You are on page 1of 86

EMIL PETAJA

BASKAN YAYINLARI

Birinci B�l�m

Yazan : EM�L PETAJA


�eviren : �ER�F YENEN
Alpha Yes, Terra No
Ali R�za Baskan
G�zel Sanatlar Matbaas�'nda
dizilmi� ve bas�lm�t�r.
Her hakk� mahfuzdur.
Baskan Yay�nlar� A. �.
�stanbul - 1983

SAN FRANS�SCO, turistler i�in olduk�a b�y�k ve ilgin� bir kenttir. Bu kente sert
bir kas�n� gecesi, saat on sular�nda e�yas�z ve habersiz olarak, �ok uzaklardan
bir yolcu gelmi�ti. Ortal�kta sisli havan�n sessizli�i ve r�zg�r�n Embarkadero
boyunca yay�lan r�ht�m s�p�r�nt�leri aras�ndan gelen hafif u�ultusu vard�. Sisin
karartt��� sulara bakt�; r�mork�r seslerini ve Hunter's Point'ten, Farallans'a
kadar yay�lan sis d�d�klerinin senfonisini dinledi. Okyanusun tuzlu havas�n�
koklad�. V�cudunun ��plak yerlerine r�zg�r�n nemini hissediyordu. Sisi, a�a��da
�a��ldayan sular�, iyot kokusunu ve keskin r�zg�r� yad�rgamad�.
Burada beklemek ak�ls�zl�kt�. Saat kuleli b�y�k binan�n giri�indeki h��rt� ve
bilinmeyen bir �izmenin ��t�rt�s�; kim oldu�unu, nerede bulundu�unu ve �yle durup
aptal aptal bakman�n gereksizli�ini hat�rlatt�. Hemen de�i�meliydi. Oldu�u gibi
g�r�nmemesi gerekiyordu. �i y�z�ne g�z�ne bula�t�rmamal�ydi. ��nk� onu buraya
g�nderen Y�ksek Mahkeme'ye meydan okumu�tu. Yap�lacak �ok i�i vard�.
Karanl�klara do�ru y�r�d�. Bu sadist ve D�man D�n-ya'n�n ya�am�na dalmadan �nce
derin bir nefes ald�. So�uk bir korkunun, her taraf�n� sard���n� hissetti. Hi�
kimseyi ku�kuland�rmamal�yd�.
�imdilik sadece her amaca hizmet eden bir v�cutla g�r�nmeye karar verdi. H�zla
gelen bir taksinin ve bo� bir otob�s�n �n�nden f�rlayarak Embarkadero'yu ge�ti.
G�r�n�� bir bukalemun gibi �evresine uyacakt�. S�ras� geldik�e de belirli bir
ki�ili�e b�r�necekti.
- Bir yudum alsana ahbap.
Kap�n�n �n�nde s�r�klenen g�lgenin �zerinde uzun bir palto vard�. Sakallar� uzam�,
y�z� kir i�inde, g�zleri nezleli gibiydi. �lk g�rd��� insand� bu.

- Kusura bakma, alamayaca��m, diye konu�tu. Adam� inceledi. Bu ortamda ve �arab�n


bu�usu i�inde kendini, serserinin onu g�rd��� gibi g�r�yordu. Her gece g�rmeyi
bekledi�i bir serseri gibi. i�ecek sigaras� olmayan bir serseri. Bunlar bir yudum
ucuz �arap veya bir par�a esrar� bedava alabilmek i�in her �eyi yaparlard�.
Yolcu, sigara ve para kavramlar�n� bir yana b�rakarak
omuzunu silkti ve uzakla�t�. Geri zek�l� bir yarat��� yan�lt
mak kolayd�; fakat somut cisimlere ruh vermek daha son
ra yap�lacak i�ti. Ger�ek gibi g�r�nmeliydi. Kar��la�aca��
tek sorun buydu. Uzakla��rken mekanik bir sesten ��kan
"O �ocu�u" s�z�n� duydu. Serseriye bir sigara ver
seydi, bu s�z� duymazd�.
�lk edindi�i izlenimler tam anlam�yla d�lerini k�rm�t�. Belki de hakl�yd� Y�ksek
Mahkeme. Ayaklar�n� s�r�d�, kuyru�unu yerden ald� ve kendi bi�imine d�nd�.
Caddenin a�a��s�nda de�i�ecekti yine.
���nc� caddeye var�ncaya kadar �ok �ey g�z�ne �arpm�t�. �evrede fazla insan yoktu.
Ferry Building'deki saat, on bir kez �al�nca zaman� an�msad�. ���nc� caddeye
d�nmeden �nce, elini bir d�kkandan i�eri sokarak sigara ve kibrit ald�. �nsanlarla
ili�kiye girmesi i�in bu gerekliydi. Kafalar�n� incelemek yeterli de�ildi.
�nsanlarla ayn� d��nceyi payla�mal� ve onlar gibi olmal�yd�.
"Crusade of Life Mission" yaz�s�n�n ve ��klardan oludan kav�a��n k�z�l parlakl���
alt�nda durdu ve bir denizciden g�rd��� �ekilde sigaras�n� yakt�. Duman�n tad�n�
tadarken bak�lar� kar��daki d�kk�n�n tozlu penceresine ili�ti. Pencerede mal
yerine, kaba bir el yaz�s� ile yaz�lm� bir yaz� vard�: "Dini konu�malar, bedava
�orba, �sa sizin i�in dua edecek." Alt�nda da "Rev. Carmichael Jones" iman
okunuyordu.
- �unlardan bir tane versene!
Yine sigara i�mek isteyen biriydi. G�l�mseyerek paketi adama verdi. Kel, y�z�
se�iren, k���k ve a� bir yarat�kt�. Par-

maklar� titriyordu; sigaray� yakar yakmaz �st �ste nefes �ekmeye ba�lad�.
Sonra ba�parma��yla misyonu g�stererek:
� Geliyor musun arkada�? dedi.
� Sana ne veriyorlar?
� �orba, pek fena de�il. Kahve k�t�, ama b�yle gece
lerde iyi gidiyor.
� Ya vaaz?
� Ha! Evet. Z�rvalay�p duruyorlar. Biliyorsun, Tanr�
ve di�erleri... Fakat i�erisi s�cak. Kestirmek i�in iyi olu
yor. S�ralar da fena de�il. Sadece �b�r d�nya i�in birka�
�ark� s�yl�yorum.
Ba��yla do�rulad�. D�nyal�lar'�n bu aptalca d��nceleri hakk�nda bu kadar �ok �ey
��renmenin heyecan� t�m v�cudunu kaplad�. Umut var m�yd�?
- Vaiz Jones fena adam de�ildir, diye konu�mas�n�
s�rd�rd�. Bir gece bana tam bir dolar vermi�ti. Verirken
de Mesih hakk�nda bir s�r� martaval okumu�tu. Enayilere
yutturuyor tabii.
�ki serseri yanlar�ndan ge�erek misyona dald�lar. Yolcu, tahta s�ral� odaya ve yan
taraf�ndaki ge�i�e bir g�z att�. �nde kontrplaktan yap�lm� bir k�rs�, arkada da
mor bir saten �rt�yle kaplanm� tabure vard�. Daha arkadaysa mutfak kap�s�
g�r�n�yordu. �orbadan ��kan buhar, mutfak kap�s�ndan d�ar�ya yay�l�yordu.
- Girmeden �nce bir f�rt daha alsam?
Serseri tam bir otlak��yd�. Belli ki yine nikotin krizi tutmu�tu.
� Sonra i�ersin. Eli kap�n�n tokma��na gitti.
� Ad�m Corky, dedi k���k adam. Birbirimize destek
olal�m. Ha, ne dersin? Elli sente �arap alabilece�imiz bir
yer biliyorum.
Yolcu, kendisine merakla bakan bu zavall�y� ��yle bir s�zd�. Uzun ve bas�k tavanl�
odan�n arka taraflar�nda bir yere otururken; bu adamdan en k�sa zamanda kurtulmaya
karar verdi.

�ndeki k���k orgtan ��kan kederli bir il�hi melodisi duyuluyordu. �alan da bir
kad�nd�. Zay�f, solgun y�zl�, sa�lar� bak�ms�z ve buru�uk elbisesi soba borusuna
benzeyen bir kad�n. Zay�f, as�k suratl�, beyaz sa�l� bir adam kapal� g�zlerle
k�rs�ye yasland�. Mavi damarl� parmaklar�n� aln�na do�ru g�t�rd�.
Yolcunun onu s�zmesi �zerine merakla do�ruldu. Bu d��nceli adam�n kafas�ndan,
vah�i ve parlak ��klarla kesilen kar��k hayaller ge�ti�ini farketmi�ti.
Birka� saniye sonra Reverend Carmichael Jones aya�a kalkt�. Kar�s�na org �almay�
kesmesini i�aret ederek, ileriye do�ru birka� ad�m att�. Kemikli kolunu
kald�r�rken g�zlerinin manyetik etkisi farkediliyordu.
- Arkada�lar! Derinden gelen ses, s�cak bir d�r�stl�kle doluydu. "Tuhaf bir
d�nyada ya��yoruz. D�nya'y� y�netenler uzaya her ge�en daha �ok adam
g�nderiyorlar. Daha �ok insan� ve �ok daha �telere. Ay sadece bir ba�lang��t�.
Sonra Mars, Ven�s ve di�erleri. Ne buldular arkada�lar? Sadece Mars ve J�piter'in
���nc� uydusunda geli�memi� hayvanlar. Do�ru, Mars'ta bir zamanlar bizimkinden �ok
daha b�y�k oldu�u anla��lan bir uygarl���n kal�nt�lar�n� buldular. �lk Tevrat'ta
s�z� ge�en ve k�t�l��� ile tan�nan Sodom ve Gomore kadar zengin bir uygarl�k.
Sonra yok oldu ve sonsuza kadar unutulmaya mahk�m oldu. Bu korkun� olaya
sebep olan �ey nedir? G�nah! G�nah ve fesat!..
Ba��n� gururla sallad�. Mekanik bir ses "Amin!" dedi.
- Fakat! �nsano�lu bu zavall� Marsl�lar'dan bir �ey ��rendi mi? Hay�r,
arkada�lar�m. Bin kere hay�r! Onlar�n, evrenin s�rlar�n� falan d��nd�kleri yok.
Sadece h�rslar�n� tatmin etmeye �al��yorlar. Mars'a yuva yapmak i�in adam
g�nderiyoruz. Port Mars'�n Hell-Bubble �ehrini in�a ettik; ama yetmedi. Hay�r,
onlar her zaman daha �o�unu istiyorlar. Al�yorlar ve hi�bir �ey vermiyorlar.
Uzayda ba�latt�k-

lar� bu b�y�k ya�may� s�rd�r�rken bir an i�in bile insanl��� d��nm�yorlar. �leride
g�receksiniz, bu ya�ma y�ld�zlara da s��rayacak...
Serseri toplulu�una �fkeyle bakt�, sonra da i�ini �ekti.
- Burada, bu k���c�k s�cak odada, biz basit adamlar onlar�n dev uzay gemileriyle
yaptddar� i�lerle hi� ilgilenmiyoruz. Tek ilgilendi�imiz konu, �l�ms�z ruhlar�m�z�
kurtarmak! Mah�erin yak�n oldu�unu biliyoruz. Bir g�n veya bir gece Mesih aram�zda
g�r�necek. Evet arkada�lar�m! Bir gece!.. Belki onu hemen tan�yamayabiliriz.
Halktan biriymi� gibi gelebilir bize...
Durdu. Konu�urken kalabal���n �zerinde g�z gezdirmi� ve dinleyenleri tek tek
incelemi�ti, ama yolcunun �zerinde fazla durmam�t�.
Yolcu, i�inde bir �eylere vaizin g�z gezdirdi�ini anlad�. Jones, ate�li bir
telepatistti. Orgun ba��ndaki kar�s� da, kocas�n�n polemiklerine kulak t�kamaya
al��kt�. Konu�ma biter bitmez �almaya ba�lam�t�. Orgun h�zl� ve monoton sesi
odan�n i�ini doldurdu. �atlak sesiyle serserilere "When the Roll is Called up
Yonder" il�hisinde �nderlik ediyordu. Serseriler canland�lar ve �orbalar�n� hak
etmek i�in ona e�lik etmeye ba�lad�lar. Fakat uzay konu�mas� dikkatlerini
�ekmekten uzakt�. Birka� �ark�, k�sa bir ara ve �orba...
Bu s�rada Jones h�l� yolcuya bak�yor, ��k�k g�zleri endi�e ve �a�k�nl�kla alev
alev yan�yordu. Jones'un d��nceli oldu�unu g�ren kar�s�, k�zg�n bir bak�
f�rlatt�ktan sonra, oturdu�u yerden kalk�p oradakilere �orba kuyru�u
olu�turmalar�n� i�aret etti. Corky arkada��n� dirse�iyle d�rtt�kten sonra
di�erlerinin aras�na kar�t�.
Yolcu yerine oturdu. En iyisi ka�makt�; ama Jones hakk�nda bilgi edinmek i�in
sanki �eytan d�rt�yordu. S�yledikleri yol g�sterici �eylerdi.
Ka�mak i�in �ok ge� kalm�t�. Uzun boylu vaiz, ge�ilin sonunda yolunu kesti. T�m
arzular� doru�a ula�m�t�

vaizin. Jones mutlu bir adamd�. Okudu�u dualara da tam anlam�yla inan�yordu.
Titrek bir sesle "Kimsin?" dedi.
� Hi� kimse. Yolcu omuzunu silkerken g�l�msemi�ti.
� Emin misin, diye elini uzatt�. Emin misin?
Yolcu b�n b�n bakt� ve ba��yla do�rulad�.

� Nerelisin? sesi sert ve inat��yd�. Biraz �nce bir ��k


g�rd�m, senin oldu�un taraftan geldi!
� Ben ��k falan g�rmedim.
-- �ok uzaklardan geliyorsun de�il mi? Sesi �sl�k gibiydi. Biliyordum, o ��k
geldi�inde... �ok �ey biliyordum ama �imdi hi�bir �ey kalmad�. Sesi isteri i�inde
y�kseldi, daha sonra iniltiyle kesildi. Bu an� �ok beklemi�ti. T�m ya�am boyu bu
an� beklemi�ti. Ger�i papaz bile de�ildi; ama "Neden ben olmayay�m?" diye
d��nmekten alamad� kendini.
- Nerelisiniz? diye tekrarlad�.
Yolcu daha �nceden ��rendi�i bir kentin ad�n� s�yledi:
- Chicagolu.
-- �nanm�yorum. G�zlerinin i�inden okuyorum. Sen �ok daha uzak bir yerden
gelmi�sin. A�lamakl� bir sesle "Kal!" diye yalvard�. Kar�mla beraber bir ak�am
yeme�i yiyelim. �orba de�il, ger�ek bir yemek. L�tfen!
- A� de�ilim.
Jones ��rp�nmaya ba�lad�. "Biliyordum! Biliyordum!" Ellerini birle�tirip
dizlerinin �st�ne ��kt�. Tanr�dan uzak ya�ad��� y�llarda duydu�u azab� gidermeye
�al�t�. Yolcu gitmeye u�ra�t�ysa da arkas�na yap�m�t� Jones. Tam Y�ksek Mahkeme'ye
g�sterebilece�i bir adamd�.
- Kalk l�tfen!
Jones dizlerini iyice yere yap�t�rd�. Y�llard�r beklemi�ti bu f�rsat� ve
kaybetmeye hi� niyeti yoktu.
Yolcu bir an i�in onu �ld�rmeyi d��nd�. Kalp kaslar�n�n �zerine ani bir darbe
yeterdi. Bunu, �ok zorda kal�rsa uygulamaya karar verdi.

- Carmichael Jones!
Mutfak kap�s�nda elinde bir �orba kasesi ile duran kar�s� Alma, vaizi tekrar
ger�ekler d�nyas�na d�nd�rd�. Jones r�yas� daha ba�lamadan bitti�i i�in h��k�rarak
g�revinin ba��na gitti.
Yolcu da, arkas�ndan belli belirsiz bir g�l�msemeyle s�ralar�n aras�ndan h�zla
kayarak sisli geceye dald�...

�kinci B�l�m

�LG�DEN ka��nmal�yd�. Market caddesine do�ru y�r�d� ve 40 ya�lar�nda bir i�adam�


oldu. Kearny caddesinde y�r�rken, toplant�da olup olmad���m ve �� sar��n tan�y�p
tan�mad���n� soran bir sarho�la konu�tu. Sonra Montgomery caddesine d�nd�, buras�
daha sakindi.
Old St. Mary'nin saati on ikiyi �ald�.
Yeni v�cudu �a��lacak derecede yorulmu�tu. Bu v�cudu iyi kopya etmi�ti oysa. Kalp,
damarlara alkoll� kan pompal�yordu. Beyinden s�rekli su�luluk d��nceleri
ge�iyordu. �lser, "Kar�ma ne yap�yorum?" d��ncesi ve siroz onu �ok rahats�z
ediyordu. Daha gen� birini bulmal�yd�...
Panelli'nin lokantas�nda istedi�ini buldu. Alaska'daki mercan adalar�ndan gelen
bir denizciydi. Yolcu, onu D�n-ya'daki e� ruhu olarak g�r�yordu. Ama tamam�yla
kopya etmek de tehlikeliydi. Sonra kontrol�nden ��kabilirdi.
Dev bir binan�n kap� aral���nda durarak iki saat i�inde ��rendiklerini d��nd�.
�ncelikle �unu ��renmi�ti: D�nyal�lar olduk�a ilkel varl�klard�. Kafa yap�lar�
hemen hemen ayn�yd�. Ancak, baz�lar�n�n kendilerine ve �evrelerine g�lme yetene�i
vard�! Aralar�nda dahiler de bulunuyordu; fakat bunlar da genellikle yenilgi ve
�z�nt� i�inde bo�uluyorlard�. �kinci ger�ek, psikozlular� ayr� tutmas�
gerekti�iydi. Dahileri de ayr� tutmal�yd�. �o�u kararl� kimselerdi; ama en k���k
bir yanl� onlar� yoksulla�t�rmaya yetiyordu.
Bir otomatik gazete makinesinden ald��� gazeteyi okumaya ba�lad�. Ba� sayfada
uzay, politika ve cinayet haberleri yer al�yordu. En yeni ba�ar�lar J�piter ku�a��
ve Sat�rn'deydi. Mineraller ve di�er zenginlikler ger�ek olmaktan uzakt�.
�nan�lmaz uzay tutkusu daha yeni ba�lam�t�. B�t�n bunlardan sorumlu olan bilim
adamlar� k�za�a al�n-

m�, politikac�lar ipleri istedikleri gibi oynat�yorlard�. Sonra toprak ya�mas� da


vard�. Mevsimlik uzay adamlar� istedikleri fiyatla sat�yorlard� ellerine ge�en
yerleri. Hatta madencilere bile m�thi� paralar �deniyordu. G�venilmez toprak
par�alar� i�in uluslar ve �irketler, arkalar�nda uzun kay�p listeleri b�rakarak
kavga ediyorlard�. Kafalar u�uyordu.
Ay'�n �evresinde d�nme ve yerle�me, yeni yer alt� zenginlikleri ve cehennemle
ilgili haberler vard�. Sermaye piyasas�nda "B�y�k Adam" olarak bilinen biri
hakk�nda s�ylentiler vard�. Kapitalistler ve kom�nistler en az�ndan o an i�in
birbirlerine ili�memeye karar vermi�lerdi. Yerel kavgalara ne zaman, ne de para
ay�rabilirlerdi. B�t�n para, uzaya ve programl� s�m�rgecili�e gidiyordu.
Bu tutkular her yerde kendini g�steriyordu. ��renciler hemen her y�l de�i�en
kitaplardan etkileniyorlard�. Politika, t�m cinayetlerin ve suikastlerin kayna��
olan bir mezbahayd�. Hemen her dinsel inanc�n lideri de tanr�lar�n� bu i�in i�ine
sokuyordu. Mars ve Ven�s'e de haftal�k turlar d�zenleniyordu.
- Hey, sen! Ne yap�yorsun burada?
Arkas�ndaki kap� a��lm�, kar��s�nda da zor nefes alan bir et ve kemik y���n�
duruyordu. Yolunu kapatan gence bakarken at gibi sesler ��kar�yordu. Bu, kolunda
eski bir �anta ve s�rt�nda ��pl�kten doldurulmu� y�kl� bir torbas� olan,
temizlik�i bir kad�nd�.
Bayan Grummet'in ba��nda onu usand�ran hayaletler vard�. Serserilerden �ok
korkuyordu. Bu korku t�m benli�ini dolduruyordu. Bu y�zden s�rekli olarak d�
g�r�yordu. Bazen yar�m saat yerinden k�m�ldam�yordu.
Vakit gece, o da oradayd�.
� Dokunma bana!
� Sana bir �ey yapacak de�ilim, kocakar�!
Birden alarm �ald�. Bir blok uzakta y�r�yen biri vard�. Al�c�lar�, onun zor nefes
alan ya�l� biri oldu�unu belirledi.

Bu, Frank Berducci adl� bir gece bek�isiydi. Berducci, Bayan Grummet'in
hayaletlerini biliyordu. F�rsat bulduk�a otob�se gitmesine yard�m ederdi. Bu deri
pantolonlu ve sivri b��akl� gangsterler, otomasyonun i�sizli�i getirmesinden beri
daha da i�i az�tm�lard�.
Bayan Grummet'in ���l���n� duymu�, bunu gen� adam�n kaba sesi izlemi�ti.
Kad�nca��z cama yap�t�: "Dokunma bana!"
Yolcunun h�crelerinde bir �eyler oluyordu. Belki kavgac� bir denizci, belki de bir
serseriydi. Fakat birden hayvani bir �apulcuya d�n�t�.
-� Kes sesini, aptal moruk!
Kad�n meler gibi sesler ��karmaya ba�lad�. Dolu �antas� yere d�t�. Gen� adam, onu
bir kaplan�nki kadar g��l� kaslar�yla havaya kald�r�rken, vah�i bir hayvan�n
pen�esin-deymi� gibi titriyordu. Yolcu, yakla�an sesleri duymuyordu bile.
Gelen sesleri ancak kendi kafas� denetimi eline ald�ktan sonra duyabildi.
"Defol git!"
Di�lerini g�c�rdatarak kad�n�n ge�mesi i�in kenara �ekildi. Bayan Grummet
�antas�n� toparlad� ve kiri�i k�r�ver-di. K�sa bir s�re i�inde, bu adam�n i�inde
insanl�kla ilgili bir �eyler oldu�unu anlam�t�. ��nk� onu orac�kta �ld�rebilirdi.
Bek�i, karanl���n i�inden kap�ya ula�t���nda nefes nefese kalm�t�. G�lgeyi
farkeden Yolcu, adam� �ld�rmeyi d��nd�, ama dikkat �ekmemek i�in bu karar�ndan
cayd�. Frank Berducci silah�n� �ektikten sonra, lamban�n sisli ���� alt�nda
namlunun so�uk par�lt�s�n� g�rd�.
Bek�i, s�ms�k� kavrad��� sil�h� �n�nde tutarak duvara iyice yakla�m�t�. "Hey!
Nereye kayboldu bu Allah'�n belas�?" diye s�ylendi. Fenerini yakt�, kap�da bir ��k
dairesi �izdi.
"Kocakar� yine bir �eyler g�r�yor." Temizlik�i kad�n�

bulmaya ve otob�s�ne yeti�ip yeti�medi�ine bakmak i�in, s�ylene s�ylene caddeye


d�nd�.
Saniyeler sonra bir hamam b�ce�i kap�n�n alt�ndan ge�erek zar zor k�eye ula�t�...
The Crocked Mug, kuzey sahilinde ya�l�lar�n gitti�i bir kahvehaneydi. Keourac-
Ginsberg'in ya�ad��� g�nlere kadar gidiyordu eskili�i. Hatta Jack London ve Bret
Horte de bu caddelerde birlikte ya�am�lard�. En �ok kullan�lan �� hap, burada
kulplu bardaklardaki kahveyle iyi gidiyordu. Uzun sa�l�, siyah �orapl� k�zlar
ama�s�z dola��yor, erkeklerle birlikte oluyorlard�. Bunlar eskiden olduk�a
g�steri�liydiler. Uzaya �ekilen D�nya'n�n bu ama�s�z �r�nleri �areyi ge�mi�e
s���nmakta bulmu�lard�. �imdi, herkesin ancak ayakta durabilece�i kadar yeri olan
D�nya'daki ge�mi�ten farks�z bir ge�mi�e s���n�yorlard�. Ama o zamanlar nefes
alabilecek yerleri vard�.
Yolcu, bunlar� k�edeki masas�ndan ��renmi�ti.
Montgomery caddesindeki d�kk�nlar�n kasalar�ndan biraz para alm�t�. �imdi
barda��ndaki yapay italyan kahvesini yudumluyor, lokantan�n zemin kat�ndaki donuk
gri duvarlar� inceliyordu. Bir tarafta dumanlar�n aras�ndan �� boyutlu ��plak
resimler g�rd�. Eski ve y�pranm� barda, yar�m ve eski bir kaptaki telden yap�lma
�i�eklerle, kolaj sanat�n�n bir koleksiyonu vard�. �i�ekler, zaman�n
politikac�lar�n�n ve b�y�k ni�anc�lar�n karikat�rleriydi. En b�y�k resim, alt�nda
"B�y�k Adam" yaz�l� �i�man birine aitti.
Yolcu, "B�y�k Adam" J.K. R. Pallent'i d��nd�. Uzay k�peklerinin ba��yd� bu.
Herkesi s�m�rd��� i�in inan�lmaz derecede g��l�!
- Selam!
Sar� kazakl�, siyah etekli, gen� k�z, bir sandalye al�p kar��s�na oturdu. Zarif,
k�vrak, menek�e g�zl� bir k�zd�. Bronz derisinin yan� s�ra, di� macunu gibi
parlayan beyaz di�lerini g�steren bir g�l�msemesi vard�.

�enesini ellerinin aras�na ald� ve adama bakt�. K�z�n g�l�msemesi Yolcu'nun


kan�n�n damarlar�na h�cum etmesine ve y�re�inin k�t k�t atmas�na yetmi�ti.
Benzersiz g�z-leriyse, yeni ki�ili�inin bir umut patlamas�yla yerine oturmas�n�
sa�lad�:
- Sana da selam, derken s�r�tm�t�.
O dumanl� g�zlerin i�inde g�rd�kleri, arad��� �eyler olabilir miydi? Daha derin
bakt�. O zaman peri�an bir yoksullu�u farketti. Nas�lsa b�yle bir yerde b�y�m�t�.
Ama yoksulluk ruhunu �ld�rmemi�ti. M�mk�n oldu�u kadar herkese yard�mda bulunmaya
yemin etmi�ti. Kendisini ayart�p annesi gibi fahi�e olmas�n� isteyenlerin elinden
kurtulmay� ba�arm�t�. G�l�msemesi ve dostluk kokan �ekicili�i kolay elde
edilebilece�ini g�steriyordu; ama �yle olmad���n� anlam�t�. S�cakt� ve herkesin
derdinden anl�yordu. V�cudundan ba�ka her �eyini ihtiyac� olan herkese veriyordu.
Ya�am�na anlam ve y�n verebilecek bir �ey ar�yordu. Ama s�radan bir �ey de�ildi
arad���. Zaten s�radan bir k�z da de�ildi!
� Pek tan�d�k de�ilsin, dedi. Seni daha �nce buralarda
hi� g�rmedim, Los Angeles'dan m� geldin?
� Hay�r!
� Geldi�in yer �ok mu uzak?
- Evet.
Keman ka�lar� buru�tu:
- �ok uzaklardan dedin.
Il�k kahvesinden bir yudum ald�. Yeni v�cudu bu harika k���k yarat��a tam
anlam�yla uygundu. Ona g�re davranmal�yd�.
- Avrupal�y�m. Estonya'dan. Hi� Estonya'ya gittin mi?
G�ld�.
- Reno'ya bile gidemedim. Los Angeles'da, ana cadde
nin dar sokaklar�ndan birine b�rak�ld�m. Yucatan'daki
Merida'y� ziyaret etmek isterdim. Annem oral�d�r. �imdi

an�msad�m, bir keresinde Caliente'de yar�lara kat�lm�t�m. �spanyolca'y� kendim


��rendim.
- Senin ad�na sevindim.
G�zlerinin masada gezindi�i yerlere bakt�. Bu s�rada bir grup kolej ��rencisi
ba��r�yorlard�.
� Uzaya fareler gibi �lmeye gidiyorlar!
� Neden?
� �lerleme... ilerlemeyi durduramazs�n�z.
� Fakat onu nas�l kullan�yorlar? Yerlileri s�m�r�p,
onlar� al�alt�c� duruma d��r�yorlar. B�t�n bu zenginli�i
niye buralar� temizlemek i�in kullanm�yorlar, insano�lu
daha iyisine l�y�k de�il mi? B�t�n kaynaklar� ve insan
g�c�n� git gide b�y�yen, daha �ok vah�ile�en uzay denizi
ne atacaklar�na, buralar� temizlesinler.
� �lerleme d�zg�n de�ildir. Her zaman ayn� �izgide
gitmez.
� Neden olmas�n? Mant�k, insan�n �izdi�i yolun vida
gibi olmas� gerekti�ini s�yler.
� Ethos ve Mant�k gibi s�zc�kleri anlayam�yorum, di
ye i�ini �ekti.
� Onlar� k�skanma Kora dedi. Senin daha �nemli
�zelliklerin var. Temel kavramlar ger�eklerden daha basit
tir. Daha iyi bir d�nya ar�yorlar; ama k�r� k�r�ne. B�y�k
s�zc�kler fazla bir anlam ta��maz.
� Sa�ol!.. Hey! Ad�m�n Kora oldu�unu nereden bili
yorsun? En az�nda "K" ile oldu�unu nereden biliyorsun?
� Birinin seni �yle �a��rd���n� duydum, diyerek yalan
s�yledi.
Ku�kuyla bakt�: "Biliyor musun, �ivenin de�i�ik olmamas� �ok iyi. Pek yabanc� gibi
g�r�nm�yorsun." Ard�ndan tela�la ekledi. "G�zlerin ve elmac�k kemiklerinden �ok
ho�land�m. ��k�k elmac�k kemiklileri �ok severim. Kahverengi sakallar� da. Seni
�ok zeki g�steriyor. Haydi bana Estonya'y� anlat."
Yolcu, daha �nce depolad��� bir �eyler arad� kafas�nda.

� Estonya, bir�ok �lkenin tam ortas�ndad�r. Bu y�z


den babam gibi i�adamlar� Rus�a, Fince ve Almanca'y� ��
renmek zorundayd�lar, ba�ar�l� olmak i�in. �imdi herkes
�ngilizce ��reniyor. Hepsi karmakar��k. S�r�tarak s�z�n�
s�rd�rd�: Belli bir �ivem olmad���na �a�ma.
� Vay can�na! Ben sadece �spanyolca biliyorum... San
Fransisco'da ne yap�yorsun?
- Genellikle, ya�am� inceliyorum. �nemli bir proje
haz�rl�yorum. Belki bana yard�m edebilirsin.
K�z g�z k�rpt�: "Demek ya�am� inceliyorsun!"
� Hay�r Kora. Kesinlikle �yle de�il. Art�k bir yerden
ba�lamas� gerekiyordu ve fazla zaman� yoktu. L�tfen!
� Tabii.
- Harika. Kahve nas�ld�? Sandvi� al�r iniydin? Eliyle
i�aret ederek garsonu �a��rd�.
� �ki taze kahve. Sandvi�i nas�l yersin Kora?
Garson "Past�rmal� olsun mu?" diye sordu.
� Peki.
� G�zel bu. �avdar ekme�inin i�inde past�rma geliyor.
Kora sandalyesini adama do�ru d�nd�rd� ve g�l�msedi.
Dirseklerini masaya dayad�. Elleri yine �enesindeydi.
� �yi bir insans�n. Ad�n ne?
� Mark... Mark Time?., g�ld�, Asl�nda iki ad�m�
kullanmad�m. �nan sana yard�m edece�im.
Yolcu b�y�k bir kumara at�lmaya karar verdi:
- Kora, birinin pe�indeyim. �ok �zel birisi. Herhalde
bana yard�m edersin. ��nk�...
�inli bir k�zla, g�zl�kl� zay�f bir zenci yukar� ��kt�lar. Zenci Mark'a pis pis
bakt� ve k�za d�nerek:
- Kora gitmenin tan� zaman�. Sausalito'daki yeni t�r-
k�c�y� an�msad�n m�? Jenn ve bana, oraya gitmek i�in
s�z vermi�tin.
Kora �a��rd�: "Ben mi?"
- Bu seferki �zel, seni uyar�yorum.
Jenn ba��rd�:

� Kora! en iyisi!
� Kim bu?..
� Ad� �ren Starr. �ok g�zel s�yl�yor. B�rak bu adam�
Kora, fazla bekleyemeyiz. Sana s�yl�yorum, hepimiz gibi
�ok ho�lanacaks�n.
- Madem s�z vermi�im. Peki. Kusura bakma, Mark.
Past�rmal� sandvi�ini garsonun elindeki tepsiye b�rakt�
ve dumanlar�n aras�ndan caddeye inen merdivenlere do�ru y�r�d�. Mark �at�k
ka�larla, yeni kafas�na bu g�ne�in alt�nda ne oldu�unu d��nerek gitmelerini
izledi.
K�z giderken, merdivenlerin ba��nda elini a�z�na g�t�r�p Mark'a bir �p�c�k
g�nderdi.
- Yar�n.
B�yle bir yar�n hi� olmayacakt�...

���nc� B�l�m
ARTIK kendini Yolcu olarak g�rm�yordu. Mark Time-di o. Yaln�z kal�nca elde
ettiklerini de�erlendirdi. Baya�� bilgi edinmi�ti. Bu D�nya numarac� ve
otlak��larla doluydu. D�nya'n�n sorunlar�n� bilenler de vard� ama...
Sava� tehlikesi yery�z� i�in sonsuza kadar s�recekti. Uzay, b�t�n
uluslar� ilgilendiriyordu. Fakat bu kez de uzay sava�acak yeni �eyler
yaratm�t�. Sonunda uzayda �ok geni� �apl� bir sava� olacakt�. Yeni mineraller
ve yeni tip atom silahlar� G�ne� sistemini tehdit ediyordu. Mark bunlar� �ok
�nceden biliyordu. Morko'nun mahkemede g�rlemesini an�msam�t�. - Bu durum daha ne
kadar s�rebilir? Bu ya�mac�lara daha ne kadar izin verebiliriz? Evrendeki bu yara,
biz harekete ge�mezsek, daha ne kadar yay�lacak? Onlar�n kan ve deh�etle dolu
tarihlerini biliyoruz. Geleceklerini daha da berbat bir hale getirebiliriz.
Kendi sistemlerinin s�n�rlar�n� �oktan a�t�lar. Galaksileraras� Konsey, onlar�
yola getirmeyi bize b�rakt�. Daha ne bekliyoruz? Hemen harekete
ge�elim...
Bu konu�man�n ard�ndan sesler y�kseldi.
- D�nya'ya �l�m!
Mahkeme: B�yle durumlarda en iyisi �rklar�n� baltalamakt�r.
Morko: Bekleyemeyiz. Gemileri iki taraftan Alfa Cen-turi'ye girmeye �al��yor.
Barikatlar�m�zdan biri onlar� geri p�sk�rtmeyi ba�ard�; ama di�erleri yolda. �ok
yak�nda barikatlar�m�z� a��p k�t�l�k tohumlar�n� g�ne�lerimize ve gezegenlerimize
sa�acaklar. H�cum!
Kalabal�ktan tekrar "D�nya'ya �l�m!" sesleri y�kseldi.
Mark k�edeki dumanl� odaya y�neldi. Kap�daki "Tuvalet" yaz�s�n�n alt�na bira
kartonlar� y���lm�t�. Burnuna

tatl�-sert bir esrar kokusu geldi. Esrarke�leri incelemek s�cak bir ���a dokunmak
gibiydi. Kafas�nda parlak ��k demetleri parlad�. Duygular� yeni v�cudunun
duygular�ndan �ok daha yo�undu. Fakat asla yeni de�ildiler.
Tekrar karanl�k caddeye d�nd�. Sis, �slak damlalar halinde bast�rm�t�. Birden
titredi ve bir ceket d�ledi. Yorgun v�cudunun uykuya ihtiyac� vard�; ama buna
vakti yoktu.
Kora'n�n sisin aras�ndan parlayan g�zelli�i onu �a��r�yordu. Esmer ve yak��kl�
erke�ini bulmu�tu. Onu b�yle �abuk g�rd��� i�in kendini �ansl� saymal�yd�. Ancak
bu tamamen de �ans de�ildi. Ona dokunmaya karar veremedi�i s�rada �evresini
masallardaki Z�mr�d� Anka ku�una benzeyen dalgalar sarm�t�. Onlar� bulup, o ��k
noktalar�n�n alt�nda neler yatt���n� anlamal�yd�.
Kora onun rehberiydi. Ona s�ms�k� yap�mal�yd�. Kora hi� ho�lanmad��� halde,
Kora'y� seven zenci k�skan�l�k dalgalar� yay�yordu.
Durdu. Kafas� buz gibi olmu�tu.
Morko'yu izleyen de buradayd�, bu gezegendeydi. �leride sisin i�indeydi. Emrini
bildirdi:
- Haini bul ve �ld�r.
�ok dikkatli hareket ediyordu. Kar��la�t��� her g�lge, her insan onun i�in bir
tehlikeydi.
Broadway-Colombus kav�a��nda bir hava taksisi �evirdi.
� Beni Sausalito'ya g�t�r!
� K�rfezin kar��s�na m�? Ufak tefek s�r�c� adam� s�
zerken burnunu �ekti. �ok uzun yoldur, on kredi al�r�m.
Mark ceplerine bakt� ve "Bekle" dedi.
�evreyi dola��p para arad�. Mutlaka bulmas� gerekiyordu. Kredi ve para, �ok para
gerekiyordu. Her �eye yetecek, her zaman kullanaca�� kadar �ok para gerekliydi. Bu
a�a��l�k D�nya'da her �ey parayla oluyordu. Kendi i�ini kendi g�rmekten
�ekinmemeliydi. Nereden ve nas�l alaca��na �ok dikkat etmeliydi. Hi� iz
b�rakmamal�yd�.

D�nyal�lar krediyi nereden al�yorlard�? Bankalardan. Kurulu� bankalara ba�l�yd�.


�n�nde de k���k bir �ube vard�. Amac� i�in yeterdi bu. �evreyi inceledi. Bu
saatlerde cadde bo� oluyordu.
Bir atom kadar k���lerek kap�daki �atlaktan i�eri s�z�-l�verdi. �leride b�y�k kasa
duruyordu. �stedi�i paray� orada bulabilirdi.
Geriye d�nd���nde s�r�c� h�l� bekliyordu. Arka koltu�a kurulduktan sonra,
adama on kredilik bir banknot
verdi.
S�r�c� motorlar� �al�t�rd� ve h�zla y�kselerek yola koyuldular. Mark ya�mur
seslerinin aras�nda, a�a��da gittik�e k���len kentin ��klar�na ve Gate'in
kar��s�ndaki eski k�pr�ye bakt�. Marin'e do�ru giderlerken r�zg�r kalkan� kalkt�
ve ya�murdan korundular. Fort'u ge�ip Sausalito k�rfezine do�ru yollar�na
koyuldular.
� Liman� biliyor musun? diye sordu Mark.
� Kasaban�n �teki ucunda.
� �yleyse gidelim.
� Adres?
� Adres yok. B�y�k bir yer. Bir parti var. I��klar� iz
le yeter.
� Senin gibiler hi� uyumaz m�?
� Uykunun �zelli�i ne?
Konser, k�rfezin kullan�lmayan ucunda demirlemi� olan eski bir milyonerin yat�nda
veriliyordu. ��r�meye b�rak�lm� bu yatta, �imdi bu insanlar ya��yorlard�. S�r�c�ye
bah�i� de verdikten sonra gemide dola�maya ba�lad�. G�verte taraf�ndaki iskelenin
yan�ndan gelen m�zik seslerini duydu. Ana kabinin alt�nda durup, de�i�ip de�i�me-
meyi d��nd�. De�i�irse nas�l olmas� gerekliydi. Karar verecek zaman yoktu. ��nk�
bir �ift yumu�ak kad�n kolu arkas�ndan sar�lm�t�.
Onu ���a do�ru arzuyla �ekerken "Yeni bir yak��kl�" diye k�k�rdam�t� gen� kad�n.

Mark kad�na bakt� ve g�l�msemeye �al�t�. Sar��n ve biraz sarho�tu. Kendine do�ru
�ekip, dudaklar�n� dudaklar�na yap�t�rmas�na izin verdi ve sonra o da �pmeye
ba�lad�. Yumu�ak s�cakl��� ve �ehvet dolu gen�li�i olduk�a etkileyiciydi. �stelik
mart�lar direklerin �st�nde �t�p, dalgalar gemiyi sallarken sevi�mek baya�� g�zel
oluyordu.
Fakat yapacak ba�ka i�i vard�.
- Ne var i�eride? diye sordu kad�na.
Gen� kad�n burnunu �ekti. "B�yle olaca��n� bilmiyordum."
� Ne gibi?
� �ark�, sadece �ark�. Biraz dans ve �p�me de olsay
d� ya... Sadece o eski i�ren� t�rk�ler var. Allah bel�s�n�
versin!
� Gidiyor musun?
- Koluma gir, kalay�m.
Birlikte i�eriye girdiler.
K�sa merdiven olduk�a bas�kt�. Az daha kafas�n� yukar-daki lambaya �arp�yordu.
Sar��n kad�n oturacak bir yer buldu. Mark da Kora'yi aramaya ba�lad�. Kabinin
b�t�n mobilyalar� bo�alt�lm�t�. Oday� ye�il �arap �i�elerinin i�indeki mumlarla
�ivilere as�lm� antik fenerler ayd�nlat�yordu. Tarih burada da kendini
g�steriyordu. Yirmi kadar gen� vard�. K�zlar koltuklarda oturuyor ve biraz
d�zensiz bir halka olu�turuyorlard�. Halkan�n ortas�nda g�zel giyinmi� bir k�zla
bir erkek vard�. A�k ve �l�m hakk�nda �ark�lar s�yl�yorlard�.
Mark zenciyle �inli k�z� bulmu�, fakat Kora'yi bulamam�t�. Aramaya devam etti.
Sonunda onun, dire�in arkas�nda gitar �alan gen� bir adamla konu�maya dalm�
oldu�unu g�rd�.
Bu kez daha g��l�yd�.
V�cudu yeni bir umutla dolmu�tu.
�ift, yeni bir �ark�ya ba�lad�. Mark a�k ve umutsuzlu�un �yk�s�n� dinlerken
kendisine sunulan kahveyi yu-

dumluyordu. Ucuz �arap ve marijuana kokusu geldi burnuna.


Uzun boylu, k�z�l sa�l� biri dire�e do�ru y�r�d�.
- �ren! Neredesin, �ren Starr? S�ran geldi.
Kora'n�n yan�ndaki adam ilerledi. Mark fenerin ���� alt�nda, zay�f, kahverengi bir
y�z g�rd�. Da��n�k a��k sar� sa�lar�, g�ne� yan��� kulaklar�n�n �evresine
dolanm�t�. D�nyal�ya benzemeyen bak�lar� ona daha dramatik bir g�r�n�m veriyordu.
Bak�lar� keskin ve civa kadar ak�c�yd�.
Uzun bacaklar�yla gitar�n� sallarken, Mark a��k yakal� kolsuz g�mle�inin alt�ndan
g��l� boynunu g�rm�t�. Kemikli yap�s�n� �rten kaslar�ndan ve d��k omuzlar�ndan
adam�n k���k ya�ta a��r i�lerde �al�t��� anla��l�yordu.
- Kim ne istiyor?
K�s�k sesi derinden geliyordu. Mark bu sesi duydu�unda �ok daha derinden geldi�ini
anlam�t�.
Bir dakika hi� kimse konu�mad�. Mark bunun nedenini biliyordu.
Bu insanlar al��lmam�cas�na uyumluydular ve Oren'in farkl� oldu�unu, burada bir
�eyler ald���n� biliyorlard�. Mark, bu g�m�i g�zlerin i�inde berrak mavi da�
g�lleri gibi bir ak�l g�rm�t�.
� Ba�la �ren.
� Kendi t�rk�lerinden birini s�yle?
Mark �ark�c�n�n arkas�nda bir yere oturmak i�in �ekinerek y�r�yen Kora'ya bakt�.
Menek�e rengi g�zlerinde yeni
bir �eyler vard�.
�ren, bak�lar�n� gezdirirken, Mark'�n g�zleriyle kar��la��nca durdu. Aralar�nda
d��nceli bir bak�ma ge�ti.
� Nas�ls�n yabanc�? Ne s�ylememi istersin?
Mark sakal�n� ka��yarak:
� Bir uzay �ark�s� s�yle dedi.
�ren ba��yla onaylad�.
� Belki s�yleyecek bir sorunun vard�r.

- Bana bakma adam diye ba��rd� Mark. Kora! S�yle


�una da ba�las�n.
Kora, Mark'a g�l�msedi ve Oren'in omuzuna dokundu.
- Arkada��m, �ren. Hadi ona bir uzay �ark�s� s�yle!
�ren, Kora yerine oturmadan, onun ellerini tutacak kadar zaman buldu. G�m�i
g�zlerini kapatarak �ark�ya ba�lad�:
"Bilmiyorum kim oradaki;
Ama orada;
Umuyorum ki, oraya vard���mda,
Ellerimi tutacak
Ellerimi tutacak ve diyecek ki;
G�ne�e ho� geldin sevgili arkada��m!
Tut ellerimi seni y�ld�zlarla tan�t�ray�m.
Karanl�k, ama parlakl���
Uzakta, g�ne�in �tesinde
Korkma benim k���k sevgilim
Ellerin ellerimde art�k..."
�lgin� s�zc�kler d�k�lm�t� a�z�ndan. Baz�lar� �ok derinden gelmi�ti. Ve bu
�ark�n�n D�nya'ya �zg� olmayan bir g�zelli�i vard�.
�ren Starr hepsini b�y�lemi�ti, i�kiyi, marijuanay� unutup onu dinliyorlard�.
Ba�lar�n�n �st�ndeki g��l� ayak sesleri Oren'in uzay �ark�s�n� bozdu. Kabinin
kap�s� h�zla a��ld�. Daha kimse aya�a kalkamadan, polis tek ��k� olan merdiveni
tutmu�tu bile.
�ark�c� oturdu�u yerden kalkt�. Kora adam�n koluna yap�t�. �imdi gitar�yla
birlikte k�z da adam�n kolundayd�. Mark k�t� bir �eyler oldu�unu sezmi�ti; ama bu
s�rada bir ��z�m yolu bulamazd�.
K�rm�z� suratl� polis ba��rd� "Sizi izliyorduk zaten, hepiniz tutuklusunuz!"
Adam�n sesindeki �fke ola�an �iddetteydi. Polisler, her

t�rl� sanat��y� hor g�r�yor, homoseks�el ve esrarke�lerle bir tutuyordu.


� Ne demek oluyor bunlar? diye sordu; uzun boylu,
k�z�l sa�l� Christian. Bu benim gemim, bir �ey anlam�yo
rum.
� Karakolda anlars�n!
Soluk y�zl� bir gen� ka�maya yeltenince, polisler yakalay�p bir yumrukta g�z�n�
morartt�lar.
Mark, Oren'e yakla��p elini gitar�n �st�ne koydu.
� Sen k�za yard�m ederken ben de bunu tutay�m.
� Yok, sa�ol. Ben bakar�m.
Di�erleri yukar�da toplan�rken Mark geride kald�. �imdi kendini d��nmek
zorundayd�. E�er yapmak istediklerini ger�ekle�tirecekse serbest kalmal�yd�. Zaman
ge�iyordu. Bu s�rada bir dizi mart� �ikayet edercesine g�vertenin �st�nde kanat
��rp�yorlard�. Polisler partidekilere ba��rarak iskeleyi g�steriyorlard�. Mark,
k�y�da arka kap�s� a��k bir polis arabas�yla �� ekip arabas� g�rd�.
Mart�lar� sayarak yava� yava� ilerliyordu. Dokuz mart� vard�.
Tam �n�ndeki sar��n t�kezlemi� ve feryad� basm�t�.
G�vertedeki halat kangal� tam �n�nde sokmak i�in bekleyen bir y�lan gibi
g�r�nm�t�. Sendeledi�inde en arkadaki polis, jobu yap�t�rm�t�.
K�z�n ba��rmas�na on mart� t�m nefretlerini kusarak havaland�lar. Bunlar�n
dokuzuna palamut ve sessiz bir gece yeterliydi. Onuncusu ise Bridgeway'in so�uk
sabah meltemini delerek eski feribot liman�na do�ru k�vr�ld�.

D�rd�nc� B�l�m
ANT�K �a�larda kurulmu� olan Sausalito r�ht�m�nda The Naidad adl� nefis bir
tavernayd� buras�. Bir z�ppe, �t�l� giysileriyle kap�da g�r�nd�. Kap�da duran
adam�n St. Bernard cinsi korkun� k�pe�i, davulun ritmik vuru�lar�n� dinliyordu.
- G�nayd�n adam�m! Verdi�i selam canl�l�kla doluydu.
Kap�c� bir an duraklad�. "Ben kimsenin adam� de�ilim. �zellikle Sausalito'da."
� Elbette Jerry. Sana sadece �eyi sormak i�in durmu�
tum.
� Ad�m� nereden ��rendin? K�pek aya�a kalkt�. Ku�
kuyla adam� koklad�.
� Bir zamanlar o tepede ya�am�t�m. Bildi�im kadar�y
la �ok iyi bir adamd�n Jerry. Hele o boks�rl�k g�nlerin.
Umutlu bir sesle ekledi. Benimle birlikte bir i�ki i�er
miydin?
� Ben sadece burada �al��yorum. Esrar�m da yok!
� Elbette Jerry, elbette, i�kiye ihtiyac�m var ve bar
lar�n hepsi kapal�. Bridgeway'in lanet olas� barlar�... Ken
dine g�venen bir sesle g�ld�.
� Gece kentte bir kad�nla kar��la�t�m. Biriyle birlikte
beni Cote D'Azur'daki dairesine �a��rd�. Sarho� olunca da
beni d�ar� att�. Taksi dura��na kadar b�t�n yolu y�r�
d�m. Hi� a��k yer yok. Donuyorum.
� Sana kahve gerek. Jerry'nin iri dudaklar� ye�illen
mi�ti, i�eride bir �eyler var. Elimden ancak bu gelir. Mut
fa�� kilitliyorlar ��nk�.
� Te�ekk�rler Jerry!
Z�ppe, siyah kahveyi yudumlamaya ba�lad�.
- A�a��da Arques'te ne oldu? �u a�a��da demirli du-

ran b�y�k yattan, adamlar� toplayan �� devriye arabas� g�rd�m. Sonra ne oldu?
Jerry ka�lar�n� �att�:
� Kar�m telefon etti. Sausalito'da on dakika �nce olan
hi�bir �ey ondan gizli kalamaz. Ye�eni Judy de g�t�r�len
lerin aras�ndaym�. �yi k�zd�r. Okuldan daha yeni ��kt�.
Yapacak i�i de yok. Galiba bu y�zden sanatseverlere kat�l�
yor!
� Ne oldu sonra?
� K�t� bir�ey oldu�unu sanm�yorum. Bu kahrolas�
polisler kendilerini tatmin etmeye �al��yorlar. Judy'nin
�ok iyi arkada�lar� var. Lassen'�n sahibi Christian'� alal�m
�rne�in. Hem kar�s� hem kendisi sanat�� olmalar�na ra�
men, onlar kadar yasalara uyan kimseyi bulamazs�n. �yi
de para kazan�yorlar.
� �yleyse bu �ocuklar� su�layacak bir �ey yok.
� Birisi Oren'in gitar�n�n i�ine bir paket esrarl� sigara
koymu�.
� �ren?
� �ren Starr. �ark�c�. Onu bir kez, �zel bir partide din
ledim. Sa�lam bir ki�ili�i var. Esrarke� oldu�unu hi� d�
��nmedim.
� Belki birisi al�t�rm�t�r.
Jerry s�r�tt�. "Marijuanan�n tad� fena de�ildir. Satt���n� sanm�yorum. Belki alt�
ay yiyebilirler."
- Alt� ay!
� Avukat�na ba�l�. Tabii, tutabilirse.
-- Ya di�erleri ne olacak?
� Sabaha kalmaz b�rak�rlar, san�yorum.
Z�ppe kahvesini bitirmi�ti.
-Gitmem gerekiyor. Taksi dura�� a��lm�t�r art�k. Te�ekk�rler, Jerry. Kap�ya do�ru
d�nd�. Unutmadan soray�m, Oren'i nereye koymu�lar?
- San Raphael'e �l�e cezaevine.
Esneyen taksi s�r�c�s�, Adliye binas�ndaki Marin

Hall'�n �n�ndeki kald�r�ma do�ru y�r�yen m�terisine yar� kapal� g�zlerle bakt�.
Sausalito istasyonunda taksiye atlad��� zaman yaban� ve k�l�ks�z biri gibi
g�r�nm�t�. �imdi ise �st�nde �smarlama bir tak�m elbise vard�. Beyaz b�y�klar�
k�rk ya��nda g�steren g�r�n�m�ne uyuyordu. Kolunun alt�ndaki kahverengi deri �anta
burada bir i� i�in bulundu�unu g�steriyordu. Taksi s�r�c�s�, t�m insanlar�n
davran�lar�yla ilgilenir ve kendini video reklamlar�ndaki g�zel deodorantlar
kullanan, herkesin ilgisini �ekmeye �al�an k�zlar� d��n�rd� hep. Bu adam hangi
deodarant� kullan�yordu acaba?
- Ad�m Morris J. Phelps. Avukat�m.
Masan�n arkas�ndaki ba��avu� esnedi ve avukat�n uzatt��� g�steri�li karta bakt�.
� Ne yapay�m yani? diye sordu �avu� Killigan.
� �ren Starr'�n avukat�y�m. Onu g�rmeliyim hemen.
� Peki! D�nd� ve arkas�ndaki yar� a��k kap�dan i�eri
ba��rd�. Hey Mast! Starr'�n avukat� hakk�nda kimse sana
bir�ey s�yledi mi? �skemlesini tekrar masaya d�nd�rd� ve
parmaklar�yla t�k�rdatmaya ba�lad�. Biraz erken de�il mi,
Bay... neydi... ha... Phelps?
Mast esnemeye ba�lad�. "Starr daha telefon etmedi. Avukat� yok onun."
- Hay�r var. Gevrek bir kar��l�k verdi Phelps. Judy
Brandon halas�na telefon etli, O da neyse �nemli de�il.
Hemen m�vekkilimi g�rmeliyim!
"Dunno" Killigan sert bir sesle ba��rm�t�. "Te�men!"
� Te�men Ball'� sabahleyin uyand�rm�t�m. Tekrar
uyand�rman�z� �nermem. Starr'la bana on dakika verin
konu�al�m.
� Birka� saat bekleyemez misiniz? Uyuyor.
� Birka� dakika bile bekleyemem.
Bak�lar�n�n d��ndan gelen ve g�r�lmeyen bir�ey yapm�t� bunu. �avu� Killigan
iskemlesinden f�rlad�, arkaya do�ru homurdana homurdana gitti.

Avukat Phelps konuk kabininde beklerken, �antas�n�n �st�nde parmaklar�n�


t�k�rdat�yordu. Bir anda �ren Starr'-�n uzun boyu kap�n�n �n�nde g�r�nd�. Phelps,
kar��s�ndaki k���k masaya oturmas�n� i�aret etti. Onu h�cresinden getiren polis
kap�y� biraz aral�k b�rakm�t�.
�ark�c�n�n g�r�n�� onu etkilemi�ti. G�zlerinde ac�, dudaklar�nda vah�et
okunuyordu. Fakat g��l� kaslar�n�n ve ac�n�n arkas�nda h�l� engin ve kabar�k bir
anlay�la, umut
vard�.
� Halk�n� seviyorsun, dedi Phelps.
� Elbette seviyorum. �ren adam�n masadaki uzun par
maklar�na bak�yordu. G�z kapaklar� h�l� uykuyla doluydu.
� Senin gibilere bile b�yle davransalar da.
� Onlar sadece g�revlerini yap�yorlar. Ki�iler yeti�tiril
dikleri gibi davran�rlar, yapmak zorunda olduklar�n� ya
parlar. Her�eyin alt�nda zaten korku ve kabul edilebilir
bir arzu yatar.
� Kar�t�rm�yorsunuz ya?

� Kesinlikle do�ru. Herg�n bir �eylere yan�t bulmaya


�al��yorum. Dilerim iyisindir.
� Daha temiz bir yerde ya�ad���n� d��nsene. Nas�l
olur.
�ren g�zlerini k�rp�t�rarak adam�n g�zlerine bakt�. Bir saniye i�in g�zleri
ya�aracak gibi oldu.
� Avukat�m oldu�unu s�ylediler.
� Ad�m Morris J. Phelps. Sen beni d��nme. �imdi
bunlar�n hi�biri �nemli de�il. Seni �uradan ��karmam�z
gerek. Fazla zaman�m�z yok.
Oren'in g�zleri k�s�ld�.
� Kimsin?
� �imdi s�yleyemem, �ren. �nan bana, sana daha �o
�unu s�ylemek isterdim. S�ylemeyi�imin bir nedeni var.
�imdi. Not almak i�in �antas�n� �n�ne koydu. Gitar�nda
marijuana bulununca polise ne s�yledin?

Oren'in g�zleri hep ayn� noktaya bak�yordu. B�y�k bir �aba harcayarak kendine
geldi.
� Sadece onun oraya nas�l geldi�i hakk�nda bir �ey bil
medi�imi s�yledim.
� Sen koymad�n.
� Neden?
� Seni dinlemi�tim bir kez. B�yle bir �ey yapacak
adam de�ilsin. Her neyse, paketi orada buldular ve bu da
�ok a��k bir delil. Zaman sorunumuz var. Cezaevine git
memelisin.
Oren'in ka�lar� �at�ld�: - Bir k�z vard�.
� Kora.
� Evet. �nemi yok, k���k paketi oraya koydu�unu
s�ylemeye �al�t�. Ona inanmad�lar, sonra da ben dedimki...
� Kurtulmas� i�in su�u �zerine ald�n.
� Tam olarak de�il.
� Her neyse. �tekinden s�z et, paketi koyandan.
� San�r�m, biliyorum. Korkmu� �ocuk. Kimseyi g��
duruma d��rmek istemezdi. �lk kez b�yle bir �ey yap�yor.
�yi bir �ocuktur, diye ekledi.
� Hepsi iyi zaten, d�z bir sesle konu�mu�tu Phelps.
Su�u onun i�in mi �st�ne alacaks�n?
�ren omuz silkti, y�z� solgundu.
- Ayn� �ey benim de ba��ma gelebilirdi. Daha onsekiz
ya��nda. Karde�im kadar. Allah kahretsin! Siz avukatlar
niye duygular� anlam�yorsunuz? Benim duygular�m� anla
m�yorsun. Bazen kendim bile anlam�yorum. Kafas�n� kol
lar�n�n aras�na g�m�p h��k�rmaya ba�lad�.
Phelps omuzuna dokundu. "S�ylediklerimi dinle. Bana bakma, sadece dinle, iyice
dinle. �ren Starr, tarihimizde sadece bir avu� dolusu farkl� insan ��kt�. Baz�lar�
din adam�, bilim adam�, baz�lar� da filozoftu. Fakat hepsini kozmik g�zelli�e
do�ru birer yakla��mlar� vard�. �stersen buna ruh de, ayn� ruh sende de var, �ren.
Bu ruh do�u�tan

gelen bir sevgiyi sezerek ��renmeyi, evrende neyin ger�ekten �nemli oldu�unu ve
daha bir�ok �eyi sezerek ��renmeyi de i�ine al�yor. Seni sadece bir k�v�lc�m
ilgilendiriyor. Ama o da senin i�inde... �ren ben bir avukat�n�. Hem de �ok iyi
bir avukat. �imdi bir davam var, �yle �nemli bir dava ki... Duraksad�. Daha fazla
s�yleyemem. Ba�ka biri ��renebilir. Senin davanla ben ilgilenemeyece�im, ama seni
savunmak i�in San Fransisco'nun en iyi avukat�n� tutaca��m. Beni g�rmeyeceksin.
Fakat �ren, �zellikle o y�ld�zlara daha yak�n oldu�un sakin yerde beni an�msa.
Avukat elini �ekerken �ark�c�n�n omuzu titredi.
� Anlat.
� Hay�r, �ren. Sen kendinden s�z et. Bu �ark�lar� s�y
lemene ne yol a�t�?
� An�msad���m kadar�yla b�y�kbabam. Annemle ba
bam Finliydi. Mavi bir g�l�n yan�ndaki �iftlikte b�y�d�m.
B�y�kbabam bizimle beraber de�ildi. Her yaz kuzeyden
bir Lapon k�y�nden gelirdi. Son g�rd���mde dokuz ya-
��ndayd�m, ama onu hi� unutmad�m. Kantele dedi�i hu�
a�ac�ndan bir harp yapm�t�. Finlandiya kahramanlar�n�n-
ki gibi b�y�l� bir harp. Bana eski �ark�lar s�ylerdi. F�rt�
na, kayalar ve g�ky�z� hakk�nda �ocuk �ark�lar�. Finlan
diya'dan ayr�l�p Amerika'ya geldi�imizde �ok �z�lm�t�m.
� B�y�kbabana ne oldu sonra?
� Bilmiyorum. Bir yaz kolejdeyken. Rauutakoski'de-
ki �iftli�e onu aramaya gittim. O g�nlerde �ld���n� s�y
lediler. Kantele'sini bana b�rakm�t�. Hala saklar�m. Tu
haft�r, telleri de k�r�lmaz. B�y�l� olduklar�n� s�ylemi�ti,
sonsuza kadar kalacaklard�.

� Sen de telleri gitar�na takt�n.


� Nereden biliyorsun?
� Tahmin ettim.
� Gitar�m� ald�lar. Delil, dediler.
S�z verdi Phelps:
� Geri alacaks�n.

Aral�k kap� a��ld� ve d�ar�daki polis �ks�rerek zaman�n bitti�ini s�yledi.


� Bir �ey daha. Kora?
�ren ba��n� kald�rd�:
� Ne oldu ona?
- Ondan ho�lan�yorsun. Aran�zda �zel bir ili�ki var.
Genel anlay� derinli�i. Sen daha onunla konu�madan �n
ce de vard�.
�ren aya�a f�rlad�.
- Nereden biliyorsun? Kimsin?
Avukat �antas�n� koltu�unun alt�na ald�, belli belirsiz g�l�msedi. "Ondan uzak
dur, �ren North Beach'e gitme ve Kora'yla kesinlikle ili�kiye girme. Sadece sana
y�ld�zlar hakk�nda s�ylediklerimi an�msa.
- Ne hakk�nda?
Morris J. Phelps kap�daki polisin, yan�ndan h�zla ge�ip, d�ar� ��kt�. Yolu uzun,
zaman� k�sa bir adam gibi...

Be�inci B�l�m
�ZLANDA havayollar�n�n Stockholm ve di�er kuzey �lkelerine giden yolcular�ndan
�i�man bir Fin-Amerikan melez kad�n�n yan�nda gen�, k�sa boylu bir �skandinav
dilleri ��rencisi oturuyordu. Kad�n �ocuklar�n� uyutmu�tu. Tur-ku'daki
akrabalar�n� g�rmeye gidiyordu. Okudu�u gazetenin ad� Autajja'yd�.
- Finlileri anlamak ger�ekten zor dedi kal�n g�zl�kl�
gen� adam. Asl�nda Finliler �ok esrarengiz bir �rk.
Kad�n ba��n� istemeyerek kald�rd�: "Yok yahu?" diye
s�ylendi.
- Irklar�n�n temeli de belli de�il. Baz� antropologlar
Finlilerin do�u kavimlerinden geldi�ini, baz�lar� da dilleri
nin Macarca'yla ilgili oldu�unu s�yl�yorlar. Hi�birinin
emin oldu�unu sanm�yorum. Fakat Finliler �teki kom�u
lar�ndan �ok farkl�lar. Haks�z m�y�m?
Bayan Karkinen ba��yla onaylad�ktan sonra g�l�msedi. B�t�n ilgisini kendi
�lkesinin insanlar�na veren bu gen�ten ho�lanm�t�. "�sve�lilere hi� benzemezler.
�sve�liler daha yap�kand�r. Ruslar da." Y�z�n� buru�turdu.
� Herkes Finlileri nas�rl� elleriyle �ift�i ve bal�k�� ola
rak d��n�r. Oysa iyi atlettirler. Bor�lar�n� �derler. Politi
kada da tarafs�z kalmaya �al��rlar. Fakat g�r�nd�klerin
den daha zeki ve ilgin�tirler. �rne�in besteci Jean Sibelius
ve Finlilerin ulusal Kalevala destan�...
� Kalevala'y� okudun mu? Bayan Karkinen g�ld�.
Ben okumad�m.
- Kahramanlar �lkesi. �ark�lar ve �yk�ler. Ben de bi
rini biliyorum. Leminkainen ve g�kku�a��nda oturan k�z
hakk�nda ve...
Bayan Karkinen homurdanarak tekrar gazetesine dalm�t�. Adam�n sesini kesip onu
yaln�z b�rakaca��n� ummu�-

tu. Niye tuhaf bak�yordu acaba? M�knat�slanm� g�zlerin kafas�n�n i�ine bakt���n�
hissetmi�ti.
U�ak, ikindi �zeri Stockholm havaalan�na ininceye kadar ��renci, Bayan Karkinen'in
Fincesini incelemi�ti. Helsinki u�a��na aktarma yaparken kad�na, bavullar�n�
ta��mas� i�in de yard�m etmi�ti. Kad�n� kuzenlerine emanet ettikten sonra Turizm
b�rosuna gitmek i�in taksi tuttu.
� Halam� bulmaya �al��yorum, demi�ti onlara Harvcy
Jansen. �ki ayd�r Bat� Almanya'dayd�m. Asl�na bakarsa
n�z bu benim evden ilk ayr�l��m. Annem Silia, halam i�in
endi�eleniyor. Alt� ayd�r hi�bir haber alamad�m ondan.
Hasta olabilece�inden korkuyoruz. Rauutakoski yak�nla
r�nda bir �iftlikte oturuyor.
� Oras� olduk�a kuzeyde kal�r. Y�l�n bu mevsiminde
f�rt�nalar...
- Can�m� s�kmay�n, diye ba��rd� Harvey. Son on d�rt saatimi Arctic Circle'da, bir
radar istasyonunda ge�irdim. Rauutakoski'ye nas�l gidebilirim?
Gezisinin son b�l�m�n� k�pekli k�zaklarla yapm�t�. Bu bitmeyen karanl�kta ve
dondurucu so�ukta bir �ey yapmak olanaks�zd�. Nereye gidece�ine ili�kin hi�bir
ipucu olmad���ndan herhangi bir yere istedi�i anda gidemiyordu. �zleyebilece�i
hi�bir �ey yoktu. Hi�bir �ey.
K�pekler kam��land�k�a kar y���nlar�na do�ru at�l�rken, u�uldayan f�rt�na �nce
�sl��a d�n�t�, sonra durdu. �am ormanlar�n�n aras�ndan yo�un kar alt�nda ge�mi�ti.
Sonra bir g�l�n k�y�s�nda dinlendi. Uykuya dalmalar�n� �nlemek i�in basit birka�
s�zle hayvanlar� b�y�ledi. K�pekler, donmu� g�l�n kar��s�nda bulunan karanl�k
y�zeydeki par�lt�lara do�ru kesik kesik havlad�lar.
K�ydeki k�peklerin kederli ulumalar� buzlu havada yay�ld�. Bu sesler, geldi�ini
farkettiklerini duyuruyordu. Koyu mavi ve parlak k�rm�z� y�nlerin �st�ne ermin
kuyruklar�yla sar�nm� bir grup L�pon, a�a� kul�belerinden d�ar� ��kt�lar. Harvey'i
k�y�n ortas�ndaki konuk kul�besine

g�t�r�rlerken, �ocuklara k�peklerle ilgilenmelerini s�ylediler. Ta� ��minede yanan


ate�, konu�un ka� ve kirpikle-rindeki buzu eritti. Burnuna nefis yemek kokular�
gelirken, eldivenleriyle tozluklar�n� ��kard�.
Konukseverlik duygular� herkesi, karn�n� doyuran ve �s�nan Harvey i dinlemek i�in
ate�in ba��na toplam�t�. Mangal ate�inde pi�mi� ren geyi�i bifte�ini ve koca siyah
�avdar ekmekleriyle, tepeleme patatesi silip s�p�rm�t�. Duman� t�ten bardaktaki
s�v� ona kahve gibi gelmi�ti; ama tad� biraz daha ac�yd�.
Her zamanki k� geceleri toplant�lar�n� yapan nazik ve a��rba�l� y�zler, adam�n
hareketlerini merakla izliyorlard�. K���k �ocuklarla bebekler hari�, b�t�n
k�yl�ler oradayd�. Hepsi, yabanc�n�n geldi�ini g�rm� ve d�arda olanlar hakk�nda
s�yleyeceklerini dinlemeye ko�mu�lard�.
Ren s�r�lerini izlemekle ge�en g��ebe ya�amlar� mal edinmelerini engellemi�ti. Ne
radyo, ne video, ne de g�nl�k gazeteleri vard�. Masallardaki kentleri ve ilgin�
makineleri g�rmek i�in her �eyi g�ze al�p g�neye giden gen�lerin pek az� geri
d�nm�t�. G�llerin k�y�s�ndaki hu� a�a�lar� baharla birlikte tomurcuklan�p, s�r�ler
hareketlenin-ceye kadar bu a�a� k�t���nden yap�lm� y���nlarda ya�ayacaklard�.
K�z�l sakall� ya�l� bir adam, Harvey'e b�y�k bir tahta bardak verdi. ��indeki
k�p�kl� s�v�, t�pk� siyah biraya benziyordu.
� Kallia diyoruz biz buna dedi ya�l� adam. K�klerden
ve da� �ileklerinden yap�lm�t�r. �� tane i� bunlardan,
may�s ay�ndaki ke�iler gibi yerinde duramazs�n! Hepsi ka
dehlerini kald�rarak kat�la kat�la g�ld�ler.
� Te�ekk�rler ihtiyar.
� Ad�m Tovio Tekkila. Ya�l� adam elini s�kt�. Sana
nas�l yard�m edebiliriz?
Harvey daha �nceden b�y�k kentlerde g�rd�klerine ra-

z�yd�. Burada yeni bir g�vercin var. Ne alabiliriz ondan diye d��nd�.
�u ana kadar g�rd�kleri umutlar�n� g��lendirmi�ti. Yan siyan bir sinyalin
p�r�lt�s� vard�. Basit ya�amlar�nda y�ld�z ��klar�ndan ba�kas�n� g�rmemi�lerdi.
�lk kez yalan �retmekte zorluk �ekiyordu. Halbuki b�y�k kentlerde herkesi yalan
bombard�man�na tutmu�tu.
�yk�s�n� k�sa kesti ve "Starr adl� bir aileyi hat�rlayan�n�z var m�?" diye sordu.
Tovio sakal�n� kar�t�rd�. "Starr? Hay�r." Ate�in yan�ndaki ihtiyar bir kad�n
k�m�ldad�. �yice ��km� g�zleri a��ld�. Parlak bir sar� ��k vard� bak�lar�nda.
Kahverengi bir �r�mce�e benzeyen fel�li eli, ete�inin �st�deydi.
� Tahti demek istiyorsunuz. Uryo Tahti. Uryo'nun
kar�s� erkek �ocuklar�n� do�ururken �ld�. Sadece bir �o
cuklar� vard�. Baba ve o�ul �iftliklerinde yaln�z ba�lar�na
ya�ad�lar.
� Elbette! merakla ya�l� kad�na bakt�. Tahti y�ld�z
demektir.
Ya�l� kad�n g�zlerini kapad� ve yerine oturdu.
� Sen de biliyorsun arkada�. Tahtiler buradan y�llarca
�nce ayr�ld�lar. Amerika'ya gittiler. Tovio epeyce sarho�
olmu�tu.
� Biliyorum. Ben sadece b�y�kbaba hakk�nda bir
�eyler ��renmek istiyorum. O bir Lapon'du. Sizle birlikte
burada ya�am�t�.
� Kuzeyden gelmi�ti, diye m�r�ldand� ya�l� kad�n.
D�nyan�n bitip, y�ld�zlar�n ba�lad��� yerden.
Harvey kad�na yap�t�.
- G�rd�n m� onu? �ark�lar�n� dinledin mi?
Kad�n k�m�ldad�. Ve �am yapra�� yast���n�n �st�nde, bir �ne bir arkaya
salland�.
"O zaman ufak tefek g�zel bir �eydim. B�t�n �ark�lar�n�

dinlerdim. ^ az gecelerinde b�t�n erkekler benimle dans etmek isterlerdi."


A�lamaya ba�lad�.
Toivo kad�n�n beyaz ba��n� tuttu. "Tamam Aiti. Her �ey tamam. Ate� bize her �eyi
an�msatabilir de�il mi?" Har-vey"e f�s�ldad�, "ihtiyar Aiti'nin fazla �mr�
kalmad�. Onu incitme." Kadehini di�erlerine kald�rarak "�imdi hep beraber g�zel
bir �ark� s�yleyece�iz."
Harvey ihtiyar kad�n�n yan�na yakla�t�. "Eski �ark�lar" diye f�s�ldad�. "Tahti'nin
b�y�kbabas�n�n sihirli bir kan-telesi vard�. Bir de �zel bir �ark� s�ylerdi. �zel
bir �ark�."
Di�siz damaklar�n� oynatt�, bastonunu bulmak i�in arand�. Harvey bastonu ald� ve
bu as�rl�k ellere nazik�e verdi.
Taktik ba�ar�l� olmu�tu. �lmekte olan kafas�ndan dudaklar�na gelen �ark�
d�k�lmeye ba�lad�: ((�al�l�klar� kald�r�p �ilek toplayacakt�, Bu yabanc� ve g�m�
y�ld�z �ile�ini. �ilek yerden, kalkt�; Zarif ayaklar�na, Bembeyaz dizlerine, Y�n
ete�ine,
Belini s�ms�k� saran kemerine, K�pk�rm�z� ve gen�lik dolu dudaklar�na, Ve sonra
a�z�na girdi; Dilinden bo�az�na kayd� K�z�n benli�ine, bekledi..."
Aiti �ark�s�n� s�ylerken di�erlerinin kaba sesi kesildi. Ta� ocaktaki �am
k�t�kleri �at�rdad�. Hafif gece r�zg�r� �amurla kaplanm� yar�klardan i�eriye
esiyordu.
Harvey, kad�n yine kendi �lemine dalmadan bir �eyler ��renmek istiyordu.
� Kimdi o kad�n? �ile�i bulan kad�n yani.
� Marj atta.
� B�y�k, b�y�kanne! Ya�l� adam�n annesi.
� Ne ya�l� adam�. Tahti baharda bir geyik yavrusu ka-

dar gen�ti. Ayd�nl�k bir gece benimle dans etti. Aiti'nin ba�� kirli elbisesine
d�t�. Sesi fazla ��km�yordu.
- Nereye gitti�ini sormu�tun de�il mi? �ark�y� bilen di�erlerini aramaya ��kmas�
gerekiyordu. �rne�in Waino-moinen, kanosuyla beraber, y�lanlar�n u�tu�u ve
tanr�lar�n tanr�s�n�n bulundu�u s�cak bir �lke bulmak i�in bat�ya do�ru yelken
a�m�t�.
Aiti kaybolan r�yalar� i�in bir kez daha i�ini �ekti. Sonra solu�u durdu...
* * *
Janet Colfax, Aztek Tours'un Mexico City'den Merida'-ya olan seferini az daha
ka��r�yordu. Providence'dan emekli, bo�bo�az bir ��retmendi. Her konuda kesin
d��nceleri vard�. Bak�lar� ku�lar gibi bir �eyden bir ba�kas�na atl�yordu. Uzun
zaman beklemi� ve Mayalar hakk�nda bas�lan b�t�n kitaplar� okumu�tu. Bu y�zden de
hi�bir �eyi ka��rmak istemiyordu. Kimi zaman al�ak topuklu ayakkab�lar�n�, kimi
zaman da tenis ayakkab�lar�n� giyiyordu. Geceleri de kof re kuma�tan tayy�r�n�
giyerdi. Rehberle en �ok konu�an oydu. ��nk� hi�bir kelimeyi ka��rmak istemiyor-ve
rehber konu�malar�nda bir dikkatsizlik yapt��� zaman onu d�zeltiyordu.
Uzun boylu bir Oklahomal�, kar�s�na:
- Her gruba bir tane, demi�ti.
Rehberleri Guillermo, "Buras� bir zamanlar b�y�k bir kentti, Maya �mparatorlu�unun
ba�kentiydi. Tam �n�m�zdeki piramidin ad� El Castillo'dur" dedi.
S�cak sar� g�ne� alt�nda antik gri mezarlar�n, masmavi g��e kar�� b�y�k bir
ihti�amla parlay��, bir �ocu�un yapt��� resimlere benziyordu. Herkesin hayretten
a�z� a��k kalm� nefesi kesilmi�ti.
- �imdi b�y�k Kukul-Kan tap�na��n� g�rece�iz dedi
Guillermo.

� Ve bin s�tun mahkemesini diye k�k�rdad� Miss Col-


fax. Ve karanl�ktaki evi, Akat-Tzip, La Casa De Las Mon-
jas, Chican Chob ve onlar�n ayin niteli�indeki kanl�
oyunlar� oynad�klar� yerleri de unutma. Akusti�i o kadar
iyi bir yer ki, her f�s�lt�y� rahatl�kla duyabilirsiniz!
� Evet, Miss Colfax. Eski maya diliyle bir �eyler ekle
mi�ti rehber.
Bir zamanlar�n kutsal kuyusu El Ce��ote Sagrado'ya giden �nemli bir yol olan
�al�l�k patikada, "D��nsene, ne �nemli bir bulvarm�, bir zamanlar dedi ya�l�
kad�n.
� Ger�ekten diyerek g�l�msedi Guiller�no. Mayal�
atalar�n� bilim alan�nda �ok ilerlemi�lerdi.
� Di�er kabileler gibi barbar de�ildiler! diye ekledi ka
d�n. Belki dinsel kusurlar� vard�; ama hi�bir kabileye sa
va� a�mad�lar. Sava� a�anlar hep �b�rleriydi. Zaten bu y�z
den Maya uygarl��� mimarl�k, sanat ve �teki bilim dalla
r�nda bu a�amaya ula�t�.
� G�zlemevini g�rene kadar bekle. Orada y�ld�zlar�
g�zlemi�ler ve bir�ok astronomi yasalar�n� bulmu�lard�.
� Ben de onu bekliyordum. Ku� gibi oynatt� a�z�n�
Janet Colfax. Sonra "Baksana kutsal kuyuya geldik. Ne
kadar derin! Kuyu i�in se�ilen bakireler Tanr�lara mesaj
iletmek zorundayd�lar. Derinli�i ne kadar dersin Guiller-
mo?" dedi.
� �ok derin.
� Biliyorsunuz, diye a��klamaya ba�lad� Miss Colfax,
Guillermo'nun halk� kuyunun kenarlar�na k���k ��k�nt�
lar yapm� ve buralara kurbanlar�n yemesi i�in m�s�r ve
meyveler koyarlarm�.
� Do�ru, dedi Guillermo.
� Bir yerde bu bakirelerden biri hakk�nda bir �yk�
okumu�tum, kuyuya indirilmeden �nce �ocu�u olan �ok
sevimli bir k�z... Elli metre kadar a�a��daki kuyunun bu-
lan�k ye�il suyunu g�sterdi.

� Olanaks�z, se�ilen k�zlar�n hepsi iyi korunur ve ba


kire olarak �l�rlerdi.
� Ama biri �yle �lmedi diye �srar etti.
� Nerede okudun bu �yk�y�?
- �yi an�msam�yorum, ama okudum.
Guillermo ka�lar�n� �atarak aln�n� ka��d�. "�yle bir halk �yk�s� var. Ama kimse
taraf�ndan inan�lmad�. B�t�n kitaplar� ben de okudum. Ama hi�bir yerde senin
dedi�ine rastlamad�m."
- Sana s�ylemi�tim!
� Benim bildi�im �yk�, on d�rt ya��nda bir k�z �ocu
�unun �yk�s�yd�, izin verildik�e bah�ede dola��rm�. Bir
g�n duvar�n �zerinde bir panter g�r�nce korkmu�. Hemen
bir mango a�ac�na t�rmanm�. Korku i�inde panterin git-
mesini beklerken, g�m� gibi parlayan ilgin� bir mango
bulmu�. Mangoyu kopar�p yemi�. Bunun �zerine o anda
hamile kalm�. Bu olaydan dolay� bir rahip su�lanm�;
ama o da k�za dokunmad���na dair yemin etmi�. Hem ra
hip hem de onurlu biri olarak tan�nd���ndan k�z� tekrar
Kuyu Tanr�s�'na kurban etmi�ler.
� �ocu�a ne olmu�?
� Kimbilir? �imdi g�zlemevine ��kmadan �nce so�uk
bir �ey i�elim.
So�uk meyva sular�n� bitirdikten sonra, astrolog-rahip-lerin gezegenlerin ve
y�ld�zlar�n haritas�n� ��kard�klar� b�y�k kubbeye ��kan merdivenlere kadar giden
dar patikada rehberlerini izlediler.
- Do�udan bir gemiyle gelip Mayalara g�� ve bilgi ve
ren bir tanr� vard�. Janet Colfax yine �rperdi. "B�t�n
kitaplar�n Meksika'y� zapteden �spanyol generali Cortez
ve di�erleri taraf�ndan yok edilmesi �ok k�t�. Allah bilir,
rahipler uzay ve zaman hakk�nda neler yazm�lard�! Sade
ce... neydi o �yle?
Guillermo �tekilere bakt�.
- Ne var, senyorita?

� Bir �ekil. �u ��gen kap�n�n �n�nde, merdivenlerin


ba��nda dikildi�ini g�rd�m. Hay�r, sola do�ru. K�r�k s�
tunlar�n esrar� aras�nda kayboldu, �imdi.
� Sanm�yorum.
� G�rd�m onu, Guillermo! Kirli beyaz pantolonlu er
kek �ocu�uydu. ��plak ayakl�. G�mleksiz. Bak. Bize s�r�
t�yor!
Rehber omuz silkti:
� Ha! �u, Loco Tomas.
� Loco Tomas da kim?
� Eski kentin harabeleri aras�nda ya�amay� seviyor.
Kul�bede di�erleriyle birlikte uyumaz. �o�u B�y�k Ma-
yaland otelinde �al��yorlar. Tomas buraya gelip, �evreyi
dola�maktan ve y�ld�zlar�n alt�nda uyumaktan �ok ho�la-
n�r. Bazan, ay ����nda otelden buraya gelen turistler, ku
lenin tepesinde �ark� s�ylerken g�r�rler onu.
- �ark� m�?
Guillermo k�k�rdad�: Zavall� �ocuk bir "Juan de dios"-dur. Nas�l dersiniz?
Ka��rm�, yani. Ta�lar�n kendisine yan�t verdi�ini s�yl�yor. Yaln�z geceleri,
y�ld�zlar�n tam ortada oldu�u zaman �ok utanga� ve vah�idir. �nsanlardan
ho�lanmaz.
� �u Mayaland otelinde bir yer bulabilir miyim?
� Elbette. Ancak t�m yemek ve yatak �cretini �irkete
�dediniz. Sizi bekleyemeyiz, senyorita. Yar�n...
- Sen beni d��nme Guillermo. Bu gece burada,
Chichen-�tza'da, kalmay� d��n�yorum. Belki bu gece y�l
d�zlar do�ru yerlerinde olursa ta�lar bana da yan�t verir.
Kaplavastu, gittik�e y�kselen dolamba�l� patikadaki p�r�zl� bir kayan�n yan�nda
biraz dinlenebilmek i�in durdu. U�urum taraf�ndan gelen sert r�zgar v�cudunu kam-

��lad�. �ok a�a��daki ormana bakt�, �st�ne ba��na �eki d�zen verdikten sonra yola
koyuldu.
Sonunda ma�araya ula�t�. ��erisi �ok karanl�kt�. Hay�r! Nemli so�ukta belirsiz bir
par�lt� vard�. Kutsal Adam karanl���n i�inden k�m�lday�p, ��plak ayaklar�n�
s�r�yerek ona do�ru y�r�meye ba�lay�ncaya kadar konu�maya cesaret edemedi. Mum
alevi, y�z�nde k�m�lda�an g�lgeler meydana getirmi�ti.
- Yan�nda olmak ne kadar g�zel, Kutsal adam, dedi
Kaplavastu.
Jina "Bin g�nd�r sadece akl�mla hurday�m" dedi. B�t�n Paradiss'in En kutsal
adam�'yd�. Sesinde �a�k�nl�k vard�. "Neden geldin?"
� Yiyecek getirdim. Pirin� ve kuru incir.
� Yiyecek istemiyorum.
� �l�rs�n. Mum alevi karanl�ktaki g�lgeleri ayd�nla
t�nca Kaplavastu, c�zzaml�ya benzeyen bir yarat�k g�rd�.
Etsiz bir y�z, yanan g�zler ve karma kar��k sakallar. Kut
sal adam�n ve ma�aran�n pis kokusu midesini buland�rd�.
� Nirvana'y� Budizm'deki en b�y�k a�amay� ar�yorum.
� Hepimiz �yleyiz.
� Al �u yiyecekleri ve beni kendi halime b�rak.
� �l�m�ne susam�s�n. Belki de beni Tanr�lar g�nder
di? ��nk� daha senin �l�m�ne haz�r de�iller.
K�yl�lerin korkuyla s�z ettikleri Mahavina h��k�rd�.
- Tanr�lar�n istedi�i olur.
Bir dakika sonra a�z�na koydu�u yiyece�i ac�l� bir �ekilde �i�nemeye ba�lad�. Bir
avu� dolusu pirinci yedikten sonra Kaplavastu'nun g�zlerine bakt� ve konu�tu: Sen
insan de�ilsin.
� Hay�r.
� Kendine bir insan v�cudunu elbise yapm�s�n.
� Evet.
� Prajapati sen misin?
� Hay�r. Tanr� de�ilim.

� Niye bana geldin o zaman? diye azarlad� Mahavira.


Sana d��ncelerimden ba�ka verecek bir �eyim yok.
� Ya, d�nyan?
� D��nceleri ve hareketleri k�t�l�k kokuyor. Hi�bir
�ey istemiyorum ondan.
� Yok edilmesini ister miydin?
� Tanr�lar isterse.
� Onlar g��l� adamlar, Tanr� de�iller.
Kutsal Adam a�z�ndaki incir lokmas�n� geveliyordu.
� Niye bu d�nyaya yard�m etmek istiyorsun? insan
de�ilsin ki!
� Mutlak iyiyi ar�yorum.
Jina d��nd�. "Benden ne istiyorsun?"
- �ark�. Hindistan'�n bir �ark� destan� var. Senin bile
bilece�ini s�ylediler. Ba�ka kimse bilmiyor.
Kutsal adam �ark�ya ba�lad�:
"Bu k�v�lc�mlar d�nyan�n d��ndan m� geliyor? Bu k�v�lc�mlar g���n de �tesinden mi
geliyor? G��� delen ve her yere yay�lan k�v�lc�mlar? Y�ld�zlar ektiler bu
tohumlar� Ve mistik g�c�, A�a��da d�nya, G�� ve irade yukarda Bu Tohumlar� eken el
de kimin b�yle?.." B�y�k incir lokmas� bo�az�na tak�lm� ve �ks�rmesine neden
olmu�tu. "Belki de s�rr� biliyorsun?" dedi.
� �u anda bildiklerim sana yetmez, Kutsal Adam. Ba
na o tuhaf g�m� incir ve inciri bulup yiyen racan�n k�z�
hakk�ndaki masal� s�yle. B�yle bir �ark� var de�il mi?
� Evet b�yle bir �ark� var. Soluk y�zl� ba��n� kemikli
dizlerinin aras�na g�md�. "Baz�lar� bu �ark�n�n Budistlerin
kutsal kitab� Veda'lardan birine ait oldu�unu s�ylerler.
Ad� Melodiler Bilgisidir. �tekilerle beraber o kadar eski
�a�lara dayan�r ki ge�mi�te kald�lar. Gen�lik y�llar�m�
ayaklar�n�n dibinde ge�irdi�im usta bana bu �ark�y� ��ret-

ti. Fakat Buda'n�n do�umuna yak�lan a��tla kar�t�rmamak gerekir, de�erini d��r�r."
- �u Pradish kral�n�n �ocuk ruhlu k�z� do�urdu, de
�il mi? diye ipucu verdi Kaplavastu.
- Kesinlikle evet. G�nahs�z v�cudundan ��kard��� �ocuk! G�m�i bir deriye, g�m�i
g�zlere sahipti. S�yledi�i �ark�lar saray bah�elerindeki b�t�n ku�lar� b�y�lemi�
ve �evreyi kaplayan ormanlardaki kaplanlar� evcille�tirmi�ti. S�yledi�i �ark�lar�
her duyan y�celiyordu.
� Ad� neydi?
� Chauna.
� Sonra ne oldu Chauna'ya.
� B�y�d���nde �ok uzun ve �ok zekiydi. Fakat b�
y�kbabas�n�n krall���n� b�rak�p yolculu�a ��kt�. D�nyan�n
her �lkesinde bilim ve dinle ilgilendi. Kendi ya�land�; ama
g�zleri ya�lanmad�. Bir s�re sonra hi� �ark� s�yleyemeye
cekti. Destanlar�m�z onun saf olmaktan ve her�eyi bilmek
ten ba�ka bir �eyi istemedi�ini s�yler. O y�zden bilmedi�i
babas�n�n memleketine yolculu�a ��km�t�.
� Nerede bu yer?
-- G�ne�in �tesinde. Ustam bir keresinde Chauna'n�n bu yer hakk�nda �ark�
s�yledi�ini i�itmi�. O kadar g�zelmi� ki Ustam �ark�y� tekrar dinlemek i�in
a�lam�. Ghauna bilimler ve d�nyadaki b�y�k kafalardan toplamas� gerekti�i
fizik�tesi bilgiyle ilgili bir �ark� s�ylemi�ti. Bu y�zden o g�ne�in �tesindeki
yere gitmek istiyordu. Bu bilgi toplama i�i u�runa atalar�n�n b�t�n servetini
harcam�t�.
� Sonra?
� Chauna veya ona �ok benzeyen birinin gizlice kuzey
da�lar�ndan geldi�i s�ylenir. Yan�ndaki yabanc� yard�mc�
larla, y�ld�zlar�n sonsuza kadar kalacak olan karlar�n �ze
rinde parlad���, d�nyan�n en y�ksek da�lar�na ��kt�. ��
rencileriyle, b�t�n ��klardan daha g��l� olan ilgin� bir
makine yaratt� Chauna. Bir s�re sonra yabanc�lar kaybol
du. A�a��daki vadideki k�yl�ler, Chauna'n�n bulundu�u

tepeden b�t�n g��e alevlerin yay�ld��� o y�ld�zl� geceyi an�ms�yorlar. Alevler


�yle parlakt� ki, bakanlar g�nlerinin geri kalan b�l�m�n� yar� k�r olarak
ge�irdiler. Prad�sh Raca's�n�n b�y�k saraylar� y�k�nt� haline geldi, bah�eler
ormana d�nd�. Chauna'ya gelince hepimiz Chaunan�n �ark�lar�n�n ve kendisinin o k�r
edici geceden ben ��r�me-ye ba�lad���n� biliyoruz.

Alt�nc� B�l�m
MARK T�ME, Cracked Mug'un sisi i�ersinde y�r�yordu. Bir tehlikenin i�inde oldu�unu
seziyordu. Ka�mas�, buharla�mas�, bir �eyler yapmas� gerekti�ini biliyordu.
Morko'nun casusu orada, insan �eklinde, teriyle duman�n birbirine kar�t��� bir
g�r�nt�n�n i�indeydi.
�nce Kora'y� bulmal�yd�. �teki i� daha sonrayd�.
Bira kartonlar�n�n arkas�nda k�z� arad�. Fakat k�z�n yan�nda oturan adam�n
kafas�na girmek imk�ns�zd�. Siyah sakall�, ��k�k g�zl�, �ok zay�f bir yarat���n
kadavras�yd� bu. Kora'n�n nazik kafalara ve v�cutlara y�nelmi� b�y�k sevgisini
�ekebilecek bir tipti. Masan�n �zerine e�ilmi�, Kora'n�n sempatisini �ekmek i�in
k�zkarde�i ve kendi hakk�nda inand�r�c� bir �yk� anlat�yordu.
Mark, ajan�n kurnazl���m takdir etti. Ona g�re Kora'n�n akl� titre�en bir harp
gibiydi. Ad�na da David demi�ti. Ac�ma uyand�ran g�r�n��n�n alt�nda temiz k�l�kl�
bir kendini be�enmi�lik vard�. "Haini bulaca��m ve silece�im. Pek zor olmayacak.
�imdi de �l� gibi zaten" diye d��nd�.
Kora'n�n g�zel ba�� k�eye do�ru d�nd�. David'in ac�kl� �yk�s�n� dinlerken oday�
umutla tarad�. Oren'i ar�yordu. Kafas� endi�eyle doluydu. Neredeydi? �ren
hapishaneden ��km�t�. Ama daha onu aramam�t�. Onun da kendisi gibi biribirlerine
ait olduklar� duygusunu payla�t���na emindi. Neden onu g�rmek i�in hi�bir �aba
g�stermemi�ti. Nerede olaca��n� ona s�ylemi�ti. Haber g�ndermi�ti.
Neden?
"Tebrikler �ren" Mark bunu be�enmi�ti. Kendisine s�yledi�i gibi yapm�t� her�eyi.
Bilmedi�i �ey, ajan�n �imdiye kadar ikisini de denetime al�p almad���yd�. Ve d�nya
kaybolmu� kadar g�zel olacakt�. Kora �nemliydi, evet, Mayal� atalar� ona
�zelliklerini vermi�ti, ama �ren Starr daha

�nemliydi. ��indeki alevin inan�lmayacak kadar parlak olmas� bir rastlant�yd�.


�lenmemi� fakat, g�m� gibi parlak. Kora belki kurtulabilirdi; ama Morko, Oren'i
�ld�rmek zorunda kalacakt�. En az Mark kadar tehlikeliydi Morko
i�in.
Kora'n�n bak�lar�yla kar��la�t� o an.
Hasretle kucakla�t�lar. Casus David aya�a kalkt�. Mark'-�n kafas� David'in
kafas�na girmesini �nleyebiliyordu, fakat do�u�tan gelen ruhunu i�inden
atam�yordu. Ayn� ruh ona ba�ka bir Alfal�'n�n aras�nda oldu�unu s�yl�yordu. Bu
ilkel kafalar kaosunda kafalar� fenerler gibi parlakt�.
- Ka�!
Mark birka� saniye i�inde Morko'nun sa�lad��� silahlarla casus taraf�ndan
g�t�r�lece�ini d��nd�. Ama Mark da kendini savunacakt�.
David �imdi ayaktayd� ve merdivenlere g�z�n� dikmi�ti.
Mark tekrar karanl��a d�nd�. Giderken de "Bekle!" diye ba��r�yordu Kora.
David de arkas�ndan geliyordu. De�i�meye gerek duymam�t�. � �ok kolayd�.
Mark girdi�i soka��n �b�r taraf�n� inceledi. ��kmaz bir soka�a girmi�ti. Kap�,
pencere arad�. Hi�bir �ey bulamad�.
Sadece David'den gelen sinyaller vard�.
- Ortaya ��kabilirsin, hain. Yakalad�m seni, bunu bili
yorsun. K�z� buldum ve yar�n da �ark�c�y� bulaca��m.
Kafas�n� iyice kapatt�. Hi�bir d��nce s�zm�yordu. Sadece bir endi�e her taraf�na
yay�lm�t�. 'Yak�n, �ok yak�n' diye bir d��nce ge�ti kafas�ndan. Arkas�nda
izleyicisi bekliyordu, sinyaller g�nderiyordu...
- Korkma. Seni �ld�rmeyece�im. Morko seni Mental
Regiouping Enstit�s�ne g�nderecek. Sen kesinlikle man
yaks�n, sen ve senin o k���k grubun. Ama endi�elenme.
Bu kadar� ac�tmaz.
- ��k ortaya, ��k ortaya!
Ne bir ses, ne bir d��nce.

- Bak yaln�z�m. Bu ak�l yoksunu topraklardaki bu kadar g�nden sonra, sen de �yle
olmal�s�n. �imdiye kadar ilkel olman�n ne kadar k�t� oldu�unu anlayamam�t�m.
Yalanlar, tahminler, sonsuz bir kar��kl�k...
Aldanm�yordu. Casusun yaln�zl���n deh�eti hakk�nda s�ylediklerinin hepsi do�ruydu.
Mark casusun bu s�zlerinin alt�nda, Morko'nun Enstit�'s�ndeki bilim adamlar�n�n
yapay olarak yerle�tirdikleri ve uygar d�nyaya y�n veren b�t�n yaz�l� ve s�zl�
yasalara kar�� gelen kurnaz bir sadistli�in yay�l��n� farketti. Morkonun savunma
noktas�, hainlerin yasa d�man� oldu�u ve en kolay en �abuk yoldan yok edilmeleri
gerekti�iydi.
Kedi ve fare. Evet casus, Markla kedinin fareyle oynad��� gibi oynuyordu. Bu i�
i�in �zel olarak e�itilmi� ve �ylesine �artlanm�t� ki, i�i ba�araca��ndan emindi.
B�t�n evrene ihanet eden bu hain mutlaka �lmeliydi; ve ona da evrenin b��a�� olma
�erefi verilmi�ti.
Mark Time bir an i�in sonsuzlu�un dudaklar�nda as�lan umutsuzluk ���l���n�n
u�ultusunu i�itti.
Sonra...
Bir yol vard�. Ka�mak i�in bir yol. Sonsuz tehlikelerle dolu bir yol.
Bir ilkenin v�cudunu t�pk� bir manto gibi �rtmek, Alfa sistemindeki ilkel
gezegenlerin s�m�rgele�tirilmesinde kullan�lan bir ara�t�. �pnotizman�n etkili ve
ilerlemi� bir bi�imiydi. Fakat art�k biliniyordu.
Denenmi� bir yol daha vard�. Kendini tan�mamas� i�in benli�ini ba�ka bir yarat���n
v�cuduna yerle�tirme yolu. Ba�ka bir yarat�k olarak, ba�ka hi�bir varl���n
fark�nda olmayacakt�. Bu, akl�n� ortadan yok edecek, ruhunu da��tacakt�. �yleki
casus onun sadece var oldu�unu sezebilecekti. Ruhunun �l�m� gibi bir �ey olacakt�
bu.
Bir zaman s�n�r� da koyacakt�; ama acaba bu s�n�r i�e yarayacak m�yd�? Daha evvel
denemedi�i i�in bilmesi olanak-

s�zd�. Ve bu benli�in �l�m� s�ras�nda, yarat���n kar��la�t��� tehlikelerin


hepsinden zarar g�rebilirdi.
Bu k�l�k alt�nda bile Morko'nun ajan�n�n kendisini bulamayaca��ndan asla emin
olamazd�. Belki ayn� �eyi o da biliyordu. �st�n zek�s�n�n do�al sonu�lar�ndan biri
de buydu. Ve yapabileceklerinde bir son yoktu. Morko'ya bir matematik denklemi
verilmi�ti: "D�nya �lmeli!"
- Beklemekten yoruldum hain!
En yak�n ��p kutusunun alt�nda bir hamam b�ce�i s�r�n�yordu. G�z a��p kapay�ncaya
kadar kirli kahverengiden, bir t�r tozlu g�m� rengine d�nd�. Eski benli�i onuruyla
�ld�.
G�m� renkli b�cek i�in gece, uzun bir beslenme zaman�yd�. Kar��s�na ��kan b�y�k
yiyecek deposuna pasl� bir delikten dald�. G�zel bir yere gelmi�ti, g�zel kokular
ve bir s�r� yiyecekle dolu bir yerdi. At�t�rmaya ba�lad�. Ba�ka bir erkek b�cek de
kendisinin sald�rd��� ekme�e do�ru harekete ge�mi� ve ekme�in �b�r taraf�ndan
yemeye ba�lad�. G�m� renkli b�cek g�r�lt�ler ��kararak �st�ne at�ld�. K���k bir
m�cadele oldu ama iki b�cekte birbirlerine �st�nl�k sa�layamad�lar. Yiyecek
deposunda spagetti art�klar�, soslu yemek par�alar� ve di�er lezzetli yiyecekler
vard�. Hepsine yeterliydi.
G�m� renkli bir di�i buldu. Antenlerini s�rterek birbirlerini tahrik ettiler; Ve
�iftle�mek i�in karanl�k bir k�eye gittiler. Sonra di�i uzakla�t�, erkek de uykuya
dald�.
�o�alan seslerle uyand�. Kald�r�l�p, at�ld���n� hissetti. B�y�k yiyecek deposu
daha b�y�k bir yiyecek deposuna d�k�ld�. �st�ndeki g�r�lt� karanl��� getirene
kadar sabah g�ne�inde kur�un gibi parl�yordu. O nefis kokular�n ve kahvalt�
par�alar�n�n kar��s�nda afallam�t�.
* * *
Aral�k ya�muru �afakla beraber ba�lam�t�. Apartman-

lar�n kap�s�ndan ��kanlar�n otob�slerine yeti�mek i�in ko�arlarken kal�n


elbiselerini giymi� olduklar� g�ze �arp�yordu. Yine s�k�c� bir i� g�n�yd�.
- Gazete bay�m diye sormu�tu apartman�n kap�s�ndaki
gazeteci �ocuk.
Sordu�u adam paray� atarken ka�lar�n� �att�. "Tip de�ilsin sen. Her g�nk� �ocuk
nerede?"
- Tip hasta. Ben Johnny "yim. Eksik di�lerini g�stererek s�r�tt�. Kora Miller
burada m� oturuyor?
- Kendin bak. Nereden bileyim? Adam otob�s�ne ko
�arken Johnny'e kirac�lar�n posta kutular�na do�ru y�r�
d�. G�zleriyle etraf� incelerken, kafas� da ya�murlu cad
deyi tar�yordu.
Her �ey �ok g�zel. De�i�im i�e yaram�t�. Morko'nun ajan� belki de
kurtulamayaca��n� anlay�nca intihar etti�ini d��nm�t�. Yine de emin olamazd�,
ajan�n g�revi hen�z bitmemi�ti. Daha i�i g�r�lecek �ren vard�.
Sonraki i��i, otomatik kap�y� a�ar a�maz Johnny i�eri dald�. Apartman�n
giri�indeki kimi elle, kimi daktiloyla yaz�lm� adlar aras�ndan Kora'n�n �st katta
oturdu�unu ��rendi. Asans�r�n �zerinde bozuk yaz�s� vard�. Merdivenleri iki�er,
��er atlayarak ��kt� ve yang�n ��k��n�n arkas�ndaki 20 numaral� daireye geldi.
Zili �ald�. Biraz sonra kap� a��ld�.
"�yi g�nler Bayan Martin!" S�r�tt�. "Ben yeni gazeteciniz Johnny'yim."
Kora'n�n g�zlerinden b�t�n geceyi Oren'i d��nmekle ge�irdi�i belliydi.
- Peki. Gazetemi ver. Birden akl�na geldi. Dur! Art�k
gazete alm�yorum.
- Bedava Bayan Martin.
Kora ka�lar�n� �att�.
-' Neden o?:'..
- Bir dakika i�eri girebilir miyim? Gazetenin ad�
Star.

Son kelime Kora'y� heyecanland�rd� ve kap�y� iyice a�t�. "Peki, sadece bir dakika.
Kahve yap�yordum. Bir bardak s�t i�er miydin?
Mutfaktan i�eri girdi ve hi� cevap beklemeden s�t� doldurdu. Ba��bo� hayvanlar�
bile beslerdi.
Johnny gazeteleri masaya b�rak�p, g�zl���n� d�zelttikten sonra iskemleye kuruldu.
- Bu 'Star' i�i de ne? San Fransisco'da 'Star' ad�nda
gazete yok.
� Hay�r, var.
� S�t�n� bitir ve git.
Johnny s�r�tarak g�z k�rpt�. "Sana bir haberim var. Adam�n ad� Starr. �evrede
kimse yokken s�ylememi istedi. Kimse var m�?"
� �imdilik yok. Ama yeni oda arkada��m her an ge
lebilir.
� Daha gelmez.
� K�z, David'in k�zkarde�i. David'le ge�en gece tan�
t�m. S�yle s�yleyece�ini.
- David'le Cracked Mugda m� tan�t�n?
Kora ba��yla onaylad�. "Ne oldu?"
� Oh �evreye bak�yordum. Johnny s�t�n� bitirdi. �u
k�z da Los Angeles'l� m�?
� Evet. Ger�ekten d�rt ayak �st�ne d�t�ler. K�z�n ka
lacak yeri yok. Bu sabah otob�sle geliyor. Yar�n veya �b�r-
g�n de bir i�e girecek ve David belki de... Hey! Niye bun
lar� s�yl�yorum sana?
� Akl�nda da o y�zden Johnny d��nceli, d��nceli
bo� sayfay� �evirdi.
Kora kahvesinden bir yudum ald� ve aya�a kalkt�. "Dinle Johnny yapacak i�lerim
var. Bana g�nderilen haberi
s�yle."
- D��neyim. Evet Starr seni �u an g�remeyece�ini,
endi�elenmemeni ve yak�nda seni g�rece�ini s�yl�yor. �yi

bir k�z olman� istiyor. Yeni arkada�lar�n�n da iyi olmas�n� istiyor. Onu beklemeni
istiyor. Yak�nda ortaya ��kacak.
� Nerede �imdi?
� Dunno'da?
� Niye ona gidemiyorum? Niye onu g�remiyorum?
Johnny, "Fakat bu i� ciddi. Bu dediklerimi yapmam ve
hakk�nda iyi �eyler d��nmeni istiyor. Belki de yak�nda g�rebilirsin onu" dedi.
Kora masan�n �evresinden dola�arak �ocu�un kolunu tuttu. Uzun t�rnaklar�
Johnny'nin etine bat�yordu. "Johnny ne olur Oren'i bul ve en k�sa zamanda gelmezse
endi�elerimin bitmeyece�ini s�yle."
Zil �ald� ve Johnny hemen aya�a kalkt�.
- Gitmeliyim.
- Bekle! Kora yeni oda arkada��na kap�y� a�mak i�in
�teki odaya ge�ti.
Johnny mutfak penceresine y�neldi. Yang�n merdiveninden soka�a ��kabilirdi.
Kora Los Angeles'dan gelen David'in k�zkarde�ini kar��lad�. "Sana bir kahve
yapay�m. Gazeteci �ocu�a da..."
Fakat Johnny odada yoktu. Pencereden d�ar�ya, yang�n ��k��na bakt�. Hi� kimse
yoktu. Oda arkada��n�n kahvesini koyarken, g�z�ne Johny'nin ba� sayfas�n�
�evirdi�i gazetedeki bir ilan ili�ti.
"MARS'A BEDAVA B�R GEZ� KAZANAB�L�RS�N�Z. KUPONU DOLDURUN."
* * *
�ren, San Fransisco'yla Stinson Beach'in ortas�ndaki burunda, temiz sabah havas�
almak i�in kul�besinden d�ar� ��kt�.
Ya�mur durmu�tu. G�ne�in do�mas�n�n �zerinden iki saat ge�mi�, g�ky�z� iyice
grile�mi�ti. Kayal�klara do�ru y�r�rken, yumu�ak bir meltem renkli g�mle�ini
yalad�.

Elli metre kadar a�a��da, y�kselen sular kayalar� d�v�yor, daha ilerde de k�p�kl�
dalgalar y�kseliyordu. Oren'in g�m�i g�zleri okyanustan daha uzaklara, denizle
g�ky�z�n�n birle�ti�i noktaya dald�.
Ci�erlerini temiz havayla doldurdu.
��indeki ya�ama sevinciyle bu so�uk ve �rpertici sabahta burada olman�n zevkini
duyuyordu. Sonra bu�day sar�s� sa�lar�n� elleriyle taramaya ba�lad�.
Garip bir duygu bir an bile sevin� duymas�na izin vermiyordu, i�inde kaynayan bir
�ey vard�. Bir parmak, elinde olmayan kaderine kar�� koyman�n y�n�n� i�aret
ediyordu. Neden oydu? Neden ve ne i�in?
Bir e�ya m�yd�? Bir yer mi, yoksa bir insan m�yd�? Bu her neyse ba��na bela
kesilmi� ve ��ld�rman�n s�n�r�na gelmi�ti.
Marin burnundaki bu y�k�k d�k�k kul�beyi bir y�l �nce bulmu�tu. D�r�ya'ya ve
d�zenbazl�klara dayanamaz hale geldi�inde buraya gelir ve d��ncelere dalard�.
Kul�beye yerle�memi�ti. Zaten yerle�seydi de mutlaka birisi kovard�, Ancak hi�
kimsenin bu kul�beden haberi yoktu.
��indeki dinmeyen d�rt� y�z�nden, �ark�lar�n� s�ylemek i�in D�nya'n�n yar�s�n�
dola�m�t�. Meksika, Alaska ve G�ney Pasifik adalar�, ne i�inde yanan ate�i
s�nd�rebil-mi�, ne de bilim ve eski dinler hakk�ndaki ara�t�rmalar�n� tatmin
etmi�ti. Her yeri dola�m�, y�ld�zlara �ark� s�ylemi�, uzay arac� kullanmay�
��renmi�ti. Fakat konulan k�s�tlamalara kar�� gelince i�i b�rakm�t�.
Kora'n�n s�cakl���n� d��n�nce, elini y�re�inin �zerine koydu. Kora'n�n yeri
farkl�yd�. Onun gibi bir kad�n gelmemi�ti D�nya'ya. Gelemezdi de. �izgili yelek ve
siyah pantolondan olu�an elbisesi, s�rmeli g�zleri sadece d� g�r�n��yd�. Ancak her
isteyene yard�m eden g�r�n��n�n ard�nda, Oren'i etkileyen farkl� bir �zlem duygusu
vard�.
Zaten ilk kar��la�t�klar�nda g�zlerini birbirlerinden ay�-ramamalar�n�n nedeni de
buydu.

Ancak ��z�ms�z ayr�l��� ve insan�st� bir bo�lu�u da Kora'da bulmu�tu. ��z�m yolunu
bilmedi�i i�in yard�m da edemezdi. Ancak birlikte bir �are bulmal�yd�lar.
Mehtapl� gecelerde, burada r�zg�r�n alt�nda saatlerce duracak; istemeyle olacakm�
gibi, v�cudunu oraya g�ndermeyi d��nerek uzay�n karanl�klar�na bakacakt�. Sonra
i�eriye, kul�beye d�n�p k�r�lmaz telli gitar�n� �alacakt�. Bazen s�zc�kler,
i�indeki derin k�rfezlerden ��k�p dudaklar�ndan d�k�lecekti. �ok g�zel g�nleri
olacakt�. Kora'yla birlikte, gizli ve kendilerine ait g�nler.
Bu y�zden, hi� kimseye buradan s�z etmemi�ti. Sadece Kora'ya s�yleyecekti bunu.
Kendisini Morris J. Phelps diye tan�tan o yabanc�, avukatt�. �ok ilgin� �eyler
s�ylemi�ti.' Avukat�n bu s�zlerle ne demek istedi�ini bilmesi olanaks�zd�; ama �u
an o s�zc�kler, i�inde bir umut duas� gibiydi.
- D�nya Kuruldu�undan beri sadece bir avu� dolusu
farkl� insan ��kt� ortaya... Ger�ek kozmik g�zelli�e yak�n
insanlar... Sende var bu yakla��m...
Mahkemeyi ve kendini savunmaya gelen San Fransis-co'lu �akal burunlu avukat�
d��nd�. Quale'di ad�. Yasalardaki b�t�n bo�luklar� biliyordu. Quale'in orada
burada para yiyen biri olmad���n� d��n�yordu. Ba�savc�, kendi ya�mac�lar�ndan s�z
etmeyip, Oren'i �evredeki b�t�n uyu�turucu i�iyle ilgili olanlar�n eleba��s�
olarak g�stermeye �al��yordu.
Uyu�turucu kullan�yor dedi�i �ocuklar da yanl� y�nlendirilmi�lerdi. Bir kez
marijuanay� tatm�lard�. Quale'in hesab�nda �ok para vard� galiba. El �abuklu�uyla
hemen bi-tiriverdi mahkemeyi. �ren hapishane ile kefalet aras�nda se�im yapmak
durumundayd�. Quale paray� �antadan ��kar�rken �apkas�ndan tav�an ��karan bir
sihirbaza benziyordu.
- Sak�n Kora'yla ili�kide bulunma!
Kabul etmi�ti bunu. Belki para, belki de bu s�z� s�yler-

ken Phelps'in g�zlerinde g�rd��� ifade onu kabul etmeye


zorlam�t�.
"Y�ld�zlar�n yak�n oldu�u yer."
�rperdi ve kahvalt� haz�rlamak i�in kul�beye girdi. ��eriye girerken patikadan dal
��t�rt�lar� duydu. Bir tav�and� belki de. Pasl� sobadan, isten kararm� teneke
kahve cezve-sini kald�r�rken kap�da bir t�rmalama sesi duydu. T�rmalama ve s�zlama
sesi...

- II -
Birinci B�l�m
PORT MARS ��r�m�l���n kaynad��� bir yerdi. Yenilik�i bir yazar da, bir doktoru
hastas�n�n besleyici kanallar�nda g�rd��� bir hava k�reci�ine benzetmi�ti. Gazl�
ve �l� bir k�recik...
Y�k�nt� halindeki kentin i�inde ya�ayanlara yetecek kadar hava vard�. Le� gibi
kokuyordu buras�. Sabun ve temizleme makinelerinin temizleyemeyece�i kadar pisti.
D�nya'n�n bir ku�ak �ncesi �evre yollar�na benziyordu. �stelik kapasitesi de
eskisi gibi yetersizdi.
N�fus genellikle de�i�kendi. Daha verimli gezegenlere yerle�emeyen madenciler,
birka� organizat�r ve giri�imci, para kazanmaya �al�an yazarlar ve fahi�eler
vard�. Ya�mac�lar ve asalaklar gibi, uzay�n i�galini ger�ekle�tirecek her �ey
buradayd�.
Otomatikle�me ve n�fus art�� D�nya'y� dayan�lmaz bir bir yer haline getirmi�ti.
Ku�kusuz tek ��z�m yolu di�er gezegenleri s�m�rgele�tirmekti. Ancak insanlar�n
ya�ayabilece�i tek gezegen, Ven�s ve J�piter'in, uydusu Ganyme-de'ydi. �lk
gidenler b�y�k s�k�nt�larla kar��la�m�lard�. Her s�m�rgeci ba��na d�en harcama da
�ok fazlayd�. Mars'�n b�t�n do�al kaynaklar� y�zy�llar �nce yok olan �rk
taraf�ndan kullan�lm�t� ve her �eyi yeni ba�tan yapmak gerekiyordu. S�cak veya
so�uk gezegenlerde ya�am, eski kurgu-bilim romanlanndaki yeni kentlerde oldu�u
gibi de�ildi. Madencilik ve s�m�r�y� sonsuza kadar s�rd�rebilmek i�in, yeni
teknolojik �al�ma alanlar� bulmak gerekiyordu.
��z�m, ba�ka bir g�ne� sistemine girmekte bulundu. Alfa Centuri ve D�nya'daki
ko�ullar orada bulunabilirdi.

"B�y�k Adam" ger�ekte bu yeni ya�ama alanlar�na yerle�tirilecek i�siz ve a�


milyonlarla ilgilenmiyordu Eski Romal�lar�n G�ne� Tanr�s� Sol'�n sistemine sa��lan
para ve insan kan�, onun i�in sadece zenginlik ve g�� demekti. Vitrinden e�ya
se�er gibi, mineral y�n�nden zengin gezegen ve asteroidleri se�mi�ti.
Port Mars'a geldi�i uzay arac�ndan inerken tombul y�z�n� buru�turdu. �lk kez D�nya
d��na ��k�yordu ve bu ona iki y�z elli pound'a patlam�t�. �ni� alan�ndan be� mil
uzakl�ktaki Bubble'a ters ters bakt�. Belediye ba�kan� ve �eref muhaf�z�, mi�ferli
ba�lar�n� e�erek selam verdiler.
Pallent oral� olmad�. Sekreteri Bayan Pink'in, ba�l���n� gev�etip ��karmas� i�in
kapal� hava otomobiline girmesine
izin verdi.
"Ne bi�im i�!" diye homurdand�, bir i�ki istedi. Bayan Pink hemen minyat�r bardan
bir i�ki ��kararak bu iste�ini yerine getirdi.
Belediye Ba�kan� Latlimer yan�ndaki arabadayd�. Kalk�k ka�l�, sinirli bir insand�.
J.K.R. Pallent'in Port Mars'-daki i�lerini izlerken �ok para kazanm�t�. Ancak bir
g�n onun ters davran�lar�yla kar��la�maktan her zaman korkmu�tu. Hepsi Pallent'in
viski, parf�m, giysi se�iminde ve masaj�nda yan�nda olmak i�in toplanm�lard�.
"B�y�k Adarmun viskisini doldurmas�ndan sonra o da su barda��n� doldurdu.
Pallent'le birlikte kal�n dudaklar�na g�t�rd� ve birlikte yuttu. Pallent rahat
etmek i�in kollu�una yaslan�nca Belediye Ba�kan� da o zaman rahat bir soluk alma
�zg�rl���ne kavu�abildi.
Pallent, k�s�k g�zleriyle k�rm�z�mt�rak topra�a ve mavi g�ky�z�ne ele�tiren
bak�larla bakt�. Birden, her �ey karard� ve araba durdu.
- O da ne? Ne oldu?
Belediye Ba�kan� Lattimer sinirli sinirli g�ld�. "G�ne� tutulmas�. �ok olur.
Diemolar o kadar k�t� de�ildir. Pho-bolar y�lda bin kez olur. Al��rs�n�z."

� �imdi olmasalar olmaz m�? Homurdanarak geni�


omuzlar�n� silkti. "Geciktirin!"
� �z�r dilerim J.K.R.
� Bir daha dikkatli olun.
� Phobolar'�n icab�na bakaca��m.
Pallent "Her dakikam on bin d�nya kredisine bedel" diye s�ylendi.
- Biliyorum J.K.R.
B�y�k Adam'�n i�kisini yudumlamas�ndan sonra, su�lu gezegen g�ne�in �n�nden
ayr�ld�. G�ne�, so�uk ve k�rm�z� bu d�nyadan �ok uzakta parl�yordu.
Lattimer, havaalan�na girerlerken baz� say�lar g�sterdiy-se de B�y�k Adam'�n buna
tepkisi, a��z dolusu k�f�r savurmak oldu. "
- Aman Tanr�m! Port Said'deki helalar gibi kokuyor!
Lattimer, sekreterin ve patronunun d�ar�ya ��kmas� i�in
yol g�sterdi. Polisler ve di�er koruyucular kimseyi yakla�t�rmamak i�in her tarafa
da��lm�t�. B�y�k Adam'�n ziyareti gizli tutuluyordu; ancak Lattimer i�i �ansa
b�rakmam�t�. Bindikleri helikopter, B�y�k Adam i�in yeniden d�enen apartmana do�ru
havalan�rken Pallent, Core'a do�ru halkalar olu�turan d�kkanlar, lokantalar ve
evlere bakt�. Ara�lar� terasa inerken Mayor m�r�ldand�:
- �nce bir banyo alsan�z iyi olur J.K.R., mas�r�n�z
sizi bekliyor.
B�y�k Adam normal bir insan�n �� g�nde kullanabilece�i suyu harcad�ktan ve mas�r
taraf�ndan hamur gibi yo-���rulduktan sonra, mor ve parlak bir giysi giyerek
salonun kar��s�ndaki toplant� odas�na gitti.
Biri kap�da, ikisi de i�erde olmak �zere �� koruyucu vard�. On ki�i oval bir
masada onu bekliyorlard�. Pallent, D�nya ve hepsi i�in �ok �nemli bir and�.
B�y�k Adam odaya girer girmez Belediye Ba�kan�na d�nerek:
- D�ar�! diye homurdand�.

� Fakat J.K.R.!
� Bu konu seni ilgilendirmez. Y�kselen sesi korkutu
cuydu. �u iki koruyucuyu da g�t�r.
Lattimer kar�� ��kt�:
� Baz� s�ylentiler var. Geli�inizi �ok gizli tutmam�za
ra�men, �ld�r�lece�inize dair iki mektup geldi.
� S�ylentiler. Hep beni �ld�rmeye �al��rlar zaten. Ya
�ld�rs�nler, ya da seslerini kessinler! Pallent, Lattimer'in
��kmas�n� bekledi; sonra da sekreterinin yard�m�yla konfe
rans masas�n�n ba��na oturdu.
Pallent, b�y�k bir puro yakt�. Cilal� masan�n �evresindekilere k�s�k g�zlerle
bakarken okkal� bir duman savurdu. Gevrek bir g�l�le:
- �lmemeye kararl�y�m. B�t�n �rg�t gece g�nd�z bunun i�in �al��yor. B�t�n bu
parafin k�resi.
On donuk surat belli belirsiz s�r�tmaya �al�t�. B�y�k Adam espri yapt��� i�in
s�r�tmalar� gerekiyordu. Pallent, o an g�l�n�l�kten uzakla�t� ve ki�ili�inin sert
yan�n� ortaya ��kard�. Bu sertlik onu, Jackson'da k���k bir fabrikadan
Mississippi'deki bir bankalar grubunun tek y�neticisi olmas�n� sa�lam�t�. Bir
d�zine de�i�ik ad ve marka alt�ndaki �irketleriyle D�nya ekonomisinin yar�s� onun
elindeydi.
Parma��n� �ak�rdatt�. "�lk kim konu�acak?" Masadakiler karars�z g�zlerle
birbirlerine bakt�lar. Pallent sekreterine i�aret etti.
- Se� birini. B�t�n g�n�n� burada harcayacak de�i
lim.
Pin elindeki dosyay� a�arak g�z gezdirmeye ba�lad�.
� Vern Teel. D� Projenin y�netmeni.
� Evet Teel.
Uzun parmakl�, t�knaz bir adam aya�a kalkt�.
- �nce, ge�en toplant�dan bu yana ortaya ��kan geli�
meleri �zetleyeyim. Pikni�e gitmiyoruz. 'Uzay Palamar�'
teorisiyle, 'Proje'yi ger�ekle�tiren de�erli fizik�imiz Dr.

P.L. Corwin, gemiyi yapan uzay m�hendisleriyle s�k� �al�ma i�ine girdi. Gizlilik
i�inde �al�mak zorunlulu�umuz ve yap�m�n bir d�zine yerde par�a par�a s�rmesi
ba�lant� g��l�klerine neden oldu. Ancak �imdi gemi ve b�t�n par�alar� kutup
yak�n�ndaki Proje kentinde...
- Ge� bunlar�! Sadede gel! Ne zaman kalk�yor? Ne
zaman, ne zaman?
Teel'in dili doland�, so�ukkanl� y�z� bembeyaz kesildi.
- Dr. Corwin!
Fizik�i ufak tefek, beyaz sa�l�; meslekta�lar�n�n tam bir karikat�r�yd�. �ri
g�zleri vard�. Einstein'dan sonra D�nya'n�n yeti�tirdi�i en b�y�k matematik
bilginiydi belki de. Bu toplant�yla hi� ilgisi olmad��� belliydi.
B�y�k Adam'a sayg�yla bakarak:
- Efendim, ba�armaya �al�t���m�z i�in b�y�kl���n�
anlad���n�z� sanm�yorum. Normal gemi ve yak�tla, y�ld�z-
lararas� geziler �ok s�rer. ��inde bulundu�umuz konu b�
t�n�yle yeni bir bilim dal�. Bana g�re Uzay-Zaman teorisi
reddedilebilir. Ancak onu g�nl�k ya�ama sokmak bamba�
ka bir �eydir.
B�y�k Adam eliyle susturdu.
� Benim kafam� bunlarla kar�t�rma. Nas�l yapt���n�z
beni ilgilendirmez. Senin ve gemiyi yapan m�hendislerin
konusu o. Proje'ye verdi�im para bir gezegeni doldururdu!
� Ayn� d��ncedeyim efendim. Bu y�zden istesek de
ba�ar�s�z olamay�z. Her �ey en son mikromilimetresine, en
son mikrosaniyesine kadar eksiksiz olmal�. �lk denemedeki
ba�ar�s�zl�k; daha �ok para, daha �ok hayat ve daha �ok
zaman kayb� demektir. Testler burada bir i�e yaram�yor.
Adam yerine otururken, Pallent biraz sayg�yla bakt�. Bundan g�� alan uzay doktoru
ve g�venlik �efi de sorunlar�n� dile getirebildiler. Cerrah-Psikiatrist Dr.
Corwin'in "Zaman Palamar�" teknolojisiyle b�t�n ekibin Alfa-Cen-turi'ye tek par�a
halinde inmesinden, �lmelerinden ve zaman�n durmas�yla beyinlerinin y�pranmas�ndan
korkuyor-

du. G�venlik �efi, Manhattan Projesi'nden beri en gizli tutulan Kutup Projesi'nden
s�z etmeye, b�t�n di�lerini g�steren bir s�r�tmayla ba�lad�. Modern Mars
kentlerindeki arkeolojik �al�malar kusursuzdu. Marsl�lar�n b�lgesel sava�lar ve
ya�am kavgalar� sonunda her t�rl� mineral zenginlikle dolu gezegenlerinden yoksun
kalmalar�ndan bu yana, tarih�ilerden ba�ka hi� kimse bu uzun, sessiz kanallarda ve
sonsuz k�rm�z� topraklarda gezmeyi g�ze alamam�t�.
G�venlik �efi konu�urken B�y�k Adam'�n y�z� pem-
bele�ti.
- Sovyetler nas�l oluyor da projemiz hakk�ndaki her
�eyi biliyor ve bir Alfa gemisi yapabiliyor?
Onun da nefesi kesildi.
� Hay�r!
� Evet ger�ek! ��inizden biri casus. Ama bu o kadar
da �nemli de�il. Sabotaj olas�l���na kar�� dikkatli olun.
Bayan Pink'e bir hap ve su getirmesi i�in i�aret ederken,
boynunu �evirerek k�t�rdatt�. Getirilen hap� yuttu.
� Sabotajc�lar� bulmakta ve onlar� Sovyetler'e g�nder
mekte kendime �zg� y�ntemlerim vard�r. Hepinize �imdi
den s�yl�yorum. Bir an duraklad� ve il�ve etti, S�yleyece
�im son s�z �u; Ne zaman?..
Teel, Yard�mc� olmas� i�in Dr. Corwin'e bakt�. "Hafta i�inde kalk��
ger�ekle�tirebilece�imizi san�yorum. Gece g�nd�z �al��yoruz.
Pallent homurdanarak aya�a kalkt�:
- Be� g�n diyelim. Bu helada be� g�nden fazla duramam.
Ertesi g�n�, gemi yap�m�n� incelemekle ge�irdi. Y�llar�n getirdi�i bilgi
birikimini ve kavrama yetene�ini g�sterdi. Hangi alanda olursa olsun elde
ettikleriyle hi�bir zaman yetinmemi�ti. Ki�ili�inin bir par�as� da, enirinde
�al�anlar�n ��ld�rmamak i�in insan�st� bir �aba harcamalar�na

neden olacak kadar hakaret etmekti. Bir �e�it vah�ile�mi� dahiydi.


Proje'de �al�anlar Pallent'in arabas� gittikten sonra rahat bir soluk al�p,
i�lerine dald�lar.
Belediye Ba�kan�, B�y�k Adam'�n g�venli�i i�in otelden ayr�lmas�na engel oldu.
Otel i��ilerine ve koruyuculara onu ba�ka bir yere g�t�rmemelerini emretti.
Pallent iki g�n sonra patlamaya haz�r bir bomba gibiydi. D�nya'da yapaca��
binlerce i� vard�. Yarat�lacak imparatorluklar, alt edilecek d�manlar. Elinden
geldi�i kadar ilgilenmeye �al�m�t� ancak D�nya i�i ili�kiler kolay de�ildi. J.K.R.
kafeste bir devdi.
D�nya saatiyle, geldi�inin ���nc� gecesi ortadan kayboldu. B�y�k Adam'�n gece
i�lerini g�rmek ve isteklerini sormak i�in �st kata ��kan hizmet�i kad�n onu
bulamam�t�. Lattimer "e haber vermek i�in hemen a�a��ya ko�tu. Lattimer haberi
duyunca dondu. B�y�k Adam'� oda oda arad�larsa da bulamad�lar. B�y�k bir panik
ba�lad�.
- Anlam�yorum. Yerin dibine girmedi ya bu herif!
Mayor "Kim bilir?" dedi. "Saatlerdir hi� kimse g�rmemi�. Kimse bir �ey bilmiyor.
Hi� kimse ziyarete gelmedi. Otelin i�inde ve d��nda kim varsa ekrandan
izleniyordu. Buraya geldi�inden beri otelden her ��k�� gizli tutulmu�tu."
� Yatak odas�n�n servis kap�s�nda bir �ey var m�yd�?
� Kapal�yd�.
� Emin misin?
Kap�daki koruyucuyu �a��rd�lar.
-; Sadece be� dakika ayr�lm�t�m, dedi. Puro getirmemi istedi. Servis masas�ndaki
adama telefon ettim; ama kimse g�r�nmedi. J.K.R.'� biliyorsunuz, purolar�n� hemen
ister.
Lattimer inleyerek "Be� dakika. Rahatl�kla yetti onlara."
- Onlar da kim?

- Elinde olsa onun bo�az�n� kesmek isteyen kim bilir


ka� ki�i vard�r? Sovyetler olabilir. Belki de fidyecilerdir.
Arka kap�n�n asans�r�n� �al�t�ran k�z�l sa�l� gen� sorguya �ekildi. "Belki de
sadece y�r�y�e ��km�t�r" dedi gen�.
Genel alarm vermek pek do�ru de�ildi. Bu B�y�k Adam'�n Bubble'da oldu�unu
duyurmaktan ba�ka bir i�e yaramazd�. B�y�k bir kinle onu �ld�rmek isteyen binlerce
ki�i vard�.
Ba�koruyucu "Kesin olan bir �ey var" dedi. "Bu gece Bubble'dan d�ar� ��kamaz.
Havaalan� yar�n sabah yediye kadar kapat�ld�."
Lattimer �rperdi:
� O zaman burada bir yerdedir.
� Onu bulaca��z!
� Evet. �l� veya diri.
Bubble'da ya�ayanlar�n b�y�k �o�unlu�u d� gezegenlerden gelen i��ilerden
olu�uyordu. Port Mars'�n �ok uza-��ndaki k�ra� topraklardan, �al��p, rahata ermek
i�in gelmi�lerdi buraya. Bu rahatl��a kavu�up, normal ya�am ko�ullar�n� elde
edenler de vard�. Bu ko�ullar da genellikle uyu�turuculard�. Umursamazl�klar�
y�z�nden uyu�turucu al�kanl���, madenciler aras�nda olduk�a yayg�nd�.
�nsanlar�n yeni ya�am hakk�ndaki bilgisi �ok y�zeyseldi. Ven�s'�n ac�mas�z ve
hayvanlara benzeyen insanlar�, kol i�lerinde �al�t�r�lmak i�in getirilmi�lerdi.
Ganymede'-nin e�lence yerlerinde d�v�t�r�lmek amac�yla getirilen hayvan-insanlar�
da �lene kadar d�v��rlerdi. �nsanl�k d�� davran�lara kar�� baz� k�s�k sesli
protestolar vard�. Ancak burada g��l� bir polis �rg�t� yoktu. S�m�rgeciler
aras�nda, Ganymedeliler'i silah deneylerinde kullanmak da al�kanl�k olmu�tu. -
Bubble'da de�i�ik parlak giysiler ve maskeler olduk�a yayg�nd�. Yoldan mor paltolu
ve k�rm�z� �izgilerle s�slenmi� maskeli �apkas� giysilerine hi� uymayan �i�man
bir

adam ge�ti. Yer�ekimi daha az oldu�u i�in, D�nyal�lar zay�flamak amac�yla


ko�arlard�. Yine de bunun i�in pek fazla alan yoktu.
Madenlerde D�nya'dan gelen kanun ka�aklar� �al��yordu. Geri zek�l�lar�n �o�unlukta
oldu�u Port Mars'a gelen madenci ve s�m�rgecilerin insan olduklar�na inanmak
zordu. Buraya gezmek veya ka�amak yapmak amac�yla gelen zengin D�nyal�lar da
vard�. Maskeler tak�p �e�itli kost�mler giyerek Bubble'�n s�n�rl� havas�na
canl�l�k kat�yorlard�.
Bunlar�n aras�ndan B�y�k Adan� g�r�nd�. K�rm�z� �eritli bisiklet yollar� Core
denilen yere do�ru k�vr�l�yordu. Bubble bir k�se gibi �ekillendirilmi�ti. ��te
biri kuma g�m�l�, dev bir hava kabarc���ndan ba�ka bir-�ey de�ildi asl�nda. Core;
kapal� �ar��lar, d�kk�nlar, lokantalar, barlar, kumarhaneler gibi �e�itli e�lence
merkezlerinden olu�an bir siteydi. Buras� �� s�n�ftan olu�uyordu. Birinci s�n�fta
kafeteryalar, l�ks barlar, kumarhaneler ve genelevler vard�. �kinci s�n�fta daha
�ok barlar ve basit e�lence merkezleri bulunuyordu. ���nc� s�n�fsa, ��pl�kten
farks�zd�. Genellikle uyu�turucu al�kanl��� olan madenciler gelirdi buralara. �o�u
da �lene kadar varl�klar� yokmu� gibi ya�ard�. Uzay adamlar� aras�nda �ok yayg�n
bir s�z vard�: "���nc� s�n�f yerlere gitme. Bir daha ��kamazs�n." Pallent havay�
koklad�, dudaklar�n� yalad�. ��ki i�mek istiyordu. Suya bile raz�yd�. D�kkanlar�n
aras�nda y�r�rken Lattimer ve koruyucular� g�rd�.
Asans�rc� �ocu�u parayla kand�rmak ve �eki bozdurmak kolayd�. Ancak sonras� bir
satran� kar��la�mas� gibiydi. Caddenin d��na ��k�ncaya kadar ad�m ba�� rastlad���
koruyucular� atlatmak olduk�a zor olmu�tu. Sadece de�i�iklik olsun diye de�il,
�al�maktan bunald��� i�in ka�m�t�.
Bu kez gizli ve �nemsiz bir i�i vard�. J.K.R. zevklerinden uzak kalamazd�. Bir�ok
zevki vard� ve ya�am�n temeli olarak zevk almay� g�r�rd�. Ancak i�i her zaman ilk
plan-

da tutard�. Her zaman daha �o�unu isterdi. Bir insan�n d��nebilece�inden daha
�o�unu...
Kendini ikinci s�n�f bir yerde buldu.
�nce kafeteryaya girdi ve bir deli�e de�i�ik bir para att�. Makinenin pembe bir
s�v� yap��n� izledi. Bu makineler onundu. D�nya'daki milyonlarca makine onundu.
Ancak �imdiye kadar hi�birini kullanmam�t�.
Akan s�v�y� i�ti. �ok susam�t�. Bir bardak daha i�tikten sonra bir sandvi� i�in
para att�. Nazik midesine g�re i�ren� bir �eydi bu. Sandvi�i ��p kutusuna att�ktan
sonra koridordan d�ar�ya ��kt�. Biraz arad�ktan sonra Mor Fare gece kul�b�n�
buldu. Paltosunun yakalar�n� kald�r�p � i�eri girdi. Tavandaki bir ara�tan ��k�p,
duvarlarda oynak g�lgeler olu�turan mor ��ktan kama�an g�zlerini k�rp�t�rd�.
Havay� temizlemek i�in kullan�lan menek�e parf�m�nden de rahats�z oldu.
Bardaki palab�y�kl� iri yar� Yunanl�'ya do�ru ilerledi.
� Senin ad�n Korkalis dedi, Bu bar� y�netiyorsun.
Yunanl� �fkeyle bakt�:
� Ee?.. Ne olacak?..

� Ayn� zamanda Core'un uyu�turucu i�lerini de sen


y�r�t�yorsun.
� Ben mi? Korkalis yutkundu. Bunu �ok az ki�i bili
yordu. �i�man adam�n konu�tuk�a titreyen maskesine dik
katle bakt�.
Pallent sol elini kald�rd�, k���k parma��nda iri bir z�mr�t y�z�k vard�. Korkalis
yutkundu, bardan ��k�p Pal-lent'in �n�ne gelirken b�y�klar� bile titriyordu.
- Masan�z� haz�rlayay�m efendim.
Pallent ba��yla onaylad�: Arkada olsun. Birini bekliyo-
rum.
� Gelir gelmez g�nderirim efendim. Korkalis parma��
n� �aklatarak bikinisinin �zerinde kocaman fare kulaklar�
olan garson k�z� �a��rd�.
� Bu baya arkalarda bir masa bul.

- Fakat hi�...
- Arkada, dedim. Korkalis omuzlar�n� sallad�. Ben size bulurum. L�tfen beni
izleyin.
Pallent viski istedi ve hemen gelince de �a��rd�.
K�z�l sa�l�, fare kulakl� bir k�z g�l�mseyerek yanma geldi.
- Burada m�s�n, yak��kl�. K�z B�y�k Adam'� Tarzan
ve Kazanova kar��m� biri olarak g�r�yordu. Ancak k�z�n
sululu�u can�n� s�kt�. Ok�ayarak ba��ndan savd�.
��kisini yudumlarken yerdeki g�steriyi izledi. �nce iki Ven�sl� sahnede tropik
bitkiler, plastik a�a�lar ve e�relti-otlar�yla bir dekor haz�rlad�lar. Ard�ndan
trampet e�li�inde bir misyoner ilahisinin �a�da� uyarlamas� duyuldu. Sonra, �ok
gen� bir k�z; ��kt� sahneye. Ve dekorlara tak�l�p d��nceye kadar dans etti. Dans
bitince yar� ��plak bir Ganymede'li hayvan-insan k�z�n �evresinde d�nmeye ba�lad�.
Davullar�n kulaklar� sa��r eden g�r�lt�s�yle birlikte k�za sald�rd�. K�z, ���l�k
���l��a bu hayvan-insan�n kollar�ndan kurtulmaya �al��yordu. Sarho� madencilerle
turistler ba��r�p �a��rarak g�sterdiler be�enilerini.
��kisini bitiren Pallent, parmaklar�yla masaya vurmaya ba�lad�. '�u kahrolas�
herif nerede kald�?'
- Selam Jason Amca.
Masas�na gelen gen� adam uzun boylu ve zay�ft�. Alayc� bir g�l�mseme vard�
dudaklar�nda. Sakallar� uzun, kahverengi g�zleri ��l �s�ld�.
Pallent "otur" dedi.
Gen� adam yandaki masadan bir iskemle �ekti ve otur-du.
- Bana bir i�ki �smarlasana Jason Amca.
Pallent garson k�z� �a��rd�. Sonra delikanl�ya: Bana bu �ekilde seslenme! diye
f�s�ldad�.
- �z�r dilerim patron.
B�y�k Adam g�zlerini ye�eninin �zerinde gezdirmeye ba�lad�. De�i�ik bir bi�imde
taranm� sa�lar�n�, eski giysi-
lerini, kirli t�rnaklar�n� inceledi. Tipik bir uzay serserisine veya tam bir kanun
ka�a��na benziyordu.
� �yi k�l�k de�i�tirmi�sin. Hafif�e g�l�mseyerek: Na
s�ls�n Rick? dedi.
� Olduk�a iyi patron. Palto, b��ak gibi �eyleri nereden
bulabilirim?
Pallent ba��n� sallad�. Maskesinin ard�ndaki g�zleri buz gibi oldu.
� S�ylediklerimi uygulad�n m�? Kimse senin kim
oldu�unu bilmiyor de�il mi?
� Hi� kimse bilmiyor. Bana s�yledi�in gibi gemilerin
den birinde i� buldum. Hatta anla��lmamas� i�in yan�mda
bir uzay serserisi de getirdim.
� O kadar da de�il. Bu i�te yabanc� istemiyoruz. Kesin
likle olmaz. Kim bu serseri?
� Bak. Orada, sahneye giden gitarl� herif. Korkalis'-
den bo�az toklu�una �ark� s�ylemek i�in izin istedi.
Pallent sahneye do�ru bakt�. Sahne yine de�i�mi�, ye�illikler iyice ortaya
��km�t�. Yumu�ak mavi bir ��kla iyice ayd�nlat�lm�t�. A��k sar� sa�l�, beyaz
pantolonlu bir gen� ���a do�ru y�r�yordu. Pallent, adam�n k�sa beyaz giysisinin
alt�ndaki kaslar� g�rebiliyordu. Teni g�ne�ten kararm�t�. Olduk�a da sa�l�kl�yd�.
-- Kim bu?
- �ren Starr. Eski t�rk�leri s�yleyenlerden biri; ama
bu beste de yap�yor. Uzay hakk�nda yeni �ark�lar. �yi bir
adam. Yumruklar�n� da �ok iyi kullanabiliyor.
Pallent yine somurttu. �ren Starr dikkatle oturdu taburesine. Kimsenin onunla
ilgilendi�i yoktu �u anda. Gitar�n�n tellerine dokundu, k�pe�ine bir �eyler
�almaya ba�lad�.
� Ben sana b�yle bir �ey emretmedim. Nereden buldun
bu serseriyi?
� Sisli bir gecede, beni an� bir karar almaktan kurtard�.
� Anlat bakal�m.
Rick omuz silkti. Bak�lar� kar�� masaya tak�ld�:

� Sorunlar�m vard� Jason Amca. K�zd�rmak i�in kul


lanm�t� bu hitab�. �ocuklu�umdan beri hep hizmet ettim
sana. Beni hep ayak i�lerinde ko�turdun. Kendimi �ld�re
cektim. Viskisinden bir yudum ald�. Starr beni durdurdu.
O ve k���k k�pe�i. Sonra nas�l yapt�ysa, ya�amak i�in bir
neden oldu�una inand�rd�. Belki yeni Projen bana bir �ey
ler an�msatt�. H�rs�n da �tesinde bir �eyler.
� Sen de onu yan�na ald�n.
� Biri birini yan�na ald�. Ama kim kimi yan�na ald�
onu bilemiyorum.
� Ho�lanmad�m. Defet bu herifi ba��ndan. Bir emirdi
bu.
� �oktan kurtuldum. Bir i� buldu burada. Ya benim
i�im?..
B�y�k Adam ba��n� sallad�. Git o zaman. Yar�n Pro-je'de bekleniyorsun! Normal bir
i��i gibi i�e al�nacaks�n. Hastalanan bir i��inin yerine ge�eceksin.
Rick'in iskemlesinden kalk�p koridora do�ru y�r�mesini izledi. Kalabal��a
kar��rken so�uk bak�lar� kinle doluydu. Rick, B�y�k Adam'�n en iyi
elemanlar�ndand�. �yi yeti�mi�ti, disiplinliydi de. Ama hep huysuzluk ederdi. Yine
de Pallent'in g�venebilece�i tek insand�...
�kinci B�l�m
�LEN k�z karde�inin torunlar�n� d��n�rken bir i�ki daha yuvarlad�. Kalkmaya
haz�rlan�rken Mor Fare'deki m�terilerin iyice azalm� oldu�unu g�rd�. Kul�b�n
canl�l���, yerini i�meyi s�rd�renlerin y�zlerinden okunan umutsuzlu�a b�rakm�t�.
Sadece sessizlik vard�.
Sessizli�in i�inden gelen berrak sesi duyan Pallent, sesin geldi�i yana d�nd�.
Mavi ��kla ayd�nlat�lan havuzdaki �ark�c�, ekme�ini kazanman�n tam zaman� oldu�una
karar vermi�ti. 'Neydi bu serserinin ad�? Ha, evet. �ren... �ren Starr.' Ye�enini
kurtard��� i�in te�ekk�r etmeliydi ona. K�pe�i iskemlenin alt�nda Oren'in uzun
bacaklar�n�n yan�na uzanm�t�. Gitar�n�n sesi ve �ark�s� denizden gelen �l�k bir
meltem gibiydi.
Pallent m�zikle ilgilenmezdi pek. Ancak Rick'le ilgili d��nceleri bir yana
b�rakm�, �evreyi izliyordu. �ren Stavr, Mor Fare'nin patronlar�n� sat�yor, herkes
de bunu al�yordu. ��tenlikle s�yledi�i �ark�lar� herkesi h�z�nlen-dirmi�ti. Birka�
dizeyle D�nya'n�n denizlerini ve da�lar�n� anlat�yordu. Bu da�lardaki tavuklar bir
da� k�y� kul�besinin �evresinde yem ar�yorlard�.
So�uk bak�l� k�z garsonla Korkalis bile, bar�n arkas�nda durmu� dinliyorlard�.
�ren'm �ark�lar� D�nya'n�n kanla sulanm� topra��ndan, ta��ndan s�z etmeye ba�lad�.
Pallent b�y�k alt�ndan g�ld�. 'Ne enayiler!'
�ren'in sesinde b�y�k bir g�� vard�. Bu uzay i�in �arpan y�rekleri yumu�atabilecek
bir g��. B�y�k Adam g�c� koklayarak, duyarak, g�rerek tan�rd�. Bu pis herifte de
g�� vard�. �yle bir g�� ki, y�k�lmas� pek kolay de�ildi. B�yle bir g�� �ok para
ederdi.
Eline ge�en f�rsat� ne olursa olsun hi� ka��rmazd�. Pal-

lent kendi kendine s�ylendi: "Bu gen� serseri i�ime yarayabilir." Ka��rmayacakt�
onu...
�ren, D�nya'n�n ye�il tepelerini, k�y�lar� d�ven dalgalar�n�, karanl�k bir g�ldeki
ay ����n�n par�lt�lar�n�, r�zg�rda duyulan peri seslerini, yemye�il ormanlar�n� ve
a�k� anlatan bir �ark� s�yl�yordu. Pallent bir an i�in g�zlerini kapatarak
D�nya'n�n �arap, tad�ndaki havas�n� koklad�. Sonra bu b�y� kayboldu, ter ve le�
kokusunu gidermek i�in kullan�lan parf�m kokusu geldi burun deliklerine.
�ren �ark�s�n� bitirince hepsi co�kuyla alk�lad�lar.
�ri yar� Yunanl� ��k havuzuna bir kredi f�rlatt�.
- Al �unu!
�nce ya�l� bir sarho� �ren.'e do�ru y�r�d� ve bir avu� krediyi uzatt�. Ard�ndan
Oren'in �st�ne ya�mur gibi kredi ya�maya ba�lad�.
G�lerken g�m�� g�zleri parl�yordu. K�pe�ine bir �ey s�yledikten sonra gitar�na
dokundu. �nce ne�eli bir �ark�, ard�ndan da kul�besinin �n�nde oturup kuca��ndaki
�l� bebe�ine ninni s�yleyen bir kad�n�n �yk�s�n� anlatan bir �ark� s�yledi.
Arka masalardan birinde sarho�un biri h��k�ra h��k�ra a�l�yordu.
Pallent ka�lar�n� �att�. Hi� ho�lanmam�t� bu durumdan. Hi�bir zaman d��nmek
istemedi�i konular� d��nd�r�yordu bu �ark�lar. V�cudunun derinliklerindeki da�
gibi y���lm� �l� bir sevgiyi uyand�r�yordu. Bir viski getirmesini i�aret etti
barmene.
Korkalis masaya ko�tu.
- Ne d��n�yorsunuz? Bu herifi sokaktan yeni topla
d�m. Burada b�ylesini bulmak zordur. Sesi fena de�il; ama
herkesi h�z�nlendiriyor, i�ki i�miyor hi� kimse.
Pallent "Sonra i�erler" dedi. Masaya bir kredi banknotu att�. "�ark�s�n�
bitirmesin."
�ren her �eyin fark�ndayd�. Tuhaf g�m�i g�zleri bir an B�y�k Adam'a tak�ld�. O
g�zlerde bir �ey sakl�yd�. Pallent'i

tan�mam�t�; ancak bu bak�lar B�y�k Adam'� rahats�z etmi�ti. Ger�ekten


boynuzu ve kuyru�u var m�yd� acaba? �ren �ark�ya ba�lad� yine:
"Bir insan neden soymak ve �ld�rmek zorunda olsun? Bir r�ya neden bitmek zorunda
olsun? Niye insanlar a�l�ktan �lmek zorunda? Kim ��retti d�nyam�za a�lamay�?
Yan�t, arkada��m, y�ld�zlar�n oras�nda esiyor, Yan�t y�ld�zlar�n aras�nda esiyor."
Korkalis'e s�yledi�i gibi daha sonra i�eceklerdi. Ve bunlardan biri de Pallent'ti.
Bir saat sonra, d�ardaki uzun ve esintisiz koridorda y�r�yen Pallent'in ad�mlar�
yumu�ak yank�lar yap�yordu. Ne polis vard�, ne Bubble'�n koruma birlikleri. Hi�
kimse yoktu. Sadece virajl� ve pis kokulu koridorla uzaktan gelen sesler.
Uyu�turucunun �l�mc�l kollar�na do�ru y�r�yenlerin s�n�f�na, ���nc� s�n�fa do�ru
giden merdivenlerin yan�ndan ge�ti. �rpererek tela�land�.
Fakat h�z� yetersizdi. Yakalanm�t�. �� ki�iydiler. Y�zlerini g�r�nce s�rt�ndan
a�a��ya terler bo�and�. Hayvand�lar bunlar, ya�mac� hayvan. Uyu�turucu delisi
g�zleri ve pen�eleri vard�.
Ka�maya �al�t�ysa da beceremedi. Kolayl�kla yakalad�lar. S�rtlana benzeyen biri
g�lerek yolunu kesti. Gelen yumruklar� kollar�yla savu�turmaya �al�t�ysa da
ba�aramad�. Sendeledi. Dizlerinin �st�ne ��kerken a�l�yordu. Bir �ey
yapacaklar�ndan emindi. En rezil yerlerden bir umut bulmak i�in gelmi�lerdi ve
arzular� bu gece ger�ekle�iyordu.
- �mdat! Feryad� bast�. �mdat! Adam �ld�r�yorlar! ���l��� bo� koridorun
duvarlar�nda yank�lan�yordu. Birden, bir b��aktan yans�yan ��k parlad�
karanl�kta. Kurtulmak i�in debeleniyor, yalvararak inliyordu. Birden b��akla
aras�na �fkeli bir et kemik y���n� girdi.

B��akl� g�lge, k�pe�e do�ru ac�mas�z bir hamle yapt�ysa da �skalad�. A��r bir
k�f�r savurarak bu kez Pallent'e sald�rd�. Pallent yana �ekilince b��ak duvara
sapland�. Sonra korkudan a��lan g�zlerini k�rp�t�rarak ne olup bitti�ine bakt�.
Bir adam vard� k�pe�in yan�nda. �evresine yumruk ya�d�r�yordu. Ya�mac�lardan biri
iki b�kl�m olmu�, k�pe�in di�lerinden baca��n� kurtarmaya �al��yordu. B��akl� adam
uzun bacakl�ya do�ru h�zla sallad� elindekini. Uzun bacakl� e�ilince, b��ak
arkadaki ���nc� ya�mac�n�n boynuna girdi. Adam kan kusarak oldu�u yere y���ld�.
K�pek de b��a�� ��karan�n bile�ini yakalad� ve di�lerini ge�irdi.
B��ak yere d�t�. Pallent at�ld� b��a�� ald�. K�pe�in �s�rd��� ya�mac� uzun boylu
adama bakarken, Pallent adam�n g��s�ne soktu b��a��. Adam ses ��karmadan y���ld�
yere. Pallent duvara bakt�. Bile�i ��nlan ya�mac� oradayd�. Y�z�ne kan f�k�r�rken
h�l� b��a�� adam�n s�rt�na sapl�yordu.
- Sen �ark�c�s�n. �ren...
Uzun boylu gen� ba��yla onaylad�:
� Beni dinliyordun. Kul�pte g�rd�m seni.
� �yi ki buradan ge�iyordun.
� Yabanc�yla birlikte uyuyacak bir yer ar�yorduk. Tam
y�r�yen merdivene geliyorduk ki Yabanc� bir �ey duydu.
Bakmaya gitti ve geri geldi. Onu izleyince her zamanki
gibi yan�lmad���n� anlad�m.
K�pek gururla �ark�c�n�n baca��na burnunu s�rt�yordu.
Pallent yava� yava� kendine gelmeye ba�l�yordu. Kanl� cesede bir tekme att�, sonra
k�f�rler savurarak ka�an ���nc� ya�mac�ya bakt�.
- �stersen ev bulay�m sana! Haydi ��k, sana i� de ve
rece�im. B�y�k Adam, kanl� paltosunu f�rlatarak, yukar�
ya ��kmaya ba�lad�.
�ren, "Sizin emrinizde �al�mak istedi�imden emin de�ilim." dediyse de Yabanc�,
Pallent'i izlemeye ba�lam�t� bile. �ark�c�, k�pe�e geri d�nmesi i�in f�s�ldad�;
fakat k�pek bir an durdu, �fkeyle bakt� ve B�y�k Adam'�n ard�ndan ko�tu.
�ren omuzunu silkti ve o da B�y�k Adam� izledi...

���nc� B�l�m
PROJE'de �al�anlar�n kat�laca�� toplant� Lattimer'in odas�nda ba�lamak �zereydi.
B�y�k Adam, asans�r�n kap�s�na do�ru ilerlerken hepsini ba��yla selamlad�. Bunu
g�ren Belediye Ba�kan� ���l��� bast�. Sonra da Pallent, �ren ve k���k k�pe�in
arkas�ndan salona do�ru ko�turmaya ba�lad�.
Pallent asans�rde, "Bu �zel koruyucum, yeni i�e ald�m dedi. Oren'e i�eri girmesini
i�aret ederken s�z�n� tamamlad�.. Yan�mdaki odada kalacak.
Lattimer'in dili dola�t�. "Ama oras� benim..."
� Benim odam�n yan�nda dedim.
� Hemen mi?
� Hemen.
Ertesi g�n ��leden sonra Pallent kahvalt� ederken �ren Starr'� �a��rtt�rd�.
�ren tozlu ayakkab�lar�n� duvardan duvara uzanan beyaz hal�ya g�mm�, �sl�k
�al�yordu. B�y�k Adam'�n ye�il duvarl�, beyaz mobilyal� dairesi; her yan� k�rm�z�
isle kapl� Core'dan sonra inan�lmaz geliyordu. Hi� l�ks bir ya�am� olmad��� gibi
l�kse �nem de vermezdi. Fakat ge�en gece Belediye Ba�kan�'n�n kar�s�yla
birlikteyken, ipek pijama-lar�yla iyi bir uyku �ekmi�, g�zel yemekler yemi�ti. O
gece Bayan Lattimer, Oren'in ilgisizli�ini anlamamazl�ktan gelmi�ti. Makyaj�yla
u�ra�an Bayan Lattimer'e bunlar�n hi�birini istemedi�ini, Yabanc�'ya ve kendine
bir yer yata��n�n yetece�ini s�yleyince kad�n�n �fkeden y�z� k�zarm� ve
k�zg�nl�kla d�ar� ��km�t�.
Yabanc�'yla birlikte B�y�k Adam'� �l�mden kurtard���n� biliyordu.
Pallent koltu�una yay�l�p iri elleriyle g�m� tabaklar�n i�ine dald�.

- Kahvalt�?
- Hay�r, te�ekk�rler. Bir saat �nce ettim.
Pallent a�z�n� �ap�rdatarak yedi �n�ndekileri. �ren bekliyordu. Bacaklar�n�n
aras�ndaki Yabanc� siyah g�zlerini Pallent'e dikmi�ti. G�zel yemeklerin
g�r�nt�s�ne dayanamayarak, salyalar�n� ak�ta ak� ta havlad�.
� Bu melez k�pek her zaman yan�nda m�? B�y�k
Adam k�pe�e bir par�a et at�p, surat�n� ek�iterek yutmas�n�
izledi.
� Evet efendim.
� Neden?
� O benim en iyi arkada��md�r.
� �ok k�t� �s�r�yor.
� Ya�am�n�z� kurtard�.
� H�mm. Niye yabanc� diyorsun ona?
� Bilmem. Bir gece, kul�bemin kap�s�n� t�rmalarken
buldum onu. Yar� a� ve kan i�indeydi her yan�. �lmek
�zereydi. �ren e�ildi ve uzun parmaklar�yla k�pe�in k�
v�rc�k t�yl� s�rt�n� ve boynunu ok�ad�. �yle de�il mi o�
lum?
Yabanc� sevin�le havlad�.
- �yice delirmek �zereydim. Yabanc�'n�n �ok yard�m�
oldu. Sorunlar�m hi� etkilemiyordu beni. Bu k���k canl�y
la konu�arak unutmaya �al�t�m.
Pallent ge�irerek "Sa�ma" dedi. "Bana �imdi ac�kl� �yk�ler anlatma. Biz yapmak
istedi�imizi, yapar�z. Hepsi burada kal�r. Kiminin sorunu vard�r, kiminin yoktur."
Elini aln�na g�t�rd�. "�u k�pe�i de defet ba��ndan!"
�ren'in g�l�msemesi kayboldu. "Hay�r efendim."
� Yan�mda �al�mak istemiyor musun?
� O kadar �nemli de�il, ya o, ya �b�r�.
Pallent k�pk�rm�z� oldu. Oren'in g�zlerine bakt�. G�m�i g�zler k�rp�lmad� bile.
�al�mayacak m�s�n yani?
� Evet efendim.
� Kesinlikle mi?

- Kesinlikle.
B�y�k Adam ellerini ipek bir pe�eteye sildi:
- Galiba serserinin tekini benimle �al�maya u�ra��yo
rum. Bu k�pe�e Mars u�u�lar�nda giyilen �e�itli aksesuar-
l� uzay giysileri gibi yap�mak. Ancak ya�l� kad�nlar ya
par senin yapt���n�.
�ren g�ld�. "Siz isterseniz fil bile getirirsiniz."
- Ben B�y�k Adam'�n. istedi�im her �eyi yapacak
g��teyim.
�ren Yabanc�'y� kald�rd�. "Biliyorum, B�y�k Adam. G�c�m ve param yok. Ama
istedi�im gibi ya��yorum. Neyse, havyarlar i�in te�ekk�rler."
Kap�ya do�ru y�r�meye ba�lad�.
- Geri d�n, ��k!
Oren d�nd�. "Ya Yabanc�?"
Pallent d��nd�. "Peki, oldu�u yerde kals�n. Konu�aca��z."
Yabanc� anlam� gibiydi. Oren'in iskemlesinin alt�ndaki beyaz hal�ya g�m�ld�.
Hizmet�i yemek art�klar�n� toplarken, Pallent Oren'e bakt�. Y�rt�k botlar�na,
kirli pantolonuna, soluk g�mle�ine ve boynuna kadar inen sa�lar�na g�z gezdirdi.
Sekreterini �a��rd�.
- Bayan Pink. Yeni �zel koruyucuma iyice bak baka
l�m. Nas�l?
- Yeni giysilere ihtiyac� var.
�ren "Bunlar bana yetiyor" dedi.
Pallent homurdand�. "Temizli�i severim. Ben k�pe�inin kalmas�na izin verdim, sen
de temiz giyin. Tamam m� Bayan Pink?"
- Onu ��k diye �a��rd���n�z� duydum. Gitar ve �teki
ler. Yelek ve k�sa pantolona ne dersin? Belki de eski giysi
lerden ho�lan�rs�n. Tabii fularl� olacak. Koyu ye�il olabilir.
Y�lan derisi �izmeler. Sar�n�n bir tonu.

� Giydirin, Bayan Pink. Pallent be�endi�ini belirte


rek s�r�tt�.
� Peki efendim diyen Bayan Pink giysileri almaya
gitti.
�ren, Pallent'in ipek donlu maymunu olmak d��ncesine kar��yd�. Ancak benli�inin
derinliklerinde yank�lanan bir ses yapt�klar�n�n do�ru oldu�unu s�yl�yordu. Do�ru
y�nde ilerliyordu. Port-Mars ilk durakt�.
Pallent'in emreden sesi y�kseldi. "Bana Rick'ten s�z etmeni istiyorum. Onunla
nas�l kar��la�t���n� ne oldu�unu, her �eyi anlat. Ama sa�ma s�zler duymak
istemiyorum."
�ren kabul etti.
- Marin burnundaki kul�bemde Yabanc�'yla birlikte
kal�yordum. Bir ak�am u�urumun kenar�nda dola��rken,
�n�mde ko�an Yabanc�'y� g�zden yitirdim. O g�n de, bu
g�nk� gibi olduk�a sisli bir hava vard�. Yabanc�'n�n g�k
g�rlemesi gibi havlad���n� duyunca ne oldu�una bakmaya
gittim. Yabanc�'n�n, pantolonuna yap��p u�urumdan uzak
la�t�rmaya �al�t��� adam Rick'ti. Geni� bir ma�aran�n �ev
resinden dola�arak yanlar�na gittim. Yabanc� di�lerini
Rick'in pantolonuna ge�irmi�, b�rakaca�a da pek benzemi
yordu. Rick tekrar atlamaya �al�sayd�, Yabanc� da onun
la birlikte u�uruma d�erdi. Bekle diye ba��rd�m ve k�pe
�imi uzakla�t�rd�m. Sonra, e�er kendini �ld�rmek istiyor
sa, hi� zaman yitirmemesini s�yledim. Caym�t�. Yabanc�'
y� eve yollad�m. Bir kayan�n tepesine oturup hi�bir �ey ko
nu�madan �evreyi izledik.
�ren hafif�e g�l�msedi. "Rick zaten izleyen birinin �n�nde allayamazd�. Tabii ben
�yle d��n�yordum. Yoksa intihara karar vereni cayd�ramazs�n�z. Eninde sonunda bir
yolunu bulur, yine iste�ine kavu�ur. Rick'le birlikte kul�beme gittik. Kendisinden
konu�urken ucuz �araplar�mdan i�tik. Hi� zorlamad�m. ��ini d�kmesi i�in rahat
b�rakt�m
onu."
Pallent odan�n sonundaki bara gitti ve kendine bir viski

doldurdu. Viskisini bitirdikten sonra Oren'e konu�mas� i�in i�aret etti.


�ren, "Herhalde niye �lmek istedi�ini biliyorsunuz" dedi.
� Benim y�z�mden mi? Pallent'in sesi al��lmad�k
derecede yumu�akt�.
� Tamamen sizin y�z�n�zden de�il. Onu, ge�mi�i in
tihara s�r�kledi. �ocuklu�undan beri, sizin taraf�n�zdan
itilip, kak�lm�, B�t�n ya�am�n� asl�nda tiksindi�i Pallent
�mparatorlu�u'nu kurmakla ge�irmi�. Sizi, yapt���n�z k�
t�l�klerden; kendini de sizden kurtulmaya cesaret edeme
mekle su�luyor. Paran�za ve g�c�n�ze de�er vermemi�.
Ona hi� f�rsat vermeden b�t�n ama�lar�n� ve iyilik duy
gular�n� elinden alm�s�n�z. Bir adama sindiremeyece�i bir
�eyi zorla yedirmek iyi bir �ey de�ildir.
Pallent'in g�zleriyle kar��la�t�. B�y�k Adam'�n g�zleri buz gibi olmu�tu.
- Yine intihar etmeyi mi d��n�yor?
�ren i�ini �ekti. "Belki de size ba�l� olan bir �ey bu. Tutunacak bir dal� olmas�
gerekir. Kendine sayg� duymas� �rne�in."
Pallent g�zl���n� ��kard�, k�fretti. �ren sessizlik i�inde izledi. Pallent'in
karma��k ve tek y�nl� kafas�n�n i�inde neler d�nd���n� biliyordu. Onu bu Y�ld�zlar
�mparator-lu�u'na ta��yan Rick'in, kendisini bir dost olarak kabul etmemesine
inanam�yordu. �ntihar etmeyi denedi�ine pi�man m�yd� acaba? Hay�r. Ye�enine
gereken dersi vermedik�e olmayacakt� da.
�i�man v�cudunun i�indeki inat�� g��, �ren'in kararl�l���n� kar��layan bir
d�rt�yd�. Harekete ge�en ve durdurulmas� olanaks�z bir �ey gibiydi. �l�m�nden
sonra bile s�recek bir �ey.
Oren'e bir g�z att�. "Sen de bu i�e elinden geldi�ince kat�lacaks�n"
B�y�k Adam yeni bir g�ne� sistemine a��lan Proje'yi

anlatmaya ba�lay�nca �ren ne�elendi ve heyecanla dinlemeye koyuldu. Oren'in


da��n�k hayalleri belirlendi, �imdi hepsi birbirine girmeye ba�lam�t�...
Pallent, "Beni tek bir �ey durdurabilir" dedi.
� Ne?
� Sabotaj. �evremde, havada, kokusunu alabiliyorum.
O y�zden Richard'� �a��rd�m i��ilerden birinin hastalan
mas�n� sa�lad�m. Evet, ben planlad�m bunu. �imdi bu i��i
D�nya'ya geri g�nderiliyor ve Richard da onun yerini
alacak.
�ren yumu�ak bir korkutma sezer gibi oldu. "Evet, biliyorum."
- G�zel. Art�k s�rekli g�zetim alt�ndas�n, g�n�n�n
her dakikas�n�n hesab� sorulacak. Ka�amak yapt���n anda
�l�rs�n. Sanki yar� saydam duvar�n arkas�nda bir �eyler
g�r�yordu. Burada k�rm�z� toprak ve mezar odas� �ok var.
�ren baklay� a�z�ndan ��kard�.
- O gemiye binmek istiyorum.
Pallent y�z�n� ek�itti. "Ne gibi?"
� Arad���m her �ey orada. O gemiye binmek zorunda
y�m.
� Sabotaj�n yan� s�ra ilk u�u�a da sald�rabilirler. Neden
gitmek istiyorsun?
�ren geni� omuzlar�n� silkti. "Gitmek zorunday�m." Yak�na geldi ve g�m�i
g�zleriyle Pallent'in g�zlerini buldu. "Gitmek!"
- Ba��na geleceklere kar�mam, �imdiden s�yl�yorum.
Hem seni, niye o gemiye bindireyim ki? Her �ey �ok dik
katli programland�.
�ren "Rick'e yard�m ederim" dedi. "Onu yanl� hareketler yapmaktan korurum."
Pallent d��nceli d��nceli bakt�. "Belki, belki karar�m� sonra veririm."

D�rd�nc� B�l�m
UYKU tutmay�nca, �ren g�zlerini karanl��a dikti d�ledi�i g�ne�lerle gezegenleri
g�rd�. Sonra Kora'y� d��nd�. Kalp at�lar� h�zland�. Yata��n�n dibindeki yabanc�
uludu. Biliyordu. Bildi�ini de her zaman belli ediyordu. �ren'i Kora'dan gittik�e
uzakla�t�ran k�t� kaderiyle olan sava��n� ve Oren'in Kora'y� tekrar
g�remeyece�inden korktu�unu o da anlam�t�.
Onu nas�l b�rakabilirdi b�yle? Hi� bir anlam� yoktu. O kurak toprakta ya�mur,
g�kg�r�lt�s� ve �im�ek gibiydi. Fakat zorunluluk Oren'i y�ld�zlara itmi�, ondan
ay�rm�t�.
Sonunda uykunun a��rl��� g�z kapaklar�na ��kt�.
�ren hafif bir havlama duyunca uyand�.
- Yabanc�!
Zay�f bir ses duydu. �ren bir iki dakika oldu�u yerde kald�. Ba�ka ses duymak i�in
kulaklar�n� kabartt�. Hi� ses yoktu. Kendine geldi ve Yabanc�'y� aramaya ba�lad�.
Ellerini ipek �rt�l� yata��n b�t�n k�elerinde gezdirdi. Ancak hi�bir t�yl�
s�cakl�k bulamad�.
I���� yakt�. Hol�n kap�s� biraz aral�kt�, ama kap�y� b�yle b�rakmad���n�
biliyordu. �fkelenmeye ba�lad�. Pallent'e kar��yd� bu �fke. B�y�k Adam Yabanc�'dan
ho�lanmam�t� ve iste�ine kar�� gelenleri eylemle yola getiren bir manyakt�.
�ren aya�a kalkt�, �abucak giyindi. Holde durdu, �evreyi dinledi. Koridor
bombo�tu.
Kullan�lmayan merdivenlerden �n lobiye indi. �n kap�da koruyucu yoktu. Yukar�ya
��kt� koruyucuyu buldu. Arkadaki parmakl�klara dayanm� duruyordu. Par�alanm�
kafas�ndan kan ak�yordu. �oktan �lm�t�.
Bu durumda ilk d��ncesinde haks�z oldu�unu d��nd�. Beklememeye karar verdi. Olay
hen�z olmu�tu. Cad-

deye ��kt�. Donuk ��k demetleri karanl��� biraz olsun azalt�yordu. Her taraf
sakindi. Ay batm�t�. �ren Core'e do�ru k�vr�lan kanyonlar� ge�ti. Kanyonlar biraz
bak�ml� kenar mahallelere benziyordu. D�nyadaki kentlerden farkl� de�ildi.
Bir duygu Yabanc�'n�n ve onu ka��ranlar�n �ok yak�n oldu�unu s�yl�yordu. Bir an,
havlama sesi duydu. A�a��ya inerken ikinci s�n�f�n barlar�yla kumarhaneleri h�l�
a��kt�. Mavi Fare'yi ge�ti; ama bir �ey onu �ekti, geri d�nd� ve i�eriye girdi.
Bir �ey vard� burada. ��inden bir ses burada kalmas�n� s�yl�yordu. Bir tabureye
oturdu, barmene bir i�ki s�yledi. Korkalis yoktu, herhalde bir yere gitmi�ti.
- Bir k�pek g�rd�n m� burada?
�ri k�y�m barmen bo� g�zlerle bakt�, ama bu bo�lu�un arkas�nda k�p�rdayan bir �ey
vard�. Mars'ta ne k�pek, ne de ba�ka evcil hayvanlar vard�. B�t�n su ve hava
insanlar i�in ayr�lm�t�.
- K�pek mi? Ne k�pe�i? Arka odalardaki bo� masala
ra kurulmu� olan iki palab�y�kl� adama do�ru gitti. �ren
i�kisini yudumlarken g�zlerini yandaki kap�ya do�ru kay
d�rd�. Kumar odas� olabilirdi.
Kendine y�nelen maskeli g�zlerin ve hakk�nda konu�tuklar�n�n fark�na vard�.
Alt�nc� duygusu t�m benli�ini kaplad�. Sanki plastik bir ekranda bir g�r�nt�
olu�turmaya �al��yordu. Mor Fare kulakl� bikinisi olan garson k�z da gitmi�ti. Bu,
sabah �ncesi saatlerde hi� de ho� de�ildi buras�. Madencilere de turistlere de
benzemeyen �u iki adam ne yap�yorlard�?
�ren i�kisinden biraz daha i�tikten sonra aya�a kalk�p arkaya servis odalar�na
do�ru y�r�d�. Bir ka� ad�m sonra iki �irkefin oturdu�u odaya geldi. Kap�y� h�zla
a�t�. Oda ufak ve karanl�kt�. �ok da pis kokuyordu. K�eden gelen sevin�li bir
havlama duydu.
- Yabanc�!
K�pek �imdi y�ksek sesle havl�yor, burnuyla ayak bilek-

lerini ka��yordu. Sonra, k�edeki bank�n yan�na ��melmi� bir �eye do�ru ko�tu.
�ren f�s�ldayarak, "Sakin ol o�lum" dedi. I��k arad�, kap�y� bulana kadar duvar�n
kenar�nda s�r�nerek gitti. Oda k�f kokulu penceresiz bir depoydu. ��erde lik�r
kasalar�, sahne direkleri ve bir y���n �ey vard�. Bir k�ede korkuyla b�z�lm� bir
k�z duruyordu. �ren ilerledi, k�z siyah sa�lar�yla kapal� y�z�n� biraz kald�rd�.
- Kora!
Kora sevin�le �ren'e do�ru at�ld�, fakat sevinci fazla uzun s�rmedi. �ren geri
d�nd�. K�pe�i ka��ranlar tam arkas�nda kap�n�n �n�ndeydiler. ��eri girdiler.
�ren yumru�unu ilkinin �enesine do�ru var g�c�yle sallad�. Adam h�r�lt�lar
��kararak bo� �i�elerin �st�ne d�t�. Silahl� olan, yumruktan ka��p silah�na
sar�ld�. Bu s�rada adam�n tam arkas�nda silahl� ba�ka bir y�z g�r�nd�. ��k�k g�zl�
zay�f ve tan�d�k bir y�z.
Silah�n kabzas�ndan yakalad� ve mermi Oren'in yerine duvar� par�alad�. Pallent'in
�zel ordusu duruma egemen olurken ortal�k kar�t� ve tan�d�k y�z�n arkas�nda silah
sesleri duyuldu.
�ren: "Te�ekk�rler Rick..." dedi.
Rick gri-ye�il uzay �niformas� alt�nda daha iyi g�r�n�yordu, tra� da olmu�tu. Zar
zor g�l�msedi.
- Konu�ma.
�ren konu�mad�, kul�pte ve depoda olanlar� unutmu�tu. Bacaklar�na s�rt�nen
Yabanc�'y� bile unutmu�tu. Akl� ve kollar� Kora'yla doluydu...
* * *
Pallent siyah purosunun ucunu kopard� ve kal�n beyaz hal�ya t�k�rd�. Sonra Oren'e
d�nd�. - �imdi biraz daha iyisin. �ren ye�il ve koyu kahverenkli elbiselerinin
i�inde pek

rahat de�ildi. Bunlar� zorlayarak giydirmi�lerdi; ��nk� uyurken �teki


elbiselerinin hepsini yakm�lard�.
- Rick nerede? diye sordu. Baz� �eylerin yan�t�n� isti
yorum.
Pallent "Ben de �yle" diye g�l�msedi. "Rick anlatt� bana, Projeden iki adam Mor
Fare'ye gitmi�ler. Bu iki adam�n gecenin ortas�nda ma�aray� terketmeleri i�in hi�
bir neden yoktu. Korkalis'in yard�mc�s� da bu i�in i�inde gibi geliyor bana. Tam
olarak ne planlad�klar�n� hen�z bilmiyorum."
� Yabanc�'y� niye ka��rd�lar?
� 0 da operasyonun ba�ka bir par�as�yd�. Seni oraya
getirmek i�in yapt�lar. Koruma g�revlilerinden biri k�pe�i
gazla uyutmu� ve g�t�rm�.
- Neden beni de�il?
� Bu o kadar kolay de�il. Bir ka� tane d�r�st adam�m
var. Zaten ikisini de �ld�rm�ler.
� Beni istiyorlard�. Neden ama?
� Belki de senin onlara kat�laca��n� umuyorlard� dedi
Pallenl ve omuzlar�n� silkti. Neyse, adamlar�m her �eyi hal
lettiler.
� Rick nerede?
� Projeye geri d�nd�. Orada olmas� gerekiyor.
� Ya Kora?
Pallent s�r�tt� ve sekreterini �a��rd�. "Bayan Pink, k�z� i�eriye al�n. �imdiye
kadar uyudu, iyice g�zelle�mi�tir. Hele bir bakal�m." S�yleyi� �ekli Oren'in
t�ylerini diken diken etti. Pallent bir kahkaha att�.
- Tamam, bu k�z senin zay�f noktan.
�ren k�zg�n bak�lar�n� duvara dikti. Pallent devam etti:
� Senin de bir zay�f noktan var. Bunu farketti�ime se
vindim. Benim �ok i�ime gelir, senin hakk�nda epeydir d�
��nd���m planlar var.
� Plan m�?
� D�nya politikac�lar� bug�nlerde seslerini ��karmaya

ba�lad�lar. D�nya'da her �eyi s�zde y�neten ki�i, kamuoyuna ho� g�r�nmek i�in
se�ilmi� ger�ek bir akt�rd�r. Uzun zaman �nce televizyonla ba�lad� bu. Buna ben
uygun de�ilim. Ne g�r�n��m g�zel, ne de iyi rol yapabilirim. Fakat sen A��k,
yapmak zorunda kald���n tek �ey, gitar �alan tatl� ki�ili�ine b�r�nmek. Kad�nlar
g�zlerini g�r�nce hayran kalacaklar. Halk seni kendinden biri olarak g�recek.
A��r�lar g�zlerinin ard�ndaki esrar�n a��na d�ecekler. K�saca, �ekici bir g�c�n
var. �zellikle o uzay �ark�lar�n� s�ylerken. Birle�ik D�nya'ya iyi bir ba�kan
olacaks�n.
- Ba�kan m�?
Pallent g�ld�:
� Neden olmas�n? Uzun zamand�r ekran�n arkas�nda
ki bir numaray�m, fakat ba�kan se�ici olmak istiyorum.
Zirvedeki adam�n avu�lar�m�n i�inde olmas�n� istiyorum.
Rick'i d��nm�t�m, fakat sen olacaks�n.
� Siz bir kukla istiyorsunuz. Ben �yle bir tip de�ilim.
Bunu biliyorsunuz.
� �ok para i�in bir adam�n neler yapabildi�ini g�r�n
ce �a��racaks�n. Bak!
�ren do�ruldu ve d�nd�. Kora kap�da ��l, ��l parl�yordu. Fakat onun Kora oldu�una
inanmak olanaks�zd�. Bayan Pink ona g�zlerine uygun, menek�e renkli �ifon bir
elbise giydirmi�ti. V�cudunun b�t�n k�vr�mlar� yumu�ak dalgalar halindeydi. Oren'e
do�ru heyecanla ko�arken g�m� kolyesi bir elmas gibi par�ld�yordu. Oren'in nefesi
kesilmi�ti. Kora'yi sadece siyah pantolonu ve �izgili kaza�� i�inde g�rm�t�. �imdi
bu de�i�ime inanam�yordu.
- Para �ok �eyi de�i�tiriyor, a��k. Kad�nlar g�zel ola
bilmek i�in paraya ihtiya� duyarlar. Senin Kora'n eski yu
nan Tanr��alar�ndan daha g�zel. Ama bu ��hretin olup da,
olanaklar�n�n yetersiz kalaca�� g�nlerde de b�yle g�zel ka
labilmesi i�in para gerekecek. Nas�l kalmas�n� istersin?
Kar��la�t�r ikisini.
Kora, Oren'in kollar�na at�ld�. �ren yutkundu. Parf�-

m�, yay�lan parlakl���. B�y�k Adam'�n tuza�� Faust'a g�re do�ruydu ve hen�z...
Bir an i�in Pallent'i unuttu.
- Nas�l geldin buraya? diye sordu. Kora h�l� kollar�n
dayd�. Onu ilgilendiren burada olmas�yd�, nas�l ve ni�in
oldu�u de�il.
Kora h�zla konu�tu. "Gazeteci �ocuk, Johnny. A��klayan� am." Anlatmay� denedi ama
kulland��� kelimeler karga�as� anlams�zd�, et Sadece bir yar�ma var akl�mda,
girene kadar beni �ok rahats�z ediyordu. Burada oldu�unu ��rendim. Sonra yar�may�
kazand�m! Kazand�m! �ren bu bir mucizeydi!"
Pallent k�k�rdayarak: "O yar�ma bir d�zendi!"
� D�zen mi, ne demek istiyorsunuz?
� Core'a getirece�imiz k�zlar� ancak b�yle kand�rabili-
yoruz. Madenciler her �eyden �ok kad�n istiyorlar, hi�bir
k�z da buraya kendili�inden gelmez. G�zel k�zlar� se�iyor
lar.
� Kul�pte bir �ark�c� oldu�unu duydum. Oraya gitti
�imde barmen...
�ren Kora'y� kollar�yla iyice sard�. "Unut hepsini. �nemli olan burada olman."
Pallent viskisini yudumlarken g�l�msedi. "Olabilir, ikiniz i�in de iyi olabilir;
ancak sana s�yledi�im gibi a��k, d�arda �ok toprak var."
Sonra yaln�z kald�lar. Evrende sanki ikisinden ba�ka hi�bir �ey yoktu. Bir s�re
sonra balkona ��kt�lar. �ren Ko-ra'ya b�t�n olanlar� anlatt�. Avukat�n San Raphael
hapis-hanesindeki ziyaretinden, Yabanc�'dan; Rick'e, Pallent'e kadar her �eyi.
� O gemi ile gidiyorsun dedi Kora ve i�ini �ekti.
� Evet.
� Neden ama?
- Bilmiyorum ama gitmek zorunday�m.
Kora i�ini �ekti: "O zaman ben de geliyorum."

� Hay�r!
� Evet. Seni oraya s�r�kleyen her neyse bana da, se
ninle birlikte olmam� s�yl�yor �ren. Burada �ifon elbise
nin i�inde oturup bekleyemem. Yapamam. E�er tehlike
varsa ben de seninle payla�mal�y�m. Biz birbirimize aidiz.
�ren sen de biliyorsun bunu. Benim de i�imde ayn� duy
gu! Y�z�n� yakla�t�rd� "Bak �ren! G�zlerimin i�ine. Ne
olursa olsun ikimizin olmak zorunda. G�r�yorsun de�il
mi?"
G�zlerinin derinliklerine bakt�. Sonra ba��yla onaylad�. Oradayd�. Korada, hepsi
vard�.
B�y�k Adam'a s�ylemeye gitti.
Pallent kaplan gibi g�rledi. "Siz bu gemiyi piknik yeri mi san�yorsunuz?"
�ren onunla nas�l konu�ulaca��n� ��renmi�ti:
- Alfa'da bana ihtiyac�n var. Rick'i kim g�zetecek?
Pallent ka�lar�n� �att� ve k�p�rdad�:
� Allah belas�n� versin, senin i�in planlar�m var. Ba�
kan olman� istiyorum.
� D��n, B�y�k Adam. Kom�umuza yapaca��m�z yol
culuk alt� ya da sekiz ay s�rmek zorunda. Geri d�nd���m
de b�t�n bas�nda b�y�k bir kahraman olaca��m. Herkes
beni tan�yacak. Yoksa �ok �al�acaks�n. Kamuoyu yaratmak
ve zemin haz�rlamak, herkese kim oldu�umu ��retmek
gibi. �imdi beni kimse tan�m�yor, ama bu yolculuktan son
ra bir kahraman olaca��m.
Pallent kuru dudaklar�n� yalad� ve somurttu. Birden bir kahkaha att�.
- �imdiden i�i ��renmeye ba�lam�s�n. Aferin. Zaten
bir y�l i�inde se�im, me�im yok. Kahramanlar iyi politika
c� olurlar.

Be�inci B�l�m
HEL�KOPTERDEN a�a��daki ge�ici arkeolojik kul�belere bakt�lar. Bu kamuflaj,
yumu�ak kayalar�n kar��s�na yap�lm�t�. Bu kayalar y�l�n �l�k mevsiminde mavi ye�il
dikenlerle kaplan�rd�. Kutup yak�nlar�nda atmosfer incelmi�ti. Proje'nin alt�nda
b�y�k bir u�urum vard�.
�ren ilk g�r�te �a�k�nl�k i�inde �sl�k �ald�. U�urumun alt�ndaki ma�ara b�y�k bir
yar�m k�reydi. �st� gri-k�r-m�z�ms� plastikle kapl�yd�. Bu gizli kentin merkezine
do�ru da �al�ma yerleri ve ofisler vard�. Fakat as�l parlayan ��k geminin
kendisiydi, burnu neredeyse duvara de�iyor-du.
Pallent, �ren ve Kora'ya ana laboratuvar� g�sterdi. ��erde insan �st� zek�l� mavi
g�zl� Dr. Corwin hesaplarla u�ra��yordu. Ufak tefek matematik�i Kora'yi s�cak
bak�lar� ile s�zd�. �ren kal�n ka�lar�n� d��nceli bir �a�k�nl�kla oynat�yordu.
Sonra denklemlere dal�p, zamanla ilgili uzay ve uzayd�� teorilerini a��klamaya
ba�lad�.
- Bo� verin doktor dedi �ren, Beni Pl�ton'da kaybet
tiniz.
Bilim adam� g�ld�. "Ama senin g�zlerinde bir �eyler var. Astrofizikle u�ra�t�n
m�?"
�ren ba��yla onaylad�. "Biraz. Fakat sizin d�zeyinizde de�il."
- Benim d�zeyim mi? B�yle bir d�zey yok. Fizik �te-
sine h�zla yakla��yoruz. Y�z�m�ze, g�z�m�ze bula�t�r�yo
ruz. Ger�e�in �evresinde d�n�p duruyoruz. Sonra rastgele
buldu�umuz bir �eye de hayran oluyoruz. B�yle �eyler i�in
sende ba�lang�� duygusu var, ben �yle d��n�yorum. Bel
ki bu yolculu�umuzda uzay-zaman teorilerim hakk�nda sa
na bir �eyler ��retmeme izin verirsin. Bir asistan kullana
bilirim.

- Benim i�in b�y�k bir onur dedi �ren.


B�y�k an geldi. Geminin kap�s� kapand���nda i�erde onyedi m�rettebat, �� subay
vard�. Dr. Corwin, Oren, Kora ve Yabanc�. Y�ld�zlar �imdiden yakla�m� gibiydi.
�zerlerindeki b�y�k kapak a��ld�. �nsan yap�m� �im�ekler �akt�. Kaptan Myles
Anderson uzun boylu bir �sve�liydi. Kalk�� rahatl�kla ba�araca��ndan emin bir hali
vard�. Kora ve Oren'den ho�lanm� k�pe�i de pek sevmi�ti.
Rick de m�rettebattand�. Kora, Oren'in astrofizik�iyle olan g�nl�k ili�kilerine
kat�l�yordu. �kisinin i�i Dr. Cor-win'in Alfa'n�n uzaydan uzay d��na ��k�p sonra
tekrar kendi uzay zaman ak�mlar�na d�nmeleri hakk�nda anlatt��� ve g�sterdi�i her
�eyi ��renmekti. Ondan sonra g�ne�in alt�nda D�nya gibi yeni bir gezegen bulmakt�.
Bu gezegene hepsini yerle�tirme i�i de Kaptan Anderson'a aitti. Bazen Oren gitar
�al�p �evresindekileri ne�elendiriyordu. M�rettebat, onu dinlemeye geliyor ve
D�nya'daki a��r �artlar� dile getiren �ark�larda ona e�lik ediyordu. �o�u kez
bunlar Kora ve Yabanc� oluyordu.
Bir g�n Kora yumu�ak sesiyle �u �ark�ya e�lik etti: "Bir y�ld�z�n be� noktas�n�
say �nemli de�il, ne kadar dola�t���m�z, Do�u, bat�, g�ney, kuzeyi say Ve be�inci
nokta yuvam�z olacak..."
- De�il mi? Yabanc�'y� ok�ayarak sordu. Yuvam�za
geri d�nece�iz de�il mi?
Oren i�ini �ekti. Belki �ark� gibi be�inci nokta geldi�i-miz hi�bir y�nde de�il.
Bildi�imiz bir zamanda bile de�il. Her �eyin sadece oldu�u bir yer. Sonra Dr.
Corwin do�ru d��meleri �evirince b�t�n y�nlerin, b�t�n zamanlar�n d��na ��k�p ait
oldu�umuz yere gidece�iz. Sonra biz. Hey! Ne oluyor Yabanc�?
Yabanc� Kora'yi pa�alar�ndan tutup s�r�kleyerek, metal bir k�b�n kapal� kap�s�n�
koklad�. Kulaklar� iyice dik-le�mi� s�rekli yutkunuyordu. Oren gitar�n� yere
koydu.

Kora: Ben bir �ey duymuyorum dedi.


- Bir �ey var. Yabanc�n�n kulaklar� bizimkinden...
K�pek yere d�en sa� k�llar�n� bile kokluyor, �fkeyle
havl�yordu. �ren hole do�ru y�r�d�. Yer�ekimli d�eme sallanmaya, duvarlar
titremeye ba�lay�nca k�sa bir an durdu. Koridor bo� ve sessizdi. Ancak ana
kabindeki m�rettebat�n panik i�indeki ba��r�lar� duyuluyordu. �ren titrek ve korku
i�inde bir ses duydu.
- Kontrol aletlerinde bir bozukluk var.
Kora sessizce a�l�yordu.
D�eme, duvarlar h�l� titriyordu. Gemi bo�lukta d�erken, �ren Kora'y� kendine do�ru
�ekti. B�t�n bunlar sadece birka� saniyede olmas�na ra�men saatler ge�mi� gibiydi.
Gemi bir �arpmayla durdu, sars�nt� kesilmi�ti. Sanki evren ald��� solu�u
veremiyordu.
- Bakmaya gidiyorum. Buradan ayr�lma.
Dar koridoru �ok �abuk ge�ti. Ana kabine ��kan merdivenlere ula�t���nda a�a��ya
inen biriyle kar��la�t�.
� Doktor! Dr. Corwin'di bu. Y�z� bembeyaz kesilmi�
ti. �ren adam�n titremesini kollar�nda durdurabildi. Ne
oluyor?., diye sordu.
� Rick!
� Rick'e ne oldu?
� Kontrol odas�na benimle konu�maya gelmi�ti. Bana
amcas�ndan s�z etti. Tuhaf ve umutsuzdu. Amcas�ndan
uzakla�t���n� s�yledi. Alfa'ya varmamal�yd�k. Sonra -o an
da yard�m �a��ramad�m- b�t�n d��meleri kapat�p, l�vye-
leri �ekmeye ba�lad�. �ok korkmu�tum; fakat Kaptan An
derson onu durdurdu�unda i� i�ten ge�mi�ti.
� Onu iyi izleyemedim! diye �ren ba��rd�. Onun de
�i�ken oldu�unu biliyordum.
� Hay�r! Onu kontrol odas�na ben ald�m. Benim ha-
tamd� bu. Fakat �ok ilgiliymi� gibi gelmi�ti bana. Benimle
konu�urken her �eyi unutmu�tum, yan�lm��m...
�ren'in odas�na girdi. Oturdu�unda elleri h�l� titriyor-

du. Bu adam, bir suikast��. B�t�n bu b�y�k planlar� y�kacak, ha!


� Ne yapabiliriz? dedi �ren.
� Hi�bir �ey. Kaptan Anderson buralarda bir kalk�
yeri bulabilirse tekrar kalkmaya �al�acak.
� Buras� m�? Buras� neresi?
� Bilmiyorum. Dr. Corwin ac�yla bakt�. Rotam�z�n
hedefinde de�ildi. Daha zaman� gelmemi�ti. �ok uzaktay
d�k. Normal olarak y�llar s�rerdi. Bu kadar ya�ayamazd�m.
- Neresi? Kora heyecanland�. Neredeyiz o zaman?
Dr. Corwin ba��n� sallad�. Ait oldu�umuz yerde de�il.
Hay�r. Ba�ka bir yerdeyiz. Belki de hi�bir yerde.

Alt�nc� B�l�m
BULUNDUKLARI yer so�uktu. So�uk, sisli, karanl�k. Gezegene can veren g�ne� �ok
uzaklardan belli belirsiz parl�yordu. Dondurucu bir havas� olan, s�rekli kar ya�an
gezegende insan�n ya�ayabilece�i bir atmosferin olmas� b�y�k bir rastlant�yd�.
K���k avc� grubunun k�za��, s�rt�nmeden �s�n�p arkas�nda beyaz k�p�kler b�rakarak
ilerliyordu. Avc�lar son durduklar� yeri i�aretleyip dinlenmek i�in ma�aralar�na
d�nd�ler.
�ren Yabanc�'n�n durmadan havlamas�n� duyuyordu. Havlamas� etkisiz kal�nca,
Oren'in ellerini pen�eleriyle t�rmalad�. �ren ellerini �ekti. Dondurucu �l�m �ok
yumu�akt�.
En sonunda, zorla g�zlerini a�abildi. G�rd��� sadece karanl�kt�. En ufak ��k
belirtisi yoktu; fakat �st�nde oyna�an Yabanc�'n�n bir �eyler hissetti�i kesindi.
T�ylerinin s�cakl��� onu tekrar ya�ama d�nd�rd�. Parmaklar� g��s�ne uzanm�
Yabanc�'y� buldu.
- Niye can�n s�k�l�yor o�lum?
Yabanc� boynunu silkeledi, sonra elmac�k kemi�ine do�ru bir pen�e att�.
Yabanc�'n�n �reni rahat b�rakmaya hi� niyeti yoktu. Yak�n�nda zay�f bir inilti
duyunca kendini zorlayarak aya�a kalkt�. Karanl��� delip Kora'yi bulmaya �al�t�.
Kollar�na ald�. Ona olan yak�nl��� i�ini tekrar ya�ama arzusuyla doldurmu�tu.
Kora'n�n buzlu elleri ve y�z�n� ok�ad�.
- Kora! diye ba��rd�. Sonra karanl��a do�ru seslendi.
Dr. Corwin! �yi misiniz?
Kora seslerin etkisiyle k�m�ldand�, iyice sokuldu. "Aya��mda, bir �ey
hissediyorum."

�ren Kora'y� yere oturttu, sonra doktoru aramaya ba�lad�. Bulur bulmaz
omuzlar�ndan tutup yava��a sallad�.
� Yaraland�n�z m� doktor?
� Hay�r! Sanm�yorum. Sadece do, do, donuyorum!
Di�leri birbirine vuruyordu.
�ren ���n� bir araya toplad�. Derhal buradan ��k�p, nerede oldu�umuzu anlamal�y�z.
Burada bir saat daha kal�rsak �lece�iz.
Aya�a kalkt�, eksi otuz derece a��ya ayarlanm� el fenerini buldu. Fenerin sar�
����n� y�zlerine �evirdi�inde hepsine sahte bir s�cakl�k vermi�ti.
- Ellerinizi ve ayaklar�n�z� ovmaya devam edin, y�zle
rinizi ovun. Kan dola��m�n� s�rd�recek her �eyi yap�n. S�
cakl�k s�f�r�n �ok alt�nda olmal�. Di�erlerini bulup s�cak
giysiler alaca��m.
Devrilmi� kap�y� itti, �n�ndeki dar yolu ��kla tarad�. Ana kabin ve kontrol odas�
kar��l�kt�k i�indeydi. Bir ya�am belirtisi bulabilmek i�in �evresine bakt�. Sonra
�tekilerin yan�na d�nd�.
� Bir fener daha buldum. Elbise arayaca��m. Doktor
nas�l ?
� Ben iyiyim. Doktor g�l�mseyerek do�rulmaya �al�
t�, ama kalkamad�. Kora kollar�na ve ayaklar�na masaj ya
p�yordu.
� M�rettebata ne olmu�?
- G�rebildi�im kadar�yla �lm�ler. B�y�k bir delik a��lm� ve i�eriye kar dolmu�.
D�me an�nda �lmeyenler, donmu� olmal�lar. Biz a�a��da oldu�umuz i�in kurtulduk
San�r�m alt�m�zdaki motorlar da so�uktan donana kadar �al�m�.
� Neredeyiz �ren?
� Allah bilir. B�t�n bildi�im dondurucu so�u�u ve
solunabilir havas� olan bir yerdeyiz. D�t���m�zde kar sa-
yesinde yanmaktan kurtulduk. Kar�n i�ine iyice g�m�lm�
durumday�z.

Uzay vitesi odas�nda bir ka� �ift bot bulmu�tu. So�uktan morarm� parmaklar� �s�
elbiselerine ula�t�. Kora ve Doktor i�in de iki tane ald�ktan sonra geri d�nd�.
Zay�f bir inilti duyarak durdu. Ses neredeyse r�zg�r�n u�ultusunda kaybolacakt�.
Yabanc� havlamaya ba�lad�. Makine odas�na do�ru hareketlendi. A�a��da gen� bir
tayfa inliyordu. K�z�l sa�l� �illi gen� a�lamaya ba�lad�. ��k�rler olsun Allah�m!
�ren e�ildi ve �s� elbiselerini gen� adam�n omuzuna sard�.
� D�t���m�zde a�a��dayd�m. Birbirine vuran di�le
riyle, s�zlerini s�rd�rd�. Yukar� ��kmaya �al�t���mda so
�uk elimi par�alad�. Ellerimi gev�etemiyorum.
� Sak�n ha! Bir par�a iyile�ene kadar yaran� elbise par
�alar�yla sarar�m. Bekle. �imdi d�nerim.
� Bir yere gidece�im yok.
�imdi hepsi �s� elbiselerinin i�inde d�rt yabanc� ki�iydiler. Doktor hepsine
�s�t�c� konserveler yedirmi�, vitamin haplar� yutturmu�tu.
� A�a��ya inmeden �nce son bir kontrol yapsak iyi olur
dedi �ren. E�rilmi� metal y���nlar�n�n aras�ndan kendile
rine yol a�t�lar. �ren Rick'i buldu. �eneleri birbirine ke
netlenmi�ti.
� "Zavall�" sabit g�zlerle bakt�. "Bir d�nyay� daha Pal-
lent'in ellerine teslim edemezdi. San�r�m, iyi bir �ey yapa
na kadar onun d�men suyuna gitmeye karar vermi�ti. Fa
kat korkuyla kar��k nefreti �ok derinlerden geliyordu.
Bunu �imdi yapmas� gerekiyordu ve Pallent de sabotajc�
lar� onun bulmas�n� istemi�ti."
Her taraf dondurucu bir �l�m kokuyordu.
- Alt�m�zdaki motorlar, d��ten sonra saatlerce s�
cak kald�lar dedi doktor, Yoksa �oktan �lm�t�k.
K�z�l sa�l� gen� Bort, �evresine bak�nd� ve titredi: Hemen ��kal�m bu mezardan.
�htiya� duyduklar� her �eyi paketlere doldurdular ve ��-

k�a do�ru y�r�d�ler. Uzun bir buz t�nelinden ge�tiler. Sanki buzdan duvarl� bir
alt ge�itti. Y�r�mek olduk�a zordu. Bot zincirlerini almak i�in geri d�nd�ler.
Yukar� ��k� olduk�a yava�t�. Fenerleri duvarlardan yans�yan ����n alt�nda
g�kku�aklar� meydana getiriyordu.
Sonra...
Bart, "Bak�n!" diye ba��rd�.
Yar� saydam ��k� kap�s� bulutlu g�ky�z�ne a��l�yordu. Bart yarat�klar� ilk
g�rendi. Bulutlar�n alt�nda bir dizi dev �ekil yakla��yordu. Sonra hepsi birden
durdular ve g�zetlemeye ba�lad�lar.
� Aman Allah�m! Ne kadar iriler! diyen Bart silah�n�
�ekti.
� "Bekle!" Dr. Corwin Bart'�n kolunu a�a��ya indirdi.
"Tehlikeli olup olmad�klar�n� bilmiyoruz. D��nsene. On
lar burada b�y�m�ler. Nas�l ya�an�laca��m biliyorlar. On
lara ihtiyac�m�z olabilir."
� Bir d�zine olmal�lar diye ekledi �ren Ne olursa ol
sun onlara ihtiyac�m�z olabilir.
� Ne kadar �irkinler diye �rperdi Kora.
�ren yava� yava� ilerlediklerini farketti. Bu sa�l� devlerin en k�sas� 4,5 metre
boyundayd�. G���sleri varil gibiydi ve d�z y�zlerinde burun yoktu. Uzun
bacaklar�n�n ucundaki tarakl� ayaklar�, kar ayakkab�lar�yla daha da geni�liyordu.
Hepsi u�lar�nda sivri kayalar ba�l� m�zraklar ta��yordu.
En iri ve �irkinleri silah�n� do�rultarak ilerledi, ba��rmas� r�zg�rda
kaybolmu�tu.
D�nyal�lar durdu.
Devlere bakarak beklediler. Soluklar�ndan ��kan buhar r�zg�rla dansediyordu.
Yabanc� da, Kora ve Oren'in aras�na girmi� bak�yordu.
Sonunda vah�iler sessizli�i bozdular. Bulunduklar� yerden gelen kar��k sesler bir
karara varamad�klar�n� belirtiyordu. Baz�lar� m�zraklar�n� savuracakm� gibi
kald�rd�lar.

Bir m�zrak havay� delerek bir ka� metre �nlerinde buza saplan�nca Bart silah�n�
�ekti.
- Hay�r! diye ba��rd� �ren.
�ok ge�ti. Bart silah�n� do�rultmu� ve ate�lemi�ti. M�zra�� savuran yarat�k tam
g��s�nden yaraland� ve karlar�n ortas�na yuvarland�. Birden �teki m�zraklar da
ya�maya ba�lad�. Biri Bart'in boynuna, �teki de g��s�ne sapland�. Sendeledi ve kan
kusarak yere y���ld�.
�ren �len gen� i�in a�larken, doktora d�nd�, ve silah�n� �ekti. Ne yapaca��z
�imdi.
- H�l� �ok ge� olmayabilir.
R�zg�r, topluluktan �e�itli sesleri getirdi. Birden �a�k�nl�k verici bir �ey oldu.
Ba�kanlar� dizlerinin �st�ne ��kt�, di�erleri de ona uydu.
Dr. Corwin rahatlat�c� bir i�aret yapt�. Eski �yk�. Biz g�kten geldik, biz
Tanr�'y�z. Bart birini ate� kusan sil�hla �ld�r�nceye kadar emin de�ildiler.
- �imdi Tanr�lar gibi mi davranaca��z? diye sordu
�ren.
Dr. Corwin ba��n� sallad�. Unutma! �lkeller e�er Tanr�lar�ndan umduklar�n�
alamazlarsa, her zaman kendi Tanr�lar�na d�nerler.
Kendilerini beyaz karlar�n �zerinde ta��yan k�zak, bu devler i�in yap�lm�t�. �ki
hayvan taraf�ndan �ekiliyordu. Yeni Tanr�lar yumu�ak k�rkler aras�nda oturmu�tu.
Kan-guru-fil kar��m� hayvanlar�n korkutucu ba��r�lar�yla birlikte arkalar�nda kar
tozlar� b�rakarak hareket ettiler. Avc�lar arkalar�nda duruyordu.
Ufukta testere di�leri gibi bir dizi karl� da� y�kseliyordu. K�za�� �eken
hayvanlar o y�ne do�ru at�l�p, yolcular� dev ma�aralara g�t�rd�ler. Devlerin
ba�kanlar� D�nyal�lar� k�zaktan ��kard�. Me�alelerin ���� alt�nda yeni Tanr�lar
kayalar�n aras�ndan a�a��ya indiler.
- T�m da�, bal pete�i gibi olmal� dedi �ren.

� Evet duvarlar da s�cak �imdi. Bizim vah�iler de bu


rada ya��yorlar. Varl�klar�n� bu ma�aralara bor�lular.
� �yice yoruldum diye Kora s�zland�.
Yolculuk, bir dizi karanl�k ve i�inde ufak ufak ma�aralar olan dev kayalara
geldiklerinde bitti. Ortada b�y�k bir ate� yan�yor, �evresinde k���k devler ve
kad�nlar ��mel-n�i� yemek yap�yorlard�. D�nyal�lar� �zel bir yere oturttular. Bir
kad�n d�z bir ta� tabak i�inde yemek getirdi.
- Bu k�pekler yemek de mi yiyorlar? Kora �a��rm�t�.
G�zlerini yar� pi�mi� ete ve mantarlara kayd�rd�.
�ren ona bir tabak yemek uzat�rken, Nas�l ya��yorlar ya? dedi.
- Et fena de�il dedi doktor. Bu b�y�k mantarlar ma�a
ralarda yeti�iyor olmal�.
Yemeklerini yerken Kora d�ardaki yarat�klar� inceliyordu. "Amma b�y�kler,
�rpertiyorlar beni."
�ren suge�irmez �antas�ndan gitar�n� ��kard�: Bu vah�ileri veya hayvanlar�
e�lendirmek i�in bir, iki �ark� s�yleyeyim mi?
- Elde edebilece�imiz en iyi ko�ullara sahibiz dedi Dr.
Corwin. Bana, teorilerimi hi� kan�tlayamayacakm��m gibi
geliyor.
Kora m�r�ldand�:
- Bana da hep buradaym��z gibi geliyor.
�ren gitar�n�n tellerine dokunup, �ark�s�n� s�ylemeye ba�lad�. Bir s�re sonra
kad�nlar ve �ocuklar da yerlerinden k�m�ldad�lar. K�ll� y�zler, sark�tlara do�ru
d�nd�. �ren dev �ocuklara ne�eli bir denizci �ark�s� s�yledi. Bir �ocuk
sendeleyerek Kora'ya yakla�t�. Kora �ocu�un k�ll� pembe y�z�ne �efkatle dokundu.
Birden b�y�k bir anne g�lge gibi g�r�nd� ve �ocu�u geri �ekti. �ocuk b���rmeye
ba�lad�.
"H��, k���k bebe�im, sesini ��karma, Annen sana ku� alacak..."
Oren'in tatl� sesi ma�aran�n duvarlar�nda yank�lar ya-

parken k���k aile gruplar� da uykuya dald�. �ren bir uzay �ark�s� s�yledi.
"Nerede, nerede bize yol g�sterecek y�ld�z, �imdi? Nerede bizim kaybolan
hayallerimiz?.."
Hayali, ye�il tepelerde yuvarlanmak, denizlerde y�zmekti. Fakat k�t� kaderin bir
eseri olarak bir �eyin ters gitmesi y�z�nden yok olmu�tu... Kendini toplad�.
Kora'ya ve doktora bakt�. Huzur i�inde uyuyorlard�. B�y�k ate� de s�nmek �zereydi;
ama yine de Kora'n�n elmac�k kemiklerinde ve boynunda ho� g�lgeler olu�turuyordu.
Bir anda fark�na vard�.
Yabanc� gitmi�ti.
�teki tarafa gitti. Kora! diye f�s�ldad�. Doktor? Kora i�ini �ekerek uyand�, Dr.
Corwin hayvani bir horultuyla aya�a f�rlad�.
- Ne var? Ne oldu?
�ren fenerini en karanl�k k�elerde dola�t�rd�. Isl�k �ald�. Her zaman bu �sl��a
ko�ar gelirdi Yabanc�. Ama bu kez gelmedi.
� Birka� dakika daha bekle." Doktor h�l� g�zlerini
o�u�turuyordu.
� Hay�r! Onu bulmak zorunday�z. B�yle nedensiz �e
kip gitmezdi.
� Bende gelece�im. Kora'n�n sesinden kararl� oldu�u
anla��l�yordu.
� Gelmek zorundaysan gel. Doktorun sesi olduk�a alay
l�yd�.
�ren kendinin ve Kora'n�n �antas�n� alm�t�. Hep beraber kalmak en iyisi olacakt�.
"�ren, Yabanc� senin i�in niye bu kadar �nemli?"
�ren bak�lar�n� doktora �evirdi. "�nemli de ondan."
- Tamam, sadece sordum.
Uzak duvarlara do�ru ate�in �evresinden dola�arak yola koyuldular. �ren h�l� �sl�k
�al�yordu, gelen yan�tlar sadece ma�aran�n derinliklerinden ��nlayan yank�lard�.

� Bu b�y�k ge�it di�erlerinden farkl�. Neden �yle bil


miyorum. ��eri do�ru y�r�d�. Kora ve doktor da pe�in
deydi.
� Evet, bu farkl� doktor. Doktor �sl�k �ald�. Yak�ndaki
duvara feneri tuttu.
� Bak�n ne kadar d�z. �u k���k �entikler. Bu ma�ara
�tekiler gibi do�al olarak bi�imlenmemi�. Bildikleri kada
r�yla bu t�neli kaz�p cilalam�lar. Tabana bak. Arkada bir-
s�r� e�yan�n kar��kl��� ve k�t� kokusu var. Bu t�neli a�a
bilmek i�in �ok ac� �ekmi�ler. Ne demektir bu?
Kora lafa kar�t�: Meksikal�lar�n g�zel bir deyi�i vard�r! Evimiz bir kilise kadar
temiz olmal�.
� Tamam. Bu t�nel onlar�n ibadet ettikleri yere gidi
yor.
� Tanr� olarak tahminime g�re, do�ru y�ndeyiz, diye
rek g�ld� �ren.
T�nel hafif e�imliydi. Ayak sesleri, gelen m�r�lt�lara kar�m�t�. D�z duvardaki bir
bo�lukta konu�uyorlard�.
� Sonuna geldik.
� Bir kap� var burada. �ren ���� a��p kapayarak her
taraf� inceledi. Daha do�rusu �yle olmal�. Fakat s�rekli
kullan�ld��� belli. Bu ilkellerin bunu yapabilece�ini k�rk
y�l d��nsem akl�ma gelmezdi.
� Belki de onlar yapmad�lar. �lkel bilimler her zaman
rahiplerle ba�lar. Daha hi�birini g�rmedik. Antropolojik
olarak konu�mak gerekirse, avc�lardan belki bir ta� at�m�
�ndedirler.
� �yleyse kap�y� a�al�m.
� Neden? Yabanc� da a�amazd� bu kap�y�. Geride bir
yerlerde olmal�. Belki de onu g�ren �ocuklardan birinin
akl�na minyat�r bir evcil hayvan istedi�i i�in gelmi�tir.
� Belki. �ren kap�n�n dibine ��meldi, parmaklar�yla
duvar� taramaya ba�lad�. �te. Gev�ek bir kayan�n �st�ne
bast�rmas� sonucunda bir mekanizma �al�m�t�. �nlerin
deki engel yana kayd�. Buzlu bir r�zg�r esti.

- Yine buz kutusuna d�nd�k dedi Kora titrek sesiyle.


�ren fenerini �st�nde durduklar� kayaya tuttu. Geni�
ma�ara buzla kapl�yd�. Yukar�da duvarlar�n bitti�i yerde sark�tlar ba�l�yordu.
- T�pk� bir katedral dedi �ren.
Isl���na dar bir kayan�n �zerinden yan�t gelmi�ti. K�s�k bir havlama sesiydi bu
yan�t.
� Yabanc�! diye ba��rd� �ren. �u kayan�n hemen �ze
rinde. Kap� mekanizmas�n� o �al�t�rd�. Kendisini izleme
mizi istiyor.
� inan�lmaz! Dr. Corwin sesi yine horultu gibiydi.
� Yabanc�'yi tan�m�yorsun. O y�zden sana inan�lmaz
gibi geliyor.
� Belki de bir serapt�r dedi Kora.
� Neden? Zaten bir serap g�r�yoruz. �ren buzlu mer
divenlerde kaymamas� i�in ellerinden tuttu. �kiniz de dik
katli olun d�erseniz, �l�rs�n�z.
R�zg�r yukardan canl� sesler getiriyordu. Buzlu sark�tlar titre�iyordu.
� B�t�n bu yerler rahipler i�in haz�rd�. Her �eyin zor
olmas�ndan ho�lan�yorlar. G��lerine ve prestijlerine kat
k�da bulunuyor.
� �abuk olun! diye ba��rd� �ren. R�zg�r sizi bir daki
ka i�ersinde a�a��ya u�uracak!
K�sa boylu bilgin ba��n� sallad� ve pe�lerinden y�r�d�. Merdivenin sonunda ba�ka
bir t�nele a��lan bir kap� vard�. �ren a�ma mekanizmas�n� bu kez aya�� ile buldu.
- Ger�ekten k�pekler i�in d�zenlenmemi� diyerek
g�ld�. Herhalde rahipler bu i�i bir "A��l susam a��l" nu
maras�yla b�y� gibi g�steriyorlard�.
Dr. Corwin k�k halatlar�n� ve dengelenmi� kayalar sistemini incelemek i�in
dinledi. Dahice! Fakat i�e yar�yor.
- "Anne!" Onlar m�hendislik sistemini incelemeye
dalm�ken Kora ileri bak�yordu. "Bak�n!"
Birka� metre ilerde daha k���k bir mavi buz �emberi

vard�. Duvarlar� yar� saydamd�. G�n ���� tertemiz buzun �zerinde par�lt�lar
yap�yordu. Fenerleri yanmad��� halde sark�tlardan yans�yan g�ne� ���� buzlar�n
�zerinde g�kku�aklar� olu�turmu�tu.
So�u�u kesen sadece bu ��k yay�lmas� de�ildi. �teki tarafta, buzlar�n tam
ortas�nda bir yer k�rs� gibi kalm�t�. Bu yuvarlak buz k�rs�n�n �zerinde bir blok
ve bir adam vard�.
� �nan�lmaz! �nsana benziyor. Fakat emin olamam.
Bu giysi do�ulular�n giydi�i cinsten. O bronz y�z ve ke
mikli yap�s�, kesinlikle insan bu.
� �ok ya�l� g�r�n�yor.
Kora heyecanla ba��rana kadar bu buzdan yarat���n etraf�nda kald�lar. "Yaln�z
de�iliz."
T�nelin d��nda bir s�ra dev duruyordu; ama bunlar di�erlerinden farkl�yd�. Varil
gibi v�cutlar�ndaki k�llar, koyu mor derileri g�z�ks�n diye k�rp�lm�t�. Geni�
ba�lar� beyaza boyanm�t�. Ba�lar�ndan omuzlar�na kadar inen deri togalar� �l� kan�
k�rm�z�l���ndayd�...

Yedinci B�l�m
� UNUTMA biz Tanr�y�z. Korkunu a���a vurma. Dr.
Corwin beyaz y�zl� canavarlara do�ru g�l�n� ve tuhaf bir
�ekilde y�r�d�.
� Bunlar rahip do�al olarak. �imdi neden Tanr� oldu
�umuzu biliyoruz. Biz buzdaki adam gibiyiz.
Elini bir �ey kutsar gibi kald�rd�. Rahipler sessizce bakt�.
Dr. Corwin rahiplere: Biz sizi kutsamak i�in g�kten yere indik dedi. Ard�ndan
belirsiz dini kaynaklardan elde edilmi� bir dua okumaya ba�lad�. �ren g�lmemek
i�in kendini zor tuttu. Onun g�z�nde, Doktor o kadar k���k, ve onlar o kadar
b�y�kt� ki.
Rahipler hep birlikte birka� saniye m�r�ldand� ve uzakla�t�lar.
- �ok iyi. Onlar� etkilediniz diye m�r�ldand� Kora.
Dr. Corwin ba��n� sallad�. "O kadar emin olmay�n. Ak�l
olarak avc�lardan �ok �st�nler. Bu buz tanr�s�n�, kabileleri etkilemek i�in onlar
yaratm�lar. Onu ve bizi yok edebilirler."
- Geri gelirler mi?
- Mutlaka. Buzdaki adama do�ru d�nd�. Onu uzay
gemisinde donmu� olarak buldular herhalde. Biz do�ru za
man uzay�m�zda olmad���m�zdan, inan�lmaz g�r�n�yor!
�nanmad���n� belirtircesine ba��n� sallad�. Donmaz Tanr�
lar� iyiydi; fakat ya�ayan Tanr�lar b�yle y�netilmemeli.
�ren ba��n� sallad�. "Anlad�m. Canl� kalabilirsek rahiplerden bir �eyler elde
edebiliriz. Hey! Yabanc�, ne yap�yorsun?"
K�pek buz fig�r�n�n �n�ndeydi ve buzu durmadan pen�eliyordu. Bir avu� dolusu buz
��kartm�t�. �ren ona do�ru e�ildi. Kendini par�al�yorsun o�lum. Bak, Yabanc�'-

n�n �s�-giysisi buzu eritiyor. Doktor, bu bir belirti olabilir mi?


Doktor d��nceli bir bi�imde �evreyi ad�ml�yordu. "Ne olursa olsun rahiplerle
arkada� olmal�y�z. Ba�kalar�n�n da buraya inmi� olmas� bizi umutland�r�r."
Konu�may� izleyen sessizli�i, r�zg�r ve buz-tanr�s�na y�r�yen Yabanc�'n�n ayak
sesleri bozuyordu. �ren onu izledi.
Kora Tanr�lar mucize yaratmal�d�rlar diyerek kar�t�
s�ze.
Yabanc�'n�n yan�na ��melen �ren: Doktor. Siz hi� hyprothemia �zerine deney
yapt�n�z m�? diye sordu.
� Evet yapt�m. Ge�mi� y�llarda insanlar� �l�mden �n
ce dondurma ve hastal�kl� organlar�n�n yerine yenilerini
koyma d��ncesi vard�. Bunun, sonradan pek iyi bir d�
��nce olmad��� ortaya ��kt�. Bir�ok yasal ve parasal sorun
lar vard�. Ve b�yle bir i� i�in, �ok say�da insan. Ancak d�
��ncenin temeli sa�lamd�.
� Sizin uzay yolculu�u ne durumda?
� Ayn� bi�imde ba�ar�labilir. Sistemler aras�nda uzun
yolculuklar i�in ya�am� tehlikeye sokmak olmasa. Dr. Cor
win derin bir soluk ald�. Bu adam�n canl� oldu�unu d��
nebiliyor musun?
�ren, Belki de, bu y�zden burada dedi. Yabanc�'ya bak. O ��yle d��n�yor...
Dr. Corwin ku�ku i�indeydi.
- Portatif �s� delicilerini kullanaca��z. Cebinden hemen
bir tane ��kard�. Dr. Corwin Di�er tarafa ge�ece�im dedi.
Ani hareketinden sonra yerden buhar y�kseldi ve k���k su damlac�klar� k�rs�n�n
kenarlar�ndan s�z�lmeye ba�lad�.
- Her�ey �ansa ba�l�. Belki rahiplere onun bir �l� ol
du�unu kan�tlayaca��z. Ve bizi de...
�ren, Yapt���m�z her�ey �ansa ba�l� olacak diyerek di�lerini g�c�rdatt�. Bu
ihtiyac�m�z olan mucize olabilir. Bir saat i�inde donmu� adam saydam tabutunun
d��na

��kar�lm�t�. �ren onu bir �s� battaniyesiyle kaplad�. Bir s���r eti par�as�na
benziyor. Kora ona masaj yapmama yard�m et.
- Tam anlam�yla insan. S�yledi�in gibi ya�l�, Kora. Seksen veya o dolaylarda
diyebilirim. Belki bir yerli. Giysisi sentetik ipekten, i�inde dola�an bir de
metalik bir �s�-i�-nesi var.
* * *
Kora, yar�m saat sonra "Bo�una, �ren" dedi.
Ya�l� adam�n kemikli v�cudu �zerindeki gergin kas dizileri, �imdi sark�k ve
yumu�akt�. Fakat kahverengi, y�ksek �eneli y�z� �l�m�n sakin soylu izlerini
ta��yordu h�l�. Bir s�re sonra v�cudu battaniyenin s�cakl���yla �s�nd�. Sol eli
irkildi�inde Kora zorlukla sokulabildi.
Doktor, Galvanik spazm dedi.
�ren kula��n�, t�m kaburga kemiklerinin g�z�kt��� g��s�ne yaslad�. Ya�amal�! �ene
ve yanaklar�na hafif vurarak, ritmik bir bi�imde akci�erin �st�ne do�ru yumu�ak
darbeler indirmeye ba�lad�. Hi� durmadan �al��yor, g�m�i g�zleri daha �ok
parl�yordu.
- Uyan, ya�l� adam! diye f�s�ldad�.
�ren yorgun bir bi�imde aya�a kalkt�. Hafif bir �at�rt� duyuldu. Adam�n g�z
kapaklar� aralanm�t�. Bir ���l�k atan �ren hemen e�ilerek a�z�n� ya�l� adam�n
a�z�na yap�t�rd�. Tekrar tekrar soluk verdi. Adam�n durumunu izlemek i�in aya�a
kalkt���nda, dudaklar�n�n k�p�rdad���n� g�rd�.
G�z kapaklan iyice daralm�t�. A�z� zorlukla soludu, dudaklar� garip bir g�l�le
k�vr�ld�. �ene kemikleri yava� yava� a��ld�.
Zorlukla soluyan Kora, Konu�mak istiyor dedi.
- Sana bak�yor �ren. Seni �nceden tan�yormu� gibi
bak�yor.

Bir �eyler s�ylemeye �al�an dudaklar�ndan anla��lmaz sesler ��kt�. Daha sonra �ren
adam�n titrek bir sesle ne di-yebildi�ini duydu:
- Sonunda geldin, karde�im.
Kora ya�l� adam�, besin paketinden ��kard��� �orbayla besledi. Dr. Corwin bir
�eyler sormak istiyordu ya�l� adama. Ya�l� adam Oren'in elini tuttu ve ona
g�l�msedi. G�zlerinin i�inde g�rd��� �eyler, onu �l�mc�l bir derinli�e �eker gibi
oldu.
Do�rulmadan �nce, �b�rleri kim? K�z bizden. Di�er k���k adan� kim? diye sordu
Oren'e.
Dr. Corwin tela�l� a��klamalardan sonra sordu. "Buraya nas�l geldiniz? Oren'le
eski bir arkada� gibi nas�l konu�abiliyorsunuz?"
Ya�l� adam i� �ekerek ba�lad� konu�mas�na.
� Ad�m Chauna. �ok eskiden Kuzey Hindistan'da,
Pradish b�lgesinde do�dum. Annem, bir adam�n a�k�n�
hi�bir zaman anlayamayan basit bir �ocuktu.
� Uydurma!
� Bir bak�ma. Ben annemin yedi�i bir grup tohumdan
olu�tum. Uzay d��na s�r�klenmi� bir tohumdan. Bunun
i�in Oren'i karde�im diye �a��r�yorum. O da...
Oren'in g�m�i g�zleri Chauna'n�n g�zlerine daha karanl�k bir ifadeyle y�neldi.
B�y�kbabam�n annesi hakk�ndaki �yk�, annesinin koruda buldu�u bir �ilekle
ilgiliydi.
G�zleri Kora'ya kayd�. Onun eline dokunarak Senin g�zlerin belirtmiyor ama, sen
de...
- Bilmiyorum.
Kora, Chauna ve Oren'e sert sert bakt�. Babam hakk�nda bir �ey bilmiyorum. Annem
bir fahi�eydi. Korkun� bir ya�am s�rd�rd�. Fakat ben kolejdeyken kendimi tan�maya
�al�t�m. Yucatan'da bir �eyler vard�. Bazen bir vah�i hayvan gibi yanan g�zlerle
bir panter ve kutsal bir �ey hakk�nda g�l�n� d�ler g�r�rd�m. San�r�m mango
hakk�nda hayal edilebilecek her �eyi d�ledim.

� Mango?
� A�a�tayd�. G�m� gibi parl�yordu ve onu elime al�p
yemek istedim...
Chauna kemikli elini yakla�t�rd� ve yana��n� ok�ad�. Farketmez. Biliyoruz.
Varl���n�n derinlerinde... biz ���m�z. Her yerde ger�ek bir karde� arad�m.
Bulamad�m. Umutsuzluk ve hayal k�r�kl��� i�inde beni, i�imde yanan �eyi
bulabilece�im y�ld�zlara g�t�rebilecek bilgiyi arad�m. Da�larda gemimi yapt�m.
Y�ld�z aramama yard�mc� olabilecek eski dinsel sanatlardan ve modern bilimlerden
yararland�m.
�ren, Sen de mi kaza ge�irdin? dedi. - Bilmiyorum. Hedef ald���m gezegene
vard���mda otomatik olarak uyanmak i�in kendimi kontrol mekanizmas�na ba�lad�m. En
aza indirgenmi� canl�l���m ve v�cut �s�m�n az olmas� besin ve oksijen
yetersizli�ini �nlemek i�indi. Amac�ma ula�mak yedi y�l alacakt�. Ancak hi�bir
zaman ula�amad�m, sizin gibi.
Dr. Corwin �enesini sallad�. Siz, bizim sistemimiz d��ndaki bir gezegene do�ru
sizi �eken bir �eyden s�z ediyorsunuz. �ren de. Yabanc� bile bu hokus pokusun
i�inde g�r�n�yor. �zg�n�m, ancak sizinle ayn� bi�imde konu�mam olanaks�z. Ben
bilinmeyenden �a�r� almad�m. Sadece �lmeden �nce her �eyi bilmek i�in arzu ve
bilimsel bir merak duydum. T�m ama�lar�m�z yok oldu�una g�re, farketmez. �ren
araya girdi: Geri geliyorlar.
Rahipler, Oren'in aya�a kald�rd��� �elimsiz kahverengi insan� ve buz-tanr�lar�n�n
bulundu�u erimi� k�tleyi g�r�nce heyecanla ba�r�t�lar. �kisi, ���l�k atarak
dizleri �zerine ��kt�; di�erleri inand�klar�n� belirtmek amac�yla olduklar� gibi
kald�lar. Bir s�re sonra, bir b�l�m� daha diz ��kt�.
Ba��nda hi� sa�� olmayan ve pelerini g�m� renginde boncuklarla dolu olan Ba�rahip
sert bir bi�imde aya�a kalkt�. Di�erlerine k�zg�n bir sesle ba��rd�.

�ren, Mutlu de�il dedi. Tanr�lar�n�n ya�at�lmas�na sevinmemi�.


Chauna yumu�ak bir sesle, Bizim eski tap�naklar gibi dedi. Tanr�lar ta�a
kaz�nd�klar� ve v�cutlar�n� kullanamad�klar� zaman Tanr� oluyorlar. O zaman onlara
Tanr�lar�n uygun g�rd�kleri g��leri ve �zellikleri yak�t�r�yorlar.
Kora Sadece eskiler de�il, diyerek s�z�n� kesti.
Dr. Corwin yalvaran bir sesle "Onlar�, canl� Tanr�lar'�n olabilece�ine
inand�rmal�y�z" dedi.
Chauna ciddi bir sesle, B�t�n �rklar�n, Tanr�lar�'nm zay�fl�klar� olarak
d��nd�kleri �eyler, asl�nda g�nl�k bir temele dayanan isteklerdi. Ve bu istekler
de b�l�t�kleri arma�anlar ve iyiliklerden olu�maktayd�. Arma�anlar her zaman iyi
kar��lan�r. Biz bu Tanr�lar'a ne verebiliriz, avc�lara kar�� durumlar�n�
iyile�tirecek bir �ey? diyerek �neride bulundu.
�ren �antas�n� ald�. E�er �imdiye kadar bir �ey olmad�ysa, gemide �ok �ey vard�r.
Burada fazla bir �ey yok. Ate�? Onlar�n i�inde var. K�ll� derileri onlar� bu
keskin so�u�a kar�� dayan�kl� k�l�yor, bu y�zden bizim �s� ara�lar�m�z i�e
yaramaz. Herhalde bu rahipler s�cak ma�aralar�ndan hi� ��kmazlar.
� Fenerle bir deneyin. Doktor Corwin kemerindeki
���� ��kar�p att� ve daha �nce yapt��� gibi Ba�rahibe do�ru
gitti. Bu kez dimdik durdu.
� Sana bir arma�an.
Ba�rahip ona bakt�. Sonra d���ml� parmaklar� feneri ald�. Fener buz y���n�na bir
��k dalgas� yayana kadar, Doktordun yapt��� gibi d��meyle oynad�. Di�erleri onu
izlerken onaylayan homurtular ��kard�lar.
Ba�rahip on dakika kadar yeni oyunca��yla oynad�. B�y�s�n� di�erlerine de
g�sterdi.
Sonra g�zlerini k�sarak Doktor Corwin'in kemerindeki-ne dikti bak�lar�n�.
Ve uzand�.

- Hay�r!
Doktor Corwin buz zeminde geriledi. Ba�rahip bir ad�m att� ve Doktor'u iterek
kemerinden bir �eki�te ald� silah�n�. �al�t�rma d��mesiyle oynarken Doktor Corvvin
aya�a kalkarak ba��rd�.
- Dokunma ona! Kendini yaralayacaks�n!
Ba�rahibin parma��yla d��meyi bast�rmas�n� silah�n
�l�m kusan sesi izledi. Doktor bo� bir �uval gibi d�t� yere. Bir ya�am s�ren
bilimsel ara�t�rmalar� ve planlar�n� ger�ekle�tiremeyecekti art�k.
Kora ba��rd�. �ren silah�n� �ekerek sinirden k�pk�rm�z� olmu� g�zlerle ilerledi.
Rahiplerin hepsi aya�a kalkm�t�. Ba�rahip bir �eyler anlatmak istercesine Oren'e
do�rulttu silah�n�.
�ren biraz yat�arak geriledi. Ne yarar� vard� ki?
Chauna'ya �antamda bir silah daha var dedi.
Ya�l� adam i�ini �ekerek, Bunu yapamam. �steyerek hi�bir canl�y� �ld�rmedim bug�ne
kadar dedi.
- Ben �imdi �ld�rebilirim. G�zleri korkunun so�uklu�undan parlayarak silah� ald�
Kora. Ba�rahip di�erlerine homurdanarak Doktor'un v�cudunu tekmeliyordu. Bu Tanr�
de�il. Bak�n parma��m�n bir hareketiyle bir Tanr� �ld�rd�m.
Tanr� korkusundan kurtulunca, hepsi birden sald�rd�lar.
Oren'in silah� ikisini birden bi�ti. Ba�rahip �l�m oyunca��n� do�rulttu ve d��meye
bast�. Ancak hi�bir �ey olmad�. Yeniden doldurmak i�in ne yap�laca��n� bilmiyordu.
Ama silaha ihtiya�lar� yoktu. �ren ve Kora bi�imsiz �be�e do�ru gerileyerek ate�
ettiler. Yabanc� h�rlayarak havlad�.
K�t� kokulu bir et y���n� �evrelerini sard�. Pen�eli eller silahlar�n� ellerinden
ald�. �ren bo�az�n� s�kan parmaklar� hissetti�inde, art�k ba�ka t�rl�
�lmeyeceklerini d��nd�. Ya�am� boyunca ne arad���n� bilememi�ti.
Ba�rahip k�sa bir emir vererek homurdand�. Rahipler

t�nel kap�s�n� kapat�p �� D�nyal�y� buz �st�nde b�rak�p gittiler.


Kora: Bizi neden �ld�rmediler? diye sordu. �ren kollar�yla sarm�t� Kora'yi-
Chauna yumu�ak sesiyle: Tanr�lar� olmas� gerekir dedi. Beni bulduklar�nda durum
ayd�nlanm�t�. Birka� saat sonra d�rt Tanr�lar� olacak.

Sekizinci B�l�m
- HEPS� B�TT�.
Kora Oren'in kollar�nda titriyordu. Art�k ne d�lerin var, ne de �ark�lar�n.
Chauna d��nceli bak�larla yanlar�na oturdu. E�itlik evrende hem var, hem yok dedi.
Bu insan�n bir t�rl� ��-renemedi�i bir kavram. Y�ld�zlar parlar, gezegenler
hareket eder. Uygarl�klar y�kselir ve d�er.
��ini �ekti. Ama ben de insan�m. Bir �z�nt�m var. ��nk� daha �nce kim oldu�um bana
s�ylenmedi. Uzay�n i�inde ne kadar uza�a gidersek gidelim, �l�m�n huzura giden bir
yol oldu�u konusunda kimse umutlu olamaz. Belki de yan�t bu.
�ren inan�la, Uzakta, y�ld�zlarda bir yerde bar��n oldu�una inan�yorum dedi. Veya
ya�ayan her canl� organizman�n kabul edebilece�i bir yak�nl�kta. Bizim arad���m�z
�ey bunun i�inde sakl�. Bu, D�nya'daki sava�lar�n, �irkinli�in �tesinde bir �ey.
Biz bunu denedik. Buz kal�plar�na oyduk bunu.
Yabanc� burnunu �ekerek Oren'in bacaklar�na s�r�nd�.
G�ne� ortadan kaybolduk�a �stlerindeki g�kku�a�� renkleri de soluyordu.
Kora: Yak�nda hava kararacak dedi. Burada, bu donmu� d�nyada �lece�iz. �lmeden
�nce bir kez daha �ark� s�yle �ren, l�tfen.
Yabanc� Kora'yla Oren'in birle�en ellerinin �st�ne yerle�ti.
"Bir yerde bir y�ld�z bekliyor, �ocuklar� gibi gezegenleri olan bir y�ld�z. Bir k�
sobas�n�n �evresinde toplanm� gibi. Bekliyor ve karanl�kta h�lyalar�n� sa��yor.
Bir g�n onu birisi bulacak.

Zaman, yaralar�ndan kurtuldu�u zaman. H�lyalar uzay �i�ekleri gibi patlayacak.


D�nyaya do�ru yay�larak, O zaman Her insan�n y�re�indeki Umutlar ger�ek olacak..."
Kora'n�n ellerinin gittik�e so�udu�unu farketti. Ayaklar� da art�k
hissizle�iyordu.
� Aya�a kalkmal�y�z dedi. Kan dola��m�n� s�rd�rme
liyiz.
� Yarar� yok. Kora'n�n sesi mutlu ve her �eyi kabul
lenmi� gibiydi. Giysilerimizdeki �s� kayboldu. Hepsini kul
land�k. Son nefesimiz i�in kavga ederek, bo�u�arak �lme
yelim. Yine �ark� s�yle sen!
�stlerindeki kemer, ����n� yitirmi�ti. �imdi koyu ye�ildi, sanki derin bir
okyanusa dal�yor gibiydiler. Yak�nda koyu ye�il, sonra da siyah olacakt�.
Fenerleri de bitmek �zereydi.
�ren: Ku�uyla ilgili �ark�y� an�ms�yor musun? dedi.
� Hay�r, bilmiyorum. S�yle!
�ren Kora'y� �pt�.
� Peki!
"G�m� ku�u, ki o
�l�m yakla��rken
Hi� farketmemi�ti
Sessiz bo�az�n� kilitledi
Y�re�ini yosunlu k�y�ya b�rakarak
�lk ve son �ark�s�n� s�yledi
Ve bir daha s�ylemedi,
Karanl�k yava� yava� indi..."
Bu �ark� ger�ek. Kar��daki duvara bakan �ren, iyice karanl��a g�m�lmelerini
d��nerek a��klad�. Sanki �zerlerinden b�y�k bir kanat ge�iyordu. Bu kuzey ku�usu
t�m ya�am� boyunca hi� ses ��karmaz... Kora!
� Evet �ren? F�s�lt�s� sab�rs�z bir ifadeyle ��km�t�.
� �stemi�tim ki, Hey! Yabanc�'ya ne oldu?

K�ll� s�cak et yuma��n� elleriyle arad�. �ark� s�ylerken uzakla�m�t� Yabanc�.


Kora'y� hareket ettirmeye �al�t�; ancak Kora yap�m� gibi direniyordu. Yabanc�'n�n
karanl�kta tek ba��na �lmek i�in uzakla�t���n� d��nd�. K���k k�pek onlar� da
beklemeliydi.
Yava� yava� �l�me yakla�t�klar�n� g�rebiliyordu art�k.
� Yabanc� diye ba��rd�.
Hi� yan�t yoktu.
� Chauna...
Ya�l� adamdan yan�t gelmedi. Ancak onun yak�n�nda oldu�unu farketti. Son bir g��le
kendini ve Kora'y� K�z�lde-rilinin yan�na do�ru �ekti. Yabanc� d��nda hepsi
beraber �leceklerdi.
O iyi y�rekli, k���k varl���n bu sert ve so�uk ortamda yaln�z oldu�unu d��nmek,
g�zlerinin birden ya�larla dolmas�na neden oldu. Yabanc�'n�n yeri �ok farkl�yd�
y�re�inde. O kadar farkl�yd� ki onun hakk�nda konu�amam�t� bile. Yabanc� yaln�z
kendine benzerdi. Kora'y� daha yakma �ekmek i�in kollar�n� kald�rd�. �l�
gibiydiler. Parmaklar�nda hi�bir �ey hissetmedi. �imdi ayaklar�na da s�z ge�i-
remiyordu.
� Yabanc� gitti. Kora f�s�lt�s�na yan�t vermedi. Kora'y�
uyand�ram�yordu. Bir kez �lmek daha kolayd�. Ya�am�nda
d�kt��� g�zya�lar� yanaklar�nda buz tanecikleri olu�tur
mu�tu.
� abanci! Yeri doldurulmaz arkada��n� son kez selam
lad�. G�le g�le.
Karanl�ktan bir yan�t geldi o an. �ren bu yan�tla birlikte �ld���n� d��nd�.
- Evet �ren buraday�m.
Bir bak�ma da mant�ksald� bu.
� Yabanc�?
� Evet sevgili arkada��m.
� Konu�abiliyorsun!
� Evet �imdi.

�ren tarifsiz bir �a�k�nl�k i�inde kekeledi:


� Sonunda delirdim. �ld�m m� yoksa?..
� Hi�biri �ren, Benim sesimi tan�yorsun. Benim Ya
banc� oldu�umu biliyorsun.
� Evet, i�ten biliyorum.
� �yi. Dinle! Di�erlerini ara�t�rd�m, bir s�re sonra d�
zelecekler. Seninle konu�mak' istiyorum. Kendimi g�ster
meden �nce haz�rlan.
�ren derin bir soluk ald�:
� Biliyordum! Biliyordum! diye konu�tu, Sen kimsin
Yabanc�?
� �zetlemeye �al�aca��m. Sen benimle daha �nce de
kar��la�t�n �ren. Avukat Morris J. Phelps. O zaman sana
b�y�k bir davaya bakt���m� s�ylemi�tim, Tohumlar�n ve
rimli topra�a d�t�klerini ��rendi�im zaman umutlanma
ya ba�lam�t�m. Bir yolunu bulup, ���n�z� bir araya getir
meliydim. Fakat bir d�man�m vard�. D�nya'n�n yok
edilmesi gerekti�ine ve buna kimsenin engel olmamas� ge
rekti�ine inanan g��l� bir d�man. Benim d�nyamda ya
�am kutsald�r, fakat bu d�man, yapmak istedi�im �eyi
durdurmak i�in beni �ld�recekti.
�ren damarlar�ndaki kan�n �s�nd���n� hissetti. Birden kafas�na gelen bu bilgi
��klar� neden olmu�tu buna. Yabanc�n�n �zel bir yarat�k oldu�unda yan�lmam�t�.
- Ama bizler de farkl�y�z, diye ba��rd� �ren. Ben, Kora ve Chauna.
- Evet. Tohumlar bir rastlant� sonucu Lapland, Yu
catan ve Hindistan'a d�t�ler. Chauna bunun tek �ocu�u.
Kora ve senden ba�ka, daha uzak kuzenleriniz de var. An
cak genel olarak �rk �zelli�i �ok daha zay�f. Benim arad�
��m k�v�lc�m, en zay�f par�lt�. Seninki en g��l�s�; ��nk�
senin yan�nda Chauna �ok ya�l� kal�yor. Kora'n�nki daha
az. Sen, �ren d�nyan�z�n umudusun.
�ren bunun �nemini kavrad�. B�yle bir �eye inanam�-

yordu hen�z. Zaman alacakt� bu. Al�akg�n�ll�l�kle inanmaya �al�acakt�.


� Yabanc�?
� Benim ve D�nyan�n d�man�ndan sak�nmak i�in
Yabanc� oldum. Bu k���k k�pe�i sizin burunda, nereye
sakland���n�z� ��renmek i�in geldi�imde buldum. Yar�
�l�yd�. Ona o kadar benzedim ki; kendi benli�imi yitire
rek d�man�mdan kurtuldum. Kendi g��lerimi s�rd�r
d�m. Ben sizin Yabanc� dedi�iniz k�pektim. Do�al olarak
bu, size fazla yard�m edemeyece�im anlam�na geliyordu.
Sizin y�ld�zlara do�ru bu deh�etli yolculu�unuzu, Kora'n�n
da sizinle birlikte olmas� gerekti�ini ve hepimizin gitme
miz gereken yere gitmesine �al�t�m. K�pekler ku�ku du
yulmayan �zelliklere sahiptir, �ren. Sahibiyle i�ten bir
tek v�cut olma �zellikleri vard�r. E�er sahibi hastalan�rsa,
k�pek de ayn� hastal��a yakalan�r. E�er �z�l�rse, k�pek
de �z�l�r. Yabanc�'n�n kafas�ndaki varl���m sadece onun
do�al g�c�n� artt�rd�. Senin y�ld�zlara b�y�k �zlemin
Yabanc�'ya da yans�m�t�. Sen onun yapt��� �eyleri basar
d�n. Senin tutkular�n ona y�n verdi. Rick'i ve arkada�lar�
n� buldu�un zaman, B�y�k Adam'� kurtard���n zaman hep
b�yle oldu. Rick'i buluncaya kadar, kendini Core'un pis
koridorlar�nda gizledi�inde hep bu duyguyu duyuyordun.
Bu senden, yani bir bak�ma Yabanc� olan benden kaynak
lan�yordu.
�ren'in akl� kar�m�t�. O zaman Rick'i gemiye sen istedin! Onun bizi buraya
sapt�raca��n� biliyordun! Chauna'-y� bulmam�z gerekiyordu.
� Evet. ���n�z� bir araya getirmem gerekiyordu.
� Yabanc� �ld� m�? dedi �ren yutkunarak.
� Hemen hemen evet. �zg�n�m ama bu olmal�yd�.
E�er onu o g�n da�da bulmasayd�m, daha o zaman �lm�
olacakt�. Mutlu olarak �l�yor. ��nk� k�peklerin her �ey
den �ok istedikleri �eye sahip. Sahibine olan g�revini yeri
ne getirdi. Seni buraya, amac�n olan yere getirdi.

�ren, parmaklar�n� ve ayaklar�n� oynatabildi�ini farket-ti. Kora yumu�ak bir i�


�eki�le kollar�n�n aras�nda k�p�rdad�.
� Is�nd�m. Bir �ey mi yapt�n?
� Evet. Yava� yava� konu�urken.
� �imdi, �imdi seni g�rebilir miyim?
� Bilmeyi isteyece�in �ok- soru var. �u anda k���k
arkada��m�z Yabanc� son solu�unu veriyor. �imdi kendi
mi g�sterebilirim.
� Ad�n ne?
-Benim ad�m Thovv. Aram�zda ge�mi�imi g�steren matematiksel denklem gibi bir ad�m
daha var. Siz Thovv deyin.
Duvardan yans�yan an� bir ��k �ren'in g�zlerini kama�t�rd�. Thovv kar��s�ndayd�.
V�cuduna yap�m� giysisinden gelen parlakl�k odaya bir g�ne� s�cakl��� getirdi.
Thovv uzun ve inceydi. B�y�k yap�l� kafatas�, biraz uzun ve ��gen bi�imindeydi.
G�zleri Oren'inkiler gibi g�m�iydi. Thovv'un kafas�nda hi� sa� yoktu. Ka� bile
yoktu. �ren, elini tutunca kaslar�nda �elik gibi bir g�� oldu�unu farketti. Uzand�
ve Kora'y� kolayca aya�a kald�rd�. O uyan�rken Thovv'da ellerini ayaklar�n�
serbest b�rakt�.
- Ne rahatl�k! Yabanc�'ya do�ru bakt�. G�le g�le
k���k arkada��m. Senin an�t�n dikilmeli. Belki bir g�n
�ren senin i�in bir �ark� besteler ve b�t�n D�nyal� �ocuk
lar s�yler bu �ark�y�.
Thovv Kora'n�n da ellerini avu�lar�n�n aras�na ald�. Bu fizik �tesi �elik g��,
Kora'y� birdenbire d��nden uyand�rd�; bu ani iyile�meyle g�l�msemeye ba�lad�. Ona
dokunmak ve g�m�i g�zlerine bakmak b�t�n korkular�n silinmesi demekti. Bu
telepatinin �tesinde �yle bir yak�nl�k duygusuydu ki; b�t�n D�nyal� yarat�klar
b�yle bir duygunun pe�inden ko�turuyor ve sadece k�sa ve ge�ici bir an i�in sahip
olabiliyorlard�.
Soluk al�p vermesi d�zelen Chauna, Bizi �s�tt�n dedi.

Thovv ba��n� sallayarak, Beynimizdeki, h�crelerimizde-ki bir �ey bu. D��nceyle


�evremize s�cakl�k ve ��k yayabiliyoruz.
� Telepatiyle anla�abiliyor musunuz?
� Evet. Ancak bu bizim i�in art�k �nemsiz bir �ey olma
durumunda. Bir Diinyal�'n�n v�cuduna girdikten sonra
sizi zehirleyen �eyi ve gizli korkuyu anlad�m. Korkun� bir
yaln�zl�k duyuyorsunuz. Ancak bizim �rk�m�zdaki g��le
rin, sizin �rk�n�zda da gizli kalm� g��ler olarak bulundu
�una inan�yorum. Fiziksel g�r�n��m�z �ok benziyor. Si
zin d��ncelerinizi an�nda okuyabiliyorum. Beni ba��la
y�n. Bizim aram�zda izin almadan b�yle bir �ey yapmak
sayg�s�zl�kt�r. Fakat tamamen bir D�nyal�'ya benzedi�im
de g��lerimin b�y�k bir b�l�m�n� yitirdim. Hem Oren'in
hem de Kora'n�n beyinlerine baz� gizli d��nceler soktum.
Morko'nun casusu �reni bulmas�n diye, Kora'n�n onu
oyalamas�n� sa�lad�m. Kafas�na Mars'a yolculuk yar�ma
s�na girme d��ncesini soktum.

� O zaman sen Mark't�n diye ba��rd� Kora. Estonyal�


oldu�unu s�ylemi�tin. Ve Johnny, gazeteci �ocuk!
� Bir s�re sonra yalanlar kolay gelmeye ba�lam�t�.
D�nyal�lar'dan yalan s�yleme konusunda �ok �ey ��ren
dim.
� Fakat b�yle �nemli bir neden i�in!
� Sizin gezegenleriniz korku ve g�vensizlik duygula
r�yla y�netiliyor. Birisinin benim varl���mdan haberi ol
sayd�, herhalde �oktan �ld�rm� olurlard�. Sadece Morko'
nun casusu de�il, herhangi birisi de yapard� ayn� �eyi.
Chauna'ya do�ru bak�yordu. Ellerine dokundu�unda di�erleri gibi onunkilerin de
titredi�ini farketti. Benim Tanr� oldu�umu d��nmeyin. Ben bir Tanr� de�ilim. Bu
k���k d�nyan�n ilkel insanlar� taraf�ndan �u ana kadar tap�lan kendinizi d��n�n.
G�l�msedi. Y�ksek bir teknolojiye sahibiz, beyin denetimimiz daha da y�ksek.
Ancak h�l�

ara�t�r�lacak ve ke�fedilecek sonsuz zaman ve uzay alanlar� var.


Chauna'n�n y�z� parlad�. Sizin gezegeninizin ad� ne?
� Ben X gezegeninde do�dum. Ancak Alfa-Senturyo-
nu'nda benimki gibi daha yedi gezegen var ve ya�anamaz
durumda. �lkel durumda daha.bir�ok gezegen de var.
� Bize �u tohumlardan s�z et. Nas�l oldu? dedi �ren.
� Uzun zaman �nce baz�lar�n�n deli de dedi�i bir sanat
�� sizin sisteminize geldi ve da��n�k olarak bu ya�am to
humlar�n� serpti. �lkel uygarl�klar� y�kseltmek amac� iyi
bir d��nce; ama bu bizim Y�ksek Mahkememiz taraf�n
dan yasaklanm�t�. Bu ani bir tutku veya bir sanat��n�n
kendini be�enmi�li�i de olabilir. Ancak benim grubum
Isso'nun bu g�m� ya�am tohumlar�n� uzay�n kaderinin
par�alar� olarak sa�t���n� d��n�yor, kim bilir? Belki de
�rklar�m�z Isso'nun tohumlar�ndan �ok daha �nceki bir ne
denden dolay� ba�lant�l�d�r. Yola ��k� ve varolu� hakk�n
daki y�ntemlerimiz hemen hemen ayn�; Isso'nun r�yalar�
n�n ger�ek olmas� bi�iminde yorumlanabilir. V�cutlar�na
tohumlar� alan k�zlar�n bunlar� do�urmalar� i�in bize ben
zemeleri gerekiyordu. ���n�z fark�n�z�n nereden kaynak
land���n� anl�yorsunuz. Anlayamayaca��n�z �ey b�y�k g��
lerin kar��m�. Bu Einstein gibi bir dahinin, ilkel bir
Ganymede kabilesinin i�inde yeti�mesi gibidir. Zeka po
tansiyeline eri�meye �al�acakt�; ancak e�itim ve y�nlendir
me olmad��� i�in bunu hi�bir zaman ba�aramayacakt�.
Chauna, Alfa'n�n temiz �ocu�u olarak �ok y�kseldi. Bir
uzay gemisi ke�fetti. K�z�lderili hayal g�c�yle insan tek
nolojisini kar�t�rarak babas�n�n toplumunu bulmaya �a
l�t�.
� Ba�aramad�m!
� Hay�r!
Kora araya girdi "Zavall� Doktor Corwin. �yi bir insand�. Bir�ok insan�n �lmesi
gerekti. Kaptan Anderson ve tayfalar.

Thovv: Gemilerinizin hi�biri bu noktay� a�amazd�. Y�llar �nce, Y�ksek Mahkememiz


sizin galaksileraras� gezi giri�imlerinizi inceledi�inde, bu so�uk uzay d��
gezegenden gemilerinizi uzak tutmak i�in bir engel koydu. �lmeyecektiniz; ancak
bir daha da geri d�nemeyecektiniz. Denemeyi b�rakaca��n�z umuluyordu.
- Bizim �rk�m�z inat��d�r diye at�ld� �ren. Denemeyi
s�rd�r�rler. Sizin engelinizin bile onlar� uzun bir s�re
durduraca��n� sanm�yorum.
Thovv ba��yla onaylad�. Morko da durmaz. Morko b�-)�k bir dahi. Ancak di�er
dahiler gibi ��lg�n. D�nya'yi bula��c� bir hastal�k merkezi olarak g�r�yor ve
b�t�n galaksiyi hasta etmeden �nce durdurulmas� gerekti�ine inan�yor.
- Sizin gibi bir �rk nas�l olur da toplu k�y�m� d��ne
bilir? diye ba��rd� Kora.
Thovv sempatik ve umut verici bir tav�rla Kora'mn koluna dokundu.
� Bunlar daha sonra di�erleriyle birlikte tart��lacak.
Arkada�lar�m bekliyor. Mahkeme D�nya hakk�ndaki ka
rar�n� daha fazla ertelemeyecektir.
� Oraya nas�l gidece�iz? diye sordu �ren. Bizim gemi
miz kayboldu.
� Chauna'n�n toplumu buna beyin yoluyla yer de�i�
tirme der. Doktor Corwin beyin dalgalar�yla yer de�i�tir
me diyordu. Bizim gezegenimiz X'de d�nyalar�m�z aras�n
da serbest�e dola�mam�z� sa�layan b�y�k bir makine var.
���n�z�n toplam g�c� buna yeterli. Ancak hi�biriniz bu
yolculu�u tek ba��na yapamazd�n�z. Bu y�zden hepinizi
bir araya toplamam gerekliydi. Ben olmadan siz bu engeli
a�amazd�n�z.
� Ne kadar s�recek?
� Ger�ekte hi�.
� Ne yapaca��z?
� Bana yakla��n. Birbirimizle temasta bulunmal�y�z.

Benim kafam geri kalan� ��z�mler. �rene bakarak g�l�msedi. Tamam m�?
� Gitar�m diye s�zland� �ren. Ma�arada kald�.
� Biraz �nce okumu�tum bu d��nceni dedi Thovv.
Gitar�n hemen ayaklar�n�n yan�nda.
� Nas�l?
� Sonra. Ona nas�l de�er verdi�ini biliyorum. Bunun
yan� s�ra �ark�lar�nda t�m basitli�ine ra�men derin anlam
lar ta��yor. M�zik ve di�er sanatlar bizde ola�an�st� bir
d�zeye ula�m�t�r.
Ma�aran�n g�z kama�t�ran reng�renk ��klar� kap�n�n a�z�nda biriken rahiplerin
�zerinde parl�yordu. Sayg�yla kar��k bir korkuyla titriyorlard�.
Bunlar her �eyin d��nda Tanr�yd�lar. Buzdan mezarlar�ndan kalkm� ve yok
olmu�lard�. T�pk� Tanr�lar gibi...

- III -
Birinci B�l�m
�REN, Thovv'un y�ksek binas�n�n penceresinden d�ar� bakt� ve g�zleri ola�an�st�
bir manzaran�n koyu gri g�zelli�inde bu�uland�. Kentleri bi�im, renk ve d�zen
bak�m�ndan ola�an�st�yd�.
Kora: Uzun zamand�r d�ledi�im yere benziyor dedi.
�afak parlakl���ndaki ufu�a bakt�klar�nda helezon bi�imindeki kulelerin kavisli
yollarla birle�ti�ini g�r�yorlard�. Ba�kent yeni bir g�ne girerken, beyaz u�ak
p�r�l p�r�l bir havada hareket etti.
�ren, Uyudu�unu san�yordum diyerek d�nd� Kora'ya �zerinde �ocuksu bir giysi
vard�. De�erli ta�larla s�slenmi� giysisi, v�cudunun tam k�vr�mlar�n� belli
ediyordu.
-- Elimden geleni yapt�m, daha ne yapabilirim? T�m olanlardan �ok etkilendim.
Robot hizmet�inin getirdi�i tonikle, biraz kendime geldim. Sanki sekiz saat
deliksiz uyumu� gibiyim.
� Ben de i�tim biraz dedi �ren. Chauna nas�l?
� Uyumas�n� istediler. Ve ila� t�r�nde bir �eyler de
verdiler. Thovv onun durumundan olduk�a endi�eli.
� �l�me kar�� epey direnmi� g�r�n�yor. Kora'ya bi
raz daha sar�larak "Morko'nun ne d��nd���n� anlamak
zor de�il. �una bak! Ne sis var, ne trafik s�k��kl���, ne de
pislik. Bizim e�itilmi� serserilerden �ok daha ileriler. Para
d�k�n� k�iflerimiz b�yle �eylerle kar��la�t�klar�nda her
�eyi kirletirler."
� Peki bu insanlar b�yle yapacaklar�na, kendilerini
koruyamazlar m�?
� O kadar kolay de�il. Biz ilkeliz. D��nce d�zeyleri
mermi kullan�m�ndan, beyni geli�tirmeden �ok �tede.

Thovv Morko'nun neden endi�elendi�ini bana anlatt�. Al-fal�lar'�n inceli�inin, her


�ey yolunda gitti�inde olu�an rahats�zl�ktan kaynakland���n� d��n�yor. Bir �eyler
bunu bozmak istiyor. Bu insanlar�n �o�u ilkel uyar�lardan ho�lan�yor. Bu, onlar�n
ayr� ayr� gruplara da��larak zarar g�rmelerine yol a�abilir. Koyunlar�nda y�lan
beslediklerini anlad�klar�nda �ok ge� olabilir. Bizim k�r d�rt�m�z y�netimi elde
tutabilir.
Thovv onlar� �a��rd�. "Dinlenmi� olman�za sevindim. �ok az zaman�m�z var.
Grubumuzun �nderleri epey zamand�r bizi bekliyorlar. Konu�urken yemek de yeriz."
Grupta, Thovv gibi ince ve uzun �� erkekle, daha k���k ve narin yap�l� iki kad�n
vard�. Kaslar�n�n gerilme direncinin �ok y�ksek oldu�u g�r�l�yordu. Robot hizmet�i
i�ki ve yemek getirdi. Y�zeyi ayna olan bir masan�n �evresindeki yerlere
oturdular.
Alfal� Chaikk a��k bir �ekilde: D�nyan�z i�in karanl�k bir an. Ancak umudumuzu
yitirmemeliyiz. Kendini olumsuz ve ba�ar� olas�l��� �ok az bir tehlikeye
at�yorsun, dedi.
�ren anlatmak istedi�i d��nceyi ve i�tenli�ini g��lendirmeye �al�arak, Te�ekk�r
ederim. Az, ama t�m s�yleyebilece�im �u: Biz D�nyal�lar korku ve �a�k�nl���
ya��yoruz. Ancak her birimizin de kendine g�re d�leri var. �nan�yorum ki, izin
verilirse evrende sonsuza dek boy g�sterebiliriz.
- Biz de. dedi Thovv. Biz de bu ama�la �al��yoruz. Bu
y�zden buraday�z.
�ren, Morko bizi soru�turamaz m�? diye sordu...
� Hay�r, bir koruyucu buray� sizin d��ncelerinizin
ele ge�irmesinden koruyor. Ku�kusuz burada oldu�umuzu
biliyor. Siz �� D�nyal�, bizimlesiniz. Fakat Morko fazla
inanm�.
� Tan�n�yor musunuz?
� Beni D�nya'ya kadar izledi�inde, casusuna �ld�rme
sini emretmi�ti; ancak bunu Mahkeme kar��s�nda reddede
cekti. Akla uygun bir kazayla bunu �rtbas edecekti.

- S�ylediklerinden Mahkeme'nin D�nyam�z� denetle


di�i ��k�yor.
Thovv ba��n� sallayarak, "Y�zy�llardan beri. Derin bir ara�t�rma de�il. Sadece
toplumsal ya�ant�n�z ve sava�lar�n�zla ilgili ola�an bir ara�t�rma Mahkeme'nin
hidrojen bombas�n� yapman�z ve uzaya ��kman�zla ilgili k�t� haberi almas�ndan
sonra ba�lad�."
� Mahkeme ya�am tohumlar�n�n serpildi�ini biliyor
mu?
� Belirsiz. Sanat�� Isso'nun Sol sistemine tohum atma
s� yasa d��yd�. Baz�lar�n�n ya�am� �retmi� olma olas�l���
var. Ancak bunu geli�tirmek i�in hi�bir �ey yap�lmad�. Bi
zim grup �sso'nun kay�tlar�n� rastlant� sonucu buldu. Bizi
unutland�ran ve harekete ge�iren de bu oldu. �kinci D�nya
Mahkemesi'nde Y�ksek Mahkeme kuruluna t�m kay�tlar�
sundu�umuzda, bir erteleme istedik.
���nc� Alfal� Sibel, "Morko tamamen kar�� ��kt�. Ancak Mahkeme reddetmedi. En
�nemli yan�m�z kendi t�r�m�ze kar�� �iddet kullanmamakt�r," dedi.
�ren, Psikozlular ne durumda? diye sordu.
- �ok az var. Hepsi ya� ve d��nce d�zeylerine g�re
grupland�r�l�rlar. Biri bunal�m ge�irdi�inde, tekrar grup-
land�r�lamayacak derecede k�t�yse ilkel d�nyalardan biri
ne g�nderiliyor.
�ren �enesini tutarak, Morko'nun bu tutumu sizinkiler aras�nda psikoz belirtisi
olarak say�lmaz m�? diye sordu.
� Bir neden var diyerek i�ini �ekti Thovv. Morko ze
ki bir insan. Ya�am�n� hepimiz i�in, �zellikle ilkeller ve
psikozlular i�in iyi �eyler yapmaya adam�. Sevdi�i tek
insan, o�lu. Bu �ocuk �nemli bir inceleme i�in disk u�u-
�uyla D�nya'ya g�nderildi. Bu disk, uzay gemilerinizden
biri taraf�ndan yok edildi. Konu�ma ba�lant�s� kurman�n
da yolu yoktu. Bizim i�in gemiyi tam anlam�yla yok et
mekten ba�ka �are kalmad�.
� Korkun�! dedi Kora.

Thovv, Ba�kalar� da vard� diyerek s�rd�rd� konu�mas�n�. Daha �nceki ba�lant� kurma
�abalar�m�z tam anlam�yla ba�ar�s�zl�kt�. O�lunun �l�m�nden sonra Morko, D�n-
ya'n�n ve D�nyal�lar'�n, kurtulu�un �tesinde oldu�unu kabul etti.
Chaikk de: Halk�m�z�n b�y�k b�l�m� de ondan yana dedi. Hem korkuyorlar, hem
seviyorlar. Morko onlar� d��nmenin anlams�zl���na ve tek ��z�m yolunun her �eyi
silip atmak oldu�una inand�rm�.
�ren birden: Sizi �ld�rmeye �al�t�! diye ba��rd�.
- Evet, casusu bunun i�in ko�ulland�r�lm�t�. Ancak
onun a��s�ndan sonu� bir cinayet olacakt�. Her neyse, bunu
hi�bir zaman kan�tlayamad�m. Morko aptal de�il. Casus
d�nd�kten sonra yeniden grupland�r�ld�. �l�rken de Mor
ko'nun b�yle bir plan� oldu�unu yalanlayacakt�.
Chaikk s�zlerini s�rd�rd�. Morko sadece sayg�n biri de�il. Bizim psikozlular
hastanesindeki durumu onu, ilgin� derecede iyi bir duruma sokuyordu. S�yledi�iniz
gibi a��r� d�k�n; ancak halk�n sevgisini, iyili�ini d��nerek davrand���n� san�yor.
D�nyal�lar'�n d��nce d�zeyi �zerine ayr�nt�l� testler verdi. Yok etmenin tek ��z�m
yolu oldu�u sonucuna vard�. Morko'yu ne yaz�k ki halk�m�z dinliyor. D�nyal�lar'�n
ahlak �l��leri ilerleme g�stermedi. �nderlerinizin ve k�r pe�indeki finansman
gruplar�n�n yan�nda, insan gururunun ald�rmazl���n� su�lu buldu. Uzaya ��kan
D�nyal�lar'� sa�l�kl� h�creleri yutan kanser mikrobuna benzetti. Halk�m�z sizden
korktu. Bu korku da i�lerindeki en g��l� duygudur. B�y�k Adam'�n�z Pallent, birka�
ay i�inde gezegen sistemimize eri�ebilme yetene�ine sahip uzay gemisi yapt�r�r.
� Ama Dr. Corwin �ld� dedi Kora.
� Notlar�n� ve teorilerini di�erleri uygulayabilir. Pal-
lent'teki di�er gemi �al��yor. Morko bir anda gereken za
man� bildirecek ve...
Oren'in eli i�kisini yudumlarken titredi:

- Bizi niye rahats�z edip durdurdu�unuzu anlayam�yo


rum. Korunmaya de�er miyiz?
Sibel, Biz inand�k. �zellikle ���n�z� g�rd�kten sonra dedi.
- Erkekli�inde bir �ey g�rd�m dedi Thovv. D�leri
nin s�z�len doruklar�. Bekle! �imdi bize �ark� s�yledi�ini
d��n. Bunu �ark�lar�nda fazlas�yla a��klayabilecek yete
nektesin.
Kad�nlardan biri g�l�mseyerek: L�tfen, g�ster dedi.
Kora ba��n� sallayarak Oren'e yakla�t�. Oren'in i�i halk�n�n ve D�nyal�lar'�n
b�y�k korkusu ve karmakar��k endi�eleriyle doldu. Ancak, Thovv gitar�n� verdi�inde
reddetmedi. Yery�z�nde ya�ayan iyi insanlar �zerine �ark� s�yledi. G�nl�k
ya�amlar�n�, a�klar�n�, g�l�lerini ve insanc�l korkular�n� anlatt�. Sol'un
�ocuklar�n�n �zerindeki bulutun kara g�lgesi �zerine bir �ark� s�yledi.
Geleceklerinin evrensel bir ba�la nas�l a��laca��n�...
Kad�nlar Kora'yla birlikte makyaj tazelemek i�in ayr�ld�klar�nda erkekler de birer
i�ki daha ald�lar. Daha sonra Thovv'un konuklar� birer birer gitmeye ba�lad�lar.
Thovv kad�nlar� �a��rmas� i�in robot hizmet�iyi g�nderdi. Robot hizmet�i k�sa
s�rede siyah alarmla geri d�nd�.
- Gittiler efendim.
� Kim gitti? dedi Thovv.
� Yok oldular.
�ren �iddetin so�uk pen�esini bo�az�nda hissetti. Thovv'un y�z� duydu�u s�zle bir
anda karard�. Bundan korkuyordum. Fakat ne zaman ve nas�l olaca��n� bilemezdik.
K�zlar�m�za g�vendik, ancak Morko onlar� da elde etmi� demek ki.
- Nas�l? Bunu d��ncelerinden anlayamaz miydin?
Thovv kafas�n� sallad�. D��nceleri geni�ti �ok. Bununla kurtulmay� ba�ard�lar. Bu
daha derinle�ir; ��nk� Morko yeniden grupla�ma kolayl�klar�ndan sorumlu. Onlar�
hastanelerden birine kald�rtm� ve bu sahte hastal�k belir-

tilerinin olu�mas�n� sa�latt�rm�t�. Ancak bu, toplant�m�z bitinceye kadar


ger�ekle�meyecekti. �st d�zeydeki iki kad�n�m�z� kullanarak bizden kurtuldular!
�ren g�zl���n� masaya koydu. Odadan ��lg�n gibi f�rlad� d�ar�. Ne yapaca��z?
Burada b�yle bekleyemeyiz!
Thovv, d��ncesindeki sevginin art��yla onun omuzu-na dokundu. �ren onu
silkeleyerek pencereye do�ru itti. ��inden pencereye bir yumruk atmak geldi.
� Can�n� ac�tacaks�n. Thovv'un yumu�ak sesi olduk�a
kararl� ��km�t�. Kafan� kullanmal�s�n. Sana ihtiyac�m�z
var. Kora'y� da d��nmelisin. Oren'e do�ru d�nerek: Ba
na bak. G�zlerime bak. Ne hissetti�ini biliyorum. O d�ar�
da, �ok kar��k yerlerde. Oralara gidip onu bulmal�s�n.
Ama bulamazs�n. Halk�m�z, �u anki duygu �er�evesinde
g�venilir de�il. Seni �ld�rebilirler. Sana yard�m edemem,
�ren. Kendi halk�mdan birini �ld�remem.
� Fakat bir D�nyal�'y1 �ld�receklerdi dedi �ren.
� Korkusuz, evet halk�m�z korkmaya al��k de�ildir.
Sizinkilerin yapt��� gibi onunla birlikte ya�amak zorunda
de�iller. Nas�l kullanacaklar�n� bilmiyorlar.
Oren'in a�z� ve bo�az� kurumu�tu. �aresizlikten i�i i�ini yiyordu. Morko ona ne
yapacak?
� Kora emniyette, inan bana. Morko D�nya'ya kar��
kullanmak i�in bilgi istiyor. Kora'n�n kafas�ndaki, halk�
n�z hakk�nda k�t� bilgileri s�zecek! Thovv omuzunu tuta
rak: K�t�, bir a��k yakalamak istiyordu, Kora'y� ele ge�ir
di. Elimizde sadece sen vars�n, �ren.
� Ya Chauna?
� O ya�l� ve b�kk�n. Onun d��ncesi da�lar�n karlar�
kadar saf, fakat... omuz silkti.
�ren, bu yabanc� parlak g�ne�ten ��kan tatl� ��klar�n vadiye akt���, Alfa
ba�kentinden d�ar�ya k�zg�n g�zlerle bakt�. Bu g�z kama�t�r�c� g�zellik, k�busu
�rten bir maskeydi. T�m ki�isel umutsuzluklar ve d��nceleriyle Morko; bu b�y�k
yar�a, nefret etmeyi ve korkmay�, ayn� za-

manda bu korku ve nefreti D�nya �zerinde odaklanan bir kas�rgaya �evirmeyi


��renmi�ti.
B�yle d��nsel ve duygusal bir g�c�n �stesinden kim gelebilirdi? O mu? Basit bir
�ark�c� m�? B�yle bir olas�l�k var m�yd�? Y�ksek Mahkeme, Morko ve d�ardaki
milyarlarca insan? Halk D�nyal�lar'in k�t� olmaktan zevk alan canavarlar
olduklar�na inanm�t�...
Thovv, Oren'in kafas�ndan ge�enleri anlayarak ellerini kenetledi. Kar��kl���,
�iddeti, ac�y� ve umutsuzlu�u okudu.
�ren, k���t gibi beyazla�m� olan dudaklar�n� �s�rd�.
� Ne zaman?
� Yar�n. D�nya hakk�ndaki karar, sadece bir kez fa
kat t�m zamanlar i�in, yar�n veriliyor.

�kinci B�l�m
KANATLI bir daire, �at�s� ge�ici bir �ekilde kaybolup tekrar yerine gelen bir
binadan, usulca havaland�. Daha sonra, kentin merkezindeki b�y�k beyaz bulutu
and�ran X'in ba�kentine do�ru yol ald�.
Kent merkezi konferans binas�yd�. �niformal� subaylar Y�ksek Mahkeme binas�n�n
�n�nde dizilmi�, yerlerini almak i�in bekleyen kalabal��� geride tutmak amac�yla
�� yanda s�ralanm�lard�.
�ren: Dost�a g�r�nm�yorlar dedi Thovv ve Chauna'ya-Chauna titreyerek: Zek� d�zeyi
ne kadar y�ksek olursa olsun, bu tats�z iti� kak�a neden olan duygudur dedi.
- Korkuyorlar. Thovv, D�nyal�lar'�n eline dokundu.
K���k gemilerinin kenarlar�, onlar� kons�l binas�na ula�
t�racak hareketli rampaya yana�mak i�in a�a��ya k�vr�ld�.
Seni korkuttular.
Gemiden inerlerken �ren d�manca bir dalgalanma oldu�unu g�zlemledi. Eksik olan tek
�ey "D�nyal�lar defolun" pankart�yd�.
- D��nce ileti�imimiz o t�r bir �eyi gere�inden fazla
yap�yor. G�zlerini bir yere dikmelisin ve d��ncen ileriye
d�n�k olmal�. Seni sallamalar�na izin verme, b�t�n o d�
��ncelerinde m�thi� bir g�� vard�r. Hatt� burada oldu�u
gibi sakl�d�r dedi Thovv.
Alan�n �zerinde donuk bir halde titreyen ve �evredeki kuleleri alt�na d�n�t�ren
g�ne�, bu gezegen i�in s�cak ve sevecen bir anneydi. Parlayan bir �ok estetik
d�zl��� s�n�rlayan, mavi ve sar� bitki ye�illi�i, ba�ka bir g�zel sabahta
mutluydu. Bulut dev bir inciydi sanki.
�ren d��ncelerini onun parlakl���na uydurmaya ve yanl� ba�lanm� �� ak�m�n �al�mas�
gibi, �� taraftan gelen d��ncelerindeki kin darbelerini unutmaya �al�t�.

Chauna titredi. Oren'in ard�ndan rampaya ad�m�n� atmaya �al��rken neredeyse


d��yordu.
��ini �ekerek a�larken "bizi ba��la" diye f�s�ldad�. Bizi ba��la, g�nahlar�m�z�...
- Sakin ol! �ren omuzlar�ndan tuttu ve y�r�yen mer
divenin �st�ne �ekti. M�r�ldanan kalabal���n ve nefretleri
nin �n�ne �fkeyle f�rlad�. Utan�n! Bu ya�l� adam bir aziz
dir! Uzun ya�am� boyunca bir tek yarat��a bile zarar ver
medi! O sadece te�ekk�r etmek ve huzur i�inde �lmek is
tiyor!
Ufak bir �a�k�nl�k sesi duyuldu; sonra nefret duygulu ve s�r�klenen bir g�� olarak
yeniden alevlendi. Bu �ok kutsal b�lgede baz� kar�� koyan g��ler taraf�ndan sesi
k�-s�lmasayd�, nefret kesinlikle ikisini de �ld�recekti.
Thovv da bundan pay�n� ald�.
� Vatan haini!
� D�nya a����!
� �lkel!
Bir subay �nlerine at�ld�. Sizin i�in rampan�n h�z�n� art�raca��m. Oradan �abuk
inseniz iyi olur. Koruma kalkan�n� k�rmaya karar verirlerse �l�rs�n�z.
Ana Meclis odas� kat kat y�kselen s�ralardan olu�an bir daire bi�imindeydi. ��
b�key tavan� lo�, ye�ilimsi bir ��k �retiyordu. B�t�n s�ralar dolmu�tu. Bunlar
sekiz gezegenin ve uydular�n�n �nderleriydi. B�t�n bilimlerin ve sanatlar�n
�nderleri. Fakat al��lagelmi� konu�ma g�r�lt�s� yoktu. Erkekler ve kad�nlar
birbirleriyle d��nce d�zeyinde konu�uyorlard�.
Y�ksek Mahkeme'��in yar�m ay �eklindeki s�ralar�n�n yan�ndaki yerlerine do�ru
hareket ederlerken b�y�k bir g�r�lt� y�kseldi. Bunlar D�nyal�lar'd�! �u korkun�,
huysuz ilkeller! �ren �iddetli bir d�manl�k hissetti. Uzat�lm�, kolay de�i�ebilen
suratlardan hi�biri g�l�msemiyordu.
�ren di�lerini s�kt�. Uzak ve ak�ll� bir d�nyada ya�ayan D�nyal�lar�n ilk defa
resmi olarak g�r�nmelerinde hi� bir

selam s�z� etmemeleri ne kadar alayc�yd�. Var olan �ey sadece sessiz bir
g�vensizlik, korku ve nefretti. Ses �ok y�kseldi�i zaman, sanki mekanikmi� gibi
birden kesildi.
- Zavall�, zavall� yarat�klar! Mahkeme k�rs�s�n�n sol taraf�na oturduklar� zaman
Thovv onlara do�ru konu�tu. ��lerinin derinliklerinde bir hayvan oldu�unu da
unuturlar. Burada yapt�klar� davran�larla onlar sadece bunu kan�tl�yorlar.
Uygarl�k rastlant�sal bir s�re�tir. Biz olu�um zaman�nda sizden daha �ansl�yd�k.
Bizim d��nce yap�m�z teknolojik ilerlemelerimize ayak uydurdu. Ve belki de biz
daha iyi �nderlere sahiptik. Onlar bilin�siz hayvan tutkular�n� sizin �zerinize
bo�alt�yorlar. Belki de bizim i�in onun bitti�ini d��nd�k.
Bir n�bet�i ince, gri bir de�nekle Thovv'un omuzuna dokundu ve onun s�zleri
kesildi. �ren, dudaklar�n�n oynad���n� g�rd�; fakat hi�bir �ey duyulmad�. Burada,
Y�ksek Mahkeme odas�nda b�t�n sesler ve ileti�im kontrol edilirdi.
Bu iyiydi. Yoksa de�il mi? Yanl� ellerde...
Oren'in g�zleri Kora'y� bulmak i�in kalabal�kta geziniyordu. Ve buldu. Locada, tam
sa� taraftaki k�rs�n�n ters y�n�nde oturuyordu. Bu locadaki k���k Alfal�lar
grubunun di�er b�t�n Alfal�lar gibi uzun, sevecen y�zleri vard�. Kora'n�n elini
nazik bir baba gibi tutan Morko olmal�yd�.
Ona g�l�ms�yordu. Oren'in bak��n� yakalad� ve resmi bir �ekilde ba��yla selamlad�.
Evet Thovv'un f�s�ldamas�na izin verildi:
- O, Morko. O �ok ho� g�r�n�ml� m�? Kaba d��ncelerin �st�nde mi? Evet. Morko
halk�m�z i�in bir �ok �ey yapm� iyi ve nazik bir adamd�r. Onu bir baba gibi
severler.
Yine de D�nyahlar'�n canavar oldu�una halk�n� inand�ran da bu adam. �ren
ac�mas�zca d��nd�. Ya�l� adam i�in s�ylenecek bir �ey daha vard�: Siyahlar giyen
ve siyah ata binen k�t� adam kli�esi. Bu k�t� adam sadece bir y�nde k�t� adamd�.
�yle g�r�n�yordu. E�er o hi�...

� Kora ona ba�lanm� g�r�n�yor. �ren hareketlerinde


ki ac�l��� saklayam�yordu.
� O �ok ikna edici. �imdi ne yapmaya yeltendi�ini
hissediyorum. Korkuyorum. �evreyi tekrar sessizlik kap
lad�.
Chauna g�zlerini kapad� ve s�rt�n� yaslayarak b�z�ld�. Kendi y�ce d�rt� ve
idealleri taraf�ndan ihanet edilmi�, y�k�lm� ve yaln�z bir ya�l� adam gibiydi.
- Hi� �ans yok, diye kendi kendine m�r�ldand�. Hep
onlar hakl�, biz haks�z�z. Hep, bunu bildim, bunu hisset
tim.
�ren patlad�:
- Hakl� de�iller!
Thovv'un eli ona dokundu. Birlik duygusu �ok g��l�yd�. Bu duyguyla Oren'in kafas�
a�r�d�. Bir �ey beynini ke-miriyordu. Bunun Thovv'un Oren'in D�nya i�in tek umut
oldu�u hakk�ndaki d�n geceki konu�mas� oldu�unu d��nd�.
Chauna'n�n yard�m edemeyece�i art�k belliydi. Chauna, Morko'nun hakl� oldu�u
inanc�yla dolmu�tu. D�nya yok edilmeliydi. D�ardaki halk�n k�zg�nl��� son
a�amadayd�.
Oren'in kafas� �atlayacakm� gibi. a�r�yordu.
Sonra D�nya'yi d��nd�. Hal� gibi d�enmi� ye�il tepeleri, tablo gibi ��lleri,
dalgal� mavi okyanuslar�, �ocuklar�n g�l�meleri, bir �oban�n fl�t�nden ��kan
na�meleri an�msad�, iyili�i ve k�t�l��� saklayan bulutlar�n pamuksu k�p�kleriyle,
y�r�ngesinde d�nmekte olan D�nya'y� d��nd�.
� Hay�r, diye h��k�rd�, HAYIR!.. Bunu nas�l yapacak
lar? Sesi sanki r�zg�r �sl���yd�.
� Anlatmak zorunda m�y�m?
� S�yle bana. Ac� olacak m�?
� Hay�r. Basit bir silini�. Bir duru�. Ya�ayan her �ey
ana par�alar�na ayr�lacak. Enerji yok edilemez, onun i�in
o ��kt��� yere geri d�necek, y�ld�zlar�n aras�na yay�lacak,

belki de sonunda yeni bir ya�am olacak. Bu i�i yapacak alete gelince; bu i� i�in
bir makineleri var, b�t�n insanlar�n zihin g�c�n� geni�leten bir makine. Konu�an�n
sesini kesmek i�in bulutun i�inde ve yan�nda kullan�lan makinenin bir bak�ma tersi
olan bir alet. Sadece bu �ok �ok daha g��l�. Bu korkun� d�zeyde geni�letilmi�
beyin g�c� b�t�n uzay� ge�erek D�nya'niza ula�acak ve b�t�n uygarl���n�z� ve sanat
yap�tlar�n�z� silecek. Anlat�lacak hi�bir �ey kalmayacak. �ok k�t� oldu�u i�in
Tanr�lar taraf�ndan sonsuzlu�a dek yok edilmesine karar verilen bir kral hakk�nda
kitaplar�n�zdan okudu�um eski bir �yk� gibi olacak. D�nya sonsuzlu�a dek yok
edilecek. Her �eyin �st�nde donuk bir ��k. Sonra hi�bir �ey.
�ren kan�n�n dondu�unu hissetti. Daha bitmemi�ti.
� Y�ksek Mahkeme'nin plan�n�n g�zelli�i �rk�m�zdan
herkesin bu i�e katk�da bulunmas�ndan kaynaklan�yor. He
pimiz kendi iste�imizle cellatlar�n�z olduk. Derin inanc�
m�zdan do�an bir istek. Bu i�te hi� kimse hatt� Y�ksek
Mahkeme bile kendini su�lu hissedemez.
� Fakat su�lu olacaklar diye m�r�ldand� �ren.
� Evet kendilerini su�lu hissetmeliler. Gelecek ku�ak-
lakda d��n�rler bunun �zerinde d��necek ve tart�acak
lar. Bu i�ren�li�e kat�lan herkes tozlar�n aras�nda yitip
gidecek. Alfal�lar'�n her zaman an�msamalar� i�in i�ledik
leri su�, sonsuzlu�a kadar orada olacak.
�ren beyaz elbiselere sar�nm�, ya�l� y�zleri ta� gibi sert olan Y�ksek Mahkeme'nin
s�ralar�nda oturanlara bakt�. Ciddi suratlar�nda ve yava� hareketlerinde bir
soyluluk vard�. Bu elli ki�i bir�ok k�t�l��� g�rm� ge�irmi� ve �imdi duygulara
kar�� ilgisiz d�zenbaz ve alayc� yarg��lara hi� benzemiyorlard�. Bunlar do�ru
karar vermeye e�ilimli i�ten yarat�klard�.
�lk olarak savc� Morko konu�tu. D�nya hakk�ndaki iftiralar�n� bitirdi�i zaman
savunulacak hi�bir �ey kalmam�t�. Thovv ve arkada�lar�n� daha i�in ba��nda
ezecekler-

di. Konu�mac�lar i�in yap�lm� olan d�ner k�rs�de Morko kendisini y�rekten
alk�layanlar� ba��yla selamlad�. Sonsuz g�ven ve sevgi g�sterisiyle g�l�mseyerek
ve �evreyi tarayan bak�larla Mahkeme'yi etkilemeye �al�t�. Durumun ciddiyetine
uygun olarak s�zl� ve yaz�l� kurallara uyarak konu�tu. S�zleri O konu�urken
Oren'in beynine �evrilmi�ti.
- Yine birlikteyiz diye yava��a ba�lad�. Tekrar sizinle
konu�mak hakk�na sahibim. Sadece sevgi hakk�nda konu
�aca��m. Hi�bir �rka kar�� nefretim yok, ilkelere de. Beni
ve ilkelerle olan ili�kilerimi biliyorsunuz. Ya�am�m� yar
d�ma ihtiyac� olan herkese adad���m� s�ylemeye gerek g�r
m�yorum. D�nya ve D�nyal�lar'�n yok edilmesi gerekti�i
ni iddia eden sizlere adad�m kendimi. Sonunda onlar ken
di kendilerini yok edeceklerdir. Bunu beklerken h�rs�n,
hu sonsuz ��k��n, bizim �rnek sistemimize de yay�lmas�
na ve onlarla birlikte yok olmas�na izin verebilir miyiz?
B�t�n Alfa D�nyalar�'n�n ke�fi ve bilimsel ilerlemedeki
ba�ar�m�z y�z�nden �rk�m�z daha iyi g�nler g�recektir.
E�er D�nyal�lar fiziksel olarak ilkel olsalard�, onlara kuca
��m�z� a��p, yard�m edebilirdik. Fakat onlar ilerlediler,
ama h�l� k�t�ler. �lerlemi� teknolojilerini kendi �rklar�n�n
iyili�i i�in kullanacaklar� yerde, kendilerinden daha zay�f
�rklar� ve g�ne� sistemindeki gezegenlerde ya�ayanlar� k�
le etmek i�in kulland�lar. �imdi emerek ve yutarak kendi
g�ne� sistemlerinin s�n�rlar�na ula�t�lar ve a�g�zleri �zeri
mize dikildi. Hat� yapmay�n. S�ra bize geldi.
Toplant�da dalgal� bir d��nce ���l���na izin verildi.
- Gebersin D�nya! Sonra ses kesildi.
Morko g�l�msedi:
- Konu�mak gereksiz. B�rakal�m D�nya kendi kendi
ni yok etsin. �nce elini sallad�; b�y�k k�senin kendine
yeten ����, g�m� beneklerle parlayarak z�mr�t ye�iline
do�ru karard�. Alfa gecesi gelmi�ti.
Meclisin �st�nde �� boyutlu bir g�r�nt� olu�tu�unda

�ren dikle�ti. Kayna��n�n D�nya tarihleri, D�nya g�r�nt�leri ve D�nya d��nceleri


oldu�unu bilmesine ra�men o ger�e�in ta kendisiydi. Hepsi Morko'nun tutuculu�uyla
renklenmi�ti.
Ancak ac� ve yoksulluk, politikac� ve imparatorlar�n g�steri�li t�renleriyle alay
eder gibiydi.
�lk g�r�nt�ler ilkel d�nyadan, cennettendi. Sonra insano�lu geldi. Yumruk yumru�a
vah�i sava�lardan sonra ilkel silahlar ortaya ��kt�. Saniyeler i�inde uygarl�klar
y�kseldi. Kan ve k�t�l�k g�r�nt�leri i�inde y�k�ld�. D�nya tarihinin en a�a��l�k
sayfalar� hepsi oradayd�. Neron ve Caiacal-la Cengiz Han ve Hitler. Milyonlar�n
k�t�le�tirilmesi. Sa-dizm ve �ehvet d�k�nl���. Circus Maximus. Yahudi k�le
a�iretleriyle, M�s�r firavunlar�. Edebiyat, fen ve toplumsal bilimlerin do�ulu
efendilerinin ince ve kibar i�kenceleri. �arm�ha gerilmi� �sa... Her �ey;
�nderlerin gururla kas�lmalar�, politikac�lar�n anlams�z sloganlar�n�n, kitle
katliamlar�n� ve k�leli�i hakl� ��karmas� y�z�nden ikiye b�l�nd�. Kar�� ��kanlar
�ld�. Dinin sava� ve zul�mler i�in ara� olmas�, yoksulluk ve a�l��a parf�m s�ren
mirasyediler ve tombul kar�lar taraf�ndan �nem verilmemesi!.. Adam kay�rma,
�iddet, ilgisizlik, h�rs, �ehvet, Hiro�ima ve atom bombas�n�n mantarlar�. Sonra
uzay, Ven�s ve Ganymede'-deki ilkellerin sap�kl�klar�...
�ren kendini ye�il ve pas renkli ipekler i�ersinde g�rd�. Pallent'le birlikte
i�iyor ve ona g�l�ms�yordu. B�y�k Adam Alfa tak�my�ld�zlar�n�n b�y�k bir
astronomik haritas�n� g�steriyordu. M�hendisleri yeni bir y�ld�zlararas� uzay
gemisini bitirmek i�in ko�u�turuyorlard�. Purosunun ucunu kopar�rken Pallent
s�r�t�yordu.
- Oraya gelinceye kadar bekle! Ger�ek e�lencenin ba�lad��� yer oras�.
Tepelerdeki z�mr�t ye�ili parlad��� zaman �n�ndeki sahne kayboldu ve �ren
ellerinin titredi�ini farketti. D�-��nemiyordu. D�nya tarihinin en �irkin
sayfalar� arasin-

dan dikkatle se�ilmi� bu deh�eti bir anda g�rd��� i�in akl� karmakar��k olmu�tu.
�stelik d�k�len b�t�n bu kanlar ve katliamlar ger�ekti. Bunlar� g�rmeden �nce t�m
insanlar� su�laman�n g�� oldu�unu k�t�l��e kar�� ��km� insanlar�n da bulundu�unu
ve protesto etmek i�in ya�amlar�n� verdikleri inanc�yla kendisini avutmu�tu.
Bunlar her galakside, her uygarl���n pay�n� ald��� bir �rk�n geli�me s�recinin bir
par�as�yd�. Ba�l� olduklar� anlamlar�ndan kopar�lm� olan bu montaj sahneler,
ger�eklerinden binlerce kez daha g��l� birikimle �o�alm� bir etkiye sahiptiler.
�u anda hi�bir �ey yap�lamazd�.
Chauna'ya d�nd�. Hintli s�ras�na ��km�t�, y�z� k�l gibiydi. G�z kapaklar�
k�m�ldan�p kapand��� zaman �ren, "Onu �ld�rd�ler. O bir azizdi ama bu sahneleri
g�r�nce �ld�" diye d��nd�.
Thovv nazik�e onu s�ras�na �ekti�i zaman g��l� bir ac�yla ayakta durdu�unu
farketti. Kafas� a�r�dan �atl�yordu. Thovv'un s�zs�z sevgisi ila� gibiydi; ancak
rahat soluk alabilmesi i�in dakikalar�n ge�mesi gerekti.
Sonunda etraf�na bak�narak Kora'ya do�ru d�nd�. Kora bir heykel gibi oturuyordu.
Y�z� anlams�zd�. Ac� i�inde d��nd�. Akl�n� kaybetti. Bu �ok fazlayd�. Sava��
yitirecek durumda olan birisinin tutkusuyla Kora, b�t�n bu kan ve ac�y� bir anda
g�r�nce delirebilirdi. �ren umutsuzdu.
�rkenin h��rdayan r�zg�r� sakinle�ti�i zaman Morko son darbesini de vurdu:
- G�rd���n�z gibi bu son de�ildir. B�y�k Adam'lar�
bizim sistemimizi ele ge�irmeye haz�rlan�yor. Bu ilkeller
doymak bilmez yarat�klard�r, evrensel ahlak�n temel duy
gular�na bile sahip de�iller. �lk ad�mlar� bizim g�� alan�
m�zdan haber almalar�n� sa�lad�, ikincisi...
Bir anda patlayan hakaret ve k�zg�nl�k hepsine yay�ld�. Geli�meleri dev
videolardan izleyen, d�ardaki halk bunu daha da b�y�tt�. Morko ellerini uzatt�.
- Bir �ey daha. Bir tan���m var. D�nya'n�n ger�ekten

ne oldu�unu d�r�st olarak size s�yleyecek bir tan�k. Thovv, di�er iki tan��� gibi
damarlar�nda Alfa kan� ta��d���n� size s�yleyecek. Bu kan y�llar �nce yar� deli
bir sanat��n�n yasa d�� birle�mesinden olmu�tur, ancak bu �nemli de�il. Kendi
�rk�m�z� �ld�rmeyiz. Bu �c� ya�amal�. Bu canavarlar aras�nda do�an �u gen� k�z�n
damarlar�ndaki bizim kan�m�z ona t�rel cesareti ve size ger�e�i s�yleme ihtiyac�n�
veriyor. Bir hayalet gibi k�rs�ye do�ru hareket eden Kora'y� eliyle �a��rd�.
"Konu� �ocu�um!"
ilk �nce �ren onun ila� alm� oldu�unu d��nd�. �ok cans�z hareket ediyordu; sonra
Kora y�z�n� yukar�ya kald�rd��� zaman y�re�i �z�nt�yle doldu. G�zlerinde
kararl�l���n ��lt�lar�n� g�rd�.
- Sizin d�nyan�zda sadece bir g�n bulundum. Sesi �iddetten titreyen hafif bir
f�s�lt� gibiydi. Fakat bug�n i�in size te�ekk�r etmek istiyorum. Benim en mutlu
g�n�m oldu. Soyluluk ve b�y�kl���n ger�ekten evrende var oldu�unu bana g�sterdi.
Bunlar� daha �nce hi� g�rmemi�tim. Bizim d�nyam�z de�i�ik. �nsanlar�m�z maske
takar, aldatmaya ve yalan s�ylemeye zorlan�r�z. Ya�am �eklimiz budur. Her ba�ar�
parayla de�erlendirilir, gizli i�ler ve hileyle elde edilir. �ovenizmin her
t�rl�s� vard�r. Birbirimizden korkar�z, birbirimizi ispiyonlar�z. Kendi
olu�turdu�umuz yasalara uymay�z ve b�t�n bunlar� yapt���m�z zaman da sevgiyle
kar��lan�r�z. B�t�n bunlar al��lm� i�lerimizdir. Bu ahlaki ��k�, sizin
soylulu�unuz gibi, insanlar�m�za bir Tanr� vergisidir. Annem on �� ya��ndayken
fahi�eli�e zorlanm� basit bir k�yl� kad�n�yd�. Ona g�re ya�am; yoksulluk, ac� ve
umutsuzluktu. Bir gece Los Angeles'da bir soka�a at�ld�m ve �l�me b�rak�ld�m. Beni
sevmedi�i i�in de�il, ya�am�m�n onunki gibi bir i�kence olaca��n� bildi�i i�in
b�rakm�t� beni. Bu ac�mas�zl��� g�rmeden �nce �lsey-dim ke�ke.
Y�neticilerimizin kendi g��lerini korumak i�in, milyonlarca insan� s�m�rd���n� ve
�ld�rd���n� g�rd�n�z.

�imdi olanlar da de�i�ik de�il, sadece etiketler de�i�ik. Basit bir k�yl� olarak
yoksulluk ad�na, k�leli�in �rne�i ad�na, yiyecek i�ecek bulamad�klar� i�in
a�l�ktan �len �ocuklar ad�na, pis kul�belere at�lm� ve unutulmu� ya�l�lar ad�na
konu�uyorum. Burada ruhun g�zelli�ini ve temizli�ini biliyorsunuz. Ama �rk�m�z
sap�k d��nceleriyle buraya gelirse, onlar�n i�lerindeki k�t�l�k size de bula�acak.
D�nya, evrenin temiz y�z�ndeki bir ��band�r. O sizi yok etmeden �nce siz onu yok
edin.

���nc� B�l�m
KORA'n�n su�lamas� Oren'in bo�az�nda yutamad��� bir ac�l�k b�rakt�. Kora;
m�zikte,, do�ada, �ocuksu ne�esi �ocuksu s�cakl���yla buldu�u tatl� bir k�zd�.
Onlar ak�am �zeri Aztek alt�n� rengine d�n�en Pasifik'in �zerindeki g�ky�z�n�
izlerlerken mutlulukla g�len, �iir okuyan ve bir �ark� daha s�ylemeleri i�in
yalvaran Kora'yd�.
Thovv'un �elik gibi parmaklar�n�n elini tuttu�unu hissetti.
- Bu olay�n seni nas�l etkiledi�ini biliyorum. Alfal�-lar'�n sesi i�neleyiciydi:
Morko'nun ne yapt���n� g�rd�n m�? Kora'n�n bilin�siz beynine ula�t�, bebekli�inden
beri annesi ve kendi do�umundaki y�reksizlikten dolay� �ekti�i b�t�n ac�lar�
d�ar�ya ��kard�. Kora annesinin ba��na gelenlerden dolay� sizin toplumunuzu asla
ba��lamad�, o i�inden b�t�n d�nyay� su�luyor. Di�er �anss�z insanlara yard�m etmek
i�in yap�lan eylemlere girmesinin nedeni de bu. Morko al�ak�a bir �ey yapt�. B�t�n
bunlar� tam bir umutsuzluk yaratmak i�in kulland�. Kora'n�n bilin�alt�n-daki
canavarlar�n� d�ar�ya ��kartt� ve Kora'y� onlar�n aras�nda ya�att�, b�ylece b�t�n
g�zel �eyleri hatta seni bile unuttu. O ge�mi�indeki k�t�l�kten ba�ka hi�bir �eyi
g�remiyor. Bu bir tuzakt�.
�ren y�kselen hiddet ve k�zg�nl�k dairelerine do�ru g�z�n� �evirirken rahatlamaya
�al�t�. Kora'n�n basit s�zleri her �eyi k���k, d�zenli bir paket gibi toplam�t�.
��lerinde �imdi hi� ku�ku yoktu. D�nya'ya, kendisinden bir par�a taraf�ndan ihanet
edilmi�ti. Bu, her �eyi tamamen tersine d�nd�rm�t�.
G�zleri Kora'n�n g�zleriyle bulu�tu. Kora'n�n g�l�msemesi ac� doluydu.
G�l�msemesinde Oren'e ger�ekten ba�ka hi�bir �ey s�ylemedi�ini ve Oren'in de
ger�e�i s�yleme-
si gerekti�ini s�yl�yordu. D�nya bu harika �rk�n �izdi�i kaderine l�y�kt�.
�ren de D�nya'ya ihanet etmeliydi.
O bak�la birden b�t�n bunlar� anlad�.
� Bu d��nceyi kabullenemedi!
� Hi� umut yok diye m�r�ldand�.
Mahkeme ba�kan� bir kafa i�aretiyle Thovv'un savunmas�na ba�layabilece�ini
belirtti. Thovv k�rs�ye do�ru hareket etmeden �nce Oren'in elini s�kt�.
Kendisinden emin bi�imde �enesini yukar�ya do�ru kald�rd�. Arkada�lar�na do�ru
bakt� ve Oren'e g�l�msedi.
- Bizim g�ne� sistemimizdeki her gezegenin bir ayd�n
l�k, bir de karanl�k taraf� vard�. Anlay�l� akl�n alg�layabi
lece�i her d��nce ve kavram tart�maya a��kt�r. Bu y�z
den �u anda buraday�z. Morko D�nya'n�n, evrenin daha
iyi �rklar� aras�nda uyum i�inde varolabilmesi i�in gerekli
olan ahlaki d�zeye ula�mad��� ve ula�am�yaca�ma inan�
yor. Onun d��ncesi'ne sayg� duyuyorum. Ara�t�rmac�la
r�m�z D�nya'n�n �alkant�l� tarihini inceden inceye g�zden
ge�irdi. �iddet ve ak�l yoksunluklar� y�z�nden s�k s�k
�a�k�nl��a u�rad�k. Ancak umutla ilerleme belirtilerini de
g�rd�k. �lerlediler, do�ru ama �iddetin �o�unlu�u ayn�
kald�. Ger�ek bu ve onu yalanlamaya �al�m�yorum. "Ato
mik patlamalar ba�lad��� zaman endi�elendik. Ay ara�t�r
malar� ve D�nya'n�n karde� gezegenlerine kar�� yapt��� za
y�f hareketlerden, onun ahlaki ve d��ncesi olarak de�ilse
de teknolojik olarak erginli�e ula�t���n� anlad�k. Politika
m�z b�t�n ilkellerinkiyle ayn�yd�: Elini s�rme, b�rak!
G�zlemleriz ancak kar�may�z, kendi sistemimizde ve di
�er yerlerde s�m�rge kurar�z, ke�federiz; ama ele ge�ir
meyiz, zorla de�i�tirmeyiz. Her �rk�n kendi kaderini ken
disinin �izmesi gerekti�ine inan�r�z. "D�nya'da ayd�nlan
ma belirtileri bir s�re i�in umut verdi. Ancak sonra uzay
giri�imleri yeni sorunlar yaratt�. O zaman Y�ksek Mahke
memiz uzaya engeller koydu. Kendilerini yok edinceye ve-

ya yeti�kin insanlar gibi davranmay� ��reninceye kadar kendi g�ne� sistemlerinin


s�n�rlar� i�inde hapsedilmeliydi-ler. D�nya'yla �zel haberle�me kesinlikle
yasakland�. Ancak."
Morko hakl� bir k�zg�nl�kla parlayarak aya�a kalkt�.
- Y�ksek Mahkeme bize. haberle�meyi ve bu i�ren�
gezegeni ziyaret etmeyi yasaklad�! Thovv sizin emrinize
kar�� geldi ve D�nya'ya gitti. Onun oradaki temaslar� hak
k�nda s�yleyebilece�i her �eyin yasal olmad��� gerek�esiy
le dinlenmemesini �neriyorum.
Kalabal�k b�y�k bir g�r�lt�yle onu destekledi.
Ba�kan konu�mak i�in elini kald�rd�. "Thovv bu konuda Mahkeme'den yeni kan�tlar
sunmak i�in dinlenilmesini istedi. Ba�kan konunun a��r� �nemi Mahkememizi �zel
izin vermeye zorluyor. Onun s�yleyeceklerini dinleyece�iz dedi.
Kalabal�k. "Hay�r" diye ba��rd�.
- O bir haindir, sesleri y�kseltti.
�ren, Thovv'un halk�n bask�s� alt�nda sarard���n� g�rd�. Ancak Thovv belirsiz de
olsa kendisini g�l�msemeye zorlayarak, kalabal���n anla��lmayan g�r�lt�s�
yat��ncaya kadar yerinde bekledi. A��zlar�nda nefret dolu kelimeler olan y�zler,
havay� d�ven yumruklar vard�. Fakat gittik�e azald�. �ren i�in bu, tumbrell
arabalar�yla, v�cudundan kopmu� yuvarlanan kafalar�yla, Frans�z Devrimi'nin sessiz
bir filmi gibiydi.
Ba�kan: "D�zenli olmal�y�z" dedi.
- Yok etmek istedi�iniz �rk�n davrand��� gibi davran�
yorsunuz. Sessiz karga�a kesildi�i zaman Thovv'a s�z verdi.
"Konu�un l�tfen."
Thovv ba��n� e�erek selam verdi.
- De�erli savc�m�z sizlere D�nya tarihinin �irkin b�
l�mlerini g�sterdi. �a�lar boyunca D�nya'ya yoldan ��k
m� tiranlar ve rahatl�kla canavar diye adland�rabilece�imiz
ki�iler egemen oldu. Ancak savc�m�z bunu �ok abartt�.

D�nya'da bir�ok g�zelli�in iyili�in de oldu�u ger�ektir. Onlar�n da g�r�lmesi


gerekir.
Yine havadaki ekranda Erekiel'in tekerle�i gibi, D�nya tarihi boyunca devler
gururla y�r�d�ler. Peygamberlerden karde��e bir sevgi ve ba��lama amac�yla halk
y���nlar�na ���tler veren Isa, Buda ve Muhammed; D��ncelerinden Eflatun ve Sokrat;
�istine kilisesini yaratmak i�in kendinden ge�erek �len Michelangelo; Leonardo da
Vin-ci'nin-sanat� ve bilmi! Konf��y�s, Goethe, Bach, "Yurtta sulh cihanda sulh"
diyen b�y�k devlet adam� Atat�rk, iyili�in ebedi mesaj�yla dolu Beethoven'in
dokuzuncu senfonisi s�rayla ge�tiler ekrandan.
B�T�N �NSANLAR KARDE�T�R, B�T�N �NSANLAR KARDE�T�R! Size sadece tiranlar
g�sterildi. Onlar� do�ruluk ve �zg�rl�k tutkular�yla protesto eden ve �ehit
edilenler de vard�. Pesteur, Dr. Tom Dooley, Albert Schweitzer. Yurtsever
sloganlar�n �ok �tesinde kahramanl�k. �l�m ve de�i�ik bir bi�imle �an ��hret.
Say�s�z insan�n kendisini �l�me atmas�. Elem ve daha �nce hi� bulunmayan umut.
Destans�, kahramanca r�yalardan do�mu� insan iyi niyetinin ve �ekti�i ac�lar�n
g�rkemli bir g�sterisi. Hatt� �ren ile �ark� s�ylerken kar��la�t���nda �i�man
v�cudunu a��r a��r �a�k�nl�k kaplayan B�y�k Adam bile g�sterildi. Arena'daki halk
i�in Oren'in nefretin de �tesindeki ac�mas�, Dr. Cormin d�leri... Bilim adamlar�
ve umutlar�. Einstein. �nsanl�k i�in arma�an edilen ya�amlar.
G�r�nt�ler bitti�i zaman kalabal�k, sessiz ve d��nceliydi. Nefret azal�yor
de�i�iyordu.
Morko g�rleyerek aya�a f�rlad�.
-Bunlar pislik y���n�ndaki tek t�k m�cevher par�lt�lar� diye ba��rmaya ba�lam�t�.
"Kendi kendimizi kand�rmam�za izin vermemeliyiz. G��l� olmal�y�z.
�imdi harekete ge�meliyiz!

Thovv ba�kana d�nerek "E�er Mahkeme izin verirse benim de bir �ahidim var" dedi.
Ba�kan Mahkeme �yelerine dan�t�; sonra kabul etti�ini belirtti. Sessizli�in
sa�lanmas� i�in i�aret etti. Thovv kendisine i�aret edince. �ren a��r a��r aya�a
kalkt�. Kafas�n�n i�inde b�y�k bir f�rt�na esiyordu, yere y�k�lmadan �nce k�rs�ye
do�ru iki ad�m atmay� ba�ard�.
Thovv hemen onun yan�na ko�tu ve endi�e i�inde �zerine e�ildi.
� Kafam!
� Morko. Kora'ya yapt��� �eyi sana da yapmaya �al�
��yor. O'na kar�� diren! diye f�s�ldad� Thovv.
�ren g��l�kle aya�a kalkt�, her �ey d�n�yordu. D�t�. Onun d��na s�r�klendi�i
zaman, Kora Thovv'Ia birlikte yan�ndayd�. G�zleri ac�yordu. Kederin bir �e�it
azalmas�. Bu yenilgisi onu aya�a kalkmaya zorlad�. B�t�n g�c�n� harcayarak k�rs�ye
ula�t�.
Thovv yan�na geldi. "Gitar�n� al. Sana yard�m eder. Dikkatini m�zi�inin �st�ne
topla. D��nceni dar ve ula��lmaz tut."
�ren gitar� kaparcas�na ald�. Parmaklar�n� gitar�n telleri �zerinde d�zensizce
gezdirdi. Hissetti�i bu duygu ona yard�m etti: Bilinmeyen bir m�zik d��ncesini
ar�nd�rd�. Bacaklar�n� a�t� ve sallanarak orada durdu. Bir an i�in Thovv ve
Chauna'ya alayc� bir g�l�le bakt�. Kora, Mor-ko'nun grubuyla tekrar birle�mi�ti.
G�ne�ten yanm� surat�, kulaklar�n�n �zerine d�k�len bu�day renkli sa�lar� ve uzun
boyuyla ayakta dikiliyordu. Duru�unda Alfal�lar'�n tipik �zelli�i olan kurnazl�k
belirtisi hi� yoktu. Bu yabanc� �evrede, geni� kapsaml� bak�� tuhaft�. G�m�i
g�zlerinin d��nda �ren, sanki oral� de�ildi. Fiziksel olarak D�nyal�yd�. O g�m�i
g�zler en arka s�radakilere kadar b�t�n suratlar�n �st�nde dola�t�. �imdi
beynindeki zonklama yok olmu�tu, s�zc�kler a�z�ndan d�k�ld�:

- Ben bir hatip de�ilim. Size anlatmak zorunda olduklar�m� m�zikle anlatsam daha
iyi. Anlatacaklar�m sizin karar vermeniz i�in �nemli. Halk�m� severim. �ok
istememe ra�men onlar i�in size yalvarmayaca��m. Ancak �u anda yapt���m gibi
onlar�n ni�in k�t� �eyler yapt�klar�n� anlaman�za yard�mc� olmaya �al�aca��m.
�o�unlukla bir �eyden kaynaklan�r bu. Korku! �u anda hepinizin i�ini kemiren �ey
de budur. Benim d�nyam-daysa o her zaman i�imizi kemirir. Ondan hemen hemen hi�bir
zaman kurtulamay�z. Siz �ansl�s�n�z, d��nceleriniz �ok de�i�ik bir bi�imde
de�i�ti. Ya�am�m�z�n her g�n�nde duydu�umuz bizi kaplayan korkuyu siz an�msayamaz-
s�n�z. Ba�ka bir insan�n d��ncesinde ne oldu�unu bilmemek. �te biz b�yleyiz.
Deneriz. Lanet olsun, o kadar �ok deneriz ki. Ancak ger�ekten hi�bir �eyi
bilmeyiz. Konu�mak bir insan�n beyninde ne oldu�unu ��renmemiz i�in yard�mc� olur;
ama yeterli de�ildir. Belki de yan�m�zdaki adam bize k�t�l�k edecektir. Belki de
k�t� �eyler d��n�yordur. Fakat hi�bir zaman kesinlikle bilemeyiz. Yani sizin
bildi�iniz yolla bilemeyiz.
"Uzun bir s�re �nce D�nyam�zda, arkada�lar�m�za inanc�m�z�n olmas� gerekti�ini
s�yleyen b�y�k bir insan ya�ad�. Ba�kalar�na size davran�lmas�n� istedi�iniz gibi
davran�n�z! Slogan� buydu. Hakl� oldu�una karar verdik. Ancak o m�thi� korku h�l�
oradayd�. Baz�lar�m�z inan�l�yd� ve bu inan�tan yararlan�ld�. H�l� deniyoruz.
Dinleyin... Gitar�n�n g�m� tellerine dokunarak �ark� s�ylemeye ba�lad���
zaman kendi d�nyas�ndayd�. �ark�lar�nda diren� g��l� hissetme, ya�ama
iste�i, ya�amdaki sevin� par�lt�lar� vard�. Enerji canl�l�k ve �zg�rl��� anlatt�.
�ren, �imdiye kadar hi� s�ylemedi�i bir sesle s�yledi. Sanki bu ses, do�du�u andan
beri ruhunda ve y�re�inde yo�unla�t�rd��� b�t�n g�zelliklerin ve ac�lar�n bir
sonucu gibiydi.
�ark�lar�yla onlara D�nya'y� anlatt�. Derin vadilerini, ye�il ormanlar�n�,
g�r�lt�yle akan �rmaklar�n�, karl� do-

ruklar�n�, �a�layanlar�n�, parlak g�ne�in alt�nda oynayan �ocuklar� anlatt�.


Beklenmeyen bir �l�m�n bir sevgiliyi al�p g�t�rd��� zaman duyulan deh�eti anlatt�.
�zveriyi, mutlulu�u, umudu anlatt�.
�nsan y�re�inde sakl� olan her �eyin �zerindeki �rt�y� kald�rd�. Ve �ark�lar�yla
onlara �u sorular� sordu. B�t�n bunlar kaybedilmeli mi? Bu ya�ama iste�i uzay�n
sonsuz b�y�kl���nden sonsuza dek silinmeli mi?
"Her zaman ne b�y�k olduk
Ne de nazik;
Denizlerimizi ve topraklar�m�z� kirlettik
Karde�lerimizin kan�yla
Ancak denedik, denedik yine denedik
Vazge�meden ve �lmeden �nce
Anlamlar� oldu�u i�in y�ld�zlara sevgi besledik,
Huzur ve umut i�in yeni g�ne�lere y�neldik,
Belki de yan�t� orada bulaca��z,
Yaz�l� olarak orada, o yabanc� y�ld�zlarda.
Bir g�n
�v�n�le
Var olan
Ve akl� olan her �eyin;
Karde� olmak i�in
Yarat�ld���n� ��renece�iz,
O yabanc� y�ld�zlarda y�r�yen u�an her �eyin
O zaman ��kaca��z ne�eyle ate�in ve karanl���n d��na
Ve birle�tirece�iz beraberce r�yalar�m�z� ve
kaderlerimizi."
Sessizlik. Sonra y�kselen alk�. �ren ba�ard�. Beyinlerindeki nefret uyand�ran
canavar geldi�i yere do�ru s�r�nerek d�n�yordu. Oren'e sevgilerini g�sterdiler.
Sonra Ba�kan aya�a kalkt�.
- �ok etkilisin, gen�. ��tenli�ine sayg� duyuyoruz, onun y�rekten oldu�unu
biliyoruz. Seni kabul ediyoruz. Seni ve seni oldu�u kadar arkada�lar�n� da
seviyoruz. An-

cak sen yar� Alfal�s�n ve zehirli kumlar� olan ��lde alt�ndan tanecikler olabilir.
Bu tanecikler kolayca k�t�l�k da�lar�n�n alt�na g�m�lebilir. Ve sen korkudan s�z
ettin. Korkunun sizi y�ld�ran d�man oldu�unu s�yl�yorsun. Peki bu korku her zaman
kalmayacak m� sonsuzlu�a kadar?
Marko aya�a kalkt�. "Bu gen� adam ve onunla birlikte olanlarla tart�m�yaca��z.
B�rak�n D�nya'da olabileceklerinden �ok daha ho�nut ve mutlu olarak aram�zda
ya�as�nlar" dedi.
Kazand��� i�in bacaklar�n�n zay�flad���n� hissetti.
Ufac�k bir ��k huzmesi belirdi.
� B�y�k Adam dedi�imiz ki�inin m�thi� bir g�c�
var. Bu adam beni Birle�mi� D�nya'n�n ba�kan� yapmak
istiyor. Onun piyonu olaca��m, yapaca�� i�ler i�in bir kuk
la. �nsanlar� y�nlendirebilecek bir g�c�m oldu�unu hisse
diyor dedi.
� Belki de �yle bir g�c�n var. Ger�ekten bunu yapabi
lir mi?
� �rg�tleri yapabilir dedi aceleyle �ren. "Sizi kendi
me inand�rd�m. Belki de halk�n�n bana g�venmesini sa�-
l�yabilirdim. Tarihimizde y�ksek g�revlere vicdans�z ma
kineler taraf�ndan getirilmi�; ancak g�c� eline ge�irdi�i
zaman onu ak�ll�ca, insanlar�n yarar�na kullanan �nderler
de vard�r. Belki ben de bunu yapabilirdim. Yava� yava�
de�i�iklikler yap�labilirdi. Bu D�nya tarihi i�in bir ara
yoldur. E�er ya�amaya elveri�li s�m�rgeler kurmam�za
izin verilseydi, dikkatle denetlenerek, n�fus fazlal��� ar
t�� sorunumuz ��z�lecekti. Di�er reformlar da yava� ya
va� yap�labilirdi."

� Pallent i�in ne d��n�yorsun?


� O ya�l� ve fazla ya�maz. Ba�ka birisiyle �ok daha
fazla �eyin �stesinden gelinebilirdi. Sonunda da erdeme
ula�abilirdik.
Mahkeme bu konuyu kendi aras�nda tart�t�, halk sessiz

ve d��nceliydi. Bir s�re sonra Ba�kan "Bu kolay bir g�rev olmayacak" dedi.
�ren derin bir soluk ald�. "Onu ben de istemiyorum. Kora'yla birlikte sizin
aran�zda ya�amay� �nerdiniz. Bu b�t�n ya�am�m boyunca d�ledi�im bir �eydir. Her
g�n�n ne�eyle dolu oldu�u temiz ye g�zel bir d�nya. Fakat benim d�nyam oras�d�r.
�l�nceye kadar b�t�n g�c�mle D�nya'm�z i�in �al�mal�y�m."
Thovv "Ona bu �ans� tan�y�n" diye ba��rd�. "�ren Starr'�n d�nyas�n� kurtarmak ve
ona hizmet etmek hakk� var. Buna kar�� ��kamay�z."
Kalabal���n bir k�sm� "Ya�as�n D�nya!" diye ba��rd�.
Oren'in yengisi'nin b�y�d���n� g�ren Morko sararm� bir y�zle aya�a kalkt�. Mahkeme
Ba�kan�, anla�mazl�k ve karga�a yat�mcaya kadar susmas�n� i�ret etti. �ren umutla
k�rs�de duruyordu. Y�ksek Mahkeme oylamaya ge�iyordu. Sonunda, Ba�kan tekrar aya�a
kalkt�. "Karar veremedik" dedi. "Sana inan�yoruz �ren Starr. Ancak hayalci bir
ruhun var ve sadece ��plak ger�ekleri g�z �n�nde tutmal�y�z. D�nya'yi kurtarmak
i�in ya�am�n� verirsin. �ok g�zel, sana inan�yoruz. Fakat bir hayalcinin
�zlemlerinin, ger�ekleri sapt�rmas�na izin veremeyiz. Kora'y� al ve �ark�lar�n�
s�yleyerek bizim aram�zda ya�a!"
Oren'in ba�� �n�ne d�t�.
� E�er D�nya �l�rse ben ya�ayamam."
Salonda bir u�ultu y�kseldi.
� Bunu s�yleyece�inden korkuyorduk.
Oren'den b�t�n salona bir sevgi dalgas� yay�ld�. Bununla birlikte beyninde bir
y�ld�z patlamas� gibi parlak bir ��k patlamas� oldu.
- �REN!
K�redici bir ��k karga�as� i�inde Chauna'y� g�rd�. Ayaktayd�. Kemikli y�z�
bembeyazd�. Y�z� sevin�le parlad�. G�l�msedi ve tekrar Oren'in ad�n� s�yledi,
dudakla-

r�n�n k�p�rdamamas�na ra�men �ren onu ne�eden do�an bir ba��r� gibi duydu.
�ren g�zlerini kalabal��a �evirdi.
� Arkada�lar�m! Benim yeni ve ola�an�st� arkada�la
r�m. Beynimde ilgin� ve inan�lmaz bir �ey oldu. Chauna
bana, bunun kendisinde de oldu�unu s�ylemi�ti. Bir an
yan�p s�nen bir ��k gibi bir �ey.
� D�nyam�zda bizi, a��r� milliyet�i gruplara b�len �e
yin korku oldu�unu s�ylemi�tim. �imdi ben o korkuyu his
setmiyorum. Beynim billur gibi parlak. Thovv yard�m etti,
siz hepiniz yard�m ettiniz, benim �abam yard�m etti. Her
�eyden �ok Chauna yard�m etti. O bana yeni bir d��nme
kudreti verdi. O �l�, ancak mutlu. D�nyam�z� kurtarmaya
yard�m etmem i�in benim ola�an�st� bir g�ce sahip olma
m� arzu etti!
Beyniyle hepsini etkilemeye �al��rken g�m�i g�zleri parlad�: G�rm�yor musunuz?
�imdi tam bir anlay�a sahibim. Sizin d��ncelerinizi g�r�yorum. Art�k sizlerle
konu�urken s�zc�k kullanmayaca��m. Beyinlerinizde, sizinle birlikteyim!
Kalabal�k ba��rarak aya�a kalkt�. Y�zy�llar �nce onlar�n �rk�na yava� yava� olan
�ey, bu D�nyal�'da biranda ger�ekle�mi�ti. Onun umutsuz �abas�yla birle�en
Chauna'n�n g�c�n�n yaratt��� bas�n�, birbirleriyle do�u�tan payla�t�klar�
telepatik birli�i Oren'in beyninde olu�turdu. Korkuyu y�kan s�zs�z anla�abilme
yetene�iydi bu.
Sanki y�reklerinde a��r bir y�k kald�r�lm� gibiydi. �ld�rmeyi istemediler.
�ld�rmek yap�lar�nda yoktu. �imdi �ren onlar�n beynine girmi� ve �ld�rmeye gerek
olmad���n� g�stermi�ti.
Morko sallanarak aya�a kalkt�. Kan�nda ve beyninde patlayan ve iltihapl� bir
mikrop k�mesi gibi �o�alan bir �ey, bir anda Alfal�'n�n i�inden d�ar� ��kt�.
Oren'in alayc� yengisine dayanamazd�. D�nya �lmeliydi! E�er yeni bir

g�ce sahip olan bu sonradan g�rme �ark�c� �l�rse, D�nya da �lecekti!


Eli giydi�i uzun pelerininin alt�na gitti. T�p bi�iminde bir silah birden patlad�.
- Geber D�nyal�!
Silindirden bir y�ld�r�m parlad�. Oren'i ani bir alev kaplad�, gitar� elinden
d�t�. Gitar daha yere d�meden siyah bir k�l y���n� haline d�n�t�. Sonra �ren
yuvarland�.
�ark�c�n�n ne�e ve umutla durdu�u yerde, tedirgin bir havan�n girdab�nda
k�m�ldanan k�ller vard�.
Sessizlik �l�m�n ta kendisi gibiydi. Kora ba��rarak kendisini k�rs�ye do�ru att�.
�nce uzun yap�l� v�cuduyla mermer d�emenin �zerine sald�rd�: Onunla birlikte
olmal�yd�m. Bana yard�m edin diye a�l�yordu.
G��l� eller onu aya�a kald�rd�. Oren'in yan�na, �zd�rap i�inde titreyerek yatl�.
- G�zlerini a� dedi ona �ren.
�l�m yine de iyi diye d��nd�. �l�m ve �tesi. Kora g�zlerini a�t�. Kar��s�ndaki
adam Oren'di ve Oren'in kollar� onu s�ms�k� sarm�t�. N�bet�iler Morko'yu
yakalad�lar.
Kal�n bir sesle "Thovv yapt�" dedi ona �ren: Son saniyede Morko'nun ne yapaca��n�
anlad�. Morko beni �ld�rmek zorundayd�, b�ylece D�nya yok edilecekti. ��imde bir
�ey koptu. Fakat Thovv benim yerimi ald� ve benimkinin yerine kendi v�cudunu
verdi. Yeni beyin g�c�m onun h�creleriyle, benimkilerin de�i�mesini sa�lad�.
Kora: D�nyam�z i�in kendi ya�am�n� verdi diye h��k�rd�.
- Morko'ya olanlar belki de Alfal�lar'a parlayan d�n
yalar�nda k�t�l���n h�l� olabilece�ini an�msat�r. Thovv
ve Chauna onlara �zverinin, hepimizin i�inde yanmakta
olan k���k bir alev oldu�unu d��nd�recektir.
- S O N -

KURGU B�L�M D�Z�S�


EVRENDE NE, NED�R?

1 - UZAYDA DEH�ET "TORA"


(Peter Randa)
2 - D�NYANIN SONUNA DO�RU
(H. G. Wells)
3 - UZAY �EYTANLARI
(Ronny Laws)
4 - ALFA CELL�TLARI
(Emil Petaja)

"BASKAN Kurgu - Bilim Dizisi", ilk �� kitab�nda okuyucular�ndan g�rd��� b�y�k ve


yak�n ilgi kar��s�nda, g�n�m�zde kurgu - bilim'e ve uzay'a kar�� olan b�y�k merak�
ve samim� ��renme iste�ini de g�z�n�nde tutarak, okuyucular�n�n tevecc�h�ne yeni
bir hizmetle te�ekk�r etmektedir.
Bu yeni hizmetimiz, "BASKAN - Kurgu Bilim Dizisi" kitaplar�n�n i�inde
okuyucular�m�za sunaca��m�z, kurgu -bilim ile, uzay ile, evren ile ilgili ilgin�
konular� kapsayan bilgiler olacakt�r.
Bu ilgin� bilgileri, bu kitab�m�zla okuyucular�m�za sunmaya ba�l�yoruz. Bu
bilgiler, g�n�m�z bilim adamlar�n�n uzun �al�malar sonunda ortaya ��kard�klar�
ilgin� ger�ekleri kapsamaktad�r. Bunlar� bilim d�nyas�nda isim yapm� ve bu konuda
ba�ar�l� �al�malar�yla tan�nm� ki�ilerin eserlerinden, tezlerinden, raporlar�ndan
ve s�zlerinden derlemi� bulunuyoruz. B�ylece evren hakk�nda bir tak�m bilinmedik
ger�ekler, evrenimizi daha yak�ndan tan�mak isteyen okuyucular�m�z�n bilgilerine
sunulmu� olacakt�r ki, b�yle olumlu ve bilimsel bir hizmette bulunmak bizlere ayr�
bir haz verecektir.

Uzay� ve evreni daha yak�ndan tan�mak, uzayla ve kurgu - bilimle ilgili macera
dolu �yk�leri okuyanlar�n daha fazla haz ve zevk duymalar�na da bir �l��de
yard�mc� olacakt�r d��ncesindeyiz.
"Evrende Ne, Nedir?" ba�l��� alt�nda sunaca��m�z bu k�eyi ilgin� sorular ve ilgin�
cevaplar�yla a��yoruz. Bu k�emiz di�er kitaplar�m�zda da devam edecektir.
Okuyucular�m�z�n be�enisini kazanmak, bizim i�in sevin� ve gurur kayna��
olacakt�r.
BASKAN Kurgu-bilim Dizisi

G�NE�, D�NYAMIZI ISITMAYA DAHA NE KADAR DEVAM EDECEK?


G�NE�, �imdiki gibi enerji yayd��� s�rece d�nya �zerindeki ya�am�n devam etmesi,
i�in gerekli ortam da devam edecektir. K�sacas�, d�nya �zerindeki ya�am, g�ne�
enerji yayd��� s�rece devam edip gidecektir...
G�ne�in radyasyonu, hidrojen ve helyumun birle�mesi sonucu olu�ur. B�y�k �l��de
radyasyonun olu�mas� do�al olarak b�y�k �l��de birle�meleri gerektirir. Nitekim
her saniye 630.000.000 ton hidrojen ile 625.400.000 ton helyum birle�mektedir.
Artan 4.600.000 ton ise radyasyona d�n�mektedir ki, bu enerjinin d�nyaya
ula�abilen ufak bir miktar� dahi yery�z�ndeki ya�am� s�rd�rmeye k�fi gelecektir.
Ancak her saniye b�ylesine b�y�k �l��de enerji sarf�na g�ne� daha uzun bir s�re
dayanabilecek midir? Ancak zihinlerde b�yle bir ��pheye yer verip karamsarl��a
kap�lmaya gerek yoktur. G�ne�in boyutlar�n� d��necek olursak, bu ��phenin ne denli
yersiz oldu�unu anlar�z. G�ne�in k�tlesi, 2.200.000.000.000.000.000.000.000.000
tondur ve ve bu k�tlenin y�zde 53 kadar� hidrojendir. Yani g�ne� a�a�� yukar�
1.160.000.000.000.000.000.000.000.000 ton hidrojene sahiptir �imdilik. G�ne�
k�tlesinin geri kalan k�sm� ise hemen tamamen helyumdan ibarettir. Y�zde l'i ise
helyumdan daha da karma��k bir yap�ya sahip atomlar� kapsamaktad�r. Helyum,
hidrojenden daha az yer kaplar. Ayn� ko�ullar alt�nda bir miktar helyum atomu ayn�
miktardaki hidrojenden d�rt kat fazla k�tleye sahiptir. Di�er bir deyi�le; belli
a��rl�ktaki helyum, ayn� a��rl�ktaki hidrojenden daha az yer kaplar. Bu da g�ne�
hacminin y�zde 80'inin hidrojenden ibaret oldu�unu g�sterir.
E�er g�ne�in ba�lang��ta tamamen hidrojenden olu�tu-

�unu ve saniyede 630 milyon ton oran�nda bir hidrojen -helyum de�i�imi yapt���n�
varsayarak; g�ne�in a�a�� yukar� 40 milyar y�ld�r enerji yayd���n� ve 60 milyar
y�l daha buna devam edebilece�ini kolayca hesaplayabiliriz.
Asl�nda her�ey bu kadar da basit de�il tabii...
G�ne�, "ikinci nesil"den bir y�ld�zd�r. Y�ni milyarlarca y�l �nce yan�p patlayan
y�ld�zlardan artan kozmik gaz ve tozdan olu�mu�tur. Ba�lang��ta g�ne�in hammaddesi
neredeyse �imdiki kadar helyum kap��yordu. Bundan da �u sonuca var�yoruz ki, g�ne�
olduk�a k�sa bir s�reden beri enerji yaymaktad�r. Ve ba�lang��ta hidrojen sto�u
pekaz kullan�lm�t�r. Bu hesaba g�re g�ne�imiz hi� de �yle fazla ya�l� de�ildir.
Olsun olsun 6 milyar ya��ndad�r...
G�ne�in s�rekli olarak �imdiki oranda enerji sa�mayaca�� da kesindir. Esasen
g�ne�te hidrojen ile helyum tam anlam�yla birle�ememektedir. Helyum g�ne�in
merkezinde yo�unla�m� durumdayken, birle�me y�zeyde olmaktad�r. G�ne� enerji
sa�maya devam ederken, helyum �ekirde�i de a��rla�makta bu hal de merkez �s�s�nda
art�a sebep olmaktad�r. Zamanla, bu etkiler sonucu, helyum atomlar� daha karma��k
yap�lara sahip daha a��r atomlara d�n�ecektir. Ve ondan sonra da g�ne�imiz
genle�meye ba�lay�p bir "K�rm�z� Dev" h�line gelecektir.
G�ne�in "K�rm�z� Dev" h�line d�n�mesiyle d�nyam�zda s�cakl���n ak�l almaz
boyutlara ula�aca��, okyanuslar�n, denizlerin ve b�t�n sular�n kurumas�na ve
yery�z�ndeki t�m hayat t�rlerinin ortadan kalmas�na yol a�aca�� muhakkakt�r.
G�kbilimciler, bilim adamlar� bunun da hesab�n� yapm�lar inceden inceye.
Vard�klar� sonu� ise �u: G�ne�imiz 8 milyar y�l sonra "K�rm�z� Dev" h�line
gelecektir...
Bu nedenle �imdiden endi�eye kap�l�p tela�lanmaya gerek yok. 8 milyar y�l, hi� de
k���msenecek bir s�re de�ildir. De�il torunlar�m�z�n torunlar�n�n torunlar�,
insanl�k bile o g�nleri g�rebilecek midir bilinmez...

EVREN� OLU�TURAN MADDE NASIL OLU�TU? EVREN�N DI�INDA NE VAR?...


�LK sorunun cevab�n� asl�nda kimse bilmiyor. Bilim bu konuda b�t�n sorulara cevap
bulabilmekten hen�z �ok uzak. Ancak yeterli bilgiye sahip olundu�u takdirde cevaba
var�labilecek bilimsel bir sistemden de yoksun olmad���m�z ger�ektir. Fakat yine
de �imdilik evreni olu�turan maddenin nerede ��kt��� konusunda kesin bir sonuca
varabilmemize yetecek kadar bilgiye sahip de�iliz ne ��re. Ancak bu bilgilere
sahip olamamak, bizi d��nmekten ve hatt� fikir y�r�tmekten de elbette ki
al�koyamaz. Nitekim �nl� kurgu-bilim yazar� Dr. Isaac Asimov bu konuda bak�n ne
diyor:
- "Ben bu konuda ��yle bir mant�k y�r�t�yorum: Bildi�imiz pozitif ( + ) enerji
gibi, bir de negatif (-) enerji olsa ve bu pozitif ile negatif enerjiler e�it
miktarda birle�tiklerinde H��, ya da s�f�r olsalar; aynen (+1)+ (-1) = 0 gibi.
Bunun tersi de m�mk�n olsa, y�ni H�� e�it miktarlarda pozitif ve negatif enerjiye
d�n�ebilse, o zaman pozitif enerji bildi�imiz Evreni olu�turur ve bir yerlerde de
kar��t� negatif evren olurdu. Fakat H��, neden birdenbire iki kar��t enerji
topa��na d�n�s�n ki?.. Fakat olmamas� i�in de bir sebep yok. E�er 0 = ( + 1) + (-
1) ise o zaman s�f�r olan bir�ey -j-1 ve -1 h�line d�n�ebilir. Belki de sonsuz bir
H��'lik umman�nda, e�it pozitif ve negatif enerji �iftleri durmadan olu�uyor, bir
tak�m evrimlerden ge�tikten sonra tekrar birle�erek yok oluyorlard�r. Belki de
bizler bu iki H��'lik aras�nday�zd�r ve neler olup bitti�ini merak edip
duruyoruzdur.
Tabii ki b�t�n bunlar nazariyeden ibaret. Bilim adamlar� �imdiye kadar negatif
enerji diye bir �eye rastlam� de-

�illerdir. Rastlamalar� bir yana; b�yle bir �eyin var oldu�unu varsaymalar�na
neden olabilecek herhangi bir iz bile bulabilmi� de�illerdir. Tabii bunlar
ger�ekle�inceye kadar da ileri s�rd���m fikrin bir tahminden �teye gide-miyece�i
de besbellidir.
Evrenin d��nda ne var? Bu soruya "evren olmayan" desem, bu cevab�m� anlams�z bulup
kar�� ��kabilirsiniz. Hatt� b�yle d��nmekte hakl� da olabilirsiniz. �te yandan
anlaml� cevaplar� olmayan daha pek �ok soru var bu konuda. Ve genellikle de bilim
adamlar� bu anlams�z sorular� g�z�n�nde bulundurmay� bile reddederler. Bundan
ka��n�rlar. Ama yine de ��yle bir d��nelim: Kuzey Amerika k�t'-as�n�n ortas�nda
ya�ayan zeki bir kar�nca oldu�unuzu varsayal�m. �mr�n�z boyunca metrekarelerce
arazi katettiniz. �st�ne �stl�k, diyelim ki size kilometrelerce uza�� g�sterecek
bir de d�rb�n�n�z var. Do�al olarak, �zerinde bulundu�unuz kara par�as�n�n sonsuza
dek devam etti�ini d��necektiniz. Ama acaba bu kara par�as� bir yerde bitiyor mu,
diye merak etmekten de kendinizi alamayacakt�n�z. Ve b�ylece, olduk�a rahats�z
edici bir soruyla kar��la�acakt�n�z: E�er kara bir yerde sona eriyorsa, ondan
�tede ne ba�l�yor?.. S�ras� gelmi�ken �uras�n� da hat�rlatay�m; hayattaki t�m
tecr�beniz kara ile ilgilidir, hi� Okyanus g�rmedi�iniz gibi deniz ile ilgili bir
kavram�n�z dahi yoktur ve karadan ba�ka hi�bir �eyi g�z�n�zde canland�rman�z bile
olanaks�zd�r. B�yle bir durumda, e�er kara ger�ekten bir yerde sona eriyorsa,
bitti�i yerde "kara olmayan" -nas�l bir �eyse o- bir �ey ba�l�yor diye d��nmez
miydiniz? Ve b�yle d��nmekte de hakl� olurdunuz elbette. E�er evreni, madde ve
enerjinin ve bunlar�n doldurdu�u bo�lu�un toplam� diye tan�ml�yorsak, e�er evrenin
bir sonu varsa, ard�nda "madde olmayan" ve "enerji olmayans�n i�inde bulundu�u
"bo�luk olmayan" �ey ne ise o bulunmal�d�r. Y�ni k�sacas� bu, "Evren olmayan"
olmal�d�r...

Ve e�er evren ger�ekten de pozitif ve negatif enerjilerin H��'ten ayr�lmas�yla


meydana geldiyse, o zaman evrenin sonunda da koskocaman bir H�� vard�r. Bu da
demin s�z�n� etti�imiz "Evren olmayan" demenin bir ba�ka de�i-�ik �ekli olabilir
herhalde..."

KARA BO�LUK NED�R?


BU sorunun cevab�n� verebilmek ve �nce "Kara Bo�luk" un ne oldu�unu anlayabilmek
i�in g�ne�imiz gibi bir y�ld�z� ele alal�m. G�ne�'in �ap�, 1.385.000 kilometredir
ve k�tlesi de d�nyam�z�nkinin yakla��k 330.000 kat�d�r. K�tlesi ve merkezinden
y�zeyine olan uzakl��� g�z�n�ne al�n�rsa, g�ne�imizin y�zeyindeki her�eyin
d�nyadaki yer�ekiminin yakla��k 28 kat� kuvvette bir �ekimle kar�� kar��ya
oldu�unu s�yleyebiliriz.
S�radan bir y�ld�z�n b�y�kl���n� saptayan iki ana fakt�r vard�r: Birincisi, onu
olu�turan maddelerin genle�mesini sa�layan �s�n�n y�ksekli�i, ikincisi ise yine
i�indeki maddeler aras�ndaki s�k�may� sa�layan kar��l�kl� �ekim g�c�d�r.
�mr�n�n bir devresinde i� �s� azalabilir, bu durumda �ekim g�c� bask�n ��kacakt�r.
�ekim g�c�n�n �st�nl��� h�linde ise y�ld�z�n atom yap�s� par�alanmaya
ba�layacakt�r. Atomlar�n yerine ba��bo� elektron, proton ve n�tronlardan meydana
gelen yeni bir yap� kendini g�sterecektir. Elektronlar�n itim g�c� daha fazla
s�k�maya kar�� koyana kadar da bu durum devam edecektir. Bu durumda da y�ld�z�m�z
art�k bir "Beyaz C�ce" h�lini alacakt�r. G�n�-�imiz gibi bir y�ld�z "Beyaz C�ce"
h�line gelince, �ap� 15.000 kilometre olan bir k�renin i�ine s�k�acakt�r. Ayr�ca
yer�ekimi de d�nyam�z�nkinin tam 200.000 katma ��kacakt�r...
B�z� ko�ullar y�z�nden �ekim g�c�, elektronlar�n bile kar�� koyam�yaca�� kadar
artabilir. B�ylece y�ld�z tekrar k���lmeye ba�lar. �ekim g�c�n�n artmas�ndan
kaynaklanan bas�n� ve s�k�ma sonunda elektron ve protonlar birle�erek n�tron
h�line d�n��rler. Y�ld�z, n�tronlar birbirine de�ecek h�le gelene dek k���lmeyi
s�rd�r�r. Ve n�t-

ron yap�s� daha fazla s�k�maya izin vermedi�i anda da y�ld�z bir "N�tron Y�ld�z�"
olup ��kar. B�yle bir halde y�ld�z�n t�m k�tlesi (d�nyam�z�nkinin 330.000 kat�)
�ap� 15 kilometre olan bir k�re i�ine s�k��p kalacakt�r. �ekim ise d�nyam�z�nkinin
tam 200 milyar katma e�it olacakt�r...
Belirli ko�ullar alt�nda �ekim g�c�, n�tron yap�s�n�n kar�� koyusunu bile
altedebilir. B�yle bir durum kar��s�nda, s�k�maya kar�� durabilecek hi�bir �ey
kalmaz. Y�ld�z, hacmi s�f�r olana dek k���lmeye devam eder ve bu durumda �ekim
g�c� de sonsuza ula��r.
�a��m�z�n en b�y�k teorik fizik�isi olan Albert Einste-in'in "R�lativite Teorisi
"ne g�re; herhangi bir y�ld�zdan yay�lan ��k, enerjisinin bir b�l�m�n�, o y�ld�z�n
�ekim alan�ndan ��kana kadar yitirir. �ekim alan�n�n g�c� artt�k�a, kaybolan
enerji miktar� da artar. Nitekim bu teori, g�zlemler ve laboratuar
ara�t�rmalar�yla da ispatlanm� bulunmaktad�r.
G�ne� gibi s�radan bir y�ld�z taraf�ndan yay�lan ��k, enerjisinin ufak bir k�sm�n�
yitirir. Bir "Beyaz C�ce" taraf�ndan yay�lan ��k ise daha �ok enerji kaybeder. Bir
"N�tron Y�ld�z�"n�nki ise �ok daha fazla olur.
N�tron y�ld�z� s�k�t�k�a, �ekim artar ve �yle bir zaman gelir ki, yay�lan ��k t�m
enerjisini yitirir ve y�ld�zdan uzakla�amaz. N�tron y�ld�zlar�ndan daha s�k�m�
maddeler �ylesine kuvvetli bir �ekim alan�na sahiptirler ki, kendilerine yakla�an
her�eyi i�lerine �ekerler. Bundan ka�� yoktur, imk�ns�zd�r. Tuza�a d�en bu madde,
sonsuz derinlikteki bir �ukura d�m�t�r ve bu d�� asla bitmeyecektir. I��k bile bu
tuzaktan kendini kurtaramayaca��ndan, s�k�an maddeyi g�rebilmek de m�mk�n olamaz.
Uzay�n herhangi bir yerinde, kendisine yakla�an her�eyi yutmaya haz�r durumda
bekleyen kapkara bir bo�luk veya delik...

Yaln�z bir yerinde mi?.. Bir �ok, pek �ok yerinde bu kapkara bo�luklar veya
delikler bulunabilir elbette.
�te bug�nlerde g�kbilimciler uzaydaki bu Kara Bo�luklar�n varl�klar�na;
evrenimizin deliklerine dair delil ler aramaktad�rlar...

YILDIZLARIN YAYDI�I ENERJ� NEREYE G�D�YOR?


YILDIZLAR de�i�ik bi�imlerde enerji yayabilirler:
1 - Y�ksek enerjili gama ��nlar�ndan, d��k enerjili
radyo dalgalar�na kadar elektromanyetik radyasyonun k�t
lesiz fotonlar� halinde enerji yayabilirler. (So�uk maddeler
bile foton yayarlar, madde so�ukla�t�k�a fotonlar da g��
kaybederler.) G�zle g�r�lebilen ��k da bu tip yay�lman�n
bir �rne�idir.
2 - N�trino ve gravitonlar gibi k�tlesiz par�ac�klar
halinde enerji yayabilirler.
3 - Y�ksek enerji ta��yan k�tleli ve elektrik y�kl�
tanecikler-�zellikle protonlar, �e�itli atomik �ekirdekler
ve di�er baz� tanecikler halinde enerji yayabilirler. Bu
���nc� grup kozmik ��nlar� olu�tururlar.
Yay�lan t�m bu tanecikler; foton, n�trino, graviton ve protonlar kendilerini
yutacak bir maddeye rastlayana kadar milyarlarca ��k y�l� yol katedebilir ve
milyarlarca y�l herhangi bir de�i�ime u�ramadan varl�klar�n� s�rd�rebilirler.
Fotonlar� hemen hemen her t�rl� madde yutabilir. Enerji y�kl� protonlar daha zor
durdurulabilirler. N�tri-nolar�n durdurulmas� daha da zordur. Gravitonlar hakk�nda
ise elimizde hen�z pek az bilgi bulunmaktad�r. Evren sadece y�ld�zlardan
olu�sayd�, bir y�ld�zdan yay�lan her tanecik di�er bir y�ld�za rastlay�p onun
taraf�ndan yutulun-caya kadar yoluna devan� ederdi. Bu durumda tanecikler bir
y�ld�zdan di�erine seyahat etti�inden, her y�ld�z yitirdi�i enerjiyi yeni
tanecikler yutarak toplayabilirdi. Evren de b�ylece hi�bir de�i�ikli�e u�ramazd�.
Ancak �u �� nedenden dolay� durum yukar�daki gibi geli�memektedir:
1 - Evren sadece y�ld�zlardan de�il, �nemli miktar
da so�uk maddeyi; �rne�in gezegenleri i�erir. Bu so�uk
madde bir taneci�i yuttu�unda kar��l�k olarak daha d��k
enerjili tanecikler yayar. Bu nedenle so�uk maddenin �s�
s� artarken y�ld�zlar�n enerji miktar� azalmaktad�r.
2 - Y�ld�zlardan yay�lan baz� taneciklerin (n�trino ve
gravitonlar gibi) yutulma e�ilimleri azd�r. Bu nedenle ev
renin varl��� s�resince bunlar�n sadece k���k bir y�zdesi
di�er maddelerce yutulmu�tur. Bu da y�ld�zlar�n toplam
enerjisinin giderek artan bir b�l�m�n�n uzayda serbest�e
dola�t���n� g�sterir ve y�ld�zlar�n enerji miktar�n�n azal
makta oldu�una i�aret eder.
3 - Evren geni�lemektedir. Her y�l galaksiler ara
s�ndaki uzakl�k biraz daha artmaktad�r. Yani her y�l ko
layca yutulabilen foton ve proton gibi taneciklerin bile
bir maddeye rastlayana kadar ald�klar� yol uzamaktad�r.
Bu nedenle her y�l y�ld�zlar yayd�klar� enerjiden daha az�
n� yutabilmektedirler. Bu fazladan enerji, evrenin geni�le
mesiyle ortaya ��kan bo�luklar� enerji y�kl� taneciklerle
doldurur. B�ylece evren geni�lemeye devam ettik�e so�u
may� da s�rd�recektir.
Tabii ki, e�er evren tekrar k���lmeye ba�larsa, bu durumun tam tersine, �s�nmaya
ba�layacakt�r.

UZAYDAK� KOZM�K I�INLAR �NSANLAR ���N ZARARLI MIDIR?


AVUSTURYALI fizik�i Victor F. Hess 1911 y�l�nda, d�nyan�n uzaydan gelen radyasyon
bombard�man�na maruz kald���n� ke�fetti. Kozmosta, yani evrende olu�an bu
radyasyona 1915'de Amerikal� fizik�i Robert A. Millikan taraf�ndan "Kozmik
I��nlar" ad� verildi.
Daha sonraki y�llarda "Kozmik I��nlars�n y�ksek h�za sahip ve her biri pozitif
elektrik y�k� ta��yan atomik �ekirdeklerden olu�tu�u anla��ld�. Bunlar�n y�zde
9O'� proton ve y�zde 9'u da alfa taneciklerinden olu�uyordu. Geri kalan y�zde 1
oran�ndaki k�s�m daha a��r ve karma��k �ekirdeklerden meydana geliyordu. Bunlar�n
baz�lar�, bir demir (Fe) atomunun boyutlar�na ve normal bir protonun a��rl���n�n
56 kat�na kadar bir a��rl��a sahip olabiliyorlard�.
D�nyan�n d� atmosferine �arpan h�zl� �ekirdekler "Ana Radyasyon" olarak an�l�r. Bu
�ekirdekler, hava molek�lle-riyle �arp��p, onlar� patlatarak, neredeyse "Ana
Radyasyon" kadar y�ksek enerjili tanecikler haline getirir. Bu yeni tanecikler de
"�kinci Dereceden Radyasyon"u olu�tururlar.
Radyasyonun bir k�sm� d�nyan�n y�zeyine eri�ebilir, hatta y�zlerce metre i�eri
s�zabilir. Bir b�l�m�, yolu �zerindeki insan v�cutlar�ndan da ge�erler. B�yle bir
radyasyon, bazen h�crelere zararl� olabilir. Genlerde m�tasyona (de�i�ime) yol
a�an fakt�rlerden birinin de bu oldu�u d��n�lmektedir. Bu radyasyon yeteri kadar
y�ksek olursa, v�cuda insan� �ld�recek kadar zarar verebilir. Ancak, tehlikeli
derecelerde radyasyon atmosfer sayesinde yery�z�ne kadar ula�amamaktad�r. Bu
nedenle, milyarlarca y�l-
d�r s�ren kozmik ��n bombard�man�, yery�z�ndeki ya�am� �ok fazla etkilememi�tir.
Kozmik I��nlar�n nereden kaynakland��� tart�ma konusudur. Ancak, en az�ndan bir
k�sm�n�n s�radan y�ld�zlar sayesinde olu�tu�u kabul edilmektedir. 1942"de g�ne�in
de, g�ne� patlamalar� s�ras�nda hafif kuvvette kozmik ��nlar yayd��� saptanm�t�r.
Atmosferimizin �st tabakas�, kozmik ��nlar�n tehlikeli etkisini azaltmakta bir
filtre g�revine sahiptir; s�z�l�p, "ikinci dereceden radyasyon" haline gelen
��nlar da atmosferin i� tabakalar�nda etkisini yitirir. Yani ba�lang��taki
enerjinin pek az� y�zeye ula�abilmektedir.
Oysa, uzayda, astronotlar "Ana Radyasyonsun t�m etkisiyle kar�� kar��yad�rlar.
�stelik, koruyucu olarak kullan�labilecek herhangi bir kalkan�n da pek yarar�
olmaz. Ne t�rl� olursa olsun, kalkana �arpan kozmik ��n tanecikleri, i�e do�ru
�arapnel gibi f�rlayacak, ikinci dereceden radyasyonu ba�latacaklard�r. Yanl� bir
korunma, radyasyonun etkisini artt�rmaktan �teye gidemez.
Astronotlar� bekleyen tehlike, uzayda kozmik ��nlar�n ne derece aktif oldu�una
ba�l�d�r. ABD ve Rusya taraf�ndan, kozmik ��n miktar�n� ara�t�rmak amac�yla uzaya
uydular g�nderilmi�tir. Al�nan sonu�lara g�re; normal ko�ullar alt�nda, tehlikeli
boyutlara ula�an bir radyasyon bulunmad��� anla��lm�t�r. Uzayda en b�y�k
tehlikeyi, g�ne�in hafif kuvvetteki ��nlar� olu�turmaktad�r. Yery�z� i�in bir
sorun yoktur. Zira, atmosfer, hemen b�t�n�yle, bu ��nlar� s�zmektedir. Ancak
astronotlar b�yle bir korunmadan yoksundur. G�ne�in kozmik ��nlar� hafif bile
olsa. astronotlar i�in, miktar olarak tehlike te�kil etmektedir. G�ne�ten gelen
kozmik ��nlar, �zellikle g�ne� patlamalar� s�ras�nda tehlikeli boyutlara
eri�mektedir. Bu patlamalar�n s�k s�k olmamas�, uzay �al�malar� i�in b�y�k bir
avantaj-

d�r. Ancak, patlamalar�n kesin olarak ne zaman olaca��n� bilememek de b�y�k bir
�anss�zl�kt�r. Bu y�zden, d�nyal� astronotlar ayda veya benzeri bir yerde
�al�malar yaparken, yap�labilecek tek �ey, bir, iki hafta boyunca g�ne�te b�y�k
patlamalar olmamas�n� temenni etmektir.

KUYRUKLU YILDIZLAR NEDEN KUYRUKLUDUR?


KUYRUKLU y�ld�zlar, y�zy�llarca insanlar i�in bir korku kayna�� olmu�tur. Arada
bir ortaya ��k�veren kuyruklu y�ld�zlar, di�er g�k cisimlerine benzemedikleri i�in
korkuyla kar��lanm�lard�r. Kuyruk, bir tak�m hayalg�c� kuvvetli ki�ilerce a�layan
bir kad�n�n sa��na benzetilmi�, kuyruklu y�ld�z da felaketlerle
�zde�le�tirilmi�tir.
Nihayet 18. y�zy�lda baz� kuyruklu y�ld�zlar�n g�ne�in �evresinde uzun y�r�ngeler
i�inde dola�t��� saptanm�t�r. Y�r�ngenin, d�nyadan uzak taraf�nda g�r�nmez olan
kuyruklu y�ld�zlar, ancak on, y�z, hatta binlerce y�lda bir, y�r�ngenin bize yak�n
k�sm�na geldiklerinde g�r�nmektedirler.
1950'de Hollanda'l� g�kbilimci Jan H. Oort, g�ne�ten bir, ya da daha fazla ��k
y�l� �tede �ok geni� bir gezegen-cikler bulutu oldu�u fikrini att� ortaya.
G�ne�imize en uzak gezegen olan Pl�ton'dan bin defa daha uzakta olan bu
gezegencikler, say� olarak �ok olmalar�na ra�men d�nyam�zdan g�r�lemiyorlard�. Bu
bilim adam�na g�re; bu gezegenciklerden arada s�rada bir ikisi b�y�k olas�l�kla
g�ne�in �ekim g�c�ne kap�l�p, orijinal y�r�ngesinden sapmakta ve g�ne�e do�ru
d�mektedir. Belki bunlardan biri g�ne� sisteminin i�ine girecek ve g�ne�ten ancak
birka� milyon kilometre uzakta bir y�r�ngeye oturacakt�r. �te insanlar da bu g�k
cismini "kuyruklu y�ld�z" olarak anacakt�r.
Yine 1950'lerde Amerikal� g�kbilimci Fred L. Whipple, kuyruklu y�ld�zlar�n amonyak
ve metan gibi kimyasal maddeler ile kaya par�ac�klar�ndan olu�tu�unu ileri s�r-d�.
Amerikal� bilim adam�na g�re, kuyruklu y�ld�z bulutunda amonyak ve metan donmu�
halde bulunuyordu. G�-

ne�e yakla�t�k�a, artan �s� bu maddelerin erimesine ve alttaki kaya par�alar�n�n


serbest kalmas�na neden oluyordu. G�ne�ten her y�ne do�ru atomdan-k���k-
par�ac�klar yay�lmaktad�r. Bu olay, Solar r�zg�r� olarak bilinir. Solar r�zg�r�
herhangi bir kuyruklu y�ld�z�n k���k �ekim g�c�nden �ok daha kuvveltidir. Toz
bulutu ve buhar, Solar r�zgar�n etkisiyle �izgi halinde' g�ne�ten uza�a do�ru
itilir. Kuyruklu y�ld�z g�ne�e yakla�t�k�a Solar r�zg�r� kuvvetlenir ve kuyruk
daha da uzar. Bu kuyruk daha �nce de belirtti�imiz gibi; ince bir tabaka halinde
yay�lm� toz ve buhar gibi zerreciklerden olu�mu�tur.
Do�al olarak, kuyruklu y�ld�zlar�n �mr�, g�ne� sistemine girdikten sonar pek de
uzun s�rmemektedir. G�ne�e her yak�nla�ma kuyruklu y�ld�za bir miktar madde
kayb�na malolmaktad�r. On, onbe� d�n�ten sonra, ya k���k bir kaya par�as� olarak
kalmakta, ya da par�alan�p meteor bulutu haline gelmektedir. G�ne�in �evresinde
belli bir y�r�ngede dola�an meteor gruplar� vard�r. Bunlardan birka�� atmosfere
girince y�ld�z kaymas� diye adland�rd���m�z� olay� meydana getirirler. Bunlar
��phesiz ki kuyruklu y�ld�zlardan artakalanlard�r.

"SOLAR R�ZGARI" NED�R?


�NL� �ngiliz g�kbilimci Richard C. Carrington 1950'-lerde g�ne�teki lekeleri
incelerken, be� dakikal�k bir s�re boyunca g�ne�in y�z�nde beliren bir patlamaya
tan�k olmu�tu. Carrington, bu olay� g�ne�e b�y�k bir meteorun d�mesi olarak
yorumlayabilmi�ti.
1920'lere do�ru, g�ne�le ilgili ara�t�rmalarda kullan�lan hassas �letlerin
yard�m�yla bu tip patlamalar�n g�ne� lekeleriyle ilgili "s�radan olay"lar oldu�u
anla��lm�t�. �rne�in Amerikal� �nl� g�kbilimci George E. Hale, 1889 y�l�nda
"Spectroheliograph" ad�n� verdi�i bir �let icat ederek, belli bir dalga uzunlu�una
sahip bir ��k yard�m�yla g�ne�in daha yak�ndan incelenebilmesini sa�lam�t�.
B�ylece g�ne�in atmosferinde yeralan hidrojen, kalsiyum gibi elementlerin
par�lt�s� sayesinde resimlerinin �ekilmesi m�mk�n olabilmi�ti. B�t�n bunlar g�ne�
patlamalar�n�n meteorlarla ilgili olmad���n�, bunlar�n k�zg�n hidrojenin k�sa
s�reli patlamalar�n�n sonucu meydana geldi�i sonucunu ortaya ��karm�t�.
K���k patlamalar, g�nde birka� y�z kez meydana gelebilen "s�radan olaylar" iken;
Carrington'un g�rd��� b�y�k patlamalar�n y�lda ancak birka� kez olabildi�i
anla��lm�t�.
Bazen, g�ne�in d�nyaya bakan y�zeyinde de patlamalar olmaktad�r. Bu tip
patlamalar, d�nyam�zda garip bir tak�m olaylara yol a�maktad�r. �rne�in pusulalar
bir s�re i�in �a�makta, hatt� ��lg�na d�nmektedir. Bu nedenle bu olaylara
"Manyetik f�rt�na" ad� da verilmektedir.
Yirminci y�zy�la kadar, bu ve buna benzer olaylar halk taraf�ndan farkedilmemi�tir
bile. Ancak g�n�m�zde bu tip "Manyetik f�rt�na"lar�n radyo yay�nlar�n� ve �o�u
elektronik �letleri ge�ici olarak bozduklar� art�k bilinen

bir ger�ektir. Teknoloji ilerleyip, insanl�k gittik�e daha fazla elektronik


�letlere bel ba�lad��� i�in "Manyetik f�rt�na" da giderek �nem kazanm�t�r. �rne�in
b�yle bir f�rt�na s�ras�nda radyo ve televizyon yay�nlar� felce u�ramakta,
radarlar �al�mamaktad�r.
Yap�lan dikkatli incelemeler sonunda bu patlamalar�n uzaya s�cak hidrojen gaz�
p�sk�rtt���n� de ortaya ��km�t�r. Hidrojen �ekirde�i s�dece protonlardan
olu�mu�tur. Bu y�zden g�ne�in her y�ne do�ru yay�lan ve protonlardan olu�an bir
bulutla �evrili oldu�u s�ylenebilir.
Nihayet 1958 y�l�nda Amerikal� fizik�i Eugene N. Parker, bu her y�ne do�ru
yay�lmay� s�rd�ren par�ac�klardan olu�an bulutlar� "Solar R�zg�r� (G�ne� R�zg�r�)"
olarak adland�rm�t�r.
D�nya y�n�nde yay�lan protonlar, gezegenimize vard�klar�nda, bir k�sm� atmosfere
girmeyi de ba�armaktad�r. Bunlar�n atmosferdeki hareketleri sonucu bir tak�m
elektriksel olaylar ve "Kuzey I��klar�" (b�z� gecelerde g�ky�z�nde g�r�len
yans�malar) diye bilinen garip olaylar meydana gelmektedir. Kuvvetli bir patlama,
yo�un bir proton bulutu �retmektedir. Bu yo�un bulut, d�nyam�za vard���nda
manyetik bir f�rt�na meydana getirmektedir. Ayr�ca kuyruklu y�ld�zlar�n kuyru�unu
olu�turan �eyin de bir "Solar R�zg�r�" oldu�u bug�n kesinle�mi� bir ger�ektir.
Ayn� etki, yapay uydularda da g�zlenmi�tir. "Echo I" adl� uydu Solar R�zg�r�
y�z�nden, �nceden hesaplanm� olan y�r�ngesinden sapm�t�r.
Ba�ka bir a��dan bak�ld��� takdirde, Solar R�zg�r�'n�n insanlar i�in yeni bir
enerji kayna�� olmas� ihtim�li de akla gelmektedir. �nsano�lu nas�l yery�z�ndeki
akarsular�n, r�zg�rlar�n, ak�nt�lar�n itici ve ta��y�c� �zelliklerinden
yararlan�yorsa, uzayda da "Solar R�zg�r�ndan pek�l� yararlanabilir. Bir uzay
gemisine ba�l�, hafif ve di�er gerekli �zelliklere sahip kocaman bir yelken
d��n�n... �yle bir yelken ki, "Solar R�zg�r�"n�n itmesiyle, ba�l� oldu�u

uzay gemisini hareket ettiriyor... B�yle bir yelkeni olan bir uzay gemisinin
elbette yak�t problem de olmayacakt�r. Gemiye y�n verecek bir d�men yeterli
olabilecektir. Bu d��nce her ne kadar kurgu-bilimcilerin bir sa�malamas� olarak
nitelendirilirse de, zaman�nda Jules Verne'e de insanlar�n "deli" damgas�n� vurmu�
olduklar�n� ak�ldan ��karmamak gerekir...

I�IK C�S�MLER� �TEB�L�R M�?


B�R ��k huzmesi enerjiye sahiptir. Bu huzme, bir cisme �arpt���nda bir k�sm�
yans�r, di�er k�sm� ise cisim taraf�ndan yutulur. Bu durumda,' enerjisinin bir
b�l�m� �s�ya d�n��r; yani cisim �s�n�r. Ancak, acaba, bu ��k huzmesi cisim
�zerinde itme gibi direkt bir etki yapabilir mi? �tmek i�in cisim �zerinde bir
kuvvet uygulamak gerekir. Bu kuvveti uygulayabilmek i�in ise belli bir k�tleye
sahip olunmas� laz�md�r. Halbuki, ����n s�f�r k�tleye sahip par�ac�klardan
olu�tu�u bilinmektedir. Ancak, hareketinin bir b�l�m�n� etki etti�i cisme
ge�irmesi vas�tas�yla bir itme etkisi yapabilir mi acaba?..
1873'de �nl� �sko� fizik�i James Clerk Maxwell, bu sorunu teorik olarak inceledi.
K�tlesiz dalgalardan olu�mas�na ra�men, ����n, cisimler �zerinde itme etkisi
yapabilece�ini ispatlad�. Ve etki eden kuvvetin, ����n "birim uzunlu�u"ndaki
enerji miktar�na ba�l� oldu�unu s�yledi. �pucu i�te buradayd�: Sadece I saniye
a��k tuttu�unuz bir elfeneriniz oldu�unu varsayal�m. O bir saniye i�inde yay�lan
��k, olduk�a fazla miktarda enerjiye sahiptir. Ancak, bir saniye i�inde, ilk ��kan
par�ac�klar�n 300.000 kilometre uzakla�t�klar�n� da unutmamak gerekir. Yani, di�er
bir deyi�le, o bir saniye i�inde fenerden yay�lan ��k, o uzunlukta bir huzme
halindedir. Bu y�zden, bir metre hatta bir kilometrelik bir par�an�n enerjisi
miktar olarak �ok azd�r. Normal ko�ullar alt�nda, i�te bu y�zden, ����n cisimler
�zerindeki etkisini g�zleyemiyoruz.
�ki ucunda da sabit diskler bulunan hafif bir �ubu�un, yine �ok hafif bir iplikle
tam ortas�ndan as�ld���n� d��nelim; disklerden herhangi birine uygulanan en ufak
bir kuvvet bile, �ubu�un ekseni etraf�nda d�nmesine neden olacakt�r. E�er bu
disklerden birine bir ��k huzmesi g�n-

deriline, ve e�er ����n diski itebilecek g�c� varsa; �ubuk ekseni etraf�nda
d�necektir.
Ancak, bu deneyin ba�ar�ya ula�abilmesi i�in ilk olarak t�m sistemin tamamen
kapal� bir odac�g�n i�ine kurulu olmas� gereklidir. Zira, en ufak bir r�zg�r,
hatta esinti, �ubu�un d�nmesine neden olup, deneyin hassasiyetini ze-
dfiliyecektir. Ayn� �ekilde, hava molek�llerinin odac�g�n duvarlar�na �arp�p geri
gelirken bir ak�m yaratmalar� da sak�ncal� olacakt�r; bu y�zden odac�g�n i�inde
k�smen de olsa bir vakum (bo�luk) yarat�lmal�d�r. B�t�n bu �n �artlar sa�land�ktan
sonra, ����n itme g�c�nden kaynaklanan d�nme etkileri incelenebilecektir.
1901'de Amerikal� fizik�iler, Ernest F. Nichols ve Gordon F. Hull, b�yle bir
deneyi uygulamaya giri�tiler. Bir s�re sonra, deneyin sonu�lar ile birlikte, ����n
ger�ekten de cisimler �zerinde bir kuvvet uygulad���n� bildirdiler. Bu etkiyi de
"Radyasyon Bas�nc�" olarak isimlendirdiler. G�kbilimciler, radyasyon bas�nc�
kavram�n� ortaya ��kmas�yla birlikte, kuyruklu y�ld�zlar hakk�nda bir tak�m yeni
d��nceler ileri s�rd�ler. Kuyruklu y�ld�zlar�n kuyruklar�n�n hangi y�ne do�ru
giderlerse gitsinler, hep g�ne�in aksi istikametine do�ru uzanmas�n� radyasyon
bas�nc�n�n bir etkisi olarak yorumlad�lar. Yakla��k 50 y�l bu g�r�e inan�ld�.
Ancak, bu d��nce yanl�t�. Kuyruklu y�ld�zlar�n kuyruklar�n� y�nlendiren etkinin
"Solar R�zgar" oldu�unu ve g�ne�ten kaynaklanan radyasyon bas�nc�n�n b�yle bir
etkiye yol a�abilecek kadar kuvvetli olmad��� daha sonra ispatland�.

D�RD�NC� BOYT NED�R?


D�YEL�M K�, herhangi bir �izgi �zerinde sabit bir "x" noktas�n�n yerini, sizden
sonra ba�ka birisinin de bulabilece�i �ekilde belirlemek istiyorsunuz. �izginin
herhangi bir yerini "0" noktas� olarak belirlemekle i�e ba�l�yorsunuz. Bundan
sonra, �l�erek "x" noktas�n�n, daha �nce i�aretlemi� oldu�unuz "0" noktas�ndan
diyelim ki, 2 cm. uzakta oldu�unu buluyorsunuz. Sabit noktan�z�n, "0" noktas�n�n
hangi y�n�nde oldu�una bakarak bu uzakl��a "+ 2" veya "- 2" diyorsunuz. O halde
sabit "x" noktas�n�n yeri tek bir say� ile belirlenebilir. Ancak, "0" noktas�n�n
yeri ve hangi taraf�n art�, hangi taraf�n eksi al�nd���n�n bilinmesi gereklidir.
Anla��laca�� gibi; �izgi �zerindeki herhangi bir noktan�n belirlenmesinde sadece
bir tek say� yeterlidir, bu nedenle de �izgi tek boyutludur.
Ayn� �ekilde, defter sayfas� �zerinde sabit "x" noktas�n�n yerini belirlemek i�in
de "0" noktan�z� �iziyorsunuz. Yapt���n�z �l��m sonucu "x" noktas�n�n diyelim ki 5
cm. uzakl�kla oldu�unu buluyorsunuz. Fakat hangi y�nde 5 cm. uzakl�kta? Enlemesine
ve boylamas�na iki �izgi kullanarak cevaplayabilirsiniz bu soruyu: 3 cm. kuzey, 4
cm. do�u (T�pk� Pisagor teoremindeki gibi...) E�er kuzeyi art�, g�neyi eksi ve
e�er do�uyu art�, bat�y� eksi olarak al�rsan�z, "x" noktan�z�n yerini iki say�yla
belirtebilirsiniz: + 3, + 4.
Bu nedenle herhangi bir d�zlem par�as� iki boyutludur.
Oysa bir odan�n i�inde sabit "x" noktas�, belli bir "0" noktas�n�n 5 cm.
kuzeyinde, 2 cm. do�usunda, 15 cm. yukar�s�nda olabilir. Bu sefer de "x"in yerini
saptamak i�in �� ayr� say�ya ihtiyac�m�z olur. �te oda veya uzay bu y�zden ��
boyutludur.

Farzedin ki sabit bir noktan�n yerini belirlemek i�in d�rt veya be� veya onsekiz
tane say�n�n gerekti�i bir uzay var �n�n�zde. B�yle bir uzay d�rt boyutlu, be�
boyutlu veya onsekiz boyutlu olurdu. ��inde ya�ad���m�z evrende bu tip "uzay"lar
yoktur ama matematik�iler bunlar�n varolabilece�im bir tak�m form�llerle ileri
s�rmektedirler.
Sabit noktalar i�in �� boyut yeterlidir, fakat zamanla yer de�i�tiren hareketli
noktalar i�in durum b�yle mi?
Diyelim, odan�n i�inde u�an bir sivrisine�in yerini belirlemek istiyorsak, kuzey-
g�ney, do�u-bat�, yukar�-a�a��'-dan olu�an �� boyuttan ba�ka bir de zaman�
belirten d�rd�nc� bir say� daha eklememiz gerekecektir. Zira, sivrisinek hareket
h�linde iken s�dece bir an i�in belli bir yerdedir. Sine�in bu yerde bulundu�u an�
da belirtmemiz gerekecektir bu durumda.
Bu durum, evrendeki her�ey i�in ge�erlidir. �� boyutlu uzaya d�rd�nc� boyut olan
zaman� da katmal�y�z ki, d�rt boyutlu bir evren elde edelim...

EINSTEIN'IN G�RECEL�K KURAMI (�ZAF�YET TEOR�S�) NED�R?


SIR ISAAC NEWTON'un . 1680'lerde ileri s�rd��� "Hareket �lkeleri"nde t�m
hareketlerin temel aritmetik kurallar�na uygun oldu�u a��klanm�t�. Saatte 20
kilometre h�zla giden bir tren d��n�n. Trende de, elindeki topu saatte 20
kilometre h�zla, gidi� istikametine do�ru atan bir �ocuk var. Trenin i�inde oldu�u
i�in trenle ayn� h�zda hareket eden �ocu�a g�re, topun h�z� saatte 20
kilometredir. Oysa bu olay� trenin d��ndan seyreden hareketsiz bir g�zlemci i�in
topun h�z� saatte 40 kilometredir. G�r�yorsunuz ki, topun "mutlak h�z"� diye bir
�ey yoktur. Zira h�z, g�zlemcinin h�z�na g�re de�i�mektedir. Do�ru olan, topun
belirli bir g�zlemciye g�re olan h�z�d�r.
Einstein'�n "G�recelik Kuram�"n�n en �nemli dayana�� ve ��k� noktas� da, hi�
ku�kusuz, tren-�ocuk-top �rne�indeki prensibin ��k i�in ge�ersiz olmas�d�r.
�nceleri ���a d�nyan�n kendi ekseni etraf�ndaki d�n�� esnas�nda, ileri veya geriye
do�ru y�n verilebilir, diye d��n�l�yordu. �leri do�ru daha h�zl�, geriye do�ru ise
daha yava� gidiyormu� gibi g�r�nmesi gerekiyordu (Gemilerin ak�nt� do�rultusunda
h�zl�, ak�nt�ya kar�� ise daha yava� gitmeleri gibi). Ancak yap�lan hassas
�l��mler sonunda ����n h�z�n�n d�nyan�n hareketinden hi� etkilenmedi�i
anla��lm�t�r.
Bunun �zerine �nl� bilgin Einstein ��yle d��nm�t�: - Diyelim ki, hangi �artlar
alt�nda olursa olsun bo�lukta, ����n bo�lukta yay�lma h�z� hep ayn� �l��l�yor
(yakla��k olarak saniyede 300.000 km.) O zaman, evren hakk�ndaki fiziksel kanunlar
bunu a��klamakta yetersiz kal�rlar. Bu kanunlar� nas�l ayarlamal�y�z ki, ��k
h�z�n�n sabit obuas�n� a��klayabilsinler...

Einstein, ��k h�z�n�n sabit oldu�unu a��klayabilmek i�in akla gelmeyecek kadar
garip bir �ok �eyin anla��lmas� gerekti�ini ke�fetmi� ve onlar� a��klamaya
giri�mi�ti �ncelikle.
Cisimlerin h�zland�k�a boylar�n�n k���lece�ini, ��k h�z�na vard�klar�nda ise
boylar�n�n s�f�r olaca��n�; yine h�zland�k�a k�tlenin artaca�� ve ��k h�z�nda
sonsuza eri�ece�i; h�z artt�k�a zaman�n gittik�e daha yava� ge�ip ��k h�z�na
var�nca duraca��n�; enerji ve maddenin �zde ayn� �ey olduklar�n� (E = mc2) bulmak,
Einstein i�in, herhalde bunlar� kabul ettirmekten daha kolay olmu�tu.
B�t�n bunlar� 1905'te "�zel G�recelik Kuram�" kapsam�nda a��klayan Einstein, 1915
y�l�nda daha karma��k hareketler i�in ge�erli olan ve yer�ekimi etkilerini olduk�a
de�i�ik bir bi�imde ele alan "Genel G�recelik Kuram�"n� a��klam�t�.
Yukar�da bahsi ge�en de�i�iklikler, ancak y�ksek h�zlarda farkedilebilir. Fakat
b�yle olmas�, bu de�i�ikliklerin d��k h�zlarda ger�ekle�medikleri anlam�na gelmez.
Fakat k���k h�zlarda hareket eden cisimler i�in bu de�i�iklikler o kadar ufakt�r
ki, hesaplarda g�zard� edilebilir. Zaten bunlar� ��plak g�zle izlemeye de imkan
yoktur. New-ton'un basit aritmetik kurallar� bu �artlar alt�nda uygulanabilir.
G�nl�k hayatta hep d��k h�zlarla (saatte 1000 km yapan bir u�a��n h�z�n�n bile ��k
h�z�n�n 1 milyonda 1'inden k���k oldu�unu d��n�rsek) kar��la�t���m�z i�in
Newton'un ilkeleri bize daha mant�k� g�r�lebilir. Oysa Einstein'in kurallar� bize
daha garip ve ger�ek d�� gibi g�r�nse de ger�e�i yans�tanlar�n bunlar oldu�unu
kabul etmemiz gerekir.
I�IK HIZI N���N A�ILMAZ?
B�R cisme verilen enerji onu birka� bi�imde etkileyebilir. Bir �iviye havadayken
�eki�le vurulursa, �ivi ileri f�rlar. Bu durumda �ivi kinetik enerji yani hareket
enerjisi kazanm� olur. Tahtaya �ak�l�, sabit bir �iviye �eki�le vuruldu�unda �ivi
yine enerji kazanacakt�r, ancak bu sefer enerji �s� bi�iminde olacakt�r.
Albert Einstein, g�recelik kuram�nda (izafiyet teorisi) k�tlenin de bir enerji
bi�imi olarak d��n�lebilece�ini ispatlam�t�r (Atom bombas�n�n yap�labilmesi de bu
prensibin do�ru oldu�unu g�stermi�tir). Yani bir cisme enerji verildi�inde, bu
enerji k�tledeki bir de�i�iklik �eklinde ortaya ��kabilir...
Normal ko�ullar alt�nda, k�tle bi�iminde kazan�lan enerji �ylesine k���kt�r ki,
�l��lmesi neredeyse olanaks�zd�r. K�tle de�i�imi, ancak yirminci y�zy�lda,
saniyede binlerce kilometre h�zla hareket eden atomdan-k���k-par�ac�kla-r�n
incelenmesiyle �l��lebildi.
Belli bir yerdeki g�zlemciye g�re hareketsiz olan bir cisim, saniyede 250.000
kilometre h�zla ayn� g�zlememin �n�nden ge�ecek olursa, o g�zlemciye g�re k�tlesi,
hareketsiz halindeki k�tlesinin iki kat� olacakt�r.
Hareket halindeki bir cisme verilen enerji, cisme iki �ekilde etki yapabilir:
I - Hareketin h�z�n� artt�rmak, II - Cismin k�tlesini artt�rmak.
E�er cisim d��k h�zda ilerliyorsa, verilen enerjinin hemen hemen t�m� cismi h�z
art�� �eklinde etkiler. Hareket eden cismin h�z� artt�k�a (cisme s�rekli enerji
verildi�ini d��nelim), h�z haline d�n�en enerji miktar� azal�r ve k�tle haline
d�n�en enerji artar. Cismin h�z� artmaya devam etmekle birlikte, h�zlanma oran�
d�mektedir. Bu-

nun yerine, giderek artan bir oranda k�tlesi �o�almaktad�r.


I��k h�z�na (saniyede 300.000 kilometre) iyice yakla�t�k�a, verilen enerjinin
hemen hemen hepsi cismi k�tle art�� �eklinde etkileyecektir. I��k h�z�na var�l�r
var�lmaz, verilen enerjinin t�m� k�tle �zerinde etki yapacakt�r. Bu durum herhangi
bir cismin ��k h�z�n� a�mas�n�n olanaks�zl���n� g�stermektedir. Art�k, ne kadar
enerji verilirse verilsin, bu enerji h�z� hi� etkilemeyecek, sadece k�tleyi
artt�racakt�r. Cisim de, haliyle ��k h�z�n� a�amayacakt�r.
�stelik, bu sadece teoride kalan bir olgu da de�ildir. Bilim adamlar� y�llard�r,
�ok h�zl� hareket eden atomdan k���k par�ac�klar� incelemekteler. Bu ara�t�rmalar,
��k h�z�n�n en y�ksek h�z oldu�unu kan�tlamaktad�r.

You might also like