Professional Documents
Culture Documents
asa si
y
asa
Bu dizi Cemal Bali Akal'n ynetiminde
Dost Kitabevi Yaynlar iin hazrlanmaktadr.
yasa si yasa
1) HUKUK ZGRLK VE AHLAK, H. L. A. Hart, ubat 2000
2) DEVLET KURAMI, Der. emal Bali Akal, Temmuz 2000
3) SiYAS LAHYAT, Cari Schmitt, Temmuz 2002
4) NE HUKUK NE DE AHLAK, Turgut Tarhanl, Ocak 2003
5) NSANSIZ YNETiM, Turgut Tarhanl, Ocak 2003
6) REFAH DEVLETNN KRZ, Picrrc Rosanvallon, ubat 2004
7) ETKA, Bcncdictus (Baruch) Spinoza, Aralk 200
Siyasi ilahiyat
Cari Schmitt
Cari Schmitt, Almanya'nn nde gelen hukuku ve tarih felsefecilerindendir. 1888
ylnda Plettenberg'de (Vestfalya) dnyaya gelmitir. 1907'de Berlin niversitesi'nde balad
hukuk renimini Mnih ve Strasburg'ta srdrmtr. 1910 ylnda Strasburg'ta doktor unvann
kazanm, 1915'te Berlin'de ok nemli bir snav olan Assessor-Examen'i kazanarak ksa bir sre
sonra gnll olarak orduya yazlntr. Sal cephede savamaya elvermediinden Mnih'teki
Birinci Ordu' da muavin olarak grevlendirilmitir. Bu idari grev bilimsel almalarna ayracak
yeteri kadar bo zaman brakt iin 1916 ylnda Strasburg'ta doentlik snavn verebilmitir.
Eyll 1919'da akademik kariyerine Mnih Yksek Ekonomi ve Ticaret okulunda doent olarak
balamtr. Mnih'te geirdii dnemde yalnzca Max Weber'in evresiyle iliki kurmam, ayn
zamanda bohem hayata da karp yazarlar ve sanatlada uzun sren dostluklar kurmutur.
1922'de RudolfSmend'in halefi olarak Bonn niversitesi'ne girmitir. "Rmischer Katholizismus
und politische Form", "Der Begrif des Politischen" ve "Verfassungslehre" adl eserleri bu dnemin
rnleridir. 1928'de Berlin' e eski okuluna dnm, Ekim 1933'te, 1945'e kadar retim yelii
yapaca Friedrich-Wilhelm niversitesi'ne girmitir.
Carl Schmitt, Hans Kelsen'le beraber, XX. yzyln en etkileyici ve tartmal hukuk bilginlerinden
ve siyaset felsefecilerinden biridir. Muhalifleri nezdinde de saygn bir yeri olan bu aykr dn r,
parlak zekas nedeniyle, birok yazar tarafndan ''amzn Hobbes"u olarak nitelendirilmitir.
Yalnzca Trkiye'de deil ngilizce konuulan lkelerde de henz bir tera incognia olan Carl
Schmitt, hukuk biliminin yan sra, siyaset bilimi ve sosyal bilimlerin birok kavramn yeniden
tanmlam; desizyonizm, siyasi ilahiyat ve siyasi romantizm gibi yeni baz kavramlar da armaan
etmitir. Onun nasyonal sosyalist bir devlete fikir babal yapm alnas yalnzca kiisel bir trajedi
deil, ayn zamanda byk bir bilim adamnn sonunun balangc olmutur.
Baz eserleri: Politische Romantik (1919), Die Diktatur. Von den Anfangen des modernen
Souveranitatsgedankens bis zum proletarischen Klassenkampf (1921); Politische Theologie. Vier
Kapitel zur Lehre von der Souveranitat (1922), Die Geistesgeschichtliche Lage des Heutigen
Parlamentarismus (1923), Rmischer Katholizismus und Politische Form (1923), Verfassungslehre
(1928), Hugo PreuB. Sein Staatsbegrif und seine S tellung in der deutschen Rechtslehre (1930),
Der Hter der Verfassung (1931); Legalitat und Legitimitat (1932), Der Begriff des Politischen
(1932), Staat, Bewegung, Volk. Die Dreigliedenng der politischen Einheit (1933),
Vlkerrechtliche Grossraumordnung (1939), Ex Captivitate Salus (1950), Der Nomos der Erde
im Vlkerrecht des !us Publicum Europaeum (1950), Donoso Cortes in gesamteuropiischer
lnterpretation, (1950), Hamler oder Hekuba (1956), Theorie des Partisanen (1963).
D
Emre Zeybekolu
Alman Lisesi'ni bitirdikten sonra stanbul niversitesi Hukuk Fakltesi'nden mezun oldu. Halen ayn
fakltenin Genel Kamu Hukuku Anabilim Dal'nda aratrma grevlisi olarak almaktadr. Daha
nce yine ayn dizi iinde kan Devl Kuram balkl sekiye evirmcn ve dzeltmen olarak katkda
bulundu.
Schmi, Cari
Siyasi ilahiyat
ISBN 975-298-024-4 1 Trkesi; Emre Ze
y
bekolu 1 Dost Kitobevi Yaynlan
Kasm 2005, Ankara, 77 sayfa
Siyaset Kuramr-Devlet Kuramr-Notfor-Dizin
SiYAS LAHYAT
Egemenlik Kuram zerine Drt Blm
Carl Schmitt
ISBN 975-298-024-4
Poliische Theologie
CARL SCHMIT
Duncker & Humblot GmbH, Berlin, 1996
Bu kitabn Trke yayn haklan
ONK Ajans Ltd. ti. araclyla
Dost Kitabevi Yaynlan'na aittir.
Birinci Bask, Temmuz 2002, Ankara
kinci Bask, Kasm 2005, Ankara
eviren, Emre Zeybekolu
Dzcli, Elif zdoan
Son Okum, Birce Arslandoan
Teknik Hazrlk, Mehmet Dirican - Dost TB
Bask ve Cil, Pelin Ofset
Dost Kitabevi Yaynlar
Merutiyet Cad. No: 3714 Yeniehir 06420 Ankara
Tel: (0312) 435 93 70 Faks: (0312) 435 79 02
www.dostyayinevi.com bilgi@dostyayinevi.com
indekiler
kinci Baskya nsz
I. Blm: Egemenliin Tanm
Egemenlik ve olaanst hal. Egemenlik ile olaanst hal
arasndaki kavramsal bantya rnek olarak Bodin'de egemenlik
kavram ve doal hukuku devlet kuram. Liberal hukuk devleti
doktrininde olaanst halin yok saylmas. Kurala (norma) veya
istisnaya duyulan bilimsel ilgi eitliliinin genel anlam.
II. Blm: Hukuki ekil ve Karar Sorunu Olarak
Egemenlik Sorunu
Devlet kuram zerine gncel eserler: Kelsen, Krabhc, Wolzc( 1( ff.
Teknik veya estetik ekil karsnda karara dayan; hkki ckli
zgnl. Kararn ierii, znesi ve kendi iinde bamsz ala.
"Desizyonist" dncenin rei olarak Hobbes.
9
13
23
III. Blm: Siyasi lahiyat
Devlet kuramnda ilahi tasavvurlar. Hukuki kavramlarn, zellikle
egemenlik kavramnn sosyolojisi. Bir an sosyal yapsnn kendi
metafizik dnya gr ile uyumu, zellikle monari ile tek tannc
dnya grnn uyumu. XVIII. yzyldan XIX. yzyla akn
tasavvurlardan ikin tasavvurlara ge i (demokrasi, organik devlet
kuram, hukuk-devlet zdelii).
IV. Blm: Kar-Devrimin Devlet Felsefesi zerine
Kar-Devrimin devlet felsefesinde desizyonizm. nsann "doutan
kt" ve "doutan iyi" olduunu savunan tezlerin ztl temelinde
otoriter ve anarist kuramlar. Liberal burjuvazinin konumu ve
Donoso'nun tanm. Meruluktan diktatrle dnce tarihinin
geliimi.
Notlar
Dizin
41
57
71
75
kinci Baskya nsz
"Siyasi lahiyat"n bu ikinci basksnda herhangi bir deiiklik
yaplmad. Bugn, on iki yl sonra, Mart 1 922' de yaynlanm bu
ksa yaznn, zamann imtihannda ne kadar baarl olabildii
hakknda bir hkm verilebilir. Liberal normativizme ve onun
"hukuk devleti" projesine kar giriilen fkir mcadelesi de keli
mesi kelimesine tekrar edildi.
Son yllarda Siyasi ilahiyat'n birok yeni uygulama alan ortaya
kt. XV. yzyldan XIX. yzyla kadarki "temsil" kavramndan,
Barok felsefesininTanrs'na benzedii dnlen XVII. yzyln
monarisine, XIX. yzyln "qui regne et ne gouverne pas" [h ii
kmran olan ama ynetmeyen] "tarafsz" otoritesinden, "qui ad mi
nistre et ne gouvere pas" [ekip eviren ama ynetmeyen 1 te d
birli ve idari saf devlet [reiner Massnahmen- und Verwaltngs
staat] tasarmlanna kadar, siyasi ilahiyat dncesinin verimliliii
J 0 SiYASi iLAHiYAT
gsteren birok rnek vardr. Dnyevileme srecinin mnferit
basamaklanyla ilgili temel sorunu -teolojik basamaktan metafzik
basamak yoluyla ahlaki ynden insani olana [Moralisch-Huma
nen] ve oradan ekonomik basaraklara kadar- "Ntralizasyon
ve Depolitizasyon a" hakkndaki (Ekim 1 929'da Barse
lona'daki) konumamda ele almtm. Protestan ilahiyatlardan
zellikle Heinrich Forsthof ve Friedrich Gogarten, bir dn
yevileme kavram olmakszn tarihimizin son yzyllarnn anla
lmasnn mmkn olmadn gsterdiler. Nasl temelini Pro
testan ilahiyatnda bulan siyasi liberalizm iin devlet ve siyaset
"tmyle
mpa
ratorluu'nun belirsiz hukuk ilikilerinin hakim olduu ortamnda
kamu hukukundaki tartma uydu: Egemenliin ok saydaki
karakteristiklerinden biri pheye yer brakmayacak ekilde mev
cut idiyse, dier pheli karakteristikler de var olmu olmalyd.
Tartma, hep pozitifbir kararla -rnein bir kapitlasyon ile
kesinlemi olmayan yerkilerin kime ait olduu, baka bir deyile
yetki unsurunun ngrlmedii bir durumda kimin yetkili olaca
etrafnda dnyordu. Daha yaygn bir tabirle, snrsz iktidar fara
ziyesine kimin sahip olduu soruluyordu. Olaanst hal, yani
extremus necessitatis casus hakkndaki tartma buradan kay
naklanr. Monarik ilke denen ilke hakkndaki tartmalarda, bu,
ayn hukuksal-mantksal yapyla tekrarlanr. Bundan tr, bu
rada da, anayasal olarak dzenlenmeyen yetkiler hakknda kimin
karar verdii, yani hukuk dzeni yetki sorununu zemediinde
kimin yetkili olduu daima sorulur. Mnferit Alman devletlerinin
1 87 1 Anayasas'na gre egemen olup olmad tartmas, siyasi
adan ok daha az onem tayan bir konuydu. Ayn tartma
emas burada da ayrt edilebilir. Seydel, mnferit devletlerin ege
men olduunu ispat etmeye alrken bu devletlere tannan hak
larn tretilebilir olup olmadndan ok, imparatorluk yetki
lerinin anayasayla tanmland, yani prensip olarak snrl olduu,
buna karlk mnfert devletlerin yetkilerinin prensip olarak s
nrsz olduu iddiasn merkez noktas olarak almt. Halen y
rrlkte olan 1 91 9 Alman Anayasas'nn 48. maddesine gre,
olaanst hal, devlet bakan tarafndan ilan edilir ancak diledii
zaman bunun askya alnmasn talep edebilen parlamentonun
kontrol altndadr. Bu dzenleme, yetkilerin bltrlmesi ve
karlkl denetimi yoluyla egemenlik sorununu olabildiince erte
lemeye alan hukuk devleti geliim ve pratiine uygundur. Hu
kuk devleti eilimine uygun olan yalnzca olaanst yetkilerin
n artnn dzenlenmesidir, 48. maddenin ieriksel dzenlemesi
EGEMENLiGiN TANIMI 1 9
deil. 48. madde snrsz g bahetmektedir ve bundan dolay
kontrolsz bir ekilde uygulanacak olursa, monark egemen hale
getiren 1 81 5 [Fransz] art'nn 1 4. maddesiyle ayn ekilde ola
anst yetkiler bahetmi olacaktr. Eer 48. maddenin hakim
yorumunda olduu gibi mnferit devletlerin olaanst hal ilan
etme konusunda bamsz yetkileri olduu kabul edilmezse, devlet
olduklar iddia edilemez. 48. madde, Alman lkelerinin devlet
olup olmadklar sorusunun yant bakmndan asl referans nok
tasdr.
Olaanst halde baledilen yetkiler -karlkl kontrolle, za
man snrlamas ile ve nihayet hukuk devletinin skynetim d
zenlemesinde olduu gibi olaanst yetkilerin tek tek saylmas
yoluyla- tanmlanabilirse, egemenlie ilikin sorun, anlamn
nemli lde yitirir ancak bertaraf edildii elbette sylenemez.
Gnlk yaamn sorunlar ve ticari hayatla megul olan bir hukuk
bilimi, egemenlik kavramna pratikte ilgi duymaz. Ona gre, yal
nzca normal olan tanrrabilir olandr, bunun dnda kalan her
ey "rahatsz edicidir". Olaanst hali ise aknlkla karlar.
nk her srad yetki, her inzibati acil durum tedbiri veya karar
namesi olaanst hal saylmaz. Olaanst halden bahse
debilmek iin prensip olarak snrsz yetkinin sz konusu olmas,
yani mevcut dzenin btnyle askya alnmas gereklidir. Byle
bir durumda hukuk geri adm atarken devletin baki kalaca ai
kardr. Olaanst hal, anari ve kaostan farkl bir ey olduu
iin hukuk dzeni deilse de, hukuki anlamda bir dzen hala
mevcuttur. Burada, devletin varl, hukuki normun geerlilii
karsnda tartmasz stnln kantlar. Karar, kendini tm
normatifbalardan kurtarr ve gerek anlamda mutlak hale gelir.
C )laanst halde devlet, hukuku, kendini koruma hakkna
dayanarak askya alr. "Hukuki dzen" kavramnn iki unsuru
burada kar karya gelir ve kavramsal bamszlklarn ispatlar.
Kararn bamsz unsuru normal durumda nasl bir minimuma
20 SiYASi iLAHiYAT
indirgenebiliyorsa, norm da olaanst halde yok edilir. Buna
ramen olaanst hal, hukuki idrakn eri im alannda kalr n
k her iki unsur -norm gibi karar da-hukuk erevesinde varl
n srdrr.
Olaanst halin hukuki bir anlamnn olmad ve bu yzden
"sosyoloji"nin ilgi alanna girdii sylenecek olursa, bu, sosyoloji
ile hukuk bilimi arasndaki ematik ayrmn tahrif edilmesi anla
mna gelir. Olaanst hal, snflandrlamayandr; genel kodifi
kasyondan uzak durur ama ayn zamanda spesifik hukuki form
unsurunu -mutlak saflyla karar-aa vurur. Olaanst halin
mutlak biimiyle ortaya kabilmesi iin kanun hkmlerinin
yrrlk kazanabilecekleri bir durumun yaratlmas zorunludur.
Her genel norm, zerinde uygulama alan bulabiiecei ve normatif
dzenlemesine tabi olaca hayat artlarnn geli tirilmesini talep
eder. Norm, homojen bir ortama ihtiya duyar. Bu fiili normal
durum, yalnzca hukukunun gz ard edebilecei "yzeysel bir
varsaym" deildir, daha ok kendi ikin geerlilii ile ilgilidir.
Hibir norm yoktur ki bir kaos durumunda uygulanabilsin. Hu
kuki dzenin anlaml olabilmesi iin bir dzenin oluturulmu
olmas zorunludur. Normal bir durum yaratlmaldr ve egemen,
bu durumun gerekten hkm srp srmediine kesin bir bi
imde karar verendir. Her kanun "somut olaya uygulanan ka
nundur" [Situationrecht] . Egemen, durumu kendi btnsellii
iinde yaratr ve garanti altna alr. Bu son karar onun teke
lindedir. Devlet egemenliinin z burada yatar ve hukuken zor
lama veya hkmetme tekeli olarak deil, olmas gerektii gibi
karar verme tekeli olarak tanmlanr; burada geen karar kelimesi,
gelitirilebilecek olan genel anlamyla kullanlr. Olaanst hal,
devlet otoritesinin zn en net ekliyle ortaya koyar. Burada
karar, hukuki normdan ayrlr ve (paradoksal olarak formle et
mek gerekirse) otorite, hukuk retmek iin hakl olmak gerek
mediini kantlar.
EGEMENLiGiN TANIMI 21
Locke'un hukuk devleti doktrinine ve rasyonalist XVIII. yz
yla gre, olaanst hal, lye tartya gelmeyecek bir eydi.
Olaanst halin anlamna ili kin XVII. yzyl doal hukukunda
hakim olan berrak bilin, XVIII. yzylda grece sreen bir d
zen kurulduunda kayplara karr. Kant'a gre, olaanst hu
kuk, hukuk saylmazd. ada devlet kuram, iki eilimin, yani
acil hali grmezden gelen rasyonalist eilim ve acil hale duyulan
ve z itibaryla birbirine zt fikirlerden kaynaklanan ilginin kar
lat ilgin bir piyes sergiler. Kelsen gibi bir yeni-Kantnn
olaanst hal ile sistematik olarak ne yapacan bilemeresi
doaldr. Ama hukuk sisteminin olaanst hali ngrp "ken
dini askya alabilecei", rasyonalistleri de ilgilendirmesi gereken
bir konudur. Bir normun, bir dzenin veya bir referans noktasnn
"kendi kendini tayin etmesi", bu tr bir hukuki rasyonalizmin
yandalarna makul bir tasavvur olarak grnyor olmaldr. Ama
sistematik birliin ve dzenin somut bir durumda kendisini nasl
askya alabilecei anlalmas g bir eydir ve hukuki kaos tan,
anarinin herhangi bir eidinden ayrt edilebildii srece olaan
st hal yine de hukuki bir sorundur. Anayasal dzenin, olaan
st hali mmkn olduunca ayrntl bir ekilde dzenleme ei
limi, aslnda sadece hukukun kendisini askya alaca durumu
tanmlama giriimi olarak anlalmaldr. Hukuk bu gc nereden
alr ve bir normun, kusursuz bir biimde geree uygun olarak
tanmlayamad somut bir durum haricinde geerli olmas man
tken nasl mmkn olabilir?
stisnann hibir eyi kantlamadn ve yalnzca 'normal ola
nn' bilimsel ilginin konusu olabileceini sylemek, mantkl bir
rasyonalist yaklam olurdu.
stisnaca gerek
hayatn gc, tekrarlannaktan katlam mekanizmann kabu
unu krar. T eolojik dncenin XIX. yzylda dahi dirimsel bir
younlua sahip olabildiini ispat etmi olan Protestan bir ila
hiyat4 yle demiti: "
lkin, menfaatin,
refahn, ksaca Kant hukuk kuramnda cevher [Matere] denen
eyin tersine, hukuk zerindeki snrlandrma; ikinci olarak, asla
kurucu deil, tersine, aklayc olan tespit eylemi zerindeki snr
lnndrma. Bir tzel form olarak hukukun kar karya olduu
sorunun tam da bu tespitte yatt, izleyen satrlardan anlala
caktr. Krabbe'de dikkat edilmesi gereken, onun iin hukukla
menfaat arasndaki ztln ekille madde arasndaki ztlk olmad
Qdr. Btn kamusal menfaatler hukuka tabidir dediinde, bu,
30 SiYASi iLAHiYAT
modern devlette hukuki menfaatlerin en ali menfaatler, hukuki
deerin en yce deer olduu anlamna gelir.
Merkezilemi otoriter devletle ztlamas, Krabbe'yi birlik kura
mma [Genossenschftstheorie] yaklatnr. Otoriter devlete ve hu
kukulanna kar verdii mcadele, Hugo Preuss'un me h ur yaz
larn hatrlatr. Birlik kuramnn kurucusu olan Gierke, kendi
devlet tasarmn yle formle ediyordu: "Devletin veya hkm
carn iradesi, hukukun nihai kayna deil, halkn yaamndan
doan hukuki bilinci ifade etmekle grevlendirilen bir halk or
gandr." (Grndbegfe des Staatsrechts, s. 3 1 .) 9 Hkmdann kii
sel iradesi, organik bir btne eklemlenirmi gibi, devlete eklem
lenir. Bununla beraber, hukuk ve devlet, Gierke'ye gre, "eit
deere sahip olan glerdir" ve o, ikisinin karlkl ilikisinin ne
olduuna dair temel soruyu, her ikisinin de toplumsal yaamn
bamsz faktrleri olduunu, birinin dieri olmadan dn
lemeyeceini ama ayn zamanda birinin dierinden nce veya
dieri vastasyla var olmadn iddia ederek yantlar. Devrimci
anayasal deiikliklerde bir hukuk ihlali vardr; bir hukuki srek
lilik ihlali ki etik adan gerekli ve tarihsel adan hakl kar
labilir bile olsa bir hukuk ihlali olarak kalr. Bununla beraber, bu
ihlal telafi edilebilir ve "halkn hukuk bilincini tatmin etmeye
kaf gelecek baz hukuki prosedrler araclyla" hukuki bir te
mele kavuturulabilir; rnein, anayasal szleme veya plebisit
veya gelenein kutsallatrc gc araclyla (s. 35) . 10 Hukuk
ve iktidar uzlatrarak, baka trl da yanlamayacak olan "gergin
lik durumunu" bertaraf eden bir eilim vardr. Bununla birlikte,
devlet- hukuk eitlii, Gierke 'de belirsizdir, zira ona gre devletin
kanun koyuculuu, hukuk zerine vur d uu "son resmi damgad r",
yalnzca "grnrde resmi bir deer" tayan bir " devlet damgas".
Bu, hukukun niteliine ait olmayan ve Krabbe'nin saf hukuki
deer tespiti olarak adlandrd ey dir. Her ne kadar 'bir devletin
hukuku' olmasa da uluslararas hukukun hukuk olabilmesinin
HUKUKi EKiL VE KA SORUNU OLARAK EGEMENLiK SORUNU 3 1
nedeni Gierke'ye gre budur. Devlet, bu yolla, "salt aklayc
bir mjdeci" rol oynamaya itilirse, artk egemen olamaz. Preuss,
egemenlik kavramn otoriter devletin kalnts olduu gerekesiy
le birlik kuramndaki argmanlara dayanarak reddedebildi ve ken
dini birlikler temelinde aadan yukarya doru yaplancran top
luluk iinde tahakkm tekeline ihtiya duymayan ve bylece
egemenlik olmadan da ayakta d urabilen bir tekilat kefetti. Birlik
kuramnn sonraki temsilcilerinden biri olan Kurt W olzendorff,
"yeni bir devlet a sorununu" bu kurar temelinde zmeye
alt. ok saydaki makaleleri arasnda (rnein Deutsches
Vlkerrechtsdenken, 1919; Die Lge des Vlkerrechts, 1919; Geist
ds Staatsrechts , 920; Der Reine Staat, 920) burada en ok ilgi
nizi eken sonuncusudur: Der Reine Staat.11 Hareket noktas,
devletin hukuka, hukukun da devlete ihtiyac olduudur ancak
"daha derin bir ilke olarak hukuk, son tahlilde, devleti kontrol
altnda tutar". Devlet, kkeni itibaryla, hkmran otoritedir,
ama dzenin gc olarak, toplumsal hayatn "formu" olarak by
ledir; herhangi bir otorite tarafndan uygulanan keyfi bir bask
deildir. Bu gten istenen yalnzca bamsz, bireysel veya ku
rumsal eylem yetersiz kaldnda mdahale etmesidir; bir ultima
ratio olarak arka planda kalmahc r. Dzene tabi olanlar, ne eko
nomik, ne sosyal, ne de kltrel karlada ilikilendirilmelidir,
nk zerk braklmak zorundadrlar.
lahiyat
ve hukukun birbirine paralel olan tarihinde bylesi bir inan,
en iyi ifadesini J. St. Mill' de bulur. O da, tarafszlk adna ve
keyilikten duyduu korku dolaysyla her trl kanunun istisnasz
geerliliini vurgulamt ama -Kelsen gibi- hukuki bilginin
bamsz eyleminin herhangi bir pozitif yasa ynndan kendi
sisteminin kozmosunu ina edebileceini varsaymamt; nk,
bylece, tarafszlk yine ortadan kalkm olacaktr. Koulsuz poziti
vizmin kendisine sunulan yasaya dorudan balanp balanma
yaca ya da ncelikle bir sistem oluturmak iin aba gsterip
gstermeyecei, anszn tarafszlk patosuna den bir metafizik
46 SiYASi iLAHiYAT
asndan nemsiz olmaldr. Kelsen'in, metodolajik ele tirisinden
bir adm teye geer gemez tamamen pozitivist bir sebep kav
ramyla hareket etmesi, kendini en gzel, skolastik dncenin
tz kavramnn [Substanzbegf matematiksel-pozitivist dn
cedekinden tamamen farkl olduunu grmeksizin, Hume ve
Kant'n tz kavram ele tirisinin devlet kuramma aktanlabilece
ine inanmasnda gsterir (Staatsbegf, s. 208) . Egemenlik kav
ramnn dogmatik tarihinde esasl bir anlam olan, bir hakkn
z ve kullanmnn ayrt edilmesi konusu (diktatrlk zerine
olan kitabnn 44, 1 05 ve 1 94. sayfalannda buna iaret etmitim) ,
pozitifbilimlerin kavramlaryla katiyen anlalamaz ama yine de
hukuki tartmann temel bir unsurudur. Kelsen'in demokrasiye
niin inan duyduu hakknda gsterdii gerekede zihniyetinin
matematiksel-pozitivist nitelii aka belli olur (Arch. f Soz.
W. 1 920, s. 84) : 1 8 Demokrasi, siyasi grece liin, mucize ve dogma
lardan arn(drl)m, insan akl ve eletirinin phecilii zerine
kurulmu bilimselliin ifadesidir.
Egemenlik kavramnn sosyolojisini kavramak iin hukuksal
kavramlarn sosyolojisini iyice anlamak gereklidir. T eoloj ik ve
hukuksal kavramlarn evvelce zikredilen sistematik benzerlii,
burada, hukuksal kavramlarn sosyolojisi tutarl ve radikal bir
ideolojiyi art kotuu iin vurgulanmtr. Bunun altnda mater
yalist bir tarih felsefesine zt spiritalist bir tarih felsefesinin yatt
na inanmak vahim bir hata olurdu. Restorasyon ann siyasi
ilahiyat, Max W eber'in Stammlerci hukuk felsefesini eletirdii
yazsnda aklad, radikal materyalist bir tarih felsefesinin kar
sna ayn derecede radikal spiritalist bir tarih felsefesi konulabilir
yolundaki hkmn mkemmel bir resmini sunar. nk kar
devrimci yazarlar siyasi deiimleri dnya grnn deimesiyle
akladlar ve Fransz Devrimi'ni Aydnlanma felsefesine dayan
drdlar. Radikal devrimciler, tersine, dncedeki deiimi, siyasi
ve sosyal artlarn deiimine baladklarnda bu yalnzca net bir
SiYASi iliYAT 47
antitez idi. Henz XIX. yzyln 20'li yllarnda bile Bat Avru
pa' da, zellikle Fransa' da, dini, felsef, sanatsal ve edebi deiiklik
lerin siyasi ve sosyal koullarla yakndan balantl olduu inanc,
, yaygn bir dogma idi. Marksist tarih felsefesinde bu bant eko
nomik alanda radikalletirilmi ve siyasi ve sosyal deiiklikler
iin aranan atf noktas da ekonomik alanda bulunarak sistematik
bir temel e kavuturulmutur. Bu materyalist aklama, her yerde
yalnzca ekonomik ilikilerin "reflekslerini", "yansmalarn" ve
"klflarn" grd ve tutarl bir ekilde psikolojik aklamalar,
imalar ve en azndan bunlarn kaba hali olarak nitdenebilecek
ithamlarla faaliyet gsterdii iin, ideolojik mantn yaltk bir
gzlemini imkansz klmaktadr. Bu aklama, her tr dnceyi
hayati srelerin ortaya k ve ilevi olarak alglad iin, tam
da kat rasyonalizmi yznden, kolayca irrasyonalist bir tarih tasa
rmna dnebilir. George Sarel'in anarko-sendikalist sosyalizmi,
bu suretle, Bergson'un yaam felsefesini Marx'n ekonomik te
melli tarih tasarmna balamay bilmitir.
Hem maddi srelerin spiritalist aklamas, hem de tinsel
grnglerin maddi aklamas nedensel bantlar kurmaya al
lr. Bu aklamalar nce iki alan arasnda bir ztlk oluturur, ardn
dan birini dierine indirgeyerek bu ztl yeniden bir Hi haline
getirir ki bu, metodik gereklilik sonucu karikatre dnmeye
mahkum bir yntemdir. Engels, Kalvinci Alnyazs Dogmas'n,
kapitalist rekabet mcadelesinin anlamszl ve hesapszlnn
bir yansmas olarak gryorsa, modem grecelik kuram ve bunun
baars da pekala gnmz dnya piyasasnn parasal ilikilerine
indirgenebilir ve bylece ekonomik altyaps da bulunmu olur.
Bunu bir kavramn veya kuramn sosyolojisi olarak niteleyenler
de vardr. Bu gr burada dikkate alnmayacaktr. Belirli fikirler
ve entelektel yaplar iin, sosyolojik konumlarndan hareketle
belirli ideolojik sonulara varan bir insan topluluunu arayan
sosyolojik metodun durumu farkldr. Bu balamda, Max W e-
48 SiYASi iLAHiYAT
ber'in tarafsz hukuk alanlarnn birbirinden ayrlmasn uzman
hukukularn, yarg organ mensuplarnn veya hukukun nde
gelenlerinin eitilmesine balamas hukuki kavramlarn sosyolo
jisidir (Rechtssozologe, II, I) . "Hukuku ekillendirmeyle profes
yonel olarak ilgilenen topluluun sosyolojik zgnl", hukuki
muhakemenin belli baz metotlarn ve akln gereksinir. An
cak bu bile henz hukuki bir kavramn sosyolojisi deildir. Kav
ramsal bir sonucu sosyolojik bir taycya balamak psikolojidir
ve insan eyleminin ardndaki belirli bir gdnn saptanmas ile
ilgilidir. Bu, phesiz sosyolojik bir sorundur ama kavramn sos
yolojisiyle ilgili olan sorun deildir. Bu metot, zihinsel eseriere
uygulandnda, bizi evreden kaynaklanan aklamalara ve hatta
brokrat, avukat ve devlet tarafndan istihdam edilen profesr
gibi belirli bir tipin sosyoloj isi olarak bilinen zeka dolu "psiko
lojiye" gtrr.
span
yol'un teolojik tarznn, hukuki bir yapya sahip olan Ortaa
dncesiyle ayn izgide olduuna iaret edilebilir. Tm alglar,
SiYAS iLHiYAT 55
tm argmanlar son atomuna dek ylesine hukukidir ki, nasl
pozitivizm desizyonizme ve kiisel bir kararla doruk noktasna
varan hukuksal dncenin zgn mantna anlayszca aykr
dyorsa, o da ayn anlay yoksunluuyla XIX. yzyln ma tema,
tiksel pozitivizmine ters dmektedir.
IV.
Kar Devrimin Devlet Felsefesi zerine
(De Maistre, Bonald, Donoso Cortes)
Alman romantiklerinin kendilerine has bir zellii vardr: Ebedi
sohbet. Novalis ve Adam Mller, ruhlarn anlamaya yarayacak
asl ey buymu gibi sohbete dalarlar. Tu tu cu veya gerici olduklar
ve Ortaa koullarn idealize ettikleri iin Almanya' da roman
tik olarak adlandrlan de Maistre, Bonald ve Donoso Cortes
gibi katalik devlet dnrlerine gre, ebedi sohbet, ancak kor
kun bir komikliin fantezi rn olabilirdi. nk onlarn
kar-devrimci devlet felsefesine damgasn vuran, zamann
'karar' verme zaman olduunun idrakdr ve karar kavram,
1 789 ile 1 848'deki iki devrim arasnda en st seviyeye ulaan
bir enerjiyle, dncelerinin merkezine oturur. XIX. yzyln
ka to lik felsefesi, dile geldii her yerde, hibir arabuluculua izin
vermeyen byk bir alternatifin kendisini zorla kabul ettirdii
dncesini, U veya bu ekilde ifade etti. Newman, no medium
58 SiYASi iLAHiYAT
between catholicity and atheism [ Katoliklik ile ateizm arasnda
bir orta yol yoktur] der. Herkes, katl ebedi bir sohbetten
ok diktatrl hatrlatan byk bir 'ya/ya da'y [entweder
oder] formle etmektedir.
Restorasyon, gelenek ve alkanlk gibi kavramlarn yardm
ve tarihsel geliimin ar olduuna duyduu inanla devrimin
aktivist ruhuna kar savat. Byle dnceler, insanlar, doal
akl tamamen ya dsmaya ve faal olmaya temelde kt gzle bakan
mutlak bir ahlaki eylemsizlie sevk edebilirdi. T eolojik olarak
gelenekilik, J. Lup us ve P. Chastel tarafndan, bu ikinc inin, bu
tr yanlglarn kayna olduu dnlen "sentimentalisme alle
mn"a [Alman duyarll] yapt gndermelerle rtld. A
r gelenekilik, son tahlil de, gerekten de entelektel adan bi
linli her kararn irrasyonel reddi anlamna geliyordu. Yine de,
gelenekiliin kurucusu olan Bonald, sonsuz biimde kendi
kendinden dou fikrinden ok uzaktr. Zihinsel yaps da, de
Maistre ve hatta Donoso Cortes'inkinden farkldr; ou kez
gerekten artc bir biimde 'Alman' gibi gzkr. Ama
gelenee olan inanc, asla Schelling'in doa felsefesi, Adam Ml
ler'in tezadar karm veya Hegel'in tarih inanc gibi bir eye
dnmez. Ona gre, gelenek, insann metafizik inancnn kabul
edebilecei ierii kazanmann tek yoludur nk tekil bireyin
akl, gereklii kendiliinden gremeyecek kadar gsz ve peri
andr.
nsanlar iyidir
ama yksek grevliler rmeye eilimlidir] . Buna karn, de
Maistre tam tersini iddia eder; byle bir hkmetin iyi olmas
iin var olmas yeterlidir: T out gouvememert est bar lorsqu'il est
etabli [Ne zaman ki kurulmutur, her hkmet iyidir] . Bunun
temelinde, hkmet otoritesinin salt varoluunda bir karann ikin
olmas yatar ve bu karar da, zellikle en nemli meselelerde,
kararn verilmesi nasl bir karar verildiinden nemli olduu iin
deerlidir. "Notre irteret r'est poirt, qu'ure questior sait decidee de
telle ou telle mariere, mais qu'elle le sait sans retard et sans appel . "
[Mesele, bir sorunun U veya bu zme kavuturulmas deil,
gecikmesiz ve temyizsiz zme kavuturulmasdr. ] Hibir
yanlln boyunduruu altnda olmamak ve hibir yanllktan
tr sulanamamak, pratikte, onun iin birdir. Aslolan, daha
yksek bir merciin karar tetkik etmemesidir.
60 SiYASi iLAHiYAT
Nasl 1 848'deki proleter devrimin radikalizmi, 1 789'daki 3.
Snfn devriminkinden ok daha derin ve tutarlysa, kar
devrimin devlet felsefesinde de kararn gc ylesine artmt.
De Maistre'den Donoso Cortes'e -meruluktan diktatrle
doru geliim ancak bu yolla anlalabilir. Bu radikal art, kendini
insan doas hakkndaki aksiyomatik tezlerin artan neminde
belli eder. Her siyasi dnce insan "doa" s karsnda bir ekilde
tavr alr ve insann ya "doas gerei iyi" veya "doas gerei
kt" olduunu var sayar. Pedagojik veya ekonomik aklamalarla
bu sorundan yalnzca grnrde kanlabilir. Aydnlanma ras
yonalizmine gre insan, doas gerei, aptal ve kabayd, ancak
eitilebilirdi. Bylece, onun "yasal despotizm" ideali, pedagojik
sebeplerle kendini temize karyordu: Cahil insanlk (Rous
seau'nun Contrat Social' ine gre insann doasn deitirmeye
muktedir olan) bir legislateur [kanun koyucu] tarafndan eitilir
veya dikkafal doas Fichte'nin "tiran" tarafndan alt edilir ve
devlet, Fichte' nin naif bir vahilikle syledii gibi, bir "eitim
fabrikas" haline gelir. Marksist sosyalizm, ekonomik ve sosyal
koullarla birlikte insanlan da deitireceine inand iin, insan
doasna ilikin soruyu tali ve fuzuli bulur. Buna karlk, bilinli
olarak ateizmi seen anaristlere gre, insan kesinlikle iyidir, her
trl ktlk ise otorite, devlet ve hkmetle ilgili tm tasav
vurlar ieren teolojik dnce ve trevlerinin sonucudur. De
Maistre ve Bonald'n bilhassa devlet kuramma ilikin varsaym
laryla megul olduklar Contrat Social' de insan henz hi de do
as gerei iyi deildir; Seilliere'in mkemmel bir ekilde ispat
etmi olduu gibi, mehur "Rousseau'cu" iyi insan tezi, ancak
Rousseau'nun ge romanlarnda ortaya kar. Buna karn, Do
noso Cortes, Proudhon'a kar kmt ve bu ikincinin anti-teo
lojik anarizmi, mantken bahsedilen aksiyardan hareket etmesi
gerekirken, ka to lik Hristiyan ilk gnah dogmasndan yola k
mt.
span
yol'un U cevab kadar basit bir inanla ifade etmedi: Eer T ann
ona sylemediyse, iyi olduunu nereden biliyor? De donde sabe
que es noble si Dios no se l h dicho? Bu adamn mitsizlii, bilhassa
arkada Kont Raczynski'ye yazd mektuplarda sklkla cinnete
yaklar; onun tarih felsefesine gre, ktnn zaferi ak ve do
aldr ve yalnzca T ann'nn bir mucizesi bunu nleyebilir. Onun
insanlk tarihi hakkndaki izieniminin nesnelletii resimler deh
et ve ylgnlk doludur; insanlk, giri-k ve yapsn kimsenin
bilmedii bir labirentte kr to pal sendeler ve biz buna tarih de riz
(Obras V, s. 1 92) ; 24 insanlk, denizin zerinde amaszca oradan
oraya srklenen, cebren donannaya kaydedilmi, nara atp dans
eden, kaba ve isyankar bir mrettebatla ykl bir gemidir, ta ki
T ann'nn gazab isyanbir ayak takmn, sessizliin yeniden h
km srmesi iin denize dkene kadar (IV, 102) . . . 25 Oysa, tipik
olan baka bir resimdir: bugn katoliklikle ateist sosyalizm arasnda
patlak vermi olan kanl karar muharebesinin [die blutige Entschei
dungsschlacht] resmi. . .
Donoso'ya gre, burjuva liberalizminin ayrt edici zellii, bu
sava ta karar vermek yerine bir mzakereye girimeyi denemektir.
Burj uvaziyi, tabir caizse, "tartan bir snf' olarak tanmlar: una
clase discutidora. Burjuvazi bylece mahkum edilmitir, nk
bu tanmda onun karardan kanmak istedii anlam yatar. Her
tr siyasi faaliyeti, gerek basnda gerek parlamentoda, konuma
dzlemine aktaran bir snf, sosyal atmalar ayla baa kamaz.
Temmuz Krall' nn liberal burjuvazisinin gvensizlik duy
gusunu ve yarm kalmln her yerde grmek mmkndr. Bu
KRI-DEVRiMiN DEVLET FELEFESi ZERiNE 63
snfn liberal anayasacl, kral parlamento araclyla fel eder
ken onun yine de tahtta kalmasna izin vermeye alr ki bu,
deizmin, T ann'y dnyadan tard ederken yine de onun varlna
sk skya tutunarak iine dt tutarszlkla ayndr. (Burada,
Donoso, Bonald'dan metafizik ve devlet kuramnn son derece
verimli paralelliini devralr.) Yani liberal burjuvazi bir Tanr
ister ancak bu T ann faal olamamaldr; bir mo nar k ister ancak
bu monark iktidarsz olmaldr; zgrlk ve eitlik talep eder, buna
ramen, eitim ve mlkiyetin yasama zerindeki etkisini garanti
altna almak iin, seme hakkn mlk sahibi snflada snr
landrmak ister; sanki eitim ve mlkiyet, fakir ve eitimsiL in
sanlar bask altnda tutma hakk verebilirmi gibi . . . Soy aris
toktasisini ortadan kaldrr ama arstoktasinin en aptal ve baya
ekli olan para aristokrasisinin kstah hakimiyetine izin verir;
ne kraln egemenliini arzu eder ne de halknkini. O halde, libe
ral burjuvazi aslnda ne ister?
Bu liberalizmin tuhaf e li kileri yalnzca Donoso ile F. J. Stahl
gibi gericilerin ve Marx ile Engels gibi devrimcilerin dikkatini
ekmi deildir. Bilakis, somut bir siyasi olay balamnda Hegelci
eitime sahip burjuva bir Alman bilgininin
kisi de
engin deneyim ve pratie sahip birer diplomat ve politikacyd
KRI-DEVRiMiN DEVLET FELSEFESi ZERiNE 65
ve yeterli sayda kritik uzlamaya varmay baarmlard. Ama sis
tematik ve metafizik uzlama onlar iin akl almaz bir eydi. En
can alc noktada, kararlatnlacak bir ey olduunu inkar ederek
karar ertelerek onlara tuhaf, panteist bir kanklk gibi gzkm
olmaldr. Tutarszlklar ve uzlamazlklaryla bu liberalizm,
Cortes'e gre, yalnzca "