You are on page 1of 40

IINDEKILER

BLM SAYFA
NSZ
2
TARIHTE ILK KRAL KAHRAMAN GILGAMES
3
Enkidu'nun Bulunusu
7
Gilgames ile Karsilasma
11
Ejder Humbaba (Huvava)
13
Gk Bogasi
18
Enkidu'nun Hastalanmasi
21
Sonsuzlugu Arama
26
Tufan
31
GILGAMES DESTANI'NIN BULUNUSU
37
GILGAMES KIMDI?
38
DESTANIN YAZILDIGI TABLETLERIN ZETI
38
Smerce Olarak Yazilmis Gilgames Destanlari
40








NSZ
Bu kk kitap, Semerlilerin bundan binlerce yil nce yasamis olan kahraman krali
Gilgames'in servenlerini kapsayan bir ykdr. Aslinda bu ykde olan konular,
Gilgames'in yasadigi agdan itibaren yzyillar boyunca agizdan agiza getikten
sonra ivi yazisiyla destan halinde tabletlere yazilmistir. Kazilardan ikarilan bu
tabletlerin kiriklari ve bozukluklari nedeniyle metnin birok yerinde bosluklar
bulunuyor. Bu yzden dis lkelerde bu destanin evirileri genellikle akademik
ortamda okunmaktadir.
lkemizde ilk kez 1942 yilinda, Ankara Dil ve Tarih Cografya Fakltesi Smeroloji
Profesr B. Landsberger tarafindan destanin ivi yazili metninden Almancaya
yapilan evirisini, profesrn tercmani olan Muzaffer Ramazanoglu Trkeye aktar-
mistir. Bu evirinin, 1989 yilinda Milli Egitim Bakanligi tarafindan "Dnya
Edebiyatindan Semeler" olarak yeniden baskisi yapildi. Kitapta birok yer eksiktir.
Bunlarin bir kismi daha sonra esitli yerlerde yapilan kazilardan ikan paralarla
tamamlandi. Fakat yine de metnin yzde 60'i eksiktir. Ben, yeni tamamlamalarla bir
evirisini yapmayi dsndm ve basladim da. Fakat grdm ki, yine metindeki
eksiklikler, zellikle pek ok tekrar yznden herkes tarafindan siir halinde okunmasi
sikici, anlasilmasi g olacak. Bunu gz nne alarak destani bir yk seklinde
yazmayi denedim. Fena olmadigini grnce devam ettim. Ba-billiler, Sumerce
yazilmis tek tek konulan, Akad dilinde bir btn destan haline getirmislerdi. Semerce
yazilip destana alinmamis ykleri, XII. tablette yazilanlari ve destanda bulunmayan,
fakat Akadca siir halinde yazilmis Gilgames'in dogumunu anlatan yky de ekledim.
Destanda Tanrilar ok rol oynuyor, fakat asil konu insan. Bu bakimdan Tanrilari daha
az meydana ikarmaya alistim. Tanrilar iinde Gilgames'e en yakin olan Gnes
Tanrisi. Yaban adami olan Enkidu, Smer hikyelerinde Gilgames'in yardimcisi,
hizmetisi durumunda. Ona karsin Akadca-sinda Gilgames'in can arkadasi. Ben de
ykmde onu arkadas yaptim. Bu yolla Gilgames destaninin tmn ve Gilgames'e
ait yazilan btn konulari bir araya toplamis oldum.
Tutkulari, sevinleri, acilari, umutlan ve hayal kirikliklariyla bugne baglanan tarihin
ilk kahraman kralini tanitmak amaciyla kaleme aldigim bu yk, amacina ulasirsa ne
mutlu bana!

Muazzez Ilmiye ig












TARIHTE ILK KRAL KAHRAMAN GILGAMES

Gilgames, sarayin Firat Nehri'ne bakan blmnde oturmus, nehrin sakin sakin akan sularini,
sularin zerinde salina salina gidip gelen tekneleri, yelkenlileri izliyor, bir taraftan
dsnyordu. Omuzlarina kadar inmis siyah salari, kir dsmeye baslamis sakali ve biyiginin
ssledigi yz. deri elbisesinden aik kalan kol ve bacaklarinin adaleleri, uzun boyu, iri
gvdesi ile bir taraftan ok yakisikli, bir taraftan ok gl grnyordu. Halki onu
kendilerinden ok stn ve farkli bulduklarindan, onda bir Tanrisallik var diye dsnms ve
vcudunun te ikisinin Tanri, te birinin insan olduguna inanmislardi. Bu yzden annesinin
Tanria Ninsun, babasinin da, kendisinden bir nceki Kral Lu-galbanda oldugunu
sylyorlardi.
Gilgames, Uruk sehrinin kraliydi. Onun kral olusu hakkinda da garip bir yk vardi. Szde
babasi kendinden iki nceki Uruk Krali olan Emmerkar imis. Bir gn Kral'a bir falci, kizinin
bir oglu olacagini, bydgnde krali, yani dedesini ldrerek kralligi elinden alacagini
sylemis. Bunun zerine Kral, kimseyle beraber olmamasi iin, kizini bir kuleye kapatmis.
Disari ikmasini nlemek iin de, yanina bir beki koymus. Bu kadar nlemeye ragmen, kiz
yine hamile kalmis. Dokuz ay sonra kizin bir oglu olmus. Beki ocugu grnce, Kral
kendisini ldrecek korkusuyla ocugu kuleden asagi atmis. O sirada kulenin altindan bir
kartal uuyormus. ocugun dstgn gren kartal, hemen onu sirtina almis ve bir hurma
bahesinin kenarina byk bir dikkatle birakmis; onu birakirken bahivan grms. Ne
oldugunu anlamak iin yanina yaklasinca gzel bir bebekle karsilasmis. Hemen onu alip evine
gtrms. Karisi ile birlikte "her seyi gren ve bilen" olsun diye ona ayni anlama gelen
"Gilgames" adini vermisler. ocuk byyp delikanlilik agina gelince, bahivanin yanindan
ayrilmis. Dere tepe dz demeden, sehir sehir dolasmaya baslamis. O arada yazi yazmayi,
okumayi grenmis. Adina uygun olarak birok bilgi edinmis. Akil soranlara akil vermis, yol
soranlara yol gstermis. Byle dolasirken, bir gn yolu onu Uruk'a getirmis. Uruk, byk bir
sehir. Sokaklarda hayran hayran dolasirken, onu grenler bir yabanci oldugunu anlayarak,
"nereye gidecek?" diye arkasina takilmis. Nihayet sehrin byk Pazar Meydani'na gelmisler.
Derken, etrafina halk toplanmaya baslamis. Gilgames, bir heykel gibi durarak gelenlere,
gelenler de ona bakiyormus. Sehrin yaslilari aralarinda, "Kralimiz ld. Bir oglu yok. Bu
delikanli hem iri vcudu, hem yakisikliligi ile tam bize kral olacak gibi. Gelin bunu kralimiz
yapalim" diye konusmaya baslamislar. Herkes birbirine bu lafi aktarmis. Her duyan bunu
onaylamis. Bunun zerine, yaslilar gidip ona kendisini kral yapmak istediklerini sylemisler.
Gilgames, hi dsnemedigi byle bir istegi geri evirir mi? Hemen kabul etmis. Bunun
zerine onu saraya gtrp, giydirip, kusatmislar ve krallik tahtina oturtmuslar.
Iste o bylece Uruk Krali oluvermis. Uruk, Smer lkesinin Tufan'dan sonra ilk var olan
sehirlerinden biriydi. O zamandan Gilgames'e kadar drt kral ynetmis Uruk'u.


Uruk'un bir de bastanrisi ve koruyucu Tanrisi vardi: Gk Tanrisi An. Smer'de her sehrin bir
bastanrisi bulunuyordu. Fakat, Uruk'un bir ayricaligi vardi. O da, Smer lkesine bereket ve
bollugu, sevmeyi sevismeyi, barisi ve savasi getiren, gzeller gzeli Tanria Inanna ve kocasi
oban Tanrisi Dumuzi'nin burada oturuyor olmasiydi. oban Tanrisi'nin orada bulunmasi
nedeniyle Smer'in en byk hayvan yetistirme ve toplama merkeziydi Uruk. O yzden
Uruk'a "agillar sehri" de denirdi.
Buranin halki da ok aliskandi. Zaten atalarinin en byk zelligi de aliskanliklari degil
miydi?
Onlar bu topraklara gelir gelmez, grl grl akan Firat ve Dicle nehirlerinin tasan sularini
kanallara alarak, kuru topragi sulamislar, batakliklari kurutmuslar, baglar, baheler yaparak
her trl rn yetistirmeyi bilmislerdi. Bugnk Ufuklular da onlarin torunlari degil miydi?
Atalarindan grendiklerine yeni buluslar katarak uygarliklarini gelistirmekteydiler.
Depolarinda rnleri, agillarinda hayvanlari hep dolu bulunuyordu. Dokuma tezghlarinda,
hayvanlarin ynlerinden, bitkilerden elde ettikleriyle en gzel kumaslar dokunuyordu. Bu
kumaslardan ve deri atlyelerinde terbiye edilmis derilerden yapilan elbiselerin n btn
komsu milletlere yayilmisti.
Bu lkeler, retilen bu mallardan alabilmek iin adeta yarisiyorlardi. Uruklu tccarlar,
arabalar, tekneler, esek kervanlariyla rettikleri mallari oralara gtryor; bunlara karsilik
kendi lkelerinde bulunmayan tas, aga, altin, gms, degerli mallar ve
taslari aliyorlardi.
Zengindi Uruk, ok zengin, Gilgames de ok mutluydu. Bu sehrin bilginleriydi ilk yaziyi
baslatan; okullar atirip okuma yazma grettiren, bilgileri kil zerine yazdirip
lmszlestiren, ilk araba tekerlegi burada meydana getirilmis, ilk saban burada yapilmis,
sabana ilk kz burada kosulmustu.
Fakat, dost uyur, dsman uyumaz derler ya! Bu zenginligi, bu grkemliligi kiskaniyordu
etraflarinda bulunan ilkel halklar.
Bunlar yle ilkeldiler ki, ev yapmasini, llerini gmmesini bile bilmiyorlar, etleri ig ig
yiyorlardi. Byle bilgisiz, byle grgsz olan bu insanlar, zaman zaman srler halinde
Uruk'a saldirip, yakip yikiyor, kan dkyor, ellerine geeni alip, kaiyorlardi.
Gilgames, kral olur olmaz, bu dsmanlarindan sehri koruma altina almayi dsnms ve sehrin
etrafina kalin duvarlar yaptirmayi planlamisti.
Iste simdi yaptirdigi duvar btn grkemiyle karsisindaydi. Sehrin epeevre etrafini

kusatmisti. Sehre girip ikmak iin duvarin esitli yerlerine bakirla kapli agatan yapilmis
kalin kapilar konmustu. Artik kolay kolay hibir dsman giremeyecekti bu sehre. Hatta
yabanci olarak sehre girmek isleyenler, kimlikleri belirleninceye kadar gnlerce, bazen
aylarca bekletiliyordu kapilarda.
Bu duvarin yapilmasi hi de kolay olmamisti. Btn sehrin erkekleri gece gndz demeden
alismislar, evlerine gidememisler, ocuklar babalarini, kadinlar kocalarini grememekten
dolayi zlms, aglayip sizlamislardi; ama ne olursa olsun duvar bir an nce bitmeliydi.
Gilgames, kimsenin gznn yasina bakmamis, yorgunluk dinlememis, insanlari oturmadan
alistirmisti.
Fena mi etmisti? Sonunda zerinde arabayla bile gidilecek kadar genis olan bu duvar, kuleleri
kapilari ile ortaya ikmisti. Artik herkes dsman saldiracak korkusunu yasamadan yataginda
rahata uyuyabilecekti. Duvarin saraydan grnm de olduka grkemliydi! Gilgames,
byk bir gururla kendi kendine "Duvarin disi bakirla kaplanmis gibi piril piril parliyor.
Duvarin zerine ikip gezenler, onun pismis tugladan yapildigini anlayip sasacaklar" diyordu.
Kolay miydi o kadar pismis tuglayi yapmak! Kerpici pisirmek iin yiginlarla kamis, baska
lkelerden satin alinan yiginlarla odun kullanilmisti.
"Duvari grenler, onun bugn yapildigina inanmayacaklar. Temelinin yedi bilge* tarafindan konuldugunu
dsneceklerdir.

* Smerlilerin inanisina gre. Tufan'dan nce yedi bilge kisi denizden ikip, sehirlere dagilmi s ve oralarda
uygarligi gretmisler insanlara. Tutan kahramani, onlari gemisine alarak kurtarmis ve tekrar sehirlere uygarlik
gretmisler.

Halbuki, onu ben yaptim. Ben Kral Gilgames. Iyi ki, onun temeline, bu duvari benim
yaptigimi bildiren bir yaziyi degerli mavi tas zerine yazdirip bronz bir kilitle kilitli bakir
kutu iine koydurdum. Herkes bilsin bunu benim yaptirdigimi. Hibir kral byle bir duvar
yaptiramaz! Yaptirdigim yalniz o mu? Sevgili Tanriamiz Inanna'nin Eanna Tapinagini da
ben yaptirmadim mi? O da buradan ne kadar grkemli grnyor" diyordu.
Sehir duvarinin disindaki yesil tarlalar, baheler gz alabildigine uzaniyor, sehrin iini de
tapinaklarin baheleri ve parklar sslyordu.
Bu kadar gzellikler arasinda Gilgames bir trl yaptiklariyla yetinmek istemiyordu. O halki
iin daha yararli isler yapabilsin diye, kafasini durmadan yoruyordu.
"Nasil olsa herkes gibi ben de lecegim. Sonum gelmeden halkimin bu yapilardaki
alismalarina karsi, onlari mutlu edecek, sevindirecek, ayni zamanda benim adimi da
unutturmayacak bir is yapmaliyim" diye dsnp duruyordu.
O gn Gilgames'in birdenbire aklina ne yapacagi geliverdi. Evet daha nce bunu neden akil
edememisti. Sevgili arkadasi Enkidu'yu agirmak zere yerinden firlar firlamaz onunla burun
buruna geliverdi. Enkidu, Gilgames'in yanina girmek iin salonun kapisina geldiginde,
Gilgames'in kendinden gemisesine dsncelere dalmis oldugunu grms, onu bu
dsncelerden ayirmamak iin kapida onu gzlyordu. Gilgames'in yerinden kalkmasiyla o da
ieriye dalmisti.
Gilgames, "Sevgili arkadasim, ne yapacagimi buldum, ne zamandir beni dsndren sorunun
yanitim simdi, evet simdi buldum" deyince, Enkidu byk bir saskinlik iinde, "Ne imis o,
abuk aikla bana!" diye merakla sordu:
Gilgames, "Biliyorsun, insanlar durmadan lyor. Bizim ne zaman lecegimizi Tanrilarimiz
tuglamiza yazmislar. Bu zaman gelmeden nce, lkeme ve insanlarimiza yararli bir is yapmak
istiyorum. Hem de bylece ldkten sonra adimin unutulmamasini saglamis olurum" dedi.




Enkidu, "Ne diyorsun sen?! Sehrimizi koruyacak koca duvari, Tanrilarimizin yikilmis
tapinaklarini yaptirmadin mi? Onlarla da yetinmedin, gzbebegimiz, gzel Nippur
sehrimizdeki ulu Tanrimiz Enlil ve onun karisi Tanria Ninlil'in yikilmaya yz tutmus
Tummal'ini de yaptirdin ya!" dedi.
Gilgames, "Ama onlari ben degil, halkimiz yapti. Onlar bunun iin ne kadar zld ve sikildi,
sen bilemezsin!"
Enkidu, "Ya dize getirdigin KIS sehrinin krali Agga'ya ne diyelim?!"
Gilgames, Agga'nin adini duyunca glmsedi ve onunla olan serveni gzlerinin nne geldi.
Kral ona, "Uruk, benim ynetimim altina girecek!" diye haber gndermisti. Bak hele! Kolay
miydi Gilgames gibi bir kralin ve sehrinin baska bir ynetime alinmasi. Yine de Gilgames ona
karsi hemen askerlerini toplayip savasa ikmamis, nce halkinin buna ne diyecegini grenip,
ona gre davranmayi dogru bulmustu. Bunun iin sehrin yaslilar meclisini toplamis, onlara
"Kis Krali Agga sehrimizi ynetimine almak istiyor. Ne dersiniz, savasip zgrlgmz
vermeyelim mi, yoksa boyun egip onun ynetimine girelim mi?" diye sordu. Gilgames,
onlarin verdigi cevaba sasip kalmisti: "Aman" demislerdi, "savas edip lecegimize, onun
ynetimine giriverelim!" Gilgames, hi beklemedigi bu yanita, "Ne garip" diyordu, "yaslilar
lmleri yaklasinca daha ok lmden korkar oluyorlarmis". Gilgames, ayni soruyu genler
meclisine yneltmisti. Onlar hi dsnmeden, "lsek bile savasalim. zgrlgmz
kimseye kaptirmayalim" demislerdi. Neyse ki, bir savasa meydan kalmadan, Kral Agga,
Gilgames'in byk tepkisi zerine korkarak, sznden dnms, Uruk'un ynetimine gz
dikmekten vazgemisti. Gilgames dalmis bunlari dsnrken, Enkidu'nun, "Sen hl ne
yapmak istedigini anlatmadin?" szleriyle kendine geldi ve hemen yanitladi: "Sedir
ormanlarini bekleyen canavar (Huvava) Humbaba'yi ldrmek!" Enkidu saskin saskin
Gilgames'e bakarak. "Hani su lmszlk lkesi denilen yerdeki ejder mi?" dedi. Gilgames,
"Iyi bildin, ldrlmesi gereken canavar o! Biliyorsun, lkemizde orman yok. Halkimiz
gerekli agaci, keresteyi oradan getirmeye alisiyor, ama ejder yznden ormana rahatlikla
giremiyor insanlarimiz. Eger gidip o canavari ldrrsek. lkemize rahatlikla kereste getirilir.
Binalarimiz, esyalarimiz, teknelerimiz, bol bol yapilabilir. Ayrica byle bir olay adima ad,
sanima san katar. Bu kahramanligim kolay kolay unutulmaz" dedi.
Saskinligi hl zerinden atamamis olan Enkidu, "Iyi, ama biliyor musun, o canavar o kadar
korkunmus ki, kkredigi zaman yer gk inler, agzindan nefes yerine ates ikarmis. Disleri
ejderha disi, yz aslan yz gibiymis. Saldirisi bir tufan firtinasina benziyormus. Onunla sen
nasil basa ikabileceksin?" dedi.
Gilgames, "Ama biz beraber olur, el ele verirsek, karsimiza ne iksa onu alt edebiliriz."
Enkidu, "Sen onunla bogusurken lrsen, annen kim bilir ne kadar gzyaslari dker, ne
igliklar atar, dsnmyor musun onu?"
Gilgames, "Sen zlme arkadasim! Ben lmeyecegim, annem de benim iin zlmeyecek!
Yeter ki, sen benimle gel ve bana yardim et!"
Enkidu, "lecegimi bilsem, seni asla yalniz birakmam, arkadasligimiz nerede kaldi!" dedi.
Gilgames, Enkidu'nun bu cevabindan ok duygulandi. Arkadaslik bu degil miydi? Ama o,
Enkidu'yu buluncaya kadar kendisine byle arkadaslik edecek kimsesi yoktu. Etrafi insan do-
luydu, fakat onlarin iinden gcne, kafasina uygun bir arkadas bulamamisti. Koca bir lkesi,
grkemli bir sehri, aliskan halki vardi, ama o yapayalnizdi ve bu yalnizlik onu ok mutsuz
ediyordu. Bu mutsuzluk iinde, bir gn, Tanria Inanna'nin kendi-
sine hediye ettigi davulla tokmagi aklina geldi. Onlari hak etmisti dogrusu. Gzel Tanria ok
zntl olarak, bir gn ona gelmis, bahesindeki huluppu agacini kesmesini rica etmisti.




Gilgames hemen kosmustu onun bahesine. Grdgne inanamamisti. Agacin kkne ejder
gibi koca bir yilan girip yerlesmis, gvdesine Lilit adli cin kurulmus, en tepesine de Anzu
kusu yuvasini yapmis. Hepsi Tanria'nin agaci kesmesine engel olmus. Halbuki Tanria o
agaci Firat Nehri'nde srklenirken grms ve oradan yakalayip getirerek bahesine dikmisti.
Amaci da aga bydkten sonra onu keserek ondan kendisine bir taht, bir krs ve bir yatak
yaptirmakmis.
Gilgames, korkusuzca agaca yaklasarak yle bir vurus vur mus ki, yuva yapmis olanlar nereye
kaacaklarini bilememis, dagilip gitmisler. Gilgames de onu keserek Tanria'ya vermisti.
Tanria da ondan istediklerini yaptirdigi gibi artanindan da Gilgames'e hediye etmek zere bir
davul ve tokmak yaptirmisti.
Ne zamandir onlar bir kenarda duruyordu. Gilgames hemen ikisini de eline alip sokaga
kosarak var gcyle vurmaya baslamisti davulu. Halk, "Ne oluyor?" diye sokaga firlamisti.
Onun pek hosuna gitmisti halkin bu saskinligi: "Kral degil miyim, istedigimi yaparim. Kimse
de bana karisamaz" diye, gece gndz davulu almayi srdrnce, halk o kadar rahatsiz
olmus ki, kendi aralarinda, "Kralimiza kendi gc ve gnlne gre bir arkadas bulunmali ki,
onunla gezip tozsun, glp sylesin ve bizi rahat biraksin" diye bir taraftan konusuyor, bir
taraftan da Tanrilara bunun iin yakariyorlardi. En sonunda Gk Tanrisi An, onlarin
yakarislarina kulak vermis ve yce Tanria Aruru'ya, "Haydi bakalim Gilgames'i nasil
yarattiysan, simdi de gerek vcut, gerek kalp bakimindan ona denk birini yarat!" dedi. Tanria
ellerini yikamis, nehir kenarindan bir toprak kil almis, ona bir adam sekli vererek, onu kirlara
birakivermisti.

Enkidu'nun Bulunusu

Bir gn ormanda avlanan bir avci grdgne inanamadi. "Yanlis mi gryorum" diye
gzlerini ovusturuyordu. Hayir yanlis degildi. Etrafinda esitli hayvanlarla iki ayak zerinde
yryen, vcudu killarla kapli bir yaratikti grdg. Ne olabilirdi o? Maymunlar da iki ayak
zerinde yryebiliyorlardi, ama onlarin kuyruklari vardi. Bu bir maymun olamazdi.
Yaratigin yanindaki aslanlar bile onunla tam bir arkadas gibiydiler. Avci, siril siril akan
pinarin yakinina hayvanlari yakalamak iin tuzaklar kurmustu. "Nasil olsa su imek iin
hayvanlar gelir buraya, onlari bylece yakalarim" demisti.
Fakat ne oluyor! Yaratik kurdugu tuzaklari skp skp atmiyor mu? Avcinin agzi aik kaldi.
Saskinliktan ne yapacagim bilemedi. Hos, ne yapabilirdi ki, o kadar hayvan ve bu gl yara-
tiga! Kendini gstermemeye alisarak izliyordu durumu. Tuzaklar skldkten sonra hep
birden pinara yaklasip su imeye basladilar. Yaratik da ayni onlar gibi su iiyor ve onlar gibi
ot yiyordu. Avci korkudan tir tir titriyor, yerinden kimildayamiyor, onlari gzlemekten de
kendini alamiyordu. Sonunda karar verdi, bu yaratik bir insandi. Evet o bir insandi. Fakat, ne
kadar gl grnyordu. Onunla karsilasacak diye byk bir korkuya kapildi avci. Sessizce
oldugu yerde onlarin ayrilmasini bekledi. Hepsi suya kandiktan sonra, geriye dnp geldikleri
yne dogru gitmeye basladilar. O da kendini onlara gstermemeye alisip, kosmaya basladi.
Oturduklari yere geldiginde nefes nefeseydi. Onu karsilayan babasi, oglunun avdan eli bos,
fakat byk bir korku ve saskinlik iinde dndgn grnce, oglunun umulmadik bir
tehlikeyle karsilastigini tahmin etti. Hemen, "Ne oldu sana? Seni bu kadar korkutan, saskina
dndren neydi?" diye sorulan birbiri ardinca siraladi.

Avci. "Baba dur hele kendime geleyim, sana hepsini anlatacagim" dedi. Biraz dinlendikten
sonra, byk bir merakla ona bakan babasini daha ok bekletmemek iin grdklerini anlat-
maya basladi: "Avlanmak iin tuzaklarini kurmus, onlara yakalanacak hayvanlari
gzlyordum. Birdenbire av tuzaklarini kurdugum yere dogru, sr halinde birok hayvanin
geldigini grdm. Ortalarinda iki ayak zerinde yryen, sai sakali birbirine karismis,

vcudu killarla kapli bir yaratik da vardi. Ilk isi, kurdugum tuzaklari bozmak oldu. Sonra
pinardan su imeye basladilar. O yaratik da suyu hayvanlar gibi iiyor, otlari onlar gibi
yiyordu. Yanindaki hayvanlar ona arkadas gibiydi. Onlari bir agacin arkasina saklanarak
izledim. Kanimca o yaratik bir insandi, fakat tam bir yaban insan. ok korktum ondan. Baba,
sen de grsen bana hak verirsin" dedi. Avcinin babasini da byk bir merak sardi. Hemen
gidip onu grmek istiyordu. Fakat, ertesi gn beklemek zorundaydilar. Ertesi gn baba ogul
byk bir heyecanla yola iktilar. Pinarin yakinina geldiklerinde, avci yine tuzaklarim kurdu
ve kendilerini gstermeyecek sekilde agalarin arkasina saklanarak beklemeye basladilar.
Avci birden, "Baba geliyorlar!" dedi. Hakikaten uzaktan bir sr hayvan pinara dogru
yryordu. Ikisi birden it ikarmamaya gayret ederek, onlari izlemeye basladilar. Yaban
adam, nce yerlere bakarak avcinin kurdugu tuzaklari buldu ve onlari var gcyle bozdu.
Sonra hep birden pinara gelip suyu itiler ve byk bir nese iinde geldikleri yere dogru
gittiler.
Avcinin babasi, "Oglum hakliymissin sasirmakta ve korkmakta. Bu yaratik simdiye kadar
esine rastlamadigim bir insan" dedi. Birden adam, "Oglum bak benim aklima ne geldi.
Biliyorsun bizim kralimiz Gilgames'in kendisi gibi gl bir arkadasi yok. Can sikintisindan
ne yapacagini bilmiyor. Davul ile gece gndz kendisine gre egleniyor, fakat halk bundan
ok rahatsiz. Bu adam ona bir arkadas olabilir" dedi.
Avci. "Baba. nasil olur. bu yaban adami hayvanlarla arkadas olmus. Insanla hi arkadas
olabilir mi?"
"Oglum, hayvanlarla arkadas olabilen, neden insanla olmasin. Yalniz onu egitmek, insan gibi
yedirip iirip insanlastirmak gerek."
"Babacigim, bunu kim yapabilecek, biz insanlastirabilir mi yiz onu?"
"Hayir oglum, onu ancak bir kadin egilebilir. Biliyorsun, ocuklari dogduklari andan itibaren
anneleri egitir. Konusmayi, yemeyi, imeyi, sevmeyi, glmeyi hep annelerimiz bize gretti.
Onun iin bu adami da ancak bir kadin egitebilir." "Baba nereden bulacagiz byle bir kadim?"
"Oglum, hibir sey bilmiyormus gibi konusuyorsun. Hi Tanriamiz Inanna'nin tapinagina
gitmedin mi sanki! Orada bunu yapabilecek birok rahibe var. zellikle erkekleri cinsel
ynden egiten rahibeler bunu mkemmel yapar. Onun iin Uruk'a git. Eanna Tapinagi'nin
basrahibesini bul, durumu ona anlat. O sana egitici bir rahibe verecektir. Simdi hemen yola
ik ve gecikmeden byle birini bulup getir" dedi.
Avci hemen yola koyuldu. Babasinin dedigi gibi tapinaga gidip basrahibeyi bularak, niin
geldigini, ne istedigini bir bir anlatti. Basrahibe biraz dsndkten sonra, "Buldum, bu isi en
iyi yapabilecek Samhat'i verecegim sana. O hem gzel, hem akilli, hem de ok gzel lir alar
ve sarki syler" dedi.
Samhat'a haber verildi. Ona durum anlatildi. O hi "yapamam" demeden isi kabul etti. Avci
onun hazirlanip gelmesini beklerken, duvarlardaki resimleri, stunlardaki mozaikleri sey-
rediyordu. Ne gzel yapilmisti onlar. Duvarlarin alt kisimlari genis serit halinde beyaza
boyanmis; onun st kismina kirmizi, sari renklerle hayvan, insan resimleri yapilmisti.
Stunlarda esitli mozaiklerin nasil yapildigini daha nce grms, bunun nasil akil edildigine
sasmisti. Kil, byk ivi gibi yapiliyor, bas kismi duvardaki resimlerin boyalan gibi sari
kirmizi renklerle boyaniyor ve henz kurumayan stunun sivasi iine esitli geometrik
sekiller verilerek sokuluyordu. Bunun iin binlerce ivi gerekti kuskusuz. Tapinagin duvarlari,
stunlari hep kerpiten yapilmisti. Tas yoktu ki bu lkede. Kerpilerin kirli grnsn
kapamak iin ne yntemler bulmustu Smer sanatilari. Tapinagin ii
gidip gelen rahip, rahibeler ve Tanrilara kurban getiren, dua eden insanlarla civil civildi.
Rahip ve rahibelerin kendilerine zg giysileri vardi. Gnah ikaran rahiplerin kirmizi
giysileriyle erkeklere cinsel yasami greten rahibelerin basrtleri ok gze arpiyordu.
Tanrilara sunulacak bira, sarap, st, yag gibi sivilar kpler iinde siralanmisti bir kenara.

Boydan boya uzanan bir masanin stne de et, peynir, ekmek gibi yiyecekler konmustu. Onlar
biraz sonra toplaniyor, Tanri heykellerinin nndeki kerpiten yapilmis sunagin zerine
konuyor, daha sonra da tapinagin mutfagina gtrlyordu. Yakilan ttslerin kokulari, uzak-
tan uzaga gelen mzik sesleri avciya zamani unutturmustu. Bas-rahibenin bir gen rahibeyle
ona dogru geldigini grnce, hemen ayaga kalkti. Basrahibe, "Samhat, istenileni en iyi
yapacak yetenektedir" dedi. Avci Samhat'i grnce, neredeyse dilini yutacakti. Daha evvel
grdg rahibe sanki o degildi. Ne kadar degismisti! nce elindeki koca lire gz takildi.
Lirin tellerinin takildigi yerlerin ucunda birer boga basi vardi. Arkasindan rahibeye bir anda
basindan ayagina kadar bakti. zerinde insanin gzn alan yesil, kirmizi renklerin
karisimiyla olusmus, omzunun biri aik bir giysi vardi. Tl gibi bir kumastan yapilmis bu
elbise iinde rahibenin dolgun vcudu oldugu gibi belli oluyordu. Dizlerine kadar iplak olan
ayaklarina sandalet giymisti. Uzun siyah salarim omuzlarina salivermis, onlari alnindan bir
bagla baglamisti. Kalin siyah kaslari altinda piril piril parlayan gzleri sanki akil saiyordu.
Avci bir an iinde bunlari izlerken, rahibe ona sevecen bir sekilde, "Haydi gidelim" deyince,
kendine geldi. Hemen yola koyuldular. Yolda avci olanlari ve kendisini bekleyen grevi
yeniden anlatti. Ayni zamanda bin bir tehlike de olabilir di. Fakat, Samhat kendinden son
derece emin olarak, "Merak etme, her sey yolunda gidecek" dedi. Rahibe, ne kadar gzeldi, ne
kadar ekiciydi. Tatli bir gls vardi. Gldg zaman boyanmis gibi olan dudaklari
arasindan inci gibi beyaz disleri grnyordu. Avci hayran olmustu ona. Konusa konusa
yaptiklari uzun bir yolculuktan sonra, avcinin babasinin yanina geldiler. Oradan hep beraber
pinarin yanina gittiler.
Samhat'i bir agacin altina, pinara gelenler onu grmeyecek sekilde oturttular. Ona en gzel
sarkilari alip sylemesini nerdiler. Hava ok gzeldi. Gnes, agalarin arasindan ormana
isiklarini saiyor, kuslar civil civil tyordu. Samhat da lirini aldi ve Tanria Inanna iin
yazilmis, onun ask ve sevgilerini dile getiren bir ilahisini alip sylemeye basladi. Samhat'in
sesi o kadar gzeldi ki, kuslar bile onu dinleyip arkasindan ona civiltilariyla eslik ediyorlardi.
Orman bu seslerle inliyordu sanki. Inanilmayacak bir senlik baslamisti.
Avci birden babasina "Geliyorlar!" dedi. Onlar da baska bir agacin arkasina gizlenmislerdi.
Ortada yaban adam, etrafinda kkl bykl hayvanlar gittike pinara yaklasiyorlardi. Tav-
sandan aslana hepsi dost gibiydiler. Yine yaban adam tuzaklari bulmak iin yerleri gzlyor,
buldugunu koparip atiyordu. Ne o! Birdenbire yaban adam oldugu yerde kaldi. Nereden
geliyordu bu ses? Dinliyordu. Btn hayvanlar da onunla birlikte yerlerinde kadinin gzel
sesine karisan lirin melodilerini durup dinlemeye basladilar. Inanilacak gibi degildi durum.
Samhat kalin bir agacin arkasinda oturdugundan grnmyordu. Yaban adam merakli
gzlerle etrafini incelemeye ve sesin geldigi yne dogru yrmeye basladi. Avci ile babasi
byk bir heyecan iinde "ne olacak?" diye bekliyorlardi. Acaba bu yaban adam, kadinin elin-
den algiyi alip paralayacak ve kadini yere arpacak miydi?
Derken adani agacin arkasindaki kadini grd ve saskin saskin ona bakmaya basladi. Ilk kez
gryordu byle bir yaratigi! Sonra yavas yavas kadinin yanina yaklasti ve karsisina oturdu.
Hayvanlar da onlarin etrafini sardi. Hepsi bu gzel mzigi zevkle dinliyordu. Olacak sey
degildi bu! Onlar ne beklemis, ne olmustu. Samhat hi onlari grmemis gibi durmadan
aliyor, sarkilar sylyordu. Yavas yavas etraftaki hayvanlar dagilmaya basladi. Fakat yaban
adaminin hibir yere ayrilmaya niyeti yoktu. O, o zamana kadar grmedigini gryor,
duymadigini duyuyordu. Kadin da bikmadan, usanmadan, yorulmadan algisini aliyor,
sarkisini sylyordu. O arada yaban adam, yavas yavas kadinin yanina sokulmaya basladi.
Samhat onu hi grmemis gibi davraniyordu. Bir ara, adam iyice kadinin yanina sokuldu.
Sonra yavasa kadinin eline elini degdirdi. Samhat, byk bir sefkat ve sevgiyle bakti onun
yzne. Gz gze gelince kadin gld. Adam da glverdi. Samhat lirini birakip onun elini
avucunun iine aldi. Fakat, adamin koca elleri, onun kck elleri iine sigmiyordu; ama

onun yumusakligi, sicakligi, o zamana kadar duymadigi bir heyecan verdi adama. Iyice
kadinin dizinin dibine yanasti ve algisini tekrar almasini isaret etti. Mzik ve kadin, hi
umulmayacak sekilde etkilemisti yaban adamini. Kadin alip syledike, o daha ok
sokuluyordu ona. Bir ara basini kadinin omzuna koydu. O kadar mutlu grnyordu ki! Bunu
gren avci ve babasi ok sasirdilar. Onlarin birbirlerine bu kadar abuk yaklasacaklarini asla
dsnmemislerdi. Adam ne kadar yaban olursa olsun, onun bir insan tarafi vardi. Artik endise
edecek bir neden kalmamisti. Onun tamamiyla insanlastirilmasi, artik Samhat'in elindeydi.
Ona da kuskulan yoktu. Onlari bas basa birakarak oradan ayrildilar.



Samhat lirini yanina koydu ve bu yaban adamina sevgiyle sarildi. Adam da ona sarildi. Bir
sre byle kaldilar. Artik birbirlerine ok isinmislardi. Yaban adami hayvanlarini unutmus,
Samhat'in dizinin dibinden ayrilmiyor, o ne derse onu yapiyordu.
Samhat ona "kirlarin adami" anlamina gelen Enkidu adini verdi ve ona nce adini sylemeyi
gretti. Bundan sonra onun gereginden fazla uzamis saini, sakal ve biyiklarim kesti, killarini
temizledi ve pinarda onu bir gzel yikadi. Getirdigi giysileri giydirdi. O yakisikli, gl bir
sehir erkegi gibi olmustu. Samhat ona. o Samhat'a bakmaya doyamiyordu. Samhat, Enkidu' ya
nce insan gibi yemek yemeyi, su imeyi, sevmeyi, sevismeyi gretmekle egitime basladi. Bu
arada konusmayi da gretiyordu. Enkidu, Samhat ne derse, hi karsi ikmadan yapiyordu.
Yavas yavas konusmayi grenmeye basladi. Gnler geiyor, Enkidu byk bir dikkatle
gretileni greniyordu. ok akilliydi. Bir duydugunu, bir daha hi unutmuyordu. Samhat,
onun bu durumuna ok sasiyordu. Bir insanin bu kadar abuk grenip, grendiklerini hi
unutmamasi pek olagan grnmyordu ona. Fakat, mademki yle, o da ona her bilgiyi
gretmek iin elinden geleni yapiyordu. Enkidu kisa srede konusmayi, sevmeyi, sevismeyi
grendi. Yasamin kaynagi ekmek, nesenin kaynagi iki diyerek bira, sarap bile iirdi ona
Samhat.
Artik, Enkidu tam bir sehirli gibiydi. Fakat, sevgili arkadaslari hayvanlar onun bu
durumundan sikilmis, yanina yaklasmaz olmuslardi. Btn gnleri Samhat ile geiyordu. ok
mutluydu.


Bir gn Samhat ona, "Enkidu artik bir sehirli gibi oldun. Gzel konusabiliyorsun. Bak,
hayvan arkadaslarin senden uzaklasti. Benden baska arkadasin yok. Gel seni gzel Uruk
sehrimize gt-reyim. Uruk gzellikler ve mutluluklar sehridir. Oranin meydanlarinda esitli
algilar esliginde durmadan sarkilar sylenir, danslar edilir. Insanlarin neseyle attiklari
kahkahalar sokaklarda yankilar yapar. Durmadan festivaller greceksin orada. Gzleri alan gi-
yimleri ve ekicilikleriyle gen kadinlar etrafini alacak, gece yataklarina agiracaklar seni.
Orada kendin gibi insanlari grecek, onlarla arkadaslik edeceksin. zellikle seni kralimiz
Gilgames ile tanistirmak istiyorum. O ok gl ve yakisikli bir adam. Onun gcne simdiye
kadar kimse karsi ikamadi" dedi.
Enkidu bunu duyar duymaz, "Ben ona karsi ikarim. Kuskusuz ben ondan ok daha
glym. Hemen gidip onunla karsilasmak istiyorum" diye atildi. Samhat da bunu
bekliyordu. Ikisi birden yola koyuldular.
Bu arada Uruk'ta bulunan Gilgames bir rya grd. Hemen annesine yorumlamasi iin kostu
ve "Annecigim bu gece garip bir rya grdm, bakalim sen nasil yorumlayacaksin" dedi: Gil-
games, ryasini annesine anlatmaya basladi: "Ryamda gkte yildizlar parliyordu. Birdenbire
yildiz gibi bir tas dst nme. Onu kaldirmak istedim, o kadar agirdi ki, yerinden
kimildatamadim. Halk onun etrafina toplaniverdi. Herkes onu pyordu. Ben de onun stne
bindim. stnden inip onu yine kaldirmaya alisirken, etrafima toplananlar hemen bana
yardim ettiler. Hep beraber kaldirip onu sana getirdik, fakat sen onu benimle bir tuttun."
Annesi, "Oglum gkten bir yildiz gibi nne dsp yerinden kimildatamadigin, herkesin
ptg, senin de zerine bindigin ve halkla birlikte bana getirdigin ve ben onu seninle bir
tuttugum tas, sana senin kadar gl ve ayarinda bir arkadas gelecegini; onu seninle bir
tutmam da onu senin kadar sevecegimi gsterir" dedi.
Arkasindan Gilgames bir rya daha grd. Yine annesine gidip, "Annecigim, bu gece
ryamda Uruk'un pazar yeri meydaninda son derece byk bir balta duruyor, etrafina
toplanmis insanlar da ona bakiyordu. O benim ok

hosuma gitti. zerine bindim. Sen de onu benden ayirmadin. Ne anlama geliyor acaba bu
rya?" dedi.
Annesi, "Oglum, bu ryana gre de sana yakinda iyi bir arkadas gelecek. Onunla tanisacak,
onu ok seveceksin. O da seni sevecek, kardes gibi olacaksiniz" dedi.
Gilgames, annesinin yorumuna sasti. Kim gelebilir, kim onunla arkadas olabilirdi!

Gilgames ile Karsilasma

O gn Uruk'ta byk bir senlik vardi. Btn halk sokaklara dklms neseyle glp
sakalasiyor, sarkilar sylyordu. Sehrin
meydanlarinda gsteriler yapiliyor, algilar aliniyor, gen yasli herkes dans ediyor, esitli
oyunlar oynaniyordu. nk bugn yeni bir yil baslamisti, zavalli oban Tanrisi Dumuzi
yeraltindan kurtulup, sevgili, fakat acimasiz karisi Tanria Inanna ile yine birlesecekti. Bu
birlesmeyle lkeye bolluk ve bereket gelecek, rnler kat kat artacakti; nasil sevinmesin, nasil
mutlu olmasindi insanlar!
Samhat nde. Enkidu arkada o kalabalik ve grltnn iine daldilar, onlari grenler birden
sessizleserek saskin saskin baktilar ve sonra da arkalarina takildilar. Sehrin pazar meydanina
geldiklerinde byk bir kalabalik etraflarini sardi. Halk bir taraftan Enkidu'yu izliyor, bir
taraftan konusuyordu:




"Bu adam kralimiz gl Gilgames'e ne kadar benziyor!" "Ama boyu ondan biraz kisa gibi
grnyor." "Kralimiz ondan ok daha gldr." "Ama kralimiz kadar yakisikli."
"O ormanda hayvanlarla birlikte yasamis, onlar gibi yiyip imis."
"Sylendigine gre hibir hayvan ona fenalik yapmazmis." "Demek hayvanlarla arkadas
olunabiliyormus." "Adini Enkidu koymus Samhat, nasil da abuk egitmis onu."
"Anlattiklarina gre hayvanlar gibi yiyip iiyor, konusmayi bilmiyormus."
"Bunlari abuk grendigine gre yakisikliligi kadar akilli
da olmali!"
"Kralimiz onu grnce ne yapacak acaba?"
"Hangisi hangisini alt edecek grecegiz."
"Bana kalirsa kralimiz ondan daha gl."
"Bence Enkidu daha gl ve yakisikli, onda sanki Tanrisal bir gzellik var."
Halk bunlari konusurken birden Gilgames grnd yoldan. Belden yukarisi iplak olan iri
vcudu, gl pazilariyla ne ka-
dar da heybetli grnyordu! Halk ona yol verirken seslen kesilmis, merakli gzlerle ne
olacak diye bir Gilgames'e, bir Enkidu'ya bakiyordu. Fakat Gilgames yle dalgindi ki.
yrrken sanki etrafindaki kalabaligi grmyor, sesleri duymuyordu.
O biraz nce Tanria Inanna'nin tapinagindaki ask odasinda basrahibe Nindada ile geirdigi
unutulmaz saatlerin etkisinden henz kurtulamamisti. Ne kadar gzel ve cilveliydi rahibe! Bu
kadar gzeli ve tatlisiyla karsilasacagim hi tahmin etmemisti. Bembeyaz arsaflarla
hazirlanmis yatak, etrafa konmus ttslerin i giciklayan kokulari arasinda o kadinliginin
btn hnerlerini gstermeye alismis, Gilgames de erkeklikte ondan asagi kalmamisti.
Odalarinin kapisi nnde alinan harp, lir ve teflerin esliginde rahip ve rahibelerin birbirlerine
karsilikli syledikleri cosku, tutku dolu ask sarkilari sevismelerini daha da ok krklemis,
doyulmaz zevkler katmisti.
Inanna nasil gndermisti sevgili kocasini yeralti dnyasina, diye dsnyordu Gilgames.
Tanrianin kizmasi da ne korkuntu! O zaman gz bir sey grmyordu. Neymis kocasinin
suu! Karisinin yeraltinda uzun kalmasina, hemen dnp gelmemesine aldiris etmemis,
zlmemis, tahtina kurulup oturmus kaygisizca! Tanria bilmeliydi yeraltina giderken oradan
kolay kolay kurtulamayacagini; fakat o aklina geleni yapar, nn sonunu dsnmezdi.
Yeraltindakiler yerine birini vermeden kendisini birakmamislar, o da kocasini verivermisti
onlara. Eger Dumuzi'nin kiz kardesi rya yorumlayici Tanria Gestinanna olmasaydi, ye-
raltindan hi ikamayacakti. Dumuzi, o sevgili kardesinin orada kalmasina nasil
dayanabilirdi! Dumuzi'yi yakalamaya alisan cinlerin dedigi gibi, hangi kiz kardesin gnl
razi olurdu buna? Gestinanna hemen kosmus Tanrilar Meclisi'ne ve baslamis Tanrilara
kardesini yeraltindan kurtarsinlar diye yalvarip yakarmaya; fakat aldirmamis Tanrilar onun
yalvarmalarina. En sonunda Tanrilarin onu temelli ikarmayacaklarini anlayinca. Tanria, bu
kez hi olmazsa onun yerine yarim yil ben kalayim demis yeraltinda. Tanria Inanna da
yaptigina biraz pisman olarak Gestinan-na'yi desteklemis, bylece Dumuzi yarim yil
yeraltinda kaldiktan sonra, ikip yine karisiyla birlesmeye baslamisti. Her ikisinda o yil kim
kral ise o Tanri Dumuzi yerine, bir basrahibe de Tanria Inanna yerine geerek algilar,
sarkilar esliginde birlesiyorlardi. Bu yil gveylik sirasi kral Gilgames'teydi.
Gilgames bir taraftan bunlari dsnyor, bir taraftan yryordu.
Samhat daha Enkidu'ya gelenin Gilgames oldugunu sylemeden o anlamisti onun kim
oldugunu. Enkidu yavas yavas Gilgames'e dogru gitmeye basladi. Byk bir heyecan
kaplamisti ortaligi, kimsede it yoktu. ocuklar bile olduklari yerde sanki ivilenmis
gibiydiler. Halk kimildamaya korkuyordu.



Gilgames ve Enkidu birdenbire ggs ggse geliverdiler. Gilgames onu nemsemeyerek
yrmeye devam
etmek isteyence Enkidu onun yolunu ayagiyla kapadi. Buna birdenbire kizan Gilgames onu
itmeye alisti, basaramayinca sarilip yere almak istedi, yine olmadi. Her ikisi birden
birbirlerine sarilip bogusmaya basladilar. Onlar bogusurken yerler titriyordu sanki. Herkesi
nefessiz birakan bogusma gittike kizisiyor, fakat ikisi de ne yeniyor ne yeniliyordu. Birden
Gilgames'in ayagi tkezlendi, izleyenler, Enkidu tam bundan yararlanip onu yere alacak diye
beklerken o Gilgames'in eline yapisarak onu dsmekten kurtarmaz mi? Arkasindan da
birbirlerine sarilip psmeye baslamazlar mi? Iste buna sasmamak elde degildi, herkesin agzi
aik kaldi.
Ikisi de anlamisti birbirlerini yenemeyecegini. Bylece baslamisti onlarin arkadasligi ve
dostlugu. Birbirleri iin simdi canlarini verebilirlerdi. O gnden sonra Gilgames Enkidu'nun
arkadasligiyla can sikintisindan kurtulmus, halk da onun huzuruyla huzur bulmustu.

Ejder Humbaba (Huvava)

Gilgames, Enkidu ile mutluydu, fakat nedense yine yerinde duramiyor, yapacak isler
dsnyordu. Bulmustu ne yapacagini simdi. Bu arada Enkidu da yaban yasamindan geldigi
iin -Gilgames ile canciger arkadasligina ragmen- cam sikilmaya, basibos dolastigi kirlari,
candan sevdigi hayvanlarim aramaya baslamisti. Gilgames'in sedir ormanlarindaki canavar
Huvava'yi (Humbaba) gidip ldrme teklifini dsndke, hi de olumsuz bulmamaya
basladi. Gilgames'e, "Sevgili arkadasim, canavari ldrme isteginde haklisin. O lrse
halkimiz ondan kurtulacak, sen de sanina san katarak, adini lmsz yapacaksin. Bu ser-
'vende ben de seni yalniz birakmayacagim. Fakat, yine de seni tekrar uyarmak istiyorum.
Canavar Huvava'nin yasadigi ormana girenler bir daha ikamiyormus. Canavarin
kkremesinin bir tufan firtinasi gibi oldugunu, ates saan agzindan her seyi yok eden bir nefes
iktigini syledim sana. Bunlari bilerek, yine git mek istiyor musun oraya?" dedi.
Gilgames, "Bunlari tekrar hatirlattigin iin tesekkr ederim, ama yalniz Tanrilar lmszdr,
insanlarin yasam gnleri ise sayili. Yaptiklari gnlk isler ise rzgr gibi geip gider. Halbuki
biz canavar ldrrsek, hi olmazsa adimiz yasayacak. Nasil olsa bir gn lecegiz. O yzden
lmden korkmayalim. Ondan korkarsak kahramanlik gcmz nerde kalir? Ben senin nn-
den gidecegim, sen bana yalniz, 'korkma, yaklas!' de yeter. lrsem bile, 'Gilgames korkun
Huvava ile arpisirken ld' derler ve adim yine unutulmaz" dedi.
Bunun zerine ikisi bu savasa gitmek iin silahlar yaptirmak zere ustalara basvurdular. Her
birine esitli agirlikta balta, kili, grz yapmalarini sylediler. Onlar hazirlaninca, bunlari
yklenerek Uruk sehrinin meydanina geldiler. Halk onlarin gidecegini duymus, meydana
toplanmisti. Sehrin yaslilari Gilgames'e. ldrmek istedigi canavarin. Enkidu'nun syledigi
gibi ne kadar korkun oldugunu anlattilarsa da, Gilgames kulak asmadi. stelik gld onlara.
Yaslilar onun glmesine aldirmayarak, "Ey kralimiz! Sen gensin. Ayrica senin gibi bir
kralimizi kaybetmek istemiyoruz. Ne olur gitme!" diyorlardi. Baktilar ki, Gilgames ka-
rarindan vazgeecek gibi degil, o zaman, "Enkidu'yu birak, senin nnden gitsin. O yaban
olarak byms, dvsmeyi bilir ve seni korur" dediler.
Gilgames, "Nasil olur, kendimi kurtarmak iin arkadasimi ne srer miyim, ne dsncesiz
insanlar!" diyordu.






Bu kez genler ortaya atildi. "Biz de seninle gelecegiz" dediler. Gilgames, bakti ki ellerinden
kurtulamayacak, onlara, "Aranizda, ldgnz zaman lmnze zlp aglayacak annesi,
babasi, esi, ocugu, daha dogrusu aglayacak kimsesi olmayan varsa, onlar gelebilir bizimle"
deyince, birka gen ortaya atildi. Gilgames. onlarin hakikaten kendileri iin zlecek
kimseleri olmadigini anladiktan sonra, "Siz de gelebilirsiniz bizimle" dedi ve ellerindeki
silahlardan onlara da dagitti.
Gilgames, "Gel Enkidu, simdi yola ikmadan nce bilge olan anneme gidelim. O bize
ikacagimiz bu yolculuk iin en iyi nerilerde bulunacaktir" dedi. Annesi Tanria Ninsun
Egal, tapinaginda onlari bekliyordu. Gilgames, annesini grnce, hemen kosup ellerine sarildi
ve "Annecigim, uzun bir yolculuga ikiyorum. Ne kadar gl olursam olayim, bilmedigim
bir yola gidecegim ve orada bilmedigim Huvava ile savasacagim. Oraya gidip dnnceye
kadar yce Gnes Tanrimiz Samas'i kizdiran bir sey olursa, ne olur siz benim yerime onu
teskin ediniz. Eger Huvava'yi ldrp, sedir agalarim kesip getirirsem, btn lke senlik
yapsin! Sizin tam gznzn nne bu zaferi belirten bir abide dikecegim. Benden dualarinizi
esirgemeyiniz!" dedi.
Gilgames'in bu szleri zerine ok duygulanan annesi, ellerini baslarina koyarak, onlari
kutsadi ve Enkidu'ya dnerek, "Senin annen baban yok. Seni dogurmadim, ama yine de oglum
sayilirsin. Sen kirlarda bydn. Gilgames'ten daha glsndr, onu sana emanet ediyorum"
deyince, Enkidu ok hislendi, gzlerinden yaslar akarken, "Beni ogul kabul ettiginiz iin size
ne I kadar tesekkr etsem azdir. Gilgames benim kardesim oldu. Onun iin elimden geleni
yapacagima, onu geregince koruyacagima, btn kalbimle sz veriyorum. Yalniz, sunu
sylemeden edemeyecegim. Gilgames, o kadar gl ki, benim yardimima gereksinim
duyacagini pek zannetmiyorum" dedi. Ninsun ok sevindi bu szlere ve elinde tuttugu iki
kolyeyi boyunlarina takti. Kolyelerin zerine koruma cinlerinin resmi kazilmis, bakir dan
askilari vardi. Onlari takarken, "Bunlar yolculugunuzda size sans getirsin, sizi korusun!" dedi.
Ninsun, onlari yolcu ettikten sonra, en gzel elbiselerini giydi. Boynuna degerli taslardan
olusan kolyelerini takti. Basina da tacini koydu. Byle sslenip pslendikten sonra, tapinagin
tepesine ikti. Oradan Gnes Tanrisi'na ttsler yakti ve ellerini ona dogru kaldirarak, "Ey
yce Samas! Neden benim oglum Gilga-mes'i byle yerinde duramaz yaptin? Senin izninle o,
Huvava'yi ldrmek zere uzun ve tehlikeli bir yolculuga ikiyor. Sana rica ediyorum. Ona
yardim et, onu koru!" diye yakardi, dualar etti.
Gilgames, Enkidu nde, digerleri arkalarinda yola iktilar. Hepsinin sirtinda agir silahlar,
ellerinde deri tulumlara doldurulmus bira ve yiyecekler vardi. Bu kadar yk altinda yrmek
hi de kolay degildi. Fakat, onlarin bir amaci vardi. Bu amaca ulasmaktan baska bir sey
dsnmyorlardi. Bu da onlara byk bir g veriyordu.
nlerinde asilmasi gereken yedi dag bulunuyordu. Onlar, dagin birinden inip digerine ikiyor,
yryorlardi. Aciktiklari zaman oturup yemek yiyorlar, uykulari geldiginde uzanip yatiyor-
lardi. Geceleri gidecekleri yollari yildizlara bakarak sryorlardi. Hava biraz bulutlu olunca
hangi yne gideceklerinde sasirmamak iin oturup dinleniyorlar, yildizlar grnmeye
baslayinca yollarina devam ediyorlardi.
Gilgames'in iinde, btn cesaretine ragmen, "acaba basaracak miyiz?" diye bir endise vardi.
O yzden dagin birine iktiklarinda, daga kurban olarak biraz un serpti ve "Ey dag! Bu isi ba-
sarip basaramayacagimizi ne olur bana ryamda gster" diye dua etti.
Enkidu, rahat uyuyup olumlu rya grsn diye, Gilgames'e yatmasi iin iyi bir yer hazirladi.
Gilgames oraya uzanip yattiginda, Enkidu, onun basini dizlerine koydu. Gilgames, yorgun-
lugun etkisiyle hemen uykuya daldi. Enkidu da otururken uyumamak iin byk gayret
gsteriyordu. Bir ara tam uykuya dalmisken, Gilgames'in sirayip kalkmasiyla hemen uyandi.



Gilgames, "Sevgili arkadasim, istedigim gibi rya grdm. Yorumu sen yapacaksin" diye
ryasini anlatmaya basladi: "Ryamda kirlarda dolasirken bir boga ile karsilastim. Kuyrugu
ile yerlere srtyordu. Gkte bir toz bulutu ykseldi. Ben hemen onun nnde diz ktm. O
kolunu bana sardi. Dilim saskinliktan disari ikmisti. O bana tulumdan imek iin su verdi."
Enkidu, "Sevgili arkadasim! Karsilastigin o boga koruyucumuz Gnes Tanrisi Samas'tir. Zor
durumumuzda elini bize uzatacak, yardim edecektir. Tulumdan su verilmesi, senin
onurlandin- lacagindir" dedi ve "Hi kuskun olmasin, biz bir olduktan sonra, Huvava'yi nasil
olsa ortadan kaldiracagiz. lkemizde kimsenin basaramadigini biz basaracagiz" diye
Gilgames'i yreklendirdi.
Yine yrmeyi srdrdler. Yol o kadar uzundu ki, bir ara .dinlenmek iin uzandiklarinda
Gilgames firlayarak, "Enkidu yine bir rya grdm. Bakalim bunu nasil yorumlayacaksin?"
diye sze basladi: "Derin bir dag dibinde duruyorduk. Hemen dag dirildi. Beni yere yikti. Dag
ayaklarimi yakaladi ve onlari birakmadi. Biz onun karsisinda dag sinekleri gibi kaldik.
Aydinlik kuvvetle parliyordu. Bana bir adam grnd. Memlekette en gzel o idi. O beni
dagin altina ekti, bana su iirdi. Kalbim ferahladi, ayaklarimi yere degdirdi."
Enkidu. "Sevgili dostum, ok gzel bir rya. Grdgn dag Humbaba'dir. Onu yakalayacagiz
ve ldrecegiz. lsn tarlaya atacagiz. Yarin her sey sona erecek" diyerek ryayi
yorumladi.
Tekrar dinlendiklerinde, Gilgames. "nc bir rya daha grdm" diye Enkidu'ya ryasini
anlatmaya basladi: "Gk gr lyor, yer ugulduyordu. Sonra birdenbire her taraf lm sessiz-
ligine gmld. Kapkaranlik oldu. Arkasindan byk bir aydinlik grnd. Bir ates alevlendi.
Sonra bu az ok beyaz alev do-nuklasti ve ates snd. Etrafta olan her sey kle dnd."
Enkidu, "Dostum, btn bunlar Humbaba'yi ldrecegimize bir isarettir" diyerek yorumladi
ryayi.
Fakat, ryayi byle yorumlamasina ragmen, Enkidu'nun iine anlayamadigi bir korku geldi.
Gilgames'e ekine ekine, "Sevgili arkadasim, nedenini bilemedigim bir korkuya kapildim.
Adeta ayaklarim geri geri gidiyor. Kollarim sanki tutulmus gibi. Halbuki seni asla yalniz
birakmak istemiyorum" deyince, Gilgames hayretle onun yzne bakarak, "Birdenbire ne
oldu sana byle? Yoksa ryami baska sekilde yorumlayip, bana dogrusunu sylemedin mi?
Kendine gel kardesim. Bu kadar yol yrdk. Senin kalbin savasla arparken, neden bu
korku? Gel el ele verelim. Biliyorsun ataszmz, 'iki katli ip kopmazmis'. Biz birlikte
olunca, karsimiza ne ikarsa alt edecegiz. Korkma ben nden gidecegim. Humbaba'yi
ldrp, Uruk'a dndgmzde, nasil karsilanacagimizi bir dsn" diye onu korkusundan
kurtarmaya alisti.
Enkidu da byle bir korkuya kapilmanin artik zamani olmadigini biliyordu. Kendini
toplamaya alisarak, "Merak etme Gilgames, nasil olsa bu korkuyu yenecegim. Onun iin
rahatlikla yolumuza devam edelim" dedi.
Yollarda yiyecekleri bitti, hayvanlari avlayip yediler. Biralari bitti, pinarlardan su itiler.
Yollar bitmek bilmiyor, bitmedike de onlar sanki daha ok gleniyorlardi.
Bir gn bir de baktilar ki, canavarin yasadigi ve korudugu sedir ormanlarinin yanina
gelmisler! Ormana yaklastika, sik sedir agalarinin gz alici gzelligine bakakaldilar. Btn
hasmetiyle parlayan gnes isinlarini sokmamislardi ormana. Ormanin dis kismi sanki kimse
girmesin diye sik aliliklarla kaplanmisti. Onlarin geldigini canavar anliyor ve Gilgames'e
dogru yle bir flyordu ki, Gilgames orada uyuyakaldi. Arkadaslari canavarin flemesi
yznden onun uyudugunun farkinda degildiler ve "ok yoruldu, birakalim uyusun" dediler.
yle derin bir uykuya dalmisti ki, gnler geiyor, onun uyanacagi yok. Nihayet, karar verdiler
onu uyandirmaya.



"Gilgames, daha ne kadar uyuyacaksin, uyan ve kalk artik, bizler seni bekliyoruz" diye
uyandirmaya alisirken, o yattigi yerden firlayarak byk bir saskinlik iinde, "Ne oldu bana?
Neden uyuyakaldim, neden simdiye kadar beni uyandirmadiniz? Hemen yola koyulalim. O
canavar ne kadar korkun olursa olsun, yakalayip ldrecegim" dedi.
Ormana geldiklerinde agalar o kadar sikti ki, onlari kesip yol amadan yrmeye imkn
yoktu. Birlikte gelen genler baltalarla agalan kesip, lkelerine gtrmek zere demetler
yapiyorlardi. Yol aip ilerlemeye basladiklarinda Huvava onlarin yaklastigini anlayinca
kkremeye basladi. Onun kkremesiyle agalar sallaniyor, sanki yer yerinden oynuyordu.
Enkidu, "Duyuyorsun degil mi arkadasim canavarin kkre- mesini? Hl korkmuyor musun?"
dedi. Gilgames, "Bizi hibir sey korkutamaz, yeter ki, beraber olalim. El ele verince onu ye-
necegimizden hi kuskum yok" dedi. Birbirlerine destek olarak yrmeye devam ettiler.
Tam o sirada her seyi altst eden bir firtina patladi. yle bir firtina ki, agalardaki dallari,
yapraklari koparip yerlere arpiyor, yerdekileri de havalara firlatiyordu. Toz duman, gz gz
grmeyecek hale gelmisti ortalik. Bu kargasalik iinde Gilgames Enkidu'yu yakalayarak,
"Sakin bu firtina seni korkutmasin! Bunu Gnes Tanrimiz Samas'in ejderi daha kolay
yakalamamizi saglamak iin gnderdiginden kuskun olmasin!" dedi. Bunda Gilgames
hakliydi. nk ejder bu firtinadan saskina dnms, ne yapacagini bilmez halde iken,
korkun yz, btn dislerini gsteren agzi ile karsilarina ikivermisti. Onun saskinligindan
yararlanan Gil- games'in, firtinanin ugultusunu bile bastiran bir haykirisla ejderin zerine
atilmasiyla suratina yumrugunu atmasi bir oldu. Firtinadan sersemleyen ejder beklemedigi bu
yumrukla yere yikiliverdi. Bunu gren Enkidu, hemen onun zerine atladi ve elinde tuttugu
iple onu simsiki bagladi. Bunun zerine Huvava Gilgames'e "Ne olur Gilgames beni birak!
Sana hi dokunmayacagim. Insanlara zarar vermeyecegim, onlar istedikleri kadar ormandan
aga kesebilirler. Yeter ki beni birak! Senin kulun klen olacagim, yeter ki beni ldrme"
diye yalvarmaya basladi.
Bu gl, acimasiz grnen Gilgames'in ne de yufka yregi varmis! Hemen Enkidu'ya
yavasa, "Bak zavalli ne kadar yalvariyor. Bize ve insanlarimiza bir sey yapmayacagina sz
veriyor. Gel onu ldrmeyelim" dedi.
Enkidu buna ok kizdi: "Sen deli misin, inaniyor musun onun szlerine? Adi stnde,
canavar! Sylediklerinde durur mu? Eger onu birakirsak, biz dnemeyiz lkemize. Hazir
tutmusken elimizden kairmak olur mu? Hemen ldreyim onu" dedi ve kiliciyla bir vurusta
ldrd. Canavarin basini kesip bir tarafa koydular. Tam torbayi alip yola ikacaklari zaman
Enkidu Gilgames'e, "Arkadasim simdi aklima bir sey geldi. Hazir buraya gelmisken ormanin
en uzun ve gzel agacini keselim" deyince Gilgames lafinin sonunu beklemeden hemen, "Ne
yapacaksin onu?" diye soruverdi. Enkidu, "Ondan yce Tanrimiz Enlil'in Nip-pur'daki
tapinagina ok grkemli kapi yaptirmak istiyorum."





Bu neri Gilgames'in hosuna gitti. nk Humbaba'yi ldr dkleri iin Orman'in sorumlusu
olan Tanri Enlil'in onlara kizacagindan korkuyorlardi. Ormanin en uzun ve kalin agacini bul-
dular. Onu kestiler, yanlarinda gelen genlerin ormana yol amak iin kesip demet yaptiklari
odunlarla birlikte Firat Nehri'ne saliverdiler. Nehir onlari Uruk'a gtrecekti.
Bu is de tamamlandiktan sonra byk bir zaferle Uruk'a dndler.
Onlari merakla bekliyordu Uruk halki. Geldikleri daha uzaktan grlr grlmez,
"Geliyorlar!" sz bir anda dalga dalga sehre yayiliverdi. Onlar daha sehir meydanina
ulasmadan halk oraya toplanmisti bile. Herkesin merakli gzleri nnde torba aildi. Insanlari
yillarca korkudan titreten, onlari ormana sokmayan canavarin korkun basi ortaya ikti.
Halkta byk bir sevin basladi. Herkes birbirine sariliyor, ardindan Gilgames'e kosuyor, ona
sarilarak, "Sen lkemizin en byk kahramanisin" diyorlardi. Enkidu'ya da ayni gsteri
yapiliyordu.
Gilgames bylece sehir duvarini ve diger yapilari yaptirdigi iin nl oldugu gibi, canavari
korkusuzca ldrerek lkeyi bu canavardan kurtardigi iin de kahraman olmustu.








Gk Bogasi

Gilgames artik yalniz halkin degil, Smer Tanri ve Tanrialarinin gznde de bir kahraman
sayildi. Simdi onun krallik unvani yanina bir de kahramanligi eklenmisti. ok mutluydu
Gilgames; istedigini yapmis, kendi gcn ve korkusuzlugunu kanitlamis, adini komsu
lkelere kadar duyurmustu. Yaptiklarini tabletlere yazdigindan, belki yzlerce yil sonraya
kadar adi srecek, ne kadar lms olsa bile insanlar onu bilecekti. ok mutluydu o!
Artik rahat rahat kralligini yapacak, sevgili arkadasi Enkidu ile istedigi gibi yasayacakti.
Enkidu onun hem dert hem sevin ortagiydi, ona o kadar alismis, onu o kadar sevmisti ki, bir
gn bile onsuz kalabilecegini dsnemiyordu. Birlikte geziyor, birlikte avlaniyor, birlikte
egleniyorlardi. Hep, "Ne mutlu ki, byle bir arkadasim oldu" diyordu. Onlarin arkadasligi
dillere destan olmus, uzak lkelere kadar yayilmisti. Aileler ocuklarina, gretmenler
grencilere, yaslilar genlere, "Gilgames ve Enkidu gibi arkadas olun!" diye gt veriyorlardi.
Uruk halki da ok rahatti. Artik herkes bayramlarini byk bir neseyle kutluyor, tapinak-
lardaki trenleri kairmiyorlardi. O kadar ok trenleri vardi ki, yeni ay gkyznde
grndg, 15 gnlk oldugu ve grnmedigi son gnde yapilan trenler ok zeldi. O gnler
halk Tanrilara dua eder, adaklar adar veya daha nce adadiklari adaklari getirirlerdi.
Tapinaklardaki rahip ve rahibeler esitli algilar esliginde sarkilar syleyerek, danslar ederek
Tanrilari, dolayisiyla halki eglendirirlerdi.
Gilgames ve Enkidu zaman zaman saraydan ikip, arsilari, nehir kenarindaki iskeleleri
geziyor; saticilar, tccarlar ve sanatilarla konusup, onlarin dertlerini, isteklerini dinliyorlardi.
Her ikisi de yasamlarindan ok memnundu.
Mutluluk nedense bazen uzun srmyor, ok gemeden yasami karabulutlar sarabiliyordu.
Gilgames ve Enkidu'nun mutluluguna da karabulutlar yaklasmaya baslamisti. Gzeller gzeli,
ekici, alimli Tanria Inanna, Gilgames'e daha Huluppu agacini kestirdigi zaman gz koymus-
tu. Fakat o siralarda Tanria'nin bir sevgilisi vardi. Bir gn her nedense ona kizmis ve ondan
ayrilmisti. Gilgames'i, canavari ldrp elini yikadiktan ve kendisine eski dzeni verdikten
sonra ilk gren Tanria Inanna oldu. ok yakisikliydi. stelik simdi hem kral, hem de byk
bir kahraman.
Tanria bir gn en gze arpan giysilerini giydi. Salarinin buklelerini yanaklarina dogru
indirdi. Gzlerine srmeler ekti, boynuna esitli degerli taslardan kolyeler takti ve dogru
Gilgames'e gitti.
Gilgames, bu gzel Tanria'yi karsisinda grnce, birden sasirdi. "Bu ulu Tanria neden
benim ayagima kadar gelsin! Ne yaptirmak istiyor bana!" dedi kendi kendine. Bu Tanria ki,
btn Tanrilar ve erkekler ona sahip olabilmek, onunla evlenebilmek iin arkasindan kosuyor,
ona yalvarip yakariyorlardi. Herkes onun gzelligine hayran, ekiciligine kurban oluyordu.
Gilgames, hemen ayaga kalkarak, ona yer gsterdi ve "Sayin Tanriam! Sizin iin ne
yapabilirim?" diye sordu. Tanria yle gzel, bir gen kiz gibi yle saf grnyordu ki,
Gilgames gzlerini alamiyordu ondan. Tanria, "Gilgames seni ok begeniyorum. Dsndm,
tasindim ve seninle evlenmeye karar verdim" deyince, Gilgames beyninden vurulmusa dnd.
Tanria ondan her seyi isteyebilirdi, ama evlenmek isteyecegi asla aklina gelmemisti. Nasil
olur da, yere gge hkim olduguyla vnen bir Tanria benim gibi bir insanogluyla evlenmek
isteyebilir?!" diye hemen aklindan geirdi. Ayrica ona gvenemezdi ki! O ka erkegi bastan
ikarmis; sonra da onlari bos uval gibi alivermisti. Gilgames, o erkekler gibi olmayi asla
istemiyordu. Fakat, bunu, bu gururla Tanria'ya nasil syleyebilecekti? Onun her dedigi, her
istedigi olmaliydi.
Gilgames, Tanria'nin gururunu kirmamaya dikkat ederek, en iten, en sevimli sesiyle,
"Tanriam! Bu teklifinizle bana byk bir seref verdiniz, beni onurlandirdiniz. Ben kk bir
sehrin kraliyim. Siz ise yerin, ggn kraliesisiniz. size nasil koca olabilirim?" diye sze
basladi. Fakat, Tanria onun konusmasini srdrmesine meydan vermeden sz kendi aldi ve
"Gilgames, seninle evlenir evlenmez, hatta daha nce altin ve lacivert tastan bir araba
yaptirtacagim ki, bayilacaksin ona! Tekerlekleri piril piril parlayan altindan olacak.

Gl katirlarin ektigi bu araba ile istedigimiz yere gidecegiz. Sen evimize girerken, evin
esikleri ayaklarini pecekler. Krallar, prensesler ve yneticiler nnde sevgiyle egilecekler.
Sana daglardan, ovalardan hediyeler yagacak. Ayrica lkemize de bolluk gelecek. Keiler
z, koyunlar ikiz doguracaklar. Yk tasiyan esekler yle glenecekler ki, sirtlarindaki
agirliklariyla bile kosarken, katirlari geecekler. Boyunduruga takilan kzlerin esi
olmayacak. Arabaya kosulan atlarinin n her tarafa dagilacak. Gryorsun ya! Benimle ev-
lenmen hem kendin hem de lkemiz iin ok iyi olacak!"
Tanria konusurken Gilgames'in aklindan neler neler geiyordu! "Sen!" diyordu "Sen sogukta
isitmayan bir rtsn! Sen firtinaya engel olmayan bir kapi, stne rtleni altinda ezen bir fil
derisi, iindeki kahramanlarin stne ken bir saraysin!"
Bunlari neredeyse sesli syleyecekti. Bir taraftan korkuyordu, ya Tanria aklindan geenleri
okuyuverirse diye. Ama ona kabul edemeyecegi byle bir evlenme teklifi yaptigi iin kiziyor,
kizginligini onu klten szlerle yenmeye alisiyordu. Bunun iin yine hi durmadan "Sen
tasiyanin sirtinda eriyen bir ziftsin! Tas duvari atlatan kire, dsmani eken yesim tasi, ayagi
sikan bir ayakkabisin sen!" diye iinden geirmekten kendini alamiyordu. Byle kt laflar
sylenir miydi bu gzel Tanriaya! Ama o, gzelligi kadar acimasiz da olabiliyordu.
Evlenmeyi istemeyince kim bilir ondan nasil intikam alacakti!
Gilgames, bunlari dsnrken, bir taraftan da Tanria'ya verecegi cevabi hazirlamaya
alisiyordu. Tanria Inanna szn bitirince, "Tanriam, vereceklerin son derece degerli
benim iin. Fakat, bunlara karsi ben sana ne verebilirim ki?! Sana uygun olanlari benim
verebilmem ise imknsiz!" dedi.
"Gilgames, ben senden yalniz benimle evlenmeni istiyorum, verdiklerimin karsiligini asla!.."
Gilgames, Tanria'yi kirmamak ve kizdirmamak iin ne syleyecegini bir trl
kestiremiyordu. nk, biliyordu ki, Tanria ile evlenirse, bir sre sonra diger sevgilileri gibi
onu da basindan atacakti. Yalniz basindan atsa iyi! Ona baska ktlkler de yapabilirdi. Bunu
yzne vursa ok kizabilirdi o. Tanria'ya ne syleyecegini dsnrken, Tanria ona
vereceklerini tekrar tekrar sayip dkyor, "Seninle evlenirim" demesini saglamak iin onu
yle sikistiriyordu ki, Gilgames nihayet baklayi agzindan ikariverdi: "Sevgili Tanriam,
biliyorsun, sen sevgililerinden bir sre sonra bikiyorsun. Onlardan kimisini hayvana
dndrdn, kimisine agir isler ykledin. Hele zavalli kocan gen Dumuzi'yi yeraltinda
inlettin. Ben bunlardan hibirisi gibi olmak istemiyor, sana arkadas olarak kalmak istiyorum"
deyiverdi.
Gilgames, bunlari sylerken, Tanria'nin yz sekilden sekle giriyor, gittike kizdigi
anlasiliyordu. Gilgames, tam szn bitirdigi an, Tanria byk bir hisimla yerinden firladi ve
"Benim gibi bir Tanrianin evlenme teklifini kabul etmemek ha! Olacak sey degil! Sen kim
oluyorsun da beni geri evirebiliyorsun! Bunu senin yanina kr birakmayacagim! Bu yaptigini
en agir sekilde detecegim sana!" diye byk bir hisimla ayrildi oradan.
Gilgames, onun kizacagini tahmin ediyordu, ama bu derece olacagini hi dsnmemisti.
Olmustu olan. Sonunu beklemekten baska seenek yoktu. Kizgin Tanria onun yanindan ikti
ve dogruca Gk Tanrisi Amu'ya gitti.
"Gklerin beyi sevgili babam. Basima gelenleri sorma. Kahraman Gilgames benim evlenme
teklifimi kabul etmedi. Bu olacak sey mi? Ki, gklerin, yerlerin kraliesi olan bana bir lml
nasil 'hayir! diyebilir? Onu muhakkak cezalandirmaliyim! Gilgames'i ve Uruk sehrini yok
edecegim. Onun iin ltfen bana gk bogasim gnder!" dedi.
Gk Tanrisi, olanaksiz olan bu istege ne cevap verecekti?! "Kizim" dedi, "eger gk bogasim
sana verirsem, lkede yedi yil kitlik olur. Insanlarimiz kitlik yznden lr."
Inanna, "Sz veriyorum, yedi yil insanlarimiza bolluk getirecegim. Ben Bereket Tanriasi
degil miyim?"
Gk Tanrisi yine ona vermek istemedi. Bu kez Tanria Gk Tanrisi' na byk bir sirretlikle,
"Eger gk bogasim vermezsen, btn lleri yeraltindan ikarip, yasayanlarin basina dert
edecegim" diye tehdit etti. Bunun zerine Gk Tanrisi Anu daha fazla dayanamadi, gk
bogasini yere indirip saliverdi.
Boga bir taraftan insanlari ldrmeye, diger taraftan ortaligi kirip dkmeye basladi. Gk
bogasi byle basibos kalirsa, Uruk'ta her sey yok olacakti. Bunu gren Gilgames Enkidu'ya,
"Haydi arkadasim, bu azgin bogaya gcmz gsterelim. Ona bizden baska karsi ikacak
kimse yok" dedi. Enkidu, "Haydi arkadasim hcum!.." diyerek ikisi birden boganin zerine
atildilar. Neye ugradigim anlayamayan bogayi kiskivrak yakalayarak, kililarini
saplayiverdiler bogaya. Boga cansiz dst yere.
Bunu gren Tanria, Uruk duvarina ikarak, "Ggn bogasini ldrmeye cesaret eden
Gilgames'in vay haline! Ona ok agir bir ceza verecegim" diye bagirmaya basladi. Bunu
gren Enkidu, fena halde kizdi ve hemen boganin sag kalasini keserek Inanna'ya firlatti ve
stelik "Imknim olsaydi, seni de byle yapardim!" dedi. Sylenir miydi bir Tanriaya bunlar!
Inanna, ona adanmis kizlari, tapinak genel kadinlarim kalanin etrafina toplayarak hep birden
"Alacagin olsun Gilgames, alacagin olsun Enkidu. Bu yaptiginizi burnunuzdan fitil fitil i-
karacagim. Kaybiniz ok byk olacak!" diye bagiriyorlardi.






Gilgames, bunlara hi aldirmayarak silah yapan ustalari agirtarak boganin boynuzunu
ltrd. Her biri mavi tastandi ve 15'er kilo geliyordu. Kalinligi da 50 cm. Ileri 6 gr (1 gr
=120 litre) yag aliyordu. O boynuzlari kendi Tanrisi olan Lugalbanda'ya sunmak zere
sarayin kraliyet salonuna astilar. Sonra her ikisi de Firat Nehri'ne gidip, ellerini yikadilar.
El ele verip Uruk'un meydanina gelince, halk byk bir sevin iinde onlarin etrafina
toplandi. Bununla iki kahraman nlerine n katmisti. Artik onlari ven siirler yaziliyor,
sarkilar syleniyordu. Sehir sevinten cosmustu. Sarayda da byk trenler yapildi. Gilgames
ve Enkidu yatak odalarina kendilerini attiklarinda, yorgunluktan bitkindiler. Diger taraftan
yine ok byk bir is basardiklarindan dolayi son derece sevinliydiler. Sevinle yataklarinda
uyuyakaldilar.

Enkidu'nn Hastalanmasi

Ertesi sabah uyandiklarinda Enkidu Gilgames'e gece grdg ryayi anlatti: "Sevgili
arkadasim bu gece tuhaf bir rya grdm. Ryamda Gk Tanrisi Anu, Bilgelik Tanrisi Ea,
Hava Tanrisi Enlil ve ggn parlak isigi Gnes Tanrisi Samas toplanmislardi. Tanri Anu,
Enlil'e, 'Bunlar gk bogasini ve Huvava'yi ldrdler. Bu yzden ikisinden biri lmeli,
Gilgames lmeli!' dedi. Ona karsi Tanri Enlil, 'Hayir, Enkidu lecek!' diye karsilik verdi.
Onun zerine Gnes Tanrisi Samas ortaya atilarak, 'Sedir ormanlarinin canavarini, gk
bogasini benim emrimle ldrmediler mi, neden susuz Enkidu lecek?!' dedi. Bunun zerine
Enlil Samas'a, 'Sen her gn asagi inip onlardan biri gibi oluyorsun, o yzden onlari
koruyorsun. Evet Enkidu lecek!' dedi".
Bunlari anlatirken, Enkidu'nun gzlerinden yaslar akmaya basladi. Gilgames de onunla
agliyor, bir taraftan da "Sevgili kardesim, ben sensiz olabilir miyim? Hayir, byle bir sey
olmayacak, sen lmeyeceksin. Sen lrsen, ben ne yaparim? Ryalarda e;rlen her sey
ikmaz, merak etme" diyor, fakat iin iin de "ya lrse!?" diye zlyordu.
Tanria Istar Gilgames'in kendisiyle evlenmek istememesine ve arkadasiyla bogayi
ldrdklerine o kadar kizmisti ki, onun intikamini en kisa zamanda almali ve Gilgames'i can
evinden vur maliydi. Onun Enkidu'ya ne kadar bagli oldugunu biliyordu. En-kidu'yu ondan
ayirmak byk bir ceza olurdu Gilgames'e. Hemen karar verdi. Enkidu lecekti, ama kendisi
gibi bir Tanrianin bogasini ldrmeye, hele kalasini da suratina atmaya cesaret eden cezasiz
kalamazdi. Gilgames, sevgili arkadasindan ayrilarak, Enkidu ise lerek cezalarini bulmaliydi.
Enkidu'yu birden ldrmek yerine, yavas yavas, aci ekerek lmesini istiyordu.
Enkidu hastalandi. Acilar iinde kivraniyordu. Gilgames, onun basindan ayrilmiyor, onun
acilarini nasil yok edecegini bilemiyordu. Hekimler getirtti. Ilalar yaptirtti. Byclere
basvurdu, ama hibirinin etkisi grlmyor, gn getike agirlasiyordu.
Bir sabah Enkidu Gilgames'e, "Sevgili kardesim, ben bu gece yine bir rya grdm. Bu
ryaya gre, sen bos yere beni yasatmak iin ugrasiyorsun. Ben lecegimi ryada grdm"
dedi ve ryasini anlatmaya basladi: "Gk grlyor, yer inliyordu. Ben yapayalnizdim. Yz
su kusuna, ayaklari kartala benzeyen bir hayvan zerime atildi. Kollarim kus kanatlari gibi
tylenmisti. O yzme bakti ve beni Yeralti Tanriasi Irkalla'nin karanlik evine gtrd.
Oraya giden yoldan asla geri dnlmyordu. O evde olanlar toz ve amur yiyorlar, karanlikta
oturuyorlardi. Onlarin kuslar gibi kanattan giysileri vardi. Orada eski krallar, yksek rahipler,
rahip yardimcilari, sihir ve by yapan rahipler ve gge ikan rahipler bulunuyordu. Yeralti
Tanriasi Ereskigal'e, onun dizleri dibinde ktibesi Belit-Seri, elinde bir tableti okuyordu.
Bana gre hi de i aici bir rya degil. Ben herhalde dnlmeyen o yere gidecegim" dedi.
Gilgames, onu teselli etmeye alisti, fakat sylediklerine kendi de inanmiyordu. Arkadasi onu
yalniz birakacakti. Gn getike Enkidu'nun hastaligi agirlasiyordu.
Bir gn Enkidu, "Sevgili arkadasim, biliyorum ben lecegim. Yatakta lmek duygusu ok
korkun! Savasta lmeyi daha ok isterdim. Savasta lenler, kutsal ve kahraman sayilir.
Tanria beni ok fena cezalandiriyor" dedi.
Enkidu hastaligi arasinda zaman zaman kendisini yabanliktan kurtarip sehirli yapan avciya,
Samhat'a kiziyor, kendisini hayvanlarla beraber basibos ve zntsz yasamaktan Uruk'a
getirdigi iin lanetler, beddualar yagdiriyordu.
En ilgin olani da, sedir ormanlarindan kesip getirdigi agatan, Nippur'daki Tanri Enlil'in
tapinagina yaptirdigi kapiya, sanki karsisinda ve canliymis gibi syledikleriydi: "Seni aptal,
anlayissiz kapi! Agacini en iyi agatan kesip ta sedir ormanindan getirdim. En iyi
marangozlara yaptirdim seni! Seni ta Nippur'a gtrp yerine takdirdim. zerinde dnecegin
sve taslarina diyecek yoktu. Onlara benim yaptigimi bildirmek iin adimi da kazdirdim.

Bunlari yaparken senin Tanri Enlil yaninda bana yardim edecegini, beni savunacagim
sanmistim. Ama ne gezer! Bak yce Tanrimiz Enlil beni ne hale soktu. lmm bekler
oldum. Bunun iin simdi imkni olsa elime bir balta alip seni parampara etmek istiyorum.
Dilerim benden sonra gelen krallar sana hi deger vermesin! Hatta benim adim bile silinsin
senden!" diyor, bir taraftan agliyordu.
Bu kez gzyaslari iinde ellerini Gnes Tanrisi Samas'a kaldirarak "Ey yce Tanrim, sana
sevgim ve saygim sonsuzdur. Sikintili gnlerimizde imdadimiza yetistin. Gnderdigin
firtinalar, Humbaba'yi yakalamamiza yardimci oldu. Simdi senden baska bir yardim rica
ediyorum. Beni kirlardan, hayvanlarimdan ayiran avci, artik hayvanlari avlayamasin,
kollarinda g kalmasin, yiyecek bulamasin! Rahibe Samhat'in da kendine zg bir evi,
sevecegi bir ocugu olmasin. Yattigi yer sokak, itigi pis su olsun. Insanlar onu asagi grsn,
sarhoslar hirpalasin!"
Bunlari duyan Gnes Tanrisi Samas, Enkidu'ya, "Niin onlara kiziyor, onlar iin fena seyler
istiyorsun benden. Avci seni Sarahat ile tanistirdi. Rahibe Samhat sana kralliga yakisir sekilde
ekmek yemeyi, gnllere nese veren sarap ve birayi imeyi gretti. Sana sahane giysiler
giydirdi. En nemlisi seni Gilgames gibi birine arkadas yapti. O simdi seni krallik yataginda
yatiriyor. Seni onurlu olarak rahatlatmaya alisiyor. Kendisi de yanindan ayrilmiyor. Senin
arkandan btn Uruk halki aglayacak ve yas tutacak. Gilgames'in de seni gnderdikten sonra
vcudunu killar saracak ve aslan postuna brnerek, llerde dolasacak" dedi.
Bunlari duyan Enkidu sakinlesti ve dsnmeye basladi. Gnes Tanrisi'nin dedigi dogruydu.
Kirlarda hayvanlarla yasamaya devam etseydi, bunlarin hibiri olmayacak, bir hayvan gibi
lp kalacak, cesedini hayvanlar paralayacakti.
Bunlari dsnnce yaptigi kt dualardan utandi, pisman oldu. Bu kez yine Samas'a "Ne olur
ulu Tanrim! Beni affet, onlari istemekle byk bir hata yaptigimi anladim. Istediklerimi hi
duymamis ol. Yalniz Samhat iin iyi dualar etmek istiyorum. Onu ok sevmistim. Bana tam
bir gretmenlik yapmisti. Aslinda onun hakkini deyemem. Ne olur! Onu krallar sevsin!
Delikanlilar onun sevdasina tutulsunlar. Basina lavicert tasindan talar
konsun, hazinelerin kapilari ailsin ona. Ugruna yedi ocuklu kadin bile feda edilsin!"
Hastaligi gn getike artan Enkidu bir gn gzlerini bir daha amamak zere kapayiverdi.
Gilgames, onu uyandirmak iin neler yaptiysa, o uyanmadi. Gilgames byk bir aciyla
arkadasinin stne kapandi. Yedi gn yedi gece kimse onu kaldiramadi. Artik Enkidu'nn
vcudu rmeye, burnundan kurtlar ikmaya baslamisti ki, ne yapip edip Gilgames'i
kaldirdilar stnden.

Enkidu'nun lm Tanria'nin istedigi gibi Gilgames'i can evinden vurmustu. O kadar
sevdigi, her anini birlikte geirdigi biricik kardesi, arkadasi lmst. Ne yapacakti simdi?
Gz bir sey grmyor, gece gndz agliyordu. Acisindan gzel giysilerini yirtti, salarini
yoldu. Bagirdi, agirdi, hibiri onu geri getiremedi, getiremeyecekti de!
Onu teselli etmeye gelen halka ve yaslilara, "Sevgili halkim, dostlarim hepinizi seviyorum,
biliyorsunuz. Enkidu, bana candan arkadasti. Bundan dolayi bir kadin gibi agladigim iin
ayiplamayin beni. Kadin erkek herkesin aci karsisinda aglamaya, sevinmeye, zamaninda
glmeye hakki var. Mademki Tanrilarimiz o hissi bize vermis, niin onu kullanmayalim!
Enkidu'ya o kadar alismistim ki, o benim iin elimde ok-yay, belimde haner, nmde kalkan,
bayramlarin giysisi, bitmez tkenmez bir nese kaynagiydi. O benden alindi. Benim sevgili
arkadasim kirlarda yabane-sekleri, panterler, aslanlarla dolasiyordu. Onunla en zor isleri
yaptik. Onunla gk bogasinin, sedir ormanlarinin canavari Huva-va'yi ldrdk. O simdi yle
bir uykuya daldi ki, beni duymuyor. Gzlerini amiyor. Kalbine bakiyorum, o arpmiyor"
dedi.



Yine kendini tutamiyor, sylenmesini srdryordu: "Sevgili arkadasim Enkidu iin benim
gibi herkes, her varlik yas tutsun! Birlikte gittigimiz yollar, astigimiz daglar, ona annesi gibi
olan genis kirlar, panterler, aslanlar, akallar, btn yaban hayvanlari, kenarinda dolastigimiz
kutsal Ulaya Nehri, suyunu tulumlarimizla Tanrilara sundugumuz saf Firat Nehri, Huvava'dan
kurtardigimiz Uruk halki, bira yapanlar, yiyecek hazirlayanlar hepsi aglasin, yas tutsun! Agit
yapan rahipler senin iin salarini yolsun! Duyun ey Uruk halki! Sevgili arkadasim Enkidu
iin yaptigim agidi! Iim yaniyor, ne zormus arkadas, dost acisi ekmek! Onun acisini
unutmak iin salarimi koyuvererek, bir aslan postu giyip kirlara kendimi atmaktan baska are
gremiyorum" diyordu.

Bu agitlar, sylenmeler arasinda Gilgames'in aklina kendisini biraz olsun sakinlestirecek bir
fikir geliverdi. Evet, bunu daha nce neden dsnememisti! Hemen yontuculari, heykel
yapanlari, bakircilari, kuyumculari agirdi.
Onlara "Sevgili arkadasim, kardesim Enkidu'yu daha sonraki kusaklarimiza da tanitmak is-
tiyorum. Onun iin sizden ricam, onun bir heykelini, yontusunu yapmaniz. Ama yle bir
heykel ki, derisi tm altindan, ggs kismi lacivert tasindan olacak. Onu herkesin grebilecegi
bir yere dilemelisiniz. Uruk'a gelenler nce onu grmeli, ayaklarim pmeli! Vakit geirmeden
hemen ise baslayin!" diye emir verdi.


Gilgames ne yaparsa yapsin yine de Enkidu'nun acisindan bir trl kurtulamiyordu. Ne olurdu
onu bir daha grebilsem, diyordu. Sanki bir daha grse btn acilarini unutacakmis gibi geli-
yordu. Birden aklina, gidip Tanrilarimiza yakarayim, belki onu bir daha grmeme yardim
ederler, diye bir fikir geldi. nce Tanrilarin babasi Enlil'e basvurdu, o aldiris etmedi. Ay
Tanrisi Nanna'ya anlatti derdini, o da kulak asmadi. En sonra "Bunun aresini bulabilecek tek
Tanri Bilgelik Tanrisi Enki olmali. O insanlara yardim etmeyi bilir ve sever. Bana da sevgili
arkadasimi bir kerecik olsun tekrar gsterebilir" diye dsnd ve hemen onun Eridu'daki
sualti sarayina gitti ve ona yana yakila derdini anlatti. Bilgelik Tanrisi Enki, "Benden yle bir
istekte bulunuyorsun ki, benim yapmama olanak yok. len birini ben nasil canlandirabilirim?
Yeraltindan ikma izni yalniz oban Tanrimiz Dumuzi'ye verildi. Fakat o bir Tanri. yle
oldugu halde ancak alti ay yeryznde kalabiliyor" dedi.
Gilgames bunlari duydugu halde, yine Tanri'nin yakasini birakmiyor, durmadan yakariyor,
"Onu ne olur bir kez daha grebilsem!" diyordu. Tanri Enki uzun uzun dsndkten sonra,
"Eger Gnes Tanrisi Samas yeraltina bir delik aarsa oradan Enkidu'nun glgesi ikabilir,
ama yalniz kisa bir sre iin" dedi.
Gilgames bunu duyunca, sanki hemen olmus gibi heyecanlandi ve gzlerinden yaslar akarak,
"Yalniz glgesi, yalniz kisa bir zaman iin de olsa raziyim, yeter ki, onu bir daha greyim"
diye boynunu bkerek yalvardi. O kadar iten sylyordu ki bunlari, Tanri Enki dayanamadi
ve onu saglamaya alisacagina sz verdi ve sznde durarak Gnes Tanrisi Samas'in yeralti
dnyasinin gansir kapisini amasini ve Enkidu'nun glgesinin yeraltindan ikmasini sagladi.
Iki arkadasin byk bir sevgi ve hasretle birbirlerini kucaklamalari grlecek gibiydi. Ikisi de
gzyaslariyla birbirlerini durmadan pyorlardi. Bu bulusma ne yazik ki ok uzun
srmeyecekti. Gilgames bu arada yeraltinda neler oldugunu grenmek istiyordu. Onun iin
"Sevgili arkadasim ne olur bana yeralti dnyasindan sz et! Neler var orada? Nasil bir yasam
sryorsun orada?" diye sordu. Enkidu'nun nese dolu yz soldu. Gzlerinden yaslar yeniden
bosandi. Onlari silmeye alisirken "Sevgili kardesim, hatirlatma bana onlari, syletme beni!
Grdklerimi anlatirsam dayanamaz aglarsin, su kisacik bulusmamizda seni onlarla zmek
istemiyorum" dedi. Bu szler Gilgames'! daha ok meraklandirmisti. Ne olursa olsun
dinlemek, onunla her znty paylasmak istiyordu. Bu nedenle Enkidu'yu anlatmasi iin
yeniden sikistirmaya basladi. Enkidu daha fazla susamayacagini anladi ve "Sevgili kardesim,
elimi srmeye kiyamadigim o gzel vcudumu simdi yeraltindaki bcekler, kurtlar eski bir
giysi gibi kemirip yiyorlar. Begendigin, sevgi ile oksadigin basim bir amur teknesine dnd.
Oradakilerin gidasi toz, toprak." Gilgames bunlari dinlerken byk bir r perti geirdi.
Arkadasi iin zlrken birden kendi lm geldi , aklina ve hemen "Ben de mi yle
olacagim lnce, hayir ben lmemeliyim, ne yapip yapip lmszlg bulmaliyim" diye ge-
irdi aklindan. Enkidu onun dstg dalginligin kendisi iin olan zntsnden oldugunu
dsnerek konuyu degistirdi. "Biliyor musun Gilgames, orada ilk grdgm, Bitkiler
Tanriasi Ninazu idi. O, yerde iriliplak yatiyordu. O kadar gzeldi ki, ggsleri mermerden
yapilmis birer vazo gibi hi kirisiksiz, dmdz grnyordu. Ona ne kadar dokunmak istedim,
ama dogrusu korktum. Birisi iviye asilmis duruyordu. Eger yaptigi gnahlardan pismanlik
duysa imis, ividen kopup dsecekmis, ama inadindan aldirmiyormus. Eceliyle lenler
yataklarinda yatip soguk su iiyordu. Savasta lenlerin de anasi, babasi, karisi onun iin
alisiyordu."
Gilgames, "Desene orada da bir baska trl yasam var!" "yle sevgili arkadasim. ok oglu
olup da lenlerin isleri is. Bes oglu olan, iyi bir ktip gibi kollan aik saraya adalet gtryor;
alti oglu olan saban sren gibi kalbi neseli; yedi oglu olan ise Tanri'ya yakin biri gibi duruyor.
En zavallilar da kirda lp de gmlmemis olanlar. Onlarin glgeleri hi rahat edemiyor."
Enkidu szlerini bitirir bitirmez birlesme srelerinin tamamlandigi bildirildi. Her ikisi yeniden
kucaklastilar, gzyaslari iinde birbirlerinden, bir daha bulusamamak zere ayrildilar.
Gilgames'in derdi yeniden tazelenmis, stne bir de lm korkusu gelmisti. "Ben de
lmemeliyim, ne yapip yapip lmszlg bulmaliyim" diyordu.

Sonsuzlugu Arama

Gilgames, kendisini kirlara atti. Artik agladigim kimse grmeyecek, yreginin acisiyla attigi
igliklari kimse duymayacakti. Bu acilar iinde bir taraftan da, "Ben de Enkidu gibi lecek
miyim? lmden korkuyorum. Evet, korkuyorum. Bir zamanlar lm istemeyerek
zgrlklerini feda etmeye kalkan yaslilara ne kadar sasmis ve ayiplamistim. Simdi ben de
onlara benze-dim" diye dsnyor, kirlarda basibos dolasiyordu.
Artik arkadasinin lmn bir yana birakmis, kendi lmn dsnr olmustu.
lmszlgn bir aresi olmaliydi.

ok ok eski aglarda, Tanrilarin insanlari yok etmek iin yaptiklari tufandan sonra
Utanapistim (Sumercesi Zivsudra) adli birinin lmszlg elde ettigini duymustu. Gidip onu
bulmali, o nasil lmsz olduysa onu grenmeliydi. Halbuki, sylendigine gre, o ok
uzaklarda, gidilmesi olanaksiz olan Tanrilar bahesinde yasiyordu.
Simdi onun akli fikri ona nasil ulasacagindaydi. Bir gn karar verdi. Ne olursa olsun, onu
gidip bulacakti. O, olmayacaklari basarmisti. Bunu da basaracakti. nk, basarmayi
muhakkak istiyordu.
zerine aslan postu, ayaklarina sandaletlerini giydi; eline bir dernek, beline bir haner aldi.
Sirtina bira tulumunu yklendi.

Kimseye grnmeden gizlice yola ikti. Yola ikmadan nce o degerli kaplar iinde Gnes
Tanri ve Samas'a bal ve tereyagi sundu. Ona, kendisine yardim etmesi iin dualar etti. Artik
ne krallik, ne saray, ne gzelim Uruk sehri, ne de onu siirleriyle, sarkilanyla gklere ikaran
halki gzne grnyordu. Insanlar da Tanrilar gibi lmsz olmali, sevdiklerinden
ayrilmamaliydi. Bunun iin Utanapistim'e ulasmasi gerekiyordu Gilgames'in, "Ona ulasir,
lmszlgn gizemini grenirsem, hem insanlarimi lmszlge kavustururum hem de
kahramanligim stne kahramanlik katar, Tanrilar gibi sonsuza dek yasarim" diyordu.
Uruk kapisindan ikarken, bekilerin kendisini tanimamalari ve grmemeleri iin byk
gayret gsterdi. Smer lkesinin yollari dmdz ve yapiliydi. Ova yesillikler, baheler,
tarlalarla kapliydi. Bu yesillikler arasinda yrmek, ona byk zevk veriyordu. Ne gzeldi
onun lkesi!
Fakat, zaman getike yol- iz bulunmayan tepelere tirmanmaya basladi. Gndzleri
alabildigine sicak, geceleri de soguktu. O, gece gndz, soguk sicak demeden yrmek
istiyordu. Fakat, bazen gcnn sonu geliyordu. O zaman bir aga kovuguna, bir kaya dibine
veya buldugu bir magaraya girip uyuyup dinleniyor, kendine gelir gelmez yine yrmeye
basliyordu. Yanindaki yiyecekler iecekler bitmisti. Bazen yaban agalarindan kopardigi
meyveleri, bazen avladigi hayvanlari yiyordu. Fakat, yerine bir an nce varmak iin
yiyeceklerle vakit geirmek istemiyor, genellikle a geziyordu. Hayvanlari da avlamak
istemiyordu. "Kendim lmek istemezken, neden bunlari ldryorum?!" diye kiziyordu
kendine. Bir taraftan Tanri ve Tanrialara atiyordu. "Mademki, onlar bizi yarattilar, neden
ldryorlar? Neden insanlara aci ektiriyorlar? Bir insani baskasini ldrnce cezalan-
diriyorlar; Tanrilar ise istediklerini ldryor, istedikleri zaman sehirleri yakip yiktiriyorlar.
Rzgrlar, firtinalar, yagmurlar ve taskinliklar veriyor, tufan ile yarattiklarini yok ediyorlar.
Bu yaptiklarindan dolayi onlari cezalandiran da yok?!" diye dsnyordu. O kadar aresizdi
ki, kimi sulayacagini, kime atacagini bilmiyordu. Daglara tirmanirken, kayalarda elleri
yaralaniyor, bu arada onlari da iyi etmeye alisiyordu.

Daglardan asagi derin vadilere inmek de ok zordu. Her an ayagi kayip yuvarla-nabilirdi.
st basi perisan bir haldeydi. Sai sakalina karismaya baslamisti. Yolda rastladigi hayvanlar
bile ondan korkarak kaiyordu.
Bir gn gnesin zor girdigi bir ormana daldi. Agalar o kadar sikti ki, yol aarak glkle
yryordu. Birden karsisina koca yelesiyle bir aslan ikmaz mi? Iste bunu hi dsnmemisti.
Bir an ne yapacagini bilemeden oldugu yerde kaldi. Acaba aslan zerine atilacak miydi veya
diger hayvanlar gibi ondan kaacak ya da aldiris etmeden yoluna devam edecek miydi? He-
men, "Enkidu olsaydi, belki de ona arkadaslik ederdi?" diye dsnd. Aslan da ne yapacagina
karar vermek ister gibi bir an durarak Gilgames'e bakti ve birden saldirdi ona. Gilgames
aslanin durusundan bir saldiriya hazirlandigini hemen anlamis, kendisini toparlamis, karsilik
vermek zere o da hazirlanmisti. Aslanin saldirmasiyla, Gilgames'in canavari ldren o gl
yumrugu aslanin alnina gelince, aslan sarsildi ve yere dst. Gilgames onun bu durumundan
yararlanarak ikinci, nc yumruklarini indirince, aslan gsz olarak yere yigildi;
kalkamadi ve kendinden geti. Gilgames, onun artik kalkamayacak hale geldigini grnce
ldrmeye kiyamayarak yoluna devam etti.
Bir gn bir de bakti ki, sipsivri iki dag karsisinda. Ne kadar da birbirlerine benziyorlardi. Bu
yzden onlara ikiz dag anlamina gelen Masu adini vermislerdi. Gilgames, durdugu yerden
daglari incelemeye basladi ve "Bu daglarin tepesine kadar mi ikmam gerekecek veya daha
asagilarda geit yollari bulacak miyim" diye dsnyordu. Yavas yavas tirmanmaya basladi.
Asagisi da o kadar derin grnyordu ki, bir hayli yol alip, yukariya iktigi zaman karsisina
byk bir kapi ikti. Kapinin nnde akrebe benzeyen, baslari gge uzanmis, ayaklari yerin
dibine batmis gibi grnen iki adam duruyordu. Onlar, dogusundan batisina kadar gnesi
izliyorlardi.




Gilgames onlari grnce birden ne yapacagini sasirdi. yle korkmustu ki, oldugu yerde
akilmis gibi kaldi. Bir tarafa kimildayamiyordu. Bir ara kendini topladi ve gayet saygili
olarak onlarin nnde egildi. O sirada akrep adam karisina seslendi: "Hanim, bak bize biri
geldi. Onun vcudunda Tanri eti var" deyince, karisi ieriden "Biliyorum, onun te ikisi
Tanri, te biri insandir" dedi. Bunu duyan Gilgames sasirdi. Nasil biliyorlardi bunlari? O
dsnrken, akrep adam ona, "Tanrilardan olan sen! Bu uzun yolculuga iktin! Niin buralara
kadar byk glklere katlanarak geldigini grenmek istiyorum" dedi. Gilgames, "Tanrilarin
arasinda yasayan Utanapistim'i grecegim ve ona lmszlg nasil bulacagimi soracagim"
dedi. Akrep adam gld: "Simdiye kadar onu kimse bulamadi. Oraya ulasman imknsiz.
Oraya giderken ne gnesin dogdugunu ne de battigini grebilir sin. Her taraf kapkaranliktir"
dedi.
Gilgames, byk bir znt ve aci iinde olmasina ragmen, "Ne olursa olsun, oraya gitmek
istiyorum. Ltfen bana kapiyi a, geeyim ve yolumu srdreyim" dedi.
Akrep adam, "Gilgames sana Masu Dagi'nin kapisini aacagim ve bu dagi gemen iin izin
verecegim" dedi ve kapiyi ati. Gilgames kapidan geince, byk bir tehlikeden kurtulmus
gibi ferahladi. Fakat, akrep adamin syledigi gibi, yol- iz olmayan bu yerde gnes de
grnmyordu. Her taraf kapkaranlikti. Ne nn, ne de arkasini grebiliyordu. Yorulunca
oldugu yerde kivrilip yatiyor, kalkip yine yryordu. Ne gece oldugu, ne gndz oldugu
belliydi. Geceler gndzler birbirine karismisti. Nihayet bir gn uzaktan bir isik grnd, isigi
grnce Gilgames yle sevindi ki, sanki btn yorgunlugu gidivermisti.

Fakat acayip bir isikti. Ne oldugunu anlayamadi. Onu bir an nce grmek iin adimlarini
hizlandirdi. Isik piril pirildi, yanip snyordu adeta. Yanina yaklasinca, sasirip kaldi.
Inanilacak gibi degildi grd-
g. Sanki rengrenk degerli taslardan olusan bir baheydi karsisindaki. Taslar, zm
salkimlari, meyveler asilmis gibiydi dallara. Onlardan gzlerini alamiyor, baktika byk bir
cosku doluyordu iine. Meger burasi Gnes Tanrisinin bahesiymis. Onun karsisinda bir sre
durduktan sonra, "Haydi Gilgames, mademki aydinlik basladi, yoluna devam et" diyerek
yrmeye basladi.

Nihayet deniz grnd. Iste bu onun iin byk bir srprizdi. Gzlerine inanamadi. Denize
dogru adimlarim yneltti. Deniz kenarinda kk bir yapi vardi. Ne olabilirdi o? Kapiya ya-
nasti. Kapi yariaikti. Kapiyi iterek ekingen adimlarla ieriye girdi. Bir tezgh nnde Siduri
adinda bir kadin duruyordu. Burasi bir iki eviydi. Kadin da onu isletiyordu. Kadin Gilgames'i
grnce birden tas kesildi. nk, onun sai sakali birbirine karismis, elbiseleri parampara,
yz gz pislik iinde, korkun bir grnm vardi. Kadin kendi kendine, "Bu bir katil
kuskusuz, beni ldrecek. Elinden nasil kurtulup kaabilirim?" diye dsnerek, kapiya dogru
yneldi. Gilgames, durumu hemen anladi ve "Niin kamaya alisiyorsun, kapilari kirip
arpacagimi, seni ldrecegimi mi dsnyorsun yoksa?" dedi ve szn srdrd: "Ben
Gilgames'im. Sedir ormanlarinin canavarini, gk bogasini ldren. Daglan asan, ormanlar
geen, aslanlari dize getiren Gilgames! Duymadin mi adimi?"
Bu szler zerine biraz sakinlesmis olarak, "Btn bunlari yapan sensen, neden yanaklarin
gms, yzn asik, kalbin zntl, neden uzun bir yolculuktan geliyormus gibisin? Neden
byle kirli, pasli, basibos dolasiyorsun?" diye sorulari siraladi Siduri.
Gilgames, "Bayan, benim en candan arkadasim, kk kardesim, kirlarda yaban hayvanlarina
arkadas olan, benimle sedir ormanlarinin ejderi Humbaba'yi ldren ve benimle en zor ser-
venlere atilan Enkidu'yu insanligin kaderi elimden aldi. Yedi gn yedi gece onun zerine
kapandim. Burnundan kurtlar ikmaya baslayinca beni stnden zorla kaldirdilar. Iste o
gnden sonra lmden korkmaya basladim. Kendimi kirlara attim. Gnlerce haykirdim,
agladim, zldm. O kadar sevdigim bu kk kardesim simdi toprak oldu. Iste bu yzden
kalbim zntl, yzm asik. Uzun yollar asip geldigimden stm basim perisan" diyerek
basindan geenleri kisaca Siduri'ye anlatti.
"Anladim ki kardesinin lm seni ok zms. Iyi, ama buralara kadar niin, ne yapmak iin
geldin?"
Gilgames, "Ben de onun gibi lmek istemiyorum. Onun iin lmszlg bulmak zere yola
iktim. Duyduguma gre, lmszlg kazanan Utanapistim adli biri varmis. Ondan
lmszlg nasil elde ettigini grenecegim" dedi.
Siduri bunun zerine, "Ah Gilgames! Ele geirmene imkn olmayan lmszlg bulmak iin
bu kadar sikintiya girmek ha! Yazik olmus sana! Tanrilar daha insanlari yarattigi zaman
lm de onlara vermis. Yalniz insanlara mi? Her varligin bir olusumu bir de yok olusu var.
Sen bilgin bir adamsin, bunlari bilmen gerek. Ey Gilgames! Bulamayacagin lmszlg
aramak iin kaybettigin zamana yazik olmus. Sana verilen bu yasamin tadini ikarmaya bak!
Gece gndz keyiflen. Her gnn zntyle degil, sevinli geirmeye alis. Ye, i, al,
syle, dans et, yikan, temizlen, gzel giysiler giy. Kklerin ellerinden tutarak, karini
ggsne bastirarak yasamina yasam kat. Bu iste insanligin kaderi" dedi.
Gilgames, "Sayin Siduri. Belki dogru sylyorsun, ama ben bir kez yola iktim. Istedigimi
almaya alisacagim. Alamazsam o zaman senin szlerini hatirlayacagim. Simdi senden
Utanapis-tim'i nasil bulacagimi, ona nasil ulasacagimi sylemeni istiyorum. Bana onun
yolunu gster! Bunun iin ne olur bana yardim et! Gemem gerekirse denizi bile geecegim"
dedi.

Siduri, "Biliyor musun, simdiye kadar oraya giden olmadi. ok ok eski gnlerde oraya
gitmek iin yola ikanlar bile denizi geememis; hele lm suyunu gemek ok zor, sulari ok
derin. Oradan yalniz ller gtrlr. Btn bunlara ragmen, yine de lm suyuna gitmek
istiyor musun?" dedi.
Gilgames, "Evet her ne olursa olsun, gidecegim. lsem de bu yolda lms olurum.
Duyduguma gre, Utanapistim'e giden Ur-sanabi adli bir kayiki varmis. Onunla sulari
geecegim. Olmazsa geri dnecegim. Sen yalniz onun yerini bana gster!" dedi.
Kadin, kayikinin bulundugu yeri gsterdi Gilgames'e. O da gidip, onu buldu. Adam,
Gilgames'i grnce meyhaneci Siduri gibi ona sorular sormaya basladi: "Neden yzn solgun,
yanaklarin kms? Neden kalbin kederli? Ne kadar uzak yoldan geldin buraya?"
Gilgames de ona, "Nasil yzm solgun, yanaklarim kk, kalbim zntl olmasin?!" diye
sevgili arkadasinin lmn, bu yzden perisan oldugunu anlattiktan sonra, "Simdi sana rica
ediyorum Ursanabi. Beni lmszlge kavusan Utanapistim'in bulundugu yere gtr, ne
olur!" dedi.
Ursanabi ona, "Seni oraya gtrrm. Yalniz tekneyi yrtmek iin krekler gerek. Her biri
60 metre uzunlugunda, krek yerine geecek agalari kes! Onlarin saplarini asfalt ile kapla ve
buraya getir!" dedi.
Gilgames, hemen yakinda bulunan ormana gidip istenilenleri yapip getirdi. Bunun zerine
Ursanabi ile tekneye bindiler. Yelkenler aildi. Rzgrin etkisiyle tekne pupa yelken gidiyor-
du, l ay 15 gn sonra, Ursanabi, "Iste lm suyuna geldik" dedi. Burada durarak bir su yoluna
girdiler. Her iki tarafinda dimdik kayalardan olusan bir dag ykseliyordu. Ursanabi, "Simdi
ormandan kesip getirdigin siriklari kullanma zamani geldi. Onlari ok dikkatli kullanman
gerek. Sakin elini suya degdirme!
ok dikkatli ol!" dedi. Gilgames, byk bir dikkatle sylenenleri yapiyordu. Bir sirigi
kullaniyor, o islaninca digerini aliyordu. Tekne ilerledike, gkyz grnmez oldu. Ortalik
gece gibi kararmisti. Gilgames, elindeki siriklarla tekneyi zorla yrtyordu. yle zordu ki bu
is. Gilgames zorlandika, kayiki "Geri dnelim mi?" diye soruyordu. Fakat, Gilgames'in asla
dnmeye niyeti yoktu. Sira, hazirladigi son siriga geldiginde uzaktan biri grnd. Kayiki,
"Grdgn kisi, Utanapistim iste" dedi. Utanapistim de gelen tekneye bakiyor, "Iindekinden
biri benim adamim da, br kim olabilir?" diye dsnyordu.

Karaya yanasip yere indiklerinde hemen Utanapistim Gilgames'e, "Sen kimsin? Neden yzn
solgun? zgn grnyorsun! Neden yzn gzn yara, stn basin yirtik pirtik, nedir bu
halin? Niin geldin buraya? oktan beri yollarda miydin" diye sorulari siraladi.
Gilgames de daha ncekilere syledigi gibi nce kendini tanitti. Sonra arkadasi Enkidu'nun
lmn, bundan dolayi ektigi zntleri ve oraya gelinceye kadar dogru drst uyku uyu-
madigini, avlanarak karnim doyurdugunu, meyhaneci kadin Si-duri'ye rastlayisim bir bir
anlatti. Fakat, henz niin geldigini sylememisti.
Utanapistim, "Btn bu sikintilari ve yorgunluklari ekip buraya neden geldigini henz
sylemedin. Onu bildir bakalim!" dedi.
Gilgames, "Arkadasimin lm beni ok yikti. Ben de onun gibi lmek istemiyorum. Onun
iin sana geldim. nk sen lmszlg almissin. Onu nasil aldigini grenmek, ben de yle
yapmak iin geldim!" dedi.
Utanapistim, Gilgames'in yzne, "Yazik sana!" der gibi aciyarak, diger taraftan olmayacak
bu istegi iin alayli olarak bakti ve arkasindan bunun olamayacagini kanitlayan birok soruyu
siraladi: "Gilgames, simdiye kadar yapilip da hi yikilmamis veya yikilmayacak bir ev grdn
m? Mhrlenen bir belge sonsuza dek kalir mi? Kardeslerin blstkleri miras sonsuza dek
onlarin olur mu? lkede dsmanlik sonsuz mudur? Bir nehir srekli tasar mi? Gnesin
yzn her zaman gryor musun? Eski gnlerden devamli ne kalmis ki? Uyku ile lm
birbirlerine benzemiyor mu.' Her ikisi de lm gibi grnmyor mu? Btn varliklari ya-
ratanlar, yasami ve lm birlikte vermisler. Her nesnenin bir varolusu, bir yok olusu var.
Insanin da yle. Elden ne gelir?"
Gilgames, "Ama Utanapistim, sana bakiyorum, benden bir ayricaligin yok. Yzn, gzn,
elin, kolun ve ayaginla tipki bana benziyorsun. Ben seni savaslarla ugrasan bir kisi sanmistim.
Gryorum ki, burada bombos duruyorsun. Ltfen syle, bu Tanrilar toplulugu arasina nasil
girip, lmszlg alabildin?" dedi.

Tufan

Utanapistim, "Gilgames, bu byk bir sir. Fakat, sen mademki bu kadar sikintilar ekerek
buraya geldin, o sirri sana aiklayacagim, beni iyi dinle!"
Gilgames bu sz zerine, bu sirri grenip lmszlge kavusacagim diye byk bir umuda
kapildi.
"Firat kenarindaki Suruppak adli sehri biliyorsun kuskusuz" diye sze baslayan Utanapistim
aiklamasini srdrd:
"Bu sehir ok ok eski bir sehirdi. Vaktiyle Tanrilar onun iinde toplanirlardi. Bir gn
Tanrilarin babasi olan Gk Tanrisi Anu, savastan hoslanan danismanlari Enlil, on/arin
temsilcisi Ninurta, vezirleri Ennugi toplanmislar. Bilgelik Tanrisi Ea da bir ksede
oturiiyormus. Bu drd 'Haydi bakalim, bir Tufan yapalim ve yarattiklarimizi, zellikle
insanlari yok edelim' demisler ve buna karar vermisler. Bu, ksede duran Bilgelik Tanrisi'nin
hi hosuna gitmemis. Fakat, ogunluk digerlerinde oldugu iin, sesini ikaramamis. Ben o
sirada kulbemin iinde Tanrilarimiza dua ederek oturuyordum. Birden bir ses duyar gibi ol-
dum. Kulak verdim, fisilti halinde 'Konus kulbe, konus kulbe, duvar duvar dinle beni,
Suruppak'in adami Ubartutu'nun oglu duyuyor musun beni?' diyordu. Hemen duvara
yanastim. Byk bir heyecanla, 'Evet duyuyorum' diye yanit verdim. O szn srdrmeye
hasladi. 'Ben Bilgelik Tanriniz Ea'yim, sana bir haber verecegim' dedi. Bu bana ne byk
serefti. Yce Tanri Ea benimle konusuyordu. Olacak sey degildi bu, ama olmustu. Hemen,
'Dinliyorum sizi yce Tanrim' dedim. 'Tanrilar toplantisinda arkadaslar her nedense btn
yarattiklarimizi yok etmeye kalktilar. Ben engel olmak istedim, basaramadim. Bunun zerine
seni dua ederken grnce, bunu sana bildirip senin yolunla hi olmazsa bir kisim varligin
kurtulmasini istedim. Simdi syleyeceklerimi iyi dinle ve aklinda tut! Hemen simdi malini
mlkn topla, sat ve onunla bir gemi yap. Geminin eni boyu esit olsun, iine su girmeyecek
sekilde onu kapla' dedi. ok korkmus tum, 'Sayin efendim, yce Tanrimiz. Sylediklerinizi,
emirlerinizi anladim. Bundan ok onurlandim. Hemen yerine getirmeye alisacagim. Fakat
benim simdi bir endisem oldu. Gemiyi yaparken, yaslilarimiza, sehrimizin halkina ne
syleyecegim? Onlara, 'Tanrilarimiz bir tufan yapacak. Ben ondan canimi kurtarmak iin
bunu yapiyorum' dersem, muhakkak beni ldrrler' dedim. Tanrimiz Ea da Tanrimiz Enlil'in
bana ok kizdigini, benden nefret ettigini grendim. Bu yzden bu sehirden uzaklara, yce
Tanrimiz Ea'nin yanina, onun oturdugu Apsu'ya gidecegim' dersin dedi. Ben buna ok
sasirdim. O, bana yalan sylemeyi neriyordu. Fakat ne yapayim, Tanri emri. Herhalde onun
da bir bildigi vardir!' dedim ve ertesi sabah gn agarir agarmaz, etrafima birok insan
topladim. Onlara Tanri'nin szn aktardim. Hemen ise basladim.
nce geminin planini yaptim. O tam alti katli olacakti." Gilgames: "yle bir gemiyi yapmak
kolay olmamistir herhalde. Onu ne kadar zamanda yapabildiniz?"
Utanapistim: "Tahmin edemeyecegin kadar kisa zamanda. O kadar ok yardimci toplanmisti
ki etrafimda. Isbasi yaptigimda grmeliydin insanlarin karincalar gibi nasil dzenli
alistiklarini! Bir taraftan gemi iin gerekli malzemeler yigiliyor, bir taraftan odunlar kesilip
biiliyor, hazirlanan keresteler bir araya getiriliyordu. ocuklar bile vardi alisanlarin

arasinda. Dogrusu onlarin bu alismalarina karsilik, hepsinin Tufanla lecegini dsnyor,
zlyor, hem kendime hem Tanrilara kiziyordum. Neydi yarattiklarini yok etmekteki
amalari. alisanlara her gn bogalar, koyunlar kestirttim. Kipkirmizi saraplari, biralari nehir
suyu gibi bol bol iirttim zavallilara. Yeni yil slenlerine benzer senliklerle isler yapiliyordu.
Herkes baslarina gelecekleri bilmeden byk bir gayret ve zevkle alisiyordu. Geminin
omurgasi bes gnde bitiverdi." Gilgames: "Ne kadar abuk. Herhalde gemi kkt."
Utanapistim: "Ne diyorsun sen! Tam bir iku idi iinin genisligi." Gilgames: "Desene bir tarla
kadar. Kenarlarinin yksekligi 20'ser kamis?- yanlarinin uzunlugu da 20'ser kamisti" dedi. (1-
Iku: 3 600 metrekare. 2- Bir kamis: metre kadar.)

Utanapistim szn srdrd: "Alt ve st gverteleri esit byklkteydi. Hepsini yediser
blmeye ayirdim. Ambar kismi da dokuz blme oldu.
Geminin dis kismini su gemesin diye yagladim, ziftledim, kazanina bol miktarda zift
doldurttum. Krek yerine geecek siriklari bir tarafa yigdirttim. Gemi suya indirilmeye hazir
olunca, serefe ikiler iildi, algilar alindi, sarkilar sylendi, dans lar yapildi, byk bir senlik
vardi. Ustalar byle bir eseri meydana getirdik diye gururla gemiye bakiyor, zevkten
kahkahalar atiyorlardi. Zavallilar, baslarina geleceklerden haberleri olmadan byk bir senlik
iindeydiler.
Onlarin bu halini grdke iim sizliyor, canimi kurtarmaya alisacagima, ne olacaksa onlarla
beraber olsun bana da diyordum. Fakat bu, yce Tanrimiz Ea'nin emriydi, nasil
dnebilirdim!"
Gilgames: "Merak ediyorum, bu kadar byk gemi ka gnde bitti ve nasil suya indirildi."
Utanapistim: "Inanir misin, tam yedi gnde!"
Gilgames bunu duyunca byk bir saskinliga ugradi. Kisacik zamanda nasil yapilabilmisti bu
koca gemi.
Gilgames'in bu saskinligi Utanapistim'e byk bir keyif vermisti. Szn srdrerek,
"Dogrusu gemiyi suya indirmek hi de kolay olmadi. Bereket onu yan yatmis siriklar zerinde
yapmistik. Onlarin yardimi oldu. Arka arkaya koydugumuz siriklar zerinden kaydirmak iin
btn alisanlar gemiyi nden arkadan ittiler. Geminin te ikisi suya girince elime geenleri,
altinlari, gmsleri, kirlarin hayvanlarindan bir kismini, sanatilari bindirdim. Btn hisim
akrabalarimi doldurdum iine.
Gnes Tanrimiz Samas bana 'rzgr ve yagmur baslayinca gemiye gir, kapisini kapat' dedi.
Onun syledigi gibi gece birdenbire hava degisti. Firtinayla birlikte yagmur basladi. Hemen
gemiye girip kapisini kapadim."
Gilgames buraya kadar byk bir dikkatle Utanapistim'in szn kesmeden dinledi. Szn
burasinda birden. "Gemiyi kim ynetecekti, onu da siz mi yrteceksiniz" diye sordu.
"Hayir" dedi Utanapistim ve szne devam etti:
"Bu isi ok iyi bilen, tam bir gemici olan Puzuramiirri de ierideydi. O, hemen geminin
dmenine geti. Artik hepimizin sorumlulugu onun elindeydi. Sabah ortalik agarmaya
basladiginda, ufukta simsiyah bulutlar ykseliyor, hizla bize dogru geliyordu. Uzaktan
grlen simseklerin isigi birdenbire yakinimiza yetisip, ortaligi gndz gibi aydinlatirken,
kulaklari patlatacak gk grltleri onlari izliyordu. Firtina Tanrisi Adad, Savas Tanrisi
Ninurta olanca glerini gstermeye alisiyorlardi.
"Yeralti Yargilari Tanri Anunnaki'ler durmadan mesalelerini yakiyorlardi. Btn Tanrilar
yarattiklarindan intikam alir gibiydiler. Bu kiyamet arasinda bir de gz gz grmeyecek
kadar karanlik basladi. Kimse kimseyi gremiyor, ortalik iglik sesleriyle yankilaniyordu.
Insanlar sanki savasta gibiydiler. lke bir anak gibi kiritip dklyordu."



Utanapistim sznn burasinda durdu. Gzlerini kapadi. Yzndeki ifade o gnlerdeki
korkuyu sanki yeniden yasiyormus gibiydi. Gzlerinden ince ince yaslarin dkldgn gren
Gil- games, onun konusmaya baslamasini sessizce bekledi. Kendisi de bu anlatilardan yle
etkilenmisti ki, lmszlg istedigini bile unutmustu.
"Yeryz o kadar karanlikti ki, Tanrilar da onu gremez olmustu" diye Utanapistim yeniden
sze hasladi. "Tanrilar bile yaptiklari bu tufandan korktular. Acidan kpekler gibi kivrildilar,
sonra da gge Gk Tanrisi Anu'nun yanina katilar. Tanria Is-tar'i grmeliydin! Dogum
sancisi eken kadinlar gibi inleyip duruyordu, insanlar ve eski aglar birden amura dnd.
Tanrilarin gzel sesli hanimi Tanria Istar byk bir pismanlikla 'Nasil bu kt isin olmasina
gz yumdum. Insanlarimin yok olmasina nasil razi oldum. Zavalli insanlarim balik
yumurtalari gibi sulari nasil doldurdular!' diye agliyordu. Anunnaki'ler de onunla birlikte ag-
liyordu. Tanrilarin dilleri tutulmus, kilitlenmis gibiydi.
"Alti gn yedi gece firtina grledi, yagmur bardaktan bosa-nircasina yagdi. Tufan sulan lkeyi
tmyle kapladi. Yedinci gn, ilgin bir ordu gibi saldiran tufan yavasladi; deniz sakin- lesti,
firtina azaldi, taskinlik durdu.
"Geminin penceresini atim. Yzme isik geldi. Denize baktim, durgundu. Btn insanlar,
hayvanlar amur olmustu.





"Yere ktm, aglamaya basladim. Gzlerimden yaslar sel gibi akiyordu. Biz kurtulmustuk,
ama diger insanlara yazik degil miydi? Btn alismalar ve zorluklarla meydana getirdikleri
sehirler yerle bir olmustu. Nasil kiymisti btn bunlari yok etmeye Tanrilar, aklim bir trl
almiyordu."
Gilgames de ona hak veriyor Tanrilarin bu kadar acimasiz olduklarini akli almiyor, sasiyordu.
Utanapistim szn srdrd:
"Denizin her ynne 'bir kara parasi bulabilir miyim?' diye baktim. Bir sey grnmyordu.
Belki kara parasini bulur diye bir gvercin uiirdum. Fakat, geri geldi. nk konacak yer
bulamamisti. Ikinci kez bir kirlangi saliverdim, o da konacak yer bulamadan geri geldi.


nc kez gnderdigim karga konacak yer ve yiyecek buldugu iin geri dnmedi. Tam o
arada uzakta denizden ykselen bir kara parasi gzme ilisti. Gemiciye gemiyi oraya dogru
srmesini syledim. Biraz sonra gemi karaya oturuverdi. Nizir Dagi imis onun adi. Karaya
iktim. Dagin tepesinde drt rzgra iki kurbanlari yaptim. Yediser kap iinde esitli ko-
kularda ttsler yaktim. Tanrilar bu gzel kokulan duyunca, inanir misin sinekler gibi
kurbanlarin stne ullandilar."
Gilgames bu laflara glsn m, aglasin mi, bilmiyordu.
Utanapistim, "Tanria Istar da onlarla beraberdi ve bugn, Tanrilarin kurbanlara sstkleri
bugn bir daha asla unutamayacagim diyordu. Fakat ilerinden yalniz Enlil gelmedi" dedi.
Gilgames sabirsizlikla "Neden gelmedi acaba?" diye araya giriverdi.
Utanapistim, "nk o imis Tufani ortaya atan ve gereklestiren" diye anlatimina devam etti:
"Tanri Istar da onun gelmediginin nedenini 'yaptigindan utandigi iin!' diye yorumluyordu.
Birdenbire Tanri Enlil ortada grnverdi. Gemiyi ve gemiden ikanlari grnce mthis
kizdi.
'Kim bunlari kurtardi, kim haber verdi, btn lmller tufanla yok olacakti' diye orada
olanlardan yanit bekliyordu. Oglu Savas Tanrisi Ninurta, babasina dnerek, 'Kim olacak,
byle bir isi Tanri Ea'dan baska kim yapabilir!' dedi. O an Tanri Ea byk bir hisimla ortaya
atilarak, 'Ey silahsor Enlil! Hi dsnmeden, yregin acimadan nasil byle bir tufan yaparsin!
Gnahli olan gnahini eksin. Baskaldiranlarin cezasi verilsin. Byle bir tufan yapip her seyi
yok edecegin yerde, insanlarin arasina bir kurt sokup, onlari azalttirsaydin! Bir tufan
yapacagin yerde, bir kitlik olup lke harap olmasaydi! Tufan yerine Salgin Hastalik Tanrisi
Inra'yi ikartip insanlari ldrtseydin daha iyi olacakti. stelik Tanrilarin sirrini dogrudan
dogruya sylemedim. Yalniz akilli Utanapis tim'e bir rya grdrdm. Simdi git Utanapistim
ile konus' dedi. Bunun zerine Enlil gemiye geldi. Karimin ve benim elimden tuttu. Ikimizi de
disari ikardi. Aramiza girerek alinlarimiza elini koydu ve bizi kutsadi: 'Utanapistim simdiye
kadar bir insandi. Fakat, simdi o ve karisi biz Tanrilar gibi olup, aramizda yasayacaklar. ok
uzaklarda nehrin agzinda oturacaklar' dedi. Bylece beni ve karimi getirip, bu nehrin agzina
yerlestirdiler."

Gilgames btn yky dinlemis, bundan kendi istedigi dogrultuda bir yorum ikaramamisti.
Onun dsnceli haline bakan Utanapistim, "Iste byle oldu Gilgames, benim lmszlg ka-
zanmam. Ama senin iin Tanrilar bir daha toplanir mi? Niin toplansinlar?! Bana bu yasami
kendi sularini rtmek iin verdiler. Sana neye karsi verecekler lmszlg? Bunun
olamayacagini sen de anladin herhalde! Gel simdi sana bir sinav yapalim. Tufan sresince biz
alti gn yedi gece uykusuz kaldik. Bakalim sen de kalabilecek misin?" dedi.
Gilgames o kadar yorgundu ki, "uyku" kelimesini duyar duymaz, daha Utanapistim szn
bitiremeden dizi stnde uyumaya baslayiverdi.
Utanapistim karisina, "Onu uyandirmaya alis bakalim, uyanacak mi? Uyanirsa geldigi
kapilari geerek yerine dner" dedi. Kadin onu uyandirmaya ne kadar alistiysa da l gibi
uyumustu Gilgames. Onun zerine Utanapistim karisina, "O uyaninca 'uyamadim' diyebilir.
Onun iin her gn bir ekmek pisirip yanina koy. Bylece ka gn uyudugunu ona kanitlariz"
dedi. Kadin her gn bir ekmek pisirip yanina koyuyordu. Her gn konulan ekmek tazeligini
zamana gre esitli sekilde kaybediyordu. Kadin yedinci gn firindan henz ikardigi ekmegi
Gilgames'in yanina koyarak ona elini degdiriverdi. Gilgames uykusunu almis olarak, birden
siradi yerinden ve "Ben uyumadim degil mi?" diye saskin saskin etrafina bakarak sordu.
Utanapistim ve karisi onu glerek izliyorlardi. "Sana uyudugunu kanitlamak iin her gn bir
taze ekmek koyduk yanina. Ekmeklere bak kimi kurudu, kimi kflendi. Son ekmege elini koy.
Bugn pisti, henz sogumadi bile. Tam alti gn yedi gece uyudun. Sinavi kaybettin
demektir."


Gilgames byk bir zntyle bir ekmeklere, bir de onlara bakip, "Ben ne yapacagim simdi.
Bombos geri mi dnecegim? Ne diyecegim halkima? Btn kahramanliklarim suya mi dse-
cek? lmden kurtulamayacagim. O hep etrafimda dolasiyor olacak. Her an lm korkusuyla
mi yasayacagim?" dedi.
Utanapistim Gilgames'e, "Dnyada sen yalniz degilsin ki! Herkes senin gibi lme mahkm.
Ondan korkup gnlerini zntyle mi geireceksin?" dedi.
Gilgames'in bunlari dinlerken gzlerinden yaslar akiyordu. Utanapistim szne devamla,
"Burada btn korkularini, zntlerini at! Uruk'a gidince gnlerini keyfince geirmeye bak!
Halkina yararli isler yapmaya alis. Yaptigin her yararli is seni mutlu edecektir. Hatirla!
Canavari, gk bogasini ldrdgnde halkin sevinci seni ne kadar mutlu etmisti" dedi.
O gnler birden Gilgames'in gzlerinin nne geldi. O ne sevin, ne cosku idi!
Kucaklayanlari, sarkilar, siirlerle onlari gklere ikaranlari hatirladi. Bir an unutuverdi lm.
yle dalmisti ki o gnlerin coskusuna, Utanapistim'in, "Simdi artik kendine gel. Git, yikan!
Saini sakalini temizle. Yeni elbiseler giy" szleriyle kendine geldi. O szn srdryordu:
"Ursanabi sana yikanacagin yeri gstersin, giyeceklerini versin. Temiz, pak kral olarak seni
yerine gtrsn" dedi ve Ursanabi'ye bunlar iin emir verdi.
Ursanabi onu yikanma yerine gtrd. Bol sular onu biraz daha kendine getirdi. Sudan bir
trl ikmak istemiyordu ve devamli kendini bu duruma alistirmaya, lm dsnmemeye
alisiyordu. Sudan iktiginda salari temizlikten parliyordu. Yollarda yirtik pirtik olan
giysilerini firlatip denize atti. Onlar dalgalara kapilip giderken, lmszlk umudu da onlarla
yok oluyordu aklindan. Ursanabi'nin verdigi yeni elbiseleri giydi. Salarini arkaya dogru
atarak, alnindan basina bir bag bagladi. Tam eski yakisikli halini almisti. Birdenbire dsk
omuzlari diklendi. zerine byk bir canlilik geldi. Onun bu halini gren Utanapis tim, "Artik
krala benzedin. Rahatlikla Uruk'a dnebilirsin. Ursanabi seni kestirme yollardan gtrsn"
dedi.
Ursanabi tekneye binmis, onu bekliyordu. Utanapistim, karisi ve Gilgames kiyiya geldiler.
Gilgames tekneye binerken bu kadar byk yorgunluklar, korkular ekerek geldigi bu yoldan
ellerinin bombos dndg yine aklina geldi. Byk bir hzne kapildi. Bu hzn yzne de
vurmus, gzleri donuklasmisti. Kendinde degilmis gibi olmustu. Onun bu halini gren Utana-
pistim'in karisi Muni de birden zld ve kocasina, "Bak su Gilgames'in haline. Szde
kendine gelir gibi olmustu da sevinmis tim. Yine eski haline dnd. Onun bu kadar byk
hayal kirikli- giyla gitmesine gnlm bir trl razi degil. Ona su genlik otunu syle de onu
bularak belki biraz teselli olur" dedi.





Tam bu sirada tekne kiyidan biraz uzaklasmisti. Utanapistim, onlara sahile yanasmalari iin
isaret verdi. Gilgames, birden "Acaba lmemek iin baska bir yol mu gsterecek?" diye
byk bir umuda kapildi. Hemen karaya yanastilar. Gilgames, tekneden atlayarak bir iki
adimda kendini Utanapistim'in yaninda buldu. Utanapistim byk bir merakla yzne bakan
Gilgames'e, "Gilgames, ok yoruldun, ok zldn, byk bir hayal kirikligina ugradin,
gnlm seni bos elle gndermeye razi olmuyor. Sana Tanrilarin bir sirrini daha
aiklayacagim" deyince, Gilgames'in kalbi olanca hiziyla atmaya basladi. "Iste simdi
lmszlgn gizemini bildirecek!" diye byk bir umuda kapildi. Utanapistim szn
srdrerek, "Dikenli bir ot varmis. Gln dikeni gibi koparirken ellere batiyor, kan iinde
birakiyormus. Yalniz bu bitkiyi yiyen yeniden genlesiyor, eski gcn kazaniyormus. Fakat,
bu diken gideceginiz yol zerinde olan derin bir suyun dibinde bulunuyor. Eger onu
ikarabilirsen, yeniden genleseceksin" dedi.
Gilgames, lmszlk yerine genligi duyunca biraz bozulmakla beraber, yine ok sevindi.
Yeniden gen olacak, hi olmazsa mr uzayacakti. Bu da ok iyiydi. Bir an nce onu bula-
bilmek iin hemen tekneye atladi ve Ursanabi'ye, "Vakit kaybetmeden gidelim" dedi. ok
uzun bir yolculuktan sonra, dikenin oldugu yere geldiler. Gilgames ayagina bir tas bagladi ve
suya daldi. Dikenin yerini buldu. Dikeni koparmak hi kolay degildi. Nereden tutsa dikenler
ellerine batiyordu. Caninin son derece acimasina ragmen, dikeni kknden kopardi ve
ayagindan tasi alarak su yzne ikti. Suyun kenarina geldiginde sevinten sanki uuyordu.
Genlige kavusacak, eski gcn bulacak, artik abuk lmeyecekti. Fakat, birdenbire
yzndeki sevin snverdi. "Evet" diyordu kendi kendine, "ben genlesecegim, ama etra-
fimda olanlar, arkadaslarim yasli kalacak. O zaman ben genles- misim ne nemi var! Bu otu
beraberimde olanlarla paylasirsam, onlar da benimle birlikte genlesir. Bylece hep beraber
yasariz" diyerek, otu sarip sarmalayip koltugunun altina aldi. Bir sre gittikten sonra, hava
ok sicak olmustu. Gilgames, serinlemek istedi. Elindeki diken ikinini kiyiya birakti. Soguk
ve berrak suya kendini atti. Ne kadar iyi etmisti suya girmekle. Byk bir keyif aldi, serinledi.




Nasil olduysa birden suyun kenarindan bir yilan szlerek geldi ve gelmesiyle otu agzina
almasi bir oldu. Gilgames, bunu grnce ne yapacagini sasirdi. Bagiriyor, agliyor, igliklar
atiyordu. Fakat, olan olmus, yilan otu yemis, kabugunu degistirerek, piril piril parlayan bir
gen yilan oluvermisti.
Bunun iin mi bunca sikintilar ekmis, yollar yrms, lm kalim ugrasilari vermisti. Yazik
degil miydi ona? Kiyiya otur mus, bir taraftan agliyor, bir taraftan syleniyordu. Gzlerinden
sel gibi yaslar akarken, "Syle Ursanabi" diyordu, "ben yilanin genlesmesi iin mi sikintiya
katlandim? Ellerim onun iin mi dikenlerden kana bulandi? Kanimi onun iin mi akittim?
Gryorsun, bu kadar sikintiya karsi ben ne kazanabildim? Nese, sevin yerine yalniz znt
ve gzyasi degil mi? Ancak sunu grenebildim: Tanrilarin koydugu kurallar degismiyormus.
Niin byle kurallar koymuslar, onu da aklim almiyor." Gilgames dsnmyor, syleniyor,
agliyordu.

Ursanabi, "Gilgames aglamak, sizlanmak, sylenmekle bir sey elde edilmiyor. Onun iin gel
seni Uruk'a gtreyim. Bundan sonra elinde olan yasam gnlerinin tadini ikarmaya alis"
dedi.
Tekrar yola iktilar. Olduka uzun bir yolculuktan sonra Gilgames tekneden indi. Inerken
Ursanabi'ye, "Eger yolun dsp Uruk'a gelirsen, yaptirdigim sehir duvarinin zerine ik ve
iyice ona bak! Duvar pismis tugladan yapilmistir. Gr onu! Sakin duvarin temelini yedi
bilgenin attigini dsnme. Onu ben yaptirdim, ben!" dedi ve "Uruk'u gez, gr. Tapinaklarina
gir. Ziggu-rat'ina ik! Bak ne gzel sehirdir benim sehrim Uruk'um" dedi. Bunlari sylerken
hepsi gzlerinin nnden geti. Birden dsms omuzlari diklesti, kendine bir gven ve
canlilik geldi. Adimlarini siklastirdi. Bir an nce sevgili sehri Uruk'una kavus mak istiyordu
artik.


GI LGAMES DESTANI 'NI N BULUNUSU

Yil 1872. Londra Kraliyet Akademisi'nde, Messer Shmit adinda bir Ingiliz, verdigi konferansta,
Mezopotamya'dan gelen ivi-yazili tabletler arasinda, Tufan hikyesinin yazili oldugu bir tabletin bulundugunu
sylyordu. Bu haber, dinleyicileri byk bir heyecana dsrd. nk ancak Tevrat'ta Tanri tarafindan yazdi -
rilmis olduguna inanilan bu olay, nasil olur da bir tablette bulunabilirdi? Konusmaci, tablett e Tufanla ilgili
okunabilen kisimlari anlattiktan sonra, bu Tufan hikyesinin Gilgames adindaki bir kahramana ait olan destanin
son blm oldugunu aikladi. Destan 11 tablet zerine yazilmisti. Bir de 12. tablet vardi. O da Gil-games'e ait,
fakat iki dilde yazilmis baska bir yky kapsiyordu.
Bu tabletler, Mezopotamya'nin kuzeyinde, eski adi Ninive, yeni adi Koyuncuk olan yerdeki kazidan ikarilmis
Asurbani-pal'in kitapligi arasinda bulunmustu. M 700 yillarinda yasamis olan Asur Krali Asurbanipal'in
kitapligina ait tabletler dogrudan Londra'ya getirilmis, uzun alismalardan sonra yazilar ve diller zlmst.
Destanda iki problem vardi. Bunlardan biri, bulunan tabletler binlerce yil toprak altinda kaldiklarindan kirilmis,
bazi kisimlari yok olmus, bazi yerleri de okunamaz hale gelmisti. Bunlari tamamlayabilmek iin yeni kazilar
gerekti.
Diger problem de, destanin Akadca yazilmis olmasiydi. Fakat destanda geen sahis ve Tanri adlari Akad diline
ait degildi. Buna gre destan baska bir dilden alinmis veya uyarlanmisti.
Tufan efsanesinin verdigi heyecanla yeni kazilarin yapilmasi saglandi. Mezopotamya'nin esitli yerlerinde
yapilan bu kazilarda destana ait birok para bulundu. Bunlara gre destan l 000 yil boyunca en az ayri
sekilde yazilmisti.
Asurbanipal kitapligi arasinda bulunan tabletlerdeki destan son olarak M 1250 yillarinda Sin-lekke-unninni
adinda Uruk sehrinden bir bilge rahip tarafindan yazilmis ve standart hale getirilmisti. Bunun 8-12 kopyasi
yapilarak esitli sehirlerin kitapliklarina gnderilmis. Asurbanipal kitapligina ait olanlarin basinda "Her seyi
bilenin tableti, Gilgames Serisi, Dnya Krali Asurbanipal'in kitapligi" seklinde yazilmaktadir.
Kazilarda bulunan tabletlere gre Akadca olarak yazilan ilk destan Eski Babil agi denilen M 1800'lerde,
ikinci olarak 1600'lerde yazilmis. Bu son yazilanin, Bogazky'deki Hitit arsivinde Hitite ve Hurriceye evrilmis
paralan ile Suriye'de Uga-rit'te, Filistin'de Megiddu'da bulunan tabletler, destanin Mezopotamya disina kadar
yayildigini gsteriyor. Btn bu bulunan tablet paralarindan destan tamamlanmaya alisildi ve hl alisil-
makta. Btn bu alismalara karsin 2 900 satir oldugu tahmin edilen destanin ancak yzde 60'i
tamamlanabilmistir. Tamamlanamayan kisimlarina ragmen destan hakkinda genel bir fikir edi-nilebiliyor.
Gilgames destaninin baska bir dilden gelmis olabilecegi problemi de, 1889-1890 yillarinda Gney
Mezopotamya'da, eski adi Nippur, yeni adi Niffer olan yerdeki kazilarda zld. Burada Gilgames'e ait
bulunan tabletler, Akadcadan tamamiyla ayri bir dil olan Smerce olarak yazilmisti. Fakat bunlar ayri ayri
ykleri kapsiyordu. Daha sonra gelen Babilliler bu ykleri birlestirerek bir btn destan haline getirmislerdir.

GI LGAMES KI MDI ?

Destana gre Uruk sehrinin krali olan Gilgames, son derece akilli, bilgili, gezmis tozmus, grms geirmis, san
seref dskn, acimasiz biri. Babasi kendinden nce kral olan, sonra Tanri-lastirilan Lugalbanda, annesi
Tanria Ninsun'dur. Bu yzden onun te biri insan, te ikisi Tanriymis.
Gilgames zamaninda yazilmis bir belge bulunmadigi iin yasayip yasamadigi hakkinda kuskular var. Fakat
Tufan'dan nce baslayarak, Tufan'dan sonra M 1800 yillarina kadar saltanat sren krallarin yari tarihsel
sayilan listesine gre Gilgames, G ney Mezopotamya'da bulunan Uruk sehir beyliginin krali. Bu sehir
Tufan'dan sonra yeniden var olan bes sehirden biri. Buraya Tanrilar ilk olarak Gnes Tanrisi'nin oglu sayilan
birini kral yapiyor. Bu kral ile bir kral slalesi basliyor. Gilgames bu slalenin besinci krali olarak gsteriliyor
listede.
Daha ge zamanda yazilan belgelerde, onun Kuzey Mezopotamya'da bulunan KIS sehrinin krali Agga (kral
listesine gre Gilgames'in agdasi) ile g yarisi yaptigi ve Nippur'daki Tanria Ninlil Tapinagi'ndaki Tummal'i
yapan ve onaran krallar arasinda adinin getigi grlyor. Ayrica tuglalar ve vazolarda da adi yazilmis.
Bunlara gre o bir hayal rn kimse olmamali.
Onun en ge M 2700 yillarinda yasadigi tahmin ediliyor. O, kral listesine gre 126 yil yasamis. Bu kral
listesinde Tufan'dan
nce yasayan sekiz kralin mrleri binlerce yil gsteriliyor. Bunu Tevrat'la da aynen gryoruz. Tufan'dan
sonra kral olanlarin yasam sresi yavas yavas kisalmaya baslamis. Gilgames'ten sonra gelen oglu Urlugal'in
mr 30 yilmis.
Gilgames destani kendinden sonra gelen Yunan, Hint ve Kuzey Avrupa destanlarina rnek olmus. Destan
servenlerle dolu. Fakat bu servenlerde Gilgames yalniz degil. Ona, bir yaban adamiyken bir tapinak fahisesi
tarafindan uygarlastiran Enkidu daima arkadaslik ediyor. yle bir arkadaslik ki, birbirleri iin canlarini
verebilecekler. Ayrica destanda korkun yaratiklar, Tanrilar, insanlar i ie; fakat yine de asil konu insan.
Bunda, san ve serefe dsknlk, yalnizlik, arkadaslik, sevgi, nefret, intikam, znt, aci ekme ve lm korkusu
gibi insanligin btn duygulari yansitilmis. Bu yzden binlerce yil Mezopotamya'da ve komsu lkelerde sevilen
bir destan olarak varligini korumus, her agdaki insan onda kendini bulmustur. Gilgames ldkten sonra yeralti
dnyasinda Tanri Anunakiler ve Gnes Tanrisi adina yargilik yaptigina inanilmis. Ona dualar edilmis, sihir ve
ttslerle ondan isteklerde bulunulmustur (nl bir lden yardim isteme inanci, zamanimizdaki evliyalara
kadar gelmistir).
Gilgames hakkinda esitli hikyeler de uydurulmustur. Bunlardan biri onun dogumu hakkinda olandir. Ikincisi
de bir krala yazmis oldugu mektup. Bu mektup Gneydogu Anadolu'da Sul-tantepe'deki kazida ikan bir rahibin
evinin ktphanesinde bulunmustur. M 7. yzyilda yasamis bu rahip. Bulunan mektupta Gilgames, adi
verilmeyen bir kraldan, arkadasi Enkidu'ya bir muska yaptirmak iin akil almayacak oklukta altin, gms ve
kiymetli taslar istemis. Bunun tamamiyla bir saka veya alay olarak yazildigi kuskusuz...

DESTANIN YAZILDIGI TABLETLERIN ZETI

Tablet I
Gilgames'in ok bilgili oldugu, ok gezdigi, Uruk duvarini yaptirdigi, tapinaklari onarttigi, onlari bir
tasa yazdirttigi, halka verdigi sikinti, Enkidu'nun kirlarda yaratilisi, bir tapinak fahise-siyle
karsilastirilmasi, Gilgames'in grdg ryalar anlatiliyor.
Tablet II
Fahisenin Enkidu'yu insanlastirmasi, uygarlastirmasi, Enkidu'nun sehre getirilip Gilgames ile
karsilasmasi, arkadaslik ve sedir ormanlarina gidip oradaki ejderhayi ldrme plani.
Tablet III
Ejderha ldrme planindan halk, zellikle yaslilar endiseli. Gilgames'in leceginden korkuluyor,
caydirmak iin ugrasiliyor. Enkidu'ya onu korumasi neriliyor. Annesi Tanria onu korumasi iin
Gnes Tanrisi'na dualar ediyor.
Tablet I V
Gilgames ve Enkidu yola ikma hazirliklari yapiyorlar, Gnes Tanrisi'na kendilerine yardim etmesi
iin yakariyorlar. Yola ikiyorlar. Yolda Gilgames ryalar gryor. Onlari Enkidu yorumluyor. Yolda
bir ara Gilgames, bir ara Enkidu korkuyor, fakat birbirlerine cesaret vererek yollarina devam
ediyorlar.
Tablet V
Sedir ormanlarina geliyorlar. Ormana yaklastiklarinda canavar geldiklerini fark ediyor. Gilgames'i
uyutuyor. Fakat yine de Gnes Tanrisi'nin da yardimiyla canavari yakaliyorlar. O, ldrmemeleri iin
yakarsa da aldirmiyor, ldryorlar. Ormandan kestikleri agalari Firat Nehri zerinde Uruk'a
gnderiyorlar.
Tablet VI
Uruk'a dndklerinde Tanria Istar Gilgames'e evlenme teklif ediyor. O kabul etmeyince gk bogasini
Uruk'a saldirtiyor Tanria. Onu da Enkidu ile birlikte ldryorlar, hatta sag kalasini Tanrianin
yzne firlatiyor Enkidu. Bunun iin Tanria ikisini de lanetliyor. Fakat onlar aldirmiyor, sarayda
senlikler yapiyorlar.
Tablet VII
Enkidu ryasinda kendisinin cezalandirilacagini gryor. Hastalaniyor. Onu kirlardan getirenlere
lanetler yagdiriyor. Fakat Gnes Tanrisi onun haksiz oldugunu anlatarak, onu sakinlestiriyor. Enkidu
lyor.
Tablet VIII
Bu tablet ok kirik. En az 175 satir okunamiyor. Anlasilan yerlerine gre Gilgames arkadasinin
lmnden dolayi zntlerini agit seklinde anlatiyor. Birlikte yaptiklari isleri sayip dkyor.
Herkesin, her seyin kendisi gibi yas tutmasini sylyor. Arkadasi iin bir heykel yaptiriyor.
Tablet IX
Gilgames arkadasinin lmnden sonra kendisinin de lecegini dsnerek korkuya kapiliyor ve
lmszlg aramak ve biraz
huzur bulmak iin yollara dsyor. Bir dagda akrep grntsnde insanlara rastliyor. Onlarin dagin
kapisini amalariyla karamiklar iinde yoluna devam ederek bir mcevher bahesine geliyor.
Tablet X
Gilgames yoluna devam ederek deniz kenarina ulasiyor. Orada bulunan iki evini isleten kadinla
karsilasiyor. Ona ne aradigini sylyor. Kadin bundan vazgemesini, kimsenin lmszlg
bulamadigini, elinde olan gnlerin tadini ikarmasini neriyor. Gilgames'in israri zerine onu ilk ve
son lmszlg bulan adamin yanina gtrecek kayikiyi gsteriyor. Kayiki, krekler hazirlattiriyor
Gilgames'e. Birlikte denizi geiyorlar, ok tehlikeli yer olan llerin gtrldg sudan da geerek
Tanrilarin cennetine, lmszlg bulan Utanapistim'in bulundugu yere ulasiyorlar. Gilgames,
Utanapistim'e btn basindan geenleri anlatiyor ve arkadasi gibi lmek istemedigini, kendisi gibi
lmsz olmak istediginden ona geldigini sylyor. Utanapistim bunun olmayacagini, nk
lmszlg Tanrilarin ona verdigini, onlarin bir daha byle bir sey yapmayacaklarini anlatmaya
alisiyor.
Tablet XI (En Iyi Korunmus Tablet)
Utanapistim, Gilgames'e lmszlg nasil buldugunu anlatiyor: Tanrilar, toplantilarinda, bir tufan
yapip btn yarattiklarini ortadan kaldirmaya karar veriyorlar. Bilgelik Tanrisi ona durumu bildirip
bir gemi yaparak ailesini ve mmkn olanlari kurtarmasini sylyor. Utanapistim sylenenleri
yapiyor. Tufan basliyor, alti gn yedi gece sryor. Yedinci gn gemiden ikarak Tanrilara kurban
sunuyor. Tufana karar veren Tanri yaptigi sua karsilik Utanapistim'e lmszlg veriyor.
Gilgames'e ye-
di gn uykusuz kalma testi yapiliyor. Onu da basaramiyor. Geri dnerken bos elle gitmemesi iin
Utanapistim ona su altinda olan genlik otunu bulursa hi olmazsa yeniden genlesebilece-gini
sylyor. Gilgames otu buluyor, fakat onu da yilan yiyor. Tamamiyla hayal kirikligina ugramis olan
Gilgames byk bir zntyle sehrine geri dnyor.
Tablet XII
Daha nce belirttigimiz gibi, bu tablette yazilanlar Gilgames destanina ait degil. O "Gilgames, Enkidu
ve Yeralti Dnyasi" olarak adlandirilan ayri bir Gilgames yks. Sumerce ve onun Akadcaya
evirisini kapsiyor. Konusu syle: Gilgames'in tukku ve mukkusu yeraltina dsyor. Onu nasil
ikaracak diye zlrken, Enkidu gidip onu alacagini sylyor. Gilgames ona yeraltina giderken,
orada onu yakalamasinlar diye temiz elbise giymemesini, sevdigi kadini ve ocugu pmemesini,
sevmediklerini dvmemesini ve bunlara benzer kurallari yapmamasini neriyor. Fakat Enkidu
yeraltina gidince bu kurallara aldiris etmedigi iin orada yakalaniyor ve disari ikamiyor. Gilgames
buna ok zlyor, Tanrilara onu ikarmalari iin basvuruyor. Hibiri yardim etmiyor. Yalniz Bilgelik
ve Okyanuslarin Tanrisi Ea yeraltina bir delik atirarak Enkidu'nun hayalinin ikmasini sagliyor.
Orada iki arkadas kucaklasiyor. Gilgames ona yeraltinda ne grdgn soruyor. O da toz ve kurtlar
sarmis vcutlari grdgn sylyor. Bir oglu olani grdn m, ne yapiyordu sorusuna, duvara
sokulmus ivide agladigini, yedi oglu olanin ise Tanrilar meclisinde oturdugunu anlatiyor. Dnyada
kimsesi olmayanlar veya onlara kurban vermeyenlerin lleri yerlerde srnp artiklari yiyorlarmis.
Tablet, baslangici gibi son buluyor.

Smerce Olarak Yazilmis Gilgames Destanlari
1. Gilgames ve Agga
2. Gilgames ve Huvava (Humbaba)
3. Gilgames ve Gk Bogasi
4. Gilgames, Enkidu ve Yeralti Dnyasi
5. Gilgames'in lm (ne yazik ki, bu ok kirikli oldugundan anlasilmiyor).

You might also like