You are on page 1of 434

. .

. .

."

ill·ye.!



• • •

ANSIKLOPEDISI

Copyright© 1991

Hazulayan: Ahmet GONER

!Nilliyel'in okurlanna armaqarud«.

!

Milliyel

Tesisleri'nde basumisnr 1991

GNSGZ

TURK besmtnae cevre« ssirdtr ittber kutvertntn en onunde ko§an Milliyet Gazetesi, titizlikle sVrdilrdOgV gazetecilik disiplin/erfnin aismae, okuyucularma kill tOr hizmetleri sun-

mek, bunu bir ge/enek haline getirmek/e de tsmtur. Son on ylldtr Milliyet'in verdigi kitap ve ansikfopediJeri top/ayan ve struttendtrere« tiuzenteyen herhangi bir okuyucumuz bugun zen gin bir kOtOphane sahib; olmakla gururJanabilir.

E/inizdeki ansik/opedi de digerleri gibi bu «ouo, nizmetintn, okuyucuyu bilgilendirmek ve TOrk kOltOrOne ntzmet etmek geleneqinln OrOnlerinden birtatr.

* * * * *

Din, dlJnyanm her yerinde oldugu gibi illkemizde de) r;e§itli

cevretere gore, bir hayat bi¢imi, Allah'fa kul arasmda kafan bir inenc ve imen otevt, mese/eye /aik ve uzak bakanlar icin de, bir kalfur kurumu bir sosyal muesseseotr. Bir evdmtn, bu konuaek! tevn ne o/ursa otsun, a/up biteni bilmek, bu kurum nekkmd« dogru bilgUer edinmek ve do~ru hOkilm vermek sorumlulugu verdtr. Gerisinde 14 estr blrakml$ ve qucunden hir;bir ssy kaybetmemi~ bir tskim inane/an ve kurumien yak terzetmek, ona fnanan ve 0 istiksmette ya$aYIp dO§OnenJ onun emreftig; bictmoe sosya/, ekonomik, kii/tOrel ve hafta siyasaJ tevtr alan/an sucteviot bicimde etestirmek topluma bir §ey kezendumez, terttsmelsn da cikmeza sokar. -

Oyleyse din, dinin klJlt()re', sosyaJ ve potiti« uzsntilen konusunda bilgiJenmek zorundevn.

AYflca TOrkiye'de, pek co« konu, temettndeki nedenlere objektif yakla~J/~?t;il91, bj~ taklm. s/oganlar/a akl! ve cagd/§I saylfarak reddedlldlgl Iyln sagllklJ biclmde eciktenememskte, aydmlanmtz, bet! sosya/ ve potitt« o/aylar kersrstnde, bu "yak farzetmek ve r;agd/§/ saymak" all§kanllklan vczanaen ap/~/p ketmekteasrJar.

Ttlrkler, tarihin en dinemik, en 90k yer degi$tiren, kuraukten aevtetter $8§lrtlcI sevtetere erisen, butunduktsn cevreve ve sertlara adapte olma konusunda en yetenekli kavimferinden blri, belki birincisidir. Karalar ve denizter olarak dOnya cografyasmda (0- tenet, bazen de sahipJik niyeti ve rahatllgl ile ayak besmsdt« ver btrekmemts, devJetler kurmus, r;e§itli kottartene ig ice otmus bu insentenn, belli bit kaflpta yorumtenmssi, standardize edilmesi mumknn degi/dir.

TARJKATLAR ~ 4

r-o-- """ ••••••••• ' - •••••• - •• -~-.~---- -. -.- ---. --.~--~ .. .. --. ---- - -.-~.. .' - ".'-~'-"- ... -- --- ----~~-.-. --'-1

! !~';-'i~'-:- g'j~·ler"7.c 1.-·,J.~·r<1 ~J/l'eT,-.f{:J·" "-,ret '., ,..,., ',,.~..,, ';';("0"' .. '" ine nc

r n......,., .. r ; ~ Y ," ._~ (\/ '(1IL .• • 1.) ,f ,r .,.. ............ l~ \, ,' ... 1 .... vIC '. '-.s:-l. ::.. ..... J~' 1!'"~ .• '(,..·{f~y.~

semev! ctnterin bemen noes! i/o kayna;;lns ve q8§itfi oonornietde tv ainteri resmi tievtet ttint kabul etme, sedeco Tortaere OZgu '$i:L'j;!,-tICi bir davl.3:ir$lu. r-r er ge$it cogra/yacJd ve kUftUrde ya:;anL':;, quA sere de yonetmet: sektinoe her kevim!e i9 ice otmus T{)tk insent, bu tsrit: ve kOlfur meceresmm izterint etbette fa§lmekte, bOyDk denerneierden sonra yerini yava§ yBV8§ kabultenirken, eskiyi de hemen terketmemektedir.

Boyle bir toptutuqun siyasl, sosya/ ve kO/tOrel tevrt bir ctro: de, teorik ve kitebi gayret/erle izah editemez. EdUdiginde de, 90k yerultsct ve tarit dl§1 tevtrlerte kar~f1a§"Inca, "biJimselligf' zedeteytct hayal klflkl'gl dogar.

GUniJmOz TOrkiyesi de, foplumun ve tek tek ki:;i/erin davranI§1 yonOnden bu tJzelligini scraurmexteo«. Toplumun menevt iJi§kileri cozamtenmeaen basit teritterte ortaya r;lkanlan teblo etaetto, otmekte, oreltis!e Bat! bicimt tarifler yetersiz kalmaktadlf.

Ornegin, Turkive'tie iktidar iddias/yla ortaya etiten bezi siyesiler ve perttter, nicin "blr yellerden feazef" almadan yola cskmamaktadtr? Aydm cevreterde ciddiye eunmeven, varlfgl bile biIinmeyen bir dO$Once veya aksiyon grubu, secim sandlgf onunde, Itina lie bayOtfJlen, semet« ite proraganda edifen IEge/eeaginden emln" kurumlert ve kesimleri nicin geride tntekmsktedtr?

Mezhep ve tsrikettenn gilniJmOze aglfllgJnI koyan gOr;/eri, uNurculuk" veya "SiileymanctltkJl gibi isimlerle get;i§tirilen cizgi dl§1 yogunluklar ve yurdun cesttt! b6fgelerinde hala insanlann akm akin ziyeretlerine gUtikleri "elendi hazretleti" konutenn- . daki nesttier, nicinter t;6zilmlenemedigi sOrece cok ~ey cevapS/Z kalacakflr.

Tekkeler, zaviyeler kapafllmf§, tarikat olaylarma "resmen" son verttmtstir, aneak bu "resmen" son veri§j 1980iler sonrasmdaki bezt din; gruplann $8§lftIC( gOqlerini onleyebilmi§ midir? BatOn bun/ann nedenleri sosyolog ve tikir edemtenrun, siyaset btiimcitertnin erestttme konusudur. Ne vezt« ki utkemude "tabu" say/Ian bu konuter demokratik bir ortemde, ho§gtJrO Ue terusitmedlgl, "helkes etegindekl ta~, korkmadan onaya dokemedigi" icin siyasi, sosyal ve kGltOrel bezi dfrenmeler kimi evaintenmnce hayret ve bazen de oensettt iztenmekte, konuya vebencth« cekltme): tedir.

UnW Prensu dO§OnOrO And,e Malraux, "Yirmi birinci as" sp'i~ tiialist (manev/yalc/) bit as" alaeakt", yshut vat olmayacaktlrH diyerek, insanllgm yeni bir din ve kutsalllk 9agmJn e§iginde 01· dUp'unu iter! SOrmtJ§til. Olaylar MaJraux'yu haklJ t;lkarmaktadlf. 19 uncu yazYllm sonlenvt« 20'nci yazYJlm ba§lafinda insanllk pozitivizme, akllclllga fazla gOvenmi§; djn~erin misdtrn doldurdugu-

\ nu, gelecek esnn dininin liilimcilik" oldugunu ssnmtst), Son ett!

Yflm oleyten bu vehimtert ytkml$; insanllk, bafl§ ve se/ameti vine gelenekse/ manevi kurumlarda: dinde, menevtvette aramaya y(jnelm;~tir.

1945't9 Hirogima ve Nagasaki'den gt:Jge yOkselen dev mantar bututten, 1986'da Cernobil'den duyulan oettemeter tam tnsentt-

TARIKATLAR . 5

ga btr uven, bir alarm mahiyetindedir. Evet, onOmOzdeki vuzv«, ya bir maneviyat ~agl otecektsr, yahut da hit; otmevecekttr.

HenOz 21 'inct y{)zYlla qirmeoen bile, bilhassa isl8.m dilnyasuuie. gOQIO bir.Lekrer dine ve maneviyata d6nuf;j hareketi go· rOlmektedir. Bu Islami ronesensin da/ga/an BaN Ofkelerinde bile hissedilmekte; dunvece On/{) bir Roger GaraudYJ bir Maurice Bejart, bir Cat Stevens ve on binlerce seckin ki§i, kamuoyunun $a§km bekistet) ontmoe, dOnya g6rO§O ve inenc sistemi olerek

istemt sectlkterin! ilan etmektedirter. '

Evet butun donved«, bir dine, maneviyata, mistisizme y6neli§ hareketi verdir.

*

"Homo sapiens", yeryDzOnde boy g6sterdigi gunden beri, su soru/ar insanfarm zihinJerini meequt etmistit:

- Ben kim;m? Nereden geliyorum, nereye gidiyorum? Benj kim va, etmlitir? Varl,glmm sebep ve hikmeti nedi,?

Aklm tek ba§Jna 9(jzemedigi bu sutenn ceveotenru. insenler, dinde maneviyatta, mlstisizmde ersmtsttr. Insan oldukce din de , otecekur.

Bett uygarllgl nicelige (kemmiyetej, o/qOlebilene, maddeye yiJneliktir, Halbuki insanm aS11 meseleleri niteJik (keyflyet) senesmded»: Keyfiyet boyutunu vttiren bugOnkO uygarltk,ke§ifler ve icettsre ragmen kriz ve probJemlerin de devle$tigi bir ctkmez yo/dad",

Bu yl1zdendir ki, gelecek ku§aklar kurtulus, bene ve muttutugu, bundan bir as" oncetiiter gibi pozltit.itimterde, madde medeniyetinde degi/) be/ki de, din, maneviyat ve mistisizmde ereveoektera«.

* * * * * .

Bu kttept«, klasik ansikJopedi dOzen/emesi uygufandJ, fakat bu dOzenfemeye iceri« alan konularda bu disipline uyutmed: (Janka istedik ki, okuyucutenmum hergOn gazetelerde ve tetevtzyonlarda okuyup gtJrdDk/eri ternsmett konufarda kuru bir bUgi vetmek verine, meselenin ternsiten y6nlerini de belirteJim, okuyuGun un, sadece bUgi a/masma de gil, dU§(jnmesine yard/mol o/a- 11m.

Bazl maddeJer, 6rnegin, Nak~ibend;ye Tarikatll AlevilikJ $Ia, Humeyni Olay" Mev/ana Ce/afeddln, Mevleviye tarikatl •.. gibi gilnnmtizae Slk s/k duyuJan, tart/~'lan, etkileri gOrD/en konular dtgerlerinden daha genifj neuttend, \Ie degi§ik gorO§Jeri iceren bir bif;imde sunufdu.

Konulann aglflfgl ve derinJigininl yap/Jap beteien, eksikleri ve nette unutksnltklen affettirecegi umuduyla Milliyet okuvuculenne saygllanmJzl1 sevgiJerimizi sunuyoruz.

Ahmet Guner ELGIN

TARIKATLAR .. 6

ABBASiLER

Abbasiler ~ tarihte muhtelif hanedanlann adidir ,

Bunlann tarih acismdan en onemlisi Bagdat halifesidir. Peygamberin amcasi el-Abbas b. Abdulmuttalib b. Ha~im soyundan gelen hanedandir. Abbas'in soyundan gelenler, ilk dort halife ve Erneviler doneminde, Araplar tarafindan zaptedilen eyaletlerde cogaldi ve gtir; kazandilar. Peygarnberle olan akrabahklan, bunlara her yerde biiyiik itibar saghyordu. Ozellikle 0 donernde bugunkunden cok daha genis alan Horasan eyaletinde fazla taraftarlan vard r. Emevileri devirerek kendi ailelerini tahta cikarrnak dusuncesi Abbasilerde giderek gelismisti, Bu hedeflerine erisrnekte, ozellikle devletin Dogu eyaletlerinde pek cok taraftan olan ve hilafet uzerinde en cok kendilerinin hak sahibi olduklan iddiasmda bulunan Halife Ali ahfadmdan destek garduler. Abbasiler buyuk bir ustahkla, Emevilere karsi Iran halki ve dogudaki Arap askerleri arasinda, eylernli propaganda yapmak konusunda, Ali soyundan gelenlerin destegini sag la-

maYI basardilar. -

Emevi hanedammn tamamiyle ortadan kalkmasiru surekli cahsrnalanyla hazirlayan, Abbas'in torununun cocugu olan Muhammed b. Ali b. Abdullah b. el-Abbas'dir. Muhammed b. Ali'nin 744 yihnda olurnun-

den sonra oglu Ibrahirn'in basa geemesiyle, Abbasilerin gucu doruk noktasma ulasu. Uzun suredir hazirlanan isyan, H. 129 YIh Ramazan -aymda (Haziran 747) Horasan'da patlak verdi ve hizla yayildr. Halifenin ordusu yenildi; Ernevi ordusu surekli basansizhga ugradigi icin Abbasiler de kendilerini gosterrneye ve arnaclanru aciga vurmaya basladilar,

HaIife Mervan II. 748'de· ibrahim'i hapse atnrdi; kardesleri Ebu Cafer ve Ebu'l-Abbas. onun yerine Abbasiler firkasrrun basma gectiler ve Kfrfe'nin isyancilara tesliminin pesinden Ebu'l-Abbas 749'da kendini halife Han etti. Mervan (Ocak 750'de) Zab suyu kenannda yenilgiye ugrauldi. Mrstr'a kacmak istedi; dusman, arkasmdan yetisti ve Mervan aym yilda .olduruIdii. EI-Saffah "kan dokiicu·' lakabim alan Ebu'l-Abbas, Emevi hanedanmi ortadan kaldrrdi. Bununla beraber Abdurrahman b.Muaviye admda birinin kacip kurtularak lspanya'ya gitrnesine engel olamadt. Abdurrahman b.Muaviye Kurtuba'da yeni bir Ernevi de vleti kurdu.

Abbas'm kardesi ve halefi Ebu Carer el-Mansur, Bagdat'i hukumet merkezi yapmca hukumetin agirhk merkezini daha doguya goturdu, Yeni bir hanedarun iktidara gecmesi, Him ve fennin gelismesinde ve ulkenin ileri gitmesinde etkili oldu. Ne var

-----.---

ki, cck gecrneden cokuntu belirtileri goruldu ve Abbasilerinki capmda buyuk bir devletin butunluk iciude varhgrru surdurrnesinin irnkansizhgi anlasildr. Daha 788' de • Ali soyundan idris b. Abdullah Fas'ta bagimsrz bir "Alevl devleti" kurrnustu. Kayravan'da da kansikhklar bas _ gOs terdi. Orada asayis Ibrahim b. et..-Agleb tarafmdan saglandrgrndan, yilhk vergi vermek kosuluyla eyaletin babadan aguja gecmesi suretiyle, emaretini Harun er-Resid 800'de ana vermek zorunda kaldr, Bir sure sonra Horasan da bagimsizhgim Han etti ve oranm valisi Tahir Zu'I-Yamineyn 922'de halifeye itaati birakti. Daha sonra I 868'den beri MISlf Valisi olan Ahmed h. Tlilun Bagdad'in hakimiyetine bakmadan Suriye'yi de kendisultasi altma aldr. Fakat, Tuluniler hanedam ancak 37 yil varhgnu surdurebildi:

M1Slr ise, bir asir kinde Abbasi hali-

T AR:KATLAR . 1

.--~~~-----.-

son halife El-Mutasnn olduruldu. Abbasilerden ancak bir kaci kacrnayi basardilar. Misirdaki Memluk sultaru Baybars, bu kacanlardan birini, elMustansir nanu ile Kahirc'de halif'e ilan etti. Fakar, Kahiredeki halifelik sadece dini bir makamdan ibaretti. Bir zamanlar sahip bulunduklan simrS1Z yetkilerden sadece, sultanlara mensur verrnek yetkisi kalrmsu. Aynca bu rnensurlar da sadece, boyle bir onayi isteyen sultanlara verilirdi.

Osrnanh padisahi Birinci Selim 151Tde Mernlukleri Misu 'in zaptryla ortadan kaldirdi ve son Abbasi haBfesi el-Mutevekkil Ill. 'i istanbul'a goturdu, HaJife, istanbul'da ruhani ve cismani hukuk ve yetkisini Osmanh padisahma devrettikten sonra Misu 'a donmek izni aldi: al-Mutavakkil 1538'de Misir'da oldu.

ABDAL

felerinin hakirniyetinden tamamiyle kurtuldu, Aruk Abbasilerin r;5kti~ donemi baslanusn,

Halife el-Mutasim (833-842)~ cogunJugu ucretli TUrk askerlerinden olusan bir ordu kurmaya karar verdi. Gittikce guclenen bu yabancr hassa askeri kendi icinde orgutlendi, Halife el-Muktedir 908'de bu askerin kumandant Munis'e "Bmiru'l-Umera" (Emirlerin emiri) unvarum ve SlmrSIZ yonetim yetkileri vermek zorunda kaldi, Fatimilerin faaJiyet sahnesinde gortmmeleriyle halifelerin dini nufuslan bile zayi fladi. Abbasiler t 945 'te Btl ~ veyhler'in ve bir asrr sonradaSelcuklularm hakimiyetlerl altma girdiler.

Bu TUrk sultanlanmn hakimiyetinden kurtulunca biraz olsun gecmise donebildiler ancak, ulkelerinin suun Bagdad ve civanna kadar gerilernisti. Nihayet Bagdad, Hulagu kumandasmdaki Mogollann eline gecti (1258) ve

Arapca "Bedel" kelimesinin ~ogul hali olan Abdal'm tasavvufta ve gunluk dilde ayn anlamlan vardir. Tasavvuf terminolojisinde, dtmyaya, dunya nimetlerine onem vermeyen, bunlan gecici sayan, fanileri, gafil insanlan Allah yolunda uyarmak icin kendilerini gorevlendlrilmis sayan kimseler anlammda kullarnhr, Daha sonralan, "meenan, meczup, divBne, deli" anlamlannda kullamlan bu kelime 12 ve 14'ncti asirlarda Anadolu'da,. "veil, solu, de",," anlamma geliyordu. Osmanh Devleti'nin kurulusunda, Anadolu ve Rurneli bolgelerinde, ls1amiyet'in ve Turk.hakimiyetinin yayrlmasi icin glSnUnO olarak cahsan, kOy, koy, kent kent dolasan dervislere "Abdalu-) Rum" denirdi.

Bu kimseler, dUnya gorusleri, yasama bicimleri ve savaslarda yaptiklan kahramanhklarla da halkm sevgi ve saygisrm kazanrmslardi.

T ARIKATLAR " 8

ABDULLAH BiN MEYMUN

Babasi Meymun el-Kaddah (Goz Doktoru), Meymuniye'nin kurucusu idi, Meymun B'nci asnn ikinci yansmda yasarmsnr. Din tarihcilerine gore Karmati-lsmaili inancimn kurucusu ve Fatimi hanedarurun atasidir. En asm Sii inancinm kurucusu ve yayiCISl olan Meymun aym zamanda Islamiyet'teki Bauni akimlanrun dogmasmda da cok etkin olmustur, Kendisi hakkindaki bilgiler daha cok Sii kaynaklardan saglanmaktadir. Sunni rnuellifler Meynun'un hilekar biri oldugunu, islam duzenini yikmak icin ~a11StI~m, kendisini peygamber ilan ettigini ileri surerler.

ABDULLAH tBN-! SEBE,

'. ,

bk. Sebei

ABDULLAH tLAHi

Naksibendi tarikatmm buyuklerindendir. Bir ismi de Molla tlihl-i Simavi'dir. Simav'da dogdugu samhyor, Degum tarihi belli degildir. tn tahsilini Istanbul'da Zeyrek Medresesi'nde yaptl. Gencliginde Kinnan, Buhara, Horasan ve Semerkant'a gitmis, donemin tum din bilginleri ve Him adamlan He gOrii~mO~tUr. Horasan'da Mevlina Ali Tllsi'den zahir Himlerini 6irenmi~, onunla uzun yolculuklar yapnusnr, Buhara'da Bahaddin Naksibend'in tfirbesi civanna yerlesti, bir yil inziva hayan yapdt. Bu sirada bir cezbe anmda tom kitaplanm yakn. Semerkant'a dondu.Daha sonra Naksi buyuklerinden Ubeydullab Ahrar'm isteai uzerine Simav'a yerlesti, Buradaki ~maJan ile Nak~ibendiliAi tum Anadolu'ya yaydt. Bir

~ ara Istanbul' a geldi ve sonra da Gazi Evrenesoglu Ahmed Bey tin ricasi uzerine Vardar Yenice'sine gitti ve oraya yerlesti.

Abdullah tUihl, kisiliginin.manevi yonleri, cevresine olan derin etkisi He de cagma damgasim vurmustu. 1491 ytlmda Yenice'de oldu. Kabri oradadir.

ABDULHAKiM ARV ASt

Seyyid Abdulhakim Arvasi, Turki

- ye'de, son yanrn asnn dini hareketleri ve tarusmalannda ismi sik srk gecen, pekcok sanat, edebiyat ve fikir adamma etkili olmusbir din ve tasavvuf bUyU~ildilr. Van'm guneyinde Arvas koyundendir. Atalannm Bagdat t - tan Van t a g6~ euigi, yuzyillardir Arvas koyunde oturduklan ve koydeki Kadiri dergahmda babadan ogula cevreye telkin ve tesirde bulunduklan belirtilmektedir. AbdiUhakim Efendi'nin babasi Mustafa Efendi de bir Naksi seyhidir. AbdUlhakim Arvasi 1865 yilmda dogmustur. Kendisine in .. tisap edenlerin belirttigine gore, dogdugu gece evlerine Kadiri tarikatmm kurucusu Abdtilkadir Geylsni'nin 12. gobekten torunu Seyyid Abdiilhakim Efendi konuk oldugu iein babasi o~~ luna onun ismini vermistir.

Abdillhakim Arvasi gene yaslannda, cajrn sosyal ve fen bilimlerini Ogrenmek, dini konularda kendini yetistirmek gayesiyle Irak ve Suriye'de doIasmis, daha sonra kOytine donrnustur, Abdiilhakim Arvasi, koyunde yaptum.II medresede cevrenin genclerine din bilgileri OAretir, "iran'dan gelecek her ~it siyasi ve dini alumlara kllf1l Miisliiman halla oyanr." 20 ~I kadar sOren bu cahsmalardan sonra Ermeni ve Rus i$gaJi uzerine Arvasi ailesi koylerini terkederek Ban' ~ ya geJir.

AbdiiIbakim ArvaSi, lstanbul'a gelip ailesinden sag kaIanlarla birlikte Byupsultan civannda kendilerine hukumetee aynlan Yazsh Medrese'ye yerlesir. Arvasi bu ytUarda, yine

TARIKATLAA . 9

Eyup'te bulunan Kasgari Dergahr'nda tarikat ~eyhligi gorevini surdururken, vaizlik, imamhk yapar, talebe ) etistirrneye devam eder.

Medreselerin, daha sonra da tekkelerin kapanlmasi uzerine Abdulhakim Arvasi ev haline donusturdugu Kasgari Dergahi 'nda talebeleri ve ziyaretcileri ile sohbet ederek gunlerini gecirmeye ve eserlerini yazmaya baslar. Bu arada (1930) Arvasi, Menemen Olayr nedeniyle tutuklamr, cok aAlr suclarnalarla yargilamr + Mahkeme daha sonra onu olayla ilgili gormeyerek beraat ettirince tekrar Eyup'e gelir. Beyazit ve Aga camilerinde vaazlar verir. Bir sure sonra da "tstanbul'da kalmasi sakraeah buluoarak" Ankara'ya surulur.

Abdulhakim Arvasi, Ankara'ya yakm Baglum koyunde vefat eder ve oraya gO~UI~~.

B8.Zl gorusler:

AbdtUhakim Arvasi, "Stili, mutss.nlf, fakir ve benzeri ·tabirlp.r ve aralanndaki farklar' , konusundaki konusmalanru, "Tasavvuf Bab~leri" isimli kitabmda toplamrsnr. Cok tarusilan ve cesitli goruslere ned en olan bu konularda, son yillarda Turkiye"de dini cevrelerde etkili olrnus bir tasavvuf buyugunun goruslerini Ogrenmek yararh olacaktir +

Abdiilhakim An8si diyor ki:

"Avarif" adh kitabm, onuncu fashnda, tasavvuf adamlannm dereceleri tiC mertebe halinde gosterilir. Birinci mertebe, "tabaka-i ulyayiiksek tabaka" dir ki, kamiller ve ermisler tabakasidir. lkinci mertebe "tabaka-I vusta-orta tsbaka" dir ki ~ kemal yoluna girmis olanlardrr. Ucuncu mertebe de "tabaka-l siiflaqajl labaka"dtr ki, eksik makamlarda kalmis olanlardir, "-

KamiHer ve ermisler, yani marifet

yolunda gayeye varmis olanlar t I' sabtkun-ileri g~miJ o)an' "lardrr .

"Sabrkun-ileri ge~eDler'\ asI1 itibariyie sahabiler tabiler ve onlann da Liibiiei i, varis olmak itibariyle de rnuctehitler, mufessirler, muhaddisler ve tasavvuf ehlinin buyukleridir. Bu derecede olanlar, kainatln efendisi Allah resulu'ne ittibalan, yani her hallerinde O'na uymalan vasnasiyla, zahirde ve batmda vusul mertebesine ve ustun ahlak butunlugune yukseldikten sonra, 0 mertebeden geri donmeyet a~agI inmeye ve boylece, ins anI an hakikat yoluna davet etmeye mezun ve memur olmus ustun kimselerdir. Onlar, kemale V~J mukemmel zat ~ lardir. Fazilet ve inayet Rabbi, onlan secmis ve murat kilmrsnr. Onlar t birlik cemiyetinin tukenmez kaynatJnda ve gercek tevhidin engin deryasmda bogulmus, kendilerinden g~misken: rena sahasmdan beka meydamna yukseltilmislerdlr. Bu tistiin topluluk, butun Insanlan, iki cihan sadetine erdirrnek icin ilmen ve zevken, yuksek derecelere terakki sirlanm ve dusuk, kotu ahlaki da guzel ahlaka donusturme yollanm gOsterir ve topyekfin insanlara rehberlik ederler.

Salikler, kemal derecesine vardik ~ tan sonra, ahlaki tamamlamakla em-

- rolunmannslardir. Yani henuz suhud denizinde gomulu ve beka sahiline eristirilmemislerdir. Onlar, seref kubbesinin sakinleri ve hayret denizinin yuzuculeri zurnresinin yolunda alanlardir, Onlara "evllya-yt miistehlikinbenlikleriai eritip tiiketen, barcanml~ veiileri":· -denmi~t1r~' -- - - --. _. -

Bu makamda olanlar da ikl kisirndir: Birlncisi, en yuksek gayeye talip ve Allah askina tutkun olanlardir. Bunlar, ahireti isteyen ve dunyayi terkedenlerdir. Dunyadan maksat, seriatm yasakladrgi kotuluklerdir. Dige-

TARiKATlAR . 10

ri de cennet talipleri ve ahiret istekliIeridir. Bunlara, "suleha-Yl iimmel-

lip olanlar da iki kisimair. tnrmcisi, tasavvuf ehlidir ki, bunlar nefsin baZl dusuk sifatlanndan kurtulmus ve buyuk sOfilerin ustun hallerinden bazisiyla vasiflanmis olanlardir. Onlar t bu hallerin son haddine yukselmeye ve on lara vakif olmaya cehd gostermekle beraber, nefsi sifatlarmm kuyrugundan kopamarms ve bu yiizden de Allah 'a yakmhk kazanan buyuk Silfilerin gayesine erismekten geri kalmislardir.

Hakka talip olanlann diger kismina gelince, onlar da "Melamiye-i Hakk"dlrlar ki, ihlasa riayette ve dogruluklanru muhafazada olanca gayretlerini sarfederler, titizlikle ibadetlerini gizlerler ve salih ameller cumlesinden tek bir sunnet ve mustehabin dahi terkine nza gosterrnezler. Butun faziIetler ve nafilere yaprsmaYl bile kendi yollanmn gereklerinden sayarlar. Onlann rnesrebi, dairna ihlas uzere olmaktir. Onlar lezzetlerini kendi amelleri ve hallerinin Hak ~ krn nazannda tek basma olmasmda bulurlar. Asilerin I isyankarhklanru gostermekten kacmrnalan gibi, onlar da taat ve ibadetlerini izhar etmek, gosterrnekten oylece kacimrlar ki, asla ihlas olcusune en kuctlk bir golge dusmus olmasm ...

Bazilan, "Melamr'yi §Oyle tarif etmislerdir: "Melami, 0 kimsedir kl, bi~bir bayn gostermez; bj~bir ~ni de gizlemez •.• ' ,

Melamiler, vucutlan aziz, halleri serefli iseler de tevhid musahedesinden ve yalmzhk kaynagmi kesften mahcup kalrrnslar, perdelenmislerdir, Zira, onlann bakislan, haIktan amelleri gizlemek ve haJlerini ortrnek su-

retiyle halkm varhgma ve kendi nefsine ehernmiyet verrneyi gosterir bi r gorustur ki, bu da tevhidin manasina manit ana aykmdrr, C;Onkii , yabancslar dunyasmdandir. Salikler, kendi hallerine bakislan baki kaldrkca, Hak ile muamelede ve mutlak cemali mutalaada yabanci seyleri tamamiyle nazarlanndan crkartamazlar.

Melamilerle Sufiler arasindaki fark, odur ki, ilahi inayet cezbesi, SUfileri busbutun 0 hallerden kopanp aY1rml~. halk ve benlik . perdelerini , onlann musahede nazanndan kaldirrmstir. Dolayisiyla onlar ~ taat ve ibadetlerinde, kendilerini de, halkin varhgim da ortada gormezler. Onlar, insanlann gormelerine ehemmiyet vermediklerinden, hallerini ortmek ve ibadetlerini gizlemek gibi bir dustinceyle mesgul olmazlar. EA:er, vaktin maslahatmi, yani zarnandan yararlanmayi ibadeti gostermekte gorurlerse, onu izhar eder, gosterirler; eger gizlemekte gorurlerse onu gizler, glistermezler. Onun icin, Melarniler "muhlJs .. iblas kazanmaya ~ahf.an" Sflfiler de "mubles-iblasta devamh olan" topluluklardir, 0 ahiret yurdunu ananlann, tam ihlasta olduklariru bildiren iJahi ifade, iste bu Sfrfilerin hal vasiflandir.

Ahiret isteklileri, dort zumredir:

Zabitler, abitler, faldrler ve bizmet~Uer •••

ZahUler, iman ve yakin nuru ile ilahi emirIer ve ilahi cemali m usahede ederler ve seriatm yasakladiklanIII da pek cirkin bulurlar. Onlar, yalanci ve fani zevklere iltifat etrnez, onlann sahte, ilistirme suslennden yuz cevirir ve hakikat baki oJan ilahi cemale ragbet ederler.

Bu ziimrenin Sflfilerden farki odur ki, zahid kendi, nefsinin hazziyle Allah'tan mahcup ve gafil kahr. Na-

TARIKATLAR • 11

sil kalmasm kit cennet, nefsin haz makamidir. "Orada nefisJerin arzulathkIan seyler vardrr" mealindeki ilahi ifade, buna en buyuk isarettir.

Sfrfiler ise, ezeli cemalin musahedesi ve ebedi zatm muhabbetiyle iki cihandan da kopukve gafildirler. OyIe ki, onlar, ilahi yasaklardan yuz cevirdikleri gibi, ahiretten de sarfmazar etmislerdir .

"Dooya, shire. ebline baram, ahiret ve diinya ehline •.. Allah ehline ise her ikisi de haram!" Hikmeti, iste bu manaya isarettir. Sufinin zuhd makammdaki derecesi. zahidin derecesin-

den daha yuksektir.

Fakirler: Ha kikatly Ie zenginligi n, "Mutlak Malik" olan Allah'a ail 01- dugunu zevken ve vicdanen bilenler ... Onlar, her ne kadar, mecazi manada zengin olurlarsa olsunlar, kesf nazarIannda, gerek kendilerini ve gerek kainan, meydana getirrnekte, devamh kilmakta, guc verrnekte, yerince yerlestirmekte; hasih, her hal ve sanda, her an ve zamanda, her rnevki ve mekanda Allah'a tam bir ihtiyacla muhtac gorduklerinden, cidden ve vicdanen Iakirligi, butun dis dunya ve dIS varhklara; zenginligi de yalmz mutlak kemal ve mtilk sahibi Allah'a isnat ve tahsis ederIer.

"~iiphesiz zengin olan Allab 'nr , sizler fakirlersiniz ••. " Ilahi ifadesi, buna isaret ...

Marifet yolunda, "fakir" olarak tanman zat, kendi varhgiru masivadan, yani, dis dunya varligmdan bildigi icin, ona fakir denmesi, kendi nefsinden kinayedir. Fakir denilince, bazi insanlar, buyuk velilerin, ustun sahabilerin hal ve mal fakirligini anhyorlarsa, bu anladiklan, 0 buyuk peygamberlerle, 0 ustun sahabiler, hatta 0 sahabilerin onderleri ve reisleri alan Ebubekir Siddik, Osman Zinnureyn, Abdurrahman b. Avf ve

benzerlerinin mal sahibi ve zengin 01- mamalan lazirn gelirdi. Yine din alimlerinin reh bed bulunan Ebu Hanife ve tasavvuf ehlinin reisleri clan Cuneyd, Gavs .. i A'zam, Ubeydullah Ahrir gibi buyuklerin de zengin 01- mamalan gerekirdi.:

Goruluyor ki, bunlara, halk arasmda bilindigi manada fakir denemez. Onlar , ilahi zattan baska, kendilerini hicbir seye malik bilrneyip, daima Allah'a rnuhtac olduklanrn zevken ve vicdanen bildiklerinden, tabii olarak, kendilerine bu manada ufakir" denir. Kesf nazannda, varhk yokluk birdir.

Zira, varhkta bile varhgindan faydalanabilrnek icin, saIik yine Hakka muhtacnr. Dolayrsiyla kalblerine, A]+ lah ile olmak , butun dis dunya alakaIannr kesmek vegonul huzuru icinde yasarnak gayesi hakim olur.

"Fakir'tin, Melami ve Sufiden farki, odur ki, fakir cermet talibidir ve nefsin hazznu ister. Melami ve Sfifi ise, Hak talibidirler ve Hakka yakm- 1Ig. isterIer. Fakirin, Silfilik makamm"dan, bir ileri vasf'i vardir ki, 0 da butun haller, ameller ve makamlan kendisinden ayn gorrnesi, onlan sahiplenmemesidir. Yani hicbir arnel, hal ve makanu kendisinde gorrnez ve kendisine mahsus bilmez, 0 kadar ki, kendisini de gorrnez ... On un kesf ve nazarmda ne vucudu, ne zan, ne srfan vardir. 0, kendisini mahv ve fenada fani bulur. Yine o, hakiki varhga nisbetle, mecazi varhklan yok sayar.

Boylesi fakir" 0 fakirdir ki I peygarnberler ve veliler dilinde ovulmus, medhedilmistir .

Allah, bazi dostlaruu, izzet ve seref kubbesininn altmda, yabanci gozIerden gizlemek isterse, onlann zahirini, mal zenginligi ve ihtiyachkla orter ki, boylece, dis dunyanm insanlan, onlan, drs dunyaya arzulu ve Hak-

-. -' .:'. "'" -~' jU.'AT < A R .of 2

.. '!. r-~" ~ . "

",,", .• 11'.> (", I

. _ . " __ , •• ,_, ~. ~_~ __ ._,,_,_ .. . ._-.-----.-._."T_-.-.--. ... __ ~ ._ ... ..._. '-- -- -- _ ... _.~~_~_~_._.....- • • __

},:i biiJncL ~ekilde gorurler. Onlann batmi ceinali, yani 1\ guzeliklerivgonul devletleri; gaflet ehli sir yoksunu namahremierin gozunden iste bu suretle ortulmus ve gizlenmis olur.

Fakirligin vezuhdtin hakikan olan bu keyfiyet, Sufilerin hususi vasfi ve hallerinin geregidir.

Tasavvuf eh1inden bazi mursitlerin fakir gorunmeyi istemelerinden murat, kendilerini kesretten, cokluktan rnuhafaza icindir, Bu manada onlarin istek ve iradeleri, Allah'm iradesine dayahdir. Onlar, seriatta kotulenrnis olmayan her yola girerler. Bazilari, butun omurlerini, 0 buyuk mursitlerin ~ ziraat ve ticaret islerine, onlann hizmetlerine tahsis ederler. Bu hizmet, onlann ic dunyalanm aydmlatir. Bu hizmetten onlar , kalp safasmm ve batmi terakkinin, nafilelerle ugrasnklan makamm ustunde oldugunu rnusahede ederler. Bu yoldaki

hizmeteilerin, her seyde butun nazarIan Hak'tadir ve onlar, halki, sadece bir vasrta ve Hakka yol veren bir bag, bir rabita bilirler. Bu makamm buyiiklUAOndendir ki, bu makamda mursit ve hizmetcisi, birbirine musavi bulunurlar. Ancak, bu makamda hizmetcinin amelinin, iyiler ve salihlerin ameli.mursidin debanrurun.ilahi yakmhga erenlerin batmi olduguna vukuf hasil olmaz. Hizmeteinin g6zu sevapta, mursidin muradi ise, sirf iIahi yakmhktadir. _

AbidIere gelince; onlar '. daimi kulIuk vazifelerine ve aynca pek cok cesit nafile ve ecirli amellere sanlan, ODlara devam edenlerdir. Onlann en bnyuk maksatlan, ahiret sevabma nail olmakur. Dunyaya ragbet icinde bile. sureta ibadet mumkundur, Bir kimse pekcok isle mesgul oldugu halde ibadet edebilir.

Abdulnaklm Arvasi'nin en tamnnus baghlanndan biri de Necip Fazil

Krsakurek ' di. 0 nlu sair I 1940'larda intisap ettigi Arvasi 'nin irsar ve nasihatlan cerrevesinde hayatuu, fikirlerini ve sanatmi yonlendirmeye \.3h~nus, olurnune kadar Arvasi 'ye hagll kalmisu. 0, mursidi Abdulhakirn Ar vasi'yi soyle tarif etmisti:

" ... Abdillhakim Efendi Hazretleri, basitlerln basiti gibi duran bir ifade h;inde, biitiin arz kiiresini hasir koltulluDun yuvarlak yashg.. kadar kii~iiltii.p iiurine oturmu" etekleriyIe simsilu peselemi§ ve bUDU belli etmemeyi en biiyiik marffet ve keramet

_ bUn:t4 bir taVll' sahibiydi. 0 etekleriyle gizledigi muazzam bir mabedin iize .. riode oturuyordu. DeDi anhyor musuauz? Rem anJatamayan kelimelerin a(zini Allab' a bavaJe ederim •. , U

ABDULKADiR GEYLANi

Kadiriye Tarikatr'mn kurucusuduI. (Geylan 1077/Bagdat 1166). Mu-

hittin Ebu Muhammed bin Ebu-Salih Cengidost da denir. Hazar Denizi'nin guneyindeki Geylan'da dogdu, Burasi Ceylan, CHan, Gilan diye de amhr. 11k tahsilini Geylan'da yapti, tanmla ugrasti. Daha sonra Bagdat' a giderek Hanbeli frkhi ve hadisle ilgili olarak egitim gordu. Cagmm onernli bilginlerinden Ebu Zekeriya Tebrizi, Ebubekir Muzaffer ve Ebu Said'den dil, edebiyat, had is ve fikih dersleri aldr, Sonradan calismalanm tumuyle tasavvufa yoneltti. Elli yasmda vaizlige basladi ve kisa zamanda Islam dunyasmda tmlendi. Fetva, tesfir, fikih ve hadis alanlarmda da doneminin en sayilan din adami oldu. Vaizleriyle Gayrimuslimleri de etkiledi, Pek cok Musevi ve Hiristiyan, Geylani'nin vaizleri ile lslamiyete girdi, Kendisine GaVS-l Azam (En buyuk

-yardlmcl) ve Bazullah (AlJah'm Dogam) gibi isimler verildi, Bagdat'ta devlet ileri gelenleri kendisi icin bina-

--- - ----- -- ---~ -_.-_ .. - --

lar kurdular, her turlu imkarn sagladilar. Kurdugu tarikat krsa zamanda yayildi. Kadiriyye Tarikau, Bag Jat ' - In Osrnanh Turkleri tarafmdan 1535' tc fethinden sonra daha da yavildi, guclendi, Kanuni Sultan Sulevman, Sa feviler t arafrndan yik tirtla t"! t urbesini yeniden yapttrdr.

Eserleri arasmda EI .. Gunye, EI ..

F ethu 'r-Rabbanl, EI-Flittihii'l-Gayb en tamnnuslandir .

Abdulkadir Geylani, tasavvufu, (C omertlik , nza 1 sabir ~ gur bet, seya ~ hat, hakkma razi olmak ve mutevazi sekilde giyinrnek, yemek , yasarnak) seklinde ozetlernistir. .

ABDULMECtO stv Asi

Halveti tarikatmm buyuklerindendir. (Zile 1563-tstanbuI 1639),

Semseddin-i Sivasi'nin muridi ve halifesi, oir rivayete gore de yegenidir. Onun, Padisah 3'tinco. Mehmed'e ricasi uzerine lstanbul'a cagnld). Aya· sofya Camii vaizliginde bulundu. Olumune kadar da Sultan Ahmed Camii'nin cuma vaizligini yapu. C;agmm tum sosyal ve politik olaylaniu izler, gerektiginde devrin buyuklerine, hatta padisaha uyanlanm yazardi. Darussaade agasi Mehmet Aga'run yaptirdl~l Halveti Tekkesi'nin seyhi olarak da uzun sure lstanbul'un tasavvuf cevrelerinde etkili oldu. Gunumuze kadar gelen sohretini biraz da 4'iincti Murad doneminde Kadizade Mehmet Efendi ile arasinda gecen tartismalara borcludur. Din tarihimizin en onemli tekke-rnedrese kavgalanndan biri bu iki din bilgini arasmda gecmistir. Eyup Nisancasi'ndaki ti.irbesinde gomuludur. Basrh eserlerinden en onemlileri Serh-i Mesnevi, Fatiha Tesfiri ve Divan-l Ilahiyat'trr. .

Siirlerinde Seyh! mahlasim kuIlanan Abdulmecid Sivasi'nin ilahileri de cok sevilrnis, bestelenip okunmustur.

TARIKA TlAR . 13

... _ ..... - ..... __ ._._----_._----

ADEM (A.S.)

Uk in-an, ilk peygamber Insanlrgm babasi. Kur'au'da, Ad; ... m 'i AHahm toprak ve camurdan yaratug: belirtilir. Tum melckler Adt~m 'c secde etmisler, sadece seytan bu emre uymarmsnr. K U[' an ~ in Ar af Suresi ' nde ilk disi Havva'nm Aderri'in sol kaburga kemiginden yaranldrgi belirtilir. Bir agac dismda, cennetteki tum meyveleri yiye bilece k leri onlara bildirildi, Fakat her ikisi de, seytana uyarak yasak rneyveyi yediler ve cennetten crkanldilar,

Peygamberlik Hazret-i Adem'Ie baslar, Hazreti H .Muhammed'Ie biter. ,.\dem, ilk aldatilan insan oIdugu icin Safiyullah (AllablD temiz ku .. lu), tum insanhgm babasi oldugu (Ebtilbe~er) diye amhr.

AH1EVRAN

Anadolu Ahi orgutunun kurucusudur. (D. 1169, Hoy, iran O. 1 Nisan 1261, Kirsehir). As!1 adr Sey h Nasreddin Ebu'Ihakayik Mahmud b. Ahmed El-Hoyidira, Cocuklugu ve gencligi Azerbaycan'da gecti ve daha sonra Horasan'a giderek Fahreddin Razi'den 6grenim gordu. Tasavvuf konusunda da Ahmed Yesevi'nin agrencilerinden faydalandi. Bu yoldan da, Orta Asya TUrk ulkelerini Islam' ~ ill lSl&1yla aydmlatan Yesevi'ye daima saygi beslemekten geri kalrnadi. Hacca gidisi rnanevi hayatmda degisiklige yo} acacakti. Daha sonra da Evhadeddin Kirmani He tarusip ana intisab etti.

1205 yihnda Anadolu'ya geldi ve Kayseri'ye yerleserek debbaghk (deri tabaklama) sanauru surdurmeye koyuldu. Bu siralarda Seyhi Evhadeddin'Ie yakmhgi daha da artrrusn. Seyhin (Bacryan-i Rum-Anadolu Bacilan) orgutunan kurucusu olan kizi Fat-

TARIKATLAR . 14

rna Baci ile hayanru birlestirdi. Seyhi ve hocasi Evhadeddin ile Anadolu' ~ yu dolasu ve bu geziyle birlikte Ahi orgutu de kurulrnus oldu. Konya'ya 1. Alaeddin Keykubad doneminde geldi (1220-37). 1237'de II. Giyaseddin Keyhusrev'in tahta cikanlmasm-

. da ahilerin ve dolayisiyla kendisinin gayretleri oldugu suclamasiyla tutukland. ve Kirsehir 'de bir sure bu durumda kaldi, Serbest birakihnca Denizli'ye geeerek orada bahcivanhk hayatmi surdurdu. Ortahk biraz yatisir gibi olunca, Murldi Ahi Sinan'i Denizli'de vekil atayip yeni olaylarm

kendisini bekledigi Konya'ya dondu. Once Ziyaeddin HankAhi He Hankahi Lala'mn seyhi oldu. ~ems-i Tebrizi'nin oldurulmesi olayi ahilerin uzerine yikrhp kendisi tertipleyici durumunda gosterilince, Seyyid Serefeddin ile Ahi, Ahmed'i yerine vekiI bi-

Bir sure sonra Kilrc ArsIan IV. yOnetimi eJe geeirdi (1257-1266) ve Mo~ol etkisiyle bir takun atamalara giristi, Bu atamalara TUrkmenlerle AhiIer karsi ClklP direnise gectiler, Direnmenin en siddetlisi Kirsehir'de gOrOIdn. Mogollar ve onlann adami olan Kihc Arslan IV'iin kuvvetleri buyuk olcude bir katliam hareketine giristiler ve bu katliam sirasmda Ahi Evran, MevUina.'mn mUridi ve yakm dostu olan Mogel asilh Kirsehir emiri Nureddin Caca Bey tarafindan olduruldu.

Ahi Evran, bu hareketli hayau icinde 20'den fazla eser vermistir, Bunlarm icinde en cokbilineni Ikinci Izzeddin Keykavus'a sundugu Letiif-i Hikmet'tir. Yine en cok bilinen eserleri arasmda Tabsiratu'l Mubtedi ve Tezkiretu'l-Mumtehi, kisaca Tabsira diye amlam da yer almaktadir. Metaliu'l-lman, YezdanSinaht, Mursidu'l-Kifaye, Risale-i

Ars, Cihadnarne r Medh-i Fakru Zemm-i dunya ve yakm dostu Sad reddin Konevi'ye yazdig; mektuplann bir araya getirildigi ~'Mtikitebiit beyne Sabreddin Konevi" ve hayannin son ytllannda tamamladigi tahmin edilen, sultanlann tefessuhunu anlatan eseriyle, tasavvuf uzerine dusunceleri, dunya ve toplum g6rusii tam bir acikh~a kavusmaktadir. Esnaf ve zanaatcslar piri olarak 1965'den beri adma Krrsehir'de Ahilik ve Esnaf Bayrarm duzenlenmekte ve buyuk alaka gormektedir.

AHiLtK

Aduu Arapca, "kard~im" anlamma gelen -'.hi" veya "comert" anlamma gelen Turkce uakI" sOzctigiinden alan, AnadoJu Seleuklulan ve Osmanh Devleti'nin kurulus doneminde yaygmhk kazanan esnaf OrgUtii. a' a kadar uzanan

ahili~n tasavvufdaki '4fiitiiv¥et"le ahlik ve diinya gOrO§ti bakumndan yakmhg; bulundugu muhakkaktrr. AhiliAin Anadolu' daki temeli, Moiol istilasmdan kacarak Anadolu 'ya gelen Horasanh esnaf ve zanaatcilar arasmda bulunan "BaH I.YIs tarafmdan aulrrusur. AhiliAi 13. yuzyilda ilk kez bir kurum haIinde gerceklestiren AhiEvren'dir. Am Evren, bu kurumun etkinligi' yoluyla Anadolu' - ya gelen esnaf ve sanatkirlan bir araya getirmistir.

Ahi Evren, kurumun surekliligini saglamak amaciyla ahilili tekke ve zaviyelere baglamissa da, buralarda yasavanlara aim teriyle gecinmek ilke- . sini getirmis ve bunun Olretimine Oncelik tamnnusnr. Bu tasavvuti orgutlenmeyi gozonunde tutan bazi yazarIar, ahiligi, Abbasi halifesi NaSIr doneminde (1180-1225) kurulan futuvvet orgutunun Anadolu'daki uzannSI olarak gormuslerse de, ahlligin it-

TARIKATLAR • 15

ke, kural, toren ve orgutlerini toplayan kitaplara da futuvvetname denilmekle beraber, iki orgut arasmda tarihi ve organik bir iliski bulundugu kamtlanarnarmsur. Koylere kadar yayilrms olan bu orgutun temel ilkesi yardimlasrna ve toplum duzenini korumadir. Bir meslekte cahsmak isteyenlerin, 0 meslegin ahi zaviyesine baglanmasi zorunluydu, Bir meslekte cahsmak isteyen once eirak 01 ur , daha ·sonra kalfa ve usta duzeyine yukselerek sanatinda ilerlerdi. Cirak, meslekte ilerlemis bir ustayi "ats abi", kalfalardan ikisini de "yo) kardes!" secer, bu suretle zaviyeden tic kisinin gozetiminde cahsmasmi yiiruturdu. Ahi zaviyelerinde muderrisler ve kadilar tarafmdan programa bagh, duzenli dersler verilirdi. Okurna yazma bilrneyen kalmadigi gibi, hat, tezhib, MUzik gibi guzelsanatlar dallanna da O~retim olarak onern ta- . mmrdi, Kalfalar, aynca klht; kullanrna, ata binme, ok atma gibi askerlikle ilgili hususlarda da beceri kazamrlardi, A hiler in ozel giyim bicimleri vardi. Ostlerine hirka, baslanna ustune sank sanh beyaz kUlih, mest bieimi ayakkabi giyerlerdi, BUtUn merkezlerdeki ahi babalanmn atamalan ve azilleri Kirsehir'deki ~yho.lme$ayih (§eyblerin bql) tarafmdan onaylamrdi. Bu seyhulmesayih, ahi orgutunun baskamydi. Her yll Anadolu'dan ayn olarak, Rumeli'nin en uzak cahsma yerlerine kadar da giden nakipler ve ha1ifeler yerel ahi orgutlerinin durumlanm denetler, yeni taliplere, kalfa ve ustalara pestemal kusaur, yeni dilkkan ve tezgih sahibi 01- mak isteyenlere uygun gOrdUlderi takdirde ruhsat verirlerdi.

Kazancta belirli topluluklar biciminde ortakhk, ahm sanm islerinde birlikte hareket, Ozellikle kalitede standartlasma ahililikte temel ilkeler-

di. Ahiler bozuk ve curuk mal satmaz, aksine da vrananlar mesiekten dislamrdi. Aralanndaki ozdenetim, fiyatlann konulan narhm dismda gelisrnesini onlerdi.

Osmanh Devleti'nin kurulusunda ahiler de gayret gostererek katkida bulunmuslardir, Osman Gazi'nin kayinbabasr Edebali, ahi seyhiydi, Osman Gazi'nin silah arkadaslanyla ogIn Alaeddin Bey bu orgute baghydrlar. Uk askeri kurulus olan yaya Ofdusu ahilerin uniformasiru tasiyordu. Devletin gUCSllZ d-U~tfilil devrelerde ahiler yonetimi ustlenerek boslugu doldurmakta yardimci oluyorlardi. 15. yuzyihn ilk yansmdaki Fetret doneminde Ankara' da 10 yila yakm bir zanan yonetimi ellerinde tutmuslardi.

17. yuzyildan sonra ahi orgutu loncalara donusmeye basladi. 1727'den itibaren ustalrk ve gedik deyimleri esnaf orgutunde etkinlik kazandi. Gedigi olmayan zanaat ve ticarette faaliyet gostermek imkanmdan yoksun duruma dustu, 18. yuzyildan sonra loncalar cia iC ve dl§ ekonomik deAi~ikliklerin etkisiyle i~levlerini yitirme surecine girdiler. Mesrutiyet doneminin getirdiAi yenilikler de son canhhklanm kaybetmelerine neden oldu. Ozet olarak, ahilik kendisinden onceki kurumlann degerlerini korumakla beraber bunlara ekonomi alarunda dinsel ahliki yOnler getirmistir ve bu bakimdan onemlidir, Ahi birlikleri islev olarak gunumuzde kooperatif, sendika, sigorta ve bankalann yiiriittiikleri isleri ustlenmis, lslim·~ abJikuun yay~mda~ba gOsteren kurulus olarak dikkati cekmistir, Selcuklu ve Osmanb toplumlan bu bakimlardan bir derli topluluk gOrtlntUsO vermislerdir. Gelenelderi bugun de Anadolu J da imece, yiran meclisi ve sohbeti seklinde yasamakta olan ahi birliklerinin varh-

gina 1925 y.lmd.; resmeu son verilmistil' .

hHMED BEDEVI

Ahrnediye veya bir oaska adiyla Bedeviyye tarikanrun kurucusu (Fas i 200 - MISlf 12'16). Atalan, Arabisian "daki kansikhklardan kacarak 8'nci asnn baslarmda Fas'a goctuler. 10 yasmda iken ailesi He birlikte hacca gitti, Gencligi cok hareketli gecti. Tam bir maceraperest hayati yasadi. Fakat 30 yasmda gecirdigi bir bunahm uzerine bu hareketli hayati birakarak kendini dine verdi. Kuran'i ezberledi. Safilikle ilgili bilgiler edindi. Gordugu bir ruya uzerine Irak'a gidip Abdillkadir Geylani ve Ahmet Rifai Hazretleri'nin turbelerini ziyaret etti. Hayati boyunca hicevlenmemcsine ragmen kendisine baglanan kadmlarla olan maceraIan Arap edebiyatmda buyuk hikayelere konu ol~ mustur. Yine bir ruya uzerine bu kez Misir'a gidip Tanta kendine yerlesti. Burada, oturdugu evin damma cikip saatlerce gunese bakmasi meshurdur. Ahmet Bedevi'nin, evinin dami uzerinde gecirdigi cezbe dolu bu saatler nedeniyle muritlerine, Eshab-us-Sath (Dam Arkadaslan) adi verilmistir.

Ulkede 0 kadar unlenmis, oylesine saygi uyandrrrmsn ki, memluk sultarn Baybars'm Ahmet Bedevi'nin ayaklanru ~ptti~ll rivayet edilir. Hazret-i Muhammed"in olum yildonumunde vefat etmis, bu da kendisi hakkmdaki efsanevi soylentileri artirrmstir .

Ahmet Bedevi' den bazi sozler:

"Bizim yoJumuz, Kuran, siinnet, hakikat ~Iu, salvet, dotruluk, Izdlraba sabir ve tabammiil, ahde vefa iizerine kurulmu,tur ."

"BqkaSlmn felaketine sevinilmemelidir, iftira ve fenaltkta bulunulma-

mah, kotiilfige i},iJilde k91l1hk vermeHdi:r.' J

"Oksuze aCI, ~Iplag. giydir, a~l doyur, kirnsesize ve misafire hiirmet goster, Bu suretle belki Allah's yaramrsm, Sirke nasd bah bozarsa, dunva sevgisl de tak vaj'i oylec-t' bozar, H

AHMED Hi1\; HANDEL, bk. Hanbeli Mezhebi

AHMEDtYE,

bk. Bedeviye

AHMED RtF Ai,

bk, Rifaiye

AHMED VESEY!

Turkistan'da lslamiyet'in yayrlmasmda en buyuk rolu oynamis TUrk mutasavvufu ve tarikat kurucusu. 00- gu Tur kistan ~ da Sayram kasabasmda dogdu. Degum tarihi kesin olarak bilinmiyor. 1166'da Yesi'de oldu. Ah-

, met Yesevi, Ibrahim adb bir seyhin ogludur. 7 yasmda iken babasi oldu,

Ablasi Gevher Sehnaz ile birlikte Sayram'dan Yesi kasabasma gelip yerlestiler. 11k tahsilini burada tamamladiktan sonra Buhara 'ya gitti, Hemedanh Seyh Yusuf'un ogrencisi oldu. Onun OIUmfinden sonra ucuncn halifesi olarak yerine gecti (-1166). Daha sonra, seyhinin vasiyetine uyarak Yesi kasabasma geldi ve omrfinfin sonuna kadar orada kaldi. Ahmed Yesevi'nin ki~iligi. fikirleri oylesine gucluyduki, sadece YCl$adt~ cevreye degil, tum Asya, Iran ve Ortadogu'da milyonlarca insana tesir etti. Sunni veya Sii olsun, her mezhep ve tarikattan kimseler onunla ve kurdugu dusunee sisterni ile yakmhk iddiasmda idiler.

Yesi'de Timur tarafmdan insa edilen rnuhtesem turbesi bugiin bile As-

ya'run rnanevi hayatrrun merkezlerinden biridir, Yeni yeni lslamiyet 'i benimseyen, lslarn'i hayata ayak uydurmaya cahsan gocebe ve cengaver TUrk kavimlerine, ilerde Selcuk Turkleri' ~ nde en ustun noktasim bulacak olan Islam hassasiyetini asilayan Ahmet Yesevi'dir. Onun dervisleri Anadolu i - nun fethinde, Turklesmesinde buyuk ernek sarfetrnislerdir. Seriata bagh olan tasavvuf anlayisnun tesirleri uzun asirlar surmus, Turk-Islam dimyasmin manevi babasi olarak tarihteki yerini almistir.

,. Benimsedigi tasavvuf 5gretisi ni gocebe Turk toplulukIan arasmda yayan, halk edebiyatr gelenegine dayanan, hece vezniyle yazilrrus ortak Ortaasya Turkcesi ozelliklerini tasiyan siirlerinden hangilerinin kesinlikle ona ait oldugu bilinmemektedir. Hikrnet diye adlandmlan bu siirlere turlu donemlerde Y esevi dervislerince Ahmet y esevi'oin gO~lerini ve anlanm 01£1- liklerini surduren yeni ornekler kauldill kabul edilmektedir. En eski yazmalann aneak XVII. yy. 'a ait olan Divan-i Hikmet'te dervisligin erdemleri, dinsel ahlaksal sonuelara baglanan Islam rnenkibeleri, peygamberler ve tasavvuf adarmyla ilgili oykucukler, diinyadan yakmmayi dile getiren, kiyamet giinlerinin yakla~tlA1m haurlatarak muminleri Tann yo luna ~glran, lirizmden oldukca uzak 'Ie ogretici yanlan a~r basan iirUnler yer ahr.

Hakaniye Turkcesi urunleri arasmda yer alan Divan-r Hikmet'in yazmalan dismda Kazan, Taskent, Istanbul gibi merkez1erde yapilmis Arap harfli basimlan bu siirlerin XIX yy. sonuoa dek genis cevrelerde okundugunu gOsterir. Fuat Kopriilti'nun TUrk Edebiyati 'nda ilk mutasavviflar (1919) adlt yapm Ahmet Yesevi'nin yasammm, ki~iligi ve dusuncelerimn yakmdan tanmmasma olanak verdi.

Divan-i Hikmet'ten secilmis ornekler. Turkiye Turkcesine cevrilmis karsiliklariyla Prof. Dr .Kemal Eraslan tarafmdan yayirnlandt (Di van-i Hikmet 'te denerneler , 1983)" (1)"

_AK ~EMSEDDtN

Asil adtyla Aksemseddin Muhammed bin Hamza (1390- 1459).

Turk tarihinde Istanbul fethinin rninevi kahramam olarak arnlan buyuk bir veli ve npta ileri gorus sahibi bir ilimdir. Fatih Sultan Mehmed'in dogumundan baslayarak Istanbul fethinde ve diger seferlerinde beraber bulunmus, boca ve mane vi destekci niteligiyle emegi geemistir. Seyh ~jhab el-Din el-Suhreverdi 50- yundandtr ve 1390'da ~'da dogmustur, Annesi Osmancik'hdir, Bayraonyye tarikanmn ~iyye kolunu, ~hi Haci Bayram Veli'nin vefatmdan sonra kuran Ak-Semseddin, onun ve seyh Zeynuddin Hafi'riin muridlerindendir, Yem kez Mekke'ye hacca gitmistir. Ak-Semseddin, diler din i1eri gelenlerinin basmda lstan but muhasarasmda hitibeJeriyle Turk askerlerine savasma ~vki vermesi ve ozellikle muhasaranm uzamasi srrasmda lkinci Mehmed'e, Istanbul'un kesinlikle fethedi1eceAini sOyleyerek m!nevi destekci olmasi bakimmdan sehrin manevi fitihi sayihr. Aynca, Islam Me.mi, Arap ordulanrnn Muaviye zamanmda Istanbul'u muhasaraSI sirasmda, surlar yakmmda hastahk veya dnsmen okuyla ~hid dusen Eba Eyub el-Ensari'nin kabrinin kesfedilip ortaya cikanlmasnu da ona borcludur. Fatih Sultan Mehmed'in Ak-Koyunlu Uzun Hasan': yenilgiye ugrattl&1 Tercan civarmdaki Otlukbeli Meydan Savasi'ndan Once gordtigii riiyaYl Ak Semseddin yorumlarms, kendisine zafer mujdesi verrnistir (1473).

TARIKATLAR ~ 18

Sair Harndullah, Ak Semseddin'in kllCtlk ogludur, Ak Semseddin sufilerin semil ve manevt raksi nzerine bit risale ksleme alrrusnr: RisiIa Ii davaran al-sftfiya va raksihim (Kitip Celebi, nesr. Flugel) III~ 387).

B-UyOk tasavvuf ve ilim adarm Ak Semseddin hakkmda Istanbul kUtiiphanelerinde basrlmis veya eJ yazmasi bir COk Menakib-i Ak ~seddin nushalan bulunmaktadir (msl. Topkapi Sarayr, Hazine Kutp., nr. 1263). Amasya Tarihi yazan, annesinin 05- mancrk'tan oldugunu kaydetmektedir. TIp ilminde ileri derecede yeri oldugunu, risi1elerinden ve bir cok tIP dergisinde Dr. Suheyl Onver gibi bir TIp Tarim bilgininin yazilanndan ve diger yazarlann makalelerinden OAr'eniyoruz. En onemli nbbi eseri Maddet aI-Hayat adnu tasimaktadir (fopkapi Sarayi, Hazine KUUlp., TIp B6- lUInU. nr. 126). Bu sonuncu eserinde Ak Semseddin (var. SO) ~yle demektedir: "Ciimle marazlann, suret-i nev'iyesi huebiyle aebat ve lutyvanlanIa.oIdujD glbi, tH:uml-n.e asdIan varcbr; 0' tobuma ve ot kokii gihidlr". Bunlann "GOzIe lirilmeyecek kadar ufu" oldugunu SOyleyen Ak Semseddin'in, uzmanlar tarafmdan, ubbm onemli kollanndan m1krobiyoloji'ye btiyUk hizmeti gectiAi ileri stlJillmektedir. Ak~din'jn turbesi GOynilk'tedir ~

ALEvlLlK

"AJnjtt kelimesinin arapea anlalID "Aliye IIIeJIIIIP, AIIye 1IIt~' demek ~ tir, Yani, "1Iazrdi AI'. y....a oIaD, 00 haIb oIaJIldP."

Bu dar anIamlanmn dqmda. keJimeye yO.kIenen tarihi ve dini asil anlam Ise §Oyle Ozetlenebilir: U AIe"ri. Haued AH'yi en iistia i_.n aDrea, 000, Ru. Peygambel'"'iD vef .... da.n IOIInI ime""" gehnesI gerekea ft bu

terdId AUU'IO ve Haz. PeypDlberiD yapbltna inaDtlan Idtidir~" Boylece AJevi He Sii, ilk bakista aym ani am a gelmektedir. Fakat daha sonra, cesitli donemlere, milletlere ve ulkelere gore bu anlam eesitlilik gostermeye, yeni yorumlar ve eylemler ieermeye baslanus, birbirinden kesin sekilde aynlIr hale geimistir. .

~yle ki, "Hazreti AIi'yi istenJiIde ve batl1bk1a sevenler, bo 8e'Ygiyi ber-

".DIi bir iistiiDItik, ~ ve siyasi eyJem baUae dODiiJtirmeyealer" • ona, "Peypmberin en yabm olmasl, yiiee kipliti nedeniyle kalbi yalunhk dayudar" ile, "ba sevai ve bajhlJlI InmmtIllftmP ODun ve soyunUD .dlD.lsIam diinY8Sloda ayn ow fll'l(8.(:Ihk cereyamBl baf)atanlar ••• "

Demek oluyor ki, gerek kendisinin, gerek oAuUanrun, haksizhk ve zulme ulradli1 inanciyla hareket eden1erin olUfturduJu IfUPlardan birincisi, hicbir siyasi ve sosyaI eyleme dOnO$tfirmeden. sadece IIIIZftIi AI ve EId-i Beyt sevgisine dayah. fakat temelde Kur'an ve snnnet ~zgisine uygun bareket etJniJtir ve bu inam;J, bugOo de. Sonni veya ~ tOm Islam dunyasmda aym baAhhkla sOrmektedir. Fakat bu sevgi ve balhhlt siyasi ve sosyal eyleme dOnOitilrenler ise, dii,once ve eylemlerinin sertHk derecesine gOre bir takun guruplara aynlID.IJlanhr. Du guruplann, pddet derecesine gOre birincl masmda Hazreti Ali'yi ~ kadar ileri giden ftrkalar, hemen altmda 7.qdIy,e, IswaQiye, ...... Iye, N..,rtye gibi ~ii zumreler, en sonunda da, ,U anda TOrkiye Aleviliji o1arak isimlendirilen zOmreler vardu'. Aynca bu A1evilik gOrflJleri de, bulunduklan tlIkeye gore farkhbklar arzederler.

Bu konuyu tarihi olaylann l~limda iOyle Ozetleyebiliriz~ lran'd.aki ile Orta Asya'dan gelip Anadolu'yu va-

TARIKATLAR . 19

GDnomOz Alevl'"r;nden bit tip ... lIe - tii/m gag'. on/a" yav8f yavs§, ge/enek va gfJreneklerfnden ulsklaftlf,yor. A .. levillk. sadece blr §6vk va duygu oteyma dO nO,Oyor. TOre ya~lYo, ama t(J - ren/err adab ve 8fk/m yeni nesillere aynen aktsfi/amlYor ...

tan yapan Turk topluluklan arasmdaki Hazreti Ali sevgisi kesin ~r1e aynlmaktadJr. Turkler, Hazreti Ali'yi, hicbir sosyal, siyasi ve kulturel direnise alet etmeden kalben sevmisler, baghhklanm, lslimiyeti temelden zedelemeyecek bir uyumla asirlardir surdurmuslerdir, fran MuslumanIan iseolayr soyut bir sevgi an1anunda almamqlar I onu, bir firka, mezhep, ikilik sekline donusturmusler, Hazreti

Ali sevgisini, Arap-Emevi hakimiyetine karsr siyasi bir direnise cevirmislerdir.

lste bu anlayis farki nedeniyle, en yo!unu Safaviler doneminde olmak uzere, TUrkiye Mllsltimanlanna ve devletine yonelik Sia propagandalan ittifat gormemis, bOylece bugUn sahidi oldugumuz AJevi - ~ii farkhhg. dogmustur ~ Osmanh - Iran siyasi ve askeri catismalannda hukumdarlardan lranh oJaru koyu bir Sii zihniyetiyle davrarurken, Osmanh hukumdan, en az onunki kadar kuvvetle duydugu Ehl-i Beyt ve Hazreti Ali sevgisine ragmen, arkasmdaki siyasi eylemi bi1dili icin karsismdakine "din"," deAil. dnsman bir devlet gibi davranarak gerekeni yaPIIllItu". Zaten. Osmanh'nm daha sonraki yillarda da AnadoIu'da kendisine karst ce$itIi isyan hareketlerinde ba§1 cekenlere verdigi ad "Alevl veya ~" deAil. uKud .... "nr. TOrk devleti, Hazreti Ali ve Ehl-i Beyt sevgisini kalben hisseden ve bunu Ya§8yan ki,i ve kitle1ere hiebir zaman dil§man gOzUyle

bakmaml,ttr. '

Dev1etin bu tan ba$kaIcbrma hareketlerini "ImI ....... "la itham etmesinin bir diger nedeni de, $ia;nm

Anadolu'ya dOnut ~balanna ve bu i$te kulIamIan guruplara halkm KlZllbat demesidir. BOylece devlet, TUrk Alevileri ile Iran Sia'sl ve onun Anadolu'ya dOnilk niyeti olan KtZ11b3$b~ It kesinlikle aYJ.fIlll§ ohnaktadir. Bu gOrtlJ, Turkiye'deki hAkim dini cevrelere sikt sikrya baIh bazi din adam-

, lannda, hatta SeYhfilisJam fetvalannda da kullamlnus, fakat kapsann SUnni hassasiyetler nedeniyle biraz gems tutularak bazan Anadolu Alevileri iein de geeerli olmustur,

Kesinlikle bilinmesi gereken, ~ii~ lik ve AleviliAin birbirinden farkh seyler oldugudur, Hazret-i Ali sevgisinden kaynaklanan, fakat daha sonra bu sevgiyi gOsterme usluplan kesin

f'arkhhklara donuscn bu iki kurum , 5iiligin Iranhhgr, Aleviligin ise TurklO.~li (Anadolu'da) isaret etmesi bakimlanndan da birbirinden ayrthrlar. Anadolu Aleviligir; .femelinde Turk insarunm hayata ve Tann'ya bakis. ile manevi dunyasr, Sliligin arkasrnda ise iran milletinin devlet gelenegi vardrr.

Nitekim, bir Sia Ayetullahi (mii~~ tehid) olan Humeyninin lran'da baslatngi radikal lslamci hareket TUrk Alevileri uzerinde hicbir tesir uyandirmanus, ilgi gostermemistir, Gariptir, bu ~ii-Devlet hareketi TUrk Alevileri yerine, tam tersine bazi Sunni cevrelerde heyecan uyandirmisur.

Eski Tiirklerde Din AnlaYI~1

Tur kiye' de Aleviligin yayilmasmm tarihi, sosyal ve kulturel nedenlerine gecmeden Once, Turklerin din anlayislanrn incelemek .yararh olacaknr. Turk topluluklan semavi dinlerden Once neIere inamyor, nelere tapiyor-

r{-"~ t-r.\.-0111 ~1""'i~I1"~~"l'r'r' ~ ~~ "',' I .'~ , ... ~.:.:

g,.~ ,_,,~ ... ~.~~._ < __ .. 0-.,. ",'."." •

"Tabbt h{;~Hl" ve '"Gok ';;~:,Fi kiiWfi• olmak uzere tir; ternelden olusan bir dine iuamyorlardi. Her ne kadar, Samanizm bazi Turk guruplannda kismen kabul gormusse de bu anlayis hicbir zaman butun Turkierin dini 01- mamisnr.

• Ala.ar Ki.iltii - Turkler, Islamiyeti kabulettikten sonra da, bir anlamda bu inarusm uzannsi denilebilecek inaru~ ve torenlerini korumuslardir. OHiIere saygi surmus, din buyukleri mubarek kisiler kabul edilmis, kabirleri turbe sekline sokularak ziyarete acilmis, devlet buyukleri, basanh komutanlar her zaman sevgi ve' saygi gormuslerdir. Tnrklerde mezarhklar haII korkulu bir sayglyla gezilen yerlerdir.

Hunlarda, Mogollarda, Orta As-

a TUrk kavimlerin .

nun, atalara saY81 ve sevginin yan din haIine gelisinin t;qitli orneklerini 86rmek mumkundur. Budizm ve maniheizm gibi kitap oncesi dinlerin TUrkler arasmda kismen de olsa tutulup yayilmasmda, bu iki dinin, "Atalann rubunun 61iimlerinden sonra batka bedeaIerde devam edeeeti" inaner rol oynamisnr. Tarihciler, Hun Turklerinde, ytlda bir kez herkesin kanldigi -genel bir ter en dilzenlenerek atalann ruhlanna kurban kesildigini belirtiyorlar.

• Tabiat kiiltii - Eski Turkler, tabiatta gordukleri her $eye, dag, irmak, agac, ... ruh ve canhhk atfediyorlar, onJann bir gUt; tarafindan yoneltildiline inamyorlardi. On lara gore turn tabiat ruhlarla doluydu. Etrafta gordU~UmUz her tabiat varhgmi bunlar yOnetiyordu. Eski Ttlrklerin Tabiat kOlttlne en belirli ornek Orhun kitabeleri ile OIuz Kaau destamdir. Oguz Kaan'm cocuklanmn isimleri Gok-

. gi y en a u et-

rnislerdi? lslamdan onceki dini kurumIan nasildi, lslamiyeti ne zaman, hangi kosullarda kabul ettiler?

Bunlan o~renmek, arasira gundeme gelen Alevi ~ Sunni ve Musluman - Ateist tartismalanna ve suclamalanna da biraz acikhk getirecektir.

Eski Tiirklerin ilk dininin Samanizm oldugu yolunda bir zamanlar cok tekrarlanan g6rtl~ arnk terkedilmistlr. ~anizmin, TUrklerin ilk dini oldugu gOrtl~ilntin terkedilmesinde, hem yeni bulguJann rolu olmus, hem de ~amanizmin inane] vetorenleri ile kurumlasmis bir din degil, bir buyuculuk, sihirbazhk, meczup bit ihtiyann, tabiat guclerini, OIUm ve hayati, gelecegi kontrol ettigi seklinde garip hareketlerIe konusmasi (ki bugun de bu tan gosteriler yaptlmaktadlr) 01- dugunun anlasilmasi da rol oynamistlr~

TARIKATLAR r 21

-." ._."--_., -'. ~-"--.~-- .. -~--~-"---,-.----.-,-----,-~--~-~~-----"

ban, Gunhan, denizban, Aybant Yslihzban ve Dagban 1 dir ,

~ Gok Tann kiiltii - Eski Turklerde tek tanri inancinm baslangrci olan Gok Tann kultunu, yabanci tarihciler, goce be bir kavim olan ve Asya bozkir lannda at kosturan Turkler kin kabul ederler. Tarihci Eliade·a gore, "Kuzey ve Orta Asya topluluklan iizerinde yapdan" arattmnalarda rast .. laun tengri, tengert, teagere ve tinair gibi birbirine ~ok beueyeD ve .yIII mo.da kulla ..... kdlmeler GOk Tadn -kiiltunu lemsil eder. Kuzey ve

Orta Asya Tirk toplal1lldarmda GOk Taan, yeryiiziipun, iagalana, tiim

varl.J.tm. yaratJClSldIr. IDSIIDlan 0 yonetir, 0 tiDI. kaiDatm efeadisidir.';o

Yine tarih~ tbraIum Kafesotfu~na gore, UGOk..tann inaDa Asya ka'riDderiDe TiiJIderdeIl ,.,.......... {)te..

1d Alya topla.mlanada, rastIanaD ve GOk Tun;yt Hade edeIl yukardaki 1ceI1mrIerin Tiirk~ Tnn kelintedD-

den aIuldJAt ~tII'. BidD ~ ks'rimier, 10k dsimIerIai m.ukaddes (aDIYI' giltiD kendisl tie IIJIeDlDedik. Jeri .... , Tirlder gok dsimleriyle de iIgBeIuIlekJe betaber, ..... fOk gopo kendJsini diifiinmiifler ve miieenet bir taDn inaDllma ulapbDmI$Ierdir."

Din tarihcisi Prof. Abmet Yapr Ocak. da bu konuda ~u gorusleri ileri s1lIilyor:

"GOt tun kiiltiiDiiD hemeJl bo .. tiiD ORa Asya Tiirk toplulDlarmda ~ok koldii bir in. oImlUl sebebiyle etkisi, lsI'm SODI'88I doaemde dahi kelldiDi IOstel1llittir. islam.iyet' e ge~ ~ bir ~de kolaylaftlnhll es-kldea bert lIerl siriiIea ba kiltiiD, IslalOi doneme mabSDS btlZl metinlerde de ortaya pktJIJ ........ oIun-utadir. Bu JDetIDIeriD tipIk bif ometinl dede KOlkut Kitabt fe§IdI etmeldedir. Bu eserdeld bIkIyeler iaceleodi&to., her De bd.ar OriIUD Idtabelerindeki biiviyetiyle olmasa da, Oguz beilerioin dua ederken yiizlerini goge

kaldmnallllUn anlatan pasajlm rsstIamB zor detildir. OzelllkJe "Deli Dumrul' hildlyesi bu aesdan dlkka te ~ayan bir ornektir.'

Budizm

Hindistan'dan Asya'ya yayilan Budizm, baslangicta Turklerin yakinhk duyduklan dinlerden biri idi, Budizm, M.S. 2~nci ve 3'ocll asirlarda Once Dogu Hunlan arasmda yayildr. Daha sonra Dogu Ttirkistan'a geemis, ulkenin her yerinde, ozellikle kervan yollan ilzerinde Budist mabedleri ~AaJnn,tt. Budizm, 6'nCl asirdan sonra Gokturkler arasmda da yayllnusnr. Tarihi belgeler t Bumin Kalutm ikinci oglu Moban Kaan ve kardesi Topo KaaD~ln Budist olduklanru gOSteriyor. Bubara vet MevlAni'run dogum yeri olan Belb 0 cag-

- larda budizmin onemti merkezlerindendi. Fatat Orhan kitabelerinde Bu-

dizme anfta bulunan hiebir cumle g6- rulmemesi, daha sonra bu dinin TUrk-

·Ier arasmda etkinligini kaydettigini gOsteriyor. Uygur Turklerinde de (9'DCD ve lOtuDcu asuiar) Budizmin COk gU~]tl oldugu, Saray'da cesitli inamslara mensup din adamlanmn yaronda Budist rahiplerle MUslUman ve Hiristiyan papazlann yan yana gorev yapttklan biliniyor.

Iran'm milli: dini sayilan Zerdtistlug:fin Tnci asirda TUrk kavimleri arasmda kabul gOrdU!O tarihi belgelerden cskanlmaktadu . Ozellikle Iran kl1ltOIil He lc i~ bulunan bazi TUrk topluluklannda (Or1a Asyatda) Zerdii§t1UgUn kolayca benirnsendigi enlasihyor, Vine bir Iran dini alan ve esaslan arasmda U At. ibadet etme ve iliiniin yakdmast" da bulunan Mazdeizm de bu dinin gO~1U oldugu donemlerde bazi TUrk kavimlerince benhnsenmistlr. Turk ktUUlr tarihcisi Ball.ddin Oger e gore 010 yakma

TARIKATLAR . 22

adetinin mensei Hindistan' drr .

"Olii yakma adetinin eski Hind'de de Dleveut oldutu. milumdur. Fakat idetin Mazde~~'de balunmasi, Ttirlderdek.i bu ib~tiD bu SODUDCUYla Uglli olmsslDa daba manttkh gOstermektedir. Aynes VI. yiizydda ortaya pkan Mazdeizm'iD, tJpkl Manibeizm gibi, fefekkiilii esaasmda Hind dinlerinden be ~yler aldlp bilin .. mektedir. Bu itibarla Mazdeizm'deki bu idetiD Hind kanaby'a bu dine g~tJlini dqiinmek de miimkiindiir.

Du Idet, ilk del. Tarkler arasmcia, Altaylar'm kuzeyi lie Yenisey bavzasmda ortaya CIkllllftJ ve buralan lWgIzIann yurdu ldi. Bu idet Goktiirkler'de de varda,"

Zerdtist Dlni .

Emevilerin yrkihp Abbasilerin is basma gelmesine en bi1yUk etken, Horasan'da baslattrg; isyanla Ebu Mus:' lim Horasani olmustu, Abbasiler, onceleri minnet duyduklan Ebu MOsIim'in soma korkulacak guce erismesi uzerine kendisini 755'te zehirleyip CHdurmuslerdi. Bu siyasi cinayet, 8 ve 9. asirlar boyunca Abbasi devletini ugrasnran kanh isyanlara yo! acmisn, lste bu isyanlarda en buyuk katihnu yapanlann zerdi1$t ve mazdeist din anlayism; kabul eden Turkler oldugu goruluyor, Nasil Ebu MUslim, Ernevilere karst bas kaldmrken zerdust ve mazdeist lranh ve Turk unsurlara dayanmissa, daha sonra onun adma ~lkanlan isyanlarda da yine Iranh ve TUrk zerdustler buyuk rol oynanuslardir. Tarihciler, 0 yillarda Horasan'da devlete karsi baslatilan zerdust kokenli bir isyana 300 bin O~ Ttirkunun kanldigim yanyorlar +

"Buffin bu biJgiler, vm~IX. yUzyillarda MiveriiinDebir'den ta Azerbaycan '. kadar geniJ bir saba i~de yapyan opztar, Dokuzop.zIar, Hala~lar, Karluklar ve benzeri muhte-

Hf TUrk ziimreleriDin De ol~ude Zer~ diitti1iiJn ve Mazdeizm'ln etldsi altlDda bulundujunu gostermeye yeterlidir •.. Bu bareketJerin,'ozellUde Mukanna ve Babek bareketinin uzun yil·Iar Abbasi Devteti kuvvetlerine b~ De karp koYU§.lmnda bu saV",-;1 Tiirlderin biiyiik paY' oldugu a~Ik:tlr. ()yJe JlIIIqdJyor ki~ blllifelijin fiddetli takip ve baslolanna maruz kalan t lran'm onemH merkezJeriDden clkma Zerda,ti ve Mazdeist Udefler, kendi dinleriDe mensup Tiirklerin yapcbgl topraklarda rahat yiizji gOriiyoriar ve ilk fU'Satta oman ayaJdandmlrak ba .. HfeHain otoritesiDi Iurma lefebbiisiinde bulunuyorlardl.

Sonne olarak denilebilir ki, gerek Zerdti§tiIik gerekse mudeimt, Turkler ifinde ge~ bir taraftarlar Iddesi elde edebD~ti •. ~iraz mubalalab 01- makla birlikte, Ustad-r Sis'in etrafiDS ii~yiiz bin Zerdiittl 0I1lZ Tiirko'nil toplayabUmesi, bu taratt&rlar tabaDIDIO De kadar genlf oIdujuno gosterecek niteliktedir. ZerdiqtiUk ve Mazdeizm'in Oguzlar arasmda mevcucliyetlnin tesbiti, bU'assa Anadolu aClSIDdsD onem kazanmaktadJr~ Zira tslamiyet'io kabuliinden soon da go .. febe kabileler arasmda hili kahnnIan bulunaD ZerdiiJti ve Mazdeist etkUer, dab. ziy.de OIudar VUlWIYI. bUl'Ilya nakJedilmit olmalJdlr. Bu naJdlltinde kismen de Hala~ ve Karluklar'ID paYI du,iiDiilebllir."

Hlristiyanhk

lslamiyet ·Oncesinde Turkler arasmda yayIlan bir din de Hiristiyanhkti -. Budlzm, Manibeizm, zerdii§tliik ve Mazdeizm. gibi g-a~lti olmasa da Turk topluluklanrun bazilannda HiristiyanhAm kabul gOrdUIU bilinmektedir. Konu ~Oyle Ozetlenebilir: 8'nci asirda Bizans'tan kovulan ban bul Patrigi Nestorius'un taraftarlanndan olusan Nesturi Hiristiyanlan Uygur-

T ARIKATLAR . 23

lara da tesir etmisler, bazi Budist ve Maniheist Turk topluluklan Hrristiyanhga gecmislerdir. Bu konuda ba~l ceken kisinin 780'de Uygur tahtina oturan Alp Kuduk Bilge Kagan Clarkin) oldugu ileri surulur. Karluk TUrklerinden kalan ban Hiristiyan kilise ve mezar kahnnlan, bunlarm da Hiristiyanhgi benimsedikJerini ortaya koyuyor. Cesitli Arap ve banh tarihciler de bazi Oguz boylannm, <;igiller'in, Kmm ve Kafkasya dolaylanncia yqayan Hazar Turklerinin arasmda da Hiristiyanhgin mevcudiyetinden sOz 'tdiyorlar.

Fakat Ttirklerin Hiristiyanhklanndan ciddi sekilde konusulacak asil bOIge Dogu Avrupa ve Balkanlar'dir. Buralarda yerlesen Pecenek, (ltuz ve Knman Turkleri' nin Hiristiyanaklannm ~itli sekillerde yakm tarihe de tesir ettiji biliniyor.

Kuzeyden Balkanlar'a inen Pecenekler, Bizans simrlanna gelince HIristiyanlikla karsilasnlar. Bizansm hizmetine parah askerler olarak da girmeleri onlann Hrristiyanhgrru ~abuklastirdr. Bugun Gagauzlar dedi~miz Turklerin atalan alan UzJar (Oguzlar) He Kipeak ve Kunlar da Balkanlar' a 'indikten sonra Hiristiyanhgi kabul etmislerdir. Daha sonra, basta Pecenekler ohnak nzere, HIristiyan olan bu Turk kavirnleri Selcuklulann Anadolu 'ya bakimiyetinden sonra ibtida ederek Musluman 01- muslardir. Peeeneklerin, 1071'de Malazgirt'te, savastan Once bizansordu saflannda TUrk komutan Alpaslan ' m yamna gecisleri ve savasm kaderini deAistirmeleri herkesce bilinmektedir.

Yahudilik

Yahudilige gelince; TUrk devletleri, arasmda Yahudiligl resmi din olarak kabul eden yalmz Hazar Turk

Devleti'dir. Volsa boylannda Hun

Tur kleri, daha soma Kii.~'ia,;y,:;, j ;C: ,j ~': zaptederek buyuk ve bagrmsiz bir devlet oldular. Gerek Bizans 'da Hiristiyanlann I gerek Abbasi islam Devletinde Araplann dini baskilarma ugrayan Musevi topluluklar ve ozellikle Musevi din adamlan, hosgoru- 10 olduklan anlasilan Hazar devletine sll!nnu$lardl. S'nci yuzyilda, Musevi din adamlannm adeta istilasma ugrayan Hazar TUrk Devleti ve ozellikle Saray, eski inanclanm birakarak Musevilili sectl. Tarihciler, Hazar Tnrklerinin tamamen Musevi dinine girmedigini I bir kismmm $amanist bir diAer grubun da Hrristiyan kaldignu belirtiyorlar ~ Remanet ve fikir adarm Arthun Koestler, "13. :I..bile J' adh kitabmda, Hitler yonetiminln, yahudi olduklan icin bilyt1~ kismi ile g~

.. Avru-

pa Yahudilerinin gercekte Hazar turkleri oldugunu, Filistin asilh Yahudi zanmyla Oldtlrtilen Dogu A vrupa Musevileri'nin 9'ncu ve lO'neu asirlarda Hazar'm kuzeyinden Dogu Avrupa'ya kitleler halinde gelen ve yerlesen TUrk kavirnlerinin torunlan bulundugunu yazar. Kestler, Musevi inancmda kayip olarak kabul edilen unlu "I3'neii KabileHnin iste bu Hazar Tur kleri oldugunu ima eder. Kitabimrzm ana konulanndan biri olan Alevilik ve bunun silnni mUsIUmanhgm sik. kurallanna karsi direnci incelenirken, bu dlrencin sosyal, kUltfirel ve tarihi kokenleri kabul edilen "eski Turk dinJerinin" de birkac sanrla hanrlanmamasi olmazdi, Oyleyse, bu tarih bolumunu ~Oyle Ozetleyelim:

"Goriildiiiti gibi, Tiirkier, tarih~ lerinin bilehUdiiimiz en uw devirlerinden beri, YRlacWdan ~timai ve iktisadi prtIann beJirled.lAi, keudileriDe mabsus bir din ortay. koymu,,"ar-

TARIKATLAR • 24

cItr. AtaJar kUlta, ~ Cab"t kiiltled ~kllDde tezabiir eden bu sistem, nlhayet Ga.k Tann kiiltii De Ulap:bj· lecetl en yiiksek seviyeye ul8fllWjtJr. ' ZamllDla 1'iirIder'j· Samazlm'i de tao. mdddan goriilmektedir. FHat onlar kendi esld inaD~lanru bUD. da uyarlamsslDJ bHmifler ve SaDlanizm' e kendilerine bas bir febre kaZ8udtrnu§lardlf.

V ... dtldan genii cotrafi .hanJO bir gereji olarak TiirkJer. bir yandan doguda Budist {:in kiiltiiriiniin etkisiDe girerkeo, bIr y ....... da batlda Zerdiisti iran 'm inan~larlyla h~'lr-ne~ir olm .... , aibayet Manlhe1zm ve Modeizm'i de taDlmqlanbr.1JeIIIik cotrafya ve J)dJmlerin, kiiltiirlerin lDah-

, suDeri alan bu diDJer bazan aym TUrk toplumUDds birblrlerine balel selef oIurken, hazeD de yanyana var oImU§" lanbr. B6y1e durumlarda karpbkb etIdIenlDeler ve tedahti1ler ruu bulm

Tiirklere mahsus birer bi~iln -alml~lardir. NIb.yet ballIUm yeriai, daha once hi~ bir dlnlo y.pamatftll bir biPmde ~ )eDit IddeIere yaydank blamiyet alml,hr ~ Fakat Islamiyet'len 6DCeSi dJo.JeriD UZDII aular boyu basIl ettlli etkUer kolay kolay s6kiili.p atdamaml§, bazdan IsIami bir dis &I .. hDds baD Turk toplululdannda butun kuvvetiyle , .. sya devam et .. Dlittir. Bllfka bir deyqle, tsl.miye. tiirklerba tnan~ diinyalaruun dibine inebiidiAi oh;ilde eski dinlerin kalmtllanm dtpn atJDqitlf."

Aleviligin Tarihi ve

tnan~ Temelleri

Turklerin Islam oncesi dini inanelannm, hangi sartlarda hangi dinlere girdiklerinin kisa acrklamasmdan sonra' -ki, bu bilgiler Anadolu Arevili~jn ipuclanrn da vermektedir- Aleviligin, uzerinde herkesce uzlasilan tarim geernisini vereIim ve Tilrkiye'deki durumuna deginelim. (2).

. "Ali'nin olumunden sonraki geIismeler, ozellikle Kerbela olayi, Huseyin'in oldurulmesi, alevi toplulugunun siyasi bir gOrus cevreslnde toplanrnasma yol acu, Sonralan Sia (Siilik) adiru alan ve daha cok lran'da gelisen Alevi mezhebinin ozunu besleyen, bu olaylar zinciri oldu. AIevilik, lran'dan gelen eski din gorusleriyle kansn. Islam dininin dogusu karsismda eski dinlerinin zamanla sarsilaca~ru, islam ordulanrun ilerlemesi, bazi dogu ulkelerini ele gecirmesi sonucu bagimsizlrgim kaybedecegini anlayan Iranhlar Islamhgm icinde dogan ve gelisen bu g()rU~ti eski din ve siyasetleriyle kaynasnrarak benimsediler. Bundan Alevi inancuun uc onemli dahndan biri olan (~ii (Sia) kolu dogdu, Alevi inaner bu ad altmda lran'da hizfa gelisti, Kisa bir sure icinde yeni bir mezhep niteligi kazandi. Bu inanca ruhun bed

nassuh) kabul eden Hint inanclan da iran etkisiyle kansn, Alevi inanclan bir yandan eski Anadolu'ya, bir yandan Hint ve Iran J a, bir yandan da is,lam dininin dogup gelismesini saglayan Arap ve Yahudi geleneklerine dayarnr, Boylece, VII. yy. sonlannda dogan Alevilik VIII. ve IX yy'Iarda kisa bir sure Sunniligin aAtr baskisi yuznnden pek yayilamadr. Ancak X., XI.t XII., XIII., ve ozellikle XV. He XVI. yy'larda hizla gelisti; Anadolu, Iran, Ttirkistan, Misir, Yemen, Irak'ta yaygmlasn ve edebiyat alanmda onemli eserlerin yazilmasma yoJ acn, XIV. ve XV. yy'larda, XVI. yy. baslannda Anadolu Alevi dusuncenin en cok geli~tigi (lran'dan sonra) ulke oldu. Ale vi inanclari, Anadolu'da ozellikle XIII. yy'dan sonra, daha cok halk tarafmdan tutuldu ve benimsendi. ..

" ... Alevi inancma gOre esas olan imamhknr. lmamhk Tann 'dan ve

TARIKATLAR . 25

Hz. Muharnmed'den sonra gelen en onemli makamdir. Irnamhgm secimIe degil Tann buyruguyle ve Hz. Mu· hammed soyundan gelen birine verilmesi sarttir. Ali'nin Imarnhgi tanrisaldrr. lmamhk babadan ogula gecer, secimle degil soy ile, verasetle ilgilidir, Imam, yeryuzunde Tann'run temsilcisi, Tarin 'ya en yakm kimsedir. Tann, Ali'de insan bicirnine girdigi icin Ali OIUmsuzdOr. Sozleri, buyruklan tartismasiz gecerlik tasir. Bu bakimdan Tann'yi sevrnek Ali'yi, Ali'yi sevmek Tann -yt sevrnektir. Ali 'yi sevrneyen Tann'yi.Tann'yi sevrneyen Ali'yi sevmiyor demektir. Ali'yi seveni sevmek, sevrneyeni sevrnemek gerekir (tevella ve teberra). Ali'den sonra imarnhk onun evladma gecmistir . Gercek irnamlar on ikidir. tlk imam Ali, son imam on un torunu Mehdi'dir. Mehdi olmemistir, striata kansmrs, gilntln birinde tannsal bir buyrukla ortaya crkip gorevine baslayacak, insanlan dogru yola iletecek, ko- . tuluklerden koruyacaknr. lmamhk makarru kutsaldir. Imam sue islemez, eksik i~ yapmaz, 0 her turlu suctan, eksiklikten annnnstrr, masumdur. Bu yuzden imanun sozu bir bakuna Tann st\zftdQr. <;ilnkil imam Tann diliyle, Tann iradesiyle soyler. Oniki imama karsi islenen her sur; Tann iradesine karsi islenmis sayihr. <;nnkO oniki imamm her birinin ayn bir kutsalhgi varchr. Deli§ik kollara aynlan Aleviler genellikle Islam dininin Kur'an ile bildirilen hOtiin ilkelerine, 'sabib' say-. diklan hadislere inamrlar. Tann'mn birligini, Hz. Muhammed'in resulluAUnU kabul ederler. Stlnni mezheplerin hie birine inanmazlar. Hz. Muhammed'in mezanm, imarnlarm makamlanm ziyaret ederler .. Bazi Aleviler hacca gider, Islam dinini anlayislan, ibadet kurallan deAi$iktir. Gene bazi Aleviler namaz kilar, oruc tutar .

Insaru Tann ile bir sayan. arada aynhk gorrneyen, ruh gocune inanan, kiyamete, ahirete inanmayan Aleviler Islam dininin gerekli gOrdUgii lbadetlerin hie birini yapmazlar. Bunlar Alevi inanclanm, Ali-Allahi g6rii~tinu, Mehdi efsanesini asmliga vardiran, bes duyu He algilanan dunyanm dismda bir gercek, maddenin otesinde yaratter bir gtic tam mayan Alevilerdir. Aleviler kadm-erkek aymrm yapmadan, ickill, sazh toplantilar duzenler, Ancak bu toplannlarda genel ahlak kurallanmn disma cikilrnaz. Bu konuda Aleviler icin ileri surulen genel ahlak kurallannm dismda kalan davramslar , koyu seriatcilann ortaya attl~ birer soylenti olmaktan oteye gecemez.

6

Alevilil.in Kollan

" ... Bunlarm basmda Siilik, Bektasilik ve Kizilbashk gelir. Zeydiye, Muteviliye, lsmailiye gibi, bazi inaneIan Islam dininin ozune aykm olan mezhepler de Alevidir. Hasan Sabbah tarafmdan kurulan ve sonradan Batmiye admi alan ihtilalci mezhebi de Alevi sayanlar vardir. Aleviligin Anadolu'da benimsenen kolu Bektasilik ve Kizilbashk adh kollardir. Bu kollar daha cok edebiyat (ozellikle siir) aracillilyle yayilrms ve gelismistir. Yunus Emre'den Pir Sultan Abdal'a gelen Alevi sairlerin, Ozellikle halk diliyle Turkce .siirler yazan Hatayi'nin (tH. 1524) bunda buyuk etkisi olmustur. Alevi inanclan Anadolu'da oldu~ gibi Iran'da da daha cok sairler tarafmdan gelistirilmis, gene edebiyat aracihgiyle cevre ulkelerine yayilnustIr.

Alevilerin buyuk tamdiklan yedi sair, Nesimi, Fuzuli, Hatai, Pir Sultan Abdal, Kul Himmet, Yemini, Virani'dir. Bunlardan Nesimive FUZli ...

'fAR~KATlAR ~ 26

"li dismdakiler tam batinidirler. AleviBektasi cdebiyan, Azami (XVI. yy), Kul Nesimi (XVII. yy)~ Abdal (XVII. yyL Kazak Abdal (XVII. yy). Mir 'ati (XIX, yy), Ti.ira .... ~ (XIX. yy). Edib Harabi (XIX. yy) gibi bircok sair yet istirmist if. Aralannda yetisen birco k da kadm sair vardir: Emine Mukerrem, Saziye Sazi, Hurmuz Harum, Seref Baci, 'Erenler nutku' sayilan bir ktsim siirler, baskalannin duymamasi icin gizlenmis tir . Alevilerin Buyu k Buyruk'lanna bazi nefesleri almrms olan Pir Sultan Abdal'm (XVI. yy) Banaz koyundeki evi ve sairin Horasan t dan getirdigine inamlan tas ve taSID yanmdaki sogut agac; bugun bile ziyaret edilir .-Alevilerin kendi inane geleneklerini dile getiren siirlerde Hz. AJPye cok genis yer verilir. (hk. Aii)

Yollanm mustakil bir din ve is1amiyet'In esasi sayan Aleviler, Peygamber, Ali, on iki imam ve HaCI Bektas'I kendi yorumcu ve dusunurJeri sayarlar."

Tiirkiye'de Alevmk

Bugun Turkiye'de, AlIah'a, Hazreti Peygambere, Kur'ari'a, madde ve manasi ile lslarniyet'e inanmalanna ragmen, Sunni cogunluk tarafmdan HBek~i, Alevi, Klzdbq •.• " gibi ifadel erie dislanan bir vatandas kitlesi vardir. Genel olarak U Alevi" ismi ile amlan sozculerine gore 15-20 milyon, objektif cevrelere gore 10 milyon civarmda olduklari belirtilmektedir, bu vatandaslanmizm Turkiye cografya- 81 uzerindeki yerlesim cizgileri J Dogu Anadolu'dan itibaren ahrnrsa ~Oyledir: Kars, Erzurum, Erzincan, Tunceli, Sivas, Tokat, Amasya, Corum. Guney'de de, Antalya ve Gaziantep dolaylarmda Alevi yerlesim birimleri oldugu bilinmektedir. Ancak, bu harita uzerinde Alevi nufus, bazi yerlerde 3'te bire cikarken, bazi yerlerde

lO'da bire kadar iner. Aynca, Alevi pekcok vatandasirmzm buyuk kentlerde dagirnk olarak bulunduklan da kesindir. Kuzey Bah' da Kastamonu ill simrlannda kesilen bu Alevi yerlesim olayma Kuzey ve Kuzeydogu Anadolu'da pek raslanmaz. Ozellikle Kuzeydogu Karadeniz bolgesinde hernen hemen hie Alevi yerlesim birirni yoktur. Yetkililer bunu, Karadeniz'deki yogun Sunni egitirne baghyorlar.

Bektasilik ve Alevilik birbirinden ayn seylerdir. Alevilik ne bir tarikat, ne de bir mezheptir. Bektasilik ise, Hacl Bekta§ Veli tarafmdan kurulmus bir tarikatnr, Anadolu' da her Bektasi Alevidir, ama her Alevi Bektasi degildir, Gerei Hazreti Ali, Ehli Beyt ve HaCl Bektas sevgisi her ikisinde de ayrn derecede gU~1U ise de aralanndaki nuanslann dismda cok onemli bir farkhhklan vardir: Bektqi tarikatlnR giren berkes Bekta~i olabiUr. BektaJiHAin, genel mqrep ve yolunu kabul edip bUDa gore Y.Y80 herkes BekfaJi saydlr. Ancak, bir Idmsenin Alevi olabUmesi" i~in aRBSt ve babas.Dln da Alevi oimasl gerekir. Yani Alevi· Ilk "sova bagltudtr.

Abdiilblki Golpmarht bu konuyu s6yle acikhyor:

AleviliAe hicblr zaman, bir tarikat diyemeyiz. Tarikat degildir, cunku

herhangi bir adam, Bektasiligl sever, bir babaya bas-vurur, kabul edilirse ihvan toplamr, hususi bir torenle tarikata girer, Bektasi olur. Bu adama "muhibu derler. Fakat haricten birisi, Alevi olamaz, Alevilerde., kendilerinden olmayanlardan kiz almak yoktur, alan, duskun olur, yani yoldan cikrms sayihr. Bu adarrnn, dii~-· kunlukten kurtulmasi, 0 kadmin, yola almrnasiyla mumkundur ve bu da pek zordur. Alevi genci, ergenlik cagina gelince evli olmak ve kendisi de evlenmis bulunmak sartiyle her-

TARIKATLAR • 27

hangi bir genci secer t bu iki gene, dedeye basvururlar, hususi bir torenle, fiilen yola girmis saylhrlar; kanlan da kendileriyle beraber yola girrnistir. Alevilik, tarikat deglidir; cunku bir Bektasi, kendi tabirlerince ikrar verir, soyunur i yani varhgnu dergaha verir, bir rnuddet, arakiyesiyle hizmet eder. Sonunda,kendisine ta.; giydirilir, dervi~ olur. Dervise, ya kendi istegiyle, yahut kardeslerin dileliyle,halife tarafmdan icazet verilir. 0 dervis, baba, yani seyh olur, dervis ve muhib yetistirmeye selahiyet kazamr, yolunda ilerlerse ve luzum gorulurse halife de olabilir. Halbuki Alevi, dede, yani Alevi seyhi olamaz ve Alevilikte, bu mertebeye vanlmak icin asrlmasi gereken dervislik merhaJesi yoktur. Dedeler, Alevilere gore seyyiddir, yani Muhammed Peygamberin soyundandir; ocakzadedir, yani Y~$, yahut muhayyileden dogmas bir erenin nes-

linden gelmistir, Bektasi olmak isteyen, dUediA,j babaya basvurup ondan naslb-aiIr-,-yanT tarikate girer. Halbu~ ki Alevi genci, ergenlik cagma gelinee, diledigi bir dedeye basvurup musahib kavline glremez.Babast, dedesi, atasr, bangi ocagm talibiyse, yani hangi ocaga baghysa 0 da mutlaka 0 ocagm talibi olabilir. Nitekim dedenin talibleri muayyendir ve onlar da, taliblerinden baskalanm musahlb kavline aIamazlar. Dedeler de, talibler gibi soy guderler, DedeIik, babadan ogula, yahud ailenin bilyUAtine kahr ve dedenin icazet almasma 10- zum yoktur. (3).

Turklerin 10 ve 11. asirlarda Anadolu 'ya akmalan sirasmda -Asya Turklerinin manevi onderi btiyuk mutasavvuf Ahmed Yesevi Hazretlerinin de etkisiy]e---lslamiyet etnik ve kj$i~ sel yorumlara tabi tutulmadan, bir sevk ve heyecan vesilesi oluyor, toplumda hicbir ayncahga vesile edilmi-

yordu. TUrk topluluklan tslamiyetle tamsmadan hemen onceki ve 0 ~aAa gore gelismis din ve Tann anlayislanrn bu yeni dinle cabucak bagdastrrmislardi. Bu arada, Ahmed Yasevi'nin talebeleri de, ls1amiyete yumusak ge~i~i kolaylasuracak bir misyon if a etmekteydiler.

"Bu durum, Osmanh Devleti'nin kurulus ve muteakip devirlerine kadar boylece devam edegeldi, Devlet, muntazam bir idari teskilata kavusup Anadolu'nun biiyUk merkezleriyle birlikte daha k-tlCtik merkezlerinde de medreseler ve diizenli Olretim verendini muesseseler vncuda getirmeye baslaymca.durum oldukea deAi$ti. Boylece, 0 zamanlara kadar, eski TUrk dininin Kamlan gibi vazife goren Tur krnen "ilabs ulan ve "' 'I>ede;' lerinin nufuzlan ve siyasi onemleri gittikce aza1makla kalmadi, aym Z3- manda bunlann temsil etti~ Alevilik-

Bekta$ilik inam$lartna, okumu§ kutlenin hikim oldugu btlyO.k merkez1er ~ de, pek hakh gornlemeyecek bir anlaYl~m eseri olarak ukiitiP' gozle bakihr oldu. Neticede "Ttirldikle isIaDlllp keDcIi nefisleriade DJeCatmit " genis TUr kmen 3$iretJerl "" AIeYi" , "Beklafi", "KtZllbaJ" ve daba birsara srfatla merkezlerden muhite, yani daha kU~k yerlesme merkezlerine itilerek,sanki farkh bir inamsm mensubu imiKeSine ayn bit tasnife tabi - tutuldular. Ozellikle kitabi k1llUlrUn hikim oldugu muhitlerde, -tiu insanlann kadm-erkek bit arada bulunma .. lan, ayin ve ibadetlerini eskiden oldugu gibi, yine vecd ile beyecan icinde bir arada yapmalan, asdSlz ve mesnetsit birtakun yakl,tmnalann, dedikodulann zuhuruna sebep olmustur.

Halbuki bu insanlarda gOrOlen bu neviden davramslar, eski TUrk Inams ve geleneklerinin ban tsJami mnessese ve tavirlardakl tesirinden baska birseyi

TARI KATLAR . 28

ifade etmiyordu. Kaldi ki, Anadolu"yu fetheden ve Islamlasnran Yasevi ocagmm erleri-erenleri, dolayrsiyla gocebe Turk asir 'Ierinin fikir ve iman kaynagi olan ve belgelerin kesinlikle "muteserri" olarak vasiflandirdrgi Ahmed Yasevi, Turklerin Islama aykm dusmeyen eski inanislan ve ibadet sekillerini "feriat .. tarikat' potasmda yogurarak kitlelere zerketmis ve boylece onlann kisa zamanda lslarrun yuceligine gonul vermelerini saglamisn.Mesela ona gore, "erkekkacbn bir ehl-i bale mecliBiude birle,erek beraber zjidr ve ibadete de.am etseler bile, Hak TeAli onlann~ kalbIeriDdeki her tiirlii Ida. ve diiplanlill yok etmeye muktedirdir. n

lslama bu anlayis ve gOrt1$le gOnul vermis kutlelerin davramslannda,

kitabi din kulturune ters dusen birtalorn unsurlann bulunmasi elbette tabii olacakn, Kaldi ki geIenek ve gore-

, nekleri tamamen farkh kitlelerin, ayru dine mensup olsaJar bile, b8Z1 davranislanmn, gelenek ve gOrenekJerinden gelen bir tesirle , far khhk gostermesi kadar makul bir netice olamaz.

"Eline, diline, beline sabip olmak" dusturunu ahlak ve Ya§aYIS esaslannm temeli kilmak suretiyle fev~ kalade saglam bir karakter orneAi cizen Alevilikle, Islam Oncesi Turklerde rastlanan kamhk dini iyinJerini hatirlatan ayin-i cemler, kurbanh ayinler t muhtelif ktlltler ve bayramJarda mevcuttur. Esasen eski Turk din kahnnlanm, islAm Oncesi hayaunuza ait birtakim gelenek ve goreneklerin, balk inamslan halinde Muslumanlasml~ orfler ve adetler halinde varhklanm surdnrmeleri, kar,1 cikslacak deAil,milIi ve dim killtOI' politikanuz bakimmdan SOD derece tabu gOriilmesi icabeden bir hadisedir." (4).

Turk Aleviliginin Tarihi K6kenleri

Turk alevilerinin siir, muzik , cern ayini, yasam felsefesi gibi konularda 2 bin yillrk bir tarim gecmisi temsil et ~ tikleri, lslamiyet oncesi pek cok tabiat ustu inanclann izlerini tasidiklan iddiasi her zaman one surulmekte, tarnsmalar yapilrnakta, bu konudaki pek cok beige gosterilrnektedir.

"Turkler 'In Islamiyet'ten once viieftde getirdikleri edebiyat, -(:in, Hind, tran tesiriyle viicude getirilen baZJ eheDlmiyelsiz tercemeler miistesna olmak iizre-, sazla soylenen halk siirlerinden ibaretti, Esasen Turkler'in o devre ait butun ietimai muesseselerinde, Iisanda, dinde, ahlak ve adetlerde, hukukta, tamanuyla kavrnin ru-, hunu ve sahslyedni gosteren iptidai bir *'asliyyet" vardi. <;in, Hind, iran medeniyetleri bazi sahalardaki Turkler arasmda nufuz icrasma b~laml~ olmakla beraber t bu hulul cok HklSlDi" ve "sathl" kalmis, merkezden muhite, yani mOnevverierden balk kitlesine g~medili iein cemiyet uzerinde hakiki bir tesir yapamamisn. Iste, 0 devirdeki Turk edebiyanru teskil eden eserler de, cemiyetin baska unsurlanna uygun olarak, yabanCl tesirJerden uzak bulunuyor, kavmin butun hususiyetlerini samimiyetle aksettiriyordu. Hakandan en ehemrniyetsiz nefere kadar bt1tfin fertler 0 si-

- irlerde kendlsini duyUyordu. Bu devirdeki sairler , hepsi birbirine benzeyen, elleri kopuzlu, basit adamlardr,

Oba oba dolasarak umumi yahut hususi toplamslarda eski kahramanlann menkabelerini terennum ederler, milli destanlar seylerler veya yern hadiseler hakkmda yeni tOrkiller batlardl. Bunlann aym zamanda kopuzlanyla sihirbazhk, fa1C1hk ettikleri de olurdu. "Situ"" denilen milli av ayinlerin-

............ -.---- ... ---.-.....---~~~----~~-~-~-'-~~-~-~~~- .-- .. ~-~~--~

lARIKATLAR . 29

de, ';'~(i,lenH yani umurni ziyafetlerde, ""lUg!' yani matcm merasiminde sairler mutlaka bulunurlardr..

Turkler'in X.-Xl. aSH csnasinda zengin bir halk cdebiyatma rnalik 01· duklanm bildigimiz gibi, bu edebiyatm bazi kiymetli orneklerine de malik oldugumuzdan Abmet Yesevl'den evvelki zamanlarda Turklerin nasrl ve ne gibi eserlerle edebi ihtiyaclanru tatmin ettiklerini Iayikiyle izah edebiliriz. Kutadgu Drug ve ana benzer eserler, kuvvetli birer Islam merkezi haline gelmis olan TOrkistan sehirlerinde medrese gorrn ii~ adamlar arasmda okunup dururken, halk kitlesi kendi ihtiyacmi, asirlardan beri oldugu gibi, halk sairlerinin bas it mahsulleriyle temin ediyordu, Halk edebiya- 11, muhtelif birtakrm sebeplerden do- 1.31, uzun asirlar boyunca zorla hissedilecek kadar az bir degisme kabiliyetine malik oldugundan, bu sirada, yine islamiyet'ten onceki esas hatlanm saklamakta idi. Bu devirden kaIan eserlerin bir kisrm O~etici (didactique) bir mahiyeti haiz ahlak dusturIan gibi telakki olunabilir. Cimrilik ve hasedin fenahgi, ikram ve comertlikIe il arasmda sohret kazanmak luzumu, kahramanhgm faidesi, Allah'm buyuklugu, buyukleri ve ana-babayi sayip onlara itaat etmek lhtiyaci bu parcalarda basit bir surette zikrediliyordu; bununla beraber, bu eserler arasmda en kiymetli oianlar "Sagomersiye"ler idi, Matern ayinlerinde veya umumi lctlmalarda, tslamiyet'ten evvelki devirlerde yaiDlz dini ve soaralan daba enk bedii bir mahiyet gozetiJerek- kopuzlann beraberliginde terennum olunan bu mersiyeler umumiyetle uzun olurdu; aliinun faziletleri, cenklerinin muhtelif safhalan, dusmanlara nasil saldirdi~l, cenklerin 'nerede vukua geldigi, olen kahraman icin biitiin kavrnin,

hatta butun tabiann ne kadar cok rnu teessir oldugu hirer biter tasvir editirdi. Mecazlar basit ve ipridai olmakla beraber I samimi ve renkliydi Bazen mersiyelerde yazia krsm cor.;1 biter sahsiyet seklinde tasvir cdilip can Iandinlarak, ~Kutadgu Bilig'te oldugu gibi- munazara ettirildigi de olurdu. Bunlarda yalniz tabiata karst degil, hayatm butun tezahlirlerine karsi derin bir vecd ve istigrak mevcuttur. Yaz gelince karlann eriyerek bulbullerin otecegini, mesut ciftlerin sevisecegini soyleyerek hayatin zevkini duyan mersiyeci, guzel bir cariye gorunce yuztinu aya, boyunu ardic agacma benzetiyor, biitiin asiklar gibi sevgilisinin guzelliginden. cefasmdan, sihirli gozlerinden bahsedip derin derin aghyordu. Krrlann, ovalann guzelligi, ayaz geceler, vahsi bozkirlar, dumanh tepeler, ordekler, kazlar, kucuk su kuslan bu mersiyelerde coskun bir sevgi He tasvir ediliyordu .... " (5).

Bir goruse gore, Alevi Turkleri arasinda astrlardir surup gelen ve kokenini Orta Asya Turklugunun ktilturunden alan muzikli dini ayin ve semah olayi, aristokrat bir zumrenin tarikan olrnasi ve saraydan da destek alarak dini serna ayinlerini daha parlak ve gosterisli yapmasi nedeniyle Mevlevilere rnaledilmistir. Vine bu iddiaya gore, Alevi ayinlerde kullamlan dil Turkce' dir. Semah tamamen Tiirk kokenlidir. Halbuki Mevlevi ayinlerinde dil Turkce olmadigi gibi, ayinlerin kokeni de Arap-Acem tesirleri tasunaktadir. Bu iddialarda olanlann bir gerekcesi de Aleviler 'In, Sunni baskismdan ve Osmanh tehdidinden dolayi ayinlerini gizli yapmalan, b.JyIeee dar Alevi cevresi dismda kimseterce bilinmemesidir. Eger Alevi Tur k topluluklari devletten ve munevverden Mevlevi1er'in gordugu kadar destek ve ilgi gorselerdi, bu ayinler uze-

TARIKATLAR • 30

rinde daha ciddi arastirmalar yapihr ~ . bunlann lslamiyet oncesindeki TUrk sosyaJ ve kulturel hayatmm bir uzantisi oldugu belgelenir, kabul edilirdi.

Bu konuda ilk .• Jdi yaziyi kaleme alan muzikolog Rauf Yekta, 194rte yaymladrgi bir makalede soyle demisti:

H Zaten biliyoruz ki; eski Tiirkler' - in u~imanj]ik" adr verilen dinlerinde birtakim rnerasim ve ayin yapihrdi. Bu ayinlerin nasil yapildigma dair etrafh malumanmiz yok ise de, bunlarm icinde dini rnahiyeti haiz fakislann bulunmasi ve bu rakislann da Mevleviler'in raksma benzemesi ihtimali cok kuvvetlidir. (;Onkti son 3S1rlarda Orta Asya'yi dolasan Avrupah seyyahlanneserlerinden naklen musiki tarihinde gorulen resimlere gOre, Asya'daki TUrk kabileleri arasmda Mevleviler'in raksmm hemen de ayrn deniIecek sekilde ve dini mahiyette rakislann halS. yapilmakta oldugu anlasdmaktadsr.

Mevlana'nm Orta Asya Belh ~ehrinde dogmus ve pek gene yasinda Konya'ya gelrnis bir TUrk oldugunu dusunursek, y~adl!I mistik hayatin icabi olarak vakit vakit manevi, ruhani zevk ve nese ile costugu, mutasavviflar lisamnda (vecdi hAl) denilen haleti ruhiyye ile hallendigi vakitte Samanilik devrinden beri Turk'un anayurdunda cari clan tarzda raksetmis olduguna muhakkak nazariyle bakilabilir' (6).

Rauf Yekta'mn bu makalesinde belirttigi iddialara karsi Alevi cevreler de kendilerini §ijyle savunmuslardi:

"Bski Turkler'den kalan ve Samanilik'ten gelen dini ve milli Turk rakslanrun devami Farisi metinlerle dolu olan Mevlevi ayinlerinde olmayip, asirlardan beri dualanm Arapca ve Acemce'den tecrit ederek Turkce

okuyan ve "thaliHlerini "Nefes" ad. altmdaTurkce okuyan ve but fin adet ve an'anelerini eski Turk kabilelerinden getirip dininden ve harsinden esirgeyerek saklayan ve kuvvetli bir inat ile dune kadar icra edilegelen (Anadolu)da ve (Rumeli)de yer yer kesaret halinde ve birbirlerini muteakip koylerde yerlesrnis bulunan ve Mevlevi adetlerinemilyonlarca defa kahir bir ekseriyetle ustun bulunan TUrk Alevi kabilelerinin rakslanndadir. Turkler'in eski dinleri u~amanilik" olmak ve onlann dini rakslan bulunmak meselesi ve keyfiyeti, mutlaka Mev levi rakslan demek imkam gosterilen delillerde mevcut degildir.

.

Ecnebi seyyahlann Anadolu' da gordukleri Mevlevi oyunJanmn Orta Asya'daki TOrk kabileleri arasmda yapilan oyunlarm aym oldugu ifadesi de curuktur. E~er 0 seyyahlar milyonlarca Anadolu Turk Alevilerinin

. buyuk sekillerde yapnklan gizli dini "Sema"]an gorselerdi, hangisinin uTiirk Samaniligi" ve kabileleri oyunlanna benzedigini daha kestirme sOyJeyebilirlerdi. Bu kabilelerin oyunlanru gormek ise, eenebiseyyahlara deAil, Alevi olmayan (lUzdbq Tarkler'den olmayan) TOrkiyeli Turkler'e bile nasip olamarmsnr. Gorulmeyen bir ~ey hakkinda mutalaayurutulemezse de, Anadolu'da milyonlarca Alevi bulundugunu ve bunlann "Sema rakslan" oldugunu, kulturel bir mesuliyeti ustunealmis olan ilmi bir mtiessesenin pek derin bir tetkikcisi oJarak gosterilen - ve bilinen bir zann kismen isidib ve bilmesi ve hie 01- mazsa bir parcacik bahsetmesi Iazim gelirdi. Bu suretle, d.ini oyunlann yalOlZ Mevleviler'de oldugu gosterilmis ve bu nevi Turk raksma benzemeyen bu Mevlevi semalarr bUyilltiUe buyulrule milyon1arca sema yapan hakikatlef ci~ererek Orta Asya'ya gOtUrul-

T ARIKATLAR .. 31

mus ve hemen bir hamlede "~amanilige" dayaulrmsur.

Mevlana'mn Beth sehrinden gelerek Anadolu halki uzerinde tasavvufi tesirler yaptIgl iddiasi da cok fazIa mubalagahdir. Elimizde olan butun vesikalar Mevlana'mn bir Turk oldugunu gosterrnekle beraber, dilinin Acem oldugunu ve yaptlg,. tesir ise Farisi bilen bir kac mahdut sehirli zumrelere rnunhasir kaJdlg. anlasilmaktadir. Eger oglu Sultan Veled gelerek babasmm tarikaum Turkce eserlerle rnuritlerine bildirmeseydi, Mevlevi olarak yetisen birkac sehirli zumre de yetismezdi. Umumiyetle halk kutlesine ne MevHina, ne de oglu muessir olamarmsur' (7).

Bu tartismamn, hem Aleviligin tarihi ve kulturel kaynaklan bakirmndan, hem de Orta Asya Turklugunun Sunni Anadolu'daki bir uzannsi 01-

dir. Bir ara bu tarnsmaya, daha sonra Milli Egitim Bakaru olan Hasan Ali 'Vicel de katilrrns ve 1936'da bastian 'Tirk Edebiyatma Toplu Bir Bat.," adh eserinde su gorusleri Hen surmustur (Merbum Yuce) Mevlini'ya cok bagh blr kimse idi)".

U ••• Daha ziyade fikri ve aristokrat bir sehir tarikati olan (Mevlevi)lik karsismda vaziyet alan halkci ve Tjjrk'~ (Bekta¥tik ve luzdbapk) tam bir Halk Aleviligini temsil ediyordu. Her De kadar Mevlina da:

Mescudi meliik Iud Adem zi Ali ~iid

Adem ~u yegi kIble ve mescud Ali

,id diyordu, fakat Bektasiler'in tasavvur ve tasvir ettikleri Ali tamanuyla Turk'tu. Dunyayi ve dunyevi hususlari, butun siyasi ihtiraslan ezerek hice sayan temiz yurekli, Turkce tabirle, "Yigit Ali" milli bir kahraman haline getirilmisti (Mubammed AIi'dir,

Ali Muhammed) dusturile iki sahsiyet birlestirildigi gibi:

Allah birdfr, Muhammed Ali'dir, Ali Muhammed Her sabah,: her sabah otu~ur kuslar Allah bir Muhammed Ali diyerek Kul Himmet Ben dabi nesne bilmem, Allah bir Mubammed Ali Oziimii gurbete salmam, Allah bir Muhammed Ali Hatayi (~ah Ismail)

Misralannda anlasildtgi vechile Ali'yi Allah yapmaya uyar bir (ih;leme = testis) vucude getirilmisti. Eski ozanlarm Koroglu turkulerini caldrklan sazlann tellerinde (Ali)nin ruhu, (Hiiseyin)in aht inliyordu, Bu iki sahsiyet ve evHitlan (Ali aba), bizim halk edebiyatmuza hanralanru ufluyordu. Ereoler meydamnda mest

bir eda ile ( mam Ali) nakarath nefesleri sOyleyip sazlanm inleten a~lk dervisler, postu degi~mi~ eski Turk ozanlanndan baska birsey degillerdi ~,

1 .•.

Alevilerin Cern Ayinleri'nde okunan siir ve demelere gecmeden once bu ayinlerin tarihi dayanaklan uzerinde bir gorU~O daha haurlatahm:

... Vaktiyle umumi ve adi gorulen bircok meseleler t mesgaleler bilahare muayyen zumrelere inhisar etmistir, Mesela, Mevlevi ayinlerindeki Serna' bir zaman Anadolu gece hayatmda butun zengin salonlannda olagelmis bir seydi. Hatta bazan Mevlana'ya mensup zumrenin, bu sema'ya istirakine mumanaat olunurdu, demek ki serna Mevlevilige mahsus deAildi. Bilhassa Mevleviligin icat ve tesisi degildi, Sultan Veledi Konya ululanndan birisi bir gece sema'ya davet etrnisti. Yaram sema'da biraz mubalaga yapnlar. AM Mustafa kizarak: "Bunlsr-

TARI KATLAR • 32

dan sonra Mevlevilerin bizim sema' ~ mlzda i~leri yoktur. Bunlann miibalajall var1llanndan bi~ kimse sema' ~ da yer bulamlyor" dedi.

4 'Demek bizim zannettigimiz gibi Serna' Mevleviligin ihtirai degildir, tbni Batura seyahatnamesinde Ahi zaviyelerinde geceleri gecen hayattan bahsederken: "Yiyorlar, i~yorlar, stiyliiyorlar, raksediyorlar" der. thni Batuta serna 'yt raks ile.ifade etmis-

tir sarunm.

, 'Mevlevilik, Alevilik ile Kizilbashkta da olan serna'yi acik bir ibadet saJonuna eikarabildi, Digerlerinde buna imkan verrneyen iki mUhim sebep vardi: Rakt ve kadln ..•

"Mevlevilikten bahsederken raks ve musikiyi ibadetle mecz edebildiklerinden hayretle bahsederiz. Bu dogru bir ifade degildir, Baslangici tamamen dini olan raks ve musikinin halii Turk zurnrelerinde mevcudiyetini muhafaza edebildigini soylemek, iptidai dinlerdeki raks ve musikinin lslamlastmlmis bir seklidir demek daha dogru olur ...

Anlasihyor ki, Anadolu'da kahir bir coklukla yapilan tasavvuf hareket ~ lerinde Mevievi tesirleri olmadrgs gibi yapilan edebiyat da Mevlevi edebiyati ve bunlar arasmda yapilan Sernalar da Mevlevi oyunlan olmayip "80- rasan erenleri" denilen sahsiyetler He H~amanilik"den getirilen eski Turk dinine uygun Turk halk tasavvufu, TUrk HaJk Alevi edebiyati ve Turk Alevi Sema't dir.' (8).

Alevilikte A)'in ve Torenler

Binlerce yildir insanlar, tabiat guclerine tapnklan, cok sayida Tanrr'ya inandiklan, hatta semavi dinlere sectikleri donemlerde bile ibadetlerini rnuzikli veya muziksiz bazi hareketlerle, dairesel donuslerle, yakans ifa-

de eden el-kol hareketleriyle guclendirmisler I ibadetlerini, ruhsal konsantrasyona bedenin de kanldrgr, bunun topluluklarla yapIldlAt ayinlere dOno.~tiirmti$lerdir. Zaten ayin, dini anlamda "torenler ve kurallar butiini ve bunDn sale uygularuna.sl' 'dir.

Bugtin turistik amacla yapilan, fakat 600 yilhk bir tarikatm Ozelli~ olarak uygulanan Mevlevilerin Sem' a ayini ile giderek aza1makIa birlikte, eskiden Bektasi tekkelerinde, sirndiIerde cok seyrek Alevi cevrelerde uygulanan ayinler bu uygulamalara ornek gOsterilebilir.

Samanizmden bu yana, cesitli dinlerin, kultur ve geleneklerin etkisiyle farkh formlar gosteren (dini daasayin) olaymm tarihi incelenmesine geemeden once kaba hatlanyla bir Alevi ayininin icerigini anlatmaya cahsahm. Simdilerde cok seyrek yapilmasma ve bir Alevi dedesinin de bu gercegi, "Beu giiOOiizleri diikkinda .. yim, Bazen bah almak i~iD giinlerce uzakJ:qlyorum tsfanbul'dan. ~ocuklar okulda, geeeleri ben YOrgUD oluyorum. (;ocuklar ders ~I$lyor. AkrabaIar, taniJIar, es dost her biri bir b~ka semtte oturuyor. Bazen aylarea birbirimizi gormedigimiz oluyor ~ Evlerimiz kii~iik, biz zor slglyoruz~ Du kOluUanla degD cem yapmak, birbirim.i.zi gonnek i~ bile bir araya .lor geliyoruz" seklinde ifade etmesine ragmen Aleviligin bashca 5zelligi alan bu ayin merasiminin hanrlatrlmasmda yarar vardir. Soyle ki:

Alevilerdeki ayine "Cem' denir.

Bu ayinler Alevi dedeleri taraftndan yonetilir ve geneIlikle Ia.§ aylannda yapihr. Eskiden bu ayinler Alevi tekkeIerinde yapihrrms. ~imdi bazi Alevi koylerinde birazca buyuk evlerde yapihyor, Bu ayinlerde, tertipten sonuclandmlmaya kadar degi§ik isimlerde

TARIKATLAR - 33

12 kisi gorev ahr. Bunlar Peyk (ayine gelmek isteyen koylere haber veren), Post-;u (Dede'nin onune postu getirip seren ve duzeni saglayan kisi) •. Bekt;i (Ayin yapilan yerin dismdaki evleri bekliyor t ayine karst bir tertip varsa onu onluyor veya haber veriyor), tbrik~i (Ayine katilanlann ellerine su dokup yikamalanm saghyor), Siipiirged (Ayin yapilan yeri onceden supurUp temizliyor), C;lraicl (Aydmlatma isiyle ugrasiyor), Ayakkablcl (Ayine gelenlerin giriste biraktiklan ayakkabLianna bekcilik ediyor), Lokmaci (Ayine gelenlerin beraberlerinde getirdikleri yemekleri topluyor I daglttlmasma nezaret ediyor), Zakir (Ayin sirasinda saz cahyor ve 12 imanu Oven siirler OkUYOf, Deme'leri seslendiriyor), Sakka (yemekler yendikten sonra su dagmyor), Oelil (Ayine kaulanlara yol gosteriyor, yerlestiri-

.

lerin sirtma.." Allah, Muhammed. Ali" diyerek ucer kez vurur. Bu arada gerekiyorsa dede, bir konusma yaparak 12 Irnam'dan ornekler verir, dostluk ve kardeslik uzerine konusur. Daha sonra, Dede'nin iki tarafmda oturan Zakir 'Ier 12 lmam'm adlanmn ge~tigi siirler okutlar, ozellikle ~ah tsman (Hatayi), Pir Sultan Abda. ve Ku' Himmet gibi buyuk Alevi sairlerinden bestelenmis Deme (Nefeshahi)~ leri saz esliginde soylerler. Bu bittikten sonra Gozen, "Semablar, sat, gunablar sf oIa" der ve Cemaat hep bir agizdan "Allah AUab" diyerek secde eder ve semah (birlikte donme) baslar. Semah bittikten sonra getirilen yemekler dagitihr. Yemekler yenirken yine Dede tarafmdan cernaata O~Utler verilir ~ Ehl-i Beyt sevgisi anlanhr, Alevilerin unlu uclemesi olan "FJIne, beline, diline sabip olmaUmn

Ierinin b~1 olan ve ayini yoneten Dede'dir. Kendisine Mursid de denir. (yo) gestereo)

Alevilerin cern ayinlerine kadmerkek birlikte katihr. Evli iken bosanmrs 01 an lar t in san Oldo.rmtl~ olanlar, SUt; islemis ve bu isbatlanmis olanlar ayine katilamazlar. Alevilik sOzliiiUnde bunlara HDii§kiin" denir. BUyuk cern ayini, Alevilerin, Ocak aymdan Subat ayuun sonuna kadar gecen sure icinde muhakkak tutmak zorunda olduklan ii~ gunluk uHIZIr Orucu" sirasmda yaprhr. Aleviler cern ayiniDin yapilacagi eve veya tekkeye giderken yanlannda borek, corek, kurban eti, kuru yemis gibi seyler goturrnek zorundadirlar. AIevi dedesi, ayine geIenler arasmda dargmlar, kirgmlar, anlasmazhklan olanlar varsa onlan dinler, kararlan verir ve tumunu bansnnr. "Babalar,. baedar, ha erken, edeb" denmesiyle birIikte Alevi dedesi hatim duasi okur, en yakinlanndaki-

Genellikle cuma gUnleri yapilan bu ayinJerde icki de i~. Aleviler aynea, kutsal saydiklan icin Hazret-i Ali 'nin degum gUnil olarak kabul ettikleri "Nevruz-Bahar BayramlUnda da ve Hazreti Huseyin'in Kerbela'da kadedildi8i 10 Muharrem gununde de toplannlar yapar, fakat Siiler gibi aglayip, dO~tlnmezler.

Daha Once ayin sirasmdaki hizmetier dolayisryla saydt~mlz ve sayilanm 12 lmam'dan alan 12 hizmet grubu, bir anIamda da, Alevili;iin rnanevi hiyerarsisi ieindeki cnemterine gOre srraIarur. Bu 12 gorev, AIevi toplumIannda, itibar sahibi olmanm da dereceleridir. Gorev sahipJeri, hizmette ve bilgide eskiliklerine ve yeteneklerine gore secilir.

Miraciye tn.olll

Alevi koylerinin ~ dunyadan kopuk yaiadlAl, en yakm kasaba He da-

TARIKATLAR . 34

hi ulasirn imkanlanrn zor buldugu yillarda,. gelenek ve gOreneklerinin gereli olan cern ayinlerini slk sik yapabiliyordu. Zaten bu ayinler Tiirkiye'deki hakim gOru~ ~sindan ses ve soz olarak ban dini ve yasal sakmcalan oldugu icin gizli yapihyor, boylece bu donemlerde giz~i1i1i rahatca koruyabiliyordu. 1950'lerden sonra, partilerin ve politikacilann koyltmun aya~l gitmesi, yol yapimma girisilmesi, ilce ve ilmerkezleri ile koyler arasmda Iletislm kurulmasi, diger koylere 01- dugu gibi Alevi koylerinin de gizlilik ve kapahhgm- yavas yavas ortadan kaldirdi, 1980',den soma ise televizyon ve telefor urn koylere girdi. En ki1~iik yerlesir ~1irimleri bile dl$ dunyaya acildt, a'yJrnak zorunda kaldi, Eiitim seferberligi, ticari ve smai atihmlar koyleri de r;aAda~ yerlesim birimleri haline getirmeye basladi. Gelenek ve goreneklerini titizlikle korumak ve boyle hakim cevrelere karsi dolayh direnrnek eylemindeki koyler, simdi, bu dini torenlerinin bas sarti olan gizliligi uygulayamaz duruma geldiler. Dolaytsiyla eski yogunluk, israr ve merasimseverlik ortadan kalk-

t1.

600 ytlhk uygulama, bu gelenegi surduren Dede'ler de oldukten sonra eski heyecan ve b~ltm yitirerek SI ~ radan bir Ozellik haline geldi. Arnk Alevilerin cern ayinlerinde oeski kurumlasma yok. Gazeteler, televizyon, okul, telefon, istenildili kasabaya veya kente gidipgelebilmek, 600 ytlhk dini, sosyal ve kulturel ahskmhklan zayiflattr, geri plana itti.

Halbuki TUrkiye _ Alevileri arasmda 40 yrl onceye kadar, sosyal ve dini hayatm hemen hemen tek kurumu olan bu ayinler turn ihtisarm ile suruyordu. Asagrdaki sayfalarda, yakm zamana kadartum aynnulanyla, saziyla sozuyle, semaluyla yasanlan bu

ayinleri anlatmaya cahsacagiz. Bu ayinlerdeki soz ve hareketlerin efsanevi yorum ve gerekceleri elbette tarnsilabilir. Hatta buyuk cogunlugu ile reddedilebilir. Fakat bunu surdurenler hepsine inamyorlardr, Biz, Alevi ayinlerinin 1940'lardan onceki uygulamalanm anlanrken, hicbir yoruma ve hukme yer vermeyecegiz.

Alevi ve Bektasiler Semah hakkm'da ~Oyle bir inamsa sahiptiler: Cern ayini, hazreti peygamber zamanmda ve Hz. Ali 'nin baskanhgmda yapilan uKlrldar Cemi" denilen bir toplanndan ahnrmsur. Peygam ber, Mirac gecesi gOAe eikmarms, iste 0 gizli toplantiya gitmis. Peygamber bu toplantuun Hak'km izniyle yapihp yapilmadiginda tereddUt edince, Kirklar'dan biri kolunu keserek kan akitmis, ayrn anda, peygamber dahil orada bulunanlann kollanndan da kan akrms. Peygamber bunun uzerine "Klrldar Cellli"nin bir "Hak"dan olustuguna inanmistrr. Daha sonra Kirklar'dan Selman, bir nznrn cekirdegini ezerek suyunu Krrklar 'm hepsine icirmis, 0 suyu icince vecde gelen peygamber kalkarak Serna etmis. Serna sirasmda sanl1 cozUlmil~, Kirklar da sangim ahp kirk parca yaprmslar ve bellerine sarnuslar. Ertesi gun de , Kirklar . Meclisi'nden habersiz alan sahabe, bugun anladigirmz manada bir Mirac olayi ile karst karaya kahndigi gerekcesiyle peygamberin miraciru kutlamislar.

. Vine Alevi inancma gore, bu hikiyeyi Ogrenen ve yayanlar arasmda Hoca Ahmet Yesevi, Haci Bek~ BeIi, Seyh Safi vardir. Horasan Erenle-: ri ile Rum Erleri de bu hikayeyl onlardan Oirenmi~ler. Sonra da, bu inamsi, Asya'dan Anadolu'ya gelen Turk kabile boylarma Ballm Sultan, Abdal Musa, Kaygusuz Abdal, Kul Himmet, Hatayi, Kul Hiiseyin ve Pir

____ ._. __ ._ • .. r ... _,, __ ._ .. .~._,_.

Sultan Abdal yayrruslar. Rurneli Fatihleri ve Akmctlar da bu inamsi Arnavutluga kadar tum Rumeli'ye goturrnusler, hatta bu inaruslar Hiristiyanlara bile tesir etmis.

Yine bu inarustan kaynaklanan bir toreye gore, ilk kez Alevi veya Bek-. tasi olan kimseye, toren bittikten 50nra "MiraclD kutlu olsun" derlermis, Vine bir baska inarnsa gore Hz. Ali'nin AJevilerce "Miqit" saytlmasi da, bu Kirlar Cern tine baskanlik etrnesi nedeniyledir.

Aleviler, soz konusu Krrklar Cemi'nde Hazreti Fatma'nm da bulundugunu kabul ederler ve cern ayinlerine kadmlan bu ytizden ahrlar. Ayinlerde icki kullamlmasi da 0 aksam HKtrklar"tn i~tigi uzum suyu nedeniyledir.

Ve yine iddialara gore, Turkler, Islarniyet oncesi din inamslanna 01-

duk~a uyan bu sistemi benzer ozellik~ Ieri yuzunden kolayca kabul etmislerdir.

"Dualan Arapca olmayip Turkce, namazlan eski tapmmalan gibi 'Niyaz' ,eskiden oldugu gibi cemiyetlerinde ve din islerinde 'KadlD' yine

'beraber, 'Kopuz'· ve 'Kumz' yine

bunda da mebzul. Oyunlanni da $amaniliktert . kalma oyunlara uydurduktan sonra arttk gocunacak, guceuecek bir sey kalrmyordu, Onlann kendi dilinden konusan sairleri de butun bu Mirac ve sair inamslan nazmen ve kuvvetle yayrms olunca bu inams durmayarak ilerliyor, kokler sahyor, ArapJann din bahanesi ile yaptiklan " zulumden bizar olan Turkler ~ Ayni Cem "Iere giriyorlar, Alevi oluyorlar, isuraplanru boylelikle dindiriyorlar ve sazlanmn tellerinde dertlerini derin derin inliyorlar." (9).

Bektasi-Alevi edebiyatmm en onemli isimlerinden. sayilan Hatayi, Pit Sultan Abdal ve Ku. Himmet'den

TARIKATLAR· 35

Alevilerin bu Mirac inarusuu isleyen uc ornek verelirn:

Miraciye

Yakin bil abcedi burhan Ali'dir. Beyarn tevhidi Kur'an Ali'dir.

Muhammed rniraca vardigi gece, Kapida gordugu arslan Ali'dir.

Icinde soylenur sun hakikat, Kurulmus perdei mizan Ali'dir.

Ileri yuruyup kakdi kapuyu,

Ana: "Kimsin" deyu saran Ali'dir.

Dedikim: "Hadnm bayriil4enamlm" Hemandem kapuyu acari Ali' dir.

lceru giriben krldi muhabbet,

"Biri kirk, krrki bir" diyen Ali'dir.

Acayip remz icinde kaldi Ahmed, Bu remzi gosteren, asan Ali' dir.

Birine C;?,ldl nester kirk da akdi, Hein (>1 dem nesteri calan Ali' dir _

Ezildi serbet oldu icti canlar, Cununi a~lki hayran Ali'dir.

Cikardi bir uzum sa'il tutanda, Eline hadimin sunan Ali'dir.

Calmdi keffi dest koptu Sema'i, Bulan mest eden sultan Ali' dir .

Y o-giken yer ve gok ars ile kursi, Hakikat mizanm Kur'an Ali'dir.

Bu bicare "Hatayi"nin penahi, Devasiz dertlere derman Ali I dir .

TARIKATLAR • 36

"Pir Sultan~'1R Miraciyesinden

Ezel meclisinde kirklarderninde, Muhabbet nuruna boyandi Ali, Kirklar He bir irfan ceminde,

Bu askm rengine boyandi Ali. ,

Alim terk eyledi kendi kellesin, Muhammed'e dedi "Cem,ge gelesin,

Meydana getirdi askm dolusun,. Kirklara bahsetti hem sundu Ali.

Tuba agacmdan ald. dort yaprak, Car pareden hirka eyledi er hak, Fahir libasmi sundu son toprak, Geyindi egnine donandi Ali.

Hu! deyup birlige kuruldu divan, Hakikat suruldu dem ile devran, Sema'a kalktilar curnle asikan, Meydanda k~rk kere dolandi Ali.

(Pir sultan)lm eder: Hak muhabbette, Dahl yo) gidermi birlikten ote, Muhabbetten kaean eArl sifata, "Llnetullsh!" dedi ilendi Ali.

"Ku) Himmet"in Miraciyesinden:

Zahid hu demeyi eyleme inkdr, Ya nicin cagmr insan hu deyu, HU demenin ash nedir, nedendir, Eyleyeyim sana beyan htl deyu.

Muhammed· Mustafa peygamber

oldu,

Ali cumle veliye server oldu,

Sah Cebrili emin hem rehber oldu, 01 demde kuruldu erkan hu deyu.

Bir uzum tanesi 01 sah elinde, Kirklara sundu 01 hikmet gununde, Hak Resulullalnn Mirac yolunda, Seydullah eyledi Selman htl deyu.

Uzumu kirklara Hetti Selman, Kirklarda el demde oldular uryan, Muhabbet serbetin ictiler her can, Saki kadeh sundu uryan htl deyu.

Kirklar el serbeti icti mest oldu, Salu Merdan cumlesinden fist oldu, Fatma 01 mec1iste mevcut bulundu, Okudular hem de Kur'an hu deyn.

Hu demenin ash soyledir soyle, Ne soznn var ise gel beri s~yle,. Tasdik iman getur sehadet eyle, Sen de bu esrara boyan btl deyu.

UKg) Himmet" 01 meyden serhos

. , olah,

Cemin .. ijztl tecelIiye dus olah, Hubbullah askma yolda~ olah, , Hayali gonlumde mihman hu deyu..

Sem 'alar N as" Yapllirdl?

Simdilerde, Alevi koylerinde eok seyrek olarak ve aynntdara tam olarak uyulmadan yapllan Cern Ayin'lerinin, bundan 50ytl onceki sistemini, kendisi de bir Bektasi Dedesi olan folklorcu Vabit Lutfl Sale.'nln ] 941'de basihrns "Gizli Turk Dini Oyunlanu eserinden naklediyoruz:

"Bizim 'tarif etmek istedigimiz oyunlar bastan beri anlatngirmz gibi Turk-Alevi kabilelerinin icinde merasim, usul ve erkamna gore dini ve fakat gayet gizli olarak oynamr, Onlann her bir hareketleri "Sir" oldugu

i. icin semalarda boylece "Sir-Giziin kalunsur .

Serna oyunlan "Cem bezmi" ve muhabbetlerin tertibine gore yapihr. Kucuk muhabbetlerde, muhabbetin nihayetinde, buyuk muhabbetlerde de zaman zaman fasila He oyunlara kalkihr. Bu buyuk muhabbetlerin en ni- ~ hayetinde de butun muhabbette olan

kimselerin - yuzlerce ki~i olsa da -hepsi birden sema'a kalkrnak suretiyle yapilu ,

Serna'a baslarnak zamamm, rnuhabbetin, yani 0 cemin en dini ulusu dernek olan mursit ernreder. Serna 1 oyunlannm agJf, orta ve cabuk hareketlileri vardir. Evvela agu hareketli sema nefesleri sazlarla beraber soylenir. Bunlar De kadar a~r hareketli 01- salar yine "oturak" nefeslerinden da-

. ha oynaktir.

Semalar iki, dart, alti, sew ve daha ziyade kisilik olarak da oynamr. Oyun oynarken yorulanlar olursa degi~mek icin, erkek olan, Cern'de bulunan baska bir erkegin dizini oper (oiyaz eder). Kadm olan cia diger bir kadtrun dizini oper. Bu hareketin din Opiilmii$ olan kimseyi kendi yerine Sema'a davet etmek oldugu kabiIeler toresince de saY&1 ile kaydolun-

mustur. Cern.' de kadmlar da bulundugundan onlar da Semaa kalkar ve oynarlar. Bu suretledizi OpO.len erkek veya kadm; zaruri bir mazereti olmazsa; bu divete icabet etmek mecburiyetindedir. Esas itibarile bu davet memnuniyeti mucip ve ytiksek bir saygt isareti telakkisine mazhar 01- mustur,

Sema'larda el ele tutusmak.yoktur.

KV$l karsiya oynarur. Eller, kollaria beraber ileriye dogu "zanlr ve tekrar geri cekilerek gOjiise kavusmak suretile hareket eder. Ayaklar, besteye uygun hareket ederek, biribirleri tizerinene ayak parmaklan konmak. suretiyle yOrO.nilr ve dolasihr. Alu ve orta usullu semalarda mutlak surette her Ol~(lye gOre ayak ve vilcut hareketleri yapilmaz, El, kol ve ayak hareketleri ile serbest hareketler icra edilir. Fakat, bu serbest tarzda da yine besteye uygunluklar vardir.

Bazan her darp yerine her Olen ve-

TARIKATLAR . 37

ya bir bucuk olcuye gore ayak ve vucut hareketleri tanzim olunur. Bu suretle besteye ve gufteye uygun hareketler icra edilir. Serna edenler, "Cern bezmi'tnin ortasmda acilan boslukta. fakat oldugu yerde durarak degil, dolasarak rnevzu kaidesine gore oynamr. 0 tarzda vurunur ki, serna edenler .'flDumnlann yanmakta oldugu mahalle gelince, orasi "Cerag tahn" denilen hMukaddesH bir yer oldugundan. 0 mevkiden, oynayanlar arkalan donulmek suretiyle gecemezler. Y uzleri "(",erat-mum"lara miiteveccih olarak ve berayi hurrnet eller gO~o.ste olmak ve hafifce boyun egmek suretiyle gecerler ve diger mahallerde yiDe serbest doner veoynarlar.

Sema'nefesi okunurken nefesin bitecegi kit'a da, 0 nefesi yapan zatID ismini - ki buna H~ah beyit" derler - okunurken oyun oynayanlar 01-

. dup yerde hareketsiz kabp nefesi ya-

pan sairin hurmetine biraz durulur ve o zatm ismi gecen rmsra'dan diger misra'a gelinceye kadar bu vaziyette durularak oteki rmsra'a gecildikten sonra yine 0YU1l3 eski vaziyet ve "Ritimu He devam ederler. Mesela:

"Sah Hatayi" m der, g~, omr, Hizmedni hora yetOr.

Beytinin ilk sairi (Sah Hatayi) neresin ismini havi rmsra okunurken butun misra iki defa soylenip ikinci ml~ra'a gecilinceye kadar oyun hareketi durur ve ikinci rmsra'a baslarken, "Hizmetini" derken oyuna tekrar devamedilir ve boylece sairligin hiirmeti yUkseltilir.

tkit dort ve sekiz kisilik sernalarda bu tarzda yapihr ve erkek ve kadmlarla oynamhr. Esasen muhabbet. lere de kan, koca gidilmesi koy aleviliginde sartnr. Dul kadm kadm ve dul erkeklerin de (caltnhrlacsa) git. meleri caizdir. Cunkt; onlar I evvelce

kan-koca olarak cemlere gitmi~ 01-

TARIKATLAR . 38

duklanndan bunlann mahiyet ve huviyetleri layiki He anlasilmrs ve binaenaleyh yalmz gelmelerinde bir mahzur gorulmernistir. HMubabbet"e davet etmek de ilk bastan bu kaidelere riayet etmekle olur. Davetsiz hie kimse bir muhabbete gidemez. Bu cihetler daima goz onunde tutulur ve ehemmiyetli bir hassasiyetle takip ve tatbik olunur. Bu itibarla "Cem bezmi" ictimai guzel bir rnuaseret adabuu cami, parlak bir "sosyete" hayandir. Daha dogrusu TUrk kabilelerinin asirlardan ben ahsnklanve gordukleri bir nevi "Balo99dur.

On alb kisilik sema'lar da vardir.

Bu nevi evvelce oynandigmi bildigimiz ve simdi de bazi balolann sonunda oynandigim gofdtl,liimUz (){adril) oyununa benzer, Fakat bunun sekli daha baskadir. Dorder ld~i olarak

~kar$l karsiya dort dizi uzerine vaziyet abrlar. Cephelerde karsihkh dOrd~r

cabuk Serna usuliyle oynamr.

Cabuk Sema'a dair Ornek:

Bu nefesin guftesi sudur:

.

Ni~iD iDanmazslD ey unh Yezit, Du ~arblD sabibi Ali degil mi? Af'Jda bir bay ale utracb Habip,

'Hatemi indiren AU cJetiI mj?

Dosdar arasmda ne "in senin? Hey Yezit tiikenmez kesretin seuin! Bin ~ yUz yd evvel aI devin bendin, BagiaYIP da ~ozen Ali deAiI mi?

Necef deryaslo8 Zilfiik;ar attl, Derya bulut olup havaya .kll, Nisan yaAmurian aDda balk oldu, Du iqklD deryasl Ali degil .m?

Ta ezel Mebdidir senin ba~iJiD, Anlardan evveldir seDin gelqin t DoksBn bin kelinu hep beyan qin; Okunan Kur'anda Ali dejiJ mi?

(Kul Veli)yim soyle sOzon aatasm, Oldiir liefs ~erisin Dakka Yelesin, Uzatma ey kard~ ~zun otesin, Du miilkiin sahibi Ali degiJ mi?

Bu Serna' oyununda oyle hareket edilir ki, saflarda bulunan sahislar telaki edip biri birini geeerken cepheden ve yandaki sahrslann bir birine earpmad an taraklama suretiyle gecmeleri pek sanath, gormeye deler bir vaziyette olur.

Bu sema'da her darbe, yani ya. nm ()lcfiye bir ayak hareketi isabet eder. Bu tarz serna musikisinde de

- "dem tutmakn adeti vardtr. Butun nefesin tonalitesine uygun olarak, oynayanIar "ya pb, ya ~!'t diye oynarlar.

Bundan daha biiyilk Sema'lar vardir ki; bunun adma u<;Gbu baba" ._ ve bazi kabilede de uKoyan baba on ad.

verilmi~tir. Bu serna I a butun cemde bulunan biiyilk bir kalabalJk kut1esi olan halkm hepsi birden i,tirak ederler. Bu sema' eskiden bOyOk tarihi uluslann mezarlan baftnda UNevruz"

ve '·Htdrellez" bayramlannda yaplhrdi, BUtOn Alevi kabileleri kendilerine en yalon bulunan btiytik UYabr" lann tUrbeIerine yiyecek, ieeeek ve yatacaklar i1e giderler ve orada gunlerce "Muhabbd'" eder1erdi Ban yerlerde ii~ gun, bazi yerlerde yedi gUD SUren bu krr "Ma ... het" lerinin sonuneu gllnunde de hepsi birden bir mursidin idaresinde bu "«;GnD" ve yahut "KOYUD b ... " sema'ma kal-. karak bu sema I. bitirdikten sonra daAth~lrlard i. Bu sema'r da gOnnek ve seyretmek bash basma bir tarih Y3$Clmak demektir. Anadolu'da Alaiyede UE)mab baba' ve uAbdai Mus. Sultan" da, Mlfolc'da "Gaygusuz Suitaan da, Krrsehirde "Haci Bekhq:" da, Trakya'da Dimetokada HSeyid AU Sultan" da, Edirne'de Ece kOyUnde "F..ce Sultan" da, Kirklare-

TARIKATLAR . 39

li'ride Coke koyunde ~uhiddin Abdal" da, Pmarhisar da "Bin bir oklu Ahmed baba" da ve boyle sair turbe ve buyuk zaviyelerde yuzlerce halk tarafindan yapihrdr.

Osrnanli rnesrutiyerinin ilan ),)11 olan 1324 yihnda (1908) lstanbul'da toplanan Bek tasi kongresine MISlT' dan istirak eden Gaygusuz sultan zaviyesi seyhi Mehmet Lutfl babarun anlatngma gore bu merasim Misir'da buyUk Prens ve prenseslerin de istirakIeri He cok rnuazzam olarak yapildignu ve hatta bir sene Hidiv Abbas Hilmi Pasa'run da sureti mahsusada orada bulundugunu isitrnis idik ...

Bu buynk ve umumi serna'lann, hususi sahislar tarafmdan da yaptldlgl nadir degildir. Esasen zengin bir Alevi hanedam boyle bir buyuk muhabbeti her yJ1 mutlaka bir defa olsun ya-

- par. Bundan baska bazi vakti ve hali

yerinde olan kim seier de arzu etti~ bir isinin olmasi icin -"$u i§im olursa bir "Kqyun baba" kaldiracag.mu, der ve bu suretle U Adak" etmis olur. Bu takdirde her hangi bir koy Alevisi bu "KnYIJD baba"Yl kaldirmak istedigi zaman herkesten once kendi koy halki -ka~ hane olursa olsun- 0 muhabbete, davetname beklemeden davetlidir. Artik davetnameler kay haricinde olan Alevilere icap eden sekil ve miktar da yaprhr , Bu buyu k "Muhabbet" ve "sema'" yeri i~n btiyuk odalar tahsis edilir. Davetlilerin gelmelerinin cokluguna gore halki odalar almayacak olursa mesele kirlara intikal eder. Eger mevsim de musait ise artik her sey rnuntazam gider. Butun bu hazirhklar hep "Koyun baba sema't"nm umumiyeti ve muhabbetin ona gore parlakhgmm temin olunmasi icindir ... ' ~

Alevi Siiri .

Alevi - Bektasi siirinde kendi

inanclarinm, dunya goruslerinr: dusmanlan icin (Bu sadece dini gorti~ farkbhklanm degil, siyasi gorii~leri de i~ermektedir) ncleri, nasil dilediklerinip. duygusa! tae! fleri vardir. Hatayi, Kul Himrnet, Nesimi ve Kararslz Yeli'nin siirler inde bu konu yeierince a~'lk bicimde anlanlrmsur;'

Eger tarlka.ten sual edersen Murtaza AIi'dir pirimiz bizim GoregeldiA:imiz siiregideriz Krrklardan avnlnus surumuz bizim

Edepliyiiz kimesneye bakmayuz Rtza kapusundan tasra ~tkmayuz Cennet cehennem korkusu ~ekmeyiiz Bunda sorulmustur sorumuz bizim

Slrr-l Hakka gereeklere bas kostuk C;iy yerimiz yoktur kiirede pi~tik Ne yoldsn ne farzdan siinnetten

du§tiik Erenler cemidir erimiz bizim

Kazanenmz meydana getiririz Eksiklig:imiz varsa bitiririz A§ina mesreb evinde otururuz Bine sayIlml~br birimiz bizim

Dervi~ Hatiyi'm der gereekten

erenler Onda pi~m8n olur bunda yerenler Bin kaoa bir miirvet dedik erenler Ger~ekler di.rldu dinmlz bizim

*' * *

Biz Muhammeil Ali diyenlerdeniz DergAblDa gider bu yellarumz Sol giizel AIi'yi sevenlerdeniz Diivazde'mam okur bu dUierimiz

Biz mii'miniz miinaflktan ii~endik Torah olduk topraklara do~endik Kemer-bestelerden ku,ak ku,sodlk Balthdlr Ali'ye su beUerimiz

\TLAR

. 'miniz t. yoka 8\"( almu§ a~;' haria a~.I~.

•. h "d' . ";'I .. ~ ,OAU ;,...,..,'"

. '.' -;·\f~lIa.mn:.

:.

~ balbYlz !.

deail etek,

Ilibe candav ya gonol -;r Ju kumruh~

;~ab der de "

Himmet'lm s i't::;abbet miilku~" ~<'rim . ~ablml t: - mdadlF daim

'.,.r'_

/: .. ' derler pirimizf f.>'~k' Imam kulla; '. ~'. !l' '" k*

jV, ,in I' ermez slrr.~. \~la

A~'~~ yawp kuan ,;F ::r Il¥ :ga geUr boydsp n:;:ar Sl!~esi A1eme dii~r Balun bizim DnrUft\.,IZ3

Pir.miz klrkl.r ye~; .~~ Bu yolu onlar kod. '.~r n;.:lo:'boylece dedilp

K~tJ kanarsan sirnr. ;'la

B:lktlk aslnmz A(t. "d~r KUimetim veren H::;' (. 'mdir !:lRliieler pi$-kadea- ~ir '. T a(' urdular serimiz

Milfid miilJidine c. i~! Erenler ma'nisin dl<~rlU Miinaflklar nice kly:i~ T!g cektiler pirimi:u'

xara yok olara yak )iok 'aniz

,

.1' uludari ,i.Urvet. ' ... . , :', Ali ~ t .

-~den ,liz

... ·~!mlz var ·tl var ';'fmIZ var

, .Ibiillerimil

katara dozel :, rair ii ezel

-. ne gazel ·.4.Herimiz

N esimi s. .-;;,::,. I:;; V it OZiine I(" .. ~tabbet ''''~i.S Bin bs. ... 1: ~ ... x·'

~...... .

.-.-un.;;, .:

~ . ", .'.:.:

Z,' ;,:. .

.,

. J !..

... I • ~ ~ .,-,

.. '

.- .....

. i I ~ .

SCf~:;h.:ji'r~'~ :.ijl '. jJ~~;mil;' .' . Olilmlu 1\iubu··:,···.:.·' ·Ui'dtr 'bizim'

':leJi de{) ~~hU}l ~. •. ,~A.irdugL·Htil in·; .!;

. '.- ~'~~nmeyil

, ~'<~ur biZim

Yiikiih:i.:~J he\- ln., b~.~dr satmayll.

Dotru yolu ko) i.~tI ~gri gitmeyiz Davalara dii$iip·inad etmeyiz S6ziimliz ezelden bdUdir bizim

K~ ylgit slperin yutune to tar Yah,. ata bili:er kalguhr ~Ikar Bahar eyyamlBda bnlaDlk akar Selimiz ummllnlar selidir bizim

. . ~ '. .'

CanlOr ·bit nrii'minler ile '~erjz-

-

MecnuolaYID ozier dallda kahrsa

LeyUlerin haec ii 'avltf kdursa tloglu ismini sorar olursa . tsminiiz Kararslz Veli'dir bizim.

Bir Alevilik Bildirgesi ve C.-evaplar.

TUrk basmmda Alevilik konusunda sik srk yaymlar olmaktadir. Bunlar cesitll vesile1erle gunluk gazetelerde haber tarusma veya dizi yazi, haftahk dergilerde de inceleme seklinde vapihvor. Bunlann dismda, gunluk gazetelerde, okuyucu mektuplan koselerinde de bazen bu konuyu tarnsan mektuplar goruluyor. Bu yaymlann buyuk kisrru bilimsel olmaktan ve dini-tarihi gerceklere dayanmaktan cok belirli bir kesirnin sosyal ve poli-

,TAAIKATLAR • 41

tik beklentilerini dile getirmek iddia- yo luna mensup MUslUmanlar otus-

siyla yapilmaktadir, '1990 ylll MaYls turuyor.

aymda gOnlUk bir gazetede geni$ bi- . Alevilik de Sunnihk gibl 'slam

cimde ~lenen konu bir bildirge ite de inancmm bir \oludur + SUnnilik kad~t

desteklenmisti, Altlnda Yaiar. gaze- eskidir. Ttirkiye'de dinsel, siyasal,

. teci.sanat~l ve hi lim 'adam 1 imzalan - k01tfirel. sosyal yOn1eriyle Alevilik , da buluaan bu b11dirleyi, aydm bir haJkm bir bOltlmUOUn yaJama bieimtgrubun olaya hangi a~dan ve hangi - dir. KUltur ve inane olarak halen

gerekcelerle baktlAtm gOStermesi ba.. varhllDi surdUrmektedir.

kmundan sayfalammza a1dtk. tJ;inde. Ana kaynak tslamiyetolmakla be-

bilimsel, taribi ve dini noktalardan, raben Silnni Islam ve Alevi Islam ara-

balta AJevi vatanctalJarm TOJtiye'de- ~ slDda hem. ~etide hem de pratik ya .. ki .ytlaruioktasmdan pek-~·tar-tl-' - f8R1da ~Jj - fartlarv4rdlr. . . $lhr iddialar bulman' biIdiriye imZa· 5*7".""-17 A1e¥Iik hI ...... koyan isimIeri belirttikten sonra-lam 'kI* PJ......,.· - . . metnini vetetim: -. ·OItanbdeki ~ ol\qtlfran

'!mUlar: yazariat~ Yapr- ...... ' S8nni fdOSlDmanJar, Alevitikbakpn-

.... ' Adz" ,Nella •..... A .... ' '..... ""if.;'· :.~.~~teY -bilmiyor.

--: - ... ~.h.SeIpIk.-...,Bubsmun..-,Alevilitbakk .. MlakiIO- __ .

:::.~ .. , b 2 .. 1.~·DaI,QIp-,- ~.camamendumsuz-~- ..

, let",,,,,,, $'-"[jMilif'''~' dan. s6J1entilerden 4oian,yakJItmna.

y Pr.Of;ttar ltIry_ .,Kt- .' Jardan oIutuyor.·· .. - ....

. .: __ ,.(Aliay '-~;.' -. - :~·teriat~ Osmanh ~Ie- .'

. .~" 6 '.aida, ,-ZIIIi'~ , .: .Ii zamanmda·AkYiIere karp-yaranlaA

_n ..... _y** :, .• vutadar. ......... - iftiralar. btlIfbl de bazl insardar tarat p' " Ntd 01_, e. ... -6at.e,. _:.fUtdaa gerp:k sibitabu1 ediliyor. Os ..

-Bildirae $6yJe: _.; '-. - .",.Dh Jilmiyetini" btl PIda )'aIaUna- ,

- ;:, - - .. ' ,. _ -'.... ,_ 1· ,': ~ _ '.,. -klmseain. -ltakb'otlur .... · - --

. T~~;=I!!!!:ft:~::=l1:! ': ,:-' - -:.,.... .. IfIerl, 1tIs.!ui- •• ece

.... ~ . ~-.-~- .... " ..:SiMI koa-"lta D ediyor. . .

~. ~t~-.e~-- .... Tar~ •. ~1ulUohqtunn VIler III ~ utekleti~ kamuoyuna; " SOnni Islam, Ttirkiye Cumhuriyeti'.

yaDlItmaYJ ~hyor. . . ode· Diy'uet I$ftri Balkanbll araab-

AItNiIer bIi$ka ita. ""a, , '.1EYJa teimen ~ temsiJ ediIiY~~~ .~vlet ' ~ .... , -, wn-JClZOYte bakarlar. AiDa . ~ dinveabJak·eIitimi ile ca-

. kendi i~ ve Iculttlderi i~n de .Yin -;'milerdeimamlar V8SttaSlyla SQnni Is-

ohtmJuduYJU ve yulqtnu bel:Jer- -lam y.qlyor ve yaptJhyor. ..

lerH~' Alevi" Olretisinintanmmasl~ . AIe\'I vat""y. ~ydtyor. .

.' TOttiye iQn ban$ ve zenginlik kayna- . B~a karsm, 2O-mdyonluk AIC:Vl

II olacaktlr... ~ltlesl r~~n yok saylbyor, gormezhkten gebnlyor.

Tirkiye'de 11 milyou Alevi yapyor.

60 milyona ulasan Tiirkiye niifusunun yakla§lk 20 mi1yonunu Alevi

Bunun en canh kamu, devlet yetkililerinin yapnklan aciklamalarda, Turkiye'nin tiimunil "Siianiu gostermeye calismalan, "Biz SiiBniyiz" demeleridir. Halbuki TOrkiye nufusunun yaklasik 3' te 1 'i Alevidir.

TARJKATLAR . 42

Alevilere karst olanlarla birtakun yan aydinlar da, "A1evHik oldii(" diyerek Osmanhci tavirdan yana cikr)~ / .. ,\'if..~i te~inen r~.:..::, :>k1...:~~'~lar da ~·:.;,-uJ.J.a.i. dc;..j-"1:,j !'~·~·~a~. _ -:";(:j 1·,~:iL~·~L'.-lr~"~, ~ ,.~

gOI uslere destek veriyor.

, Kirnileri de Alevi kulturunun canlandmlmasmi "gericiUk" olarak goruyor. Bunlar, Aleviligi yok sayma tavirlandir. Unutulmarnah ki Alevilik yok olursa, meydan Osmanh kafahlara kalacaknr,

Turkiye'de Htristiyanlann.Yahu-

dilerin, Suryanilerin bite kendilerine ait ibadethaneleri oldugu halde Aleviler bundan yoksun birakdrmsur . Bugun AJevi killttirUnU yasatacak hiebir kurum bulunmarnaktadir.

tna~ ve aDlatJ.nt ozgiirliij:ii bjr insanhk bakkldlr,

lnsan Haklan Bildirgesi'nin' 9. maddesi ve Ttrrkiye Curnhuriyeti 1982 Anayasasi'nm 24 maddesi., herkese

"Vicdan. dini iDan~ ve kanaat ibgurliigu" garantlsiverlyor. Olkemizde, cumhuriyetin kurulmasi He birlikte Alevilere YOneIik resmi devlet baskrsi sona ermisse de eskiden gelen sosyal, psikolojik ve siyasaI baskr varhgrrn surdurrnektedir, Aleviler, bu basktlar yilzilnden uviCdan,' dini inan~ ve kan~t" OZgtirltigiinO kullanam ryorlar. Aleviler I halen Alevili k-

.lerini gizlemek zorunda kahyorlar.

Alevilert Atatiirk devrimlerini hep desteklediler.

Curnhuriyeti yaratan temel guclerden oiri side Alevi kitledir. Aleviler, her zaman Atattirk' unve onun devrim leri nin yanmda olmuslardir. F akat srku.ulan Cumhuriyet doneminde de bin..emtstir. Alevi kitle Turkiye'nin mc.icrn, demokratik,' ozgurlukleri tan. O~l ulke olmasm: ternei hedef ahr. Tiid.iye'ye gercek anlamda sahip

Istekler:

Aleviler iizerinde baski oldugu kabul edilmelidir.

Bugun Turkiye'deki 20 rnilv ". .vlevi kitle uzerinde Osmanh'dan gelen ve halen 'sosyal, kulturel ve psikolojik agirlikh olarak suren agir.bir . bask. vardrr , Bu baskmm adrrn, acrk yureklilikle koymamn zamaru gelmi~tir.

Aleviler, eeklnmeden, UHen Aleviyim'" diyebibnelidir.

A levi kitle bugUn bile Alevi olmaktan korku duymaktadir. Buna gerek yoktur.

Bu kesimden insanlar, gerektiginde, acikca "Altviyim" diyebilmelidirler. Bu, onlann dogal insanhk haklarmdan birisidir.

Stinoi ail"', Alevilik hukIDda-, ki dtiJiiDcelerini deI1~dnnelidir.

Turkiye'nin gercek bir huzur topJumu olabilmesi i~n, SUnni ve Alevi

kitlenin, birbirleri hakkmda iyi dusunceler beslem-si gerekir. Aleviler 'h8kkinda gOrmedigi $eyleri sOyleyerek iftira etme olayma, Sunni aileler izin vermemelidir. Kafalara yerl~mi~ oIan olumsuz .dusanceler atilmahdrr. Her inane, her kultur digerlerine saygi duyarak yasamah ,yapttlmaltdu. A vrupa'daki Protestan ve Katolik mezhebinden ailcler I bugun yanyana, dostca, gul gibi yasayip gidiyorlar. Turklye icin de ayrn samimi birliktelik mumkundur.

Aydlolar ,Alevi varhglnl, insan baklan baglaml nd8 sa vunmahdtrlar.

Her ulkede oldugu gibi ulkemizde de, insan haklanm savunrnak ve korumak, devletten once aydmlara dusmektedir. Aydmlar, kendi sorunlannm dismdaki toplurnsal sorunlarla ilgilenen toplumun seckic elemanlandir .Bu nedenle, onlar, Alevi varhgma dikkati cekrnek ve Alevilere ya-

TARIKATLAR . 43

pilan baskilara kalll tavtr almak zorundadrrlar. BugfiIi 1lltemiule onemli insan haklan ve demokratik sorunlar bulundugu gercektir. Bunlann en Onemlilerinden bir& de AIeviIerin durumudur.

. A.IeviIerin sorunlanru duyurmada OnderJik aydmlata, demokrasiyi isteyen politikaalara, ipdamIanna vi serbest meslek sahiplerine dU$mektedir.

Politik veya maddi Clkar yilzOnden AIeviQini gizIeyenlerin de, bu tavirlanm birakmalan gerekir. Aydmlann yamsira, belli bir yere gelmis Alevilerin bu konuda tavrr almasr zo.runludur. Bu sorumlulugu baskalanna y1kmaya kaIkl$Dl8.k da yanhsnr.

Her insanm kendi kimlilini aci kca sOyleyebilmesi, insanhk hakkidir. Bu kimligin umezhe~iIik" veya "JOvtaistlik·, ile damgalanmasi, temel insanhk hakkma saygr duyma-

maktrr: .

TUrk basuu, yaymlannda Alevi kiiltiiriine yer vennelidir.

BugOn, Turk toplumunun en seckin, en demokratik, en Iaik kafab insanlan, emekcisinden patronuna, basm sektorunde yoAunla$m.t~ttr.

Buna.karsm basnnnazda, 20 milyonluk. Alevi kitleyle iIgili bilgi.ye veya habere az rastlamyor. Alevi killU.irOnOn tamttlmasma basJnlmlz daha genii olanaklar sajlamabcbr" lnam-

ki Aleviler iizerindeki baskmm yonJZ ,

kalkmaSl, Tnrkiye'yi daha demokratit bir yaptya kaV\lltUl1lCBkbr. BugOn basmmuzm sorun1an iIe AIeYiIerin sorimlan birbirine Wk yabndlf ..•

1RT,AIni~da"'."'" .........

TOrkiye radyo 'Ie teJevizyon istasyonlan Alevi kitlenin varhltndan habeniz pOi gOrilniiyOrlar. Radyo ve teJevizyonda, Alevi kOhiiIil de yer al-

mahdir. Alevi bUytlkleri, Alevilerin kutsal gunleri, siiri, mt1zili~ folkloru tamulmahdir.

Diyanet hleri'Dde, Aleviler de temsil edilmeli4ir.

Diyanet Isleri Ba§kanhAI (devlet), 20 milyonluk Alevi kitlesini gormezIikten geliyor. Diyanet, A1evi Olretisini, resmen tammah ve bu 6Aretinin temsilcilerine kendi bOnyesinde gorevler vermelidir.

Bu OIkede, 20 milyonluk Alevi kitIe de devlete vergi veriyor, Tahminen uc;te birisi Alevilerden a1man devlet butcesinden Diyanet lsleri'ne, her yil ytiZlerce milyar lira para aktanhyor, Laik bir iilkede, Diyanet lsleri'ne para verilmesi yanhsnr. EAer devlet, Diyanet'e para veriyorsa, Alevi kesime de nufusu oramnda para aktarmahdir, Bu· para da Alevi kulturunun yasaulmasi ve canlandmlrnasi icin harcanmahdu ,

:AI • t·· I • • k

eno} enne tam. yapma tan vazge(ihnelidir.

Diyanet lsleri, son yillarda, Alevi koylerine cami yapmak, imam gondCmek gibi etkisiz bir bask. yOntemi daha gelistirdi, Kendi varhgindan baskasma tahamrnul edemeyen zihniyetin bu uygulamasma, devletin alet edilmemesini bekliyoruz. Bu uygulamalar derhal durdurulmahdir, Aleviler, koylerine cami degi] okul ve cern evi (kOltiir evil istiyorlar.;

Dia ve Ablak dersleriDde Alevi

0Iretisi de yer almalubr. .

OkuUarda, din ve ahlak egitiminin zorunlu hale getirilmesi sonucu, A1evi kOken~ 6lrenciler, kendi OIretilerini def;ilt SUnni OAretiyi OArenmektedirler. Bu yetmiyormui gibi okuUarda Alevilik her firsatta kotUlenerek gen~ yO.rekler yaraJanmakta, beyinlere dO$manbk tohumlan ekilmektedir. Mini Eli-tim Bakanlt!J' om buna mutlaka engel OImasIDI bek-

TARIKATLAR ·44

liyoruz. _ .

Bu dururn, din ve vied an hurriyeti ilkelerine uymadrgi gibi, toplumsal bansi da zedelemektedir. Bunu enge1~ lemek icin okullarda, isteyen Alevi 6uenciye, Aleviligi Ogrenme olanakIan yaranlmahdrr, Bunun icin din ~e ahlak dersJerine Alevihgi tamtici -bI1- giler - eklenmelidir .

Hiikiimederin, AIeviIere b~ a~SI deti§meJidir.

A1evilere yonelik olumsuz sartlanmalar I i~ basma gelen hukumet uyelerini de etkilemektedir, Bunlar, AleviliAi gormezlikten geliyor, yok ~aYl: yorlar. Bakanlar ve milletvekilleri U AleviH sOzUnii aiIzlanna almaya korkuyorlar .

Bizim gibi Wk Id1ltfirlil toplumlarda; hiikiimetler t butun inanelara saygs duyacak bir politika izlemek zoru~dadirlar. Diyanet Isleri'nin; MiJIi EgJtim Bakanhgi'nm bu acidanyeni bastan dilzenlenmesi, hukumetlerin onunde cok Onemli bir gorev olarak durmaktadir.

- AleViler, laik devletin -giivence:idirler.

Alevilik butun Ortacag'Iarm sevgi ve sohbete dayah tek canh kulturu olarak bugune __ dek geldi.

Aleviler kulturleri geregi, hosgortilll~ bilime saygih, ilerlemeye acik bir toplumdur. Bagnaz dusunceye kar$l: dirlar. Laik devletin, seriat devleti kurma cabalannakarsi korunmasi i~in bugun Alevi varltjI bit guvencedir. Devlet, bu guveneeyi eritmeyi de~l, kuvvetlendirmeyi dusunmelldir. Demokratik, laik \'Oju1cu gucler, Alevi varh~{l1n netlesmesi icin caba gostermelidir,

DedeIik kummu, ptd", anlamda yeniden yapllandlnlmalldlr.

Dedeler yuzyillarca Alevi kesiminin hem l)gretmen1eri, hem din gorevlileri, hem yargiclan olarak cahsnlar.

Bu insanlar; Alevj kiiltiirtinii kusaktan kusaga aktardilar.

Zamannmzda, camilerden ve okuHardan yetisen yuzbinlerce imam, ulkenin her iarafindan maash olarak cahsnnhrken dedelik, A1eviligin ~~kI altinda tutulmasi SODUCU. srkmn icindedir. Dedelere kendilerini gelistirme ve yetistirme olanaklan saglanmahdir. Alevi kulturtmn yasattlmasmda kendishu yenilemis, ~d3§ kafah aydm dedelerdeo yararlarulabilir.

Yurt dlpndaki Alniler i~D 8cil prognmill( prttJr.

Bugnn yalmz Federal Abnanya': da 350 binle 400 bin arasmda Alevi i$~mizin bulunduAu samhyor. Yurtdllindaki Alevi i~er; ~klarlt~a kendi ktiltiirlerini vermek ~ yogun 15- tek duyuyorlar. Fakat onlara Sunni programlardan baska secenek verilmiyor. Bu da kabul gOrmiiyor. Boylece yeni yetisen gender; k~tiirel.bo§I~~ itiliyor. Yurtdismdaki Aleviler IClD Alevi kiiltfuiinii tamncr programlar:

Alevi cocuklan i9n de bu konuda dersler sartnr, Devlet, bu iKiler icin, din adann yoUarkeo Alevilik gercegini gozonunde tutmahdrr. Turkiye'de 01- dugu gibi yurtdismdaki Alevilere de, imamlar aractilltyla din hizmeti sunmak miimkiin degildir. Bu gercek, arti k kabul edilmeli ve aydm Alevi dedelerden yararlamlmahdrr.

Almik ile bugiiDkii Ina Siililif-

Din Dgisi yoktur. _ .

A1evilere karsi tavir i~nde olantar I geleneksel iftiralanru si1rd~erek, Turkiye AleviJigi ile Iran'daki moUa dO~tincesini aym paralelde gOstermeye ~lyorIar. Bu yanhsnr, Gerek felseCede gerek uygulamada Anadolu Aleviliii ile bugunku Iran Siiliginin bir benzerligi yoktur. Aleviligin temeIi; hosgorn, insan sevgisi, canbya ~ygt, zorbahga karsi olmaknr, Alevtler;

,

TARJKATLAR - 45

bagnaz guclerin degil, demokratik kitlelerin yarundadirlar. Bu gecrniste de, gunurnuzde de boyle olmustur ...

Sonne:

Turkiye, tek degil, bircok kulturun bulundugu bir toplumdur. Bu durum da ulkerniz icin zenginliktir. Degisik kulturlerin kendilerini acik acik ortaya koymasi, insanlan bireysel planda dernokratik, hosgorulii, insanell bir kimlige so kar. Bu da turn insanhgm arzuladigi bir hedeftir.

TemeIi insan sevgisi ve bans olan Alevi kultun; bugtin hie desteklenmiyor. Hukumetlerin, bu insan kulturunU korumasi: yasatmasi icin aydmlarla isbirligine girmesi sarttir. Siyasetciler tarafmdan dile getirilen, "tnam;tar lie fUdrier iiurindeld baskllarln kaldlnlmBsl gerektiAi" yoJundaki aciklamalann sozde kalmamasim diliyoruz. Bu konuda demokrat.aydmlar olarak, tum TUrk halkmdan destek bekliyoruz ...

BUdirpye karp ~ 16rit

Banh aydmlar t kalben ve aklen inanmasalar da, din olgusuaa milli ve evrenselkultnrun bir par~l, bir ku .. rumu olarak bakarlar .Bu 'kurum , hakkmda bir soruyu cevapIarnakt ko- ' nusmak, tarusmak durumunda, diger ktllttlrel meselelerde hangi bassasiyet ve ciddiyet i~nde iseler aym titizligi gOSt,erirler. ~unkU Bauh bir aydln, Allah·a ve dinlere inanmasa <la, inanan milyarlarca insana saYII, gostermenin kUltUrel bir olgunluk, bir ~id~hk sam oldugu bilincindedir. Dini konularda tamar, fikir yOrUtOr ve elqtiri getirirken asgari Ol~Ode 0 k12- rum hakkmda bilgi sahibi olmak gerem. TUrkiye'de aydlDlann, son gunJerde bu asgari dikkati gOSterme cabasma girdiAi memnuniyet1e musahade ediliyor. Zaten hir konunun tarnsmasmm, doiruYU bulmakta yardim-

C1 olabilmesi icin, her iki tarafm da karsihkh goruslere saygr duymasi gerekir. Nitekim basmmuzda, son yillarda Alevilik konusundaki tarnsmalarda, iki tarafta fikrini, birbirini incitmeden ve karsihkh saygi icinde soyleyebilmis, konu bir olctlde Turkiye"de ozlemi duyulan aydm bansma yardimci olabilmistir.

Yukanda tam metnini aldigirruz ve altmdaki imzalardan daha cok ve genis bir aydm kitlesinin dusuncelerini aksettiren bildirgeye, karst tara! ~ tan da bazi cevaplar geldi, tartisma seviyeli bir ortamda surduruldu. Ornek olarak, yukandaki bildirgeyi cevaplayan, biri devletin resmi din kurulu$U Diyanet Isleri Baskanhgr'mn, di- . Aerieri de. konunun uzmam bir bilimadanu ile bir gazetecinin gOril$lerini sayfalarmuza aldik, SOyle:

. Diyanet .lsleri Baskam Profes6r .

Dr. SaidYUKlotIU:

. "Sunu ifade etmek gerekir kit ill ... kemizde sanniler ile Aleviler arasm- . da dini m&nlda herhangi bir farkb.:·

bk sOz konusu deAildir. Ban mabaJ1i .

,Orf ve inamslarla teferruata clair rae- .

seleler ~da. bu iki grup arasl~d3··· temel dini· konularla ilgili ciddi her- " bangi 'bir,OrU$ aynbj1 yoktur, :.

BilindiJi nzere, yurdumuzda itika", di mezhep yOnUnden genellikle ehl-i,' sOnnetgOril$fine ba#h "'Sinm" yUtt'P", t&fl.,ne"~la"mn·bir kolu saydatl,:

"Ale"" yurtt8.$lar bulunmaktadsr if. Diier din ve mezhep mensuplannrn ,

saY'S! 8.zdu. - , '

AleVilik. mt1stakil bir inezhep ol-. maYJP, S1a'nm (Siililin) bir koludur.'

. Sia ile St1nniler arasmdaklenonemll ' gOrili aynbAl ise, ''imamet'' yani Hz.Peygamber (SA.)'run vefanndan soma kimin devlet baskam olmasi ge .. ' rektigi konusudur.

Esasen Islam anlayisma gore Kurin-l Kerim'in son ilahi kitap, Hz ..

TARIKATLAR - 46

-------_._-- .---- .. ~~-~-~~-------~~

Muhammed'in son peygamber olduguna ve onun insanhga teblig ve hayaunda tatbik ettigi dim hukumlerin dogru ve gercek oldugunu kabul eden ve Muslumannn" diyen herkes, dlnin kesin hukumlerinden birini inkar gibi din smmndan cikmayigerektiren bir duruma dusmedikce, hatta bazi yanhs inane ve davramslan bile olsa, hangi mezhebe mensup olursa olsun, kendisine ister Sunni ister Alevi densin, Muslumandir. a halde bu iki grubu birbirinden ayn, hatta birbirine karst iki dini zumre olarak degerlendirmek gerceklere tamamen aykmdir.

Dogulusu, Batihsr, Alevisi ve SUnnisiyle bu ulkenin yurttaslan asirlarca sevinclerini ve kederlerini birlikte paylasrmslar, karahkh bans. guven, sevgi ve kardeslik duygulan icinde yasayagelmislerdir. Gtmumuzde artik, dini esaslara dayah devlet baskanhgi demek clan imametten soz edilemeyecegine gore, asirlarca once cereyan etrnis ve tarihe malolmus olan olayIan (Emevi-Hasimi, Ali ve Muaviye kavgalanm) gundemde tutmakta hiebir yarar bulunmamaktadir.

Diyanet Isleri Baskanhgi Turkiye'de belirli bir mezhebe mensup yurttaslann dini ihtiyaelanm karsilamak maksadiile deAil, ister Sunni ister Alevi olsun, butun Muslumanlafa din hizmeti sunmak uzere kurulmustur. Islam dininin itikad, ibadet ve ahlak ile ilgili temel esaslan bellidir. Hangi mezhepten olursa olsun,

, butun Muslumanlann son ilahi kitap olarak tanidigi Kuran-r Kerim ortadadir. Kuran hukumleri dogrultusunda toplumu din konusunda aydmlatmak, boylelikle dini ve mi1li birligirnizi sagl§lllak, kanunlann Diyanet Isleri B~kanhgr 'na verdigi gorevdir.' ,

Bu da, Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakultesi Tarih Bolumu ogretim uyelerinden Profestir Dr .Ahmet '

Yasar Ocak'm cevabi:

~ •... Bu cok onemli ve 0 olcude de hassas ve nazik konunun akademik seviyede cahsan bir arasnncrsi sifatiyla, yalmzca birkac yildan beri Turkiye'de yaynnlanan gunluk, haftahk ve ayhk basm organlanndan degil, Turkiye dismdaki bilimsel yaym organ lannda yayimlanan yazilan da cok yakinda takip etmekte ve zaman zaman · bu konuda duzenlenen uluslararasi bilimsel toplantilara da katilmaktayun. Ayrrca, akademik ilgi alarum 01- mas: sebebiyle, bazi Alevi, Bektasi cevrelerle iliski ve dostluk baglan 'icinde bulundugumu hemen belirteyim.

Bu nedenle kendi gozlemlerimi kis~ca sunmak istedim ...

~unu hemen belirteyim ki, butun dunyarun luzh bir siyasi, ekonomik ve

. kiiltiirel degisim ve yeniden yapilanrna surecini yasadig; XX. yuzyihn su son yillannda, ulkemizde de birtakim ustu ()rtOIO tutulmaya eahsilrms, tabu sayilmrs sosyal ve kill til rei gercekliklerin aClga ';1 kmasi, tarnsilmaya baslamasi kadar _ tabii ve sevindirici bit $ey olamaz. Ulkemizdeki farkh etnik, ktiltiirel ve mezhebi tarihsel yapilanmalann tartisilmaya baslamasi da oyledir. Uzun yillardan beri gormezlikten geldigimiz, yok saydigmuz, tat tismaktan korktugumuz, bunun icin de sozde bilimsel gercek, demokrasi ve ozgur dusunce adma ideolojik spekuJasyonlarla icinden cikrlmaz hale getirip sapnrdigirmz, sapnrmakta oldu~umuz pek cok toplumsal ve kulturel problemimiz vardir. lste su son yillarda Alevilik ve Bektasilik konusu da

bunlardan biridir. . -

Yaklasim, metot ve buyuk bilgi yanhslan bir yana, uzulerek belirteyim ki, tek yanlt ve kiskrruci bir usJupla, cagdashk, ilericilik, Ataturkculuk, laikIik ve ozgur dusunce adma, Aleviligin savunusu yapilmakta, ger-

TARIKAT1.AR .. 47

---~--------------

---.~,.~--

cek lslam'm yalmzca Alevi Islarm 01- duAu vurgulanmakta, Alevilik yanh'51 gorunerek aym uikede yasayan co k daha buyuk bir cogualugun ise, Ataturk dusmanhgi, laiklik aleyhtarhgi, ca80lS1 dusunce yanhsi olmakla damgalandigi gorulmektedir. Bildigim kadanyla hicbiri de AJevi olmayan ve bu konuya bilimsel bir yaklasim yapabilecek formasyona sahip bulunmayanlarm hangi mantik ve bilim Ol~iilerine basvurarak, hangi objektif kriterlerden gecirerek bu sonuca vardiklarim insan sormadan edemiyor. Daha da UzU~ yarn, yapdan bu yak~n,_ biraz farkh inanclara sahip olmakla birlikte, hepsi de bu rilkenin ve milletin evladi olan .iki kesimi birbirine amansiz dusman oJmaya itecek ve yeni bir lrlanda yaratacak kadar vahim

. sonuclara yol aeabilecegini herhalde pek dustmmemis olduklandir. Dolan kOtU niyet1e damgalamak gibi bir niyetimiz yok. Ama. bu nazik konunun gerektirdigi sorumlulugu yeterince duyduklanm, meseleyi yalmz Alevilik acismdan delil, cok daha genis bir cercevede Islam dnnyasi genelinde du~Untip Ale v iliAi bunun icine oturttuklanm soyleyebilmek cok zor.

Nitekim kendileriyie konustugumuz Alevi dostlanmiz bu yaklasimdan son derece tedirgin olmuslar ve keridilerinin kullarnldiklan dusunceslne kapilrrnslardrr. S6z konusu pek cok mantik ve bilim yanhsim burada duzeltmeye kalkmak cok uzun sayfalar ahr. Ancak yalrnzca, Aleviligin laik bir mezhep oldugu iddiasi bile kargaIan guldurecek kadar yurekler aClSI~ dir. Cunku en ufak bir mantik sahibi bilir ki, hicbir din ve mezhep tabian geregi laik olamaz, Aksi halde din ve mezhep olamaz, Nevi olmayan M uslumanlan Qgn iddialarla suclayarak Alevi Muslumanlan sanki gercekten buyuk baskilar alunda ezim ezim ezi-

len lir azinlik sekliude takdim, ne OZ~ gur dusunceye, ne demokrasiye, n, caAda$ltAa, ne Atatilric'9{Htij;e yat~'"!Bu yakla$uru akh basmda hi~bir Alt. ~ Muslumanm onayladigiru sannuyonim.

EAer bugUn Tiirkiye'de bir Alevi dttsmanhgi varsa -ki, ban fanatik eevrelerin dqlnda, genelde boyle bir ~y olduiuoa benl kiameinandlramazbunun yegane sorumlusu, 1970'li ve 1980'li yillar oncesinde, Osmanh doneminden kalma bazi tarihi yamlgiIan ve Alevilik, Siinnilik arasindaki b3Z1 inane farklaruu kullanmak suretiy1e Alevi vatandaslanmm istismar eden ideolojik-politik cevrelerdir. 1980.0ncesindeki Maras, Corum ve

Yozgat vb. yerlerde ortaya cikan ve bu ulkenincocuklanm birbirine kirdiran, bir kismiru ipe yollayip, bir kismim hapishanelerde CUrUmeye mahkum eden olaylar, Alevi ve Sunni vatandaslanrmzm bugun eok iyi farkettikleri gibi bu cirkin ideolojik-politik cevrelerin sahneledikleri oyundu.

~ocuklugundan bed Alevi cevreleri He ic ice buyuyen, onlan cok iyi tamyan ve bugun de onlardan dostIan bulunan bu saurlann yazarr, 1910'Ii ytllara gelinceye dek bir Alevi, Sunni dusmanhgi olmadigmi rahatca iddia edebilecek yasta ve durumdadir. Aynca AIevi vatandaslanrun, Alevi haklan savunucusu pozunria baska amaclar guden bazi sozde aydmlann oyunlanna gehneyecek kadar sagduyu ve kultur sahibi oldukJanna da derinden inanmaktadir. Cunku onlar cok iyi biliyorlar ki, 1980 oncesinin ideolojik cevreleri bugun Ataturkculuk, laiklik, ozgur dustmce ve demokrasi maskeleriyle yeniden sahnededirler,

Bu izlenimlerimi aktardiktan sonra, ikinci onemli konuya gecmek istiyorum. Sahsen, artik 2000'li yillara dayandigirmz su siralarda, pek cok ta-

.' "1', . • t. 0 • .. ...'... i • ~ ~ .. n 1'"" : -" .

ca 01 unset 01J .): :;. ... lc·",;) ".~~, aun I" <1,'

celenrnesi. gerek D~yanet lsleri Bas kanhgr'rnn, gfrek~e tlrJversitel(~rimizin ilahiyat, tarih, sosyoloji, pslkoloji, antropoloji ve halkbilirni faktiJte ve bolumlerinin, XIII. yU.zyddan bed Ttlrkiye'de tarihi.josyal, dini V4; kul- ,

Orel bit ,. "kIik~olan Alevilik 'Bek- "

t ~ ,. '" •

taJilik konusundaki bu incelemeler, i~ gerek.6 a1tyapty1 hemea oIutturmaya, baslamalan vaktiniD geldiJine iDamyorum. Cftnkn bu' konu biIitn i~ dirt prQek antamda.bilimseI yakJaJun, ve yOntem i$idir ~ Gazett ve dcrBi~ sansasyona J'6neiik, ~ deCa. ..... P* 6mtc&W .Ir ........... tek' yuh. batta m.aksath yaymIarma tel'tediIeoek kadar &leDIIiz. ve buit de- " Jiktir. ,Nitekina bit. _ bert At.

vi. BektaIi ~ daha ONcid deneinlerdt raslanmamJf bit yayra raa·

.liyed adeta bir patJama ~ir. au sevindiricl bir dunundur. Aueak . ideolojit istismarlara kurbaa edilme-

melidir. .

Iste ancak 0 zaman XIII. yO.zyddan beri bir arada yasayan, OIkemizin yukselmesi ve savunmasi uguna birlikte cahsan ve kendini feda eden her iki kesim saghkh bir beraberlik surdurebilir, Ancak 0 zaman, tarihten gelen ve bugun pratik hicbir ge~erliligi kalmamis aynhk sebepleri Oftadan kalkar ve her iki kesim etraflanndaki duvarlan yikarak birbirlerini gercek yuzleriyle taruyip severler. Bence yapilacak clan; her iki kesimi birbiririe dusman etrnek yerine uzlasnne, ve birbirini sevdirici olrnaknr. t'

Bu da, lslami konularda ~sitti kitaplari ve rnakaleleri bulunan, panel ve serninerlerde bu konuda gO:rti~le~ rine basvurulan gazeteci-yazar Abdurrahman Dlllpak'tn cevabi:

"Turkiye ~ de bahsedilen sekilde bir Alevi sorunu oldugunu sanrmyorum.

, .'~"". ..,'.:;.o. ,'0100 ''- .. 4 ...... L ..... oJ .... '.'

Vi . .,;] ~~~f 'S(H un :;<!~; >,: , ,;.;ciJ ;"~, ':;,,' "!OK. Oteki vatanda .. f~'~ir .. t.~~~.l !<M-..1L1.:.,

~ . -

nklan sorundan onlar da pay ahyor-

lar. Oyle 15 milyon gibi rakamlar cok abartih seyler, Nasrettin Hoca'mn ciger-kedi hikiyesini hanrlanyor. 'Siilik konusu daha c;ok Iran Islam Dev,-' rimi'ndensonra taltlJlhrhale geldL Samnm ABD'nift 1sJIini~~~:~'~'

ke etme konusuudaki en bOyOk umudubu. Ama bunda baIanII olacaklanru sanml)'OtUln. YlIlanbr S1Wni M1lsl1lmaolat sal iktidarlar taraCID" daft ucaZ OJ deprmu oIarak istismar cdiIdi. Sol partller de AJeoritiJe oyna. ddar. AIeviIer, eumhuriyct d6ncmiD. de dini olmaktaa ~ ideolojik bit kimlitleortaJl ~~ KendI ~, de bir bOtanItIl yoL H..,.,daki. CorumPdati. Sifts-.ati AIeYiIeriD durum).n (XIk ruth.

- AIM tophummua tOltOr temeDe-

ri, ref'ennslIn. ldIIa topIumunUD It'" net deter YII!dar ••. dqmda deJ;iIdir. 5iyasi bir,yorum farkhhJl SOz konusudur, Hz.AIi, Cater .. i Samk yaw da Fuzuli hakkmda han&i MtlslO.manID olumsuz sehadetl var? AIevilile ozgOrIilk sloganlan dini delil, ideolojik ve politik hie sansasyondan baska bir ~ey delil. C;ald~, laik ve ilerici ba ~ flKJ, IslAm yorumu yaplhyor. Bu yoruma Museviler, lsmaililer dahil rrii? Alevilik bir din olmadtls gibi, mezhep de degil. Bir mezhebin farklr yorumuduro .lslam'i Hiristiyan bir temelecekmek isteyenlerin, baltmslZ camilcr 5!"~ gutleyerek dini kendi i\.lnden cOkertmek icin giristikleri kaleyi lceridcn fethetmcyi amaclayanlann bir komplosudur.

Folklorik cern torenle.I, modem rittieller, sazh-sozlu ~ark tipi tr.msan dautalmeditasyon esprili yeni bir dh~ takdim edilrnek istenmektedir. Kan kafesi cengi hikayeleri, buyruk y£:

Husniye'nin seklllendirdigi bir mlstik

- i. ' ~ - ., -

,.,,.. I ,""tll' , , . i"'i ". ~:, "~l1prr; . P ,. 1,: 'll c" HJ'

...... - .......... ' . ." ~..,..". '" - . . - .. ... ~ - .... ~ . .....: ..

Tanri-msan iliskisi ve evrensel bans temalanyla suslenerek takdim editrnek isteniyor

Din lslam "dir , Muhim olan herkes icin esas olan Allah, kitap ve Resfrlu'dur. Alevilerin kitaba ve Resul'e yGnelme1erine yoJ a.;acak ber tOrlO ilgi ."~ patlamasl:bizi sevindirecetti~.· Atevi ~ h"k BiJdirgesi'ne gelnce. JaiklqtirilmiJ

. lsllm' dan umudunu kesenler t- ,imdi AleviIiJin Ozerinde altematif bir lsllm hC$8bt icindeler ~Bu biJdirgeyt imza koyanlann Ale"jti~ iIgisinin okIuiu~ nu saD1IlJyOrum. u

ALI BIN Dl T ALta

Isluniyetin kahramanhk, fcdakir .. hit ve yiJitJik. ruhunu temsil eden, -kit .. le1ere tslamiyetm 6mck kitisi olarak gGsten1ea bir isimdir. (598-661) ydIan arumda )'aIIKb. Islam romantitmioill bu kaynak $&hsiyeti. adeta bit mitoloj kabramam gim J6derdc ve zibin .. Jerde idealize edilmil. " .. JiIit, e. ..wedl. ea biIgIII. _ JUZlUJD, III sa...... n 'olarak Islam tarihinin masal $ahsiyeti olmustur.

Hazret-i Ali aym zamanda, tarihi bir celiskinin de semboludur. lslam'In baslangic ytllannda, gerek din sa+ vaslannda, gerek Hazret-i Peygamber'in mucadelelerde en guvenilir ki~i olarak tarihi misyonunu basanyla . if a etmis, Islam cemaati, bir dunya devleti gorevi He karst karsiya kahncaya kadar yuksek ki~iligi ile ilk safta hizmet vermistir, tslimt de vlet 01- duktan, ~tli rnilletlere, cografyalara ve kulttlrlere hakim olmaya basladiktan sonra, icinde her ~it desise ve hesap olan Hbuyiik siyasetin'" gerektirdigi eiilip bOL;:Ulmekri. hesapcihgr ve a':lmaslzhA~ gosieremedigi icin belki bunun farkma varan en yakmlarmm bile itirazlan ile karsilasmrs, terkedilmis, tarihe, Islam romantizminin ve

.. - .- ...... . .

etnnis. .

Hayau: Hazret-i Aii 4::\U hill Ebi Talib)'in hayatt· ·ana cizgileri -ile soyledir:

"Peygamber'in damadi ve amea-

· simn oAJu. Kil~k ya$tan ftibaren Hz.Muhammed'ln yantnda bulundu .. ~"

, v,,;MosJOIDafthp illt kaW':eden"d&t kitiden biri oIdu. Pcypmbct'in Me· dine'ye lIiere! edeceIi gece onun ya • taltnda yatarak hem Mekketileri aledaHl s . hem de Peypmbet'e emanet edileft mallan sahipleriDe iade ederek

· baa bir zaman soma Medine·ye &it~ d. ~ Bedir t Ulud, Hendek ve he-

· men btltftft' gazvelere. ~ber'1e berabet iItirak etti we kabramanIrIt De

" kendiDi 1000er-cli. HLMubammed'in ftIOmOttden sonra askeri sef~ Or' . tlbaadJ. HaUfe Osmag'lI'.I eebia ~ mesi ftzerine Medinc mescidillde .bi&-

...... .

tl kabul ederek dOrdtlneO halire olein

(24 Haziraa 656).

A1i'nin halife olmaslyIa IslAm ca ... miasmda i~ mOcadeleJer baJladt. GortlnO$te Ali'ye taraftar oian sahabeden Talha ve Zubeyr ile Peygamber'in hanmu Ay~, Ali 'ye biat etmediler ve beraberce Mekke'ye, oradan da Basra'ya giderek sehri ele gecirdiler. Ali) kendisini himaye edecek birliklerin azh~ sebebiyle Ekim 656'da Medine'yi terketti, Kfife muhafizlarmdan toplawAi kuvvetle Basra uzerine yurudu. Talha ve Zubeyr'Ie yapilan muzakereler neticesiz kalmca harp basladi. Ay~e~ taraftarlanru cesaretlendirmek icin bir deveye binerek savas meydanina girdi,

Tarihte "Cemel Yakasr" diye bilinen bu savasi A!i kazandi (4 Arahk 656). Boylece buttm Irak Ali'ye biat etti, Bundan sonra karsisma Suriyc valisi Muaviye bin Ebu Sufyan cikn. Emeviailesinin reisi oldugundan, Os-

man ~lr, katilinin intikarrum a1mak oahanesiyie harekete gecen Muaviye, Mrsir': ele gecirerek iktidar mucadelesine hazirlandr. Ali, 6S7 ilkbahannda Suriye uzerine hareket etti, Iki ordu Siffin'de karsilasn .. Muaviye, Osman'm katillerinin kendisine teslim edilmesini istedi. Ali bunu reddetti; muzakereler neticesiz kaldi. Mayis baslannda savas basladi. Bazi fasilalarla 110 gun devam eden muharebeler sonunda Ali. zaferi kazanmak uzere iken Amr, bin As'm tavsiyesi uzerine Muaviye'nin birlikleri, Knran'm hakemligine-muracaat cttiklerine isaret icin mizraklanmn udanna Kuran sayfa1an takarak ortaya r;lktdar. BUt lrak birliklerine tesir etti ve Ali hakem usulo.nO kabule mecbur oldu. Hakem olarak Ali tarafmdan Ebu Musa elEsari, Muaviye tarafmdan ise Amr bin As tayin edildi. Hakemler, Subat 658'de Ezruh'ta toplandilar. Uzun muzakereler neticesinde Amr'm bir hilesiyle Ali, hakemi tarafmdan azledilince Arnr, Muaviye'yi halife secti. Bu hadise taraflar lehine kati bir netice dogurmadi, fakat Ali'nin durumunu biraz sarsn, Hakem olaynu protesto etmek maksadiyla Ali'nin OTdusundan aynlan 4.000 ki$i Medain'e eekildiler .Sehri zaptederek yagma ve tahrip ettiIer. BUDun Uzerine, Ali, lslam tarihinde HHaricllert1 diye bilinen bu asiler uzerine vurudu, Nehruvan'da onlan maglup etti, fakat kuvvetlerinin azalmasi sonucu Kilfo'ye ceki1mek mecburiyetinde kaldi. Burada Haricilerden Abdurrahman bin Mulcern tarafmdan (24Ocak 661) sehit edildi.

Ali, lsHim buyukleri arasmda mnmtaz bir yer isgal etmektedir, Kendilerine rennet vaat edilen on kisiden (asare-i rnubessere) birisidir. Harplerde gosterdigi kahrarnanhk, kendisine HAIIab'm arslam" unvarurun verilme-

sini saglamisnr. Peygamber'm krz:

Fatma He evlenrnis, bu evli1ikten Hasan'la H useyin d tmyaya gelmistir. $ii1er sonralan Ali hakkinda bircok menkibe ortaya atmislar ve onun uluhiyetine bile inanrmslardrr.

Ali'nin lslam tarihinde oldugu gibi, tasavvuf ve edebiyatta da ozel bir yeri vardtr. SaVeL} nutuklan, hutbeleri, konusmalan ve halifelikmeselesindeki gOrfi~leri, dini edebiyatta onemli bir yer tutar. Malik ibn Ester'! Mrsir'a vall olarak yolladl~ zaman ona hitaben yaz.dI1a mektup, siyasi bir abide karakterini tasrdiktan baska, beligatIn Olmez Omeklerinden biri saYlbr. Sur ve hutbeleri toplanarak

Nehc-ul .. beUlga (QtlzeI SOi S6)'1em.e YoIa) ve Divan-l Ali gihi pek Onemli .kitaplar meydana gelmi~tir. Bu edebiyatm kuruculanndan Ebu'l-Esved iletsliJn frkhmm kttruculanndan sayilan Ebu L~yli~ Ali'den feyiz almislardir, Bu yQzden ona tslim edebiyatmda beligat ile Islam fikhmm kuru-

cusu gOzO ile bakihr. • .

Ali'nin, Fars edebiyatmda, Arap edebiyatJndakinin disinda aynca Iran halkmm siyasi ve mezhep Inaruslan bakimmdau daha onemli bir yeri vardir. Fakat supheyok ki onun TUrk edebiyatIndaki yeri Fars edebiyatmdakinden daha fazladir. Ali, divan edebiyatmda, divanlann basmdaki naatlardan sonra yer alan Der Medh-i ~har Yir-i Guzin (Dort ~ilm~ Dost Hakktnda) kismmda diger o~ halifeden sonra sayihr ve ovulur. Buradaki ovgulerde Ali 'nin bilyfiklii~iine, Peygamber'e olan yakmhgina, kahramanhgma, Ziilfikir den en kihCl ile annm ad. alan Dilldill'e, kolesi Kanber' e ve aynca kUnye ve Iakaplanna yer -verilir. Bu hususlara yerine gore kasidelerde ve gazellerde de sik sik rastlarur. Milrteza ve Ebu Turab (Topragm Babasi) kunyeleri; Esed

(Arslan), Esedullah (AII~h'm Arslaru), Haydar (Arslan) adlan ve sonraki yuzyrllarda rneydana , cikan HaydruMI Kerrar (Dusmanm Uzerine Done Done Saldiran Arslan), ~ir-i Yezdao (Allah'rn Arslam), Sah.l Merdan (Yigitlerin Sahi), Sab"l Veliyet (Evliyahk Sahi) deyimleri hep Ali 'ye aittir. Bunlar cdebiyanrmzm her bolumunde yer ahr.'

Hazret-i Ali Sevgisi

Hazret-l Ali, Sunni veya Sii, Hanefi veya baska rnezheplerden, Bektasi, Mevlevi veya cesitli tarikatlardan, kim, hangi dusunce ve inancta olursa olsun, tum Islam dunyasmda aym ictenlikle sevilen bir tslAm buyu~lidilr. Sadece Alevi-Bektasi deyislerinde ve tekke edebiyatmda degil, buyUk mutasavviflarca da ovulen, sevilen bir ki~iligi vardrr, lste onlardan biri ... MevlinA Celileddin RAmi bir kasidesinde bakimz onu nastl anlatiyor (10),

"0 aClklaYlcl imam, 0 Tann velisi safa ehlinin vucut gunesidir. Y erde, gokte, mekanda, zamanda Hak"la duran 0 imamm zati, i~ ve dl~ temizligiyle vasiflanmak vaciptir. Cunktl kufurden, ikiyuzlulukten kurtul-

mustur, temiz.dir... "

Onun konagi birlik ilemidir.

Dunyevi ve beseri sifatlardan disandir. 0, insarun hakikati ve cam gibiydi. Her ~ey fanidir t fakat can yasar I olmez. Onun hareketi kendinden diri olan ezeli varhktandrr. Beka eevresinde doner dolasir t yaratiklan yaratanto zati gibi 0 bakidir. Hak'km yuksek stfatIan AU'nin vasfidir. Hak'km sifatlan zaten ayn delildir. 0, Tanrr'mn zatine yapisrms, 0 olmustur." Hani duydugum lAhiltun 0 gizli hazinesi-yok mu; iste 0 odur. Cunku 0, haktan hakla garUnmUstUr. 0 hazinenin nakdi, tukenmez ilimdi. lste 0 ilimden maksut, yuce Ali'dir. Hak'-

TARIKATlAR . 51

km hikrnetini ondan baska kimse bilmez. Zira 0 hakimdir, her seyin bil-

ginidir , "

lbtldasiz evvel 0 idi, sonsuz ahir de 0 olur. Peygamberlere yardim eden o idi, velilerin goren g~zU de hakikaten odur. Yuzunun nurlu panltrsi, kendi ziyasindan bir gunes yaratn, 0, hak iledir; hak ondan gorunur. H ak ~ - ka ki, 0 hak He ebedidir.

Adem 'in topragi onun nurundan idi. 0 sebeple meleklerin taci oldu; Allah'm isimleri ondan belirdi.-O temiz ve yUce imamm ilmi sayesinde, Adem, her seyi anladi, 0 nur tek clan yaradarun nuru oldugu icindir ki, melekiit onun huzurunda secde ettiler. Evet, muhakkak ki, Adem, 0 imanun nflriyle but un ilahi isimleri bildi. ..

~it, kendinde Ali'nin nurtinu gordn ve yuksek Alemi Ogrendi. Nuh, kendini yuksek menzile ulastmncaya kadar, istedigini hep ondan buldu. Gene ondandir ki kurtulusa eren Nub, dehirde gayret tufaruru buidu da belidan kurtulmus oldu. Ham Peygam.ber, dostlukla onu andt da, ates ona al HUe oldu. Nemrudun atesi, 0 Allah'm dostuna 'hep gUI, nesrin, laIe oldu. Gene 0 idi ki, keyfiyle kendi koyununu Ismail'e kurban etti. YB." suf, kuyuda onu andt da 0 saltanat mulkunu susleyen tabu buldu. Yakup, onun onunde bircok inledi de Y1l.suf'un kokusunu ahp gozler! acildi, Imran'm oglu MlIsa, onun nurunu gordu de uzun geceler hayran kaldi, KIrk gece kendinden gecti; kavusrna ve g6rii$me zevkine daldi, Sonia dedi ki: Yarabbil.. Bana bu lutfundan bir alamet ver.

Hak ona, ":qte sana (Yed-i Beyza = nurlu el)i verdlm" dedi.

Gene An'nin vergisidir ki, Meryem'e arkadas oldu da tsa vucuda

geldi.,; .

0, seriatte ilim sehrinin kapisidir.

Hakikatte ise iki cihanm beyidir , lki ciharnn sultam Muhammed, Hak'ka yakmhk gecesinde, Allah 'a kavusrnamn harem yerinde onun sirnru gordu. Ali'nin nutkunu, Ali 'den dinledi. Ali He birlesilen 0 verde Ali 'den baska buIunmaz.

Allah yolunda gidenler isteyicidirler: Ali istenilendir. Soyleyenler saylerler, susarlar. 0, susmaz, soy ler . Ebedi ilirn, onun gogstmde parlayip gorundu, Vahyolunanlann sirlaruu, 0 hakikat olarak bildi ve bildirdi. Ommetlere haykirdi: -

-Allah yolunda Ali~ sizin kllavu .. zuauzdur.

Allah'a i~i dogru olanlar yuzlerini ona cevirmislerdir. Zira o· sahnr r dogru yolu gosterendir, efendidir ... 0, oiltUn peygamberlerin sirnnda idi. Ceaaln Mustafa: .

-Benimle ~tk~ benber buluDdu,dedi

... , .... , .... ,._-

potansiyel olarak kullarup Anadolu - ya hakimiyetini yaymak isteyen Sah Isrnail-i Safavi He Pir Sultan Abdal, Kul Himmet sayilabilir.

Bu siirlerden bazi ornekier

l' vere . .lm:

Pir Sultan Abdal'dan:

Ceke ceke ben bu dertte olururn Seversen Ali'yi degme yarama Ali'nin yoluna serim veririm Seversen Ali'yi degme yarama

Ali'nin yarasi yaf yarasrdir

Buna merhem olmaz diJ yarasidir Ali'yi sevrneyen Hakk'm nesidir Seversen Ali'yi degme yarama

Bu yurt senin deAiI konar gocersin AJi'nin dolusun bir gUn icersin KOrpe kuzulardan nasil geeersin Seversen Alryi degme yarama

Dinde evvel, ih1I' 0 idi. AIblh ile i~li, w,h 0 idi ....

lite bunlan sOyledirn ki, bu yUksek minimn nOktesiJl.i· Ojrensin de yOksek velAyete eresln, Sence apa~lk bilinsin ki, Hak'kiyle yIce olan odor.

Ey efendH .• BenimJe lquna kavga etme. Bu bOyledir. 'U~kat budur ki, biz hepimjz ~aoDq odur. Biz hepimiz damla)'lZ,;deniz odur.

By Sems-i din! Mldlmtti sen "lkSIn, Mevlina j~ 8§khl ·earunl feda et kif canm canine blvUpun ve aska ulqtmci 1cdavtlZ olasJa. u

n .. filrieriDde .

Huret-i AD

Hazret-l Ali tize:r'ine, EhI-i Beyt ve Bekta§,i-Alevi ~.aZerine kurulu

'. halIc hlkayeleri ile tckke ,ilrinin, edebiyannuzda oul bir yenvardrr. Bestelenen, nefesler ve UahiJer halinde tekkelerde okunan Bekta$i AJevi liirinin cok tarunnu,isimlcri arasmda, Iran ~ia'S1m. TQrkiyelde birpolitik

Kern geldi didara tAliim benim )lenim derdim bans yeter hey canrm ~rsen Ali'yi Jeime yarama

:tb' Sultan Abdal'mi deftere yazar Hnebaz yir ile olur mu pazar

fir merbemcaImazsa yaralar azar $Cversen Ali'yi delme yarama

". Bqka bir siiri;

.'Jlrlik; makanunda bit gfizel gordUm Leblerinin sukkeri var kandi var

·API ~k imi, ardun sordom ·Nite benciieyin derdimendi var

. CtmAIi gOrOnUr hayIJde dU,te .c..nun asumanda kandilde arsta Ul.akta yakmda yemiude pijte

- ·Her nereye baksam A!i'm kendi var

<lib bah~e girer gUlden gOrUnUr GAb ma'ni soylCJir dilden gOrtlnUr Oih g6nUl evinde mihman gOro.riur Atiklna tOrlO-tOfUi fendi var

TARIKATlAR - 53

Siikur olsun bu sevdaya ulastim Mahabbet ba~lll1 gezdim dolastim Muhammed Alrllin cemine dustum Simdi boynumuzda ask kernendi vylf

Pir Sultan'nn sever boyle dilberi Bu cumle cihamn yekta gevheri Kahnn hitfun eeker isen gel beri SevdiAUnin nerede menendi var"

Kul Himmet" ten:

DOn geee seyrim ieinde Ben dedem Ali'yi gOrdumo EAildim niyiz eyledim DfildiU'iln nabm gOrdiim

Kaaber'I durur sag.nda Sahmr cennet bailnda Ali MUsi Turdagi'nda Ben dedem An'yi gordum

o~ ~A yanar sisede Arslanda .gizIi mesede Yedi iklim dOrt kOsede Ben dedem A1i'yi gOrdfim

Ynce daglar boran coskun

Kul Himmel askma dii,kun •

o COrnie meleklerden ustun

Ben dedem Ali'yi gordum gordum

Bir b;qka $~iri:

Seyrin edip ,U ilemi gezerken UAradtm gordtim bir Mink canlan Cfimlesinin erkam bir yolu bir M",la.'m bir nurdan yaratnus anlan

Cumle bir mtirside demisler beli Tesbihleri Allah Muhammed Ali Mqrebi Huseyni ismi Alevi Muhammed A1i'ye Clkar yollan

DurakJan irfan bag.yla bostan

, Silinmi$ kalbleri gfimandan pastan Ciimlenin muradi bir fidan dosttan An gibi sadalasir unleri

.

Sirati mizaru bunda gecrnisler

Varhk benlik kal'asnu yikrrnslar Algiyrnisler yas donundan crkrmslar Gece kadir gunduz bayram gunleri

Cermet istemezler azm-i didare Ne korku cekerler tamuya nare Secde kilmaktan gecmisler dtvare Didara karst tutrnuslar yonleri

Bir nefeste bir imana uymuslar Birinin niyazm bine saymislar Kaynayiban kaptan kaba konmuslar Sah Huseyn ugruna akmis kanlan

KuI Himmet'im gerceklerin bu

meydan Own kurtarrmslar Sifit-l serden Hep icmisler Kuklar ictiAi meyden Haber duymus dost ilinden canlan

Hazret-i Ali' nin Gori.i~leri:

Hazret-i Ali, vefatmdan soma, ce-

o sitli sosyal, kulturel ve politik: nedenlerde IslAm dininde ve tarihinde pek cok dusuncenin ve kurumun baslangtcr, ilham kayna!t sayrlnus, bu kurumlar ve dusunceler Hazret-i Ali'ye nisbet edilmistir.

Islam tasavvufunun sosyal kurumlan alan tarikatlar, lran'in Jslamiyet'i resmi yorumu alan Siilik ve ona bagimh olmadigi haIde beraber gosterilen A1evilik ve Bektasilik, hep Hazret-i Ali'ye dayandinhrusnr.

Bu konulan srrayla incelemeden Once Hazret-i Ali'nin k4iliAi ve gor~leri uzerinde -durahm,

Hazret-i Ali hakkmda yuzlerce 'ytl- 11k islam yasayisrndan suzulup gelen ban halk hukumleri vardir, Halkm sal duyusu, menkibelerini dinledigi, Hazret-i Peygamber'e baghhk, sadakat ve fedakarhgrm bildigi Hazret-i Ali icin, cok olumlu, yilce bir kisilik cizmistir. Bu portrenin, O'nun gercek portresine cok benzedigi ve hatta ay-

TARIKATLAR ~ 54

nisi oldugunda suphe yoktur. Halkm sagduyusunun, toplum vicdammn ve tarihi hukumlerin bunda yamlmasi soz konusu degildir, Bu hukumlere ve tarihten gelen beige ve bi1gilere gore Hazret-i Ali'nin ki,ilitj lOyle ozetlenebilir:

" Hazret-i Ali, MOSlumanbli kabul eden ilk erkektir. Hazret-i peygamber'in amca olludur, en yaklmdu. TQm hayatl boyunea, sadece peygamher olarak deAil, insan oJarak cia onun en saydtlt ve sevdigi IdJi Hazret-I Mubammed'dir. O]Unceye kadar onun Kur'ln'a, sunnete ve hadislere bagh kalnus, en ufak bir sapma gOstermemistir. Sadece yOksek ahlakh, mert, dnrust, adaletli bir kisi olarak degil, aym zamanda kihcim ve yUre~ni en iyi kullanan, tum gazalarda On safta dO!ll~n, Islam dusmanlanrun, yigitIi~ndent bilek gucunden korktugu bir kahraman olarak da isim yapmisnr. Minyaturlerde, tas basma resimlerde ve halk hikayelerinde 0, esmer, gur sakalh, adeleli, kara gOz1ii, yUz hatlanndan guc ve enerji yaydan hiri olarak tasvir edilmistir.

Hazret-i AJi'nin akil ve ruh bakirrundan da yuksek bir ki§iliAi olmasi elbette dogaldir. C;;UnkO, kii~ilk yastan ben Peygamberimizin terbiyesinde yetismistir. Onun sevgili klZl He evlenmis, Peygamber ocilIsna iki erkek torun anJUtian etI114tir. Peygamb¢ .. miz onu mfi.barek sOzleriyle ovmusler, "Bin illm beldesiyim., ~ 0 beIdenia kapastdlr" demiJlerdir.

Mekke'den Medine'ye lOr. sirasmda, bazi gruplar Hazret-i Peygamber'in evini kupbp onu oldttrmek istediklerinde, 0 geee, Hazret-i Ali, Peygam- " berimizin yataltna yatmJI ve kendilerinin Medine'ye dotru selImetle yola cikmasnn saAlaDllilJ. Bu kesinlikle biiyiik bir tehlike idi ve dOpanIan evi bastiklannda Peygamber zanmyla

Hazret-i Ali'yi oldnrebiliderdi.

"Hz. Ali ve on un aile reisi oldu-

~ "

Au Ehlibeyt kadrosu "(Hz.Fatlma,

Hz.Hasan ve Hz.HiJeyiD). !slim ~garnberi nezaretinde, mOStakbel Allah yolculan i~n fa~az Ornek kabul edilen bir bayat Y8§8IIl11lardrr.

Hz.Ali ve reisi oJdutu ev balkl, asnsaadetin g~ darlJluu e~ ileri 01- ende yapyan ki,iIeri olduIar. BUtUn faaliyetlerini Allah dinini yaymaya aymm bu insanlann diter MOSlllman· lar'a serbest olan zekat ve benzeri vergilerden yarar1anmalan da, bizz.at Hz. Peygamber tarafrndan yasakIanmI~nr. Oyle kif kocaman kDmeler halinde YliIlml~ zekat hurmalanndan bir tanesini a~na koyan Hz.Hasan'm, yani Ali 'nin bOyilk oAIunun alzIndan o burma tanesi dedesi Hz.Munammed tarafmdan cikanhp ahnnus ve kendisi su sozlerle paylannusnr: 'Sen bDmez misin kl, Mubanuned EhHbeyd'oe zekat ve sadaka yemek baramdlr' • Bu nokta gereekten eok ilginetir. Gerulnyor kr, tslim inkilabmm iiihi' miman, devsirilen bntun nimetleri baskalanna; cekilen tum zahmet ve eziyetleri kendisine ve ev halkma ayirmakta kararhdir. Gereekten de Hz.Peygamber, i~de yapdll1 ve On; derlik ettigi topJumun maddi imkin " ve nimet1er bakimmdan en alt seviyesinde y~amJ$ ve bu Y8f8.ytp Ali ile onun ev baJluru da mecbur biraknusnr.

Hz.Ali'Din biittln geliri, Kur'an tarafmdan harp gaziJcrioe bir bak olarak tanman. harp ganimet1erinden dO$CIl paydJ.. Ne var ki asnsaadette bu pay eok yetersizdi. r;tlnkU ganimet getiren harpler ~k azdJ. Kaldt ki Hz.Ali, insan akhnm zor ~yaca- 11 kadar COmett bit .i.n.sa.ndt ve eline geeen ,eyleri en kisa zamanda baikalanna daittmakta hi~ tereddOt etmezdi. 0, bir sonsuzluk sevdahSl ve bir

TAmKATLAR·55

peygamber askiydi. Maddenin ve maddenin vucut verdigi imkanlann onun gozunde en kucuk bir yeri yoktu.

Kaynaklar, Ali-Fatima evinin bu zuhd ve feragat sergileyen durumunu ortaya koyan ilginc; tablolar cizerler.. Ban ornekler vermeden once birnok-. taya dikkat cekelirn: Hz.Mubammed'io Ali evi fle ili§kisi siirekli ve ISrarb idi. Butin kaynaldar bize gosteriyor Id, Hz.Peygamber selerden donii¥ten en once, sefere ~en eo SOD Ib.AIi'aln eviDe upadJ.. MedIae'de bululldDlu sanda lie bu eye akpmsabah muntaz-man ujradlAtnl bilmekte,u. 0, bu evi bir huzur kosesi edinmenin yamsira, Muslumanligm ideal insam olarak eJittiAi Ali ve cocuklanm da surekli nezaret altmda tutuyor, mubtemel st1r~meleri, amnda di1zeltme yOnUne gidiyordu.

Hz.Muhammed'in Ali evi He i1i~kisini ve bu ev.halkann seckin ornekler olarak yeti$meJerini izleyisini daha acik bir bicirnde ortaya koyacak bazi tablolar cizelim: _

Muhaddis MUnziri~ nin eserinde ~u sanrlan okuyoruz: AH .. Fatuna evlade SIk Ilk yiyecek yoldup g.OriiIiirdi. Geceleri k~Hasaa'la Hiileyill, ~ .. hktan attamasudar diye, babalan Ali taratmdaa dJfan \1.kanllr oyalamrdl.

Hz.Peygamber bir gUn klZl Fib .. ma' ..... evine gdmit. ~akat her nOOense i~ri girmeden donmii,tii. BUDun iizerine Ali, kaYlDpederi peygamberin pqinden git.mi§, bu durumun sebebini .sormultu. Peygamber, Ali'ye ,U cevabi verdi: 'Eve girmedirn, t;llnku kapismm ustunde suslu-puslu perdeler gordnm, Ben boyle seyler sevmem. Benimle dUnya susunun ne alakasi var.' Ali bUDU Fauma'ya anlatn ve FAtima, ad. g~en siislti perdeleri sOkiip yoksul aUelere daAlttl (Buhari).

Bir ara, Allah Resulu babasmm,

altm gerdanlik kullanan kadmlan azarladigmi duv=n Fauma, kendisine

~".r··.~". ;, ~.: ·:'.H-::.r?·'·",·~'.nl '!1"- ~ivp "..l:1°n hir

" J ... --'. r '!;. ~~ T1 •. - ....... I ... f"" _.I~ ... r _ ( ................... ~ .. "' .. + ...... -:.~ ..

altin kolyeyi hemen boYl11U1J.~~ ~·J.~~~1X' nus ve saturarak parastrn 'yoksullara dagitrmsn. Bunu duyan Hz.Peygarnber ~Oyle dedi: "Hamdolsun Fibmata yl atesten kurtaran Allab'a".

Hz.Muhammed'in kendi kontroHi alunda tuttugu ve Oz yavrusu Fatima'nm saYlSIZ fedakarhk ve isnrabi pahasma disipline ettiAi bu AliFltuna yqaY1~l, .insanoiJunun AIlah'a yaklasabilecegi en ileri noktada, yqayabilecep en 'ideal hayat olarak gOzo.kmektedir. Tasavvuf klstaslarl esas almdljJnda bu hayat kemAlde zirve, ornek bir hayattir. Hz.Muhammed bu cileli, fakat faziletlerl~ dolu hayann neler pahasma surdurulebllecegini, klzi Fanma'ya §U sozlerle belirtmi~ti: "Ey FAtIma! •• CebriD bsn8 ,UDU lIaber verdi: MimiD kadlD"

. Jar ~ndeD eo ~ok ve en biiyik uttrabe sen IIUU'UZ kalacakS!ln. Gayret et de sabll" . ),olllad.en de oDlardangeri

kalma" 0 I).' . ..

Hazret-i Ali"~iir ve hutbeleri 10p'lanarak kendisindensonra hazirlanan iki 'kitabma gore (Nebcii'I .. Belaga .. GiizeI Soz SOyleme Yolu ve DivanAli) §U gorusler! savunmaktadirr ,.

Dunyada en onemli §ey bilimdir.

Tum . insanlar kardestir ve esittir . C;ttnkU hepsinin de atasi Adem ile Havva'dir. insan alcakgonullu olma- . 11, diAer Insanlara giller yUz gostermeli, yardnn etmelidir. Maila, parayla, soyla, sopla ovunmek yanhsnr. Dunyada en onernli sey bilgidir, bilimdir. Bilim sus icin degil, kendini ve baskalanru aydmlatmak, dogru yolu bulmak icindir. Bilgiyi saklamamak, yaymak gerekir. Bilgi ahlakm l~lgldu:

. Ahlflk ve bilgi birbirini tamamlar, biri olmadan oburu olmaz. BUgill, iyi yo; rekli, ahlakh insanlarla dusup kalk-

TARIKATLAR • 51

mak gerekir. Tann tek yaratlcldlf. de onun bfiyfiltldilr. tt

Her §eY onundur. Tann sevgisi in sa- . -"Yl All, len baaaw ben aaa

m y1lc;eltir~ O'nu, bir ~lkar bekleme- .m. baIhYa."

den, kaqwksusevmek gentir. DOn- -"Ali bana baAhhkta, basnmn '

yada ne,varsa 8~d.ir.Kainat da bir vUcuduma nispeti .gibidir.·' .' .:

gUn yok olac'akbt\ OOrlyaya·.qm baA.. -"AU' baa, MIISII ve t .. 'ya Uk . ,.~

bhk insana;biqey kazandllmaz. Af.~ ta ...... wJbi iaaDdJ.": .

n sevinc, q,UI nzont(1 erdemIi insana - U Ali'ye nazar etmek, (0 YaSl-

yakl§ltlsz. lki ytlzlOlt1k ve yalan top- 1a,.. ~ .• yiDelmek aoktumdaa)

Iumlan YJ.kar. Onlan ayakta tutan ibarettir. "

karde$Iik duygusu~ karll.bkh gUven ve - "AI'ye ea·"" ...... etadt

yardunlapnadtr. Toplumjpn let ya-elu." .

K• U_..I: .. '· T'n"';" L ., .. t:;. • t..-: I...-~

... ur an veSUIUID nr; 'U&Ua.urum.- - .I"UI Yl.seven, ,~sever;. U"IiO',IU.

Jar ve yasaJar bunlaralGre 4tlienJen- 1CVai· A1Iab ' •.. da leVer .. _Ali.',ebujz

melidir. ,. ba1eyat, baDa da bujz ~nuf olul':' .

Hazret .... i Ali'nin kiJuiliade' yj1z ·bua .buIz edea ise Allah'. ~ et-"

miI)'oD1au'ca MtisI.-n, JiIidiIin,,(e.. miJtir.·u .

. " ~,AIIaIlye,~:seY"- _. _ ,-:··Arre·"I •• ~ AI •. -:

·IiWiu.WlM ....... ' .. Gi-iliai'~··, .... ~ ".,'-::;""i'" _.,' .. > •• '"._.

, .~ .. ~.;;iAli..J.,pj,_l'ObIaIItiz-- ~. ',·,,·~~'Ali eur ... ·iIe,'Kutr- daAli .

. '. ·miiliIita,....t .,:XarpJafhttanUk-,·u :iJedir wODlar"b,....."..,tiJKrtmte.· _ .

--'-tis ezi:peder .. -----.. '1' L_... - -a-..a-:.. .....;1w..i..". .

_ ....... ~,. ~ Ye .uuv-uml ,r .,..- ... -I~ ".7IU&AJo1Uo.oi~· " ", ,_,,:,

· "fISIDda-tektesdliyilsllmiyct·estIID-, '_"._.~fI"""';) '1.:_.' AI .... ' mUta, A.IWJ_Ye~""""'" .. ' nl.'-_-..., ...... ¥ ••• ''; ".'~ ".

yarduu'diIealektehuJM;DeIu;;'aD~ .... ,t: - ," __ ". :',',>.: __ . ~

lan, kendiIeriJIi~,,* tat Huret-i Ai : -''Slddlkllel_ Biri AI..f Ya ... : '

". Be .~ ... ~ .... ,~AI''' '. ,_ ... ·HaJ)ib.aa .. ,~>.ki,,-kavQU-

-In''''_.ad( I '.'''''. ~[".-' _.~lae'.,.......AOyIedi. ,_ .. '~",.""'IIIi.-" .' .. ·M. h-,," 1k ..... Fira~soyUodaD,Rertil .. -

.~ ........ 1" ..... _ •• ~ ~"timM:ti.(hbbimAllabt-bru~ .

. bunIar&bina edilea yQi.Iercc- duyp.. . Ii 6iclortk: ndson?)· _. diyf: baltrdt.., salbt sadece lslimiyet'fkitleleJe Sev~ . O~O de EbuTUb 0Ilu A1i'D.

. dimet, aea~ ve otduJan .. yrete " '., bepsiDdeD IbtUn.) . .'

, ptirmek ~SlPdan tIeIiI, ~Iet ku-' .,:-"AI iJ8eIt&.' ... , leriu

raD.,y&tetftl~ordu1ata·bIlbtedenha .. - >* ,1 .... 0.,,. .. · , ka- .,'

kanlar ve sUkular·A91lndancbt.bir· ~.., rt ,

motor ~ oimuItUr. 0> .' • tar. U . ..

Hazret-i Ali ileiIJili olarakriva-- '-. ~u_Ali benimdinimi_ -kaza eder

yet edilen bazI hadisler de flh.pey.. (~ ye yerbteaetirir.)U

pllibertlD 1hIerI) fOyle:- - "Cl:ftMt If 1iwbe IIiIIret pker:

. _uYI AHt SeD ...... a,.. ve AU, A •• ,f \Ie Sehnu .... "

aIIiretCe brdePmda.t-t _f'AIi bendendir ve ben Ali'de-

- "Ben hikmet eyiyim, Ali de nim. Ve benim borcumu aneat 0 edA

onun kaplsl ... " eder, onunkini de ben •. /' .

-~'.D rum belilesiyAm, Ali de Hazret-i Ali'den bazi ~ozler;

ODUB kaplSlua" • Her kap iPne birJey koauluftca

-"Ben kimim bOytllU isem Ali daraltr, bIIgi kabl _ dolduruldak~.

.J

• ro· ''''k~lZ~ '"~"f"l'~ 'Vo~-·.· .. ' ""'-

,.... .. .111~r ....... ~~: .~;'". 'T f.}.i 1;'1"·,,-,_ ;- - ~. ::.~ r'-

~.c!~,t""h:",!r ~'y.,.::.n~~:' ~;·~'l~~nr~~·~~ .,,~; '::';: ..

~'. '\2 ib·l'i,.'~ .;.' .: ... -::.,...;>;. "', .~ .

. " ;' .. ~<"~~':tl r.s: : ..... : .. ~~' .E",:~~::",~·:~.:~·i·."

J -.e.' 1,..)"ad\:t t:u·v ~ .. : .. ". l:!tr"., .. ~.; , .... , ..

1f(Ji d ft r ... L •. :" ': '. , ."

• Kend~lnJ· bbi'tl>"""'~~" n""f~··: .. ':.' {";~.

~., •• ~l.-I,.,..". , 1",;.: ..... ,.. 1': /,'

':,'-;;-ume, ytizUne k81lI ,jviilme)"l i.-,lcme. ". Sahsmlza·krjt~.nuk edenleri affe .. diniz. Vatan ve rn.Iletinize koruluk edenleri asla ...

• iyilik y.pmaya niyetet:lina acele ef ki, nefsin seal niyetinden eaydlramBD.· .

• Bildiji halde susmak, bilmedigi halde soylemek kadar eirkindir.

• Akd gibi mal, iyi buy gibi dest, edep gibi mfras, bilgi gfbl §eref ol.maz.

• lnsan, cahili oldugU seyin dil~-

mamdir.' -

.. :Basis Miisliim ... daDsa comert

kinri terclb ederim. .

• Bir ger~li savunurken ona Once kendiniz inanmahsimz. Baskasiru inandirmak sonraki i§ ...



. • Anaya ve babaya sayp ve bq-

bilk, Allah nzast i~io yapdan ibadetler deterindedir. .

• Eler' ararsak kendimize kolayca dusmanlar bulabiliriz. Fakat ne kadararasak dostbulmak kolay degil, • Zulme ve kotiilti.le kart. ~Ikmayan, ODUB daba bellhsloa uirBr.

• Bilgi muminin, nerede bu1sa alacaAl kaybedilmis mahdir.

• Soz,. ok ve nnzraktan daba tesirlidir.

• Akilh dusman, cahil ve ahmak dosttan hayirhdir,

• Hakslzhk kar,lslnda egllmeyiniz.

• Mal-rnulk insamn gozunt; doyurmaz. Kalp zenginligine cahs,

;:..,' : L ,'.

':;':: .:.-..

~erlerinsembol k~;~isl olmas. '. ; ::"' .. vufunve - t1fikatVw~u ,anti ~.' .. '., :,' ..•. ··iHh'~} ·Mrt1:ke~mH1;·?·,,~ ";~~~.~i;.(' ','~ Hf' anJamci':J C'n.a i.L"\(i:ir1~i\:;;'· ';;.: '. aCmI§tl[':'{:(h1kii kendisi Pey:,;;" . ,>" :-~ mize en yak.n olandir. Sn~:;: 11 : 11m~ irfan ve Islami y~aYl~ i

dan belki de birin cisidir. DoL~·.· . :. ·1, tslimiyet'in temel olculerin.: .:~ ":jnaklanan tum hareketlerde f; ;·citinat edilmesi norma1dir. Hem.":n hemen tum tarikat silsilelerinde fi:.r,.:tret .. i Ali, Hazret-i Peygamber'den sonra ikinci olarak gosterilir ve tarikat pi .. riyle irtibat1andmhr. Bu sadece ~ii kOkenli veya gOrUi1tl tarikatlarda de!il, Silnni tarikatlarda da boyledir. En koyu Sunni tarikatlardan Naksiben .. di'ye de bile silsilelerden biri Hadet", i Bbubekir'Ie Pejgamber' e ulasirken, diA:er ikisi silsilede Hazret-i Ali esas almaktadir. Ve bu yuzden Hazret-i Ali tasavvufta "~ab"l Vel.yetVelilerin Sult.DI" olarak arnlmaktadtr. Yani tarikatlann soykutukleri Hazret-i Ali ile baslatilmis 01- maktadir.

"Hazreti Ali, Peygamber'in yakin, inane birligine ulasmis yandasi olmasi nedeniyle Kur'an t a, Kur' an' - In bir yorumu, bir aciklamsi olan HHadis"e baghdir, Peygamber'in izini surdugunden dolayi da "Siinni'• dir. Tann 'om birligine, Peygamber"in bir Tann elcisi olduguna, O'na Kur'sn adi verilen kitabtn indirildigine (vaby edilditine) inanmisur. Kuran'Ia bildirilen, Hadis'le aciklanan bUttin ilkelere uyma geregini benimsemi stir . Islam dininin uygulanmasim gerekli gOrdtl~O butun eylemlerin gecerliligine inanrms, onlann ·yefine getirilmesi konusunda kuskuya dusu-

TARIKATlAR - 58

rucu bir davrarusm dine aykmhgim gorrnustur .

uTarikat" ad! altmda toplanan, Ali'ye baglanan inane kurumlannm beslendikleri degisik odaklar vardir. Biri Kur'an, Hadis, oteki de ISlam dininin dogusundan Once, Islam ulkelerinde yaygm olan, coktannci aenemden kalan dusunce urunleriyle geleneklerdir. Birinci kaynagm icerdigi inane varhklanni Ali benimsememis, ikincilere ise y~dlAl surece karsi elkrrnsnr. Bu nedenle Ali 'ye baglanan inane kururnlannm benirnsedikleri dusunce urunlerinin ikinci bolumunun Ali ile bir ilgisi yoktur. Bu inaneJar t sonralan, Islam dininin getirdigi ilkelerle bagdasmayan bir yasama bicimine ahsrlmis topluluklann uyguladiklan gelenek1e goreneklerden kaynaklamr. Gercekte Ali bir tarikat kurucusu olmadrgi gibi, Islam inanclan disinda bir dusunce ~lltnQl benimsemis de delildir" (12). .

Hazret-i Ali, Alevllik ve smik Ilerideki sayfa1arda Siilik ve Alevilik konulanna geni§ yer verecek, her ikisini de derinlemesine inceIemeye cahsacagiz. Fakat, Hazret-i Ali'ye irtibatlandmlmasi yonunden konuya birkac saurla deginilmekte yarar var. SOyle ki:

Nasil, Alevilik, Iran'm resmi din anIaYl~1 alan ve temelinde politika yatan ~iilikle i1gili de~iJ ve ayn seylerse, bu ~irulin Hazret-i Ali'nin Islim! gOrU$ ve Ya§aYl~1 iledogrudan ilisklsi yoktur. Hazret-i Ali, bugun bizim Sunni anlayis olarak bildigimiz Islamiyet yorumu icinde, ternel prensiplerini Kurin' dan, sunnet ve hadisten alan din gorusune mensup bir sahabedir. Hazret-i Ali'ye duyulan sevgi ve saygmm temelinde de Kuran ve sunnet vardir. Yukarda da gOrdo.~OmUz gibi, Ehl-i Beyt sevgisi, Ali sevgisi tum sunni Muslumanlar da ayni

ictenlikle ortaktir. Ali sevgisinin Siilikle, Alevilikle ilgisi yoktur. Her iki dusuncede de olmayan yuz milyonlarca Muslurnan Hazret-i Ali'yi sever, sayar. ·Ona can dan baghdir. Ali sev gisini $iilik ve AleviJik olarak anlamak temelinden yanhstir. 0 btittin Muslumanlann sevgilisidir.

"Ali'nin olurnunden sonra Islam toplumunda bolunme daha buyuk boyutlara ulasn, Ali yandaslan ile Muaviye'ye baglananlar arasmda kanli olaylara varan gerginlik artti. Ozellikle Huseyn'in oldurulmesiyle sonuclanan Kerbela olayi, Iran'm Ali ve cocuklanm tutmasiyla gcrunuste inane, gereekte bir egemenlik sorununa donustu, Ali'yi tutanlann en buyuk toplulugunu olusturan fran, I ~~ii mezhebi', diye bilinen yolu tuttu. Bunda Ali'ye baghhk, tsiam inanclan karsismda, eski fran inanclanm koruma niteligindedir. Iran Alevilik'i bir . ~ii gelenegine burundu. Anadolu Alevilik'i UKlzLlbqhktt, "Bekt8.Jilik", "'Tabtactlar" adiyla, biraz degi$ik nitelikte, ilkcag uygarhk urunlerinden besienerek gelisti, Gorunuste Kerbel§. olayindan uzuntu duyan, gercekte coktannci inanclann etkisinde kalan Aleviler de ikiye aynldilar. BunJardan biri Ali ile Tann arasmda ozdeslik 01- dugu gOrU~Onii savundu. Oteki Ali'nin bir inane insam oidugunu, "taribt" denen kurumlann ondan basladigim ileri surmekle yetindi, Bu bolunme, baska bir bicimde, tarikatlara da yansidr, Boylece "Siinni tari- . kadar"; Alevi tarikadar" diye iki ayn kurulus ortaya cikn, Ali ile Tann arasmda ozdeslik oldugunu iIeri surenler, Ali'nin tannhgmi da ortaya atnlar. On lara gore Ali Tann' dir, Tann, A1i'nin varhgmda insan kihgma girerek gOrtinii§ alanma crkrmsnr. Tann Ali'dir. Ali Tanrr'dir. Islam inanclanyla en ufak bir ilgisi bulunmayan bu

TARIKATLAR • 59

gOrO~e "Ali Allabilik" ya da "Galiye" denir. Bu inane llk~ag'da ~'insaD .. Tann" Ozde$lijini ileri suren anlaysstan kaynaklarur. Ali salllA:m· da, kendisine "sen Tann'slD" diyen bir kimseyi oldurtmns, Tann dismda tapilacak bir varhgm bulunmadrgma inandigim, bu tur dU$fincelerin Islam diniyle ilgisi olmadigrm g6stermi~ti.

Ali i1e ballantlh oldugu ileri surulerek, sonralan, "AleviUk" adiyla yayilan inanclann, 0 inanclan benimsemis kurumlann ise fie ayn kaynait vardir. A- "tal AudoIa-Vunan relsefesla(le. kayn •• h.an t iizelllkle Orplleus, PytIIagoras diitiiacaladen besIe_D, -11 He llarflede batlutdl i~. S. Yeni Platoncu1uk akimrrun kurucusu Plotinos 'un gfilil$lerini yeni bir yorumdan ge¢'erek Islim inan~Ianyla bagdastirmaya cahsan aydtnlann dO$ilnceleri. C- EsId hanIliad dinIeriDdeD kayUJdanu in~lar. BunIar arasmda en etkili olani Iran'da hizla gelisen, t;ak genis bir a1ana yaydan ZerdO}t inanclandir. 1.0. 7. yy i1e 6 yy dolaylannda ortaya eikan, Irak-lran-Anadolu ulkelerinde hlZla ~ yayJ.lan bu ~ktannCl -;I{\nem inanclanndan sonralan, beslenen yeni tslimCl aknn, kisa bir sure ieinde kurumlasarak, If"""t" denen kuruluslarm dogmasma olanak saglamisnr. Ancak bunlann bir tekinin bile Ali lle baglantisr yoktur.

Ali He Muaviye arasmda gecen olaylardan esinlenen, tslim tarihinde "besinci mezbep" olanak nitelenen "$ilikU gercekte, eski Iran manclanndan beslenen, kOkeninc{e Zerdust inanclan bulunan, Iran ulusunun tarih varhlt elan bir inane kurumudur. Ali 'ye baglanmasi bir egemenlik sorunudur. Bu sorunun kaynalJ da es-

. ki Iran uygarhAInl, bir bntnn olarak, Islam Inanclanna kar~l savunma olusturur,

AJi'nin elimizde bulunan, yapnlarmda gOrUlmeyen bu dusuncelerin, inanclann, Ali admdan kaynaklanan kuruluslara Islam diniyle bagdasma olanagi bulunrnayan odaklardan girdigi, yeni bir inane, dusunce kurumu olusturdugu biliniyor, Islam dininin birtakim sanat urunlerini yasaklamasi nedeniyle ortaya cikan boslugu, Aii adma baglanan kuruluslarm siir, resim, kabartma, minyatur, yazi-resim yaparak gidermeye ~ah§,tJ!lt boylece sanatm da Alevilik'in yayilmasmda etkili oldutu anlasilmaktadir, Ali'nin din anlayisma karsrt olmakla birlikte, "SiinDilik'in, yasakladtAt butun sanat kurumlan, Alevilik adl altmda toplanan kuruluslarda surdurulmus, bOylece Ali bir sanat koruyucusu olarak nitelenmistir, Bunun en somut Orneli de Ali'nin, eok yaygm olan, resimleri, yazt-resimleri; minyatilrleridir. Islim toplulugunda, imamhk 50- runundan kaynaklamr gibi -g6rtlnen Ali olaYl, callann akt,l ieinde, deji~ik dusunce ve inan~ kaynaklanndan beslenerek kimi yOrelerde yeni 'bir mezhep, kimi yOrelerde tarikat, kimi yOrelerde de tasavvuf olarak. geli§mi~, Ali ad! eevresinde bireok kurumun dOimaslna olanak sai1aJm~tlr" (13).

ALtEKBER

Hazreti Ali 'nin torunu, .Hazreti Huseyin'in Kerbela'da sehit edilen buyuk oglu, Hayatt hakkmda fazla bilgi· yoktur. BeJki de bu nedenle Islam tarih ve knlturunde, menlobelerle kansan bir ~Ohrete sahiptir. Hazreti Huseyin'in yakmlanndan Kerbela'da ilk oldu.rtUen Ali Ekber olmustur. ~hit edildiginde (10 Ekim 680:10 Moharrem 61) 18 veya 19 yasmda oldugu samhyor _ Cengaverligi He dedesi Hazreti Ali'ye benzetilen Ali Ekber, savas sirasmda Murre bin Mmkiz tarafmdan sehit edildikten sonra bast

T ARIKATLAR • 60

kesilmis ve Sarnda Yezid b.Muaviye 'ye gondcrilmisrir. Siiler arasmda sevgi ve saygi ile amhr, Muharrern ayinlerinde kahrarnanhklari dile getirilir.

AL-i ABA

bk. Ehl-I Beyt .

ALLAH

Tum varhklarm yaraticisr. Kainatin nedeni ve yoneticisinin Islam dinindeki isimlerinin en cok kullanila-

01. en genis anlarm icereni,

"a) Lafza-i celal, ism-i a'zam, yani Yiice Yaranci'mn en btryuk ve en muazzam ismi. b) Ma'bfid bi'l-hak, rnutlak ilah. Hakh olarak ve mesru surette sadece ana kuUuk edilip tapildJg.ndan, Ondan baskasma yapilan kulluk ve ibadet haksrz ve gayr-i mes-

ru oldugundan ona el-Ma'bud bi'l-

• • t

,

denilmistir, "Allah fermao buyurdu ki beDden bafkaslDa ibadet edilmeyeeek," Bu yuzden ondan baskasma edilen ibadetlerin hicbir deleri yoktur, gercek anlamda ona ibadet denmez. Aynca baska seylere yapilan ibadetler eninde sonunda Hakk' a gider, insan bilmeden ve suurundaolmadan baska seylerin sahsinda ve suretinde Hakk'a ibadet etmis olur ama bu baska seyler ibadete ehil ve mustahak 01- madrklan icin ibadet Hakk'a gider; esas mahalline doner. c) Allah: Butun esma-i husna'run manalanm kendisinde toplayan hak ilah'in ismi. d) Gerek ilim ve ayn mertebesinde, gerekse Hiller ve eserler mertebesinde (hazretinde) tum zat sifatlanm ve kemal vasiflanni kendisinde !9playan varhgl zaruri sann ismi, lIahi sifat, isim ve fiilleri iceren VOce Yaranci' run en kapsamh ismi Arapca yazrhsi itibariyle Allah kelimesinde 4 harf vardir: Elif, iki lam, ha.Elif ahnacak

olsa LiJlah (Hak icin), birinci lam ahnacak olsa Lehu (Onun icin), ikinci lam da ahnacak olsa Hu (0) kahr. Demek Allah kelimesinde her barfin bir anlami var. EIiI Hakk'm zauna, birinci lamakhn suretine, ikinci tam ruhun suretine, He nefsin suretine delalet eder. Allah kelimesindeki harflerin Ebced hesabiyle sayi degeri 66~ dir. HAltm~ allila baglamak" isi AI-· lah'a havale etmektir." (14).

"Kur'an'da en cok (2.819 kez) gecen sozcuk olan uAIIah" adi, yalmz Muslumanlarca kulJambr ve Vacib ulvucud (varbl1 zorunlu) sayd4an Yuce Varhk'r butun Oteki ad ve sifatlartyla belirler, "Allah" admm Arapca "ilah" ya cia " ... ,.. kOlderinden tilretilmis oldugunu sOyleyenler buIunduAu gibi,' Ibranice, Ara~ ya da Suryanice'den geldilini One surenler de olmustur. Ztimer suresinin 3. aye-

. .

, p..

lan'run "ABu" adtm kullandiklan, O'na inandiklan ve O'na yakIqmalanna yardimci olaca#l umuduyla putlara taptiklan anlasrlmaktadir . Aynca putperest Araplar'm, Allah J_ In yarabClbltna ve kuc.1rdiyle varhklara hayat verdigine inandiklanm, darda kaldlklannda 0'08 stJmdlklanm bildiren daba baska ayetler vardJr. Ancak, ffAllah" kavranu yalabCIbk, yOneticilik, essizlik, varbJuun surekIiligi ve sunrstzhAJ gibi i~ en ileri bicimde islam dininde kazandi, Kuran, putperest Araplar'a "m.iipiIder" (AIlab'a ortak kosanlar) diye ~Ioiu'ken\l Huistiyanlan u:lsa AIlah'lo ojlodur", u.t\II.. iit"in ~iliir" (V, 73; IX. 30); Yahudileri de "Uzeyir AIIaII'm otJudur" (IX, 30) dedikleri j~ elestinr,

. Kur'an'da uAlah" kavrami biJ-

,

gi ve d~ftnce dazeyi De olm sa olsun, her insanm kavrayabileceAi sadelikte sunulmustur: "De ki 0 AM tek'tir.

TARIKATLAR - 61

O, biltun varhklann kendisine SlglOdiAl Allab'trr. Ne dogunDu,tnr De de dojurulmu,tur. Hi~bir var .. k O'oun dengi degiidirH (CXII. 1-4). uG6klerde ve yerde De varsa AIIab'l tesbih eder. 0, Jerel ve bikmet sabibidir; gok.lerin ve yerin hikbniyeti O'oa aittir. 0 y~a"r ve OIdiiriir; O'oun her ~e giicii yeter. hk ve SOD O'dur, gizli ve a~k O'dur. 0 her feyi hakklyla billr" (LVII, 1-3). U Allah ber feyin yarabClSldar" (VI, 103). "Dolu da batJ da AJlab'IDd.r" (II, 155), HBlIin kl AUab ber ,eyi kuptmlftJr" (XLI, 54). "Ey Muhammet, kullarlm sana hem sorartarsa so. oDlara: Ben ger~ekten YWDlm. Bans dua ettiiinde dUB ~eDin yakaFlfIDa karpllk veririm. Bu YOlden, insanlar iyUile ulS§- 1Da)1 UIDIlYorIarsa, benden dilekte bu· IUDsunlar ve baaa iDaD51nlar,t (II, 186). "0 gozleri bildigi b8lde gozler O'na eritemez. 0 ~k romerttir ve her feydea baberdardlf" (VI, 103).

Kur'an'm bu OAretilerine dayanan Muslumanlar icin Allah vardir, bir"dir. Zan, sifatlan ve fiilleri ile ezeli ve ebedidir . Yaranlmislann hicbirine benzemez. Baska hicbir varhktan gO.; almaksizm kendiliginden vardir: buna karsihk her ~ey O'na muhtactir. Cansiz ve bilincslz bir varhk de~ildit.

Bilgisi her seyi k usatmisnr: her seyi duyar vc gorur; harf', sozcuk ve sese gereksinme duymaksizm bizim bilmedigimiz bir icerikte konusur. En gUzel ad ve sifatlar O'nundur; biitiin kusurlardan annmisur. Rahmeti ve sefkati her ~eyi kusatrmsnr; ancak azahi da cok cetindir. Hie kimseye hiebir bicimde zulmetmez. O'nun Kur'an'da bildirdigi peygamberler t kitaplar ve bunlar araC1lt#lyla insanhga duyurrnus oldugu butun bilgiler haknr, dogrudur. Buyurduklan, iyi ve yararh: yasakladiklan kOto. ve zararhdir.

O'nunla kullan arasma hicbir varhk girernez.

Allah hakkmdaki bu inanctanyla Muslumanlar, yalruzca her turlu inkarci dusuncelerden aynlmakla kalmaz, ayru zamanda Allah'm zat ve SIfat1anrun kutsalhgmi, qsizli~ni ve surekliligini zedeleyen bUtlln dinsel ve felsefi sistemleri reddederler ." (15).

ARtF

Kelime anlami bilen, taruyan, anlayan, vakrf', haberi olan, irfan sahihi, anlayisi vekavrayrsi mukemmel kimse. Tasavvuf anlanu ise, mutasavvuf, veli, Kimil insan , "Allah 'IU kendi utlDI, slfatlanDl, isimlerini ve fiUlerini miipbede ettirdili kimse" demektir.

~initye gore, "Mipbacle ve IelIUlfadan basil olan bUgiye marifet, bu bUgiJe sahip olan p.bsa Arlf" denir .Alimin ilmi, arifin irfam vardrr, marifet sahibidir. Arif olan kisi sadece Allah'la mesguldur, her an kendini olgunlastirmaya, daha ahlakh olmaya cahsir.

"Alim, yakin yoluyla bilir. Kesf ve mnsahede yoluyla yanimanevi ve ruhi tecrUbeletle Allah hakklnda zevki ve vecdi bilgilere sahip olana irif-i bill.h veya sadece irif, irifin bu yolla tamdlil Allah'a MaruI denir. "kif, sen sustugun halde icini okuyan kimsedir", "Anf, kendisi sustugu halde diliyle Hakk'm konustugu kimsedir". "Arif su gibidir, icinde bulundugu seyin rengini ve seklini ahr", "Anti, hi~bir §eY bulandirmaz, her ~ey onunla durulur", "A.rif kendi varhgmdan fani, Hak ile bakidir", "A.rif Allah'a cehennemden kUItUJmak veya cennete girmek icin degil, ibadeti Cenab-l Allah'in hakki, ibadet etmek ise kendi gOrevi hlcbir kar~lh.k beklemeden ibadet eder." Ibn

TARIKATLAR . 62

Arabi arifin dis alernde H§eyler" (esya) yaratma gucune sahib oldugunu ve bu gucun onun himmeti oldugunu soyler. Onun yaratngi seye "mahluk-i arif" denir. Arif sufilikte karnil insand 1 r .•• Nefsini bile" Rabbnn da bil ir. ' · (16).

ASHAB ... ) SUFF A

Medine'de, Hazreti Peygamberin mescidinin sofasmda yatip kalkan kimselere verilen ad. Cogunlugu ile fakir Muslumanlardi ve zamanlanru ibadetle gecirirlerdi. 11k Kur'an ve islam dini egitirni bunlara yapilnus, islamiyet'i kurallanyla t\~enenler Arabistan'm cesitli bolgelerine lslamiyet'i Ogretmek icin gonderilmislerdir. Dunya islerinden srynlnns, kendilerini tamamen dine verdikleri icin bunlar mutasavviflann onculeri sayihrlar. ibni Mesud, Bilal Habesi, Selman Fa-

risi, Ebu Hureyre ve Ebu Zer Ashab- 1 Suffa'dan sayihrlar. .

lleri dercede sevgi. Tasavvufta AIlah'a duyulan sevgi. Kalbini dunyevi iliskilerden temizleyen ve sadece Allah'a olan askla dolduran bir sufinin gozunde Allah 'tan baska hicbir seyin degeri yoktur. Tasavvufun, eAittigi kimseler uzerindeki amaci da zaten budur. Sevgiyi bu anlamda kabullenen ve kendini bovle yetistiren kisi sadece insanlar arasmda degil, Allah katmda da makbuldur, Ban buyuk mutasavvuflara gore kainatm sebebi de asktir. Kainatm tek yasasi asktir ~ muhabbettir I sevgidir., Mevlana CelaJeddin'in Mesnevisi daha ilk beytind~ , 'Aynhklardan $ikiyet etmede" dir . Cunku insan Allah'la beraberken O'ndan aynlmis, dunya onun icin bir gurbet olmustur. 1nsan, Allah'a duydugu ozlemle isnrap cekmektedir. Ku-

ran'ari'da, 'Murninlerin Allah'a kar~l pek siddetli bir muhabbeti vardn ", "Allah kullanrn sever, onIar da allah ' I sever Ie r " denilrnektedi r. .

Tasavvufun temel kaynaklanndan biri de, "Ben gizli bir hazine:idim. Bi-. linmeyiistedim. Beni bilsinler, tamsmlar diye mahlukati yarattnn' hadisidir. Vine Hazret-i Peygamber bir hadisinde ., Allah guzeldir, guzelligi sever" buyurmuslardir.

Divan sairlerimizden, tasavvuf zevkini alnus olanlann hemen tumundeki ask kavrarru, siirlerinde gecen ask, kadin-erkek arasindaki dunyevi anlamda bir ask degil, tam amen ilahi asktir, Allah sevgisidir, ona duyuIan ozlemdir ,

Turk-islam sanatunn mimari, musiki, siir ve suslerne dallarmda en buyuk eserleri hep bu ilahi askm, dinden kaynaklanan, tasavvufla beslenen

, ........ £u .... J

yapilmrsnr. Aym seye Hmstiyan ktiltur ve sanatinda da raslamak mumkundur.

ATABAT

-5iilerce rnukaddes sayilan 4 kentteki tiirbelerin ortak adi. Irak sehirlerinde Necef , Kerbela.Kazimiye ve Semerra'da bulunan mukaddes mahalleler Siller tarafindan Atabat, ~tabat~l Mukaddese veya Atabat-i Aliye olarak amhr. Bu yerler, Necef"te Hazreti Ali'nin turbesi, Kerbela'da Hazreti Huseyin'in sehit edildigi ve defnedildigi yerlerdeki ttirbeleri, oniki jmamdan yedinci Musa Kazrm He dokuzuncusu Muhammed Cevad'm Kazimiye'deki turbeleri ve onuncu imam Ali en-Nahi He onbirinci Imam Hasan el-Askeri'nin Samara kentindeki turbeleridir.

BOtfin. bu kutsal mahaller, yuzlerce yildir ister I sunni ister sii olsun,

TARIKATLAR . 63

oralarda kurulrnus devletleri yonetenler tarafmdan en ihtisamh sekilde onanlrms, yeniden yapilrms, en pahah ve nadide taslarla suslenmistir.

Halen de, yihn belirli zamanlannda ytizbinlerce Musluman buralan ziyaret eder.

AvtN

Dmi toren, Insanhgm ilk caglanndan gunurnuze kadar, temelinde tapmma, dint Allah'a baghhk olan her cesi t merasim. Kiliselerde yapilanlara Ayin-i Ruhani, Vaftiz A.yini. .. denir. Tasavvuf anlammda tarikat ehlinin belli usul ve duzene gore toplu olarak uyguladiklan, dini merasim. .. Mevlevilerde Ayin-i Serif, Ayin-i Kebir, Serna Ayini... Bektasilerde Ayin-i Cern, Ayin-i Niyaz ... Mevlevilerin Serna veya Mukabele dedikleri Ayinlerine karsihk Kadirilerde Devran, RiHiilerde Zikr-i Kryam, Celvetilerde Nisf Kiyam Halvetilerde Darb-i Esrna, Sazelilerde Hadra. Naksilerde de Hatm-i Hacegan vardir.

AY~E



Hz. Peygamber'in gozde zevcesi.

Aise binti Ebi Bekr (Ebu Bekir)

(613-678), Hicret'ten 8 veya 9 yrl Once Mekke'de dogmustur, Annesi, Umm Ruman binti Umeyr bin Amir' dir; fakat kunyesi, yejerii Abdullah bin ez-Zubeyr'e izafeten Omm Abdullah'ttr.

Zevcesi Hatice'nin vefatl Peygamberi uzuntu icinde birakrrusn: bunun uzerine Osman b. Maz'un'un kansi, Havia bint Hakim ona, daha 0 zaman cocuk yasta olan Ayse'yi veya olduk M ca yash bir dul durumundaki Savda bint Zam'a'yi almasmi tavsiye etti. Peygamber, Ebfr Bekir'den Ayse'vi istedi. Ebil Bekir bazi dusunceler uzerinde durmakla beraber razi oldu, Bu-

nunla beraber, kiz, Cubayr b. Mut' ~ irn 'e sOzlil oldugundan Peygamber'in bir sure beklemesi lAzlm geldi, Peygamber Ayse He hicretten iki veya fit; YIIOnce evlendi. Ay~e 0 sirada 7 yasmdaydi: bununla beraber hicretten ancak 6 veya 7 ay soma zifaf oldu(Nisan / Haziran 623). Peygamber"in verdigi mehir Hi$1U1l' a gore 400 dirhemdi. Yash kocasmm evine cocuk oyuncaklanyla geldi, kendisiyle ilgilenen kocasmm sevgisini kazandi, Fakat, cirkin bir olay ann Peygamberin gozunden dU~tir.dii. Bu olay hicretin altmci yihnda- (628), Peygamber Bani Mustalik seferinden dOnmekteyken cereyan etti. Tarihciler Ayse tarafindan anlatilanlan nakletmekle beraber, bazi aynntilarda cansirlar. <;oAu tarihciler Ayse'nin kur'a secimiyle (peygamberin adetiydi) kocasma bu seferde eslik ettigini yazarlar. Ayse deve ustunde bir mahfede seyahat etmekteydi; mahfenin ieinde bulundugu zaman perdeler indirilirdi; menzillerde mahfeden cikmca, perdeler kaldmhrdi. Bu seferden donuste, Medine'den uzak olmayan bir yere konduklan zaman, Ay§e abdest almak lcin ordugabtan uzaklasn. Mahfeye dondugtlnde, Yemeri'den gelme boncuk gerdanhgnu dti~tirdil~nt1 farketti ve perdeleri kaldirmayi unutarak gerdanh!l aramaya gitti. 0 daha donmemisti ki, Peygarnber hareket emrini verdi ve

Ayse'nin adamlan perdeleri kapah gordukleri icin AY§e'yi i~de sanarak mahfeyi deveye yukleyip hareket ettiler. (Ay~et 0 donemdeki kadmlann genellikle zayif olduklanm ve kendi-

sinin de vucutca pek agir olmadigmdan, bu hatanm meydana geldiglni soyler), Ay~e dOndllAtlnde herkesin gittigini gordu, Yere oturup kendisini aramaya gelmelerini beklemeye koyuldu. 0 sirada Safvan h. al ... Mu'attal gelerek Ay~'yi devesine bindirdi ve

TARJKA TLAR . 64

devey' yulanndan tutarak goturdu. Ne -. ar kit Ayse' nin gene bir adamla gorunmesi, buyuk dedikodulara yol acti. Onu en cok suclu goren Abd Allah b. Ubayy idi ve soyle sOyledigi riviyet edilir: "Safvan giizel ve gene 0)dua:una gore Ay~ ODU elbelte Pey- . gambere tercib eder". Baska kisiler de bu kadar siddetli suclarnalardan geri kalmadilar. Bunlann arasmda Hassan b. Sabit, Listah b. Usasa ve Hamina bint Cahs sayilabilir. - Bu kadinm, kardesi Zaynab'in Peyamberle evlenmesine mani olmaya ' eahsmasmdan OtUrtl Ay~'ye kara kini vardi, - Hamina, Ay~'yi cok defa Safvan ile birlikte gOrdfi!ftnil soyledi, Fakat AY$e' - nin uzuntuden hastalanmasi (veya hastalanrms gOrfinmesi) uzerine, Peygamber, Ali ve Usima h. Zayd He ne yapmasl gerektigi hususunda isti§irede bulundu. Ali bosanmasi gerektigi (Ayse·nin Ali'ye duydugu kinin sebe-

1 un an rr yo unda gOrU$ bildirdi, bun a karsihk Usima kadmm SUC;suzlugunu turlu yollardan anlatmaya cahsn, Sonunda Peygamber t bir vahi He (Kur'an, XXIV, II v.d.), sadakatsizligi isbat lein dort sahidin lwm gelecegini ve dort ~ahit getiremeyen iddiacrlara ise, seksen delnek vuruImasi ve ondan sonra sahadetlermin asIa kabul edilmemesini ileri surerek gene kansmm masumlugunu teslim etti, Bazi tarlhciler, bundan sonraki seferlerde yaruna Utnm Salama'yi daba cok almasim kalbinde suphe izi kalmasma baglarlar. Ay~e bundan

sonra bir seferde de Peygarnberin refakatinde bulunmus, yine gerdanhgmi kaybetmistir. Fakat bu kez gerdanhAt aramaya bazi Muslumanlan gonderdi. Arama sirasmda namaz vakti gelmis, arayicilar ordugahtan uzak buJunduklan icin abdest alacak su buIamamislaroi. Peygamberin su bulunmadigr yerde kum ile abdest (teyem-

mum) ahnabilecegi hukmune bu olay sebeb olmustur.

Pey gam be r ~ in vef atmda Ayse 18 yasmdaydi ve 0 zamandan beri MusIumanlann buyuk bir ~ogunlugu tarafmdan kutsal bir sahsiyet (Umm almu'minin) olarak tarnndi. Siyasi islere fazlasiyla kansn. Kendisi Hz. Osmanoa muhalifti ve ona her vesileyle halini duzeltmesi veya isden cekilmesi gerektigini soylerdi. Halifeye karst isyanda onun da rolu oldugunu soylerler. Fakat, Osman evinde kusatildIg. zaman Ay~e Medine'de degild! ve bir ihtiyat tedbiri olarak hacca gitmisti. Kendisine karst kin besledigi Ali' ~ run halife oldugunu t)lrenince, 6Idli· rulen Osman'm intikanum aJmak bahanesiyle Muslumanlan Ali'ye karsi ayaklandsrmak icin elinden gelen gayreti gOsterdi. Taiba ve al-Zubayr He ittifak kurdu; bunlar buyuk bir ordu ve eterli niUhlmmit

ra'ya bareket ettiler, Bu sefere nakden yardimda bulunan Tamimi Ya'Ja b. Munya, AY§e icm 200 dinara "Askar" adh cins bir deve satm aim. Ali i1e Talha ve deve eZ - ZUbeyr ordulan arasmda (4 Arabk 656) da bir savq oldu. Ali'nin ordusu zafer kazandi. Savasm en hararetli bOIUmU Ay~ se'nin devesi etrafinda cereyan etti.

Beni Zabba'dan 70 kiSi ODU korumak icin oldukten sonra deve de olduruldu. (HCe-nei vak'asr" deyimi buradan gelir). Ali, Ayse'nin evine goturulmesini emretti; sonra da Medine'ye donmesi icin gerekli her ~eyi hazirlatti. Ayse, Ali tarafim daha kuvvetli buldugu icin onun yamnda kalmak ve dusmanlanna k3r~1 seferlere kattlmak teklifinde bulundu; fakat Ali teklifi reddettigi gibi gitmesi emrini verdi. Hasan b. Ali'nin olumunde Ay~e'yi bir kere daha olaylara kansnns gc;rtiyoruz: Hasan'r Peygamberin yamna gommek istiyorlardi. Fakat Ay~e kab-

TARIKATLAR .. 85

rin kendi mall oldugunu soyleyerek bunu engelledi. 0 gun de bir deve uzerindeydi. Medine halkmin kendisine karsi hasmane bir tavir takrndigim gorunce engel olmaktan vazgecti. OlduiU tarih, farklar ortadan kaldmhnca (17 Ramazan.13 temmuz 678) dogru olabilir. Vasiytd.hemen 0 gece gomulmekti ve al·Baki' (Medine Kabristaru)'a gOmUld~:AY~ hadis rivilerinin eft mOmtazlai1 . arasmda sayihr. Peygamberden ~:tQ hadis riviyet etmistir. Fiklh ~Ieri ve fetva almak i~n·kendi~"~k basvuru olurdu. btl ve kaa~yle Un yaprmstrr. OkUntas. da ··Utdl. Bail muellifler t Kur'an'm s~~.tmibi bakimmdan ~ar~h. bir n~a sahip oldugunu .. Ieri sarerler...

. AZtz MAJIiuo BUDAI

Celvetiyyetarikatmm kurucusuduro Kochisar'da dolan Aziz Mahmud Htldii 1 542ft 1628 ytllan arasmda yasadi. tn OArenimini cocuklugunu gecirdig! Kochisar'da tamamladi. Ilmini ilerletmek idn gittiAi, lstanbul'da hocasi olan Nistrzide, Edirne, Sam ve Misir'a resmi gorevlerle gonderilince Hudiai'yi de gOtilrdil ve oralarda kadihk yapn. Misir'dayken Kerimuddin Halveti'ye intisab etti, ondan tasavvuf konusunda OArenim gordu. Misir ve Sam'da U~ yil gecirdikten sonra Bursa'ya geldi, Burada muderrislik ve kadihk gorevlerini yuruttlyor, bir yandan da Seyh Oftade'nin tasavvuf sohbetlerine katihyordu.

Bir gece gOrdiigii rilyii,tizerinde buyuk bir etkiye yol acn: zihni altust 0]duo Ruyasmda cennetIik zannettiklerini cehennemde, cehennemlik sandiklanm da cennette gormustu. Medresedeyken ve Miar'da buhindugu SIrada tasavvufla iliskileri olmustu. Bu nedenle Seyh Oftade'ye basvurdu ve onnn telkini ile billtln mahm mulku-

nu sattr. 0 sirada otuz alti yasindaydi, O~ yil cok siki bir riyazet smavi verdi. Resmi gorevlerini terketmisti. Tasavvufta U enRniyet" denilen kaba "ben"i iyice yenmesi icin mursidi ona carsida ciger bile satnrdr.Boylece ruhunu, siradan kisilerde bulunan kibir ve gururdan, benlik engellerinden temizledi. tr~a elvcri§li duruma geldiJi . seybi taraftndan bildirilince Sivrihisar'a gittL ~binin OIOmilnden sonra bir sure Rtimei'dedol1qtl. Daha soma lstallbul'a gelipnskndar'a yerl~ti; Kisa sorede",i1mi~ve davranlilanndaki yUceUk nedeniy~ eevresinde deAerli kimselerden bir'grup olustu .. Fitih Cimii ViizlilJrie·~l. DOne:" min bOtOn deIerIi iIini·adarnlan onun yaklnlan oIdular. Osk'odar~da sann aldll1 bir arazi uzerine yaptlfdl~l tekkesl mOrid1eri Ile doluptqtl. Zaten dergilu her srmftan insana aciku,

y 8f8dt1I donemin bUtOn p§diphIan, O~iicU Murad, O~tlncU Mehmed, Birinci Ahmed, lkinci Osman ve Dorduncu Murat ona saygiyla baglandilar. Zaman zaman onlara mektuplar yazar, cesitli konularda gortislerini bildirirdi. Birinci Ahrned'in bir ruyasirn A vusturya krahrn yenecegi anlarmnda yorumladi, Padisah ana buyuk bir savgiyla baglandi. byte ki, Hudai abdest ahrken padisah su dokuyor, Valide Sultan havlu tutuyordu. Sultan Ahmet Camii'nin temel .> atrna toreninde ilk duayi 0 yapti, ibadete acilismda da ilk hutbe onun tarafmdan okundu.

O~ kez hacca giden Hudai, Arapcave Turkce otuz kadar eser yazdi. Sayilan alrrmsi bulan halifeleri ve degerli kitaplanyla yalmz Anadolu'da degil, imparatorlugun Avrupa kitasmdaki eyaletlerinde de dini-tasavvufi ya~aYI~a guc kazandirdi. Musiki ve edebiyatla da ilgilendi, Yunus Entre tarzmda yazdigr siir ve ilahilerinden

TARtKATLAR . 88

olusan bir Divan': vard r. Siirlerinden ~o~u kendisi ve baska besteciler tarafmdan ilahi formunda bestelenmistir + Uskudar'daki Hudai.kulliyesi, cami-

indeki degerli hat eserleri ve gUller icindeki bahcesiyle sehrin gtirUltOlii yasammdan annrrus bir ruhaniyet me-

....

kam olusturmaktadir +

T,ARIKATLAfl . 8~)'

BABAiLtK

Anadolu Selcuklulan doneminde (l230-1240)~ yonetimle anlasamayan Ttirkrnenleri etrafmda toplayan dini ve siyasi hareket. llerdeki yillarda Anadolu'nun dini topografyasim sekillendirecek, kulturel ve toplumsal yasannsrm etkileyecek olan Babailik olayi, ismini, Baba Ilyas adh "yarl Turk ,amam, yan Islam ~yhi":"lden

alrmsnr. .

Amasya'mn ~t koyune yerlesen Baba Ishak, Selcuklu devleti ekonomik ve sdsyaI yonden kent ahalisine dayah bir yonetim surdururken, Sunni M uslumanhgm dismda, . samanist ve ~ii bir dtinya gOril§iiy!e hareket eden kOy ve kasaba halktru etkisi altma almrsn. Siyasi iktidann adaletsiz yOnetimini ve Turkmenlere karst gUttU#(l siyaseti $ ~mde elestiren Baba tlyas, ha1ifesi Baba Ishak'm da yardumyla, devlet merkezine karst, Turkmenleri Orgiitledi. Bir yandan Islam oncesi ge1enekleri ve Samanizm '. in tesirleri He Sunni Muslumanhk anlaYl~l carpisiyor, bir yandan da Sunni din aIimlerinin kontrolunda Saray, Ttlrkmenlerin din anlaymm dishyorduo Donemin ekonomik cikmazlan iIe kusal sefalet de eklenince, Baba lJ-

yas'a neredeyse peygamber gozu i;e bakan ve Hazreti Ali'ye asm duskun lukleri He tarnnan Turkrnenlerin muhalefeti siyasi bir isyana donustu. Lyan, devleti yillarca ugrasurdi, cok kan dokuldu ve zorlukla bastmldi.

KIrmlZI bashk, siyah cubbe ve nalm giyen, asin Sii inanciyla hareke: eden Babailerin dusunceleri, daha sonraki yillarda Bektasilik, Kizilbashk, Hurufilik seklinde devam etti ve ehli sunnet dl~l akimlara kaynakhk etti..

Babailer Ayakianmasl

Anadolu Selcuklu devletine karst dinsel-siyasal Turkmen ayaklanmasi (l240). Kentlerdeki Siinni halka dayah bir devlet orgiitil kuran Anadolu Selcuklulan sirnrlarda ve 'kirsal bolgelerde yasayan Turkmenleri giderek disladilar. Ekonomik ve toplumsal acidan oldugu kadar dinse1 inanclan bakimmdan da kentlilerden aynlan Turkmenler'ln lslamhgr kentlerin SOnni lslamhgmdan farkh, Turkler'in eski Saman geleneklerinin, tasavvuf bicimine girmis ~iililin, bezi yerel inanclann etkisini tasiyan bir Islamhkti. Kirsal kesimde dinsel yasamm duzenleyicileri, kentlerdeki Sunni ulemadan cok farkli, eski TUrk .$aman-

TARIKATLAR . 68

larinm lslamlasmis bir devammdan baska bir ~ey olmayan Ttrrkrnen ba-

. balanydi, Ole yandan iktisadi guclukler, Mogel istilalannm sayilanm daha da artirdigr Turkmenler ile SelcukIu yoneticileri arasmdaki celiskiyi derinlestirmis, onlan devlete karst asi bir tlAe durumuna getirmisti, Bu ortamda Amasya'mn Cat koyune yerlesen yan TUrk Samaru, yan Islam seyhi Baba Ilyas, dinden ve adaletten aynlmakla sUI;ladll1 Selcuklu yoneticilerine karsi propagandaya basladi. Giyasettin KeyhUsrev II'ye karsi aciktan a~lia cihat ilan ederek muritleri araC1hityla taraftarlanm coAalttl. Bu arada Urfa, Harran ~bt)lgesindeki Harizmsahlar'r da Seleuklu sultamna k8Jll savasa ~AIrdt. Baba tlyas'm ha-

Jifesi Baba lshak'm l)ncUltlJunde ayaklanan Turkmenler Sumeysat (Samsat), KAhta, Achyaman belgesi-

sunu harekete gecirdi, Selcuklu hizmetindeki frank ve gurcu birlikleri de orduya katildr. Selcuklu ordusu, Baba Ishak onderligindeki Turkmenler ile Krrsehir'ln Malya Ovasi'nda karsrlasti. Baba llyas 'in dinsel gucunden -, urken Islam askeri savasmaktan cekindiginden, ilk olarak Hiristiyan askerler savas a suruldu, Hiristiyan on-

. euler Turkmenler'in ilk hucumunu puskurtunce cesaretlenen Islam askeri

. de savas a girdi ve eok kucuk yastaki cocuklar drsmda tum Turkmenler kibctan gecirildi." (17).

BAHADDtN NAKSIBEND,

bk. N ak,ibendilik -'

BAHADDtN VELED

Mevlinii CelAleddin Rumi'nin babasi, Sultan iil-Ulema (Aliaderie Sui .. tam). (Belli 1165 - Konya 1230) Belli'de erl . kOklO bit ailedendi, Mev-

yan M11sUlman ve Hiristiyanlan oldo.r11p mallanm yaAmaladdar. Ozerlerine gondenlea Malatya SUbqlS1 Muzafferettin A1qir'i iki kez yendiler, ar .. dmdan Sivas'a yfirildiller. Sivas'l yajmaladrktan sonra kendilerine katilan g~be TUrkmenler ile saydan daha da artmis olarak Baba lIyas'a kavusmak uzere Tokat ve Amasya'ya dolru ilerlediler. Telasa kapLian Giyasettin Keyhl1srev II, Bey~hir 00)11 uzerindeki Kubadabad Adasi 'na cekildi ve 11nlO komutanlarmdan Mubarizettin Armagansah'r Amasya subasisi atayarak ayaklanmayi basttrmakla gorevlendirdi. TUrkmenler'den Once Amasya'ya varan Armaian$8h Baba llyas'r yakalayarak kale burcuna ash. Baba llyas'm OIOmsUzlUgllne ina-

'" .,

nan TUrkmenler Amasya'ya ulasnk-

lannda kente saldrrdilar ve Armagansah'r oldurdukten sonra, Konya'ya dogru yuruduler, Sultan, Mogollar'a karn Erzurum ucunda bekleyen ordu-

levi ~ynakIanna gOre HarzimfBb hukumdan Mubammet Tekis'Ie arasi a~nca ailesini a1arak Belh ti terketmi§tir. -Bu kaynaklar, Bahattin Velet'in mem.leketini terketmesinde, zamarun tlnlO bilgin ve filo~f1aflndan Fahrettin Razi'nin de rolO oldu,lunu belirtirler. Arlflerin Menbbeleri 'nin yuan EflikPye gore Bahattin Velet,

dinIe baIdaJmad!JJ i-;in felsefeye ~ddetle karilYru. Yunan felsefesini sa .. vunan Fahrettin Razi ve onun gOrQ~~ .lerine kanlan Muhammet Tekis 'Ie bu konuda sert tarnsmalan oluyordu, Durum ciddilesince Bahattin Velet ailesini de yamna alarak Belh'i terket- . ti, (1213) Bundan birkac ytl sonra Molollar Belh'i ele gecirmis, yakip yrknuslardir. Bu olay, Bahattin Velet'In, belki de Moiol tehllkesini Onceden sezdigi icin ulkesini terkettigi ihtirnalini de akla getirmektedir.

Bahattin velet, yanlnda oglu kucuk CelaIeddin'le Once Hlcaz'a gitti,

TARIKATLAR . 69

Sonra da Sam yoluyla Anadolu'ya isi ve ayetlerinin aciklayici olarak ta-

geldi, Karaman'da bir sure kaldiktan yin etmistir , Sevki Efendi ,

sonra Selcuklu Sultam Alaaddin Key- 1314/1897'de Akka'da dogmus ve tah-

kubat'm israrh cagnlan uzerine Kon- silini Beyrut ve lngiltere'de ,Oxford

ya 'ya gelip yerlesri. Bilgisi ve kisiligi Universitesi 'nde yapmisnr. Amerikah

ile bir kultur ve sanat kenti olan Kon- Bahailerden Maxwell ailesinin

ya'da halkin buyuk sevgi ve saygrsmi Miss Routh adh kizlanyla 1937'de ev-

kazandi. Vaazlanna Sultan Alaaddin lenen $evki Efendi, 4 Kasun 1957 ta-

Keykubat da geliyor, Bahattin Velet' e rihinde Lndra' daki olumune kadar

btiytik sayg: gosteriyordu. Bahailigi dUnyaya yaymak icin buyuk

1230 yihnda vefat eden Bahat- gayret sarfetmistir, Sevki Efendi'nin

tin Velet'in tek eseri Maanf'idir. Kab- cocugu olmadrgi iein Bahailiginida-

ri, bugfinktl Konya'a Mevlini Muzesi resi, Hayfa'da teskil olunan uUmu-

icindedir. mi Adalet Evj" tarafindan yurutul-

BARAJLtK mektedir.

Idari teskilat bakmundan Umumi

Bahaullah Mirza Huseyin Ali ta- AdaIet Evi, Bahililijin idari nizami-

rafmdan kurulan, bazilannca bir din run merkezidir, Idari nizanun en alt

olarak da kabul edilen mezhep. Sirazh kademesi, Mualli RoW Mabrdle-

Mirza Ali Muhammed'in kurdugu ri'dir. ldari veya belediye taksimati-

Babiligin devanndir. Bahailik, turn na gOre b6lge, sehir, kasaba ve koy-

dinlerden ayn ve hepsinin evrensel lerde 21 yasmdan yukan olan Bahai-

yanlanm birlestiren yeni bir din 01- . ler, 9 veya daha fazla iseler, buniar

dugunu ileri stlrmektedir. ~a- her sene Rizvan Bayranu 'nm 1., gu-

ki propagandasmm en Onemli un sur- nunde (21 Nisan) seeim yapilan yer-

Ian, dunya bansmm gerceklesmesi, de oturan Bah4ilerden 9 k4iyi gizli rey

insanlar arasmda dil, din, renk, Irk ve acik tasnifle, propagandasiz 've

farki gOzetilmeden herkesinesit oldu- aday gOsteri1meksizin Ruhini Mahfil

Aut kimseye kOtillUk edi1memesi, hak- Oyeliline secerler.

SJ.Zbja sabtr ve dayarukhkla karst ko-

nulrnasi, aynhga ve kavgaya neden MiDi Rubilli MahfDler ise, Bahi-

olan inanclann din olamayacagi ... gi- rutin bulundugu UlkedeJd Bahiilerin

hi ilkelerdir. merkezidir. Dokuz kisiden ibaret olan

Konunun uzmanlanndan Profe- Uyelerinin secimi iki dereceli olup, 0

sOr Doktor Ethem Ruhi Figlah Baha- illkede bulunan MabaIII R.uhlDi Mah ..

iligin gunumuzdeki uzannlanm ~6yle fiUer'in belirli sayida gcnderdikleri

anlanyor: delegeler tarafmdan, 0 nlkedeki bu-

"Bahailerin reisi olan Abdulbaha. tun Bahiiler arasmdan secilir.

1908 Mesrutiyetinin Ham uzerine ta- Um.u:mi Adalet Evi ise, en fist ida-

mamen serbest kalan Bahailigin kisa re merkezidir. Secim Q~ derecelidir.

sfirede MlSIf. Avrupa ve Amerika'ya MilIi Rubbi MabfU Uyeleri, dtinya

nufuz etmesine ~lD1i ve bu i~ icin Bahiileri icinden Umumi Adalet Evi'-

buralara seyahatlerde bulunmustur, nin 9 ki§ilik Uyelerini seeerler. Bun-

28 Kasun 1921 (l340)'da Hayfa'daki lar Hayfa'da otururIar.

OIUmilnden Once yerine biiyiik toru- Dahiiler" J 963 yih istatistiklerine

nu Sevki efendi'yi "tlahi Emrin gore, dUnyada 259 devlet, bolge ve-

Velisi" slfatJyla Bahailerin ruhini re- ya adada Bah4tligin mensubu bulun-

'rA Ri KA TL.AR - 70

--,----~-,--.------,--.-. ,~-- -.-- .. -.- .. -------~-----

dugunu; buralarda 25.000 Bahai merkezi oldugunu; 56 Ruhani Mahfil ile 6151 Mahal-li Ruhani Mahfil bulundugunu ilerisurrnektedirler. .

Bugiin idari merkez durumundaki lsrall'ln Hayfa sehrinde bulunan Umumi Adilet Evi'nden sonra gelen en onemli merkez Amerika t da Illinois eyaletinde Chicago yakmlarmdaki Wilmette'tedir.

Memleketimizde cok az sayrda Bahit oldugu soylenmekte ise de, buyUk bir gayretle kendilerinin ayn bir ' dine mens up olduklan, Bahailigin evrenselbir din olduju yo]undaki hukuki karar istihsal etme gayreti icindedirler. Hatta bu yolda ·~nan bilir-

. k4i raporlanru delil olarak kunannlt~larsa da, Turk Y arlltay'l •. fevkalade adilane ve ihni bir kararJa (13.10.1962 tarih ve 1252 esas, 2435 saYI), Bahiiligm ayn bir din olarakkabul edilemeyecejini tescil etmi~tir.. Gercek ~ ten Bahiilik kendine mahsus bir takim dini hukumler ve esaslar benimsemis ohnakla bersber, buesaslar eski dinlerden ve ozellikle Hrristiyanhk ve lslamiyetten ahnrms unsurlardir ve aciklanmalan ancak mezko'r dinlerden ahnan unsurlann izalu He mumkundur. Bilbassa ~iililin $eyhilik tarikanm sekillendiren fikirler, Babailikte yeni birkahba sokulmus olup kaynagim ~iililin Mehdi inancmdan dolan bazi anlayislara, mufrit batmi te'villere ve hunlfilige dayandrrnustir."

Gorii$leri:

"Bahaller, Y ahudilik, Hiristiyanhk ve lslamiyet'ten ahnan prensiplerle kendilerini ayn bir dine mensup olarak gostermek istemektedirler. >

BahM inancma gOre Allah, zan ve sifatlan itibariyle birdir, tektlr, essizdir, oncesizdir I sonsuzdur, bakidir ve

degismezdir. Bab Ali Muhamme? ise, icinde Allah 'm cemali gorunen bir aynadir ve herkes O'nu orada ternasa edebilir. Nitekim -el-Beyau'da soyle denmektedir: "Kendilerinizi ve i~lerj-

. nizi oyle birer ayna baiiDe getirin ki, bunlarda yalmz ve yalDiz sevdiginiz giin~ten bqka bir ~y gormeyeseoiz. "

Hurfifilik, Bahii inancmda onemli yer tutar. Mesela bib'a iman eden ilk 18 kisiye ·'Hul1lf-u Hayy" denir. Ondokuzuncusu bib'm kendisidir. Bu yuzden 19 rakanu mukaddestir. YlI 19 ay, aylar da 19 gundur,

BahiulIah'a gore, Allah'm zuhflru devamhdir, Nitekim hib'da zuhilr

. ettiAi gibi, bilhassa kendisinde zuhiir etm4tir. O, bu zuhQrla kendin~en. Oncegelen peygamberJerin OAretdennde mnndemi~ olan hakikatJan, yasamlan sartlara gGre yeniden ifade etmektedir. Bu bakimdan ne dinlerin De de peygamberlerin sonu ge1ecektir. Nitekim ne Hz, Muhammed (5.a.8.) son peygamber, ne Islam son dindir t der. Ona gore Hz.Muhammed (s.a.s.), resullerin degll, nebilerin sonuncusudur, cunku Allah'm uMiinillik" (Peygamber gondericilik) sifan son bulmaz.

BahM inaner, insanhk aleminin birligl, butun dinlerin, dil ve yazmm birligi kadm-erkek ~itliAi, din ve Him arasmdaki ahenk, genel mecburi o~retim gibi hususlardan ibarettir, denebilir. Bahailere gore dini, milli, irki, vatani, siyasi taassuplar J insanlar icm en tehlikeli unsurlar oldugundan terkedilmelidir, Genel bans, ancak Bahaullah'm ogretileri He saglanabilir.

· Bahailikte bazi dini hilkiimler de vardir, Onbes yasrm bitiren her kiz ve erkek Bahainin yetmis yasma kadar Bahil1i!in seri hiikUmlerini yerine getirmesi vacib ve farzdir. Bunlar na-

r·' ,]7 .: ' ("., c' h '.,' '} ,.,';'" ;':~i :,; < I sa] a~ vetle-

_:t_. ~._ I ... J - ~ "!' ~ ..... ..c ',r", '. -""- ~ • f _.:, . J ,"-, 1--,

,.: r -', I., c r. r'-.,' '-.; ',,; !"; r,' """;~! ardi ,.-

, L! '-. '" \..iii •• ",,", ':' _ .. ",_,.,u,._ ..... '--1 ! "

Dah~,lr~r,.·:;. ~:'fr-·r -... ~1··]T;:'"!}1·~'T samimi ~;.:r·

, <~"~" :"",-,_\' ... V ..... <-. ....... . _ ....

j.;a~bre:"'lIiCl!/', ij}~ml~d.' r , f,\dmaZ fer di-

,1: _. 'v -~ T~: ~ sd ~ .. } ; b' ''': r. .~:- ~ ~ ~ 1 T r- t·' ·1 i\ .: ~ ,"c-Jl 'I. l a', _, ... hi., r-- ... · •. ". ,,' 'r -.UI _',' ns

I,,~~ vard.r: i) ~-:'!;)\,,'~'" ,,·:.-"1···"7· G,';--lJ"

. .... oi:."L L.t.. ~ ~ _}' ... '1. ' ....... r .', 1Io-ii-(.. iI"'~"""" . .Tu;'J \. ...

,-=,~ d' r.; ... 1'. J >.-, 't!-- .• , " -" ;,,",, ;"1 .' d

,,1! I c a.~ J ~.a 1 ,. Y, l ij; L; "yh l.·~.eK u-

vulduzunda kil:;l1r. 2) Orta narnaz:

- '-.

Gunde UiY defa !<.:d!P.lL 3! Kn~i.ik na-

maz ise, bir ayetlen ibaret olarak , gunde bir defa ve t\~le Uzeri kihnrr 0

Bu uc cesit narnazdan birine karar verip krlmak kafidir. Namaz kIImak Bahaullah'm eserlerindeki kisirnIan, curnleleri, dualan okumaktan ibarettir. Kible, Akka'da bulunan Bahaullah'm mezandir.

Oruc Bahailerde, J 9 ay clan Ala aymda 19 gun oJarak tutulur (2 Mart-Z! Mart arasi). Gunes'In dogusundan batisma kadar hicbir sey yeyip-icmernektir. Onbes yasmdan kucukler t hastalar r yolcular, ihtiyarlar I hamileler ve cocugunu emziren anneler orucla m ukellef degildir. 21 Mart gunu oruc bayrarru olup aym zaManda Bahal yilmm ilk gunudur.

Hac, yalmz erkeklere ve mali durumu mtisait olanlara farzdir ve bab1• 10 Siraz'daki evine veya Bahaullah"- 10 Bagdad'da ikamet ettilU eve vapihr. Belli zaman ve merasimi yoktur.

Zekit, Bahallerde vergi olarak ahmr. fl-Beyin'a gore, sene i~ind~ azalmamasi saru ile sermaye uzerinden, senede mall arm beste biri nisbetinde ahnan bu vergi, Mahfillere teslim olunur. Herkes bunu vermeye mecbur .. dur, fakat ne ruhanl, ne cismani otoriteler bu vergiyi tahsil icin kullamlabilir. Ancak Bah§.ulIah, bunu Umumi Adalet Evi'nin gelir kaynagi olarak baska bir sekle sokmustur,

Aynea her sabah ve aksam yorgunluk vermeyecek kadar &haullah'- 10 dualanru okumak, her Bahai icin vacibdir. Alkollu ickiler yasaknr. Hnkn-

I~·, -,.1- ,., c',' .. 1.1" .~j c.asur. <i" .. , ", ';'1 .J ".,

i .. -. ~'. ~ ··~hj.1. (\ "':'.L ":~i·.~"';:'i. ~ .. .i. _j 1.i'l<~ . i .' .....

~;~,.~. ,-. .. -.;~ l-" ~ ." !~ ~~(~~;~~~~edtf" Bft ~.:;' ~ \>. ~-f .., :,-::,' :-~',;<> I 10 <''''~rr~ 1 5 ya'-~n/h-r' :. :,~;.- .

~.~ .... ~.J.II.~_,.. )~J.......... l,i- .= . .;0.( ••. ,' '.~

;' >-n '" ,.,~h. p'i rl; r' 3"'11'" dl .... l· hi," r ., '-, . :--

, .•. I.' t~" .. 1~ 1 ... -'. , ...... ; , • -0. _~. 'r.' _... . ... "_

~~ : .. PI]'?" l.).:a-~t;'1D ~'tr""'L ":~ -11·' iyi (yJ.i.'l'e b .. .:;:. ~/ .!!I. 't::' / • ;;;,._1, •.. -, • ,_ <», ,'J. l.'\!"_~ .,} 1 e'" l,. ~'.' • "

'I' '1--' i, oca "'-" '~');' 1 -, "I",' ,.1 ar: !' ci: ,,;.

\l.. 1.' h, •.......... .J ...... t.. ..... 1.,.., 'v" 1 " .. I.....",:!J ~ .. ~~,. ... .'.

.n.Uhk~ verilir, bosananlar b.r X:'i'~ 1':1;Jhletlen sonra, 19 defaya k~dr~~>: nsabilirler. Dul kalanlardan \':lki:#:.;~,'i 90, kadmlar 95 gun sonra tekra. evIenmeye mecburdurlar, aksi t~kdirde cezava carptmhrlar. Evlilikte ozel hi:o merasim yaprhr ve Bahaullah ile !\b dulbaha'run bu i~ icin yazdiklan GUalar okunur,

Bahailer icin cahsrlmasi har am olan 9 gun vardir. Bunlar, 1) 21 Mart:

Nevruz Bayranu (Oruc Bayranu ve Bahii YJ-I basi) 2) 21 Nisan: REV3.ll Bayranu'nm ilk gunu (Bahaullah'm emrini Ham 21 Nisan 1863); 3) 29 Nisan: Rizvan'in 9. gunu: 4) 2 ft1a.Y1S:

Rizvan'in onikinci gunu; 5) 23 MaYIs:

Bab'm emrini acrklamasi (22 Mavis 1844 Gunes'in bansmdan sonra); 6) 29 Mayis: Bahaullah'm vefati (1893); 7) 9 Temmuz: Bab'm oldurulmesi (1850); 8) 20 Ekim: Bab'm dogumu (1819); 9)"13 Kasun: Bahaullah'm dogumu (1817).

Aynca Bahailer, her 19 gunde bir defa toplanti yapmak zorundadular.

Bahailerin mabedlerine HM~~r~_ ku'I-Ezkir" adr verilir. Buralar l;,;~hassa seher vakti, Tann'dan baglt lie yardim istenmesi icin dua edilen ~T,"" lerdir. Her sehirde bir tane bulur-eblecek bu mabedlerden hal en dunyanm alu yerinde vardir. Bunlar Asya I f\.-i ~bedi A~kabad'da~ Amerika Mati;di Wilmette'de, Afrika Mibedi KampaJa'da, Avrupa MAbedi Almanya'da

Frankfurt'ta, A vustralya Mabedi Sidney'de ve Orta Amerika'da Papama'da Latin Amerika ana mabedidir. Hepsi de dokuz eephelidir, her cep-

11;;-i ,::' :,1:;' kapi vardir 0 Butun bu kapiiar: b~r kubbe altmdaki merkezi bir SiJ.ki~'a acrhr. Bu mabedlerin cevresinde ljk ul, yetimler vurdu, hastane vs, gIL: .iokuz muhtelif rnuessese vardir.

RahSllik dunyada bu turlu hayir m uesseseleri ~ konferanslar, belirttigimil: gorusleri ve davrarnslanyla, ozellikle Islam kultur ve egitiminden nasibini almarms yan aydm tabaka arasmda propaganda faaJiyetinde bulunmaktadir.

BAHAULLAH

Bahailigin kurucusu. Asil adi Mirza Huseyin Ali' Nuri. Mazendera'h Abbas Nuri'nin oglu, 1817'de Tahran'da dogdu. tkaan adh kitabinda Bab'a inandigrm ve ilk Babilerden 01- dugunu yazar. 1847'de, Babilerin Tahran'da Nasruddin Sah'a duzenledikleri suikastta tutuklandi. Kardes Yahya

if s re u U Ulan sonra Bagdat'a suruldu. Bab'm haber verdigi, "Allab'tD a~lkIayacaAi kimse'-' 'nin kendisi oldugunu ileri surdu. Baldat'ta bilginlerin ve halkm ~ikayeti uzerine Osmanh hukumeti tarafindan lstanbul'a getirildi. Burada dort ay kaldi. Daha sonra yamndaki Babilerle birlikte Edirne'ye snruldu. Kardesi Yaaya He arasi acildi. Yahya muritlerini toplayarak Sultan Abdulaziz'in bir fermamyla Kibns'a gecti, Bahaullab ve taraftarlan da, kimseyle gOeU~merneleri ve propaganda yapmarnalan sarnyla, Akka 'ya surulduler, (l868). Baha, Akka'ya suruldugu tarihlerde 52 yasmdaydi, I 892~de kisa suren bir hastahktan sonra Akka'da oldu ve oraya gomuldu,

Bahaullah 'In oglu Abbas, Abdulbaha adim alarak babasimn yerine geeti ve Bahailigi yaymaya basladi, Osrnanh devletinin i~ ve d., buhranlarla u#!"3$masl. Arabistan'm Osman-

hlann elinden cikmas: bu bolgelerde Bahailik faaliyetinin rahatca yapilmasuu saglamrstir. Abbas 1921 'de Hay'fa'da olunce yerinc, btiyiik ktzirun oglu Sevki gecti. Sevki 195Tde Londra'da oldu. Bahailerin idaresi bu zatm olumunden sonra "Beyt-ul AdlAdalet Evi" denilen kurula gecti,

BALIM SULTAN

Bektasiligin bir tarikat haline gelmesine Balun Sultan'm rolu bUytlkttir. Hayati hakkmda fazla bilgi olmayan Bahm Sultan'm Haci Bektas'la akrababk ba!J, bulundugu ve Kirsehir'de OldtlAtl rivayet ediliyor.

Yazrh kaynaklann klmi Haci Bektas Veli'nin torunu Morsel Bsba'nm oglu, kimi de Haci Bektas Vell'nin "evlat edindigP', KacbncIk Ana'nm torunlanndan oldtJ#unu bildirir. Bektasller arasmda cok yaygm bir sOy len-

rma vardigmda, Haci Bektas Veli inanclanm yaymak i~t Bulgaristan'a gitmis, orada bir Bulgar kiziyla evlenmis, bu evlilikten Balun Sultan dotmus, BUytiyt1nce Dlmetoka Seyid Sultan Tekkesi'nde posta oturmus, Ikinci Bayezid, ununu duyunca, onu KIT· sehir Haci bektas Tekkesi'ne gendermis (1 SO 1). Bahrn Sultan burada Bekt~liAin kesin kurallanm, tOrenlerini dUzenleyerek "tarikat"ln ikinci kurucusu unvamm kazanmis.

- Bahm Sultan, Bektasilik' te uiniichred~' diye nitelenen evlenmeyi gereksiz bulan, kendini utari.katUa vermeyi ilke edinen gelenepo kurucusudur. O'na gore "tarikat" a 'girecek kimsenin butun varhlI ile Haci Bekt8$ Veli'ye baglanmasi, dtlnyaya yO .. nelik eAilimIerden, tutkulardan, isteklerden slynlarak oznno antmasi gerekir. Bu inaner benimseyen dervisler kulaklanna "JDeIIRie:" denen bir halka

TARIKATLAR· 73

(kupe) takarlar, ··tarikat" islerinden baska seye ilgi gostermezler. Yilm belli gunlerinde d iizenlenen ~ I Ayib-i Cem' denen torende, Bahm Sultan' in adiru anarIar, ona baghhklaruu gosteren ov,· guler soylerler. Balim Sultan'in kurdugu duzene gore evlenmemek , Hiristiyanlik 'taki kests' yasarruyla benzerlik gosterirse de, onunla ilgili degildi r. A Ii 'ye baglanan, esk i Anadolu inanclarindan, Yeni Platonculuk'tan, Pythagoras-Orpheus dusuncelerindcn, coktannq donemin din anlayislanndan besleneo Bekta§ilik'te dinin kan kurallan, degismez kosul-

~ Ian geeerli degildir. lnsan, y8§8.ChAt evrende, bagimsiz bir varhktir. Onun g~revi alcak gonulluce davranrnak, butun gosterislerden uzak kalmak, ozunu antmak, olgunlasmak, yuregini tann, insan sevgisiyle doldurrnaktir. Bahm Sultan'a gore, insan bir Hgoniil varhit"du, butun insanlar kardestir, bans icinde yasamatan, birbirlerine

. yardimci, dayanak olmalan gerekir ..

Insanlar arasmda kadm-erkek ~~ tli~i temel ilkedir. Tann insanm gonlundedir, insarun dismda, ona egemen alan, degismez kati kurallar koyan, yalmz buyuran bit varhk degildir. Gercek olan icinde yasanan evrendir. Butun dinler insanlan olgunlasnrmak, ban~l saglamak, kardeslik duygulanrn yaymak, gelistirmek icindir ...

Bahm Sultan, yazih eser birakmadigmdan, onunla ilgili sayilan diistinceler, duzenledigi "tarikat"ta uygula-· nan torenlerden, tOrenlerde okunan "nefis"lerden, "giilbank"Iardan Clkanlmaktadrr. Bu torenler, icerik bakimmdan, insanlar arasmda birlik saglamaya yoneliktir, Bu nedenle halka aciknr . Ancak torenlere katilabilmek icin "tarikatUa girme, belli egitim asamalanndan gecme geregi vardir. Bahm Sultan'm koyduA;u kurallara gore; ieki icmek, calgr calmak, oyun oy-

namak, eglenmek yasak degildir, Yasak olan, "tarlkat'tm temel ilkelerine, goruslerine aykin davranmaknr. Bu temel ilkelerin basmda karsihkh sevgi, saygl gelir. Tarikat I In ozun ti Ali ~ - ye baghhk , "Insan .. Tanrr" bzdesligi olusturur. "~riatt 'In ongordugu torenler (tapmmalar/ibadet) insanm 01- gunlasmasi icin yeterli degildir , daha cok gelisrneyi onleyicidir, Cunku "lbadet" disa yonelik, gorunuse onern veren bicimci bir gorev anlayisiru benimsemistir. (18).

BAStRET

Kelime anlarm, "olanlan, olacakIan ve I~ gorebilme, sez.ebilme ve buaa UygUD dsvranabll!De kabiliyetl", sagduyu sahibi olma demektir. Tasavvuftaki anlarru ise, "qYBDlD ve

badiselerin ifyiiziiDii ve ge'lek mahiyetioi gOrinek, lllaytan kalp gozii iIe idrak etmek"tir. Bu anlamda basiret sahibi olabilmek i.;in Once kalbi temiz tutmak, dusmanhklardan.vdunyevi heveslerden temizlemek gerekir. Bu da ciddi bir mursidin yardum ile olur. Basiret sahibi insan Once kendi kusur ~ lanm gorur, ayiplanm bilir ve onlardan kurtulmak icin calisir.

BATIN

Bir meselenin, bir sozun ir; yuzli, ici, i~ anlarm. Tasavvufta ve tarikatlarm ozel terrninolojilerinde, gizli hakikat, gorunenin derinindeki anlam, ayet ve hadislerin Oz oldugu maksadi gibi anlamlara gelir. Tasavvufta, dini kurallann ve seriat hukumlerinin bir zihiri (dl§) bir de bittnI (h;:) anlamlar 'oldugu kabul edilmektedir. Baunt ve zahiri yorumlar islam tarihinde, ozeltikle tasavvufta en onemli tarnsma konulanndan biridir. Batmiligl On plana cikaranlardan ve asil onemli olamn i~ an1am oldugunu fieri sUrenlerden bir krsmi serian toptan rededecek kadar

TARIKATLAR • 74

ileri gitmislerdir. Bu yuzden, tasavvuf He ~er'i hiiktimler arasmda hicbir aynhgm olmadigiru SOyleyen din bilginleri ve buyuk mutasavvuflar her iki gorusun de dengeli olmasi gerektigini, hiebir banni g()rii~n sekil olarak bile . ~er'i hukumlere aykm olamayacagnu savunmuslardir. Mutasavvufiar, banna onem vermekle beraber t zihiri de ihmal etmez ve k~Uk gormezler.

BATINtLIK

Kur'an'm herkesin anladlAt degil de, bitmi yam i~ anlanuyla yorumlanmasi gerektigini ileri suren ve bu dusunce nzerine bir ina.n~ sistemi kuranlann baA.!! oldugu dini gOrUS BAtlni oJarak adlandmlanlar temelde aym noktadan hareket etmekle beraber cok deli~ik sistemler kurmuslardrr.

Batinilik He lsmaililik COk kere es anlamda kullanihr.<;;qitli kollan vardir ve bazilan sapikhk halindedirler ~ islam inancinm disina cikmislardir.

Din bilgini Abd11lbiki GOipmarh Batmilik konusunda su bi1gileri veriyor:

• Batmiler de, fikirlerini ve inaneIarmi dogru gostermek isteyen, fa kat su goturmez bir deli! gosteremeyen her insan gibi, halkm bfiyO.k tamdrgr, sayg: 80sterdigi sohret yapmis kisilerl, kendiIerinden gostermek metodunu benimsemislerdir, Nitekim Bektasiler ve son zamanlarda tureyen Bahailer de ayru metodla hareket ederIer.

• Bannilerin musterek noktalari, emir ve nehiyleri, kendilerince yorrnaIan, bu yorumu, peygambetlerin hayat hikayelerine kadar tesmil etmele-

. ri, gercegi yalruz imamm bildigini ve ummete, on un vekilleri tarafmdan bildirilecegini kabul etmeleridir.

• Batmiligi temsil edenler t. M uslumanhga inanmamis kisilerdir. Asil Muslumanhk, bizim anladrgumz Milslumanhkttr diye telkin ettikleri esas-

1ar, tnmden Muslumanhga aykmdir.

• Batmilikte Tann, butun kemal 51- fatlanna sahip olan ve her seyden milnezzeh bulunan bir kudret sahibi degil, yaranci kudrettir. Yaratihs, AIlah'In iradesiyle degildir t bir olustur, bir zarurettir. Yaratan da bizzat yaratIC! kudret degildir. Ondan zuhur eden Akl'l KtUI'dtlr·, Bu aktif kabiliyetten dogan pasif kabiliyet, gokleri, onlann hareketleri unsurlan, bunlann birlesmesi de, cansizlar, bitkiler ve canhlardan -ibaret olan uc cocugu (Mevalid~i Selase) izhar etmektedir ve bu inane, daha bastan itibaren seriata aykmdir. Ayru zamanda yaratilrsm daimi olusu, aIemin evveline bir evvel, son una bir son bulmayisr inanci, hem Allah tarafindan yaranhsi, hem de ahiret inancmi ortadan kaldirmakur,

. ..

• Batmilikte kiyamet iki §ekilde anlamlamr. Birbakuna gore, Olen adanun kiyameti kopmustur, Ahiret, bedenin, gene unsurlar 4lemirie ge~i~i, Cfitilyfip 3.leme kansmasidir. Bu telakkiye g()re ruh ne oluyor? Daha dogrusu ruh var rmdir? Ruhun varhgma inanan Batrniler, tenasuha inaruyorlarS8, insanm ruhu, dilnyada yaptljI islere gore, olumden sonra cansizlara, bitkilere, huyuna uygun bir hayvana girer ve yeniden, olgunlasmak icin bu d1eme gelir. Olgunlasmcaya dek de bu. boylece yurur gider. Bir kismma goreyse ruh, bu aIemin minis 1 olan iihiret rueminde, kendisine yakisan bir rnakama gider t 0 alemde olgunlasrna cabasina baslar.' I

. BatmiIer I Batlamyos 'un evren teorisi He ilkf;aA filozoflanmn yaradihs teorilerini kansnrarak dunyevi bir sistern olusturmuslardir. Yedi yildizm kar$lb~1 olarak yedi iman, 12 burca karsihk da 12 huccet koymuslardir. Huccet, kesin kamt anlamma gelmektedir ve imamdan sonra en onernli

TARIKATLAR • 75

kimsedir. H uccet, kendi bolgesindeki Batmileri vonetir. Genel orgutlenmenin en list noktasi ise imamdtr. IMamdan sonra huccet, daha sonra sirayla • 'sut emen, "en biiyik -davetti" , '"izinli davetcl" t "avlanmaya all§tmlmq." yer ahr. Bunlann bepsinin orgut icinde belirli gorevleri vardir. Sirarnn en altindaki "inanDlq, davete uymuI" denilen kisidir, Bu, Batmilige yeni girmis kimsedir ~ _

12~nci yuzyildan sonra Iran, Horasan, Hindistan ve TUrkistan YOrelerine dajtlan Batmiler cesitli kollar olusturdular. Etkinlikleri b8Z1 tasavvuf akimlan i~inde devam etti, Ozellikle Kalenderillk, Hayderilik, Melimilik, Hurufilik, Safevilik ve Bektasilik gibi tarikatlan etkiledi. Batmillk daha sonraki yuzyillarda, Durzilik, Nusayrilik, Babilik, Bahailik ve Kadlyanilik akunlannm ieinde de etkili 01- du.

BA YEZlD-t BtSTAMi

Temsil ettiIi anlaYl$ta vecd ve ~anevi sarhosluga onem verilen mutasavvif', Tasavvuf tarihinde sistemli bir gOrll}ten ziyade (pthiye) denilen manevi sarhosluk ve vecd halindeyken sOylediAi sozlerle un yapmis olan Bayezid-i Bistami'nin _ tam -ad 1 Aba Yezid Tayfur b.lsa el-Bistami'dir.

Hayati Uzerinde fazla ~ilgi bulunmayan, umml bir seyhin oglu olan

Bistami'nin genclik ~annda Hanefi frkhi okudugu bilinmektedir; bazitasavvuf kitaplannda adma bagh olarak Tayfurriyye diye soze edilen bir akim uzerinde durulmaktadir. Vecd

've manevi sorhosluk halinde sOy led iAi, kendisine tin saAlayan sozlerinden birkaei §oyled,ir: "Bir deoize vardlm kl, peygamberler. ODUD , sabilinde durdu" veya "Cehenoem de De kt, ODU gorsem etegimle s6odiiriiveririm". Daha sonra gelen mutasavvif-

Jar bu sozleri, manevi sarhosluk ve kendinden gecme halinde soylenmis olmalanna deger tanryarak, yorumlamaya cahsrmslardir ~

Nefsiyle mUcadele (cihad) riyazata da onern tamrmsnr. Bir gun veli olarak tamnan bir zan, ziyarete gittiIi sirada, sokakta yere tukururken gOrdd. Mescide dogru ilerleyen bu za- 1J bir daha hie gOrmedi. Peygamber'in "Ktble tanl.Da tiikiirmeyiniz" hadisini de digerleri gibi daima hatmnda tuttugundan adr veli 'ye ~tkml~ kisiyi gormekten vazgecmesinin sebebini soranlara bu hadisi ima ederek: "DiDi bir edebi bozaa b6yIe bir IdmJeye Allah velillk sunOl em.Det etmeztt cevabim vermistir, Bayezid .. i Bistami Kur'an ve hadislere deter verilmesini ve bun1ann maddi kerametlerden ustnn tutulmalanm OAOtlerdi.

Oltim tarihi 874 olarak biIinen Bayezid-i Bistami'den manevi cevrelerde her zaman hatirlanan gOrU§ler ve OIUtler kalnnsnr.

·BAYRAMIYE

Hacr Bayram Yell tarafmdan kurulan, sessiz zikri esas alan Naksilik ile sesli zikri alan HalvetiliJin birlestirilmesinden olustugu kabul edilen tarikat, Ankara'da kurulan ve Anadolu 'nun dini ve milli kWttlrtl Uzerinde etkisi bulunan bu tarikatin H. Ebu Bekir ve Hz. Ali t ye dayanan iki ayn silsilesi vardir. Silsilenin birincisi geriye dogru ~Oyle seyretmektedir: HaCI Bayram Veli-Hamidtlddin Aksarayi-SAdi Rwni-lbrahim BasriSUleyman t skenderanl-Hasan Esterabadi-Mahmud Basri-Sadeddin Bagdadl - Ishak Harzemi-S tlleyman Buhari ... Suleyman lsfahani-Ahmed Horasanl-Bbul Hasan CQrc&ni-Musa Bistami-Ibrahirn Hindi-Bayezid-i Bistami. Bu silsile Hz. Ebu Bekir ite birleserek Hz. Peygamber'e ulasmak-

TARIKATLAR w 76

tadir. Diger silsilenin geriye dogru seyri ise ~ijyledir: HaCI Bayram VeJiHamiduddin Aksarayi, Ibrahim Erdebill-Alaeddin Erdebili-Sadreddin Musa Erdebili-lbrahim Zihid GHaniCernaleddin Tebrizi-S. Muhammed Tebrizi-R. Muhammed NahhasiKutbuddin Ebheri-Ebunnecbi Suhreverdi-Omer Bekri-Muhammed Bakri-Muhammed Dineveri-Cuneyd Bagdadi. Bu silsile de Hz. Ali He Hz. Peygamber'e varrnaktadrr.

Bayramilik Naksilik He Halvetilik'in birlesmesinden olusmusken, ancak Naksilik'in etkisi daha azdtr. HaCl Bayram'm seyhi olan Hamiduddin Aksarayi (Somuncu Baba) Erdebil taraflannca tasavvufi ejitimini tamamladiktan sonra Anadolu'ya gelerek mnrsitlik gorevine b.qlaml$ ve bu siralarda Ankara'da numan adi ilemuderrislik vazifesini surduren Haci Bayram'i yamna ~ak batm ilimleri egitimine ikna etmistir, Haci Bayram Veli'nin kmdutu tarikat sunm inancta olup Halvetilefin sesli zikir gelenegine baghydt. Tekkede veya bir mecliste bir araya gelip on iki rekitbk bir (teheccnd) namazmdan sonra bir zikir halkasr olusturmak, kudiim ealarak ~aI1IYI dolasmak ve bu arada muhtaclara yardnn toplamak Bayramiyye geleneklerindendi. Hatta, nakledildigine gore Ak$emseddin, tarikata girmek iein Ankara'ya ,gelmis, fakat Bayramfierin carsida yardim topladiklanm ve kudtlm ealdrklanm glrfince vazgecjp geri dOnmfi~tiL "La Babe m ...... " ibaresi Bayramilerin zikir sOzO idi. Zikir sirasmdaki geleneklerinden biri de gOzieri kapamak, nefesi tutmak, ba~I sala ve sola sallamaktJ. Buna "goniile varma" diyorlardt.

Bayramthgin diger tarikatIardan farkr ozellikle Vahdet-i vucud konusundadir. BayramiJikte vahdet-i vticu-

da baglanrnak, inanmak esasi olustunir. Diger tarikatlann cogunda vahdet-i viicud tarikate sillfikun sonunda van Ian bir netice iken, Bayranulerde daha sfililkiln basmda vahdete inanmak ve zamanla bunu "olu~" haline getirmek gerekirdi. Bayramilikte COk onem verilen bir husus cia yine vahdet -i vucudla alakah bir inane silsilesi ifade eden ','birienmeH -idi:

Bunda sirasiyla "fiUerIn birlenmesi" ,

~ ,

"SlfadanD birtenmesi;~, nihayet "za.:: tIn blrienmesr' birbirini izliyordu. Yani, sirasiyla her seyin failinin Allah oldugu, Allah'm srfatlan ile zuhur ettigi, ashnda Allah'tan baska gereek varhk bulunmadigi ifade edilml~ oluyordu. Bu tevhid anlayisma fazlasryla fin em verilirdi. Haci Bayram bu tevhid mertebelerini "Bit .. mek", ,. Bulm.u' f, "01 .... k' t, halle-

riyle aciklamisnr.

Bayranu1ik'in tarikat olarak esasIan cezbe, muhabbet ve sirr-i ilahi olarak Ozetlenebilir. Abilikte oldu!U ' gibi, Bayramilik tarikatmda da, tarikata giren batun dervi§ ve muridlerin kesinlikle bir isle, birzenaatla mesgul olmaIan zorunlu idi DiAercaIl~ma kollan eta olmakla beraber aAtrhk ziraatteydi. Haci 8ayram Veli baslannda olmak uzere liiltOn dervisler ekim ve basad dOnemJerinde, sabah namazmdan sonra ba§layarak gtt.n karanncaya kadar tarlalanla ~hFIar. ancak namaz ve yemek zamanlannda i,leriDe ara verirlerdi. Hastahia tanman ayncahk dssmda Iq, duran dervis gt\rUlmezdi. Ahiler Ankara ve yOresinden odaklasarak baslayan ve hemen butun vilayetlere yaydan Bayramiyye tarikatma girmek suretiyle geleneklerini snrdurmek imkirum bulmuslar .. dir ~ Bu cahsma imkiru yfiztlnden Haci Bayram'm mdridleri Ikinc] Murad doneminde fazlasJYla artnus, yetkililer en~ duyarak durumu Edirne' ...

;',t:~j padisaha bildirrnislerdir. Fakat, b,jbaSl Celebi Mehrned donerninde , 5eyh Bedreddin olaymi bizzat kucuk bir sehzade olarak yasamis bulunan tasavvufa yatkm tabiath Ikinci Murad, endise duyulacak bir husus buIunmadigim, aksine memleketin cahsrna hayau lehine bir durumun bahis konusu oldugunu anlarms, Haci Bayram 'la dostluk kurrnustur.

Haci Bayram 'm (flumunden sonra Bayramilik iki buyuk kola aynldi. Bu aynlmada rnesrep ve mizac farkhhklannm da etkisi oldu. Ashna sadik Bayramilik, Haci Bayram'm seckin halifesi, Fatih'in hocasi tabip AkSemseddin tarafmdan surduruldu, Bu kola ~emsiye-i Bayramiyye adi verildi. Diger halife Oiner Sikkini, halk icindeki ismiyle. Bursal: Breaker

-Omer Dede ise Melamiyye-i Bayramiyye kolunu kurdu. Berikilerin sesli zikri esas almalanna karsihk bunlar, sessiz zikir ve melamet egilimini

sUrdttrdUler., "

Bayrami Melamiligini t Ayash Bunyamin, Pir Ali, Ismail Mi$ukit Ahmed Sarban, Husarneddin Ankaravi, ~yh Bali devam ettirdi. Mensuplanndan bazilanmn flkirlerindeki coskunluk, resmi makamlann zaman zaman serf tepkilerine sebep oldu: ic-

-lerinden bazilan idam edildi.

Bunlardan baska Bayramilik'in Tenntlrlye, Himmetiye, Iseviyye, Hamzaviyye kollan da kendi etki derecelerinde varhklarmi surdurduler. Aziz Mahmud HOdii"nm kurucusu oldugu Celvetilik, Bayranu1ik'in fazla fark gOsterm.eyen deAi$ikliklerle devarm sayihr.

BEDEvtYE

Oniki temel tarikattan biridir. Ahmet Bedevi tarafmdan kurulmustur. (13'ncU asir), Tarikabn temel prensiplerini koyan ve yayan Ahmet Bedevi'-

TARIKATLAR . '17

nin halifelerinden Abdiilal'dir. Bu ~a- ' rikatta Kuran ve Sunnet'e baghhk onemlidir. Bedeviye seyhleri tarikatr, "Muhammed, Ali, Ehl-i Beyt ve Hazret-i Sultan Seyyid Ahmed EI Bedevl" yolu olarak tamnrlar: Ilkeled soyledir:

Devamh olarak kalbi zikir yapmak, gece namazi kilmak, sikmtilara.zorluklara dayanrnak, verilen sozde durrnak, kotuluklere iyilikle karsihk verrnek, konuklara ilgi gostermek, alcakgonullu olmak.

Bedeviye tarikatmda asil clan kalple yapilan zikirdir. Ama daha sonra sesli ve ayakta zikir one ciknustiT.

Tarikaun sancagi krrrmzidir. 12 dilirnli bir taci vardir ve uzerine kirrmz; sank sanhr. Rifaiye ve Sazeliye tarikatlanrun bir kolu olarak degerlendirilen Bedeviyye tarikanndan yir-

, miye yakm kol dogmustur.

BEDRE'ITiN SiMA vi"

Seyh Bedrettin, Bedrettin Mahmut Bin Kadi-i Simavna veya Simavna Kadisioglu ~yh Bedrettin. (Dogumu 1358 Simavna - Olumu 1420 Sefez). Am, Fetret Devri'ndeki bir ayaklanmaya 'katdmaslyla tinlenen din

, .adarm. Babasi Simavna Kadisi lsrail, annesi daha SOOTa Mnsluman olup Melek Hatun aduu alan Simavna Tekfurunun kw. ilk din eAitimini babasmdan ve cevresindeki hoca1ardan aldi, Bursa ve Konya'ya gitti. Flkih', mannk ve astronomi Ojrendi. 1382Jte Kahire'ye gitti. Bir yandan da donemin unln hocalanndan ders ahyordu. Hacca giderek Mekke'de 4 ay kaldl.

Yeniden Kabire'ye dOndti. Memluk Sultam Berkuk'un ollu Ferec'e ders verdi. $eyh Huseyin Ahlati He tamsn ve onun etkileriyle tasavvufla ilgilen .. meye basladr, Sultan Berkuk'un he-

TAAIKATLAR • 78

diye ettiAi bir Habes cariye ile evlendi, bir oglu oldu,

~eyh Bedrettin 1404'te Tebriz'e "gitti. Timur'un sarayinda bilginler arasinda tertiplenen tartismalara katildi ve dikkati cekti, .

Vine Kahire'ye dOndU ve Once AhIati'nin halifesi, onun.vefati uzerine de tekkenin seyhi oldu.

Hareketli kiSniAi belli biryerde kalmasim onluyordu. Bir yI! sonra (1405) Mism ve tekkeyi terkederek Konya, Aydin ve Izmir'de bir sure kaldrktan sonra Edirne'ye dOndii. Edime'dede eok kalmadl. Bu kez Bau Anadolu kent ve kasabalanm cia i~ne alan uzun yolculuklar yapti. Osmanb Devleti'nin at buhranh gOn1eri idi, YJIdmm Beyant'm otuDan 81'8- smda kanh tabt kavplan o1uyordu. Devlet sahipsiz kaItD1JU. 1411 'de Edime'de hOkiimdarhlmt ilan eden Musa ~elebi SeYh Bedrettin'i KazasJcerlite getirdi. Bedrettin bu ,Orevde U~ ytl kaldt ve tum Rnrneli'de fikirJerim yaydJ, kendine baIb oJanlan 6DemIi gOrevlere getirdi. M~ Celebi'nin, kardqi c;.etebi Mehmed'e mallup Olmasl ve OklOr11lmesi ilzeriDe Bedcettin'in kamsketlitg6reYi 50- na erdi. Devlet icin gereek bir tehlike konumunda olmadJIt dDlOnccsiyIe cezalandmlmadr ve ayda bin akce ' maas verilerek Iznik'te ikamete mec-

bur edildi (1413). .

Seyh Bedrettin'jn lznlk'teki ika-, meti sirasmda mtiritlerini devlete karsi ayaklandirmak isteyip istemediji biIinmiyor. Fakat en yakm iki adami Borkuce Mustafa He Torlak Kemal, Aydin ve Manisa dolaylannda ayaklanarak etrafma topladtklan kimselerIe kOy ve kasabalan ele geeirmeye b8§laymca Bedrettin Once lznlk'ten kaCIP lsfendiyarogullanna, daha sonra da Sinop uzerinden Kmm'a ge,.;ip Edirne Kazaskerligi sirasmda tamdi-

#1 Eflak Beyi Mireea'ya slAlnru. Mircea'nm yardirmyla kisa surede eevresine binlerce adam topladi. Fakat, Anadolu ~daki adamlan Borkluee ve Tolak Kemal'in isyanlan basunlmis

. kendileri de tildUriilm1l§tii. Durumun vehametini anlayan Bedrettin, Deliorman' a saklandi. Fakat kisa surede <;elebi Mehmed'in adamlan tarafindaft yakalanarak Serez'e getirildi .

. '

Orada, din adantlanndan olusan bir mahkemede yargJlandt ve idam edildl. Kemikleri halea tstanbul'da Sultan Mahmud turbesinde gOmtilOdtlr.

G6riqIerI:

·~,V8dd~V~t~~ fesi yerine vahdet-i mevcut dtlfUncesine taraftarchr. Dna gOre Tann ve ta .. biat birdir, Madde ve ruhu birbirinden ayumak mOmkna. dcIi1dir. I~-

. nin de 6nemi aymcbr. Cennet ve cehennemi kabul etllCL BunIann. dOnyadaki durumlan simaeleyen ~ler . oJdutunu- .oyler. lUyamete de manmaz.. Kur'an'ID yorumlanmasanda Bedrettin de Batriler aibi dilJOnmekte, ayetlerin biter sim&e oIdulunu. 8S1l anlamlann i~de.derinde olduiuna inanlT ~ En anemJi eseri Varida:t'tJr.

Arap dilini. Islam flkhtOl ve tasavvufu inceleyen eserleri gQnOmdze Kadar gelememistlr, Bedrettin'In son" yilarda isminden eok bahsedilip uzerinde tarttsmalar acilinaSlDlU l.inemli nedenlerinden bin de onun mUlkiyette or- . takb,A1 savunrnus olmasidir. Bu flkirleri, sosyalist ve Ozellikle Markslstle- . re sempatik gelmis, devlete b8J ka1- dirmasr olayi ~lIrun sartlanndan soyutlanarak degerlendirilmi$tir.

~hBedrettin'in adma Oltimilnden sonra kuru Ian Simaviye tarikau Rumeli'de bir sure etkili olmustur.

TARIKAtLAR . 79

BEKTAstLtK

Hac. Bekta~-VeU tarafmdankurulan tarikat.·' Bektasilik ·12 ana tar.ikattan biridir. Ahmet Yesevl 'nin dervislerinden olup onun .fikirlerinden derinden etkilinen Haci Bektas . V ell , Horasan'dan gelip Anadolu'ya, Ktrsehir civa-

. rma-yerlesmistir. Haci Bektas, SUnol bir seyhti, 13'iincti asnn sonuna dogru kurulup yayilan bu tarikat Haci Bektas'm din ve dunya gorusleri ile tam bir beraberlik arzetmez. Nitekim tarikatm idab ve erkam Hac} Bektas' ~ In olumunden cok sonra ortaya cikmistir. Baslangictatamamen kitap ve sunnete uygun Siinni bir yol olan Bektasilik zarnanla rafizi unsurlann tesiri alundakalmis, Batiniye, Hurufiye, Alevilik, hatta Huistiyanhk ve Samanizmin 'kansmu bir mistik cereyan

olup ClkmlStlr.· .

"act Bektsq Veli tarafmdan 01 ta-

ya konan basit a.yill"veerkan,bHhassa B.lIm ·Sultan tarafmdan gelistirilen erkan He glttikce Batmilige dogru kaymisnr. a.llm Sultan'dan sonra kardesi Kalender f;e~ebPnin, Kanuni Sultan Siileyman devrinde ikinci bir Babai isyam tertiplemesi ve yakalanarak oldurulmesi sebebiyle Haci Bektas tekkesi bir mtiddet manevi nufuzunu kaybetmistir.

Baslangicta Haci Bektas tekkesinde seyh olarak "~ebiJ' unvamm taSlyan kisiler bulunuyordu. Kalender Celebi'den sonra dergahm basi ikilesmis, Celebl'nin yanmda bir de "Dedeb.b." zuhur etmistir. Haci Bektas dergahivakfi mutevelligi celebilerde olmasma ragmen tarikatm basi Dedebaba' dir. Bu s uretle 16 'net yuzyildan itibaren Bektasiligin merkezi otoritesi ikiye aynlmisnr.

Iran Safevilerinin propagandalarma kapilan, bu yUzden Osmanogullanm mesru hukumdar tam mayan

Rafiziler, Hac. Bekta§ Veli dergahim benimsernislerse de, asil Bektasilerle onlarm arasmda daima bir ikilik vc aynhk olagelmistir.

Bektasilik, yeniceri ocagmm tarikat! oldugu ve son yeniceri isyanmda Bektasiler yenicerilere yardim ettikleri icin, II. Mahmut yeniceriligi kaldirdig} zaman (1826) Bektasiligi de kaldrrmis; ileri gelen Bektasi babalanm asurmis, bir kisrmru da seriat aJimlerinin cok bulundugu yerlere surmustur, Bu arada, sonradan yapilrms olan Bektasi tekkelerini yiknrnus, eski olanlanmn basma da Naksi seyhleri tayin ettirmi~tir. Fakat Bektasiler kendilerine mahsus taclan uzerinefes giyip,' bireogu; N aksiye' den icazetname ahp Bektasi tekkelerinin basma yeni-

. den seyh olmanm caresini bulmuslardir.

Haci Bekta~ Veli'nin, lslamesasJanna yilroeyuzhaAh biT sahsiyet 01-

masma ve kurdugu tankatm da Sunnilik dairesi icinde bulunmasma rag. men, onun olumunden sonra Bekta. ~iIile nasil olmus da Kuran'a ve sunnete aykm bazi unsurIar girmistir?

15'inci yuzyilda ve onu takip eden asirlarda Osmanh devleti, Hurufilik ve benzeri bozuk cereyanlarla mucadele ediyor ve taraftarlanna baski yapiyordu, Bu yikrci cereyanlar yasayabilmek icin genis bir hosgoru ocagi olan Bektasilik tarikatma yamanmrslar ve onu icten ele gecirerek bozmuslardir.

Son zamanlarda Abmet Cemaled .. djn~lebi'njn arasr, asm Rafizi babalarla acilrms, bu yuzden, kendisinin Haci Bektas'm yalmz manevi degil, aym zamanda da sulhi oglu oldugunu iddia ederek Rifrziler icine gonderdigi vekillerle onlann bir krsmirn, celebilik makamma pek 0 kadar ehemmiyet vermeyen dedelerden cevirmis ve kendisine baglayarak baba-

'r/ll~~KATLAR • 80

_____ ~ •. "' ._~_~_~_~ ........ _ ...... _~ __ ~ ...... ~'r __ '· __ "- ..... __ ~~~~_ ... _

. . ....

.. ..... .: .: .. ..' ', ..

Bir Bekta§i bebes), yemnae tekkenin ik! gfJrevlisi ve tarikatm sembotterint de lceren giysisi ile 80 sene gerisinden blz/eri seyrediyor.

lara karsr nufuzunu artrrmaya tesebbus etrnistir: Bu suret1e Rafiziler ve Bektasiler , dedeler kolu yahut celebiye uyanlarm dedikleri gibi Kaf;arlar, celebi kolu yahut dedecilerin dedik-

leri gibi Vekilciler, Doniikler vc Purutlar, bir de Bektqiler olmak uzere ti~ kola aynlrmsur. Turkiye'de tekkelerin kapanrnasmdan ve tarikatlann ilgasindan sonra (4 EylUl 1925) Bek-

TARiKATlAR - 81

~ ~ ~~_ •• _ .......... ~_~_ ... __ ~_.r-""""'---'-r- ~~-"-,-",, •• ,"_ .... _ •. , ...

l~~iiikl hir tarikat olarak tanhe kansnnssa da, bir . 'mesreb'", bir cemaat 'lie baski grubu olarak \<:lrhgliH sUrdU-. rege 1 m i~tir"

Sultan II" Mahmur'un yenicerilikle birlikte Bektasilige de buyuk bir darbe vurrnasmdan sonra bir rnuddet sesiz kalan nt;k.ta~i1er daha sonra L'3- zi siyasi faaliyetlere girismislerdir.

., 19'uncu aSif Osmanh lruparatorlugu tarihinde buytlk yeri clan Jon Turkler hareketinde Bektasi dervislerinin rolu oldugunu Ernest Ramsaur • "The Bektashi Dervishes and the Young Turks" (Moslem World dergisi 1942) makalesinde incelemis ve ilginc neticelere varmisnr. Bektasilerin Masonlarla da iliskileri olmustur. Onernine Binaen Ernest Ramsaur'un rnakalesi-. nin bir bolumunu asagiya ahyoruz:

"Richard Davey, J89Tde, bu tarikatm Fransiz Mason localan ile iliskisi oldugunun soylendigini duydugunu yazar. 186Tlerde bazi Musluman ar kadaslarim n A vru pa' ya gittik lerini Mason localar ma girdiklerini yazan Brown. Bektasiler konusunda sunlan soylemekieydi:

Bektasi tarikatindan dervislerin kendilerini Mason gibi gorrnelerini ve onlarla kardes olduldanm iddia etmelerini garipsedim. Masonlugun Turkce kar~lh~l Farmason'dur ve (dindar Turkler arasmda) birine hakaret etmek icin kullamhr. Fakat Bektasi kelimesi icin de ayru sey soz konusudur. Zira Bektasiler , benim anlayamadi~im bir sebepten oturu Muslumanlar, hatta diger dervis tarikatlan arasmda bile saygin bir yere sahip degildirler. H

Ayru sekilde roger bir yazar da Bektasiler konusunda ~6yle der:

"Onlsr 18. ve 19. yiizyd ba~larm~ da yenieerllerte birJikte, Osmanh ISlahat hareketlerinde masonlarm A v- . rupa'dakl islahat hareketlerinde oy-

nadrkla n na benze fbi r rol 0)' nad liar. Voltaire'In taraftarlarmdan !'azJI Bey'in yeniden duzenledlgt bu tarikat yuz yd kadar.bir sure Gene Turk Hareketi'nin teskilati olarak kaldr. Faaliyetlert, baska maksatlar icinde fdsevi, edebi, llml ve siyasl idi.

Richard Davey de bazeu Fazil Bey, hazen hzet bey olarak soz cttipi tarikata mensup birinin Voltaire'in etkisinde kaldigmdan SOl ve utstaobul'u dondugunde zaten gizli bir cemlyet nitetiginde olan tarikata, zamania biiyiik etki yapaeak bazi felsefi ve ozgiir dusunce ile iJgili gijrii~ler getirmisti' ~ der.

Su halde, denilebilir ki, Turkiye"deki Bektasiler, milliyetcilik duygusuna, bir yere kadar olsa, sahiptiler ve cesitli davalar pesinde kosan kimseleri cevrelerinde toplayacak kadar Iiberal goruslu yd ti ler. Kadmlara bile tarikat icinde esit haklar tamnrmsu.

Tarikat mensuplannm halifelik konusunda Siilerin imamhk ilkesine daha yakm olmalan dolayisiyla, Osmanh padisahlanrun halifelikle ilgili iddialarrm olumlu karsilamamalan, Bektasilerin, Jon Turk hareketini desteklemeleri icin bir diger sebep olarak gosterilebilir. Birge, Bektasilerin, Yavuz Sultan Selim'inl Sta'te Sahjsrnail'e karst acugi savasr, Sii lranhlar a yakmhk duyduklanndan oturu engellemeye cahsnklanru boyler. Bu sebepIe Abdulhamlt'in. halifeligin etkinligini yeniden canlandirma konusundaki gayretleri, Bektasilerin karsr bir tutum benimsemelerine onayak olmus olabilir.

1931 'de, TtirkiyeCumhuriyeti icindeki butun dervis tarikatlannm kaldmlmasmdan alti yil sonra, kendisi de Bektasi clan Ziya Bey, Bektasilik uzerine bir seri yazi yaymlarmsn. Vardigi neticc, Cumhuriyet'in Bektasi tarikatrnm uzun suredir gercek-

TARIKATLAR . 82

lestirmeye cahsugi islahatlan tamamladigr, dolayisiyla bu tarikatm artik gereginin kalmadigiydi. Ongordukleri islahatlar arasmda hilafetin kaldmlmasi, kadmlara .e$itlik tarunmasi ve dini taasubun azaltilmasi da vard r.

.Ancak, Bektasilerin her taman di-.

'. Aergamhkla hareket: eiti§ini,:de's(;iyleyemeyiz . Hasluck .Bektasilerin , propaganda yapnklan ulkelerde dini 05- tunluk kazanmak emelinde olduklanm, 1908 ihtilaIi siralannda bile Arnavut1uk'ta bir Bektasi devIeti kurmaY1 umut ettiklerini yazar, Aynca·1880- 1881 Arnavut milli hareketi sirasinda Guney Arnavutluk'un bir krsrmmn Y unanistan' averilmesi ihtimaIi ortaya pktlgmda, Abdillhamit'in Bektasilerden suphelendigini de soylemektedir. Hasluck, 'Du sU'alarda Guney Amavutluk halkl Abdul Bey Frasheri kumandumda, loriin~te Turk bOIges.ine gelebilecek herhangi bil~ tehlikeyi savmak i~in ayaklandl. Fakal ge~kte ama~ AmavutJuk'un baglmSIZ bir devlet olmanyd.' diyerek konuya acikhk kazandirmaktadir.

Daha ilgi cekici olam, Hasluck, bu konuya atfettigi cahsmasmda muhtelif yetlere serpistirdigi bilgilerle Bektasiler ve Jon Tiirk1erin aym cizgide oldugunu soyler. Tabii ki bu kitap, genis olarak belli bir donemin uzerinden gecmis oldugu yazdardan mutesekkildir. Bir defasmda mesela, Rhigas'm yol actlgl 18. yuzyil gizh anlasmalanru tartl$[lgl sirada, Hasluck , 'Gizli tertipierinin SOD zamanlarda Jon Tiirklerde var, oldutu goriildi.igu gibi, Bektqilerle bu tip gizli ili,kiier ~IDde oIdugunu' soyler. Bundan baska Hasluck sunu ifade eder: 'Bana Musul'da bir gorevli tarafrndan Jon Turklerin rejimlerinin baslangicmda bu yer yakmlanndaki Ahmed Rrfal"nin mezanm tahrip etmeye teseb bus ettiklerini soylemisti, Diger bir yan-

dan, Bektasiler, iyi bir kaynaktan isittigirne gore her ne kadar Abdulharnit II. onlara 'zultihl yaprmssa da Jon Turkleri desteklemislerdi.'

Biz, Jon Turklerin, Bektasi tarikatmm uyeleri oldugunu biliyoruz. Davey, bunuala birlikte su kesin so- , I).UCIJ, ortaya.koyar: 'Kesin bir ~ey vardJr;:larik-at, arhk liberal yahut Jon Tiirklere dahil labsilli soylulardan mii~etekkil~ir. Bondan dolsYI sanddial gibi sultana hOJ gOrUnmezierdi ve suUan da onlara kaql menli tavir almak suretiyle onlan ~a'lrtmamJ~tl.'

Osmanh ordusunun bir kisrrundaki Jan Turklerin saflan icinde gizlili~j getirenler He kirnliklendirilen gene subaylarm cogu muhteme1en Bektasilerdi,

1908 Jon Turkliderlerinin ne kadanrun tarikatm gercek uyesi oldugunu bilrnek enteresan olacakur. Filozof ve sair Riza Tevfik, bir Bektasi idi ve yeteneklerini Bektasi ilahilerini yazmak icin kullanmtsn.

Jon TUrk ihtilalinin hazirlanrnasma ait bizirn degerli bilgilerirnizden biri Anadolu'da propagandamn yayi- 11~J ve kornitelerin organizasyonu ile ilgilidir, Biiyle komiteIer aruk yoktur. Turkiye'deki Alman askerl misyonunun bir uyesi olan General lrnho ff' a - ona Ali Haydar Mithal Bey taralrndan bilgi veriJlni, - bu Anadolu komiteleri, 1907tde Erzururn, Van, Diyarbakir ve benzer yerlerde olan bir din isyanlann sorumlusu oJduklan intibaim vermisti, Bektasiler bu komitelerin farkmdaydJ.lar. Ve hatta onlann bazilan Bektasi tekkeleri icinde toplamyorlardi.

1908 ih tilali ile ilgili olarak TOrkiye'deki diger dervis tarikatlanrnn durumunun ne oldugu kesinlikle ceYap verilebilecek bir soru degildir,

.Mevievi tarikan daha ziyade entelektuellere yanasiyordu. Bu yuzden on-

TARIKATLAR • 83

lann -satlannda Jon Ttirklerin oldugunu bilmek sasirnc, olmayacakur.

Ore yandan Melami tarikati, Alman Sarkiyatci. Martin Hartmann'a gore oldukca caprasrktir. Hartmann, 'UnpolUische Briefe au der Turkel' adh eserinde ·OsmanhMuellifleri' yazan olarak bilinen Melami tarikatirun bir uyesi Mehmet Tahir'e yaptlgl ilgi cekici bir ziyaretini anlanr. Hartmann'III verdigi bilgiye gore, Tahir Bey, Selanik'te asked okulda oldugu sirada ye Alasehir'de surgun sirasmda ihtilaIin hazrrlanmasmda olaganustu derecede rol oynarrustir. Brown, Bektasiler gibi Me1amilerin de rolunden bahseder .. Hartmann J5n Turklerin ieine bu grubun sokulmasmda, Tahir Bey'in sahsiyetinin onemli etkisi 01- dujuna isaret eder. U

• Yesevilikle ilgisi

Bekt~ili1in "kurucusu kabul edilen Haci Bektas Veli'nin, (Dogumu 1210 Horasan - Olilmti 1271 Sulucakarahoyuk ~ Simdiki Haci Bektas) Ahmet Yasevi'nin kurdulu Yasevi tarikauna mensup ve onun Anadolu'ya gOnderdiii bir dervis oldugubili- . niyor. Fakat Bektasilikle Yesevilik

. arasmdaki iliski tartisma konusudur.

Bazilan Bekt~iligin Yesevilikten geldijinit onun bir kolu oldugunu (Nak .. PHk gibi) sOylerlerse de, bazilan, Haci Bekt~ VeliJniti Anadolu'ya gelip Ba~ ba 1sbak'la tamsnktan sonra Ahmet Yesevi' den aldl~l bazi goruslerini terk ettigini ve Bektasiligin bash basma bagimSlz bir tarikat oldugunu ileri su-

rerler. .

Fuat Kopriilii 'nun gorusleri soy-

Ie: (19).. -

Ahmed Yesevi'den geleo (kind biiyiik bir tarikat '" Bekt~ilikltir ... Haei Bek~, Osmanlilann kurul~undan once Anadolu·ya gelip yerlesmis m~zup bir dervi~i ve bifbir vechi .. Ie hir tarikat kurmaml~tt; esasen sah-

. siyeti de, boyle buyuk bir tarik te'sis edebilmesine mani idi. Anadolu Tiirkleri arasmda VII. asirdan bas-. layarak VIII.·IX., baUa X." asularda ~idd~tle devam eden dini kBynqmalar arasmda, baska birtok muhtelif mahiyette mezhep ve rarikatlar gibi 8ektDfi tarikat. da - daha Once degilse bile herhalde - IX. asnn ilk sene1erinde Iayikiyla tesekkul etmis ve kendisine pir olarak da ~ vu. asrnIaiJ beri farihi mahiyeti unutularak halk 81'11- Sloda menklbeleri tqekkill etmi§ olan - Haci Bektas Ve1i'yi secmistir: Haci Bektas Yeli'nin, Yesevi mUridlerinden oldugu hakkmda menkrbede mevcut rivayet, Osmanhlann tesekkulunden Once Anadolu'ya bircok Yesevi dervislerinin geImesi sebebiyle onun da bunlardan sayIldi&1 tarzmda te'vil ve tefsir olunabilecegi gibi, hakikaten .Hac) Bektas'm Yesevi muridlerinden olmak ihtimali de vardrr. Bu iki ihtimalden hangisi doJru olursa olsun, Bekt~i tarikan, HaC) Bektas'm meydana koydugu bir ~ olmadllt icin, bu tarikatm Yesevilikle alakasim 805- teremez, Ayinlerinde Turkcenin - AI"II~ ve: Fa~ yenne - tarikat lisam olmasi, upki Yesevilerde oldugu gibi halk vezni ve lisaruyla yazllml~ sade Turkce ilahilerin aralannda pek cok tutunmasi gibi dlS benzeyislere raArnen," Bektasilikle Y esevi1ik arasmda hicbir hakiki bag mevcut degildir; cunku Bektasi tarikanmn daha ilk kurulus anlannda bile ona intisab edenler butun haram olan seyleri muban

goren zmdiklar telakki edilmis, yahut Hurufiyye taifesinden addolunrnak suretiyle "hari~ ez-seri'at" sayilnustir. Tarikatm daha ilk kurulus zamanlarma ait clan bu hal, onun daha once baska tarikatlar gibi seriat dairesi dahilinde bir tasavvuf mesleki iken, sonralan birtakim hurufilerin ve mulhid ve zmdiklann eline gecerek eski

TAAIKATLAR . 84

rnahiyetini kaybettigi hakkinda urnurniyetle beslenen zannm rarihen yan. 1I~ old ugun u k u \/ vetlendi riyor ... "

Bektasiligin, Yesevilikle rnaddimanevi ilgisi konusunda bir baska gorus de soyle: (20).

Turk diisunce, hatta siyaset tarihine damgasuu vuran ana kurumlardan biri alan Bektasilik: TUrk irfan, seciye ve ahlakmda etkileri cok derinden hissedilen bir iman-enerji-ulkuinsanhk ocagidir. Turklerin, tarih sahnesinde en muazzam zuhurlan ve dehalanrnn en kudretli belirisi olan 05- manh lrnparatorlugu da,g erek olusrnasr, gerekse yukselmesi devrelerinde en ise yarar destegini Bektasilikten alnusnr. lmparatorlugun yukselis devrininana unsur ve kurumu olan Yenicerilik de Bektasilik'in fikri-rnanevi urunu olarak gorulmektedir. Kaldi ki, Osrnanhfetihlerinin onculeri, ilk rnimarian dairna sufiler ve ozellikle Bektasiler olmustur.

Turklerin Muslumanhgr kabullerinden .sonra, s6 filigin bu If k eli nde ~ devletcilik dehasiyla birleserek Islam'· In yayihsma hizrnetinin tarih cizgisinde ilginc bir g()riinOmO var: TUrk insanrrn Muslumanhga ismdiran ve 50- kan dervislik ve dervisler once TUrkistan'da bir mayalanma yurdu ve besik buluyor. Ardmdan Yesevilik vucut buluyor ve Tiirkistan'da buyuk hizmetler veriyor, Hareket daha sonra

. Anadolu'da futuvvet-ahilik, BektasiIik halinde faaliyet icra ediyor. Bu iman ve ulkunun Anadolu otesine, Balkanlar ve Rume1i'ye tasmmasi ise Bestasilik eliyle gerceklesiyor ...

Son yillar da yapilan arastirmalar Rumeli ve Balkan topraklanna Tur kluk ve MOsltimaniJI:I ilk ve en kahci bicimde sokanlanh gonul fitihleri olan tasavvuf erleri, tarikat buyukleri oldu~unu gun 1~IA:ma cikarrmsnr .Oyle ki

Osmanh kihei buralara girdigindc, fethin daha once yapiIrms tarikat seferleriyle gerceklesmis bulundugunu gordu, Kihc bu topraklarda fethin sade-

ce maddi tescilini yapml~tlr. .

Balkanlar ve Rurneli 'ni islam adina bir gonul fethine mekan yapanlar Bektasiler oldu. Bektasi gayretinin, Islam tasavvufunun ilharn ve rahmetini Balkanlar ve Rumeli'ne tasiyan nefesidir ki bu ropraklan Muslumanlastmrken, buralara birer cennet gibi yuzlerce tekkeyi de yerlestirmistir, Bugunku BaIkanlar'da da, Muslumanlarin dinle 'i1i~kilerinin dugumunu tutan kudreti tahlil etriginizde karsirnza tasavvuf cikmaktadir.

Bektasi geleneginin, son yillarda yapilan cahsmalarla dogrulanan bir rivayetine gore Haci Bektas Veli'nin ileri gelen dervislerinden biri "Balkanlar da Miisliimanhgt yaymak jrin bareket i~meleri"ni rica ettigindeyuceveli su cevabi vermistir: "Biz zaten Sari 'y. oraya saldtk. "8a1kan1ara" Hsallnan" bu Bektasi dervisi, tarihe San SaUuk diye gecmis bulunan Muhammed Bu· hari(61. 1 264Ydir. Bu zat, Evliya <;elebi'nin tesbitine gore, seyhi Hac) Bektas'm mursidi Ahmet Yesevi tarafrndan, Bektasi gelenegine gore ise bizzat Haci Bektas tarafmdan Rum diyanna Islam' I yaymak i~in gOnderiliyor, o da Dobruca ve civannda bnyuk kerametIer gosterip Islam'i yayiyor, kaleler fethediyor. Kaynaklannuz San Saltuk'un Rumeli'ne geeis tarihini 1264-1265 olarak verdiklerine gore, bu Bektasi gonul fetihleri, Osmanh ordulannm fetihlerinden cok Once vukubulmus demektir. <;tinkll Osmanh ordulannm bu topraklara girisleri, andigmuz tarihten yaklasrk yuzyrl daha sonradrr.

Esas adiyla amlmak yerine, mursidlu uSan'YI saldlk" ifadesinden mtilhem olarak Sari Saltuk diye am-

T ARIKATLAR • 85

Ian bu gonul eri Balkanlar ve Rurneli'nde islam ruhunu yucelten bir numarah Allah adarru olarak goruluyor.

San Saltuk 'u, yine onun kadar gayretli bir Bektas! btiyii~i.i olan Seyyid Ali izledi, Seyyid Ali'nin olum tarihi 1300 yillanna rastladigma gore Osmanh ordulanrnn Trakya'dan bastayan fetihleri oncesinde bu zata bagh dervislerin buyuk roller aldiklan, rahathkla kabul edi1ebilir. BUDun del otesinde, Guney Rusya Tatarlarr'run Muslumanhgi kabulleri de San Saltuk ve Seyyid Ali faaliyetinin bir eseri olarak gorulmektedir, -Onl"O seyyah ibn Battuta, 1332'de Guney Rusya topraklanndan gecerken, oralarda San Saltuk'un destanlasan menkibeleriyIe karsrlasngrm belirtiyor.

Dervislerin bu "k"I~lz fetih"lerinin temelinde hangi iksir ve sir yanyordu? Zaferin ilk kez Bektasileree kazamlrms olmasi bize bir ipucu verebilir. Engin insan sevgisi, hosgoru ve hizmet ... Gercekten de Bektasilik, ilkeleriitibariyle cok genis ufuklu, insana sevgi ve saygryi var olusun terneli sayan bir tarikattir. Onun bu ozelligi ve Bektasi dervislerinin bundan kaynaklanan tavtrlan, MOSltimanlarla Hiristiyanlar arasmda bir sevgi ve kaynasma zemininin kurulmasma yetti. Kudretli bir sezgiye ve insam kusatan bir teblig gucune sahip dervislerin bu emin zemin uzerine oturttuklan islam'a davet, elbetteki mutlu sonuclar verecekti ve verdi. San Saltuk'un, caglar boyu, Muslumanlar kadar Hiristiyanlarca da tebcil edilmesi bunu gOstermektedir. Gercekten de Balkanlann bir cok yerinde "San Saltuk mezan"na rastlanmakta, hatta bu yerler icinde kilise avlulan bile bulunmaktadir. .

Bu noktada, Bizans tarihcisi Kiryakides'in Dukas tarihine dayanarak . verdigi su malumata dikkat cekmek is-

teriz, Diyor ki Kiryakides: "Bektasi dervtslerl, Qsmanb erdularmdan cok daha once Balkanlara girip yerli halka kayn~ttlar ~ <;iinkii onlar, kadm hari~, toprak ve hayvanlann halkm or· tak mah oldugunu soyleyerek, zuliim ve yokluk i(:inde ksvranan halka merhamedi birer kurtancr gibi goriiniiyorlard ••.. " Bektasilerin inanclan gercekten bu muydu? Yoksa onlar, TurkMusluman misyonerler olarak, sirf basanlanni . kuvvetlendirmek icin mi boyle gorunuyorlardi? Ban Trakya Bekta~iligi hakkmda tetkiklerde bulunan Abdurrahim' Dede,' bu konuda sundugu bir tebligde su gOrilstl ileri suriiyor. h Aca~ba Bekta~i dervi~leri, ileri siirdiikleri bu fikirlerde samimi mi idiler? yoksa onlar Osmanh ordulanDm ajanlarl_olarak Sirf Bizans yonetimini zayJtlatmak ve Osman" fetihlerini kolayl8§brmak ~n mi inanmadlkIan ~yleri s4JyIUyoriardl? Du somnu n eevabun, Tezikir-i Hudayi adh yaz,lIlada buluyoruz. ~yb Mahmud Hudayi(Olm. 1628), padqaha yazdlgl bir takrirde Bektqi taifesi i~in ,oyle demektedir:'Tlmar hatm icin ere kihc cekmeyiz diyen bu taifenin icinde seriat ve sunnet eseri yoktur.' Abdurrahim Dede, HOdayi'nin bu takririnden hareketle su sonuca vanyor: "Osmanh ordulanna Batl Trakya ve Rumeli'nin fetib kapllannr at;an BeklafDer, daba sonra Osmanh yonetiminin; fetihleri, cibad ugrona, insanlann felahl ugruus delil, umar hahn i~iD yaphklarl . UODlDa kaplhnca, diiliinceierinde samimi olduklanndan, bu de'. Osmanh yonetimine b~kaldlFml,lar ve 'biz umar hatm icin insana kiuc cekmeyiz' diyerek fetihlere katdmaml~lardlr. ' ,

Deginmek istedigimiz Bektasilik t - in, Koprulu'nun kanaati aksine, Yesevilik'in bir uzantisi oldugu gorusuduro Gerek Bektasi gelenegi, gerekse tarikatler hakkmda bilgi veren diger

TAFtIKATlAR -86

/stanbui'da «auor derneklerinden biri tarafmdan A9,k Hava Tiyatrosu'nda ao zenlenen bit Alevi semah gIJsterisi,.,

kaynaklarm hepsini itip-tepeleyen Koprulu, "Bekl~1ik i1e Yesevilik arasinda bag yoktur" yolunda bir kanaat izhar ediyor: Biz, teferruatma burada girmemekle birlikte, Haririzide Muhammed Kemaleddin (61. 1299/1881)'in buyuk eserindeki kabuIii esas ahyor ve Bektasilik'in Yesevillk'in bir kolu oldugu gorusune kanhyoruz.

lkinci nokta, Yesevilik tin Turk iIlerinde gelisip kokle~en tarikatlerde mutessir oldugu gibi, Bektasilik 'in de kendisinden sonraki tarikatler uzerinde tesirler icra et t igi hususudur. Zah irdeki nisbeti ne olursa olsun, BektasiIik'ten sonra sahneye cikrnrs butun sahIS ve ekollerde 'az veya cok Bektasilik etkisi gormernek mumkun degildir. Ozellikle Anadolu ~ daki futuvvetahilik uzerinde yogunlasan bu etki, asirlar boyunca Turk tasavvufi dusuncesinin hemen her alarunda kendini hissettirrnektedir. Bektasi gelenegi,

Anadolu ve Rumeli'nde olusup gelisen ekol ve kisilerin hepsiyle Haci Bektas ve Bektasilik arasmda bir aJakd kurarken, bir bencillikten cok bu tarihi kamu vicdanma tercumanhk eder gibidir.

Birbaska nokta da, Bektasilik 'in t tasavvufun, daha dogrusu Islam 'in OzOnO teskil eden evrensellik, geneUik ve humanizmin; fakih-yobaz cevrelerce karartilan cehresinin surekli bir rnucadele He aydmhga cikanlmasmda oynadlgl rolnn vurgulanmasmm zaruretidir. Bektasilik , sadece insana degil but On canhlara, butun hayata saygirun destani rnenkibeleriyle doludur. lnsana saygi, dinler ustu bir realitedir. Cunku din de insanm mutlulugu icin blr vasita, bir vesiledir. 0 halde, dinin vermek pesinde oldugu seyi pesinen benimseyen ve ana hizmet eden yaklasrrnlar, kutsaldrr, lnsamn rahatsiz edilrnesi bir tek yerde ve zamanda rnumkun olabilir: tnsam rahatsiz

TARIKATLAR . 87

edenlerin rahatsrz edilmesi halinde ...

Bektasiligin bu insan sevgisi; dini, kinlerin ve inatlann beslenmesinde idealize edici hi r arac gibi k ullanan bagnaz-yobaz tipe ters dusmeyi zaruri kilrrusnr. Gercekten de, tarih boyunca; Bektasiler t yobaz cevreler tarafmdan hep horlanrms, hep itilrnislerdir. Cunku Bektasilik; softa, bagnaz, sekilci, ins an ve hayat gerceginden habersiz gozi.i bagh gidise isyan icinde 01- mustur, Turk insam, _caglar boyu ruhunu .karartan, ufkunu daraltan ve hatta girtlagun sikan resmi-frkhi yobazhk ve bagnazhgm hayati cekilmez hale getiren baskilanna karsr cikarken hep Bektasilige, Bektasilere sigmrms, cikardrg) isyan sesini kendine maletmekten korktugu anda, gam yuklenmekten hie cekinmeyen Bektasi tipi devreye sokrnus, isyan ve karst ~lkl~lm onun dilinden ifadeye koymustur,

~ - -

nefes almak icin slg.ndlgl son pencere gibidir, Turk hiciv, mizah, hikmet ve nuktedanhgma damga vurrnus hemen butun tasavvufi espriler "Bek~i" irnzahdir.

Bektasilik bugtin, Anadolu 'da Irakh Profesor e~-5eybi'nin soyledigi gibi, on uc milyon kisi ile temsil edilmese de, Turkiye'de ve Turk ins am - O1n ruhunda hala buyuk 'bir yer tutmaktadir. Balkan ulkelerlndeki MtisIumanlar arasmda da kucumsenrneyecek sayida Bektasi mevcuttur. Bircok Turk aydmi: gelecekte, insanm saygi ve sevgi gorecegi bir dunyarun insasi icin bir seferberlik acihrsa, bu seferberlikte en buyuk fikri paylardan birine Bektasilik 'in sahip olacagma

. k d ,!

manma ta If ...

,

- Bektasiligin bir baska yorumunu da eski milli egitim bakanlanndan Hasan .Ali Yucel yapnusnr. Sayle diyor: (21).

(Horasan Erenleri) tabiri iztirap icinde yasiyan Anadolu halki uzerinde, kendilerini kurtarmak icin manevi isiklar getiren, limit veren insanlardl.

Diger taraftan halk kutlesi ve on ucuncu astrda yasayan gocebe Turkmenler uzerinde en cok iz birakan sansiyet "Haci Bekt~i Veli" olmustur. Kendisi 0 devirde Anadoluyu bastan basa kaplayan "Baba'] BatlDi" akiydelerini yaymisur _ Tesis ettiAi tarikin esasmda m uh teli f tarikatlann izlerini ve bilhassa Samanilikten kalan itikat ~ lar gorulur. Bu itibarla Bektasilik milli bir mahiyet almrsve esas kanaatlanru Oz dil ile soyliyen bircok balk tekke sairlerinin dogmasma sebep olrnustur. Yesevilikten cikan Bektasilik, Naksibendilik He beraber yuruyen tam bir TUrk tarikati idi, Fakat NaksibendilikHortodoks"du. Tamamiyle sunnet ehline u u or, Bektasilikte ise, eski

TUrk an 'aneleri yasyordu, Meseta, eski T1irk hayatmda kadin nasil, cemiyetin kacmayan bir unsuru idiyse, Bektasilikde de boyle kaldi, lslamdan onceki hayatta, kadmlann da istirak . ettikleri kopuzlu, kirrnzh solenlerden baska birsey olmayan "Ayini Cem"lerinde seriatin yasagma ragmen kadm bulundu; kirniz yerine uzum suyu icildi. Oruc ve namaz tevil ve tefsir ile silinip yok edildi.

Boylece dunyevi bir mahiyet alan ve din kayitlerinden ferdleri kurtaran

:>-

seriate karsi tam bir itidal arzeden bu '4RaflZi'~ fakat ilrni tarikat, Selcuk YI· kmhndan sonra Anadolu Turklerinde gorulen aynhklan manevi birlige ca~lrml~ ve kismen muvaffak olmustu, yeniceriler ocagmda okunan gulbankleri "tsmail Safevi"ye istemeyerek kihe ceken bir ordunun manevi baglanm acikca bize gostermiyor mu?

Daha ziyade tikri ve aristokrat bir sehir tarikati olan (mevlevi)lik karst-

TARIKATLAR • 88

.... : : .

..... : ....

' .....

. .

........ ':', , : :,,'

Nev§shlr'ln Hac} Bekta~ itcest, bOyak vettnin turbes! nedeniyle, yurt icinaen,

d1fmdan yOzbinlerce ziyaret,inin ugrak yeri durumundea«. .

smda vazlyet alan halkci ve Turkcu (Bekiafilik ve klzllba§hk) tam bir Halk AJeviligini temsil ediyordu. Herneka-

dar Mevlini da: .

Mescudi Melii.k ~iid Adem zi Ali "d

_ .' ~u

Adem eu yegi klble ve mescud Ali

~ud

diyordu, fakat Bektasilerin tasavvur ve tasvir ettikieri Ali tarnamile Turktii. DiinyaYI ve diinyevi hususlan, biilon siyasi ihtiraslarl ezerek hi~e sayan temiz yiirekli, Tiirk~e tabirile "Yigit Ali", milli bir kahraman haline getirilmisti (Muhammed Alidir. Ali Muhammed) dusturile iki sahslyet birIestirildigi gibi

Allah birdir, Muhammed Alidir, Ali Muhammed.

Her sabah, her sabah ot~iir ku~lar Allah bir Muhammed Ali diyerek Kul Himmet

Ben dahi nesne bilmem Oz1imii gurbete sahnam Allah bir Muhammed Ali Allah bir Muhammed Ali

Hatayi (Sah Ismail) Misralanndan anlasildig: vechile,

Aliyi Allah yapmayi uyar bir (ii.;lama = leslis) vucude getirilmisti, Eski ozanlann Koroglu Turkulerini caldrkIan sazlann tellerinde (Ali)nin ruhu I

\ (Huseyinjin fih, inliyordu. Bu iki sahsiyet ve evladlan (Ali aba), bizim halk edebiyanrmza hauralanm tift uyord u. ErenJer meydamnda mest bir eda ile (imam Ali) nakarath nefesleri soyleyip sazlanm inleten ~lk dervisler, postu degismis eski TUrk ozanlanndan baska blrsey degillerdi, ..

Hac. Bektasveli Menakrbnameler!

Anadolu'da, huyuk vclilcrin. 111;1- nevi buyuklerin ve tarikat kurucul«

.nun \1"1\"'1 ~11'1- .,\ -l- "-:;1\' , "!-'l' "J-- l';' ,]1- -

• .1.. '- .. "" ~ .1\,1 ... I"... .... ~ J • .:. rj,,~111'" ... -I,.~ l~ -I'L ,I

lcriudcn '>un r~l ~,.I/ ilnu-, k il ~ll~;ar~l "ll'nukibname div oru.. Bunluru: hi: digel' ad: cia \iia.\l'inarnl,"·Jil. \ clil«: i,l mcnkabck-rini ~t\lhtdll bu ki:~\,p;~n_ i..kg.i~ i k tar i h leide lk~ I ~i k ~ Llll;'(' lcr I ;1I'aIindan ya/ll nu-, \ L' asulur .... ·jJ, gl.'rl' ~ hu t.rrik at m lar~lrt~lllnrlrlca. g.cr~h diui ccvrelerde okunmus, din tarihcilcri t~l ra Iindan da , i(ic r i nde m u b~11u~a t van - h~ bilgilcr, c '\a nclcr olma- 111 a ragllH..'p. kayna\ kitarlal kabul cdilmist ir

Bekta~ilik \ c f I aci ,Bckld';> Vcti hakkrnda yazrlan mcnak.bnurnclci (0 k pcpulerdir. Bunlurdan ell fa/la o ku nam Uzun Firth', "i tarafuidan yaJdall Menakrb-r HUrl Bl'k'a~-] V eli' d i r . I( itabm bir deger ad! da Vilayelnamc'dir (Velilerin kitulu). BLl eserin co], l'l'sitli nushalan vanhr. Hcpsi de Hac:

Bek tas VeJi ilL' lkk iasiligin hik ayclcrini , adap V'C crkamru anlaur

•• ... Menakrb-i Haci Bcktas-i Vcli'-

nin kesin yazdI) iurihi de belli Jcgi(. dir.A.(;olpmarIl1481-1501 aruxi vazrlmis olabilcccjiini tahmin cd i yOl, Claude Cahen isc. metni dik katlc illcelernedigini ihsa« eden hir ifadcylc, btl tarihi 1400'lcre dogru geriye got 01'mektedir. Fak at metindek i ball paxajlar ve ozclliklc I I. Bayezid 'in ya)ay~111 hukurndar Sl fatrvla aduun gccmcvi ,

,

Golpmarhnm hakh oldugunu ortaya

koymak tadrr

Menakrbnamc, Haci Bcktasm dogumunu, Horasun'daki cocukluk dcvresini, Ahm ..... Yt.'''il'vi ile munascbct lcrini , Anadolu'ya gelisini anlat makln baslarnaktadrr. Daha sonra hac icin Mekke'yc yolculugu, oradan Sulucakaraoyuk'c ycrlcsmesi ve buradaki yusannsr, devrinin unlu devlet adamlan, rnutasa VVI llun ve ali m leri i le ilisk i-=leri hikaye cdilir. l.ser, Haci Bcktus '- 10 olumu anlai ild: ktan sonra hali tclcrinin menkabclcriyle son bulur. _

Menaktbnamcnin basindaki olav-

TARIKATLAR • 89

lar Hac: !::kl\~t'''l k{lfirleri,< l.11:'1\..i c.icu hir ~,ili-\dl hu . i:, ~ti;"iJ,-' !!()s!L"rl}i~'k [.,.'. dir Anad(}iu'd;!ki rnenk abclcri.ulv ixc, ~eyh, .,;It.kt.·,: ~t'!j.Illl'1 k udrcr iylc kJ.firkrl \lu"lllm;u) eden 011' \c!l-',:alisi yet i nc ouru I i ur 1-. sc rcle Ii..H en gCll C 1· likle 111 I "yo nc r .Icrvislcrin hav a-: ha kimdir. Kendi ... i uibi , Ha('1 Beh:~l>'lll halifclcri de giuik lcri yerlerde atcsli hirer din )'a)'ll'l'.,1 "ILttlyla gayr i muvlimlere ihtida ell i r irlcr. Bir de burada , Horasan Frenleri denilcn. Anadolu'ya genellik le iran volu ilc gelen dcrvis zumrclcriylc Rum Erenleri adryla 1~1~ nman Anadolu dcrvisleri ar asmdak i rekabct havas: \C tekkc-rncdrese anlasmazlig: da acikca gorulebilir. Escrin aynca, Anadolu'daki Yesevi illl'anclerini icine alan tek meiin k olckvi yonu olma .... ibaknmndan da degeri buyuktur:

Menak ibnamc dikkatle incelendiginde , Ha~1 Bckias'm temasta bulun-

dugu kimsclerlc ilgili menkabeler nakledilirken, daha once yazilmis ban 1ll12'nakibnamelcrdcn taydalanmis oldugu gor ulmekt cdir. Auadolu'da ilk YUZlIan menaktbnamclerden bazilan ~1I1llar:

1. Menaklb-I Hace Ahmed Yesevi

2. Menakrb-: l.okman-i Perende J. Kitah-I Ehll Muslim Horasani

4. Vilaletnaml'-i Hacun Sultan

5. Menaklb-t Sey)'id Battal Gazi

6. Salnknarne

7. Menaklb-l Ahi Evren

8. Men"aklh-I ·Sel~'id Mahmud Hayrani

9. Memlklb-I MevHi.ni Celaluddin~ i Rumi (rnuhtemelen MenakrbI Sipchsalar veya Mcnakrbu '1- Ari fin)

10 Menak.b-I Sadreddin-l Kool'\] Bazilan art tk rnevcut olmayan \'12- " ya nushalan kayip bulunan bu eserlcrin cogu isim olarak metinde zi k rcdilmektcdir.

,,'. Li ' li.1 " . . ,. ',,_,',,_ ', L".·'.' .',1',.,

" - t t. ~ ...... ' '. I j~ ... 1""1, .... ~, (I y' ... ,... .

. \ \ : ..': I" t m: ltd 1,." : . i ,~II b ~: I ~ ll';;.: ~; 1" : " -

',,< 'j"l', 'Q'l v '1~"'I'l' "~'j"";' . ," -,

n, ol l ,. ,', J I ,.. l ><\ i\ .• c':" .. , 1 d.1 1:: ., \, ' ;I '- r, -

l-cdi t·,

b) Orhl ..\m.uhdu ~3h"sl: Auk,ll,l. ~>r~I,'hi1' \C h:~,,)"l·Li. Bozok 11;]\ :.dh~H d':l: .b.ueuir. H~k" Bektusu. a ... J! :\11;.1.

. . .~

I I' I ", . I ' , l

(l) u ya gCIU!t-.LI.T -onr.u i uayat. );1 ',:1-

hd icindcki ~t,'hii \ c k oylcr dc gC;,.IIi!';" u r.

c) Ban Anadolu sahasi: Onernli halifclcrdcn bir krsuurun menknbclcri (k

, bu b(')/gl'dl' ((,h.'~ "in ctmektedir. l\.al1aatimi/n.' tarihi bir esasa dayan.m \ l' Hat.:1 Beida) iI..' halif'cletuun l-;!I_'I\"I.'J... cehrclerini yan-uan mcnk abeler de hu son i k i sahada g l't.,:'l' nlcr olma II d I r __ ." (22).

Bektasillk silsi lesi

Be k t asi t ar ikaunm si ls i les i soyledir: Hazret-i Ali. Hasan-i Basri Habib-i Acemi, Davud-u Tai,

t •

Maruf-u Kerhi I Seyh Sirri-i Sekari.

Cuneyd-i Bagdadi, Ebu Ali Meragi, Seyh Ebu Ali Hasan, Seyh Ebu Osman Magribi, Seyh Ebu Kasun Gurgani, Seyh Ebu Has.an Harkani, Seyh Ebu Farrnidi, Fazl Ibn-i Muhammed Tusi, Hoca Ahmet Yesevi, Hoca Yusuf Hemedani, Seyh Lokman-ulHorasani, pir-i tarikat Esseyyid Muhammed Bektas Veli lbn-i Ibrahimus-Sani.

Tarikat oJarak Bek(a~ilik

Tarlkatta yer alan kisiler bes grupta toplanabilir:

1. Muhib: Tarikata intisab eden, el alan kisidir.

2. l h::r~1 h~ M>i hibbi n bu isi bece-

.,. ;:.1 .. ~! f' '," ;,; :··1: ~lSII, nca dcrvis li k a ~/i n-

" -.,. ~-~I .... \... .... ,::1...: ;.:J ~~ •. -:. "!.. '_. 'l.r"-, '- Y ..

i <'~H:'j::le }.~;;;li:Ji5int: dervislik tau gi:,.-. dirilir.

'{ n, .. ~~~, ';"'~ , .. :,' '-,~' J1 ;'0 eh 1·,,"·"'t 11 dcr-

..J. ~---'-M-_'''"''' 1.,.1.':. ..... .1:., ..... J \....- .Ii...-':IIr. • .,.L .........

, ;<"'l;"~' ,"pr'i':~; ':/"'i oo';·~'iir Baba clan

" •.. .!.~_" .••. '~. _ -:: .~'L ,. ,

mo :'11 b 'lie crer i~; ve: ~ ';it; r meve :ha~lar. Babalar peygarnber soyundan ge1i),o'(~3 lacina yesil sank, aksi halde beyaz sank sarar lar.

4. Muccrred: Evlenrnernis dcrvislerden olan ve halifelige en yakin-olan mile-erred, belli bir merasimle nras edili r, sag k ul agl d elinerek mengus denilen kupe tak.hr. Mucerrcdlik ayini cerni genellikle rnerkez dergahta yapihr.

5. HalifeHk son makamdir. Halifc1ik ayin -1 cern iyle birlikte kendisine halifelik icazeti, cerag, tug. alem ve sofra da verilir. Bazan da Bektasi babasi uc rnucerred babamn imzasiyla da halife olabilirdi ... " (23).

. Abdiilbaki GOIpmarh "Tilrkiye'· de Mezhepler ve Tarlkatlar" adh eserinde, yetkili bir uzman olarak Bektasi tarikatma girj~ usulleri ve bunlann anlamlanrn soyle acikhyor:

-';'Bekt~ilikte 'asik, muhib, dervis, baba, halite' dereceleri vardir. Asik t tarikata girmek isteyeo ki§idir tecriibelerden gecer, gel\'ekligi anl~dlf, iki yo. kefili, a~lkln ger~ekliitine §ehadet eder. Bunun uzerine tarikata ahnir. Tarikata girmq olan ki$iye muhib denir. Muhib1erden dervi, olmak isteyen, dervislige ikrar verir; kendisine .Bektasi taci tekbir edilerek giydirilir: tekkede bir hizmete memur olur. Ehliyeti olan dervise, halife tarafindan icazet verilirse tacmm iistiine sank sarabilir; babahk makammi ihraz eder; muhib ve dervis yetisrirebilir: fakat bir dervise babahk veremez. Babahk vermek salahiycti, blilifeye' aittir ve

.~ halife, Bektasilerin en buyugudur.

Halifeler t taclartrun iistiine siyah sa-

nk sararl a r: b a balar, Peygam her s oyundansa yesil, degilse beyaz sank sararJar; dervlsler sank saramazlar. Muhiblere, arakiyye teklif edilir. Bektas! olacak kis], bir kurban kestirir; 0 geceki masraft goriir; aksam, gunq battJktan sonra "meydan" denen buyucek bir odaya almir: asik postu denen ve kapi yarunda bulunan posta oturtulur. Herkes, kidern sirasryla, yasa gore degll de, tarikata giris tarihine gore, meydana girer. Baba, on iki imama salavan ihtiva eden ve 'salavat .. name' den en Arapca virdi okur; sonra ~d<I huzuruna caglnr; bu yolun gii~)ugilnil soyler: demirden leblebi, demirden YIY, Itetten gom':' lek oldugunu bildirir; talip her seye razi oldugunu soyleyince, kimi rehber istedigini sorar. ~ik, rehberlik hizmetini gorenkisininadim soyler; baba, git, rehberine nlyazet der. Asik, . ,gidip rehberlik edecek kisinin dizini oper: 0 eta asika, gidip yerine oturmasnu soyler, Sonra babanm emriyle ceragcI, tit; basamaktan ibaret bir kursunun ustunde duran mumlan, terceman denen manzwn ve mensur sozleri okuyup uyandmr, yani yakar. Sonra rehber, asrki ahp disan ctkanr; Caferi mezhebi uzerine kendisi aptes ahr t ona da aldmr; 0 gun nglanrrus (kesilmis) olan kurbanm yununden orulmus bir ipi boynuna takip sag eliyle asikm sag elini tutup meydana sokar. Oar denen odamn ortasmda babadan ve meydandakilerden izin aldiktan sonra dort kapiya, yani t ~erj .. at erenlerine, tarikat pirlerine, hakikat tablanOB, marifet kimillerine selam vererek .babaya goturur. Baba, asika, kotulukte bulunmamasi, sirnm saklamasi, eline, diline, beline sahip olmasi icin OA;tilltle bulunur; mezhebinin Caferi, mursidinin Muhammed, rehberinin Alit pirinin Haci Bektas .Veli old ugunu telkin eder, ba ~

TARIKAYLAR . 91

sma arakiyyesini teklif eder: uyg-bend denen ipc, eline, diline sahip olmasina remzolarak iki dugum atar, beline sahip olrnasma rernzolan dugumu, haramdan baglanmasma, helaline acilmasma rernzolmak uzere, bag!arnrken cozulecek sekilde di.igOmleyip beJine baglar; • var, rehberininnzasmda 01' der.

Rehber t tarikata girmis alan ve aruk muhiblik derecesine yukselmis olan asrki, odanm ortasma goturup ikrar tercemarum okur. Pir makarru sayilan posta, dara, ocaga, babaya, eeraglann bulundugu yere, sagda, solda oturanlara, azhksa biter birer, degilse 'cii.mleden ciimleye' deyip bir kere niyazettirir: kerdisine aynlrms posta oturtur; ona niyaz eder, 0 da rehberine niyaz eder.

Hazirlanmrs alan serbet, birer birer herkese sunulur; herkes bir yudum i~; sonra kapi yanmdaki faras ve supUrgeyi alan rehber, yahut diger biri, babadan itibaren ve sagdan soldan supurgeyle farasi yerde surumek SU~ retiyle sernbolik bir temizlik yapar ve tarikata giris ayn-i cemi bitrnis olur.

Sofra serilir, dem, yani raki icilmeye, sohbet edilmeye baslar ve muhabbet denen bu sazh sozlu icki aletpi gee vakte kadar surer.,

Bektasilik, Caferi mezhebini kabul ettigini soylemekle beraber ahnan aptes 0 geceki aptesten ibarettir; namazsa, kihnmayan bir ibadettir; oruc, yalmz Muharremin ilk on gunu su icrnemek, suluseylerle susuzlugu gidermek ve canh seylerle canhlardan meydana gelen seyleri yememektir. Goruluyor ki, Bektasilik, tamarniyle Banni bir tarikattir: Caferi mezhebiyle ilgisi, kuru bir iddiadan ileri gecemez. Yalmz, Bektasiler icinde seriata uyan ve Caferi rnezhebine tamamiyle uyup ibadette bulunan, haramdan kacman bazikisilerin bulundugunu da_ kaydet-

TARIKATLAR . 92

.

Hslk ozenten HaCf Bekts§ Velryi herkesten 90k severJ sayar/ar. Her ylf Agus· tos symda yapllan Haci Bekts§ VeJi'y; anma tOrenleri slfSsmda tam SIlklaf Hsct Bekta~ ilt;esine akm ederler.ifte onlardan hirl ... GOr bWlklsTI, fiJtr fSpk~s" kravati ve ik! yakasmda AtatOrk'On lki resmi He Hec: Bekta§ veti'ntn temslti resml OnOnde .•.

TARIKATLAR . 93

memiz gerektir ... H

Bektasl tarlkan ile ilgili diger ba" ZI ozellfkler de ~ijyle: (24).

Haci Bektas Yeti adma kurulan, Bahm Sultan'in elinde duzenli bir kurum niteligi kazanan Bektasilik 'Durt Kap.' ilkesine dayamr. Bu dort ilke sunlardir:

• Seriat Kapisi

• Tarikat Kapisi

• Hakikat Kapisi

• Marifet Kapisi

Dort Kapi' om dort ayn simgesi vardir. Seriat Kapisi'na Beloglu, Tarikat Kapisi 'na Yol-oglu, Hakikat Kapisi'na Il-oglu, Marifet Kapisi'na da Atam gok-anarn yer adi verilir.

~riat Kapisr'nda Islam dininin temel ilkeleri, Alevilik'in genel kosullan, 'Allah-Muhammed-Ali' uclusunun gizemi, anlann Ogretilir. Bu kaPI b'ir yasaniteligindedir t genel duzeni satlamanm yoHatlftl bildiiir.

Tarikat Kapisi'nda Bektasilik'e girrne yollan, bir 'mnrside baglanma' kurah OgrenHir. MU~d, tarikat duzininde yol gosterici, kilavuz ki$i an-

" larmndadir. Tarikatta uygulanaa yonterni, torenleri, davranis bicirnlerini, Y ol-oglu olmamn erdemlerini aciklar.

Hakikat Kapia'nda insanm, Tann'mn, evrenin, bUtUn varhk alanm onerni, deger], gizemleri, anlami bellenir, aciklamr, benirnsenir, Gercek evrenine ulasmamn, kendini, baskasmi tammanin, birligingizemine vanhr. Burada, tarikata giren kisi her turlu bireyselligin tistOnetytikselir. evrenin butunu icinde bir varhk bir toplum varhgi durumuna gelir.

Marifet Kaptsi en yuksek asarnadir, burada butun varhk gizemlerinin bilgisi edinilir , Bu kapida uc asarna vardir t bunlara yaktyn denir: Aynel-yakiyn, ilme'J-yakryn, hakke'lyakiyn. Bu asamalardan birincisinin anlanu gorerek bi1mek, ikinclsinin bil-

gi edinerek bilmek ~ ucuncusu de ger~ege ulasarak bilrnektir.

Bektasilik'te on iki asamayi gosteren 'on ikf post' vardir, Bunlar, Bahm Sultan duzenlenmesinden sonra kurumlasmisnr .

1- Baba-Horasan Postu (Haci

Bektas Vcli makami)

2- A~Cl Seyyid Ali Sultan Postu 3- Ekmekci Balurn Sultan Postu 4- Nakib-Kaygusuz Sultan Postu 5- Ataci-Kanber Ali Sultan Postu .6- Meydanci-San 'Ismail Sultan

Postu

7· Ttirbeci-Kara Donlu Can Baba

Sultan Postu

8- Kilerci-Hacun Sultan Postu 9- Kahveci-Seyh SazeIi Postu 10- Kurbancr-Ibrahim Postu (ib-

rahim Peygamber)

11- Ayakci-Abdal Musa Postu 12- Mihmanci-Hizrr Postu ... D8rt He on iki sayllannm simge

le$tirdili bir anlayisa dayanan Bektaiilik'te on iki gorev (hizmet) vardir:

Tarikce, flras, berber I zakir t sofraci, ibrikci, saki, meydan hizmetcisi, gozcu, pervane, Clralc~1 kapici (bevvab).

Bunlarm, yukandaki sirava gore. yansitnklan adlar da soyledir: Imam Hasan, Imam Huseyin, Mehmed Hanefi, Abdussamed, Abdtilvahid, Selman, Tabib, Abdulmumin, Abdulkerim, Abdullah, Hadi-i Ekber, Abdiil-

o celil. Bu on iki kisinin de Imam Ali soyundan geldiji inane. vardir.'

Bektqi edeblyan

Bektasiligin halk indinde pop tiler t mesrep olarak da yaygm bulunmasirun nedenlerinden ikisi 90k onemlidir. B unlar I sazi, sozu He Bektasi siiri ve mutaassip Muslurnanhga karsi bir nevi savunma araci olan Bektasi fikralan.

Sunni inancm gerektirdigi dini formaliteleri yerine getirmekte usenen

y;~ , .. ~~ -: .: J.{j", .~r:-~ >'a~':~~l :-;;.t~~~ men: ~_~.: ~L~'

. ~ .. ~ ~ 1"' i r "\ 'I , ..... ' "", ; - .... , .. -, C C j"<lo 'l'"": I~.:.. r J.....);!l., (~ -

, '.' ...... , j, _J ~ \ ..1 .! - , I ,I.<. "." "-" V' ~ ,_ . ~ d .. '.;

";"'-'!l'~-'-;" 'lite. 1..;.,;".I·'I-:··i sa' ',-,'"''

~;:.. 'J.t. . i.!. ... ",:;:. i .... ' ~ '" I) .. , J J. ... l!·. ~ j l. -. ,,_~.:..:..;.:" ....

R·ll- .. ·.-1~;'··L ~-, .. '.!LIo'amaj· ... bir taril "" ... ' •. ,..\~ ,!dl:~ ••. 11.. d) b U ~ U 1.· .... 1l'l.;;.\

:.-:kgil, lddjri ccvr elerin "~~indf'n ~ddigi gibi yasamak " felsefcsinin 'kaf~'

gl olrnaktadu. .

Bektasiligin halk arasmda, ilgi '.'t sernpati ile karsilanmasi nedenlerinden biri de Bek tasi edebivau dernistik. Buedebiyat t dogrudan halka seslenen bir dil kullanrnaktadir. Acik , anlasihr ve en dcrin felsefi konulari iki-uc kelimede ozetleyen, ezilen ve horlanan sahipsiz kitlelerin melankolisine cevap veren bu siirler , saz sairlerinin de katkrsiyla asirlardir cok yaygm bir siir gelenegini de beslernislerdir.

Fuat KoprUlii "Bektasi 5iiri" konusunda soyle yaziyor: (25).

• 'Bektasi babalan, baska seyhler gibi uzun medrese tahsili gorrnus adamlardan olrnadrklan gibi, Bektasi dervisleri de ekseriyetle halk arasindan yetismis basil, sade insanlardi. Bu sebeple Acem dil ve edebiyatma kiymet vererek tamamen onu taklid edecek verde, milli dil ve edebiyata kiy- . met veriyorlardi. Aralanndan yetisen, sairlerin -ekseriyetle rnedrese tahsili gormemis, lakin milli zevke vakif'-> ince ve zarif dusunceli, her basir seye kolayca kanabilecek derecede ibdidai ve adeta hurafelere tapan bir zihniyete malik olmalari, sonra aruz veznini ve aruz sekillerini --ekseriye- cok rena ve kusurlu kullandiklari halde, bilakis, milli vezni ve milli sekilleri tamamen Turk zevkine uygun bir tarzda isti'rnal edebilmeleri bundan do-

i "~';ril" /'".\.~! ic:i .\"", ....... edcbivu: IT" 1',

... !"I.." ......... I. ...... ..... L ..... J .... L.il..c........ l + '.I!. .. J.LJ~ I

yli ksl'''' (im,:,:'kkrj!1'~' kar~1 duydueumu,'

11---" '1"1 \'" h ,\.,> .. ", la ]...0'/ LI'!,,, av -:l .,:

, U} l.:: , '_ '~." ~"" ,--, ~ .. '"( J ,. r c • .', ,

L1'1 t k :·1 h ~ h " "l 'I'll T v 1.,;' •. 1<'[-'11- {i I' '11' '- c' k l: ~ \ '"' I':

.. £ ... oil .. ....... • '10... C\. ""~ ,I l ~ _ .. J '1.......... (, ... ,.

h'_l P. .;'1.', ... ; !;I.!~~';!:;]nn;'l. Y~l:l;'::' u..

• •• • I

-., .. \ l' v , ~ -: ~ \..i 1,.1 ': ~.f iJ.l.G..f ~ ,,'t.,,' (~rl~'~ ('11 ~'{. 'l r ..

1; ,·.··k· i 11 , ,- alr: '1 d ~~ \'~ 7.' l. .. [I '" 'I' I. I\' ['1' '!

... ·r...... . ;1, 1., ~-j- ~.(~, _ .. ). 1\ J ~ -

1"i V~'YI'J-;I~'~! : ... -a r-. .. il·l ... ,l NT"'I~"S adivla ta

.......... J. ............ !!'J"i.l\-1. '-:.1 J 'L t..:, IL IJl L ....

~·'nm1!5j~r k.. rek kclcrde bell! bcsrclcric okunmaya mahsustur: baska turik.ulardal.i ilahilcr , nutuk lar ve Ycscvi lerdcki Hik mct lcr gibi. Ayrrca OUIldan bask a da Ha.ret-i Ali'ye, veya ~a[1' Al-i Resul'c air medhiyyeler , mersiyyeler, desranlar, devriyyeler vardir ki, hep hece vczniyle yazrhr: Meseta Siri'inin dcvriyycsi, Mir'ati Bahan'- 1I1 dest an 'r. sonra Turabi Semi, Ec- 6, Perisani, Pir Sultan, Kalender AbdaI, Kul Nesimi, Harndi.. Deli Sukru, ~ahj. Ibrahim .Baba, Turabi, Niyaz]. Guvenc Abdal, Seher Abdal, Kemtc-

.fi. Hatayi, Kul Himmet, Rumuzi, VeIi Baba v.b, gibi muhtclif zamanlara ait dervislerin Nefes'Ieri hep hece vezniyle ve tamamiyle Yunus edasmdan almnus -hatta daha suh, daha kinayeli, daha zari f~ bir tarzda yazilrmsnr. Bu sairlerin zaman ve yeri, fikir ve i'tikadlan hakkmda acrk ve kesin fikirleri ileri stirmek hem en hemen imkansrzdir diyebiliriz: 'r0nku bunlardan bir kismi -meseta l-!atayi~ Kul

, Hirnrnet , Rurnuzi, Veli Baba ve daha bircoklan=- Hunlfilik'i ve Fazlu'Bah ASlar\badi'nin uhlhiyyetini kabul etrnis olduklan gibi, Bekta~i]ik"Ie alakasi olrnakla beraber ondan aynolan K izrlbas zumresine ait birtakirn sairler de bunlann arasma karrsrmsur; bunun gibi Kalenderiler ve Hayderiler'den de bunlar arasma kansrms sairler vardlr.,.

Bektasi siiri dedigimiz ve hakikatte Babailik , Ahilik , Abdalhk, Huru-

-::,." "

\'.

",.".-"

: .i"'·~:·;:~·:~:~i'\>··'

Haci Bekt8§ Veli·yl anma t6renlerinde'Alevl-Bekts§i gelenekl,rlnl ya,atan halk ovunten da oynantr. I,te onlardan· biri... Gen~ klzlar. semen g{Jsterl slnde ...

filik , Kizilbashk , Kalenderilik , Hayderilik akidelerinden rnurekkep anlasilmasi gi.i~ bir itikad halitasrru serh ve terennum eden bu rnanzurnelerde, ask ve muhabbete, Allah-Muharnrned-Ali teslisinc, sonra AI-j 'Aba 'ya, Fazl 'in uluhiyyet inc, . harflerin gizli manalanna: Haci Bektas Veli'nin Muhammed ve 'Ali'den ayn olmadrgma. tarikrn muskillerine, ayin usullerine, Pir-i Abdalan Seyyid Gazi'nin, sonra KIZll Deli Sultan, Bailm Sultan gibi Bektasi buyuklerinin menktbelerine, Yezid'in mel'anetine ail bircok seylere tesaduf olunur. Oslub bakimmdan Yunus tesiri 0 kadar acikur ki , bazan aym rnevzua, hatta bazan ayrn rmsralara rust bile gelinir: lakin Bektasi siiri, umumiyetle, onunkinden daha serbest , daha zari r I daha nukteli ve incedir. Yalmz, Yunus'taki inanmak ve inandirrnak kuvveti bunlarda yoktur; bunlar daha az inamrlar ve ekseriya siirlerinde suphe He kansik derin bir istihza panlnsma te-

saduf olunur. Yunus'un, Muhyi'dDin ~ Arabi ve Mevlana Celale'd-Din gibi yuksek bir tasavvuf felsefesine malik oldugu halde, bunlann, biribiriyle layikryla uyusarnayarak bir sistern haline girrnekten cok uzak kalrrus birtakim cocukca j'tikadlara -meseta Tanasuh'a, HulG1 ve htihad'a- sahip olmalan tabii kendilerinde bu suphe ve istihzay: dogurmus olabilir: bununla beraber bir tasavvuf sistemi I bir i'tikadlar manzumesi olmak bakimmdan bu i'tikadlar halitasuun k iymeti ne kadar az olursa olsun, surasi muhakkaktir ki, Bektasi siiri dedigimiz edebi tarz, zevk ve eda bakimmdan, en cok milli ve Yunus'tan belki en cok milteessir olmus bir sanat koludur. Bektasilik , Kizilbashk , Hurufi)ik adi alnndaki garip i'tikadlarin halk arasmda bu kadar kuvvetle yayilmasma, belki de, bu sade, herkesin anlayacagi kadar basit, milli zevke uygun guzel siirler her seyden cok yardun etrnistir ."

TARIKATLAR - 96

Koprulu, "a}lk edebiyau ile Bcktasi ~i i ri arasi nda ki ilgiyi" de soyl c aci khyor:

". ,. Ictirna! is-bolurnunun net icesi olarak, muayyen bir srrufm bedii ihtiyac: ru tatmi n icin teessus eden bu

'a~lk edebiyan, klasik edebiyartan, tekkeedebiyatindan, hatta -halk bilgisinin tedkik cevresine giren- halk edebiyanndan tamanuyla ayn bir mahsuldur. Asi] an'anesini eski halk edebiyatindan almakla beraber, gerek yuksek $tmnaJin ihtiyaclanrn tatmin etti~Actm takfidi klasik edebiyattan, gerek tekkelerde yasayan tasavvufi edebiyatian birtak im unsurJar da ona kan$ml~ive butun bu unsurJardan ~Jk edebiyau dediltif!1lz saz edebiyati tesekkui etrnistir . Asik edebiyan ilk devirlerde vezin ve sekil bakurnndan tamamen eski halk edebiyanm taklid ve takip ettlgi halde, sonralan, yani Fuzuli'den sonra, bir yandan klasik edebiyauncote yandan Acem te'sirine kuvvetle rnaruz kalrms tekke edebiyanrun nufuzu ahmda,· --cok kusurlu ve ibtidai bir sfireUe- Acem nazim kaidelerini de tatbike kalkrsn; lakin, dogrudan dogruya halk kitlesine ve halkm zevkine hitap eden bir edebiyat oldugu icin I Acem nazi m kaideleri ona Turk ari'anesini unutturamadi; milli vezin ile milli sekiller a~lk edebiyatmm esasi mahiyyetinde kaldl.

Yunus Emre'nin a~lk edebiyan uzerindeki nufuzu, dogrudan dogruya degil, bi 'l-vasrta olrnustur: A.5Iklarhemen -urn urniyetle bir tarikata muntesip olup, hatta buyuk krsmi ve bilhassa Yeniceriler arasmdan yetisenler mutlaka Bektasi olduklanndan, asrk edebiyati , Bektasi sairlerinin rnilli -tasa vvufi siirlerinin kuvvetli te'siri altmda kalarak onunla mlisterek bircok hus usiyetler peyda· etti ... " (26).

Alevi - Be k tasi siir lerinde inanclar I a da alay edilir. 0 siirlerin sahipleri, en yuce makamlan, korkulacak degil, hatta zarnam gelince sitem bile edilebllecek, 'ere~tirltecekmakamlar olarak go rurler ."Ehi'·~iIrl&de Tann ile kul arasmdaki teklif .. tekelliif kaldmlrrusur. SOnni Musluman inancmdaki saygrh sifatlar, hatta bazan yuce isimleri zikretmemek gibi dikkatler •. Bestasi siirinde, Tann ile kon'u§~Jurken

onemsenmez. '.'

. Bu siirde, cehennem, s·lri(lct)prilsu, gunah, ateste yanmak .... :',·ibi dini unsurlar, tum firkiitUcUIUIOQden stynlmli olarak, gunlak ola~r:.'gibi ·eJe ahmr t Tannya, boyle korkutecu seylerle kullanm korkutmasmm sebebi sorulur, sitem edilir. YUDuS:El'Jire iJe baslayan bu anlayis bazi BektasiAlevi sairlerinde son derece ileri goturulmus, Tann 'run gunah ve sevabi tartmasi konusu islenirken, O'na.. I 'Bakkal.oImadlgl halde teraziyle ug-

~maSIDIh gereksizligi" hanrlanlrrustit.

Ban ornekler:

Yucelerden yuce gordum, erbapsm sen Koca Tann .

Alern okur kelamile, sen okursun hece Tarin

. Erlig! ile aruhr, filan oglu filan deyu Anan yoktur, baban yoktur sen benzersin ... Tann

Kildan kopru yaratrnissm gelsin kulum gecsin deyu Hele biz.soyle duralim, yigit isen gee e Tann

Garip kulun yaratrmssin, derde mihnete katnussm Am aleme atmissm, sen crkrrussin uca Tann

Kaygusuz AbdaJ yaradan, gel icegor $U cur'adan

T ARIKATLAR • 97

Kaldir perdeyi ar adan, gezelim bilece Tann

II

Veri gogO ins ti cinni yarattm

Sen ey mimarbasi eyvanci mism? AYI. gunu, cartu, burcu var ettin Ey mekan sahibi, rabsanci mism?

,

. .

Denizleri sen yarattm kapaksiz

Sulan yuruttun elsiz ayaksiz. Yerleri temelsiz, gogO direksiz . Durdurursun aceb iskanci rrusin.

Kullamrsm kanatsizca rtizgan Kurekle mi yapun sen bu daglan? Ne yapip da oldurursun saglan? Can verip ahrsin, sen caner rmsm? Bir iken bin ettin kendi adim Gormedim sen gibi i~ ustadmi Yesertirsin, kurutursun odunu

Sen bahcivan rrusm, orrnanci mlSIO?

Cebrail'e perd'alundan soylersin, lnip Beytullaha kendin dinlersin, Bu atesi cehennemi neylersin? Hamamm rru var , ya kulhanci rrnsm?

Hafaya cekiiip seyrana durdun, Akh yetmezlerin akhm urdun, Kildan ince kopru yapun da kurdun. Akar suyun mu 'liar, bostanci mism?

Bu kislara bedel, bu yazi yaptrn llkbahara karsi bu guzu yaptm. Mizam iki goz terazi yapun

Bakkal mISID, yoksa dukkanci nusrn?

Kazanlarda katranlarm kaynarrrus, Yer altmda bahklann oynarrms, On bu-dunya kadar ejderhan varrn IS Serber mi satarsin, yalanci misin?

Esirci rnisin, koydun cahime Arap Hoca rmsm, okuryazarsm kitap,

Aslin katip rnidir gorursun hisap Ihtisabm rm var , yok hanci rmsm?

VOz bin cehennemin korkrnam

birinden Rahman isrni nazil degil mi senden? Gaffaruz-zunubum demedin mi sen? Affet gunahirru yalanci mism?

Beni affeylesen dusen mi sandan? Sahlar bile gecer boyle isyandan. Ne do k ti l ti r, ne e ksili r haznenden Affetsen olmaz rru, noksanci rmsm?

Samna duser mi noksan gorursun? Her gonulde oturursun yurursun. Bunca cam ahp gene verirsin, Goturup getiren kervanci rmsin?

III

Adem 'i balciktan yogurdun yaptm Yaprp da neylersin, bundan sana ne? Halk ettin insam saldm cihana Sahp da neylersin, bundan sana ne?

Bakkal rrusm, tcraziyi neyler.sin? Isin gucun yoktur gonul eglersin Kulun gunahim tamp neylersin? Geciver sucundan, bundan sana nc?

Katran kazamru dokuver gitsin. Mu'rnin olan kullar didara yet sin. Emreyle vilana, tamuyu yutsun Sondur su atesi, bundan sana ne?'

Sefil dustum bu alemde nacarrn. Kildan kopru yaratrmssi n, geccrim Sol kopruden gecemezsern ucanrn Gecir kullanru, bundan sana ne?

Rehliil Dana'm aydur cermet yarartrn Nice kullanm cahime attm

Nicesin ates-i as k ile yaktin

Yakip da neylersin, bundan sana ne?

':"ARIKATLAR G 98

Giini.imtizde Bektasilik

Bektasilik tarikati mensuplan, ozellikle buyukleri, yeniceriligin kaldmldigi ve Bektasiligin yasaklandigi 1826'dan SOI1ra haklanndaki iddialarla ilgili olarak kendilerini israrla savunmuslardir. Tarikat geleneginde yer aldrgi bildirilen ve disardan Bektasilik uygulamalanna yakistmlan baZl kaidelerin a511sl2 oldugunu belirtmeye cahsrmslardir. Aradan bir sure gectikten sonra Osmanh devleti, Bektasi tekkelerinin yeniden acilmasma ses cikarmamis, fakat hicbir zaman resmen izin verilmemistir. Goruluyor ki, Cumhuriyet'ten once, tekkelerin kapanlmasi konusunda ilk uygulama tam bir asrr evvel Bektasiler hakkinda olmustur.

Bektasilik de, aynen Mevlevilik gihi Turk sananna 'zenginlik kazandrrnusnr. Mevlevilik saray ve aristokrat mUziAi olarak yaYlbp geJi~ir ve buyuk bestekarlara ilham kaynap olurken, Bektasilik de daha cok ha1k ozanlan eliyle Turk t"talk ve tekke mnzigtnm guclenmesinde hizmet vermistir, Aynca Bektasiligin halk ~iiri uzerindeki etkileri de unutulmamahdir. Halk ve tasavvuf siirimiz Bektasi ozanlanmn katkrsi ile ayn bir ekol haline gelmistiro

Devlet yonetiminde bulunan pek cok tamnrrus ismin Bektasilige ilgi duydugu, bu ilginin Osmanh doneminden beri siirdOgU bilinmektedir. Bugun de, her Yl1 Hacibektas'ta yapilan anma torenlerine yerli ve yabanct binlerce ziyaretci kanlrnaktadir.

"Bektasdlk" bashgiyla bir eser yazan Murat Sertoglu, adi gecen kitabm STind sahifesinde sunlan soylu-

yor: "Haci Bektas ( ... ) devirlerin hepsinde akh eren bilgili kisileri muhibleri etrafmda toplamrsnr. Bu arada Ataturk de. Mini Mucadelc'ye baslamak iizere Anadolu'ya g~tigi zaman. Ankara'ya giderken Hacibektas'a da ugraml~ ve hunkum tekkesinde ii~ gun mlsaftr kalmjsur."

Yakin tarihimizin unlu isirnlerinden sair filozof Riza Tevfik Boliikba .. si'nm, Yahya Kema1'in, Samih R1fal'm Bektasi oldugunu cesitli kaynaklar yazmaktadir.

Padisah V. Murat'm aym zamanda Bektasi oldugunu ball kaynaklar kaydetmektedi r.

. Tarikatlann Ataturk tarafmdan

kapanlmasmdan sonra da varhguu bir mesreb, modern tabirle bir lobi olarak surdurmeye devam eden Bektasiliiin $U anda Ulkenin kuvvetli ve elkin bask. gruplanndan biri oldulu. bircok saygm ki~inin bu mesrebe bagh bulundugu rivayet1erini de belirtmeliyiz.

DURBAN

.Ara~ kelime anlarru udeliI, bul'eet, ilbat"tu. Oaha ~k Rifaiye tarikatmda benimsenen bir tAbirdir. Rifailer, "biirllaa gOstermekule atesle oynamayt, ateste ktzdu1hm$, inee u~lu ~i~leri dille yalamayi, karmlanna, yanak ve girtlaklanna sokmayi yilan ve akreple oynamayi kastederler.

Rifai ayini sirasmda zikirden sonia bu islemler yaplhr, ~h efendi kendi eliyle soktugu sisleri bir sure sonra cikanr, eliyle meshederdi. Si$ sokuIan yerlerde hicbir yara izi gorulmez, kan akmazdt.

........ : .....

. ' ... i-, •

. i:k::·;:'··;'~;~}:'; ,: ~:::' ~~.~~

CAJ'ER ES-SADIK

Imamiye.nin 12 imammdan 6tnclsl (Dogumu 702, OJUmii 765). Cafer es Sadik, Hazreti Huseyin'in oglu Ali Zeynelabidin'in torunudur. Babasi Muhammed Bakir'dir. Annesl, Hazreti Ebubekir'in torunu Kaslm

b.Muhammed'in km Bsma'dir: Ana tarafmdan Hazreti Ebubek ir'e, baba tarafrndan da Hazreti Ali ve Hazreti Fauna vasnasiyla Hazreti peygambere dayanan Carer es Sadik, tUm Islam dilnyasmda ilmi ve dogruluguyla saygi ve sevgi gOren bir lslim btlyO.~dilr. Kendisini cok iyi y~tirmiJtir. Sadece din bilgileriyle degil, ~ bilimsel geIismeleri ile Ilgilenmis, tUm gOrO§leri 6yenmi§, dinlemis, tartisrmsnr.

Carer es Sadik , Sii-imamiye Ftrkasmm 12 imamci kolunda en buyuk etki sahibi oldugu icin bu kola t ·CaferiMezhebi' adr verilmistir.

"SOz1lnde durust ve islerinde dogru bir kisi olmasr dolayisiyla ona "es S.dak" lakabi verilmistir. ·'Ebu AbduUaIl't diye de amhr, <;ocuklan:

Ismail, Abdullah, Ommll Fervet Musa K8ZJrn, Ishak, Muhammed, 9\b~ bas, Ali, Esma ve Fatma'dir +

Carer es Sadik , annesinin baba-

SI Kasim b.Muhammed ljldfi!tiza~ man (l08/726) 28 yasmdaydi, Dolayisryla dedesi Kasirn'm ilminden buyuk Ol~tide yararlannusnr. Dedesi Kasim ise, Hz.Hasan ve Hi1seyin'in yarunda oteki Hasimi buyukleriyle birlikte halasi Hz.Aise'den ve Abdullah

b.Abbas'tan da ilim tahsil etmistir. Cafer es Sadik, yetisme ~ailnda iken baba tarafmdan dedesi Ali Zeyneiabidin'den de cok ~y Olrenmistir.

. <;ilnkii Ali Zeynelabidin 61diiAii Z9;man kendisi 14 yasmdaydi, Babasi Muhammed Baku ise, onun OAreniminde ilk kaynaAJ, olusturmustur. Babasi OldilAU imnan, kendisi 34/35 yaslannda idi. Kisaea, Cafer es Sadik ilim merkezi olan, bircok sahabi ve tabii'yi sinesinde banndiran Medine-i Munevvere' de yetismistlr.

Cafer es Sadik, blltUn bilgin ve fakihlerin goruslerine onem verirdi. 0, hem Medinelilerin ilminden, hem Irakhlann ilminden yararlamrdt; sadece Eh1-i Beyr 'in ilmiyle yetinmezdi. Yalmz dini ilimlerle deAil. ayru za .. manda evrenin yaranhsiyla ilgili ilim-

ler1e de mesgul olurdu.

Caf~ es Sadlk. ~i.i-lmamiyye frrkastrun lsna-Aseriyye (Onjki imam;

You might also like