You are on page 1of 123

T.C.

SLEYMAN DEMREL NVERSTES


SOSYAL BLMLER ENSTTS
FELSEFE ve DN BLMLER ANA BLM DALI



FRBDE DL FELSEFES

(Yksek Lisans Tezi)




DANIMAN
Prof. Dr. smail YAKIT


HAZIRLAYAN
Hlya ALTUNYA


ISPARTA 2003

II

NDEKLER

Sayfa No.
KISALTMALAR V
NSZ VI
GR 1

BRNC BLM
DNCE TARHNDE DL FELSEFES

1. Antika Grek Dncesinde Dil Felsefesi 7
1.1.Antik Felsefede Dilin Douu Teorileri 9
1.1.1. Antik Felsefede Adlandrma Hakkndaki Grler 12
1.2. slm Dncesinde Dil Felsefesi 16
1.2.1. slm Dncesinde Dil Probleminin Temelleri 16
1.2.2. Dil limlerinin Disiplinler Haline Gelmesi 18
1.2.3. slm Dncesinde Dilin Douu Teorileri 23
1.3. Frbde Dil Felsefesi 25
1.3.1. Frbnin Bilimler Tasnifi inde Dilbilim 29

KNC BLM
FRBNN FELSEFESNDE DLN KKEN
2. Frbde Dil Felsefesinin Temelleri 33
2.1. Frbnin Dil Felsefesinde Kulland Terimler 35
2.1.1. Lisn 36
2.1.2.Lgat 37
III
2.1.3.Kavl 40
2.1.4.Kelm 44
2.1.5.Nutuk 45
2.1.6.Lfz 51
2.2. Frbye Gre Dilin Kkeni ve Adlandrma 53
2.2.1. Frbye Gre Dilin Douu 53
2.2.1.1.Dilin (Lisn) Kkeni 53
2.2.1.1.1.Konuma 55
2.2.1.2.Dilin (Lgat) Oluumu 58
2.2.2.Frbye Gre Adlandrma 61
2.2.2.1. lkin (Tanrnn) Adlandrlmas ve Adlar 66
2.2.2.2. lkin (Tanrnn) Adlandrlmasndaki ltler 71
2.2.2.3.lkin (Tanrnn) ve Dier Varlklarn Ortaklaa Aldklar Adlar
72
2.2.2.4.Yetkinlik ve Erdemi fade Eden Adlarn Snflandrlmas 73

NC BLM
FRBNN FELSEFESNDE DLN YAPISI

3.Frbnin Dilin Yapsna Dair Grleri 77

3.1.Dilin Ontolojik Yaps 80
3.1.1.Varlk Bildiren Fiiller 83
3.1.2.Varlk Balac 85
3.1.3.Varlk Hakknda Bilgi Elde Edilmesini Salayan Edatlar 86
3.1.4.Dil-Ontoloji likisi 88
IV
3.2.Dilin Zaman Asndan Yaps 89
3.3.Anlam 92
3.3.1.Lfz ve Anlam Arasndaki liki 97
3.4.Dil ve Doruluk Arasndaki liki 98
3.5.st Dil 102
SONU 106
KAYNAKA 110





























V
KISALTMALAR
a.g.e.: Ad geen eser
a.g.m.: Ad geen makale
a.g.t.: Ad geen tez
bkz.: Baknz
bsk.: Bask
C.: Cilt
ev.: eviren
Der.: Derleyen
DTCF: Ankara niversitesi Dil Tarih Corafya Fakltesi Dergisi
Ed.: Edited (yaynlayan)
ed.: Edition (bask)
H./h.: Hicr
M.: Mild
M..: Milttan nce
MEB: Milli Eitim Bakanl
Nr.: Nereden, nir
l.: lm
s.: Sayfa
S.: Say
Sad.: Sadeletiren
tah.: Tahkik eden
trans.: Translator (eviren)
vol.: Volume (cilt)
v.b.: ve benzeri
Yay.: Yaynlar
VI
NSZ
Dnce tarihi; varlk, bilgi ve dil zerine yaplan aratrmalarla balam ve
bugne kadar da ayn konularn farkl biimlerde dile getirilmesiyle devam
edegelmitir. Antik Grek felsefesinde, varln ne olduu ve doas incelenirken bu
durumu dilde nasl ifade ettikleri zerinde de dnlmtr. Ad nedir?, Nesnenin
zn gsteren bir iaret midir?, Anlam nedir sorularna cevaplar aranmtr. Dil
felsefesi her ne kadar XIX. yzylda bamsz bir disiplin haline gelse de, kkleri
Antika Grek felsefesine kadar uzanmtr.
slm dncesinde ise dilbilim aratrmalarna en az dier bilim dallarnda
yaplan aratrmalar kadar nem verilmitir. Kuran ve Kurandan kaynaklanan
ilimleri anlama ve anlatma abalar; dil ilimlerinin deerini artrmtr. zellikle miladi
IX. ve X. yzyllarda yaplan gramer almalarnda, Mslman dil alimleri tarafndan
oluturulan dil okullarnn da katksyla gelimeler salanmtr.
IX. yzyln sonu ile X. yzyln banda yaayan Trk filozofu Frb, bilhassa
nahivcilerle mantklar arasnda geen tartmalarn da etkisiyle, dilbilim ve mantk
sanatn temele alan kendi dil felsefesi anlayn tesis etmitir. limlerin renilmesinde
doruluun ve geerliliin metodunu verdiini dnd mantk sanatna, dier
ilimlere gre ncelik vermitir. Evrensel niteliklere sahip bu sanat; her toplumda doru
dnmenin kurallarn ve kaidelerini retmektedir. Dilbilim ise, her toplumun, kendi
lafzlarnn kurallarn ve kaidelerini anlatr. Frbnin merkezinde mantk ve dilbilimin
bulunduu dil felsefesi retisi; dilin douunu, lafzlarn, cmlelerin, sz sanatlarnn,
ilimlerin, felsefenin ve dilin oluturulmasn burhn metodu kullanarak dil ve varlk
arasndaki ilikiyi, varln dilde ifade edilmesini ve dilin yapsn inceler. O, anlam
problemini; Aristotelesin kavram anlaynn yerine Platonun idealar kuramn
koyarak zmeye alr. Ayrca bilimlerin kendilerine ait terminolojilerinin olmas
gerektiine ve st dilin nasl oluturulabileceine dair aklamalar yapar. Bunlara ilave
olarak ada dil felsefesinin aratrma alanna giren ve dil ve doruluk problemine,
metafizik nermelerin geerliliine ve anlamllna zarar vermeyecek ekilde izahlar
getirir.
VII
Tm bu konular, almamz ierisinde titiz bir ekilde incelemeye gayret
ettik. Bu amala, tezimizin birinci blmnde; Antika Grek felsefesinde ve slm
dncesinde dil anlay, dilin douu teorileri ve adlandrma konularn ele alacaz.
Frbnin felsef anlaynda etkileri olan Stoaclar, Platon, Aristoteles, Matta b. Yunus
ve Sirf gibi filozoflarn ve mantklarn grlerini irdeleyeceiz. Ayrca Frbnin
genel olarak dil anlay, dilbilime ilikin grleri ve dil ve mantkla ilgili eserleri
hakknda bilgi vereceiz.
Tezimizin ikinci blmnde; dilin douu, oluumu, geliimi ile adlandrmann
nasl olduu ve Tanrnn adlandrlmasndan bahsedeceiz. Ayrca kk bir dil
felsefesi terminolojisi oluturarak onun dil felsefesine dair terimleri hangi anlamda ve
nasl kullandn gstermeye alacaz.
nc blmde ise dil felsefesinin nemli problemlerinden olan dilin yaps,
anlam, dil ile doruluk ilikisi ve st dil konularn, Frbnin bak asndan
anlamaya ve yorumlamaya gayret edeceiz. Dilin yapsn, ontoloji ve zaman asndan
incelerken varlk ifade eden szlerin felsef analizlerinin nasl yapldn incelemeye
alacaz.
Bu almann her safhasnda deerli grleriyle beni ynlendiren,
yardmlarn esirgemeyen sayn danman hocam Prof. Dr. smail YAKIT beyefendiye
katklarndan dolay teekkr etmeyi bir bor addediyorum. Tez konumu belirlediim
ilk aylardan itibaren devaml olarak tavsiyeleri ve eletirileriyle beni cesaretlendiren
hocam Yard. Do. Dr. Sadk TRKER beyefendiye bilhassa Kitabul-Hurftan yapt
evirilerle ilgili olarak kranlarm ifade etmek istiyorum. Ayrca kymetli grleriyle
almam ynlendiren ve ktphanelerinden istifade ettiim hocalarm Do. Dr. Kemal
SZEN, Do. Dr. Mevlt ALBAYRAK, Do. Dr. Burhanettin TATAR, Do. Dr.
brahim Hakk AYDIN, Yard. Do. Dr. smail Latif HACINEBOLU ve Dr. Nejdet
DURAK beyefendilere ayr ayr teekkr ediyorum.
Hlya ALTUNYA
Isparta, 2003


GR
nsanlar arasnda anlamay salayan bir ara olan dil, duygu ve dncelerin
ifade edildii, sesli ya da sessiz, ok ynl ve gelimi bir sistemdir. Dil, herhangi bir
toplumda, bireylerin kendi aralarnda iletiim kurabilmelerine imkan veren, kendi kltr
ve geleneklerinin zelliklerini tayan, nasl ve ne zaman ortaya kt kesin olarak
bilinemeyen bir gizli antlamalar ve szlemeler dizgesidir. Milletlerin tarihteki geliimi
ile balantl olarak onlarn duygu ve dncelerindeki ilerlemeyi de gsteren, canl,
yaayan ve sosyal bir olgudur.
1

Dilin doasn, yapsn, kkenini, zn ve ieriini aratrarak farkl diller
arasndaki kken ve yap zelliklerini inceleyen felsefe disiplini dil felsefesidir. Ayrca
bilim dili, iir dili, din dili ve bilgisayar dili gibi farkl ifade ekillerini tetkik eder.
Anlam nedir, Hangi szckler anlamldr?, Dil ve doruluk arasndaki iliki
nedir?, Anlam dilde nasl oluur?, Kavram nedir? gibi sorular felsef analiz
yntemiyle zmlemeye alan dil filozoflar dil ile dnya, dil ile dnce ve dil
ile varlk arasndaki ilikileri aratrr. Ksacas dil felsefesi, dilin kendisini dile
getirmesidir.
2

Bilindii gibi, dil felsefesinin ayr bir felsefe disiplini olarak ele alnmas son
yzyllar ierisinde gereklemitir. nsan, evreni ve kendisini gzlemlemeye
baladndan beri, Dil nedir?, Nasl ortaya kmtr? ve letiim grevini nasl
yerine getirmektedir? sorular zerinde dnmtr. Dnce tarihinde, sistem
filozoflar olarak adlandrlan Platon ve Aristoteles gibi dnrlerin; varlk, bilgi ve
metafizik grlerinin iinde dil felsefesinin problemleri de yer almtr. Tarihi geliim
sreci ierisinde, bugn dil felsefesinin aratrma alanna giren konular, lka
felsefesinde ya da Ortaa felsefesinde ontoloji, epistemoloji ve mantk problemleriyle
birlikte ele alnmtr. Nasl ki, bilgi problemi yalnz bana bir Bilgi Problemi olarak
lka ve Ortaa da ele alnm deilse, dil felsefesi de yalnz bana Dil Problemi

1
Muharrem Ergin, Trk Dili, Bayrak Basm, Yayn, Datm, 3.bsk., stanbul, 1987, s. 7, Orhan Hanerliolu,
Kavramlar ve Akmlar, c.1, Remzi Kitabevi, 2.bsk., 1992, s. 319.
2
Sarp Erk Ula, Felsefe Szl, Bilim ve Sanat Yay., Ankara, 2002, s. 385-386.
2
olarak ele alnm deildir.
3
lka filozoflar dilin douu ve dil-dnya ilikisi ve dil-
varlk ilikisi hakknda felsef dncelerini dile getirmilerdir. Ancak dil felsefesi,
dier felsefe disiplinleri gibi bir felsef disiplin olarak son yzyllarda ortaya konmutur.
Dil felsefesinin bir felsef disiplin olarak belirginlik kazanmas, XIX. yzyln
ilk yarsnda Hamann, Herder ve von Humboldtun dilin kkeni ve dilin yaps
hakkndaki aratrmalar ile olmutur. Fakat bamsz bir felsefe disiplini olabilmesi,
Wittgeinsteinn birinci ve ikinci dnem dil analizleriyle gereklemitir. ada
felsefede, Wittgeinsteindan sonra en fazla tannan dil filozoflar; B. Russell, R. Carnap,
W. Quine, D. Davidson, N. Chomsky, J. Searle, J. L. Austin, G. Ryle ve P. F.
Strawsondur.
4

Dilin doas ve kkeni hakkndaki felsef aratrmalar, varln kkeni ve z
ile ilgili yaplan aratrmalar kadar eskidir.
5
Dilin kayna nedir? nsanla birlikte
bylesine karmak bir yap niin hemen ortaya kmtr? Dil dnmeyle ayn ey
midir? lk konuma nasl olmutur? Gemite bu sorular zerinde filozoflar ve
tarihiler, bugn ise dil filozoflarnn yan sra psikologlar, biyologlar, antropologlar ve
anotomistler aratrma yapmaktadrlar.
slm ncesi dnemde, szl edebiyatn gelimi olmasna ramen yaznn ve
yazl kltrn yaygn olmamas, dilbilim aratrmalarnn varlndan sz edilmesini
gletirir. slm dncesinde dil zerine yaplan almalar; Mslman Araplarn
Kuran doru anlama ve onu Mslman olan yabanclara doru bir biimde anlatma
abalar dorultusunda balar. Kuran daha iyi anlama abalar dorultusunda ortaya
kan tefsir, hadis, fkh ve kelm gibi ilim dallarnda gramerin bilinmesine ihtiya
duyulmas, dilbilim almalarnn gelimesinde etkili olur. te yandan, fethedilen
coraf blgelerdeki ilm ve kltrel almalar bilme istei; yeni diller renmede ve
dil zerine incelemelerin balatlmasnda dier bir nemli sebep olarak gsterilebilir.

3
smail Yakt, Ihvan- Safa Felsefesinde Bilgi Problemi, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Basmevi, 2.bsk.,
stanbul, 1992, s. 9.
4
Sarp Erk Ula, a.g.e., s. 386.
5
Ernst Cassirer, The Philosophy of Symbolic Forms, vol.1, trans. Ralph Manheim, New Haven, 6.ed., London,
1966, s. 117.
3
Antika Grek dncesinden slm dncesine geen felsefe ve mantk gibi
akl ilimlerle tanan Mslman dnrler, bu ilimlerin etkisiyle dil ve mantk
aratrmalar zerinde younlamlardr. zellikle Aristoteles mantnn, ilimlerin
renilmesi ve retilmesinde bir yntem olarak kabul edilmesi veya edilmemesine dair
tartmalar yaplmtr. Arap nahivcileri, nahvin, Grek mantnn yerine geebilecek bir
yntem olduunu iddia etmilerdir.
slm dncesinde felsefe, mantk ve gramer tartmalarnn yaygn olarak
yapld bir dnemde yaayan Frb, kendi dil ve mantk retisini, bu iki dnce
geleneinin etkisiyle tesis etmitir. Grek felsefesi ve slm dncesindeki dil ve mantk
kuramlarn sentezleyerek kendi dil anlayn temellendirmitir.
Bu almamzda, Frb felsefesinde dil felsefesinden bahsedebilir miyiz?
sorusunun cevabn arayacaz. Tabii ki, gnmzden on asr nce yaam bir filozofu
anlamann ve yorumlamann baz glkler getireceinin bilincindeyiz. ncelikle
filozofun yaad dnemdeki dil, mantk, varlk ve bilgi anlaylarn irdeleyerek onun
sahip olduu dnce erevesini iyi bir ekilde belirlemek gerekiyor. Dier taraftan,
modern dnemde disiplin haline gelmi olan dil felsefesinin; konu, problem ve
terminolojisini dikkate alarak kendi bak amzdan Frbyi anlama ve yorumlama
abas iinde olacaz. Ancak bu iki felsef anlay dengede tutulabilirse Frbnin dil
felsefesi hakkndaki grleri aa kartlabilir.
Frbyi bu bak asyla, okumay ve anlamay hedefleyerek onun felsef
sistemini temellendiren asl sorunun ne olduundan hareket edeceiz. Filozofumuz,
insan en yksek saadete ulatracak bilginin ne olduu, artlarnn neler olduu ve nasl
elde edilebilecei sorularna cevap arayan bir felsef sistem kurar. Bu yzden, onun dil
ve mantk retileri, varlk ve bilgi anlay ile dorudan ilikilidir.
Filozofumuzun felsef anlay ierisinde dil felsefesini aratrrken dil ve
mantk konularna arlk verdii kitaplarndan faydalanmaya altk. zellikle onun,
Kitbul-Hurf, Kitbul-Elfz, Peri Hermeneias Muhtasar ve eraitul-Yakn adl
kitaplarnda yer alan dil felsefesi, dilbilim, dilbilgisi, mantk ve bilgi konularna
inceledik. Ayrca Risle fil-Akldan faydalanarak dil ve akl ilikisini gstermeye
4
altk. Dilin oluumunda toplumun ve kltrn etkisinden sz ettii Siysetl-
Medeniyye ve r-u Ehl-i Medinetil-Fzla adl eserlerinden de istifade ettik. Frb
felsefesinin temel sorunlarnn ele alnd bu kitaplar, onun metafizik anlay
dorultusunda deerlendirilmedike anlalamaz. Bu yzden, varlk retisini merkeze
alarak dil ve mantk anlaynn snrlarn ortaya koymaya altk.
Bu almamzdaki temel ama; Frbnin felsefesinde dil felsefesinin
yerini belirlemektir. Bu nedenle; Frbde dil felsefesi hangi temel sorunlardan
hareket eder?, Temel sorunlar ve gayeler nda dil felsefesine hangi katklarda
bulunmutur?, Kurmaya alt metafiziin dili nasl bir dildir?, Metafizii ile dili
arasnda ne tr bir iliki vardr? sorularna tez ierisinde cevaplar aramaya alacaz.
Onun, dil ile hakikat arasndaki ilikiyi felsef dille aklamas ve bu dili, dier dillerden
stn grmesinin nedenleri zerinde duracaz.
Dil felsefesinin geni bir aratrma alanna sahip olmas nedeniyle, almamz
dilin kkeni, adlandrma ve dilin yaps konular ile snrlandrdk. Sembolizm, dil-
kltr ilikisi, dilin insan yaamndaki nemi ve dilin ilevleri konularna deinmedik.
Bunlarn dnda, gstergebilim (dellet) ve szdizim (sentax) hakknda ksaca bilgi
verdik.
almamzda karlatmz glkler ise Frbnin dil retisi zerinde
yeteri kadar aratrmalarn yaplmam ve eserlerinin tamamnn Trkeye evrilmemi
olmasdr. Onun siyaset, ahlk, mantk, metafizik ve bilgi grleri ile ilgili olarak
fazlaca allmasna ramen dil felsefesi ve anlam problemi hakknda yaplm
aratrmalarn says azdr. Belki de, dil felsefesinin son yzyllarda bamsz bir
disiplin haline gelmi olmas, Frbnin felsef sistemi ierisinde bu konunun
aratrlmamasnn bir nedeni olabilir. nk problem alan ve terminoloji olarak
gnmze hitap ettii dnlen dil felsefesi, Frbnin felsef anlay ile
ilikilendirilemiyordu. Bu sknty kabul etmekle birlikte, Frbnin eserlerinde, dil
felsefesinin aratrlabileceini dnyoruz.
Dipnotlarda kullandmz teknik ise yledir: Kitap adlarnn ilk getii
yerlerde, kitabn tam knyesi verildi. Ayn kaynak eser ikinci kez kullanldnda,
5
yazarn ad ve soyad ile kitabn ksa ad yazld. Frbnin Trkeye evrilmi
kitaplarnn hem aslndan hem de evirisinden istifade edildi. Kitabn asl ile evirisinin
ad, yaplan alntlara gre ayr ayr verildi. rnein; hsul-Ulmdan alnan bilgi ile
onun tercmesi olan limlerin Saymndan yaplan alnt ayr olarak gsterildi.
Bunlarn dnda, hibir yerde yaynlanmayan, zel olarak yaplan eviriler de dipnotta
belirtildi.
















6
















BRNC BLM
DNCE TARHNDE DL FELSEFES


7


1. Antika Grek Dncesinde Dil Felsefesi
nsanolu varolup dnmeye balamasndan beri dilde bulunduunu
zannettii sihirli bir gcn etkisinde kalm ve bu gce sahip olmak istemitir. Mitolojik
sylemlerin etkin olduu dnemde insan, dilin byl bir g olduu zannn, doast
bir kuvvet olarak kabul etmitir. Bu ada dnyay, cansz bir varlk eklinde deil,
canl bir varlk olarak alglamtr. Doadaki glerden uygun ekilde yardm
istediinde, yardm alabileceini ummutur. nk o, hibir eyin byl szcklere
kar duramayacana inanmtr. Ne var ki bu dnemde insan, dilin bysel gcnn
etkisinden kurtulduunda canl olduuna inand doa zerinde aratrma yapmaya
balamtr.
6

lka doa filozoflar, doann kaynann ne olduu ve doann nasl ortaya
km olduu sorularndan hareket ederler. Onlar teolojik dnemde yapld gibi,
evrenin kendisinden doduu ilk madde hangisidir? sorusunu en eski tabi etken ve
en yksek prensipin hangisi olduu sorusu haline getirerek aratrrlar.
7
Aristotelesin
ilk filozoflar dedii bu filozoflar, madd nedeni (arche) belirleyerek doadaki
okluun kendisinden kt bir olan asl maddeyi bulmak isterler. ...her eyin
kendisinden meydana geldii, kendisinden doup sonuta yine kendisine dnd bir
ey vardr. e olan, eylerin ilkesi olan budur.
8
Bylece bu dnrlerin, doa
hakknda yaptklar kurgulamalarla balayan Antika Grek felsefesi, varlk zerine
yaplan bir varlk felsefesi eklinde ortaya kar.
Varln ilk nedenini aratran Thales, neyin gerekten var olduu sorusunu
sorar. Maddeyi (rnein mknats) canl bir varlk eklinde dnmesi ve gereklii

6
Ernst Cassirer, nsan stne Bir Deneme, ev. Necla Arat, Remzi Kitabevi, stanbul, 1997, s. 136.
7
Alfred Weber, Felsefe Tarihi, ev. H. Vehbi Eralp, Sosyal Yay., 5.bsk., stanbul, 1993, s. 12, Kmran Birand,
lka Felsefesi Tarihi, Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Yay., 2. bsk., Ankara, 1964, s. 13.
8
Aristoteles, Metafizik, ev. Ahmet Arslan, Sosyal Yay., 2.bsk., stanbul, 1996, s. 90, (983 b 10).
8
dile getirme abas, onu dnce tarihinde nemli bir yere getirir.
9
Thalesten sonra
gelen dier filozoflar da, doa hakknda aratrma yapmaya devam ederler. Ancak daha
sonralar dnrlerin incelemeleri doa zerinden dile evrilir.
Antika Grek filozoflar, dilin bysel gc ile doaya sahip olunamayacan
anlaynca, dilin doas zerinde dnmeye ve aratrma yapmaya balar. Varlkla
birlikte dilin doasnn da aratrlmas, felsef uyann dilde olmas ve ilk filozoflarn
dili dncenin zorunlu art olarak grmesi, dil felsefesinin varlk felsefesi kadar eski
olduunu gsterir.
10

Herakleitos felsefe tarihinde, doay anlamann yolunun madd sebeplerden
deil, mantktan ve akldan getiini syleyen ilk filozoftur. Evrendeki deime, bir
yasaya, bir lye gre olmaktadr. Bu yasaya; insandaki akl, sz, dnce, anlam ve
insana doadaki deiimin kanunlarn anlama imkan salayan Tanr anlamnda
logos adn vermitir. Ona gre, evrenin anlam konumann anlalmas ile birlikte
aklk kazanacaktr. lk dnem Grek felsefesinde, felsef dncenin gelimesi ile
varlk felsefesinden dil felsefesine gei byle olmutur.
11

M.. V. yzylda, Atinann siyaset ve kltr asndan gelimi olduu bir
dnemde yaayan Sofistler, tabiat olgular ve genel doruluu ile nesnel geerlii olan
logos yerine insan zerine felsefe yapmaya balarlar. Onlar, evrenin merkezine insan
yerletirip hitabet sanatna (retorik) nem vererek, fizik dnyada dil iin bir aklama
arayn sona erdirirler. Zira Sofistler, belirli ve somut amalarn yani siyasi ve sosyal
gayelerin gerekletirilebilmesinin arac olarak dili kabul ederler. Bundan dolay, dilin
iyi ekilde kullanmn salayabilmek iin onu yaatp gelitirmeyi amalarlar. Bu
yzden Sofistler, retorii (hitabet) gerek bilim olarak adlandrrlar ve dilbilim ve
dilbilgisi sorunlarn sistemli ve kuramsal bir ekilde ele alrlar.
12
Artk Antika Grek
felsefesinde, dilin mitolojik, bilimsel, gramatik yaps ve doas ile ilgili aratrmalarla
birlikte nesnelerin adlandrlmas ve dilin kkeni zerine yaplan incelemeler balar.

9
Walther Kranz, Antik Felsefe, ev. Suad Baydur, Sosyal Yay., 1.bsk., stanbul, 1984, s. 27, Ahmet
Cevizci, lka Felsefesi Tarihi, Asa Yay., 1.bsk., Bursa, 1998. s. 16.
10
Ernst Cassirer, a.g.e., s. 137, Ernst Cassirer, Language and Myth, Trans. Susanne K. Langer, 1.ed., Dover
Publications Inc., 1946, s. 5.
11
Ernst Cassirer, nsan stne Bir Deneme, s. 137-138, Walther Kranz, a.g.e., s. 58, 61-62.
12
Ernst Cassirer, a.g.e., s. 140, Kmran Birand, a.g.e., s. 29.
9


1.1.Antik Felsefede Dilin Douu Teorileri
Dnce tarihinde dilin kkeni konusu, M.. V. yzylda felsef bir sorun
olarak ele alnmaya balanmtr. Ne var ki, insann konumay nasl rendii sorusu
her zaman iin merak konusu olmutur. Ve ayn zamanda bu problemi zebilmek
amacyla, her ada bebeklerin konumay renmesi gzlemlenerek eitli yorumlar
yaplmtr. Dier taraftan da bilim adamlar, insan iskeletleri ve maymunlar zerinde
incelemeler yaparak kendi dil anlaylarn kurmaya almlardr. Ancak bu konu,
ada felsefe ile birlikte dil felsefesinin ilgi sahasna girmitir.
13

Dilin ortaya k problemi hakknda ilk yaplan aratrma Heredot tarihinde
anlatlr. Msr kral Psammetikos, insanlarn nasl konumaya baladklarn anlamak
iin bir deney yapar. Psammetikos, bir obana rasgele iki tane yeni domu ocuk verir.
Bu ocuklar ala koymasn ve onlarn yannda hi kimsenin sz sylememesini
emreder. Bylece kendi balarna byyen ocuklarn azlarndan kacak ilk sz
renmeyi amalar. zerinden iki yl getikten sonra, bir gn ocuklarn Bekos! diye
bardklarn duyar. Daha sonra ki zamanlarda da ocuklar ayn kelimeyi tekrar ederler.
Bunun zerine Psammetikos, bekos kelimesinin anlamn aratrr ve Phrygiallarn
ekmee bekos dediklerini renir.
14

Demokritosla birlikte dilin douu konusu, felsef bir tarzda ele alnmaya
balanr. Ona gre dil, dncenin ortaya kmasnda bir aratr. Bu yzden o dilin, bir
Tanr tarafndan veya bilge bir kii ya da bir kahraman tarafndan evrensel ilkelere
dayanlarak konulmu olmasn kabul etmez. Ancak o, insanlarn birbirleri ile iletiim
kurma ihtiyalar dolaysyla, hayvanlar gibi lklar ve garip sesler kartmalarnn
daha sonralar evrimleerek dile dnt fikrini ileri srer. Ona gre, insanda sesleri
eklemleme/connexion yetenei vardr. nsann bu yeteneini kullanarak igdsel

13
Dwight Bolinger, Aspects of Language, Harcourt Brace Jovanovich Inc., 2.ed., 1975, s. 306.
14
Herodotos, Herodot Tarihi, ev. Mntekim kmen, Bankas Yay., 1.bsk., stanbul, 2002, (II.Kitap,
2), s. 89-90.
10
tepkilerini, hrltlar ve anlamsz lklar eklinde ortaya koymas, zamanla
eklemlenerek anlaml sesler haline gelmitir. nsanlar her bir nesne iin farkl bir
iaret kullanarak dncelerini ifade etmeyi renmilerdir. Dnyann ayr yerlerinde
insanlar, kendi kardklar sesleri anlaml hale getirmilerdir. Bylece her insan
topluluunun kendi dilleri ortaya kmtr.
15
Bu argmanlaryla Demokritos, insan
dilinin, duygusal yapsndaki belirli seslerden meydana geldiini savunmutur.
Demokritostan sonra felsefe tarihinde, Epicurus ve Lucretiusta ayn gr
benimsemilerdir. Dilin douu hakkndaki bu teori, dil felsefesinde XVIII. yzyla
kadar benzer ekilde Vico ve Rousseau dahil pek ok dilci tarafndan kabul edilen bir
gr olmutur. Modern dnemde de savunucular bulunan bu teoriye gre insan dili,
doadaki btn canl varlklara verilmi olan temel bir igdye indirilmitir. Korku,
ac, sevin lklar insana zg olmakla birlikte, hayvanlar dnyasnda da benzeri olan
seslerdir. Bu benzerlikten faydalanlarak insann konuabilmesine psikolojik bir
aklama getirilmeye allmtr.
16

Dnce tarihinde, dili ve dilin yapsn problem olarak ele alan filozoflar
arasnda Platon da yer alr. Eserlerinde daha ok dilin kurallarndan ve szcklerin
yanl kullanmndan, adlandrmadan ve szck ile anlam arasndaki ilikiden bahseder.
Ancak dilin kkeni konusunu felsef bir problem olarak grmemesi nedeniyle, konuya
mitolojik bir yk eliinde sosyal bir aklama getirir.
17
Platon, dil anlamn ifade
etmek zere terim kullanr. Bunlardan ilki; glottadr ki, azdan kan seslere
denir. Ayrca bugn kullanld anlamda glotta/the voice, tongue, mouth

, hem tat
alma duyusu hem de dilbilim anlamndaki dildir.
18
Theaitetosda ise ayn anlama
karlk olmak zere glotta/the faculty of taste ifadesini kullanr.
19
kinci olarak
kulland terim, insann dier insanlarla iletiim kurma yetenei anlamn ifade eden

15
Jonathan Barnes, The Presocratic Philosophers, Ed. by. Ted Honderich, Routledge, Cambridge, 1996, s. 466-
467.
16
Ernst Cassirer, nsan stne Bir Deneme, s. 141.
17
Cengiz akmak, Platonda Anlam Problemi, (Baslmam Doktora Tezi, stanbul niversitesi Sosyal Bilimler
Enstits Felsefe Anabilim Dal), stanbul, 1991, s. 24.

Sokrates: Ama, biz her eyi sesimiz, dilimiz ve azmzla anlatmak istediimize gre, bunlar, eyleri taklit
etmekte kullanarak bu yoldan her eyin anlatmn salayamaz myz? (Bkz.Kratylos, ev. Cenap Karakaya, Sosyal
Yay., stanbul, 2000.)
18
Platon, Cratylos, The Dialogues of Plato iinde, trans. B.Jowett, vol. 4, 2.ed., Oxford, 1875, s. 247, (423 B).
19
Platon, Theaitetos, a.g.e., vol.4, s. 337, (185 C).
11
phone szcdr. Bu terim, insann dncelerini bildirme arac olarak azndan
kan sesler (phone) anlamnda kullanlr. Dialektos terimi, konuma ya da dil yoluyla
eklemlenmi ses anlamnda kullanlan nc terimdir.
20
Platona gre, konumak ise
legein=eirein dili ve sz tasarlamak ve sylemi kullanarak dnceleri bildirme
anlamna gelir.
21

Filozofumuz dili sosyal bir olay olarak kabul ederek onun yaps ve doas
zerine incelemeler yapar. nsan zihninin ortaya koyduu bir yap olan dil, onun temel
etkinliklerinden biridir.
22
Kratylos diyalogunun banda Platon, dilin, insann doal
yapsndan kaynakland grn savunurken daha ileride dilin oluumunda
itibarliin payn da kabul eder. Bu durumda dil, insana zg bir yap olarak kltrn
bir rndr.
23

Platon, dilin douu konusunu, insann Tanrlar tarafndan yaratlmas olay ile
birlikte ele alr. Prometheus araclyla insan, Tanrlardan bilimi alnca nce onlara
mabetler yapar. Topluluk halinde yaamaya baladklarnda kyleri ve ehirleri kurarlar.
Daha sonra ise ellerindeki bilim sayesinde konumay, eyaya ad takmay, alet yapmay
renirler.
24
Platon, insann nesnelere ad koymas ile Tanrsal olandan pay alma
arasnda balant kurduktan sonra bu durumu, topluluk halinde yaamann bir gerei
olarak aklar. O halde Platon, insanlarn toplumsal hayata gemelerinin sonucunda,
zekalarn kullanarak dili ortaya kardklar dncesini kabul eder.
Mantk biliminin kurucusu olarak kabul edilen Aristoteles, eserlerinde geni bir
ekilde mantk konularna yer verir. Biimsel mantn bir grnts sayd genel
dilbilgisinde, zne ve yklemi temele alan bir cmle kuram oluturarak sz paralarn
ve balalarn neler olduunu ortaya karmaya alr.
25
Aristoteles dille ilgili olarak
eitli sorular sorar. Bunlar; Bir nesnenin adnn, gsterdii nesneden ayrld
noktalar nelerdir?, Bir nesnenin ne olduunu sylemek, onun niteliklerini saymak,
konumunu tespit etmek ve teki varlklarla ilikisini dile getirmek ne demektir? gibi

20
Cengiz akmak, a.g.t., s. 25.
21
Platon, Kratylos, s. 59-60, (408 A).
22
Platon, a.g.e., , s .76-77, (416 C).
23
Platon, a.g.e., s. 17-18, (388 C-D).
24
Platon, Protagoras, Diyaloglar, II, ev.Tanju Gkl, Remzi Kitabevi, 3.bsk., stanbul, 1996, s. 134, (322 A).
25
Berke Vardar, Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, Multilingual Yay., stanbul, 1998, s. 23.
12
sorulardr.
26
O da, Platonda olduu gibi dil terimini ifade etmek iin glotta
kelimesini kullanr. Telaffuz edilen sesi phone kelimesi ile telaffuz edilen dili ise
dialekton kelimesiyle ifade eder.
27

Aristoteles dilin douu problemini, toplumla ilgili bir konu olarak kabul
eder. Politika adl kitabnda, insanlarn toplum halinde yaamaya balamalaryla
birlikte dili de kullandklarndan bahseder. Ayrca ona gre, insan dier canllardan
ayran zellik konuabilmesidir. ...ou kez dediimiz gibi, doa (nature) hibir eyi
bouna yapmaz; insan siyasal bir hayvan yapmak amacyla da, btn hayvanlar
arasnda yalnz ona dili, anlaml konuma yetisini (speech) vermitir. Konumak ses
kartmaktan (voice) olduka ayr bir eydir; ses karma yetisi (the power of speech)
teki hayvanlarda da vardr, bununla duyduklar ac ya da hazz anlatrlar; nk
gerekten baz hayvanlarn doal gleri, onlarn hem haz ve ac duymalarna, hem de
bu duygularn birbirlerine aktarmalarna elverilidir. Oysa dil, yararl ve zararl olan,
doru ve yanl bildirmeye yarar. nk insanla teki hayvanlar arasndaki gerek
ayrlk, yalnz insanlarn iyi ile kty, doru ile yanl, hakl ile haksz
sezebilmeleridir. te bir aile ya da ehri meydana getiren ey de; bu konularda ortak
bir gr paylamaktr.
28

Aristoteles, doa tarafndan insanlara verilen dilin yani anlaml konuma
yetisinin en nemli ilevinin, insanlar arasnda iletiimi ve doru ile yanl ayrt etmeyi
salamak olduu grndedir. Antika Grek felsefesinde, dilin kkeni zerine
yaplan bu aratrmalarla birlikte nesnenin ad ile nesne arasnda ne tr bir ilikinin var
olduu da sorgulanmaya balanmtr.
1.1.1. Antik Felsefede Adlandrma Hakkndaki Grler
Her insan, nesneler dnyas zerine eitli dncelere sahiptir. Bu
dncelerini, evresindeki varlklara farkl adlar vererek dile getirir. nsan, nesnelerin

26
Teoman Dural, Aristotelesin Kategorilerinde, Fiziki ile Metafizikinde Deime ve Zaman Sorunlar,
Felsefe Arkivi, S.26, Edebiyat Fakltesi Basmevi, stanbul, 1998, s. 23.
27
Aristoteles, Ruh zerine, ev. Zeki zcan, Alfa Yay., 2.bsk., stanbul, 2001, s. 115, Aristoteles, Metafizik, ev.
Ahmet Arslan, Sosyal Yay., 2.bsk., stanbul, 1996, s. 165.
28
Aristoteles, Politika, ev. Mete Tunay, Remzi Kitabevi, stanbul, 6.bsk., 2002, s. 9-10, (1.kitap, 2.blm), bkz.
Politics, The Complete Works of Aristotle, C.2, Ed. by. .Jonathen Barnes, Bollingen Series LXXI.2, Princeton
University Press.
13
adlar ile nesne arasnda ne tr bir ilikinin var olduunu bilmek iin sorular sorar: Dil
ile adlandrlan dnya arasnda bir iliki var mdr? Eer varsa bu iliki nasl kurulabilir?
Etrafmzdaki varlklar hakknda nasl konuabiliriz? rnein, aa dediimiz varla
niin bu ad veririz? Aa adn kim vermitir? Ayn toplumda yaayan insanlar, bu
ad zerinde uzlamlar mdr? Yoksa nesnelere adn veren bir ad koyucu mu vardr?
Kk, gvdesi, dallar ve yapraklar olan her nesneye aa dememiz gerekiyor mu?
Bu ad, aacn doal bir paras mdr? Bu varln tabiatn, aa ad ne kadar
yanstyor? Antika Grek dncesinde bunlar ve bunlara benzer sorularla, dil ile
nesneler arasndaki ba sorgulanarak nesnelerin zne ait bilgiye ulamak
amalanmtr.
Retorii gerek bilim olarak kabul eden Sofistler, adlarn doruluu hakknda
yaplan tartmay gereksiz grrler. nk adlar, nesnelerin doasn, nesnel
karlklar olmadklar iin dile getiremezler. Onlar, adlarn grevini insanda duygular
uyandrmak ve dnceleri tayarak insanlar fiillere ynlendirmek eklinde
belirlerler.
29
Sofistlerin nemsiz grdkleri bu problem, daha sonra Antika Grek
felsefesinde, iki felsefe okulu arasnda tartma konusu olur. Bunlardan birinci taraf yani
Pythogorasla birlikte savunulmaya balayan doalc gr, adla nesne arasndaki
ilikinin doal olduunu, adlarn adlandrldklar nesnelerin zn sesler araclyla
taklit ederek yansttklarn kabul eder. Buna kar kan Demokritosla birlikte
savunulmaya balayan uzlamc gr ise adla nesne arasndaki ilikinin uzlamla
olduunu ve adlarn nesnelere insanlar tarafndan tesadf olarak verildiini savunur.
30

Ne var ki bu tartma, felsefe tarihinde ilk defa, Platonun Kratylos
diyalogunda ayrntl bir biimde ele alnr. Kratylos, Hermogenes ve Sokratesin
katld tartmann konusu, dil ile dnya arasndaki ilikinin nasl olduudur.
Hermogenes, adlarn doruluunun toplumun uzlamasna bal olduunu, Kratylos ise
her nesne iin doru bir adlandrmann var olduunu savunur. Sokrates, sorunun
zmn kendisinin de bilmediini, bu nedenle eitli sorular sorarak konuyu
aydnlatmaya alacan syler. Platon bu diyalogta, Kratylos ve Hermogenesin baz
grlerini rterek bir ksmn da gelitirerek kendi ad retisini ortaya koymak ister.

29
Ernst Cassirer, a.g.e., s. 140.
30
John R. Searle, Sz Edimleri, ev. R.Levent Aysever, Ayra Yay., Ankara, 2000, s. 10.
14
Platonun dil retisinde temel problem; adn doas, objenin doasyla ayn
olduuna gre, adn doasn bilen, objeyi de bilir, nk obje adn benzeridir; ve
dolaysyla, birbirinin benzeri olan btn eyler iin, tek ve ayn bilim vardr
31

grnn doruluunu aratrmaktr. Adlarn nesneler hakknda nasl bilgi verdiini
inceleyen Platon, onlarn nesnelerin doal doru ad lar olduu grn
(Kratylosun iddiasn) reddetmitir. Ona gre adlar, nesnelerin doal uygun adlardr.
Nesnelerle ilgili bilgiyi bakalarna retmek iin adlarn konulduuna
32
iaret
eden Platon, adlarn nesnelerin doalarnda bulunan adlandrma ve adlandrlma tarzna
gre yaplmas gerektiini ileri srer.
33
Adlandrma iini, en doru biimde yasa
koyucunun yapabileceini ifade eden filozofumuz, yasa koyucunun kim veya ne
olduuna aklk getirmez. Yasa koyucu; halk, mitolojik bir kii ya da Tanrsal bir
igdye sahip insan olabilir. Bu kii, her nesne iin doas itibaryla uygun olan ad,
seslere ve hecelere vermesini bilmelidir. Her yasa koyucu, ayn heceleri
kullanmayabilir. Bu konuda, nemli olan her obje iin uygun ad vermesidir.
34

Tanrlarla insanlarn nesneleri farkl ekillerde adlandrdn ifade eden Platon,
Tanrlarn koyduu adlarn, nesnelerin doal doru adlar olduunu, fakat insanlarn
bu adlar anlamaya glerinin yetmediini aklar.
35
Tanrlarn adlandrmasna karlk
insanlarn nesnelere verdii adlar ise doal uygun adlardr.
Platonun bu diyalogu, drt ana sorun etrafnda geen bir tartmadr.
Bunlardan birincisi, adlarn ileviyle; ikincisi, adlar ile onlarn adlandrdklar eyler
arasndaki ilikinin yapsyla; ncs, bir nesnenin doru adlarnn saysyla;
drdncs, adlarn ilk defa verilmesi ile ilgilidir. Kratylos diyalogunda, tartma
konusu yaplan bu drt iddiaya drt ayr aklama getirilir. lk olarak; adlar; bakalarna
bilgi retmek iin vardr. kincisi; adlar ile nesneler arasnda doal bir ba vardr.
ncs; bir nesnenin tek bir doru ad vardr. Sonuncusu ise adlar ilk veren, insann

31
Platon, Kratylos, s. 117-118.
32
Platon, a.g.e., s. 102.
33
Platon, a.g.e., s. 16.
34
Platon, a.g.e., s. 19-21.
35
Platon, a.g.e., s. 25-26.
15
stnde bir gtr.
36
Filozof, nesnelerin nasl adlandrlmas gerektiini, bu drt gr
etrafnda akla kavuturmaya almtr.
Platonun rencisi Aristoteles, kitaplarnda adlandrma konusuna pek fazla
yer vermez. O, Yorum zerine adl eserinde, adlarn uzlam yoluyla verilmi
olduuna ksaca deinir. Ad, paralar ayr ayr anlaml olmayan, zaman d,
uylamsal olarak anlaml bir sestir.
37
Platonun doal uygun ad grne kar
kan Aristoteles, adlarn, ad olularnn simge olmalarndan kaynaklandn bundan
dolay hibirinin doal olamayacan kabul eder. Yazl olmayan sesler ise yaban
hayvanlarnda olduu gibi bir ey belirtir. Ancak bunlarn hibiri ad olamaz. Doruluk
ya da yanllk ifade eden cmleler de, bildiride bulunduklarndan dolay
uzlamsaldrlar.
38
Demek ki, adlar ve adlardan oluan cmleler doal deil, uzlama ile
konulmulardr.
Grek felsefesinde uzun tartmalarn yapld bu konuda Platon, nesnelerin
adlandrlmasnn nasl olmas gerektiine dair en kapsaml bilgiyi veren filozoftur
Platonun felsef retisinden etkilenmi olan Frb, insan saadete ulatracak bilginin
incelenmesine ayrd Efltun Felsefesi adl eserinde onun bu diyalogunun tantmn
yapar: Bundan sonra, bu sanatn dilbilim olup olmadn, insan, ad geen dili
konuan milletin ounluunun anlayna gre manalar, fikirleri gsteren isimleri
kavraynca ve onlar dil bilginlerinin metoduna uygun inceler ve bilirse, eylerin
zlerine ait kuatc bir bilgisi olacan ve onlar vastasyla arzulanan bilgiyi elde
edeceini, zira bu sanatn rencilerinin kendilerinin byle dndn inceledi. Bu
sanatn asla o bilgiyi vermedii kendisince anlald ve bu bilgiye yol olabilecek ne
kadar bilgi saladn aklad. Bu, Cratylos olarak bilinen kitabnda bulunur.
39

Filozofumuz Kratylos diyalogunda, insan mutlulua ulatracak bilginin verilmediini
bunun yerine nesnelerin doasna ait bilgilerin ele alndn ifade eder. Grek
felsefesinin varlk, dil ve mantk teorilerinden etkilenen slm dncesinde de dil,
felsef bir problem kabul edilmesinden dolay eitli grler ileri srlmtr.

36
Levent Aysever, Kratylos: Adlarn Doruluu ve Bilgi, S.2, C.19, Hacettepe niversitesi Edebiyat Fakltesi
Dergisi, 2002, s. 154-159.
37
Aristoteles, Yorum zerine, ev. Saffet Babr, mge Yay., 1.bsk., Ankara, 1996, s. 1.
38
Aristoteles, a.g.e., s. 2-3.
39
Frb, Eflatun Felsefesi, ev Hseyin Atay, Frbnin Eseri iinde, Kltr Bakanl Yay., 1.bsk., Ankara,
2001, s. 75.
16


1.2. slm Dncesinde Dil Felsefesi
1.2.1. slm Dncesinde Dil Probleminin Temelleri
Mslman Araplar; Suriye, Irak, ran ve Msr topraklarn fethettikleri zaman
Grek, Roma ve Zerdt gibi kltr evreleriyle karlatlar. Yaklak iki- asrlk bir
sre ierisinde, bu ilim ve kltrlere ait eserleri tercme ederek kendi okullarnda
retmeye baladlar. slm limleri; Hellenistik, Ssn, Hind ve in gibi kuvvetli
kltrlerin yazl ve yazl olmayan rnlerinden byk lde istifade ettiler. Ayrca
H.III./M.IX. yzylda, Sryan mtercimler araclyla ok sayda felsef eser (zellikle
Aristotelesin kitaplar), Yunanca'dan, Sryanice'den ve Kptceden Arapaya
evirileri yaplarak ilimlerin geliiminde nemli bir yere sahip oldular.
40

Tercme faaliyetlerinin de etkisiyle slm kltr ve medeniyeti geliti.
Zamanla bilimlerin eitleri ile birlikte ilm ve edeb eserler de oald. Mslmanlarn
ehir hayatna gemeleriyle, Emeviler dneminde, Mekke ve Medine, musiki ve iir
sanatlarnn, Basra ve Kfe, bilim ve dnce dnyasnn en canl ve hareketli etkinlik
merkezleri haline geldi.
41

Arap olmayan kavimlerin slm dinine girmeye balamalaryla birlikte ilk
devirlerden itibaren Arapay bilmemeleri nedeniyle dini renmelerinde sorunlar
ortaya kt. Bu milletlerin Kurn anlayabilmeleri iin Arap dilini renmeleri
gerekiyordu. Bylece Arap limler, konuulan ve yaayan Arapann kurallarn ve
kidelerini belirleyerek yabanclara dil retilmesini kolaylatrmay amaladlar.
Sonraki yzyllarda ise fakihler, mfessirler ve hadisiler, Kurn ve hadisleri daha iyi
anlayp anlatabilmek iin Arap dilbilgisini kurma abas iine girdiler. Bu sebeple,

40
Hilmi Ziya lken, Uyan Devirlerinde Tercmenin Rol, lken Yay., stanbul, 1997, s. 64, Sadk Trker,
slm Dncesinin Geliiminde Tercme Faaliyetlerinin Rol, Kutadgu Bilig Dergisi, S.3, stanbul, 2003, s.
225,
41
Corci Zeydan, Tarihu Adbil-Latil-Arabiyye, C.2, Drul-Hill, Kahire, 1957, s. 10, Philip Hitti, slm
Tarihi, C.2, ev. Salih Tu, Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi Yay., stanbul, 1995, s. 379.
17
Araplarn anlat tarzlar ile szlerini, iirlerini, darb- mesellerini tetkik ve aratrma
lzmu hissettiler.
42

Hicri ikinci yzylda yaplan dilbilim almalarnn amac, dn problemlere
zm aramak iindi. Kutsal kitab daha iyi anlama ve yorumlama abalar dil
probleminin ele alnmasnda en nemli etkendi. Ayrca farkl kltrleri tanma ve onlar
anlama arzular, dil ve dilbilgisi bilmeyi gerektirmesinden dolay dilbilim
aratrmalarna hz verdi. Bundan dolay Mslman dilbilimcileri daha ok dilin kelime
yaps, kelimelerin tarih sre ierisindeki anlam deimeleri ve cmle iindeki
dizililerinin eitli biimlerde adlandrlmas zerinde younlatlar.
43

Bu dnemdeki (H.II. yzyl) dilbilimin aratrma alan, dzgn ifde ve
lafzlarn derlenip snflandrlmas, anlam ve lafz, dnce ve dilbilgisi (nahiv),
etimoloji ve kavram analizi arasndaki ilikilerin incelenmesi idi. Dil zerine yaptklar
aratrmalarla Mslman dnrler dilbilimi, kelime bilgisi (sarf), dilbilgisi (nahiv),
anlam teorisi, seslerin k (meharicl-hurf) ilmi, kelimelerin konumu ve tretilmesi
ilmi (ilml vaz ve ilm-i itikk), beyan ilmi, bedi ilmi, aruz ilmi, konumann halin
gerektirdii ekle uygunluu ilmi (ilmd-devvin) ve bakasnn sznn kendi hline
uygunluu ilmi (ilml-muhazara) eklinde ksmlara ayrdlar. Baz dil tarihileri,
edebiyat da dilbilim iine katmlard.
44
Daha sonraki dnemlerde ise Arap dilbilimi,
nahivciler tarafndan Aritoteles mantnn yerine doru dnme ve bilgi retme
amacyla kullanlan bir yntem hline getirildi.
IX. ve X. yzyllarda nahivcilerle mantklar arasnda yaplan tartmalar
slm dnce tarihinde ses getirmitir. Bu yzyllarda, dilbilim aratrmalarna nem
verilmesi sebebiyle dile dair konularn ele alnd byk bir miras bugne kadar
gelmitir.


42
Corci Zeydan, Medeniyet-i slmiye Tarihi, C.3, Osmanlcaya eviren: Zeki Meamiz, stanbul, 1329 (h.), s. 145,
Ignace Goldziher, Klasik Arap Literatr, ev. Azmi Yksel, Rahmi Er, maj Yay., 1.bsk., Ankara, 1993, s. 72,
evki Dayf, el-Medrisn-Nahviyye, Drul-Merif, 7.bsk. Kahire, 1992, s. 11.
43
Yakup Civelek, VII.-XI.Yzyl slm Dnyasnda Dil Olgusuna Yaklamlar ve Batl Dilbilimcilerle
Mukayesesi, Kuran ve Dil Sempozyumu, Van, 2001, s. 202.
44
Hasan Ayk, Frbde Dil-Mantk likisi, (Baslmam Doktora Tezi, Atatrk niversitesi, Sosyal Bilimler
Enstits Felsefe Ana bilim Dal), Erzurum, 2002, s. 131.
18
1.2.2. Dil limlerinin Disiplinler Haline Gelmesi
Mslman bilim adamlarnn dil ile ilgili konu ve problemlere eilmeleri,
slm dnyasnda mantk ve felsefe almalarnn balamasndan nce idi. lk olarak dil
sorununun ele alnmas, slm ilimlerin oluumuna, mantk ve felsefe eserlerinin
yazlmasna imkan salad.
45

Balangta dil zerine yaplan aratrmalarda Arapann kelime yaps,
kelimelerin cmle iindeki fonksiyonlar belirlendi. Sonralar tefsirci, hadisci, kelmc,
fkh ve edebiyat limlerinin ayn zamanda iyi birer dilbilimci olmalar Arapa
dilbilimini, dilin ses esini de kapsayan hitap esi zerine konumlandrmalar
gerektii ve onun bir dnme disiplini olduu iddiasna gtrd. nk nahiv
ilminin, dilbilgisi kurallarn aklamasndan dolay bu kurallarn dnceyi de iine
ald evrensel bir ilim olduu savunuluyordu. Bu yzden, anlamn snrlarn
belirlemek ve dellete dair kurallar koymak iin beyn ilmi ortaya kartlmtr.
46

Nahiv ilminin balangc hakknda farkl rivayetler olsa da, bu ilmin, Hz.
Alinin isteiyle Eb Esved ed-Del (l.H.69/M.688) tarafndan kurulduu yaygn
olarak kabul edilen grtr. O, nahiv ilmini Hz.Aliden rendi. Ebul Esved, Arap dili
ve grameri zerine geni bilgi sahibi, kelimelerin anlamlarn bilen, ir bir kimse idi.
Basrada rencilerine lgat, nahiv, iir ve edebiyat dersleri verdi.
47

Hicr ikinci ile drdnc asrlar arasnda, Basrada, Arapann gramer
kurallarn tespit etmeye alan, dil zerine aratrmalar yapan dil limleri, rviler,
hfzlar, irler ve edipler yetimitir. Yaklak bir asr sonra da ona paralel olarak
Kfede, asr kadar yaayacak ikinci bir dil okulu kurulmutur. Her iki ehirdeki dil
evrelerinde, dil meselelerine bak tarzlar birbirlerinden farkl olmas sebebiyle
aralarnda ihtilaflar meydana gelmitir.
48


45
Sadk Trker, Frbde Dil ve Mantk likisi, Kutadgu Bilig Dergisi, S.1, stanbul, 2002, s. 139.
46
Hasan Ayk, a.g.t., s. 131.
47
Corci Zeydan, a.g.e., C. 3, s. 140-141, evki Dayf, a.g.e., s. 13, Selami Bakrc, Kenan Demirayak, Arap Dili
Grameri Tarihi, Atatrk niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi Yay., Erzurum, 2001, s. 21-29.
48
Corci Zeydan, a.g.e., C. 3, s. 147, Hulsi Kl, Basriyyn, C. 5, Trkiye Diyanet Vakf slm Ansiklopedisi, s.
117.
19
Basra ekolnn kurucular, Sbeveyh (l.H.180/M.796) ve onun dilde hocas
Halil b. Ahmettir (l.H.175/M.791). Halil, lgat ilmine dair ilk kitap olan Kitbul-
Aynn yazardr. Alfabetik diziye uygun hazrlanan bu lgatta, kelimelerin kklerini
oluturan sessizler esas alnmtr.
49
Ayrca aruz ilmini de ilk defa ortaya atan dilcidir.
Halil b. Ahmet, Aristoteles mantnn etkisiyle Arapa dilbilgisini gelitirme abas
iinde oldu.
50
Mant gramerin aleti olarak grmesi nedeniyle, dile mantksal bir yap
vermeye alarak bir eit dil felsefesi ve analitik felsefe gelitirmeyi denedi. Bundan
dolay, Basra ekol Ehlul-Mantk olarak da adlandrld.
51

Birok dilbilimci o devirde dile felsef ynden yaklamlar ve dil felsefesinin
ilgi alanna giren konular ele almlardr. Dilin kkeni, adlandrma, dil ile doruluk ve
dil ile varlk ilikisi gibi konularda aratrmalar yapmlardr. Ayrca dil ve mantkla
ilgili hususlarda ayrntl almalar vardr. Srf, Kis (l.H.189/M.804), bn Cinn
(l.H.392/M.1001) ve Ebu Hayyan et-Tevhid bu alanda mehur olmu kimselerdir. IX.
yzyln sonlaryla X. yzyln balarnda yaam olan tarihi, dilci ve filozof Eb
Hamza sfahn (l.H.360/M.971) onlar el-Felsifetn-Nahviyyn (Dil veya Nahv
Filozoflar) olarak adlandrmtr.
52

Kfeli dil bilginlerinin en nemli ismi; ran asll Ali b. Hamza el-Kisdir.
Kis, Basra okulunun kurucularndan Halil b. Ahmetten dersler aldktan sonra Kfe
okulunun kurucusu Rus (l.H.175/M.791) ile birlikte almalarn srdrd.
53
Kfeli
dil limleri daha ok fkh ve usl, kratler ve rivyeti, eski Arap iirinin rivyet ve
derlenmesi ile megul oldular.
54

ki dil okulu arasndaki ilk ihtilf, Basra okulunun kurucularndan Halil b.
Ahmet ile Kfe okulundan Rus arasnda kmtr. Daha sonra Kis ile Sibeveyhin,
Halife Harun Reidin huzurunda yaptklar Znbriyye tartmas, aralarndaki
ihtilflarn aa kmasn salamtr. Basra ve Kfe okullarnn ayn metodu, yani
iitme ve kyas kullanmalarna ramen dile farkl bakmalarnn altnda yatan eitli

49
Halil b. Ahmet, Kitbul-Ayn, C. 1-8, nr. Mehd el-Mahzm, brahim es-Semerr, Beyrut, 1988.
50
evki Dayf, a.g.e., s. 30, Corci Zeydan, Tarihu Adbil- Latil-Arabiyye, C.2, s. 115.
51
Goldziher, a.g.e., s. 74, evki Dayf, a.g.e., s. 20-21, Mehmet Bayrakdar, slm Felsefesine Giri, Diyanet Vakf
Yay., 2.bsk., Ankara, 1998, s. 86.
52
Mehmet Bayrakdar, a.g.e., s. 85.
53
Ignace Goldziher, a.g.e., s. 78.
54
Selami Bakrc, a.g.e., s. 45.
20
sebepler vardr. Basraya yakn llerde, Arap dilini fasih bir ekilde konuan bedev
Araplarn yerlemi olmas nedeniyle, buradaki dil bilginleri, dile ait genel kurallar
koyarken bedev Araplarn dilini esas almlardr. Bu kurallara uymayan kaideleri kabul
etmemilerdir. Kfe okulu ise, ehrin farkl milletlerden ve farkl dinlerden ve
mezheplerden insanlarn bulunduu karmak bir yerleime sahip olmasndan dolay
Arap olan herkesten rivayet edilen her trl kaideyi esas almtr. Bu durumun sonucu
olarak, dilbilgisi kurallar ve szlk oluturulurken Basra okulu, konulan kaidelere sk
bir ekilde bal kalm, Kfe okulu daha esnek davranmtr.
55

Basra ve Kfe okullarnn genel olarak dil anlaylarnda da farkllklar vardr.
Basra okulu dili, olaylar, olgular, kavramlar ve dnceleri yanstan bir ayna olarak
ele almlardr. Bu nedenle dilin yasalar, dncelerin, yaamn, nesnelerin, toplumun
ve mantn yasalarnn aynsdr. Bu yzden dilbilimciler, nahiv ve sarf yani dilin
kurallarn her yerde ve her zaman geerli kabul etmek zorundadrlar. Basra okuluna
mensup alimler, dilde kyas metodunu kullanmlardr. yle ki, dildeki istisnalar bile
kyas yoluyla kural haline getirerek daha felsef bir dil mant kurmaya almlardr.
56

Basra okulu, mantk bir dil kurmay ve dnce ile varl dille analiz etmeyi
amaladklar iin dil aratrmalarnda biime ve mantk kaidelerin belirlenmesine
arlk vermilerdir. Sz sanatlarnda lfz ve anlamdan hangisinin daha nemli olduu,
dilin vaz mi yoksa tabi olarak m ortaya kt sorular, onlarn aratrma alanlarn
oluturmutur.
57

Kfe okuluna gelince onlarn dile bak, daha ok dilbilimsel adan olmu ve
i limlerin etkisiyle dilde ezoterik (batn) ve gnostik anlamlara arlk verilmitir.
Platon, Yeni Pisagorculuk ve Yahudi Kabbalizminin de etkisiyle birlikte dil felsefesi,
hurfilik, sembolizm ve cifircilie dnmtr. Ayrca harflerin ve kelimelerin batn
anlamlar aratrlarak yorumlanmaya allmtr. i limleri bu yola gtren
sebeplerden biri, Kurndaki Hurfu Mukattaalar aklama ihtiyac olmutur. Basra

55
Ignace Goldziher, a.g.e., s. 75-79, Hasan Ayk, a.g.e., s. 131.
56
Mehmet Bayrakdar, a.g.e., s. 86.
57
Mehmet Bayrakdar, a.g.e., s. 86.
21
okulunun dil anlaynda mantk kurallar ne kt halde, Kfe okulu daha ziyade
tinsel olan bir dil felsefesi yapmtr.
58

Bu iki okulun dilbilgisi alannda tarttklar en nemli konu; dilin aslnn fiil
mi yoksa mastar m olduudur: Basra okuluna gre, mastar, kaytlanmam, mutlak
zamana dellet ettii iin dilin asldr. Fiil, belirli bir zamana dellet etmesi
dolaysyla dilin asl olamaz. Ayrca mastar isimdir ve asldr. sim ise fiile ihtiya
duymadan i grr. Ve mastar sadece olua dellet eder. Fiil, hem olua hem de zamana
dellet eder.
59
O halde mastar, dilin asldr.
Kfe okuluna gre ise dilin asl fiildir, mastar feridir. nk fiil asldr ve
mastar fiilden tremitir. Ayrca fiilin doruluu mastarn doruluunu gerektirir. Fiil,
mastarda amel eder. Bu sebeple, milin mmulden rtbesi stndr. Mastar fiili
kuvvetlendirir ve kuvvetlendirilen ise kuvvetlendirenden stndr. Mastarn anlam,
fiilin faili olmadan dnlemez. Dolaysyla fiilin faili olmadan mastar dnlemez.
60

Bu nedenle de, dilin asl fiildir.
Milad X. yzyldan itibaren Basra ve Kfenin bilim alanndaki baarlar yok
olmaya balamtr. Bu sebeple, hilafetin bakenti olan Badatta, halifenin korumas
altnda bilimsel almalar devam etmitir. Bu yzden, dil alimlerinin de Badatta bir
araya gelmeleriyle dil almalar, daha geni bir temel zerinde ykselmitir. Badat
okulunun temsilcisi saylan bni Cinn, bu iki okulun dilbilim alanndaki grlerini
sentezleyerek kendi dilbilim anlayn ortaya koymutur.
61

Badatta mantklarla nahivciler arasnda yaplan tartmalar, Basra ve Kfe
okullarnn dil tartmalar kadar ses getirmitir. Mild 756 senesinde Organonun
Arapaya tercme edilmesi ile Arap dilbilimcileriyle Sryani mantklarn kar
karya getiren dil ve mantk tartmalar balamtr. Mantklar, Aristoteles
mantnn evrensel bir dil olduunu savunurken nahivciler, Arap nahvinin mantn
yerini tutabileceini iddia etmilerdir. Bu tartmalarn temel sebebi; iki farkl kltr

58
Mehmet Bayrakdar, a.g.e., s. 85, Goldziher, a.g.e., s. 78.
59
Ebul Berakat el-Enbar, El-nsaf F Mesailil Hilf Beynen-Nahviyyin el-Basriyyn vel Kfiyyin, C.1, el-
Mektebetl-Asriyyn, Beyrut, 1993, s. 237, Hasan Ayk, a.g.t., s. 140.
60
El-Enbr, a.g.e., C.1, s. 235-236.
61
Corci Zeydan, a.g.e., C.3, s. 149, Goldziher, a.g.e., s. 80, evki Dayf, a.g.e., s. 268.
22
arasndaki uzlamazlktr. Bu tartma, Arap dilinin mi stn olduu yoksa Yunan
mantnn m stn olduu ve dilbilimin de mantk gibi bir alet ilmi olup olamayaca
ekline dnmtr.
62

slm dncesindeki dil ve mantk ilimleri ile ilgili tartmalar, Halife el-
Memn (l.H.215/M.830) tarafndan Beytl-Hikmenin kurulmas ve bundan dolay
da tercme faaliyetlerinin hzlanmasyla ikinci bir dneme girmitir. Tercme edilen
metinle, asl metin arasndaki anlam farkllklarnn nasl giderilecei ve Grek
mantnn Arap diliyle nasl ifade edilecei gibi iki problemle karlalmtr. Bu
tartmalardaki son aama, mantklarn etimoloji ve szdizim bakmndan
karlatklar sorunlar olmutur. Ayrca mantktan nce balayan dil almalarnn
amacnn, Kurn daha iyi anlama olmas, buna karlk Yunan mantnn hitabete
(retorie) arlk vermesi, bu tartmalardaki en nemli nedenlerinden birisi haline
gelmitir.
63

nsan mutlulua ulatracak bilginin mantktan m yoksa dilden mi getii
zerine yaplan bir mnazara, dil ve mantk ilikisi tartmalarna yeni bir boyut
kazandrmtr. Eb Hayyan et-Tevhidnin, Kitbul-mt vel-Munese adl
kitabnda bahsettii mnazara H.326/M.932 ylnda yaplmtr. Bu mnazara, Sryni
mtercim ve mantk Matt bin Yunus ile Arap dilbilimcisi, kelm ve fkh bilgini
Srf arasnda olmutur.
64
Matt, bir konuma arac (let) olan mantn, dzgn
konuma ile hatal olan ve doru anlam ile yanl anlam birbirinden ayrmaya
(terazi/l gibi) yaradn iddia etmitir. Srf ise, dzgn ve hatal konumay
tertibin (bin-nazmil-melf vel-rbil-mruf), doru ve yanl anlam da akln ayrt
ettiini savunmutur. Ayrca Yunanca terminolojiye dayanan Aristoteles mantnn
baka toplumlar iin balayc olamayaca grndedir. Daha sonra Srf, tartmay
anlam-lafz ve konuma-anlam ilikisine ekmitir. Mantkla bu iki ayr alann
bilinemeyeceini, insanlarn Arapa, Yunanca gibi farkl dillerde konumalar
nedeniyle, bu dillerin says kadar, doru ile yanl belirleyecek aralarn olmas

62
Sadk Trker, Frbde Dil ve Mantk likisi, Kutadgu Bilig Dergisi, S.1, s. 142.
63
Hilmi Ziya lken, a.g.e., s. 65, Sadk Trker, Frbde Dil ve Mantk likisi, Kutadgu Bilig Dergisi, S.1, s.
142.
64
Eb Hayyan et-Tevhid, Kitbulmt vel-Munese, C.1, tah. Ahmed Emn, Ahmed ez-Zeyn, Mektebetl-
Asriyye, Beyrut, 1953, s. 108.
23
gerektii tezini ortaya atmtr. Srf mant da bu aralardan herhangi birisi gibi kabul
etmitir. Matt, dilin tabi ynne vurgu yaparak eylerin anlalabilirliini esas alm
ve bunun toplumlara gre deimeyeceini bildirmitir.
65

Frbnin mantk ve nahiv hocalar arasnda gerekleen bu mnazara,
filozofumuzun dil anlay zerinde etkili olmutur. Mantk ve nahiv tartmalarnn
yapld bir dnemde yaayan Frb, her iki anlay sentezleyerek problemi zmeye
almtr.
1.2.3. slm Dncesinde Dilin Douu Teorileri
slm dnrleri dilin kkeni hakknda birbirinden farkl iki gr kabul
etmilerdir. Kurn- Kermde ki, Allahn, Hz. deme btn isimleri rettiini
66
ve
insan yaratarak ona beyan (duygularn ifade edebilmeyi) ilhm ettiini bildiren
yetten hareketle dilin tevkf olduunu iddia edenlere kar, dilin insanlar tarafndan
ortaya atld da savunulmutur. Hicr IV./M.IX. yzyln balarndan H.IX./M.XV
yzyln bana kadar Arap dilcileri, bal olduklar ekollere ve mezheplere gre bu
konuda yorumlar yapmlardr. Ancak dilin kkeni hususunda ortak bir anlama zemini
bulamamlardr.
67

bni Fris (l.H.395/M.1005) dilin Allah tarafndan vahiy edildii
grnde olanlarn temsilcisidir. Mehr slm alimlerinden bni Abbas
(l.H.68/M.688), Ebul-Hasan Er (l.H.324/M.935) ve bni Frek (l.H.406/M.1015)
ayn gr kabul etmilerdir. Hz.deme isimlerin tamamnn retildiinden
bahseden yeti delil getirerek fiillerin ve harflerin de ayn ekilde vaz edildiini
belirtmilerdir. Katde (l.H.117/M.735), deme isimlerin yaratld zaman
retildiini, meleklerin ise isimleri bilmediini ifade etmitir. dem, her eye ismiyle
ad vermitir. bni Fris, Fkhul-La isimli eserinde, Dil tevkf mi yoksa stlh
midir? bal altnda bu konuyu incelemitir. O, Bakara suresi, 31. yeti delil
getirerek dilin ilhi kaynakl olduu sonucuna ulamtr. Bu yette geen adlardan

65
Sadk Trker, Frbde Dil ve Mantk likisi, Kutadgu Bilig Dergisi, S.1, s. 143-144, bkz. Tevhid, a.g.e., s.
109-110.
66
Kurn- Kerm, 2/31.
67
Mehmet Yavuz, a.g.t., s. 114.
24
ama; mahlukatn adlardr. Allah, deme adlar retmi, o da ocuklar vastasyla
dier insanlara nakletmitir. Ayrca Allah, insanlarn ihtiyalarna gre her dnemde
yeni kelimeleri peygamberlerine retmitir. Bu durum, Hz. Muhammede kadar devam
etmitir. bni Fris, nahiv, aruz gibi ilimlerinde ilhm yoluyla insana bildirildii
inancndadr
68

Dilin kkenini insan aklna dayandranlar arasnda yer alan bni Cinn,
Dilin asl ilhm m yoksa stlh mdr? bal altnda, bu konunun derinlemesine
dnlmeye ihtiya duyulan bir mevz olduunu ifade eder. Daha sonra ise ehlun-
nazarn (dil limlerinin) ounluunun, dilin vahiyle bildirilmemi olduunu, bilakis
insanlar tarafndan vaz edildii grnde olduklarn aklar. bni Cinn, hocas bni
Frisin delil getirdii yetteki retti fiilini, g yetirdi biiminde tevil ederek
Allah, deme isimleri vaz etmesine muktedir kld olarak yeti anlamlandrr.
Bylece Bakara suresi 31. yetin bu konuda delil olamayacan ileri srer.
69
bni
Cinnnin, dildeki henk ve uyumdan etkilenerek dilin Allah tarafndan vahiy edilmi
olabilecei hususunda tereddde dt grlse de sonuta dilin insanlarn uzlama
yolu ile ortaya koyduu bir sistem olduunda karar klar.
70

Eb Him (l.H.321/M.924) ve Mutezile alimleri ise dilin insan tarafndan
ortaya konulduu fikrindedirler. Bu konuda, Her resl kavminin dili ile gnderdik
71

yetini delil getirerek grlerini savunurlar. Onlara gre, nce kavmin dili olmas
gerekir ki, sonrasnda resl gelerek insanlara Allahn yetlerini bildirebilsin.
72

Ayrca dilin balangcnn Allah tarafndan retilmesi ile kalanlarnn ise
istlh yani insanlarn uzlamasyla olduunu kabul eden nc bir grn
varlndan Fahreddin er-Raz (l.H.606/M.1209) Mahsl isimli kitabnda bahseder.
Bu dnceyi savunanlar, dilin kkeni ile ilgili ihtilaflarn hepsinin de hakl ynleri var
olabilecei grnden hareketle, iki iddiann da kabul edilmesinin caiz olduunu

68
Muhammed Sddk Hasan Knnevc, Bulga, tah. Nezir Muhammed, Mektebi-Drul-Beairil-slm, 1.bsk.,
Beyrut, 1988, s. 72-74, Celleddin Suyut, Muzhir, C.1, Drul-Fikr, (Tarihsiz), s. 16.
69
bn-i Cinn, a.g.e., C.1, s. 40-41.
70
bn-i Cinn, a.g.e., C.2, s. 28.
71
Kurn- Kerm, 14/4.
72
Knnevc, a.g.e., s. 78, Celleddin Suyt, a.g.e., C.1, s. 16.
25
sylerler. Eb shak el-sferyn (l.H.418/M.1021), balangta dilin Allahtan
sonrasn da ise insanlar tarafndan tamamladn kabul edenlerin mezhebindendir.
73

Hicr drdnc asr, dilin kkeni hakknda tartmalarn yapld, bu
konuda ekollerin olutuu bir dnemdir. Ayn asrda yaam olan Frbde dilin ortaya
kn felsef bir tarzda, biyolojik ve antropolojik aklamalar eliinde anlatr.
1.3. Frbde Dil Felsefesi
Eb Nasr Muhammed ibn Muhammed ibn Tarkan (veya Tarhan) ibn Uzlug
el-Frb (870-950) Trktr.
74
Eitim ve renimini Badat ve Harranda devrin nl
hocalarndan dersler alarak tamamlad. slm dnyasnda dil aratrmalarnn geerli
olduu bir dnemde yaayan dnrmz, mehr dil limlerinden dersler ald. Eb
Bir Matta b. Yunus ve Yuhann b. Haylndan Aristoteles mantn rendi. Eb Bekr
ibn el-Serrctan ise Arapa ve Arap dilbilgisi dersleri alrken hocasna mantk dersleri
verdi.
75
Frbnin dier nahiv hocas Srf ise Matta b. Yunus ile yapt mnazara ile
tannd.
Frb, eserlerinde dil ve mantk problemlerine ncelikli olarak yer vermitir.
Kimi eserlerinde tamamyla dilbilimini, dil felsefesini ve mant incelerken kimi
eserlerinde ise yerine gre dil ve mantk konularna girmitir. Onun, dil ve mantkla
ilgili ve dil problemlerini ele ald kitaplar unlardr:
1- Kitbul-Hurf: Frbnin dil felsefesine dair en nemli kitabdr. Bu
kitapta; dilin asln, geliimini, felsef terimlerin dil ynnden aklamalarn ve din ile
felsefe ilikisini anlatr. Her ne kadar, bir ksm benzer konularn ele alnmasndan
dolay Aristotelesin Metafizik adl eserinin erhi zannedilse de, slm dnce

73
Suyut, a.g.e., C.1, s. 16.
74
Frbnin hayat iin bkz. bn Eb Useybia, Uynul Enb f Tabakt el-Etibb, Drul-Mektebetil-Hayat,
Beyrut, (tarihsiz), s. 603-609, bn Hallikn, Vefytul yn, C.5, Drus-Sadr, Beyrut, 1977, s. 153-157, bn
Nedim, Fihrist, Drul-Mrife, Beyrut, 1994, s. 323, brahim Madkour, Al-Frb, A History of Muslim
Philosophy, C.1, Ed. by. M.M. Sharif, Germany, Royal Book Company, Karachi, 1983, s. 450-467, ev. Osman
Bilen, Frb I, Klasik slm Filozoflar ve Dnceleri, Ed. M.M.erif, nsan Yay., 3.bsk., stanbul, 2000,
Deborah L. Black, Al-Frb, History of Islamic Philosophy, Ed. by. Seyyed Hossein Nasr ve Oliver Leaman,
vol.1, Routledge, 1.bsk., London ve Newyork, 1996, s. 178-197.
75
bn Nedim, a.g.e., s. 323.
26
geleneinden kaynaklanan problemleri ve zmlerini kitabna almas, bu iddialarn
yanlln ortaya koyuyor.
76

2- Kitbul-Elfz: Mantkta Kullanlan Lafzlar adyla Trkeye evrilen
bu kitabnda Frb, mantk ve dilbilimle ilgili dncelerine yer verir.
77

3- hsul-Ulm: Bilimlerin snflandrlmasnn yapld bu eserde, dil
ilimlerine ve mantk sanatna ilk iki sra verilerek geni aklamalar getirilmitir.
78

4- et-Tavtie fil-Mantk: Manta Balang adyla Trkeye evrilen bu
rislesinde Frb, mantk sanatnn genel olarak tantmn ve dilbilimle olan ilikisini
anlatr. Ayrca eitli ilim dallarnda, ayn terimlerin farkl anlamlar ifade
edebileceinden ve lafzlarn snflandrlmasndan bahseder.
79

5- el-Fuslul-Hamse: Frb bu rislesinde, be blm halinde mantk sanat
hakknda bilinmesi gereken eyleri incelemektedir.
80

6- Kitbul-Kyasus-Sar: Arlkl olarak kyas hakknda aklamalar
yapt bu rislesinin giri ksmnda Frb, mantk ve dil ilimlerindeki terminoloji
sorununa da deinir. Nasl ki Aristoteles kendi yaad toplumun anlayaca bir dille
bilim yapmsa, Frbde zamannn insanlarnn bildii dille konumann neminden
bahseder.
81


76
Frb, Kitbul-Hurf, (Bundan sonra Hurf eklinde gsterilecektir.), tah. Muhsin Mehdi, Drul-Merik,
2.bsk., Beyrut, 1986.
77
Frb, Kitbul-Elfz, tah. Muhsin Mehdi, Drul-Merik, Beyrut, 1986; ev. Sadk Trker, Mantkta
Kullanlan Lafzlar, Kutadgu Bilig Dergisi, S.2, stanbul, 2002, s.127-178.
78
Frb, hsul-Ulm, Mektebetl-Hill, 1.bsk., Beyrut,1996, limlerin Saym, ev. Ahmet Arslan, Vadi
Yay., 1.bsk., Ankara, 1999.
79
Frb, et-Tavtie fil-Mantk, el-Mantk ndel-Frb iinde, tah. Refik el-Acem, C.1, Drul-Merik, Beyrut,
1986, Manta Balang, ev. Mubahat Trker Kyel, (Bundan sonra Ankara niversitesi Dil Tarih Corafya
Fakltesi Yaynlar DTCF eklinde gsterilecektir.), C.16, S.3-4, Ankara, 1958, s. 182-186.
80
Frb, el-Fuslul-Hamse,el-Mantk ndel-Frb iinde, tah. Refik Acem, C.1, Drul-Merik, Beyrut, 1986,
Mantk Sanatna Balamak steyen Bir Kimsenin Bilgi Edinmek Zorunda Bulunduu Btn Hususlara Dair
Olan Blmler, ev. Mubahat Trker Kyel, DTCF, C.16, S.3-4, Ankara, 1958, s. 195-202.
81
Frb, Kitbul-Kyasus-Sar,Kk Kyas Kitab, ev. Mubahat Trker Kyel, DTCF, C.16, S.3-4, Ankara,
1958, s. 214-243.
27
7- Kitbul-Burhan: Yunanca ad, II. Analitiklerdir. Kesin delilleri ifade eden
szlerle felsefe yaplan hususlarn kanunlar ve felsefeyle yaplan ilerin stnl
anlatlr.
82

8- Kitbul-Cedel: Yunanca ad, Topiklerdir. Cedel szlerin, soru ve
cevaplarn nitelikleri aratrlr. Tartma sanatnn kanunlarndan bahsedilir.
83

9- Kitbul-bre: Yunanca ad, Peri Ermeneisatr. Aristotelesin nerme
adl kitabdr. Bu kitapta, ad, fiil, evetleme ve deilleme gibi konular yer alr.
84

10- Kitbul-Kyas: Yunanca ad, I. Analitiklerdir. Bu kitapta, bilimlerde ortak
olan kyaslar anlatlr.
85

11- Kitbu sguci: slm dncesinde bir mantk gelenei olan sguci
yazmna uyan Frb, Prorhyriusun (M.232-304) Fisagg adl eserini Arapaya
evirmitir. Bu kitapta, cins, nevi, fasl, hassa ve arazdan oluan be kll anlatlmtr.
86

12- Kitbu eritil-Yakn: Frb bu kitabnda, kyastan karlmam kesin
bilginin artlar zerinde durur.
87

13- Kitbu Maklt: Aristotelesin Organon adl eserinin birinci kitabdr.
Yunanca ad, Kategoriler olan bu kitapta, tekil kavramlardan ve onlar gsteren
kelimelerin kanunlarndan bahsedilir.
88

14- Kitbul-Emkinetil-Mulata: nsanlarn ilim alannda zihinlerinin
kartrlmas ve bulandrlmas iin neler yapld anlatlr.
89


82
Frb, Kitbul-Burhan, tah. Macid Fahri, Drul-Merik, Beyrut, 1986.
83
Frb, Kitbul-Cedel, tah. Refik el-Acem, Beyrut, 1986.
84
Frb, Kitbul-bre, el-Mantk ndel-Frb iinde, C.1, tah. Refik Acem, Drul-Merik, Beyrut, 1986, s.
132-163.
85
Frb, Kitbul-Kyas, tah. Refik el-Acem, Beyrut, 1986.
86
Frb, Kitbu sguci, el-Mantk ndel-Frb iinde, C.1, tah. Refik Acem, Drul-Merik, Beyrut, 1986, Nihat
Keklik, slm Mantk Tarihi ve Frb Mant, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Basmevi,
stanbul, 1969-1970, s. 83.
87
Frb, Kitbu eritil-Yakn, tah. Macid Fahri, Beyrut, 1987, ev. Mubahat Trker Kyel, Atatrk Kltr, Dil
ve Tarih Yksek Kurumu Yay., Ankara, 1990.
88
Frb, Kitbu Maklt, el-Mantk ndel-Frb iinde, C.1,tah. Refik Acem, Drul-Merik, Beyrut, 1986, s.
89-131.
89
Frb, Kitbul-Emkinetil-Mulata, tah. Refik el-Acem, Beyrut, 1986.
28
15- Kitbu Tahslis-Sade: Frbnin siyaset felsefesine dair grlerinin
yer ald bu eserinde, insann erdemli olmasn salayacak bilgilerden de bahseder. Bu
bilgiler ierisinde yer alan kavramlarn bilgisini de ayrntl bir ekilde inceler.
90

16- Siysetul-Medeniyye: Varlk ve siyaset ile ahlk konularn arlkl
olarak anlatan kitapta, varlk gryle balant kurularak adlandrma konusuna yer
verilir.
91

17- Kitbu Ari Ehlil-Mednetil-Fzla: Daha ok varlk ve toplumla ilgili
konularn ele alnd bu kitapta, adlandrma konusuna ve dilin toplumsal ynne
vurgu yaplr.
92

18- erhu Kitbil-bre: Bu kitapta, iki tekil kavramn bir araya gelmesiyle
oluan mrekkep kavramlar gsteren basit szler ve onlarn kanunlar anlatlr.
93

19- Peri Hermeneias Muhtasar: Aristotelesin Peri Hermeneias adl eserinin
zetidir.
94

20- el-Cem Beyner Reyeyn el-Hakimeyn Efltun el-lhi ve Aristtls:
Frb, Platon ve Aristotelesin grlerini uzlatrma abasnda olduu bu risalesinde,
dille ilgili hususlar da ele alr.
95

21-Efltun Felsefesi: Frb bu eserinde, Platonun diyaloglarnda geen
konulardan bahsederek genel olarak onun felsef sistemini de deerlendirir.
96



90
Frb, Kitbu Tahslis-Sade,Resilul-Frb iinde, Matbaatu Meclisi Diretil-Marifil-
Osmniyye, Haydarbad, 1345 (h.), Mutluluun Kazanlmas, ev. Ahmet Arslan, Vadi Yay., 1.bsk.,
Ankara, 1999.
91
Frb, Siysetl-Medeniyye, Matbaatu Meclisi Diretil-Marifil-Osmniyye, Haydarbad, 1346 (h.), ev.
Mehmet Aydn, Abdulkadir ener, Rami Ayas, Kltr Bakanl Yay., stanbul, 1980.
92
Frb, Kitbu Ari Ehlil-Mednetil-Fzla, nr. A. Nasr Ndir, Drul-Merik, Beyrut, 1986, deal Devlet,
ev. Ahmet Arslan, Vadi Yay., Ankara, 1997.
93
Frb, erhu Kitbil-bre, Drul-Merik, 3.bsk., Beyrut, 1986.
94
Frb, Peri Hermeneias Muhtasar, ev. Mubahat Trker Kyel, Atatrk Kltr Merkezi Yay., Ankara, 1990.
95
Frb, el-Cem Beyner Reyeyn el-Hakimeyn Efltun el-lhi ve Aristtls, Drul-Merik, 4.bsk.,
Beyrut, 1986, Efltun ve Aristotelesin Grlerinin Uzlatrlmas, ev. Mahmut Kaya, stanbul niversitesi
Felsefe Arkivi, XXIV, stanbul, 1985.
96
Frb, Efltun Felsefesi, ev. Hseyin Atay, Kltr Bakanl Yay., 1.bsk., Ankara, 2001.
29

1.3.1. Frbnin Bilimler Tasnifi inde Dilbilim
Frb, dil ve mantk zerine yapt incelemelerinde, dier almalarnda
olduu gibi tasnif edici ve bilimlerin kurallarn belirleyici bir metot takip eder. Bu
yzden o, eitli eserlerinde, zamannda bilinen ilimleri farkl biimlerde snflandrarak
hem ilim renmek isteyen rencilere kolaylk salamay hem de ilimlerin kurallarn
ve kaidelerini belirlemeyi amalar. Kitaplar ierisinde en ok tannan olan hsul-
Ulm/limlerin Saym nda ilimleri be blme ayrr:
1. Dil ilmi (ilml-lisn) ve ksmlar
2. Mantk (ilml-mantk) ilmi ve ksmlar
3. Matematiksel ilimler (ulmut-talm) ve ksmlar: aritmetik (el-aded),
geometri (el-hendese), optik (ilml-menzr), matematiksel astronomi (ilmn-
ncmit-telmiyyi), mzik ilmi (ilml-msik), mekanik ilmi (ilml-eskl) ve
tedbirler ilmi (ulmul-hiyel)
4. Tabiat ilmi (el-ilmt-tabiyyi) ve ksmlar ile metafizik ilmi (el-ilmul-
lh) ve ksmlar
5. Siyaset ilmi (el-ilml-medeniyyi) ve ksmlaryla fkh (ilml-fkh) ve
kelm (ilml-kelm) ilimleri.
97

Bu tasnifte Frbnin ilimler arasnda dil ilmine ncelik vermesinin nedeni;
her trl bilimin dile dayanmas ve her trl dncenin kendisini dille ifade etmesi
gerektii dncesinde olmasndan dolaydr. Dncenin ve bu dnce vastasyla
varlklarn elde ettiimiz bilgisinin temel aleti dildir. O halde, dilin kurallarnn
bilinmesi, dilin doru kullanlmas her trl zihinsel faaliyetin, dncenin temelidir ve
ondan nce gelir.
98


97
Frb, limlerin Saym, s. 44-45.
98
Frb, a.g.e., s. 16.
30
Frb dil ilmini; genel dilbilim ve dilbilgisi eklinde inceler. O dilbilgisi
derken, genel dilbilimi; belirli bir lisnn dilbilgisini ise Arap dilbilgisi (nahvul-
Arap) biiminde belirtir. Genel anlamda dil ilmini (ilml-lisn) iki blme ayrr:
Birincisi; herhangi bir toplulukta (mme) bir anlama dellet eden szlerin (elfz)
renilmesi ve bu szlerin her birinin dellet ettii anlamlarn bilgisidir. kincisi ise; bu
szlerin kanunlarnn bilgisidir.
99
Her toplumdaki dil ilmi derken Frb, Arapa
dilbilgisinin genelletirilmi bir biimini ortaya koyar. Genel dilbilimi ise yedi byk
ksma ayrarak inceler: Tekil szler ilmi, bileik szler ilmi, szlerin tekil olduklar
durumdaki kanunlarnn ilmi, szlerin birbirleriyle birletikleri durumdaki kanunlarnn
ilmi, doru yazma kanunlar, doru okuma kanunlar ve iir kanunlar ilimleri.
100

Frb dilbilgisini, halkn kulland anlamda lfzlar inceleyen bilim dal
olarak tarif eder. Ona gre; nahiv alimleri, bilim adamlar ve halk ayn lafzlar farkl
anlamlarda kullanabilir. Nahivcilerin grevi, lafzlarn anlamlarn halkn kulland
ekliyle incelemektir. Mantklarla nahivciler arasnda geen tartmalara da bir zm
bulma araynda olan Frb, mantklarn yalnzca mantn konu ald anlamlar
dikkate aldklarn, nahivcilerin ise lafzlar halkn kulland anlamda incelediklerini
belirterek onlarn aralarndaki terminoloji farkllna vurgu yapar.
101

Dil ilmini, ilimleri snflandrrken ilk sraya yerletiren Frb, ikinci sraya
mantk ilmini koymutur. Mantk sanatnn ne olduunu tanmlayarak nahivle
arasndaki ilikiye dikkat ekmitir.
102
Onu byle bir snflandrmaya gtren sebep;
hocalar arasnda gerekleen nahiv ve mantk sanatlarndan hangisinin daha stn
olduu tartmas olmutur.
Bu tartmaya, sistemine uygun olarak Frb, uzlatrmac bir tavrla
yaklamtr. Mantk ve nahiv sanatlar arasndaki ortak noktalar ve farkllklar
belirleyerek her iki sanatn da bilimler iinde ayr bir yere sahip olduunu gstermitir.
Mantk sanat, btn olarak, akl dzeltmeye ve insan haklarnda yanlmasnn
mmkn olduu btn aklsallarda (maklt) doru yola, hakikate gtrmeye yarayan

99
Frb, a.g.e., s. 46.
100
Frb, a.g.e., s. 48.
101
Sadk Trker, Mantkta Kullanlan Lafzlar, Kutadgu Bilig Dergisi, S.2, s. 128.
102
Frb, a.g.e., s. 44-45.
31
kanunlar, aklsallar konusunda insan hata yapmaktan, aya kaymaktan ve yanla
dmekten koruyan kanunlar, kendileriyle ilgili olarak herhangi bir insann yanl
yapmas mmkn olan aklsallarn kontrol edilmesi iin gereken kanunlar verir. (...) Bu
sanat nahiv sanatna benzer; nk mantk sanatnn akla ve aklsallara olan nispeti,
nahiv sanatnn dile ve szlere olan nispeti gibidir.
103
Ayrca mantn nahiv ilmine
kyasla evrensel olduunu belirtmitir: Nahiv ilmi herhangi bir topluluun szlerine
has olan kanunlar verir ve bu topluluun szleri ile bakasnn szlerinde ortak olan
eyleri ise ortak olmalar bakmndan deil, sz edilen nahiv ilminin kendisi iin
yapld zel dilde mevcut olmas bakmndan inceler. Mantk ise szlerle ilgili olarak
koyduu kural ve kaidelerde sadece topluluklarn dillerinde ortak olan szlerin
kanunlarn verir. Herhangi bir topluluun szlerine has olan eyleri incelemez; tersine
o, bununla ilgili olarak muhta olunan eylerin bu dille zel olarak ilgilenen ilmin
sahibinden alnp renilmesini tavsiye eder.
104
Frbye gre, dil ile mantk
arasndaki fark; dilin, o dili konuan milletle snrl bulunmas, mantn ise insanlk
kadar geni olmasdr.
105

Nahivcilerle mantklar arasnda geen tartmalardan etkilenen Frb, bu
tartmalarn ortaya kmasna neden olan anlamazlklar belirleyerek zmlemeye
alr. Onun bu konudaki dnceleri ve incelemeleri dile felsef bir tarzda
yaklamasn salar. zellikle lafz ile anlam arasndaki ilikiyi kurmak iin lafzn ilk
defa kullanl bakmndan anlama nceliine iaret ederken anlamn da zihinde lafza
nceliini belirtir. Bu tezini kuvvetlendirmek amacyla dilin douu ve ilk defa
adlandrmann nasl olduu konularna girer. Bylece grn somut bir ekilde ortaya
koymu olur.





103
Frb, a.g.e., s. 53-54.
104
Frb, a.g.e., s. 60, Frb, et-Tavtie fil-Mantk, DTCF., C.XVI, S.3-4, s. 182.
105
Fahrettin Olguner, Frb, tken Yay., Geniletilmi 3. bsk., stanbul, 1999, s. 57.
32
















KNC BLM
FRB FELSEFESNDE DLN KKEN

33
2. Frbde Dil Felsefesinin Temelleri
Kendinden nce slm dncesindeki dil ilimleriyle ilgili yaplan
almalardan byk lde istifade eden Frb, zellikle Platon ve Aristotelesin
felsefe ve manta dair eserlerini de inceleyerek kendi felsefe, dil ve mantk sistemini
tesis etmitir. Bu nedenle, onun dil felsefesi anlaynn kklerinin, slm dnce
geleneinde ve Antik Grek felsefesinde aranmas gerekmektedir.
Frb, Aristotelesi iyi bir ekilde anlayp onun zellikle mantk kitaplarna
erhler yazan bir filozoftur. O, Aristotelesin ve onun hocas Platonun felsef
retilerinin etkisinde kalmas dolaysyla onlarn ayn hakikati ifade ettikleri
grndedir. Bu yzden, onlar arasndaki gr ayrlklarnn yzeysel olduunu ve
temelde ayn fikirlere sahip olduklarn kabul eder. Bunlara ilave olarak, onun
uzlatrma abasnn altnda yatan bir neden de, Yeni Efltunculuun tesiridir.
106
Ne var
ki, Frbden nce de, Yeni Efltunculukta var olan Platon ile Aristotelesi uzlatrma
teebbsleri, her iki filozofu birbirlerine tamamen muadil sayacak derecede deildi.
Ancak filozofumuz Aristotelese yanllkla ithaf edilen Plotinusa ait Teoloji adl
eserdeki fikirler sebebiyle byle bir gr ileri sryordu.
107
Bu konu ile ilgili olarak
el-Cem Beyne Reyeyn el-Hakimeyn Efltun el-lhi ve Aristtls adl bir eser
yazmtr. Grek felsefesi zerinde, uzun sre yapt bu almalar, Frbnin dnce
sisteminin olgunlamasnda etkili olmutur.
108

Frbnin uzlatrma abas iinde olduu ikinci bir alan, din ve felsefedir.
Din hakikat ile felsef hakikat, tarz olarak birbirinden farkl olsa da, aslda birdir.
Frb, felsefeyi din bir yolla izah ederken din hakikatlere de yorumlar getirdi.
109

Bylece hakikatin temelde bir olduunu, farkllklarn ise dilin kullanmndan ve
yorumlardan kaynaklandn gstermeye alt.
Herhangi bir felsefe veya mantk problemini ele alrken Frb, dil konularyla
balantl olarak inceler. Kitbul-Kyasis-Sar adl eserinde, kyasn kural ve

106
brahim Hakk Aydn, Frbde Metafizik Dnce, Bil Yay., 1.bsk.,stanbul, 2000, s. 40.
107
Aydn Sayl, Frb ve Tefekkr Tarihindeki Yeri, Belleten Dergisi, S.57, C.XV, Trk Tarih Kurumu, s.
42-43.
108
brahim Hakk Aydn, a.g.e., s. 33.
109
brahim Medkr, Frb I, ev. Osman Bilen, Klasik slm Filozoflar ve Dnceleri iinde, Ed. M.M.erif,
nsan Yay., 3.bsk., stanbul, 2000, s. 50-51.
34
kidelerinden bahsederken rnekleri, zamannn insanlarnn bildii dilden vereceini
sylemitir.
110
O, anlalmas zor felsef konular, hem insanlarn anlad dilden, bildii
rneklerle anlatrken hem de toplumda felsefenin yanl anlalmasndan kaynaklanan
nyarglar ortadan kaldrmaya almtr. Bylece slm Medeniyetinin ortak ilim dili
olan Arapaya felsef bir seviye kazandrlmasnda, bu dile felsefe terimlerinin
yerletirilmesinde, Arapay, felsefe meselelerinin rahata anlalr bir tarzda ifade
edilebilen bir dil hline getirilmesinde Frbnin nemli bir katks olmutur.
111

Dili, dinin, felsefenin ve halkn dili olarak ayrarak aralarndaki farklara dikkat
eken Frb, kelimelerin anlamlarnn ilim dallarna gre deiebileceini, her sanatn
kendine ait bir terminolojisinin olduunu ifade eder. Bu konu ile ilgili olarak yle der:
Her sanatta kullanlan szler iinde, o dili konuan halk arasnda yaygn olmayp
bilkis, mesel, yaz sanatnda al-anczac ve al-avricde olduu gibi, sadece ve
yalnz herhangi bir sanatla uraanlar tarafndan kullanlanlar vardr, halk arasnda
yaygn olanlar vardr. Ancak, o sanatla megl olanlar o szlere bir mna, halk ise
baka bir mna verir.
112
Ona gre, Arap nahivcilerinin kelimelere verdikleri anlamlar
ile nahivci olmayanlarn ayn kelimelere verdikleri anlamlar bir olamaz. O halde,
dilbilimin, mantn kulland terimlerin anlamlarnda nasl ayrlklar varsa dinin ve
felsefenin de kulland terminoloji farkllk gsterir.
Frb, Tanr hakknda konuurken ounlukla dinin dili yerine felsefenin
dilini kullanmay tercih eder. Her eyden soyutlanm bir Tanr deil, evrenle iletiimini
araclarla (faal akl gibi) yrten bir Tanrdan bahseder. O, felsef bir evren tasarm
oluturmaya, varolanlar rasyonel nedenlerle aklamaya ve bunlarla balantl olarak
epistemolojisini kurmaya ynelir.
113
Bylece o, insann akln kullanmas yoluyla dahil
olduu bu sistemi, felsefenin diliyle anlatr.
Frb, din dilini kullanrken halkn anlayabilecei bir dil olmas iin aba sarf
eder. rnein, Cin Hakknda, Fssul-Hikem ve Bilenlerle Bilmeyenler Nasl Eit
Olur? adl din karakterli almalar, hem bu alanlarda aratrma yapanlara hem de

110
Frb, Kitbul-Kyass-Sair, ev. Mubahat Trker Kyel, DTCF., C.XVI, S.3-4, s. 214.
111
Fahrettin Olguner, a.g.e., s. 57.
112
Frb, Fusulul-Hamse, ev. Mubahat Trker Kyel, DTCF, C.XVI, S.3-4, Ankara, 1958, s. 195-196.
113
Yaar Aydnl, Frbde Tanr-nsan likisi, z Yay., stanbul, 2000, s. 16.
35
halka hitap eder.
114
O, kendi dnemi iin orijinal olan nbvvet teorisinde ise
peygamberin grevinin, ilahi mesajda bulunan sembolik ifadeleri, mecazlar, misalleri,
kssa, mesel ve kinayeli anlatmlar halkn anlayabilecei bir dille anlatmak olduunu
syler.
115
Dinin, felsefenin ve bilimlerin kulland dillerdeki farkllklara iaret eden
Frb, terimlerin toplumun kendi dilinde ifade edilmesinin de nemli olduuna vurgu
yapar.
Bu amala filozofumuz, Arapann felsef bir dil nitelii kazanabilmesi iin
Grekeden kelimeleri aynen almak yerine Arapalatrmaya gayret eder. Bu yzden,
kendi terminolojisini kurmaya alr. rnein, aslen Yunanca olan ustukas ve heyula
gibi terimlerin Arapalatrlmas veya onlarn yerine benzer kelimelerin icat edilmesi
gerektiini ifade eder. retimde anlamay kolaylatrmak maksadyla yaplan bu ilem
filozofumuza gre iki aamada olabilir: Birincisi kelimelerin anlamlarla ilikilerini
(delletl-elfaz) belirlemek, yani anlam belirlemesi yapmak, ikincisi bu anlamlara
dellet eden kelimeleri dilde belirleyip felsef anlamlara aktarmaktr.
116
Demek ki, bir
dilde felsef sistemin oluabilmesi iin kendi terminolojisinin kurulmas gerekmektedir.
Filozofumuz da bu amala, kendi felsef terminolojisini kurmaya alr.
2.1.Frbnin Dil Felsefesinde Kulland Terimler:
slm filozoflar, dil ve lisnla ilgili olarak ok eitli kelimeleri kullandlar. Bu
terimler, kimi zaman birbirlerinin yerine kullanld iin tam olarak neyin kastedilmi
olduunun anlalmasnda glklerle karlalmaktadr. Arapada; dil, sz ve
konuma anlam daha ok lisn/, lgat/, kelm/, kavl/, lafz/ ve
nutk/ terimleri ile ifade edilmektedir. Mslman dnrlerin bu terimleri hangi
anlamlarda kullandklarn akladktan sonra Frbnin bahsedilen kelimelere vermi
olduu anlamlar inceleyeceiz.



114
Fahrettin Olguner, a.g.e., s. 56-57.
115
Latif Tokat, Dinde Sembolizm, (Baslmam Doktora Tezi, Dokuz Eyll niversitesi Sosyal Bilimler Enstits
Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dal), zmir, 2002, s. 53.
116
Hasan Ayk, a.g.t., s. 50, 52.
36
2.1.1. Lisn
Arapada kelimesi dil anlamn ifade eden terimlerden biridir.
Szlk anlam; konuma uzvu ve konuulan dildir. Lisn terimini, bn Berri, sz; bn
Sde, dil, sz, konuma dili, anlatm, lgat anlamlarnda kullanmtr.
117

Mslmanlarn ilk yazl metinlerinden olan Kuran- Kerimde lisn
kelimesi ve mtaklar yirmi be ayr yerde ve farkl anlamlarda gemitir.
118
Sivri
diller yani konuma, sz
119
, senin dilinden yani Arapa
120
, lisnlarnz yani
insann konutuu iaretler sistemi
121
gibi anlamlarda kullanlmtr. Klasik dnem dil
kitaplarnda ise lisn terimiyle daha ok Arap dili kastedilmitir.
Frb lisn terimini, konuulan dil anlamnda kullanr. Eserlerinde dilin
tanmn yapmaz. Ancak yetkin toplumlarn ayrt edici nitelikleri arasnda dilden de
bahseder. Kesin anlamda yetkin insan topluluklar uluslara ayrlmtr. Bir ehir dier
bir ehirden iki tabii zellikle ayrlr. Tabi yaps ve tabi karakteri. nc olarak da,
tabii eylerde temeli bulunmakla birlikte, insanlarca oluturulan dil () ile, yani,
() insanlarn kendi kendilerini ifade ettikleri arala da ayrlrlar.
122
Frbnin
buradaki dilden kast, dil yahut konuma kabiliyetinin gerekletirdii faaliyet
anlamnda konuulan dildir. Filozofumuz lisn anlamnda dili kastettiinde ise Arap
dili veya Yunan dili kavramlarn kullanr.
Frb, et-Tavtie fil-Mantk adl eserinde mantk ve dilbilgisini
karlatrrken lisn anlamnda konuulan dilden bahseder: Nasl Dilbilgisi (nahiv),
onu dilleri iin art koan bir millette dili dzenlerse, Mantk ilmi de akl, hataya
dmenin mmkn olduu herhangi bir hususta, ancak doruyu dnecek surette

117
bn Manzur, Muhammed b. Mkerrem, Lisnul-Arap, C.5, Drul-Mearif, Kahire, (Tarihsiz), s. 4029-4030,
Ebul Hseyin Ahmed b. Faris b. Zekeriyya, nr.Abdsselam Muhammed Harun, Mcem Makayisil La, C.5,
Kahire, 1972/1392, 2.bsk., s. 246, P.J.-B.Belot, Vocabulaire Arabe-Franais, mprimerie Cathdique, 1929, 14.bsk,
s. 769.
118
Muhammed Fuat Abdulbaki, el-Mcemul-Mfehres, ar Yay., stanbul, 1990, s. 647.
119
Kurn- Kerm, 33/19.
120
Kurn- Kerm, 44/58.
121
Kurn- Kerm, 30/22.
122
Frb, Siysetl Medeniyye, ev. Mehmet Aydn, Abdulkadir ener, Rami Ayas, Kltr Bakanl Yay.,
stanbul, 1980, s. 40.
37
dzenler.
123
Lisn terimini el-Fslul-Hamsede de, halkn konutuu dil anlamnda
kullanr .
124

Frb, ilimleri snflandrrken dil ilmine (lmul-lisn) ilk sray verir. Onun
dilbilgisinden anlad ey; tm dillerdeki lafzlar yap, sembol olma, dellet, anlam,
terkp, taklit ve sz gibi hususlarda inceleyen genel dilbilimdir.
125
Belirli bir lisnn
dilbilgisini kastettii zaman ise Arap dilbilgisi (nahvul-Arap) eklinde belirtir.
rnein, Arap ve Yunan nahivcilerinin gr ayrlklarndan bahsederek Her dilin
nahiv ilmi yalnzca bu dile ait olan eyleri aratrr. Bu dilin baka bir dille ortak
olarak paylat eyi ise ortak olmas bakmndan deil, bu zel dilde mevcut olmas
bakmndan inceler. der.
126
Bylece genel dilbilimle, her dilin dilbilgisi arasndaki
farkll gstermeye alr.
2.1.2. Lgat
Arap dilinin en eski yazl metinlerinden olan Kuran- Kerimde lgat kelimesi
gemez. Lgat kelimesinin kk laave/ dir. Hata etmek, hkmsz ve bo sz
sylemek, faydasz konumak, konutuu zaman hata yapmak anlamlarn ifade eder.
Ayrca konumak, kelime, ifade, tabir, lehe, ses, szlk ve ive anlamlar da vardr.
127

Badat dil okulunun temsilcisi olan bn Cinni lgat yle tarif eder: Dil,
() her toplumun maksatlarn kendileriyle ifade ettikleri seslerdir.
128
bni Cinni nin
dil tarifi, bu alanda yaplm olan ilk tariftir. Kendisinden nce konuya dair yazdklar
eserlerine Fkh el-Lua (dilin anlalmas) adn veren bni Fris ve es-Sealibi
(l.H.429/M.1038) dahil hibir dil limi dilin tarifini yapmamtr.
129
bni Cinninin
tanmnda genel anlamda iletiim ve bildiriim arac anlamnda dil kastedilmitir.

123
Frb, et-Tavtie Fil-Mantk, DTCF, s. 182.
124
Frb, el-Fslul Hamse, DTCF,s. 195.
125
Sadk Trker, Mantkta Kullanlan Lafzlar, Kutadgu Bilig Dergisi, S.2, stanbul, 2002, s. 106.
126
Frb,limlerin Saym, s. 60.
127
bn Manzur, a.g.e.,C.5, s. 2049, Belot, a.g.e., s. 735.
128
bn Cinni, Ebul Feth Osman, el-Hasis, C.1, nr. M. Ali en-Neccar, el-Heyetul-Msriyye, Kahire, 1986, s. 34.
129
Mehmet Yavuz, bn Cinninin Hayat Ve Arap Gramerindeki Yeri, (Baslmam Doktora Tezi, stanbul
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Arap Dili ve Edebiyat Bilim Dal), stanbul, 1996, s. 112.

38
Dil ve lisn ayrm yapan Frb, dil anlamnda daha ok lgat
kelimesini kullanr. Her toplumun konutuu dile lisn, (rnein Arap dili/ )
130

evrensel anlamda, dnceyi ifade etme arac olarak insandaki konuma kabiliyetine
dayanan, harf ve onlarn birleiminden meydana gelen lafzlarn oluturduu dile lgat
() der.
131

Frb, Kitbul Hurf adl eserinde, Bir Toplumun Dilinin () Kkeni
ve Olgunlamas bal altnda harflerin ve lafzlarn ortaya kn yani dilin
kkenini anlatr.
132
nsanlardaki konuma kabiliyeti ile harfler, onlardan oluan
lafzlarla ve bir araya getirilmi lafzlardan oluan szlerle (dil) ina edilir. Kendi
dillerinin () kullanmn det haline getirdikleri iin kendi konuma yatknlklarn
aamazlar. Bu konuma yatknl dillerine() ve zihinlerine ylesine yerlemitir
ki bir baka konuma biimini tanyamazlar. Hatta kendilerinin dndaki her lafz,
kendilerine yerlemi olan ekillendirilmi bu lafzlarn dndaki her lafz ve alkn
olduklarnn dnda her sz dizilii dillerine () yabanc gelir. Bu, dillerinde
() ve zihinlerindeki, kendilerinden ncekilerden alm olduklar bir gelenektir.
Ayn ekilde bunlarda, kendilerinden ncekilerden, onlarda (dili) ilk ortaya
koyanlardan (vaz edenlerden) ve onlarn meydana getirdii dili olgunlatrmak
suretiyle almlardr. Bu, onlarn lafzlarndaki doru ve fasih olandr. Bu lafzlar, bu
toplumun dilidir (). Onlarn kar olduklar, lafzlarnda hatal ve yabanc
olanlardr.
133
Filozofumuz burada dilin () kkenini anlatrken onun lisn ile
arasndaki fark da ortaya koyar. Lisn terimini toplumun konutuu dil ve lgat
terimini de konuma kabiliyetine dayanan, harf ve lfzlardan oluan dil anlamnda
kullanr.
Frbnin ontoloji anlaynda akl, nefsin bir gc veya czdr.
134
Dil
(lgat), konuma kabiliyeti ile akln faaliyetinin sonucu olarak ortaya kar. Nefsin
doal yetileri arasnda bulunan konuma kabiliyeti ise btn insanlarda vardr. Ancak
her insan, kendisindeki konuma kabiliyetini kullanarak sosyal, biyolojik ve

130
Frb, hsul-Ulm, s. 35.
131
Frb, Huruf, s. 137.
132
Frb, a.g.e., s. 137-142.
133
Frb, a.g.e.,s. 141-142.
134
Frb, Risle fil-Akl, Drul-Merik, 2.bsk., Beyrut, 1986, s. 12.
39
antropolojik artlar gerei farkl lisnlar konuur. Dilin oluumunda, nefsin alglama,
hayal ve isteme gc yetileri nemli bir ileve sahiptir. Bu yetiler araclyla insan, d
dnya ile balant kurar. Bylece d dnya, dille ifade edilmi olur. Bir toplumda
lisnn oluumunda ise iklim, ayn corafi blgede yaamadan kaynaklanan ayn boaz
yapsna sahip olma gibi etmenlerin rol vardr. Ayn toplumda yaayan insanlarn
lisnlar birbirine benzer iken farkl toplumlarda farkl lisnlar konuulur.
135

Filozofumuz, lisn ve dil (lgat) ayrmn dilin oluumunda da nefis (ruh) ve sosyal
artlar ayrm eklinde ortaya koyar. Dil felsefesi iin yeni bir gr olan bu ayrma
ada dil filozoflar da dikkat ekmektedirler.
Gnmz dil felsefesinde de dil terimi, farkl iki anlamda ve farkl iki biimde
kullanlr: Birincisi; Bir dil konumak yani bir gramer ve szlkte tasvir edilebilecek
belirli bir syleyi tarzn iyi bilmek/languetir.
136
kincisi ise konuma
kabiliyeti/languagedir.
137
Bilindii zere, her insan, bir dil konuma kabiliyetine
sahipken ayn zamanda belirli bir dili de iyi bilir. Bu sahip olduu konuma kabiliyeti,
dilin ruh ynyle balantl bir durum iken belirli bir dili konumann sosyal, kltrel ve
antropolojik ba vardr.
ada felsefede dilin (konuma kabiliyetine dayanan dil/lgat), mahiyeti ve
gereklemesinin nasl olduu sorusuna ruhla ilgili olarak bir aklama getirilir: Nesnel
realiteyi kavramadaki baarlar ne derece stn olursa olsun, dil bunlar ruhsal
yaantlardan hareketle ve onlara geri dnerek gerekletirir. Dilce biimlendirmeyi
aratrdmz her yerde, onun dolaysz sebebi olarak ruhsal olaylarla karlayoruz.
Her dil ifadesinde btn ruhsal glerin tamam katlm ve garip bir biimde
kavranlabilir olmutur.
138
Frbde, dilin ruh olan boyutuna dikkat ekerek konuyu
nefsin yetileriyle ilikili olarak aklamt. O halde, akln bir rn olan dil (lgat),
evrensel anlamda tek iken eitli ses zellikleri ve sentaxlara sahip lisnlar dnceler
gibi oktur.


135
Frb, a.g.e., s. 134-135.
136
Walter Porzig, Dil Denen Mucize, ev. Vural lk, Trk Dil Kurumu Yay., Ankara, 1995,s. 66
137
Walter Porzig, a.g.e., s. 67.
138
Walter Porzig, a.g.e., s.119.
40
2.1.3. Kavl
nsan dier canl varlklardan ayran en nemli zelliklerden biri de
konuabilmesidir. Arapada konuma anlamn ifade eden mastarlar unlardr: kavl,
kelm ve nutuk. Bu terimler, konuma ve sz anlamlarn eitli ekillerde ifade
ederler.
Kavl terimi, kavele/ kknden gelir. Bir ey sylemek, birinin adna sz
uydurmak, biri hakknda dedikodu yapmak, dil ile sylenen sz, bo sz, kanaat, ilham,
iaret etmek, birine kar konumak, konusunda fikrini sylemek, sz, ifade gibi
anlamlar vardr.
139

Frbye gre sz (kavl); lafzlar, dellet ve seslerden oluan dildeki en yetkin
anlam birimidir. O, kavramlarn szle ifade edildiini belirterek onlara, ruhta bulunan
sz; sesle dar kan ve insann ruhunda bulunan dncelerini anlatt sze ise
konuma adn verir.
140
Ayrca bileik lafzlar (el-elfazul-mrekkebe) ad, kelime ve
harf olarak snflandran Frb, bu snflardan oluan lafzlarn btnne sz (el-kavl)
adn vermitir. rnein; Mehmet zahibn ( )/Mehmet gidicidir isim cmlesi
bileik lafzlardan olumu bir szdr.
141
Bunlarn dnda sz, cezimli, emir, istek,
yakar ve nlem olarak ksmlara ayrr. Bunlardan, cezimli sz, doru veya yanl
anlamlar olabilen szdr.
142

Filozofumuz, bir dilsel anlatmn (szn) anlamnn dilde ve zihinde nasl
olutuunu u ekilde anlatr. Ona gre, sz haline gelmi iki lafz (Mehmet ve gidicidir
lafzlar) bir anlam gstermek iin lisnda birletii gibi, anlamlar da nefiste birleir
(el-iktirn). Telif edilen sz (el-kavlul-mtelef) yani bala kullanlmadan bir araya
getirilmi sz iki paradan oluur. Ayn ekilde nefiste bir btn haline gelen anlam da
iki anlamdan oluur. Bu iki anlam niteleyenin ve nitelenenin dellet ettii sz parasnn
anlamlardr. rnein; e-emsu tliun/Gne doar sznde doar (tliun)

139
bn Manzur, a.g.e., s.3777; Belot, a.g.e., s. 671.
140
Frb,hsul-Ulm, s.59.
141
Sadk Trker, Mantkta Kullanlan Lafzlar, Kutadgu Bilig Dergisi, S.2, s. 136, bkz. Frb, Kitabul-Elfaz,
tah. Muhsin Mehdi, Darul-Merik, 2.bsk, Beyrut, 1986, s. 56.
142
Mubahat Trker Kyel, Aristoteles ve Frbde Varlk ve Dnce retileri, s. 117.
41
lafzndan anlalan anlam nefiste, gne (e-emsu) lafzndan anlalan anlama
bitiir.
143

Arapann felsef bir dil haline getirilmesinde nemli bir katks olan Frb,
kavl kelimesinden tretilmi makl/ terimini, gemi dnemlerdeki slm
dnrlerinin kulland gibi kategori anlamnda kullanr. O, kategori terimini yle
tanmlar: Bir lafzla gsterilen nesnenin niteliinin kavranlm olan anlamn kategori
olarak adlandrrz.
144

Kategori Eski Grekede uygun anlamna gelen kata szc ile ileri
srmek, dile getirmek anlamn ifade eden agoreuein szcnn birletirilmesiyle
oluturulmu kategoria (ykleme) szcnn fiil ekli kategorein (yklemek), bir
dnceyi, bir olguyu, bir gr olurlamak ya da onaylamak anlamn tar. Eski
Grek felsefesinde Aristoteles, kategori terimini ilk defa kullanan filozof idi. Eserlerinin
byk bir ounluunda kategori terimi, oluumunu tamamlam bir reti olarak
ortaya kar.
145
Aristotelesin mantk kitaplarnda kategoriler, czlerin tasvir
edilmesinde bavurulan on genel varlk kalbn yani varln en genel cinslerini ifade
etmek iin kullanlr. Bu kalplar; varlk, nicelik, nitelik, grelik, uzam, zaman, durum,
iyelik, etkinlik ve edilginliktir
146

Aristoteles metafiziinin temel iddias; varln varlk olarak bilinebilecei ve
bu bilginin bakalarna da retilebileceidir. Kategori kelimesi, onun bu savn ifade
etmek iin kulland bir terimdir. Kategoriler; varl, dili ve bilgiyi bir araya getiren
kavramlardr. Bu nedenle, kategorilerin ontolojik, epistemolojik ve logico-linguistic
nitelikte olduu sylenebilir.
Aristotelesi varlk eitleri ile ilgili olarak byle bir snflamaya gtren
sebep; szckler ve szck gruplarnn bir nerme haline getirildiklerinde anlamlarnn
farkl ana trlerini birbirinden ayrt etmek suretiyle varln dilde ifade edilebileceini

143
Sadk Trker, Mantkta Kullanlan Lafzlar, Kutadgu Bilig Dergisi, S.2, s. 132.
144
Frb, Huruf, s. 62.
145
David Ross, Aristoteles, ev. Ahmet Arslan, Kabalc Yay., 1.bsk.,stanbul, 2002, s. 38.
146
Aristoteles, Kategoriler, Yunanca aslndan ev. Saffet Babr, mge Yay., 2.bsk., Ankara, 2002, s. 11, Sarp Erk
Ula, Felsefe Szl,s. 799-800.
42
gstermektir.
147
Bu amala, Organonun Kategoriler adn tayan birinci kitabn ve
aslnda Organonun tamamn, d dnya, dnme ve dil arasndaki ilikilerin uyumuna
ayrmtr.
148
Bylece Kategoriler kitab, Bat dnyasnda varlk, bilgi ve dil
felsefesinin temel ta kabul edilmitir.
slm dncesinde nemli bir yeri olan mantklarla dilciler arasndaki
tartmalar, Aristoteles mantnn Arap diline uygulanmas ile ortaya kan
glklerden kaynaklanr. Aristotelesin kategorileri ile nahivcilerin tremi (mtk)
kelime gruplar arasndaki farkllk, Arap kltrndeki mantklarla nahivcilerin
tartmalarn daha iyi anlamamz salar. Nahivci Eb Said Srf ile mantk Eb Bir
Matt b. Yunus arasnda yaplan nl mnazara bu atmay yanstr. Bu tartmann
sonucunda slm dncesinde, Aristotelesin kategorilerine Arap nahvinden eitli
karlklar getirilir:
Aristotelesin Kategorileri Arap Nahvindeki Tremi Kelime Gruplar
Cevher.......................................Fiil
Nitelik.......................................sm-i merre, mbalaa sigalar
Nicelik......................................sm-i Heyet, sfatul- mebbehe, ism-i
..................................................tafdil sigalar
zafet.........................................?
Mekn.......................................sm-i mekn
Zaman.......................................sm-i zaman
Vad (Durum).............................?
Mlkiyet/Aidiyet........................?
Fiil.............................................sm-i fil

147
Ross, a.g.e.,s. 39.
148
Betl otuksken, Felsefe: zne-Sylem, nklp Yay., 1.bsk., stanbul, 2002, s. 53 .
43
nfial.......................................sm-i mefl
?.............................................Mastar
?.............................................sm-i let
149

Tabloya baktmz zaman nahivcilerin kelime gruplar ile Aristotelesin
kategorileri arasnda tam bir rtme olmadn grrz. Aristotelesin kategorileri,
salt formel mantksal ve dilsel gramatik olmalarnn yan sra belirli bir metafizik de
ierir. Nahivcilerin tretilmi kelime formlar ise fonksiyonlar bakmndan mantksal
karakter ve belirli bir metafizik ierik tar. Aristotelesin kategorileri cevherden
balamakla ve dier kategorileri ona yklemekle, dnceyi, bir hkm ifade eder
tarzda fonksiyon grdrr. Arap nahivcileri ise fiil den hareket ederek bundan isimler
treterek cmleyi, fiilin olduu ekilde veya onu yapanla ya da onunla bir biimde
ilikili olan ey/kii hakknda aklama yapar tarzda iletir.
150

Me felsefenin ilk ismi olan Kind, lk Felsefe adn verdii kitabnda,
Aristoteles gibi, nce varln ne olduunu anlatr. Daha sonra Gerek Biri,
kategorilerin (maklt) ve kategorilere bal olan, cins, tr, ahs, fasl, hassa, araz-
mm, kll, cz, cem ve bazn ne ifade ettiini syler.
151
Kindye gre kategoriler,
varl szle, dilde snflandrararak ifade eder.
Kavl ve makl terimlerinin anlamlarn karlatrarak aklayan Me
felsefenin temsilcisi Frb; iki terim arasndaki ilikiye dikkat eker: Makl, bir
anlama delleti olsun olmasn sylenilmi olan szlerdir. Kavl, bir anlama delleti
olsun olmasn genel anlamdaki her szdr. Bazen onunla (makl), bir anlama delleti
olan btn szler kastedilir. nk zel anlamda szle (kavl), isim veya fiil (kelime) ya
da edat olan her lafz kastedilir. Bazen onunla (makl), bir lafzla kendisine dellet
edilen anlam, bir eye yaplan yklem ve kavranlm olan sz kastedilir. nk sz
(kavl), bazen zihinde toplanm sze dellet eder. Bazen onunla (makl), szle
tanmlanan kastedilir. nk tanm, sz olan eydir. Bazen onunla (makl), resmedilen

149
Muhammed bid el-Cbir, Arap-slm Kltrnn Akl Yaps, ev. Burhan Krolu ve dierleri, Kitabevi,
2.bsk., stanbul, 2000, s. 65.
150
Cbr, a.g.e., s. 66.
151
Kind, Resll-Kind el-Felsefiyye, Drul-Fikr, Kahire, 1950, s. 128.
44
bir ey kastedilir (betimlenen). nk betimleme (resm) de, sz olan eydir. Bylece
maklt, kategoriler olarak adlandrlr. nk onlardan her biri, bir lafzla dellet
edilmi olarak zihinde bir araya gelir. Eer sz, bir szckle gsterilmi, duyulur, iaret
edilir bir eye yklenmise ve meydana gelen ilk dnlr ancak duyulur bir dnr
oluyorsa; eer dnlrler duyulurlardan gelmeden olan dnlrler olarak
bulunuyorsa, bu batan beri bizim iin ak deildir. Eer bu dnlrler mfret
iseler, mfret mrekkepten nce gelir.
152
Frb, kavl terimiyle ayn kkten tremi
olan makl terimi arasnda balant kurarak varlk ve dil arasndaki ilikiye dikkat
eker.
2.1.4. Kelm
Keleme/ kknden gelir. Yaralamak, konumak, birine hitap etmek, kelime,
sz, iir, Allahn sz, dil, anlatm, ifade, etkilemek gibi anlamlar vardr.
153

Dilbilimde, Basra ekolnn kurucusu olan Sibeveyh, Allahn sznn kelmullah
olduunu belirttikten sonra tamamyla anlaml seslerden oluan szleri kelm olarak
tanmlar. bn Side; Kelm, kendi kendine yeterli olan szdr yani cmledir. Kavl, kendi
kendine yeterli olmayan szdr yani cmlenin bir parasdr
154
der.
bn Cinn, kelm ve kavl terimleri arasnda ayrm yapar. Ona gre; kelm,
kendi bana anlam ifade eden lafzdr. Nahivciler ise, kelma cmle derler. Kavl
terimine gelince, dilde tam veya eksik olarak ifade edilen her lafzdr. Her kelm kavldir
ama her kavl kelm deildir.
155

Frb, kelm terimini daha ok din dilinde kullanr. Ona gre, peygamberin
melek vastasyla ald vahiy gerek szdr. O, peygamber ile melek arasnda geen
konumay aralarndaki varlk farkllna dikkat ekerek anlatr: Meleklerin gerek
olan zleri bulunduu gibi, insanlara gre de onlarn zleri vardr. Onlarn gerek olan
zleri emir (mna) alemindendir. nsana ait kuvvetlerden onlarla buluabilen, sadece
stn kabiliyetlerle donatlm insan (peygamber) ruhudur. Bu iki ruh kar karya
gelip melek ruhu insan ruhuna hitap ettii zaman i duyu ile d duyu ste ekilir; o

152
Frb, Hurf, s. 63-64.
153
Belot, a.g.e., s. 705.
154
bn Manzur, a.g.e.,C.5, s. 3922, bni Fris, a.g.e., C.5, s. 131.
155
bn Cinn, a.g.e., s. 18.
45
zaman melek, onun tahamml edebilecei bir surete girer. te o zaman o insan melei,
asl suretinden baka bir surette grr ve vahiy yoluyla onun szn (kelmn) iitir.
Vahiy, melek ruhunun insan ruhuna vahyetmek istedii bilgilerin vastasz olarak
aktarlmasdr. Vahiy olan ey, gerek szdr (el-kelml-hakk). nk szn
(kelmn); konuann, iindekini, konutuu kiinin iinde ekillendirmesinden baka
bir manas yoktur. Bu ekillendirme, hitap edenin iindekinin, hitap edenin iindeki gibi
olmas iindir. Hitap eden melek, beyin ile hitap ettii peygamberin beynine
dokunamaynca, mhr muma dokunup mumla kendisinin izini oluturduu gibi, iki
beyin arasnda dtan iki eli (basan ve basklanan) durumunda olurlar.
156
Frb,
kelm terimini din dilinde vahiy anlamnda kullanmtr.
Filozofumuz, slm dncesinde var olan ilml-kelmdan da bahseder. O,
kelm ilmini siyaset ve fkh ilmiyle birlikte ele alr. Kelm ilmi, dinin kurucusunun
aka belirtmi olduu belli inan ve fiilleri muzaffer klmaya ve bu fiiller ve inanlara
aykr olan her eyi szle rtmeye (tezyf) muktedir klan bir yetidir.
157
Zamansal
adan felsefe ve dinden sonra gelen kelm ilmi, dinin savunmasn yapmak iin sz
sanatlarn kullanr.
2.1.5. Nutuk
Frbnin dil felsefesi terminolojisinde, nutuk terimine geni bir yer verilir.
Nutuk kelimesinin szlk anlam; sylemek, konumak, ses karmak, ak ve anlalr
bir ekilde (telaffuz ve anlam olarak) konumak, szdr.
158
Ayrca anlamak, harf ve
seslerle sz sylemek gibi anlamlara da sahiptir. Nutuk, insan szcklerine mahsustur.
Bakalarna isnad edilmesi mecazdr. Ntk ise syleyici anlamna gelir.
159

Nutuk teriminin Eski Yunancada karl olan logos (=Logik); akl,
dnce, dnme yetisi, akl yrtme, temellendirme, yasa, evren yasas, bilgi,
nazariye, kelm ve sz gibi anlamlara gelmektedir.
160
Eski Yunancada, kavram ve akl

156
Frb, Kitabu Fususil Hikem, ev. brahim Hakk Aydn, Erzurum, 2001, s. 27-28.
157
Frb, limlerin Saym, s. 97.
158
Muhammet Fuat Abdulbaki, a.g.e., s. 440, P.J.-B.Belot, a.g.e., s. 838.
159
Firuzabadi, Kamus, C.3, ,Mtercim Asm Efendi, Bulak Basks, 1809, s. 58.
160
Albert Davzat, Jean Dubos, Henri Mitterand, Nouveau Dictionnaire Etymologique Et Historique, Librairie
Larousse, Paris VI, 1971, s. 427-428, smail Fenn, Lgate-i Felsefe, Matbaa-i mire, stanbul, 1341 (h.), s. 401,
Sarp Erk Ula, a.g.e., s. 899.
46
yrtme ilmini yani i ve d konumay ve dnme melekesini ifade eden logike,
logos, lojik kelimelerinin ayn anlamda Arapa kk karl olarak N-T-K kk
alnmtr. Kuranda, mantk mastar, kularn dilinin bilgisi Hz. Sleymana
atfedilerek ifade tarz (langage) anlamnda kullanlmtr. N-T-K kk, daha nce
kullanlan anlamnn dnda logikeyi tercme etmek iin seilerek teknik bir terim
haline getirilmitir.
161

Felsefe tarihinde ilk defa logos terimine felsef bir ierik kazandran
Herakleitos olmutur. O, evrendeki deimenin gerekletii yasaya logos demitir.
Ayrca Tanry, evrende faaliyet gsteren bir kuvvet, bir yasa olmas sebebiyle logos
olarak adlandrmtr. Son olarak da, insandaki akl ve ona yasal deimeyi anlama
olana veren Tanrsal gce karlk olarak kullanmtr. Bylece Herakleitos, evrenin
aklsal yaps ile insann aklc fiilleri ve aklc szleri arasndaki balanty gstermek
istemitir.
162

Platon logos terimine, Phaidon diyalogunda, bir kiinin doru bilginin
(episteme) bir ayrc zellii olarak bildiini aklayabilme yetisi anlamn vermitir.
Theaeitetos diyalogunda ise terimi, doru kanaatten (doksa) bilgi olabilmesi iin
mutlaka dayanmas gerektii delil veya aklama (logos), yani doru akl yrtme
anlamnda kullanmtr.
163

Aristotelesin eserlerinde logos kelimesi, her durumda, iinde bulunduu
metin tarafndan belirlenir. Aristoteles, logosu, ruhun yetilerinden en stn olan
dnme yetisi, konuma anlamlarndan ok,
164
eyin zihindeki z, bu eyin
dncesi ve dolaysyla onu ifade eden tanm, onun formu (eidos, morphe, horismos, ti
en einai), oran, kavram (notio) eklinde anlamlandrr. Bu terimin, mantksal ve
ontolojik anlamlar da vardr. O, hem dncenin konusunun kendisi, eyin i dzeni,
yaps, zdr; hem de onun tek bir kelimeye sktrlm aklsal ifadesidir. Ayrca
logosun ifade ettii zn, sadece bir tzn deil, ayn zamanda bir niteliin veya

161
A.-M.Gochon, bn Sn Felsefesi ve Ortaa Avrupasndaki Etkileri, ev. smail Yakt, tken Yay.,
2.bsk., stanbul, 1993, s. 68.
162
Ahmet Cevizci, lka Felsefesi Tarihi, s. 37.
163
Efltun, Phaidon, ev. Suut K. Yetkin, Hamdi R. Atademir, MEB.Yay., stanbul, 1997, s. 42 (76 b), Theaeitetos,
s. 257, (201 c-d), Sarp Erk Ula, a.g.e., s. 900.
164
Andre Lalande, VocabulaireTecnique Et Critique De La Philosophie, Presses Universitaires De France,
16.bsk., 1988, s. 572.
47
karmak bir btnn, bir zellikler veya doal olaylar grubunun, bir olayn z
olabileceine de dikkat etmek gerekir.
165
Buna karlk Aristoteles, ruhun gleri
arasnda nemli bir yere sahip olan dnme yetisine Nos Praktikos der. Ona gre
dnme yetisi, imgelerdeki biimleri dnr. Ayrca neyin peinden gideceine,
neden kaacana duyularda karar verir.
166

Stoa Okulunun kurucusu Zenon, Logos Nazariyesini ekillendiren filozof
olmutur. Zenon, Herakleitos retisinin etkisinde kald iin logos terimini de,
evrendeki hkim g olan aklsall ynlendiren Tanrsal g, evrendeki dzenin temel
kayna olarak oluun, gelimenin, deimenin zn tayan akl ilkesi anlamnda
kullanmtr. Dil ile dnce arasndaki ilgi ve balla dikkat eken Zenon,
dncenin nasl sz kalb iinde gerekletiini, dil ile dncenin nasl ayrlmaz
ekilde birbirlerine balandklarn aratrmtr. Daha sonraki Stoac filozoflar, dilbilim
retilerinde logosu; i logos, d logos biiminde ayrarak dnce ile dil
arasndaki uyuma iaret etmilerdir.
167

slm dncesinde ise Kind, varlklar snfa ayrarak onlarn vasflarn
yle belirler: nsanlk (el-insniyye); hayat, dnme (nutuk) ve lm, meleklik (el-
melikiyye); hayat ve dnme (nutuk), hayvanlk (el-behmiye); hayat ve lm.
168

Kind nutuk terimini, dnme anlamnda kullanarak insan ve melein bu vasfa sahip
olduunu ifade eder.
Frb, varlklar drt tabaka hlinde incelerken nutuk terimini, varlklarn ayrt
edici zellii olarak gsterir: nsan; canl, konuan (ntk) ve lml varlktr. Hayvan;
konumayan, lml bir varlktr. Melek; konuan, lmsz bir varlktr. Cin;
konumayan, lmsz bir varlktr. O, burada nutuk terimini konuma anlamnda
kullanmaktadr. Ona gre, iitme ve szn (kavl) canllarda bulunmas olasdr. Bu
durum, onun canl olmasndan dolaydr. nk sz (kavl) ve telffuz, konumann
(nutuk) ayrt edici vasf deildir. Hayvanlardan (behim) ou sz sahibi deildir. Ama
canldrlar. nsan sesi, tabi (bir mahrele) harf ve seslerle birliktedir. Bu trn canl

165
Aristoteles, Metafizik, s. 88-89, Aristoteles, Ruh zerine, s. 150-151, Sarp Erk Ula, a.g.e., s. 900.
166
Aristoteles, Ruh zerine, s. 188.
167
Kmran Birand, a.g.e., s. 94, Zeki zcan, Teolojik Hermentik, Alfa Yay., 2.bsk., stanbul, 2000, s. 22, Sarp
Erk Ula, a.g.e., s. 900.
168
Kind, a.g.e., s. 179.
48
olmasndan dolaydr. Canl trlerinden her bir trn sesi, trlerinin dndakilere ses
olarak benzemez. nsann harflerle olan sesi, canl trleri iinde hibir trn sesi gibi
deildir.
169

Frb, merkezine Tanry yerletirdii varlk hiyerarisinde, cisimsel varlklar
iinde el-Hayevnun-Ntkn yani dnen canlnn yetilerinin oluumunu geni bir
ekilde anlatr. nsann var olmasyla birlikte kendisinde (nefsun-ntka) eitli yetiler
srayla ortaya kar. Nefs-i Ntka, zatyla bamsz olarak var olduu iin (mufrklar
gibi) kendisini alglayabilir.
170
Bulunduu bedenin yok olmasyla yok olmaz. Bilakis ya
en yce mutlulua ular ya da ekvet iinde kalr.
171
nsanda ilk olarak, hayatn
srdrebilmesi iin gerekli olan besleyici yeti (el-kuvvetl-ziye) var olur. Daha sonra
duyular ve duyularla ilgili olan his yetisi (el-kuvvetl-hssa), onlarla birlikte arzu yetisi
(el-kuvvetun-niz), alglar ruhunda muhafaza eden muhayyile yetisi ortaya kar.
nsan muhayyile yetisi ile duyusallar, farkl birletirme ve ayrmalarla birletirir ve
ayrr. Tahayyl edilen nesnelerle ilgili irade kuvveti insana eklenir. Son olarak da
insanda dnme gc (el-kuvvetun-ntka) ortaya kar ki, bu gle aklsal nesneleri
bilme imknna kavuur. Gzelle irkini bu gle ayrr. limleri ve sanatlar elde eder.
Bu gce, irade gc eklenir. Demek ki dnen canlnn nefsi; dnme, arzu etme,
hayal ve duyum glerinden olumutur.
172
Bu durumda insan dnen canl olarak
kendisinden stn baka bir varlk olmad iin, kendisinden stn hibir varla,
hibir surette yardmc olmaz.
173
Nefs-i ntk, insann kendisine has olan ilm ve amel
ynn oluturur. nsan asl insan yapan, ona insan zellii kazandran bu nefs-i
ntkadr.
174

Frb, Platon, Aristoteles ve Stoaclarn logos retilerinin etkisi altnda
kalarak bu dncenin sentezi ile ruhun en stn yetisi olan kuvve-i ntka fikrine
ular. Filozofumuz, eskilerin (kudem) nutuk terimine verdii anlamlardan
bahsettikten sonra kendi terminolojisindeki anlam belirler: nsann kavramasnn

169
Frb, Risle f Mesili Mteferraka, Resilul-Frb iinde, Matbaatu Meclis-i Diretil-Marifil-Nizmiyye,
1.bsk., Haydarbad, 1344 (h.), s. 3.
170
Frb, Tlkt, tah.Cafer lu Ysn, 1.bsk., 1988, s. 49.
171
Frb, Daav Kalbiyye, Resilul-Frb iinde, Matbaatu Meslis-i Diretil-Marifil-Osmniyye, 1.bsk.,
Haydarabad, 1349 (h.), s. 10.
172
Frb, Siysetl-Medeniyye, s. 1-2, Frb, deal Devlet, s. 75-76, Frb, Daav Kalbiyye, s. 9-10.
173
Frb, Siysetl Medeniyye, s. 33.
174
brahim Hakk Aydn, a.g.e., s. 214.
49
meydana gelmesine vasta olan eye-ki, o akl adyla karlanan iki eyden biridir- nutk
adn vermek, ta eskiler (kudema)den beri, det olmutur. Bazen konumaya ve dil ile
ifade etmeye de nutk ad verilir. te, ounlua gre, nutuk kelimesi bu anlama
iaret eder ve bunun yaygn anlam da budur.
175

Frb, Tenbih adl eserinde nutuk terimini daha geni aklayarak ona
akl da denildiinden bahseder. Akl, bazen, insann bir eyi zihniyle kavramasn;
bazen de, insann kavramasnn meydana gelmesine vasta olan eyi ifade eden bir
isimdir. Bu sanat, bu her iki eyle iyiyi ve mutluluu meydana getirir ve onlar,
onunla kuvvet kazanr. nsann kavramasnn meydana gelmesine vasta olan eye ki, o
akl adyla karlanan iki eyden biridir- nutuk adn vermek, ta eskiler (kudem)den
beri, det olmutur. Bazen konumaya (nutuk) ve dil (lisn) ile ifade etmeye de nutk
ad verilir. te, ounlua gre, nutuk kelimesi bu anlama iaret eder ve bunun
yaygn anlam da budur. Bu ilimle ilgilenen eskilere gre, bu kelime her iki anlama
da gelir. (Nutkun, her iki anlamda, insana atfedilmesi, bir baka deyile) insann, her
iki anlamda, yani hem dil ile ifade eden, hem de kavramasn salayan eye sahip
olmas anlamnda ntk olmas dorudur. Bununla birlikte, eskiler, insan
ntktr szleriyle, O, bilmeyi amalad eyi kavramasn salayan eye sahiptir
demek isterler. Bu sanat, nutk a yetkinlik kazandrd iin, ona mantk sanat ad
verildi. nsann, bilmek istedii eyi kavramasn salayan eye de, nefsin dnen
(ntk) ksm ad verilir. O halde, mantk sanat, bu dnen ksmn yetkinlie
ulamasna vasta olan bir eydir.
176

Frb, ilimlerin tasnifini yapt hsul Ulm adl eserinde ise nutuk,
kavl ve kyas terimleri arasndaki farka dikkat eker: ...Aklsallarla onlar ifade
eden szleri eskiler konuma (nutk) ve sz (kavl) diye adlandrmlardr. Aklsallara
(maklt) sz derler. Ruhta (nefis) bulunan ve aklsallar ifade eden i konuma
szdr. Ses ile dar kan ve insann ruhundaki grleri dzelten sz, ruhta bulunan

175
Frb, Mutluluk Yoluna Yneltme, ev. Hanifi zcan, Anadolu Matbaaclk, 1.bsk., zmir, 1993, s. 55, bkz.
Kitbut-Tenbh al Seblis-Sade, Resili Frb iinde,Matbt Meclis Diretl- Marifil Osmniyye, 1346
(h.), s. 22.
176
Frb, a.g.e., s. 54-55.
50
szdr (kavl). nsann ister ruhta bulunsun, isterse sesle dar km olsun, bakasnda
bulunan bir dnceyi dzeltmesine yarayan sze eski filozoflar kyas derler.
177

Frb, Stoa okulunun etkisiyle nutuk terimine, konuma ve dnmeyi
zde olarak grmesi dolaysyla, i ve d konuma anlamlarn da verir. Nutuk ise
eskiler tarafndan anlamda kullanlmtr: Onlardan biri sesle dlaan szdr (kavl).
nsann ruhunda olan eyi dil, bu szle ifade eder. kincisi, ruhta bulunan szdr. Bu da
kelimelerin kendilerine iaret ettii aklsallardr. ncs, insann yaratl itibariyle
sahip olduu ruh kuvvetidir. Bu ruh kuvveti dier hayvanlarda olmayp sadece insana
has olan bir ayrdetme (temyiz) yetisidir. nsann aklsallar, ilimleri, sanatlar elde
etmesi bu yeti sayesindedir. Bu yeti ile insan eyann hakikatini idrak ettii gibi
fiillerinde gzel (ceml) ile irkin olan (kabh) da birbirinden ayrt eder.
178
Bylece
filozofumuz, insan zihnindeki aklsallar/maklt, i konuma, zihindeki
aklsallarn ses olarak dar kmasn ise d konuma biiminde adlandrm oldu.
Bugnn dilbilimi de, dnlen sze, i konuma, der.
179
Bu nedenle, dili kimi
zaman nutuk, kimi zaman da akl olarak adlandrr.
Frb, nutuk teriminden mantk adnn trediini syler. O, mantk sanatnn
konularn anlatrken i ve d konumann kanunlarn ve kurallarn verir. nsan
zihnindekileri kelimelere geirdii zaman dncelerini bakalarna anlatabilir,
bakalarnn dncelerini de o onlar sze dktnde anlar. Bu sebeple, dnceyi
tanmak demek konumay; sz ve cmleyi tanmak demektir.
180

Nutuk terimi Frbye gre, akln zatna da dellet eder. nsann kendisiyle
aklettii bu yeti, fiili (nutuk) ve dille konumay da gsterir. Ancak Konuuyor sz,
gelecek zamanda insan iin bulunacak bu yetiye delil deildir. Bilakis yapyor veya
diyor ya da konuuyor (fiillerinin) dellet ettii eye dellet eder.
181

hvan- Saf, slm felsefesinde Frbden sonra nutuk terimine yeni anlamlar
kazandrr. nsan yeteneklerinin en stn ve onu dier canllardan ayran asl zellik

177
Frb, hsul-Ulm, s. 34.


178
Frb, limlerin Saym, s. 61.
179
Walter Porzig, a.g.e., s. 70.
180
Frb, et-Tavtie fil-Mantk, s. 184, Fahreddin Olguner, a.g.e., s. 63.
181
Frb, erh-u Kitbil-bre, tah. Stanley Marrow-Wilhelm Kutsch, Drul Merik, Beyrut, 1971, s. 34.
51
olan nutk yetisi (dnme-konuma) onlara gre, fikr ve lafz olmak zere ikiye
ayrlr: Lafz nutk, insan bedeninin bir organ olan dilden kaynaklanarak, bedenin
dier bir organ olan kulaa ulaan ses ve hecelerden oluur; dolaysyla cisim ve
duyularla ilgilidir. Bu yzden kelmn ne olduu, nasl olutuu, anlam nasl gsterdii
(dellet) vb. konularn mantk erevesinde incelenmesine Dil Mant (lmul-
Mantkil-lugav) ad verilir. Fikr nutk ise insan zihninin (nefs) varlklarn anlamn
zleri itibariyle tasavvurundan baka bir ey olmayp ruh ve aklla ilgilidir. Bu
balamda zihnin varlklarn anlamlarn zleri itibariyle idrki, ilham ve vahyin
keyfiyeti gibi konularn mantk erevesinde ele alnp incelenmesine de Felsef
Mantk (lmul-Mantkil-felsef) denilir.
182
Frbnin, i konuma, d konuma
ayrmnn, Ihvn- Safda, lafz konuma, fikr konuma biimine dntn
gryoruz.
2.1. 6. Lafz
Lafz lafaza/ szlkte; atmak, telaffuz etmek, sylemek, azdan kan
ses, aznda olan eyi atmak, konumak gibi anlamlara gelir.
183
Dilbilgisinde lafz, dil
araclyla belli seslerin bir araya gelmesiyle azdan kan seslerin birleimidir.
Frb lafz, azdan kan ses eklinde tarif eder.
184
Azdan kan sesler
nce zihindeki izleri veya kavramlar dorudan doruya ve vastasz olarak gsterir.
Daha sonra ise zihindeki izler veya kavramlar vastasyla, kavramlarn ortaya kmasna
sebep olan duyusallar gsterir.
185

Lafzlarn kavramlara delletinin uzlam (stlh) yoluyla olduunu kabul
eden Frbye gre onlar, her millette mterek deildir. Her milletin yazlarnn eit
eit olmas gibi lafzlar da farkldr. Eer lafzlar insan iin tabi olsayd, kavramlarn
eitli dillerde her millet iin aynen bir olmas gibi ve bu kavramlarn dayand
duyusallarn da her millette mterek olmas gibi, ayn ekilde, bir olmas gerekirdi.

182
Ebher, sgc, ev. Hseyin Sarolu, z Yay., stanbul, 1998, s. 27.
183
bn-i Manzr, a.g.e., C.5, s. 4053, Muhammet Fuat Abdulbaki, a.g.e., s. 259.
184
Frb, erh-u Kitbil-bre, s. 23.
185
Mubahat Trker Kyel, Aristoteles ve Frbde Varlk ve Dnce retileri, s. 107.
52
nk lafzlar, milletler iin, tpk fiiller iin kanunlar konulmas gibi, sonradan
konulmutur.
186

Frb, anlaml lafzlar e ayrr: ad, fiil ve ad ve fiilin bileimi (el-
mrekkeb). Mehmet, yaz, oturan gibi btn adlar, zt olarak anlamn zamanna
dellet etmeksizin anlam gsteren mfred lafzlardr. Fiiller (kelime) ise yrd,
yryecek gibi kelimelerdir. Mehmet ayaktadr rneinde olduu gibi kimi
mrekkeb szler iki addan oluurken, Mehmet yryorda olduu gibi kimi lafzlarda
ad ve fiilden oluur.
187

Bir baka tasniflemede ise Frb, bir toplumda bulunan ve anlaml olan
lafzlar ikiye ayrr: Tekil szler (mfred) ve bileik szler (mrekkeb). Beyazlk,
siyahlk gibi lfzlar tekil szlerdir. nsan hayvandr, Mehmet beyazdr gibi
szler ise bileik lfzlardr.
188

Frb mfred lafzlar, yle tanmlar: Bir anlama iaret eden tekil szlerin
ilmi, eylerin cinsleri ve trlerine iaret eden btn tekil szlerin -zerinde konuulan
dile has olan veya ona dardan gelmi olan, o dilde nadir olan veya herkes tarafndan
bilinen tekil szlerin- birer birer neye iaret ettiinin bilinmesi, aklda tutulmas ve
rivayet edilmesini iine alr.
189

Filozofumuz mrekkeb lafzlara kavl der: Bileik szler ilmi, ele alnan
toplulukta kendilerine bileik olarak rastlanan szlerin (akvil) ilmidir. Bu szler bu
topluluun hatiplerinin ve airlerinin ortaya koyduklar, nl belagat ve fesahat
ustalarnn syledikleri szlerdir. te bu ilim, uzun veya ksa, vezinli veya vezinsiz bu
szlerin bilinmesi, ezberlenmesi ve aklda tutulmasn ierir.
190

Bu blmde, Frbnin dil ve lisnla ilgili olarak kulland terimlerin says
oaltlabilirdi. rnein, dellet, mantk, stlh, vaz, varlk, akl gibi kelimelere yer

186
Mubahat Trker Kyel, a.g.e., s. 108.
187
Sadk Trker, Mantkta Kullanlan Lafzlar, Kutadgu Bilig Dergisi, S.2, s. 127.
188
Frb, limlerin Saym, s. 47.
189
Frb, a.g.e., s. 48.
190
Frb, a.g.e., s. 48.
53
verilebilirdi. Ancak bu terimler, dier blmlerde konularla balantlar dorultusunda
ele alnacaktr.
Sonu olarak, Frbnin dil anlaynn, Arapann etimoloji, szdizim ve
kelime bilgisi gibi zelliklerine uygun olarak mantn ina edilmesi, mantn metafizik
temelleri sorununun zmlenmesi
191
ve dile felsef yaklamlarda bulunmas ile ilgili
olduunu syleyebiliriz.
2.2. Frbye Gre Dilin Kkeni ve Adlandrma
nsanlk tarihinde dilin nasl ortaya kt sorusuna Frb, kendi dneminde
yaplan tartmalara farkl bir adan yaklaarak cevap aramaya alr. O, din
anlayndan bamsz olarak felsef bir tarzda dilin kkenini aratrr.
2.2.1. Frbde Dilin Douu Teorisi
Filozofumuz, dil felsefesine dair grlerinin yer ald Kitbul-Hurf adl
eserinde, dilin kkeni konusunu da ele alr. Burada onun amalarndan birisi, tarihsel ve
antropolojik aklamalar eliinde dilin nasl ortaya kt ve ona popler ve teknik
ekiller ierisinde nasl dier dillerin eklendiinin izahn daha ok lingistik
tartmalarn zeti ile birlikte vermesidir.
192

Frbnin dilin kkeni hakkndaki dnceleri, onun dil (lgat) ile lisn
arasnda yapt ayrmdan hareketle incelenebilir. Lisnn temellerini dile ve taklit
kabiliyetine dayandran Frb, lisnlar arasnda grd benzerlikleri tarihi, corafi ve
antropolojik artlarn gerei olarak ifade eder. Ancak temelleri dnceye dayanan dili
ise tm bu benzerliklerin soyut bir btnl olarak grr. Bu sebeple o, dilin kkenini
iki ekilde yani metafiziksel olarak ve dil yetisinin aklla ilikisi balamnda aklar.
2.2.1.1. Dilin (Lisnn) Kkeni
Frb, Kitbul- Hurfta dilin kkenini aratrmaya balamadan nce, iki
konuya dikkatimizi ekmektedir: Bunlardan birincisi; ilimlerin, sanatlarn ve dinin

191
Sadk Trker, Mantkta Kullanlan Lafzlar, Kutadgu Bilig Dergisi, S.2, s. 103.
192
Deborah L. Black, Al-Frb, s. 181.
54
ortaya kn, zamansal ve burhn adan izah ettikten sonra, onlarn birbirleriyle
ilikilerini sergileyerek felsefecilerin bu alanda sz sahibi uzman kiiler olduuna vurgu
yapmasdr. Bylece dilin kkeni hakknda dinin aklamalarnn yerine felsefenin
izahlarnn geerli olmas gerektiini gstermeye alr. kincisi ise bilgiyi, genel ve
zel diye ayrarak bu bilgi eitlerinin niteliklerini verdikten sonra dilin hudsundaki
rollerini aklamasdr.
193

Burhn delilleri kullanan felsefecilerin grlerini Frb, kesin bilgi olarak
kabul eder. Ancak kendisinden nceki dil filozoflar veya onunla ayn asrda yaayanlar
arasnda dilin kkenini, tedricilik ynnden ve salam dayanaklarla kabul edilebilir bir
tarzda ele alan baka bir filozof yoktur. O, dilin bir defada deil de, tedric olarak ortaya
ktn kabul eder. Dil; idraklerin genilemesi ve ihtiyalarn oalmasyla geliir ve
byr. Bu yzden insan ilk olarak evresindeki, ona yakn olan idrak edebildii
nesneler iin lafzlar kullanr.
194

Kitbul-Hurfta Frb, Toplumun Harflerinin ve Lafzlarnn Oluumu
(Hudsu) bal altnda, avm ve ounluk olann havstan zaman bakmndan
nceliine dikkat ekerek herkes tarafndan kabul edilen ortak bilgilerin de sanatlardan
nce olutuunu iddia eder. Ayn beldede oturanlarn, bedenleri, miza ve suretleri de
yap bakmndan ayn olur. Onlarda belli ekil ve huylar, miza zellikleri olutuu gibi
zihinleri de nitelik ve nicelikte snrl lde bilgilerle, tasavvurlarla ve tahayyllerle
eitli ekillerde ynlendirilir. Bu durum ise onlara daha kolay gelecek ekildedir.
195
O
halde, ayn coraf yerleim blgesinde yaayan insanlarn kabiliyet ve istidatlarndaki
ftrlik ayn olduu gibi bilgi ve tasavvurlar da ayndr.
Platon ve Aristotelesin dilin oluumunu ve geliimini, insanlarn toplum
halinde yaamaya baladktan sonra birbirleriyle iletiim ihtiyac hissetmelerine
balamalarnda olduu gibi Frbde dilin, iletiim/bildiriim ihtiyacndan dolay
gelitii grndedir. Ona gre, insan iindeki () olan eyi veya maksadn
bakasna bildirmeye () gerek duyduu zaman ilk olarak iaret dilini

193
Jacques Langhade, Minel-Kurni ilel-Felsefe, ev. Vecih Esad, Menrt Vzrets-Segfe, am, 2000, s.
227-228.
194
Adnan Muhammed Selman, el-Frb ve ruhl-Laviyye f Kitbil-Hurf, el-Mevrid, S.18, Dru-
unis-Segafiyyetil-mme, Badat, 1989, s. 114.
195
Frb, Hurf, s. 134-135.
55
kullanmtr.
196
nsan, kendisindeki mevcut genel (amm) bilgileri, dier insanlarn
anlamas ve bilmesi isteinden dolay iaret dilinden ulatrma () arac olarak
istifade etmitir. Ancak iaret dilinde slup ounlukla dorudandr. Hareket ve grme,
bu dilin en nemli iki zelliidir. Anlamdaki gelimeyi bilmeye imkan vermedii iin
bu dil snrldr. Filozofumuz iaret dilini anlatrken ayrntl aklamalar yapmakszn
dncelerin seslendirilmesine gemitir.
197

2.2.1.1.1. Konuma
Frbye gre, iaret dilinden sonra ikinci aama seslendirme (.) dir.
Sesli iletiimin ilk basama olan nida/nlem, insann maksadn anlamasn istedii
kiiye seslenerek dikkatini ekmesidir. Bu durumda, alglama sonucu zihninde olan
eyi, iaret ederek gstermekle yetinir. Daha sonra ise alglad tek tek ayr nesneler
iin eitli sesleri kullanr. Artk iaret ettii her nesneye ayn sesi kullanr ve onu bu
sesin dnda baka bir sesle dile getirmez.
198

Frb, seslerin ortaya kna, ses ilmine dair basit unsurlarn yer ald
fizyolojik ve biyolojik aklamalar getirir. Ona gre sesler, nefes alrken havann boaz,
grtlak, geniz, dil, di ve dudaklara farkl iddetlerde arpmasyla kar.
199

Filozofumuzun kendi dneminde yaplan fizyolojik tahlile dayanarak anlatt seslenme,
gnmzde sesbilimin (fonoloji) yapt aklamalarla benzeir: Bir szn
sylenebilmesi, hecelerin oluturulabilmesi iin, vcuttaki gs ve karn kaslarnn
katksyla akcierlerin, havay dar verecek duruma gelmesi gerekir. Oluan hava,
grtlaktaki ses tellerinin kimi zaman titreimleriyle, kimi zaman da titremeden, belli bir
dile zg sesleri karrken az boluunda yer alan damak, dil, diler ve dietleri,
dudaklar baz durumlarda kk dil ve geniz, bu seslerin oluunda k yeri ve biimi
asndan devreye girerler. Bylece sesletim ya da syleyi (pronunciation)
gereklemi olur.
200


196
Frb, a.g.e., s. 135.
197
Langhade, a.g.e., s. 230.
198
Frb, a.g.e., s. 135-136.
199
Frb, a.g.e., s. 136.
200
Doan Aksan, Dil, u Byl Dzen, Bilgi Yay.,1.bsk., Ankara, 2003, s. 143.
56
Lisnn oluumunda bir sonraki safha, insann kendisine en kolay gelen
hareketi yapmasdr. Ortak bir beldede ve lkede yaayan insanlarn uzuvlar birbirine
benzer ekildedirler. Onlarn dilleri, az iindeki hareketi bakmndan birbirine
benzerdir. Bu, onlarn (seslendirme) organlarna en kolay gelendir. Baka bir yerleim
yerindeki insanlarn (seslendirme) organlar farkl olacandan dolay onlara kolay gelen
sesler, dierlerine kolay gelmeyebilir. Toplumlarn dillerinin farkl olmasnn ilk nedeni;
ilerindeki duyumlamalar ifadede veya bir nesneye iaret ederken kullanlan seslerin
(nesneleri gsteren sembollerin) farkl olmasdr. Bu nedenle de, dilleri farkl olacaktr.
Ortaya kan ilk sesler; alfabe harfleridir (el-hurful-muceme).
201

Hurf-u mucemeden hareketle Frb, lafzlarn oluumuna geer. Bu
harfler sembol (almet) olarak kullanldklarnda, nceleri belirli sayda idiler. Fakat
belirledikleri harfler, insanlarn zihinlerinde olanlarn (kavramlarn) ve ittifak
ettiklerinin (seslerin) tamamna dellet etmiyorlard. Btn anlamlara iaret etmek iin
harfler yeterli deildi. Bundan dolay, harfleri terkip etmek zorunda kaldlar. En az iki
harfin terkibiyle lafzlar oluturdular. Harfler ve ilk lafzlar, iaret edilenin ve iaret
edilmesi mmkn olan alglanabilenlere (nesne) dayanan kavramlarn (makulatn)
sembolleri oldu. Her kavramn, dier kavranlanlardan farkl ahslar olup, bunlardan
birbirlerinden farkl sesler kartld. Bu seslerden, alglanabilir nesnelerin sembolleri
olanlara lakablar (elkp) denir. Bu ekilde, bir ksm alglananlar (mahsusat), bir
ksm da kavramlar gstermek zere eitli sesler ortaya kt.
202

Bir toplumda, lafzlardan dilin oluumuna ve geliimine geiini ise Frb,
insanlarn harflerden terkip edilen lafzlarn zerinde ittifak etmesine balar. Bir kimse,
bir eyin sembol (almeti) olarak bir ses veya bir lafz kullanr. Muhatab olan kii de,
onu iitir ve ezberler. O da, ayn ey iin ayn sesi taklit ederek seslendirir ve dier bir
kiiye de ayn sesi iletir. Bylece o belde halk, uzlama ve anlama yoluyla kendi
lisnlarn oluturup yaygnlk kazandrrlar.
203

Frb dilin geliimini yedi safhada anlatr:

201
Frb, a.g.e., s. 136.
202
Frb, a.g.e., s. 137.
203
Frb, a.g.e., s. 137-138.
57
1)Toplumun her bireyi, dilin oluumunun ilk aamasna katkda bulunur. Lisn,
toplumun ilim ve kltr dzeyine gre ekillenir. Bilimden uzak bir toplumda, dil,
sadece tabiattaki seslerin taklidinden ibarettir. Kltrl toplumlarda ise dil, ihtiyalara
gre mevcut lafzlarn kkeni dikkate alnarak gelitirilir.
2)kinci aama; bir kiinin bir eyi gstermek iin yeni bir lfz in etmesi,
sonra bu lfzn ezberlenerek toplumun byk ounluu tarafndan kabul edilmesidir. O
toplumun, ses zelliklerini yanstan bu lfz zerinde uzlama salanr. Toplumun her
ferdi, zihninde bu anlam ifade etmek istediinde ayn lafz kullanr. Bu aama, yer,
gk ve yldzlar gibi duyu alglaryla ilgili lafzlarda geerlidir.
3)Daha nce mevcut olan lafzlardan karm yoluyla yeni lafzlarn
oluturulmas nc aamadr.
4)Duygu ve dnceleri ifade etmek iin lafzlarn anlam kklerinden hareketle
kelimeler tretilir.
5)karm ve deney yoluyla duyu alglarndan alnan bilgileri ifade etmek
zere oluturulan kelimeler beinci safhadr.
6)meli sanatlarda kullanlan letlerin adlarnn tretildii safha, altnc
safhadr.
7)Bilim ve sanatlarda, kendi alanlarna ait terimlerin oluturulmas son
safhadr.
204

Bir dilde adlardan sonra cmlelerin ve terkiplerin oluturulmas aamas gelir
ki, bu aama kelimelerin ortaya kna benzese de, daha fazla bir aba gerektirir.
Artk toplum, ftratlarnn talep ettii zekaya ve bilgiye meyyaldir. Daha sonra
(lfzlarn) anlamlarnn (el-men) taklidi olan anlamlar zerine gsterge yaparak ve
onlar (lafzlar),varlk alanndaki dzeni yanstacak ekilde dzenlerler. Anlamlarn
derli toplu olarak bir araya getirilip dzenlendii bu lafzlar, onlarn zihinleri
aratrarak elde eder. Daha sonra, anlamlarn tiplerinden kendi hallerine benzer

204
Sadk Trker, Mantkta Kullanlan Lafzlar, Kutadgu Bilig Dergisi, S.2, s. 113, Frb, Hurf, s. 138-139.
58
durumda olanlar aka ifade etmeye alrlar. Toplumun ittifak edemediklerinde ise
yneticiler, lafzlarn kurallarn koyarlar.
205
En son olarak da, kll anlamlar ve
sanatlar ortaya kar ki, bylece meden toplumlar kurulmu olur.
Dilin insanlar arasnda iletiim grevini yapabilmesi, toplumun ortak bir dil
sisteminde anlam olmasn gerektirir. Burada nemli olan ortak bir iaretler
sisteminin kullanmnda uzlama salanmasdr. nsanlar arasnda iletiimde bulunma
imkan ancak ortak kullanmda anlamayla mmkn olur. Kelimeler, yalnzca aratrlar.
Ayn dili konuan insanlar belirli kelimeleri kullanmak iin uzlamlardr.
206
Frbye
gre de, dil bir iaretler (almet) sistemi ve kelimeler birer aratr. nsanlarn iletiim
kurabilmesi kullanm zerinde uzlamasyla ( ) mmkn olur.
207

Frb, iaret dilinden nidaya, nidadan harflerin, lafzlarn, dilin ve st-dilin
oluumuna kadar geen sreyi aamalar halinde anlatr. Buradan hareketle o, lisnn
ortaya k ve insanda var olan konuma kabiliyetiyle balantl olarak dilin (lgatn)
meydana gelmesini, varlk ve bilgi konular ierisinde deerlendirir.
2.2.1.2. Dilin (Lgatn) Oluumu
Dilin, mahiyetinin ve varoluunun ruhsal alanla ilgili olmasndan dolay
insann nasl konumaya balad sorusuna yzyllar boyunca birbirinden farkl
cevaplar verilmitir. Dilin kkeni hakkndaki teorilerde biyolojik aklamalar yapanlar,
nidadan konumaya dolaysz olarak getikleri iin cevap bulamadklar sorularla
karlamlardr. nsann nasl konumaya balad problemiyle birlikte bu
konumann yaps nasld sorusu zihinleri kartrmtr. Dil filozoflar, duygusal dille
nerme dilinin birbirinden ayrlmas gerektii sonucuna ulamlardr. nk bu iki
dilin ayn olmad anlalmtr. Her ne kadar genetik olarak bu iki dil birletirilebilirse
de, o zaman bir cinsten baka bir cinse gei zorunluluu ortaya kt iin dilin
duygusal ynne aklama getirmenin imkanszlat grlmtr. Ayrca hibir

205
Frb, a.g.e., s. 138-139.
206
John Wilson, Dil, Anlam ve Doruluk, ev. brahim Emirolu-Abdullatif Tzer, Ankara Okulu Yay., 1.bsk.,
Ankara, 2002, s. 23.
207
Frb, a.g.e., s. 137.
59
hayvann da, bu ayrm gememi olmas, duygusal dille nerme dilinin birbirinden
ayr niteliklere sahip olduunu ve hayvanlarda bu yetinin olmadn gstermitir.
208

Bu problemi Frb, dil ve lisn ayrm yaptktan sonra her ikisinin ortaya
kn kendi alanlar ierisinde deerlendirerek zmeye alr. Konuulan lisndan
ayr ve nefsin tabi yetilerinin rn olan dil, bilincin almas ve bunun sonucu olarak
da akln faaliyetleri sonucu meydana gelir. Dilin menei sorununu, bilincin menei
sorunu haline getiren Frb, bilincin ilk kez nasl alabildiini ve kendisini,
evresindeki varlklar ve dnyay nasl kavrayabildiini izah eder.
Frb bilincin aln u ekilde anlatr: nsana gelince ftratnda olan ilk
bilgilerden hali olduu zaman uyanr (/uur uyan) ve ftratna kolay gelen eye
ynelir ki, bu eyle ynelme hareketi de kolaylar. Ve nefsi (akl), bilmeye, dnmeye
(tefekkr etmeye), tasavvur etmeye, tahayyl etmeye ve akletmeye doru uyana geer.
Onun ftratnda olan ve adet olarak yerlemi olan eyler daha ok ve daha iddetlidir.
nk bunlar ona daha kolay gelmektedir. nk onun cismi ve azalar kendisine kolay
gelen eylere doru ynelmektedir ki bunlardan onun ftratna yerlemi olup, onun iin
en kolay, en iddetli ve en ekmel olanlardr. Ayn zamanda bu kolay olandr da.


Bundan sonra fiillerindeki ilk eyi, kendisinde var olan ftr gle ve tabi meleke ile
yapar. nsan iin daha nceden gelen ne bir alkanlk ne de bir sanat vardr. Ancak o,
fiili bir defa tekrar ettiinde ya da ok defa tekrarladnda kendisinde alkanlk
(itiyad) melekesi ya da huy veya sanat oluur.
209

Bilincin aln ve insann dnerek konumaya balamasn felsef bir
tarzda aklayan Frb, kulland terimleri de dikkatle seer. Uyanmak kelimesi ile
bilincin aln ve nefis kelimesi ile de bilin anlamn kasteder. Ayrca dilin
douundaki ilk basamak olan duygusal aamada zamir kelimesini, insann i
duyularn ifade etmek amacyla kullanm olmas bunu gsterir. O halde onun dilin
kkenine getirmi olduu aklama, varlk ve dil arasnda dorudan kurduu balant
sayesinde kolaylkla anlalabilmektedir.

208
Ernst Cassirer, a.g.e., s. 142.

Hurfun bu paragrafnn evirisini Dr. Hasan Ayk yapmtr.


209
Frb, a.g.e., s. 135.
60
Frbnin dilin menei problemine baknda, merkez bir neme sahip olan
varlk anlay, dilin metafizik ynn ortaya koymaktadr. Onun metafizik sisteminde,
varlk tanmlanamayan bir kavramdr. nk bir eyin tarif edilebilmesi, tarif edilen
eyden daha geni anlaml ifadeye sahip olmasn gerektirmektedir. Oysa varlk
kavram, en geni anlaml kavramdr.
210
A priori varlk kavram, tanmlanamad iin
belli bir kategoriye de sahip deildir. O halde, bilincin almas ile varln insan
bilincinde ifa olmas arasnda birliktelik sz konusudur yani bilin alnca varlk ayn
anda ortaya kmaktadr. Bunlarla birlikte dil de, varln insan bilincinde kendiliinden
ifa olduu anda ilk prensipler, mantn temel ilkeleri biiminde varla gelmitir.
nsann kendisinde hazr bulduu bu ilk bilgiler hakknda yanla dmek mmkn
deildir. Ayrca insan bu bilgilerin kesinliini doutan kendi nefsinden getirmitir.
rnein, btn parasndan byktr gibi bilgiler, tm insanlarda ortaktr.
211
Sonu
olarak; bilin, varlk ve dil ayn anda ortaya kan ve birbirinden ayrlamayan sreler
olarak grnmektedir.
Frbnin dil derken kast, konuma sayesinde bir eyin nasl sylenebildii
yani nasl dile getirilebildiidir. Dile getirilen ey, varlk ve bilintir. Bu anlamda dil,
varln ve bilincin surete brnmesi ve bunlarn konuma araclyla bakalarna
aktarlabilmesidir. Burada nutuk kelimesine, akletme ve dile getirmenin
zdeletirilmesiyle anlam kazandrlmtr. Nutuk terimi; insann mklleri idrak ettii
kuvvete ve ayn zamanda nefiste anlay yoluyla var olan mkllere de dellet
etmektedir. Bu mkllere iten konuma, ierde bulunan eyin dil ile ifade
edilmesine de dtan konuma denir ki, iten konuma kendini dtan konuma ile dile
getirmektedir.
212

Frb, varln ve bilincin formlamasn ve sylenebilmesini ifade etmek iin
ise kavl terimini kullanmtr. Kavl, varln ve bilincin surete brnerek dile
getirilmesidir. Varln kategorize edilerek adlandrlmasna da ayn kelimeden
tretilmi olan makl ifadesini kullanr ki bu da dile getirilmi varlk demektir.
Nefislerde suretin meydana gelmesini Frb yle anlatr: Nefslere gelince, onlar,

210
brahim Hakk Aydn, Frbde Metafizik Dnce, s. 59-60.
211
Frb, a.g.e., s. 135, Mubahat Trker Kyel, Aristoteles ve Frbnin Varlk ve Dnce retileri, s. 75-76.
212
Mubahat Trker Kyel, a.g.e., s. 106-106.

61
olgunlamad ve ilerini grmedikleri srece eylerin resimlerini almaa elverili g
(kuvve) ve yatknlklardan baka bir ey deildirler. Szgelii, grmeden ve
grlenlerin resimleri kendisinde ortaya kmadan nce gz (...), dnlrlerin
resimleri kendisinde meydana gelip suretler olumadan nce dnme gc ancak birer
yatknlk (heyet) tr. Bu glerde resimler bilfiil ortaya knca yani duyum gcnde
duyulurlarn, hayal gcnde hayal edilenlerin ve dnme gcnde dnlrlerin
resimleri ortaya knca- suretler ayrlr; yukardaki bu yatknlklarda resimler
maddelerdeki suretlere benzese bile. Bunlara, gerek anlamda deil, yalnzca benzetme
yoluyla suret ad verilir.
213

Frb dilin ortaya kn ilk olarak, insanlarn toplum halinde yaamalar
sonucu birbirleriyle iletiim kurma ihtiyac hissetmelerine balar. Evrimci bir anlay
sergileyerek iaret dilinden nidaya daha sonra da seslendirme ve harf ve lafzlarla
konumaya geer. Bu arada, nidadan konumaya geite nemli bir nokta olan bilincin
alp varln ve bilincin kendilerini dil olarak ifa etmelerini de gz ard etmez.
Varln ve bilincin formlaarak ilk bilgilerin kendiliinden ortaya kmas ve insann
kendisine en kolay olana ynelerek konuabilmesine metafizik aklamalar getirir.
Sonu olarak lisnn oluumunda, toplumun seslerin, harflerin ve kelimelerin ortak
kullanmnda uzlamalar gerekir. Ancak dil, insan bilincinin alarak dnmesi ve
konuma yetisini kullanmas ile ortaya kar. Buradan hareketle de filozofumuz, insann
nesneleri adlandrmasn ve nesnelerle lafzlar arasndaki doruluk ilikisini inceler.
2.2.2. Frbye Gre Adlandrma
Muallim-i Sn, insann nesneleri adlandrmas konusuna mantk kitaplarnn
yan sra felsef sistemini anlatt eserlerinde de yer verir. nsan, evresindeki nesnelere
nasl ad verir? Ad nedir? Ad ile nesne (muarun ileyh) arasnda ne tr bir iliki vardr?
Tanrnn adlandrlmas nasl olur? nsanlarn kulland adlar, Tanrya verilebilir mi?
Yetkinlik ifade eden adlar, Tanrnn sfatlarn ne kadar yanstr? Ad ile adlandrlan
nesne ya da varlk arasndaki ilikiyi ve adlandrmann nasl olduunu aratran tm bu
sorular, filozofumuzun, dil felsefesinin problem alanna giren adlandrma konusu
hakknda cevaplar arad sorulardr.

213
Frb, Siyasetl-Medeniyye, s. 7.
62
Frb, adlarn nesnelere ayn toplumda yaayan insanlarn ortak adlarda
uzlamas yoluyla verildiini kabul eder. Bu durumu ifade etmek iin tevatu, istlh,
ter ve vaz terimlerini kullanr. O, adlarn ifade ekillerini, insanlarn kendi ilerinde
ve belli bir srete ortaya koymalarna tevatu ve istlh adn verir.
214
Ayrca siyasi ve
din idarecilerin kanun eklinde adlar ve ifade ekillerini, bir topluma kabul ettirmesine
ise ter ve vaz der.
215
Ancak teri terimini daha ok din otoriteyi, vaz terimini ise
sosyal otoriteyi kastetmek iin kullanr. Demek ki adlandrma, insanlarn birlikte
yaptklar, nesnelere ad koyma faaliyetidir.
Ad nedir ve neyi gsterir? sorusuna Frb; Tek bir eyi gsteren anlaml
bir sestir. Onun yalnz bana anlalmas mmkndr. sim, z ve yaps itibariyle, bir
eyin iinde bulunduu zaman gstermez
216
cevabn verir. Filozofumuzun bu tanm,
Aristotelesin tanm ile byk lde benzemektedir. O da ad; Zamanla ilgisi
olmakszn uylaml bir manas olan ve hibir blmnn, ayr ayr alnd zaman,
hibir manas olmayan bir sadadr
217
eklinde tarif eder. Her iki dnr adn,
uzlamla konulduunu ve paralarndan hibirinin yalnz bana bir anlam
gstermediini de kabul ederler.
218
Azdan kan tekil sesten (isim, fiil ve harf) biri
olan ad, cevheri ve araz bildirir. rnein; insan ve beyaz szlerinde olduu gibi.
Bunlardan, insan szc cevheri, beyaz szc ise araz bildiren addr. Burada
aslnda araz denilen sfattr. O halde ad, cevher ve arazn lisn formudur. Ancak
cevher ve araz bildiren adlarn yanna -deil edat getirilirse aa dereceden cevher
ve araz elde edilir. nsan-deil gibi.
219

Ayrca kategorilere verilen adlar Frb, maddede inceler: lki; mttefik
adlar yani bir ad bir nesneye ait iken ona benzemeyen nesnelere de ayn adn nispet
edildii adlardr. kincisi; mutavat adlar, bir eyin ad olarak bu adla adlandrlanlara
nispet edilerek konulan adlardr. ncs; mtavasst adlar, bir eyin ad olup bu
addan treyenlerin kendisine nispet edildii adlardr. Frbnin kategorilerin adlarn

214
Frb, erhu Kitabil-bre, s. 50, Frb, Hurf, s. 137.
215
Frb, erhu Kitabil-bre, s. 27, Frb, Hurf, s. 139.
216
Frb, Peri Hermeneias Muhtasar, ev. Mubahat Trker Kyel, Atatrk Kltr Merkezi Yay., Ankara, 1990,
s. 73.
217
Aristoteles, Organon II nerme, ev. Hamdi Ragp Atademir, MEB. Yay., stanbul, 1996, s. 6, Aristoteles,
Yorum zerine, s. 1.
218
Mubahat Trker Kyel, Aristoteles ve Frbde Varlk ve Dnce retileri, s. 108.
219
Mubahat Trker Kyel, a.g.e., s. 111-112.
63
bu ekilde tasnifi, Aristotelesin adlar snflandrmasna benzer.

Ne var ki kategorilere
verilen adlar, gsterdikleri anlam bakmndan eitlendiklerinde nesnelliklerini
kaybedebilirler. Bu duruma, mttefik ve mutavat adlarn eitli ekilleri olabileceine
iaret edilerek engel olunabilir. rnei, Arapada ekli tretilmi ekil, anlam
tretilmeyen ilk rnek (misall-evvel) olan, ekli tretilmeyen ilk rnek olup anlam ise
tremi olan kelimeler vardr. Bunlar filozofumuza gre, Arap dilbilimcilerinin, fiil
ve mastar dedikleri kelimelerdir.
220

Grld gibi, adlar kullanmlar bakmndan snflandran Frb, bylelikle
ayn adn farkl nesneler iin kullanldnda karkl nlemek ve nesnellii korumak
istemektedir. Her adn, belirlenmi bir anlam vardr. Bu ekilde, birbirlerinden farkl
nesneler iin farkl adlarn kullanlmas dilde iletiim imkanna izin vermektedir. Bu
nedenle de filozofumuz, zellikle felsef terminolojinin oluturulmasnda ve nahivcilerle
mantklar arasndaki tartmalarda, adlarn anlam snrlarnn belirlenmesine nem
vermektedir. Ayrca halkn, ad koymad nesnelere ad verme iini yneticilere vererek
herkesin ortaklaa kullanabilecei adlarn olmasn salamak dncesindedir.
Frbnin dikkatimizi ektii dier bir husus da, ad verenin kiisel isteklerinin
ve arzularnn adlandrmadaki roldr. nsanlar, kendi arzular dorultusunda ve
sylemesi dillerine kolay gelen adlar tercih ederler. Ancak adlarn, belli bir dilde
kullanmlarnda bireysel istekler ortadan kalkar. nk ayn dili konuanlarn ortak
adlar kullanmalar gerekir. Dolaysyla adlar, adlandrldklar eyleri, toplumun ortak
bir adda uzlamasyla temsil eder.
Bunlarla balantl olarak Frb, Platonun Kratylos diyalogunda da ele alp
tartt adlandrma konusunda ortaya kan farkl gr inceler. Bunlardan ilki;
lafzlarn uzlama yoluyla ortaya ktn savunanlar, ikincisi; tabii olduunu ifade
edenler, ncs de; sanat aletlerinin yapld gibi irade ile yaplan bir alet olduunu

Yalnzca adlar ortak, ada gre varlnn tanm baka olanlara eadllar denir; szgelii hem gerek insana hem
de resmedilmi insana canl denir. Bunlarn yalnzca adlar ortak, ada gre varlklarnn tanm ise baka; her biri
iin canl olmann ne olduu aklanacak olsa, her biri iin kendine zg olan tanm verilecek. Adlar ortak, ada gre
varlklarnn tanm da ayn olanlara eanlamllar denir; rnein hem insan hem de kz canldr, bunlara ortak bir
adla canl denir, varlklarnn tanm da ayn; her biri iin canl olmann ne olduu aklanacak olsa, ayn tanm
verilecek. Hal bakmndan deiik olmalarna karn, ada gre adlandrlanlara tremiler denir; szgelii
dilbilimciden dilbilimci, yiitlikten yiit. (Bkz. Aristoteles, Kategoriler, s. 8.)
220
Frb, Huruf, s. 71, Hasan Ayk, a.g.t., s. 136-138.
64
iddia edenlerdir. ...Bunlara gre bir manaya dellet eden azdan kan bir tek sesin
dellet edilen manay andrmas, tabi olarak ya bir eyin zatn veya dellet edilen
eyin hususi surette almeti olan arazn bildirmesi lazmdr. Bylece azdan kan ses
tabi olarak andrr, hdhd szmz, azdan kan bu tek sesin, o kendisine has
olan sesini andrd ku iin sylememiz gibi, mesela ak ak (saksaan) gibi, mesela,
su rlts gibi. Bazen azdan kan tek sesin hepsi deil, fakat baz paralar
andrr. Zunbur (ar) ve tunbur (tanbur) misallerinde olduu gibi. Zira
zunburun birinci hecesi ar utuu zamanki vzltsn andrr. Tunburun birinci
paras bu aletin sesini andrr. Bazen de harflerden birisini veya herhangi bir arazn
andrr. yle ki, eer, o bir alet ise, nasl her aletin yaps ve yaratl ondan beklenen
fiilin sadr olaca ekilde ise, delmek iin delme aleti gibi, testere ve baka aletler
gibi, ite bir manaya dellet eden ve azdan kan ses de tpk byledir. Azdan kan
ses ntka kuvvetinin bir aleti olunca, bu aletin kendi eklinin dellet edilen manay
bildiren bir ekilde olmas lazmdr. Bu ise ancak onu andrmak suretiyle olur. Dier
kimselere gre, azdan kan ilk mfret sesler yle kabul etme, ve birlikte anlap
uylama yoluyla konulmutur. Fakat onlardan tremi olanlar veya onlardan terkip
edilmi isimler uylama yoluyla konulmamtr. Ancak kendisine dellet edilen bir eyin
tabiat ona mrekkep bir isimle veya azdan kan ilk mrekkep seslerden tremi olan
bir isimle dellet edilmeyi gerektirir. Baka bir takm insanlar bu durumu szler iin
kabul ederler, azdan kan mrekkep sesler iin kabul etmezler. Onlarn kanaatine
gre, szlerin terkip edilmesi (dellet edilen) eylerin terkip edilmesine tbidir. Szler
mrekkep eyleri andrrlar. Bu kimselerin sz daha ziyade ikna edicidir. nk,
szleri biz ancak zn dellet ettii o mrekkep eyin paralarna dellet eden ve
azdan kan seslerden tertip ve tekil ederiz.
221
Grld gibi birinci grup; adlarn
adlandrldklar nesnenin zatn tabi bir ekilde yanstmas ya da gsterilen eyin zel
olarak sembol olan arazn hatrlatmas/benzemesi gerektiini savunmaktadr. rnein,
hdhd kelimesinde olduu gibi. kinci taraf ise adlar bir alet mesabesinde grerek
sesi konuma gcnn aleti olarak kabul edip adn, konuma gc vastasyla
konulacan ifade etmektedir. Son grup ise adlarn uzlama yoluyla verildiini
savunmaktadrlar.

221
Mubahat Trker Kyel, a.g.e., s. 109, Frb, erhu Kitabil-bre, s. 27.
65
Aristo Felsefesi isimli kitabnda Frb, Aristotelesin gk cisimlerinden
balayarak drt unsura kadar varlklar nasl adlandrdn anlatmtr. O, drt unsura
verecek ad bulamaynca maddenin adlarndan kabul edilen adlar vermitir. Gk
cisimlerine yakn bulunan cisme ate dedi; ve onun bizim ateimiz olmadn anlatt.
nk ate diye, halka gre, alev veya kora denir, bu ikisinden baka bir eye denmez.
(...) Onun altnda olana hava, onun altndakine su ve merkezde olana toprak adn
vermitir.
222
Aristoteles, bir bilim adam olarak evrendeki varlklar, halkn kulland
adlarn dnda baka adlarla adlandrr. O, pek ok varla ad bulmakta zorlannca
onlarn her birine mhiyetine hakim olan unsura gre ad vermitir. rnein, havann
hakim olduu varla haval demitir. yle ki o, varlklarda bulunan ayrmlar (fasllar)
ortaya kartarak onlara gre adlar vermitir.
223
Ne var ki o, nesnelerin adlarnn
nesnenin z ile arasndaki iliki zerinde durmaz.
Platonun Kratylos diyalogunda inceledii nesnelerin adlarnn bilinmesi
onlarn doalarnn da bilinmesini gerektirir mi? sorusu Frbyi de
ilgilendirmemitir. nk onun varlk, bilgi ve dil anlaynn sonucu olarak byle bir
problem ortaya kmaz. eylerin hakikatini (mahiyetini) bilmeye insann gc yetmez.
Biz sadece eylerin arazlarn ve levazmn biliriz. eylerin, her birinin hakikatini
gsteren gl ayrmlarn bilemeyiz. Ancak eylerin zelliklerini ve arazlarn
bilebiliriz. lki, akl, nefsi, felei, atei, havay, suyu ve arzn hakikatini bilemeyiz. Ayn
ekilde bunlarn arazlarnn hakikatlerini de bilemeyiz. Bunun gibi, cevherin hakikatini
bilemeyiz. Sadece onun zelliini bilebiliriz.
224
Cismin ve canllarn da hakikatlerini
bilemeyeceimizi aklayan Frb, bunlarn duyu alglarmz ve akletmemiz dnda
olan konulara girdii grn kabul eder.
Denilebilir ki, sje iin her ne kadar bilmek ve bilgi mmkn ise de bu ancak
kendi bilgi edinme yetenekleriyle ve bu yetenekleri lsnde olabilir. Yetenekleriyle
dnebilir, idrak edebilir ama eylerin hakikatini bilemez. Bunun nedeni, Frbnin
bilgi edinme srecini duyulardan balatmasndan kaynaklanr. Duyularn yanlma
ihtimali olmas sebebiyle, onlardan hareketle alnan bilgilerin de yanl olmas mmkn

222
Frb, Aristo Felsefesi, ev. Hseyin Atay, Frbnin Eseri iinde, Kltr Bakanl Yay., 1.bsk., Ankara,
2001, s. 154.
223
Frb, a.g.e., s. 155.
224
Frb, Talikat, s. 40.
66
olabilir. Ayrca eylerin zn bilme, akln grevidir. Akl, duyulardan eylerin
zelliklerine dair ald bilgiyi idrak eder.
225
O halde, insan sadece varlklarn
zelliklerine dair genel bilgilere sahip olabildiine gre, adlarn nesnelerin zlerini
yanstmas gibi bir durum sz konusu olamaz. Bylece adlarn bilinmesi, nesnelerin
zlerinin bilinmesini de gerektirmez.
Frbnin adlandrma ile ilgili grlerinden u sonular kartabiliriz: Adlar
nesnelere insanlar tarafndan tesadf olarak ya da benzetme yoluyla verilmitir.
Nesnelerin doalarn, adlar yanstamaz. Bu sebeple de, nesnelerin doas adlar yoluyla
bilinemez. Ancak hdhd adnda olduu gibi nesnenin zatn veya arazn sesle
hatrlatan baz adlarda ekil itibariyle tabilik vardr yani adn ses yn ile anlam
arasnda bir ilikiden sz edilebilir. Adlarn kullanlnda uzlama ve anlama mutlaka
olmaldr. Ad koyucu; btn insanlar, dini ve sosyal otoritedir.
Din anlaya gre ad koyucu, Tanr ya da Tanrnn verdii yetkiyle ilk
insandr. Bu aklama kabul edildikten sonra Tanr hakknda konumak kutsal kitabn
izin verdii lde yaplmaktadr. Ancak insanlar tarafndan icat edilmi bir dilde Tanr
hakknda konumak ve Onun bu dilde adlandrlmas, dnce tarihinde zerinde
tartmalarn yapld bir sorun haline gelmitir. Bu yzden Frb de, Tanrnn nasl
ve hangi adlarla adlandrlmas gerektii zerinde durmutur.
2.2.2.1. lkin (Tanrnn) Adlandrlmas ve Adlar
Gnmzde Tanr hakknda bir hakikati bildirebilmenin, imanl olan insanlarn
kulland dille mmkn olacan savunan teolojik gelenee itaat mant deniliyor.
Bu manta gre, insan Tanry tantabilmek iin btn eksikliklerine ramen kendi
dilini kullanmak zorundadr. nsan karakterde olan kelimelerimizi, eksik olduklarn
tmyle bile bile, deta Tanry tantncaya kadar alp kullanabiliriz ve tantmann
kelimelerimize Tanrya zg bir anlam vermesine izin verebiliriz. Kelimelerimizin
Tanrya uygulanmak iin kendi balarna eksik olduklarn; fakat elimizde kelimelerden
baka bir ey olmadn ve Tanrnn, kendisiyle ilgili hakikati bildirmek iin onlardan
yararlanabildiini syleyebiliriz. Bu insan kelimeler, yeni ve Tanrsal bir ieriin

225
brahim Hakk Aydn, Frbde Bilgi Teorisi, Bil Yay., stanbul, 2001, s. 81.
67
sorumluluunu stlenebilir. Kendi balarna anlamdan yoksun olmalarna ramen,
anlaml klnabilir. Veya daha iyisi, kendi balarna hakikat olmayan bildirdikleri
halde; gerek aydnlanmalara neden olacaklar ekilde Tanr, onlara sahip olabilir
226

nsanlarn kulland bir dille Tanrnn nasl ifade edilecei yannda bir dier
tartma konusu da, Tanr kavramnn, tanm ya da zel ad olup olamayacadr. Tanr
terimini zel ad olarak kullanan kii, Tanrya ilikin bilgiyi tanma yoluyla elde
etmitir. Bu durumda Tanr, kendisine bir gereklik ifade etmektedir. Eer kiinin
Tanry tanmaya dair bilgisi yoksa Tanr terimi, onun iin ksaltlm bir tanm
anlamna geliyor demektir.
227

Frbye gre ise Tanrnn mahiyetinin bilinemeyeceinden dolay tanm
yaplamaz. O haddi (belirleyici tanm), tanmlanan eyin cins ve faslndan meydana
gelir
228
eklinde tarif eder. Cins ve fasl bilinmeyen eylerin tanmnn yaplmas
mmkn deildir. z gerei varl vacip olan, fasllara blnemez (yani onun
fasllar bulunmaz). nk eer onun fasl olsayd, bu fasl ya onun varln
oluturacaktr veya onun mahiyetinin kapsam iinde bulunacaktr. Bu ise z gerei
vacip olan varlk iin muhaldir.
229
Bu durumda Tanr, cinsi ve fasl olmamas
nedeniyle tanm yaplamayan varlktr.
Onun, Tanrnn adlandrlmasnda zerinde en fazla durduu soru, Tanry
hangi adlarla ve nasl adlandrabiliriz? sorusudur. lk Olann kendileriyle
adlandrlmas gereken isimler, bizim en mkemmel varlklar olarak grdmz
varlklarda varlk stnlne ve mkemmelliine iaret eden isimlerdir. Ancak bu
isimlerin hibiri lk Olanla ilgili olarak bizim dnyamzda bulunan varlklar -hatta
onlarn en mkemmeli- hakknda kullanldklarnda genellikle iaret edilen stnlk ve
mkemmellie iaret etmezler. Onlar yalnzca lk Olann tzne has olan
mkemmellie iaret ederler.
230
Fenomenal leme ait kelimelerin, Tanrsal alana
uygulanmasnda yaanabilecek skntlar Frb, Onun tznn farkllna ve bu

226
Frdrick Ferr, Din Dilinin Anlam, ev. Zeki zcan, Alfa Yay., 1.bsk., stanbul, 1997, s. 118.
227
Turan Ko, Din Dili, z Yay., 1.bsk. stanbul, 1998, s. 36.
228
Frb, Fsusul-Hikem, s. 37.
229
Frb, a.g.e., s. 11.
230
Frb, Medinetl-Fazla, s. 49.
68
farkll gstermek iin stnlk ifade eden adlar kullanlmas gerektiine dikkat
ekerek bertaraf etmeye alr.
Grld gibi insan tarafndan icat edilmi olan dil, Tanr hakknda
konuurken bir hakikati ifade etmi olmasndan dolay yce anlamlar barndrabilir.
Frb de, insanlarn kulland dildeki kelimelerin eksikliine iaret ederek bu
kelimelerin Tanr iin sadece yetkinlik ve erdem anlam ifade edebilecei fikrindedir.
Onun adlandrlmas gereken isimler, evremizdeki varolanlarn yetkinlik ve varlk
erdemini gsteren isimlerdir. Ancak bu isimler, bizim kullanageldiimiz anlamda
yetkinlik ve erdemi deil, lk Varlkn cevherine zg yetkinlii gsterecek biimde
kullanlr.
231
O, hakik varlk hakknda kullanlan adlarn anlamnn sadece Onun iin
geerli olduu grndedir. Zira o, Anlamadn m ki, varla gerekli olan varlk
hakknda kullanlan isim (kavl), okluk hakknda kullanlan isim olamaz.
232

demektedir. O halde, Tanrya verilen adlar ya dier varlklar iin kullanlmamal ya da
eer kullanlrsa Tanrsal anlam kastedilmemelidir.
Aristotelesi ve Yeni Platoncu gelenek ile slm dininin grlerini
sentezlemeye alan Frbnin, Tanrdan bahsederken kulland adlarda, bu
gelenein izleri grlr. Aristotelesi kuram, Tanry lk Neden
233
ve akleden varlk
olarak adlandrr. Plotinusun Tanrsnn ad ise Birdir. Bir her eydir ve kendi
dndaki eylerden hibiri deildir.
234
slm dininin, Tanr iin en fazla kulland ad,
Allahtr. Frb, metafizik sistemini anlatrken Sebebl-Evvel, lh-u Tel, el-
Evvel, Rezzk, Vhid, Rahm, Vehhb, lim, Hay ve Hlk adlarn kullanr.
235

Muallim-i Sn, Tanrnn tanmnn yaplmas yerine Onun en mkemmel adlarla
adlandrlmas gerektii dncesindedir. Bunun iin de, Arapada stnlk anlamn
veren ism-i tafdl sigasn Tanrnn adlar iin kullanr. Ekmel, efdl ve akdem gibi
mkemmellik anlamn kasteden kelimeler, insanlarn snrl anlam dnyasnn ufkunu
amak maksadyla Tanrya atfedilir.

231
Frb, Siyasetl-Medeniyye, s. 16.
232
Frb, Fsusul-Hikem, s. 15.
233
Aristoteles, Metafizik, s. 523 (1075 a 11-15).
234
Plotinus, Enneadlar, ev. Zeki zcan, Asa Kitabevi, Bursa, 1996, s. 21.
235
Frb, Siyasetl-Medeniyye, s. 2-3 ve 5.
69
Bunlarn dnda, Frb Tanrya, zatn ifade ettiini dnd ad ve sfatlar
da vermitir. Akl, kl (akleden) ve makl (akledilen); ak, k ve mahbb ve gzel
adlar bunlardandr. Tanrnn ad ve sfatlarnda tafdil sigas kullanmay tercih eden
Frb, Kuran- Kerimde kullanlan adlardan esinlenmitir. rnein, Allahn
kendisini yaratanlarn en gzeli (Mminn, 14) eklinde adlandrmasndan ilhm
alarak onun iin gzel/ceml adn kullanmtr.
236
O halde dnrmz, Tanrdaki
mkemmellii ve yetkinlii ifade etmenin yolunun, Onun adlarn, insan zihninin kendi
eksikliini grerek mkemmellii tasavvur etmesinin arac olarak grmtr.
Frb, Tanr iin kullanlan bu duygusal adlarn, insanlar iin kullanldnda
ne anlama geldiini karlatrma yaparak anlatr. Birincinin en stn ve en gzeli
bilme ve kavramas ile kendimizin en gzel ve en muhteemi bilme ve kavramamz
karlatrmak; Onun kendine gre sevin, zevk ve mutluluunu bizim kendimize gre
ulatmz zevk, sevin ve mutlulukla karlatrmak demektir. Her ne kadar ok zayf
bir iliki kurmak mmknse de, bizim kendi kavraymzla Onun kavray (idrk) ve
bizce bilinenle Onca bilinen arasnda bir orant sz konusu olmaynca, bizim zevkimiz,
sevincimiz ve mutluluumuz Onunki ile kyas edilemez. Basit bir nicelik ile zamanda
sonsuz olan bir nicelik, birisi son derece yetkin tekisi de son derecede eksik olduuna
gre, nasl bir tutulur? Kendi zyle zevk duyan, sevinen ve en yce mutluluu duyan
kendi zn (zat) sever; en ok ona k olur. Apaktr ki, Birinci, zorunlu olarak kendi
zne k olup, Onu sever ve Ona hayranlk duyar. Onun erdemliliinin ve
yetkinliliinin, bizim kendi erdemlilik ve hayran olduumuz yetkinliimize nispeti
gibidir. u kadar ki, Birincide seven sevilenin ayn ve hayran olan hayran olunann
ayndr; dolaysyla O, ilk sevilen (Mahbb) ve ilk k olunan (Mak) dur.
237

Dnrmz, slm tasavvufunda ve Hristiyanlkta kabul gren Tanrnn ak
olmas anlayn, Tanrnn sadece akleden ve bunun sonucu olarak da varlklarn
kendisinden sudr ettii, insanlardan uzak, akn felsef bir Tanr anlayndan
kurtulmak iin dile getirir.
Frb, felsefecilerin ve kelmclarn Tanr iin kulland var olan, diri olan
ve bir olan gibi adlarn ise insanlarn zlerinin bir ksmn yansttn, ancak bu

236
Kurn- Kerm, 23/24.
237
Frb, a.g.e., s. 15.
70
adlarn, Tanr iin kullanldnda mkemmellik ve stnle iaret ettiini ve Onda
gerek anlamn bulduunu aklar: Dnyamzda bulunan eylerde stnlk ve
mkemmellie iaret eden isimler arasnda var olan, bir olan ve diri olan
isimlerinde olduu gibi, bir eye, baka bir eye olan nispetinden tr deil, bizzat
kendi z bakmndan ait olanlar vardr. Bu isimler, dnyamzla ilgili olarak yle bir
stnlk ve mkemmellie iaret ederler ki bu mkemmelliin kendisi dndaki bir eye
nispeti, onun bir parasn tekil eder. yle ki bu nispet, o ismin iaret ettii btnn
bir parasn oluturur veya (baka deyile) bu stnlk ve mkemmellik bir baka eye
nispetle vardr. imdi bu tr isimler lk Olana nakledildiklerinde ve O bu isimlerle
adlandrldnda, onlarla lk Olann kendisinden taan varlktan tr dier eylerle
olan nispetine iaret etmeyi amalarz. Bununla birlikte bu nispeti lk Olann
mkemmelliinin bir paras klmamamz ve sz edilen isimle kendisine iaret edilen
mkemmelliin bu nispetle var (kaim) olduunu dnmememiz gerekir. Tersine onunla
zorunlu bir sonucu bu nispet olan bir tze ve bir mkemmellie iaret etmemiz, bu
nispetin bu tzle kaim olduunu ve onun bu isimle iaret edilen tzn zorunlu bir
sonucu olduunu kastetmemiz gerekir.
238

Frb, Tanr iin kullanlan adlarn, Ona nispet edilmesinin ne anlama
geldiine mantk bir aklama getirir. Kitbul-Hurfta, nispet terimini, geometri,
matematik, mantk ve dilbilim bilginlerinin hangi manalarda kullandn geni bir
ekilde izah eder. Filozofumuzun anlayna gre, asl grevi, anlamlar ve kavramlar
arasnda balant kurmak olan nispet terimi burada ilevini yerine getiremez.
239
Sz
gelii, dier varlklarla birlikte insann, Tanrdan sudr eden bir varlk olarak Ona
nispet edilmesi gerekir. Ancak nispet edilen ey, kendisine nispet edilen varlkta, onun
zorunlu bir sonucu olarak mkemmellii ifade etmi olacandan, ayn durum insan iin
geerli olmayacaktr. Ayrca insann kendi icat ettii bir dille, kendi eksik ifadelerini
Tanrnn zatna nispet etmesi uygun olmaz. O halde, Tanrnn adlandrlmasnda baz
kurallarn olmas gerekir.


238
Frb, Medinetl-Fazla, s. 50.
239
Frb, Hurf, s. 82-88.
71
2.2.2.2. lkin (Tanrnn) Adlandrlmasndaki ltler
Frbnin metafizik sisteminde Tanr kavramyla ilgili yaplan aklamalarn
daha ok Tanrnn varl, bu varln yaps ve Tanryla onun dndaki varlklarn
ilikisinin ne ekilde olduu zerinde younlatn grrz. Tanr, sevgi duyulan ve
ibadet edilen bir varlk olarak deil, rasyonel dncenin konusu olan dnlr bir
obje, felsef akl yrtmeyi salayan bir ilk nedendir (sebebl-evvel). Dnrmz
Tanry, insanlarn kulland benzer adlarla nitelendirerek Onu, insanla iliki iinde bir
varlk olarak gstermeye alr. Felsefenin dnya hayatndan uzak (akn) Tanrsn,
adlar araclyla insann dnyasna sokma abasndadr. Bu konular, zellikle ahlk ve
siyasetle ilgili aklamalar yapt yerlerde ele alr ki felsefe ve dini birbirlerine
yaknlatrabilsin.
240

Bu konular Frbnin, ahlk ve siyas meselelere deindii eserlerinde
yazmay tercih etmesinin bir nedeni de, Tanry, soyut bir varlk olarak tantmaktan
uzaklamak iindir. O, Tanr iin kulland adlarda, her ne kadar zorunluluktan
dolay- antropomorfist (insan biimci) gre yaklam olsa da, yine de bu tr
anlatmlardan kanr. Ama ne var ki, insan niteliklere sahip bir dilin, Tanry dile
getirirken antropomorfizmden kanmas mmkn deildir. Bu yzden, Tanr hakknda
konuurken tebih bir dil kullanlmas zorunluluu vardr.
241
Frb, kat bir
antropomorfizme dmeksizin, adlar gndelik dilde kullanld anlamlarn tesinde en
yksek ve en yce anlamlarn kastederek kullanr. rnein, Tanr iin kullanlan gzel
sz daha ok insanlarn renk, biim gibi yetkinliklerini ifade etmek amacyla kullanlr.
Filozofumuz burada gzel kelimesini Tanr iin kullandnda, Onun cevherindeki
yetkinlik ve erdemi kastettiini belirtir. nsanlarn kulland adlar, Tanrya verilince
bu adlarn anlamlarndaki eksiklik Onda mkemmellie dnr.
242

Tanrnn adlar konusunda Frbnin dikkatimizi ektii dier bir husus ise bu
adlarn, Onun zne ve cevherine iaret etmesidir. Mkemmellii anlatan isimlerin
says fazladr. Bu isimler, lk Olan iin kullanldnda, Onun cevherindeki
mkemmellii ifade eder. O, farkl mkemmellik eitlerine blmlenemez. Cevheri

240
Yaar Aydnl, Frbde Tanr-nsan likisi, s. 20.
241
Turan Ko, a.g.e., s. 58.
242
Frb, Siyasetl-Medeniyye, s. 17.
72
onlarn toplamndan meydana gelmi deildir.
243
Frb, eitli adlarn Tanrya
verilmesiyle, Onun birliine zarar gelmemesini, cevherinin tek olmasna balar. Eer
Onun cevheri mkemmellik eitlerinin toplam olsayd, Onun birlii ve yetkinliinden
sz edilemezdi.
Ayn adlarn Tanr ile insan iin ortak olarak kullanmalar filozofumuza gre,
dilimizden kaynaklanan bir zorunluluktur. Bir zorunluluktan dolay ayn adlar
kullanld iin Ona yklenen adlarn anlam derinliliini insann hibir zaman
kavrayamayacan kabul etmek gerekmektedir. Her ne kadar bu adlarda, Tanrnn zat
dile getirilmi olsa da, Onun bizde uyandrd tasavvur kendisinden tamamen
farkldr.
244

2.2.2.3. lkin (Tanrnn) ve Dier Varlklarn Ortaklaa Aldklar Adlar
Frb, bir ksm adlarn, Tanr ve btn varlklar iin kullanabileceini, bir
ksmnn da varlklarn bazlarna verilebileceini ifade eder. Adlarn kastettii
anlamlarn, tm varlklar iin ayn biimde kullanlmas dilde eksiklik ve yanllk
yaplmas sonucunu dourur. Filozofumuz burada hangi adlarn ortaklaa kullanlmas
gerektiini aklar: Birinciyle birlikte bakalarnn ortaklaa aldklar isimlerin
ounda, aktr ki, her isim nce Birincinin yetkinliini, sonra da varlka Birinci
karsndaki mertebesine gre bakasn gsterir. Varolan (mevcud) ve Tek
(vahid) isimleri byledir. Bu iki isim, nce, Birincinin cevherini oluturan eyi
gsterir; sonra da, cevherini Birinciden alm ve Ondan meydana gelmi ve
yararlanm olmalar itibariyle dier eyleri anlatr.
245

Daha sonra ortak kullanlan adlar Frb, benzerlik ve ncelik ile sonralk
asndan deerlendirir. Birincinin cevherini ve varln gsteren ortak isimlerin
ou, ondan bakasnn varln gsterdiinde, Birinci Varlkda hayal edilen bir
benzerlii gsterir. Ancak, bu benzerlik, ok ya da az olabilir. Bu isimler, Birinciye
tam bir ncelikle ve gerek anlamda verildii halde, Ondan bakasna ikinci derecede
verilmektedir. Birinciyi bu isimlerle adlandrmamzn zaman itibariyle sonradan oluu,

243
Frb, Medinetl-Fzla, s. 50.
244
Yaar Aydnl, a.g.e., s. 33.
245
Frb, Siyasetl-Medeniyye, s. 18.
73
onlarla bakalarn adlandrmamza engel olamaz. Aktr ki, bu isimlerden ounu,
onlarla baka varolanlar herhangi bir zamanda adlandrdktan sonra alp Birinciye
vermekteyiz. nk, mahiyet ve varlka nce olann, zaman bakmndan daha sonra
(bir ksm isimlerle adlandrlmas) iin bir saknca yoktur. Bu, nce olana bir eksiklik
getirmez.
246
Demek ki, Tanrnn varln gsteren adlar, bakas iin kullanldnda
insann Tanrda hayal ettii kendisiyle olan benzerlikleri ifade eder.
Yetkinlik ifade eden adlarn trleri ok olsa da, nemli olan tam bir yetkinliin,
kendisinden daha yetkini dnlemeyen bir varla sonradan verilmesi, onun en son
yetkinlik olarak dnlmesinden kaynaklanr. Bu durumda, mahiyete bu adla
adlandrlan ilk varlkta, Tanr olur. Bir ve Varolma adlar byledir. lim ve
Hikmet adlar ise trnn en stnne verildii zaman yetkinlii ifade etmesinden
dolay Ona verilir. Frb, son olarak, Onun eksiklii gsteren adlarla adlandrlmasnn
uygun olmadn belirtir.
247
Tanryla insann ortak adlar almasn karlatrma yaparak
aklayan filozofumuz, yetkinlik ve mkemmellii anlatan adlar snflandrarak Tanr
iin nasl kullanlmas gerektiinden bahseder.
2.2.2.4. Yetkinlik ve Erdemi fade Eden Adlarn Snflandrlmas
Frbye gre, yetkinlik trlerini ifade eden isimler eitli snflara ayrlr:
1) Blmleme Kabul Etmeyen Adlar: Dier varlklar, bu isimlerle
blmlenerek tanmlanr. lk Varlk, yetkinlii gsteren isimlerle blmlenmez ve
onlardan her biriyle cevherlemez. O, yetkinlik ifade eden isimlerle nitelenen ama tek
varlk ve tek cevher olandr.
2) Cevheri Gsteren Adlar: Bu isimlerden biri, evremizdeki bir eyin
cevherinin dndaki bir yetkinlik ve erdemi gsterdii zaman, lk Varlk iin sadece o
ismin gsterdii ey, Onun cevherinin yetkinlik ve erdemidir. rnein, varolanlar iin
kullanlan gzel sz, o eylerin cevherini deil, renk, biim ve durumunu ifade eder.

246
Frb, a.g.e., s. 18.
247
Frb, a.g.e., s. 18-19.
74
3) Varln zn Gsteren Adlar: Yetkinlik ve erdemi ifade eden isimlerden
bir ksm ise, gsterdikleri eylerin baka bir eye ballklarn (muzaf) deil, zlerini
(zat) anlatr. rnein, Varolan (mevcud), bir olan gibi.
4) zafetle Gsterilen Adlar: Bu isimlerden bir ksm da kendisinin dndaki
bir eye gre, (izafetle) kendisine ait olan bir eyi gsterir. rnein, adalet ve cmertlik
(cevr) kelimeleri. Bu adlar evremizdeki varlklarda, gsterdikleri eyin znn bir
blmnn erdem ve yetkinliini, o eyin kendi dndaki baka bir eye bal oluuna
gre anlatr; ta ki bu grelik (izafet), o ismin gsterdii btnn bir paras olsun ve o
erdem ve yetkinlik onun bakasna bal olarak varln srdrsn. simler, Birinciye
verildii zaman izafetle erdem ve yetkinlii gstermez. Bilakis o isim, cevherinin
yetkinliini ifade eder. Dierleri iin geerli olan ilikide (izafet), Onun yetkinliine
baldr.
248

Her ne kadar insanlar, bildikleri nesne, durum ve olaylar anlatmak iin dili
kullansalar da, ayn dili tm eksikliklerine ramen Tanr hakknda konuurken de
kullanmak zorundadrlar. Tanr, akn ve sonradan var olanlara benzemeyen bir varlk
olarak tektir ve hibir eye benzemeyendir. Bu nedenle de, ism-i tafdil sigas
kullanlarak Onun adlandrlmas gerekir.
Frb, Tanr hakknda konuurken metafizik ifadeler kullanr. Dil felsefesinde
bu nermeler, anlam ve dorulama metodunda uzlalmam kabul edilen nermelerdir.
nk doal dnyann dnda var olan doa st bir alem hakknda bilgi verirler.
Ancak bu nermelerin doruluk ve anlamllk zellikleri kazanmas mmkndr.
249

rnein Tanr ile ilgili ifadelerin anlaml ve doru olabilmesi iin konuan kiiye
ifadelerinin anlam ve nasl dorulanaca sorulabilir. Diyelim ki, bir kimse Tanr
seviyor ifadesini kulland. Kendisine bu ifadenin anlam sorulduunda; nsanlarn
birbirlerini karde gibi sevmeleri gerekir cevabn verdi. Bu cevap, bir deer
ifadesidir. Eer kii ifadesini tanmlayarak doru olacak bir basitlikte ortaya koyarsa
ifadesi analitik olur. Bunlara ek olarak, tecrbe ile dorulanabilen ve doruluu

248
Frb, a.g.e., s. 17.
249
John Wilson, Dil, Anlam ve Doruluk, s. 79-80.
75
tecrbe ve gzlem testlerinden geirilebilen ifadeler kullanrsa, onun ifadesi ampirik
olur.
250
Bylece Tanr hakknda kullanlan ifadelerin deeri anlalabilir.
Bu bilgiler nda, Frbdeki Tanrnn adlandrlmas ile ilgili ifadelerin;
deer ve analitik ifadeleri olduu sylenebilir. O, Tanrnn gzellik ve ak olduunu
belirten adlarnn, insan ve Tanr iin ortak kullanldnda hangi anlamlara geldiini
karlatrmalar yaparak aklar. Burada onun amac; felsefenin akla hitap eden ve
felsef akl yrtmeyi mmkn klan bir en son neden olan Tanrsn
251
, insanlarn
sevgi duymas ve ibadet etmesi gereken bir Tanr olarak gstermektir. Tanrnn ak,
k ve k olunan olmas, insanlar iin kullanlm bir deer ifadesidir. Bunun
dnda her ne kadar, Tanrnn tarifinin yaplamayacan sylemi olsa da, Onun
niteliklerinden hareket ederek, basit ifadelerle Tanrnn tanmn yapar. te bu ifadelere
analitik ifadeler denir. rnein, Tanrnn zn aklayan var olan, bir olan gibi
adlar byledir. Bu adlarn yardmyla filozofumuz, Tanr iin tanmlamalar yapar.
Dilin gerek Tanr iin kullanldnda gerekse nesnelere ad olarak
kullanldnda doru anlam ifade edebilmesine nem veren Frb, bu amala dilin,
ontolojik ve zaman asndan yapsn incelemitir. O, adlarn ve fiillerin, varla nasl
iaret ettiklerine deinerek st dilin oluabilmesi iin lazm olan artlar ortaya
koymutur.








250
John Wilson, a.g.e., s. 81-82.
251
Yaar Aydnl, a.g.e., s. 20.
76















NC BLM
FRBNN FELSEFESNDE DLN YAPISI


77
3. Frbnin Dilin Yapsna Dair Grleri
Yap terimi genel anlamda, Bir btn oluturan eitli blmlerin
birbirleriyle kurduklar ilikilerden ve btn iinde yerine getirdikleri ilevlerden doan
dzendir. Dilbiliminde ise dilsel elerin oluturduu, esremli i bantlardan ve
elerin ilevlerinden kaynaklanan, zerk nitelikli btn dizgeye, dilin yaps

ad
verilir.
252
Dolaysyla dilbiliminde dilin yaps ile ilgili yaplan incelemeler, szcklerin
dzenlenmesindeki sralama ve onlarn ilevleri zerinedir.
ada felsefede dilin yaps ile ilgili almalar, insanlarn eitli diller
konumalarnn nedenlerini aratran incelemelerden sonra balamtr. Dil filozoflar,
Dillerin yaplarndaki bu eitlilik neden olmutur? nsan akl, mant bir olduu
halde dil neden deiiklikler gsteriyor? sorularndan hareketle dilin yapsn analiz
etmilerdir.
253
Frbde ayn konuyla ilgili aklamalarn yani milletlerin dillerinin
eitliliini, her toplumun (mme) biyolojik, coraf ve iklim zelliklerinin farkl
oluuna balamtr. Bu nedenle, dilin yapsn da, insan nefsinde bulunan yetiler, ses
organlar, dilin tabiat ve toplumla ilikisi, dellet ve terkipler zerine
temellendirmitir.
254

Frbye gre, dilin yapsna temel tekil eden birinci etmen; insan nefsinin
yetileridir. Bu yetiler; el-Hayevnun-Ntk (dnen canl) dedii insanda srasyla
beslenme (el-kuvvetl-ziye), duyu (el-kuvvetl-hssa), arzu (el-kuvvetun-niz),
tahayyl (el-muhayyile), dnme ve konuma (el-kuvvetun-ntka) yetileri eklinde
ortaya kar.
255
En son ortaya kan kuvve-i ntkann, dili ina edebilmesi iin dier
yetilerle balantl olarak almas gerekir. Dilin yapsn oluturan ikinci etmen; ses
organlardr. Bunlar, btn insanlarda bulunan ancak, ayr beldelerde yaayanlarn
biyolojik yaplarndaki farkllklardan kaynaklanan nedenlerden dolay, farkl ses
zelliklerine sahip organlardr.
256
Bu nedenle, ayn kavram, ayr seslerle dillendirilmi
olmaktadr.

252
Berke Vardar, a.g.e., s. 159.
253
Bedia Akarsu, Dil-Kltr Balants, nklap Yay., 3.bsk. stanbul, 1998, s. 23.
254
Sadk Trker, Mantkta Kullanlan Lafzlar, Kutadgu Bilig Dergisi, S.2, s. 109.
255
Frb, Medinetl-Fzla, s. 75-76,
256
Frb, Hurf, s. 134-135.
78
Filozofumuzun dil felsefesinde nemli bir yer tutan dellet konusu, nc
etmendir. Dellet terimi; lfz-anlam, yaz-ses ve ses-lfz arasndaki, gsteren ile
gsterilen ilikisini ifade eder. Yaz birincileyin azdan kan seslere, ikincileyin
kavramlara dellet etmektedir. Azdan kan sesler ise birincileyin zihindeki izlere
veya kavramlara, ikincileyin zihindeki izlerin veya kavramlarn duyusallarna dellet
etmektedir. Bu suretle yaz azdan kan sese, azdan kan ses kavramlara veya
zihindeki izlere, zihindeki izler ise kendilerinin rnekleri olduklar eylere, yani objelere
dellet etmektedir, kavram da kavramlarn duyusallarna dellet etmektedir. Bu suretle
Frbye gre, yaz dile, dil dnceye, dnce ise objeye dellet etmi
olmaktadr.
257
Denilebilir ki, Onun, dilin yapsn incelerken zerinde durduu
dellet terimi, modern dil felsefesinde nemli bir ileve sahiptir.


Frbye gre, dilin yapsn oluturan drdnc etmen; szdizimle ilgili olan
terkip, telif ve tertiptir. Bunlardan terkip; tekil lafzlarn, anlam oluturacak ekilde bir
araya getirilmesidir. Ancak lafzlarn terkibi, zihinde anlamlarn terkibine baldr.
258

Lafzlarn bir balala bir araya getirilmesine telif ad verilir. Tertip (syntax) ise bu
lafzlarn ve balacn cmle iindeki diziliidir.
259
Denilebilir ki, dilin yapsn oluturan
bu etmenler, eitli dillerin olmasnn en nemli nedenleridir. Bunlara ilave olarak son
dnemde, ses ve dil formlar hakknda yaplan aratrmalar, dil felsefesine yeni
almlar getirmektedir.
ada dil filozoflarna gre ses, isel dil formu ve ortak bildiriim dilin
yapsndaki kendi grnmleridir. Her ne kadar bu terimler, son yzyllarda kullanlm
olsalar da, benzer anlamlar ifade eden terimler gemite de kullanlmtr. Bu
balamda; isel dil formu, ortak bildiriimi belirleyen tarz olarak, dilde ses ile ierik
arasndaki ba temsil eder. Dilsel yap retisinin merkez kavram isel dil formudur
ve bu yzden bu kavram daha yakndan ele almak zorunluluu vardr. Felsefedeki i

257
Mubahat Trker Kyel, Aristoteles ve Frbde Varlk ve Dnce retileri, s. 110.

XX. yzylda, yapsalc dilbilim akmnn nclerinden saylan Ferdinand De Saussure da, dilin yapsn oluturan
gsterge (dellet), gsteren ve gsterilen ilikisine dikkat eker. Ona gre gsterge; bir kavramla bir iitim imgesini
birletirendir. Burada iitim imgesinden kast, seslerin karlmas ve seslendirme eyleminin kasla ilgili olan ynnn
yan sra szcn saf doal tasarmdr. Dil gstergesi iki taraftan zihin bakmndan birbirine sk skya baldr.
Saussure, kavram yerine gsterilen, iitim imgesi yerine gsteren ve btn iin de gsterge denilmesini teklif eder.
(Ferdinand De Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 60-61)
258
Sadk Trker, Mantkta Kullanlan Lafzlar, Kutadgu Bilig Dergisi, S.2, s. 107.
259
Frb, Hurf, s. 140-141.
79
form kavram, ama daha dorusu i form problemi, Eskiadan beri gndemdedir.
de, entelekheia, varlk ilkesi, i yasa v.b. trnden kavramlar, felsefede
ou kez bir i form kavram ile bir arada dnlr.
260
form terimini ilk defa
kullanan W.v. Humboldtun (l.1835) bu terimden kast; dilin kullanlmas ve gelimesi
ile ilgili tm ruhsal yetilerdir.
Humboldta gre, ruhtaki i kmldanmalar farkllaarak seslerle dile
gelmektedir. Bu durumda, dilin i biimi fiziksel seslerle birleerek bilinemeyen bir i
terkip oluturur. u halde i form=i dil duyusu, her dilde eit ekilde bulunan ve dile
iten hakim olarak her eye hareket verici bir etkidir. Ses ise hareketi ve etkisi olmayan,
i form araclyla dnce ve duyular da iine alan dilde yaratc ve ayrlklar
artran bir ilkedir. Dolaysyla Dile olan doal yatknlk insann genel bir yetisi
olduundan ve herkes her dilin kullanlmasndaki anahtarlar iinde tadndan,
dillerin biiminin temelde ayn olduu ve her zaman genel eree erimeleri gerektii
sonucu kendiliinden kar
261
denilebilir. Buradan hareketle Humboldt, dillerin
eitlilii problemini zer.
Humboldtun i form ve ses hakkndaki grleri ile Frbnin kuvve-i
ntka anlay arasnda benzerlikler vardr. nk kuvve-i ntka; Humboldtun i
form=i dil duyusu anlaynda olduu gibi dilin kullanlmas ve gelimesi ile ilgili
ruh (tinsel) bir yetidir. Zira kuvve-i ntka , ruhta bulunan ve kavramlar ifade eden,
i konumann olmasn salayan ve ayn zamanda i konumann sesle dar kmasna
imkan veren bir yetidir. Her iki filozofun hareket noktalarnn ayn olmasndan yani
dilin kkenini aratryor olmalarndan dolay ulatklar sonularda birbirine
benzemektedir. Onlarn, dilin, insann doasnda (ftrat) bulunan bir ey olduu
grleri ortak noktalardr. Ne var ki, Frb, dilin yapsnda duyularn ve dnmenin
de etkisinden bahsederek Humboldttan ayrlr. nk ona gre dil bu anlamda, akln
bir rndr. Halbuki Humboldt, dili insan aklnn bir rn kabul eden rasyonalistleri

260
Waltraud Bumann, Dil Felsefesi, Gnmzde Felsefe Disiplinleri iinde, Der. ve ev. Doan zlem, nklp
Kitabevi, 4. bsk., 1993, stanbul, s. 518.
261
Bedia Akarsu, a.g.e., s. 25.
80
eletirmitir. Ona gre dil, bir i gereksinimden domas nedeniyle akln bir rn
olamaz.
262

Frb bu noktada, dier bir Alman dil filozofu, Herderle (l.1803), benzer
grleri paylar. Herder de dilin, insann i doasndan kaynaklanm olduunu kabul
etse de, o, ayn zamanda dnmenin ve akln ilevlerinden de bahseder. Zira o dilin
douu konusunda, Duyularn ve insan ruhunun bir ana gc olan dnmenin
etkisiyle meydana gelmitir. Akl olmadan dil de olamaz.
263
demektedir. Grld
gibi Frbde Herder gibi akln rn olan bir dil anlay savunur. Ancak o, varlk ile
dnce arasndaki ba, dil araclyla kurar. Bylece dilin ontolojik yapsnn nasl
olduuna dair aklamalarn dile getirmi olur.
3.1. Dilin Ontolojik Yaps
Dilin ontolojik yaps; dilin varl asndan amlanmas, dilin varlnn
belirlenmesidir. Varoluuluun kurucular arasnda saylan Martin Heidegger
(l.1976), dilin varl ifade etmesini, varln dili ekline dntrerek anlatr. Bir
eyin varlnn nelii ise onun mahiyetini ierir. Platondan sonra, bir eyin ne
olduunu sormak, o eyin doasn ya da zn aratrmak anlamn ifade eder. z
terimi, daha sonralar kavram (idea) veya zihinsel temsil anlamlarn kazanr. nsan,
kavram araclyla kendi etkinliinin bir sonucu olarak bir eyin ne olduunu kavrar. O
halde, dilin ne olduu, varln dilinin anlalmasyla akla kavuur.
264

Frbnin dnce retisinde ise dilin ontolojik yapsna, akl ve sezgiye
dayanlarak aklama getirilir. ncelikle o, varlk ve dnme arasndaki ba kurar.
Varlk vardr ve Dnyorum cmleleri arasnda kavramlar araclyla bir iliki
tesis eder. phesiz ki, kavramlar varln suretidir. Bu durumda, varlkta ve dncede
kendini ifa eden suret, varlk ve dncenin iletiimini salar. te dilin varla gelmesi
de ayn sre ierisinde gerekleir.
265


262
Bedia Akarsu, a.g.e., s. 20.
263
Bedia Akarsu, a.g.e., s. 20.
264
Martin Heidegger, Dilin Doas, Der. ve Ter. Hsamettin Arslan, nsan Bilimlerine Prolegomena iinde,
Paradigma Yay., 1.bsk., stanbul, 2002, s. 38.
265
Mubahat Trker Kyel, a.g.e., s. 112.
81
Frbye gre dil, akln bir rndr. Dilin varlnn anlalabilmesi, onun
akl teorisinin anlalmasna baldr. Aristotelesin felsef dncesinden ve bilhassa
onun Ruh zerine adl eserinden, Efltuncu etkiyle oluturduu akl teorisinde
Frb, akledilirlerin (kavramlarn) sezgisel bilgisini konu edinir. Tam bir akletmede,
akleden varlk, akl ve akledilirin mutlak olarak zdelii vardr. Bu zdeliin tam
olabilmesi, sje ve obje asndan bilkuvve varln her iaretinin elimine edilmesini ve
hepsinin bilfiil olmasn gerektirir. O, bu seviyede, dilin iindeki anlat (expression),
konuan (1.ahs=el-mtekellim) ile hitap edilen (2.ahs=el-muhtab) ve kendisinden
konuulan (3.ahs=el-aib) arasnda ayrm kabul etmesinden dolay ifadeye yer
brakmaz. O halde, bir ifade yolunu kullanan insan, bilgiyi bakasna iletmek ya da onu
kendisine amlamak iin olsun, sezginin dndadr. Ayrca ifade, bir konumadr ve i
aleme ynelik bir dnce deil, neticeye giden bir dnceye (Efltuncu dianoiaya

)
uygulanr. Dier taraftan ifade surettir. Aristotelesin de iaret ettii gibi suretsiz
dnce olamaz. fade olmaynca da dnce olmaz.
266

Nefis ya da nefsin bir cz veya nefsin bir yetisi olan bilkuvve akl, eyann
suretlerini almaya hazr durumdadr. Akl, suretleri almaya balaynca bilfiil olur. Ne
var ki, her sureti alamaz. Btn akledilirler ayn anda akledilmezler.
267
nsann zihn
bilgisinde eksiklik olsa da, sk sk akletme fiilini gerekletirerek her akledite
akledilirle ba kurar. Bylece eksik de olsa, bir sezgi bilgisini elde eder. Burada
problem, zihn bir sezgi zerine uygun olan ifade formunun ne olduudur. Dilin
kelimelerinin anlamlar, btn detaylaryla dolayszca kavrand iin lingistik bir
sezgiden bahsedilebilir.
268

Bunlar, lingistik bir sezgiye sahip insann kelimelerin, duyumlanr alemde
kullanl ile konuma iindeki kullanln yani iki farkl kullanl olan kelimeleri,
iinde bulunduu konuma gre belirleyerek kullandn ifade eder. Duyumlanr
alemde, herhangi bir obje iin belirlenen kelime, sade bir iaretlemedir. Kelimenin tek

Efltuncu anlamda dianoia; kan (doksa) ile sezgisel bilgi (noesis) arasnda yer alan; dnceye, akl yrtmeye
dayal bilme trdr. (Sarp Erk Ula, Felsefe Szl, s.380).
266
Roger Arnaldez, Frbnin Felsefesinde Dnce ve fade, ev. smail Yakt, Trk-slm Dncesi
zerine Aratrmalar iinde, tken Yay., 1.bsk., stanbul, 2002, s. 139-140.
267
Frb, Risle fil-Akl, s. 12.
268
Roger Arnaldez, a.g.e., s. 140-141.
82
amac, dikkati objeye ekmek olduu iin hibir ekim eki ve irb kabul etmez. At,
aa gibi cevherleri belirleyen kelimeler byledir. Dier kategorileri belirleyenler; sfat,
fiil gibi karakteristik ekiller alrlar. Renk sfatnn eklinin, beyaz ya da krmz olmas
gibi. Fizik dnyann dndaki yani ruhta bulunan objeleri belirleyen terimler ise
konuma artlarnn sonucuna gre ekillere sahiptirler.
269

Dilin ontolojik yapsn, bilginin oluumu ile balantl olarak drt basamak
halinde inceleyen Frb; ilk sray iaretlemeye verir. Bu aamada obje grlr ve
insan demekle ya da onu parmakla gstermekle yetinilir. kinci aama; objenin ne
olduu hakknda hkm verilmesidir. Bu adam, bu beyazgibi. Adam beyazdr
ifadesine, nc aamada ulalr. Artk adam ve beyaz mefhumlar kavranmtr. Son
olarak ise adam adam yapan ve beyaz beyaz yapan ey kavranr. nsandan, insanlk
fikri elde edilir. Adn, dncenin bizzat objesi ve onun belli bir anlamda ieriinin
olmas, bu safhada ortaya kmasndan dolay adlandrma da bu safhadadr. Ayrca o,
ruhta olan eyi ilk olarak belirleyen terimlerin, daha sonra kurulacak dili aklayabilmek
iin yaratlm olduunu kabul eder.
270

Filozofumuz, d dnyadaki objeleri belirleyen kelimelerin akledilirlii ile
terimlerin akledilirlii arasn ayrr. Terimlerin akledilirlii, maddeden soyutlanm
bizzat akledilirlerin akledilirliine balangtrlar. O, beyazlk, uzunluk gibi
duyumlanr gerekliin ekline gre d gereklikten kartlan terimlerin akladklar
eylerin reel olarak varolabileceini kabul etmez. Bilakis var olan beyaz, uzun
terimleridir.
271

Frb, dilin ontolojik yapsn, dille bilgi ve dille sezgisel kavray arasnda
balant kurarak incelemitir. Dil felsefesinin konular ierisinde yer alan bu sorunu,
felsef analiz yaparak zmlemeye almtr. Muallim-i Sn, akln bir aktivitesi
olarak grd dilde, lingistik bir sezgiden bahsederek onun yapsn akl ve sezgiyi
bir araya getirerek oluturmutur. Bu amala da, dilin ontolojik yapsnda, nemli
fonksiyonlara sahip olan varlk bildiren fiilleri, dier fiillerden ayrarak geni bir ekilde
izah etmitir.

269
Roger Arnaldez , a.g.e., s. 141.
270
Roger Arnaldez, a.g.e., s. 142.
271
Roger Arnaldez, a.g.e., s. 143.
83
3.1.1. Varlk Bildiren Fiiller
Frb, dilin yaptalar olan kelimelerin eitlerini, bir dil filozofu olarak
ilevleri ve anlamlar asndan tek tek inceler. Tekil seslerden birisi kabul edilen fiil,
cmle ierisinde yklem konumundadr. Fiil, hem yklem ve hem de yklemin konu ile
balants salayan iki eyi kendinde birletirmitir. Fiil, tremi bir kelime olmas ve
aklanm bir konuyu gstermesinden dolay bir eyin cevherini bildirmez. nk o
konu, o cevherin iinde gizlidir. Ayrca fiilin ad da o konudan kmtr. Aslnda
cevherin konusu olamaz. Cevher, kendi ahsna ya da trne ykleniyorsa ve bu
yklemin, bu konu hakknda herhangi bir zamanda var olduunu gsteren bir fiil
tretilirse, cevherin konusu olabilir. Cevherlerin ayrmlarnn adlarndan fiil tretmek
ise daha uygundur. rnein, alglayan, konuan kelimeleri byledir. kinci cevherlerin
adlarndan fiil tretilemez. nk bunlar treme yoluyla sylenemezler ve asla bir
konuyu gstermezler.
272

phesiz ki, fiil, her ifadenin vazgeilmez artdr. Onun olmad yerde dilden
de sz edilemez. Fiillerin ierisinde merkez bir neme sahip olan ise olmak fiilidir.
Dilde; varl belirtme biimi yani olmak fiili; dilin mutlaka olmas gereken
parasdr. Varlk, bu basit kelime iinde temsil edilir. Ayn zamanda olmak fiili, dilin
iinde temsil bir varla sahiptir. Olmak fiili temsil varlk olmas bakmndan, iaret
ettikleri ile arasnda uygunluk olan, baka bir kelimeden uyarlanm olabilen, fakat
doruluk deeri olmayan btn iaretlerden farkldr. Dil, iaretler sistemiyle iaret
edilenin varl arasnda kpr kuran bir kelimenin bu benzersiz gc sayesinde,
tepeden trnaa sylemdir.
273
Nesnelerle kelimeleri birbirine balayan bu fiil
sayesinde varlk, dilde var olabilmekte ve onun varlyla dil, insanlar arasnda iletiimi
salayan ortak bir ifade grevini stlenmektedir.
Klasik Arapada varlk (existence=varolu) dncesini /kne fiili
aklar. Ayrca pratik olarak varolma fiiline karlk gelir. Bunlarn dnda, olu
fikride kne/kevn fiiliyle anlatlr. Ancak varlk yani kendini var olarak bulmak
anlamn ifade etmeye kne fiili yeterli gelmemesinden dolay felsef dilde w-c-d

272
Mubahat Trker Kyel, Aristoteles ve Frbde Varlk ve Dnce retileri, s. 112-113.
273
Michel Foucault, Kelimeler ve eyler, ev. Mehmet Ali Klbay, mge Yay., 2.bsk., Ankara, 2001, s. 149-151.
84
fiili kullanlr.
274
Frb felsefesinin sz daarnda da, olmak fiili varlk bildiren fiiller
arasnda yer alr. O da, Arapada ki, bu fiilin dnda varl ifade eden fiiller ve onlarn
saysnn fazla olmas hakknda bilgi verir: (Var)dr, (var) idi, (var) oldu, (var)
olur, oldu, olur gibi ve bunlara benzeyen fiiller, varlk bildirirler. Asbaha,
ams ve zalla vb. fiiller de, varlk fiillerinin yerine kullanrlar. Bu fiillere; bir
eyin, dier bir ey hakknda var olduunu gstermeleri ve haber ile haber verilen
eyin bana dellet etmelerinden dolay varlk bildiren fiiller denilir. Kimi zaman bu
fiiller, haber ile hakknda haber verilen arasndaki ba gstermek zere, kimi
zaman da her birinin kendisi haber vermek zere kullanlr. rnein, Mehmetin
yaratld ifade edilmek istenildiinde, Mehmet vardr veya Mehmet mevcuttur
denilir. Haber ile hakknda haber verilenin her ikisi de ad olduklarnda ve
zamann gsterilmesi istenildiinde, bu fiiller balant iin kullanlr. rnein,
Mehmet fasih konuan biri oldu veya Mehmet fasih konuandr szleri byledir.
Arapada varlk bildiren fiiller, imdiki zaman hakknda belli edilmeden, gizlenerek
kullanlr. Mesel, Mehmet fasih konuan (dr) cmlesinde, fasih konuan szne
dellet eden ey gizlenir. Burada imdiki zamana dellet ederek varlk bildiren fiilin
yerini tutan ey, bu isimdir. Bylece o, hakknda haber verilen eyin bir baka eye
birletirilmeye ihtiyac olmadan kendisi, haber olur. Mehmet insan (dr)
cmlesinde olduu gibi fiilin kendisi hakknda haber verilen addr. Ayrca fiil, baka
bir eye birletirilmeye ihtiya duymadan haber olabilir. Ancak o, hakknda haber
verilen ya da bir ba ile birletirilen olamaz. Yryen insandr denilmeden
Yrr yledir denilemez. O halde, yrr sz ile ...yen sz birletirilir ve
haber olan yrr sz, bir ba ile ya da baka bir eyle birletirilmeden
Mehmet yrr denilir.
275

Ona gre, varlk hakknda bilgi veren fiillerin cmle ierisindeki ilevi,
yklemin konu ile balantsn kurarak konunun znede var olduunu gstermesidir.
Eer fiilin kendisi yklem ise, bu durumda fiil, varlk bildiren baka bir fiile ihtiya
duymadan yklenmi olduu konu ile kendisi arasndaki balanty gsterir. Varlk
bildiren fiiller, yklem olan ismin yanna gelirler ve onun konu ile balandn, onun

274
M. Goichon, bn Sin Felsefesi ve Ortaa Avrupasndaki Etkileri, s. 62-63.
275
Frb, Fusulul-Hamse, ev. Mubahat Trker Kyel, DTCF, C.XVI, S.3-4, 1958, s. 200-201.
85
konu hakknda varid olduunu ve yklem olan ismin konu hakknda hangi belirli
zamanda varid olduunu gsterirler. Mehmet dil oldu sznde olduu gibi.
276

Frb, varlk bildiren fiillerin gerek yklem olamayaca grndedir. nk, fiilin
cmle de yklem grevini almasnn nedeni, bir konuya dellet etmek veya bir konuya
iaret etmek iindir. Varlk ise kendisinden daha ak bir kavram olmayan sadece
tenbih iin kullanlan kavramlardandr. Mutlak varl temsil eden birinci cevherler
ise hibir zaman yklem olamaz.
277
Frbnin dil felsefesinde varlk bildiren fiiller
cmle ierisinde grevlerini varlk balac olarak da yerine getirirler.
3.1.2.Varlk Balac
Varl dile getirebilmek adlarla deil, cmle ve nermelerle mmkndr. Ad
ve fiilin, bir anlam ifade edebilmesi iin varlk balacna ihtiya vardr. Cmleleri
mantk yaplarna gre deerlendiren Aristoteles, varlk balacndan sz ederken
hocas Platon, ifadelerin kurulu imkanlarn ve anlamlarn aydnlatmaya alr.
Platon, ifadeye rnek olarak Theaitetos oturuyor cmlesini verir.
278
Burada bildiri
cmlesi ile istek ve duygular ifade eden cmleleri birbirinden ayrmamtr. O, doru
ve yanl olsun, insan ruhunda oluan olaylarn yani dnce, san ve tasarmn
snflamasn yapmtr. Dnce, szl ifade olmakszn ruhun kendi kendisiyle
konumasdr. Dncenin ses araclnda azdan kmasna deyimleme denir.
Deyimleme, dorulanabilir veya yanllanabilir cmledir. Eer deyimleme, ruhta hibir
ses karmadan dorudan doruya dnce ile oluuyorsa san ad verilir. Bu olgu,
ruhta kendi bana deil de, algnn araclyla oluursa tasarmdr.
279
O halde
Platonda; zne, yklem ve copuladan oluan bildiri cmlesinden bahsedilemez.
Aristoteles, kendisinde doru veya yanl barndran szlerin bildirgesel
olabileceini, bunun dnda dua ifadesi trndeki szlerin nerme olamayacan
belirtir.
280


276
Frb, Peri Hermeneias Muhtasar, s. 77.
277
Mubahat Trker Kyel, Aristoteles ve Frbde Varlk ve Dnce retileri, s. 115.
278
Platon, Sofist, Diyaloglar II iinde, ev. mer Naci Soykan, Remzi Kitabevi, 3.bsk., stanbul, 1996, s. 346, (362
C).
279
Platon, a.g.e., s. 348, (264 A).
280
Aristoteles, nerme, ev. Hamdi Ragp Atademir, MEB.Yay., stanbul, 1996, s. 6-7.
86
Frb, fiilleri; eik (gemi ve gelecek zaman gsteren fiiller) ve dz
(imdiki zaman gsteren fiiller), belirli ve belirsiz, varlk balac olan ve olmayan
eklinde snflandrr. Varlk balac olan fiiller, cmle ierisinde ykleme bitierek
onun konuyla olan ilikisini ve yklemin konuya yklemlenme niteliini ve zamann
gsteren fiillerdir. rnein, kne, yeknu ve sre gibi fiiller byledir. Bu fiiller, varlk
balac olduklarnda yalnz balarna yklem ilevi grmezler. Dier bir ykleme
yardmc olurlar.
281
Varlk balacnn grevi, cmlede zne ile yklem arasndaki zihn
olan ba tesis etmektir. Bylece nerme, kavramlarn bir araya gelmesi ile yeni bir
anlam kazanr.
282

Arapada varlk anlamn szl veya yazl olarak belirtme ihtiyac
duyulmad iin varlk balacnn (copula) ayrca belirtilmesine gerek duyulmaz.
Frb, dier fiiller iinde varlk anlam gizli olurken varlk bildiren fiillerin ba
anlamn verecek ekilde kullanlmasn tekerrr olarak deerlendirmez. rnein,
Mehmet yryor sz ile Mehmet yryen (olarak var) dir sz arasnda bir fark
grmez. Sadece ikinci cmle de, varlk bildiren fiilin grevi, balatr.
283
Filozofumuza
gre, fiillerin dnda edatlar da varlk bildirir.
3.1.3.Varlk Hakknda Bilgi Elde Edilmesini Salayan Edatlar
Frb, fiilleri olduu gibi edatlar da varlk hakknda bilgi vermeleri
bakmndan deerlendirir. O, slm dncesinde dil felsefesine dair en nemli eser
saylan Kitbul-Hurf adl kitabna, varlk ve zamana iaret eden edatlar aklayarak
balar. Varln olgunluunu gsteren edatlar, inne ve ennedir. nnenin anlam,
varlkta ve bilgide gven, olgunluk, daimilik ve sebattr. nne ve enne, btn dillerde
ak bir ekilde bulunur. Farsada kimi zaman kesral kef ve kimi zaman fethal keftir.
Yunancada daha aktr. On ve oun her ikisi de pekitirme edatdr. Ancak oun
dierine gre daha vurgulu olmasndan dolay varl daha daimi, daha sabit, daha
fazla olgunlua delil olan Tanrya has klnmtr. Bakas iin kullanld zaman
on ksaltlarak okunur. Felsefeciler, olgun varl inniye mahiyetinin ayn olan-
olarak adlandrrlar. eyin inniyesi szyle olgun varl kastederler ki o mahiyettir.

281
Sadk Trker, Mantkta Kullanlan Lafzlar, Kutadgu Bilig Dergisi, S.2, s. 117.
282
Sadk Trker, Frbde Dil ve Mantk likisi, Kutadgu Bilig Dergisi, S.1, s. 162.
283
Mubahat Trker Kyel, a.g.e., s. 162.
87
Ancak inne ve enne harfleri, soru olmakszn mutlaka haber vermede kullanlr.
284

Filozofumuz inne edatnn varln olgunluuna ve mahiyetine iaret ettiini
belirttikten sonra zaman gsteren met edatna geer. Met edatn mantklar,
snrl zamana nispet edilen olaylar hakknda soru sormak iin kullanrlar.
285
Frb,
varlk ve zaman bildiren edatlardan sonra varln dildeki ifadesi olan kategorilerin
Arapadaki karlklarn aklar.
Frb, kavl teriminden tretilen makul terimini, iaretle gsterilen bir ferdin
betimlendii szn gsterdii tm anlamlar olarak adlandrr. Varln nitelikleri
hakknda bilgi almak maksadyla ona sorular yneltir. Bu sorularn cevaplarndan
tretilen kelimelerle varl adlandrr. Bu soru edatlar unlardr: Met; varln zamana
nispeti, eyne; varln mekan, keyfe; varln nitelii, kem; varln nicelii, eyy;
varln hangi ey olduu, m; varln mahiyeti hakknda bilgi verir. Keyfe, kem ve m
edatlarnn sonuna iyye taks getirilerek keyfiyyet, kemmiyyet ve mahiyet adlar elde
edilir ki, bu terimler de kategorilere ad olarak verilir. Bylece o, kategorileri soru
edatlarna dayandrarak dilin metafiziksel ve sezgisel ynne iaret eder.
286

O, varln ne olduuna dair bilgi alnmasn salayan soru edatlarndan,
m, eyy ve keyfe ile neyi, ne kadar ve nasl bilebilirim sorularnn cevaplarn arar.
Bu soru edatlarnn kastetmi olduu anlamlar analiz ederken dier taraftan da
dncenin snrlarn belirlemeye alr. M soru edat, bir eyin mahiyetini, onun
parasn ve yapc unsurlarn sorar. Halkn bu edat kulland anlam ile felsefe ve
mantkta kullanlan anlam farkldr. Halk, anlayamad veya bilmedii bir ey iin o,
ne anlama gelir? sorusunu sorar. Ona gre m edat, duyumlanabilen eylerin ne
olduunu ve akledilmi bir anlam gsteren bir ada birleerek onun ne olduunu
felsef bir biimde aklar.
287
Bylece varln mahiyetinin ve znn bilgisi elde
edildikten sonra varln mahiyetinin ayrmlarn soran eyy sorusunun niteliklerini
aratrr.

284
Frb, Hurf, s. 61.
285
Frb, a.g.e., s. 62.
286
Frb,a.g.e., s. 62.
287
Frb,a.g.e., s. 165-181.
88
Frbye gre, varln, dier varlklardan ayrlan niteliklerini soran bu edat,
cinsi ve ad tasavvur edilen varlklar hakknda bilgi verir. Eyy edat, bir eyin
tabiatnda var olann ayrmn aklar. rnein, o hangi aatr? sorusu, varln
trn bildirir. Bu durumda, varln ekil nedenine ulalr.
288
Soru sorma, kiinin
kendisine veya bakasna, bilgi almak maksadyla gerekletirdii bir eylemdir. Bu
eylem, nasl gerekleirse gereklesin, cevabn sorunun mahiyetine uygun olmas
gerekir. Bu nedenle Frb, soru edatlarnn anlamlarnn ya da neyi sormak
istediklerinin dilsel analizini yapar. Sorularn cevaplar, varlk hakknda doru bilgi elde
edilmesini salar.
289

3.1.4. Dil-Ontoloji likisi
Frb, ontoloji anlayn akl zerine temellendirir. zellikle sudr teorisinde
yani Tanrdan mertebeler halinde madde lemine inen srete akln byk bir rol
vardr.
290
Onun kozmoloji retisinin dnda epistemolojisinde, nbvvet ve siyaset
anlaylarnda da, akln fonksiyonel varlndan sz etmek zorunlu bir arttr. Bu
erevede o, dil ile varlk arasndaki ilikiyi de aklla kurmutur. yle ki akl ya da
akllar, varln ifade edilmesinde birincil derecede neme sahiptir.
Denilebilir ki Frb, slm felsefesine ontoloji anlay ile ilgili olarak hem
felsef dnce asndan hem de terminoloji asndan byk katklarda bulunmutur.
lk defa felsefe tarihinde mahiyet (essence) ile varl (existence) birbirlerinden ayran
filozof, Frbdir.
291
Her eyin bir mahiyeti ve hviyeti vardr. Fakat biri dierinin
ayn deildir. Mahiyet, varlk (hviyet) olmad iin mahiyeti kavrayan, tasarlayan
varl kavrayp tasarlayamaz. Varlk kavram, mahiyetin anlamna girmez. Yani varlk,
mantk bakmndan mahiyetin ne trdr, ne cinsidir ve ne de fasldr. Varlk sz,
mahiyetleri lzmdr, ayrlmaz zorunlu ilintisi demektir. Bunun iin insann mahiyetini
kavrayan, insann varln kavram olmaz.
292
Ayrca bir eyin hviyeti, onun
ayniyeti, teklii, ahsiyeti, zellii ve mnferit varl demektir. O ile hviyete,

288
Frb,a.g.e., s. 181-182.
289
Frb, Mantkta Kullanlan Lafzlar, Kutadgu Bilig Dergisi, S.2, s. 142.
290
Kemal Szen, Frbde Akl ve Akln nemi, Sleyman Demirel niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, S.5,
Isparta, 1998, s. 74.
291
Hseyin Atay, Frb ve bni Sinada Yaratma, Kltr Bakanl Yay., 1.bsk., Ankara, 2001, s. 14.
292
Hseyin Atay, a.g.e., s. 13-16
89
zellie ve ortaklk kabul etmeyen mnferit varla iaret edilir.
293
Bir eyin hviyeti
demekle onun d dnyadaki varl kastedilir.
294

Frb; Kitbul-Hurf adl eserinde, varlkn tam ve olgun bir ekilde
dildeki ifadesinin inne edatyla mmkn olduuna iaret eder. Alglanan veya
alglanamayan her ey, varlk olarak nitelenebiliyorsa, var olduu sylenir. yleyse,
cisim olsun veya olmasn, ok farkl eylere varlk ad verilir. Bu kadar, eitli
cinstekilerin tek bir adda yani varlk sznde doru olarak anlalmasnda sorunlar
kar.
Lfz, kavram, nesne ve sz aralarndaki dellet ilikisi nedeniyle, Frb
tarafndan varlk olarak kabul edilir. Kavramn varlk zellii kazanmas, d dnyadan
zihne gelen duyu alglarnn idealarnn tek bir anlam ifade edecek biimde kavranm
olmasyladr. Ayrca alglanlr olmas bakmndan da varlk adn alr. Lfz da,
kavramn yerine geen bir sembol olmasndan dolay varlk kabul edilir.
295

3.2. Dilin Zaman Asndan Yaps
Zaman problemi, insan zihninde merak uyandran bir konudur. Zaman nasl
kavrayabiliriz?, Zaman dilde nasl ifade edebiliriz?, Zaman, insan dncesinin
zorunlu olarak bir paras mdr? sorular zerinde dnlmtr. Bu sorular, fiil ve
adn tanmndan hareketle cevaplanmaya allmtr. nsan; olay ve olu bildiren bir
nesneyi dndnde zaman kavram dncesinin bir nesnesi haline gelir. Bunun
kant ise fiilin tanmnda, zamann fiilin anlamndan bir para kabul edilmesidir. Dier
taraftan ad, zamanla ilgisi olmayan kelime eididir. nsan ad dnebildiine gre
zaman olmadan da dnlebildiini gsterir. Dilin yapsn oluturan iki yapta yani
fiil ve ad, insann ortak dncesinde ve dilinin yapsnda bulunur.
296

Frbnin kitaplarnda dorudan zamann ne olduu, mahiyeti hakknda ok az
bilgi yer alr. Daha ok dilin yapsndan bahsederken zamann nasl gsterildii
zerinde durur. O, fiile; azdan kan, anlaml olan ve o eyin iinde bulunduu zaman

293
Frb, Talikat, s. 61.
294
Frb, Fssul-Hikem, s. 66.
295
Sadk Trker, Frbde Dil ve Mantk likisi, Kutadgu Bilig Dergisi, S.1, s. 150.
296
Hseyin Atay, a.g.e., s. 92-93.
90
gsteren ses adn verir. Fiil, zaman z itibariyle ve zaruri olarak gsterir. Adn da,
zaman ierisinde olduunu iddia edenlere kar filozofumuz, onun zamana arz olarak
iaret ettiini syler. Belirlenmi (gemi, gelecek gibi) ve o eyin ierisinde olduu
zaman gstermesinden kast, fiilden belirlenmi zamann kendisini gsteren eyleri
(bugn, yarn gibi) ayrmaktr. nk bu kelimelerde belirlenmi bir zaman gsterir.
Fakat o zamann iindeki ifade edilen eyi bildirmez.
297

Fiil, ad ve edatn her biri, yalnz bana ve kendiliinden anlalabilen bir
anlam gsteren tekil bir szdr. Ancak bunlardan hibiri gstermi olduklar anlamn
zamann zat ve ekli itibariyle gstermezler. Bununla birlikte fiil, yaps ve zat
bakmndan iinde bulunduu anlam gsterir. rnein, yrd, yryor ve
yryecek fiilleri, anlamn iinde bulunduu zaman zat olarak gsterir. Edat, kendi
bana bulunduunda bir anlam gstermeyen ancak ad ve fiille bir arada bulunduunda
anlam olan szdr. Bu nedenle, o, zaman bir arada bulunduu szle gsterir. Dn,
bugn, ay ve yl gibi szler, herhangi bir anlam gstermeksizin dorudan zaman
gsterirler. ekil bakmndan, beraber bulunduu zaman gstermeden, bir anlam
gsteren o anlama zat itibariyle gsteriyor demektir. Araz olarak ise onun zamanna,
beyaz kelimesinin, birlikte bulunduu cismi yaps bakmndan gstermedii halde,
ayn cismi gstermesi gibi gsterir. Yrme ve hareket szleri byledir. Bu szlerin
hakikatlerinde zamanla birlikte olmay hatrlatan anlamlar olsa da, zat bakmndan
zaman gstermezler. Fiilde, hem anlamn iinde bulunduu zamana hem de konuya
dellet vardr. rnein, yryor fiili, yrmenin iinde bulunduu zaman ve
kendisinde yrmenin vcut bulduu eyi, ona ait olan ad aka sylenmeden gsterir.
ekilleri anlamlarn konularn gsteren adlarla fiil arasnda bir ortaklk vardr. rnein,
beyaz, vuran, yrekli ve fasih szleri konularn ksaca gsterirler. nk bu szler,
gsterdii anlam soyut olarak konu olmadan gsterir. Buna karlk, beyaza, vurana,
yrekliye ve fasihe ve bunlarn iinde bulunduu konuya dellet eder. Bu adlar, zat
bakmndan iinde bulunduklar konulara ve araz olarak da o anlamn zamanna dellet
ederler. nk, bunlarn anlamlar dnld ve zihinde beraberinde zamann

297
Frb, Peri Hermeneias Muhtasar, s. 73-74.
91
bulunduu para anlalnca, bunlarn zamana dellet ettii zannedilir. Ne var ki, bunlar,
araz olarak zamana dellet ederler.
298

Frb, Arap dilbilimcilerinin fiilin imdiki zamana dellet edemeyeceine
dair grlerini eletirir. Nahivciler, imdiki zamann asla mevcut olmadn iddia
ederler. nk hareket ve fiillerin, bir anda meydana gelmesi mmkn deildir. Oysa
ki, hareketler ve fiiller davranlara dellet ederler. Bu durumda, zaman duraan
olmamasndan dolay bir fiil ne na ne de imdiki zamana dellet eder. Birer birer
gemekte olduu iin zaman, ya gemii ya da gelecei gsterir. Gemi zamann sonu
ile gelecek zamann banda olan bir eye dellet edecek bir fiil olamaz. Nahivcilerin bu
itirazlarna kar Frb, an kelimesinin anlamlarnn fizikiler ve halk arasnda farkl
kullanmlarna dikkat eker. Halk; bu andan itibaren saylan zaman ve boyutu
kastederek u anda yaptm der. Bu szle; gemi zamann sonuna ve gelecek zamann
bana yakn olan zamana iaret eder. O halde, gemi zaman snrlandrlarak onun iin
bir ba ve son, ayn ekilde gelecek zamann iin de bir ba ve son belirleniyor. Her iki
zaman diliminden birinin (gemi) sonu ile dierinin (gelecek) banda ayr bir boyut
ilave ediliyor. Bu ayr iki boyut toplanarak imdiki zaman elde ediliyor. imdiki
zamandan nceki zaman, gemi zaman, kendisinden sonraki zaman ise gelecek zaman
oluyor. Bu zamana fiiller dellet eder.
299

Bu senemizde, bu gnmzde gibi ifadelerde, tarif edilen zaman uzun veya
ksa olsa da, kastedilen, snrl ve tek olan imdiki zamandr. Bu durumda ekilmemi
fiiller, imdiki zaman da, -hareket bildirsin ya da bildirmesin- bulunan bir eyin
varlna dellet ederler. rnein, birisi iin imdi yaamaktadr dediimizde, o
kiinin imdiki zamanda canl olarak mevcut olduunu kastederiz.
300

Frb, dilin zaman bakmndan yapsn, zamann insan dncesindeki
konumunu ve fiillerin zaman nasl gsterdiklerini belirlemeye alr. Onun fizikiler
ve Aristotelesten ayrld nokta, imdiki zaman ile gemi zamann sonunu ve gelecek
zamann ban kastetmesidir.

298
Frb, Fuslul-Hamse, s. 198-199, Sadk Trker, Mantkta Kullanlan Lafzlar, Kutadgu Bilig Dergisi, S.2,
s. 127.
299
Mubahat Trker Kyel, a.g.e., s. 114.
300
Mubahat Trker Kyel, a.g.e., s. 115.
92
3.3.Anlam
Bugne kadar birbirinden farkl pek ok tanm yaplan anlam nedir?
sorusunu dil filozoflar tam olarak akla kavuturamamlardr. Genel olarak bir eyin
gsterdii ya da dile getirdii kavramlar btnne anlam denir.
301
Her ifadenin, her
iaretin veya her semboln bir anlam vardr. Her filozof, varln anlamn bulmaya
alrken kendi anlam dnyasnn da snrlarn izer. Ayrca hangi adlarn ve
cmlelerin anlaml sayldn ve hangilerinin de anlamsz olduunu belirleyerek
ifadelerin doru ve anlaml olmasnn artlarn aklar. Demek ki, dnce tarihinde
anlam problemi, felsefenin balad tarihe kadar geri gtrlebilir.
302

Herakleitos, Parmenides ve Pythogoras, varln anlamn doada aramak
yerine ona akl aklamalar getirip anlamaya alan filozoflardr. Ancak bu konuda,
sistemli bir dnceye sahip olan filozof, Platondur. Ne var ki Platon da, bilgi nedir?,
adalet nedir? gibi sorular sorduu halde anlam nedir? sorusunu sormamtr. Fakat
o, sz konusu terimlerin iaret ettii nesneleri aratrrken onlarn anlamlarn da
incelemitir. zellikle Kratylos diyalogunda, adlarn nesnelere niin verilmi olduunu
sorutururken adlarn anlamlar ile ilikisi zerinde de aklamalar yapmtr.
Platon, mutlak ve kesin bilginin var olduundan hareket eder. Deien, sabit
olmayan varlklarn yani tikellerin bilinemeyeceini ancak deimeyenin tmel olann
ve genel kavramlarn akl yoluyla bilgisine sahip olunabilecei grndedir.
Dolaysyla genel kavramlarn (idealar) yani insan, at, aa gibi kavramlarn tam
olarak ne anlama geldiini aratrr. Demek ki, Platonun genel kavramlar dedii
idealar, bilginin nesneleridir. Ayrca gerek, evrensel ve ideal ltleri olan varlklardr.
dealar, fiziksel nesnelerin bilinmesini salayan nedenlerdir.
303

Platon, genel kavramlar akladktan sonra tikel kavramlarn aklamasna
geer. Tikel terimler kullanldnda iaret yoluyla genel kavramlarn anlamlar da
bilinmi olur. Platonun felsef dncesinde genel kavramlar; idealar ya da formlar

301
Ahmet Cevizci, Felsefe Szl, s. 55.
302
The Oxford Companion to Philosophy, Ed. by. Ted Honderich, Oxford University Press, 1995, s. 459.
303
hsan Turgut, Platonun Son Dnem Felsefesinde Bilgi Sorunu, Bilgehan Matbaas, 1.bsk., zmir, 1992, s. 16-
18.
93
dedii varlklarn bilgisidir. dealar; genel ve soyut kavramlarn karl olan gerek
varlklardr. nsan, at gibi varlklarn idealar olduu gibi eitlik, benzerlik, iyilik,
gzellik gibi soyut kavramlarn da anlamlar vardr. dealar, zaman ve mekan dnda,
soyut bir evrendedirler yani insan zihninden ayr olarak var olan gerekliklerdir. O
halde Platona gre, insan sahip olduu idealarn bilgisiyle, varl kavrayabilir ve onun
hakknda anlaml cmleler kurabilir.
304

Aristoteles, canllar ierisinde sadece insann azndan kan sesleri, anlaml
hale dntrebileceini ifade etmitir. Platon gibi bilginin genel ve tmel varlklarn
bilgisi olduunu ileri sren Aristoteles, tikellerin tmellerin iinde snflandrldnda
bilinebileceini kabul eder. Onun anlam teorisinde ruh, duyum ve akl yetileriyle
nesneleri anlamlandrr. Felsef sistemine uygun bir biimde duyumlamay, madde ve
form ayrm yaparak inceler yani duyumlama; alglanan nesnenin maddeden uzak
olarak formunun duyu organyla alglanmasdr. rnein, bir nesneyi grdmzde
gz, nesnenin alglanabilir olan formunu alglar. Alglanabilir formlar; renkler, sesler,
kokular gibi duyumun birincil nesneleridir. Aristotelesin anlam teorisinin ikinci
ksmna oluturan akl yrtmeye ilikin aklamas ise duyumlamayla ilgili
aklamasna benzer. O, aklla anlalabilir formun alnmasna akl yrtme der.
Aklla alnan form da bir eyin zdr, o eyin hangi anlamda olduudur veya onun
tanmdr.
305
O halde anlamn var olabilmesi duyu alglarnn zihinde, iz brakmas
sonucu olur ki, onu da zihn ekiller, mahiyet ve duyu alglarnn idealar olarak
adlandrr. Bylece dilsel anlatmlarn ierii olan anlam, zihin ile d dnyada bulunan
varlklar arasndaki orantlar ve izafetlerdir eklinde tanmlanabilir.
306

Frbnin anlam teorisine gelince, bu, onun varlk ve bilgi grlerini
aklad bir teoridir. D dnyadaki nesneler ve onlarn zihindeki izleri olan anlamlar,
varlklarn mutlak varlktan alrlar. Zihn varlklar yani anlam, kavram gibi varlklarn,
somut varlk olmadan varlndan bahsedilemez.
307
Frbnin psikolojik akllar
teorisinde anlam, heyulani akl, nerme ve kyas da, mstefad akl ifade eder. Buna
gre anlam, zihnin hibir ilevi olmakszn nefis ve d dnya ilikisi sonucu

304
Ahmet Cevizci, lka Felsefe Tarihi, s. 86-89.
305
Ahmet Cevizci, a.g.e., s. 131-133.
306
Sadk Trker, Frbde Dil ve Mantk likisi, Kutadgu Bilig Dergisi, S.1, s. 154.
307
Frb, eraitl-Yakn, s. 56.
94
kendiliinden meydana gelir. Bilfiil akl, bu anlamlarn nesnelerle gsterge ilikisi
bakmndan tek bir anlam halinde rtmesi demek olan kavram, mstefad akl ise sz
konusu anlam ve kavramlardan meydana gelmesine ramen onlardan tamamen ayr bir
anlam olan nermeyi ifade etmektedir.
308
Zira filozofa gre, mutlak anlamda akl,
sadece deneylerden ibarettir, deneyler ise insann yegane bilgi kayna olan duyu
alglarna dayanr.
309
yleyse her anlam kavram olamaz, nk sz konusu anlamlarn
bazlar kavram, bazlar da kategori, nerme, kyas, bir ksm da kltre bal
deerleri ifade eder.
Filozofumuzun anlam teorisi, Aristotelesin kavram teorisinden farkldr.
nk o, Platondan etkilenerek Aristotelesin kavram anlay yerine kendi anlam
teorisini kurmutur. Muallim-i Sniye gre kavram, objenin rnei, sureti ve onun
hakkndaki bilgisidir. Yoksa kavram, azdan kan sesin, zihindeki izlerin ve
dolaysyla objenin gsterici iareti ve etiketi olmasndaki gibi objenin bir gsterici
iareti ve etiketi deildir. nk bir ey, filan iaret yerine falan iaret ile gsterilebilir.
Halbuki bir eyi o ey yapan sureti deimez; sureti deitii takdirde, artk o ey, o ey
olmaktan kar. (...) Kavram, bilfiil objede gereklemi olan suretin yine bilfiil olarak
insan zihninde kendisini arz etmesidir.
310
O halde Aristoteleste anlam, nesnenin akl
yoluyla alnan zihindeki formudur. Fertler, tmelin ierisinde snflandrldnda
anlaml olur. Yoksa tek bana anlama sahip deildir.
Frbnin Aristotelesin anlam teorisinden ayrld nokta, ferd varlklarn,
u nesne, nesne ve nesnelik gibi akl temellerinin olmasdr.
311
nk o, zihinde
kavramn oluumuna ve mteakiben dile getirilmesine, Platonun anlam teorisiyle
ilikili bir aklama getirir. Dil, mfret unsurlar bakmndan azdan kan sestir.
Azdan kan ses birincileyin ve geni olarak, zihindeki izlere veya kavramlara
dellet etmektedir yani azdan kan ses zihindeki izlere veya kavramlara dorudan
doruya ve vastasz olarak dellet etmektedir. (...) Azdan kan sesler ikincileyin,
yani zihindeki izler veya kavramlar vastasyla, kavramlarn (temelinde bulunan)
duyusallara dellet etmektedirler. Kavramlar veya zihindeki izler zihin dnda

308
Frb, Risale fil-Akl, s. 12-14.
309
Frb,el-Cem, s. 242.
310
Mubahat Trker Kyel, a.g.e., s. 36-37.
311
Roger Arnaldez, a.g.m., s. 142.
95
mevcut olan objelerin rnekleridir, suretleridir, hayalleridir.
312
Buna gre anlam,
duyumlama sonucunda zihinde oluan izlerdir.
Frbnin, anlam nedir? sorusuna sadece zihin ile d dnyada bulunan
varlklar arasndaki orantlar ve izafetlerdir cevabn vermekle yetindiini
syleyemeyiz. nk o, adlarn, fiillerin ve edatlarn gsterdikleri anlamlar ayr ayr
inceler. Adlar; mstear, menkl, mterek, mtevt, umm veya husus, deiik,
eanlaml veya tremi eklinde snflara ayrarak her ad grubunun iaret ettii anlam
belirtir.
1) Mstear Adlar: Bir eye istire yoluyla verilen addr. Bu ad, o eyin ve bir
baka eyin de, o eyle balantsndan dolay zatn ifade eder. Ancak birinci adda
olduu kadar gl olarak ikincisi iin ayn anlam gstermez.
2) Menkl Adlar (Aktarlm Adlar): Bir eyin herkes tarafndan yaygn olarak
bilinen, sadece kendi zatn gsteren ad, daha sonralar birinci adla benzer zelliklere
sahip baka bir varla aktarlm adlardr. Yani bilinen bir adn, daha nce bilinmeyen
bir eye benzer zelliklerinden dolay verilmesidir. Artk o eyin anlamn, nakledilen
bu isim gsterir.
3) Mterek Adlar (Ortak Adlar): Bu ad, balangtan beri her ey iin ortak
kullanlmayp ancak ok eyi gstermek iin kullanlr ya da balangtan beri ok eyi
gsterdii halde bu adn gsterdii eylerin tanmlar farkldr.
Mterek adlarla menkl adlar arasndaki fark; birincisinde ortakln
balangtan beri var olduu iki ey arasnda bu ad ayn zamanda aldklar halde,
ikincisinde; bu ad farkl zamanlarda alnr. Birincisi; bir ok ey hakknda uzlamla
sylenir. rnein, hem grme organna, hem de su kaynana gz denilmesi gibi.
Ayrca iki eyden birine, bu adn gstermi olduu anlam bakmndan deil de ariz bir
sebepten dolay bu ad verilir. rnein, insana ve ata canl denilmesi gibi. Mterek
adlar, eitli eyler ile kendi aralarnda benzerlik ilikisi olan eyler hakknda kullanlr.
rnein, balang kelimesinin farkl yerlerde sylenilmesi gibi. Tek bir amala ilgisi

312
Mubahat Trker Kyel, a.g.e., s. 107.
96
olan ok ey hakknda da kullanlan adlar da, mterek adlardr. rnein, harp at , harp
silah szleri gibi.
4) Mtevt Adlar (Uzlamal Adlar): Bir ok nesne iin sylenen ve sylenen
nesnelerin hepsini anlam olarak kapsayan adlardr. Ayrca bir ok ey hakknda sylenir
ve onlarn her birinin tanm neyi gsteriyorsa, bu adn anlam da ayn eyi gsterir.
5) Genel ve zel Adlar: Bir cinsin altnda bulunan trlerine adnn lakap
anlamnda verilmesi ile olur. rnein, bir ey tr adnn yan sra, dier trlerle birlikte
cins adnn anlamn ifade etmesi bu ekildedir.
6) Muhtelif Adlar: Farkl objelerin anlamlarn gsteren adlardr.
7) Eanlaml Adlar: Bir tek ey hakknda kullanlan adn, her biri ayn olan
eylere de verilerek ayn anlam ifade etmesiyle olur.
8) Mtak Adlar: Baka bir adla ilikisi olmayan ad, deitirilip ne olduu
aklanmam olan konuya yaklatrlarak verilir. Onun konu ile ilgisi olmakszn zatn
gsteren ad, birinci misldir. Deitirme sonucunda aklanmam konuyu gsteren
deimi ad, onun birinci mislden tremi olan addr. Deitirme; ekilde, harflerde,
harekede ve harf ekleme ve karma da olur. rnein, kalkma adndaki harflerin
sras deitirilerek ve baz harflerin kartlmas ve eklenmesi ile kalkan adnn
tretilmesi gibi. Demek ki, soyut anlaml bir adn harfleri deitirilerek somut bir
anlam gsterecek ekilde kullanlabilir.
313

Frb, Platonun etkisinde kalarak tzlerin, cinsleri ve ou trlerinin dellet
ettii adlarn; idealar olduu grndedir. nsan, aa, at szlerinde olduu gibi.
Anlamlar itibariyle tremi bir anlam ifade etmeyen bu adlar, tremi deildirler.
314

rnein, a--a- ad, aa ideasn temsil etmek zere uzlam yoluyla konulmu,
trememi bir addr. Benzer trdeki nesnelerde ayn ideann temsilidirler. Filozofumuza
gre anlam, Platonun idealarna benzer tarzda nesnelerin zihin dnda olumu
suretleridir. Demek ki o, slm dncesindeki dil almalarnn ve Platonun idea

313
Frb, Peri Hermeneias Muhtasar, s. 79-80.
314
Frb, a.g.e., s. 82.
97
retisinin tesiriyle, Aristotelesin kavram yerine anlam ikame etmitir. O halde
Frbnin iki tr anlam teorisinden bahsedilebilir: lki; varlklarn, duyu organlarnn
alglamalar ile dimada braktklar izler, ikincisi; diman bu izlerle kavrama, hayal,
ayrma, birletirme gibi ilemler yapmas ve bu ilemlerin sonucunda meydana gelen
anlamlardr. Anlam tesis ettikten sonra Frb, lafz ile anlam arasndaki ilikiyi
inceler.
3.3.1. Lfz ve Anlam Arasndaki liki
Arap dilbilimciler, dilbilimin nemli bir sorunu olarak grdkleri, lafz ve anlam
arasndaki ilikinin nasl olduunu aratrmlardr. Nahiv kitaplar, lafzn anlama
dellet ettiini ve dellette lafzn esas olduuna iaret ederler. Mantk kitaplarnda ise
lafzn anlama delletinin trl olduu ifade edilir: mutabakat, tazammum ve iltizam.
1)Lafz, konusu olan manann tamamna dellet (tamamn ifade)
ediyorsa mutabakat (uygunluk)tr.
2)Bir blmn ifade ediyorsa tazammumdur. Mesela: oda
lafznn drt duvarla tavann btnne delletine mutabik dellet denir.
Ayn ekilde insan lafz, konuan hayvan yani canl ve konumaya
yetenekli manasn ifade ettiinden, hayvan ve konuann ikisini birden
ifade ediyorsa mutabakat (uygunluk); yalnz birini ifade ediyorsa
tazammum (ilem) yoluyladr.
3)Lafz, konulduu mana iin zihinde gerekli olann, hariteki bir eye
delleti ise iltizamdr (gereklilik). Mesela: Dvme lafz bir adamn dierine
vurmas demek olduundan zihinde dvmenin manas tasavvur olunduunda
(dnldnde), harite hem dven, hem de dvlen hatra gelir.
315

Lfz ile anlam arasndaki iliki, daha ok mantklarla nahivciler tarafndan
tartma konusu yaplmtr. Matta b. Yunus ile Sirafinin katld mehur mnazara da,
lfz ve anlamdan hangisinin asl olduu zerinde durulmutur. Frb, hocas

315
Ahmet Cevdet Paa, Miyr- Sedt (Klasik Mantk), Sad. Ve Notlar: Hasan Tahsin Feyizli, Fecr Yay., 1.bsk.,
Ankara, 1998, s. 15.
98
Mattann, Sirafi karsnda eksik kalan yann tamamlamaya almtr. O, lafzla
anlam arasndaki balanty burhan deliller eliinde kurmay amalamtr. Bunun iin
de, bir millette, harflerin, lafzlarn ve dilin ortaya kn evrimci bir anlayla
aklayarak kelime ve cmle dzeyinde anlamn lafzdan nce geldiini ispatlamaya
almtr.
Frb, dilin ortaya kndaki gereklie dikkat ekerek bu konudaki
dncelerini kuvvetlendirmeye almtr. Onun burada hareket noktas; algya konu
olan nesnenin zaman asndan daima alg ve alglaycdan nce olduu eklindeki
gzlemidir. Duyu verisinin zihinde oluturduu forma ncelii; zihindeki formun, yani
anlamn bu anlam dile getiren sembolik, yani cmle ya da kelime eklindeki lafza
ncelii gibi. Dahas, lafzlarn, yani dilin sistemi, zihindeki anlam sisteminin bir
yansmasdr. Anlam sistemi ise tabiattaki madd dzenin yansmasdr. Bunun gibi lfz
olmalar bakmndan lafzlar yani sesler, daha nce saydmz etkenler dolaysyla bir
milletten dierine farkllk gstermelerine, dolaysyla milletlerin dilleri de birbirlerinin
farkl olmalarna ramen anlamlar ve akledilirler btn milletlerde ortaktr. nk
bunlarn kayna lafzlar (kelimeler) deil duyulur nesneler, fiiller ve tepkiler olup,
bunlarn hepsi btn insanlarn idrak ve infiallerinin ortak konusudur.
316
Denilebilir ki
Frb, anlamn lafza stnln ve evrenselliini somut bir ekilde ifade edebilmek
iin anlamn kaynan nesnelere, fiillere ve tepkilere balamtr. Dolaysyla tm
insanlarda ortak olan anlay ve etkilenmelerin sonucu olan anlamn lafza olan
ncelii ortaya konmutur. Buradan hareketle filozofumuz; lfz ile anlam ya da ad ile
adlandrlan nesne arasndaki doruluk ilikisi nedir? sorusuna cevap arayacaktr.
3.4. Dil ve Doruluk Arasndaki liki
Daha nce anlatld zere felsefe tarihinde, dilin doruluu veya adn,
nesnenin doasn yanstmada ne kadar doruluk ifade ettii sorusunu ilk defa Platon,
Kratylos diyalogunda sormutur. Bunun nedeni ise onun felsef dncesinin temelinde,
nesnelerin doasn aratrp kefetmek istemesi yatmasdr. Ancak o, adlarn nesnelere
uzlam yoluyla verildiini ve bu nedenle de nesnelerin doasn ifade etmedii iin
nesnelerin z hakknda doru bilgiye ulaamayacamz sonucuna ulamtr. Sonraki

316
Cabiri, a.g.e., s. 526-527.
99
yzyllarda, dilin nesneleri ne kadar doru olarak ifade edebilecei sorusu, ada
felsefede tartld kadar filozoflarn gndeminde yer almamtr.
ada felsefede ise dil ile doruluk arasndaki iliki daha ok mantk
pozitivistler tarafndan gndeme getirilir. Metafizik nermelerin
dorulanamadklarndan dolay anlamsz olduunu savunan bu filozoflar, bilgi
kaynaklar olarak akl yrtme ve deneysel bilgiyi kabul eder. Metafizik kart
tutumlar ve deneysel bilimden yana olmalarnn merkezinde dorulama ilkesi
bulunur.
317
Onlara gre dorulama ilkesi, bir cmlenin anlaml kabul edilebilmesi iin
analitik olmas ya da deneysel olarak dorulanabilmesi artn getiren ilkedir. Mantk
pozitivistlerin, dorulanabilirlik lt iddialarnn temeli, Aristotelesin doru ya
da yanl olabilen ifadeler bildiriseldir szne dayanr.
Gnmz dil felsefesinde doruluun lt, eyin bilinmesine
balanmtr: 1) fadenin ne anlama geldiinin bilinmesi.
2) Onu dorulamann doru yolunun bilinmesi.
3)Ona inanmak iin iyi bir delile sahip olunmas.
318

Ampirik ve analitik nermelerin doruluu bu arta bal iken deer ifade
eden ve metafizik nermelerin doruluu iin zel artlar gerekir. Bu yzden
metafiziksel nermeler, tutum ve deer ifade eden nermelerden ayrlarak snflandrlr.
nk tutum ifade eden nermelerin dorulanabilirliinden bahsedilemezken deer
ifade eden nermeler kendi ierisinde dorulanr. Geriye kalan metafiziksel nermelerin
dorulanmasnda ise zel tecrbeler temele alnr. rnein, du veya ibadet ederken
dindar insann hissettii eyler, kendi gerekliinde var olan ve bir baka tecrbeye
benzetilemeyen zel tecrbelerdir.
319
Bunlarn, dorulanabilir kabul edilmesi iin btn
insanlarn bu zel tecrbeye sahip olmas gerekmez. O halde, Tek gerekli olan ey, bu
zel tecrbelerin elde edilebilir olduunda; bu tecrbelerin btn insanlar veya ou
insan iin ayn veya benzer olduunda; onlar ayn ekilde tanmlamak istediimizde

317
Sarp Erk Ula, Felsefe Szl, s. 934.
318
John Wilson, a.g.e., s. 86.
319
John Wilson, a.g.e., s. 103-104.
100
uzlamamzdr. Bu uzlamay gerekletirirsek, sz konusu tecrbeleri tanmlamak
amacyla szl iaretlerin kullanmnda ve bu tecrbelerin dile getirilecei ifadeler iin
genel bir dorulama ve anlama metodunda hemfikir olabiliriz.
320

Frb; ifadeleri, akl yrtme, dnme, herhangi bir gr araclyla veya
sonu karma yollar kullanlmadan renilenler ve bu yollar kullanlarak renilenler
olarak ikiye ayrr. Birincisini drt balk altnda inceler:
1) Makblt: Kendisine rza gsterilmi, bir veya birok kimseden kabul
edilmi olanlar.
2) Mehrt: Btn insanlar arasnda veya ounluk arasnda, onlarn
bilginleri ve aklllar arasnda veya bunlarn ounluu arasnda, ne bakalar, ne de
onlardan bir kimse kar koymakszn yaylm olanlardr. Bir sanatla uraanlar
arasnda yaygn olanlar da byledir. rnein; Ana-babaya itaat etmek vaciptir.
ifadesinde olduu gibi.
Makblt ve mehrt ifade eden nermeler; dorulanabilirlik ltlerinden
olan ounluk tarafndan kabul edilen ifadeler dorudur artna uyar. Filozofumuz
bir sanat dalnda ihtisaslam kimselerin doruluunu kabul ettii nermeler ile halkn
ounluunun onaylad nermeleri doru sayar.
3) Mahsst: Be duyudan biriyle alglanm olanlar. rnein, Mehmet, u
oturandr. ifadesindeki gibi. Bu nermeler, gzleme dayanmas nedeniyle
ampiriktirler. Ampirik nermeler ise dorulanabilen nermelerdir.
4) Maklt: nsan ruhunda bilgilerin sanki balangtan beri yaratlm
olarak bulunan, nasl ve nereden meydana geldii bilinmeyen, haklarndaki kesin bilgi
ve hibir zaman olduklarndan baka trl olmalarnn caiz ya da mmkn olmad
yaratltan bilinen eylerdir. rnein, Her tek saydr. ifadesinde olduu gibi.
321

Filozofumuzun doutan olduunu kabul ettii bu bilgileri ifade eden nermeler,
analitik nermelerdir. Analitik nermeler de doruluk deeri olan nermelerdir.

320
John Wilson, a.g.e., s. 105.
321
Frb, Fusulul-Hamse, s. 46.
101
Frbnin felsef dncesinde etkisi olan Aristoteles, nermelerin
doruluk deerini anlaml olmas ya da olmamasnn belirleyecei grndedir. Yaln
nerme, ayr zamanlar iin, bir eyin olup olmadna ilikin anlaml bir sestir.
Evetleme bir eyin bir eye balanarak ne srlmesi, deilleme bir eyin bir eyden
ayrlarak ne srlmesidir. Olann olmadn, olmayann olduunu; olann olduunu,
olmayann olmadn ne srmek olanakl olduundan, evetlenmi hereyin
deillemesi, deillenmi hereyin evetlenmesi olanakldr. yleyse ak ki, her
evetlemenin karsnda bir deilleme, her deillemenin karsnda bir evetleme olur.
322

Aristoteles, Platonda tartlan adlarn doruluu sorunu yerine nermelerin
dorulanabilmesi konusunu ele alr.
Frb, mantk sanatnn amacn, dnce (kavramlar) ve dildeki (lafzlar)
doru ve yanllarn ortaya kartlmas olarak belirler. Dnlen ve dille ifade edilen
bir konuya doru veya yanl denilebilmesi iin mantk kurallarnn bilinmesi ve
uygulanmas gerekir.
323
O, dilsel ifadelerin mantk kurallar ile doruluk deeri
kazanabileceini savunan mantk pozitivistlerle benzer grtedir. Ancak onlardan
ayrld nokta, metafizik nermelerin de ayn kategoriye katlarak dorulanmas
gerektiini iddia etmemesidir.
Muallim-i Sn, dnce fiilinin bir eyi bir eyle birletirmek veya bir eyi bir
eyden ayrmakla balad grndedir. nk, doru ve yanl ancak bu birletirme
ve ayrma fiilindedir. Birletirilmi olanlar, iinde bir kavramn bir kavram hakknda
tasdik edilmi olduklardr. Ayrlm olanlar ise, iinde bir kavramn bir kavramdan
selb edilmi olduklardr. Tasdik demek, insann, hakknda hkm verilen eyin o ey
zihinde ne ekilde bulunuyorsa, zihin dnda da o ekilde bulunduuna inanmasdr.
Tasdik doru bir ey hakknda vki olduu gibi yanl bir ey hakknda da vki olur.
324

Bir eyin tasdik veya selb edilmesi, fiilin yklemin konuyla balantsn gsterir.
Frb, dnce fiilinin bir eyi bir eyle birletirmek veya bir eyi bir eyden
ayrmakla balad grndedir. nk, doru ve yanl ancak bu birletirme ve
ayrma fiilindedir. Birletirilmi olanlar, iinde bir kavramn bir kavram hakknda

322
Aristoteles, a.g.e., s. 4.
323
Frb, limlerin Saym, s. 57.
324
Mubahat Trker Kyel, a.g.e., s. 113.
102
tasdik edilmi olduklardr. Ayrlm olanlar ise, iinde bir kavramn bir kavramdan
selb edilmi olduklardr. Tasdik demek, insann, hakknda hkm verilen eyin o ey
zihinde ne ekilde bulunuyorsa, zihin dnda da o ekilde bulunduuna inanmasdr.
Tasdik doru bir ey hakknda vki olduu gibi yanl bir ey hakknda da vki olur.
325

Bir eyin tasdik veya selb edilmesi, fiilin ykleminin konuyla balantsn gsterir.
Frbye gre doruluk; bilginin, d dnyadaki eyin varlna uygun olmas
demektir. Doru, inancn inanlma, inanlmn ya zihnin dnda oluu ya inancn
(itikdn nefs) dnda oluu veya onun konusu oluu bakmndan, izafe edilmesidir.
Zira inanlarn dnda bulunan varlklar, inanlarn konulardr. nanlar ancak ya
zihnin veya inancn dnda bulunan konulara izafetleri bakmndan doru veya yanl
olurlar. nk, eer, inanlarn olumlu veya olumsuz olmak bakmndan niteliklerine
uygun ise ve onlara kar deilse, bu inanlar doru olurlar; eer, konularn nitelikleri
inanlarn niteliklerine kar iseler, o zaman bu inanlar yanl olurlar.
326
O halde, dilin
d dnyadaki varlklar doru olarak ifade edebilmesi nesnelerin zihindeki varlklara
izafet edilebilmesine balanmaktadr. Dolaysyla bir toplumda, varlklar doru
biimde ifade eden kelimelerden oluan diller gelierek felsef dil olma zellii
kazanrlar.
3.5. st Dil
Dil felsefesinde, dil hakknda konuabilen, dilsel nesneleri anlatabilen dile
st dil (meta-dil) denir. st dil aracl ile bir dil kendisine ve bir baka dile ait
deyimlerden sz edebilir. rnein, bir gramer kitabnda deyimlerden, lafzlardan ve
bunlarn kurallarndan bahsetmek iin bir dil kullanlr. Sz eden dil olarak kullanlan
bu dil st dildir.
327

st dil, anlama konusunda yardm almamas ve kendi aralaryla yetinmesi
ile belirlenir. Bunun iin dncenin farkl seviyelerini yanstt gibi olgular apak ve
zl olarak betimlemeye ve ayrt etmeye uygun, kesin ve ok ekilli bir cmle yaps

325
Mubahat Trker Kyel, a.g.e., s. 113.
326
Frb, eritl-Yakn, s. 55.
327
Ahmet Cevizci, Felsefe Szl, s. 526, Sarp Erk Ula, Felsefe Szl, s. 1502.
103
vardr. fade zenginlii salayabilmesi iin de geni bir kelime hazinesine sahiptir. st
dil, bu zellikleriyle gndelik dilden ayrlr.
328

Aristoteles st dili gnmzde kullanld ekliyle anlamaz. O, gndelik
dilden farkl olan bir st dilden bahseder. Bu dilin ne olduu ve ne gibi zellikleri
iermesi gerektiini Poetika adl kitabnda anlatr: Dilsel anlatma gelince: Bir dilsel
anlatm ak olur, buna karlk, baya olmazsa, o iyi bir dilsel anlatmdr: Kukusuz
en ak dil, herkesin ortak olarak kulland szckleri kullanan dildir. Fakat byle
herkes iin ortak olan szckleri kullanan dil, aklk yannda ayn zamanda bayal
da beraberinde getirir. (...) Allmam szcklerin kullanlmasyla bir dil, gndelik ve
kaba olmaktan kurtulur, ycelir. Allmam szck deyince, yalnzca yabanc
szckleri deil, ayn zamanda mecazlar, uzatlm szckleri ve genel olarak da
gndelik dilin dnda kalan eyleri anlyorum.
329
Demek ki ona gre st dil, halkn
dilinden uzak, ok fazla bilinmeyen kelimeleri ve mecazlar kullanan dildir.
Frb; halkn kulland gndelik dil ile bilimlerde ve felsefede kullanlan
dilin farkllklarna dikkat ekerek bu konuda ortaya kan anlamazlklar zmeye
alr. Bilhassa, dneminde yaanan tartmalardan dolay mantk ve dilbilimin
terminoloji farklln sk sk gndeme getirir. ...Dilbilgisinin (en-nahv) konu ald
lafz snflarndan, halkn (el-cumhr) bir anlamda, bilim adamlarnnsa (ashbu-
ulm) aynlarn bir baka anlamda kulland lafzlar bulunabilmektedir. te yandan,
bir bilime (es-snaa) mensp olanlarn bir anlamda, baka bilimlere mensup olanlarn
bir baka anlamda kulland lafzlar vardr. Dilbilim, lafz snflar konusunu, lafzlarn
bilim adamlarndaki deil, halktaki anlamlarna gre inceler. Bu sebeple dilbilimciler
lafzlarn anlamlarn, bilim adamlarnn kulland ekliyle deil, halka gre
bilebilirler.
330

Filozofumuz, dilbilimcilerin halkn kulland lafzlar incelediini belirtirken,
mantklarn ve felsefecilerin kulland dili, st dil olarak nitelemitir.Disiplinlerde
kullanlan lafzlar gndelik dille ilikisi bakmndan ksma ayrlr, bunlardan-
birincisi dili konuanlar arasnda mehur olmayp sadece belli bir disipline mensup

328
Walter Porzig, a.g.e., s. 53.
329
Aristoteles, Poetika, s. 63.
330
Sadk Trker, Mantkta Kullanlan Lafzlar, Kutadgu Bilig Dergisi, S.2, s. 128.
104
olanlarn kulland lafzlardr (stlh). kincisi halk arasnda mehur olmakla birlikte
halk tarafndan bir anlamda ve belli bir disipline mensup olanlar tarafndan baka bir
anlamda kullanlr (kavram). Bu lafzlarn, halk arasnda mehur olan anlamlaryla
disiplinlere aktarld da olur; fakat bu aktarma ya bir disiplindeki stlh anlamyla
gndelik anlamn lafzlarla benzemesinden ya da baka bir bantdan dolaydr.
ncs ise halk arasnda mehr olan anlamlaryla, deiiklie uramakszn bir
disiplinde kullanlan lafzlardr.
331

Frb bir toplumda st dilin oluumunu; harflerin, lafzlarn ve dilin ortaya
kndan sonra anlatr. Teorik ve pratik bilimlerde zel anlamlar olan kavram ve
deyimler, toplumun ihtiyacna gre oluur. Eer toplumun zeka ve kltr dzeyi alt
seviyede ise o toplumda st dilden bahsedilemez. Yksek kltrl toplumlarn
kulland dil, gelierek st dil haline gelir.
Felsefenin ve dinin kullandklar dilin farkl olduuna dikkat eken Frb,
felsefenin dilini hakikatin dili olarak grr. O, el-Mille adl eserinde, dinin grler
ve fiiller olmak zere iki ynnden bahseder. Grler; ya dorudan kendisine dellet
eden adlarla ifade edilir ya da gerek taklit edilerek sembolik bir adla ifade edilir.
Bylece dindeki grler ya bizzat gerein ya da gerein sembolik ifadeleri oluyor.
332

Demek ki din, hakikatin nefisteki resimleri ya da imajlarn resimleridir. Toplum,
hakikati anlamakta zorluk ektiinde, hakikat kendisine benzerlerini getirme ve taklit
yoluyla retilir. Peygamberler de, toplumlarnn rfne uygun ekilde bu sembolik dili
anlatrlar.
333
Filozofumuz, dinin metafizik dilinin halk iin olduunu kabul eder.
Frbnin peygamberlik teorisinde dini metinlerin dili metaforik, felsefenin dili teorik
ve halkn gndelik dili pratik olarak belirlenir.
Frb, Tahsilus-Sade adl eserinde ise ilimler iinde, varlklarn aklla
kavradklar biimde kesin ispatlarla bilgisini veren felsefenin en nde gelen ilim
olduunu syler. Dier ilimler, ayn varlklarn, halka retilmesini kolaylatran, ikna

331
Frb, Fslul-Hamse, s. 195.
332
mer Mahir Alper, slam Felsefesinde Akl-Vahiy / Felsefe-Din likisi, Ay Yay., 1. bsk., stanbul, 2000, s.
131-132.
333
Frb, Siysetl-Medeniyye, s. 86.
105
etmeye dayanan delilleri kullanr.
334
Bu nedenle, felsefenin sekin insanlarn bildii
hakikatin ilmi olmasndan dolay teorik bir dil kullanrken halk denenmemi ortak
grlerle yetinmek zorunda olduu iin pratik bir dil kullanr. Frbnin dil
anlaynda felsefenin dili, st dildir.
Filozofumuz, dil felsefesinin nemli bir konusu olan st dil, dilin
yetkinletirilmesi ve yetkin dillerin zellikleri gibi sorunlar; din dili, felsefenin dili ve
gndelik dil ayrmndan hareket ederek yetkin dilin nasl oluturulabileceini ortaya
koymaya almtr.













334
Frb, Tahsils-Sade, s. 86-87.
106
SONU
nsanlk tarihinde akln en grkemli ve en arpc baars, dili ortaya
kartmasdr. Tamamen insana zg bir olgu olan dil, toplumlarn varln
srdrebilmesi ve geliebilmesini salayan bir aratr. Dilin, kvrlarak kendi zerine
kapanp kendini dnmesi ve konumas dil felsefesidir.
Modern ada bir felsefe disiplini haline gelmi olan dil felsefesi, bugn
filozoflarn gndeminde nemli bir yere sahiptir. Ancak varln dile getirilmesiyle
birlikte, dilin varl nasl dile getirdii sorusu sorulmutur. Bu nedenle, dil felsefesi
varlk felsefesi kadar eskidir. Yani insann var olduunun bilincine ulap varlk
hakknda sorular sormas ile bu varl nasl dillendirdiini dnm olmas birliktedir.
X. yzylda yaam olan Frb de, Antika Grek felsefesi ve slam
dncesini temele alarak varlk ve bilgi retisi ile ayn dorultuda, kendi dil felsefesi
anlayn oluturmutur. Bununla birlikte, Miladi IX. ve X. yzyllarda Arap nahivcileri
ve mantklarnn tartma konusu olan Arap grameri ile Grek mantndan hangisinin,
insana doru bilgiye ve saadete ulamada gerek bir ara olabilecei problemi,
Frbnin dil felsefesinde belirleyici bir etmen olmutur. Bu yzden filozofumuz,
evrensel bir bilim kabul ettii mantk sanatn tamamen gramerden uzaklatrmaz.
Ancak grameri; hem Arap dilinin, hem de her toplumun kendi dillerinin lafzlarna dair
kurallarn ve kaidelerini aratran bilim dal olarak snrlayp, mantn stnln
ilan etmitir. nk Aristotelesin kurucusu olduu mantk sanat; dncenin evrensel
kurallarn veren bilimdir. O halde, herhangi bir toplum mantk sanatn ilim
retiminde kullanrsa baarl olacaktr.
Frbnin ilimler tasnifinde dilbilimleri, ilimlerin retiminde ilk srada yer
alr. nk adlar, fiiller ve cmleler olmadan ilim yaplamaz. Fakat filozofumuz, ilim
retiminde ilk sray verdii lafzlarn deil; mantn aratrma alanna giren
dncenin, kavramlarn asl olduu grndedir. Bu dncesini ispatlamak amacyla,
dilin douu teorisinde, duyular ve akl vastasyla zihinde oluan kavramlara ncelik
verir. Harflerin, kelimelerin ve cmlelerin olumas ise daha sonradr.
107
Antik Grek dncesinde Demokritos tarafndan ilk defa dile getirilen dilin
douu teorisini Frb, gelitirerek dil felsefesine nemli bir katkda bulunur. O, uzun
sre anlalmasnda glk ekilen nerme dili ile duygu dili arasndaki balanty,
bilincin al ve insann var olduunun uuruna varmas ile iliki kurarak izah eder.
Ona gre, zihnin uyanmas (yenhedu), ilk nermelerin (makltn) zihinde
kendiliinden var olmas ve dilin kendisini ifa etmesi ayn andadr. Onun varlk ve
bilgi anlayn merkeze alarak dilin oluumu hakknda yapt aklamalar; zihin, nesne
ve dil arasndaki ilikinin anlalmasnda kolaylk salar.
Frbnin dil felsefesi anlaynn bir dier zellii, mantksal nermelerin
doruluu ve anlamll konularna kitaplarnda geni yer verse ve hemen her konuya
rasyonalist aklamalar getirse de, felsefi sistemine uygun olarak metafizik temelli bir
dil anlayna sahip olmasdr. Bu erevede o, kendi metafizik anlayn ifade etmek
zere ontoloji arlkl bir dil gelitirir. Onun kulland bu dil; metafizikle birlikte
ortaya kan, birbirlerine baml, insani ve ontolojik bir faaliyettir.
Sudr teorisiyle iliki kurularak onun dil anlay incelenecek olursa, akln ya
da akllarn rn olan bir dil retisi karmza kar. Bu almada; dilin kkeni,
yaps ve anlam konularna arlk verilmesi dolaysyla sudr teorisine girilmemitir.
Ancak ontolojik aklamalara daha fazla yer verecek bir aratrmada; Frbnin sudr
anlaynn dil bakmndan analizi yaplabilir.
XX. yzyl mantk pozitivistleri ile dorulama ilkesi izgisinde buluan
filozofumuz, mantk sanatnn kurallarna uygun nermelerin doru kabul edilmesi
gerektii grndedir. Yine o, Aristotelesin de etkisiyle, bilhassa mantk kitaplarnda
geni yer verdii bu konuda, nermenin ve karmn artlar ve eitlerini anlatmtr.
Ancak onun mantk pozitivistlerden ayrld nokta; ilkinin metafizik, din ve etikle
ilgili nermelerin deerini yok sayp onlarn anlamsz olduklarn iddia etmelerine
karn Frbnin; mantn snrlar ile metafizik alann snrlarn belirlemesidir.
Filozofumuzun dil felsefesine dier bir katks; felsefenin, dinin, bilimlerin ve
halkn kulland dilin farkl olduuna dikkat ekmesidir. Bugn dahi insanlar arasnda
iletiimde ve anlamada sorun olan dilin yanl kullanmn ortadan kaldrmay
108
amalayan Frb, her alann kendine ait terminolojisi bulunduunu ve ayn kelimelerin
farkl alanlarda farkl anlamlar olabileceine iaret eder. Bu balamda, nahivcilerle
mantklar arasnda ortaya kan anlamazlklarn bir sebebini de, terminolojilerinin
ayr olmasna balar. Ancak o, bu diller ierisinde felsefenin dilinin; hakikati burhan
metotla anlatan dil olmasndan dolay st dil olarak kabul eder. nk dinin dili, halka
hitap ederken; felsefenin dili, stn bilgi sahibi filozoflar muhatap alarak onlara hitap
eder. Dolaysyla felsefenin dili, st dil olmay hak eder.
Toplumun kulland dilin, st dil haline gelebilmesinin artlarn aratran
Frb, insanlarn zeka, bilgi ve kltr dzeyleriyle orantl olarak dilin geliecei
sonucuna ular. Eer toplumu oluturan insanlar, bilgi renmeye meyyal deillerse ve
bununla balantl olarak yneticileri de ayn durumda olurlarsa dil gelimeden, ilk
meydana geldii ekliyle kalr. Artk o toplumda, bilimlerin, sanatlarn ve felsefenin
varl sz konusu olamaz. Bu durumda o dinin de, felsefeden sonra var olmas
nedeniyle, dilin gelimedii toplumlarda ortaya kamayabileceini dnr..
Frb, Tanr ve Tanrsal alan hakknda konuurken rasyonel, epistemolojik ve
pragmatik ifadeler kullanr. nsan aklnn bir rn olan dilin, noksanlklar
olabileceini gz ard etmeksizin, Tanr iin kullanldnda en yce anlamlar
kastettiini belirtir. Onun evrenin ve insann varla gelmesindeki ilk sebep oluunu
rasyonalist bir dille anlatrken, halkn sevgi ve ibadet objesi olan Tanry pragmatik bir
dille ifade eder. Ayrca Tanrnn insanla szl iletiimini yani vahyi, dini bir yapya
brndrd kelam terimi ile aklar. Kelm filozofumuzun terminolojisinde,
Tanrnn insanla kurduu balanty gsterirken dier taraftan da, slm dininin akide
ve amellerinin teki dinlere ve dnce akmlarna kar stnln savunan ve
onlarn yanllklarn ortaya koyan bir melekedir. Grld gibi o, kelm terimine
epistemolojik ve pragmatik anlamlar vermektedir.
Filozofumuzun lisn ve lgat terimleri arasnda yapt ayrm, dil felsefesi iin
yeni bir aklamadr. Lisn terimini, konuulan dil (ngilizce, Trke gibi) anlamnda
kullanrken lgat, insanda var olan, evrensel anlamda, dnceyi ifade etme arac olarak
konuma kabiliyetine dayanan, harf ve lafzlardan oluan dildir. Her toplumun, kendi
zelliklerini tayan, kendi kltrleri ile gelien lisnlar vardr. Bu yzden lisnlar,
109
dnceler gibi ok fazladr. Ancak akln faaliyetleri sonucu ortaya kan dil, akl gibi
bir tanedir.
Dilin ontolojik ve zamansal yaps, varlk bildiren fiiller ve edatlar zerinde
ayr ayr incelemeler yapan Frb; nefsin yetileri, ses organlar, dellet, tertip, terkip ve
telifi dilin yapsn oluturan etmenler olarak belirlemitir. Dillerin eitlilik arz
etmesindeki en nemli sebepler de, bu etmenlerdir. Dilin ontolojik yapsn; akln ya da
akllarn faaliyetleri ile lingistik sezgiyi birletirerek izah etmitir. Dilin
yaptalarndan olan fiillerin gsterdikleri zamanlar hakknda aklamalar yaparak dilin
zamansal yapsn incelemitir.
Bu almamz sonucunda byk Trk filozofu Frbnin dil ve mantkla ilgili
dnceleri ile gnmz dil felsefesindeki konular arasnda bir ilikinin var olduunu
gstermek istedik. Bu nedenle, onun dille ilgili kulland terimlerin anlamlarn
incelemeye altk. Ancak dil analizleri, zellikle metafizik hususlardaki ifadelerinin
dil bakmndan analizleri bu tezin konusu dnda olduu iin yaplamad. Dolaysyla
dil felsefesinin nemli bir aratrma alan olan dil analizleri nin filozofumuzun felsef
sistemini anlatt ifadelerine de uygulanabileceini dnyoruz. Ayrca onun anlam
problemi ne dair grlerinin doktora almalar boyutunda ele alnp btn ynleriyle
aydnlatlmas gerektiine inanyoruz.






110
KAYNAKA
AHMET CEVDET PAA, Miyr- Sedt (Klasik Mantk), Sad. ve Notlar: Hasan Tahsin
Feyizli, Fecr Yay., 1.bsk., Ankara, 1998.
AKARSU, Bedia, Dil-Kltr Balants, nklap Yay., 3.bsk. stanbul,1998.
AKSAN, Doan, Dil, u Byl Dzen, Bilgi Yay.,1.bsk., Ankara, 2003.
ALPER, mer Mahir, slam Felsefesinde Akl-Vahiy/Felsefe-Din likisi, Ay Yay., 1.
bsk., stanbul, 2000.
ARSTOTELES, Kategoriler, Yunanca aslndan ev. Saffet Babr, mge Yay., 2.bsk., Ankara,
2002.
______________,Metafizik, ev. Ahmet Arslan, Sosyal Yay., 2.bsk., stanbul, 1996.
______________,nerme, Organon II, ev. Hamdi Ragp Atademir, MEB. Yay., stanbul,
1996.
______________,Poetika, ev. smail Tunal, Remzi Kitabevi, 9.bsk., stanbul, 2001.
______________,Politics, The Complete Works of Aristotle, C.2, Ed. by. Jonathen Barnes,
Bollingen Series LXXI.2, Princeton University Press, ev. Mete Tunay, Remzi
Kitabevi, 6.bsk., stanbul, 2002.
______________,Ruh zerine, ev. Zeki zcan, Alfa Yay., 2.bsk., stanbul, 2001.
______________,Yorum zerine, ev. Saffet Babr, mge Yay., 1.bsk., Ankara, 1996.
ARNALDEZ, Roger, Frbnin Felsefesinde Dnce ve fade, ev. smail Yakt, Trk-
slm Dncesi zerine Aratrmalar iinde, tken Yay., 1.bsk., stanbul, 2002.
ATAY, Hseyin, Frb ve bni Sinada Yaratma, Kltr Bakanl Yay., 1.bsk., Ankara,
2001.
AYDIN, brahim Hakk, Frbde Bilgi Teorisi, Bil Yay., stanbul, 2001.
___________________, Frbde Metafizik Dnce, Bil Yay., 1.bsk., stanbul, 2000.
AYDINLI, Yaar, Frbde Tanr-nsan likisi, z Yay., stanbul, 2000.
AYIK, Hasan, Frbde Dil-Mantk likisi, (Baslmam Doktora Tezi, Atatrk
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Felsefe Anabilim Dal), Erzurum, 2002.
BAKIRCI, Selami ve DEMRAYAK, Kenan, Arap Dili Grameri Tarihi, Atatrk niversitesi
Fen-Edebiyat Fakltesi Yay., Erzurum, 2001.
111
AYSEVER, Levent, Kratylos: Adlarn Doruluu ve Bilgi, Hacettepe niversitesi Edebiyat
Fakltesi Dergisi, S.2, C.19, Ankara, 2002, s. 153-166.
BARNES, Jonathan, The Presocratic Philosophers, Ed. by. Ted Honderich, Routledge,
Cambridge, 1996.
BAYRAKDAR, Mehmet, slm Felsefesine Giri, Diyanet Vakf Yay., 2.bsk., Ankara, 1998.
BELOT, B., P.J., Vocabulaire Arabe-Franais, mprimerie Cathdique, 14.bsk., 1929.

BRAND, Kmran, lk a Felsefesi Tarihi, Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Yay.,
2.bsk., Ankara, 1964.
BOLINGER, Dwight, Aspects of Language, Harcourt Brace Jovanovich, 2.ed., 1975.
BUMANN, Waltraud, Dil Felsefesi, Gnmzde Felsefe Disiplinleri iinde, Der. ve ev.
Doan zlem, nklp Kitabevi, 4. bsk., 1993, stanbul.
CBR, Muhammed bid Arap-slm Kltrnn Akl Yaps, Kitabevi, 2.bsk., stanbul,
2000.
CASSIRER, Ernst, The Philosophy of Symbolic Forms, vol.1, trans. Ralph Manheim, New
Haven, 6.ed., London, 1966.
_________________,nsan stne Bir Deneme, ev. Necla Arat, Remzi Kitabevi, stanbul,
1997.
_________________,Language and Myth, Trans. Susanne K. Langer, 1.ed., Dover
Publications, 1946.
CEVZC, Ahmet, lka Felsefesi Tarihi, Asa Yay., 1.bsk., Bursa, 1998.
_______________,Felsefe Szl, Paradigma Yay., 3.bsk., stanbul, 1999.
CVELEK, Yakup, VII.-XI.Yzyl slm Dnyasnda Dil Olgusuna Yaklamlar ve Batl
Dilbilimcilerle Mukayesesi, Kuran ve Dil Sempozyumu, Van, 2001.
AKMAK, Cengiz, Platonda Anlam Problemi, (Baslmam Doktora Tezi, stanbul
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Felsefe Anabilim Dal), stanbul, 1991.
OTUKSKEN, Betl, Felsefe: zne-Sylem, nklp Yay., 1.bsk., stanbul, 2002.
DAVZAT, Albert, Jean DUBOIS, Henri MTTERAND, Nouveau Dictionnaire Etymologique
Et Historique, Librairie Larousse, Paris VI, 1971.
DAYF, evki, el-Medrisn-Nahviyye, Drul-Merif, 7.bsk. Kahire, 1992.
DEBORAH, L. Black, Al-Frb, History of Islamic Philosophy, Ed. by. Seyyed Hossein
Nasr ve Oliver Leaman, vol.1, Routledge, 1.bsk., London ve Newyork, 1996.
112
DURALI, Teoman, Aristotelesin Kategorilerinde, Fiziki ile Metafizikinde Deime ve
Zaman Sorunlar, Felsefe Arkivi, S.26, Edebiyat Fakltesi Basmevi, stanbul, 1998.
EBHER, sgc, ev. Hseyin Sarolu, z Yay., stanbul, 1998.
ET-TEVHD, Eb Hayyan, Kitbulmt vel-Munese, tah. Ahmed Emn, Ahmed ez-Zeyn,
Mektebetl-Asriyye, C.1, Beyrut, 1953.
EL-ENBAR, Ebul Berakat, El-nsaf F Mesailil Hilf Beynen-Nahviyyin el-Basriyyn vel
Kfiyyin, el-Mektebetl-Asriyyn, C.1, Beyrut, 1993.
EBUL HSEYN, Ahmed b. Faris b. Zekeriyya, Nr. Abdsselam Muhammed Harun, Mcem
Makayisil La, C.5, 2.bsk., Kahire, 1972.
FRB, et-Tavtie Fil-Mantk, el-Mektebetl Felsefiyye iinde, Beyrut, 1986, ev.
Mubahat Trker, DTCF, C.16, S.3-4, Ankara, 1958, s. 165-243.
_________,Aristo Felsefesi, ev. Hseyin Atay, Farabinin Eseri iinde, Kltr Bakanl
Yay., 1.bsk., Ankara, 2001.
_________,Efltun Felsefesi, ev. Hseyin Atay, Farabinin Eseri iinde, Kltr Bakanl
Yay., 1.bsk., Ankara, 2001.
_________,Daav Kalbiyye, Resilul-Frb iinde, Matbaatu Meslis-i Diratil-Marifil-
Osmniyye, 1.bsk., Haydarabad, 1349 (h.).
_________,el-Cem Beyne Reyeyn el-Hakimeyn Efltun el-lhi ve Aristtls, Drul-
Merik, 4.bsk., Beyrut, 1986, ev. Mahmut Kaya, Efltun ve Aristotelesin
Grlerinin Uzlatrlmas, stanbul niversitesi Felsefe Arkivi, S.26, stanbul,
1985, s. 221-255.
_________,Fusulul-Hamse, ev. Mubahat Trker Kyel, DTCF, C.16, S.3-4, Ankara, 1958, s.
165-243.
_________,hsul-Ulm, Mektebetl-Hill, 1.bsk., Beyrut,1996, limlerin Saym, ev.
Ahmet Arslan, Vadi Yay., 1.bsk., Ankara, 1999.
_________,Kitabu Fususil Hikem, ev. brahim Hakk Aydn, Erzurum, 2001.
_________,Kitabul-Elfaz, tah. Muhsin Mehdi, Darul-Merik, 2.bsk, Beyrut, 1986, Mantkta
Kullanlan Lafzlar, ev. Sadk Trker, Kutadgu Bilig Dergisi, S.2, stanbul, 2002, s.
93-178.
_________,Kitabul-Huruf, tah. Muhsin Mehdi, 2. bsk., Darul-Merik, Beyrut, 1990.
_________,Kitbul-Kyasis-Sair, ev. Mubahat Trker Kyel, DTCF, C.XVI, S.3-4,
Ankara, 1958.
113
_________,Kitbut-Tenbh al Seblis-Sade, Resili Frb iinde, Matbaatu Meclisi
Diretil- Marifil Osmniyye, 1346 (h.), Mutluluk Yoluna Yneltme, ev. Hanifi
zcan, Anadolu Matbaaclk, 1.bsk., zmir, 1993.
_________,Kitbu Ari Ehlil-Mednetil-Fzla, Dru-Merik, 5.bsk., Beyrut, 1986, ev.
Ahmet Arslan, deal Devlet, Vadi Yay., Ankara, 1997.
_________,Peri Hermeneias Muhtasar, ev. Mubahat Trker Kyel, Atatrk Kltr Merkezi
Yay., Ankara, 1990.
_________,Risle f Mesili Mteferraka, Resilul-Frb iinde, Matbaatu Meclisi Diretil-
Marifil-Nizmiyye, 1.bsk., Haydarbad, 1346 (h.).
_________,Risle fil-Akl, Drul-Merik, 2.bsk., Beyrut, 1986.
_________,Siysetl Medeniyye, Matbaatu Meclisi Diretil-Marifil-Osmniyye,
Haydarbad, 1346 (h.), ev. Mehmet Aydn, Abdulkadir ener, Rami Ayas, Kltr
Bakanl Yay., stanbul, 1980.
_________,erh-u Kitbil-bre, tah. Stanley Marrow, Wilhelm Kutsch, Drul Merik,
Beyrut, 1971.
_________,Talikt, tah. Cafer lu Yasin, Drul-Menhil, 1.bsk., Beyrut, 1988.
__________,eritl-Yakn, tah. Macid Fahri, Beyrut, 1987, ev. Mubahat Trker Kyel,
Atatrk Kltr Merkezi Yay., Ankara, 1990.
FENN, smail, Lgate-i Felsefe, Matbaa-i mire, stanbul, 1341.
FERR, Frdrick, Din Dilinin Anlam, ev. Zeki zcan, Alfa Yay., 1.bsk., stanbul, 1997.
FRUZABAD, Kamus, Mtercim Asm Efendi, C.3, Bulak Basks, 1809.
FOUCAULT, Michel, Kelimeler ve eyler, ev. Mehmet Ali Klbay, mge Yay., 2.bsk.,
Ankara, 2001.
GOICHON,A.-M., bn Sn Felsefesi ve Ortaa Avrupasndaki Etkileri, ev. smail Yakt,
tken Yay., 2.bsk., stanbul, 1993.
GOLDZHER, Ignace, Klasik Arap Literatr, ev. Azmi Yksel, Rahmi Er, maj Yay.,
1.bsk., Ankara, 1993.
HALL B. AHMET, Kitbul-Ayn, C. 1-8, nr. Mehd el-Mahzm, brahim es-Semerr,
Beyrut, 1988.
HANERLOLU, Orhan, Kavramlar ve Akmlar, c.1, Remzi Kitabevi, 2.bsk., 1992.
HEDEGGER, Martin, Dilin Doas, nsan Bilimlerine Prolegomena iinde, Der. ve ev.
Hsamettin Arslan, Paradigma Yay., 1.bsk., stanbul, 2002.
114
HERODOTOS, Herodot Tarihi, ev. Mntekim kmen, Bankas Yay., 1.bsk., stanbul,
2002.
HTT, Philip, slm Tarihi, ev.Salih Tu, C.2, Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi Yay.,
stanbul, 1995.
BN CNN, Ebul Feth Osman, el-Hasis, C.1, nr. M. Ali en-Neccar, el-Heyetul-Msriyye,
Kahire, 1986.
BN EB USEYBA, Uynul Enb f Tabakt el-Etibb, Drul-Mektebetil-Hayat, Beyrut,
(tarihsiz).
BN HALLKN, Vefytul yn, C.5, Drus-Sadr, Beyrut, 1977.
BN MANZUR, Muhammed b. Mkerrem, Lisnul-Arap, C.5, Drul-Mearif, Kahire,
(Tarihsiz).
BN NEDM, Fihrist, Drul-Mrife, Beyrut, 1994.
KILI, Hulsi, Basriyyn, C. 5, Trkiye Diyanet Vakf slm Aansiklopedisi, stanbul.
KINNEVC, Muhammed Sddk Hasan, Bulga, tah. Nezir Muhammed, Mektebi-Drul-
Beairil-slm, 1.bsk., Beyrut, 1988.
KND, Resll-Kind el-Felsefiyye, Drul-Fikr, Kahire, 1950, ev. Mahmut Kaya, Felsef
Risleler, Klasik Yay., 1.bsk., stanbul, 2002.
KRANZ, Walther, Antik Felsefe, ev. Suad Baydur, Sosyal Yay., 1.bsk., stanbul, 1984.
KO, Turan, Din Dili, z Yay., 1.bsk. stanbul, 1998.
KYEL TRKER, Mubahat, Aristoteles ve Frbnin Varlk ve Dnce retileri, DTCF
Yay., Ankara, 1959.
LALANDE, Andre, VocabulaireTecnique Et Critique De La Philosophie, Presses
Universitaires De France, 16.bsk., 1988.
LANGHADE, Jacques, Minel-Kurni ilel-Felsefe, ev. Vecih Esad, Menrt Vzrets-
Segfe, am, 2000.
MADKOUR, brahim Al-Frb, A History of Muslim Philosophy, C.1, Ed. M.M. Sharif,
Germany, Royal Book Company, Karachi, 1983, Frb I, ev. Osman Bilen,
Klasik slm Filozoflar ve Dnceleri, Ed. by. M.M.erif, nsan Yay., 3.bsk., stanbul,
2000.
MUHAMMED FUAT ABDULBAK, el-Mcemul-Mfehres, ar Yay., stanbul, 1990.
OLGUNER, Fahrettin, Frb, tken Yay., Geniletilmi 3. bsk., stanbul, 1999.
ZCAN, Zeki, Teolojik Hermentik, Alfa Yay., 2.bsk., stanbul, 2000.
115
PLATON, Kratylos, The Dialogues of Plato iinde, trans. B.Jowett, vol.4, 2.ed., Oxford,
1875, ev. Cenap Karakaya, Sosyal Yay., stanbul, 2000.
_________,Theaitetos, The Dialogues of Plato iinde, trans. B.Jowett, vol.4, 2.ed., Oxford,
1875, Diyaloglar, II, ev. Macit Gkberk, Remzi Kitabevi., 3.bsk., stanbul, 1996.
_________,Protagoras, Diyaloglar, II, ev. Tanju Gkl, Remzi Kitabevi, 3.bsk., stanbul,
1996.
_________,Phaidon, ev. Suut K. Yetkin, Hamdi R. Atademir, MEB.Yay., stanbul, 1997.
_________,Sofist, Diyaloglar, II, ev. mer Naci Soykan, Remzi Kitabevi, 3.bsk., stanbul,
1996.
Plotinus, Enneadlar, ev. Zeki zcan, Asa Kitabevi, Bursa, 1996.
PORZG, Walter, Dil Denen Mucize, ev.Vural lk, Trk Dil Kurumu Yay., Ankara, 1995.
ROSS, David, Aristoteles, ev. Ahmet Arslan ve dierleri, Kabalc Yay., 1.bsk.,stanbul, 2002.
SARP ERK ULA, Felsefe Szl, Bilim ve Sanat Yay., Ankara, 2002.
SAUSSURE, Ferdinand de, Genel Dilbilim Dersleri, ev. Berke Vardar, C.1, Trk Dil Kurumu
Yay., Ankara, 1976.
SAYILI, Aydn, Frb ve Tefekkr Tarihindeki Yeri, Belleten Dergisi, S.57, C.XV, Trk
Tarih Kurumu, s. 1-58.
SEARLE, John R., Sz Edimleri, ev. R.Levent Aysever, Ayra Yay., Ankara, 2000.
SELMAN, Adnan Muhammed, el-Frb ve ruhl-Laviyye f Kitbil-Hurf, el-
Mevrid, S.18, Dru-unis-Segafiyyetil-mme, Badad, 1989.
SZEN, Kemal, Frbde Akl ve Akln nemi, Sleyman Demirel niversitesi lahiyat
Fakltesi Dergisi, S.5, Isparta, 1998, s. 65-80.
SUYUT, Celleddin, Muzhir, Drul-Fikr, C.1, (Tarihsiz).
The Oxford Companion to Philosophy, Ed. by. Ted Honderich, Oxford University Press, 1995.
TOKAT, Latif, Dinde Sembolizm, (Baslmam Doktora Tezi, Dokuz Eyll niversitesi
Sosyal Bilimler Enstits Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dal), zmir, 2002.
TURGUT, hsan, Platonun Son Dnem Felsefesinde Bilgi Sorunu, Bilgehan Matbaas, 1.bsk.,
zmir, 1992.
TRKER, Sadk, Frbde Dil ve Mantk likisi, Kutadgu Bilig Dergisi, S.1, stanbul,
2002, s. 139.
116
______________,Mantkta Kullanlan Lafzlar, Kutadgu Bilig Dergisi, S.2, stanbul, 2002,
s. 93-178.
______________,slm Dncesinin Geliiminde Tercme Faaliyetlerinin Rol, Kutadgu
Bilig Dergisi, S.3, stanbul, 2003, s. 223-236.
LKEN, Hilmi Ziya, Uyan Devirlerinde Tercmenin Rol, lken Yay., stanbul, 1997.
VARDAR, Berke, Dilbilim ve Dilbilgisi Terimleri Szl, Trk Dil kurumu Yay., Ankara,
1980.
________________,Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, Multilingual Yay., stanbul, 1998.
WEBER, Alfred, Felsefe Tarihi, ev. H. Vehbi Eralp, Sosyal Yay., 5.bsk., stanbul, 1993.
WILSON, John, Dil, Anlam ve Doruluk, ev. brahim Emirolu ve Abdullatif Tzer, Ankara
Okulu Yay., 1.bsk., Ankara, 2002.
YAKIT, smail, Ihvan- Safa Felsefesinde Bilgi Problemi, Edebiyat Fakltesi Basmevi, 2.bsk.,
stanbul, 1992.
YAVUZ, Mehmet, bn Cinninin Hayat Ve Arap Gramerindeki Yeri, (Baslmam
Doktora Tezi, stanbul niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Arap Dili ve Edebiyat
Bilim Dal), stanbul, 1996.
ZEYDAN, Corci, Medeniyet-i slmiye Tarihi, Osmanlcaya ev. Zeki Meamiz, C.3,
stanbul, 1329 (h.).
________________,Tarihu Adbil-Latil-Arabiyye, C.2, Drul-Hill, Kahire, 1957.

You might also like