Professional Documents
Culture Documents
k z
gebileceine aklm yatmyor. Bir bakas belki
^wlir ama o... Fakat... henz gentir, bir ocuu
6 0 6
hayatta anas ve dier balar var. Eer imdi bu
et szleri dudakl ar ndan karsa, felaket olur.
Herkesin sevdii ve sayd Su, bu szleri sylerse,
arkadalarnn morali byle nazik bir anda sfra
iner.'
Hoparlrn zrlts yine kesildi, deminki bet ses
yeniden konutu:
Dikkat! Maaradaki igalciler! imdi Nuyen, Ti
Su sizlere seslenecek.
Yine darya baktlar. Dayanlmaz bir heyecan
hepsini smsk sarmt. Ama fazla beklemediler. Su'
nun o kadar iyi tandklar sesi iitildi:
Yoldalar! Ben Su. Sonra szckler azndan
bir makineli tfek gibi dklmeye balad:
Yoldalar! Bunlara inanmayn! Yalan sylyor-
lar. Ben asla onlara teslim olmayacam. Suyu sakn
imeyin, zehirlidir! Silahlarnz brakmayn! Orada
her ey yolunda m? Kzm hl yayor mu? Ya-
yorsa bir el ate edin, bileyim...
Kt diye darbe sesi iitildi ve sevgili ses sustu.
Maarada herkes bir anda ayaa frlamt. Ba-
lan dikti. Sert yzlerden yalar szlyordu. Ba Ren
maara giriinin orta yerine frlad, garand' n omuz-
lad ve darya el ate et t i -bum! bum! bum!
Aada komutann yz kire gibi bembeyaz
kesilmiti. Akl bana gelince vahi kfrler savur-
!
n a y a
balad. Zam, Su'yu bir tekmede yere ykm,
fkeyle zerinde tepiniyordu. Ama Su, yzn topra-
ka yaptrm glyordu. Ba Ren' in silah sesleri et-
lari'
11 h e m e n
gstermiti. 'Yayorlar! Hl hayatta-
diye dnd. i snrsz bir sevinle doldu. Ma-
drm
Va s o n
bir bak daha atabilmek iin ban kal-
bakt
a y a a l t l
-
B
yk bir abayla o yne doru
Ac*' baklar belki daha da ileriyi gryordu.
1
il
Van
gzlerini iri iri amt. Bu gzler imdi l
147
Asn unu! diye bard komutan. uraya h
distance vizi aacna. Arkadalar da grsnler'.
Ranger' ler Su' nun stne atldlar. Yerde s "im-
leyerek, kollarn uzun bir iple arkasndan baladl
Kolu hl askda olan Zam, tam maaraya bakan w'
hindistancevizi aacn seti.
Buraya asn! diye bard. Hey, sen! Yukan
t rman ve ip iin bir entik a.
Zam askerin aaca trmanp bayla bir entik
an izledi.
Yeter! diye havlad. Aa in!
Asker ban aa att ve indi. Zam ona Su'nun
baland ipi uzatt ve yeniden trmanarak ipi enti-
e balamasn emretti. Su'yu smsk tuttular. ki as-
ker onu yukar ekmeye hazrland.
Yoldalar beni grecekler, dedi Su. Ve size
olan kinleri daha da artacak. Onlar sindiremeyecek-
siniz.
ki asker bocaladlar, ama Zam brd: Hay-
di!
pi ekmeye baladlar. Ayaklar yerden kesile-
ne kadar bacaklarn tuttular. Gen kadn kendini
hrsla savurdu ve bir askerin suratna okkal bir tek-
me yaptrd. Asker elini kanayan yzne tutarak
bard:
Hay eytan! Ne cad kadn bu be!
Su yukar ekildi. Yukan doru ykselirken son
derece gzel, beyaz ve plak kollan gaddarca geril-
di; yorulmaz ve gl kollar, seven kollar. Kocasn,
kzn, kzkardeini, anasn ve babasn o kadar s
sarm olan bu kollar imdi hrpalanyor, acmaszca
geriliyordu. Acmasz ip gen kadnn ince vcudunu
iki bklm etmiti. Salar topukl anna kadar nyo -
du. Siyah ipek gmlei altndaki dolgun g
us l
r f
gerilmiti. Bu dalarn kzn, Gney'in
k z n 1 ,
*
umut ve sadakat dolu bu anay asl tutan ip.
a
tanmyordu. Burada her ey zulmd: Bu ip
ve
^
resindeki askerler; gnein nlar ve yeil yal
:
n
l ardan gayr her ey! Gne palmiyelerin ara
Ve
szarak, yla Su'yu tepeden trnaa yakyor
scnra denizin tuzlu soluunu ve yaklaan
148
ni tayan rzgr... Su bir an iin denizden
kokulan ^ ^ kokulu meltemle, pirin tarlalarm-
e.en sic , birbirinden ayrabildi. Kollarnn
dan esen ruz
K
. . , .
"
8
" acsna karn, palmiyelerin yapraklar ara-
k
Hn maaraya doru bakmaya alt. Rzgr, u
dakikasnda niin yaprakl an biraz aralamyor ve
sevdiklerinin yzn gstermiyordu? Belki omu-
.LIH kasnda niin yaprakl an biraz aralamyor ve
son aamn.w _.._._.;
x
* j _j,.o r>u,i
""nd Tuy'u tayan Kuyen'i grecekti. Kzn yalnz
bir saniyecik grebilseydi! Dn geceyi dnd. Kz-
nn kollannn omuzlarndan zlmek istemeyiini,
onu rtmek iin ceketini kartsn, kzndan ayrlr-
ken nasl duraksadn anmsad. Evet, bunl ar Tuy'la
birlikte geirdii son anl an olmutu. O an, analk
sevgisinde son aamayd. Nasl ki, San' la vedalatk-
lan an da ortak sevgilerinde son aama olmutu. Bu
iki noktadan karak her ey yeniden aklna dt.
Bugn leceim' diye dnd; ' zlyorum, evet.
Ama pimanlk duymuyorum, ut an duymuyorum...
Partiye bugne kadar, ehitlerimiz Nuyen Ti Min ve
Vo Ti Sau gibi bal kaldm (*) ve sonuna kadar da
teslim olmayacam.'
Kendini bu lm mcadelesine hazrlad. Bir son-
suzluk gibi yirmi dakika geti. Dman baka hibir
barekete girimiyordu. Baka bir yere gitmi olan Zam
geri dnmt. Su'ya korkun bir bak frlattktan
sonra, bir bekledii varm gibi, bir aa, bir yukar
<*) Nuyen Ti Min Kay: in Hindi Komnist Par-
tisi yneticilerinden, 3. Enternasyonal de, Asya Ko-
mnist Partileri yesi. Kendisi gibi in Hindi Kom-
n,
st Partisi yesi olan kocasyla birlikte Vietnam dev-
.
n m i n i
ynetenler arasndayd. 1944'de smrge bir-
eri tarafndan zalimce idam edildi ve hayatnn
8 0 1 1
dakikasna kadar Partiye bal kald,
kz e-
T
. ^
a U :
Komnist genlik yneticisi bir gen
led
r g e c i , e r
e ve emperyalistlere kar mcade-
F
6 y a k
al anar ak Paulo Condor' a gnderildi. Orada
J a
n
^
, z l a r
tarafndan 17 yanda idam edildi. dam-
'rin b-
nC
"
b r t r k s
y
l e d L
h a l a
Vietnam genlii
Ve
, .!
r r n
e k olarak yayor. Vietnam' da onun hayat
m
zerine nl bir trk vardr.
149
yrmeye balad. Komutan bir hindistancevizi aa-
cna yaslanm, fildii azln geveliyor, dumanla-
rn aras ndan asl kz seyrediyordu. 'Baka ne yap-
may tasarlyor bana' diye kayg iinde dnd Su.
Sonra aklna bir olaslk geldi: 'Anam buraya getire-
cekler. Oh! Hayr ana, hayr! Gelme!'
Korktuu bana geldi. Bu dnceyi kafasndan
henz silmiti ki, iple birlikte dnd ve iki askerin
aras nda anasnn geldiini grd. Omuzlarnda iz-
gili rts, srtnda elde dokunmu ve solmu ipek en-
tarisi, ner zamanki gibi zayf ve narin. Ama anas
yalnz deildi. Onun ard ndan byk bir kalabalk
halinde fkeli ky halk geliyordu. Nbeti Ranger,
elinde silah, brerek halkn nnde kouyordu.
Sonra askerler nlerine geerek yollarn kestiler. Ko-
mut an sigarasn ayayla ineyerek doruldu:
Bu amata da ne oluyor?
Komutanm, halk, ihtiyar kadn salvermemizi
istiyor, onun bir ey yapmadn sylyorlar.
Komutan bir astemene dnd: Bunlar orada
tut! Buraya gelmelerini nle! dedi; sonra Zam' a d-
nerek: htiyar buraya getir de kzn grsn, diye
emir verdi.
Zam, Sao Ana' nn yanna giderek parmayla Su'
yu gsterdi:
Kzn, inatl yznden asld. imdi yanna
git ve akln bana getir. Eer teslim olur ve teki-
leri de teslim olmaya arrsa, komutan onu hemen
salvereceine sz veriyor...
Zam henz szn bitirmemiti ki, Sao Ana as-
kerleri iterek Su'ya doru kotu. Su, onun ince kol-
larn ve rzgrda uuan beyaz salarn grd.
Omuzlarndaki izgili rt yere dmt. Su' ya bir-
ka adm kala derman kesildi ve yere ykld. Ama
hemen yine kalkt. Su, anas"nn kollarnn bacakla-
r na smsk sarldn ve onun scak gzyalarn his-
setti. Gen kadn, anasnn beyaz salarna, zayf ve
titreyen omuzlarna bakarken, Sao Ana, hkrklarn
bomaya urayordu. Su, kalbi paral anarak, kzar
m, acyan gzlerini baka tarafa evirdi ve gzya
larn tutmaya alt. Dmann, duygularn yine
150
nls anlamasn istemiyordu. Ama asl, anasna da
na
fazla ac vermemeye alyordu. Anasnn hibir
cey. tek bir sz bile sylemeyeceini, kendisine yal-
n l Z
yine eskisi gibi, ocukluundaki gibi sarlacan
umdu. Ama, kederi anas na birka dncesiz sz sy-
ietse bile, onu dinlemeyecekti. Kukusuz, ok zor ola-
cakt bu. Daha nce kararllnda hi bu kadar sa-
lam, bu kadar sert olmamt. Sonsuz ac eken ana-
snn sevgisi, bacaklarna smsk yapm yz ve
kollardan btn vcuduna yaylyordu.
Sao Ana, bu aclar iinde kzndan daha fazla
Kendi kendisiyle mcadele ediyordu. Su'yu dnyaya
getirdii 27 yldan beri, ona bakm, her damla s
tn saym, en kk giyeceklerine bile zen gster-
miti. O, imdi bolukta sallanan bu ayaklarn ilk
admlarn attn grmt. imdi omuzlarn oka-
yan bu salar, daha ilk kmaya balad zaman o
taramt. Sonra kznn ilk konumalar. Su ve Ku-
yen'i dul bir kadn olarak bytmt. Onu en iyi
anlayan ve o etin yllarda en ok yardm eden de
Su'ydu. Kz bytrken hak ettii btn mutlulua
sahip olamamt. Ayn anasnn kendisini bytt-
gibi, o da Tuy'u tek bana, babasz bytyordu.
imdi onu terketmek, onu her -zaman iin yitirmek.
Sao Ana buna nasl raz olabilirdi?
Ama dmann kendisinden istedii eyi de ya-
pamazd. Bu ky ve iinde direnen insanlarn bulun
duu maara, btn inancn balad devrim; b-
tn bunl ar kzndan daha kutsal deil miydi?
Konu onunla ihtiyor!.. Eer kzn kurtarmak is
tiyorsan, ikna et onu!
Komutan Sao Ana'y zorlayp duruyordu. Sabr-
szlk iinde, kadnn evresinde dolayor, sanki bir
karnca yuvasnn stndeymi gibi yerinde. duram
yordu.
Su, anszn anasnn bacaklarn braktn his-
setti. Sao Ana yzn komutana evirmiti. Su onun
nasl sakin bir sesle karlk verdiini iitti:
Kzm ne yaptn bilecek yatadr... stedii gi-
bi dnmek hakkdr. Ne yapmas gerektiini ben
ona syleyemem.
151
Su, artk yznden aa szlen gzyalarn
tutamyordu. pin ucunda k vranarak bard.
zn beni, abuk!
Komutan Zam'a bir iaret verdi ve Zam yaklaa-
rak sordu:
Kabul ediyorsun, yle n i?
Evet, zn beni!
yi, zn onu. Mikroforu getirin.
Askerler Su'yu aaya indirdiler. ki bklm bir
durumda ayakl an yere dok ndu. . . Ayakta durabil-
mesi olanakszd. Ama, krk-yz gzyalanyla s-
lanm olan Sao Ana kollann aarak onu kucaklad.
Ayakl an henz yere demiti ki, Su hkrarak ba-
n anasnn omuzuna gmd. Gzyalan aras nda
fsldad.-
Ana, ana, Tuy' a iyi bak! Olur mu ans?
Komutan, Sao Ana'y iterek haykrd: Yeter ar-
tk! ek oldunuz! Psikolojik blmden astemenin
uzatt mikrofonu gsterdi:
Konu Su!
Ne konuaym?
Bir sre nce sana ne sylediysem onu. Silahla-
rn braksnlar, hepsi bu.
nce iplerimi zn.
Hayr, nce konu.
Su, artk hibir ey sylemedi. Bir adm ne iler-
ledi. Sonra imek gibi astemenin stne atlarak
elinden mikrofonu drd ve bir tekme savurdu. Mik-
rofon uzaa uarak yerde yuvarland. Telleri birbi-
rine kant .
Komutan, sanki birisi grtlana sarlm gibi bir
lk kopard. nce atlarak kza vurmak istedi. Sao
Ana araya girdi. Subay onu yere drerek bard:
Zam, kafasn uur bu karnn! Kylleri de ko-
valayn ve bir daha yaklatrmayn buraya.
Zam, parlak klcn ekti ve avnn stne atla-
yan bir kurt gibi gen kzn zerine atld. Klcn
kaldrd ve fkeyle Su' nun ensesine indirdi. Ama k-
l kayd. Bu kez daha vahi bir fkeyle ikinci kez
vurdu... Ama Su, ensesinden bir syrk bile al madan
yalnzca ne doru tkezledi... Zam duraklad. G-
152
s kalayc kr gibi inip kalkyordu. zerinde Ma-
de in USA ve ekstra keskin yazan klcna akn-
lkla bakt. Ama Su' nun salar ok skt. Parlak ve
gr salar, binlerce ipeksi teliyle bu boyun emez
gen kadn korumutu. Sao Ana baylmt.
ki adam srayarak ne atldlar ve Su' nun sa-
larn yukar kaldrdlar. Zam yeniden vurdu ve bu
kez isabet ettirdi. Kan fkrmaya balad. Su olduu
yerde salland, fakat dmedi. Zam, fkeden ldr-
m bir halde, kzn iini bitirmek iin tekrar klcn
kaldrd.. Fakat komutan birden kolunu tuttu:
Yeter! Yeniden asn!
Su tekrar hindistancevizi aacna asld. Komu-
tan fkeyle alay etti:
Bylece brakn bunu!.. Maaradaki Vietkong
dostlar iniltisini iitsinler!.
Bu ar ada Zam klcn drm, kolunu omuzu-
na bastrm ve en yakndaki aaca doru sendeli-
yordu. rpnarak ceketinin nn amaya alt...
Sargdan kan szyordu. Kimse ona dokunmad hal-
de, Su' nun ban kesmek iin gsterdii abayla ya-
ras alm ve iddetle kanamaya balamt.
BENC BLM
Maaradakiler Ba Ren'in Su' ya el silah aty
la karlk veriinden sonra olanlar renememiler
di. Ne olmutu gen kadna? Adaml ar silah namlula-
rn smsk kavramlar, fke ve yas iinde alyor-
lard. Ba Ren ve dier baz gerillalar, Su'yu kurtar-
mak iin bir k yapma isteminde bulundular. Ama
Hay Tep ban silkti, dudaklarn srd ve dilerinin
aras ndan konuarak; herhalde imdiye kadar ldr-
mlerdir, dedi.
Hepsi, yiit kadnn lm olduu dncesiyle
suskunlatlar. Batan beri ilk kez deeri llmez
bir eyin kaybn duyuyorlard. Anlatlmaz bir yas,
ilerindeki derin fkeyle kart... Damarlarndaki
kan kaynamaya balamt. Burada elde silah mca-
153
dele edenlerin hibiri, Su' dan iittikleri gzel szleri
hayatl arnda imdiye kadar kimseden iitmemilerdi.
lerinde, ayn zamanda o kadar sevgi ve o kadar kin
birikmiti ki, mcadele azimleri grlmedik lde
eliklemiti. Kuyen nceleri ikide bir gzyalarna
bouluyordu. Ama imdi artk alayamyordu. Tuy,
ona boyuna anasnn nereye gittiini ve ne zaman
dneceini soruyordu. Kuyen ona, anasnn grevli
olarak kye gnderildiini sylyordu. Ama yalan
sylemek yle zor geliyordu ki!.. Karanlkta yeeni-
ni bar na basarak onun bundan sonra hep anasz
kalacan dnd. Su' nun ceketini elleyince gzle-
rine yalar doldu. Ceket hl kzkardeinin taze ve
ho, o tandk sevgili kokusunu tayordu. Bu ceket,
anasnn ayn ipek kumatan ikisi iin diktii iftin
tekiydi. Kuyen de elinde tuttuu ceketin aynsn sr-
t nda tayordu. Irmaa su almaya gitmeden nce ab-
las bunu kartm ve scak tutsun diye Tuy' un ze-
ne rtmt. Dn gece soukta m olmalyd.
Benim sevgili ablacm', dedi iinden-, ' anamzn
ikimize de birlikte diktii bu ceketi giymek benim
yreimi paralyor. ocukluumuzu nasl unutabli
rim? Senin byyp gen kz oluunu, ana olduun
/aman nasl unuturum?.. Bundan sonra anam n ve
Tuy' un yannda senin yerini doldurmak, senin yerine
evin byk kz olmak zorundaym. Ben de senin ka-
dar, iyi bir komnist olmak, senin gibi sevgi dolu bir
ana olmak istiyorum.' Kafas bu bahtsz dnceleri?
urarken, elleri Su' nun ceketinin cebine gitti. Par
maklar San' n mektubuna dedi. Hi dnmeden
iinden gelen bir hareketle, mektubu alarak kendi ce-
bine soktu.
Keskin bir slk sesi iitildi ve arkasndan yin<--
ayn zrlt. 'Yine hoparlr' diye dnd Kuyen. Ken
diini Tuy' un kollarndan syrarak: sen burada kal.
canm, dedi; ben bir bakaym, ne oluyor?
Maaran n azna vardnda sesler yine kesil-
miti. Nan' n gzlerinden korkun bir k parldyor-
du. Soluyarak, Su'nun kafasnn kesildiini syledi
1er ve bizi teslim olmaya ardlar, dedi.
Oh Tanrm! diye ba rarak maaran n azna
154
doru kotu Kuyen. Hay Tep onu abucak yakalad
ve direnen kz ieri ekti. Kuyen birden kendini koy-
verdi. Hay Tep'in omuzlarna kapanarak hkrmaya
balad.
Nan, Ba Ren ve teki -drt adam, ellerindeki
btn glerle saldrmay nerdiler. Ama Hay Tep
yalnzca kafasn sallad.
Ben buradan dar kmalym! diye bard
Nan; burada daha fazla kalamam!
Ben de! diye haykrd Ba Ren ve silahnn nam-
lusunu dorulttu:
Beni ldrmeleri umurumda deil, ama Su' nun
cn almak iin bir eyler yapmalym.
Hay Tep ona serte bakt. Sonra her szcn
zerine basarak konutu:
Ortak mcadelemizin baarya ulamas iin bir
daha sylyorum; hi kimse, benim emrim olmadan
maaradan ayrlmayacaktr.
Adamlar hareketsiz kaldlar. Hay Tep yine sz-
cklerin tek tek zerine basarak, imdi yerlerinize!
dedi. Bu bir emirdir! Su' nun cn almak iin bu-
rada kalp bu arpmalardan galip kmalyz.
Adamlar tek sz sylemeksizin geri dndler ve
yerlerine gittiler. Kuyen kendini yeniden toparlam-
t. Hay Tep elini kzn omuzuna koydu:
Alama artk Kuyen, Tuy' un yanna git. Kendi-
ni kapp koyverme.
Kuyen trnaklarn srarak yorgun admlarla ie-
ri gitti. Hay Tep bir kayann stne oturdu, birka
gnlk sakaln yoklad ve sakin bir sesle konutu:
Maarann nne koyduklar mikrofonla imdi
psikolojik yntemler kullanmaya balyorlar. Su, bu
planlarn bozmak iin onlarn aletlerini kulland ve
durumu tersine evirdi. O byk bir cesaret gsterdi.
Bizim suyun zehirli olduunu bilmediimizi sanyor-
du ve imememiz iin bizi uyard. O, hat t a bize si-
lahlarmz asla brakmamamz syledi... Gryor
musunuz arkadalar?..
Brakacak olan kim ki? diye homurdand Ba
Ren; hepimiz lmeden buraya giremeyecekler.
Tu Niyep gaml baklarla nne bakyordu: Si-
155
zin sz ettiiniz bu 'genel lm' ne zaman gelecek?
Ben kendi hesabma, bir tek kaburgam kalsa, onu da
savamak iin kullanacam... Silahlarmz onlara
brakmaktansa, paralayp atmak daha iyi.
Doru, dedi Dat; ben de ayn senin gibi d-
nyorum, amca. Ama nce u korkun susuzluu gi-
dermek iin bir damla suyun var m acaba?
Adaml ar konumann bu yne evrilmesini se-
vinle karladlar... Dat, Tu Niyep'e yznde gle
bir havayl a bakt ve diplomata glmsedi:
Ama sen de manda gibi iiyorsun, olum, dedi
Tu Niyep ve matarasn gen adama uzatt.
Dat mataray hemen duda na gtrd. Tek dam-
la bile su yoktu iinde. nce, 'hi de gln bir aka
deil bu, moruk! ' diye ba rmak istedi, ama sonra ak-
lna daha iyi bir ey geldi. Sanki iyi bir yudum al-
m gibi dudaklarn ap rdatarak mataray Toy'a
uzatt; bir yudum da sen al, dedi; boazn slansn
biraz.
Toy hemen mat araya sarld ve dudakl ar na g-
trd. . . Dat kahkahay bast. Toy, onu aptal yerine
koyduklar iin fkeye kapl arak mataray Dat' a fr-
latt.
Tu Niyep neeyle gld ve Toy'a sordu: Nasl,
susuzluunu giderdin mi?
Cehennem zebanisi! nce bizi aptal yerine ko-
yuyor, sonra da sklmadan dalga geiyor.
Tu Niyep daha ok glmeye balad: Sabahtan
beri mat aram n bo olduunu sylyorum size. Ap-
tal deil de, nesiniz ya, baym?
Tu Niyep hepsinden yal olduu halde, . gen
yoldalarn hep baym diye arrd. Budist Hoa
Hao tarikatnn eski bir yesiydi. (*) Ama iki" yldan
beri salarn kesmi ve srf bitkisel yemekten vazge-
miti. akada tekilerden geri kalmad halde, h
gkyzne ve Buda'ya inanyordu. Mataras, Ba'ye
son daml a suyunu verdii dn geceden beri botu.
(*) Hoa Hao tarikat: Militan bir Budist tarikat.
Baz ilerici yeleri Ulusal Kurtulu Cephesi'ne katl-
mlardr.
156
Artk maarada tek daml a bile su yoktu. Susuz-
luk boazlarn yakp kavuruyordu.
Sidik isek nasl olur? diye sordu Ba Ren.
Ayn bira gibidir... Direnme sava srasnda Pa-
ulo Condor' dan kaan yoldalar imiler.
Nam Tan kafasn sallad: Bu cins bira bana g-
re leil. Ben susuz kalmay ye tutarm.
Sen zorluk kartyorsun ama, dedi Ba Ren;
zor zamanl arda her eyi kolaydan almak gerek. u
anda kar ndan bir bardak ay getirmesini isteyecek
durumda deilsin.
Hepsi glmeye baladlar. Ba Ren leden sonra
bir avu kavrulmu pirin yedikten sonra daha fazla
dayanamad . Matarasnn iine biraz iedi. Hay Tep
ieriye gitmek zere oradan geerken, Ba Ren ma-
taray sallayarak, tekileri de imeye ard. Fakat
onl ardan nce kendisi mataray dudakl ar na gtrd
ve bir yudum aldktan sonra memnun br tavrla ge-
irerek bard:
Hi de fena deil! Siz de deneyin bir kez! Yzde
yz garantili!
tekiler de itiler. Hay Tep onlar seyrediyordu:
nce engel olmak istedi. Fakat sonra fikrini deitir-
di. O kadar da kt bir ey deildi yaptklar. Ken-
disi de susuzluktan lyordu. Geri eski karanlk yl-
l arda hi sidik imek zorunda kalmamt.* Ama bir
defasnda, drt gn a-susuz kaldktan sonra, bir yen-
geci canl canl oburca yutmutu. Bir gece ormanda
ar bir hummaya yakaland zaman, Ba Ren ate-
ini drmek iin bayla hacamat etmek istemi-
ti. Lambalar olmad iin Ba Ren akman kulla-
nyordu. Ama akman fitili yoktu ve pamuk kul-
l anmak zorunda kalmt... Alevin her parlaynda
Ba Ren, Hay Tep'in srtn bayla biraz kesiyor,
kanamas iin yaray skyordu. Btn bunl ara karn
Hay Tep yine iyilemiti. O zamanl ar domuzlara ve-
rilen yenilmez kepekleri bile yiyorlard. Sol ayann
iki parman yitirdiinden, kye gitmek istedii za-
man, ayak izini b rakmamak iin derelerin iinden
yrmek zorunda kalrd. Daha buna benzer birok
snavlardan gemiti. Bu yzden, yoldalarna acma-
157
sna karm, sidik imeyi o kadar da kt bir ey gr-
myordu.
Anszn, maaran n bir yerinde kayalarn iinde
toplanm bir su birikintisi grm olduunu anm-
sad.
Durun biraz, dedi; bir yerlerde azck bir su
olacak galiba. Ben bir bakaym...
Maarann i taraflarna giderek elfeneriyle her
bir keyi arad. Sonunda, hafif ukurlam bir kaya-
nn iinde, iki avu dolduracak kadar bir su birikin
tisi grd. Parman suya daldrdktan sonra burnu
na gtrd. rm yaprak kokuyordu. ' Berbat bir
kokusu var, ama ldrmez hi olmazsa,' dedi iinden.
En susuz olanlar ard. Ba Ren ve gen Diyep de
dahil olmak zere be kiiydiler. Nam Tan suyu g-
rnce burnunu tutarak reddetti: kramnza ok te-
ekkr ederim. Ama bunu iip lmektense susuzluk-
t an lmeyi yelerim, dedi.
Kayann stnde duran Hay Tep arkadalarn
teker teker yukan ekti. Dier eliyle de su birikinti-
sine k tutuyordu.
Haydi! diye bard Ba Ren, Diyep'in omuzuna
vurarak. nce sen k bakalm, su kn.
Diyep hafif kahverengi su birikintisine bakarken
bocalyordu.
Haydi! dedi yine Ba Ren. Korkma, miden fa-
l an bozulursa, ben buradaym... Saygon' un souk
merubatlarna benzemez tabii bu. Haydi, al bir yu-
dum da dinsin susuzluun. Bu mcadele daha ok s-
recek.
renci glmsedi. Sonra karn stne yatarak
dudakl arn su birikintisine dedirdi. Birka yudum
aldktan sonra kalkt. Dudakl ann sildi ve srtt
Ba Ren sordu: Nasl?
Fena deil.
Ben sana demedim mi? imdi sra bende.
Ba Ren de ayn Diyep gibi karn st uzand. ki
yudum aldktan sonra doruldu. imdi sen, dedi s-
radakine.
Herkes sradan iti. Su birikintisi abucak boal-
mt. Sra Hay Tep'e geldiinde sadece birka dam-
158
la kalmt. Hay Tep ayaa kalknca, yaknlarnda Dir
yerde, hai n Ba Fi'nin ksrdn duydu.
Bunlar niye hl yaatyoruz? diye sordu Ba
Ren; bou bouna suyumuzu iip, pirincimizi yedi-
ler. Bunlar bana brak, hemen bu gece atal ar na ka-
vuturaym.
Olmaz yle ey! dedi Hay Tep; onlar idam et-
meye yetkimiz yok. Buna halk kar ar vermeli. Kanl
bir ajan bile halkn nne kartmak zorundayz. Sen
ok sabrszsn... Yalnz onl an burada bul undurmam z
kt. Her konutuumuzu iitiyorlar. Bu gece onlar
maaran n ta en ucuna kadar gtrelim.
Kabul.
Hay Tep maaran n azna gelince Nan' bir k
yya ekti:
Bu gece yine birka gzc gndermeliyiz. Bir-
ka hindistancevizi kopartmay deneyelim. Susuzlu-
umuzu biraz dindirir. Bylece hem yiyecek, hem ie-
cek bir ey elde etmi oluruz.
Nan, Toy ve Trong'la birlikte gnll olarak gi
debileceini syledi.
Hindistancevizi palmiyelerine trmanabilirler
mi? diye sordu Hay Tep.
Hem de maymun gibi.
Peki yleyse. Yalnz attnz her adma dikkat
etmelisiniz. Ay aydnlk oluyor.
Merak etme, dikkat ederiz.
Sonra Nan glerek Ba Ren'e dnd:
Hem sonra bizim daha yaplacak iimiz var bu-
rada. Onun iin dnmek zorundayz. Ba Fi'yi biz tu-
tukladmza gre, onu idam etmek onuru da bizim
olmal.
Ba Ren srtt: Bu ii benim kadar iyi yapabilir
misin ki? Ellerinin titreyeceine bahse girerim.
yle mi dersin?
Sonra gen adam haz rl anmal ann sylemek iin
Toy ile Trong' un yanna gitti... adam soyunarak
ceketlerini bal anna sardlar. Ayaklarnda yalnzca
ksa bir klot ve kemerlerinde birka tomson arjr
ile elbombalar taklyd. Otomatik silahlarn ellerine
alarak, gecenin iyice bastrmasn beklemek zere -
meldiler.
159
Maarann nnden geen yol, her dakika biraz
daha karanlklayordu. Gne bir sre nce batm
ve gnn son klar da erimek zereydi... Hindistan-
cevizleri koruluu dzenli hrtlar kartyordu...
Palmiyeler yava yava koyu mavi bir renge hrn-
dler. Rzgrda hafif hafif sallanyorlard. Koruluk
ince bir sisle rtlmt. Her ey rzgrda vzld-
yordu... Yol gecenin karanl nda grnmez oldu.
Dman arada srada bir-iki el ate etmeye balad.
Nan imdi dalgalarn uul tusunu daha ak iitiyor-
du. Sanki gece btn br sesleri yutmu ve yalnz-
ca denizin bu dzenli uultusu kalmt. Milyonlarca
dalga sahile vuruyordu. Dalgalarn sesi yeryznde
ezelden beri en byk ve en srekli ses olmutu. Da-
ha nceki gecelerde Nan dalgalarn yanksn dinle-
mi ve ona sanki bu ses imdi daha yumuam gibi
gelmiti. Aslnda, yalnzca maaran n duvarlar de-
nizin sesini bouyordu.
On ikinci ayin on dokuzuncu gnyd. Gece o ka-
dar karanlk saylmazd. Birka dakikalk bir koyu
karanl ktan sonra, doan ay, gkyznn rengini yi-
ne aartt. Nan imdi yine yolu ve rzgrda sallanan
palmiyeleri grebiliyordu. Silahn alarak fsldad:
Haydi!
Toy ve Trong ayaa kalktlar. Bir an maaran n
giriinde durarak darya kulak verdiler. Nan, ko-
l unun altnda otomatik silah, hafife ne doru eil-
mi ve sol elini ne doru uzatm olduu halde n-
den gidiyordu. Yoldan ka narak kestirmeden gitme-
yi yelemiti. adam, hibir dman devriyesine
rastl amadan hindistancevizi korul uuna vardlar. An-
szn arka arkaya birok garand sesi iittiler. Nan,
. 'i olsun diye ate ediyorlar' diye dnd. Sonra ko-
numa sesleri iitti. Arkadalarnn kulana fsldad:
Bizi farketmediler... Hindistancevizlerini nce
aa atn. Dnte toplarz.
Peki.
Toy ve Trong hindistancevizleriyle dolu iki k-
k aac setiler. Silahlarn Nan' a verdiler.
Onlar atee balar balamaz, cevizleri aa atar-
snz. Bylece sesini iitmezler. dedi Nan.
160
Toy bam sallad. ki adam aalara srayarak,
yava yava ve dikkatle t rmanmaya baladlar. Az
sonra palmiye yapraklar aras nda yok oldular ve
hindistancevizlerini burarak kopartmaya giritiler...
Her silah patlaynda bir tanesini aa atyorlard.
Aada Nan, aacn gvdesine hafife vurdu. Toy ve
Trong iareti anlayarak aa indiler. Aa iner in-
mez Nan onl ara silahlarn geri verdi ve hindistance-
vizlerini yerde b rakarak koruluun derinliklerine
doru yrdler.
Birka adm sonra anszn durdular. Nan karan-
lkta birka kzl nokta grmt... Sigara ien as-
kerlerdi bunlar. Tu Dau Mot t t nnn sert kokusu
burunl ar na doldu... Nan ve arkadal ar silahlarnn
namlularn dmana evirerek bir aacn arkas na
meldiler. O kadar yakndaydlar ki, askerlerin si-
garadan her nefes ekilerinde terli yzleri grl-
yordu.
Orospu ocuklar! dedi askerlerden biri; Yz-
bann maaran n nnde nasl ldrld aklma
geldike tylerim diken diken oluyor. Hem de ieri-
ye bin tane elbombas att ktan sonra!..
Bu i uzadka gln dur uma dyoruz. Ma-
aradakiler hayatlarn pahal satacaklarndan ok
eminler. Drt gn iinde hemen hemen yz adam-
mz ldrdler.
Bizse ancak' bir kadn tutsak alabildik. Komu-
t an her areye bavurduu halde, bir kad na boyun
ediremedi. Gzel parayd dorusu. Kim derdi ki,
byle bir kadn bu kadar yrekli olsun. Maaradaki
arkadal ar na teslim olmalarn syleyecei yerde, 'sa-
kn silahlarnz brakmayn' diye barmaz m! Ko-
mut an onu hindistancevizi aacna asp anasn ge-
tirtince alad kadn. Komutan da artk yumuad-
n sand. Ama aaya indirip yine mikrofonu eline
verince, ne yapsa beenirsiniz?.. Mikrofonu yere ald
ve tekmeledi... Dorusunu sylemek gerekirse Te-
men Zam onun kafasn kesmeye alrken, ben utan-
dm, gerekten utandm.
yle ya! Hem pek bir ustalk da gsteremedi ha-
ni ! En sonunda boynunu kestii zaman bile hal l-
F. 11 181
memiti. Sonra temenin yaras yeniden kanamaya
balad. Duyduuma gre ktym durumu.
$imdi ne halde acaba?.
Kim?
Kz soruyorum...
lm. Akam st sylediler.
Nan' n ba nne dt. Boazna bir ey dm-
lenmiti.
Temen tam drt kez vurdu klc. Ancak dr-
dnc darbe sahiden isabet edebildi... Ama yine l-
medi ve komutan onu yeniden aaca astrd. nleyi-
inin maaradaki adaml ar n cesaretini kracan
umuyordu herhalde... Ama akama kadar azndan
tek bir ses kmad.
kt, kt! lmeden az nce ipin ucunda nasl
sarsldn grdm... Kyden bir sr insan oraya
toplanmt, ' cm aln!' diye bard onlara... Ba-
kan Ho i Minh'
daha sarsld ve
Askerin sesi
da kitle barp
balad. Yalnzca
ardn iittim. Sonra birka kez
ld.
ciddiydi.
Btn duyduum bunlar... nk tam bu sra-
armaya ve ne doru ilerlemeye
kadnlar, ihtiyarlar ve ocuklar. Bi-
ze svp sayyorlar, iteliyorlard. Silahlarmz umur-
l ar nda bile deifdi. Yal bir Kmer kadn bir bak -
zerine yrd. Onu t ut mak iste-
yen bir Ranger, muzundan bir yar a ald. Ranger' ler
nce ihtiyar kadna ate etmek istediler. Ama Temen
Zam, ' ate etmeyfn!' diye bard. Kendi anasyd ga-
liba. Ben yere ykldm ve son derece iman bir ka-
dn stme kp tepinmeye balad. Az kalsn karga-
alkta biz de cavla ekecektik... Yeniden ayaa
kalktmda halk ipi kesmi, l kz ve anasn al-
mlar, gidiyorlard... Komutan bize cesedi yine geri
almamz emretti. Ama biz pek bir ey yapamadk.
Bunun zerine fkeden deliye dnd ve kitleye ba-
rd: 'Hepinizi teker teker kurunlatacam!.. Bir
Vietkong'u gmmek istiyorsunuz ha?..' Bunun zerine
onlar da geri bardlar: 'Bu bizim insanmz! Sizin
sz ettiiniz Vietkong' dan haberimiz yok bizim!' Ve
soukkanllkla yrmeye devam ettiler. Komutan
162
sonunda yenilgiyi kabul etmek zorunda kald. Baka
ne yapacakt ki? Sk saflar halinde ve cesaretle y-
ryorlard... Silahlarmzdan korktuklar yoktu. Ta-
bii ate etseydik ok insan lrd, ama biz karma-
dk.
Asker anlatmay brakt. Yeniden sigara yaka-
rak sessizce imeye baladlar. Sonra birka ayaa
kalkt.
Nbet sras bize gelinceye kadar kye gidelim
de, biraz ayaklarmz alsn. Orada kr bir ihtiyar
var. ok gzel lavta alyor.
Nan' n hemen yan bandan getiler... Nan so-
l uunu tutarak hindistancevizi aacna iyice yapt^
Askerlerin sigara dumanl ar burnunu turmalyordu.
Nbet yerinde iki asker kalmt. Bu Tet bayra-
mn nerede geireceimizi Allah bilir, dedi birisi.
Allah kahretsin! Bakarsn bizi ta Ka Mau' ya ka-
dar gnderirler.
Ha uzak olmu, ha yakn. Fark ne ki?.. Nasl
olsa, burada bile kalsak, Tet'i ailemizin yan nda ge-
iremeyeceiz.
Bu lm maaras na gitmemeye bak. Yarallar
iin sedye kalmam, biliyor musun?
Peki, ya ieri girmemizi emrederlerse ne yapa-
caksn? Kar m geleceksin? Allah kahretsin!.. Dn
okulun nnden geerken yarallarn bartlarn
iittim. Bu bana yetti!
Bana sorarsan, ben avu Ko ne derse, yle ya-
pacam.
Ko mu? O ne diyor?
ki adam seslerini alalttlar. Gerillalar artk ko-
nuul anl ar iitemiyorlard.
Nan, ayayla yanndaki arkada na dokundu.
adam dikkatle geri ekilerek hindistancevizleri-
nin yanna gittiler. Daha hafif olsun diye keserek ka-
buklarn karttlar ve ikier ikier boyunlarna as-
tlar. Geri dnerken bt n yol boyunca duyduu yas,
Nan' n kafasna tek bir dnceyi ivilemiti: 'Su l-
m, gerekten lm.' Gittike art an bir keder, kal-
bini kastka kast. Giderek bunun yerini snrsz bir
fke ald... Boynundaki hindistancevizleri att her
ad mda biraz daha arlayordu.
163
Ba Fi ve karsnn kaderlerine terkedildikleri ye-
re tek daml a k szmyordu. Maaran n o kesini
alaca karanlk kaplamt. Kuyen veya Nam No, gn-
de bir kez iki casusa birer avu kavrulmu pirin ve
biraz su getiriyorlard. Ama bu kez yeteri kadar su-
yumuz yok, dedi Kuyen onlara. Gen kz gittikten
sonra adam dilerinin aras ndan homurdand:
Sulan yokmu!.. Var ama bize vermek istemi-
yorlar.
Korkudan lecek dur uma gelmi olan kars hi
sesini karmad. Adam alayc bir tonla devam etti:
Birka gndr t amamen burada kslp kalm
durumdal ar. Sonl an geldi artk, buna kuku yok...
Eninde sonunda bizim bayl ar buraya gireceklerdir.
Sonra kans n avutmaya alt: Uluyup dur ma
artk. Korkacak bir ey yok, diyorum sana. Bu sefer
de kurtulacaz. Baylannz gelip bizi buradan kar-
tacaktr. Sesi tehditkr bir ton ald: Bu orospu o-
cukl an nasl bi r . adam olduumu grecekler benim.
Hepsini dorayacam. lk nce elebalan Hay Tep'in
kafas uacak; arkas ndan sra bizi tutukl ayanl ara ge-
lecek; daha sonra Ba Ren ve hepsi!
Sus, sus artk! diye yalvard kars; Baylannz
gelmeden grtlamz kesecekler diye dm kopuyor
benim...
E unun zerine kocasnn enesi kapand. Gizle-
meye alt korkusu yine ar basmt. ok mm-
kndr, diye mnl dandi; bizi onlar gelmeden ld-
recekler. Bu aklna geldike bal kollar yeniden
titremeye balyordu. Buna karn yreinin ta de-
rinliklerinde ufack bir umut yanp duruyordu.
Btn kt tabiatyla, damarl anndaki btn kinle bu
umuda smsk sanlyordu. Korku ve umut, casusun
trl eytanlklarla dolu kafasnda birbirine kan-
mt|. Kimi zaman umudu artyor, kimi zaman da
umutsuzluk iinde bocalyordu. Tpk tuzaa dm
bir tilki gibiydi. stelik, bu tuzaktan kurtul ursa na-
sl c alacan kuruyordu kafasnda. Maaraya kar
giriilen her saldr srasnda, dizginsiz bir umut ile s-
nrsz bir aresizlik aras nda kvranmaktayd. Maki-
neli tfekler maaray tarayp, elbombalar patladk-
164
a cokunluktan kabna samyordu. Byle zaman-
larda par makl an peneleiyordu adeta. Sanki artk
kurtulu saatleri gelmi gibi, karanl kta kans n de-
vaml ayayla drtp duruyordu. Ama maaray sa-
vu nanl ann da atee bal adkl ann duyunca, iindeki
kuku yine byyordu. Sal d ndan sonra ken ses-
sizlikte askerlerin gelip kendilerini kurt armal ann
bekliyordu. Kimse gelmeyince yine aresizlik iine
dyor, duvara yaslanp inliyordu. Kollarn arka-
sndan smsk balayan ip ve bu ezeli karanlk onu
boacak gibi oluyordu.
Ama yine de srekli olarak pusudayd... Kulakla-
rn sivrilterek her sz, her sesi iitmeye alyordu.
Bylece son drt gn iinde ne olup bitmise, hepsin-
den haberi olmutu. lk arpmadan beri hemen ilk
silah sesinde ayaa kalkmay adet edinmiti. Bin el-
bombasmn patlay hayatnn en mutlu olaylann-
dan biri olmutu. Be'nin kol unun kesildii gece se-
vin iindeydi. Kuyen' in baylmas ve Nam No' nun
zehirlenmesi onu zevkten drt ke etmiti. Su' nun
kaybolduunu da biliyordu. Dman, gen kadm ko-
numaya zorlad zaman umudu snrszd... Fakat
ona emredilenin tam tersini sylediini iitince, yl-
d nm arpm gibi olmu ve fkeden deliye dnm-
t. tekiler gibi onun da boaz susuzluktan yanyor-
du. Ama bu yang bile, onun kt yreine, susuz-
luun direnie abuk bir son verecei umudunu
uyandryordu. Su' nun ldrldn anlaynca kork-
maya balad. 'Ya imdi gerillalar lerini benden
alrlarsa?' diye dnd. Bazen, kukla birliklerin ge-
ri l l al an daha fazla sktrmamasn da istedii olu-
yordu. nk, teslim olmadan nce onu ldrecekle-
rinden korkmaktayd. Bylece, evrelerini saran ka-
ranlk kadar kara dnceler, ona, kendisinin ve ka-
rsnn, ama zellikle kendisinin kaderi iin gece-g-
dz ac ektiriyordu... Kans durmadan i ekmeye
balamt. Ba Fi bir k grerek soluunu tuttu. Bir
mum yaklat. Karanla alm olan gzleri -
grnce kamat. Gelen adam henz tanyama-
mt ki, verdii emri iitti:
Ayaa kalk!
165
Gelen Hay Tep'ti. Ba Fi arabuk itaat etti. Kars
da ona uydu. Ama Hay Tep kad na kmldamamasn
iaret etti. Sonra casusu tepeden t rnaa szerek:
Suunuzun derecesini anlayacak zaman bulabil-
misinizdir herhalde. Fikriniz nedir? lm hak etti-
niz mi?
Ba Fi ses karmakszn ban nne edi.
Cevap verin! dedi Hay Tep, sert bir sesle.
Casus mrldand: Evet.
ok doru! diyen Hay Tep ban geriye atarak
adama bir sre sessizce baktktan sonra emretti: Gi
delim yleyse.
Ba Fi'nin bacaklar birden zlverdi. Ama Ba
Ren hemen ne karak adam omuzundan yakalad.
Demirci, adam n ayaklarnn kesik olduu kansna
kapld. Halanm makar na gibi yle geveyivermi-
lerdi. Ba Ren onu mum na doru ekmek zorun-
da kald. Kadn burnunu ekip szlanarak arkalarn-
dan geliyordu.
Hey Allahm, ne dlek herif! Hemen baylver-
di, dedi Ba Ren.
Ba Fi'yi maaran n derinliklerindeki, iinde Su
ve Kuyen'in geen yl topladklar ehit kemikleri olan
kpn bul unduu yere kadar tadlar. Dman, be-
yinlerini krekle paralam ve cesetlerini bataklk-
taki bir su birikintisinin iine atmt. Su ve Kuyen
gn onlar aramlard. Drdnc gn ormana git-
tiklerinde vahi kpeklerin hrlaylarn iittiler. Ses-
lere kulak vererek bataklktaki bir su birikintisinin
kysna geldiler ve kpeklerin ularnda hl et par-
al an sallanan kemikleri gevelediklerini grdler.
Su, hayvanlar sopayla kovarak kemikleri toplad.
Kuyen de br paral ar almak iin su birikintisine
dald. Hepsini bir naylon rtye sararak kyde sak
T
a-
dlar. llerin kimliklerini saptamak olanakszd. Da-
ha sonra, kemikleri bir kp iinde maaran n derin
liklerine koydular.
Ba Ren, casusu biraz daha ileri ekti ve bir kaya
ya yaslad. Adamn ba nnde hl cansz gibi sal
ianp duruyordu... Gzlerini ancaya kadar epeyce
166
beklediler. Ba Ren ve Hay Tep onu maaran n en dip
kesine ekerek skca baladlar.
D an karlarken Hay Tep sylendi:
Bunlann hepsi byledir... Savunmasz insanlar
ldrmeye gelince aslan kesilirler, ama kendi lmle
riyle yz yze gelmeye cesaretleri yoktur. Onu idam
edeceimizi sand ve bayld. Korkaklar! Muhbirlik-
ten baka hibir ie yaramaz bunlar!
Onl ar konuurlarken, Nan ve adaml an geri dn-
mlerdi. Hindistancevizlerini arkadalarnn alk
l an aras nda yere attlar. Kuyen nianlsnn yatma
yanat. Nan bir an sustuktan sonra glkle konutu
Su lm.
Hepsi donup kaldlar. Demin alklayan eller, yan
l arna dverdi. Maara yle sessizleti ki, bir sine-
in uuu iitilebilirdi. Hay Tep, Nan' n yanna gitti
ve acl, bouk bir sesle sordu:
O kadar uzaa m gittiniz... onun yanna kadar?
Hayr. O orada deil artk. Halk onu dma a
brakmam. Biz, askerler konuurken iittik.
Nan maaran n azna oturdu ve btn iittikle-
rini anlatt. Su' nun can ekiirken, hal ka ve Ho Am-
ca' ya nasl seslendiini anl atrken sesi bouluyordu.
Kuyen hkrarak kendini yere att. Ba rpntlar
iinde, Nan' n terden parl ayan omuzuna arpyordu.
Adamlarn yzleri gzyal anndan srlsklam olmu-
tu. Hepsi hkrklarn t ut maya alyorlard. Geri,
Su' nun idam hkmnn verildiini nceden de bili-
yorlard. Ama onun idam ediliini ve son nefesine ka-
dar nasl davrandn ancak imdi eniyorlard. Su'
yu yeterince anlayamam v onun gerek deerini
tanyamam olduklann imdi farketmilerdi. O, b-
yk bir rnek olarak nlerinde duruyordu. O kadar
yakn ve alk olduklar kararll, ball, gzel-
lii ve yumuakl, ancak imdi btn byklyle
kar l anndayd . Her zaman parl ayan gzleriyle Su.
Btn Hon Dat' n gururu olan ipekten salar. Bu re-
simler artk yoldalannm an s ndan hibir zaman si-
linmeyecekti. Ve son szleri yreklerinde asla lme-
yecekti. Hay Tep, yine yreinin grnmez peneler
ve dilerle paralandn duydu. Ar ar ayaa
kalkt ve titrek bir sesle konutu:
167
-Bizim iin ne byk bir rnek! Bizi durmadan
besledi. Her bir pirin tanesini ve her damla suyu g-
znn bebei gibi korudu. O, batanbaa dostluk ve
zveriden ibaretti. Dmana en ufak bir dnde bu-
l unmadan ban nasl dimdik tuttu! Bize silahlarmz
brakmamamz emretti. Onun bu szlerini yrekleri-
mize kazmalyz. Yoldalar, o bizden cn almamz
istedi. Bunu yapacamza and ielim!
Hepsi tek sz sylemeksizin ayaa kalktlar ve
bir daki ka sessiz ve balar ne eik beklediler. imdi
btn dnceleri, o yumuak ehreydi. Parmakl an
si l ahl ann naml ul ann , daha sk kavrad. Hepsi kan-
larnn son damlasna kadar savamaya kar ar verdi-
ler. Artk kimse alamyordu. Islak yzlerinden gz-
yalarn sildiler. Ah, bu gece bir bitseydi de, yarn
dman n ilk saldnsnda Su' nun cn alsaydlar!
Saf altn, ateten korkmaz, dedi Ba Ren; Su,
saf altndand. Birka daki ka nce korkudan baylan
Ba Fi ise tenekeden.
Niye bayld? diye sordu Nan.
Onu ldreceimizi sand.
Hay Tep, Nan' a dnerek sordu: Ka tane hindis-
tancevizi getirebildiniz?
Alt.
Zor oldu mu?
Hayr. Yalnz cevizleri yere atmak iin, hep bi-
risi ate edinceye kadar beklemek zorundaydk. Ol-
duka yksekteydiler. Dmann btn konumala-
rn iitebiliyorduk. Sigara ierlerken yzlerini bile
grebiliyorduk. yice akndlar. Maaraya gelmek-
ten vebadan korkar gibi korkuyorlar. Maaramzn
adn 'lm maaras' koymular.
Fena ad deil, diye Onaylad Hay Tep. Onlar
iin lm, buras ak. Ama bizim iin hl Hon Dat'
mz.
Tu Niyep ban sallad: Evet, Hon Dat huzur der
mektir (*). Ama bir dokunmaya cesaret etsinler he-
(*) Hon Dat: Hem toprak topa, hem de de-
nizde kk oda demektir.
168
le! Devedikeni toplayan, dikenlerin sracan da g-
ze almal.
Hazr srmaktan sz almken, syleyeyim:
Birliklerinde Yanke' ler de var. Bir tanesini ldrm
z.
Sahi mi?
Evet. Dn bir helikopter gelip, bir l Yanke'yi
ve bir sr yaral kukla subay gtrm. Yanke pi-
lotu, ar yaral erleri bile almay reddettii iin
adaml ar ok kzgnlar.
Domuzlar!
Evet. Ama, Yanke birliklerine katlmakla bala-
r na talih kuunun konduunu sanan budalalarn
gzlerini aar bu. Yanke' ler belki kpeklerini sever-
ler, ama paral askerlerini asla! Bu konuda gvence
veririm size. Bir kere sakat kal dktan sonra, nasl ol-
sa efendilerinin iine yaramayacaklar. Niye kurt ar
snlar ki onlar? l me brakrl ar daha iyi.
yle sanyorum ki, birliklerin morali sfra in-
mi, dedi Nan; onlarn daha abuk zlmelerini
salamak iin arlar yapabilseydik!
Yalnz Tam an ve ky halk bunu yapabilir,
dedi Ba Ren. Burada onl ara yapabileceimiz tek
ey, burunl arn gsterdikleri yerde, kurunl a doldur-
mak. ar falan yapacak zamanmz yok.
Niye olmasn? diye szn kesti Tu Niyep. Bal
gibi yapabiliriz. Yalnz bir megafon gerek bize. Bir
yandan onlarla savarken, te yandan' da tartrz;
niye olmasn? Bylece morallerinin kn daha da
abuklatrabiliriz.
Hepsi iyi gzel de, megafonu nereden bulaca-
z? dedi Nan.
Tu Niyep ksa bir an dndkten sonra neride
bulundu:
Sac grevini yapacak bir eye ihtiyacmz var.
Kemiklerin olduu kpn evresi palmiye iei ka-
buklaryla rtl. Bundan bir megafon yapabiliriz.
Herhalde ehitlerin ruhl ar n n da buna bir itiraz ol-
maz.
Olmaz elbet, dedi Ba Ren. Onlar yalnz biz tes-
lim olursak zlrler. Hem sonra l ldr, yle
deil mi?
169
Ba Ren, byle konuman doru deil, diye kar
kt Tu Niyep. llerin kemiklerine sayg gsterma-
liyiz. Onl ara dokunursak ruhl ar n n huzurunu boza-
rz.
Ba Ren sesini kesti, ama sonra ne doru eildi
ve alak sesle fsldad:
Birka zamandan beri, sende yine batl inanla
ra bir dn gryorum.
Hayr, ne mnasebet! Doru deil buv.. ben...
ben... diye kekeleyerek kar kt Tu Niyep.
Hay Tep bir iaretle ikisini de yattrd. Glerek:
Haydi canm. Tu Niyep'in oatl inanl olduunu
gstermez bu. Ama, eer pal m ye iei kabuklarn
bu i iin kullanabileceksek, hi tereddt etmeyin.
llerimiz buna daha ok sevilirler. Haydi acele et,
ihtiyar!
Peki, peki, ben bu ii stme alyorum. Yani.....
Tu Niyep megafon yapma grevini stlendi. Ama
Ba Ren'in sz cann skmt. Tanrlara ve Buda' ya
inand halde, batl inanl olmay kesinlikle redde-
derdi. Eski dostlarna rastlad zaman, srtn ka
yarak, eer bu dnyadaki milyar insan, artk
tanrl ara ve Buda'ya i nanmayacak olsa, yine de ina
nacak bir kii olacaktr, derdi. Sonra elini gsne
gtrr ve her szcn stne basa basa srdrr
d: Ve bu insann ad Tu Niyep'tir. Srf bitkisel ye
mekten vazgemiti. nk onun iin, nemli olan
mide deil yrekti. Bitkisel yemekle, almak iin ye
terli enerji alamaz insan. Ayrca insann yzn so
luk ve irkin yapyor, derdi.
in en ilgin yan. Tu Niyep'in btn kalbiyi e
Parti yesi olmak istemesiydi. Bir defasnda Hay Tep'c
Partiye girip giremeyeceini sordu. Hay Tep, elbette,
diye cevap verdi; yalnz gerei grmek zorundasn.
Bir Parti yesi, her dinden insann inancna saygh
dr. Ama, kendisi bir tanrnn, Buda' nn ya da gky
znde tanrlarn varlna inanmaz. Seninle hi k-
vrtmadan ak konuuyorum: Biz smrenlerin ve
smrlenlerin varlna inanyoruz. Biz, eer Ame-
rikallara ve Diyem'in adaml ar na kar savarsak
mutlu olacamza, kyllerin topraa kavuacana
170
ve dinlerin zgr olacana inanyoruz. Tu Niyep,
Amerikallara ve Ngo Din Diyem'e kar mcadeleye
yzde yz vard. Ama Hay Tep'in bir Parti yesini a
nasl olmas gerektiini ksaca anlatndan sonra,
kendi zorluunu kavrad. O, bir davaya katlmak is
tiyor, ama henz onun kartyla ilikisini kesmemi
bulunuyordu. Duyduu acnn nedeni bu elikiydi.
Ba Ren' in yapt aka bu gizli acy yeniden uyandr
mt. Ama Tu Niyep dargn deildi. Zaten bir insana
uzun sre kskn kalmak elinden gelmezdi.
Birka dakika sonra, onun palmiye iei kabuk
larn getirmek iin bir mum yaktn grdler. Mu-
mu, Su' ya ve kzna yatak vazifesi grm olan al
ak kayann arkasna yerletirerek, bir megafon yap
maya giriti.
Onun zerindeki kayada, Kuyen yeeninin yar -
na uzanmt. Tuy her eyden habersiz uyuyordu. Ku-
yen' in gzleri akt. Kuru ve yanan gzleriyle gl-
geleri seyrediyordu. Sopra Tuy'a dnerek sarld. K-
k kzn stnde anasnn ceketi rtlyd. Kuyen
Tuy' un salarn okad ve kzn salar ona, sanki
anasnn o eski ocukluk gnlerindeki gibi, ok uza-
m ve ipeklemi gibi geldi.
Hay Tep'in evinde, o karanlk yllarda yaplm
olan gizli bir yeralt sna vard. Parti Hcresi Sek
reteri, kurtul utan sonra da onu bozmam, hat t a da
ha salamlatrm ve gelitirmiti. Tam evin orta-
sndan balyor ve eitli ynlere doru alan tnel-
lerle pirin tarl al ar na ulayordu. Dman girii bul-
sa bile, iindekilerden bir iz bulmas pek kolay deil-
di. Tam an arpmann bandan beri burada ya
yordu. Her gece biraz temiz hava almak zere, ksa
bir sre iin dar kyor ve sonra yine aaya ine-
rek mum nda alnmasna devam ediyordu.
Bu akam da, Hay Tep'in kars bir grevden dn-
dkten sonra, ayayla snan kapsna vurarak
iaret verdi ve kapy kaldrd. Tam an ortaya
knca, yorgun ve ac dolu bir sesle, Su ld, dedi.
Tam an, yznde derin bir yas ve kederle uzun
zaman olduu yerde kald. Sonra alak sesle sordu:
171
Ne zaman?
Az nce. Bir saat olmad daha. Zam'n klcnn
darbesinden sonra daha btn gn yaad. Ama biz
ly aldk. Bu olay herkesi sarst. Onun asld ye-
re byk bir kalabalk birikmiti. ly alabilmek
iin askerlerle boumak zorunda kaldk.
imdi nerede?
Sao Ana' nn evinde. ok kalabalk bir kitle evin
nnde topland.
Tam an dorularak snan kapsna dayand.
Baklar dalgnd.
Git imdi, dedi; bir cenaze treni rgtleyin ve
bu treni btn ky boyunca bir mitinge dntrn.
Halkn dmana kar kini daha da bilensin.
Biz de yle dndk. Gidiyorum imdi.
' Ayaa kalkt ve snak kapsn indirmek istedi.
Bir dakika! dedi Tam an. Cenaze alay ma
aran n nnden geirilebilir mi?
Ne iin? diye sordu Hay Tep'in kars, gzlerini
iri iri aarak.
Tam an, kadna oturmasn iaret etti. Sonra d
ncesini fsldad. Szlerini bitirirken, te byle,
dedi; bunu yapabilir misin? ok nemli bir ey bu.
tekilerle konuaym, diye cevap verdi kadn,
bir an dndkten sonra; eer byle bir olanak
varsa, yararlanacaz elbet.
Dikkatli ol bacm. dn vermek yok. Ama ok
sert de olmayn. Birliklerle yeni atmalardan ka-
nn. Her. eyden nce erleri mttefikimiz yapmak iin
almalyz. Senin ocuklarn nerede?
Baksn diye bir komuya braktm.
Hay Tep'in kars abucak kapy indirdi. zleri
yok etti ve gitti. Akam karanlnda kyller, Sao
Ana' nn evine ve avlusuna dolumulard. Hay Tep'in
kars geldiinde, Su'yu t abut a yerletirme hazrlk-
lar iindeydiler. Sao Ana lnn ban sevecenlikle
dizine yatrm, salarn taryordu. Abanoz siyahl-
nda manda boynuzundan bir tarakla, zenle ve
alkn ellerle yapyordu bu ii. Ama bu sefer ok
ardan alyor, en kk, bir dme kadar taryordu.
Sonra Hay Tep'in karsna dnd ve metin bir sesle:
172
Tapnan arkasna bir bak bakalm. Bir kk
ie t urun iei ya vard. Oraya m koymu? Da-
ha yeni satn almt, ama henz kullanamad.
Hay Tep'in kars ona ieyi verince, avucuna
birka damla daml atarak kznn salarna srd.
Su' nun salarn taramaya balaynca, ho bir koku
oday doldurdu. Sonunda usta ellerle rerek bir to-
puz yapt. Ne ok yapmt bunu kz iin! Bu uzun
siyah salar ne kadar iyi tanyordu! Bu sefer btn
dikkatini vermiti bu ie. Kznn yaad zamanlar-
dakinden daha gzel, daha yuvarlak, daha dolgun
bir topuz olmutu bu... Belki de imdiye kadar ta-
dklarnn en gzeliydi.
Topuz tamamlanmt. Ama Sao Ana, kzndan
bir trl ayrlmak istemiyordu. Kendi sandan uzun
bir pirin ine kartarak, bunu kznn sana takt.
Zam' n klcnn kestii salar toplayarak tapnan
stne koydu. Orada sessizce alamaya balad.
Kadnlar onu t aht a srann stne oturttul ar.
Hay Tep'in kars ve Ba Ren'in kars, Su'yu kucak-
layarak tabutun iine yerletirdiler. Kapa kapat-
mak isterlerken, Sao Ana tekileri iterek kzna ko-
tu. Ama kapak kapand ktan sonra artk bir ey g-
remez oldu ve hkrklara bouldu. Tabut kzld,
kpkzld. Su' nun doduu, ocukluunda oynad,
byyp yetitii evin orta yerinde duruyordu. Bu
ev onun gzyalar, glleri, gen kzlnn oyun-
laryla doluydu... imdi bu evde son kez uyuyordu.
Ama arkasnda, hayatnn 27 yln ve zellikle bir
kahraman n son saatlerini silinmez bir ekilde brak-
mt.
Aada herkes avluda toplanmt... Hay Tep'in
karsnn ciddi sesini iittiler:
Mealeleri yakn!
Hindistancevizi ipliklerinden ya da aputtan a-
bucak yaplm mealeler alevlendi. Birok insan ve
aral ar nda Ca May, eteklerine trl trl eyler so-
kuturdular... Birka saniye iinde avlu, apaydnlk
olmutu.
Sao Ana, Su' nun, babasnn tepedeki mezarnn
yanna gmlmesini istemiti. Ama dorudan doru-
173
ya oraya gidecekleri yerde, kyn iinde dolaarak
yolu uzattlar. Cenaze treni, sanki Su' nun doduu
yere allahasmarladk demesini salamak istercesine,
evler ve tarl al ar aras nda uzun bir yry oldu. Bir
paral asker devriyesi, koruluun ortasnda cenaze
alayyla kar karya geldi.
Durun! diye bard askerler; Sokaa kma
yasa konduunu bilmiyor musunuz? Nereye gidi-
yorsunuz?
Bayan Ba U cevap verdi: Kzmz ldrdnz.
Sadece onu gmmeye gtryoruz.
Devriye komutan eliyle yolu gsterdi: yi iyi,
devam edin. sterseniz cenaze trenini bir mitinge e-
virin, bana ne! dedi.
Adaml arna dnd ve onl ara cenaze alayna yol
vermelerini iaret (itti. Hay Tep'in kars ve bayan
Ba U en nde olduu halde, kalabalk yoluna devam
etti. Yanan mealelerden kvlcmlar salyordu...
Herkesin elinde ikinci bir meale hazrd. Mealeler,
drt kadnn tad tabutun evresinde atrdyor,
kalabalk mrldanyordu... Ik, karanl datarak
kzl tabutu aydnlatyordu. htiyar kadinlarn gm
salar zerinde panldyor, avokado aalarnn mey-
ve dolu dallarnda titreiyordu.
Sao Ana, evresinde Ba Ren' in kars ve br
dostlar olduu halde, tabutun hemen arkasnda yr-
yordu. ki kadn ona destek olmak istediler. Ama o,
yardm reddederek salam admlarla yrmeye de-
vam etti. Artk alamyordu. Bu frtnann ortasnda,
iinde yeni ve scak bir ey ykselmi ve alamasn
kesmiti. Daha birka dakika nce kzndan ayr ka-
laca iin ne byk bir ac ekiyordu! Ama imdi,
evresini saran yurttalarnn arasnda, ii yeni bir
duyguyla dolmutu. Su' nun, bu uurda hayatn ver-
mek zorunda kalan tek insan olmadn dnd...
evresindeki kadn ve erkeklerin ka tanesi kocasn,
ocuunu ya da akrabalarn yitirmiti!.. Dierleri,
sevdiklerine canavarca ikence yapldn grmek zo-
runda kalmlard. Delinmi bir akcier, paralanm
bir karacier, kesilmi bir kol ya da kylm bir ba-
cak! Bu komularn hl ka tanesinin hapislerde
174
veya Paulo Condor' da yaknlar vard! Yedi yldr
Hon Dat' ta baskdan zarar grmeden syrlabildiini
syleyebilecek tek bir aile yoktu. Ne kadar kan ak-
mt!.. Bunlar unutulabilir miydi? Hayr, yalnz ken-
disi deil, btn komular bu cehennemden gemi-
lerdi. Mcadele eden yalnzca o deildi; yzlerce Hon
Dat halk ve btn Gney Vietnam' da milyonlarca
yurttayd. Arkasndaki denizin grlts, ona yo-
l una devam etmesini ve acsn barna gmmesini
syler gibiydi. Yapraklarn hrts onu c almaya
zorluyordu sanki. Kan intikam diye haykryordu!
Oullar, yeenler, ocuklar, kendininkiler ve baka-
lannnkiler, maarada kuatlmlard. Ama, ala
ve susuzlua karn, hl a amansz bir mcadele ve-
riyorlard. Dmann eline yalnzca bir tek sava
dmt. O da kendi kzyd ve boyun emeyi red-
detmiti. Ama daha torunu, ikinci kz, damad, ya-
nndaki kadnlarn kocalar, Hay Tep ve Ba Ren, Tu
Rau' nun olu Be ve biroklar oradaydlar.
Sao Ana bunlar dnerek gittike yatt.
Irman kysnda, birliklerin kamp kurdukl ar
noktadan uzak olmayan bir yere geldiler. Bu alevli
klardan dokunmu halnn grnm karsnda,
birok asker, adrlarndan dar akn ettiler. Piyade
Taburu Komutan Yzba Kao, tabutu grr gr-
mez durumu anlad. Adamlarna su boyunca dizilme-
lerini ve silahlarn atee hazr tutmalarn emretti.
Kendisi de cenaze alaynn bana kotu:
Durun! Durun!
Bayan Ba U ona doru yrd ve yumuak bir
sesle:
Yzba bey, kzlarmzdan birini ldrdnz...
Hi olmazsa brakn da onu gmelim.
Komutan, geceleyin sokaa kmay kesinlikle
yasaklad.
Evet ama, yle korkun bir biimde ldrdnz
ki kzmz! Bunun iin hemen gmmemiz gerek.
Bir Vietkong iin az bile ona yaplan.
ster Vietkong olsun, ister baka bir ey. O be-
nim yeenimdi yzba by. Onu tepedeki mezarla
gmmemizin size ne zarar var? Onu ne korkun bir
ekilde ldrdnz dnsenize, baym!
175
Bu iko kan da kabak tad verdi artk. Ay Al-
lah belan versin, laftan anl amaz msn sen?.. Komu-
t an gece sokaa kmay yasak etti, diyorum sana.
Ba U kollann aresiz kalm gibi yere indirdi.
Ben de sizin karar verme yetkiniz olduunu san-
mtm da, ondan konuuyorum, baym. Demek her
ey komutann elinde. yi yleyse, beni ona gtrn.
Ondan izin isteyeyim.
Komutan Kao, ' attk' der gibilerden yzn bir
o yana, bir bu yana evirdikten sonra gzlerini yine
Bayan Ba U'ya dikti:
Komutann yanna gidip,' orada da kanklk -
karmak istiyorsun, ha?.. Senin de bunl ann elebala-
nndan biri olduuna kalbm basarm.
Bir asker sze kanti : Ben bunu sk sk Ra Gia'
daki mitinglerde grdm.
Sama sapan konuma sen, terbiyesiz! Ben yz-
bayla konuuyorum, sen ne burnunu sokuyorsun?
Yzba Kao'ya dnerek ellerini sayg iareti ola-
rak birletirdi ve alak gnll bir tavrla devam etti:
Acyn n' olur yzba bey! Komutan mutl aka
izin verecektir. Siz maaradaki Vietkong'la sava-
yorsunuz, bir tutsa ldryorsunuz. Bu kadan yet-
mez mi? Niye lmz gmmemize engel oluyorsu-
nuz?.
Cevabm hayrdr! diye brd subay; bu
feryad figna bir son verin artk!
Bayan Ba U kendisini daha fazla tutamad ve
bard:
yleyse biz de izinsiz gideriz!
Subayn yanndan geerek arkadal anna ilerle-
melerini iaret etti. Kitle onun peinden ileri atld
ve askerleri rmaa doru itmeye balad.
Durun, yoksa ate ederim! diye bard yzba.
Kimse durmad... Mealeleri havaya ykselterek,
binlerce kez yanstan rmaa girdiler.
Yzba saa sola kouarak adamlarnn kulak-
larna fsldad: Havaya ate edin!
Askerler havaya birka el silah sktlar. nsan ka-
labal yoluna devam ederek, rman zerine kar
178
sahile kadar yayld. Tabut yokuun bana varmt
ki, Hay Tep'in kars arkadakilere seslendi:
Yalnzca uyar atei! Yryn!
Byle anl arda durmamak gerektiini tecrbeyle
biliyorlard. Uyar atelerine alkn olduklarndan,
soukkanllklarn yitirmediler. Ayrca, hepsi de Su'
yu gmmekten baka ok nemli bir grevleri daha
olduunu biliyorlard. Maaran n yan ndan gemek-
ten yararl anarak Hon Dat' n savnucularna ikmal ye-
titireceklerdi. Karanlk bastndan bu yana hazr-
lklarn yapmlar ve yiyecekleri eteklerinin altna
saklamlard.
Yzba Kao' nun siyasal mcadeleyi bast rmada
biraz tecrbesi vard. Bunun iin kitleye ate etmek-
ten saknyordu. ki- kez bi rka mitingciye ate et-
tirdii iin, yumruklar, sopalar ve talar altnda can
vermesine az kalmt. O zamanlar, kitlenin ilk l-
y grnce dalacan sanmt. Ama gerekte bu-
nun tam tersi oldu. Mitingciler kollarn svamlar,
geriye dnmler, onun ve adaml arnn zerine atl-
mlard. Bu tecrbeden sonra, imdi daha ileri git-
meye cesareti yoktu.
Hon Dat' a geldikleri ilk gnden beri komutanl ar
yle diyordu:
Maaradaki Vietkong'u yok edebilmemiz iin,
siyasal bir mcadelenin kmasn nlemek tayin edi-
cidir. Eer eytan kanl ar bu ie kanrsa, buras ce-
henneme dner. Byle duruml arda benden emir al-
madan harekete gemeyin.
Kao' nun, komutannn hikmetine hayranl snr-
szd... Ve ite imdi kad nl ar ie kanmlard!.. Onun
emirlerini umursamam l ar ve rma gemilerdi. u
anda yapabilecei en iyi ey, amirine telefon edip onu
durumdan haberdar etmekti... Hemen telefon ad n-
na kotu ve manyetolu telefonun kolunu deli gibi e-
virmeye balad. Santralcinin uykulu sesi iitildi:
Kim telefon ediyor?
nc Taburdan Yzba Kao. Komutan ver
abuk!
Uyuyor ama, yzbam.
F 12 177
Uyandr yleyse! Kyller miting yapyorlar ve
rma getiler. abuk!
Be dakikalk bir bekleyiten sonra Kao, telefo-
nun br ucunda komutan n sesini iitti:
Nasl? Halk miting mi yapyor dediniz? _
Evet komutanm. Vietkong'u tepenin eteindeki
mezarla gmmek istiyorlar. Onlara bunu yasakla-
dm ama yine de rma getiler.
Hay eytan! Birka el uyar atei an!
Atrdm, komutanm. e yaramad. Toplulua
ate etmeme izin veriyor musunuz?
Hayr! Hayr! Sonra cad kazan na dner bura-
s! Madem rma getiler, arkal ar ndan gidin ve dur-
durun.
Bastne komutanm.
Kao geri kotu. Ama ok ge kalmt. Irmakta
kimsecikleri gremedi. Son mealeler de hindistance-
vizleri koruluunda kaybolmulard. Yalnz ar ada bir
palmiye yaprakl arnda parldayan yanslar gzk-
yordu. Yzba, bir takm askerin nnde, rma a-
t ve koarak pelerine takld.
Onl ar ancak cenaze alaynn sonuna varmlard
ki, yukarda bir grup siyah glge sradan ayrld ve
karanl kta var gleriyle maaraya doru kotular.
Maaraya ilk varan Ca May oldu. Ellerinde sazlarla
kaplanm bir ie su ve iyice sktrlm bir paket
stl pirin vard. Ayaklarnn onu tayabildii ka-
dar hzl kouyordu. Arkas ndan daha bakalar da
su ve yemek getiriyorlard.
Ca May, karanlk maaran n azna yaklanca,
anszn bir silah patlad. Bir kurun kzn salarn
yalayp geti. Korkuyla olduu yerde kald ve bard:
Kardeler, benim, Ca May. Size yiyecek getirdim!
Demin ate eden gerilla yldrm arpm gibi sar-
sld ve haykrd:
Hay Allah! Ca May! Seni vurdum mu? Yaral
msn?
Hayr, hayr, zlme! diye kekeledi Ca May ve
soluyarak maaran n azna doru tkezledi. ieyi
ve paketi ieri uzatt.
Hepinizin sal yerinde mi kardeler?,
178
Evet.
Su ld. Onu gmmeye gidiyoruz.
Bu birka acele szden sonra, yine cenaze alayna
katlmak zere gecenin karanl na dald. Bir ba-
kas geldi. Bir ie ve bir paket daha. Hepsi adn sy-
lyorlar, durumu soruyor ve hemen yine yok oluyor-
lard. Her yeni gelen glgeye savalar cevap veri-
yorlard:
Kayglanmayn. Yalnz iki yaralmz var. iyi da-
yanyoruz. Kyde siyasal mcadeleyi balatn! Tazmi-
nat isteyin!, Kukla birliklerin moralini kertin! zel-
likle bu ii iyi yapn!
Tamam, anlyoruz.
Anszn karanl kta Tu Niyep' in sesi iitildi:
Aman yarabbi! Sen misin kadm?
Evet, benim adam, benim! Haydi alahasmarla-
dk!
Su ieleri ve yemek paketleri maaran n azna
ylrken, telal sorulara acele cevaplar verildi. Ay
,, topuzlu ya da rgl sal glgelerin geli-gidi-*
lerini hafife aydnlatyordu. Gerillalar, kzlarn, ka-
nl ar n hayal meyal fark ediyorlard. Kadnlar, yal-
nzca karal t l ar ve d anya uzanan eller gryorlard.
Eir kocann, bir kardein ya da bir komunun sesi.
Be gndr btn haberleme ol anakl an ellerinden
alnm ve birbirleri iin kayg dolu, sevgili, tandk
sesler. Maaran n iinde ve dnda, dmann be
gnlk savatan sonra bile kramad bir azimle dol-
du hepsinin ii. Maaray savunanlar, yalnz olma-
d kl ann grnce yeni bi r cokunluk nbetine tutul-
mulard. Kadnlar ise, dman n maaray ele gei-
remeyeceine emin olarak oradan ayrlyorlard. Her
iki taraf da bu grmelerinin, sonuncusu olmayaca-
na tam bir gven getirmiti.
Kadnl ar gittikten bi rka daki ka sonra, ince bir
karart, ard nda ufak bi r kpekle maaraya doru
szld. Glge doru Ba Ren' in kucana dt. De-
mirci, onu smsk kavrad ktan sonra bard:
Bu da nesi? Ne anyorsun burada?
Benim, ben... benim be!.. Ben bir elbombas ge-
tirdim! diye ince karalt, bu kaba davran pro-
testo etti.
179
Hay Allah! Sen misin Ut? Arkadalar, kk Ut
gelmi!
Ben burada kalacam, haberiniz olsun. Geri
dnmek istemiyorum.
Ut abucak kendini Ba Ren' in penelerinden kur-
tard ve duvarlar yoklayarak ieri girdi. Hepsini bi-
rer defa pt ve krkk sal kafasyla, kar nl ar na tos
vurdu. Durmadan glyor ve yineliyordu:
Benim kaybolduumun farkna varnca deli ola-
caklar.
Ut! Sen misin Ut? Maaran n iinde sevinle
sordu birisi. Ut, Nam Tan' n sesini tand. Nam Am-
ca, sen misin? Haberin var m? Karn her Allann
gn bir tts ubuu yakyor ve senin sa salim
kurtul man iin Buda' ya yalvaryor.
Soytar! Kardein yaral. Gel de onu ziyaret et!
Biliyorum, dedi ocuk sakin bir sesle. Birazdan
giderim, acelesi yok. Babam da biliyor. Savata by-
le eylerin olaan olduunu syledi. Ah, neredeyse
unutuyordum! Bende yepyeni bir elbombas var. As-
kerlerden ardm. Yann buraya gelirlerse, kapsl-
n ekeceim ve onlarla birlikte leceim.
Hepsi glmeye baladlar:
Ne sivri akllsn sen! O dediin .ancak son a-
re olarak yaplr. Beklersin, yeteri kadar yaklatlar
m bombay stlerine atverirsin.
D knklma urayan Ut, yine de al tta kal mak
istemedi:
Biliyorum elbet. Ben de zaten ok yak na gelir-
lerse diyorum. O zaman son are olarak... En son a-
re olarak...
yleyse mesele yok. Ama bizim o duruma gel-
memize daha ok var, gerilla karde. imdilik, surat-
l ann gsterir gstermez ate ediyoruz. Ondan son-
ra fazla yakna gelirlerse elbombas atyoruz.
Onlar da nal l an dikiyorlar, deil mi? Biliyorum,
diye onaylad ocuk ve sordu:
Kuyen nerede? Onu gremiyorum.
erde.
Ut ona gitmek iin dnd, birdenbire duraklad.
Burnunu ekti ve hkra hkra alamaya balad:
180
Su yok artk... Su ld!
Maarann ortasna dikilmi, scak gzyalar d-
kyordu... evresindekiler onu avutmaya altlar.
Ama o, sanki onl ara kzgnm gibi, adamlar iterek
bir eyler homurdand. Sonra anszn alamasn kes-
ti, gzlerini kurulad ve grltyle smkrd. Hay
Tep, kolunu ocuun omuzuna dolayarak, imdi be-
ni iyi dinle Ut, dedi; sen artk burada kalmak zo-
rundasn. Ama dikkat et! ieriye gidersen, Tuy' un ya-
n nda anasnn ldn sylemeyeceksin, anlyor
musun? Eer bunu bir renirse, artk hibirimiz onu
susturamayz. Senin u nl elbomban da ver ba-
na. Senin iin saklayacam.
Ut, MK3'n pantol onunun cebinden kartarak
Hay Tep'e verdi:
Ama sakn yitireyim deme! Bak, seni sorumlu
tutuyorum.
Kaybolursa bakasn veririm, merak etme. Biz-
de srsne bereket.
Yiyecekler topland ve bir keye yerletirildi.
El fenerlerinin nda, 12 dolu ie su ve 12 paket
halanm pirin saydlar. Ayrca birok paket ttn
ve bir paket Rubi sigaras. Yiyecekleri sardklar muz
yapraklar hl taptazeydi. Krld yerlerden suyu
kyordu. Paketlerin birini atlar. Hl dumanl ar
tten stl pirin, soan ve eitli baharatl ar kokan
altn renginde kzarm bir tavuk budu!
Ah! diye bardlar; krallara layk bir ziyafet!
Bu gece iyice yiyip iip kuvvet toplamalyz. de-
di Ba Ren. Yarn da Rubi sigaralarn ieriz ve pa-
ral askerlere nanik yaparz.
Bunu Rubi'lerle yapabiliriz, diye gld Hay
Tep. Ama suyu ve yiyecei yine ok ll kullanma-
lyz. Daha ne kadar burada kalacamz belli de-
il. Ben hepsini Kuyen'e teslim edip, o nasl uygun
grrse yle datmasn' neriyorum.
Yiyeceklerle ilgili nerini kabul ediyorum, de-
di Tu Niyep; ama t t n ye sigaralarla ben ilgilene-
ceim.
Szleri kahkahal arl a karland. Hepsi kabul et-
tiler. Ama Ba Ren dilini gsterdi. Bunun zerine Tu
181
Niyep ciddi bir sesle, kt eyler dnmeye bala-
ma Ba Ren, dedi; benim ttnmzl e ilgilenmem,
kendim iin deil, topluluumuz yararnadr. Ben y-
le bireyci bir insan deilim.
Ba Ren glmsemekle yetindi.
Ca Zoy'un umutsuzluu art k son doruuna ula-
mt. Zam klcn Su' ya vururken, zerine atlm;
fakat askerler onu yere ykmlar ve tekmelemiler;
bunun zerine baylmt. Yeniden kendine geldiin-
de gne batyordu. Ca May sa-ba darmadank
bir durumda eve gelmi ve alayarak Su' nun ld-
n sylemiti. Sonra yine yel yepelek kp gitmi ve
anas, drt bir yan ndan rzgr esen bu bo evin or-
tasndaki bambu yatakta yine yapayalnz kalmt.
Latanya yapraklaryla rtlm duvar n delikleri ara-
sndan ieriye szan rzgr, iniltili sesler kartyordu.
Ca Zoy, birok sefer uratktan sonra, sonunda do-
rulabildi. Vahi gzlerinde garip bir k parlyordu.
Batan gne, zlm koyu kahverengi salarna sol-
gun s an klar sayordu. Ca Zoy, hareketsiz oturu-
yordu. Gece oldu. Ama o hl yerinden kprdam-
yordu... Karanlk yava yava btn oday kaplad.
Doan ay, kadnn izgilerini yine belirginletirdi. Bu
sefer yatanda deildi. Ayaa kalkmt. Bahtsz
Kmer kadnnn tuhaf bir duruu vard. Bacaklarn
am, ayakl an hafife ie doru dnk, ayak parmak-
lar odann atlak taban na kenetlenmi gibiydi. Kol-
l ann smsk gsne kavuturmu, ne doru eil-
mi, yklmak zere olan bir aa gibi ylece dikili-
yordu. Uzun sre ylece kald; yarm saat ve belki
de daha fazla. Sonra anszn sendeleyerek, kamburu
km bir durumda odadan kt! Kyn kenanna
ulaan tarl a yolu boyunca yrd. Durmadan engel-
lere arpyor, dyor, ama gk karmakszm yeni-
den doruluyor ve yoluna devam etmeye alyordu.
Bayan Ba U' dan son kez iki satn ald zaman da
bu yoldan gelmi ve hep ayn engellere arpmt.
Ama hi bu kadar sk dt olmamt. Umutsuz-
luktan delirmiti... zbez olu uzun bir aynl ktan
182
sonra Hon Dat' a dnyor; ve Kmer olsun, Vietnaml
olsun, herkese sevilen bir gen kz ldryordu. s-
telik bu kz ve anas, ona hep yardm etmilerdi. 20
yl nce Sao Ana, souk ve sisli bir gecede onu evi-
ne gtrm ve Ca May' dourmasna yardm etmi-
ti. Su, o zamanl ar henz yedi yandayd. Ama cana
yakn ye iyi yrekliydi. Su' nun onu evine gtrrken
kolundan t ut up yardm ediini nasl unutabilirdi? O
gece ne kadar souk olduunu ve Sao Ana ile kk
Su' nun balarnn sanl olduunu anmsad. Her eyi
anmsyordu. Sevgili Ta Ka's ldkten sonra da, Sao
Ana ve k zl an kendisiyle ve Ca May ile ilgilenmiler,
sevgi gstermilerdi. Ca Zoy nasl deyeceini beme-
dii bu kran borcunu yreinin derinliklerinde ta-
yordu... Arada srada Ca May ile birlikte, Sao Ana'
nn, su kanal l annm bakm, bahe ileri, hasat ve
pirin harman gibi birtakm ilerinde kk yardm-
larda bul unurl ard. Ama bu, okyanusa dklen bir
daml adan ibaretti. Ve imdi, kendisinin dnyaya ge-
tirdii bu canavar, Su'yu kl darbeleriyle ldr-
mt!
te Ca Zoy'u bu yollarda byle tkezleten ey,
Zam' n cinayetinin dourduu dehetti. Nereye gidi-
yordu? nnde uzanan, ay nn aydnlatt dz
yolda korkun abalarla de kalka ilerlemeye al-
yordu. Onun iin bu yol, umutsuzluk yoluydu. Si-
yah karart en sonunda drt yol azna vard. Hi ar-
kasna bakmadan dmdz yoluna devam etti. Hede-
fi belliydi. Sao Ana' ya gidiyordu. Admlar tereddt-
l, ekingen ve rkekti. Mango koruluunu geerken
ana yoldan gitmeyi gze alamad ve koruluun kys
boyunca, ar ada aal ann arkas na sakl anarak yr-
d. Sao Ana' nn evine ulancaya kadar sonsuz bi r
zaman gemi gibi geliyordu ona. Orada byk bir
insan kalabal grd. Su'yu yakyorlar ve giydiri-
yorlard. Gremedii ey, Sao Ana' nn kznn sala-
rn nasl sevgiyle taradyd. Ca Zoy'u az m evine
gtrmt o kz! Kalabalk avluya girmeye cesaret
edemedi. Yolun yaknndaki ananas allklannn ar-
kasna gizlendi. Sao Ana' nn aladn iitince b-
tn vcudu titremeye balad. Yzn elleriyle rtt.
183
Avludaki mealelerin klan, sakland yeri de
hafife aydnlatmaya balaynca, korkuyla olduu
yerde bzld. Dikenli ananas yaprakl an aras ndan
cenaze alayn, Su' nun kzl tabutunu ve Sao Ana' nn
ak salarn grd. Tabuta baknca yrei duracak
gibi oluyordu. Olduu yerde hareketsiz bir put gibi
kal arak gzlerini smsk yummutu. Zam'n, olu ol-
madn ne ok sylemiti kendi kendine! Ama onu
dnyaya getiren kendisiydi. O lanet olasca byk
toprak aasnn kagir evinde hava ne kadar scakt
o gece! Duvarlar ne kadar kalnd! Sonunda katil Zam
olarak bebei douruncaya kadar ter iinde boulmu,
gece yarsna kadar sanclar iinde kvranmt.
Cenaze alay yola koyulmutu. Kz Ca May da
aralarndayd. Ca Zoy ayaa kalkp onl ara katlmak
istedi. Ama cesaret edemedi... Bu sefer hi cesareti
kalmamt artk. Ca May ekinmeden cenaze alayna
katlabiliyordu. Ama anasnn ii iini yiyordu. Tan
d bir duyguydu bu... Ama bu gece korkun bir
ikence olup kmt; yrylere katlmaya cesa-
ret edemedii kadar korkun bir ikence!.. Hepsi git-
milerdi... Mealeler grnmez olmutu... Yalnzca
ay Sao Ana' nn avlusunu aydnlatyordu imdi.
Ca Zoy hl sivri dikenli ananas allklannn ara-
snda duruyordu. Karsnda, s nkl ar zerindeki kk
evi ve balk yanda yzen bir fitilin yand merdi-
venleri gryordu. Gzlerini bu merdivenlere dikmi-
ti... Vietnaml kz, ona bir kez bu merdivenleri k-
mas iin yardm etmiti. Zayf bir kla aydnlatl-
m evde Ca May' dnyaya getirmi ve Sao Ana, di-
leri arasnda inedii samanl an temizlemiti. Kendi-
sini alp gtrmek zere Ta Ka' nn geldii ev de
burasyd...
Zam! Zam! Nasl bir canavarsn sen? Beni kur-
taran evi yasa bodun. Ayn baban gibi, anan n y-
reini para para ediyorsun. Sen, anan n halkla b-
tn bal ann kesen baksn. Senin yznden sakla-
nyor ve geceleri bir hrsz gibi dolayorum... Tann
A-Rat seni niin sa brakt? Yok etmeliydi seni! O
zaman bir kez daha ac ekerdim ve sonra bu son-
suz ikence son bulurdu!
184
Ca Zoy, olunu lanetledi. Dorularak titrek ayak-
larnn stnde durmaya alt. Sonra ya ziyan ol-
masn diye lambay sndrmek niyetiyle, ananas yap-
rakl arn aral ayarak Sao Ana' nn avlusuna girdi. Mer
divenlere gelince, sanki yitik bir eyi aryormu gibi.
her basama yoklayarak yukar t rmanmaya bala-
d. Her admnda ayn hareketi yaparak sonunda yu-
karya, byk ak kapya ulat. Tapnan zerinde
titreen alevi grd. Anszn gzleri byd ve kor-
kun bir lk att... Lambann nnde siyah ve par-
lak bir sa demeti grmt... Kendisini korumak is-
ter gibi ellerini ne doru uzatt, merdivene doru
sendeledi ve aceleyle aa inmeye balad. Sanki as-
kerl er onu yine dipikliyorlarm gibi mthi bir ac
duyuyordu gsnde. Bu ac soluunu kesti ve alt
basamaa ykld kald.
Gece yans na doru Sao Ana ve dostlar cenaze
al ayndan geri dndler. Merdivenlerin dibinde bay-
gn yatan Ca Zoy'a taklarak tkezlediler. Kadn eve
tayarak ceketini karttlar ve masajla yine kendine
getirmeye altlar. Sao Ana, bir an sessizce Ca Zoy'
un kahverengi sal anna bakt, sonra smsk kapal
dudakl anyl a, gzlerini odann bir kesine dikti. Aya-
a kal karak mutfaa gitti ve elinde bir para zence-
fille geri dnd. Hay Tep'in kans , Sao Ana' nn zence-
fili alrken gzlerine yalar dolduunu ve susarak du-
dakl ann srdn grd. htiyar kadn zencefili di-
lerinin arasnda ezdikten sonra Ca Zoy'un srtna ma-
saj yapt. Bayan Ba U, kadnn salarn ekiyordu...
En sonunda Ca Zoy hafife inlemeye balad. Yine
kendine geldi. Akl bana gelince her eyi yeniden
anmsad. Sao Ana'y grnce dizleri zerine kt,
Su' nun anas na dnerek umutsuz gzyalar arasn-
da ayakl anna kapand.
ldrn beni Bayan Sao! diye yalvard; bir
bak aln ve ldrn beni!
Sao Ana ta* gibi donup kalmt. Sonra o da gz-
yal anna bouldu. Hay Tep'in kans Ca Zoy'u do
rul tarak ayaa kalkmasna yardm etti:
Sao Ana byle bir ey yapamaz. Kendini yere
atp alama. Sao Ana ve biz hepimiz Zam' dan nefret
185
ediyoruz. Amerikallardan ve Diyem'in adaml ar ndan
da nefret ediyoruz. Ama sana kar hibir kinimiz
yok bizim.
Zam! diye haykrd bahtsz kadn; onu ldr-
m eliyim!
Ayaa kalkt ve yumruklarn skarak vahi ba-
klarn kapya dikti.
imdi sizi evinize gt reyi m, dedi Bayan Ba U;
biraz dinlenmeniz gerek.
Ca Zoy'un koluna girdi.
Ben yalnz giderim.
Hayr, sizi ben gtreceim.
Evden ayrlrlarken Bayan Ba U onu daha sk
tuttu. Evden henz pek uzakl amamal ard ki, kayg
iinde anasn arayan Ca May' a rastladlar.
Anan eve gtr, Ca May, dedi Bayan Ba U.
Onunla ilgilen biraz. Yine bayld.
Gen kz anasn yataa yatrdktan sonra, srt-
n yataa dayayarak yere oturdu. Ban emi, kol-
larn dizlerine kavuturmutu. Su'yu ve az nce ma-
aradakilerle karlamasn dnd ve kalbinin
Zam' a kar derin bir kinle titrediini duydu. O yal-
nzca Zam' a kar kin ve Su' ya sevgi duyduundan,
anas kadar ac ekmiyordu. Su' nun lmnden beri,
gerillalara yardm etmek, Su' nun l mnn cn
almak ve aabeyi Zam' n iledii korkun cinayetle-
rin ailesine srd kara lekeyi azck olsun hafif
letmek iin her eye hazrd.
Ay kayboluncaya kadar orada oturdu. Ho-
rozlarn t sabahn baladn haber verirken, Ca
May kalkt ve Hay Tep'in karsnn evine gitti.
Ca May gittikten sonra, hava aydnlanrken Zam
ieri girdi. Yannda ufak tefek sincap gzl bir olan
vard... Geldiinden beri ikinci kez anasn ziyaret
ediyordu. perdeli kasketi hl kafasndayd...
Kasket hemen hemen btn alnn kapatyor ve yal-
nzca kk gzbebekli, beyaz domuz gzlerini akta
brakyordu. Sa omuzu hareketsiz ve biraz sarkk
olduu halde yan yana yryordu. Delikanl Ca Zoy'a
haber vermek zere ieri girerken, o, avlunun ortasn
da durup bekledi. Eik duran kafasyla su testisin:
186
ve her yan ndan rzgr al an evi gzden geirdi. Du-
varlar rten Latanya yaprakl an aras nda hrdayan
r zgnn sesini dinledi. Az yaprakl bir Sua Dua aa-
cnn beyaz iekleri sessizce yere dklyordu. Top-
rak amur kokuyordu. Rzgnn hrts, sabahn bu
erken saatinde dklen iekler, amur kokusu... B-
tn bunlar, katili sanki duygul and nyor gibiydi..
Ranger anasnn terkedilmi bahesinde, hani nere-
deyse insanca duygular kazanyordu... Bu zntl
grnm daha fazla seyretmek houna gitmediin-
den ban evirdi ve eikten geti. Onun geleceini
haber alm olan Ca Zoy, yatana oturmu, bacak-
larn aaya sallandrm, yle bekliyordu. Zam ka-
rarszca bir aa, bir yukan dolamaya balad. Son-
ra anasnn nnde durdu:
Askerler cann acttlar m?
Cevap yok.
Zam yeniden dolamaya balad. Sa kolunu ha-
reketsiz tutuyordu.'
Niin Hon Dat' n bu kavgac kanl ar na katldn,
ana? Sen orada olmasaydn, hepsini kurunlatacak-
tm.
Odann ortasnda durdu ve yaral kolunu sol eliy-
le t ut arak kzgnlkla szne devam etti:
Az dayankl kmad bu Su!.. kl darbesi
kafasn uurmaya yetmedi. Deli kar!.. Niin Viet-
kong' a katlp da sonra byle geberiyor? Ya anas?..
Al bir deli daha! Bu yaa gelmi, ama bouna. Sa-
l ann deirmende aartm. Komutan, kzn ikna et-
mesine izin veriyor, o ise reddediyor. Bover ana. Ma-
aradaki o manyakl ann nasl olsa hepsi tek tek le-
cekler. A-susuz nasl dayanacakl ar? Hele birazdan
sis kalksn, o zaman saman ve krmz biber yakp
maaray dumana boacaz. Skysa yine kmasn-
l ar bakalm. Hepsi, yang ndan kaan fareler gibi d-
ar frlayacaklar.
Ca Zoy hi sesini karmadan dinliyor, ar ada o-
luna sert bir bak frlatyordu; korkun, vahi, fakat
ayn zamanda ldayan bir bak.
Ca May nerede ana?
Kyde.
187
Zam tahta srann stne oturduktan sonra srt-
st uzand. Bir sre tavan seyrettikten sonra yine
doruldu:
Bu sefer Hon Dat' ta temelli kalacam ana. Vi-
etkong' u yok ettikten sonra burada bir s kuraca-
z. Babamn btn topraklarn yine geri alacam.
Onu ileyen herkes kira deyecek. Pirin tarlalar,
meyve baheleri, hepsi iin. Ayrca eski kiralar da
son pirin tanesine kadar toplayacam.
Ca Zoy uzun sre sustuktan sonra sordu: Bura-
da bir s kuracakl ar kesin mi?
Yzde yz kesin, dedi Zam ve ayaa kalkt.
ss ben kuracam, ondan sonra da evimizi yeni-
den yaptracam. Sen ve Ca May artk almak zo-
r unda kalmayacaksnz... Testicilie ve hasr rmeye
paydos artk! Sizi otomobille Ra Gia' ya gtreceim.
Kanma, Ca May iin gzel giysiler almasn syleye-
ceim. Onlar giyince ok gzelleecek.
Ca Zoy, olabildiince normal kmasna alt
bir sesle; greceiz bakalm, dedi. Sonra hemen d-
anya karak kmese gitti ve iki tavuu ayakl ann-
dan balad. Geri geldiinde t avukl an odann orta-
sna yere brakt. Zam, bu askerle birlikte burada
kalp, benimle birlikte yemek yer misiniz? diye sordu.
Elbette.
Zam' m gzleri parlamt. En sonunda, anas ken-
disine kar baka trl davranmaya balamt ite.
apkasn kartarak srann stne frlatt. Sonra
tavukl ara bir tekme vurarak bard:
Baya da yal bu tavuklar!
imdi keyfi yerine gelmiti. Czdann kartarak
iinden 200 piaster' lik bir banknot ald ve adam na
uzatt:
Bize iecek bir ey getir, Hay No. Eer kk
dkkanda yiyecek iyi eyler bulursan, onl ardan da
al,
Olan paray saygyla ald. Zam ona matarasn
da verdi ve her iki mataray da azna kadar doldurt-
masn emretti. Hay No hemen dar kt, ama birka
saniye sonra silahn al mak iin yine geldi.
188
Burada brak! Tehlike yok. dedi Zam; Maa-
radaki adaml ar buraya gelip alamazlar, korkma!..
Olan gittikten sonra Zam. duyduu memnuni-
yetin keyfini karta karta yayld. Uzun zamandan
beri hi byle bir duyguya kaplmamt.
Ca Zoy ate yakarak ocan stne bir tencere
koydu.
Hon Dat' ta hl bu eski kil kapl ar kullanlyor,
deil mi? diye azarl ar bir sesle sordu Zam. Sana
alminyum kapl ar satn alacam, ana. Ra Gia' da
artk hi kimse, bu ta devrinden kal ma eyleri kul-
lanmyor.
Tavuu kesmek zere olan anas bir an durak-
sad, sonra nne bakt. Hayvann boazn kesme-
den nce birka ty daha yoldu. Tavuk bouk bir ses
kard. Kan, fkrarak bir toprak anan iine ak-
maya balad. Anasnn yan nda oturmu, bu sahne-
yi seyreden Zam, aptal aptal konutu:
Ayn Su llnn dnk hali.
Ca Zoy az daha ba elinden drecekti. Yre-
i dehetle cz etti. Ama abucak toparl anarak ikinci
tavuu da kesti. Kendini rahatl k duygusuna iyice
kaptrm olan Zam, hibir ey farketmemiti. Hat t a
anas na tavuun tylerini yolmakta yardm etti. Ca
Zoy tek sz sylemeksizin yemei hazrlyordu. Ta-
vuklarn birini hindistancevizi style, brn de
kuru tuzla piirecekti; iki nl Kmer yemei. Tence-
reni n birine hindistancevizi st doldurdu... br-
ne de kaba tuz paralarn at madan nce, bir eit
bambu zgara koydu. Tuz paralar tencerenin iinde
sramaya balaynca, tavuu zgarann zerine ko-
yarak kapan kapatt. ki tencereyi de dikkatle gz-
lemeye balad... Hindistancevizi st nn kaynay-
n seyretti. kinci tenceredeki tuzun trdayn din-
ledi. Belki de mrnde hi bu kadar zenle yemek pi-
irmemiti.
Hay No, iki ' mat ara dolusu pirin raksyla geri
dndnde yemek hazrd. Ca Zoy,.yal ve ho ko-
kulu iki tavuu ortaya koydu. Sonra tavuklar kk
kk paral ara blerek iki kaba pay etti. zerine
tuz ve biber serpti ve iine ufak ufak kesilmi muz
189
paracklar kartrd. Ondan sonra hepsini eski bir
t aht a tablann iine koyarak, adaml ar n nne, sra-
nn stne koydu. Kendisi az yedi. Fakat bir hayli iki
ierek, Zam' ve adamn da fazla imeye tevik etti.
Oluyla birlikte yedii ilk yemekti bu. ki adam balk
gibi ierek, tavuklar oburca yuttular. Az zaman son-
ra iki mat ara da boalm, fakat birazck tavuk kal-
mt. Ca Zoy kal an tavuu kaldrarak, bu da kzkar-
dein Ca May iin, dedi.
Hay N hemen szd. Zam birka daki ka daha
undan bundan konutuktan sonra yataa uzand...
apkasn yzne rterek, az sonra dzenli horultu-
larla uyumaya balad.
Ca Zoy bir sre bekledikten sonra, elinde a r ve
geni azl bir mutfak ba olduu halde olunun
yan na yaklat. Sol eliyle Zam' n kasketini kaldrr-
ken btn vcudu titriyordu. Olunun gzleri kapa-
lyd. Derisi parlyordu. Bir zamanl ar bu yz yre-
ine bastrm ve pcklere bomutu. Bu dudak-
l ar bir zamanl ar istekle memelerini emmiti. Ama bu
hl a kendi olu muydu?.. imdi tannmayacak du-
rumdayd. izgileri, yalnzca insanlar paralamak,
safra kesesini skp almak ve cierlerini yemek iin
yaayan bir canavarn izgileriydi.
ocukluunun o ok uzakta kalm gnlerindeki
her trl sevgiye kar vurdumduymazlamt. imdi
kafasndaki tek dnce, kyllerin fkeyle yktklar
babasnn evini ne pahas na olursa olsun yeniden yap-
trmakt. Kendi z anas na yardm etmi olan kz, hi
kl kprdamadan kahpece kl darbeleriyle ldr-
m ve onun fkran kann bir tavuunkiyle kyas-
lamt.
Anas yoksul bir testici olduu halde, toprak kap-
l arl a al ay ediyor ve alminyumu gklere kartyor-
du.' Anasnn yalnzca testicilikle geinebildiim, ana-
s gibi fakir insanlarn pirinlerini, yalnz bu toprak
kabn iinde piirebildiini ve her eyden fazla sev-
dii ho kokulu pirin raksnn bile yalnz onun iin-
de damtldn anmsamak istemiyordu... Aslnda
bsbtn ilgisiz olduu halde, arada srada anasn
ve kzkardeini anmsad oluyordu. Ca Zoy'a kez
190
ba kaldrdktan sonra yeniden indirten ey, aca-
ba ondaki bu son insanca duygu art myd?.. Ama
cezadan kurtul ma ans gitgide azalyordu. ledii
cinayetler bu ans silmi, bsbtn sndrm; ve
anas artk onun izgilerinde, bir zamanl ar dourdu-
u ocuu tanyamaz olmutu.
Bylece Ca Zoy, birka dakikalk bir kararszlk-
tan sonra, ba bir keye b rakarak dar kotu.
Birka daki ka sonra iki gerilla glgesi, arka kap dan
sessizce ieri szldler. Zam ve adam hl horul ho-
rul uyuyorlard. Gerillalardan biri elinde bir elbom-
basyla kapda beklerken, br soukkanllkla ve
bir glge gibi sessizce, uyuyanl arn stne yrd.
Zam kendi eri klcnn mthi bir darbesiyle ld.
Hay No korkuyla srayarak otomatik silahna sarl-
d. Fakat boazn bir kul andan dier kulana ka-
dar yaran ikinci bir kl darbesiyle yere ykld.
l e gnei, hindistancevizi aalarnn tepeleri-
ne arpyor, saman ynlarnn, kurutul mu biber ve
tlm kire dolu uvallarn zerine kzgn k-
larn sayordu. Samanl ar ve uvallar rman br
kysndan getirilerek korul uun kysna dizilmiti.
Zam hl ortalkta gzkmeyince, Astemen Ba,
adaml ar na saman balyalarn balarna koyarak ma-
aran n yak nma tamalarn emretti. Tuhaf bir g-
rnmd bu... Adamlar, hindistancevizleri koruluu-
na yerletirilmi ve en ufak bir harekette atee hazr
durumda bul unan iki ar makineli tfee karn,
bir hrsz gibi sessizce ve saknarak yryorlard...
Uzun otlarn iine girdiklerinde, saman bal yal an san-
ki ot l ann zerinde kendi balarna ilerliyorlarm gi-
bi grnyordu. Dikkatle iki yan ndan maaraya ya-
natlar ve yklerini indirdiler... Maarann giriinin
iki yannda, saman bal yal an parlak, sar bir izgi
oluturuyordu. Biber ve kire uval l an tayan teki-
ler de, gerillalar tarafndan grlmemek iin dolam-
bal bir yol izlediler. Zam' n yerine bakan astemen,
askerlerini ellerinde uzun bambu kam l an olduu
halde yukan gnderdi. Kamlar bu sabah kesilmi-
i m
lerdi. Ky halk komutan n evine yryerek bunu
fkeyle protesto etti. Sonunda kukl a birlikler, bam-
bular kullanabilmek iin tazminat demek zorunda
kaldlar.
Ba, adamlaryla birlikte yukar kt ve birisini
Zam' armaya gnderdi. uvallar kesti ve kire-
leri saman balyalarnn zerine serpti. Sonra asker-
ler, uzun bambu kam l anyl a bal yal an maaran n
azna doru itmeye baladlar. erdekiler, darda-
ki hareketi grnce hemen ate atlar. Saman bal-
yas kurunl ann scaklyla derhal ate ald. Kendi-
ni yere atm olan astemen kahkahayl a glerek ba-
ryordu:
Ha ha ha! Tam zaman nda ate ettiler. Bizi sa-
manlar tututurmak zahmetinden de kurtardlar...
imdi siz yalnzca snmemesine dikkat edin!
Askerler abucak, bt n maara azn, yanan
saman balyalaryla kapattlar. Ate, kzgn gne al-
tnda saman bal yal ann n hepsini abucak tututuru-
vermiti. erdekiler artk ate etmiyorlard. Astemen
yere kapanm yatarken, askerler ilerine devam etti-
ler. Makineli tfek naml ul an maaran n azna ev-
rilmiti. lk d an kacak olana ate amaya hazr-
lanyorlard. Subay byk bir memnuniyetle bard:
Amma da bol duman kartyor ha! Bu duman
imdi btn fareleri d an kartr... kan hemen
kurunlaym anlyor musunuz?
Makineli tfek banda bekleyen adaml ar heye-
canla dilerini skmlar, par makl an tetikte bekliyor-
lard. Fakat hibir ey olduu yoktu.
Birdenbire maaran n en yaknndaki askerler
kfrederek kamaya baladlar. Ne oluyor? diye
bard subay.
Askerler cevap verecek halde deildiler. Boulur
gibi ksryorlard.. Duman bir trl maaraya gir-
mek istemiyordu. eriden gelen bir hava cereyan gri
dumanl ar maara aznn iki yanma datm ve as-
kerler bundan hat n saylr derecede payl ann alm-
lard... erdekileri dumana boma plan, ksrerek,
tksrarak ve alayarak tam bir geri ekilmeye d-
nmt... Keskin dumandan fazlaca payna den
192
birka asker yere ykldlar. Gzleri imi olan ki-
mileri ise, ellerini kr gibi ileri uzatmlar, oradan
uzaklamaya alyorlard.
Ba, durumu yerinde incelemek zere fkeyle aya-
a kalkt. Fakat o da okkal bir duman yutunca, vah-
ice ksrerek geri kamaya balad. Bir duman bu-
lutu peinden geliyordu. Sanki maaran n iinden bi-
risi atei d an flyordu. Aslnda btn mesele, kuk-
la birliklerin aptallndan ibaretti. Maarann iinde
hava basnc daha kuvvetli olduundan, dumanl ar n
ieri girmesi olanakszd.
Ky halk, sabahleyin birliklerin niyetini renin-
ce kurnaz kurnaz glmlerdi. Tu Don, saman na el
koymaya gelen askerlere, stediiniz kadar aln, g-
trn. Nasl olsa bana ucuza geldi. Yalnz korkanm,
pek bir iinize yaramayacak, demiti.
Ne demek istiyorsun, ihtiyar?
Maaray dumana bomak olanakszdr.
Baka bir asker araya girerek bu konumay kes-
miti: Haydi, iinize bakn! Kr bir adaml a tart-
man n ne anlam var?
Ama Tu Don haklyd ve sylediini ok iyi bili-
yordu. Duman maaran n iki azna doru yaylma-
ya devam ediyordu... Astemen gzlerini smsk yu-
marak: Olmuyor, olmuyor! diye bard. Saman-
l an maaran n iine itin!
Drt kii, bir sr gvenlik nlemi alarak emri
yerine getirmeye giritiler. Uzun bambu kamlarla
ne doru yrdler. Dumanl ardan ka narak saman
bal yal ann ileri itmek iin ileri sradlar ve yine ay-
n telala geri ekildiler. Bu kez de temenin umutla-
n dumanl ar iinde bouldu. nk duman yine d-
anya esiyordu. Bir asker kfrederek: Kr ihtiyar
haklym. Bu yolla bunl an dumana bomak olanak-
sz, dedi.
Temenim, en iyisi geri ekilelim de baka bir
akl dnelim. Buras pek shhatli deil.
Doru sylyor temenim. Burada onlara ok
yaknz. Eer imdi bir de k yapacak olurlarsa, si-
pere yatacak zaman bulamayacaz.
Temen fkeyle bard: Ne aptal, psnk herif-
F. 13 193
lersiniz siz! Keke dar ksalar! stediimiz o deil
mi zaten? Hayr, geri ekilmeyi aklnzdan silin bir
kere!
Yakksz bir kfr daha savurdu. O, saa sola
alm satarak kfrederken, Zam' armas iin gn-
derdii adam, hindistancevizleri korul uundan koa-
rak kt geldi. Yznn bt n kan ekilmi, solu-
u kesilmiti. Nefes nefese konutu:
Temen... lm!
Astemen ylece az ak kalakald.
Hay No da lm, diye devam etti asker. K-
l ya da ona benzer bir eyle ldrmler. Temenin
kafas kopmu. Allahm, yatt sra kan deryas ha-
lindeydi!
Nerede ldrmler? Kim ldrm? Sulular
yakaland m?
Temenin anasnn evinde. Kimin yaptn bil-
miyorum. eri girince ikisini de cansz uzanm gr-
dm. Boyunlarna sineklerin biri kalkp biri iniyor-
du. Evde hi kimse yoktu.
Domuz kpekler! imdi de cinayetlere balad-
lar!
yle sanyorum ki...
Astemenin yz kire gibi bembeyaz kesilmiti.
Komutana haber verdin mi?
Evet temenim.
Ne dedi?
ki iiyordu. Elinden barda drd.
Astemen baka hibir soru sormakszn btn
harekat a son verdi... Askerler ellerindeki bambu ka-
mlarn atarak ak araziye doru yrdl er Du-
man yutmam olanlar da dahil olmak zere, hepsi
sendeliyorlard. Bu korkun haber onlar yldrm gi-
bi arpmt. Ranger' ler ilk kez korkunun ne olduu-
nu reniyorlard. Zam onl an, kendisine kr kr-
ne i nanan kat yobazlar haline getirmiti. Onunl a bir-
likte olduklar srece, her arpmay kazanacakl an-
na, istedikleri kadar insan ldreceklerine ve kimse-
nin onlara bir ey yapamayacana inanmlard...
Zam, onlar cinayete iten hcum borusuydu. Bir dev-
rimciyi grnce, kilometrelerce uzakta bile olsa, a-
194
mur demez, bayr demez, av kpei gibi ard na der-
di... Adamlarn yamurlu gecelerde yola kartr,
bunun Vietkong'u baskna uratmak iin tek yol ol-
duuna inanrd. Adaml ar balangta insan eti ye-
mee tiksiniyorlard. Ama sonra, onlar da Zam' a uy-
mulard. Zam, insan etini zevkle yutar ve en lezzetli
etin bu olduuna yemin ederdi. Anas ve bacs dn-
da, her kadnn rzna geebilirdi. Hayvani duygula-
rn bahtsz; kad nda doyurduktan sonra, memelerini
srarak kapn emerdi. Kadn kannn erkek kann-
dan daha iyi bir kuvvet ilac olduunu sylerdi. te
byle bir adamd Zam. Byle olduu iin de, Ngo Din
Diyem.onu ayn cinsten dier be vahi hayvanla bir-
likte, Nam Ro'da slenmi bul unan 4. Kolordunun
kahramanlar olarak dllendirmiti... Zam'n bl-
bir zehirli yland ve o, bu ylann bayd. imdi
kafa kesilince, vcut ancak rpnarak kvranabili-
yordu.
Astemen Ra' nm sava tavr, yerini gitgide da-
ha aka ortaya kan bir korkuya brakt. Hindistan-
cevizleri korul uuna varncaya kadar birka kez t-
kezlendi. Baz Ranger' ler koarlarken balarn geri
evirerek maaraya korkulu baklar frlatyorlard.
Hepsi bitkindi. Yeni saldrlarnn da yenilgiye ura-
masyla ayn anda aldklar Zam' n lm haberi, i-
lerindeki btn enerjiyi bi r anda tketivermiti. Ar-
kalarnda, saman balyalar kl haline geldi. Beyaz
bir kl yn anszm kt ve maara aznn st b-
l m yine ortaya kt.
Askerler rmak kysndaki kampl ar na vardkla-
rnda, komutan oradayd. Dumana boma hareke-
ti nin baarszln renince, yz karard . Dn
geceden beri beladan kurtulamyordu. lk gnlerde
Hon Dat sakin kalmt. Fakat bir tek kzn ldrl-
mesi, buran n bir cehenneme dnmesine yetmiti. Ge-
ce mitingleri, kesilen bambul ar iin tazminat talebi,
sonra Temen Zam'n korkun bir biimde ldrl-
ve son olarak gerillalar maaradan kartmak iin
dumana boma tasarsnn baarszla uramas..
Bir kfr savurarak Ba'ya dnd:
yleyse, maaran n azna duvar rp onlar
195
diri diri gmeceiz! Zam ve Hay No' nun ldrln-
de o Kmer kadnndan kukulanyorum. Zaten deliye
benziyordu. *
Ben de yle sanyorum, komutanm. Odur mut-
laka, bakas olamaz. Korkun ve vahi bir bak
vard. Onu tutuklamalyz komutanm!
Elimizden kurtuldu. Adamlarmz bt n ky
aradlar, ama hibir sonu elde edemediler. Zam' n
yar Vietnaml kzkardeinin de tutuklanmasn em-
rettim. Fakat halk fkeyle araya girerek kz yine
kurtard.
Komutanm, bur ada bir yn dikkafal insan
var. Bence, bunl arn birkann karnn deersek, te-
kilere ders olur.
Komutan sesini karmad. Gne yan kolunu
kal d rarak saatine bakt.
(
Saat neredeyse iki oluyor, dedi; gidin ve Zam'
la adamn gmn. Ben okula gidip yarallara bir ba-
kacam. Barp ikayet ediyorlarm galiba. Allah
belasn versin, istediim helikopterleri hl gnder-
mediler. Seksen defa da telefon ettim. Vietkong hep-
sini drd m ne?
Topuklarnn stnde dnerek yanndakilerle bir-
likte kye doru yrd. Hon Dat' a geldikleri ilk gn
okuldaki btn eyalar dar attrmt. imdi ise
iren bir sahneye tank oluyordu. Yarallar, konser-
ve kutusunda sardalya bal kl an gibi adr kumal an
zerine yan yana sralanmlard. Her yanl an sarg-
l ar iinde, bal mumu gibi sapsan vcutl an durmadan
kvranyordu... Ortalk kan ve pislik iindeki sarg
bezleri ve pamuk paralaryla doluydu... Pislik tik-
sinti uyand nyordu. . . Yaral askerler kfrediyorlar,
durmadan szlanyorlar ve yaral ann n arlk dere-
cesine gre inliyorlard. Bir ocuk alamas gibi uzun
hkmkl ar, sklm dilerin aras ndan kan iniltiler,
hrltlar, boulurcasna ksrenler, karabasan g-
ryormuasna bouk feryatlar... Burada yalnz a r
yarallar kalmt. yileebilecek durumda saylan ve
ounluu subay olan tekiler, l yanke' nin cese-.
dini gtren helikopterle gitmilerdi. Komutan ka-
l ann atarak; kvranan, kfreden ve inleyen adam-
196
ra bakt. Kastl ya da kastsz, bu hareketler komuta-
nn ciddi ekilde onuruna dokunmutu. fkeyle emir
subayna dnd:
Syle unlara, enelerini kapatsnlar. Yoksa
hepsini gebertirim.
Emir subaylarndan biri avaz kt kadar ba-
rd: Susun -lan! Ne barp duruyorsunuz? eneni-
zi tutun, yoksa komutan sizi imdi tam brtecek:
Vay orospu ocuu vay!.. Nerede o komutan, ne-
rede?
Yarallar daha ar kfrlere giritiler ve buraya
kendilerini tehdit etmeye gelen adam n zerine do-
ru srnmeye baladlar. Onl ar var gleriyle ba-
rrken, komutan korkuyla geri ekildi. Adamlar ka-
pya kar srnyorlar, yzne kar beddualar edi-
yorlar, onlar lme srkledii iin lanet okuyorlar-
d. Subay, bi r an onl an izledikten sonra bard:
Susun! Susun diyorum size!
Ama yarallar kfretmeye ve lanet okumaya de-
vam ediyorlard. Hatta, eer lrlerse, dnyaya yine
geri dnp onun cann almakla tehdit ediyorlard...
ne doru uzanan bir kol komutan n tozlu, siyah iz-
mesine dokunmay baarmt. Komutan, omuzunda
tomson tayan koruyucusuna bir iaret vererek, l-
dr unu! dedi. Asker omuzundan silahn indirmi,
ama az ak yle ta gibi kalakalmt. Tetikteki
parma, titriyor, tetii bir trl ekemiyordu. Ama
komutan beklemedi. 12'lik kolt' unu kartarak kanl
bezlerle sarlm kafaya nian ald ve ate etti. Yaral
geri dt. Eli yavaa komutan n izmesinden zl-
d. Komutan dilerini gcrdatarak tabancasn koru-
yucusuna evirdi:
Ya sen? Niye emrime uymadn?
Adam bir ey sylemedi. Ama gzleri kmr gibi
parlyordu... Silahn yle sk kavramt ki, sol eli
bembeyaz kesilmiti. Elindeki tomson yava yava ko-
mut ana doruldu. Komutann rengi att. Gzn as-
kerden ayrmayarak yavaa tabancasn indirdi ve
klfna soktu. Muhafz silahn daha bir sre komu-
t ana evrili tuttuktan sonra, ani bir hareketle omu-
zuna att.
197
Komutan, bu korkulu sahne getikten sonra, 'bu-
nu temizlemeliyim, yoksa o beni ldrr' diye dn-
d... Asker de sk sk komutan na bir gz atyor ve ay-
n eyi dnyordu: ' Mutlaka c almak isteyecektir.
Ben ondan nce davranmalym.' Her ikisi de br-
nn ne dndn biliyorlard.
Dalgalarn sesini bast ran bir grltyle, bir grup
helikopter Hon Dat semalarnda gzktnde, saat
drde geliyordu. Adaml ar bal ann havaya kaldrd-
l ar ve denizden bu yana doru alt helikopterin gel-
diini grdler; halkn trtl bcei adn verdii
drt tane ift motorlu ve mala sap dedii iki tane
tek motorlu... Uan canavarl ara benzeyen mak' neler,
fn cesur kyllerde bile cehennem zebanileri izleni-
mi uyandryordu. ylesine gaddar ve kt bir g-
rnleri vard. Tpk, dmann nitelikleriydi bunlar.
Acayip grntler, berrak mavi gkyznde ne do-
ru eilmi burunl anyl a, herkese gzda verircesine
ilerliyorlard. Alts da sahili getikten sonra, grl-
tyle dnen pervaneleriyle inmek istermi gibi yere
yaklatlar, fakat aalarn zerinde umaya devam
ettiler. Hindistancevizi palmiyeleri sallanmaya ala-
d. Meyve aalar titreti. Gneli yaprakl an yukar
doru haval anarak denizin maviliini yeil renkler-
le bezedi. Helikopterler, hl maaran n zerinde in-
ce bir duman eridinin uzand, ar bir sessizlik
ykl Hon Dat' getiler. Sonra ak bir al anda yere
inmek zere geri dndler. Bu kez gerekten inie
gemilerdi... Kulaklan sar edici bir grlt ka-
ryorlard... Uzun yzgeli bal kl an andryorlard...
Kap l an tamamen akt. Birkandan aaya merdi-
venler sarktlmt. Kap boluunda Amerikallar du
ruyor, yere bakyorlard. Koyu renkli gzlkleri ve
pancar gibi krmz yzleri vard. Alt makine, ekin
an zl ann bimek ister gibi dal gal and rarak yere in-
diler. Pervaneler yavalaynca askerler korul uktan
koarak geldiler. ki Amerikal aa inerek onl ara
doru yrd. Karlkl birka sz sylendi ve asker-
lerin bir ksm yine geri kotular. tekiler makinele
re t rmanarak imento torbal an, gri madeni sandk
198
lar, bir film 'gstericisi, bir sehpa ve birka hopar-
lr aa indirmeye baladlar.
Psikolojik Blmden astemen, nemiyle iine-
rek film gstericisini tayan askerlerin ard na takl-
d. Aleti sevgiyle okayarak konutu:
nerim yukardan kabul edildi. imdi bir film
gstereceiz.
Sahi mi temenim?
Evet.
Birisi yksek sesle iini ekti.-
Ne kyak ey, deil mi? Bu koullar altnda bir
de sinema seyredeceiz!
Astemen kzd:
Bu bizim iin deil. Vietkong ve halk iin. Hl
anlayamadnz m?
Ama neden temenim?
Siz gerekten koyun kafalsnz! Vietkong'a kar
yalnz silah yetmiyor, gryorsunuz. Psikolojik yn-
temler de uygulamalyz. Dinleyin imdi: Bu film Ame-
rika' dan daha yeni geldi ve gerekten hari ka bir ey.
in. ve Kore birlikleri ile ABD birlikleri aras nda da-
l arda geen bir arpmay gsteriyor... Amerikallar
rakiplerini tek adam kal mamacas na temizliyorlar.
Astemen durdu ve elini gsne gtrerek, bu
benim fikrimdi! dedi; ierdekilerin moralini bozmak
iin bu filmi maaran n nnde oynatmay nerdim.
Halk da zorla getirip seyrettireceiz ve onlarn da
cesareti krlacak.
Askerler subay iletmeye baladlar:
Ah, siz bir dhisiniz!
Vietkong artk hap yuttu demektir! Filmi grr
grmez teslim olacaklar. Vallahi akolsun temenim.
Siz tam ordunun Psikolojik Blmne yarar bi r
adamsnz!
Astemen askerlerin dal ga getiini farketme-
mi, tavus kuu gibi kabar p duruyordu. Sonra ok
ciddi bir sesle ekledi:
Vietkong'a kar savamann yntemi budur.
Ama bunl ar sakn kimseye anlatmayn, oldu mu?
Tabii temenim, askeri sr! dedi birisi.
Btn donatm korulua tadlar. Yolda, okul
199
dan helikopterlere tanan, vcutlar kat kat sarg-
l ardan tabaktaki karideslere dnm yarallara rast-
ladlar. nleyerek ve arkal ar nda pis' bir koku braka-
rak gtrlyorlard. Tayclar hzl hzl yryor-
lar, hamakl ar sallanyor ve yarallar-acmaszca sar-
syordu. Baz tayclar, bir yandan yrrken, bir
yandan da yolda meyve bahelerinden koparttklar
tarn elmalarn ve avokado meyvelerini lyorlar-
d. Arkadalarnn ektii aclara aldrmakszn tkn-
maktaydlar. Sanki bir defa paral asker olmaya ka-
r ar vermek, btn insanca duygular skp almt
ilerinden. Amerikallarn ou helikopterlerden in-
memilerdi. Aa inen ikisi kollarn gslerine ka-
vuturmu, bacaklarn gererek pirin tarlasnda di-
kiliyor, rahat a sigaralarn iiyordu. Hamakl ar yan-
l ar ndan geerken, daha iyi grebilmek iin enge
bir tavrla gzlklerini karttlar. Ama sonra hemen
geri ekilerek elleriyle burunl ar n tuttular. Hamak-
lar, arkal ar nda iniltiler ve ryen et kokusu bra-
karak birbiri ardna nlerinden geti. Kan myd?..
Yoksa ak bir yaradan szan dier isimsiz bir sv
myd bu? ki Amerikal srtlarn evirerek yere t-
krd ve sinirli bir tavrla sigaralarndan birer nefes
ekti. Tayclar yklerini helikopterin taban na bo-
attktan sonra, pelerinden srkledikleri hamakla-
ryla, ayaklarn sryerek geri dndler.
Helikopterlerin motorlar homurdan p sarslarak
grltyle almaya balad. Grlt giderek artt ve
pervane kanatlar ykselerek gitgide daha hzl dn-
meye balad. Bu srada komutan geldi. Amerikal
larn elini sktktan sonra, ksa bir sre onlarla ko-
nutu. Konuma srasnda alnnda krklar beliri
yordu... Amerikallar hl kmseyici bir tavr iin-
deydiler. lerinden genzinden konuan bir temen,
sigarasndan derin bir nefes ektikten sonra, izma
ritin ateinden hemen bir yenisini yakt. Sonunda he-
likopterdeki Amerikallardan biri koluyla bir iaret
vererek bard:
Haydi, acele edin!
ki Amerikal arkal ar nda komutan olduu hal-
de helikopterlerine doru kotular. Temen merdiven-
200
leri t rmanarak kapdan kukla subayn selamlad.
Komutan helikopterin al t nda dimdik duruyordu.
Pervanelerin rzgr ndan salar karmakark ol-
mutu. Sonunda kollarn aarak bard:
Nasl isterseniz, Sr! Nasl isterseniz!
Amerikal temen srtt, ban sallad ve komu
t ana makinenin yan ndan ekilmesini iaret etti.
Motorlar tam sratle almaya baladlar ve hemen
az sonra helikopterler ikier ikier havalandlar... Ko-
mut an n evresinde frtna gibi bir rzgr esiyordu.
Ayaklarnn altndaki ekin anzlar, sanki yerden s-
. kulp haval anacakm gibi oluyorlard. Frtna geip
\ gittikten sonra da zerlerinden silindir gemi gibi
yatk kaldlar. Helikopterler Hon Dat zerinden deni-
ze doru uarlarken, komutan geri dnd.
Amerikal temen yan camdan aa bakyordu.
Gne gzlklerinin arasndan, sahile doru koan
ve beyaz kpkler b rakarak yine geri akan dalga-
l an seyrediyordu. Denizin gelgit hareketinin sahilde
brakt izgiyi, dal gal ann arpt dalyan srklan
n, etraf alar ve kk kayklarla evrilmi, direk-
ler zerinde bir dam grd. Bu grnm ona neden-
se, denizin ve gkyznn sonsuzluu bal amadan
nce, karaya ait en son ey olarak grlen bir fener
kulesini anmsatyordu. Helikopterler daha hzl u-
maya baladlar. Gkyzn anszn yn' yn ya-
mur bulutlar kaplamt. Altlarnda dalgalar beyaz
tepecikler oluturuyorlard. Deniz suyu derin mavi-
liini yitirmi ve kuruni bir renge brnmt.
Temen cam aa indirerek mrldand:
Frtna geliyor!
Evet temenim, dedi yan nda oturan assubay.
Sonra ayaa kal karak altlarnda kaynaan denize
bir gz att ve fsldad:
imdi, temenim!
Hayr, henz sahile ok yaknz! Saatine bak-
tktan sonra ekledi: Be daki ka sonra.
Elini camn kysna koydu. Rzgrda titreen
I s an tylerle rtl, huzursuz ve sabrsz parmakl,
iman bir el. Havalandklarndan beri pilot mahalli
durmadan uulduyordu. Yerde yatan yarallar kvra-
201
nip duruyorlard. Motorun grlts iniltileri bast
ryordu. Sarsntdan yaralar yine kanamaya bala-
mt. Ayn cehennem azab: iddetli darbeler yeri-
ne, kk kk, srekli, acmasz vurular. Kan, sar-
glar kzla boyadktan sonra, muamba tabana ya-
ylarak kk glckler oluturuyordu. Glckler de
ince eritler halinde taban n ak yerlerinden dam-
la daml a dar szarak, kpklerle rtl denize bar-
daktan boanrcasna yanl amasna yaan yamura
karyordu. Temen yarallarn aras ndan geerek
telsiz kabinine girdi. Az sonra geri dnerek, imdi!
dedi assubaya.
Assubay gmleini kartarak yana ekildi. Bir
kabloya bal olan demir kola sarld ve yaral adam-
l ara son bir kez gz attktan sonra, dilerini gcrda-
tarak bt n gcyle kolu evirmeye balad. Kablo
boald. Zemin anszn aaya doru kayarak iki met-
re geniliinde kare eklinde bir delik ald. Yedi-se-
kiz yaral hemen yok oldu. br ikisi kapakl ara sk
skya sarlm, brakmyorlard. Kabaral ayakkab-
lar, t ut unmaya alan ellere vurarak dar tekmele-
di. Adam vahi bir lk kopartarak kayboldu. Bir
dieri parmakl ar n n olanca gcyle sarlm, hl
dmemek iin direniyordu. Assubay nce onu da tek
melemek istedi, sonra vazgeti. Merakla eilerek, ka-
pa smsk kavrayan parmakl arn nasl birer birer
zldn ve sonunda kayarak bolukta kaybol-
duunu seyretti.
Vcutlar dalgalara arpnca, yarallarn bir ks
m hemen lm ya da baylmlard. tekiler ise so-
uk suyun etkisiyle yaamak iin son glerini se-
ferber ettiler. Ama duruml ar n n ne kadar umutsuz
olduunu hemen anladlar. leceklerini anlaynca,
aresizliin verdii delice bir abayla dalgalarla bo-
umaya baladlar. Kanlar suya karyor, tuz ya-
ralarn yakyordu. Ama en fazla mcadele edenler de
sonunda yenildiler. Gleri abucak tkendi ve kur-
un rengi dalgalar, onlar birer birer yutmaya bala-
d. 46 adam dibe kt ve geriye yalnzca yaan
yamurla daha korkun bir grnme brnen ka-
ranlk deniz kald.
202
avu Ko bardan bir dikite boaltt. Onunl a
birlikte gelen ayn yalardaki asker de onun gibi
yaptlar. Bardaklarn srann stne koyarak bir k-
senin iindeki kzarm mrekkep balndan birer
para aldlar.
Yamur, Bayan Ba U' nun kk dkkannn s-
tne gittike daha iddetli yayordu. Az nce gk-
yzne bakp bir yamur bul ut unun yaklatn g-
rnce sevincini gizleyememiti. Rzgr souyup, lam-
bann duman kvrlmaya balaynca, iinden dua et-
miti: N'olur bir yamur gnder de, maaradaki
adamlarmzn susuzluu dinsin. Sempatizan as-
kerler iin mrekkep baln hazrladktan sonra, ka-
pda kalm, bir elini beline dayayarak gzleriyle si
yah bulutu izlemiti. Yamuru hibir zaman bu ka-
dar sabrszlkla bekledii olmamt. lk damlalar da-
mn zerine dmeye balaynca, daha hzl yamas
n arzu etti.
Sevgili dostlarm, dedi dkkana girerek; hava
l;ugn bizden yana.
Maaradakiler yamur suyunu toplayabildiler
mi? diye sordu avu Ko.
Elbette, dedi Bayan U, alak sesle.
yleyse susuzluk bitti artk.
Evet, kayal ar arasndaki atlaklardan bir hayli
su girer ieriye.
Normal olarak bu mevsimde pek yamur ya
maz.
Bayan Ba U glmsedi ve yar ciddi, yar aka
fsldad:
Ama bu yl baka bir yl. Tanrlar Vietkong'a
yardm ediyorlar. Ne dersiniz bu ie?
Askerlerden biri, gzlerini kk seller halinde
damdan aa akan, hava kabarc kl anyl a kark ya-
mura dikerek mrldand.-
Yamur bana hzn veriyor. Beni askere aldk-
l ar nda damm akyordu. Bildiiniz gibi. Kan-Dop
yaprakl arn her yl deitirmek ister. Ama biz iki yl
idare edelim demitik. Nasl rdn dnn ar-
tk. Geceleyin yamur yadnda, karmla ocukla-
rmn nasl aladklarn bir grecektiniz! iltelerini
203
nereye sererlerse sersinler, sanki darda yatyorlar-
m gibi, btn yamur stlerine boanyordu. Benim
iin yamur uursuzluktur. Ben imdi scak yerde-
yim. Ama karm ve ocuklarm belki u anda fareler
gibi bouluyorlar.
Bir an susarak bir para mrekkep bal kopar-
d ve dnceli bir tavrla inemeye balad.
Tabii latanya palmiyeleri kullanmak ok daha
iyidir... Ama bizim iin ok pahal. Bar zaman nda
satclar Tu'ya geldikleri zaman, yapabiliyorduk bu-
nu. Ama bu savata dzenli olarak gelmiyorlar. Gel-
dikleri zaman da, getirdikleri her ey Ky Meclisi
yelerine ait olan dkkanda satlyor ve bu sayn bay-
l ar da latanya yapraklarnn yz tanesini iki bin pi-
aster' e satn alp iki bin sekiz yz ile bin aras nda
satyorlar. Bu kadar paray nereden bulalm?
Affedersiniz, nerelisiniz siz? diye sordu Bayan
Ba U.
ak Ka Dao'luyum. Bizim oralara zengin bl-
ge derler. (*)
Bayan Ba U ona seri bir bak frlatt. ak Ka
Dao'yu tanyorum, dedi. Sonra sesini yalnz onun ii-
tebilecei kadar alaltarak, ama, buradan gidince
yine o zengin blgeye mi dneceksiniz? diye sordu.
Tabii. 'Zengin blge' falan kalmad artk. Eyll
aynda cehenneme kadar yolcu ettiler.
Ah, evet.
Yamur hl bardaktan boanrcasna yayordu.
Bayan Ba U konuklarna cmerte i kramda bulunu-
yor, bardakl ar na iki koyuyor, sirke koymay da
unutmakszn yeni mrekkep balklar kzartyordu.
(*) Zengin blgeler ya da refah blgeleri di-
ye, Diyem hkmeti zaman nda ABD ve kukla hk-
met tarafndan pasifikasyon stratejisi erevesinde
kurulan' kylere deniliyordu. Bu kyler iinde halk,
tpk hapishanelerdeki gibi disiplin altna alnmakta,
oradan oraya gnderilmekte ya da srlmekteydi.
Zincirleme ayaklanmalar srasnda ve daha sonra
Kurtulu Ordusunun eylemleriyle, bu blgeler yine
orada oturan halkn denetimi altna girdi.
204
Hepsini alkn ellerle abucak yapveriyordu. Asker-
ler ok honuttular. Fakat ayn zamanda biraz da
mahcup oluyorlard. Zevkle ikilerini ekerek, ellerini
birbirine kavuturarak ya da avularn dizlerine vu-
rarak honutluklarn belirtiyorlard. Paral askerler,
sefil yaantlarnda, hele byle yamurlu bir gecede,
kzartlm mrekkep bal ile ikiyi nerede bulabi-
lirlerdi ki? stelik, dkkan sahibi Bayan Ba U gibi
konukan, cana yakn bir kadn nerede bul unurdu?
Honutluklarna sayg ve belli bir duygulanma da ka-
ryordu. Aa yukan bir haftadr Bayan Ba U' nun
dkkan na gidip geliyorlard. Dkkan avu Ko ke-
fetmi ve arkadal ann da getirmiti. ki gn nce a-
vu Ko, Bayan Ba U'ya askerden. kamak istedikleri-
ni itiraf etmi ve kendilerine An Rang Irman ge-
mede yardmc olmasn rica etmiti. Ondan sonra yol-
l ann Mak Kan Dung, Ba Dau, Vin Han ve ak Ka
Dao' ya kendi balarna da bulabilirlerdi. Bu akam
buraya bu yzden gelmilerdi. kilerini imeye devam
ettiler. Bayan Ba U, bocaladn gstermek iin par-
man bir sre ksenin kenannda gezdirdikten son-
ra konutu:
Memleketinizi zlediiniz ve byle sefil bir hayat
srdnz iin, size yardm edeceime sz verdim.
Ama her ey size bal. Yapmak istediiniz eyin far-
knda msnz? Ben pek emin deilim bundan.
Kayglanmayn madam, diye szn kesti Ko;
Biz kesin karan n z verdik. Ne kadar nce olursa, o
kadar iyi. Yarallan helikopterlere nasl ykledikle-
rini grmediniz mi? Bizim de sonumuzun byle olma-
masn gerekten istiyorsanz, bize yardm etmelisiniz.
Elbette, yardm etmek istiyorum size... Ama siz
de gerekten kararl olmalsnz.
Kararlyz elbet. Bizim szmze gveniniz yok
mu?
Bayan Ba U keyifli keyifli glmsedikten sonra,
parman ksenin kenar ndan ekti. avu Ko'ya
eilerek fsldad:
Pekala. Yann hava kar anr kararmaz drt yol
aznda olun. Ben orada bekleyeceim.
Olur... Olur.
205
Ama tam zamanrhda gelin. Sonra baka frsat
olmayacaktr. Ben imdiden...
Siz hi merak etmeyin, diye szn kesti Ko ve
yeniden ban sallad.
Arkadalarnza da syleyin, tamamen gizli kal-
mal bu. Bakn, size gveniyorum.
Tabii madam, kabul.
avu Ko, bir bardak daha boaltt ve ayaa kal-
karak kapya doru y r d. Yamurun azaldn
grnce arkadal ar na dnd:
Haydi, ikilerinizi iin de gidelim.
adam bardaklarn boaltarak acele etmeksi-
zin ayaa kalktlar. iman kadn. Hay Tep'in kar-
snn sylediklerini anmsayarak avuu ceketinden
tuttu:
Silahlar. Eer bakal ar n n silahlarn da alabi-
lirseniz ok iyi olur. Ama zor olacaksa, ok oyalan-
mayn. O zaman herkese birer silah yeter. Haydi y-
leyse, yann karanlk basar basmaz drtyol aznda
bulualm. Biz sizin iin yol paras topladk. O bakm-
dan merak etmeyin.
Ko bam edi. Gzleri yaarmt... Bouk bir
sesle:
Peki yleyse, hoa kaln, Bayan Ba U.
Islak yolda arkadal ar na yetierek onl ara Bayan
Ba U' nun sylediklerini anlatt. Bir ara diner gibi olan
yamur, imdi anszn yine hzlanmt... Drt adam,
kaygan yolda dengelerini yitirmemeye abalayarak
kotular. imdi gerekten sel gibi yamur yayordu.
avu Ko, yolun kenarndaki keiboynuzu aacn
gsterdi ve Oraya, oraya! Kr ihtiyarn evine! di-
ye bard.
Keiboynuzu aacna kotular. Aacn altnda bir
an durarak stlerindeki yamur damlacklarn sil-
kelediler ve Tu Don'un evine daldlar. htiyar algc,
o srada bir sepeti bitirmek zereydi. eri giren
adaml ar n grltsnden gelenlerin askerler olduu-
nu anlad. Sradan erlerdi bunlar, nk ayakl arnda
kuma ayakkablar vard. Tu Don' un 12 yapdaki to-
runu abucak mutfaktan kt, ellerini pantol onuna
silerek sordu:
206
Ne istiyorsunuz?
Hi! Hibir ey! Yamurdan katk da, dedi as-
kerlerden biri ve kzn bykbabasna dnd:
Burada kalabilir miyiz acaba?
Tu Don iine eilerek ilgisiz bir sesle, kalabilir-
siniz, dedi.
Kz onlara yan gzle bakarak yine mutfaa dn-
d. Drt adam, hal ka oluturarak yere oturdular, el-
lerini dizlerine koyarak kr adam n bir sepetin kena-
rn tamamlayna baktlar.
ok ustasn amca, ilerinden biri.
Yalan sylyorsun tabii, ben iyi remem.
Bu sz souk bir du etkisi yapt. Asker afallad
ve yeni bir giri yapmay denedi:
Bir gnde ka tane yapabiliyorsun?
Elimde her malzeme olursa, iki tane.
htiyar, yalnzca sorulduu zaman ask suratla
karlk veriyordu.
Bununla geinebiliyor musun?
Tu Don, artk siyahlm yitirmi ve gri-mavi
karm soluk bir renge brnm kr gzlerini kal-
drd:
Benim gibi sakat bi r adam, bulduuyla memnun
olmal. Bakalar gibi yapmak olanaksz.
Bakalar m? Bizim durumumuz da ayn, am-
ca. Biz par a iinde mi yzyoruz sanyorsun?
htiyar adam elinde tuttuu saz parasn yere
drd:
Anlamyorum sizi. Ben krm. Sizinse iki gz-
nz var, kuvvetlisiniz, silahlsnz. Her ay sonu cre-
tinizi alyorsunuz. Arada srada yolunuzun stnden
bir tavuk ya da rdek de geiyor kukusuz. Nasl olu-
yor da, biz de ayn durumdayz, diyebiliyorsunuz?..
ok tuhaf dorusu!..
4
Ama doru sylyoruz amca, bizim durumumuz
gerekten iyi deil!
yi deilmi! Oradan manda eti, buradan bir ta-
vuk...
avu Ko dilini dudaklarnn zerinde gezdirerek,
bu gari banl ara bari bir de sen vurma, amca, dedi;
biz halkn mandalarn, tavuklarn kurunlayanlar-
dan deiliz.
207
Tu Don, demin yere drde saz parasn el
yordamyla arad ve iine devam etti.
Size vurmak bana m kalm? Tavuklar, rdek-
leri kimin tutup, kimin tutmadn bilemem elbet...
Bildiim tek ey, bakalarnn mandal ar n ve tavuk-
larn almann sizin ordunuzda det olduudur...
Dn sizin ordunuzdan birisi gelip, yumurtl ayan bir
tavuumuzu zorla gtrd. Torunumun kar koymas
hibir ie yaramad.
Biz onlar gibi deiliz amca. Biz de eskiden hep
kylydk. Bir ey al maktansa alktan lmeyi ye-
leriz.
Tersini kantlayamayacama gre, sznze
i nanmam gerek, yle mi?
Ama doru sylyoruz.
Olabilir. Ama eninde sonunda siz de tekiler
gibi yapacaksnz. Hem de ' ulusal' denilen hkmetin
askeri olacaksnz, hem de hrsz olmayacaksnz ha?
Bu benim .kafama smaz!
Drt adam birbirlerine ut anar ak baktlar. Bu ara-
da darda yamur iki misli kuvvetlenmiti. Dars
kapkaranlkt, ihtiyar adam sesini ykseltti. Sesinin
dosta tonu adamlar artt-
ok yamur yayor. Gece oldu mu, baylar?
Evet amca.
ihtiyar adam seslendi: Tim! Bir lamba yak, o-
cuum.
Kz, fleyerek ate yakmaktayd. Az sonra, elin-
de dar bir bambu yatan iinde, balk yanda ya-
nan bir fitille odaya girdi. Sonra yemek kaplarn ge-
tirmek zere yeniden mutfaa dnd. htiyar algc
yemek ubuklarnn sesini iitince, sepetini bir kena-
ra koyarak drt adama nezaketle sordu:
Bu akam yemek yediniz mi?
Evet amca.
Eer yemediyseniz, paylan bizimle yemeimi-
zi. Torunuma sylerim, sizin iin de pirin piirir.->
Saol amca, ama biz gerekten yedik.
htiyar ayaa kalkt. Yorgun, kamburlam sr-
tn biraz ovuturduktan sonra, aranarak kk tah-
ta sray buldu ve oturdu. Tim ona bir ift ubuk ve
208
bir kse dolusu pirin verdi. ubuklaryla pirincini
kartrrken, askerlere dnerek sordu:
Demek sizler asker olmadan nce iftiydiniz?
Evet amca, diye cevap verdi avu Ko.
yleyse, neden kynzde kalp topranz i-
lemediniz?
Bu soruyu sorduktan sonra pirincini ubuklary-
la yemeye balad. Tim, orbanm iinden bir balk
paras al arak bykbabasnn taba na koydu. or-
bay srf bykbabas iin piirmiti. Kendisi sadece
sala iinde piirilmi balk yiyordu.
Tim ve Tu Don yemeklerini yerlerken, askerler-
den biri duvarda asl duran lavtaya yaklat. Telle-
rine dokundu ve ho bir ses kt. Ne gzel bir ses!
dedi.
htiyar algc, ses karmadan yemeini yiyordu.
Sonunda, bo gzlerini, hl ses veren algya dikerek
sert bir sesle konutu:
almasn biliyorsan al!.. Ama bilmiyorsan, e-
lenmek iin oynayp durma!
Asker bu sz iki ettirmedi. Hemen duvardan lav-
tay al arak kapnn eiine oturdu. Beceriksizce, ki-
mi fazla uzun, kimi fazla ksa birka nota ald.
Darda frtna sryordu. htiyar yemeini bi-
tirdikten sonra, bir krdan ar anar ak yere serilmi il-
tenin zerine kt. Bo gzleri gecenin glgelerine
dikilmiti. Yalnzca yamurun sesini dinliyor, aske-
rin ald mzie kulak bile- vermiyordu. Hep ayn
notal ar yineleyen asker, sonunda aldn kendi de
beenmemiti. Senin ok gzel aldn duyduk,
amca, dedi; bize biraz al ar msn?
htiyar algc bir ryadan uyan r gibi irkildi.
Grmeyen gzlerini askerin bul unduu yana evirdi.
Ne dedin? Bir trk m alaym?
Evet amca, n'olur? diye stledi avu Ko.
Tu Don bir sre suskun kald. Biliyor musunuz,
benim al biimim pek neeli deildir, dedi.
Haydi canm! Biz senin ahane aldn biliyo-
ruz, amca. Hem bu irin kz da bir trk syler bize.
Gryorsunuz, d arda hl yamur yayor ve bi-
zim de zamanmz bol.
F. 14 209
Size yalan sylemedim. Yoksulluk iinde bir
mr srdm ben ve bu benim al biimimi etkiledi;
anlyor musunuz? Kimileri benim algm ok kasvetli
ve hznl bulurlar.
Bu itiraza karn, avu Ko lavtay askerin elin-
den alarak ihtiyar algcya uzatt. htiyar, adam n
algy drmesinden korkarak abucak ve dikkatle
elinden ald. Bir sre parmakl ar n sevecenlikle ze-
rinde dolatrdktan sonra, dudakl ar aras ndan tuhaf
bir ses kartarak, birka gn nce, baz askerler ge-
lerek kendilerine alg almam iin ricada bulundu-
lar, dedi. Sizin gibi dosta steledikleri iin onlar
krmadm. Sonunda evim yle kalabalk oldu ki, ine
atsan yere dmeyecekti! yle sanyorum ki, nbet-
iler bile beni dinlemek iin nbet yerlerinden ay-
rlmlard. Ama anszn bir subay svp sayarak ie-
ri dald. Askerleri kovarak bana kfretmeye bala-
d. 'Hey moruk! algn dinletmek iin adaml arm
bek bek buraya ekerek ahlaklarn bozuyorsun. u
andan itibaren yasaklyorum bunu sana, anl adn m?'
dedi. Ben de yle dedim: 'Baym, onl an ben arm-
yorum... Buraya gelmeleri benim suum deil. nce-
leri almak istemedim, ama onlar steleyip zorladlar
beni almam iin.' Bunun zerine subay beni tehdit
etti. ' Bundan sonra al mana izin yok. Eer alacak
olursan, paral anm algn' dedi. Ben de ona artk as-
kerleri iin almayacama sz verdim.
htiyar algc bu olay anlatrken, bir yandan da
sanki salam kalmas bir mucizeymi gibi dur madan
lavtasn okuyordu.
Ama imdi korkacak bir ey kalmad, amca. ki
gn nce eek cennetini boylad o subay.
Ben de iittim... Tam maaran n nnde kur-
unlamlar, doru mu?
Doru, maaran n hemen nnde.
Peki, onun yerine geen nasl? O da lavta par-
alamasn seviyor mu?
Askerler sorudaki alay fark etmilerdi:
Yok amca, yok. Onun yerine geen temen hi
ilgilenmez byle eylerle.
Bak sen! Madem yle, bir trk alaym size.
210
Telleri ayarl amak iin bir viday gcrdatarak e-
virmeye balad. Sonra tellerin aras na sktrlm
kk bambu mzrab al arak t orununa seslendi:
Tim, bulaklar bitirdin mi?
imdi bitiyor, bykbaba.
yi; ellerini yka da buraya gel, olur mu?
Kk bambu mzrab parmakl ar n n araslnda
t ut arak bekledi. Drt adam ne doru yaklatlar...
Birka daki ka sonra Tim mutfaktan dnd... Byk-
baba onun ayak seslerini iitince, yanndaki yeri gs-
terdi:
Otur uraya ocuum... Bu adaml ara Nam-Ay
trksn syleyeceksin. Ben de sana elik edece-
im.
Kzn isteksiz olduu yznden belliydi. Gsn-
deki ksa sa rglerini ekitirerek yzn evirdi:
Hayr, sylemek istemiyorum.
htiyar adam glerek konukl ar na dnd: Gr-
yor musunuz? Tavuk yznden hl dargn, dedi.
Sonra daha yumuak bi r sesle torununu yattr-
maya alt:
Syle kzm. Bu adaml ar dnkl er gibi deil...
Bunlar da bizim gibi yoksul insanlar.
Tim. artk kar kmad. Bykbabasnn omu-
zundaki havluyu al arak ellerini kurulad. Kk lam-
ban n dal gal anan nda gzlerini iri iri aarak il-
teye dikti. Arada srada evresindeki askerlere yan
bir bak frlatyordu. Gzlerinin havas giderek yumu-
ad. Surat iek bozuuydu, ama yine de ok ho yz
izgiler^ vard.
htiyar algc, t orununun syleyeceinden artk
emindi. Lavtann hareketli kolunu sol eline al arak sa
elindeki mzrapla tellere dokundu. nce ve kuru par-
makl an gerildiler. Pirin teller titreerek bi r dizi uzun
ikayeti ses nlad. Notal ar keskin ve srekliydi.
Tim bylenmi gibiydi. Parlak-gzlerini kal d rarak
yamura ve glgelere bakt. Kk eli anszn byk-
babasnn rengi atm ceketini kavrad. Perev kesil-
di. htiyar adam lavtann kolunu oynatt, sa eli ya-
vaa aa dt ve son ses titreerek havada asl
gibi kald. Hava sanki eriyor gibiydi. Tim okumaya
211
balad. Kraln ferman sancak altna ard seni..
htiyar adam hemen lavtasyla elik etmeye balad.
Ve ben bou bouna haber bekledim
Han Irmanda yrekleri paral ayarak at okuyan
Yalnz bir krlang gibi kimsesiz:
Sevgimin atei gitgide yitiyor
Pembe yanaklarmn beklemekten solduu gibi.
Ve sevgimizin yuvas
Tozlanyor, tozlanyor.
Kzn yumuak ve berrak sesi, ihtiyar adam n alt-
m sefalet yl iinde kazand byk ustalyla lav-
tas ndan kartt seslerin tonuyla garip bir kartlk
oluturuyordu.
ok uzaklarda dalgalanr bayraklar,
Uzakl arda gmbrdyor davullar,
Kraln ferman mdr bu
Kocam geri aran?
Ah, uzak snrlardaki sen!
Bilir misin, ben ne ac ekerim?
Tim giderek daha dokunakl bir sesle okuyordu:
Bir haber bekledim
Sen savaa gittin gideli
Balklarn yldzlan bekledii gibi.
Artk tellerden tek tek sesler kmyordu. Sesler
kaynayor, sonsuza doru oalyordu. algcnn iyi
mi, kt m aldn, seslerin hznl m yoksa ne-
eli mi olduunu kimse syleyemezdi. Bu sesler in-
san iinden kavnyor, srklyor ve adaml an kan-
l ann , babal ann , ocukl ann dnmeye zorluyordu.
Doduklan yerlere, kalplerinde tadklan grnm-
lere, at al annm uyuduu toprakl ara olan sevgilerini
canl and nyordu.
Askerler bal ann emilerdi. Lavta umutsuzluk-
la hknr, aynlk zlemiyle ve yokluun acsyla a-
larken, yamur aralksz yayordu. Titreen k, ge-
cenin karanl iinde akan yamur daml al annda
gerek deilmi gibi panl dyordu.
212
ALTINCI BLM
Yamur! Yamur! Su akyor ieri!
Bu elektriklendirici haber, maaran n bir ban-
dan br ba na abucak yaylverdi. Tam ve Be yer-
lerinde dorularak yanan muml ar a doru baktlar.
Adaml arn seslenilerini, deerli suyun duvarn ya-
r kl ar ndan ieri szn duydular. Nam No, suyu
daml a daml a testilerde toplamaya alan Kuyen' e
k tutuyordu. Darda yamurun esiz grlts gi-
derek oald. Sonra iddetli bir trampet sesine d-
nt. Sular kaya duvarl arn atl akl arndan derecik-
ler halinde akarak gittike berraklat. Kuyen testi-
yi dikkatle tutuyor, fkran sul ardan gzlerini ay-
ramyordu... evresindeki bt n kayal ardan sular s-
zyordu. Testi gittike arlat. Testinin iine bir gz
at an Kuyen, yan yanya dol duunu grd.
Artk susuzluk bitti, dedi.
Testiyi yere koy. Niye elinde tutuyorsun? diye
akl verdi Nam No.
Kuyen testiyi yere brakarak, imdi birok yer-
lerden birden akmaya balayan sul an parl ayan gz-
lerle seyre dald.
Bugn zahmetsiz iki zafer kazandk. Demin, bi-
zi dumana boma t aanl ar boa kt ve imdi de
yamur. Darda ortalk sel iinde kalm olmal.
Elbette.
Gkyz bizden yana. Artk kayglanmaya ge-
rek kalmad. Pirincimiz de var, suyumuz da. imdi
grelim bakalm, bizi buradan nasl dar karta-
caklarm!..
Erkekler, dmann dinamit kullanacandan
korkuyorlar.
Bunun da onlara bir yarar olmayacak. Maa-
ran n daha ilerine ekileceiz ve bin elbombasndan
sonra yaptmz gibi, patl amal ar biter bitmez yine
yerimize dneceiz.
Testi tamaya balamt. Nam No, elindeki mu-
mu bir kayaya yaptrarak kol unun altnda tad
drt keli plastik rty at. ki kz ul anndan tu-
tarak rtnn iine sdrabildikleri kadar su topla-
213
dlar. Kala gz arasnda dolmutu "bile. Kuyen ular
birbirine baladktan sonra, Nam No, gidip btn
tencere ve tavalar da getir, dedi.
Ama Nam No birka daki ka "sonra elleri bo ola-
rak geri dnd ve erkeklerin, hepsini doldurmu ol-
duklarn syledi. Kuyen oraca kerek, gzlerini,
akp giden onca suya zntyle dikti. Sonra ellerini
ve dizlerini yere dayayarak azn at ve derecikler-
den birinden imeye balad. yice kand ktan sonra
dudakl arn sildi ve glerek Nam No' ya dnd: Hay
di sen de! dedi. Nam No bu sz iki ettirmedi.
Sen burada kal, ben tekileri araym, dedi
Kuyen.
Nam No yalnz kalnca, fkran suyun altna gi
rerek y kanmaya balad. Su, salarndan ve yzn
den vcuduna dklyor, giysilerini dolgun vcudu-
na yaptryordu... Kuyen geri dnd. Ykandn
m? diye sordu. yi fikir. Ben de yapaym. Su ko-
yacak baka hibir ey kalmad. Her ey dolmu...
Nam No doruldu. Ban yeniden suyun altna
soktuktan sonra kyya ekildi. Kuyen yere oturdu,
salarnn arasndaki tokalar kartarak dilerinin
aras na ald. Su parlak salarndan akarak imdi mum
nda daha da gzel grnen temiz yuvarlak y-
zne dklyordu. Ensesinden szlerek omuzlarna,
gslerine akyordu. Islak siyah entari ince vcudu-
na yapmt. Salarnn bt n tellerini slatabilmek
iin azck geri ekildi. Ayaklarn ykamay bitirdii
zaman suyun ak azalmt.
Yamur diniyor, dedi Nam No. Haydi ieriye
gidip stmz deielim.
Nam No gitti. Ama Kuyen son damlacklar da bo-
a akmas n diye suyun al tnda kald. Sonra dorula-
rak mumu ald ve yattklar yere gitti. Orada Nan' n
kayann stne uzanm, Tuy' un ban da koluna ya-
trm olduunu grd.
Nan, bana ipek giysimi ver.
Ykandn ha? Souk muydu?
Souk ve gzeldi.
Nan giysiyi kartarak nianlsna uzatt. st-
n abuk dei de, tme bari, dedi.
214
Kuyen bir kayann arkas na geerek sessizce s-
tn deiti. Islak giysilerini sktktan sonra kayann
stne serdi. Sonra Nan' n yanma kt. Bacaklarn
uzatt ve salarn kurul amaya giriti. Nan kolunu
Tuy' un bann altndan kurt ararak oturdu. Kzn
elinden tara alarak omuzunu hafife evirdi ve sa-
larn taramaya balad. Kuyen gzlerini glgelere
dikmi, hi sesini karmadan oturuyordu. Baka ko-
ullar altnda olsayd, imdi glerdi mutlaka. Ama u
anda dudakl ar smsk kapalyd. Nan, kzn sala-
rn, bir zamanl ar kendi kk kzkardeinin sala-
rn tarad gibi tarad. O da suskundu. Su' nun l-
mnden bu yana, nianlsyla daha ok ilgileniyor,
elinden gelen btn yaknl gstererek onu avutma-
ya alyordu. Su artk yaamadndan, Kuyen' in
acsn hafifletmek imdi onun greviydi. Geceleyin
nbetten dndkten sonra yanma uzanm, o uyu-
yuncaya kadar omuzlarn okamti; sonra yine ar-
kadalarnn yanna dnmt. imdi de salarn ta-
ryordu. Islak, fakat souk olmayan, sevecenlikle sn-
m salarn.
Sa tokalarn nerede, Kuyen?
Gen kz sakince tokalar uzatt. Nan henz ii-
ni bitirmiti ki, Kuyen ona dnerek ban gsne
smsk yaslad ve omuzl an sarslarak alamaya ba-
lad. Gen adam onun bir sre alamasna gz yum-
duktan sonra, alama artk sevgilim, dedi; Sana
sylemitim...
Ama Su'yu dndke yreim paralanyor.
Bkmadan, yorulmadan yllarca kocasn bekledi. im-
di ikisi iin de her ey bitti artk. Bu sabah cebinde
tad ktlar buldum. San' dan ald mektup ve
kendi cevabnn balangc. Dnebiliyor musun, sa-
dece u kadarck yazmaya zaman bulabilmi: 'Sevgi-
lim, mektubunu demin aldm...' Hepsi bu kadar.
Buna ramen sakladn m onu?
Nan, San.' dnd. Bu felketi renince sakin
kalabilmesine olanak var myd? lkenin byle za-
limce ikiye blnmesi, birok gen kadnn hayatn
cehenneme evirmiti. Gen mrleri, her yl bekle-
yi ve mcadeleyle, kt tecrbelerle geiyordu. Ba-
215
langta henz kolayd. Ama nc ylda durum zor-
lamt. Fakat Nan, saysz kadnn bu zorluklara
kar yiite gs gerdiklerini grmt. ekilen i-
leler ve geen zaman onlar yalandryordu. Ama yi-
ne de ylmadan tuttuklar yolda yryorlar ve by-
lece yeni g kazanyorlard. Tabii, zayflk gsteren
birkana da rastlamt Nan. Ama Su, en gllerin-
den biriydi. mrnn son yl olan yedinci ayrlk y-
lna kadar ylmadan dayanmt.
O kahramanca ld, Kuyen, dedi.
Evet, ama yine de ona acyorum.
Ben de... herkes. Senin tekilerden daha ok
zlmen olaan elbet. imdi ala sevgilim, ama ya-
nn...
iyi. Bize saldrmaya haz rl anan dmann nn-
de gzyalanmz kurutmal, kafamz salam tutma-
l ve ona yeniden vurabilmeliyiz.
Korkanm Tuy, Su' nun ldn yaknda fark
edecek.
Er ya da ge nasl olsa renecek. Ama, bu d-
man saldns getikten sonra renirse ok daha iyi
olur.
Kuyen bir sre sustu. Dalgn bir tavrla Nan'
omuzundan pt. Sonra anszn konumann akn
deitiriverdi:
Peki sen beni niye hep azarlyorsun?
Doru deil bu!
Doru, doru! Demin, az nce yine azarladn.
Nan glmeye balad:
Sen evin k olduun iin anan seni fazla -
martm. Ben sana azar saylabilecek hibir ey sy-
lemedim.
yle diyorsun ama, ben senin nasl olduunu
biliyorum.
Peki yle olsun. Haydi imdi uyu. Yann dman
yine saldracaktr. Maarada bir haftay tamamladk.
Bana daha uzun zamand r buradaymz gibi ge-
liyor.
Bitmesini beklediimizden yle oluyor.
Yalnz ondan deil. Bu bir hafta iinde yle ok
ey oldu ki!
216
Haklsn. Ama yine de hepsi hepsi yedi gnd.
Bir de yedi yl iinde btn Gney Vietnam' da ne
facialarn yaandn dn. Kin, kahramanlk, veri-
len kurbanlar...
Geceleri hi doru drst uyuyamadm.
yleyse imdi uyu. Benim tekilerin yanna git-
mem gerek. Yamur dindi galiba.
Kuyen darya kulak verdi. Kayalarn aras na
den yamur damlacklarnn tprtsn iitemiyor-
du artk. Mum son bir kez daha parl ayarak snerken, '
Nan gen kz pt ve gitti. Hemen arkas ndan Ut,
Kuyen' in yanma geldi.
Uyuyor musun abla?
Hayr Ut.
Dorularak oturdu ve olann yukar kmasna
yardm etti. Elleri souk, giysisi ve salar slakt.
Sen de mi ykandn? diye sordu Ut.
Evet.
Duydun mu? Kyde birisi Zam'n kafasn uur-
mu.
Kuyen' in soluu kesildi. Nereden biliyorsun? di-
ye sordu heyecanla.
Ca May demin bize biraz pirin getirdi. Haberin
yok mu?
Ca May m? Nerde o?
Geri dnd. Geldii zaman bardaktan boanr-
casma yamur yayordu. Adamlarmzn Zam' ve
yanndaki hizmet erini ldrdklerini syledi. Anas
kam. Sonra Ca May birdenbire hngr hngr
alamaya balad. Neden, bilmiyorum. Sanrm, as-
kerler ona bir ey yaptlar.
Sen Ca May grdn m?
Elbette. O geldiinde ben de oradaydm. 'Karde-
ler, benim, Ca May!' diye sesleniyordu birisi yamu-
run ortasnda. Ben de tekilerle birlikte dar k-
tm. Ca May bize biraz yiyecek getirdi. Sonra olan-
lar anlatt ve alamaya balad. Giderken bir im-
ek akt ve giysilerinin para para olduunu gr-
dm.
Ut abuk abuk konuuyor ve doru sylediine
yemin ediyordu. Sonra Kuyen' in elini tutarak, bana
inanmyorsan, gel de brlerine sor! dedi.
217
Kuyen kayadan inerek ocuu izledi. Yolda kar
larna Hay Tep kt.
Ca May demin buraya geldi mi?
Evet, bize yiyecek ve ttn getirdi. Zam'n so-
nunda temizlenmesi iyi bir baar.
Demek doru. Ut' a inanmamtm.
Evet doru. Bayan Ca Zoy da ortadan yok ol-
mu.
Bizim balk kulbesindedir, diye sze kart
Ut.
Sen nereden biliyorsun?
Saklanmak iin iyi bir yer oras, bildiim bu...
Orada emniyettedir ve kimse onu bulamaz.
Ut yanlarndan ayrld. Hay Tep, Kuyen'e dnd:
Zavall Ca May. Altndan bir yrei var onun,
Kuyen! Alamaya balaynca, nedenini sylemesi iin
steledim. Ama o yalnzca, 'imdi olmaz amca, maa
radan ktn zaman sylerim sana' dedi... Sonra
ayaklarnn var gcyle koup gitti. Giysileri para
parayd.
Aman Yarabbim!
Kuyen, Ca May'n bana gelen felketi yava ya-
va kavramaya balyordu. Orada parmaklarn s-
rarak ylece kald. Ca May'n parl ak ve esmer y
zn, az nce yalarla srlsklam olan ak vo duru
gzlerini gzlerinin nne getirdi... Birlikte p nara
gittikleri zamanki aydnlk gln, alnna den
ar salarn, uval rerken o kadar severek syledii
prenses ve canavar trksn anmsad... Her ak-
am p nara gittiklerinde, toprak kabn yere koyar,
parmakl arn birletirir ve kendi kendine uydurduu
yeni bir dansa balard. Kuyen bu anda scaklyla,
atlganlyla, ball ve fedakrlyla btn Ca
May' karsnda grd. Kuyen' i nasl smsk ve i
tenlikle yanandan pmt! Kuyen, askerlerin kir-
lettii Ca May'a kar yreinde derin bir acma duy
du. Ama buna bir trl t amamen i nanmak da istemi
yordu. Hayr, dedi Hay Tep'e; belli deil, belli de
.
Ama kukudan da ii iini yiyordu.
Ertesi gn gkyz yine masmaviydi. Aalarn
218
yamurdan ykanan yaprakl an parl ak bir yeillie
brnmt.
Grnrde hibir saldn hazrl yoktu. Kendi
lerine kamp hizmeti gren eski ah rda oturan avu
Ko ve arkadal an, byyen bir heyecanla saatleri
sayyorlard. Bayan Ba U'yla buluacaklar saate ka-
dar bal anna bir ey gelmemesi iin btn kalple-
riyle dua ediyorlard. Kr talih eseri, leden sonra
avu Ko'yu temene ardlar.
Bir takm al ve ble katln. dedi temen.
Ko titrememeyi baard. Nefesini tutarak teme
nin emrini dinledi:
Bugn Vietkong ve halk iin bir film gsterile-
cek. Hazrlklara yardm edin.
Bastne temenim! dedi avu ve rahat bir
soluk ald. Hemen imdi mi temenim?
Evet.
' Hay aksi hay! Nasl ayrlacaz buradan?' diye
dnd. Ahra giderek emri tekilere bildirdi. Son-
ra kiiden birini bir kyya ekti:
Bayan Ba U'ya git ve ona iimiz ktn syle.
Bulumamz saat yediye ya da sekize erteleyip erte
leyemeyeceini sor. Sonra hemen geri dnp ne sy
lediini bana bildir.
Nbeti bln komutan yardmcs, takmyla
birlikte gelen Ko'yu grnce sordu:
Perdeyi kuracak olanlar siz misiniz?
Evet, komutanm.
yi, arkamdan gelin.
Kad nl ann ve i hti yarl ann askerlerin gzetimi al
t: nda bir araya toplanm olduu tarn elmas koru-
l uuna doru yrdler. Talihsizlerin arasnda Ut' un
babas Tu Rau da vard. Baln satmak iin kye ge-
lirken yolda yakalanmt. Keyfi hi yerinde deildi.
Durmadan svp homurdanyordu.
Bunlarn beni bu ekilde buraya getirmeye hi
haklar yok! Benim alarma kim bakacak? Niin bu-
raya getirdiklerini bile bilmiyorum.
Ne yapacan syleyeceiz simdi sana. Bir gn
balk tutamayacan iin homurdan p durma. O ka-
dar abuk zengin olmaya heveslenme. Hay Allah kah-
219
retsin! Bizim Vietkong'la arpmamz senin kar-
na m, deil mi?
A kalmak benim iin daha kt, diye kaytsz-
ca karlk verdi Tu Rau.
Astemen fkelendi. Bu dikkafaliyi tepeden tr-
naa szdkten sonra seslendi:
Hey sen! Adn ne senin?
Tu.
Tu, sonra? ,
Yalnz Tu.
Subay bir yumruk vurmak istedi, ama Tu Rau
abucak ban eerek syrld. Kadnlar hemen te-
menin evresini sardlar.
Bu da ne demek? Bu vahilik de niye? Size ad-
n syledi. Niin vuruyorsunuz ona?
htiyar bir adam araya girdi: Hakszlk ediyor-
sunuz, baym. Onun ad gerekten Tu' dur. Ama bir
sakal olduu iin Tu Rau da derler. (*) *
Subay kfretmeye balad:
Pi kurusu! Sakal msn nesin? Haydi i bana!
Ama abuk!
Biz bu ii yapmyoruz. stediinizi yapn bize!
Bu kez ortal yattrmak iin Tu Rau araya
girdi:
Onlarn dedii olsun, baclar! Haydi, gelin de bir
an nce bitirip kurtulalm u iten.
Sonra astemenin yanma yaklaarak dilerinin
aras ndan fsldad:
Dua et ki Vietnamlsn. Amerikal olsaydn boy-
nunu krardm senin!
Subay afallayarak sakall adam n kaln pazula-
r na bakt. Sonra enesini t ut arak alml adml arl a
oradan uzaklat. Kadnlar Tu Rau' nun dne uya-
rak kar kmay braktlar. Onl ara bir bambu srk,
testereler ve baltalar maaran n nne tamalarn
. emrettiler. Askerler, maara azndan grlebilecek
bir yere .perde iin bir bambu ereve kurmak istiyor-
lard. avu Ko, ukur kazp direkleri yerletirmek
iin adaml ara yardm ederken, ikide bir maaraya
(*) Rau Vietnamca sakal demektir.
220
bakyor ve kendi kendine syleniyordu: 'Birka saa-
timiz kald. Ondan sonra, yaasn zgrlk! imdi su-
bayla atacak zaman deil.' yi yrekli Bayan Ba U,
ok ge de kalsalar, onl an ne olursa olsun bekleye-
ceini bildirmiti... nk bu ii baka bir gne b-
rakmak olanakszd.
Birtakm zorluklardan sonra, sonunda ereveyi
kurdukl annda, hava kararmaya balamt bile. Ka-
ranlk basnca', avu Ko ve takm ah ra dndler.
abucak bir eyler yedikten sonra, silahlarn aldlar
ve yavaa oradan uzaklatlar. Fakat Si Lay'a giden
drtyol aznda kimsecikler yoktu.
Hani nerde bu kadn?
Sana ne sylediini doru anladna emin mi-
sin?
Ama o srada tandk bir ses yolun kar kysn-
dan seslendi:
Bayan Ba U'ydu bu. Daha birka saniye saklan-
d alln arkasnda grnmez kald. Sonra orta-
ya kt.
te buradaym. Hepiniz t amam msnz?
Evet.
Silahlannz ve cephanenizi verin bana.
Drt adam hemen boyun ediler. Bayan Ba U, her
eline ikier silah alarak yeniden alla gitti. Silah-
lar orada b rakarak geri dnd ve hepsine palmiye
yaprakl anna sanlm hl dumanl an tten birer ko-
va pirin verdi.
Sizin iin yemek, dedi; tavuk da var iinde.
Adamlar son derece duygulanmt. Bayan Ba U
nlerine derek hzl admlarla yrmeye balad.
Drtyol azn 200 metre kadar geince bir pirin tar-
lasna saptlar. Ak araziye geldikleri zaman kyde
bir megafon sesi iittiler.
Bu da nesi? diyerek durdu kadn.
Halka bir film gsterecekler. Onun iin am-
yorlar.
Bayan Ba U rahatl ayarak yoluna devam etti. Az
sonra nlerinde, hzl ve sessizce denize akan Vam
Rang Irma belirdi.
Bayan Ba U onl an rman kysna gtrd.
221
kez ellerini rpt. Kar kyda birka gvde kmlda
d. Adamlar, topuzlarndan bunl arn kadn oldukla-
rn anladlar.
Siz misiniz Bayan Ba U? diye bir ses geldi kar-
dan.
Evet.
Bu yana geebilirsiniz... Irmak imdi derin de-
il.
Bayan Ba U adaml ara dnd:
Ben burada sizinle vedalaacam. Benim gre-
vim bitti.
avu Ko'ya bir ey uzatt.
Sizin iin biraz para topladk. Burada yol para-
s olarak 300 piaster var.
Ko almak istemedi. Ama Bayan Ba U steledi:
Yolda gerekecek size. Biz seve seve veriyoruz.
Ko elinde para, olduu yere aklm gibi kalm-
t. Mrldanarak teekkr etti. br adaml ar da bu
iyi kadnla vedalaarak ayakkablarn kardlar ve
amurl ara basa basa suya girdiler. Kardan birisi
seslendi:
niformalarnz kartp iyice amurun iine
bastrn. Biz sizin iin baka giysiler getirdik.
Adaml ar soyunarak niformalarn katladlar ve
btn arlklaryla bast rarak amurun iine soktu-
lar. Sonra sularn iinden karya yrdler. Bayan
Ba U, yar karanlkta adaml ar n kar kydaki bay-
r trmandklarn grd... Grevini baaryla bitir-
miti. Keyfi yerine geldi... 'Drt adam daha kazandk
saflarmza' diye dnd. Ancak, adaml ar klavuz-
laryla birlikte kaybolduktan sonra, geri dnd. Kye
yaklat zaman, iine omak sokulmu bir ar kova-
nndaki gibi bir karklk ve lklar iitti. Askerler
baryorlard. Yoluna devam etmeden nce biraz
bekledi. Drtyol aznda askerin biri bir zafer l-
at arak onu yakalad:
Bir tane daha! Tuttum!
d kopan Bayan Ba U askeri iterek kamak is-
tedi... Ama ikinci bir asker gelerek svp saymaya
balad:
Allann belas kanl ar ! Gelip bir film seyretsin-
222
1er diye tavuk kovalar gibi arkal ar ndan kouyoruz!
Bayan Ba U rahat bir soluk ald. Sonra adam n
kolunun altnda kvranarak:
Brak beni! Ne biim davran bu? Ben kendili-
imden giderim.
Asker kolunu brakt ve sylendi:
Bana ne, gitsen de, gitmesen de ne yazar? Bu-
nun iin para m veriyorlar bize? Komutann emri
byle, anlamyor musun?
Gidelim yleyse. Nasl bir film bu? Nerede?
Ne, haberin yok mu? Akamdan beri uyuyor mu-
sun, be kadn? Belki on, on iki kez megafonla duyur-
duk. Bir Amerikan filmi, maaran n nnde. imdi
anladn m?
Bayan Ba U orada bul unman n iyi olacan d-
nd ve ses karmakszm yola koyuldu. Yolda, son
olarak yakal anan baka bir gruba rastladlar... Ma-
aran n nhe geldiklerinde, ak meydan tklm tk-
lm dolmutu. Direkler zerine konulmu hoparlrler,
seyircilere yerlerine oturmal arn emrediyordu. Ama
kimsenin aldrd yoktu. Saa sola gidip geliyorlar
ve anlatlmas olanaksz bir grltyle gevezelik edi-
yorlard. Bu gecenin yldz olan 'Psikolojik Blm'den
astemen San, gururl a kabararak ortalkta dolayor-
du. Hoparlrdeki sesi heyecandan titriyordu. Kendi
fikrinin uygulanmasndan duyduu gururla, zevkten
drt ke olmutu.
Jeneratr alyordu. Perde kurulmutu. Byk
bir seyirci kitlesi hazrd.
Grl t bir trl dinmek bilmiyordu. Buna ra-
men balamaya kar ar verdi. En merasimlik sesini ta-
k narak hal ka seslendi:
Sevgili yurttalar! Bugn sizlere, Bakomutanl-
mzca gnderilen son derece heyecanl bir film gs-
termek onuruna kavumu bulunuyprum. Filmin ko-
nusu Kore'deki Sangkumriyung arpmasdr. (*)
(*) Sangkumriyung arpmas, 1950-51'de Ame-
rikan istilsna kar Kuzey Kore'de olmutur. Bu ar-
pmada bir tepeye mevzilenen bir partizan grubu,
drt Amerikan tmenini geri pskrtmtr.
223
Bu arpmada yiit Amerikan birlikleri byk bir za-
fer kazanmlardr.
Iklar snd ve film balad. Seyirciler perdede
saysz uak ve sonra piyade askerleri grdler. e-
lik miferli Amerikan askerleri, uzun toplu tankla-
rn arkas ndan kouyorlard. Seyircilerin konuma-
lar yava yava kesildi.
Maaradaki nbeti grup her eyi seyredebiliyor-
du. Psikolojik sava dedi Hay Tep; direniimizi k-
ramyorlar, onun iin imdi filmlerle moralimizi boz-
mak istiyorlar. Bakalm, greceiz.
Silahn atee hazr tutan* Nan, gzlerini drt a-
mt. Uzakla karn, perdede top gllelerinin pat-
layn, duman bulutlarn, parl ak miferleri ve de-
rin bir maaraya dolan in-Kore birliklerinin bacak-
l arna sardklar bezden dolaklarn grebiliyordu.
' Herhalde rolleri Singman Riy (*) ve an Kay-ek'in
askerleri oynuyorlar' diye dnd. ABD uaklar,
tank ve toplan, in-Kore sava birliini nlerine kat-
mlar ve maaraya doru kovalyorlard.
Yuh! diye patlad Nan; Her eyi tersine evir-
miler. Ben bu filmi grdm. inli yoldalarmz ba-
ns antlamasndan hemen sonra gstermilerdi.
Ben de grdm, dedi Trong.
Bana megafonu getir!
Olur.
Perdede sava gittike kzyordu. ABD askerleri
maaraya saldrmak zere, durmadan yukanya atl-
yorlar, ama geri pskrtlyorlard. Fakat sonunda
btn direni mevzileri birbiri ard ndan ele geirildi.
Kuatlan savunucular a ve susuz kalmlar, cesaret-
leri knlmt. Amerikallar byk bir kalabalkla sal-
dryorlard. inli ve Koreli askerler maaran n nn-
de yklyorlar, otomatik sil ahl ann ellerinden d-
lyorlard.
Hoparlr yoruma devam ediyordu; San' m sesi son
derece heyecanlyd:
(*) Singman Riy: Kore sava srasnda Gney
Kore'deki Amerikanc kukl a hkmetin bakan
(.N.)
224
inliler ve Kuzey Koreliler inat... Kuatlm
olduklar halde teslim olmay reddediyorlar. Ameri-
kan silahl gleri maaray havaya uurmak zorun-
dalar. te Amerikallar patlayc maddeleri getiri-
yorlar...
Perdede, Amerikallar, sk bir destek atei altn-
da, srtlarnda dinamit paketleriyle ileri atlmlard.
Sonunda da, ard nda byk bir toz bulutu b rakarak
havaya-'tu. Hemen arkas ndan San, kssadan hisse
kartarak fikrini bildirdL
Sevgili yurttalar! Koskoca bir dan nasl hava-
ya utuunu grdnz. Hon Dat gibi ufak bir tepe-
yi uurmak ok daha basit bir itir.
Hoparlr maaraya evrildi ve astemenin heye-
canl sesi nlad:
Dikkat! Dikkat! Drt bir yannz kuatlmtr.
Size teslim olmanz salk veririz. Yoksa Cumhuriyet-
i Ordu, bu tepeyi, tpk filmde grdnz gibi yer-
le bir etmek zorunda kalacaktr.
Nan megafonu fkeyle kal d rarak bard:
Dinleyin yurttalar!.. Demin dmann perdede
ne gsterdiini biliyor musunuz? Koskoca bir kuyruk-
lu yalan! Tek kelimesine i nanmay n! Bu arpmay
biz biliyoruz. Dada, in gnllleri ve Kore birlik-
leri drt Yanke tmenini darmada n ettiler!
Darda kulaklar sar edici bir tezahrat ba-
lad. Nan devam etti:
Yurttalar! Biz maaradakiler, s9n adammza,
son nefesimize kadar arpmaya kararlyz. Hepimiz
yayoruz ve ellerimizde silahlarmz atee hazr. Ve
siz, Amerikallarn ve Ngo Din Diyem'in parayla tut-
tuu hainler! Eer cesaretiniz varsa, gelin! Bekliyo-
ruz! Gelin de alnnzn ortasna yaptralm kuru-
nu! imdi gzlerinizi drt an ve iyi bakn!
Nan megafonu yere at arak perdeye tomsonla bir
salvo ate etti. Perde kurunl arl a delik deik oldu.
Aada yine cokun bir tezahrat koptu:
Yeter, dedi Hay Tep; cephane harcama Nan.
Bir dman makinelisi atee karlk verdiinde,
dmanl ar siperlerine kamaya balamlard. Kar-
lkl birka attan sonra, Nan megafonu yeniden ald:
F. 15
225
-Dinleyin, nefer kardeler!.. Eer subayla"
11121
dinleyip de maaraya yeniden saldrrsanz, bou bo-
una ldrleceksiniz. Yapabileceiniz en iyi ey. .evi-
nize dnme isteminde bul unmak ya da kap gitmek-
tir. Saldrrsanz, size ate etmek zorundayz. Ve eer
ate edersek, kurtulamazsnz, bana inann. Mevzen-
diimiz yer ok iyidir ve boa kurun harcamayaca-
mza da sz veriyoruz.
Nan' n konumas, dman askerleri arjrn
deitirinceye kadar srmt. Makineli tfek yeni-
den atee balad.
Bylece film tam bi r fiyaskoyla sonuland- Ky-
ller mealelerini yakarak kahkahal ar ve nkteler
aras nda evlerinin yolunu tuttular. Astemen fkeden
deliye dnmt. Komutanna kzyordu imdi.
Halk armayalm, daha iyi olur, dedim-
A r n a
yok, o, ille de bir tala iki ku vurmak istedi. Eer
halk olmasayd, Vietkong' un moralini bozamasak bi-
le, zararmz snrl olurdu. Ama imdi aykla pirin-
cin tan!
Bu srada Komutan Sang da ikisini yudumlu-
yordu. E' r asker olanlar anlatnca, kadehini yere
at arak katla katla glmeye balad.
Ters gitti, deil mi? Bu smkl olandan, ba-
ka ne beklenebilirdi ki zaten? Daha bana fikrini an-
latr anlatmaz, bunun aptal ca bi r ey olduunu anla-
mtm. Ama steleyice, braktm, yapsn... Vietkong'
un ne olduunu siz bana sorun. Ben Zao-Reo blgesi
komutanyken, bunl arn kafalarn ekile ezerdim
de, kllar bile kprdamazd, kendilerini saknmazlar-
d bile. Birinin kafas ezilirken, ikincisi orada sakin
sakin srasn beklerdi. Hatta kadnl ar bile. Bir defa-
snda, kadnlarn trnaklarnn arasna ekile ine-
ler akyordum. lerinden biri ineyi elimden ald ve
' bak' dedi. Sonra parman ineyle birlikte duvara
dayayp bir hamlede ineyi sonuna kadar etine ba-
trd. te byledir Vietkong. Hay Allah belasn ver-
sin!.. Geen gnk kz da, ldrc kl yarasn al-
dktan sonra bile bize svp saymaktan geri kalmad.
Bir filmle onlar teslim olmaya ikna edecekmi! Man-
yak bu herif!
226
Komutan kfretmeye devam ederek bir bardak
daha iki doldurdu. Kk ieyi yle hzl masan n
stne brakt ki, dolu barda z kalsm devriliyor-
du. Sonra eliyle tembelce bir hareket yaparak:
Bir de baka ey deneyelim, dedi ve yarm d-
nerek seslendi:
Temen Tu!
Buyrun komutanm! Duvara yaslanm krk
yalarnda bir temen ne kt.
imentoyu hazrlatn... Tulalar planladmz
gibi maaraya tatn.
Hemen imdi mi, komutanm?
Evet hemen, ok abuk Yann sabah maaray
kapattracam ve bu i bitecek!..
Ca May, ay yla ayd nl anan sahilde Tu Rau'
nun ardsra yryordu.
Beni yakalayp bu filmi seyrettirdikleri iin ger-
ekten ok kafam bozuluyor. Ama adamlarmz ok
esasl konutular, hell olsun, dedi Tu Rau.
Ut haklyd. Ca Zoy, Tu Rau' nun balk kulbe-
sine gizlenmiti. Halk, kadn nce kyde saklam,
ama aramal ar sklanca, Tu Rau onu kendi yan na
almaya kar ar vermiti.
Anam nasl, amca?
Her zamanki gibi.
zgn m? Sk sk baylyor mu?
Hayr. Ama bana biraz tuhaf geliyor.
Ne gibi?
Ona ne olduunu bilmiyorum. Ama imdi her ii
alacak bir hzla yapyor. Yine yle atik tetik bir
kadn olup kt.
Ne i yapyor?
Yemek piiriyor, alar ryor. Ama hl ciddi
ve zgn. Zavall kadn!
Ca May baka soru sormad. Elinin biriyle kalbi-
ni tutarak ar admlarla yryordu. nnde, ay -
nn aydnlatt dalgalar, kumlarn stnde yuvar-
lanyordu. Denizin uultusu ve ay nn yumuak-
lna karn, yrei isyanla doluydu... Dn evlerini
227
yakmlard... imdi hindistancevizi koruluundaki
palmiyelerin hrtsndan nefret ediyordu... nk
dn birok asker, maara yolundayken onu orada e-
virmiler, yere ykmlar ve rzna gemilerdi. Savu-
nucul ara ikmal yetitirmek iin dedii fiyatt bu.
Tu Fiau'nun kay hl sahildeydi. Dalgalar s-
tne stne atlyorlar, ama eriemiyorlard. Ca May,
Tu Raulya kay suya ekmesi iin yardm etti. Ka-
yn pruvas dalgalara gmld ve arkal ar nda uzun
bir iz brakarak ilerlemeye baladlar. Kayn k ta-
rafnda ayakta duran Tu Rau, uzun krekle cebelle-
iyordu. Deniz rzgr srekli olarak sahile doru
estiindsn, btn abalarna karn ok ar yol al-
yorlard. Kayn ynn uzakta belli belirsiz farke-
dilen dalyan srklarna doru evirdi. Az nlerinde,
balk kulbesinin krmz dalgalarda oynap
duruyordu.
Bak! dedi Tu Rau sevinle ve gsterdi...
Anann tamamen akl bana gelmi olmal. Benim
iin bile yakt.
Ca May gzlerini ksarak a doru bakt. Soluk
ay altnda bir gvercin yuvasn and ran yalnz
kuibenin dam, yava yava dalgalar stnde be-
lirdi.
Anszn, sahil ynnden, gelgit zamann bildiren
ve boru sesini and ran kahverengi tyl bim-bip ku-
unun uzun ln iittiler.
Sular ykseliyor, dedi Tu Rau.
Eer dal yanl ara bakmaya gideceksen, ben de
gelmek istiyorum.
Hayr, imdi zamanmz yok. Yann sabah sular
alalnca bakarz.
Kayk son dalyan srklarn da arkasnda brakt
ve kayarak s nkl ar zerine kurulmu kulbeye ya-
nat. Ca May merdivenleri t rmanarak bard:
Ana, ana! .
Ca Zoy ayaa kal karak kzna doru kotu. Oda-
nn ortasnda karlatlar. Ca May bir tahta para-
sna taklarak sendeledi ve anasnn boynuna sarl-
d. Anasna bakarken, ay gzyalanyla perdelen-
mi gzlerinde ldyordu... Aada Tu Rau kay
228
balamakla meguld apa zinciri kayn dalgalar-
da inip kalkyla durmadan sakrdyordu. Balk
elinde bir ilteyle ieri girdi ve ilteyi odann ortas-
na yayd.
Siz ikiniz burada uyuyabilirsiniz, dedi.
Sonra kllenmi atee doru yryerek fledi ve
bir sigara sard. Askerler buraya geleli bir hafta ol-
du. imdiden halkn sabrn tkettiler, dedi... Sonra
Ca Zoy'e dnerek:
Ca May ile birlikte burada kalabilirsiniz. Hibir
eyden korkmanza gerek yok. Bunlar gittikten son-
ra size yeni bir ev yaparz. Gelecek yl ekin iin ne-
ye ihtiyacnz olursa, hepsini salarz.
Benim korktuum yok... Kollarm hl salam,
sizler de varsnz. Yalnz... Szne devam etmeden
nce bir sre duraksad. Yalnz... o yaarken ac e-
kiyordum, imdi ld, ama ben hl ac ekiyorum.
Tu Rau, Ca Zoy'e bakt ve kadnn acsn anlad.
Artk bunun zerinde durma, Ca Zoy, dedi; Tut ki,
hibir zaman bir olun olmad. Zaten ona hayat ve-
ren ve byten Muu' ydu. Onu bir katil ve cani ya-
panl ar da Amerikallard. O senin olun deildi. Bak
sana yemin ediyorum, eer byle bir olum olsayd,
oktan kafasn kopartmtm.
Ca Zoy sesini kartmyordu.
Tu Rau szne devam etti: Buraya bir askeri s
kurup toprakl an ve denizi yeniden elimizden almay
planlyorlarm, haberiniz var m?
Evet, biliyorum.
Bu byk bir felket olur.
Zam ld gn syledi bunu bana.
Nasl?!
Size bunu sylememi miydim?.. Buraya yerle-
ip topraklarmz almak ve bizi yine yarcla zorla-
mak istiyorlar. Kapkacak yapmak iin kili de yine es-
kisi gibi metrekp hesab satn alacaz.
Tu Rau daha ok fkelendi ve denizi gstererek
konutu:
Bunlar hayal kuruyorlar. Buna artk asla gz
yummayacaz. Byk olum bir kolunu yitirdi, ama
ben bir ey demiyorum. Size sz veririm ki, buraya
229
bir askeri s kurduklar gn, gerillaya katlacam.
Maaradakilerin hepsi lse bile, Hon Dat direniini
srdrecektir. Ama bu en kt olaslk. Adamlarmz
lmeyecek, Ca Zoy.
Ca May onaylad: Yedi gndr buradal ar ve h-
l maaray ele geiremediler. Kydeki hamakl ar,
llerini ve yarallarn tamaya yetmedi.
Eer byle srerse, onlara, tas-tara toplayp
defolup gitmekten baka yapacak ey kalmayacak.
Askerlerde moral diye bir ey kalmad. Nereye gider-
lerse hal kn tehdidiyle karlayorlar... Korkudan tir
tir titriyorlar. Ben yann... ...
Eer maaradaki adaml armza ikmal tayacak
kimse ararsan, beni unut ma sakn! diye Tu Rau' nun
kulana fsldad Ca May.
Balk, Ca May' n bana gelen korkun olay
anmsadka fkeden titriyordu. Sao Ana ona olanlar
anlatmt. Gen kz, bana gelenleri ihtiyar kad na
anlatrken, alayarak yle demiti: Buna raz ol-
mak zorundaydm, Sao Ana. Askerler beni yakaladk-
tan sonra, maaraya yiyecek gtrebilmek iin baka
arem kalmamt. Tu Rau yle sarslmt ki, Ca
May'n nerisini kabul etmesi olanakszd.
Yok, yok! Sen olmaz! dedi.
Sigara izmaritini fkeyle yere attktan sonra, kol-
larn dizlerine kavuturarak dnceye dald. So-
nunda ayaa kalkt.
Anan uyuyor. Haydi sen de uyu.
Odann bir kesine giderek sazlardan rlm
bir uvaln iine girdi.
Amca, diye fsldad Ca May-, dalyana bakma
ya giderken beni de ar, olmaz m?
Peki.
Bir dakika sonra horl amaya balamt. Ama Ca
May daha uzun sre uyank kald.
Bim-bip kuunun t sularn alaldn bildi-
rirken uyand Tu Rau. Atei fleyerek bir sigara yak
ti. Bir sre sessizce sigarasn iti ve sonra karanl kta
kk an bir hareketle duvardan ekti ald. Ca May
derin bir uykudayd. . Kzn uykusunu bozmak iste
medi. Aa inerek kayn zd. Henz her yer
230
kapkaranlkt. Dalgalar bir sis tabakasnn altnda
oynayorlard. Tu Rau krek ekerken dnd. 'Su-
larn ykselmesini bekledim, imdi ok balk olmal.'
Dalyana varnca, an al arak kayn pruvasna git-
ti... Dalyanda fazla su kalmamt, ama ynla balk
vard. Ok gibi frlayp birbirlerine arpyorlar, suyun
stnde srayp duruyorlard... Tu Rau t ut unarak
an dalyann iine sald. Kollar yorulmaya bala-
d srada, umutsuzluk iinde kaan birka byk
balk grd. A daha derine itti. Tam bu anda, ar
bir ey dardan dal yana arparak kazklar boyunca
kayd. Tu Rau bunun ender rastl anan bir balk oldu-
unu dnerek, dalyana girmesi iin an d an ek-
ti. Ama hayr, acayip ey bir kaza taklm, evre-
sinde dnp duruyordu. Balk deildi bu. Tu Rau a-
n rasgele o yana uzatt, ama yakalayamad. Kaygan
ve ar bir eydi. melerek cismi kendine doru ek-
ti. Karanl kta ister istemez hafif bir lk kopard.
An iinde bir tutam sa yzyordu. Bir cesetti bu!
Tu Rau, korkusu getikten sonra, cesedi srklara
doru ekti. Ceset kokmuyordu. 'Kaya ekmeliyim'
diye dnd, ama bul unduu durumda olanakszd
bu. An kayn iine atarak arabuk br yana
doru krek ekti... Birka dakikalk bir araytan
sonra cesedi yeniden buldu... Eli kuma ayakkablara
dokununca, karsndakinin bir dman askeri oldu-
unu anlad. 'Seni dar ekmeye gerek yok. Balkla-
ra yem ol, daha iyi' diye dnd. Ama sonra fikrini
deitirdi. Kimbilir, belki de yan nda bir tabanca
veya elbombas olabilirdi. Btn gcn kul l anarak
cesedi kaya ekti. Doru, bu bir askerdi. Ayakka-
blarn ve niformasn grd. Hi kukusu kalma-
mt imdi. Kazk gibi olmu ceset, sabahn alacaka-
ranlnn donuk ve sisli nda l gzlerini gk-
yzne dikmiti. Tu Rau' nun demin yakalad balk,
kayn iinde oraya buraya srayp duruyordu. Ba-
lk ellerini ykad ve Cesede eildi. Hl bir koku
yoktu. Ama yz morarm, hemen hemen siyahla-
mt. Deri zlmeye balamt. Kollar yukar do-
ru kalkm, parmakl ar bir eyi kavramak ister gibi
kvnlmt. Tu Rau lnn yzne bakmaya cesaret
231
edemiyordu. nk onunla bir yerde karlam ol-
duu duygusuna kaplmt. En ar ve en pis ileri
yapmaya alkn bir adam n drst yzyd bu. Bir
ifti ya da balk, belki de frtnalara ve etin zor-
luklara kar koyarak igcn satan bir kayk. Ya-
r ak, zerine kl serpilmi gibi gri gzbebekli, fke
ve esefle lgna dnm iki garip gz.
Tu Rau, yalvarrcasna havaya alm kollarn
grnmne daha fazla dayanamayarak, kol l an aa-
indirmeye alt. Ama kollar bir trl aada kal-
mak istemiyorlar, brakr brakmaz, sanki bir eyi
kucaklarm gibi ak dur an eski durumuna dn-
yorlard. Ama sis, buhar ve giderek aydnlanan saba-
hn alacakaranlndan baka kucaklanacak bir ey
yoktu. Tu Rau yeniden kol l an indirmeyi denedi... Bu
ar ada eli rastlantyla cesedin eline dedi. Elini sanki
atee demi gibi hemen geri ekti. Sonra l adam n
elini kal drarak dikkatle inceledi.
Aman Yarabbi! dedi alak sesle. Elin ayas ha-
ri, her yan kaln nasrlarla kaplyd. imdi beyaz-
lamlar ve uzun sre suda kal d kl an iin zlme-
ye balamlard. Tu Rau eli dikkatle brakt. Sanki
vcudundan btn gc kuvveti ekilir gibi olmutu.
Ayn dediim gibi... diye m nl dand . Bu adam
en azndan on yl saban peinde yrm. Btn bu
nasrlar...
Ancak uzun bir sre sonra vcudu incelemeye
cesaret edebildi. Silah yoktu. Sadece birok yerlerin
den yrtlm, yapma deriden bir czdan ve iinde s-
nlsklam olmu bir kt paras ve zerinde Ngo
Din Diyem'in resmi olan kt paralar. Ceplerde bir
hindistancevizi parasndan baka hibir ey yoktu.
Tu Rau cesedin karsnda talam gibi kalmt. Bir-
ka byk balk dalyana yakalanm olduu halde,
balklar falan dnd yoktu. Kay sallayan dal-
gal ara da aldrmyordu. Yreine sanki binlerce ine
batrlyor gibiydi. Kafasndan birok soru geiyordu.
Nereden gelmiti bu ceset? Hangi arpmada lm-
t? Ne zaman? ok kukulu bir durumdu bu. Adam
en ok iki gn nce lm olmalyd. Herhalde tuzlu
suyun etkisiyle olacak, ceset hl fazla bozulmam-
232
ti. Tu Rau tahminlerinden bir sonu kartamyor ve
adam karaya m gtrmesi, yoksa yeniden denize mi
atmas gerektiine bir trl kar ar veremiyordu. Son-
ra anszn, kyde, kamp kurmu askerler aklna d-
t. 'Hayr, onu denize atmamalym' dedi kendi ken-
dine; 'en iyisi Ca May ile Hay Tep'in karsna haber
gndereyim.'
Tam an, kararlatrdklar gibi topukla kez
vurul unca kapy at. Hay Tep'in kars onun yanma
oturarak alak sesle konutu:
Garip bir ey oldu.
Ne oldu?
Ca May, Tu Rau' nun kulbesinden gelerek, onun
denizden, boulmu bir asker cesedi kardn sy-
ledi.
Dzenli ordudan m, yoksa silahl polis birlikle-
rinden mi?
Dzenli ordudan, niformal ve karn ndan ya-
ral. Biz, onun helikopterin gtrd dman yara-
llarndan olduundan kukulanyoruz. Helikopterler
yarallar denize atm olabilirler.
Bu szler zerine Tam an, heyecandan kafasn
kapya arpt: .
Ceset hl Tu Rau' nun evinde mi?
Evet.
Tam an biraz dnd.
Doru, helikopterler yarallar iki gn nce g
trmlerdi. Onlardan biri olmal. Ama, emin olmak
iin birliklerden soruturmalyz. En iyisi, dzenli or-
dunun askerlerine sormal. Eer dorulayacak olur-
l arsa cesedi elden geldiince gsterili bir biimde
kye getirin ki, askerler arplsnlar ve fkelensin-
ler. Onlar halkn mttefiki yapmak ve Amerikallar-
la Diyem ajanlarn tehir etmek iin bu olaydan ya-
rarl an n! Onlar harektn komutanlna kar k-
maya kkrtn! Askerlerin km morali karsnda,
bu iten caymak zorunda kalacaklardr.
Doru.
Elinden geleni yap... Ama dikkat et, insiyatifi
elimizden kapmasnlar.
233
Hepsini yapacam. Ayrca, yolda, maaraya du-
var rmeye giden askerlere rastladm. yle grn-
yor ki, imdi komutan hareketi bizzat ynetiyor.
Siz btn aDalarnz br sorunlarda youn-
latrn. Maaray duvarla kapatmak o kadar kolay
deil. Ayrca mcadeleniz eer tam zaman nda ba-
larsa, balarnda komutan bile olsa, geri arlacak-
tr.
Hay Tep'in kars mutfaa giderek Tam an' a bir
tencere pirin getirdi:
Al pirincini. Tencere sende kalsn. Btn bu i-
ler aras nda bugn geri dnp dnmeyeceimi bile
mem.
Sen bir ey yedin mi?
imdi bunu dnecek zaman deil. Hoa kal.
Dikkatli ol ve yalnz iaret zerine kapy a.
Hay Tep'in kars haklyd. Komutan Sang, sa
t ahi n erken saatlerinden beri maara aznn tu-
layla rlmesi iini ynetiyordu... Maaradakilerin
ate hat t na girmemeye dikkat ediyor ve elbombala-
ryla saldrya geen adamlarn, on metre kadar
uzakta yere kapanm olduu halde seyrediyordu. lk
ikisi daha bombalarn atmaya zaman bulamadan,
maaray savunanlarca vuruldular. Bombalar elle-
rinde patlad ve evrelerindeki drt kiiyi daha ldr-
d. Bir bomba paras komutan n kafasnn hemen
stnden geerek, perdeli kasketini yrtt. As-
kerler kendilerini imento torbalarnn arkas na yere
atmlar, maaradan gelen atee kar durmaya ce-
saret edemiyorlard. Komutan kafasn kad. Kafa
snda mifer yoktu. Kendisini toparlayarak, adamla-
rna yeniden maaraya saldrmalarn emretti ve he
men kendini yere att. Bu kez maaraya be ya da al
t tane elbombas atlabilmiti. Kesif bir duman ve
toz bulutu kartan patl amal ar n yardmyla saldr
younlatrld. Gerillalarn silahlar sustu. Dakikalar
boyunca yalnzca elbombalarmn patlamalar iitildi.
Komutan, hcum! diye bararak, yatt yer
de yar yarya doruldu ve deneini ileriye uzatt.
Askerler kayplara bakmadan maaraya doru atl-
234
dlar ve ieri girdiler. Bundan sonra komutan, srek-
li tomson salvolarndan baka bir ey iitemedi.
Gerillalar yine daha nceki gibi maaran n ier
lerine ekilmilerdi. Bylece maaraya girebilen ilk
alt asker, gerillalarn braktklar, gzetleme mevzi-
lerini alabilmilerdi... Orada kal arak ieriyi srekli
atee tutuyorlar, ama ne ileri ne geri gidebiliyorlard.
nlerinde gerillalar, arkal ar nda ise geri ekilmeye
kalkan herkesi vurmaya haz r aj anlar vard. Sang,
imdi br askerlere, temel kazmalarn ve tulalar
maara azna tamalarn emretti. arabuk sra
tulay st ste ydlar. Ama ierdekilerin anszn
dar frlamasyla duvar devrildi... Komutan, dene-
iyle fke iinde askerlere vurarak duvar yeni ba-
tan rmelerini ve gerillalar elbombalaryla geri ps-
krtmelerini emretti.
Tam bu srada, 'Psikolojik Blm'den Astemen
San, bacaklarnn var gcyle koarak geldi.
Komutanm, komutanm! diye soludu; asker-
ler isyan ediyorlar. Durum nazik!
Yine byk laflar! Neden sz ediyorsun sen al-
lahakna?
Komutanm...
Syle abuk!
Halk denizde bir asker cesedi bulmu.
Ceset mi?
Evet komutanm, dzenli birliklerden. Onu b-
t n ky boyunca dolatrdlar. Adamlarmz bakmak
iin oraya gittiler ve nc Blkten askerler cese-
di tandlar. Sau Hon adl bir erin cesedi. Onun deniz-
de boulduunu renince dehete kapldlar. Sau
Hon nceki gn helikopterle gtrlenlerden biriydi.
Ondan sonra tufan koptu. Yarallarn kastl olarak
denize atldn ileri sryorlar.
Komutann rengi sararmt: Sen cesedi grdn
m? Gerekten nc Blkten Hon muydu?
Kendi gzlerimle grdm. Hi kukum yok, oy-
du.-
Sang gzlerinin ucuyla evresine baknd.
Peki, sonra ne oldu?
Protesto hareketi teki blklere de yayld...
235
Herkes Amerikallara kfrediyor ve onlar yarallar
denize atmakl a suluyorlar. Baka trl Hon' un ce-
sedinin dalyanlarda ii ne, diyorlar.
Dalyanlara m taklm?
Evet komutanm. Bir balk dalyanlar boaltr-
ken bulmu. Ayrca size sylemeyi unuttum; drt mi-
lis askeri de dn gece kat.
Ne anlatyorsun bunl ar imdi bana?
Ama doru sylyorum. Adaml ar kayp.
Kpekler! imdi bu boulan asker hikyesi ne
olacak?
Bu bir felket. Birka adam adrlarn yakt...
tekiler silhlarn rmaa att ve miting yapan ky
halkna katld.
Astemen sivilceli yzn evirerek bir an elini
kulana koyup dinledi:
Grlty iitiyor musunuz? Onlarn sesi, ko-
mutanm!
Komutan, istihkmclann temeni Tu'ya dne
rek emretti: Duvar salamlatnn! Sonra San' a d
nerek, gidip bakalm, ne oluyor? dedi.
Astemen nden yrd. Komutan sordu:
Cesedi kye balk m getirdi?
Evet, ama tek bana deil. Bakalar da vard.
Peki, siz neredeydiniz? Niin engel olmadnz?
Komutanm, ben durumu ok ge rendim.
Bu Vietkong'un ii gibi geliyor bana.
Evet, ama ceset bir gerek.
Vcut ve yz hl bozulmam m?
Birazck bozulmu elbet. Ama Hon olduu ilk
bakta tannyor. Deniz suyu cesedi iyi korumu.
Sang sessizce yrmeye devam etti. Sonra ans-
zn deneini yol kenar ndaki otlara fkeyle vurarak
brd:
Tuh, Allah belasn versin! Bakan Ngo Din Di-
yem bile bu boku temizleyemez! Vietkong cepheden,
bizimkiler de srtmzdan vuruyorlar. Gel sava, sa-
vaabilirsen! Buraya geldiim zaman, halk kzdra-
cak bir ey yaplmasn diye apak syledim. Ama
dinleyen kim?
236
Evet, ama isyan edenler bizim kendi birlikleri-
miz.
imdi greceiz bakalm!.. diye bard Sang;
Silahn at an ilk askerin beynini datacam!
Bunun zerine astemenin enesi kapand. Su'yu
lrken astklar ipin hl sallanmakta olduu hin-
distancevizi aacnn yanndan getiler. Astemen
anszn konutu:
Komutanm, her ey bu uzun sal karyla ba-
lad. En iyisi ey etmemeliydik...
, Ne etmemeliydik? diye onun sesini taklit ede-
rek sordu komutan.
Onu ldrmekte acele etmemeliydik. nk bu-
r ada ok seviliyordu. Belki o zaman Temen Zam l-
drlmezdi.
Sama. Onu deli karnn birinin ldrdn bi
liyoruz.
Kusura bakmayn komutanm, ama kadn sizin
ve benim kadar akll. Komularna ve hatta Viet-
kong' a bile bir zarar gelmesin diye ok dikkat gs-
terdi.
Tamam ite. Kendi z olunu ldrmekten b-
yk lgnlk olur mu?
Kendinden emin tavrna karn, aslnda bu iin
iinden kamyordu Sang. Zam' anasnn ldrd-
ne emin olmak istiyordu... Bunun sradan bir l-
gnlk nbeti sonucu olduuna inanmak istiyor, ba-
ka bir ey olmamas iin dua edivordu. Aslnda bu-
nun bir idam cezas olduunu bir trl kendi kendine
itiraf etmek istemiyordu. Ama iinden bunun byle
olduuna emindi. Eer her su cezasn bulacak olsa,
acaba kendisinin durumu ne olurdu? Eskiden kana
bulad blgelerdeki cinayetleri iin pek fazla tasa-
land yoktu. nk durmadan yer deitirmiti.
Ama, burada okulda bir yaraly ldrm, Yanke'le-
rin yarallar denize atmasna raz olmutu. Denei-
ni peinden srkleyerek durumu kafasnda tartt.
' Hastane hikyesini herkes renmi olsa bile, heli-
kopter hikyesi tamamen gizli' diye dnd. ' Her
eyi i nkar etmeliyim. Yok, hayr, daha iyisi olaya ne
kadar kzdm gstermeliyim. Ben de sizime birlik-
237
te var gcmle protesto edeceim dostlarm, deme-
liyim onlara.'
Komutan ve subay rma getiler. Ranger' lerin
adrlar hl doluydu... Ama dzenli birliklerinkiler
tmyle boalmt... Ranger' ler onlara bir yn ga-
rand gsterdiler:
Bunlar imdi rmaktan topladk, komutanm.
Sang, silahlara bakp, kyden gelen bartlar
iitince, oraya yalnz gitmenin akl kr olmayaca-
na karar verdi.
Benimle gelin! diye emretti Ranger' lere. Maki-
neli tfeklerinizi de aln!
Drt adam hemen ardna takldlar. Ana yola var-
dklarnda, gne iyice ykselmiti. fkeyle kyame-
ti koparan kitle, Si Lay'a giden drtyol azna var-
mt.
Kahrolsun Yanke'ler.
Kahrolsun Ngo Din Diyem!
Drt bir yandan fkeli haykrlar yayordu. Sa-
ysz ayak, caddeyi byk bi r toz bul utuna bomu-
tu. Sang hemen yine geri ekildi. Ben... Ben yine ko-
mut a yerine gidiyorum... diye kekeledi adamlarna;
gidin ve onlara hemen kampa dnmelerini syleyin.
Bar a dilekelerini gndersinler. Hemen yukan ileti-
rim ve onlar bir karar verirler. Ranger' ler burada kal-
snlar. Mitingcilerin yryn durdurun. Eer ge-
rekirse onl an datmak iin makinelilerle birka sal-
vo te edin. Anladnz m?
Yannda bir adamyla birlikte gerisin geri tarla-
l ara doru komaya balad.
Kitle yanlarna vardnda, Ranger' ler ancak cad-
deyi tutabilecek zaman bulabilmilerdi. Psikolojik
Bl'imden astemen, kollann kaldrarak bard:
Durun! Sizinle konumak istiyorum!
Seni dinlemek istemiyoruz, ekil yoldan! diye
seslendi bir asker.
Komutann emri...
Neymi o?
lk sralardaki mitingciler durmulard.
Komutan miting ve kargaala izin vermiyor.
Kargaalk ancak Vietkong'un iine yarar. Eer halk
238
ve birliklerin istekleri varsa, komutan bunlar ka-
bul edip yukarya ileteceine sz veriyor. Askerler
hemen kampl ar na dnmelidir. Yoksa komutan bu
eylemler iin hibir sorumluluk stlenemeyeceini
bildirdi.
-Bizim seninle iimiz yok. Komutan nerede?
Birok adam tehditkr tavrlarla ne doru y-
rdler. Astemen geri ekilerek kekeledi:
ey... Komutan yerinde... Tula binada.
Haydi yryn, arkadalar!
Kitle, en nde yz isyanc olduu halde ileri atl-
d. Ranger' ler makinelilerini mitingcilere evirmiler-
di. Ranger' lerden son derece nefret eden askerler hay-
krdlar:
Domuz kpekler! Eer yreiniz varsa, ate
edin!
Kitlenin iinde silahlarn atmam olan baz as-
kerler, silahlarn grltyle dol durarak elleri tetik-
te olduu halde Ranger' lere evirdiler. ki taraf da
nefesini tutmu, birbirini kolluyordu. Bayan Ba U
kendine bir yol aarak ne doru yrd. Ranger'le-
rin yanma gelince yattrc bir el hareketi ve en
dosta sesiyle:
Aman baylar, ne gerek var byle eylere? Kim
sizi birbirinize silah ekmeye zorluyor? Niin bou-
bouna birbirimizi ldrelim? Haydi, szm dinleyin
de, indirin silahlarnz!
Kimsenin ona kulak verdii yoktu. Bunun ze-
rine yanndaki iki askerin silahlarnn namlularn
yere evirerek Ranger' lere dnd:
Dinleyin, Ranger beyler. Burada kimse size kar-
deil. Biz yaral askerleri denize atan Yanke'lere
kar yryoruz. Onlar, yaralarn tedavi edecekle-
ri yerde, kpek balklarna yem olsun diye denize at-
yorlar. Onlarn yerinde siz olsaydnz, ne yapardnz?
Bir sessizlik oldu. Byan Ba U konumasna de-
vam etti:
Hayvanlar bile birbirlerine yardm ederler. Ama
Yanke' ler vahi hayvanl ardan bile kt. Yaral arka-
dalarnza nasl baktklarn grn ite! Cumburlop
denize! Hem sonra dnn ki, imdiye kadar yalnz
239
bir tanesini bulabildik. tekilerin nerede olduunu
Allah bilir.
Konuurken dzenli askerlerin silahlarn aa-
da tutmaya devam ediyordu. Bazen yalvararak ala-
lan, bazen fkeyle ykselen sesi mucizeler yaratyor-
du. Ranger' lerin komutan ona karanlk bir bak fr-
l atarak homurdand:
Anladk, anladk. Salak yerine koyup durmay n
bizi. Sizin drdrnzdan nce de, ne olduundan ha-
berimiz var bizim.
yi kadnn yzne geni bir glmseme yayld:
Ben cahil bir kadnm. Hi kukusuz, siz gerek-
leri benden ok daha iyi grrsnz!
Bir yandan byle konuurken, bir yandan da ce-
saretle ileri doru yrd. Dzenli askerler ve kitle
hemen onu takip ettiler. Beyaz salar ve omuzlarn-
da atkyla Sao Ana da aralarndayd. San ve adam-
lar rkerek yol kysna ekildiler. Bayan Ba U biri-
sinin sylendiini duydu:
Ne ene yarabbim! Ne ene var bu cadda!
Bayan Ba U buna cevap vermekten saknd. Ran-
ger' ler aalarn altna kp oturdul ar ve mitingci-
ler yollarna devam ettiler. Boulan askerin cesedi,-
bir hamak iinde, iki asker ve iki kyl tarafndan
tanyordu. Tu Rau da tayclar arasndayd. imdi
birisi onu deitirdiinden, soluk solua arka sralara
doru yryordu. Ceset hl Tu Rau' nun onu buldu-
u durumdayd. Kollar havaya doru alm ve gz-
leri yar ak. Ama deri daha da kararm ve kuru
tozlu salar tyler rpertici bir biimde kafadan -
zlmt. Kadnlar yeniden barmaya baladlar:
Kahrolsun Amerikallar!.. Kahrolsun Ngo Din
Diyem! Kahrolsun asker katilleri! l drl en askerle-
r. istiyoruz!
Askerler de araya kartlar:
Temizleme harekt na paydos!.. Kendimizi l-
drtmek istemiyoruz!
Kitle, Sang' n kumanda merkezi yapt tula bi-
nan n nne varmt. syanclar nbetilere seslen-
diler:
Komutan dar arn!
240
Ama o burada deil, maarada!
Salak domuz! Bizi aptal yerine mi koyuyorsun?
Onun burada olduunu ok iyi biliyoruz!
Birka isyanc silahn dorul tarak nbetilerin
zerine yrdler.
Hey, yava olun! diye bard nbetilerden bi-
ri. Biz sizin arkadanz deil miyiz?
Komutan dar karmazsanz, arkadalk bu-
rada biter.
Nbeti eve doru bakarak gz krpt... Sonra se-
sini alaltarak:
Demin geri geldi... Yalnz bize hibir ey sy-
lemememizi emretti.
arn onu!
Birka el ate edin ki, biz sylemi olmayalm,
diye fsldad br nbeti.
syanclar havaya iki el ate ettiler. Bunun ze-
rine nbetiler glerek abucak komutan n evine gir-
diler. Kitle uzun sre darda bekledi... Fakat kimse
d an kmyordu... Askerler be-alt el daha ate et-
tiler. Sonunda, komutan merdivenlerde gzkt ve
deneini sallayarak kapya geldi. syanclann n-
ne dikilerek onlara korkun bir bak frlatt.
Hay Tep'in kans hemen sloganlan haykrd. Kit-
lenin gl sesi ortal sarst. Komutan huzursuz-
l anarak gzlerini yere indirdi. Boulan adam n cese-
dini onun yanma tadlar. Sang ellerini kaldrarak
itiraz etti:
Gerei yok! Gerei yok! Ben her eyi biliyorum.
Bayan Ba U ellerini beline dayayarak alayc bir
kahkaha att:
Elbette biliyorsunuz! Sizin nzan z olmadan byle
bir ey yapamazl ar Yanke'ler!
Korkuya kaplan komutan ateli ateli kendini
savunmaya giriti:
yle deil! yl e deil! Ben daha bir dakika n-
ce rendim. Yanke'ler bana hibir ey sylemediler.
Ben... ben... ben de sizin kadar kzdm bu ie... B-
tn gcmle sizin protestonuza katlacam... Onl ar
benim adaml anmd , evet... Bilseniz, yreim nasl
paralanyor?
F. 18 241
syanclarn saflarnda bir homurdanma balad.
Yalan sylyorsun! diye bard birisi.
Sen Yanke'lerle birlikte alyorsun!.. Yrei-
nin paralandndan dem vuruyorsun, ama Yanke*
1er onlar denize at madan nce
k
yaral bir askeri sen
kendi elinle ldrdn. Biz artk bu ite yokuz! Baka
ceset grmek istemiyoruz! ekip gidiyoruz biz!
Hayr, hayr! Ben de sizinle birlikte bir dileke
imzalayacam.
ster imzala, ister imzalama. Ne olursa olsun biz
gidiyoruz.
Hay Allah! Bu kadnlarn oyunca olmayn! Ne-
redeyse Vietkong'un kkn kurutmak zereyiz.
Bize ne bundan! Kendin kkn kurut onlarn.
Biz bu ite yokuz!
Komutan onlarn gitmesini nlemek ister gibi kol-
larn kaldrarak kendinden gemicesine bard:
Vietkong bouluyor, diyorum size!.. Maaran n
azna duvar rdk!
Patlamalar bittikten sonra, gerillalar maara a-
zndaki mevzilerine doru yrdler. Dardan hi
k szmadndan, yollarn bulmak iin elleriyle du-
varlar yoklamak zorunda kalyorlard.
Niye anszn byle karanlk oldu? diye sordu
Dat.
Garip ey, dediler Nan ve Kuyen ayn anda.
Bekleyin burada, dedi Dat; Ben gidip bir ba-
kaym.
Dat melerek yrd. Bir elinde dolu silah ol-
duu halde, br eliyle duvar yoklayarak karanlk-
ta ar ar ilerlemeye balad. Sonunda maara az-
n kapatan yeni duvarn nne geldi. Eliyle tul al ara
ve henz kurumam imentoya dokundu. Btn g-
cyle yasland, ama duvar yerinden oynamad. Kor-
kuyla mrldand: Vay canna, duvar rmler st-
mze!
Sonra geri srnerek seslendi:
Hey, gelin bakn, neler olmu?
Ne olmu?
242
Maaranm azn kapatmlar!
Ne?
Maara azna tula duvar rmler!
Hay Tep tekilerin yanna gelerek nden yrd.
Gerekten de yle, dedi. Duvar rlnceye ka-
dar bizi geride tutmak iin elbombalann kulland-
lar. imento henz kurumam, hepsini kolayca s-
kebiliriz... Bir deneyelim hele.
Sen burada kal, dedi Nan; biz nbetteyiz, bu
bizim iimiz.
Nan, Kuyen ve Ba Ren, Dat' la birlikte ne yr-
dler. imento kurumadan hemen skelim, dedi Ba
Ren.
Doru, ama btn duvar ykmamz gerekmez.
Ate etmek iin birka delik asak yeter.
yi fikir.
Brakn, ben yapaym, dedi Dat.
imentoyu trnayla kazyarak, fazla aba har-
camakszm bir tulay dar kard. Nan da kendi
tarafndan ayn eyi yapyordu. abuk alan Dat,
sonuncu tulay da sokmutu... Maaraya yine k
girdi.
Nihayet! diye seslendi Dat.
Kuvvetli bir patl ama sesi. Dat bararak Nan' n
ayaklarnn dibine ykld. Nan abucak onu kollar-
na ald. Elini Dat' n kanl yznde gedzirerek hay-
krd:
Dat! Dat! Beni iitiyor musun?
Ses yoktu. Nan elini Dat' n yreine gtrd.
arpmyordu... Duyduu acnn altnda ezilerek, a-
kn bir sessizlik iinde oraca kt. Dman, Dat' n
duvarda at delikten atee devam ediyordu. Bu g-
rl tnn iinde Nan, gen lnn sesini iitir gibiy-
di. En ok karidesli papay severim. Bykanam her
ziyarete gidiimde, patlayncaya kadar yerdim.
Kuyen, korkudan dili tutulmu gibi duruyordu.
Anszn, Dat' n yere dm silahn kaparak arj-
rn bir gzden geirdi. Soluunu t ut arak darda
silah sesleri kesilinceye kadar bekledi ve sonra delik-
ten darya abucak bir gz att. Darda tomsonuna
yeni bir arjr yerletirmeye alan bir asker grd.
243
Kuyen silahn omuzuna dayad ve ate etti. Darda
bir lk koptu. Kuyen hemen deliin nnden e-
kildi. Baka ses gelmeyince mrldand:
Onun ii tamam, imdi yenisi gelecek. Az sonra
bir garand ate etmeye balad. Ortalkta tula par-
alar uuuyordu... ' Senin arjrn boalnca, sra
bende' dedi iinden Kuyen... Sekizinci attan sonra,
abucak delikten nian al arak ate etti. Darda -
lklar ve vahi rpnlar. Sonra sessizlik.
Aferin Kuyen, dedi Ba Ren. Herifin hesabn
grdn.
Kuyen ses karmakszn sessizce silah omuzuna
att ve Dat' n hl scak olan vcuduna eildi. Sala-
rn dzelterek kanlarn sildi. Sonra onu kollarna
al arak ieriye tad.
Ba Ren hayret iindeydi. Kuyen'in bu iki at
alacak ey! dedi Nan' a. Byle nianc olduunu
bilmezdim...
Onlar ldrd m, dersin?
Elbette. Bu atlardan kurtulmalar olanaksz.
Nan iini ekti: Onlarn darda bekleyecekleri-
ni dnemeyecek kadar krdk.
Evet, balanamaz bir yanlg.
imdi ne yapyoruz?
Hibir ey. Bir delik yeter. Yeteri kadar hava
geliyor ieri.
Ama, nasl k yapacaz?
Onlar tarlalara ekilince bir aresine bakarz.
Delii bir adamn geebilecei kadar geniletiriz. Bir
zorluu yok bunun.
iyi yleyse... eri gidelim.
Hepsi, yere serilmi bir naylonun zerine uzatl-
m olan Dat' n vcudunun etrafna oturmulard...
Nam No, elinde yanan bir muml a lnn yanma -
melmiti. Yannda Ut, kollarn Tuy' un omuzuna do-
lamt. Tuy iri iri gzlerle bakyordu. Hay Tep ba-
da kurarak oturmu, Dat' n kan temizlenmi yz-
n seyrediyordu. Tomson kurunl an alnnda delik
amt. Deliklerden ar ar kan szyordu. Ku-
yen yere oturmu, yas iinde l genci okuyordu.
Hay Tep dudakl ann srd. Savata kay pl an gze
244
almalyz, dedi; ama bykanasn dnyorum...
Ne diyeceiz imdi zavall kadncaza? Baka hi
kimsesi yoktu.
Korkun bir kayp, dedi Tu Niyep, hafife k-
srerek. imdiye kadar tandm en iyi genti. Tam
saydm, en azndan alt dman kendi bana ldr-
d, ecek bir eyimiz kalmad zaman da, akala-
maya devam ediyordu. Tek bir kez bile yaknmad.
Hay Tep sesini alaltti: Babasnn kemikleri de
burada. Baba-oul, ikisi de ldler.
Bu gece bir dua okuyacam, dedi Tu Niyep,
byk bir arballkla. Ruhu da, sa olduu zaman-
ki neesini korusun.
Gerei yok, diye szn kesti Ba Ren. Ona en
iyi elbiselerini giydirip bir naylon sarsak yeter.
Kuyen hkrklardan boulan bir sesle: Ben ya-
parm, dedi.
Evet, dedi Hay Tep. antas burada. . . inden
giydireceklerini se.
Nam No ayaa kal karak adaml ara dnd:
Siz nbet yerlerinize dnn. Kuyen'le ben bu ii
yaparz.
ki kz, Dat' n antasn atlar. Kahverengi, saf
ipekten rlm, kk anta, bir okul antas ndan
byk deildi. Kaba kuman Dat' m bykanas ta-
rafndan dokunduunu dnen Kuyen' in yrei sz-
iad. iinde zenle naylona sarlm kk bir paket
buldu. Bir gri giysi, siyah rg bir pijama giysi ve
ilk sayfasnda Bakan Ho i Minh' in resmi yaptrl-
m bir kk not defteri. Fotorafn altnda zenle
yazlm iki szck okunuyordu: Ho Amca.
Kuyen gri giysileri al arak tekileri yeniden an-
taya yerletirdi. antan n dibinde sert bir ey dedi
eline. Bir sapan. kartp bakt ktan sonra, iini eke-
rek yine yerine koydu. Kuyen ve Nam No, yeniden
Dat' n yan na dndklerinde, lnn banda yalnz-
ca Ut' la Ty vard. Kuyen onl ara dnerek: Haydi,
gidip Tam' la Be'yi ziyaret edin, ocuklar, dedi.
Peki abla.
Tuy yalvard: Ut beni srtna alsn.
Ut uysalca raz oldu. Kk siyah kpek de ar-
245
kal anna takld. Nam No mumu Kuyen'e uzatt. Bek-
le, dedi; onu ykamak iin slak bir bez getireyim.
Kuyen, Dat' n alnndaki kurun deliinden b-
ylenmi gibi gzlerini ayrmyordu... Parmakl arn
tereddtle bunlarn zerinde gezdirdi. Deminki iki
at aklna gelince, kendini daha az mutsuz hissedi-
yordu. Dat' ldren adamn, yandm! diye bar-
dn aka iitjmiti. tekini de. Az kalsn, kendi-
si de zavall Dat' n akibetine urayacakt. Ama o an-
da bunu dnmemiti. Gzlerinin nnde, yalnzca
yklp kalan Dal
las ve maaradaki iinde
vard...
Nam No geri
lerini karttlar,
t n kan izlerini,
hindistancevizi aacna aslan ab-
kemiklerin olduu kp
dnnce, iki gen kz, lnn giysi-
Karc lelerini son kez ykayarak b-
;ozla ve bir haftadr durmadan bo-
alp duran terleri sildiler. Sonra ona ok sevdii
gri giysisini giydirdiler. Kuyen giysisinin yakasn ve
Nar geldiinde, onu naylon rtye
saryorlard. Gen a da n diz kp ly kollarna ala-
rak kaldrd... Bir an seyrettikten sonra, vcudu dik-
katle pembe naylon parasnn stne koydu. Snrsz
bir zenle, olabildiir ce uzun zaman korunacak bi-
imde sardlar. Sonunda, Nan, Dat' alak bir kayann
stne yatrarak bir dakika sessizce kald... Sonra
evresi kpkrmz olmu gzlerini kal drarak kzlara
bakt:
brklerin yanma gidelim.
Adamlar, duvardaki delii bir adamn geebile-
cei kadar bytmeye urayorlard. kolayd. Bu
arada daha fazla tecrbe kazanmlard. Son tulay
da kardktan sonra, durarak darya kulak verdi-
ler. Ba Ren ceketini kard. Biraz kenara ekilin,
dedi. Daha fazla kazmaya gerek yok. imdi bir tek-
mede alr.
Dikkatli ol, Ba Ren!
Merak etmeyin.
Ba Ren deliin iine girdi. Bir an onun delie s-
mak iin nasl zorlandn duydular. Btn duvar,
Ba Ren' in bir tekmesiyle ieri doru yklnca, geri
kamak zorunda kaldlar. Dman kudurmu gibi
246
ate ediyordu. Ama kimseye isabet ettiremedi. Ba-
Ben kahkahal arl a glmeye balad. Darda ate ke-
sildi.
Gryorsunuz, dedi Ba Ren; duvar da boa k-
t. Yine biz kendi mevzimizi tutuyoruz, onlar da ken-
dilerininkini! Ne bir fazla, ne bir eksik!
Doru sylyorsun, dedi Hay Tep. Deminki dik-
katsizliimiz yznden Dat' yitirdik. Ama bu duvar
hikyesi de onlarn aleyhine dnd.
imdi baraj atei amak zorunda deiliz. Burada
oturup bekleriz. Ve kafasn gstereni armut gibi al-
aa ederiz.
1
Bu ok iyi. nk cephanemiz de azald.
Tu Niyep'in bouk sesi duyuldu:
Ben hurafeye inanmyorum. Ama yle sanyo-
rum ki. Tanrlar bizi gerekten koruyor. nce tam
susuzluktan krlacamz srada, en beklenmedik bir
zamanda yaan yamur ve imdi de tam cephane-
mizin tkemeye yz tuttuu srada, dmann gelip
bize istihkm kurmas! Tanrl ara teekkr etmeliyiz!
Hepsi gldler. Hay Tep herkesin orada toplan-
m olduunu grnce, ciddiyetle uyard:
Daha dikkatli olmalyz. Yedi gndr her eyi
denediler; elbombalar, rma zehirleme, dumana bo-
ma, u propaganda filmi ve duvar rme. Yeni ve da-
ha kurnazca eytanlklara kar uyank olmalyz.
Zehirli kimyasal maddeler, havaya uurma ve kimbilir
baka neler? Evet, uyank olmalyz. Fakat bizi yene-
meyeceklerdir? Zehirli gazlarla gelirlerse, maaran n
ierlerine ekiliriz. Dinamit de el bombal anndan daha
tehlikeli olamaz. Bir haftadan beri saldryorlar ve bi-
zim yalnz iki l ve iki yaralmz var. Buna karlk
onlarn kayplar yz kadar olmal. Geri biz vcut-
a ok yorulduk. Ama moralimiz salam. Onl arda ise,
eminim ki, moral diye bir ey kalmamtr. Direnme
gcmz ya imdi kantlayacaz, ya da hibir za-
man. Burada daha, en fazla be gn kalabilirler. n-
k vilyetteki durumlar, onl ara bir harekat iki haf-
tadan fazla srdrmeye elvermez. Hele bin be yz
adam bir yerde bundan fazla tutamazlar. Dn gece
radyo, bizimkilerin Tu blgesinde saldrya getikle-
rinden sz etti.
247
Yaasn! diye bard Tu Niyep. Onlara hibir
yerde rahat vermeyeceiz!
Kuyen onun szn kesti:
Ama yedeklerimiz ok azald. Yalnzca Ca May'
m birka gn nce getirdii 20 litre pirin kald. Pa-
ymz yine gnde adam bana bir avua indirmeyi
neriyorum.
20 litre 17 kiiye, diye hesaplamaya balad Hay
Tep. Eer gnde birer avu alrsak gn yeter. Bi-
raz az, ne yapalm? Yine hindistancevizi ve maymun
ekmei meyvesi getirmek iin klar rgtleyebili-
riz.
Hindistancevizi olur, ama ekmek meyvesi geti-
remeyiz. Biz de dnmtk, ama tarl al ara gitmek
olanaksz. Oral arda kar nca gibi asker kaynyor, de-
di Nan.
Bakalm, deneriz. Eer burada uzun sre kala-
cak olursak, onlar toplamak iin de bir yol bulmal-
yz ki, alktan lmeyelim.
Hay Tep havay koklayarak gld:
Havadaki bu olgun ekmek meyvesi kokusu beni
acktryor.
Ba Ren onun kaburgal ar na vurarak: Abartyor-
sun, dedi. Biz burada hibir koku almyoruz.
Hay Tep byk altnda glerek sordu:
Baka meseleleriniz var m? Yarallarn durumu
nasl?
Yaralar iyileiyor, dedi Nam N. Ama Tam
bana zorluk kartyor.
Ne gibi?
Boyuna yaknp duruyor... Savaa hibir katk-
s olmadn ve bize yk olduunu sylyor. Her d-
man saldrsnda yerinde duramaz oluyor ve onu sa-
vamak zere dar karmam iin yalvaryor. Tabii
buna izin vermiyorum ve bu yzden bana bozuluyor.
Bu konuda zlmene gerek yok, diye gld Nan.
Bakarsn ona da silahn ateleyecek frsat der.
Ama, biz henz yarallar da savaa srecek duruma
dmedik. Ben onunla konuurum. Ha, Ba Fi ve ka
ns ne alemdeler?
Onlara da su ve kavrul mu pirin paylarn her
248
kese olduu gibi sektirmeden verdim. Kadn szlan
makt an bir trl vazgemiyor... Dn yine ulumaya
balad... Ayaklarma kapanarak, ' n' olur bizi ldr-
meyin, bundan sonra dzeleceime yemin ederim' di-
ye inledi. Ben de ona, yalan sylemekten ve bana nu-
mar a yapmaktan vazgemesini syledim. Sonra b-
t n tanr l ar adna yemin etmeye balad: ' Her eyi
dzelteceiz, yalan sylyorsam, tanr l ar bizi para
para etsinler, dedi ve onu zmem iin yalvard...
Ama ben zmedim.
Doru yapmsn, diye onaylad Hay Tp; peki
yleyse, toplanty burada bitiriyorum... Gerisini ba-
ka zaman konuuruz. imdi nbetiler dnda, herkes
dinlenmeye gitsin.
Ba Ren kesin bir sesle bildirdi:
Nbete Ba Ren'in grubu kalacak!
Nan gitmeye hazrlanrken, Ba Ren yanna ya-
nat:
Buna bak, gzel deil mi? Buraya giren ilk ada-
mn kafasn bununl a paralayacam!
Nan sopay elinde t art arak ban sallad:
Evet, ok iyi. Nerede buldun bunu?
Ba Ren sessizce glmsedi.
Bugn on ikinci ayn yirminci gn. Tet'e yalnz
on gn kald! diye homurdand komutan Sang...
Naylon parat bezinden yaplm hama na uzan-
m yatyordu.
Gece olmutu. Ama tm Hon Dat, hl gndz-
k sava grltlerini yanklandryor gibiydi. Toz
henz yere inmemiti. Sada solda yalnz kalm bir
manda, yakmrcasna bir sesle bryordu. Arada
srada tek tk silah sesleri dalgalarn uultusunu bas-
tryordu.
Sang, kendisini bitmi tkenmi hissediyordu. yi-
ce yklmt. 50 yaralnn l mnn soruturulmas-
n isteyen bir dilekeye imza atmak zorunda kalmt.
imdi cesareti bsbtn krlm ve artk herhangi
bir eyin baarya ulaacana inanc kalmamt.
Yalnzca 19 kiinin snm bul unduu bu maara
249
ele geirilemezdi. Kubbe biimindeki tepe, sanki are-
sizliini gzne sokmak istermi gibi inatla karsn-
da duruyordu. leye doru, hl imza atmaktan sy-
rlmaya alt bir srada, Temen Tu gelerek duva-
rn ykldn bildirmiti. Bir an iin kendini tuta-
mad, imzasn dilekenin tam altna bastrverdi.
Eer bu olay olmasayd, imzay kukusuz daha salla-
yabilirdi. Dnk umut l an nceki gnden az olduu
halde, bugnknden oktu. Bu maara iini bir sonu-
ca balayabileceine inanc srekli azalyordu. Bu
akam, artk nah burasna kadar gelmiti. Yeni bi r
saldrya gemeye hi hevesi kalmamt! Verimli Hon
Dat blgesinin imdi onun iin hibir anlam yoktu.
Geldii zaman olaanst gzellikte bulduu ve gn-
de en az bir kez ykanmaya kar ar verdii bambu sa-
hili bile, artk ilgisini ekmez olmutu. Maara hak-
kndaki d krc dncelerine dalp gittii bir anda
santralcinin sesini iitti:
Evet, buras Cesaret Harekt. Komutan m is-
tiyorsunuz? Bir saniye ltfen!
Sang abucak doruldu. Kapda gzken sant-
ralcya, kim istiyor beni? diye sordu.
Glory, komutanm.
Sang ayaa kal karak santral odasna girdi ve ku-
laklklan kulaklarna takti:
Alo! Glory mi? Glory'yi anyorum. . . Ah, evet,
Glory! Evet, evet, ben komutan Sang... Sesi anszn
deimi, yumuak ve dalkavuka bir ton almt.
Evet, anlyorum... Bu konuda rapor gnderdim...
Henz sona ermedi, biraz zor... Yznden nce bir
korku bulutu geti, sonra anszn yine gzleri parla-
d: Evet, evet, afak skmeden nce... Bastne, he-
men saldracam! Kulakl kartarak dipdiri aya-
a kalkt.
Komutanm, diye sordu santralci. Yine mi sal-
drya geeceiz?
Onu sen sylyorsun, diye cevap verdi Sang,
kibirli bir tavrla. Sonra iaret parman duda na
gtrerek santralcinin kulana fsldad:
Yalnz sen iitmi ol, olum. Buradan toz olmak
emrini aldk!
250
Santralci ban sallad... ok rahatlam olduu
belliydi. Komutan astemeni ard:
Btn tabur ve blk komutanl arn toplayn!
Gen subay telefona giderek emri iletti... Sonra
iki lks lambasn yakarak odann ortasna koydu...
Komutan yeniden hama na uzanarak bir sigara yak-
t. Gece imdi karanlk olmutu. Ama tepe, yava ya-
va gzden silinecei yerde, karanlk gkyzne kar
daha da belirginleiyor, koca ktlesi adeta gururl a
gsteri yapar gibi gz alyordu. Subaylar gelince,
Sang dorularak oturdu.
Birlikleri yattrdnz' m?
Benim blkte her ey yolunda.
Benimki pek iyi deil. Askerler homurdanyor-
lar.
imdi benim ble de bulat. Askerler kstah-
layorlar.
Komutan ayaa kalkt. Yeter! diyerek subay-
larn szn kesti. Masann bandaki yerini aldk-
tan sonra, parmakl arn masan n stnde tklatarak
onlara iyi haberleri ahlatt. Subaylar ne kadar ferah-
ladklarn gstermemek iin byk aba harcyor-
lard.
Sang sesini alaltti:
En ge yarn lene kadar Tri Ton' da bul unma
emrini aldk. Bu yzden saat altdan nce btn bir-
likler burada yrye geecekler. Ama bu konuda
tek, sz etmek yok! Hi kimse bunu renmemeli. Hi
fazla grlt etmeden buradan tyeceiz, anlyor
musunuz?.. Sigarasnn kl n silkti: Bu birinci
madde ok nemli: Bu gece maaray yok edeceiz!
Subaylar kalarn kal d rarak akn akn ba-
ktlar. Sang onlarn afalladn grnce, dut umu
aklad:
Hi merak etmeyin, maaray havaya uurma-
ya falan kalkacak deiliz. Bunun iin bir atom bom-
bas gerek! Ama elimizde daha bir mi ktar dinamiti-
miz olduundan, birka paket maaraya gtreceiz.
Temen Tu!
Buyrun komutanm?
Dinamitleri yukarya, maaraya tatn. Siz de
San, hoparlrleri kurdurun. Patl amal ardan sonra hal-
ka, maaray havaya uurduumuzu bildireceiz.
Sonu ne olursa olsun, yle mi komutanm?
O kadar dinamitin hibir sonu vermemesi ola-
naksz, tmyle olanaksz!
Komutanm, diye szn kesti Tu, belki ma-
ara az biraz hasara urayacaktr. Ama Vietkong
azck ieriye ekilecek ve yine beklenen sonucu ala-
mayacaksnz.
Sang eliyle masaya vurdu:
Ne olursa olsun, gitmeden nce grlt kar-
malyz, anlyor musunuz?
Haklsnz, onl ara zayf olmadmz gsterme-
liyiz.
Hepsi onayladlar. Ksa bir grmeden sonra -
kp gittiler. Tu orada kald. Komutanm, ne zaman
balyoruz? diye sordu.
Ne zaman isterseniz. Biraz ge olsa daha iyi olur.
O zaman uykulu olurlar ve gafil avlanmalar daha
kolay olur.
Ben de o fikirdeyim. Ama dinamitleri daha nce
yukan tamalyz.
Hemen tatn. Sal dnya ne erken, ne de ge
balayalm... Sabahleyin saat bete kamp terkedile-
cek, buna gre saldn saatini saptayn. Mmknse
gece yans na doru olsun. O saatte nbetiler ayakta
uyuyor olabilirler.
Bastne komutanm, gece yans.
Sang ban sallayarak Astemen San' a dnd:
Sen de bu arada uyumaya al.
Olur komutanm. Benim hoparlrler belirledi-
imiz saatte hazr olacak. Haber, hal kn moralini ok
sarsacak. Halka dn gece o filmi gstermemizin pek
de yararsz olmadna imdi daha ok inanyorum.
Sang yzn buruturdu;
Benim yanmda bir daha bu fiyaskoyu anma,
dostum.
Ama komutanm, dn geceki film ve bu geceki
mthi patl ama birbirini tamamlayacak.
Sang aka alay ederek gld:
Ne acemi aylaksn sen! Benim u kr salarma
252
bak, deinnende aartmad m bunl an. . . Vietkong' un
ve halkn ne dndn senden iyi bilirim. Onl an
kand rmak kolay deildir, aslanm. Onl ann sizin her
syleyeceinize i nanacakl ann m sanyorsun? O ka-
dar kolay deil bu i! Ben, gitmeden nce grlt
yapmamz gerektiini syledim, hepsi bu.
Sonusuz bir kuru grl t m komutanm?
Sonu demekle ne demek istiyorsun? Salak m-
sn sen nesin?
Komutan imdi stlerine bu hikye zerine ne iyi
bir rapor yazacan dnyordu. Ama bunu San' a
sylemedi elbet.
Temen Tu, kendi blndeki adaml ar isyana
kat l mad kl anndan dinamitleri maaraya tatmak-
ta hibir zorlukla karlamad. Yalnz askerlerden
biri tkezleyip boylu boyunca yere yuvarlannca iler
atallat. Bu d maarada nbet bekleyen gru-
bu, yani Trong, Len ve Hay Ka Tren' i kukulandr-
mt. birden yerlerinden frladlar.
Bir ey yuvarland! dedi Trong.
Dikkatli olun!
Trong cep fenerini yakt. D anda maaran n
nnde her ey yolunda gzkyordu. Yerleri batan
baa rten bomba paral anndan baka bir ey yoktu..
Az nce hibir ey yoktu. dedi Len, alak sesle.
Durum her dakika deiebilir. Ben bir eyin d-
tn iittim. Yzde yz eminim. diye cevap ver-
di Trong. Tomsonuyla birlikte yeniden maara azna
gitti.
Dinleyin, eer bir sal d n olursa, bende topu to-
pu on kurun kald. Ben atei keser kesmez, hemen
kllannz kaparsnz, oldu mu? ieri kim girerse
gznz krpmadan aln klc!
iki gerilla kllanna sanldlar:
Oldu. Yalnz bize yer almas iin sen geri e-
kilmelisin.
Beklemeye baladlar. 10 dakika, 20 daki ka geti.
Hibir ey olduu yoktu.
Bir tilki olsa gerek, dedi Hay Ka Tren.
Burada tilki olmaz, diye cevap verdi Trong.
Hay Ka Tren stn bi r tavrla gld:
253
ok var. Sen bural deilsin, onun iin bilemez-
sin. Burada her ey var; tilki, maymun, ylan... sr-
sne bereket. Hatta yle kapl umbaal ar var ki, kimi-
leri ekmek sepetinden ve hat t a pirin kfesinden bi-
le byk.
1
Eer bu badireyi atlatrsak, gerekten bir defa
ylan eti yemeyi denemek isterdim.
Bu mevsimde ok bulunmaz. Ama boa bulunur.
Boa eti sever misin? Yalnz biraz yavandr, ola ki de-
risiyle piiresin.
Hay Ka Tren enesini tutamyordu:
Dev kaplumbaalarn nasl yumurtladklarn bi-
lir misin? alacak ey! Kuru mevsim gelince deniz-
de kaybolurlar. lk frtnalarla birlikte yumurtlamak
zere Hon Dat' a dnerler ve baalarn ahmerdan
gibi kullanarak iyice gmerler. Sonra yine denize d-
nerler. Yamurlar balaynca, kk kaplumbaalar
yumurtal ardan karak yiyecek aramak iin hemen
denize dalarlar.
Fevkalde! diye bard Trong.
Hay Ka Tren ban sallad ve kendini beenmi
bir tavrla devam etti:
Ah, burada daha ok fevkalde eyler vardr...
Szgelimi, kirpiler... Bir sr kirpi bul unur burada.
Onlarn hem erkek, hem de dii olduklarn bilir miy-
din?
aka ediyorsun.
Ciddi sylyorum.
Olanak var m buna?
Bizim burada daha ok nadi r hayvanlar vardr.
Btn Gney Vietnam' kurtard ktan sonra, birka
arkadal a birlikte arada srada ava karak zahmet-
siz zengin olacaz.
Len sze kart:
Ben de katlabilir miyim?
Hayr, sen ok dalgacsn. Bir avc ok duyarl ve
soukkanl olmaldr.
Len byk altndan gld:
Dinlemeye devam et, Trong! Sen Hay Ka Tren' in
namn tanmyorsun daha. Seni iletiyor sadece. Ben
dnyaya geldim geleli bu adamcazn, haydi tilkile-
254
ri, kaplumbaalar, ylanlar, maymunlar bir yana
brak, bir sincap bile tuttuunu grmedim.
Hay Ka Tren bir an verecei karl tasarlad.-
Bak sen hele, dedi sonunda. Yedinci ayn on be-
inci gn benim evime gelip de, tkabasa ylan or-
bam ien sen deil misin?
Elbette, yalnz ylan Ut yakalamt. Sen kar ma
yalan kvrp kendin yakaladn syledin. Ben de
kibar olduumdan bunu senin yzne vurmadm.
imdi beni bununl a m mat etmek istiyorsun?
Ne? Ut mu yakalam? Hangi Ut?
Tu Rau' nun ocuu. Kendisi burada, istersen
sorabiliriz.
Hay Ka Tren enesini kapatmay yeledi. Trong,
onu iine dt kskatan kurtarmak iin bir ey-
ler sylemek zorunluluunu duydu.
Ama burada birok vahi hayvan olduu gerek.
Kim aksini iddia etti ki? diye gld Len.
Bu srada maaran n iinden bu yana yaklaan
ayak sesleri iittiler. Hay Ka Tren ayaa kalkarak
konuyu deitirdi:
Bu, bizi deitirmeye gelen Nan' n grubu. Gi-
dip biraz yatalm. Ben neredeyse ayakta uyuyaca-
m.
Nan, Kuyen ve Tu Niyep'le birlikte geldi:
Haydi uyumaya gidin arkadalar, vaktiniz ta-
mam.
Saat on mu oldu? diye haykrd Len. Hay Ka
Tren' in masallaryla zaman n nasl getiini anlaya-
madk.
Trong, Nan' a durumu bildirdi:
Olaanst bir durum yok. Yalnzca bir saat ka-
dar nce darda bir eyin dtn iittik.
yle mi?
Ama o zamandan beri hibir ey olmad.
Den bir adam n grlts myd?
Bir tilki de olabilirdi.
Peki, elfenerini ver bana.
Nan yere melerek elfenerini yakt. Grnrde
hibir ey yoktu. Nan maara azna bir metre uzak-
lkta duruyordu. Arkasnda Kuyen ve Tu Niyep vard.
255
Nan bir tomsonla silahlanmt. Kuyen' de Dat' n ka-
rabinas vard. Ba Ren' in aa dipikli ar silahn
tayan Tu Niyep, bir sigara sard.
Hl birka kymk ttnmz var, dedi. Ben
imdi kayalardaki kuru yosunlara gz koydum. Belki
onl an ttn yerine iebiliriz.
Adamlanmza dua et ki, bize yiyecek getirdiler,
diye sylendi Nan; Onlar olmasayd, bugne kadar
dayanamazdk. Ttn bir yana brak, pirincimiz bi-
le olmayacakt. Hele Ca May' n bana gelenleri d-
ndke...
Gen adam konumasn kesti. Kimse bu sessiz-
lii bozmak istemiyordu. Temiz bir hava akm ma-
aray doldurdu. Darda bir meltem esiyor olmaly-
d. Kuyen'e, sanki deniz yakmlayormu gibi geldi.
Dalgalarn alts yava yava iddetli bir gmbr-
tye dnt.
Hava yine bozuyor, diye szland Kuyen; ana-
m ok merak ediyorum. Su ldrldkten sonra,
onun hali ne oldu acaba?
Evet, garip ana... dedi Nan; ama ben buna da
katlanacana eminim, ikinizi de sever o. Yalnz Su'
ya acdndan onu biraz daha fazla severdi. Bir gn,
'Su on yl ve daha uzun zaman kocasn bekleyebilir;
ama korkanm, yeniden birleinceye kadar ikisi de ih-
tiyarlayacaklar' dediini iitmitim.
Kuyen bir an dnd: Doru, Su' nun yan nda
ben ocuk saylnm.
Tu Niyep gld ve dolambasz sordu: Syle ba-
kaym bana Kuyen, ama ak cevap ver.
Neye amca?
Tu Niyep biraz ardan al arak sigarasndan son
bir nefes ekti ve yere bast rarak sndrd:
Su'nun bekleyebileceinden ben de anan kadar
eminim. Ama diyelim ki, Nan' 10 yl, 20 yl iin ba-
ka yere gnderdiler. Ne yaparsn o zaman?
Ama byle bir ey olmayacak ki, amca!
Tut ki oldu.
Kuyen suskunlamt. Tu Niyep sktnp duru-
yordu-. Haydi cevap bekliyoruz, abuk!
Karanlkta Kuyen korkmutu. 'Doru, bunu hi
256
dnmemitim,' diye dnd. Sonra canl anarak
yksek sesle, beklemezdim elbet! dedi ve glmeye
balad.
Bak sen hele! dedi Tu Niyep. ittin mi Nan?
Kulaklarm drt atm. Amca. Nan' n sesi i-
neleyici bir ton aidi: Niye birisinin beni beklemesini
istiyorsun ki? Benim beklenecek nem var?
Kuyen onu susturmak iin imdikledi. Sonra e-
nesini omuzuna dayayarak pt. Karanlkta Tu Niyep'
in onlar gremeyeceinden emindi. Nan ilgisiz dav-
rand, ama ok mutluydu. arpma srasnda by-
le anl ar enderdi. Kuyen ve o, hibir zaman br ift-
ler gibi aka bir arada olmak frsatm bulamam-
lard. Hep byle smaklarda, ormanl arda ve bugn-
k gibi maarada ve hep havan n en gerilimli olduu
anl arda. imdi ok mutluydu. Parti yolda, sava ar-
kada ve nianls, sevgilisiyle iini stmt. Anszn
Kuyen' in ban itti. Hafif bir ses iitmiti. Rzgrn
maaran n taban na uurduu yapraklarn hrts
gibi bir ey. Cep fenerini yakt. Bir denein ucuna
balanm adr bezinden gri bir torba, ar ar ma-
ara azndan ieri giriyordu. Yanan bir fitil grd-
ler. Kuyen ve iki adam, bir saniye kadar bir an, zer-
lerine doru gelen pakete korkuyla baktlar. Sonra
canlandlar. Kuyen, Nan' n ellerinin birinde otomatik
silah ve tekilerin cep feneriyle dolu olduunu g-
rnce hemen ileri atld. Dinamit paketini kucaklad-
gibi dar att. Sonra ona sarlan Nan' la birlikte
ieri yuvarlandlar. Darda korkun bir patl ama ol-
du ve birden parl ayan alevler ykseldi. Kuyen ve ar-
kadalar, yere savruktular. zerlerine toprak ve ka-
ya paralar yayordu. Nan gen kza smsk sarl-
m olduundan yaralanmamlard. Kuyen silahn
dorulttu.
Geri! diye bard Nan.
Tu Niyep ve Kuyen iin yolu aydnlatt. lk dne-
mete durakladlar. Tu Niyep yere kerek solumaya
balad:
Az bir ey daha zerimize gelseydi, mz de
havaya umutuk. Hay allah, bu fitil gerekten de
ok korkuntu.
F. 17 257
Hay Tep ve adaml ar koarak geldiler.
Nar nerdesin? tekiler neredeler?
Buradayz. Hepimiz sapasalamz. Bir paket di-
nami t attlar.
Koridoru elfeneriyle aydnlatt. Dikkati eken bir
ey yoktu.
Burada kaln. Ama baka saldrlara kar hazr-
lkl olmalyz. Ba Ren, sen misin?
Evet.
Sen ve adamlarn nbet yerini takviye edin.
Oldu.
Ba Ren, Tu Niyep'in yanna giderek vcudunu
yoklad:
ok kr, sapasalam! Haydi git, dinlen. Ver
bana bizim delikli demiri.
Yeni bir patl ama daha. Basn dalgas onl an ge-
riye att. Kaya ve toprak paral an duvarl ara arpt-
lar. Maara iddetle sarsld ve sanki kayalar atlaya-
cakm gibi oldu. Ar, siyah bir duman ykseldi.
Ben elfenerini tutuyorum, dedi Hay Tep. Silah-
l an hazr tutun, arkadalar! Girite birisi gzkr g-
zkmez ate edin!
Nan tomsonuyla bir kayaya yaslanarak, Kuyen' e
yannda yer gsterdi. Gen kz karabinasn omuzuna
dayad. Duman yava yava ykseldi. Maara azn-
daki duvar yklmt. Orada yalnz bir yknt yn
duruyordu. Elfeneri anszn snd. Bir saniye sonra
tekrar yandnda, giriin nndeki ykntnn ze-
rinden kucanda bir paket dinamitle bir dman as-
kerinin sradn grd. Ayn anda drt el birden
ate edildi. Asker durakl ayarak dinamiti drd. Fi-
til czrdayarak yanmaya devam ederken, adam oldu-
u yere ykld. Patlama havay sarstndan, Kuyen
ancak bir korku lyla kendini bir kayann arka-
sna atabilmiti. Ayn mthi sarsnt ve havada uu-
an kaya paral an, ayn siyah duman. Askerden hi-
bir iz kalmamt. zerlerindeki tavandan bir kaya
paras koparak yere dp paraland. Elfeneri h-
l yanyor ve onlar silahlann maara azna evir-
miler, sahnenin tekrarlanaca umuduyl a bekliyor-
lard. Bir dakika, be dakika geti. Hibir hareket
258
yok. Boa pil harcamamak iin, Hay Tep elfenerini
sndrd. Fakat az sonra yine yakt. Ama yine bir ey
yok. Bunu birok kez tekrarlad. Ama hibir ey g-
remediler.
Geri ekildiler, dedi Ba Ren.
Acele etmeyin, dedi Tu Niyep. Elfenerini ak
brakn. Birazdan ay ykselir.
imdi darda rzgrn uul tusunu aka duya-
biliyorlard. Dalgalar srekli bir gmbrt kart-
yorlard. Silahlan hl hi titremiyordu. En ufak bir
harekete dikkat ediyorlard. Kuyen' in sabn tkendi.
Durmadan yanp snen elfeneri sinirini bozuyordu.
kide bir elini tetikten ekip yeniden koyuyordu. Ama
gzleri bir an bile maara azndan aynlmyordu. Az
sonra giri, k olmadan da ak seik grlmeye
balad. Ay ykselmiti. nlerinde artk koyu karan-
lk deil, giderek aaran mavi bir alacakaranlk var-
d. Kuyen imdi ay nda ykntlan grebiliyordu.
Hay Tep feneri kullanmann bir anlam kalmadna
karar vererek nbeti Ba Ren'e teslim etti ve tekileri
uyumaya gnderdi. Gecenin geri kalan blm sakin
geti. Hatta daha nceki gecelerden daha sakin. Ne
yeni bir patlama, ne de uzakl ardan silah sesleri ii-
tildi.
Gn aardnda, yine her zamanki gibi maara
azndaki savunma mevzilerine yerletiler... Nbeti
Hay Tep almt. Sabahn ilk nl annn maaraya sz-
dn ve karanln giderek solduunu grerek, Ni-
hayet gndz oldu, dedi. Deniz de durgunlamt.
Kular tyorlard. Hay Tep otl ann zerinde i
daml ac kl ann grd. Yumuak bir k, doay yk-
yordu. ayr birok yerinden inenmiti. Anszn
kaln bir bacak grerek rkt.
Bakn, dedi adaml anna; dn dinamit tayan
askerlerden kalan hepsi bu.
Arkasnda birisi soludu. Ban evirince, uyku-
lu gzlerini ovuturan Ut' u grd. ocuk, baca in-
celemek iin ellerini dizlerine koyarak meldi, sonra
yzn buruturdu:
Ne korkun bir patlamayd, deil mi amca?
Koca bir paket dinamit. Bu bacan kalmas bi-
259
le bir mucize. Peki sen patl ama srasnda uyandn m.
Ut?
Ut ses karmakszn gzlerini darya dikmi
bakyordu. Daha iyi grebilmek iin maara azna
gitti.
Yoksa horul horul uyudun mu? diye bir daha
sordu Hay Tep.
Ama ocuun gzleri iri iri almt. te, ite
geliyorlar! diye ba rarak hindistancevizi koruluu-
nu gsterdi.
Nerde?
Hay Tep Ut' un parmayla gsterdii yne baka-
rak koruluun kysnda bir insan kalabal grd.
Yerlerinize! diye bard. Atee hazr olun!
Gerillalar ve Ut, kayalarn arkasnda siper ald-
lar. Hay Tep, garand' na bir mermi srerek gzleriy-
le dman izledi. ayra yaylyorlard. Ut' un gzle-
ri parlad ve anszn bard:
Ama... ama bunl ar askerler deil!
imdi iki gerilla da gelenleri grmlerdi.
Evet... bunl ar bizim adamlarmz! En ndeki be-
yaz sal kadn Sao Ana olmal. Evet, ta kendisi!
Gzlerine i nanamayarak aknca bakmaya de-
vam ettiler. Ut parmayla gstererek yeniden bard:
Babam da geliyor, ite orada!
Garip ey, diye mrldand Hay Tep. Ate et-
memizi nlemek iin, bizim adamlarmz m ne sr-
yorlar?
Ama arkal ar nda askerler yok.
Ne olursa olsun, siperde kaln.
Halk kitlesi yaklayordu. Arkalarnda askerlerin
olmad giderek daha iyi grlmeye balad. Hay Tep
gelenleri imdi tek tek tanyabiliyordu. Sao Ana, Ba
Ren' in kars, Tu Rau, Tam an, Bayan Ba U... Hay
allah, hepsi! Kendi kars, Tu Niyep'in kars ve Len'
in kars da aral anndayd . Tm Hon Dat halk geli-
yordu. Yetikinler, ocuklar, hepsi bacaklarnn var
gcyle kouyorlard. Birka tkezlenip dyor, son-
ra yine dorularak komaya devam ediyorlard. Ma-
araya yirmi adm kala durakladlar. Bir an sessizlik
oldu. Sonra ellerini azlarna gtrerek bardlar:
260
Heeey! Gittiler!
Maaradan hemen cevap gelmedi. Birka kadn
al amaya balad. Tu Rau ne frlayarak, cierle-
rinin var gcyle haykrd:
Heeey! Yayor musunuz?
Hay Tep, arkas nda Ut ve iki gerilla olduu hal-
de, maara azndaki ykntlarn aras ndan dar
frlad. Elinde garand' yla Tu Rau' ya koarak onu ku-
caklad. Tam an, Hay Tep'in omuzunu tuttu, gz-
yalar arasnda glerek:
Hay allah, kar n dul kald diye dm koptu...
Ut. ve adamn etraf hemen bir sevin ve gz-
ya deniziyle evrildi. Saa sola itiliyorlar, havaya
kaldrlyorlard. Hay Tep'in kans glmsemiyordu.
Kocasna bakan gzlerinden yalar szlyordu. O
nun soluk benzine, kederli yzne bakyordu.
Hay Tep kitleye, bir gn nce ldrlen Dat d-
nda, hepsinin sa olduunu bildirdi.
ocuklar neredeler? diye alak sesle sordu ka-
ns na.
Emniyetteler. Onl an bir komuya braktm.
Ut, kendisini saran saysz kollardan kurtularak,
tekileri armak iin maaran n dnemeli dehliz-
lerine doru Kotu. Hay Tep gzleriyle Sao Ana' y ara-
d. Bir ey grmyormu gibi bakan kuru gzlerle
orackta durduunu grd. Ona doru yrd. Ama
Sao Ana korkulu admlarla maaraya doru ynel-
miti. Smsk kavrad atksyla dudaklarn sili-
yordu.
Ut' un armasyla ierdekilerin hepsi maaran n
azna tler. lklar gller hknklar. Ut' un
kk kpei sevinten deliye dnmt, birini bra-
kp brne sryordu. Kurunlarla delik deik ol-
mu ayrda insanlar birbirlerini kucaklyorlar, bir-
birlerinin gzlerinin iine bakyorlard. Hay Ka-Tren
omuzunda Be'yi tayarak d an kt. Ykn arl-
altnda sendeliyordu. Kuyen, srtnda Tuy ve omu-
zunda karabinasyla ykntlar amaya alyordu.
Onl an grnce, Sao Ana komaya balad. Gzyala-
r yanakl anndan szlyordu, zlemle ikisini de ku-
caklad. Sevinten alayan Tuy, sonra evresine ba-
261
knd. Btn gzler ona evrilince bir sessizlik oldu.
Sonra bir lk:
Anam nerde? Bykana, anam nerde?
Bykanas sesini karmaynca, Tuy yere atlaya
rak armaya balad:
Ana! Ana!
Kitlenin arasnda, umutsuzluk iinde bir grup-
tan dierine koarak aranyordu. nsanlar, keder ve
aresizlik iinde, ac dolu baklaryla onu izliyorlar-
d.
Tuy' un yrekler acs lklar arasnda, gerilla-
l ar yava yava birbiri ard ndan d an kmaya ba-
ladlar. Nam No' nun destek olduu Tam topallaya-
rak kt. Maaray terkeden on yedinci ve sonuncu
insan, kol l annda Dat' n cesedini tayan Nan' d. ef-
faf naylonun altnda, gen lnn izgileri belli olu-
yordu. Tam an, Nan' a koarak bir an bir ey syle-
meksizin nnde durdu. Sessizce Dat' n cesedini kol-
l anna al arak naylonun aras ndan bakt. Yznde hi-
bir ey kmldamyordu. Gzleri donuktu. Ama, son-
ra yava yava kzararak gzyalaryla dolmaya ba-
lad. Nan' n yz karanlk bitkin ve toz toprak iin- -
deydi.
Hepsi ayn durumdaydlar. Ceketler paralanm;
yenleri, omuzlan, srtl an didik didik olmutu. Boal-
m, a ve susuzdular. Ve bitkinlik, ancak u anda bir
eki darbesi gibi zerlerine kvermiti. Sarsak
admlarla savunduklar kye doru yrdler... Bir
haftadan beri ilk kez sabah gneinin nlannn s-
cakln duydular. Sabah gnei otl ann zerinde
asl duran i daml al anndan panldyor, karmakan-
k yaprakl ar arasndan szarak tarlalar aydnlatma-
ya balyordu. Sabah meltemi yaprakl ar aras nda h-
rdyordu.
Ve ilerde .dalgalanan bambu kam l annm arka-
snda, gnete p nl p nl yanan dalgalar, sahile do-
ru kouyordu.
S O N
262