. Teknik adan ulusuluk ilkesini ine- se de ancak zel durumlarda sz konusu olabilecek da ha az ikayet vardr. Bu zel durumlar nelerdir? Yeni ZelandalI larn birou ile Birleik Kralln birok vatanda kltrel adan yle bir devamlla sahiptirler ki, bu iki birim coraf adan komu olsay d hi bir zaman birbirinden ayn dmeleri dnle mezdi. Bu mesafe Yeni Zelanda'nin egemenliini daha elverili ve zorunlu kld ve ayrlma, ulusal ilkenin tek nik olarak inenmesi dnda kimsede bir pimanlk yaratmad. Neden yaratmad? Arap lkeleri kltrel adan ngilizlerle Yeni ZelandalI lara oranla birbirle rinden ok daha farkl olmalarna ramen Araplarn birleme konusundaki baarszlndan yakman Arap- lar oktur. Kendilerini dnyaya tek bir birim olarak 1 Hans Kohn, Nationalism, I ts Meaning and History, Princeton, 1955, 8. 122-3'den alnmtr. 220 tanlamamalarndan dolay, ngilizlerin ve Yeni Zelan dalI larn uluslararas ve genel konumlarnn nemli bir zarar grmyor olmas bu yaknmaya bir teselli oluturabilir. Aslnda konumlar bu olgudan hi bir za rar grmedii gibi baka dzenlemelerin getirecei s kntlar ok daha nemli olabilir. Bunun tersine Arap larn, Latin Amerikallarn1 ve birleme ncesi ondo- kuzuncu yzyl I talyanlannn ve Alnanlarnn siyasal atlarnn blnml nedeniyle siyasal glerinin azald ileri srlebilir. Hereye ramen ulusu ilkenin bu zel ihlali yani, tek ulus-ok devlet durumu, mmkn olan ihlaller arasnda en az mikroplu ve en az zararl olandr. D zeltilmesinin nndeki engeller ak ve gldr. Eer bir ulusun n sayda devleti varsa, bu ulusun anl bir lii, babakanlarnn, genel kurmay bakanlarnn, akademi bakanlannn, irket yneticilerinin ve futbol takm kaptanlarnn saylarnn riye blnecei anla mna gelir. Birlemeden sonra byle bir greve sahip olan her insan iin bu grevini kaybetmi n-1 kii ola caktr. Sonu olarak, ulus bir btn olarak kazanl ksa da btn n-J ler birleme ile kayba uram ola caklardr. Sz konusu grevi muhafaza etmi ya da elde etmi bulunan tek bir ansl artk bir airi-zm, ulusal ti yatronun yneticisi vs. yani ok daha byk, daha an l ve eskisinden ok daha byk kaynaklara hakim bir mevkidedir. Gene de kk bireyin ba olmak yerine 1 Latin Amerikallarn bu durum karsnda srdrdkleri an lay bizim teorimize kar ikna edici bir biimde J os Merquior'un Politics of Transition" adl makalesinde ele alnmtr. Government and Opposition, XVI , No. 2, s. 230. 221 byk bireyin ba olmak daha iyi olmakla birlikte ba olanla olmayanlar arasnda deien pek birey ol mad aktr. Kk balarn gn geldiinde kendi lerinin de byk ba olabilecekleri hayalinin etkisine dahi izin vermek, salanan birlie kar hatr saylr bir rasyonel muhalefetin varolaca anlamna gelir. Hereye ramen, blnmenin yaratt d engellerin ok byk ve grnr olduu durumlarda ve bu daha byk birliin yeni nderleri dierleri zerinde kendi lerini zorla ya da siyasal ihtiamla kabul ettirmeyi baardklarnda, birlik baarldr. O zaman bu engel lerden zarar grm olanlar, saylar n-misli azalacak olan siyasal mevkilerden dolay zarara urayacak kii lere ikayetlerini hissettirebilirler. 222 SONU 10 Yaln ve kesin snrlarla tanmlanm bir sav olan bu tr bir kitabn hereye ramen (veya belki de yalnz bu nedenle) yanl anlalma ve tantlma tehlikesi vardr. nceleri baka vesilelerle bu tartmann ncl ve daha da yaln aklamalarm sunmaya alrken gerekten de byle bir tehlikenin varolduuna kani ol mutum. Bir yanda genelde bir nermenin kendi yaln l ve plakl okuyucular, yazarn hi aklndan ge meyen, baka balantlar kurmaya itebilir. Dier yan da herhangi yeni bir nerme (ki ben bu kitaptakinin i tenlikle byle olduuna inanyorum) ne kadar iddiasz olursa olsun ancak yeni kurulan bir ereveyle ne s rlebilir. Hibir zgn iddia eldeki mevcut kartlarla, yani allm terim ve ifadelerle ileri srlemez. Ge rek o konuda o ana dek kullanlan dil gerekse de o dil deki yaln cmleler artk eskimitir. Dolaysyla bir ko nuya yeni bir katk ancak yeni bir cmle kurabilmek iin mevcut dili yeniden dzenlemekle mmkn olabi lir. Yalnz bunu ok gze batar bir ekilde yapmak ta hamml edilmez lde bilgie ve skc olur. Mate matik dilinde yeni bir yap iskelesinin ok bariz bir e kilde ifade edilerek ina edilmesi hogrlebilir fakat 223 nesir dili bunu kaldrmaz. Yeni bir nermenin iyi bir takdimi bilgece szlerin basmakalp tekrarna yer ver meden, baka yaln nermelerin ileri srlmesini sa layacak belirleyici koullar tanmlanana kadar alla gelmi balantlarn fazla zorlanmadan krlmas ve yerine bu belirleyici koullarn ne kard yeni ba lantlarn kurulmasyla mmkn olur. NELER SYLENMED Bu almann baarl olup olmadna ancak ba kalar karar verebilir. Fakat deneyimlerim bana insa nn ancak nadiren tam bir baarya ulatn gster mitir. Bu bakmdan bu kitapta hi ele alnmam ve sunulan grler asndan da zorunlu olmayan bir ka iddiadan szetmek istiyorum. nsanlarn her zaman gruplar halinde yaamadkla rn iddia etmek gibi bir niyetim hi yok. Aksine, in sanlar herzaman gruplar halinde yaamlardr. Bu gruplar da genellikle uzun mrl olmutur. Bunun bir nemli nedeni insanlarn gruplarna kar duyduu sadakat ve kendilerini bu gruplarla tanmladklar gereidir. nsan hayatnn bu unsuru belirgin bir tr ekonominin olumasn beklemek zorunda deildir. Ta bii ki, bu neden gruplarn yaamn srdrmesine yol aan tek neden deil, ancak birok nedenden biri ol mutur. Eer bu neden genelde vatanperverlik ola rak tanmlanyorsa benim bu tr bir vatanperverliin bir lde insan hayatnn daimi bir paras olduunu reddetmek gibi bir niyetim hi yok. (Vatanperverliin dier etmenlere nisbetle ne kadar gl olduuna ka rar vermeye almann ise burada bir gerei yok.) tddia edilen nokta; ulusuluun, vatanperverliin ok belirli bir tr olduu ve bunun aslnda, yalnzca, 224 modern dnyada varolan baz toplumsal koullarda yayld ve hakim olduudur. Ulusuluk birka ok nemli zellikle belirginleen bir vatanperverlik tr dr: Bu tr bir vatanperverliin, yani ulusuluun, sa dk kalmay yeledii siyasal birimler st (okuryazar) ve trde bir kltre sahip olmaya alan birimlerdir; bu birimler ayn zamanda okuryazar bir kltr de vam ettirebilecek bir eitim sistemini ayakta tutabil me umudunu srdrecek kadar da byktr; dier ta rafta snrlan iinde kat alt-gruplamalardan olduka yoksundur; halklar anonim, akkan ve hareketlidir, aracya da ihtiya duymazlar; bireyler kmelenmi alt gruplara yelik nedeniyle deil, sahip olduklar klt rel slub nedeniyle bu siyasal birimin dorudan yesi saylrlar. Trdelik, okuryazarlk ve anonimlik temel zellikleridir. Burada iddia edilen nokta sanayi ncesi dnyada genellikle kltrel ovenizme rastlanmad deil, fa kat o dnyada kltrel ovenizmin modern siyasal he def ya da emelleri olmaddr. Tanm toplumunda za man zaman modern ulusal devleti andran birimlerin ortaya ktn yadsmyoruz; ancak tarm toplumun da bu tr birimler bazen ortaya kabilirken modem dnya iin ounlukla bu bir zorunluluktur. Ulusuluun, modern dnyada bile, tek etkili ve kar konulmaz bir g olduunu iddia etmiyoruz. Za ten deildir. Ulusuluk bazen baka bir g veya kar tarafndan, ya da durgunluk nedeniyle altedilmekte- dir. Sanayi ncesi yaplarla ulusu duygunun bazen a kabileceim de yadsmyoruz. Kabilelerden meydana gelen bir ulus bir dnem iin dahili snrlar iinde ka 225 bile, darya kar ise bir ulusal devletin zelliklerini tayabilir. Bu tre rnek bir iki kayda deer vakay hatrlamak hi de g deil (rnein, Somalililer ve Krtler). Fakat insan gnmzde bu tr ulusal birim lere ancak sahip olduu kltr nedeniyle ait olduunu iddia edebilir ve bir arac alt-grup yeliinden sz et mek (hatta sonunda bu tr bir yelie sahip olmak) mecburiyetinde deildir. Mevcut tartmann, ulusu luun neden Hitler ve Mussolini dneminde grdkle rimiz gibi zellikle bu denli iddetli dmanlk gster mesi gerektiini aklayan bir tartma olduunu iddia etmiyoruz. Burada aklandn iddia ettiimiz tek nokta ulusuluun neden ortaya kt ve yaylddr. ddia edilenlerin dnda kalan tm bu noktalar, ay n zamanda ana tezin ieriini st kapal bir biimde neredeyse sfra indirgeyebilecek zt rnekler karsn da bir garanti saylmaz. Yalnzca makro dzeyde ku- rumlarn ve gruplamalarn oluturduu karmak bir dnyada istisnasz genellemelerin ancak nadiren mmkn olabilecei gereinin farknda olduumuzu gsterir. Yine de istisnalar ulusuluk gibi ok genel eilimlerin belirginlemesini veya sosyolojik olarak aklanabilmesini engellemez. ZET Baka konularda olduu gibi bunda da ilgilendii miz olguya kesin bir tanm getirdiimizde, onu hemen hemen doru bir ekilde aklam da oluruz. (Belki de yalnz kavrayabildiimiz noktalar iyi aklayabiliyo ruz.) Fakat yine de ulusu ilkenin tarihini bir dne lim. Ya da biri ulusuluk andan nce dieri de ulus uluk ilkesi olduka etkili olduktan sonra izilmi iki etnografik haritay ele alalm. 226 Birinci harita Kokoschkann izdii bir resmi and rr. Resmin tmne hakim bir deseni olmakla birlikte, eit eit renk noktalan yle bir kargaa oluturur ki ayrntl net bir desen seilemez. Byk bir eitlilik, oul bir grnt ve karmaklk btnn tm belirgin paralarna hakimdir: Resmi oluturan atomlara ben zetebileceimiz en kk toplumsal gruplarn; birok kltrle karmak, mulak ve birden fazla ilikisi var dr. Bu ilikilerin bazlann konuulan dil, baclarn da hakim inan sistemi ve hatta bu sistemin yansra baka inan ve dini adetler, bunun dnda da idari g revler nedeniyle sadakat ve buna benzer baka rnek ler oluturur. Siyasal sistemin resmine gelince burada ki karmaklk kltrel alandakinden hi de aa kal maz. taatin tr amalar ve koullar asndan farkl lk gsterir. imdi de modern dnyada yer alan bir alann et- nografik ve siyasal haritasna bir bakalm. Harita bu kez Kokoschkanm deil de, rnein Modiglianinin bir resmini andrmaktadr. ok az glgeleme yaplm, dzgn ve dz alanlar aka birbirinden ayrlmakta, balang ve biti noktalar olduka net gzkrken mulakla ve stste binen alanlara ok az yer veril mi. Haritann kendisinden temsil ettii gereklie ge ecek olursak, siyasal otoritenin etkileyici bir biimde tek tr bir kurumun tekelinde, yani olduka byk ve tmyle merkezilemi bir devlette younlatn g rrz. Genellikle bu tr tm devletler, snrlan iinde yaylm olan ve kendini idame ettirebilmek iin szko- nusu devlet tarafndan denetlenen ve ounlukla do rudan bu devlet tarafndan yrtlen merkezi bir ei tim sistemine baml olan bir tr kltr ve iletiim tarzna nezaret eder, onu korur ve onunla zdeleir. 227 Yani bu tr devletler meru iddetin tekeline sahip ol duu gibi, belki de daha fazla lde, meru kltrn de tekeline sahiptir. Bu tr bir devletin kontrol ettii toplumun kendisi ne baktmzda btn bunlarn neden byle olmas ge rektiini de grrz. Bu toplumun ekonomisi, ancak bireyleri gerekten tek ve ayn st kltr iinde top lumsallat lde gerekleebilecek hareketlilik ve szkonusu bireyler arasnda varolacak iletiime daya nr. Bu gelimenin ngrd standarda ise nceleri yerel alt-topluluklarda olduu gibi insanlara eski usul lerle gnlk yaam iinde ilerinin gerei retilerek eriilemez. Bu ancak olduka yekpare bir eitim siste miyle mmkn olabilir. Ayn zamanda bireylere veri len iktisadi grevler, onlarn hem asker hem de kk yerel topluluklarn vatandalar olarak kalmasna izin vermez. ktisadi grevlerin yerine getirilebilmesi iin bu tr eylemlerin bakalar tarafndan yrtlmesi gerekmektedir. Demek ki ekonominin hem yeni tip merkezi bir kl tre, hem de merkezi bir devlete ihtiyac var. Kltrn devlete ihtiyac olduu gibi devletin de muhtemelen vatanda gruhunun trde bir kltrle damgalanma sna ihtiyac vardr. nk devlet vatandalarna po lislik yapmak veya onlar bir nebze moral g ve top lumsal zdeleme yoluyla harekete geirebilmek iin (ki bu olmadan toplumsal hayat zaten ok zorlar) ar tk byk lde erozyona uram alt-gruplara gve nemez. Ne trden olursa olsun dahili yaptrmlar sa layan cemaat deil kltrn kendisidir. Ksacas, mo dern kltrle devletin karlkl ilikisi olduka yeni saylr ve bu da kanlmaz olarak modem ekonominin gereklerinden kaynaklanmaktadr. 228 Burada iddia edilen husus aslnda ok basit. Yiye cek reten toplum hereyden nce baz yelerinin yiye cek reticisi olmasna i zi n vermeyen, fakat ayn za manda (parazit topluluklar istisna olmak zere) o unluu bu greve mecbur eden bir toplumdu. Bu ihti yacn stesinden gelmeyi baaran toplum ise sanayi toplumudur. Sanayi toplumu iblmn yeni ve hi denenme mi bir dzeye oturtmutur, hatta daha da nemlisi, yeni bir tr iblm yaratmtr. yle ki, sanayi top lumu insanlarn kendi yaam sreleri iinde bile (ve bilhassa nesiller arasnda) bir mesleki konumdan die rine atlamaya hazr olmalarn gerektirmektedir. Ortak bir kltre ihtiya olduu gibi bunun okurya zar, incelikli bir st kltr olmas gerekmektedir. Bu toplum tm yelerini birbirleriyle, her trl konuda ve kesin ifadelerle, yzyze ve ksa mrl olduu gibi soyut biimlerde de iletiim kurabilmeye zorlar. Hare ketlilik, iletiim, incelmi bir uzmanlamann getirdii cesamet gibi sanayi dzenine, refah ve bymeye duy duu alk nedeniyle, dayatlan tm bu hususlar top lumsal birimlerin de byk ama kltrel adan tr de olmalarn gerektirmektedir. Bu tr (okuryazar ol mas nedeniyle) kanlmaz st bir kltrn idame et tirilmesi iin bir devletin, yani merkezilemi dzen- zorlayc bir aygtn veya daha ziyade bir aygtlar gru bunun koruyuculuuna gerek duyulmaktadr. Bu dev let; ayn zamanda sanayileme ncesi dnyada d nlemeyecek ve denenmemi bir gelime saylan st kltrn gerek ayakta durabilmesi gerekse de btn nfusa yaylabilmesi iin ihtiya duyulan kaynaklar derleme ve kullanmaya muktedirdir. 229 Sanayi ann st kltrleri birka nemli ve belir gin adan tarm annkilerden farkldr. Tarm a nn st kltrleri ayrcalkl uzmanlarn gelitirdii bir aznlk kltryd ve bu uzmanlarn nezaret ede rek hkmetmeye altklar ounluun btnleme mi ve bir yasas olmayan folk kltrnden ayrlyor du. Okuryazar tabakas; nadiren tek bir siyasal birim veya linguistik adan snrlar belli olmayan bir yrey le tanmlanrd. Aksine tarm st kltrlerinin etnik ve siyasal snrlarn tesine tama eilimi ve abas vard. ounlukla artk l veya arkaik saylan bir dil kullanrd, ve bu dille gnlk ve iktisadi yaam dili arasnda sreklilik salamak gibi bir merak yoktu. Bir aznlk nfusun siyasal hakimiyet kurmas tanm st kltrnn zn oluturuyordu; ounluun ge rek iktidardan ve gerekse de st kltrden dlanm yiyecek-reticilerinden olumas da muhtemelen tarm toplumunun znden kaynaklanyordu. Bir devlet ve yaygn bir kltrden ziyade, bir dine ve kiliseye ba lydlar. inde ise st kltrn byle bir inan ve kili se yerine, ahlk kurallarna ve devlet brokrasisine bal kalmas herhalde zor rastlanr bir rnek olsa ge rek; ancak tamamen bu zellik sayesinde devletle kl tr arasnda modern balarn kurulmasna nceden yol almtr. Bu lkede st okuryazar kltr ok e itli konuma dilleriyle birlikte var olmu ve halen de varolmaktadr. Bunun tam kart olarak, bir sanayi toplumu st kltr tarihsel geliimi ne olursa olsun artk bir dine ve kiliseye bal deildir. damesi ise yalnzca bir kili senin kaynaklarndan ok tm toplumu kapsayan bir devletin kaynaklarna sahip olmay gerektirmektedir. Dnsel yenilenmeye baml ve gelimek zorunda 230 olan bir ekonomi (kaytsz artsz ihtiya duyduu) kltrel aralarn hi bir ciddi amala, hzla miyadn dolduran ve sk sk da gln duruma den bir dokt- riner inanca bal brakamaz. Ksacas kltr kendi bana bir kltr olarak ya atlmaldr, bir inancn taycs veya onun yannda nadiren gze arpan bir refakati gibi deil. Toplum kendisine ve kltrne Durkheimin ileri srd gibi saydamlktan uzak bir din araclyla deil dolaysz bir biimde tapabilir ve tapmaktadr da. Bir st kl trden dierine gei aka ulusuluun ortaya k olarak gzkmektedir. Yalnz bu karmak ve nemli mesele gerekte nasl gelimi olursa olsun, sanayi dnyasnn oluumu; ksmen yeni gelien dnyaya z g ve ayn zamanda ulusuluu ortaya karan baz nemli zelliklere sahip olduu grnen bir tr Protes tanlkla yakndan ilgilidir. Okuryazarln ve kitaba balln vurgulanmas, kutsalln tekelini ortadan kaldran ve rahiplere gereksinme duymayan niterlik, ve herkesi kendi kendisinin rahibi yapan ve vicdanyla babaa brakarak bakalarnn trensel hizmetlerin den bamsz klan bireycilik; bunlarn hepsi ortak kltre herkesin nisbeten eit dzeyde eriebilmesini salayan ve kltr normlarnn ayrcalkl bir uzmann bekiliinde muhafaza edilmeyip yaz yoluyla herkese aka sunulduu anonim, bireyci, nisbeten kat bir bi imde yaplanmam bir kitle toplumunun habercisi ol mutur. Kitap yoluyla Tanrya herkesin eite ulaa bilmesi st kltre de eit ulaabilmenin yolunu am oldu. Okuryazarlk artk bir uzmanlk deil herkesin uzman olduu bir toplumda tm uzmanlklarn nko ulu saylmaktadr. Byle bir toplumda kiinin sada kati birinci derecede okuryazarl oluturan ortama 231 ve onun siyasal koruyucusuna ynelmitir. Mminle rin eit bir ekilde Tanrya ulaabilme imkan, giderek inanszlarn eit bir ekilde eitim ve kltre ulaa bilme imkan haline gelir. Stat datmna nisbeten az, buna karn hareket lilie (ortak incelmi bir st kltre vakf olanlarn toplum iinde olduka yaygn bir biimde daldn varsayarak) byk lde yer veren, modem devletin idame ettirdii, yaygn ve trde st kltrlerin dn yas ite yukarda resmedildii gibidir. Max Weberin bu dnyann kkenlerine ilikin ok bilinen aklama snda derin bir ironi sakldr. Szkonusu dnyann to humlan mesleklerini ok ciddiye alan baz insanlar ta rafndan atlmt ancak sonuta kat kurallarla belir lenen meslekler ortadan kalkm oldu; onun yerine ok eitli ancak geici ve ihtiyari olan ve insann tm ha yatn hasretmesini gerektirmeyen uzmanlklar tredi; ayn zamanda bir insann eitiminin veya formasyonu nun nemli ve ona kimlik kazandran ksm olarak ar tk kazand zel beceri yerine ortak bir st kltre dayanan genel ortak beceriler geerli saylr oldu; ite bu szkonusu ortak st kltr bir ulusu tanmlayan edir. Byle bir ulus/kltr de ancak o zaman doal toplumsal birim haline gelmekte ve onun siyasal koru yucu kabuu olan devlet olmadan da varln srdre- memektedir. 232